You are on page 1of 345

3.

CiLT TERCUME ve TASHiH HEYETi

Sayfa Terciime Eden Tashih Eden


2-20 DR. HUSEYiN KAYAPINAR PROF. DR. MEHMET ERKAL
20-54 DR. HUSEYiN KAYAPINAR PROF. DR. MEHMET ERKAL
54-100 DR. HUSEYiN KAYAPINAR PROF. DR. HAMDi DONDUREN
101-114 AHMET VANLIOGLU PROF. DR. MEHMET ERKAL
114-128 RECEP OZDiREK PROF. DR. ORHAN <;:EKER
128-134 AHMET VANLIOGLU PROF. DR. HAMDi DONDUREN
134-146 OSMAN GUMAN PROF. DR. HAMDi DONDUREN
146-167 OSMAN GUMAN PROF. DR. FAHRETTiN ATAR
167-219 iHSAN KAHVECi PROF. DR. ORHAN <;:EKER

Not:
Eserin tamam1 Prof. Dr. Mustafa Cevat A~it tarafindan kontrol edilmi~ ve
dipnotlarla zenginle~tirilmi~tir.

Giimii§ev Yaymlan No: I


ISBN: 978-605-5779-00-9

"Mebsut kitab1mn bu!Un yaym haklan Gaye Vakfma ait olup. 3000 adeti kapsayan birinci
bask1smm yaym hakk1 Gumu~ev yaymcihga devr edilmi~tir."
Gaye Vakf1'mn yaz1h izni olmadan ~ogalttlamaz.

Bask1-Cilt
Ege Bas1m
Esatpa~a Mah. Z!yapa~a Cad. No:8 Giiztepe I istanbul
www.egebasim.com.tr I ege@egebasim.net -Tel: + 90 216 472 84 0 I - Fax: + 90 216 472 84 OS

iSTEME ADRESi
GUMU~EV YAYINCILIK
Merdivenkiiy Mah. Ozlem Sk. Kansu Apt. No: 8/A Kad1kiiy/istanbul
Telefon: +90 216 467 03 85 ~ Fax: +90 216 467 23 27
www.mebsut.com
i<;iNDEKiLER

ARAZiNiN O!?RO ................................................................................................1


O~ru verilecek urunler ................................ .. .... .. .. . . ............ 1
o~ur kapsam1na girmeyen urunler .. .. ................................ 2
O~urde nisap ...................... .. ... 3
o~urde birbirine eklenecek urunler .... .. ...... 3
Ortak arazinin o~ru. .4
O~run miktan ...... .. ..4
Borcun o~re etkisi ............... .. .. .. 5
K1s1tlilann o~ur yukumlulugu .. ... 5
Vak1f arazilerinin o~ru ................ . ... 5
Kiralanan arazinin b~ru .... .. .. .. .. . .. ............ . .. .. ........ .. .. . .. ... .. ... ... 5
Muslumanin, harac; arazisini satin almas1 ........... 6
Zimm1nin o~ur arazisini satin almas1 ............ 6
Beni Taglib'in o~ur arazisini satin almas1 ............ .. .. ...................... 8
O~ur ve harac; arazileri. .. .............. . . ........ 8
Harac; arazileri .... . . ....... 9
O~ru devlet al1r .. . .9
O~ur ve zekatin verilecegi yerler .... 9
Fakirle miskin arasindaki fark .. 10
Zekat toplama memurlan .... .. . ...... 11
Muellefe-i kulOb.. ................ . . 12
Koleler. .. ... 12
Borc;lular ... .. ... 13
Allah yolunda cihat edenler ... .. .. ...... 13
n _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Yolcular ...... ........... ........ .. ...... ........ . .... 14
Ekilmemi~ ekinin, <;1kmam1~ meyvenin O?rO ...... 15
Zekat verilmesi caiz olmayan ki?iler .................... ..... ....... .. .. ... ... ··· ········ ···. 15
E~lerin birbirine zekat vermeleri?.. ... .... .. ... .. ... ... ....... ....... . . .. .. ..... ..... ...... 16
Zengine veya kuc;uk c;ocuguna zakat verilmesi...... ..... ....... ... ......... 17
Zenginin fakir kans1na zekat verilir mi? ... ...... . . ... 17
Ha~imogullanna zekat verilmesi .. ....... . ········ 17
Yanll~l1kla zengine zekat vermek ............... . .... 18
Yanli?l1kla kendi ogluna zekat vermek ... .. .... 18
Yanll~l1kla zekat1n caiz olmayan birine verilmesi ...... . ......... 19
Bir kimseye nisap miktar1 zekat vermek . 19
Dilenmenin haramllg1......................... . ... .... 20
Gucu yerinde olana zekat verilmesi ...... . . ..... 21
Alacag1n zekat olarak verilmesi ~ekli .............. .... . .21
Ba~kas1nin onayin1 almadan zekat1n1 verme ...... .. ·· ··············· .21
Ba~kas1 ad1na zekat verme ............. . . ... 22
Zekat mal1nin degerinin du~mesi ..... 22
Balin o~ru ... ........................... . ......... 23
Dagdan toplanan ceviz ve badem in O?rO .. 24
Olu araziyi i~lemek ic;in devletten izin alma .. . .. ....... ......... 25

BE~TE BIR'IN VERILECEGi YERLER .................................................................. 26


Definenin be?te birini bulanin dag1tmas1 ....... 26
Be~te biri bulanin akrabalanna vermesi ....... 26
Harac1n harcanacag1 yerler ........ . .. 26
Ganimette Peygamber (s.a.v)'in pay1 .. ..... ............ . ...... 27
Devlet memurlannin maa?1 ..... ... . ..... ........... .... .. 27
Sokak c;ocuklannin ve fakir kimselerin cenaze masraflan ..... ....... ... ... ..... 27
Fonlar aras1 aktarma ... ... .. ......... .. ..... ... .... ...................... 28
Zekatin ba?ka yere nakl i ........ ... ... ....... ..... ..... .. ..... ....... ...... ....... ....... ... ... 28
Devi et ba~kan1n1n maa~1 .......... ... ..... 28
Zimm1ye devlet yard1m1 ........... . ············ ······ ..... 29
Ordu komutan1n1n ganimet pay1 ·················· ···· ..... 29

ZEKAT KONUSUNDA SEYREK KAR~ILA~ILAN BAZI MESELELER .................. 30


Nisaba ula?mayan alt1nin gumu~le tamamlanmas1 ..... 30
Hizmet cariyesine zekat verilmesi ... . ...... 38
Ayni cinsten mallar birbirine eklenmesi ....... . ........ 39
Cariyenin c;ocuguna zekat verilmesi . 39
Bir mall yll dolmadan once satma. . ......... ...... 39
Ticaret mal1n1 ucuza satma ......... ........... .. ..... ..... . . .... ..... ... ... 40
Bore; odenecek parayla zekat verilmesi ................. . .42
Zekat konusunda goz onune al1nan husus ........... . ··· ········· ··· ............... ... .......... . 43
Yll dolduktan sonra bag1~lanan paran1n zekat1 . ······· ·· ····· ················· ····· ··· ... 43
Zekat1n vaktinden once verilmesi ....... . 46
Zekat niyeti olmadan veri len sada kanin zekat sayllma s1 .... 50
i~indeldler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ llI

Zekat1 vekilin vermesi................ ....... ............ ... ......................................... 50


Alacagin zekat say1lmas1 .. . .. . . .. . ... . .. ... . .. . .. . .. . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . . . ... . . .. . ... . .. . 51
Z1mmlye zekat verilmesi .. . . .. . . .. . . .. . . .. . .. . .. . .. . .. . .. .. ... . .. . ... .. . ... .............. . .. . ... . . .. . . .. . .. . 52
Ogula, babaya, e~e, bilmeden zekat verme ......... ............ ......................................... 52
Harblye zekat verilmesi ............................................................................................. 53
Darulharpte kazanilan maim zekat1 .................... ............ .......................................... 53
Evdeki alt1n ve gumu~ kaplara zekat. .............................. .............................. ............ 54
Alt1n ve gumu~On zekatinda esas al1nacak husus .......................... .. ....... .. .................. 54
Ortakl1kta zekat1n verilmesi ....................................................................................... 57

ARAZI, KOYUN VE DEVELERIN ZEKATI ..........................................................64


O~urde sahibin zenginligi aranmaz .......................................................................... 66
Ekini ile sat1lan arazinin b~runu sat1c1 verir ............................... ................................ 68
Gbk ekine de b~Or gerekir ..................................... ..... ............................................ 68
Gasp arazisinin durumu ............................ ............ ............ ........................................ 69
Kiraya verilen b~Or arazisinin durumu ................................ ....... ................................. 70
Hara<; alinmadan once yukumlunun olmesi ............................................................... 70
Zekat, f1t1r sadakas1 ve hara<; bnceden verilmesi, O~urun arazi ekilmeden verilmesi ..... 71
Ye~il ekin bi<;ilirse b~run verilmesi .............................................................................. 71

ORU<;: ........................................................................... 77
Orucun terim anlam1 ................................. ................. .... ........ ......................... ........ 77
Orucun farz olmas1n1n dayanag1 .................................. ............................................ 77
Orucun ilk vakti ........................................................................................................ 78
"Ramazan gel di" ya da "gitti" diye sbylemenin durumu ........................................... 79
"Ramazan" kelimesinin anlam1 ................................................................................. 79
$afak sbktOgunu bilmeden yemek i<;mek .................................................................. 80
Gone~ batt1 sanarak yiyip i<;menin hukmu ................................................................. 81
Ramazanda cunup olarak sabahlayan1n durumu ..... .. ........................ ................ ........ 82
Oru<;lu iken ihtilam olan1n durumu ............................... ............................................. 83
Oru<;lu iken kusanin durumu .................................................................................... 83
Oru<;lu iken kan ald1rman1n durumu .......................................................................... 84
Adetli kad1n1n Ramazan'da temizlenmesi durumu ............................. ........................ 85
Sahur vaktinin ge<;tigini bilmeksizin yiyenin durumu .................................................. 85
Adet gunlerindeki orucun kaza edilmesi .................................................................... 86
Oru<;lunun e~ini bpmesi durumu .......................................... ............ .. ...................... 86
Ramazan orucu tutacak tutsag1n durumu ................................................................. 88
Ramazan'da nafile oru<; tutan kimsenin durumu ....................................................... 88
Ramazan orucunda her bir gun i<;in ayn niyet ................. .................... .. ..................... 90
Ramazanda mutlak niyet ......................................... .......... ....... ...... .. ....... .. .............. 90
$ek gunu orucunda niyet... ............................................................... ........................ 90
Yolcu neye niyet ederse, o orucu tutmu~ olur ........................................................... 91
Hastan1n Ramazan'da ba~ka oruca niyet etmesi ................... .................................... 92
Oruca niyetin zaman1. ............................................... .......... .............. ................ ........ 92
Oruca, zevalden sonra niyet edilmesi ................ ....................................................... 93
IV_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Yolcunun zevalden once oruca niyet etmesi ... ... ... .. ... . ..... 94
$ek (?l.iphe) gunu orucunun durumu ..... ............. .. .. .. .... 94
Ramazan hilalini gbrmede kabul ko?ullan................ .. .. .. .. ... ... .... ............... 96
Hilali gbren ki?i, tan1klig1nin kabul edilmemesi ... ...... 96
Orw;lu iken e?ini bpenden meni gelmesi .. ..... 97
Unutarak ye me ic.;me ve cinsel ili?ki .... .. .. .. ... .. .... .. ...... .. .... ..... .... .. .. ....... ...... 98
Unutarak cinsel ili?kiye girme ..... .. ..... ... ..... ..... .. .. .......... .. .. .............. .. .. 99
Oruc.;lunun surme c.;ekmesi ....... ........ ... .. ............. .... ..... ....... ... .. .... 101
Surme c.;ekmek .. .. .. 101
B1y1g1 yaglamak ...... .... .... .. .... ....... 101
Agza ve burna ila<; koymak . ... .... .. 101
D1?k1 deligine ilac.; koymak .......... .... 101
Kulaga ila<; koymak ... ............... .......... ... ... ... ....... .... ....... 102
ldrar yoluna ilac koyma ... .. ......... ......... .. ... . ....... 102
Kann ve ba?taki bir yaraya ila<; koyma .................. . .... ...... .... .............. 102
Oruca ba?lad1ktan sonra yolculuga c.;1kma ................. .. .. .. ............ .. ..... .. ........... ......... 103
Nafile orucu bozma ......... .... . ......... ........ ... ...... .... .. ... ......... 103
Yap1lan ibadeti iptal etmekten kac.;1nmak. .. ...... ... .. ................ ... . 105
Ziyafet, nafile orucu bozmak i<;in mazerettir. ..... ..... ..... ...... 105
Na file orucun bozulmas1 .. ... .. ... .. ....... .... .... .. ....... . ..... ... ... .. .. ... .. 106
Ramazanda gunu bayg1n ge<;irmek . .......... ..... . .. .. 106
Bakmakla meni gelmesin in oruca etkisi. . ........... .. . .... 107
Ramazan orucun cinsel ili?kide bulunarak bozulmas1 ..... 107
Kefaret orucunun tutu Ima ~ekli .. ... ................... . .... . 109
Kefaret orucu. ... ... ... .. ... ................... . . ..... .. ..... ......... 110
Cinsel ili~kiye zorlanan kad1n1n orucu kaza etmesi 110
Ramazan orucunu bilerek bozma ................ . .111
Toprak ve ta~ cinsi bir ~ey yemek .. ... .............. . . ...... 113
Birden c.;ok oru<; ic.;in kefaret .............. ..... .. . ...... . 113
Pe?pe~e tutulacak oruc.;lar .... ..... 115
Ramazan orucunun kazas1 ... .... ... . 115
Yemin kefareti ic.;in tutulan oru<; ... 115
Kefareti du~uren duru mlar. . .. ....... ...... ...... .. .... ....... 116
Oruc.;lunun yolculuga c.;1kmas1 ... .... . 116
Kaza orucu bozmak ...... 117
Yolcunun Ramazan orucunu bozmas1 ............. ..... ... ... .... ............ ....... 117
Ramazan'da ancak Ramazan orucu tutulur .......... .......... ............... 117
Ramazan'1n kazas1 ic.;in vakit belirlenmemi~tir. ......... .... .. ... .. .... .... . ............. 118
Fidyenin oruc.; ic.;in gec.;erli say1lma ko~ulu ... ... ... .. ...... .. ...... ........ 118
Sahur yapman1n hukmu ... .. .. ............ ..... ....................... .. 118
Ramazan hilal ini gbrmeden Ramazan orucuna niyet etmek ............ ..... .... ...... . 120
Bayrama karar verilmesi .... .. .. .. ........... .. ... 121
Ramazan orucu tutarken cinsel ili?kiye girme .... ... ... .... ... .. ... ... 121
Ramazan orucu tutarken hayvan veya blu ile cinsel il i~kiye girmek ... ...... .... ... ......... 122
Ramazan'da unutarak yiyip i<;en oruc.;lu, oru<; bozu ldu diye bi le bile yemeye devam
etmesi. ....... ........ ... .... ........... .. .... .. ....... ..... ... .............. ... 122
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _V

Ramazan'da kan ald1ran oruc; bozuldu diye yiyip ic;mesi. .................... .............. 123
B1y1g1n1 yaglayan veya dedikodu yapan oruc;lu, oruc; bozuldu diye yiyip ic;mesi ......... 123
Ramazan'da Musluman olan kimse, kalan gunleri ic;in oruc; tutmas1 ........................ 123
Hay1zl1 kad1n namaz k1lamaz, oruc; tutamaz...... .................. ....... ........ 124
Hay1zl1 kad1n adet gunlerinindeki orucunu kaza etmesi ........ ........ 124
Ozur kani gelen kad1n1n durumu.... ............ 124
Oruc; tutmanin haram oldugu zamanlar. .. 125
Kefaret orucuna ara vermek . ..... ..... .. ............. ................ 126
Kefaret orucu tutan kad1n1n adet gormesi ............. ............... ........ 126
Ramazan'da farkl1 bir amac;la oruca niyetlenme...... .. ... .................... ................ 127
Ramazan orucu kazas1nin pe~i s1ra tutulmas1 ........ ..... .. .................... 127
Oruca ba~layan kadin1n adet gormesi...... .................................................... 129
Z1har kefareti orucu tutan, gunduz cinsel ili~kide bulunsa yeniden tutar m1? ............ 130
Nafile oruca, ogleden once niyet etmek.... .. ... . ......... .... . ................ 131
Kaza orucunda niyetin zaman1. ......... 132
Ramazan'da niyet etmeden ac; kalmak ............ ..... .. ........................................ 133
Oruca ba~lam1~ kimsenin, orucu iptale niyet etmesi .. ................ ....... ......... ....... .. . 133
Ramazan'da ku~luktan sonra niyet edenin orucunu bozmas1 ............ . ............. 134
Ramazan'da gunu bayg1n gec;irenin durumu ......... 135
Ramazanda ak1I hastas1 olanin durumu .......... ............. ....................... ....... 136
Ramazan'da iyile~en ak1I hastas1n1n durumu .................................. 136
Ramazan'da hastal1g1 nedeniyle oruc; tutamayan, iyile~meden olmesi .......... ............ 138
Namaz ve oruc;ta vekalet ... .... .... ... ... . .... ... ........ .. .. ... ... ... ..... .... ....... .. ......... 138
Yolcu Ramazan'da oruc;lu iken memleketine dondugunde
orucunu bozsa kaza gerekir ... .......... ........... .. .. ... ... .. ....... . ............ 141
Yolcunun oruc; tutmas1. ............... ....... ......... 141
Ramazan'da yolculuga c;1kma ... 142
Zi'l-hicce'nin ilk dokuz gunude kaza orucu tutma .......... .... ... 144
Bir kimsenin Ramazan'da ergenlige ermesi .......... ......... 144
Bir ~eyi sadece tatmanin oruca etkisi ................. ................ .......................... 145
Bogaza sinek kac;mas1... .. ... . .............. .. .................... ..... 145
Bogaza kar ve yagmur kac;mas1. .. .... ... .. .... ..... .. .......................... .......... 145
Di~ler aras1nda olanin bogaza kac;mas1 ..... .. ..... ... ..... .... .. .. .. .. . .. . .. .... .. 146
Adanan orucu pe~i s1ra turmanin gerekliligi.. .............. .... 146
Adak, kendi cinsinden vacip bulunan bir ibadetle olur ........ 146
Kay1tl1 adak kayda gore yerine getirilir ...... ...... 147
"Adag1m olsun" sozuyle yemin kast etme durumu 147
Adak orucu, yasak gunlerde tutulur mu? ........ ... .. .. . 148
Her Per~embe oruc; tutmay1 adamak ... .... ..... ...... ... ....... ................ .......... 150
Adakla ilgili c;e~itli meseleler...... ............... ..... ..... ..... . 151
Oruc;lun1n bogaz1na toz veya du man kac;mas1 .. ... . . 1 53
Oruc;lunun vucuduna m1zrak batmas1. ......... ....... ... 153
Oruc;lunun ip yutmas1 ................... ..... ....... ... . 153
Zar altinda yeme ic;me...... .. . ............ 153
Uyumakta olan1n bogazina su dokulmesi ... ......... .. .... ...... 153
Oruc;lunun misvak kullanmas1 veya di~ f1rc;alamas1 ............... ..... ... ...... 153
VI. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'l-Mebsiit
Hamile ve emzikli kad1nlar oruc; tutmas1 . ..... 155
Oruca dayanamayacak ya~li ki~i fidye vermesi ... 156
Oruc;lunun c;amur, kirec;, c;ak1I yutmas1. ...... . 156
Oruc;lu iken sak1z c;ignemenin durumu ......... ..... ....... .. .. 157

FITIR SADAKASI (FITRE) ............................................................................... 159


Fitrenin vacip olmas1nin delilleri ............... . . ...... 159
Fitrenin vacip olma nedeni .................. ... 160
Fitrenin vacip olma vakti .... .... .. ... ......... . .... 161
Ramazan bayraminda mOstehap olan ~eyler. ........ 161
Zengin MOslOman kendisi ic;in fitre verir ...... 161
F1t1r sadakas1nin hOkmO ...................... . . ... 161
Kimler ic;in fitre verilir .......... . 162
Zengin kOc;Ok c;ocugun fitre vermesi. ...... 165
Zengin ak1I hastas1n1n fit re vermesi .... . ... 166
Yeti?kin c;ocugun kendi fitresini vermesi .. . ..... ............ 166
Dedenin, torunlanrnn fitresini vermesi .. . . ... 166
Kocanin kans1n1n fitresini vermesi ................. . .. 167
Ki?inin, ebeveyni ic;in fitre vermesi .... 167
Fitre kime verilir? ............. .... ....... .. ..... . . 168
Birden c;ok fitrenin tek fakire verilmesi ........ .. ..... . ..... 170
Fitre deg er olarak verilmesi.. .. ............. .. . .... 170
Bayram gecesi ?afak sbkmeden blenler ic;in fitre verilmesi .. . . ...... 171
Muhayyerlik ?art1yla sat1~ta mOlkiyet, akitle al1c1ya gec;mesi ... 172
Verilmeyen fitrenin, bayramdan sonra verilmesi ................. ........ . ... 174
Fitrenin once verilmesi. .. ..... ...... .... ............. . . ....... 174
Zimmiye fitre verilmesi ··············· ·· ······· 175
Fitre vermek ic;in MOslOmanlan tercih etme ............ . ······ ·· ·· ··· .......... 176
Sadece bir evi olan kimsenin fitre vermesi ............... ...... 176
Fitrenin miktan ... 178

ITiKAF ............................................................................................................ 183


ltikaf1n anlam1 .......................... .. .. .... .......... ..... .. .... .. . ..... 183
ltikaf1n caiz oldugu mescitler ···························· 183
ltikafin hOkmO ................... . . ......... ....... ... ............... ....... ....... ........... ..... ........ 184
ltikaf esnas1nda oruc;lu olmak .............. .. .......... . 185
ltikafta olan ki?inin mescidden c;1kabilecegi durumlar .. 186
ltitkafa giren Cuma namaz1 ic;in mescidden ne zaman c;1kar? 188
ltikafta olan ki?inin hasta ziyareti ve cenaze ugurlamas1 . 188
ltikafta ye me ic;me ............................................... . ··· ······· ··· · ..... 189
ltikafta olarnn oruc; tutamamas1 ............... . . ..... 189
ltikaf1 bozan d1?an c;1kma .................... . .. ······ ···· ···· ··· ... ...... ....... 189
Kad1rnn itikafa girecegi yer ..................... ...... ....... . . ........................ 189
Bir ay sOreyle adanan itikafin yap1li? ?ekli ............. ....... .... 190
Bir ay itikaf adayan kad1rnn durumu ...... . . .. ........... ..... ..... 192
ltikafta mescidin y1k1lmas1 ............... ..... ..... .. ··· ········· ········· ······· ····· ······ 192
i~indekiler._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Vll

ltikaftaki kimsenin mescitten zorla c;1kanlmas1 ................ ......... ......... ... . ..... 193
ltikaf gununun hesab1.. .. . . .. . . .. . .. . . .. . .. . . .. . .. .. . .. . . .......................... ............... 193
Bir ay itikafa girmeyi adayan1n itikafa ba~lama zamani................ ......... .. 194
ltikaftaki kimsenin cinsel ili~kiye girmesi ..... .......................... ..................... . .. 194
ltikafa girmeyi aday1p adag1n1 yerine getirmeden blen kimsenin durumu. ....... 195
Hasta iken itikaf aday1p sonra blen kimsenin durumu ................................ ....... ..... 195
ltikaftaki kimsenin hac ic;in ihrama girmesi . ........................ ..................... ..... 197
Dinden c;1kmanin, bnceki amellere etkisi .. . .. . .. . .. .. . . ........ 197
Kocanin kans1n1n itikafina en gel olmas1 . . . .. .. . . . .. .. . 197
Unutarak cinsel ili~kide bulunman1n itikafa etkisi . 198
ltikaf1 bozmayan ~eyler ...... ................. ... .. . ..... .... .. 198
Bayram gunu itikafa girmeyi adamak ...... ........... ............ ... . ...... 199
Kadir gecesi hangi gecedir. .......... . ... 200

ORU<; KONUSUNDA AZ KAR~ILA~ILAN SORUNLAR .................................. 202


Adag1 yerine getirmek .... .................................... . . ...... 202
Adagin ancak ibadet olan ~eylerde olmas1. ................. . .202
Hasta ziyaretini adamak........... ................ . ........ 202
Sadaka vermeyi adamak ........................ ... ......... .. .. 203
Adakta yer, zaman gibi s1n1rlamalara gitme.... .. . .. . . .... 203
Adakla, vasiyetin fark1 ............................. ................. . ............. 204
Adag1n ~arta baglanmas1 ........ . ... 205
Bedeni ibadetlerle yap1lan adak...... ..... ....... 205
Adag1n yerinin belirlenmesi... ...... .......... . ..... 208
Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevl, Mescid-i Aksa da namaz kilmay1 adamak. . ..... 208
Pe~i pe~ine bir ay oruc; tutmay1 adamak ........................ . ............................. 211
Adakta yemine niyet etmek.. .. . . .. . .. . . . . .. . .. .. . . .. . .. . .. . .. .. . .. . .. .. . .. . .. . . .. . . .. . . .. ....... 211
Zamani belirlenen ve belirlenme yen adak oruc;lannda niyet .... ....... .............. 212
Niyet, oruc; vaktinin c;ogunda bulunmas1nin gerekliligi .......................... ..... .............. 213
Muayyen adak oruc; gunlerine, z1har kefareti orucunun rastlamas1... ... . .. . . . .... 214
Muayyen adak orucunun Ramazan ay1na denk gelmesi ......................................... 215
Ak1I hastas1 veya uykuda olan oruc;lu kadinla cinsel ili~ki . . .. . .. . .. ................. 21 5
Akil hastas1n1n veya uyuyanin yanl1~l1kla adam bldurmesi ........................... ........... 215
Bozmazsa hastalig1 artacak olan, orucunu bozabilir ................................................. 216
Yanli~l1kla imsaktan sonra veya iftardan once yiyene kefaret gerekmez.
kaza gerekir..... . ................................................... . ........ 216
Gunun bir bblumunde yolcu veya hasta olan orucunu bozsa kaza gerekir ................ 217
Orucu bozup kaza ve kefaret gerektiren ~eyler. Kefareti degil
sadece kazay1 gerektiren ~eyler. Hilalin gbrulmesinde caiz olan
ve olmayan tan1kl1k.. ............... ........................ ................ . ........ 217
Oruc;lunun ceviz veya badem yutmas1 ....... ....... .. .......... ...................... ... ...... 217
Oruc;lunun hamuryemesi ......................... ............ ..... .......................... ................... 218
Oruc;lunun bugday yemesi ...................................................................................... 218
Otuz gun Ramazan1 tutmayan otuz gun kaza eder ................................. ................. 219
Kapal1 havada Ramazan hilalini gbrmede tan1klik blc;usu ......... ................................. 219
Ramazan bayram1na tan1klikta blc;u ......................................................................... 219
vm _______________________ Kitabu'l-Mebsiit
Hava ai;1kken hilalin g6r01mesinde tan1kl1k oli;OsO. ··· ······· ······· ··· ..... .................. 220
Orui;lu iken unutarak e~iyle ili~ki .. .. ......... 221
Ozerindeki bir elbiseyi bir daha giymemeye yemin etmek ...................................... 221
Orui;lunun di~leri aras1nda kalan bir ~eyi yutmas1. ................ 223
Yolcunun Ramazan ay1nda ba~ka bir vacip oruca niyet etmesi .......... . .. 224
Hastan1n Ramazan'da ba~ka bir vacip oruca niyet etmesi .............. .. .. .......... 224
Yolcunun Ramazan ay1nda nafile oruca niyet etmesi ... 224
Bir ay1n belirli gOnlerinde orui; tutmay1 adamak ............... .. .... .. .. .. ... ......... 225

HAYIZ (ADET GORME) ............................................. 231


Hayz1n tan1m1 ............ .. . . ................. .................... 231
lstihaza (ozOr) kan1 ............ . .. .... .. .... .... .. .. ..... 231
lstihaza kaninin i;e~itleri ..... 231
Adet kan1nin en az sOresi ...................... .. ............ . . ........................... 232
Adet sOresinin Ost s1n1n .............................. .. .... .. .... .. .. .. ... .. .. .. .... .. .... . ... 233
Kad1n1n temizlik sOresinin en az s1nin ............. 233
Temizlik sOresinin Ost s1n1n ... 234
Lohusalik sOresi ................ . ............... 234
K1z i;ocugunun ergenlik ya~1 .......... 235
Adet gOnlerinde g6r01en kan1n renkleri ...... 236
Adet kan1 ye~il olabilir mi? ............ . . .. ................ ....................... 237
Hayz1n hOkmO ne zaman kesinle~ir?....... .. .............. . .. 237
Erkegin cinsel organ1na t1kad1g1 pamugun 1slanmas1 ............. . .238
Ak~am yatmadan hay1z olan kad1n1n sabah temiz olmas1 ........ .. . .................. 238
Hayza ili~kin hOkOmler .... .... ...... ..... .. .. .. .. ... .... .. ..... ..... .. .. .... 238
Hay1zl1 kad1n1n namaz k1lmas1 ve orui; tutmas1 ve bunlarin kazalari ............ .. .. .. ....... 239
Hay1zl1 kad1nla cinsel ili~ki ............................. ................... .. ........ 239
Hay1zl1 kad1n1n Ka'be'yi tavaf etmesi ...... .. ........ .. ........... .. ....... 241
Hay1zl1 kad1nin camiye girmesi...... . 241
Hay1z bitince gusletmek gerekir .................. .. . 241
Hay1zla istibra......... ...... ...... ...... . .. .. .. .. .. .. . .. .... .... .... .. .. .. . 241
lddetin bitmesi ................. . . ...................................... 241
Ergenlik donemi geldigi halde adet g6rmeyen k1za (mOrahika) ait hOkOmler ............ 242
lki kan arasina giren temizligin hOkmO.. .. .................. 244
Va kit, saat ve gOndOzOn dilimleri ... .. .. .. .................. .. ..................................... 249

YENi ADET GORMEYE BA~LAYAN KIZIN ADETiNi BELiRLEME .................. 152


Bir k1z1n bOlugu ya ya~la ya da ad et gbrmekle olur ...... . ...... 252
Hii; adet olmadan hamile kal1p i;ocuk doguran kadin1n lohusal1g1 .......... .. .. ....... 259

HAYIZ KANININ DEVAM ETME5i ................................................................. 261


Adetin kesintisiz olmas1 ... ..... ..... ..... .................................. ......... 261
Adetin kesintili olmas1 durumlari ... ························ ....... ....... 261
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ IX

ADETIN YER DEGi!?TiRMESI ....................................................... .................. 272


Adetin degi~tiginin anla~llmas1 ....... ....... . .. ....... ..... ..... . .. 272
Muhammed (rh.a )'e gore ibdal ..................... ..... ..... ..... ..... ..... ............. 273

HAYIZ G0NLERiNDE ARTMA VE EKSiLME .................................................. 276


lstihaza kan1 ......... . ....... ················· · ............... ..... ..... ... ····· ··· ······ ...... ........... 276

HAYZIN ONE GE<;MESI VEYA SONRAYA KALMASI ................................... 279

ADETIN DEGi!?MESi iLE ILGILI MESELELERiN DAYANDIGI KURALLAR ...... 285

HAYZIN ADETTEN TEK VEYA <;IFT GUN ONCE


YA DA SONRA GELMESI ......................................................................... 288
Adetin tek veya <;ift gunler olarak once olmas1 ya da gecikmesi ·· ····················· 288

UNUTULAN ADET GUNLERININ TARIH HESABIYLA BELIRLENMESI.. ........ 294

!?A!?IRTMA (IDLAL) ve ADET GUNLERINiN UNUTULMASI .......................... 296


Kad1nin adet gun lerini unutmas1.................... ... ... .......... .... .. ....... .. 296
Ozurlu kad1n1n her namaz i<;in gusletmesi .................. . ......... 297
Ozurlu kad1n1n farz namazlardaki kiraat1 .... ...... ....... . .... .. .... ........... 298
Ozurlu kad1n1n secde ayetini duyunca secde etmesi ..... ....... ........... 298
lsitihazal1 kad1nin Hacda tavaf yapmas1 ....................... .............. ..... ................ 298
Ozurlu olup adet gunlerini unutan kad11nin yemin kefareti orucu ........... .. ...... ......... 302
Mustehaza olup adet gunlerini unutan kad1n1n kaza orucu tutmas1 ......................... 303
Mustehaza olup adet gunlerini hat1rlamayan kad1n1n kaza namaz1 .......................... 303
Mustehaza kad1nin iddeti ..... ................................................................ 304
Ozurlu kans1n1 bo~ayan birisinin, kans1na donmesi ....... .......... . ····· ··· ··········· 304

ADET GUNLERiNiN BA!?KA GUNLER i<;iNDE !?A!?IRILMASI ... ..................... 305


Ozurlu kad1n1n ge<;mi~ namazlan kaza etmesi .... ...... ... ..... ............... . ......... 309
Belirli adeti olan kad1n1n adetten kesilmesi sonra tekrar kan gelmesi. ... .. 310

KANIN ZAMANINDAN ONCE KESILMESI DURUMUNDA


CINSEL ILl!?KINiN HELAL OLMASI ........................................................... 314
Adet kan1 vaktinden once kesilen kad1n1n durumu ............. ............. ... . .................. 314
Kani, adeti dolduktan sonra kesilen kad1n1n durumu ................ .................... ....... 314
Adeti on gun olan kad1n1n, kaninin on gun dolunca kesilmesi ................. .... ... ........ 315
Ilk kez adet olan k1z1n durumu .......... ................. ......................... .. ......... 315
Ric'1 talakla bo~anan kad1n1 n u<;uncu adetinde kanin on gunden once veya on gun
dolduktan sonra kesilmesi .............................................. 316
Menopoza giren kad1n1n kan gormesi ............... ....... ..... ..... ....... ....... ........ . ..... 316

NIFAS (LOHUSA KANI) ................................................................................. 317


Nifas1n tanim1 ....... . ....... .......... 317
x._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit

Lohusailk suresinin Ost s1nin ..... . ··············· 317


Nifas1n ba~lama zaman1 ... .. . .. . .. . .. .. . . ... . . .. ... .. ... .. . . . .............. 320
lkiz doguran kad1n1n lohusalik vakti . .. . . .. . .. .. . .. .. . .. ... . ... . . .... ..... ............ 320
Cocuk du~uren kadin1n lohusal1g1 .. .. .. . .. . .. .. . .. ... .. ... . ... .. . . .. ..... ..... ............ 321
DO~Okten onceki kan. . ................................... ..... ............. .... ........... ........... 321
Organlan belirginle~memi~ i;ocuk du~Orme ............................. ... ............... ............ 321
Organlar1 belirginle~ip belirginle~medigi belli olmayan bebegin du~mesi ...... 322
Bo~anan bir kad1n ad et goren bir kad1nsa iddeti kai; gun sonra bitebilir ...... 326
Bo~anan cariyenin iddeti . .. . .. . .. .. . . .. .. . .. .. . . .. . .. . .. . . .. . . .. . . . ........ .... .. .... 327

KARMA iNDEKS ............................................................................................ 331


ARAZININ O~RO [3/2]

b~run farz olu~una delil ~u ayettir:

~v#j\il ~ ~ ~.;.t ~j (: -5 Lo~~ :r-1);t,


"Kazand1k/arm1zm iyilerinden ve nz1k olarak yerden size r:;1kard1klanm1zdan
hayra harcaym." (el-Bakara, 2/267)
Ayette ger:;en, "kazand1g1n1z" ifadesinden maksad1n, ticaret mail oldugu
soylenmi?tir. Buna gore, bu ifadede, ticaret mallann1n zekat1 anlatlim1? olur.
Ayetteki, "yerden size r:;1kard1klanm1zdan" ifadesi ile kastedilen ~ey ise o~urdur.
Allahu Teala ba~ka bir ayette;

"Dev~irilip topland1g1 gunde hakkm1 (zekat ve sadakasm1) veriniz." (el-En'am,


6/141) buyurmu?tur.
Peygamber (s.a.v.) de;

"Yerin r:;1kard1gmda o~Qr (onda bir oranmda zekat) vard1r" 1 buyurur.


EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kural ?udur: Bahr:;elere ekilen ve araziden verim alma
kastedilen her bitkide o~ur vard1r. Bu konuda, hububat, baklagiller, ya~ sebzeler,
b~ru
reyhanlar, gul, safran, vers ve vesime 2 bitkileri e~ittir. Bu lbn Abbas (ra.)'1n da verilecek
iiriinler
gorO?CidDr. Rivayet edildigine gore lbn Abbas (ra) Basra'da vali iken baklagillerin
on destesinden bir deste O?Cir al1rd1. EbO Hanlfe (rh a) gorCl?Cinu,

~l ~~ldl ~\.4
"Gokyuzanan sulad1gmda o~ar (onda bir zekat) vard1r. "3
• • ; J , • I-:
··~'1 Ui
r-"' - -- ...r'··\11
_) ...:....>.
- . ?-· 1Lo
"Yerin r:;1kard1gmda o~Qr vard1r. "4

' Taberanl, el-Mu'cemQ'/-evsat, 1/109; Darekutnl, Sunen, 11//128; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/278; Heysemi,
Mecmau'z-zevaid, 111/212.
' Vers/'-""J)I: Yemen'de yeti~en, kendisi ile boya yapllan bir bitki tQru. Vesime ,........, _,JI de yap1m1nda
kullanilan bir bitkidir.
3
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/145; Buhari, Zekat 55; Ebo DavOd, Zekat 12; Tirmizi, Zekat 14; Nesai,
Zekat 25; lbn Mace, Zekat 17; Hakim, Mustedrek, 1/558.
2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsfit
$eklindeki gene! anlaml1 hadislere dayandim. 0 ~oyle diyordu: "O~ur, hara<;
gibi, urun veren arazinin vergisidir. Sayllan bitkilerin hepsi harac1n farz olu~u
konusunda arazinin urunu sayild1g1 gibi, o~run farz olu~u konusunda da arazinin
urunu sayll1r." EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, ~u be~ ~ey haric; tutulmu~tur:
b~iir a) Hurma yaprag1; c;unku o, agac; dalindan bir parc;ad1r. Agac;ta da o~ur
kapsamina
girmeyen
yoktur. b) Saman; o, tanenin govdesidir. Meyveye gore agac; gibidir. c) Ot;
iiriinler bununla tarladan verim alma kastedilmez. Aksine tarlalar ottan temizlenir. d) llg1n
agac1, e) Kami~; c;:unku bunlarla tarlalardan verim alinmas1 amac;lanmaz. Buradaki
kam1~tan maksat, Fars 5 kam1~1d1r. $eker kam1~1nda ise o~ur vard1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore de; ~eker kam1~1ndan ~eker alin1yor ise
o~ur gerekir. Supurge kam1~1nda da o~ur vard1r. EbO Yusuf (rh a.)'un el-Im/a eserini
yazanlar, ona gore, supurge kam1~1na hic;bir ~ey gerekmedigini rivayet etmi~lerdir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore kural ~udur: Baklagiller, sebzeler ve
reyhanlar gibi amac;lanan ~ekilde kal1c1 urunu olmayan bitkilere hic;bir ~ey
gerekmez. O~ur, sadece amac;lanan ~ekilde kal1c1 olan bitkilere gerekir. Bu iki
imam, goru~lerine, Musa b. Ta Iha (r.a.)'nin, babas1 aracll1g1yla Peygamber (s a.v )'den
rivayet ettigi ~u hadisi delil alm1~lard1r:

~.w, -?lj\~\ J ~
"Sebzelerde zekat yoktur. "6
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu hadisin yorumu, alinacak zekat yoktur, demektir.
Yani bu sebzelere ugrand1g1nda o~ur memuru, zekat almaz.
[3131 EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.), ~oyle derler: Adeten degersiz olan, hem
zengin, hem de fakirin kolayca bulabildigi ~eylerde Allah hakk1 gerekli degildir. Av
hayvanlarina, oduna ve ota zekat gerekmedigi gibi Allahu Teala hakk1, ancak
saime (yll1n yaridan fazlasin1 k1rlarda otlayarak beslenen) hayvanlar ve ticaret
mallari gibi, fakirlerin degil, zenginlerin elde edebildikleri zor bulunan mallara
gerekir. Burada da durum boyledir. Kal1c1 urunu olan, zor bulunur olanlara gerekir.
Sebzeler ve reyhanlara gelince bunlar adeten degersizdirler. Bunun ic;in,
safranda o~uru gerekli gorduk. Arna vers ve vesmede (boya c;1kartllan iki bitkide)
gerekli gormedik. c;:unku bu iki bitkiden yayg1n olarak yararlan1lmaz.
EbO Yusuf, yaygin olarak yararlanild1g1 ic;in k1nada o~ru gerekli gorur.
Muhammed (rh a) ise, reyhangillerden oldugu ic;in k1nada o~ru gerekli gormez.

4
Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, 1/109; Darekutn1, Sunen, 11//128; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/278.
5
Kalem I r·\;ill: Kava I yapilan ve evlerin dam in a serilen kam1~.
6
lbn Ebo $eybe, Musannef, 11/372; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/129; Darekutn1, Sunen, 11/94;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/279.
Zellat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3
Sogan ve sanmsakta o~run farz olup olmad1g1 konusunda Muhammed
(rh a )'den iki goru~ nakledilmi~tir. Bir goru~e gore, sebze tLiru olduklan ic;:in on Iara
o~ur gerekmez. Diger bir goru~e gore ise bunlar olc;:ekle olc;:ulur ve yildan ylla
insanlann ellerinde kal1r. Dolay1s1yla bunlarda o~ur gerekir.
Karpuz, acur ve h1yarda, Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore o~ur yoktur.
cunku onlar ya~ sebzelerdir. Cekirdekleri amac;:lanan ~eyler degildir. Bu nedenle
dikkate al1nmazlar. Meyvelerde de hukum boyledir.
Armut, ~eftali, erik ve kays1da o~ur yoktur. Bunlann kurulan dikkate alinmaz
Biz Hanefller, ceviz ve bademde o~ru gerekli gorduk. F1st1kta, Ebu Yusuf
(rh.a )'a gore o~ur gerekir, Muhammed (rh.a.)'e gore gerekmez.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore tarladan elde edilen urunun az1na da c;:oguna da
o~ur gerekir. Daha once rivayet ettigimiz gibi, hadislerin genel anlaml1 olu~undan O~iirde
dolay1 bunda nisap aranmaz. Aynca, zekata tabi olan mallarda nisap, bu mallann nisap

sahibinde zenginlik olu~mas1 ic;:indir. O~run farz olmas1 ic;:in bu dikkate al1nmaz.
cunku burada malin asl1 dikkate al1nmaz. o~urle, maden ve defineden al1nan
be~te bir, e~ittir.

Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore kural ~udur: Veskle olc;:ulen urunlerde,
be~vesk'ten a~ag1s1nda o~ur gerekmez. Bir vesk, altm1~ sa'd1r. Be~ vesk, bin iki yuz
men'dir. 7 Onlar, Peygamber (s av )'in;
'ii~ -, ·i ,~ 0J ~ w_, i..r::-'
~J
-.1

"Be!? veskten a!?aC}ISlnda zekat yoktur. "8 hadisine dayan1rlar.


Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu hadis ticaret mallannin zekat1 olarak yorumlan1r.
\:Linku Araplar, hadiste gec;:tigi gibi, vesk denilen olc;:u birimi ile al1p satarlard1. Be~
vesk'in degeri de iki yuz dirhem gumu~e denktir.
Sonra Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.) ~oyle derler: O~ur, Allah'1n farz kilmas1
ile farz olan mall bir hakt1r. Oyleyse zekatta oldugu gibi, o~urde de nisap
aranmal1d1r. cunku toprak urunlerinin az1 adeten degersizdir. Dlnen zekattan
affedilmi~, alicenapl1k gosterilmi~tir.

Ebu Hanlfe (rha) ~oyle der: O~ur, nami arazinin vergisidir. Arazi az olsun c;:ok
olsun al1nan urun dikkate al1narak nami say1l1r. 0 durumda (nisaba bakmadan)
harac;: gerekli oldugu gibi, o~ur de gerekli olur.
Muhammed'e ve Ebu Yusuf (rh a )'dan bir rivayete gore; sat1~ta birinin fazlal1g1 O~iirde
haram olan mallar, nisab1 tamamlamada birbirlerine eklenir. Bugday ve arpa gibi, birbirine
eklenecek
iiriinler

7
Buda 0 N. Bilmen'in hesaplamas1na gore gunumuz ol~ulerinde, 978 kg.'dir.
8
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/402; Buhar1, Zekat 32; Muslim, Zekat 1; EbO DavOd, Zekat 2; Tirmiz1,
Zekat 7; Nesa1, Zekat s.
4 Kitabu'l-Mebsiit
sat1~ta birinin fazlal1g1 haram olmayan mallar birbirine eklenmez. Cunku onlar iki
[ farkl1 cinstir. Saime hayvanlarda oldugu gibi, nisapta her biri, ayn ayn
3141
degerlendirilir. EbO Yusuf (rh a )'dan gelen diger rivayete gore ise; topraktan alinan
urunlerin hepsi ayni anda olgunla~1rsa birbirine eklenirler. Cunku o~ur, arazinin
yaran dikkate alinarak farz olmu~tur. Ce~itli urunler ayn1 anda olgunla~1nca hepsi
tek bir yarar say1l1p ticaret mallannda oldugu gibi, birbirlerine eklenirler.
Bir adam1n birden c;;ok arazisi olsa; EbO Yusuf (rh.a.)'tan rivayet edilen gbru~te,
bu arazilerden tek bir i~c;;inin emegi ile alinan urunler birle~tirilir . iki ayn i~c;;inin
emegi ile al1nan urunlerde, her birinin urununde tek ba~ina nisap goz bnune al1nir.
cunku bir i~c;;inin, kendi emeginin urunu olmayan ~eyi alma velayeti (yetkisi)
yoktur. Onun emegi sonucu al1nan urun de, nisabin alt1ndad1r.
Muhammed (rh a )'den rivayet edilen gbru~ ise, ayni ki~inin c;;e~itli arazilerinin
urunleri, b?Lir odemenin farz olmas1 ic;;in birbirlerine eklenir. Cunku sahip tektir.
O~ur de ona farzd1r. Muhammed (rh.a)'in bu sbzden maksad1; kul ile Allah
aras1ndaki hak (diyaneten) ac;;1s1ndand1r. Arna zekat memurunun (amilin) almas1
konusunda, 0, EbO Yusuf (rh a )'un gbru~undedir.
Bir arazi birkac;; ki?inin ortak mulku olup bugday al1nsa; Muhammed (rh.a )'e
gore; al1nan urunden her bir ortag1n pay1na du?en, be~ veske ula?1rsa b~ur alin1r.
Nitekim bunu biz saime (yllin yandan fazlasin1 k1rda otlayarak beslenen hayvan)
konusunda ac;;1klam1?t1k.
Ortak
EbO Yusuf (rh.a) ise, ortak araziden a Ii nan urunun tamam1 be? vesk olursa
arazinin
o~ri.i b~ur gerekir, der. Cunku b~ur konusunda mal sahibi degil, urun dikkate al1n1r.
Hatta, sahibi olmayan vak1f arazilerinin urunlerinde de o~ur vermek gerekir.
O~ri.in Yagmur veya nehir suyu ile sulanan arazinin urununden onda bir oran1nda
miktan
(b~ur) alin1r. Kava, dolap ve su devesi ile c;;1kartilan su ile sulanan arazinin
urununden ise yirmide bir oran1nda alinir. Peygamber (s.a.v )'den bu konuda had is
gelmi~tir. 0 ~byle buyurur :

, ;~i1 ~Yi ~I~ ·t ._...< - -·Lo - • ;~i1 Yi ~t....!.11 m..;, \;


.r-- - --- ·- J ; Y'i ~ J .r-- ---
"G6kyQzQnOn sulad1gmda onda bir, kova veya dolap/a sulananda yirmide bir
(zekat) vard1r. "9
Bir ba~ka rivayet de ~byledir;
;~11 ,..1..4; Yi .. lJ•tL. __, Lo, , ;~i1 Yi~ ·l ~ - ·' Lo
--r-' - -·- - _)" ; ~ J .r-- -·- - J . ~

"Sema ile veya nehir suyu ile sulananda onda bir, ip/e (kova ile) sulananda
yirmide bir (zekat) vard1r. "10

9
lbn EbO $eybe, Musannef, 11/375; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/145; Eba DavOd, Zekat 5; lbn
Hibban, Sahih, XIV/501; Hakim, MOstedrek, 1/552.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 5
Baz1 HanefT alimlerimiz, bu hukme gerekc_;e olarak, kulfetin yagmurla
sulananlarda az, kova veya dolapla sulananlarda c_;ok olu~unu gosterirler. "Kulfetin
c_;oklugu, farz olan miktann az olmas1na etki eder. ", derler. Arna bu gerekc_;e
kuvvetli degildir. c;:onku din, sava~ta al1nan ganimetlerin be~te birini vergi (sadaka)
olarak farz kilm1~t1r. Oysa ganlmetin elde edilmesindeki kulfet, tanmdaki kulfetten
daha buyuktOr. Fakat bu oranlar dlnl (~er'T) bir takdirdir. Biz ona uyar ve
gerekc_;esini anlamam1~ da olsak bunda yarar olduguna inaninz.
lbn Ebl Leyla bu konuyla ilgili hadisin ac_;1k anlamina bakarak; be~ vesk'e
ula?an bugday, arpa, kuru Ozum ve kuru hurman1n d1?1nda hic_;bir ~eye o~Or
gerekmedigini soyluyordu. c;:onku nisap ic_;in vesk'e itibar edili~i. veskle olc_;Olmeyen
Orunlerde O?rOn gerekmedigine bir delildir.
O~rl araziden bugday (taam) alinsa, ama sahibi c_;ok borc_;lu olsa bu bore_;, o~ru Borcun
dO?Ormez. Hara<_; ic_;in de hokum boyledir. c;:onku bore_;, sahibinin, elinde bulunan ii~re
etkisi
maldaki zenginligini yok eder. Daha once de ac_;1klad1g1m1z Ozere, o~run farz olmas1
K1s1tl1larm
ic_;in sahibin zenginligi dikkate al1nmaz.
o~ur
Arazi sahibi, mukatep (ozgur olmak ic_;in sahibi ile sozle?me yapan kole) veya yukumlulugu

c_;ocuk ya da akil hastas1 olsa; biz HanefTlere gore c_;1kan Orone O?Or verilmesi
gerekir.
$afil (rh.a.)'ye gore, mukatebin 11 arazisinden elde edilen Orune o~Or yoktur.
Ona gore O?Or, zekat1n benzeridir. Sadece sahip dikkate al1narak farz olur. Biz
Hanefllere gore ise o~Or hara<_; gibi, Orun veren arazinin vergisidir. Bu konuda da
ozgur ile mukatep e~ittir. Ayni ~ekilde bize gore camiler ve imarethaneler ic_;in [3/5]
vakfedilmi~ arazilerden alinan Orone de o~Or gerekir.

$afil (rh.a.)'ye gore ise vak1f arazilerinden, sadece belirli ki?ilere vakfedilen
arazilerin Orunune O?Or vard1r. c;:onku onlar, mal sahipleri gibidirler. Belirli olmayan Vak1f
arazilerinin
ki?ilere vakfedilen arazilerde ise o~Or yoktur. o~ru
Bir adam O?rl bir araziyi kiralasa ve ekse, oradan al1nan Orunun O?rO, Ebu
Hanlfe (rh.a.) 'ye gore, -ne kadar tutarsa tutsun- arazi sahibine aittir. O~ur Ocretten
az olsun c_;ok olsun farketmez.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, al1nan Orunde o~Or kirac1ya aittir. Kiralanan
GorO?lerinin delili ~udur: Farz olan O?Or, c_;1kan Orunun bir k1sm1d1r. Orunun tamam1 arazinin
ii~ru
da kiracin1nd1r. 0 durumda, birisinin elindeki ariyet (igreti) araziden al1nan Orunde
oldugu gibi, o~ru kiracinin vermesi gerekir.

'
0
Abdurrezzak, Musannef, IV/134; lbn Ebu ~eybe, Musannef, 11/376; lbn Hibban, Sahih, XIV/501;
Beyhaki, es-SGnenG'l-kubra, IV/89.
11
Mukateb /_,_:;lS:....11: Ozgur olmak i~in sahibi ile belli bir meblag saglamak ve getirmek Ozere
sozle~me yapan kole.
6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle der: O~run farz olu~u. arazinin yaran ac;1sindand1r.
Yarar da tamamen kiraya verenindir. Cunku o araziye ait yarann kar~1l1g1 olan
ucreti almaya hak kazanm1~t1r. Ocretin hukmu, asl1n (menfaatin) hukmudur. Kirac1
ise, ekini satin alan ki~i gibi menfaate bir bedel kar~1l1g1 sahip olmu~tur. Sonra
o~ur; harac; gibi urun veren arazinin vergisidir. Kiraya verilen arazinin harac1 da,
kiraya verene aittir. O durumda o~ur de ona ait olur. Arna arazisini bir Musluman'a
ariyet (igreti olarak) verse, biz Hanefilere gore, elde edilen urunde o~ur i~i ariyet
alanad1r. Zufer (rh.a.)'e gore ise, o~ur ariyet verenedir. Zufer o~ru haraca k1yas eder
ve ~oyle der: Arazi sahibi, ariyet alan1 arazisinden yararlanmaya yetkili k1l1nca, sanki
ondan bizzat kendisi yararlanm1~ gibi olur. Fakat biz ~oyle deriz: Arazinin menfaati
ariyet alana, kar~il1ks1z verilmi~tir. Oysa o~run farz olu~u, gerc;ek anlamda menfaat
elde etmeye goredir. Oyle ki araziden urun al1nmazsa o~ur gerekmez. KiraCI ise,
ariyet alan gibi degildir. cunku arazinin menfaati, bir bedel kar~1l1g1 onun
olmu~tur. Harac; da buna benzemez. Cunku harac1n gerekliligi, araziden
yararlanma imkani bulmaya goredir. lgreti veren ki~i de buna imkan bulmu~tur.
Sonra harac1n mahalli zimmettir. Onu, igreti alanin zimmetine yuklemek
imkans1zd1r. cunku onun, arazide, sabit bir hakk1 yoktur. b~run mahalli ise alinan
urundur. 0 da igreti alanin hakk1d1r. Eger Musluman, arazisini bir Zimml'ye (Islam
ulkesinde ya~ayan Gayr-i Muslim vatanda~a) igreti verirse, o~ur, igreti veren ki~iye
aittir. Cunku o~ur, bir zekatt1r. Onu kafire yuklemek imkans1zd1r. Halbuki igreti
veren ki~i, arazisini, Musluman olmayan birine igreti vermekle fakirlerin hakk1ni
kaybettirmi~tir. 0 durumda o~ru o verir.
Miisliimamn, Bir Musluman, bir kafirden harac; arazisi bir arazi satin alsa, biz Hanefilere
hara~
arazisini gore bu arazi, harac; arazisi olmaya devam eder. Malik (rh.a.) ise, bu arazi o~ur
satin almas1 arazisi olur der. Cunku harac;ta a~agilanma anlam1 vard1r. Bu, ba~tan Musluman
olanda bulunmad1g1 gibi, arazinin sahibi Musluman olursa, lslam'a girdikten sonra
veya onu bir Muslumana satarsa da kalmaz. 0, arazi harac1n1, ba~ harac1 cizyeye
(Musluman olmayan vatanda~tan alinan ba~ vergisi), k1yas eder. Fakat biz
Hanefiler, ibn Mes'Od (ra.)'un hadisini delil al1nz. Onun Sevad'da (lrak) bir arazisi
vard1 ve oras1 ic;in harac; oduyordu. Ayn1 ~ekilde, Hasan b. Ali (r.a.) ve EbO Hureyre
(r a )'den de rivayet edilmi~tir. Sonra a~agilanma, harac1n devam1nda deg ii ilk
konuldugu s1rada soz konusudur. Nitekim, cezaland1rma manas1, ilk kolele~tirirken
soz konusudur, devam1nda degil. Oyle ki kole Musluman olsa, kole olarak kal1r.
Cizye ise boyle degildir. Cunku o ba~lang1c;ta da devam durumunda da zillettir
(a~ag1lanmad1r). Bundan dolay1, Musluman olduktan sonra, art1k cizye devam
[3/6]
etmez. Bu soylediklerimizi ogrenmek ic;in ba~vurulacak yer, insanlann orfleridir.
Zekii.t Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7
Bir zimml, bir Musluman'dan bir o~ur arazisi satin alacak olsa, eger bu araziyi
Zimminin ii~iir
bir Musluman ~Of'a ile al1rsa veya sat1~ta sat1c1 ic;in ~art muhayyerligi 12 bulunur ya arazisini satin
da sat1~ akdi bozuk olur da arazi Musluman'a geri doner, arazi eskiden oldugu gibi almas1
yine o~ur arazisidir. c;:unku Musluman'1n ondaki hakk1 kesilmemi~tir. Arna kafirin
mulkunde kal1p da Musluman'1n hakk1 ondan kesilecek olursa; EbO Hanlfe (rh.a.J'ye
gore arazi hara<; arazisi olur. EbO Yusuf (rh.a.) bu araziden iki, Muhammed (rh a.) ise
tek o~ur al1nir, der.
Malik (rh.a J araziyi satin alan zimml, onu Muslumanlara satmaya zorlan1r, der.
$afil (rh.a)'nin iki goru~unden birine gore, boyle bir sat1~ asla caiz degildir.
Diger goru~une gore -ki bu lbn Ebl Leyla (rh a )'nin da goru~udur- zimmlye sat1lan
bu araziden hem o~ur, hem de hara<; alin1r.
$erik b. Abdullah ise boyle bir araziden hic;bir vergi al1nmayacagin1 soyler ve
bunu kafirin, bir Musluman'dan satin ald1g1 saime hayvana k1yas ederdi. Arna bu,
dogru bir k1yas degildir. c;:unku diger mallarin aksine Islam ulkesindeki gelir getiren
arazi, vergisiz olmaz.
$afil (rh a )'nin iki goru~unden birine gore bu sat1~, asla caiz degildir. Nitekim
O'na gore kafirin Musluman bir koleyi satin almas1 da caiz degildir. Diger goru~une
gore; o ~oyle hukum verir: Bu araziye ait olan vergi (o~ur) devam eder. Yeni
sahibinin kafir olmas1 nedeniyle hara<; da gerekir. Bu hukum onun o~ur ve
harac1nin birle~ebilecegi prensibine dayal1d1r.
Malik (rh.a.), zimml o araziyi Muslumanlara satmaya zorlan1r. c;:unku fakirlerin
haklari o tarlaya baglanm1~t1r. Oysa kafirin mall, buna uygun degildir. Bu yuzden o,
fakirlerin arazideki hakk1n1 korumak ic;in Muslumanlara satmaya zorlan1r.
Muhammed (rh a), hara<; arazilerindeki hara<; gibi, bir araziye ait verginin,
sahibinin degi~mesi ile degi~meyecegini soyler. Siyer'de and1g1na gore Muhammed
(rh a.), zimmlden al1nan o~run, zekatin sarf yerlerine verilecegi goru~undedir. c;:unku
onda fakirlerin hakk1 dogmu~tur. Bu hak, bir yeri fetheden gazilerin, oradaki hara<;
arazisinde haklarinin dogmas1na benzer. lbn Semaa (rh a.) ise, Muhammed
(rh a.)'den, boyle bir araziden al1nacak o~run, hara<; fonuna konulacagin1 rivayet
etmi~tir. Bu rivayetin gerekc;esi ~udur: Fakirlere ancak ibadet yoluyla Allah hakk1
diye alinan mallar, verilir. Kafirin mal1 ise buna uygun degildir. Onun ic;in, o~ur
memurunun zimmlden ald1g1 mal gibi, harac1n konuldugu fona konulur.
EbO Yusuf (rh a )'un "bu araziden iki o~ur alin1r" tarz1ndaki goru~unun
gerekc;esi de ~udur: Musluman'dan al1nan bir verginin, kafirden de alinmas1

12
~art Muhayyerligi: Al1m-sat1m akdinde, akit yapanlardan birisinin, kendisi ic;in, -Eba Han1fe
(rh.a)'ye gore en fazla uc; gun Eba Yusuf ve Muhammed (rh.a)'e gore belirli bir sure akdi bozabilme
veya onaylayarak yururluge koyma yetkisi isteyip, di~er taraf1n kabul etmesidir.
S_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
gerekirse bu ikiye katlanir . Nitekim Benu Taglib'den (Hicaz Yanmadas1'nda ya~ayan
Hristiyan Araplar) ve O?Ur memuruna ugrayan zimml tacirden de iki kat al1nir.
Ebu Hanlfe (rh a), ?oyle der: Islam ulkesindeki gelir getiren bir arazide mutlaka
bir vergi vard1r. Bu, ya O?Ur, ya da harai:;t1r. Zimmlyi O?Orle yukumlu tutmak
mumkun degildir. <;unku O?Or zekatt1r. Kafir. zekata ehil degildir. o durumda,
harai:; almaktan ba?ka i:;are yoktur. Harai:; arazisindeki harai:; boyle degildir. (:unku
verilmesi farz olduktan sonra onu almak, kiraya verilen maldan yararlanma imkan1
bulmaya k1yasla, ucret almak gibidir. Musluman'in mal1 da buna elveri?lidir.
Benu Taglib'in
Benu Taglib'den birisi, bir Musluman'dan O?rl bir arazi satin alsa O?Ur ikiye
o~i.ir arazisini
satin almas1 katlanir. Bizimle onlar arasinda yap1lan anla?man1n geregi budur.
lbn Semaa (rh.a )'nin, Muhammed (rh.a.)'den rivayetine gone, Benu Taglib
[3/7) kabilesine O?rOn ikiye katlanmas1, aslen onlara ait arazilerde soz konusudur. Arna
bir Musluman'dan O?Ur arazisi satin alan Taglib'liye, bir o~ur vermesi gerekir. Bu,
Muhammed (rh a.)' in kuralin1n geregidir. Ona gore, araziye ait olan vergi oldugu
gibi b1rakil1r. Sahibinin degi?mesi ile degi?mez. Eger Taglip'li ki?i o araziye sahipken
Musluman olsa veya arazisini bir Musluman'a satsa • Ebu Hanlfe ve Muhammed
(rh.a )'e gore bu araziye iki kat o~ur gerekir. Ebu Yusuf (rh.a.)'un gor0?0ne gore ise
tek o~ur gerekir. Ebu Suleyman'1n rivayetinde mesele bundan sonra anilm1? ve
Muhammed (rh a)'in goru~unun de, Ebu Yusuf (rh.a.)'un goru~u gibi oldugu
belirtilmi~tir. Bunun yorumu daha onceki ~u ai:;1klamam1zd1r;
Muhammed (rh.a.)'e gore, aslen Taglip'lilere ait olan arazilere. bu arazilere
sahipken Musluman olsalar da, bir Musluman'a satsalar da iki kat O?Or gerekir.
<;unku bu, o arazinin vergisi olmu~tur.
Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ise, O?rOn ikiye katlan1~1. arazi sahibinin Gayr-i Muslim
olmas1 ai:;1s1ndand1r. Bu durum, sahibinin Musluman olmas1 veya bir Muslumana
satmas1 ile ortadan kalkm1~tir . Bu hukmun bir benzeri de, Benu Taglip'den olan
birisinin saime hayvanland1r ki, sahibi bu hayvanlara sahipken Musluman olsa veya
onlan bir Musluman'a satsa, bunlara tek zekat gerekir.
Ebu Hanlfe (rh.a.) der ki; Benu Taglib'e o~run ikiye katlani~1 harai:; yerindedir.
Bu yuzden, onlardan al1nan vergi, harai:; fonuna konur. Bir arazi, harai:; arazisi
olduktan sonra statlisu, sahibinin Musluman olmas1 veya bir Musluman'a satmas1
ile degi?mez. Taglib'lilere ait arazi de boyledir. Saime hayvanlar ise farkl1d1r. <;unku
onlarda aslina bak1larak al1nan bir vergi-zekat yoktur. Nitekim Taglip'lilerden ba~ka
kafirlere ait hayvanlara zekat gerekmez. Buradan anl1yoruz ki, Taglip'linin elindeki
hayvanlardan al1nan verginin iki kat olu~u. sahibine gore belirlenmi~tir Dolay1s1yla
malikinin degi~mesi ile veya sahibinin Musluman olarak durumunun degi~mesi ile
vergiyi ikiye katlama durumu ortadan kalkar.
O~i.ir ve O?Lir ve harai:; arazisine gelince;Arap yanmadasindaki arazilerin tamam1 o~ur
hara~
arazisidir. Bunun s1n1rlan; Uzeyb (Kufe de bir koy)'den Mekke'ye ve Aden'den
arazileri
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 9
Yemen'de Mehre'deki en uc; ta~a kadar uzanan mint1kad1r. Kurala gore, Mekke
arazisinin de harac; arazisi olmas1 gerekir. c;:unku ResOlullah (s.a.v) oras1ni silah
zoruyla, guc; kullanarak alm1~t1r. Fakat Efendimiz oraya harac; koymam1~t1r. Araplar
kole olmad1g1 gibi, arazilerine de harac; uygulanmaz.
Halk1 kendi istegi ile Musluman olan her belde o~ur arazisidir. c;:unku bu
araziler ic;in konulacak ilk vergi Musluman'a konulmu~ olacakt1r. A~ag1lanmak
anlam1ndan korunmak ic;in Musluman'a, ilk vergi olarak harac; konulmaz. 0
zaman, Musluman'1n o~ur vermesi gerekir.
Devlet ba~kan1n1n kuvvet kullanarak zorla fethedip de, gazilere payla~t1rd1g1
araziler de -daha once ac;1kland1g1 uzere- o~ur arazisidir.
Bir adam evinin avlusunu bahc;e durumuna getirir veya tanma elveri~li
olmayan sahipsiz bir araziyi ekip dikerse oras1 da o~Or arazisi olur.
en-Nevadir'de muellif, bu konuda EbO Yusuf (rh a) ile, Muhammed (rh a)
arasinda goru~ aynl1g1 bulundugunu belirtip ~oyle der: "EbO Yusuf (rh.a.)' a gore,
ekilip dikilen arazi, o~ur arazilerine yak1nsa o~ur arazisi olur. Eger harac; arazilerine
yakinsa harac; arazisi olur. c;:onku yak1nl1k dikkate al1nacak bir ~eydir. Gormez misin
koylulerin hakk1ndan dolay1, koye yak1n olan bir araziyi ekip dikmek, caiz degildir.
Ki~i, evinin onundeki araziden yararlanmaya herkesten c;ok lay1kt1r.

Muhammed (rh a.) ~oyle der: Ki~i olu araziyi; yagmur suyu veya yerden
[3/8]
c;1kard1g1 p1nar ya da bu arazi ic;in; Dicle, F1rat, Ceyhun gibi buyuk nehirlerden
ac;t1g1 bir kanalla ekip dikerse o~ur arazi olur. Arna baz1 harac; arazisi nehirlerden
bu arazi ic;in kanal ac;arsa harac; arazisi olur. c;:unku bir Musluman'a, kendi istegi
d1~1nda harac; yuklenemez. Arazisine harac; suyu getirmesi durumunda, Musluman,
harac1 kendi istemi~ olur ve bunu odemesi gerekir. Aksi takdirde gerekmez.
Sevad ve Cebel arazileri haracldir. Sevad'1n s1nirlan; Uzeyb ile AkabetU'l- Hara~
Hulvan'a ve Sa'lebiyye'den Abadan'a kadard1r. Omer (ra) Sevad'1 fethettigi zaman arazileri

oras1 ic;in harac; koymu~ ve bunun ic;in Osman b. Huzeyf (ra) ile, Huzeyfe b. el-
Yeman (ra)'1 gondermi~tir.
Devlet ba~kan1n1n kuvvet kullanarak fethedip de eski sahiplerine b1rakt1g1
araziler harac; arazisidir. c;:unku orada ilk vergi kafire konulmu~tur. Kafire o~ur
konulmaz. c;:unku o~ur, zekatt1r. Kafir zekata ehil degildir. O durumda bu arazilere
harac; konulur. Aynca arazi harac1, ba~ harac1na (cizyeye) tabldir.
Zimm! evinin avlusunu bahc;eye donu~tUrse veya devletin izni ile olu (sahipsiz,
i~lenmemi~) bir araziyi ekip dikse yukanda belirttigimiz gerekc;elerden dolay1
kendisine harac; gerekir.
Arazi sahibi, o~ru miskinlere verdim derse, buna yemin etse bile sozu kabul o~rii
edilmez. c;:onku o~ru alma hakk1 devlet ba~kaninin yetkisindedir. Dolay1s1yla o~ur, devlet ahr
daha once ac;1klad1g1m1z uzere, saime hayvanlann zekat1 gibi olur.
to _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse zekat1 veya o~ru, devlet ba~kanina getirmeksizin zekat verilmesi caiz
olanlardan bir sin1fa verse, bu, ona ibadeti yerine getirme ac;1s1ndan (diyaneten)
caizdir.
Bilinmeli ki o~run ve zekat1n verilebilecegi yerler. Aziz ve Celil olan Allah'in
b~iir ve
zekatm
kitabinda okunan ~Li ayettekilerdir;
verilecegi
yerler ylijl J.J ~_,il ~}Jlj 4-:lc. ~LA.ilj q:?Wlj ~1fa ..:..ti.L~.H ~t'
t .1. - \ •
.!.~
"'\ ~
- ~• I;:. ;iii\ J' -oi.111 <)-!
; ~-f~ <..r-;-
I • 11 · 'I ' ..IJ\
~!J - I :. • '
c.r-:- i.f,J ~
~)"
WI J'
I "" " " ,. ,. , ,.

"Zekatfar Allah 'tan farz ofarak ancak fakir/ere, miskinfere, zekat topfayan
memurfara, kafpferi /sfam'a tstndmlmak istenenfere, kale/ere, borc;fufara, Allah
yofunda cihad eden/ere ve yofda kafanfara verifir. Allah her ~eyi bifir, hOkUm ve
hikmet sahibidir." (et-Tevbe, 9/60)
Fakirle Fakir ve miskin arasindaki fark konusunda, alimlerin farkl1 goru~leri vard1r.
miskin
arasmdaki EbO Yusuf, EbO Hanlfe (rh a )'den, fakirin istemeyen, miskinin de isteyen ki~i
fark oldugunu rivayet etmi~tir. Cunku Allahu Teala, fakirlerin ozellikleri ile ilgili olarak;

~~wi ~01 ::i)~ '1'


"Onfar, yOzsOz/Ok edip insanfardan bir ~ey istemezfer" (el-Bakara, 2/273)
buyurmu~tur.

Denilmi~tir ki; fakirler, yuzsuzluk ederek de yuzsuzluk etmeden de istemezler.


Miskin hakk1nda da Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
~1~b ~J ~ ~);. fWJI .)~__;,
"Onfar, yemege ofan istekferine ve canfanntn c;ekmesine ragmen onu miskine,
yetime ve esire yedirirfer." (el-lnsan, 76/8). Bu ayette gec;en miskin, istemeye
gelmi~ti.
13

Hasan b. Ziyad (rh.a )'1n, EbO Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore ise fakir,
insanlardan isteyen, fakirligini ve ihtiyac1ni onlara belli eden kimsedir. Allahu Teala
fakir kelimesini kullanarak,

"Siz Allah'a muhtar;stntz" (Fat1r, 35/15) buyurmu~tur.


Bu rivayete gore miskin de; surekli hasta (kotUrum) olan, kimseden bir ~ey
istemeyen ve kendisine verilmeyen kimsedir. Allahu Teala ~oyle buyurur:
~~pt;~_;i,

13
Ata b. Eb\ Rabah, bu ayetin Ali ve Fatima (r.a.) hakk1nda indigini sbylemektedir. Onlar, sadece
kendilerine yetecek kadar yiyecekleri varken, onu yemeyip kap1ya gelen bir yoksula vermi~ler. Ustelik
bu hal bir ka, kez tekrarlanm1~. Bunun uzerine bu ayet inmi~tir.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 11
"Hic;bir ~eyi olmayan, toprak yaslanan yoksu/" (el-Beled, 90/16)
Yani ac;l1ktan ve c;1plakl1ktan dolay1 topraga yap1~an demektir.
K1sacas1; biz Hanefilere gore miskin, fakirden daha kotU durumdad1r. ~afil
(rh.a.)'ye gore ise; fakir miskinden daha kotU durumdad1r. Dil bilimciler aras1nda bu
konuda goru~ aynl1g1 vard1r. "Miskin, fakirden daha kotU durumdad1r" diyenler, "
fakir, bir ~eye sahip olan, ama bu kendisine yetmeyen yoksuldur " derler. er-Ral bir
beytinde ~oyle der:
14

Fakir, sut devesi ai!e efradma denk ge/en,


Kendisi ic;in az c;ok bir ~ey kalmayandtr geriye.

Bunlara gore miskin ise, hic;bir ~eye sahip olmayand1r.


Fakir, miskinden daha kotli durumdad1r diyenler; "miskin, kendisine yetecek
kadar mal1 oland1r " derler. Allahu Teala;
• ., ), ,, ,, > ~
' :.. -1\ · iJ. I ~~' : <L..:..;J ..:_;\Sj ~I !;\"'-
-0' t.1- ~ ~ - -- '
"O gemi, denizde c;a!t~an bazt miskinlerindi. " (el-Kehf, 18179) buyurmu~tur. [3/9]

soyleyen bir ~air ~oyle der:


15 16
Recez

Sana verilecek buyuk bir ecir ister misin?


<;o!uk c;ocugu c;ok bir miskine yardtm et.
Ki on koyun, onun gozQ kulag1d1r.

Hic;bir ~eyi olmayan anlam1ndaki fakir, s1rt omurgalann1n k1nlmas1 anlam1nda


olan "inkisaru fikan'z-zahr" ifadesindeki fikar kelimesinden tLiremedir. Peygamber
(s.a.v.)'den rivayet edilen ~u dua da bu anlam1 destekler:
• J > ; ... li ...
~l.:.411 ~.;; j f.r! ~_r.;.lj ~ ~T j ~ <i:f-T r-flJI
"Allah1m! Beni miskin olarak ya~at, miskin olarak oldur ve miskinler
zumresinde ha~ret. " 17
Fakir ve miskin aras1ndaki bu goru~ aynl1g1n1n sonucu vak1flarda ve
vas1yetlerde gorulur. Zekat, biz Hanefilere gore, sayilan s1n1flardan sadece birine
verilebilir. Bu bak1mdan soz konusu goru~ aynllg1n1n zekatta bir sonucu ortaya
c;1kmaz.

14
L. ~ !!"·
.r.. r!li J~I . :.i
- -· .....-~ ~.r-
i~ ..:..;IS .s.li I • ,~it
- - ="'
i.;i
Recez/ _r.)I: Alt1 defa tekrarlanan mi.istef'ili.in kal1b1ndaki bir ~iir c;e~ididir.
15

16 :p1~~~
- .. - ..
:·:)l . \; C. :i..; .i.l.lj.~
?. .i:-=:- .r -·
:~J ~~~?
17
Tirmiz1, Zi.ihd 37; lbn Mace, Zi.ihd 7; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/12; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
X/463.
12_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
Ayetteki "zekat amilleri" 'nden maksat; devletin zekat toplamak uzere atad1g1
zekat
toplama
gorevlilerdir. Devlet ba~kani, bu memurlara toplad1klan zekattan, kendileri ile
memurlari yard1mcilannin gei:;imine yetecek kadann1 verir. Bu miktar biz Hanefllere gore
sekizde bir oran1nda belirlenmez. ~afil (rh a), buna ayk1n goru~tedir. <:unku o
memurlar, kendilerini fakirlerin i~ine vermi?lerdir. Dolay1s1yla ihtiyai:;lannin, onlann
mallanndan kar?1lanmas1 gerekir. Bu yuzden onlar zengin olmalanna ragmen,
zekattan pay al1rlar. Eger toplad1klan mallar, onlar haklar1n1 almadan once telef
olacak olsa, haklan du?er. Bu, emek sermaye ortakl1ginda (mudarabede) emek
sahibinin (mudaribin), sermayede tasarrufta bulunduktan sonra, mudarabe
sermayesinin elinde telef olmas1na benzer. (Yani mudarib, kar pay1 isteyemez.) Bu
durumda, verilmi~ olan zekat, verenler ad1na yeterli olur. <:unku zekat memurlan,
fakirlerin, zekat1 teslim alma konusunda vekilleridir.
Muellefe-i kulOb (kalpleri lslam'a 1s1nd1rilmak istenenler); EbO Sufyan b. Harb,
Muellefe-i
kulub
Safvan b. Omeyye, Uyeyne b. H1sn, el-Akr'a b. Habis gibi, Araplann liderlerinden
bir grup idiler. Resulullah (sa v), Allah'in emri ile Islam' a 1s1nd1rmak ii:;in bun Iara
zekattan bir pay verirdi . Baz1 rivayetlerde, bunlann Musluman olduklan, baz1lannda
ise Musluman olmay1 vadettikleri belirtilmektedir.
Eger, "kafir olduklan durumda bunlara nasil zekat verilebilir?" denirse, ?Oyle
cevap veririz: Mu?riklerin ?errini def etmek uzere cihad etmek Muslumanlann hem
zenginlerine hem de fakirlerine farzd1r. l~te onlann ?erlerini savmak ii:;in, fakirlere
ait zekat malindan onlara bir miktar veriliyordu. Bu, o zaman cihad yerine
gei:;mekte idi. Sonra Resulullah (sav)'1n vefat1 ile bu pay du?tU. ~a'bl; "ResOlullah
(s.a v.)'1n vefat1 ile, ru~vet vermek sona erdi " der. Rivayet edildigine gore, bu
insanlar, EbO Bekir (r a )'in halifeligi esnasinda, zekattaki paylann1 almak ii:;in yaz1
istediler. 0 da on Iara bu nu verdi. Sonra Omer (r.a )'e gelip yaz1 vermesini istediler.
0, istedikleri yaz1y1 vermedigi gibi, EbO Bekir (r.a.)'in verdigi yaz1y1 da pari:;alad1 ve
?Oyle dedi: "Bu, Peygamber (sav)'in sizi lslam'a 1sind1rmak ii:;in vermekte oldugu
bir ~eydi. Arna bu gun Allah dlni gui:;lend irdi, yuceltti. lslam'da sebat ederseniz ne
ala! Aksi durumda sizinle bizim aram1zda hakem kil1i:;t1r . " dedi. Bu nun uzerine,
tekrar EbO Bekir (r a )'e donduler ve ?Oyle dediler; " Sen mi Hallfesin, yoksa Omer
mi? Sen bize yaz1 verdin, Omer onu pari:;alad1." dediler. EbO Bekir; kendisinin, o
isterse ve muhalefet etmezse halife oldugunu soyledi.

Koleler Ayette gei:;en "koleler" den maksat; biz Hanefl'lere gore, sahipleri ile belirli bir
bedel kar~1l1g1 ozgur olmak ii:;in anla~ma yapan mukateplerdir. Onlara anla?ma
bedelini odeme konusunda zekat vererek yard1m edilir . Malik (rh .a) ise, maksadin,
zekat ile bir kole ahp onu ozgurlugune kavu?turmakt1r, der. Arna bu goru? dogru
degildir. <:unku zekatta temlik (mal1n mulkiyetini fakire devretmek) ko~uldur.
Koleyi satan ki?inin ald1g1 para, kendi mal1n1n kar?1l1g1d1r. O zaman kole ozgurluge,
sahibinin mulkiyetinde iken kavu~mu~tur. Bu durumda da temlik bulunmam1~ olur.
Zekiit Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 13
$u rivayet de Malik (rh.a.)'in goru~One kar~1 bir delildir. Bir adam Peygamber
(s.a.v.)'e;

u -rJ~ ~1 ~1 - B·11
y &- Jw ~1
. .L ~- ~
(.f:'---: ,=~ 1.5'""
1:: l.f:'-i~ .ui1 J _,...,.) L- 131101
• .) \JC"
. .) •
" .. .. .. "
~
- -
·~
~ ~
! 0T .J •
,. J'
11.$~J~.11J
-
' · u;1 --
.)--'"') - .)--'"'

"Ey Allah'm Resu/Q bana, benim cennete girmemi sag/ayacak bir i'? soyle
dedi. Resu/Qllah (s.a.v.); Kolenin esaret bagm1 <;oz ve bu cam ozgurluge kavu'?tur "
buyurdu. Adam; "bunun ikisi aym '?ey degil mi?" dedi. Peygamber: "Haw, ko/enin
boynundaki esareti <;ozmek, ozgur/Qgunu kazanmas1 konusunda ona yard1m
etmektir "18 buyurdu.
Allahu Teala'n1n ayetindeki" Borc;lular" dan maksat; borc;lar1ndan fazla nisap
Bor~lular
miktar1 mala sahip olmayanlard1r. $afil (rh a), borc;ludan maksadin; insanlann
arasin1 duzeltmek ve iki kabile arasindaki intikam ate~ini sbndurmek ic;in tazminat
odemeyi Qstlenen ki~i oldugunu sbyler.
Allahu Teala'nin ayetindeki "Allah yolunda cihad edenler" den maksat, Allah
sava~c;llann fakirleridir. EbO Yusuf (rh a) da boyle der. Muhammed (rh a) ise, onlann yolunda
cihat
yolculuga devam edemeyecek fakir hacilar oldugunu sbyler. Del iii ~u rivayettir: edenler
~ LJ1 ~
r' -·
I_~~ ~r .11
~ -
' · y- ~t -~I
j _,.....) I ~-
i.r-:- ,_$.. ~ \• - l:;~
~ ,_,--;
)!.;... .)- 01-•
\..:...... ,, ,

"Bir adam devesini Allah yoluna vakfetti. Peygamber (s av), onun uzerinde
19
hacmm ta'?tnmasm1emretti."
EbO Yusuf (rh a) der ki: "Tum Allah' in nzas1n1 kazand1ran ~eyler (taatlar)
Allahu Teala yolundad1r." Ancak bu sbz, hic;bir kay1t getirilmeden ku\lanild1g1nda,
insanlar yaninda, sava~c;llar kastedilir. Biz Hanefllere gore, sava~c;ilann zenginlerine
zekat verilmez. $afil (rh.a.) ise, Peygamber (s a.v )'in ~u hadisine dayanarak zekat1n
sava~c;1lann zenginlerine verilebilecegini soyler:
,, ~ .. .J .. .,. t .,,
~ )ll~ dj~\ ~)I

"Zekat, '?U be'? grup hari<;, zenginlere he/al olmaz. " 20


Bu be~ grup ic;inde, Allah yolunda sava~an kimse de sayllm1~t1r. Biz Hanefller
deriz ki; buradaki zenginden maksat, beden gucu nedeni ile zengin oland1r.
Kazanma gucu, mala sahip olmakla degil, beden sayesinde has1I olur. $u hadis
buna delildir;

18
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/299; lbn Hibban, Sahih, 11/97; Hakim, Mustedrek, 11/236; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, 'IJ272.
19
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/285.
20
lbn Ebo ~eybe, Musannef, 11/426; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/56; Ebo Davud, Zekat 25; lbn
Mace, Zekat 27; lbn Huzeyme, Sahih, IV/69; Hakim, Mustedrek, 1/566.
14_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'I-Mebsut

"Zekat1, on/arm fakir!erine ver. "21


Yolcular "Yo Icu" (lbnu's-Sebll) uzakta bulundugu ic,;in, mal1 ile ili~igi kesik olan ki~idir.
Sebll, yol anlam1ndad1r. Yolculuk yapmakta olan herkese lbnu's-sebll denilir.
Nitekim fakire; lbnu'l-fakr, zengine de lbnu'l-gina denilir. Yolcu, asl1nda mala sahip
alma ac,;1sindan zengindir. Malina zekat gerekir. Eline mal gec,;tigi zaman zekat1n1
vermekle emrolunur. Arna o, ~u durumda fakirdir. Bu bak1mdan ihtiyac1ndan
dolay1 o anda kendisine zekat verilebilir.
Bu sin1flar, biz Hanefi'lere gore, kendilerine zekat verilebilecek ki~ilerdir. Zekat
almaya hak kazanm1~ kimseler degildir. Dolay1s1yla bunlardan sadece birine
verilmesi caizdir. $afil (rh.a.)'ye gore ise, bunlar zekat almaya hak kazanm1~
kimselerdir. Oyle olunca da her birinden Lie,; ki~i olmak uzere yedi s1nifa
verilmedikc,;e zekat caiz olmaz: $afil, (rh a.) yukanda gec,;en ayete (et-Tevbe, 9/60) ve ~U
hadise dayanir:

j) ._fa-~_; ~ 'J j -;.i~ ·:11. ~· 'h .:;.i~:w,JI J ~J. ~ J~ .11 0~


. - 1.+=• •;-
.~·i
,) ~
- . -.~ !
~y ~

"Allahu Tea/a zekatlarda Al!ah'a yakm hir;bir melegin ve g6nderilen hir;bir


peygamberin taksimine raz1 olmad1. Onun taksimini yedi kat semanm usWnden
kendisi ustlendi. "22
$afil (rh.a.) dlnin emrini, kullann emrine k1yas eder. $oyle ki; bir kimse mal1nin
uc,;te birini bu s1n1flara vas1yet etse, bunlardan baz1lannin vas1yetten mahrum
edilmeleri caiz degildir. $ari'in emrinde de durum ayn1d1r.
Biz Hanefi'lerin delili ise ~u ayettir:

"Eger sadakalan (zekatlan ve hay1rlan) ac,;1ktan verirseniz ne ala. Eger onu


fakirlere gizlice verirseniz i~te bu sizin ic,;in daha hay1rl1d1r." (el-Bakara, 2/271)
Peygamber (s.a.v.), Muaz b. Cebel (r.a.)'e;

~ljii
_, .
J U..>J
"Zekat1 on/arm fakirlerine ver" 23 buyurmu~tur.

21
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/233; Buhari, Zekat 62; Muslim, Iman 29; EbO DavOd, Zekat 5; Tirmiz1,
Zekat 6; Nesai, Zekat 1; lbn Mace, Zekat 1.
22
Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir, V/262; Darekutni, Sunen, 11/137; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, V/367.
23
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/233; Buhari, Zekat 62; Muslim, Iman 29; Ebo DavOd, Zekat 5; Tirmizi,
Zekat 6; Nesai, Zekat 1; lbn Mace, Zekat 1.
Zekat Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ I S
Omer (r.a.) bir tek adam1n ailesine zekat gondermi~tir. lbn Abbas (r a.) ve
Huzeyfe b. el-Yeman (r.a.)'dan da boyle rivayet edilmi~tir. Daha once de
belirttigimiz gibi, zekatta ama~, muhta~ olanin ihtiyac1n1 gidermektir. Bu ise bir
ki~iye vermekle de meydana gelir. Bu a~1dan dlnin emri, kullann emirlerinden
aynllr. Cunku bunlarda, anlam degil, laf1z goz onune alin1r. Bazen kullann emirleri,
ovguye deger bir hikmetten uzak olabilir. Dlnin emirleri ise oyle degildir.
Zekat1n verilecegi yerlerle ilgili ayet hakk1nda, lbn Abbas (r.a.) ~oyle demi~tir:
"Bu ayette kastedilen ~ey, zekat1n verilebilecegi yerleri bildirmektir. Bunlardan
hangisine verilirse yeterli olur." Nitekim Allahu Tea la namazda Kabe'ye yonelmeyi 13111 1
emretmi~tir. Ki~i, Kabe'nin bir k1sm1na yonelirse emre uymu~ olur. Gormez misin
Allahu Teala zekat verilecek s1n1flan, ihtiya~ bildiren ozelliklerle anm1~t1r. Bundan
anl1yoruz ki maksat, muhta~ olan1n ihtiyacin1 gidermektir.
Henuz tarlaya ekilmemi~ ekinin ve ortaya ~1kmayan meyvenin o~runu
Ekilmemi~
onceden vermek caiz degildir. ekinin,
~1kmam1~
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore ~i~ekten ~1kmadan (durumeden) meyvenin
once, meyvelerin o~runu vermek; caiz degildir. o~r(i

EbO Yusuf (rh.a )'a gore bu caizdir. 0, e/-/m/a'da buna deginmi~tir Cl.inku
onunla, farz olma aras1nda sadece belli bir zamanin ge~mesi kalm1~t1r. Oyleyse o,
nisap tamamland1ktan sonra, zekatta acele etmek gibidir, demi~tir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.) ise ~oyle derler: O~ru gerektiren neden
bulunmamaktad1r. cunku 0 anda var olan aga~lann mulkiyetidir. 0 da o~run farz
olma nedeni degildir. Oyle ki sahibi onlan kesecek olsa bir ~ey vermesi gerekmez.
Gerekme nedeni bulunmadan hakta acele etmek caiz degildir. Nisap
tamamlanmadan once zekatta acele etmek gibi.
Ekini ekmeden once o~runde acele etmek ittifakla caiz degildir. Cl.inku arazi,
o~run farz olmas1na neden degildir. Ekin ile, o~run farz olu~u aras1nda, sadece belli
bir zamanin ge~mesi degil, ayn1 zamanda ekim i~i de vard1r. Ekinin bitmesinden
sonra acele etmek ise ittifakla caizdir.
Ekildikten sonra bitmeden once, EbO Yusuf (rh a )'a gore caizdir. Cl.inku
bununla, o~run farz olu~u aras1nda sadece belli bir zaman1n ge~mesi kalm1~t1r.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise caiz degildir. Cl.inku neden
bulunmamaktad1r. Yerdeki tane, kupteki gibidir. O~run farz olmas1na neden
degildir.
Bir kimse zekat1n1; ~ocuguna, ~ocugunun ~ocuguna, ana-babas1na,
Zekilt
dedelerine veremez. Aynca, zekat yukumlusune dogum yoluyla nisbet edilen veya verilmesi
onun, dogum yoluyla bagland1g1 herkese zekat1n verilmesi caiz degildir. Cl.inku ciliz
olmayan
vermek; veren kimsenin, verilen maldan yarannin kesilmesi ile tam verme olur. ki~iler
Oysa babalarla ~ocuklar aras1nda yarar ili~kisi vard1r. Allahu Teala ~oyle buyuruyor;
16 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
~ ~~~)I r+-1 ei_,J.li 'i f5.iLqlJ f53t;i'
"Baba/ann1z ve ogullann1zdan hangisinin size yarar baktmmdan daha yakm
o/dugunu bilmezsiniz... " (en-Nisa, 4111)

Onlara vermekle, verme tam verme olmaz. Bunlann d1~1ndaki akrabalara


vermekle, verme, tam verme olur. Onlara vermek sila-1 rahim de say1ld1g1 i~in daha
erdemlidir.
Ki~i zekat1n1, kolesine, mudebberine (ozgurlugunu kendi olumune baglad1g1
kolesine), ummu veledine (kendisinden ~ocuk dunyaya getiren cariyesine)
veremez. Cunku bunlar, onun mal1d1rlar. Kazan~lan da ona aittir. Mukatebine
(belirli bir bedel kar~1l1g1nda ozgurlugunu vermek i~in anla~ma yapt1g1 kolesine) de
veremez. Cunku mukatebin kazanc1 da onunla efendisi arasinda ask1dad1r.
Dolay1s1yla ona vermekle, verme tam olmaz. Ba~ka bir zenginin mukatebine
vermek boyle degildir. Cunku burada, verenin yaran verdigi ~eyden kesildigi i~in,
verme i~i, tam verme olmu~tur. Aynca verilen malda, zengin i~in mulkiyet hakk1
dogmam1~t1r. Hemen tasarruf etme yetkisi de yoktur.

E~leri lnsan, zekat1n1 e~ine de veremez. cunku verme, tam bir verme olmaz.
birbirine
zekatlanm
Hanim1n mal1, bir a~1dan kocas1na aittir. Allahu Teala:
verir mi?
"t.? t
A. ~~ ~~
. !.1-.l>-,JJy
":i..

"Seni fakir bu/up, zengin etmedi mi?" (ed-Duha, 93/8) buyurmu~tur.

Peygamber (s.a.v.)'in, e~i Hatlee (r a )'nin mal1 ile zengin edildigi soylenmi~tir.
$afil (rh.a.)'ye gore, kocan1n, hanim1 lehindeki tanikl1g1nin caiz olu~una binaen,
kans1na zekat vermesi caizdir.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore; han1m kocas1na zekat veremez. Ebu Yusuf ve
Muhammed (rha)'e gore verebilir. Onlar, Abdullah b. Mes'Od (ra.)'un e~i Zeyneb'in
[3/12] hadisini delil alm1~lard1r. 0, Resulullah (s.a v )'a kocas1na zekat verip veremeyecegini
sordu. Bunun uzerine 0 (s.a.v.);

.4i.aJ1
, ?. l·
' ' J ~:waJI
. l , 1~. .}· )~
,. '-)?.
?. I, • ~ '-

"Bu caizdir. Sana; biri sadaka digeri st/a (akrabayt gozetme) sevabt olmak
Ozere iki sevap vardtr" buyurdu. 24
Aynca kannin, kocas1n1n mal1nda hakk1 yoktur. Dolay1s1yla karde~lere
verilmesinde oldugu gibi, kocaya verilmesinde de verme, tam verme olur. Daha
once belirttigimiz gibi, kocan1n kans1na vermesi durumu bunun aksinedir.

24
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/363; Buhar1, Zekat 48; lbn Mace, Zekat 28; Taberiln1, el-Mu'cemO'l-
kebir, XXIV/285; Beyhak1, es-SOnenu'l-kObra, Vll/28.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 17
Ebu Hanlfe (rh.a) ~oyle der: E~, (hanim) dog um akrabal1g1nin asl1d1r. Sonra, bu
as1ldan dogan ~ocuklar ile asl1n birbirlerine zekat vermeleri caiz degildir. 0
durumda as1llarin da birbirine zekat vermesi caiz olmaz. Gormez misin; kan
kocadan her biri digeri hakk1nda tohmet altinda tutulup, birbirleri lehindeki
tanikl1klan kabul edilmez. Aynca dogum akrabal1g1nda oldugu gibi mirastan
yoksun b1rakma (hacb) olmaks1zin ikisinden her biri digerine miras~1 olur. Zeyneb
Zengine ve
(r a) hadisinde ge~en sad aka, nafile sadaka diye yorumlanm1~t1r. Nitekim 0, eli dar kii~iik
bir kad1nd1. lnsanlara i~ yapar ve kazanc1ndan sadaka verirdi. Biz de bunu ~ocuguna
zakat
soyluyoruz. Kan kocanin birbirine nafile sadaka vermesi caizdir. verilmesi
Durumunu bildigi durumda zengin birine veya zengin birinin ku~Ok ~ocuguna
zekat vermek de caiz degildir. c;:onku zekat verilecek ki~inin fakir olmas1 gerektigi
ayetle belirtilmi~tir.
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore bir kimse zekat1n1 zengin birinin fakir
Zenginin
e~ine veya ergen fakir k1z1na verirse; bu caizdir. c;:onku o zekat1 fakire vermi~tir. fakir
Kad1n1n zenginden nafaka alma hakkinin olu~u onu zekat verilecek ki~ilerin biri kansma
zekiit verilir
olmaktan ~1karmaz. Nitekim bir zenginin, nafakas1n1 vermek zorunda oldugu fakir mi?
k1z karde~i de boyledir. Ebu Yusuf (rh a.)'a gore zenginin fakir e~ine veya ergen
fakir k1zina zekat vermek caiz degildir. c;:onku o, ittifakla zenginden nafaka alma
Hii~im
hakk1 olmas1ndan dolay1 ihtiyac1 kar~llanm1~ bir kadind1r. Bu, bir zenginin ku~Ok ogutlarma
~ocugu gibidir. zekiit
verilmesi
Durumunu bildigi durumda Ha~imogullan'ndan (Peygamber (sav)'in
mensubu oldugu sulale) birine veya onlardan birinin ozgur k1linm1~ kolesine de
zekat verirse bu caiz degildir. c;:onku Peygamber (sa v.);
- I " l ,,, ,,
~
- J'l -
,. .. J ~
~ ,, ~.i.:JI u;.-
1-: '1

"Muhammmed'e ve Muhammed ailesine zekat he/a/ degildir. "25


buyurmu~tur.

lbn Abbas (ra.)'dan rivayet edildigine gore; Peygamber (s.a v ), el-Erkam b.


Ebi'l-Erkam'1 zekat memuru olarak gorevlendirdi. Erkam, Ebu Rafi'in pe~inden
gelmesini istedi. 0 da Erkam'la birlikte Peygamber (s a.v )'e gel di. Peygamber (s.a v.);
· J.;t ~
rr- •:11 J.y·- ,j1:
: r-r ~ ~
l!J1 il....,ll. •\..0. --t o < J't;.; ;11 01~ y)
- ~ t.,F"! .r
T Lt. li-
"Ey EbO Rafi! Allah insanlann kirlerini Ha~imogullan ic;in c;irkin gordu.
~uphesiz bir toplumun ozgur kllmm1~ kolesi de onlardand1r. "26

25
Abdurrezzak, Musannef, IV/50; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/200; Muslim, Zekat 161; Eba Davad,
Hara~, 20; Nesal, Zekat, 95; lbn Huzeyme, IV/60.
26
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/8; Eba Davad, Zekat 29; Tirmizl, Zekat 25; Nesal, Zekat 97; lbn
Hibban, Sahih, Vlll/88.
18 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bu hukum, farz ve vacip olan sadakalar hakk1ndad1r. Nafile sadakalann ve
vak1flann Ha~imogullan'na verilmesi ise caizdir. Bu, en-Nevadir'de, Eba Yusuf (rh.a.)
ve Muhammed (rh.a.)'den rivayet edilmi~tir. (unku farz olan zekatta, veren ki~i,
zimmetinden farz1 du~urerek kendisini temizler. 0 zaman kullanilm1~ su gibi,
verilen mal kirlenir. Nafile sadakada ise, veren ki~i uzerine bore; olmayan bir ~eyi
teberra etmi~tir. Suyla serinlenen ki~inin kulland1g1 su gibi, bununla, verilen ~ey
kirlenmez.
Bir kimse, durumunu bilmedigi bir zengine zekat1ni verirse baki11r. Eger
Yanh~hkla
zengine ara~t1rm1~ ve onun fakir oldugu kanaatine varm1~sa, yahut o kendisinden isteyip de
zekat vermi~se, yahut o fakirlerle birlikte oturmakta ise, sonra da onun zengin oldugu
vermek
ortaya c;1km1~sa, Eba Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh.a.)'e gore zekat caizdir.
Eba Yusuf (rh.a.)'a gore caiz degildir. Bu, $afil (rh.a.)'nin de goru~udur. (unku
veren ki~iye hata (ettigi) kesin olarak bellidir. Sadakalann verilecegi ki~iler,
zenginler degil fakirlerdir. 0 durumda bu, onun ic;in yeterli olmaz. Bu, bir su ile
abdest al1p da sonra onun pis oldugunu ogrenen ki~inin veya bir olay hakk1nda
ictihad1 ile hukmedip de sonra onun aksine kesin delil bulan bir hakimin durumuna
benzer.
Eba Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh.a )'in gerekc;eleri ~udur: Zekat
(3/13] yukumlusunun gorevi, kendi kanaatince fakir olana vermektir. O da bunu
yapm1~t1r. Dolay1s1yla verdigi ~ey zekat olarak caizdir. Bu, ki~inin ara~t1rarak k1ble
oldugu sonucuna vard1g1 yone dogru namaz ki11p da, sonradan k1blenin ba~ka
yonde oldugunu anlamas1 durumuna benzer. (unku gerc;ek zenginlik ve fakirlik
anla~1lmayabilir. Hatta ba~kas1 ~oyle dursun bazen insan kendi zenginligini bile
bilmeyebilir. Yukumluluk, ki~inin gucu oran1nda olur. Arna kesin delil boyle
degildir. (unku o ic; yuzune vak1f olunabilen ~eylerden biridir. Suyun temiz veya pis
oldugu da bilinebilir.
Zekat veren ki~inin, onu ogluna veya babas1na verdigi anla~1l1rsa, Eba Hanlfe
Yanh~hkla
kendi (rh a) ve Muhammed (rh a )'den gelen kuvvetli goru~e (Zahiru'r-rivaye'ye) gore bu
ogluna caizdir. lbn $Lica, Eba Hanlfe (rh.a )'den bu nun caiz olmad1g1 tarz1nda zay1f bir
zekat
verilmesi rivayet anmaktad1r. Bu rivayetin gerekc;esi ~udur: Nesep, gerc;ekten bilinebilen ve
hukmedilebilen ~eylerden biridir. Boyle olunca, verdigi ki~inin, kolesi veya
mukatebi oldugunun anla~1lmas1 durumunda oldugu gibi, burada da hata kesin
olarak ortaya c;1km1~t1r.
Kuvvetli goru~un delili, Ma'n lbn Yezid (ra.)'in hadisidir. 0, ~6yle demi~tir;

J Lfi1 LST) Lili J,~U y:?UI JS-~~ j Lgj~ f.-) J~ ~J..;. L/:r t!~
..t1 J , - 11 F; ,,:;:.\j .J1·l~
- • .J-'J'-!'~ -
~~'i .,..J1., Gl Lo,! U; '-F'-·- lJ- ..=_,~ J-l !l~I-~ Lo jili '-i'.e.)j- -
J '-i' · ;

...:.J.) Lo ~ ~j. 4 j .S~l Lo .iiJ 0M 4 jili ~ j ~~I ~


Zekat Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 19
"Babam birisine yerine harcamast ve fakir/ere dag1tmas1 i<;in zekatmt verdi.
Sonra, o adam o zekatt bana verdi. Babam onu benim e!imde gorunce, 'Oglum
onun sana verilmesini istemedim' dedi. Ben de ona; 'sana onu geri verecek
degilim' dedim. Durumu ResOlullah (s.a.v.)' a arz ettik. Peygamber (s.a.v.):
'Ey Ma'n! Aldtgm senindir.'
'Ey Yezid! Sana da niyet ettigin zekat sevabt vard1r.' "27 buyurdu.

Sonuc;ta Peygamber (s.a.v.), kari~1kl1k durumunda zekat1n c;ocuga verilmesini


caiz gormu~tUr.

Bunun gerekc;esi ~udur: Nafile sadakay1 c;ocuga vermenin caiz olu~u


gostermektedir ki, c;ocuga vermek ibadettir. Peygamber (s.a v) veren ki~iden, alma
hakk1 kazanilan ~eylerin c;ogunu, kari~1kl1k durumunda caiz alma ac;1s1ndan tUmu
gibi kabul etmi~tir.
Kendisine zekat verilen ki~inin, Ha~iml oldugunun veya zimml oldugunun
anla~1lmas1 durumunda da bu iki rivayete ait hukum gec;erlidir. (:unku gerc;ek
anlamda kufru anla~ilabilir ve ona kesin olarak hukmedilebilir.
Eger verilen ki~inin harbl (Musluman olmayan ulke vatanda~1) oldugu ac;1ga Yanh~hkla
c;1karsa, Muhammed (rh a.) Kitabu'z-Zekat'ta, verilenin zekat olarak caiz oldugunu zekatm caiz
olmayan
soyler. Burada harbl ile ilgili hukmun, onun Islam ulkesinde guvence ile bulunan birine
birisi (muste'men) olmas1 durumunda da gec;erli olacag1 yorumu yap1lm1~t1r. (:unku verilmesi

o, zimml gibidir. EbO Yusuf (rha) Camiu'/-Beramike28 'de EbO Hanlfe (rh.a.)'den,
bunun zekat olarak yeterli olmad1g1n1 rivayet etmi~tir. Bu rivayetin delili ~udur:
Harbl'ye bir ~ey vermek asla ibadet degildir. 0 durumda bunun, kari~1kl1k
durumunda ibadet kabul edilmesi imkans1zd1r.
Bir adama, eger borcu veya bakmakla yukumlu oldugu kimseler yoksa iki yuz
dirhemden daha fazla zekat vermek mekruhtur. Arna verilirse de caizdir. Bir
kimseye
Zufer (rh.a )'e gore iki yuz dirhem vermek caiz degildir. EbO Yusuf (rh a )'tan bir nisap
rivayete gore bir ki~iye iki yuz dirhem vermekte zarar yoktur, fakat iki yuz miktan
zekat
dirhemden fazla vermek mekruhtur. vermek

Zufer (rh a.) ~oyle der: Kendisine iki yuz dirhem verilen ki~i, o paray1 alma
s1ras1nda zengin olur. Bu da, zekat almanin caiz olu~una engeldir. Fakat biz
diyoruz ki; zenginlik, bir malin mulkiyete girmesiyle meydana gelir. Bu da, mal1n
kabzedilmesinden sonra dogan bir sonuc;tur. Dolay1s1yla zenginlik, verip alma
s1rasinda meydana gelmez. Bu bak1mdan, o, zekat almanin caiz olu~una engel
degildir. Zenginlik, alman1n pe~inden, almaya biti~ik olarak gerc;ekle~ir. Bu da

27
Darim1, Zekat, 13; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/470; Buhar1, Zekat 16; Taberan1, el-Mu'cemO'l-
kebir,XIX/441; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, Vll/34.
28
Ebo Yusuf'un gorO~lerinin derlendigi Nadiru'r-rivayet kitaplanndan biridir.
20_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
aralanndaki yak1nl1ktan dolay1 mekruh olmas1n1 gerektirir. Pislige yak1n oldugu
durumda namaz k1lan kimse gibi. Temiz bir yerde duruldugu ic;in namaz caiz, ama
pislige yak1n oldugu ic;in mekruhtur.
Ebu Yusuf (rh.a.) ~oyle der: lki yuz dirhemin bir k1sm1, fakirin o an ki ihtiyac1na
gidecektir. Kalani da iki yuz dirhemden azd1r. Dolay1s1yla onunla zenginlik niteligi
meydana gelmez. Ancak ona iki yuz dirhemden daha fazla verirse durum boyle
degildir.
[3/14) Biz Hanefllere gore zekat almaya engel olan zenginlik, ihtiyacmdan fazla iki
yuz dirhem gumu~e veya ona denk ba~ka mala sahip olmakt1r. Sufyan-1 Sevrl (rh a);
elli dirhem gumu~un zekat almaya engel oldugunu soyler.
$afil (rh.a.) ~oyle der: Zekat verilecek olan ki~inin bakmakla yukumlu oldugu
ki~iler varsa ve iki yuz dirhem ihtiyacm1 kar~1lam1yorsa, elinde iki yuz dirhem gumu~
olsa bile, ihtiyac1 oldugu ic;in ona zekat verilebilir. Bu, yolcuya benzer. Mali oldugu
durumda, ona zekat verme caizdir.
Sufyan-1 Sevri (rh.a.), Resulullah (s a.v.)'den rivayet edilen ~u hadise dayanir;
·t Gr>-
, '· J·1 GJ ~ -~l,:Aj1 - -- ~G ..:Ji.;.. ;;\;
· - i Y-
· oi1 ~·.&. j~ ..T~J I.)"-t.J1
- jL, Lr"
:-
.J
~· .) ~
.) _ ~
•·
. .; .. ""' .\.
~ 01JL;4111 J
-- -
.
-
,_ lJ
.. U"•
..
1 ··: 11 LA - l •
y-'.) .. i.J;""'
. -
Ju-=-;~J~
- ,'
. L.:. .15
J

"Bir kimse, dilenmeye muhtac; olmad1g1 durumda insanlardan dilenirse,


istedigi ~ey kwamet gOnQ yOzOnde t1rmalama izi (yara izi) durumunda ge/ir. "29
buyurdu, Kendisine, "Ya ResO!Ollah! Zenginligin ok;OsO nedir?" diye soruldu.
ResO/Ollah (s.a v.) "elli dirhem gOmO~e sahip olmak" 30 cevab1n1 verdi.
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gore bu hadiste kastedilen; dilenme ve
Dilenmenin
haramhg1 istemenin haram olu~udur. Zaten biz de boyle soyluyoruz.. Peygamber (s.a.v.),
Omer (r.a.)'e,
:-
Lr" ~ =· LS'i~ -~1 JLA t;\j•
__ y_
- ..
~};,_;.__;i, ~- ·1 'Y J- ~
• r-;-'
-. ~ « ~
.. ~
Jl.J11ll
- : !l0T t;
~

"Bu maldan istemeksizin ve goz dikmeksizin Allah 'm sana verdigini al. c;onkO
o Allah 'm ma/1d1r, diledigine verir. "31 buyurmu~tur.
Dilenmek ~u hadisi ~eriften dolay1 k1nanm1~t1r:

29
Hadis metnindeki huma~. hudO~ ve kOdO~ ayni anlamdadir. Kelimeler arasindaki "veya" edat1,
ravinin ~Ophesine i~aret i~indir . Yani Peygamber (s.a.v) bunlardan birisini soylemi~, ravi hangisi
oldugunu kesin hat1rlayamam1~t1r.
'
0
lbn EbO ~eybe, Musannef, 11/404; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/388; Ebo DavOd, Zekat 24; Nesa1,
Zekat 87; lbn Mace, Zekat 26.
31
lbn Hibban, Sahih , Vlll/195; Taberan1, el-Mu'cemO'l-evsat, V/111 .
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 21

"Dilenmek kulun son kazanodtr. "32 Yani k1yamet gunune kadar onun
horlugunda kal1r.
Bir kimsenin bakmakla yukumlu oldugu kimseler bulunmad1g1 gibi mal1 da
Giicii
olmasa fakat r:;al1~1p kazanmaya gucu yeten biri de olsa, biz Hanefllere gore yerinde
olana zekat
kendisine zekat vermek caizdir.
verilmesi
~afil (rh.a.)'ye gore caiz degildir. <:;:unku. Peygamber (s a.v ):
· •..~ .s..u_ ~ J- ~ L~ ~
.. :.1il.J.J:J1u-:-
.
c.?r .
"Zengine ve gur:;IU sag!tk/1 olana zekat a/mak he/al olmaz" 33 buyurmu~tur.
Bize gore bu hadisten maksat, isteme ve dilenmenin haraml1g1d1r. ResOlullah
(s.a v )'dan rivayet edilen ~u hadis de bu nu gosterir. Gormez misin Peygamber (s.a v)
zekatlan bolu~tUrurken iki ad am kalk1p, istemek ir:;in ona geldi. Peygamber (s av)
onlara bakt1, gur:;lu olduklann1 gorup;
> , ~ .. • >" '- , t." ;
~;k'-1 ' · !·:0p ~ w:J J>- ~ ~1 ~\

"Sizin onda hakkmtz yak. Ama eger istiyorsamz vereyim. "34 buyurdu.
Bunun anlam1, isteme hakk1n1z yak demektir. Gormez misin Peygamber (s.a.v.)
onlara vermeyi caiz gormu~tUr. ~oyle de denilmi~tir; Onceleri zekat alman1n
haraml1g1 bedenin kuvvetli olmasina bagl1 idi. Sonra bu hukum elli dirhem gumu~e
sahip olmakla kald1nld1. Sonra bu da kald1nld1. Nisaba sahip olmak hukmunde
karar k1l1nd1. Kald1ran hukmun kald1nlan hukumden daha hafif olmas1 ir:;in, biz
rivayetleri boyle yorumluyoruz. Nitekim Allahu Teala;

~~ ji ~
- A -;.>t. ,
Alacagm
"Biz bir ayetin hukmunu yurur!Ukten kaldmr veya onu unutturursak zekat
(erte/ersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bi!mez misin ki Allah her olarak
verilmesi
~eye kadirdir. " (el-Bakara, 21106) buyurmaktadtr. ~ekli

Bir ki~inin,
birisinden alacag1 olsa, o alacag1; mal1nin zekat1 olmak uzere bir
ba~kas1na ve ona bunu teslim almas1n1 emretse, verilen ki~i de alacag1 teslim alsa
bu, zekat yerine ger:;er. c;:unku zekat verilen ki~i, alacag1 teslim alma konusunda,
Ba~kasmm
alacakl1nin vekilidir. Buna gore al1nan para, mal sahibinin mulkiyetindedir. Sanki onaym1
almadan
zekatm1
32
Abdurrezzak, Musannef, Xl/95; Buhari, e/-Edebu'l-mufred, 1/328; Taberani, e/-Mu'cemu'l-kebir, verme
XVlll/339; Hakim, Mustedrek, 111/709; Heysem1, Mecmeu'z-zevaid, 111/280.
33
Abdurrezzak, Musannef, IV/11 O; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/164; Tirmizi, Zekat 23; Nesa1, Zekat
90; lbn Mace, Zekat 26; Hakim, Mustedrek, 1/565.
34
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/362, IV/224; Ebo DavOd. Zekat 24; Nesa1, Zekat 90; Heysemi,
Mecmeu'z-zevaid 11/288.
22 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
alacag1 kendisi teslim alm1~. sonra da zekat niyetiyle ona vermi~ gibi olur. Bu
ac;1dan, alacag1 degil de, elde mevcut paray1 vermi~ olur.
Bir ki~i ba~ka birinin mallnin zekat1 olarak, onun emri olmaks1z1n kendi
Ba~kas1
ad ma mal1ndan bir k1smin1 bir fakire verse, daha sonra adina zekat verilen ki~i ogrense ve
zekat
verme
buna raz1 olsa, bu onun zekat1 olarak yeterli degildir. c;:unku, i~in sonundaki rizas1,
ancak onay1na (icazetine) bagl1 (mevkuf) tasarruflarinda etkilidir. Oysa bu ki~i ad1na
sadaka verme, mevkuf degil, tam bir tasarruf olur. Dolay1s1yla digerinin raz1 olmas1
bu tasarrufa etki etmez.
Eger veren ki~i. bunu onun emri ile fakire vermi~se bu, zekat olarak ona
yeterlidir. <:;:unku adina zekat verilen ki~i. onun kendisine ba~vurmas1n1 ko~ul
koymu~sa, mal1 ondan bore; alm1~ say1l1r. Ba~vurmas1n1 ko~ul koymam1~sa ondan
hibe istemi~ olur. Fakir de teslim almada, zekat1 verilen ki~inin vekili olur. Once o
ki~i. sonra da kendi ad1na teslim alm1~ olur.

Ba~lang1c;ta zekat1 verilen ki~inin emrinin bulunmamas1, boyle degildir. Sonra


131151
burada zekat veren ki~i. zekat1nin verilmesini isteyen ki~iye, ancak bunun ko~ul
koyulmas1 durumunda ba~vurabilir. Arna birinin borcunu odemesi emrolunan ki~i
boyle degildir. Burada borc;lu ona. yapacag1 odeme kar~1l1g1 zimmetindeki borcun
mulkiyetini devretmeyi emretmi~tir. Dolay1s1yla ko~ul koyulmam1~ da olsa onun
borc;luya ba~vurma hakk1 vard1r.
Zekatta ise, yapacag1 odeme kar~i11g1 zimmetindeki bir ~eyin mulkiyetini ona
devretmi~ olmaz. lki mesele arasindaki fark ~u ~ekilde ac;1klanabilir; Bore;
meselesinde, borc;ludan borcu odemesi istenir ve hukuken odemeye zorlanir. 0,
borc;lunun emri ile odeme yapinca, borc;ludan, bu istek du~er. Boyle olunca da,
onun borc;luya ba~vurma hakk1 dogar. Zekat meselesinde ise, zekat borc;lusundan
zekat1 odemesi istenmez ve hukOken de zorlanmaz. Dolay1s1yla, emri ile, zekat1
veren ki~inin ba~vurma hakk1, ancak ko~ul koyulmu~sa sabit olur. Bu, ba~kas1na;
"falan1n bana verdigi hibeye kendi mal1ndan bedel ver" deyip, emredilen ki~inin
bedeli vermesine benzer ki o da ancak ko~ul koyulmu~sa ba~vurma hakkina sahip
olur.
Bir kimsenin, degeri iki yuz dirhem gumu~ degerinde, ticaret mal1 olarak, iki
Zekat
mah nm yuz olc;ek bugday1 olsa ve uzerinden bir yil gec;se, sonra degeri yuz dirhem gumu~e
degerinin du~se; eger zekat1n1 bugday olarak vermek isterse, k1rkta bir olan be~ olc;egini
du~mesi
verir. Bunda Hanefi imamlari goru~ birligi ic;indedir. Eger zekat1 deger olarak
vermek isterse, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore farz olu~ vaktini dikkate alarak be~
dirhem verir.
EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise yerine getirme vaktini dikkate
alarak iki buc;uk dirhem verir. Onlara gore kural ~udur: Farz olan zekat, malin bir
parc;as1d1r. 0 da k1rkta birdir. Bir hadiste;
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 23
·<"11 -·i r ~' t!J
r-:Y
- "I!~
Y

"Mallanmzm ktrkta birini veriniz" 35 buyurulmaktad1r.


Aynca farz olan zekat, onun mulkiyetinde bulunan malin ii;;indedir. Bu mal da
bugdayd1r. Ancak yukumluye, verecegi zekat1 kendi sei;;imiyle bugdaydan, degere
nakletme hakk1 taninm1~t1r. ister eksik olsun ister fazla, mal1n, sei;;im vaktindeki
degeri goz onune alin1r.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle der: Yil doldugunda verilmesi gereken, ya mal1n
kendisinin veya degerinin k1rkta biridir. Bunlardan biri yukumlunun sei;;imi ile
belirlenir. lki ~ey aras1nda serbest olan ki~i, bunlardan birini verdigi zaman, verdigi
sey zekat olarak belirlenmis olur. Bunun delili ~udur. Burada zekat1n farz olu~una,
degerin etkisi, malin kendi etkisinden daha fazlad1r. Oyle ki; mal ai;;1sindan nisap
ister tam olsun ister olmas1n, degeri nisap miktanna ula~t1g1 zaman, zekat vermek
gerekir.
Muhammed (rh a) e/-Cam/'de, bu mesele ile ilgili bir bolum ai;;m1~t1r. 0 eserin
~erhinde yazd1rd1klanm1z, burada soylediklerimizden daha fazlad1r. Hepsine gore
Allah haklan ile kul haklan aras1ndaki kurallan da orada belirttik.
Bahn
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, O~ur arazisinde olursa az olsun i;;ok olsun bala o~ur o~rii
vard1r. Zaten EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore o~urde nisap aranmaz.
EbO Yusuf (rh a )'a gore be~ veskten 36 az bala osur yoktur. Bu sozlerden
maksad1; bal1n degerinin, vesk denilen oli;;u birimi ile oli;;ulen maddelerin en
ucuzunun bes vesk'in1n degerine denk olmas1d1r. Meselenin ozeti sudur: Pamuk,
safran, ~eker ve bal gibi, miktan vesk'le belirlenmeyen seylerde, EbO Yusuf (rh a )'a
gore degerleri goz onune al1n1r.
Muhammed (rh.a.)'e gore, bu tUr mallann miktarlann1n belirlendigi birimlerin
en yukseginin be~ kat1 dikkate al1n1r. Soz gelimi pamukta be~ haml 37 , safranda be~
menn 38 goz onune al1nir. $ekerde de durum ayn1d1r. Balda da be~ fark dikkate [3/16)
al1nir. Bir fark 39 otuz alt1ntild1r 40 Bes fark da 90 menn eder. Nevadiru'/-Hi;am'da
boyle denilmektedir.

35
Eba DavOd, Zekat 5; Tirmizi, Zekat 3; lbn Huzeyme, Sahih, IV/34; Hakim, Mustedrek, 1/552; Beyhaki,
es-Sunenu'/-kubra, IV/134.
36
Vesk I..;..... _,Ji: Bir hacim oli;usu birimidir. 1 vesk = 165 litre (yakla~1k 132 kg.) bugdayd1r.
37
Haml 1µ1: 300 menne denk ag1rl1k birimi. Bir menn ise iki ritila e~ittir.
38
Menn /[,.JI: lki ritla denk du~en bir ag1rl1k oli;usu olup ulkelere ve devirlere gore farklil1k gosterir. 1
menn her biri 130 dirhem olan 2 ritla denktir. $er'1 miskalle 180 miskal (720 kg. ) Ilk bir agirl1k
birimidir. Kaynaklarda, 1612 yilinda Mekke'de kullan1lan mennin ag1rl1gin1n yakla~1k 1042,5 ve
1080,64 gr. arasinda degi~tigi soylenmektedir.
Fark !J_,AJI: Yoreye gore degi~iklik gosteren bir hacim oli;usudur. Medine'de 12,617 It., lrak'ta ise
39

yakla~1k 19 lt.dir.
24 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
EbO Yusuf (rh.a )'dan, e/-Ema/i'deki rivayete gore balda muteber nisap, on
nt1ld1r. On tulum (k1rba) oldugu da rivayet edilmi~tir. Nitekim bu anlamda hadis de
gelmi~tir.

Muhammed (rha)'in goru~unun delili ~udur: Hakkinda delil bulunmayan


meseleler, aralanndaki ortak anlamdan dolay1, hakk1nda delil bulunan meselelere
k1yaslan1r. Hakk1nda delil bulunan nisab da, vesk ile olc;ulenlerde be~ vesktir. Aynca
vesk, bu olc;u ile olc;ulen maddelerin olc;uldugu en yuksek birimdir. Buna gore,
nisab1 hakkinda delil bulunmayan mallarda da olc;uldugu birimin en yuksegine 41
itibar edilir.
EbO Yusuf (rh a) ise ~oyle demektedir: lctihatla nisap belirlenmez. Hakk1nda
delil bulunanlarda delil, bulunmayanlarda da goz onune al1nacak ~ey degerdir.
Nitekim zekat konusunda, saime (zekata tabii) hayvanlarla birlikte ticaret
mallannda durum boyledir.
Bir adama ait o~ur arazisinde, sahibi bilinmeyen anlar olsa, ba~ka bir adam da
gelip bu anlann bal1n1 alsa, bu bal arazi sahibine aittir. Ona o~ur gerekir. Arazi
ancil1k yapmak ic;in edinilmese bile, balin arazi sahibine ait olu~u ~u nedendendir;
Bal, adam1n mulkiyeti nedeniyle, hukmen ilk defa onun taraf1ndan ele gec;irilmi~
olur. Boylece o, kendi mulkunde olan ~eye sahip olmaya daha lay1kt1r. Bu mesele,
birisinin arazisinde yavrulayan bir ku~un yavrusunu, ba~ka birinin almas1
meselesinden farkl1d1r. Burada yavru, alana aittir. c;:unku ku~ bir yerde, yavrusunu
orada b1rakmak ic;in degil aksine guc;lendigi zaman onu uc;urmak ic;in yavrular.
Dolay1s1yla arazi sahibi yavruyu ele gec;irmi~ olmaz. Yavru, ilk kez alana ait olur. An
ise bir yerde bal1, orada b1rakmak ic;in yapar. Oyle olunca arazi sahibi onu,
mulkiyeti nedeniyle ele gec;irmi~ sayil1r. Bunun bir benzeri de bir arazide SU birikip
bu nedenle c;amur toplanmas1d1r. Bu c;amur arazi sahibine aittir. Arazi sahibine
o~run farz olma nedeni, balin, o~ur arazisinin urunu olmas1 ac;1s1ndand1r.

Muhammed (rha)'in, MebsOt'unun Kitabu'z-Zekat'1nda ~oyle denmektedir.


Dagda bulunan ceviz veya bademe o~ur verilmesi gerekir. EbO Yusuf
Dagdan
toplanan (rh a.)'dan gelen bir rivayete gore ise hic;bir ~ey gerekmez. O'nun gerekc;esi ~udur:
ceviz ve
Bunlar, av gibi sahipsiz (mubah) mallard1r. Halbuki o~run, o~ur arazisinin
bademin
o~ru urununden verilmesi gerekir. En kuvvetli goru~ olan dagda bulunan ceviz ve
bademlere o~run gerekli olmas1nin ac;1klamas1 ~udur: Bulunan ~eyin tamam1
kazanc;t1r. Dolay1s1yla Allah hakkin1n gerekmesi konusunda urunun kendi
mulkunde olmas1 ile ba~kasinin mulkunde olmas1 aras1nda hic;bir fark yoktur.
Nitekim madenlerin be~te birinde de hukum boyledir.

40
Jl. )1: Hem hacim hem de ag1rl1k i:ilc;OsO olarak kullanilm1~t1r. Ag1rlik i:ilc;OsO olarak 130
R1t1I I
dirhemdir.
41
Metinde, "en dO~OgO" anlam1na gelen ,_ ; .>1 kelimesi yaz1m hatas1d1r. Dogrusu Hamidiye Kut. No:
548, v.76 daki yazma eserde gec;en "en yDksegi" ~1 kelimesidir.
Zekat K1tab1._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2s
Bir kimse olu (<:;:unkuate elverissiz ve sahipsiz) bir araziyi islese; Ebu Hanlfe Olil araziyi
i~lemek i~in
(rh.a.)'ye gore devlet baskan1n1n izni ile ekip dikmi~se oraya sahip olur. Ebu Yusuf devletten
(rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise, ister devlet ba~kan1n1n izni ile olsun, ister izni izin alma
olmadan olsun arazi onundur. Onlar, Peygamber (sa.v)'in ~u hadisinin ac_;1k
anlam1na dayan1rlar:

"Kim 610 (<;Onkuate e/veri~siz ve sahipsiz) bir araziyi ekip dikerse (ihya ederse),
o arazi ona aittir. "42
Bu tUr ifadeler, $eriat sahibinin dilinde, neden bildirmek ic_;in kullanli1r. Bunun
bir benzeri de su hadistir:

~ ~ ~ ~~ ~; 1S J1h ~
"Bir kimse, kendisi ile as/a evlenmesi caiz olmayan (kale) bir akrabasma sahip
alursa a ozgurdur. "43
Peygamber (s av) ba~ka bir hadisinde de soyle buyurmustur.

~ ~ ~ ~ ~r-) j ~ ~}~1 ~~~ ~i :i1


"Haberiniz a/sun! Ad kavmine ait a/an (sahipsiz arazi) Allah'a ve Rasu!One
44
aittir. Sanra da a, benden size armagand1r. "
$eriat sahibinin izni olduktan sonra, art1k devlet yetkilisinin iznine gerek
yoktur. Ebu Hanlfe (rh a) de Peygamber (s a v.)'in baska bir hadisine dayan1r;
v LOl ' :: (,
,, - ~ -,
~tk
.
LO ~ I ~J.>-~
~1 - -
.\
..r='

"Her biriniz ic;in ancak, devlet ba~kanm gonul ha~nutlugu bulunan ~eylere
(sahip alma hakk1) vard1r. " 45
Bu hadisle, mulkiyetin kosulu, ac_;1kc_;a gorUlmektedir. Bu da devlet baskaninm
iznidir. Hadiste mulkiyetin nedeni ac_;1kc_;a goruluyor. 0 araziyi ekip dikmeye elverisli
duruma getirme (ihya)dir. Neden bulunduktan sonra sonuc_;, nedenin kosulunun
[3/17]
bulunmas1na bagl1d1r. Sonra insanlar, olu arazilere sahip olabilme hususunda
birbirlerine esittirler. Eger onu i~lemek ic_;in devlet ba~kan1n1n izni ko~ul koyulmam1~
olsayd1, insanlar aras1nda soz konusu araziler ile ilgili sonu gelmez kavga ve

42
lbn EbO Seybe, Musannef, IV/486; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/304; Ebo DavOd, Harac 35; lbn
Hibban, Sahih, Xl/613; Beyhakl, es-Sunenu'l-kubra, VV99.
43
Abdurrezzak, Musannef, IX/183; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vil S; EbO DavOd, ltk 7; Tirmizl,
Ahkam 28; lbn Mace, ltk 4; Hakim, Mustedrek, 11/233.
44
Safii, Musned, s. 1558; Beyhakl, es-Sunenu'/-kubra, Vl/143.
45
Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir, IV/20; Heyseml, Mecmau'z-zevaid, V/596; Nasbu'r-raye, IV/348.
26 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
anla~mazl1klar ~1kar, her biri bir bi::ilgeyi i~lemek isterdi. Boyle ~eylerde, karga~a
ate~ini si::indurdugunden dolay1, yetkinin devlete b1rakllmasinda kamu yaran vard1r.
Bu konu, i::ilu arazi'nin tan1m1 ile birlikte Kitabu'~-$irb de tekrar gelecektir. ln~allah
orada buradakinden daha geni~ a~1klama yapacag1z.

BE~TE BiR'iN VERiLECEGi YERLER


Bir kimse bir deflne 46 bulsa onun be~te birisini fakirlere vermesi caizdir. Devlet
Definenin
be~te birini ba~kan1 bunu i::igrendiginde, onun yapt1g1n1 onaylar. (unku bu be~te bir, fakirlerin
bulanm ve miskinlerin hakk1d1r. 0 da bunu hak sahibine ula~t1rm1~t1r. Bu ki~i, defineyi
dag1tmas1
bulmada, devletin korumas1na muhta~ degildir. Dolay1s1yla bu be~te bir, hukum
a~1s1ndan gizli mallann (emval-i bat1na) zekat1 gibi olur. Bulan ki~i bu mal1n
Be~te biri tamam1na muhta~sa, hepsini kendisi i~in tutabilir. Bu nun dayanag1, Ali (r a )'nin ~u
bu la nm
akrabalarma
si::izudur: "Eger onu, lranl1lar zaman1nda harabolmu~ bir ki::iyde bulursan, be~te biri
vermesi bize, be~te di::irdu sana aittir. Onun be~te birini de yine sana verecegiz." Aynca
bulunan definede be~te bir verginin gerekli olu~u, Muslumanlann uzerinde at
ko~turmasindan dolay1d1r. Bu nedenle be~te bir verme gi::irevi sadece bulana ait
olmaz. 0 da ba~kalan gibi, be~te birin 47 verilecegi ki~ilerden biridir.
Eger devlet ba~kan1, sava~ ganimetlerinin be~te birini, ihtiya~lanndan dolay1
sava~~1lara vermeyi uygun bulursa, verebilir. Be~te bir hususunda, define bulan da
aynen bi::iyledir. Ki~inin, buldugu definenin be~te birini ~ocuklanndan veya
babalanndan ihtiya~ sahiplerine vermesi caizdir. (unku onu, ihtiya~ durumunda
kendisine almas1 caiz olunca, ~ocuklanna ve babalanna vermesi i::incelikle caiz olur.
Bu, devlet ba~kaninin uygun bulmas1 durumunda ganimetlerin be~te birini
sava~~llann ~ocuklanna ve babalanna vermesinin bir benzeridir.

Toplanan hara~, tlim Muslumanlannd1r. Devlet ba~kan1, ondan, askerlerin


Haracm
harcanacag1 maa~lan veya Muslumanlann ugrad1klan felaketlere harcar. Ozetle, hazineye
yerler toplanan vergiler di::irt ~e~ittir.
1- Be~te bir: Bu, ~u ayette bildirilen yerlere harcan1r .
.;.1j .):?WJ ._..;ajlj .;ji1 IS:i!J ~~)l ~ ~Zit~.,.._:. ~ (::~ L;.;i 1_;ili1J~
~r'
"Bi/in ki, ganimet olarak a/d1gm1z herhangi bir ~eyin be~te biri; Allah 'a,
ResOWne, onun akrabalanna, yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her ~eye
hakktyla kadirdir." (el-Enfal, 8/41)

46
Define diye terceme ettigimiz "rikaz" kelimesi aslinda hem define hem maden manas1na gelir.
Kanaatimizce burada define anlam1ndad1r.
47
Sava~ta al1nan ganimetin, ban~ yoluyla du~mandan al1nan fey'in, i~letilen madenin ve Gayr-i
muslimlerden kalan definenin be~te biri, Kur'an'da belirtilen yerlere sarfedilmek uzere devlete aittir.
Buradaki" be~te bir" den maksat budur.
Zekat Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 27
Ata b. Ebl Rabah (r a.), ayette belirtilen, Allah'1n pay1 ile ResOlu'nun pay1n1n bir
oldugunu soyler. Katade (rh a.) ise, ayette Allahu Teala'n1n isminin, soze giri~ ir;in
an1ld1g1 kanaatindedir. ResOlullah (s av.) zaman1nda devletin ald1g1 be~te bir vergi,
be~e taksim edilirdi. Sonra biz Hanefl'lere gore, vefat1yla ResOlullah (s.a.v)'in pay1
du~tU.

~afil (rh.a.)'ye gore o pay, ResOlullah (s av )'dan sonra gelen her hallfeye verilir. Ganimette
c;:unku onlar, onun yerine ger;mi~lerdir. Gelen elr;ilere ve heyetlere hediye vermek Peygamber
{s.a.v)'in
gibi Peygamber (s av )'in ihtiyar; duydugu ~eylere onlann da ihtiyar;lan vard1r. pay1
Biz Hanefllerin delili ~udur: Ra~it hallfeler (r a.) bu pay1 almam1~lard1r. Demek ki
bu pay, peygamberlik nedeniyle, ResOlullah (sa.v.)'a ait idi. Ondan sonra hir; [3/18]
kimseye ger;memi~tir. Bu, Peygamber (s.a v )'in sava~ ganimetleri aras1ndan kendisi
ir;in ser;tigi ~eye (safiyy) benzer. Biz Hanefl'lere gore, Peygamber (s a v.)'in
akrabalannin pay1 da, onun vefat1 ile du~mu~tUr. Bunun ar;1klamas1, Kitabu's-siyer
de gelecektir. Geriye bu be~te birinin verilecegi yerler olarak yetimler, yoksullar ve
yolcular kalir. Bir hadiste belirtildigine gore, Ra~it halifeler (r.a.), bu be~te biri
yetimler, yoksullar ve yolcular olmak ijzere ur;e payla~t1rm1~lard1r.
2- Zekatlar ve o~ur: Bunlann verilecekleri yerleri, daha once ar;1klam1~t1k.
3- Harar;, cizye, ve Beno Taglib'den (Hicazda ya~ayan Hristiyan bir arap
kabilesi) al1nan vergiler, o~ur memurunun, kendisine ugrayan zimml ve harblden
ald1g1 vergiler: Bu gruba giren vergiler, Muslumanlann ugrad1klan felaketlere
sarfedilir. Askerlere ve ailelerine, yetecek kadar verilir. c;:unku onlar kendilerini Devi et
cihada ve Muslumanlan, mu~riklerin ~errinden koruma i~ine vermi~lerdir. Boyle memurlarmm
maa~1
olunca ihtiyar;lan, Muslumanlann mallanndan kar~1lanir. At ve silah tedariki,
s1n1rlan korumak, koprulerin yap1m1 ve bak1m1, bent yapmak, buyuk nehir
yataklanni kazmak, hakimlerin, muftUlerin, muhtesiplerin (esnaf1 denetleyen, ticari
hayat1n duzenini saglamaya r;al1~an gorevliler), ogretmenlerin ve mesailerini Allah
nzas1 ir;in Muslumanlann i~lerine veren tUm gorevlilerin ger;imleri bu r;e~it
gelirlerden kar~1lan1r.
4- Hir; varis b1rakmadan olenin mlras1 veya sadece e~ini (kans1n1 ya da
kocas1n1) varis b1rakarak olenin e~inin pay1ndan artan terike hazineye verilir.
Buluntu mal1 hir; kimse bilemezse, o da bu fasla konulmak uzere hazineye
verilir.
Bu gruptaki gelirler, ailesi taraf1ndan terkedilen ve kimin oldugu bilinmeyen
Sokak
r;ocuklann nafakas1na, hir; mal b1rakmadan olen Muslumanlann olulerinin ~ocuklarmm

kefenlenmesine harcan1r. Muhammed (rha)'in: "Devlet ba~kan1n1n, gelirleri, hak ve fakir


kimselerin
sahiplerine harcarken Allah'tan korkmas1 gerekir. Sadakalardan hakkin1 verip, cenaze
masraflari
kendisinin ve bakmakla yukumlu olduklann1n ihtiyar;lanni gidermedigi hir;bir yoksul
b1rakmaz" sozunun anlam1 i~te budur.
28 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
Kitabu'I-Mebsiit

Fonlar
Eger baz1 Muslumanlar ihtiyac; ic;ersinde iseler ve hazinede zekattan toplanan
aras1 bir mal yoksa, devlet yetkilisi yoksullann ihtiyac;lann1, hara<; fonundan kar~llar. Bu,
aktarma
zekat fonuna bor~ yaz1lmaz. C::Onku daha evvel a~1klad1g1m1z Ozere, hara~ ve hara~
anlaminda olan gelirler, Muslumanlann ihtiya~lanna harcan1rlar. Arna devlet, hara~
fonunda para yok iken askerlere maa~ verme ihtiyac1 duyarsa bunu zekat
fonundan kar~1lar. Bu, hara~ fonuna bor~ yazi11r. C::Onku zekat, fakirlerin ve
miskinlerin hakk1d1r. Devlet ba~kani bundan ihtiyaca binaen ba~ka yerlere harcarsa
bu, fakirlerin, harcanan ki~ilerin hakk1 bulunan fondan alacag1 olur. Bu da, hara~
fonudur.
Beno Taglip'ten al1nan vergiler harac1n verildigi yerlere verilir. Bunun
gerek~esini daha once a~1klam1~t1k.

Bir belde halkindan al1nan zekatlar, o bolgenin yoksullanna verilir. Nitekim


Zekatm
ba~ka yere ResOIOllah (s av), Muaz b. Ce be I (r a )'e boyle emretmi~tir. lbn Mubarek (rh.a.), Ebo
nakli
Hanlfe (rh.a )'nin "Akraba hari~, bir bolgenin zekat1, ba~ka bir bolgeye
gonderilmez" dedigini rivayet etmi~tir. Bunu daha once a~1klam1~t1k. Arna o
bolgede muhta~ kalmam1~sa ve oranin yak1n1nda muhta~lar varsa, bu zekata
(3/19] yak1nl1klanndan dolay1, onlar ba~kalanndan daha ~ok hak sahibidirler. Devlet
ba~kan1n1n, bunlann d1~1ndaki ihtiya~ sahiplerine de verme yetkisi vard1r. Yukumlu
ki~i, ba~ka bir bolgeye gonderirse bu da caizdir. Arna mekruhtur. Bu konunun
a~1klamas1 daha once ge~ti.

Bir kimse zengin olsa, ama bunu kabul etmese ve ismi defterde bulunmasa ve
bu ki~i Muslumanlara ait bir hizmet gormese, kendisine hara~tan bir ~ey verilmez.
c;:onku o, kendisine kazan~ saglamak i~in, ~al1~makta, Muslumanlar i~in bir hizmet
gormemektedir. Dolay1s1yla onlann mal1ndan hi~bir ~ey almaya hakk1 yoktur.
Devlet ba~kan1nin ihtiyac1n1 kar~1layacak miktarda maa~1, hazineden kar~llan1r.
Devlet
ba~kanmm Ona tatmin edecek kadar maa~ takdir edilir. Bunun delili ~udur: Rivayet edildi ki,
maa~1
Omer (r.a ), EbO Bekir (r.a.)'i, ha life olduktan sonra, ailesine ait bir eway1 ta~1rken
gordu. "Ey ResOIOllah'in halifesi ! Nereye?" dedi. EbObekir: "c;:ar~1ya, ihtiya~lanma
harcamak i~in aileme ait bu e~yay1 satacag1m" dedi. Omer (r.a.) ashab1 toplad1 ve
hallfeye her gun i~in, -farkl1 rivayetlere gore- iki tam iki bolo u~ 2 2/3 veya o~ tam
iki bolo Q~ 3 2/3 dirhem maa~ takdir edildi. Ancak EbObekir (ra) vefat ederken,
Ay~e (r.a.)'ye ald1g1 maa~1n tOmunu hazineye geri vermesini vas1yet etti. Hatta Omer
(r a.) kendisine:" Ey EbObekir! Allah sana rah met etsin. Andolsun ki kendinden
sonra geleni s1kint1ya soktun" dedi.
Omer (ra) halifeligi doneminde hazineden ihtiyac1n1 kar~llayacak kadar maa~
al1rd1. Rivayete gore ~oyle derdi: "Her gun, deve kesilir, onun boynu Omer
ailesinindir." Osman (ra) varl1kl1 oldugu i~in hazineden bir ~ey almazd1. Ali (r.a.) ise,
hazineden maa~ al1rd1. Rivayet edildigine gore o ~oyle derdi: "~Ophesiz benim,
sizin mallnizdan alacag1m, her gun iki tas tirittir."
Zekiit Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 29
Ozetle diyebiliriz ki; devlet ba~kan1 zenginse, evla olani, hazineden bir ~ey
almamas1d1r. Arna muhtac_;sa kendisine ve ailesine yetecek kadar al1r. Nitekim
Allahu Teala yetimlere ait malda vasllerin hakk1 konusunda buna i~aret etmi~ ve
~6yle buyurmu~tur:

~~J;;.J~ j5W1 \~ JlS y. j I ;~!' h ~ JlS ~ j~


o_

Zengin olan (ve/1) iffetli olmaya c;a!t~sm, yoksul olan da (ihtiyac; ve emegine)
11

uygun olarak yesin. (en-Nisa, 4/6)


11

Fakir bile olsalar zimmllere (Gayr-i Muslim vatanda~a ) devlet hazinesinden bir
~ey verilmez. <::unku hazine Muslumanlarin mal1d1r. Onlardan ba~kas1na
harcanmaz. Ayn1 ~ekilde 6~ur memurunun zimmllerden ald1g1 vergiden de onlara
bir ~ey verilmez. <::unku onlardan alinan vergi, art1k Muslumanlann hakk1 olmu~tur.
Zimmiye
Baz1 alimler; zimml muhtac_;sa ve c_;al1~1p kazanmaktan acizse, hazineden ihtiyac1 devlet
kadar verilebilecegini soylerler. Delilleri ~u rivayettir: Omer (r a.), dilenen ya~l1 bir yard1m1
zimml gorup: Biz ona insaf11 davranmad1k. Kuvvetli iken ondan vergi ald1k. Arna
11

zay1f aninda kendisine bir ~ey vermiyoruz dedi. Adama hazineden maa~ baglad1.
11

Arna bu haber, ~azd1r 48 Alimlerimiz bunu, deli I olarak almam1~lard1r. Musluman


olmad1kc_;a zimmlye Muslumanlann mallarindan bir ~ey vermemeyi, onu lslam'a
te~vik etme yontemlerinden biri saym1~lard1r.

Ordu komutan1, ganlmetteki pay bak1m1ndan aynen er gibidir. Suvari ise Ordu
suvari pay1, piyade ise piyade pay1 alma hakk1 vard1r. <::unku Peygamber (s.a.v) komutanmm
ganimet pay1
kendi ganimet pay1n1, Muslumanlardan herhangi birinin pay1 kadar takdir ederdi.
Ondan sonra cihada katilan Ra~it halifeler (r.a.) de ayn1s1n1 yapm1~lard1r.
Peygamber (sav)'in ganimette uc_; tUr pay1 vard1. Bunlar; be~te birin be~te biri,
z1rh, kil1c_; ve cariye gibi kendisine sec_;ip alabilecegi ~eyler (safiy) ve askerlerden her
hangi birinin pay1 gibi bir pay. Be~te birin be~te biri ile safiy, sadece Peygamber
(sav)'e ozgu idi. Bunlan peygamberlik yetkisi nedeniyle al1yordu. Dolay1s1yla ordu
komutanlann1n boyle bir hakk1 yoktur. Peygamber (s.a v )'den sonra ona, sadece
ganimetteki pay kalm1~t1r Bu pay Peygamber (s av )'in ald1g1 gibi, ordu
komutanlarina aittir.
Dogrusunu en iyi Allah bilir.

48
~az/.:.t...:. rivayet;
guvenilir bir ravinin gerek zabt fazlalig1 gerek diger ravilerde aranan hususlar
a~1s1ndan kendisinden daha OstOn bir raviye aykin olarak tek ba~1na naklettigi hadistir.
30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
ZEKAT KONUSUNDA SEYREK KAR~ILA~ILAN BAZI MESELELER
[3/20] $emsu'l-eimme, Fahru'l-lslam EbO Bekir Muhammed b. EbO Sehl es-Serahsl
(rh.a.) dedi ki:4 9
Bu konunun ba? taraflarinda ele alacag1m1z meseleler, zekat konusunda daha
Nisaba once ac;:1klad1g1m1z ~u gene! kurala dayan1r:. Nisab1 tamamlama konusunda alt1n ve
ullta~may?.n .. gumu? paralarin, biri birlerine eklenmeleri, onlarin tek mal olma ozelliklerinden
a mm gumu~ 1e
tamamlanmas1 dolay1d1r. c;:unku alt1n ve gumu~ her ne kadar ?eklen iki ayri cins ise de, ?U
anlamda mal olma bak1mmdan tek cins say1lirlar:
a) Diger mallarin degerleri bunlarla belirlenir .
b) Bunlar mallann degerleri olma d1?mda arzu edilmez.
c) Mallann degerlileri ve miktarlari bunlarla bilinir. Zekat1n farz olu?U da, mal
olmaya itibarlad1r. Allahu Teala ~oyle buyurur:
t ,, ~ ;. $
..!. , .:._ ~ti· l~L!...IJ • . I!~ - - ! .11 - 'I . ~ .lJI '}..
"{(!_Jr--' J 0 - i r-- i..» ~ -"' ~ d- - JT
"Mallannda isteyene ve (isteyemedigi ir;in) mahrum kalana be/Ii bir hak
tamyanlar... "(el-Mearic, 70/24,25)
Nisab1n tam olmas1ni dikkate alma, zenginlik niteligi ic;:indir. Nitekim
Peygamber (sa v.);

~ ~ v- '11~l.;, '1
"Zekat ancak zenginlikten do/ay1d1r. " 50 buyurur.
Alt1n ve gumu~ para ile zenginlik, ayni niteliktedir. Nisabm tam olmas1n1
dikkate alma, verilmesi gereken zekat miktann1 bilmek ic;:indir. $u durumda, bu iki
para, kendilerinden verilmesi gereken zekat miktan konusunda tek bir ?ey
gibidirler. c;:unku bunlarda verilmesi gereken zekat, her durumda k1rkta birdir.
Ayni ~ekilde zekat1n farz olmasmda maldaki artma (nema) ozelligi de dikkate
al1nir. Zekat sadece, artma ozell igi bulunan (naml) malda farzd 1r. Zekat konusunda
nema, ticaret yoluyla olur. Bazen alt1n para ticaretiyle art1~ gumu~ten, bazen de
gumli? para ticaretiyle art1~ alt1ndan gerc;:ekle~ebilir. Dolay1s1yla bu ikisi art1?
bak1m1ndan ticaret mal1 gibidirler.
Ticaret mallari ~eklen farkl1 cinsten de olsalar, zekat hukmu bak1m1ndan
birbirlerine eklenirler . Paralar da aynen boyledirler. Gormez misin ki alt1n ve
gumu?un her birinin nisab1, digerinin nisab1n1n tamamland1g1 ?eyle tamamlan1r. Bu
da ticaret mal1d1r. 0 durumda bunlardan her birinin nisab1 da digeri ile

49
Bu cumle, Kitab1 not ederek yazanlara aittir.
50
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/230; Buhar1, Zekat 18; Muslim, Zekat 95; Nesa1, Zekat 53; lbn
Hibban, Sahih, Vlll/149 .
ZekatKitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3l
tamamlanir. Y1l1n yandan c;ogunu kamuya ait otlaklarda beslenerek gec;iren (saime)
hayvanlar ise boyle degildir.
EbO Hanlfe (rh a.)'nin kural1na gore, alt1n ve gumu~ten her biri digerine
degerleri esas alinarak eklenir.
EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a.)'e gore ise, ag1rl1g1 esas alinarak eklenir.
Bu iki imamin goru~unun gerekc;esi ~udur: Bunlan birbirine eklemekten maksat,
nisab1 tamamlamakt1r. Bu konuda deger goz onune al1nmaz. Nitekim bir kimsenin,
degeri 200 dirhem gumu~ tutannda on dinar (miskal) ag1rlig1nda alt1n1 olsa ona
zekat vermek gerekmez. Cunku goz onune alinan ~ey, mal olma ozelligidir. Altin
ve gumu~Qn mal olu~u, tart1 ac;1s1ndand1r. Peygamber (s.a.v) in ~u hadisi buna i~aret
etmektedir:

"Onun iyisi ve kotQsQ birbirine e~ittir. " 51


Tart1 dikkate al1nd1g1nda nisab1n tamamlanmas1, ancak ag1rl1k ac;1sindan
mumkundur.
EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~Qnun deli Ii de ~udur. Nisab1 tamamlamak ic;in farkl1
cins mallan birbirlerine eklemek, ticaret mallannda oldugu gibi, ancak deger goz
onune al1narak yapil1r. Cunku goz onunde bulundurulmas1 gereken ~ey; mal1n mal [3/21]
olma, sahibinin de zengin olma niteligi ta~1mas1d1r. Bu da ancak deger goz onune
al1narak anla~il1r. Alt1n ve gumu~ paralar kendi ba~lannda olduklannda, para
olmalanna bakilmaz. Arna biri digerine kar~il1k oldugunda deger goz onune al1n1r.
Gormez misin ki bir kimse, ba~ka birisinin kaliteli gumu~ten bir bilezigini k1rsa,
bunun alt1ndan degerini odemesi gerekir. Bunlar birbirlerine kar~1l1k oldugunda,
kul haklannda degerlerine bakild1g1na gore, birisi digerine eklendiginde Allahu
Teala hakk1nda da degerlerine bakil1r.
Bunu boyle belirleyince ~oyle deriz: Bir kimsenin sat1~ degeri yuz dirhem
gumu~e denk sekiz dinar ag1rl1g1nda alt1n1 ve 100 dirhem gumu~u olsa ve bunlann
uzerinden bir yd gec;se; EbO Hanlfe (rh a.)'nin goru~une gore ona zekat gerekir.
Cunku bu malin nisab1 deger yonunden 200 dirheme ula~m1~t1r.
EbO Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh.a) e gore ona zekat gerekmez. Cunku bu
mal1n nisab1, ag1rl1k ac;1s1ndan eksiktir. ~oyle ki bu ki~i. gumu~ten yan nisaba,
altindan ise be~te iki nisaba sahiptir. Bunlar topland1g1 zaman tam nisab1n onda
dokuzuna (9/10) sahip olur.
Yine EbO Hanlfe (rh a.)'den rivayet edilmi~tir ki; bir kimsenin 95 dirhem
gumu~u ve degeri be~ dirhem gumu~ olan bir dinar alt1n1 olsa; her dinar (alt1n)1n
degerinin be~ dirhem gumu~ oldugu goz onune alarak bu mala zekat gerekir.

51
Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/47.
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
c;:unku 95 dirhem gumu~un degeri, 19 dinar alt1n eder. Bunu, bir dinar alt1na
ekledigin zaman tamam1 20 dinar olur.
Bu rivayetle, EbO Hanlfe (rh a.)'nin kural1na gore bazen alt1n1n gumu~le, bazen
da gumu~un alt1nla degerlendirildigi ortaya ~1k1yor. Bu da, ihtiyatl1 davranmak ve
yoksullara yarar saglamak i~indir.
Bir kimsenin 150 dirhem gi.imi.i~i.i ve degeri 50 dirhem gi.imi.i~e denk
be~ dinar altm1 olsa, ittifakla ona zekat gerekir.
c;:unku bu durumda hem deger, hem de ag1rl1k bak1m1ndan nisap tamd1r.
c;:unku bu ki~i. gumu~ nisab1n1n dortte u~une ve alt1n nisab1n1n dortte birine
sahiptir. Ayni ~ekilde onun 15 dinar alt1n1 be~ dinar alt1n degerinde 50 dirhem
gumu~u olsa veya 1O dinar alt1n1 ve 1O dinar alt1n degerinde 100 dirhem gumu~u
olsa yine ittifakla zekat gerekir. c;:unku bu orneklerde alt1n ve gumu~ birbirine, ister
deger, ister ag1rl1k olarak eklensin nisap tamamlanmaktad1r.
Muhammed (rh a), MebsOt'unda, bu durumda zekat1n alt1ndan m1 yoksa
gumu~ten mi verilecegi konusuna yer vermemi~tir. Dogrusu, her birinin k1rkta
birini vermektir. c;:unku bunlann her birinden, verilmesi gereken miktann k1rkta bir
oldugu delille belirtilmi~tir. Peygamber (s a.v );
: ~i1 >•> ~-1\ .
r-""' CjJ • ..( ~

"Gi.imi.i~ dirhemde k1rkta bir zekat vard1r" 52 buyurmu~tur.


Omer (r.a.) de; "Mallann1zin o~urlerini getiriniz" demi~tir. Ote yandan, her bir
mal1n k1rkta birinin verilmesinde, hem mal sahibinin hem de yoksullann yaran
gozetilmi~ olur. Gormez misin ki uzerinden yil ge~tikten sonra, bu iki tUr maldan
birisi telef olsa, ona sadece digerinin k1rkta birini vermesi gerekir. 0 durumda her
iki tUrun bulunmas1 durumunda da boyle olur.
Bir kimsenin uzerinden bir y1I ge~mi~ 1.000 dirhem gumu~u olsa sonra ona
ba~ka 1.000 dirhem gumu~u eklese ve ikisini birbirine kan~t1rsa, sonra da bunun
1.000 dirhemi kaybolsa, kaybolanin hangisinde oldugunu bilmese kalandan 500
(3/22]
dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir. c;:unku bu malin yans1nda, yoksullann hakk1
vard1. Yans1nda ise henuz onlann hakk1 yoktu. Boyle olunca kaybolan k1sm1,
bunlardan birisine ait saymak, otekine ait saymaktan daha oncelikli degildir.
Dolay1s1yla, hem kaybolan, hem de kalan k1s1m, her iki maldan kabul edilir. Nitekim
ortak malda da kural budur. Bu durumda, zekat1 verilmesi gereken mal, 500
dirhem gumu~ olmaktad1r.

52
Buhar1, Zekat 38; Nesa1, Zekat 5; lbn Huzeyme, Sahih, IV/30; lbn Hibban, Sahih, Vlll/57; Hakim,
Miistedrek, 1/548; Beyhak1, es-Siinenii'l-kUbra, IV/85; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/237.
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 33
Arna ?U durum boyle degildir: Maida hem nisap hem de eksik k1s1m (vaks 53 )
bulunup bu mal1n bir k1sm1 telef olsa, EbO Hanlfe (rh a.) ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore
bu durum telef olanin tamam1 vakstan sayll1r. Ornegin bir kimsenin nisab1n
ustUnde 80 koyunu olsa ve bunlann uzerinden bir yll ger;tikten sonra 40 tanesi
telef olsa, geriye kalanlardan bir koyun zekat vermesi gerekir. c;:unku vaks, hem
ismen hem de hukmen nisaba tabldir. Vaks, ancak nisap tamamland1ktan sonra
soz konusu olur. i?te as1I ile tabinin belirtisi budur. Tabl, asla dayal1 olarak var olur.
Oysa asll1n tablye ihtiyac1 yoktur. Ote yandan burada, as1I ile tabl aras1nda bir
r;eli~ki yoktur. Telefin her iki maldan sayllmas1, ikisi aras1nda r;eli~ki bulunmasina
bagl1d1r.
Burada, iki binlikten her biri otekine tabl degildir. Boyle olunca ikisi aras1nda
r;eli?ki gerr;ekle?mi? olur. Dolay1s1yla telef olan k1s1m, her iki maldan telef olmu?
say11ir. Vaks meselesi, mudarabede, kar bulunan ana paraya benzer. Onun bir
miktan telef olsa, telefin tamam1 sadece kardan sayll1r. c;:unku kar, ana paraya
tabldir. Ayni ?ekilde iki ki~i aras1ndaki ortak maldan bir k1sm1 telef olsa, telef olan
da, kalan da her iki ortag1n paylanndan sayll1r.
Eger denilirse ki; "Nir;in mal sahibi bu iki mal1 kan?t1rma nedeniyle zekat
mal1ni tUketmi? say1lmad1? Boylece kul hakk1 goz onune al1narak zekat1 verilecek
mal1 oderdi. Nitekim bir kimse 1.000 dirhem gasbetse (zor kullanarak alsa) ve
bu nu kendisine ait 1.000 dirhemle kan~t1rsa, onu oder."
Cevab1m1z ?U olur: Gaspta; mal1 gasp edilen ki?inin hakk1, gasp edilen
dirhemlerin kendisindedir. Oyle ki, gasbeden gasbettigi dirhemleri yaninda tutup
onlann yerine ba~ka dirhemleri verme hakk1na sahip degildir. iki mal1 birbirine
kan?t1rmak, kan?t1nlan mal1n ayn1sina daha sonra ula?ilamayacag1 anlam1nda
tUketmedir. Arna zekat konusunda yoksullann hakk1, o malin degerindedir. Bunun
delili ?Udur: Mal sahibi isterse zekat1n1, elindekilerin d1~1nda ba?ka dirhemlerden
hatta ba?ka cins mallardan da verebilir. Bu kan?t1rmada, malin degerini yok etme
ve onu, yoksullann hakkina konu olmaktan r;1karma yoktur. Bundan dolay1, o iki
mal1 kan?t1rd1g1 ir;in hir;bir ?ey odemez.
Dirhemleri birbirine kan?t1ran ki?i, kalanlardan 1OO'unun eski dirhemlerden
oldugunu bi lip digerlerini bilemese 1OO'u ir;in iki bur;uk dirhem zekat vermesi
gerekir. <;;unku o bu dirhemlerin iki bur;ugunun yoksullann hakk1 oldugunu
bilmektedir. Geri kalanlan ise 19 pay edip, bunla nn dokuzunun zekat1ni verir.
1OO'u bilince geriye ?l.ipheli 1.900 dirhem kal1r. Her 100, bir pay kabul edildiginde;
on payda zekat yok, dokuz payda vard1r. Telef olan bu oranda telef olmu~, kalan
da ayni oranda kalm1? demektir. Onun ir;in, belli olan 100 r;1kt1ktan sonra kalan 19
paydan dokuzunun zekatin1 verecektir.

Vakas I ~j: Zekat hayvanlannda iki nisab aras1nda kalan adet. Be~ deve ile on deve arasinda kalan
53

alt1, dokuz gibi.


34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Eger kan~t1ran ki~i, 1OO'un sonraki dirhemlerden oldugunu bi lip de,
digerlerini bilemese; bu 1OO'den ona hi~bir ~ey vermek gerekmez. c;:unku bu nun
[3/23] uzerinden bir yli ge~memi~tir. Geri kalan on dokuz pay1n, 1O'unun zekat1n1
vermesi gerekir. c;:unku ~upheli olan, 19 payd1r. Bu nun 1O'u zekat1 verilmesi
gereken mald1r. Dokuzuna ise zekat yoktur. Bu iki maldan telef olan da kalan da
bu oranda olur.
Bir kimsenin 1.000 siyah dirhemi, 1.000 de beyaz dirhemi olsa ve yli1n
dolmas1ndan bir ay once beyaz dirhemlerden 25'ini zekat olarak verse; bu
meselede Li~ ihtimal ortaya ~1kar:
a) Beyaz dirhemler y1l dolmadan once telef olmu~ olabilir.
b) Beyaz dirhemler yli dolmadan once ba~kas1 taraf1ndan istihkak edilmi~
(birisi bu gumu~lerin kendisine ait oldugunu iddia edip bu nu ispatlam1~) olabilir.
c) Her iki tlir dirhem uzerinden de, tam bir yli ge~mi~ olabilir.
Y1l dolmadan beyaz dirhemler telef olup, siyah dirhemlerin uzerinden yli
ge~mi~se, verdigi 25 beyaz dirhem, siyah dirhemlerin zekat1 olarak yeterlidir.
c;:unku bu ki~i, yil doldugunda kendisine farz olacak zekat1 onceden vermi~tir. Bu
da siyah dirhemlerin zekat1d1r. Vakti gelmeden verilen bunun i~in yeterlidir. Bu,
siyah dirhemlerin uzerinden yli ge~tikten sonra onlann zekat1 olarak 25 beyaz
dirhem vermek gibidir. c;:unku zekat hukmunde beyaz ve siyah dirhemler tek cins
say1l1r. Bu yuzden, nisab1 tamamlamada bu ikisinden biri digerine eklenir. Tek
cinste goz onune alinacak ~ey, niyetin asl1d1r. Yarar saglamayacaksa, tek cinste
verilecek zekat1 belirleme niyeti dikkate al1nmaz. Bu mesele ~una benzer: Bir
kimsenin birka~ gun Ramazan orucu borcu olsa ve Per~embe ve Cuma diye hangi
gunun orucu oldugunu niyetinde belirtmeksizin, sadece kaza niyetiyle borcu
oldugu gunler kadar kaza orucu tutsa, bu onun i~in yeterlidir.
Bu mesele ~una benzemez: Be~ devesi ve kirk koyunu olan birisinin, y1l
dolmadan koyunlann zekat1 olarak bir koyunu verdikten sonra koyunlar telef olup,
develerin uzerinden bir yli ge~se, onceden verilen koyun be~ devenin zekat1 olarak
yeterli degildir. c;:unku deve ve koyun zekat hukmunde iki farkl1 cinstir. Bu yuzden,
nisab1 tamamlamak i~in bunlardan biri digerine eklenmez. Mallann cinsleri farkl1
oldugu zaman, zekat1 verirken sadece zekat1n asl1na niyet yeterli degildir, verilenin
hangi malin zekat1 olduguna da niyet edilmesi gerekir.
Yli dolmadan once beyaz dirhemler istihkak edilse, onceden verilenler, kalan
siyah dirhemlerin zekat1 olarak caiz olmaz. c;:unku onlan veren ki~i. ba~kas1na ait
bir mail vermi~ olur. Bu da, kendi mal1n1n zekat1 olarak yeterli olamaz. Nas1l yeterli
olsun ki, o yoksullara vermi~ oldugu dirhemleri sahibine odemek zorundad1r.
Yukandaki meselede ise, onceden verdigi zekat kendi mal1ndand1r. Malin telef
olmas1 ile pe~in verilen zekat1n o ki~inin mulku olmad1g1 anla~1lmaz. Oyle olunca,
onceden verilen, yli doldugu zaman verilmesi gereken zekat i~in yeterli olur.
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 35
Her iki gi.lmi.l~ i.lzerinden y1I ger;erse; bu Muhammed (rh.a.)'in el-MebsOt adl1
eserinin Nevadiru'z-Zekat'1ndaki rivayetine gore onceden verilen 25 dirhem, beyaz
dirhemlerin zekat1 olur. Oyle ki yil dolduktan sonra beyaz dirhemler telef olsa,
kalan siyah dirhemlerin zekat1 olarak 25 dirhem daha vermesi gerekir. 0, el
Camiu'l-Keb/r'de ~oyle der: Onceden verilen, beyaz ve siyah dirhemlerin ortak
zekat1d1r. Dolay1s1yla bundan sonra beyaz dirhemler telef olsa, kalan siyah
dirhemlerin yaris1 ir;in on iki bur;uk dirhem daha zekat vermesi gerekir.
Bu gori.l~i.ln delili ~udur: Her iki gruptaki dirhemlere zekat farz olunca, vakti
gelmeden once verilmi~ olan, yil dolduktan sonra verilen gibidir.
Beyaz dirhemlerin zekat1n1 y1I dolduktan sonra verirse, verilen ~ey sadece niyet
ettigi k1sm1n zekat1 olur. Y1I dolmadan verdiginde de boyledir. (i.lnki.l ikisine de
zekat farz oldugu zaman, r;eli~ki gerr;ekle~mi~tir. Biz, ikisinden birini tercih
konusunda onun belirleme konusundaki niyetini dikkate ald1k. Bu konuda
Peygamber (s.a v )'in ~u hadisine uymu~ olduk;

. e -: L;~• ./'·1~
u)"
l<"tlZl!.J' .;.,l!:JI
- -- .
LJW-~i lJi•
; , , ~

"Amel/er ancak niyetlere goredir, herkes ir;in ne niyet ettiyse o vard1r.... " 54
Dirhem gruplar1ndan birisinin, y1I dolmadan telef olmas1 ise boyle degildir.
(i.lnki.l orada, zekatin hi.lkmi.l konusunda iki grup dirhem arasinda r;eli~ki
gerr;ekle~memi~tir. (i.lnki.l zekat sadece birisinde farz olmu~, digerinde farz
olmam1~t1r.

el Camiu'l-Keb/r'dek1 rivayetin -ki dogru olan da budur- gerekr;esi de ~udur:


Daha once belirttigimiz gibi, beyaz ve siyah dirhemler zekat1n hi.lkmi.lnde tek bir 131241
cinstir. Dolay1s1yla verilen zekat1n hangi dirhem ir;in oldugunu belirtme niyeti
dikkate al1nmaz. Sanki verirken, sadece zekat vakti gelmeden vermeyi kastetmi~tir.
Dolay1s1yla onceden verilen 25 beyaz dirhem, iki gi.lmi.l~e de zekat farz olursa her
ikisi ir;in verilmi~ olur.
Bu, zekat1n y1I dolduktan sonra verilmesine benzemez. (i.lnki.l bu, ma\1
yoksulun hakk1ndan ar1nd1rmakt1r. $oyle ki zekat1n farz olmas1yla, o malda
yoksulun hakk1 dogar. Boyle olunca da, verdiginin beyaz gi.lmi.l~lerin zekat1 ir;in
olmas1na niyeti yararl1d1r. (i.lnki.l ki~i bu durumda, yoksulun siyah dirhemlerdeki
degil de, beyaz dirhemlerdeki hakkin1 odemek istemi~tir. Zekat1 y1\ dolmadan
vermek ise boyle degildir. (i.lnki.l orada, verilenin hangisi ir;in oldugunu
belirlemede, bu anlamda yarar yoktur.
Bu husus goz oni.lne alind1ginda, Eger beyaz dirhemlerin zekat1n1 y1I
dolduktan sonra verse, sonra da bunlar te\ef olsa, verilen para, siyah dirhemlerin

54
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/25; Buharl, Bede'ul-vahy 1; Eba DavOd, Talak 1 O; Tirmizl, Fedailu'l-
cihad 16; Nesal, Talak 24; lbn Mace, Zuhd 26.
36_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
zekat1 olmaz. Arna y1I dolmadan verse, sonra beyazlar telef olsa ve siyah
dirhemlerin uzerinden bir yil ge~se, verilen ~ey siyah dirhemlerin zekat1 olur.
Beyaz ve siyah dirhemler konusunda soyledigimiz ~eylerin hepsi, alt1n ve
gumu~un birlikte bulunmalan durumunda da ge~erlidir. Bir kimsenin 200 dirhem
gumu~u ve 20 miskal alt1n1 olsa; bu ikisinden birisinin zekat1n1 yil dolmadan once
veya yil dolduktan sonra verse bu mesele, butun bolumlerde daha once
anlatilanlar gibidir.
Buna gore birinin 1.000 dirhem kendisinde, 1.000 dirhem de ba~kas1ndan
alacag1 olsa; y1I dolmadan elindeki dirhemlerin zekat1n1 verse sonra, y1I
tamamlanmadan varolan dirhemler telef olsa, onceden verdigi zekat, alacag1n
zekat1 olarak yeterlidir. Elindeki dirhemlerin zekatin1, uzerinden bir y1I ge~tikten
sonra verir, sonra bu dirhemler telef olursa, bnceden verdigi zekat, alacag1n1n
zekat1 olmaz. (:unku o, farz olduktan sonra vermekle eldeki mal1n1 zekat
borcundan temizlemeyi ama~lam1~. bu amac1 da ger~ekle~mi~tir. Art1k bundan
sonra onceden verme bak1m1ndan maim elinde kalmas1 ile telef olmas1 aras1nda,
fark kalmam1~t1r. Fakat yil dolmadan verdiginde amac1, yil dolduktan sonra
kendisine farz olacak zekat borcunu du~urmektir. Yil dolduktan sonra ona farz
olan zekat da, alacagin zekat1d1r. Alacagin zekat1 olarak varolandan vermek
caizdir.
Bir kimsenin, ticaret i~in elinde tuttugu, herbiri biner dirhem gumu~
degerinde bir kolesi ve bir cariyesi olsa; bunlardan birinin zekat1n1 yil dolmadan
verse ve adina zekat verdigi kale yil dolmadan once olse ve digerinin uzerinden y1I
tamamlansa, onceden verilen zekat hayattakinin zekat1 olarak yeterlidir. Fakat
ikisinden birinin zekat1n1 uzerinden yil ge~tikten sonra verse ve daha sonra ad1na
zekat verilen olse, verilen zekat, olenin zekat1 olur. ikisinden birinin zekat1n1 yil
dolmadan once verse ve yil dolduktan sonra ad1na zekat verdigi olse, bu rivayete
gore kalanin zekat1n1 aynca vermesi gerekir. el-Camiu'l-Keblr'in rivayetine gore ise,
ona hayatta kalanin zekat1nin yans1n1 vermesi gerekir. (:unku bu rivayete gore, her
ikisine de zekat farz olmu~ ise, onceden verilen, ikisinin zekat1 olarak yeterli olur.
Bir kimsenin 200 dirhemi olsa, i.izerinden bir y1I gec;meden bir gi.in
once bunun bir dirhemini sadaka olarak verse, elinde 199 dirhem
bulundugu durumda y1I tamamlansa ona zekat gerekmez.
~oyle ki y1I dolmadan once verdigi bir dirhem, yoksulun eline ula~makla onun
mulkiyetinden ~1km1~t1r. Elindeki mal nisaptan eksik olarak yil tamamlanm1~t1r.
Oysa zekat1n farz olmas1 i~in, yil sonunda nisabin tam olmas1 gbz bnune al1nir. Ona
zekat farz olmay1nca daha once verdigi, nafile sadaka olur ve onu yoksuldan geri
alma hakk1 olmaz. (:unku o, yoksulun eline ibadet yoluyla ula~m1~t1r. Bu bak1mdan
ondan donme hakk1 yoktur. (:unku o verirken hem sadakan1n asl1na hem de
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 37
niteligine niyet etmi?tir. Yll doldugunda kendisine zekat farz olmay1nca, nitelige
olan niyet dLi?er. As1I sadaka niyeti kal1r.
Bir kimsenin ticaret ic;in bir cariyesi bulunsa; cariye uzerinden bir y1I
(3/25]
gec;meden bir gun once gozunun biri kor olsa ve o bu durumda iken y1I
dolsa, tek gozlU olarak cariyenin zekatm1 verir. 55
Muellifin maksad1, cariyenin bir gozu kor olduktan sonra da degerinin nisap
miktannda olmas1d1r. Arna degeri nisaptan a?ag1 du~erse ona bir ?ey gerekmez.
(unku cariyenin bir gozunun kor olmas1 ile, yans1 yok olmu? sayd1r. Zekat1n farz
olrnas1 ic;in yil sonunda nisab1n tam olmas1 goz onune allnir. Tek gozu kor olmakla
birlikte degeri nisaba ula?1yorsa onun tek gozlu olarak zekatin1 vermesi gerekir.
(unku, y1I dolmadan once cariyenin kaybolan uzvu, zekat hukmu bak1mindan hie;
yokrnu? gibi sayd1r. Yll dolduktan sonra korluk giderse, korlugun gitmesinden
dolay1 ona bir ~ey gerekmez. (unku bu, yll dolduktan sonra meydana gelen ve
asla biti?ik bir fazlallkt1r. Y1I dolduktan sonra meydana gelen fazlal1ga da, ister
biti?ik ister ayn olsun, zekat gerekmez. Gormez misin ki, cariyenin tek gozu kor
olduktan sonra degeri nisaptan a?ag1 du~se, o bu durumdayken, yll dolsa, sonra
gozu iyile~se, ona zekat gerekmez. Zekat1n aslin1n farz olmas1 ic;in, yd dolduktan
sonra korlugun kaybolmasma itibar edilmedigi gibi, fazlahgin farz olmas1 ic;in de
itibar edilrnez.
Cariyenin yll dolmadan once gozunden korluk kaybolsa, ve o iki gozu
saglamken y1I dolsa o, zekat1n1, gozu saglam durumundaki degerine gore verir.
(unku deger art1~1. y1I dolmadan once meydana gelrni~tir. Bu tUr fazlal1k, ister as1I
rnala biti?ik ister ayn, ister asll rnaldan ureme olsun ister olmas1n zekat1n hukmu
konusunda malin aslina eklenir. Gormez misin ki bir kirnsenin 2.000 dirhern
gurnLi?Li olsa, bunun yans1 yll dolrnadan once kaybolsa; elde kalanin uzerinden yll
gec;tikten sonra sahibi eldekinin zekat1n1 verse, daha sonra da kaybolan1 bulsa,
bunun ic;in o kirnseye ayn bir zekat gerekrnez. Arna kaybolarn yd dolrnadan once
bulursa boyle degildir. (unku kaybolan mal, zekat hukmu bak1rnindan yok olrnu~
say1l1r. Onu bulursa buldugu y1I dolrnadan once, eldeki rnal cinsinden elde ettigi
fazlal1k gibi olur. Zekatin hukmu de, y1lnin sonu itibariyle kesinle?ir Bin dirhernle
ilgili olarak onun hakk1nda zekat hukrnu kesinle?irse, bundan sonra bulsa bile,
diger binle ilgili olarak ona hic;bir ~ey gerekmez. Fakat yll dolrnadan once bulacak
olursa, ona her iki binde de zekatin hukrnu kesinle?rni? olur.
Cariyenin bir gozu, y1I dolduktan sonra kor olsa o bu dururndaki degerine
gore zekat verir. (unku onun yans1 telef olmu? dernektir. Eger y1I dolduktan sonra
tarnarn1 helak olsa idi, ondan zekat tamamen dLi?ecekti. Bir k1sm1 telef oldugunda
da hukurn ayn1d1r. Zekat1 verilmeden once gozu iyile?irse, o, saglarn durumundaki

ss Burada cariye bir brnektir. Daha sonra gelecek tUm varsay1mlarda, cariye her hangi bir mal olara k
gbz bnunde tutulmal1d1r. Cariyenin yerine ba~ka bir mal konuldugunda da hukum ayni olur.
38 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
degerine gore zekat verir. Zekat hukmu cariyenin sagl1kl1 durumundaki degerine
gore kesinle~ti. Sonra ba~1na gelen zarardan dolay1 eksildi. Gozu iyile~ince de bu
zarar ortadan kalkt1. Bu mesele; 2.000 dirhemi olan ki~inin, 1.000 dirhemi
kaybedip, kalaninin zekatin1· verdikten sonra kaybettigini tekrar bulmas1na benzer.
Bu durumda onun buldugunun zekat1n1 ayrica vermesi gerekir. Bu kural1, gasp
konusunda ac;1klad1k. Buna gore; deger art1~1 noksan1n bulundugu k1s1mda
meydana gelirse o noksan1 telafi etmi~ olur. Bununla manen o noksanl1k yok
sayil1r. Bu hukmu ~u da ac;1klar. Zekat1n farz olu~u. degere goredir. Gozunun
iyile~mesiyle, cariye y1I doldugu zaman kendisi hakk1nda zekat1n yukumlu i<;in
kesinle~tigi ilk degerine donmO~tUr. Dolay1s1yla ona, bu degerin tamamin1n
zekat1n1 vermesi gerekir.
Bir kimsenin elinde, uzerinden bir y1I gec,;mi~ 1.000 dirhemi bulunsa,
[3/26]
sonra o para ile, ticaret maksad1yla 800 dirhem degerinde bir cariye satin
alsa 1.000 dirhemin zekatm1 vermesi gerekir. Cariye olurse onun sadece
200 dirhemin zekatm1 vermesi gerekir.
(:unku bu ki~i. satin almada 200 dirhem miktarinda aldanm1~t1r. Bu da,
normal aldanma oranlarinin ustUndedir. Dolay1s1yla o, bu miktarda yoksullarin
hakk1n1 telef etmi~ oldugu ic;in 200 dirhemin zekat1n1 oder. Yoksullann 800
dirhemdeki hakk1, bir yerden, ona denk ba~ka bir yere gec;mi~ say1l1r. (:unku zekat
mal1 olmas1 bak1mindan ticaret ic;in olan cariye, gumu~ dirhem gibidir. Oyle olunca
adam1n elinde cariyenin olmesi, dirhemlerin telef olmas1 gibidir.
Saime hayvanlar ise boyle degildir; Be~ devesine zekat farz olan bir kimse,
bunlari sat1p paras1 ile kirk koyun alsa, sonra da bu koyunlar telef olsalar,
zimmetindeki zekat1 odemesi gerekir. (:unku saime hayvanlarda zekat1n farz olu~u.
bizzat kendilerine itibarlad1r. (:ogalma (nema) ancak malin kendisinden beklenir.
Bu meselede ikinci mal, birincinin aynis1 degildir. Gormez misin ki, develerin sahibi
bu tasarrufu yil i<;inde yapsa, bununla y1I kesintiye ugrar. Yllin dolmas1ndan sonra
oldugunda da, develeri tUketmi~ olup zekat1 oder. Burada dirhemlerde ve ticaret
mallarinda zekatin farz olu~u. onlarin degerleri ac;1s1ndand1r. Art1~. tasarrufla elde
edilir. Bundan dolay1 bu tUr mallarda y1I i<;indeki tasarruf nedeniyle, y1I kesintiye
ugramaz. 0 durumda y1I dolduktan sonra tasarrufta bulunsa da, onun zekat1
odemesi gerekmez.
1.000 dirhem gumu~u olan ki~i. uzerinden y1I gec;tikten sonra bu para ile
ticaret ic;in olmayan bir cariye satin alsa; 1.000 dirhemin zekatin1 vermesi gerekir.
Hizmet
Cariye olse de hayatta da olsa degi~mez. (:unku o bu tasarrufuyla, yoksullarin
cariyesine hakk1n1 telef etmi~tir. Hizmet ic;in olan cariye zekat mall degildir. Gormez misin ki
zekat
verilmesi bu ki~i. y1I i<;inde cariye satin alacak olsa, bununla y1I kesintiye ugrar. Dolay1s1yla
tasarruf yil dolduktan sonra olursa o, farz olan zekat1 oder.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 39
Bir kimsenin, ticaret ii;in bir cariyesi olsa ve i.izerinden y1I gei;meden
bir gi.in once bir i;ocuk di.inyaya getirse, sonra yil dolsa, onun her ikisinin
zekatm1 vermesi gerekir.
c;:unku c;ocuk annesinden, annesi sahibinin yaninda ticaret ic;in olma bzelligi Aym cinsten
mall arm
ta~1rken ayrllm1~t1r. 0 durumda c;ocugu da ayni bzellikte olur. Asll maldan birbirine
meydana gelmi~ olmasa bile, yll ic;inde elde edilen mal, cins birligi nedeniyle asil eklenmesi
mala eklenir. Buna gore, asll maldan meydana gelirse bncelikle eklenmesi gerekir.
Bu cariye, uzerinden yll gec;tikten bir gun sonra dogurursa, sahibinin sadece
kendisi ic;in zekat vermesi gerekir, c;ocugu ic;in vermesi gerekmez. c;:unku yll, c;ocuk
Cariyenin
anas1ndan aynlmadan once sona ermi~tir. Anadan c;ocuga, sona eren y1I degil, ~ocuguna
mevcut olan y1I gec;er. Gbrmez misin ki cariyenin koleligi bzgur k1linma ile son zekat
verilmesi
bulur. Onun bzgur kll1nd1ktan sonra dogurdugu c;ocuk da kale olmaz. Bu, yll
dolduktan sonra nisap ile ayn1 cinsten elde edilen mala benzer. Bu mala ancak,
yeni yll itibariyle zekat gerekir.
Eger, "Cariye c;ocugu, yll dolduktan bir gun sonra dunyaya getirdigine gore
belli ki, onun ana rahminde te~ekkulu yll dolmadan bncedir. Dolay1s1yla, onun
uzerinden de yll gec;mi~ say1lmal1d1r." denilirse, ~u cevab1 veririz: "Evet, ama
c;ocuga zekatin farz olu~u, kendisinden dolay1 degil, mal olma bzelliginden
[3/27)
dolay1d1r. Mal olma bzelligi ise ancak dogumdan sonra ortaya c;1kar. c;:unku ana
karn1ndaki c;ocuk, degeri olan bir mal degildir. Bundan dolay1 anas1 ile birlikte
gasbedilirse bdenmez. (ocuga, zekat1n farz olmas1n1 saglayan neden, y1I
dolduktan sonra meydana gelen nedendir. Bu bak1mdan ~imdi ona zekat hukmu
gec;mez.
Bir kimsenin 1.000 dirhem degerinde bir cariyesi olsa, sahibi bu
cariyeyi y1I dolmadan bir gi.in once 800 dirheme satsa, onun 800 dirhemin
zekatm1 vermesi gerekir.
c;:unku zekat, y1I doldugu zaman farz olur. Adamin o zamanki mal1 da 800 Bir mah y1I
dolmadan
dirhemdir. Bu paranin tamam1n1, yll dolmadan tOketse, ona zekattan hic;bir ~ey once satma
bdemesi gerekmez. 0 durumda kendi tasarrufu ile bir k1sm1n1 tOkettiginde de
boyle olur. Arna cariyeyi yll dolduktan sonra bu fiyata satarsa, 1.000 dirhemin
zekatin1 vermesi gerekir. c;:unku aldanma miktan kadann1 kendisi tOketmi~ sayll1r.
Y1I dolduktan sonra tamam1n1 telef ederse, zekatin1 oder. Bir k1sm1n1 telef ettiginde
de boyle olur.
Elinde ticaret ic;in olmayan cariye bulunan ki~i, uzerinden y1I gec;meden bir
gun once bu cariyeyi 800 dirheme satsa, bu paray1 diger mallanna ekler. Yll
dolunca onlarla birlikte zekat1n1 verir .
(unku bu, yll ic;inde nisap cinsinden elde ed ilen bir mald1r. Bu cariyeyi yll
dolduktan bir gun sonra satarsa, onun paras1na uzerinden yeni bir yll gec;inceye
kadar zekat gerekmez. c;:unku bu, yll dolduktan sonra elde edilmi~tir. Cariye onun
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yaninda ticaret ic;in bulunmad1g1ndan, zekat hukmu bak1mindan sahibine mall
deger ozelligi sat1~indan sonra gerc;ekle~ir. Zekat1n hukmu bak1m1ndan cariyenin
sat1~ bedeli, kendisine hibe edilen para gibi olur.
Bir kimsenin yanmda ticaret ic;in 1.000 dirhem degerinde cariyesi olsa,
Ticaret
mahm uzerinden bir y1I gec;tikten sonra bunu 100 dirheme satsa, sahibinin 1.000
ucuza
dirhemin zekatm1 vermesi gerekir. c;unkl.i bu, insanlann aldanmayacaklan
sat ma
kadar fazla bir aldanmad1r.
Muellif bu sozu ile, bu mesele ile el-Camiu'/-keblr'in meselesi aras1ndaki farka
i~aret etmektedir. e/-Camiu'/-keblr meselesi ~oyledir: Sahibi, 1.000 dirhem
degerindeki cariyesini 950 dirheme satsa zekattan hic;bir ~ey odemez. <;:unku 50
dirhem ve benzeri herkesin aldanabilecegi miktarda bir aldanmad1r. Mal sahibi
mal1nda tasarrufta bulunmaya dlnen yetkilidir. Bu, babanin veya vaslnin, yetimin
malindaki tasarruflan gibidir. Nas1I ki o meselede bu ikisinin tasarruflannda
insanlann aldanabilecekleri kadar bir aldanma ile, aldanmayacaklan kadar bir
aldanma aras1nda fark varsa, bu meselede de ayn1 ~ekilde fark vard1r. Aldanma,
insanlann normal olarak aldanabilecegi bir miktarsa, ki~i o maldan bir ~eyi telef
etmi~ olmaz. Arna insanlann normal olarak aldanmayacaklan bir miktarsa aldanma
miktan kadar yoksullann hakk1 bulunan bir ~eyi telef etmi~ olur. Dolay1s1yla o
miktann zekatin1 odemesi gerekir.
Eger cariyeyi y1I dolmadan bir gun once, 100 dirheme satarsa bu 100 dirhemi
diger mallanna ekler. Sonra hepsinin zekat1n birlikte verir. Ona aldanma
miktanndan dolay1 bir ~ey gerekmez. <;:unku o bunu, zekat1n farz olmasindan once
telef etmi~tir.
Bir kimsenin 500 dirhem degerinde bir cariyesi olsa, bunu ticaret
maksad1yla alan birisine 1.000 dirheme satsa, sonra bu cariyenin l.izerinden
bir y1I gec;se ve allCI, cariyede bir kusur bulup, satana yarg1 karan ile veya
boyle bir karar olmaks1Z1n geri verse; sat1e1mn 1.000 dirhemin zekatm1
vermesi gerekir.
<;:unku, kusur nedeniyle cariye geri verildiginde al1c1nin hakk1 sat1c1nin
zimmetine bore; olarak gec;er. Sat1c1, al1c1ya ondan ald1g1 1 .000 dirhem ile ba~ka bir
1.000 dirhemi vermekte muhayyerdir. Akitlerde ve fesihlerde para belirli duruma
gelmez. Ayn1 meblagda ba~ka para verebilir.
Sat1c1n1n bu borcu, yll dolduktan sonra olu~an bir borc;tur. Bu bak1mdan
odeyecegi zekattan bir ~ey du~mez.
[3/28] Cariyeyi kusur nedeniyle geri verenin de 500 dirhemin zekat1n1 vermesi
gerekir. <;:unku cariye onun mulkiyetinde iken yll dolmu~tur. 500 dirhem fazlal1g1,
cariyeyi geri verme nedeniyle, y1I dolduktan sonra elde etmi~tir. Bundan dolay1
kendisine sadece 500 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir.
ZekatKitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 4t
Eger denilirse ki; "Cariyenin degeri ancak saglam, kusursuz bilindigi zaman
500 dirhemdir. Kusurlu bulununca degeri 500 dirhemden daha az olur. Dolay1s1yla
alicin1n, 500 dirhemin zekat1n1 vermemesi gerekir." Biz de cevap olarak ~oyle deriz;
Muhammed (rh a.)' in bu cevapla maksad1, kusur bulunmakla birlikte cariye
degerinin 500 dirhem olmas1 durumundad1r. Aynca cariye geri verilemeyecek
durumda olursa al1c1, onceki ay1b1n neden oldugu deger kayb1n1 sat1c1dan alma
hakk1na sahip olur. Bu yolla, kusur nedeniyle yok olan k1s1m, hukmen mevcut gibi
kabul edilir. Bundan dolay1 ona 500 dirhemin zekatin1 vermesi gerekir.
Cariyenin degeri 1.000 dirhem olup sahibi onu 500 dirheme satsa ve
l.izerinden bir y1I gec;;tikten sonra, ahc1, cariyede bir kusur bulup sat1c1ya
geri verse; bu sefer ahcmm 1.000 dirhemin zekatm1 vermesi gerekir.
c;:unku cariye onun mulkiyetinde olup degeri 1.000 dirhem iken yd
dolmu~tur. Boyle olunca, ister yarg1 karan ile, ister yarg1 karan olmaks1z1n geri
versin, al1c1n1n 1 .000 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir. Al1c1 bu durumda cariyeyi
geri verip vermemekte serbesttir. Geri verirse sanki bir y1I sonra, onu onceki
sat1c1ya 500 dirheme satm1~ demektir. Sat1c1nin da 500 dirhemin zekat1n1 vermesi
gerekir. c;:unku yd, onun mulkiyetinde sadece 500 dirhem varken tamam olmu~tur.
Yll dolduktan sonra, al1c1n1n cariyeyi geri vermesi ile 500 dirhem kazanm1~t1r.
Dolay1s1yla ona sadece 500 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir.
Bir kimsenin, 1.000 dirhem degerinde bir ticaret kolesi, ba~ka birisinin
de 2.000 dirhem 56 degerinde bir ticaret cariyesi bulunsa, cariye ile koleyi
takas etseler ve kar~1hkh teslim alsalar, bir y1I gec;;tikten sonra koleyi teslim
alan ki~i onda bir kusur bulup geri verse, eger geri verme yarg1 karan ile
olmu~ ve cariyeyi geri alm1~sa, her birinin 1.000'er dirhemin zekatm1
vermeleri gerekir.
c;:unku kale, geri verenin mulkiyetinde iken yd dolmu~, fazlay1 bundan sonra
kazanm1~t1r. Boyle olunca onun sadece 1 .000 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir.
Kole kendisine geri verilen ki~inin elinden cariye, onun istegi d1~1nda al1nm1~t1r. Bu,
ondan zekat1 du~urur. Ona sadece, kendisine donenin degeri uzerinden zekat
vermek gerekir ki bu da 1.000 dirhemdir.
Eger cariyeyi geri veren ki~i onu, yarg1c;; karan olmadan geri verirse,
geri verenin, yukanda ac;;1klad1g1m1z nedenden dolay1, 1.000 dirhemin
zekatm1, kendisine geri verilenin de 2.000 dirhemin zekatm1 vermesi
gerekir.
C::unku y1I, 2.000 dirhem degerindeki cariye elinde iken tamamlanm1~t1r.
Sonra yarg1c; karan olmadan, akdi, kusur dolay1s1yla kendi nzas1 ile sona erdirmek

Metinde ....Ji olarak yazilan bu kelime Suleymaniye KutOphanesi, Hamidiye Bblumundeki 548 nolu
56

yazmada v.78'de )1 olarak ge~mektedir.


42 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut
suretiyle, onu mulkiyetinden <;1karm1~t1r. Dolay1s1yla onun 2 .000 dirhemin zekat1n1
vermesi gerekir. $byle ki kusur nedeniyle geri verme, yarg1<; karan ile degildir.
(unku satin al1nan mal1, yarg1 karan olmadan ay1p nedeniyle geri verme ikale 57
gibidir. ikale de, u<;uncu ki~iler i<;in yeni bir sat1~ say1l1r. Bu mesele daha once ge<;en
dirhemler meselesine benzemez. (unku orada geri verenin hakk1, bdenmi~ olan
dirhemler ile s1nirl1 degildir. Bu bak1mdan o, istihkak gibi olmaz. Burada ise geri
verenin hakk1 cariye ile s1nirl1d1r. Bu yuzden, kale yarg1<; karan ile geri verilirse bu,
istihkak gibi olur.
Cariyeyi teslim alan ki~i, onda bir kusur bulur da yarg1 karan ile veya yarg1
karan olmadan geri verirse, onun 2.000 dirhemin zekatin1 vermesi gerekir. (unku
geri vermeyi se<;me hakk1 olan odur. Elindeki mal 2.000 dirhem iken, uzerinden bir
y1I ge<;mi~tir. Cariyeyi kendi se<;imi ile elinden <;1karmas1 nedeniyle, vermesi gereken
zekattan bir ~ey du~mez.
Bir kimse ticaret i<,;in olan cariyesini 1.000 dirheme satsa, ahc1 da onu
(3/29] ba~ka birisine 1.000 dirheme satsa, her iki ahc1 da cariyeyi ticaret niyetiyle
satin alsa bir y1I ge<,;tikten sonra cariyeyi birisi istihkak58 etse; son ahcmm
1.000 dirhemin zekatm1 vermesi gerekir. Diger iki sat1c1ya bir ~ey
gerekmez.
(unku cariye, istihkak yoluyla son al1c1nin elinden al1ninca, cariyenin paras1n1
sat1c1dan geri isteme hakk1 dogmu~tur. Bu, tamamen kendisine ait olan bir mald1r,
dolay1s1yla zekatin1 onun vermesi gerekir. Cariyeyi son al1c1ya satan ki~inin de,
kendisine satandan 1.000 dirhemi isteme hakk1nin bulundugu ortaya <;1km1~t1r.
Bar~
Bbylece onun ilk sat1c1dan 1.000 dirhem alacag1, son al1c1ya da 1.000 dirhem
odenecek borcu olur. Bu bak1mdan kendisine zekat gerekmez. ilk sat1c1nin elinde uzerinden
parayla
zekat bir y1I ge<;mi~ 1.000 dirhem paras1, birinci al1c1ya da 1.000 dirhem borcu vard1r.
verilmesi Ona da zekat gerekmez. (unku bor<;lunun mal1na zekat yoktur.
Bir kimse elinde ticaret i<,;in bulundurdugu 2.000 dirhem degerindeki
cariyesini bozuk bir sat1~la birisine 1.000 dirheme satsa -alanm maksad1 da
ticaret olsa- ve ahc1 cariyeyi, sat1c1 da paray1 teslim ald1ktan sonra bir y1I
ge<,;se; akdin bozuk olmas1 nedeniyle ahcmm cariyeyi sat1c1ya geri vermesi,
sat1cmm da, 2.000 dirhemin zekat1m vermesi gerekir.
(unku bu cariye, al1cinin elinde degeri kar~tl1g1 bdenmesi gereken ~eydir.
Degeri de 2.000 dirhemdir. Cariye, gasp edilmi~ gibidir. Y1I doldugu zaman sat1c1ya
ait maim degerinin 2.000 dirhem oldugu anla~tl1r. Al1c1n1n de, 1.000 dirhemin

57
lkale/<.lli~I: $artlanna uygun tarzda gerc;e kl e~tirilere k baglay1c1l1k kazanm1~ bir akdin taraflann
kar~ll1kl1 nzas1 (1cab-kab01) ile bozulmas1.
58
lstihkak /Jli.>..:.... \II; Ba~kas1rnn elinde bulunan bir malin veya hakkin kendisine ait oldugu gerekc;esi
ve hakk1n iadesi istemiyle bir kimsenin dava ac;arak buna deli! getirmesi ve o delile dayanarak
yarg1rnn davac1 lehinde karar vermesi.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 43
zekat1n1 vermesi gerekir. Cunku cariyenin degeri, onun zimmetinde bor~tur. Onun
kendine ait mal1, cariyenin sat1~ bedeli olarak verdigi 1.000 dirhemdir. Bundan
dolay1 ona sadece bu 1.000 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir. Sat1cin1n cariyeyi
Zekat
yarg1 karan ile veya yarg1 karan olmaks1zin geri vermesi, yahut geri vermeyip y1I konusunda
goz onune
dolduktan sonra onu bzgur kllmas1 fark etmez. Cunku zekat konusunda goz
ahnan husus
bnune al1nan ~ey degerdir. Yll doldugunda, sadece sat1c1ya ait olan deger, 2.000
dirhemdir. Cunku bu durumda al1c1 sat1c1ya, ya cariyeyi geri verecek, ya da cariyeyi
geri verme imkan1 kalmam1~sa degerini odeyecektir. Yaln1z al1c1ya ait olan mal da
1.000 dirhemdir. Dolay1s1yla ona da 1.000 dirhemin zekat1n1 vermek gerekir.
200 dirhemi olan birisi, y1I dolmadan bir gun once bunun 100
dirhemini yitirse, daha sonra da 100 dirhem daha elde etse yanmda 200
dirhemi bulundugu durumda y1I dolsa, bunun tamammm zekatm1 vermesi
gerekir.
Cunku gbz onune al1nan ~ey; y1I i~erisinde ilk nisaptan bir miktar bulunmak
ko~uluyla, yll sonunda nisabin tam olmas1d1r. Bu da mevcuttur. Eger sonraki 100
dirhem, ilk paranin bir k1sm1 kaybolmadan once elde edilse idi, ayn1 cinsten oldugu
i~in nisaba eklenecekti. Her ikisinde de y1I hukmu devam ettigi i~in, nisab1n bir
k1sm1 kaybolduktan sonra kazan1ld1g1nda da boyle olur.
Eger bu 100 dirhemi elde etmeksizin y1I dolsa, ikinci yllin dolmasina bir gun
kala 100 dirhem elde etse sonra yil dolsa, her iki yil i~in de zekat gerekmez. Cunku
birinci yil, mal1 nisaptan a~ag1 iken dolmu~tur. Bu bak1mdan ona zekat gerekmez.
Bu y1I ba~1nda nisap eksik oldugu i~in mal1 hakk1nda ikinci yll ba~lamam1~t1r. Yuz
dirhemi, mal1 hakk1nda ba~lam1~ bir yll olmad1g1 durumda elde etmi~tir. Bu yuzden
ona zekat vermesi gerekmez. Fakat y1I, 100 dirhemi kazand1g1 andan itibaren
ba~lar. Cunku ~imdi nisab1 tamamlanm1~t1r. Bu andan itibaren bir y1I ge~tikten
sonra 200 dirhemin zekat1n1 verir.
Bir kimse birisine 1.000 dirhem bag1~lasa ve onun yanmda iken bu Vil
dolduktan
paranm uzerinden bir y1I ger;se sonra, bag1~lanan ki~i bu paray1 ba~kasma sonra
bag1~lanan
bag1~lasa, ikinci bag1~layanm bu paranm zekatm1 vermesi gerekir.
paranm
Cunku o, paray1 elinden kar~il1ks1z olarak ~1kard1g1 zaman, yapt1g1 i~le zekat1

yoksullann hakk1 olan zekat1n mahallini ti.lketmi~tir. Burada muellifin amac1,


paran1n zengine bag1~lanmas1d1r. Arna bir yoksula bag1~larsa, yoksula yap1lan bag1~
donulemez bir sadaka oldugu i~in, onun her hangi bir ~ey bdemesi gerekmez. [3/30)
Ozerinden bir y1I ge~tikten sonra mal1n1n tamam1n1 yoksullara bag1~layan ki~inin,
bag1~larken zekata niyet etmese bile onun zekat1 odemesi gerekmez. Cunku o,
zekat miktan kadar hakk1 hak sahibine ula~t1rm1~t1r.
Son bag1~layan, hibeden doner de para onun elinde telef olursa bundan
dolay1 kendisine zekat gerekmez. Cunku hibeden donmekle, para onun eski
mulkiyetine dbnmu~ti.lr. Dbnme ile, yoksullann hakk1 bulunan mahalli ti.lketmi~
U _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
sayilmaz. Hibeden dondukten sonra paran1n onun elinde telef olmas1,
bag1~lamadan once onun elinde telef olmas1 gibidir.
Para ikinci bag1~layan1n elinde telef olmaz ama, ilk bag1~layan hibeden donse
ayn1 ~ekilde birinci bag1~layana da, ikinci bag1~layana zekat gerekmez. <;:unku bu
para, kendi iradesi d1~1nda ikinci bag1~layan1n elinden al1nm1~t1r. Para, hibede ve
hibeden donmede belirli hale gelir. 59 Para uzerinden y1I ge~tigi zaman,
mulkiyetinde olmad1g1 i~in birinci bag1~layana da zekat gerekmez. Birinci
bag1~layan1n, bag1~indan yarg1 karan ile veya yarg1 karar1 olmadan donmesi
arasinda, Zufer (rh.a.)'in d1~1ndaki Hanefl muctehidlerine gore, fark yoktur. Sufyan-1
Sevrl (rh.a.)'ye gore, -bag1~lanan ki~i o paranin zekat1n1 vermi~se- birinci
bag1~layan1n bu zekat kadann1 geri alma hakk1 yoktur. Arna bag1~lanan ki~i bu
miktan yoksullara sadaka olarak dag1t1r. Biz bunu Hibe konusunda a~1klad1k.
Bir kimsenin, ticaret ic;in elinde bulundurdugu bir kolesi olsa ve
i.izerinden bir y1I gec;tikten sonra onu degeri ile satsa, parasm1 ald1g1
zaman zekatm1 vermesi gerekir.
<;:unku bu ki~i yoksullann hakk1n1, bir yerden (koleden), ona denk ba~ka bir
yere (paraya) aktarm1~t1r. Satin alan ki~i, koleyi gorme muhayyerligi (h1yar-1 ru'yet)
ile sat1c1ya geri verip, paray1 geri alsa ve kale sat1c1n1n elinde olse ona zekat
gerekmez. <;:unku gorme muhayyerligi ile geri vermek, akdi temelden bozmakt1r.
Boyle olunca kale sat1c1n1n mulkiyetine donmu~ olur. Kolenin geri verildikten sonra
onun elinde olmesi, sat1lmadan olmesi gibidir. Kolenin, al1c1 taraf1ndan teslim
alinmadan once olmesi durumunda da hukum budur. <;:unku sozle~me ile hak
edilen teslim alma imkanin1n ortadan kalkmas1 nedeniyle, sozle~me temelden
bozulur. Al1c1 koleyi ~art muhayyerligi ile geri verdikten sonra, sat1c1n1n elinde
olmesi durumu da boyle olur. <;:unku ~art muhayyerligi al1m sat1m akdinin
baglay1cil1g1na engeldir. Dolay1s1yla ister yarg1 karan ile ister yarg1 karan olmaks1zin
olsun, ~art muhayyerligi geregi mal1 geri vermek akdi temelden bozma say1l1r.
Bir kimsenin, ticaret ic;in bir kolesi bulunsa, ve o yanmda iken
i.izerinden bir y1I gec;se sonra koleyi mehir gosterip bir kadmla evlense, ve
kadma koleyi verse, pe~inden kadm kocas1 ile zifafa girmeden once
kocasmm oglu ile cinsel ili~kiye girse, koleyi geri vermesi gerekir.
<;:unku zifaftan once aynl1ga kendisi neden olmu~tur. Ald1g1 mehri geri
vermesi gerekir. Kad1n geri verip kale kocan1n yan1nda olurse, zifaftan once, kad1n
tarafindan kaynaklanan ayrll1k, nikah1 hukmen bozma saylld1g1 i~in, kocan1n bu
koleye zekat vermesi gerekmez. Boyle olunca kale kocanin eski mulkiyetine
donmu~ olur. Geri verildikten sonra olmesi, nikahtan once olmesi gibidir. <;:unku
yeni bir mulkiyetin olu~mas1 i~in, yeni bir nedenin bulunmas1 gerekir. Burada,

59
Hibe eden, hibeden dbndUgUnde ald1g1 paralar verdiklerinin aynis1 kabul edilir.
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 45
kocan1n kolede mulkiyeti ic;in yeni bir neden bulunmamaktad1r. Dolay1s1yla,
kolenin, kocan1n eski mulkiyetine dondugune hukmetmekten ba~ka bir yol yoktur.
Kole, kad1n1n elinde olurse, onun kocaya degerini odemesi gerekir. (unku [3/31]
geri vermeyi gerektiren neden kesinle~tikten sonra, koleyi geri verme imkan1
kalmam1~t1r. Kad1n koleyi bir bedel kar~il191 kendi mulkiyetine girmek uzere teslim
ald191ndan, degerini vermesi gerekir. Buna gore teslim ald191 kole, onun
sorumlulugu alt1na girer.
Kaea, kolenin degerini kad1ndan alsa ve elinde bu para telef olsa, onun
zekat1n1 vermesi gerekir. Bunun nedeni ~udur: Kaea, koleyi mehir gostererek
evlendigi zaman, yoksullarin hakk1 bulunan bir mal1 kendi tasarrufu ile yok
etmi~tir. $oyle ki, o bu mal1, fakirlerin hakk1 olamayacak bir bedel kar~il191
mulkiyetinden c;1karm1~t1r. Dolay1s1yla zekat1 oder. Ancak kole ne zaman kocan1n
eski mulkiyetine donerse, onu yok etme hukmu ortadan kalkar. Oysa kole kad1n1n
elinde iken olmu~ ve kocan1n eski mulkiyetine donmemi~tir. Bu bak1mdan kole yok
edilmi~ olmaya devam eder. Teslim alinan degerin kocan1n elinde telef olmas1,
sanki ba~ka bir malin telef olmas1 gibidir.
Bunun benzeri ~u meseledir: Kaea o kole ile hizmet ic;in bir cariye satin alsa,
sonra teslim almadan once cariye olse ve koleyi geri alsa zekat1 odemez. Kole,
cariye sat1C1S1nin elinde iken olse ve kolenin degerini geri alsa sonra da bu deger
elinde iken telef olsa zekatl odemesi gerekir.
Kocan1n elinde kole yerine 1.000 dirhem olsa ve bunun uzerinden bir y1I
gec;se sonra bu paray1 mehir gostererek bir kad1nla evlenip ona teslim etse; kadin
zifaftan once kocan1n yeti~kin oglunu ~ehvetle opup paray1 kocaya geri verse sonra
para kocanin elinde telef olsa, onun bu paran1n zekatin1 vermesi gerekir. Bu,
onceki - mehir olarak kolenin verildigi- meseleden farkl1d1r. (unku burada kad1n1n,
kocadan ald191 1.000 dirhemin ayn1n1 geri verme zorunlulugu yoktur. isterse bu
1.000 dirhemi, isterse ba~ka bir 1.000 dirhem verme sec;enegi vard1r. Boyle olunca,
kad1n ald191 paranin ayn1sin1 geri verse bile, koca yoksullarin hakk1 bulunan mal1
telef etmi~ olmak niteligini yitirmez. Onceki meselede ise, kad1nin ald191 kolenin
kendisini geri vermesi gerekir. Kaea kolenin eski mulkiyetine donmesi ile,
yoksullarin hakk1 bulunan bir mal1 telef etmi~ olmak niteligini yitirir.
Ozerinden bir y1I gec;;en 1.000 dirhemi kadma teslim ettikten sonra
uzerinden bir y1I gec;;se sonra kadm, kocasmm oglunu ~ehvetle opup,
paray1 kocaya geri verse, 1.000 dirhemin ikinci y1I ic;;in zekat1m kadmm
vermesi gerekir.
(unku kocadan ald191 1.000 dirhemin ayn1n1 geri verme zorunlulugu
olmay1nca bu bore;, yil gec;tikten sonra ortaya c;1kan bir bore; olur. Bu bore; da
ondan zekat1 du~urmez. Birinci y1l1n zekat1n1 da kocanin vermesi gerekir. Paran1n,
46 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsfit
ikinci y1I kadinin mulkiyetinde ve elinde bulunmasindan dolay1 koca ikinci yll ic;in bu
paraya zekat vermez.
Kole meselesinde, kad1n ticaret yapmaya niyet etse ve bunu gerc;ekle~tirse;
kole onun elinde iken bir y1I gec;se, sonra kad1n kocas1nin oglunu opup koleyi
kocaya geri verse, kad1nin zekat vermesi gerekmez. <::unku bu kole zekat farz
olduktan sonra kad1ndan hak edilmi~tir. Bu da ondan zekat1 du~urur.
Zufer (rh a.)'in goru~une gore ayril1k kad1n taraf1ndan geldigi ic;in burada
kad1ndan zekat du~mez. Kad1n koledeki mulkiyet hakk1nin du~mesine neden olan
davran1~1 kendisi yapm1~t1r. Boylece, yoksullarin hakk1n1 telef etmi~ olup, zekat1
vermesi gerekir. Biz ise ~oyle diyoruz: Kad1nin, koledeki mulkiyet hakk1n1 iptal eden
bir fiili olmam1~t1r. <::unku onun yapt1g1, kocas1n1n yeti~kin oglunu opmektir. Bu da
onun koledeki mulkiyet hakk1n1 iptal etmez. Gormez misin ki onu zifaftan sonra
opse idi, koledeki mulkiyet hakk1 iptal edilmi~ olmayacakt1. Onun mulkiyet hakk1n1
iptal eden ~ey, nikah1n bozulmas1d1r. Bu da nikah1n bozulmasin1n zorunlu bir
sonucudur. Bu nedenle, kole, kad1n1n elinden hak edilmi~ gibi olur.
Bir kimsenin 1100 dirhemi olsa ve uzerinden on bir ay ge~tikten sonra
[3/32] o, 1.000 dirhemi ileride sahip olacag1 mallar i~in zekat olarak verse, sonra
40.000 dirhem kazansa ve bunun uzerinden de bir y1I ge~se, pe~in verdigi
1.000 dirhem sonradan sahip oldugu paranm zekatma yeter. Onun aynca
100 dirhemin zekatm1 da vermesi gerekir.

Zekatm <::unku pe~in verdigi zekatla, yll hukmu kesintiye ugramam1~t1r. Nisabin bir
vaktinden k1sm1 olan 100 dirhem onun mulkiyetinde bulunmu~tur. Ayni cinsten oldugu ic;in
iince verilmesi
y1I konusunda sonradan kazanllan, eskiden elinde olana eklenir. Yll dolunca, onun
hepsine birden zekat vermesi gerekir. 40.000 dirhemin zekat1 olan 1.000 dirhemi
onceden vermi~ti. Onun 100 dirhemin zekat borcu kalm1~t1r. Bu da EbO Hanlfe
(rh.a.)'Ye gore iki dirhem, EbO Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh a )'e gore, iki buc;uk
dirhemdir.
Zufer (rh.a.)'e gore, vakti gelmeden zekat1n verilmesi, ancak eldeki mevcut
mallar ic;in caizdir. Sonradan kazanilacak mal1n zekat1n1, onceden vermek caiz
olmaz. Buna gore, bu ki~i, sonradan kazand1g1 40.000 dirhemin zekatin1 y1I
dolduktan sonra tekrar verecektir. Biz ise ~oyle diyoruz: Zekat1n farz olmas1
hukmunde, sonradan kazanllan mal, y1I ba~indan beri elinde bulunan mal gibi
kabul edildigine gore, zekat1 onceden vermenin caiz olmas1 hukmunde de elinde
bulunan mal gibi kabul edilir.
Hic;bir ~ey kazanmadan once y1I dolar, sonra 40.000 dirhem kazan1rsa
onceden verilmi~ olan 1.000 dirhem bu paranin zekat1 ic;in yeterli olmaz, sadece
100 dirhemin zekat1 ic;in yeterli olur. Arna bu yanl1~t1r. <::unku yll mulkiyetinde
sadece 100 dirhem varken dolmu~tur. bnceden verdigi 1.000 dirhem yoksulun
eline varmakla, onun mulkiyetinden c;1km1~t1r. Dolay1s1yla dogrusu onceden
Zekat Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 47
verilenin, 100 dirhemin zekat1 ic;in yeterli olmas1 deg ii, elindeki 100 dirheme zekat
gerekmemesidir. Sonra 40.000 dirhemi kazand1g1 zaman yll, mal1 ic;in ba~lar.
Bundan sonra bir y1I dolunca hepsinin zekat1n1 vermesi gerekir.
Bir kimsenin 100 dirhemi olsa ve bunu ilerde kazanacag1 paranm
zekat1 olmak l.izere yoksullara verse, sonra ayni y1I ic;;erisinde 1.000 dirhem
kazansa, onceden verdigi 100 dirhem bu paranm zekat1 olmaz.
c;:unku o paray1 elinde nisap tamamlanmadan once vermi~ti. Nisap dolmadan
once onun zekat1 pe~in vermek bir gerekc;eden dolay1 caiz degildir. Bu da zekat1
onceden vermenin ancak neden gerc;ekle~tikten sonra caiz olmas1d1r. Neden de
nisabin tamamlanmas1d1r. Bundan once zekat1 vermek, neden gerc;ekle~meden
once vermektir ki bu da gec;ersizdir. Nitekim vakti girmeden once namaz k1lmak
veya Ramazan ay1 girmeden oruc; tutmak da gec;ersizdir.
Birisinin 200 dirhemi bulunur, bunu ilerde kazanacag1 paralann zekat1
olmak l.izere yoksullara verirse, sonra da ayni y1I ic;;inde 10.000 dirhem
kazanirsa, bu paranm y1h, yeniden ba~lar. Onceden verdigi, bu paralar ic;;in
verecegi zekat ic;;in yeterli olmaz.
c;:unku eskiden elinde bulunan paran1n tamam1n1 yoksullara verince, yll
hukmu kesintiye ugram1~t1r. c;:unku hakk1nda yll ba~layan paralardan mulkiyetinde
hic;bir ~ey kalmam1~t1r. Y1I hukmu kesintiye ugray1nca, verilen mal, nafile sadaka
olur. Ba~ka bir yll ac;1s1ndan, ba~ka bir para ic;in verilmesi gereken zekat yerine
gec;mez.
Arna 200 dirhemin iki y1ll1k zekat1 olmak uzere 10 dirhemi pe~in verse sonra
10 dirhem daha kazansa ve bu nun uzerinden iki yll gec;se, onceden verilmi~ olan,
butOn paran1n iki ylll1k zekat1 ic;in yeterli olur. c;:unku burada nisab1n bir k1sm1
kald1g1ndan dolay1, yll hukmu devam etmektedir. Bir nisaba sahip olmak, her yll [3/33]
ac;1s1ndan zekat1n farz olmas1 ic;in bir nedendir. Y1l1n gec;mesi, neden degil
ko~uldur. Bu yuzden zekat1 onceden vermek caizdir. Onceki meselede ise,
hakk1nda, y1I ba~layan maldan mulkiyetinde hic;bir ~ey kalmam1~t1r. Bu nisaba sahip
olmak, ba~ka bir malda zekat1n farz olmas1 ic;in neden olamaz. Bundan dolay1
onceden verilen, yeterli olmaz. Oyle ki bu ki~inin yaninda o 200 dirhemden bir
dirhem kalsayd1,, sonra 10.000 dirhem daha kazansayd1 ve y1I tamamlansayd1, o
kimseye zekat gerekirdi. Onceden verilen de, vermesi gereken zekat ic;in gec;erli
olurdu. c;:unku mulkiyetindeki nisaptan bir k1sm1 halen elde bulunmas1 nedeniyle,
yll hukmu devam eder. Bu mal1n cinsinden ba~ka mallar da kazanm1~ ve yll, elinde
tam nisap varken dolmu~tur. Dolay1s1yla onun zekat vermesi gerekir. Bu yll goz
onune al1narak, farz olacak zekat ic;in de, onceden verdigi ona yeterli olur.
Bir kimsenin 200 dirhem gl.iml.i~l.i olsa ve y1I dolduktan sonra, bu
paranm yans1 kaybolsa, onun iki buc;;uk dirhem zekat vermesi gerekir. Bu,
bir k1sm1 bl.itl.ine k1yasla vanlan bir hl.ikl.imdl.ir.
48_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
c;:unku bu paranin tamam1 kaybolsa idi, ondan zekatin tamam1 du~ecekti .
Yans1 kayboldugunda da ondan zekat1n yans1 du~er.
Sonra bu hukum, EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'in kurallanna gore
ac;1kt1r. Onlar, paralann zekat1nda kusurlere de zekat verilmesini ba~tan, farz
goruyorlar. O durumda farz olmu~ bulunan zekat, oncelikle devam eder.
EbO Hanlfe (rh a.), paralann zekat1nda kusurlere 60 ba~lang1c;ta zekat1 farz
gormez. Fakat o farz olduktan sonra, zekat1n kusurlerde de devam edecegine
hukmeder. c;:unku nisabin tam olmas1, farz olan1n devam1 ic;in degil, zekatin farz
olmas1 ic;in goz onunde bulundurulur.
Bir kimsenin 1.000 dirhemi olsa ve bunlann uzerinden be~ y1I gec;tikten sonra
yans1 telef olsa, bu gec;en be~ ytl ic;in ne kadar zekat farz olmu~sa onun yar1s1n1
vermesi gerekir.
Bunun hukmu ac;1kt1r. c;:unku yans1nin telef olmas1, tamamin1n telef olmas1na
k1yaslanir. Soz konusu, mevcut paraya bu y1I ic;in odenmesi gereken zekat miktann1
belirtmektir.
EbO Hanlfe (rha.)'nin goru~une gore; onun ilk ytl ic;in 25 dirhem, ikinci ytl ic;in
24 dirhem odemesi gerekir. )oyle ki birinci yi11n zekat1 olan 25 dirhem,
yukumlunun borcu olmu~tur. Ona gore, zekat borcu zekat1n farz olmas1na
engeldir. EbO Hanlfe (rh.a.) kusurlere zekat verilmesini gerekli gormez. Bu nedenle
yukumlu ikinci ytl1n zekat1n1, 960 dirhem uzerinden odemesi gerekir. Bundan
sonraki her ytlin zekatinda, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, onceden bore; olan zekat
miktan ve kusurler goz onune al1nmaz.
EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a.)'e gore ise, onceki y1llara ait zekat borcu
degil ama, kusurler goz onune al1n1r. c;:unku onlar kusurlere de zekat verilmesini
gerekli goruyorlar. Ilk nisaptan sonra ba~ka bir nisaba bakm1yorlar.
Zufer (rh a )'in goru~une gore, o kimseye her y1I ic;in 25 dirhem zekat gerekir.
c;:unku ona gore emval-i bat1na (ticaret malt, alt1n, gumu~, para) da zekat borcu,
zekat1n farz olu~una engel degildir. Biz bu kural1 zekat konusunda ac;1klad1k.
Bir kimsenin uzerinden bir y1I ge<,;en 1.000 dirhemi olsa, sonra 1.000
dirhem daha kazansa ve bunun uzerinden de bir y1I ge<,;se, daha sonra
1.000 dirhem daha kazansa ve bunun i.izerinden de bir y1I ge<,;se, sonra da
toplam paranm yans1 telef olsa; o kimse birinci y1I i<,;in ilk paranm yansmm
zekatm1 verir. lkinci y1I i<,;in, ilk paradan kalanla ikinci paranm yansmm

60
Bilindigi gibi g ii mO~ O n nisabr 200 dirhem, altrnrn nisabr 20 miskaldir. 200 dirhemden fazla olan
gOmO~te fazlalrk 40 dirheme, 20 miskalden fazla olan altrnda da fazlalrk dort miskale ula~madan, bu
fazlalrklar i'in, EbO Han1fe (rh.a)'ye gore zekat gerekmez. 20 miskalden fazla olan altrn, dort
miskalden; 200 dirhemden fazla olan gOmO~ de 40 dirhemden az ise buna kOsOr (vakas) denilir.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ 49
zekatm1, i.ic;i.inci.i yil ic;in de birinci ve ikinci paralardan kalanla i.ic;i.inci.i
paranm yansmm tamam1 i.izerinden zekatm1 verir.
(unku birinci 1.000 dirhemin uzerinden uc;; y1I gec;;mi? sonra yans1 telef
olmu?tur. Dolay1s1yla yukumlu, ilk yll ic;;in 1.000 dirhemin yans1nin zekat1n1, ikinci y1I
ic;;in bu yandan ilk yll ic;;in gereken zekat c;;1kt1ktan sonra kalanin zekat1n1 verir.
(unku bu, ona bore;; olmu?tur. Oc;uncu yll ic;;in de, ilk paranin yans1ndan, birinci ve (3/34]
ikinci yillara ait zekat c;;1kt1ktan sonra kalan miktann zekat1n1 verir. lkinci 1.000
dirhemin uzerinden iki yil gec;mi~, sonra yans1 telef olmu~tur . Oyle olunca,
yukumlu ilk y1I ic;;in 1.000 dirhemin yans1nin zekat1n1, ikinci y1I ic;;in de bu
meblagdan birinci yila ait zekat c;1kt1ktan sonra kalan1n zekat1n1 verir. Oc;uncu
1.000 dirhemin uzerinden ise sadece bir yll gec;mi? sonra yar1s1 telef olmu?tur.
Yukumlunun, bu paran1n yans1n1n zekat1n1 vermesi gerekir. (unku zekat farz
olduktan sonra malin bir k1sm1n1n telef olmas1, tamam1nin telef olmasina k1yaslan1r.
Ozerinden bir y1I gec;mi~ 40.000 dirhemi olan birisi, zekat vermek
i.izere bunun 1.000 dirhemini aymp 500'i.ini.i verse, sonra maim 20.000
dirhemi telef olsa ve elinde 19.000 dirhem ile zekat ic;in aymp da
vermedigi 500 dirhem kalsa; zekat olarak vermi~ 500 dirhem, 39.500
dirhemin zekatmdan hesaplanir.
(unku yukumlu 500 dirhemi verdigi zaman, mulkiyetinde, ay1rd1g1 1.000
dirhemden ba~ka 39.000 dirhem vard1. Verilen bu 500 '0, 39.000'e eklenirse
tamam1 39.500 dirhem eder. Yukumlu zekat1n1 verirken bunun hepsinin zekatin1
vermeyi kastetmi?tir. Bundan dolay1, verilen o 500, bu paran1n tamam1na
payla~t1nllr . Telef olan 20.000 dirhemin pay1na du~en miktar gec;ersiz olmu~tur.
Ki~i, malin1n bir k1sm1n1n zekat1n1 vermi~, bir k1sm1 telef olmu?tur. 19.500 dirhemin
pay1na du~en miktar, onun zekat1ndan hesap edilir. Maldan bir k1sm1nin telef
olmas1, tamam1nin telef olmasina k1yas edilerek yukumlu, kalan zekat1 verir.
Bir kimsenin 300 dirhemi olsa ve bunlann i.izerinden i.ic; y1I gec;se sonra
yans1 telef olsa; 150 dirhemin bir y1lhk zekatm1 verir.
Bu hukum, Ebu Hanlfe (rh.a.)'nin kurahna gore uygun olur. (unku ona gore ilk
nisap asll kabul edilir. Telef olan k1s1m, bu nisabin artan k1smindan say1hr. Telef
olmu~ sayilan miktar, mulkiyetinde hie; bulunmam1~ gibi olur. Sanki o kimsenin Cle;;
yll ic;inde de 200 dirhemi varm1? kabul edilir. Bundan dolay1 ona ilk yll ic;in sadece
be~ dirhem zekat gerekir. Sonra bu paran1n dortte biri telef olmu~tur. Dolay1s1yla
farz olan zekat1n dortte biri ondan du~er ve geriye dortte uc;;u kal1r.
Muhammed (rha)'in goru~une gore -ki bu Ebu Yusuf (rh.a)'tan da bir
rivayettir- uc;; y1lda ona farz olan zekat miktan toplanir. Sonra maim yans1 telef
oldugu ic;in zekatin da yans1dCl?er. Mahn yans1 kald1g1 ic;;in, zekatin yans1da kalm1?
olur.
50 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Zekat niyeti Bir kimse zekatma niyet etmeksizin bir mah yoksullara verse, bu, ona
olmadan
verilen sadaka,
zekat olarak yeterli degildir.
zekat say1lmas1 Deli Ii ~u hadistir: Peygamber (s av);

lSy \A ~;1 1)5:1


"Herkes ic;in, niyet ettigi ;ey vardtr. "61 buyurmu~tur. Ote yandan zekat,
yap1lmas1 istenen bir ibadettir. 0 durumda niyetsiz yerine getirilmez. Hakim e~­
$ehld (rh.a.)'in amac1, ki~inin nisap d1~1ndan ba~ka bir mahn1 yoksullara verirse
demektir. Arna zekat verilmesi farz olan nisab1n tamamin1 yoksullara verirse, ister
zekata niyet etsin ister etmesin, istihsana 62 gore kendisinden zekat du~er. c;:unku
verilmesi farz olan zekat, verdigi mal1n bir parc;as1d1r. 0 da bunu hak sahibine
ula~t1rm1~t1r. Zekat verilmesi farz olan nisabin bir k1sm1n1 yoksullara verirse bu
konuda Ebu Yusuf (rh.a.) ile Muhammed (rh a) aras1nda goru~ aynl1g1 vard1r.
Bunlardan birisine gore zekattan hic;;bir ~ey du~mez, digerine gore ondan verilen
[3/35] k1sm1n zekat1 du~er Biz bu meseleyi zekat konusunda ac;;1klad1k.
Bir kimse, ba~kasmm zekatm1 onun adma emri ile kendi mahndan
verirse bu caizdir.
c;:unku zekatta vekalet gec;;erlidir. Birisinin emriyle ba~kas1nin vermesi,
Zekat1 emredenin vermesi gibidir. Muhtac;; olani ihtiyac;tan kurtarmak olan maksada
vekilin
vermesi ula~1dd1g1 ic;in boyledir. Sonra zekat1 veren ki~i, ko~ul koymam1~sa, verdikten sonra
yukumluden isteyemez.
Arna, borc;;lunun istegi ile, onun borcunu kendi mal1ndan odemesi
durumunda hukum farkl1d1r. $oyle ki bore;, onun zimmetinde sabittir. 0 bore;;
kendisinden istenilecek ve odemesi ic;in zorlanacak olan bir kimsedir. $u durumda
odeme yapan ki~i, borc;;luyu, onun istegi ile kendisinden odedigi bir bedele sahip
k1larsa, bunu ondan ister. Bunun benzeri bir durum zekatta bulunmakatad1r.
c;:onku zekat borc;lusu, zekat1n1 verip vermemekte muhayyerdir. Yarg1 yoluyla
vermeye zorlanamaz. Boyle olunca, odeme yapan ki~i. onu bir ~eye sahip kilm1~
olmaz. Dolay1s1yla ko~ul koyulmaks1z1n zekat1 odeyen, ondan bir ~ey isteyemez.
Nitekim ba~kas1ndan hibe alan bir kimsenin, onun emriyle hibeye bedel odemesi
durumunda da boyledir.
Eger ba~kas1, zekat yukumlusunun emri olmadan onun adina yoksula mal
verse, zekat niyeti bulunmad1g1ndan bu yukumlO ic;in zekat olarak yeterli olmaz.

61
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/25; Buhari, Bedeu'l-vahy 1; EbO DavOd, Talak 10; Tirmizi, FedailO'l-
cihad 16; Nesai, Talak 24; lbn Mace, zohd 26.
62
istihsan/.Ji...-.:... ':JI: Akla gelen ilk i;ozOmO terk ederek nass. icma, zarOret, gizli k1yas, orf ve
maslahat gibi hakl1 bir gereki;eden dolay1 ilk bak1~ta gizli kalan ba~ka bir i;ozOme (k1yas-1 hafi)
gitmek, kolayl1k ii;in gOi; olani terk etmek.(
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ St
c;:unku ibadetlerde, imtihan gayesi vard1r. Bu da, zekat farz olan ki~inin emri
olmaks1z1n ba~kas1nin odemesiyle ger~ekle~mez.
Bir kimsenin 200 dirhem degerinde ticaret i~in bir cariyesi olsa ve
uzerinden bir y1I ge~se, sonra cariye 400 dirhem eder duruma gelse, daha
sonra cariyenin bir gozl.i kor olup degeri 100 dirheme du~se, onun 100
dirhemin zekatm1 vermesi gerekir.
c;:unku sonradan meydana gelen deger art1~1, asla tabldir. Sonradan telef olan
k1s1m, once bu fazlal1ktan du~ulur. Bu miktar deger art1~1, yok kabul edilir. Sanki
degeri, 200 dirhemken cariyenin gozu kor olmu~ ve degeri 100 dirheme du~mu~
gibi olur. Boylece yukumluden, deger kayb1 goz onune al1narak zekat1n yaris1
du~er. Kalan deger goz onune al1narak zekatin yar1s1 kal1r.

Bir kimse 200 dirhem degerinde uzerinden bir y1I ge~en bir cariyesi olsa ve
bunu 300 dirheme satsa, bu paranin 200 dirhemini alma imkan1 olmasa, onun
100 dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir. c;:unku kar, ana paraya tabldir. Kardan telef
olan miktar, yok gibi kabul edilir. 0 sanki cariyeyi 200 dirheme sat1p 100 dirhemini
alm1~, 100 dirhemini de alamam1~ gibidir. Par~ay1, butUne k1yasla, onun 100
dirhemin zekatin1 vermesi gerekir.
Zengin veya yoksul birisinden 1.000 dirhem alacag1 olan bir kimse, bu Alacagm
alacagm uzerinden bir y1I ge~tikten sonra, bunu bor~luya bag1~lasa veya zekat
say1lmas1
bor~luyu bor~tan ibra etse; onun bu para i~in zekat vermesi gerekmez.
Aynca bu, niyet etmi~ bile olsa ba~ka bir maim zekat1 i~in yeterli olmaz.
Daha once a~1klad1g1m1z uzere eldeki bir malin zekat1 olarak, alacagin
verilmesi caiz degildir. c;:unku eldeki mal degeri bak1m1ndan alacaktan daha
fazlad1r. Bor~lu yoksulsa, hakk1, hak sahibine ula~t1rd1g1 i~in ku~kusuz bag1~lad1g1
1.000 dirhemin zekat1 kendisinden du~er.

Bor~lunun zengin olmas1 durumunda, bu kitab1n (Muhammed (rh.a )'in


MebsOt'unun) rivayetine gore, yine du~er.
e/-Camiu'/-keblr'de o, ~oyle der: Alacakl1, o paran1n zekat1n1 odemek
zorundad1r. Bu rivayetin delili ~udur: Eger bu mal alacak degil de elde mevcut
olsayd1 ve bunu, kendisine zekat farz olduktan sonra bir zengine bag1~lasayd1,
yoksulun hakk1n1 telef ettiginden dolay1 o mal1n zekat1n1 odeyecekti. Mal alacak
olup da bor~luyu bundan ibra ettiginde de hukum ayn1d1r. c;:unku zenginin zekatta
[3/36]
hakk1 yoktur. O durumda yukumlu yapt1g1 i~le, hakk1 hak sahibine ula~t1rm1~
olmaz.
MebsOt'un rivayetinin gerek~esi de ~udur: Alacag1n zekat1n1 vermek, ancak
alacak tahsil edildikten sonra farz olur. Alacakl1, bor~luyu ibra edince alacag1 tahsil
imkani ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla ona alacaktan zekat vermek gerekmez.
52 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Dogrusu, el-Camiu'l-keblr'deki rivayettir. Alacakl1, bor~luyu ibra ederek
alacag1, kendi tasarrufu ile iptal etmi~tir. Bu a~1dan o sanki alacag1 tahsil edip telef
etmi~ gibi olmu~tur. Nitekim, koleyi teslim almadan once ozgur k1lan al1c1 da, bu
hareketiyle koleyi teslim alm1~ say1l1r. Oyle ki sat1~ bedelinin tamam1n1 odemek ona
bor~ olur.
Alacakl1, alacag1n1 ba~ka bir yoksula zekat niyetiyle verse ve ona paray1
almas1n1 emretse bu, onun i~in zekat olarak yeterlidir. <:unku bu yoksul, teslim
alma konusunda yukumlu taraf1ndan belirlenmi~ bir vekildir. Sanki alacag1n1
kendisi alm1~, sonra da zekat1na niyet ederek o yoksula vermi~tir. Bor~ludan
alacag1n1 tahsil edip, sonra ayn1 paray1 zekat1na niyet ederek yine ona verse, bor~lu
yoksul ise bu onun i~in zekat olarak yeterli olur. Bunu ba~kas1na verdiginde de
hukum boyledir. Arna bor~lu zenginse ve veren ki~i bunu biliyorsa, verdigi onun
i~in zekat olmaz. Her iki rivayete gore 1.000 dirhemin zekat1n1, odemesi gerekir.
el-Camiu'/-keblr'in rivayetine gore bunda bir tereddut yoktur. Bu kitab1n (e/-
MebsOt'un) rivayetine gore ise; alacakl1n1n alacag1n1 tahsil etmesi nedeniyle zekat
vermek farz olmu~tur. Bundan sonra onun, zengin bor~luya bag1~lamas1, ba~ka bir
zengine bag1~lamas1 gibidir.
Eger paray1 bag1~larken bor~lunun zengin oldugunu bilmez de, ona verdikten
sonra ogrenirse, Ebu Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh a )'e gore, bu onun i~in zekat
olarak yeterlidir. Ebu Yusuf (rh a) bu goru~te degildir. Hakim e~-~ehld, yeterli
olmanin alacakl1n1n ara~t1rip yoksul oldugu kanaatiyle ona vermi~ olmas1
durumunda soz konusu oldugunu belirtmek istiyor. Biz bu meseleyi, "Ara~t1rma
kitab1" nda (-?~ ' '-:"'L:S) a~1klad1k.

Z1mmlye
Kendisine bag1~ta bulunulan ki~i zimml (Gayr-i Muslim vatanda~) ise, hukum
zekat boyledir. <:unku zimmlye, zimml oldugu bilinerek zekat vermek zengine vermek
verilmesi
gibi caiz degildir.
Bir kimse zekat1n1 bilmeden; ogluna, babas1na, e~ine; yahut kadin, kocasina
Ogula,
babaya, e~e. verse, sonra durumu ogrense verilen, bu kitab1n (Nevadir'uz-Zekat bolumundeki)
bilmeden rivayetine gore onlar i~in zekat olmaz. Zekat ve Teharrl bolumundeki rivayetine
zekat verme
gore ise; bunun Ebu Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh.a.)'in goru~lerine gore zekat
sayilacag1 soyler. Bu ikisi goru~lerinde Ma'n b. Yezld (r.a )'in rivayetine dayan1rlar.
Biz bu rivayetin delilini daha once a~1klad1k.
Diger rivayetin delili de ~udur: Her ne kadar nesebi bilmenin yolu asl1nda
ara~t1rmak ise de, bu dinen kesin gibidir. Bundan dolay1 bir kimse, ba~ka birisinin
babasindan olan nesebini inkar ederse inkar edene kazf haddi gerekir. Burada
veren ki~inin ictihada dayah bilgisi kesin bilgiye donu~mu~tUr. Kesin bilgi elde
edildikten sonra, ictihada dayanan bilgi dikkate al1nmaz. Nitekim hakim bir olay
hakk1nda ictihad1 ile karar verir, sonra buna ayk1r1 kesin bilgi ortaya ~1karsa, onceki
ictihad1 ge~erli olmaz. Bu, yoksul zannedilerek zengine verilen zekat meselesine
ZekatKi~b1.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~- 53
benzemez. c;:unku bir kimsenin geri;ekten zengin mi yoksul mu oldugu kesin
olarak bilinemez. Bu meselede, bir ictihada dayal1 bir bilgiden ba~ka bir ictihada
dayal1 bilgiye gei:;ilmi~tir.
Bir kimse zekat1n1, bilmeden anas1nin veya babas1nin kolesine verse ve sonra
durumu ogrense, tUm Hanefl muctehidlere gore bu, onun ii:;in zekat olarak yeterli
degildir. Bu hukum, bu kitabin (nevadiru'z-zekat bolumunun) rivayetine goredir.
c;:unku birisinin kolesine sadaka vermek, kendisine vermek gibidir. Bundan dolay1
parasin1, bile bile zengin birisinin kolesine verse bu da, onun ii:;in zekat olarak
yeterli olmaz.
Bir kimse, Islam ulkesine guven verilerek veya verilmeksizin giren bir harblye Harb1ye zekat
verilmesi
(Musluman olmayan ulke vatanda~1), harbl oldugunu bilmeden zekat1n1 verse, bu
kitab1n rivayetine gore onun ii:;in yeterli olmaz. Zekat bolumundeki rivayetine gore
ise bunu, zekat1 zimmlye sadaka vermek gibi kabul edip EbO Hanlfe ve
Muhammed (rh.a)'e gore yeterli olur demi~tir. Bu rivayetin gereki:;esi ~udur: Harblye
zekat vermek ibadet sayilmaz. Nitekim ona nafile sadaka olarak da bir ~ey
verilemez. Bize harbllere iyilik yapmak yasaklanm1~t1r. Allahu Teala ~oyle buyurur:

~y::YI ~ f5 _,i;Li &.+JI ~~I f5~ ~t~ [3/37]


"Allah sadece sizin!e din ugrunda sava?anlan. .. dost edinmenizi yasak!ar." (el-

Mumtehine, 60/9)
Dolay1s1yla, harblye verilen, zekat yerine verilmi~ olmaz. Zimmlye vermesi ise
boyle degildir. c;:unku o, sadaka yeri olabilir. Zimmllerden bizimle sava~mayanlara
iyilik yapmak bize yasaklanmad1. Bundan dolay1 ona nafile sadaka vermek caizdir.
Bir Musluman dar-1 harb'e guvence ile girip orada iki y1I kalsa; hem Daru 'l-harp'te
kazanilan
geride Ulkesinde b1rakt1g1 hem de orada kazand1g1 mallan i<;in zekat maim zekati
vermesi gerekir.
c;:unku o, nerede olursa olsun lslam'1n hukumlerini yerine getirmekle
yukumludur. Ancak Islam ulkesinde mal1 saime hayvanlar ise devletin ondan zekat
alma hakk1 vard1r. Dar-1 harp'te kazand1klan ise Islam devletinin korumas1
bulunmad1g1 ii:;in boyle degildir. Dolay1s1yla Islam devletinin onlardan zekat alma
hakk1 yoktur. Fakat yukumlu, dar-1 harp'teki mallannin zekat1n1, Islam ulkesinde
bulunan Muslumanlann yoksullanna verir. Islam ulkesinde uzerine farz olan
zekat1n1 ise kendi ~ehrindeki yoksul Muslumanlara vermek zorundad1r. c;:unku
bunlann, ihtiyai:; sahibi olmalan yan1nda kom~uluk haklan da vard1r. Biz bu
meseleyi zekat bolumunde ac.;1klad1k. Dar-1 harp'te ise yoksul Musluman pek
bulunmaz. Bulunsa bile, Islam ulkesinde oturan yoksul Muslumanlar daru'l-harp'te
oturanlardan daha erdemlidirler.
54 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Daha once Islam ulkesinde bulunan bir Musluman1n, kendi beldesinde
verecegi zekat1, beldesi halk1ndan daha erdemli ba~ka bir belde yoksullarina
gondermesinin daha uygun oldugunu a<;1klam1~t1k Bu da oyledir.
Bir kimsenin 100 dirhem paras1 ile uzerinde 100 dirhem gumli? susleme
bulunan bir ki11c1 olsa, ba?ka hi<; mal1 bulunmasa, onlar i<;in zekat vermesi gerekir.
c;:unku gumu?te zekat1n farz olu?U, madenine itibarlad1r. Oyle olunca nisab1
tamamlama konusunda, gumu? kil1<; susu olmu?, ba?ka bir ?ey olmu? fark etmez.

Evdeki altm Bir kimsenin, evinde ticaret ic;in olmayan kullanmak ic;in bulunan altm
ve gilmil~ ve gi.imi.i~ kaplan olsa, onun bunlar ic;in zekat vermesi gerekir. Ticaret ic;in
kaplara
zekat olmad1klari takdirde inci, yakut ve mi.icevhere ise zekat gerekmez.
Bunlara zekat1n farz olmas1nda nema (artma) goz onune al1nd1g1 i<;in zekat
yoktur. Nema ise, diger ticarl mallarda oldugu gibi ancak bunlarla ticarete niyet
edildiginde ger<;ekle?ir. Alt1n ve gumu?te zekat1n farz olu?u ise, onlarin
madenlerine itibarlad1r. Bu da, i?<;ilik veya kullanma bi<;imi ile degi?mez.

Altm ve
Hakim e?·$ehld (rha) bu bolumde de, zekat bolumunde de alt1n ve gumu?
gilmil~iln kaplann1n zekat1nin ne ?ekilde verilecegini a<;1klamam1?t1r.
zekatmda
esas ahnacak Muhammed (rha)'den bir rivayete gore; bir kimsenin 200 dirhem ag1rilg1nda,
husus
gumli?ten yapilm1? bir kab1 bulunursa, bunun zekat1ni ?U iki yoldan birisiyle verir:
Ya bu kab1n k1rkta bir payin1 bir yoksula zekat olarak verir ve onunla kaba ortak
olur. Ya da degerinin k1rkta birini alt1n olarak verir. Eger be? dirhem gumu? verse,
bununla ondan zekatin tamam1 du?mez. Kab1n deger fazlal1g1nin zekat1n1 da
vermesi gerekir. Bu, Muhammed (rh a) ve Zufer (rh.a )'in bu konudaki kural1na gore
dogrudur. Onlara gore; bir mal1n zekat1 kendi cinsinden verilirse, deger goz
onunde bulundurulur. c;:unku zekat odemede faiz soz konusu olmaz.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, be? dirhem gumu? verirse ondan zekat borcu
[3/38] du?er c;:unku o; kaliteye ve i?<;ilige degil, ag1rilga bakar. Fakat be~ dirhem
gumu~un alt1ndan degerini verirse verilen zekat1, eldeki malla ayn cinslerden ise
degere bak1ld1g1 i<;in, ondan zekat borcu dli?mez Bu bak1mdan kabin degerindeki
fazlal1g1n zekat1nin da verilmesi gerekir.
200 dirhem gi.imi.i~i.i olan birisi; "Eger falanla konu~ursam, bu para
yoksullara sadaka olsun" dese ve onunla konu~sa, sonra bu paranm
i.izerinden bir y1I gec;se onun, bu paranm zekat1m vermesi gerekir.
c;:unku her ne kadar adak geregi bu paralari yoksullara vermesi gerekiyor
idiyse de, paralarda tam mulkiyet hakk1 vard1r. Allahu Teala'ya olan bor<;lar,
mulkiyette hi<;bir eksiklik meydana getirmezler. Ozellikle, hi<;bir zaman
istenilmeyen bori;lar boyledir. Dolay1s1yla bu bor<;, onun mal1nda zekat1n farz
olmas1na engel degildir. Arna zekat paras1ni, adad1g1 bir ?ey i<;in verirse 200
dirhemin zekat1 olarak be? dirhem vermesi gerekir. c;:unku yoksullarin hakk1ni
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ SS
kendi ihtiyac1na sarf etmi~tir. C::unku adaga uymak, kendi ihtiya~lanndand1r. Oyle
olunca bu mal1 kendisi i~in harcam1~ demektir. Dolay1s1yla zekat1 bdemesi gerekir.
Eger bu paran1n be~ dirhemini zekat niyetiyle yoksullara verse sonra da kalani
adag1 i~in verse, be~ dirhem daha vermesi gerekir. $byle ki verdigi ilk be~ dirhem,
adak i~in degil zekat i~indi. C::unku o, zekata niyet etmi~ti. Ki~i i~in niyet ettigi ~ey
vard1r. Daha sonra adag1 i~in 195 dirhem vermi~tir. Oysa adag1 i~in 200 dirhem
vermeyi bor~lanm1~t1. Oyle olunca, yoksullara be~ dirhem daha vermesi gerekir.
Yll dolduktan sonra bu para telef olsa, ne zekat ne de adak olarak bir ~ey
vermesi gerekmez. C::unku zekat ve adak i~in verilecek para bu mahal (mal)
i~indeydi. Mahal kalmad1g1 i~in zekat da adak da kalmaz. Onceki mesele ise bbyle
degildir. C::unku orada ki~iden bir tasarruf vard1r. Bu tasarruf paray1 vermektir.
Once verilen be~ dirhemin hem zekat hem de adak olarak caiz gbrulmesi, bir tek
mahal bu ikisine uygun olmad1g1 i~in, mumkun degildir. Bu bak1mdan biz verdigini
niyet ettigi ~ey i~in ge~erli kabul ettik. Bbylece o ki~i digerinin mahallini telef etmi~
gibi oldu. Burada ise, yukumlunun bir tasarrufu bulunmamaktad1r. Mal telef
oldugu i~in mahal de yok olmu~tur. Mahallin yok olmas1, her iki hak a~1s1ndan
ger~ekle~mi~tir. Bundan dolay1 ba~ka bir ~ey gerekmez.
63
Bir kimsenin ummu veledinin alt1n veya gumu~ten bir tak1s1 olsa, uzerinden
bir yll ge~ince efendinin, kendi mal1 ile birlikte onun zekatin1 da vermesi gerekir.
(unku ummu veled mulkiyet alt1nda olma bak1m1ndan cariye gibidir. Bu
nedenle kazanc1 da, elinde bulunan mal da sahibine ait olur. Borcu olmayan
ticarete izinli kblenin kazanc1 da boyledir.
Eger ticarete izinli kolenin, elindeki mal1n tamamin1 kapsayacak kadar borcu
olsa, bu mal i~in, efendisine zekat gerekmez.
EbO Hanife (rh.a )'ye gore bu nun gerekr;esi; efendinin, kolenin elindeki mala
sahip olmamas1d1r.
EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a)'e gore ise gerek~e ~udur: Kolen in
elindeki mal, alacaklllann hakk1na kar~ll1kt1r Borr; kar~ll1g1 olan bir mal da, zekata
nisap olmaz.
Arna ticarete izinli kblenin elindeki mal, borcundan fazla ise bu fazlal1k
efendiye aittir. Alacaklllann hakkina kar~1l1k degildir. Dolay1s1yla efendi, bu mal1 da
diger mallanna ekler ve onlarla birlikte zekatin1 verir. Fakat bu, kale bor~lanni
bdedikten sonra olur. C::unku kale borr;lann1 odemeden once, kazanc1ndan hir;bir
~ey efendiye verilmez. Bor~lanni bdeyince art1k fazla miktar efendiye verilir.
Bor~lusunun odedigi alacag1 gibi, koleden gelen malin zekatin1 da verir. C::unku
onun alacag1n1n zekatin1, alacag1 tahsil ettikten sonra vermesi gerekir.

63
Ommiiveled /JJ)I r' Sahibinden r;ocuk dunyaya getiren cariyedir.
S6 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Ak1I hastasmm mah olup bu mal uzerinden bir y1I gec,;se, sonra da
[3/39]
iyile~se, gec,;en y1I ic,;in ona zekat gerekmez. Ak1I hastahg1 ister dogu~tan,
ister sonradan olsun hukum aymd1r. Y1I ba~mda veya y1I sonunda bir gun
iyile~se, onun zekat vermesi gerekir. Bu durum, Ramazan gibidir.

Yani akil hastas1 Ramazan ay1nin ba~1nda veya sonunda bir gun iyile~se, tUm
ay1n orucunu tutmas1 gerekir. Bundan anla?il1yor ki; oruc; konusunda ak1I
hastal1g1nin dogu?tan olmas1 ile sonradan olmas1 aras1nda fark yoktur. Biz bu
konudaki goru? aynhklanni oruc; konusunda ac;1klad1k. Burada zekat konusunda
soyledigi, Muhammed (rh a )'in goru~udur. Bu ayn1 zamanda, ibn Semaa'n1n EbO
Yusuf (rh a.)'tan rivayet ettigi goru?tUr. Hi?am ise, EbO Yusuf (rh.a )'un, ak1I hastas1na
zekatrn farz olmas1nda yilrn c;ogunun dikkate al1nacag1 goru~unu rivayet etmi~ ve
~oyle demi?tir: Yil1n c;ogunda akil hastas1nin akll dengesi yerinde ise kendisine
ze kat gerekir. Yil1n c;ogunda akil hastas1 ise gerekmez. EbO Yusuf (rh.a ), kendisine
zekat farz olan ki?inin ehliyetini zekat farz olan mal1n -ki o saime hayvand1r- zekata
mahal olmas1na k1yas etmi~tir. Saime hayvanlann sahibi onlan y1l1n bir k1smrnda
yemle besliyorsa, bu konuda y1lrn c;oguna bakanz. Eger yil1n c;ogunu kamuya ait
otlaklarda otlayarak beslenirse, bu hayvanlara zekat gerekir. Aksi takdirde
gerekmez. c;:unku az, c;oga tabldir. c;:oga butUn hukmu uygulan1r. Bilindigi gibi bir
zimml (Gayr-i Muslim vatanda?) y1l1n c;ogunda sagl1kl1 olursa, cizye vermesi gerekir.
Y1l1n c;ogunda hasta olursa cizye vermesi gerekmez.
Bu konudaki Zahiru'r-rivaye goru?unun delili ?udur: Zekata gore y1I, oruca
gore ay gibidir. Sonra ramazan ay1nin bir k1smrna sagl1kl1 olarak eri~en bir akil
hastasrn1n, ay1n tamam1nda oruc; tutmas1 gerekir. Ayn1 ?ekilde y1l1n bir k1sm1n1
saglikl1 olarak gec;iren ak1I hastas1na da zekat vermek gerekir. Y1I ic;inde elde edilen
mala zekat farz olu?u buna delildir. c;:unku yll ic;inde elde edilen mal1n, az da olsa
yllrn bir bolumunde yukumlunun mulkiyetinde bulunmas1, zekat hukmu
konusunda, tamam1nda bulunmas1 gibi kabul edilir. 0 durumda akll hastasrn1n,
sagl1kl1 olmas1 hukmu de boyledir.
i~c,;i, mudarib (emek sermaye ortakhgmdaki emek sahibi), b1daa
sahibi 64, emanetc,;i, kale ve mukatebden 65 hic,;biri zekat sorumlusu kabul
edilmez.
l?c;i, b1daa sahibi ve emanetc;i kas1t ve kusurlan olmazsa ellerindeki maldan
sorumlu degillerdir. Bunlar emanetc;idirler. Ellerindeki malda hic;bir haklan yoktur.
Zekat memuru da sadece zekat al1r. Alman ?ey ancak mal sahibinin niyeti, yerine

64
B1daal<&.L.4:JI: Bir kimsenin, karr tOmOyle para sahibin in olmak Ozere, ba~kasma ait paray1
<;all~t1rmas1d1r. B1daa sahibi de ba~kasmm paras1n1 bu ~ekilde <;al1~t1ran ki~idir.
65
Miikateb /.,_;~I: Ozgur olmak i<;in sahibi ile belli bir meblag saglamak ve getirmek Ozere
sozle~me yapan kale.
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 57
getirmesi (edas1) veya bu konuda vekalet vermesi ile zekat olur. Burada bunlann
hi~birisi yoktur.

Mudaribe gelince EbO Hanlfe (rh.a.)'nin ilk goru~une gore, memur zekat1
mudaripten al1r. Son goru~une gore ise almaz. el- Camiu's-saglr'de buna ~oyle delil
getirilir. EbO Yusuf (rh a) dedi ki, EbO Hanlfe (rh a )'nin kole konusundaki
goru~unden dondugunu bilmiyorum. Son goru~une yap1lan k1yas, koleden zekat
alinmas1n1 gerektirir. Burada kole ile mudaribin birbirine e~it oldugunu ifade
etmi~tir. Boylece onun kole konusundaki goru~unden dondugunu anl1yoruz.

Arna mukatepten zekat memurunun, hi~bir ~ey alamayacag1nda ku~ku


yoktur. (unku o, kazanc1nin sahibi degildir. Mukatep, mulk edinmeye ehil degildir.
Kitabet akdi devam ettigi surece efendisi de onun kazanc1na sahip olamaz. Zekat
memuru mukatepten o efendisiyle birlikte olsa da olmasa da, bir ~ey alamaz.
Mufavada ve /nan ~irketi 66 ortaklanna gelince; bu ortaklardan her birinin
ellerinde bulunan malin yans1n1n zekat1n1 vermeleri gerekir. (unku bunlardan her
birinin, ortak malin yans1ndaki mulkiyetleri tamd1r.
Zekat memuru, mudaribten bir ~eyler alsa, bu, sermaye sahibi i~in zekat
olarak yeterli olmaz. (unku zekat memuru ondan haks1z yere ald1g1 malda, gasp
[3/40]
eden durumundad1r. Zekat yukumlusunun mal1nin bir k1sm1 gasbedilirse, bu ona
zekat olarak yeterli olmaz. Mudarib bunu odemez. (unku o emanet~idir. Mal,
elinden onun kast1 ve kusuru olmaks1z1n al1nm1~t1r. Ancak sermayedar sermayesini
tamamen alincaya kadar ona kar yoktur. (unku zekat memurunun ald1g1 mal,
telef olmu~tur. Sanki ana paran1n bir k1sm1 mudaribin elinde telef olmu~ sayll1r.
Eger mudarib, zekat memuruna kendisi verirse, o zaman verdigi miktan sermaye
sahibine oder. Nedeni, mal1 verilmesi emredilmeyen birine verdigi i~in guveni
kotUye kullanmas1d1r.
Mufavada veya inan ~irketi ortaklarmdan birisi, diger ortagm izni Ortakhkta
zekatm
olmadan ~irket mahnm tamam1mn zekatm1 verse, verdigi zekatta ortagm
verilmesi
hissesini odemesi gerekir.
(unku ortaklardan her biri digerinin, zekat vermede degil, ticaret ve mal
art1rmada vekilidir. Oyle olunca, ortag1nin payindan verdigi zekatta yetkisini a~m1~
olur. Ortag1nin niyeti ve izni bulunmad1g1 i~in verdigi ~ey, onun ad1na zekat1 olarak
yeterli degildir. Eger ortaklardan her biri bunu yapm1~sa, digerinin pay1ni oder.
Birbirleri ile takasla~1rlar. Arna her birinin zekat1ndan fazla verdigi sadaka olur.
Hi~biri verdigini yoksuldan geri alamaz.

66
Mufavada /<..,oJL..i..JI:Ortaklar aras1nda hem sermayenin miktan hem de kar hisseleri e~it durumda
bulunup, hii;birinin fazla ticarete elveri~li mal1 bulunmamak Uzere kurulan ortakl1k. MUfavada
~irketlerinde ortaklar, birbirlerinin hem vekili hem de kefilidirler. Bu ortakl1g1n sermayesi mald1r.
S8_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ortaklardan her birisi, digerine ~irket malin1n tamam1nin zekat1n1 vermesini
emretse, ikisinden birisi verirse bu, her ikisinin zekat1 olarak caizdir. Ayn ayn her
ikisi ayn1 anda verirlerse, her birisi kendi pay1n1n zekat1n1 bdemi~ olur. lkisinden
hic;biri digerinden bir ~ey isteyemez. lster ortak maldan versinler, ister her biri kendi
mal1ndan versin ortagindan bir ~ey alamaz. Ancak ortaklardan her biri, izin verme
s1rasinda digeri ad1na bdedigi miktan ondan almay1 ko~ul koymu~sa, onu
ortag1ndan al1r. Biz bu meseleyi, ~irket ortag1 olmamas1 durumunda zekat verme
emredilen ki~i konusunda ac;1klad1k. Maida ortak oldugu zaman da hukum
boyledir.
Ortaklardan birisi ~irket mallndan verse, sonra digeri de ~irket malindan verse,
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore sonraki veren, verildigini bilsin bilmesin diger ortag1n
payin1 oder. Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise, diger ortag1n
verdigini bilse de bilmese de bdemez. Muhammed (rh.a.), ez-Ziyadat adl1 eserinde
bunu ifade etmi~tir. Kitabu'z-zekat'ta ise, oncekinin verdigini bilmesi ile bilmemesi
durumlar1n1 birbirinden ay1rm1~t1r. Biz meseleyi orada ac;1klad1k.
iki ki~inin bin dirhem degerinde ortak bir kolesi olsa ve bunlardan biri, fakir
oldugu durumda onu bzgurlugune kavu~tursa, diger ortak da kendi pay1
kar~ll1g1nda koleyi c;al1~t1rsa ve paras1n1 ondan bir yll sonra alsa, Ebu Hanlfe
(rh.a.)'nin goru~une gore ona zekat gerekmez. c;:unku O'nun kural1 ~udur:
Degerinin bir k1smina kar~1l1k c;al1~t1nlan kale, mukatep gibidir. Onun borcu da
kitabet bedeli gibidir. Kitabet bedeline de, teslim alin1p uzerinden bir yll gec;inceye
kadar zekat gerekmez. Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore, degerinin bir
[3/41]
k1sm1na kar~1l1k c;al1~t1rilan ki~i. borc;lu bir ozgur insand1r. c;:unku onlara gore
ozgurluk bolunmez. Oyle olunca, teslim al1nmadan once buna zekat farz olur.
Onun, zekat1, teslim al1nca vermesi gerekir. Bu, aynen ba~kas1ndaki bir alacak
gibidir.
Ozgurluge kavu~turan ortak zengin olur da, diger ortaga kolenin yan degerini
oderse ve o ortak bu paray1 bir yll sonra teslim al1rsa, butL.in Hanefi muctehidlerine
gore ona zekat gerekir. c;:unku o, kendi arzusu ile odeme yolunu sec;erek ortag1na
pay1n1 vermi~ olur. Bu ortak, para ile satarak pay1na sahip olan bir kimse
konumundad1r. Bir y1I sonra sat1~ bedelini teslim al1nca, gec;en y1I ic;in zekat vermesi
gerekir.
Bir kimseye babasmdan 1.000 dirhem miras kalsa ama bu paray1 y1llar
sonra alsa ona; Ebu Hanife (rh.a.J'nin son gori.i~i.ine gore, ge~en y1llar i~in
zekat gerekmez. Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise onun,
ge~en y1llann zekatm1 vermesi gerekir.
Zekat Kitab1._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 59
Bu rivayete gore miras mall, mehir ve hul' bedeli 67 gibi zay1f nitelikte alacak
kabul edilmi~tir. Bu konuda Ebu Hanlfe (rh a.)' den iki goru~ rivayet edilmi~tir. Bu
rada da aynen oyledir. Zekat kitab1nda ise miras mal1 Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore orta
nitelikte alacak kabul edilmi~tir. Orta nitelikte alacak; i~ elbisesi ve meslek
mallarin1n sat1~1ndan dogan alacakt1r. Ebu Hanlfe (rh.a) ~oyle der: Mlras<;1 bir y1l
ge<;tikten sonra nisap miktan mal1n1 ele ge<;irirse ge<;mi~ yi11n zekat1n1 vermesi
gerekir.
Bu rivayetin delili ~udur: Mlras<;1 (varis), mlras b1rakan1n (murisin) mulkiyet
konusunda yerini alm1~t1r. Bu alacak da, murisin mulkiyetinde iken zekat mal1 idi.
Varisin mulkiyetinde de iken de boyle olur. Diger rivayetin delili ise ~udur: Mlras<;1
i<;in mlras mulkiyeti, kar~il1ks1z olarak dogar. Bu, mal sayilmayan bir ~eye kar~1l1k
sahip olunan alacaga benzer. Bu da mehirdir. Dolay1s1yla bu teslim al1n1ncaya
kadar zekata tabi mal say1lmaz. $u da bunu a<;1klar: Miras, dlnin kabul ettigi bir
ihsand1r. Kadin i<;in mehir de bir bak1ma ihsand1r. Allahu Teala ~oyle buyurur:

~~ ~\i.W, ~~I l)fj~


"Kadmlara mehirlerini bir bag1~ olarak verin." (en-Nisa, 4/4)

ihsan yoluyla hak edilen ~eylerde mulkiyet hakk1, teslim al1nmadan once
dogmaz. Dolay1s1yla teslim alinmadan once zekata tabi mal sayilmaz.
Bir kimse ticaret ic;;in olmayan cariyesini 1.000 dirheme satsa ve
parasm1 y1llar sonra alsa; bi.iti.in Hanefi mi.ictehidlere gore gec;;en ti.im
y1llarm zekat1m vermesi gerekir.
Bu gbru~, Muhammed (rh a )'in zekat bolumunde and1g1 goru~tUr. ibn Semaa
ise ~oyle der: Ebu Hanlfe (rh.a.)'nin goru~une gore, paray1 ele ge<;irdikten sonra
uzerinden bir y1I ge<;inceye kadar ona zekat gerekmez. Kerhl de bu goru~ dogru
olan goru~tUr, der. Biz zekat bolumunde, her iki rivayetin gerek<;elerini belirttik.
Sonra bu rivayet a<;1s1ndan Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore 200 dirhem miktan olmad1k<;a
ona zekat gerekmez. Ticaret mal1na kar~1l1k olan alacak ise boyle degildir. Bu tUr
alacaktan 40 dirhem miktari ald1g1 zaman ona zekat gerekir. (unku bu alacag1n
asl1, zekata tabl mal idi. Onun bedeli de, zekat hukmu bak1m1ndan ona
dayand1r1l1r. Asia dayand1rilan nisap miktari ise Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore 40 dirhem
olarak takdir edilir. Cariye meselesinde ise, alacagin asl1, zekata tabi mal degildi.
Buna gore, sozu edilen cariyenin sat1~ bedeli, zekat hukmu bak1m1ndan ba~lang1<;
nisab1 olur. Ba~lang1<; nisab1 da 200 dirhemdir. Dolay1s1yla 200 dirhem teslim
almad1k<;a zekat gerekmez.

67
Hui' I r1: Nikah mulkiyetini kad1n1n kabulune bag ii olarak ortadan kald1rmakt1r. Hamm tarafindan
kocaya verilecek bir bedel veya hanim1n mehirden vazge~mesi kar~1l1ginda taraflann nzas1 ile
ger~ekle~tirilen bVianmad1r. Bu tOr bir bo~anmaya " Muhalaa I Wi;..JI "da denir. Kad1n1n, kocaya
vermeyi taahhut ettigi mal ise "muhalaa bedeli" diye isimlendirilir.
60 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsut
EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore butUn alacaklardan az ~ok ne
tahsil ederse, ald1g1 kadann1n zekat1n1 vermesi gerekir. Biz bu meseleyi zekat
bolumunde a~1klad1k.
Bir kimse birisine 1.000 dirhem vasiyet etse, y1llarca oyle kalsa sonra
lehine vasiyet edilenin eline ula~1p o da kabul etse ve vasiyeti alsa, ona,
gec;en y1llar ic;in zekat gerekmez.
c;:onku vasiyet konusu mal lehine vasiyet edilen (mOsa leh) kabul etmeden
[3/42] once onun mulkiyetine girmez. Dolay1s1yla onun hakkinda zekata tabi mal
say1lmaz. Zufer (rh a.)' in goru~One ait kurala gore, onun ge~en ydlar i~in zekat
vermesi gerekir. c;:onku ona gore, vasiyet konusu mal mlrasta oldugu gibi, kabul
etmeden once lehine vasiyet edilenin mulkiyetine girer.
Lehine vasiyet edilen vasiyeti kabul etse ve vasiyet konusu mal1 teslim
almadan once yd ge~se EbO Hanlfe (rh a.)'nin goru~One gore ona ge~en yd i~in
zekat gerekmez. EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a.)'in goru~lerine gore ise ona
ge~en y1I i~in zekat gerekir. c;:unku lehine vasiyet edilen, vasiyet konusu mala ihsan
yoluyla sahip olur. Bu yuzden ondaki mulkiyeti EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ancak
teslim alma ile tamam olur. Bizim Hanefl fakihlerinden bazdan, lehine vasiyet
edilenin kabulunden sonra vas1yetin, mlrasa benzedigini soylerler. Bu konuda,
miras konusunda a~1klad1g1m1z Ozere, EbO Hanlfe (rh a )'den iki goru~ vard1r.
Dogrusu, vas1yet meselesinde EbO Hanlfe (rh a )'nin tek goru~O oldugudur. Bu
goru~ de ~udur: Vasiyet konusunda, EbO Hanlfe (rh.a )'nin son goru~One gore
ge~en y1I i~in zekat gerekmez. Zekat bolumunde ge~tigine gore miras boyle
degildir. c;:onku lehine vasiyet edilenin mulkiyeti, vas1yet eden ki~inin mulkiyetine
dayal1 degildir. Bundan dolay1, lehine vasiyet edilen, vas1yet mal1n1 ay1pl1 ~1karsa
geri veremez. Vasiyet edenden (mOslden) vasiyet mal1na kar~1l1k satin ald1g1 ~eyde
aldanm1~ olmaz. Mlras~1nin mulkiyeti ise, mOrisin (miras b1rakanin) mulkiyetine
dayal1d1r. 0 yuzden EbO Hanlfe (rh a ) burada mOrisin mulkiyetini goz onunde
tutmu~ ve onu, teslim almadan once zekat mal1 saym1~t1r. Vas1yette ise, lehine
vasiyet edilenin mulkiyetini yeni ba~layan bir mulkiyet saym1~ ve teslim alma ile
mulkiyet tamamlanmad1k~a onu zekata tabl bir mal kabul etmemi~tir.
Bir kimsenin 1.000 dirhem gi.imi.i~i.i ve parmagmda ic;inde bir dirhem
gi.imi.i~bulunan bir yi.izi.igi.i olsa, mal i.izerinden 11 ay gec;se sonra 1.000
dirhem kaybolup sadece yi.izi.ik kalsa, sonra tekrar 1.000 dirhem kazansa
ve y1I tamamlansa onun bu maim tamammm zekatm1 vermesi gerekir.
c;:onku nisap hukmu a~1s1ndan yuzugun gumo~o 1.000 dirheme eklenmi~ idi.
1.000 dirhem kaybolsa da, yuzugun gumu~O kald1g1 i~in y1I devam eder. Daha
once de belirttigimiz gibi, nisabin bir k1smin1n devam1, y1lin devam etmesi i~in
yeterlidir. Burada o ki~i, 1.000 dirhemi y1I devam ederken elde etmi~tir. Dolay1s1yla
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 6t
yll i~inde nisabin bir k1sm1 devam etmekle birlikte yll ba~1nda ve sonunda tam nisap
bulundugu i~in y1I doldugu zaman ona zekat gerekir.
Eger ayni meselede yuzuk olmasayd1 y1I, sonradan elde ettigi paraya sahip
oldugu andan itibaren ba~lard1. <;:unku ilk mal kaybolunca, nisab1n tamam1 telef
olmu~ ve onceki yll devam etmemi~tir. <;:unku y1lin devam1, nisaptan bir k1sm1nin
kalmas1n1 gerektirir. Yll dolmadan bir gun oncesinde, onceki dirhemlerden bir
dirhem bulunsa, onu yanindakilere ekler ve tamam1n1n zekat1n1 verir. Onceden
kalani, zekat1 verdikten sonra bulsa, yuzuk olmasa da tamam1nin zekatin1 vermesi
gerekir. <;:unku kaybolmakla, mulkiyetinin temeli yok olmuyor, ondaki elindeki
bulundurmas1 (zilyetligi) ve tasarruf hakk1 yok oluyor. Y1I dolmadan once, kaybolan
paranin tamam1n1 veya bir k1sm1n1 bulunca, sanki mal hi~ kaybolmam1~ gibi olur.
Onceki para diger 1.000'i bulana dek elinde bulunmu~ ve y1I bu ~ekilde dolmu~
sayll1r. Oyle olunca da paranin tamam1na zekat gerekir.
Bunun bir benzeri de ~u meseledir: Bir kimse nisap miktari mal1 varken, yll
[3/43]
esnas1nda bu malin tamam1n1 kapsayacak ~ekilde bor~lansa, sonra yll dolmadan
once bor~ du~se, onun y1I doldugu zaman zekat vermesi gerekir. Kaybolan mal1, y1I
dolduktan sonra bulmu~ olursa, sonradan elde ettigi mal1n uzerinden bir yll
ge~inceye kadar onun bu mala zekat vermesi gerekmez. <;:unku yll tamamland1g1
zaman, onceki mal bulunmuyordu. Dolay1s1yla bu mal goz onune al1narak ona
zekat1 farz olmaz. Onun mal1 hakkinda yll, elde ettigi andan itibaren ba~lam1~t1r.
Y1I dolduktan sonra ilk bin kaybolsa ve geriye sadece yuzuk kalsa, onun
yuzugun pay1na du~en zekat1 vermesi gerekir. <;:unku bu yuzuk, kaybolan mala ekli
idi ve ona da zekat farz olmu~tu. Y1I tamamlan1r zekat farz olduktan sonra mal1n
bir k1sm1 telef olup geriye bir k1sm1 kal1rsa, onun kalan oran1nda zekat vermesi
gerekir.
Bir kimse elinde 199 dirhem ve ic;ersinde bir dirhem miktarmda gi.imi.i~
bulunan bir yi.izi.ikle zekat memuruna ugrarsa, zekat memuru ondan zekat
ahr.
<;:unku goz onune alinacak ~ey, zekat memuruna ugrad1g1nda yan1ndaki
malin tam nisap miktarinda olmas1d1r. Bu da ger~ekle~mi~tir. <;:unku yuzuk nisab1n
bir k1sm1d1r. Eger elinde yuzuk bulunmasa, evinde ba~ka mal oldugunu haber verse
bile, ona zekat gerekmez ve zekat memuru ondan hi~bir ~ey almaz. <;:unku o,
kendi yanindan ge~en malda nisaba bakar. 0 malda da nisap bulunmamaktad1r.
Zekat memurunun, yan1ndan ge~en maldan zekat alma hakk1nin bulunmas1, mal
sahibinin korunma ihtiyac1na dayanir. Buna ki~inin evinde b1rakt1g1 malda degil,
zekat memurunun yan1ndan ge~irilen malda ihtiya~ duyulur. Buna gore zekat
memuru, yan1ndan ge~irilen mal tam nisap m1ktarina ula~1yorsa ondan zekat al1r,
ula~m1yorsa ondan hi~bir ~ey almaz.
62, _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse, ba~ka birisine 1.000 dirhem bag1~lasa ve uzerinden bir y1I
gec;se, sonra bag1~layan ki~i. yarg1 karan ile veya yarg1 karan olmaks1zm
bag1~mdan donup verdigi paray1 geri alsa, kendisine bundan dolay1 zekat
gerekmez.
Cunku bag1~lad1g1 1.000 dirhem bu sure zarf1nda onun mulkiyetinde degildi.
Y1I dolduktan sonra zekat1 verilmesi gereken mal ayniyla elinden al1nd1g1 ic:;in
bag1~lanan ki~iye de gerekmez. Bu konuda, geri alman1n yarg1 karan ile olup
olmamas1 arasinda fark yoktur. Cunku bag1~layan ki~inin geri alma hakk1, verdigi
ma Iin ayn1s1 ile s1n1rl1d1r. Oyle olunca, ~uf' a hakk1 ile aImada oldugu gibi, bunda
yarg1 karann1n bulunup bulunmamas1 farketmez.
Bag1~lanan ki~inin yan1nda iken bag1~lanan mal uzerinden y1I gec:;meden bu
ki~i ba~ka bir 1.000 dirhem daha elde etse, sonra bag1~layan bag1~1ndan yarg1
karan ile veya yarg1 karan olmaks1zin donup verdigini geri alsa, ona bu mal ic:;in
daha once ac:;1klad1g1m1z nedenden dolay1 yine zekat gerekmez. Bu ki~i, sonradan
elde ettigi mal1n zekatin1 uzerinden bir yll gec:;ince verir.
Muhammed (rh.a) e/ MebsOt'ta ~oyle der: Bu ki~i mala sahip olduktan sonra
bir y1I gec:;ince; Hanefl fakihlerinden baz1lannin dediklerine gore; bag1~layan ki~inin
bag1~tan donmesi ile bag1~ yap1lan ki~inin maldaki mulkiyeti temelden son bulup, o
y1lin hukmu kesintiye ugrar. Dolay1s1yla sonradan elde ettigi mala sahip olduktan
sonra bu mal uzerinden bir y1lin gec:;mesi goz onune al1n1r.
lmamlann Gune~i imam Serahsi (rh a) der ki, bana gore dogru olan ~udur:
Onun bag1~lanan mala sahip oldugu andan itibaren bir y1I gec:;mi~se, sonradan
kazand1g1 malin zekat1n1 vermesi gerekir. Cunku yll, bag1~lanan mala sahip oldugu
andan itibaren ba~lam1~t1. 1.000 dirhem daha elde edince, bu 1.000 dirhem y1I
hukmu bak1mindan as1I nisaba eklenmi~ olur. Bag1~layan bag1~indan donunce,
sanki onun malindan bu miktar telef olmu~ gibi kabul edilir. Bu bak1mdan geride
elde ettigi mal1n kalmas1 ile, yll devam eder. Yll doldugunda, elde kalan mal1n
zekat1n1 vermesi gerekir. Bu hukmun gerekc:;esi ~udur: Bag1~tan donmek, bag1~
yapllan ki~inin, bag1~lanan maldaki mulkiyetini sona erdirir. Bag1~layan, bag1~1ndan
donunceye kadar, onun bag1~lanan maldaki mulkiyeti devem eder. Bundan dolay1,
Eger bag1~lanan mal cariye olup bag1~lanan ki~i onunla cinsel ili~kide bulunmu~
olsa, sonra da bag1~layan bag1~1ndan donse, bu ki~inin mehir yerine gec:;ecek bir
[3/44] ~ey vermesi gerekmez. Cariye, c:;ocuk dunyaya getirse daha sonra bag1~layan,
cariyeyi geri alsa bu c:;ocuk bag1~ yap1lan ki~inin olur. ButUn bunlardan anl1yoruz ki,
hibeden donmek, hibe edilen ki~i ac:;1s1ndan malin telef olmas1 gibidir.
Tarlas1 olan bir kimse bunu y1lhg1 300 dirhemden lie; y1lhgma kiraya
verse, sure doluncaya kadar ucret almay1p ucretin tamamm1, bir defada
alsa, biz Hanefiler ~oyle deriz: Akdin yap1ld1g1 andan itibaren sekiz ay
gec;tikten sonra mah hakkmda y1I ba~lar.
ZekatKitabi._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 63
(unku kira sozle~mesinde ucrete, sozle~me ile sahip olunmaz. Ocrete ya
kirac1n1n pe~in vermesi ya da kiraya verilen malin yarann1n ele gei;mesi ile sahip
olunur. Burada kirac1 ucreti pe?in vermemi~tir. Oyle olunca kira bedeline ancak
kirac1 tarafindan, yarar peyderpey al1nd1ki;a sahip olunur. Sekiz ay gec;ince, tar\a
sahibi 200 dirheme sahip olmu?tur. Kiraya verenin mal1nda yli ancak nisap
tamamland1ktan sonra ba~lar. Bundan sonra uzerinden 12 ay gei;ince ona 500
dirhemin zekatin1 vermek farz olur. (unku tarla sahibi bu sure zarf1nda, 300
dirhem kira bedeline daha sahip olmu?tur Bu, yli ic;inde elde edilmi?tir. Yi\,
mulkiyetinde 500 dirhem bulunmakta iken tamamlanm1?t1r. Bundan dolay1, 500
dirhemin zekat1n1 vermesi gerekir.
Bundan sonra bir y1I daha gei;erse, kendisine fazla olan 500 dirhemin zekat1
harii; 800 dirhemin zekatin1 vermesi gerekir. (unku tarla sahibi, ikinci yliin gec;mesi
ile 300 dirheme daha sahip o\mu?tur. lkinci y1I, elinde 800 dirhem varken
dolmu?tur. Ancak kendisine onceki yil ii;in farz olan 500 dirhemin zekat1 borc;tur.
Onun mal1ndan bu kadan ikinci yil ic;in goz onune ailnmaz. EbO Hanlfe (rh.a.)'nin
gorli?Line gore, nisaplar aras1ndaki kusurler de boyledir.
EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a.)' in goru~\erine gore ise, kusurler dikkate
a\1n1r. Bu hukum, kira bedeli tes\im a\1nmadan once, onda zekat1 gerekli goren
rivayete goredir. Buda; bu kitap ile el-Camiu'l-kebir ve e/-Ema/i'nin rivayetidir.
EbO Yusuf (rh a), EbO Hanlfe (rh a )'den ~u gorli?Li rivayet etmi?tir; yarar, mal
olmad1g1 ii;in mehir gibi, teslim a\1nd1ktan sonra uzerinden bir yil gei;ene kadar kira
ucretine zekat farz olmaz. Arna onceki rivayet daha dogrudur. (unku yarar, akit
i\e ma\ hukmu kazan1r. Bundan dolay1, yarar kar~1l1g1 bir hayvan, zimmette bori;
olarak sabit olmaz.
Bu rivayete gore ucret teslim a\1nd1g1nda zekat vermenin farz olup olmad1g1
konusunda EbO Hanlfe (rh a.)' den iki rivayet vard1r. Bu rivayetlerden birine gore,
200 dirhem teslim almad1ki;a onun zekat1 vermesi gerekmez. (unku her ne kadar
yarar, akitle ma\ hukmu kazansa da hemen zekat nisab1 olmaz. Bu baklmdan
ucret. giyecek ve meslek malinin sat1? bedeli gibidir. Dolay1s1yla 200 dirhemi eline
almad1ki;a ona zekat vermek gerekmez. Diger rivayette o ?Oyle der: Kira
ucretinden 40 dirhem ald1g1 zaman onun zekat vermesi gerekir. (unku yarar,
ticaret hukmu bak1m1ndan e\de buunan ma\ gibidir. Ocret de, ticaret ma\1n1n sat1?
bedeli olan alacak hukmundedir. Dolay1s1yla bundan 40 dirhem teslim ald1g1
zaman, bir dirhemini zekat olarak vermesi gerekir.
Tarlanin kira bedeli yli\1k 200 dirhem olsa, akit uzerinden bir y1I gec;mediki;e,
yil ba?lam1? olmaz. (unku tarla sahibi 200 dirheme ancak y1\ doldugu zaman sahip
(3/45]
olur. lkinci bir y1\ gei;erse 400 dirhemin zekatin1 verir. (unku ikinci bir yilin
gei;mesiyle kira bedelinden ba?ka bir 200 dirheme daha sahip olmu?tur. lkinci y1\,
mulkiyetinde 400 dirhem bulunmakta iken dolmu?tur. Sonra e\inde 600 dirhem
64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
varken yil doldugu i\in O\OncO bir yil ge\ince de onun 600 dirhemin zekatin1
vermesi gerekir. Ancak ge\en y1I i\in farz olan zekat mikdan -ki bu 10 dirhemdir-
ile EbG Hanlfe (rh.a.)'ye gore kOsGru da dO~er. Ona gore, 0\0ncO yil 560 dirhemin
zekat1n1 verir.
Bir kimsenin, ba~ka birisinden 1.000 dirhem alacag1 olsa ve uc,;uncl.i bir
kimse borc,;lu istemedigi durumda bu borca kefil olsa, l.izerinden bir y1I
gec,;se, sonra alacakh as1I borc,;luyu borc,;tan ibra etse; ne alacakhya sahibine
ne de, 1.000 dirhem paras1 olsa bile kefile zekat gerekmez.
Alacakl1ya zakat1n farz olmay1~ gerek\esi daha once a\1klad1g1m1z Ozere
~udur. Bu kitab1n rivayetine gore bor\lu ister zengin ister yoksul olsun ibradan
sonra onun zekat1n1 odeme yOkOmlOIOgO yoktur. Kefile zekatin gerekli olmay1~1n1n
gerek\esi de ~udur: Kefalet nedeniyle 1.000 dirhem onun zimmetinde bor\ olarak
sabit olmu~tur. Bor\lu istemeden kefil oldugu i\in, borcu odedigi takdirde ona
rOcG etme hakk1 da yoktur. Bu durumda, onun yil boyunca elindeki mal1 kadar
borcu var demektir. Bor\lunun mall da, zekata tabi mal degildir. Bu nedenle, yil
dolduktan sonra ibra ile bor\ ondan dO~mo~ olsa da kendisine zekat gerekmez.

ARAZi, KOYUN VE DEVELERiN ZEKATI


Bir kimsenin o~ur arazisi 68 olsa ve onu ekmesi ic,;in bir Ml.isll.imana
odunc,; (ariyet) verse, o~rl.i odunc,; alanm vermesi gerekir.
c;:onkO o~Or OrOne gerekir. Burada OrOn odemesi gereken, bir kar~il1k
olmaks1zin odOn\ alan ki~inindir. Dolay1s1yla onun a\1sindan bununla, kendi
mOlkiyetindeki araziden \1kan Orun e~ittir. ibn Mubarek'in, EbG Hanlfe (rh a)' den
rivayetine gore ise o~Or, odun\ verene aittir. c;:onku o~ur, urOn veren (naml)
arazinin vergisidir. Hara\ta oldugu gibi, arazi sahibi tarafindan verilmesi gerekir.
Ancak, o~Orle hara\ aras1nda fark vard1r. O~Orde ger\ek anlamda art1~ olan urun
goz onune al1n1r. Bu da vard1r. Ancak odun\ veren, urOnO alma konusunda odOn\
alan1 kendisine tercih etmi~tir. Boyle olunca yoksullann hakk1 bulunan bir mahalli
telef etmi~ olur. Bu durum, araziyi kendisi ekip de sonra urOnO ba~kasina
bag1~lamaya benzer.

68
O~iir Arazisi: Ahalisi kendiliginden MOslOman olan veya MOslOmanlar tarafmdan fethedilip de
gazilere dagrtilan yahut devlet tarafrndan MOslOmanlara verilen arazidir. Bu arazinin OrOnOnden
alrnan onda bir veya yirmide bir vergiye (zekata) b~Or denilir. MOslOmanlar tarafrndan fethedilen bir
arazi, gazilere dagrtrlmaz da MOslOman olmayan eski sahipleri elinde brrakrlrrsa, buna da harac1 arazi
denilir. Bu statOdeki araziden de, ya ilk fethedildigi zaman dbnOm ba~rna konulan belirli bir Ocret
alrnrr. Buna harac-r muvazzafa denilir. Ya da alrnan OrOnOn yarrsr ile be~te biri arasrnda degi~ebilen
oranda bir vergi alrnrr. Buna da harac-r mukasame denilir. Bkz. Serahs1, el-Mebsut, 111/7-8.
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 65
Sahibi, o arazisini ekmesi ic;;in kafir birisine odunc;; verse, o~ru tarla
sahibine aittir.
Bu, yukarda gec;en, lbn MObarek'in rivayetini desteklemektedir. Zahiru'r-
rivayeye gore iki bolOm arasindaki fark ?Udur: Burada tarlas1n1 O?Or verme
yOkOmlOIOgO olmayan birisine vermi?tir. ~OnkO O?Orde zekat anlam1 vard1r. Kafir
ise buna ehil degildir. Dolay1s1yla ki?i, arazisini ona vermekle yoksullann hakk1
bulunan bir mahalli telef etmi? demektir. Onceki bolOmde ise tarlasin1 MOslOman
birine vermi?tir MOslOman, o~Orle yOkOmlO olabilecek nitelikte birisidir. Dolay1s1yla
odOnc; veren kimse orada, yoksullann hakk1 bulunan bir mahalli telef eden bir
kimse degil, onlann hakk1n1 kendisinden ba?ka birisine havale eden bir kimse olur.
Bu o~ur arazisini bir Musluman gasbedip ekse; eger ekme o arazinin
degerinde bir eksilme meydana getirirse, o~ur tarla sahibine aittir.
~OnkO gas1p, arazide meydana gelen deger eksikligini odeyecektir. Bu
odeme, tarla sahibinin mOlkiyetine giren kira bedeli gibi olur. Dolay1s1yla Ebu
Hanlfe (rh a )'nin gor0?0ne gore O?Or, tarla sahibi taraf1ndan verilmelidir. Ebu Yusuf
(rh.a) ve Muhammed (rh.a.)'in gorO~lerine gore ise O?Or OrOnden al1nir. Bu, sahibinin
arazisini bir MOslOmana kiraya vermesine benzer. Ekme, tarlanin degerinden bir
?ey eksiltmese bile tarla sahibinin bir ?ey vermesi gerekmez. ~OnkO o, tarlas1ndan [3146 1
yararlanma imkan1na sahip degildir. Ote yandan, tarlay1 eken gas1ba ekme izni
vermi? de degildir. Fakat OrOnOn O?rOnO, arazinin yaran, hic;bir kar?1i1k odemeden
kendisinin oldugu ic;in gas1b1n vermesi gerekir.
MOslOmanin O?Or arazisini, bir kafir gasbetse; eger ekme arazinin degerinde
bir eksilme meydana getirirse, O?rO tarla sahibi verir. ~OnkO arazinin yarann1n
bedeli kendisinin olmu?tur. Bu, arazisini kiraya vermek gibidir. Arna ekme arazinin
degerinde bir eksiklik meydana getirmemi?se bu arazi ic;in o~Or gerekmez. ~OnkO
arazinin yaranndan yararlanan ki?i, O?Or vermeye ehil birisi degildir. Mal sahibi de
araziden yararlanma imkarn bulamaml?tlr.
Cerlr b. lsmail'in Muhammed (rh a )'den rivayetine gore; bu arazinin O?rOnO
gas1p verir. ~OnkO araziden, arazi kendi mal1 olsa idi, nas1I yararlanacak idiyse, oyle
yararlanm1?t1r. Bu, Muhammed (rh.a.)'in kuralina gore dogrudur. ~OnkO ona gore
kafir, MOslOmandan bir O?Or arazisi satin alsa O?rO eskiden oldugu gibi, o kafire ait
olur. Ancak kafirden alinan o?rOn nereye sarfedilecegi konusunda Muhammed
(rh.a.)'den farkl1 rivayetler gelmi?tir. Biz bu meseleyi siyer ve zekat konulannda
ac;1klad1k.
Bir Musluman harac;; arazisini, odunc;; verse; odunc;; alan ister
Musluman, ister Gayr-i Muslim olsun harac;;. arazi sahibine aittir.
~OnkO haracin vacip olmas1, araziden yararlanma imkan1 bulunmas1
ac;1sindand1r. OdOnc; veren de, bu olanaga sahiptir. Ote yandan harac;, OrOn veren
arazinin vergisidir. MOlkiyetteki arazinin vergisini odemek de, onun sahibine ait
66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olur. Ancak o~urde bu verginin mahalli, arazi degil urundur. Dolay1s1yla igreti
alanin Musluman olmas1 durumunda bu vergiyi urune yuklemek mumkun olur.
Harac1n mahalli ise arazi sahibinin zimmetidir. 0 durumda odun~ alan, ister
Musluman ister kafir olsun hara~, arazi sahibinin zimmetinde bor~ olur.
Haracl bir araziyi Musluman veya Gayr-i Muslim birisi gasbetse, gasbeden
arazide meydana gelen noksanhg1 oder. Harac1 da arazi sahibi verir. Ebu Hanlfe
(rh.a.)'ye gore, arazide meydana gelen noksanl1k az olsun ~ok olsun hukum ayn1d1r.
Bu, araziyi az veya ~ok bir bedel kar~il1g1nda elden ~1karmaya benzer.
Muhammed (rh.a.)'e gore; arazide meydana gelen noksanl1k, hara~ kadar veya
ondan daha ~ok ise, harac1 arazi sahibi verir, hara~tan daha az ise o zaman
gasbeden verir. Arna arazide meydana gelen noksan1 odemez. Muhammed (rh a.)
bunu, arazi sahibinden zarari uzakla~t1rmak i~in istihsana gore soylemi~tir. Eger
araziyi ekmek, degerinden hi~bir ~ey eksiltmiyorsa, o zaman hara~. arazi sahibinin
degil gasbedenin gorevi olur. Cunku bu durumda araziden bedelsiz yararlanma
imkan1n1 bulan arazi sahibi degil, gasbedendir.
Harai;; arazisinin sahibi, arazisini ekse ama hii;;bir ~ey bitmese veya
l.irl.in afete maruz kalsa harai;; vermesi gerekmez. Araziyi ekmemesi
durumunda, harac1m vermesi gerekir.
(unku araziyi ekmeyip bo~ b1rakt1ginda, aslinda oradan yararlanma imkan1
bulmu~tur. Fakat ekip de bir ~ey bitmemesi veya bir afete maruz kalma
durumunda yararlanma imkan1 bulamam1~t1r. Bu durumda arazi sahibi, felakete
ugram1~ bir ki~idir. Araziyi tamamen kaybetme sonucuna gotl.irmemesi i~in
kendisinden bir ~ey alinmaz, yard1m edilir.
Eski iran hukumdarlarinin ovguye deger davran1~larindan biri ~udur. Halktan
birisinin ekinine bir afet gelirse, ekim i~in yapt1g1 harcamay1 hazlneden kar~ilarlard1.
Onlar; "Tacir karda ortak oldugu gibi, zararda da ortakt1r" derlerdi. Afete maruz
[3/47] kalana Islam devleti bir ~ey vermese de, en az1ndan hara~ kulfetini kaldinr.
Sahibinin ekmedigi bir araziyi su bassa, fakat yil dolmadan sahibinin ekim
yapamayacag1 bir sure su ~ekilse, ona yine hara~ gerekmez. Cunku o araziden
yararlanma imkan1 bulamam1~t1r. Fakat yil ge~meden, ekim yapabilecegi bir sure SU
~ekilse, araziyi eksin veya ekmesin harac1 vermesi gerekir. (unku araziden
yararlanma imkan1 bulmu~tur.
O~iirde Bir kimse, o~l.ir veya harai;; arazisini, ticaret maksad1 ile satin alsa
sahibin
zenginligi l.izerinden y1I gei;;se bile bunlara zekat gerekmez. Fakat arazi, o~l.ir arazisi
aranmaz ise o~l.ir, harai;; arazisi ise harai;; gerekir.
(unku o~ur veya hara~. arazinin nemas1 goz onune al1narak vacip olur. Ayn1
~ekilde zekat da nema (art1~) anlam1 goz onune ahnarak vaciptir. Bu haklardan her
biri Allahu Teala i~in farz olur. Bu bak1mdan tek bir araziden dolay1 iki hakk1
Zekat Kitabi._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 67
birle~tirmek caiz degildir. Bunlan birle~tirmek mumkun olmayinca biz, eskiden beri
arazide sabit olan vergiyi tercih ettik. 0 da o~ur veya harac;t1r. Bu, o arazinin
aynlmaz bir vergisi olmu~tur. Dolay1s1yla onun niyetiyle bu degi~mez. Ote yandan
o~ur veya harac1n farz olmas1, zekattan daha c;abuktur. cunku bunlarda tam nisap
ve sahibin zengin olma ko~ulu aranmaz. Bu ozellikte arazi, ticaret ic;in satin al1nan
evden ayrll1r. Clinku evde ba~ka bir vergi yoktur. Dolay1s1yla onda ticaret niyeti
etkili olur. Satin alana zekat vermek gerekir.
lbn Semaa'nin Muhammed (rh.a.)'den rivayetine gore; o~ur arazisini ticaret
maksad1yla satin alan ki~iye zekat gerekir. Cunku o~ur, araziden alinan urune farz
olur. Zekat ise arazinin degeri itibariyle malikin zimmetine bore; olur. Bu ac;1dan iki
hakk1n mahalli farkl1d1r. Dolay1s1yla bunlar birle~tirilebilir. Hara<; ise boyle degildir.
Cunku o, zekat gibi sahibin zimmetine bore; olur. Arna bu goru~ zay1ft1r. Biz Hanefi
alimlerinin kurallanna gore o~urle harac; birle~tirilmez. o~ur urunde, harac; ise arazi
sahibinin zimmetinde sabit olur. Dolay1s1yla bunlar birle~tirilmez.
Kafir, bir o~ur arazisi satin alsa, Ebu Hanlfe (rh.a.J'ye gore onun bu
arazi ic;in harac; vermesi gerekir.
Arna bu, anilan arazide Muslumanin hakk1 her yonden kesildikten sonrad1r.
Eger bir Musluman o arazide hak talep etse veya ~uf'a yoluyla alsa; araziye hara<;
konulmu~ olsun veya olmas1n, Musluman1n hakk1 ondan henuz kesilmemi~ oldugu
i<;in eskisi gibi o~ur arazisi olur.
Al1c1 o arazide bir kusur bulsa; hara<; konulduktan sonra sat1c1ya geri veremez.
COnku hara<; da bir kusurdur. Bu, al1c1nin mulkiyetinde meydana gelen bir ay1pt1r.
Bu da, eskiden bulunan bir kusur nedeniyle geri vermeye engeldir. Gormez misin
ki bir Musluman, harac1 bir dirhem olmak ko~uluyla hara<; arazisi satin alsa, sonra
da harac1n iki dirhem oldugunu ogrense, araziyi geri verebilir. Haracin fazlal1g1
kusur olunca, hara<; ta kusur olur. Bu araziyi kusur nedeniyle geri vermek imkans1z
olunca, onceki kusur kar~1hg1 olan deger kayb1ni sat1~ bedelinden geri al1r. Eger o
araziye hara<; konulmadan, arazideki kusuru fark etse onu geri verebilir. cunku
arazi kendisine, hara<; konulmak uzere sat1lm1~t1. Bu detay burada anlat1lm1~t1r.
Onun araziye hara<; koymaktan maksad1, sahibinden harac1n odenmesini
istemektir.
Benu Taglib 69 kabilesinden birisi bir o~ur arazisi satin alsa, ona iki kat [3/48]
o~ur verir.

Bu, EbO Hanlfe (rh a) ve EbO Yusuf (rh a.)'un goru~udur. EbO Hanlfe (rh a.)'nin
delili ~udur: Onlarla aram1zda Muslumanlardan al1nanin iki kat1 al1nmak uzere

69
Beni Taglib: Hicaz yartmadas1nda ya~ayan bir H1ristiyan Arap kab11esidir. Bunlar MOslumanlarla,
cizye yerine MOslOmanlardan al1nan b~Or veya zekat1n iki kat1ni vermek Ozere anla~ma yapm1~lar ve
eski dinleri Ozere ya~amaya devam etmi?lerdir.
68 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
anla~ma yapllm1~t1r. O~ur Muslumanlardan alinan bir vergidir. ~u durumda
onlardan da bu nun iki kat1 alin1r. Eba Yusuf (rh a )'un deli Ii de ~udur: Ona gore,
ba~ka bir Gayr-i Muslim, Muslumandan bir o~ur arazisi satin alsa, kendisinden iki
kat o~ur al1n1r. Taglib kabllesine mensup olandan oncelikli olarak iki kat alin1r.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise, tek bir o~ur alin1r. (unku Taglip'liler i~in o~run ikiye
katlanmas1, onlann asll arazilerine mahsustur. Bu araziler de, uzerinde anla~ma
yap1lm1~ olan arazilerdir. Bunlann d1~1ndaki arazilerde ise, Taglib'li diger Gayr-i
Muslimler gibidir. (unku ona gore bir arazinin sabit vergisi, o arazinin sahibinin
degi~mesi ile degi~mez. Gormez misin ki Taglib'li kimse bir hara~ arazisi satin alsa,
ona eskisi gibi hara~ vermek gerekir. Necran arazisinden bir arazi alsa, ondan eski
vergi al1nir.
Fakat biz ~oyle deriz. Taglib'lilerle aram1zdaki anla~ma, Muslumandan
al1nanin iki kat1n1n onlardan al1nmas1 ~eklinde yapilm1~t1r. Musluman hara~
veremeyecegine gore, bu onlardan ikiye katlanarak alinmaz. O~ur ise Muslumanin
verdigi bir vergidir. 0 durumda yap1lan anla~ma geregi onlardan bu iki kat1 al1n1r.
Nitekim Taglib'li birisi, Muslumandan saime hayvan satin alsa zekat ondan da iki
kat al1n1r.
Bir kimse hara~ arazisi satin alsa; eger sat1m sozle~mesi, y1I dolmadan ekim
yap1labilecek bir zamanda yapilm1~sa hara~ al1c1n1n gorevi olur. (unku o araziye
sahip olduktan sonra ondan yararlanma imkan1 bulmu~tur. Eger, yil ge~ene kadar
yapamayacaksa, satmadan once o yil araziden yararlanma imkanina sahip olan
sat1c1 oldugu i~in hara~ ona aittir. Harac1n vacip olmasinin, yararlanma imkanina
bagl1 oldugunu daha once belirtmi~tik.
Ekini ile Bir kimse o~l.ir arazisini i~indeki ekini ile birlikte satsa; eger ekin
sat1lan
olgunla~ml~ ise o~rl.i sat1c1ya aittir.
arazinin
ii~riinii sat1c1
(unku ekinin olgunla~mas1 ile o~ur ona farz olmu~tur. Sonra o araziyi elinden
verir
~1karmakla yoksullann hakk1 bulunan mahalli telef etmi~ olur. Dolay1s1yla o~ru
oder. Eger ekin olgunla~mam1~sa o~ru, Eba Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh a )'e
gore al1c1ya aittir. Eba Yusuf (rh.a.)'a gore ise, ekinin o~ru sat1c1ya, sonraki
fazlal1g1nki ise al1c1ya aittir.
Giik ekine
de ii~iir
Eba Hanlfe (rh a.)'nin kural1na gore, sahibi gok ekini bi~erse bundan o~ur
gerekir gerekir. Ekin olgunla~1p tane verinceye kadar bi~mezse o~ru gok ekinden degil
taneden verir. Bu meselede tane al1c1n1n mulkiyetinde iken olu~mu~tur. Oyleyse
o~ur ona gerekir.

Eba Yusuf (rh.a ); bu hukum, sahibin ayni ki~i olmas1 durumunda boyledir der.
Fakat ekin, birisinin mulkiyetinde, tane de ba~ka birisinin mulkiyetinde olu~mu~sa
her iki durumun da goz onunde tutulmas1 gerekir. (unku o~ur, meydana gelen
art1~ta farz olmu~tur. Ekinin kokeni herhangi bir bedel olmaks1z1n sat1cinin
[3/49]
mulkiyetinde meydana gelmi~tir. Al1c1 ise bu kokene bir bedel kar~1l1g1 sahip
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 69
olmu~tur. Bu da sat1~ bedelidir. Dolay1s1yla bu kadanndaki o~ru al1c1ya yuklemek
imkans1zd1r. Onun ic;in, bunun o~runu sat1c1ya, sat1~tan sonra meydana gelen
fazlal1gin o~runu de al1c1ya vacip klld1k. Cl.inku al1c1 bu fazlal19a bir kar~1l1k
odemeden sahip olmu~tur. Bu nedenle o fazlal191n o~runu vermek ona du~er. Eger
ekimi yap1lan ~ey sebze cinsinden olup kal10 urunu yoksa , EbO Hanlfe (rh a) ve
Muhammed (rh.a.)'e gore ona da o~ur gerekir. 70
Bir kimse bir araziyi gasbetse ve ekse; ekin gasp edene ait olur. Ancak
Gasp
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore yapt1g1 masraflardan artan k1smm1 yoksullara edilenin
arazisinin
sadaka olarak verir. Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ise, bundan bir ~ey tasadduk
durumu
etmez.
Biz bu meseleyi, gasp bolumunde; gasp eden gasbettigi malda veya emanetc;i
emanet b1rak1lan malda tasarruf edip kar saglamas1 konusunda ac;1klad1k.
Gasbeden, gasbettigi araziyi zekat verilecek kadar fazla bir bedel
kar~1hg1 kiraya verir de uzerinden bir y1I gec;;erse o bedeli yoksullara
vermesi gerekir. Ona zekat gerekmez.
Cl.inku y1I dolmadan once ald191 bedelin tamam1n1 sadaka olarak vermesi
gerekli olmu~tu. Dolay1s1yla on y1lin gec;mesi dikkate alinarak ba~ka bir ~ey
gerekmez. Bu, daha once gec;en ~u meseleye benzemez: Bir kimse belirledigi 200
dirhemi sadaka olarak vermeyi adar ve bu paranin uzerinden bir y1I gec;erse,
zekat1n1 vermesi gerekir. Cl.inku buradaki mal, ki~inin helal mal1d1r. Adak nedeniyle
bunu yoksullara vermeyi borc;lanm1~t1r. Adak nedeniyle borc;lanma, zimmete olur.
Bunun ic;in adak sahibinin, ba~ka bir 200 dirhemi verip, bunu elinde tutma hakk1
vard1r. Bu yuzden onun, bu paran1n zekatin1 vermesi gerekir. Gasp meselesinde
ise, imkan buldugunda araziden ald191 urunun kendisini vermesi gerekir. Onun,
bunu yaninda tutup yerine ba~kas1n1 verme hakk1 yoktur. Bu nedenle bu kazancin
uzerinden bir yll gec;se de, ba~ka bir ~ey gerekmez.
EbO Yusuf (rh.a.) bu goru~ten donmu~ ve gasp edenin bundan zekat vermesi,
masraflardan artanin1 da sadaka olarak da91tmas1 gerektigini soylemi~tir. cunku
onun bundaki mulkiyeti tamd1r. Yll dolmas1 goz onune al1narak zekat1n1 vermesi
gerekir. Ancak mala zekat1n farz olmas1, onu temizleme hikmetine dayand191 ic;in
bu goru~ zay1ft1r. Allahu Teala;
..!1 •. ~.J ~!- ,:;..~u ! .11 - ·I = _u.:i..
;.;.w, ('"!=Y"
'(~ ~J'J I ~ ~ '1'

70
Buradaki iki imam1n kimler oldugu konusunda bir a<;1kl1k yoktur. Asl1nda, kal1c1 urunu olmayan
sebzelerin urunlerinden Eba Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh.a)'e gore O?Ur gerekmez. Eba Hanife
(rh.a)'ye gore gerekir. Bundan onceki meselede, Eba Hanife (rh.a) ile Muhammed (rh.a)'in goru?leri
birlikte anild1g1 i<;in, biz buradaki "ikisine gore" sozcugunu Eba Hanife (rh.a) ve Muhammed (rh.a)
?eklinde terceme ettik.
70_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
"On/arm mallanndan sadaka al, bununla on/an temizlersin, on/an ant1p
yuceltirsin ... " buyurmu~tur. (et-Tevbe, 9/103)

Bu, an1lan mala zekat1 farz kllmakla gen;ekle~mez. (unku bundaki kirlilik
(haraml1k) zekat vermekle giderilmez. Arna, masraflardan artan fazlal1g1 yoksullara
dag1tmas1 gerekir. Buna zekat1 farz kllman1n hi<;bir anlam1 yoktur. Bundan dolay1
biz; yll dolmadan once oldugu gibi, yll dolduktan sonra da tamam1n1 yoksullara
dag1t1r diyoruz.
Bir Musluman, o~ur arazisini ic;;indeki olgunla~mam1~ ekinle birlikte bir
Gayr-i Muslime satsa, Ebu Hanlfe (rh.a.)'nin goru~une gore buna harac;;
konulur. <;unku taneler, ahcmm mi.ilkiyetinde iken olu~mu~tur. Sanki o
satm ald1ktan sonra kendisi ekmi~ gibi olur. Bundan dolay1 harac;; gerekir.
EbO Yusuf (rh.a.)'a gore, sat1c1 ekinin o~runu verir. Alan Gayr-i Muslime de
hara<; konur.
Sat1c1nin ekinin o~urunu vermesi, sahibinin bu araziyi Muslumana satmas1
durumundaki goru~une uygundur. Satin alan Gayr-i Muslime hara<; konulacag1
hukmu ise yanl1~t1r. (unku onun bir kural1na gore, Gayr-i Muslim, o~ur arazisi satin
al1rsa iki kat o~ur vermesi gerekir. Ona hara<; konulmaz. Burada da ona gore satin
alanin, fazlal1gin iki kat o~ur vermesi gerekir. (unku satin alan Musluman olsayd1,
satin ald1ktan sonraki art1~1n o~runu verecekti. Gayr-i Muslim alinca o art1~1n iki kat
o~runu verir.

Kiraya verilen Bir Musluman o~i.ir arazisini, ba~ka bir Muslumana kiraya verse ve
o~lirarazisinin kirac1 araziyi ekmese o~ur vermesi gerekmez.
durumu
(unku o~run mahalli araziden <;1kan urundur. 0 da meydana gelmemi~tir.

131501 Araziyi sahibi ekmeyip bo~ b1raksa idi kimseye o~ur gerekmeyecekti. Kirac1 bo~
b1rakt1g1nda da durum ayn1d1r. Ancak kirac1 kira suresi i<;inde o araziden
yararlanma imkanina sahip oldugu i<;in araziyi teslim alm1~sa kiras1n1 verir.
Yararlanma imkanina sahip olmakla da kira bedelini odemek kesinle~ir.
Bir harac;; arazisinin sahibi, arazinin harac1 kendisinden almmadan
once olse bu mirasc;;1lanndan ahnmaz.
(unku hara<;, ihsan anlam1nda olup, alinmadan once verecek ki~i olurse
Hara~ du~er. Zekatta oldugu gibi terikeye ge<;mez. Ote yandan arazi harac1, ba~ haracina
ahnmadan
once (cizyeye) k1yaslanir. Bunlarin her birinin de vereni horlama anlam1 vard1r.
yliklimllinun Al1nmadan yukumlusunun olmesi durumunda cizye du~tl.igu gibi arazi harac1 da
olmesi
du~er. Bunun, mulkiyetlerinde olmas1 hasebiyle miras<;llardan al1nma imkani da
yoktur. (unku onlar ge<;en y1I o araziden yararlanma imkanina sahip degildiler.
o~ur arazisi sahibi arazide ekin varken olse, ekinin o andaki
durumuna gore o~ur ahmr.
Zekat Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 71
lbn Mubarek'in rivayetine gore EbO Hanlfe (rh.a.), o~urle harac1 e~it tutmu~ ve
bunlann arazi sahibinin olumu ile du~tUklerine hukmetmi~tir Ancak, Zahiru'r-
rivayeye gore, ekin bittigi zaman yoksullarla tarla sahibi aras1nda ortak duruma
gelmi~tir. Bunun onda biri yoksullann, onda dokuzu arazi sahibinin hakk1d1r.
Bu nedenle o~run farz olu~unda arazi sahibi dikkate al1nmaz. Oyle ki mukatebin,
ticarete izinli kolenin (me'zOn), borc;lunun, c;ocugun ve ak1I hastas1n1n arazisine de
o~ur gerekir. lki ortaktan birinin olumu ile otekinin hakk1 du~mez . b~run konusu
ortada oldukc;a o~ur de gerekir. Harac1n yeri (mahalli) ise, zimmettir. Ki~i olunce
zimmeti borc;lanmaya elveri~li olmaktan c;1kar. lhsan olarak odenmesi gereken
~eylerde mal, zimmet yerine gec;emez. Biz zekat bolumunde, harac;, urun veren
arazinin vergisi oldugu ic;in c;ocugun ve ak1I hastas1nin arazisinden harac; al1nacagin1
soylemi~tik. c;:ocugun mal1 da nafakalarda oldugu gibi, vergileri yOklenebilir.

Bir kimse onceden, arazisinin harac1 olarak, bin dirhem verse bu onun Zekat, f1t1 r
sadakas1, hara~
ic;in yeterlidir. iinceden
verilebilir. O~ur,
c;:onku harac1n farz olmas1nin nedeni, kendisinden yararlanilabilen bir araziye arazi ekilmeden
sahip olmakt1r. Bu da vard1r. Neden tamamland1ktan sonra bir-iki yi11n harac1ni verilmez. Ekilince
verilir
onceden vermek caizdir. Gormez misin ki f1t1r sadakas1ni, onceden verecek olsa
caiz olur. Ayni ~ekilde nisap miktan malln iki y1ll1k zekatin1 onceden vermek de
caizdir. Arna ekmeden once, arazisinin o~rOnu vermek sahibi ic;in yeterli olmaz.
c;:onku o~Or her ne kadar urOn veren arazinin vergisi ise de o, OrOnun meydana
gelmesi dikkate al1narak farz olur. Ekimden once neden (sebep) tamamlanm1~
olmaz ve neden (sebep) tamamlanmadan once de o~Or verilmez. Nitekim koyun ve
develerin zekat1ni, onlan saime (y1l1n yandan fazlas1n1 k1rlarda otlayarak beslenen
hayvan) hale getirmeden once vermek de caiz degildir. Ekin ekildikten sonra ister
hasat vakti gelsin ister gelmesin, o~Or onceden verilebilir. c;:unkO farz olma nedeni
tamamlanm1~t1r. b~rOn farz olmas1ic;in geriye, sadece vaktin gec;mesi kalm1~t 1 r . Bu,
nisap tamamland1ktan sonra, yll dolmadan once zekat1 vermeye benzer.
Bir kimse hurma bahc;esinin o~rOnO vaktinden once verirse, buradaki rivayete
gore sahibi ic;in yeterli olur. Bu, EbO Yusuf (rh.a.)'un gorO~OdOr. EbO Hanlfe (rh.a.) ve
Muhammed (rh a.)'e gore ise hurma c;agla olmu~sa onceden vermek caiz, aksi
durumda caiz degildir. c;:onkO o~rOn kendisinden dolay1 degil de OrOnden dolay1
gerekmesi bak1m1ndan, hurma agac;lanna sahip olmak, tarlaya sahip olmak gibidir.
[3/51]
Ekilmeden once s1rf sahip olunmas1 ac;1s1ndan tarlanin o~runu onceden vermek caiz
olmad1g1 gibi, Orono ortaya c;1kmadan once hurma agac;lannin o~rOnO vermek de
caiz degildir. Bu, taneler olu~madan once ekinin o~rOnO vermeye benzemez. Ye~il ekin
c;:onkO ye~il ekin o~rOn farz olmasina mahaldir. Ekin ye~ilken bic;ildiginde, o~runO bi~ilirse
ii~run
vermenin gerekli olu~u bunun gostergesidir. Bu ac;1dan, taneleri olu~madan once verilmesi
ekinin o~runu vermek caiz olur. Hurma agac1 ise, o~re mahal degildir. c;:unkO sahibi
72_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
onu kesecek olsa odun olur ve oduna da hi~bir ~ey gerekmez. Dolay1s1yla aga~ goz
onune al1narak o~run onceden verilmesi caiz olmaz.
Ebu Yusuf (rh a) ise ~oyle der: Hurma agac1 ile, o~run farz olu~u aras1nda
geriye, sadece vaktin ge~mesi kal1r. 0 durumda taneler olu~madan once ekinin
o~runu, y1I ge~meden once nisap miktan mal1n zekat1n1 vermek caiz oldugu gibi,
hurmanin o~runu onceden vermek de caizdir.
Harac,; arazisinin ic,;erisinde, hurmahk veya agac,;hk bulunsa bu k1sma
harac,; yoktur. Ancak arazinin kald1rabilecegi kadar vergi konur.
Bunun anlam1 ~udur: Oraya uzum kutUgu, yonca ve ekin harac1 yoktur.
c;:unku bunlar, yararlanma bak1mindan bu arazi gibi degildirler. Fakat Omer (r.a.)
koymu~ oldugu hara~ta odeme gucunu goz onunde bulundurmu~tur. 0, arazi
ol~umu ya pan iki ki~iye; "Belki de siz, arazilere kald1ramayacaklan vergiler
yuklediniz." dedi. Bu nun uzerine onlar; "Hay1r biz, arazilere kald1racaklan kadar
vergi yukledik." kar~ll1g1n1 verdiler. Bundan anl1yoruz ki, vergi konulurken arazinin
gucu goz onunde tutulur. Aga~l1k ve hurmal1k arazide de buralarin kald1rma gucu
goz onune al1n1r. Bu degerlendirme arazilerin getirisine bakllarak yap1l1r. Eger getiri
yoncan1n getirisi kadarsa, o zaman haracl olan bir yonca tarlas1na konulan hara~
kadar vergi konulur. Ozum bag1nin getirisi kadarsa, ona gore hara~ konulur.
Bir kimse arazisinin haracm1 onceden verse, sonra ayni y1I ic,;ersinde
araziyi su bassa verdigi harac,; geri verilir.
c;:unku onun araziden yararlanma imkani olmam1~t1r. Dolay1s1yla ona hara~
gerekmez. bnceden verilen hara~ta devlet ba~kan1nin zilyetligi, arazi sahibinin
zilyetligi degerindedir. Bu konunun bir benzerini, saime (senenin ~ogunda k1rda
yayilan) hayvanlann zekat1 konusunda a~1klam1~t1k. Onlarin zekat1 vakti gelmeden
once zekat memuruna verilip, zekat, memurun elinde dururken saime hayvanlann
olmesi durumunda zekat, veren ki~iye geri verilir. Hara~ta da durum boyle olur.
Harac1 onceden verip i.iri.ini.i telef olan kimse araziyi ikinci y1I tekrar
ekse, harac,; geri verilmemi~se, verdigi bu y1lm haracma say1hr.
c;:unku devlet ba~kan1n1n bundaki eli, sahibinin zilyetligi gibidir. Sahibine geri
verip sonra tekrar almakta hi~bir yarar yoktur. Eger, "Siz zekat bahsinde; bir
kimse, o yil kendisine zekat farz olmad1g1 durumda onceden zekatin1 verse,
onceden verdigi diger y1I vermesi gereken zekat i~in yeterli degildir, demediniz
mi?" denirlirse ~u cevab1 veririz; Bu, zekat1 yoksula vermesi durumunda boyledir.
c;:unku yll ge~ince ona verilen nafile sadaka olarak tamamlanm1~ olur. Burada ise,
verilen onceki y1lin harac1 olarak tamamlanm1~ olmaz. Aksine verenin geri alma
hakk1 vard1r. Oyle olunca bu, onun ertesi y1lki harac1na sayll1r.
Bir kimse arazisini bir kac,; y1lhgma kiraya verse ve araziyi bir y1I su
bassa; hakim kira Sozle~mesini feshetmese, kiracmm araziden SU
Zekat Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 73
c;ekilinceye kadar ucret odemesi gerekmez. Sahibi de suyun bast1g1 y1I ic;in
harac; vermez.
c;:unku bunlardan her birinin farz olmas1, araziden yararlanma olanag1nin
[3/52]
bulunmasina bagl1d1r. Bu da yoktur. Ancak ucret ile hara<.; aras1nda fark vard1r.
Suyun basmadan tinceki sure i<.;in ucret gerekir. Halbuki hara<.; gerekmez. Nedeni,
ucretin, araziden yararlanmaya gore peyderpey gerekli olmas1, harac1n ise,
yararlanma olanag1 ac.;1s1ndan bir defada gerekli olmas1d1r. Bu olanak araziyi su
bast1g1 zaman yoktur. Kira ise oldugu gibi devam etmektedir. c;:unku arazi yerinde
dururken ondan yararlanmanin imkans1zl1g1, her an sona erebilecek gec.;ici bir
nedene dayanmaktad1r. Oyleyse hakim bozmad1k<.;a sbzle~me devam eder. Hakim
stizle~meyi o durumda bozarsa art1k kira sbzle~mesi ileride devam etmez. c;:unku
devam1n1 gerektiren neden var iken stizle~menin bozulmas1na karar verilmi~tir. Bu,
hizmet akdi yapllan bir ktilenin kac.;mas1na benzer. Hakim hizmet sbzle~mesini kale
donene kadar bozmasa stizle~me devam eder. Arna hakim stizle~meyi bozarsa,
kac.;ak kale dtinse bile art1k kira sozle~mesi devam etmez.
Bir c;ocuga ait arazinin o~runu veya haracm1 babas1, yahut vasisi verse
onlar bunu oderler.
Hakim e~-$ehld burada, o ikisinin b~ru yoksullara, harac1 da sava~<.;llara verme
durumunu kastetmi~tir. c;:unku bunlar1 alma hakk1 devlete aittir. 0 durumda
bunlarin, yoksullara veya sava~c.;llara verilmesiyle c.;ocuktan yukumluluk du~mez.
Fakat onlar devlete verirlerse tidemeleri gerekmez. Nas1I odesinler ki, bunu
onlardan isteyecek ve ondan tidemeye zorlayacak olan devlettir. Sonra 0, zekat1n,
ti~run, harac1n, ganimetten devletin pay1na du~en be~te birin, cizyenin,
Necran'l1lardan ve Ben! Taglib'ten al1nan vergilerin sarf edilecegi yerleri ac.;1klad1. Biz
ise bunlarin hepsini zekat bolumunde ac.;1klam1~t1k.
Harac; ile ticaret ic;in saime koyun satm alsa ve bunlarm uzerinden bir
y1I gec;se, bu koyunlarm zekat1m vermesi gerekir.
Bu, devlet yetkilisinin elinde zekat olarak al1n1p uzerinden bir y1I gec.;en saime
koyunlardan farkl1d1r. c;:unku bunlara zekat1 farz k1lma da hi<.;bir yarar yoktur. $tiyle
ki bunda verilmesi gereken zekat ile, zekat1 verilecek mal1n harcanacag1 yer ayn1d1r.
Burada ise zekat1 farz kllmada bir yarar vard1r. $tiyle ki zekat1 verilecek maim
harcanacag1 yer sava~<.;llar, verilecek zekat1n harcanacag1 yer ise yoksullard1r.
Dolay1s1yla bu mala zekat1 farz kllmak bir yarar saglar. Bundan dolay1 zekat
verilmesi gerekir.
Buyuk imam Serahsl (rh a) der ki; bu konuda sbylenenler ele~tiriye ac.;1kt1r.
Zekat ancak mulkiyet ve malik dikkate al1narak farz olur. Bundan dolay1 vak1f veya
mukatebe ait olan saime hayvanlara zekat gerekmez. Zekat1n farz olmas1 i<.;in
malikte zenginlik niteliginin bulunmas1 da aranir. Bu meselede bunlar
bulunmamaktad1r.
74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Devlet ba~kani, sava~c;ilara ait hara<; ile koyun satin alsa bunlara zekat
gerekmez. Arna amac1 kendisi ic;in satin almak olursa, o zaman ona zekat vermek
gerekir. c;:unku mal sahibi ve onda zenginlik niteligi bulunmaktad1r.
Bir kimsenin uzerinden bir y1I ge~mi~ yirmibe~ devesi olsa, sonra on
deve daha elde edip bunlan oncekilere eklese, daha sonra develerden
on'u telef olsa ama telef olanlann hangi develerden oldugu bilinmese; bu
ki~inin eldeki develerin zekat1 olarak u~ koyun vermesi gerekir.

K1yasa gore bu durumda bir binti.l mahad (iki ya~ina girmi? bir di~i deve)'in
degerinin yedide be~ini (517) vermesi gerekir. K1yas1n ac;1klamas1 ~udur: Develerin
[3/53]
tamam1 otuzbe~ idi. Bunlardan on tanesi telef olunca, telef olanlar, oranlanna gore
zekat1 gereken ve gerekmeyen develerden hesap edilir. Telef olan1n yedide be~i
(517) zekat1 gereken, yedide ikisi (217) de zekat1 gerekmeyenlerden sayil1r.
Yirmibe~in yedide ikisi, (217) yedi deve ve bir devenin yedide biri (7 1/ 7 ) dir.
Yirmibe~ devede onun iki ya~1na girmi~ bir deve yavrusu vermesi gerekiyordu.
Bunun 7 1/7 si telef oldu. Onyedi deve ile bir devenin yedide alt1s1 kald1. c;:unku
yirmibe~in yedide biri, (1/7), uc; tam deve bir de bir devenin yedide dbrdi.l (3 4/7)
eder. Bu be~ kez kendi kendisi ile topland1g1nda 17 6/
7 (onyedi deve ve bir devenin
yedide alt1s1) eder. Bundan dolay1 verilecek zekat, iki ya~ina giren bir di~i deve
yavrusunun yedide be?i olmal1d1r.
Arna Muhammed (rh a.) istihsan yap1p ?6yle dedi. Deve say1s1 az oldugunda
aralannda cins birligi olmasa bile ?eriat (din) zekat olarak koyun verilmesini gerekli
g6rmi.l~ti.lr. Ba?lang1c;ta ondan zaran uzakla?t1rd1g1 gibi bununla mal sahibine, bir
devenin pay1n1 vererek ugrayacag1 zarari uzakla?t1rm1?t1. Bu bak1mdan ~eriat zekat
malindan telef olan1 sanki hie; yokmu? gibi kabul etmi?tir. Burada elinde onyedi
deve ve bir devenin yedide alt1s1 (17 6/ ) varm1? gibi oldu ki onda da uc; koyun
7
gerekir.
Fakat k1yas1n delili daha kuwetlidir. c;:unku zaran uzakla~t1rmak ba?lang1c;ta
dikkate al1nir. Devam1 durumunda dikkate al1nmaz. Aksine, verilmesi gereken
zekat elde kalan mal olc;usunde olur. Gormez misin ki nisap da, devam1nda degil
ba?lang1c;ta dikkate al1n1r. Yil doldugu zaman verilmesi farz olan zekat, iki ya~1na
girmi~ bir di?i deve yavrusu idi. Malin bir k1sm1n1n telef olmas1 durumunda bunu
koyuna degi?tirmenin hic;bir anlam1 yoktur. Bundan anl1yoruz ki, k1yasin delili daha
kuvvetlidir. Dolay1s1yla Muhammed (rh.a.), k1yas1 esas alarak baz1 meseleler ortaya
koymu? ve ?byle demi?tir. Kalan develerin be? tanesinin eski develerden oldugunu
bilirse, bunlar ic;in iki ya?1na girmi? bir di?i deve degerinin be?te birini vermesi
gerekir. Kalanlar ic;in de iki ya~ma girmi? bir di?i deve degerinin uc;te ikisinin be?te
dordunu (8/15 'ini) verir. Bildigi be? deve ic;in, iki ya~1na girmi? bir di?i deve
yavrusunun be?te birinin vermesinin farz olmas1 ac;1kt1r. c;:unki.l yirmibe? deve ic;in
iki ya?1na girmi? bir di?i deve verilmesi gerekiyordu. Be? devede de onun be?te
Zekat Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 75
birisi gerekir. Bundan sonra geriye kalan zekat mal1 yirmi devedir. Zekata tabi
olmayan deve say1s1 da, kalan deve say1s1 da on dur. Boyle olunca telef olanlann
uc.;te birisi zekat verilmesi gerekmeyenlerden, uc.;te ikisi zekat verilmesi
gerekenlerdendir. Bu zekat1 verilmesi gerekenlerden telef olan alt1 deve ve bir
devenin uc.;te ikisidir (6 %) . Bunu yirmiden c.;1kard1g1m1z zaman, geriye onuc.; deve
ve bir devenin uc.;te biri (13 V3) kal1r. Onun onalt1 deve ve bir devenin uc.;te ikisi (16
%) ic.;in, iki ya~1na girmi~ bir di~i devenin uc.;te ikisini vermesi gerekiyor idi. c;:unku
bu, yirmibe~in uc.;te ikisidir. 13 1/3 ise, 16 % Lin be~te dordu eder. c;:unku her be~,
16 % Lin, 3 1/ 3 udur. Bundan dolay1 o be~ deveyi c.;1kt1ktan sonra geriye kalan
develer ic.;in, iki ya~1na girmi~ bir di~i deve degerinin uc.;te ikisinin be~te dordunun
(8/1 S'inin) verilecegini soylemi~tir.
Bir kimsenin yirmibe~ devesi olsa, uzerinden bir yll gec.;tikten sonra bunlan
ba~ka yirmibe~ deve ile kan~t1rsa sonra da bunlann yans1 telef olsa; kalanlar ic.;in iki
ya~1na girmi~ bir di~i deve degerinin yans1n1 vermesi gerekir. c;:unku telef olanlann
yans1 zekat1 verilecek mallardan, yans1 da zekat1 verilmeyecek mallardand1r. Buna
gore telef olmayanlann yans1, kendileri ic.;in zekat verilmesi gereken develerdir.
Bundan dolay1 k1yasa gore iki ya~1na girmi~ bir di~i deve degerinin yans1ni vermesi
gerektigini soylemi~tir. lstihsana gore, kalan develer ic.;in iki koyun vermesi
gerekirdi. c;:unku telef olanlar, hie.; yokmu~ gibi sayllacakt1. Zekat mal1ndan geriye
kalan 12,5 (on iki buc.;uk) deve olacakt1. Arna ac.;1klad1g1m1z uzere k1yas1n delili daha
kuvvetlidir.
Bundan sonra kitab1n sonuna kadar ele ald1g1 konular; madenler ve f1t1r
sadakas1 ile ilgilidir. Biz bunlann tamam1ni zekat ve oruc.; bolumlerinde ac.;1klad1k.
On Ian burada tekrar ele alman1n hic.;bir anlam1 yoktur.
Allah SubhanehO ve Teala en dogrusunu bilir. Donu~ sadece O'nad1r.
ORUc;

[3/54]

Sec;kin alim, yuce ve zahid imam, imamlann gune~i Ebu Bekir Muhammed b.
Ebl Sehl es-Serahsl (rh a) der ki: Savm, sozlukte tutmak demektir. $air Nabiga'nin,
~u beytindeki kullan1m1 bu anlamdad1r:
Baz1 atlar var, durmakta. Atlar var toz du man alt1nda hareket etmekte,
Diger bazilan ise gemleri gevmekte. 71
Zeval vakti gune~ gokyuzunde durdugu zaman, ayn1 kelime kullan1larak " fLP
j~I I gunduz durdu." denir. Bir f1k1h terimi olarak oruc;; ozel bir "tutma "dan Orucun
ibarettir. Burada 'belirli tutma'; ki~inin mide ve cinsel organlann istegine kar~1 terim
anlam1
kendini tutmas1; 'belirli bir ki~i' ifadesi; Musluman erkek ile hay1z ve nifastan
temizlenmi~ Musluman kad1n1, 'belirli vakitte' ifadesi; ikinci fecrin dogmas1ndan
gune~in bat1~1na kadar olan sureyi, 'belirli bir nitelikle' ifadesi ise; tutmanin Allah 'a
yakla~mak maksad1yla olmas1n1 anlat1r. Bu isim, ic;inde sozluk anlam1n1 da
bannd1ran ~er'I (dlnl) bir isimdir. 72
Orucun farz olu~unun delili; Allahu Teala'n1n
Orucun
.! ' <'·I c. ..:...:5).
\..:..aJ I
"(i · - r--::- !
-- T
farz
olmasmm
dayanag1
"Orur:; size farz kJ/md1." ayetinden (el-Bakara, 2\183),

~<; :,J; ~I~ y ~~


"Sizden kim Ramazan ayma yeti?irse onda orur:; tutsun." ayetine (el-Ba kara,
2\185) kadar olan bolumdur. Bu ayette orucun ki~iye farz olmas1n1 gerektiren neden
ac;1klanmaktad1r. Bu da Ramazan ay1na yeti~mekten ibarettir. Orucun tutulmas1,
Allahu Teala'n1n; ~ " ... onda orur:; tutsun." buyrugu ile emredilmi~tir.
Peygamber (s.a.v.) de,
- ,,. > • , :;;_ ,!. ~ ' .. • • .. , .. •
;;)\..Ajl 1..91 - ti ,, -
- r ~J .)-"J J
~~
.
l..J..!.;J i)I - 4111 )ii
J !
;Jl- '1 i)I c;~1 ~..:,
. "6
• . 1;:.. 'J\...:,)11
~...,-1 ~
, -'
<.F-
..
i)la..O '
, .. "
· · - ...:...:::JI " - - olS~li
,;

,.t:.,\ '
J i--""' J - ., ~ J - J' - -~ J

"is/am be? ?ey Qzerine kurulmu?tur: Allah 'tan ba?ka ilah o!mad1gma,
Muhammed (sav)'in, O'nun kulu ve resOIO olduguna tanik/1k etmek, namaz1

71 ~I J.ti.;..; '5 f\J 'Ct...JI G....; Wt... j,1' ~ J f~ .P


Orucu, verilen bilgiler 1~1g1nda; belirli zamanda, oru, tutmaya ehil bir ki~inin niyet ederek, yemesini,
72

i'mesini ve cinsel isteklerini tutmas1d1r, ~eklinde tan1mlayabiliriz.


78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
kt!mak, zekat vermek, Beytullah '1 haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak. "73 diye
ba~layan hadisinde bu be~ ~ey aras1nda orucu da saym1~t1r.

Ilk dbnemlerde orucun vakti, ki~i yats1 namaz1ni klld1g1 veya uyudugu andan
Orucun itibaren ba~l1yordu. Nitekim bizden bncekilerin ~eriatlerinde de durum bbyle idi.
ilk vakti
Daha sonra Allahu Teala bu ummete i~i hafifletti. Orucun ba~lama vaktini,

~P' ~ ~:,..:.~1 ~' ;_r, A~1L;:J1~~~1;.;J1j 1)5j)>


"Sabah1n beyaz ipligi (ayd1nl1g1), siyah ipliginden (karanl1g1ndan) ay1rt
edilinceye kadar yiyin ii;;in ... " (el-Ba kara, 2\187) buyrugu ile, fecrin dogu~ an1 yapt1.
Ebo Ubey; "Beyaz iplik " an lamina gelen " J.:;~1 !..;;.ii " kelimesini, fecr-i sad1k;
"iplik" an lamina gelen "1:;Ji " kelimesini de renk olarak ai;;1klam1~t1r.
Adiy b. Hatim'in Peygamber (s.av)'den rivayet ettigi bir hadiste de;
ResOlullah (s a.v.),

J~ll ~l_y.;. j .;Ltll .;,~ ~:,..:.~1 j A,'11 .k;;J1 ~1


- - -
buyurarak, ayetteki beyaz ve siyah iplikten maksadin gunduzun beyazl1g1 ve
gecenin karanlig1 oldugunu sbylemi~tir. 74
Orucun ba~lama vakti ile ilgili bu kolayla~t1rmanin nedeni; Omer b. Hattab
(r a.) ve S1rme b. Enes (r.a )'in ba~lanna gelen bir olayd1r.
Peygamber (s.a.v) bir gun S1rme (r.a.)'yi bitkin bir durumda gbrunce,

-- J·i L;j1 ~
b..ib . t .!DIA

"Bu ha/in ne? Durumun kotU ... "75 buyurdu. Hafifletmenin anlam1 ~udur:
lnsanlann adeti, sabah kahvalt1s1 ve ak~am yemegi olmak uzere iki ogun yemekti.
Ilk zamanlarda orui;; ibadeti; sabah kahvalt1sin1 terk edip, ak~am yemegi ile yetinme
~eklinde idi. Daha sonra Allahu Teala her iki ogunu de bu ummete b1rakt1. lbadeti
sadece sabah kahvalt1s1ni asll vaktinden biraz one alma ~ekline getirdi. Nitekim
Peygamber (s a.v.) sahur hakk1nda,

JJ.)-LJ1
. ~1l;..J1
- t -i
"O, mUbarek kahva!ttdtr. "76 buyurmu~tur.

73
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/26; Buhar1, Iman, 1; Muslim, Iman, 16; Tirmiz1, Iman, 3; Nesa1, Iman,
13.
74
Buharl, Savm, 16; Muslim, S1yam, 33; EbO DavOd, S1yam, 17; Tirmiz1, Tefsir, 3.
75
Beyhakl, ~uabu'/-iman, 111/408; bkz. lbn Ebo $eybe, Musannef, 11/275; Ahmed b. Hanbel, MOsned,
111/367.
76
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11127; EbO DavOd, S1yam, 17; Nesa1, S1yam, 25; Taberan1, el-Mu'cemO'/-
kebir, XX/271 .
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 79
Oruc; tutarak Allah'a yakla~mak, nefisle sava~arak olur. Bu anlamda sava~ma
iki ~ekilde gerc;ekle~ir; birincisi, arzu edilen zamanda nefsi yemek yemekten
al1koymak, ikincisi, uykuyu sevdigi bir zamanda kalk1p ibadet etmekle olur. Dili
[3/55]
korumak ve Allahu Teala'nin yucelttigini yuceltmek de nefisle sava~ma
kapsam1nda sayil1r. Nitekim Muhammed (rh.a), oruc; bolumune 'nefisle sava~ma'
diye ba~lam1~t1r.
Rivayet edildigine gore Mucahid (rh a J, Bir adam1n; "Ramazan geldi, Ramazan
gitti." demesini ho~ kar~ilamazd1. "Ramazan ay1 geldi, Ramazan ay1 gitti . " "Ramazan
geldi" ya da
denmesini ister ve "Bilmiyorum belki de Ramazan, Allahu Teala'nin isimlerinden "gitti" diye
birisidir." derdi. Sanki o bu konuda, Ebu Hureyre (r a )'nin rivayet ettigi ~u hadisi soylemenin
durumu
esas al1yordu: Peygamber (s.a.v.);

JL;.; ~I ~lA..;\ 0-> p ! JW..0 j 0~ 0W-o j ~1 j 0W-o j ~~ 1)); ~


"Ramazan ge/di, Ramazan gitti demeyin. (unku Ramazan Allah 'in
isimlerinden birisidir. "77 buyurmu~tur. Ba~ka bir rivayette de Peygamber (s av.) ~oyle
buyurmu~tur:

"Ama onu, Allahu Tea/a'nm yucelttigi gibi yuceltiniz. "78 Hanefi alimlerinden
bazilan, bu konuda Mucahid (rh a )'in sozunu tercih edip ~oyle dediler:
"Mezhepteki dogru goru~e gore, sadece 'Ramazan' demek mekruhtur. C::unku
Muhammed (rh a ) bu konuda kendi goru~unu ac;1klamad1g1 gibi, Mucahid (rh a )'in
goru~une ayk1n bir haber de rivayet etmedi."

Alimler Ramazan kelimesinin anlam1 hakkinda ~oyle derler: Ramazan, yakmak "Ramazan"
anlaminda turetilmi~tir. Gunahlan yak1p yok eden, gideren
".).t.oj:'ll • kelimesinden kelimesinin
anlam1
ise Allahu Teala'd1r. Hanefi alimlerimizin c;ogunluguna gore "ay" kelimesini
soylemeden, sadece "Ramazan" demekte bir sakinca yoktur . Nitekim Resulullah
(s.a.v);

~ j~ JU.Oj ..} ;p
"Ramazan'daki umre, bir hacca denktir. "79 ba~ka bir hadiste;
~ t: •" ~ " "' I ,,, ,. ,.
- · i.; L4 -
..r- J
~.) :
-~ ~ i' ....lA:i L4 6-.l _ .. ~~ I - Lil.Q.,I ~\j ' .JW...'
~ . - J -~ J .) i-w, ,: f-

77
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/202; lbn Adiy, el-Kami/ fi duafai'r-rical, Vll/53 .
78
Bkz. lbn Asak1r, Tarihu Medineti D1ma~k. LXVl/53; Ali el-Muttak1, Kenzu'l-ummal, Vlll/959.
79
Buharl, Umre, 4; Muslim, Hae, 221; lbn Mace, Menasik, 45; Tirmiz1, Savm, 95; Nesa1, S1yam, 6.
SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
"Kim inanarak ve sevabm1 Allah 'tan bekleyerek Ramazan 'da arur; tutar ve
namaz (teravih namaz1) kilarsa ger;mi~ ve ge/ecek gunah/an batNlanir. "80
buyurmu~tur. ResOlullah (s.a v.) bir hadisinde de;

~I Y.~ lk~i yo ~I ~ · ! j~ ~~!


"Allah 'm daksan dakuz ismi vard1r. Kim bun/an sayarsa cennete girer. "81
buyurmu~tur. Bunlarda Ramazan ismi ger;memektedir. Allah'a ait bir isim ahad
hadisle82 deg ii ancak mutevatir83 veya me~hur84 had isle sabit olur. "Ramazan" 1n
Allah'1n isimlerinden biri oldugu kabul edilse bile, bu isim 'Hakim' ve 'Alim'
isimlerinde oldugu gibi, Allah ile yarat1klar arasinda ortak kullanilan bir isimdir. Bu
yuzden, "Hakim geldi." veya "Alim geldi." demekte bir sak1nca yoktur. ~unku
bunlarla, Allah'tan ba~ka biri kastedilmektedir.
Bir adam Ramazan aymda fecir dogdugu durumda, bunu bilmeksizin
~afak
soktiigiinii sahur yemegi yese; yemegi ikinci fecir dogduktan sonra yedigi a~1ga ~1ksa
bilmeden orucu bozulur.
yemek
i~mek Muhammed (rh a )'in buradaki fecirden maksad1 ikinci fecirdir. Araplarin, "kurt
kuyrugu I .:_it;. _:,.::JI ._;..;1" dedikleri birinci fecrin dogu~uyla orur; vakti girmez.
Peygamber (s .a v.):

~I µ1 ~
• .. . I •

J;..

l_Y.~1 j
IJ

ifo j
)

~I
• ,• " .,

µ1 'lj ~~ 01~1
I ...-;

rfi '1
.1 ~ J "

;: :: ~ii

"Bilal (r.a) 'in ezani ve uzunlamasma a/an fecir sizi yaniltmasm. Enlemesine
yayilm1~ a/an fecir daguncaya kadar yiyin ir;in. "85 buyurmu~tur.
Ancak lbn Ebl Leyla'dan gelen bir goru~e gore yukaridaki durumda orur;
bozulmaz. 0, bu kimseyi, unutarak orur; yiyene k1yas etmektedir. ~unku lbn Ebl
Leyla'ya gore hukmu delil ile k1yasa ayk1ri olarak sabit olan bir ~eye, ba~kas1
k1yaslanabilir.

Bo Buhar1, Iman, 27; Savm, 6; Muslim, S1yam, 173; lbn Mace, S1yam, 2; EbO DavOd, Salat, 318; Nesa1,
S1yam, 39;
B
1
Buhar1. Tevh1d, 12, ~urOt, 18; Muslim, Zikir, 6; lbn Mace, Dua, 10; Tirmiz1, Daavat, 83.
B
2
Ahad Hadis: Mutevatir ve me~hur mertebesine ula~mayan her devirde bir veya iki gibi s1nirl1
say1daki ravinin yine kendileri gibi s1nirli say1da raviden rivayet ettikleri hadistir.
B
3
Miitevatir I ;1_,:...ll: Her devirde yalan i~in birle~ip uyu~malan mumkun olmayan ka\abal1k bir
toplulugun rivayet ettigi hadistir.
B• Me~hur/J~\: Her devirde ravisi birden ~ok olmakla beraber mutevatir derecesine ula~amam1~
hadise denir.
Bs Muslim, S1yam, 43; Nesa1, S1yam, 30; bkz . Buhar1, Ezan, 13; EbO DavOd, S1yam, 18; Tirmiz1, Savm,
15.
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 81
Biz Hanefilere gore ise, hukmu delil ile k1yasa ayk1ri olarak sabit olan bir ~eye
ba~kas1 k1yaslanamaz. c;:unku asil, k1yasa ayk1ri olarak sabit olmu~tur. Onun
hukmu, ancak her ac;1dan onun gibi olan bir ~eye verilebilir. Oysa yanilan ~ah1s
unutan ki~i gibi degildir. c;:unku genelde bu yanilmadan kac;1nmak mumkundur.
Unutmaktan kac;1nmak ise mumkun degildir.
Bu ki~inin orucu, orucun ruknu (unsuru) olan 'tutmak (imsak)' bulunmad1g1
ic;in bozulmu~tur. Fakat adam1n, vaktin hakk1n1 yerine getirmek ic;in, gunun geri
kalan k1sm1nda bir ~ey yiyip ic;memesi gerekir. c;:unku orucun kac;1r1lmas1
durumunda, Ramazan gunduzlerinde yemeyi ic;meyi terk etmek (imsak) dinen
istenen bir ~eydir. Peygamber (s.a v.J;

\,_,)1 11.i, ~WJ ~ j ~Y- ~ j5~ ')\i JS-t C,A '11


"Haberiniz a/sun! ~u ana kadar yemi~ olan, gQnQnQn kalan k1sminda
yemesin. "86 buyurmu~tur. 0 kimsenin bu gunu kaza etmesi gerekir. c;:unku orucu
farz k1lan neden gerc;ekle~tigi durumda oruc; tutulmam1~t1r. Dolay1s1yla kendisine, [3/56]
farz olan ibadetin dengi ile borcunu odemesi gerekir. Mazereti oldugu ic;in ona
kefaret gerekmez. Oruc; bozma kefareti, ancak sue; i~leyene gereken bir cezad1r.
Peygamber (s av):

~
l1..J1 <..,?'
\;:.Lo •• l;j 1:1~-:~ ;)L:i_a - I:: . -Ui: -
-- - .) 1"'6" ~ .r-' rJ"

"Ramazan'da kasten orucunu bozan ki~iye, z1hal3 7 yapana gereken kefaret


gerekir. " 88 buyurmu~tur.
Henuz gune~ batmad1g1 durumda, gune~in batt1g1n1 sanarak orucunu bozan Giine~ batt1
sanarak
ki~iye de o gunun kazas1 gerekir. Omer (r a )'den rivayet edilen ~u haber bu nu yiyip
gostermektedir. Omer (r a) bir gun sahabllerle birlikte orucunu ac;t1. Muezzin ezan i~menin
hiikmii
okunacak yere c;1kinca, "Ey Muminlerin Emlri ! Gune~!" dedi. Omer (ra ):

~ t:.:l&. ~ ~w j c-3~ ~~La ~1J .<1!•:: r-Jj ~'~ ~~


"Biz seni gozetici o!arak degil, namaza c;agmo olarak gonderdik. GOnaha
meyletmedik. Bir gun kaza etmek bize kolayd1r. "89 dedi.

86
lbn Mace, S1yam, 6; Nesa1, S1yam, 8; lbn Huzeyme, Sahih, 111/208; Hakim, MOstedrek, 1/437; Zeyle1,
Nasbu'r-raye, 11/311.
87
Z1har/)+liJI: Bir kimsenin e~inin vucudunun tamamtnt veya yaris1, Oc;te biri gibi bir oran1nt ya da ba~,
boyun gibi vOcudun tOmOne delalet eden bir organtn1 anas1, ktz karde~i gibi kendisi ile ebediyyen
evlenemeyecegi bir kad1nin, bakmas1 haram olan bir organina benzetmesidir.
88
Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/225, 229; Darakutn1, SQnen, 11/190; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/328.
89
Muvatta, S1yam, 365; lbn EbO ~eybe, Musannef, 11/286; Beyhak1, es-SOnenQ'/-kObra, IV/217; Zeyle1,
Nasbu'r-raye, 11/337.
82 Kitabu'I-Mebsfit
Ramazanda ciiniip Bir adam Ramazan aymda geceyi d.ini.ip olarak ge~irse, orucu
olarak 1mamd1r.
sabahlayanm
durumu Sadece baz1 hadis~iler, bu konuda Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edilen ~u
idise dayanarak aksi goru~u benimsemi~lerdir. ~.) J 1.:.,..; ~ r_;..;. ~ 4 ~i y
Uli ~ I "Kim geceyi cunup o/arak ge<;irirse onun orucu yoktur. Kabe'nin
Rabbine yemin a/sun ki bunu Muhammed (sa.v.) soyledi. " Bizim delilimiz ise ~u
90

ayettir:
. ~~\ W1
u---• ~<=-1 ~
- r- : ·~ ~
e IY..r" i<- r-
' ·: ,.J I.r--J ·<"1 iii1 -:3' · - v~..A.J .r:
. Lo I..,J.::1J ' •t· 0'1iJ
,l :.._ :i, ; ~ , .~\ .i:.:;j1 ;
' -r-' ~ ..)-" -- ~
"Art1k (Ramazan gecelerinde) onlara yakla;m ve Allah 'm sizin i<;in takdir
ettik!erinden isteyin. Sabahm beyaz ipligi (aydm/1g1) siyah ipliginden (karanl1gmdan)
ay1rt edilinceye kadar yiyin i<;in sonra ak;ama kadar orucu tamamlaym .... " (el-Bakara,
2\187) Gecenin son k1sm1nda (imsak vakti girmeden) han1ma yakla~mak mubah
olduguna gore, gusul zorunlu olarak fecir dogduktan sonra yapilacak demektir.
Allahu Teala da ayetin devam1nda orucu tamamlamay1 emretmi~tir. Ay~e (ra.)'den
rivayet edilen bir hadiste belirtildigine gore; bir adam Peygamber (s av )'e:

r~' 1_) t:;r j ~ ~t Lo-!~ d j c~) Jw r}JJ' 1_) t:;t j ~ ~t Jl


~
~e, ~: r I c.i .)Y.<-\ 0l .r.)
·<~- ' ·\J -1-~ ~, J- 1j J- (.w)
~ ,
~I J.T")
'-~. - L;..t>-ls
- G..:J Jw
"Ben geceyi cunup olarak ge<;irdim ve oru<; tutmak istiyorum (tutabilir
miyim?)." diye sordu. Peygamber (s.a.v.); "Ben de bazen geceyi cunup olarak
ge<;iriyorum ve ben de oru<; tutmak istiyorum. " dedi. Adam; "Ama sen bizim gibi
degilsin." dedi. Peygamber (s av) buna 6fke!endi ve "Ben sakm//acak ;eyi sizden
daha iyi bildigimi umanm. "91 buyurdu. Ebu Hureyre (ra.)'nin hadisi Ay~e (r.a.)'ye
ula~inca,

j
Y,
.i.Ll1-
• J
w.
t; ..,- r"'! \. -i;.1
l .J •
~
~~
. .;..- : G ~• c:.~_~) ,..Iii j .)-")
, . I....: · - .)t5 ~ f.J
·· J. d ~ 1 ,;;. ·
. I • .)

0~)

"Allah EbO Hureyre'ye rahmet etsin. Peygamber (sa.v.) ihtilam olmaks1zm


geceyi cunup o/arak ge<;irir, sonra da orucunu tamamlard1. Bu da Ramazan aymda
o!urdu. "92 dedi. Ay~e'nin bu sozu Ebu Hureyre'ye hat1rlatild1g1 zaman, "O benden
daha iyi bilir. Bunu bana Fadl b. Abbas (ra) haber verdi." dedi. Fadl o zaman vefat

90
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/248; lbn Mace, Savm, 27.
91
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/156; Muslim, S1yam, 79; Eba Davud, S1yam, 36; Beyhak1, es-
SOnenO'l-kObra, IV/213.
92
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/203; Buhar1, Savm, 22; Muslim, S1yam75; Tirmiz1, Savm, 63; Nesa1,
Taharet, 123.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 83

etmi~ti. EbO Hureyre hadisinin, cunup olmay1 gerektirecek ~ekilde e~i ile cinsel ili~ki
durumunda sabaha c;1kan (fecir dogdugu zaman cinsel ili~ki durumunda olan)
~eklinde anla~1lmas1 gerekir. Gunduzun uyuyup da ihtilam olan1n orucu bozulmaz.
c;:unku Peygamber (s.a.v.);

f#~lj ~~I j ~I pLAJI ~~ ~ ~j;


"Oc; ,?ey orucu bozmaz; kusmak, kan ald1rmak (hacamat yapt1rmak) ve ihtilam
olmak" buyurmu~tur. 93

Oru~lu
Bir kimse istemeden kussa orucu bozulmaz. Yukanda gec;en hadis ile lbn iken
Abbas (r.a )'1n; ihtilam
olanm
durumu

"Oruc;, (vucuda) giren ,?eyden bozulur. "94 sozu buna delildir. Arna isteyerek
Oru~lu
kusarsa orucu bozulur ve kaza gerekir. Ali (r.a.)'den hem mevkOf (Ali'nin kendi iken
sozu olarak) hem de merfO (Peygamber (s av )'in sozu) olarak rivayet edilen ~u kusanm
durumu
hadis de buna delildir:

ti ;, ~i i ~:1-.i ;li:..;,1 q-° j ~ ;t...:J ~ ; \j Cr


"/stemeden kusan ki,?iye kaza yoktur. /steyerek kusana ise kaza gerekir. "95
Aynca isteyerek kusan ki~inin fiili, orucun ruknu (unsuru) olan imsaki (tutmay1)
ortadan kald1m. c;:unku onun kusmak ic;in kendisini zorlamas1 durumunda ag1zdan
mideye mutlaka bir ~ey kac;ar. Bu ki~iye, Malik (rh a )'ten gelen bir goru~un d1~inda,
kefaret gerekmez. Malik (rh a) ise ~oyle diyor: "Mazeretsiz her oruc; bozan kimseye
kefaret gerekir." Hanefl mezhebindeki kuwetli goru~te, kusmanin ag1z dolusu
olup olmamas1 aras1nda aynm yap1lmam1~t1r.
Hasan b. Ziyad (rh a.)'1n, EbO Hanlfe (rh a.)' den rivayetine gore ise, kusman1n
ag1z dolusu olani ile olmayani aras1nda fark vard1r. Dogrusu da budur. c;:unku ag1z
dolusundan az olan kusmuk tlikruge tabidir. Bu kusma, gegirmeye benzer. Ag1z
dolusu olan ise tlikruge tabi degildir. Gormez misin ki bu, o kimsenin abdestini de
bozar.
Agza gelen kusmuk mideye kendiliginden geri doner veya ki~i onu geri
[3/57]
yutarsa: Hasan b. Ziyad (rh a )'1n EbO Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore; oruc;lu
istemeden kusar ve agza gelen kusmugu d1~an atmaya gucu yettigi durumda geri
yutarsa orucunu kaza etmesi gerekir.

93
EbO DavOd, Sryam, 30; Tirmizi, Savm, 24; Darekutni, Sunen, Sryam, 4; Beyhaki, es-Sunenu'l-kubra,
IV/220.
94
Abdurrezzak, Musannef, 1/170; lbn EbO $eybe, Musannef, 11/308; Buhari, Savm, 32; Taberani, e/-
Mu'cemu'/-keb?r, IX/251; Beyhaki, es-Sunenu'l-kubra, 1/116.
95
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/498; lbn Mace, Sryam, 16; Ebo DavOd, Sryam, 32; Tirmizi, Savm, 25.
84 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
ibn Malik'in Eba Yusuf (rh.a )'tan, onun da Eba Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine
gore; kendiliginden gelen kusmuk ag1z dolusu veya daha fazla olup, mideye geri
donerse bunu ister kas1tl1 ister kas1ts1z yaps1n oru<;: bozulur. Bu konuda me~hur
olan, Eba Yusuf ile Muhammed (rh a) aras1nda goru~ aynl1g1 bulunmas1d1r.
Muhammed (rh.a.) kusmugun d1~an c;:1k1~1nda ve mideye geri donu~Onde kast1
dikkate al1r. c;:onku kas1t, imsaki ortadan kaldim. Eba Yusuf (rh.a.) ise, <;:1kan
kusmugun tOkruge tabi olmad1g1n1 anlamak i<;:in, onunla abdestin bozulup
bozulmad1g1n1 dikkate al1r. ~u durumda, ag1z dolusundan az oldugu durumda
kusmuk kendiliginden gelir ve yine kendiliginden mideye geri donerse ikisine gore
de orucu bozmaz. Ki~i bu durumdaki kusmugu kendisi yutarsa Muhammed (rh a.)'e
gore orucu bozulur, Eba Yusuf (rh a )'a gore bozulmaz. Eger kusmuk ag1z dolusu
olur da, mideye kendiliginden donerse; oru<;: Eba Yusuf (rh a.)'a gore bozulur,
Muhammed (rh a.)'e gore bozulmaz. Eger ~ah1s bu kusmugu kendisi yutarsa ikisine
gore de oru<;: bozulur. Ki$i kendi istegiyle ag1z dolusundan daha az kusar da,
kusmuk kendiliginden mideye donerse Muhammed (rh.a.)'e gore oru<;: bozulur, Eba
Yusuf (rh.a.)'a gore bozulmaz. Oruc;:lu bu kusmugu yutarsa, orucunun bozulup
bozulmayacag1 konusunda Eba Yusuf (rh a )'tan iki gorO) rivayet edilmi~tir. Birisine
gore bozulmaz. c;:onku o abdesti bozmaz. Digerine gore bozulur. c;:onku
kusmugun <;:1kmas1nda ve geri gitmesinde adamin mudahelesi c;:oktur. Bu
bak1mdan o, ag1z dolusu kusmaya benzer.
Oruc;;lu, hacamat96 usull.iyle kan ald1rsa bu, orucuna zarar vermez.
Oru~lu iken
kan
Ancak hadis<;:ilere gore kan ald1rma (hacamat) orucu bozar. Onlar, )U rivayeti
ald1rmanm delil alm1~lard1r: Peygamber (sa.v.) Ramazan'da Ma'k1I b. Yesar (r.a.)'a ugrad1. 0,
durumu
kan ald1nyordu. f_,.,;..;...JI j kW\ )Ji "Kan a!anin da a/d1ramn da orucu
bozulmu:jtur. ,m buyurdu.
Biz Hanefllerin bu konuda dayand1g1 delil ise, Enes b. Malik (r a )'den rivayet
edilen $U hadistir:

(
~) ,..11 JJ-'.)', ~·
: ~1 ~
jli; ...:..!...; <..J. : 81 ~Ll,o .)- i- d· ~ '·· Y.,t \.:.;, ·-
.·- L/-. cl y"

"Bir Ramazan gunu EbQ Tayyibe bize ugrad1. Nereden ge/digini sorduk.
Peygamber (s.a v) 'i hacamat yapmaktan geliyorum. 98 dedi." Yine Enes (r.a )'den
rivayet edildigine gore, Peygamber (sav): " f~I j kt;j' )Ji "Kan alanin da

96
Hacamat /~~I : Vucudun istenen yerine kan toplamak i<;in ~i~e <;ekmeye dendigi gibi toplanan
karnn k1lcal damarlardan al1nmas1 anlaminda da kullan1l1r. Bu i~lemlerden birincisine "kuru
hacamat", ikincisine "kanl1 hacamat" denir. Hacamat yapt1rmaya ihticam, bu i~i meslek edinen
ki~iye haccam, kullarnlan aletlere ise mihcem denir.
97
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/244; lbn Mace, S1yam, 18; Eba Davud, S1yam, 28; Tirmiz1, Savm, 60.
98
lbn Eba )eybe, Musannef, 11/309; Eba Ya'la, Musned, Vll/226; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir,
XXll/393; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 111/397.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 85
a/d1ranm da orucu bozuldu." buyurunca bazi insanlar ResOlullah (s.a.v.)'a oru~lu
iken kan ald1ramamaktan ~ikayet ettiler. Bunun uzerine ResOlullah (s a.v ),
oru~lunun kan ald1rmas1na izin verdi. ibn Abbas (r.a )'tan gelen bir rivayete gore,
Peygamber (s.a v.) ihraml1 ve oru~lu iken Kaha'da kan ald1rd1. 99
Yukar1da antlan Enes b. Malik (r a) hadisinin a~1klamas1 ~oyledir: Peygamber
(sa.v) onlara ba~ka birisinin dedikodusunu yaparlarken ugrad1. Bunun uzerine
Allah'1n ResOlu; "Kan alan1n da, kan ald1ran1n da orucu bozuldu, yani g1ybet
onlann orucunun sevabin1 yok etti." buyurdu.
Denildi ki bu konuda dogru olan ~udur: Kan ald1ran baytld1 da, kan alan onun
agz1na su doktU. Bu nun uzerine Peygamber (s av J: ~I j ~t;jl f )JI "Kan a/an,
kan ald1ranm orucunu bozmu~ olur." Yani yapt1g1 i~le onun orucunu bozdu,
buyurdu. Ravi bu sozu, "Kan alan1n da ald1ran1n da orucu bozuldu." ~eklinde
anlad1. Diger yandan vucuttan kan1n ~1kmas1 orucun ruknunu (unsurunu) ortadan
kald1rmaz. c;:unku onunla nefsanl istekler kar~tlanmaz. Bir ibadetin devam1,
ruknunun devam1na bagl1d1r.
Adetli bir kadm Ramazan'da gi.indi.izi.in bir vakti temizlense (adeti Adetli kadmm
Ramazan'da
sona erse), o gi.ini.in geri kalan boli.imi.inde tutacag1 oruc; o kadm ic;in temizlenmesi
yeterli olmaz. durumu.

Gunun ba~lang1c1nda oru~ tutma ehliyeti olmad1g1 i~in geri kalan k1s1mda
tutulan oru~ ge~erli olmaz. Biz Hanefllere gore, boyle bir bayan gunun geri kalan
k1sm1nda yeme i~meyi b1rakmal1d1r. $afil (rh.a) ise bu konuda aksi goru~tedir.
$afil'nin bu konudaki kural1 ~udur; Gunun ba~1nda kime, gorunurde (zahiren) ve
ger~ekte (bat1nen) oru~ tutmama mubah ise, ona gunun geri kalan k1sm1nda oru~
tutmak gerekmez. c;:unku oru~ tutman1n farz olmas1 gibi, ayn1 gunde imsakin
(yeme ve i~meyi b1rakman1n) farz olmas1 bolunme kabul etmez. Bu kural goz
[3/58]
onune al1narak $afillere gore; gun ortas1nda ~ocuk balig olsa, kafir islam'a girse,
hasta iyile~se, yolculuk eden beldesine donse, ak1I hastas1 ~ifa bulsa bunlann
gunun kalan bolumunde imsak yapmalan gerekmez. $L.iphe gunu ise bunun
aksinedir. c;:unku o gunun Ramazan'dan oldugu anla~tl1rsa, gunun kalanin1 oru~lu
ge~irmek gerekir. Sahur vaktinin ~1kt1g1n1 bilmeden yemek yiyip, sonra bunu fark
eden ki~i de gunun kalan k1sm1n1 $afil (rh.a.J'ye gore oru~lu ge~irmek zorundad1r.
c;:unku bu durumda olan ki~ilerin yiyip i~meleri ger~ekte (bat1nen) mubahtt.
Biz Hanefllerin bu konuda dayand1g1 kural ~udur: Bir kimse Ramazan'da
gunun ilerleyen bir vaktinde, gunun ba~1nda olmas1 durumunda kendisine orucun Sahur
vaktinin
farz olacag1 bir durumda bulunursa, o gunun kalan k1sm1n1 imsak yaparak (oru~lu
ge~tigini
gibi) ge~irmesi gerekir. c;:unku bu durumda imsak, orucun yerine vaktin hakktnt bilmeksizin
yiyenin
vermek i~in me~rO ktl1nm1~t1r. Aynca bir kimse Ramazan'da hi~bir mazereti
durumu

99
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/222; lbn Mace, S1yam, 18; Ebo DavOd, S1yam, 28.
86 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
olmaks1zin yerse, insanlar onu tbhmet altinda tutarlar. Tohmet getirecek yerlerden
uzak kalmak ise vaciptir. Peygamber (s.a.v.):

~I ~I_;.. ~ )iJ .f:']1 i-~lj Ji~~~ 0L5 (_;


"Allah 'a ve ahiret gunune inanan, as/a suc;lamaya neden olacak davram~!ar
ic;inde olmastn ve oy/e yer!erde durmas1n. " 100 buyurmu~tur. Ali (r al de, t;;i L4 j Ilt~\
;~\S:; ! ..r.81~ "fnsanlann yad1rgayacag1 yerlerden uzak dur." Bir rivayette de; "Ilk
bak1~ta gbnullerin yad1rgayacag1 yerlerden uzak dur." demi~tir. Sana gore mazereti
bulunsa bile, yad1rganacak davran1~1 i~iten herkes bu mazereti kabullenemeyebilir.
Ad et Bu durumdaki kad1n gunun kalan k1sm1nda yiyip ii:;:erse, ona (kefaret olarak)
giinlerinin
orucunun kaza hii:;:bir ~ey gerekmez. (unku imsak, vaktin hakk1n1 yerine getirmek ii:;:indir. Bu hak
edilmesi da telafi edilemeyecek ~ekilde kai:;:1rilm1~t1r. 0 kad1n1n, diger hay1z gunleri ile birlikte
bu gunu de kaza etmesi gerekir. Deli Ii ~u rivayettir: "Bir kad1n Ay~e'ye gelerek
~byle dedi: Biz kad1nlar nii:;:in hay1z gunlerindeki orui:;:lan kaza ediyoruz da,
namazlan kaza etmiyoruz? Ay~e (r a.) ~oyle dedi.":

~~ 1 ~
· !: .:.·.:._ i1 i- t~t- r-
'l J· ~ ' l.:..,.,
,~ · :. <~> .t1 J ' - 1:c. \;._ t!5 Y..:Jl ~ , -T
. - . r-".J 711'""" ...r- - !...dJ?

"Sen Harici toplu!ugundan (Haruriyye 'den) misin? Biz Res0/01/ah (s a.v l


doneminde hay1z!i gun/ere ait oruc;lan kaza eder, fakat namazlan kaza
etmezdik. "101 (unku "gui:;:luk -t_.rJi " yerine getirmeyi du~urdugu gibi, kazay1 da
du~urucu bir ozurdur. Her (ay, on gunluk adet dbneminden sonraki) yirmi gunde
elli rekat namaz kaza etmekte ai:;:1k bir zorluk vard1r. Halbuki on bir ayda, on
gunluk orucu kaza etmekte ise buyuk bir gui:;:luk yoktur.
Oru~lunun Oruc;lu olan ki~i, nefsinden emin oldugu zaman e~ini opebilir, ona
e~ini
opmesi sanlabilir ve bunun d1~mdaki ~eyleri yapabilir.
durumu
Deli Ii, Ay~e (r a.J'den nakledilen ~u hadistir:
· ·w, _. - 't·~~ ~ LS'
~ Y'J ~

"Nebi (sa.v) oruc;lu iken e~ini opuyordu. ,,, 02 Ba~ka bir rivayette;
• •W, . ' . I~ • ..:._
~ .Y'J~J~~
• • ' > 0LS
"Peygamber (s.a.v l orui:;:lu iken onun yuzune dokunuyordu." 103 buyurulur.
Ay~e (r a) dedi ki; ~j~ _;i ""i~~ ~i 08" j "Edebine veya cinsel duygulanna en

100
Bkz. Buhar1, ltikaf, 11; Muslim, Selam, 24; lbn Mace, S1yam, 65; EbO DavOd, S1yam, 78;
101
Buhari, Hayz 20; Muslim, Hayz 69; lbn Mace, Taharet 119; Ebo Davud, Taharet 104; Tirmiz1, Taharet
97; Nesa1, S1yam 64.
102
Buhar1, Savm, 21; Muslim, S1yam, 63; lbn Mace, S1yam, 19; Ebo DavOd, S1yam, 34; Tirmiz1, Savm,
31.
103
Taberan1, el-Mu'cemu's-sagir, 1/117. bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/249.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 87
Burada edep "cinsel organ", irb I ~jil ise "cinsel
104
hakim o!aniniz 0 (s.a.v.) idi. "
arzu ve ihtiyac;" anlam1ndad1r. Bir ba~ka riveyette;

J~ ~~1 \; j J~ J ~~:.\j w1 µ11Jw <~> ~1 ~~..> Jl <...> y.J- r:~


~l5t ~ ~ ~~ ,: ::.. ;;.. ~ .;J ~.~u Jw 'i-!j~;; ~w. ~1 j ~i,;1 J~ ~
~1t ~ J~ '1 Jw ~IJ~
"Bir gun Omer (r.a.), ResOIUl/ah (s.a.v.) 'a gelerek;
'Bir gunah i;ledim, benim ir:;in Allah'tan bag1; di/e' dedi.
Peygamber (s a.v ); 'Gunahm nedir?' diye sordular.
'Orur:;lu iken e;ime arzu duydum ve onu op Wm'. deyince, Peygamber (s.a v.):
'Agzma su alip r:;a!kalasan sonra da WkUrsen orucuna zarar verir mi?' dedi.
Omer (r.a.) de 'Hay1r' diye kar;1/ik verdi. Peygamber (s av);
'Oyleyse kalk git. '105 buyurdular. Peygamber (s a v.)'in bu sozunde, bptUkten
sonra da orucun unsurunun (imsakin) devam ettigine ve sadece opmekle ~ehvetin
kar~1lanmad1grna i~aret vard1r. Eger oruc;lu olan ki~i nefsinden emin degilse,
opmekten ve benzeri ~eylerden sak1nmas1 daha iyidir. Delili ~u hadistir; Rivayete
gore, bir gene; Peygamber (s.a.v.)'e oruc;lunun e~ini opup opemeyecegini sordu.
Allah'1n eli:;isi ona opmeyi yasakladr. Ayn1 ~eyi ya~l1 bir kimse sordu, bu konuda ona
izin verdi. Oradakiler birbirlerine bakmaya ba~lad1lar. Peygamber (s.a.v.);
Ll J.lli.,
, . c=- ·" It!<:".'..~. ; 1.:.: ~1 ~ .li
,:;. ..;.Ii ~I~ ~ ~! r-.--: ~ \= .;

"Birbirinize nir:;in bakt1gm1Z1 biliyorum. ~uphesiz ya;li adam nefsine sahip [3/59]
olabilir. " 106 buyurdu. lbn Abbas (ra.)'tan da benzeri bir hadis rivayet edilmi~tir.
Onun rivayetine gore,

Ll ~ pi ~ j ~ (~) Jli b:lj ~~ j ~~ 0t DJ~ .;,L!Ji 0i


"Gene; adam Peygamber (s.a v.)'e: 'Onunla benim dinim ayni' dedi. Peygamber
(s.a.v) de 'Evet, ama ya;li adam nefsine sahip olur. 107 ' buyurdu." Bu ai:;1klama,
orucu bozulmaya maruz b1rakma ve opmeyi daha ileri gbtUrme tehlikesine
i~arettir.

Peygamber (s a.v.) ~byle buyurmu~tur:

104
Buhar1, Savm, 23; Muslim, S1yam, 65; lbn Mace, S1yam, 20; Tirmiz1, Savm, 32.
105
Dari ml, Savm, 21; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/21; EbO DavOd, S1yam, 33; Hakim, Mustedrek,
1/596; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/261.
106
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/185; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 11/388.
107
Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, XX/260; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 111/389.
ss _____________________________Kitabu'I-Mebsut
'-11 J •' --- : -· u L;.;. Alli
11 lo :;
.w .•, .:i i~-Y-. ~
--- ~
" •,. " .I'

y t: J ~ -!
,

-
"

~
- iJ \ - •
~J ~ •-
&
*I $
i<:'.' l .j \
c.r-- ~

"Her kralm bir korusu vardtr. Al!ah'm korusu da haram k1/d1g1 ;eylerdir.
Korunun c;evresinde dola;an ki;i her an oraya du;ebilir. "108 Bundan dolay1 Hasan
b. Ziyad (rh.a.) EbO Hanlfe (rh a.)'nin, orui:;lu bir erkegin, tenini kans1nin tenine
degdirmesini (muba~ere-i fahi~e), i:;1plak olarak kans1n1 kucakla~masin1 ve cinsel
organini d1~tan kar1s1n1n cinsel organ1na dokundurmas1n1 mekruh gordugunu
rivayet etmi~tir .

Ramazan Tutsak durumdaki ki~i. Ramazan aymm gelip gelmedigini bilemese,


orucu bir ara~t1rma yapar ve ara~t1rma sonucuna gore bir ay oruc~ tutar.
tutacak
tutsagm (unku ona, Ramazan orucunu tutmak emredilmi~tir. Ba~ka delillerin
durumu
bulunmamas1 durumunda Ramazan ay1n1 bilmenin yolu da k1bleyi belirlemede
oldugu gibi, ara~t1rmakt1r. Daha sonra onun, orucu Ramazan ay1nda tutmu~
oldugu ai:;1ga i:;1karsa bu orui:; onun ii:;in yeterlidir. (unku yukumlu (mukellef),
ara~t1rma ile amai:;lanan ~eye ula~m1~t1r. Arna orucu Ramazan'dan onceki bir ayda
tutmu~ oldugu anla~1l1rsa, bu orui:; onun ii:;in yeterli degildir. (unku o, ibadeti, farz
alma nedeni geri:;ekle~meden once yerine getirmi~tir . Bu, namaz1 vaktinden once
kilan kimsede oldugu gibi onun ii:;in yeterli olmaz.
$afil (rh a.) el-Omm adli eserinde ~oyle der: Eger esir, orucu Ramazan'dan
onceki bir ayda tuttugunu, henuz Ramazan ay1 i:;1kmadan anlarsa, tekrar orui:;
tutmas1 gerekir. Fakat bunu Ramazan ay1 i:;1kt1ktan sonra anlarsa tutugu orui:;
caizdir.
Eger bu kimsenin Ramazan'dan sonraki bir ayda orui:; tuttugu anla~1l1rsa,
orucu iki ko~ulla caiz olur;
a) Gun say1s1n1 tamamlam1~ olmas1,
b) Ramazan orucuna geceden niyet etmi~ bulunmas1. (unku o, ay1 gormesi
nedeniyle kendisine farz olan bir ibadeti kaza etmi ~ olmaktad1r. Kazada da bu iki
ko~ul dikkate alin1r.

Eger "Bu kimse kazaya niyet etmemi~ken, bu nasil caiz olabilir?" denirse ~u
cevab1 veririz: Ki~i, bu yll kendisine farz olan oruca niyet etmi~tir. Bu niyetle, kaza
niyeti birbirine e~ittir. Eger bu ki~inin $evval ayinda orui:; tuttugu anla~1l1rsa,
bayramin birinci gununun orucunu kaza etmesi gerekir. (unku o gun, kaza orucu
Ramazan'da tutmak caiz degildir. Eger onun Zi'l-hicce ay1nda orui:; tuttugu anla~1l1rsa onun,
nafile oru~
tutan
Kurban Bayram1'n1n birinci gunu ile te~rik gunlerinin (Kurban Bayram1'n1n ikinci,
kimsenin ui:;uncu ve dorduncu gunleri) orui:;lanni kaza etmesi gerekir. Bun lann d1~1ndaki bir
durumu.
ayda orui:; tuttugu anla~1hrsa herhangi bir ~ey kaza etmesine gerek yoktur. Ancak o

108
Buhar1, Iman, 37; Muslim, MOsakat, 107; Ebo Davud, BuyO, 3; Tirmiz1, BOyO, 12; Nesa1, BuyO, 2.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 89
y1lki Ramazan tam (otuz gun), oru<; tuttugu ay eksik (yirmi dokuz gun) olursa o
zaman say1y1 tamamlamak ic;in bir gun kaza etmesi gerekir.
Bir kimse Ramazan oldugunu bilerek veya bilmeyerek, Ramazan
aymda natile oruc; tutsa, bu orucu Ramazan orucu say1hr.
Bu konunun birka<; bolumde ele al1nmas1 gerekir: Ramazan orucunu yerine
getirmek i<;in niyetin asl1 ko~uldur. Zufer (rh a.) 'e gore ise bu, ko~ul degildir. Zufer
(rh a.)'in dayand1g1 deli I ~udur: Ramazan'da me~ru olan tek oru<; vard1r. Zaman,
Ramazan orucundan ba~ka bir oruca musait degildir. Bir gunde sadece bir oru<;
tutulabilir. Bu zamanin, farz oruca ayrllm1~ olmas1nin zorunlu sonucu ba~ka bir
orucun olamayacag1d1r. Dolay1s1yla yukumlunun, o gun oruca ayk1r1 fiilleri farz olan
oru<; i<;in terk ettigi du~unulur. Bu durumda, yukumlu ne ~ekilde (niyetli veya
niyetsiz) tutarsa tutsun bu, o gun uzerine bore; olan farz oru<; olarak gerc;ekle~ir. Bu
konu, uzerine zekat farz olan kimsenin zekat verecegi mal1n tamamin1 yoksula
vermesi durumunda niyet etmese bile bunun, zekat olarak caiz olmas1na benzer.
(Zufer (rh a )'in d1~indaki) Hanefl fakihlerinin delillerini iki noktada toplamak
mumkundur.
Birincisi: Yukumlunun uzerine bore; olan ~ey, ibadet olan bir fiildir. lbadet ise
ancak ihlas ve azmetmekle olur. Peygamber (s av.);
., ,,. J. J ~

! c Ai J:s::.I, , ..::...\!JL.
Q ..

(Sy, · L;; -.;>.J .} , -- •


JLQ.~ ')'\ Lo_jlj.
"' .. ... ... .,.

"Amel/er ancak niyet!ere goredir. Herkes ir;in niyet ettigi ;ey vard1r. "109
buyurmu~tur.

ikincisi: O gun oru<; tutmanin uzerine bore; olmas1na ragmen bu gunun [3/60]
yararlari yukumlunun mulkiyetinde kalm1~t1r. c;:unku ibadet anlam1 ancak, isteyerek
bizzat yapt1g1 ve sahip oldugu ~eyleri kendisine sarfettigi bir fiille has1I olur. Ki~inin,
sahip oldugu yararlari, uzerine borcu olan bir ~eye isteyerek sarfetmesi ise ancak
kas1t ve niyetle olur. Zekat1ni vermek farz olan mal1n tamamin1 fakire bag1~lama
meselesinde kas1t ve niyet, mahallin (bag1~lanan mal1n) sec;imi ile gerc;ekle~ir.
Burada niyet mahallin (bag1~lanan mal1n zekat1n1 verme) ki~inin ihtiyacindan dolay1
ger<;ekle~mi~tir. Gormez misin, bir fakire bir ~ey veren ki~i, hedeflenen sevap hasll
oldugu i<;in onu geri alamaz.
Ebu Hasan el-Kerhl (rh.a.) bu goru~un Zufer (rh a.)'e ait olu~una kar~1 <;1kar ve
~oyle der: "Zufer (rha )'e gore, -ki bu Malik (rha )'in de goru~udur- ti..im Ramazan
ay1 orucu bir tek niyetle tutulabilir." Bu iki imam in deli Ii ~udur: Ramazan ay1 orucu,
tek bir ibadet anlam1ndad1r. c;:unku onun nedeni tektir. Bu da Ramazan ay1nin bir

109
Buhari, Bedeu'l-vahy, 1; Muslim, lmare, 45; lbn Mace, Zuhd, 26; EbO DavOd, Talak, 11; Tirmi zl,
Fedailu'l-cihad, 16; Nesal, Taharet, 50.
90 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
k1smina yeti~mektir. Aynca o ibadete ba~lamak ve ondan c;1kmak ayni vakitte olur.
Bu yonuyle, Ramazan'da tutulan oruc;lar bir namaz1n rekatlanna benzer.

Ramazan
Biz Hanefi'lerin dayand1g1 deliller ~unlard1r: Her gunun orucu tek ba~1na bir
orucunda ibadettir. Gormez misin ki Ramazan ayinda baz1 oruc;lann bozulmas1, geriye
her bir
kalanlann gec;erli olmasina engel degildir. Diger taraftan gunduzler arasina, oruc;
gun i~in
ayn niyet tutulmayan bir zaman dilimi girmektedir. Bunlar gecelerdir. Aynca Ramazan'1n
baz1 gunlerinde oruc; tutma ehliyeti olmasa bu, kalan gunlerde ehliyetin
bulunmasina engel degildir. Bu ac;llardan Ramazan'da tutulan oruc;lar, birbirinden
farkl1 namazlara benzer. Bunlann her biri ayn niyet etmeyi gerektirir.
Bir kimse Ramazan'da, mutlak oruca veya nafile oruca niyet etse biz
Hanefi'lere gore o, farz orucu tutmu~ say1l1r.
Ramazanda
mutlak $afil (rh.a.)'ye gore, ki~i oruc; tuttugu gunun Ramazan'dan oldugunu bilip
niyet
nafileye niyet ederse, oruc; tutmu~ say1lmaz. Arna Ramazan oldugunu bilmezse,
nafile oruc; tutmu~ olur. c;:unku farz1 yerine getirme emri, yukumluye ancak onun
emri bilmesinden sonra yonelir.
lbn Ebl Leyla da ~oyle der: Eger oruc; tuttugu gunun Ramazan'dan oldugunu
bilirse, tuttugu oruc; farz olarak caizdir. Ramazan oldugunu bilmiyorsa oruc; tutmu~
olmaz. c;:unku bilmemesi durumunda, nafile tutmaya yonelik niyeti, o gun ic;in
me~rO degildir. Bu niyet, geceleyin oruc; tutma niyetine benzer. Boyle bir niyet
gec;ersizdir. c;:unku geceleyin oruc; tutmak me~ru degildir.
$afil (rh a.) yukandaki goru~unu ~oyle ac;1klar: Orucun asl1 gibi, farz alma
niteligi de ibadet olmas1d1r. Orucun asl1 niyetsiz yap1lamayacag1 gibi, niteligi de
yapdamaz. Niteligi olmay1nca zorunlu olarak oruc; da olmaz. Buna gore; hangi oruc;
oldugu belirtilmeksizin niyet edilirse, oruc; caiz olmaz. Diger bir ac;1dan, ki~i nafileye
niyet etmekle aralannda z1tl1k bulundugu ic;in farzdan yuz c;evirmi~ olur. Boylece
sanki o niyeti terk ederek farzdan yuz c;evirmi~ gibi olur. Bu vakitte nafile niyetiyle
me~rO olan oruca niyet etmi~ olmas1 caiz degildir. c;:unku ki~i o vakitte
(Ramazan'da) me~rO olan orucun nafile olduguna inan1rsa dinden c;1kar. Buna
gore, hangi orur; oldugunu belirtmeksizin (mutlak) oruca niyet ederse bu caizdir.
c;:unku o, bu niyetle farz oruc;tan yuz c;evirmi~ olmaz.
Biz Hanefi'lerin delili, Ay~e ve Ali (r.a.)'nin rivayet ettikleri ~u hadistir:

~t ~ l:;J~ ?>-1.:,~ ~ lAY. r~ ~N :~':l~ ~LS j 41J1 r;. ~\; ~ GL5 ~


·- - L'.:.~
· : t..: Y-.r:'"""'
_)Wa.,; J,J!

~ek giinii "Ali ve Ay~e. ~ek gunu oru<; tutarlar ve 'Bizim ~aban 'dan bir gun oru<;
orucunda
tutmam1z, Ramazan'dan bir gun tutmamam1zdan daha iyidir. ,,, 0 derlerdi." Bu ikisi
niyet
110
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/125; Beyhaki, es-SOnenO'l-kObra, IV/211; Zeylei, Nasbu'r-raye, 11/320;
Heysemi, Mecmau'z-zevaid, 111/355.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 91

o gun nafile niyetiyle oruc; tutarlard1. <;unku ?ek gunu farz (yevm-i ~ek) niyetiyle
oruc; tutmanin mubah olmad1g1 biz Hanefi bilginlerinin ittifak1 ile sabittir. Tutulan
[3/61]
oruc;, ?ek gununun Ramazan'dan oldugu ac;1ga c;1kinca farz yerine gec;ecek
olmasayd1, onlann bu gunu oruc;suz gec;irmekten kac;1nmalann1n bir anlam1
olmazd1. Sonra Ramazan orucu, belirlenmi? bir oruc;tur. Nafile oruc; gibi, mutlak
niyetle yerine getirilebilir. Bunun anlam1 ?Udur: 0 gun me?rO olan oruc;, farz
oruc;tur. Ba?ka bir oruc; asla me~rO degildir. Bir zaman ic;inde yapilmas1 belirlenen
~ey, bir mekan ic;inde yap1lmas1 belirlenen ?ey gibidir. Boyle olunca, tOr ismi
kapsad1g1 gibi, cins ismi de kapsar. Orucun asl1nda kulun ihtiyan bulundugu ic;in,
ibadet anlam1 gerc;ekle~ir. Orucun niteliginde kulun ihtiyan bulunmad1g1 ic;in ibadet
anlam1 gerc;ekle~mez. Ancak kulun bu zamanda tutulan orucun niteligini, ba~ka
bir nitelikle degi~tirmesi du~unulemez. Dolay1s1yla, nitelige ait niyete bakilmaz.
Nafile niyeti ittifakla gec;ersizdir. <;unku bu vakit ic;inde nafile me~ro degildir.
Farzdan, nafile niyeti ile ayril1nm1~ oluyordu. Nafile niyeti gec;ersiz olunca, farzdan
aynlma gerc;ekle~mez.
$afil (rh a )'e gore bu durum harnn benzeridir. Bu ac;1klamayla $afil (rh a.)'nin
"Ramazan orucunun nafile olduguna inanan1n dinden c;1kacag1" ~eklindeki gbru~u
de gec;ersiz olmaktad1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in, yolcunun Ramazan'da, Ramazan
orucundan ba~ka bir farza niyet etse de onun Ramazan orucu sayilacag1 yolundaki
gbru~leri de bu ac;1klamaya uygundur. <;unku Ramazan orucunu yerine getirme
farz1 yolcu ic;in de sabittir. Bu yuzden o, yolculuk s1ras1nda oruc; tutsa caizdir. Yolcu
ile muklm (belde sakini) aras1ndaki tek fark, yolcu ic;in oruc; tutmama izninin
(ruhsatinin) bulunmas1d1r. Yolcu bu ruhsat1 kullanmazsa, muklm ile e~it olur.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~byle der: Yolcu, Ramazan 'da niyet ettigi orucu tutmu~
Yolcu neye
olur. Bu kimse, sahip oldugu yararlan kendisi ac;1s1ndan en bnemli gordugu oruc; niyet
c;e~idine sarf etmekle ruhsat1 terk etmi~ sayilmaz. Bu da zimmetinde bore; olarak ederse, o
orucu
sabit olan oruc;tur. Oruc; tutmama ruhsat1, yolcudan zorluk ve guc;lugu kald1rmak tutmu~ olur
ic;indir. Buna gore ruhsat, bedenine ait bir maslahat (kolayl1k) olur. Sbzu edilen
niyette maslahat, ona oruc; tutma veya tutmama hakk1 tanimasinda goz onune
al1nm1~t1r. Dolay1s1yla yolcunun ba~ka bir farza niyeti gec;erlidir. <;unku yolcu ic;in
Ramazan ay1, yolcu olmayan ic;in $aban ay1 gibidir. Yani yolcu oruc; tutup
tutmamakta serbesttir.
Yolcu, Ramazan gunu nafile oruca niyet ederse, bu konuda Ebo Hanlfe
(rh a )'den iki goru~ rivayet edilmi~tir; lbn Semaa'nin ondan naklettigine gore bu
oruc;, ruhsata uymay1 terk ettigi ic;in, Ramazan orucu say1l1r. Hasan b. Ziyad'1n
ondan naklettigine gore ise nafile sayil1r. <;unku onun hakk1nda Ramazan ay1,
ba~kalan hakk1ndaki $aban ay1 gibidir.
92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Hasta, Ramazan'da ba~ka vacip bir oruca niyet ederse, ge~erli olan goru~e
Hastanm
Ramazan'da gore bu Ramazan orucu sayli1r. c;:unku onun i~in oru~ tutmaman1n mubahl1g1, oru~
ba~ka oruca
tutmaktan aciz olmas1 nedeniyledir. Oru~ tutmaya gu~ yetirme durumunda ise,
niyet etmesi
yolcudan farkl1 olarak, hasta ile sagl1kl1 kimse e~ittir.
EbO Hasan el-Kerhl (rh a): EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore hasta ile yolcunun oruca
niyet konusunda ayn1 hukme tabi oldugunu belirtir. Bu rivayet ya yanl1~t1r, ya da
~oyle anla~1lmas1 gerekir: Buradaki kastedilen hasta, oru~ tutmaya gucu yetip, oru~
tutmaktan dolay1 hastal1g1nin artmas1ndan korkulan hastad1r.

Oruca Oruca niyetin vakti: Niyetin ilk vaktinin, gune~in bat1~1ndan itibaren
niyetin ba~lad1g1 konusunda gbru~ birligi vard1r. c;:unku ibadetlerde as1I olan, niyetin oruca
zamam
ba~lama durumuna biti~ik olmas1d1r. Ancak orucun ba~lama vaktini bilmek zordur.
Bunu ancak y1ld1zlan ve gecenin saatlerini bilenler anlar. Aynca gece, uyku ve
gaflet vaktidir. Geceleyin teheccude kalkan kimsenin de seher vaktinde uyumas1
mustehapt1r. l~te buradaki zorlugu kald1rmak i~in, yukumlunun (mukellefin)
ba~lama vaktinden onceki bir niyetle oru~ tutmas1 caiz gorulmu~tUr. Oruca
ba~larken niyetin unutulmas1 durumunda, onceki niyet, hukmen var kabul edilir.
Fecir dogduktan sonra Ramazan orucuna niyet etmek Hanefl Fakihleri
(rh.a.)'ne gore caizdir.
[31621 $afil (rh a )'nin goru~une gore ise caiz degildir. Muhammed (rh a )'in el-As! adl1
eserinde, bu konu ile ilgili iki ayn ifade vard1r: Birincisi, zevalden once niyet ederse
caizdir. lkinci ifadeye gore ise Ramazan orucuna, gunun yans1ndan once niyet
ederse caizdir. Bunlardan, ikincisi daha dogrudur. Biz Hanefllere gore ko~ul; orucu
yerine getirme vaktinin ~ogunda niyetin bulunmas1d1r. Boylece ~okluk, butUn
yerine ge~mi~ olur. Zevalden once niyet etmesi durumunda bu ko~ul
ger~ekle~mez. c;:unku zeval vakti gune~in dogu~undan itibaren ba~layan gunduzun
yaris1d1r. Orucun, yerine getirme (eda) vakti ise fecrin dogu~undan itibaren ba~lar.
$afil (rh.a.)'ye gore, Ramazan orucuna fecirden once niyet etmenin gerekli
olduguna deli!, Peygamber (s.a.v)'in ~u hadisidir; J~l\ :r f~I i-~ ~ ~ i~~ 'l
111
"Oruca geceden azm (niyet) etmeyenin orucu yoktur. " Azm, kalbi bir ~eye
baglamakt1r. Yukumlunun kalbi geceden oruca baglanmad1g1 zaman, tutulan oru~
onun i~in yeterli olmaz. Bunun akll gerek~esi de ~udur: Namazda ve diger
ibadetlerde oldugu gibi bir ibadetin ibadet olmas1 i~in, ibadetin ilk k1sminda kas1t
ve niyetin bulunmas1 ko~uldur. Kas1t bulunmazsa, kastin bulunmad1g1 o par~a
ibadet olmaz. Kalan k1s1m da, farz olarak yeterli olmaz. c;:unku yukumlunun borcu,
tam gun bir oru~tur. Nafile miktan dinen belirlenmi~ olmad1g1 i~in boyle degildir.
Bu bak1mdan, nafile oru~ tutan ki~iyi, niyet ettigi andan itibaren oru~lu saymak
mumkundur. Aynca, nafilede musamaha, farzda ise titizlik esast1r. Gormez misin ki

111
Ebo DavOd, S1yam, 71; Tirmiz1, Savm, 33; Nesa1, S1yam, 68.
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 93
nafile namaz1n farzdan farkl1 olarak, ayakta durmaya guc; yettig i durumda
oturarak, inmeye guc; yettigi durumda hayvana binmi~ olarak ki11nmas1 caizdir.
Biz Hanefilerin dayand1g1 deli I; lkrime (r a )'nin, lbn Abbas (r a )'tan rivayet ettigi
?U hadistir. Peygamber (s av) zamaninda insanlar ~ek gunu sabaha c;1kt1lar. Derken
bir bedevl c;1kageldi. Hilali gordugune tan1kl1k etti. Peygamber (s av.) kendisine,
"Allah 'tan ba;ka ilah o/madtgma ve benim Allah 'm ResOIU olduguma tantk!tk eder
misin?" diye sordu. Adam, "evet" dedi. Bunun uzerine. Peygamber (sav) "Allahu
ekber, Bir Mus!Uman tUm Mus!Umanlara yeter." buyurdu. Kendisi oruc; tuttu ve
insanlara da tutmalanni emretti. Bir tellala, ?byle ilan etmesini emretti:

~ i(l- I! 1.J"
- u- : --.J .._. ·- ~ : 1<-b ~ u-
,, >! ., . ..r-- -
I<-\ ~IS 0-°
: · ')\

"Haberiniz olsun, ;u ana kadar yemi; o/an, gunun ka!an ktsmmda yemesin,
112
yememi; o!an da orur:; tutsun. "
~afil (rh a )'nin dayand1g1 hadisin yorumu, ~oyledir. Hadisten amar; niyetin
geceden once yap1lmas1n1 yasaklamakt1r. Diger yandan bu hadisteki "oruc;" sbzu,
ittifakla kapsam1ndan baz1 oruc;lar c;1kanlm1? gene! anlaml1 (amm) bir sozdur. Bu
sozun kapsamindan c;1kanlan oruc;, nafile oruc;tur. Biz bunu k1yas yoluyla diger
oruc;lar ic;in de gec;erli sayanz . K1yas ise ?udur: Bu gun, oruc; gunudur. Gunduzun
ba?lang1c1ndaki imsakin (yeme-ic;meden kendini tutman1n) oruc; say1lmas1, -nafilede
oldugu gibi- zevalden once niyet edilerek oruc; durumuna gelmesi ko~uluna
bagl1d1r. c;:unku orucun bir ruknu (unsuru) vard1r. Bu da gunduzun ba~1ndan
sonuna kadar imsaktir. Ruknun ekserisi niyete biti~ik olursa, niyetin varl1k yonu,
yokluk yonune usti.in gelir. Boylece niyet, imsakin tOmune biti~ik olmu~ gibi kabul
edilir. Aynca niyetin ba~lama durumuna biti~ik olmas1, oruc; konusunda ko~ul
degildir. Niyetin oruca ba~lama vaktinden once caiz olu?u buna delildir. 0
durumda oruca ba~lama durumu, diger ibadetlerdeki devam durumu gibidir.
Zorlugu uzakla~t1rmak ic;in oruc; niyetini one almak caiz olunca, onu ba?lama
vaktinden sonraya b1rakmak oncelikle caiz olur. Burada niyet ba?lama durumuna
biti?ik degilse de, yerine getirmeye (edaya) biti?iktir. Oruc; tutanlann ti.imunde [3/63]
zorluk sadece niyeti one almakla kald1rllmaz. <:;:unku oruc; tutanlar aras1nda, gece
yans1 ergenli k c;agina giren c;ocuklar, gecenin sonunda adetten temizlenen kad1nlar
bulunabilir. Bunlar, ancak fecir dogduktan sonra uyanm1~ olabilirler. Aynca oruc;
gunleri ic;inde, ~ek gunleri vard1r. 0 gunun Ramazan'dan oldugu henuz belli
olmad1g1 ic;in geceden farza niyetlenmek mumkun olmaz.
Mukellef (yukumlu) oruca zevalden sonra niyet ederse, bu onun ic;in yeterli Oruca,
zevalden
degildir. c;:unku yerine getirme (eda) vaktinin c;ogunda, ko?ul (niyet) bulunmam1~ sonra niyet
olur. Bu durumda niyet bulunmayan taraf tercih edilir. Aynca daha once de edilmesi

112
lbn Mace, S1yam, 6; Nesai, S1yam, 8; lbn Huzeyme, Sahih, 111/208; Hakim, Mustedrek, 1/437; Zeylei,
Nasbu 'r-raye, 11/311.
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
belirttigimiz gibi orucun ibadet olu~u, kahvalt1y1 terk etmekle olur. Kahvalt1 vakti
ise zevalden sonra degil oncedir. Zevalden once niyet ederse, kahvalt1y1 ibadet
maksad1yla terk etmi~ olur. Zevalden sonra niyet ettiginde ise, kahvalt1y1 ibadet
kast1 ile terk etmi~ olmaz. Dolay1s1yla bu terketme oruc; say1lmaz.

Yolcunun
Yolcu, memleketine gelmi~ olsun veya olmas1n zevalden once oruca niyet
zevalden etmi~, o zamana kadar bir ~ey yememi~se, bu orucu Hanefllere gore farz oruc;
once oruca
niyet olarak caizdir. Zufer (rh a )'e gore ise caiz degildir. 0 diyor ki; yolcunun, gunun ilk
etmesi vaktindeki imsaki, farz oruc; ic;in bore; degildi. Dolay1s1yla bu imsakin farz oruc;
say1lmas1, niyetin bulunmas1na bagl1 degildir. Muklmden (belde sakini) farkl1 olarak
yolcu hakk1nda niyet, gunun ilk vaktinde var sayilamaz.
Bizim delilimiz ~udur; yerine getirme (eda) vaktinin c;ogunda bulunan niyetin,
yerine getirme vaktinin tamam1nda var say1lmas1n1 muklm hakk1nda caiz kilan
gerekc;e, yolcu hakk1nda da vard1r. Bu vakitte yolcu, aynen muklm gibidir. Yolcu
ondan sadece, oruc; tutmama ruhsat1na sahip olma ac;1s1ndan aynl1r. Muklm ic;in bu
ruhsat yoktur. Aynca bir ibadeti, vakti ic;inde bir c;e~it eksiklikle yerine getirmek,
onu tamamen vakti d1~1na c;1karmaktan daha iyidir. Bu konuda yolcu ile muklm
e~ittir. l~te Ramazan orucu bu ac;1dan kaza orucundan aynlmaktad1r. c;:unku kaza
orucu ki~inin zimmetinde borc;tur. Onun ic;in butUn gunler e~ittir. Biz kaza
orucunu, eksik olarak caiz gormedigimizde, mukellef her hangi bir ~ey kac;1rm1~
olmaz. Bu yuzden kazada kemal niteligini goz onune ald1k.
Bir kimse Ramazan'dan olup olmad1g1 belli olmadan, once oruca
!?ek (~iiphe)
giinii
niyetli olarak sabahlasa, daha sonra gunun Ramazan oldugu anla~1lsa
orucunun orucu caizdir. Arna diger insanlardan once Ramazan'a ba~lad1g1 i<;in kotU
durumu
bir ~ey (isaet) yapm1~ olur.
Muhammed (rh.a )'in bu gunden maksad1 ~ek (~uphe) gunudur. $uphenin
anlam1, bir ~eyin bilinen taraf1 ile bilinmeyen tarafin1n e~it olmas1d1r. $uphe iki
yonden meydana gelir: Ya hava kapal1 oldugu ic;in $aban'1n hilali gorulememi~tir.
Bu yuzden o gun $aban'1n otuzuncu gunu mu yoksa otuz birinci gunu mu diye
~uphe edilir. Ya da Ramazan hilali gorulmemi~tir. Otuzuncu gunun, $aban'dan m1,
Ramazan'dan m1 oldugunda ~uphe edilir. $uphe gununde farza niyet ederek oruc;
tutmak mekruhtur. Bu konuda her hangi bir goru~ aynl1g1 yoktur. c;:unku
Peygamber (s.a.v ):

~Y. 'i j ~~~Lia;) l_,.!.ili ~


"Ramazan't bir veya iki gun oruc; tutarak one almaymtz. "113 buyurmu~tur.
Aynca ki~i o gun farz oruca niyet ederse, farz olmayan bir ~eyin farz olduguna

113
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/521; Buhar1, Savm, 14; Muslim, S1yam, 21; Beyhak1, es-Sunenu'/-
kubra, IV/207.
Oru~Kitab1~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~95
inanm1~ olur. Bu da farz olan bir ~eyin nafile olduguna inanmak gibidir. Buna
ragmen o gunun Ramazan'dan oldugu belli olursa, orucu tamamd1r. (unku o gun
orucun yasaklanmas1, orucun kendisinden dolay1 degildir. Bu bak1mdan bu yasak
onun gec;erliligini etkilemez.
$uphe gunu nafile niyetiyle oruc; tutmakta, bize gore sak1nca yoktur. Hatta bu
daha faziletlidir.
$afil (rh a J ~oyle diyor: $uphe gunu, oruc; tutmay1 ad et edindigi bir gune
rastlam1~sa veya birkac; gun oncesinden oruca ba~lam1~sa o gun oruc; tutmakta
sak1nca yoktur. Aksi durumda mekruhtur. Cunku Peygamber (s.a.v.):

~
WI d· ~
.. .ill "'- ~ll i-J-! i-w. : -
...
if

"Kim ~ek gunu orur; tutarsa EbO '/-Kas1m 'a (Allah ResO!une) isyan etmi~tir. "
buyurdu.
114
Aynca rivayet edildigine gore;: r,l~I L,. i-_;.;. y. ~ rL j ~ :i11 )-P ~i
~I i-j~ j ~).:11 i-l~i j ~ I i-Y. j µ1 i-j~ "Peygamber (s.a.v.), $U a/t1 gun orur;
tutmay1 yasak etmi~tir. Bunlar; Ramazan Bayrammm birinci gunu, Kurban
Bayram1'nm birinci gunu, te$r1k gunleri (Kurban Bayram1'nm ikinci, ur;uncu ve
dorduncu gunleri) ve ~ek gunudur. "
115

Hanefilerin bu konudaki delili Ay~e ve Ali (raJ'den nakledilen ~u uygulamad1r: [3/64)


0r:.:.r. t:..:.l1- : ~r
. .:it:.;..;,:
. ~
l; · · -
Y. i _,..a.>
, : 0'-J 0'1JA:!_ ~ts- - .~, ~li i---Y. 0l.4
j -
, - ~\5 1. ~~t
- _ra.; "'"T'

0L.).;.)- ~
: ~ Y.•- ..r;u"
- L!~

"Ali ve Ai~e (r a.), ~ek gunu orur; tutarlar ve 'bizim ~aban 'dan bir gun orur;
tutmam1z, Ramazan'dan bir gun oruc; tutmamam1zdan daha iyidir. "116 derlerdi.
Aynca bu gun, $aban'dand1r. (unku kesin bilgi, ~uphe ile ortadan kalkmaz. Diger
gunlerinde oldugu gibi $aban ayina ait bir gunde nafile oruc; tutmak te~vik
edilmi~tir. $oyle bir hadis gelmi~tir . Peygamber (sa.v.):
ill ~ _ra.; 0\5" ~~~ .)1-:..i, . G -~<-t • ~ . , ' - 0\5" \..4
. c..1- - .r' ~c../. i~
I -

"~aban aymda tuttugu kadar hir;bir ayda oruc; tutmam1$t1r. Hatta o, ~aban 'm
tamunu orur;lu ger;irmi~tir. "
117
$uphe gunu orucu yasag1ndan maksat, farz
niyetiyle oruc; tutmakt1r. Biz de ayn1 ~eyi soyluyoruz.

11 4
lbn Mace, S1yam, 3; EbO DavOd, S1yam, 10; Tirmizl, Savm, 3; Nesal, S1yam, 37; Hakim, Mustedrek,
11585.
115
Tayalisl, Musned, 11281; Darekutnl. Sunen, 11; Ebo Ya'la, Musned, V/292.
11 6
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/125; Beyhakl, es-Sunenu'/-kiibra, IV/211; Zeylel, Nasbu'r-raye, 11/320;
Heyseml, Mecmau'z-zevaid, 111/355.
117
Buharl, Savm, 51; Muslim, Savm, 177; Ebo DavOd, S1yam, 59; Tirmizl, Savm, 37.
96 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
Ramazan Ancak Ramazan hilalini tek ba~ma gorup yetkili makamm (hakimin)
hilalini
gormede kabul tanikhgm1 kabul etmedigi ki~i. o gun oruc;; tutar.
ko~ullan
Hilali gordugunu iddia eden tek ki~i ~ehir halkindan olur da hava ac;1k
bulunursa tan1kl1g1 reddedilir.

Biz Hanefllere gore, hava kapal1 olur veya o ki~i ~ehir d1~1ndan, yahut da
yuksek bir yerden gelirse, tan1kl1g1 kabul edilir.

$afil (rh.a.)'ye ait iki goru~ten birisine gore sozu edilen durumda tek ki~inin
tan1kl1g1 kabul edilmez. (unku hava bulutlu oldugu zaman yalan soyleme
tohmeti daha kuvvetli olur. (unku bulut, gormeye engeldir. Tek ki~inin
tan1kl1g1, goru~e engel yokken kabul edilmedigine gore, engel varken oncelikle
kabul edilmemelidir.

Biz Hanefilerin deli Ii; daha once rivayet ettigimiz lkrime (r a) hadisidir. 11 8
Ayrica hilali gordugunu iddia eden kimse dlnl bir ~eyi; yani oruc; tutman1n insanlara
farz oldugunu haber vermektedir. Gorunurdeki ko~ullar onu yalanlamazsa hadis
rivayet eden kimse gibi sozunun kabul edilmesi gerekir. Gorunurdeki ko~ullar da
onu yalanlamamaktad1r. Belki de ay1n bulundugu yerdeki bulut ac;il1p ba~kas1 degil
sadece o gormu~ olabilir. Hava ac;1k oldugu zaman durum boyle degildir. (unku
gorunurdeki ko~ullar, iddia sahibini yalanlamaktad1r. $oyle ki o ~ah1s; oturma ve
bak1~ yeri, gorme suresi, ve hilalin bulundugu yer bak1m1ndan diger insanlarla e~it
durumdad1r.
Hilali giiren Yetkili makam tanikhgm1 kabul etmezse, o ki~inin oruc;; tutmas1
ki~inin gerekir.
tamkhgmm
kabul Hasan b. Hayy' a gore, bu durumdaki ki~inin oruc; tutmas1 gerekmez. O;
~~ ;\J1 j_,..;.jll iAflj k1 iy.J.l~ "Allah'a, ResOIO'ne ve sizden a/an u/O'/-
edilmemesi
J..ib
emre itaat edin ... " (en-Nisa 4\59) ayetinin ac;1k anlam1 ile .'.iy _,..;.; i Y- ~ _;.;:o "Sizin
orucunuz, (topluca) oruc; tuttugunuz gundedir. " 119 hadisine dayan1r. Bu gun ise,
toplum ic;in oruc; tutma gunu degildir. Dolay1s1yla tek ki~i ic;in de oruc; tutma gunu
olmaz. Hanefilerin dayand1klar1 delil;
t.; "
Y-
~ •)IJ JW
u:: . I~ !t·lc.. r.~
L<-t r-=- ~ti <l:J~'' I .q- <1:J:,11 , ,
! . -;;!..J.)"'. J~ J ••!..J/ r yP

"Ramazan hilalini gorunce oruc; tutunuz, ($evval) hilalini gorunce bayram


yap1n1z. Eger hava kapal1 ise $aban ay1n1 otuza tamamlay1niz." 12 0 hadisidir. Ayr1ca

118
Bkz. Serahs1, e/-MebsOt, 111/62.
119
Abdurrezzak, Musannef, IV/156; Darekutn1, SOnen, 11/164; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IV/252.
120
Buhari, Savm 11; Muslim S1yam, 4, 18; lbn Mace, S1yam, 7; EbO DavOd, S1yam, 7; Tirmiz1, Savm, 2;
Nesa1, S1yam, 9.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 97
hilali gorunce orucun farz olmas1, goren ki~iyle Rabbi arasinda bir durumdur.
Tanikl1g1n reddedilme hukmu onu etkilemez. c;:unku, tan1kl1g1 reddedilmeden once
oruc; ona farz olmu~tu. Tanikl1g1 reddedildikten sonra da farz olur. Bu durumdaki
ki~i, oruc; tutar da orucunu cinsel ili~kide bulunarak bozarsa bize gore ona kefaret
gerekmez.
$afil (ra.)'nin goru~u boyle degildir. Ona gore bu ki~i o gunun Ramazan'dan
oldugunu kesin olarak bilmektedir. <:;:unku kesin bilgiye ula~mak ic;in, gormekten
daha kuwetli bir yol yoktur. Onun kesin bilgisi, ba~kasinin ~uphesi ile degi~mez.
Gormez misin ki ki~inin o gun Ramazan orucu niyetiyle oruc; tutmas1 gerekir. Oysa
onun durumunda olan birisinin ~uphe gununde Ramazan niyetiyle oruc; tutmas1
yasaklanm1~t1r.
Bir de bu ki~iye o gun oruc; tutmak diyaneten farz oldugu gibi,
orucu bozmas1 durumunda kefaret de gerekir.
Biz Hanefiler'in delili ~udur: Bu ki~i orucunu ~uphe ile bozmu~tur. <:;:unku
yetkili makam tan1kl1g1 reddederken boyle hukmedilmesini gerektiren dlnl bir deli le
dayanarak onun yalanc1 olduguna hukmetmi~tir. Eger yetkili makam1n bu hukmu,
d1~ ve ic; yuzu bak1m1ndan gerc;ek olsayd1, oruc; tutmak ona mubah olurdu. Bu
hukum yaln1z d1~ yuzu bak1m1ndan yururlukte olduguna gore bir ~uphe soz konusu
olmaktad1r. Oruc; bozma kefareti ise, ~uphelerle ortadan kalkan bir ceza
niteligindedir. Bu yuzden yanl1~l1kla orucunu bozan ki~iye kefaret gerekmez. Diger
yandan kefaret, sadece Ramazan gunu oruc; bozmaktan dolay1 gerekir. Halbuki bu
gun, bir bak1mdan Ramazan diger bak1mdan $aban'd1r. Gormez misin ki diger
insanlann o gun oruc; tutmalan gerekmez. Oysa, bir Ramazan gununde, kaza veya
yerine getirme (eda) olarak mutlaka oruc; tutulur. Bu ac;1dan o gun, her yonden
hakk1nda delil bulunan gun gibi say1lmaz. Eger o gun ic;in kefaret farzd1r diyecek
[3/65]
olsak bu hukme, hakk1nda delil olana k1yasla varabiliriz. Halbuki kefaret hukmu
vermede k1yasa ba~vurulamaz. 0 gun oruc; tutman1n farz olmas1, orucun bir ibadet
olup ibadetlerde ihtiyatl1 davranmak esas oldugu ic;indir. 0 gunun, bir ac;1dan Oru~luiken
e~ini
openden
Ramazan olmas1, o ki~i hakkinda yeterli olur. meni gelmesi
Bir erkek Ramazan'da oru~lu iken e~ini aper de kendisinden meni
gelirse, orucunu kaza etmesi gerekir, kefaret gerekmez. MeymOne bt.
Sa'd'dan rivayet edilen ~u hadis buna delildir:

jLt ~~W. ~1;1 ~ Y.-1


1.;Lll t Wj
. y ~ <~> ~I
-- 0\
"Peygamber'e her ikisi de oruc;lu iken, e~ini open bir erkegin durumu soruldu.
0 da: 'lkisinin de orucu bozulmu~tur' 121 buyurdu. Bu hadisin, Peygamber'in o
kimseden meni geldigini vahy yoluyla ogrendigi ~eklinde yorumlanmas1 gerekir.
Ayrica, meninin gelmesi ile, ~ehvet tatmin edilip orucun unsuru (imsak) yok
olmu~tur. Unsuru olmadan da bir ibadetin yerine getirilmesi du~unulemez. Ancak

121
lbn Mace, S1yam 19; TaberanT, el-Mu'cemu'/-kebir, XXIV/34; DarekutnT, Sunen, 11/183.
98 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
bu ki~iye kefaret gerekmez. (:unku opmek amac; olmay1p, arac; oldugu ic;in oruca
kar~1 i~lenen suc;ta bir eksiklik vard1r. Eksiklikte ise yokluk ~uphesi vard1r.

Malik (rh a), mazeretsiz her oruc; bozan ki~iye kefareti gerekli gorur. Bu
meselede kad1ndan meni gelmi~se onun da orucu bozulur. Ommu Suleym (r.a.)'in
~u hadisi buna delildir: ~i;; Ji.?) ~i.:r:1 J- rLJ
~ ~~1 ~ !»1 Jy,J ~JL 411 c.:L~ ri
j./~'ii ~ .:,~ l4 J..
~ J\5 0~ Jw j:;-J]I i.?J.. l4 ~ "Ommu SU/eym Peygamber
(s.a.v.)'e, uyurken erkegin gordugu ruyanm benzerini goren kadmm hukmunu
sordu. Peygamber (s a.v.): 'Eger kendisinden, erkekten gelen ?eyin benzeri bir ?ey
122
buyurdu " Peygamber (s a.v) bununla, men in in erkek gibi
gelirse gusletsin. '
kad1ndan da gelecegine ve meni gelirse onun erkekle ayn1 hukumde olduguna
i~aret etmi~tir.

Unutarak Bir kimse unutarak, oruc;lu iken yer, ic;er veya cinsel ili~kide bulunursa
ye me bunlar onun orucunu bozmaz. Bu konuda farz oruc;la, nafile oruc; arasmda
i~me ve
cinsel fark yoktur.
11i~k1
Malik (rh.a.)'e gore bunlar farz oruc;ta kazay1 gerektirir.
EbO Hanlfe (rh a )'nin el-Camiu's-Sagir'de soyledigine gore k1yas da bunu
gerektirir. 0 ~oyle der: "lnsanlann sozu yani onlann rivayet ettikleri ha dis veya
insanlann 'EbO Hanlfe hadise muhalefet etti' demeleri olmasayd1, bu oruc; kaza
edilmelidir, derdim."
K1yas1n ac;1klamas1 ~udur: lster unutarak, ister kasden olsun, yemek ile orucun
unsuru (imsak) yak olur. Unsursuz da ibadetin yerine getirilmesi du~unulemez.
Unutmak, hay1z ve hastal1k gibi bir ozurdur. Ozur ise, yerine getirilememe
durumunda kazanin farz olu~una engel degildir. Biz Hanefl'lerin delili: EbO Hureyre
(r.a )'nin naklettigi ~u hadistir:
jw ~··w. ~I J- t:_.,~
- -
.)1..1.;J- c.1-· ~·r'~ J- -.:..151~!:1 jw <~> ~1 j ' J· jL ~. - 01
- _,...., J
.. ,. ... ,,,, .. -; 1 ,;
~_;..;. ._)J:- ~ .:..\~ j ~I 4111 .JI : (~)

"Bir adam Peygamber (s.a.v.)'e: 'Ben Ramazan'da oruc;lu iken unutarak yedim,
ir;tim. Bana ne gerekir?' diye sordu. Peygamber (s av): 'Seni Allah yedirmi? ve
ir;irmi?tir. Orucunu tamamla '123 buyurdu." Ali (r.a )'den de boyle rivayet edilmi~tir.
Sufyan-1 Sevrl (rh a), unutarak yiyen ve ic;en kimsenin orucu bozulmaz. Arna
unutarak cinsel ili~kide bulunursa orucu bozulur der. 0, yukandaki hadisin yeme
ic;me hakk1nda soylendigini, cinsel ili~kinin ise o anlamda olmad1g1n1 soyler. (:unku
oruc; vakti, adeten yeme ic;me vaktidir. Dolay1s1yla bu vakit ic;inde insan1n ba~1na

122
Muslim, Hayz, 31; Taberan1, el-Mu'cemO'/-kebir, XXlll/263; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, 1/168.
123
Buhar1, Savm 26; Muslim, S1yam, 171; lbn Mace, S1yam, 15; EbO DavOd, S1yam, 39;Tirmiz1, Savm,
26.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 99

unutma gelebilir. Arna oruc:; vakti, cinsel ili~ki vakti degildir. Bu bak1mdan unutarak
cinsel ili~ki her insanin ba~1na gelmez.
Fakat biz deriz ki, oruc:; konusunda yeme ic:;me ile cinsel ili~kinin e~it oldugu
delil ile sabittir. Bunlardan birisi hakk1nda delil gelmi~se bu delil oteki hakk1nda da
[3/66]
gel mi~ sayil1r. Bu, ~una benzer: Bir kimse ba~kas1na "Bag1~ta Zeyd ile Amr'1 bir
tut." dedikten sonra; "Zeyd'e bir dirhem ver." dese, bu ayn1 zamanda Amr'a da
bir dirhem vermesi ic:;in bir emir olmu~ olur.
Unutarak cinsel ili~kide bulunan ki~i. oruc:;lu oldugunu hat1rlar ve hemen cinsel Unutarak
ili~kiyi b1rak1rsa orucu tamamd1r. Ayn1 ~ekilde bir kimse e~iyle cinsel ili~ki cinsel
ili~kiye
durumunda iken fecir (sabah) dogsa ve hemen kendisini c:;ekse onun da orucu girme
tamamd1r.
ZL,ifer (rh a )'e gore, burada her iki ki~inin de o gunun orucunu kaza etmesi
gerekir. ~unku oruc:;lu oldugunu hat1rlad1ktan veya fecir (sabah) dogduktan sonra
k1sa bir sure de olsa cinsel ili~ki durumunda bulunmu~tur.
Bizim delimimiz ~udur: Oruc:;lu oldugunu hat1rlad1ktan veya fecir (sabah)
dogduktan sonra bu kimsenin yapt1g1, cinsel ili~kiden kac:;1nmaktan ba~ka bir ~ey
degildir. Bu da orucun unsurudur. Dolay1s1yla orucu bozmaz.
Muhammed (rha.), "Nevadiru's-Savm" bolumunde EbG Yusuf (rha)'un ~oyle
dedigini rivayet etmi~tir: "Unutarak cinsel ili~kide bulunan kimseden farkl1 olarak
cinsel ili~ki durumunda iken, uzerine sabah (fecir) dogan ki~i.orucu kaza eder.
Aradaki fark ~udur: Sabah1n (fecrin) dogu~u s1ras1nda cinsel ili~ki durumunda
olmak, oruca ba~lamaya engeldir. Unutarak cinsel ili~kide bulunan ise oruca
ba~lam1~ olup, hat1rlad1ktan sonra orucu ortadan kald1racak olan; cinsel ili~ki
yoktur. Dolay1s1yla bu kimse oruc:;lu olarak kalm1~t1r.
Fakat hat1rlad1ktan sonra c:;ekilmez de ili~kiye devam ederse kendisine kefaret
degil kaza gerekir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise bu durumda kefaret gerekir. $afil (rh.a.), oruc:;lu
oldugunu hat1rlad1ktan veya fecir dogduktan (sabah olduktan) sonra ili~kiye devam
etme, yeni ba~lamak gibidir.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Ba~lang1c1n oruca kar~1 i~lenmi~ bir sue:; olmamas1
ac:;1s1ndan, bu kimsenin davran1~1nda bir ~uphe vard1r. Hi~am, EbG Yusuf (rh a.)'tan
cinsel ili~ki durumunda iken uzerine sabah (fecir) dogan ki~inin ili~kiye devam
etmesi durumunda kendisine kefaret gerekecegini rivayet etmi~tir. Unutarak
ili~kide bulunup hat1rlad1g1 zaman ili~kiye devam etmesi ise boyle degildir. ~unku
fiilin sonu, ba~1 ile ayn1 cinstendir. Ozerine sabah (fecir) dogan bu ki~inin fiilinin
ba~1 kas1tl1, ayn1 ~ekilde sonu da kas1tl1d1r. Unutan1n fiili ise boyle degildir.

Unutarak yiyen ki~iye oruc:;lu oldugu hat1rlatil1r. Buna ragmen hat1rlamaz ve


yemeye devam ederse, 'ihtilaf-1 Zufer ve Yakub' kitab1nda Zufer'in goru~une gore
IOO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
orucun bozulmasina engel olan unutma durumu devam ettigi ic;in orucu
bozulmaz. EbO Yusuf'un goru~une gore ise hat1rlat1ld1g1 zaman onun ihtiyatl1
davranmas1 gerekmi~tir. Hat1rlat1ld1ktan sonra hat1rlamamak nadir bir olayd1r. Bu
nedenle o dikkate alinmaz.
Oru(_;lu mazmaza yapar (agzma su ahr}, elinde olmadan su bogazma
kaf_;arsa bak1hr; eger oru(_;lu oldugunu hat1rlam1yorsa unutarak su if_;mesi
durumunda oldugu gibi orucu tamamd1r; Oru(_;lu oldugunu hat1rhyorsa biz
Hanefilere gore onun orucu kaza etmesi gerekir.
$afil (rh.a.) farkh gori.i~tedir.
Onun bu konudaki delili peygamber
cs.a.v.J'in ~u sozi.idi.ir: ~ 1_,. :. )2-1 Ll3 ~WIJ i1.;J1 ~ cl~ "Ommetimden
._;.;l
hata, unutma ve zorlama ile yapt1g1 ~ey (in sorumlulugu) kaldmlm1~tlf. " 124
Diger yandan yamlanm mazereti, unutanm mazeretinden daha af_;1kt1r.
<;i.inki.i unutan, oruca kar~1 su(_; i~lemeyi kasdetmemi~se de su if_;meyi
kasdetmi~tir. Hata eden ise, su if_;meyi de oruca kar~1 su(_; i~lemeyi de
kasdetmi~ degildir. Unutarak if_;mede oru(_; bozulmad1gma gore, hata ile
if_;mede oncelikle bozulmaz.
Biz Hanefi'lerin bu konuda delili rivayet edilen ~u hadistir: Peygamber (s.a.v.)
Kist b. Sabre'ye:

WW.
,
~ 2Jl ~I~ ~-1 ~~-,:.'11
0Y" , J
, ;; :..~ :. ~ i1 i..,.s-
. J' C:·:11;
125
"Oruc;lu alma d1:;mda mazmaza ve istin:;akta mObalaga yap. " buyurmu~tur.
Sunneti tamamlay1c1 olan mubalagan1n oruc;lu iken yasaklanmas1, mazmaza
yapanin bogaz1na suyun gitmesinin orucu bozduguna delildir. Ayrica, orucun
ruknu (unsuru), hata mazereti olmakla birlikte yok olmu~tur. Unsuru olmadan
ibadetin yerine getirilmesi (edas1) du~unulemez. Asl1nda unutan ic;in de k1yasin
geregi budur. Arna biz bu k1yas1 sunnet nedeniyle terk ettik. Yanllma, unutma gibi
degildir. c;:unku unutmaktan sak1nmak mumkun degildir. Fakat bu gibi
yanl1~l1klardan sak1nmak mumkundur. Sonra burada orucun unsuru (imsak) manen
[3/67]
de yok olmu~tur. Eger yanl1~l1kla c;akll yutarak orucunun unsuru, manen degil de
~eklen yok olacak olsa, orucu bozulur. O durumda, orucun unsuru manen yok
oldugunda oncelikle bozulmas1 gerekir. c;:unku ibadetlerde manalar1 gozetmek
~ekilleri gbzetmekten daha onemlidir.

lbn Ebl Leyla, ki~inin farz abdest al1rken bogazina hataen su kac;maktan dolay1
orucunun bozulmad1gin1, abdestin nafile olmas1 durumunda bozuldugunu soyler.

124
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/82; lbn Mace, Talak 16; Taberan1, el-Mu'cemu '/-kebir, Xl/133;
Darekutn1, Sunen, IV/170; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vl/84.
125
lbn Mace, Taharet, 44; EbO Davud, Taharet, 55, S1yam, 27; Tirmizi, Savm 69; Nesa1, Taharet, 71.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ lOl
Baz1 hadisc;ilere gore ise, oruc;lu abdest al1rken agz1na uc; defa su verirken,
bogaz1na su kac;mas1 durumunda orucu bozulmaz, uc;ten fazla su verir ve
fazlasinda bogaz1na su kac;arsa oruc; bozulur. Yine baz1 hadisc;iler abdest ve
gusulde agza su vermekle buruna su vermeyi farkl1 degerlendirirler.
Burada esas al1nacak goru~, Hanefilere ait olan yukarda and1g1m1z goru~tUr.
~afil (rh a )'nin dayand1g1 hadiste kastedilen anlam, hukmun deg ii, gunah1n
kald1nlm1~ olmas1d1r. Biz Hanefiler de boyle soyluyoruz.

Si.irme <;ekmek, tadm1 bogazmda duysa bile oru<;lunun orucuna zarar Oru~lunun
vermez. Ibrahim en-Neha'i (rh.a .) oru<;lunun si.irme <;ekmesini mekruh siirme
~ekmesi
gori.irdi.i. lbn Eb'i Leyla ise ~oyle diyordu: Oru<;lu si.irmenin tadm1 bogazmda
duyarsa si.irme vi.icudun i<;ine ula~t1g1 i<;in orucu bozulur.

Biz Hanefilerin bu konudaki delili, Ebo Rafi'in naklettigi ~u hadistir:

HW> jA.} p\j 0W.....) ~ ~l ~ L.;~ (~) ~I 0i


"Peygamber (s.a.v.) Ramazan'da surme kab1n1 isteyip oruc;lu oldugu durumda
gozune surme c;ekti." 126 lbn Mes'Od (r a )'dan rivayet edilen bir hadiste belirtildigine
gore de; Peygamber (s.a v) A~Ora gunu Om mu Seleme'nin odasindan c;1kt1. Gozleri
Ommu Seleme'nin c;ektigi surme ile surmelenmi~ idi. O zaman A~Ora gunu orucu
farzd1 Sonra kald1rild1. Surme c;ekenin bogaz1nda duydugu tat, surmenin kendi
tad1 degil, onun etkisidir. Bu kimse, ac1 ilac;lardan birisini tad1p da etkisini
bogazinda duyan kimseye benzer. Surmenin tad1 toz ve duman1n bogaza gitmesi
gibidir. Eger surmenin kendisi vucudun ic;ine ula~1rsa bu, vucuttaki tabii delikler
yoluyla degil, derideki gozenekler yoluyla ula~m1~t1r. Cunku gozden kulaga ac;1lan
tabii bir yol yoktur. Boyle bir kimsenin durumu, suya dal1p da suyun serinligini
cigerinde duyan ki~inin durumuna benzer. Bu ona zarar vermez.
B1y1g1
Buna gore; oruc;lu b1y1gina yag surse orucu bozulmaz. yaglamak

Agza ve burna konulan ilac; ise mide ve beyinden birisine ula~t1g1 ic;in orucu
bozar. Oruc; vucudun ic;ine giren bir ~eyden dolay1 bozulur. Arna sue; tam anlam1yla Agza ve
gerc;ekle~medigi ic;in bunu yapana kefaret gerekmez. Cunku zevk alinan bir ~ey burna ila~
koymak
yap1lmam1~t1r.

lbn Hi~am'1n EbO Yusuf (rh.a.)'tan rivayetine gore ise ki~inin bunu yapmas1n1
gerektiren bir mazereti yoksa kefaret gerekir.
Hukne (dubure ilac; koymak) oruc; bozucu bir ~ey vucudun ic;ine ula~m1~ D1~k1 deligine
ila~ koymak
oldugu ic;in orucu bozar. Arna emme c;agindaki bir c;ocuga bir kad1nin sutU, d1~k1
deliginden (duburunden) verilse -Muhammed (rha.)'den nakledilen ~az bir rivayetin

126
lbn Huzeyme, Sahih, 111/248; Bkz. lbn EbO $eybe, Musannef, 11/304; EbO DavOd, S1yam, 31; Zeyle!,
Nasbu 'r-raye, 11/331.
102_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
d1~1nda,- bununla sut emme haraml1g1 meydana gelmez. c;:unku sut akrabal1g1 et
ve kemigi geli~tiren sutle olu~ur. Bu da vucudun alt taraflanndan degil, ust
taraflar1ndan ula~an sutle olur. Oruc;: ise onu bozan bir ~eyin vucudun ic;:ine
ula~mas1 ile bozulur. c;:unku bununla (orucun unsuru olan) imsak yok olur.
Kulaga ila~
koymak Kulaga ilac;: damlatmak da orucu bozar. c;:unku bu ilac;: beyne ula~1r. Beyin
vucuttaki iki bo~luktan biridir.
idrar yoluna ilac;: damlatmak EbO Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh.a )'e gore
ldrar orucu bozmaz. EbO Yusuf (rh a.)' a gore bozar. lbn Semaa, Muhammed (rh a.)' in bu
yoluna konuda goru~ bildirmedigini rivayet etmi~tir.
ila~
koymak Hasan b. Ziyad' in EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayetine gore ise bir kimse idrar
yoluna yag dokse ve bu yag mesaneye ula~sa orucu bozulur. Bu goru~ ayril1klari
birbirine yak1nd1r.
(3/68]
EbO Yusuf (rh.a.)'a gore mesaneden kann bo~luguna ac;:ilan bir delik vard1r.
Bundan dolay1 kad1n idranni tutamaz. Dogrusu, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)' in
dedikleridir. c;:unku tip adamlann1n dediklerine gore idrar, s1zma yoluyla c;:1kar.
S1zarak c;:1kan bir ~ey, s1zarak geri donmez. Bazilan da derler ki, insanin ic;:inde ha I
t harfinin ~ekline benzer bir delik vard1r. Sidik oradan c;:1kar. idrar deligine dokulen
Kann ve bir ~eyin oraya tekrar donmesi du~unulemez.
ba~taki bir
yaraya ila~ Bir kimse kann bo~luguna ula~an yara (caife I ~iii;.) ve beyne ula~an (am me I
koymak ._.i) yaray1 kuru bir ilac;:la tedavi etse orucu bozulmaz. Arna ya~ bir ilac;:la tedavi
ederse EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore orucu bozulur.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a )'e gore bozulmaz. Caife, kann bo~luguna
ula~an yaranin, amme de beyne ula~an yaranin ad1d1r. Bu iki imam (imameyn)
orucun bozulmas1 ic;:in, orucu bozan ~eyin yaratil1~tan bedene ac;:1lan bir kanaldan
vucudun ic;:ine ula~masin1 goz onune al1rlar. c;:unku orucu bozan ~ey, emredilen
imsakin (tutmak) kendisi ile ortadan kalkt1g1 ~eydir. Oruc;: ic;:in sadece sonradan
meydana gelen yaradan degil, bedende yarat1l1~tan ac;:1lan kanaldan vucudun ic;:ine
bir ~ey almamak ~eklindeki imsak emredilmi~tir.
EbO Hanlfe (rh a.) ise, orucu bozan ~eyin vucudun ic;:ine giren ~ey oldugunu
soyler. 0, ula~ma yolunu degil vucudun ic;:ine ula~an ~eyi goz onune al1r. Burada da
vucudun ic;:ine ula~ma gerc;:ekle~mi~tir. Zahiru'r-rivaye kuru ilac;:la ya~ ilac;: aras1nda
fark gorur.
Hanefl Fakihleri (rh.a.)'nin c;:oguna gore, orucun bozulmasinda vucudun ic;:ine
bir ~eyin girmesi goz onune al1nir. Bu durumda, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kuru
ilac1n karna ula~t1g1 biliniyorsa oruc;: bozulur. Ya~ ilac1n ula~mad1g1 biliniyorsa
bozulmaz. $u kadar var ki 0, adete bagl1 olarak ilac1 kuru ve ya~ diye anm1~t1r.
Kuru ilac;:, yaran1n ba~1n1 tutsun diye kullanil1r. Dolay1s1yla bu vucudun ic;:ine nufOz
etmez. Ya~ ilac;: ise genellikle vucudun ic;:ine nufOz eder. Bundan dolay1 EbO Hanlfe
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 103
(rh.a.) ikisinin hukmunu birbirinden ay1rm1~t1r. Bizim c;ogunlugun dedigini dikkate
almay1 gerektiren delil, kuru ilac1n yaran1n nemi ile 1slanacak olmas1d1r.
Oruca
Bir kimse Ramazan ay1nda geceyi ailesinin yan1nda gec;irse sonra yolculuga
ba~lad1ktan
c;1ksa orucunu bozmaz. Cunku muklm (belde sakini) olarak sabahlayinca, onun, sonra
yolculuga
Allah hakk1 olarak o gun oruc; tutmas1 farz olmu~tur. Yolculugu kendi iradesi ile
~1kma
ba~latm1~t1r. Bununla kendisine farz olu~u sabitle~en ~ey du~mez. Arna orucunu
bozarsa da kefaret gerekmez. Cunku, oruc; bozmay1 mubah k1lan bir neden
bulunmas1ndan dolay1 ~uphe vard1r. Yolculuk genel olarak oruc; bozmay1 mubah
k1lan bir nedendir. Her ne kadar yolculugun ~ekli ~uphenin varl1gina izin vermese
de, oruc; bozma kefareti ~uphe ile du~er.
Buveytl'nin rivayetine gore, $afil (rh.a.), gunun sonunu ba~1na k1yas ederek, bu
ki~iye kefaretin gerektigini soylemi~tir. Arna bu uzak bir yorumdur. Cunku gun
ba~1nda oruc; bozma konusunda ~uphe yoktur. Yolculuga c;1kt1ktan sonra ise oruc;
bozmay1 mubah k1lan neden bulunmaktad1r. Eger bu neden gunun ba~1nda
bulunsayd1, ona oruc; bozmak mubah olacakt1. Sonunda bulununca, bu durum
~uphe durumuna gelmektedir.

Nafile oruca niyetli olarak sabahlayan bir kimse, daha sonra orucunu Nafile
orucu
bozsa biz Hanefilere gore onun bu orucu kaza etmesi gerekir.
bozma
$afil (rh.a.)'ye gore gerekmez. Onun delili Ommuhanl'nin rivayet ettigi ~u
hadistir: Peygamber (s.a.v.) ona ic;tigi suyun art1gin1 verdi. 0 da ic;ti ve "Ben oruc;lu
idim, ama sen in art1g1n1 geri c;evirmek ho~uma gitmedi." dedi. Peygamber (s av):
[3/69]
0µ ~-~\j . ~: ~ 0 ~ ~_;Ll -!Uy;, 0lS 0µ ~Y. ~~ ~LJJ:.;. ..I.Uy;, 015 ~t
~- ?~: )li .- : :

"Eger orucun kaza orucu ise bir gun kaza et, nafile ise, ister kaza et, ister
etme." 127 buyurdu. Cunku nafile oruc; tutan ki~i, kendisine bore; olmayan bir ~eyi,
teberrO kabilinden yapmaktad1r. TeberrOda bulunmad1g1 k1s1m, kendisini
baglamaz. Bu kimse, ba~1nda tercih hakk1na sahip oldugu gibi, sonunda da bu
hakka sahip olur. Nitekim dart rekat kllmak niyetiyle nafile namaza ba~lay1p da iki
rekat k1lan ki~inin durumu da boyledir. Bu kimse de son iki rekatta tercih hakk1na
sahip olup, isterse bu bolumu kllmayabilir.
Hae ibadeti ise boyle degildir. Bir kimse nafile hac yapmaya ba~lasa bu
teberrOu kendisi ic;in baglay1c1 olmaz. Ancak ba~lad1g1 ibadetten c;1kma imkans1zd1r.
Bu yuzden, ham tamamlamas1 gerekir. Hatta nafile hac ic;in ihrama giren kimsenin

127
Dariml, Savm, 29; Ahmed b. Hanbel, Musned VI, 341; Tirmiz1, Savm, 34; Darekutn1, Sunen, 111174;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/278.
Hl4 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'I-Mebsiit
ihsar 128 yoluyla ihramdan c;1kmas1 mumkun olursa, bana gore ba~lad1g1 harn kaza
etmesi gerekmez. Oruc; adayan kimse boyle degildir. ~unku o yapmak zorunda
olmad1g1 bir ~eyi kendisi vacip duruma getirmi~tir.
Adak, hukuki i~lemlerden kefalete, ibadete ba~lamada bag1~ (hibe) ve ikrara
benzer.
Biz Hanefllerin delili, Ay~e (ra)'den rivayet edilen ~u hadistir: 0 ~oyle der.
"Ben ve Hafsa nafile oruca niyetli olarak sabahlad1k. Sonra bize yagl1 hurmal1 bir
yemek hediye edildi, biz de yedik. ResQlullah (sa.v) ic;eri girdi. Konuyu ona sormak
ic;in acele ettik. Hafsa benden daha once davrand1. Zaten o butlin hay1rlarda one
gec;en babasinin k1z1 bir han1md1. Peygamber (s.a v.):
~ 8:.A i;Y-
.. ~I
-- •

"Onun yerine bir gun kaza ediniz." 129 buyurdu. Eger bu olay, Ommuhanl
hadisinden sonra ise bu, onun hukmunu kald1rm1~t1r. Ondan once ise,

!. i';; ')ti,.:; Z>µ' ~-~\j ,- ~; 0~


"/ster kaza et, ister etme. " 130 sozunden amac1n, ya kazay1 geciktirme veya
ace le etme oldugu, ya da Peygamber (s a.v.)'in kendi art1g1n1 teberruken ic;mek
istedigi ic;in kazay1 sadece Ommuhanl'den du~urdugu anla~il1r. Sanki o, Peygamber
(s.a.v.)'in art1g1n1 teberruken ic;mekte a~1n istekli olmas1ndan dolay1 oruc;lu oldugunu
unutmu~tur.

Nitekim EbQ Tayyibe de, Peygamber (s av )'i hacamat yapt1g1nda, kan1ndan


ic;mi~ti. Bunun uzerine ResQlullah (s.a.v.) kendisine:

~01 )&. !l~ ~I f:f-


"Allah senin bedenini cehenneme haram k!lsm. " 131 buyurmu~tur. Halbuki kan
ic;mek boyle bir mukafat1 gerektirmez. Arna o a~1n sevgisinden dolay1 kan ic;menin
ha ram oldugunu unutmu~tur. Peygamber (s.a.v) de, anllan ~ekilde ona ikramda
bulunmu~tur.

Nafileye ba~layan, ibadet olan bir fiile ba~lam1~t1r. 0 durumda bunu


tamamlamas1 gerekir. Nafile hac ic;in ihrama giren kimse gibi, bozma nedeniyle
ona da kaza etmek gerekir. Biz, ki~inin uzerine gerekli olmayan bir ~eyi, teberrQ

128
lhsar I ) ...a> )'I Hae i'in ihrama girmi~ kimsenin Arafat' ta vakfe ile ziyaret tavaf1ndan um re i'in
ihrama girmi~ kimsenin de umre tavafmdan elinde olmayan nedenlerle al1konmas1dir. Bu ~ekilde
alikonulan kimseye "muhsar" denir.
129
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/263; Tirmizi, Savm,36; Beyhaki, es-SQnenQ'/-kObra, IV/280.
130
Dari mi, Savm, 29; Ahmed b. Hanbel, MOsned VI, 341; Tirmizi, Savm, 34; Darekutni, SOnen, 11/174;
Beyhaki, es-SOnenQ'/-kObra, IV/278.
131
Taberani, el-Mu'cemQ'/-evsat, IX/92; Bkz. Heysemi, Mecmau'z-zevaid, Vlll/483.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 105
etmesinin, teberrOda bulunmak istemedigi surece yapmak zorunda oldugunu
soylemiyoruz. Fakat o kimsenin, ibadet oldugu ic;in, yerine getirilen (eda edilen)
bolumu korumas1 gerektigini soyluyoruz. <;:unku yapilan ameli iptal etmekten
kac;1nmak farzd1r. Allahu Teala;

"Amellerinizi iptal etmeyiniz." (Muhammed 47/33) buyurmu~tur. Nitekim verilen Yap1lan


sozde durman1n farz oldugu adakta bulunan kimseye adakta bulunduktan sonra ibadeti iptal
etmekten
onu yerine getirmenin gerekli oldugu gibi, ba~lan1lm1~ bulunan nafile bir ibadetin ka~inmak
kalan k1sm1n1 yerine getirmek de gerekir. <;:unku ameli iptal etmekten kac;1nmak,
kalan k1sm1 yerine getirmekle olur. Namaz ise boyle degildir. Namazin ikinci iki
rekat1n1 kilmamak, ilk iki rekat1 iptal etmek degildir. bte yandan, bir kimse nafile
oruca ba~lad1 m1, o gun, ic;inde me~ru bir orucu yerine getirmek ic;in belirlenmi~
olur. Oruc; tutacag1 gunu belirleme yetkisi, ki~inin kendisine aittir. 0 durumda bu
gun, nafileye ba~layan ki~inin belirlemesi ile belirlenmi~ olur. Oyle olunca da bu
gun, dinen oruc; ic;in belirlenen zamanla ayni hukmu al1r. Boyle bir zamanda
tutulan orucu bozmak kazay1 gerektirir. l~te ba~lan1lan nafileyi bozmak da
boyledir. Nafile oruca ba~layan kimse, adakta bulunan ki~iye benzer. <;:unku onun
bir ibadeti kendisine vacip kilma yetkisi vard1r. Boylece vacip olan ibadet, dinen
vacip olan ibadetle ayn1 hukmu al1r. Yerine getirmedigi zaman, kaza etmesi
gerekir. Nafile oruca ba~lamak da onun gibidir. Bu mesele bir kurala dayand1nl1r. 0
da biz Hanefllere gore ba~land1ktan sonra, yukumlunun ozursuz olarak orucu
bozmas1n1n mubah olmamas1d1r. Orucu bozmakla sue; i~lemi~ olur. Dolay1s1yla
onun bu orucu kaza etmesi gerekir.
$afil (rh.a.)'ye gore nafile oruca ba~layan ki~iye mazeretsiz olarak da orucunu [3/70]
bozmas1 mubaht1r.
Ziyafetin, nafile orucu bozmak ic;in mazeret sayil1p say1lmayacag1 konusunda Ziyafet,
c;e~itli rivayetler vard1r. Hi~am'in, Muhammed (rh.a.)'den, ibn Malik'in de EbO Yusuf nafile orucu
bozmak i~in
(rh a) kanal1yla EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore, ziyafet oruc; bozmay1 mu bah mazerettir.
kilan bir mazerettir. Hasan b. Ziyad'1n, EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore ise
ziyafet bir mazeret olamaz. bzur olacag1 goru~u daha dogrudur. <;:unku rivayet
edildigine gore:

··~ t..1-~ 1
~
:Jw it'1 <°~1 0-'!
: If'·1..:.. · <~· tj t...a,;\i1 : 1..:.. - jL:..,.; j 0l5 <~> 411\ J · - ~i
J t:-" ~ cf- i.r J - • - y:- J-" J

~Ko L:Y- ~'j #t to-r;q !.l;.r !.I~~ LJ1 :(;i) Jw


"Res0/01/ah (s av) Ensar'dan bir kimsenin ziyafetinde idi. Oradakilerden biri
yemekten kar;md1 ve: 'Ben orur;luyum' dedi. Bunun uzerine Peygamber (s.a.v):
'Karde~in seni davet etmi~tir. Onun ikram1 ir;in orucunu boz. Sonra yerine bir gun
106_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
kaza et. '132 buyurdu." EbO Hanlfe (rh a )'den gelen diger rivayetin deli Ii de
Peygamber (s.a.v)'den rivayet edilen ~u hadistir:

0l5 0t-J ' JS4Ll 1µ 0lS 0~ ~ r,l>.1 Jl r5l>-t ~) l~l J~ ~l (~) ~I C}-
H; ~w.,
"Biriniz yemege davet edildigi zaman davete gitsin. Eger oru<;lu degilse
133
yesin, oru<;lu ise onlar i<;in dua etsin. "Ba~ka bir hadiste rivayet edildigine
gore Peygamber (s.a.v.);

t;;i~\~
.J-W!.\.iA:i. ..!BliJr:t J.\, i..r:::- •-
-! ~1\ · .fl .r:-'
.}-&-' J
-•f i..s--\;J~l LA .J.r
. ~1\ '-:?-" ·" l 01.

(""• ~ LWW:> • 'l>.T - ·' 0f: Jili ~I ;c! ~11 LA · '1 ;;~ ! .1~t 0 ~I-' ~ ~~c:I, ':]
- t"' ~ -- _tt-' J i.r-;- r:: ' J y!. r-:- J
~r.
; ~, LA1 ~~
I ~- •L ~~

"Ommetim ic;in en c;ok korktugum ~ey ~irk ve gizli ~ehvettir." buyurdu da

"Senden sonra Ommetin ~irk ko~ar m1?" denildi. Bunun Ozerine o


-"Hay1r ama ame!leri ile gosteri~ yaparlar." buyurdu.
-"Gizli ~ehvet nedir?" diye soruldu. 0 da:
-"Onlardan birisinin oru<;lu olarak sabah!amas1, sonra da canmm <;ektigi bir
yemekle orucunu bozmas1d1r." kar~1l1g1n1 verdi.
134

Nafile Nafile oruc; ister mazeretli ister mazeretsiz bozulsun kaza vaciptir. Oruc;
orucun
bozulmas1
bozman1n ki~inin kendi fiili ile olup olmamas1 da sonucu degi~tirmez. Nitekim
nafile oruc; tutmakta olan bir kad1n, oruc;lu iken adet gormeye ba~lasa iki
rivayetten daha saglam olanina gore onun bu orucu kaza etmesi gerekir.
Muhammed (rh a.)' in el-As! kitab1nin namaz bahsinde ~oyle denilmektedir: Bir
kimse teyemmum ederek nafile namaza ba~lasa, sonra suyu gorse onun namaz1
kaza etmesi gerekir. Burada, ibadetten c;1k1~ yukumlunun kendi istegi ile
olmam1~t1r. Boylece dogru olan goru~un ~u oldugu anla~1lm1~t1r. lbadete ba~lama
nezir gibi o ibadeti tamamlamay1 ve yerine getirmeyi (eday1) gerektirir. Gec;erli bir
~ekilde ibadete ba~lad1ktan sonra ne zaman onu tamamlamak imkans1z olsa bu
ibadeti kaza etmek gerekir.
Ramazanda Ramazan aymda gune~ batt1g1 zaman bay1lan kimse, ancak yarmdan
giinii baygm sonra ay1lsa, ona ilk gunun kazas1 gerekmez.
ge~irmek

132
Tayalis1, 1/293; Darekutn1, Sunen, 11/177; Beyhak1, es-Sunenu'l-kUbra, Vll/263; Zeyle1,
Musned,
11/335.
Nasbu'r-raye,
133
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/507; Muslim, Nikah, 106; Ebo DavOd, S1yam, 74; Tirmizi, Savm, 64.
134
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/123; lbn Mace, ZOhd, 21; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Vll/284.
Oru~ K i t a b • - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 107
(:unku o ay1kken gune~ batt1g1 ii:;in, onun ertesi gunun orucuna niyeti
gei:;erlidir. Orucun ruknu (unsuru) imsaktir. Bay1lma imsake engel degildir. Bu
bak1mdan ilk gun ii:;in hem ruknu (unsuru) hem de ko~ulu bulundugundan dolay1
orucu yerine getirilmi~ olur. lkinci gunun orucunu ise kaza etmesi gerekir. (:unku
ikinci gun ii:;in niyet yoktur. Daha once, her gunun orucuna ayn ayn niyet etmek
gerektigini ai:;1klam1~t1k. Ko~ul olmaks1zin sadece rukunle (unsurla) ibadet yerine
getirilmi~ (eda edilmi~) olmaz.

Bir kimse kansin1n cinsel organina baksa ve menisi gelse, kans1na Bakmakla
meni
dokunmam1~sa orucu tamamd1r. gelmesinin
oruca etkisi
Malik (rh a.) ~oyle der. Bir kere bakarsa hukum budur. lki defa bakarsa orucu
bozulur. ~.unku Peygamber (s.a.v ), Ali (r.a.)'ye: , ..!lJ J } J1 LJ~ ~);;Ji ;):.:.i1 !::!" '1
.>1:1<. c>)-\lij "Pe:jpe:je bakma. Ilk bak1:j senin lehine digeri ise senin aleyhinedir."
135
buyurmu:jtur. Aynca ilk bak1~, aniden olur. Onunla imsak ortadan kalkmaz.
Bundan sonra kasten baksa ve bunun sonucu menisi gelse o orucun ruknunu
(unsurunu) kai:;1rm1~ olur.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Kad1nla ilgisi olmay1p, erkege ait bir eylem olmas1
ai:;1s1ndan bakmak, du~unmek gibidir. Erkek, bir kadin1n guzelligini du~unup de
menisi gelse orucu bozulmaz. Kars1nin cinsel organ1na bakt1g1nda da durum
boyledir. Eger bu, orucu bozacak olsayd1, dokunmada oldugu gibi onda tekrar [3/71]
ko~ulu aranmazd1. Yukandaki hadis, ki~i kasten helal olmayan bir ~eye bakarsa
gunahtan sorumlu tutulmas1 soz konusu olur diye yorumlan1r.
Eger ki~i oru~lu iken bile bile e~i ile cinsel ili~kide bulunursa oru~lulara Ramazan
orucunun
benzemek i~in gi.ini.in kalan k1smm1 oru~lu gibi tamamlar. Kendisine o cinsel
gi.ini.in kazas1 ve kefaret gerekir. ili~kide
bulunarak
Kazanin gerekmesi, bilginlerin i:;ogunlugunun goru~udur. bozulmas1

Evzai, Bedevl ile ilgili hadise dayanarak bu ki~iye kazan1n gerekmedigini


soyler. (:unku o hadiste Peygamber (s.a v) ona kefaretin hukmunu ai:;1klam1~.
kazanin hukmunu belirtmemi~tir. Peygamber (s a v.)'in ai:;1klamay1 ihtiyai:; vaktinden
sonraya b1rakmas1 caiz degildir. Diger yandan Peygamber (s.a v.): ,)L...,;,; J ~ )Ji :..,,.
~UWI ~ l.4 ~ 1j ;,;' : "Ramazan 'da bile bile orucunu bozan kimseye, z1har
yapana gereken :jey gerekir. " 136 buyurmu~tur. Z1har yapana ise kefaretten ba~ka
bir ~ey gerekmez.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Ramazan ay1na eri~mesi nedeniyle orui:; tutmak o
ki~iye farz olmu~tur. Bu kimse orucun yerine getirilmesini (edas1n1) kai:;1rm1~t1r. 0
durumda mazeretli olup gereken yerine getirmeyi kai:;1rmas1 durumunda oldugu

135
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/159; Ebu Davud, Nikah 44; Tirmizi, Edeb 28; Hakim, Mustedrek,
11/212; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/90.
136
Darekutn1, Sunen, 11/190; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, IV/225, 229; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/328.
lOS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
gibi, onun bu orucu kaza etmesi gerekir. Kul haklarinda oldugu gibi, kac;1rd1g1 ~eyi
misli ile oder. Peygamber (s.a.v.J: "Ona, z1har yapana gereken ~ey gerekir." sbzu ile
bunun orucun bozulmas1 nedeniyle gerektigini, -ki biz de ayn1 ~eyi soyluyoruz-
kazanin ise orucu bozma nedeniyle gerekmedigini anlatmak istemi~tir. Peygamber
(s.a.v.) Bedevlye, karma~1k gelen ~eyi ac;1klam1~t1r. Yerine getirmenin (edan1n)
kac;1rllmas1 durumunda kazan1n gerekliligi karma~1k degildi. Kefaretin gerekliligi,
uleman1n c;ogunlugunun gbru~udur.
Said b. Cubeyr (rh.a.), bedevl hadisinin sonunda Peygamber (s.a.v.) ona: 4-\S'
di~j -:JI "Onu ailenle birlikte ye." deyip bununla kefaret hukmu kald1rild1g1 ic;in
Ramazan'da orucunu bozan hie; kimseye kefaret gerekmez derdi.

Biz Hanefllerin delili, Peygamber (s av )'in:

"Ramazan 'da bile bile orucunu bozana, z1har yapana gereken ,?ey gerekir. " 137
hadisidir. Bedevl ile ilgili hadis ~byledir:

l~Lo :Jill' ~tj ~ :J);_j ~_;..!' ~::'.! _,;.j ' ;iii ~r-J J1 ;~ ~ ~1;.\i1
1~ o...W ..:., -~ u-
::G.l :Jill 11;•=!
~ - --; . ..r-- . J '-"'.:""" -
1 )'"+'
· 1 ~~ ~t._;;; J- ~j ~1:..1 ,! ~;1 J- :Jw '~ ~~ .;.
~j :Jw ~B 0~ p c~) :Jw ~+;. ~.J ~ 1 .;1!:1 '1 :Jlij , # ~
: (~) Jw i>t
~
'1 :JW t:s:..:...
--
~ ! : .LI :(:i) Jw (",,_,.......,
- ~ ~
. ·-11 u~ ...- ~1• ~r Lo G.0T
, - .

\ ;:1~. ~ia=; t;.w, ~-;-:.;. ll:c:li~)JW ... '. · - .::..~..L,a.., --U -I-=-~ ·I!._\
~ ~~ rs- .· ~)) ...p. ; l!! ~ ~
~..LJ, ~--Lo..»1
-- .=-'1 ~
.;r. - -' ~,~: ~ ,~.i1--·r~ 1:.t \;::Jill· <L:.J1
-- ~-'- ~ ~. (.Y • .. I./'"' u- q-::
~U. -
) -
..:Ji 1:1 ~ :(:i) Jill ~I~
-
: - ~ 1~.i1' - • i
- __, '"i"'-' • - .Y,J ~ ~ i f

Bir Bedevi sac;m1 ba,?1m yolarak, "Mahvoldum ve mahvettim." diyerek


Peygamber (s.a v)'in yanma ge/digi zaman 0 (s.a.v.):
-"Ne yaptm?" diye sordu. Bedevi:
-"Ramazan 'da gOndOzOn, bile bile e,?imle cinsel ili,?kide bulundum." dedi.
Peygamber (s a v)

-"Bir k61e azad et." buyurdu.


Bedevi eliyle boynuna vurup:
-"Su boynumdan ba,?ka bir boyna (k61eye) sahip degilim." dedi. Peygamber
(s.a.v.):

-"iki ay pe,? pe,?e oruc; tut." buyurdu. 0,

137
Darekutn1, SOnen, 11/190; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IV/225, 229; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/328.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109
-"Ba~tma ne ge!diyse hep orur;tan geldi." dedi. Peygamber (s.a v.)
- "Altmt~ fakiri doyur." buyurdu. 0,
-"Bu!amam." kar~1!1gtn1 verdi. Peygamber (s av)
- "Otur ~uraya." buyurdu. Bedev'i oturdu. Biraz sonra Ben/ Zureyk kabilesinin
zekat!an getirildi. Peygamber (s av):
-"On be~ sa' 138 al ve onu yoksu!!ara ver." buyurdu. Bedev'i.
-"Onu benden ve ai!emden daha muhtar; bir ai!eye mi vereyim? Va//ahi
Medine'nin kara ta~/1 tepeleri arastnda ona benden ve ailemden daha r;ok ihtiyao
olan kimse yoktur." dedi. Peygamber (s a.v.)
139
-"Oy!eyse onu ailenle birlikte ye." buyurdu.
Bu hadisin baz1 rivayetlerinde Peygamber (s av )'in "Bu hukum sana yeter,
ama senden sonra hir; kimseye yetmez." ilavesi yer alm1~t1r. Bu ilave gerr;ekten
varsa, hadisteki hukmun sadece o Bedevlye ait oldugu ortadad1r. llave yok ise, bu
hadisten kefaretin kald1nlm1~ oldugu anla~1lmaz. Fakat Peygamber (s.a.v.), kefareti
geciktirmesini yoksul oldugu ir;in mazur gbrmu~tUr.
Sonra biz Hanefl'lere ve ~afil'lere gore orur; kefaretinde pe~i s1ra olmak Kefaret
orucunun
baglay1c1d1r.
tutu Ima
~ekli
Malik (rh a) ise, pe~i s1ra tutmaya uymada muhayyerlik oldugunu sbyler.
Dayanag1, Sa'd b. EbO Vakkas (ra)'tan rivayet edilen ~u hadistir: ;u1 Jr.j JL ~j 0i
- : r--
...r.:-'! . ··~ 1·~ J·i Ll• ) ~i : Jlt .:iLJ..t
' .LI J·1 ' 0-J~ I
u-:;- )
j ..:..
~-
.L:t ..,r.~l
/"'
J_:.J· •.~ :.1!1 ..r-
:Jill .-- L.•
~ "Bir kimse Peygamber (s av )'e: 'Ben Ramazan 'da orucumu bozdum, (ne
gerekir?)' diye sordu. Peygamber (s av) de, 'Bir ko!eyi ozgur kt! veya iki ay orur; tut
ya da altmt~ yoksu!a yemek yedir" 140
buyurdu.
[3/72]
Biz Hanefllerin delili yukanda ger;en

~Uo.:j, ~ Lo ~
"Orur; bozan kimseye, zthar yapana gereken ~ey gerekir. " 141 hadisidir.
Bununla diger hadisle kastedilen ~eyin muhayyerlik hakk1 bulundugunu ar;1klamak

138
Sa' I t_LAll HubObat gibi urunleri ol,mekte kullanilan bir ol,ek. $er'i ol,uye gore 2917 gr., orf!
ol,uye gore ise 3333 gr.d1r. Hacim ol,usu olarak 1 sa', 2.75 litredir. Medine'de kullanilan ~ekline
gore 4 mudd I 4, 2125 litreye denktir. Bu ol,unun hacmi hicretin ikinci yi11nda bizzat Peygamber
(s.a.v) taraf1ndan tespit edilmi~tir. (Bkz. Hamdi Donduren, "Sa'", ~amil Islam Ansik/opedisi, V, 296;
Bkz. Mehmet Erkal, Iman ve lbadetler llmihali, I, 508.)
13 9
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/241; Buhari, Savm 30; Muslim, S1yam, 81; lbn Mace, S1yam, 14; Ebo
DavOd, S1yam, 37.
140
lbn EbO $eybe, Musannef, Vll/291; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/37; Tirmizi, Tefsir, 58; Beyhaki,
es-Sunenu'l-kubra, IV/225.
141
Darekutni, Sunen, 11/190; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, IV/225, 229; Zeylei, Nasbu'r-raye, 11/328.
tto ____________________________Kitabu'I-Mebsut
degil, kefaretin yerine getirilebilecegi ~eyleri topluca belirtmek oldugu anla~1lm1~
olmaktad1r. Kefaret bdemesi gereken ki~i. koleyi bzgurlugune kavu~turmaktan aciz
olursa, Hasan-1 Basrl (rh a.)'nin d1~1ndaki tUm alimlere gore kefareti oruc;la oder.
Hasan-1 Basrl, kale azad etmekten aciz olan kimseye, bir deve veya s1g1r kurban
etmesi gerekir der. 0 bunu, ihraml1 iken cinsel ili~kide bulunan ki~iye k1yas etmi~tir.
Biz Hanefllere gore kefaretin ne ile yerine getirilebilecegi hakk1nda k1yasla
hukum verilmez. Bu ancak delil yoluyla bilinir. Oruc; kefaretinin, deve veya s1g1r
kurban edilerek bdenecegini ifade eden hic;bir delil yoktur. lbadetlerin ne ile yerine
getirilecegi konusunda k1yasla hukum verilemeyecegi gibi, ibadetlerde i~lenen sue;
nedeniyle gereken ~ey konusunda k1yasla hukum verilemez.

Kefaret lbn Ebl Leyla d1~1ndaki butUn alimlere gore kefaret orucu iki ayd1r ve pe~ pe~e
orucu olmak uzere tutulur. lbn Ebl Leyla, kazaya k1yas ederek kefaret orucu tutacak ki~i
bunu isterse pe~ pe~e isterse arallklarla tutabilir der. Daha once i~aret ettigimiz
hadisler onun aleyhine bir delildir.
Rabia er-Razl, kefaret orucu on iki gundur der. Gerekc;esi ~udur: Yll oniki
ayd1r. Her gunun orucu bir ay1n orucu yerine gec;mek uzere on iki gun oruc;, on iki
ay yerine gec;er.
Baz1 zahidler, kefaret orucunun bin gun oldugunu sbyler. (unku Ramazan'da
bin gunden daha hay1rl1 olan Kadir gecesi vard1r. Ramazan'dan bir gunun orucunu
kac;1ran kimseye, bunun yerine gec;mek uzere bin gun oruc; tutmas1 gerekir.
Biz bu gbru~lerden hic;birini benimsemiyoruz. Bu konuda daha once rivayet
ettigimiz me~hur hadislere dayanilm1~t1r. Bunlar alimlerin kabule ~ayan gbrdugu ve
kendileriyle amel ettigi hadislerdir. Kefareti belirlemek boyle hadislerle caiz olur.
Ramazan'da gi.indi.izi.in cinsel ili~kide bulunan erkege kefaret
gerektigi gibi, nzas1 ile oldugu takdirde kadma da gerekir.
Bu konuda $afil (rh a )'den uc; gbru~ nakledilmi~tir: Biri, bizim gbru~umuz
gibidir. Digeri, kefaret kad1na degil erkege gerekir. Ba~ka bir gbru~une gore o,
bedenl olan kefaretle, mall olan kefareti birbirinden ay1np ~byle der. Oruc;la
kefaret, kad1na aittir. Mall oldugu zaman onun yerine kefareti kocas1 verir. $afil
(rh a )'nin deli Ii Bedevl hadisidir. (unku o hadiste Peygamber (s av) kad1n taraf1na
ait kefaretin degil erkek tarafina ait kefaretin hukmunu belirtmi~tir. Eger kad1na
kefaret gerekseydi onu da soylerdi. Nitekim o Asif hadisinde kad1n taraf1nin
cezas1n1 da belirtmi~tir. Aynca kefaretin nedeni, orucu ortadan kald1ran cinsel
ili~kidir. Bunu yapan kadin degil erkektir. (unku kad1n, cinsel ili~kinin mahallidir.
ili~kide bulunan bir ki~i degildir. Buna gbre, cinsel ili~ki d1~1nda kad1n1n
vucudundan yararlanarak bo~alma durumunda oldugu gibi, kadinin fiili erkegin
fiilinden daha hafif olur. Arna had (ceza) nedeni zina oldugu, kad1n da zina yapt1g1
ic;in ceza alaninda boyle degildir. Nitekim Allahu Teala, kadin1 zaniye (zina yapan
kad1n) diye adland1rm1~t1r. $afil (rh.a )'nin son gbru~unun gerekc;esi ~udur: Cinsel
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ tt I
ili~kinin kefareti bedensel ise, gusletmede oldugu gibi ikisi de buna ortak olurlar.
Mall oldugu zaman, mehirde ve gusul suyunun paras1nda oldugu gibi bunu koca
ustlenir.
Biz Hanefllerin delili, Peygamber (s av )'in;

0W..) J )JT:.;.
"Kim Ramazan 'da orucunu bozarsa .... " 142 diye ba~layan hadisidir. Hadisteki
"kim" anlam1na gelen (.j.4) edat1, hem erkekleri hem de kad1nlan kapsam1na al1r.
Bundan, kefareti gerektiren nedenin, tam bir sue; olan oruc; bozma oldugu
anla~i11yor. Bu neden, erkek taraf1nda gerc;ekle~tigi gibi, kad1n taraf1nda da
gerc;ekle~ir. 0 durumda zina nedeniyle kadina ceza gerektigi gibi, kefaret de
gerekir. Bununla anla~ilm1~ oluyor ki, kad1n1n cinsel ili~kiye imkan vermesi tam bir
fiildir. (unku noksan bir fiille ceza (had) gerekmez. Peygamber (s a v.)'in erkek
taraf1na ait kefareti ac;1klamas1, ikisinin kefareti de ayni oldugu ic;in kadin taraf1na
ait kefareti de ac;1klama say1l1r. Asif hadisi ise boyle degildir. (unku o olayda erkek 131731
tarafin1n cezas1, celde (sopa) kad1n taraf1nin cezas1 ise recm (ta~layarak
oldurme)'dir. Erkegin, kad1nin kefaretini ustlenmesinin anlam1 yoktur. $oyle ki
kefaret ya ibadet ya cezad1r.
lbadet ve cezalarda nikahtan dolay1 ba~kas1na ait bir gorevi ustlenme soz Cinsel ili~kiye
zorlanan
konusu degildir. Ostlenme evlilik nafakas1ndad1r. Eger erkek, kad1n1 zorlayarak kadmm orucu
cinsel ili~kide bulunursa, kad1na kefaret degil, kaza gerekir. kaza etmesi

$afiT (rh.a.)'ye gore ise, bu durumda kad1nin orucu bozulmaz. Bu konuda


soylenecekler, hataen oruc; bozan ki~i konusunda soylenenlerin bir benzeridir. Onu
da daha once ac;1klam1~t1k.
Kasten yiyen ve ii;en kimseye de biz Hanefilere gore hem kaza hem de
kefaret gerekir.
$afiT (rh.a.)'ye gore ona kefaret gerekmez. (unku delilin (nass1n) belirttigine Ramazan
gore kefaretin farz olmas1na neden, orucu ortadan kald1ran cinsel ili~kidir. Eger orucunu
bilerek
yemek nedeniyle kefaret gerekli gorulecek olursa bu, cinsel ili~kiye k1yasla olur. bozma
Oysa kefaret konusunda k1yas i~lemez. Gormez misin ki, cinsel ili~kiye sevkeden
davrani~lar bu konuda, cinsel ili~kiye k1yas edilmez. Aynca, haraml1k bazen ibadet
nedeniyle, bazen de mulkiyetin bulunmamas1 nedeniyle olur. Sonra haraml1k ne
zaman mulkiyetin bulunmamas1 nedeniyle olursa, yemenin hukmu, cinsel ili~kiye
verilmez. lbadet nedeniyle olan haraml1kta da durum ayn1d1r. $afiT (rh.a.) haw da
delil gosterir. $oyle ki hacda cinsel ili~kiye verilen hukum hacc1n bozulu~udur. Bu
hukum, diger ihram yasaklanna verilmez. Oruc;ta da boyledir. lki ibadet aras1ndaki
ortak nokta, bunlarda buyuk kefarete cinsel ili~kinin neden olmas1d1r.

142
Darekutn1, SOnen, 11/190; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/225, 229; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/328.
t12 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Biz Hanefilerin delili, EbO Hureyre (ra)'den rivayet edilen ~u hadistir:

~ Jlt ~ '1j ...,f _;. f-- ~ :JW 0~j J ..:.,_;Lli ~I J~j ~ : J~ ~_; 01
Ll -
. )~
:~1 jw

"Bir kimse Peygamber (s.a.v.)'e: 'Ya Resu/ellah! Ramazan 'da orucumu bozdum'
dedi. Peygamber (sa.v.): 'Hastaflk ve yolculuk olmadan m1?' diye sordu. Bu kimse
'Evet' dedi. Bunun Qzerine Peygamber (s.a v ): 'Bir kale azad et. '143 buyurdu."
Peygamber (s.a.v.), bu kimsenin sorusundan, oru<; bozmaya ihtiyar; hissettiren
hastal1k ve yolculuk gibi ~eylerden dolay1 bozmay1 anlad1. EbO Davud bu adam1n,

"Ramazan'da SU i<;tim" dedigini s6ylemi~tir. Ali (r.a) de:


• " • ;. • J $, • $

y.~I' ._. • •'I ' j;; ' Ll501 l.4.il•


~ ~ .) ; r-' J '-1l<)I\ '-:?' .)

"Kefaret; yeme, i<;me ve cinse/ ili~kiden dolayt o!ur. " demi~tir. Aynca ki~inin
144

yeme ve ir;me ile orucu bozmas1, delilin ifade ettigi haraml1g1 r;igneme anlam1
ir;erir. Dolay1s1yla yeme ve ir;me ile orucu bozma, cinsel ili~ki ile bozma gibi olur.
Bunun ar;1klamas1 ~oyledir: Hilalin gorulmesi nedeniyle orucu bozan ~eylerin haram
kilind1g1n1 bildiren delil, geceleri orucu bozan ~eylerin mubah oldugunu bildiren
delilin kapsad1g1 ~eyleri ir;ine al1r. Delilin bildirdigi haraml1g1 <;ignemek ise tam bir
sur;tur.
Ayr1ca biz kefareti, k1yasla degil delile dayanarak farz ki11yoruz. c;:unku soru
soran bedevl, cinsel ili~kide bulundugunu soylemi~ ve onun sue; olmad1g1n1
belirtmi~tir. c;:unku cinsel ili~ki onun malik oldugu madurumda (kendi hanim1nda)
i~lenmi~ bir fiildir. Sur;, orur; bozma sur;udur. Demek oluyor ki, kefareti gerektiren
neden sue; olu~turan orur; bozmad1r. Gormez misin ki kefaret, orur; bozmaya
dayand1ril1r. Kural olarak farzlar, nedenlerine dayand1nl1rlar. Bunun delili, orur;
bozma bulunmad1g1 ir;in unutarak yiyip ir;ene kefaretin gerekli olmay1~1d1r. Tam bir
sue; olu~turan orur; bozma, cinsel ili~ki ile meydana geldigi gibi yemekle de
meydana gellir. $6yle ki cinsel ili~ki, orur; bozman1n bir arac1s1d1r. Hukum ise, araca
degil nedene baglanir.
Aynca yeme nedeniyle orur; bozmaya kefaret oncelikle gerekmelidir. c;:unku
kefaret, cayd1nc1 olmak uzere farz kil1nm1~t1r. Orur; vakti ir;inde insan tabiat1nin
yemek yeme arzusu, cinsel ili~ki arzusundan daha kuvvetli ve yeme arzusuna kar~1
sab1r daha zordur. Onun i<;in yeme nedeniyle kefaret 6ncelikle farz kil1nmal1d1r.

143
Eba Ya'la, MOsned, X/89; Taberan1, el-Mu'cemO'l-evsat, Vlll/131; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/329.
144
Muvatta, S1yam 3; Tirmiz1, Savm 28; Darekutn1, 11/191.
Oru~ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 113
Nitekim ana babaya "Of" demenin haram olu?u, onlara sbvmenin bncelikle haram
olmas1n1 gerektirir.
Ote yandan orucun ibadet olmas1ndan dolay1, yeme haramlig1 ile, cinsel ili?ki
haraml1g1 birbirine e?it olmu?tur. Malik olmamaktan dolay1 haraml1k bbyle degildir.
Malik olunmayan birisi ile cinsel ili?kinin haraml1g1 daha ag1rd1r. Oyleki bbyle bir
cinsel ili?kinin haraml1g1, sahip olunmayan bir ?eyi yeme haraml1g1ndan daha
fazlad1r. Oruc;, hac gibi degildir. (Onku hacda cinsel ili?kinin haraml1g1 daha [3174]
ag1rd1r. Oyle ki hacdan cinsel ili?kinin haraml1g1 t1ra? olunduktan sonra da,
kalkmaz.
Oruc;ta yeme ile cinsel ili?kinin e?itliginin ba?ka bir delili de unutarak yiyen ki?i
konusudur. Biz unutarak yeme hakkinda gelen delili (nass1), cinsel ili?ki hakk1nda
da gelmi? kabul ettik. Ayn1 ?ekilde cinsel ili?ki nedeniyle kefaretin gerekliligi
konusunda gelen nass, yeme hakk1nda da gelmi? say1lir. Cinsel ili?kiye sevkedici
davran1?lar fer'I (detay) olup, bunlar tam bir sue; olu?turmazlar.
Biz Hanefllerin bu konudaki gbrli?Li ~u ?ekilde ozetlenebilir: Oruc;, g1da olan
veya tedavide kullanllan bir ~eyle bozuldugu zaman cayd1rmak ic;in ona kefaret
hukmu verilir. (Linko insan tabiat1 sagligin1 korumak ic;in g1day1 veya yeniden
sagl1g1na kavu~mak ic;in ilac1 ister.
Bir kimse toprak ve ta~ gibi, g1da cinsinden olmayan bir ~ey yerse Toprak ve
ta~ cinsi bir
orucu bozulur.
~ey yemek
Oruc; sadece gbru~One guvenilmeyen baz1 ki~ilerin gbrli?Line gore bozulmaz.
Bu gorli? sahipleri orucun, arzulann yat1?t1nld1g1 ?eylerle bozuldugunu soylerler.
Biz Hanefller diyoruz ki; orucun ruknu ki?inin, vucudu ic;ine bir ~ey
ula~t1rmaktan kendisini al1koymas1d1r. Halbuki ta? yutmakla bu rukun ortadan
kalkm1~t1r. Ancak o kimseye kefaret gerekmez.

Malik (rh a.)'e gore ise ona kefaret de gerekir. 0 der ki bu, mazeretsiz olarak
orucunu bozan bir ki~idir. (Onku onun bu davran1?la g1da cinsinden bir ~ey
yemesinden farkl1 olarak oruc; bozma d1?1nda bir amac1 yoktur.
Fakat biz ?byle diyoruz: insan tabiat1n1n onu arzulamamas1 cayd1nc1 olarak
kefaretin gerekli kll1nmas1na ihtiyac; b1rakmaz. Nitekim biz, ?arap ic;mekten farkl1
olarak, haram oldugu durumda, kan veya sidik ic;meye haddi (cezay1) gerekli
gbrmeyiz. Aynca oruca kar?1 i?lenen sue;, oruc; ruknunun hem ~eklen hem de
manen yok olmas1 ile tamamlan1r. ROknOn manen yok olmas1, arzunun yat1?t1nld1g1
bir ?eyle olur. Bu bulunmay1nca, sue; tam olmaz. Suc;un noksan olmas1 durumunda,
yokluk ?Liphesi vard1r. Kefaret de ~Ophe ile dli?er.
Ramazan ay1 ic;inde kans1yla ikinci kez cinsel ili~kide bulunursa bize Birden ~ok
oru~ i~in
gore ona bir kefaret gerekir. kefaret
114 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
~afil (rh.a.)'ye gore her gi.in ic;in ayn kefaret gerekir. 0 ~oyle der: Kefareti
gerektiren neden ikinci gi.inde de gerc;ekle~mi~tir. Bu da, orucu yok eden cinsel
ili~ki veya oruca kar~1 i~lenmi~ bir sue; olu~turan oruc; bozmad1r. 0 durumda kefaret
gerekli olmu~tur. Sonra, diger kefaretlerde oldugu gibi, oruc; kefaretlerinde de
tedahi.il 145 yoktur. (i.inki.i kefaretlerin ibadet yoni.i, ceza yoni.ine ag1r basar. Bu
yi.izden kefaret konusunda boyle fetva verilir. Kefaretler ibadet olan bir ~eyle
yerine getirilir. Tedahi.il, s1rf cezalarda soz konusudur. Hanefllerin delili iki
yonli.idi.ir.
Birincisi: l~lenen suc,;un taml1g1, ay ile orucun her ikisine de gosterilmesi
gereken sayg1 ac;1s1ndand1r. Bu yi.izden Ramazan orucu kaza edilirken orucu
bozmak, aya sayg1s1zl1k bulunmad1g1 ic;in kefareti gerektirmez. Oruc; yenileniyor
diye aya gosterilecek sayg1 da yenilenmez. Kefareti gerekli k1lmak ic;in sayg1 bir
defa dikkate al1nd1 m1 onun ba~ka bir kefareti gerekli k1lmak ic;in tekrar dikkate
alinmas1 mi.imki.in olmaz. (i.inku o sayg1, bunun ayn1s1d1r.
ikincisi: Oru<; bozma kefareti, ~i.iphe ile di.i~urulen bir cezad1r. Dolay1s1yla
cezalar (hadler) gibi, onda da tedahul uygulan1r. Bu k1yasta illet ~udur: Kefaretin
farz olu~ nedeni, Allah hakk1na kar~1 i~lenmi~ suc,;tur. Su<;lar ise, cezalan gerektiren
nedendir. Bunun delili, hata mazereti ile kefaretin di.i~mesidir. Diger kefaretler ise
boyle degildir.
Bir kimse Ramazan'da bir gun orucunu bozsa ve kefaretini odese
sonra ba~ka bir gun tekrar oru~ bozsa, ona ba~ka bir kefaret daha gerekir.
Sadece Zi.ifer (rh a )'in EbO Hanlfe (rh a )'den naklettigi bir goru~e gore hukum
boyle degildir. O ~oyle der. Aya sayg1nin bir butOn olmas1 ac,;1s1ndan onceki kefaret
onun i<;in yeterli olur. Bu mesele, bir mecliste secde ayetini okuyup secdesini
yapt1ktan sonra, ayn1 ayeti ayni mecliste tekrar okuyup neden birliginden dolay1
yeniden secde etmesi gerekmeyen kimseye k1yas edilmi~tir.
Zahiru'r-rivaye'nin dayand1g1 delil ~udur: Tedahul, ilk kefaret yerine
[3175)
getirildikten sonra degil getirilmeden once soz konusu olur. Nitekim cezalarda da
durum boyledir. Bir kimse, bir kad1nla zina etse ve had uygulansa, sonra ayn1
kad1nla tekrar zina etse ba~ka bir ceza daha gerekir. Bu goru~ daha dogrudur.
(Onku kefaretin nedeni, oruca kar~1 sue; olu~turan oru<; bozmad1r. Ay1n sayg1
deger olu~u, suc;u ag1rla~t1ran bir mahaldir. Halbuki mahaller degil nedenler
dikkate al1n1r.
Bir kimse iki ayn Ramazan'da, cinsel ili~kide bulunsa, Muhammed (rh.a.)'den
Keysaniyat'da rivayet edildigine gore iki kefaret gerekir. Bu hukum, ay ve oruca

145
Tedahul I J>-1.WI: (Kayna~ma,i'i'e girme) esas1; hukum giymeden birka, zina yapm1~ veya birka,
defa ~arap i'mi~ olana cezalar birbiri i'ine girdiginden tek su, i~leme cezasinin verilmesi gibi. Bu,
su,lunun lehine uygulanan insanc1I bir kurald1r.
Oru~ K1tab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1lS

gosterilmesi gereken sayginin yenilenmesi goz onune al1narak verilmi~tir. Bizim


Hanefl bilginlerin c;ogu, bu rivayete guvenilmeyecegini soyler. Dogrusu, tedahul
goz onune al1narak o ki~iye tek kefaretin yeterli olmas1d1r.
Kur'an'da Allahu Teala'nm pe~ pe~e oldugunu anmad1g1 her orucu Pe~pe~e
tutulacak
yukumlu (mukellef), arahklarla tutabilir. Pe~ pe~e oldugu amlan oruc;lan oru~lar
ise yukumlu ayn ayn tutamaz.
Pe~ pe~e oldugu anilan oru<;lar: Adam oldurme kefareti ile z1har kefareti
Ramazan
oruc;larid1r. Bunlar hakk1nda delil (nass), belli bir miktar ve bir nitelikle kay1tli olarak orucunun
gelmi~tir. Delille belirtilen miktari ihlal etmek caiz olmad1g1 gibi, delille belirtilen kazas1

niteligi ihlal de caiz degildir.


Pe~ pe~e olmas1 gerektigi belirtilmeyen oruc; da kaza orucudur. Allahu Teala;

~.;.r i-l~i ~ ~~ ~ ~ J1~; 0ts- vj'


"Kim Ramazan 'da hasta o!ur veya yo/culukta bulunursa (tutamad1g1 gun/er
say1smca) ba~ka gunlerde kaza etsin." buyurmu~tur. (el-Bakara, 2/185)
Orucun kazas1, pe~ pe~e de, aral1klarla da caizdir. <;:unku kazan1n belirli bir
nitelikte olma kayd1 yoktur. ibn Abbas (ra.) ~oyle demi~tir: "Allah'm yalm b1rakt1gm1
siz de yalm b1rak1n1z." Bir hadiste de ~oyle buyrulur;

: Jw ~~ ryJ>t ~1~_;.:it0Wu) ~ r.~t !'u; ~ :ii1 Jr..; jL ~-> ~1


: j1j~ ~
.-~ :Jw & ' l..J.".-
'1-~~ ~ts-1 <.:T·
-~·111J-
- ),
.;.A'1JI
I ) ,
,. •• ;:,~; iJ.
~·) ~
·
08" Y·I ~H
• .J
... ~ l " ...
J-.r.-- "'l>3t..
•;qJ· -P - - I ~I
. : <.J>-
"Bir adam, Peygamber (s a.v.) 'e Ramazan 'da tutamad1g1 gunlerin orucunu nasJ/
kaza edecegini sormu~ ve 'Ara!tk!t olarak tutmam bana yeterli olur mu ? ' demi~ti.
Peygamber (s.a.v.): 'Senin ba~kasma borcun olsa ve onu bir dirhem iki dirhem gibi
taksitler durumunda odesen, a/acak/1 bunu senden kabul eder mi?' buyurdu. Bu
kimse 'evet' dedi. Bunun uzerine Peygamber (s av): 'Allah hakkmdan vaz ger.;meye
Ubey b. Ka'b'1n yukardaki ayeti ~ ~~
146
ve kabul etmeye daha /ay1kt1r' buyurdu. "
~E: _r:-1 i:l~l "(Tutamad1g1 gunler say1s1nca) ba~ka gunlerde pe~pe~e kaza etsin."
~eklinde okumas1 me~hur degil ~azd1r Boyle k1raatler delile ilave edilemez.

Yemin kefaretinin orucu bize gore kesintisiz uc; gundur.


$afiT (rh.a.)'ye gore kesintisiz olma ko~ulu yoktur. $afiT (rha), "Yemin kefareti
Kur'an'da mutlakt1r." demi~tir.
Yem in
Biz HanefTler, lbn Mes'Od'un (r.a.) k1raat1 nedeniyle kesintisizlige hukmettik. kefareti i~in
<;:unku o kiraat, Ebu HanTfe (rh .a.) zamanina kadar me~hurdu. Hatta Suleyman el- tutulan oru~

D~rekutn1, SOnen,
146
11/194; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IV/259.
116_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
A'me~. bir hatmi ibn Mes'Cid (r a )'un k1raatine gore, bir hatmi de Osman (r.a.)'1n
mushaf1ndan okurdu. Bize gore bu ilave me~hur haberle sabit olmu~tur.
Bir kimse Ramazan gununde e~i ile cinsel ili~kide bulunsa, sonra o gun
Kefareti
du~iiren
kadm adet gorse, koca da hastalansa biz Hanefilere gore ikisinden de
durumlar kefaret du~er.
ibn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore ise du~mez. Bu, ayni zamanda $afil (rh a )'nin
kad1na da kefareti gerekli kabul ettigi goru~une uygun bir goru~tur.
Zufer (rh a.)'e gore ise kefaret hay1z mazereti nedeniyle kad1ndan du~er ama
[3/76]
hastalik mazereti nedeniyle erkekten du~mez.
lbn Ebl Leyla'ya ait goru~un ac:;1klamas1 ~udur: Kefareti gerekli k1lan neden
tamamlanm1~t1r. Bu da, orucu bozmakt1r. 0 durumda kefaret zimmette bore:;
olarak sabit olmu~tur. Hay1z ve hastalik kefaret borcunun devam1na engel degildir.
Sonra hay1z ve hastal1k burada oruca rast gelmemi~tir. 0 durumda bunlann
geceleyin ve gunduz meydana gelmeleri e~ittir. Bu, orucu bozduktan sonra sefere
c:;1kmaya k1yas edilerek varilan bir hukumdur. Yolculuga ister gece c:;1k1ls1n ister
gunduz kefaret du~mez.
Zufer (rh.a.) hay1zla hastal1g1 birbirinden ay1nr ve ~oyle der: Hay1z durumu
oruca ayk1n du~er. Bir gunun orucu ise parc:;alanma kabul etmez. Oruca ayk1n
du~en bir durumun, gunun sonunda meydana geli~i. ba~inda da oruca aykirilik
~uphesi dogurur. Hastal1k ise oruca ayk1n degildir. Dolay1s1yla gunduzun sonunda
hastalanma, ba~inda oruca ayk1nl1k ~uphesi dogurmaz.
Ancak biz ~oyle deriz: Hastal1k, oruc:; tutmanin bore:; olmas1na engeldir. Bir
kimse hastalanincaya kadar orucu bozmam1~ olsa hasta olunca bozmas1nin mubah
olu~u buna delildir. Oysa kefaret, tutulmas1 bore:; olan bir orucun bozulmas1ndan
dolay1 gerekir. Bir gunde oruc:; tutman1n bore:; olu~u bolunme kabul etmez. Gun
sonunda, oruc:; tutmaya ayk1n bir durumun bulunu~u. ayni ayk1ril1gin gunun
ba~inda da bulundugu ~uphesini dogurur.

Oru~lunun Yolculuk ise boyle degildir. <;;unku o, oruc:; tutmanin bore:; olmas1na engel
yolculuga
degildir. Hatta bir kimse yolculuga c:;1k1ncaya kadar orucu bozmayacak olsa,
~1kmas1
yolculuga c:;1kt1ktan sonra bozmak mubah olmaz. Dolay1s1yla gun sonunda
yolculuga c:;1kma ile, gun ba~1nda ~uphe dogmaz.
Bir kimsenin, yolculuga c:;1k1ncaya kadar orucunu bozmay1p sonra bozmas1
durumu boyle degildir. Bu durumda kefaretin du~mesi hukmu, oruc:; bozmay1
mubah k1lan ~ekle bakilarak verilmi~tir. Oruc:; bozmay1 mubah k1lan ~ekil, ancak
nedenle birle~tigi zaman etkisini gosterir. $ekillerin sonradan olan1 ba~tan itibaren
var sayilmaz. Bu ancak anlamlarda olur. Aynca yolculuk ki~inin fiilidir. Kefaret ise,
Allah hakk1 olarak farz k11inm1~t1r. Bu yuzden kulun kendi iradesiyle yapt1g1 fiilden
dolay1 Allah hakk1 du~mez. Hastal1k ve hay1z ise boyle degildir. <;;unku bunlar insan
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 117
iradesi d1~1nda meydana gelen ve kulun bir mudahalesi bulunmayan durumlard1r.
Mazeret hakk1 alan taraf1ndan gelirse anunla kefaret du~er.
Orucunu bazmu~ alan ki~inin zar kullanilarak yalculuga i:;:1karilmas1
meselesine; 'ihtilatu Zufer ve Ya'kup' adl1 eserde yer verilmi~tir. Bu nedenle Ebu
Yusuf (rh a )'a gore kefaret du~mez. Cunku yalculuk, kulun iradesi ile geri:;:ekle~ir.
Bu mesele, arucunu bazmu~ alan birisine daha sanra zarla bir ~ey yedirilmesi
meselesine k1yas edilmi~tir.
Zufer (rh a )'e gore anun bu yalculuga i:;:1kmada iradesi bulunmad1g1 ii:;:in
kefaret du~er.
Zufer (rh a.)' den boyle bir rivayetin varl1g1na guvenilmez. <:unku ana gore,
hastal1k nedeniyle bile kefaret du~mez. 0 durumda zarla i:;:1k1lan yalculukla nasil
du~sun11

Ramazan d1~mda onceki bir Ramazana ait orui; borcunu kaza etmek Kaza orucu
ii;in sabahlayan bir kimse, orui;lu iken kasten yese, kotu bir i~ yapm1~ olur bozmak
ama kefaret gerekmez. Cunku kefaretin farz almas1 ancak delillerle sabit alur.
Kefaretle ilgili deliller Ramazan arucunun bazulmas1 hakk1nda gelmi~tir.
Ramazan'1n d1~inda arui:;: bazmak her bak1mdan Ramazan'da arui:;: bazma
anlam1nda degildir. <:unku a gun, kaza ii:;:in belirlenmi~ bir gun degildir. Hae ise
boyle degildir. $oyle ki sui:;: alma bak1mindan ikisi e~it aldugu ii:;:in harn kaza
ederken cinsel ili~kide bulunmak, harn yerine getirirken cinsel ili~kide bulunman1n
gerektirdigi ~eyi gerektirir. Gormez misin ki farz hacdaki cinsel ili~kiye gereken
ceza, nafile hacdaki cinsel ili~kiye de gerekir. Orui:;: ise boyle degildir.
Yolcu, Ramazan'da oruca niyetli olarak sabahlar, memleketine Yolcunun
gelmeden once veya geldikten sonra orucunu bozarsa, kendisine kefaret Ramazan
orucunu
gerekmez. bozmas1

Cunku a gun arui:;: tutmak, gunun ba~1nda yalcu aldugu zaman, a kimseye
bori:;: degildi. Bu bazma ile Ramazan'1n kazas1 alarak tutulan arucu bazmak
birbirine e~ittir.
$afil (rh a )'den rivayet edildigine gore, a kimse memleketinde muklm
alduktan sanra arucunu bazarsa kefaret gerekir. $afil (rh a.), gunun sanunda
ikametin varl1g1n1, ba~1nda da varm1~ gibi kabul etmi~tir.
Fakat biz Hanefiler bu kanuda ~oyle deriz: Gunun ba~1nda var alan yalculuk
nedeniyle, ~uphe dagmu~tur. Bununla arui:;: tutma barcu kalmaz. Bari:;: alma
bak1m1ndan bir gunun arucu bolunme kabul etmez. [3/77)
Bir kimsenin Ramazan aymdan birkai; gun orui; borcu bulunsa, bunlan
Ramazan'da
gelecek Ramazan girinceye kadar kaza edemese ve o orui;lan bu
ancak
Ramazan'da tutsa, onun bu orui;lan giren Ramazan'm orucu olur. Bu Ramazan
orucu tutulur
bolumun hem yalcu hem de muklm (belde sakini) ile ilgili hukmunu daha once
118 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
ac_;1klam1~t1k. Onun gec_;en Ramazan'1n borc_;lann1 kaza etmesi gerekir. Bize gore
onun aynca fidye vermesi gerekmez.
$afil (rh.a.)'ye gore kaza ile birlikte her gun ic_;in bir fakiri doyurmas1 gerekir.
Onun goru~u, lbn Omer (ra)'den, bizim goru~umuz ise, Alive lbn Mes'Gd (ra)'den
rivayet edilmi~tir . Sozun ozu ~udur: $afil (rh.a.)'ye gore, kaza etmek iki Ramazan
arasindaki vakitle s1n1rild1r. $afil (rh.a.) bu konuda Ay~e (r.a )'dan rivayet edilen ~u
habere dayan1r: Ay~e (r a) adet gunlerinin oruc_;lann1 kaza etmeyi $aban ay1na kadar
geciktirirdi. Onun bu davran1~1 kazanin geciktirilebilecegi son vakti ac_;1klamak
anlamina gelir. Sonra kazay1 vaktinden sonraya ertelemek, yerine getirmeyi (eday1)
vaktinden sonraya b1rakmak gibi kabul edilir. Yerine getirme vaktinden sonraya
b1rakmanin bir mueyyidesi (zorlay1c1 bir kar~d1g1) oldugu gibi, kazay1 vaktinden
sonraya b1rakmanin da ayn1 ~ekilde bir mueyyidesi olmal1d1r.
Biz Hanefllerin delili;

c().l r.t~1 0-! ~~ _f.;. Ji- ) ~i 0t5 !.:? j~


"Kim Ramazan'da hasta olur veya yolculukta bulunursa, (tutamad1g1 gun/er)
Ramazan'm say1s1nca ba~ka gunlerde, kaza etsin." (el-Bakara 2/185) ayetinin ac_;1k ifadesidir.
kazas1 i~in
vakit Burada bir vakit belirleme yoktur. Halbuki 'iki Ramazan aras1' diye vakit belirlemek,
belirlenme- ayete ziyade etmektir. Sonra bu, vakitli bir ibadettir. Onun kazas1 diger ibadetler
mi~tir
gibi 'benzerinin vaktinden onceki ~eyle' diye vakitlendirilemez. Ay~e (r a )'nin kaza
ic_;in $aban ay1ni sec_;mesi, ResGlullah (s.a v )'in tamam1ni oruc_;lu gec_;irmesi nedeniyle o
ayda kendisine ihtiyac_; duymamas1ndand1r. Aynca orucun kazas1 ic_;in iki Ramazan
aras1ndaki sure belirlenmi~ olursa, kazay1 kaza vaktinden sonraya b1rakmak, yerine
getirmeyi (eday1), yerine getirme vaktinden sonraya b1rakmak gibi olur. Yerine
getirmeyi (eday1) vaktinden sonraya b1rakmak yukumluye hic_;bir ~ey gerektirmez.
Oruc_; tutmanin farz olu~u, yerine getirmeyi geciktirmekten dolay1 degil, nedenin
varl1gindan dolay1d1r. 0 durumda kazay1 vaktinden sonraya birakmak da aynen
boyledir.
Fidyenin oru~
Fidye, a~1n ya~ld1k gibi oruc_; tutmaktan umut kesildigi zaman oruc_; yerine
i~in ge~erli
say1lma ko~ulu gec_;er. Kazay1 geciktirmekle, oruc_; tutmaktan umut kesilmi~ olmaz. Orucu kaza
etmek orucu zamaninda tutmayana farzd1r. Dolay1s1yla fidye koymanin hic_;bir
anlam1 yoktur. Aynca geciktirilme nedeniyle kaza ikiye katlanmad1g1 gibi, kazaya
fidye de eklenmez. ~unku bu, kazay1 ikiye katlama anlam1na gelir.

Sahur
Bir kimse fecrin (sabahm) dogup dogmad1ginda ~uphe edip yemek
yapmamn yemeyi b1rakmak istese, ama ~uphe ettigi durumda yese orucu tamamd1r.
hiikmii
Sahur yemegi yemek menduptur. Delili; Peygamber (s.a.v)'in ~u buyrugudur:

~~I vl:-f Ji- -1_µ1;J.5\ j J-:lJI i-~ Ji- -1~1 ~~ \./_~: ··!
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ I 19
"Gi..indi..iz uykusu ile gece narnazina, sahur yernegi ile de gundi..iz orucuna
destek al1n." 147
lbn Abbas (r.a.)'tan rivayet edildigine gore Peygarnber (s av) ~oyle
buyurrnu~tur:

"Bizirn orucurnuzla Ehl-i Kitab'1n orucu arasindaki fark sahur yernegidir." 148
Sahur yernegini geciktirrnek rnenduptur . Peygarnber (sa v );

!. qi' ·t· tk'.11 '1 _ :.: : I :.·~i i


1.\1·Y":"'•l \·.) ~.r-' f.?": J ~ ' u.;- ...r.::-r- ~
·)l;.t .:r
~ .:;_,~

"o~ ~ey peygarnberlerin ahlak1ndand1r: lftarda acele etrnek, sahuru


geciktirrnek ve di~leri rnisvaklarnak (f1r~alarnak). " 149 buyurrnu~tur. Ancak sahur,
ikinci fecrin dogdugu ~uphesine du~ulrneyecek bir zarnana kadar geciktirilrnelidir.
Eger bu konuda ~uphe ederse, yerneyi b1rakrnas1 rni..istehapt1r. <:unki..i Peygarnber
(s.a.v.):

~j. 'i LA Jl ~j La e
"Seni ~i..ipheye di..i~i..ireni birak, ~i..iphe etmedigine bak." 150 buyurrnu~tur. Bu
dururnda yernek onu ~i..ipheye du~i..iri..ir. Eger ~i..iphe ettigi dururnda yerse orucu
tarnarnd1r. (i..inku asl olan, gecenin devarn etrnesidir. Kesin bilgi, ~i..iphe ile ortadan
kalkrnaz. Eger ki~inin zann1 galibi (kanaati), fecir dogdugu dururnda sahur yernegi
yedigi ~eklinde ise, onun i~in rnustehap olan ibadet konusunda ihtiyatl1 davranarak
o guni..in orucunu kaza etrnesidir. Arna zahiri..i'r-rivaye'ye gore kaza etrnesi
gerekrnez. (i..inki..i kaza nedeninin varl1g1 hakk1nda kesin bilgi sahibi degildir. Asl
[3/78]
olan da gecenin devarn etrnesidir.
Hasan b. Ziyad'in EbO Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore o ~oyle der: Fecrin
(sabahin) a~1k~a belli olacag1 bir yerde bulunan ki~i ~i..ipheye di..i~rnez, fecrin
dogdugunu kesin bilinceye kadar yerneye devarn eder. Arna fecrin a~1k~a belli
olrnayacag1 bir yerde ise veya gece ay dogrnu~ ise ihtiyatl1 davranrnas1 daha iyi
olur, yerse de kaza gerekrnez. Ancak zann-1 galibi (kanaati), fecir dogduktan sonra

147
Abdurrezzak, Musannef, IV/229; lbn Mace, S1yam 22; lbn Huzeyme, Sahih, 111/214; Taberani, el-
Mu'cemu'/-kebir, Xl/245; Hakim, Mustedrek, 1/588.
148
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/202; Muslim, S1yam, 46; Eba DavOd, S1yam, 16; Nesai, S1yam, 27; lbn
Huzeyme, Sahih, 111/214.
149
Abdurrezzak. Musannef, IV/232; Taberani, el-Mu 'cemu 'l-keblr, XXll/263; Darekutni, Sunen, 1/284;
Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, 11/29; Zeylei, Nasbu'r-raye, 11/339.
150
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/112; Buhari, BuyO' 3; Tirmizi, K1yame 60; Nesai, E~ribe, 50; Hakim,
Mustedrek, 11115.
t20_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
yedigi ~eklinde ise, bu taktirde kaza etmesi gerekir. c;:unku ihtiyatl1 davranilmas1
gereken ~eylerde zann-1 galip kesin bilgi yerine gec;er.
Ramazan
Bir belde halk1 hilali gormeden oruca ba~lay1p, ii;lerinden birisi ertesi
hilalini
gormeden gi.in hilali gori.inceye kadar orui; tutmasa, halk otuz gi.in, o kimse yirmi
Ramazan
dokuz gi.in tutsa ona kaza gerekmez. Belde halk1, hilali gormeden oruca
orucuna
niyet etmek ba~lamakla hata etmi~tir. <:;:unku Peygamber (s av):

~Y- ~ -.:i•
· ,J.:'JU 0w
.
1J Ls1
.
j r·~ .~ ,:,iJ
- f>' ~:,11 .L.;\- ~:.1 1 , ,
! ..U.f- Jf:""' .J ,,U.J" Y' J-i'

"Ramazan hilalini gorunce oruca ba~lay1n, $evval hilalini gorunce bayram


buyurmu~tur.
151
yap1n. Eger hava kapal1 olursa, $aban ay1n1 otuza tamamlay1n."
Bun a gore belde halk1 hilali gormeden oruca ba~lamakla Peygamber (s.a v )'in bu
emrine ayk1n davran1p hata etmi~lerdir. Baz1 bilginler ~uphe edilmesi durumunda
hesapc;ilara ba~vurulacag1n1 soyler. Arna bu, uzak bir goru~tL.ir. c;:unku Peygamber
(s.a v) ~6yle buyurmu~tur:

~
. 1~-J.:t Lo...: .r-'
~ !
;< .lli j JA!.!, Lo...: ~L•.,, ~1 ..r·~ J·i ~lS'
.
~i: ·
<..$' u"

"Kim kahine veya muneccime gider ve sozunu tasdik ederse Muhammed'e


indirileni inkar etmi~ olur." 152 buyurmu~tur. Peygamber (s av )'in "Hava kapal1
olursa takdir ediniz." hadisindeki takdirden maksat, say1y1 tamamlamak suretiyle
takdirdir. Nitekim takdiri ac;1klayan hadis de boyledir. Yirmi dokuz gun tutan
kimseye kaza gerekmemesinin nedeni ay1n bazen yirmi dokuz gun olabilmesidir.
Peygamber (s.a.v.):
;!J\!J1
•-
· to1:'.1 -. ·. - -uuw.t:
..../- ~ • ....,.....->- J --;
-L.;t·J u..c.·J 1k,,,·.J 1ili ft""""
J
,~ ~11

Oc;uncusunde ba~ parmag1n1 yumarak "Ay ~oyle, ~oyle, ~oyledir." buyurmu~


ve parmaklanyla i~aret etmi~tir. 153 Abdullah b. Mes'Od (r.a.) ~6yle der:

L.: Y- ~ ·~ l;.Ll, l!...o. .r-


,. u= -~<-i L.: Y- ~ ~ • ~. ~LJ,..o J- (~) ~\
•• i..r-rJ J• .J-"J
,. ~
l :c. '~- 8-P
~
Lo

"Bizim Peygamber (s av.) zamaninda yirmi dokuz gun oruc; tutmam1z, otuz
gun tutmam1zdan daha fazlad1r. " 154 Ay~e (r.a)'den de boyle rivayet edilmi~tir.
Demek ki o kimsenin yapt1g1 i~te hatal1 oldugu belli degildir. 0 durumda ona kaza
gerekmez.

151
Buhari, Savm 11; Muslim S1yam, 4, 18; lbn Mace, S1yam, 7; Ebo DavOd, S1yam, 7; Tirmiz1, Savm, 2;
Nesa1, S1yam, 9.
152
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/429; lbn Mace, Taharet, 122; EbO DavOd, T1bb, 21; Tirmiz1, Taharet,
102; Hakim, Mustedrek, 1/49.
153
lbn EbO ~eybe, Musannef, 11/332; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/116; Buhar1, Talak, 23; Muslim,
S1yam, 16;
154
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/441; lbn Mace, s1yam, 8; EbO DavOd, S1yam, 4; Tirmiz1, Savm, 6;
Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, X/82.
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 121

"lki ay eksik olmaz; Ramazan ve Zu'l-hicce." 155 diye rivayet edilen hadisteki
'eksiklik"ten maksat, din sahibinin verdigi haberler aras1nda farklll1k bulunmas1
imkans1z oldugu ic;in; say1 ac;1sindan eksiklik degil, sevap ac;1s1ndan eksikliktir.
Ancak ~ehir halk1 $aban hilalini gormu~ ve onu otuza tamamlam1~ sonra da
oruca ba~lam1~ iseler iyi yapm1~ olurlar. Bu takdirde, onlarla birlikte oruc; tutmayan
kimsenin bir gun kaza etmesi gerekir. (unku bu kimsenin Ramazan'dan bir gunu
oruc; tutmam1~ oldugunu kesin olarak biliyoruz. (unku bir ay, otuz gunden daha
fazla olmaz. Muhammed (rha.)'den ~oyle rivayet edilmi~tir: Belde halk1 bir kimsenin
hilali gordugune tan1kl1k etmesi ile oruca ba~lay1p otuz gun oruc; tutsalar, sonra Bayrama karar
$evval hilalini goremeseler, bayram yaparlar. (unku ay otuz gunden fazla olamaz. verilmesi

lbn Semaa (rh a) bu goru~unden dolay1 Muhammed (rh a )'i ~oyle ele~tirmi~tir:
"Bu, bir ki~inin tan1kl1g1 ile bayram yapmakt1r. Oysa sen bu goru~te degilsin." Bu
gerc;ekten ac;1k bir ele~tiridir. Buna ~oyle cevap verilebilir: Bayram, hakimin verecegi
karar ile yapll1r. Hakim bu kararini tan1kl1k geregi verir. Bazen tanikl1g1n kendisi ile
sabit olmayan bir ~ey, o ~ahitlik geregi verilen hukumle sabit olabilir. Mesela
ebenin doguma ~ahitlik etmesi durumunda, c;ocugun miras almas1 boyledir.
Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe (rh a.)' den rivayetine gore, bir kimse Ramazan [3179]
hilalini tek ba~1na gorse ve devlet ba~kan1 tan1kl1g1n1 reddetse, bu kimse otuz gun
oruc; tutsa ve $evval hilalini gormese, bayram yapamaz. Hata etme ihtimali
bulundugu ic;in devlet ba~kan1 ve halkla birlikte bayram yapar.
Nitekim Omer (r.a.)'den gelen bir habere gore o, hilali gordugunu iddia eden
bir kimseye, ka~1n1 su ile silmesini emretmi~ sonra da: "hilal nerede?" diye sormu~,
o kimse "Onu kaybettim." deyince, Omer (r.a ): "Ka~1ndan bir k1I kalkm1~, sen onu
hilal zannetmi~sin." demi~tir. Biz o gunun Ramazan'dan olduguna
hukmetmeksizin, bu ki~iye ba~ta ihtiyaten oruc; tutmas1n1 emrettik. Sonunda ihtiyat
ise bayram1 devlet ba~kan1 ve toplumla birlikte yapmakt1r.
Bir kimse oru~lu iken e~iyle cinsel ili~kide bulunup, erkegin cinsel Ramazan
orucu tutarken
organi si.innet yerine kadar e~inin organma girse; meni gelmese bile her cinsel ili~kiye
ikisine de kaza, kefaret ve gusi.il gerekir. girme

Gusul, erkegin fiili ile, meni torbasinin bag1 c;ozuldugu ic;in gerekir. Kefaret,
i~lenen sue; tam olacak bic;imde oruc; bozma gerc;ekle~tigi ic;in gerekir.

Bir rivayete gore de sue;, ~ehveti tatmin etmekle tamamlanir. Meni gelmeden
~ehvet tatmin edilmi~ olmaz.

155
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/31; Buhar1, Savm, 12; Muslim, S1yam, 7; Eba Davud, S1yam, 4; Tirmiz1,
Savm,8.
122._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Biz diyoruz ki; ~ehvet, mahallinde erkek organ1nin, kad1n1n organ1nin ic_;ine
girmesi ile tatmin edilir. Meninin gelmesi ise, buna tabl bir ~eydir. Oruca kar~1
i~lenen suc_;u tamamlamak ic_;in tabl hesaba kat1lmaz.

Eger yasak yerden (arkadan) ili~kiye girerse -ac_;1klam1~ oldugumuz nedenden


dolay1- her ikisine de gusul gerekir. EbO Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore
bunlara kefaret de gerektigi konusunda hie_; ~uphe yoktur.
Bu meselede EbO Hanlfe (rh a )'den iki goru~ nakledilmi~tir. Ondan Hasan b.
Ziyad, kad1na da erkege de kefaret gerekmedigi goru~unu rivayet etmi~tir. Bu
goru~. Ebo Hanlfe (rha.) nin kural1na uygundur. ~unku o bu fiili, ~uphelerle du~en
cezanin gerekliligi konusunda tam bir sue_; saymamaktad1r. Bu hukum kad1n
ac_;1sindan ac_;1kt1r. ~unku bu fiille onun ~ehveti tatmin edilmemi~tir. Ebo Yusuf
(rh a )'un Ebo Hanlfe (rh a)' den rivayetine gore ise her ikisine de kefaret gerekir. En
dogru rivayet budur. ~unku kefaretin nedeni tamd1r. Bu ise tam bir suc_;la orucu
bozmakt1r. EbO Hanlfe (rh a) bu fiille, fira~ (nesep) bozulmad1g1 ic_;in onda zina
anlam1nin eksik oldugunu iddia etmektedir. Kefaretin gerekliligi konusunda bu
eksiklik dikkate al1nmaz.
Ramazan Bir kimse oruc;;lu iken, hayvanla veya olu bir kadmla cinsel ili~kide
orucu tutarken
hayvan veya
bulunsa; biz Hanefilere gore bo~alma olsun veya olmasm ona kefaret
olii ki~iyle gerekmez.
cinsel ili~kiye
girmek $afil (rh a) ye gore ise kefarete neden; orucu ortadan kald1ran cinsel ili~ki
oldugu ic_;in kefaret gerekir. Bu da gerc_;ekle~mi~ bulunmaktad1r.
Fakat biz Hanefiler ~oyle deriz: Sue_; ancak, ~ehvetin ~ehvet yerinde tatmin
edilmesiyle tamamlanir. Oysa burada ili~ki yeri, akll dengesi yerinde olanlara gore
arzu edilecek bir yer degildir. Eger bu ili~ki sonucu bo~alma olmu~sa, ya ~ehvetin
fazlal1g1ndan ya da a~1ri seviyesizlikten dolay1d1r. Bu kimse ~ehevl arzusunu tatmin
etmek ic_;in elini kullanan kimse gibidir. Suc_;u, kefareti gerektirme konusunda tam
degildir. Bu da onun benzeridir.
Ramazan'da Unutarak yiyen ic;;en veya cinsel ili~kide bulunan ki~i bunun orucu
unutarak yiyip
ic;en oruc;lu,
bozdugunu zanneder ve daha sonra kasten yer ic;;erse kendisine sadece
ocuc; bozuldu kaza gerekir, kefaret gerekmez.
diye bile bile
yemeye devam ~unku o, ~upheye uygun bir konuda ~uphe ic_;ine du~mu~tOr. $oyle ki
etmesi unutarak yemek, orucun ruknunu (unsurunu) gerc_;ek anlamda ortadan kald1m.
Ruknu ortadan kalkinca da ibadet kalmaz. Bu yuzden onun bu ~uphesi yerindedir.
Dolay1s1yla kefaret du~me konusunda bir ~uphe saytl1r.
Muhammed (rh.a.) der ki: "Bu ki~iye, unutanin orucunun bozulmayacag1na
dair hadis ula~m1~ olursa o takdirde ona hem kaza hem de kefaret gerekir. ~unku
[3/80]
onun zanni, ResOlullah (s.a.v.)'in sozu ile ortadan kald1rilm1~t1r. 0 (s.a v.), unutarak
Oru~Kirab1~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~123
yiyen birisine ~_;...;. Js. p "Orucunu tamamla." 156 buyurmu~tur. Dolay1s1yla
ortada hi<;bir ~uphe kalmaz.
Hasan b. Ziyad'1n Ebu Hanlfe (rh.a )'den rivayetine gore bu ~ahsa unutarak
yiyenin orucunun bozulmayacag1na dair hadis, ula~m1~ olsa bile kendisine kefaret
gerekmez. (unku haber-i vahid 157 kesin bilgi ifade etmez. Ancak raviye olan
hi.lsnu zandan dolay1 haberin i<;erigine uymak gerekir. Dolay1s1yla onunla ~uphe
ortadan kalkmaz.
Buna gore; hacamat olan ki~i. bununla orucunun bozuldugunu zannedip Ramazan'da
kan ald1ran
sonra kasten yese, zann1 yerinde olmad1g1 i<;in hem kaza hem de kefaret gerekir.
oru~ bozuldu
$oyle ki orucun rukni.l vucudunun i<;ine bir ~eyin ula~mas1 ile yak olur. 0 da burada diye yiyip
i~mesi
ger<;ekle~memi~tir. Ancak genel mi.lfti.l orucunun bozuldugu yolunda fetva
vermi~se, kefaret gerekmez. (unku halk1n gorevi mufti.lnun fetvasina gore hareket
etmektir. Boylece yanll~ da olsa fetva onun hakk1nda ~i.lphe olur.
Eger, ha ca mat olan ki~i. f_;..;..Jij k"Wi ),.ii "Kan alanin da kan ald1ranin da
orucu bozulmu~tur. " 158 hadisini duymu~ ve bu hadisin zahirl an lamina dayanm1~sa,
Muhammed (rh a )'e gore, kendisine verilen fetvaya dayanarak yediginde oldugu
gibi ondan kefaret du~er. Ebu Yusuf (rh a )'tan gel en bir rivayete gore kefaret
du~mez. (unki.i halktan birisi, hadis duydugunda onun zahirine gore amel
edemez. (unku hadisin, gorunu~teki anlam1 kastedilmemi~ veya hukmu kald1nlm1~
olabilir.
Bir kimse b1y1gina yag surse veya g1ybet (dedikodu) etse, ve bundan dolay1 B1y1gm1
yaglayan veya
orucunun bozuldugunu zannedip daha sonra bile bile yese ona hem kaza hem de dedikodu yapan
kefaret gerekir. lster bir hadise, ister bir fetvaya dayansin sonu<; degi~mez. (unku oru~lu, oru~
bozuldu diye
bu zan ve fetva icma'a ayk1n ve ge<;ersizdir. yiyip i~mesi
Kafir, Ramazan ay1nin ortalannda Musluman olsa ayin kalan gi.lnlerinde oru<;
tutmas1 gerekir. Fakat ge<;en gunleri kaza etmesi gerekmez. Musluman oldugu
gun, zevalden once niyet edip kalan k1sm1nda bir ~ey yiyip i<;mese bile, gi.lni.in bu
taraf1nda ibadet ehliyeti olmad1g1 i<;in o gi.lni.ln orucu kendisi i<;in yeterli olmaz.
Fakat oru<;lulara benzemek i<;in, o gi.lni.ln kalan k1sm1nda bir ~ey yiyip i<;mez. Onun Ramazan'da
Miisliiman
bu gi.lni.l kaza etmesi gerekmez. olan kimse,
kalan giinleri
Alimler aras1nda hem bu gunun hem de ge<;mi~ gunlerin orucunu kaza i~in oru~
etmesi gerekir, diyenler de vard1r. Mi.lsluman olduktan sonra, namaz vaktinin bir tutmasr
k1sm1na yeti~me tamam1na yeti~me saylld1g1 gibi bunlar, Ramazan'in bir k1sm1na

156
Buhari, Savm 26; Muslim, S1yam, 171; lbn Mace, S1yam, 15; EbO DavOd, S1yam, 39;Tirmizi, Savm,
26.
157
Haber-i Vahid /J.>-1_,ll ~ : Mutevatir ve me~hur mertebesine ula~mayan her devirde bir veya iki
gibi s1n1rl1 say1daki ravinin yine kendileri gibi sm1rl1 say1da raviden rivayet ettikleri hadistir.
158
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1111465; Buhari, Savm 32; lbn Mace, S1yam, 18; EbO Davud, S1yam, 28;
Tirmizi, Savm, 60;
124 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yeti~en kimseyi de tamam1na yeti~mi~ sayarlar. Musluman olmay1 geciktirdigi ic:;in
burada kusur kendisinden kaynaklanm1~t1r. 0 durumda bu ki~i. kazay1 du~urme
konusunda mazur gbrulemez. Bu ~afil (rh a )'nin "Kafirler ~eriat ahkam1 ile
muhatapt1rlar." kural1na yak1n bir gbru~tl.ir.
Biz Hanefllerin delili; ~u rivayettir: Saklf heyeti Peygamber (s.a.v.) zamaninda
Medine'ye geldiklerinde, Ramazan'1n yans1nda Musluman oldular. Peygamber
(s.a v.) on Iara, Ramazan'1n kalan gunlerinde oruc:; tutmalanni emretti, gec:;en
gunlerin orucunu kaza etmelerini emretmedi. Peygamberin (s av )'in, gerekli
ac:;1klamay1 ihtiyac.; an1ndan sonraya b1rakmas1 caiz degildir. Aynca, kazanin
gerekmesi, yerine getirmeyi (eday1) emreden din! hitab1n varl1g1na dayan1r. Yerine
getirme (eda hitab1), ibadet ehliyeti olmadan olmaz. Kafir, ibadet sevab1 almaya
elveri~li olmad1g1 ic.;in yerine getirme hitab1 sabit olmaz. Oruc:;, yerine getirilme vakti
belli bir ibadettir. Bu da sadece Ramazan orucuna yetecek dar bir zamand1r. Bu
yuzden onun gec.;mi~ olan zamanda oruc.; tutmas1 du~unulemez. Namaz da, yerine
getirme (eda) vakitleri, belli bir ibadettir. Fakat namaz1n vakti, farz1 yerine
getirdikten sonra ba~ka namazlara imkan verecek geni~likte bir zaman (zarf)'d1r.
Bu bak1mdan o vaktin bir k1smina yeti~mek, yerine getirmenin farz olmas1 ic.;in
neden kabul edilmi~tir. Kaza da, yerine getirmenin farz olmas1na dayanir.

Hay1zh kadmm Adet gormekte olan kadm namaz kilmaz ve oru~ tutmaz.
namaz
k1lmamas1 ve
(unku Peygamber (s av) kad1n1n dlninin eksikligini ac.;1klarken;
oru~ tutmas1
J,.a; ':ij f~ 'j ti~~ )zj ~l~l :1~;:
"Onlardan her biri bmrunun yans1nda oturur, namaz da k1lmaz, oruc:; da
[3/81]
tutmaz. " 159 buyurmu~tur. ResQlullah (s av.) "bmrunun yans1" sbzu ile ad et
Hay1zh kadm gunlerini kasteder. Kad1n adetten temizlendigi zaman, daha once ac.;1klanan
ad et
giinlerindeki nedenden dolay1 tutamad1g1 oruc.;lan kaza eder, namaz1 ise kaza etmez.
orucunu kaza
etmesi
Kadm, adetli veya lohusa oldugu gl.inlerin orucunu kaza eder,
namaz1m kaza etmez.
bzur sahibi (mustehaza) kad1n, ozurlu gunlerin namazin1 kllmam1~sa onu da
kaza eder. 0 gunlerde namaz kllm1~ ve oruc:; tutmu~sa bu caizdir. (unku
Oziir kan1
gelen kadmm
ibadetlerle ilgili meselelerde bzur sahibi kad1nlar, temiz kadinlar hukmundedir.
durumu Peygamber (sa v.) mustehaza bir kad1na:

i_jLl ~ I ~ flJi fa 0u ' j....j ~y

159
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/373; Ebo Ya'la, Musned, Xl/462; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, V/400;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1/166.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 12s

"Kan, has1ra (~1p1r ~1p1r) damlasa bile abdest al ve namaz k1I. " 160 buyurmu~tur.
Yine 0 (sav);

"Mustehaza kadm her namaz vaktinde abdest alir. " 161 buyurmu~tur.
Muhammed (rh a), el-Asl (Mebsut)'da bu meseleyi oldukc;a uzatm1~, ozur sahibi
kad1n (mustehaza) konusunda bir c;ok mesele anm1~t1r. 0 meselelerden baz1lan;
kanin hay1z suresinin en az1ndan onceki zamanda veya hayz1n en c;ok suresini a~an
zamanda, nifasin en uzun suresini a~an veya nifas vaktinden onceki zamanda
gelmesi gibi meselelerdir. istihaza, bozuk bir kan tl.iru ile olur. Kanin bozukluguna,
zamanindan once gelmesiyle hukmedilir. Bu meseleyi tamamlay1c1 ac;1klama hay1z
konusunda gec;mi~ti.
Farz veya vacip orui;;lardan hii;;birinin ne Ramazan Bayram1, ne Kurban Oru~ tutm anin
haram oldu(lu
Bayram1 gi.inleri ne de te~rik gi.inlerinde tutulmas1 caiz degildir. <;i.inki.i bu zamanlar
gi.inlerde orui;; tutmak yasaklanm1~t1r.
EbO Rafi (r a) ~oyle demi~tir:

cfl f~' ~~ r,~\jl ~_µ, J ly~ '1 '1t ~ i-~1 J ~~Gt ~1 (~)~I Jy J ..;,)

Y~J '7'y:.j
"Peygamber (sa.v) Mina gunlerinde 162 bana, 'Haberiniz olsun! Bu gunlerde
oruc; tutmay1n1z. Bunlar yeme, ic;me, sevi~me ve cinsel ili~ki gunleridir. ' diye ilan
etmemi emretti. "
163
Bir rivayette de; }~j """:""' ).J J5i
f~i L~\ "Bunlar, yeme, ic;me ve
zikir gunleridir. " 164
~eklindedir Ukbe ·b. Amir el-'Cuhenl (r a )'den rivayet edildigine
gore. Peygamber (s av):

~).:JI i-l~ij _;.:ii r-Y.j ;_;y- r-Y.j ~~p l r-Y. i-j...o y ~


"Tevriye, 165 arafe, bayram ve te~nk 166 gunlerinde oruc; tutmay1 yasak etti." 167
buyurmu~tur. Terviye ve arafe gunleri oruc; tutma yasag1, vakfe (dua) ve zikir

160
Darim1, Taharet, 86; Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/204; lbn Mace, Taharet, 115; Nesa1, Taharet,
121; Darekutn1, SOnen, 1/211.
161
Muslim, Hayz, 63; lbn Mace, Taharet, 115; Ebo DavOd, Taharet, 69; Tirmiz1, Taharet, 95.
162
Kurban Bayram1'n1n dart gunu.
163
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1176, 11/513; EbO Davud, Savm 50; Tirm1zi, Savm 58; Taberan1, e/-
Mu'cemO'/-kebir, Xl/232; Zeyle1, Nasbu 'r-raye, 11/343.
164
Ahm ed b. Hanbel, M Osned, 11/513; Taberan1, el-Mu'cemO'/-evsat, Vlll/142; Darekutn1, SOnen, 11/187;
Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, 11/167.
165
Zu'l-hicce' nin sekizinci gunu.
166
Kurban Bayram1'n1n iki, uc; ve dorduncu gunleri.
126_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yapmaktan, oru~ tutma nedeniyle zay1f du~ecek olan hac1ya yoneliktir, diye
yorumlan1r.
Daha once and1g1m1z me~hur bir hadiste belirtildigi uzere Peygamber (s.a.v.)
alt1 gunde oru~ tutmay1 yasaklam1~t1r. Yasaklanm1~ bir oru~ ise fasit (bozuk) olur.
Halbuki ki~inin zimmetinde bor~ olan orucun eksiksiz, sahih bir ~ekilde yerine
getirilmesi gerekir. Bu bor~ fasit bir oru~la odenmez.
Mut'a orucu 168 da biz Hanefilere gore Kurban Bayram1 ve te~rik gunlerinde
tutulmaz.
$afil (rh a )'nin eski goru~une 169 gore, mut'a orucu te~rik gunlerinde tutulabilir.
Bu goru~; Ay~e. lbn Omer ve Muaz (r a )'dan, da nakledilmi~tir. Hanefllerin bu
konudaki goru~leri ise, Alive lbn Mes'Od (ra)'dan nakledilmi~tir.
Bir erkegin Ramazan orucu bozmaktan veya z1hardan ya da hataen
Kefaret
orucuna ara adam oldurmekten dolay1 iki ay pe~ pe~e kefaret orucu tutma borcu
vermek
bulunsa ve bu orucu hastahk nedeniyle bir gun ara vermi~ olarak tutsa,
ba~tan tekrar tutmas1 gerekir.

(:unku oruca ara verme nedeniyle kefaretin kesintisiz olma ozelligi


kalmam1~t1r.

Kefaret orucu Eger boyle bir kefaret orucu tutan, kad1n ise ve adet gordugu i~in bu sure
tutan kadmm
adet giirmesi i~inde oruca ara vermi~se yeniden ba~lamas1 gerekmez.
Ibrahim en-Nehal (rh a) mazeret olu~larin1 dikkate ald1g1 i~in yeniden ba~lama
konusunda her ikisini de e~it tutar.
ibn Ebl Leyla (rh a) ise, kesintisizlik ozelligi ger~ekle~medigi i~in yeniden
ba~lama konusunda her iki meseleyi de e~it tutar. Kad1n1n, hamile oldugunda veya
adetten kesildiginde adet gormeyecegi iki ayl1k bir sure bulabilecegini soyler.
[3/82] Biz Hanefllere gore hastal1k ile adet gorme arasinda iki a~1dan fark vard1r.
a) Kefaret yukumlusu erkekse, hasta olmad1g1 iki ayl1k bir sure bulabilir. Bu
yuzden ona yeniden ba~lamay1 emrettigimiz zaman bunda buyuk bir zorluk
olmaz. Kad1n ise, genelde hay1z gormeyecegi iki ay bulamaz. Belki o gebe olamaz
veya adetten kesilme ~ag1na kadar ya~ayamaz. Bu yuzden kefaret bor~lusu kad1na,
yeniden ba~lamay1 emretmekte a~1k bir zorluk vard1r.
b) Hastal1k oruca engel degildir. Bu yuzden hasta olan ki~i. kendisini zorlasa
ve oru~ tutsa bu caizdir. Bu yuzden pe~ pe~e oru~ tutmas1nin hastal1k yuzunden
kesilmesi, erkegin kendi fiili ile olmu~ sayil1r. Erkege du~en gorev, yerine getirmeyi

167
lbn Mace, S1yam, 36; Tirmiz1, Savm, 59; Nesa1, Hae, 195; lbn Huzeyme, Sahih, 111/292; Darekutn1,
Hakim, Mi.istedrek, 1/600.
Si.inen, 11/212;
168
Miit'a Orucu: Temettu' harn yap1p da kurban kesmekten aciz kalan ki~inin tutacag1 oru,.
169
$afii (rh.a)'nin h. 200 y1linda M1s1r'a go' etmeden onceki goru~leri.
Oru~ K i t a b • - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 127
du~undugu bir vakit i~inde ara vermeden orucu tutmakt1r. Bu ger~ekle~mezse
yeniden ba~lamas1 gerekir. Hay1z durumu ise, kad1n1n oru~ tutmas1na engeldir.
Dolay1s1yla orucun pe~ pe~e olmas1 kad1n1n fiili ile kesintiye ugram1~ say1lmaz.
Ancak adet gunlerinde tutamad1g1 oru~lan diger orucuna birle~tirmesi gerekir.
c;:unku bu kadar kesintisizligi saglamak onun gucu dahilindedir. Bu bak1mdan onu
yapmas1 gerekir.
lbn Rustem'in Muhammed (rh.a.)'den rivayetine gore, kad1n bir ay oru~ tutar
sonra hay1z nedeniyle oruca ara verir, daha sonra da menopoza girerse maksada
ula~madan once mazereti ortadan kalkt1g1 i~in kefaretine yeniden ba~lamas1
gerekir.
EbO Yusuf (rh a.)'tan rivayet edildigine gore, kad1n hay1z nedeniyle ara vermi~
olarak bir ay oru~ tuttuktan sonra hamile kalsa, oru~lanna kald1g1 yerden devam
eder. c;:unku hamile kalmakla, kadin adet goren bir kadin olmaktan ~1kmaz. Adet
gunlerinin kazas1n1 tutmakta oldugu oru~lara biti~tirmezse, gucu dahilinde olan
pe~ pe~e olma ko~ulunu terk ettigi i~in yeniden ba~lamas1 gerekir.

Bir kimse z1har kefareti ii;;in biri Ramazan ay1 olmak uzere iki ay oru~ Ramazan'da
farkh bir ama~la
tutarsa Ramazan'daki orui;;. z1har kefareti degil, Ramazan orucu olur. oruca niyetlenme

c;:unku z1har orucu yukumlunun zimmetinde bor~tur. Ramazan'da ozel bir


nedenle (z1harla) bor~ olan degil o vakitte me~ru olan oru~ tutulabilir. Onun
kefarete yeniden ba~lamas1 gerekir. c;:unku o, i~inde Ramazan bulunmayan iki ayl1k
bir sure bulabilir. Recep ay1n1 oru~la ge~irmeyi aday1p da o ayda z1har kefareti
tutma boyle degildir. Recep ay1n1n orucu, z1har kefareti olarak caizdir. $oyle ki
Recep ay1, oru~ tutulmas1 me~ru olan ve adaktan once, z1hardan dolay1 vacip olan
orucu tutmaya elveri~li bir ayd1r. Ki~i adakta bulunmakla, sadece kendisine vacip
olmayan bir ~eyi vacip klim1~t1r.Recep ay1n1n adanlian oru~tan ba~ka bir oruca
elveri~liligi devam eder. c;:unku onun bu elveri~liligi kald1rma yetkisi yoktur. Din
sahibi (Allahu Teala), Ramazan ay1n1 farz oru~ i~in belirleyince, bu ay1n ba~ka oruca
elveri~liligini ortadan kald1rm1~t1r. Bu yetki ancak $ari' (Allahu Teala)'e aittir.
Bundan dolay1, muklm olan, Ramazan'da z1har orucu tutamaz.
Ramazan'1n kazas1 ayn ayn tutulabilir. Bunu daha once a~1klam1~t1k. Bu Ramazan
konuda Ay~e (r.a.)'nin, kaza orucunun da kesintisiz tutulmas1n1n gerektigi bir orucu
kazasmm pe~i
goru~uvard1r. s1ra tutulmas1

lhramda iken av avlama cezas1 olarak tutulan oru~la mut'a orucu da boyledir.
c;:unku bu oru~lar Kur'an'da mutlak olarak ge~mektedir Allahu Teala ~oyle
buyurur:

" .ya hut bun Iara denk olacak derecede oru~ tutmak gerekir." (el-Maide 5/95)
128 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

~il.15 ~ _ri- ~ r~;~.; 11! ~;: 'oj ~I ,j \.~I ~')\j fl:?; ~ ' - ~~
"Kurban kesemeyen kimsenin hac gunlerinde u~. dondugunuz zaman da
yedi gun olmak uzere oru~ tutmas1 gerekir ki, tamam1 on gun eder." (el-Bakara
21196). Ubey b. Ka'b'1n ~I J ~B r,~l ~bu f~ "Hae gunlerinde pe~ pe~e u~
gun oru~" ~eklindeki k1raati ~azd1r, me~hur degildir. Boyle bir k1raatle, ayete ilave
yap1lamaz.
Bir kimse Ramazan orucunun kazasma diye oruca niyet ederek
sabahlasa, sonra kaza borcunun olmad1gm1 anlasa, onun ic;in en 1y1s1
ba~lad1g1 orucu nafile olarak tamamlamakt1r. Bu kimse orucu bozarsa
hic;bir ~ey gerekmez.
Zufer (rh.a.)'e gore ise boyle degildir. 0, "Bu ki~iye kaza gerekir. Onun, orucu
bozma hakk1 yoktur." der. Tahavl (rh.a.) de namaz bahsinde, EbO Hanlfe (rh.a.)'den
[31831 Zufer (rh.a )'in goru~une benzer bir goru~ nakletmi~tir. Oru~ tutarak kefaret
odemeye ba~layan ki~i, oru~lu iken zengin olsa onun i~in de en uygun olan, orucu
nafile olarak tamamlamas1d1r. Bozarsa, sadece Zufer (rh a.)'e gore kaza etmesi
gerekir. 0 diyor ki, "kaza borcu bulunmad1g1n1n ortaya ~1kmasindan ve zengin
olduktan sonra o kimse, ge~erli bir nafile tutuyor demektir. Orucu tamamlayacak
olsa, bu nafile olur. 0 durumda onun bu orucu bozmaktan sak1nmas1, bozmu~sa
da kaza etmesi gerekir. Bu t1pk1, onun oruca nafile niyetiyle ba~lamas1na veya hac
etme yukumlulugu olmad1g1 durumda var zannederek ihrama giren veya kendisine
vacip oldugunu zannederek fakire sadaka verip sonradan sadaka vermesi
gerekmedigini anlayan kimseye benzer ki bu kimsenin, verdigini geri alma hakk1
yoktur.
Bu konuda Biz hanefllerin delili ~udur: Bu kimsenin yapt1g1 ameli, farz1 yerine
getirmeye yonelikti. Arna kefaret orucu tutan kimseye, oruca ba~lad1g1 zaman hem
gorunu~ hem de i~ten batinen oru~ farzd1. Bu, hac borcu oldugunu zanneden
hakk1nda da boyledir. (unku onun hacla yukumlu olmas1 Allah'1n bilgisine gore
degil kendi bilgisine goredir. Ba~lamad1g1 farz, dinen kendisinden du~mu~tUr.
Geriye kalan nafile, din sahibi tarafindan yukumluluk getirmek i~in degil, o
kimsenin yararin1 gozetmek i~in kalm1~t1r. Bu yuzden, ki~inin bu orucu
tamamlamas1 daha uygundur. Tamamlamazsa da bir ~ey gerekmez. (unku ona
du~en gorev; ibadetini iptal etmekten sakinmakt1r. 0 da, orucunu bozmakla
ibadetini iptal etmi~ olmaz. $oyle ki onun yapt1g1 nafileyi degil, farz1 yerine
getirmek i~indi. Bu nafile, her hangi bir gunde yap1lmas1 me~ru olan nafileye
benzer. Ki~i bu nafileleri yaparsa iyi olur. Yapmad1ginda hi~bir ~ey gerekmez.
Sonra ba~laman1n, nafile ibadeti tamamlamay1 gerektirmesi, nezirden (adaktan)
daha kuvvetli degildir. Adamay1 vacip bir ibadete izafe etmek, gereklilik ifade
etmez. 0 durumda ibadete ba~lamak oncelikli olarak gerekliligi ifade etmez.
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 129
Hae ise boyle degildir. (unku hac borcu olmad1g1n1n anla~1lmas1 ile, yerine
getirdigi farz du~mu~tUr. Fakat ki?i bununla ihramdan c;1km1~ olmaz. lhram, baz1
fiiller yerine getirilerek c;1kilabilen, baglay1c1 (laz1m) bir akittir. Gormez misin ki hac
ic;in ihrama giren bir kimse harn kac;1msa, ancak umre yapmak suretiyle ihramdan
c;1kabilir. Ki~i, borcu oldugunu zannettigi bir hacda, hacdan al1konulup (ihsar),
hedy (kurban) ile ihramdan c;1ksa, bundaki hukumlerde Hanefl alimler
anla~amam1~lard1r. Baz1lari, ihramdan c;1k1?1 tamamlad1g1 ic;in kendisine hic;bir ?ey
gerekmez der. En dogrusu; asl1nda ihram baglay1c1 oldugu ic;in o ki?inin, harn kaza
etmesi gerektigidir. lhsarda (hacdan ahkonulmada) ihramdan c;1k1?, zorluk ve
me~akkati kald1rmak ic;indir. Bunun d1?1ndakilerde baglay1cil1k niteligi devam eder.
Sadaka ise boyle degildir. (unku o fakire ula?makla tamamlanm1?t1r. 0 durumda
bu, orucu tamamlad1ktan sonra oruc; borcu olmad1gin1 anlamaya benzer. Art1k bu
durumda onun orucu iptal etmesi mumkun olmaz.
Oruca ba~layan
Bir kadm nafile oruca niyetlenerek sabahlasa sonra orucu bozsa sonra kadmm adet
da adet gorse bize gore 0 gunu kaza etmesi gerekir. gormesi

Zufer (rh.a )'e gore ona kaza gerekmez. Cunku gunun sonunda gorulen adet,
oruca engel olma ac;1s1ndan, ba?inda gorulen adet gibidir. Boylece, bu kad1n
hakk1nda o gunun oruc; tutma vakti olmad1g1 ac;1ga c;1km1? olur. Vakti d1~1nda oruca
ba~lamak, gece oruca ba?lamak gibi baglay1c1 bir sonuc; dogurmaz.

Biz Hanefllerin delili ~udur: Kad1n1n geceden oruca ba~lamas1 ba~lama


s1ras1nda yerine getirme ko~ullari bulundugu ic;in caizdir. Sonra orucu bozma
nedeniyle kaza zimmetinde bore; olur. Bundan sonra adet gormesi, orucun
zimmetinde bore; olarak kalmas1na engel degildir. Adet gorme ancak oruc;lu [3/84]
olunan zamana rastlad1g1nda etkili olur. Burada ise hay1z oruc;lu olunan zamana
rastlamam1~t1r. Bu yuzden adetin gece veya gunduz gorulmesi e~ittir. Ayrica oruca
ba~lamak nezir gibidir. Bir kad1n o gun oruc; tutmay1 aday1p sonra orucunu bozsa
daha sonra da adet gorse; onun bu orucu kaza etmesi gerekir. Oruca ba~lar da
adet gorene kadar orucunu bozmazsa hukum yine boyledir.
lbn Semaa, Muhammed (rh a )'den, kad1n1n orucu kaza etmesi gerektigini
rivayet etmi~tir. Hakim e~-$ehld'in i~aret ettigine gore dogru olan da budur.
lbn Rustem'in Muhammed (rh a)'den rivayetine gore ise, kad1nin orucu kaza
etmesi gerekmez. (unku adet gorme, oruc;lu olunan zamana rastlam1~t1r. Oruca
ayk1ri11k (adet gorme) kendi fiili ile meydana gelmemi~tir. Dolay1s1yla adet gorme
kazay1 gerektiren bir sue; say1lmaz.
lbn Semaa'dan gelen diger rivayetin ac;1klamas1 ~udur: Kad1nin oruca
ba~lamas1 gec;erli olup bu ba~lama, oruc; tutmay1 adamak gibi olur. Eger, o gun
oruc; tutmay1 aday1p yine o gun adet gorecek olsa onun bu orucu kaza etmesi
gerekir. Orucu tamamlaman1n imkans1zl1g1, onun fiiline dayal1 degilse de bu durum
t30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
kazanin gerekliligine engel degildir. Nitekim teyemmum eden bir kimse nafile
namaz kilmaya ba~lar, sanra suyu gorurse, anun namaz1 kazas1 gerekir.
Z1har ketareti
orucu tutan,
Z1har kefaretini orm;;la odemekte olan ki~i gi.indi.izi.in kasten cinsel
giindiiz cinsel ili~kidebulunursa, kefarete yeniden ba~lamas1 gerekir.
ili~kide
bulunsa lli~kide bulundugu kad1n, ister z1har yapt1g1 han1m1 ister ba~ka bir han1m1
yeniden tutar alsun, pe~ pe~e alma ozelligi kendi fiili ile kesintiye ugrad1g1 ic;in sanuc; degi~mez.
Gunduz unutarak veya gece bilerek ili~kide bulunmu~sa baki11r; eger ili~kide
bulundugu kadin z1har yapt1g1 hanimindan ba~ka bir e~i ise, kefarete yeniden
ba~lamas1 gerekmez. c;:unku ili~kisinin aruca etkisi yaktur. Bu bak1mdan pe~ pe~e
alma niteligi kesintiye ugramaz. Arna, kendisine z1har yapt1g1 e~i ile ili~kide
bulunmu~sa EbO Hanlfe (rh a.) ve Muhammed (rh a.)'e gore kefarete yeniden
ba~lamas1 gerekir. EbO Yusuf (rh.a) ve ~afil (rh.a.)'ye gore yeniden ba~lamas1
gerekmez. c;:unku unutarak veya geceleyin cinsel ili~kide bulunmak arucun
bazulmasina etki etmez. Dalay1s1yla kesintisiz alma niteligini de artadan kald1rmaz.
Bu t1pk1 unutarak veya geceleyin yeme, ic;me veya z1har yapmad1g1 e~i ile ili~kide
bulunma gibidir. Ayrica kefarete yeniden ba~larsa her iki ay1n arucunu da ili~kiden
sanra tutmu~. kald1g1 yerden devam ederse iki aydan birisini temastan once,
birisini de sanra yerine getirmi~ alur. Bu iki ay aruc; tutma emrine daha yak1n bir
davran1~t1r .Bu durum, z1har yapan ki~inin atuz fakiri dayurduktan sanra z1har
yapt1g1 e~i ile cinsel ili~kide bulunmas1nin benzeridir ki, anun bu taktirde
dayurmaya yeniden ba~lamas1 gerekmez.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)' a gore: Z1har ya pan ki~iye ayet nedeniyle
gereken ~ey, iki ayllk surede cinsel ili~kide bulunmamakt1r. Onun da, buna gucu
yeter. Vacip, ancak bu ~ekilde yerine getirilir.
Bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Allahu Teala;

~L:.~ 01 ~ ~ ~8 0yµ f~,


"(Koleyi ozgur k!lmaya imkan) bulamayan kimse, hantmtyla temas etmeden
once, ard1 ardma iki ay oruc; tutsun." buyurmu~tur. (el-Mi.icadele, 58/4) lki ay orucun
cinsel ili~kiden once tutulmas1 emrinin zarunlu sanucu, bu sure ic;erisinde cinsel
ili~kide bulunmamakt1r. Delilin zarunlu sanucu alarak sabit alan ~ey, delille sabit
almu~ gibidir. Z1har yapana iki ~ey gerekiyardu. Bunlardan birini yapmaktan
acizdir. Bu iki ayl1k sureyi cinsel ili~kiden once tamamlamakt1r. Digerini yapmaya
gucu yeter. Bu da, iki ayl1k surede cinsel ili~kide bulunmamakt1r.
0 durumda gucunun yettigini yapar. Bu da, yeniden ba~lamakla alur. Z1har
yapmad1g1 e~i ile cinsel ili~kide bulunmas1 ise boyle degildir. c;:onku ona, bu e~i ile
ili~kiden once iki ay oruc; tutmak emredilmi~ degildir. Dalay1s1yla bu surede ili~kide
bulunmamak emredilmi~ almaz. Z1har yapt1g1 e~i ile ili~ki, geceleyin olmas1
nedeniyle aruca etki etmese de ayetle ka~ulan ka~ul gerc;ekle~mediginde bu, a
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 131
i l i ~ kini n z1har kefaretini iptal etmedigini gostermez. Nitekim o, kefaret orucu
s1ras1nda zengin olsa onun bu zenginligi oruca etki etmez. Fakat bu nunla kefareti
batil olur. Sonra, z1har yapt1g1 e~i ile cinsel ili~kide bulunman1n haraml1g1, gece ve
gunduz devam eder.
Bu gibi ~eylerde, ihraml1 iken cinsel ili~kide oldugu gibi, unutmak ile bilerek
yapmak birbirine e~ittir. Kefareti, yemek yedirerek odemek boyle degildir. ~unku
bunda yemek yedi rmenin cinse l i l i ~kiden one al 1nmas1nin gereklilig ini bildiren bir
deli/ yoktur. Kefaret s1ras1nda, cinsel ili~kide bulunmama emri, kefaretin ili~kiden
one a/1nmas1 emrinin bir geregidir.
Eger deni lirse ki; "Kefaret, yemek yedirme ~ekl i nde o/sa bi le onun, kefareti [31851
odemeden once z1har yapt1g1 e~i ile cinsel ili~kide bulunmas1n1n caiz olmamas1
icma ile sabittir. Aynca size gore hakk1nda delil bulunan bir meseleyi, hakk1nda
deli/ bulunan ba~ka bir meseleye k1yaslamak caiz degildir." Biz Hanefller bu itiraza
~oyle cevap veririz : Biz bu hukme k1yasla degil delille vanyoruz . Bu de/ii: Evs b.
Samit (r.a.)'in rivayet ettigi hadistir. 0, e~ine z1har yapm1~t1. Sonra uzerinde halhal
oldugu durumda mehtap/1 bir gecede onu gordu, E~i ho~una gitt i ve onunla
ili~kide bulundu. Pe~inden meseleyi Peygamber (sa .v )'e sordu . 0 da :
• '.?"! ~ - l:C ')' - ~I .•.: • 1
r--1" ..r- J - ~

"Allah'tan bag1~ dile ve kefareti odeyinceye kadar bir daha boyle yapma. " 170
buyurdu. Bu hadisten ac;1kc;a anla~il1yor ki, erkegin, ister yemek yedirerek, ister
oruc; tutarak olsun kefareti odemeden e~i ile cinsel ili~kide bulunmas1 caiz degildir.
Nafile oruca gi.ini.in yarismdan once niyetlenmek caizdir.
Malik (rh.a) bunun caiz olmad1g1ni soy/er. Gerekc;esi ~udur: Ki~i niyetsiz olarak
Nafile oruca,
sabahlad 1g1 zaman, gunun ba~ taraf1n1n oruc;suz oldugu kesindir . Ayn1 gunun ogleden once
oruc;lu ve oruc;suz olma niteliginin bolunme olasli1g1 yoktur. Dolay1s1yla o gun, niyet etmek

sabahleyin yedigi zamanki gibi olur.


Biz Hanefllerin de/iii, Peygamber (s a v )'in ~u hadisidir:

~I ~J ~IA~~~ tzb: ~jl


"Nafile oruc; tutmak isteyen ki~i, gune~ zeval vaktine gelmedigi surece
muhayyerdir. " 171 Ay~e (r a )'den rivayet edildigine gore Peygamber (s a.v.):

HLP Jl : Ju '1Ji0~ Y ~~ :}:i.I: j;. :Jt:;j ~~ ~ y_~ &l l~l

170
lbn Mace, Talak. 26; EbO DavOd. Talak, 17; Tirmizi, Talak, 19; Nesai, Talak 33, Hakim, Mustedrek,
11/222.
171
lbn Eba ~eybe, Musannef, 11/289; Taberan!, el-Mu'cemu'f-keblr, Vlll/244; Beyhaki, es-Sunenu'l-
kubra, IV/277.
132 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
"Sabahleyin e~lerinin yanina girer ve 'sizde yiyecek bir ~ey var m1?' diye
sorard1. 'yok' derlerse, ' 'Oyleyse ben oruc;luyum' derdi." 172
A~Ora hadisinde Peygamber (sa v ): p:1 J54 t1
.).Aj "$u ana kadar yememi~
173
olan oruc; tutsun " buyurmu~tur. Eger A~Ora orucu nafile idiyse, bu had is ac;1k
bir delil (nass) dir. Eger farz idiyse, gunduzun farza niyet etmenin caiz olu~u.
nafileye niyet etmenin de oncelikle caiz oldugunu gosterir.
Biz Hanefller, gunun ba~ taraf1nda niyeti terk etmekle, o gunun, oruc;suzluk
yonunun kesinle~tigini soylemiyoruz. Aksine kahvalt1 vakti devam ettigi surece
durum ask1dad1r. ~unku oruc;, vakti ir;inde ibadet kast1 ile kahvalt1y1 terk etmekten
ba~ka bir ~ey degildir. Kahvalt1n1n vakti de gune~in zeval (tam tepede oldugu)
vaktini gec;er. Zeval vaktinden once niyet ederse, vakti ic;inde ibadet kast1 ile
kahvalt1y1 terk etmi~ olur. Dolay1s1yla oruc;lu da olur.
Gun yariland1ktan sonra natile oruca niyet ederse, biz Hanefilere gore
oru~lu say1lmaz.
$afil (rh.a.)'ye gore, o gun bir ~ey yiyip ic;mez ve gune~ batmadan once niyet
ederse oruc;lu olur. ~unku nafile, miktan dinen belirlenmi~ bir ibadet degil, bilakis
ki~inin arzusuna b1rak1lm1~ bir ibadettir. Belki de o, ogleden sonra bu ibadeti arzu
edecektir. bgleden sonras1, ogleden oncesi gibi, orucu yerine getirme (eda)
vaktidir. Aynca $afil (rh a) orucu, nafile namaza benzetmi~tir Bilindigi gibi ayakta
durmaya guc; yetmesine ragmen, nafile namaz1 oturarak ve hayvana binmi~ olarak
kilmak caizdir. ~unku bu ibadet, ki~inin istegine b1rak1lm1~t1r.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Yukanda da belirttigimiz gibi oruc;, ibadet
maksad1yla vakti ic;erisinde kahvalt1y1 terk etmektir. Ak~am yemegi, oruc; tutan ile
tutmayan arasinda ortak bir yemektir. Kahvalt1 vakti, zevalden sonra degil,
oncedir. Buna gore ki~i zevalden once niyetlenmemi~se, kahvalt1y1 ibadet
maksad1yla terk etmi~ olmaz. Dolay1s1yla oruc;lu da olmaz.
Kaza Arna Ramazan'1n kazas1nda ve zimmette bore; olan her tl.irlu vacip oruc;ta;
orucunda
niyetin
ister zevalden once ister sonra niyet etsin, geceden niyetlenmedikc;e oruc;lu olmaz.
zamam ~unku zimmette bore; olan bir orucun yerine getirilmesi ic;in, ki~i kendisi
belirlemedikc;e belirlenmi~ herhangi bir gun yoktur. 0 durumda gunun ba~1nda
niyetten once yemeyi ic;meyi terk etmesi, bu ibadetle ilgili degildir. Dolay1s1yla
niyetin hukmu gunun ba~1na dayand1nlamaz.
Ramazan orucu ise vakti belirlenmemi~ oldugu ic;in boyle degildir. Dolay1s1yla
ki~inin orucu bozan ~eyleri terk etmesi, bu ibadetle ilgilidir. Bundan dolay1 niyetin
hukmu gunun ba~1na dayand1nl1r. Diger yandan, niyetin gunduzun c;ogunda
bulunmas1, zarOret ve ihtiyac; nedeniyle tamam1nda bulunmas1 gibi kabul edilmi~tir.

172
Buhar1, Savm, 21; Muslim, S1yam, 169; Ebo Davud, S1yam, 72; Tirmizl, Savm, 35; Nesa1, S1yam, 67.
173
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/232; Buhar1, Savm, 21; Muslim, S1yam, 135; Nesa1, S1yam, 66;
Oru~Kitab1 ____________________________ 133
Boyle kabul etme; vakti ge~meyen oru~lar i~in degil, vakti ge~en oru~lar i~in
ge~erlidir.
Ramazan orucu, vakti ge~en oru~lardan oldugu i~in onda zeval vaktine
kadar niyet caiz olur. Nafile oru~larin vakti ise ilke olarak ge~mez. Zimmette bor~ [3/86]
olan oru~lara gelince, bunlar1n da vakti ge~mez. Bu bak1mdan o tl.ir oru~lar
a~1s1ndan gunun ~ogunda bulunan niyet, gunun tamaminda bulunmu~ kabul
edilmez.
Bir kimse Ramazan'da veya Ramazan d1~mda, hastahk veya ba~ka Ramazan'da
nedenle, niyetsiz olarak gi.indi.izi.in sonuna kadar oruca aykm ~eyleri terk niyet
etmeden a~
etse, oruc,; tutmu~ olmaz. kalmak
Daha once Zufer (rh a )'in, yolcu olmayan sagl1kl1 bir ki~inin niyet etmeksizin
sadece orucu bozan ~eyleri terk etmekle orucu yerine getirebilecegi goru~unu
a~1lam1~t1k.
Ki~i yolcu veya hasta ise niyet etmedik~e, oru~lu olmayacag1
konusunda goru~ ayril1g1 yoktur. Zufer (rh a )'e gore ise geceden niyet etmedik~e
oru~lu olmaz. Zufer (rh a) ~oyle der: Hasta veya yolcu i~in bu vakitte orucu yerine
getirmek bor~ degildir. Dolay1s1yla bu gun oru~ i~in ancak niyetle belirlenir. Sagl1kll
durumda olup yolcu olmayan kimse boyle degildir. Biz Hanefllere gore niyetin
ko~ul ko~ulmas1, yapilan amelin ibadet olmas1 i~indir. c;:unku ihlas ve ibadet ancak
niyetle meydana gelir. Allahu Teala;

~ .:Ui
,J.. , ~~
~ _1.!.._~ ~11 J ~
. _, ~11 ' l LAJT-).
• JY.

"Halbuki onlara ancak, dini yalntz O'na has ktlarak... Allah'a kulluk
etmeleri.. ., emredilmi~tir." (el-Beyyine 98/5) Bu konuda yolcu olanla olmayan e~ittir.
Yolcu, yolcu olmayandan oru~ tutmama ruhsat1nin bulunmas1 bak1m1ndan ayril1r.
Buna gore, oru~ tutmama ruhsat1 olmayan kimsenin, gunun yaris1ndan onceki
niyeti yolcu olmayan kimsenin niyeti gibi ge~erli olur.
Oruc,; tutmamaya niyetli olarak sabahlayan ki~i, bu niyetinin orucunu
bozdugunu zannetse ve kendisine boyle fetva verilse, bu yi.izden gi.ini.in
yansmdan onceye kadar yese zihnine giren ~i.iphe nedeniyle ona kefaret
degil kaza gerekir.
Bu konu, iki bolumdur.
Birincisi: Bir kimse oruca niyetli olarak sabahlar, sonra oru~ tutmamaya niyet Oruca ba~lam1~
ederse; biz Hanefllere gore bununla orucu batll olmaz. kimsenin,
orucu iptale
$afil (rh.a.)'ye gore bu kimsenin orucu bat1I olur. <:;:unku oruca ba~lamak niyet etmesi
niyetten ba~ka bir fiil gerektirmez. Ayn1 ~ekilde oru~tan ~1kmak da niyetten ba~ka
bir fiili gerektirmez. Ayrica niyet, orucun yerine getirme (eda) ko~uludur. Ki~i,
niyetini z1dd1 ile degi~tirmi~tir. Ko~ulu bulunmaks1z1n da ibadet yerine getirilmez.
Biz Hanefllerin dellli; daha once naklettigimiz;

y.~~ ~i
134 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
"Oru~ vucuda giren ~eyden dolay1 bozulur." 174 hadisidir. Oru~ bozma niyeti
ile, vucudunun i~ine hi~bir ~ey ula~m1~ olmaz. Aynca niyet, gonulden ge~en bir
~eydir. Peygamber (s.a.v.):
' \<:-;.; J
I~ ·l 1 L!, I~ 1 l.4 L- - ~1 ._,; ..:Jl> ~ c..,?-"-·~- .JJ:- t;.;. ~I ~ •I
~ ~

"Allah konu~mad1klan veya yapmad1klan surece gonullerinden ge~en


~eylerden dolay1 ummetimi sorumlu tutmaz." 175 buyurmu~tur. Sadece niyetle diger
ibadetlerden ~1k1lmad1g1 gibi, oru~tan da ~1k1lmaz. Yerine getirme durumunun
tamaminda niyetin bulunmas1 ittifakla ko~ul degildir. Nitekim ki~i gunun bir k1sm1n1
bayg1n ge~irse, tuttugu oru~ ge~erlidir. Bu bolumde ki~iye orucunun caiz olmad1g1
yonunde fetva verilip o da orucunu bozsa, alimlerin ihtilaf1 nedeniyle ~uphe
bulundugu i~in kendisine kefaret gerekmez. (unku halktan birisinin muftUnun
fetvas1na gore hareket etmesi gerekir.
ikincisi: Bir kimse oruca niyetlenmemi~ olarak sabahlar sonra da yerse; Ebu
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ister ogleden (zevalden) once ister sonra yemi~ olsun kefaret
gerekmez.
Ebu Yusuf ile Muhammed (rh.a )'e gore, ogleden once yemi~se kefaret gerekir,
[3/87) ogleden sonra yemi~se gerekmez. (unku ogleden onceki imsakin hukmu, niyetle
bunun oruca donu~mesine bagl1d1r. Dolay1s1yla ogleden once yemesi durumunda,
oruca kar~1 su~ i~lemi~, onu yok etmi~ olur. Ogleden sonraki imsakin hukmu ise
niyetle oruca donu~meye bagl1 degildir. Dolay1s1yla o kimse bu vakitte yemesiyle,
oruca kar~1 bir su~ i~lemi~ olmaz.
Ebu Hanlfe (rh.a.) ~oyle der: Kefaret, oruca kar~1 i~lenen su~un tam olmas1n1
gerektirir. Bu da, oruca ve aya gosterilmesi gereken sayg1y1 birlikte ihlal etmekle
ger~ekle~ir. Halbuki bu meselede o, oruca gosterilmesi gerekli sayg1y1 ihlal
etmemi~tir. (unku o, niyet etmeden once oru~lu degildi. Boylece aya gosterilmesi
gerekli sayg1y1 ihlal, oruca gosterilmesi gerekli sayg1y1 ihlalden aynlm1~t1r. Bu da
kefareti gerektirmez. Nitekim Ramazan1 kaza ederken orucu bozmak suretiyle
oruca gosterilmesi gereken sayg1y1 ihlal de, aya gosterilmesi gereken sayg1y1
ihlalden aynlm1~t1r.
Zufer (rh.a )'in goru~une gore ki~i niyet etmese bile oru~lu sayild1g1 i~in ister
ogleden once ister ogleden sonra yesin kefaret gerekir.
Ramazan'da
ku~luktan
Bir kimse oruca niyetlenmeksizin sabahlar sonra ogleden once niyet
sonra niyet eder sonra da bir ~ey yerse, Ebu Yusuf (rh.a.)'tan gelen bir rivayet d1~mda,
eden in
orucunu Hanefl mi.ictehidlerin ~ogunluguna gore kefaret gerekmez.

174
Abdurrezzak, Musannef, 1/170; lbn Eba $eybe, Musannef, 11/308; Buhar1, Savm, 32; Taberan1, el-
Mu 'cemO '/-kebir, IX/2 51 ; Beyha k1, es-SOnenO '/-kObra, 1/116.
175
Buhar1, Talak, 10; Muslim, Iman, 202; lbn Mace, Talak, 14; Eba Davad, Talak, 15; Nesa1, Talak, 22.
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 135
EbO Yusuf (rh a )'a gore ona kefaret gerekir. Cunku onun oruca ba~lamas1
gec.;erli olmu~tur. Dolay1s1yla, orucu bozmakla, geceden niyetlenmesi durumunda
oldugu gibi suc.;u tamamlam1~ olur.
EbO Hanlfe (rh a) ile Muhammed (rh.a.)'in dellli ~udur: Peygamber (s.a.v.) in;

~I ~ f~I ~~ ~ i'.,~ f~ ']


"Geceden oruca niyetlenmeyen kimse ic.;in oruc.; yoktur." 176 hadisinin ac.;1k
anlam1, o ki~inin bu niyetle, oruc.;lu sayilmad1g1ni gosterir. Ac.;1k anlam1 ile amel terk
edilmi~ olsa da bu hadis, ~uphelerle du~en ~eyleri du~urme konusunda ~uphe
olarak kal1r. Bu, haraml1g1 bildigi durumda oglunun cariyesi ile cinsel ili~kiye giren
ki~iye zina cezas1n1n gerekmeyi~i gibidir. Cunku Peygamber (s av )'in: ~1.4 j ._:j
4,~ "Sen ve mal1n babana aittir." 177 ~eklindeki hadisinin ac.;1k anlam1 bu nu
gerektirir.
Bu hukum, EbO Hanlfe (rh.a )'nin kural1na gore ac.;1kt1r. $oyle ki ona gore, ki~i
oruca niyet etmeden yerse kefaret gerekmez. Yolculuk meselesinde oldugu gibi,
gunun ba~1nda var olan ~ey, gun sonunda ~upheye donu~ur. $Liphe ancak
Muhammed (rh.a )'in goru~une gore vard1r. Onun mazereti daha once ac.;1klad1g1m1z
~eylerdir.

Ramazan ay1 boyunca baygm olan birisi, ay gei,;tikten sonra ay1hrsa Ramazan'da
giinii baygm
Hasan-1 Basrl {rh.a.)'nin d1~mdaki tum alimlere gore, onun kaza etmesi ge~irenin
gerekir. durumu

Hasan-1 Basrl ~oyle der: Ramazan orucunu yerine getirmenin nedeni,


Ramazan ay1na yeti~mektir. ·Bayg1nl1k nedeniyle akl1 gittigi ic.;in onun hakk1nda bu
durum gerc.;ekle~memi~tir. Kazan1n gerekli olmas1, yerine getirmenin (edan1n)
gerekli olmas1na dayanir.
Biz Hanefllerin delili ~udur: $Liphesiz, bayg1nl1k bir hastailkt1r. Bu, oruc.;
gorevini du~urmek ic.;in degil, bayg1nl1k gec.;inceye kadar orucu ertelemek ic.;in bir
mazerettir. $oyle ki bayg1nl1k, zihinsel gucu zay1flat1r. Fakat akl1 tamamen yok
etmez. Gormez misin ki baygin ki~i mahcOr (k1s1tlanm1~) say1lmaz. Peygamber (s.a.v.)
de hastal1g1 esnas1nda bayg1nl1k gec.;irmi~tir. Oysa o, akl1 gideren ~eylerden
korunmu~tu. Allahu Teala bununla ilgili olarak;

~~~ -qj ~~
- ~.),, ~;;:~,, ~j l,;j §~~
,

"(ResOlum!) Sen ogut ver, Rabbinin lutfuyla sen ne bir kahinsin, ne de bir
deli." buyurmu~tur. (et-TUr 52/29)

176
Ebo DavOd, S1yam, 71; Tirmiz1, Savm, 33; Nesa1, S1yam, 68.
177
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; EbO DavOd, lcare, 79; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/480.
t36 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Ramazan ay1 boyunca ak1I hastas1 olan birisine Malik (rh.a J'in d1~1ndaki
Ramazanda
ak1I hastas1
alimlere gore kaza gerekmez. 0 ~byle der: Ak1I hastal1g1, akl1 bozan bir hastal1kt1r.
olanm durumu Dolay1s1yla orucu du~urmek ir;in degil, bayg1nl1kta oldugu gibi hastal1g1n
iyile~mesine kadar orucu ertelemek ir;in bir mazeret olur.

Biz Hanefllerin delili ~u hadistir:

J> ~01 /j '~ J> y~I yj' ~ J>- ~If Y~ Y rLl 1({)
\.; g:= . !
"Sorumluluk (ka/em) O<; kiC?iden kaldm!m1C?t1r; ergenlik <;agma ge!inceye kadar
178
<;ocuktan, ak/'i dengesine kaVUC?Uncaya kadar uyuyandan. " Kendisinden kalem
(sorumluluk) kald1nlm1~ olan ki~iye, orur; tutmay1 emreden bir hitap ybneltilmez.
Kaza da buna bagl1d1r. Sonra ak1I hastal1g1, onun aklin1 giderir. $u durumda ak1I
yoklugu ile birlikte aya yeti~me olay1 gerr;ekle~mez. Oysa Ramazan ay1na yeti~mek
orucun farz alma nedenidir. Bayg1nl1k ise boyle degildir. 0, ki~inin akl1n1 gidermez,
akl1n1 kullanmaktan aciz b1rak1r. Bu yuzden bayg1n hukmen ay1 idrak etmi~ kabul
[3/88]
edilir. Bayg1n, malda tasarruf imkani olmamakla birlikte mulkiyeti devam ettigi ir;in
zekat vermesi gereken yolcuya benzer. Mali tl.imuyle telef olan kimse ise bbyle
degildir.
Ramazan'da Ak1I hastas1 Ramazan ic;inde akli dengesine kavu~ursa, aym kalan
iyile~en ak1I
hastasmm
giinlerinde orucunu tutmas1 gerekir.
durumu K1yasa gore, ger;en gunlerin orucunu kaza etmesi gerekmez. Bu, $afiT ve
Zufer (rhaJ'in gbru~udur. (unku bu ki~inin hastal1g1 ayin tumunde devam etseydi
hi<; kaza etmeyecekti. Ay1n bir k1sm1nda hasta oldugunda, parr;ay1 butl.ine ve ay
ir;inde ergenlik r;ag1na giren r;ocuga k1yasla, hastal1k gunleri miktann1 kaza etmez.
$byle ki r;ocugun durumu ak1I hastas1n1n durumundan daha iyidir. (unku r;ocugun
baz1 durumlarda aklT dengesi eksik, baz1 durumlarda ise aklT dengesi yoktur. Ak1I
hastas1nin ise aklT dengesi yoktur ve adeten, davrani~lan dogru olmaktan uzakt1r.
Bu yuzden, kefaret olarak, kale bir r;ocugun bzgur kil1nmas1 caiz, ak1I hastas1 bir
kolenin bzgur kil1nmas1 ise caiz degildir. Ay1n bir k1sm1nda devam eden kur;ukluk
vasf1, o gunlerin orucunu kaza etmeye engel olduguna gore, akil hastal1g1
bncelikle engel olur. HanefT alimlerimiz;

"Sizden Ramazan ay1na yeti~enler o ayda orur; tutsunlar." (el-Bakara 2/185)


ayetine dayanarak istihsan yapm1~lard1r. Burada aya yeti~mekten maksat, ay1n bir
k1smina yeti~mektir. (unku neden, ay1n tamam1na yeti~mek olsayd1, orucun $evval
ayinda tutulmas1 gerekirdi. Bu nasstan (ayetten), ay1n bir k1sm1na yeti~menin

178
Buhar1, Talak, 10; lbn Mace, Talak15; Ebo Davud, HudOd 17; Tirmiz1, HudOd, 1; Nesa1, Talak 21
Oru~ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137
tamam1nda orucun farz olmas1na neden oldugu anla~1lmaktad1r. Ancak bunun
aksini gosteren bir delilin bulundugu yer ba~ka. Ayrica ak1I hastal1g1, -hitabin eseri
devam etmekle birlikte- ay1n bir k1sm1nda oruc; tutmaktan onu aciz b1rakan bir
durumdur. Buna gore bayilmada oldugu gibi, onun tutamad1g1 gunleri kaza etmesi
gerekir. Bu hukmun illeti ~oyle ac;1klanabilir: Bir kimse hacca gitse sonra akil
hastal1g1na tutulsa, yerine getirilen k1s1m onun ic;in farz olarak kal1r. Ayn1 ~ekilde
farz namaz1 kilsa sonra ak1I hastal1g1na tutulsa, yerine getirilen k1smin farz olarak
kalmas1, hitab1n etkisinin devam ettiginin gostergesidir. Arna ak1I hastal1g1n1n ay1n
tamam1n1 kapsamas1 durumunda biz kazay1, hitabin etkisi ortadan kalkt1g1 ic;in
degil, me~akkat ve zorlugu kald1rmak ic;in du~urduk. Zorluk ise adet gormenin
namaz konusunda kazay1 du~urdugu gibi, orucun kazasin1 da du~uren bir
mazerettir. Sozun ozu ~udur: Vacip olma zimmette bulunur. Bu da; kuc;ukluk, ak1I
hastal1g1 ve bayg1nl1k nedeniyle ortadan kalkmaz. $u kadar var ki, kuc;ukluk
donemi normal olarak uzun surer. Bu yuzden o, zorlugu uzakla~t1rmak ic;in, kazay1
du~urur. Bayg1nl1k normal olarak uzun surmez, dolay1s1yla kazay1 da du~urmez.
Ak1I hastal1g1 ise bazen uzun bazen de k1sa surer. Uzun surdugu zaman, normal
olarak uzun suren kuc;uklugun, k1sa surdugu zaman da normal olarak k1sa suren
bayg1nl1g1n hukmunu al1r. Sonra oruc; konusunda uzun suren akil hastal1g1 ile k1sa
suren aras1ndaki fark, bir ay1n butUnunu kapsamas1d1r. <;;unku ay, vade
hukmundedir. Kazaya kalan namazlarin tekrar s1n1rina ula~mas1 ic;in namazda
uzunun olc;usu bir gun ve geceden fazla olmas1d1r. Bu kurala gore biz deriz ki;
oruca geceden niyetlense sonra gunduz ak1I hastal1g1na tutulsa orucu, $afil
(rh a.)'nin goru~une ayk1r1 olarak farz oruc; yerine gec;er. <;;unku akil hastal1g1,
ibadete ve onun farz olma niteligine ayk1r1 degildir. Akil hastas1, ibadetin sevabina
ehil oldugu ic;in ibadet ehliyetine sahiptir. Orucun ruknu (unsuru) olan imsak,
niyetten sonra mevcuttur. Akil hastal1g1 imsake engel degildir.
Ramazan ayrnda akrl hastasr olan bir kimse, birka<;; yrl sonra yine
Ramazan ayrnda akll dengesine kavu~sa; ilk ve son ayrn oru<;;larrnr bu iki [3/89]
ayrn bir krsmrna yeti~tigi i<;;in kaza etmesi gerekir.
Onun, bunlar arasinda gec;en yillar ic;indeki aylarin oruc;larin1 kaza etmesi
gerekmez. <;;unku bu aylardan bir k1sm1na akll dengesi yerinde olarak yeti~mi~
degildir. Eger akil hastas1 olarak ergenlik c;agina girmi~ olmak suretiyle akil hastal1g1
asll olur da, sonra Ramazan ay1n1n bir k1sm1nda sagl1g1na kavu~ursa; Muhammed
(rh.a )'den gelen rivayete gore gec;en y1llarin orucunu kaza etmesi gerekmez. <;;unku
ona ilk hitap, -ergenlik c;ag1na giren c;ocukta oldugu gibi- sagl1k buldugu anda
yonelmi~tir.

Hi~am'1n rivayetine gore Ebu Yusuf (rh a) ~oyle demi~tir: "K1yasa gore, boyle
birine kazanin gerekmemesi laz1md1r. Arna ben istihsanla hukmediyorum ve gec;en
ay1n orucunun kaza etmesi gerektigini soyluyorum. <;;unku asll (dogu~tan) olan ak1I
,......

138 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
hastal1g1, hir;bir hukumde sonradan olan akll hastal1g1ndan farkl1 degildir." Bu
konuda EbO Hanlfe (rh a )'den bir goru~ nakledilmi~ degildir. Onun kurallann1n
k1yas1 geregi, hukmun nas1I olacag1 konusunda sonra gelen alimler goru~ aynl1g1na
du~mu~lerdir. Saglam olan goru~e gore, bu kimseye ger;en aylann ourucunu kaza
etmesi gerekmez.
Ramazan'da Hasta olan birisi Ramazan aymda orucunu bozsa yada tutamasa ve
hastahg1
iyile~meden olse kendisine bir ~ey gerekmez.
nedeniyle oru~
tutamayan, c;:unku onun ar;1sindan orucu yerine getirme vakti, ayet nedeniyle 'ba~ka
iyile~meden
olmesi gunler'dir. 0 gunlere de yeti~ememi~tir. Aynca hastal1k, zorlugu def etmek ir;in
orucun vaktinde yerine getirilmesini du~urucu bir mazeret olunca, kazas1n1
du~urme ar;1sindan mazeret olu~u daha onceliklidir. Eger iyile~ir, bir ay ya~ar, fakat
kaza etmeden olurse, o gunler ir;in vasiyette bulunmas1 gerekir. c;:unku 'ba~ka
gunleri' idrak etmi~, kaza etme imkan1 bulmu~tur. Dolay1s1yla o orucun kazas1
kendisine borr; olmu~tur.
EbO Malik el-E~cel (rh a) hadisinde belirtildigine gore; bir adam Peygamber
(sa.v.)'e Ramazan ayinda hasta olup da sonra blen ki~inin durumunu sordu.
Peygamber (s.a v ):

..:..Lo J> ~ ~j r_j..ajl Ju.r 0µ , ~ ~~ '.>U 1_;Jaj i &:w 0r ~ ..:..~ 0L5 01


~ u;,~~i;

"Eger orur; tutma gucu bulmadan o/Qrse bir ;ey gerekmez. Fakat orw:; tutma
gQcQ bulmasma ragmen kaza etmeden olurse, onun yerine kaza edilir (yani yemek
yedirilir). " 179 buyurdu. Velisinin (akraba) onun yerine orur; tutmas1 mumkun
degildir.
$Mil (rh.a.)'den rivayet edildigine gore; "Hadis dogruysa, mirasr;ilarin1n onun
yerine orur; tutmas1 gerekir." demi~tir $afillerden EbO Hamid, hadisin ger;erli
oldugunu soylemi~tir. Bu hadisten maksat; ~j ~ fW. fsoo ~-:L j ' 01.4 ,).4 "Kim
uzerinde orur; borcu oldugu durumda blurse, onun yerine velisi tutar." 180 hadisidir.
Hanefilerin bu konuda ki dellli; lbn Omer (r.a.)'den hem mevkOf (sahabenin
Namaz ve sozu) hem de merfO (Peygamber -s.a.v-in sozu) olarak rivayet edilen ~u hadistir:
oru~ta vekalet
..G-t ! , ~i \ '-~ 'i , ..G-i '-': p 1,J i~
I I ' ']
• ~ ~ .J .

"Kimse kimsenin yerine orw:; tutamaz, kimse kimsenin yerine namaz


k!lamaz. " 181 Aynca orur;, namaz gibi, hayatta iken vekalet yoluyla yerine

179
Abdurrezzak, Musannef, IV/237; EbO DavOd, S1yam, 41; Tirmiz1, Savm, 23; Beyhak1, es-Siinenii'/-
IV/254;
kiibra,
180
Buhar1, Savm 41; Muslim, S1yam 153; Ebo Davud, Savm 41; lbn Huzeyme, Sahih, 111/271.
181
Muvatta, S1yam 669; Abdurrezzak, Musannef, IX/61; Nesa1, es-Siinenii'/-kiibra, 11/175;
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 139
getirilemeyen bir ibadettir. Oldukten sonra da hukum boyledir. c;:unku ibadetin
anlam1, ki~inin bedenine guc;luk ve yorgunluk verici olmas1d1r. Bu ise vekalet
yoluyla yerine getirildigi zaman meydana gelmez. Ancak miras<;:1, olen i<;:in her
gunun orucunun yerine bir yoksula yemek yedirir. c;:unku art1k orucun mukellef
(yukumlu) tarafindan tutulmas1ndan umut kesilmi~tir. A~1n ya~l1 ki~i hakk1nda
oldugu gibi, onun hakk1nda da fidye oruc; yerine gec;er. $u kadar var ki, eger oru<;:
borcu olan ki?i, fidye verilmesini vas1yet etmi~se; bu b1rakt1g1 terekenin uc;te
birinden verilir. Hi<;: vas1yet etmemi~se biz Hanefllere gore mirasc;1lann fidye verme
sorumlulugu yoktur.
$afil (rh.a.)'ye gore, olen ki?i vas1yet etmi~ olsun, veya olmas1n mirasc;ilarin
terekenin tamam1ndan, olenin oru<;: borcunun fidyesini vermeleri gerekir.
Hanefllerle $afiller aras1ndaki bu goru~ aynl1g1, zekat borcunun odenmesi
konusundaki goru~ aynl1gin1n bir benzeridir.
Diger yandan Hanefllere gore yoksula yedirme, her gun ic;in bir yoksula yanm
sa' vermekle gerc;ekle~ir. $afil (rh.a.)'ye gore ise bunun miktari 1 mudd (1,6 kg.)
[3/90]
olur. Bu goru~ ayril1g1nin kaynag1, kefaretin yoksula yedirme yoluyla
odenmesindeki goru~ ayrll1g1d1r. Hanefllere gore buradaki oru<;: fidyesi , yoksulun
gunluk ihtiyac1n1 kar~llama ilkesine dayanllarak f1t1r sadakas1na k1yas edilmi~tir.
Namaz da ayni lllet kapsamina al1narak uzerinde namaz borcu olarak olen birisi
ad1na her bir namaz i<;:in yoksullara yanm sa' bugday verilir. Muhammed b.
Mukatil onceleri, oruca k1yasla her bir gunun namazlan ic;in yanm sa' bugday
verilecegini soylerdi. Daha sonra bu goru~unden dondu ve her farz namaz1n, bir
gunun orucu yerine oldugunu soyledi. Bu goru~ dogrudur. Sa'; Haccacl olc;egi ile
bir olc;u birimi olup Ha~iml olc;eginin dortte birine denktir. Bu da EbO Hanlfe (rh.a ),
Muhammed (rh.a.) ve EbO Yusuf (rh.a.)'un ilk goru~une gore sekiz nt1ld1r. Daha
sonra EbO Yusuf (rh a.) bu goru~unden don mu~ ve sa'1n 5. 1
/3 nt1I oldugunu
soylemi~tir.

Hanefi fakihlerinden baz1lan bu goru~lerin aras1n1 ~u ~ekilde bulmaya


c;al1?m1~lard1r: lrak ritl1 ile bir nt1I yirmi estar d1r. Sekiz nt1I da 160 estar eder.
1
Haccacl ntl1 da otuz estard1r. Bu durumda 5 /3 Haccacl ntl1 da 160 estar eder.
Buna gore gorO?ler aras1nda farkl1l1k kalmaz. Ancak bu ac;1klama pek kuvvetli
degildir. Muhammed (rh a), Kitabu'l-u~ri ve'l-harac da EbO Yusuf (rh a )'tan naklen,
1
sa'1n lrak ntl1 ile 5. /3 nt1I oldugunu soylemi?tir. Bu, $afil (rh a.)'nin de gorO?Odur.
EbO Yusuf (rh.a.) onceki gor0?0nden, Harun Re~id ile birlikte hac ettigi zaman
donmu~tUr. 0 Medine'ye vard1ginda halka Peygamber (s.a v.) 'in sa'in1 sordu.
Medinelilerden yetmi~ tane ya?l1 kimse geldi. Her biri elbisesinin alt1nda bir sa'
ta?1yor ve onun kendisine dedelerinden miras kald1g1n1 soyluyordu. Bu sa'lar1n
hepsi de 5. 1/ ntlld1.
3
140_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
HanefTlerin sa' konusunda dayand1klan delil, Enes (ra)'den rivayet edilen ~u
hadistir:
Jtl.

·1~~
J .,
i "~~ · · .\i_ .iJL: L;, ~
y.WJL; i.r:--:J~~-
L
·=- (i'i) ,~I j T"J
' · ~l5
"Peygamber (s av) bir mOdd (iki ntil) ile abdest al1r ve bir sa' (sekiz ntil 182 ) ile
guslederdi. " 183 Medine'lilerin dedelerinden kald1g1n1 soyledikleri ol<:ek sag lam
degildir.
Medine'nin fakihi olan Malik (rha); Abdul Melik b. Mervan'in Medine sa'1n1,
Peygamber (sa.v)'in sa'1 olmaya en uygun sa' kabul ettigini soylemi~tir . Bu konu
dikkatle incelenince, Omer (r a )'in ara~t1rmas1n1n kabul edilmeye daha uygun
oldugu gorulur. Buna gore Haccacl olc;egi, Omer'in sa'1 idi. Hatta Haccac, bununla
lrak'lilara kar~I ogOnur ve "Size Omer'in sa'1n1 c;1karmad1m m17" derdi.
ibrahim en-Nehai (rh.a.), Omer (r.a.)'in sa'mm Haccad oldugunu
soylemi~tir.

Diger yandan, Peygamber (s av )'in iki farkl1 sa'1 vard1. Bunlardan birisi
nafakalar ic;in, birisi de sadakalar ic;ind i. Peygamber (sa.v)'in sa'n1n 5. 1/ 3 nt1I
oldugu ~eklindeki rivayetler, nafakalar ic;in olan sa' hakk1ndad1r.
Ramazan'da hasta olan ki~i. Ramazan'dan sonra on gun iyi olsa sonra
olse, saghkh oldugu on gunun orucunu kaza etmesi gerekir.
c;:unku "diger gOnler" den o kadanna yeti~ebilmi~tir. Parc;a tOme k1yaslanir.
Tahavi (rh a); Ramazan'da hasta olan ki~inin EbQ Hanlfe ve EbQ Yusuf (rh .a )'un
[3/91]
goru~lerine gore Ramazan'dan sonra bir gun bile iyile~se Ramazan'1n tOmunO,
Muhammed (rh a )'in gorO~One gore ise iyile~tigi gunler kadanni kaza etmesi
gerektigini soyler. Bu, Tahavi'nin bir yan1lg1s1d1r . c;:unkO bu ~ekildeki goru~ aynl1g1
adak konusundad1r. Hasta olan birisinin, bir ay oruc; tutmay1 aday1p sonra bir gun
iyile~mesi ve orucu tutamamas1 durumunda yukandaki ihtilaf soz konusu olur.
Ramazan'in kazas1 konusunda ise Hanefi imamlan aras1nda gorO~ aynl1g1 yoktur.
EbQ Hanife (rh.a.) ve EbQ Yusuf (rh a )'a gore, adakla Ramazan orucu aras1ndaki
fark ~udur: Adak konusunda oruc; tutmay1 gerektiren neden, ki~inin oruc; tutmay1
adamas1d1r. Ancak hastanin iyile~inceye kadar orucu yerine getirmeyi yuklenme
hususunda gec;erli bir zimmeti yoktur. lyile~tigi zaman, sanki yeni bir adakta
bulunmu~ gibi olur. Sagl1kl1 olan birisi; "Allah ic;in bir ay oruc; tutmak adag1m
olsun." dese ve bir gun sonra olse, bir ayl1k orucun fidyesini vas1yet etmesi gerekir.
Ramazan orucu meselesinde ise, oruc; tutmay1 gerekli kilan neden, diger gOnlerden

182
R1tl I Jlojll S1v1 maddeler i~in kullarnlan 130 dirhemlik bir ol~ek. Sa'in sekizde biri. Yakla~1k olarak
0.408 litre.
183
Buhari, Vuda, 47; Muslim, Hayz 50; lbn Mace, Taharet, 1; Eba Davud, Taharet 44; Tirmizi, Taharet,
42; Nesai, Miyah 13.
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 141

sayil1 gunlere yeti~mektir. 0 durumda kendisine, ancak yeti~tigi kadar gunun


kazas1 laz1m olur. ButUn bu soylediklerimizde yolcu, aynen hasta gibidir.
Yolcu olan birisi geceden oruca niyet etse sonra memleketine dense Yolcu
ve kendisine, niyetlendigi orucun yeterli olmad1g1, ustelik kendisinin oruc,; Ramazan'da
oru~lu iken
tutmakla asl oldugu yolunda fetva verilse, o da bunun uzerine orucunu memleketine
bozsa kendisine kaza gerekir, kefaret gerekmez. diindiigiinde
orucunu bozsa
Yolcunun Ramazan'da Oruc,; Tutmas1 lie llgili Meseleler: kaza gerekir

a) F1k1h alimlerinin buyuk ~ogunluguna gore yolculuk durumunda iken oru~


tutmak caizdir. Ashab1n ~ogunlugunun goru~u de bu yondedir. Zahirllere gore ise,
Yolcunun
yolcunun oru~ tutmas1 caiz degildir. Bu goru~ ibn Omer ve EbQ Hureyre (r a) den oru~

de rivayet edilmi~tir. Bunlar r.~i &! ~~"J "Kim (Ramazan ay1nda) hasta veya
.}-l tutmas1

yolcu olursa (tutamad1g1 gunler say1s1nca) ba~ka gunlerde kaza etsin." (el-Bakara
21185) ayetini deli I alm1~lard1r. Bunlann anlay1~1na gore, yo Icu i~in "ba~ka gunler"
yolcu olmayan (muklm) i~in Ramazan ay1 gibi olur. Dolay1s1yla o vakitten once
yerine getirmeleri caiz olmaz. Peygamber (s.a.v.) bir hadisinde;
':...:- i1 ' L ~' il5 ~ ~ 1j · , •UJ\
~ i.1- ~ ~ i.1- t-!
"Yolculukta (seferde) oru~ tutan, memleketinde (hazarda) oru~ tutmayan
gibidir." 184 buyurmu~tur. Bir ba~ka hadiste de,
,~:JI
.J
j
'-!"' i'l:..a.ll
- - .r · i1 : -.\
rJ'! i..r::'

"Yolculukta oru~ tutmak iyilik (sevap) degildir." 185


buyurmu~tur.
Biz Hanefilerin dayand1g1 delil ise, yukanda zikredilen ayetin;

~·· ~:i; ~\ p ~ ~,
"Oyleyse sizden Ramazan ay1na yeti~enler o ayda oru~ tutsun." (el-Bakara 2/185)
bolumudur. Buradaki hitap, yolcu olan olmayan herkesi kapsar. Ayetin bundan
sonraki; ~ ~ j\ W.,_,.. 0l5 ~j "hasta veya yolcu olan ... " k1sm1 ise, bu
durumdaki kimseler i~in oru~ tutmama ruhsat1nin oldugunu bildirmek i~indir.
K1saca, bu ayet hasta veya yolcunun tutacag1 Ramazan oru~lannin caiz olmad1gin1
degil, onlann oru~ tutma zorunluluklannin bulunmad1g1n1 ifade etmektedir. Ay~e
(r.a.)'den rivayet edilen bir hadiste belirtildigine gore, Hamza b. Amr el-Esleml
Peygamber (s av )'e; "Ya ResQlellah ! Ben Ramazan'da yolculuk yap1yorum, oru~
tutabilir miyim?" diye sordu. Peygamber (sa v);
.~ ~; 01p
184
lbn EbO $eybe, Musannef, 11/279; lbn Mace, S1yam, 11; Nesal, S1yam, 53; Beyhakl, es-Si.ineni.i'/-
IV/244; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/333.
ki.ibra,
185
BuhM, Savm 35; Muslim, S1yam 92; lbn Mace, S1yam, 11; Ebo Davud, S1yam, 43; Nesa1, S1yam, 46.
-
142_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
"/stersen tut." cevab1n1 verdi. 186 Enes (r.a) de ~oyle demi~tir:
\;:.. '.:.~ -ii -.:......U
,_,,..., u--:' . - --
':J •L;,\I
~
\!...-
1
, .J ~
•UJ\ LJ
-
0~ )- ~j (~),.ii\
,
J, .J'""J
' - t:
-- ~,jJ~ L;.,

~I
"Btz Ramazan aymda Peygamber (s.a.v.) ile birlikte yolculuga <;1kt1k. Bizden
kimimiz orur;lu idi, kimimiz degildi ve bu yuzden kimse kimseyi kmamtyordu. " 187
Kar~1 goru~ sahiplerinin dayand1klar1 hadislerin, oruc;: tutmak kendisine ag1r
ge\ip de oleceginden korkulan ki~ilerle ilgili oldugu ~eklinde anla~llmas1 gerekir.
Nitekim rivayet edildigine gore, Peygamber (s.a.v) bayg1n durumdak1 bir adama
rastlad1. insanlar bu ki~inin ba~inda toplanm1~ golge yap1yorlard1. Adam1n
durumunun ne oldugunu sordu. Onun oruc;:lu oldugunu soylediler. Bunun uzerine
Peygamber (s a.v.);

"Yolculuk durumunda oruc;: tutmak iyilik (sevap) degildir." 188 buyurdu. Yani
bu durumdaki birisi ic;:in oruc;: tutmak sevapl1 bir amel degildir.
b) Ramazan'da yolculuga c;:1kmakta sak1nca yoktur. Zahirllere gore daha
Ramazan'da
yo lculuga onceden yo\a c;:1k1lm1~ ve Ramazan girmi~se yolculuga devam edilir, daha onceden
~1k ma c;:1kllmam1~sa Ramazan'da yolculuga c;:1kllmaz.

Ramazan'da yolculuga c;:1kmanin caiz olu~unun dellli, Ebu Hureyre (r.a.)'den


rivayet edilen;:

I~~ _;i J>- rla.t 0W...J ~ 8.;_ ~J ~ i.)l ~~I~ t_:)- (~)~I J~) 01
~ J>-5 J>- \~ j}. ~ p;,Wt ~l dl!ll L5:.!J
"Peygamber (s.a.v.) Ramazan'm ikinci gecesinde Medine'den Mekke'ye dogru
yolculuga r;1kt1. Yolculuk s1rasmda orur;lu idi. Kudeyd denilen yere vardtk!annda
insanlar kendisine (orur;lu iken yolculugun zorlugundan) ~ikayet ettiler. Bunun
uzerine Peygamber (s a.v) orucunu bozdu ve Mekke'ye girinceye kadar bir daha
oru<; tutmadt. ,,, 89 hadisidir. Ramazan'da yolculuga c;:1kmak istersen, Peygamber
(s.a.v.) de c;:1km1~t1r. Oruc;: tutarsan o da tutmu~tur. Oruc;: tutmak istemezsen
Peygamber (s av) de tutmam1~t1r. ButL.in bunlar insanlar ic;:in bir geni~liktir.

186
Buhari, Savm 33; Muslim, S1yam 104; Eba Davud, S1yam, 42; Tirmiz1, Savm, 19; Nesai, S1yam, 74;
187
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/50; Buhari, Savm, 36; Muslim, S1yam 96; Tirmizi, Savm 19; Nesai,
s1yam, 59;
188
Buhari, Savm 35; Muslim, S1yam 92; lbn Mace, S1yam, 11; Eba Davud, S1yam, 43; Nesai, S1yam, 46.
189
Buhari, Savm, 34; Muslim, S1yam, 15; Eba Davad, S1yam, 42; Tirmizi, Savm, 18; Nesai, S1yam, 54;
Oru£ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 143
c) Ramazan'da yola c;1kan ki~inin oruc; tutmama ruhsat1 vard1r. Ali ve lbn
Abbas (r.a) bu hukmun, yolculuk esnas1nda hilali gorenle ilgili oldugunu, Ramazan
ic;inde yola c;1kanin ise boyle bir hakk1nin bulunmad1g1n1 soylerler.
Yukanda zikretigimiz had is de bu konuda delildir. Peygamber (s av), insanlar
zorluktan ~ikayet ettikleri zaman orucunu bozmu~tur. Muklmken (memleketinde (3/92]
iken) hilali goren yolcu ki~inin, Ramazan orucunu mutlaka tutmas1 gerektigi ve
yola c;1kt1g1 gunun orucunu bozamayacag1 gibi, kendi ihtiyan ile c;1kt1g1 yolculugun
da oruc; tutma zorunlulugunu du~urmeyecegi soylenemez. c;:unku biz diyoruz ki;
Ramazan ayinin orucu her gun ic;in bag1ms1z bir ibadettir. Ki~inin oruc; tutmas1
gereken gun, namazlara k1yasla bir bolumunde muklm oldugu gundur.
Tamam1nda yolcu oldugu gun degildir.
d) Bize gore yolculuk s1ras1nda oruc; tutmak, tutmamaktan daha fazlletlidir
$afil (rh.a)'ye gore ise oruc; tutmamak daha fazlletlidir. Onun dellli daha
onceden i~aret ettigimiz hadislerdir. Bu hadisler yolculuk durumunda oruc;
tutman1n caiz olmad1g1n1 gostermektedir. Hadislerin ac;1k anlam1n1n tutulan orucun
caiz oldugunu gostermedigini soylesek bile, en az1ndan efdal olanin oruc;
tutmamak oldugu konusunda itibar edilmeleri gerekir. Aynca $afil (rh a.),
yolculuktaki orucu namaza k1yas etmi~tir. c;:unku yolculuk s1rasinda dort rekatl1
namazlan iki rekat k1lmak daha fazlletlidir. Oruc;ta da durum ayn1d1r. c;:unku
yolculuk her ikisinde de etkilidir. Peygamber (s a.v.); ~ ~I ).j jl.:..JI <.f 2j ..Iii ~1
i-j-Allj "Yolcudan namaz1n yans1 ve oruc; kald1nlm1~t1r." 190
buyurmu~tur.
Hanefllerin dayand1g1 deli I, Peygamber (s.a.v.)'in yolcu hakk1ndaki;
~ > , .; ., • • • ..
~ I .:.a\ , , · · t..;, .)\ · L~I\., , · , ::,.
u-- Ji' i µ .r-:' ; ~.r.

"Oruc; tutmamasma ruhsat verilmi~tir, ama oruc; tutarsa daha faz'iletlidir. " 191
hadisidir. Yine Resulullah (s.a.v ), az once gec;en hadiste goruldugu uzere oruc;lu
olarak yolculuga c;1km1~ ve insanlarin ~ikayet etmeleri uzerine orucunu bozmu~tur.
Bu gosteriyor ki, yolculukta iken oruc; tutmak daha fazlletlidir. Tutmamak ise
ruhsatt1r. Oruc; tutmak azlmettir (en degerli oland1r). Azlmet ile ruhsatin birlikte
bulundugu bir konuda azlmeti almak, ruhsat1 almaktan daha iyidir. c;:unku ruhsat,
ki~iden zorlugu kald1rmak ic;indir. Belki de onun hakk1nda oruc; tutmamaktaki
zorluk, tutmaktakinden daha fazlad1r. c;:unku ki~i. Ramazan'da tutmad1g1 orucu
tek ba~1na kaza edecektir. Oysa yolculukta halkla birlikte tutmak, insanlann yiyip
ic;tikleri gunde tek ba~ina kaza etmekten daha kolay gelebilir. Namaz ise boyle
degildir. c;:unku dort rekatli namazlann yans1, yolcudan tL.imuyle du~er. Onu bir
daha kaza etmesi gerekmez. Onun hakk1nda ogle namaz1, yolcu olmayanin sabah

190
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/347; lbn Mace, S1yam 12; Eba Davud, S1yam, 43; Tirmizi, Savm, 21;
Nesai, S1yam, 51.
191
Beyhaki, es-SOnenQ'/-kubra, IV/245;
144 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'1-Mebsiit
Zi'l- namaz1 gibi olur. Butlin bunlan anlad1ktan sonra deriz ki; yolculuk s1ras1nda oruca
hicce'nin niyetlenen ki~iye, memleketine dondugu zaman, ba~lad1g1 orucun caiz olmad1g1
ilk dokuz
giiniide yolunda fetva verilirse, bu fetva kefareti du~urme konusunda bir ~uphe meydana
kaza orucu getirir. Gunun ba~1nda yolcu olmas1 durumunda, gunun sonu ii;;in bir ~uphe var
tutma
demektir. $uphe olunca da kefaret du~er.
Ramazan'da tutulamayan oruc;lan, Zi'l-hicce'nin dokuz gi.ini.inde kaza
etmekte hic;bir sakmca yoktur.
Bu, ayn1 zamanda Omer (r a )'in goru~udur. Ali (r.a.), Peygamber (s av )'in
Ramazan orcunun, Zi'l-hicce'nin ilk dokuz gununde kaza edilmesini yasaklad1g1n1
bildiren rivayete dayanarak, bu gunlerde Ramazan'1n kazas1nin caiz olmad1g1n1
soylemi~tir. Biz, Omer (r a )'in goru~unu benimsiyoruz. <;:unku bu gunlerde orui;;
tutmak A~ura gunu ve $aban ayinda orui;; tutmanin te~vik edildigi gibi, te~vik
edilmi~tir, menduptur. Bu gunlerde Ramazan orucunu kaza etmek de caizdir.

Diger yandan Peygamber (s.a.v.):

~
-· - I i..? ~. _:,.:;.s-
, : , ~Ll; - ~ \.:..<JI
J .r., '1 ;.,~~
c..J"-"

"Ramazan 'dan sonra en faziletli orw;, Zi'/-hicce 'nin dokuz gununde tutu/an
orw;tur. " 192 buyurmu~tur. Bu gunlerde orui;; tutmay1 yasaklayan had is, soz konusu
gunlerde nafile orui;; tutmay1 al1~kanl1k edinenlerle ilgili olsa gerektir. Boyle bir
ki~inin, al1~kanl1g1n1 b1rakmamas1, borcu olan orucu bu gunlerde kaza etmemesini
gerektirir.
Bir i;;ocuk Ramazan gununde ergenlik i;;agina girse ve o gun orui;; tutmasa
[3/93] kendisine bir ~ey gerekmez.
Ebu Yusuf (rh a )'tan bir rivayete gore, eger ogleden once ergenlik i;;ag1na
Bir kimsenin girmi~se o gun orui;; tutmas1 gerekir. Tutmam1~sa kaza edecektir. <;:unku gunun
Ramazan'da
ba~1nda ibadete ehil olan ki~i hakkinda niyetin vakti zeval vaktine kadar devam
ergenlige
ermesi eder. Dolay1s1yla onun ogleden once ergin olmas1, geceden ergin olmas1 gibidir. 0
durumda oruca niyet etmesi gerekir.
Zahiru'r-rivayenin dellli ~udur: O i;;ocuga orui;; tutma hitab1 gunduzun ba~1nda
yoneltilmi~ti. Bir gunun orucu da bolunemez. Onun gunduzun ba~1ndaki imsaki
(yemeyip ii;;memesi), farz oruca bagl1 degildir. <;:unku o vakitte oruca ehil degildi.
Bu, Ramazan'da gunduzun Musluman olan kafirin durumuna benzer.
Bir i;;ocuk Ramazan'in d1~1ndaki bir gunde ergin olsa ve ayni gun nafile oruca
niyet etse, bu ittifakla caizdir. Ramazan d1~indaki bir gunde Musluman olan bir
kafirin, o gun ii;;in nafile oruca niyet etmesi durumunda bunun gei;;erli olup
olmayacag1 konusundaki rivayetler farkl1d1r. El-Camiu's-sagir'de ifade edildigine

192
Darim1, Savm 52; Buhar1, lydeyn 11; lbn Mace, S1yam 39; Ebo DavOd, S1yam 61, Tirmiz1, Savm 52.
Oru~ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 145
gore bu konuda bulOga eren c;;ocukla, Musluman olan kafir e~ittir. Bu, her ikisinin
de nafile niyetiyle tuttuklan oruc;;lann gec;;erli oldugunu gostermektedir.
Hanefl alimlerinin c;;oguna gore, ikisi aras1nda fark vard1r. Bunlar; kafir,
Musluman oldugu gun zevalden sonra nafile oruca niyet ederse bunun gec;;erli
olmad1g1n1 soylerler. Cunku o, gunun ba~1nda ibadete ehil degildi. Dolay1s1yla onun
imsaki (oruca aykin fiilleri terk etmesi), zevalden onceki niyetle ibadet olmaya bagl1
degildir.
Orm;;lu olan birisi, diliyle bir ~ey tadar da, bogazma bir ~ey gitmezse Bir ~eyi sadece
orucu bozulmaz. c;unku oruc;;, ka rn a bir ~eyin ula~mas1yla bozulur. Burada tatmanin oruca
etkisi
bu gerc;;ekle~mi~ degildir.
Ag1z vucudun d1~1 hukmundedir. Nitekim oruc;;lu agzina su al1r, ama bu
orucuna zarar vermez. Ancak ki~inin kendisini boyle bir duruma du~urmesi
mekruhtur. Cunku agzina koydugu ~eyin bogaz1na kac;;mayacag1ndan emin
olamaz: Dolay1s1yla korunun etrafinda otlam1~ olur. Peygamber (sav) Jy. C}_; ~
~ $ 0i ~~~I "Yasaklanm1~ bir korunun etraf1nda otlayan1n bu yasak koruya
girmesi uzak degildir. " 193 buyurmu~tur.
Oruc;;lunun bogazma sinek girse oruca zarar vermez.
Bogaza sinek
Bu, istihsana gore verilmi~ hukumdur. K1yasa gore bununla orucun bozulmas1 ka~mas1

gerekir. Bu konuda denilebilecek ~ey, bogaza girenin g1da verici olmad1g1 ve kendi
istegi ile girmedigidir. 0 zaman da bogaza giren topraga benzer. lstihsana gore
bogaza giren sinek oruca zarar vermez. Cunku bundan sak1nmak imkans1zd1r.
Cunku oruc;;lu olan ki~i mutlaka agz1n1 ac;;mak zorunda kalacak, insanlarla
konu~acakt1r. Kac;;1n1lmas1 imkans1z olan ~ey de bag1~lan1r. Aynca sinek,
kendisinden g1da al1nan ~eylerden degildir. Bununla imsak yok olmaz. Bu, bogaza
giren toz ve duman1n benzeridir.
EbO Yusuf (rh a); bu istihsana k1yasin da kat1labilecegini soyler. $oyle ki; Eger
sinek bogazda olsa ve uc;;sa oruca zarar vermez. Eger bogaza sinegin girmesi orucu
bozsayd1, bogazdaki sinegin karina varmas1 ile de -daha sonra c;;1ksa bile-oruc;;
bozulurdu.
Eger oruc;;lunun bogaz1na kar veya yagmur tanesi girse, orucunun bozulup Bogaza kar ve
yagmur
bozulmayacag1 hususunda me~ay1h1m1z ihtilaf etmi~lerdir. Gec;;erli olan; bununla
ka~mas1
orucun bozuldugudur. Cunku dam alt1nda durmak gibi yollarla, bogaza kar veya
yagmurun girmesinden sakinmak mumkundur. Aynca kar veya yagmur g1dalan1lan
~eylerdendir.

Oruc;;lunun di~leri arasmda bir ~ey olsa ve bu ~ey karnma gitse orucu Di~ler arasmda
bozulmaz. c;unku bundan sakmmaya guc;; yetmez. olanm bogaza
ka~mas1

193
Buhar1, Tman, 37; Muslim, Musakat, 107; Ebo Davud, BuyO, 3; Tirmiz1, BuyO, 12; Nesa1, BuyO, 2.
t46 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Sahur yemeginde sevlk (kavrulmu~ bugday unu) yiyen ki~inin di~leri arasinda
mutlaka bir ~eyler kal1r. Sabah oldugunda da bu, tL.ikrukle birlikte bogaza girer.
[3/94] Aynca, di~ler aras1nda kalan ~ey tUkruge tabldir. Tukrugu yutmak zarar vermedigi
gibi, ona tabl olan1 yutmak da zarar vermez. Bu hukum, di~ler aras1nda kalan ~eyin
orfen az olmas1 durumunda gec:;erlidir. Arna bu kadarc1k bir ~ey agz1n d1~1ndan
al1nirsa oruc:; bozulur. ~unku bundan sak1nmak insanin gucu dahilindedir.
Di~ler aras1ndaki ~ey, adeten di~ler aras1nda kalmayacak kadar buyukse, onun
yutulmas1 durumunda oruc:; bozulur. ~unku bu, insanlann ba~1na c:;ok s1k gelen
~eylerden degildir ve bundan sak1nmak mumkundur.

F1k1h alimleri, nohut tanesi kadar olana buyuk dediler. Di~ler aras1nda kalan
~ey nohuttan kuc:;ukse, kanna gitmesi ile oruc:; bozulmaz. Nohut buyuklugunde
olanini yuttugu zaman orucu bozulur. EbO Yusuf (rh.a.)'a gore kaza gerekir, kefaret
gerekmez. Zufer (rh.a )'e gore kefaret de gerekir. ~unku o, degi~en bir g1da
maddesidir. Bozulmu~ et gibidir. EbO Yusuf (rh a), bu nun g1dalan1lan bir ~ey
olmad1g1n1, insan tabiatin1n bundan ho~lanmad1gin1 ve bunun toprag1n bir benzeri
oldugunu soyler. Aynca ag1z bir ac:;1dan vucudun ic:;i, bir ac:;1dan da d1~1
hukmundedir. Kefaret de ~uphe ile du~er. Bu yuzden biz bundan kefareti
du~urduk.

Adanan orucu Bir ay oruc;; tutmay1 adayan ki~i bu orucu ayn ayn zamanlarda
pe~isira
tutabilir. Pe~i pe~ine tutmak zorunda degildir.
tutmanm
gerekliligi Adak nedeniyle orucun vacip olu~u. ki~inin Allah'a ahidde bulunmas1
nedeniyledir. Ahde vefa vaciptir. Allahu Teala;
£. •• - • ' -i ~
"tfJ.Ji>l&. I~! !'iii ~I 1_,t j jy

"Antla~ma yapt1g1niz zaman Allah'1n ahdini yerine getiriniz ... " buyurmu~tur.
(en-Nahl, 16/91)
: "i.;\ Lili ~
~ ~
: ~ IW:Jl ~ ~: C-:-1- ~: 'i ~:L.L)J : 8t;1; : .\ '11 jj,t&, : - • ': -}..
: IJ'r-') ,:r -- ~ i..r.' ,y ~J}"
L0 '· ., · ' - 1°\. ~ - <\;Ii.:.. '. ~
"\\'. y .r-- ~.) y y.) - ~ .r-;--: --
"Onlardan kimi de , eger Allah lutuf ve kereminden bize verirse mutlaka
Adak, kendi sadaka verecegiz ve elbette biz salihlerden olacag1z diye Allah' a and ic:;tiler. Fakat
cinsinden vacip
bulunan bir Allah lutfundan onlara verince, onda cimrilik edip, Allah'in emrinden yuz c:;evirerek
ibadetle olur sozlerinden donduler." (Tevbe 9175,76) ayetleri ile de, ahde vefa gostermeyenleri
k1nam1~t1r.

Kendi cinsinden farz veya vacip bir ibadet bulunan ~eyi adak (nezir}
yoluyla yi.iklenmek caizdir.
Hasta ziyareti gibi, dinen vacip cinsinden olmayan ~eylerin adak yoluyla
yuklenilmesi gec:;erli degildir. Ancak EbO Yusuf (rh.a )'un EbO Hanlfe (rh.a )'den
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 147
rivayetinde -ki bu ayn1 zamanda EbO Yusuf (rh a )'un kendi goru~udur- caizdir.
Sanki o bu rivayetinde, adan1lan ~eyi bir ibadet olarak degerlendirmi~tir. Adakla
gerekli olan ~ey, Allah'1n emretmesi ile farz (ya da vacip ) olan bir ~eyin dal1d1r.
Allah'1n bir zamanla kay1tlamadan farz (vacip) k1ld1g1 orucun yerine getirme vaktini
belirleme kula aittir. Ramazan orucunun kazas1nda oldugu gibi, pe~ipe~ine veya
ayn zamanlarda yerine getirme konusunda muhayyerdir. Kendi kendine vacip
klld1g1 oruc;ta da durum boyledir. (unku bir ay1n orucu, her gunu farkl1
ibadetlerdir. (unku oruc; gunleri aras1na, oruca elveri~li olmayan zamanlar (geceler)
girmektedir. Dolay1s1yla ac;1kc;a sbylemedikc;e veya niyet etmedikc;e, adak orucunun
pe~i pe~ine tutulmas1 ko~ul degildir. (unku niyet edilen ~ey, soylenilenin muhtemel
anlamlanndan olursa, sanki fiilen sbylenmi~ gibi kabul edilir.
Bir ay oruc,; tutmay1 adayan ki~i bu ay1, -mesela Recep diyerek- Kay1th adak
kayda gore
belirlese, o ayda tutmas1 gerekir. Tutmazsa kaza eder. yerine getirilir
O aydan bir gun oruc; tutmamas1 durumunda da, Allahu Teala'n1n belirli bir
vakitte tutulmas1n1 emrettigi Ramazan orucuna k1yasla o gunu kaza etmelidir.
Adag1 s1ras1nda orucu kesintisiz tutacagin1 sbyleyip soylememesi aras1nda fark
yoktur. (unku belirlenmi~ olan ~eyde, vasfa itibar edilmez. Belirli bir ay1n gunleri,
pe~i pe~ine degil yan yana (kom~u) d1rlar. Dolay1s1yla, oruc; tutacag1 ay1 belirlemesi
durumundakinin aksine, orucunu kesintisiz tutacag1n1 ac;1kc;a soylese veya niyet
etse bile bunda, kesintisiz olmas1 gerekmez. (unku belirlenmemi~ olanda,
kay1tlay1c1 vas1f gec;erlidir. Eger adakta bulunan ki~i, belirledigi ayda tutmazsa, bu
ay1n orucunu kaza etmesi gerekir ve kazay1 pe~i pe~ine yapmak zorunda degildir.
(unku Ramazan orucunda oldugu gibi kaza, yerine getirmeye (edaya) benzer.
"Allah ic,;in bir ay oruc,; tutmak adag1m olsun." diyen ki~i. bu sozu ile "Adag1m
yemin kasdetmi~se; ister aym tamammda oruc,; tutmasm, ister bir gununde olsun" soziiyle
yemin kast
kendisine yemin kefareti gerekir. etme durumu
(unku niyet ettigi ~ey, sozunun muhtemel anlamlan kapsam1ndad1r. (unku
yemin eden ki~i, -adakta bulunan gibi- Allah'a sbz vermi~tir. Yeminini bozmu~
olmanin ko~ulu da ayin tamam1n1 (bir gun bile eksik olsa) oruc;lu gec;irmemektir. [3/95)
Dolay1s1yla ister bir gununu oruc;suz gec;irsin ister tamam1n1, yemini bozulmu~ olur.
Meselenin bzu ~udur: "Allah ic;in bir ay oruc; tutmak adag1m olsun." diyen ki~i bu
sozunde hic;bir ~eye niyet etmemi~se, sozunun ac;1k anlamina ve adete bakarak
adakta bulunmu~ olur. Yemine niyet etmi~se, niyetinin geregi yemin etmi~ olur.
Ayn1 anda ikisine de niyet etmi~se EbO Hanlfe (rh a.) ve Muhammed (rh a )'e gore
sozu hem adak hem de yemin olur.
Im/a sahipleri (EbO Yusuf (rh.a.)'un f1khl goru~lerini yazanlar) EbO Yusuf
(rh.a )'tan yemin ve adag1n tek kelimede birle~meyecegini rivayet etmi~lerdir. Fakat
yemine niyet ederse bu bir yemindir. Bozmas1 durumunda kendisine ayin orucunu
l48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
kaza degil, yemin kefareti gerekir. Her ikisine birden niyet ederse, sozu yemin degil
adak olur.
EbO Yusuf (rh a )'un goru~unun dellli ~udur: Adagin hukmu, yeminin hukmune
ayk1nd1r. Dolay1s1yla ayni sozde ikisi birle~mez. Bir adam kar1s1na; "Sen bana
harams1n." dese, bu sozu ile e~ini bo~amaya (talaka) niyet ederse talak olur.
Yemine niyet ederse yemin olur. ikisine birden niyet etse bile, talak ve yemin
birle~mezler. Bu, EbO Yusuf (rh a )'un, baz1 yemin meselelerinde bir sozun ger~ek ve
mecaz anlam1n1n birlikte bulunabilecegi yonundeki goru~unun benzeri degildir.
c;:unku yeminlerde, mecaz anlam1n hukmu, ger~ek anlam1n hukmune zit degildir.
Dolay1s1yla bu, am bir soz gibi olur.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in goru~lerinin delilleri de ~udur: Adakta
bulunan bir kimsenin sozunde, iki kelime vard1r. Bunlardan birisi; yemin sozu olan
"Allah i~in I ;ii " kelimesidir. c;:unku bu, ";ii~" anlam1ndad1r. ibn Abbas (r a);
"Adem (a.s) cennete girdi. Lillahi ill (Allah'a yemin olsun ki) gune~ batmadan
oradan ~1kt1." demi~tir. c;:unku "lam I J" ve "ba I...,.., " harfleri birbirlerini izlerler.
Allahu Teala "O'na iman ettiniz." anlam1nda bazen "~ pT I amentUm lehO" der,
bazan da "~ pi I amentUm bihl" der. lkinci sozu de;
0 kimsenin soyledigi de "Adag1m olsun ( )~ ,_:);- I aleyye nezrun) "
kelimesidir. $u kadar var ki, bu sozu soylerken her hangi bir ~eyle kay1tlamam1~sa
normal ko~ullar goz onune alinarak adak anlam1 ustUn k1l1nir ve ona hamledilir.
ikisine birden niyet ederse, sozunun muhtemel anlamlanndan her birine niyet
etmi~ olur. Niyeti ile amel eder. Bu, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, tek sozde hakikat ve
mecaz birle~mez, hukmunun kapsam1na girmez. c;:unku ger~ek anlam, sozun
kendi konuldugu anlamda, mecaz anlam da konuldugu anlam d1~1nda ba~ka bir
anlamda kullan1lmas1d1r. Bu ise, iki kelimede degil tek kelimede ger~ekle~ir.
Adak Hangi y1I oldugunu belirleyerek bir y1I oruc;; tutmay1 adayan ki~i.
;~~~~~uunnlerde Ramazan ve Kurban Bayram1 gl.inleri ile te~rik gl.inlerinde oruc;; tutmaz.
tutul masi c;:unku bu gunlerde oru~ tutmak dinen yasakt1r. Kulun adak ile, bir ibadeti
kendisine vacip kilma yetkisi vard1r. Arna yasaklanm1~ bir ~eyi kald1rma yetkisi
yoktur. Bize gore, daha sonra bu gunlerin orucunu kaza etmesi gerekir.
Zufer ve $afil (rh.a.)'ye gore ise o gunlerin kazas1 gerekmez.
Bu meselenin asl1 ~udur: Bir kimse "Allah i~in yann oru~ tutmak adag1m
olsun." dese ve ertesi gun Kurban Bayram1 olsa veya "Kurban Bayram1 gunu oru~
tutmak adag1m olsun." dese her iki durumda da adag1 ge~erlidir. 0 gunun
orucunu ba~ka bir gunde tutmas1 emredilir. Arna bu gunde tutmas1 durumunda de
adag1n geregini yapm1~ olur.
Zufer ve $afil (rh.a.)'ye gore boyle bir adak ge~erli degildir. Bu, ayn1 zamanda
ibn Mubarek'in EbO Hanlfe (rh.a )'den de rivayetidir. Hasan b. Ziyad' in EbO Hanlfe
Oru~Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 149
(rh a )'den rivayetine gore ise; "Allah ic;in Kurban Bayram1 gunu oruc; tutmak
adag1m olsun." ~eklindeki bir adak gec;erli degildir. "Yarin oruc; tutmak adag1m
olsun." deyip de, ertesi gunun Kurban Bayram1 olmas1 durumundaki adak ise
gec;erlidir.
Zufer ve $afil (rh a.)'nin goru~lerinin dellli ~udur: Bu gunlerde oruc; tutmak
me~rO degildir. Kulun da, geceleyin oruc; tutmak gibi, me~rO olmayan bir ~eyi
koyma hakk1 yoktur. Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Din bu gunleri yeme ic;me gunleri
olarak belirlemi~tir. Peygamber (s.a.v.), Kurban Bayram1 ve te~rik gunleri i<;in;
. .,. . r. ~-J 1..;.:..;
P i-
·~i 1 ~~Li
'ii"' ~
[3/96]

"Bunlar yeme ic;me gunleridir." buyurmu~tur. Oyle olunca, bu vaktin iki


194

z1ttan birisi i<;in belirlenmesi, digerini ortadan kald1m. Bu gunlerin farz veya vacip
oruc;lardan birisini yerine getirmeye (edaya) uygun olmamas1nin dellli de ~udur:
Oru<;, bir ibadetin ad1d1r. Yasak edilmi~ olan bir ~ey ise gunaht1r. Dolay1s1yla o, oruc;
olamaz.
Hanefllerin dayand1g1 delil ~udur: Bu gunlerde oruc; tutmak asl1nda me~rOdur.
Peygamber (s av.) bu gunlerde oruc; tutmay1 yasaklam1~t1r. Yasagin geregi,
yasaklanan ~eyi yapmamakt1r. Aslen me~rO olmayan bir ~eyi yapmaktan kac;inmak
sbz konusu olamaz. Ayrica yasagin geregi, mukellef (yukumlu) ic;in, yasaklanan
~eyi yapmay1p sevap almak ile, yap1p ceza gbrme aras1nda sec;im yapma imkan1
bulacak ~ekilde, yasaklanandan uzak durmakt1r. Bu sonu<;, o gunlerde oruc; me~rO
olmad1g1 taktirde meydana gelmez. Yasak (nehy) hukmu kald1r1c1 degildir. Eger
oyle olsayd1, me~rO olan bir ~eyi kaldmrd1. Oysa biz biliyoruz ki, yasag1n geregi,
me~rO olan1 kald1rmak degildir. Diger gunlerde orucun kendisi i<;in me~rO oldugu
anlam, o gunlerde adet olanin aksine imsakin bulunmas1d1r. Bu gunlerde bu anlam
daha da ac;1kt1r. $arl (dlnin sahibi), bu gunlerin kendisini oruc; bozucu kllmam1~, o
gunlerde oruc; tutulmamas1n1 istemi~tir. Gece ise boyle degildir. Din, gecenin
kendisini, giri~i ile birlikte oruc; bozucu kabul etmi~tir. Nitekim Peygamber (s a.v ):

jS~ ~ JTjs-1Hu..i1)J1lli
195
"Yese de yemese de oruc;lu orucunu bozmu~ olur. " buyurmu~tur. Yasak,
kulun yapm1~ oldugunu bozuk duruma getirir. Bu yuzden, an1lan gunler farz
(vacip) oruc;lardan birisinin yerine getirilmesine uygun degildir. Arna bir ~eyin
bozuk olu~u, dinen onun asl1n1n kalmas1na engel olmaz. Mesela ihraml1 olan birisi,
ihram yasag1 bir ~ey yapsa ihram ortadan kalkar ama dinen hac veya umreye ait

194
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1176, 11/513; Ebo Davud, Savm 50; Tirmizi, Savm 58; Taberan1, e/-
Mu'cemu'/-kebir, Xl/232; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/343.
195
Bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/28; Buhar1, Savm, 33; Muslim, S1yam, 51; Ebo DavOd, S1yam, 19;
Tirmiz1, Savm, 12.
tSO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
fiillere devam etmesi gerekir. Bu gunlerde orucun me~rO oldugu sabit olduguna
gore, adak mahalline izafe edilerek (dayand1rliarak) gec;erli olmu~ olur. Bu
durumda adakta, yasaklanan bir ~ey yaplim1~ olmaz. Yasaklanan ~ey o gun oruc;
tutmakla i~lenmi~tir. i~te biz adakta bulunan ki~i gunah i~lemi~ olmas1n diye,
orucunu ba~ka gunlerde tutmas1n1 istiyoruz. Ancak bu gunlerde oruc; tutarsa da,
adag1n1n sorumlulugundan c;1kar. c;:unku onun yuklendigi, ancak bu kadard1r. Onu
da yapm1~t1r. Bunun bir benzeri ~u meseledir: Bir kimse kor olan bir kale ic;in, ~u
koleyi hurriyetine kavu~turmak adag1m olsun dese ve ozgur k1lsa, adag1n1 yerine
getirmi~ olur. c;:unku o ancak bu kadann1 yuklenmi~tir. Boyle bir koleyi ozgur
k1lmakla hic;bir vacip (kefaret) yerine getirilemezse de, bu koleyi bzgur k1lmakla
adagin1 yerine getirmi~ olur. Yine uzerinde durdugumuz meselenin ba~ka bir
benzeri de ~udur: Gune~ dogarken namaz k1lmay1 adayan bir kimse, bu namaz1
ba~ka bir zamanda klimas1 gerekir. Fakat bu vakitte kliarsa, adag1n1 yerine getirmi~
olur.
Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe (rh a )'den yapt1g1 rivayetin gerekc;esi de ~udur:
Ki~i adag1nda Kurban Bayram1n1 ac;1kc;a soylemi~se, yasak olan bir ~eyi yapmay1
soylemi~ olmaktad1r. Bu da gec;erli degildir. Arna adaginda, "yann" demi~se ve o
gun de Kurban Bayram1'na rastlam1~sa, adag1nda yasak bir ~eyi soylemi~ olmaz.
Dolay1s1yla adag1 gec;erli olur. Bu, adet gununde oruc; tutmay1 adayan kad1n1n
durumuna benzer ki, o kad1n1n adag1 gec;erli olmaz. Arna bir kad1n yann oruc;
[3/97] tutmay1 adasa fakat ertesi gun adet gunu olsa adag1 gec;erli olur. Bu tesbiti
yapt1ktan sonra deriz ki; bir kimse hangi yli oldugunu belirleyerek bir y1I oruc;
tutmay1 adasa, Ramazan ve Kurban Bayram1 gunleri ile te~nk gunleri oruc;
tutmazsa, be~ gun oruc; kaza eder. Belirlemeksizin bir yli oruc; tutmay1 adarsa, otuz
be~ gunun orucunu kaza etmesi gerekir. c;:unku Ramazan orucu, adak oruc; yerine
gec;mez. Eger adaginda; "kesintisiz bir y1I" derse, bu gunlerin kazas1n1 yerine
getirmeye (edaya) eklemesi gerekir. Muhammed b. Seleme (rh a) bu meselede,
yasak olan be~ gunde orucu terkedemeyecegini, c;unku bu kadar kesintisizligin
onun gucu dahilinde oldugunu soylemi~tir. Arna onun onceki goru~u daha
saglamd1r. Bu, ayn1 zamanda, EbO Yusuf (rh a )'tan da rivayet edilmi~tir. Ayn1
~ekilde bir y1I oruc; tutmay1 adayan kadin da, adet gunlerinin orucunu kaza eder.

Her Per~embe Gelecek olan her Per~embe gi.ini.i Allah ic;in oruc; tutmay1 adayan bir
oru~tutmay1
adamak
kimse, bir Per~embe gi.ini.i oruc; tutmasa o gi.ini.i kaza etmesi ve bu sozi.iyle
yemin kastetmi~se yemin kefareti odemesi gerekir.
Ba~ka bir Per~embe yine oruc; tutmasa bu sefer kefaret gerekmez. Sadece o
gunu kaza etmesi gerekir. c;:unku yemin bir tanedir. Bir defa yeminini bozunca
yeniden bir daha bozmu~ olmaz. Adag1n hukmu ile, her Per~embe oruc; tutmas1
gerekir. Oruc; tutmad1g1 her Per~embe ic;in kaza etmesi gerekir. c;:unku her
Oru~ Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 151
Per~embenin kazas1n1 yapmak adag1n tekrarlanmas1ni gerektirmez. lki kefaretin
gerekmesi boyle degildir.
Bir kimse bir ki~inin adm1 anarak, falanca geldigi gi.in ebediyyen oru~ Adakla ilgili
~e~itli
tutmay1 adasa ve o ki~i gece gelse bir ~ey gerekmez. meseleler
c;:unku burada "gun" kelimesi, gerc;ek anlamda gunduzun beyazl1g1 ic;in
kullanil1r. Falanca geldigi zaman da bu bulunmam1~t1r. Bir erkegin karisina
"Falanca geldigi gun sen bo~sun." dediginde oldugu gibi, "gun" Lin vakit
anlaminda oldugu soylenemez. c;:unku "gun" vakit anlam1ni da kapsar. Fakat iki
vakitten, gunduzun beyazl1g1na ozgu olan bir ~eye biti~ik olarak soylendigi zaman,
maksad1nin mutlak vakit olmad1g1 anla~1lm1~ olur. Talak (bo~ama) ise boyle
degildir. 0, iki vakitten birisine ozgu degildir. (Bo~ama her hangi bir vakitte de,
gunduzun de olabilir.) Eger adag1n, gelecegi gune baglanan ~ah1s, adayan ki~i
yemek yedikten sonra gelirse ondan sonra gelecek olan ilk gunde oruc; tutar.
Yemi~ oldugu gunun kazas1n1 yapmaz. Ebu Yusuf (rh.a )'tan gelen bir rivayete gore,
o gunu de kaza etmelidir. c;:unku neden adak olup, onda da vakit ko~uldur. Ko~ul
bulundugu zaman vucup, adag1na dayan1r. Sanki, "Allah ic;in yarin oruc; tutmak
adag1m olsun." deyip te, ertesi gun oruc; tutmamas1 gibi olur ki, o gunu kaza
etmesi gerekir.
Zahiru'r-rivaye'nin dayand1g1 delll ~udur: Bu kimse adag1, falancanin gelme
vaktine baglam1~t1r. Gelme gerc;ekle~tigi zaman, sanki adag1n1 yenilemi~ gibi olur.
Nitekim kurala gore; bir ko~ula baglanan ~ey, ko~ulun gerc;ekle~mesi an1nda
muneccez (ko~ula baglanmayan ~ey) gibi olur. Gunun ba~1nda bir ~ey yemi~ olan
ki~i, ic;inde bulundugu gunu anarak "Allah ic;in bu gunde (mesela Per~embe
gunleri) surekli oruc; tutmak adag1m olsun." diye adakta bulunsa, gelecek olan
tlim (Per~embe) gunlerinde oruc; tutmas1 gerekir. ic;inde bulundugu gunu kaza
etmesi gerekmez. Ayni ~ekilde bir kimsenin gelecegi gun oruc; adanmas1
durumunda, o kimse ogleden sonra gelse, o gunun kazas1 gerekmez, ama o
ki~inin geldigi gun hangi gunse, gelecek olan o gunlerde oruc; tutmas1 gerekir. Bu
konuda Ebu Yusuf (rh a )'un goru~unun ne oldugu tesbit edilememi~tir. Arna onun
~u gerekc;eye dayanarak, yukaridaki iki meseleyi farkli degerlendirmi~ olmas1
mumkundur: Zevalden (ogleden) sonraki vakit, hie; kimse ic;in oruc; yuklenme
(iltizam) vakti degildir. Ogleden once ise, -her ne kadar daha once yemi~ olan ki~i
ic;in orucu yuklenme vakti degilse de- o ana kadar yememi~ olan ic;in yuklenme
vaktidir. Ancak oyle gorunuyor ki, Ebu Yusuf (rh a) iki meseleyi e~it degerlendirmi~
olmal1d1r. Eger oruc; tutma geli~ine baglanan ki~i, ogleden once gelse ve adak
sahibi o ana kadar yememi~se o gun oruc; tutar. c;:unku o ki~i geldigi zaman niyet
vakti devam etmekte idi. Dolay1s1yla o anda kay1ts1z adakta bulunmu~ gibi olurdu.
152_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Ramazan Bayram1 gecesi oruca niyetlenen ki~i, sabah olduktan sonra orucunu
bozarsa EbO Hanlfe (rh a.)'nin goru~une gore o gunun kazas1 gerekmez. EbO Yusuf
ve Muhammed (rha)'e gore ise kaza etmesi gerekir.
C,:unku oruca ba~lamak, adakta oldugu gibi onu tutmay1 gerektirir. Nitekim
diger gunlerde de hukum boyledir. O gunde oruc;; tutman1n yasaklan1~1, oruca
ba~lamaya engel degildir. 0 durumda, namaz k1l1nmas1 mekruh olan vakitlerde
namaza ba~land1g1nda oldugu gibi kaza edilmesi gerekir. EbO Hanlfe (rh a )'nin
[3/98] dedigine gore, o gun oruca ba:?land1ktan sonra tamamlamak gerekmez. C,:unku
bunda gunah vard1r. Kazanin vacip olu:?U, ba~lan1lan orucu tamamlaman1n vacip
olu~una bagl1d1r. Ayrica, yasaklanm1:? olan bir ~ey yap1ld1g1 ic;;in, o ana kadar yerine
getirilmi~ olan miktar gec;;ersizdir. Dolay1s1yla onu korumak vacip degildir.
Ba~lanilan bir ibadetin tamamlanmas1nin ve kazas1nin gerekliligi, yerine getirileni
korumak ic;;indir. Ozerinde durdugumuz meseledeki adak boyle degildir. C,:unku
ki:?i, adag1 ile yasak edilen bir ~eyi i~lemi~tir.
Kerahet (namaz k1l1nmas1 caiz olmayan bir vakitte) vaktinde namaza
ba~lan1lmas1durumunda, bu namaz1n kazas1nin gerekli olup olmad1g1 konusunda
EbO Hanlfe (rh a.)'den iki goru~ nakledilmi~tir. Kazan1n gerekli oldugu goru:?unde
oldugunu kabul edersek; boyle bir namazla, Ramazan Bayram1 gunu oruca
ba~lama aras1nda iki ac;;1dan fark vard1r.

Birincisi: Ki~i, namaza ba~lamakla gunah i~lemi~ olmaz. C,:unku sadece tekbir
almakla namaz k1lm1:? olmaz. Nitekim namaz k1lmamaya yemin eden bir ki~i,
namaz ic;;in tekbir alsa bununla yemini bozulmu~ olmaz. Bunun ic;;in, onun namaza
ba~lamas1 gec;;erlidir. Oruc;; meselesinde ise, sadece niyetlenip ba~lamakla oruc;;
tutmu~ ve yasak olan bir ~eyi yapm1:? olur. Yemin meselesi buna delildir.

ikincisi: Kerahet vaktinde namaza ba~layan ki~i, gune~ doguncaya kadar


sabretmek suretiyle o namaz1 kerahetsiz yerine getirme imkan1na sahiptir. Onun
ic;;in, o namaz1 kaza etmesi gerekir. Ramazan Bayram1 gunu oruca ba~layan1n ise,
kerahet s1fat1 olmadan o orucu tamamlamas1 mumkun degildir. Onun ic;;in, kazas1
gerekmez.
"Adet (hay1z) gi.ini.imde Allah i<;in oru<; tutmak adag1m olsun." diyen
kadma bir ~ey gerekmez.
C,:unku hay1z, oruc;; tutmaya ayk1rid1r. Oruca ayk1ri bir ~ey ac;;1kc;;a soylenildigi
zaman, oruc;; yuklenilmi~ olmaz. Bu, "Yedigim gun oruc;; tutmak, Allah ic;;in adag1m
olsun." diyen kimsenin durumuna benzer. Kad1n adet olduktan sonra, "Allah ic;;in
bu gun oruc;; tutmak adag1m olsun." dese yine hukum ayn1d1r. C,:unku bu durumda
da, oruca ayk1ri olan ~ey gerc;;ekle~mi~tir. Dolay1s1yla onu ac;;1kc;;a soylemi~ gibi olur.
Arna "Allah ic;;in yarin oruc;; tutmak adag1m olsun." dese ve ertesi gun adet olsa
boyle degildir. C,:unku soyledigi sozde ac;;1kc;;a oruca ayk1ri olan bir ~ey yoktur. Bu
Oru~ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 153
dururnda orucu yuklenrnesi (iltizarn1) ge~erli olrnu~ arna sonra adet oldugu i~in
onu yerine getirrnesi irnkans1z hale gelrni~tir. Dolay1s1yla kaza etrnesi gerekir.
Oru~lunm
Oru~lunun bogazma toz veya duman girmesi orucuna zarar vermez.
bogazma toz
c;:unku bunlardan ka~inrnaga gu~ yetrnez. Oru~lu nefes al1p verrnek veya duman
ka~mas1
zorundad1r. Sorurnluluk yuklerne, ki~inin gucune goredir.
Oru~lunun vucuduna rn1zrak bat1nlsa ve rn1zrag1n ucu kann bo~luguna kadar Oru~lunun

ula~sa orucu bozulrnaz. c;:unku rn1zrag1n ucunun bat1ran1n elinde olu~u, hukrnen viicuduna
m1zrak batmas1
onun kanna ula~rnas1na engel kabul edilir. Arna rn1zragin ucundaki dernir i~inde
kalsa orucu bozulur. c;:unku bu dururnda, ger~ekten i~erisinde kaybolrnu~tur.
Karn1na ula~rn1~ say1l1r.
Bu, ip yutrnaya benzer. Yutulan ipin bir ucu ki~inin elinde duruyorsa orucu oru~lunun ip
bozulrnaz. Arna turnuyle rnideye girrni~se bozulur. yutmasi

lkrah (rnal1na, canina veya onernsedigi ki~ilerin rnal ya da can1na zarar verrne zor altmda
tehdidi) alt1nda yiyen veya i~en ki~iye Hanefllere gore kaza gerekir, kefaret yeme i~me
gerekrnez.
Tehdide rnaruz kalan ki~i, tehdit altinda kendisi yer i~erse $afil (rh.a.) ye gore
de hukurn boyledir. Arna zorla bogaz1na dokulurse orucu bozulrnaz. $afil (rh a) bu
konuda, ki~inin kendi fiilinin olup olrnad1g1na bakar.
Hanefiler ise oru~ bozucu ~eyin, oru~ hat1nnda iken karnina ula~1p
ula~rnad1g1na bakar. Bunun da kendi fiili ile veya ba~kasin1n fiili ile olrnas1 sonucu
degi~tirrnez.

Ayni ~ekilde, uyurnakta olan birisinin bogaz1na su dokulse bize gore orucu
Uyumakta
bozulur. Zufer (rh a) ve $afil (rh a) ye gore bozulrnaz. c;:unku uyuyan, unutandan olanm
daha ozurludur. <:;:unku onun, bogaz1na suyun gitrnesinde hi~bir katk1s1 yoktur. Biz bogazma su
diikiilmesi
~oyle diyoruz: Unutarak yiyen ki~inin orucunun bozulrnarnas1, nass (hadis)
nedeniyle k1yastan aynlarak verilen bir hukurndur. Uyurken bogaz1na su dokulrnesi [3/99]
ise bu anlarnda degildir. c;:unku unutrnada insanlann hi~bir katk1s1 yoktur. Eger
ozur, hak sahibinden kaynaklan1yorsa orucun bozulrnas1na engeldir. Peygarnber
(s.a v) ~u sozu ile buna i~aret etrni~tir: !lli.~ j ~l <Ui1 01 "Seni ancak Allah yedirdi,
196
i~irdi. " Uyuyanin bogaz1na bir ~ey dokulrnesi rneselesinde ozur, insanlara
dayand1nlan bir nedenden kaynaklanrn1~t1r. Bu da; oru~lu a~1s1ndan uyurna ve
digerleri a~1s1ndan dokrnedir. Bu da, oru~ bozucu ~ey karna ula~t1g1 i~in, orucun
bozulrnasina engel degildir.
Oru~lunun gunun ba~mda da sonunda da misvak kullanmas1 (di~lerini Oru~lunun
misvak
flr~alamas1) caizdir. 197 kullanmas1
veya di~
196
f1r~alamas1
Buhari, Savm 2; MUslim, S1yam, 171; lbn Mace, S1yam, 15; Ebo DavOd, S1yam, 39;Tirmiz1, Savm, 26.
Bu konuda misvak kullanmak, bazen f1rc;alamak ~eklinde c;evrilmi~tir. Ancak ~unun hat1rdan
197

c;1kartlimamas1 gerekir. F1rc;alamada macun kullanlimas1 durumunda, macun bogaza giderse orucu
154 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
$afil (rh.a.), Peygamber (s.a v )'in:

~I ~~ :r- J~ :U1 ~ ,~ :i~T ~LJJI ~ J )JJ


"Yemin ederim ki oru~lunun agz1n1n kokusu Allah katinda misk kokusundan
daha guzeldir." 198 hadisinden dolay1, gunun sonunda f1r~alanmasin1 mekruh
gbrmu~tlir. Di~leri misvaklamak, kokuyu giderir. $ehidin kanin1n giderilmesinin
mekruh oldugu gibi, ibadetin eseri olan bir ~eyin giderilmesi de mekruhtur.
Hanefllerin dayand1g1 delil;

i.l1y..;i1 ~Will ~~ ~
"Oru~lu i~in, di~lerinin aras1ndakini ~1karacak en hay1rli ~ey misvakt1r." 199
hadisidir. Yine Peygamber (s av) ba~ka bir hadiste de;
.. '.,JS-'..i:s..!.1\c•IV 0)1...;,J5-,..i:s. .. '·,iL·'!,-\j
, yJ - - • r:- ;J , - - -Y y . f+ Y'
-·t
~ ~ IJ""
1~ ~:10l'i·I
.r
"Eger Ommetime zorluk verecek olmasayd1m her namaz i~in abdesti ve her
abdest i~in de misvak kullanmalann1 emrederdim. " 200 buyurmu~tur. Aynca misvak
kullanmak, agz1 temizlemektir. Mazmaza (agza su almak) da oldugu gibi, oru~lu
i~in mekruh olmaz. Diger yandan misvak kullanmak ag1zdaki oru~tan kaynaklanan
kokuyu gidermez, aksine artim. 0, ag1zdaki pis kokuyu giderir. Ostelik Peygamber
(s.a.v.)'in bu sbzden maksad1, kokunun kendisi degil, oru~lunun derecesinin
yuksekligini bildirmektir. c;:onku Allahu Teala kendisine kokunun ula~masindan
berldir. $ehidin kan1, k1yamet gunu hasmina kar~1 tan1k olmas1 i~in Ozerinde
b1rakil1r. Oru~ ise, kul ile gizliyi ve daha gizliyi bilen Allah aras1ndad1r. Aynca bir de
taniga ihtiya~ yoktur.
Caiz alma bak1m1ndan kuru misvak (fir~a) ile taze misvak aras1nda fark
yoktur. lbn Abbas (r.a.)'1n; "Oru~lunun di~lerini ye~il misvakla misvaklamas1nda
sakinca yoktur" sbzu buna delildir. Misvag1n su ile 1slat1lmas1n1n da, EbO Yusuf
(rh.a )'tan gelen bir rivayetin d1~inda bir sak1ncas1 yoktur.
EbO Yusuf (rh.a ), oru~lunun sak1nmas1 mumkun oldugu i~in, su ile 1slat1lan
misvak1 kullanmas1n1 mekruh gbrmu~tlir. Ona gore bu, bir ~ey tatmak ve ihtiya~
yokken agza su almak gibidir. Bizim delllimiz, Ay~e (r.a )'nin;

bozar. bte yandan insan, macunun bogaz1na gitmeyeceginden emin olamayacag1 i<;in, oru<;lu iken
macunla f1r<;alamamas1 iyi olur.
di~lerini
198
Buhar\, Savm 2; Muslim, S1yam 161; lbn Mace, S1yam, 1; Ebo DavOd, HudOd, 24; Tirmiz1, Savm 55;
Nesa1, S1yam 41.
199
lbn Mace, S1yam, 17; Darekutn1, semen, 11/203; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/272; Zeyle1, Nasbu'r-
raye, 11/332.
200
Buhar1, Savm, 27, Cuma, 7; Muslim, Taharet, 42; EbO DavOd, Taharet, 25; Tirmiz1, Taharet, 18;
Nesai, Taharet, 7.
Oru~ Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1ss

"Peygamber (s.a.v.) oruc;lu iken di;!erini taze misvakla misvaklard1. " 201 sozudur.
Hamile veya emzikli bir kadm, oru~ tutmas1 durumunda kendisine Hamile ve
veya ~ocuguna bir zarar geleceginden korkarsa oru~ tutmayabilir veya emzikli
kadmlarm oru~
orucunu bozabilir. tutmas1
c;:unku Peygamber (s.a.v) ?Oyle buyurmu?tur:

"Allahu Teala, yolcudan namaz1n yansin1 ve orucu, gebe ve emzikli kad1ndan


da orucu kald1rm1?t1r. " 202 c;:unku ha mile bir kad1n1n oru<; tutmas1 durumunda,
c;ocugu veya kendisi ac;1sindan bir zarar gelebilir. Yolcuda veya hastada oldugu
gibi, zorluk oru<; tutmamak i<;in bir ozurdur.
Orucunu bozmu? olan veya oru<; tutmayan gebe veya emzikli kad1na, o orucu
kaza etmesi gerekir, kefaret gerekmez. c;:unku o, oru<; bozarken bir sue; i?lemi?
degildir. Bize gore bu kadina fidye de gerekmez.
~afil (rh.a.)'ye gore kad1n kendisine bir zarar geleceginden korktugu i<;in oru<;
tutmam1?sa fidye gerekmez. Arna c;ocuguna bir zarar gelecegi i<;in bozarsa fidye
vermesi gerekir. Onun mezhebi, ibn Omer (r a )'den rivayet edilmi?tir.
Bizim mezhebimiz de Ali ve lbn Abbas (r a )'dan rivayet edilmi?tir. Ancak ibn
Omer (ra )'den rivayet edilen; kad1na kazan1n degil, fidyenin gerekli oldugudur. Her
ikisinin birlikte gerekli oldugu, ashaptan hi<;birisinden me?hur bir ?ekilde rivayet
edilmemi?tir.
lbn Omer ?Oyle demi~tir: "Oru<; tutmama (ya da ba?lan1lan bir orucu bozma),
bi r hastal1ktan dolay1 degil, yaratil1?tan oru<; tutmaktan aciz birisi nedeniyle
meydana gelen bir yarard1r. Onun i<;in, c;ok ya?ll ki?iye oldugu gibi, fidyeyi
gerektirir. Ozerinde durdugumuz meselede oru<;, iki ki?inin yaran i<;in
tutulmamaktad1r. Kad1n1n kendisinin ve <;ocugunun yaran . Kendi yaranna bak1larak
kaza, <;ocugun yaranna bak1larak ise fidye gerekir.
Hanefilerin bu konudaki gerekc;esi ?Udur: Bu mazeretten dolay1 oru<;
bozuldugu zaman hasta ve yolcuda oldugu gibi kaza umudu vard1r. Birde aynca
fidye gerekmez. c;:unku fidye, orucun yerine me~n'.l ki11nm1~t1r. Asllla halef bir arada
bulunmaz. Ostelik fidyenin orucun yerine gec;mesi, akilla ac;1klanabilecek bir ?ey [3/100]
degildir. Fidye, oru<; tutmaya dayanamayan i<;in Nassla (ayetle) sabit olmu~tur.
Oru<; tutmaya dayanabilen i<;in farz k1linmas1 caiz degildir. <:;:ocuk i<;in gerekli

201
Abdurrezzak, Musannef, IV/202; lbn EbO $eybe, Musannef, 11/296.
202
Ahmed b. Hanbel, MDsned, IV/347; lbn Mace, S1yam, 12; EbO DavOd, S1yam, 43; Tirmiz1, Savm, 21;
Taberan1, el-Mu'cemD'/-kebir, 1/263; Beyhak1, es-SDnenD'/-kubra, IV/231.
156 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
oldugunu soylemek de mumkun degildir. (unku ona oruc:; farz degildir. Oruc:; farz
olmay1nca, orucun yerine gec:;en ~ey nasli gerekli olur? Aynca fidye, (onu gerekli
gorenlere gore) c:;ocugun mal1ndan verilmez. Eger, c:;ocuktan dolay1 gerekseydi,
nafakada oldugu gibi onun malindan verilmesi ve c:;ocuk say1s1na gore katlanmas1
Oruca gerekirdi.
dayanamayacak Orui; tutmaya dayanamayacak durumdaki ya~h ise, orui; tutmaz ve
ya~h ki~inin fidye
vermesi her gun ii;in yanm sa' bugday kar~1hgm1 yoksullara yedirir (verir) .
Malik (rh a )'e gore ya~l1 ki~iye fidye gerekmez. (unku ona, aciz olmas1
dolay1s1yla orucun asl1 farz degildir. byle olunca, orucun halefi (fidye) hie;
gerekmez. (unku halef, asl1n yerine gec:;mesi ic:;in me~rO k1l1nm1~t1r.
Biz Hanefilerin gerekc:;esi ~udur: Ya~l1 ki~iye oruc:;, Ramazan ay1na ula~mas1
nedeniyle farz olmu~tur. Nitekim zorluga katlanir da oruc:; tutarsa farz1 yerine
getirmi~ olur. Ona oruc; tutmamas1, zorluk nedeniyle mubah kli1nm1~t1r. Ya~lin1n
ozru, gec:;ecek cinsten degildir ki kaza etmesi istensin. 0 durumda , oruc:; borcu
oldugu durumda olen ki~i ic:;in oldugu gibi, zorunlu olarak fidye vermesi gerekir.
Bunu ~u ~ekilde ac;abiliriz. Orucunu kasten bozan bir koleye kefaretin, mala itibarla
degil onun yerine gec:;ecek olan oruca itibarla gerekli oldugu gibi, ya~l1 ic:;in de oruc:;,
orucun kendisine itibarla degil, onun yerine gec:;en fidyeye itibarla farzd1r. Bu
konuda delil ~u ayeti kerimedir:
,i,,. <"-'lJ.~ld_;~L~:_D\
"( ~ ('
I~-~
- - ~ ,J.._ ....r-J'7
' '

"Oruca dayanamayanlann bir yoksul doyuracak kadar fidye vermeleri


203
gerekir ... " (el-Bakara 2/184)
Oru~lunun
~amur, kire~, Orui;lu olan birisi bile bile i;amur, kirei; veya i;ak1I yutsa orucunu kaza
~ak1I yutmas1
etmesi gerekir, kefaret gerekmez.
Bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. Burada soz konusu olan c:;amurdan
maksat, normal topraktan olan c;amurdur. Arna kil yerse lbn Rustem'in
Muhammed (rh a )'den rivayetine gore; hem kaza hem de kefaret gerekir. (unku
kil niteligindeki c:;amur tedavi ic:;in yenilir. Onunla, agac:;lardaki kurtlara kar~1
kullanilan katrankopugu e~ittir.
lbn Rustem ~oyle diyor: Muhammed (rh a )'e; " Oruc;lu birisi pi~irilen ve yenilen
bu c:;amurdan yerse ne olur?" diye sordum. Bunun ne oldugunu bilmedigi cevabin1
verdi. Dogru olan, bu c;amuru yemekten dolay1 kefaretin gerekmesidir. (unku o,
zevk ic;in ve tedavi maksad1 ile yenilir. Nemlendirilmi~ olani fayda verir

203
Muellif burada, an1lan ayetteki "yut1ykOnehO" nun, lbn Abbas'tan "la yut1ykOnehO"
(dayanamayanlar) ~eklinde rivayet edildigini, bazilarina gore de fiilin ba~inda bir "la" nin gizli olup,
yine " Dayanamayanlar" anlam1nda oldugunu soyler ve Nisa 4/176, Nahl, 16/15 ayetlerinin de boyle
olduklarini ekler.
Oru~ Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 157
Orw;;lunun sak1z c;ignemesi orucu bozmaz ama mekruhtur. c;unku
Oru~lu iken
sak1z c;ignemek mideyi ho!? tutar, zamam olmad1g1 durumda yemek arzusu sak1z
~ignemenin
uyandinr.
durumu
Sak1z c;ignernek, faydas1z bir ~eyle ugra~rnakt1r. Sak1z c;igneyeni uzaktan gbren
ki~i onun bir ~ey yedigini zanneder. itharn alt1nda b1rak1r. Ayrica oruc;lu ki~i,
bogaz1na sak1zdan bir ~ey gitrnernesi konusunda guvende olarnaz. Dolay1s1yla
orucunu bozulrna tehlikesi ile kar~1 kar~1ya b1rakrn1~ olur, arna oruc; bozulrnaz.
c;:unku sak1zin kendisi bogaza ula~rnaz, tad1 ula~1r . Bu hukum sak1z1n daha
bnceden c;ignenrni~, yurnu~atilrnt~ olrnas1 dururnundad1r. Arna yurnu~at1lrn1~ olrnaz
da oruc; tutan ki~i onu yurnu~ayincaya kadar c;ignerse orucu bozulur. Cunku o
zarnan sak1z1n parc;alari dagll1r ve tUkurukle birlikte bogaz1na gider. 204
Ba~ka c;are bulamazsa, kadmm c;ocugu ic;in yemegi c;ignemesinde
sakmca yoktur.
c;:unku hal, zaruret halidir. lhtiyac; dururnunda c;ocugu ic;in kad1n1n orucunu
bozmas1 caiz olduguna gore, onun ic;in yernegi c;ignernesi bncelikle caiz olur. Arna
ba~ka c;aresi varsa c;ignernesi rnekruhtur. Cunku c;ignedigi yemekten bogazina bir [3/101]
~eyler gitmemesinden guvende olamaz. Dolay1s1yla orucunu bozulma tehlikesi ile
kar~t kar~1ya getirrni~ olur. Bu da ihtiyac; yoksa mekruhtur. Peygamber (s.a.v ):

w _:_ ~LiLl, ~ - i1J· - 1,;. ~-


-- ~ ,Y- ~ y i .:.r
"Korunun etraf1nda dola~an, oraya girrnekten ernin olamaz. " 205
buyurrnu~tur.

Dogrusunu Allahu Teala daha iyi bilir.

204
Orucu bozmayan sak1z; hie; eksilmeyen, parc;alanmayan ve tad1 da olmayan sak1zd1r. Gunumuzdeki
cikletler c;ignendikc;e azald1klar1 ve tadlari bulundugu ic;in orucu bozarlar.
205
Buhari, iman, 37; Muslim, Musakat, 107; EbO Davud, Buyu, 3; Tirmizi, Buyu, 12; Nesai, Buyu, 2.
-

I
FITIR SADAKASI (FiTRE}

F1t1r sadaka's1nin (fitre) vacip olmas1nda delil ibn Omer (r.a.)'in;


i.;.w.. - .: :
J .: ~ r.::-<J·r1·.
i.;.w.. 1· - •.:t · 1 1· <~ ~ - _,
J.:1:-P ~ J r .. J T
·1<- \; 1..;11 ~.J..;;, -. -~
q- i..r- r-:- ifr Fitrenin
vacip
olmasmm
delilleri

"ResOlullah (sa.v) kad1n, erkek, kur;uk, buyuk her hur ve kbleye bir sa' hurma
yahut bir sa' 206 arpa miktannda f1t1r sadakas1 farz kllm1~t1r."
207
~eklindeki hadisidir.
Ba~ka bir deli I de Muhammed (rh a )'in konuya ba~lad1g1 Abdullah b. Sa'lebe
el-Advl (el-Abderl de denilir) hadisidir. 0 der ki ResOlulah (sa.v.) bize hitap etti ve
~byle buyurdu:

: ~w,·1
-. ·· : ~w, ·
-i -': ~
W,....A...;:i;
., s. *'>
" ' I · · .J.:S;. · ·' tc: :·1 ~1
-
>•
~ J..r-'~
, .
J.Y.~t:
- .
• .r.::-J~ •. J?v-1/.J
.... - .,

"KOr;Ok, bOyOk her hOr ve kale ir;in, yanm sa' bugday1, yahut bir sa' kuru
208
hurmay1 ya da bir sa' arpay1 (fitre) veriniz.,,
lbn Abbas (ra) Basra'da lrad ettigi hutbede:
I ' ~ ~...Ji 10.l : ~ d' · .. J-1~....r'
: - :JL.ii ~ .\.:.:~ ~ L ~15~ I ~i
" '-.. , 81 ~rr
Y'Y - -- q-- ~ .J-'
~,,b .::L · ~~I ...r-
Y' - r-J ..
i ~ -.li1 j y';- .jl5 .j.r--'-
.!I!.~ r-t'!
·'~ti r
·<:1
Y - " 11-~U
~
~I r·~. J-
· -- : i.;,w, •'1 ,, : - ., •• -- , • ·1 • -
.: ~ J 1- ~ t:
W, .....A...A;
- •. _,--r
.J.:S;. · ·' t<:: - L;I\ ~.J..;;, · ; ;· ,:, . ··Ii \jj
q- iY ~ '-? --" r.r. t-1-·

~~
~ : i.;.w,
J
·t
"F1t1r sadakan1z1 veriniz" dedi. Bunun Ozerine insanlar birbirine bakt1. 0 ?6yle
devam etti : "Burada Medine halkmdan kimler var? Ka!k1n1z. Allah size merhamet
etsin karde?lerinize ogretiniz. <;OnkO onlar bilmiyor!ar. ResOIOl!ah (s.a v.) bize, bu

206
Sa' I t_WJI. HubObat gibi urunleri ol,mekte kullanilan bir ol,ek. Ser'\ ol,uye gore 2917 gr., orf1
ol,uye gore ise 3333 gr.d1r. Hacim ol,usu olarak 1 sa', 2.75 litredir. Medine'de kullanilan ~ekline

l
gore 4 mudd I 4, 2125 litreye denktir. Bu ol,unun hacmi hicretin ikinci y1linda bizzat Peygamber
(s.a.v) taraf1ndan tespit edilmi~tir.
20
' Buhari, Zekat 69; Muslim Zekat 12; lbn Mace, Zekat, 21; Ebo DavOd, Zekat, 19; Tirmiz1, Zekat, 35;
Nesa1, Zekat, 30.
208
Buhar1, Zekat, 76; Muslim, Zekat, 14; Ebo DavOd, Zekat 20; Nesa1, Zekat, 35; Darekutn1, SOnen,
11/147.
160 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
gun her hur ve kale ic;in yanm sa' bugdayt ya hut bir sa' hurmayt ya da bir sa'
arpayt fitre vermemizi emrediyordu. "209
$afii (rh.a ), ibn Omer (r.a.) 'in hadisini al1r ve vacip ile farz aras1nda fark
olmad1g1 ~eklindeki kuralina dayanarak (fitrenin) farz oldugunu sbyler.
Biz Hanefller'e gore fitre vaciptir. c;:unku o, kesin bilgi ifade etmeyen ancak
amel etmeyi gerektiren bir delil ile sabit olmu~tur. Bu da haber-i vahittir. Haber-i
vahid niteliginde gelen hukumler amel konusunda vacip olur, farz olmaz. Hatta
bunlar1 inkar eden kafir sayilmaz. Farz, kesin bilgi ifade eden bir delil ile sabit olan
hukumdur. Allahu Teala'n1n;

~µ~.)pi }1j ,)) :.;. &1.ilt


"Temizlenen, Rabbinin ad1n1 an1p O'na kulluk eden kimse, ku~kusuz
kurtulu~·a ermi~tir."
(el-A'la, 87/14-15) buyrugu f1t1r sadakas1ni bdeyerek temizlenen
daha sonra da bayram namazin1 kilan kimse diye yorumlanm1~t1r.
F1t1r sadakas1n1n vacip olma nedeni, velayeti dolay1s1yla ki~inin gec;imini
Fitrenin
vacip saglamakla yukumlu oldugu, ba~t1r (ki~idir).
olma Peygamber (s a.v ):
nedeni
,. , > ti
.Jj~:.,:.;:. IJ.)

"Gec;imini sag/ad1g1ntz kimse!er ic;in fitre veriniz" 21 0 buyurmu~tur.


Hadisteki "y" edat1, bir ~eyden c;ekip c;1karma anlam1 ic;in kullan1l1r. Bu
edatta iki ihtimal vard1r: Ya hukmun, kendisinden c;1kanld1g1 bir neden olur, ya da
uzerine yukumluluk gereken bir mahal olup sonra o mahal ad1na yukumluluk
yerine getirilir. ikinci anlam, kafir ve kbleye fitrenin vacip olu~u imkans1z oldugu
ic;in gec;ersiz olmu~ geriye birinci anlam kalm1~t1r.
Aynca, ba~ say1s1n1n art1~1yla f1t1r sadakas1n1n miktan da artar. Bundan f1t1r
sadakas1nin vacip olma nedeninin ba~ (ki~i) oldugu anla~ilmaktad1r.
F1t1r sadakas1 belirli bir vakitte verilir. 0 da oruc; tutmama (f1t1r) vaktidir.
[3/102] Bundan dolay1 o, bu vakte baglan1r ve sadaka-1 f1t1r (f1t1r sadakas1) denilir. Baglama
(izafe) aslinda nedene yap1lsa da mecazen ko~ula da yap1labilir. c;:unku baglamada
istiare (ba~ka anlamda kullanma) olabilir. "Ba~ say1sinin art1~1yla fitre miktann1n da
artmas1nda istiare olas1l1g1 yoktur."
F1t1r sadakas1, vergi (meOne) niteligi de ta~1yan bir ibadettir. Bu nedenle onun
vacip olmas1 ic;in ehliyet'in tam olmas1 ko~ul koyulmam1~t1r.

209
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/351; Nesal, Zekat, 36; Darekutnl, SOnen, 11/152; Beyhakl, es-SOnenQ'/-
kObra, IV/168.
210
Darekutnl, SOnen, 11/140; Beyhakl, es-SOnenQ'/-kObra, IV/161; bkz. Zeylel, Nasbu'r-raye, 11/300.
f1t1r Sadakasi_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 161
Vergi anlam1, neden olma konusunda ba~1 vakte tercih ettirir.
Vacip olma, Ramazan'1n oruc; tutmama vaktinde soz konusu olduguna gore Fitrenin
vacip
bu Ramazan Bayram1'nin birinci gunu tan yerinin agard1g1 zamand1r. F1t1r olma vakti
sadakas1n1, vacip olur olmaz Bayram namaz1 ic;in camiye c;1kmadan once vermek
mustehapt1r. ibn Omer (r.a )'in naklettigi hadiste ResOlullah (s.a v.)'in kendilerine,
fitreyi bayram namaz1 ic;in camiiye c;1kmadan once vermeyi emrettigini ve
Peygamber (s a.v.)'in;

211
''Boyle bir gunde on/an istemek zorunda btrakmaym " dedigini rivayet
eder.
Bunun gerekc;esi ki~i namaza c;1kmadan fitresini verdiginde fakirin gonlu Ramazan
ailesinin ihtiyac1 ile me~gul olmayacak ve namaz1n1 hu~u ile kilacakt1r. Denildi ki bayrammda
miistehap
ki~iye Ramazan Bayraminda alt1 ~eyi yapmak mustehapt1r: Bunlar; boy abdesti olan ~eyler
almas1, misvak kullanmas1, guzel koku surunmesi, en guzel elbiselerini giyinmesi,
fitresini vermesi, bir~eyler yiyip daha sonra namaza gitmesidir.
Zengin bir Mlislumanm, kendisi ii;;in fitre vermesi gereklidir.
Zeng in
Yukumlunun Musluman olmas1 ko~uldur. Bunun deli Ii; ibn Omer (r a )'in Miisliiman
rivayet ettigi had is sonunda bulunan "0-~~ ·di ~ I Muslumanlardan alin1r" kendisi
i~in fitre
kayd1d1r. ResOlullah (s av) ; verir

-;.Jy1 3 f.U1 ~ ~Wa.lJ ~jf1 <HI ilL>)


"F1t1r sadakast oruc;lulan, gereksiz ve c;irkin sozlerin gunahlanndan
anndmr. " 212 buyurmaktad1r.
Omer (r.a) orucun, f1t1r sadakas1 odeninceye kadar gokyuzu ile yeryuzu
aras1nda hapsedildigini soyler. Ayrica fitre bir ibadettir. Bu bak1mdan o sadece
sevab1na ehil olan kimselere vaciptir ki o da Musluman olan ki~idir.
Zenginligin ko~ul koyulmas1 biz Hanefl bilginlerinin goru~udur. $afii (rh.a.) o
F1t1r
gun yetecek kadar yiyecege ve f1t1r sadakas1 verecek miktardan fazlas1na sahip sadakasmm
olan kimse, fitre verir. <;:unku ibn Omer (r.a.) hadisinin sonunda "~ jl ~ I hiikmii

zengin veya fakir olsun" kayd1 bulunmaktad1r. Ayrica bu kimse, ihtiya~1ndan fazla
olarak harcayacak miktari bulan bir kimsedir. Dolay1s1yla onun zengin kimse gibi
f1t1r sadakasin1 yerine getirmesi gerekir. <;:unku, fitre zekata degil kefaret'e benzer.
Bu yuzden onda para uzerinden bir y1I gec;mi~ olma ko~ulu aranmaz. Kefarette ise
zenginlik degil yerine getirme kolayl1g1 dikkate alin1r. Fitrede de durum boyledir.

211
Darekutn1, SOnen, 11/152; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/175; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/307.
212
lbn Mace, Zekat, 21; EbO DilvOd, Zekat 17; Darekutn1, SOnen, 11/138; Hakim, MOstedrek, 1/568;
Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IV/162.
-
162 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
Biz Hanefiler'in delli Peygamber (s.a.v.)'in;

~ ~ :_,;:. -.J1 ~l.;. 'i


"Sadaka ancak zenginlikten dolay1 verilir. "213 hadisidir.
Cunku fakir fitre verilecek bir kimsedir. Bu bak1mdan, sadece bayram gunu
yetecek imkana sahip olan kimse gibi fitre vermesi gerekmez. Dinde faydas1z
~eylere yer yoktur. Fakir "ba~kas1ndan al1p, kendi yerine verir" desek, bu faydas1z
bir ~eyle ugra~maktan ba~ka bir ~ey degildir. Dinde ise faydas1z ~eye yer yoktur.
lbn Omer (r.a) hadisi ya islam'in ilk y1llannda ger;erli idi sonra ResOlullah
(s.a.v.)'in

"Sadaka ancak zenginlikten dolay1 verilen veya geride zenginlik b1rakan


214
~eydir. " hadisi ile kald1nlm1~t1r. Ya da fakirin fitre vermesi mustehapt1r, diye
yorumlanir. (unku hadisin sonunda o ~oyle der:

~1 ~ J_.;J1 :.»1 ~-~~_; f5.r.& u\J ::ii1 ~~ ~ L!T


"Zengininizi Allah temize r;1kanr, fakirinize ise, Allah verdiginden daha
fazlas1n1 verir. " 215
F1t1r sadakas1n1n vacip olmas1 ir;in goz onune al1nan zenginlik, aslT ihtiyar;lar
d1~1nda ki~inin ya iki yuz dirhem gumu~ ya da gumu~u yabanc1 maddesine bask1n
dirhemlerden ikiyuzdirheme denk miktarda bir mal varl1gina sahip olmas1d1r. Bu
zenginlige ur; hukum baglanir. Sadaka alman1n haram olmas1, f1t1r sadakas1 ve
kurban kesmenin vacip olmas1.
Kimler i~in Ki~inin kendisi ic;in fitre vermesi gerektigi gibi kuc;uk c;ocuklan ic;in de vermesi
titre verilir
gerekir. cunku c;ocuklannin ba~J, kendi ba~J gibidir. (unku 0, velayeti nedeniyle
onlann gec;imini saglamaktad1r. Fitrenin vacip olma nedeninin bu oldugunu daha
once ac;1klam1~t1k.
Ki~i hizmet ic;in bulundurdugu koleleri ic;in de fitre verir. (unku onlar
[3/103] uzerindeki velayeti nedeniyle gec;imlerini saglamaktad1r.

213
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/252; Buhari, Vasaya, 9; Muslim, Zekat, 85; Ebo DavOd, Zekat, 39;
Nesai, Zekat, 53.
214
lbn Ebo $eybe, Musannef, 11/427; Buhari, Nafakat, 2; lbn Huzeyme, Sahih, IV/96; Taberani, e/-
Mu'cemu'/-kebir, Xll/ 149; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vll/471.
215
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/432; EbO DavOd, Zekat, 20; Darekutni, Sunen, 11/147; Beyhaki, es-
Sunenu'/-kubra, IV/163.
f1t1r Sadakast_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 163
Tam kale, mudebber ve Omm-0 veled , bu konuda e~ittir. COnkO onlar
216 217

Ozerindeki velayeti "ben oldukten sonra hursun" demekle veya gebe b1rakmakla
kalkmaz. Bu nedenle onlann sadece mal olmalan ortadan kalkar. Halbuki bu
konuda onlar1n mal olmalanna bakllmaz. Nitekim mukellef (yukumlu), mal
olmad1klan durumda kendisi ve kuc;;Ok c;;ocuklan ic;;in fitre verir. Sahibi, mukatep
kolelerinin fitresini vermez. COnkO kitabet sbzle~mesi nedeniyle onun Ozerindeki
velayeti kalkm1~t1r Mukatep art1k, tasarruf ve zilyetlik konusunda hur (ozgur insan)
gibidir. 'Ata (rh.a )'nin, Peygamber (s av )'in;

~j :f JS' :Jo- IJ~f


218
hadisinden dolay1, mukatepleri ic;;in fitre
"Her hur ve kale ir;in fitre verin"
verdigi ve mukatebin bir dirhem borcu kald1g1 surece kale oldugunu soyledigi
nakledilir.
Fakat biz Hanefller Resulullah (s.a.v.)'1n;
.. , , itf
0y~~IJ.)I

"Ger;imini saglad1g1n1z kimseler ic;;in titre veriniz" 219 hadisini delil kabul
ediyoruz. Ki~i mukatebinin gec;;iminden sorumlu degildir. Aynca lbn Omer (r a )'in,
mukatepleri d1~inda butOn koleleri ic;;in fitre verdigi rivayet edilmi~tir.
Mukateb kendisi ve koleleri ic;;in fitre vermez. Sadece Malik (rh a), mukatep
fitre verir der. COnku ona gore mukatep kendi kazanc1nin malikidir. 0, bu hukmu,
'efendisi yetki verirse kale mala sahip olmaya ehildir' kuralina dayandinr.
Biz Hanefller'e gore kale, sahip olunan bir mald1r. Sahip olmakla sahip
olunmak arasinda z1tl1k bulundugundan, kale mala sahip olmaya ehil degildir.
Mukatep ise kazancinin gerc;;ek anlamda sahibi degildir. Fitrede vacip alma
ko~ulunun zenginlik oldugunu daha once ac;;1klam1~t1k. Bu da gerc;;ek anlamda
sahiplik olmaks1z1n olmaz. Bunun delili, mukatebin kazanc1 olsa da fitre almas1n1n
mubah olmas1d1r.
Biz Hanefiler'e gore Mi.isli.iman kimse, kafir kolesi ic;in de f1t1r sadakas1
verir.
$afii (rh a); Musi Oman, kafir kolesi ic;;in fitre vermez der. Bu mesele bir kurala
dayan1r. 0 kural; Hanefllere gore kolesi ic;;in fitre vermek sahibine vaciptir. Onun
ic;;in sahibinin ehliyeti dikkate al1n1r. $afii (rh.a.)'ye gore ise fitre vermek koleye

216
Miidebber Kole; bzgurlugune kavu~mas1 efendisinin iilumune baglanm1~ bulunan erkek kale. Bu
durumdaki cariyeye ise mudebbere denir.
217
Ommiiveled /..LI_,JI rl: Efendisinden c;ocuk dogurmu~ olan cariye.
218
Buhar1, Zekat, 76; Muslim, Zekat, 14; Eba Davud, Zekat 20; Nesai, Zekat, 35; Darekutni, Sunen,
11/147.
219
Darekutni, SOnen, 11/140; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/161; bkz. Zeylei, Nasbu'r-raye, 11/300.
t64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
vaciptir. Sonra sahibi onun adina bunu odemeyi ustlenir. 0 durumda bu konuda
kolenin vucuba ehil olmas1 goz onune al1n1r. $afii bu kural1 ortaya koymak ir;in lbn
Omer (ra)'in rivayet ettigi,.

~j f JS ~ µ1 ~J..p ~) (~) ~101


"Peygamber (s av) f1t1r sadakasmt her hur ve kale uzerine farz k1/m1:;t1r. " 220
hadisine dayan1r.
Aynca fitre, orur;lu ir;in bir temizliktir. Orur; tutmak koleye de farzd1r. Denildi
ki; orur; ir;in fitre namaz ir;in sehiv (yan1lma) secdesi gibidir. Secdeleri ba~kas1 degil
namaz k1lan yapar.
ibn Omer fitrede ur; ~ey buldugunu soyler. Bunlar, orucun kabulu, alum
sarho~lugundan ve kabir azab1ndan kurtulmakt1r.
Biz Hanefller'in delili: Resulullah (s av )'1n

0)ri ~ IJ~1
221
"Ger;imlerini saglad1gm1z kimseler ir;in fitre veriniz" buyrugudur.
Fitre vermek, fitreyi verebilecek olanlara vaciptir. 0 (s av.), fitreyi nafaka gibi
kabul etmi~tir. Kolenin nafakas1 nasil sahibinin uzerinde ise, fitresi de oyledir.
Sonra fitre, kale efendisinin mulkiyetinde olmas1 ar;1s1ndan, sahibinin uzerine
vacip olan bir sadakad1r. $u durumda ticari amar;la elde bulundurulan kolenin
zekat1 gibi fitresi de dogrudan sahibine vacip olur.
(unku kolenin durumu hir;bir ~eye sahip olmayan fakirden daha kotudur.
$6yle ki fakir mulkiyete ehil, kale ise degildir. Hir;bir ~eye sahip olmayan fakire fitre
vacip olmad1gina gore, koleye oncelikle vacip olmaz. Bunun delili onun fitre
vermeye hir;bir zaman muhatap olmamas1d1r.

[3/104] Halbuki mal sahibi olan kur;uk r;ocuk boyle degildir. Eger velisi onun ad1na
fitre vermemi~se balig olduktan sonra o fitreyi odemekle yukumlu olur. lbn Omer
hadisinde ger;en ._);. edat1, y anlam1ndad1r. Allahu Teala

~0;~ -r-01 ~ 1)t:51 111)>


"insanlardan al1rken olr;up tartt1klannda tam yaparlar ... " (el-Mutaffifln, 83/2)

buyurur.
Burada ".);- " edat1 "!f-" anlam1nda kullanilm1~t1r. F1t1r sadakas1 orur;la
k1yaslanamaz. (unku sut emen r;ocuga orur; tutmak farz degil fakat fitresi vaciptir.

220
Buhari, Zekat 69; Muslim Zekat 12; ibn Mace, Zekat, 21, Ebo Davod, Zekat, 19; Tirmiz1, Zekat, 35;
Nesa1, Zekat, 30.
221
Darekutn1, Siinen, 11/140; Beyhak1, es-Siinenii'l-kiibra, IV/161, bkz. Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/300.
f1t1r Sadakas1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 165
Tekrar ba~a donersek, Nafi (ra )'nin ibn Omer' den, Muksim'in ibn Abbas
(r.a )'tan rivayet ettikleri ~u had is bizim gbru~umuze delildir. Peygamber (s av);
-t .. ," .,. , ,.-
if:'P
;
j 1 ~lj.-Aj jl ~~~ ~j ~ ~ Y, IJ.)I
; , -- ,;

"Her hur ve Yahud1, Hristiyan ya da MecOsi a/sun her kale ir;in fitre veriniz" 222
buyurdu.
Bu hadis, Musluman olmayan koleye fitre verilmesini ar;1kr;a ifade etmektedir.
Ancak ~azd1r. Daha once fitrenin vacip olma nedeninin, ki~inin velayetinden dolay1
ger;imini saglad1g1 ba~ (lar) oldugunu ar;1klam1~t1k. Bu durum kolenin Musluman ya
da kafir olmas1yla degi~mez.
Hanefl'lere gore kafir, Musluman kolesi ir;in fitre vermez. <::unku fitre vermek
kolenin sahibine vaciptir. Kole sahibi ise vacip olma hukmune ehil degildir.
~afii (rh.a.)'ye gore sahibinin kale ad1na fitreyi ustlenmesi, onda ibadeti yerine
getirme ehliyetinin bulunmas1n1 gerektirir. Halbuki kafir buna ehil degildir. Ona
gore sahibinin kale ad1na fitreyi ustlenmesi ar;1s1ndan odeme koleye vaciptir.
Kbleye vaciplik soz konusu olmayinca fitre hie;: vacip olmaz.
Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ki.i<;i.ik <;ocugun eger mah varsa Zengin kii~iik
~ocugun fitre
babas1 onun malmdan fitresini verir. vermesi

EbO Hanlfe'ye gore, istihsanen 223 r;ocugun mal1ndan velisi kurban da keser.
0, Kitabu'I Hiyel'de bundan bahsetmi~tir. Muhammed ve Zufer (rh.a)'e gore ise
baba kur;uk r;ocugun fitresini kendi mal1ndan verir. Eger r;ocugun mal1ndan
verecek olursa oder.
Vasl224 hakkinda da ayn1 gbru~ ayrll1g1 vard1r. Ancak Muhammed ve Zufer
(rh.a.)'e gore vasl, r;ocuk ir;in asla fitre vermez. Bu ikisinin goru~u k1yasa uygundur.
<::unku dinde fitre, mal1n zekat1 gibi bir zekatt1r. O durumda bu, kur;uge vacip
degildir. Aynca fitre bir ibadettir. <::ocuk ise, ibadetin kendisine vacip olmasina ehil
degildir. <::unku vacip olma, hitaba muhatap olma esas1na dayanir.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.) istihsan yap1p ~oyle derler: Ba~kas1 nedeniyle
bir kimseye vacip olmas1ndan dolay1, f1t1r sadakas1nda vergi anlam1 vard1r. Bu
bak1mdan fitre nafaka gibidir. Mali varsa kur;ugun nafakas1 kendi mal1ndan
kar~1land1g1 gibi, fitresi de onun mallndan verilir. Aynca fitre dinl bir temizlik
oldugundan sunnet ettirme giderlerine k1yas edilir. <::unku fitreyi r;ocuga vacip

222
Darekutn1, Siinen, bkz. Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/300.
11/150;
223
istihsan/01...,•..:...:~1:
Akla gelen ilk c;bzumu terk ederek nass, icma, zarOret, gizli k1yas, brf ve maslahat
gibi hakll bir gerekc;eden dolay1 ilk bak1~ta gizli kalan ba~ka bir c;bzume (k1yas-1 haf1) gitmek, kolayl1k
ic;in gui; olani terk etmek.
224
Vasi I .J-P_,JI Sahip olduklan mallar uzerinde tasarruf hakk1 bulunmay1p velileri de olmayan
kimselerin menfaatlerini korumak ve onlar ad1na tasarrufta bulunmak uzere mahkeme taraf1ndan
tayin edilen kanun1 temsilci.
166 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
kilmazsak, onu babaya vacip k1lmak durumunda kal1riz. Fitrenin, r;ocugun
mal1ndan odetilmesiyle babanin hakk1 korunmu~ olur. Bu da babadan odemeyi
du~Ormekle olur. c;:ocugun mal1ndan kul haklan odenebilir. Fitre bu ozelligi ile
zekattan ayril1r.

Zengin ak1I EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore; kur;ugun fitresi kendi mal1ndan
hastasmm verildigi gibi, kolelerinin fitresi de onun mal1ndan verilir. Muhammed (rh.a.)'e gore
fitre vermesi
ise kur;ugun koleleri ir;in hir; fitre verilmez. Bunak ve akil hastas1 da bu konuda
kur;uk r;ocuk konumundad1r.
Muhammed (rh.a.)'den rivayet edilen zay1f bir goru~e gore; baba ancak bunak
ve ak1I hastas1 oglu ir;in eger o bu durumda buluga ermi~se fitresini verir. Eger akll
dengesi yerinde olarak buluga erip sonra ak1I hastas1 olmu~sa baban1n ne kendi
mal1ndan ne de oglunun malindan onun ir;in fitre vermesi gerekmez. c;:ocuk akil
hastas1 olarak dogmu~sa, baban1n velayeti devam ettigi ir;in vacip olan fitre de
devam eder. Akll dengesi yerinde olarak buluga erdiginde ise, baban1n velayeti
kalmad1g1ndan yukumluluk babadan du~er. Zorunluluk dolay1s1yla velayet geri
donecek olsa da bundan sonra yukumluluk geri donmez.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a )'a gore fitrenin vacip olma nedeni ki~inin
[3/105) velayeti dolay1s1yla ger;imini saglamakla yukumlu oldugu ba~t1r. Bu ise ak1I
hastal1gin1n asli veya sonradan olmas1yla degi~mez.
Ki~i buyuk ~ocuklanmn fitrelerini vermekle yukumlu degildir.
Yeti~kin
~ocugun $afii (rh.a.), r;ocuklari muzmin (surekli) hasta ve fakir iseler fitrelerini
ken di babalannin vermesi gerekir der. Ancak sagl1kl1 ve fakir olup babayla birlikte ya~1yor
fitresini
vermesi iseler onun bu konuda iki goru~O vard1r. 0, Peygamber (s av )'in, .:i;j.65 .:,:;. 1_,~l
225
"Ger;imini saglad1g1mz kimse!er ir;in (fitre) veriniz" hadisini deli I gbsterir. Baba,
muzmin hasta ve fakir olan r;ocugunun ger;imini saglayan bir kimsedir.
Bizim Hanefl alimlerimiz ise ~oyle derler.
Fitrede vacip olma nedeni, kendi ba~1 gibi olmas1 ir;in, velayeti dolay1s1yla
ger;imini saglad1g1 ba~t1r. Baban1n buyuk iseler muzmin hasta r;ocuklari Ozerinde
velayeti yoktur. Neden olmaks1z1n vacip olma sabit olmaz.
Dedenin,
torunlarmm Dede, birlikte ya~asalar bile ku~uk torunlannm fitrelerini vermez.
fitresini
vermesi Hasan b. Ziyad'1n, EbO Hanlfe (rh a )'den naklettigine gore; dedenin baba vefat
ettikten sonra torunlann1n fitrelerini vermesi gerekir.
Zahiru'r-rivaye'de dedenin babadan ayrild1g1 dort mesele vard1r. Hasan b.
Ziyad'1n rivayetine gore ise aynlmaz. 1- Fitre vermenin vacip olmas1, 2- c;:ocugun
Muslumanl1kta (babaya) tabi olmas1 3- c;:ocugun velayetini kendine r;ekme
(Ostlenme). 4- Akrabaya vasiyet etme.

22 5
Darekutn1, Sunen, 11/140; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/161; bkz. Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111300.
f1t1r Sadakast_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 167
Hasan b. Ziyad'in rivayetinin delili ~udur; babanin yoklugunda, dedenin
velayeti tam bir velayettir. Aynca dede onlann ger;;imlerini saglayan bir kimsedir.
Boylece dede ir;;in vacip olma nedeni sabit olur.
Zahiru'r-rivaye'nin delili de ~udur: Dedenin velayeti kendisine babadan ger;mi~
oldugundan bu velayet vaslnin velayetine benzer. (unku fitrenin vacip olma
nedeni, ancak velayet ar;.:1s1ndan fitresini verdigi kimselerin ba~1, kendi ba~1 gibi
olursa sabit olur. Dede ir;;in bu neden sabit olmam1~t1r. (unku onlar uzerindeki
velayeti vas1tall, kendisi uzerindeki velayeti ise vas1tas1zd1r.
Koca, kansmm fitresini vermekle yi.iki.imli.i degildir. Kocanm
kansmm
$afii (rha), ~oyle der: Peygamber (sav)'in; Zi)j.J ~ 1 3 ~\ "Ger;;imini fitresini
vermesi
sag/ad1gm1z kimse!er ir;in fitre veriniz"226 hadisinden dolay1 kocanin kar1s1 ad1na
fitre vermesi vaciptir. (unku koca kans1nin ger;imini saglamaktad1r. Bir de, kocanin
kans1 uzerindeki sahipligi efendinin ummu veledi uzerindeki sahipligine benzer.
$oyle ki bu sahiplikten dolay1 fira~ (yatak) hakk1 dogar ve cinsel ili~ki helal olur.
Efendiye ummu veledi ir;;in fitre vermek vacip oldugu gibi, kocaya da kans1 ir;in fitre
vermek vacip olur.
Biz Hanefller'in delili ~udur: Kad1n, kolelerinin fitresini kendisi verir. Ba~kas1
ir;;in fitre veren bir kimsenin fitresini, onun ad1na ba~kas1nin vermesi vacip olmaz.
(unku kendisi, kendisine, kolelerinden daha yak1nd1r. Sonra nafaka, kocaya akit
nedeniyle gerekmi~tir. Bu akit bir de f1t1r sadakas1 vermeyi gerektirmez. Nitekim
i~r;inin yeme ir;me masraflann1 i~verenin kar~1lamas1 gerekmez. (unku fitrede
ibadet anlam1 vard1r. Koca, karis1yla, onun ibadetlerini onun ad1na yerine getirmek
ir;;in evlenmemi~tir. Daha once mutlak velayet olmaks1z1n sadece ger;;imini
saglamanin fitre verme nedeni olamayacag1n1 ar;1klam1~t1k. Bilindigi gibi nikah akdi
nedeniyle kocan1n karis1 uzerinde "nikah haklan" d1~1nda velayeti sabit degildir.
Ommu veledin ise, boyle degildir. Efendi, onun kendisine sahip oldugu ir;in,
uzerinde mutlak bir velayet hakk1 vard1r.
Koca kans1nin istegi uzerine fitresini verirse, caizdir. Onun istegi olmadan
verirse, k1yasa gore caiz degildir. Nitekim yabanc1 bir kad1n ir;;in verdiginde de caiz
degildir. EbO Yusuf (rh.a )'tan gelen zay1f bir goru~e gore istihsanen caizdir. (unku
adet kad1n1n fitresini kocas1n1n odemesi ~eklindedir. Sanki orfle sabit olan istek,
ar;.:1kr;a soylenerek sabit olmu~ gibi say1l1r. 0 durumda adet dikkate al1narak kad1n1n
istegi var kabul edilir.
Ailesi i(,;inde olsalar bile i.izerinde velayeti olmad1g1 i(,;in ki~i ana ve Ki~inin,
ebeveyni i~in
babas1 ile yakmlanndan herhangi birinin, fitrelerini vermekle yi.iki.imli.i titre vermesi
degildir.

226
Darekutn1, SOnen, 11/140; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IV/161; bkz. Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/300.
168 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
~Linko o kimse bu nlar ic;in yapt1g 1 harcamayla bag1~ yapan bir ki~idir . Bu
haliyle o yabanc1 ic;in bag1~ yapan bir kimse konumundad1r. Bu ac;1dan onun bu
kimseler adina fitre vermesi gerekmez.
Fitre kime Ki~i.
kendi f1t1r sadakasm1 bulundugu yerdeki fakirlere verir, fitresini
verilir?
ba~ka bir yere gondermesi mekruhtur.

Bunun delili Muaz b.Cebel (ra )'in hadisidir.


[3/106] · Gl..P )· ~·~
~. ~ ...; · . ~ ._;~ ·" 11..; - • • J~ ~ · ci:w, J- ~ :rs-
- ~· 1;: ~ -
~ --~ , ~ ..? CJ' --~ - - .y L ) .:.r

-
• ' ·~
~~~ -
"Her kim o~runu ve sadakasm1 a~iretinin bulundugu beldeden ba~ka bir yere
naklederse, (bi/sin ki aslmda) onun 6~runu ve sadakas1m a~iretinin bulundugu
beldede vermesi gerekir. "227
Ba~ka bir beldede olsalar dahi kolesinin f1t1r sadakas1n1 kendisinin bulundugu
yerdeki fakirlere verir. lbn Semaa, Muhammed (rh a )'in bu goru~ten don up ma Iin
zekat1na k1yasla kolelerinin bulundugu yerdeki fakirlere verir dedigini rivayet eder.
Burada bir c;eli~ki yoktur . ~unku mal1n zekatinda, sahibinin bulundugu yer degil,
mal1n bulundugu yer gbz bnune al1n1r. Burada da ayni ~ekildedir.
Zahiru'r-rivaye'nin delili ~udur:
Fitre verme yukumlulUgo efendinin zimmetindedir. Onun hakkinda kolelerin
ba~1, kendi ba~1 gibidir. Kendi fitresini vermede efendinin bulundugu yer dikkate
alind1g1 gibi kolelerin fitrelerini vermede de aynen boyle olur. Ancak zekat boyle
degildir. Verilmesi farz olan zekat, malin bir k1sm1d1r. Oyle ki mal1n yok olmas1
durumunda zekat1 du~er . Halbuki burada efendinin fitre vermesi vacip olduktan
sonra koleler yok olsa bile, yukumlUluk du~mez.
Biz Hanefilere gore; iki ki~i aras1nda ortak bir hizmet kolesinin fitresini
ortaklardan hic;biri vermekle yukumlu degildir.
~afii (rh.a.), daha once ac;1klanan prensibe dayanarak fitresinin
sahiplerinin her ikisine de vacip oldugunu soyler.
~Linko ona gore, tam bir can oldugu ic;in f1t1r sadakas1 koleye vaciptir.

Biz Hanefllere gore kolesi yerine f1t1r sadakas1 vermek efendiye vaciptir.
Ortaklardan her biri "kale" denilebilecek bir varl1ga sahip degildir. ~Linko kolenin
yans1 kale degildir.
Tekrar ba~a donecek olursak ~afii (rh a), Peygamber (s a.v.)'in .:i .:µ. 1_,~\ ;_r.;
228
"Gec;imini saglad1gm1z kimseler ic;in f1t1r sadakas1 veriniz. " hadisini deli! olarak

227
Beyhak1 ,es-Sunenu '/-kubra , Vll/9; bkz. lbn EbO $eybe, Musannef, 11/393.
228
Darekutn1, Sunen, 11/140; Beyhakr, es-Sunenu'l-kubra, IV/161; bkz. Zeyler, Nasbu'r-raye, 111300.
f1t1r Sadakas1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 169
al1r. iki ortak nafakas1 kendilerine ait oldugu ic;in kolenin gec;imini saglamaktad1r.
Ayni ~ekilde kole yerine f1t1r sadakas1 vermek de on Iara ait olur.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Fitrenin vacip olma nedeni, velayeti dolay1s1yla
gec;imini saglamakla yukumlu oldugu ba~t1r. Burada ortaklardan hic;birinin bu kole
uzerinde velayeti soz konusu degildir. Hatta onlardan biri koleyi evlendirmek istese
buna yetkisi yoktur. Sadece nafaka saglama yukumlulugunden dolay1 ona fitre
odemek vacip olmaz. (unku nafaka diger canl1lara sahip olmaktan dolay1 da vacip
olur. Halbuki fitre neden bulunmadan -ki, bu velayet dolay1s1yla gec;imini
saglamakla yukumlu oldugu ba~t1r- vacip olmaz.
iki ki~i, aralarmda ortak hizmet kolelerine sahipse,
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ortaklardan hic;birine bunlarin fitrelerini vermek
gerekmez. Muhammed (rh.a )'e gore ise her bir ortag1n kendisine du~en hissedeki
tam koleler ic;in fitre vermesi gerekir. Oyle ki iki ortagin be~ kolesi olsa ortaklardan
herbirinin iki~er kole ic;in fitre vermesi gerekir. Ebu Yusuf'a ait goru~un ne oldugu
~uphelidir. Bu kitab1n baz1 rivayetlerinde onun goru~unun Muhammed (rh a )'in
goru~u gibi oldugu soylenmi~tir. Dogrusu, Ebu Yusuf'un goru~unun Ebu Hanlfe [3/107]
(rh a.)'nin goru~u gibi oldugudur.
Ebu Hanlfe (rh a.) kendi kural1na gore hareket eder. (unku o kolenin
bolunmesini, zorunlu gormez. Bu bak1mdan ortaklardan hic;biri "kole" denilen bir
~eye sahip olmaz. Muhammed (rh.a.) de kendi kural1na gore hareket eder. $oyle ki
o kolenin bolunmesini zorunlu gorur. Bolunme ac;1s1ndan ortaklardan her birinin
mulkiyeti kolenin bir k1sm1nda tamd1r.
Ebu Yusuf (rh.a )'a ait goru~un, Muhammed (rh a )'in goru~u gibi oldugu kabul
edilirse, Ebu Yusuf'un delili de budur. Ebu Yusuf'a ait goru~un Ebu Hanlfe
(rh a )'nin goru~u gibi oldugu kabul edilirse deli Ii ~oyledir. Bolu~me mulkiyete
dayan1r. Arna fitrenin vacip olmas1, mulkiyete degil de velayete dayan1r. Bu yuzden
kuc;uk c;ocuk ic;in fitre vermek vaciptir. Arna iki ortaktan hic;birinin bu koleler
uzerinde tam bir velayeti yoktur.
iki ortagm bir cariyesi olup bu cariye bir c;ocuk dogursa ortaklardan
her biri c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia etse, sonra bayram gi.ini.i
gelse daha once ac;1klad1g1m1z nedenden dolay1, hic_;biri anne ic;in fitre
vermekle yi.iki.imli.i degildir.
(ocuk ic;in Ebu Yusuf (rh a)' a gore her birinin tam birer fitre, Muhammed
(rh.a )'e gore ise, ikisinin tek bir fitre vermesi gereklidir. Ebu Hanlfe (rh a )'den bu
konuda hic;bir rivayet yoktur.
Muhammed (rh a) ~oyle der. (ocugun babas1 gerc;ekte, ikisinden biri oldugu
ic;in fitresini onun vermesi gerekir. Ancak babal1k konusunda birinin digerine
l 70 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
onceligi olmad1gindan, fitreyi ikisi yarr yarrya oder dedik. Gormez misin ki bu iki
ortak, o c;ocuga bir ogulun miras1 gibi mirasc;1 olurlar.
EbO Yusuf (rh.a) ise, ~oyle der. Ogulluk, bolunme kabul etmedigi ic;in c;ocugun
tamam1 her ikisinden birinin ogludur. Gormez misin ki c;ocuk, ortaklardan her
birine tam bir ogul gibi mirasc;1 olmaktad1r. Ayn1 ~ekilde ortaklardan her birine
c;ocuk ic;in tam bir fitre vermek gerekir.
Biz Hanefilere gore, ki~i ticaret kolelerinin fitrelerini vermekle
yiikiimlii degildir.
$afii (rh.a.)'ye gore ise yukumludur. Bu daha once ac;1klad1g1m1z prensibe
dayal1d1r. Ona gore fitre vermek koleye vaciptir. Ticaret mallarrna ait zekat1n
efendiye farz olmas1, fitrenin koleye vacip olmas1na engel olu~turmaz.
Biz Hanefilere gore ise, ticaret kolesinin zekatin1 vermek efendiye farzd1r. Bir
ki~iye bir maldan dolay1 iki zekat odetilmez.
Birden ~ok Ki~i kendisinin ve kolelerin fitrelerini tek bir yoksula verebilir.
fitrenin tek
fakire c;:unku Peygamber (s.a.v.):
verilmesi
µj1 1l.o. ~ ~ 4.!U1 I' pfol
"Boyle bir gunde onlarr istemek zorunda b1rakmayin" 229 buyurmu~tur .
lstemek zorunda b1rakmama, fitreyi payla~t1rmaktan c;ok tamamin1 bir ki~iye
vermekle olur. Ayrrca fitrede goz onune al1nmas1 gereken ~ey, nasla belirlenen
miktar ve verilecek kimselerde fakirlik niteliginin bulunmas1d1r. Bu ise payla~t1rarak
veya tamamin1 tek ki~iye vermekle degi~mez, hepsi caizdir. Kefaret ise boyle
degildir. Kefaretin hepsi tek fakire toptan verilecek olsa bu caiz olmaz. c;:unku
kefaret verilecek kimselerin say1s1 nasla belirtildiginden, bu sayin1n ~eklen ve
ma'nen bulunmas1 gerekir.
Biz Hanefiler'e gore ki~i titre olarak verilecek bugdayrn degerini
Fitrenin
deg er verirse caizdir.
olarak
verilmesi c;:unku goz onune al1nacak ~ey fakirin ihtiyac1n1 gidermektir. Bu bugday1
vermekle olabilecegi gibi, degerini vermekle de olur.
$afii (rh.a.)'ye gore degerini vermek caiz degildir. Bu goru~ ayril1g1nin delili
'Zekat Bahsi'nde gec;mi~ti.
EbO Bekir el-A' me~ (rh a), ~oyle derdi: Bugday vermek degerini vermekten
daha faziletlidir. c;:unku bu, emri yerine getirmeye daha uygun, alimlerin ihtilafa
du~mesine daha uzak bir goru~tUr. lhtiyatl1 davranmak da bu goru~u
benimsemektir.

229
Darekutn1, Sunen, 11/152; Zeyle1, Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/175; Nasbu'r-raye, 11/307.
f1t1r Sadakasi_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 171
Fakih EbO Ca'fer (rh a.) ise derdi ki, degerini vermek daha faziletlidir. $oyle ki
bu fakir'in yararina daha uygundur. c;:unku o bununla o anda ihtiyac1 olan ~eyleri
satin al1r. Delillerde (hadislerde) "bugday ve arpa"n1n belirtilmesi, o zamanlar
Medine'de al1~veri~lerin bunlarla yapilmas1ndan dolay1d1r. Arna bizim [3/108]
memleketimizde al1~veri~ler parayla yapild1g1ndan para mallarin en degerlisidir. Bu
bak1mdan fitreyi onunla vermek daha faziletlidir.
Bayram gecesi koleleri ve c;;ocuklan olen ki~i onlar ic;;in fitre vermez. Ancak,
bayram sabah1ndan sonra olenler ic;;in, fitre verilmesi vaciptir.
F1t1r sadakas1, Ramazan'da, oruc;;tan c;;1kmaya bagl1d1r. Bu konuda goru~ aynl1g1 Bayram
gecesi ~afak
yoktur. Goru~ aynl1g1 Ramazan 'da oruc;;tan c;;1k1~ vakti konusundad1r. Bize gore sokmeden
oruc;;tan c;;1k1~ vakti, bayram gunu ~afag1n sokmesiyle ba~lar. olenler i~in
fit re
$afii (rh.a.J'ye gore ise, $evval hilalinin goruldugu gece, gune~in batmas1yla verilmesi
ba~lar. Bu kural1 isbat ic;;in, onun delili ~udur. Oruc;;tan c;;1kma gune~in batmas1yla
ba~lar. Ayn1 ~ekilde Ramazan ay1ndan, $evval hilalinin gorulmesiyle c;;1k1l1r. Bu da
Ramazan'1n son gunu gune~in batmas1yla olur.
Biz Hanefller'in deli Ii ise Peygamber (s a v.)'den rivayet edilen ~u hadistir. 0
~oyle demi~tir .
I>
:~I w 0 .I<'\;•.,. !C · -
.I J ,,. - I ., J " •,1 I ,-;
!<"C': ~ ,L;~
r~- r- -·- .r- i Y...J r-;J-"' ~
.U
··· 0
J .r:-- i•·>'-· I?="
· • " ' - : ' .!_$"\::\
Y- ~J-"' ,y- r 'T'

"Sizlere, orur:;lanntz1 ar:;t1g1n1z ve kurban et/erinizi yediginiz iki gunde orur:;


230
tutmay1 yasakliyorum"
Bu gun gune~in batt1g1 s1rada oruc;;tan c;;1kild1g1 gibi, daha onceki gunlerde de
bu vakitte oruc;;tan c;;1kil1r. Ramazan 'da oruc;;tan c;;1k1~ ancak gec;;mi~ gunlerden farkl1
olarak gerc;;ekle~ir. Bu da ~afagin soktUgu s1radad1r. c;:unku onceki gunlerde o
vakitte oruc;;lu olunmas1 gerekiyordu. Bugun ise oruc;;tan c;;1k1lmas1 gerekiyor. Bu
gune oruc;;tan c;;1kma gunu diye isim verilmi~ ise, bu ismin gerc;;ekle~mesi ic;;in
Ramazan'dan c;;1kmanin o vakitte olmas1 gerekir. Nitekim "Cuma gunu" de
boyledir. Bu ismin gerc;;ekle~mesi ic;;in Cuma namaz1 o gun vacip olur, o gun kil1n1r.
Bunu belirledikten sonra deriz ki:
Biz Hanefller'e gore bayram gecesi Musluman olan her kafire fitre vermek
vaciptir. c;:unku vacip alma vakti, o Musluman iken girmi~tir. Yine biz Hanefilere
gore bayram gecesi dogan her c;;ocuk ic;;in fitre vermek vaciptir. c;:unku o anas1ndan
aynlm1~ iken, vacip olma vakti gelmi~tir. Bayram gecesi, c;;ocuklanndan ve
kolelerinden biri olen ki~iye, vacip alma vaktinde olu oldugundan dolay1, olen ic;;in
fitre vermek vacip degildir. Bu kimseye bayram gunu ~afak soktUkten sonra onlarin
oleni ic;;in vacip olma vaktinde sag oldugundan dolay1 fitre vermek vaciptir.

230
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/24; Buhari, Savm, 65; Muslim, S1yam, 138; lbn Mace, S1yam, 36; Eba
DavOd, S1yam, 48.
172 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Fitre, vacip olduktan sonra, kendisi ic;in verilecek ki~inin olumunden dolay1
du~mez. Zekat ise bundan farkl1d1r. (unku zekatta verilmesi vacip olan, malin bir
k1sm1d1r. Malin yok olmas1yla vacibin mahalli de ortadan kalkm1~ olur.
Burada fitre, vermesi gereken ki~inin zimmetinde bore; olarak sabittir. 0
durumda kendisi ic;in fitre verilecek ki~inin olumuyle vacibin mahalli ortadan
kalkm1~ olmaz. Bundan dolay1 fitre du~mez.

Ebu Yusuf (rh a )'tan Email' de ~oyle rivayet edilir: Kolesine "bayram gunu
gelirse ozgursun" diyen kimseye o kole ic;in fitre vermek gerekir. (unku kole
ancak ~afagin sokmesinden sonra ozgurlugune kavu~acag1ndan dolay1 onun ic;in
vacip olan fitre bununla du~mez.
Vacip olma vaktinin ~afag1n sokmesi olduguna deli I, ibn Omer (r a )'in rivayet
ettigi;

"Peygamber (s.a.v.) bize fitremizi namazgaha c;1kmadan once vermemizi


emrederdi. " 231 hadisidir.
Bu emrin amac1 fitreyi vacip olma vaktinden sonraya b1rakmak degil, onu
yerine getirmekte acele etmektir.
Bir
kimsenin elinde taraflardan birinin muhayyer oldugu bir
sozle~meyle satin ald1g1 bir kale varken, bayram gi.ini.i gelse biz Hanefilere
gore kale kimde kahrsa fitreyi onun vermesi gerekir.
[3/109]
Zufer (rh.a.)'e gore muhayyerlik hakk1 kimin ise, fitreyi onun vermesi gerekir.
$afii (rh.a.)'ye gore ise, vacip olma vaktinde kolenin mulkiyeti kime aitse fitreyi
onun vermesi gerekir. $afii (rh a) ~oyle der. Bu, mulkiyet nedeniyle odenmesi
gereken bir vergi oldugundan, nafakaya benzer. Dolay1s1yla muhayyerlik suresince,
kolenin nafakas1 nas1I mulkiyet sahibine aitse fitresi de ona ait olur.
Zufer (rh.a.) ise der ki, sat1m konusu kolenin velayeti, muhayyerlik hakk1na
sahip olan taraf1nd1r. Fitre de, velayetine sahip olunan "ba~" nedeniyle vacip olur.

Muhayyerlik Biz Hanefllerin delili ~udur: Muhayyerlik ~art1 ile yap1lan bir sat1~
ko~uluyla tamamland1g1nda mal1n mulkiyeti, akit vaktinden itibaren, al1c1nin olur. Bu
sat1~ta
miilkiyetin, bak1mdan al1c1 malin biti~ik ve ayn fazlal1klann1 alma hakk1 kazan1r. Akit
akitle ahc1ya feshedilecek olursa mal, sat1c1nin eski mulkiyetine doner. $u durumda kolenin
ge~mesi
mulkiyet ve velayeti ask1dad1r. Dolay1s1yla buna dayal1 olan ~ey de ask1da olur.
Mulkiyet nedeniyle mal sahibinin odemesi gereken nafaka, mulkiyet
nedeniyle sahip olacag1 ~eylerin kar~1l1g1d1r. Bunlar da mal1n fazlal1kland1r. Alacag1

231
Buhar1, Zekat, 69; Muslim, Zekat, 22; EbO DavOd, Zekat, 18; Nesa1, Zekat, 33; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/90; lbn Hibban, Sahih, Vlll/93.
f1t1r Sadakasi_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 173
~eylerin hukmu ask1da oldugu gibi verecegi ~eylerin hukmu de ask1da olur. Ancak
kblenin nafakaya o surede ihtiyac1 oldugu i~in nafaka ask1ya al1nmaz. Nafakay1 da
ask1ya alacak olursak kale a~l1ktan oldu demektir. Bu zaruretten dolay1 kolenin
nafakas1n1 o surede goz onune al1nz. Fitresi boyle degildir. Kbleyi ticaret i~in satin
alm1~ ise, ticaret mal1 zekat1ndaki goru~ aynl1g1 da aynen bu ~ekildedir.

Sat1~ta muhayyerlik olmaz, ancak allCI mah (koleyi) teslim almadan


bayram gunu gelir, bundan sonra onu teslim ahrsa, fitresi ahc1ya aittir.
c;:unku o, vacip olma vaktinde koleye malik idi. Teslim almakla mulkiyeti
sabitle~mi~ oldu. Al1c1 koleyi teslim almadan once olurse al1c1 ve sat1c1dan hi~birine
fitre vacip degildir. Vacip olma vaktinde kolenin sahibi olmad1g1 i~in sat1c1ya vacip
degildir. c;:unku muhayyerlik ~art1 bulunmayan sat1m, onun mulkiyetini ortadan
kald1m. Teslim almadan once sat1~ konusu kolenin yok olmas1yla sbzle~me
temelden bozulacagindan, mulkiyeti temelden yok olacag1 i~in al1c1ya da vacip
degildir. Fitre mulkiyete bagl1 olarak vacip olur. Halbuki, sat1m sbzle~mesi
temelden bozuldugu zaman alic1ya ait mulkiyetin hukmu kalmaz.
Kole blmez fakat al1c1 onu teslim almadan once bir kusur ya da gbrme
muhayyerligini kullanarak sat1c1ya geri verirse fitresi sat1c1ya aittir. Al1c1ya hi~bir ~ey
gerekmez. c;:unku sat1~, bu nedenlerle mal teslim al1nmadan once geri verilerek
temelden bozulmu~ ve kale, sat1c1n1n eski mulkiyetine dbnmu~tur. Kole onun
mulkiyetinden sanki hi~ ~1kmam1~t1r. Birinci durumda ise bbyle degildir. 0
durumda kale oldukten sonra sat1m sozle~mesinin bozulmas1, bu sbzle~me ile
kazan1lan teslim alma hakk1nin ortadan kalkmas1 gibidir.
Dolay1s1yla kble hayatta iken sat1c1ya ait mulkiyetin etkisi ortaya ~1kmaz. Al1c1
teslim ald1ktan sonra bir kusur ya da gorme muhayyerligini kullanarak koleyi geri
verirse fitresi al1c1ya aittir. c;:unku koleyi teslim alm1~ oldugu i~in al1c1nin mulkiyeti
ve velayeti, vacip olma vaktinde tam idi. Bu bak1mdan fitre ona vacip olur. Sonra
elinde iken blmesi durumunda du~medigi gibi kblenin kendisi mulkiyetinden
~1kmakla da fitre ondan du~mez.

Ki~i, koleyi fasit (bozuk) bir sozle~meyle satin al1p, teslim almadan once
bayram gunu gelse -daha sonra al1c1 teslim als1n veya almas1n - fitresi sat1c1ya
aittir. Sat1~ da feshedilir (kald1nl1r).
c;:unku fasit (bozuk) sat1~in kendisi mulkiyeti yok etmez. Sat1~tan once oldugu
gibi sonra da sat1c1nin mulkiyeti devam eder. Al1c1 bundan sonra mal1 teslim alsa
sat1c1n1n mulkiyeti o zamanla s1nirl1 olarak kalkar. c;:unku mulkiyetin kalkma nedeni
o an ger~ekle~mi~tir.
Bu konuda hibe edilen kale fasit sbzle~me ile satin alinan kblenin bir
benzeridir.
l 74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Fasit (bozuk) sozle~me ile satm alman kale ahc1 tarafmdan teslim
[3/110] almm1~ iken bayram gi.ini.i gelir ahc1, onu ozgi.ir k1larsa fitresi ahc1ya aittir.
<;:unku vacip olma vaktinde o koleye sahipti. Sat1~1n feshedilme (kald1rilma)
ihtimali ortadan kalkt1g1 ic;in mulkiyeti sabitle~mi~ti. Ancak geri verirse - kale
sat1c1nin eski mulkiyetine dondugu ic;in - fitresi sat1c1ya ait olur. Al1c1 her ne kadar
vacip olma vaktinde teslim alm1~ ve malik olmu~ ise de onun zilyetligi ve mulkiyeti,
dinen kald1rmas1 gereken bir zilyetlik ve mulkiyettir. Alic1 (geri vererek) kald1rd1g1
zaman bunlar hie; gerc;ekle~memi~ gibi olur. Fakat kusur veya gorme muhayyerligi
nedeniyle geri verme boyle degildir. Bu durumda onun sozle~meyi kald1rma
yukumlulugu yoktur. 0 sozle~meyi kendi iradesiyle kald1rm1~t1r.
Mi.ikatep odemekten aciz kahrsa efendisinin gec;;mi~ y1llar ic;;in onun
titre ve zekatm1 vermesi gerekmez.
Fitrenin nedeni, velayeti dolay1s1yla gec;imini saglad1g1 ba~ oldugu ve gec;en
y1llarda da bu ba~ mevcut olmad1g1 ic;in fitresini vermez. Mukatep kolede tasarruf
imkan1 bulunmad1g1, bilakis mulkiyetinden c;1km1~ gibi oldugu ic;in zekat1n1 da
vermez.
Kolesi kac;ak olup onu bulursa da hukum boyledir. <;:unku kale, gec;en ylllarda
kay1p idi. Bu bak1mdan onun fitresini de zekatin1 da vermesi gerekmez. Kole gasp
edilip inkar edilirse ya da esir al1nirsa da hukum yine boyledir. <;:unku mal1 hukmen
kaybolmu~tur ve zilyetligi de yoktur.

Kitabet akdinden once ticaret kolesi olan mi.ikatep, odemekten aciz


kahrsa, art1k ticaret mah olmaz.
<;:unku efendi kitabet akdi yapmakla, ondaki ticaret niyetini kald1rm1~
(feshetmi~)olur. <;:unku efendi onu tasarruflarina konu olmaktan c;1karm1~t1r. 0
durumda bundan sonra o ancak ticaret say1lan bir fiille ticaret mal1 ha line gelebilir.
Bayram gunu geldiginde efendiye onun fitresini odemek gerekir. ~oyle ki,
kale kural olarak efendisi onu ticaret mal1 yapana kadar hizmet ic;indir. Ancak o,
ticaret it;in alm1~ oldugu koleye, ticaret yapma izni verir, sonra da ondan izni
kaldimsa hukum boyle degildir. <;:unku efendi ondaki ticaret niyetini feshetmi~
degildir. Ticaret izni vermekle o koleyi tasarruflarina konu olmaktan c;1karmam1~t1r.
Verilmeyen Ki~i fitresini bayram gi.ini.i vermezse uzun zaman gec;;se de onu
fitrenin,
bayramdan vermekle yi.iki.imli.idi.ir.
sonra
verilmesi Hasan b.Ziyad ise ~oyle der: Fitre iki bayram gununden birine ozgu bir ibadet
oldugu ic;in Ramazan Bayram1n1n birinci gununun gec;mesiyle ki~iden du~er. Bu
bak1mdan fitre, kurban gunleri gec;ince du~en kurbana k1yas edilmi~ olur.
Biz Hanefllerin delili ~udur; fitre mall bir sadakad1r. Vacip olduktan sonra,
Fitrenin once mal1n zekat1 gibi, ancak odemekle ki~iden du~er. Biz (vakti gec;ince) kurbanin
verilmesi
du~ecegini degil aksine vaktinde kesilmezse vacibin; kurban degerini, sadaka
f1t1r Sadakas1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t 75
verme ~ekline donu~tlirecegini soyluyoruz. Cunku kan ak1tma, belirli bir vakitte ya
da belirli bir yerde yap1l1rsa ibadet olur. Mal ile yap1lan tasadduk ise her zaman
ibadettir.
Fitreyi onceden vermenin caiz olu~u kitabin sadece baz1 nushalannda vard1r.
$oyle ki Muhammed (rh a) bayram gununden bir veya iki gun once verirse caiz
olacag1n1 soyler. Hanefi' Mezhebinde gec;erli olan goru~; bir veya iki yil1n fitresini
onceden vermenin caiz olu~udur. Cunku neden, -ki bu " ba~"t1r- sabit olmu~tur.
Bu, nisab tamamland1ktan sonra zekat1 onceden odemesinin benzeridir.
Hasan b. Ziyad (rh.a ), kurban gibi, fitrenin de vaktinden once asla
verilemeyecegini soyler. Halef b. EyyOb ise fitrenin, Ramazan ay1 girmeden once
degil de girdikten sonra verilebilecegini soylerdi. Cunku bu, oruc;tan c;1kma
sadakas1d1r. Oruca ba~lamadan c;1k1~ olmaz.
Nuh b. EbO Meryem ise: Fitrenin Ramazan1n yans1ndan sonra erkenden [3/111]
verilmesinin caiz oldugunu soylerdi. Ramazan'1n son on gununde fitrenin
verilebilecegini soyleyen fakihler de vard1r.
Fitrenin zimmilere 232 verilmesi caizdir.
$afii (rh.a.)'ye gore ise caiz degildir. EbO Yusuf (rh.a )'tan bu konuda uc; rivayet Zimmiye titre
vard1r: verilmesi

1. Bir rivayette Kur'an'da ad1 gec;en her sadakanin, (zekatin) zimmilere


verilmesi caiz degildir. Bu rivayete gore fitreyi zimmilere vermek caizdir. (Cunku
sadaka-i f1t1r Kur'an'da gec;memektedir.)
2. Kuldan kaynaklanan bir nedenle degil de, dogrudan dlnin vacip k1lmas1 ile
vacip olan her sadakan1n zimmilere verilmesi caiz degildir. Bu rivayete gore fitreyi
zimmilere vermek caiz degildir. Ancak nezir ve kefaretler verilebilir.
3. Vacip olan her sadakanin zimmilere verilmesi caiz degildir.
Buna gore kefaretlerin zimmilere verilmesi caiz degildir. Sadece nafile
sadakalar verilebilir.
$afii (rh a), vacip sadaka olmas1 nedeniyle, fitreyi zekata k1yas eder. COnku
zekat, mal sahibi ile ayn1 dlni payla~an muhtac;lara verilmesi farz olan bir yard1md1r.
Bu bak1mdan ki~i onu ba~ka dinden olanlara veremez. Fitreden maksat, fakirin
onunla Allah'a itaat ic;in guc; kazanmas1, dilenmeye ihtiyac; duymayarak bayram
namaz1na zaman ay1rmasin1 saglamakt1r. Bu amac;, muste'menlere 233 fitre verildigi
takdirde gerc;ekle~medigi gibi zimmilere verildigi takdirde de gerc;ekle~mez.

232
Zimmi /._s-.lll: Islam Olkesi vatanda ~ 1 olan gayrimOslim erkek. GayrimOslim kadma ise "zimmiyye"
denir. Kendilerine bu hakk1n tanind1g1 kimselere "ehl-i zimmet" diye isimlendirilir. ~On k O bunlar
MOslOmanlann gOvencesi altma girmi~ ve bir tak1m haklara sahip olmu~lard1r.
233
Miiste'men / .:r-\:.....Ji: Ba~ka bir milletin Ol kesine eman yani mOsaade (pasaport) ile giren kimse. Bu
kimse MOslOman, zimml ya da harbi olabilir.
176_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsilt
Dolay1s1yla fitrenin muste'menlere verilmesi caiz olmad1g1 gibi zimmilere de
verilmesi caiz olmaz.
Biz Hanefllerin delili ~udur: Fitreden amar:;, muhtac durumdaki birinin
ihtiyac1n1, veren kimsenin ibadet olan bir fiiliyle kar~1lamakt1r. Bu amar:;, fitrenin
zimmilere verilmesiyle de gerr:;ekle~ir. Nafile sadakalan zimmilere vermenin caiz
olu~u, onlara tasaddukta bulunmanin da ibadet oldugunun bir gostergesidir.
(unku bize, bizimle sava~mayanlara iyilik yapmak yasaklanmam1~t1r. Allahu Teala
bu konu da:

pJ~ 01 rs,?4~ ~ p-y.r.. ~ j 0 ~, 0 rs~~ ~ er.~' J ~' rs-~ ~,


~~! 1_,L ~ ;;J
"Allah sizinle din ugrunda sava:;mayan ve sizi yurtlanntzdan r:;1karmayanlara
iyilik yapmanlZI ve onlara adil davranmanlZI yasak/amaz." (el-Mumtehine, 60/8)
buyurur.
Muste'men ise boyle degildir. 0 bizimle sava~maktad1r. Bizimle sava~anlara
iyilik yapmak bize yasaklanm1~t1r. Allahu Teala;

~p); 0r ... 0~ 1 J rs_,ti; er.~ 1 -1 ~ 1 rs-~ ~l,


"Allah size ancak din ugrunda sizinle sava:;anlan ... dost edinmeyi yasaklar."
(el-Mumtehine, 60/9)

K1yasa gore onlara zekat verilmesi caizdir. Biz bu konuda k1yas1, nassa (delile)
dayanarak terk ediyoruz. Bu nass ise Peygamber (s av )'in Muaz (rh a.)' a;
• •, _:! . ~~ . • ·L::lr : ~ };.
r-¥..JA.9 ~ .))- ~ - ~
234
"(Onu) Mus!Umanlann zenginlerinden al, fakirlerine ver. "
Burada al1nan ~eyden kas1t, fitre ve kefaretler degil, zekatt1r. (unku zekat
memurunun fitre ve kefaretleri alma yetkisi yoktur. Bu bak1mdan onlann hukmu
k1yasa gore devam eder.
Fitre vermek
i~in
Fitrenin MuslUman fakirlere verilmesi goru~ aynhgmdan uzak oldugu
Miisliimanlan ic;in bana daha sevimli gelmektedir.
tercih etme
(unku Muslumanlar, onunla taat'a (Allah nzas1n1 kazand1ran i~ler) ve
Rahman'a kulluk etmeye, zimmiler ise ~eytana kulluk etmeye gur:; kazan1rlar.
Sadece bir
evi olan
Bir kimsenin bir evi ve bir hizmetc;isinden ba~ka mah olmasa, titre
kimsenin vermekle yukumlu degildir.
titre vermesi

234
Buhar1, Zekat, 1, Muslim, Iman, 29; lbn Mace, Zekat, 1; Ebo DavOd, Zekat, 4; Tirmiz1, Zekat, 6;
Nesa1, Zekat, 1.
ftttr Sadakas1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ I77
$oyle ki onun sadaka almas1 helaldir. <;:unku o muhtar;.:t1r. Bir de ev,
kohnele~ip tamire ihtiya<;; gosterir, hizmetr;.:i de nafaka ister. Bunlar olmadan da
olmaz. Daha once sadakan1n sadece zengine vacip oldugunu ar;.:1klam1~t1k. <;:unku
sadaka zenginle~tirmek ir;.:indir. Nitekim Peygamber (s av) "on/an zengin kilm1z"
buyurmu~tur. Kendisi zengin olmayan bir kimse ba~kas1n1 zengin k1lma emrine
muhatap olamaz.
Ki~i
kolesine ticaret yapma izni verir ve degerinin tamam1 kadar
kolenin borcu bulunur, fakat efendisi zengin olursa onun fitre vermesi
gerekir.
<;:unku efendi velayetinden dolay1 onun ger;.:imini saglamakla yukumludur.
Borr;; nedeniyle, kolenin degeri alacakl1larin hakk1 olur. Fitrenin vacip olmas1
konusunda kendisi i<;;in fitre verilenin degeri dikkate al1nmaz. Nitekim r;.:ocugunda
ve ummu veledinde durum boyledir. Ticarete izin verme nedeniyle kole, hizmet
[3/112]
kolesi olmaktan r;.:1kmaz. <;:unku ugra~t1g1 i~, efendiye bir tUr hizmettir. Ancak
efendinin borcu butUn mal varl1g1n1 kapsarsa fitreyi onun vermesi gerekmez.
<;:unku borcu, onun zenginligini ortadan kaldinr. Sadaka vermek ise sadece
zengine vaciptir.
Ticaret yapma izni verilen kole, koleler satin alsa, efendinin bu koleler
ic;in fitre vermesi gerekmez. <;i.inki.i kole onlan ticaret ic;in satin alm1~t1r.
"Ema/i" adl1 eserde EbO Yusuf (rh a )'tan ~oyle nakledilmi~tir: Eger o koleleri
hizmet ir;.:in satin alm1~, efendisi de kendisine bu konuda izin vermi~, izin verilen
kolenin borcu da yoksa, efendi o kolelerin fitresini vermekle yukumludur. <;:unku
o, kolelerin sahibidir.
Kolenin kazanc1n1 ve kendi degerini kapsayacak miktarda borcu varsa, EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kendi kuralina dayal1 olarak efendiye, bu kolelerin fitresini
vermek gerekmez. Bu kural, "onun kolelere sahip olmamas1d1r." EbO Yusuf ve
Muhammed (rh.a.)'e gore ise, kendi kurallarina dayal1 olarak efendinin onlar ir;.:in
fitre vermesi gerekir. Bu kural, "kolenin borcu, efendinin koleye malik olmasin1
engellemedigi gibi, onun kazanc1na malik olmas1n1 da engellemez ~eklindedir."
Hizmeti vasiyet edilen kolenin fitresi, mirasc;1 ya da musa leh (lehine
vasiyet yap1lan) olsun, kolenin kendisine (rakabe) sahip olan ki~iye aittir.
<;:unku fitrenin vacip olma nedeni onun ir;.:in sabitle~mi~tir. Kendisine hizmeti
vasiyet edilen ki~i (mOsa leh) kolenin kendisine (rakabe) degil hizmetine sahiptir.
Ocretle verilen veya igreti al1nm1~ kolenin fitresi de ayn1 ~ekilde ucretle
<;;al1~t1ran veya igreti alan kimseye degil, sahibine vaciptir. Emanet b1rak1lan kolenin
fitresi emanet b1rakan ki~iye aittir. <;:unku emanet olan ki~inin zilyetligi b1rakan
ki~inin zilyetligi gibidir.
178 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Ayni ~ekilde kasten veya hata ile cinayet i~lemi~ bir kolenin fitresi, sahibine
aittir. Ci.lnku sahibinin mulkiyet ve velayeti bu cinayet nedeniyle ortadan kalkmaz.
Yine rehin verilen kolenin fitresi, -borcuna yetecek miktarda paradan fazla iki
yuz dirhemi varsa- rehin veren ki~iye aittir. Ci.lnku rehin (ipotek) kblenin
kendisindeki mulkiyeti ortadan kald1rmad1g1 gibi, rehin alan ki~inin, kolenin
rakabesinde bir hakk1 da dogmaz. Rehin alan ki~inin hakk1 ancak kblenin
degerindedir. Deger fitrenin vacip olmas1 ic.;in gbz bni.lne al1nmaz. El-imla adli
eserinde EbO Yusuf (rh.a.)'tan ~u gbru~ler nakledilmi~tir: Rehin verene, rehin (olarak
verilen) kblenin fitresini, -rehin kurtanl1ncaya kadar- rehin verenin bdemesi
gerekmez. Rehni kurtard1ktan sonra gec.;en y1llann fitresini verir. Eger rehni
kurtarmadan kale blecek olursa, rehin verenin kale ic.;in fitre bdemesi gerekmez.
Fitrenin Geriye vacip olan fitre miktannin ac.;1klamas1 kald1. Bu miktar Hanefl
miktan bilginlerimize gore bugdaydan yanm sa', $afii (rh.a.)'ye gore ise bir sa'd1r. $afil
(rh a.)'nin deli Ii lbn Omer (r a )'in rivayet ettigi hadistir. lbn Omer (r a) o hadiste l~W,
; : \S.Lp .J·i _,....
~ If-
.: er.
: \S.L,o .J·i J'.·' er.
: "bug"day' hurma ve arpadan bir sa'"235 demictir.
;
Fitrenin ya nm s.§' olarak belirienmesi, EbO Said el-Hudri (r a )'nin bildirdigine gore
Muaviye (ra)'nin icat ettigi bir ~eydir. 0 der ki: "Biz fitremizi bugdaydan bir sa'
olarak veriyorduk. Muaviye $am'dan gelip, "$am bugday1nin yanm sa'in1, sizin bu
bugday1nizdan bir sa'a e~it gbri.lyorum." dedi.
Bu konuda en c.;ok ~byle denebilir; Bu konuyla ilgili hadisler farl1l1k
gbstermektedir. lbadetler konusunda ihtiyatl1 davranmak vaciptir. Burada ihtiyat,
sa'1 tamamlamakt1r.
$afii (rh a), fitre verilebilecek ti.lrlerden biri oldugu ic.;in, arpa ve bugday1
[3/113] hurmaya k1yaslam1~t1r.
Biz Hanefller'in delili bu konunun ba~1nda naklettigimiz i.lzere Abdullah b.
Sa'lebe b.Suayr (ra)'in hadisidir.

~ ~LP j t _;S ~ l~LP j i ). &! tLP ~ ~ j l ~ ~ j ~ j5 y IJ~1


,,, # ,, , .,,, , , "

"Kur;uk buyuk her hur ve kale ir;in, yanm sa' bugday yahut bir sa' kuru
hurmay1 ya da bir sa' arpay1 (fitre) veriniz. "236
Ba~ka bir hadiste Peygamber (s.a v ):

.!. &! ~LP 051 JS' ~ j


235
Buhari, Zekat 69; Muslim Zekat 12; lbn Mace, Zekat, 21; Ebu DavOd, Zekat, 19; Tirmiz1, Zekat, 35;
Nesa1, Zekat, 30.
236
Buhar1, Zekat, 76; Muslim, Zekat, 14; Ebu Davud, Zekat 20; Nesa1, Zekat, 35; Darekutn1, Si.inen,
11/147.
f1t1r Sadakast_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 179
"Her iki ki~iden bir sa' bugday ... " 237
buyurmu~tur.
Fitrenin bir sa' oldugunu rivayet eden ki~i, hadisin ba~1n1 degil, sonunu i~itmi~
olabilir.
Bugdaydan fitrenin sa' olarak takdir edilmesi; EbO Bekir, Omer, Ali ve
sahabe (r.a.)'den bir grubun gori.i~i.idi.ir. Hatta EbO Hasan el-Kerhl ~oyle
der: "Bu zatlann hi~birinden, bugdaydan yanm sa'm caiz olmayacag1
gori.i~i.i nakledilmemi~tir. Bununla ~afii (rh.a.)'nin fitrenin bugdaydan
yanm sa' oldugu gori.i~i.ini.in "Muaviye'ye ait olma" iddias1 ~i.iri.iti.ilmi.i~
olur.
Biz bunu, miskinin bir gunluk gec;imi olmas1 nedeniyle eza kefaretine k1yas
ediyoruz. Eza kefareti 238 hakkinda nas (delil) vard1r. $6yle ki, Ka'b b. Acvere (Ucre),
Peygamber (s a.v.)'e "f1t1r sadakast nedir" diye sordugunda, 0 (s a.v)

Cd~ ~ Ji &-' ~)ij


"Aftt yoksula Q<; sa' "239 diye cevap vermi~tir.
Bugday, hurma ve arpaya benzemez. c;:unku hurma ve arpan1n, c;ekirdek ve
kepek gibi yenmeyen ve yenen k1s1mlan vard1r. Bugday1n ise tamam1 yenilir. Fakir,
bugday ununu, kepegiyle birlikte yiyebilir. Arpa ise boyle degildir. Sa'1n
ac;1klamas1n1 daha once verdik. Ancak bugdaydan yanm sa' tart1 olarak dikkate
al1n1r. EbO Yusuf (rh.a ), EbO Hanlfe (rh a) 'den bu ~ekilde rivayet etmi~tir.
lbn Rustem, Muhammed (rh.a)'den bunun olc;u olarak dikkate alind1g1n1
nakleder ve ~i:iyle der: Ki~i bugdaydan iki menn 240 tart1p fakire verse, fitresi caiz
midir? diye sordum. 0 "Hay1r ! Bugday tart1da bazen ag1r bazen hafif gelir. Yanm
sa'1n olc;u olarak dikkate al1nmas1 gerekir" dedi. Delili; hadisler fitre miktann1 takdir
ederken sa' ile belirtmi~tir. Bu da olc;ek ismidir.
Diger gi:irl.i~l.in delili ise ~udur; Bilginler bir sa'1n miktannda sekiz ntil 241 m1?
be~ nt1I ile bir ntl1n uc;te biri mi? diye ihtilaf edince, tart1yla denkle~tirilen
belirlemede ittifak etmi~lerdir. Bu da bir ntil olc;egin ag1rl1g1 kadard1r.
Hanefilere gore bugday unu, bugday; arpa unu, arpa gibidir.

237
Abdurrezzak, Musannef, 111/318; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/432; Darekutn1, Sunen, 11/144;
Hakim, Mustedrek, 1/569.
Keffaretii'l-eza /<.>~"11 o).iS: lhramli bir kimsenin hastal1k veya ba~1ndaki bir rahats1zl1g1ndan dolay1
238

sa,lanrn t1ra~ etmesi sebebiyle kendisine gerekli olan kefarettir.


239
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/241; Muslim, Hae, 82; Ebo DavOd, Menasik, 43; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/195; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, IX/113.
240
lki lrak ntll ag1rl1ginda yani iki yuz altm1~ dirhemlik bir 01,0 birimi (815.39 gr.) dart menn bir sa'd1r.
R1tl I J1 )1: S1v1 maddeler i'in kullandan 130 dirhemlik bir 61,ek. Sa'1n sekizde biri = 412 gr.
241
lSO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
~afii (rh.a.)'ye gore ise -sadakalarda ayet ve hadislerle belirtilen ~ey
dikkate alm1r- prensibine dayanarak undan fitre vermek caiz degildir.
Biz Hanefllerin deli Ii EbO Hureyre (r a )'nin;

Ji~(/.~~~ JS ~ ~~ rs~ •lS) ~J;. ~ 1J~1 :Jt,; c~> ~' ~r


w~

"Peygamber (sav) 'Bayram namazina c;1kmadan once fitrelerinizi veriniz.


242
'iOphesiz her Mus/Oman 'in bugday veya unundan iki m0dd vermesi
gereklidir. ' 243
buyurdular, ~eklinde rivayet ettigi hadistir.
Ayn ca fitreden ama<:;, fakirin ihtiyac1n1 gidermek ve Peygamber (s a.v )'in
buyurdugu gibi onu dilenme ihtiyacindan kurtarmakt1r. Bu amac1 ger<:;ekle~tirmek
uzere -yaran fakire daha <:;abuk ula~t1g1 i<:;in- un verilmesi daha uygundur. EbO
Yusuf (rh a.)'tan boyle rivayet edilmi~tir. 0 "Un vermek, bug day vermekten,
paras1n1 vermek de, -yarannin fakirlere daha <:;abuk ula~mas1 a<:;1s1ndan- unu
vermekten daha faziletlidir" der.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kuru uzumden vacip olan miktar yanm sa' olarak
takdir edilir. Muhammed (rh a) bu nu Camiu's-Sagir'de anm1~t1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise bir sa' olarak takdir edilir. Bu, Esed
b. Amr ve Hasan b. Ziyad' in, EbO Hanlfe (rh a.)' den naklettikleri goru~tur. Bu
[3/114]
goru~un delili ~udur: Kuru uzum, hurmaya benzer. ikisi de deger ve ama<:;
konusunda birbirlerine yak1nd1r. Bu bak1mdan, hurmadan nas1I bir sa' olarak takdir
ediliyorsa kuru uzumden de o ~ekilde takdir edilir. Ayn1 ~ekilde baz1 hadislerde
"kuru QzOmden bir sa' ... "diye rivayet edilmi~tir.
EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~unun a<:;1klamas1 ~oyledir: Kuru uzum, bugdaya
benzer, tamam1 yenilir. Bundan dolay1 bugdaydan nasil yanm sa' takdir ediliyorsa,
kuru uzumden de ayn1 ~ekilde takdir edilir. Bir sa' ile ilgili hadis ise ~azd1r. Boyle
hadislerle umOmu belva denilen ve herkesin hukmunu bilme ihtiyac1 duydugu
konularda takdir yap1lmaz. c;:unku bu dogru olsayd1 herkesin bilmesinden dolay1 o
rivayet me~hOr olurdu.
Ki~i fitresini diger hububattan vermek isterse deger olarak verir. Bize gore
deger vermenin caiz oldugunu daha once a<:;1klam1~t1k. c;:unku diger hububatla
ilgili, ol<:;l.i bildiren ayet ve hadis yoktur. ictihat ile de ol<:;l.i belirlenemez.

242
Mudd /.:WI: Bir sa'in dortte birine e~it, iki yuz altm1~ dirhemlik bir ol<;ek. lrak ntl1 ile 2 ntla, Hicaz ntli
ile ise bir tam 1/3 ntla e~ittir. 77 kg . bugday 1oo It. olarak du~unulurse, ~er1 mudd i<;in 1,05 litrelik
deger elde edilir.
243
lbn Asak1r, Tarihu Medineti D1ma$k, Xll/304; Bkz. Darekutn1, SOnen, 111142; Hakim, MOstedrek,
111/314; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/160.
f1t1r Sadallas1_ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ __ _ I8 t
Kurutulmu~ yogurttan (ke?) degerini verir. Malik (rh a. ), kurutulmu~ yogurttan
fitrenin bir sa' olarak takdir edildigini sbyler.
$afii (rh a.) ken di kitab1nda ~byle der: "Ki~inin, fitresini kurutulmu~ yogurttan
vermesini ho~ kar~ llam1yorum. Eger verirse iade etmesi gerekir mi gerekmez mi o
da benim i<;;in belirgin deg ii. .. ", Ya hut "kurutulmu~ yogurttan bir sa' .. " ~eklinde
rivayet edilen hadisi Malik (rh a) deli I olarak alm1~ ve sbyle demi~tir: "O vakitlerde
arpa ve hurma ~ehir halk1nin yiyecegi oldugu gibi, kurutulmu~ yogurt da badiye
halk1n1n yiyecegi idi." der.
Hanefl alimler derler ki, bu hadis ?az olup me?hur hadisler arasmda
nakledilmemi~tir. Bu gibi hadislerle umOmu belva kapsamma giren konularda
takdir yapllamaz. Dolay1s1yla degeri goz bnunde tutma hukmu devam eder.
Kurutulmu~ yogurdun degeri, yanm sa' bugday ya da bir sa' arpa degeri
kadar olursa caiz, degilse caiz degildir.
Sonu<;; olarak, hakkmda nass (delil) bulunan ~eylerde deger dikkate al1nmaz.
Oyle ki ki~i degeri yanm sa' bugday degerine ula~an hurmadan yanm sa' verse bu
caiz degildir. c;:unku degerin dikkate almmas1 demek, verilen ~ey hakkmda nassla
belirtilen bl<;;Oyu iptal etmektir. Bu ise caiz degildir.
Hakk1nda nass bulunmayanlar ise degerleri gbz bnune alinarak hakkmda nass
bulunanlara tabi k1lm1r. c;:unku byle yapmada nassla belirlenen bl<;;uyu iptal, bunda
sbz konusu degildir. Bugday1n kavutu unu gibidir. C::unku daha once unla ilgili
olarak a<;;1klad1g1m1z uzere kavutta 61<;;0, yanm sa'd1r.
Allahu Teala dogruyu en iyi bilendir.
iTiKAF

ltikaf, kitap ve sunnetle me~ru k1l1nm1~ bir ibadettir. Kitap'tan delili Allahu
Teala'n1n;

"Mescitlerde itikafa c;ekildiginizde kadmlanniza yakla~maym." (el-Bakara, 2/187)


ayetidir. ltikaf1n ibadetlere mahsus mescitlere izafe edilmesi ve mubah olan cinsi
ili~kinin itikaf nedeniyle terk edilmesi, onun bir ibadet olduguna delildir. Sunnetten
delili Ebu Hureyre ve Ay~e (r.a )'den rivayet edilen:

iill1 ~~ y- ; ~t J- •1 i:...4.i1
-- i- ..Jb
- 0~ J- Lr!
: ~=-i1 ~· ...k:u
.r-·1J-\j1 r--- - - 0L5<~) .:q
. I.?::'
J~
"Peygamber (s.a.v) Medine'ye geli~inden vefatma kadar Ramazanin son on [3/115]
gununde itikafa girerdi. "244 hadisidir. Zuhri ~byle der: "Hayret, insanlar itikaf1 nas1I
terk ettiler! Resulullah (s.a v) bir ~eyi bazen ya par bazen terk ederdi. Halbuki itikaf1
vefat edene kadar hie; terk etmedi."
ltikafta kalbi dunya i~lerinden arind1rma, nefsi yarat1C1S1na teslim etme, itikatm
anlam1
saglam bir kaleyle korunma ve Allahu Teala'nin evine baglanma vard1r.
Ata der ki: itikafa giren ki~i, ulu bir zata ihtiyac1 olup kap1sina oturan ve
"ihtiyac1m1 gbrene kadar kalkmayacag1m" diyen kimseye benzer. ltikafa giren de
Allahu Teala'nin evinde oturur ve "Affedilene kadar buradan ayrlimayacag1m" der.
lhlasla yaplid1g1 takdirde bu en ~erefli amellerden biridir.
Sonra, itikaf sadece cemaatle namaz kli1nan mescitlerde caizdir. Hasan b.
itikatm
Ziyad'1n Ebu Hanlfe (ra.)'den rivayetine gore o ~byle demi~tir: lmam1 ve belli bir caiz
oldugu
muezzini bulunan ve ic;erisinde be~ vakit namaz k1l1nan her mescitte itikafa girilir. mescitler
Said b. Museyyeb ~byle derdi: Biri Medine mescidi digeri Mescidi Haram
olmak Ozere sadece iki mescitte itikafa girilir.
Baz1 alimler bu iki mescide Mescid-i Aksay1 da eklemi~ ve 'ancak uc; mescitte
itikafa girilir' demi~lerdir. Onlarin deli Ii Peygamber (s a.v )'in;

<-~1 ~j r-1.;J1~lj11.A. <.?~ ~L:.; !-hU Jl ~l JL>-)1 .i.!i ~

244
Buhar1, ltikaf, 1; Muslim, ltikaf, 5; lbn Mace, S1yam, 58; Eba Davud, S1yam, 77; Tirmiz1, Savm, 71.
184 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
"Ancak Qr; mescit ir;in yolculuga r;1ki/1r: Benim bu mescidim, Mescid-i Haram
ve Mescid-i l!iya"245 hadisidir. O bununla BeytU'l-Makdis mescidini kastediyor.
ltikafin diger mescitlerde de caiz oldugunun delili Allahu Teala'n1n
"Mescidlerde itikafa c;ekildiginizde" ifadesinde gec;en "mescitler" lafz1nin butUn
mescitleri kapsayacak ~ekilde anllmas1d1r.
lbn Mes'Qd ve Huzeyfe b. Yeman (ra.)'dan farkl1 rivayetler gelmi~tir. Rivayet
edilir ki Huzeyfe, ibn Mes'Qd'a "Hayret bir grup senin evinle EbQ Musa'n1n evi
aras1nda itikafa giriyor da, sen onlari engellemiyorsun" der. Bunun uzerine lbn
Mes'Qd ~oyle der: "Belki de onlar ezberlediler sen unuttun. Onlar dogru yaptilar
sen yan1ld1n. Cemaati olan her mescitte itikafa girilir." Rivayet edildigine gore: lbn
Mes'Qd itikaf yapan bir grup insanin yan1na ugrad1 ve Huzeyfe'ye dedi ki: ltikaf
sadece mescidi haramda m1 olur? Huzeyfe (r.a.) dedi ki: Peygamber (s.a.v )'in ~oyle
buyurdugunu i~ittim:

246
"/mamt ve muezzini a/an her mescitte itikafa girilir. " Muhammed (rh a), e/-
MebsOt adll eserinde Huzeyfe'nin ~oyle dedigini rivayet etmi~tir: "Ancak cemaati
olan mescitte itikafa girilir." Bu caiz alma hukmunun ac;1klamas1d1r.
Fazilet konusuna gelince; Mescidi Haram'da itikafa girmek diger mescitlerde
itikafa girmekten daha faziletlidir.
Muhammed (rh a.), EbQ Hanlfe (rh a.)' den ~oyle rivayet etmi~tir. 0 Mekke'de
kalmay1 mekruh gorur ve ~oyle derdi: Oras1 hicret edilecek bir yer degildir. (unku
Peygamber (s.a.v.) oradan ayril1p Medine'ye hicret etmi~tir.
EbQ Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e gore bunda bir sak1nca yoktur. Hatta
burada itikaf daha faziletlidir. lnsanlar bu gun bununla amel etmektedir.
Sonra itikaf ~eriat (din) taraf1ndan ba~tan vacip k1linmam1~t1r. Fakat insan
ltikafm
hiikmii adamak suretiyle onu kendisine vacip k1labilir. Bu takdirde Omer (r.a )'in hadisine
gore adayan ki~inin onu yerine getirmesi vacip olur .

·1:(~) Jill 0"'


...J, J · ·-Y-.. :J ~ J·1il:J- :J~ J·T4.!kl>J1 .. ~T
-· - . ~· i;Y- , 01..:.iJ· .1 '-I-·~, :Jill
!IJ t,.
Omer (ra), Peygamber (s av )'e (bir soru yoneltip) " 'Ben cahiliye doneminde
bir gun veya bir gece veya iki gun itikafta bulunmayt adam1~t1m (nezretmi~tim).'
dedi. Bunun Qzerine 0 (sa v): "3)~ ~)" 'Adagmt yerine getir. '
247
buyurdu."

245
Buhar1, Tatavvu', 14; Muslim, Hae, 511; lbn Mace, lkametU2s-salat, 196; EbO DavOd, Menasik, 98;
Tirmiz1, Salat, 326; Nesa1, Mesacid, 1o.
246
Darekutn1, semen, 11/200.
itikaf ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
185
Biz Hanefllere gore oruc;, vacip olan itikaf1n ko~ullarindan biridir. $afii (r.a) ltikaf
esnasmda
bunun ko~ul olmad1gin1 soylemi~tir.
oru~lu
Bizim goru~umuz, lbn Abbas ve Ay~e (r a )'den nakledilmi~tir. Bu ikisi; olmak
"' ; .. ,,

~.
• - '11 .....H.~~I '1
- [3/116]

"ltikat ancak oruc;la olur"248 demi~lerdir. $afil (rh a )'nin goru~u lbn
Mes'Qd'dan rivayet edilmi~tir.
Ali (r.a )'den bu konuda iki rivayet gelmi~tir. Bu rivayetlerden birisi bizim
goru~umuz gibidir. lkincisi ise ondan nakledilen ~u goru~tUr. f_,..;, ~: :..J1 Ji. u.:..:J
~ J.... di; ~;. 01:11 "ltikafa giren ki~inin kendisine vacip kt/mast (adamast) haric;
oruc; tutmast g~rekmez. "249 $afii (r al bu rivayet ile Omer (r.a.)'in hadisini deli I olarak
kullanm1~t1r. Omer (r.a) Peygamber (s.a.v.)'e yonelttigi soruda: ~t 0\ ..:.,,j:\i Jl J[j
;l~~ "1,;)4 r-Lj ~:l~ ~I~:..;, ~I j_,..;,_:; ~_;.;t ~~I J il:} "Ben cahiliye d6neminde bir
gece itikafa girmeyi adamt~ttm demi~ de Peygamber (s a.v.) de ona adagtnt yerine
getirmesini emretmi~tir." Bilindigi gibi geceleyin oruc; tutulmaz. Ayrica bir ay itikafa
girmeyi adayan kimse ic;in itikaf gune~in bat1~1ndan itibaren ba~lar. lbadet ic;in
ko~ul olan bir ~eyin ibadetin ba~indan itibaren bulunmas1 ko~uldur. Nitekim namaz
ic;in taharet boyledir. Ayni ~ekilde itikaf gece ve gunduz devam eder. Halbuki
geceleyin oruc; tutulmaz. Bununla orucun itikafin ko~ulu ve ruknu (unsuru)
olmad1g1 ortaya c;1kmaktad1r. ~unku oruc; dlnin temel ibadetlerinden birisidir. ltikaf
ise farzlara ilave olarak yap1lan nafile bir ibadettir. Bu bak1mdan kuvvetli olan
(oruc;) zay1f olana rukun olamaz. Aksine oruc; itikaf1 tamamlamak uzere sevab1
art1ric1 anlamda bir fazlal1kt1r. 0 durumda oruc; konusundaki nezirde pe~pe~e
tutma, hac konusundaki nezirde k1ran harn olarak yerine getirmek gibi, itikafta da
oruc; ac;1kc;a ifade etmekle gerekli hale gelir.
Biz Hanefllerin deli Ii ~udur: Peygamber (s av.) oruc;suz itikafa girmemi~tir.
Fiiller, farkl1 zamanlarda, gerekc;esi varsa tek bir ~ekilde yapil1r. Bu gerekc;e sadece
orucun itikaf1n ko~ullarindan oldugunu ac;1klamakt1r. Buradaki anlam ~udur. Birisi,
~w, ~t 01~~"Allah ic;in oruc;lu olarak itikafa girmek nezrim olsun" dese,
onun bu ikisini birlikte yapmas1 gerekir. Adayan ki~inin oruc;lu anlam1na gelen
"~jw," sozunun, ~j ;.:;~" ona elem verici ~ekilde vurdum" sozundeki gibi
mefulu mutlak olarak mensup okunmas1 dogru olmaz. Bu durumda o sanki
'Oruc;lu olarak itikafa giriyorum' demi~ olur: 'Oruc;lu' kelimesi itikaf1n s1fat1 olmaz.
$6yleki itikaf bir yerde, o yeri yuceltmek ic;in kalmak demektir. Oruc; ise bedeni

247
Suhar\, ltikaf, 5; Muslim, Eyman, 27; lbn Mace, Kefarat, 18; EbO DavOd, Eyman, 32; Tirmiz1, NOzOr,
11; Nesa1, Eyman, 36.
248
Abdurrezzak, Musannef, IV/355; lbn EbO $eybe, Musannef, 11/333; Eba DavOd, S1yam, 80; Tirmiz1,
NOzOr, 11; Beyhak1, es-Sunenu'/-kabra, IV/317.
249
Hakim, Mustedrek, 1/605; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/319.
186_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yormak ic;in nefsin arzularini yerine getirmekten al1koymakt1r. Bu durumda
"oruc;lu" kelimesi itikaf1n nas1I s1fat1 olabilir! Boylece anlam1~ oluyoruz ki .Jilli y.;
l;Sl.J "Eve binitli olarak girdi" denildiginde oldugu gibi ~~w, kelimesi hal olarak
mansuptur. Hal ise bir ~eyi vacip k1lamaz. c;:unku hal, vacip olan ~eyin degil, itikaf1
kendisine vacip k1lanin s1fat1d1r. Buna ragmen onun ikisini birlikte yapmas1 gerekir.
Bundan anlam1~ oluyoruz ki o ki~inin, itikaf1n ko~ulu oldugu ic;in oruc; tutmas1
gerekir. Bu, t1pk1 abdestli olarak namaz kllacag1m diyen ki~iye benzer. Bir ~eyin
ko~ulu ister soylenmi~ ister soylenmemi~ olsun o ~eye bagl1 olur ve onun sabit
olmas1 ile sabit olur. Nezreden kimsenin ~ 8 f_,..;.1 I pe~pe~e oruc; tutacag1m.'
demesi boyle degildir. c;:unku L:uts "pe~pe~e" sozu mefOIO mutlak olmak Ozere
mansuptur. c;:unku pe~pe~e olm~ orucun s1fat1d1r. Nezreden kimsenin ~Li J...;.i
ayakta namaz k1lacag1m.' sozu ise boyle degildir. c;:unku burada " ~,l; " sozu
mefOIO mutlak olarak mansuptur. Bu yuzden "~\i bG." denilir. Yine o kimsenin
~Jli 2-i "K1ran olarak hac yapacag1m" sozu de boyle degildir. c;:unku um re, hacca
eklenmek suretiyle ondaki ibadet ozelligi artm1~ olur. Bu yuzden o kimsenin k1ran
kurbani kesmesi gerekir. Bu bir hac ibadeti kurbanid1r.
Onun bu sozunden iki sonuc; ortaya c;1kar. Birincisi; Oruc; itikaf1n ko~uludur.
Ko~ullar imkan olc;usunde sabit olur. Geceleyin orucu ko~ul koyma imkani yoktur.
Bu ozur nedeniyle gece oruc; tutma ko~ulu du~er. Geceler gunduzlere tabi kll1nir.
T1pk1 sulama (~irb) ve yol (murOr) hakk1nin arazinin sat1mina tabi olmas1 gibi.
ikincisi; itikaf1n ko~ulu, onun oruc; vaktinde yerine getirilmesidir. Yaln1z gunduzleri
oruc; tutmakla beraber butl.in ay oruc; vakti olarak nitelendirilir. Bunun delili
Ramazan ay1 ifadesidir.

[3/117] Dolay1s1yla itikafla birlikte oruc; ko~ulu gerc;ekle~mi~ olur. Nitekim, namaz1n
ko~ullarindan biri de onu temiz olarak kllmakt1r. Dort uzvu y1kamakla butl.in beden
ic;in temizlik gerc;ekle~mi~ olur. Omer (r a )'in rivayet ettigi had is bizim delilimizdir.
c;:unku Peygamber (s av.) ona;

·'1~1
~--, ,

"ltikafa gir ve orur:; tut" 250 demi~tir. ResOlullah (s av )'in bu sozuyle gec;erli olan
rivayetin, "bir gun oruc; tutmay1 nezrettim ", ~eklinde oldugu ortaya c;1km1~t1r.
Hasan (b. Ziyad) (rh a )'1n EbO Hanlfe (ra )'den rivayetine gore nafile itikaf da
ancak oruc;la olur. Bir gunden daha az olmaz. Dolay1s1yla itikaf ic;in oruc;, namaz
ic;in abdest kabul edilmi~tir.
ltikafta olan
Zahiru'r-rivaye'ye gore nafile itikaf oruc;suz olarak caizdir.
ki~inin
mescidden Muhammed (rh a) el-As! adl1 eserinde ~oyle demi~tir. Bir kimse itikaf niyetiyle
~1kabilecegi
durumlar mescide girerse, orada kald1g1 surece itikafta sayll1r. Oradan c;1k1nca da itikaf1 terk

250
EbO DavOd, S1yam, 80; Darekutn1, SOnen, 11/200.
itik~f ·~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
187
et mi~ olur. c;:unku, nafileler kolayl1k ve musamaha esas1na dayal1d1r. Bu yuzden
ayakta namaz k1lma gucu oldugu durumda oturarak, attan inmesi mumkun
oldugu durumda at ustunde nafile namaz kllmak caizdir. Vacibin ise terki caiz
degildir.
ltikafa giren ki~i d1~anya ancak cuma namaz1, buyuk veya ku<;uk abdest
bozmak i<;in <;1kabilir. Buyuk ve ku<;uk abdest i<;in d1~an <;1kman1n delili Ay~e
(r a.)'nin rivayet ettigi hadistir. 0 ~byle der.
• • $ ... • ., ~ • ., .,
0l:..;)il
, !
~t;J
- · ,
)ii ~
·---
'. , , . , )I (lit) ...ul
~[_?'-!. ,
J yJ
, ~ 0l5
"Rasu/01/ah (s av.) itikafa girdigi yerden ancak be~eri ihtiyar;lar nedeniyle
<;tkardt. "251 c;:unku bu ihtiyac1n itikaf suresince meydana gelecegi bilinmektedir.
Bunlann mescitte giderilmesi de mumkun degildir. Dolay1s1yla onlar i<;in d1~anya
<;1kmak adete gore mustesna tutulmu~ olur.
Malik (rh a) ~oyle soylerdi: ltikaftaki kimse insanl ihtiya<;lan i<;in d1~an <;1kt1g1
zaman <;at1 altina girmesi dogru olmaz. Eger mescidin <;at1s1ndan ba~ka bir <;at1
alt1na girerse itikaf1 bozulur. Bu dogru degildir. <:;:unku Peygamber (s.a v) bir
ihtiyac1n1 gidermek i<;in mescitten <;1kt1g1 zaman odas1na giriyordu. lhtiya<; i<;in
mescitten <;1kt1ginda, temizligi bitirdikten sonra evinde beklemiyordu. c;:unku
zaruret nedeniyle sabit olan ~ey, zaruret miktannca takdir olunur. Fakat cuma
namaz1 i<;in mescitten <;1kacak olursa biz Hanefllere gore itikaf1 bozulmaz.
~afii (rh a) itikaf1 bozulur demi~tir. Eger itikaf1 yedi gunden daha az ise istedigi
mescitte itikafa girer. Eger yedi gun veya daha fazla ise cuma k1l1nan camide
itikafa girer. <:;:unku itikaf1n ruknu bir yerde kalmakt1r. D1~an <;1kmak ise bunun
z1dd1 olup zaruret miktanni ge<;mesi durumunda itikaf1 bozar. Cuma i<;in d1~an
<;1kmakta bir zaruret yoktur. c;:unku ki~i, cuma kll1nan bir camide itikafa girer ve
d1~an <;1kmaya ihtiya<; duymayabilir. Cuma i<;in d1~an <;1kmakla hasta ziyareti ve
cenaze i<;in d1~an <;1kmak e~ittir.
Biz Hanefllere gore; cuma namaz1 i<;in d1~an <;1kmak, itikaf zaman1nda
meydana gelecegi bilinen bir ihtiya<;t1r. Dolay1s1yla cuma i<;in <;1kmak, ihtiya<; i<;in
<;1kmak gibi adaktan istisna edilmi~ say1l1r.
Hasta ziyareti i<;in d1~ar1 <;1kma, itikaf zamaninda meydana gelecegi kesin
olarak bi linen bir ~ey degildir.
Bir de itikafa girmeyi nezreden kimse bununla Allah'a kar~1 gelmeyi degil
itaati kasdetmektedir. Cumadan geri kalmak ise Allah'a kar~1 gelmektir. 0
durumda itikafa girmeyi nezreden ki~inin bununla kesin olarak Allah'a kar~1
gelmek istemedigi bilinmi~ olur.

251
Tirmiz1, Savm, 80; bkz. Buhar1, ltikaf, 3; Muslim, Hayz, 6; lbn Mace, S1yam, 63; EbO DavOd, S1yam,
78.
-
188 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Eger cuma camisinde itikafa girerse d1~anda kalma suresi daha fazla olur.
[3/118] c;:unku o, insani ihtiyar:;lar ir:;in evine gitmek uzere d1~an r:;1kma ihtiyac1 duyacakt1r.
Evi cuma camisinden uzak ise ve de cuma camisinde itikafa girmi~se, d1~anda
kalma suresi, kendi mahalle mescidinde itikafa girmesindeki sureden daha fazla
olacakt1r.
Cu ma namaz1 ir:;in d1~an r:;1kmak isterse Muhammed (rh.a) el-As/ adl1 eserinde
ltikafa giren
Cum a ~oyle der: Bu ki~i gune~ bat1ya meylettigi zaman d1~an r:;1k1p cuma namaz1ndan
namaz1 i~in once dort, sonra da dort veya alt1 rekat namaz k1lar. Dediler ki itikafa girdigi yer
mescidden
ne zaman cuma camisine yak1n olup zeval vaktini beklemesi durumunda hutbeyi ve cuma
~1kar? namaz1n1 kar:;1rmayacaksa boyle hareket eder. Eger kar:;1racag1 bir yerde ise gune~in
bat1ya meyletmesini beklemez. Minberin yaninda okunacak ezandan once camiye
gelip dort rekat namaz k1lma imkan1 verecek bir zamanda yola r:;1kar.
Hasan (b. Ziyad)'1n rivayetinde bu namaz ikisi tahiyyetU'l-mescit namaz1 dordu
ise sunnet olmak uzere alt1 rekatt1r. Cumanin sunnetindeki goru~ aynl1g1na gore,
cumadan sonra dort veya alt1 rekat kilacak bir sure orada kalir. Bundan daha fazla
bir sure orada kalamaz. c;:unku d1~ar1 r:;1kma ihtiyar:;tan dolay1d1r. Sunnetler farzlara
tabidir. Bu yuzden sunneti bitirdikten sonra ihtiyar:; kalmam1~t1r.
lbn Semaa'n1n Muhammed (rh a.)'den rivayetine gore, o, bundan daha fazla
bir sure kalacak olsa ona zaran yoktur. 0 ~oyle derdi: Gormez misin ki, eger o
itikaf1n1 cuma camisinde tamamlamay1 du~unse bu caiz olur. c;:unku itikaf1 bozan
~ey, mescitte kalmak degil mescitten d1~ar1 r:;1kmakt1r. Ancak bu uygun bir davran1~
degildir. c;:unku o itikaf1 bir mescitte yerine getirmeyi borr:;lanm1~t1r. Dolay1s1yla onu
iki mescitte tamamlamas1 dogru olmaz.

ltikafta olan
ltikafa giren kimse hasta ziyaretine ve cenaze merasimine gidemez.
ki~inin hasta
Hasan-1 Basri bu goru~te degildir. 0 ~oyle bir hadis rivayet eder. Jt.i ..iii J_,.!.; ~1
ziyareti ve
cenaze ijG~I ~__,~_;.Ji ~jf-.:d1 ;~ Resulullah (sav) "/tikafta olan ki~i hasta ziyaretine
ugurlamas1
gid~bilir ve cenaze te~yi edebilir. "252 buyurmu~tur.
Biz Hanefilerin deli Ii Ay~e (r a )'den gel en ~u rivayettir:

'iJ 8. jW ~~~ ~ ~8~1 ~~ t:f 1S1~~1~0l5 <~) ~1 J_,.:.j .'.;l


~
--
',..
~)"""!.

"ResO/Ullah (s av) itikafta iken be~eri bir ihtiyar:; ir:;in d1~an r:;1kmca hastaya
ugrar, onu sorar, fakat onun yanmda kalmazd/'' 253 . Bir de bu itikaf1 suresinde
meydana gelecegi bilinen bir ~ey degildir. Bu yuzden hac1 kar~ilamak ve onlan

252
lbn EbO $eybe, Musannef, 11/334; Darekutn1, Siinen, 11/200.
253
Abdurrezzak, Musannef, IV/358; EbO DavOd, S1yam, 80; Beyhak1, es-Siinenii'/-kiibra, IV/321
itikaf
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
t 89
ug u rIam a k ic;in c;1kmak gibi ondan dolay1 d1~ar1 c;1kmak adaktan istisna edilmi~
olmaz. ltikafta
Yeme ic;me itikaf yerinde olur. Cunku bu ihtiyac1 itikat yerinde gidermek yeme i~me

mumkun oldugu ic;in o nedenle d1~ar1 c;1kma mecburiyeti yoktur.


ltikata giren ki~i vacip bir itikat esnas1nda hasta olur ve bir gun oruc;
ltikafta
tutamazsa, itikafa yeniden ba~lar. Cunku oruc; itikaf1n ko~ullanndan biri olup bu
olamn oru~
ko~ul yerine getirilmemi~tir. lbadet, ruknu bulunmaks1zin ge~erli olmad1g1 gibi tutamamas1
ko~ul bulunmaks1z1n da ge~erli olmaz.
Mescitten bir gun veya yarim gunden fazla bir sure ic;in ~1karsa hukum yine
D1~ari
boyle olur. Cunku itikaf1n ruknu ortadan kalkm1~t1r. Eger mescitten k1sa bir sure ~1kmanm
itikat1
d1~ar1 ~1karsa EbO Hanlfe (ra )'nin goru~une gore itikat1 bozulur. EbO Yusuf ve
bozmas1
Muhammed (r.a )'e gore yar1m gunden fazla bir sureyle c;1kmad1g1 muddetc;e
bozulmaz. EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~u k1yasa daha uygundur. EbO Yusuf ile
Muhammed (lmameyn -rh.a-)'in goru~u ise daha musamahal1d1r. lmameyn derler
ki ihtiyac1 gidermek i~in mescitten k1sa sureli ~1k1~ affedilmi~tir.
Cunku ki~i be~erl bir ihtiyac1 i~in d1~ar1 c;1kt1ginda h1zl1 yurumesi istenmez. 1311191
Sakin bir ~ekilde yurumesi uygundur. Bundan anla~i11yor ki k1sa sureli ~1k1~lar
affedilmi~. uzun sureli olanlar affedilmemi~tir. Biz ayinc1 s1n1r olarak gunun
yansindan fazla olmay1 kabul ettik. (:unku az ~oga tabi olur. Eger gunun ~ogunda
mescitte bulunursa tUm gun mescitte bulunmu~ gibi kabul edilir . Nitekim
Ramazan'da oruca niyet konusunda gunun ~ogunda niyeti var ise gunun
tamam1nda niyeti var gibi kabul edildigini soylemi~tik. EbO Hanlfe (r a) ~oyle der:
ltikat1n ruknu (unsuru) mescitte kalmakt1r. D1~ar1 ~1kmak bunun z1dd1d1r. D1~ar1
~1kan ibadetin ruknunu ihlal etmi~ olur. Oru~ta yeme, abdestte hades gibi bu
konuda k1sa sure ~1kma ile uzun sure ~1kma birbirine e~ittir. Bu yonuyle oru~taki
yemeye, abdestteki hades haline benzer.
Kad1n ancak evinin mescidinde itikafa girer.
Safii (r.a.) itikat1n ancak cemaatle namaz kllinan mescitte olabilecegini soyler.
Kadmm
Bu konuda erkeklerle kadinlar e~ittir. Cunku evin mescidi mescit hukmunde itikata
degildir. Bunun delili oray1 satmanin caiz olmas1, cunup ve hay1zl1 ki~ilerin orada girecegi
yer
uyuyabilmesidir. (:unku itikattan maksat, mekani yuceltmektir. Dolay1s1yla itikafa
yaln1z dinen yuceltilmi~ bir mekanda girilir. Evlerin mescitlerinde bu ozellik yoktur.
Biz Hanefilerin delili de ~udur. ltikafa girilecek yer, kad1nlar i~in namaz
kilinmas1 en faziletli olan mekand1r. Nitekim erkekler hakkinda da boyledir. Kad1n1n
evdeki mescitte namaz k1lmas1 daha faziletlidir. (:unku Peygamber (s.a.v.)'e kad1nin
en faziletli namazinin hangisi oldugu sorulunca 0 (s.a v.),
;;Jl; I:-<
~~
~ 0Ko J.ji .
~ '-I
190_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
'Evinin en karan/1k yerindeki (namazt) '254 buyurdu. Ba~ka bir hadiste;
Peygamber (s.a.v.) itikafa girmek isteyince ~ad1r kurulmas1n1 emretti de, mescide bir
~ad1r kuruldu. Mescide girince kurulmu~ ba~ka ~ad1rlan gorup bunlar kimin dedi.
Ay~e ve Hafsa'nin denilince ofkelendi ve,

0t u~~~ ~i-1
' : ' I •

"Bunlarla lyilik mi istiyorlar?" 255 buyurdu. Bir rivayette:; yerine 11.. kelimesi
vard1r. Emri uzerine kendi ~ad1n sokuldu ve o yil on gunluk itikaf1na girmedi. 0
zamanlar kad1nlann cemaatle namaza ~1kmalanna rag men Peygamber (s av)
onlann mescitte itikaf1n1 ho~ kar~llamad1gina gore zaman1m1zda kad1nlar bundan
oncelikle engellenirler.
Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe (rha)'den rivayet ettigine gore kad1n cemaatle
namaz kilinan mescitte itikafa girerse bu caiz ama kendi evinin mescidinde itikafa
girmesi daha faziletlidir. Dogru olan da budur. c;:unku cemaatla namaz kll1nan
mescitlere herkes girer ve kad1n gun boyunca ortUlu kalamaz. Fas1klar taraf1ndan
kad1na bir kotUluk gelmesinden korkulur. Yasaklama bu yuzdendir. Yoksa bizzat
itikaftan kaynaklanan bir nedenle degildir. Bu bak1mdan itikaf1n caiz olmad1g1
soylenemez.
Kad1n evinin mescidinde itikafa girerse buras1 onun hakk1nda, erkek i~in
cemaatla namaz kil1nan mescit gibi olur. Oradan ancak be~erl bir ihtiya~ nedeniyle
~1kar. Adet gorurse de ~1kar. Eger itikaf1 bir ay veya daha fazla sureli ise bu
nedenle o kad1n1n itikafa yeniden ba~lamas1 gerekmez. Fakat o adet gunlerinin
kazasin1 temizlik gunlerine birle~tirir. Bunu kad1n1n tutacag1 pe~pe~e oru~
konusunda a~1klam1~t1k. Evinin mescidi kadin1n evinde be~ vakit namaz1 k1ld1g1
yerdir.

Bir ay siireyle Allah i~in bir ay itikafa girmek adag1m olsun diyen bir ki~inin Hanefi alimlere
adanan gore pe~pe~e bir ay itikaf yapmas1 gerekir.
itikatm
yap1h~ ~ekli Zufer (rh a.), ~oyle der. Bu ki~i muhayyerdir. lsterse pe~ pe~e, isterse ayn ayn
zamanlarda itikafa girer. c;:unku itikaf oruca bagl1d1r. $oyle ki farzlar i~inde
dayanag1 olmayan ~eyin nezir yoluyla bor~lan1lmas1 ge~erli olmaz. itikaf1n ise oru~
[3/120] d1~1nda farzlar i~inde bir dayanag1 yoktur. Sonra mutlak nezirde pe~pe~e oru~
tutma vacip degildir. ltikafta da bunun gibidir. Bu ikisinin e~it oldugunun delili
~udur. Adak i~in sure belirleme adak yapan ki~iye aittir. itikaf1n yerine getirilmesi
i~in adag1 takip eden ay her ikisi hakk1nda da belirlenmi~ olmaz. Yeminler, vadeler
ve icareler ise boyle degildir. c;:unku bunlar i~in nedeni takip eden ay belirlenmi~
olur.

254
lbn Huzeyme, Sahih, 111/95; Beyhaki, es-SOnenO'/-kObra, 111/131; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, 11/156.
255
Abdurrezzak, Musannef, IV/352; Buhari, ltikaf, 7; lbn Mace, S1yam, 59; lbn Huzeyme, Sahih, 111/345;
Beyhaki, es-SOnenO'l-kObra, IV/323.
i«Rar~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ •9t
Biz Hanefllerin delili ~udur. ltikaf gece gunduz devam eder. ltikafta "ay"
kelimesi mutlak olarak sbylenince ay pe~pe~e olur. Aynen falancayla bir ay
konu~mayacag1m ~eklindeki yeminde, vadelerde ve icarelerde oldugu gibi. Oruc; ise
boyle degildir. $6yle ki oruc; gece gunduz devam etmez. Bunun etkisi ~oyle olur.
Parc;alan ayn ayn olan ~eyi ac;1kc;a soylenmedikc;e biti~tirmek gerekmez. Parc;alan
biti~ik olan bir ~eyi de ac;1kc;a soylenmedikc;e ay1rmak caiz olmaz. Sonra itikaf
ba~lang1c; ac;1s1ndan oruca benzer. (:unku ltikafin yerine getirilmesi ki~i taraf1ndan
bir fiilin yapilmasin1 gerektirir. Bir ~ey yenilmi~ olan gun gibi, her vakit itikafa uygun
degildir. Yeminler ise bundan farkl1d1r. <::unku yeminin geregi o ki~i taraf1ndan bir
fiilin yap1lmas1 degildir. Her vakit ona uygundur. Bu bak1mdan nedeni takip eden
vakit, yemin ic;in belirlenmi~ olur. Devam ac;1s1ndan itikaf oruca degil yeminlere,
vadelere benzer. Sonuc; ~oyle olur. Yeminler, vadeler ve icareler ba~lang1c;ve
devam yonunden vakit konusunda geneldir. Halbuki oruc; ba~lang1c; ve devam
yonunden belli bir vakte ozgudur. ltikaf1n ise ba~lang1c; itibariyle vakti ozel, devam
itibariye ise vakti geneldir. Dolay1s1yla ba~lang1c; yonuyle biz itikaf1 oruca dahil ettik.
Bu yuzden ba~lang1c; vaktini belirlemek o ki~iye ait olur. Devam yonuyle ise onu
vade ve yeminlere dahil ettik. Bu ac;1dan da itikaf pe~pe~e olur.

Bir ki~inin adag1nda otuz gun demesiyle bir ay demesi ayn1d1r. (:unku gunduz
ve geceleri iki say1dan biriyle c;ogul olarak soylemek, diger say1dan kar~1l1g1n1n da
buna dahil olmasin1 gerektirir. Allahu Teala; ~_,..;. J0 .!..')\; "tam De; gece" (Meryem,
1911 o), buyurur. Bu k1ssa hakk1nda ba~ka
bir yerde i se; lj;J Ji~ i:~i ~>li ._;81~ fl
"De; gun, i~aretle anla~ma dt~mda insanlarla konu~amamandtr" (Ali lmran, 3/41)
buyurmu~tur. Bu bak1mdan adak yapan ki~inin otuz gun sozu geceleriyle birlikte
anla~i11r ve pe~pe~e olur.

Bir kimse "Allah ic;in bir ay gunduzleri itikaf yapmak adag1m olsun" dese,
hukum dedigi gibi olur. ltikaf1 isterse pe~pe~e isterse ayn ayn gunlerde yapar.
(:unku pe~pe~e yapmak parc;alann1n birbirine biti~ik olmas1 nedeniyle vacip olur.
Adak yapan geceleri degil de gunduzleri soyledigi ic;in butlinluk kesintiye
ugram1~t1r. Eger gunduzu sbylememi~ fakat ona niyet etmi~ olursa, niyeti
gec;ersizdir. (:unku "ay" hilalin gorulmesinden tekrar hilalin gorulmesine kadar
devam eden bir zaman parc;asin1n ad1d1r. Onun soyledigi sbzler ic;inde ay ve geceler
kelimeleri yoktur. 0 sozleri ic;inde olmayan bir kelimeyi tahsis etmeye niyet etmi~tir
ki bu gec;ersizdir. Bu kimse "yemeyecegim" deyip de be Iii bir yiyecege niyet eden
ki~iye benzer. <::unku bu belirttigi vaktin bir k1smin1 istisna etmektir. lstisna, niyet
ile olmaz. Nitekim ay deyip ay1n yans1na niyet etse de boyledir. Adak yapan
kimsenin otuz gun deyip de geceler haric; gunduzlere niyet etmesi ise boyle
[3/121]
degildir. (:unku burada 0 sozunun gerc;ek anlamina niyet etmi~tir. $6yle ki gun
gerc;ekte gunduzun ayd1nl1g1d1r. Bu yuzden onun niyetini etki ettirdik. Ya da bu ki~i
sozleri ic;inde olan bir kelimeyi tahsise niyet etmi~tir diyebiliriz.
t92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Bir kimse "falanca ay itikafa girmek Allah i~in adag1m olsun" dese ve itikafa
girmeksizin o ay ge~se, onun bu itikaf1 kaza etmesi gerekir. c;:unku itikafa girme
~eklindeki belli bir zamana tahsis etmek, oru~ tutma ~eklindeki nezri tahsis etmek
gibidir. Onu yerine getirmesi gerekir. Yerine getirmemesi durumunda ise bunu
kaza etmesi gerekir. Bu Ramazan d1~1ndaki bir ay i~in uzerinde icma edilen bir
hukumdur. Arna, Allah i~in Ramazan ay1nda itikafa girmek adag1m olsun der.
itikafa girmeksizin Ramazan ge~erse eger hastal1k veya yolculuk nedeniyle
Ramazan'da oru~ tutmam1~ ise itikaf1 orucuyla birlikte kaza eder. Ramazan'da oru~
tutmu~sa yine oru~lu olarak bir ay itikaf yapar.
Zufer ve Hasan b. Ziyad'a (r a) gore ise ona hi~bir ~ey gerekmez. Bu EbO Yusuf
(r a )'a ait iki goru~ten biridir. Bu nun deli Ii ~oyledir: Boyle bir ki~inin itikaf1 Ramazan
orucuna bagl1d1r. Ramazan'da oru~ tuttugu durumda itikafa girmezse itikaf
oru~suz kal1r. Vacip itikaf da oru~suz olmaz.

Zahiru'r-rivaye'deki goru~un delili ise ~udur. O ki~inin adag1 ge~erli olmu~ ve


belirledigi zamana bagl1 olmu~tur. Bu zaman i~inde itikafa girmezse bu belirleme
ortadan kalkar ve itikaf zimmette bar~ olarak kal1r. Sanki o, "Allah i~in bir ay
itikafa girmek adag1m olsun" demi~ gibidir. ltikaf1 bor~lanmak, itikafin ko~ulu olan
orucu da bor~lanmak olur. Bu yuzden biz ~oyle deriz. Eger bor~land1g1 itikaf1 kaza
etmek uzere gelecek Ramazan itikafa girecek olsa bu caiz olmaz. Eger bu sozu
yemin kasd1yla soylemi~se, yemini bozma ko~ulu ger~ekle~tigi i~in yemin kefareti
vermesi gerekir. Eger belirttigi ay itikafa girer fakat bir gun oru~ tutmazsa, o gunu
kaza eder. c;:unku belirlenen ay1n gunleri pe~pe~e degil ayri ayrid1r. ltikafta pe~pe~e
alma ozelligini, ancak belli bir ay1 soylemesi durumunda sabit kabul ederiz.
Bir kad1n bir ay itikafa girmeyi aday1p o ay i~inde adet gorurse, bu kad1n1n
Bir ay itikaf adet gunlerini kaza etmesi ve bu gunleri aya biti~tirmesi gerekir. Eger bu gunleri
adayan
kadmm aya biti~tirmezse itikafa yeniden ba~lamas1 gerekir. c;:unku pe~pe~eligi bu kadariyla
durumu yapmak onun gucu dahilindedir. Kad1n1n yerine getiremedigi pe~pe~eligin onun
elinde olmad1g1 bilinmektedir. Bu yuzden biz ~oyle deriz. Kadin on gun itikafa
girmeyi aday1p bu sure i~inde adet gorurse itikafa yeniden ba~lamas1 gerekir.
Bir erkek adak yapmadan itikafa girerse, mescitte bulundugu surece
itikaftad1r. Eger bu itikaf1 keserse bir ~ey gerekmez. c;:unku itikaf, belli bir mekanda
kalmakt1r. Bu bak1mdan Arafatta vakfe yapmak gibi sure belli gunle takdir
edilmez. ~oyle ki itikaftan maksat, belli bir yeri yuceltmektir. Bu da gunun bir
k1sm1nda orada kalmakla ger~ekle~ir. Bu konuda Hasan b. Ziyad'1n rivayetini beyan
etmi~tik.

ltikafta Bir kimse bir mescitte itikafa girse de bu mescit y1k1lsa bu onun i~in bir
mescidin
y1k1lmas1
mazerettir. 0 kimse ba~ka bir mescide ~1kar. c;:unku y1k1lan mescidde kalmak
mumkun degildir. Bir de oras1 itikaf yeri olmaktan ~1km1~t1r. ltikaf yeri de be~ vakit
itikar ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
193
n am az1n cemaatle k1l1nd1g1 mesc1tt1r. Y1k1lan mescitte ise bu yerine getirilemez.
Dolay1s1yla bu durum onun ba~ka mescide gitmesi ic;:in bir mazeret olur.
ltikafta olan ki~inin mescitte al1~-veri~ yapmasinda, gunah olmad1ktan sonra
akl1na gelen konuda konu~mas1nda bir zarar yoktur. Cunku Peygamber (s a.v)
itikafta iken insanlarla konu~urdu. Susma ~eklinde oruc;: tutma bizim ~eriat1m1zda
ibadet degildir.
Al1~-veri~, mubah konu~ma kabilinden olup itikafl1 ic;:in bunda bir sakinca [3/122)
yoktur. Dediler ki bu hokum sat1c1 mal1 mescide getirmezse boyledir. Mescitte al1~­
veri~ yapmak ic;:in mal1n mescide getirilmesi mekruhtur. COnku Peygamber (s.a.v.)
buyururlar ki:
f-5•1~j ~j ..... ~;i .)) .... f-5~L.:...o !ft. "Mescitlerinizi (. . .) a/1'.?-veri'.?ten
uzak tutunuz. "256 Aynca mescidin yeri insan haklanndan ar1nd1nlm1~ ve yalnizca
Allahu Teala'ya tahsis edilmi~tir. 0 durumda buranin sat1~ ve ticaretle me~gul
edilmesi mekruh olur. Arna sat1c1 mal1 mescide getirmezse bu takdirde mescid
me~gul edilmedigi ic;:in hukum boyle degildir.

Vacip bir itikaf esnas1nda sultan itikafta olan bir ki~iyi, mescitten zorla c;:1karir itikaftaki
o kimse kurtulur kurtulmaz ba~ka bir mescide girerse istihsanen itikaf1na devam kimsenin
mescitten
eder. K1yasa gore ise yeniden ba~lamas1 gerekir. zorla
~1kan\mas1
Buyuk veya kuc;:uk abdest bozmak ic;:in d1~an c;:1km1~ken alacakl1s1 onu
yakalay1p hapsetse hukum yine boyledir. Hanefl alimlerinden baz1lan, bu k1yas ve
istihsan Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye goredir der. Dogrusu Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore i'tikafa
yeniden ba~lar. Bu k1yas ve istihsan, d1~anya c;:1k1~ yanm gunden fazla olmas1
durumunda lmameyn'in goru~One goredir. K1yas1n dayand1g1 delil ~udur. ltikafin
ruknu olan mescitte kalma yoktur. Dolay1s1yla d1~an c;:1kma konusunda zorlanan ki~i
ile isteyerek yapan ki~i e~ittir. Nitekim yemeye zorlama ile de orucun ruknu
ortadan kalkar. lstihsanin delili de ~oyledir. 0 ki~i yapt1g1nda mazurdur. COnku
onun sultana kar~1 direnmesi, hakk1n1 vermenin d1~1nda bir yolla alacakl1y1
kendisinden uzakla~t1rmas1 mumkun degildir. Bu bak1mdan o kimse bununla itikaf
yerini yuceltmeyi terketmi~ olmaz.
Mescidin y1kilmas1 durumunda k1yas ve istihsandan soz edilmemi~tir. Baz1
bilginlerimiz her iki durumda hukmun ayni oldugunu soylemi~tir. Dogrusu k1yas ve
istihsana gore burada itikaf1 bozulmaz. Cunku mescidin y1k1lmasinda kullann hic;:bir
etkisi olmad1g1 ic;:in bu mazeret Hak sahibi taraf1ndan gelmi~tir. Digerlerinde
mazeret kullar taraf1ndan gelmekteydi. Dolay1s1yla onlarda k1yas itikafa yeniden
ba~lamakt1r.

Birisi bir gun itikafa girmeyi adasa ~afak sokmeden once mescide girer ve itikaf
gune~ batana kadar orada kal1r. Cunku o gunun tamaminda itikafa girmeyi gununun
hesab1

256
Abdurrezzak, Musannef, 1/441; lbn Mace, Mesacid, 5; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, XX/173.
t94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
bor<;lanm1~t1r. "Gun" ise "Orucun" delaletiyle ~afag1n sokmesinden gune?in
bat1~1na kadar olan vaktin ismidir.

Bir ay itikafa
Birisi bir ay itikafa girmeyi adasa gune~ batmadan once mescide girer. Daha
girmeyi once ac.;1klad1g1m1z gibi "ay", gece ve gunduzleri ic.;ine alan bir zaman dilimidir. Ne
adayanm itikafa
ba~lama zamani
zaman geceli gunduzlu itikafa girerse, itikaf geceden ba~lar. C::unku kural olarak
her gece, kendinden sonra gelen gunduze aittir. Gormez misin ki teravih,
Ramazan1n ilk gecesinde k1l1n1r. $ewalin ilk gecesinde kli1nmaz! 0 gecenin
pe?inden gelen gun itikaf zaman1 oldugu gibi gece de boyledir.
EbO Yusuf (rh a )'tan ~oyle dedigi rivayet olunur : Belirli bir ay itikafa girme
adanmas1nda da hukum boyledir. 0 kimse gune~ batmadan once mescide girer.
Fakat ayin1 belirtmeden bir ay itikafa girmeyi adayan ki~i muhayyerdir. Dilerse
mescide ~afak sokmeden once girer, dilerse gune~in bat1~1ndan once girer ki bu
daha faziletlidir.
Bir kimse iki gun itikafa girmeyi adarsa, gune~ batmadan mescide girer ve
[3/123]
birinci gece ile gunduz orada kald1ktan sonra diger gece ve gune~ batana kadar
gunduzunde de orada kal1r. Eger uc.; veya daha fazla gun itikafa girmeyi adarsa
Hanefi bilginlerin hepsine gore hukum ?Oyledir. lki say1dan birini c.;ogul olarak
soylemek diger say1dan onun mukabilinin itikafa dahil olmas1n1 gerektirir. EbO
Yusuf'tan rivayet edildigine gore, iki gun derse, onun ik i gun ile bunlar aras1ndaki
gece itikafta kalmas1 gerekir. Bu durumda mescide ~afak sokmeden once girer.
c;unku ikil, c.;oguldan ba~ka bir ~eydir. Bununla tekil olarak soylenen ayn1d1r. Ancak
aradaki gece itikaf suresine ait parc.;alann birbirine baglanmas1 zarureten girer. Bu
zaruret ilk gunun gecesinde yoktur.
Zahiru'r-rivaye'nin delili de ~oyledir: lkilde bir bak1ma c.;ogul anlam1 vard1r.
Peygamber (s.a v) ~oyle buyurmu~tur:

~~ ~ _µ t.J ~8'.jl
"/ki (ki~i) ve daha faz!as1 cemaattir. " 257
0 durumda bununla c.;ogul olarak soylenen ayn1d1r. Gormez misin ki bir kimse
iki gece dese adag1 gec.;erli olur. Halbuki bir gece dese gec.;erli olmaz.
ltikilftaki
kimsenin ltikafta olan birisi -ister gece ister gunduz, ister unutarak ister bilerek, ister
cinsel
inzal vuku bulsun ister bulmas1n- han1m1yla onden cinsel ili~kide bulunursa itikaf1
ili~kiye
girmesi bozulur. Bunun delili ~u ayeti kerimedir:
"'...1.>\..:...J1
''(, : <-I-·.).~<"l.&.·~:t
.r-: (""" J·~If' J..r;
,.G~ - )..
· JT

"Mescit!erde itikafta iken kadm!anmza yakla~maym." (el-Bakara 2/187)

257
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111264; lbn Mace, lkameti.i 's-salat, 44; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat,
Vl/364; Darekutn1, Sunen, 1/280; Hakim, Mustedrek, IV/371; bkz . Buhar1, Cemaat,7.
itikat ·~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
195
Ci nse 1 ili?ki bu ayetle itikaf1n yasaklanndan olup her durumda onu bozar.
Nitekim ihram yasaklanndan oldugu i<;in ihraml1 iken yapilan cinsel ili~ki de ihram1
bozar. ibn Semaa'nin Hanefi alimlerin birinden yapt1g1 rivayete gore cinsel ili?ki
unutarak yap1lm1~sa ki?inin itikafin1 bozmaz. 0 ?Oyle der "ltikaf oruca bagl1 bir
~eydir. Ba~kas1na tabi olan bir ~ey hukmu konusunda asl olana tabi olur."

Eger on taraf d1?inda bir yoldan kar1s1yla ili?kide bulunmas1 durumunda meni
gelirse itikaf1 bozulur, gelmezse bozulmaz. Ancak kotU bir ?ey yapm1~t1r.
$afil (rh.a.)'nin bu konuda Li<; goru~u vard1r. Bir goru?Li bizimki gibidir. Diger
goru?Li ihramhyken on taraf d1?inda bir yerden yapilacak ili~ki ile meni gelse bile
ihram bozulmad1g1 gibi meni gelse bile itikaf1 da bozulmaz . ~unku ihram ve itikaf,
gece ve gunduz devam etmeleri yonuyle birbirine benzer. O<;uncu goru~ ise ayetin
a~1k anlam1 esas al1narak meni gelmese bile itikaf1n bozulmas1d1r. Cunku ayette
ge<;en muba?eret kelimesi on taraftan yap1lacak cinsel ili~kiyi, kapsad1g1 gibi bunun
d1~1nda bir yolla yap1lacak ili~kiyi de kapsar. Dolay1s1yla bu ili~ki, ayet ile itikaf
yasaklarindan biri olmu? olur.
Biz Hanefllere ait goru~un delili ise ~udur: On taraf d1~1ndan yap1lan ili~ki,
meni gelirse orucu bozar. ltikaf oruca baghd1r. Arna<; bak1m1ndan bu ili~ki, onden
yapilan ili~ki ile ayni olur. 0 durumda itikaf1 bozulur. Eger meni gelmezse, bu ili~ki
on taraftan yapilan ili~ki ile ayn1 olmaz. lbadeti bozma hukmu bak1mindan on
taraftan yap1lan ili~kiye dahil edilmez. Gormez misin ki boyle bir ili~ki ile oru<;
bozulmaz. itikaf da aynen boyledir.
ButUn bunlar ki~inin mescitten <;1kmamas1 durumunda soz konusudur. Eger
bu i~ i<;in d1~ar1 <;1karsa, daha once a<;1klad1g1m1z uzere EbO Hanlfe (rh a.)'nin
goru?Line gore d1~ar1 <;1kmas1yla itikaf1 bozulur.
Bir kimse itikafa girmeyi adar sonra da onu yerine getiremeden olurse, onun (3/124]

adina her gun i<;in yanm sa' bugday verilir. Bu hukum, vasiyet etmesi durumunda
ltikafa girmeyi
ge<;erlidir. Cunku itikaf oruca baghdir. Oru<; konusunda fidyenin hukmunu aday1p adagin1
a<;1klam1~t1k. ltikafta da durum bunun gibidir. Eger "Oru<; yerine fidye vermenin yerine
getirmeden
akllla kavranabilen bir illeti yoktur. Ayrica bu hukum k1yas yoluyla da sabit olen kimsenin
olmam1?t1r. Oyleyse itikaf1 oruca nasll k1yas ettiniz.? $a~ilacak bir ~ey de, k1yasa yer durumu

olmad1g1 durumda namaz konusunda da buna benzer bir ~ey soylemenizdir"


denilecek olursa, biz de deriz ki: ltikafla ilgili sorunun cevab1 kolayd1r. $oyle ki,
itikaf1 adaman1n ge<;erli olmas1nda oru<; goz onunde bulundurulur. Cunku farzlar
i<;inde asli olmayan bir ?eyin adak yoluyla bor<;lanilmas1 ge<;erli degildir. Bu
bak1mdan oru<; yerine fidye verilmesi hakk1ndaki nas (delil) itikaf yerine fidye Hasta iken
odenmesi hakk1nda da nass olur. Namaz1n yerine fidye verilmesi konusunda itikat
aday1p
kitaplarda herhangi bir hukum yoktur. Fakat Ziyadat'1n bir yerinde "bu onun i<;in sonra olen
in~allahu Teala yeterli olur" denilmi~tir, Buradaki sozun in?allah ile kay1tl1 olmas1, o kimsenin
durumu
konuda hukmun kesin olmad1gin1 beyand1r. Cunku bu konuda k1yas yap1lamaz.
196 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bir kimse itikafa girmeyi adad1g1nda hasta olup vefat edene kadar
iyile~memi~se, ona hic;:bir ~ey gerekmez. Cunku hastanin orucu tutmas1nin vacip
olabilmesi ic;:in saglam bir zimmeti yoktur. ltikaf da buna dayal1d1r. Gormez misin ki
Ramazan hilalini gormesiyle onun, Ramazan orucunu tutmas1 farz olmaz. Ayni
~ekilde adag1n1 yerine getirmesi de vacip olmaz. Fidye ise yerine getirmenin vacip
olmas1na bagl1d1r.
Eger bir gun sagl1kll ya~ar sonra vefat ederse Eba Hanlfe ve Eba Yusuf (r.a )'a
gore onun ad1na butl.in ay ic;:in fidye verilmesi gerekir.
Muhammed (r.a )'e gore sagl1kl1 ya~ad1g1 gunler say1s1nca fidye verilmesi
gerekir.
Eba Hanlfe ve Eba Yusuf (rh a) bu konuda ~oyle der: Sagl1gina kavu~unca o,
yerine getirmeyi (eday1) borc;lanma konusunda saglam bir zimmete sahip olur.
Sanki o bu vakitte yeniden adak yapm1~ gibi kabul edilir.
Dogru olan goru~ ~oyledir: Bir ki~i bir ay itikafa girmeyi aday1p bir gun sonra
vefat ederse, onun nam1na ay1n tamam1 ic;:in fidye verilir. Eger o vasiyet etmi~se,
mirasc;:1 mirasin uc;:te birinden fidye vermeye zorlan1r. Eger vasiyet etmemi~se
mirasc;:1 buna zorlanamaz. Fakat, isterse bunu yapabilir. Bu da aynen boyledir.
Bir kimse bir gece itikafa girmeyi adarsa, ona hic;:bir ~ey gerekmez. Eba Yusuf
(rh a )'tan nakledildigine gore, bu kimse gunduzuyle birlikte itikafa girmeye niyet
ederse onun bu adag1 yerine getirmesi gerekir. Gerc;:ekte iki imam aras1nda bir
goru~ aynl1g1 yoktur. Cunku Muhammed (rh a )'in verdigi hukum, o kimsenin niyeti
olmamas1 durumundad1r. "Gece", orucu kabul etmeyen bir zamand1r. Vacip olan
itikaf1n ko~ulu ise oruc;:tur. Bir kimse gunduzuyle birlikte geceye niyet edince parc;a
butl.ine k1yas edilerek niyet etkili olur. Boylece itikafin ko~ulu olan oruc;, niyeti ile
mevcut oldugundan adag1 da gec;erli olur.
Bir kimse bir gun sabah vaktine ula~1r da sonra, "bu gun Allah ic;in itikafa
girmek adag1m olsun" dese, eger o gun bir ~ey yemi~se veya vakit, zevalden
(ogleden) sonra ise ona bir ~ey gerekmez. Cunku o, itikaf adagin1 orucu kabul
etmeyen bir vakte dayand1rm1~t1r. Eger vakit, zevalden once olur ve bir ~ey de
yememi~ bulunursa Eba Hanlfe (r a )'nin goru~une gore adag1 gec;erli olmaz. Eba
Yusuf ve Muhammed (r.a.)'in goru~lerine gore ise adag1 gec;:erli olur. Bu goru~
aynl1g1 daha once ac;1klanan ~u meseleye dayan1r. Eba Hanlfe (r.a.)'ye gore k1sa
sureli d1~an c;:1kma itikaf1 bozarken lmameyn'e gore yanm gunden az sureli d1~an
c;:1kma itikaf1 bozmaz. Burada itikaf1n ko~ulu olan oruc;:, onun hakkinda bu gun
gec;:erlidir.
Bir kimse bilerek veya bilmeyerek gec;mi~ bir vakitte itikafa girmeyi adarsa ona
[3/125] hic;bir ~ey gerekmez. Cunku onun kendisine vacip k1ld1g1 ~ey, Allah'1n vacip klld1g1
~eye k1yas edilir. Gec;:mi~ bir zamanda hic;:bir ibadetle Allah'a kulluk edilmez. Bir
itikif
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
197
ye r in e getirmenin gec;erli olmas1, onu yerine getirmenin mumkun olmas1na
ltikiiftaki
bagl1d1r. Halbuki yerine getirme, gec;mi~ zamanda gerc;ekle~emez. kimsenin
itikafa giren ki~i hac veya umre ic;in ihrama girse, bu ihram1 onu baglar. hac i~in
ihrama
(:unku itikafla ihram aras1nda bir aynilk yoktur. Sonra itikafin1 tamamlar ve ihram1n girmesi
gereklerine ba~lar. (:unku hac ve umre ibadetlerinin edas1 ihramdan sonraya
kalabilir. ltikaf1 bitirince ihram1na devam eder. Ancak harn kac;1rmaktan korkarsa o
zaman itikaf1 b1rak1r. Harnn1 yapar. (:unku kac;1nlmasindan korktugu ~ey daha
onemlidir. Bu yuzden once ona ba~lar. Sonra yeniden itikafa girer. (:unku onun,
adak nedeniyle itikaf1 pe~pe~e yapmas1 gerekmi~tir. D1~an c;1kmas1 nedeniyle
pe~pe~elik kesintiye ugrad1g1ndan itikaf1 yeniden yapmas1 gerekir.

Eger itikaf1 adar, sonra -Allah korusun- dinden c;1kar daha sonra da tekrar
Dinden
Musluman olursa Allahu Tealan1n vacip k1lmas1 nedeniyle borc;land1g1 ~eylere ~1kmanm,
k1yasla du~er. lbadetlerden s1rf Allah hakk1 olarak ona vacip olan hic;bir ~ey, dinden onceki
amellere
c;1kt1ktan sonra kalmaz. (:unku bu ki~i dinden c;1kmakla, ibadete ehil olmaktan etkisi
c;1km1~ olur. lbadet ehliyeti, ibadet eden ki~inin onun sevabina ehil olmas1yla sabit
olur. Halbuki dinden c;1kan kimse ibadet sevabina ehil degildir. Bir de dinden c;1kma
amelleri bo~a giderdigi ic;in, o kimse dinden c;1kmakla, asll kafirler arasina girmi~
olur. Asll kafir Musluman olursa, islama girdikten sonra yapacag1 adak nedeniyle
borc;lanmad1kc;a itikaf borcu olmaz. Bu da onun gibidir.
Bir kole itikafa girmeyi adarsa adag1 gec;erlidir. (:unku onun yerine getirmeyi
(eday1) borc;lanma konusunda saglam bir zimmeti vard1r. Fakat efendisi ona, bunu
yasaklama yetkisine sahiptir. (:unku dinen istisna edilen k1sm1 haric;, -ki bu da
farzlan yerine getirecek kadar olan miktard1r- kolenin emegi efendisinin hakk1d1r.
0 durumda kendi istegiyle borc;lanacag1 itikaf, istisna edilen k1sma girmez.
Dolay1s1yla efendisi ona bunu yasaklayabilir. Ozgur kll1nmas1 durumunda onu kaza
Kocanm
eder. Kaea da bbyledir. 0, kans1n1n adayarak borc;land1g1 itikaf1 yasaklayabilir. karismm
(:unku nikah akdi nedeniyle kad1ndan yararlanmak kocan1n hakk1d1r. itikafma engel
olmas1
Efendinin mukatep koleye bunu yasaklama hakk1 yoktur. (:unku o kendi
nefsi, menfaatleri ve adak konusunda ac;1klad1g1m1z ~ey uzerinde daha fazla hak
sahibi olmu~tur. itikafa ba~lamada da durum boyledir.
Eger itikafa efendinin veya kocan1n izniyle ba~lam1~sa koca, kansinin itikaf1
tamamlamas1na engel olamaz. Efendi ise -her ne kadar bu davran1~1 ho~ olmasa
da- kolesinin itikaf1 tamamlasina engel olabilir. ~byle ki koca izin vermekle
kans1ndan yararlanmay1 ona vermi~ olur. Kad1n da bunlara sahip olmaya ehildir.
Efendi koleye izin vermekle ona menfaatlerini vermemi~tir. (:unku kble onlara
sahip olmaya ehil degildir. Ancak o sbz vermi~tir. Sozunde durup durmamak
efendiye aittir. Verilen sbzde durmamak kotU bir davran1~ olup, efendinin kbleyi
engellemesi ho~ olmaz. Engelleyecek olsa da bir ~ey laz1m gelmemekle birlikte
kbtU davranm1~ ve gunah i~lemi~ olur. Bu hukme, ihrama k1yasla vanlm1~t1r. (:unku
198_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
kadin kocas1nin izniyle ihrama girerse, koca onu ihramdan ~1karamaz. Kole
efendisinin izniyle ihrama girerse -her ne kadar mekruh olsa da- efendisi onu
ihramdan ~1karabilir.
itikafa giren ki~i gunduz unutarak yemek yerse bu, itikafa bir zarar vermez.
[3/126] c;:unku yemek itikaf nedeniyle degil, oru~ nedeniyle haramd1r. Bu yuzden yemenin
haraml1g1 oru~ vaktiyle s1n1rl1d1r. Unutarak yemek orucu bozmaz. Unutarak cinsel
ili~kide bulunmak ise bunun aksinedir. itikaftan dolay1 cinsel ili~kinin haraml1g1,
Unutarak gece ve gunduzu birlikte i~ine al1r. Daha once itikaf nedeniyle olan haraml1kta
cinsel
ili~kide unutan veya kasten yapan ki~inin ihrama k1yasla birbirine e~it oldugunu
bulunman1n a~1klam1~t1k. (Unutarak yemek ile unutarak cinsel ili~kide bulunma aras1ndaki)
itikafa etkisi
Fark1n gerek~esi ~udur. Ki~inin durumunda hat1rlat1c1 bir ~ey var ise o durumda
insan normal olarak unutmaz. Bu nedenle mazeretli sayilmaz. lhramda ihramlilann
gorunu~u onun i~in hat1rlat1c1d1r. ltikafta ise mescitte bulunmas1 onun i~in
hat1rlat1c1d1r. Oruca gelince onun durumunda hat1rlat1c1 bir ~ey yoktur. c;:unku
oru~luyken ona yemekle ilgili i~leri yapmak yasaklanm1~t1r. Gormez misin ki,
namazda unutarak veya kasten yemek e~it sayilm1~t1r. c;:unku yemek namazin
unsurlan (rukunleri) cinsinden bir ~ey degildir.
ltikafa giren kimse u~ be~ gun bayg1n kalsa veya hafif delilik ge~irse,
bunlardan kurtulunca itikafa yeniden ba~lamas1 gerekir. c;:unku itikaf1 yerine
getirmenin ko~ulu olan oru~. bayg1nl1k halinin uzamas1yla ortadan kalkm1~t1r. 0
durumda itikafa yeniden ba~lamas1 gerekir. Eger o bunak hale gelir yillar sonra
iyile~irse, k1yasa gore bunakl1k nedeniyle sorumluluk du~tUgu i~in, farzlan kaza
etmesi gerekmedigi gibi itikaf1 da kaza etmesi gerekmez. Fakat istihsana gore kaza
etmesi gerekir. c;:unku bor~lanmanin nedeni bunakl1ktan once sabit olmu~tur.
Buna gore itikaf, once nedenin sabit olmas1yla bor~lanilan farzlar gibi olur. $oyle
ki, ki~i bunama nedeniyle ibadete ehil olmaktan ~1kmaz. c;:unku o ibadetlerin
sevab1n1 almaya ehildir. Boylece onun zimmet nedeni sabit ~eylerde bor~lanmaya
elveri~li olmaya devam eder.
ltikat1 itikafa giren ki~i giyinir, uyur, yer, istedigi yag ve kokuyu surunur. c;:unku
bozmayan
Peygamber (s.a v.) itikaf11yken bunlann hepsini yap1yordu.
~eyler
Kaba soz ve tart1~ma itikaf1 bozmaz. c;:unku bunlann haraml1g1 itikaf
nedeniyle degildir. Gormez misin ki, bunlar itikaftan once de haramd1. Bunlar,
itikaf1n ruknu olan mescidde kalmay1 ortadan kald1rmad1g1 gibi itikafin ko~ulu olan
orucu da ortadan kald1rmaz. Geceleyin sarho~ olursa da hukum boyledir. Daha
once a~1klad1g1m1z uzere, sarho~luk itikaf nedeniyle haram k1l1nmam1~t1r.
Dolay1s1yla bu, itikafta etkili olmaz.
ltikafl1 ki~inin minareye ~1kmas1 itikaf1n1 bozmaz. Minarenin kap1s1 mescidin
i~indeyse bununla caminin dam1na ~1kmak e~ittir. Eger minarenin kap1s1 mescidin
d1~1nda ise hukum yine boyledir. Hanefl bilginlerinden 'bu lmameyn'in goru~udur'
itikar._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 199
diyenler vard1r. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise zorunluluk olmaks1z1n mescitten
~1k1lmas1 nedeniyle itikafin bozulmas1 gerekir. Dogrusu itikafin bozulmamas1,
imamlann hepsinin kanaatidir. EbO Hanlfe bu goru~e istihsan yoluyla varm1~t1r.
c;:unku bu ~1k1~, onun ihtiya~lan aras1ndad1r. c;:unku mescidi, i~inde cemaatle
namaz1 kllmak i~in onun itikaf yeri olmu~tur. Bu da ezanla yerine getirilir. O bu
~1k1~la hi~bir ~ekilde itikaf yerini yuceltmekten yuz ~evirmi~ degildir. Aksine o, itikaf
yerini yuceltmeyi art1rmaya ~al1~m1~t1r. Bu yuzden itikaf1 bozulmaz.
Ailesinden birinin y1kamas1 i~in itikaf11n1n ba~1n1 mescitten d1~anya
~1karmas1nda bir sak1nca yoktur. c;:unku rivayete gore:

~Jj ~G'.j ~~ Jl ~\) C~ 08" ~~I J<~) ~I Ji


0 - -

4j _:;

"Peygamber (s.a v.) itikaf1 esnasmda kafasm1 Ay~e'ye dogru uzat1r o da onu
258
y1kar ve tarard1"
c;:unku o kafas1n1 uzatmakla mescitten ~1km1~ olmaz. ~oyle ki "bu evden d1~an
(3/127]
~1kmayacag1m" diye yemin edip o evden kafasin1 d1~an ~1karan kimse yeminini
bozmu~ olmaz. Kafas1n1 mescitte bir kap i~inde y1kamada da bir sak1nca yoktur.
c;:unku boyle yapmakla mescid kirletilmi~ olmaz. Delil olarak Ay~e (ra)'nin;

~ ~ ~r ~.f. l?~' ~G:.J1 J &T ~ ~r ;1) 1;1 08" <~> ~' 01


"Peygamber (s.a v) itikafa girmek istedigi zaman itikafa girmek istedigi yerde
sabahlard/''259 hadisi anilm1~t1r.
Bu had is, bir kimse bir gunlugune itikafa girmek ister veya bu nu adarsa, onun
~afak sokmeden once mescide girmesi gerektigine delildir. Bunu daha once
a~1klam1~t1k.

Bir kimse bayram gunu itikafa girmeyi adarsa onu ba~ka bir gun kaza eder.
Bununla yemini kasdetmi~se yemine kefaret verir. Eger o gun itikafa girecek Bayram
olursa, bu onun i~in yeterlidir. Fakat kotl.i bir davran1~ olur. Bu hukme, biz giinii
itikafa
Hanefilere gore itikaf oruca k1yas edilerek ula~llm1~t1r. Biz bunun hukumlerini girmeyi
"bayram gunu oru~ tutmay1 adama" konusunda a~1klad1k. ltikaf da bunun gibidir. adamak
Muhammed (r a.) el-As! kitabinda EbO Said el-Hudri (ra.)'nin rivayet ettigi hadisi
anar.
Lo ~I. :Jlt i JLll ...l&:-
- '1 'I "
t.f.:'..f.
~\St 0~ .)~
~ : .k..;.,
- .)
-'~1 ~_i i
~I (~) '-?-'"'
~'-:?'
j • ~1\ 0i

•.. Lo -1-• k..:.I


. ~1 - --
<../-·1 .)-1<-1-i.J ~ t...s''1 lLU
-
~~
-
: - :<~>
.:il5 er . Jw .!J .. 1-.).)- .- ..n.~
~. l? _D1
- y . -Js y-~ .-.r ~ ~I ! - 08"- \.j·i-' ~
-' ..r'-..f'
...L. - :
.) ~
: ~ 't
·-- Y.
Jill·~.)
L-

258
Buhar!, ltikaf, 3; Muslim, Hayz, 6; lbn Mace, Taharet, 120; EbO DavOd, S1yam, 78; Tirmiz!, Savm, 80.
259
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/226; lbn Mace, S1yam, 59; Tirmiz!, Savm, 71; Nesa!, Mesacid, 18.
200 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
...LJ1 -- ~. .)·lJ- ¥.
-I. ~I ·1 ~I - : ~ J1 - .)W\ •1L.
. . I.SJ ~~ .J!..r-' J c.? - - :.:.,)..Ji
- G; ~ jjJ ~l,
- ;
~lj
Peygamber (s a.v.) Ramazan1n ortas1ndaki on gun de itikafa girdi. Cebaril (a.s.)
ona geldi ve ~oyle dedi: "Muhakkak ki arad1g1n 260 ileridedir". Peygamber (s av )'de
"kim bizimle beraber itikafta ise itikaf yerine donsun" ~uphesiz ben kendimi
(ruyada) su ve c;amur i<;inde secde eder bir durumda goruyorum." EbO Said dedi
ki: Yagmur yagd1, mescidin c;at1s1 hurma c;ubugundand1. c;:at1 akt1. Onu hak ile
gonderen (Allah'a) and olsun, bize yirmi birinci gecenin ak~am namaz1ni kild1rd1.
Ben onun alnin1 ve burnunun ucunu SU ve c;amurun ic;inde goruyordum. " 261

Kadir 0, bu hadisi kadir gecesini ac;1klamak ic;in and1. Bu konuda sahabe ve


gecesi onlardan sonraki bilginler aras1nda goru~ ayril1g1 vard1r. EbO Said el-Hudri (r.a.)'nin
hangi
gecedir kanaati kadir gecesi bu hadisten dolay1 yirmi birinci gecedir, ~eklinde idi. Hanefl
alimleri bu hadisi delil olarak almadilar. c;:unku sahih olarak ~oyle bir hadis
gelmi~tir:

~_µlj c.?~Wlj fa ~t.:.11 il;J y,;5 ~ ~t; j~1 ~0 .SJU ~L1 y. c~) ~1 01
Jlii1 ~ t.S~ : c~) Jw ;iii J.P.J 4 ~~1 ~ t.S~ ~ ~ lj,?:-ij
Peygamber (sa.v.) ~oyle buyurmu~tur:

"Kim ~u ur:; geceyi kar:;mrsa gerr:;ekten buyuk bir hayn kar:;1rm1~ o!ur.
Ondokuzuncu gece, yirmibirinci gece ve sonuncu gece. Ey Allah'm ResOW! Kadir
gecesi d1~mda bir gece mi? diye soruldugunda "Kadir gecesi d1~mda bir gece"262
buyurdu.
EbO Said' in hadisinde ciddi bir deli I yoktur. c;:unku Peygamber (s.a.v) "Ben
kadir gecesi kendimi (ruyada) su ve c;amur ic;inde secde eder bir durumda
goruyorum" dememi~tir. Ali b. EbO Talib (r a): Onun (kadir gecesinin) yirmi be~inci
gece oldugunu soylerdi. c;:unku sahih bir hadiste
.:i~ J- ~
: ~ : ~ - ~_;
:.-.. .J!.rJ --'1- 0t5.:ii
- r
·~i1j.J.J'
~~ :it
263
"Kur'an, Ramazan'dan 24 gun ger:;tikten sonra indi.. " ifadesi vard1r. Allahu
Teala da ~oyle buyuruyor:

260
Kadir gecesini kastediyor.
261
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/7; Nesai, es-SOnenu'l-kObra, 1/404; lbn Hibban, Sahih, Vlll/439;
Beyhaki, es-Sunenu'l-kubra, IV/319.
262
Bkz. Ali el-Muttaki, Kenzu'l-ummal, Vlll/967.
263
lbn EbO $eybe, Musannef, Vl/144; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/107; Taberani, el-Mu'cemu'/-
evsat, IV/111; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, IX/188.
"Biz onu kadir gecesi indirdik", (el-Kadr, 97/1) Ayetteki "," zamirinin Kur' an
yerine kullanild191 konusunda mufessirler goru~ birligi i~indedir. Bu ayet ve hadisi
beraber du~unursek, kadir gecesinin 25. gece oldugu ortaya ~1kar. Sahabenin
~oguna gore ise kadir gecesi 27. gecedir. As1m, Zurr b. Hubey~'in ~oyle dedigini
rivayet etmi~tir: Obey b. Ka'b'a, Ey Eba Munzir! Bana kadir gecesini haber ver.
Cunku lbn Mes'Od, kim butUn yll1 ihya ederse ona eri~ir, diye soylerdi dedim. O da
cevaben dedi ki: Allah EbO Abdurahman'a rahmet etsin, o da (kadir gecesinin)
yirmi yedinci gece oldugunu bilirdi. Fakat o, yll1n tamaminda insanlan gayrete
getirmek istemi~ Dedim ki: Bunu ne ile biliyorsun? Dedi ki: ResOlullah (sav)'1n bize
haber verdigi belirtiden biliyorum. Biz bu belirtiye dikkat ettik. Ve onu (kadir
gecesini) bulduk. 0 belirti nedir? dedim. Dedi ki: Gune~ o gunun sabah1nda sanki
tas gibi olup 1~191 (parlak) olmaz. lbn Abbas (r a) ~oyle derdi: Kadir gecesi yirmi
yedinci gecedir. Ona; bunu neye dayanarak soyluyorsun denildi? Dedi ki: Cunku
Kadir suresi otuz kelime olup "c..s"' " sozu yirmi yedinci kelimedir. Bununla kadir
gecesine i~aret edilmi~tir.
Fakih EbO Cafer ~oyle der. EbO Hanlfe (r.a.)'ye gore kadir gecesi Ramazan ay1 [3/128]
i~indedir. Ancak iler-geri yer degi~tirir. Fakat EbO Yusuf ve Muhammed (r a )'in
goru~lerine gore kadir gecesi Ramazan ay1 i~indedir. Arna ileri-geri yer degi~tirmez.
Bu goru~ aynllg1nin ya ran ~udur: EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore; bir ki~i kolesine "kadir
gecesi hursun" dese eger bu nu Ramazan ay1 girmeden soylemi~se Ramazan
~1k1nca kole hur olur. Bunu, Ramazan'dan bir gun ge~tikten sonra soylemi~se,
gelecek yll1n Ramazan ay1 ~1kana kadar kole hur olmaz. Cunku kadir gecesi, ge~en
Ramazan ay1nin ilk gununde ve gelecek Ramazan ay1n1n son gununde olabilir. EbO
Yusuf ve Muhammed (r.a.)'e gore ise; gelecek yll1n Ramazan ay1ndan bir gun ge~ip,
yemin ettigi vaktin benzeri gelince kole ozgur olur. Cunku onlara gore kadir gecesi
ileri ve geri yer degi~tirmez. Aksine o her zaman ayin bir gecesinde olur. Yemin
ettigi vaktin benzeri gelince, yemininden sonra ozgur olman1n kendisine
bagland1g1 vaktin geldigini kesin olarak biliriz. Bu yuzden kole ozgur olur.
Dogruyu en iyi Allah bilir.
202 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsilt

ORU<; KONUSUNDA AZ KAR~ILA~ILAN SORUNLAR

lmamlarin gune~i EbObekir Muhammed b. EbO Sehl es-Serahsl yazd1rarak


?byle soyledi: Biliniz ki adagin geregi, verilen sbzu yerine getirmektir. Allahu Teala:

~pl.a.Li- 11i ;u1 ~ l)jij~


"Soz verdiginiz zaman, Allah 'm ahdini yerine getirin" (en-Nahl, 16/91)
buyurmaktad1r.

Ada!j1 yerine Adakta bulunan kimse, bu adag1yla Allahu Teala ile sbzle?me yapm1?
getirmek demektir. Verdigi sozu yerine getirmesi gerekir. Allahu Teala adag1ni yerine
getirmeyen bir toplulugu kbtUlemi? ve ~byle buyurmu?tur:
: - 1~1 : ~: <-:-\- :.r
:=j~\..i...;J: ~GI :.\'11.:ij,li- :- ,•: -
~ ~ <J' _,.,...., J -- 0-! ..r Lr" ~J

"Onlardan kimi de eger Allah /Utuf ve keremiyle bize verirse, mutlaka sadaka
verecegiz ve elbette biz sa/ihlerden olacagtz diye Allah'a soz verdi." (et-Tevbe, 9n5).
Allah ki?iyi ancak vacibi terk etmesi nedeniyle kbtUler.

Allahu Teala ba?ka bir ayette de, adag1ni yerine getiren bir toplulugu
bvmu?,

Ada!jin "O kullar, ~iddeti her yere yay1/m1~ o!an bir gOnden korkarak verdikleri sozQ
ancak ibadet
yerine getirirler" (el-lnsan, 76n} buyurmu~tur.
olan
~eylerde
olmas1
Adak ancak Allah'a yakla?ma kastedilen belirli ibadette gec;:erli olur. Allah'a
yakla?ma kastedilmeyen bir ?eyin, adak olarak borc;:lan1lmas1 gec;:erli degildir.
Peygamber (s a v.)'in ?U hadisi buna delildir.

~ 'jj
.,., $
I.Ill -
-
• • .; ,
• - ... , - .l; : - ~
, ..
41)\ ;
• -i --
b~ 0 - .ii : -
- - - ~ '-' .) ..,,.J - -- c:::-:: .) :r
"Kim Allah'a itaat etmeyi adarsa, Allah'a itaat etsin. Kim de, Allah'a isyan
etmeyi adamt~sa, O'na isyan etmesin. "264

Hasta Ote yandan adakta bulunan kimse, ibadet olmayan bir ?eyi ibadet haline
ziyaretini
getiremez. Ancak, nafile olarak me?ru k1l1nan bir ibadeti, adag1 ile vacip yapabilir.
adamak

264
Buhan, Eyman, 27; lbn Mace. Kefarat, 16; Eba Davud, Eyman, 22; Tirmizi, Nuzar, 2; Nesai, Eyman,
27.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 203
Kendisinde ibadet anlam1 bulunan, fakat bizzat kendisi ibadet say1lmayan
~eylerin adakta bulunma yoluyla borc;;lan1lmas1 gec;;erli degildir. Hasta ziyareti ve
cenazenin arkasindan gitmek gibi.
Hasan b. EbQ Malik' in EbQ Yusuf'tan, Onun da EbQ Hanlfe (rh a.)' den ~u [3/129]
rivayeti ise bunun aksinedir. 0, ~oyle demi~tir. Bir kimse; "Bugun bir hasta ziyaret
edecegim" diye adakta bulunsa, bu adag1 gec;;erli olur. "Filan kimseyi ziyaret
edecegim" diye adarsa, bir ~eyle yukumlu olmaz. Cunku hasta ziyaretinde
bulunmak dinen bir ibadettir. Peygamber (s.a.v) ~oyle buyurmu~tur;
s a • , • "'
f:::/.. ._;>~I.....;~~~ l.!:•! ~;JI ...L!IS.
"Hasta ziyaretinde bulunan bir kimse, donQnceye kadar cennet bahr;e!erinde
yarar. "265

Belirli bir hastay1 ziyaret etmeyi adamakta ise, Allah'a yakla~ma kastedilen
bir ibadet anlam1 yoktur. Belirli bir kimsenin hakk1n1 gozetme anlam1 vard1r. Bu
yuzden onun adakla borc;;lanilmas1 gec;;erli olmaz.
Zahiru'r-rivaye'de Muhammed (rh a. ) ~oyle demektedir: Her ne kadar hasta
ziyareti ve cenazenin arkas1nda gitmekte Allahu Teala'n1n hakk1 anlam1 varsa da,
esas maksat hastan1n ve cenazenin hakk1d1r. Halbuki adakta bulunan ki~i adag1 ile
ancak Allahu Teala hakk1 olarak konulan (me~rQ kll1nan) bir ibadeti yuklenir.
Bunlari ogrendikten sonra diyoruz ki, adak, sadaka veya oruc;; yahut namaz
veyahut itikaf tl.iru bir ibadetle olur. A~ag1da s1ras1yla bunlari ac;;1klayacag1z.
Bunlari sadakay1 adamakla ba~layarak ac;;1klayal1m Sadaka
vermeyi
a. Ki~i adak yaparken zaman belirler: "Yann, Allah ic;;in bir dirhem sadaka adamak

vermeyi ad1yorum" demek gibi.


b. Yeri belirler: "$u yerde sadaka vermeyi ad1yorum. "demek gibi.
c. Sadaka verecegi ki~iyi belirler: "Filanca yoksula sad aka vermeyi
ad1yorum."demek gibi.
d. Verecegi paray1 ay1rip belirler: "$u paray1, Allah ic;;in vermeyi ad1yorum."
demek gibi.
Adakta yer,
Biz Hanefilere gore, butl.in bu durumlarda, adad1g1 ~eyi vermeyi ustlenir.
zaman gibi
Belirlenen sin1rlamalar ise gec;;ersizdir. Oyle ki belirledigi vakitten once, belirledigi sm1rlamalara
gidilmesi

265
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/283; Muslim, Birr, 39; lbn Mace, Cenaiz, 2;Tirmiz1, Cenaiz, 2;
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, 111/380.
204 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yerden ba~ka bir yerde, belirledigi yoksuldan ba~ka bir yoksula verse ya da
belirledigi paradan ba~ka bir paray1 sadaka verse, adak borcundan kurtulur.

Zufer (rh a )'e gore ise, bu ki~i ustlendigi ~ekilde yerine getirmedik~e, adak
borcundan kurtulamaz. c;:unku, insanlann kulland1klan sozcuklerde, anlama degil,
sozcugun kendisine itibar edilir. Nitekim, bir adam birisine; "kanm1 sunnete uygun
bo~a" dese, vekil de kad1ni, sunnete uymaks1z1n bo~asa, bo~ama ger~ekle~mez.
Yine birisine; "Filanca yoksula bir dirhem sadaka vermesini" emretse, o da ba~ka
yoksula verse, emrine ayk1n davranm1~ olur. c;:unku, kimi zaman insanlann emirleri
yarar saglamaktan uzak olabilir. Bunlarda anlam1 esas almak mumkun degildir.
Ancak sozcuk anlam1 dikkate al1n1r. Bu yuzden adag1n yerine getirilmesi, ancak
bor~land1g1 ~ekilde sadaka vermesiyle ger~ekle~ir.

Hanefi alimlerimiz ~oyle demi~lerdir. Ki~inin kendisine gerekli k1ld1g1 ~ey,


Allahu Teala'n1n gerekli kild1g1 ~eye k1yaslanir. Gormez misin, adak yoluyla
bor~lanmak, Allahu Teala'nin kullanna vacip kild1g1 ~eyler tlirunde bir ~eyde ge~erli

olur. Kullanna vacip k1lmad1g1 ~eylerin cinsinde ise adakla bor~lanmak ge~erli
degildir. Allahu Teala'nin bir vakte baglayarak Allah yolunda vermeyi vacip k1ld1g1
~eyin, o vakitten once verilmesi caizdir. Mesela; nisap miktanna ula~t1ktan sonra,

uzerinden bir y1I ge~meden maim zekat1ni vermek ve Ramazan Bayram1 gelmeden
once f1t1r sadakas1n1 vermek caizdir. lnsanin kendisine vacip kild1g1 ~eyler de bunun
gibidir. c;:unku adag1n ge~erli olmas1, Allah'a yakla~ma (kurbet) anlam1n1n
bulunmas1na itibarlad1r. Bu da sadakay1 bor~lanmakla ger~ekle~ir. Yer, zaman,
yoksul ve verilecek paranin belirlenmesi ile degil. Bu belirlemelerden maksada
uygun olup, yararl1 olani dikkate al1n1r. Aksi durumda dikkate alinmalan gerekmez.

Adakla Sadaka vermede ibadetin maksad1 muhta~ ki~inin ihtiyac1n1n giderilmesidir.


vasiyetin
fark1
c;:unku sadaka veren ki~i, ba~kas1na vermekten sak1nd1g1 bir ~eyi, Allahu Teala'n1n
nzas1n1 isteyerek mulkunden ~1kanp vermektedir. Bu maksat, yer ve zaman
gozetilmese de ger~ekle~mektedir.

Bu soylenilenlerle, adak konusunda sozcuklere itibar edenlerin


dayanaklanna cevap verilmi~ olmaktad1r. c;:unku yukanda da belirttigimiz gibi
adak, kullan1lan sozcuge deg ii, ibadet anlamin1n bulunmas1 itibanyla ge~erli olur.

l~te bu yonuyle vasiyetten ayril1r. c;:unku vasiyetin ge~erli olmas1, ibadet

niteligine itibarla degildir. Bu yuzden biz, vasiyet edilen mal1n verilecegi yeri
belirlemeyi ge~erli sayd1k. Buna gore, vasiyet edenin (mOsl) belirttigi kimse, vasiyet
Oru~ Konusunda Az Kar§tla§dan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 205
edilen ki~i (mOsa leh) olarak belirlenmi~ olur. Vasiyet konusu mal, ondan ba~kasina
verilirse, vasiyet edenin emrine ayk1ri davranllm1~ olur.

$u durum ise bundan farkl1d1r. Bir kimse, "Filan ki~i geldigi zaman, Allah
ic;in bir dirhem sadaka vermek uzerime bore; olsun." dese ve o ki~i gelmeden once [3/130]
sadaka verse bu yeterli olmaz. "Yarin oldugunda ... " demesi durumunda da
ayn1d1r. c;:unku adag1 bir ko~ula baglam1~t1r. Bir ko~ula baglanan adak da, o
Adagm
ko~ulun gerc;ekle~mesinden once yok hukmundedir. Ancak neden gerc;ekle~ince ko~ula
baglanmas1
yerine getirmesi (edas1) caiz olur. Neden de adakt1r. Onu bir ko~ula baglad1g1nda, o
ko~uldan once adak yok hukmundedir. Burada ise adag1 bir vakte baglam1~t1r.

Adag1n bir vakte baglanmas1 onu o esnada neden olmaktan c;1karmaz. Dolays1yla o
zaman gelmeden yerine getirmek caizdir. Bu, t1pk1 uzerinden y1I gec;meden once
verilen zekat konumundad1r.
$afii (rh.a.)'ye gore belirtilen ki~i gelmeden de sadaka verebilir. Bu, $afii'nin,
"yemin eden ki~inin, yemini bozmadan once yemin kefaretini malla yerine
getirebilecegi" goru~une dayan1r. Bu nu "yeminler konusunda" ac;1klam1~t1k.

Bedeni bir ibadette yer ve zaman belirlenerek adak adanabilir. Bir kimse Bedeni
ibadetlerle
zaman belirleyerek adakta bulunsa, mesela, "Allah ic;in Recep ay1nda oruc; tutmak yap1lan adak

uzerime bore; olsun" dese, Recep girmeden bir ay oruc; tutsa bu, EbO Yusuf (rh a )'a
gore yeterlidir. Hasan b. Ziyad'in Ebo Hanlfe (rh.a )'den rivayeti de boyledir.

Muhammed (rha) ve Zufer (rha.)'e gore ise bu caiz degildir. "Allah ic;in
Recep ay1nda itikafa girmem uzerime bore; olsun" diyen ve bu aydan once bir ay
itikafa giren veya "Yann, Allah ic;in iki rekat namaz kllmak borcum olsun" deyip de
bugun k1lan kimseler hakk1nda da yukandaki goru~ ayril1g1 gec;erlidir.

Muhammed ve Zufer (rha)'in ac;1klamas1 ~oyledir. Ki~inin kendisine vacip


klld1g1 ~ey, Allahu Teala'n1n ona vacip k1ld1g1 ~eye benzer. Allahu Teala'n1n
Ramazan orucu gibi belirli bir vakitte farz klld1g1 orucu, vaktinden once yerine
getirmek caiz degildir.

Allahu Teala'n1n belirli bir vakitte farz klld1g1 namaz da boyledir. Mesela
ogle namaz1n1n gune~in bat1ya donmesinden once k1l1nmas1 caiz degildir. Ki~inin
kendisine gerekli k1ld1g1 ~eyler de boyledir. Bedeni ibadetler bu ac;1dan sadakadan
aynllr. Aynca ki~i oruc; adamakla, bir vakitte nc'lfile olarak me~rO kll1nan bir ibadeti
kendisine vacip kllmaktad1r. Bundan dolay1 adag1n geceleyin oruc; tutmaya
dayand1rilmas1 dogru degildir. c;:unku geceleyin nc'lfile olarak oruc; tutulmas1 me~ro
degildir. Bir vakitte tutulmas1 me~rO olan bir oruc; ba~ka bir vakitte me~rO degildir.
206 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Burada da ki~inin adad1g1 orur; kendisine bagland1g1 vakitte me~ru olan orur;tur.
Dolays1yla bu orucu o vakitte, mutlak bir niyetle ve gune~ bat1ya donmeden (zeval
vaktinden) once edilecek bir niyetle yerine getirir. Eger adan1lan "~u vaktin orucu"
diye belirlenmezse ancak geceden edilen niyet yerine getirilir. Zaman
belirlemeksizin orur; adamada da durum boyledir.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'un goru~unun ar;1klamas1 ~oyledir. Adakta
bulunan ki~i adag1 ile zamani degil, orucu ustlenmi~tir. ~unku orur;ta ibadet
niteligi, nefsin isteklerine kar~1 duran bir amel olu~ itibariylad1r. Adakla, ancak
ibadet olan bir ~ey gerekli olur. Vaktin belirlenmesinin ise, bu anlamda bir yarari
yoktur. Bu yuzden sadakada oldugu gibi, dikkate al1nmaz.
Hakkinda hadis bulunan Eyyam-1 blz'de (Her ay1n onur;, ondort, onbe~inci

gunleri), baz1 aylarda ve gunlerde tutulan orur;lar gibi, baz1 vakitlerde tutulan
orucun daha sevapl1 oldugu soylenerek itiraz edilemez. ~unku, adagin kendisine
izafe edildigi vakitteki faziletle kay1tlanamayacag1 icma ile sabittir. Nitekim bir
[3/131]
kimse Arefe ya da A~Ora gunu orur; tutmay1 adasa ve o gun ger;tikten sonra,
fazileti o gunden daha a~ag1 bir gunde orur; tutsa, adaginin yukumlulugunden
r;1km1~ olur.
Yukarida ger;en Ramazan orucu ve ogle namaz1 ornekleri ise bunun
aksinedir. (unku din, ayin gorulmesini orucun farz olmas1 ir;in neden k1lm1~t1r.
Allahu Teala,

"Oyle ise sizden Ramazan ayrna yeti~en kimse/er onda oruc; tutsun" (el-Bakara,
2/185) buyurmu~tur. Bu gibi ifadeler, nedeni bildirmek ir;in soylenir.
Peygamber (s a.v.)'in ~u hadisleri de boyledir,
\ !~ 1 '. , .
0 _,..,...., '-' ..:.:~
J ~-
'"'":
..
,j-4

"Her kim dinini der''ji~tirirse onu oldurun "266 .

;;. ~ 0 ~)11 .•1h ~


"Bir kimse yakrn akrabastna sahip o/ursa, o akraba hurdur. " 267

266
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/217; Buhar1, lstitabetU'l-murted, 2; lbn Mace, HudOd, 2; EbO DavOd,
HudOd, 1; Tirmiz1, HudOd, 25; Nesa1, Tahr1mu'd-demm, 14.
267
Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/15; lbn Mace, ltk, 5; EbO DavOd, ltk, 8; Tirmiz1, Ahkam, 28; Hakim,
MOstedrek, 11/233.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 207
Ayn1 ~ekilde dlnimiz gune~in tepe noktadan bat1ya donmesini ogle
namaz1n1n farz olmas1 i~in neden kllm1~t1r. Allahu Teala,

JJ11 ~ Jl ~\ ~).lJ ;;JWJ\ r.-!\


"Gune:;in batwa meyletmesinden, gecenin karanligma kadar namaz kif" (el-lsra,
17178) buyurmu~tur. Ki~i ogle namaz1n1 bu vakitten once k1ld1g1 zaman farz olma
nedeni bulunmadan once yerine getirdigi i~in caiz olmaz. Burada ise adakta
bulunan ki~i, adag1 ile vakti, o adagin vucubu i~in neden k1lm1~t1r. c;:unku kullarin
neden koyma yetkisi yoktur. Her ne kadar, yerine getirmenin gerekliligi sonraya
kalsa da, neden, adag1n kendisine izafe edildigi vaktin gelmesinden once
bulunmu~tur. Bundan dolay1 one al1nmas1 caizdir. Bu, Ramazan ay1nda oru~ tutan
yolcuya benzer. Her ne kadar onun hakk1nda da yerin getirme yukumlulugu ba~ka
gunlerde olsa da, farz1 yerine getirmi~ olur.

lkinci bir a~1klama da ~udur. 0 ki~i vacip olma nedeninin bulunmas1ndan


sonra, ama vucuptan once ibadeti yerine getirmi~ oldugundan, caizdir. Nitekim bir
kimse bir Musluman1 oldurmeden veya ihramdaki birisinin av1 yaralad1ktan sonra,
fakat henuz olmeden, oldurme kefaretini verse caiz olur.

Bu, vakte deg ii de adaga dayand1nlan bir ibadettir. "Adak orucu" denilmesi
de bunu gosterir. Farzlar nedenlerine dayand1ril1rlar. Adag1n bir vakte
dayand1nlmas1, ~u anda adak olmas1na engel degildir. Sadakaya ili~kin adag1n,
belirlenen vakitten once verilmesinin ittifakla caiz olu~u buna delildir. Nedenin
bulunmad1g1 durumlarda ise adag1 yerine getirmek caiz degildir. Nitekim bir ko~ula
baglanan adak da boyledir. Nedenin bulunmas1ndan sonra adak ister mall ibadet
olsun, ister bedeni ibadet olsun one almak caizdir. Nitekim oldurme kefaretinde
yolcu olan birisinin Ramazan orucu tutmas1 da caizdir. c;:unku neden bulunmu~tur.
0 da Ramazan ay1na yeti~mektir.

Burada neden, adag1n kendisidir ve sabit olmu~tur. Onun i~in biz, adanan
~eyin yerine getirilmesinin one al1nmas1n1n caiz oldugunu soyledik. Burada, adag1n
vaktinden once yerine getirilmesinin caiz olmas1nda, adayan kimsenin de yaran
vard1r. c;:unku belki de kendisine bagland1g1 vakitte bir hastal1k veya ba~ka bir
nedenle adag1n1 yerine getirmeye gu~ yetiremez. Belki de o vakit gelmeden once
alum kendisini al1p gotUrebilir. ~u kadar var ki, o ki~i adag1n1 bir vakte baglamakla
kendisi i~in bir kolayl1g1 kastetmi~tir. Ta ki, 0 vakit gelmeden once olurse, kendisine
herhangi bir ~ey gerekmesin. Yaran fazla olsun diye, biz ona kastettigi imkan1
verdik ve onun belirledigi zaman1 ge~erli sayd1k. Adagin1 odemeyi one almas1ni
caiz gorduk.
208 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
Belirli paralari sadaka olarak vermeyi adamak da bunun gibidir. Belirlenen
bu paralar yok olsa, eger o paralarin mislini verse ve adad1g1 gunler kadar oru~
tutsa, adak sorumlulugundan kurtulur. Kendisine bir ~ey gerekmez

Belirlemeyi (tayini) bu a~1dan dikkate almak ge~erli olunca, kay1ts1z niyetle


ve gune~in bat1ya donmesinden (zevalinden) once yap1lacak niyetle orucun yerine
getirilmesi caiz olur. c;:unku vakit belirleme, adayana yarar saglamas1 durumunda
dikkate al1n1r. Zevalden once kay1ts1z bir niyetle yerine getirilmesi kendisine yarar
saglar. Onun i~in bu ki~inin bu hukumde vakit belirlemesini ge~erli sayd1k.

[3/132] Ki~inin adag1n yerine getirilecegi yeri belirlemesi konusuna gelince: Bir

kimse "Allah i~in Mekke'de oru~ tutmak veya itikafa girmek adag1m olsun" dese,
Adagm
yerinin ba~ka bir yerde oru~ tutsa veya itikafa girse biz Hanefllere gore adag1n
belirlenmesi yukumlulugunden kurtulur. Zufer (rh a J bu ki~inin yukumlulukten
kurtulamayacagin1 soylemi~tir.

Ayn1 ~ekilde ki~i "Mekke'de Allah i~in iki rekat namaz k1lmam adag1m
olsun" dese ve o iki rekat1 bir ba~ka yerde k1lsa, biz Hanefllere gore caizdir. Zufer
(rh a J'e gore ise degildir.

Zufer (rh a.J'e gore kural ~udur lnsan adag1n1n yukumlulugunden, ancak
Mescid-i Haram,
Mescid-i Nebevi, belirttigi yerde veya ondan daha Liston bir yerde yerine getirmesiyle ~1kabilir.
Mescid-i Aksa da
namaz k1lmay1 Kendisinde namaz k1l1nan yerlerin en faziletlisi Mescid-i Haram, sonra ResOlullah
adamak
(s.a v.J'in Medine'deki mescidi, daha sonra da Mescid-i Aksa'd1r. Peygamber
(s.a v )'den rivayet edilen bir hadiste ~oyle buyurulmu~tur:

~1
; - J.>.LJ1
~~ -; ! ~1 w ;;)\..p ~t j.i;.;
~ ..r: "' • - if-..i..W1
-
~ ~ '-:?-• ~)\..p
- -· - ;

~
- -· ~
'; ,_;,. ;;)\..p
• ~1JJJ.51.h
' l? ~
.; ,_;,. ~)\..p J- ' 1h ~
.,.~
' ;
- 1-.: i1
.) ~ .r-'
lh l? ~
-; -1-. .;;)\..p ~l JJJ.5 1-.:._ i1 ~
- i-Y"-' -; I ,_;,. ~)\..pJ..r;
- ..J..J1
,

"Mescid-i Aksa 'da kt/man bir vakit namaz, Mescid-i Haram ve benim
mescidim dt?mdaki mescitlerde kt/man bin vakit namaza; benim mescidimde
kt/man bir vakit namaz, Mescid-i Aksa 'da kt/man bin vakit namaza; Mescid-i
Haram 'da kt/man bir vakit namaz ise, benim mescidimde kt/man bin vakit namaza
denktir" 268
Onun i~in bir kimse, Mescid-i Haram'da iki rekat namaz k1lmay1 adarsa
Zufer (rh.a )'e gore sadece orada k1lmas1 caizdir. ResOlullah (s.a v.)'1n mescidinde iki

268
Taberan1, el-Mu'cemu'/-evsat, Vll/112; Beyhak1, ~uabu'/-iman, 111/484; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
111/670.
Oru~ Konusunda Az Kar§Ila§Ilan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 209
rekat kilmay1 adamas1 durumunda, ya orada ya da Mescid-i Haram'da k1labilir.
Mescid-i Aksa'da namaz kilmay1 adamas1 durumunda ise, ancak bu Lie; mescitten
birinde k1lmas1 caiz olur. Bu mescitlerin d1~1nda ba~ka yerlerde k1lmas1 ise caiz
degildir.
Cuma k11inan camide namaz k1lmay1 adayan ki~inin bu namaz1 mahalle
mescidinde k1lmas1 caiz olmaz. Mahalle mescidinde kilmay1 adad1g1 bir namaz1 ise
Cuma k1linan bir camide kilmas1 caizdir. Evinde kilmas1 ise caiz degildir. Bu konuda
Zufer (rh.a) ~u hadise de dayan1r. Rivayet olunmu~tur ki Ay~e (r a), ResOlullah
(s.a.v.)'a:

"Allah sana Mekke'nin fethini mOyesser kt!arsa, Kabe'de iki rekat namaz
kt!may1 adam1~t1m" demi~. Bu nun Ozerine ResOIO/lah (s.a. v.) onu elinden tutarak
Hatim'e sokmu~ ve "i~te burada kif. Hatim, Kabe'dendir" 269 buyurmu~tur.
Bu olay, namaz k1lmak ic;in yap1lan adaklarda, yer belirlemenin gec;erli
olduguna delildir. Bir adam ResOlullah (s a v.)'a gelerek "Ben Mescid-i Aksa'da iki
rekat namaz k1lmay1 adad1m" demi~. 0 da
• • IJ .,, ... , "' fl

..l.iO..]\ ...:...:J _j I -:.. L;.;tsj \J;. ,,. ~ j I -:.. : -


._r. , -·· '-:!- ~ '-'? -; '-:!"~\/'

"Her kim benim ~u mescidimde namaz k1/arsa, sanki Mescid-i Aksa 'da k1/m1~
gibidir"270 buyurmu~tur. Bu da, ki~inin, adad1g1 namaz1, tayin ettigi yerden daha
ustun bir yerde k1lmas1n1n caiz olduguna delildir.
Ehl-i sunnet ve'l-cemaat'in goru~une gore baz1 yerlerin diger baz1 yerlere
ustUnlugu vard1r. Zamanlar ic;in de ayn1 ~ey soz konusudur. Bir kimse adag1 ic;in bir
yer tayin ettiginde, onu fazilette daha du~uk bir yerde kilarsa caiz olmaz. c;:unku
onu adad1g1 gibi kemal s1fat1yla yerine getirmeye gucu yettigi durumda, eksik olan1
kamil yerine koymu~tur. Eger belirttigi yerden daha mukemmel bir yerde yerine
getirirse, adad1g1ndan daha mukemmel bir ~ekilde yerine getirmi~tir. Bu ona
yeterlidir. Nitekim bir kimse Eger "bir gun" oruc; tutmay1 adasa ve gune~in bat1ya [3/133]
meylinden (zevalden) once niyet ederek oruc; tutsa adagin yukumlulugunden
kurtulmu~ olmaz. c;:unku yerine getirilen, yuklendiginden daha eksiktir.

269
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/92; EbO DavOd, Menasik, 94; Tirmiz1, Savm, 48; Nesa1, Menasik,
129.; bkz. Buhar1, Hae, 41, lbn Mace, Menasik, 31.
270
Abdurrezzak, Musannef, Vlll/455; Darim1, Eyman, Ill; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/363; EbO DavOd,
Eyman, 24; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, X/82.
210 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Ki~inin adag1n1 faziletli bir vakte baglamas1 ve bu vaktin gei;mesi
durumunda durum boyle degildir. c;:unku burada adad1g1 ~ekliyle yerine
getirmekten aciz kalm1~t1r. Bundan dolay1 Zufer (rh a J, o adag1 bu vakit gelmeden
yerine getirmeyi caiz gormemektedir. c;:unku 0 vakit gelmeden once acizlik
geri;ekle~mez.

Bu konuda bizim delilimiz ~udur. Adag1n gei;erliligi, ibadet anlam1ni


ii;ermesinden dolay1d1r. Bu da namaz1n kendisindedir. Yerine getirildigi yerde
degildir. c;:unku namaz, Allahu Teala'ya bedenin tumuyle sayg1 (ta'zlm)d1r Her ne
kadar baz1 mekanlarda namaz k1lmak daha ustun ise de, Allahu Teala'y1 ta'zlm
konusunda her yer e~ittir. Farz namazlann yerine getirilmesinde oldugu gibi bu
ustunluk, 0 olmaks1zin adag1n yerine getirilemeyecegini gbstermez. $Liphe yok ki
namaz1n cemaatle camide k1linmas1 daha faziletlidir. Bu ~ekilde yerine getirilmesi
~er'an emrolunmu~tur. Bununla birlikte ki~i evinde tek ba~1na klld1g1nda
kendisinden farz du~er. Peygamber (s av) yukanda anilan mescitlerde nafile namaz
k1lanin alacag1 sevab1 ai;1klad1g1nda ~oyle buyurmu~tur .

.f:'J1 ¥11 ~Y,- J 9, J cf." jl bW. ~ ~~ j.;Ji


"TUm bun/arm en faziletlisi, ki~inin gecenin ortasmda evinde kJ/m1~ oldugu
namazd1r. "271
Zufer (rh a.)'e gore bir kimse, yukanda gei;en mescitlerden birinde namaz
k1lmay1 adasa ve bu namaz1 evinde k1lsa caiz olmaz.
ResGlullah (s.a.v.)' a, kad1nin en faziletli namaz1nin nerede oldugu sorulmu~.
0 da,

"Evinin en kuytu ko~esinde kJ/d1g1d1r" 272 diye cevap vermi~tir.


Buna gore kadin Mescid-i Haram'da namaz kllmay1 adar da, evinin kuytu bir
ko~esinde k1larsa adad1g1nin yukumlulugunden i;1km1~ olmas1 gerekir. Zufer (rh a J'e
gore ise i;1kmaz. Bu sbylediklerimiz ai;1kl1yor ki, adakta bulunan ki~i adag1 ile ancak
kendi fiilinden bir ~eyi bori;lanmaktad1r. Kendi fiili olmayan bir ~eyi degil. Namaz
kll1nan yer onun fiilinden degildir. O adag1 ile namaz1 yuklenmi~tir, yeri degil.
Dolays1yla nerede k1larsa klls1n, adad1g1n1 yerine getirmi~ ve adag1nin

271
el-lrak1, Tahricu ehadisi'l-lhya, 1/163.
272
lbn Huzeyme, Sahih, 111/95; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, 111/131; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 11/156.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 211
yukumlulugunden kurtulmu~ olur. $u kadar var ki, belirledigi yerde yerine
getirmesi daha faziletlidir.
Bir kimse "Allah ic_;in uzerime bir ay pe~ pe~e oruc_; tutmak adag1m olsun" Pe~i pe~ine
bir ay oru~
dese ve ay ic_;inde bir gun oruc_; tutmasa, aya ba~1ndan tekrar ba~lar. Cunku ki~inin tutmay1
kendisi uzerine gerekli (vacip) k1ld1g1 ~ey, Allahu Teala'nin ona vacip klld1g1 ile adamak

degerlendirilir. Z1har ve adam bldurme oruc_;lan gibi. Allahu Teala'n1n pe~ pe~e
vacip klld1g1 oruc_;lardan bir gun orucunu bozdugunda yeniden ba~lamas1 gerekir.
Ki~inin kendisine gerekli kild1g1 oruc_;ta da boyledir. Ancak ki~i oruc_; adag1n1 pe~i
pe~ine olmakla kay1tlamazsa durum farkl1d1r. Cunku Allahu Teala'nin kay1tlamadan
vacip k1ld1g1, orucu tutarken arada bir gun tutmazsa, yeniden ba~lamas1 gerekmez.
Ramazan'1n kazas1 da bbyledir. l~te ki~inin kendisine mutlak olarak gerekli kild1g1
oruc_;ta da durum ayn1d1r.
"Allah ic_;in Recep ay1n1 pe~ pe~e oruc_;lu gec_;irmek adag1m olsun" diyen bir
ki~i, o ayda bir gun oruc_; yese, sadece o gunu kaza etmesi gerekir. Cunku ki~inin
belirttigi bir vakitte, kendisine gerekli k1ld1g1 oruc_;, Allahu Teala'nin belirli bir vakitte
gerekli k1ld1g1 oruca k1yaslan1r. 0 da Ramazan orucudur. Cunku belirtilen muayyen
bir ayda "pe~ pe~e" kayd1n1n sbylenmesi gec_;erli degildir. Cunku tayin edilen bir
~ey ancak niteligi ile bilinir. Niteligin sbylenmesi ise muayyen olmayan1 belirtmek
ic_;indir. Bu da "ay" sbzcugu kay1tlanmadan kullan1ld1g1nda dikkate al1nir. Tayin
edilmesi durumunda dikkate al1nmaz. Ote yandan tayin edilen bir ay1n gunleri pe~
pe~e degil, yan yana kom~u durumundad1r. Bu yuzden tayin edilen bir ayda, pe~

pe~e kayd1n1n soylenmesinin varl1g1 ile yoklugu birdir.


Bir kimse, Recep ay1n1 kastederek "Allah ic_;in bir ay oruc_; tutmak adag1m
[3/134]
olsun" dese, hukum yine yukandaki gibidir. Cunku niyet ettigi ~ey, kulland1g1
sbzcuklerin kapsam1na girmesi muhtemel anlamlardand1r. Onun ic_;in Recep ay1n1
ac_;1kca belirtmi~ gibi olur. Muhammed (rha.) e/-As/'da ba~ka bir farka i~aret
etmekte ve ~byle demektedir: Ki~i, adad1g1 belirli bir ayda bir gun oruc_; tutmasa,
orucunu adad1g1 ~ekilde tutmaktan aciz kalm1~ olur. Cunku oruca yeniden ba~lasa,
orucunu kendisine orucu gerekli kild1g1 o vakitte tutmu~ olmamaktad1r. Oysa oruca
bir gun ara verdikten sonra yeni ba~tan bir ay oruc_; tutmaya ba~lasa, borc_;land1g1
gibi bir ay oruc_; tutmaya guc_; yetirmi~ olur. l~te bunun ic_;in yeniden ba~lamas1n1
gerekli kild1k.
"Fa Ian gun oruc_; tutmak uzerime bore_; olsun" diyen ki~i bununla yemin
Adakta
kastetse, hem yemin kefareti oder, hem de belirttigi gunde oruc_; tutar. Cunku yemine
niyet etmek
niyet ettigi ~ey sbzunun muhtemel anlamlanndand1r. Adakta yemin anlam1 vard1r.
Peygamber (s a.v.),
212 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Adak yemindir, kefareti de ye min kefaretidir" 273 buyurmu~tur. Bu ~ah1s bir


gun oruc; tutmay1nca yeminini bozmu~ sayll1r. Ozerine yemin kefareti ve oruc;
kazas1 gerekir. c;:unki.l sozunun ac;1k anlam1 adakt1r. Bu EbO Hanlfe ve Muhammed
(rh.a )'in goru~udur.

EbO Yusuf (rh.a.)' a gore ise, Eger ki~i bu sozu ile yemin kastetmi~se kendisine
yemin kefareti gerekir. Orucu kaza etmesi gerekmez. Eger adak veya hem adak
hem de yemin ikisini kastetmi~se kendisine yeminin kefareti degil sadece orucun
kazas1 gerekir. c;:unku kulland1g1 sozcuk adak ic;in hakikat; yemin ic;in mecaz anlam1
ic;ermektedir. Hakikat ile mecaz ayn1 sozcukte toplanmaz.
Ancak biz "uzerime bore; olsun" sozunun yemin oldugunu soyluyoruz.
c;:unku, lam ( J) ile ba ( '-:-') harfleri birbirinin yerine kullanil1r. Allahu Teala "ona
inand1m" anlaminda, bir yerde ~ pT (el-A'raf, 7/123) buyururken ba~ka bir yerde de
~ pT (Taha, 20171; $uara, 26/49) buyurmaktad1r. Boyle olunca (lillahi) ~ lafz1 (bi Ila hi)
.ui~ anlam11ndad1r. ibn Abbas (r al ~oyle demi~tir: J.>. ~\ ~). Lo ~ iW1 r~l ~~
cf- "Adem (a.s.) cennete girdi ve Allah' a yemin ederim ki gi.lne~ batmadan
c;1kt1. " 274 Buradaki Ii Ila hi .ii ' billahi .:iiL anlam1ndad1r. "Ozerime bore; olsun." soz(j
adakt1r. Ancak biz iki hukumden her birini ba~ka bir sozcukle isbat ettik.
Ote yandan yemin eden ki~i yemininde sad1k kalmay1 Allahu Teala'n1n hakk1
ic;in yuklenir. Adakta bulunan da adag1n1 yerine getirmeyi Allahu Teala hakk1 ic;in
yuklenir. Dolay1s1yla sozcugun her iki anlama da ihtimali vard1r. Birisi ic;in hakikat
digeri ic;in mecaz anlam1 ic;ermez. Bu kapsam1 geni~ soz konumundad1r. $u kadar
var ki mutlak olarak kullanild1g1nda, c;ogunlukla adaga hamledilir. c;:unku bu soz
c;ogunlukla adak ic;in kullani11r. Fakat yemine niyet ettigi zaman, her iki anlam1 da
kapsar. Muhtemel butUn anlamlari ic;ermesi yonunden geni~ kapsaml1 bir sozcuk
olur.
Zamam "Allah ir,;in bir gun orur,; tutmak uzerime borr,; olsun" diyen bir ki~i
belirlenen ve
belirlenme ertesi gun sabaha kadar oruca niyet etmese de, gune~ bat1ya yonelmeden
yen adak (zevalden) once adad1g1 bu orucu tutmaya niyet etse, bu orur,;, adad1g1
oru~larinda
niyet orur,; yerine ger,;mez.
Fakat "Allah ic;in yarin oruc; tutmak uzerime bore; olsun." derse tutacag1 oruc;,
adad1g1 oruc; yerine gec;er. c;:unku ki~inin kendisine gerekli klld1g1 oruc;, her iki
~ekilde de (zaman1n1 tayin etse de, etmese de) hukmunu Allah'1n farz k1ld1g1 oruca
gore allr. Allah'in gerekli klld1g1 orucun da ya Ramazan orucu gibi belli bir vakti
vard1r, o zaman bu oruc; zeval vaktinden onceki niyetle yerine getirilebilir, ya da

273
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/148; Taberan!, el-Mu'cemu'l-keb"ir, XVll/313; bkz. Muslim, Nezr, 13;
Ebo DavOd, Eyman, 31; Nesa!, Eyman, 41;
274
Bkz. Hakim, Mustedrek, 11/458; lbn Asak!r, Tarihuu Medinetii D1ma'jk, Vll/407.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 213
Ramazan orucunun kazas1 gibi, belirli bir vakti olmaz. Bu tur oruc;lar ise ancak
geceden yap1lacak niyetle tutulabilir. Her iki ~ekilde de ki~inin kendisine gerekli
klld1g1 oruc; da boyledir.
Bu ay1rim1n iki nedeni vard1r:
1. Gunu belirlenmi~ oruc;ta, ki~inin gunduzun ba~1nda niyetlenerek oruc;
tutmas1, adak orucuna baglan1r. Zeval vaktinden once niyet edilse; bu niyet, gunun
ba~lang1c1nda edilmi~ say1l1r. (:unku oruc; gunun ba~1na dayanir. Gunu belirsiz
(mutlak) ise boyle bir durum soz konusu olmaz.
2. Bir kimse gunu belirlenmi~ adak orucunda, geceden niyet etmezse,
[3/135]
orucunu borc;land1g1 ~ekilde, tam olarak (mukemmel ~ekilde) tutmaktan aciz
kalm1~ demektir. Biz de bunu goz onunde tutarak, gunduzun c;ogunda var olan
niyeti, tamam1nda varm1~ gibi kabul ettik. Bir parc;a eksik de olsa bu orucu caiz
gorduk. Gunu belirlenmemi~ olan adak orucunda ise bu durum soz konusu
degildir. (:unku, adad1g1 boyle bir orucu ba~ka bir gunde, borc;land1g1 gibi, tam
olarak tutabilir.
Burada, "niyetin zevalden once olmas1" ifadesi kullanild1. Oysa "Oruc;
Niyet. oru~
Konusu"nda "gunduzun yans1ndan once yapllmas1" denilmi~ti. Dogrusu da budur. vaktinin
(:unku, niyetin oruc; vaktinin c;ogunda bulunmas1 ko~uldur. Zevalden once niyet ~ogunda
bulunmas1mn
edildiginde bu ko~ul gerc;ekle~mez. (:unku zeval vakti (gune~in tam tepe noktada gerekliligi
bulunmas1) gune~in dogmas1ndan itibaren gunun yaris1d1r. Orucun vakti ise ikinci
fecrin dogmas1 ile ba~lar. Bu yuzden niyetin oruc; vaktinin c;ogunda bulunabilmesi
ic;in ku~luk vaktinden once yap1lm1~ olmas1 ko~uldur.
Gunu belirlenmemi~ adak orucuna, gunduz niyetlenilse, bu oruc; adan1lan
oruc; yerine gec;mez. Ancak ki~inin ba~lad1g1 bu oruc; nafile oruc;tur. Bozmay1p
tamamlamas1 mustehapt1r. Oruca devam etmeyip bozsa biz Hanefllere gore kaza
etmesi gerekmez. Zufer (rh a )'e gore kaza etmesi gerekir.
Bu meselenin asll ~udur. Bir kimse, edas1n1n kendisine vacip oldugunu
zannederek bir oruca ba~lasa, sonra da vacip olmad1g1n1 anlasa, ne yapmal1d1r? Biz
bunu "Oruc; Konusunda" ac;1klam1~t1k. 275 Biz, uzerinde oldugumuz meseleyi bu
meseleye benzettik. (:unku ki~i her iki durumda da nafile oruc; tutmay1 degil,
uzerindeki bir vacibi du~urmeyi kasdetmi~tir. Nafile oruca kast1 olmaks1zin s1rf
kendi menfaati ic;in ba~lam1~ say1ld1. Taki ba~lad1g1 bir ibadet bo~a gitmesin. Onun
ic;in, bu orucu bozmas1 durumunda kaza etmesi gerekmez.
Bir kimse "Yann Allah ic,;in oruc,; tutmak adag1m olsun" dese ve sabah
olunca nafile oruc,; tutmaya niyet etse, bu oruc,; adad1g1 orucu yerine gec,;er.
Adagm mutlak olmas1 (belli bir gunle kay1tlanmamas1) durumunda ise
durum boyle degildir.

275
Bkz. Serahs1, el-MebsOt, 111/83.
214 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Bu, yukarida belirttigimiz ~u kural1n geregidir. "Allah'in belli bir vakitte gerekli
klld1g1 orui:;, ki bu Ramazan orucudur, mutlak niyetle de, nafile niyetiyle de yerine
getirilir. Allah'in vakit belirlemeksizin gerekli k1ld1g1 orui:; ise ancak tutulacak orui:;
belirtilerek edilen niyetle tutulabilir." Ki~inin kendisine gerekli klld1g1 orui:; da
boyledir. c;:onku adakta bulunan ki~i, adag1 ile, me~ru olmayan bir ~eyi me~ru
k1lamaz. Bir vakitte nafile olarak me~ru olan bir ~eyi kendisine vacip k1labilir. Gunu
belirlenmi~ (muayyen) adak orucunda, o vakitte me~ru olan orucu kendisine vacip
kllm1~t1r. Dolay1s1yla mutlak niyetle de olsa, nafile niyetiyle de olsa, o vakitte me~ru
olan orucu tutmu~ olur. Nitekim adamadan once yapt1g1 bu niyetle, onu tutmu~
olur. Adad1ktan sonra da boyledir.
Adak bir zaman belirlemeksizin yap1lm1~sa, vacip onun zimmetindedir.
Bugunde me~ru olan orui:;, zimmetinde bore.; olan orui:; ii:;in belirlenen degildir.
Dolays1yla mutlak bir oruca ve nafile oruca niyet etmekle, bu vakitte tutulabilecek
me~ru orui:;la ortu~mu~ olur. Bu da nafile orui:;tur. Ancak bu orui:;ta niyet
belirtilmezse, zimmetinde bore.; olan adak orucu, o gunde me~ru olan oruca
donu~mez.

Bir kimse "Recep aymda Allah ic;in oruc; tutmak adag1m olsun." dese,
Muayyen
adak oru~ sonra e~ine z1har 276 yapsa ve z1har kefareti ic;in pe~ pe~e iki ay oruc; tutsa,
gi.inlerine,
z1har
bu iki aydan birisinin Recep ay1 olmas1 durumunda, bu oruc; niyet ettigi
kefareti ~ekilde, z1har kefaretinden say1hr ve adad1g1 orucu kaza etmesi gerekir.
orucunun
rastlamas1 Fakat z1har kefareti olarak, orui:; tuttugu iki aydan birisi Ramazan ay1 olsa ve
kendisi de bu ayda muklm olsa, tuttugu orui:; Ramazan orucundan sayll1r.
Muhammed "el-MebsOt" da bu iki mesele aras1ndaki farka i~aret ederek
[3/136]
~oyle demi~tir: "Z1har kefareti orucu, adak orucu gibidir. c;:onku ikisi de kul
taraf1ndan olan bir nedenle gerekli olur. Dolays1yla hangisine niyet ederse o orui:;
yerine getirilmi~ olur. Ramazan orucu ise z1har kefareti orucundan daha
kuvvetlidir. c;:unku, Ramazan orucu Allah tarafindan farz k1l1nm1~t1r. Z1har orucu ise
kul taraf1ndan olan bir nedenle gerekli olmu~tur. Zay1f, kuvvetli kar~1s1nda
duramaz. Bundan dolay1 tuttugu orui:; her durumda Ramazan orucundan sayll1r."
Fakat bu ai:;1klama kuvvetli degildir. c;:onku, z1har kefareti orucu ile adak
orucu e~it degildir. c;:unku adak orucu bizzat Recep ay1nda tutulacakt1r. Z1har
orucu ise ki~inin zimmetinde bori:;tur. Oncelikli olmas1ndan otOrO adak orucu tercih
edilir. c;:onku z1har orucu ki~inin zimmetinden, ancak niyetiyle belirli bir vakitte
tutulmas1 gereken oruca donu~Or. Adak orucu ise bu niyetten once vard1r. Diger
yandan bir vakitte tutulmas1 gereken orui:;, ki~inin adamas1yla gerekli olunca, ayni

276
Z1har I J4JOJI: Z1har, s1rt anlamina gelen "zahr" kokunden bir mastar olup bir kocanin e~ine "Sen
bana annemin s1rt1 gibi harams1n." diyerek e~inin vucudunun tamam1n1 veya yans1, u~te biri gibi bir
oran1n1 ya da ba~. boyun gib1 vucudun tUmune delalet eden bir organin1 anas1, k1z karde~i gibi
kendisi ile ebediyyen evlenemeyecegi bir kad1n1n, bakmas1 haram olan bir organina benzetmesidir.
Oru~ Konusunda Az Kar§tla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 215
vakit z1har orucuna elveri~li olmaktan <;1kar. c;:unku zimmette bor<; olan oru<;,
ancak me~ru k11ind1g1 vakitte tutulabilir.
lki oru<; aras1ndaki fark1n dogrusu ~udur: Recep ay1, adaktan once z1har
orucuna elveri~li idi. Bu durum, onun adag1yla degi~mez. c;:unku bu ki~i adakla
kendisine vacip olmayan bir ~eyi gerekli kilm1~t1r . Bu durum, bu ay1n ba~ka bir
oruca uygunlugunu kald1rmaz. c;:unku bu, kulun yetkisinde degildir. Bu ki~inin
adagindan sonra, z1har orucunu yerine getirmeye elveri~li olunca, niyet ederek bu
orucu yerine getirebilir.
Ramazan orucunu ise Allahu Teala farz kilm1~t1r. Bunun zorunlu sonucu, bu
Muayyen
ay1n z1har orucunu tutmaya elveri~li olmamas1d1r. c;:unku, ~eriat sahibinin buna
adak
yetkisi vard1r. Bu ay z1har orucuna elveri~li olmad1g1na gore, ki~inin bu ayda z1har orucunun
Ramazan
orucu i<;in yapt1g1 niyet ge<;ersiz olur. Bu ay1n ba~ka bir oruca uygun olmamas1, o ayina denk
ayda Ramazan orucunu tutmanin gerekli olu~undan dolay1d1r. Nitekim yolcu i<;in gelmesi
bu ayda Ramazan orucu tutmas1 gerekli degildir. Onun i<;in, yolcu bu ayda z1hara
niyet etse, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu oru<; z1har i<;in olur. Adag1n Ramazan
orucuna gore durumu, yolcunun durumu gibidir.
Bir kimse, yemin kast1yla, Recep ayinda oru<; tutmay1 adasa, (ve o ayda zihar
kefareti orucu tutsa), kendisine yemin kefareti gerekmez. c;:unku burada yeminin
geregini yapman1n ko~ulu Recep ay1nda oru<;lu olmakt1r. Tutulan orucun adanan
oru<; olmas1 degildir. Orucu z1har kefareti niyetiyle tutmu~ olsa bile, Recep ayin1
oru<;lu ge<;irince yemininin geregini yapm1~ olur.
Ak1I hastas1 olan veya uyuyan kadma Ramazan'da oruc;lu iken, kocas1
Ak1I hastas1
cinsel ili~kide bulunsa onlarm bu orucu kaza etmeleri gerekir, kefaret veya
uykuda
gerekmez. c;:unku kefaretin farz olmas1, butlin unsurlann1 ta~1yan tam bir su<;tan
olan oru~lu
dolay1d1r. Aynca, kefaret gunah1 orter. Bu durum, ak1I hastas1 ve uykudaki kad1n kadinla
cinsel ili~ki
hakkinda bulunmamaktad1r. Kazanin gerekli olu~u ise o vakitte orucun
tutulmamasindan dolay1d1r. Bu gerek<;e an1lan kadinlarda vard1r. c;:unku oru<;, bir
unsuru bulunmad1g1 zaman tutulmu~ olmaz. Bu kad1nlar hakkinda da, bir azure
bagl1 olarak orucun bir unsuru bulunmam1~t1r. Biz, Zufer (rh.a.)'in bu meseledeki
farkl1 goru~unu "Oru<; Kon usu" nu a<;1klarken de anm1~t1k.
Burada ~u da soylenilmelidir. Gormez misin ak1I hastas1 veya uykuda olan bir Ak1I
hastasinin
kad1n hata yoluyla bir adam1 oldurse, kendisine kefaret gerekmez. Mirastan
veya
yoksun da b1rak1lmazlar. uyuyanin
yanh~l1kla
Bu hukum akil hastas1 kad1n hakkinda dogru ise de, uyuyan kad1n hakk1nda a dam
dogru degildir. c;:unku bu konudaki rivayet bellidir ve ~oyledir. "Uyuyan birisi i:ildiirmesi

miras<;1s1 oldugu birinin uzerine yuvarlansa ve onu oldurse kefaret gerekir ve


mirastan mah rum olur." Ostelik bu hukmu bu konuya deli I olarak kullanmak
zay1ft1r. c;:unku oldurme kefareti i<;in tam (butlin unsurlann1 ta~1yan) bir cinayet
216_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
gerekli degildir. Bundan dolay1 yanll~llkla olduren kimseye de kefaret gerekir.
Orucu bozma kefareti ise boyle degildir.
Bozmazsa
Oruc;lu birisi, orucunu bozmad1g1 taktirde gbz agnsin1n veya ate~li hastal1g1nin
hastahg1
artacak artacag1ndan korkarsa orucunu bozmas1 gerekir. <:;unku Allahu Teala
olan, , - -
orucunu
bozabilir
{~1 r,l~i Cr! ~~ ~ );:. ji W.:; 0l5 y.j~
"Sizden her kim hasta veya yo/cu olursa (tutamad1g1 gun/er kadar) diger
gunlerde kaza eder." (el-Bakara, 2/185) ayetiyle hastaya oruc; tutmama izni vermi~tir .
Bu kimse de hastad1r. <:;unku goz agns1 ve ate~lilik (humma) bir tlir hastallkt1r.
Allahu Teala verdigi bu ruhsat1n hikmetini sonra ac;1klam1~.

~I ~ ~). 'ij r:i1 ~~I ~)t


"Allah sizin i(in kolay!tk ister, zorluk istemez." (el-Bakara, 2/185) buyurmu~tur.
Hastal1gin artmas1 korkusu varken, ki~iye tutmay1 gerekli k1lmakta ise zorluk
vard1r. Bundan dolay1 bu konuda ki~inin kolayl1g1 al1p orucunu bozmas1 bu
ruhsattan yararlanmas1 gerekir. Peygamber (s.a.v.),
, • .> .. .,.--, •••
WI~ ·· - ~t..A>- ' --·-0 ~a l01
- F <...S' y ) .:j-Y . -- •

"Allah azimetlerinin yap1/masm1 sevdigi gibi ruhsatlanndan yararlantlmasmt da


sever. " 277 buyurmu~tur.
EbO Yusuf (rh a) ~oyle der, "Bir kimse oruc; tutmama hakkin1n oldugu bir
gunde, ba~lad1g1 orucu bozarsa kefaret gerekmez." Bu, butlin Hanefi alimlerimizin
goru~udur. <:;unku bir gunun orucu nas1I yerine getirme bak1mindan
bolunemiyorsa, gerekli olma bak1m1ndan da bolunmez. Gunduzun bir k1sm1nda
yerine getirme gerekli olmayinca, orucun bozulmas1yla sue; tam gerc;ekle~mi~
olmaz.
Yanh~hkla Ramazan orucunun kefareti ~uphe ile du~er. Bundan dolay1, fecrin
imsaktan
sonra veya
dogdugunun fark1nda olmadan sahurda yemeye devam eden kimseye kefaret
iftardan once gerekmez. Gune~ henuz batmad1g1 durumda, batt1 zannederek orucunu a<;an
yiyene
kefaret
kimseye de kefaret gerekmez. Bir kimseye gunun bir bolumunde oruc; tutmamanin
gerekmez. mubah olmas1, o gunku oruc; konusunda kuvvetli bir ~uphedir. c;:unku bu ~uphe ile
Kaza gereki r
edanin gerekliligi ortadan kalkar. Bundan daha kuwetli bir ~uphe de olamaz. Ki~i
bilse de, bilmese de, o alandaki ~uphe kefareti du~urur. Nitekim, haram oldugunu
bilse de, bilmese de, oglunun cariyesine yakla~an kimseye, zina cezas1 gerekmez.
c;:unku c;ocugun mall hukuken baban1n malindan say1ld1g1 ic;in madurumda bir
~uphe vard1r.

277
lbn EbO $eybe, Musannef, V/317; lbn Hibban, Sahih, 11/69; TaberanT, el-Mu'cemu'/-keblr, X/84;
BeyhakT, es-Sunenu'/-kUbra, 111/140.
Oru~ Konusunda Az Kar§da§dan Soruntar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2l 7
Bu kuralin ac:;1klamas1 ~6yledir: GOndOzOn ba~1nda hasta olan veya yolculuga Giiniin bir
biiliimiinde
c:;1kan birisi oruca niyet etse, sonra hastalig1 iyile~se veya yolcu olmaktan c:;1ksa yolcu veya
(muklm olsa) sonra da orucunu bozsa, kendisine kefaret gerekmez. c;:onkO bu hasta olan
orucunu bozsa
ki?inin gunduzun ba?1nda oruca hie:; ba?lamama hakk1 vard1. kaza gerekir
GOndOzOn ba~1nda sagl1g1 yerinde ve muklm olan ki~i. gunduzun sonunda
hastalansa ve orucunu bozsa, hokum yine ayn1d1r. c;:onku bu ki~i hastal1k nedeniyle
oruc:; tutmaktan aciz kal1nca, orucu bozmak kendisine mubah olmu~tur. GOnOn
sonunda yolculuga c:;1ksa ve orucunu bozsa yine kefaret gerekmez. Bu son hokum,
orucu bozmak bu kimseye mubah oldugu ic:;in degildir. c;:onku ki?i muklm iken bir
oruca ba?lay1p sonra yolculuga c:;1karsa, ba?lad1g1 orucu bozmas1 mubah olmaz. Bu
durumda olana kefaretin gerekmeyi?i, asil olarak yolculugun oruc:; tutmamay1
mubah k1l1?1d1r. Yolculuk kefareti gerekli kllan bir nedenle birlikte olunca, her ne
kadar oruc:; bozmak bu kimseye mubah olmasa da, kefareti dO?Oren bir ?Liphe
b1rakm1~ olur. Bu, gec:;ersiz (fasit) nikah gibidir. c;:onkO gec:;ersiz nikah cinsel ili?kiyi
mubah kllmasa da cezay1 dO~OrOr A?ag1daki iki meselede de bu kurala gore
hukum verilmi?tir:
1. Sabahleyin oruc:;lu olan bir kad1n, orucunu bozsa sonra da adet gormeye
ba~lasa.

2. Bir kimse sabahleyin oruc:;lu olsa, sonra orucunu bozsa, sonra da


hastalansa, kefaret gerekmez.
Bu iki meseleyi "Oruc:; Konusu" nda ac:;1klam1?t1k. Eksikliklerden munezzeh
olan yuce Allah, dogruyu daha iyi bilir. [3/138)

ORUCU BOZUP KAZA ve KEFARET GEREKTiREN ~EYLER.


KEFARETi DEGIL SADE CE KAZA YI GEREKTIREN ~EYLER.
HILALiN GOR0LMESiNDE CAIZ OLAN ve OLMAYAN TANIKLIK

Oruc;lu iken taze cevizi yutan kimseye kefaret degil, kaza gerekir. Taze Oru~lunun
ceviz veya
bademi veya kuc;uk karpuzu yutarsa hem kaza, hem kefaret gerekir.
bad em
Bu konuda kural ?Udur: Oruc:; adeten g1da olmayan veya kendisiyle tedavi yutmas1

olunmayan bir ?eyle bozulmu~sa kefaret gerekmez. sadece kaza gerekir. c;:onkO
kefaretin gerekli olmas1 ic:;in suc:;un tam olmas1 gerekir. Sue:; da ancak g1da olarak
yenilen veya kendisiyle tedavi olunan bir ~ey ile tam olur. c;:onku bu durumdaki bir
~eyi yutmakla, oruc:; tutma (imsak) hem ~ekil bak1m1ndan, hem de anlam
bak1m1ndan ortadan kalkm1~ olur. Diger yandan, kefaret cayd1rmak ic:;in me~ru
k1hnm1?t1r. Normal insan tabiat1, vucudun yaranna oldugu ic:;in beslenmekte ve
tedavide kullan1lan ?eylere ilgi duyar. Onun ic:;in, bu konuda cayd1nc1 bir mueyyide
(yapt1rma) koymaya ihtiyac:; vard1r. G1da olmayan ve kendisiyle tedavi olunmayan
218 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
~eylereise normal insan tabiat1 ilgi duymaz. Bu yuzden bunlar hakk1nda cayd1nc1
bir mueyyide koymaya gerek duyulmaz.
Bu ilkeleri tespit ettikten sonra deriz ki: Olgunla~mam1~ ceviz yenmez.
Olgunla~mam1~ badem ise c_;agla olarak yenir. Bu hukum, ki~i cevizi yuttugu zaman
boyledir. Fakat cevizi, ya~ veya kuru iken c_;igneyerek yerse kefaret de gerekir.
Hasan b. Ziyad (rh a), bu nu EbO Hanlfe (rh.a )'den nakletmi~tir. c;:unku, c_;ignemek
cevizin ozunu yemektir. 0 da g1da olarak al1nan ~eylerdendir. Bu ki~i en az1ndan,
g1da olan ve olmayan iki ~eyi birlikte yemi~ olur. Bu da kefareti gerektirir.
Hindistan erigi 278 yutarsa tedavi kast1 olsa da, olmasa da kaza ve kefaret
gerekir. Bu nu lbn Semaa ve Hi~am, Muhammed (rh a.)' den nakletmi~lerdir. lbn
Rustem ise Muhammed (rha.)'den Hindistan erigi yutan ki~iye kefaret degil, kaza
gerekecegini rivayet etmi~tir. O ~oyle der. c;:unku, bilindigi gibi Hindistan erigi
adeten, tedavi ic_;in yenilmez."
Dogru olan, once soylenen rivayettir. c;:unku hindistan erigi tedavide kullanll1r.
Ki~ininbunu adeten yenildigi ~ekilde yemesi ile adete uymayan bir tarzda yemesi
arasinda fark yoktur. Bundan dolay1 biz bu kimseye kefaret gerektigini soyledik.
Misk, galiye (guzel kokulu bir nesne) veya zagferan yemesi durumunda de
hem kaza, hem kefaret gerekir. c;:unku bunlar adeten hem g1da olarak, hem de
tedavi maksad1yla yenir.
Oru~lunun Hasan b. Ziyad (rh.a.) EbO Hanlfe (rh.a.)'den naklen, bir kimsenin hamur
hamur
yemesi yemesi durumunda kefaretin gerekmeyecegini zikretmi~tir. c;:unku, adeten hamur
pi~irilmeden yenmez. Ostelik, insan tabiat1 hamur yemeyi arzu etmez. lbn Rustem,
Muhammed (rh.a.)'den boyle rivayet etmi~ ve "Un yemesi durumunda de kefaret
gerekmez. c;:unku un, ki~inin midesine ula~madan once, agz1nda hamur olur."
demi~tir.
[3/139] Bugday yerse hem kaza, hem kefaret gerekir.
c;:unku bugday, adeten yenir. Bugday ya~ iken oldugu ~ekliyle, kuruyunca da
Oru~lunun kaynatllarak veya kavrularak yenir.
bugday
yemesi Kil (Ermeni c;;amuru) yerse kefaret gerekir.
ibn Rustem, Muhammed (rh a )'den boyle rivayet etmi~tir. c;:unku bu, katran
kopugu 279 gibidir ve tedavide kullan1l1r. ibn Rustem ~oyle der: Ben Muhammed'e
"Peki insanlann yedigi ~u bali:;1ktan yerse hukum ne olur?" diye sordum. 0 da
"Ben bu balc_;1g1 yiyen hie_; kimseyi bilmiyorum. "diye cevap verdi. Muhammed

278
SbzlOkte "hindistan erigi" anlam1 verilen "hOleylice /•~.1:\+ll" bat1 Hindistan ve c;in'de yeti~en bir
agacin meyvesidir. Bazi sbzlOklerde ~am kozalagin1n par~alarina benzedigi sbylenir.
279
Garikun /i>_,A>_,L;JI: SozlOklerde "katran kbpOgO" anlam1nda kullan1lmaktad1r. Agac1n ~OrOyen
maddesinin i~indeki maddeye benzer. Ila~ olarak kullanilmaktad1r.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2 l 9
(rh a )'den "kili, oldugu ~ekliyle yedigi zaman kefaret gerekmez, ancak tedavide
kullan1lan ~ekle getirdikten sonra yerse gerekir" ~eklinde bir rivayet de vard1r.
Dogru olan, birinci rivayettir.
Otuz gi.in si.iren bir Ramazan aymda, bir ozi.ir nedeniyle oruc; Otuz giin
Ramazam
tutmayan birisi, bu orucu sonra kameri aylardan yirmi dokuz gi.in c;eken bir tutmayan
ayda kaza etse, bir gi.in daha kaza etmesi gerekir. otuz giin
kaza eder
c;:onko Allahu Teala,
, .
~)-i r, l~l ~ u.~~
"Diger gunferde (orur:; tutamad1g1 gun/er kadar) kaza etsin" (el-Bakara, 2/185)
buyurmu~tur.

Bu ayette, kazada dikkate al1nmas1 gerekenin gun hesab1yla say1y1


tamamlamak oldugu belirtilmi~tir.
Gokyi.izi.i kapah iken, bir kimse Ramazan hilalini gordi.igi.ine tamkhk Kapah havada
Ramazan hilalini
etse, eger adilse tan1khg1 kabul edilir. gormede
tamkhk ol~iisii
Bu meseleyi biz "Orur:; Konusu" ic.;inde ac.;1klam1~t1k. Muhammed (rh.a.)'in
Kitabu'f-Asf'inda, ~ahidin adaletli olmas1 ko~ul koyulmu~tur. Tahavl ise "Adaletli
olsa da, olmasa da" tan1kl1g1nin kabul edilecegini soylemi~tir.

"Tahavi'nin maksad1, gorOnO~te adil olmas1yla yetinilecegi, ~ahidin gerc.;ekten


adaletli bir kimse olmas1 ko~ulunun aranmayacag1d1r." denilmi~tir. Diger bazllann1n
dedigine gore ise, "Bu konuda tohmet bulunmad1g1 ir:;in adalet aranmaz. c;:onkO
ba~kas1n1 baglayan oruc.; emri, bu kimse ic.;in de baglay1c1 olacakt1r. GOnah i~leyip
duranin (Fas1g1n) haberi ise tohmet bulundugu ic.;in kabul edilmez."
Dogrusu, bu konuda adaletin ko~ul oldugudur. c;:onkO hilal konusu, dlnl
konulardand1r. Bundan dolay1, bu konuda bir ki~inin haberi ile yetinilir. GOnah
i~leyip duranin din konusunda verdigi haber ise makbul degildir. Bu, ResQIOllah
(s av )'dan ha dis rivayet etmek gibidir.
GokyOzO kapal1 oldugunda bir ki~inin, Ramazan'1n sona erdigine tan1kl1k Ramazan
etmesi ise kabul edilmez. Bu ancak iki ki~inin tanikl1g1 ile kabul edilir. "Nevadir" bayramma
tamkhkta
kitaplanndan birinde, aradaki farka ~oyle i~aret edilmi~tir: Ramazan hilaliyle ilgili ol~ii
olan durum, ibadete ba~lamad1r. Bu konuda bir ki~inin haberi kabul edilir. Bu, bir
kimsenin Musi Oman oldugunu haber vermek gibidir. $evval hilali ile ilgili durum ise
ibadetten c.;1kmakt1r. Bu ise bir MOslOman1n lslam'dan c.;1kt1g1na tan1kl1k etmekte
oldugu gibi, ancak iki ki~inin tan1kl1g1yla kabul edilebilir. Burada ba~ka bir farka
daha i~aret edilmi~tir: $evval hilali ile ilgili durum, insanlann yararina olan bir
izindir. Bu, oruc.; tutmama ruhsat1d1r. Dolays1yla bu konudaki tan1kl1k kul haklanyla
ilgili tan1kl1k gibidir. Ramazan hilaliyle ilgili olan ise s1rf din hakk1d1r. 0 da ibadet
220 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
olan oruc_;tur. Burada ihtiyata gore davran1l1r. Onun ic_;in gbkyuzunun kapal1 olmas1
durumunda bir ki~inin verdigi haberle yetinilir.
Hasan b. Ziyad (rh a )'1n EbCJ Hanlfe (rh.a )'den rivayet ettigi ~u sbzler gbz bnune
al1ninca bu gbru~ daha dogrudur. "lnsanlar bir ki~inin haberiyle oruca ba~larlar.
Fakat orucu otuz gune tamamlasalar bile, hilali gbrmedikleri surece Ramazan
ayinin c_;1kt1g1n1 kesin olarak bilmediklerinden, oruca son vermezler. Bu, Ramazan'in
hem ba~1nda, hem de sonunda ihtiyat1n geregidir."
lbn Semaa'nin Muhammed (rh a )'den rivayeti ise ~byledir: "lnsanlar say1y1
otuza tamamlad1klan zaman orucu b1rak1rlar. c;:unku Ramazan ay1ndaki farz oruc_;,
otuz gunden fazla olamaz."
lbn Semaa dedi ki: Muhammed (rh a.)'e "Bir ki~inin tan1kl1g1yla orucu nasli
[3/140]
b1rak1rlar?" diye sordum. 0 da "Bir ki~inin tan1kl1g1 ile degil, hakimin hukmuyle
b1rak1rlar. c;:unku, hakim Ramazan'1n girdigine hukmedip insanlara oruc_;
tutmalann1 emredince, bu hukmun zorunlu bir sonucu olarak otuz gun sonra
Ramazan ay1 sona erer. K1saca burada tan1kl1k orucun sona ermesi sonucuna
gbtUrmu~tUr. Yoksa bu, bir ki~inin tanikl1g1yla sabit olmu~ degildir. Bu, ebenin
nesep konusundaki tan1kl1g1nin benzeridir. Bu konuda ebenin tan1kl1g1 kabul edilir.
Bu tan1kl1k miras1 hak etmeye neden olur. Miras ebenin dogrudan yapt1g1 tan1klikla
sabit olmaz."
Zahiru'r-rivaye'ye gore, hadis rivayetinde oldugu gibi burada da, erkegin ve
kadin1n ister kendi lehlerine olsun, ister aleyhlerine, yapt1klan tan1kl1klar e~ittir.
Aynca, kale veya hur kimsenin tan1kl1g1, birisine zina iftiras1 (kazif) suc_;undan ceza
alm1~ veya almam1~ olan kimsenin tanikl1g1 aras1nda fark yoktur. Ancak tanig1n
adaletli olmas1 gerekir. c;:unku sahabe, (r.a.) kendisine zina iftiras1 cezas1
uyguland1ktan sonra EbCJ Bekre'nin rivayetini kabul ederlerdi.
Hasan b. Ziyad (rh.a.)'in EbCJ Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore ise, zina
iftirasindan dolay1 ceza verilen kimsenin hilali gormek konusunda tan1kl1g1, guzelce
tevbe etmi~ olsa bile kabul edilmez. c;:unku bu kimsenin yalancli1g1na
hukmedilmi~tir. Allahu Teala,

~0;.~G:J1 ~~I~~)~ ~14 ~J~ 1;~ ~ 1 ~,


"Madem ki ~ahit getiremediler, oyle ise onlar Allah katmda ya!anctlann ta
kendisidirler." (Nur, 24/13) buyurmu~tur.
Bu konuda yalanc1l1kla itham edilen gunahkann tan1kl1g1 kabul edilmedigine
gore, yalanc1l1g1na hukmedilen kimsenin tanikl1g1 bncelikle kabul edilmez.
Hava a~ikken Gbkyuzu bulutlu degilse bir-iki ki~inin tan1kl1g1 kabul edilmez. Ancak hilalin
hilalin gbruldugu konusunda herkesc_;e bilinen yayg1n bir durum varsa mustesnad1r.
goriilmesinde
tamkhk ol~iisii Zahiru'r-rivaye'deki rivayete gore $evval hilali hakk1nda da durum bbyledir.
Oru~ Konusunda Az Kar§tla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 221
Hasan b. Ziyad (rh a )'1n EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore ise kul haklannda
oldugu gibi, hilal konusunda da iki erkegin veya bir erkekle iki kadin1n tan1kl1g1
kabul edilir.
Dogrusu burada anllan goru~tUr. c;:unku kul haklannda iki erkegin tanikl1g1,
gorunu~ kendilerini yalanlamad1g1 takdirde kabul edilir. Burada ise hem Ramazan
hilali, hem de $evval hilali konusunda zahiri durum onlan yalanlamaktad1r. c;:unku
bulunduklan yer; gorme, goz keskinligi ve ayin bulundugu yer bak1m1ndan, tan1kl1k
eden iki ki~i de diger insanlar gibidir. Bundan dolay1 hilalin gorulmesi herkes~e
bilinen bir durum olmad1k~a tanikl1k kabul edilmez. Bu konuda farkl1 goru~leri
"Oru~ Konusunda" belirtmi~tik.

Ramazan'da unutarak e~iyle cinsel ili~kide bulunan ki~i, tam birle~me Oru~lu iken
unutarak
durumunda iken oru~lu oldugunu hat1rlasa ve hemen kalksa, orucu kaza etmesi e~iyle ili~ki
gerekmez. Ayn1 ~ekilde han1mina gece yakla~sa ve birle~me s1ras1nda iken sabah
vakti girse ve hemen kalksa, yine kaza gerekmez.

Zufer (rh.a.)'e gore ise her iki durumda da kaza gerekir. c;unku birinci
durumda hat1rlad1ktan sonra, ikinci durumda ise sabah vakti girdikten
sonra az da olsa, bir sure birle~me devam etmi~tir. Bu da orucun bozulmas1
ic;;in yeterlidir.
Biz ~oyle diyoruz: Bu ka~1nilmas1 mumkun olmayan bir durumdur. Ka~1n1lmas1
mumkun olmayan ~ey ise affedilir.
Bu meselenin esas1 ~udur: Bir kimse, bir giysi uzerinde iken "Bu giysiyi bir
Ozerindeki bir
daha giymeyecegim." diye yemin etse ve derhal o giysiyi ~1karsa, k1yasa gore elbiseyi bir
yeminini bozmu~tur. Zufer (rh.a )'in goru~u de budur. c;:unku yeminden sonra bir daha
giymemeye
sure o giysi, ki~inin uzerinde kalm1~t1r. istihsana gore ise burada yemin bozulmaz. yemin etmek
c;:unku ka~1n1lmas1 mumkun olmayan ~ey affedilmi~tir. Bu ~oyle a~1klanabilir:
[3/141]
Ki~inin ili~ki s1ras1nda, kendini hemen geri ~ekmesi, cinsel ili~kiye girmekten
ka~1nmak demektir. Cinsel ili~kiden ka~1nmak ise orucun bir unsurudur. Hem
sabah vaktinin girmesinden, hem de oru~lu oldugunu hat1rlad1ktan sonra, bu
kimseden sadece orucun unsuru olan bir davran1~ meydana gelmi~tir. Bu ise orucu
bozmaz.
Gormez misin ki~inin agz1nda bir lokma olsa ve hat1rlad1ktan ya da sabah
vakti girdikten sonra lokmay1 hemen ~1kanp atsa, orucu bozulmaz. Ancak Zufer
(rh.a) bu iki meseleyi birbirinden ayirir ve ~oyle der: "Bu ki~i, atincaya kadar
agz1nda bir sure lokmay1 tutmaktad1r. Bu orucu bozmaz. Diger meselede ise
birle~menin bir par~as1 vard1r. Birle~me ise orucu bozar."

EbO Yusuf (rh.a J'un ~oyle dedigi rivayet edilmi~tir: Unutan kimse hat1rlad1g1
anda derhal kendini ~ekerse, orucu bozulmaz. Sabah vaktinin girmesi durumunda
ise, kendini hemen ~ekse bile orucu bozulur. c;:unku (hukum bak1m1ndan) bir fiilin
222 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
sonu ba~1yla ayn1 cinstendir. Unutan kimsenin fiilinin ba~1 oruc; vaktine rastlasa da
orucu bozmaz. Sonu da boyledir. Birle~me s1rasinda iken sabah vaktinin girmesi
durumunda ise fiilin ba~lang1c1nda kas1t vard1r. Bu da, oruc; vaktine rastlad1g1
zaman orucu bozar. Fiilin sonu da boyledir. Bu ~oyle ac;1klanabilir: Oruca ba~lamak
sabah vakti girince olur. Birle~menin sabah1n girme vaktine rastlamas1 oruca
ba~laman1n s1hhatine engel olur. Bundan dolay1 bu kimseye kaza gerekir. Unutan
kimsenin, ili~ki s1ras1nda oruca ba~lamas1 ise gec;erlidir. Oruca ba~lad1ktan sonra da
orucu bozan bir durum olmam1~t1r. Bundan dolay1 kaza etmesi gerekmez.
Muhammed (rh.a )'in "Kitabu'l-As/" isimli eserinde, kendini c;ektikten sonra
meninin gelmesi durumunda kaza gerekip gerekmeyecegi meselesine
degenilmemi~tir. Dogrusu, bu ki~inin orucunun bozulmamas1d1r. Cunku, ihtilamda
oldugu gibi, sadece meninin d1~ar1 c;1kmas1, ~ehvetle bile olsa orucu bozmaz.
Ostelik, ki~inin hat1rlamas1ndan ve fecrin dogmas1ndan sonra meninin c;1kmas1ndan
ba~ka bir ~ey olmu~ degildir.

Cinsel ili~ki kurmakta olan ki~i hat1rlad1ktan veya fecir dogduktan sonra
(c;ekilmez) ve birle~meyi tamamlarsa, biz Hanefllere gore kefaret degil kaza gerekir.

~afii (rh.a.)'ye gore ise hem kaza, hem kefaret gerekir. Cunku ona gore

hat1rlad1ktan ve fecir dogduktan sonra birle~me vard1r. Ona gore kefareti gerekli
k1lan ~ey, orucu ortadan kald1ran birle~medir. Bu da bulunmaktad1r.
Bize gore ise, kefareti gerektiren neden, tam bir suc;la orucun bozulmas1d1r.
Bu durum ise birle~me s1ras1nda iken fecrin dogmas1 ve bu kimsenin devam etmesi
durumunda yoktur. Cunku birle~me s1ras1nda oruca ba~lamak gec;erli olmaz.
Orucu bozmak ise ba~lad1ktan sonra olabilir. 0 da bu meselede yoktur. Eger
kefareti gerekli kllan ~ey orucu bozan birle~me ise, ki birle~me erkegin cinsel
uzvunu kad1n1n cinsel uzvuna girdirmektir, hat1rlad1ktan ve fecir dogduktan sonra
bulunmamaktad1r. Burada sadece birle~meye devam etme vard1r. Bu ise girdirmek
degildir.
Gormez misin bir kimse "Falancan1n evine girmeyecegim. "diye yemin etse ve
o anda o evde bulunsa, orada bir sure kalmas1 durumunda yeminini bozmu~
olmaz. Ozerinde durdugumuz mesele de boyledir.
Anlatllan ~ekilde ili~ki kurmakta olan ki~i. kendini c;ektikten sonra yeniden
ba~lasa ittifakla kefaret gerekir. cunku burada, oruca ba~laman1n gec;erli oldugu
bir durumdan sonra bilerek birle~meye ba~lama soz konusudur. Bundan dolay1
hem kaza, hem kefaret gerekir. Bu hukum Zahiru'r-rivaye'ye gore boyledir. Bu ki~i,
orucunun birinci birle~me ile bozulmad1g1n1 bilerek ikinci kez birle~ip, kasten
orucunu bozdugu ic;in kefaret gerekir.

[3/142] EbQ Hanife (rh.a.)'den gelen bir rivayete gore, ki~i orucunun
bozulmad1g1m bilse bile, k1yas ~l.iphesi bulundugu ic;;in kefaret gerekmez.
Oru~ Konusunda Az Kaqda§dan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 223
Bu rivayete gore Ebu Hanlfe bu meselede de kefaretin gerekmedigini
soylemi~tir.
Oru~lunun
Oruc;lu ki~i di~leri aras1nda kalan susam tanesi veya daha kuc;uk bir ~eyi yutsa, di~leri
orucu bozulmaz. c;:unku bu azd1r ve uc;arak oruc;lunun bogazina giren sinek gibi, arasmda
kalan bir
hukmu yoktur. Arna susam tanesini ba~lang1c;ta agz1na al1r ve yutarsa orucunu ~eyi
bozmu~ olur. c;:unku bu kimse orucunu bozmay1 kastetmi~tir. Bunun anlam1 ~udur: yutmas1
Bu kimse, bir susam tanesini agz1na koyup yutunca, orucu bozan bir ~eyin
midesine girmesini kastetmi~ olur. Bu da orucu bozar. Di~ler arasinda kalan ~eyde
ise, orucu bozan bir ~eyi mideye ula~t1rma maksad1 yoktur. Di~leri aras1nda kalan
~ey tUkruge tabidir. Ki~i tUkrugunu yutmakla orucu bozulmaz. Bu da boyledir. lkisi
aras1ndaki fark ~byle ac;1klanabilir: Ki~inin, di~leri arasinda kalan ~eyin midesine
ula~mas1ndan kac;1nmas1 mumkun degildir. Ozellikle sahurda kavut gibi bir ~ey
yediginde.Kac;inilmas1 mumkun olmayan ~ey ise affedilmi~tir.
Gbrmez misin oruc;lu ki~i abdest al1rken agz1na su ald1g1 zaman agz1nda bir
miktar ya~l1k kal1r. Sonra bu ya~l1k tUkrukle birlikte bogazina girer. Hic;bir kimse
bunun orucu bozdugunu sbylememi~tir.
Hasan b. Ebu Malik, Ebu Yusuf (rh.a.)'un bir kimsenin di~leri arasmda et
kahr ve eti yutarsa, bu kimseye kaza gerektigini soyledigini rivayet
etmi~tir.

"Bu hukum, di~ler aras1nda kalan ~ey nohut tanesi kadar veya daha buyuk
oldugu zaman boyledir. Daha kuc;uk ise kaza gerekmez." Bu rivayet ile, kac;1n1lmas1
mumkun olmayan kuc;uk ~ey ile, kac;1n1lmas1 mumkun olan buyuk ~ey aras1ndaki
fark ac;1ga c;1kmaktad1r.
Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ki~inin nohut tanesi kadar ve daha bl.iyl.ik bir
~eyiyutmas1 durumunda kefaret degil kaza gerekir. Ebu Hanlfe (rh.a.) ve
Muhammed (rh.a.) de aym gorl.i~tedir. Zl.ifer (rh.a.)'e gore ise bu kimseye
hem kaza, hem kefaret gerekir. <;unkl.i bu, g1da olarak kullanilan bir ~eydir.
Ki~i bu buyuklukte olan bir ~eyi, agz1na al1p yutarsa, hem kaza hem kefaret
gerekir. Di~leri aras1nda kald1g1nda ki~inin bunu yutmas1 durumunda de durum
bbyledir. Ortada, di~ler aras1nda kalan ~eyin biraz degi~iklige ugramas1ndan daha
fazla bir durum yoktur. Bu da ki~inin kokmu~ bir et yemesinde oldugu gibi,
kefaretin gerekli olmasina engel olmaz.
Biz ~byle diyoruz: Di~ler arasinda kalan ~ey, adeten kas1tl1 olarak, ne tedavi ve
ne de g1dalanmak amac1yla yenilmez. Onun ic;in bununla orucu bozmak kefaret
gerektirmez. Bu, c;ak1I ta~1 yutarak orucu bozmak gibidir. Bunun ac;1klamas1 ~udur.
Bu ki~i oruc;lu iken yemeye ba~lam1~ degildir. c;:unku yemeye ba~lamak bir ~eyi
agza almakla, yemenin tamamlanmas1 ise agza alinan ~eyin mideye ula~mas1yla
olur. Bu ki~i agz1na bir ~ey ald1g1 zaman bu fiili oruca kar~1 i~lenmi~ bir sue; olmaz.
224 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
Dolays1yla, bu kimsenin yapt1g1 bu i~te bir ~uphe olu~ur. Kefaret ise ~uphe ile
du~er.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, bir yolcu Ramazan'da ba~ka bir vacip oruca niyet
Yolcunun
Ramazan etse, bu oruc;, niyet ettigi vacip oruc; yerine gec;er. Bu ki~inin Ramazan orucunu
aymda ba~ka kaza etmesi gerekir. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise, bu oruc; her
bir vacip
oruca niyet durumda Ramazan orucudur. Hasta olsun, yolcu olsun, ki~inin niyetiyle ba~ka bir
etmesi oruca donu~mez.
EbO Hanlfe (rh a )'nin hastan1n ba~ka bir oruca niyeti konusundaki goru~u
[3/143]
ac;1kc;a an1lmam1~t1r. Ancak yolcu olmayan ki~i hakkindaki hukum hasta ile sagl1kl1
Hastanm
Ramazan'da birbirinden aynlmaks1zin belirtilmi~tir. Buna gore ki~inin tuttugu oruc; Ramazan
ba~ka bir orucu olur. Dogru olan da budur. <.;:unku bu konuda, sagl1kl1 olanla hasta aras1nda
vacip oruca
niyet etmesi fark yoktur. Hasta oruc; tutmaktan aciz ise, oruc; tutmamasina izin (ruhsat) vard1r.
Oruc; tutmaya gucu varsa hasta ile sagl1g1 yerinde olan ki~i aras1nda bir fark
kalmaz. Bundan dolay1, tuttugu oruc; Ramazan orucu olur.
Yolcunun Ramazan ay1nda nafile oruca niyet etmesi durumunda Muhammed
Yolcunun
Ramazan ve EbO Yusuf (rh.a )'a gore, bu oruc; Ramazan orucu olur. Onlann bu konudaki
aymda nafile
sozleri ile onceki meseledeki goru~leri aras1nda bir problem yoktur. EbO Hanlfe
oruca niyet
etmesi (rh a )'den ise bu konuda iki rivayet gelmi~tir.
Muhammed ve EbO Yusuf (rh a.)'un goru~lerinin gerekc;esi ~udur. Yolcu oruc;
tutmama ruhsat1 konusunda yolcu olmayandan aynl1r. Bu ruhsat1 kullanmay1nca,
yolcu ile yolcu olmayan aras1nda bir fark kalmaz. Yolcu olmayan1n Ramazan'daki
orucu ise ancak Ramazan orucu olabilir. <.;:unku Ramazan ay1nda ba~ka bir oruc;
me~ru degildir. Bundan dolay1 ba~ka bir oruca niyet etmesi gec;ersiz olur. Yolcu
hakk1nda da durum boyledir.
EbO Hanlfe (rh a.) ise bu konuya iki ac;1dan yakla~m1~t1r:
1. Bu vakitte Ramazan orucu tutmak yolcu ic;in gerekli degildir. Oruca gucu
yetse bile, oruc; tutup tutmamak konusunda muhayyerdir. $aban ay1ndaki yolcu
olmayan gibidir. $aban ay1nda neye niyet ederse tuttugu oruc; odur. Ramazan
ay1nda, yolcunun orucu da boyledir. Bu bak1~ ac;1s1na gore EbO Hanlfe (rh a.)
yolcunun nafileye niyet etmesi durumunda orucunun nafile olacag1n1 soyler.
2. Ki~i sorumlu oldugu ba~ka bir vacip oruca niyet ettigi zaman oruc; tutmama
iznini terk etmi~ olmaz. Ancak orucunu, kendisi ac;1s1ndan daha onemli olan ba~ka
bir oruca c;evirmi~tir. <.;:unku diger vacip, ki~inin zimmetinde bir borc;tur.
Ramazan'dan sonra bu orucu kaza edecek kadar ya~amadan olurse bu borc;tan
sorumlu olacakt1r. Boylece bu ki~i Ramazan orucunu kendisi ic;in daha onemli olan
ba~ka bir oruca c;evirmekle, ruhsat1 (oruc; tutmama iznini) kullanm1~ olur. <.;:unku,
Ramazan'dan sonra, bu Ramazan'da tutamad1g1 gunler kadar ya~amadan olurse
bu oruc;tan sorumlu olmaz.
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 225
Bu bak1~ ac,;1sma gore de Ebu Hanlfe (rh.a.) ~oyle der: Yolcu Ramazan'da Bir ayin
belirli
nafileye niyet ettigi zaman Ramazan orucunu tutmu~ olur. <;unkl.i giinlerinde
Ramazan orucunu, kendisi ic,;in daha onemli olan ba~ka bir oruca oru~
tutmay1
c,;evirmedigi bir zamanda terk etmi~ olur. izni terk edince de yolcu ve yolcu adamak
olmayan (muklm) arasmda bir fark kalmaz. Boylece tuttugu oruc,; Ramazan
orucundan olur.
Bir kimse "Bir ay boyunca, fa Ian gunleri Allah ii:;in orui:; tutmak borcum
olsun." Derse, bu sazu sayledigi andan itibaren otuz gun bitinceye kadar her
haftan1n o gunu orui:; tutmas1 gerekir. Baylece tutacag1 orui:; bir ay ii:;inde dart veya
be~ gun olur. <:;:unku ki~inin bu sazu; "Bir ay ii:;inde, her gei:;tiginde o gun orui:;
tutmak Allah ii:;in bana bir bore_; olsun. "demektir. Bu orui:; ii:;in, ki~inin evini bir ay
kiraya vermesinde oldugu gibi, adaktan sonra gelen ay esas al1nir.
"Bir gun (vakit), bu ay Allah ii:;in orui:; tutmak adag1m olsun." derse bu orucu
istedigi zamanda tutabilir. Ki~i (bu orucu tutmak ii:;in) adad1g1 andan alum vaktine
kadar serbesttir. <:;:unku bu saz "Herhangi bir zamanda, bu ayin orucunu tutmak
Allah ic_;in benim uzerime bore_; olsun. "demektir. Bu adag1n vakti, bu ki~inin
amrunun sonuna kadar geni~letilmi~tir.
Aradaki fark ~udur: "f_;. - gun" kelimesi bazen "vakit" an lamina gelir. Allahu
Tea la,

"Kim oy/e bir gOnde onlara arka r;evirirse muhakkak ki o, Allah'm gazab1nt
hak etmi~ olarak doner." (el-Enfal, 8/16) buyurmu~tur. Buradaki "gun" sazcuguyle,
vakit anlam1 kastedilmi~tir.
Ki~i "falancan1n gununu bekliyorum" der. Bu falancan1n gelecegi veya
gidecegi vakti bekliyorum demektir. Kimi zaman da "gun", "gecenin z1dd1 olan, [3/144)

gunduzun aydinl1g1" anlam1ndad1r. Bu ai:;1kt1r. Bir kimse bu kelimeyi orui:;la birlikte


sayledigi zaman biz bunun gunduzun ayd1nlig1 anlam1nda oldugunu anlariz.
<:;:unku 0, orucun vaktidir ve mi'yarid1r (zarf1d1r).
Birinci meselede gun lafzi orui:;la birlikte saylenmi~tir. Ki~i "Ben bu gun orui:;
tutacag1m." demi~tir. Bundan dolay1 biz bu nu gunduzun ayd1nl1g1 an lamina ald1k.
Bundan sonraki "ay" kelimesinin saylenmesi adag1n kapsam1nda olan gunlerin
miktarin1 belirtmek ii:;indir. ikinci meselede ise ki~i. "orui:;" kelimesiyle "ay"
kelimesini birlikte saylemi~tir. Baylece ay kelimesinin anilmas1yla tutulacak orucun
miktari bilinmi~ olur. Bundan sonra da gun kelimesini anm1~t1r ve onu oruca zarf
k1lmam1~t1r. Buradan "gun" kelimesinden vakit anlam1n1n kastedildigini anlad1k.
Bu kimseyi, herhangi bir zamanda bu ay1n orucunu tutacag1m, demi~ gibi kabul
ettik.
226_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse "Bugun yann oruc; tutmak Allah ic;in adag1m olsun."derse, bu sozu
ogleden once demi~ ve o ana kadar henuz bir ~ey yememi~se, bugunun orucunu
tutmas1 gerekir. Bu sozu ogleden sonra veya bir ~ey yedikten sonra soylemi~se
oruc; tutmas1 gerekmez.
"Yann bugun oru~ tutmak _;;ii (f -:1 f
~) Allah i~in adag1m olsun."
derse yann oru~ tutmas1 gerekir. <;unku iki gunu aralannda bagla~
kullanmadan soylemi~tir. Bundan dolay1, once soyledigi vakit ge~erli olur.
Sonra soyledigi vakit ise ge~ersiz olur.
Biz bu kuralr "Bo~anma Konusunda" belirttik. Orada ~oyle gec;mi~ti. Bir kimse
han1mrna "Sen bugun-yarrn bo~sun" derse kadrn bugun bo~ olur. "Sen yarrn-
bugun bo~sun" derse ertesi gun bo~ olur. Birinci meselede ki~inin sozunden
gec;erli olan, "bugOn" ifadesidir. Bu kimse sanki "Bugun oruc; tutmak Allah ic;in
adag1m olsun. "demi~ gibidir. Bu sozu henuz hic;bir ~ey yememi~ iken ve zeval
vaktinden once soylemi~se adag1 gec;erli olur. Aksi taktirde gec;erli olmaz. ikinci
meselede ise sozunde gec;erli olan, "yarrn" ifadesidir. Bundan dolay1 adag1yla
yarrn1n orucunu borc;lanmr~ olur. Saglam olan goru~ budur. Ertesi gun oruc;
tutmazsa bu orucu kaza etmesi gerekir.
Herhangi bir niyeti olmaks1z1n "Gunlerin orucu (r-LN1 f_;...;.) Allah ic;in borcum
olsun." diyen ki~inin EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore on gun oruc; tutmasr gerekir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rha)'e gore ise yedi gun oruc; tutar. C::unku r~\11
(gunler) sozcugunun ba~rndaki, belirtme tak1s1 (el-), bilinen gunleri ifade etmek
(ahd) ic;in kullan1l1r. Herkesc;e bilinen gunler ise aylar ve y1llann uzerinde dondugu,
haftanrn yedi gunudur. Aylar ve yrllar gec;tikc;e, zaman bu gunlere yeniden doner.
Bundan dolay1, gunler ifadesinden mutlak olarak an1l1nca bu yedi gun anla~1l1r.
EbO Hanlfe (rh.a) ise ~oyle demektedir: Belirtme tak1srn1n (el-) soylenmesi
c;okluga i~aret eder. Bundan dolayr bu kimsenin gunler (eyyam) sozu, Arapc;a'da
bir say1yla birlikte soylendiginde ifade ettigi en c;ok gun say1s1na hamledilir. Bu da
on gundur (r,~1 i~). c;:unku "on"dan sonras1 ic;in (ornegin) (~;. .P .i;..\ - on bir
gun) denir. Biz belirtme tak1s1nin c;oklugu gosterdigini soyledik. c;:unku burada
belirtme tak1s1 istigrak (cinsin fertlerinin tamamrnr ifade etmek) ic;indir. Bunu da
"Yemin Konusu"nda ac;1klad1k.
Bu kurala gore "Aylann orucunu tutmak ~~I fs~) Allah ic;in uzerime bore;
olsun." derse, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore on ay oruc; tutmas1 gerekir. c;:unku, c;ogul
bir sozcugun say1yla birlikte kullan1ld1g1nda ifade ettigi en buyuk sayr "on" dur.
Arapc;a'da; (;_,µ i_fa. jl AJ\ i_fa. -on ay) denir. Bundan sonras1 ic;in ise ( ~ .i;..\
I~ -on bir ~y) denir. •
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise bu ki~inin on iki ay oruc; tutmas1
gerekir. c;:unku herkesc;e bilinen aylar on iki ayd1r. Allahu Teala Kur'an'da,
Oru~ Konusunda Az Kar§da§dan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 227

1yµ ~ 81iu1~ -3_,JJ1 ~~ ~t1


"Allah katmda aylann say1s1 on ikidir." (et-Tevbe, 9/36) buyurmu~tur. Bu aylar her
yil tekrar eder.
"Birkac;: ay (.:_,µ fs;>) oruc;: tutmak Allah ic;:in adag1m olsun."derse uc;: ay oruc;:
tutmas1 gerekir. c;:unku, c;:ogul bir sozcugun ifade ettigi en az say1 budur. Aynca bu
kimsenin sozunde belirtme tak1s1 ve c;:oklugu gosteren bir ~ey yoktur.
"Cumalarda oruc;: (&1 f;.;>) tutmak Allah ic;:in uzerime bore;: olsun."derse
[3/145]
EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore bu adak on Cuma gunune yonelik olur. EbO Yusuf ve
Muhammed (rh.a)'e gore ise omurdeki butUn Cuma gunlerini kapsar.
"Bu ay1n Cuma gunlerinde (~11 .3,.> ~ fJ...P) oruc;: tutmak Allah ic;:in borcum
olsun." derse, o ay ic;:inde gec;:ecek olan butUn Cuma gunlerinde oruc;: tutmas1
gerekir. c;:unku Cuma gunleri Cuma namaz1nin k1l1nd1g1 gunun ad1d1r.
EbO Hanlfe (rh a J'den gelen bir rivayette de, bu ki~inin bu ay1n tamam1nda
oruc;: tutmas1 gerekir. c;:unku Cuma kelimesi orfen hafta anlaminda da kullanil1r. Bir
kimse ba~kas1na "Cuma'dan beri seninle kar~1la~mad1m." dese, bu sozuyle bir
haftay1 kasteder.
Bana gore saglam goru~, Zahiru'r-rivaye'de anilan goru~tUr. c;:unku yap1lan
adakla ancak kesin olarak bilinen miktari yerine getirmek gerekir. Her iki anlam da,
bu kelimenin muhtemel anlamlanndan olduguna gore, bu ki~iyi kelimenin kesin
olarak bilinen anlam1 baglar.
"Cuma'nm gunlerinde orui; tutmak (~;; ~\ r-~t f_;..;.)
Allah ii;in uzerime
bir bori; olsun." derse yedi gun orui; tutmas1 gerekir. <;unku eyyam (gunler)
sozcugu i;ogul bir isim olup, bununla bu kimsenin maksadmm Cuma
namazmm k1hnd1g1 gun degil, hafta oldugu anla~1hr.
"Bir Cuma oruc;: tutmak Allah ic;:in adag1m olsun." derse bu soz iki ~ekilde
anla~1labilir. Bir haftan1n yedi gunu ic;:in kullan1lm1~ olabilecegi gibi, ozel olarak
Cuma gunu de anla~1labilir. Ki~i bunlardan hangisine niyet etmi~se niyeti gec;:erlidir.
Eger herhangi bir niyeti yoksa haftanin yedi gunu anla~1l1r. Bu, EbO Yusuf'un birinci
k1s1mda gec;:en rivayetini kuvvetlendirmektedir. EbO Yusuf orada kesin olan1 degil,
insanlann adet haline getirdigini dikkate alm1~t1r.
Zahiru'r-rivaye'deki hukme gore, bu ikisi aras1ndaki fark ~udur: Burada Cuma
sozcugu mutlak olarak anilm1~t1r. Eger bu sozde Cuma namazin1n kil1nd1g1 gun
kastedilmi~ olsa "gun" kelimesiyle kay1tlan1r. Burada ki~inin "gun" sozcugu ile
kay1tlamamas1, maksadin1n haftan1n yedi gunu oldugunu gosterir. Birinci k1s1mda
ise ki~i her ne kadar "gun" sozcuguyle kay1tlamasa da kulland1g1 ifadede Cuma
gununun kastedildigini gosterir. c;:unku Cuma sozcugunu ~ehr (ay) sozcugune
228 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
baglam1~t1r. Bu da bu ki~inin maksad1nin ay ic;inde tekrarlanan Cuma gunleri
oldugunu gostermektedir.
"$u kadar gun oruc; tutmak (L.: j~ 1.15 1.15) Allah ic;in adag1m olsun." derse; eger
~u kadar sozcugunun gostermesi olas1 bir say1y1 niyet etmi~se, bu soz niyet ettigi
~eye hamledilir. Niyeti yoksa on bir gun oruc; tutmal1d1r. c;:unku "keza kelimesi"
belirsiz bir sayin1n ad1d1r. Bu kimse "keza keza" demekle aralannda baglac;
olmayan belirsiz iki say1 soylemi~tir. Aralannda baglac; olmayan ve (keza keza'nin
ne oldugunu) ac;1klayan en kuc;uk iki say1 ise (~ J.>-\) on birdir. Bu kimsenin and1g1
iki belirsiz say1 da buna baglanir.
"$u kadar ve ~u kadar" "t; j~ \JS 1.15" demi~ olsa yirmi bir gun oruc; tutmas1
gerekir. c;:unku belirsiz iki say1 aras1nda baglac; kullanm1~t1r. Bunu ac;1klayan ve
aralannda baglac; bulunan en az iki say1 ise yirmi birdir. Ba~ka bir ~eye niyet
etmedigi zaman ki~inin kulland1g1 belirsiz ifade buna hamledilir.
"On kusur gun (t; Ji~ ~;..;~) oruc; tutmak Allah ic;in borcum olsun." derse on
uc; gun oruc; tutmas1 gerekir. c;:unku kusur (t_..:yi) kelimesinin en az1 uc;tL.ir. Nitekim
rivayet edilmi~tir ki: ~ c4.},
0/J~: ·. 1:.~)~ ~;.; :r
~j "Halbuki onlar (Rumlar) bu
yenilgilerinden sonra birkac; y!I ic;inde yeneceklerdir." (er-ROm, 30/3-4) ayeti nazil
olunca EbO Bekir (ra) Kurey~'lilerle "Oc; y1I ic;inde Rumlar lran'lilan yenecek." diye
bahse girdi. Bunun uzerine ResOlullah (sav), " ~\ kelimesini kac; kabul
ediyorsunuz." dedi. EbO Bekir (ra) "Oc;ten yediye kadar dedi." Buna kar~11ik
ResOlullah (s av) EbO Bekir (ra )'e "sureyi uzat, bah is bedelini de art1r." buyurdu.

[3/146)
Bu rivayetle EbO Bekir (r a) 8i kelimesinin ifade ettigi en az sayinin uc;
oldugunu bildirmi~tir. Adakta bulunan ki~iyi ise kesin olan miktar baglar. Bundan
dolay1, toplam olarak on uc; gun oruc; tutmal1d1r.
"Y1llarca oruc; tutmak (~I i µ) Allah ic;in adag1m olsun." Diyen ki~i EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore on yil oruc; tutmal1d1r. Bu yukanda ac;1klad1g1m1z kural1n
geregidir. EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise; bir ~eye niyet etmi~se o kadar
tutar. Niyeti yoksa bu soz butUn om re hamledilir. c;:unku " ~I -yillar" ifadesinde
herkesc;e bilinen bir s1nir yoktur. Bundan dolay1 bu ki~inin sozu, cinsin butUn
fertlerini kapsamina alma (istigrak) anlam1na yorumlan1r. Bu da, bu ki~i hakk1nda
omrunun tamam1d1r.
"Zaman" sozcugunu, ba~1na "el" tak1s1 getirerek ve getirmeden belirli veya
belirsiz kullanarak "Bir zaman oruc; tutmak Allah ic;in adag1m olsun." derse bu soz
alt1 aya baglan1r. c;:unku "ez-zaman" ve "el-hln" "~\- .'.iLAjli " kelimelerinin
kullan1m1 ayn1d1r. Bir kimse ba~kasina "Bir zamandan beri seninle
kar~ila~m1yorum." Anlam1nda "..r-: b- ~L.oj B" der. Burada "~\"sozcugu,
ba~1nda belirtme tak1s1 (el-) olsun· veya olmas1n alt1 ay1 ifade eder. "0L.o jli" sozcugu
de boyledir.
Biz " ~i" sozcugunu alt1 ay anlamina ald1k. c;:unku bir ayette;
Oru~ Konusunda Az Kaqtla§tlan Sorunlar_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 229
..!1:~- · :L i<:- 1:1<1
.•!)..
~ '1t·U ';)..) •. ~ <.r "i"-' ~Yr
" JO, - -

"(O agar;) Rabbinin izniyle her zaman (,J?: j.5) yemi~ini verir." (ibrahim, 14/25)
buyurulmu~tur. lbn Abbas (r.a.) "Bu sbzden maksat alt1 ayd1r." demi~tir.
Kur'an-1 Kerimde " ~I" sozcugu bir c;:ok anlamda kullan1lm1~t1r.

1. Vakit anlaminda. Allahu Teala ~byle buyurdu:


~0µ~j~~~,

"Haydi siz ak~ama u!a~t1gm1zda ve sabaha kavu~tugunuzda ..... Allah'1


tesbih edin." (er-Rum, 30/17) Burada namaz vakitleri kastedilmi~tir.
2. Kirk yil anlam1nda. Allahu Teala,
..£1·-<-l..8
.'< .J.r
:~~ !l ..A..1.JI:~ ,:.;:>
- ~ I -! .
~ 0~':JI
- ~
I~. :1
i.s- l.5' t..r'7.
i;.l..

"/nsamn Ozerinden henOz kendisinin am/an bir ~ey o!mad1g1 uzun bir sure
(,).'.ill ;:,,. ~) gec;:medi mi?" (el-lnsan, 7611) buyurmu~tur. Burada, uzun bir sure ile
kastedilen kirk y1ld1r.
3. K1yametin kopmas1 anlam1nda. Allahu Teala,

~y:>- J;- ~p J rJ. j.ll)>


"';imdi sen on/an bir zamana kadar (;r.: .);-) gaf/et ve sap1k/1k/an ile ba~ba~a
b1rak." (el-MU'minOn, 23/54) buyurmu~tur. Bu'radaki bir zamana kadar sbzu, k1yamete
kadar anlam1nad1r.
Demek ki adakta bulunan bu kimse "~L4j.li" ile bir saati de, kirk y1l1 da
kastetmemi~tir. c;:unku bir kimsenin oruc;: tutmak ic;:in bu kadar uzun bir sure
ya~amas1 nadirdir. Bu yuzden onun maksad1n1n alt1 ay oldugunu anlad1k. Bu say1lar
ic;:inde ortada olan1 da budur. l~lerin en hay1rl1s1 ise ortas1d1r.
Ebediyyen oruc;: tutmak adag1m olsun." derse sbzu butUn bmre hamledilir.
c;:unku "ebediyyen - l~I" kelimesi sonu olmayan demektir. Arna biz biliyoruz ki, bu
ki~i bmrunden daha uzun bir zaman kastetmi~ olamaz.

"Dehir orucu tutmak ().1.li f_;..;,) adag1m olsun" dediginde ne kadar tutacag1
konusunda EbO Hanlfe (rh.a.) herhangi bir vakit belirtmemi~ ve "Ben dehrin ne
oldugunu bilmiyorum." demi~tir. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a) ise (dehr) "_;.t..l.li"
sbzcugunu "H1yn ve Zaman" " ~lj ~L4jli" sbzcukleri gibi kabul etmi~tir. Biz
bun Ian "Yeminler ve Adaklar Konusun" da ac;:1klad1k. Dogrusunu, eksiklikten
munezzeh ve yuce olan Allah bilir. Son van~ O'nad1r.
HAVIZ {~I 1..;-1l:S')
(ADET GORME)

Zuht sahibi Buyuk Imam, $emsu'l-eimme EbO Bekir Muhammed b. EbO Sehl
es-Serahsl (rh a) yazd1rma (imla) ybntemiyle ~byle dedi: Hakim e~-$ehld (rh a )'in
Muhammed b. Hasan (rh a )'in eserlerinden bzetledigi, hay1z hakk1ndaki bilgiler,
oldukc_;a k1sad1r. Maksad1 ifade etmeyecek derecede kapal1d1r. Bu yuzden Hanefl
alimlerinin bu konuda c_;1kard1klar1 hukumlerden ve tercih ettikleri gbru~lerden [3/147]
yararlanmaya ihtiyac_; var. Ben, Muhammed'in (rh a) el-As! ad1ndaki kitab1n1 ~erh
ederken bunlari kaydettim. Bu nedenle konu biraz uzad1.
"Hay1z" sbzcugu, sbzlukte c_;1kan kan demektir. "Tav~andan kan c_;1kt1." Hayzm
anlam1nda .:_;,j\ii ~L> denilir. "Sak1z agac1ndan k1rm1z1ms1 yap1~kan bir s1v1 tamm1

c_;1kt1." anlam1nda da ~~\ ..:...,;,L>- denilir. Bir f1k1h terimi olarak "Hay1z, bzel bir
kan1n ad1d1r. Kad1n1n on taraf1ndan, yani dogum yapt1g1 ve cinsel ili~ki kurulan
yerden gelen ve bir sure devam eden kand1r." Tan1mdaki butUn bzellikler
bulundugu taktirde bu kan hay1z kan1d1r. Aksi durumda bzur (istihaza) kan1d1r.
"lstihaza" sbzcugu, hayz (~\) "kbkunden" isti'fal (J~1) kal1b1na aktarilm1~
bir mastard1r. Fatima bint. Kays (r.a) ResOlullah (s av )'a "Benden bzur kan1 geliyor istihaza
ve temizlenemiyorum." demi~. ResOlullah (s av) ise; (ozi.ir)
kam
pl;. j5:J ~y _),ftl ~\~)~~I j~ ~ ~l ~ f~ ~1 ~
"O kan haytz kant degildir. Oamardan ge/en kand1r veya ortaya r;tkmt:? olan bir
hasta/1kt1r. Sen her namaz ir;in abdest al. " 280 buyurmu~tur.
ResOlullah (s av) bu kan1n bzur kani (hastal1ktan dolay1 gel en kan) olduguna
ve sagl1kl1 kad1ndan gelen kan ic_;in konulan hukumlerin bu kan ic_;in
uygulanmayacag1na i~aret etmi~tir. Bu konuda bilinmesine ihtiyac_; duyulan en
bnemli konulardan birisi, gerc_;ek hay1z kan1 ile bzur kan1 aras1ndaki farkt1r.
Ozur kanlarin1n (istihaza kan1nin) bir c_;ok c_;e~idi vard1r.
lstihaza
a. Adet suresinin en az1ndan daha az gelen kan. C::Linku bir konuda dlnin kamnm
miktar belirlemesi, o konudaki hukmun, miktari belirlenen ~eyden daha az olan ~e~itleri

~eylere verilmesine engeldir. Hayz1n en az suresi konusundaki gbru~ ayril1klar1 bu


esasa dayan1r.

280
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/194; Buhar!, VudO' 63; Muslim, Hayz 63;1bn Mace, Taharet 116; EbO
DavOd, Taharet 108; Tirmiz1, Taharet 93; Nesa1, Taharet 134.
232 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Biz Hanefllere gore hayz1n en az suresi ui;; gun, ui;; gecedir. lbn Semaa (rh.a.),
Adet
kanmm Ebo Yusuf (rh.a.)'dan, adetin en az suresinin iki gun ve ui;;uncu gunun de yar1dan
en az fazlas1 oldugunu nakletmi~tir. Hasan b. Ziyad (rh a), EbO Hanlfe (rh a.)' den hay1z1n
siiresi
en az suresinin ui;; gun ve aradaki iki gece oldugunu rivayet etmi~tir.
$afii (rh.a) hayz1n en az suresinin bir gun, bir gece oldugu goru~undedir.

Malik (rh a )'e gore ise, k1sa bir sure de surse kan hay1z kan1d1r. Malik (rh.a.)
goru~unu ~oyle delillendirir: "Adet kan1 bir hadestir (hukml bir pisliktir). Diger
hadesler gibi, bunun da en az suresi belirlenemez. Hay1z kan1na en i;;ok benzeyen
hades, nifas kan1 (dogumdan sonra gelen kan)d1r."
Biz Hanefller hay1z kan1 ile nifas kan1 arasinda ~oyle bir fark oldugunu
soyluyoruz: Nifas kan1, i;;ocugun dogmas1ndan sonra i;;1kt1g1 ii;;in kan1n rahimden
geldigi ai;;1kt1r. Bundan dolay1 bir sure belirlemeye gerek yoktur. Adet kan1n1n ise,
rahimden geldigini gosteren bir belirti yoktur. Bu nedenle, kan1n belli bir sure
devam etmesini, onun damardan gelen bir kan olmad1g1n1 gosteren bir belirti
olarak kabul ettik.
$afii (rh.a.) ise pari;;a pari;;a gelen kan1 hukum d1~1nda b1rakmak ii;;in, hayzin en
az suresini bir gun, bir gece olarak takdir etmi~ ve "Kan butun gun akmaya devam
edince, bu nun rahimden oldugunu anlanz." demi~tir. "Ba~ka bir ~eyle bu nu
te'ylde (peki~tirmeye) gerek yoktur." demi~tir.
Biz Hanefller, hayz1n en az suresinin ui;; gun ui;; gece oldugunu, delile
dayanarak soyluyoruz.
Ebo Oma me el-Bah iii (r a), ResOlullah (sa v )'1n ~oyle buyurdugunu nakleder:

v-d ;.?~ '- ~.r ;...:._ i1 u-~;t


,~::-t.J- r,.~' ~* ~
281
"Hayzm en azt ur; gun, en r;ogu on gtJndtJr. " Bu hadis Omer, Ali, lbn
Mes'Od, lbn Abbas, Osman b. Ebi'l-As es-Sekafl ve Enes b. Malik (r a )'den de
rivayet edilmi~tir. Miktarlar ak1lla bilinemedigi ii;;in, sahabeden nakledilen bu tur
haberler, ResOlullah (sa.v)'dan rivayet edilmi~ gibidir.
EbO Yusuf (rh.a.)'un delili ~udur: "Oi;;uncu gunun yans1ndan fazlas1, tam gun
yerine gei;;er. (unku kad1ndan gelen kan, kesintisiz olarak devam etmez. (unku
kan1n kesintisiz gelmesi kadina zarar verir. Onu zay1flat1r. Kan bir sure akar, bir
sure kesilir."
[3/148] Hasan b. Ziyad' in EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayet ettigi goru~ ise ~u ~ekilde
ai;;1klanabilir: Hayzin en az suresi hadislerde ui;; gun olarak belirtilmektedir. Biz ui;;

281
Darim1, Taharet 89; Taberani, e/-Mu'cemO'/-keb1r, Vlll/129, Darekutni, SOnen, 1/219; Zeyle1, Nasbu'r-
raye, 1/166; Aynca bkz. Tirmizi, Taharet 95.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 233
gunduzu as1I ald1k. Aradaki iki gecenin de zaruretten dolay1 u~ gunduze tabi
oldugunu sbyledik.
b. Adet suresinin son s1ninn1 a~an kan da bzur kanlanndand1r. Hayzin ust
s1n1n din taraf1ndan belirlenmi~tir. Bu s1n1n a~an kana hay1z hukumleri
uygulanamaz. Uygulanirsa din in belirlemesinin bir anlam1 kalmaz. ResOlullah (s a.v )
da ~u sbzu ile buna i~aret etmi~tir:

~1)1 r~1 ~JlA11 t_x w.~1


"Ozur!U kadm, adet gunlerinde namazt b1rak1r. " 282
Din bilginlerinin (Fakihlerin), hay1z suresinin ust s1ninn1n ka~ gun oldugu
konusundaki gbru~ ayril1g1 da buna dayanmaktad1r.
Biz Hanefllere gore hayzin en ~ogu on gun, on gecedir. Yukar1da
Ad et
naklettigimiz hadisler buna delildir. siiresinin
iist smm
$afii (rh a), hayzin ust Slnlrl on be~ gundur, der. Deli Ii, ResOlullah (s.a.v )'In,
kad1nlann dlninin eksikligi konusunda sbyledigi ~u hadistir:

~ 'jJ f~ 'j u..;J:- _,hj Y,1.J.;..1 '1;.~


"Bir kadm, omrunun yansmda oturur, ne orw; tutar, ne de namaz kt!ar. "283
Bunda kad1n1n adetli oldugu zaman kastedilmi~tir. Genelde her ayda, bir hay1z ve
bir temizlik durumu bulunur. Bundan dolay1 Allahu Teala hay1zdan kesilmi~
(menapoza girmi~) kad1nin ve henuz ergin olmam1~ ku~uk k1z1n bekleme suresini
(iddetini) "u~ temizlik dbnemi" yerine "u~ ay" olarak belirlemi~tir. Bundan her
ayin yans1nin hay1z haline ait oldugu anla~i11r. Bu da on be~ gundur.
Biz Hanefiler, ~byle deriz: "Hadiste bmrun yans1 sbzunden maksat, yan
kelimesinin ger~ek anlam1 degildir. (unku kadinin bmrunde ku~ukluk, gebelik ve
hay1zdan kesilme (menapoz) donemleri vard1r. Bu donemlerde adet gormez.
Demek ki "yan" ifadesiyle "yanya yak1n1" anlam1 kastedilmi~tir. Biz hayz1n ust
Slnlrlnl on gun olarak belirleyince, omrun yanya yaklnlnl adet haline ay1rm1~
oluyoruz."
Temizligin en az suresi ise, biz Hanefllere, hem de $afii (rh.a.)'ye gore on be~ Kad1n1n
gundur. temizlik
siiresinin en
Ata (rh a) "Temizlik suresinin alt s1n1n on dokuz gundur. (unku ay, normal azsmm
olarak bir hay1z ve bir temizlik donemini i~erir. Bir ay, 29 gun de olabilir. Hayz1n
son s1n1n on gun olunca temizlik donemi on dokuz gun kal1r." demi~tir.

282
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/262; lbn Mace, Taharet 115;Eb0 DavOd, Taharet 112;Tirmiz1, Taharet
94; Nesa1, Taharet 135; Hakim, Mustedrek, IV/62.
283
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/373; Ebo Ya'la, Musned, Xl/462; Beyhak1, es-SOnenO'/-kubra, V/400;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1/166.
234 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Biz ~oyle deriz: "Temizlik suresi ~u a\1dan bir yerde oturma (ikamet) suresi
gibidir. Kad1n hay1z ve yolculuk (seferllik) nedeniyle kendisinden du~en oru\ ve
namaz gibi ibadetlerini, temizlik ve ikamet hallerinde kaza eder. ikamet suresi on
be~ gundur. Bu, hadislerle sabittir. Temizlik suresinin alt sin1n da boyledir. i~te biz
ayn1 gerek\eyle, adet suresinin alt sin1nn1, seferilik suresinin en az sin1nna
benzeterek u\ gun olarak belirledik. c;:unku her ikisi de namaza ve oruca etki eder.
Seferilik suresinin az s1n1nn1n, U\ gun u\ gece oldugu sabittir. En az hay1z suresi de
boyle olmal1d1r.
Temizlik suresinin ust s1n1n yoktur. Ancak kan ak1nt1s1 devam eder ve kad1n
Temizlik adet gunlerini unutur da kendisine bir adet belirlenmesine gerek duyulursa, 0
siiresinin
iist Slnlrl zaman bir ust s1nir belirlenir. ilim adamlan, bu konuda da goru~ aynl1g1na
du~mu~tUr. EbO lsme Sa'd b. Muaz el-Mervezl (rh.a.)'ye gore, "Temizlik suresinin
ust sin1n hi\bir ~ekilde belirlenmez. Bu durumdaki bir kad1nin iddeti de hi\ bitmez.
c;:unku miktarlann belirlenmesi tevklfldir (din taraf1ndan belirlenir), ak1lla bilinmez."
Muhammed b. ibrahim el-Meydanl ise ~oyle der: "Temizlik doneminin ust
s1n1n alt1 aydan bir saat (an) eksik takdir edilir. c;:unku iki adet donemi aras1na giren
temizlik, normal olarak gebelik suresinden az olur. En k1sa gebelik suresi de alt1
ayd1r. Bu yuzden temizlik suresinin ust s1n1r1n1 alt1 aydan bir saat (an) eksik olarak
belirledik. Buna gore ozur sahibi olan bir kad1n1, kocas1 bo~ad1g1 zaman, iddeti
ondokuz ay ve sonraki on gunun dolmasina U\ saat kala biter. c;:unku bo~ama
hayz1n ba~1na rastlam1~ olabilir. Bu hay1z donemi de, iddetten say1lmaz. Bu
durumda on gune ek olarak, her biri alt1 aydan bir saat eksik olan U\ temizlik
donemine ve her biri on gun olan U\ adet suresine ihtiya\ vard1r."
Za'feranl'ye gore, "Temizlik suresinin ust sin1n yirmi yedi gundur. c;:unku bir
[3/149] ayda bir hay1z, bir de temizlik bulunur. Hayz1n alt s1n1r1 ise U\ gun olduguna gore,
temizlik donemi yirmi yedi gun kal1r."
EbO Sehl el-Gazall (rh a) ise ~oyle derdi: "Temizlik suresinin ust s1n1n iki ay
olarak belirlenir. c;:unku, kadin normal olarak her ay hay1z gormeyebilir."
c. Ozur kanlanndan (istihaze kanlanndan) bir digeri de lohusal1k (nifas)
Lohusalik
siiresi suresinden uzun suren kand1r. Alimlerin nifas suresinin ust s1n1n konusundaki
goru~ aynl1g1 da buna dayan1r.

Biz Hanefllere gore bu sure kirk gundur.


$afii (rh a) "altm1~ gun", Malik (rh a) ise "yetmi~ gun" demi~tir.
Biz, Tabilnden Abdullah b. Babah (rh a )'1n rivayet ettigi ~u hadise dayan1nz:
Peygamber (s a.v.) ~oyle buyurmu~tur:
"1' , ._.
'il U"
1 I ; ' • ; '$ ;. ""
\•;
1

..!JJ~
-
i·~L
if.' .J¥" '-" .J'
.e-· 01 ~ '"I:.-
Y- ~J ~J
I:'·~
~
Ll ~L.:.A.:JI ..IJ..Z
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
235
"Lohusa kadm, lohusa/Jgm ba;langtctndan itibaren daha once temizlenmezse
ktrk gun oturur. 284 " Ommu Seleme (r.a.)'nin rivayetine gore ise Peygamber (s.a.v.),
~1 ~
·t.; 1-: L .c -~
~ '-" ..r
0, ~ l ~~ : ··t:
. ~ ··· 1 ~:·: L;; ~1 - ~711 J""'--'
) ~J ~
. 1:..;:;

"Lohusa, daha once temizlenmedigi takdirde, ktrk sabah bekler 285 "
buyurmu~tur.

Aslinda bu konuda $afii (rh a) ile aram1zda gbru~ birligi vard1r. (unku,
lohusal1g1n ust s1n1n, adet halinin ust sinirin1n dart kat1d1r. Ancak $afii (rh.a.)'ye gore
adet halinin ust Slnlrl on be~ gundur. Onun dart kat1 altm1~ gun olur. Bize gore ise
adet halinin ust Slnlrl on gundur. Dort kat1 da kirk gundur.
d. Gebe kadin1n gbrdugu kan da bzur kanlanndand1r. Bizim ic;in sabit
olmu~tur ki gebe kad1n, adet gbrmez. Bu Ay~e (r a )'den de rivayet edilmi~tir.
Bilinmektedir ki kad1n gebe kal1nca rahmin agz1 kapan1r. Dolay1s1yla, gbrulen kan
rahimden degildir. Ozur kan1d1r.
e. Kuc;uk k1z c;ocugunun gordugu kan da ozur kan1d1r. (unku bu kan K1z
~ocugunun
vaktinden once gelmi~tir. Bu yuzden bu kana, hay1z kan1 hukmu verilemez. Bu ergenlik ya~1
kan1, hay1z kan1 kabul edersek, zorunlu olarak k1z c;ocugunun ergenlik dbnemine
girdigine hukmetmemiz gerekir. Bu ise c;ok kuc;uk olan k1z c;ocugunda imkans1z bir
durumdur.
Bizim Hanefl alimlerimiz, k1z c;ocugunun en erken kac; ya~1nda ergen
sayilacag1 konusunda goru~ aynl1gina du~mu~lerdir. Muhammed b. Mukatil er-Razi
(rh a), bu nu dokuz ya~ olarak belirlemi~tir. (unku Peygamber (s av), Ay~e (r a) ile
dokuz ya~1nda iken fiilen birle~mi~tir. Bu birle~menin de ergenlikten sonra oldugu
ac;1kt1r. EbO Muti' el-Belhl (rh.a.)'nin k1z1 on dokuz ya~1nda iken nine olmu~tu.
Bunun uzerine EbO Muti' (rh.a.) "Bu k1z bizi mahcup etti." demi~ti.
Baz1 alimlerimiz ise k1z c;ocugunun, yedi ya~1nda ergen olabilecegini sbylerler.
ResOlullah (s av )'in,

286
"Yedi ya;ma girdikleri zaman onlara namaz k1/malarm1 emredin " hadisidir.

(unku emir kipi, esas olarak, emredilen ~eyin farz oldugunu bildirir. Namaz1n farz
olmas1 da ergenlikten sonrad1r.

284
lbn Ebo )eybe, Musannef, IV/27; Darim1, Taharet 99; Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/300; lbn Mace,
Taharet 128; EbO DavOd, Taharet 119; Tirmiz1, Taharet 105.
285
Darim1, Taharet 99; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/300,304; lbn Mace, Taharet 128; Ebo DavOd,
Taharet 119; Hakim, Mustedrek, 1/283.
286
Darim1, Salat 141; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/180, 187; EbO DavOd, Salat 26; Tirmiz1, Salat 187;
lbn Huzeyme, Sahih, 11/102; Hakim, Mustedrek, 1/311 ;.
236 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
EbO Nasr Muhammed b. Sellam (rh a )'a alt1 ya~1ndaki bir k1z kan gordugu
zaman, bu kan1n hay1z kan1 olup olmayacag1n1 sormu~lard1. 0 da: "Adet suresi
kadar devam ediyorsa ve bir hastal1ktan dolay1 degilse olur." demi~tir.
Hanefi alimlerinin ~ogunlugu Muhammed b. Mukatil (rh a )'in goru~unu
benimsemi~lerdir. c;:unku bundan (dokuz ya~indan) daha erken kan gorulmesi
nadirdir. Nadir olan bir ~eye de hukum verilmez.
f. c;:ok ya~ll olan kad1n1n gordugu kan da ozur (istihaza) kanlarindand1r.
Ancak Muhammed (rh a), namaz konusunda s1k rastlanmayan meseleler
(Nevadiru's-Salat) ad1ndaki bolumde, ya~l1 kad1n1n hay1z suresi kadar kan gormesi
durumunda bu kanin hay1z kan1 olacagin1 soylemi~tir.

[3/150]
Muhammed b. Mukatil er-Razi "Bu, kadin1n hay1zdan kesildigine (menapoza
girdigine) hukmedilmedigi zaman boyledir. Fakat kan bir sure kesilip, kad1n1n
hay1zdan kesildigine hukmedilmi~se ve kadin doksan ya~lannda ise, gordugu kan
hay1z kan1 degildir." der.
Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a) ise ~oyle der: "Ya~l1 kad1n, adet
gordugu zamanlarda gordugu gibi ak1c1 bir kan gorurse, bu hay1z kan1d1r. Arna
ku~uk bir 1slakl1k gorurse, bu hay1z kan1 degil, rahmin agzindan gelen bir ya~l1kt1r.
Dolay1s1yla o ozur sayi11r ve hay1z hukumlerini almaz." demi~tir. Ozur kan1 tUrlerinin
a~1klamas1 bu kadard1r.
Ad et Kadmm adet gunlerinde gordugu kanlann renkleri
giinlerinde
giiriilen Bunlar alt1d1r. Siyah, k1rm1z1, sari, bulan1k, ye~il ve toprak rengi.
kamn
renkleri Siyah kan1n, hay1z kan1 oldugu a~1kt1r. c;:unku. Peygamber (sa v.);

i·~
- L-· ~.J-"
--1 ~
:.·-=- i1 i•~

"Hay1z kant siyah, sat ve koyudur 287 " buyurmu~tur.


K1rm1z1 kan da boyledir. Zaten k1rm1z1, kanin as1I rengidir. Ancak siyahl1g1n
ag1r basmas1 durumunda siyaha ~alar. Sannin k1rm1z1ya ag1r basmas1 durumunda
ise, kan incelir ve sanya ~alar. Kan aIan kimse bu nu bilir.
San kan da hay1z kan1d1r. c;:unku sari renk, kanin inceldigi zaman ald1g1
renktir. Bu sann1n di~ sans1, saman sans1 veya ipek sans1 gibi oldugu soylenir.
Bulan1k renk, bulan1k suyun rengi gibidir. EbO Hanlfe ve Muhammed (rha.)'e
gore, ister adet gunlerinin ba~inda, ister sonunda gorulsun bu da hay1z kan1d1r.
EbO Yusuf (rh a.)' a gore; kad1n, bu renkteki kan1 adetin ilk gunlerinde
gormu~se hay1z kan1 degildir. Son gunlerinde gormu~se hay1z kan1d1r. c;:unku, her
~eyin bulan1g1, onun saf olanina tabldir. Dolay1s1yla bulan1k kandan once -normal

287
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/180; EbO DavOd, Taharet 115; Nesa1, Taharet 138; Darekutni, Sunen,
1/206; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 1/325; Ali el-Muttak1, Kenzu'l-ummal, IX/757.
Hayu (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
23 7
renkte- kan gelmi~se bulanik kan da normal kana tabi olur. 0 da hay1z kani
olabilir. Fakat ondan once normal renkte kan gelmemi~se, bu kani hay1z kani
kabul ettigimiz takdirde, bulanik kan, tabl degil as1I olur.
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a) ise ~oyle demi~lerdir: Siyah ve k1rm1z1 renkli
kanda oldugu gibi, kadin adet gi..inlerinin sonunda gordi..igi..inde hay1z kan1 olan
renk, ilk gi..inlerde gordi..igi..inde de hay1z kani olur. (i..inki..i adet si..iresinin tamam1,
tek vakit hi..ikmi..indedir. Ebu Yusuf (rh a )'un dedigi, delik, kab1n yukans1nda oldugu
zaman soz konusudur. Delik altta oldugunda ise, bulan1k kan, duru kandan once
i:;1kar. Burada (rahimde) da delik, alttad1r. Bundan dolay1 adetin ba~lang1c1nda bile
gorse, bunu bulan1k renkli kani hay1z olarak kabul ederiz.
Hanefl alimlerimizden bir k1sm1 hay1z kanin1n ye~il renkte olabilecegini kabul Adet kani
ye~il
etmezler. Hatta Nasr b. Sellam (rh a.)' a ye~il kan1n hi..ikmi..i sorulunca, bu nu olabilir
yad1rgam1~ ve "sanki yeni bii:;ilmi~ taze ekin yedi ! " demi~tir. Ebu Ali ed-Dekkak mi?

(rh.a) ise kandaki ye~il rengin, bulanikl1g1n bir ti..iri..i oldugunu soylemi~tir. Ye~il
renkli kanin hi..ikmi..i de bulan1k kan gibidir.
Toprak rengi kan ise, bir i:;e~it bulanik renkli kan ti..iri..idi..ir. Resuli..illah'la (s av)
birlikte on iki sava~a kat1lan Ommi..i At1yye (r.a.)'nin,

t.4 ~fol ~ tS
"Biz, toprak rengindeki karn hay1z sayardik.288 " dedigi rivayet edilmistir.
Bu konudaki asil (delil),

<.S~l .J;, j~ ~I ~ ~ _i~j


"Sana kadmlann ay halini sorarlar. De ki: 0 bir rahats1z/1kt1r (ezad1r)." (el-Bakara,
21222) ayetidir. Ti..im bu renkler ise rahats1zl1k verme bak1m1ndan aynid1r.
Rivayet edilmi~tir ki kadinlar bakmas1 ii:;in, hay1z durumunda kulland1klan [3/151]
bezlerini Ay~e (r.a.)'ye gonderirlerdi. 0 da bezde bulanikl1k gordi..igi..i zaman;
..L;.d1; ~~i t 7 _: ~- :1- .: ']
-· ~...r'~ ~

"Saf beyaz/1k gonJnceye kadar hay1z sona ermez. 289 " derdi. WI (el-kassa)
kelimesi, ba~ y1kamakta kullan1lan bir i:;amurdur. Rengi sanmt1rak beyazd1r. Ay~e
(r a.)'nin maksad1, adetli kad1n1n saf beyaz ak1nt1 gori..inceye kadar adetinin
bitmedigini bildirmektir. Eksiklikten mi..inezzeh ve yi..ice olan Allahu Teala daha iyi
bilir.
Bilinmelidir ki adet hali (hay1z), lohusahk (nifas) ve ozl.ir halinin Hayzm
hiikmii ne
(istihazanm) hl.ikmi.i ancak kanm d1~ar1 ~1kmas1 ve gorl.ilmesiyle sabit olur. zaman
kesinle~ir
288
Bu konudaki hadislerin degerlendirmesi i~in bkz. Muvatta, Salat 85 ($eyban1 rivayeti).
289
Muvatta, Taharet 128; Buhar1, Hay1z 19; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 1/335.
238 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Muhammed (rh.a.)'den Zahiru'r-rivaye eserleri (el-Uson d1~1ndaki eserlerde
gelen rivayetlere gore ise; hay1z ve nifasin hukmu, kan gorunmese bile, kadin
kanin c;;1kt1g1n1 hissettigi zaman sabit olur. istihazanin hukmu ise ancak kanin
gorunmesiyle sabit olur. Bu rivayete gore Muhammed (rh a.), istihaza ile hay1zin
aras1n1 ay1rarak ~oyle demi~tir: Hay1z ve nifas1n belli vakitleri vard1r. Kad1n bu
ikisinde kanin c;;1kacag1n1 hissettigi zaman, vakitlerine bak1larak bunlar ic;;in hukum
verilebilir. istihaza ise diger hadesler (hukml pislikler) gibi bir hadestir. Hukum
vermek ic;;in belirli bir vakti yoktur. Dolay1s1yla istihazanin hukmu ancak kanin
gorulmesiyle sabit olur.
Fetva onceki goru~e goredir. (unku rivayet edilmi~tir ki; bir kad1n, Ay~e
(r.a.)'ye falanca kad1n geceleyin kendi durumuna bakmak ic;;in lamba istiyor demi~.
O da "Resulullah zamaninda biz boyle bir zorluga girmiyorduk. Bu durum
dokunarak bilinir." demi~tir. Bu, hukmun kanin c;;1kmasina gore verilecegine
i~arettir. Henuz gorunmeyen kan, yatagindad1r. Yatag1nda (yerinde) olan ~eye ise,
ac;;1ga c;;1kmad1g1 surece d1~ari c;;1km1~ hukmu verilemez.
Bunu anlad1ktan sonra diyoruz ki; kadin1n iki vajinas1 (ferci) vard1r; ic;; ferc;; ve
d1~ ferc;;. D1~ ferc;;, dubure gore kalc;;a gibidir. Kadin hay1z bezini ya ic;; ferce ya da d1~
ferce koyar. Bezi d1~ ferce koyar ve bezin ic;; k1sm1 1slanirsa ya~l1k d1~ k1sma gec;;mese
bile, bu hay1zd1r. (unku kan, bu kadar c;;1kmakla gorunmu~ olur. Kad1n bezi ic;;
ferce koymu~ ve bezin ic;; taraf1 1slanm1~sa bu hay1z degildir. lslakllk d1~ tarafa
gec;;mi~se bakd1r. Pamuk ferc;; ile e~it seviyede veya daha d1~ta ise bu hay1zd1r.
(unku 1slakl1k gorunmu~tUr. Pamuk ferc;; hizas1ndan daha ic;;erde kal1yorsa bu, hay1z
degildir.
Buna gore bir erkek, cinsel organ1n1n deligini bir parc;;a pamukla t1kasa ve
Erkegin cinsel
organ ma pamugun ic;;te kalan k1sm1 1slansa abdesti bozulmaz. lslakl1k pamugun d1~ taraf1na
t1kad1g1 gec;;mi~se bakariz. Pamuk cinsel organ1n deligi ile ayn1 seviyede veya daha d1~ta ise
pamugun i~i
1slanmas1 abdesti bozulur. Daha ic;;erde ise bozulmaz. Bu hukum pamuk du~medigi surece
boyledir. Arna du~erse 1slakl1k ac;;1ga c;;1kt1g1 ic;;in, pamugun ister ic;;i, ister d1~1 1slanm1~
olsun, bu, kad1n ic;;in hay1zd1r. Erkegin de abdesti bozulur.

Ak~am Adet durumundaki bir kad1n, pamugu, ak~amleyin koyup uyusa, sabah
yatmadan uyan1nca baksa ve pamukta saf beyaz ak1nt1 gorse o gecenin yats1 namaz1n1 kilmas1
hay1z olan
kadmm (kaza etmesi) gerekir. (unku pamugu koydugu andan itibaren temiz oldugu
sabah temiz anla~ilm1~t1r.
olmas1
Kad1n adetli degilken pamugu koyar, uyur ve tan yeri agar1nca (sabah namaz1
[3/152]
vakti girdikten sonra) uyand1g1nda pamukta kan gorurse, ihtiyaten en yak1n namaz
vaktinden itibaren hay1zl1 say1l1r. Burada en yak1n vakit de sabah namaz1n1n
vaktinin girmesinden sonraki and1r. Kesin ve ihtiyatl1 olan1 almak laz1md1r.
Dolay1s1yla yats1y1 k1lmam1~sa kaza etmesi gerekir.
Hayza ili~kin Hayza ili~kin hi.iki.imler. Bunlar on veya daha fazlad1r.
hiikiimler
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
239
1. Adetli kad1n oru~ tutmaz ve namaz k1lmaz. Cunku Peygamber (sa.v.);

l) a.~ '1) f~ '1 \; p ~ v-1.J.;.1 '1~~:


"Bir kadm omrunun yanya yakmmda oturur; orur; tutmaz ve namaz Hay1zh
290
kt!maz. " buyurmu~tur. Bununla, onun hay1zl1 oldugu vakitler kastedilmi~tir. kadmm
namaz
2. Hay1zl1 kad1n1n, tutamad1g1 oru~lan kaza etmesi gerekir. Namazlan ise kaza k1lmas1 ve
oru~ tutmas1
etmez. Bunun deli Ii ~u rivayette belirtilen delildir: Bir kad1n Ay~e (r.a.)'ye, "Biz ni~in ve bunlarm
hay1zl1 gunlerimizdeki oru~lan kaza ediyoruz da namazlan kaza etmiyoruz." diye kazalari
sordu. Ay~e (r.a.);
.:.·.:._i1\,-~l~t.:.,.,
'} .) ,~ \ -· .!~:L.· ~~I
~r-J - i--'11J'
~ -
1:c. l~L:.5-:j
.)-")":T""....S- -
z~J? ··t
~JlAll '-? ?~;

"Sen HarOr halkmdan mtsm? Biz, ResOIUl/ah zamanmda adet gun!erimizdeki


orucu kaza eder, namazt ise kaza etmezdik. " 29 1 dedi.
Bu konu, ~ok bi linen bir konu oldugu i~in Ay~e (r a) kad1n1n bu sorusunu
yad1rgam1~ ve onu halk1, s1rf inad olsun diye dlnl konularda soru sormay1 adet
edinmi~ olan "HarOr" ismindeki koye nispet etmi~tir.

3. Hay1zl1 kadinla kocas1 cinsel ili~kiye giremez. Cunku bir ayette,

~ ~I J ~L:~ll 1) _p.Li t
Hay1zh
"Ay durumunda o!an hantm!andan (el-Bakara,uzak durun." 2/222) kadmla
cinsel
buyrulmu~tur. Bu ayet, hayz1n ba~inda da sonunda da kadinla cinsel ili~kiye ili~ki
girmenin haram oldugunda a~1k bir delildir.
ResOlullah (s.a v.) da ~oyle buyurmu~tur:

.:<~
L....; .r-- j ~~- L....: tii..<J G.l5 l..S' .) Y' l..S'~r:i:.r-
:r ·rLl.d• r-.-. i..,F· Ll.d .)·ri..r2:·~L>J1 ~t-·1
~L - ..
r-J ...:ii-:.ii 1 r.r-
L. ~
. ~
1- ~1j·!l
J'

"Kim adet doneminde olan hammwta cinsel ili~kiye girerse veya hantmma
arkadan yak/a~trsa ya da bir kahine giderek onun soyledigine inantrsa, o kimse
Al!ahu Tea/a'ntn Muhammed (s as.) 'e indirdigini inkar etmi~ o!ur. 292 " Peygamber
(s.a.v.) bu sbzu ile o ki~inin bu fiilleri helal sayd1g1 zaman kafir olacag1ni
kastetmektedir.

290
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/373; Ebo Ya'la, MOsned, Xl/462; Beyhak1, es-50nen0'/-kubra, V/400;
Zeyle1, Nasbu 'r-raye, 1/166.
29 1
Buhar1, Hayz 20; Muslim, Hayz 69; lbn Mace, Taharet 119; EbO DavOd, Taharet 104; Tirmiz1, Taharet
97; Nesa1, S1yam 64.
292
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/408; Darim1, Taharet 115; lbn Mace, Taharet 122; EbO DavOd, T1b 21;
Tirmiz1, Taharet 102; Hakim, MOstedrek, 1/49.
240_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
4. Hay1zll kad1n mushafa ve uzerinde tam bir ayetin yazi11 oldugu bir kag1da
(veya levhaya) dokunamaz. Allahu Teala;

~ c)J~' ~l •!•! ':i 9


"Ona ancak temiz!enen!er dokunabilir." (el-Vak1a, 79) buyurmu~tur. Bu ayeti,
"Kur'an'1 ancak degerli ve guvenilir elr;;iler indirir." (Abese, 80/15-16) ~eklinde
yorumlayanlar olmu~sa da dogrusu, ayet, temiz olmayan ki~inin Kur'an'a
dokunamayacag1n1 ifade etmektedir.
ResOlullah (s a.v) baz1 kabilelere yazd1g1 mektuplarinda,
$. · ':iJ~ :1 .~i, '-- ':i
- '.,L>- u_r~
"Kur'an'a hay1zil ve cunup kimse dokunamaz. " 293 buyurmu~tur.
5. Hay1zl1 kad1n Kur' an okuyamaz. Sadece Malik (rh a )'e gore okuyabilir. Malik
(rh.a.) cunup kimsenin okumasin1 caiz gormez. Hay1zl1 kad1n1n Kur'an okumas1n1
caiz gormekle birlikte, bu goru~une gerekc;;e olarak ~oyle der: "Cunup kimse boy
abdesti alarak temizlenebilir. Bu nedenle cunubun Kur'an okumadan once
y1kanmas1 farzd1r. Hay1zl1 kad1n ise bundan acizdir. Bundan dolay1, Kur'an okuma
hakk1 vard1r."
Bu konuda biz Hanefilerin deli Ii, lbn Omer (r a.)'in rivayet ettigi ~u hadistir:

~f)J1 Hi y ..;..Wtj ~WI ~ ~\5 rbj ~ fli1 )..., ~' ~1


"Peygamber (s.a.v.) hay1z/1 kadm1 ve cunup kimseyi Kur'an okumaktan
nehyederdi. "294 Malik (rh.a )'in dedigi, kad1n1n temiz olma niteligini elde etmekten
aciz olu~u. Kur'an okuman1n serbest oldugunu degil, aksine kad1ndaki manevi
pisligin (hadesin) daha a~in oldugunu gosterir. Bu da onun Kur'an okumas1n1n
serbest oldugunu gostermez.
Tahavl (rh a) adetli kad1n1n tam bir ayet okumas1nin yasak, ayetin bir parc;;as1n1
okumas1nin ise caiz oldugunu soyler. Kerhl (rh.a) ise "Kur'an okumak kast1yla tam
bir ayet okuyamayacag1 gibi, ayetin bir parc;;asin1 da okuyamaz. (unku her ikisi de
Kur'an'd1r." demi~tir.
Tahavl (rh.a)'nin goru~unun ac;;1klamas1 ~udur: Kur'an'la ilgili iki hukum vard1r.
Bunlardan birisi kendisiyle namazin caiz olu~u. ikincisi ise okunmas1n1n hay1zll
[3/153] kad1na (ve cunup kimseye) yasak olu~udur. Nas1I ki, bu iki hukumden birincisinde
tam bir ayetle, ayetin bir parc;;as1 aras1nda fark varsa, hukumde de vard1r.

293
Muvatta, Kur'an 1; Darim1, Talak 3; Taberan1, e/-Mu'cemu'/-keb1r, Xll/313; Darekutn1Sunen,1/121;
Hakim, Mustedrek, 1/552; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 1/309.
294
lbn EbO $eybe, Musannef, 1/97; Darim1, Taharet 103; lbn Mace, Taharet 105; Tirmiz1, Taharet 98;
Darekutn1, Sunen, 1/117; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 1/89
Hayiz (Adet Gi:irme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
241
6. Hay1zll kad1n Ka'be'yi tavaf edemez. c;:unku ResOlullah (s.a v.) Ay~e (r.a.)'ye
Serif2 95 denilen yerde adet oldugunda,

·: :\~fa '1 ~i _#(_WI [ a! t; 6~~ ~I Hay1zh kadmln


Ka'be'yi tavaf
etmesi
"Hae ibadetini yapan!ann butUn yapt1klannt yap. Sadece Ka'be'yi tavaf
etme"296 buyurmu~tur.
297

7. Hay1zl1 kadin camiye giremez. c;:unku hay1zdaki manevl pislik cunuplukten


Hay1zh kadmm
daha a~1r1d1r. Cunubun camiye girmesi yasak olduguna gore hay1zl1 kad1n da
camiye girmesi
giremez. c;:unku cami namaz kil1nacak yerdir. Namaz k1lmaya ehil olmayan ki~inin
camiye girmesi yasakt1r.
8. Kan kesildigi zaman boy abdesti almas1 (gusletmesi) gerekir. Allahu Teala; Hay1z
bitince
~ 0_;,i~ ~ _:; Y. ); '13 ~ gusletmek
gerekir

"Hantm!anntz temizleninceye kadar onlara yak/a~maym." (el-Bakara, 21222)


buyurmu~tur. Temizlenmek gusul ile olur.
9. Sahip olunan bir cariyenin hamile olmad1g1n1n anla~1l1p sahibinin kendisi ile Hay1zla
ili~ki kurmas1nin cevaz1 (lstibra) hay1z ile geri;ekle~ir. ResOlullah (s av) Evtas esirleri istibra

hakk1nda,

~ i'.>t;:= ·1 J> JW1 'ij ~ ~ JW1 ~; '1 '1t


"Dikkat edin! Gebe olan esir kadmlarla, dogum yapmcaya kadar, gebe
olmayan kadmlar/a da bir hay1z/a hamile o!mad1klan an/a~ilmcaya (istibraya) kadar
cinsel ili~kiye girilmez. 298 " buyurmu~tur.
lddetin
1O. lddet (bekleme suresi), hay1zla son bulur. Allahu Teala Kur'an'da; bitmesi

~ ~Jj ~bU 0~ )\~.A .:.,1~i6d1j ~


"Bo~anan kadm!ar uc; hay1z donemi bek/er!er." (el-Bakara, 2/228) buyurmu~tur.
Bu ayette gec;en "kurO" sozcugu hay1z anlam1ndad1r.
£. , ~t ;.bu~ ·!l.J .!.=·1 01 !<-~L.; : ~ ~ i1 ·~1,)._
"{~ Cr&" - r.J - ~r~ - 0'! ~
.:. =
1.r
: ....
~ i..1- Jr
"Kadmlanntzdan adetten kesilmi~ o!anlar ve adet gormeyenler hususunda
tereddut ederseniz on/arm bek/eme sQresi uc; ayd1r." (et-Talak, 65/4) ayeti, bu

295
Mekkeye on mil uzakl1kta bir yer. (bkz. lbnu'l-Es1r, en-Nihaye fi garibi'/-hadis, 11/362).
296
Buhar1, Hae, 80; Muslim, Hae 120; lbn Mace, Menasik 36; EbO DavOd, Menasik 23; Nesa!, Hayz 1.
297
Hay1zl1 kad1n; tavaf yapamad1g1 gibi, gunumuzde Safa ile Merve aras1 (Mes'a), Mescid-i Haram'1n
i~inde kald1g1ndan, Sa'y de yapamaz. (Aynca Hae konusuna da bkz. el-MebsOt, IV/35).
298
Darim1, Talak 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/62; Ebo DavOd, Nikah 45; Hakim, Mustedrek,
11/212; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/329.
242 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
soylenenleri ai;;1klar. Bu ayete gore, kad1n hay1z gormedigi takdirde iddetin bitmesi
hukmu aylara gei;;er. Bu, iddetin kendisiyle son buldugu as1I ~eyin, hay1z olduguna
delildir.
Yukarida belirttiklerimizden, istibra ve iddet d1~indaki hukumlerde luhusal1k
(nifas) da hay1z gibidir. Nitekim bir adam, i;;ocuk dogurduktan sonra bir cariye satin
alsa, cariyenin lohusal1k donemi bittikten sonra, o cariye bir hay1z ile istibra
etmediki;;e onunla birle~emez. Ayni ~ekilde, nifas da iddetteki adet donemlerinden
degildir.
Ergenlik Ergenlik donemi gelmekle birlikte, adet gormeye ba~lamam1~ olan bir
donemi geldigi
durumda adet k1z (murahika) kan gorup, kan sl.ireklilik kazanmadan ml.iftl.iye gidip fetva
gormeyen k1za istemesi durumunda, kendisine namaz1 ve orucu terk etmesi emredilir mi?
(murahika) ait
hukumler EbO Hafs ve Muhammed b. Seleme (rh.a) bu durumdaki k1za, namaz1 ve orucu
b1rakmas1nin emredilecegini soylerler.
Muhammed (rh a )'den Zahiru'r-rivaye rivayetleri (el-Us00 d1~inda gelen bir
rivayette ise, kan ui;; gun devam etmediki;;e namaz1 ve orucu b1rakmas1n1n
emredilmeyecegi belirtilir. Bi~r b. G1yas (rh a )'in terdhi de budur. Bu goru~un
gereki;;esi ~udur: Bu k1z1n temiz oldugu konusunda kesin bilgi vard1r. Hay1zl1 oldugu
ise ~uphelidir. c;:unku kan1n ui;; gunden once kesilmesi olasil1g1 vard1r. Bundan
dolay1 hay1zl1 olmaz. Kesin olan bir ~ey, ~uphe ile ortadan kalkmaz. (Yakln ~ek ile
zail olmaz.) Bu nedenle kendisine namaz kilmas1 ve orui;; tutmas1 emredilir. Arna
kan ui;; gun devam ederse, bu k1z1n hay1zl1 oldugu anla~i11r. Bundan dolay1
temizlendigi zaman orucu kaza etmesi gerekir.
Dogru olan birinci goru~tUr. c;:unku Allahu Teala hayz1 bir rahats1zl1k (eza)
olarak nitelemi~tir. Adet vakti ii;;inde oldugunda bu k1z bunun adet oldugunu
yaklnen (kesin olarak) bilir. Bundan dolay1 hay1z hukumleri geri;;ekle~ir. Ancak kan
ui;; gunden once kesilince gorulen ~ey hay1z kani olmaktan i;;1kar. Kanin ui;; gunden
once kesilecegi ise ~uphelidir. Bundan dolay1 biz ai;;1k ve kesin (zahir) olan durumla
hukmettik. $upheli olan1 (kan1n ui;; gunden once kesilmesini) dikkate almad1k. Bu
k1z1, namaz k1lmayan ve orui;; tutmayan hay1zl1 kadin kabul ettik. Kan, on gunun
bitimi ile birlikte kesilirse on gunun tamam1 hay1zd1r. Kan on gunden daha fazla
devam ederse hay1z donemi, kani ilk gordugu andan ba~layarak on gundur.
Temizlik donemi de yirmi gundur. c;:unku hay1z konusu gorulen kan1 hay1z
saymanin mumkun olu~una dayan1r. c;:unku adet ai;;1k bir nedenle kesinle~ir. 0 da
kan gormektir. On gune kadar gelen kan1 hay1z saymak mumkundur. Bu nedenle
on gunu hay1z olarak kabul ettik. Kan on gun gei;;tikten sonra kesilirse on gunun
tamam1 hay1z olur. Ak1nt1n1n on gunden fazla surmesiyle, hay1z hukmu bozulmaz.
On gun, hay1z olduguna gore ayin kalan yirmi gun temizlik donemidir. c;:unku
normal olarak her ayda bir hay1z ve bir de temizlik donemi bulunur.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
243
EbQ Yusuf (rh a )'dan gelen rivayete gore, bu k1z ihtiyatla hareket eder. Oc; gun [3/154]
sonra boy abdesti al1r. Sonraki yedi gun oruc; tutar ve namaz kllar. c;:unku hay1z
durumu ~uphelidir. Onuncu gunun bitiminden sonra gusul yap1ncaya kadar kocas1
kendisine yakla~maz. Gec;en yedi gunun orucunu da kaza eder. c;:unku ibadetler
konusunda ihtiyatl1 davranmak gerekir. Bu k1z1n hayz1, en az hay1z suresi olabilir.
Onun ic;in ihtiyatl1 olan1 yapar.
Bu goru~ zay1ft1r. c;:unku biz burada soz konusu olan k1z1n, hay1zl1 oldugunu
kesin olarak anlad1k. Hayzin devam ettigini gosteren delil de ac;1kt1r. Bu delil kan1n
akmas1d1r. Bu nedenle boyle ihtiyat1n bir anlam1 yoktur.
ibrahim en-Nehal (rh a.) "Boyle bir durumda o k1z1n sulalesindeki kad1nlann
adetine bak1l1r." demi~se de bu goru~ de zay1ft1r. c;:unku kad1nlann yap1s1 farkl1d1r.
Ayn1 yap1da olan iki k1z karde~ veya anne-k1z bile bulamazsin. Hatta bir kad1nin
yap1s1 her konuda farkl1d1r. Boyle olunca yeni ergenlik donemine girmi~ olan bir
k1z1n hay1z suresini saptamak ic;in sulalesindeki kad1nlann durumuna bakmak
dogru olmaz.
Bu konuda $afii (rh a )'nin iki goru~u vard1r.
1. Kesin olan durum (yakln) dikkate al1narak bu k1z1n hay1z suresi hayz1n alt
s1n1n olan bir gun- bir gecedir.
2. Genel adete bak1larak hay1z suresi yedi gundur. ResQlullah (s av) da ~
!L'· ·; I< · ~U\
.)'t"'"'J -*"" u ..f. . ~ . J·\ t~. :Ji1 r-::
'- = i...s L:.:...;. !i:, "Kadmlann her ay hay1zi1 olup
temizlendigi gibi, Allah'm ilminde kendini alt1 veya yedi gun hay1zl! kabul et", 299
sozu buna i~aret eder.
Bu goru~ de zay1ft1r. c;:unku genel olarak adet olan bir ~eyin dikkate al1nmas1,
o adete ayk1n ac;1k bir ~ey bulunmad1g1 zaman olur. Burada ise temizlige ayk1n bir
durum vard1r. 0, kanin gelmesidir. Oyleyse hay1z olma olasi11g1 imkans1z olmad1kc;a
(kan gelmesi on gunu gec;medikc;e) hukum kan akmas1na goredir.
Bu hukum, ilk defa hay1z goren k1z ic;in gec;erlidir. Fakat adeti belirli olan
kad1n1n hay1z suresi, biz Hanefilere gore kan gelmeye devam ettigi taktirde adet
gunleri kadard1r. $afii, (rh a) "Kan rengine gore hukum verilir. Kan siyah veya
k1rm1z1 gibi tek renk olarak devam ettigi surece hay1zd1r." demi~tir. 0, daha once
gec;en f.BJ 1~ ;_,..:.\ ~1 f~"Hay1z kam siyah, yeni ve kat1d1r."3oo hadisini delil
al1r. Hadisten maksat, bir ~uphe oldugunda bu ~upheyi ortadan kald1rmakt1r, der.
Biz Hanefllerin deli Ii ise ResQlullah (s av )'in,

299
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/381; lbn Mace, Taharet 117; Eba DavOd, Taharet 11 O; Tirmiz1,
Taharet 95; Hakim, Mustedrek, 1/279.
300
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/180; Eba Davad, Taharet 115; Nesa1, Taharet 138; Darekutn1, Sunen,
1/206; Beyhak1, es-Sunenu'/-kObra, 1/325.
244 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

301
"Ozurlu kadm hay1z gunlerinde namaz1 b1rak1r. " hadisidir. Bu kad1n,
ozurludur (mustehazedir) ve hay1z gunlerini dikkate al1r.
Hadisteki "Hay1z gunlerinde- ~;)\ fl~i " sozu, hayz1n alt s1n1r1nin suresinin uc_;
gun oldugunu gosterir. c;:unku " f~l-gunler" sozcugu c_;oguldur. C::ogul ismin en
az1 da uc_;tUr. ResOlullah (s av )'1n ($afii (rh a.)'nin deli I ald1g1) dig er hadisten maksad1
yarat1l1~ bak1m1ndan kan1n rengini ac_;1klamakt1r. Daha once belirttigimiz gibi bu
renk kad1nin yap1sina ve ald1g1 g1dalara gore degi~ir.
Malik (rh a) "Ozurlu kadin (mustehaze) denemek ic_;in adet gunlerinden sonra
uc_; gun daha bekler. Bunu s1namak ic_;in yapar. Temizlenirse tamamd1r. Aksi
taktirde gusleder ve namaz1n1 k1lar." demi~tir.
Bizim rivayet ettigimiz had is, Malik (rh a )'e kar~1 bir delildir. ResOlullah (s as),
herhangi bir ilavede bulunmadan, mustehazenin sadece hay1z gunlerini dikkate
alm1~t1r. Fatima bint. Ebl Hubey~ (r.a )'e, mustehaze oldugu zaman,

1~ - 1 :;.u ~ 11t; ~ ~ · - ..:.3 -11 - ~'\i1 1.:.~:1


~J~ ~ --~ - '-F' i· t.?r
"Hasta degi/kenki adet gunlerini bek/e. O gun/er ger;ince gus/et ve namazm1
k11"302 demi~. bu gunlere herhangi bir ~ekilde ilave yapmas1n1 emretmemi~tir.
lki kan Ebu Yusuf (rh.a.J'a gore kural, iki kan arasma giren temizlik on be~
arasma
giren
gi.inden az olunca iki hay1z donemini birbirinden ay1rm1~ olmaz. Arahks1z
temizligin devam eden kan gibi say1hr. Ebu Hanife (rh.a.)'nin son gori.i~i.i de boyledir.
hiikmii
EbO Yusuf (rh a )'un kabul ettigi diger bir kaide de ~udur: Oncesinde ve
sonras1nda kanin gorulmesi ko~uluyla, adet halinin, kad1n temiz durumda iken
(3/155] ba~lamas1 ve bitmesi caizdir. Eger hay1z doneminin sonras1nda kan olur da
oncesinde olmazsa hayz1n, kad1n temizken (kan gorulmeden) bitmesi caizdir.
Ba~lamas1 ise caiz degildir. Oncesinde kan olur da sonras1nda olmazsa hay1z halinin
temizlikle ba~lamas1 caiz olur. Arna temizlikle sona ermesi caiz olmaz.
Yine, EbO Yusuf (rh a.)'un bir diger kural1 da ~oyledir: Oncesinde ve sonras1nda
kan bulunmas1 ko~uluyla, tamam1 temizlik olan zaman, hay1zd1r. Bu konudaki delil
~udur: On be~ gunden az olan temizlik iki hay1z donemini ay1rmaya uygun
olmad1g1 gibi, iki kan1 birbirinden ay1rmaya da uygun olmaz. Bunun ac_;1klamas1
~oyledir: Gec_;erli temizlik doneminin en az suresi on be~ gundur. On be~ gunden
az olani yanl1~t1r (fasittir). Dogruluk ve yanll~llk (s1hhat ve fesat) nitelikleri arasinda
z1tl1k vard1r. Dlnen, bozuk (fasit) olan bir ~eye gec_;erlisinin (sahlhinin) hukumleri

301
Darim1, Taharet 84; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/262; lbn Mace, Taharet 115;Eb0 DavOd, Taharet
112;Tirmiz1, Taharet 94; Nesa1, Taharet 135; Hakim, MOstedrek, IV/62.
302
Buhar1, Hayz 19; Muslim, Hayz 62; Eba DavOd, Taharet 108; Tirmiz1, Taharet 93; Nesa1, Taharet 135.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
245
uygulanamaz. Bundan dolay1 aradaki temizlik donemi devam eden kan hukmunde
olur.
Bu konu ~oyle bir ornekle ac,;1klanabilir: Ilk defa hay1z goren bir k1z bir gun kan
gorse, sonra on dart gun temiz olsa ve bir gun daha gorse EbO Yusuf (rh a.)' a gore
gordugu ilk kandan itibaren on gun hay1zd1r. Bununla k1z1n ergenlik donemine
girdigine hukmedilir. Bir gun kan gorse, dokuz gun temiz olsa , sonra bir gun daha
kan gorse hukum yine ayn1d1r.
Muhammed (rh a.) Kitabu'/-Mebsut'ta, EbO Yusuf (rh a )'a itiraz ederek ~oyle
der: On birinci gunde gorulen kan ozur (istihaza) kani oldugu ic,;in burun kanamas1
gibidir. Hay1z kan1 olmayan bir kanla, temizlik gunlerinin hay1z kabul edilmesi caiz
olsa, burundan akan kanla da hay1z saylimasin1n caiz olmas1 gerekir. Ostelik bu
kan1n kendisi hay1z kan1 degildir. Bu kan dikkate al1narak temizlik dbnemi nasli
hay1z olabilir.
EbO Yusuf (rh.a.)'un bu itiraza cevab1 ~byledir: Bu kan kadin1n cinsel
organ1ndan c,;1kmaktad1r. Burun kanamas1 gibi degildir. Gormez misin, bir kad1n1n
adeti, be~ gun ise alt1 gun kan gorse, dart gun temiz olsa ve bir gun daha kan
gorse, on birinci gunde gordugu kan nedeniyle alt1nc1 gunden itibaren mustehaze
(ozurlu) sayi\1r. Bu kan burun kanamas1 gibi olsayd1 alt1nc1 gunde mustehaze
olmazd1.
Ayni ~ekilde adeti be~ gun olan kadin, alt1 gun kan gordukten sonra on dart
gun temiz olsa, sonra da ve uc,; gun kan gorse, son uc,; gun istihazedir. lstihaze olan
altinc1 gunde gbrulen kan, burun kanamas1 gibi olsayd1 temizlik dbnemi on be~
gune ula~t1g1 ic,;in sonraki uc,; gun hay1z olurdu.
Yine Ebo Yusuf (rh a) ~oyle der: Gorunu~te tamam1 hay1z gibi gorunen surenin
hukmen temizlik say1lmas1 caizdir. Ayn1 ~ekilde gorunu~te temizlik olan donemin
de, onunde ve sonunda kan olmas1 kayd1yla hay1z olmas1 caizdir. Bu butUn sure
ic,;inde caiz olunca ba~1nda veya sonunda da bncelikle caiz olur. Ancak kan
gorulmeyen donemin hay1z olmas1 ic,;in, temizlikten once ve sonra kan gorulmesi
gerekir.
Bu kural, Ebo Yusuf (rh a )'un goru~une uygun bir ornekle ~oyle ac,;1klanabilir:
Her ay1n ba~1nda be~ gun adet goren bir kad1n, adet gunlerinden bir gun once kan
gorse, be~ adet gununde temiz olsa, sonra bir gun daha kan gorse, gorulen kan
on gunu gec,;tigi takdirde, be~ gunu hay1z olur. ~unku o be~ gunde gormemi~ olsa
da, bncesinde ve sonras1nda kan gbrmu~tUr.
Ayn1 ~ekilde, adetinden bir gun once kan gorse, adet gunlerinin ilkinde temiz,
uc,; gun daha kan gorse ve adetin son gununde temiz olsa, sonra da kan devam
[3/156]
etse Ebo Yusuf (rha)'a gore bu kad1n1n adeti be~ gundur. ~unku her ne kadar be~
gunun ba~1 ve sonu temiz ise de bncesinde ve sonrasinda kan bulunmu~tur.
246_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Muhammed' in EbG Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore, kan1n, on gunun iki
taraf1n1 da ku~atm1~ olmas1 ko~uldur. Eger boyle olursa, araya giren temizlik iki
kan1 birbirinden ay1rm1~ olmaz. Aksi durumda ay1rm1~ olur. Bu rivayete gore, hayz1n
temizlikle ba~lamas1 ve bitmesi caiz olmaz. Cunku temizlik hayz1n z1tt1d1r. Bir ~ey
de z1tt1yla ba~lamaz ve bitmez. Fakat araya giren ~ey, iki tarafa tabl k1l1nir. Nitekim
zekat konusunda demi~tik ki, y1l1n ba~1nda ve sonunda nisab1n tam olmas1 zekat1n
farz olmas1 ic:;in ko~uldur. Yil ic:;inde eksilmesinin bir zaran yoktur. Bunu bir brnekle
~oyle ac:;1klayabiliriz: Bir kad1n, bir gun kan gorse, sekiz gun temiz olsa ve sonraki
bir gun kan gorse, on gunun tamam1 hay1zd1r. Ayn1 ~ekilde bir saat kan gorse, on
gunden iki saat eksigi temiz olsa, son bir saat kan gorse, on gunun tamam1
hay1zd1r. Cunku kan on gunun tamam1n1 ku~atm1~t1r.
Bir gun kan, yedi gun temizlik ve bir gun kan gorse, onceki rivayetin aksine,
bu rivayete gore hic:;biri hay1z olmaz.
ibn Mubarek (rh.a) EbG Hanlfe (rh.a.)'den bun Iara ilaveten, ~u ko~ulu da rivayet
etmi~tir. Hay1z suresinin c:;ogunda gorulen kan az1nda gorulen kan gibi olmal1d1r.
Bu ko~ul bulunursa araya giren temizlik iki kani birbirinden ay1rm1~ olmaz.
Bulunmazsa ay1rm1~ olur ve bu gunlerden hic:;biri hay1z olmaz. Zufer (rh.a.)'in gbru~u
de boyledir.
Bu goru~un ac:;1klamas1 ~udur: "Hay1z" akan kanin ad1d1r ve bu kan Li<; gunden
az olmaz. Gorulen kan uc:; gune ula~inca guc:;lu say1l1r ve asil kabul edilir. Araya
giren temizlik de bu kana tabl k1l1nir. Kan Li<; gunden az olunca yetersiz olur ve bir
hukum ifade etmez. Bu yuzden temizlik doneminin kana tabl olarak hay1z kabul
edilmesi mumkun olmaz.
Bu meselenin ornekle ac:;1klamas1 ~oyledir: Bir gun kan goren kad1n, sekiz gun
temiz olsa, sonra bir gun daha kan gorse bu rivayete gore bu gunlerden hic:;biri
hay1z olmaz. Cunku gorulen kan uc:; gunden azd1r.
lki gun kan gorse, yedi gun gormese, sonra bir gun daha gorse on gunun
tamam1 hay1z olur. Cunku gorulen kan hayzin en az suresine ula~m1~t1r.
Ayn1 ~ekilde, bir gun kan gorse, dart gun gormese, bir gun kan gorse, uc:; gun
gormese, sonra bir gun daha gorse ac:;1klad1g1m1z uzere, on gunun tamam1 hay1z
olur.
Muhammed (rh.a )'e gore kural ~udur: iki kan arasina giren temizlik Li<; gunden
az olursa iki kani ay1rm1~ olmaz. Temizlik suresi Li<; gun veya daha fazla olursa
bakil1r. Hay1z gunlerinde kan gorulen zaman, temiz oldugu gunlere e~it veya daha
fazla olursa temizlik iki kani ay1rm1~ olmaz. Temizlik daha fazla ise ay1rm1~ olur. Bu
durumda bak1l1r. Ba~taki veya sondaki kandan birisi tek ba~1na hay1z saymak
mumkun olmazsa, hic:;birisi hay1z degildir. Ba~taki veya sondaki kanlardan birisini
tek ba~1na hay1z saymak mumkun olursa o hay1z kabul edilir. Her iki kani da, tek
ba~1na hay1z saymak mumkun olursa hay1z olmas1 daha c:;ok mumkun olan kan
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 247
hay1z kabul edilir. lkisi de hay1z olamaz. (unku araya tam bir temizlik girmemi~tir.
Dogru ve kendisiyle fetva verilecek olan goru~ budur.
Muhammed (rh.a .) oncesinde ve sonrasinda kan olsun olmas1n, hayz1n
[3/157]
temizlikle ba~lamas1n1 ve sona ermesini caiz gormez. Ba~ta ve sonda gelen iki
kanin ku~atmas1 nedeniyle temizlik donemini, hay1z donemi olarak kabul etmez.
Bu hukmun gerekc;;esi ~udur.Temizlik hay1zla olc;;ulur. Nas1I ki Lie;; gunden az suren
hayz1n hukmu yoksa ve temizlik donemi gibi kabul ediliyorsa, Lie;; gunden az suren
temizligin de hukmu yoktur. Devam eden kan gibi kabul edilir. Temizlik suresi Lie;;
gun veya daha fazla ise ve kan gorulen gunler gorulmeyenden daha c;;ok ise, az
(maglup) olan1n c;;ok (galip) olan kar~1sinda hukmu olmaz. Kan ve temizlik e~it ise
durum yine ayn1d1r. Bunun da iki gerekc;;esi vard1r.
1. K1yasa gore; kanin dikkate alinmas1 orucun ve namaz1n haram olmalas1n1
gerektirir. Temizligin dikkate al1nmas1 ise bunlarin helalligini gerektirir. Haram ve
helal e~it olunca, haram helale ustun tutulur. Nitekim pislik (necaset) temizlige
(taharete) ag1r bas1yorsa veya birbirine denk ise kaplarda teharrl (temiz olan kab1
ara~t1rma) caiz degildir. (Butlin kaplari pis saymak gerekir). Bu da boyle olmal1d1r.

2. lstihsana gore ise; kad1n kesintisiz kan gormez. (unku bu onu zay1flat1r ve
olumune neden olur. Bu kurala gore kan1n gorulmedigi baz1 zaman, hay1z olarak
kabul edilir. Bu durumda da kan gorulen gunler, gorulmeyen gunlere e~it oldugu
zaman, kan temizlige galip sayi11r. Bundan dolay1 biz bunu devaml1 gelen kan gibi
kabul ettik.
Fakat temizlik suresi kan gelen gunlerden fazla olursa, bu iki kani ay1rm1~
olur. (unku c;;ok olan1n hukmu dlnen daha kuvvetlidir. Temizlik iki kan1n aras1na
girince, kanlar birbirinden ayrilm1~ olur ve tek ba~1na kal1r. Bu durumda sanki
kanlardan biri yokmu~ gibi, digerini hay1z kabul etmenin mumkun olup
olmayacag1na bak1l1r. Her ikisi de tek ba~ina hay1z olabilecek durumda ise, onceki
hay1z kabul edilir. (unku onun hay1z olma imkan1 daha fazlad1r. Hay1z konusu,
mumkun olma durumuna gore belirlenir. Sonra gelen kan hay1z sayllmaz. (unku
iki kan aras1nda on be~ gunluk temizlik suresi yoktur. Halbuki iki hayz1n aras1na
tam bir temizlik suresi girmelidir. Tam temizlik suresinin alt sin1r1 da on be~
gundur.
Muhammed (rh.a )'in goru~unun orneklerle ac;;1klamas1 ~oyledir. Ilk defa hay1z
goren bir k1z bir gun kan gorse, iki gun gormese, sonra bir gun daha gorse, dort
gunun tamam1 hay1z olur. (unku araya giren temizlik Lie;; gunden azd1r.
Bir gun kan gorse, Lie;; gun temiz olsa ve bir gun daha kan gorse hay1z olmaz.
(unku temizlik Lie;; gune ula~m1~t1r ve iki kan1n toplamindan daha fazlad1r. Bundan
dolay1 iki kan1 birbirinden ay1rm1~t1r. Temizlik say1s1 Lie;; gunden fazla olursa yine
boyledir.
248 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Bir gun kan gorse, uc;: gun gbrmese sonra iki gun daha gorse alt1 gunun
tamam1 hay1zd1r. c;:unku alt1 gunun ba~1ndaki ve sonundaki kan gbrulen gun say1s1,
temiz gec;:irilen gunlere e~ittir. Kan temizlige galip olmu~tur.
Bir gun kan gorse, dart gun gbrmese, sonraki bir gun yine kan gorse
bunlardan hic;:biri hay1z olmaz. c;:unku temizlik suresi daha fazlad1r. lki gun kan
gorse, be~ gun temiz olsa ve bir gun kan gorse hukum yine ayn1d1r. c;:unku
temizlik suresi, kan gbrdugu sureden fazlad1r.
Oc;: gun kan gorse, dart gun temiz olsa, bir gun yine kan gorse sekiz gunun
tamam1 hay1zd1r. c;:unku kan gbrdugu gunler, temiz oldugu gunlere e~ittir.
Oc;: gun kan gorse, be~ gun gbrmese, sonra bir gun daha gorse, ilk uc;: gun
hay1zd1r. c;:unku temizlik suresi daha fazlad1r. bu nedenle iki kani birbirinden
ay1rm1~ olur. Onceki kanin tek ba~1na hay1z say1lmas1 mumkun oldugu ic;:in onu
hay1z kabul ederiz.
Bir gun kan gorse, be~ gun gbrmese, sonraki uc;: gun tekrar gorse, hay1z1 son
uc;: gundur.
Oc;: gun kan gorse, alt1 gun temiz olsa, sonra uc;: gun daha kan gorse hay1z ilk
uc;: gundur. c;:unku onun hay1z alma olas1\ig1 daha fazlad1r. Burada, "kan temizlige
e~it oldugu durumda nic;:in kesilmeden devam eden kan gibi kabul edilmedi?" diye
bir soru olursa, ~byle deriz: "Kan1n temizlige e~it olmas1 hay1z dbnemi ic;:inde sbz
konusudur. Hayz1n en uzun suresi de on gundur. On gun ic;:inde gorulen ise; uc;:
gun kan, alt1 gun temizlik ve bir gun kand1r. Temiz oldugu gunler, kan gbrulen
[3/158] gunden fazlad1r. Bundan dolay1 temiz oldugu gunler iki kan1 birbirinden ay1rm1~
olur."
Hasan b. Ziyad (rh a )'1n bu konudaki kural1 ~oyledir: lki kan aras1na giren
temizlik uc;: gunden az oldugu zaman, iki kan1 ay1rm1~ olmaz. Temizlik suresi Lie;:
gun olunca her durumda iki kan1 birbirinden ay1rm1~t1r. Ayrica bak1\ir; iki kandan
birini tek ba~ina hay1z saymak mumkun olursa, o hay1z olur. Nitekim, bunu
Muhammed (rh.a.)'in gbru~u olarak da sbyledik. Hasan b. Ziyad (rh a.), Muhammed
(rh a )'den sadece ~u noktada ayrilmaktad1r: 0, kan gbrulen gunlerin temiz
gunlerden fazla veya temizlik gunleri ile e~it olup olmamas1n1 dikkate almam1~t1r.
Bu kural uzerine bina edilen meseleler ~byle ac;:1klanabilir: Yeni hay1z gbrmeye
ba~layan bir k1z, bir gun kan gbrup, iki gun gbrmese, sonra bir gun daha gorse,
dart gunun tamam1 hay1zd1r.
Bir saat kan gorse, Lie;: gunden bir saat eksik bir sure temiz olsa, sonra bir saat
daha kan gorse, bu surenin tamam1 hay1zd1r.
lki gun kan gorse, uc;: gun gbrmese, sonra bir gun daha gorse, ona gore
hic;:biri hay1z olmaz. c;:unku aradaki temizlik suresi uc;: gune ula~m1~t1r. Ba~ta ve
sonda gbrulen kanlardan hic;:biri tek ba~1na hay1z k1l1namaz.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
249
Bir gun kan gorse, u~ gun gormese, sonra u~ gun daha gorse, son u~ gun
hay1zd1r. Ilk u~ gunde kan gorurse, bu gunler hay1z olur.
o~ gun kan gorse, u~ gun temiz olsa, sonraki u~ gun yine kan gbrse, hay1z
suresi ilk u~ gundur. c;:unku o gunlerin hay1z olma olasil1g1 daha fazlad1r. Allah
daha iyi bilir.
Muhammed (rh.a.)'in goru~u esas ahnd1gmda, problemli olan baz1
konular vard1r. Bunlardan birisi ~udur: Ilk defa hay1z goren bir k1z, iki gun
kan gorse, be~ gun gormese, sonra s1rayla bir gun kan gorse, iki gun
gormese ve sonra bir gun daha kan gorse Muhammed (rh.a.)'in hukmu
~oyledir: Bu ilk iki gun ve sonraki be~ gun dikkate ahnmaz. Son dort gun
adetli kabul edilir.
c;:unku bu k1zin adetini ilk iki gunden ba~latsak onuncu gun temizlikle
tamamlan1r. Bu ise caiz degildir. Baz1 f1k1h~1lar Muhammed (rh.a.)'in bu cevab1n1
ele~tirerek ~oyle derler: Ilk iki gOnden birisinin dikkate al1nmay1p kalan on gunun
hay1z kabul edilmesi gerekir. c;:unku ikinci temizlik eksiktir. 0, kesilmeyen kan
gibidir. Biz bu temizligi, kan varm1~ gibi kabul edersek, on gun i~indeki temizlik
suresiyle gelen sure birbirine e~it olur ve hepsi hay1z olur. c;:unku bu surenin
ba~lang1c1 ve biti~i kanla olmu~tur. Ilk iki gunden birini dikkate almamam1z
konusunda kimse bizi ele~tiremez. c;:unku siz (Muhammed (rh a )'in gbrO~une gore)
hem iki gunu, hem de sonraki be~ gunu dikkate almad1n1z. Bizim soyledigimiz
daha isabetlidir. c;:unku hay1z konusu, sureyi hay1zl1 saymanin mumkun olmas1na
bagl1d1r. On gunun hay1z olmas1 mumkun olunca boyle yapmak gerekir."
Bu ele~tiriye ~oyle cevap veririz: Ilk iki gun birbirine bagl1 oldugu i~in tek gun
gibidir. Dolays1yla birisi ge~ersiz sayil1p digerine itibar edilemez. Ote yandan bu
yolla, dikkate almama ybnleri ~ogal1r. Ilk gunun dortte biri, u~te biri veya yans1
dikkate al1nmazsa, bu maksat yine ger~ekle~ir. Dikkate almama yollan ~ok olunca
da delil olmadan, birisi digerlerine tercih edilemez. 0 zaman geriye sadece ilk iki ve
be~ gunu dikkate almay1p son dart gunu hay1z kabul etmek kal1r.

Hanefi fakihleri, Muhammed (rh a )'in gbru~unu uygulamada ~u noktada


gbru~ aynl1g1na du~mu~lerdir: Muteber iki temizlik birle~se
ve temizliklerden birisi [3/159]
kesilmeden gelen kan gibi olup, temizlik say1lamayacak duruma du~se, onun
hukmu diger temizligi de etkiler mi? EbO Zeyd el-Keblr (rh a), etkileyecegini
sbylerken, EbO Sehl el-Gaza II (rh.a.), etkilemeyecegi gbru~undedir.
Bu meselenin a~1klamas1 ~oyledir: Ilk defa hay1z gbren bir k1z iki gun kan
gorse, u~ gun gormese, sonra bir gun daha gorse, u~ gun gormese, sonunda bir
gun yine kan gorse; EbO Zeyd (rh.a )'in dedigine gore, Muhammed (rh.a )'in
mezhebinde hepsi hay1zd1r. c;:onku onceki u~ gunluk temizlik olmu~. iki tarafta kan
gorulen suredeki temizlik gunlerine e~ittir. Bu nedenle temizlik suresi, devam eden
250 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsil.t
kan hukmundedir. Sanki bu k1z ilk alt1 gun kan gormu~, sonra u\ gun temiz olmu~.
bir gun yine kan gormu~ gibi olur.
EbO Sehl (rh a )'in anlay1~ina gore ise, hayz1 ilk alt1 gundur. c_::unku on gune iki
ayn temizlik girmi~tir ve her ikisi de tam u\er gundur. Bu temizlikler birbirinden
aynlmad1g1 zaman temiz oldugu gunler kan gelen gunlerden fazla olur. Dolay1s1yla
gelen kan1, hay1z kan1 sayma imkan1 kalmaz. Bundan dolay1 (ilk alt1 gunu ve son
dort gunu birbirinden) ay1rd1k ve ilk alt1 gunu hay1z kabul ettik. c_::unku ilk alt1
gunde, kan gelen ve gelmeyen gunler birbirine e~ittir.
Ayn1 ~ekilde bir gun kan gelse, u\ gun gelmese, iki gun gelse, u\ gun
gelmese, sonra bir gun daha gelse, EbO Zeyd (rh.a.)'e gore on gun hay1zd1r. EbO
Sehl (rh a )'in goru~unde ise hayz1 ilk alt1 gundur.
Bir gun kan gorse, u\ gun temiz olsa, sonra bir gun kan gorse, u\ gun temiz
olsa, bundan sonra iki gun daha kan gorse, EbO Zeyd (rha)'e gore on gunun hepsi
hay1zd1r. EbO Sehl (rh.a )'e gore ise hayz1 son alt1 gundur.
Bu k1z bir gun kan gorup, u\ gun temiz olsa, sonra bir gun kan gorup ve u\
gun daha temiz olsa, bundan sonra kan kesilmeyip devam etse EbO Zeyd (rh.a.)'e
gore kan1n surekli gelmeye ba~lad1g1 gunlerden ilk iki gun, ge\en gunlere katil1r ve
on gunun hepsi hay1z olur. EbO Sehl (rh a.)'e gore ise hayz1 ilk dort gunden sonraki
on gundur. Kan in sureklilik kazanmasindan itibaren alt1 gun EbO Sehl (rh a )'e gore
hayza dahildir.
ilk kez adet olan bir k1z, iki gun kan gorse, u\ gun temiz olsa, sonra bir gun
kan gorse, u\ gun temiz olsa, daha sonra kan devam etse, EbO Zeyd (rh.a )'e gore
adet gunleri, kan gordugu ilk gunden itibaren on gundur. Buna gore kan1n devam
etmeye ba~lad1g1 ilk gun adet suresine dahil olur ve boylece on gun tamamlan1r.
EbO Sehl (rh a )'e gore ise hayz1 kan gordugu ilk gunden itibaren alt1 gundur. Buna
gore kanin sureklilik kazand1g1 gunlerden hi\biri adetine girmez. ikinci hayzinin
vaktine ula~1r.
Bir gun kan gorup, u\ gun gormese, sonra iki gun kan gorup, U\ gun yine
gormese sonra da kan devam etse hukum yine onceki mesele gibidir. Her turlu
eksiklikten munezzeh ve yuce olan Allahu Teala dogruyu daha iyi bilir, donu~ ve
van~ O'nad1r.

Vakitler, saatler ve gunduzun dilimleri.


Va kit, Bilindigi gibi bir vakit, ayni gun i\inde tekrarlanmaz. Gune~in dogu~u, fecrin
saat ve
dogu~u gibi. Vaktin ba~lang1c1 gune~in dogmas1ndan itibaren ise gunduz ve gece
giindiiziin
dilimleri ertesi gun gune~ dogmadan biraz once tamamlan1r. c_::unku (metinde ge\en)
"kubeyl-biraz once" kelimesi anilan zamanin biti~ik oldugu vaktin ad1d1r. (Zaman
zarf1 olan) "kable-once" ise boyle degildir.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 251
Mesela; Bir kimse hanim1na ku~luk vakti;" ..,...;..!J1 ~3) j:J Jjt.i. c.::Ji-sen gune~ [3/160)
batmadan biraz once bo~sun" derse han1m1 gune~ bat1-ncaya kadar bo~ olmaz.
Bunu bgrendikten sonra deriz ki; bir kad1n gune~ dogarken kan gorse ve
kesilse, sonra dorduncu gun gune~ dogmadan once yine gorse, uc; gunun tamam1
hay1z olur. c;:unku bu surenin tamam1 uc; gundur ve temizlik suresi yetersizdir. Bu
yuzden surenin tamam1 kanin kesilmeden gelmesi hukmundedir. Dorduncu gun
gune~ dogarken kan gorse yine aynid1r. c;:unku surenin tamam1 uc; gun ve bir saat
(lahza)tir. Bunda temizlik suresi uc; gunden azd1r. Dolays1yla uc; gunun tamam1
hay1z olur. Eger dorduncu gun gune~ dogduktan sonra gorurse bu gunlerden
hic;biri hay1z olmaz. c;:unku temizlik uc; gun surmu~ ve iki kan1 birbirinden ay1rm1~t1r.
Gune~ dogarken kan goren bir kad1n (kan kesildikten sonra) dorduncu gun
gune~ dogarken tekrar gorse, sonra yedinci gun gune~ dogduktan sonra bir daha
gorse, bu kanlann hepsi hay1zd1r. c;:unku ilk temizlik suresi uc; gunden az
oldugundan kanin kesilmeden devam etmesi gibidir. Kan gelen gunler hukmen
daha fazla olur.
Gune~ dogarken kan gordukten sonra dorduncu gun gune~ dogmadan once
bir daha gorse, sonra yedinci gun gune~ dogarken tekrar kan gorse, daha sonra
onuncu gun gune~ dogduktan sonra yine gorse, Eba Zeyd (rh.a.)'e gore on gunun
tamam1 hay1zd1r. c;:unku; ilk temizlik uc; gunden azd1r. Bu da kesilmeden devam
eden kan hukmundedir. Boyle olunca ikinci temizlik (birinci temizlik hukmen kan
saylld1g1 ic;in) kan gorulen gunlerden az olur. Bunun etkisi uc;uncu temizlige de
gec;er. Nitekim bunu daha once ac;1klam1~t1k.
Eba Sehl (rh.a)'e gore ise ilk alt1 gun hay1zd1r. c;:unku ikinci temizlik uc; gundur
ve her ne kadar kan gorulen gunlerden az ise de etkisi, uc;uncu temizlige gec;mez.
"Saat" ise f1k1h bilginlerinin terminolojisinde (1stllah1nda) bir zaman diliminin
ad1d1r. Ylld1z bilimciler (muneccimler), saat, devam eden bir vakittir, derler. Onlara
gore gece ve gunduz yirmi dart saati ic;erir Bazen gece k1sallr, dokuz saate du~er.
Gunduz ise on be~ saate kadar artar. Bazen de gunduz k1sa l1r, gece uzar. Y1ld1z
bilimciler bunu kendi metodlanyla isbat ederler. F1k1h bilginlerinin terminolojisinde
"saat", bir zaman diliminden ibarettir.
Denilirse ki Ilk defa hay1z goren bir k1z bir saat (an) kan gorse, uc; gunden iki
saat az temiz olsa, sonra bir saat kan gorse ne olur? Tamam1 hay1zd1r. c;:unku
surenin tamam1 uc; gundur ve temizlik suresi uc; gunden azd1r.
Bu k1z bir saat kan gorse, uc; gunden uc; saat az temiz olsa, sonra bir saat kan
gorse, bu gunlerin hit;biri hay1z degildir. c;:unku tamam1nin toplam1 uc; gunden
azd1r. Eba Yusuf (rh.a)'a gore ise tamam1 hay1zd1r. c;:unku ona gore uc;uncu gunun
yandan c;ogu tam gun hukmundedir.
252 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bir saat kan gorse, uc; gunden bir saat eksik temiz olsa, sonra bir saat daha
kan gorse uc; gunun tamam1 hay1z olur. c;:unku surenin tamam1 uc; gun bir saattir.
Temizlik suresi eksiktir.
Ilk kez adet olan bir k1z, bir saat kan gorup, uc; gun gormese, sonra bir saat
daha kan gorse, Muhammed (rh a.)'e gore bu surenin hic;bir bolumu hay1z olmaz.
c;:unku temizlik suresi uc; gune ula~t1g1 ic;in iki kani ay1rm1~t1r.
Bir saat kan gorse, uc; gunden iki saat eksik temiz olsa, sonra bir saat daha
kan gorse ve uc; gun temiz olsa, sonra bir saat daha kan gorse ve uc; gun temiz
olup bir saat kan gorse, EbO Zeyd (rh a.)'e gore bu surenin tamam1 hay1zd1r. c;:unku
[3/161]
ilk temizlik uc; gunden az oldugu ic;in devam eden kan hukmundedir. Dolay1s1yla
ikinci temizlik suresi daha az olur. Sonra bunun etkisi uc;uncu temizlige de gec;er.
EbO Sehl (rh a )'e gore ise hayz1 alt1 gun, bir saattir. c;:unku ikinci temizlik kan
gordugu gunlerden az da olsa tamd1r. Etkisi uc;uncu temizlige gec;mez.
Gunduzun zaman dilimleri uc;te bir, dortte bir veya ondan ba~kas1 gibi oranl1
bolumlerdir. ilk defa hay1z goren bir k1z gunun dortte birinde (c;eyrek gun) kan
gorse, iki gun ve uc;uncu gunun uc;te biri kadar temiz olsa, sonra bir gunun dortte
biri kadar (alt1 saat) yine kan gorse, bu surenin hic;bir bolumu hay1z olmaz. c;:unku
toplam1 uc; gunden, bir gunun alt1da biri kadar (dort saat) azd1r.
Denirse ki bu k1z c;eyrek gun kan gorse, iki buc;uk gun temiz olsa, sonra
c;eyrek gun kan gorse ne olur? Hepsi hay1z olur. c;:unku kan gorme suresi uc; gune
ula~m1~t1r ve temizlik suresi eksiktir.

Eger c;eyrek gun kan gorse, uc; gun temiz olsa, sonra c;eyrek gun daha kan
gorse, bu sure hay1z olmaz. c;:unku temizlik suresi tamd1r ve iki kan1 ay1rm1~t1r. Bu
tUrden gelecek sorulari bu orneklere k1yas et.
Bu anlat1lanlar gerc;ek olaylar kapsam1na girmez. Alimlerimiz, zihinleri bilemek
ve ilimde derinle~enleri s1namak ic;in tasarlam1~lard1r.
Her tUrlu eksiklikten uzak ve yuce olan Allahu Teala dogruyu daha iyi bilir.
Donu~ ve van~ O'nad1r.

YENi ADET GORMEYE BA~LAYAN KIZIN ADETiNi BELiRLEME


Bir k1zm
biilugu ya Bir kadmm ergin olmas1 ya belirli bir ya~a gelmesiyle veya bir belirti
ya~la ya da ile olur. Belirti de hay1z gorme veya gebe kalmad1r. Biz once hayz1 ele
ad et
gormekle ahyoruz.
olur
Ilk defa hay1z goren bir k1z, normal adet kan1 gorur ve normal sure temiz olur
da sonra surekli kan gelirse, kan gelmeye devam ettigi surece, bu ilk kan gordugu
gunler, onun adeti olur.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 253
EbQ Hanlfe ve Muhammed (rh a), belirli adeti olan kad1nin adetinin, bir defa
farkl1 kan gbrmesi ve temiz olmas1yla degi~meyecegini sbylerler. <;:unku birincisi
kuc;:uklukten (ergenlige) gec;:i~tir. Bu da kad1nlarda normal olan bir durumdur. Bu
yuzden bir defa kan gbrulmekle gerc;:ekle~ir. Belirli adeti olan kad1nlarda ise, sabit
bir adetten adet olmayan bir duruma gec;:i~ sbz konusudur. Bu ise bir defa farkl1
kan gbrmekle gerc;:ekle~mez. Tekrarlayarak kuvvetlenmesi gerekir.
Aradaki fark ~byle ac;:1klanabilir: Belirli adeti olan kad1nda sbz konusu olan,
birinci adetin iptali, ikincisinin ispat1d1r. Bu da bir defada gerc;:ekle~mez. Ilk defa
hay1z gbren k1zda sbz konusu olan ise, adeti iptal degil, belirlemektir. Bu nedenle
bir defada adeti sabit olur.
Bunu ~byle bir brnekle ac;:1klayal1m: ilk defa adet gbren bir k1z be~ gun kan
gbrup, on be~ gun temiz olduktan sonra kendisinden tekrar kan gelip kesilmese,
bu k1z, kan1n ba~lad1g1 gunden itibaren be~ gun namaz1 b1rak1r, on be~ gun namaz
k1lmaya devam eder. Art1k bu onun adetidir.
Gerc;:ek adet kan1 uc;: gunden az ve on gunden fazla olmayan kand1r. lki kan
arasina temizlik girerse, kan gelen sure o temizlik suresinden az olmaz. Gerc;:ek
temizlik ise on be~ gunden az olmayan ve iki hay1z dbnemi arasinda bulunan
temizliktir. Kadin, adet dbneminin ba~1nda, ortasinda veya sonundaki kan
nedeniyle iki kan aras1nda temiz gec;:en surede namaz k1lmaz.
Sonra bu konudan dbrt ~1k vard1r: (3/162]

a. Kan ve temizligin her ikisi de duzenli olmaz (bozuk olur).


b. Kan duzensiz, temizlik duzenli olur.
c. Kan duzenli, temizlik duzensiz olur.
d. Kan duzenli, temizlik ise gbrunu~te duzenli olur. Fakat zaruretten dolay1
duzensizle~ir. Bununla adet tespit edilemez.

Birinci durumun ac;:1klamas1: ilk defa adet gbren bir k1z, on dbrt gun kan
gbrur, on dbrt gun gbrmez, sonra kan devam ederse, burada hem kan, hem de
temizlik duzensizdir. Sanki ba~tan beri surekli kan gelmi~ gibidir. Bu k1z1n adet
gunleri, kan1 ilk gbrdugu gunden ba~layarak on gundur. Ay1n geriye kalan yirmi
gunu ise temizliktir. Bu meselede yirmi sekiz gun vard1r. Bundan dolay1, bu k1z,
kan1n kesintisiz gelmeye devam ettigi ilk iki gunde namaz kllar. Sonra on gun
namaz1 b1rak1r. Yirmi gun namaz kllar.
Bu k1z on be~ gun kan gbrur, on dart gun gbrmezse hukum yine ayn1d1r.
Kan1n devaml1 gelmeye ba~lad1g1 surenin ilk gununde namaz kllar. Bbylece temizlik
suresini yirmiye tamamlar.
254 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Kan on alt1 gun ise kan1n devam etmeye ba~lad1g1 ilk gun, bu k1z1n hayz1nin
ilk gunune denk gelir. 303 Dolay1s1yla on gun namaz1 b1rak1r, yirmi gun kllar.
Kanin yirmi uc; gun gelip, on dort gun gelmemesi, sonra sureklilik kazanmas1
varsay1m1na kadar meseleyi bu ~ekilde devam ettiririz. Bu son varsay1mda kan1 ilk
gordugunden itibaren on gun hay1zd1r. Sonraki on uc; gun kan goruldugu
durumda namaz kllm1~ olur. Daha sonra on dort gun kan gormemi~tir. Bu on dort
gunun yedi gunu, temizlikten, kalan yedi gun ise, ikinci hayz1ndan say1l1r. Fakat
kan gormemi~tir.Bu (on dort gunluk) temizlikten sonra kan sureklilik kazanm1~ ve
ikinci hayz1n bitmesine uc; gun kalana kadar kesilmemi~tir. Kan1n sureklilik
kazand1g1 surenin ilk uc; gunu tam hay1zd1r. Kad1n bu uc; gunde namaz1 b1rak1r.
Sonra yirmi gun kllar, on gun b1rak1r, yirmi gun kllar ve bu art1k onun adetidir.
Yirmidort gun kan gelse ve mesele yine ayni olsa (24 gunden sonra 14 gun
kan gelmese sonra sureklilik kazansa); on dort gunluk temizlik suresinin ilk alt1
gunu temizligin kalan1d1r. Geriye, ba~1nda kan gormedigi ikinci hay1zdan olan sekiz
gun kalm1~ ve ikinci hayzin bitmesine iki gun kalm1~ iken kan gelmi~ ve sureklilik
kazanm1~t1r. Bu iki gun hay1z kan1 olamaz. (unku bu k1z henuz, bir kere hay1z
gormu~ degildir. Bundan dolay1 ikinci hayz1n1n vakti gelene kadar namaz kilar. Bu
da kan1n gelip devam ettigi ilk iki gunden itibaren yirmi iki gundur. Sonra on gun
namaz1 b1rak1r, yirmi gun kilar. Bu EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~udur.
EbO Yusuf (rh a )'un goru~u boyle degildir. Bir kere kan gordukten sonra
adetin degi~tigini soyler. Muhammed (rh a )'in goru~u de EbO Hanlfe (rh a )'nin
goru~unden farkl1d1r. Adet gunlerinin degi~mesi (Babu'l-intikal) konusunda
anacag1m1z uzere, 0 da degi~tigini savunur.
ikinci ~1kkin ac;1klamas1 ~oyledir: ilk defa adet goren bir k1z on bir gun kan
gorse, on be~ gun temiz olsa, sonra kan gelmeye devam etse, bu kan adet kan1
olmaz. (unku on gunu a~m1~t1r. Kanin duzensiz olmas1 nedeniyle temizlik de
duzensiz olmu~tur. (unku k1z temizliginin ilk gununde kan oldugu durumda
namaz kilm1~t1r.
Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a.)'ye gore bu k1z1n hayz1, ilk on gun,
temizligi de yirmi gundur. Temizligin bitmesine dort gun kala kan devaml1l1k
kazanm1~t1r. Bundan dolay1 dort gun daha namaz kilar sonra on gun b1rak1r, yirmi
gun k1lar.
EbO Ali ed-Dekkak (rh a )'a gore ise, bu k1z1n temizligi on alt1 gundur.
Dolays1yla kanin devaml1l1k kazand1g1 surenin ba~1nda on gun namaz1 b1rak1r. On
alt1 gun kilar. (unku, nas1I ki on birinci gunde gorulen kan adet kan1 olmay1p, adet

303
c;:unku, kan on alt1 gun, temizlik on dart gun olunca toplam1 otuz gun eder. Bu otuz gunun ilk onu
hay1z, son yirmisi ise temizlik dbnemi olarak kabul edilir. Dolay1s1yla, bu otuz gunden sonra kan1n
akmaya ba~lad1g1 ilk gun, bu k1z ic;in taktir edilen adet dbneminin ilk gunune tesaduf etmi~ olur.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 255
kan1na etki etmiyor ve hay1z yine on gun oluyorsa, bu kanin temizlige etki
etmeyecegi de a~1kard1r.
Dogru olan goru~ Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh a )'ninkidir. c;:unku
on birinci gun hay1z donemine degil, temizlik donemine aittir. Bu yuzden on birinci
[3/163]
gunde gorulen ozur kan1 temizligi etkiler.
Oc.;uncu ~1kk1n ac.;1klamas1 ~oyledir: Bu ~1k, kanin duzenli, temizligin duzensiz
olmas1 durumudur. Ilk defa hay1z goren bir k1z be~ gun kan gorse ve on dort gun
temiz olduktan sonra kan devam etse, hayz1 be~ gun, temizligi de ay1n geriye
kalan k1sm1 olan yirmi be~ gundur. Temizliginin bitmesine on bir gun kala kan
devaml1l1k kazanm1~t1r. Bundan dolay1 on bir gun daha namaz kilmaya devam
eder. Sonra be~ gun b1rak1r. Yirmi be~ gun k1lar. Art1k bu, onun adetidir.
Dorduncu ~1kk1n ac.;1klamas1 ~oyledir: ilk defa adet olan bir k1z Lie_; gun kan
gorse, on be~ gun temiz olsa, sonra bir gun kan gorse, iki gun gormese, sonra da
kan sureklilik kazansa, ilk uc.; gunde gorulen kan adet kan1d1r. On be~ gun gerc.;ek
temizlik suresidir. Fakat bu temizlikten sonra bir gun kan gorup, iki gun de
gormemi~tir. Bu son uc.; gunu hay1z kabul etmek mumkun degildir. c;:unku bu uc.;
gunun sonu temizdir. Adetin degi~tigini soylemeye de bir yol yoktur. Bundan
dolay1, zaruret nedeniyle bu uc.; gunde de namaz k1lar. Bununla da bu temizlik
donemi duzensiz olur. Dolays1yla adet gunlerini belirlemeye elveri~li olmaktan
c.;1kar. Bundan dolay1 bu k1z ic.;in Lie.; gun hay1z, kalan yirmi yedi gun temizlik olur.
Temiz on sekiz gun gec.;tigi ic.;in, kan1n devam ettigi ilk dokuz gunde namaz kilar.
Sonra uc.; gun b1rak1r, yirmi yedi gun kilar.
Bir k1z ilk adet gordugunde dort gun kan gorse, on be~ gun temiz olsa, sonra
bir gun kan gorse, iki gun gormese, sonra kan devam etse, burada temizlik
gerc.;ektir. Adet belirlemeye uygundur. c;:unku temizlikten sonra bir gun kan gelmi~
ve iki gun gelmemi~tir. Kanin devamlil1k kazanmasinin ba~lang1c1 olan bir gun ve
adet doneminin son gunu olan dorduncu gunu tamamlamaktad1r. Boylece ikinci
hay1z doneminin ilk ve son gunu kan gorulmu~tlir. Bu nedenle temizlik donemi
kat1ks1z sadece on be~ gundur. Bundan sonra bu k1z, kanin devam ettigi gunlerin
ba~1nda bir gun namaz k1lmaz, on be~ gun kilar. Sonra namaz1n1 dort gun b1rak1r,
on be~ gun kilar. Bu art1k onun adetidir.
Bu k1z on gun kan gorse, on be~ gun gormese, sonra bir gun kan gorse, uc.;
gun gormese, bir gun kan gorup uc.; gun gormese, sonra kan gelse ve devam etse
EbO Zeyd (rh a )'e gore bu temizlik duzensiz degildir, adet belirlemeye elveri~lidir.
c;:unku EbO Zeyd (rh.a.), kan1n surekli gelmeye ba~lad1g1 ilk iki gunu, on be~ gunluk
temizlikten sonraki k1sma dahil eder ve boylece on gunun tamam1n1 hay1z kabul
eder. Geriye tam on be~ gunluk temizlik suresi kal1r.
EbO Sehl (rh a.)'e gore ise on be~ gunden sonra kan gorulen bir gun ve kan
gorulmeyen uc.; gun hay1z degildir. Bu k1z1n hayz1 bu dort gunden sonraki yedi
256_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
gi..indi..ir. Bundan dolay1 on be~ gi..inli..ik temizlik si..iresi di..izensiz demektir. Ci..inki..i bu
k1z, temizlik si..iresinin baz1 gi..inlerinde, kan geldigi durumda namaz ktlm1~t1r.
Dolay1s1yla bu k1zm hayz1 on gi..in, temizligi de yirmi gi..in olur. Kendisinde namaz
k1ld1g1, on be~ gi..in temiz oldugu, bir gi..in kan gordi..igi..i, i..ic; gi..in yine temiz oldugu
bir donem gec;mi~tir. Bu da toplam on dokuz gi..in eder. Sonra da kan gordi..igi..i ve
namaz k1ld1g1 bir gi..in daha gec;mi~tir. Boylece toplam yirmi gi..in eder. Bundan
sonraki i..ic; gi..in temiz gec;mi~tir. Hay1z temizlikle ba~lamaz. Daha sonra kan devam
etmi~tir. Hay1z gi..inlerinden yedi gi..in kalm1~t1r. Bundan dolay1 yedi gi..in namaz1
b1rak1r, yirmi gi..in kilar. Bu ti..ir meseleleri bu ornege k1yas et.
Vine adetin belirlenmesi meselesinde bir konu ~udur: ilk defa adet
[3/164)
goren bir k1zm, duzenli kan ve temizlikler gordukten sonra kam
kesilmeden devam etmi~se, bu durumda be~ olas1hk soz konusudur.
1. Pe~ pe~e birbirinin ayni olan iki kez kan gori..ip, temiz olmasmdan sonra
kanm kesilmeden devam etmesi.
2. Farkl1 say1larda kan gori..ip, temiz olmas1ndan sonra kan1n kesilmeden
devam etmesi.
3. Birbirinden farkl1 say1da i..ic; kez kan gori..ip, i..ic; kez temiz olduktan sonra
kan1n devam etmesi.
4. lki defa birbirinin ayni, i..ic;i..inci..ide farkll say1da kan gori..ip, temiz olmas1ndan
sonra kanin devam etmesi.
5. Birinci ve i..ic;i..inci..i adet ve temizlik gi..inleri ayn1, aradaki ikinci adet ve
temizlik si..iresinin farkl1 olmas1.
Birinci olas1l1g1 ~oyle ~ekillendirebiliriz: Bir k1z, i..ic; gi..in kan gori..ip, on be~ gi..in
temiz olduktan sonra, tekrar i..ic; gi..in kan gori..ip, on be~ gi..in temiz olur. Bundan
sonra kan devam eder. Bu durumda kanin devamltl1k kazand1g1 ilk gi..inden
ba~layarak i..ic; gi..in namaz1 b1rak1r, on be~ gi..in ktlar. Ci..inki..i ilk gordi..igi..i hay1z
tekrarlanarak kesinle~mi~tir. Biz, daha once, k1zm bir defa gordi..igi..i kan ve
temizlikle bile adetin sabit olacag1n1 soylemi~tik. lki defa gori..ince oncelikle sabit
olur.
lkinci olastl1g1 ~oyle ac;1klariz: Ilk defa hay1z goren bir k1z i..ic; gi..in kan gori..ip, on
be~ gi..in gormese, sonra dort gi..in gori..ip, on alt1 gi..in gormese, bundan sonra da
kan devam etse Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a.)'ye gore ikinci defada
gordi..igi..i kan1 ve temizligi birincide gordi..igi..ine bina eder. (Yani adette birinci kan
ve temizlik esas alm1r). EbO Osman Said b. Mi..izahim es-Semerkandl (rh.a.)'ye gore
ise oncekini esas almaz. Kanm si..ireklilik kazanmaya ba~lamasmdan itibaren
yeniden ba~lar.
Muhammed b. Ibrahim el-Meydani (rh a )'nin gori..i~i..ini..in ac;1klamas1 ~udur: K1z,
dort gi..in kan gordi..igi..i zaman, bunun i..ic; gi..ini..i hay1zd1r. Dordi..inci..i gi..in temizlikten
Hayu (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
257
say1l1r. Fakat kan gordugu i<;;in dorduncu gunde de namaz kdmaz. On alt1 gun
temiz olunca bu gunlerden ondordu temizligin geriye kalan1d1r. Son iki gun de bir
sonraki hayza dahildir. Fakat bu iki gunde kan gormedigi i<;;in orucu ve namaz1 terk
etmez. <:;:unku hayz1n ba~lang1c1 temizlikle olamaz. Hay1z suresinin
tamamlanmas1na bir gun kala kan sureklilik kazanm1~t1r. Bu hay1z olmaz. Bu
yuzden ikinci hayzin zaman1 gelene kadar namaz1n1 kllar. Bu da onalt1 gun
sonrad1r. c;:unku ilk defada gordugu kan ve temizlik, k1zin adetidir. c;:unku daha
once ifade ettigimiz gibi bir defa ile o k1z1n adeti sabit olur. Adeti belli olan kad1n
da adetini bozan bir durum olmad1k<;;a daha sonra gordugu kan1 ve temiz oldugu
gunleri, sabit olan adetine gore ayarlar. Bilindigi gibi bir kadin, ayn1 surelerde iki
kez kan gorup temiz olsa, daha sonraki adet ve temizlik gunlerini buna gore
belirler. Bir defa gordugunde de durum ayni olmal1d1r.
Ebu Osman (rh.a.)'in goru~unun a<;;1klamas1 da ~oyledir: lkinci gordugu kan ve
temizlik, duzenlilik bak1m1ndan birincisi gibidir. c;:unku duzensiz (fasit) olan,
duzenli (sahih) olana bina edilebilirse de, sahih sahihe bina edilemez. c;:unku,
ihtiya<;; ve zaruretten dolay1 bir ~ey, ba~ka ~eye gore ayarlanir. Ilk defa hay1z goren
k1z1n adetini bir defa ile belirlememizin nedeni ise zarurettir. Adet, 'a-v-d-donmek,
tekrar etmek' kelimesinden tl.iremi~tir. Bu ise (normalde) bir defa ile sabit olmaz.
Duzenliyi duzenli uzerine bina etmekte bir zaruret yoktur. c;:unku iki duzenli
arasinda e~itlik vard1r. Ba~ta iki defa birbiriyle ayn1 sure iki kan ve temizlik gormesi
ise boyle degildir. <:;:unku bu kan ve temizlik tekrarlanarak kesinle~mi~tir.
Ebu Osman (rh.a.)'1n goru~une gore k1z, kan1n sureklilik kazand1g1 ilk gunden
itibaren hayza yeniden ba~lad1g1nda onceki iki sureden, daha az olan1 esas al1r.
c;:unku k1z, az olana donmu~tl.ir. c;:unku, az, <;;ogun i<;;inde zaten vard1r. Bu yuzden
kan surekli gelmeye ba~lad1g1 ilk gunden ba~layarak Li<;; gun namaz1 b1rak1r, on be~
gun k1lar. Bu onun adeti olur.
O<;;uncu olas1l1g1n a<;;1klamas1 ~udur: ilk defa hay1z goren bir k1z Li<;; gun kan
[3/165]
gorup, on be~ gun gormese, sonra dart gun kan gorup on alt1 gun gormese, sonra
be~ gun gorup on yedi gun temiz olsa, daha sonra da kan gelse ve hi<;; kesilmese,
Ebu Osman ve Muhammed b. Ibrahim (rh a) bu k1zin, normal suresindeki adetini
bir digerine gore belirleyemeyecegi konusunda goru~ birligindedir.
Muhammed b. Ibrahim (rh a) bu mesele ile bununla oncekini birbirinden
ay1rarak ~oyle demektedir: Burada ilk gordugunden farkl1 iki defa kan gormu~ ve
temiz olmu~tur. Oysa adet, iki defa farkl1 surelerle kan ve temizlik gorulmesiyle
degi~ir. Bu yuzden son iki kan ve temizlik birincisine bina edilmez (yani adette
birinci hay1z ve temizlik esas alinamaz). bnceki meselede ise k1z ilk adetinden farkl1
olan kani ve temizligi bir defa gormu~tl.ir. Bir defa ile adet degi~mez. Bu yuzden
ikincisinde birinci hay1z ve temizlik esas kabul edilir. Hesap da ona gore yap1l1r.
Muhammed b. Ibrahim (rh.a.) bu meselede, kanin kesilmedigi gunlerdeki adetin
258 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ortadaki adete gore, dart gun adet, on alt1 gun temizlik olacag1n1 soylemi~tir. Ebil
Abdullah b. Ebi Hafs ve Abdullah b. Necm (rh.a.)'in goru~u de budur.
Ebil Osman (rh.a.)'a gore ise kan1n kesilmedigi gunlerdeki adet, son iki adete
ve temizlikten az olan1na gore belirlenir. Ozerinde durdugumuz bu ornekte, bu iki
alim aras1nda goru~ ayrll1g1 yoktur. (unku hem say1lann ortada olan1, hem de son
iki adet ve temizlikten az olan1, dart gun adet ve on alt1 gun temizlik olan1d1r.
Ornegi ters c.;evirip ~oyle dedigimiz zaman goru~ aynl1g1 ortaya c.;1kar. ilk olarak be~
gun kan gorup on yedi gun gormese, sonra dart gun kan gorup on alt1 gun
gormese, sonra da uc.; gun gorup ve on be~ gun gormese, "adet ortadaki say1ya
goredir." diyenlere gore bu k1z kan1n devam etmeye ba~lad1g1 gunden ba~layarak
dart gun namaz1 b1rak1r, on alt1 gun kllar ve bu onun adetidir. Bu k1z1n adeti, "Son
iki temizlik ve kandan az olanina goredir." diyenlere gore ise bu k1z, kanin
gelmeye ba~lay1p kesilmedigi ilk gunden ba~layarak uc.; gun namaz1 b1rak1r, on be~
gun kllar. Bu art1k onun adetidir.
Muhammed b. Ibrahim (rh.a)'in goru~unun ac.;1klamas1 ~udur: iki delil
c.;eli~tiginde
adalet ortada olan1 almakt1r. Peygamber (s.a v.),

~jl ~y~I ;:;:_


"/~/erin en iyisi orta olan1d1r 304
" buyurmu~tur.
Bu yuzden "Bir ki~i mehir olarak bir kale vermek uzere bir kadinla evlense
orta yollu bir kale vermesi gerekir." Burada da boyle olmal1d1r. Daha onceki
adetler aras1nda c.;eli~ki varsa, kan devaml1 geldigi zaman adet hali, uc.; donemden
ortada olan1na gore olur.
Ebil Osman (rh.a )'1n goru~unun gerekc,;esi ise ~oyledir: Son iki seferki adet ve
temizlik hallerinden az olan1 tekrarla guc.;lenmi~tir. (unku az olan c.;ok olan1n ic.;inde
zaten vard1r. Bundan dolay1 kan devaml1 geldiginde bu onun adeti olur.
Fetva, Ebil Osman' 1n (rh.a) goru~une goredir. (unku bu, kadinlar ic.;in daha
kolayd1r. Muhammed b. Ibrahim (rh a )'in goru~u ile hareket edersek kadin, uc.; adet
ve temizlikten hangisinin ortada oldugunu tespit ic.;in butUn kan gordugu ve temiz
oldugu gunleri akl1nda tutmaya ihtiyac.; duyar. Ebil Osman (rh.a )'in goru~une gore
ise adeti en az olana gore belirleyecegi ic.;in sadece son ikisini akl1nda tutmaya
ihtiyac.; duyar. Kolay oldugu ic.;in bu goru~u fetvaya esas alm1~lard1r. Nitekim adet
gunlerinin degi~mesi konusunda Ebil Yusuf (rh a )'un, adet, bir kez farkl1 zamanda
gorulen adetle degi~ir, tarz1ndaki goru~une gore fetva vermi~lerdir. (unku bu
kad1nlar ic.;in daha kolayd1r.
Dorduncu olas1l1g1n ac.;1klamas1: Ilk defa hay1z goren bir k1z, uc.; gun kan
[3/166]
gorup, on be~ gun temiz olsa, sonra yine uc.; gun kan gorup, on be~ gun temiz

304
lbn EbO $eybe, Musannef, Vll/179; Beyhak1, es-Sunenu'l-kabra, 111/273.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
259
olsa, sonra dbrt gun kan gorse, on alt1 gun temiz olsa, daha sonra da kan gelmeye
ba~lasa ve hie; kesilmese, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a)'e gore kan1n surekli

gelmeye ba~lad1g1 gunden ba~layarak on alt1 gun namaz k1lar. c;:unku EbO Hanlfe
ve Muhammed (rh a); Eski adete ayk1r1 olarak bir kez kan gbrme ve temiz olma ile
adet degi~mez, derler. Bu yuzden, adeti eskiden oldugu gibi aynen devam eder.
Dort gun kan gordugu zaman, bunun Lie; gunu hay1zd1r. Bir gun ise temizlikten
sayll1r. On alt1 gunden on dbrt gun, temizligi tamamlayan k1s1md1r. Son iki gun kan
gbrmedigi hay1zdan say1l1r. lkinci hayzin vakti gelene kadar namaz1n1 k1lar.
EbO Yusuf (rha)'a gore ise adet, bnceki adetten farkl1 olarak, bir kez kan
gbrulmesi ve temiz olunmas1yla degi~ir. Dolay1s1yla kan1n sureklilik kazand1g1
gunden itibaren dbrt gun namaz1 b1rak1r, on alt1 gun k1lar. Bu art1k onun adetidir.
Be~inci olasi11g1n ac;1klamas1 ~udur: Ilk defa adet gbren bir k1z Li<; gun kan
gorup, on be~ gun temiz olsa, sonra dart gun kan gbrup, on alt1 gun temiz olsa,
sonra Lie; gun kan gbrup on be~ gun temiz olsa, daha sonra da kan gelmeye
ba~lay1p kesilmese, kan1n gelmeye ba~lad1g1 gunden itibaren Lie; gun namaz1
b1rak1r. On be~ gun namaz1n1 k1lar. Bu onun ic;in yapay bir adettir. c;:unku birbirinin
ayn1 olan kan ve temizlik suresi List uste tekrarlarsa, bu onun gerc;ek adetidir.
Birbirinin ayn1 iki adet ve temizlik sureleri arasinda farkl1 sureli bir adet ve temizlik
olursa iki defa gbrdugu ve birbirinin ayni olan adet ve temizlik gunleri, yapay bir
adet olur. Buna yapay demenin anlam1 ~udur: Biz k1z1n son gbrdugu adet ve
temizligi say1 bak1mindan aralarinda uygunluk oldugu ic;in ilk gbrdugu adet ve
temizlige katllm1~ kabul ettik. Bbylece adet ve temizlik tekrarlanarak kuvvetlenmi~
oldu. Bu, k1z ic;in, kan1n kesilmeden devam ettigi dbnem ic;inde, dikkate al1nacak
bir adet oldu.
Bir k1z hie,; adet gormeden kocasmdan hamile kalarak ergin olup bir Hi~ adet
c,;ocuk dogursa ve kendisinden kan gelip kesilmese, lohusahk si.iresi kirk olmadan
hamile kahp
gi.indi.ir. ~ocuk
doguran
~afii (rh a) bu k1z1n lohusal1k suresinin bir saat (lahza) oldugunu sbylemi~tir. kadmm
lohusahg1
Biz Hanefllerin gbru~unun gerekc;esi hay1z konusunda ac;1klad1g1m1z "imkan
elverdigi surece hay1zda, en uzun sure dikkate al1n1r." ilkesine dayan1r. Burada da
lohusal1k suresinin List s1n1r1 dikkate al1nmal1d1r.
~afii (rh.a.)'ye gore ise, adette en az sure dikkate al1n1r. Bu da bir gun, bir
gecedir. Lohusal1k da boyle olmal1d1r. Lohusal1gin en az suresi ise bir saattir (lahza).
Kirk gunun gec;tikten sonra bu kad1n1n temizligi yirmi gun kabul edilir. c;:unku
arada temizlik olmaks1z1n iki hay1z birbirini takip etmedigi gibi, arada temizlik
olmadan lohusal1k ve hay1z da birbirini takip etmez. Biz bu kad1nin temizlik suresini
yirmi gun olarak belirledik. c;:unku yeni adet gbrmeye ba~layan k1zin adeti, kan
260_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
kesilmeden devam ettigi taktirde, adet suresinin ust s1n1nd1r. Onun i~in biz
Hanefiler, temizligin yirmi gun oldugunu soyledik. c;:unku en uzun adet suresi on
gundur. Boyle olunca temizlik, ay1n geriye kalan k1sm1, yani yirmi gundur. Say1nin
miktan bak1m1ndan, temizlikle veya kanla ba~lama aras1nda bir fark yoktur. Bu
yuzden temizligini yirmi gun, temizlikten sonraki hayz1n1 da on gun kabul ettik. Bu
art1k onun adetidir.
Dogumun uzerinden kirk gun ge~tikten sonra on dort gun temiz olsa durum
yine ayn1d1r. c;:unku bu sure temizlik i~in eksik bir suredir. Hay1zla lohusal1g1
birbirinden ay1rmaya elveri~li degildir. Bu yuzden kan, hi~ kesilmeden gelmi~
hukmundedir.
Kirk gunden sonra on be~ gun temiz olur, sonra surekli kan gelirse, kanin
gelmeye ba~lad1g1 gunden itibaren on gun namaz1 b1rak1r. c;:unku kan gormedigi
on be~ gun, ger~ek temizlik gunleridir. Dolay1s1yla, bir defa ile de olsa bu temizlik,
bu k1z1n devaml1 temizlik adeti olur. Hay1zda ise adeti yoktur. Bu yuzden hayz1 on
gun kabul edilir. Onun i~in kan1n gelmeye devam ettigi ilk gunden ba~layarak on
gun namaz1 b1rak1r, on be~ gun kllar. Boylece adeti yirmi be~ gunde bir tekrar
eder. Biz bu meseleyi, lohusal1k suresinin bitiminden sonraki temizlik, yirmi bir gun
oluncaya kadarki varsay1mlan, ayn1 yontemle ~ozeriz.
Lohusal1ktan sonraki temizlik suresi yirmi bir gun olup, sonra kan gelmeye
ba~lasa ve hi~ kesilmese, Muhammed b. Ibrahim (rh.a.)'in goru~une gore kanin
gelmeye ba~lad1g1 ilk gunden ba~layarak dokuz gun namaz1 b1rak1r. Sonra yirmi bir
gun namaz k1lar. Bu da onun adeti olur. c;:unku bu k1z yirmi birinci gunde
[3/167] temizlendigi i~in bu gunu hay1z kabul etmek mumkun degildir. Bu gun ger~ek
anlamda temizdir. Bir k1z1n hay1z ve temizlikten olu~an adeti bir ay i~inde birle~ir.
Yirmi bir gun temiz olduguna gore, hay1z i~in dokuz gun kal1r. Bu yuzden hayz1n1
dokuz gun kabul ettik. Nitekim ilk olarak be~ gun hay1z goren bir k1z, sonra on
dort gun temiz olsa, sonra da kesintisiz kan gelse, hay1z1n1 be~ gun, temizligini de
ay1n geriye kalan yirmi be~ gunu kabul etmekteyiz. Bu da boyle olmal1d1r.
Ebu Osman (rh a) ise ~oyle demi~tir: Kan in kesintisiz gelmeye ba~lad1g1
gunden ba~layarak on gun namaz1 b1rak1r. Yirmi bir gun k1lar. Bu onun adetidir.
Buna gore bir hay1z ve temizlik, her otuz bir gunde tekrarlan1r.
Biz temizligi, ay1n geriye kalan k1sm1 olarak belirledik. c;:unku temizligin ust
s1n1n i~in bilinen bir miktar yoktur. Hay1z hali ise boyle degildir. (unku hayz1n ust
s1n1n bellidir. Bu da on gundur. Bundan dolay1, temizligi yirmi bir gun, hayz1 da on
gun olur.
Biz temizlik suresi yirmi yedi gun oluncaya kadar varsayarak, meseleyi aynen
bu ~ekilde surdururuz.
Lohusal1g1n bitiminden sonra, yirmi yedi gun temiz olup sonra kan kesintisiz
devam etse, Muhammed b. Ibrahim (rh a )'e gore bu k1zin hayz1, kan1n gelmeye
Hayiz (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 261
ba?lad1g1 gunden itibaren ur;; gundur. (:unku ay1n geriye kalan k1sm1 budur. Bu
surenin hay1z kabul edilmesi mumkundur.
EbO Osman (rh.a.)'a gore ise hayz1, kanin gelmeye ba~lad1g1 gunden itibaren
on gundur. Boyle bir kad1n1n hayz1 ile temizliginin tekran otuz yedi gunde bir olur.
Lohusal1g1n bitiminden sonra, yirmi sekiz gun temiz olur, sonra surekli kan
gelirse, hayz1, ittifakla kan1n gelmeye ba~lad1g1 gunden ba~layarak on gundur. Bir
hay1z ve temizligin tekran da otuz sekiz gunde bir olur. (:unku, yirmi sekiz gun
r;;1kt1ktan sonra geriye hay1z say1lacak kadar gun kalmam1?t1r. iki gunu hay1z kabul
etmek imkans1z oldugu ir;;in, hayz1n ust s1nir1n1 dikkate ald1k. Bir ayda, bir hay1z ile
bir temizligin bulunacag1 durumunu gozard1 ettik.
(:ocugu dogurduktan sonra kirk bir gun kan gorse, sonra on be~ gun temiz
olsa, sonra da surekli kan gelmeye devam etse, Muhammed b. Ibrahim (rh.a )'e
gore lohusal1k suresi kirk gun, temizlik suresi ise yirmi gun olur. (:unku bu kadin,
kirk birinci gunde kan geldigi durumda namaz k1lm1?t1r. Bu nedenle on be? gunluk
temizlik suresi duzgun degildir. Adet belirlemeye elveri?li olamaz. Bu yuzden
temizligi yirmi gun olur. Kanin geldigi ilk gunden ba?layarak temizligini
tamamlayan dort gunde namaz kilar, sonra on gun b1rak1r.
EbO Ali ed-Dekkak (rh.a.)'a gore ise temizligi on alt1 gundur. Nitekim, bunu
daha once ar;;1klam1?t1k. Dolay1s1yla kanin devamll gelmeye ba?lad1g1 gunden
itibaren on gun namaz1 b1rak1r, on alt1 gun kilar ve bu art1k onun adeti olur. Her
tUrlu eksiklikten uzak ve yuce olan Allah dogruyu daha iyi bilir. Donu~ ve son van?
O'nad1r.

HAYIZ KANININ DEVAM ETMESi


Hay1z kanin1n devaml1l1g1 kesintisiz ve kesintili olmak uzere iki <;;e?ittir.
Kesintisiz olan1, kanin, kadindan butUn vakitlerde devaml1 olarak gelmesidir. Adetin
Bunun hukmu ar;;1kt1r. Eger kad1n, ilk defa adet goruyorsa, onun adet gunleri, kan kesintisiz
olmas1
gordugu ilk gunden ba?layarak on gundur. Temizlik gunleri ise, olunceye ya da
gerr;;ekten temiz oluncaya kadar yirmi gundur.
Eger kad1n1n onceden belirli bir adeti varsa, hay1z gordugu zamanlara
rastlayan gunleri, hay1z gunleri, temizlik haline rastlayan gunleri ise ozur (istihaze)
gunleri olur.
Kesintili olan1 ise, adet gormeye yeni ba?layan bir k1z1n aylarca bir gun kan [3/168)
gorup diger bir gun gormemesidir. Bu bolumun konusu i~te budur.
Adetin
EbO Yusuf (rh a)'a gore bu tUr meselelerde verilecek hukum ar;;1kt1r. (:unku, kesintili
ona gore hayz1n sona ermesi ve ba?lamas1 temizlenmekle olmaktad1r. 0 durumda, olmas1
durumlan
bu durumdaki bir kad1nin hay1z muddeti, kan gormeye ba?lad1g1 andan itibaren on
262 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
gun, temizlik muddeti de sonraki yirmi gundur. Bununla hayz1n kesintisiz devam
etmesi birbirine e~ittir.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise adet hali, kan gormeye ba~lad1g1 andan itibaren
ilk dokuz gun, temizlik muddeti yirmi bir gundur. (unku onuncu gun temizlik
gunudur. Ona gore hay1z, temizlikle sona ermez. Onun goru~une gore ikinci
aydaki hayz1n ba~lay1p ba~lamad1g1n1 anlayabilmek ic;in on gunun ve bir ay1n nas1I
sona erdigini bilmeye ihtiyac; vard1r. Bu nu bilmenin iki yolu vard1r:
Birincisi, ayin tek gunlerini hay1z, c;ift gunlerini temizlik gunu kabul etmektir.
Buna gore onuncu gun c;ift oldugu ic;in o gunun temizlik gunu oldugunu anlam1~
oluruz. Yine ay1n sonu olan otuzuncu gun de c;ift oldugu ic;in, temizlik gunu olmu~
olur. Bu kad1n ikinci ayda da ayni gunlere birinci aydaki gibi ba~lar.
lkinci yol ise hesap etmektir ki bu konudaki meseleler bununla c;ozulur.
(unku bu daha kolay anla~i11r. Hesap etmenin yolu ~udur: Bir gun hay1z, bir gun
temizlik say1l1r. Bu da iki gun yapar. Bu say1, c;arp1m1 tam ona (1 O'a) denk gelecek
bir say1yla c;arp1l1r ki, bu say1 be~tir. (unku be~in ikiyle c;arp1m1 on eder. (arp1mda
c;1kan say1nin son gunu temizlik gunudur.
Ayin sonunu ogrenmek ic;in de yine bir gun hay1z, bir gun temizlik say1l1r. Bu
da iki gun eder. Bu say1, c;arp1m1 tam bir aya denk gelecek bir say1yla c;arpll1r. Bu
say1 da on be~tir. lki ile on be~in c;arp1m1 otuz yapar. (arp1mda c;1kan say1n1n son
gunu temizlik gunudur. ikinci ayda da hay1z ve temizlik gunlerine, birinci ayda
ba~lad1g1 gibi ba~lar. Bu gunlerin donu~umu sonucu her ayin dokuz gunu hay1z,
yirmi bir gunu temizlik gunu olur.
Kad1n, iki gun kan gorup bir gun gormese ve bu boylece devam etse onuncu
gun kanla sona erdigi ic;in ba~1ndan itibaren ilk on gun hay1z gunu olur. Bunu
ogrenmenin yolu ise ~udur: Bir kan gorulen iki gun bir de gorulmeyen gun al1n1r.
Bu da Lie; gundur. Sonra bu say1 c;arp1m1, yakla~1k olarak ona denk gelecek bir
say1yla c;arp1l1r. (unku uc;le c;arp1m1 on edecek bir rakam yoktur. (arp1lacak bu say1
ise uc;tLir. Oc;un uc;le c;arp1m1 dokuz yapar. (arp1mda c;1kan say1n1n son gunu
temizlik gunudur. Bundan sonraki gun hay1z gunu oldugu ic;in, onuncu gun kanla
sona ermi~ olur. Ay sonunu ogrenmek ic;in de bir kan gorulen bir de gorulmeyen
sure al1n1r. Bu da Lie; gundur. Bu say1 tam otuza denk gelecek bir say1 ile c;arp1l1r ki,
bu say1 ondur. Bu iki say1nin c;arp1m1 otuz yapar. (arp1mda c;1kan say1n1n son gunu
temizlik gunudur. Hay1z ve temizlik gunlerine ikinci ayda da, birinci ayda ba~lad1g1
gibi ba~lar. Bu gunlerin donu~umu sunucu her ay1n on gunu hay1z, yirmi gunu
temizlik gunu olmu~ olur.
Bir gun kan gorup, iki gun gormeyen kad1nin hay1z ve temizlik gunleri de bu
~ekilde hesap edilir.

[3/169] Kad1n iki gun kan gorup, iki gun gormese ve bu boylece devam etse onun
adeti ilk kan gordugu andan itibaren on gundur. (unku on gunun bitimi kanla
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
26!
olmu~tur. Bunu bgrenmek ic;in bir kan gbrdugu bir de gbrmedigi sure al1nir ki
bunun toplam1 dbrttur. Bu say1 on gune en yak1n gelecek bir say1yla c;arp1l1r ki, bu
da ikidir. Bu iki say1nin c;arp1m1 sekizdir. Burada c;arp1mda c;1kan sayinin son gunu
temizlik gunudur. Sekizden sonra iki kan gbrdugu gun vard1r ki bu, say1y1 ona
tamamlamaktad1r. Bbylece onuncu gunun hay1zla sona erdigini bgrenmi~ oluruz.
Ay1n nas1I sona erdigini bgrenmek ic;in de bir kan gbrme suresi, bir temizlik
suresi al1n1r ki bu da dbrttur. Bu say1, c;arp1m1 bir aya yak1n gelecek bir say1yla
c;arp1l1r ki, bu say1 yedidir. Bu iki say1nin c;arp1m1 yirmi sekiz eder. C::arp1mda c;1kan
sayin1n son gunu temiz say1l1r. Bu say1dan sonra ay1 otuza tamamlayan iki kan
gbrulen gun bulunmaktad1r.
lkinci ayda da iki temiz oldugu, iki de kan gbrdugu gun ile aya ba~lar. Bu
(bnceki iki ile beraber) alt1 gun, onun ikinci aydaki hay1z gunleri olur. C::unku ikinci
aydaki onuncu gun, temizlik oldugu iki gunle sona ermi~tir. Hay1z gunleri ise temiz
gunler ile sona ermez.
lkinci ayin nasil sona erdigini bgrenmek ic;in bir kan gelen bir de gelmeyen
sure al1n1r ki, bu da dbrttur. Bu say1, c;arp1m1 tam iki aya denk gelecek bir say1yla
c;arp1l1r. Bu say1 da on be~tir. Bu iki say1n1n c;arp1m1 altm1~ gun yapar. C::arp1mda
c;1kan say1n1n son gunu temizlik gunudur. Oc;uncu ayda da, iki gunu kan gelen gun
olmak uzere aya ba~lar. Bbylece hay1z ve temizlik gunleri duzene girmi~ olur. Bu
gunlerin iki aydaki donu~umu sonucu birinci aydan on gun hay1z, yirmi iki gun
temizlik gunu bulunmu~ olur. Ardindan alt1 gun hay1z, yirmi iki gun temizlik gunu
olur.
Kad1n, uc; gun kan gbrup iki gun gbrmese ve bu boylece devam etse onun
adet ba~lang1c1, kan gordugu gunden ba~layarak sekiz gundur. C::unku onuncu
gun temizlikle sona erer. Bu durum ay1n nas1I sona erdigini bgrenene kadar devam
eder. Burada ayin nas1I sona erdigini bgrenmek ic;in bir kan gbrulen sure bir de
temiz olunan sure al1nir ki ikisinin toplam1 be~tir. Bu say1, c;arp1m1 tam bir aya denk
gelecek bir say1 ile c;arp1l1r. Bu say1 da alt1d1r. Be~ ile alt1nin c;arp1m1 otuz yapar.
C::arp1mda c;1kan say1n1n son gunu temizlik gunudur. Bu gunlerin ayda bir
dbnu~umu sonucu her ay ic;in sekiz gun hay1z, yirmi iki gun temizlik gunu olmu~
olur.
Bu gunler tersine c;evrilir ve kadin iki gun kan gbrur, uc; gun temiz olursa,
hay1z ve temizlik gunleri yine bu ~ekilde hesap edilir. Ancak bu meselede kad1n1n
adeti her ay1n ba~1nda, yedi gundur.
Kadin, uc; gun kan gbrup, uc; gun temiz olsa ve bu hal bbylece devam etse,
onun hay1z gunleri, kan gordugu gunun ba~indan itibaren dokuz gundur. Bu, ay1n
nasll sona erdigini bgrenene kadar devam eder. Burada ay1n nas1I sona erdigini
bgrenmek ic;in bir kan gbrulen, bir de gbrulmeyen sure al1n1r ki bunun tamam1
alt1d1r. Bu say1, c;arp1m1 tam bir aya denk gelecek bir say1 ile c;arp1l1r. 0 da be~tir.
264 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
Alt1 ile be~in c;arp1m1 otuz yapar. (arp1mda c;1kan say1n1n son gunu temizlik
gunudur. Baylece kad1n1n hay1z ve temizlik gunleri duzene girmi~ olur. Bu gunlerin
ayda bir danu~umu neticesi her ay ic;in dokuz gun hay1z, yirmi bir gun temizlik
gunu olmu~ olur.
Kad1n, dart gun kan garup, uc; gun garmese ve bu durum baylece devam
etse, onun adet gunleri kan garmeye ba~lad1g1 andan itibaren on gundur. (unku
onuncu gun kan ile sona ermi~tir. Bu durum ay1n nas1I sona erdigini agrenene
kadar devam eder. Onu agrenmek ic;in bir kan gelen, bir de gelmeyen sure al1n1r
ki, bunlann toplam1 yedidir. Bu say1, c;arp1m1 bir aya yak1n gelecek bir say1 ile
c;arp11ir. O da darttur. Yedi ile dardun c;arp1m1 yirmi sekiz yapar. (arp1mda c;1kan
sayin1n son gunu temizlik gunudur. Bundan sonraki dart gun kan garulur. Bu dart
gunun ikisi birinci ay1n sonu, diger ikisi de ikinci ay1n ilk iki gunudur. Bu dart gun,
kadinin bu aydaki hay1z gunu olmu~ olur.
lkinci ayda kad1nin hay1z suresi, dokuz gundur. (unku onuncu gun temizlik
gunudur. Bu durum, ikinci ay1n nasil sona erdigini agrenene kadar bayledir. lkinci
ay1n nas1I sona erdigini agrenmek ic;in, bir kan gelen sure, bir de temiz oldugu sure
al1nir ki bunlann tamam1 yedidir. Bu say1, c;arp1m1 iki aya yakin gelecek bir say1 ile
c;arp11ir ki, bu say1 dokuzdur. Yedi ile dokuzun c;arp1m1 atm1~ uc; yapar. Carp1mda
c;1kan sayin1n son gunu temizlik gunudur. Burada kad1n1n uc;uncu aydaki adet
gunlerinden uc; gun, kan garmeden gec;mi~tir. Hay1z gununun temizlik gunu ile
ba~lamas1 mumkun degildir.

Bu gunden sonra dart gun kan garmekte, uc; gun temiz olmaktad1r. Baylece
kadin, uc;uncu ayda ancak dart gun hay1z garmu~ olur ki, bu da onun bu aydaki
hay1z gunleri olur. Bu durum, uc;uncu ayin nas1I sona erdigini agrenene kadar
devam eder. Bunun ic;in bir kan gelen sure, bir de temiz oldugu sure al1n1r ki,
bunlann toplam1 yedidir. Bu say1, c;arp1m1 doksan gune yakin gelecek bir say1yla
c;arpil1r ki, bu say1 on uc;ti.ir. Yedi ile on uc;un c;arp1m1 doksan bir yapar. (arp1mda
[3/170] elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Darduncu aydan bir gun, kad1nin
kan garmedigi bir gun olarak gec;mi~ olmaktad1r.
Bu gunden sonra dart gun kan garmekte, uc; gun temiz olmakta, on gune
tamamlayan iki gun de kan bulunmaktad1r. Baylece kadin, darduncu ayda tam
dokuz gun kan garmu~ olur ki, bu da onun bu aydaki hay1z gunleri olmu~ olur. Bu
durum, darduncu ay1n nas1I sona erdigini agreninceye kadar devam eder. Bunun
ic;in bir kan gelme suresi, bir de temiz olma suresi al1n1r. Bunlann tamam1 da
yedidir. Bu say1, c;arp1m1 yuz yirmi gune en yakin olacak bir say1yla c;arp1l1r ki, bu
say1 on yedidir. Yedi ile on yedinin c;arp1m1 yuz on dokuz yapar. (arp1mda elde
edilen say1nin son gunu kan garulmeyen gundur. Bu gunden sonra, darduncu ay1
sona erdiren bir gun kanin geldigi gundur.
Hayiz (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
!265
Be?inci ayda ise ui;; gun kan garulen, ui;; gun garulmeyen ve dart gun yine
kan garulen sure bulunmaktad1r. Toplam1 on eden bu gunler kad1n1n bu aydaki
hay1z gunleri olmu? olur. Bu durum, be?inci ayin nasil sona erdigini agrenene
kadar devam eder. Bunun ii;;in bir kan gelme suresi, bir de temiz olma suresi alin1r
ki ikisinin toplam1 yedidir. Bu say1, i;;arp1m1 yuz elli gune yak1n gelecek bir say1yla
i;;arp1l1r ki bu say1 yirmi birdir. Yedi ile yirmi birin i;;arp1m1 yuz kirk yedi yapar.
c;:arp1mda elde edilen sayinin son gunu kan gelmeyen gunudur. Bu gunden sonra
dart gun kan garulur. Bunlann ui;;u be?inci ay1n sonunda yer almaktad1r. Bu
gunlerde namazlann1 kilar.
Alt1nc1 ayda bir gun kan garmu? , ui;; gun temiz olmu~ ve dart gun kan
garmu?tUr. Bu sekiz gun kadinin bu aydaki hay1z gunleri olmu? olur. c;:unku alt1nc1
ay kan1n gelmedigi bir gunle sona ermi~tir. Bu durum, alt1nc1 ay1n nasil sona
erdigini agrenene kadar devam eder. Bunun ii;;in de bir kan gelen, bir de gelmeyen
sure al1n1r. lkisinin toplam1 yedidir. Bu say1, i;;arp1m1 yakla?1k yuz seksen gune denk
gelecek bir say1yla i;;arpil1r ki, bu say1 yirmi alt1d1r. Yedi ile yirmi alt1n1n i;;arp1m1 yuz
seksen iki yapar. c;:arp1mda elde edilen say1nin son gunu kan1n gelmedigi gundur.
Burada kad1nin yedinci aydaki hay1z gunlerinden iki gun, temiz olarak gei;;mi~tir.
Bundan sonraki dart gun kan garulen, ui;; gun temiz olunan ve dart gun kan
garulen gunler olur.
Yedinci ay1n onuncu gunu, hay1z ile sona erer. Bu kadinin hay1z gunleri,
yedinci ay1n ilk iki gununden sonraki sekiz gun olmu? olur. Bu durum, yedinci ay1n
nasil sona erdigini agrenene kadar devam eder. Bunun ii;;in bir kan gelen sure bir
de gelmeyen sure al1n1r. Bunlann toplam1 yedidir. Bu say1, i;;arp1m1 tam yedi aya
denk gelecek bir say1yla i;;arpil1r ki, bu say1 otuzdur. Yedi ile otuzun i;;arp1m1 iki yuz
on yapar. c;:arp1mda elde edilen say1n1n son gunu kan garulmeyen gundur. Baylece
kad1n1n hay1z ve temizlik gunleri bu ?ekilde duzene girmi? olur. Bu gunler her yedi
ayda bir daner. Bu kad1nin her ay ii;;in hay1z ve temizlik gunleri anlatt1g1m1z ?ekilde
olur. c;:unku kad1n sekizinci aya, birinci ayda oldugu gibi dart kan gelen, ui;; de
gelmeyen gunle ba~lam1~ olur.
Bu gunler tersine i;;evrilir ve kad1n ui;; gun kan garup, dart gun garmese, adet
gunlerinin hesap edilmesi anceki gibi olur. Ve kad1n1n gardugu hay1z ve temizlik
gunlerinin danu?umu, her yedi ayda bir eski hale daner. Ancak yine de bu sure
ii;;erisinde kad1n1n hay1z gunlerinde baz1 artmalar ve eksilmeler olabilir. Bu ise
kadinin hay1z gunleri hesap edilerek anla?il1r.
Kad1n, dart gun kan garup, dart gun garmese ve bu birkai;; ay bayle devam
etse, adet gunleri ilk kan gardugu gunden itibaren on gundur. c;:unku on gunun
sonu kanla bitmi~tir ve kan gelen gunler, gelmeyen gunlerden daha fazlad1r. Bu
durum, ay1n nasil sona erdigini agrenene kadar devam eder. Ay1n nasil sona
erdigini agrenmek ii;;in bir kan gelen sure, bir de temiz oldugu sure alin1r. Bunlann
266 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
toplam1 da sekizdir. Bu say1, c,;arp1m1 bir aya yak1n gelecek bir say1yla c,;arpi11r ki, o
dbrttur. Sekiz ile dbrdun c,;arp1m1 otuz iki yapar. (arp1mda elde edilen say1nin son
gunu kanin gelmedigi gundur. Burada kad1nin ikinci aydaki hay1z gunlerinden iki
gun, kan gelmeden gec,;mi~tir. Bu iki gunden sonra kad1n, ikinci aya, dort gun kan
gbrerek, dbrt gun de gbrmeden ba~lam1~ olur. Bu durumda kad1n1n ikinci aydaki
hay1z gunleri, dbrt gundur. (unku ilk on gunde sadece bu gunler kan gormu~tOr.
Bu durum, ayin nas1I bitecegini bgrenene kadar devam eder. Bunu ogrenmek
[3/171] ic,;in bir kan gelen sure ile bir temiz oldugu sure alinir ki bunlann toplam1 sekizdir.
Bu say1, c,;arp1m1 iki aya uygun gelecek bir say1yla c,;arpll1r. Bu da sekizdir. Sekiz ile
sekizin c,;arp1m1 altm1~ dort yapar. (arp1mda elde edilen sayin1n son gunu kanin
gelmedigi gundur. Burada uc,;uncu aydan dbrt gun, kan gelmeden gec,;mi~tir.
Bundan sonra dbrt gun kan gelmi~tir. Bu dort gun, kad1n1n adet gunleridir. (unku
ay1n ilk on gunu temiz olarak sona ermi~tir. Bu durum uc,;uncu ay1n nas1I sona
erdigini ogrenene kadar boyledir.
Oc,;uncu ay1n nas1I sona erdigini bgrenmek ic,;in bir kan gelen sure bir de
gelmeyen sure al1n1r. Bu ikisinin toplam1 sekizdir. Bu say1, c,;arp1m1 uc,; aya yakin
gelecek bir say1yla c,;arpi11r ki bu da on birdir. Sekiz ile on birin c,;arp1m1 seksen sekiz
yapar. (arp1mda elde edilen say1nin son gunu kanin gelmedigi gundur. Bu gunden
sonra dort gun kan gelir. Bu gunlerin ikisi uc,;uncu ay1n son iki gunudur. Kadin bu
gunlerde namaz1n1 k1lar.
Dorduncu ayda kad1n, iki gun kan gorur, dort gun gormez, sonraki dort gun
yine gbrur. Bu on gun, dbrduncu ayin nasrl sona erdigini ogrenene kadar, kad1nin
hay1z gunleri olmu~ olur. Dbrduncu ay1n nasrl sona erdigini bgrenmek ic,;in bir
kanin geldigi bir de gelmedigi sure al1nir ki bunlann toplam1 sekizdir. Bu say1,
c,;arp1m1 tam dbrt aya denk gelecek bir say1yla c,;arprl1r ki, bu say1 on be~tir. Sekiz ile
on be~in c,;arp1m1 yuz yirmi yapar. (arp1mda elde edilen say1nin son gunu kadin1n
kan gbrmedigi gundur. Bbylece kad1nin hay1z ve temizlik gunleri duzene girmi~
olur. Be~inci aya, birinci ayda oldugu gibi kan gordugu dbrt gunle ba~lar.
Hay1z ve temizlik gbrdugu gunler dbrt ayda bir eski haline doner. Buna gore
bu kad1n, birinci ayda on gun, ikinci ayda iki temizlik gunu gec,;tikten sonra dbrt
gun, uc,;uncu ayda dort temizlik gunu gec,;tikten sonra dort gun, dorduncu ayda
tam on gun hay1z gormu~ olur.
Kad1n, be~ gun kan gbrup, dbrt gun temiz olsa ve bu boyle devam etse,
birinci aydaki hay1z gunleri, ay1n nas1I sona erdigini ogrenene kadar, on gundur.
(unku onuncu gun, kan gelirken bitmi~tir. Ay1n nas1I sona erdigini bgrenmek ic,;in
bir hay1z, bir temizlik suresi al1nir. Bu ikisinin toplam1 dokuzdur. Bu say1, c,;arp1m1 bir
aya yakin gelecek bir say1yla c,;arpi11r ki bu say1 uc,;tOr. Dokuz ile uc,;un c,;arp1m1 yirmi
yedi yapar. (arp1mda elde edilen say1n1n son gunu kan1n gelmedigi gundur. Bu iki
gunden sonra be~ gun kan gelir. Bunlardan uc,;unde kadin namaz1n1 krlar. Bunlar
Hayu (Adet Gorme) - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 267
birinci ay1n son u<; gunudur. lkisi de ikinci ayin ilk iki gunudur. 0 gunlerde kan
gbrur. Bu iki gunden sonra dort gun temiz oldugu be~ gun de kan gelen gunlerdir.
lkinci ayin ilk on gunu, ay1n sonunun nas1I bittigini ogrenene kadar hay1z
gunleridir. Bunu ogrenmek i<;in dokuz say1s1, <;arp1m1 iki aya en yak1n gelecek bir
say1yla <;arp1l1r. Bu say1 yedidir. Dokuz ile yedinin <;arp1m1 atm1~ U<; yapar. c;:arp1mda
elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. O<;uncu ay1n ilk u<; gunu de kan
gelmeden ge<;mi~tir. Bundan sonra kadin, be~ gun kan gbrur. Bu gunler adet
gunleridir. c;:unku, ay1n ilk on gunu temizlikle sona ermi~tir. Bu, u<;uncu ay1n nasil
sona erdigini ogrenene kadar bbyledir.
O<;uncu ay1n nas1I sona erdigini bgrenmek i<;in bir kan gelen, bir de gelmeyen
sure al1nir. Bunlann ikisinin toplam1 dokuzdur. Bu say1, <;arp1m1 tam u<; aya denk
gelecek bir say1yla <;arp1l1r ki, bu say1 ondur. Dokuz ile onun <;arp1m1 doksan yapar.
c;:arp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Kadin, birinci ayda
oldugu gibi, dbrduncu ayda da ayn1 hay1z ve temizlik gunleri ile kar~ila~t1g1 i<;in
onun hay1z ve temizlik gunleri bu ayda duzene girmi~ olur. Bu iki temizlik
gununden sonra, u<;u kad1n1n namaz1n1 k1ld1g1 birinci ay1n son u<; gunu, ikisi de
hay1z gbrdugu ikinci ayin ilk iki gunu olmak uzere toplam be~ hay1z gunu
bulunmaktad1r. Bbylece kad1nin hay1z ve temizlik gunlerinin her Li<; aydaki
dbnu~umunun a<;1klad1g1m1z gibi oldugunu ogrenmi~ oluyoruz.

Bu gunler tersine <;evrilir ve kad1n dort gun kan gbrur, be~ gun gormezse,
bunun hesab1 da a<;1klad1g1m1z gibi olur.
Kad1n, be~ gun kan gorur, be~ gun temiz olursa ve bu boyle devam etse,
onun hay1z gunleri, kan gordugu ilk be~ gundur. c;:unku onuncu gun temizlikle
bitmi~tir. Bu ayin nasil sona erdigini ogrenene kadar boyledir. Ay1n nasll sona
erdigini ogrenmek i<;in bir kan gelen bir de gelmeyen sure al1n1r ki bunlann toplam1
ondur. Bu say1, <;arp1m1 tam bir aya denk gelecek bir say1yla <;arpi11r. Bu da Li<;tUr.
On ile u<;un <;arp1m1 otuz yapar. c;:arp1mda elde edilen sayinin son gunu temizlik
gunudur. Boylece kadinin hay1z ve temizlik gunleri, her ay i<;in be~ gun hay1z,
yirmibe~ gun temizlik gunu olmak uzere duzene girmi~ olur.

Kad1n, be~ gun kan gorup alt1 gun gbrmese ve bu boylece devam etse hay1z [3/172]
gunleri, kan gormeye ba~lad1g1 andan itibaren be~ gundur. c;:unku onuncu gun
temizlikle bitmi~tir. Bu be~ gun, bir defa ile bu k1zin adeti olur. c;:unku ilk defa
adeti olmaktad1r. Bu durum ikinci ay1n nasil sona erdigini ogrenene kadar boylece
devam eder. Ay1n nas1I sona erdigini ogrenmek i<;in bir kan gorulen, bir de
gorulmeyen sure al1nir. lkisinin toplam1 on birdir. Bu say1, <;arp1m1 yakla~1k bir aya
denk gelecek bir say1yla <;arp1hr ki, bu say1 Li<;tUr. On bir ile u<;un <;arp1m1 otuz Li<;
eder. c;:arp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Burada kad1n1n
ikinci aydaki adet gunlerinden u<; gun ge<;mi~. iki gun kalm1~t1r . lki gun ise hay1z
gunu olamaz.
268 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
EbO Hanlfe (rh.a.)'nin dayand1g1 ilkelerden biri de adetin bir defa ile
degi~meyecegidir. Bu mesele, konunun ba~inda ai:;1klad1g1m1z gibi, EbO Yusuf
(rh.a )'un goru~une gore degil de EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in goru~une gore
hukme baglanir. Bedeli kabul etmeyen EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore305 kadin, ui:;uncu
ayda, onceki adet gunlerinde hay1z olup olmad1g1n1 ogrenene kadar, ikinci aydaki
hii:;bir namaz1 terk etmez. Oi:;uncu ayda, onceki adet gunlerinde hay1z olup
olmad1gin1 ogrenmek ii:;in bir kan gordugu, bir temiz oldugu sure al1n1r ki ikisinin
toplam1 on birdir. Bu say1, i:;arp1m1 yakla~1k iki aya denk gelecek bir say1yla i:;arp1l1r
ki bu say1 da alt1d1r. On bir ile altin1n i:;arp1m1 atm1~ alt1 yapar. c;:arp1mda elde edilen
say1n1n son gunu kan gorulmemi~tir. Burada kadin1n ui:;uncu aydaki adet
gunlerinden bir k1sm1 kan gormeden gei:;mi~ bulunmaktad1r.
'Adet' sahibi (belirli adeti olan) kadin, adet gunlerinde art arda iki defa kan
gormezse onun adeti, kan gordugu vakitte yeniden ba~lar. c;:unku adet, iki defa
farkl1 zamanda kan gormekle degi~tigi gibi, kan gorulmesi gereken gunlerde iki
defa gorulmemekle de degi~ir. Kan gordugu zamanda yeniden ba~layan adeti, be~
gun olur. Ve kad1nin hay1z ve temizlik gunleri, bu gunlerin atm1~ alt1 gunde bir
degi~erek, be~ gun hay1z, altm1~ bir gun temizlik olmak uzere duzene girmi~ olur.

Bedeli kabul eden Muhammed (rh a )'e gore ikinci aydan ui:; gun gei:;tikten
sonra, bu gunlere bedel olarak be~ gun hay1z kabul edilir. c;:unku bu degi~ikligi
yapmay1 gerektirecek ko~ul vard1r. c;:unku bu gunlerden sonra geriye tam bir
temizlik muddeti kalmaktad1r ki bu da ileride konusunda belirtecegimiz gibi yirmi
sekizdir.
Bu durum iki ayin nasll sona erdigini ogrenene kadar boyledir. lkinci ay1n nasll
sona erdigini ogrenmek ii:;in on bir say1s1 alin1r. Bu say1, i:;arp1m1 yakla~1k iki aya
denk gelecek bir say1yla i:;arpll1r ki bu say1 alt1d1r. On bir ile alt1nin i:;arp1m1 altm1~ alt1
eder. Burada, iki defa arka arkaya kan gormedigi ii:;in kad1n, adetine kan gordugu
zaman yeniden ba~lar. Ve kad1n1n hay1z ve temizlik gunlerinin donu~umu, her
altm1~ alt1 gunde bir tekrarlar. Buna gore kadin, be~ gun namaz1n1 terk eder, yirmi
sekiz gun kllar. Bundan sonra ise bedel hesab1yla be~ gun namaz1n1 terk eder,
yirmi sekiz gun k1lar. Bu, kadinin adeti olmu~ olur.
Birkai:; ay gei:;tikten sonra kad1ndan gelen kan, kesintisiz hale gelse
Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl'ye gore bu kad1n1n hay1z gunleri be~. temizlik
gunleri ise ay1n geriye kalan yirmi be~ gunudur. c;:unku kadinin yirmi sekiz gun
namaz k1lmas1, zaruretten dolay1 idi. Bu surenin, adeti belirlemeye elveri~li olacak
kadar geri:;ek bir temizlik gunu oldugu ii:;in degildi. Kanin kesintisiz bir hal
almas1yla zaruret kalkt1g1 ii:;in kad1n1n hay1z ve temizlik gunleri as1l olana

305
Bedel /J-1.:-11: Belirli adeti olan bir kad1n o gunlerde kan gormeyip daha sonra gorse, Muhammed
(rh.a)'e gore, bu gunler onceki gunler yerine (bedel olarak) adet sayil1r. EbO Hanlfe ve EbO Yusuf
(rh.a)'a gore, sayilmaz. Bu i~leme "bedel" veya "ibdal" denir.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
269
donmu~tUr. Bu da hay1z gunleri sona erdikten sonra ay1n geri kalan yirmi be~
gununun temizlik gunu olmas1d1r.
EbO Osman'a gore hay1z gunleri on gun, temizlik gunleri yirmi gundur.
(unku kan kesintisiz hale geldiginde temizlik gunleri bozulunca hay1z gunleri de
bozulmu~tur. Yine ona gore kan kesintili oldugunda on gunu hay1z saymamak,
[3/173)
onuncu gunun temizlikle sona ermesinden dolay1 idi. Kanin kesintisiz hale
gelmesiyle bu neden ortadan kalkt1g1 i\in kadinin hay1z gunleri, on gun, temizlik
gunleri yirmi gun olur. T1pk1 ba~tan itibaren kesintisiz kan goren kadin gibi olur.
EbO Sehl, (kesintili oldugu s1rada) her birini birka\ defa gordugu i\in be~inin
hay1z gunu, yirmi sekizinin temizlik gunu oldugunu soylerdi. Kesintisiz zamanda da
hay1z gunleri be~, temizlik gunleri yirmi sekiz olduguna hukmeder. (unku dlnen
(~er'an) ge\erli (sahih) olduguna hukmedilen, hakikaten ge\erli gibidir.

Kad1n alt1 gun kan gorse, be~ gun temiz olsa ve bu boyle devam etse hay1z
gunleri, ilk alt1 gundur. Ay1n geriye kalan gunleri de temizdir. Ay1n nas1I sona
erecegi ogrenilene kadar boyledir. Ay1n nasil sona erdigini ogrenmek i\in bir kan
gelen, bir de gelmeyen sure al1nir ki, bunlann toplam1 on birdir. Bu say1, \arp1m1 bir
aya yak1n gelecek bir say1yla \arpll1r ki bu da U\tUr. On bir ile u\un \arp1m1 otuz u\
yapar. (arp1mda elde edilen say1n1n son gunu temizlik gunudur. Burada kad1n1n
ikinci aydaki gunlerinden u\ gun kan gormeden ge\mi~tir. Bu gunlerden sonra
kad1n, alt1 gun kan gormu~tUr. Adet gunlerinden u\ gun kalm1~t1r. Bu u\ gun de
hay1z olarak yeterlidir. Kad1n1n ikinci aydaki adet gunleri, ay1n nas1I sona erdigini
ogrenene kadar bu u\ gun olmu~ olur.
Ay1n nasil sona erdigini ogrenmek i\in bir kan gelen bir de gelmeyen sure
al1nir ki ikisinin toplam1 on birdir. Bu say1, \arp1m1 iki aya yak1n gelecek bir say1yla
\arpll1r ki bu say1 alt1d1r. On bir ile alt1n1n \arp1m1 atm1~ alt1 yapar. (arp1mda elde
edilen say1n1n son gunu temizlik gunudur. Burada kad1n1n u\uncu aydaki hay1z
gunleri hi\ kan gormeden ge\mi~tir. Bu durumda kad1n, bedeli benimsemeyenlere
gore diger hay1z gunu zaman1 gelinceye kadar namaz1n1 k1lar. Bedeli benimseyen
Muhammed (rh.a )'e gore ise bu gunler yerine u\uncu ay1n ilk alt1 gununden
sonraki alt1 gun hay1z kabul edilir. (unku bu alt1 gunden sonra u\uncu aydan
geriye on sekiz gun kalmaktad1r ki bu da tam bir temizlik suresidir. Bu durum,
U\uncu ayin nasll sona erdigini ogrenene kadar devam eder.
U\uncu ay1n nas1I sona erdigini ogrenmek i\in on bir say1s1 U\ aya yak1n
gelecek bir say1yla \arp1l1r ki bu say1 sekizdir. On bir ile sekizin \arp1m1 seksen sekiz
yapar. (arp1mda elde edilen say1n1n son gunu temizlik gunudur. Bu gunden sonra
kad1n, alt1 gun daha kan gormu~tUr. Bunlann ikisi kadinin namaz1n1 k1ld1g1 u\uncu
ay1n son iki gunu, dordu onun onceden hay1z gordugu gunlerdir ki bu dort gun,
ay1n nasil sona erdigini ogrenene kadar kad1nin dorduncu aydaki hay1z gunleri
olmu~ olur.
...,

270 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'l-Mebsfit
Dbrduncu ay1n nas1I sona erdigini bgrenmek ii;in on bir say1s1 al1n1r ve bu say1,
dart aya yak1n gelecek bir say1yla i;arpil1r ki bu say1 on birdir. On bir ile on birin
i;arp1m1 yuz yirmi bir yapar. ~arp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik
gunudur. Bu gunden sonra kad1n, hay1z gunlerine denk gelen alt1 gun hay1z
gbrmu~tUr. Bu alt1 gun hay1z, ay1n nasll sona erdigini bgrenene kadar kad1n1n
be~inci aydaki hay1z gunleri olmu~ olur.

Be~inci ay1n nasil sona erdigini bgrenmek ii;in on bir, on dbrtle i;arpll1r. On bir
ile on dordun i;arp1m1 yuz elli dart yapar. ~arp1mda elde edilen say1n1n son gunu
temizlik gunudur. Burada altinc1 aydaki hay1z gunlerinden dart gun (hay1z
gbrmedigi gunler olarak) gei;mi~. geriye iki gun kalm1~t1r. Bu iki gun ise hay1z gunu
olamaz. Bu durumda kad1n, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore diger hay1z zaman1na kadar
namaz1n1 kilar. Muhammed (rh.a)'e gore bu gunler yerine alt1nc1 ay1n ilk dart
gununden sonraki alt1 gun hay1z gunu kabul edilir (ibdal). Bu durum altinc1 ay1n
nas1I sona erdigini ogrenene kadar devam eder.
Alt1nc1 ay1n nasll sona erdigini bgrenmek ii;in on bir say1s1, i;arp1m1 alt1 aya en
yak1n gelecek bir say1yla i;arpll1r ki bu say1 on alt1d1r. On dart ile on alt1nin i;arp1m1
yuz yetmi~ alt1 yapar. ~arp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Bu
gunden sonra kad1n, alt1 gun kan gormu~tUr ki bunlann dbrdu alt1nc1 ayin son dart
gunudur. Bu gunlerde namaz1n1 kilar. Yedinci ayda iki gun kan gbrmu~tUr. Bunlar
adet gunlerine denk gelmi~tir. Bu iki gun hay1z gunu olamayacag1 ii;in kad1n iki
defa arka arkaya ayn1 gunlerde kan gbrmemi~ olur.
[3/174] 0 durumda kad1n1n hay1z gunleri ibdal vaktinden itibaren yeniden ba~lar ve
Muhammed (rh a )'e gore hay1z gunleri yerine gei;tigi kabul edilen (bedel k1linan)
alt1 gun, intikal yoluyla onun hay1z gunleri olmu~ olur.
Bu nedenle kadin, Muhammed (rh a.)' in gbru~O ile amel edip o gunlerde
namaz1n1 kllmam1~ olsa da EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore de namazlan kaza etmesi
gerekmez. Bbylece kad1nin hay1z ve temizlik gunleri, ai;1klad1g1m1z gibi her alt1 ayda
bir dbnu~erek duzene girmi~ olur. Buna bagl1 olarak kad1n1n adeti zaman ve sure
bak1m1ndan eski durumuna donu~ur.
Kadin alt1 gun kan gbrup, alt1 gun gbrmese ve bu boyle devam etse onun
hay1z gunleri, kan gordugu ilk alt1 gunun ba~indan itibaren ba~lar. Ayin nasil sona
erdigini bgrenene kadar bbyle devam eder. Bunu bgrenmek ii;in bir kan gbrulen
bir temiz olunan sure al1n1r ki ikisinin toplam1 on ikidir. Bu say1, i;arp1m1 bir aya en
yak1n gelecek bir say1yla i;arpll1r. Bu say1 da ui;tUr. On iki ile ui;un i;arp1m1 otuz alt1
eder. ~arp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Kad1n1n ikinci
aydaki hay1z gunleri, kan gbrmeden gei;mi~ olmaktad1r. Buna gore kad1n, EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ikinci adet zamanina kadar namaz1n1 k1lar. Muhammed
(rh.a)'e gore ise kad1nin kan gbrmedigi ilk alt1 gunden sonraki alt1 gun hay1z gunu
Hayu (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 271
olarak kabul edilir. Bu gunlerde namaz1 b1rak1r. Bu durum, ay1n nasli sona erdigini
ogrenene kadar devam eder.
Oc;uncu ay1n nasli sona erdigini ogrenmek ic;in on iki say1s1, c;arp1m1 tam iki
aya denk gelecek bir say1yla c;arpli1r ki bu say1 be~tir. On iki ile be~in c;arp1m1 altm1~
yapar. Carp1mda elde edilen say1nin son gunu temizlik gunudur. Boylece kad1nin
hay1z ve temizlik gunleri duzene girmi~ olur. Kad1n uc;uncu ayda da birinci aydaki
hay1z ve temizlik gunleriyle kar~lia~1r
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kad1n her iki ayda bir, ayin ba~indaki alt1 gun
namaz1n1 terk eder, elli dart gun kilar. Muhammed (rh a.)'e gore ise, birinci ay1n
ba~1nda alt1 gun namaz1n1 b1rak1r. Bundan sonra otuz gun kliar, daha sonra bedel
hesab1yla (kan gormedigi alt1 gunden sonraki) alt1 gun namaz1n1 terk eder ve
bundan sonra on sekiz gun k1lar. Bu, kad1n1n adeti olmu~ olur.
Kad1n1n alt1 gun kan gorup, yedi gun temiz olmas1 veya bunun tersi olmas1;
sekiz gun kan gorup, sekiz gun gormemesi; sekiz gun kan gorup, dokuz gun
gormemesi veya bunun tersi olmas1; dokuz gun kan gorup, dokuz gun
gormemesi; dokuz gun kan gorup, on gun gormemesi veya bunun tersi on gun
kan gorup on gun temiz olmas1 durumunda adeti, ilk kan gordugu andan itibaren
on gundur. Bu ayin ne ile son bulacag1n1 ogrenene kadar boyledir.
Ay1n nas1I sona erdigini ogrenmek ic;in bir kan gorulen, bir de temiz oldugu
sure alin1r ki ikisinin toplam1 yirmidir. Bu say1, c;arp1m1 bir aya en yakin gelecek bir
say1yla c;arp1l1r ki bu say1 ikidir. Yirmi ile ikinin c;arp1m1 kirk yapar. (arp1mda elde
edilen say1n1n son gunu temizlik gunudur. Burada kad1n1n ikinci aydaki adet
gunleri, hie; kan gormeden gec;mi~ olmaktad1r. Bu durumda ilgili ba~l1k alt1nda
ac;1klayacag1m1z uzere, gunleri birbirinin yerine c;ekme (cer) veya baz1 gunleri atma
(tarh) goru~unu benimseme d1~1nda ibdal imkan1 da bulunmamaktad1r. Cunku
hay1z gunu yerine kabul edilen gunlerden sonra ikinci hay1z zaman1na kadar tam
bir temizlik suresi kalmamaktad1r. Bu durumda kadin, ikinci ay1n nasli sona erdigini
ogrenene kadar ikinci hay1z zamanina dek namaz1n1 k1lar.
lkinci ay1n nasli sona erdigini ogrenmek ic;in bir hay1z, bir temizlik muddeti
al1n1r ki ikisinin toplam1 yirmidir. Bu say1, c;arp1m1 tam iki aya denk gelecek bir say1
ile c;arp1l1r. Bu say1 uc;tUr. Yirmi ile uc;un c;arp1m1 altm1~ yapar. Carp1mda elde edilen
say1nin son gunu temizlik gunudur. Boylece kad1n1n hay1z ve temizlik gunleri
duzene girmi~ olur.
Oc;uncu ayda da kad1n, birinci aydaki hay1z ve temizlik gunlerini gorur. Bu
durumdaki kadinin hay1z ve temizlik gunleri, her iki ayda bir degi~iyor demektir.
On gun namaz1n1 terk eder, elli gun kliar. Bu, kadinin adeti olmu~ olur.
Allah en iyi bilendir.
272_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l·Mebsfit
ADETiN YER DEGl~TiRMESi
Adetin
degi~tiginin Adetin deQi?mesi zaman ve say1 (gun say1s1) yonunden olmak uzere iki c;e?ittir
anla~1lmas1 EbO Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh.a )'e gore kad1n1n adeti (say1 yonunden) bir
defa ile degi?mez. lki kez ile degi?ir.
EbO Yusuf (rh a.)' a (gore oncekinden farkl1) bir defa adet gormekle degi?ir. EbO
Yusuf (rh a) ?Oyle der: Adetin ba?lamas1, bir defa adet gormekle oldugu gibi,
[3/175] de9i?mesi de bir defa ile olur. (unku bu durumda kad1n s1k1nt1dad1r. Adetin bir
defada de9i?mesi ona kolayl1k saglar. 0 durumda;

~~I ~ ~j. '1) .r:J1 ~ ::ii1 ~j.'


"Allah siz/ere kolay/1k ister, size bir zorluk istemez" (el-Bakara, 2/185) ayetinin de
geregi olarak, adetin bir defada degi?tigini soylemek daha uygun olur. Aynca son
(ikinci defa) gorulen hay1z surekli hale gelir. Adetin uzerine ba?kas1n1 bina etmek
devamlil1k durumunda olur. 0 durumda adetin devaml1 hale geli?ine biti?ik olan
hay1z, daha onceki hay1zdan ustUn konumdad1r. (unku sonraki hay1z, saglam bir
konuma sahip oldugundan adet devaml1 olmakla onceki hay1z aras1n1 ay1ran bir
ay1r1c1 nitelik (faslla) haline gelmi?tir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore ise, adet kelimesi donmek ve
yinelemek anlam1na gelen avd (~j&.) mastanndan tUremi?tir. Tekrar olmadan
donu?/yinelenmek kesinlikle meydana gelmez. Aynca bir ?eyi, onun benzeri/dengi
ya da daha ustUnu d1?1nda herhangi bir ?ey kald1ramaz. Nitekim Allahu Teala ?Oyle
buyurmu?tur:

"Biz bir ayetin hiJkmunu yururlukten kaldmr veya unutturursak ondan daha
iyisini, ya da benzerini getiririz" (el-Bakara,
21106). bnceki hay1z, tekrarlamak suretiyle
kuvvet kazand1g1 ic;in onu, ancak ayni kuvvette olan bir benzeri kald1rabilir. Adetin
ba?lamas1yla degi?mesi aras1ndaki fark1 daha once ac;1klam1?t1k
Bu giri?ten sonra adet zamanin1n de9i?mesini ac;1klamaya ba?layabiliriz.
Adet zaman1n1n degi?mesi iki ?ekilde olur: Bazen adet, gunleri d1?1ndaki bir
zamanda iki defa kan gorulmekle degi?ir. Bazen de kanin iki defa zamaninda
gorulmemesiyle degi?ir. Bunun ac;1klamas1 ?oyledir: Hayz1 on gun, temizlik suresi
de on be? gun olan bir kadin, bir defa yirmi be? gun temiz olsa, ard1ndan on gun
hay1z gorse, EbO Yusuf (rha)'a gore kad1n1n kan gordugu bu on gun, onun adet
gunleri olmu?tur. Bu kad1nin adeti kan gordugu zamana degi?mi?, temizlik adeti
de degi?erek yirmi be? gun olmu?tur
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore kad1n1n sonraki kan gordugu on gun
hay1z gunleri olmaz. Bu kadin1n durumu, ikinci aydaki adet gunlerinde hay1z gorup
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 273
gormemesine bagl1d1r. Bu zamanda kan gorurse onceki ayda gordugu kanin hay1z
kani olmad1g1 anla~li1r. Eger kad1n bu on gunluk kandan sonra yirmi be~ gun temiz
olsa da ardindan on gun kan gorse, ilk kan gordugu on gun, onun adet gunleri
olmu~tur. <;:unku kad1n, onceki adet zamaninin d1~1ndaki bir zamanda adet
gunlerinin say1s1 ayn1 kalmak kayd1yla iki defa arka arkaya hay1z gormu~tUr.
Dolay1s1yla adeti kan gordugu zamana yer degi~tirmi~tir.
Kadin1n hay1z adeti Li<; gun, temizlik adeti on be~ gun iken on alt1 gun temiz
olsa adet gunlerinden geriye en az bir hay1z muddeti (3 gun) kadar zaman
kalmad1g1 ic;in bir defa hay1z gormemi~ olur. 0 durumda, bir dahaki hay1z
zaman1na kadar namaz1n1 kliar. Bu kad1n1n birinci hay1z zaman1, ay1n on be~inden
on sekizine kadard1r. lkinci hay1z zaman1 ise otuz uc;uncu gunden otuz alt1nc1 gune
kadard1r.
Bu kad1n, otuz uc;uncu gunde temiz olur da sonra kan devamil hale gelse, bu
devamlli1k tam da ikinci hayz1n ba~lang1c1na denk gelmi~ olur. Binaenaleyh, bu
durumdaki kad1n1n hay1z gunleri Li<;, temizlik gunleri on be~ gun kabul edilir.
Bu kad1n, otuz dort gun temiz olsa bu durumda arka arkaya iki kez adet
gormemi~tir. <;:unku ikinci aydaki adet gunlerinden geriye kalan sureyi hay1z
saymak mumkun degildir. Bu durumda kad1nin adeti, kan1n sureklilik kazand1g1
gunlerin ba~1na donmu~tUr. <;:unku iki defa arka arkaya adet gormemi~tir. Kanin
devaml1l1k kazand1g1 ilk Li<; gun kad1n1n hay1z gunleri olmu~ olur.
Gormez misin hay1z adeti her ay1n ba~1nda on gun, temizlik adeti ise yirmi [3/176]
gun olan bir kadin hamile kalsa ve ay1n bitimine on gun kala dogum yapsa da
dogumdan sonra kan kesilmese; kalan bu on gun ve onu izleyen bir ay, kad1n1n
lohusal1k (nifas) gunleridir. Ondan sonraki yirmi gun temizlik, on gun hay1z
gunleridir. Bu durumda kadinin hay1z adeti, hamilelik doneminde defalarca hay1z
gormedigi ic;in, ay ba~indan ay sonuna yer degi~tirmi~tir. lki defa arka arkaya hay1z
gormemekle adetin degi~tigini ogrenmi~ bulunuyoruz. Allah dogruyu en iyi
bilendir.
Muhammed (rh.a.J'in gorli~line gore bedel'in ac;1klamas1: Muhammed
(rh.a)'e gore
Belirli bir adeti olan kad1n adet gunlerinde adet saymaya uygun sure kan ibdal
gormeyip adet gunlerinden sonraki gunlerde adet olmaya uygun kan gormu~ olsa,
EbG Hanlfe (rh.a.)'ye gore kan gordugu gunlerin hukmu, ikinci defa kan gorecegi
gunlere bagl1d1r.
Buna gore kad1n, bundan sonraki adet zamaninda kan gorurse onceki
gordugu kanin hay1z kan1 olmad1g1 anla~li1r. Eger, ikinci ayda da birinci aydaki gibi
kan gorurse birinci ayda gordugu kan1n hay1z kan1 oldugu anla~li1r. Bu durumda
kad1n1n adeti degi~mi~ olur.
274 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
EbQ Hanlfe (rh.a ), bir defa farkl1 kan gormekle adetin degi~tigi izlenimini
verdigi ic;;in ibdal uygulamas1n1 caiz gormemektedir. (unku adetin bir defa kan
gormekle degi~mesi, ona gore caiz degildir.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise kad1n, adet gunlerinde gormez de adet
gunlerinden sonra adet saymaya uygun olabilecek kan gorurse, bu gunleri hay1z
gunleri yerine koymak mumkun olursa. bu yap1l1r (ibdal). Bunun mumkun olmas1
ic;;in ibdalden sonra ikinci hay1z zamanina kadar en az bir temizlik suresinin
bulunmas1 gerekir. Bu sure ise on be~ gun veya daha fazlas1d1r. Bu surenin s1rf
temiz gec;;mesi veya devaml1 kan gelmesi e~ittir.
lbdalden sonra geriye kalan temizlik suresi on be~ gunden az olursa bakil1r.
Eger kad1n1n ikinci hay1z zaman1ndan al1n1p (cerr) temizlik suresine eklendiginde on
be~ gun edecek kadar bir zaman bulunur da bu i~lem yap1ld1ktan sonra ikinci hay1z
zaman1ndan geriye en az bir hay1z suresi kal1rsa bu durumda yine ibdal i~lemi
yapil1r. Geriye kalan sure, en az bir hay1z suresinden az olursa o zaman ibdal
yapllmaz. Bu durumda kad1n ikinci hay1z zaman1na kadar namaz1n1 kllar. c;:unku
hay1z, o sureyi hay1z sayman1n mumkun olmas1na bagl1d1r. lbdal i~leminden sonra
tam bir temizlik suresi kald1g1nda veya hay1zdan temizlige eklenerek temizligi
tamamlamak mumkun oldugunda o sureyi hay1z saymak mumkundur. (unku
kad1n1n adeti bazen ileri gider, bazen geri kal1r. Tek bir nitelikte kalmaz.
EbQ Hafs el-Keblr ve Muhammed b. Mukatil de aktarma (cerr) yoluyla
degilde, atma (tarh) yoluyla Muhammed (rh.a )'in bedel gbru~unu
benimsemektedirler.
Bu mesele ~oyle ac;;1klanabilir: lbdal i~leminden sonra geriye kalan sure on be~
gunden daha az olursa bedel yapilan gunlerden bir k1sm1 bedel kapsam1ndan
c;;1karil1p (tarh), eksik kalan temizlik gunlerine eklenir de temizlik gunleri on be~
gune tamamland1ktan sonra bedel yapilan hay1z gunlerinden geriye en az bir hay1z
suresi kalmas1 mumkun olursa, ibdal yapil1r. Geriye kalan sure. en az bir hay1z
suresinden az olursa, o zaman ibdal i~lemi yap1lmaz. EbQ Hafs el-Keblr ve
Muhammed b. Mukatil, tarh i~leminde bir, aktarma (cerr) i~leminde ise iki
degi~iklik bulundugundan tarh i~lemini daha uygun bulmu~lard1r. Buradaki
degi~iklik zorunluluktan dolay1 caiz olmaktad1r. Zorunluluk bir degi~iklikle ortadan
kalkt1g1 ic;;in iki vakitte degi~iklige gitmek caiz degildir. c;:unku bedelin say1s1. daima
asl1n say1s1ndan azd1r. Bunun ac;;1klamas1, abdest ile beraber teyemmum etmek
bahsinde gec;;ti.
EbQ Zeyd el-Keblr ve EbQ Yakub el-Gazall'nin goru~une gore de, ibdalden
[3/177] sonra ikinci hay1z zaman1na kadar on be~ gun kal1rsa ibdal i~lemi yap1l1r. lbdal
i~leminden sonra geriye on be~ gunden daha az bir zaman kal1rsa yap1lmaz. c;:unku
bedeli yapmak (zaman1nda gorulmeyen hay1z kan1 yerine ba~ka gunlerin ikame
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
275
edilmesi), gbrulen kanin iki tam temizlik aras1nda olmas1 i<;:indir. Hay1z kani boyle
bir bzellik ta~1yorsa ibdal i~lemi yapil1r. Aksi durumda yap1lmaz.
Bu durum ~u brnekle a<;:1klanabilir: Hay1z adeti be~ gun, temizlik adeti yirmi
gun olan bir kad1n, yirmi iki gun temiz olsa ve sonra kani devaml1 hale gelse; onun
hay1z gunleri,kanin devaml1 hale gelmesinden itibaren u<;: gundur. c;:unku kendi
adet gunlerinden geriye en az bir hay1z suresi kalm1~t1r.
Bu kad1n, yirmi u<;: gun temiz olduktan sonra kan devaml1 hale gelse; Ebo
Hanlfe (rh.a.)'ye gore, ikinci hay1z zamanina kadar namaz1n1 kilar ki bu sure yirmi iki
gundur. Muhammed (rha.)'e gore ise kan gelmeye ba~lad1g1 gunden itibaren be~
gun adet yerine ge<;:er. c;:unku ibdal i~leminden sonra ikinci hay1z zaman1na kadar
geriye on yedi gunluk bir temizlik suresi kalm1~t1r.
Kad1n, yirmi dart veya yirmi be~ gun temiz olduktan sonra kan devaml1 hale
gelse, yine be~ gun hay1z kabul edilir. c;:unku ibdal i~leminden sonra ikinci hay1z
zamanina kadar geriye on be~ gun kalm1~t1r. Bu kad1n, be~ gun namazin1 b1rak1r,
on be~ gun kilar. Daha sonra be~ gun b1rak1r, yirmi gun k1lar.
Kad1n, yirmi alt1 gun temiz olduktan sonra kan devaml1 hale gelse Ebo Zeyd
ve Ebo Yakub'a gore ibdal i~lemi yapilmaz. c;:unku ibdalden sonra on dart gunluk
bir temizlik suresi kal1r. Ancak kad1n, kanin devaml1 hale gelmesinden itibaren on
dokuz gun namaz1n1 kilar. Sonra be~ gun b1rak1r, yirmi gun kilar.
Muhammed (rh.a)'e gore bu kad1n1n adetinin yerine sonraki be~ gun adet
say1l1r (ibdal). c;:unku aktarma (cerr) yoluyla ibdal mumkundur. ikinci adet
zamanindan bir gun, kalan temizlik gunlerine aktarll1r. Bbylece temizlik suresi on
be~ gun olur. Bu kad1n, kanin sureklilik kazand1g1 andan itibaren, bedel yoluyla be~
gun namaz1n1 b1rak1r . Sonra on be~ gun k1lar. Sonra dart gun b1rak1r, yirmi gun
k1lar. Daha sonra da be~ gun b1rak1r, yirmi gun k1lar.
Ebo Hafs ve Muhammed b.Mukatil (rh.a )'e gore atma (tarh) yoluyla ibdal
i~lemi yap1l1r. Buna gore kanin devamll hale gelmesinden itibaren dart gun
namaz1n1 b1rak1r, on be~ gun namaz1n1 kilar. Daha sonra be~ gun b1rak1r, yirmi gun
k1lar.
Kad1n yirmi yedi gun temiz olduktan sonra kan devaml1 gelse onun hay1z ve
temizlik gunleri yine a<;:1klad1g1m1z gibi hesap edilir.
Kad1n yirmi sekiz gun temiz olduktan sonra kan devaml1 hale gelse ittifakla
ibdal i~lemi yap1lmaz. c;:unku bu durumda, ibdalden sonra geriye on iki temizlik
gunu kalacakt1r. Hay1z gunlerinden u<;: gun al1n1p bu sureye eklendiginde geriye
ikinci hay1z i<;:in yeterli gun kalmaz. Bu sureye bedel k1l1nan gunlerden u<;: gun
eklendiginde ise geriye hay1z i<;:in yeterli gun kalmaz. Bu nedenle burada ibdal
i~lemi yap1lmaz. Kad1n ikinci hay1z zamanina kadar namaz1n1 k1lar ki bu sure on
yedi gundur. Bundan sonra namaz1n1 be~ gun b1rak1r, yirmi gun kilar.
276_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Muhammed (rh a.)'e gore, ibdal i~lemi adet gunlerinden sonra caiz oldugu gibi
[3/178)
adet gunlerinden once de ~u ko~ulla caizdir: Duzenli ve ger~ek bir temizlik
suresinden sonra kan gorulmeli ve bu kan surekli olmamal1d1r. Buna gore kad1n
onceki temizlik gunlerinin birinde kan gordugu durumda namaz k1lsa, adet
gunlerinden once ibdal i~lemi yap1lmaz.
Adet gunlerinden 6nceki ibdal i~lemi ~u ornekle a~1klanabilir: Hay1z suresi be~
gun, temizlik suresi yirmi gun olan bir kad1n, on be~ gun temiz olsa ve sonra be~
gun kan gorse, ardindan tekrar eski adeti kadar (yirmi gun) temiz olsa,
Muhammed (rh.a.)'e gore, kad1n1n temizlikle ge~irdigi onceki be~ gun hay1z gunleri
yerine (bedel) kabul edilir.
Bu kadin, on dart gun temiz olduktan sonra alt1 gun hay1z gorse ve ardindan
tekrar eski temizlik suresi kadar temiz olsa, bu durumda kad1n1n onceki temizlik
gunlerinden herhangi bir gun, hay1z gunleri yerine (bedel) kabul edilmez. c;:unku
bu durumdaki kad1n onceki temizlik gunlerinden birinde bir gun kan gordugu
durumda namaz k1lm1~t1r. O gun de on be~inci gundur.
Muhammed (rh a.)'e gore adet gunlerine denk ya da mumkun oldugunca
daha az gunlerle ibdal i~lemi yap1l1r. Adet gunlerinden fazla say1daki gunlerle
yapilan ibdal ise ancak adetin devamlil1k niteligi ta~1mayan ge~erli iki temizlik
aras1nda bulunmas1 ko~uluyla caiz olur. c;:unku adet gunlerinden fazla gelen
gunleri ba~lang1~ta hay1z kabul etme ihtiyac1 vard1r. Oysa iki ge~erli temizlik suresi
arasinda gorulmedik~e, bu gunleri ba~lang1~ itibariyle hay1z gunu kabul etmek
mumkun degildir.
Hem adet gunlerinden once hem de sonra ibdal yapmak mumkun olursa,
daha ~abuk ibdal yapma imkan1 verdiginden, adet gunlerinden once yapil1r.
Bunu ~u 6rnekle a~1klayabiliriz: Hay1z adeti u~ gun, temizlik adeti yirmi yedi
gun olan bir kad1n, on be~ gun temiz olduktan sonra u~ gun kan gorse ve
ard1ndan on iki gun temiz olsa daha sonra tekrar kan gorse normal adet
gunlerinde hay1z gormemi~ olur. Buna kar~in on be~ gunluk temizlikten sonra
gordugu u~ gun kan onun yerine adet gunleri sayil1r (ibdal). c;:unku bu u~ gunluk
kan, ge~erli bir temizlik suresinden sonra goruldugu i~in, onda bedel yapma
imkan1 bulunmaktad1r. Bu nedenle kadin1n adetinden sonra gordugu hay1z degil
de, adetinden 6nceki 0 u~ gun kan, adete bedel yapil1r.
Allah Subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Donup dola~1p vanlacak
olan da O'dur.

HAYIZ GONLERiNDE ARTMA VE EKSiLME


istihaza ~emsu'l-eimme Serahsl (rh.a.) ~6yle demi~tir: Bilesin ki belirli bir adete sahip
kani
olan kad1n, bilinen adetinden fazla sure kan g6rurse hay1z suresinin List Slnlrlnl
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 277
a~mad1kc;a gordugu kan hay1z kani kabul edilir. Gordugu kan adet suresini a~arsa,
adet gunlerine donulur. Adet gunleri kadan hay1z, onun d1~inda kalan1 ozur kani
(istihaza) kabul edilir. c;:unku kad1n1n yap1s1 her zaman ayn1 durumda degildir.
Bazen yap1s1n1n guc;lu olmas1 nedeniyle adeti artar. Bazen de zay1f11g1ndan dolay1
azal1r.
Hay1z, gelen kani hay1z sayabilme imkan1 uzerine kuruludur. Bu nedenle,
gorulen kan on gunu a~mam1~sa, bu on gunun tamam1nin hay1z olmas1
mumkundur. Eger kan on gunu a~m1~sa, on gunden fazla gordugu, ozur kan1 olur.
<:;:unku Peygamber (s.a v.) ~oyle buyurmu~tur:

~IJl r~ ~)UJI t_.i G,~1


"Ozur kant goren kadm (mustehaza) hay1z gunlerinde namazm1b1rak1r. 306 "
Aynca kad1n1n adet gunlerinden sonra gordugu kan, on gunu a~mad1kc;a adet
gunlerine tabldir. Tabl olan ise tabl olunan1n hukmunu al1r. On gunu a~t1ktan
sonra, hem adet hem de ozur halinin c;ekim alan1na girmi~ olur. Bu durumda
kan1n, adet gunleriyle birlikte du~unuldugunde hay1z kan1, on gunu a~mas1
yonuyle degerlendirildiginde ozur kani say1lmas1 gerekir. Bu yon tercih edilir.
c;:unku kan ancak istihazanin ortaya c;1k1~1 s1ras1nda gorulmu~tUr. c;:unku ac;1kt1r ki
bu kan, kadin1n ic;indeki bir rahats1zl1ktan kaynaklanm1~t1r.
Bir kadin gelip; hay1z adetim be~ gun idi. $u anda alt1nc1 gunde kan [3/179]
gormekteyim, diyerek durumunu sorsa, bu kad1na verilecek cevap konusunda
Hanefi alimlerimiz goru~ ayrll191na du~mu~lerdir. Belh yoresinin ileri gelen alimleri,
kad1n1n y1kan1p namaz kllmas1 gerektigini soylemi~lerdir. c;:unku adetten fazla
gorulen kanin hem hay1z hem de ozur kani olma olas1l1g1 vard1r. Olas1l1ga gore
kadin namaz1n1 b1rakmaz. Bunun yaninda bu fazlal191n hay1z kani olabilmesi on
gunu a~madan kesilmesi ko~uluna bagl1d1r. Bu ise, ~uphelidir. Dolay1s1yla boyle bir
olasil1g1 du~unerek namaz1n1 b1rakamaz.
Muhammed b. ibrahim el-Meydanl (rh.a.)'ye gore bu kad1n1n y1kanip namaz1n1
kllmas1 gerekmez. Dogrusu budur. c;:unku biz, kad1n1n hay1zl1 oldugunu biliyoruz.
Hay1zdan c;1kt191 hususunda ise ~uphe vard1r. Kad1nin hay1z halinin devam ettii'.jinin
delili ac;1kt1r. 0, kanin gorulmesidir. Gorulen fazlal1k kan1n ozur kani olmas1 ancak
on gunu a~ana dek devam etmesi ko~uluna bagl1d1r. Bu ko~ulun gerc;ekle~tigi
kesin degildir. Oysa kadin1n hay1zl1 oldugu konusundaki bilgimiz kesindir. Onun
ic;in durumu netle~inceye kadar y1kanip namaz kllmas1 emredilmez. Ancak kan on
gunden fazla devam ettigi takdirde adet gunlerinden sonraki kllmad1g1 namazlan
kaza etmesi gerekir. Bu durum hay1z gormeye yeni ba~layan kad1n1n durumuna

306
Darim1, Taharet 84; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/262; lbn Mace, Taharet 11 S;EbO DavOd, Taharet
112;Tirmiz1, Taharet 94; Nesa1, Taharet 135; lbn Hibban, Sahih, IV/189.
278 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
k1yaslanir. Gordugu kan on gunu gec;medikc;e kendisine y1kan1p da namaz kllmaya
ba~lamas1 emredilmez.

Muhammed (rh.a )'in bu konuda ele ald1g1 baz1 meseleler ~unlard1r:

Hay1z adeti her ay1n ba~1nda be~ gun olan bir kad1n, adet gunlerinde uc; gun
kan gordukten sonra alt1 ya da yedi gun kan kesilse, daha sonra tekrar bir gun
veya daha fazla kan gorse, bu kad1n1n hay1z gunleri Ebu Yusuf (rh a.)' a gore bi linen
be~ gundur. c;:unku hay1z gunlerinin temizlikle bitmesi caizdir. c;:unku on be~
gunden daha az temiz olmak, ona gore devaml1 kan gormek gibidir.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise ilk uc; gun hay1zd1r. c;:unku ona gore hay1z
gunleri bir temizlikle sona ermez.
Kad1n iki gun on gunun ba~1nda, iki gun de sonunda kan gorse, $eyh
Burhaneddin (rh a )'in dedigine gore; Ebu Yusuf, kan gorulen, son iki gun on ve on
birinci gunler ise ilk be~ gun, dokuz ve onuncu gunler ise on gunun tamamin1n
hay1z gunleri oldugunu soyler. Muhammed (rh.a)'e gore bunlann hic;biri hay1z
gunlerinden degildir. c;:unku bu sure ic;inde kan gorulmeyen gunler daha fazlad1r.
Bu gunler iki kan1 birbirinden ay1rmaktad1r. Bu kanlann hic;birinin tek ba~1na hay1z
kabul edilmesi mumkun degildir.
Bu on gunun ba~1nda iki gun kan gormemi~ olsa, bu gunlerin hic;biri ittifakla
hay1z kabul edilmez.
Bir kad1n on gunun ba~inda iki gun kan gordukten sonra onuncu, onbirinci ve
onikinci gunlerde yine kan gorse Ebu Yusuf (rh a)' a gore ilk be~ gun hay1zd1r.
c;:unku temizlik suresi k1sad1r. Bu devaml1 akan kan gibidir.
Muhammed (rh.a)'e gore ise son uc; gun bedel yoluyla kad1n1n hay1z gunleri
olmu~ olur. c;:unku bu durumda, ikinci hay1z zaman1na kadar geriye tam bir
temizlik suresi kald1g1 ic;in ibdal yapma imkan1 bulunmaktad1r.
Kad1n ilk be~ gunde bir gun kan gorse, bir gun temiz olsa ve bu durum on
gunu a~sa, ittifakla ilk be~ gun hay1z gunleridir. c;:unku bu be~ gun kanla ba~lay1p
kanla bitmi~tir. Aradaki temizlik de tam bir temizlik suresinden azd1r.
Ayin ilk gunu temiz gec;tikten sonra bir gun kan gorse bir gun gormese ve bu
[3/180]
durum on gunu a~sa, oncesinde kan bulunmad1g1 ve haddi zat1nda temizlik
oldugu ic;in ilk gun ittifakla hay1z gunu degildir. Ebu Yusuf (rh a )'un hay1z1n kan
gorulmeden de ba~lamas1n1 caiz gormesi ise oncesinde ozur kani bulunmas1
ko~uluna bagl1d1r. Bu durumda, adeti olan be~ gunden geriye kalan dort gun, Ebu
Yusuf (rh.a.)'a gore kad1n1n hay1z gunleri olmu~ olur. c;:unku o, pe~inde kan
gelmedikc;e, hayz1n temizlikle sona ermesini caiz gormemektedir.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise kad1nin hay1z gunleri, be~inci gun temizlik gunu
oldugu ic;in adet gunlerinin ikinci, uc;uncu ve dorduncu gunleri olmak uzere uc;
gundur. c;:unku o, hay1z gunlerinin temizlikle sona ermesini caiz gormemektedir.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 279
Bu durum onuncu gun de olursa, ilk gunden sonraki gunlerin tamam1 hay1z
gunleri olmu~ olur.
Kad1n ay ba~1ndan once bir gun kan gorse ve ay ba~1ndan itibaren bir gun
temiz olsa, bir gun kan gorse ve bu hal on gun devam etse, onuncu gune kadar
buti.ln gunler hay1z gunleri olmu~ olur. (unku kad1n bu durumda ilk gun ve
onuncu gunden sonraki gun hay1z gormemi~tir. Aradaki diger gunler ise, hay1z
sayabilme ko~ulu vard1r. Onun i<;;in hay1z kabul edilir.
Kan1n bir gun gelip, bir gun kesilmesi on gunu a~arsa EbO Yusuf (rh a.) ' a gore
kad1n1n bi linen be~ gunluk adeti, hay1z gunleri olmu~ olur. Muhammed (rh a )'e
gore ise kad1n1n hay1z gunleri, birinci ve be~inci gunler temizlik gunleri oldugu i<;;in
adetinin ikinci, u<;;uncu ve dorduncu gunleri olmak uzere u<;; gundur. (unku 0,
hayz1n temizlikle ba~lamas1 ve sona ermesini caiz gormemektedir. Bu meselelerin
bir k1sm1 kendilerine aynlacak bag1ms1z bolumlerde a<;;1klanacakt1r.

HAYZIN ONE GEf;MESi VE SONRAYA KALMASI


Belirli adeti olan bir kadin adet gunlerinden once kan gorse, bu kad1n1n
durumu u<;; ~ekilde du~unulebilir: Birinci durumda kadin ittifakla hay1zl1 kabul edilir.
ikinci durumda alimler adet olup olmad1g1nda goru~ aynl1g1na du~mu~lerdir.
O<;;uncu durumda ise EbO Hanlfe (rh a )'den iki rivayet bulunmaktad1r.
Birinci durumda kad1n, adet gunlerinde once, kendi ba~1na hay1z kabul
edilmesi mumkun olmayan bir sure kan gorse, adet gunlerinde ise kendi ba~ina
hay1z say1labilecek kadar kan gorse ve ikisinin toplam1 on gunu a~masa bu surenin
tamam1 ittifakla hay1zd1r. (unku adetinden once gordugu kan, tek ba~ina bir
anlam ifade etmez. 0, adet gunlerindeki kana tabl olur. Namaz konusunda ender
rastlanan meseleler (Nevadiru's-Salat) konusunda, EbO Hanlfe (rh a.)' den naklen,
adetten once gorulen kan1n mutlak olarak hay1z olmad1g1 belirtlilmi~tir. Ancak bu,
kanin tek ba~1na hay1z kabul edilmesinin mumkun olmamas1 durumuna
yorumlan1r. Belh yoresinin baz1 alimleri sozun gorunu~une itibar ederek EbO Hanlfe
(rh. a.)'ye gore vaktinden once gelen kan1n, yad1rgand1g1n1 bu yuzden hi<;;bir surette
hay1z olarak kabul edilmeyecegini soylemi~lerdir.
Adet olup olmad1g1na dair alimlerin ihtilafa du~tukleri ikinci durum, u<;; ~ekilde
olabilir: Birincisi; kad1n1n bilinen be~ gunluk adetinden once be~ ya da u<;; gun kan
gormesidir. ikincisi; bu be~ gunluk adet zamaninda hi<;; kan gormemesidir.
O<;;uncusu de bu be~ gunden once bir veya iki gun, be~ gunun ba~1ndan itibaren
de bir ya da iki gun kan gormesidir. Bunlar bir araya toplanmad1k<;;a hi<;;birinin tek
ba~1na hay1z say1lmas1 mumkun degildir. "Namaz" bahsinde bu gunlerin hepsinin
hay1z gunleri oldugu soylenmi~tir. Bu goru~, EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in
goru~udur.
280 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
EbO Hanlfe (rh.a.)'nin goru~u hi<;; anilmam1~t1r. Ancak Nevadiru's-Salat
[3/181]
konusunda, ihtilaf a<;;1k<;;a belirtilmi~. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu gunlerin hi<;;birinin
hay1z gunleri olmad1g1 soylenmi~tir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a )'in goru~lerinin a<;;1klamas1 ~udur: Hay1z
hukmu, sureyi hay1z saymanin imkanina bagl1d1r. Adetten onceki gunler, adetten
sonraki gunlerle k1yaslanir. Adetten sonraki gunler, mumkunse hay1z gunleri
say1ld1g1 gibi onceki gunlerde de ayn1 ~ey yapil1r.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise onceki kan, vaktinden once geldigi ve
yad1rgand1g1 bu gunler hay1z gunleri olamaz. T1pk1 <;;ok ku<;;uk k1z <;;ocugun gordugu
kan1n hay1z olamayacag1 gibi. c;:unku burada ihtiya<;; duyulan ~ey, bu k1z1n
ba~lang1<;; olan hay1z gunlerinin tespit edilmesidir. Bu da, tekrarlanmak suretiyle
kesinlik kazanmad1k<;;a, al1~ilmam1~ tarzda gelen bir kanla yap1lamaz. c;:unku deliller
adetin bir defa ile degi~meyecegini (intikal) gostermektedir. Adet gunlerinden
sonra gorulen kan ise bunun gibi degildir. c;:unku bu durumda yapilmas1 gereken,
zaten sabit olan hay1z niteliginin devam ettigini var saymakt1r. Bu ise bunu
gerektiren bir delili gerekli kilmaz.
O<;;uncu durumda kad1n1n, adet gunlerinden once kendi ba~1na en az hay1z
suresi kadar kan gormekle beraber, adet gunlerinde de kan gormesidir. EbO Yusuf
ve Muhammed (rh.a.)'e (lmameyn'e) gore bu durumda ikisinin toplam1 on gunu
a~mad1k<;;a hepsi hay1zd1r. Ortada bir sorun yoktur. Bu once gorulen sonra
gorulene k1yaslanarak varilan bir hukumdur.
Bu konuda EbO Hanlfe (rha)'den iki rivayet bulunmaktad1r. Mualla'nin EbO
Yusuf (rh a )'dan onun da EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore, gorulen kanin
tamam1 hay1zd1r. Bu durumda adet gunlerinde gorulen kan, haddi zat1nda
bag1ms1z oldugu i<;;in asil (hay1z) durumundad1r. Onceki kan1n bir veya iki gun
gorulmesi durumunda oldugu gibi burada da adet gunlerindeki hay1z, oncekileri
kendisine bagl1 (tabl) k1lar.
Muhammed (rh a )'in EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore ise, kadinin adet
gunlerinde gordugu kan, hay1z kan1d1r. Adetten once gorduklerinin hukmu ise
ikinci ayda gorecegi gunlere bagl1d1r (mevkuftur). lkinci ayda da birinci aydaki gibi
gorurse birinci ayda gorduklerinin tamam1nin hay1z kan1 oldugu ortaya <;;1kar ve bu
tekrar ile adeti degi~ir. lkinci ayda kad1n adet gunlerinde kan gorur de ondan
onceki gunlerde gormezse, once gorduklerinin hay1z kan1 olmad1g1 anla~il1r. c;:unku
once gorulen vaktinden once gorulmu~tUr ve yad1rganan bir kand1r. 0 bag1ms1zd1r.
Adet gunlerinde gorulene tab! k1l1nmaz. Ancak adetten once gorulen bir-iki
gunluk kan bunun gibi degildir.
Bir kad1n adet gunlerinden once kan gordugunu soyleyerek fetva istese,
lmameyn'e gore; temizlik gunlerinden kalan, adet gunlerine eklendigi takdirde on
gunu ge<;;mezse, kendisine namaz1n1 terk etmesi soylenir. c;:onku bu durumda
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 281
kad1n, ge~erli bir temizlik suresinin ard1ndan kan gormu~tUr. Bu gunleri hay1z
saymak mumkun oldugu i~in hay1zd1r. Eba Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, kad1nin
temizlik gunlerinden geriye u~ ya da daha fazla gun kalm1~sa namazin1 b1rakmas1
soylenmez. c::unku adetten onceki kan, kendi ba~1na bag1ms1z oldugu i~in hay1z
degildir. Bu nedenle de adet gunleri onlan kendisine tab! kilamaz.
Kad1nin temizlik gunlerinden geriye bir veya iki gun kal1rsa, Belh yoresinin
alimlerine gore kad1na namaz1ni b1rakmas1 soylenir. Buhara yoresinin alimlerine
gore ise, Eba Hanlfe (rh.a.)'nin ictihad1nda kad1na namaz1ni b1rakmas1 soylenmez.
C::unku ona gore onceki kan1n hay1z kabul edilebilmesi, ancak kadinin adet
gunlerinde, kendi ba~1na hay1z say1lmas1 mumkun olan surede kan gormesi
ko~uluna bagl1d1r. Burada henuz bu ko~ul ger~ekle~medigi i~in kad1na namazin1
b1rakmas1 soylenmez. Buradaki goru~ aynl1g1 (ihtilaf) onceki babda a~1klad1g1m1z
goru~ ayrll1g1nin benzeridir.

Adet gunlerinden sonra gorulen kana gelince; eger kad1n hem adet
gunlerinde, hem de adet gunlerinden sonraki gunlerde kan gorur de bu kan on
gunu a~mazsa, gorulen kanin tamam1 ittifakla hay1zd1r. C::unku adet gunlerinden
sonra gorulen kan adet gunlerindeki kana tab! hukmundedir. As1I olan adet kan1
sabit olduktan sonra, ona tab! olanin ispat1 da dogru olur. Ancak Eba Hanlfe
(rh.a.)'ye gore adetten onceki kanin adete tabi sayllmas1 boyle degildir.
Adet gunlerinde kan gormeyip adet gunlerinden sonra hay1z olacak kadar
[3/182]
kan gorse, ya da adet gunlerinde her biri tek ba~1na adet sayllamayacak ama hep
birlikte adet say1labilecek ~ekilde bir veya iki gun kan gorup adet gunlerinden
sonra yine ayn1 miktarda kan gorse, Zahiru'r-rivaye'de Eba Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu
gunler hay1zd1r. C::unku bunlan hay1z saymak mumkundur. Eba Sehl el-Feraizl
(rh a.)'nin Eba Hanlfe (rh.a.)'den aktard1g1 diger bir rivayete gore ise bu gunlerin
hay1z olmas1, ikinci ayda gorecegi gunlere bagl1d1r. Eger kad1n ikinci ayda adet
gunlerinde kan gorurse, birinci ayda adetten sonraki gunlerde gordugu kan1n
hay1z olmad1g1 anla~ll1r. Bununla adeti de degi~mi~ olur.
Kad1n hem adet gunlerinden once, hem adet gunlerinde hem de adet
gunlerinden sonra kan gorse, Eba Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh a )'in benimsedigi
kurala gore, adetten once gorulen kan ile adetten sonra gorulen kan birbirine
e~ittir. Biri digerinden aynlmaz. Eger kanlann toplam1 on gunu a~mazsa bu
kanlann tamam1 hay1zd1r. Gorulen kanlann toplam1 on gunu a~arsa onceki ve
sonraki kanlar dikkate al1nmaz. Sadece adet gunleri hay1z olur.
Hasan b. Ziyad'1n Eba Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore kad1n1n adet gunleri,
onceki ve sonraki gunleri birbirinden ay1m. Bunun anlam1, Eba Hanlfe (rh a)'nin
adetten onceki gunlere degil, adet gunlerine ve sonraki gunlere onem verdigidir.
Bu durumda adet ve sonraki gunler on gunu a~m1yorsa bu gunlerin tamam1
hay1zd1r. On gunu a~1yorsa o takdirde hay1z sadece adet gunleridir.
282 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
EbO Hanlfe (rh a )'den gelen en kuvvetli Hanefl goru~une gore; adetten onceki
kan1n miktanna bak1l1r. Bu miktar bir veya iki gun ise adet gunlerinden ayn
tutulmaz. Bu gunlerle adet gunleri on gunu a~mazsa, imameyn'in dedigi gibi
tamam1 hay1z olmu~ olur. Adetten onceki gunler Lie_; ya da daha fazla olursa, bu
gunlerle adet gunlerini birbirinden ay1m. Bu durumda ise sadece adet ve adetten
sonraki gunlere bakll1r. Bu, EbO Hanlfe (rh.a.)'nin benimsedigi ~u kurala (as1I)
dayanmaktad1r: Adetten onceki gunler tek ba~1na hay1z olmaya uygun degilse,
adet gunlerine bagl1 (tabl) olarak hay1z kabul edilir. Fakat kendi ba~1na hay1z
olabilecek durumda ise, durum bunun aksinedir.
Kad1n adet gunlerinde hie_; kan gormeyip adet gunlerinden once ve sonra kan
gorse; EbO Yusuf (rh.a )'a gore bu gunlerin tamam1 on gunu a~arsa hayz1, eski adet
gunleridir. c;:unku aradaki kan gormedigi gunler iki kan aras1nda kalmakla hay1z
kabul edilir. Muhammed (rh a )'e gore ise, onceki gunleri hay1z saymak mumkunse
onceki gunler, degilse sonraki gunler hay1z olur. Bu konuda EbO Hanlfe (rha)'den
iki ayn rivayet gelmi~tir. Bunlardan en kuvvetli goru~e gore adetten sonraki kan
gelen gunler hay1z kabul edilir. EbO Sehl el-Feraizl (rh.a.)'nin naklettigi rivayete gore
ise hay1z, ikinci ayda gorecegi gunlere bagl1d1r.
Muhammed (rh a.) de konuyla ilgili hukmunu konunun ba~1nda bu kurala
dayand1rm1~ ve demi~tir ki; adeti her ay1n ba~1nda be~ gun olan kadin, adet
gunlerinden once be~ gun kan gorse, adet gunlerinde temiz olsa ve adet
gunlerinden sonra da bir, iki ya da Lie_; gun kan gorse; EbO Yusuf (rh.a.)'a gore bu
kad1n1n adet gunleri eski adet gunleridir. Muhammed (rh.a) ise kad1nin adetinden
onceki gunler hay1zd1r, der.
Bir kadin adet gunlerinin ba~1nda veya sonunda iki gun kan gorse, hukum
yine boyledir. c;:unku adet ba~inda gordugu kan tek ba~1na hay1z say1lamaz. Fakat
kad1n adet gunlerinin ba~1nda veya sonunda ui;; gun hay1z gormu~ olsa,
Muhammed (rh.a.)'e gore, bu Lie_; gun hay1zd1r. c;:unku o, adet gunlerinde tek ba~1na
[3/183]
hay1z olabilecek kadar kan gormu~ti..ir.
Adet gunleri her ay1n ilk Lie_; gunu olan bir kad1n, bundan once on bir gun kan
gorse sonra adet gunlerinde temiz olsa, o gunlerde de sonraki gunlerde de kan
gormese, EbO Hanlfe (rh a )'nin kural1n1n geregi (k1yas1), bu kan1n ozur sayllmas1d1r.
Ancak kad1n ayn1 ko~ullarda tekrar ba~ka bir on bir gun kan gorurse ba~kad1r. 0
zaman, hem ilk adet gunlerinin ba~1ndan hem de bu ikinci on bir gunun ba~indan
ui;; gun, hay1z gunleri olur. O ibdali 307 benimsemedigi ii;;in kan gorulen on bir
gunun hukmunu gelecek aydaki ayn1 gunlerin durumuna baglam1~t1r. Tekrar kan
gorulmekle bu gunlerin hay1z gunleri oldugu kesinlik kazaninca kad1n1n adeti

307
Adetin yer degi~tirmesi (lntikal) konusu i'in bkz. Serahs1, el-Mebsut 111/175).
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
283
boylece degi~mi~ olur. Adet gunlerinde iki defa hay1z gormemekle adetin
degi~ecegini daha once ac;1klam1~t1k.

Muhammed (rh a.)'e gore, ilk on bir gunun ba~1ndan uc; gun, bedel yoluyla
hay1z gunleridir. c;:unku bu kan, gec;erli (sahih) bir temizlik suresinin ard1ndan
gorulmu~tur. Adetin bununla degi~mesine hukmetmek, EbO Hanlfe (rh a.)'nin
dedigi gibi ikinci ayda gorecegi gunlere bagl1d1r.
Adeti her ay1n ba~1nda be~ gun olan bir kad1n, adet gunlerinde hay1z
gordukten sonra ay1n sonuna kadar kan gormeye devam etse ve sonraki adet
gunlerinde kesilse ard1ndan yine gelmeye devam etse, EbO Yusuf (rha)'a gore bu
kad1n1n hay1z gunleri, iki kan aras1nda kald1g1 ic;in, adet gunleri olan be~ gundur.
Muhammed'e (rh a) gore ise kad1n1n hay1z gunleri, adet gunlerinden sonraki
be~ gundur. c;:unku ona gore adetten onceki gunlerde ibdal yapmak, kanin gec;erli
bir temizlik suresinin ard1ndan gorulmu~ olmas1 ve devam etmemesi ko~uluna
bagl1d1r. Bu ko~ul burada yoktur. Dolay1s1yla ibdal, adet gunlerinin sonras1ndad1r.
c;:unku kan devaml1 surette gelse de ibdalden sonra ikinci hay1z zaman1na kadar
geriye tam bir temizlik suresi kalm1~t1r.
Kad1n devaml1 surette kan gormeyip de adet gunlerinden once be~ gun
gorup adet gunlerinde gormese, Muhammed (rh a )'e gore, bu be~ gun adet
gunleridir. c;:unku adetten onceki gunlerde ibdal yapabilme ko~ulu bulunmaktad1r.
lkinci kez, adet gunlerinden once be~ gun, adet gunlerinde ve adetten sonra
da bir gun kan gorse, kad1nin adeti eski belli gunleridir. c;:unku bir defa ile adet
degi~mez.

ikinci ayda bu ~ekilde kan gormese de, adet gunlerinden onceki be~ gun kan
gordukten sonra adet gunleri ve sonras1ndaki gunlerde temiz olsa, ard1ndan
uc;uncu kez adet gunlerinden once be~ gun, adet gunleri olan be~ gun ve adetten
sonra da bir gun kan gorse, adeti, onceki adetten onceki be~ gun olur. c;:unku
adet ayn1 gunlerde iki defa arka arkaya gorulmemekle degi~ir.
Kad1n adet gunlerinde pe~i pe~ine iki defa temiz olsa ve ba~ka gunlerde de
kan gormese, ard1ndan daha sonraki adetten once be~ gun, adet gunleri ve
adetten sonra birer gun kan gorse, kad1n1n hay1z gunleri kan gormeye ba~lad1g1
gunden itibaren be~ gundur. c;:unku adet ayn1 gunlerde iki defa arka arkaya
gorulmemekle degi~ir.
Adet gunlerinde kad1n (arka arkaya iki defa degil de), bir defa temiz olsa,
hay1z gunleri eski adet gunleri olan be~ gunudur. c;:unku adet bir defa kan
gorulmemekle degi~mez. Adetin ayni gunlerde bir defa kan gorulmemekle
degi~mesi ise EbO Yusuf (rh a.)'un goru~udur.
Bir kad1n hem adetten once hem adet gunlerinde kan gormeyip adetten
sonra be~ gun kan gorse; ikinci defada ise hem adet gunlerinde be~, hem de
284 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
adetten sonra be~ gun temiz olsa ard1ndan kan gelip kesilmese, hay1z gunleri,
kanin devaml1 gelmeye ba~lad1g1 andan itibaren be~ gundur. (:OnkO, adet, ayni
gunlerde arka arkaya iki defa gbrulmemekle degi~ir.

[3/184] Muhammmed (rh.a.) Kitabu'1-As/'da ~oyle demi~tir: Bu gunlerden sonra kan1n


devaml1 gelmeye ba~lad1g1 andan itibaren ay1n sonuna kadar gec;en gunler temizlik
gunleridir. Bundan sonra kad1n hay1zl1 olur. Ancak Hanefi alimlerimizin c;oguna
gore bu hokum yanl1~t1r. Dogrusu ~udur: Kan1n devaml1 gelmeye ba~lamas1ndan
itibaren namaz1n1 terk ettigi be~ gunden sonra otuz gun namazin1 kllar. (:Onku,
arka arkaya iki defa tekrarlanmakla temizlik adeti otuz gune degi~mi~tir. (:OnkO
birinci ayda kadin, yirmi be~ gunluk temizlik suresinden sonra, onceki adet gunleri
olan be~ gunu de temiz gec;irmi~tir. lkisinin toplam1 otuz gun yapar. Ard1ndan be~
gun kan gordukten sonra ay1n geri kalan k1sm1nda temiz olmu~tur. Bunlann
toplam1 yirmi gun eder. Oc;uncu ayda ise be~ olan adet gununu ve adetten sonraki
be~ gunO temizlikle gec;irmi~tir. Bunlann toplam1 otuz gun yapar. Bbylece anlad1k
ki kad1n, iki defa pe~i pe~ine otuz gunu temiz olarak gec;irmi~tir. Bu nedenle de
temizlik adeti bu zamana degi~mi~tir. Kan1n devaml1 geldigi zamanlardaki adet
gunleri de bu kurala dayand1nl1r.
Hakim e~-$ehld (rh a) de ~byle demi~tir: Muhammed (rh a )'in bu ~ekilde
hokum vermesinin ac;1klamas1 ~u olabilir: Adet gunlerinde iki defa pe~i pe~ine
temiz olunca, kad1n1n hay1z gunleri, kan gordugu zamana degi~mi~ olur. Oc;uncu
ayda tekrar adet gunlerinde be~ gun kan gorunce, bu gunler yeniden adet gunleri
olur. Bu kad1n, ergenlik c;ag1na henuz girmi~ k1z gibidir. Bu k1z1n adet gunleri
ergenlik c;ag1na girdigi andan itibarendir. Ya da bu kad1n, eski adeti gebelikle
degi~en kadin gibidir. Bu durumda kad1nin gordugu kan diger aydaki be~ gunluk
adet gunune kadar devam etse, eski adet gunune kan gorulerek vanlm1~ olur. Bu
nedenle bu gunlerin hay1z gunu kabul edilmesi gerekir. Bu sonraki be~ gun ile ilk
be~ gun aras1nda sadece yirmi be~ temizlik gunO vard1r. i~te Muhammed (rh a.)
onun ic;in bu ~ekilde hokum vermi~tir.
Ancak (Hakim'in) bu gbrO~O zay1ft1r. (:OnkO ilk defa hay1z gbren bir k1zin (belli
bir) temizlik adeti yoktur ki onun Ozerine hokum bina edilsin. Buna kar~1l1k soz
konusu kad1nin tekrarlanmak suretiyle yerle~en adeti bulunmaktad1r ki bu da otuz
gundur. Bu nedenle kanin devaml1 geldigi zamanlarda kad1nin temizlikteki adet
gunlerini eksiltmek caiz olmaz.
Hanefi alimlerimizden bazllan da Muhammed (rh.a.)'in 'ondan sonraki (adet
gunlerinden sonra gelen be~ gunden sonraki) gunler ay1n sonuna kadar temizlik
gunleridir' sozundeki temizlik gunlerinden kastettiginin on be~ gun oldugunu
soylerler. (:Onku kan, ay1n on gOnO gec;tikten sonra devaml1 surette gelmeye
ba~lam1~t1r. Bu durumda kadin, be~ gun namaz1n1 b1raksa, ay1n sonuna kadar
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ !ZSS
geriye on be~ gun kal1r. Kad1n bu gunlerde namaz1n1 k1ld1ktan sonra ay1n ba~1nda
yine be~ gun namazin1 b1rak1r.
Bu goru~ de zay1ft1r. (unku (Muhammed (rh a l) Kitabu'/-Asl'da ~oyle demi~tir:
Ondan sonraki gunler, kan1n devaml1 hale gelmesinden itibaren ay1n sonuna kadar
temizlik gunleridir. 0, ay ba~1n1, kad1n hakk1nda kanin devaml1 surette gelmeye
ba~lad1g1 andan itibaren ba~latm1~t1r. Ancak dogrusu ~u ki, ac;1klad1g1m1z
nedenlerle bu hukum yanl1~t1r.

ADETiN DEGi~MESi iLE iLGiLi MESELELERiN DAYANDIGI


KURALLAR
Bilesin ki adet; asll adet ve yapmac1k (ca'll) adet olmak uzere iki c;e~ittir. Asll
adet, kad1n1n pe~i pe~ine iki defa veya daha fazla ayn1 say1da duzenli kan ve
temizlik gormesidir.
Yapmac1k adet ise kad1n1n aralannda her ikisinden farkl1 bir adet olan,
biribirinin ayni iki defa kan ve temizlik gormesidir. Ya da kad1n1n degi~ik say1da
[3/185]
temizlik ve degi~ik say1da kan gormesidir. Bu durumda, adetin orta olan1na itibar
edenlerce kadina bunlardan orta say1da olan1 adet say1l1r. lki adetin en az olanina
itibar edenlerce de son gordugu iki adetin en az olan1 adet say1l1r. Sozunu ettigimiz
bu yapmac1k adet, kanin devaml1 gelmesi durumunda gec;erli olur. Bu adetin
yapmac1k (ca'll) olarak adland1nlmas1, zaruretten dolay1 adet kabul edilmesi ve
kendisinde adetin gerc;ekten sabit olduguna dair delil bulunmamas1ndan dolay1d1r.
Bir kad1n asll adet gordukten sonra yapma adete gec;erse, onun asll adeti Belh
yoresinin alimlerine (rh a) gore degi~mez. (unku yapmac1k adet asll adetten daha
du~uktlir. Bir ~eyi kendisinden daha du~uk olan1 degil, ancak dengi veya ustlin
olan1 bozabilir. Aynca zaruretten dolay1 sabit olan bir ~ey, zaruret miktann1
a~amaz. Zaruret, kad1na yapmac1k adet ispat1 ic;in gerc;ekle~mi~tir. Onun yerle~mi~
olan adetini bozma hususunda zaruret yoktur.
Buharal1 alimler (rh a ) asll adetin yapmac1k adetle bozulacagin1 soylerler.
(unku asll adetin tersine yapmac1k adette mutlaka tekrar bulunur. Bunun ornegi
~udur: Hay1zdaki asll adeti be~ gun olan bir kad1nin yapma adeti ancak alt1, yedi
veya sekiz gun kan gormekle gerc;ekle~ir. Burada adet, asll adetin tersine defalarca
tekrarlanm1~t1r. (unku yedi ve sekizde alt1 tekrarlanmaktad1r. Asll adetten farkl1
olarak, bu adet tekrarlanmakla bozulur. Bununla birlikte, gorulen adet kendi
ic;inde degi~iklik arz ettigi ic;in ikinci adet asll adet degil, yapma adet olur.
Asll adetin, bir defa farkl1 adet gormekle ancak Ebu Yusuf (rh.a )' a gore
bozulacag1n1 daha once ac;1klam1~t1k. Nitekim hay1z adeti be~, temizlik adeti yirmi
gun olan bir kad1n, on be~ gun temizlikten sonra devaml1 kan gormeye ba~lasa,
286_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore, kan1n devaml1 gelmeye ba~lamasindan
itibaren temizlik adetinin tamam1 olan be~ gun namaz1n1 kilar. Yusuf (rh a.)' a gore
ise, kan1n devaml1 gelmesinden itibaren be~ gun namaz1n1 b1rak1r. c;:unku temizlik
adeti, bir defa ile degi~erek on be~ gun olmu~tur.
Yapmac1k adet ise farkl1 miktarlarda bir defa gbrmekle ittifakla bozulur.
c;:unku o, asll adetten daha zay1ft1r. Onun gerc;:ekle~mesi tekrar nedeniyle olmad1g1
gibi, bozulmas1 da farkl1 bir adetin tekrarlanmasina bagl1 degildir. Asll adet ise
boyle degildir.
Adet gbrmeye yeni ba~layan bir k1z, degi~ik surelerle temiz olsa ve hay1z gorse
ve ona bir adet belirlemek gerekse, Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a.)'ye
gore gordugu adetlerin orta say1da olan1 esas al1n1r. EbO Osman (rh a )'a gore ise
son iki adetin az olan1 al1n1r. Bu hukumde adet sahibi bir kadinla yeni adet gbren
k1z birbirine e~ittir.
Bir kad1n1n bazen hem hay1z hem de temizlik adeti ikisi de asll; bazen her ikisi
de yapmac1k; bazen de biri asll digeri yapmac1k olabilir. Bunlann her biri hakkinda
hukum, gec;:erli temizlik ve hay1z surelerinin bilinmesine gore verilir.
Mutlak olarak gec;:erli bir temizlik; temizligin alt s1n1nndan daha az olmamas1
[3/186]
ve hic;:bir an1nda kad1n1n namaz1n1 kan gbrerek (bzurlu olarak) kilmamas1d1r.
Bir kad1n ilk temizlik gununde kan gbrerek namaz k1ld1ktan sonra temizligi on
be~ veya daha fazla surse, bu sureden sonra gorulen kan hay1z say1lmaya elveri~li
ise de adet olarak belirlenmeye uygun degildir.
Herhangi bir aninda kan gbrerek namaz k1ld1ktan sonra kalan temizlik suresi
on be~ gunden az surse, bu sure temizlik adeti say1lamaz. Bu sureden sonra
gorulen kan da hay1z kabul edilemez.
Gec;:erli hay1z ise hayz1n alt s1n1nndan daha az olmamas1 ve iki tam temizlik
arasinda bulunmas1d1r. Bunun ac;:1klamas1 ~byledir:
Hay1z adeti on, temizlik adeti yirmi gun olan bir kad1n, on bir gun kan
gordukten sonra, on be~ gun temiz olsa da ard1ndan devaml1 kan gelmeye
ba~lasa; ilk kan gbrmeye ba~lad1g1 andan sonraki on gunluk kan hay1z, on birinci
gun ise ilk temizlik gunudur. Bu gunde kad1n namaz1n1 kilar. Bundan sonraki on
be~ gun temizlik gunudur. Ancak temizlik gunlerinden geriye dart gun kalm1~ken
kan devaml1 hale gelmi~tir. Kad1n, bu dart gun de namaz1n1 k1lar. Sonra on gun
b1rak1r, yirmi gun kllar.
On be~ gunluk temizlikten sonra be~ gun kan gorse, ardindan on be~ gun
temiz olsa, bu be~ gun hay1z olur. c;:unku kan, on be~ gunluk bir temizligin
ardindan gorulmu~tUr. Bu nedenle de o hay1z say1labilir. Ancak temizlik adeti
degi~erek on be~ gun olmaz. c;:unku ilk temizligin birinci gununde kan gbrerek
namaz k1lm1~t1r. Bu nedenle adet belirlemeye elveri~li degildir.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 287
Kad1n on bir gun kan gorup, on dort gun temiz olduktan sonra be~ gun kan
gorse, on be~ gun temiz olsa ardindan da devaml1 kan gelse o be~ gun adet
say1lmaz. C,:unku o, tam bir temizlik suresinden sonra gorulmemi~tir. Aksine
temizlik onunla tamamlanir. Bu be~ gunden sonra gordugu on be~ gunluk
temizligin on gunluk k1sm1 hay1zd1r. Arna kan gormemi~tir. Ard1ndan temizlik
gunlerinden geriye on be~ gun kalm1~ken kan devaml1 gelmeye ba~lam1~t1r. Bu
gunden itibaren on be~ gun namazin1 kllar, ardindan on gun b1rak1r. Yirmi gun
k1lar.
Adet gunlerini kan gordugu surelerin orta say1da olanina ya da son iki adetin
en az olan1na gore belirlemek, ~u ~ekilde ac;1klan1r: Hay1z adeti be~, temizlik adeti
yirmi gun olan bir kadin, yedi gun kan gorse, on be~ gun temiz olsa, alt1 gun kan
gorse, on yedi gun temiz olsa, ardindan devaml1 kan gelmeye ba~lasa, adette orta
say1ya itibar edenlere gore kadin1n adeti, alt1 gun, temizlik suresi de on yedi gun
olarak belirlenir. C,:unku adette, gorecegi degil de gordugu gunler ic;erisindeki orta
say1ya itibar edilir. Burada onceki be~, sonraki yedi gun oldugu ic;in orta hay1z say1s1
alt1d1r. Bunun yaninda temizlik suresi on yedi gun oldugu ic;in de orta hay1z say1s1
alt1d1r. Temizlikte adet gunleri yirmi iken bir defa on be~ gun hay1z gormu~tU. Bu
kad1n1n orta temizlik say1s1 da on yedi olmu~ olur.
Adet gunlerini tesbitte son iki adetin en az olan1na itibar edenlere gore ise
son iki adetin en az1 olduklan ic;in hay1zda alt1, temizlikte on be~ gun kabul edilir.
Burada kad1n, bir defa yedi, bir defa alt1 gun kan gormu~, bir defa on yedi, bir
defa da on be~ gun temiz olmu~tur. Bu nedenle kadinin kan1n devaml1 geldigi
gunlerdeki adeti, son iki adetin en az olan1na gore belirlenmi~tir.
Adet konusunda ba~ka bir kural (as1I) da ~udur: Asll adeti bulunan bir kadina, [3/187]
degi~ik temizlik ve degi~ik kan gormesi nedeniyle, yeni bir adet belirlenme geregi
duyuldugunda orta say1daki adete itibar edenlere gore, orta say1da olan gunler
adet gunleri olarak belirlenir. Son iki adetin en az olanina itibar edenlere gore ise
en az olan1, adet sayll1r. Bunda asll adete denk gelenler dikkate al1n1r. Bunun ic;in
eskiden adet olan say1 at1ld1ktan sonra geriye kalan sayllardan orta say1ya veya son
iki say1n1n en az olan1na bak1l1r; bu say1 asll adete denk gelirse kad1n bilir ki eski
adet devam etmektedir. Bu kad1n, adetin duzgun olup olmad1g1ni buna gore
belirler. Bu say1 asll adete denk gelmiyorsa kad1n asll adetin bozuldugunu, at1lan
say1n1n kendisi ic;in yapmac1k adet oldugunu bilir. Art1k kanin devaml1 geldigi
zamanlarda adeti buna gore belirlenir.
Bunu ~oyle ac;1klayabiliriz: Hay1z adeti on, temizlik adeti yirmi gun olan bir
kad1n, otuz gun temiz olsa, on gun kan gorse; ardindan kirk gun temiz olsa, on
gun kan gorse; daha sonra on be~ gun temiz olup on gun kan gorse ve nihayet
yirmi gun temiz olsa ard1ndan da devaml1 kan gelse, bu durumda temizlikte orta
say1 yirmidir. C,:unku kad1n bir defa otuz, bir defa kirk, bir defa da on be~ gun
288 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
temiz olmu~tur. Onun ic;in temizlikte orta say1 yirmi gun olmu~ olur. Bu say1 da asll
adete denk gelmektedir. Bu at1ld1ktan sonra geriye on be~. otuz ve kirk
kalmaktad1r. Bu durumda orta say1 otuzdur. Bu say1 asll adete denk gelmedigi ic;in
art1k asll adetin bozuldugunu ogrenmi~ oluruz. Kanin devamli geldigi zamanlarda
atllan (eski adete denk gelen) say1ya gore adet belirlenir. Bu say1 burada on gun
hay1z, yirmi gun temizliktir.
Bu kad1n on gun kan gorse, otuz gun temiz olsa; on gun kan gorse, on be~
gun temiz olsa; on gun kan gorse, yirmi gun temiz olsa sonra da kan devamli
gelse, bu meselede de temizlikte orta say1 yirmidir. Bu say1 atll1r geriye on be~.
otuz, ve as1I adet say1sina denk olan yirmi gun kalm1~ olur. Geriye ka lan sayllar
ic;inde orta olan say1, ba~lang1c;ta at1lan aslT adete denk gelince kadinin adetinin
degi~medigini, bu nedenle bundan sonraki adetin buna gore belirlenecegini
ogrenmi~ oluruz.
Mesela bundan sonra kadin otuz gun kan gormese, bunun yirmi gunu
temizlik, on gunu ise hay1z hesap edilir. Bundan sonra on gun kan gorse -ki bu
kan, temizlik suresinin ba~lang1c1d1r- ard1ndan on be~ gun temiz olsa, bunun on
gunu temizlik suresini tamamlar. Be~ gunu hay1zdand1r. Sonra on gun kan gorse,
bunun be~ gunu hay1z suresinin geriye kalan k1sm1ni tamamlar. Be~ gunu temizlik
kabul edilir. Daha sonra yirmi gun temiz olsa, bunun on be~ gunu temizlik
suresinin geri kalan k1smin1 tamamlar,. Be~ gunu hay1z kabul edilir. Hay1z
suresinden be~ gun kalm1~ken kan devaml1 gelmeye ba~lam1~t1r. Bu durumda
kad1n, ba~lang1c;ta be~ gun namaz1n1 b1rak1r. Ard1ndan yirmi gun k1lar. Daha sonra
on gun namazin1 b1rak1r. Yirmi gun k1lar. Bu ~ekil bir uygulama, art1k kad1nin adeti
olmu~ olur.

Sorulan sorular aras1nda bu kurala gore hukme baglanan pek c;ok mesele
bulunmaktad1r. Konu ile ilgili kurallari iyi anlayan ve bilenler, bu meseleleri kolayca
hukme baglayabilir.
Allah Subhanehu ve Teala dogruyu daha iyi bilir. Donu~ ise yaln1z O'nad1r.

HAYZIN ADETTEN TEK VEYA <;iFT GUN ONCE YA DA SONRA


GELMESi
[3/188] Kura! ~udur: Kanin adetten bir gun once gorulmesi durumunda kad1n, adet
gunlerinin ilk ve ikinci gunu kan gormez. Eger kan iki gun once gorulurse, bu defa
kad1n, adetinin ilk ve ikinci gunu kan gorur.
Adetin tek Kan, adet gunlerinden bir gun gecikmeli gorulse, kadin, adet gunlerinin ne ilk
veya ~ift
giinler olarak ne de ikinci gunu kan gormez. Eger kan iki gun gecikmeli gorulse, bu defa, ilk gun
once olmas1 ya kan gormez, fakat ikinci gun gorur.
da gecikmesi
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 289
Bunun ac_;1klanmas1 ~udur: Adet gunleri her ay1n ilk uc_; gunu, temizlik gunleri
ise (kalan) yirmi yedi gunu olan bir kad1n, ay ba~1ndan itibaren bir gun kan gorse,
bir gun temiz olsa ve bu boylece devam edip gitse, kad1n ay ba~1ndan itibaren (uc_;
gun) hay1zl1d1r. c;:unku adet kanla ba~lay1p kanla sona ermi~tir. Bu durum ay1n nas1I
sona erdigini ogrenene kadar, boyle devam eder.
Ay1n nas1I sona erdigini ogrenebilmek ic_;in bir hay1z, bir temizlik gunu al1nir ki,
bu da ikidir. Bu say1, tam bir aya denk gelecek bir say1yla c_;arp1l1r ki o da on be~tir.
lki ile on be~in c_;arp1m1 otuz yapar. c;:arp1mda c_;1kan say1nin son gunu temizlik
gunudur. Boylece kad1n1n ikinci ayda, birinci aydaki adet gunlerini gordugunu
ogrenmi~ oluruz. Kadin1n adet gunleri, her defasinda boyle olur.

Bu kad1n, yirmi alt1 gun temiz olmak suretiyle bir gun once hay1z gormeye
ba~lasa da ardindan bir gun kan gorse, bir gun temiz olsa, bu durumda onun
hay1z kan gordugu ilk gun, temizlik suresinin son gunudur. Burada kad1n1n adet
gunleri temizlikle ba~lam1~ ve temizlikle sona ermi~tir. Bu nedenle de kadin, bu
aydaki adet gunlerinde hay1z gormemi~ olur.
Bu durumda kad1nin adet gunlerinin hukmu, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ikinci
aydaki kan gorecegi gunlere bagl1d1r.
Muhammed (rh a.)'e gore ise kan gordugu gunden itibaren uc_; gun, kad1nin
adet gunleri yerine (bedel olarak) hay1z kabul edilir. Bu durumda adetin degi~tigine
hukmedebilmek, ikinci defa hangi gunlerde kan gorecegine baglid1r. Bu nedenle
ikinci ay1n nas1I sona erdigine bakmak gerekir. Bunun ic_;in bir kan gelen bir
gelmeyen gun al1n1r ki, bu da iki gun yapar. Bu say1, yakla~1k otuz bire denk
gelecek bir say1yla c_;arpll1r ki o da on be~tir. lki ile on be~in c_;arp1m1 otuz yapar.
c;:arp1mda elde edilen sayinin son gunu temizlik gunudur. Bu gunden sonra,
temizlik adetini tamamlayan bir gun kan gormu~tUr. Bunun ardindan kadin,
uc_;uncu ayda, bir temizlik, bir kan ve yine bir temizlik gunu ile kar~lla~1r. Bu defa da
kad1n, adet gununde hay1z gormemi~ olur. Bu nedenle adeti, adet gununde arka
arkaya iki defa hay1z gormedigi ic_;in ibdal zamanina intikal eder.
Bu kad1n, ay1n yirmi be~inci gunu temiz olmak suretiyle iki gun once hay1z
gormeye ba~lasa da ard1ndan bir gun kan gorse, bir gun temiz olsa ve bu durum
boylece devam edip gitse, temizlik gunleri iki gun one al1nm1~t1r. Adet gunlerinde
ise, bir gun hay1z, kan gormu~ bir gun temiz olmu~ ve bir gun kan gormu~ olur.
Burada kadin, adet gunleri ic_;inde, hay1z gormu~ olmaktad1r. Bundan sonra ay1n ne
ile sona erdigine bakmak gerekir. Bunun ic_;in bir kan gorulen, bir temiz olunan
sure al1n1r ki, bu da iki gun yapar. Bu say1, c_;arp1m1 otuz ikiye denk gelecek bir say1
ile c_;arp1l1r ki o da on alt1d1r. iki ile on altinin c_;arp1m1 otuz iki yapar. c;:arp1mda c_;1kan
say1n1n son gunu temizlik gunudur. Bu gunden sonra kad1n, ikinci aydaki adet
gunlerinde, bir gun kan, bir gun temizlik ve yine bir gun kan gordugu gun ile
-
290 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kar~1la~1r. Bu defa da kad1n, adet gunlerinde, kan gormu~ olur. Bundan sonraki
aylarda da adet gunlerinde, hep boyle kan gorecektir.
Kan1n bilinen adet gununden bir ya da iki gun once gorulmesi meselesini
kad1n1n on alt1 gun temiz olduktan sonra devaml1 surette bir gun kan gorup, bir
gun temiz olmasina kadar bu ~ekilde gotUrebilirsin. Temizlik suresi on alt1 gun
oldugunda, temizlik gunlerinden geriye on bir gun kalmaktad1r. Ay1n ne ile sona
erdigini ogrenmek ic;in bir kan gelen, bir gelmeyen gun al1nir ki bu da ikidir. Bu
say1, c;arp1m1 yakla~1k on bire denk gelecek bir say1 ile c;arp1l1r ki, o da be~tir. lki ile
be~in c;arp1m1 on yapar. Carp1mda c;1kan say1nin son gunu temizlik gunudur.

Bu gunden sonra temizlik adetini tamamlayan, kan gorulen bir gun


[3/189] bulunmaktad1r. Bunun ard1ndan ikinci aydaki adet gunlerinde bir kan gelmeyen,
bir kan gelen ve yine bir kan gelmeyen gun ile kar~lla~1r. Bu durumda, adet
gunlerinde en az bir hay1z suresi kadarl1k surede kan gormemi~ olur. Bu nedenle
onun adeti, adet gunlerinde arka arkaya iki defa hay1z gormedigi ic;in, ibdal
zaman1na degi~mi~ olur. Bundan sonra kadin, her adet gunu boyle hay1z
gorecektir.
Bu kad1n on be~ gun temiz olduktan sonra bir gun kan gorse, bir gun temiz
olsa temizlik gunlerinden geriye on iki gun kalm1~t1r. Ayin ne ile sona erdigini
ogrenmek ic;in bir kan gordugu, bir temiz oldugu gun al1n1r ki bu da ikidir. lki,
c;arp1m1 tam on ikiye denk gelecek bir say1 ile c;arp1l1r ki o da alt1d1r. lki ile alt1nin
c;arp1m1 on iki eder. Carp1mda c;1kan say1nin son gunu temizlik gunudur. Bu
gunden sonra ikinci aydaki adet gunlerinde bir gun kan gorur, bir gun temiz olur
ve yine bir gun kan gorur. Burada kad1n, adet gunlerinde hay1z gormu~ olur.
Kad1n1n ikinci aydaki adet gunlerinde de adet gorup gormedigini ogrenmek
ic;in bir kan gelen gun, bir temiz oldugu gun al1n1r. Bu ikisinin toplam1, c;arp1m1 tam
kirk iki edecek bir say1yla c;arpll1r ki, o da yirmi birdir. iki ile yirmi birin c;arp1m1 kirk
iki yapar. Carp1mda c;1kan say1nin son gunu kan gormemi~tir. Bu gunden sonra,
ikinci aydaki adet gunlerinde bir kan gorulen, bir gorulmeyen ve yine bir gorulen
gun ile kar~lla~1r. Boylece kad1n her seferinde adet gunlerinde hay1z gormu~ olur.
Yirmi sekiz gun temiz olmak suretiyle adeti bir gun gecikse, ard1ndan, bir gun
kan gorse, bir gun temiz olsa bu kad1n, eski adet gunlerinde hay1z olmam1~t1r.
Bu kad1n, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ikinci adet zamanina kadar namaz1n1 k1lar.
Adet gunlerinin hukmu, ikinci ayda adet gorecegi gunlere bagl1d1r.
Muhammed (rh a.)'e gore ise kan gordugu andan itibaren ilk Lie; gun, kad1n1n
adet gunlerinin yerine hay1z kabul edilir (bedel). Bu durumda adetin degi~tigine
hukmedebilmek, ikinci ayda adet gorecegi gunlere bagl1d1r. Bunun ic;in bir kan
gordugu, bir temiz oldugu gun al1nir. Bu ikisinin toplam1, c;arp1m1 yakla~1k yirmi
dokuza denk gelecek bir say1yla c;arp1l1r ki o da on dorttur. lki ile on dordun
c;arp1m1 yirmi sekiz yapar. Bu son gun temizlik gunudur. Bu gunden sonra temizlik
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 291
adetini tamamlayan bir kan gordugu gun bulunmaktad1r. Bundan sonra kad1n,
ikinci aydaki adet gunlerinde bir gun temiz olur, bir gun kan gorur ve yine bir gun
temiz olur. Bu durumda kad1n, adet gunlerinde hay1z gormemi~ olur. Bu nedenle
adeti, adet gununde arka arkaya iki defa hay1z gormedigi ic;in, ibdal i~leminin
yap1ld1g1 zamana degi~ir. Bundan sonra kad1n, her adet gunu boyle hay1z
gorecektir.
Yirmi dokuz gun temiz olmak suretiyle hay1z adeti iki gun geciken, ardindan
bir gun kan gorup, bir gun temiz olan kad1n, EbQ Hanlfe (rh.a.)'ye gore, ikinci adet
zamanina kadar namazin1 k1lar. Muhammed (rh a.)'e gore ise kan gordugu andan
itibaren uc; gun, bedel yoluyla namaz1ni terk eder. Bu durumda kad1nin ikinci ayda
ne gordugune bakmak gerekir. Bunun ic;in bir kan gordugu, bir temiz oldugu gun
al1n1r ki bu da iki eder. Bu say1, c;arp1m1 yirmi sekiz say1s1na denk gelecek bir say1yla
c;arpil1r ki o da on dorttur. lki ile on dordun c;arp1m1 yirmi sekiz yapar. c;:arp1mda
c;1kan say1n1n son gunu temizlik gunudur. Bu gunden sonra kad1n, ikinci aydaki
adet gunlerinde bir kan gelen, bir gelmeyen ve yine bir gelen gun ile kar~1la~1r. Bu
kez kad1n, adet gunlerinde hay1z gormu~ olur. Bundan sonra, her adet gunu hay1z
gorecektir.
Yirmi yedi gun temiz olduktan sonra, iki gun kan gorse, bir gun temiz olsa ve
bu boylece devam edip gitse, EbO Yusuf (rh.a.)'a gore kad1nin adeti, kan gordugu
gunden ba~layarak uc; gundur. c;:unku o, adetin, temizlikle sona erebilecegini
kabul eder. Muhammed (rh.a.)'e gore, kad1nin hay1z adeti kan gordugu gunden
ba~layarak be~ gun, temizlik adeti ise yirmi be~ gundur.

Hakim e~-~ehld (rh .a.) ise "Bu hukum Muhammed (rh.a)'in kural1na
herhalukarda uygun du~memekle (gayr-i muttarit) birlikte o, buna mecbur
kalm1~t1r." demektedir. Bunun anlam1 ~udur: Adet gunlerine ilave olarak ibdal
yapmak, Muhammed (rh a )'e gore caz degildir. Ancak devamlil1k arz etmeyen
gec;erli iki temizlik arasinda olursa mustesna. Bu ko~ul da burada
bulunmamaktad1r.
Ancak Muhammed (rh a.), "Oc; gun, temizlikle sona erdigi ic;in kad1n, birinci
seferde adet gunlerinde hay1z gormemi~tir." demektedir. Art1k bu kadin her
[3/190]
defasinda adet gunlerinde hay1z gormeyecektir. Bunu ogrenmek istiyorsan kan
gelen ve gelmeyen gunleri al, ki bu da uc; gun yapar. Bu say1, tam bir aya denk
gelecek bir say1 ile c;arp1l1r ki, o da ondur. Oc; ile onun c;arp1m1 otuz yapar.
c;:arp1mda c;1kan say1nin son gunu temizlik gunudur. Bu gunden sonra kad1ni, ikinci
ayda iki hay1z ve bir temizlik gunu kar~1lar. Burada kadin, adet gunlerinde hay1z
gormemi~ olur. Bundan boyle de, hic;bir adet gunu hay1z gormeyecektir. Bu
durumda biz kad1nin adet gunlerine ilave yapmazsak, hayatinin c;ogunda kan
gormekle beraber omrunde hic;bir zaman hay1zl1 olmamas1 gerekecektir. Bu ise caiz
degildir. Bu zorunluluk nedeniyle kad1n1n adet gunlerini art1rarak ilk kan gordugu
292 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
andan itibaren be~ gunu hay1z sayd1k. Bunun ilk ikisi kan gorulen, biri gorulmeyen
ve son ikisi de yine kan gorulen gunlerdir. Bu durumda bu be~ gun kadinin adet
gunleri, ayin geriye kalan yirmi be~ gunu de onun temizlik gunleri olmu~ olur.
Bundan sonra da kad1n, art1k her adet gunu hay1z gorecektir.
Ebu Sehl el-Feraizl (rh a) ~oyle der: Bana gore dogru (esah) olan, kad1n1n
adetinin dort gun olmas1d1r. c;:unku kad1n1n adet gunlerine ilave yapmak bir
zorunluluk geregidir. Bu zorunluluk da, kadin1n adetinin kan ile ba~lamas1 ve kan
ile sona ermesi i<;in, adete bir gun ilave yap1larak ortadan kald1rilm1~t1r. Bu nedenle
adete bir gunden fazla ilave yap1lamaz. Kad1nin adeti de boylece dort gun olmu~
olur.
Abdullah ez-Za'feranl (rh a.) ise ~oyle der: Bana gore daha dogru olan, kadinin
adetinin uc; gunden biraz fazla olmas1d1r. <:;:unku adet gunlerine ilave yapmak bir
zorunluluk geregidir. Zaruret de kendi miktarinca olur. Buradaki zaruret, adet
gunlerine az bir vakit ilave edilmesiyle ortadan kalkar. Bu nedenle de adete bu
"an" dan fazlas1 ii ave edilemez. Bu durumda kad1n1n adeti de u<; gunden biraz
fazla olur.
Ancak Muhammed (rh a) bunlarin hit;birine itibar etmemi~tir. c;:unku hayzin
her donu~umu (devr) -ki bu da iki gundur- tek ~ey hukmundedir. <:;:unku biri yek
digeriyle s1k1 s1k1ya baglantll1d1r irtibatl1d1r. Bu durumda hayz1n bir k1sm1 ilave
yap1lacaksa, tamam1 ilave edilir. Bu nedenle de her ayin ilk be~ gunu kadin1n adeti
olmu~tur.

Kad1n iki gun kan gorse, bir gun temiz olsa, sonra da devaml1 kan gormeye
ba~lasa, Muhammed (rh.a.)'e gore kan devaml1 gelmeye ba~lad1g1 andan itibaren ilk
uc; gun adettir. Bundan oncekiler ise ozur kan1 olmu~ olur. <:;:unku adeti, ilk
gorulen kandan itibaren ba~latsa idik, adet temizlik gunuyle sona erdigi ic;in,
kadinin adetine ilave yapmak zorunlu olacakt1. Ancak adeti, kanin devaml1
gorulmesinden itibaren ba~latt1g1m1zda, adete ilave yapma geregi duymadan ilk uc;
gunu adet yapmak mumkun olur. Kanin devaml1 hale gelmesinden onceki kan
gelen iki gunu ve gelmeyen bir gunu hukumsuz kilmak (yok saymak). adet
gunlerine ilave yapmaktan daha iyidir. Bu nedenle bunlar yok sayll1r; kad1n1n adeti
de kanin devaml1l1k kazanmas1ndan itibaren uc; gun kabul edilir.
Abdullah ez-Za'feranl (rh a) ise ~oyle derdi: iki gunun ba~indan az bir vakit
hukumsuz say1l1r. Geriye iki gunden biraz az bir sure kan gelen ve bir gun temizlik
kal1r. Bu gunlere kan1n devaml1l1k kazand1g1 zamanin ba~indan az bir vakit eklenir
ki uc; gun tamamlans1n. Burada bu uc; gun, kan ile ba~lay1p kan ile sona erdigi ic;in
adet yapmak mumkun olmu~tur. Bir surenin yok say1lmas1 (ilga) ise zorunluluktan
dolay1d1r. Bu zorunluluk az bir vakti hukumsuz kllmakla ortadan kalkt1g1 ic;in, uc;
gunu tamamen hukumsuz kllmak caiz degildir.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
293
Kad1n yirmi yedi gunluk temizlikten sonra bir gun kan gorse, iki gun gormese
ve bu boyle devam edip gitse; birinci aydaki adet gunlerinde hay1z gbrmemi~ olur.
c;:unku Li<;;Lincu gun temiz olarak sona ermi~tir. Bundan sonra da kadin, art1k hi<;;bir
adet gunu hay1z gbremez. c;:unku daha once de a<;;1klad1g1m1z gibi, kad1n, ikinci
ayda da adet gunlerine, birinci aydaki gibi bir gun kan gorerek, iki gun temiz
olarak ba~lar.
Bu durumda adet gunlerine ilave yapmak zorunludur. Bu nedenle de kan [3/191]
gordugu ilk dart gun, kad1n1n adet gunleri kabul edilir. c;:unku bu dart gun, kan ile
ba~lay1p yine kan ile sona ermi~tir. Bununla birlikte bu iki kan aras1ndaki temizlik,
en az temizlik adeti i<;;in yeterli degildir. Bundan sonra kad1n1n temizlik adeti, ay1n
geriye kalan yirmi alt1 gunu olmu~ olur.
Abdullah ez-Za'feranl (rh.a.)'ye gore ise daha once ac;;1klad1g1m1z gibi kendisiyle
zorunluluk ortadan kalkt1g1 i<;;in dbrduncu gunden az bir vakit adete ilave yapil1r.
Bu kurala gore hukme baglanan pek c;ok mesele bulunmaktad1r. Ancak biz
bunlardan yeterli say1da mesele a<;;1klam1~ bulunuyoruz.
Hay1z adeti ayin ba~1ndan on gun, temizlik adeti ise yirmi gun olan bir kadin,
otuz gun temiz olduktan sonra devaml1 kan gbrmeye ba~lasa, Muhammed (rh.a.)'e
gore kad1n1n adeti, ibdal yoluyla, kan1n devaml1 gelmeye ba~lamasindan itibaren
on gun olmu~ olur. c;:unku bu kad1n, adet gunlerinde hi<;; kan gbrmemi~, bununla
birlikte cerr (<;;ekme) yoluyla ibdal yapma imkan1 bulunmu~tur. Bu on gunde ibdal
i~lemi yap1ld1ktan sonra kad1n1n temizlik adetinden geriye on gun kalmaktad1r. Bu
on gunu on be~ gune tamamlamak i<;;in kad1n1n ikinci aydaki hay1z adetinden be~
gun al1n1p temizlik adetine katil1r. Bu nedenle de bu be~ gunde ibdal yap1l1r.
Muhammed (rh a.) "Bu durumda kad1n, kanin devaml1 gelmesinden itibaren on
gun namaz1n1 b1rak1r. Ardindan on be~ gun kilar. Daha sonra be~ gun b1rak1r. Yirmi
gun kilar ve nihayet on gun b1rak1r, yirmi gun kilar." demi~tir.
Bu kad1n otuz iki gun temiz olsa durum yine boyledir. c;:unku kanin devaml1
gelmeye ba~lamas1ndan itibaren hay1z adetini ibdal yoluyla on gun yapt1g1m1zda,
temizlik adetinden geriye sekiz gun kalmaktad1r. Bu durumda sekiz gunu on be~
gune tamamlamak i<;;in ikinci aydaki hay1z adetinden yedi gun al1n1p (<;;ekilip)
temizlik adetine kat1l1r. Bundan sonra ikinci aydaki hay1z adetinden geriye Li<;; gun
kalm1~ olmaktad1r. Bu ise en az bir hay1z suresidir.

Bir kad1n otuz Li<;; gun temiz olsa o takdirde, kan1n devaml1 geldigi andan
itibaren temizlik adeti ic;;in ibdal yap1lmaz. c;:unku kad1n1n hay1z gunlerini ibdal
yoluyla on gun yapt1g1m1zda, onun temizlik adetinden geriye yedi gun
kalmaktad1r. Bu durumda yedi gunu on be~ gune tamamlamak i<;;in ikinci aydaki
hay1z adetinden sekiz gun al1p temizlik adetine katma (cerr) imkan1
bulunmamaktad1r. c;:unku ibdal i~lemine konu olan sekiz gunden sonra kad1n1n
ikinci aydaki hay1z adetinden geriye iki gun kalmaktad1r. Bunun, hayzin alt s1n1r1
294 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olmas1 mumkun degildir. Bu nedenle kad1n1n ikinci aydaki adet gunlerinde ibdal
i~lemi yapilmaz. Muhammed (rh a) bununla birlikte kad1n, ikinci aydaki hay1z adeti
zaman1na kadar namaz1n1 kilar, demi~tir. Allah dogruyu daha iyi bilir.

UNUTULAN ADET GUNLERiNiN TARiH HESABIYLA


BELiRLENMESi
Bir kad1n1n hay1z adeti on, temizlik adeti yirmi gundur. Dort yuz yetmi~ dbrt
yil1, Cumade'l-ula ayin1n on dorduncu gecesinden sonraki Pazar gunu devaml1
surette kan gbrmeye ba~lasa, ard1ndan delirse, uzun sure ak1I hastal1g1 devam etse,
daha sonra kan devaml1 iken iyile~se ve ayn1 gun -ki bu da dort yuz yetmi~ yedi
yil1, Zilka'de ay1n1n yirmi yedinci gunu olan Per~embe gunudur- bir alime gelerek o
gun hay1zl1 olup olmad1g1n1; eger hay1zl1 ise bu gunun hayz1n ilk gunu mu, yoksa
son gunu mu oldugunu; yok eger temizlik gununde ise bunun ilk gun mu, yoksa
son gun mu oldugunu sorsa, alimin izleyecegi yol, kan1n devaml1 gelmeye
ba~lad1g1 andan itibaren soru gunune kadar olan tarihleri incelemektir.

Bunun ic;in tam y1llan, tam aylan ve bir aya ula~mayan gunleri al1r. Yillan
aylara, aylan da gunlere baler. Sonra tamamindan noksan aylan c;1kanp atar.

(3/192] Sonuc;ta kan1n devaml1 gelmeye ba~lad1g1 tarihten soru an1na kadar geriye uc;
y1I, alt1 ay, on uc; gun kal1r. Yillan aylara bolmek ic;in uc; ile on iki c;arp1l1r. Otuz alt1
(ay) yapar. Bu say1ya alt1 ay eklenir. Bu da kirk iki ay yapar. Bu say1 da otuz ile
c;arpil1r. Ortaya bin iki yuz altm1~ say1s1 c;1kar. Bu say1ya on uc; eklendikten sonra
toplam say1, bin iki yuz yetmi~ uc; (gun) olur.
Ancak burada tam (30 gun) aylar yan1nda noksan (29 gun) aylar da
bulundugundan aylann yans1 tam, yans1 noksan kabul edilir. Toplam ay say1s1nin
yans1 kadar gun c;1kanl1r ki bu da yirmi bir gundur. Toplam say1dan geriye bin iki
yuz elli iki gun kal1r. Bundan sonra tam olarak hem uc;e hem de ona bolunebilecek
sayilar bulunur. Bunlar da toplam say1dan c;1kanl1r. (:unku kadin her otuz gunde bir
on gun hay1z, yirmi gun temiz olmaktad1r. Bunun sonucu, toplam say1dan, bin iki
yuz otuz c;1karil1r. Geriye yirmi iki kal1r. Bu say1 da hem uc;e hem de ona tam olarak
bolunemediginden, bunun ilk on gununun kad1nin hay1z adeti, son on iki
gununun ise temizlik adeti oldugunu anlam1~ oluruz. Bu durumda kadina, temizlik
suresinden geriye sekiz gun kald1g1 ve bu gunlerde namaz1n1 k1lmas1 gerektigi
sbylenir.
Ancak burada yine de bir belirsizlik (~uphe) vard1r. Bu belirsizlik, burada sbzu
edilen tam aylann say1s1n1n noksan aylann say1s1ndan daha az olmas1 olas1l1g1d1r. Bu
belirsizligi ortadan kald1rmak ic;in sayilar haftalarla hesap edilir. (:unku her hafta
tam yedi gundur. Haftalarla yap1lan hesap sonucu ortaya c;1kan say1 eldeki say1yla
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 295
ayni ise, o takdirde tam ve noksan aylann say1lan e~it demektir. Bu say1, eldeki
say1dan bir gun fazla c;1karsa, noksan aylann tam aylardan bir ay daha fazla oldugu
anla~1l1r. Bir gun noksan c;1karsa, tam aylann noksan aylardan bir ay fazla oldugu
anla~1lm1~ olur.

Bundan sonra tam olarak yediye bolunebilen say1lara bakilarak bu say1lar


toplam hesaptan c;1kanl1r. Bin yuz doksan tam olarak yediye bolunur. Geriye kalan
altm1~ ikinin de elli alt1s1 yediye bolunur. Altm1~ ikiden elli alt1y1 c;1kard1g1m1zda
geriye alt1 kalmaktad1r. Kanin devaml1 surette gelmeye ba~lad1g1 Pazar gunu ile
sorunun soruldugu Per~embe gunu aras1nda be~ gun bulunmaktad1r. Bu durumda
bir gun fazla c;1kt1g1 ic;in, noksan aylann tam aylardan bir ay daha fazla oldugunu
anlam1~ oluruz. 0 durumda elde kalan yirmi iki gunden bir gun c;1karil1r; geriye
yirmi bir gun kal1r. Bu say1n1n on gunu hay1z, on bir gunu temizlik gunu olmu~
olur. Bu durumda kadina, bu on bir gunun temizlik gunleri oldugu ve temizlikteki
adetini tamamlamak ic;in dokuz gun daha namaz kllmas1 gerektigi; ard1ndan on
gun namaz1n1 terk edip yirmi gun k1lmas1 gerektigi soylenir.
Bu c;e~it meseleler de yine bu ~ekilde hukme baglan1r.
Allah Subhanehu ve Teala her ~eyi daha iyi bilir.

BOLOM
Bir kad1n bir alime gelerek on be~ gun temiz oldugunu bunun d1~1nda ba~ka
bir ~ey hat1rlamad1g1n1 soylese, az da olsa, oncesi veya sonras1nin ozur kani alma
olasll1g1ndan dolay1, kad1n1n bu beyan1, ona adet belirlemek ic;in de adet ba~lang1c1
tespiti ic;in de yeterli degildir. Bu kad1na, ba~ka ne gordugunu hat1rlamas1 soylenir.
Eger ba~ka bir ~ey hat1rlayamazsa onun ic;in 'Adetini ~a~1ran kad1n1n hukmu' ile
hukmolunur. Bunu ileride ac;1klayacag1z.
Kadin, alime, gec;erli bir hay1z ve gec;erli bir temizlik hat1rlad1g1ni bunun
d1~inda ba~ka bir ~ey hat1rlamad1g1n1 soylese, oncesi ve sonras1nda ozur kan1
bulunma olas1l1gindan dolay1, kad1nin bu ac;1klamas1 da adet belirlemek ic;in yeterli
degildir.
"Ozur kani goren bir kad1n olmad1g1m1 biliyorum" derse, kad1nin bu beyani,
[3/193]
adetin bir defa ile degi~tigini benimseyen Ebu Yusuf (rh a.)' a gore, adet belirlemek
ic;in yeterlidir. Adetin bir defa ile degi~tigini benimsemeyen Ebu Hanlfe (rh.a) ve
Muhammed (rh.a.)'e gore ise, yeterli degildir.
Kad1n birbirine uygun (ayn1 say1da) gec;erli iki hay1z ve iki temizlik ya~ad1g1ni ve
bunlardan once ve sonra ozur kan1 gormedigini soylerse bu beyani, adet
belirlemek ic;in yeterlidir. Adet ba~lang1cin1 tespit ic;in ise yeterli degildir. c;:unku
adet iki defa farkl1 adet gorulmesiyle degi~ir. Fakat bu durum, iki hay1z ve iki
296 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
temizlik oncesi ve sonras1nda uzunca bir temizlik bulunmas1 olas1l1g1ndan dolay1,
kadinin adet ba~lang1cin1n tespiti i<;in yeterli olmamaktad1r.
Degi~ik sayilarda ge<;erli iki hay1z ve yine degi~ik say1da ge<;erli iki temizlik
gordugunu soylerse, kad1n1n bu beyan1, iki adetten en az1na itibar edenlere gore,
adet belirlemek i<;in yeterlidir. Fakat uzun bir temizlik olasil1g1 bulundugundan,
adet ba~lang1c1n1 tespit i<;in yeterli degildir. Boyle durumlarda, orta say1daki olan
adet asil alin1r, diyenlere gore adet tesbiti i<;in yeterli degildir.
Kad1n, degi~ik surelerde Li<; kez temizlik ve degi~ik surelerde Li<; kez kan
gordugunu soylese de, bu gunlerden once veya sonra ozur kani gorup
gormedigini hat1rlamasa, orta adete itibar edenlere gore, bu beyan, kad1n1n
adetini belirlemek i<;in yeterli degildir. c;:unku bu Li<; hay1z ve temizlikten geriye
ancak iki hay1z ve iki temizlik kal1r.
Eger kad1n, bu gunlerden once veya sonra ozur kani gormedigini bilirse, orta
adete itibar edenlere gore, bu beyan, kad1na adet belirlemek i<;in yeterlidir. Ancak,
adet ba~lang1c1n1 tesbit i<;in yeterli degildir. c;:unku az da olsa, uzun bir temizlik
suresi olas1l1g1 vard1r. Bu tLir meseleler boyle bir k1yaslama ile hukme baglanir.
Allah daha iyi bilir.

~A~IRTMA (IDLAL} ADET G0NLERiNiN UNUTULMASI


Kad mm
ad et Her ay duzenli adet goren bir kad1n, devaml1 kan gormeye ba~lasa ve bu
giinlerini kanamas1, iki adeti aras1ndaki zamani kaplasa, bu kad1n, hay1z gunlerinin say1s1n1
unutmas1
ve zamanini unutsa, hayz1n say1 ve zamanin1 kanaatinin ag1r bast1g1 ~ekle gore
belirler. c;:unku temizlik (taharet), k1bleye donmek gibi, namaz1n ge<;erli olmas1n1n
ko~uludur. Nas1I ki kad1n k1bleden emin olmad1g1 zaman, k1bleyi belirlemek i<;in
ara~t1rma yaparsa, hay1z ve temizlik gunlerinden emin olmad1g1nda da bu gunler
i<;in ara~t1rmada bulunur. Ag1r basan kanaati (zanni galibi) bir zamanin hay1z vakti
oldugu yon Linde ise o vakit i<;inde namazlanni b1rak1r. Ag1r basan kanaati bir vaktin
temizlik vakti oldugu yonunde ise, temiz olabilecegi ~uphesiyle her namaz vakti
i<;in alacag1 bir abdestle, namazlarin1 kilar. Kanaati, herhangi bir vakitte
kesinle~memi~; hay1z olma temizlik veya hay1z gormeye ba~lamak aras1nda
tereddutlu ise, bu kad1n, her namaz vakti i<;in alacag1 bir abdestle, namazlann1 kilar
<;Linku temiz olma olas1l1g1 vard1r. Kanaati, herhangi bir vakitte kesinle~memi~;
hay1z, temizlik ve hay1zdan <;1kmak aras1nda kalm1~sa hay1zdan temizlemi~
olabilecegi ~uphesiyle, her namaz i<;in y1kanarak namazlarin1 k1lar.
Ag1r basan kanaati bulunmad1g1 yerde kad1n, k1yas geregi, her an y1kanmas1
gerekir. c;:unku hi<;bir vakit yoktur ki, o vakit, kad1nin hay1z durumundan <;1kmas1
muhtemel bir vakit olmas1n.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 297
Ancak biz, bu k1yas1 kabul edersek a~1k bir zorluk olur. (:unku gerek dlnl,
gerek dunyevl ba~ka hi~bir i~e y1kanmaktan vakit ay1ramaz. Bu nedenle kad1na her [3/194]
namaz i~in y1kanmas1n1 gerekli k1ld1k.
EbO Ali ed-Dekkak (rh a )' a gore bu, k1yas geregidir. istihsana gore ise, kad1n1n
her namaz vakti i~in y1kanmas1 gerekir. Kad1na her namaz i~in y1kanmasin1 gerekli Oziirlii
kadmm her
kllmam1zda a~1k zorluk oldugu i~in, EbO Ali ed-Dekkak (rh a), bunun, Muhammed
namaz i~in
(rh.a )'in goru~u oldugunu sanm1~t1r. Bu, adet gunlerini bilen ve devaml1 kan goren gusletmesi
bir kad1n (mustehaza) i~in vaktin, namaz yerine konulu~u gibidir. Bu kad1n, bir
vakitte bir abdestle namaz k1labildigi gibi, y1kanma hususunda da vakit, namaz
yerine ge~er.
Ancak daha dogru goru~, Kitabu'l-Asf'da an1lan goru~tUr. Buna gore kad1n,
her namaz i~in y1kan1r. (:unku zorlugun dikkate alinmas1, aksine delil bulunmayan
yerlerde ge~erlidir. Burada ise, kadinin her namaz i~in y1kanmas1 gerektigine dair
hadis (eser) gelmi~tir.
Hamne bint. Cah~ (r.a.) yedi y1I devaml1 kan gordugu zaman, Peygamber (s.a.v.)
ona her namaz i~in y1kanmas1n1 emretmi~tir.
Bu kad1n, adet gunlerini unutmu~sa, hadis onun hakk1nda delildir. Eger adet
gunlerini hat1rl1yorsa ve biz, adet gunlerini hat1rlayan kad1na her namaz i~in
y1kanmas1n1 gerekli k1lm1~sak, adet gunlerini unutana bunu oncelikle gerekli
goruruz. Abdurrahman b. Avf (r.a )'1n e~i Hamne bint. Cah~' a Peygamber (s.a v.)

boyle emretmi~ti. EbO Huzeyfe (ra.)'nin e~i Seleme bint. Suheyl'e de ayni ~eyi
emretti. Ancak bu ona zor gelince; Peygamber (s.a.v.), ogle namaz1n1 vaktin sonuna
kadar ertelemesini ve bir gusulle ogleyi vaktin sonunda, ikindiyi de vaktin ba~1nda
k1lmas1n1; ak~am namaz1n1 vaktin sonuna kadar ertelemesini ve y1kan1p ak~am
vaktin sonunda; vaktin ba~inda da yats1 namaz1n1 tek gusulle kllmas1n1; sabah
namaz1 i~in tan vakti y1kanmas1n1 emretmi~tir. ibrahim en-Nehal (rh.a.) de bu
goru~u benimsemi~tir.

Bize gore bu olay1n yorumu, kad1n1n, hay1z gormekten ~1k1~1n1n devaml1 bu


vakitlerin sonunda oldugunu hat1rlamas1 durumundad1r.
Sa'd b. CUbeyr (r a) ~oyle demi~tir: Gozlerini kaybettikten sonra lbn Abbas
(r a.)' a yaz1l1 olarak bir fetva soruldu. 0 da bunu okumam i~in bana verdi. Ben de
yazllan1 ona okudum. Kag1tta "Ben, devaml1 kanamas1 olan Musluman bir
kad1nim. Durumumu Ali (r.a.)'ye sordum. Bana her namaz i~in y1kanmam
gerektigini soyledi." diye yaz1l1yd1. lbn Abbas (r a); "Ben de bu kadin i~in, Ali
(r a.)'nin soylediklerinin ayn1s1n1 soyluyorum." dedi.
i~te biz butUn bu rivayetlerden dolay1 kad1na, her namaz i~in y1kanmas1n1
gerekli k1ld1k.
298 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
EbO Sehl (rh.a )'e gore boyle bir kad1n, bir namaz vaktinde y1kanir ve namaz1ni
kllar. lkinci vaktin namaz1n1 kllmak ic;:in tekrar y1kan1r ve en az1ndan birinin
kesinlikle temiz olarak yerine getirildiginden emin olmak ic;:in, onceki vakitte k1ld1g1
namaz1 iade eder. (unku ibadetler konusunda ihtiyatl1 davranmak gerekir.
Ozurlu kad1n farz namazlarla birlikte me~hur sunnetleri de k1lar. (unku
sunnetler farz namazlara tabldirler. Onlardaki eksiginin yerini doldurmak ic;:in
me~ru kll1nm1~t1r. Ayn1 ~ekilde kad1n, vacip ya da muekked sunnet oldugu ic;:in vitir
namaz1n1 da k1lar. Bunlann d1~1nda nafile k1lmaz. (unku temizlik gunlerinde nafile
k1lmak mubah, hay1z gunlerinde ise haramd1r. Mubah ile bid'at aras1nda
[3/195]
tereddutlu olanlar yap1lmaz. (unku bid'attan sak1nmak vaciptir.
Bu durumdaki kad1n, k1ld1g1 namazlann her rekat1nda, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye
Oziirlii kadmm
farz gore farz k1rat1n kendisiyle tamamland1g1 miktar olan bir ayet, EbO Yusuf (rh a) ve
namazlardaki Muhammed (rh.a.)'e gore uc;: ayet okur.
k1raat1
Hanefl alimlerimiz (rh a.)' den baz1lan, kad1nin farz namazlann ilk iki rekat1nda,
sunnetlerin ise her rekat1nda Fatiha'y1 okumas1 gerektigini soylemektedir. (unku
fatiha, okunmas1 vacip olmak uzere belirlenmi~tir. Kad1n, namazda onu terk
edemez. Ancak onunla birlikte ba~ka bir sure de okumaz. Nitekim, sunnet mi
bid'at m1 oldugu belirsiz olan bir ~ey yapamayacag1 ic;:in, namaz d1~1nda tam bir
ayet okuyamaz.
Ayni ~ekilde kad1n, her an hay1zl1 olma olasll1g1 bulundugu ic;:in, Mushaf'a
dokunamaz. Mescide giremez. (unku hay1zl1n1n Mushaf'a dokunmas1, mescide
girmesi ve Kur'an'dan tam bir ayet okumas1 caiz degildir.

Oziirlii
Ozurlu kad1n, secde ayetini duydugu anda hemen secde yaparsa, secde borcu
kadmm secde uzerinden du~er. Cunku, bu s1rada temizlik gunlerinde bulunuyorsa, uzerine vacip
ayetini
duyunca
olan secdeyi yerine getirmi~ olur. Yok eger hay1zl1 ise zaten secde ayetini i~itmekle
secde etmesi kendisine secde vacip olmaz.
Kad1n secdeyi daha sonra yaparsa, on gun sonra tekrar secde etmesi gerekir.
Cunku bu, kad1nin secde ayetini temizlik durumunda i~itip, vacip olduktan sonra,
secdeyi hay1zl1 durumda yapm1~ olma olas1l1g1 vard1r. Bu nedenle secde, kad1ndan
du~mez. On gun sonra tekrar secde ettiginde, iki secdeden en az birini temizlik
durumunda yapt1g1ndan emin olur.

isitihazah Bu kadin, hac yaparken, kudOm (tahiyye) tavaf1n1 yapmaz. (unku bu tavaf
kadmm sunnettir. Sunnet mi bid'at mi oldugu belirsiz ibadetleri de yapamaz. Ancak,
Hac'da
tavaf ziyaret tavaf1, harnn rukunlerinden biridir. Onu mutlaka yapmal1d1r. Ard1ndan,
yapmas1 ikisinden birini temizlik durumunda yapt1g1ndan emin olup da boylece ihramdan
c;:1kmak ic;:in, on gun sonra iade etmesi gerekir.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
299
Ozurlu kad1n, veda tavaf1n1 yapar ve bunu daha sonra iade etmez. c;:unku bu
tavaf, temizlik durumundaki kad1nlara vaciptir, hay1zl1 kad1nlara vacip degildir. Bir
kad1n eger hay1zl1 ise ona tavaf gerekmez. Temiz ise zaten tavaf1 yapm1~ demektir.
Bu durumdaki kad1nla kocas1, cinsel ili~kide bulunamaz. c;:unku cinsel ili~ki,
kendisinde zaruret bulunan bir fiil olmay1p ~ehveti gidermekten ibarettir. Hay1zl1
iken cinsel ili~kide bulunmak ise haramd1r.
Hanefl alimlerimizden bazllan, "Temiz durumda iken hakk1 oldugu ii;;in koca,
temizlik gunlerini ara~t1np bzurlu olan e~iyle bu gunlerde cinsel ili~kide
bulunabilir." demi~lerdir. Bunlann gereki;;eleri ~udur: Temizlik suresi hay1z
suresinden daha fazlad1r. Helalligin galip bulundugu durumlarda ara~t1rmada
bulunmak caizdir. Nitekim mezbahada, kesilen hayvanlarla blu hayvanlar birbirine
kan~t1klannda, kesilmi~ hayvanlar olulere galip ise, bu durumun ara~t1rilmas1
caizdir.
Ancak bu dogru degildir. c;:unku "K1zlar Hakk1nda Ara~t1rma Yapmak"
konusunda ai;;1ki;;a belirtildigi gibi, kad1n1n cinsel organiyla ilgili konularda cinsel
ili~ki ii;;in temizlik gunlerini ara~t1rmak, caiz degildir. Ara~t1rmada bulunmak, milk
olan ~eyleri almakta degil, al1nmas1 izin almak suretiyle helal olan ~eylerde
gei;;erlidir.
Bu kad1n, Ramazan ay1nin hii;;bir gunu orucunu yemez. Bununla birlikte,
Ramazan ay1 i;;1kt1ktan sonra hay1z gunlerini kaza etmesi gerekir.
Ozurlu kad1n1n, ay ister tam ister eksik olsun, her ay gordugu hay1z, on gunu
gei;;mez. c;:unku ay1n geriye kalan k1sm1 temizlik gunleridir. Eger ay eksikse (yirmi
dokuz gun ise), bu eksiklik hay1z gunlerinden degil, temizlik gunlerinden say1l1r.
Ozerinde durdugumuz mesele ui;; ~ekilde du~unulebilir: Ya kadin, hayz1n gece
ba~lad1g1n1 veya gunduz ba~lad1gin1 hat1rlar, ya da bunlardan hii;;birini hat1rlamaz.

Eger kad1n hayz1n1n gece ba~lad1gin1 hat1rlarsa, yirmi gunluk orui;; kaza etmesi
gerekir. c;:unku bir ay ii;;inde en fazla on gunluk orucu gei;;ersiz olmu~tur. Belki [3/196]
orucu kaza etmeye ba~lad1g1 gun hay1z ba~lang1c1na denk gelmi~tir. 0 zaman, on
gunluk kaza yeterli olmaz. Bu nedenle, ancak ba~ka bir on gunluk orui;; kaza
etmesi yeterli olmaktad1r. Bu kad1n ancak yirmi gun orui;; tuttugunda, uzerindeki
kazalardan kesin olarak kurtulmu~ olmaktad1r.
Eger kad1n hay1z1n1n gunduz ba~lad1gin1 hat1rlarsa, ihtiyaten yirmi iki gunluk
orui;; kaza etmesi gerekir. c;:unku bu kad1n1n bir ay ii;;inde en fazla on bir gunluk
orucu gei;;ersiz olmu~tur. Hay1z gune~in dogmas1ndan itibaren ba~larsa, on gunluk
hay1z, on birinci gunun ayni vaktinde biter. Bu nedenle bu gundeki orucu gei;;ersiz
olur. Bundan sonra kad1n, kazanin ba~lang1c1n1n hayzin ilk gunune denk gelmesi
muhtemel oldugu ii;;in, hay1z gunlerinin iki kat1 kadar gun kaza eder. Bu durumda
300_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
kad1na, on bir gunluk oruc; yeterli olmaz. Ancak, ba~ka on bir gunluk bir oruc;
kazas1 yeterli olur.
Eger kadtn hay1z1ntn gunduz mu, gece mi ba~lad1g1n1 hat1rlayamazsa, Hanefl
alimlerimizin (rh a.) c;oguna gore, yirmi gun kaza etmesi gerekir. c;:unku hay1z on
gunden fazla olmaz.
Ebu Ca'fer (rha) (et-Tahavl) ise, hayz1n, gunduz ba~lama olas1l1g1
bulundugundan, yirmi iki gun kaza eder, demektedir. c;:unku ibadetlerde ihtiyatl1
davranmak, gerekir. Bu durumda kad1n1n, kaza oruc;lar1n1, ay1n hemen bitiminden
itibaren tutmas1yla daha sonra tutmas1 aras1nda degi~en bir ~ey yoktur.
Butun bu anlat1lanlar, kad1n1n hay1z ve temizlik adetinin, her ay dbnu~umunu
tamamlad1g1n1 bilmesi durumunda gec;erlidir. Eger kad1n bunu da hat1rlamazsa,
ihtiyatl1 olan1 yapmas1 gerekir. Bu nedenle, ay1n hic;bir gunu orucunu yemez. Eger
hayz1n gece ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, on be~ gun kaza etmesi gerekir.c;:unku hay1z
gunlerinin on, temizlik gunlerinin de on be~ gun olmas1 caizdir. Gec;ersiz olan on
be~ gun oruc; ise, ya ay1n ilk on gunu ile son be~ gunu, ya da hayz1n1n kalan1 olan,
ay1n ba~1ndaki be~ gun ile sonundaki son on gun olmu~ olur.
Kaza etmesi gereken on be~ gunluk orucu oldugunu bilince deriz ki; bu kad1n
ya ayin hemen bitiminden itibaren ara vermeksizin, ya da ondan aral1kl1 olarak
ba~ka bir zamanda kaza eder. Eger aya biti~ik olarak kaza ederse, yirmi be~ gun
oruc; kazas1 gerekir. c;:unku gec;ersiz olan orucu, ay1n ba~1ndan on gun, sonundan
be~ gun ise, hay1z gunlerinin alt1nc1 gunu oruc; tutmad1g1 gun olur. Kad1n bu
gunde oruc; tutmaz. Bundan sonraki on dokuz gunde oruc; tutar. Hayz1nin geri
kalan dbrt gununde oruc; onun ic;in yeterli olmaz. Bundan sonra gelen on be~ gun
yeterli olur. Eger kad1n1n gec;ersiz olan orucu, ay1n son on gunu ise, oruc; tutmad1g1
gun temizlik gunlerinin ilk gunu olur. Kad1n bu gunde orucunu tutmaz. Bundan
sonra, on dbrt gun de ona yeterli olur. Ard1ndan on gun de yeterli olmaz; daha
sonra ba~ka bir gun tutabilir. Bu durumda kad1n1n yirmi be~ gun, birinci durumda
ise dokuz gun oruc; tutmas1 gerekir. 0 durumda kad1n, ihtiyatl1 davranarak yirmi
be~ gun oruc; tutar.

Eger kad1n bu orucu ay1n bitiminden bir sure sonra kaza ederse, yine yirmi
be~ gun kaza eder. c;:unku kazan1n ba~lang1c1nin hayz1n ilk gunune denk gelme
olas1l1g1 vard1r. Bu durumda on gunun orucu yeterli olmaz. Ard1ndan gelen on be~
gunun orucu yeterli olur.
Kad1n hayzin gunduz ba~lad1g1n1 bilirse, ay1n en fazla on alt1 gunu orucu
[3/197]
gec;ersiz olur. Bu gunler, ya ay1n ilk on bir gunu ile son be~ gunudur, ya da ay1n
ba~1nda hayz1n ilk be~ gunu ve ay1n son on bir gunudur. Bu gunleri kad1n, ya
Ramazan'in hemen bitiminden itibaren ara vermeden, ya da ara vererek daha
sonra kaza eder. Ramazan'1n bitiminde ara vermeden hemen kaza etmeye
ba~larsa, otuz iki gun kaza oruc; tutmas1 gerekir. c;:unku hay1z ba~lang1c1 ay1n ilk
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
301
gunu ise, hayzin alt1nc1 gun orucunu yedigi gun olur. Bu gunde oruc;; tutmaz.
Bundan sonraki be~ gundeki oruc;; yeterli degildir. On dart gundeki yeterlidir.
Ardindan on bir gun yeterli olmaz. lki gun yeterli olur. Bunlann tamam1 da, otuz iki
gun yapar.
Hayz1 Ramazan'in sonunda sona ermek suretiyle, temizligin ilk gunu $evval'in
ba~1na denk gelirse, bayram gunu kaza orucu tutmaz. Bundan sonra, on uc;; gun
oruc;; yeterli olur. Ard1ndan on bir gun yeterli olmaz. Daha sonra uc;; gun yine
yeterlidir. Bunlann tamam1 yirmi yedi gun olur. Bu varsay1ma gore kadin yirmi yedi,
bnceki varsay1ma gore ise otuz iki gun kaza etmesi gerekir. Bu kadin, ihtiyatla
amel ederek, uzerindeki borc;;tan kesin bir surette kurtulmak ic;;in otuz iki gun oruc;;
tutar.
Eger bu orucu ayin bitiminden bir sure sonra kaza ederse, otuz sekiz gun
kaza etmesi gerekir. c;:unku kazasin1n ba~lang1c1n1n hayz1n ilk gunune denk gelme
olasi11g1 vard1r. Bu durumda kad1n on bir gundeki orucu yeterli olmaz. Sonra on
dart gunde yeterli olur. Sonraki on bir gun yine yeterli olmaz. Ard1ndan iki gun
yeterli olur. Bunlann toplam1 otuz sekiz gun yapar.
Bu kadin bu kadar oruc;; tutarsa, kendisine farz olan on alt1 gunluk orucu
kesin caiz olarak tutmu~ demektir.
Hayzin gece mi gunduz mu ba~lad1g1n1 hat1rlamayan bir kad1n Hanefl
alimlerimizin (rha.) geneline gore, yirmi be~ gun oruc;; tutar. Ca'fer et-Tahavl
(rh.a.)'ye gore ise gece veya gunduz ba~lamas1ndan ihtiyata daha uygun olan1n1
esas al1r. Eger aral1ks1z Ramazan ayinin hemen pe~inden kaza ederse, otuz iki gun;
daha sonra kaza ederse, otuz sekiz gun oruc tutar. ButUn bunlar, Ramazan ayin1n
tam (otuz gun) oldugu zamanlarda gec;;erlidir.
Ramazan ay1 noksan (yirmi dokuz gun) olursa, kad1na on be~ gun oruc;; kazas1
gerekir. c;:unku biz, bu durumdaki kad1n1n tuttugu orucun on dart gununun
gec;;erli oldugundan eminiz. On be~ gunun de gec;;ersiz oldugu belli olur. Bu kadin,
kaza yapmak istediginde, kaza orucuna ba~lang1cin1n hay1z ba~lang1cina denk
gelmesi mumkun oldugundan, otuz yedi gun oruc;; tutar. Hayz1 gunduz olmas1
durumunda orucunun on bir gunu yetersiz olur. Ancak on dart gun yeterli olur.
Daha sonra on bir gun yetersiz; ard1ndan bir gun yeterlidir. Bunlann tamam1 ise,
otuz yedi gun yapar. Bundan dolay1 kad1n, uzerindeki oruc;; borcundan kesin olarak
kurtulmak ic;;in, bu kadar oruc;; tutar.
Bir kadina, oldurme veya ozurlu durumuna du~meden once -ki bu durumda
zaten her gun ic;;in hay1z, ya da temizlik olma olasi11g1ndan dolay1 ~uphe bulundugu
ic;;in kefaret gerekmiyor- orucunu kasten bozmak suretiyle oruc;; kefaretinden dolay1
pe~i pe~ine iki ay oruc;; tutmak farz olsa; ~u iki durumdan biriyle kar~1 kar~1yad1r: Ya
her ay hay1z gordugunu hat1rlar veya hat1rlamaz.
302 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
Bu iki durumun her birinde ~u iki varsay1m bulunur: Ya hay1z1n gece mi
[3/198]
gunduz mu ba~lad1g1n1 bilir, ya da bilmez.
Bunlardan birinci durumda, yani hayz1n her ay bir dbnu~um yapt1g1nda kad1n,
hayz1n gece ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, onun, doksan gun oru<;; tutmas1 gerekir. Cunku
onun pe~i pe~ine atm1~ gun oru<;; tutmas1 farzd1r. Clinku tutulan her otuz gun oru<;;
i<;;inden yirmi gun gec;;erli oruc;; tutuldugu kesindir. 0 durumda kad1n, doksan gun
oru<;; tuttugunda, atm1~ gun gec;;erli oru<;; tuttugundan emin olur. Bununla da
uzerinden kefaret du~er.
Hayz1n gunduz ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, oru<;; ba~lang1c1n1n hay1z ba~lang1c1na
denk gelmesi mumkun oldugundan, yuz dart gun oru<;; tutmas1 gerekir. Bu
kad1nin, on bir gun orucu gec;;ersiz; on dokuz gun ge<;;erlidir; ard1ndan on bir gun
yine gec;;ersiz; on dokuz gun gec;;erlidir. Oc;;uncu ayda da yine bu ~ekildedir. Bbylece
say1 doksan gune ula~1r. Bu say1dan ancak elli yedi gunde kad1n1n tuttugu oru<;;
ge<;;erli olmu~ olur. Bundan sonra, on bir gun gec;;ersiz, Li<;; gun gec;;erlidir. Bbylece
gec;;erli oruc;;lari altm1~a tamamlanm1~ olur. Bu ~ekilde say1nin tamam1 yuz dbrt
gune ula~1r. Bu nedenle kad1n bu kadar oru<;; tutmu~tur.
Hayz1n gece mi gunduz mu ba~lad1gin1 hat1rlayamazsa, bu durumda kad1n,
Hanefi alimlerimizin (rh a) <;;oguna gore, doksan gun oru<;; tutar. Bilgin Ebu Ca'fer
(rh.a )'e gore ise, ikisinden ihtiyata daha uygun olanin1 al1r. Yuz dart gun oru<;; tutar.

lkinci durumda, yani hayz1n ka<;; gunde dbnu~um yapt1g1ni hat1rlayamad1g1


durumda, eger hay1z1n gece ba~lad1g1ni hat1rlarsa, yuz gun oru<;; tutmas1 gerekir.
Cunku tutulan her yirmi be~ gun oruc;;tan, on gun hay1z, on be~ gun temizlik
olmas1 nedeniyle on be~ gundeki orucunun caiz oldugundan emin olunur. Bu
kad1n yuz gun oru<;; tuttugunda, altm1~ gun kesin olarak gec;;erli oru<;; tutmu~ olur.
Bu oruc;;la da kad1n1n uzerinden kefaret du~er.
Kad1n, hayz1n1n gunduz ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, oru<;; ba~lang1c1nin hay1z
ba~lang1c1na denk gelmesi mumkun oldugundan, yuz on be~ gun oru<;; tutmas1
gerekir. Bunun i<;;in kad1n1n, on bir gun orucu yetersiz; on dart gun yeterli olur.
Ardindan on bir gun yeterli degil; on dart gun yeterlidir. Boylece say1 yuz gune
ula~1r. Ancak bu say1dan sadece elli alt1 gunde tuttugu oru<;; gec;;erli olmu~ olur.
Bundan sonra, on bir gundeki orucu yetersiz; daha sonra on dart gunden dart
gunu yeterli olur. Bbylece altm1~a tamamlan1r. Bu ~ekilde say1n1n tamam1 yuz yirmi
be~ gune ula~m1~ olur. Ancak bu sayinin sadece atm1~ gununu kad1n gec;;erli oru<;;
tutmu~tur.

Kad1n eger hayz1n ne zaman ba~lad1g1ni hat1rlam1yorsa, bunda da


ac;;1klad1g1m1z gbru~ ayril1klari gec;;erlidir.
6ziirlii olup adet Yemin kefareti olarak kendisine Li<;; gun oru<;; vacip olan bzurlu kad1n, hayz1n
giinlerini unutan
kadmm yemin
gece ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, kefaret olarak, on be~ gun oru<;; tutmas1 gerekir. Cunku
kefareti orucu orucunun ba~lang1c1 hay1z ba~lang1c1na denk gelirse, tuttugu on gun oru<;; gec;;erli
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 303
olmaz. Ancak bundan sonra tuttugu ui;; gun orui;; gei;;erli olur. Bu ikisi on ui;; gun
yapar. Bu durumda kadin, orui;; tutmaya ba~lad1g1nda temizlik gunlerinden geriye
bir ya da iki gun kalm1~sa, kad1n1n bu iki gunde tutmu~ oldugu orui;;lar gei;;erli, on
gunde tuttugu gei;;ersizdir. Boylece de orucun arka arkaya tutulmas1 kesintiye
ugram1~ olur. Cunku yemin kefaretinde tutulan ui;; gun orui;;, arka arkaya
tutulmal1d1r. Kendisinde hay1z olmayan ui;; gun bulabileceginden dolay1 kad1n1n,
yemin kefareti ii;;in tutacag1 orui;;ta, hay1z mazereti bag1~lanmam1~t1r.
Oldurme ya da orui;; kefaretinden dolay1 arka arkaya tutulmas1 gereken iki ay
orui;; ise, bunun gibi degildir. Biz bunu Orui;; Kitab1'nda ai;;1klad1k. 308 Yemin kefareti
tutacak olan kad1nin, ihtiyaten, on be~ gun orui;; tutmas1 gerekir. Nitekim oruca
ba~lad1ginda kadinin temizlik gunlerinden geriye iki gun kalm1~ olsa, bu gunlerdeki
orucu yetersizdir. Cunku sonraki on gun, hay1z ozru nedeniyle (tutmad1g1 ii;;in) pe~
pe~e olma kesintiye ugrar. Fakat (on gunden) sonra tutacag1 ui;; gunluk orui;;,
gei;;erli olur. Boylece tutulan orui;;lann tamam1 on be~ gun eder. Bu kadin dilerse
once ui;; gun, sonra on gun, sonra da ba~ka bir ui;; gun orui;; tutar. Boylece burada
tutulan iki tane ui;; gunluk orui;;tan biri kesin olarak temizlik zamanina denk gelmi~
olur. Bu gunlerde tuttugu orui;;lar kefaret olarak gei;;erli olur.
Bu durumdaki kad1n, hayz1n gunduz ba~lad1g1n1 hat1rlarsa, on alt1 gun orui;;
tutmas1 gerekir. Cunku oruca ba~lad1g1nda kad1n1n temizliginden geriye iki gun
kalm1~ olmas1 mumkundur. Bu iki gunde tutulan orui;; ise, pe~ pe~eligi kesintiye
ugrad1gindan, yemin kefareti olmaz. Bundan sonra on bir gun orucu, hay1z
nedeniyle yetersizdir. Ard1ndan ui;; gun yeterlidir. Bu gunlerin tamam1, on alt1 gun
yapar. Kadin ui;; gun orui;; tutmu~; on bir gun tutmam1~; ard1ndan tekrar ui;; gun
tutmu~tur. lki seferdeki ui;; gunluk orui;;lardan birinin temizlik zaman1nda tutuldugu
kesinlik kazanm1~t1r. Dolay1s1yla bu orui;;, kefaret yerine gei;;er.
Muhammed (rh.a.), her ay on gun hay1z goren bir kad1n1n on gunluk Ramazan Miistehaza
orucu kaza etmesinin, yine bu esasa gore olacag1n1 soylemi~tir. Bu kad1n isterse, olup adet
giinlerini
ai;;1klad1g1m1z gibi, yirmi gun orui;; tutar. isterse bir ayda on gun, ba~ka bir ayda da unutan
oncekinden ayn ba~ka bir on gun orui;; tutar. Boylelikle bu iki on gunluk orui;;tan kadmm kaza
orucu
birinin temizlik zamanina denk geldiginden emin olur. tutmas1
Hay1z ba~lang1c1nin her ay ui;; ya da dort gun oldugunu hat1rlayan kad1n1n
Miistehaza
durumu da boyledir. Bu kadin1n, Ramazan gei;;tikten sonra, bu gunlerin iki kat1n1
olup adet
kaza etmesi gerekir. lsterse, bu gunler kadann1 bir ayin on gununde, bir o kadann1 giinlerini
hat1rlamayan
da ba~ka bir ay1n diger on gununde tutar ki, ikisinden birinin temizlik zaman1na
kadmm kaza
denk geldiginden emin olsun. Boylece bu gunlerde tutulan orui;;lar, kaza yerine namaz1
gei;;sin. Ancak Ramazan'in kazas1nda, say1y1 eksiltmek suretiyle kad1n ii;;in herhangi

308
Bkz . Serahs1, el-Mebsut, 111/81
304 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
bir hafifletme sbz konusu olmad1g1ndan, bu mesele ile ugra~mad1k. Biz bunu
kendisinde hafifletme ger~ekle~tigi i~in yemin kefareti orucunda a~1klad1k.
Bu kad1na temizlik zaman1nda k1lmad1g1 bir namaz1 kaza etmesi gerekse, bu
namaz1 y1kand1ktan sonra kllar. On gun ge~tikten sonra Qzerindeki sorumluluktan
kesin olarak kurtulmak i~in, iade eder. Bbylece, bu iki vakitten biri, kesin olarak
kad1n1n temizlik zaman1d1r.
Bu kad1n1 kocas1, kendisi ile ili~ki kurduktan sonra bo~asa, Ebu lsmet Sa'd b.
Miistehaza
kadmm iddeti
Muaz (r a.)' a gore, ba~ka biriyle evlenebilmek i~in bekleme suresi (iddeti) asla sona
ermez. Cunku daha once a~1klad1g1m1z gibi Sa'd b. Muaz (r.a.), temizlik muddetinin
Ost s1n1n hi~bir ol~uyle takdir etmemi~tir. Cunku ak1I yurutmeyle yap1lan ol~me ise,
caiz degildir.
Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a.)'ye gore bo~ama vaktinden itibaren
on dokuz ay, on gunden dart saat eksigi ge~tikten sonra kadinin evlenmesi caizdir.
COnku o, temizligin Ost s1n1nn1, a~1klad1g1m1z gibi, az bir vakit eksikle 6 (alt1) ay
olarak belirlemi~tir.

[3/200] Bo~amanin kad1n1n hay1z suresinden az bir vakit ge~tikten sonra yapilm1~
olmas1 mumkun oldugundan, bu hay1z suresinin hi~bir gunu iddetten sayllmaz.
Hay1z suresi de on gunden bir an eksigidir. Sonra her biri bir an eksikle alt1 ay
olmak uzere Q~ temizlik; yine her biri on gun olmak uzere Q~ hay1zdan sonra iddet
biter. Bunlarin hepsi topland1g1 zaman, say1, on dokuz ay, dart saati eksik on gun
eder. Bu nedenle, kad1n1n iddetinin bu sure i~inde sona erdigine hukmedilir. Bu
sureden sonra kad1n, ba~ka biriyle evlenebilir.
Kad1n1n temizlik suresini, yirmi dokuz gun olarak takdir edenlere gore bu
kadin, dart ay, az bir vakit eksikle bir gun ge~tikten sonra evlenebilir. Cunku
kadinin hay1z suresinden az bir vakit ge~tikten sonra bo~anm1~ olmas1
mumkundur. Dolay1s1yla bu hay1z suresinin hi~bir gunu iddetten sayllmaz. Hay1z
suresi ise az bir zaman eksigiyle on gundur. Yine her biri yirmi yedi gun olmak
Qzere u~ temizlik; yine her biri on gun olmak uzere Q~ hay1zdan sonra iddet biter.
Bunlann hepsi topland1g1 zaman say1, az bir zaman eksigiyle yuz yirmi bir gun
eder. Bu nedenle kad1n, bu sureden sonra ba~ka biriyle evlenebilir.
Kocanin bo~ad1g1 kans1na dbnme (ric'at) imkan1nin son bulmas1 konusuna
Oziirlii karism1 gelince. Bo~ama vaktinden itibaren otuz dokuz gun ge~tikten sonra kocanin
bo~ayan
birisinin, kans1na donme (ric'at) imkani ortadan kalkar. Cunku kocan1n kansina donme
karisma konusunda, ihtiyatl1 davranil1r. Bu kad1nin hay1z1nin Q~ gun, temizliginin on be~
donmesi
gun olmas1 ve bo~aman1n temizligin son vaktinde ger~ekle~mesi mumkundur. Bu
durumda kadin1n iddeti, otuz dokuz gun ge~mekle sona erer. Bu nedenle biz,
ihtiyatl1 davranarak bu sure ge~tikten sonra kocanin donme imkan1n1n kalmad1gina
hukmettik.
HayIZ (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 305

Bu konu, hay1z gunlerini hat1rlayan bir kad1n hakk1nda, ~u meselede


soylediklerimize benzer: Bu kad1n on gunden daha az hay1z suresine sahipken,
u~uncu hayzindan temizlenip e~ek art1g1 su ile y1kan1rsa, kocas1n1n donme imkan1
ortadan kalkar. Ancak bu kad1n, e~ek art1g1 su ile y1kanmakla birlikte teyemmum
etmedik~e. ya da teyemmumden sonra namaz kllmad1k~a ba~kalanna helal olmaz.

Bu konuda anlat1lan sorunla kar~1 kar~1ya kalan kad1n, cariye olsa da bir insan
onu satin aIsa, bu durumdaki kad1nin istibra 309 suresi, Ebu lsmet (rh a.)'e gore,
a~1klad1g1m1z nedenlerden dolay1, hi~bir ~eyle ol~ulemez. Muhammed b. Ibrahim
el-Meydanl (rh.a.)'ye gore, istibra suresi iki k1sa zaman eksigiyle alt1 ay yirmi gun
olarak ol~ulup takdir edilir. ~unku bu durumda, cariyenin sat1~1n1n, hay1z
ba~lang1c1ndan az bir vakit ge~tikten sonra ger~ekle~mi~ olmas1 mumkundur. Bu
nedenle az bir vakit eksikle on gun olan bu hay1z, istibra'dan say1lmaz. Bundan
sonra az bir sure eksigiyle alt1 ay temizlik; ard1ndan on gunluk hay1z
bulunmaktad1r. Bunlann toplam1 da alt1 ay, yirmi gunden iki saat eksik
yapmaktad1r. Cariyeyi satin alan insan, bu surede cariyenin hamile olup olmad1g1n1
anlar.
Bu mesele, devaml1 kan gelen bir kadina, temiz gunlerini ara~t1rarak cinsel
ili~kidebulunulmas1na cevaz veren kimsenin goru~u uzerine kurulmu~ gibidir.
~unku istibra'dan kas1t, cinsel ili~kide bulunmay1 mubah hale getirmektir. Arna, bu
kadina cinsel ili~kide bulunmay1 asla mubah gormeyen kimsenin goru~une gore ise
-ki bu goru~ daha dogrudur- bu ~ekilde bir zorlamaya gerek yoktur. Ozurlu olup
adet gunlerini unutan kadinla ilgili hukumler, bu ~ekilde ~ozulup hukme baglan1r.
Allah daha iyi bilir.

ADET GUNLERiNiN BA~KA GUNLER i<;iNDE ~A~IRILMASl


310

Bir kimse, bir kad1nin adet gunlerini adeti on gunken yedi gun i~inde hangileri
oldugunu ~a~1rmas1 gibi daha az say1daki gunler i~inde kaybettigini soylerse, bu
durum imkans1z olur. ~unku bir hafta i~inde on gun bulunmamaktad1r. 0 zaman
i~inde adet gunlerini nas1I ~a~1rs1n.

Ayn1 say1 i~inde kaybettigini soylemesi de yine boyledir. Yedi gun olan adetini [3/201]
Cuma gunleri ~a~1rd1g1n1 soylemesi gibi. ~unku o, adetini bulmaktad1r ve kendi
durumunu bilmektedir.
Adetini daha fazla zaman i~inde kaybettigini soylerse, soru dogru olur.

309
lstibra t.l_r..- ~ I: Bir cariyeyenin ba~ka bir efendinin mulkiyetine veya efendisinden ba~kas1yla cinsel
helallige gec;meden ewel bnceki sahibinden gebe olup-olmad1g1rnn anla~ilmas1 ic;in bir hay1z
mOddeti bekletilmesi.
310
Bu sozden maksat; bir kad1rnn adet gOnlerinin ay1n belirli bblumunde oldugunu bilip, ama bblumun
hangi gunleri oldugunu hat1rlamamas1d1r.
306_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Bu konuda kural ~udur: Kad1n hay1zl1 oldugu kesin olan surede namaz1n1 ve
orucunu b1rak1r. Kocas1 ona kesin olarak yakla~amaz. Temizliginin kesin oldugu
zamanda, her namaz vakti i<;in alacag1 bir abdestle kesin temiz oldugunu bilerek
namaz1n1 k1lar. Arna kocas1 kendisine yakla~amaz.
Hay1z m1 temizlik mi oldugu kesin belli olmayan zamanda, her namaz vakti
i<;in abdest al1r. Temiz olup olmad1g1 ~upheli olarak namazin1 k1lar. Ancak kocas1
ona yakla~amaz.
Hay1z ve temizlik hali ile hay1zdan temizlenmesinin kesin belli olmad1g1
zamanda, her namaz i<;in gusleder. Temiz olup olmad1g1 ~upheli olarak namaz1n1
kliar. Fakat kocas1 ona yakla~amaz.
Ba~ka bir kural da ~udur: Kad1n adet suresini iki veya daha fazla kat1/gunler
ic;inde ~a~1nrsa, bunlarin hi<;birinde adetli oldugu kesin degildir. Adeti uc; gun iken
alt1 veya sekiz gun i<;inde ~a~1rmas1 gibi. c;:unku o, ne ba~inda ne de sonunda adetli
oldugundan emin degildir.
Adetini iki katindan daha az say1 i<;inde ~a~inrsa bu surenin bir k1sminda
hay1zl1 oldugu kesindir. Adeti uc; gun olan kad1nin, bunu be~ gunun neresinde
oldugunu bilememesi gibi. c;:unku o, uc;uncu gun kesin olarak hay1zl1 olur. Bu gun
hayzin ya birinci, ya sonuncu, ya da ikinci gunu oldugu kesindir. Bundan dolay1
kad1n, bu zaman i<;inde namaz1n1 b1rak1r.
Bu kural1 bgrendikten sonra meselelerin ac;1klanmas1na gelir ve ~byle deriz:
Eger kad1n, adetini ay1n son on gunu i<;inde u<; gun olarak bilir, ancak bunun
on gunun neresinde oldugunu hat1rlamazsa ve bu konuda da bir fikri yoksa;
adetini iki kat1ndan daha fazla bir zamanda ~a~1rm1~ demektir. Dolay1s1yla bu
kad1n, her namaz vakti i<;in abdest almak suretiyle on gunun ba~indan uc; gun
namaz1n1 kliar. c;:unku bu meselede onun durumu hay1zla temizlik aras1nda
belirsizdir. Bundan sonra,on gun bitinceye kadar her namaz i<;in y1kan1r. c;:unku
onun bu durumu, hay1z ve temizlik ile hay1zdan c;1kma aras1nda belirsizdir. Ancak
bu kadin (normal) hayzindan gunun hangi vaktinde temizlendigini hat1rlarsa, her
gun o vakitte bir defa y1kan1r. Fakat bunu hat1rlayamazsa, her namaz i<;in y1kan1r.
Adeti dbrt gun olan kad1n bunu on gunun hangi gunlerinde oldugunu
hat1rlamazsa on gunun ba~1ndan dbrt gun her namaz vakti i<;in abdest al1r. c;:unku
bu surede onun durumu, hay1zla temizlik aras1nda belirsizdir. Bu gunlerden sonra
on gunun bitimine kadar her namaz i<;in y1kan1r. c;:unku onun durumu, hay1z ve
temizlik ile hay1zdan <;1kma aras1nda belirsizdir.
Adeti be~ gun olur da bunu on gunun hangi gunlerinde oldugunu
hat1rlamazsa, her namaz vakti i<;in abdest almak suretiyle, on gunun ba~indan be~
gun namaz1n1 kliar. c;:unku bu zaman i<;inde onun durumu, hay1zla temizlik
aras1nda belirsizdir. Bundan sonra, on gunun bitimine kadar, her namaz i<;in
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
307
y1kanarak namaz kilar. c;:unku bu zaman i<;indeki durumu hay1z ve temizlik ile
hay1zdan <;1kma aras1nda belirsizdir.
Adeti alt1 gun olur da bunu on gunun hangi gunlerinde oldugunu
[3/202]
hat1rlamazsa her namaz vakti i<;in abdest almak suretiyle on gunun ba~1ndan dart
gun namaz1n1 kllar. Sonra iki gun b1rak1r. Ard1ndan her namaz i<;in y1kanmak
suretiyle dbrt gun daha namaz1n1 k1lar. c;:unku ilk dart gun, hay1z ve temizlik
aras1nda belirsizdir. Be~inci ve alt1nc1 gunler ise kesin olarak hay1z gunudur. c;:unku
kad1n1n adeti on gunun ba~1ndan itibaren ise, bu iki gun hayz1n son gunleridir. On
gunun sonunda ise bu iki gun hayz1n ilk gunleridir. Bu nedenle o, bu gunlerde
namaz1 kesin olarak adetli oldugu i<;in terk eder. Son dbrt gunde de kad1n1n
durumu, hay1z ve temizlik ile hay1zdan <;1kma aras1nda belirsizdir. Bu nedenle o, bu
zaman i<;inde, her namaz i<;in y1kanmak suretiyle namaz1n1 kllar.
Adeti yedi gun olur da bunu on gunun hangi gunleri oldugunu hat1rlamazsa,
her namaz vakti i<;in abdest almak suretiyle, on gunun ba~1ndan u<; gun namazin1
k1lar. c;:unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik aras1nda belirsizdir.
Sonra kesin olarak adetli oldugunu bilerek dart gun terk eder. <:;:unku bu dbrt gun,
kesin olarak hay1z gunleridir. c;:unku kad1n1n adetinin ba~lang1c1 on gunun
ba~1ndan itibaren ise, bu dbrt gun hayz1n son gunleridir. On gunun sonundan
itibaren ise, bu dbrt gun hayzin ilk gunleridir. Daha sonra her namaz i<;in y1kanmak
suretiyle, u<; gun namaz1n1 k1lar. c;:unku bu zamanda kad1n1n durumu, hay1z ve
temizlikle hay1zdan kurtulma aras1nda belirsizdir.
Adeti sekiz gun olur da bunun on gun i<;inde hangi gunler oldugunu
hat1rlamazsa, her namaz vakti i<;in abdest almak suretiyle on gunun ba~1ndan iki
gun namaz1n1 k1lar. c;:unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik aras1nda
belirsizdir. Sonra alt1 gun namaz1n1 b1rak1r. c;:unku bu alt1 gun kesin olarak hay1z
gunleridir. Daha sonra son iki gun, her namaz i<;in y1kanarak namazin1 k1lar. c;:unku
bu zamanda kad1n1n durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan kurtulma aras1nda
belirsizdir.
Adeti dokuz gun olur da bunun on gun i<;inde hangi gunler oldugunu
hat1rlamazsa, her namaz vakti i<;in abdest alarak on gunun ba~1ndan bir gun
namaz1n1 kllar. c;:unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik aras1nda
belirsizdir. Sonra sekiz gun namaz1n1 b1rak1r. c;:unku bu sekiz gun, kesin olarak
hay1z gunleridir. Daha sonra her namaz i<;in y1kanarak son gun namaz1n1 kllar.
c;:unku bu zamanda durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan kurtulma aras1nda
belirsizdir.
Adeti on gun olursa bunu on gun i<;inde bulmu~ demektir. c;:unku on gun
i<;inde on gunun yerini hat1rlamamak sbz konusu olamaz
Eger kadin ay sonunda temizlendigini hat1rlar ancak bunun ka<; gun
oldugunu bilmezse, ay1n yirmi yedi gununun sonuna kadar (her namaz i<;in) abdest
308 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
al1r. Sonra uc; gun namaz1 keser. Daha sonra tek bir gusul al1r. Bu hukum
dogrudur. Fakat bunda belirsizlik vard1r. Cunku bu hukum, temizligin kesin
vaktiyle ~upheli vaktini birbirinden ay1rmam1~t1r. Meselenin tam hukmunu ~oyle
ac;1klayabiliriz: Ay1n yirmisine kadar onun kesin temizlik gunleridir. Bu zaman
zarfinda her namaz ic;in abdest al1r ve kocas1 kendisine yakla~abilir. Bundan sonraki
yedi gunde durumu, hay1z ve temizlik aras1nda belirsizdir. Eger hayz1 uc; gun ise,
bu yedi gun temizlikten say1l1r. Hayz1 on gun ise, bu yedi gun hay1zdan sayll1r ve bu
gunlerde her namaz ic;in abdest almak suretiyle namaz1n1 k1lar. Cunku bu gunlerde
temiz oldugu ~uphelidir. Kocas1 kendisine yakla~amaz. Daha sonraki uc; gun kesin
adet gunleridir. Bu gunlerde namaz1n1 b1rak1r. Bu durumda onun, hay1zdan
temizlenme vakti bilinmektedir. 0 da, ay1n c;1kt1g1 zamand1r. Ay c;1kt1ginda, bir tek
gusul al1r.
[3/203] Bir kad1n yirmi gun gec;tikten sonra kan gordugunu hat1rlar ancak bunun kac;
gun oldugunu bilmezse, yirmi gunden sonra uc; gun kesin hay1zl1 oldugunu bilerek
namaz1ni terk eder. Cunku hay1z uc; gunden az olmaz. Sonra ayin sonuna kadar
her namaz ic;in y1kan1r. Cunku bu zaman ic;inde onun durumu, hay1z ve temizlikle
hay1zdan c;1kma aras1nda belirsizdir. (Ramazan'a rastlarsa) bu on gunun orucunu,
ba~ka bir ay1n on gununde tekrar tutar. Cunku bu gunler, kesin olarak temizlik
gunleridir. Bu hukum, yirmisinden sonra kan gormeye ba~lad1gin1 kesin bildigi
zaman dogru olur.
Kad1n, kan1 yirmi birinci gun gordugunu biliyor, fakat bundan ba~ka bir ~ey
hat1rlam1yorsa, bu durumda hukum; onun ay1n yirmi birine kadar kesin olarak
temiz oldugu ~eklindedir. Dolay1s1yla o kad1n, bu gunlerde her namaz vakti ic;in
abdest almak suretiyle namaz1n1 k1lar ve kocas1 ona yakla~abilir. Sonra dokuz gun,
her namaz vakti ic;in abdest almak suretiyle temiz olup olmad1g1 ~upheli olarak
namaz1n1 kllar. Cunku bu zamanda onun durumu, hay1zla temizlik aras1nda
belirsizdir.
Hayz1 on gun olup yirmi birinci gunun hayz1n1n son gunu olmas1 mumkundur.
Bu surede kocas1 ona yakla~amaz. Cunku bu zamanda durumu, hay1z ve temizlikle
hay1zdan c;1kma aras1nda belirsizdir.
Eger kad1n ayin on yedi gunu gec;tikten sonra kan gordugunu kesin olarak
bilir, ancak bunun kac; gun oldugunu hat1rlamazsa, baz1 nushalarda hay1z
konusunda; onun on alt1 gunden sonra uc; gun namaz1 terk edecegi belirtilir.
Cunku bu gunlerde kesin olarak hay1z, temizlik ve hay1zdan c;1kman1n uc;u de
vard1r. Sonra yedi gun her namaz ic;in y1kanmak suretiyle temiz oldugu ~uphe ile
namaz1ni k1lar. Cunku bu sure zarf1nda onun durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan
c;1kma aras1nda belirsizdir.
Ancak bu hukum, kad1n1n adetinin on yedi gunden sonra ba~lad1g1ni
hat1rlamas1 durumundaki yoruma goredir. Fakat nushalann genelinde ise uc; gun
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 309
abdest almak suretiyle, ardindan yedi gun de guslederek namaz1n1 k1lacag1
soylenmektedir. Bu Hakim'in Muhtasar'da soyledigidir. Hakim; bu meselenin
hukmu ile onceki meselenin hukmu birbirinden farkl1 oldugunu soyler. c;:unku
kad1n, hayz1n ay1n on yedi gunu gec;:tikten hemen sonra ba~lad1g1n1 bilmiyor. 0,
sadece on yedi gunden sonraki on gun ic;:inde oldugunu biliyor. Mesele bu ~ekilde
ortaya kondugunda bu kad1n adetini ayin on yedi gunu gec;:tikten sonraki on gun
ic;:inde kaybetmi~ olmakta ve adetinin kac;: gun oldugunu bilmemektedir. Kadinin
adetinin en az1 uc;: gundur. Bu kesindir. Daha once on gun ic;:inde uc;: gunun hangi
gunler oldugunu hat1rlamayan kad1n1n her namaz vakti ic;:in abdest alacag1n1
ac;:1klam1~t1k.

Ozurlu kad1nin namaz borc;:lan olur ve bunlardan bir ~ey hat1rlamazsa o,


namazlan her bir namaz ic;:in guslederek gucu yeterse bir gunde, gucu yetmezse iki Oziirlii
kadmm
gunde kaza eder. Sonra bunlan on gun gec;:tikten sonra, on birinci ve on ikinci ge~mi~

gunde tekrar kllar. Ta ki iki seferden birinde kesin olarak temizken yerine getirmi~ namazlan
kaza
olsun. Eger o, ay1n on birinci gunu kan gordugunu hat1rlar, ancak bunun etmesi
ba~lang1c1n1 ve sonunu hat1rlamazsa, bu gunlerin kesin olarak temizlik gunu
oldugunu bilerek, on birinci gune kadar abdest al1r. Bu gunlerde kocas1 kendisine
[3/204]
yakla~abilir. Sonra dokuz gun her namaz vakti ic;:in temiz olup olmad1g1 ~upheli
olarak abdest al1r. C::unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik aras1nda
belirsizdir. Daha sonra yirmi birinci gunde namaz1n1 b1rak1r. Ard1ndan dokuz gun
temiz olacag1 ~uphesiyle her namaz ic;:in y1kan1r. Bu zaman zarf1nda kocas1 ona
yakla~amaz. c;:unku bu zamanda durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan c;:1kma
aras1nda belirsizdir.
Eger her ay bir kez ay1n ba~inda veya sonunda hay1z gordugunu bilse ancak
bunun kac;: gun oldugunu bilmese ve ay1 aya katm1yorsa (aylan kan~t1rm1yorsa),
ay1n ba~1ndan itibaren uc;: gun her namaz vakti ic;:in abdest al1r. c;:unku onun bu uc;:
gun ic;:indeki durumu, hay1z ve temizlik arasinda belirsizdir. Bu zamanda kocas1 ona
yakla~amaz. Sonra yedi gun her namaz ic;:in y1kan1r. c;:unku bu zamanda onun
durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan c;:1kma aras1nda belirsizdir. Bu surede de
kocas1 kendisine yakla~amaz. Daha sonra ayin sonuna kadar (her namaz ic;:in)
abdest al1r.
Bu hukumde, temizligin kesin olarak bulundugu zaman ac;:1kc;:a
belirtilmemi~tir.
Oysa bunun belirlenmesi gerekir. Bunun ic;:in biz diyoruz ki; kadin,
oradaki on gunde her namaz vakti ic;:in abdest al1r. C::unku bu zamanda temiz
oldugunu kesin olarak bilmektedir. Kocas1 ona yakla~abilir. Son on gunde ise
~uphe nedeniyle her namaz vakti ic;:in abdest al1r. Ancak kocas1 ona yakla~amaz.
c;:unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik aras1nda belirsizdir. Bu on
gunde hay1zdan c;:1kma olasll1g1 yoktur. Bu zamanda onun durumu, hay1z ve
temizlikle hay1z gormeye ba~lama aras1nda belirsizdir. c;:unku bu on gunde
310 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
hay1zdan temizlendigi du~unulurse, o zaman bir ay diger ay1n ic;ine sokulmu~ olur.
Halbuki kad1n, bir ay1 ba~ka bir ay1n ic;ine sokmad1g1n1 ac;1kc;a belirtmi~ti. Bu
nedenle bu on gunde her namaz vakti ic;in abdest al1r. Sonra da bir defa y1kanir.
(:unku, hay1z gunleri bu son on gunde ise, ay sona erdigi ic;in hay1zdan c;1kma
olasli1g1 bulunmaktad1r.
Bu kad1n ay1n on gunu hay1z gardugunu bilse, ancak bunun ba~lang1c1n1 ve
sonunu bilmese ayin ba~1ndan on gunun sonuna kadar (her namaz vakti ic;in)
abdest al1r. (:unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik arasinda
belirsizdir. Sonra bir defa y1kan1r. Daha sonra her namaz vakti abdest alarak ay1n
sonuna kadar namaz1n1 k1lar. Ancak orta on gun kesin olarak temizlik zamani
oldugundan her namaz ic;in temiz oldugunu bilerek abdest al1r ve kocas1 ona
yakla~abilir. Son on gunde ise, her namaz vakti ic;in temiz olabilecegi ~uphesi ile
abdest al1r. Kocas1 ona yakla~amaz. (:unku onun bu zamandaki durumu, hay1z ve
temizlik aras1nda belirsizdir. Daha sonra bir defa y1kanir. (:unku bu hay1z gunleri
son on gunde ise ay sona erdiginde hay1zdan c;1km1~ olma olas1ilg1 bulunmaktad1r.
Eger adetinin be~ gun oldugunu ve ay1n yirminci gununde be~inde hay1z
gardugunu biliyor, bunun d1~1nda ba~ka bir ~ey hat1rlam1yorsa, ay1n ba~1ndan on
be~inci gunun sonuna kadar, her namaz vakti ic;in abdest alarak namazin1 k1lar.
Kocas1 da ona yakla~abilir. (:unku bu zamanda kesin olarak temiz oldugunu bilir.
Sonra dart gun, temiz olabilecegi ~uphesiyle her namaz vakti ic;in abdest al1r,
namaz1n1 kliar. Ancak kocas1 ona yakla~amaz. (:unku durumu hay1z ve temizlik
aras1nda belirsizdir. Yirminci gunde kesin olarak adetli oldugu ic;in, namaz1 terk
eder. Ard1ndan dart gun temiz olabilecegi ~uphesiyle y1kanir. (:unku bu dart
gunun her aninda az da olsa hay1zdan c;1kma olasli1g1 bulunmaktad1r.
Her ay belirli adeti olan bir kad1n, aylarca hay1z garmese, sonra tekrar kan
[3/205]
gelse ve kesilmese, bu arada adetini unutsa, devaml1 kan garmeye ba~lad1g1 andan
itibaren uc; gun namaz1 b1ak1r. (:unku bu zaman kesin olarak hay1z gunudur.
Kad1nin adeti, arka arkaya iki defa veya daha fazla hay1z garmemek suretiyle yer
Belirli adeti degi~tirmi~ olur. 0 durumda onun adet ba~lang1c1, kanin devaml1 olarak gelmeye
olan kadmm ba~lad1g1 andan itibarendir. Kad1n bu uc; gunde kesin olarak hay1zl1 oldugu ic;in
adetten
kesilmesi sonra namaz1n1 terk eder. Sonra yedi gun her namaz ic;in y1kan1r. (:unku bu zamanda
tekrar kan onun durumu, hay1z ve temizlikle hay1zdan c;1kma aras1nda belirsizdir. Daha
gelmesi
sonraki yirmi gun ise, her namaz vakti ic;in abdest alarak namazin1 k1lar. (:unku bu
zamanda kesin olarak temizdir. Kocas1 kendisine yakla~abilir. Art1k bu onun
adetidir.
Bu meselenin yorumu, kad1n1n adet gunlerinin, her ay danu~tOgunu, iki ayr1
aya gec;medigini bildigi durumda saz konusudur. Bunu bilmedigi takdirde
durumunun ne olacag1 Muhammed (rh.a.)'in el-As/ adl1 eserinde ele al1nmam1~t1r.
Arna bunun ac;1klanmas1 gerekir. Bu durum uc; ~ekilde ele alinabilir: Kad1n ya ne
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
311
kadar hay1z ve temiz oldugunu bilmiyordur. Ya temizlik suresini biliyor, hay1z
suresini hat1rlam1yordur. Ya da hay1z suresini hat1rl1yor, temizlik suresini
hat1rlam1yordur.
Birinci durumda kad1n, kanin devaml1 gelmesinden itibaren u~ gun kesin
adetli oldugunu bilerek namaz1n1 b1rak1r. Sonra yedi gun temiz olma ~uphesiyle her
namaz i~in guslederek namaz1n1 kllar. (unku bu sure i~inde durumu, hay1z,
temizlik ve hay1zdan ~1kma arasinda belirsizdir. Bu surede kocas1 kendisine
yakla~amaz. Daha sonra sekiz gun temiz oldugunu kesin bilerek her namaz vakti
i~in abdest al1r ve namaz1n1 kllar. Bu gunlerde kocas1 ona yakla~abilir. (unku bu
sekiz gunde kadin, kesin olarak temizdir. (unku eger adeti u~ gun ise, bu sekiz
gun onun temiz gunlerinin sonu; eger adeti on gun ise, bu gunler temiz gunlerinin
ilk gunleri olur. Ard1ndan kad1n, u~ gun temiz olabilecegi ~uphesiyle sadece abdest
almak suretiyle namaz1n1 kllar. (unku bu zamanda onun durumu, hay1z ve temizlik
aras1nda belirsizdir. Bu gunlerde kocas1 kendisine yakla~amaz. Bbylece say1 (hesap)
yirmi bir gune ula~m1~ olur. Bundan sonra temizlenmi~ olabilecegi ~uphesiyle her
namaz i~in guslederek namazin1 kilar. (unku bundan sonra kad1n i~in kesin
temizlik veya kesin hay1z zamani sbz konusu degildir. (unku bundan sonraki
butUn vakitlerin hay1zdan ~1kma vakti oldugu olas1d1r. Bu ise, ya u~ gun olan hay1z1
uzerine, ya da on be~ gun olan temizligi uzerine eklemek suretiyle olur.
lkinci durumda yani temizliginin on be~ gun oldugunu bildigi, ancak hay1zinin
ka~ gun oldugunu bilmedigi durumda, kanin devaml1 gelmeye ba~lamas1ndan
itibaren u~ gun namaz1n1 b1rak1r. Sonra temiz olabilecegi ~uphesiyle yedi gun her
namaz i~in y1kanarak; daha sonra ki sekiz gunde abdest alarak namaz kilar. Bu
sekiz gunde temiz oldugu kesindir. Ard1ndan u~ gun abdest almak suretiyle
namaz1n1 k1lar. Bbylece say1 yirmi bire ula~m1~ olur.
Eger kadin1n adeti u~ gun ise, temizligi yirmi birinci gunden sonra ba~lar.
Arna adeti on gun ise ikinci temizlik otuz be~inci gunden sonra ba~lar. Bu aradaki
on dbrt gunde temizlenmi~ olabilecegi ~uphesiyle her namaz i~in gusletmek
suretiyle namazin1 kilar. (unku onun bu zamandaki durumu, hay1z, temizlik ve
hay1zdan kurtulma arasinda belirsizdir. Bundan sonra bir gun her namaz vakti i~in
abdest almak suretiyle namaz1n1 k1lar. Bugun temiz oldugu kesindir. Bu ise, otuz
be~ gunun bitiminde y1kand1ktan sonra olur. (unku bu gunde kad1n kesin olarak
temizdir. Sonra u~ gun temiz olabilecegi ~uphesiyle her namaz vakti i~in abdest
alarak namazin1 kllar. (unku onun bu zamandaki durumu, hay1z ve temizlik
arasinda belirsizdir.
Bundan sonra ebediyyen her namaz i~in y1kanir. (unku bundan bbyle onun [3/206]
adeti ve temizligi i~in asla kesinlik sbz konusu degildir. (unku butUn vakitlerin
hay1zdan ~1kma vakti oldugu ~uphesi vard1r.
3 t2 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu't-Mebsut
Oc;uncu durumda yani hayzin uc; gun oldugunu bilir de temizligin kac; gun
oldugunu bilmedigi durumda kan1n, devaml1 gelmesinden itibaren uc; gun namaz1
b1rak1r. Bu gunlerde kesin adetlidir. Sonra on be~ gun her namaz vakti ic;in abdest
almak suretiyle namaz1n1 kilar ve kocas1 ona yakla~abilir. Bu gunlerde kesin
temizdir. Daha sonra uc; gun yine her namaz ic;in abdest almak suretiyle namaz1n1
k1lar. Arna bu gunlerde temiz oldugu ~uphelidir. <::unku bu zamandaki durumu,
hay1z ve temizlik aras1nda belirsizdir. Say1 yirmi bire ula~t1ktan sonra art1k surekli
olarak her namaz ic;in y1kanir. <::unku bundan bayle onun ic;in adetinde ve
temizliginde kesinlik saz konusu degildir. <::unku butUn vakitlerin hay1zdan
kurtulma vakti oldugu ~uphesi vard1r. Bu kadin, her namaz ic;in y1kan1r, kocas1
kendisine yakla~amaz.
Eger temizliginin on be~ gun oldugunu hat1rl1yor, ancak hayzin1n uc; gun mu
dart gun mu oldugunda karars1z ise, kanin devaml1 gelmeye ba~lamasindan
itibaren uc; gun namaz1 b1rak1r. Sonra bir defa gusul abdesti al1r. Darduncu gun
temiz olmas1 olas1l1gindan dolay1 her namaz vakti ic;in abdest almak suretiyle
namaz1n1 kilar. Darduncu gun gec;tikten sonra bir defa daha y1kan1r. Sonra on dart
gun kesin temiz oldugunu bilerek, abdest alarak namazin1 kilar. Baylece say1 on
sekize ula~1r. Bundan sonra on dokuzuncu gunde temiz olma ~uphesiyle her
namaz ic;in abdest alarak namaz1n1 kilar. C::unku bu zamanda onun durumu, hay1z
ve temizlik aras1nda belirsizdir. Daha sonra yirmi ve yirmi birinci gunlerde adetli
oldugunu kesin bilerek namaz1n terk eder. Ardindan y1kan1r ve yirmi ikinci gunde
abdest almak suretiyle namaz1n1 kilar. Bu gunde temiz olup olmad1g1 ~uphelidir.
Yirmi uc;unc;u gun ic;inde y1kanmaz. Yirmi uc;uncu gunun bitiminde y1kan1r. C::unku
hayz1 uc; gun ise, ikinci hay1zdan c;1kma zamani yirmi birinci gunun sonu; dart gun
ise, ikinci hay1zdan kurtulma zamani yirmi uc;uncu gunun sonu olur. Bu nedenle bu
zamanda y1kan1r. On uc; gun kesin olarak temiz oldugu ic;in her namaz vakti ic;in
abdest almak suretiyle namaz k1lar. Baylece say1 otuz alt1 olmu~ olur. Daha sonra
iki gun temiz olabilecegi ~uphesiyle her namaz ic;in abdest almak suretiyle
namaz1n1 kilar. Sonra da bir gun namaz1n1 b1rak1r. <::unku eger hayz1 uc; gun ise, bu
gun hayz1n son gunu, dart gun ise, ilk gunu olur. Bu gunun kesin olarak hay1z
gunu oldugunu bilir. Baylece say1 otuz dokuza ula~m1~ olur. Sonra y1kan1r. C::unku
bu vaktin hay1zdan kurtulma vakti olmas1 mumkundur. Temizlenmi~ olabilecegi
~uphesiyle uc; gun abdest alarak namaz1n1 k1lar. <::unku onun durumu hay1z ile
temizlik arasinda belirsizdir. Baylece say1 kirk ikiye ula~m1~ olur. Sonra y1kan1r.
<::unku bu say1 hayz1 dart gun ise, hay1zdan kurtulma zaman1d1r. Daha sonra on iki
gun her namaz vakti ic;in abdest almak suretiyle adetli olmad1g1 kesin olarak
namaz1n1 kilar. <::unku bu gunlerde kesin olarak temiz oldugunu bilir. Baylece say1
[3/207) elli darde ula~m1~ olur. Bundan sonra uc; gun temiz olabilecegi ~uphesiyle her
namaz vakti ic;in abdest alarak namaz1n1 k1lar. Sonra bir defa daha y1kanir. Elli dart
gunden sonra art1k onun kesin olarak namaz1 terk edecegi bir vakit
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 313
bulunmamaktad1r. Meseleyi bbylece devam ettirir ve kad1na, hay1zdan temizlenme
~uphesi olan her vakitte gusletmesini sbyleriz. Ancak, onun ic.;in kesin temiz oldugu
bir zaman kalmay1nca ba~kad1r. Bu zaman gelince ebediyyen her namaz ic.;in
y1kanir.
Hayz1n uc.; gun oldugunu bilen, ancak temizligin on be~ mi on alt1 m1
oldugunda karars1z olan kad1n1n durumu, yine bu ~ekilde hukme baglanir. Birinci
durumu iyice anlayan ikincisini kolayca hukme baglar.
Ozur sahibi bir kadin (mustehaza) adetini hat1rlayamaz, ancak onuncu,
yirminci ve otuzuncu gunde kesin olarak temiz oldugunu bilirse, ayin ba~1ndan uc.;
gun abdest al1r. Sonra alt1 gun her namaz ic_;in y1kan1r. c;:unku bu gunlerin her
aninda, hay1zdan c.;1kma olasil1g1 bulunmaktad1r. Daha sonra onuncu gunde abdest
alarak kesin temiz oldugunu bilerek namaz1n1 kilar. Ardindan on birinci, on ikinci
ve on uc.;uncu gunlerde temiz olabilecegi ~uphesiyle her namaz vakti ic_;in abdest
alarak namaz1n1 k1lar. On dokuzuncu gunun sonuna kadar alt1 gun y1kanir. Sonra
abdest allr ve yirminci gun kesin temiz olarak namaz k1lar. Bundan sonra uc.; gunde
temiz olabilecegi ~uphesiyle abdest almak suretiyle namazin1 k1lar. Ardindan yirmi
dokuzuncu gunun sonuna kadar alt1 gun her namaz ic.;in y1kan1r. Sonra otuzuncu
gun abdest alarak kesin temiz oldugu inanc1yla namaz1n1 kilar.
Ramazan ay1nda dokuz gun oruc.; tutmak yeterli olmayacag1 ic.;in ac.;1klad1g1m1z
nedenlerden dolay1 bunun iki kat1 olan on sekiz gun oruc.; tutar.
Hakim (rh a.), kad1nin bu uc.; gunde yani onuncu, yirminci ve otuzuncu gunde
orucunu kaza etmesi durumunda tutacag1 dokuz gunun ona yeterli olacag1n1
sbylemektedir ki, bu dogrudur. c;:unku kadin, bu gunlerde kesin olarak temiz
oldugunu bilir. Bu nedenle bu gunlerde tuttugu oruc.; kaza orucu olarak gec.;erli
olur. c;:unku kaza orucunda tetabu' (ardardal1k) ko~ul degildir.
Bu uc.; gunun d1~1nda kaza ettigi namazlan, bu uc.; gunde iade eder. Kocas1
kendisine ancak bu uc.; gunde yakla~abilir. C::unku bu gunlerde temiz oldugu
kesindir.
Eger kadin, hay1z gunlerinin ay1n son on gunu ic.;inden uc.; gun oldugunu bilir,
ancak yirmi gun gec.;ince mi yoksa aydan geriye uc.; gun kal1nca m1 oldugunu
bilmezse, yirmi gunun sonuna kadar abdest almak suretiyle kesin temiz oldugunu
bilerek namaz1n1 k1lar. Sonra uc.; gun temiz olabilecegi ~uphesiyle abdest almak
suretiyle namaz1n1 k1lar. c;:unku bu gunlerde onun durumu, hay1zla temizlik
arasinda belirsizdir. Daha sonra bir kez gusul al1r ard1ndan ay1n sonuna kadar (her
namaz ic.;in) abdest al1r. Ancak dbrt gun kesin olarak temizdir. Dolay1s1yla bu
gunlerde kocas1 ona yakla~abilir. Uc.; gunde ise durumu hay1z ve temizlik aras1nda
belirsizdir. Dolay1s1yla bu gunlerde temiz olabilecegi ~uphesi ile abdest al1r ve
kocas1 ona yakla~amaz. Sonra bir defa gusul al1r.
314 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsfit
Adeti son on gunun ortasinda uc_; gun ise ve bunun d1~inda ba~ka bir ~ey de
bilmiyorsa, yirmi uc_;uncu gunun sonuna kadar abdest alarak kesin temiz oldugu
inanc1yla namaz1n1 k1lar. Sonra yirmi dorduncu gun abdest almak suretiyle temiz
olabilecegi ~uphesi ile namazin1 k1lar. (unku bu gunde durumu, hay1z ve temizlik
aras1nda belirsizdir. Daha sonra yirmi be~inci ve yirmi alt1nc1 gun namaz1n1 b1rak1r.
(unku bu gunlerde kesin hay1zl1 oldugunu bilir. Yirmi yedinci gun her namaz ic_;in
y1kan1r. (unku bu gunde hay1zdan kurtulma olasil1g1 vard1r. Gerc_;ekte ise bu kadin,
uc_; gunun dart gun ic_;inde hangi gunler oldugunu bilmemektedir. Bunun hukmunu
ise daha once ac_;1klam1~t1k.
Allah Subhanehu ve Teala daha iyi bilir.

[3/208] KANIN ZAMANINDAN ONCE KESiLMESi DURUMUNDA CiNSEL


iLi~KiNIN HELAL OLMASI

Adet kani Kad1ndan gelen kan, hay1z veya lohusal1kta bilinen adetinden daha az bir
vaktinden zamanda kesildiginde, namaz1 kac_;1rmaktan korkarsa y1kanir ve namaz1n1 k1lar.
once kesilen
kadmm Ancak (temizlik) adeti zaman1na kadar ihtiyaten kocas1 ondan uzak durur. (unku
durumu kad1nin hayz1, omru boyunca tek ~ekilde kalmaz, aksine bazen artar bazen eksilir.
Dolay1s1yla adet sona ermeden kan1n kesilmesi, gorunu~te temizliktir. (unku
yeniden kan gelmesi olas1l1g1yla o, temiz olmayabilir. Kan, hay1z suresinde pe~i
pe~ine gelmeyebilir.

Kad1n1n ihtiyatl1 davranmas1 ve namaz vaktinin sonunu beklemesi gerekir.


(unku bu kadar beklemekle bir ~ey kac_;1rm1~ olmaz. Ancak namaz vaktinin
c_;1kmasindan korkarsa, ihtiyaten y1kan1r ve namaz1n1 kilar. (unku kanin kesilmesi
gorunu~e gore temizliktir. Temiz iken vaktin gec_;mesi, namaz1, boynuna (zimmet)
bore_; yapar. Bu bore_;, ancak vaktinde kllmamas1 nedeniyle namaz1 kac_;1rd1g1 ic_;in
olur. Bu nedenle onun, namaz1 kac_;1rmamas1 gerekir. Aynca, gorunu~e gore
k1lmasina bir engel yok iken uzerinden bir namaz vakti gec_;ip namaz kllmamas1,
c_;irkin bir davran1~ olur.
Bu durumda kocas1 ihtiyaten ona yakla~maz. (unku tekrar kan gelmesi
mumkun oldugu ic_;in hala hay1zl1 olabilir. Bu olasi11k bilinen adetine etki eder.
Eger bu bekleme suresinin (iddetinin) sonu ise, ihtiyaten ba~ka biri ile
evlenemez. (unku hala hay1zl1 alma olasil1g1 vard1r.
Eger kadin satin al1nm1~ bir cariye ise, efendisi ona, adet gunleri gec_;meden,
ihtiyaten yakla~maz.
Kam, adeti
dolduktan
Adet gunlerini tamamlad1g1nda kan olsa, sonra kesilse, vaktin sonunda y1kan1r
sonra ve namaz1n1 k1lar. Bu oncekinden daha ac_;1kt1r. (unku oncekiyle yap1lan bir
kesilen
kadmm
kar~ila~t1rma, bu kesintinin temizlik oldugunu gosterir. (unku kad1n, adeti on
durumu
Hayiz (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
31 S
gunden daha az oldugu zaman, tekrar kan gelme olasi11g1ndan dolay1 vaktin
sonunu bekler. Bu ertelemeyle herhangi bir ~ey kac;1rm1~ olmaz. Ancak mustehab
vaktin sonuna kadar erteleyebilir; mekruh vaktin sonuna kadar degil.
Muhammed (rh.a.) bunu Kitabu'/-As/'in sonunda ac;1kc;a belirtmi~ ve ~oyle
demi~tir: Kan yats1 vakti kesilmi~se kad1n, bu namaz1, gece yaris1ndan once y1kanip
da namaz kllabilecegi bir vakte kadar erteler. Yats1 namazinin vakti, tan yerinin
agarmasina kadar devam etmekle birlikte, yats1 namaz1n1 gece yaris1ndan sonraya
ertelenmesi mekruhtur.
lkindi vakti kan1 kesilen kad1n, bu namaz1, gune~in degi~mesinden once
y1kan1p namaz k1lmas1 mumkun olan vakte kadar erteler. c;:unku namaz1 gune~in
renginin degi~mesinden sonraya ertelemek, mekruhtur. Kan gelme olas1l1g1 ona,
mekruh olan bir ~eyi yapmay1 helal k1lmaz. Bu durumda kocas1nin onunla cinsel
ili~kide bulunmasinda bir sakinca yoktur. c;:unku kanin kesilmesi gorunu~e gore
temizliktir. Onceki meseleyi delil almak ve kan1n tekrar gelme olasi11g1n1 du~unmek
burada (ba~ka) bir delil ile desteklenmi~ degildir. Dolay1s1yla bu durum, kocan1n
Adeti on gun
cinsel ili~kide bulunmas1na engel olmaz. olan kadmm,
kammn on
Bu kadin, bo~anm1~sa ve bu (adet) iddetinin sonu ise (ba~ka bir erkekle) giin dolunca
evlenebilir. c;:unku o, gorunu~te temizlenmi~tir. Bilinen gorunu~e gore bir i~, olas1 kesilmesi

bir ~eyle terk edilemez. Bu durum adeti on gunden az oldugu zaman gec;erlidir.
Eger kad1n1n adeti on gun ise, on gun tamam olur olmaz y1kan1r. Namaz1n1
k1lar. Kan kesilsin kesilmesin y1kanmay1 ertelemez. Bu durumda onun hay1zdan
[3/209]
kurtuldugu kesindir. c;:unku hay1z on gunden fazla olmaz.
Kad1nin daha onceden adeti yoksa ve ilk defa hay1z goruyorken be~ gun
Ilk kez adet
sonra kan kesilse; yahut ilk lohusal1g1nda yirmi gun sonra kan kesilse bu kad1n, olan klZln
kocas1n1n kendisiyle cinsel ili~kide bulunmasina izin verebilir. Bir ba~kas1yla durumu
evlenebilir. c;:unku hay1z gormeye yeni ba~layan bir kadinin adeti, bir defa ile sabit
olur. Bu nedenle o, belirli bir adeti olan kadin hukmunde olur.
Muellifin "kocas1 yok ise evlenebilir" sozu eksik bir sozdur. c;:unku kad1n
iddet bekleyen birisi degilse, hay1z durumunda da lohusa durumunda da
evlenebilir. lddet bekliyorsa ilk gordugu hay1zla iddetin sona ermesi du~unulemez.
c;:unku kuc;uk ya~taki k1z1n, iki ay iddet bekledikten sonra hay1z gormesi
durumunda yeniden iddet beklemesi gerekir. c;:unku o, bedelle maksat
gerc;ekle~meden once asil olan1 yerine getirme imkan1na sahip olmu~tur. Bu da,
soylenen sozun onceki meseleye k1yasla, fakat uzerinde fazla du~unulmeden
soylenmi~ eksik bir soz oldugunu gosterir.
Bu kadin Musluman kocan1n han1m1 olan bir hristiyansa ve on gunden once
kan kesilse, kocas1 onunla cinsel ili~kide bulunabilir. Eger iddet beklemekte ise
birisiyle evlenebilir. c;:unku bu kad1na gusletmek farz degildir. 0, Musluman
olmadan once Islam hukumlerine muhatap degildir.
316_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Ric'i talakla Bu kad1n, ric'i talakla. 311 bo~and1ktan sonra gordugu uc;uncu hay1zda on gun
bo~anan
kadmm ii~iincii
bitmeden kan kesilse durum yine boyledir. <;unku ona gusletmek farz degildir.
adetinde kanin Ancak kan kesildikten sonra kadin Musluman olsa, kocas1 ona tekrar donemez,
on giinden
once veya on kad1n ba~ka biriyle evlenebilir. <;unku biz, s1rf kan1n kesilmesiyle kad1nin
giin dolduktan temizlendigine hukmettik. Bu kad1n, Musluman olmakla hay1zl1 duruma donemez.
sonra
kesilmesi Ancak kad1n1n tekrar kan gormesi boyle degildir. <;unku kan1n gorulmesi, ilk defa
hayz1 ispat etmede etkili oldugu gibi, hayzin devam1nda da etkili olur. Fakat
Musluman olmak boyle degildir.
Eger ric'I talakla bo~anan kad1n1n adeti on gun ise, onuncu gun sonunda kan
kesilir kesilmez kad1na donme hakk1 sona erer. Bu kadin ba~ka biriyle evlenebilir.
<;unku kadin, kesin olarak hay1zdan kurtulmu~tur. Ancak gusletmedikc;e Kur'an
okuyamaz. <;unku kad1n, kendisine guslun gerekliligi yonunden cunup kimse
gibidir. Cunupluk, Kur'an okumaya engel olmada etkilidir. iddetin devam1
konusunda etkili degildir.
Menopoza
giren kadmm
Hay1zdan kesildigine hukmedilmi~ (Menopoza girmi~) ya~l1 bir kad1n, daha
kan gormesi sonra kan gorse; Za'feranl (rh.a.)'nin Kitabu'l-Hayz'da and1g1na gore, hay1z gormu~
sayilmaz. Bu kad1n, ay hesab1yla iddet bekledikten sonra ba~ka biriyle evlense,
nikah1 gec;ersiz (bat1I) olmaz.
<;unku bu durumda ortada olan, kan1n, rahmin ya da yenilen besinin bozuk
olmas1ndan dolay1 gelmesidir. Oyle olunca, hay1zdan kesilme hukmu bu kanla
gec;ersiz olmaz.
Muhammed b. Ibrahim el-Meydanl (rh.a.), kad1n bir k1rm1z1l1k gorse ve bu
durum bir hay1z suresi devam etse, gorulen kan hay1z olur, demektedir. 0, bu
konuda EbO Suleyman (rh.a.)'1n Nevadir'1nde Muhammed (rh a )'den naklettigi ~u
sozle delil almaktad1r:
Seksen ya da doksan ya~1nda bir kad1n kan gorurse, bu hay1zd1r. Eger bu kan
bulan1ksa hay1z olmaz. <;unku bu durumda ac;1k olan, kan1n, rahrnin ya da yenilen
besinin bozuk olmas1ndan dolay1 gelmesidir.
Diger taraftan bu kadindan gelen kan1n renginde dikkate al1nan husus, kad1n
bezinin c;1kanld1g1 and1r. <;unku bezdeki 1slakl1k, bezi c;1karmadan ya da c;1kard1ktan
[3/210] sonra bazen k1rm1z1dan bulan1k bir renge; bazen de bulan1k bir renkten ye~ile
dogru degi~ir. 0 durumda bu hallerden hic;biri dikkate al1nmaz. Burada sadece
bezi c;1karma ani dikkate al1n1r. <;unku rengin ac;1ga c;1kmas1 ancak o anda olur.
Hay1z goren kad1n hakkinda da durum boyledir. Kan1n rengi k1rm1z1dan
beyaza, beyazdan k1rm1z1ya dondugunde bezin c;1kanlma an1na bak1l1r.

311
Ric'i Talak: Kocanin, kans1n1 "sen bo~sun", "seni bo~ad1m", "bo~ ol" gibi sadece bo~amada
kullanilan sbzlerle bo~amas1d1r. Kocaya, iddet ge~meden, kad1nin nzas1n1 almaks1z1n dbnme imkani
veren bo~amad1r.
Hayu (Adet Gorme) - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 317
Eger kad1n bezi c:;1kard1g1nda beyazl1k gorse, sonra bu beyazl1k k1rm1z1ya, ye~ile
ya da sanya donse bu hay1z1n kesilmesi demektir.
Eger kan bez c:;1kanld1g1nda bulan1k iken daha sonra degi~erek beyazla~sa,
kad1n hala hay1zh demektir. c;:unku kan, bez c:;1kanld1g1nda gelmeye devam
etmektedir. 0 durumda bu durumda renge itibar edilir.
Kad1n1n hay1z gunleri bir defa alt1, bir defa be~ gun olsa da kan be~ gun
tamamland1ktan sonra kesilse, bu kad1n y1kan1r ve ihtiyaten namaz1n1 k1lar. Ancak
alt1nc1 gun gec:;medikc:;e kocas1 onunla cinsel ili~kide bulunmaz. c;:unku az da olsa
kan1n tekrar gelme olasil1g1 vard1r. Bu olasil1k, bundan once var olan muteber bir
delille kuvvetlendirilmi~tir.
Bu kadin iddet bekliyorsa uc:;uncu hay1zdan be~ gun gec:;ince, bo~ayan kocanin
kendisine donme hakk1 sona erer. Ancak kadin alt1nc1 gun gec:;medikc:;e ba~ka
biriyle evlenemez. Altinc1 gun gec:;tikten sonra ise gusletmesi gerekir. Art1k her
hukumde ihtiyath davran1r. Burada gusletmenin gerekliligi, alt1nc1 gun gec:;tikten
sonra du~unulebilir.
Fakat bu kad1nin kan1, be~ gun sona erdikten sonra kesilse de devam1nda
gelmese, o zaman be~ gun sona erince gusleder. Tekrar kan gelmezse altinc1 gun
bittikten sonra y1kanmas1 gerekmez. Bu durum, belirli bir adeti olmayan ve
kendisinden surekli kan gelen ve hay1z gunlerinin be~ mi alt1 m1 oldugunda karars1z
olan kadinlar ic:;in gec:;erlidir. Daha once biz bunu ac:;1klam1~t1k. Dogruyu Allah daha
iyi bilir.

NiFAS (LOHUSA KANI)


Nifas, dogumun pe~inden gelen kand1r. Nifas kelimesinin, 'rahim onunla Nifasm
nefes ald1' cumlesindeki teneffese'den veya kan anlam1nda olan nefs'den yahut da tamm1
c:;ocuk anlam1na gelen nefs'den turedigi yolunda goru~ler vard1r. c;:unku c:;ocugun
rahimden c:;1kmas1nin pe~inden mutlaka kan gelir.
Biz Hanefilere gore, nifas suresinin Ost s1n1n kirk gundur. Bu konuda alimlerin Lohusahk
siiresinin Ost
goru~ aynl1g1na du~tl.iklerini soylemi~tik. Bu konuda bizim dayanag1m1z, sunnettir.
smm
Bir rivayette Ommu Seleme (rh.a) ~oyle demi~tir:
,,0v ; " ,, ;;; '$. ~ ,,. _. 0 " .. ~ ... ,,.

IL:\3' '1 \..: "~ " l::::L:. - ~1111 l~IJllJ , _ 1:~ 1::..J.JJ..Q;H •.:.AJl..:....;ts
~ J Y- ~J r--',. ~ ' , .>-"J ~ u""' -

~I ~ ~j)~ \;j.Y:- j
"Lohusa kadmlar Peygamber (sa v.) doneminde kirk gun beklerlerdi. Koyu
mor!k1rm1z1 renkli beneklerden dolay1 yOzOmOze (boyamada kullamlan bir bitki
318 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
a/an) vers surerdik. "312
Bir ba~ka rivayette de EbO'd-Derda ve EbO Hureyre (r.a) ~oyle demi~lerdir:
,, ,,. ,, ,, !. ,, ~ $ :;; J. ~
'il ~~
0 • " ,,j. :;; ... :;;

..!.l..)~ I·• - ~1-IJ


, u. ~
.IJf
,. -- J I .
~ -·1 .. L..:...aJ- r-J
~.) -
~ :ull
:L:- -- I:..
~ ,
.u!I Jr".J
'' ..;_; J-

"Allah ResO/Q (s av) /ohusalara kirk gun sure koymu~tur. Ancak bundan once
temizlenirlerse /ohusa/Jk sona erer. "313
Nifas'1n alt s1n1n yoktur. (:unku Peygamber (s av) 'in 'ancak bundan once
temizlenirlerse ... ' sozu gene! anlam ifade eder. Oyle ki kad1n bir gun kan
gordukten sonra temizlenirse, bu bir gun lohusal1k kan1d1r. Hay1z ise bunun gibi
degildir. Onun alt sin1n takdir edilerek belirlenmi~tir. (:unku hay1z ve nifas kanlan
rahimden gelir. Nifas kan1nin rahimden geldigine dair deli! vard1r. 0, kandan once
~ocugun ~1kmas1d1r. byle olunca sure koyarak delil getirmeye ihtiya~ yoktur. Hay1z
[3/211]
kan1 ise boyle degildir.
EbO Musa (rh.a.)'nin Muhtasar'inda belirttigi; EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore nifas1n
alt s1n1n yirmi be~ gundur, EbO Yusuf (rh.a.J'a gore ise on bir gundur sozlerinden
maksat, daha az bir surede kan kesildiginde bunun lohusal1k kani olmayacag1,
degildir. Bundan kas1t, temizlik adeti on be~ gun olan kad1na nifas adeti
belirlemeye ihtiya~ duyuldugunda bunun EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore yirmi be~
gunden az olmayacag1 ~eklindedir. (:unku kad1na bundan daha az bir nifas adeti
belirlenirse bu, temizlik adetinin bozulmas1na neden olur.
EbO Hanlfe (rh a.)'nin benimsedigi kurallardan biri ~udur: Kirk gunun hem
ba~1nda hem sonunda kan gelirse, aradaki temizlik gunleri, ister uzun ister k1sa
sursun, iki kan arasinda ay1nc1 (faslla) sayllmaz. Eger, kadinin nifas1 yirmi be~
gunden daha az olarak kabul edilmi~ olsa, kirk gun sona ermeden tekrar kan
gelse, kirk gunun tamam1 nifas olmu~ olur. Bundan dolay1 EbO Hanlfe (rh.a ), nifas1n
alt s1n1nn1 yirmi be~ gun olarak belirlemi~tir. lddetin bittigini haber verme
konusunda kad1n1n nifas suresi, ileride a~1klayacag1m1z uzere yirmi be~ gun olarak
takdir edilir.
EbO Yusuf (rh.a) da iddetin bittigini haber verme konusunda nifas muddetinin
alt sininni, on bir gun olarak takdir etmi~tir. Ancak kan, on bir gunden daha az bir
surede kesilirse, bu gunlerin nifas say1lacag1nda imamlar aras1nda herhangi bir
goru~ ayril1g1 yoktur.

EbO Hanlfe (rh a) kendi benimsedigi kurala bagl1 kalarak ~oyle demi~tir: Hay1z
i~in on gun ne ise nifas i~in de kirk gun odur. Ona gore on gun i~inde arada

312
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/300; lbn Mace, Taharet 128; Eba Davad, Taharet 120; Tirmiz1,
Taharet 105; Hakim, Mustedrek, 1/282.
313
Darim1, Taharet 99; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/300; lbn Mace, Taharet 128; Eba Davad, Taharet
119; Tirmiz1, Taharet 105.
Hayiz (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
3 t9
gorulen temizlik, hay1z gunlerini birbirinden ay1rmaz. Hay1z on gunun hem ba~1nda
hem de sonunda goruldugunde on gunun tamam1 surekli kan gelmi~ gibi kabul
edilir. Nifasta da, kirk gunun her iki taraf1nda kan geldigi zaman boyledir.
EbO Yusuf (rh a) da kendi kuralina bagl1 kalarak, arada gorulen temizlik on
be~ gunden daha az ise, bunun hay1z gunlerini birbirinden ay1rmayacagin1 ve bu
kan1n surekli gelen kan gibi kabul edilecegini soylemektedir. Aradaki temizlik on
be~ gune ula~1rsa o zaman bu, iki hayz1 birbirinden ay1m. Nifas da bunun gibidir.

Muhammed (rh.a.) ise nifas ile hay1z konusunda gec;enleri birbirinden ayri
tutmu~ ve ~oyle demi~tir: Hay1z suresi ic;erisindeki kan gorulmeyen gunler gorulen
gunlerden fazla ise, bu, iki hayz1 birbirinden ayim. Kan gorulmeyen sure on be~
gunden az olsa da bu boyledir. Nifasta ise temizlik suresi onbe~ gunden az olursa
bu, ba~taki ve sondaki kanlar aras1nda ay1ric1 say1lmaz. c;:unku nifasta kirk gun
ic;erisinde, on be~ gunden daha az temizlik du~unulemez. Bu kadar bir temizlik de
kan gelen sureden fazla olur. Oyleyse on be~ gunluk temizlik ancak hay1z
suresinde du~unulebilir.
bte yandan hay1zda kan, bazen once, bazen de sonra gelir. Kan gelen
gunlerle gelmeyen gunlerden biri digerinden fazla kabul edilmezse, tamam1
temizlik olan bir zaman1 hay1z saymak gerekecektir ki, bu caiz degildir. Nifas ise
bunun gibi degildir.
Muhammed (rh.a ); hay1zda on be~ gun temizlik, iki hayz1 birbirinden ayim,
demi~tir. Gerekc;esi ~udur: On be~ gun temizlik iki hayz1 birbirinden ay1rmaya
elveri~lidir. Bu sure hay1z ve nifas1 da birbirinden ay1rmaya elveri~lidir. Bu durumda
once gorulen kan nifas, sonraki hay1z olmu~ olur.
Bunun ac;1klanmas1 ~oyle olur: Dogumdan sonra bir gun kan goren bir kadin,
bundan sonra otuz sekiz gun temiz olsa; ard1ndan bir gun kan gorse; EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore kirk gunun tamam1 nifas kan1d1r. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e
(lmameyn'e) gore ise sadece ilk gun nifas kan1d1r.
Bu kurala gore bir c;ok mesele hukme baglan1r. Ornegin kad1n dogumdan
[3/212]
sonra be~ gun kan gorse, on be~ gun temiz olsa, be~ gun kan gorse on be~ gun
temiz olsa, ard1ndan da devaml1 kan gorse;
lmameyn'e gore kadin1n nifas1 ilk be~ gundur. Temizlik adeti ise on be~
gundur. c;:unku o, iki defa ayn1 sure temiz olmu~tur. Hay1z gunleri ise yirmi gunden
sonraki be~ gundur. Bu, bir defada onun adeti haline gelmi~tir. c;:unku kadin, ilk
defa hay1z gormektedir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, kad1n1n nifas1 yirmi be~ gundur. Kad1n1n
gordugu ilk temizlik dikkate alinmaz. c;:unku kan kirk gunluk zaman ic;inde onu
her iki taraf1ndan ku~atm1~t1r. ikinci temizlik ise, muteberdir. c;:unku kirk gun
onunla tamam olmu~tur. Bu, bir defa ile temizlik adeti haline gelmi~ olur. Onun
320_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ic;in hay1z adeti ise yoktur. Bu nedenle kan1n devaml1 geldigi andan itibaren ilk on
gun hay1z gunleri, be~ gun temiz gunleri kabul edilir. lmameyn'e gore ise, kanin
devaml1 geldigi andan itibaren ilk be~ gun onun hay1z gunleri, on be~ gun ise
temizlik gunleri kabul edilir.

Nifasm Bu kad1nin nifas adeti lmameyn'e gore be~ gun, EbG Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise
ba~lama yirmi be~ gundur. (unku ilk defa nifas goren bir kad1nin nifas adeti, hay1z adeti
zamam
gibi bir defada sabit olur.
Muctehit imamlar, nifasin ba~lama zaman1nda goru~ ayril1g1na du~mu~lerdir.
EbG Hanlfe ve EbG Yusuf (rh.a )'a gore nifas1n ba~lama zamani dogum anid1r.
Muhammed ve Zufer (rh.a.)'e gore ise nifas1n ba~lama zamani rahmin tUmuyle
bo~ald1g1 and1r. Goru~ler aras1ndaki fark ~u konuda kendini gosterir: Kad1n bir
c;ocugu dogurduktan sonra, karn1nda ikinci bir c;ocuk varsa, EbG Hanlfe ve EbG
lkiz
Yusuf (rh.a.)'a gore kadin ilk c;ocugu dogurunca lohusa olur. Muhammed ve Zufer
doguran
kadmm (rh.a.)'e gore ise ikinci c;ocugu dogurmad1kc;a lohusa olmaz. (unku kadin, onlara
lohusahk
gore, henuz hamiledir. Hamile ise hay1z gormedigi gibi lohusa da olamaz. (unku
vakti
nifas, hayz1n e~idir.
Muhammed ve Zufer (rh.a ), iddet bekleyen kad1nin iddetinin bitmesini bu
konuda delil gostermi~lerdir. (OnkO iddetin bitme hOkmO, ancak son c;ocugu
dogurmakla sabit olur.Nifas1n hukmu de boyledir.
EbG Hanlfe ve EbG Yusuf (rh a.) ise ~oyle demi~lerdir: Nifas, dogumun pe~inden
c;1kan kand1r. Bu da gerc;ekle~mi~tir. Ancak hamile kadin1n gordOgO kana hay1z
hukmu verilmemesi, kan rahimden gelmediginden dolay1d1r. (OnkO Allahu Teala
adetini, kad1n hamile kald1g1 zaman rahmin agz1ni kapatmak ~eklinde yurutmO~tUr.
Bu anlam burada bulunmamaktad1r. (Linko rahmin agz1, c;ocuklardan birinin
dogmas1yla ac;ilm1~t1r. 0 durumda rahimden gelen kan nifast1r. Bu, iddetin bitme
hukmu gibi degildir. (OnkO iddetin bitmesi konusu rahmin bo~almas1yla ilgilidir.
Rahimde bir ~ey bulununca, o bo~alm1~ sayilmaz. Nifasta ise nifas hOkmO
dogumdan sonra rahimden c;1kan kandan dolay1d1r. Bu da gerc;ekle~mi~tir.
Ilk defa lohusa olan bir kadin on gun ara ile iki c;ocuk dogursa ve devamli kan
gorse; EbG Hanlfe ve EbG Yusuf (rh.a )'a gore ilk c;ocugu dogurduktan sonra
orucunu namaz1ni b1rak1r. Nifas1 ikinci c;ocugu dogurduktan sonra otuz gundur.
Muhammed ve ZOfer (rh.a.)'e gore ise ikinci c;ocugu dogurmad1kc;a orucunu ve
namaz1n1 b1rakmaz. Nifas1 da ikinci c;ocugu dogurduktan sonra kirk gundur.
~oyle bir olay anlat1l1r:

EbG Yusuf (rh.a.), EbG Hanlfe (rh.a.)'ye "lki c;ocuk aras1nda kirk gun bulunsa
buna ne dersin." diye sormu~:
0 da, boyle bir ~ey olmaz demi~.
[3/213]
EbG Yusuf (rh.a ); ya olursa? demi~.
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 321
EbO Hanlfe (rh.a ), "O zaman EbO Yusuf'un burnu surtUlse bile (EbO Yusuf' a
ragmen) ikinci c;:ocuktan sonra kad1n nifasl1 olmaz. Ancak kad1n, ikinci c;:ocugu
dogurur dogurmaz gusleder." demi~. Bu dogrudur. Cunku arada bir temizlik
bulunmad1kc;:a iki nifas pe~i pe~ine olmaz. T1pk1 arada bir temizlik bulunmad1g1nda
iki hayz1n pe~i pe~ine olmad1g1 gibi.
Cocugun bir k1sm1 rahimden c;:1kt1ktan sonra kad1n kan gorse, Halef b.
Eyyub'un EbO Yusuf (rha)'dan rivayetine gore -ki bu ayni zamanda EbO Hanlfe
(rh a.)'nin de goru~udur- eger c;:ocugun bedeninin c;:ogu c;:1km1~sa kad1n nifasl1
demektir.
Cunku az bir k1sm1n kalmas1, kan1n rahimden c;:1kmasina engel degildir.
Cocuk parc;:alan1p rahimde kalsa, c;:ogu c;:1km1~sa kad1n nifasl1 olur. Cunku
yandan c;:ogu ic;:in tUmun hukmu vard1r.
Kad1n c;:ocuk du~urdugunde, eger c;:ocugun bir k1s1m organlan belirgin ise, <;:ocuk
dii~iiren
bundan sonra kan gordugu gunlerde lohusa olur. Eger organlan belirgin degilse
kadmm
lohusa olmaz. Fakat bundan sonra gorulen kan1n hay1z say1lmas1 mumkun ise lohusahg1
hay1z saytl1r. Ancak oncesinden tam bir temizlik gec;:memesi nedeniyle bu kan1
hay1z saymak mumkun olmazsa gelen kan ozur kanid1r.
$afii (rh a) ~oyle der: Du~uk, kaynar suda test edilir. Eger suda erirse c;:ocuk
degildir. Dolay1s1yla kad1n lohusa olmaz. Du~uk suda erimezse c;:ocuk demektir.
Kad1n bu durumda lohusa olur.
Bu t1bbin konusu olup f1k1hla bir ilgisi yoktur. Bu nedenle biz, bununla hukum
vermedik. Biz, bu konuda i~aret ve belirtiyi hakem kabul ettik. Eger du~ukte canl1
varl1k izlerinden biri belirirse o, c;:ocuktur. Nifas da c;:ocugun rahimden c;:1kmas1nin
pe~inden gelen kand1r. Eger onda canltl1k belirtilerinden bir ~ey gorulmezse o, kan
p1ht1s1 veya et parc;:as1d1r. Dolay1s1yla bunlardan sonra gorulen kan nifas hukmunde
degildir.
Bu konuda iki ~ekil gorulebilir: Kad1n ya bebegi du~urmeden kan gorur; ya da Dii~iikten
gormez. Eger du~ukten once kan gormu~ ve du~ugun organlan belirginle~mi~se, onceki kan
daha once gelen kan nedeniyle namaz1n1 ve orucunu terk etmez. Eger namaz1n1
terk etmi~se, onlan kaza etmesi gerekir. Cunku du~ukten once kan gordugunde
onun hamile oldugu ortaya c;:1km1~t1r. Hamile iken gorulen kan, hay1z kan1
hukmunde degildir. Kad1n1n du~ukten sonra gordugu kan ise nifasl1 kand1r.
Eger du~ugun organlan belirginle~memi~se, du~ukten once gorulen kan1, Organlari
belirginle~memi~
hay1z sayma imkani varsa hay1z kan1d1r. Bu da, gelen kanin adet gunlerine denk ~ocuk dii~iirme
gelmesi ve gec;:erli (tam) bir temizlikten sonra gorulmesi ko~uluna bagl1d1r. Cunku
kad1n1n o zaman hamile olmad1g1 ortaya c;:1km1~t1r.
Ote yandan du~ukten once kad1n1n gordugu kan tam bir (hay1z) suresi ise
du~ukten sonra gordugu kan ozur (istihaze) kanid1r. Onceki kan1n suresi, tam bir
322 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
(hay1z) suresi degilse, du~ukten sonra gordugu kan ile bu suresi tamamlar. Bunu
tamamlad1ktan sonra kan gelen gunlerde, kad1n ozurlu sayi11r.
Mesela adeti Lit; gun olan kadin, du~ukten once Lit; gun kan gorse, bu
du~ukten sonra da devam etse, kad1n1n hay1z1, du~ukten once kan gordugu Lie;
gundur. Bu kadin, du~ukten sonra kan gordugu gunlerde ozurlu sayll1r.
Kad1n du~ukten once bir ya da iki gun kan gorse; du~ukten sonra gordugu
kan ile hay1z suresini Lie; gune tamamlar. Bundan sonraki gunlerde ozurlu sayi11r.
Du~ukten once kan gormeyip du~ukten sonra gorse; bu durumda du~ugun
organlan belirginle~mi~se kadin lohusa say1l1r. Organlan belirginle~memi~se;
du~ukten sonra gelen kan1, adet gunleri yerine (bedel) hay1z saymak mumkun ise,
hay1z say1l1r. Bu mumkun degilse, kad1n bu gunlerde ozurlu say1l1r.

[3/214] Kad1n tuvalet c;ukuruna bebek du~urse de du~ugun organlann1n belirginle~ip


belirginle~medigini bilmese, bu da iki ~ekilde du~unulebilir. Kad1n, ya du~ukten
Organlan
belirginle~ip once kan gormu~tLir, ya da sadece du~ukten sonra kan gormu~tLir. Yaln1zca
belirginle~medigi du~ukten sonra kan gormu~ ve hay1z adeti on, temizlik adeti yirmi gun ise, deriz ki;
belli olmayan
bebegin dii~mesi du~ugun organlan belirginle~mi~se onun nifas1 kirk gundur. c;:unku o, ilk defa
lohusa olmu~tur. Kan gelmeye devam ettigi ic;in lohusal1k suresi, azami sure olur.
Bu ilk defa hay1z goren bir kad1n1n hayz1n arkas1ndan kan gormesi gibidir. Eger
organlan belirginle~memi~se kad1n1n hayz1, on gundur. Dolay1s1yla du~ugun
pe~inde, kesin temiz olmad1g1n1 bilerek on gun namaz1n1 terk eder. c;:unku bu on
gunde o, ya hay1zl1 ya da lohusad1r. Sonra gusleder ve her namaz ic;in abdest
alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 kllar. c;:unku bu gunlerde onun
durumu, temizlikle nifas aras1nda belirsizdir. Daha sonra, kesin temiz olmad1g1n1
bilerek, on gun namaz1n1 terk eder. c;:unku bu on gunde o, ya hay1zl1 ya da
lohusad1r. Ard1ndan nifas veya hay1z suresini tamamlay1nca gusleder. Bundan
sonra temizlik gunleri yirmi, hay1z gunleri on gundur. Ve onun durumu, boylece
hay1z ve nifastan kurtuldugunu du~undugu vakitlerde gusletmek ~eklinde olur.
Eger kad1n du~uk yapmadan once kan gormu~se; bu kan tek ba~1na bag1ms1z
ise du~ukten sonra namaz1n1 terk edemez. Bag1ms1z degilse, du~ukten sonra hay1z
suresini tamamlayacak kadar sure namaz1n1 terk eder. Du~ukten once kan
gordugu gunlerde temiz oldugunu kesin bilerek namaz1n1 terk edemez. Eger terk
etmi~se, onlan kaza etmesi gerekir. c;:unku du~ugun organlan belirginle~mi~se,
kad1n1n daha once gordugu kan hay1z degildir. Organlan belirginle~memi~se daha
onceki kan hay1z kanid1r. Bu durumda du~ukten once kan gordugu gunlerin
durumu, hay1zla temizlik aras1nda belirsizdir. ~uphe nedeniyle namaz1n1 terk
edemez.
Bu kad1n1n hayz1 on, temizligi yirmi gun olsa, du~ukten once on gun kan
gordukten sonra du~uk yapsa, du~ukten sonra gusleder. Yirmi gun namaz1n1 kllar.
c;:unku bu gunlerde onun durumu, temizlik ve nifas aras1nda belirsizdir. Sonra on
l

Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 323


gun temiz olmad1g1n1 kesin bilerek namaz1ni terk eder. c;:unku bu gunlerde o, ya
lohusa ya da hay1zl1d1r. Daha sonra gusleder ve yirmi gun namaz1n1 kllar. Bunun on
gunu namaz1n1 temiz olma ~uphesiyle k1lar. c;:unku bu gunlerde durumu, nifas ile
temizlik aras1nda belirsizdir. Ard1ndan gusleder ve kesin temiz olarak bir on gun
daha k1lar. Sonraki on gun temiz olabileceg1 ~uphesi ile namaz1n1 kllar. c;:unku bu
gunlerdeki durumu, hay1z ve temizlik aras1nda belirsizdir. Bundan sonra gusleder.
Ve onun durumu bu ~ekilde olur.
Be~ gun kan gordukten sonra ac_;1klad1g1m1z gibi du~uk yapsa, o zaman kadin,
du~ukten sonra be~ gun namaz1n1 b1rak1r. c;:unku du~ugun organlan
belirginle~memi~se bu be~ gun, hay1z ssuresini tamamlam1~ olmaktad1r. Eger
organlan belirginle~mi~se, bu gunler kadin1n nifas1n1n ilk gunleridir. Bu nedenle bu
gunlerde namaz1n1, temiz olmad1g1n1 kesin bilerek terk eder. Sonra gusleder. Her
namaz vakti ic_;in abdest alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile yirmi gun namazlann1
k1lar. c;:unku bu gunlerde onun durumu, nifas ile temizlik aras1nda belirsizdir.
Ard1ndan on gun temiz olmad1g1 kesin olarak namaz1n1 terk eder. c;:unku bu
gunlerde o, ya hay1zl1 ya da lohusad1r. Bbylece say1 otuz be~e ula~m1~ olur.
Daha sonra gusleder ve be~ gun abdest alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile
[3/215]
namaz1n1 kllar. Bundan sonra kirk tamamland1gindan gusleder. c;:unku eger
du~ugun organlan belirginle~mi~se k1rk1nc1 gun kad1nin nifastan c_;1kma vaktidir.
Sonras1nda on be~ gun kesin temiz oldugunu bilerek her namaz ic_;in abdest alarak,
namaz1n1 k1lar. c;:unku bu gunler onun temizlik gunleridir. Bu ~ekilde say1 elli be~e
ula~m1~ olur. Bundan sonra be~ gun temiz olabilecegi ~uphesi ile her namaz vakti
ic_;in abdest alarak namaz1n1 k1lar. c;:unku onun bu gunlerdeki durumu, du~ugun
organlan belirginle~memi~se hay1z ba~lang1c1 ile, organlan belirginle~mi~se temizlik
gunlerinin sonu arasinda belirsizdir. Bbylece say1 altm1~a ula~m1~ olur. Sonra be~
gun namaz1n1 terk eder. c;:unku kad1n, bu be~ gunun kesin olarak, ya hayz1nin
ba~lang1c1 ya da sonu oldugunu bilmektedir. Daha sonra gusleder ve be~ gun
temiz olabilecegi ~uphesi ile her namaz vakti ic_;in abdest alarak namaz1n1 kllar.
Ardindan bir daha gusleder. c;:unku eger du~ugun organlan belirginle~mi~se bu
gunler kad1n1n hayzinin sonudur. Bundan sonra abdest alarak on be~ gun kesin
temiz oldugunu bilerek namaz1n1 k1lar. Bbylece onun adeti, temiz olmad1g1 kesin
olan her be~ gunde namazin1 terk etmesi, hay1zdan kurtuldugunu du~undugu her
vakitte gusletmesi ~eklinde olur.
Kadin c_;ocuk dogursa, ya da organlan belirginle~mi~ c_;ocuk du~urse ve
kendisinden surekli kan gelmeye ba~lasa da hay1z veya temizliginde ~upheye
du~se, bu meselede uc_; durum sbz konusu olur.

Kad1n ya hayzin1n be~ veya on gun oldugundan ~uphe etmi~, temizliginin


yirmi gun oldugundan emindir. Ya da temizliginin on be~ veya yirmi gun
324 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
oldugundan ~uphe etmi~, hay1z1nin on gun oldugundan emindir. Ya da her
ikisinden ~upheye du~mu~tUr.
Eger kad1n hayz1nin be~ veya on gun oldugundan ~uphe edip temizliginden
emin olsa, nifas1 olan kirk gunden sonra gusleder. Temizlik suresini bildigi ic;in
temiz oldugu kesin olarak yirmi gun namaz1ni k1lar. Sonra temiz olmad1g1 kesin
olarak be~ gun namaz1n1 terk eder. (unku o, bu gunlerde hay1zl1d1r. Daha sonra
gusleder. Boylece say1 yirmi be~e ula~m1~ olur.
Bu durumda kad1n ic;in biri en k1sa digeri en uzun olmak uzere iki c;e~it hesap
~ekli vard1r. En k1sa hesaba gore kad1n, yirmi gun temiz olur. En uzun hesaba gore
ise hayzindan geriye be~ gun kalm1~t1r. Oyle olunca be~ gun her namazda abdest
alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 k1lar. Sonra gusleder ve kesin temizlik
gunleri oldugundan on be~ gun namaz1ni kllar. Boylece say1 kirk be~e ula~m1~ olur.
En k1sa hesaba gore kad1n1, be~ gun hay1z kar~1lar. En uzun hesaba gore
temizliginden geriye be~ gun kalm1~ olur. Dolay1s1yla be~ gun her namazda abdest
alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namazin1 k1lar. Boylece say1 elliye ula~1r. Sonra
gusleder. En k1sa hesaba gore kad1n1 yirmi gun temizlik kar~1lar.
En uzun hesaba gore ise hayz1 on gundur. Oyle olunca on gun her namazda
abdest alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 kllar. Ardindan gusleder.
Boylece say1 altm1~a ula~m1~ olur. Daha sonra en k1sa hesaba gore temizliginden
geriye on gun kalm1~t1r. En uzun hesaba gore ise kad1n1 yirmi gun temizlik kar~1lar.
Bu durumda kad1n, on gun temiz oldugu kesin olarak namaz1n1 k1lar. Boylece say1
yetmi~e ula~m1~ olur. Bundan sonra en k1sa hesaba gore kad1ni, be~ gun hay1z
kar~llar. En uzun hesaba gore temizliginden geriye on gun kalm1~ olur. Dolay1s1yla
be~ gun her namazda abdest alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 k1lar.
Boylece say1 yetmi~ be~e ula~m1~ olur. Ardindan hemen gusleder. Sonras1nda en
k1sa hesaba gore kad1ni, yirmi gun temizlik kar~1lar. En uzun hesaba gore
temizliginden geriye be~ gun kalm1~t1r. Buna gore, her namazda abdest alarak
kesin temiz olarak be~ gun namaz1n1 kllar. Boylece say1 seksene ula~m1~ olur.
Sonra en k1sa hesaba gore temizliginden geriye on be~ gun kalm1~ olur. En
[3/216]
uzun hesaba gore kad1n1, on gun hay1z kar~1lar. Bu surede her namazda abdest
alarak on gun temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1ni k1lar. Boylece say1 doksana
ula~1r. Kad1n gusleder. Sonra en k1sa hesaba gore temizliginden geriye be~ gun
kalm1~t1r. En uzun hesaba gore de kad1ni, yirmi gun temizlik kar~1lar. Her namazda
abdest alarak temiz oldugu kesin olarak be~ gun namaz1n1 kllar. Boylece say1
doksan be~e ula~m1~ olur. Daha sonra en k1sa hesaba gore kad1n1, be~ gun hay1z
kar~1lar. En uzun hesaba gore temizliginden geriye on be~ gun kalm1~t1r. Her
namazda abdest alarak be~ gun temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 k1lar ve
ard1ndan gusleder. Boylece say1 yuze ula~m1~ olur. Bundan sonra en k1sa hesaba
gore, yirmi gun temiz olur. En uzun hesaba gore temizliginden geriye on gun
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
325
kalm1~t1r. Dolay1s1yla on gun kesin temiz olarak namazin1 kliar. Bbylece say1 yuz
ona ula~m1~ olur. Daha sonra en k1sa hesaba gore temizliginden geriye on gun
kalm1~t1r. En uzun hesaba gore kad1n1, on gun hay1z kar~ilar. Dolay1s1yla on gun
temiz olabilecegi ~uphesi ile namaz1n1 kliar ve ard1ndan gusleder. Bbylece say1 yuz
yirmiye ula~1r. Sonras1nda en k1sa hesaba gore kad1n1, be~ gun hay1z kar~liar. En
uzun hesaba gore ise yirmi gun temizlik kar~1lar. Boyle olunca be~ gun her
namazda abdest alarak temiz olabilecegi ?Liphesi ile namaz1ni kliar. Bbylece say1
yuz yirmi be~e ula~m1? olur. Daha sonra en k1sa hesaba gore kad1n1, yirmi gun
temizlik kar~liar. En uzun hesaba gore temizliginden geriye on be? gun kalm1~t1r.
Bu kad1n on be~ gun her namazda abdest al1p kesin temiz olarak namaz1ni k1tar.
Bbylece say1 yuz k1rka ula~m1? olur. Bundan sonra en k1sa hesaba gore
temizliginden geriye be~ gun kalm1?t1r. En uzun hesaba gore kad1ni, on gun hay1z
kar?ilar. Be~ gun her namazda abdest alarak temiz olabilecegi ~uphesi ile namazin1
kliar. Bbylece say1 yuz kirk be?e ula~1r. Sonra en uzun hesaba gore hayz1ndan
geriye be? gun kalm1~t1r. En k1sa hesaba gore kadin1, be? gun hay1z kar?liar.
Dolay1s1yla bu be~ gunde kad1n temiz otmad1g1 kesin olarak namaz1ni b1rak1r ve
sonra gusleder. Bbylece say1 yuz etliye ula?m1?t1r. Bu say1da kadinin adetinin
donli?Limu duzene girmi~ olur.
Temizligin on be? gun mu, yoksa yirmi gun mu oldugu hususundaki ~uphe de
bu ~ekilde r;ozume baglan1r. Bu durumda da adet, yine yuz elli gunde duzene
girer.
Ayn1 ~ekilde kad1n her ikisinde de ~upheye du~erse, yani hayz1n be? gun mu,
on gun mu; temizligin on be? gun mu, yoksa yirmi gun mu oldugunda ~Opheye
du~erse, mesete yine bu ~ekilde r;ozume baglan1r. Bu durumda kad1nin adeti, Li<;
yuz gunde duzene girer.
Bir kad1n r;ocuk dogursa ve kan bir, iki veya Or; gun sonra kesilse, bu kad1n
vaktin sonunu bekler. Sonra gusleder. Namaz1ni kliar. Vaktin sonunu beklemesi,
kanin tekrar gelme olassi11g1ndan dolay1d1r.
Vaktin sonunda y1kan1r. C::unku gbrunu~te temizdir. Bunun bir benzerini,
hay1z konusunda ar;1klam1~t1k.
Bu kad1n dogum yapt1ginda bo?anm1~ idiyse, elti dart gunden biraz fazla bir
surede iddetinin sona erdigini sbylese, Muhammed (rh.a.)'e gore, sbzu kabul edilir.
Ebu Yusuf (rh a) ise altm1~ be? gunden daha az bir sureyi kabul etmez. Muhammed
(rh a.)'in rivayetinde, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, seksen be~ gunden daha az bir
surede iddetin bittigini sbylese sbzu kabul edilmez. Hasan (rh.a )'in rivayetinde ise
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, yuz gunden a~ag1s1 da tasdik edilmez.
Ebu Suheyl el-Feraizl (rh a.) Kitabu'l-Hayz'da Ebu Hanlfe (rh a )'nin yuz on be? (3/217]
gunden daha az bir surede iddetin bittigini kabul etmedigini nakletmektedir.
Bu mesele iki temel kurala dayanmaktad1r:
326 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Birincisi, a~1klad1g1m1z gibi EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kirk gunun ba?inda ve
sonunda kan gorulmu?se, arada gorulen temizlik, ne kadar uzun olsa da, iki kan
aras1nda ay1nc1 (fas1la) sayllmaz (bu temizlik nifastand1r).
lkincisi, bo?anm1? "bir kad1n adet (hay1z) hesab1yla iddet bekledigi ve iddetinin
bittigini soyledigi zaman, ka~1nc1 gundeki sozu kabul edilecek?

Bo~anan bir EbO Hanlfe (rh a) altm1? gunden az bir sureyi kabul etmemektedir. EbO Yusuf
kadm adet (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.) ise otuz dokuz gunu kabul etmektedir. lmameyn'in
giiren bir
kadmsa goru~unun a~1klamas1 (tahrici) ?udur: Sanki koca, kans1n1 hay1z suresinin son
iddeti ka~ par~as1nda bo~am1? gibi kabul edilir. Kad1nin hayz1, hayz1n alt s1nin olan u~ gun, en
giin sonra
bitebilir az temizligi on be? gun olarak du?unulur. O~un u~ ile ~arp1m1 dokuz yapar. Her biri
on be? gun olan iki temizlik toplam1 otuz gun yapar. Bu nedenle kad1n iddetinin
otuz dokuz gunde bittigini soylediginde, sozu kabul edilir. c;:unku o, kendisine
guvenilen bir kimsedir. Boyle olunca iddetin bitmesi mumkun olan bir vakit
and1g1nda soylediklerini kabul etmek gerekir.
Denildi ki; EbO Yusuf (rh a )'a gore, otuz yedi bu~uk gun ve dart saat ge~tikten
sonra kad1nin sozunu kabul etmek gerekir. c;:unku ona gore en az hay1z suresinin
iki bu~uk gunden biraz fazla oldugunu, daha once a~1klam1?t1k. Bu durumda her
hay1z, iki bu~uk gunden bir saat fazla bir vakit olarak kabul edilir. Ve bunlann
tamam1, yedi bu~uk gun u~ saat ve iddetinin bittigini haber verdigi ve guslettigi
saattir. Dolay1s1yla iddetin bitme olas1l1g1 oldugu i~in kad1n1n otuz yedi bu~uk ve
dart saat ge~ince, iddet konusundaki sozu kabul edilir.
Muhammed (rh a )'in and1g1na gore EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru?unun
a~1klamas1 (tahrici) ise ?byledir: Kocanin kans1n1, temizlik suresi i~inde cinsel
ili?kiden sonra bo?am1? olmamak i~in, temizligin ilk gununde bo?ad1g1 kabul edilir.
Kad1n1n temizlik gunleri de on be? gun olarak du?unulur. c;:unku temizligin en ust
suresi i~in bir s1n1r yoktur. Dolay1s1yla temizlik suresi temizligin alt s1n1r1 olarak kabul
edilir. Hay1z suresi ise be? gun olarak du?unulur. c;:unku hayz1n bundan daha az
olmas1 veya hayz1n en ~ok sureye kadar uzamas1 nadirdir. 0 durumda hay1z
suresinin ortas1 kabul edilir. 0 da be?tir. Boyle olunca her biri on be? gun olan u~
temizlik kirk be? gun eder. Her biri be? gun olan u~ hay1z da on be? gun yapar.
lkisinin toplam1 altm1~ eder.
Hasan (rh.a.)'1n rivayetine gore ise, EbO Hanlfe (rh a.)'nin goru?unun a~1klamas1
?byledir: Kocan1n kans1n1, temizligin son k1sm1nda bo?ad1g1 kabul edilir. c;:unku
iddeti uzatmaktan sak1nmak vaciptir. Kadin1 temizligin son k1sm1nda bo?amak da,
iddeti uzatmaktan sakinmaya daha uygundur. Aynca kad1n1n hayz1 on gun kabul
edilir. c;:unku kad1nin yarann1 du?unerek temizlik gunlerini en az sureyle takdir
edince, kocan1n yarann1 du?unerek de kad1nin hay1z suresini ust sin1rla takdir
ederiz. 0 durumda her biri on gun olan u~ hay1z, otuz yapar. Ve her biri on be?
gun olan iki temizlik de otuz yapar. lkisinin toplam1 atm1? eder.
Hay1z (Adet Gorme) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
327
EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'in soylediklerinin anlam1 yoktur. Cunku
kad1n1n belirttigi surelerde iddetin bittigi yolundaki haberini, dogrulama olas11ig1
bulunmamaktad1r. Bu, ancak her biri nadiren vuku' bulan birc;ok faraziyeyi
(onermeyi) kabul ettikten sonra mumkun olabilir. Bunlardan bazllan ~unlard1r:
1- Kocan1n kans1n1 temizlik suresinin son bolumunde bo~amas1;
2- Kad1nin hay1z suresinin en az surede olmas1;
3- Kad1n1n temizlik suresinin en az surede bulunmas1;
4- Kad1nin iddetinin sona erdigini iddetin bittigi andan itibaren geciktirmeden
haber vermesidir.
Kendisine guvenilen birinin, kabul edilmesi ancak nadiren vuku' bulan bir
tak1m hadiselerin meydana gelmesine bagl1 olan sozlerine itibar edilmez. Bu,
c;ocuga (sabi) gunde yuz dirhem harcad1m diyen vasinin sozlerine itibar edilmemesi
gibidir. Bu vasinin sozleri, ancak c;ocugun bak1m1 ic;in bir ~eyler satin al1p bunlann [312 1s1
c;al1nmas1 veya yanmas1 ya da telef olmas1 durumunda olas11ik dahilindedir. Fakat
vasinin sozlerine yine de itibar edilmez. Cunku bu tUr ~eyler nadiren vuku'
bulmaktad1r. Burada da durum ayn1d1r.
Bo~anan kad1n cariye olsa, EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore, onun
Bo~anan
yirmi bir gunde iddetinin bittigi yolundaki sozu kabul edilir. Cunku onun hayz1 uc;, cariyenin
iddeti
temizligi on be~ gundur. iki hay1z suresi alt1 gun eder. Arada on be~ gun temizlik
bulunmaktad1r. Bu uc;unun toplam1 yirmi bir gun yapar.
Muhammed (rh a.), EbO Hanlfe (rh a )'nin cariyenin iddetinin kirk gunde
bittigine dair sozunu kabul ettigini nakletmektedir. Bu durumda kocas1n1n cariyeyi,
temizliginin ba~1nda bo~ad1g1 kabul edilir. Her biri on be~ gun olan iki temizlik otuz
yapar. Her biri be~ gun olan iki hay1z da on gun eder. ikisinin toplam1 da kirk
gundur.
Hasan (rh.a.)'1n rivayetine gore, EbO Hanlfe (rh.a.)'nin goru~unde cariyenin otuz
be~ gunde iddetinin bittigini soylemesi kabul edilir. Bu durumda kocas1nin cariyeyi
temizligin sonunda bo~ad1g1 kabul edilir. Her biri on gun olan iki hay1z ve bu iki
hay1z aras1ndaki on be~ gun temizlik otuz be~ gun yapar.
Bunu anlad1ktan sonra, Kitabu'l-As/'daki meselenin ac;1klamas1na gec;ebiliriz:
Bir kimse hamile kans1na 'dogurdugun zaman bo~sun' dese; Muhammed (rh a.)' in
EbO Hanlfe (rh a.)' den rivayeti esas al1nd1ginda, mesele ~oyle hukme baglan1r:
Kad1n1n nifas1 yirmi be~ gun kabul edilir. Kanin, temizlikten sonra fakat kirk gun
tamamlanmadan once tekrar gelmesinden sakinmak ic;in boyle kabul edilir.
Temizligi ise on be~ gun kabul edilir. ikisinin toplam1 kirk eder. Bundan sonra
kad1nin hayz1 be~, temizligi on be~ gundur. Her biri be~ gun olan uc; hay1z ve
bunlann arasinda her biri on be~ gun olan iki temizlik bulunur. Bunlann toplam1
328 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
kirk be~ gun eder. Bu say1ya kirk eklendiginde seksen be~ eder. Kad1n1n iddetin
bitiminde bu say1daki sozu kabul edilir.
Hasan (rh.a.)'in EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayeti esas al1nd1ginda da mesele yine
bu ~ekilde hukme baglan1r. Ancak bu kad1n1n kirk gunluk nifastan sonraki hayz1,
on gundur. Buna gore her biri on gun olan uc; hay1z ve bunlann aras1nda bulunan
iki temizlik toplam1, atm1~ gun eder. Bu say1 k1rka eklendiginde yuz gun yapar.
EbO Sehl el-Feraizl (rh.a )'nin EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayeti esas al1nd1g1nda ise
kad1n1n nifas1 kirk gun kabul edilir. (unku nifas1n ust s1nin, hay1z suresinin ust s1n1r1
gibi bellidir. Kad1nin hayz1n1 ust s1nir ile takdir ettigimiz gibi, nifasin1 da nifas1n ust
s1nin ile takdir ederiz. Nifastan sonra ise on be~ gun temizlik bulunmaktad1r.
Boylece say1 elli be~ olur. Bu say1ya altm1~ eklendiginde yuz on be~ eder. Bu
nedenle kad1n, iddetinin bundan daha az surede bittigini soylese, sozu kabul
edilmez. EbO Yusuf (rh.a.)'un gbru~une gore ise, kad1n1n nifas1 on bir gun kabul
edilir. (unku bu say1 nifas1n en az suresidir. Nifasin on bir gun kabul edilmesinin
nedeni ~udur: Nifas suresi genellikle (adeten) hay1z suresinden fazla olur. Bu
fazlal1k saatlerini tam olarak tesbit etmek mumkun degildir. Gunler de bunun gibi
olup en fazlas1nin bir sin1n yoktur. Dolay1s1yla on gunden fazla olan zaman1 bir gun
olarak kabul ettik. Bu nedenle nifas1 on bir gun olmu~ oldu.
Ancak Muhammed (rh.a.), EbO Yusuf (rh a.)'u bu konuda hatal1 bulmu~ ve ~byle
demi~tir: EbO Yusuf (rh.a.), on bir gunden daha az bir surede nifasl1 kadinin kan1
kesilirse, bu kadin gusleder ve namaz1n1 k1lar, demektedir. Bu ise iddet beklemekte
olan kad1n hakk1ndaki sozuyle c;eli~mektedir.
Ancak EbO Yusuf (rh a) bu sbzunde olasi11g1 deg ii, yaygin durumu dikkate
[3/219] alm1~t1r.

Bundan sonra kad1nin temizligi on be~ gundur. Boylece say1 (on bir ile birlikte)
yirmi alt1 eder. Ard1ndan, uc; hay1z ic;in otuz dokuz gun gelmektedir. Boylece
toplam altm1~ be~ olur. Bu nedenle EbO Yusuf (rh.a ), kadinin soyledigi bu say1y1,
kabul etmektedir.
Muhammed (rh.a.)'in goru~une gore ise kadinin elli dart gunden biraz gec;ince,
iddetin bittigi yolundaki sozu kabul edilir. (unku nifas1n en az1 ic;in bir s1n1r yoktur.
Bu nedenle nifas1n 'az bir vakit' oldugunu sbylemesi durumunda, bu mumkun
oldugu ic;in, kad1nin bu sbzu kabul edilir. Bundan sonra on be~ gun temizlik suresi
vard1r. Sonra da uc; adet ic;in otuz dokuz gun gelmektedir. Bunlann tamam1 elli
dart gunden biraz fazla yapmaktad1r. Dolay1s1yla, gerc;ek olma olas1l1g1
bulundugundan dolay1, kad1n1n sbzleri kabul edilir.
Eger bu kad1n cariye olsa, sorun yine ayni ~ekilde c;ozulur.
Muhammed (rh a )'in EbO Hanlfe (rh a.)' den naklettigi goru~e gore; kad1n1n
iddetinin altm1~ be~ gunde bittigi yolundaki sozu kabul edilir. Buna gore kad1nin
Hay1z (Adet Gorme) _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 329
nifas1 yirmi be~ gundur. Temizligi on be~, hay1z1 be~ gundur. Kirk gunden sonraki
iki hay1z ve bu iki hay1z aras1ndaki temizlik toplam1 yirmi be~ gundur. Bu say1 k1rka
eklendiginde atm1~ be~ gun eder.
Hasan b. Ziyad (rh a.J'1n Ebu Hanlfe (rh.a )'den naklettigi goru~e gore; kad1n1n
iddetinin bittigini yetmi~ be~ gun gec;tikten sonra soylemesi durumunda kabul
edilmesi gerekir. <::unku (bu rivayete) gore onun hay1z1 on gun kabul edilir. Kirk
gunden sonra iki hay1z ve bu iki hay1z aras1nda bulunan bir temizlik otuz be~ eder.
Bu say1 k1rka eklendiginde yetmi~ be~ yapar.
Ebu Suheyl el-Feraizl (rh a.J'nin Ebu Hanlfe (rh a.J'den naklettigi goru~e gore
kad1n1n doksan gun sozunun kabul edilmesi gerekir. C::Onku kad1n1n nifas1 kirk
gun, hay1z1 on gundur. Buna gore iki temizlik ve iki hay1z elli gun yapar. Bu say1
k1rka eklendiginde doksan eder.
Ebu Yusuf (rh.a.)'un goru~une gore ise kadinin iddetinin kirk yedi gun sonra
bittigi sozu kabul edilir. <::unku onun nifas1 on bir gun, bundan sonraki temizligi ise
on be~ gundur. Bunlann toplam1 yirmi alt1 gun eder. Bu say1, ac;1klad1g1m1z gibi,
yirmi bire eklendiginde kirk yedi yapar.
Muhammed (rh.a.J'in goru~une gore otuz alt1 gunden biraz fazla sozu kabul
edilir. C::unku o, kad1n1n nifas1n1 az bir zaman olarak, temizligini ise on be~ gun
olarak kabul etmektedir. Bundan sonra ai;;1klad1g1m1z gibi yirmi bir gun
bulunmaktad1r. Bunlann toplam1 otuz alt1 gunden biraz fazla bir zaman
yapmaktad1r. lddetin bu kadar bir zaman ic;inde bittigini soylediginde, bu surede
iddetin bitmesi olas1l1g1 bulundugu ic;in, kad1n1n bu sozu kabul edilir.
Allah dogrusunu daha iyi bilir.
KARMA iNDEKS

estar, 139
A Eyyam-1 bTz, 206
Eza kefareti, 179
adak, 104, 140, 147, 204, 212
adak orucu, 214
adet gi:irme, 126, 129
F
adet gunleri, 267
akil hastallg1, 136 fakir, 11
amm, 93 fark, 23
amme, 102 Fars, 2
ariyet, 64 farz, 160
asl1 adet, 285 fasit nikah, 217
A~Ora orucu, 132 fasit sat1~, 173
az1met, 143 fecir, 92, 99
azm, 92 fecr-i sad1k, 78
f1t1r sadakas1, 159, 160, 165, 171, 179
fidye, 118, 139
B fira~, 122, 167
11 fitre, 164, 165, 174
bayg1nl1k, 135 gerc;ek anlam, 148
bayram, 121 gizli ~ehvet, 106
beden1 kefaret, 11 O gusul, 121
Beno Taglib, 7, 27, 67 gun, 151, 194, 225
beyaz iplik, 78 galiye, 218
b1daa, 56
bintO mahad, 74
birinci fecr, 80
H
birle~me, 222
borc;lular, 13 haber-i vahid, 123, 160
hacamat, 83, 84, 123
hacb, 17
c haccac1 ntl1, 139
harac-1 mukasame, 64
caife, 102 harac-1 muvazzafa, 64
Camiu'l-Beramike, 19 harac1 arazi, 64
cebel, 9 harac;, 71, 73
celde, 111 harb1, 19, 53
cer, 271 harOr, 239
cizye, 6 HarOriyye, 86
define, 26 hasta ziyareti, 203
durume, 15 hastalik, 126
eda, 92 Ha~imogullan, 17
eda hitab1, 124 hat1m, 209
edep, 87 hay1z, 231, 246, 277
emval-i bat1na, 26, 48 hay1z gunleri, 267
hay1z kani, 232
332._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

hayz, 246
hedy, 129 M II
h1yar-1 ru'yet, 44
hibe, 104 mahcOr, 135
Hindistan erigi, 218 mall kefaret, 110
Hukne, 101 maslahat, 91
hul' bedeli, 59 mazmaza, 100, 154
me'zOn, 71
mecaz anlam, 148
1-i II Medine sa\ 140
men, 3
lrak ntl1, 139 menapoza, 233
lbadet, 89 menn, 23, 179
ibdal, 270 merfO, 83, 138
lbnu'l-fakr, 14 Mescid-i lliya, 184
lbnu'l-gina, 14 meOne, 160
lbnu's-sebll, 14 mevkOf, 83, 138
icare, 191 Mina gi.lnleri, 125
lhram, 129 miskin, 11
ihsar, 104, 129 mudarabe, 12
ihtilam olmak, 83 mudarib, 56
ikale, 42 mudaribin, 12
ikinci fecir, 80 mufavada, 57
lkrah, 153 muhayyerlik ~art1, 172
ikrar, 104 muhtesip, 27
imsak, 81, 85, 86, 97, 145 muklm, 91, 94, 103, 117
lnan ~irketi, 57 mOsa leh, 177, 205
ipotek, 178 mOsl, 204
irb, 87 mi.lba~ere-i fahi~e, 88
istibra, 305 mi.ldd, 139, 140, 180
lstibra, 241 mi.ldebber, 16, 163
istihaza, 231, 245, 261, 277 mi.lellefe-i kulOb, 12
istihkak, 34, 42, 1oo mi.lkateb, 5, 16, 56, 71, 163
istihsan, 165 mi.lneccim, 251
itikaf, 183, 191 mi.lrahika, 242
itikaf1n ri.lkni.l, 187, 189 mi.lrOr hakk1, 186
mi.lstehaza, 124, 244, 245
mi.lste'men, 19, 175
K-L mi.lt'a orucu, 126

kadir gecesi, 200


kan ald1rmak, 83 N
katran kopi.lgi.l, 218
kazif, 220 nafile oru<;, 106
kef aret, 111 , 11 2 naml, 30
kil, 218 naml arazi, 64
kira sozle~mesi, 73 nema, 66
kitabet akdi, 174 nezir, 147
kitabet sozle~mesi, 163 nifas, 317, 273
Kurban bayram1, 125, 149 nifas kan1, 232
kurO, 241
kusmak, 83
lohusallk, 234, 242, 259 0 II
lohusal1k si.lresi, 259
orucun ri.lkni.l, 137
orucun vakti, 78, 213
orur,;, 77
orur,; bozma kefareti, 81, 97, 109

I
610, 25
Omer (r a.) sa\ 140
6?0r arazisi, 64
ozur kani, 277

R
rakabe, 177
Ramazan, 79
Ramazan bayram1, 125
Ramazan hilali, 96
Ramazan orucu, 141
Recez, 11
recm, 111
rehin, 178
nt1I, 23, 179
ric'i talak, 316
ruhsat, 91, 143

s I
sa', 109, 139, 159
saat, 251
sadaka adamak, 203
sadaka-1 f1t1r, 160
sahur, 78, 118
saime, 2, 31, 71, 72
saime koyun, 73
savm, 77
seferilik suresi, 234
serif, 241
Sevad, 9
sevlk, 146
siyah iplik, 78
SU\, 122
surme r,;ekmek, 101

II
?art muhayyerligi, 6
?.3Z, 29
?ek gunu, 91, 93, 95
?irb, 186
?Liphe gunu, 85, 94
T
taat, 176
tahiyyetU'l-mescit, 188
talak, 148
tarh, 271
teberrO, 103
tedahol, 114
temizlik donemi, 244
temizlik sOresi, 234, 246
temlik, 12
te~rik gOnleri, 88, 125, 149
te~rTk gOnleri, 95

U-0 II
umOmu belva, 180
Ocret, 73
OmmO veled, 16, 55, 163, 167, 177

v 11
vade, 191
vasT, 165
vasiyet, 204
velayet, 167
vers, 1
vers ve vesme, 2
vesime, 1
vesk, 23

yakTn, 242
yapmacik adet, 285
yemin, 191
yevm-i ~ek, 91
yolcu, 91, 94

z 11
zaniye, 110
zekat, 175
zekat amilleri, 11
zeval vakti, 92, 132, 206, 213
z1har, 81, 107, 211, 214
z1har kefareti, 127, 130, 214
zilyet, 72
zimmT, 6, 175

You might also like