You are on page 1of 379

ebsflt

S. CiLT TERCUME ve TASHiH HEYETi

Savfa Terdime Eden Tashih Eden


2-9 HUSEYiN BA~ PROF. DR. HAMDi DONDUREN
9-15 SONER DUMAN PROF. DR. HAMDi DONDUREN
15-37 DR. ~ERAFETTiN KALAY PROF. DR. M.CEVAT AK~iT
38-58 DR. AH MET BOSTANCI PROF. DR. FARUK BE~ER
59-94 DR. H.MEHMET GUNAY PROF. DR. HAMDi DONDUREN
94-132 DR. ABDUSSELAM ARI PROF. DR. ORHAN ~EKER
132-160 DR. ~ERAFETTiN KALAY PROF. DR. Ali ~AFAK
160-180 DR. AH MET BOSTANCI PROF. DR. ORHAN ~EKER
180-198 SONERDUMAN PROF. DR. HAMDi DONDUREN
198-229 DR. ~ERAFETTiN KALAY PROF. DR. HAMDi DONDUREN

Not:
Eserin tamam1 Prof. Dr. Mustafa Cevat A~it tarafmdan kontrol edilmi~ ve
dipnotlarla zenginle~tirilmi~tir.

Gilmil§ev Ya_ymlan No: I


ISBN: 978-605-5779-00-9

"Mebsut kitabmm bu!Un yaym haklan Gaye Vakfma ail olup, 3000 adeti kapsayan birinci
bask1smm yaym hakk1 Gumii§ev yaymc1hga devr edilmi§lir."
Gaye Vakf1'rnn yaz1h izni olmadan ~ogaltilamaz.

Bask1-Cilt
Ege Bas1m
Esatpa~a Mah. Ziyapa~a Cad. No:8 G6ztepe I istanbul
www.egebasim.com.tr /ege@egebasim.net ~Tel: +90 216 472 84 01 ~Fax: +90 216 472 84 05

iSTEME ADRESi
GUMU~EV YAYINCILIK
Merdivenkoy Mah. Ozlem Sk. Kansu Apt. No: 8/A Kad1k6y/istanbul
Telefon: +90 216 467 03 85 ~ Fax: +90 216 467 23 27
www.mebsut.com
i<;iNDEKiLER

BAKIRENiN EVLENDiRILMESI ............................................................................ 1


Erg en k1z1n babas1 taraf1ndan evlendirilmesi ......... 1
Babanin k1z1nin mehrini almas1. .. ... ............... ............... . .3
Bakire k1zin babas1nin kendisini nikahlad1g1 haberine susmas1 ..... 3
Yabanc1 birisinin, bir k1z1 evlendirmek ic;in izin istemesi ...... ..... 5
lnkar edene yemin ettirilmeyen alt1 mesele ....... .. ............ ... 6
Babanin oglunu evlendirmesi. ... ...... ...... .. ..... . .. .... ... ... .. .............. ......... 8
Evlendikten sonra, cinsel ili~ki olmadan kocas1 olen k1z1n evlendirilmesi ....... 9
Zina eden bakirenin velisi taraf1ndan evlendirilmesi ................................................... 9
Bir k1z1, yak1n ve uzak velilerinin ba~ka erkeklerle evlendirmesi. ....... 11
Velisi taraf1ndan evlendirilen bakirenin, haber kendisine ula~madan olmesi . 11
Kole veya kafir babanin k1z1n1 evlendirmesi. ......... .......... ... ....... 12
Veli d1~1ndakilerin bakireyi evlendirmesi. . ............ 12
lki velinin veya velisi ile k1z1n evlendirilmesi ............................................................... 12
Bakirenin, velinin evlendirmesini duydugunda once reddedip sonra raz1 olmas1 .......... 12
Kendisinden izin istenen k1zin izin vermeyip, velisinin onu evlendirmesi ...................... 12

DUL KADININ EVLENMESl ............................................................................... 13


Babanin dul k1z1n1, nzas1 olmad1g1 halde evlendirmesi ...... 13
Devi et ba~kan1nin kad1n1 evlendirme yetkisi. .. .... ......................... . .. 13
E~ini sec;me hakkin1n kadina ait olmas1 ................................. . . ...... 13
Dul kad1nin susmas1n1n raz1 oldugu an lamina gelmemesi .. ... .... ..... . . 13

VELISIZ OLARAK YAPILAN EVLILIK ................................................................ 14


Kad1nin velisi olmaks1z1n evlendiginde kocanin denkligi .................. . 14
Kad1nin velisiz evlenemeyecegi goru~unde olanlann delilleri 14
n _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Kad1nin velisi olmaks1z1n nikah akdini yapabilecegini savunanlann delilleri .. .. ... 16
Kad1nin kendisine denk olmayan bir erkekle evlenmesi ........ ................. . 19
Kad1nin velisi olmaks1z1n yapilan bir nikahta e~lerin birbirine mirasc;1 olmalan .. 20
Kad1n1n emsal mehrinden daha du~ugune evlenmesi......... ................................ . 20
Cinsel birle~me olmadan kocan1n kans1ni bo~amas1 durumunda odenecek mehir .... 21
Hakim in e~leri ay1rmas1 durumunda odenecek olan mehir ....................... 22
Kadin1n kendisini evlendirme yetkisini bir erkege vermesi .......................... . ..... 22
Velisiz olarak k1yilan nikahtan sonra kocanin e~ini bo~amas1n1n hukmu ... .. ....... 22

NiKAH AKDiNDE VEKALET .............................................................................22


FuzOllnin evlendirmesi .......... ............................. 22
Mektupla evlendirmeye vekalet vermek. .23
Mektupla allm sat1m ..................... . ..... 24
Nikah1n kurulu~u ile allm sat1m1n kurulu~u aras1ndaki fark ... .. ............ .. .. ..... 25
Erkek ve k1z c;ocugun velisi bunlan evlendirebilir mi? .. 26
Bir kimsenin, velayeti alt1ndaki k1z1 kendisine nikahlamas1 .27
FuzOllnin evlendirmesi ... .. ................... . . ............ 29
Mehri alma hakk1 ................ .. .. ........ 30
Evlilikte elc;i gonderme ........ . .. .......... 30
Elc;inin mehre kefll olmas1 ........ 30
Kocanin belirledigi mehri, elc;inin art1rmas1. ............. 31
Nikaha vekTI olan1n, yetkisi olmadan mehri odemesi ........ 32
Nikah ic;in vekalet verilirken tan1k gerekmez.. .. ................ .. ............. 33
Ki~inin, yanll~llkla kansindan ba~ka bir kadinla gerdege girmesi .33
$0phe ile kurulan ili~kiden sonra kad1nin yas tutmas1 (hidad) ... 33
$0phe ile kurulan ili~kiden sonraki iddette, kad1nin nafakas1 ... 33
Erkekle, nikahland1g1 kad1nin annesinin zifafa sokulmas1 ................. .. . ..... 34

E~LERiN DENKLiGi ...........................................................................................34


Evlilikte soyda denkligi kabul etmeyenler ve delilleri ......... . ..................... 34
Evlilikte denkligi gerekli gormeyenler. .. .............. . ...... 37
Denklikte dikkate all nan yonler .................. . ........ ..... . .............. . ...... 37
Araba bugzetmek ......................... .. . ... 38
A rap olmayanlann denkligi ............................. . .. 38
Dindeki denklikte baba ve dedenin durumu ........... .. ..... .. .... 38
bzgurluk yonunden denklik .............. .. . . 38
Mal yonunden denklik ............ . ... 39
Sanatta denklik .................... . .. ............ 39
Ahlak yonunden denklik .............. 40
Bir kad1nin dengi olmayan birisiyle evlenmesi ...................................... .. ..... 40
Hakimin evlilige son vermesi ....................................... . ................... 40
Dengi olmayan birisiyle evlenen kad1na velilerden birinin raz1
olup digerinin olmamas1......................... .. .................. . .41
Bir kad1nin dengi olmayan birisiyle evlenmesine velinin susmas1 ............. .. ...... 43
Velinin bir kad1ni dengi olmayan birisiyle evlendirip ay1rd1ktan sonra
kad1n1n ayn1 adamla velisinden habersiz evlenmesi ............ . .................... 43
Velinin, dengi olmayan birisiyle evlenen kad1n1n mehrini almas1. ...................... 43
-
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ lll

Velinin, kad1n1n evlendigi dengi olmayan erkege, kad1n ic;in nafaka davas1ac;mas1 ..... 43
Velinin ~ ikayetiyle hakim taraf1ndan kocas1ndan aynlan kadin1n kocas1yla tekrar
evlenmesi . . .. . .. .. .. .... .. .... .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. ..................... ... 44
Denklikte dikkate al1nan taraf ..... .... .. ........ . ... 46
Erkegin evlenirken soyunu gizlemesi .. ........ ... .. . ......... 46

TANIKSIZ NiKAH ..............................................................................................47


Nikahta tanig1 ko~ul koymayanlar .. .. 48
Nikahta tanik olmaya ehi l olan lar .49
Fas1g1n tanikl1g1 ... ....... 49
Fisk imam eksiltir mi? .............. 49
Nikahta korun tanikl1g1 .. ... .................................. ... .. .. .. .. ........ .... 50
Kazf had di uygulananin nikah tanikllg1 .... .. .... .. .. . ..... 50
Kolelerin ve c;ocuklann nikah tanikllg1 .. .............. .. ... ... ... 51
Evlatlann ana babalannin nikahina tan1kl1g1 .... ............ . . ........ 52
Musluman erkekle Hristiyan kad1n1n nikah1nda Hristiyanin tan1kllg1 ....... . . ... ........ 52
Ogullar1n babalan lehine ve aleyhine tanikl1klan .. .... 53
Kole, c;ocuk ve bunagin nikah tanikl1g1 .............. .. ..... . . .. .. 55
Taniklann nikah1n zamaninda ihtilaflan ....... ........ .... .. ...... . ... ...... 55
Taniks1z k1y1lan nikahtan sonraki bo~amanin gec;erl il igi . .. .... .. . 56

ZiMMET EHLiNiN NIKAHLARI ......................................................................... 59


Zimm11erin evli li kleri . ... ................. .... ... 59
Zimm11er arasinda tan1ks1z nikah1n hukmu .. .. .... .... .......... .... .... .. ... ... . 59
Zimm1 bir erkekten bo~anan zimm1 bir kad1n1n iddet ic;erisinde evlenmesi . ..... .. 60
Zimm1 birisinin mahremi bir kadinla evlenmesi ........... .... ...... .. .......... .. .. ....... 61
Gayri Muslimlerin (zimmTlerin) evliliklerinde mehrin anilmamas1 .......... . ... 65
ZimmTnin kans1n1 uc; defa bo~amas1 ............ .............. .......... . .. .. 65
ZimmT bir erkekle kad1nin mehir olarak ~arap veya domuzu beli rlemeleri ... ...... 65
Muslumanlar aras1ndaki evlilikte ~arap ve domuz gibi haram bir ~eyin
mehir tutulmas1 .. ....... ......... .. ................ .... .. .68
Gayr-i Muslimlerin biribirleri ile evlenmeleri ............. . .68
Gayr-i Muslimlerin evliliginden dogan c;ocugun nesebi .. .. .. 69
Gayr-i Muslimlerin evliliklerinde denklik ...... ....... . .. .......... .... . 70
Ehl-i kitaptan bir erkegin musluman kad1nla evlenmesi ..... .. .. 70
Ehl-i kitap bir kad1nla evli olan erkeg in Musluman olmas1 ... ... 71
Gayrimuslim birinin kan s1nin Musluman olmas1 ....... .. .. .. ... .. ........... ... . .. .. 72
lki zimmi c;ocugun evlendirilmesi ve birisinin Musluman olmas1. .. ....................... 74
Ehli kitap erkek ve kad1n evlense ve kad1n Mecusi olsa nikahlan devam eder mi ........ 75
Ehli kitaptan olanlann kolenin tanikllg1 ile evlenmeleri .... .. .. ...... 76

iSLAM'DAN <;IKANIN (MURTEDiN) NIKAHI ................................................... 76


Murtedin evlenmesi ....................... .. .76
E~lerden birinin lslamdan c;1kmas1 durumunda nikah1n durumu. .. ... 77
E~ler i n birlikte din den c;1kmalan .. .... .. .... .. ... ... .... ........... .. .... . 77

HARBiLERIN NiKAHLARl .................................................................................. 79


IV_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Daru'l-harpten olan ehli kitaptan bir kad1nin islam ulkesine girip bir Muslumanla
evlenmesi .. . .... .. . .. . . .. .. . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. .. . .. . .. . . .. . . .. . . .. . ... . .. . .. . . . ..... 83
Be~ kad1nla evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 ..................... ..... .............. 84
lki k1z karde~le evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 .. . ..... 84
Anne ve k1z1yla evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 ........................... . .. 86
HiBE VE BENZERI SOZCUKLERLE EVLENME AKDi YAPMAK ......................... 91
Temlik ifade eden sozcuklerle k1y1lan nikah1n hukmu ........ . ... ................. ..... ........ 91
Hibe sozcugu ile evlilik.............. ............... ........ ....... ...... 92
Satma sozcugu ile nikah .. 94
!care sozcugu ile nikah .......................................... . . .. 95
Vasiyet sozcugu ile nikah .......................... . .. 95
Helal k1lma ve yararlanma sozcukleri ile nikah ....... . . ..... 95
Ariyet verme sozcugu ile nikah .............................. . ........ 96

EVLILiKTE MEHiRLE ILGiLi MESELELER ........................................................... 96


Mehir an1lmadan evlenme ........................... . ..96
Emsal mehir belirlenirken olc;u al1nacak kad1nlar ......... . . .. 100
Nikahtan sonra mehir belirlemek ..... . . ................................. 100
E~lerin mehrin miktan konusunda ihtilafa du~meleri ........................... ........... ....... 101
Nikahta mehir belirlenmez ve e~lerden birisi olurse mehrin hukmu .... . ........ 103
Niteligi bilinmeyen bir ~eyin mehir olarak belirlenmesi .......................... ..... ..... 106
Mehir belirlemede dikkate alinan olc;O.. . .. . .. . .. . . .. . .. . .. . . . . . .. .. . . .. .. . . . ... 107
Mehirde gbrme muhayyerligi ........... . . .. 108
Mehirde ay1p muhayyerligi ............................................................ .......... . 108
Mehir olarak verilen malda bir art1~1n meydana gelmesi .................... ................. 110
Mehirde meydana gelen eksilme ile ilgili hukumler .......................... . 115
Mehir olarak verilen ta~inmaz malda ~Ofa ......... . . .... 120
Keyl! veya vezn1 mallarin mehir olmas1 ................................. . . 124
Mehrin on dirhemden az olmas1 ................................. ............ . .... 124
Mehir konu~madan evlenmek ............................................. . . 128
Sirke diye mehir olarak gbsterilen ~eyin ~arap c;1kmas1 ............ ...... ............ .............. 130
Mehir kar~1l1g1 rehin almak..... ................. . ........................ ............ ............... 132
Tespit edilen mehrin art1nlmas1 .. .............. .................................................... 135
Gizlide ayn aleni ayn mehir belirlenmesi ............................................................. 136
Evlenme s1ras1nda eski kans1nin bo~ olmas1n1n ko~ul koyulmas1. .............................. 138
Musluman erkek ve kad1n1n ~arap veya domuzu mehir tutarak evlenmeleri ............. 140
Mal olmayan bir ~eyin gbsterilerek mehir k1l1nmas1 ve o ~eyin mal olmad1g1nin
anla~1lmas1 ...... ................. . ................................................................... 140
Mehir olarak, iki miktar anil1p bunlardan birisinin kesinle~tirilmesi ................. .... 141
Mehir belirlemenin, erkege kad1na veya ba~ka birine b1rak1lmas1 ........................ ...... 143
Vekilin veya velinin mehirdeki sorumlulugu ............................................................. 144
Bir mehiri aralannda ortak olmak Ozere iki kadinla evlenmek .................................. 145
Bir ki~inin, aralannda evlenme yasag1 bulunan iki kad1nla ayn1 akitte evlenmesi ........ 145

NIKAHTA MUHAYYERLiK ............................................................................ 148


Evlenilen kad1nin kusurlu c;1kmas1 .................................................................. . ....... 150
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _V

IKTIDARSIZ ERKEK ........................................................................................ 158


lktidars1z birisinin kans1nin dava a<;may1 geciktirmesi .................................. 161
Erkek veya kad1nin, verilen surede hasta olmas1 ................... .... 161
Erkege verilen sure ii;inde kad1nin ihraml1 olmas1. .... 161
Kocanin e?lerinden birisi ile ili?ki kuramay1p digerleri ile kurmas1 .... 162
Kocanin cinsel organin1n kesik olmas1 ................... .............. .................. 162
Erkegin cinsel yetersizligini bilerek onunla evlenen kad1nin durumu ..... 163
Hunsaya ait hukumler... ........ ....................... .. .... ............ .... 164
~IGAR NIKAHI ............................................................................................... 165
DENK OLANLARIN NIKAHI ........................................................................... 168
KOLE VE CARIYELERIN NiKAHI .................................................................... 170
Ozgur bir kad1n1n usWne cariyeyi kuma almak . . ... 172
Sahibinin, kolesini veya cariyesini evlenmeye zorlamas1 ...... 178
Ortak cariyeyi, ortaklardan birinin evlendirmesi ............... .... ... .... ... ...... 189
Baban1n, i;;ocugunun cariyesini evlendirmes1 ... .............................. .. . ..... 189
Kblenin kad1n olan sahibi ile veya efendinin, cariyesi ile evlenmesi 201

RADA' (Sut Emme) HUKUMLERi ................................................................. 205


Sut emmenin evlenme yasag1 olu?turmas1. ................. ..... 205
Emzirenin kocas1, emen aras1ndaki durum .... .. ......... .......... 206
Sut ogul ve sut babanin eski e?iyle evlenmek .... ...... .... ... ........ .. .... 207
SOW varken bo?anip ba?kas1 ile evlenen kad1nin emzirdigi <;ocugun durumu ....... 208
Bir kimse kendisini emziren kad1nla evlenmesi ..................................................... 209
<;:ocuga burnundan veya kulag1ndan sut damlatmak.. ...... 210
sown idrar yoluna veya d1~k1 deligine damlat1lmas1 . ............ ... . .. ... ......... 210
<;:ocugun sutten kesildikten sonraki em me ................... ....... ...... ..... ........ 211
Sut akraballg1 ii;;in emzirme ya~1 . ... ... .. ..... .... .. .... ..... .... .... ... ... .. .. 213
<;:ocugu sutten kestikten sonra, em me suresi i<;erisinde tekrar emzirmek ..... 215
Sut karde~liginde gerekli tan1k say1s1. ................... .. ............ . 216
Bakirenin emzirmesi.. ..................... .. ..... ........ . ...217
Sagken sag1lan suWn kad1n oldukten sonra i;;ocuga i<;irilmesi .. .. ........ 218
Olu kad1n1n memesinden sagilan suWn r;ocuga i<;irilmesi ................. 218
lki <;ocugun bir hayvandan emmeleri ....... .. .. .... 219
Kad1n suWnun kan~t1rdd1g1 yemegi r;ocugun yemesi. 219
<;:ocugun ilaca kan~t1nlm1~ kad1n suWnu ii;;mesi ..... .... ... ...... .. .. ... .. ...... 220
(ocugun SU ile kan~1k kadin suWnu ii;;mesi . ........... 220
lki kad1n1n kan~t1nlm1~ suWnu i;;ocugun ir;mesi ............... 220
Evlenmenin haramllg1n nedeni olmas1. ......... .. 221
Bir kimsenin i;;ocuk ya~taki hanim1n1 yak1nlanndan birisinin emzirmesi .... ...... 221
Bir evli k1zin usWne halas1nin nikahlamak ........................ . .. .... 223
Bir kimsenin kuc;uk olan hanimlanni bir kad1n1n emzirmesi .......... .. ... 223
Bir kimsenin buyuk han1m1n1n kuc;uk han1mlann1 emzirmesi ............... .. ..224
Bir erkegin sot akrabas1 oldugunu soyledigi bir kad1nla evlenmesi .... .. 225
Vl _ _ _ _ _ _ __ _ _ __ _ _ _ _ __________ Kitiibu'l-Mebsut
IHSANA AiT HOKOMLER ............................................................................. 229
Gayrimuslim hanim ile i l i~k i nin ihsana etkisi .. . .... .... . ........ 229
(ocukla cinsel ili~kisinin hulleye etkisi .. . .. 230
(ocugun ilaca kari~t1rilm1~ kad1n sutUnu ic,;mes1 ........ 231
Halvet-i sahiha'nin mehri ve iddeti gerektirmesi ........ 233
Halvet'in tan1m1 ... .. . . .................. .. . . . .... 235
Halvet-i sahihaya engel olan durumlar. . ... 235
Sah ih halvetin ko}u lla ri .... ... . 236
Hunsa olan e}i ile ili}ki hunsa olanin, hanim1ile ili}kisi . . ...... . 237
E}lerin lslamdan c,;1kmalarinin ihsana etkisi .. . .... ............. 237
lddetinin bittigini soyleyen kad1nla evlenmek ... ..... . 238

MUTA' NiKAHI .............................................................................................. 238


Sureli (muvakkat) nikah ... . ..... 240

NIKAH AKDiNDE oAvA ............................................................................... 242


Bald1z1n, eni?tesiyle evlendigini iddia etmesi .... ............ . ... ........ 242
lki k1z karde?in ayni adamla evlendiklerini iddia etmeleri .. . ... 243
lki erkegin ayn1 kad1n1 e}i olarak idd ia etmesi . . ..... 245
Bir kad1n1n ayn1 akitle iki erkekle evlenmesi . . ........... ... . ... 248
Dokunma veya bakma olmayan fasid nikahta musaheret .... ..... .. 248

CARiYE HAKKINDA ALDAN MA ................................................................... 249

<;E~iTLi AKiTLERDEKI NIKAHLAR ................................................................. 252


Ayn1 anda nikah altinda tutulabilecek kadin say1s1 ........ 252
Birden fazla karis1 olan1n bo~ama durumlari ...... . . ........ 252
Bir adam1n tek akitle iki k1z karde?le evlenmesi ..... 267
Anne ve k1zlariyla farkl1 akitlerle evlenmek .......... ... . . .... 269
Once anne ile sonra da iki k1z1ile tek akitte evlenmek. . ..... ... 269
Bir akitle be? ozgur, dart cariye ile evlenmek .. . ... . .. . .. ... .. .. ... ..... ... . . . . 270
Tek akitte bir ozgur ve bir cariye ile evlenmek ... . .. 271
Dort kad1nla evli bir adamin be~inci bir kad1nla evlenmesi .......... .. . ... .. .. 271
Bir kimsenin, ummuveledinin k1z karde~iyle evlenmesi .. ... ......... ... ...... .... .. ... .. ...... . 271
Bir akitte dart, ba~ka bir akitte de uc; kadinla evlenme. ...... . ..... ......... ..... 275
Bir adam1n bir akitte iki kadinla, bir ba}ka akitte de uc,; kad1nla nikah k1ymas1. . ... 279
Bir kad1nla evlendirmeye vekil olanin iki kad1nla evlendirmesi . . ... 281

NAFAKA ........................................................................................................ 282


Kocanin nafaka yukumlulugu .... 282
Nafakay1 kad1na ula~t1rma yollari .. ..... 283
Nafakada elbisenin niteligi ... 283
Kad1nin hizmetc;isinin nafakas1.... ..283
Nafaka miktarinin belirlenmesindeki olc;ut .. ..... 284
Nafaka olarak verilen yiyecek ........ .. .. ........... .. . .. 285
Nafaka olarak verilmesi gereken giyecek1 ... . ....... 286
i~indekiler _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Vll

Nafakan1n verilme zaman1 ........ 287


Nafaka i<;in kocadan kefil istemek .. ..288
Odenmemi~ nafaka bon;lan ................................. . . ....... 288
Kadinin, koca ad1na bor<; almas1n1n hi.lkmi.l ............... .. . . ...... 289
Kaybolan koca aleyhine nafakaya hi.lkmetmesi .. 289
Evli olmayan yeti~kin k1z veya kad1n1n nafakas1. . ...... 289
Kad1n1n yetersiz nafaka i.lzerinde anla~mas1 ............................. . . ....... 290
Yoksul nafakas1 i:idemeye hi.lkmedilen kocanin zenginle?mesi ........ 291
Kad1n1n nafakaya hak kazanamad1g1 durumlar .. ..................... ... ....... 291
Ki.l<;i.lk han1ma nafaka olur mu?........ ................ ................ .... . .. 292
Mali olmayan ki.lc;i.lk kocan1n nafaka yi.lki.lmli.lli.lgi.l ........ 293
Nafaka borcu nedeniyle verilecek ceza ................ . . ................... 293
Alacaklln1n bon;;luyu takip etmesi ... 294
Borcun , bor<;lunun mallndan i:idenmesi .. . ...... 295
Bor<;lunun k1s1tlanmas1 ve mallan satilmas1 ....... 295
E~lerin nafakasinda e~itligin gozetilmesi .. ....... 297
Kay1p kocanin nafaka durumu .................. . .297
Odenmeyen nafakan1n bo~anmaya etkisi. ··············· 298
Hastalanan kad1n1n nafaka almas1. .............................................. . ..... 301
Fasid (bozuk) nikah1n ve ~i.lphe ile birle~menin nafakaya etkisi .... 302
Kocan1n ekonomik durumuna itiraz etmek .. ....... 303
Kad1n1n hakimden kocasin1n zengin oldugunu ara~t1rmas1n1 istemesi. ............... 304
Kan kocanin delillerinin c;eli~meleri .. .. ....... ..... ..... ............. 304
Kocan1n nafaka borcunu e?indeki alacag1na saymas1 ..... 304
Nafakan1n cins ve miktanndaki anla~mazllk .. ... ...... ...... .. .. .......... 305
Nafaka borcuna kefil olmak ................. . ..... 305
Kocadan, nafaka borcu i<;in kefil istemek ... 306
Odenmemi~ nafakalarin, e~lerden birinin i:ili.lmi.lnden sonra istenmesi .. 306
Kad1nin, gelecek zaman1n nafakas1ni pe~in almas1 ...... ..... 306
Nafaka ile hadiye aynm1ndaki i:il<;i.lL .. ... .. .... ....... .. .... .. .... ...... ... . ..... 307
Kad1nin elbisesini, yenisini alma vakti gelmeden eskitmesi ..... 307
Eski nafaka harcanmadan yeni nafaka vaktinin gelmesi .. ..... 307
lhtiya<;lanni kendi mallndan kar~ilayan kadin1n durumu ... ..... 308
KOLENIN NAFAKASI ..................................................................................... 311
ZiMMiLERIN NAFAKALARI ........................................................................... 314

BO~ANMADA, AYRILMADA VE EVLILIKTE NAFAKA ................................. 316


lddet s1rasinda kad1n1 n barinma hakk1. ....... ········· 317
lddet bekleyen kad1nin evinden c;1kmamas1. .. ................ . .. 319
lddetin bitip bitmedigi konusun-da kan kocanin ihtilaf1 ....... 323
lddet beklerken kocas1nin oglu ile ili~kiye giren kad1nin nafakas1 .......... .... ... 323
lddet beklerken dinden <;1kan kadinin nafakas1 ...... 324
Gayrimi.lslim babanin nafakas1 .... .................. . . ... .... ........ . ....... 324
Evlenmi~ mahremlerin ayrilmas1nda nafaka . .. 325
Se<;imlik hakk1n1 kullanip ayrilanin nafakas1 ..... 326
Kadin1n ald1g1 nafakay1 <;aldirmas1 ....... 326
vm___________________ _____Kitabu'I-Mebsiit
EVLiLiGIN SONA ERMESI DURUMUNDA c;ocUKLARLA
iLGiLi HOKOMLER .................................................................................... 327
H1dane (bak1m ve terbiye) hakk1 ... ..... ..... . . ............ 327
H1danenin suresi ............ ...... ........... . . ... 327
<;:ocugun emme ve nafaka masraflan ..... 329
Annenin emzirme zorunlulugu ve slit emzirme durum Ian ... .330
Babas1 olmayan c;ocugun emzirme masraf1 .. 330
Annenin nafaka yukumlusu olmas1 ... .... .. ....... ... .. ... . .331
Birden fazla c;ocugun bak1m1 ic;in hizmetc;i tutmak .. ... ..... 332
Ba~kas1yla evlenen anneden c;ocugun allnmas1 .. ........ ... ... ... 332
Anneden soma bak1m hakk1 durum Ian ...... .. .. ... ....... . ..... 332
H1dane hakk1na sahip olan erkek karde~ . ........... .. . . .. .. 336
Ergenlik c;agina gelen k1zin velisi yaninda tutulmas1 .. 336
Ommuveledin c;ocugu uzerinde h1dane hakk1....... .... ... .... .... ... .. .. . ... 338

EV E~YALARI iLE iLGILI H0K0MLER ............................................................ 339


Evlilikte ev e~yalann1n payla~1m1 ...... 339
E~lerden birisinin 61umu durumunda ev e~yas1nin bolu~umu . .. 341

HANIMLAR ARASINDA TAKSIM (GUN PAYLA~IMI) ................................... 344


Han1mlar aras1nda e~it davranmanin delilleri ...... 344
Gun payla~1m1nda e~ler e~ittir . .... 346
E ~ lerden birinin izni ile digerinin yaninda fazla kalmak ........ .. ... . . .... 347
Yolculuk s1ras1nda gun payla ~ 1m1 .. ..... .............. ..... ...... ...... ... . ... 348
Hanimlan aras1nda adil davranmayan1n cezaland1rllmas1 ... .349
Evli bir adam1n gece ve gunduzleri ibadet etmesi ........ .... ........ . . ... 351

YAKIN AKRABANIN (ZEVl'L- ERHAMIN) NAFAKASIYLA


ILGiLi HOKOMLER .................................................................................... 353
Ana babanin nafakas1 ................. . . ... 353
Fakir oglun yukumlulugu .... .... 354
Dede ve ninenin nafakas1. ... .... ..... ..... ....... ... ... .. ... .. .. ... ... . .... 354
Kuc;uk c;ocuklann nafakas1............. . . ... ... ....... 354
Yeti~kin k1z c;ocuklarin nafakas1 ... . .... 355
Yeti~kin erkek c;ocuklann nafakas1 .... 355
Zengin kad1n1n nafakas1 ........ .. ......... ...................... .................. ...... ..... ... . ...... 355
Ana baba ve c;ocuklann d1~indaki ya kin akrabalann nafakalan ....... ...... .. .... .. . ....... 355
Yoksul birisinin yukumlu oldugu nafakalar .. .... ............ .... ......... . .357
<;:ocugunun nafakas1n1 vermeyen babanin cezaland1nlma s1 ·········· 358
Babasin1n nafakas1 ic;in kay1p oglunun mallni satmas1. .............. ..... . . .. 360
Farkl1 dinlerde olan akrabalann nafakas1 . ................. . . .... .. 361
ZimmI olan akrabalann nafakas1........... .... ... ........ . . ...... 364
<;:all~abilecek durumdaki yoksul akrabalann nafakas1 ...... ....... .. . .......... 364

KARMA iNDEKS ............................................................................................ 367


BAKiRENiN EVLENDiRiLMESi [5/2]
Baba, ergen (baliga) olan bakire k1z1n1 evlendirir de bu haber k1za ula~1nca
Ergen klZln
susarsa, bu k1z1n nzas1 sayi11r. Yap1lan evlilik akdi ge<;erli olur. K1zin evliligi babas1
istememesi ve reddetmesi durumunda ise, biz Hanefilere gore yap1lan evlilik caiz tarafmdan
evlendirilmesi
degildir.
lbn Ebi Leyla (rh a) ve $afil (rh.a.)'ye gore k1z raz1 olmasa da bu evlilik gec;erlidir.
Delilleri Peygamber (s av )'in ~u hadisidir;

_,·,·L
. .;. .1J1
- t: .1.iJ U""::'
-- ~J -
-.\
7
"Dul kadmda velinin yetkisi yoktur. "
Hadiste, velinin ozellikle dul k1z1 uzerinde kendi ba~ina tasarruf yetkisinin
olmad1ginin belirtilmesi, bakire k1z1n1 kendi ba~1na evlendirebilecegine delildir.
Aynca, bu k1z bakiredir. Baba kli<;Lik k1z1n1 nasll evlendirebiliyorsa onu da
evlendirebilir. Bunun nedeni, daha once de belirttigimiz gibi k1z1n ergin olmas1n1n,
evlilik konusunda goru~ sahibi olmas1 i<;in yeterli olmamas1d1r. c;:unku bu konuda
bilgi sahibi olman1n yolu deneyimdir. Oyleyse k1z1n bakire olarak ergin olmas1, akll
hastas1 olarak ergin olmas1 gibidir. Mali ve kolesi hakkindaki tasarrufu ise boyle
degildir. c;:unku aklll1 olarak ergin olan ki~i bu konuda goru~ sahibidir. Bakire
olmas1 durumunda baban1n k1z1n izni olmadan mehrini alabilmesi buna delildir.
Mehrini alma konusunda kli<;Lik k1zm1~ gibi kabul edilip, baba ona dani~madan
mehrini alabildigi gibi, evlendirme konusunda da boyle davranabilir.
Biz Hanefilerin deli Ii, EbQ Hureyre ve EbQ Musa el-E~' arl (rh.a )'nin rivayet
ettikleri ~u hadistir:

~~ts- ~j u.~r ~jJ At~ ~_j


"Peygamber (s.a.v.), babas1 tarafmdan zorla evlendirilen bakire bir k1zm
2
nikahim kabul etmemi:;tir. "
Ba~ka bir hadiste de velisinin evlendirdigi bakire k1z hakk1nda Peygamber
(s.a v.) ~oyle buyurmu~tur;

1
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/334; Eba Davud, Nikah 24; Nesa1, Nikah 31; lbn Hibban, Sahih,
IX/399.
2
Taberan1, el-Mu'cemu'l-keblr, Xl/355; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/117; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/182.
2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
.,-. 1··
o~ !I ~ 01-
. . --.- ·-
rµ ~.. J- ..l.ii ~.JL;!
.
"~ayet susarsa razt olmu~ demektir. Yaptlan akdi onaylamazsa zor/anmaz. "3
Diger bir rivayette ise hadisin son k1sm1

"Nikah/amak caiz olmaz. "4 ~eklindedir.


Bu nikah1n caiz olmad1g1na delil Hansa hadisidir. Hansa (ra.) Peygamber
(s.av.)'e gelmi~ ve; "Babam beni istemedigim halde karde~inin ogluyla evlendirdi"
dedi. Peygamber (sa.v.)

"Babanm yapt1gm1 onayla!" buyurdu. Bunun uzerine Hansa "Babamm


yapt1gm1 hie; istemiyorum" dedi,
Peygamber (s.a v.)'de ona,

~ :-
- - CY° ~
~ I ~ - l5:;
- (_ -
-JJ '-?'!"-11
"Git! senin (o ki~iyle) nikahm yoktur. istedigin ki~iyle evlen!"5 buyurdu. Daha
sonra Hansa ~byle dedi. "Ben babam1n yapt1g1n1 onaylad1m. Ancak babalarin
k1zlarin1 evlendirme konusunda bir yetkileri olmad1g1n1, kad1nlarin bilmesini
istedim."
Peygamber (s.a v.) onun bu sbzune bir ~ey dememi~ ve bakire mi dul mu
oldugunu da sormam1~t1r. Oyleyse bu hadis, dul ve bakire hakk1ndaki hukmun ayn1
olduguna delildir.
<:;:ok bilinen (me~hur) bir hadiste ise ~byle buyurulmu~tur.
U,l], I. ~ <-' - I~
~ ~~J ~
;:
i.I· y, .t:...:.; r--::
,(' i\
"Bakire ktzdan izin istenir. Susmast nzas1d1r. "6 Bu hadis, bakirenin nzasma
itibar edilecegine delildir.
$afil (rh a) an1lan hadisle hii; amel etmemi~tir. c;:unku o, baba ile dedenin
evlendirmesi durumunda, bakire k1z1n rizasin1 ko~ul koymaz. Baba ve dedenin
d1~1ndakilerin evlendirmesi durumunda ise onun susmas1ni yeterli gbrmez.

3
Buhar1, Nikah 42; Muslim, Nikah 64; Tirmiz1, Nikah 19; Nesa1, Nikah 34.
4
Ebo DavOd, Nikah 22; Tirmiz1, Nikah 19; Nesa1, Nikah 36.
5
Abdurrezzak, Musannef, Vl/146; Buharl, Nikah 43; EbO DavOd, Nikah 24; Nesi'i1, Nikah 35.
6
Buhar1, lkrah 3; Muslim, Nikah 67; Ebo DavOd, Nikah 24; lbn Mace, Nikah 11.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _3

Ba~ka bir hadiste k1z1n hakk1n1n, dul olma niteligine baglanmas1ndan maksat,
velinin onu kendi yan1na alma ve kendi ba~1na oturma hakk1d1r. Yani, velinin
bakire olan k1z1 kendi yan1na alma hakk1 vard1r. c;:unku erkeklerle beraber [5/3]
bulunmad1g1 ve onlann hilelerini bilmediginden dolay1 aldatllmas1ndan korkulur.
Boyle bir durum dul kad1n ic_;in soz konusu olmad1g1ndan, o kendi ba~ina oturabilir.
Bunun anlam1 ~udur. Bakire ozgurdur ve yukumludur (mukelleftir). Oyleyse
dul gibi onu da nzas1 olmadan evlendirmek caiz olmaz. Ozgurluk ve yukumluluk,
mal ve kole hakkindaki tasarruflarda oldugu gibi, velinin velayetinin kalkmas1na ve
tek ba~1na tasarruf yetkisine sahip olmaya etki eden iki niteliktir. Bekaret niteliginin
etkisi ise, tecrube ve deneme olmad1g1ndan, bakirenin isabetli davranamamas1d1r.
Bundan dolay1 mal konusunda oldugu gibi burada da velinin k1z1na dan1~madan
tasarruf yetkisi sabit olmaz.
A~ikar olan ~udur. Buluga eren ki~i s1nama ve denemeden once
tasarruflannda isabetli davranamaz. Ancak isabetli davran1p davranmama, gerc_;egi
bilinemeyen ve insanlann durumlanna gore degi~en bir ~eydir. Boyle olunca din,
insanlann i~ini kolayla~t1rmak ic_;in gerc_;ek isabetli davranabilmede akll yerine
buluga ermeyi koymu~tur. Bulugdan once deneyim nedeniyle olu~an isabetli
davranabilme yetenegine ve bulugdan sonra deneyimsizlikten otLiru devam eden
bilgisizlige ise itibar edilmez. Nitekim babas1 olmayan bakire k1z da, babas1 olan
gibi evlilik hususunda isabetli davran1r denilemez. Boyle oldugu halde evlendirme
konusunda onun nzasina itibar edileceginde goru~ birligi vard1r. Ayn1 ~ekilde nikah
ikran da gec_;erlidir. $ayet onun hakk1nda bakirelik niteliginin devam1, kuc_;ukluk
niteliginin devam1 gibi olsayd1, nikah ikran caiz olmazd1.
Baba nm
Baban1n k1z1n1n mehrini almas1na gelince, biz Hanefilere gore, k1z1n izin
klZlnm
vermemesi durumunda baba onun mehrini alamaz. Ancak yasaklamam1~sa bu, mehrin i
almas1
k1z1n izninin bulundugunu gosterdiginden baba mehrini alabilir. c;:unku genelde
k1z kendi mehrini almaktan utan1r. Baba da k1zin mehrini al1p kendi mal1 ile birlikte
onun c_;eyizini haz1rlar. Onun ic_;in bakire k1z1n1n mehrini alabilir. Dul olmas1
durumunda ise bu ~ekilde bir adet bulunmaz. c;:unku babalann c_;eyiz haz1rlamas1
bir defaya ozgu bir ihsand1r. Baba, ikinci defada diger veliler gibi olur.
Bakire k1zm
Baban1n yapt1g1 nikah akdinin haberi k1za ula~t1g1nda k1z susarsa, boyle bir babasmm
kendisini
nikah caiz olur. c;:unku Islam, onun susmas1ni utangac_;l1gindan oturu nza olarak nikahlad1g1
kabul etmi~tir. Utangac_;l1k onun konu~mas1 onunde bir engeldir. Bu durumda o, haberine
susmas1
dilsiz yerindedir. Nas1I ki dilsizin i~areti konu~mas1 yerine gec_;iyorsa bakirenin
susmas1 da nzas1 yerine gec_;er.
Muhammed b. Mukatil (rh a ) ~oyle dedi. Nikah akdinden once veli izin
istediginde k1z susarsa, onun raz1 olmu~ say1lacag1 delil (hadis) ile sabittir. Nikah
akdinin yaplld1g1 haberi ula~inca susmas1 durumunda ise, akit tamamlanm1~ olmaz.
c;:unku bu durumda ihtiyac_; duyulan ~ey onun akdi onaylamas1d1r. (lcazetidir.) K1z1n
4_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

susmas1, onay verme anlam1na gelmez. cunku bu hakk1nda delil bulunan konudan
ba~kad1r. Cunku onun izin istendigi andaki susmas1 baglay1c1 degildir. Nikah
akdinin yap1ld1g1 haberinin ula~mas1 anindaki rizas1 ise baglay1c1d1r. Bu da s1rf
susmas1 ile sabit olmaz.
Biz Hanefiler bu konuda ~oyle diyoruz. Bu mesele de hakkinda delil bulunan
konu (evlendirmek i~in izin isteme) anlam1ndad1r. cunku kendisinden nikahlamak
i~in izin istendiginde k1z1n ya "Evet" yada "Hay1r" cevab1ni vermesi gerekir.
Oyleyse onun susmas1, utand1g1ndan dolay1 veremedigi "Evet" cevab1na delildir.
Cunku "evet" demesi erkeklere olan ragbetini gosterir (Onun i~in utan1r). Nikah
[5/4]
akdinin yaplld1g1 haberi ula~t1g1nda da kabul veya red cevab1 vermesi gerekir. Bu
durumda da susmas1, utand1g1ndan dolay1 veremedigi onaya delalet eder.
Bakire k1zdan izin istendiginde gulmesi de raz1 olduguna delildir. Cunku onun
gulmesi, evlenmeye gonlu oldugunu gostermesi a~1s1ndan susmas1ndan daha
ustUndur. Aglamas1 durumunda ise durum tersinedir. Cunku aglamak, k1zginl1k ve
kotU gormenin delilidir.
Sonraki devir alimlerinden (MuteahhirOn) birisi ~oyle demi~tir. K1z1n
isteksizligini gosteren aglama, uzuntUsunu belirten bir ~ekilde sesli aglamas1d1r.
Sessiz bir ~ekilde aglar da, gozunden ya~ gelirse, reddetmi~ sayllmaz. Bilakis bu,
anne ve babas1ndan ayrilacag1 i~in duydugu uzuntUden dolay1d1r. Bu da onun
evlenmeyi kabul ettigini gosteren bir durumdur.
~ayet k1z bu haberi ald1g1nda alay eder ~ekilde gulerse, kabul etmedigi
anla~ll1r. Bu ~ekildeki gulme, insanlar aras1nda bilinir.

Baba k1z1ni nikahlamadan once "falan ki~i seninle evlenmek istiyor, ben de
seni onunla evlendirecegim" der, k1z bu durum kar~1sinda sessiz kalirsa; baba da
onu evlendirirse, bu nikah caiz olur. Bunun delili ~u rivayettir.
Peygamber (s a.v )'in k1zlarindan birisi istendiginde, k1z1nin bulundugu perdeli
bolume yakla~1r. "Falan ki~i seninle evlenmek istiyor" derdi. K1z1 susarsa gider onu
evlendirirdi. Parmag1yla perdeye dokunmas1 durumunda ise evlendirmezdi. Bir
rivayete gore ise Peygamber (s av )'in ~oyle buyurdugu nakledilir;
"Fa/an ki;i seninle evlenmek istiyor. Eger onunla evlenmek istemezsen 'hay1r'
7
de!"
Peygamber (s.a.v.) k1z1ndan sadece reddettigine dair cevap istemi~. kabul
ettigine dair herhangi bir cevap istememi~tir. Bu, k1z1n susmas1nin raz1 oldugunu
gostermesi a~1s1ndan yeterli olduguna delildir.
Muhammed (rh.a) Kitabu'/-As/'da bu konuda ~oyle demi~tir. Evlendirmek i~in
k1zdan izin istendigi s1rada, mehrin miktarinin belirtilmesi ko~ul degildir. Kaea

7
Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vl/285.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ s
aday1n1n belirtilmesi ko~uldur. c;:unku koca adayinin degi~mesiyle k1z1n da
ragbetinin degi~ecegi ac;1kt1r. Aynca baba, k1z1nin koca aday1 hakk1ndaki
du~uncesini bilemez. Arna mehir hakkindaki du~uncesini bilebilir. Bu da mehr-i
misildir8 . Onun belirtilmesine ihtiyac; yoktur. Ote yandan nikah1n asl1nda ko~ul
olan; mehrin degil, kan ve kocan1n belirtilmesidir. Evlilik ic;in izin istendiginde,
mehrin belirlenmesinin ko~ul olmamas1 daha onceliklidir.
Sonraki devir alimlerinden (MuteahhirOn) baz1lan, k1z1n fikrinin mehrin azl1k
ve c;okluguna gore degi~ebilecegini goz onune alarak, mehrin belirtilmesinin ko~ul
oldugunu soylemi~lerdir.
Baba hakkinda ac;1klad1g1m1z hukum, diger veliler ic;in de gec;erlidir. Bu da, Yabanc1
muteber izin istemenin, ancak evlilik akdini bizzat yapabilen veliler tarafindan birisinin, bir k1z1
evlendirmek i~in
olduguna delildir. Yabanc1 bir ki~inin izin istemesi durumunda k1z susarsa, onun bu izin istemesi
hareketini onemsemedigine yorumlanacag1ndan, k1z1n evlendirilmesi caiz olmaz.
Sanki bu davran1~1yla yabanc1ya, "boyle bir akit yapman ic;in bir neden yokken,
sana ne oluyor da benden bu konuda izin istiyorsun?" demi~ olur. Ancak izin
isteyen ki~i, velinin elc;isi ise; bu durumda elc;i, kendisini gonderen veli yerine gec;er.
Kerhl (rh.a )'den "yabanc1 izin istediginde de susmas1, raz1 oldugunu gosterir"
~eklinde bir rivayet gelmi~tir. Onun gerekc;esi k1z1n, veliden daha c;ok, yabanc1dan
utan1r olu~udur.
Bakire olan k1z "evlilik haberi bana ula~t1ginda ben raz1 olmam1~t1m" der,
koca aday1 da onun raz1 oldugunu iddia ederse, biz Hanefilere gore, bakirenin
sozu gec;erlidir. Zufer (rh a.) ise koca aday1n1n sozunun gec;erli oldugunu soylemi~tir.
c;:unku o, as1I olana, yani susmaya dayanm1~t1r. Kad1n ise, anzl olana, yani redde
yap1~m1~t1r. Bu durumda asla yap1~anin sozu gec;erlidir. Bu olay ~unun benzeridir: [5/5]
Kendisi ic;in sec;imlik (muhayyerlik) hakk1 tan1nan ki~i, muhayyerlik suresi
dolduktan sonra akdin diger taraf1 ile ihtilaf etse ve kendisi ic;in muhayyerlik ko~ul
koyulan ki~i akdi reddettigini iddia etse, kar~1 taraf ise bunu inkar etse, as1I olan
susmaya gore hareket ettigi ic;in, inkar edenin sozu gec;erlidir. Ayn1 ~ekilde ~uf'a
(on al1m) hakk1na sahip olan ki~i (~efl'), mu~teri (al1c1) ile ihtilaf etseler; ~efl' "sat1~1
dun ogrendim ve hemen ~uf'a hakk1m1 talep ettim" dese, mu~teri de "hay1r o ses
c;1karmad1 sustu" dese, mu~terinin sbzu gec;erlidir. c;:unku o asil olan susmaya
yap1~m1~t1r.

Lakin biz ~byle diyoruz. Burada koca aday1, kad1n1n kendi kans1 oldugunu
iddia ediyor. Bu da sonradan meydana gelen bir hakt1r. Kad1n ise bunu inkar
ediyor. Bu durumda kad1n as1I olana yap1~m1~ olur. Oyleyse koca aday1nin, evlilik

8
Mehr-i misil: Evlenilen kad1nin babas1 taraf1ndan olan akrabalarindan, bunlardan kimse yoksa
memletinde bulunan halktan nikah akdi tarihinde ya~, guzellik, bekaret gibi bzelliklerde kendisine
akran ve emsal olan kad1nlara verilen mehir.
6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

akdinin asl1n1 iddia edip, kad1nin da inkar etmesi olay1nda oldugu gibi, burada da
kad1n1n sozi..i gec.;erlidir. Bu nun nedeni ~udur. Zi..ifer (rh a )'in soyledikleri, zahire (d1~
gori..ini..i~e) goredir. Bu ise istihkak1 (bir ~eyi haketmek) defetmek ic.;in yeterlidir, hak
ispat1 ic.;in yeterli degildir. Kocan1n buradaki ihtiyac1, hakk1 oldugunu ispatt1r.
Gerc.;ekte bu mesele ba~ka bir mesele i..izerine kurulur. 0 ~udur: Efendisi,
kolesine "bugi..in ~u eve girmezsen ozgi..irsi..in" derse, o gi..in gec.;tikten sonra da
kole, "eve girmedim" dese; efendisi ise "hay1r gird in" derse; Zi..ifer (rh a.)'e gore,
kolenin sozi..i gec.;erlidir. Ci..inki..i o, asll olana yap1~m1~t1r. Bize gore ise, kole hak
iddias1n1 ispata muhtac.; oldugundan, efendisinin sozi..i gec.;erlidir. D1~ gori..ini..i~ bunu
ispat ic.;in yeterli degildir. Aynca kolenin eve girmemesi ozgi..ir olmas1n1n ko~uludur.
D1~ gori..ini..i~e bakarak ko~ulun var oldugu yeterli degildir. Ayn1 ~ekilde burada da
kad1nin nzas1 evliligin sabit olmas1 ic.;in ko~uldur. D1~ goruni..i~ ise bunu ispat ic.;in
yeterli degildir.
)uf'a hakk1 sahibinin durumuna gelince, "Ogrendigimde ~i..if'a hakk1n1 talep
etmi~tim" dediginde, onun sozi..i gec.;erlidir. Arna "di..in ogrendim, ~imdi de ~i..if'a
hakk1m1 talep ediyorum" derse, mi..i~terinin sozi..i gec.;erlidir. Ci..inki..i mi..i~teri, ~uf'a
hakk1 sahibinin hak iddias1n1 savmaya muhtac.;t1r. D1~ gori..ini..i~ de bunu savmak ic.;in
yeterlidir. Al1~-veri~ konusunda da durum boyledir. Ci..inki..i akdin baglay1c1
olmas1n1n nedeni olan muhayyerlik si..iresinin gec.;tigi ac.;1kt1r. Kar~1 taraf1n ihtiyac1
ise, bozmay1 iddia eden ki~inin hak iddiasin1 savmakt1r. D1~ gori..ini..i~ de bunun ic.;in
yeterlidir.
)ayet koca aday1, evlilik ic.;in bakire k1za dani~lld1g1 s1rada onun sustuguna dair
delil getirirse, nikah akdi kurulmu~ olur. Delil getiremezse, aralannda evlilik bag1
olmad1gina hi..iki..im verilir. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bakireye yemin ettirilmez. EbO
Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore yemin etmesi istenir. $ayet yemin etmezse
nikah1n varl1g1na hi..ikmedilir.
lnkar edene Bu mesele, ~u kurala dayan1r. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore alt1 ~eyde yemin
yemin
ettirilmeyen edilmesi istenmez. Bunlar; nikah, ric'at 9 , lladan donmek 10 , kolelik, neseb ve
alt1 mesele

9
Ric' at I ~ )1 Sozlukte, donmek (rucu) anlam1na gelir. Dini bir terim olarak; han1m1n1 bir veya iki
talak ile bo~ayan kimsenin hanim1 ic;in gerekli olan 1ddet suresi sona ermeden once e~ine geri
donmesidir ki bu suretle evlilik bag1 devam eder.
10
Ha /."J<;'ll Kocan1n han1m1na yakla~mamak uzere yemin etmesidir. Boyle bir yeminde bulunan kocaya
"mull", kendisine 11a yap1lan kad1na "mula minha" denir. Ila uc; k1sma ayril1r:
a. ilay-1 Muvakkat; do rt ay, sekiz ay ... gibi bir vak1tle kay1tl1 olan 11ad1r.
b. ilay-1 Miiebbed; ebed1yen yakla~mamak uzere yapllan 11adir.
c. llay-1 Mechul; belli bir muddet belirtilmeksizin veya ebediyet kayd1 konulmaks1z1n yap1lan 11ad1r.
Ila suresinde koca han1m1na hie; yana~mazsa bir bain talak meydana gelmi~ olur. Bu sure ic;inde
han1m1na yakla~1rsa kefaret gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7

velad1r 11 . EbO Yusuf ve Muhammed'e gore ise; bi..iti..in bu yerlerde yemin edilmesi
istenir. Yemin edilmemesine (ni..ikul) dayanarak hi..iki..im verilir.
Dava bahsinde, yaygin olan ~u konu an1lm1~t1r. Cariye efendisine kar~1,
organlari belirmi~ bir ~ocuk di..i~i..irdi..igi..i iddias1nda bulunursa, i..immi..i'l-veled 12 olur.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.)' in (lmameynin) bu husustaki delilleri ~udur
Bu ti..ir haklar ~i..iphe ile sabit olur. Mal ile ilgili konularda oldugu gibi, bu meselede
de yeminden ka~1nilmas1 ile hi..iki..im verilebilir. (i..inki..i yeminden ka~1nma, ikrar
yerine ge~er. Ancak yeminden ka~1nma, ihtimalli bir durum olan susma niteliginde
saylld1g1ndan, i~in i~ine ~i..iphe girmi~tir. Oyleyse yeminden ka~1nma ile ancak ~i..iphe
[5/6)
ile sabit olabilen haklar sabit olabilir. Onun i~in, ~i..iphe ile di..i~ti..igi..inden dolay1
yeminden ka~1nma ile k1sas sabit olmaz. Yeminden ka~inma ile ancak hakimin
hakime mektubu ve tan1kl1k i..izerine tan1kl1k gibi ikinci dereceden delillerle sabit
olan haklar sabit olabilir. (i..inki..i yeminden ka~1nma, ikrar yerine ge~en bir "bedel"
niteligindedir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, bu ti..ir haklarin sabit olmas1 i~in bedel (ikinci
dereceden delil) yeterli olmaz. Oldi..irmeden dolay1 olan k1sasta oldugu gibi bu
haklarda da yeminden ka~1nma ile hi..iki..im verilmez.
Bu meselenin a~1klamas1 a~1kt1r. Eger kad1n; "aram1zda evlilik bag1 yoktur.
Ancak ben kendimi sana verdim" derse, bu ge~erli degildir. Ayn1 ~ekilde, bir ki~i
digerine "ben senin oglun ve yakin1n degilim. Ancak kendimi sana verdim" dese,
veya "ben asl1nda kale degilim. Ancak beni kale yapman i~in kendimi sana
verdim" dese, bu verme kesinlikle ge~erli olmaz. Mal ile ilgili konularda ise durum
bunun aksinedir. (i..inki..i bir ki~i digerine; "bu mal senin degil. Fakat seninle
tart1~madan kurtulmak i~in bunu sana veriyorum" dese, bu verme ge~erli olur.

Yapllan ayrimin etkisi ~udur. Yeminden ka~1nma, ikrar niteliginde olmay1p,


verme (bezl) derecesindedir. ~ayet biz, yeminden ka~inmay1 vermek (bezl)
sayarsak; daval1 inkarinda hakl1 oldugu halde, davac1 hakkin1 elde etmi~ olur. Eger
onu ikrar sayarsak; daval1 inkarinda haks1z say1lm1~ olur. Bu da ancak delille caiz
olur. Ayrica yeminden ka~1nmak, susmakd1r. Susmak ise, ikrardan ~ok, tart1~may1

11
Vela /.'1.JJI:Bir kimsenin diger bir ki~iye varis olmas1 mumkun k1lan hukm1 bir yakinl1kt1r. Vela akdi,
vela-1 ataka ve vela-i muvalat olmak uzere k1sma ayril1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile memluku
(kolesi) aras1nda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla~ma anla~mas1d1r. Bu
durumda, ozgur b1rakilan kolenin herhangi bir cinayet i~lemesi halinde diyetini mevlas1 verir; vefat
edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun mirasin1 mevlas1 alir. Bu vela
akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Kolesini ozgur b1rakan efendiye "mevla'l-ataka" veya "mevla'l-
at1k" denir. Vela-i muvalat ise, nesebi bilinmeyen bir kimsenin, belirli bir tak1m ko~ullar ~er~evesinde
ba~ka bir ki~iyle ger~ekle~tirmi~ oldugu bir dayani~ma anla~mas1d1r. Bu vela akdinde nesebi me~hul
ki~iye "mevla-i esfel", bu akdi yapmay1 kabul eden kimseye ise "mevla-i a'la" denir.
12
Ommiiveled I ..U }I fl: Sahibinden ~ocuk dunyaya getiren cariyedir.
S_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

terke yak1nd1r. Oyleyse yeminden kac_;inma ile, ancak tart1~may1 (nizay1) terk ile
sabit olan ~eylerin en du~ugu sabit olur ki, o da vermektir
EbO Hanlfe (rh.a.) ~uphe ile sabit olabilen hukumlerle, cana kar~1l1k olan k1sas1n
aras1n1 ay1rm1~t1r. Cunku her ne kadar k1sasta yeminden kac_;1nma ile hukum
verilmiyorsa da, insan hayat1 i:inemli bir konu oldugundan dogrudan yemin
edilmesi istenir. Nitekim kasamede 13 yeminlerin tekrarlanmas1 caiz k1l1nm1~t1r. Diger
konularda ise gerc_;ekte istenen yemin etmek degil yeminden kac_;1nma ile hukum
verilmesidir. Yeminden kac_;1nma ile hukum vermek caiz olmay1nca yemin ettirmeye
ihtiyac_; kalmaz. Ci.lnku yaran yoktur.
Bu hukumlerin ikinci dereceden delillerle sabit olabilmesi, bu konularda yemin
ettirebilecegini gi:istermez. Kendisine zina suc_;u atilan (isnat edilen) ki~inin
(mekzOf), isnat edeni (kazif) dogrulamas1 gibi. Bu mesele ikinci dereceden delillerle
sabit oldugu halde yemin teklifinde bulunamaz.
$ayet koca, kad1nla cinsel ili~kide bulunur, sonra kadin; "ben evlilige raz1
degildim" derse; bu si:iz onaylanmaz. Ci.lnku kocas1na ili~ki ic_;in imkan vermesi, raz1
oldugunu gi:istermesi ac_;1s1ndan susmas1ndan daha etkilidir. Ancak kad1nla zorla
cinsel ili~kide bulunmas1 durumunda, raz1 oldugunun degil de k1zg1nl1g1n1n delili
ac_;1k oldugundan, kadin1n si:izu gec_;erlidir.
Kad1n1n raz1 olduguna dair olan velinin si:izu gec_;erli degildir. Ci.lnku veli,
kad1n1n aleyhine bir durum olan nikah mulkiyetinin kocaya ait oldugunu ikrar
etmi~ olur. Kad1n ergenlik c_;ag1na girdikten sonra velinin onun aleyhinde nikah
ikrannda bulunmas1 ise ittifakla gec_;erli degildir. Ci.lnku veli, onun aleyhine bir akit
yukleme hakk1na sahip degildir. Oyleyse evlilik akdinin baglay1c1 olmas1 konusunda,
ikran da gec_;erli olmamal1d1r.
Baba nm Baba, yeti~kin oglunu evlendirir de bu haber ona ula~t1g1nda susarsa, bu onun
oglunu
evlendirmesi raz1 oldugunu gi:istermez. R1zasin1 si:izlu olarak gi:istermesi veya bunu gi:isteren bir
eylemde bulunmas1 gerekir. Ci.lnku kadin hakkinda susman1n riza say1lmas1,
utanmadan dolay1d1r. Bu gerekc_;e erkek ic_;in si:iz konusu degildir. Ci.lnku o,
kad1nlara ragbet gi:istermekten utanmaz. Aynca bakire k1z1n susmas1, insanlar
aras1nda iyi gi:irulen bir ~eydir. Erkek c_;ocugun susmas1 ise, kad1ns1 davran1~lara
delalet ettiginden ki:iti.l gi:irulmu~ti.lr. Bundan dolay1 onun susmas1, nzas1 yerine
gec_;mez.

13
Kasame I :(.,l..;i.ll: Kimin tarafindan bldOrOldugo bilinmeyen bir cesedin bulundugu yerin ait oldugu
kabile veya kby halk1ndan belirli say1da insana "onu kendilerinin bldOrmedigine ve bldOreni
bilmediklerine" dair yemin ettirilmesidir. Bbylece blOnOn kanini heder olmaktan korumak ve o
mahal ahalisinin alaka ve dikkatsizligine bir tor ceza olmak Ozere bu kimseler hakkinda diyet bdeme
yOkOmlOIOgOne hOkmedilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _9

Bakirenin kocas1, e?iyle ba~ba~a kald1ktan (halvet) 14 soma onunla cinsel [517]
ili?kide bulunmadan blur de, iddeti bittikten sonra babas1 onu yeniden evlendirirse,
bakireyi evlendirdigi gibi evlendirir. (:unku bakirelik niteligi halen mevcuttur. K1z1n
susmas1yla yetinmeye dayanak olan utanma halen bulunmaktad1r. (:unku, iddetin Evlendikten
sonra, cinsel
ve mehrin gerekli olmas1yla utanma ortadan kalkmaz. Bundan dolay1 susmas1 ili~ki olmadan
yeterli say1l1r. kocas1 olen
klZln
$ayet kad1na ~uphe ile veya fasit nikah 15 ile cinsel ili~kide bulunulursa; ancak evlendirilmesi
rizas1yla evlendirilir. Susmas1yla da yetinilmez. (:unku o duldur. (:unku Peygamber
(s.a.v.);
·- G ,'. --~ 11 J-
JJ

"Dul kadma dam~iltr" 16 buyurmu?tur.


Bakirenin zina etmesi durumunda, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore evlendirme Zina eden
s1rasinda susmas1 r1zas1n1 gbstermede yeterlidir. EbO Yusuf, Muhammed ve $afil bakirenin velisi
tarafmdan
(rh.a.)'ye gore ise, dul oldugundan dolay1 susmas1yla yetinilmez. (:unku dul (..:.:!Ji)
.: evlendirilmesi
kelimesi; kendisiyle cinsel ili~kinin tekrarland1g1 kadina verilen isimdir. Bu kelime
araplarin ...:...0 sbzunden tUretilmi~tir. Bu sbzcuk de dbnmek anlam1na gelir. Bakire
(bikr) sbzcugu ise, kendisiyle ili~ki kuran1n ilk kez cinsel ili~kide bulunmu? oldugu
kadina verilen isimdir. (:unku bekaret; bir ?eyin ilkidir. Bundan dolay1 gunduzun
ba~lang1c1na "bukra" meyvanin ilkine de "bakura" denilir.

Zina eden k1zin dul saylld1g1na delil, bu kad1n1n bakireye yap1lan vas1yyeti degil
de dula yapilan1 hak etmesidir. Dul oldugundan dolay1 da (evlendirileceginde)
kendisine dani~man1n gerekliligi delille (hadisle) sabit olmu~tur. Ortada delil
varken, gerekc_;e bulmakla ugra~mak caiz degildir. (:unku bu, delil ile sabit olan bir
hukmu iptal etmek ic_;in gerekc_;e gbstermek demektir. Bir de boyle bir olaydan
sonra utanmas1, hafif me~repligini gbsterir. (:unku o kadin, erkeklere olan
ragbetini en c_;irkin bir ~ekilde ortaya koymaktan utanmad1g1na gore, en guzel bir
?ekilde ortaya koymaktan nic_;in utansin ki. Bakirenin utanmas1 ise bunun aksinedir.
(:unku onun utanmas1, tabiatinin geregi olan guzel bir ~eydir. Bu ovguye lay1kt1r.
Zina eden bakirede de utanma varsa, bu ancak zinas1n1n ac_;1ga c_;1kmas1ndan
utanmad1r. Boyle bir durum, delilin (hadis) kapsam1 d1~indad1r.
EbO Hanlfe (rh.a) ise cevaben ~byle diyor: Din ($eriat) sahibi ($ari) bakirenin
susmasin1, bekaretten dolay1 degil de, utanma nedeninden dolay1 rizas1 olarak

14
Halvet I ; };JI: SbzlOkte; bir kimse ile bir yerde yalniz kalmakt1r. Yalniz kal1nan ma ha I i'in de
kullanil1r. Dini bir terim olarak ise; bir erkek ile bir kad1nin kendilerinden izin alin1p girilemeyecek bir
yerde ba~ ba~a kalmaland1r.
15
Fasid Nikah: Ge,erlilik ko~ullan bulunmayan nikaht1r. Tan1ks1z evlenmek gibi.
16
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/229; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/185; benzer laf1zlar i'in bkz. Buhari,
Nikah 42; Muslim, Nikah 64; Ebu Davud, Nikah 22; Tirmizi, Nikah 18.
IO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsilt

kabul etmi~tir. c;:unku Ay~e (r.a.)'ye bakirenin utand1g1 haber verilince, "Onun
susmas1 nzas1d1r" demi~tir. Zina eden bakirede de genelde utanma vard1r. c;:unku
o, her ne kadar ~ehvetine kap1larak veya zorlanarak zina etmi~ olsa da, hayas1
yitirilmez. Aksine daha da artar. c;:unku onun konu~masin1 istemek; zinas1n1 ar:;1ga
r:;1karmak demektir. Halbuki o, bundan utan1r. Bu ise ir:;indeki kotulugu
orttugunden dolay1 ovguye lay1ktir. O da bununla emrolunmu~tur. Peygamber
(s.a.v.)

.11
-
: :/ o,t;
~ . -
lh.j
-
. :-. >1 J-J1w1 o.l,i.

: ... ..:,w,i :_;
v - . I.I

17
"Her kim bu r:;irkin i?lerden bir ?eye bula?trsa; Allah'tn ortUsuyle ortUnsun"
buyurmu~tur.

Bu i~i yapmadan once, erkeklere olan ragbetinin ar:;1ga r:;1kmas1na delil


oldugundan konu~mas1 istenmiyordu. Bakirenin en guzel bir ~ekilde erkeklere olan
ragbetine delil olan bir konuda konu~mas1 du~unce, bunu en kotu ~ekilde ortaya
koyan yerde konu~mas1nin du~mesi oncelikli olur.
~uphe ile veya bozuk (s1hhat ko~ullan bulunmayan) nikah ile cinsel ili~kide
bulunulan bakirenin durumu bunun aksinedir. c;:unku Islam, mehir ile iddeti farz
kllmak ve bu nedenle nesebin sabit olmas1n1 saglamak suretiyle, kad1na yap1lan bu
fiili ar:;1ga r:;1karm1~t1r. Zina etmesi durumunda ise buna hir:;bir hukQkl sonur:;
baglamayarak ar:;1ga r:;1karmam1~t1r. Kad1na da bu i~i ortmesini emretmi~tir.
~ayet zina eden kad1na zina cezas1 (hadd) uygulanirsa, dogru olan goru~e
[SIS] gore, ondan evlenme izni almak ir:;in susmas1yla yetinilmez. Zinan1n adet
durumuna gelmesi durumunda da boyledir. Baz1 Hanefi alimlerimiz (rh a.), zina
eden kad1n dinen bakire say1ld1g1ndan, "Bu iki durumda da susmas1yla yetinilir"
demi~lerdir. Nitekim bu durumdaki bir kadin, Peygamber (s.a.v.)'in ~u sozunun
ir:;erigine girmektedir;

"Bakire olan kadm bekar erkek/e zina etti(Ji zaman cezast, yuz de(Jnek ve bir
yt! surgundur. " 18
Ancak bu goru~ zay1ft1r. c;:unku ~uphe ile ve bozuk nikah ile cinsel ili~kide
bulunulan kad1nda da ayn1 ~ey soz konusudur. Halbuki onun susmas1 ile
yetinilmez. c;:unku biz biliyoruz ki muteber olan, utanma niteliginin devam
etmesidir.

17
Muvatta, HudOd 2; Abdurrezzak, Musannef, Vll/369; Hakim, Mustedrek, IV/272; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, Vlll/326; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/323.
18
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/476; Muslim, HudOd 12; lbn Mace, HudOd 7; EbO DavOd, HudOd 23;
Tirmiz1, HudOd 8.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1t

Eger k1zin bekareti, atlamak s1~ramak yahut ta uzun sure bekar kalmak
suretiyle bozulursa, biz Hanefilere gore, onun susmas1yla yetinilir.
$afil (rh a.)'nin iki goru~unden birine gore ise, bu k1z dul say1l1r. $afil (rh a) bu
goru~une al1m sat1m akdindeki ~u hukmu gerek~e gosterir. Sat1c1 bir cariyeyi bakire
oldugu ko~uluyla satar da mu~teri, cariyeyi yukandaki ~ekillerden biriyle bekareti
giderilmi~ olarak bulursa, onu geriye verebilir. Bu, cariyenin ba~1na gelenlerden
sonra bakire olmad1g1na delildir.
Biz Hanefiler bu durumdaki bir cariyenin bakire oldugunu soyluyoruz. (unku
onunla ili~ki kuran ki~i, ilk cinsel ili~kide bulunan ki~idir. $u kadar var ki o, ger~ek
anlamda bakire degildir. insanlar aras1ndaki adet ise, bakireligi ko~ul
koyduklannda, ger~ek bakirelik vasf1n1 kastederler. Bundan dolay1 yukandaki
durumda cariyeyi geri verme hakk1 dogar. Evlilik akdinin yapllmas1 i~in izin
istendiginde bakirenin susmas1yla yetinilmesi hukmu ise; utanma veya bakirelik
niteligi ile ilgilidir. Bu k1zda da bunlar vard1r. Nitekim Ay~e (r a.) de, Rasulullah
(sa.v.)'1n yan1nda bekaretle ovundugunde bu anlama i~aret ederek ~oyle demi~tir.
"Birinde send en once hi~ kimsenin hayvan1ni otlatmad1g1, digerinde ise send en
ba~ka birinin otlatt1g1 iki vadiye gelsen, hangisine yonelirsin?"

Bunun uzerine Peygamber (s av)

~ 1>-l ~~ (J J1 Ji
"Kimsenin ot/atmad1g1 yere y6nelirim" cevab1ni verince, Ay~e (r.a.) de "i?te ben
oyum" 19 demi~tir. Boylece kendisiyle cinsel ili~kide bulunulmad1g1 surece k1z1n
bakire say1lacag1 da ogrenilmi~ oldu.
Bakire olan k1z1, babas1 birisiyle; daha sonra da erkek karde~i ba~ka birisiyle Bir klZI, yakm
ve uzak
evlendirse, k1z da karde~inin yapt1g1 nikah1 onaylasa (icazet), karde~inin yapt1g1 velilerinin
nikah ge~erli, baban1nki ise ge~ersizdir. ba~ka
erkeklerle
Bu hukum, ~u kurala dayand1r1lm1~t1r: "Akdi bizzat yapan ister baba isterse evlendirmesi
erkek karde~ olsun, yapllan akit k1z1n rizas1yla ge~erlidir." Burada nikah1n ge~erlilik
ko~ulu olan k1z1n r1zas1, karde~in yapt1g1 nikahta vard1r. Karde~in nikah1n1 ge~erli
saymak zorunlu olarak babanin k1yd1g1 nikah1n reddedilmesini gerektirir. Bundan
dolay1 baban1n k1yd1g1 nikah ge~ersiz (bat1I) olur.
Bakire k1z1, izni olmadan velisi evlendirse ve haber k1za ula~madan kendisi Velisi tarafmdan
evlendirilen
veya koca aday1 olse, birbirlerine mlras~1 olamazlar. (unku evlilik akdi ancak k1zin bakirenin, haber
nzas1yla ge~erli olur. Mlras~1 olmak ise, olumle son bulan ge~erli nikaha ozgu bir kendisine
ula~madan
hukumdur. Boyle bir nikah da bulunmad1g1na gore, yap1lan nikah, bozuk nikah olmesi
derecesindedir. Bozuk nikahta e~lerden birisi o\urse, birbirlerine mlras~1 olamazlar.

19
Bkz. Buhar1, Menak1b 44; Muslim, Nikah 69; lbn Mace, Nikah 13.
Kole veya
Kole veya kafir olan babas1, k1z1n1 evlendirir ve k1z da buna raz1 olursa, bu
kafir babamn evlilik caizdir. c;:unku nikah akdi onun oluruna (icazetine) bagl1d1r. Nitekim k1z,
klZlm
evlendirmesi ba~ta izin verdiginde evlilik akdi gec;erli olur. Ayni ~ekilde sonradan onaylad1g1nda
da (icazet) gec;erli olur. Ancak akdi yapan ki~i, veli sayllmad1g1ndan susmas1, raz1
oldugunu gostermez.
Veli Velinin d1~1ndakilerin yapt1klan akitlerde k1z1n nzas1 degil, vekalet vermesi
d1~mdakilerin
bakireyi aran1r. Vekalet ile nza birbirinden farkl1d1r. c;:unku vekil etme, birini kendi yerine
evlendirmesi gec;irmek, nza ise, ret hakk1n1 du~urmektir. Bundan dolay1 vekalet verme, susma ile
sabit olmaz. $u soz, soyledigimizi ac;1klar. Yabanc1 bir ki~i, bakireyi evlendirmek ic;in
izin istediginde, dogru olan goru~e gore; k1z1n susmas1yla yetinilmez.
Veli, bakireyi kendisinden izin ald1ktan sonra evlendirse, bu arada k1z1n
[5/9)
kendisi ba~kas1yla evlense, ~ayet k1z, velinin evlendirmesinin once oldugunu
lki velinin veya soylerse, onun sozu gec;erlidir. Kendi uzerinde nikah1 ikrar ettiginden ve bu ikran
velisi ile k1zm da tam bir deli I say1ld1g1ndan, o ki~i kocas1d1r. Eger "hangisinin once oldugunu
evlendirilmesi
bilmiyorum" derse ve bu ba~ka bir yonden de bilinemiyorsa, aralar1 aynl1r. c;:unku
her ikisinin nikah1nin da gec;erli olmas1 mumkun degildir. c;:unku kadin, nikahla iki
erkege birden helal olmaz. lki erkek de birbirine tercih edilemediginden onlarla
kad1n1n aras1 aynl1r.
lki velinin k1zdan izin alarak evlendirmelerinde de durum boyledir. Yukarda
ac;1klad1g1m1z nedenlerden dolay1 bu hususta dul ile bakire aras1nda fark yoktur.
Bakirenin, Bakire k1za, velisinin kendisini evlendirdigini haber verdiginde k1z, once raz1
velinin
evlendirmesini olmad1g1n1, daha sonra da raz1 oldugunu belirtirse; yap1lan evlilik akdi gec;erli
duydugunda degildir. c;:unku k1zin ba~tan reddetmesiyle aralanndaki akit gec;ersiz olmu~tur.
once reddedip
sonra raz1 Daha sonra bozulan bu akde raz1 olmu~tur. Bu da gec;ersizdir. Bundan dolay1 zifaf
olmas1 aninda nikah1n yenilenmesi adet olarak devam ede gelmi~tir. c;:unku k1z birinci
defada kabul etmedigini belirtmi~tir. Art1k ondan bunun d1~indaki bir ~ey ho~
kar~llanmaz. Demek ki velilerin te~vik etmeleri sonunda raz1 olmu~tur. $ayet akit
yenilenmeyecek olsa k1z, yabanc1 biriyle zifafa sokulmu~ olur. Bu yuzden biz zifaf
s1ras1nda nikah akdinin yenilenmesini guzel bulduk.
Bakire olan k1z, kendisini isteyen birisiyle evlendirilmesi ic;in izin istendiginde
Kendisinden
izin istenen kabul etmez de, sonradan veli taraf1ndan evlendirildiginde susarsa, bu durum k1z1n
k1zm izin
vermeyip,
raz1 oldugunu gosterir. c;:unku k1z kabul etmeyince istenen izin hukumsuz
velisinin onu kalm1~t1r. Boylece veli, sanki ondan hie; izin almadan akdi yapm1~ olur. Bu durumda
evlendirmesi
da k1z1n susmas1, nzas1n1 gosterir.
Muhammed b. Mukatil (rh.a) ise ~oyle der; Burada k1zin susmas1, raz1
oldugunu gostermez. c;:unku ho~nutsuzlugunu ac;1kc;a belirttikten sonra onun
susmas1, nzas1na delil olarak gosterilemez. Biz Hanefiler ~oyle deriz; insan bir
vakitte k1zd1g1 bir ~eye ba~ka bir vakitte raz1 olabilir. Oyleyse k1zin akit yap1lmadan
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 13

onceki ho~nutsuzlugu; akitten sonraki susmas1n1n, raz1 oldugunu gostermesine


engel degildir.
Dogruyu en iyi Allah bilir.

DUL KADININ EVLENMESi Babamn dul


k1zm1, rizas1
Bize ula~t191na gore bir adam, k1z1n1 istemedigi bir adamla evlendirdi. Oysa olmad1g1
ha Ide
k1z1 c;ocuklannin amcas1 (kay1n biraderi) ile evlenmek istiyordu. Bunun uzerine
evlendirmesi
Peygamber (s a.v) kad1n ile babasinin nikahlad191 kocay1 ay1rd1 sonra da kadin1
c;ocugunun amcas1 ile evlendirdi. Bu kad1n dul idi. c;:unku hadisi rivayet eden ki~i
"kad1n c;ocugunun amcas1 ile evlenmek istiyordu" demi~tir.
Bu hadis nzas1 olmad1kc;a baban1n dul k1z1n1 evlendirmesinin gec;erli
olmad191n1 gostermektedir. Bu, uzerinde icma edilmi~ bir konudur.
Bu hadiste bakire k1z konusunda $afil (rh a )'nin bize kar~1 deli I olarak
kullanabilecegi bir yon bulunmamaktad1r. c;:unku hadiste yer alan hukmun z1dd1,
bakire hakk1nda mefhum-u muhalefet yolu ile sabit olmaktad1r. Oysa biz
Hanefllere gore mefhumu muhalefet delil degildir. Aynca hadiste yaln1zca dul
kadindan soz edilmektedir. Yaln1zca dul kad1ndan soz edilmesi onun d1~1ndaki
kadinlar ic;in bu hukmun z1dd1n1n gec;erli oldugunu gostermez.
Aynca hadis, kad1n1 velisi evlendirmediginde, onu devlet ba~kanin1n Devlet
ba~kanmm
evlendirecegine delildir. c;:unku bu olayda baba, k1z1n1 evlenmek istedigi kimseyle kad1m
evlendirmekten kac;1nm1~ bu nun uzerine Peygamber (s.a v.) devlet ba~kanl191 evlendirme
yetkisi
yetkisine (velayetine) dayanarak onu evlendirmi~tir.
E~ini
Yine bu hadis, kad1nin e~ sec;iminin velisine degil kendisine ait oldugunu se~me

gostermektedir. c;:unku koca ile birlikte hayat surecek olan kad1n1n kendisidir. hakkmm
kadma ait
Dolay1s1yla kad1n, velisinin degil kendisinin sec;tigi bir e~ ile huzurlu bir ya~am olmas1
surebilir.
"Dul kadm1 babas1 evlendirir de evlilik haberi kendisine ula~t1gmda [5/10]
sessiz kahrsa, susmas1 evlilige raz1 olmak anlamma gelmez".
c;:unku susmak birden fazla anlama gelebilecegi ic;in temelde nza gostermek
Dul kadmm
say1lmaz. Bakire k1z1n susmas1, onun evlenme istegini ac;19a vurmaktan utanmas1 susmasmm
nedeniyle zorunlu olarak (zarureten) raz1 alma yerine kabul edilmi~tir. Zorunlu raz1 oldugu
anlamma
olarak sabit olan ~ey, zorunlu (zaruri) olan alanin d1~1na ta~maz. Dul hakk1nda gelmemesi
boyle bir zorunluluk bulunmamaktad1r. Bu nedenle kendisine fikri soruldugunda
veya evlilik akdinin yapild191 haberi kendisine ula~t19inda susmas1 yeterli olmaz.
Allah dogruyu en iyi bilir, donu~ de ancak O'nad1r.
VELiSiZ OLARAK YAPILAN EVLiLiK
Bize Ali (r.a.)'den ula~t1g1na gore bir kad1n, rizas1n1 alarak k1z1n1 evlendirdi.
K1z1n velileri gelerek kad1n1 Ali (r.a.)'ye ~ikayet ettiler. Ali (r a.) bu evliligi onaylad1.
Bu haber; kad1n kendisi evlendiginde veya velisi d1~1nda birisine kendisini
evlendirmesini emredip o da evlendirdiginde nikah1n gei:;erli olacagina delildir. Eba
Hanlfe (rh a) de bu goru~u esas alm1~t1r. Kad1n bakire olsun dul olsun koca kad1na
denk (kafu) olsun olmasin kendisi evlendiginde kuvvetli rivayete (Zahiru'r-rivaye'ye)
gore evlilik gei:;erli olur.
Kadmm Ancak koca, kad1na denk olmad1g1nda kad1n1n velileri itiraz hakk1na sahiptir.
velisi
olmakslZln Hasen (b. Ziyad)in Eba Hanlfe'den (rh a.) rivayet ettigine gore ise, koca, kad1na
evlendigin
denk ise evlilik gei:;erli, denk degil ise gei:;ersizdir.
de kocanm
denkligi Eba Yusuf onceleri, "Kad1n1n bir velisi bulunuyorsa, kendisine denk olsun
olmas1n kendi kendisini nikahlamas1 gei:;erli olmaz" derdi. Sonra bu goru~unu
b1rakarak "Kaea kendisine denk ise evlilik gei:;erli, denk degil ise gei:;ersizdir" dedi.
Daha sonra bu goru~unden de vazgei:;erek "koca kendisine denk olsun olmas1n
nikah gei:;erlidir" demi~tir.
Tahavl (rh a.)'nin bildirdigine gore Eba Yusuf (rh a.)'un goru~u ~udur; "koca
kadina denk ise hakim veliye nikah1 onaylamas1n1 emreder. Veli nikah1 onaylarsa
evlilik gei:;erli olur. Onaylamaktan kai:;1nirsa gei:;ersiz olmaz, hakim nikah1 onaylar
boylelikle evlilik gei:;erli olur".
Muhammed (rh a )'e gore kad1n kendisini ister denk olan isterse denk olmayan
birisine nikahlasa, evliligi velinin onay1na bagl1d1r. Veli onaylarsa evlilik gei:;erli olur.
Evliligi bozarsa gei:;ersiz olur. Ancak koca kad1na denk ise veli kad1n1 bu ki~iyle
evlendirmek istemezse hakim evlilik akdini yenilemelidir.
Malik ve $afil (rh.a.)'ye gore her halukarda kad1nin kendi ba~ina evlenmesi
gei:;ersizdir. Kad1n ister kendisi evlensin, ister k1z1n1 veya cariyesini evlendirmi~
olsun, isterse evlendirme konusunda ba~kas1na vekil kil1nm1~ olsun hii:;bir durumda
evlilik akdi kad1nlarin sozlu tasarruflari ile kurulmaz.
Alimlerden bir k1sm1 ~oyle demi~lerdir: Kad1n zengin, ~erefli oldugunda velinin
rizas1 olmaks1z1n kendi kendine evlenmesi gei:;erli olmaz. Yoksul, a~ag1 tabakadan
ise velinin rizas1 olmaks1z1n kendi kendine evlenebilir.
Baz1lari da bu konuda bakire ile dulu ay1rm1~lard1r. Bu goru~te olanlar
Zahirllerdir.
Kadmm velisiz
Evlilikte velinin bulunmasin1 ko~ul koyanlar ~u ayeti deli! getirmi~lerdir:
evlenemeyecegi
gorii~iinde
olanlarm ~ ~1jJ\ ~ ~t ;y. ~ )lJ ~r ~ ~L::;1 (~h. 11µ ~
delilleri
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1s

"Kadm!an bo~ad1gm1z ve on!arda bek!eme sure!eri bitirdikleri vakit On/arm


(eski) kocalanyla ev!enmelerine engel o!maym" (el-Bakara, 2/232).
$afil (rh a) ~oyle demi~tir: "Bu, veli olmaks1z1n yap1lan evliligin gec;erli
[5/11]
olmayacag1na delalet eden Allah'1n kitab1ndaki en ac;1k ayettir. <;:unku Allah (c.c.)
velinin engel olmas1n1 yasaklam1~t1r. Veli ancak engelledigi ~ey konusunda yetkili
oldugunda engel olabilir".
Ay~e (r a )'nin rivayet ettigi hadiste Peygamber (s av) ~oyle buyurmu~tur:

~ _;+J141i~ y.~1~p ~~ ~~~~LP-~ ~,J ~11 A ~ ~i;-:1 ~r


~ i..E-J
.1 - '] 0"' tl·~u2L::JiJ 1 .r:-
:- i..E-J · Gu:u
~
·i.,·i., ~. '1 J· , u-
-<-J· '] 1:~_ jJ
.. ,_r. L; ·~ 1
:. i_r--

"Velisinin izni o!maks1zm evlenen kadmm nikah1 bat!ld1r (gec;ersizdii), bat!ld1r,


bat!ld1r. Eger kocas1 kendisi i!e cinse/ ili~kide bulunmu~sa, kendisi ile bir!e~meyi
he/a/ saymasma kar~i/1k o!arak kadm -ne eksik ne fazla - mehir a!mayi hak eder.
Eger an!a~mazliga du~er!erse dev!et ba~kani ve!isi olmayanm ve/isidir "
20
.

$u me~hur hadiste Peygamber (s a.v) ~byle buyurmu~tur:


. I. --l) , l5:; \I
'-fY.. c .
"Velisiz nikah o/maz"21 .
ibn Abbas (r a )'1n rivayet ettigi bir hadiste Peygamber (s av) ~oyle
buyurmu~tur:
- ~ · '·. - !l '
J~ 1..J..,,,LJ - ,1 :- ..::..1~ . Ll..,,
• - J ~J . . C. . *_,: . . .,.i
·~
.J ~I
l5:; JS"
~ -

"Dort ki~inin bulunmad1g1 her evlilik zinad1r; (Bu dart ki~i) ev/enmeyi ta/ep
eden erkek, veli ve iki adil tanikt1r"n
Ebu Hureyre (r a )'nin rivayet ettigi bir hadiste Peygamber (s av) ~oyle
buyurmu~tur:

15- ~; CfJ .)1 ~ ~1)1 ~µ ~ ;1;.J1 '1j , al;J1 ~i;.J1 ~\I


"Bir kadm, ne bir ba~ka kadm1 ne de kendisini nikah!ayabilir. Ancak zinakar
23
kadm kendisini nikahlar" .

20
lbn Mace, Nikah 15; Tirmiz1, Nikah 14; lbn Hibban, Sahih, IX/384; Hakim, Mustedrek, 11/182.
21
Buhar1, Nikah 37; lbn Mace, Nikah 15; Eba Davud, Nikah 18; Tirmiz1, Nikah 14.
22
Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra,
Vll/143.
23
Darekutn1, Sunen, 111/228; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/11 O; Ali el-Muttak1, Kenzu'l-ummal,
XVl/360.
16_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsil.t

Ay?e (r a) nikahlara gider, k1z isterdi daha sonra (i? nikah akdini yapmaya
gelince) erkeklere "Akdi siz yap1ntz. \:Onku kad1nlar nikah akdini yapamazlar"
derdi.
Kad1n1n nikah akdi yapamamas1nin akll delili ?Udur; Kad1nda di?ilikten
kaynaklanan bir eksiklik bulunmaktad1r. Bu nedenle, t1pk1 kuc;uk k1z c;ocugu ile ak1I
hastas1 olan kad1n gibi kendisi ic;in nikah akdini gerc;ekle?tirme yetkisine sahip
degildir. \:Onku evlilik yuce bir akittir, son derece bnemlidir ve degerli amac;lari
gerc;ekle?tirmek ic;in yaptl1r. Bu nedenle Islam din! diger bedelli (1vazl1) akitler
aras1nda yalnizca nikah akdinde iki tanigin bulunmas1n1 ko?ul koyarak onun
bnemini gbzler bnune sermi?tir. Bu bnemi gbstermek ic;in, nikah akdinin
yap1lmas1n1 olgun dO?Onme yetenegine sahip olan kimselere, yani erkeklere
b1rakm1?t1r. \:Onku kad1nlar aktl ve din ybnunden eksiktirler. Di?ilik nedeni ile eksik
olmas1, kuc;ukluk nedeni ile akl1nin eksik olmas1 yerindedir. Bu nedenle
Muhammed (rh a) ?byle demi?tir: "Akletme c;agina ula?ml? bulunan kuc;uk k1zin
nikah1 velinin onay1na bagl1 oldugu gibi (baliga olan) kad1nin nikah1 da velinin
onay1na bagl1d1r".
~afil (rh.a.)'ye gore kuc;uk k1zin sbzlu tasarrufu ile akit gerc;ekle?medigi gibi
kad1n1n sbzlu tasarrufu ile de nikah akdi gerc;ekle?mez. Kad1n kendisine denk
olmayan birisi ile evlendiginde velilerin itiraz hakk1na sahip olmalari buna delildir.
Eger kad1n tek ba?tna kendisi evlenme yetkisine sahip olsayd1, t1pk1 erkekte oldugu
gibi velilerin itiraz hakk1 bulunmazd1. Ayni ?ekilde kad1n, velisinden kendisini
evlendirmesini isteme hakk1na sahiptir. Eger kad1n kendisi ad1na nikah akdi yapma
yetkisine sahip olsayd1, velisinden evlenme talebinde bulunmas1na gerek kalmazd1.
Kadmm velisi Kadinin akl1ndaki eksikligin bu hususta dikkate al1nd1g1nin delili nikah akdini
olmaks121n ortadan kald1rma konusunda kendisine hic;bir yetkinin tan1nmam1~ olmas1d1r.
nikah akdini
yapabilecegini conku bilindigi gibi bo~ama yetkisi tamamen kocaya aittir.
savunanlarm
delilleri Velisiz olarak yaptlan evliligin gec;erli oldugu gbrO?Onu savunanlarin delilleri
~unlard1r:

Allah (c.c.) ~byle buyurmaktad1r:


.J.......; ,~-iL ~
"t , ,,_,,....._, ; ~
~~t i.I· r..r---
~ i~~ W-- 1-:--
!~·le.,ct;,.;.. ~ ~
~ !l.:j l,f""':
~'.:.I: 1~(;}..
! .,.,

"Bek/eme surelerini bitirdikleri vakit kendileri hakkmda yapttk!an me:)ru


i:)lerde, size bir gunah yoktur". (el-Bakara, 2/234)
Yine Yuce Allah ~byle buyurmu~tur:

""~--' ~· : .;.<::: ~- k:
~ ~ 'J.) 0w ~
L~ )IJ l.f-~ii.
' ~ :J ~ 0(;),.7
!

"Eger erkek kadmt (Uc; defa) bo:)arsa ondan sonra kadm bir ba:jka erkekle
ev/enmedikc;e onu a/mast kendisine he/a/ olmaz." (el-Bakara, 2/230),
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l7

"On/arm (eski) koca!an ile evlenmelerine engel o!maym" (el-Bakara, 21232).

Bu ayetlerin H.imunde Allah (c.c.) evlenmeyi kadinlara dayand1rm1~t1r.


Dolay1s1yla bu, kad1n1n bizzat kendisinin nikah akdi yapma yetkisine sahip
olduguna delildir. Ayette yer alan J-1;.ii (el-adl) sozcugu, kadin1 evinde hapsedip
evlenmesine engel olmak suretiyle duyularla alg1lanabilen bir engeli ifade
etmektedir. Bu, kocalara yonelik bir sesleni~tir (hitapt1r). (unku ayetin ba~1nda
Allah (c.c.) "kad1nlan bo~ad1gin1z vakit" buyurmaktad1r. l~te biz buna dayanarak
~unu soylemekteyiz:
Bir kimse kans1n1 bo~ar ve kad1n da iddet suresini tamamlarsa koca bu kad1nin
[S/12)
ba~ka bir erkekle evlenmesine engel olamaz.

Bu konudaki hadislere gelince;


Peygamber (s.a v.) ~oyle buyurmu~tur:
• l ~ ~.

lfJj ~ Is -;,;; ~I A'YI


"Bekar kadm kendisini evlendirme konusunda ve!isinden daha faz!a hak
sahibidir"24 .
Ayetteki "eyyim" sozcugu; bakire olsun, dul olsun kocas1 bulunmayan kad1na
denir. Dilbilimcilere gore dogru olan budur. Bu, ayni zamanda Kerhl (rh.a.)'nin de
tercih ettigi goru~tUr. 0 ~oyle demi~tir: "Kad1nlardan eyyim (bekar) olanlar,
erkeklerden bekar olanlar gibidir". Ancak Muhammed (rh a )'den aktanld1gina gore
eyyim, dul kadina verilen isimdir. Biz bu konuyu "el-Cami" adl1 kitab1n ~erhinde
ac;1klam1~t1k.

Yine Peygamber (s a.v) ~oyle buyurmu~tur:

) ~ 1 e 0Jil ~
25
"Velinin du! kadm uzerinde bir otoritesi yoktur" .

Hansa hadisinde yer ald1g1na gore bu kad1n Rasulullah (s.a.v )'in huzurunda
~oyle demi~tir: " ... Ancak ben, babalann k1zlan uzerinde evlilik konusunda bir
otoritelerinin bulunmad1g1n1 kad1nlann bilmesini istedim".
Rasulullah (s.a v ), Om mu Seleme (r.a.)'ye evlenme teklifinde bulundugunda, o
baz1 ozurler ile surmu~tU. Velilerinin orada bulunmamalan da bunlardan birisi idi.
Bunun uzerine Peygamber ~oyle buyurdu:

24
Muvatta, Nikah 2; Muslim, Nikah 66; Ebo DavOd, Nikah 24; Tirmiz!, Nikah 18; Nesa!, Nikah 31.
25
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/334; Ebo DavOd, Nikah 24; Nesa!, Nikah 31; lbn Hibban, Sahih,
IX/399.
18_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"Senin ve!i/erin arasmda bana razt o/mayacak hie; kimse bulunmamaktadtr. Ey


Omer ka/k da anneni Allah'm Rasu/Q ile evlendir"26 .
Peygamber (s.a v.) bu sozu Omer ibn EbQ Seleme'ye hitaben soyledi. Omer o
s1rada yedi ya~inda bulunuyordu .
Omer, Alive Abdull ah ibn Omer (r.a.)'den velisiz olarak yap1lan nikah1n ger;erli
oldugu rivayet edilmi~tir.
Ay~e (r a), erkek karde~i Abdurrahman'in k1z1 Hafsa'y1, Munzir ibn Zubeyr ile
Abdurrahman'1n bulunmad1g1 bir s1rada evlendirdi. Abdurrahman donunce Ai~e'ye
"Bir ki~i bulunmad1g1nda, onun k1zlar1 konusunda bana yapllan muamele gibi mi
yapll1r?" demi~. Ai~e de ona "Sen Munzir'i begenmiyor musun? Allah'a andolsun
ki k1z1nin evlenme yetkisini ona vereceksin" demi~tir. Bundan anla~llmaktad1r ki
kar~1 goru~tekilerin Ay~e (r a )'den rivayet ettikleri velisiz nikah1n olmayacag1na dair
hadis sahih (dogru) degildir. c;:unku hadisi rivayet eden ki~inin, ona ayk1r1 olarak
fetva vermesi hadisin zay1f oldugunu gbsterir. Ay~e (r.a.)'den rivayet edilen soz
konusu had is, Zuhrl (r.a.)'ye dayanmaktad1r. Zuhrl ise bu hadisi inkar ederek, velisiz
k1yllan nikah1 caiz gormu~tUr. Bu hadisin sahih oldugu kabul edilse o zaman
efendisinin izni olmaks1zin evlenen cariye ile, kur;uk k1z r;ocugu ve akll hastas1 olan
kadinlarla ilgili oldugu anla~i11r.
Velisiz yapilan evlenmenin ger;ersiz oldugu konusundaki diger rivayetler de bu
~ekilde yorumlan1r. Yahut da bunlar mustehap olanin kadin1n bizzat akdi yapmas1
degil, velisinin yapmas1 oldugunu gbsterir.
Bu meseledeki akl1 delil de ~udur; Kad1n velisi olmadan evlenmekle tamamen
kendisine ait olan bir hak uzerinde tasarrufta bulunmu~ ve bu tasarrufu ile
ba~kas1na da herhangi bir zarar vermemi~tir . Dolay1s1yla t1pk1 kendi mal1 uzerinde
tasarrufta bulunmasinda oldugu gibi nikah1 da ger;erli olur .
Bunu ~oyle ar;1klayabiliriz: Kad1nin emsal mehir kar~ll1g1nda kendisine denk
olan bir erkekle evlenmesi tamamen kendi hakk1d1r. Velisinden bunu isteme
yetkisinin olmas1 ve kad1n1n istemesi durumunda velinin bunu yapmaya zorlanmas1
da bunu gbstermektedir. Kad1n kendi haklarin1 almaya ehildir. Kendi kendisini
evlendirdiginde hakk1n1 dogrudan kullanm1~, veli nin kadina hakkin1 verme
kulfetine engel ol m u~tur . Bu ~una benzer; alacakl1 olan bir kimse, alacag1 ile ayn1
cinsten olan bir ~eyi borr;luda bulup hakk1ni ald1g1nda, alacag1ni tahsil etmi~ olur.
Nikah meselesinde de ayn1 durum si:iz konusudur. Bunun delili ~udur; tUm

26
NesaT, Nikah 28; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/ 295 ; lbn Hibban, Sahih, Vll/212; ZeyleT, Nasbu'r-
raye, 111/183.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 19

alimlerin gbru~ birligi ile, kocas1n1 sec;me yetkisi kad1na aittir. Maksatlar ve amac;lar
arasinda farkl1l1k nikah akdinin yap1lmas1 ile degil, kocanin sec;ilmesi ile olur. Eger
kad1n1n ak1I bak1mindan eksik olmas1nin bu konuda bir etkisi olsayd1 kadin,
kocasin1 sec;me yetkisine de sahip olamazd1. Ayni ~ekilde kad1n1n kendisi hakk1nda
nikah ikrannda bulunmas1 da gec;erlidir. Eger kad1n, kuc;uk k1z gibi kabul edilseydi
nikah ikrannda bulunmas1 gec;erli olmazd1. Yine velinin nikah yapmas1 konusunda
kad1n1n raz1 olmas1 muteber say1lmaktad1r. Eger kad1n, kuc;uk k1z konumunda
olsayd1 bu konudaki nzas1na da itibar edilmezdi. Kadin evlenme talebinde
bulundugunda velinin onu evlendirmesi gerekir. Eger kad1n, kuc;uk k1z gibi olsayd1
onun istegi ile evlendirmek gerekli olmazd1.
Kad1n1n velisinden evlendirme talebinde bulunmas1 bir c;e~it ki~ilik (muruet)
nedeniyledir. ~byle ki; kadin kendisi hakk1nda nikah akdini gerc;ekle~tirmek ic;in
erkeklerin bulundugu mekanlara c;1kmaktan utanir. Kad1nin bu ~ekilde kendisini
evlendirmesi onun ac;1s1ndan ahmakl1k ve utanmazl1k say1l1r. Ancak bu, kad1n1n
yapt1g1 nikah akdinin gec;erliligine engel olmaz. Nitekim islam, ba~kas1nin evlenme
teklifinde bulundugu kadina evlenme teklifinde bulunmay1 yasaklam1~t1r. Bununla
birlikte ki~i bunu yapsa, evlilik gec;erli olur. <;:unku bu yasak, bir c;e~it ki~ilikli
davrani~a te~vik amac1 ile konulmu~tur. Bu, yasaklanan ~eyin gec;erli olmas1na
engel olu~turmaz.
Bir kad1n kendisine denk olmayan birisi ile evlense kendi velilerine zarar Kadmm
vermi~ olur. Dolay1s1yla onlann, zaran ortadan kald1rmak ic;in itiraz haklan dogar. kendisine
denk
Nitekim ~uf'a hakk1na sahip olan kimseye, zarann1 ortadan kald1rmak ic;in sat1lan olmayan
~eyi ~uf'a yolu ile alma hakk1 tan1nm1~t1r. Aynca kocanin kad1na denk olmas1 bir erkekle
evlenmesi
(kefaet) ko~ulu, kadinin velilerinin hakk1 nedeniyledir. Kad1n onlann bu hakk1n1
du~urme yetkisine sahip degildir. Bununla birlikte denkligin olmamas1 nikah
akdinin asl1nin kad1n bak1m1ndan bulunmas1na engel degildir. T1pk1 iki ortaktan
birisi kole ile kitabet 27 akdi yapt1ginda diger ortag1n, kendi zarann1 ortadan
kald1rmak ic;in bu akdi feshetme yetkisine sahip olmas1 gibidir.
Hasen lbn Ziyad'1n rivayet ettigine gore Muhammed (rh a) ~byle demi~tir:

"Kad1n kendisine denk olmayan biri ile evlendiginde nikah hic;bir ~ekilde
gec;erli olmaz". Bu goru~ ihtiyata daha uygundur. <;:unku her veli olay1 hakime
gbtUrme imkan1na sahip degildir. Diger yandan her hakim adaletli

27
Kitabet/"<L::S:ll (Miikatebe I ~lS:..Ji) : Efendisi ile kolesi aras1nda bir bedel Ozerinden koleligin sona
erdirilmesi amaciyla yapilan akittir. Bu akit geregi ustlendigi bedeli odedigi anda kale hurriyetine
kavu~ur. Kole bu akdin geri;ekle~tigi andan itibaren tasarruf hurriyetine ve mal edinme hakk1na
sahip olur ve bu sayede kendi ad1na ~al1~1r, kitabet bedelini odeyince de azad olur. Boyle bir akit
yapan koleye "mukateb" bu anla~maya "mukatebe" veya "kitabet", uzerinde anla~1lan Ocrete de
"kitabet bedeli" denir.
20_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

davranmayabilir. Bu durumda en ihtiyatl1 olan, kad1n1n dengi olmayan bir erkekle


kendisini evlendirmesinin yolunu kapatmakt1r.
EbO Yusuf (rh a) da bu konu ile ilgili olarak ~unlan sbylemi~tir: "lhtiyatl1 olan,
velinin zarann1 ortadan kald1rmak ir;;in akdin onun onayina bagl1 olmas1d1r. Ancak
veli, koca denk olmad1g1ndan nikah1 feshetmek suretiyle kendi zarann1 ortadan
kald1rmak istediginde bu fesih ger;;erli olur. Koca denk olur da veli nikah1
feshederek kad1na zarar vermek isterse bu fesih ger;;erli olmaz. Bu durumda, akdi
onaylama konusunda hakim velinin yerini al1r. Nitekim veli kad1nin evlenmesine
engel oldugunda da hakim akdi yapma konusunda velinin yerini al1r".
Muhammed (rh a) ~byle demektedir: "lhtiyat1n gerr;;ekle~mesi ir;;in nikah
akdinin ger;;erli olmas1 velinin onayina bagl1 hale geldiginde, onay verme
durumunda nikah kuruldugu gibi, feshetme durumunda da fesh gerr;;ekle~ir. Veli
nikah1 feshettikten sonra art1k hakim akdi onaylayamaz. Ancak velinin evlenmeye
engel oldugu anla~il1rsa hakim nikah akdini yeniden ya par".
Muhammed (rh.a.) yine bu prensipten hareketle ~unlan sbylemi~tir: "Ka din
Kadmm velisi
olmakslZln
dengi olan biri ile evlenir ve daha sonra olay mahkemeye intikal etmeden e~lerden
yap1lan bir birisi olurse e~ler birbirine mirasr;;1 olur". Bu hukum EbO Hanlfe (rh.a.) ar;;1s1ndan
nikahta e~lerin
birbirine
zaten ar;;1kt1r. EbO Yusuf'un gbru~u ar;;1sindan bak1ld1g1nda da boyledir. c;:unku
miras~1 kad1nin kendisi hakk1ndaki tasarrufu ger;;erlidir. Nikah1n ask1da (mevkuf) say1lmas1
olmalan
velinin zaranni ortadan kald1rmak ir;;indir. Bu nedenle akit velinin feshetmesiyle
ger;;ersiz hale gelmi~ olmaz. Sbz konusu meselede ger;;erli olan nikah, alum ile sona
ermi~tir. Dolay1s1yla e~ler aras1nda miras hukumleri uygulanir. Muhammed (rh a )'e
gore ise e~ler birbirine mirasr;;1 olamazlar. c;:unku nikah1n asl1 ask1da bulunmakta
idi. Ask1da olan akitte ise miras hukumleri ger;;erli olmaz. Buna gore koca e~ine
z1har veya Ila (yakla~mama yemini) yapsa EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a )'a gore
bunlar ger;;erli olur, Muhammed (rh.a.)'e gore ise ger;;erli olmaz.

Kadmm emsal Kad1n, mehrini du~uk tutarak emsal mehrinden daha az1na evlenirse EbO
mehrinden Hanlfe (rh.a.)'ye gore veliler; ya mehir miktannin emsal mehre ula~t1rilmas1 ya da
daha
dii~iigiine e~lerin aynlmasin1 isteyerek itiraz hakk1na sahip olurlar. EbO Yusuf ve Muhammed
evlenmesi (rh.a )'e gore ise velilerin itiraz hakk1 yoktur. Ancak Muhammed (rh.a )'in gbru~u
kad1nin kendisini evlendirmesi hakk1nda gerr;;ekle~memektedir. "lkrah I zorlama"
konusunda belirttigi ~u durumda ise gerr;;ekle~mez. Kadin emsal mehirden daha
[5/14]
du~ugune kendisini evlendirmesi ir;;in velisini zorlasa, velisi de onu evlendirse,
zorlama ortadan kalkt1ktan sonra kadin bu evlilige raz1 olsa, veli ise raz1 olmaktan
kar;;1nsa EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore veli itiraz yetkisine sahip olamaz.
c;:unku mehir tamamen kadina ait bir hakt1r. c;:unku o, kadin1n kendisine ait olan
bir ~eyin (cinselliginden yararlanma) bedelidir. Nitekim mehri tahsil veya ibra etme
veya mehir uzerinde diledigi gibi tasarrufta bulunma hakk1 kad1na attir. Tamamen
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _21

kendisine ait olan bir hak konusunda kadinin tasarrufu ger;erlidir. Bu nedenle
velilerin itiraz hakk1 yoktur.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle demektedir:
"Kad1n emsal mehirden daha du~ugune evlenmekle velilerine zarar vermi~tir,
dolay1s1yla t1pk1 dengi olmayan birisi ile evlenmesi durumunda oldugu gibi burada
da itiraz hakk1na sahiptirler".
Bunu ~oyle ar;1klayabiliriz: Veliler kad1n1n mehrinin tam olmas1 ile ovunur,
eksik olmas1n1 ise utanilacak bir durum olarak gorurler. (unku genellikle zina eden
kad1nlar du~uk mehir al1rlar.
Bu konu ile ilgili olarak ~air ~unlan soylemi~tir: 28
Benim bir k1z1m olsa, Sar;1m1 tarayan ve bit ay1klayan,
Sekiz ya~tna u!a~ttgtnda onu Mervan veya Muaviye ile ev!endiririm
Durust damatt1rlar ve yuksek mehir verirler.

Kad1n emsal mehirden du~ugune evlendiginde veliler utan1lacak bir durumla


kar~1 kar~1ya kald1klan gibi o kad1n1n sulalesinden olan diger kad1nlar ir;in de zararl1
olur. (unku bundan sonra o kad1nlarla mehir belirlemeksizin evlenecek olan
erkekler, bu kad1n1n mehrine gore mehir vereceklerdir. Bundan anla~1lmaktad1r ki
bu durum diger kad1nlar ar;1s1ndan da zararli olmaktad1r. Sulalenin kad1nlann1
erkekleri koruyup himaye ettiginden itiraz hakk1 erkeklere aittir. Mehir tam olarak
belirlendikten sonra ise kad1n1n sulalesi, hakk1n1 elde etmi~ olmaktad1r. Bundan
sonra mehri alip almamak yaln1zca kad1na ait bir hakt1r; dilerse al1r dilerse kocas1n1
ibra eder. Mehrini al1p almama kad1na ait bir hak olmakla birlikte, nikah akdi
yapi11rken mehrin asl1n1n belirlenmesi dinin hakk1 olu~una benzer.
Koca e~i ile cinsel ili~kide bulunmadan once onu bo~arsa kadin belirlenen Cinsel
mehrin yans1n1 al1r. (unku cinsel birle~me olmadan bo~ama k1yasa gore mehri birle~me
olmadan
du~urur. (unku uzerine akit yap1lm1~ olan ~ey (kadinin cinselligi), hir;bir degi~iklige kocanm
ugramaks1zin kad1na geri donmu~tUr. Bu da bedelin (mehrin) du~mesinin karis1n1
bo~amas1
nedenidir. K1yas bunu gerektirmekle birlikte biz nass (ayet)la kad1na belirlenen durumunda
mehrin yaris1n1n verilmesi gerektigine hukmettik. Konu ile ilgili ayette ~byle odenecek
mehir
buyurulmu~tur:

~ p) LA .~~~·~) ~ pj jjj ,).~~ 0i ~ ~ .:,_a,_,~~~H.. 0µ 1

,. <0~ 2>):; 0i ~ Llj


d~ ~ ~ - 1: j,, ! .;
- Y'"'J .r)
i..:;W W i;i Lo .)..>
~~ j j ulj_;A ~ jj
s'~ j_,+:J ~~ .'.ib.i
22 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
"Kendilerine mehir tayin ederek ev/endiginiz kadmlan, temas etmeden
bo:?arsamz tayin ettiginiz mehrin yanst on/arm hakktdtr" (el-Bakara, 2/237). Bundan
fazlas1 gerekli olmaz.
Hakimin
Hakim e~leri cinsel birle~me (zifaf) olmadan ay1rsa kocanin bir ~ey odemesi
e~leri
ay1rmas1 gerekmez. COnkO bu ay1rma ile nikahin asl1 feshedilmi~ olmaktad1r, dolay1s1yla
durumunda
kad1na bir ~ey gerekmez.
iidenecek
olan mehir Kad1n, kendisini evlendirme i~ini bir erkege b1rak1r ve o erkek de kadin1 dengi
bir kimse ile evlendirirse, bu, kadinin kendi kendine evlenmesi gibi kabul edilir.
[S/15) Muhammed (rh a )'e gore kadin1n kendisinin evlenmesi ge<;:erli olmad1g1 gibi, bu da
ge<;:erli olmaz. EbO Hafs nushasinda fazladan ~u ifadeler yer almaktad1r:
"Muhammed (rh a) ~oyle demi~tir: Ancak kadinin velisi yak ise bu nikah ge<;:erli
Kadmm
kendisini olur". Bu, Reca lbn EbO Reca'nin Muhammed (rh a )'den rivayet ettigi bir gorO~tUr.
evlendirme 0 ~oyle demi~tir: "Muhammed (rh.a.)'e velisiz olarak yapilan nikah1 sordum, o "caiz
yetkisini bir
erkege olmaz" dedi. Ben "Kadin1n velisi yoksa" dedim, o "kendisini evlendirmesi i<;:in
vermesi hakime ba~vurur" dedi, ben "hakimin bulunmad1g1 bir bolgede bulunuyorsa"
dedim, o "Sufyan (r.a.)'in yapt1g1n1 yapar" dedi. Ben "Sufyan ne yapt1?" diye
sordum, o da "kendisini evlendirme i~ini bir erkege b1rakm1~t1r" dedi.
Muhammed (rh .a )'in velisiz k1yilan nikah konusunda daha sonra EbO
Hanlfe'nin goru~One dondugu dogrudur. "el-Camiu's-sagir" adl1 eserdeki
meseleler de bu goru~e dayand1nlm1~t1r.
Muhammed (rh.a) MebsOt'ta ~oyle demektedir: "Hakim veya veli nikah akdini
Velisiz olarak
k1y1lan nikahtan onaylamadan once koca, kadin1 O<;: kere bo~arsa bu, nikah1 reddetme anlam1na
so~r.a kocamn gelir". Bu Muhammed (rh a )'in goru~Odur. EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a )'a gore
e~m1
bo~amasinin ise 0<;: bo~ama ge<;:erli olur. Kadin ba~ka bir erkekle evlenmedik<;:e o ki~i ile
hiikmii
evlenemez. Muhammed (rh.a.)'e gore ise bo~ama ge<;:erli olmaz. (Onku bu, nikah1
reddetmekdir. Ancak kad1n ba~ka bir erkekle evlenmeden bu ki~inin o kad1nla
yeniden evlenmesi mehruhtur. Cunku alimler bu konuda goru~ aynllg1na
dO~mO~ler ve velisiz k1yilan nikah1n ge<;:erli olup olmad1g1 konusunda birbirinden
farkl1 rivayetler aktanlm1~t1r. Aynca ki~inin kendisine helal olan bir kadinla
evlenmemesi, kendisine helal olmayan bir kad1nla evlenmesinden daha hay1rl1d1r.
Bununla birlikte bu kimse soz konusu kadinla evlense Muhammed (rh a.)'e gore
hakim bunlan ay1rmaz. (Onku kocan1n bo~amas1 ge<;:erli olmam1~t1r.
Allah dogruyu en iyi bilir, donu~ de ancak O'nad1r.

NiKAH AKDiNDE VEKALET


Bir kimse, kendisine evlendirme yetkisi vermeyen ve mecliste
Fuzulinin
evlendirmesi
bulunmayan birisi adma, bir kadma evlenme teklifinde bulunsa, kadm da
onunla evlense veya kadmm nzasm1 alarak babas1 evlendirse, daha sonra
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _23

mecliste bulunmayan bu ki~i gelse veya haber kendisine ula~sa da bu


evliligi onaylasa; bu nikah biz Hanefilere gore caizdir.
$afiT ( rh.a.)'ye gore boyle bir nikah gec;ersizdir. $afiT (rh a )'in bu gbru~u onun
kabul ettigi "Sbzle~meler (akitler) ba~kasin1n onay1na bagl1 olamaz" kurahna
dayanir.
Bu kural, al1~-veri~ (bey') hukukuna ait, bilinen bir meseledir. Biz Hanefilere
gore; sbzle~meler (akitler), onaya bagl1 olabilirler. Her akit ki, akit yapabilecek
ehliyette olan bir kimse tarafindan bnceden izin verildiginde gec;erli oluyorsa, adina
akit yap1lan bu uc;uncu ~ahsin onayina bagl1 olarak da gec;erli olur. Sonradan onay
verdiginde bu, ba~lang1c;taki izni gibi kabul edilir.
$u bir gerc;ek ki, bu sbzle~meyi, ba~lang1c;ta onun izniyle yapsayd1 gec;erli idi.
Sonradan nzas1n1 bildirerek onaylamas1 da akdi gec;erli k1lar. c;:unku Akdin ruknu,
icab ve kabuldur. Bu da akdi yapan iki taraf1n hakk1d1r. (Mecliste bulunmayan
kimsenin ad1na akit yapan kimse) de bu akdi, akit yapmaya uygun bir mahalle
dayand1rm1~t1r (izafe etmi~tir). Bununla da akit tamam olur. Akit yap1lan yerde
bulunmayan bu ki~i, bbyle bir akdin gerc;ekle~mesiyle, hic;bir zarar gbrmez. Zaran,
ancak akdi kabullendigi zaman gbrebilir. Akdi kabullenmek de as1I akitten sonra
gerc;ekle~ir. Dolay1s1yla akit, kurulmu~ olma niteligini ahr. c;:unku akit, sbzle~me
yapan iki taraf1n hakk1d1r. Tamam olmas1 ve hukmunun ge~erliligi, gelebilecek
zaran bnlemek ic;in, kendi ad1na akit yapilan kimsenin onayina bagl1d1r.
)ayet, akit meclisinde bulunmayan ki~i, orada hazir olan ~ahs1, kendisine
yazd1g1 bir mektupla vekll tayin etse, o da buna dayanarak onu bir kad1nla Mektupla
evlendirmeye
evlendirse, bu akit ge~erli olur. vekalet
vermek.
Ayni ~ekilde, eger kad1na mektup yaz1p da evlenme teklifinde bulunsa, kadin
da bu ki~iyle evlense evlilik sahih olur.
Bu meselenin deli Ii, Rasulullah (s.a v) Neca~l'ye mektup yazarak Om mu Ha bi be [5/16]
(r.a.)'ye evlenme teklif etmi~tir. Neca~i, Om mu Ha bi be (r.a.)'yi Peygamber (s av) ile
nikahlam1~t1r. 0, sultanl1g1 geregi kendi diyannda bulunan Om mu Habibe (r a )'nin
velisiydi.
Rivayet edilir ki; Neca~i, Rasulullah (s.a.v.) kendisine yazmadan evvel Ommu
Habibe (r.a) ile evlendirmi~, Peygamber de gbnderdigi mektupla bu evliligi tasdik
etmi~ti.

Her iki rivayet de, nikah akdine, onay1n sonradan olabilecegi ve mektupla
evlilik teklifinin caiz olacag1 hususunda lehimize delildir. c;:unku uzaktaki kimseden
mektup, yak1ndakinin hitab1 gibidir. c;:unku mektup, harflerden ve bilinen
anlamlan bildiren ibarelerden meydana gelir. Oyle olunca huzurda olan bir
kimsenin konu~mas1 gibidir.
24 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Hasan b. Hayy (rh.a.): Nikah akdinin <;ok 6nemli olusu nedeniyle, mektupla
yap1lamaz, derdi.
Bu g6rus, yanl1st1r. <;unku Rasulullah (s.a.v.), Cenab-1 Allah'in :

~ .!l;J! J) \;Cf jy_jll ~t~"'


"Ey Rasul Rabbinden sana indirileni teblig et (hakkt duyur) ! " (el-Maide, 5/67)
emri ile "risalet" g6revini teblige memurdu. Bazen mektupla, bazen de diliyle bu
teblig g6revini yerine getirmistir. Nitekim, uzak yerlerdeki krallara mektuplar
yazm1s, onlan lslama davet etmistir. Bu tam bir tebligdir. Nikah akdinde de
mektup, hitap (kars1dakine lisanla s6yleme) yerindedir.
Ancak, bir kimse bir kad1na mektup yazarak teklifte bulunsa ve mektup
kad1na ulast1g1nda kad1n "kendimi bu kimseye nikahlad1m" dese, ama taniklar
bulunmazsa nikah akdi yap1lm1s olmaz. Nitekim haw olan kimse hakk1nda da
b6yledir. Rasulullah (s.a.v.) :

"Nikah akdi ancak tamk/arla olur. "29 buyurmustur.


$ayet bu kad1n, taniklann huzurunda "Kendimi bu kimseye nikahlad1m"
derse yine de nikah yap1lm1s olmaz. <;unku; taniklann her iki taraf1n s6zlerini
duymas1, nikahin caiz olmas1 i<;in kosuldur. Burada ise, erkegin s6zunu degil,
kad1n1n sozunu duymuslard1r.
Eger mektup kendisine ulast1g1nda, kad1n mektubu taniklara okur da "Filan
kimse bana mektup yazd1, evlenme teklif ediyor; tan1k olunuz ki ben de kendimi
bu sahsa nikahlad1m" derse, bu nikah sahih olur. <;unku taniklar, kad1n1n ya
mektubu okuyarak veya mektupta yaz1lan1 dile getirerek duyurmas1yla erkegin
evlenme talebiyle ilgili s6zunu isitmislerdir. Kad1n1n cevab1n1 da kendinden
isitmislerdir. <;unku kad1n, onlann huzurunda nikah s6zlesmesi i<;in ilk s6zu
s6ylemistir (icapta bulunmustur). Boylece nikah tamamlanm1st1r.
Bu, al1m-sat1m akdinin aksinedir. Kendisine mektup yaz1lan kisi bu mal1 "filan
Mektupla
ahm sat1m kimseye su kadara satt1m" dese, taniklann huzurunda olmasa veya taniklar
bulunsa ama mektubu onlara okumasa dahi, bu akit caizdir. <;unku al1m-sat1m
akdi tan1ks1z da ge<;erlidir. Nitekim kisi, akit meclisinde haw bulundugunda da
taniga ihtiya<; yoktur.
Ancak Muhammed, (rh.a.) "el-MebsOt" adl1 eserinde, al1s-veris konusunda
soyle der: Bir kimse digerine "$unu bana su fiyata sat" diye yazsa, o da "Satt1m"
dese al1s-veris tamam olur.

29
lbn Eba $eybe, Musannef, 111/455; Tirmiz1, Nikah 15; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/111; Zeyle1,
Nasbu'r-raye, 111/169.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2s

Baz1 alimler bu gor0?0 ele?tirerek ?Oyle demi?lerdir: "Al1?-veri? bu sozle,


mecliste hazir olan kimse hakkinda bile gerc;ekle?mez". (:OnkO bir kimse ba?kasina
"Koleni bana ~u fiyata sat" dese, o da "Satt1m" diye kar~il1k verse, bu akit, kar?I
taraf "Ben de satin ald1m" demedigi sOrece tamamlanm1? olmaz. (:OnkO, al1?-
veri?te mutlaka iki sozcOk bulunmali ve bunlann her ikisi de -di'li gec;mi? zaman
olmal1d1r. Nikah ise boyle degildir. Nikah akdi, biri -di'li gec;mi~, obOrO ise gelecek
zaman ifade eden iki sozcOkle gerc;ekle?ir.
$afil ve Muhammed (rh.a.) alim sat1m akdi ile nikah akdi arasinda fark
gormOyor, e?it kabul ediyorlar.
Alimlerimize gore ikisi aras1nda ?U fark vard1r: al1m-sat1m akdi, derhal ve Nikahm
hemen olu?ur. Bir kimsenin digerine "Bana sat" demesi adeten satin alma istegini kurulu~u ile
ahm sat1mm
bildiren bir tekliftir. Bundan sonra akdin rOkOnleri olan icab ve kabulOn bulunmas1 kurulu~u
gerekir. Nikah akdine gelince; once ragbet ve evlilik teklifi kar?1 tarafa duyurulur. arasmdaki
fark
Evliligin bu teklifin hemen ard1ndan olu?mas1na c;ok rastlanmaz. Bir kimsenin
"Benimle evlen" demesi, akdin iki taraf1ndan birisidir.
Fark1 ?U ?ekilde daha da ac;1klayabiliriz. Bir kimsenin, bir kadina "Kendini
benimle evlendir" demesi akdi ona b1rakmakt1r. Nikahta her iki taraf kendisini [5/17]
evlendirme i?ini bir ?ahsa havale etmi?se, akdi tamamlamak ic;in bu bir ki?inin sozO
gec;erlidir. Dolay1s1yla kad1n1n "Kendimi nikahlad1m" demesiyle akit tamam olur.
Al1?-veri?te ise, her iki taraf akdin kurulu?unu bir ki?iye b1raksa, o ki?inin her
iki taraf ad1na akdi tamamlamak ic;in soyleyecegi soz gec;erli degildir. Adam1n
"Sana satt1m" demesi akdin iki ?lkk1ndan birisidir. Akdin gec;erli olabilmesi ic;in,
ikinci ?lkk1n da buna ilave edilmesi gerekir.
Bu nu ogrendikten sonra diyebiliriz ki: Muhammed (rh a )'in buradaki murad1,
taniklann ko?ul olup olmamas1 ac;1s1ndan nikah akdiyle, ali~-veri~ akdi arasindaki
fark1 belirtmektir. Yoksa al1~-veri~ akdinin kendisiyle olu~acag1 soz degildir.
$oyle de diyebiliriz. Mecliste hazir olan bir kimsenin "Bana sat" sozO adeten
alma istegi bildirir. Arna hazir olmayan ve mektup yazarak "Bana sat" demesi
akdin iki parc;asindan birini olu~turur. lkinci parc;a da buna ilave edildigi zaman al1~­
veri~ tamamlanir.
Evlilik talebinde bulunan erkek, tan1klara mOhOrlO bir mektup getirerek "Bu
benim filan kad1na mektubumdur, buna tan1k olun" dese, Ebu HanTfe ve
Muhammed (rh.a.)'e gore bu, tan1klar mektubun ic;erisinde ne yazd1g1n1 bilmedigi
sOrece bununla nikah caiz degildir. Bu, ayni zamanda Ebu Yusuf (rh a.)'un ilk
gorO~OdOr. Sonra Ebu Yusuf (rh.a.) bu kanaatinden donmO~ ve "Nikah Caizdir,
mektupta yazilanlann ne oldugunu tan1klara bildirmek ko?ul degildir" demi~tir.
Bu gorO~ aynl1gin1n temeli, bir kadTnin (hakimin) bir ba?ka kadTya (hakime)
yazd1g1 mektup konusundaki gorO~ aynlig1d1r.
26_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Ebo Yusuf (rh a.)'a gore; Mektupta neler yaz1ld1g1ni bilmeseler bile, tan1klann
mektup ve mektupta bulunan muhur uzerine yapacaklan tanikl1k caizdir.
Ebo Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore caiz degildir. <:;:unku tan1kl1k yaplian
~ey mektubun ic;erisinde yazli1 olan ~eydir, mektubun kendisi degildir.

Ancak Ebo Yusuf (rh.a.) "istihsan" yolunu alm1~ "Mektup, tan1klann duymas1n1
istemedigi herhangi bir ko~ulu bunyesinde ta~1yor olabilir. Muhurlu olunca,
yap1labilecek ilave veya noksanliktan emin olur. Dolay1s1yla da bu mektup hakkinda
yap1lacak tanikl1k gec;erli olur" demi~tir.
Muhammed (rh a.), yine el-MebsOt'ta der ki: EbO Yusuf (rh a.) gore, mektup
ister muhurlenmi~ olsun, isterse olmas1n ona tanikl1k caizdir.
"Emall"de ise "Ebo Hanlfe ve Muhammed (rh.a)'e gore, ~ayet mektup
muhurlenmemi~ ise asla caiz degildir. EbO Yusuf (rh.a.)'a gore de, ancak tan1klar
mektupta ne yazlid1gin1 bilirlerse caizdir" demektedir.
Eger mektup muhurlu ise, o takdirde taniklara mektupta ne oldugunu
bildirmek ko~ul mudur? diye sorulursa, cevap ~udur: Bu konuda Ebo Yusuf
(rh.a.)'dan iki rivayet vard1r.
Nas1I nikah akdi mektupla kurulabiliyorsa, al1~-veri~ ve diger hukuki i~lemler
de, mektupla gerc;ekle~ir. Soylediklerimiz buna dahildir.

Erkek ve k1z lki tarafm da velisi olan veya iki tarafa da vekalet eden bir ki~i.
~ocugun tamklarm yanmda tek ba~ma akit yapabilir.
velisi bunlari
evlendirebilir Zufer (rh.a )'in goru~une gore; bu ki~i her ikisinin velisi ise caizdir, veklli ise caiz
mi?
degildir.
Zufer (rh.a ); nikah, t1pk1 al1~-veri~ akdi gibi her iki tarafin kar~1i1k ('1vaz) verdigi
bir akitdir. Dolay1s1yla al1m-sat1m gibi, iki taraf ad1na bir ki~i taraf1ndan yapliamaz,
der. Bu k1yast1r; nassa da uygundur. Nas, Rasulullah (s.a.v )'dan rivayet edilen ~u
hadis-i ~eriftir

J~
,
l:U.L! - ~1 - - -::..1~ c
- J f$JJ . -
- ' ~ kJ·t
• LL- ~ ..J · '- · - r~ I ~IS:;- u-
o~ 1<
"Dort kimsenin haz1r o!mad1g1 bir nikah, zinad1r. Bunlar: Nikah talep eden
erkek, kadmm velisi, iki adi! tanik. "30
$afil (rh.a.) de bu rivayetin benzerini delil alarak, bir ki~inin iki tarafa da vekll
olmas1 durumunda onun sozuyle akdin tamam olmayacag1n1 soyler. <:;:unku; iki
taraf1n bir ki~iyi vekll tayin etmesinde bir zorunluluk (zaruret) yoktur. Bir ki~inin iki
taraf1n velisi olmas1 ise boyle degildir. <:;:unku akdin yururluge girmesi ic;in velinin
[5/18] sozunun gec;erli olmas1nda zaruret vard1r. Burada en c;ok yapabilecegi,

30
Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra,
Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 27

taraftarlardan birisi ad1na, bir ~ahs1 vekll etmesi onun da kendi yerine gec;mesidir.
0, dinen iki taraf1nda da velisidir. Bizzat kendisi akit yapabilir.
Bu, baban1n, oglunun mal1n1, piyasa degeriyle kendine satmas1nin caiz oldugu
yonundeki Hanefi goru~unun bir benzeridir. Goru~unuze gore bu akit caizdir. Arna
ba~kas1na satmas1 caiz degildir.

Alimlerimizin bu konudaki delilleri ~u ayettir:

~ __;~I .j 1_,k-Z ~ k ~!J ,


"Eger (kendileri ile evlendiginiz taktirde) Yetimlerin hak/anna riayet Bir kimsenin,
velayeti
edememekten korkarsantz. .. " (en-Nisa, 4/3) ayet-i kerlmesidir. altmdaki k1z1
kendisine
"Buradaki, "yetimler hakkmda" ibaresinden maksat "yetimlerin evliligi
nikahlamas1
hakkinda" d1r.
Bu ayet, bir velinin, velisi bulundugu k1z1, kendisine nikahlayabilecegine
delildir.
Yine, Cenab-1 Allah'1n :

"Nikah/amak istediginiz yetim kadm/ar... " (en-Nisa, 4/127) ayet-i kerlmesi de,
velinin, velisi oldugu k1z1 kendine nikahlayabilecegine delildir.
Bir rivayette belirtildigine gore, Ali (r.a )'dan huzuruna getirilen ya~l1 bir adamla
beraberindeki bir k1z c;ocugu hakk1nda hukum vermesi istendi. 0 da "Bu k1z
c;ocugunun hikayesi nedir?" diye sordu. Adam "Bu amcamin k1z1; buluga erince
benden yuz c;evireceginden korktum ve onunla evlendim" dedi. Bunun uzerine Ali
(r.a.): "E~inin elinden tut ve git" buyurdu.
Bu konudaki akli delil de ~udur: Akit yapan ki~i. nikah konusunda elc;i, ve
birisi adina soz soyleyicidir. Bir insan, bir ki~i ad1na konu~ma yetkisine sahip
olabiliyorsa, iki ki~i ad1na da soz sahibi olabilir.
K1yasin deliline gelince, akdi yapan ki~i nikah akdini, iki e~e dayand1rmak
(izafe etmek), zorundad1r. Nikah akdiyle, al1~-veri~ akdinin aras1ndaki fark bu
noktada ac;1ga c;1k1yor. Al1~-veri~te, akit yapan bu akdi ba~kas1na dayand1rmak
zorunda degildir. Dolay1s1yla akdi yapan, bizzat akit yapand1r, ba~kas1n1n sozunu
dile getiren degildir.
Bu meselenin daha fazla ac;1ga kavu~turulmas1 ~oyle olabilir: al1m-sat1mda
akde bagl1 haklar ve sorumluluklar (hukuk), akdi yapana yoneliktir. Bir kimse iki
taraf ad1na bizzat akit yaparsa bu, hukumlerin yer yer c;eli~ki olu~turmasina neden
olur. (:unku hem bedel isteyen hem istenen, hem mal1 teslim eden hem teslim
alan, hem davac1 hem de daval1. .. olabilir. Nikah da ise, akitle ilgili hukuk, bizzat
akdi yapana yonelik degildir. Dolay1s1yla da hukumlerin c;eli~mesine neden olmaz.
28 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bunun ic;indir ki, baba, c;ocugunun mal1n1 kendisine satabilir. <:unku c;ocugu
uzerinde velayet hakk1 nedeniyle, c;ocuk yonunden, akdin hukuku onu baglar.
Nitekim c;ocuk bulug c;ag1na erdiginde, akitle ilgili husumet hakk1, babaya degil
c;ocuga aittir. Babanm mal1 ba'.;)ka birine satmas1 ise bunun aksinedir. <:unku
sonuc;ta hukumlerin c;eli'.;)mesine neden olmaz.
Meselenin izah1 ?Udur. al1m-sat1m akdi, ancak mala kar?I verilecek bedelin
(semenin) belirtilmesi ile gec;erli olur. Bir ki?i iki taraf adma da akdi ustlenirse,
semeni hem art1rmak isteyen hem de eksiltmek isteyen konumundad1r. Bu da caiz
olmaz. Nikah akdi ise, mehir belirlenmeden de gec;erli olur. lki taraf ad1na bu akdi,
bir ki?i de gerc;ekle?tirse anlat1lan sak1ncaya gotUrmez.
Buna dayanarak; lbni Sema'a, "Kitabet" bahsinde Muhammed (rh.a.)'den: Bir
kimsenin bizzat kendisi her iki taraf ad1na bu akdi yapamayacag1n1, c;unku bu
akdin ancak bedelin belirtilmesi ile caiz olabilecegini, rivayet eder.
Ancak kuvvetli rivayete (Zahiru'r-Rivaye) gore caizdir. <:unku "mukatebe"
akdinde, akitle ilgili hukuk, akdi bizzat yapani baglamaz. Aksine, nikahta oldugu
gibi as1I taraf1n nzas1n1 dile getiren bir kimse say1ilr.
Yukanda anilan hadls-i '.;)erifte onlar lehine delil yoktur. <:unku boyle bir
nikahta da anlam itibanyla dart ki?i haw olmu?tur. Eger iki ozellik bir ki?ide
toplanm1?sa, her bir ozellik kendi ba'.;)1na dikkate al1nacag1 ic;in, o manen iki ki?i
yerindedir.
Bir ki?i, iki taraftan sadece birinin velisi veya veklli olup, obur taraf adma da
ondan izinsiz akit yaparsa, (fuzull ise) yahut da iki taraftan hic;birinin velisi de, veklli
de olmay1p, fuzull olarak taniklar onunde iki taraf aras1nda nikah k1ysa ve bu haber
e'.;)lere ula'.;)t1g1nda akdi onaylarlarsa, bu akit Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e
gore caiz degildir.
Ebu Yusuf (rh.a.)'un ilk goru?Li de boyledir. Diger bir goru?Line gore ise,
caizdir.
Ayni '.;)ekilde, bir erkek, bir kadma hic;bir kimseyle evlilik talebi ula?t1rmadan,
taniklar onunde; "Tanik olun ben filan kad1nla evlendim" dese de bu haber kad1na
[S/19] vard1g1nda onaylasa; yahut da bir kad1n, bir erkege hic;bir kimseyle evlilik talebi
ula?t1rmadan: "Tan1k olun ben kendimi filan kimseye nikahlad1m" dese, bu haberi
de erkek duyunca onaylasa, bu meselede de bir onceki meseledeki goru? aynilklan
vard1r.
Vekll veya veli olmayan "Fuzull" birisi, ba?kas1 adma, uzakta olan kimse ic;in,
yap1lan icab1 kabul etse, bu akit as1I ?ahsm onay1na bagl1 olarak kurulmu?tur. 0
ki?i, onaylad1g1 zaman gec;erlilik kazan1r. Alimlerimizin bunda goru? birligi vard1r.
Ebu Yusuf (rh.a.): "Sonraki onay, ba?taki izin gibidir" der.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _29

Ba~tan ald1g1 izin dikkate al1narak bir ki~inin sozO, nikah konusunda tam bir
akit olabiliyorsa, akitten sonraki onayla da akit olur. Bu, mal kar~ll1g1 bo~ama veya
mal kar~1l1g1 koleye ozgOrlOgOnO vermeye k1yaslad1r. Bu sahada da bir ~ahs1n sozO,
izne dayal1 olarak tam bir akit olabiliyorsa, izin olmad1g1nda da, mecliste
bulunmayan ama ad1na akit yapllan ~ahs1n onayina bagl1 olarak akit olur.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a) ~oyle derler: Nikah 1vazl1 (kar~1l1kl1 bedel
verilen) bir akittir ve fesih ihtimali ta~1r. Dolay1s1yla boyle bir akitte, bir ki~inin sozO,
akdin yans1n1 olu~turur. Akdin yans1 da, akit meclisinin otesine bagl1 olarak
beklemez. Nitekim ali~-veri~ akti de boyledir. Bo~ama ve kale azad1 ise farkl1d1r.
Bunlar gerc;ekle~tikten sonra fesh ihtimali yoktur.
Daha net soylemek gerekirse ~oyle ifade edilebilir: Bir erkegin "Filan kad1ni
~unun kar~ll1ginda bo~ad1m ", veya bir kimsenin; "Filan kolemi ~u mal kar~11ig1nda
ozgOr klld1m", dese bu, kar~1 taraf1n kabulOne bagl1 bir sozlO tasarruf olur. Bu
kimselerin, bu akitleri bir ko~ula baglamalan gec;erlidir. Kendilerine ula~t1g1nda
onlar da kabul ederlerse, ko~ul yerine geldigi ic;in bo~ama veya azad gerc;ekle~mi~
olur. Nikahta ise, bir erkegin; "Filan kad1n1 nikahlad1m ", demesi ko~ula bagl1
olarak gerc;ekle~mez. (OnkO nikah, ko~ula bagli olmay1 kabul etmez. Boyle olunca
bu cOmle, akdin yans1n1 olu~turur.
Koca, kans1n1n oldugu bir yerde; "Seni ~u kadar mal kar~i11nda bo~ad1m"
dese, kadin da cevap vermeden meclisten kalk1p gitse, kocasin1n sozO gec;ersiz
olur. Boyle bir hadise bu c;erc;eveye girmez. Kad1n1n cevap vermeden kalk1p gitmesi
akdi iptal eder. Eger ko~ula bagl1 olarak kalacak olsayd1, kad1nin meclisi terk
etmesiyle gec;ersiz olmazd1. (OnkO ko~ula bagl1 olan meseleler aras1nda, ko~ulun
mecliste gerc;ekle~mesine bagl1 olanlar da vard1r. Bir kimsenin, kans1na; "Arzu
ediyorsan bo~sun" demi~se, kad1nin bo~ olmas1 bu arzunun mecliste belirtilmesine
bagl1d1r. Onceki mesele de bunun bir benzeridir.
Bir kimse iki taraf ad1na gorevli ise, bunun aksinedir. (OnkO burada soyledigi
sozler, adlanna konu~tugu ki~ilere intikal eder. Onun sozleri, onlann sozleri yerine
gec;er. Akit de manen iki kimseyle tamamlanm1~ olur.
Ozerinde durdugumuz konuda ise, sozleri ba~kasina intikal etmez. (OnkO
onlar taraf1ndan gorevlendirilmi~ degildir. SozO kendisini ileri gec;miyorsa, akdin
ancak yans1 olur.
Buna delil ~udur: Bir erkek, yaninda olan bir kad1na; "Seni nikahlad1m" dese,
bu akdin yans1 olur. Kadin cevap vermeden meclisten kalk1p giderse, akit art1k
kad1nin onay1na bagl1 olarak beklemez. Ayni ~ekilde, adam ayni sozleri kad1n
mecliste yokken soylemi~se, soyledigi soz akdin yans1 olur.
Eger nikah akdi, iki fuzOli aras1nda cereyan etse, birisi erkek adina teklifte Fuzulinin
evlendirmesi
bulunup, obOrO de kad1n ad1na kabul etse ve bu haber kad1na ve erkege
ula~t1g1nda onlar nza gosterip onaylarlarsa, boyle bir akit caiz olur.
30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

c;:unku; akit iki ki~i aras1nda cereyan etm1~t1r. Bu iki ki~i vekll olsalard1
sozleriyle akit, tam bir akit olacakt1. Ki~iler fuzOll olduklannda da, sozleri taraflann
onaylanna bagl1 olarak akit olur.
Mehri alma Nikah akdi yapan, ister ad1na akit yapt1g1 kimsenin velisi isterse veklli olsun,
hakk1
kad1n1n izni olmadan onun mehrini alamaz. c;:unku o, daha once de ac;1klad1g1m1z
gibi sadece ba~kas1 ad1na meseleyi dile getiren bir kimsedir. Akitle ilgili hukuktan
hic;biri onunla baglant1l1 degildir. Ozerine akit yapilan ~ey (ma'kudun aleyh)
kendisinden istenemedigi gibi bedeli de teslim alma yetkisi yoktur.
Erkegin veklli de, mehirden herhangi bir ~ey odemek zorunda degildir. Ayn1
[S/20]
~ekilde ma'kudun aleyhi alma hakk1na da sahip degildir. Ali (r.a) "Mehir, kadmla
yatma hakktm e/de edenin Qzerine du~er." diyerek buna i~aret etmi~tir.
Ancak baba, erginlik ya~1n1 doldurmu~ bir k1z1nin mehrini alabilir. Daha once
de belirttigimiz gibi bu "istihsan" yoluyla caizdir.
Evlilikte el~i Bir kimse, bir kadma elc;;i gondermi~se, bu elc;;inin ozgur veya kole,
gonderme
kuc;;uk veya buyuk olmas1 fark etmez.
c;:unku elc;ilik gorevi, gonderenin sozlerini, haber gonderilen kimseye
ula~t1rmakt1r. Bu insanlardan her biri de anla~il1r bir soz soyleyebilir. Dolay1s1yla elc;i
olabilirler. Nitekim, Suleyman (a.s.) Hudhud'u, mektubunu Belk1s'a ula~t1rmas1 ic;in
elc;i yapt1. Temyiz gucune sahip olan insan bu goreve elbette daha uygundur.
Elc;i haberi ula~t1rd1ginda kad1na; "Filan sen den kendisiyle evlenmeni istiyor"
der. Kad1n da; "Ben de evliligi kabul ettim" der, bu nu tan1kland1msa, erkek de bu
elc;iligi dogrularsa veya kadin dogrulugunu ispat ederse, bu evlilik caizdir. c;:unku
elc;i, kad1na kendisini gonderenin haberini ula~t1rm1~t1r. T1pk1 kendisi gelmi~ ve
tan1klar onunde kendi istedigini dile getirmi~ gibidir. Tan1klar kad1n1n buna
cevab1n1 duymu~lard1r. Akdin taraflannin sozlerinin duyulmas1yla nikah kurulmu~
olur.
Ancak adam, elc;i gonderdigini inkar eder, kadin da ispat edemezse, adamin
sozu gec;erlidir. Aralannda nikah yoktur. c;:unku, elc;ilik ispat olunamay1nca, kadina
bu haberi getiren "fuzOll"(yetkisiz) durumuna du~mu~tUr. Koca da yapt1g1na nza
gostermemi~, dolay1s1yla aralannda nikah olu~mam1~t1r.

El~inin Elc;i, kad1n1 kendisine mehir garantisi vererek (mehre kefil olarak) adama
mehre kefil nikahlar ve "Bana boyle emretti" der, erkek de bu nu ikrar eder veya kad1n kocanin
olmas1
o ~ahsa vekalet verdigini ispat ederse nikah akdi kocay1 baglay1c1d1r. Elc;inin
kefalete ehil olmas1na bir engel yoksa, kefalet kendisini baglar. c;:unku mehri
odemeye kefil olmu~tur. Kefil de yukumlulugunu yerine getirmekle mukelleftir.
Eger, erkek inkar ederse, ve vekalet verdigine dair bir delil de yoksa, onceden
de belirttigimiz nedenlerle aralannda nikah yok sayil1r. Bu durumda kad1n, elc;iden
mehrin yans1n1 allr. c;:unku o, adam1n kendisini nikah ic;in vekll ettigini ikrar
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _31

etmi~tir. Bu nikah caizdir, odeme de gerekli olmu~tur. Bir insanin kendi aleyhine
yapt1g1 ikrar gec;erlidir.
"Kitabu'l-Vekale"de ~oyle denilmektedir: Bu durumda elc;i, kefalet hukmu
geregi butUn mehri odemekle mukelleftir.
Denildi ki: Burada soyledigimiz, EbO Hanlfe (rh.a)'nin goru~udur. EbO YOsuf
(rh.a.) da once bu goru~u benimsiyordu. Kitabu'l-vekale'de soylenen ise EbO
YOsuf'un sonraki goru~udur. Muhamed (rh.a.) de bu goru~tedir. Bu farkl1 goru~ler
~u konudaki goru~ aynl1g1na dayanir:

EbO Hanlfe ve EbO YOsuf (rh.a )'un ilk goru~une gore hakimin hukmu, hem
d1~ta (zahiren) hem de ic;te (batinen) gec;erlidir. Burada cinsel ili~ki olmadan verdigi
aynl1k karan gec;erlidir. Bu durumda da mehrin yans1 kocadan du~ecegi ic;in
kefilden de du~er.
EbO YOsuf (rh.a.)'un sonraki goru~une gore - ki bu ayn1 zamanda Muhammed
(rh.a.)'in goru~udur- hakimin hukmu batinen gec;erli degildir. Dolay1s1yla mehrin
tamam1 kocaya gerekli olur. Kefil de ikran nedeniyle mehir kendisinden istenir.
Denildi ki; bu meselede iki rivayet vard1r. Kitabu'l-vekale'deki rivayetin delili
~oyledir. Koca nikah1 kokunden inkar etmektedir. Nikah1 kokten inkar, bir bo~ama
degildir. Dolay1s1yla kefilin zann1 nedeniyle mehirden hic;bir ~ey du~mez.
Buradaki rivayetin delili ise ~udur: Koca, mehrin kendisine gerekli oldugunu
inkar etmi~tir. Onun yapacag1 bir ~ey nedeniyle mehrin yans1ni da kendisinden
[5/21]
du~urme hakk1 vard1r. O halde du~urmeye imkan buldugunu du~urur. Kocadan
mehrin yans1 du~unce, zorunlu olarak kefilden de du~er. Bunun ic;indir ki, kefil
mehrin yans1n1 oder, ~eklindedir.
Eger elc;i; "Bana kefalet vermedi ama ben onu evlendiriyorum. Onun
verecegi mehre de kefilim" der ve akdi yaparsa, sonra koca akdi onaylarsa
akit caizdir. Mehir kocanm borcudur.
c;:unku, sonraki onay, ba~lang1c;taki izin yerindedir.
Koca, nikah1 onaylamaya yana~mazsa, elc;iye kefaletinden dolay1 hic;bir ~ey
gerekmez.
c;:unku; kocan1n nikah1 reddetmesiyle, astl neden (nikah) ortadan kalkar.
Haliyle hukmu de ortadan kalkar. Bu hukum mehrin gerekliligidir. Kocan1n
gerc;ekten beraati, kefilin de beraatini zarOri k1lar.
Bir kimse, bir elc;iyi, belirli bir kadma gondererek, miktanm tayin ettigi Kocanm
bir mehirle kendisiyle evlendirmesini istese, elc;i de mehri art1rarak belirledigi
mehri,
evlendirse, koca isterse bu evliligi onaylar, isterse reddeder.
el~inin
c;:unku elc;i, kendisine emredilene uygun olmayan bir ~ey yapm1~tir. Sanki art1rmas1.

vekaletsiz bir akit yapm1~t1r. Dolay1s1yla bu akit, erkegin onay1na bagl1 kal1r.
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Koca, bu yeni durumu bilmeden kad1nla gerdege girmi~se, yine de se<;im


hakk1na sahiptir. <::unku kadinla gerdege giri~i, vek'il olarak gonderdigi kimsenin
kendi emrine uydugu kanaatine dayanir. Vek'ilin yapt1g1 farkll ~eyle gerdege giri~i
raz1 oldugu anlam1na gelmez. Bir ~eye nza, onu bilmeden once ger<;ekle~emez.
Dolay1s1yla koca se<;im hakk1na sahiptir. Dilerse belirlenen mehir kar~il1g1 kadinla
evliligi devam ettirir. Dilerse kad1ndan aynl1r. 0 zaman tayin edilen ve emsalinin
mehrinden daha az olan1 verir. <::unku onaya bagl1 (mevkOf) bir nikah nedeniyle
kurulan cinsel ili~ki, fasid bir nikahla ili~ki yerindedir.
Nikah anlam1 ta~1d1g1 i<;in, olu~an ~uphe nedeniyle had du~er. Kararla~t1nlan
mehirden ve emsalinin mehrinden daha az1 kadina verilir. Nikaha veya cariye
olu~una dayanmayan bir cinsel ili~ki, ya ceza gorur ya da odemeyle kar~1l1k bulur.

Elc;i, kadmm mehrine kefil olmu~. koca bu kadmla gerdege girmemi~


olsa, elc;i (kadm ve taniklara); koca adaymm kendisine boyle emrettigini
soylese daha sonra koca, mehirdeki fazlahk nedeniyle nikah1 reddetse,
elc;i, konan mehrin yansm1 odemek zorundad1. <;i.inki.i "o bana boyle
emretti "diye kendi aleyhinde ikrda bulunmu~tur.
<::unku kocanin mehirdeki fazlalig1 inkan, akdi kokunden inkan
mesabesindedir. Nitekim bunu az once a<;1klad1k.
~ayet elc;i; "Ben mehre kefilim ve nikah akdini de seni baglay1c1 olrak
kesin yapanm" dese, koca istemedikc;e buna yetkisi yoktur.
<::unku akdi yaparken vek'il edenin emrine uygun yapmam1~t1r. 0 bir fuzOl'i
konumundad1r. Fuzul'i de ad1na akit yapt1g1 kimseyi nzas1 olmadan akdin hukmuyle
baglama yetkisine sahip degildir. <::unku mehirden fazlasin1 teberru olarak verse
bile, bunun once kocaya gerekli olmas1 gerekir. <::unku akitte belirlenen mehirdir.
Mehir de her durumda kocaya gerekir. Kocaya bu mehiri yuklemek mumkun
degildir. Kadin1n da mehirsiz nzas1 yoktur.

Nikaha vekil Bir kimse, bir ~ahs1, kendisini bir kadmla evlendirmesi ic;in vekil tayin
olanm, etse, o da o kadmla evlense ve mehre kefil olsa ve odese bu, caizdir. Vekil
yetkisi
olmadan odedigi mehri kocadan isteyemez.
mehri
<::unku ona emri olmadan kefil olmu~ ve odemi~tir. Nikah hususundaki
iidemesi
vekaleti, mehri ustlenmeye de vekalet vermesi anlam1na gelmez. Nikahta vek'il, el<;i
ve koca ad1na meseleyi dile getirendir. Akdin hukmunu ustlenen degildir. Nitekim
birisinin borcuna, onun emri olmadan kefil olan bir kimse, bu borcu odese,
odedigini bor<;ludan isteme hakk1 yoktur. <::unku teberru olarak kefil olmas1,
teberru olarak odemesi gibidir. Arna koca, vek'ile kefalet i<;in emir vermi~se, odeme
i<;in kefalet vermesinde oldugu gibi, vek'il kocaya donebilir.
[s12 21 Vekil, akdi taniklar oni.inde yapm1~sa, vekil tayin edili~i taniklar
oni.inde olmasa bile, bu akit caizdir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 33
<;:i..inki..i nikah i<;in vekll etmek nikah degildir. Taniklann bulunmas1, nikah
Nikah i~in
akdinin ko~ullanndand1r. Nikahta tan1k bulunmas1 ko~uldur. <;:i..inki..i bu akitle koca, vekalet
kad1na cinsel temas hakk1na sahip olur. Bunun onemini gostermek i<;in, sadece verilirken tamk
gerekmez.
nikahta tanik ko~ul k1linm1~t1r. Bu, vekll tayin etmede mevcut degildir. Cinsel
yararlanmaya da vekll tayin edilmekle sahip olunmaz. Nikahtaki vekll diger
akitlerdeki vekll gibidir.
Erkekle gerdege, evlendigi kadm degil de bir ba$kas1 sokulsa, o da Ki~inin,
kadmla ili$kide bulunsa, bu kadmm mehrini vermesi gerekir. yanh~hkla
kansmdan
<;:i..inki..i
"Hanim1n budur" diyen bir habercinin haberi i..izerine, nikah ba~ka bir
kadmla
~i..iphesiyle kad1na yakla~m1~t1r. Muamelat hukukunda tek ki~inin haberi delil
gerdege
olu~turur. Dolay1s1yla had cezas1n1 di..i~i..iren bir ~i..iphe olu~mu~tur. Had di..i~ti..igi..i girmesi
zaman, mehir gerekli olur. Kad1n iddet beklemek zorundad1r. Bu ili~kiden dolay1
<;ocuk olursa <;ocugun nesebi adamdan sabit olur. Kad1n, bu meseledeki iddeti
esnas1nda, diger iddet bekleyenlerin sak1nd1klan ~eylerden sakinmak zorunda
degildirler.
$ilphe ile
Ali (r.a.), nikah ~i..iphesiyle gerc;ekle~tirilen bir ili~ki hakk1nda, bunun bir benzeri kurulan
ile hi..ikmetmi~tir. ili~kiden
sonra
"Hidad", nikah nimetinin ortadan yitirili~ine olan i..izi..inti..iyi..i belli etmektir. Bu kadmm yas
anlam, ~i..ipheyle olan ili~kide yoktur. tutmas1
Chidad)
Bu iddet esnas1nda erkege kadin1n nafakas1 da gerekli degildir. <;:i..inki..i
nafaka, nikahla sabit olan mi..ilkiyet nedeniyle gerekli olur. Bu da, ~i..ipheyle olan
cinsel ili~kide yoktur. lddet esnasinda, nikah1n asl1na dayal1 olarak sabit olan bir $ilphe ile
nafaka kal1r. Bu durumda ise kad1n, zaten nafaka hak etmemi~tir ki iddet kurulan
ili~kiden
esnasinda da sabit kalsin. sonraki
Erkek, verecegi mehri, kad1n1 odas1na sokandan alamaz. <;:i..inki..i mehir iddette,
kadmm
kad1ndan ald1g1 ~eye kar~il1k gerekli olmu~tur. Bu ald1g1 ile zevke ula~an odur. nafakas1
Dolay1s1yla o zevkin bedelini ba~kas1ndan alamaz. Haberci, yalan haber verirken bir
~eye kefil olmam1~t1r. Bu akit, aldanma akitlerinden biri olmu~tur. Aldanan kimseye
de, aldatana donme hakk1 yoktur. Bu, t1pk1 birisinin yolun emniyetli olduguna dair
verdigi haber i..izerine o yoldan giden, sonunda da h1rs1zlar taraf1ndan soyulan
kimse gibidir.
Kendisiyle gerdege sokulan kadm, nikahland1g1 e$inin annesi olsa,
aralarmda evlilik akrabahg1 (s1hriyyet) dogdugu ic;in, e$i kendisine haram
olur.
Koca taraf1ndan olu~an bir nedenle, cinsel ili~ki olmadan aynld1klan ic;in,
kocanin mehrin yans1n1 vermesi gerekir. Daha once belirttigimiz gibi, verdigi mehri
hie; kimseden alamaz.
34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Erkekle, Eger zifafa sokulan kadm, evlendigi hanimm k1z1 ise, evlilik akdi
nikahland1g1
kadmm
yapt1g1 kadm, olu~an s1hriyyet nedeniyle kendisine haram olur. Bu
annesinin durumda gerdege girdigi k1zla evlenebilir.
zifafa
sokulmas1 c;:unku anneyle yap1lan salt nikah, uvey k1z1n1 kendine haram kilmaz. Arna
kendisiyle gerdege girdigi kad1n1n annesiyle evlenemez. c;:unku k1zla gerdege
girmek, anneyi ebediyyen haram k1lar. Bu, birinci meselede soylenenin aksinedir.
Orada ger;erli akit k1zla yap1ld1g1, cinsel ili~ki annesi ile kuruldugu ir;in o
kad1nlardan, hir;birisiyle evlenemez.
~ayet ili~ki kurulan kad1n, evlendigi kad1n1n k1z karde~i veya kan bag1 olan bir
akrabas1 olsa, bunlar iddetini bitirmedigi surece han1m1na yakla~amaz. c;:unku k1z
karde~ cinsel ili~ki nedniyle bu erkekten iddet beklemektedir. Eger kans1na
yakla~acak olsa, ayn1 zaman diliminde iki k1z karde~le ili~ki durumunda olur ki, bu
da caiz degildir.
Dogrulan en iyi bilen ~uphesiz ki Cenab-1 Allah't1r.

E~LERiN DENKLiGi
Nikahta denklik (kefaet) neseb (soy) ar;1s1ndan muteberdir. Ancak Sufyan Es-
Evlilikte
soyda Sevrl (rh.a) bu goru~te degildir. O; "Soy bak1m1ndan denklige itibar edilmez" der.
denkligi
kabul Sufyan Es-Sevrl (rh.a.)'nin, Arap as1ll1 oldug1 ir;in alr;ak gonulluluk gosterip Arap
etmeyenler olmayan Muslumanlan kendine denk gordugu soylenir.
ve delilleri.
EbQ Hanlfe (rh a.) Arap as1lli degildi . O da alr;ak gonulluluk gostermi~ ve
kendini Arap as1ll1 olanlara nesep ar;1s1ndan denk (kufUv) gormemi~tir.

[S/23] Sufyan (rh a.)'nin bu husustaki delili, Rasulullah (s av )'In ~u hadisidir:

~ ~~ IL ,, :.. ~i 1 Lo.11• 'i~.


L>__,......, : ~
-~ '~- • -~' u---
r:,r.
- c...s- 1 ;.~ '1 J::i.]~d1
. L>. t:..:.t5 L1 -
- . .J-" ·oi
(,J"

"/nsanlar, bir taragm di~leri gibi e~ittirler. Arabm Arap olmayana bir OstOn!OgO
yoktur. Ostan!Ok ancak takva iledir, "31 hadis-i ~erifidir.
Bu hadis-i ~erifi, ~u ayet-i kerlme te'yld etmektedir :

~ f51Zr~I~ ~}t ~l t
"Muhakkak ki Allah katmda en degerli olanm1z, O'ndan en r;ok
korkanm1zd1r. " (el-Hucurat, 49/13)
Yine, Efendimiz (s av.):

~ !i s-WJ.l Ji.,-~\ ~- !<:t<-


-r ~ · i ~ r-
31
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/411; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, 111/266; Ali el-Muttaki, Kenzu'/-
ummal, IX/66.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ 35

"Hepiniz Adem 'in r;ocuklansm1z. Sizden her biriniz bir 6/r;egi do/durmaya
yakla~m1~ ama dolduramam1~s1mzd1r. (birbirinize r;ok yakmsm1z) "32 buyurmu~tur.
Ayni ~ekilde Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

~~lj ~lj ~ ~ ~~ '-j ~~ 0~ dOI


"fnsanlar, yuz deveden olu~an bir suru gibidir. lr;lerinde bir binek bulmakta
zorlanabilirsin. "33
Bu naslar, e~itlige delildir.
$0phesiz, ustUnluk amel iledir. RasOlullah (sa v.) buyurdular ki:
~ ....,, ; ., !l :.\..;. ...•; ~i. .:..r
:,
. ·:(£'-!. I

"Ame/Jeri kendisini yava~/atan bir kimseyi, soyu h1zland1ramaz. "34


EbO Tayyibe (r.a), Beyada Ogullarindan bir kad1n1 istedi. Velileri, kad1n1 onunla
evlendirmeye yana~may1nca, ResOlullah (s.a v ):
L1-<· • < ~Ll.J ~.)
.r J r. " : I.)"ti.ii .r.:- : c-: ~)-~~~I• G1
.."11 ~. G. ....r"" .•
d. I.r;, ~.)..
"EbO Tayyibe'yi evlendirin. Bunu yapmayacak olursamz, yer yuzunde buyuk
fitne ve fesat olur" buyurdular, Onlar da; "Evet, izzet ikramla" diye cevap
verdiler" 35 .
Bilal (r a), Arap bir kabileden k1z isteyeceginde RasOlullah (s av) ona;

~y)J ~t f5_;;~ r-Lj ~:.iii~ ;u1 J~j 01 ~ jj


36
"Onlara, RasO/ullah (s.a.v), beni evlendirmenizi emrediyor de, · buyurdu.
Yine Selman (r.a.), Omer (r.a )'in k1z1n1 istemi~. o da vermeye niyet etmi~ti.
Ancak, sonra bu gerc;ekle~medi.
Bu konuda biz Hanefilerin delilleri; RasOlullah (s.a.v.)'in ~u hadisleridir:
~ .J1~1_, M ilJ ~ ~~i ~..;., )1_,. ~~A :w-1 ~.fa-)
I!. i!. • ,_"!·I il.6J . . • .
.
If' f. !f'J ~
.

32
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/158; Taberan1, el-Mu'cemu'f-kebir, XVll/295; Heysem1, Mecmau'z-
zevaid, Vlll/163; Ali el-Muttak1, Kenzu'f-ummal. 1/454.
33
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11n; Muslim, Fedailu's-sahabe 60; lbn Mace, Fiten 16; Tirmiz1, Emsal 7.
34
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/252; lbn Mace, lftitahu'l-Kitab 17; EbO DavOd, llim 1; Tirmiz1, K1raat
10.
35
lbn Mace, Nikah 46; Tirmiz1, Nikah 3; Hakim. Mustedrek, 111179; Beyhaki, es-Sunenu'l-kabra. Vll/82.
36
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/58; Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir, V/59; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/470.
36_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"Kurey~liler birbirinin dengidir. Her sU/ale, diger su/aleye denktir. Araplar


birbirinin dengidir. Her kabile, diger kabileye denktir. Arap olmayanlar da
birbirlerinin dengidir. Adam adama denktir. "37
Cabir (r.a.)'1n rivayet ettigi bir hadis-i ?erifte, Rasulullah (s.a.v.) :
,,. 0 .~ 0 ., ~ 0 ~ "' ... ~

~LlS~ll ~ ~ ! ~jj. ~j , ~l:!J~I ~) ~L~ll CJ) ~ ~I

"Dikkat ediniz! Kadmlan ancak velileri ev/endirsinler. On/an da ancak


denk/eriy/e ev/endirsin/er, "38 buyurmU?tUr.
Denklik, araplar aras1nda sava?ta bile ragbet edilen bir husus olarak devam
edegelmi?tir. Bunun izah1 sadedinde, Bedir harbinde ikili d6VLI? i~in meydana ~1kan
LI~ ki?inin olay1n1 anabiliriz. Bunlar: Utbe, ~eybe ve Velld'dir. Onlara kar?I Ensardan
LI~ gen~ ~1k1nca: "Soyunuzu (nesebinizi) bildiriniz, dediler, onlar da bildirince;
"~erefli bir kabilenin ~ocuklar1. Arna biz Kurey?'ten denklerimizi istiyoruz" dediler.
Gen~ler dondLiler ve Peygamber Efendimize (s.a.v.) bu istegi haber verdiler.
Efendimiz (s.a v.); "Dogru s6y/Uyorlar" buyurdu. Hamza, Ali ve Ubeyde b. Haris
(ra.)'in, onlara kar?1 ~1kmalann1 emretti. Sava~ta, denklik isteklerini reddetmeyip,
yad1rgamay1nca bu nikahta hi~ yad1rganmaz.
~LinkLI nikah omLirlLik bir akittir. Hayat arkada~ilg1, kayna?ma, sevgi ve sayg1,
akrabailklar kurma ... gibi gayeler ve hedefler ta~1r. Bu da ancak denk ki?iler
aras1nda ger~ekle?ir. Kad1n Lizerinde akidle kurulan sahiplik asilnda, bir nevi
mertebe yitigidir. Peygamber (s.a v ):

~f 8 .:;.t rsl>-t ;la~u J~ t~'


"Nikah bir nevi k6/eliktir. Sizden birisi ktz evladmt (kerimesini) nereye
verdigine iyi baksm, "39 buyurarak buna i~aret etmi~tir.
lnsanin kendisini zillete dLI~Lirmesi haramd1r. Efendimiz (s.a.v.):
o,. '" 0; •
v-:l
0 ""

~ J~ l.ll 0~
"Mu'min kendini zillete du~uremez, ,,4o buyurmu~tur.
Zillet ifade eden ~eylerden ancak zorunlu olanlara cevaz verilmi~tir. Bir kad1n1n
kendine denk olmayan bir erkegin e~i olmas1, a~in zillettir. Bu a?1nilkta da
zorunlutuk yoktur. Bunun i~in, denklik muteberdir.

37
Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, Vll/134; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/190; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/504.
38
Taberan1, el-Mu'cemO'l-evsat, 1/6; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/133.
39
Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/82; Sa\d b. Mansur, SOnen, 1/191.
40
Ebo Ya'la, MOsned, 11/536; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vll/536.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 37

Kar~1 gorO~tekilerin rivayet ettikleri naslarda kastedilen, ahirete ait


hOkOmlerdir. Biz de bunu kabul ediyor; "Ahirette OstOnlOk takva iledir" diyoruz.
Son hadlsin yorumuna gelince; bu, alc;ak gonOllO olmaya ve ille de denklik
olacak diye 1srar etmemeye te~vikten ibarettir. Denkligin kesin baglay1c1 oldugunu [5/24]
bildirmek degildir. Biz de bunu soylOyor ve diyoruz ki; nza durumunda, denk
olmayan ile yap1lacak akit caizdir.
Kerhl (rh.a.)'nin ~oyle dedigi anlatll1r. "Bana gore dogru olan, aslen nikahta
Evlilikte
denkligin hie; dikkate al1nmamas1d1r. ~OnkO nikahtan daha onemli bir ~eyde denkligi
denklik aranm1yor. Bu ~ey kan dokme ve cezas1d1r. Eger kanda aranm1yorsa, gerekli
gormeyenler
nikahta aranmamas1 daha onceliklidir.
Ancak bu gorO~ dogru degildir. Kan dokOlmesi durumunda, dinde de denklik
aranmaz. Nitekim MOslOman, kafir kar~1l1g1nda k1sas olarak oldOrOIOr. Bu, nikahta
denklige itibar edilmeyecegine delil de olu~turmaz.
Bunu ogrendikten sonra ~unu diyebiliriz : Denklik be~ ~eyde aranir: Denklikte
dikkate
1- Neseb, (soy).
aIman
Peygamber (s.a.v.)'in buyurduguna gore, Kurey~liler birbirine denktir. Arna yonler

kendi aralannda neseb yonOnden biribirlerinden OstOndOrler. Onlann en OstOnleri


Ha~im Ogullan'd1r. Bu OstOnlOklere ragmen, denk say1lm1~lard1r. Nitekim,
Rasulullah (s.a v.), Ay~e (r a) ile evlenmi~tir. Ay~e (r a), Teymlye aslllid1r. Hafsa (r a.) ile
evlenmi~tir. 0 da Adevlye as1ll1d1r. K1zin1, Osman (r.a )'la evlendirmi~tir. 0 da
Ab~emlye aslll1d1r. Bunlardan anl1yoruz ki Kurey~in bu kollan gibi, digerleri de
birbirine denk say1l1r.
Muhammed (rha)'in; "Ancak, hallfenin ailesindan olmas1 gibi me~hur bir
neseb olursa durum farkl1d1r. Digerleri onlara denk say1lmaz, dedigi rivayet
edilmi~tir. Sanki o bunu, hilafet makam1n1 yOceltmek, dogabilecek fitneyi onlemek
ic;in soylemi~tir. Denkligin asl1n1 ve Araplann birbirine denk (kOfOv) olduklanni yok
saymak ic;in degil. Araplann fazileti, Rasulullah (s.a.v.)'1n onlardan olmas1, Kur'an'1n
onlann diliyle inmesi nedeniyledir .

.J\..o..,~\
- -~ 0-'.! ;
: ~y;j1 ~
.
"Araplan sevmek 'imandand1r. "41 buyurmu~tur.
Bir ba~ka hadis-i ~erifte ResOIOllah (s av), Selman (r.a.)'a;
. ·...~ '1
~

41
Hakim, Mustedrek, IV/97; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, X/25; Ali el-MOttak1, Kenzu'/-ummal, Xl/825;
Acl0n1, KesfU'/-hafa, 11/87.
38 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Araba "Bana buguz etme" buyurmu~tu. Selman (r.a) ~a~k1nl1k ic;inde; "Sana nas1I
bugzetmek
bugzederim? Allah beni hidayete seninle erdirdi" deyince;
, }• • o!~ ~ ,. ::_ ;! '· • o!
~-r'~

"Araba bugzedersin, bana bugzetmi~ olursun " 42 diye cevap verdiler.


Diger arap kabileleri Kurey~·e, Arap olmayanlar da Araba denk olmaz.
Arap
olmayanlarm Peygamber (s.a.v.):
denkligi
.:.! -I
.... ;
~LQ5'1
)
•, . .. II ~~ II
.,
~ ~~.r-'

"Arap olmayan halk birbirinin dengidir, "43 buyurmu~tur. Cunku Arap


olmayanlar soy kutuklerini yitirmi~lerdir. Onlann aralannda birbirlerine kar~1
ovunme soyla degil, dinledir. Nitekim Sahabllerden bir gurup, nesebleriyle
ovunurken s1ra Selman (ra)'a geldiginde "Selman kimin oglu?" dediler. 0 da,
"Selman, lslam1n oglu" diye cevap verdi. Selman (r.a.)'n1n sbzu, Omer (r.a.)'e
ula~1nca goz ya~lann1 tutamad1. "Omer de lslam1n ogludur" dedi.

Dindeki Arap asill1 olmayan birisinin babas1 ve dedesi Musluman ise, o pe~pe~e on
denklikte atas1 Musluman olan kimseye denktir. Cunku neseb, baba ve dedeye intisapla
baba ve
dedenin tamamlanm1~ olur. Kimin ki baba ve dedesi Muslumand1r, onun islamda sahih bir
durumu nesebi vard1r. Sadece kendisi Musluman olan bir kimse, Musluman babas1 olan
birine denk sayilmaz. Babas1 Musluman olan bir kimse de, babas1 ve dedesi
Musluman olan birisine denk kabul edilmez. Cunku bu kimse nesebini belirtmek
ic;in, kafir olan dedesini anmak zorundad1r. Bu da yasaklanm1~t1r. Cunku rivayet
edildi ki; bir kimse cahiliye donemdeki dokuz atas1ni ardarda say1nca,
Efendimiz (s.a.v) onun ic;in;

~81 ..) ~;.;~ ~


"Oda ate~te, on/arm onuncusudur" buyurmu~tur.
44

Ancak bu, o ~ahs1n bunu kendini tan1tmak ic;in degil, boburlenmek ic;in
Ozgiirliik soyledigi zaman boyledir.
yoniinden
denklik 2 -Ozgurluk (hurriyet)te denklik.
Bir kale, aslen ozgur olan bir kadina denk degildir. Ayn1 ~ekilde, koleyken
azad edilmi~ (bzgurluge kavu~turulmu~) birisi de, aslen bzgur olan bir kad1na denk
[S/25]

42
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/440; Tirmiz1, Menak1b 69; Hakim, Mustedrek, IV/96; Taberan1, el-
Mu'cemu'l-kebir, Vl/238.
43
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/134; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/190; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/504.
44
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/134; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, 1/141; Heysem1, Mecmau'z-
zevaid, Vlll/162.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 39

degildir. Babas1 azadl1 kale olan birisi de, babas1 ve dedesi ozgur olan bir kad1nin
dengi degildir. (:unku kolelik, kufUr izlerinden bir izdir. Bunda da zillet anlam1
vard1r. Daha once bahsettigimiz ac;1dan bakinca bu da dinin asl1 mesabesindedir.
Ebu Yusuf (rh.a.)'un: "Sadece kendisi Musluman olan veya ozgur olmu~ bir
erkek, kad1n1n nesepteki ustLinlugune kar~il1k gelecek guzel hasletler elde etmi~se
ona denk say1l1r" dedigi nakledilmi~tir.
3 - Mal ac;1sindan denklik.
Bir kad1n1n mehrine ve nafakasina gucu yetmeyen bir kimse, o kad1na denk
degildir. (:unku mehir, kadin1n kendisinden cinsel yararlanmay1 sunmas1n1n Mal
yoniinden
kar~1l1g1d1r. Nafakayla da ihtiyac;lanni saglar. Kadinin bunlara olan ihtiyac1 kocan1n denklik
soyuna olan ihtiyac1ndan daha fazlad1r. Kocan1n soyunun du~uklugu ile denklik
yok oluyorsa, mehir ve nafakadan acizligiyle bncelikle yok olur.
Ebu Yusuf (rh a )'dan bir rivayette, ~byle dedigi nakledilir: "Kad1n1n muaccel
(pe~in) mehrini vermeye erkegin gucu yetiyor ve kazanarak gunu gunune
nafakas1n1 saglayabiliyorsa, kad1na denk say1l1r".
Bir kimsenin mehre ve nafakaya gucu yetiyorsa, kad1n c;ok fazla mal-mi.llk
sahibi olsa bile ona denk kabul edilir. lmamlardan sonra gelen alimlerden
(muteahhirln) bir k1sm1, Ay~e (r a )'nin;
,~'-=!"
- ~ r :~i 111 . .:..J"
. J} ,':'::!'"
. .~ Jw111...::.~r
- - J­
"Mal sahibini heybet!i, ma!dan yoksun o!am da boynu bukuk ve hor durumda
gordum, "45 hadisine dayanarak denklikte mal c;okluguna itibar ediyorlar. Ay~e (r a),
"Dunya du~kununun hasebi (soyu) mald1r." demi~tir.
Dogru olan mal c;okluguna itibar edilmemesidir. (:unku mal-mulk c;oklugu
asl1nda yerilmi~tir. Rasulullah (s.a.v):
. .. .. .,. .. .. ~ .. .. ,, ...
-- ; Ju CJ"
liliJ" lili : .J\.4.J ~ - )I I .J ,. ~ I ..!lli
• J_r,

"Ma! c;ogaltanlar he/ak o!du. Ancak, ma/Jyla ;u ;uraya ;u buraya ... diyen!er
haric;. "46 sbzuyle tasadduk etmeyi kastetti.
4 - Sanatlarda denklik.
Ebu Hanlfe (ra )'den buna asla itibar edilemeyecegi rivayet edilmi~tir. Ebu
Sanatta
Yusuf (rh a )'dan rivayet edilen ise, itibar edilecegidir. Ona gore deri tabaklay1c1s1, denklik
kan al1c1 kimseler, el dokumac1, supurgeci .. , kuma~c;1 ve attarlann k1z1na denk
kabul edilmezler.

45
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/1 O; lbn Mace, Zuhd 24; Hakim, Mustedrek, 11/177.
46
Abdurrezzak, Musannef, Xl/283; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/428; lbn Mace, Zuhd 8; Ali el-
Muttak1, Kenzu'l-ummal, Vl/558.
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Sanki EbO Yusuf (rh a), bu konuda orf ve adetlere itibar etmi~tir
Bir hadis-i ~erifte de Rasulullah (s av)

r~lj .i1~l>jl ~l a~1 .;oi


47
"/nsanlar denktir, dokumac1/ar ve kan a/1CJ!ar hark;, " buyurmu~tur.
EbO HanTfe (rh.a.); "Bu had is ~azd1r. lnsanlar arasinda yayg1n ha Ide olan bir
meselede delil olarak kullan1lamaz" demi?tir. Aynca, belli bir san'at sahibi olmak
zaruri bir ~ey degildir. Ki?i bazen c;ok guzel bir meslege girer. Bazen de dl.i?l.ik bir
san'atla ugra~abilir. Nesep ise boyle degildir. 0 her zaman vard1r ve ki~iden
ayrllmaz. Yoksullugun verdigi eziklik duygusu da boyledir. 0 da insandan aynlmaz.
5 -Haseb (toplum ic;erisinde edinilen itibar ve ~eref) ac;1s1ndan denklik.
Buna itibar edilecegi Muhammed (rh a )'den rivayet edilmektedir. 0, ~oyle der:
Ahlak "~erefe itibar edilir. Oyle ki sarho~ olup sokaga c;1kan, c;ocuklann alay konusu olan
yoniinden
denklik birisi, ~erefli, aile ocaginda yeti~mi~ saliha bir kadina denk olamaz. Ayni ?ekilde
zalimlere destekci olup insanlarin gozunde deger yitirilmesine ugrayanlar, ~erefli
ailelerden olan saliha bir han1ma denk say1lmazlar. Ancak boyle birisi heybetli ve
insanlann sayg1 duydugu birisi ise mustesna."
EbO Yusuf (rh a )'dan "ic;ki ic;en, bu nu gizliyor, sokaga sarho~ c;1km1yorsa saliha
kad1na denk say1l1r. Eger aleni ic;iyorsa ~erefli bir aileye mensup saliha bir kadina
denk sayllamaz" demi~tir.
EbO HanTfe (rh a.)' den bu konuda hic;bir rivayet nakledilmemi~tir. Dogru olan
ona gore boyle bir denklige itibar edilmeyecegidir. Cunku bu devamll degildir,
terki de mumkundur.
[S/26] Bir kadm, kendisine denk olmayan birisiyle evlenirse, velilerinin bu
evliligi bozma hakk1 vard1r.
Bir kad1n1n Cunku kadin boyle bir evlilikle, velilerine, denk olmayan birisini akraba ederek
dengi
olmayan
ar getirmi~tir. Onlar da bu an kendilerinden uzakla~t1rmak ic;in dava ac;ma hakk1na
birisiyle sahiptirler. Bu nedenle gerc;ekle~tirilecek ayril1k, ancak hakim karariyla olur. Cl.inku
evlenmesi
bu, noksanl1k nedeniyle akdi fesihtir. Al1m-sat1m akdinde, mal1 teslim ald1ktan
sonra gorulen bir kusur (ay1p) nedeniyle geri vermeye k1yas edilmi~tir. 0 da ancak
bir hakimin hukmuyle sabit olur. Ve c;unku bu mesele alimler aras1nda ihtilaf11d1r.
Her bir taraf1n kendisi ic;in huccet alacag1 deliller vard1r. Dolay1s1yla e~lerin aralarini
ay1rmak ancak hakimin hukmuyle olur.
Hakim, ayril1ga hukmetmedigi surece; aralarinda bo~anma, z1har, Tia' ve
Hakim in
evlilige mirasla ilgili hukuk kurallari gec;erlidir. Cl.inku kuvvetli rivayete gore nikah asl1nda
son
vermesi
47
Beyhaki, es-Siinenii'/-kObra, Vll/134; Zeylei, Nasbu 'r-raye, 1111190; Ali el-MOttaki, Kenzii'/-ummal,
XVl/367.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _41

gec;erli olarak yapllm1~t1r. Akdin gec;erli olarak tamamlanmas1nda, veliler ic;in bir
zarar yoktur. Zarar, akdin baglay1cil1g1nda (luzumunda)d1r. Boyle olunca, sahih bir
akdin butlin hukumleri onun ic;in de gec;erlidir.
Hakim aynl1ga hukmedince, bu bo~anma degildir. Nikah1n asl1n1 kald1rmad1r
(fesihtir). Bo~ama ise, nikahta bir tasarruftur. Bize gore, nikahin asl1n1 fesih olan,
onda tasarruf degildir. ~unku bo~ama hakk1 kocaya aittir. Hakim ne zaman koca
ad1na aralanni ayinrsa o zaman bo~ama olur. Buradaki aynl1k da koca ad1na
yapllm1~ degildir.

Bu aynl1k bo~ama say1lmayinca, eger cinsel birle~im olmam1~sa kadin erkekten


mehir alamaz. Cinsel birle~me olmu~sa veya kapal1 bir odada yalniz ba~lanna
kalm1~larsa (halvet olmu~sa), o zaman kad1n anla~1lan mehri alabilir ve iddet bekler.
~unku nikah1n asl1 gec;erlidir. Belirlenen mehir de, ya cinsel temas ya da kapal1
yerde yaln1z kalmak (halvet) suretiyle kadinin kendini teslim etmesiyle kesinlik
kazanir.
Anla~t1klan bedeli bdedigi takdirde bzgur olacag1na dair efendisiyle anla~an
(mukateb) veya efendisi taraf1ndan vefattan sonra bzgur olacag1 vaad edilen
(mudebber) kbleler, diger kbleler gibidirler. Ozgur bir kad1na denk say1lmazlar.
~unku kblelik onlarda devam etmektedir. Peygamber (s av), bedelini bdediginde
ozgurlugunu kazanacag1na dair sahibiyle anla~an "mukateb" kale hakk1nda;

~·.)~
\' ) , ,.
-.zt.oh
'-"-~ .

"Odemedigi bir dirhem kald1g1 surece ko/edir, "48 buyurmu~tur.


Kad1n dengi olmayan birisiyle evlenmi~, velilerden birisi de buna riza Dengi olmayan
birisiyle
gbstermi~se bu evlilik caizdir. Velayette onun dengi olan veya ondan daha alt evlenen kadma
seviyede olan ba~ka bir veli bu akdi bozamaz. Ancak bu veli onay veren veliden velilerden
birinin raz1
daha yakinsa mustesna. Onun bu evliligi bozmak ic;in dava hakk1 vard1r. olup digerinin
olmamas1
Hi~am (rh.a.)'1n Nevadir'inde and1g1na gore EbO Yusuf (rh a.) der ki; "Velilerden
birisi, denk olmayan kocaya nza gbsterirse, velayette ona denk olan diger velinin
nza gbstermeme hakk1 vard1r. Bu ayni zamanda Zufer ve $afil (rh.a.)'nin goru~udur.
Eger raz1 olan veli, evliligi gerc;ekle~tirmi~se hukum yine boyledir. $afil (rh a) ile
olan ihtilaf bu noktada ortaya c;1k1yor.
Onlann goru~lerinin delili ~oyledir: Denkligi isteme hakk1 butlin velilerindir.
Onlardan birisi raz1 olmu~sa kendi hakk1n1 da ba~kasinin hakk1n1 da du~urmu~tlir.
Kendi hakk1n1 du~urmesi gec;erlidir. Arna ba~kas1nin hakk1n1 du~uremez Bu,
mu~terek alacakta, alacaklllardan birisinin borc;luyu ibra etmesi gibidir. Veya iki
ki~inin bir adamdan rehin al1p, onlardan birisinin rehni geri vermesi, ~uf'a hakk1

48
Abdurrezzak, Musannef, Vlll/405; Tirmizi, BuyO' 35; benzer rivayetler i~in bkz. Muvatta, Mukateb 1-
2, Eba DavOd, ltk 1.
4Z_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

olan iki ki~iden birisinin hakkindan vazge~mesi k1sas hakk1 olan iki veliden birisinin
kar~1 taraf1 affetmesi gibidir. Bu i~lemler, kendi hakk1nda ge~erlidir ama diger hak
sahiplerini baglamaz. Ayn1 ~ekilde bir kimse, birka~ ~ocugu olan bir anneyi zina ile
itham etse de bunu ispat edemese, ~ocuklardan birisi onu tasdik etse bile diger
~ocuklar kazf haddi (iftira cezas1) isteme hakk1na sahiptirler.

Bu goru~un delili ~oyledir: Kad1n kendisine denk olmayan birisiyle evlense,


velilerin kan kocay1 ay1rma hakk1 vard1r. Kadin1n denksizlige nza gostermesi
velilerin bu hakk1n1 yok edemez. Burada da oyledir.
Bizim delillerimiz de ~oyledir. Bu hak, tektir. Bolunme ve par~alanma kabul
[S/27]
etmez. (unku bolunme kabul etmeyen bir nedenle sabit olmu~tur. Guvence
(eman) 49 verme yetkisinde oldugu gibi, her veli bu hakka tek ba~1na sahiptir.
Ku~kusuz bu, ganimet alma ve kale etme hakkin1 yok eder. Fakat onceden
belirttigimiz gerek~eyle, tUm ummet ad1na Muslumanlardan her birinin bu eman1
verme hakk1 vard1r.
Bu neticeye vanyoruz, ~unku bu du~urme, du~uren hakk1nda ittifakla
ge~erlidir. Hak tekse ve du~uren hakk1nda du~mu~se, bunun zorunlu sonucu
olarak digerlerinin hakk1n1n da du~mesidir. (unku digerinin hakk1 du~meyip
kalacak olsa, o hakk1n1 al1nca, ba~kas1n1n hakkin1 da alm1~ olur. Bu da caiz degildir.
Ve ~unku, hak du~tUkten sonra kalmayinca, ba~kas1 onu talep etme imkan1
bulamaz. Bor~ ise boyle degildir. O kendi bunyesinde par~alanabilir. Rehinde de
boyle degildir. Orada biz birisinin hakk1n1 ortadan kald1rsak, digerinin hakk1n1
almas1yla onun hakk1 da allnm1~ olmaz. Bundan anla~1l1yor ki bu alanlarda hak
birden ~ok olabilir. $uf'ada da ayn1d1r.
K1sasta ise boyle degildir. O da bolunme kabul etmez. l~lerinden birisi
affettikten sonra, (k1sas) ortadan kalkar. Bolunebilen ceza ise kal1r ki o da diyettir.
Kazf haddi (iftira cezas1) de boyle degildir. 0 da du~me kabul etmez. Fakat
itham edeni tasdik eden, haddin gerekli olu~ nedenini inkar ediyor demektir. Bu
neden, itham edilenin muhsan 50 olmas1d1r. Bir ~eyin gerekli olu~ nedenini inkar
etmek, o ~eyi du~urmek anlam1na gelmez.
Bu, bizim sadedinde oldugumuz konu ile ol~u~mektedir. Velilerden birisi,
kocan1n denk oldugunu iddia etse, digeri de olmad1gin1 ispat etse, onun bu
nikah1n bozulmas1n1 isteme hakk1 vard1r.

49
Eman I iJL.\ti: Sbzlukte; guven, guvence, guvenlik manalarina gelir. lstilahta ise; Islam ulkesine
(darulislam) girmek veya Islam ordusuna teslim olmak isteyen yabanc1 gayrimuslime (harb1) can ve
mal guvenligi saglayan taahhut veya akit.
50
lhsan lul...a.> )11: Ozgur ve musluman olup sahih bir nikah akdiyle gerdege girmi~ alma hali. Islam
hukukunda ise; kazf ve zina au~lari belirlenen had cezalarinm uygulanabilmesi i~in varl1g1 dinen
gerekli gbrulen niteliklerin bir ~ah1sta toplanm1~ olmas1ni ifade eder.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _43

Kadinin raz1 olmas1na gelince, onun ic;in sabit olan hak, velileri ic;in sabit olan
hak gibi degildir. (unku kad1n1n hakk1, kendini bir erkekle cinsel ili~kiye (istifra~)
sunmanin verecegi zilletten korumak ic;indir. Velilerin hakk1 ise, denkleri olmayan
biri evlilik yoluyla kendilerine katilmasina kar~1 soylann1 korumakt1r. Bunlardan biri,
digeri degildir. Onlardan birinin hakk1n1 du~urmesi, digerinin hakk1n1 da du~urmez.
Nitekim konunun sonunda in~aallah ac;1klayacag1m1z gibi, kad1n ic;in sec;im (h1yar)
hakk1 olan bir yerde bu hak, veliler ic;in sabit olmaz.
Cinsel temastan sonra hakim denkligin bulunmamas1 nedeniyle nikah1
feshedip aynl1ga hukmedince, kad1nin iddet beklemesi gerekir. lddet bekledigi
surece de nafakas1n1 koca saglamak zorundad1r. (unku kad1n nikah1n asl1ndan
dolay1 nafaka alma hakk1na sahip idi. Bu hak iddet devam ettigi surece kal1r.
Velinin aynl1k istemeyip susmas1, nikaha nza gostermesi demek degildir. Bir kadmm
Zaman uzar ve kad1n dogurursa, dilerse yine de davac1 olabilir. (unku bu onun dengi
olmayan
sabit hakk1d1r. Susmas1, kesinlik niteligi ile sabit olan bu hakk1 yok etmez. Aynca birisiyle
bu hakk1 kullanmak, davac1 olmaya ihtiyac; duyurur. Bir insan da her zaman evlenmesine
velinin
mahkemede has1m olmaya istekli olmaz. lmkan buluncaya kadar geciktirmesi, susmas1
hakk1n1 ortadan kald1rmaz.
Bir kadin1 velisi denk olmayan birisiyle evlendirse, sonra da onlan ay1rsa, daha Velinin bir kadm1
dengi olmayan
sonra da kad1n velisi olmadan ayn1 adamla evlense, velinin onlan tekrar ay1rma birisiyle
hakk1 vard1r. evlendirip
ay1rd1ktan sonra
(unku ikinci akid birinci akid degildir. Velinin birinci akde nza gostermesi, kadmm aym
ikinci akde nza gostermesi anlamina gelmez. Bu velinin, kadina denk olmayan bir ad am la
velisinden
adama nza gostermesi, kad1n1n daha sonra kendisini evlendirecegi bir ba~ka habersiz
adama raz1 olacag1 anlam1na gelmeyecegi gibidir. evlenmesi

Bir kad1n, dengi olmayan birsiyle evlense, sonra velisi gelip kad1nin mehrini
alsa ve ona c;eyiz haz1rlasa, bu, velinin nikaha nzas1 kabul edilir.
Velinin, dengi
(unku mehri almak akdin hukmunu tasdiktir. Bu da zorunlu olarak, akde olmayan
birisiyle
nzay1 ic;erir. R1zaya delil olacak bir eylemi bizzat yapmak, nzay1 ac;1k bir sozle evlenen
soylemek gibidir. Nitekim bunun gibi bir eylem, akdi onay (icazet) olarak kabul kadmm
mehrini almas1
edilir. Dolay1s1yla, gec;erli bir akde r1za anlam1na gelmesi daha da ustUndur.
Veli boyle yapmasa da kocas1yla, kadin1n nafakas1 veya mehrinin geri kalan1
hususunda, kad1ndan ald1g1 bir vekillikle davala~sa, k1yasa gore bu, nza sayilamaz. [S/28]
(unku o, burada kocanin mehir veya nafakadaki acizligini ortaya c;1karmak
Velinin,
ic;in davala~m1~t1r. 0 da, denkligin olmad1gin1n, gerekc;elerinden biridir. Denkligin kad1mn
yokluk gerekc;esini ortaya koymakla ugra~mas1, hakk1n1 du~urmek degil, hakk1n1 evlendigi
dengi olmayan
kesinle~tirmek olur. erkege, kadm
i~in nafaka
lstihsana gore ise, bu nikaha nza gostermek sayil1r. davas1 a~mas1
44 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

c;:onku o, mehir ve nafaka hakkin1 almak ic;in davala~1yor sayll1r. Hakk1 almak
da, akdi tamam kabul etme hukmune dayan1r. Bu husustaki davala~mas1, kadinla
erkek aras1ndaki nikah1n tamam olu~una rizas1 sayll1r.
Velinin Kad1n dengi olmayan birisiyle evlenip kocas1 ile gerdege girerse, velinin davac1
~ikayetiyle
hakim olmas1yla hakim, nikah1 feshedip aralar1n1 ay1rip, kocan1n mehir vermesine, kad1ni
tarafindan da iddet beklemesine hukmetse, daha sonra erkek, velinin izni olmadan iddeti
kocas1ndan
aynlan kadmm ic;erisinde kadinla tekrar evlense, hakim yeniden gerdege girmeden onlan tekrar
kocas1yla ay1rsa, EbQ Hanlfe ve EbQ Yusuf (rh a)' a gore, kad1n ikinci de fa tam mehir al1r ve
tekrar
evlenmesi yeni bir iddet bekler.
Muhammed (rh.a.)'e gore kadinin kocada mehir alma hakk1 yoktur, ilk iddetin
de geri kalan1n1 bekler.
ZOfer (rh a.) de, kad1na iddet gerekmeyecegi gorO?Ondedir.
Bir kimse, han1m1n1 ilk nikah1nda ikinci talakla bo?arsa, sonra iddeti ic;erisinde
tekrar evlenip onunla birle?meden tekrar bo?arsa, bunda da ayn1 ihtilaf vard1r.
EbQ Hanlfe ve EbQ Yusuf (rh a )'a gore kad1n ikinci mehiri tam olarak al1r ve
iddet beklemek zorundad1r.
Muhammed ve ZOfer (rh.a.)'e gore, ikinci mehrin yans1 verilir. Kadina iddet
gerekmez. Ancak Muhammed (rh.a )'e gore, ilk iddetin devamin1 beklemek
zorundad1r.
Bu gorO?,
~
~ pj L4 ~ ~! ~ p; ..l9j :;~ 01 fi ~ :;~ 0µ,
• "' I ' ; ,... " • • O - "" • ; "" I'"' ..

"Kendilerine mehir tayin ederek evlendiginiz kadmlan, temas etmeden


bo~arsantz, tayin ettiginiz mehrin yans1 on/artn hakk1d1r... " (el-Bakara, 2/237) ayet-i
kerlme'sinin zahirine dayan1r.
Bir ba?ka ayet-i kerlmede de :

~ w:;y!.Z ~I~ :r.:;J ~!m. ~ s-i~~1~1;l 1fai .:r.~1 ~tt:,


~ ~Jk ~~ ~ 0t:lc.
"Ey Iman eden/er! Mumin kadm!an nikah!ay1p da henuz zifafa girmeden
on/an bo~arsantz, on/an sayacag1mz bir iddet suresince bekleme hakkm1z yoktur. "
(el-Ahzab, 33/49) buyurulmu?tur.
lkinci nikahta, bo?ama cinsel ili?ki kurmadan once olmu?tur. c;:onkO ikinci
akid, birincinin Ozerine kurulmu? degildir. Dolay1s1yla ilk nikahtaki cinse\ temas,
ikinci nikahta temas olarak kabul edilmez. Nitekim sarih Oslublu bo?ama, ikinci
akid hakkindad1r. Sanki birincisi hie; olmam1?t1r.
Nikah Kitab1 45

Ancak Muhammed (rh.a), birinci nikahin iddetinin geri kalanin1 ihtiyaten


beklemeyi gerekli goruyor. c;:unku bu iddet zaten gerekli idi. Cinsel temas
olmadan bo~anmayla ikinci nikah, sanki yok hukmundedir.
Zufer (rh.a.); "Birinci iddet, lkinci nikahla du~mu~tUr. Du~en iddet de geri
donmez. lddetin yeniden gerekli olu~u nedenin yenilenmesini gerektirir" der.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a); ~oyle derler; lkinci a kid kendi bunyesinde
kesinle~ir. Akid kesinle~tikten sonra, tam mehir ve tam iddet icab eder."
Kesinlik kazanman1n izah1 ~udur: Nikah milkiyeti ve yatak hakk1, iddet devam
ettigi surece devam eder. Yeniden evlendigi zaman uzerine akid yapilan ~ey
hukmen zaten elindeydi. Dolay1s1yla akid yapmakla onu teslim alm1~ say1l1r. Bu t1pk1
bir mal1 gasp edenin, sonra onu gasp ettigi ki~iden satin almas1na benzer.
l~te bu nedenle nikah1n hukmu, ister cinsel ili~ki bulunsun isterse bulunmas1n
halvet durumunda kesinle~mesi gibi kesinle~ir. Bununla da ac;1k laf1zla bo~ama ile
aralannda ayril1k gerc;ekle~ecegi hususundaki dayanaklan ortadan kalkar. c;:unku
halvet durumundan sonra sarih sozcukle verilen talak, kad1n1 ayinr. Nikah, mehir
ve iddetin hukmu hususunda kesinlik kazan1r.
bte yandan, iddetin gerekli olmas1nin nedeni, ayril1ktan sonra rahmin,
ayrild1g1 erkegin spermi ile ugra~ma ~uphesine dayan1r. Bu, ikinci akitte de vard1r. [S/29]
c;:unku, akdin yenilenmesinin, rahimin bo~ olmas1nda bir etkisi yoktur. Rahimde
bebek olma ihtimali zaten vard1. Onun ic;in biz birinci ayri11kta iddeti gerekli
gormu~tUk. Bu Muhammed (rha.)'in goru~une gore daha c;ok gereklidir. c;:unku o,
rahmin ugra~ma ihtimalini dikkate alarak birinci iddetin geriye kalan1n1n
beklenmesi gerektigini soyler. lddet, gereklilik ac;1s1ndan bolunmez.
Bu kurala bagl1 olarak, eger ay1rma i~inin, kocanin kans1n1 zina ile itham
etmesi ve tanik getiremedigi ic;in yeminle~meleri (lian) durumunda ve bulug c;ag1na
eren k1z1n yahut da ozgurlugunu alan cariyenin sec;im (muhayyerlik) hakk1n1
kullanmas1 durumunda ac;1klad1g1m1z kural uygulan1r.
Eger ilk nikah gec;ersiz (fasid) ise veya erkek kad1nla ~upheyle ili~ki kursa sonra
iddet ic;erisinde gec;erli (sahih) bir nikahla evlenseler yahut da ilk nikah sahih, ikinci
nikah fasid olsa ve hakim aralann1, bu nikahtan sonra cinsel ili~ki olmadan ay1rsa,
ittifakla mehir gerekmez.
c;:unku kocanin, akid yapt1g1 ~eyi alm1~ (kabzetmi~) olu~u, dinen onu
kabzetmeye imkan bulmasina itibarlad1r. Bu da fasid nikahla olmaz. Nitekim fasid
nikahtaki halvet, mehir ve iddet gerektirmez. Ayni ~ekilde burada da ilk iddet,
sadece fasid bir akidle du~memi~ kadin iddet durumunda kalm1~t1r. Hakim aralann1
cinsel birle~meden once ay1rm1~sa koca, mehri vermek zorunda da degildir.
Eger ikinci akid sahih ise, kad1n da islamdan c;1km1~sa (irtidat etmi~se), aralan
aynl1r. Bu meselede de bahsettigimiz bu goru~ aynl1klan vard1r.
46 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore, kad1n tam mehir al1r. Muhammed
(rh.a )'e gore ise, mehir alamaz. c;:unku aynl1k nedeni cinsel ili~kiden once onun
taraf1ndan kaynaklanm1~t1r.
Belirttigimiz butl.in hallerde ayrllan erkek kad1nla iddet bittikten sonra evlense
hepsinin cevab1, Muhammed (rh a.)' in ve Zufer (rh a )'in gec;en bolumlerde belirtilen
cevab1 gibi olur. c;:unku iddet bittikten sonra kad1n uzerinde erkegin hakk1 kalmaz.
Onunla veya ba~ka bir kad1nla evlenmesi e~ittir.
Kad1n kendinden daha ustl.in (nesepli) birisiyle evlense, (erkegin) veli(si) bu
evliligi bozamaz.
Denklikte c;:unku kad1n ac;1s1ndan denklik aranmaz. Veli, bir erkegin nikah1 alt1nda ona
dikkate
ah nan
denk olmayan birisinin bulunmas1yla k1nanmaz. c;:ocugun nesebi de anneye degil
taraf babaya bagl1d1r. Nitekim Ismail (a.s.), Hacer Validemizin degil, Ibrahim (a.s.)'in
kavmindendir. Ayni ~ekilde, Rasulullah (s.a.v.)'1n oglu Ibrahim, K1pti degil
Kurey~'tendi. Halifelerin cariyelerden olan c;ocuklan halifelige ehildirler.

Bir erkek, bir kad1na kendini tan1t1rken, kendi isminden ba~ka bir isim, kendi
Erkegin
evlenirken soyundan ba~ka bir soy soylese, kad1n da onunla evlense, bu durumda uc; ~1k
soyunu vard1r :
gizlemesi
1 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesebten daha ustl.in olmas1.
Arap kabilelerinden birinden oldugunu soyleyip de sonradan Kurey~'ten
oldugunun ortaya c;1kmas1 gibi. Bu durumda ne kad1n1n ne de velilerin sec;im hakk1
yoktur. c;:unku kad1n onu kendisine soylediginden daha ustl.in bulmu~tur. Bu, bir
kimsenin kusurlu diye satin ald1g1, maim kusursuz c;1kmas1 gibidir.
2 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesepten daha du~uk olmas1 ve gizledigi
nesepte kad1na denk olmamas1.
Ornegin, Kurey~liyim diyerek Kurey~li bir kad1nla evlenmesi, sonra diger arap
[5/30] kabilelerinden veya Arap olmayan biri oldugunun ortaya c;1kmas1 gibi. Bu durumda
kad1nin sec;im (muhayyerlik) hakk1 vard1r. Eger o, raz1 olursa, aralannda denklik
olmad1g1 ic;in velilerin bu nikah1n bozulmas1n1 isteme hakk1 vard1r.
3 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesebten daha du~uk, fakat gizlenen nesepte
kad1na denk olmas1.
Mesela, Arap kabilelerinden bir kad1nla, Kurey~li oldugunu soyleyerek
evlenmesi, sonra onun da diger arap kabilelerinden birinden oldugunun ortaya
c;1kmas1 gibi. Bu durumda, velilerin nikah1n feshedilerek evliligin sona erdirilmesini
isteme hakk1 ittifakla yoktur. c;:unku velilerin davac1 olma hakk1, denk olmayan
birinin, evlilik yoluyla kendilerine akraba olmas1n1n getirecegi an (utanc1),
kendilerinden uzakla~t1rmak ic;indir. Bu da burada yoktur. Ancak, biz Hanefilere
gore kad1nin sec;im hakk1 vard1r. Dilerse bu adamla evlilige devam eder, dilerse
ondan ayrll1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 47

Zufer (rh a.): Velilerin olmad1g1 gibi kad1n1n da sec;;im hakk1nin olmad1g1n1
sbyler. Gerekc;;esi, velilerin hakkin1n, denkligin bulunmas1n1 isteme hakk1 olu~udur
ki, bu da vard1r.
Ancak biz diyoruz ki; Kad1n, kendi lehine ek bir menfaati ko~ul olarak ortaya
koymu~tu. Bu da, ondan olacak c;;ocugunun halife olmaya uygun olmas1d1r. Bu
ko~ula ula~amayinca, kendisine sec;;im hakk1 dogar. Bu, bir kimsenin, bir koleyi
okuma-yazma biliyor veya f1r1nc1 (ustas1) diye satin al1p, sonra da bunlari
beceremediklerini gbrmesine benzer.
Bu kanaatteyiz c;;unku; bir kadin1n bir erkegin alt1nda olu~unda (istifra~) kad1n
ac;;1s1ndan bir zillet vard1r. Bir kad1n, olabilir ki kendinden daha ustUn nesebli birini
yataga almaya (istifra~a) riza gbsterir de, kendi emsali olan birisine raz1 olmaz. Onu
kand1rd1g1 ortaya c;;1kt1g1 zaman, kad1nin rizas1n1n da tam olmayacag1 ac;;1kl1k
kazanir. Bunun ic;;in de, velilerin aksine kad1na sec;;im hakk1 dogar. Velilerin sec;;im
hakk1, sadece denklik olmad1g1 zaman sabit olur.
$afil (rha)'nin bu meselede Lie;; gbru~u vard1r. Biri, bizimle ayn1. Biri Zufer
(rh.a)'in gorl.i~l.i gibi. Oc;;uncu gorl.i~l.i de ~oyledir. Bu nikah gec;;ersizdir (batild1r).
c;:unku kad1n Kurey~li birisiyle evlenmi~tir. Ortada da boyle bir adam yoktur.
Bu noktada biz diyoruz ki; lsim sbyleme ile i~aret bir araya geldigi zaman,
itibar i~aretedir. c;:unku i~aretle tarif, meram1 daha iyi anlat1r.
Biz bu ve benzeri gbru~leri, $afil (rh a)'nin f1k1hta daha zay1f kald1gina delil
olarak gbsteriyoruz. c;:unku fakih olmayan birisi de bu cevab1n benzerini
vermekten aciz degildir. Bir kimseye yol soruldugunda o; -Ya ~u taraftan, yahut ~u
taraftan ... diye dbrt tarafa da i~aret ederse, asl1nda onun yol hakkinda bilgisinin
olmad1g1 anla~il1r.
~ayet kadm, erkegi kand1rm1~ da kendi nesebinden ba~ka bir
nesebten oldugunu soylemi~se, bu durum ogrenildigi zaman kocaya se~im
hakk1 dogmaz.
Kad1n onun e~idir. Dilerse bo~ayabilir, dilerse tutar. Daha once belirttigimiz
gibi, kad1n1n kand1rd1g1nin ac;;1ga c;;1kmas1yla, ne kocanin ~ahs1, ne de c;;ocugu
ybnunden nikah1n gayelerinden herhangi bir ~ey yitirilmi~ olmaz. Ayrica kad1ndan
kurtulmak istiyorsa, bo~ama yoluyla kurtulabilir. Dolay1s1yla sec;;im (muhayyerlik)
hakk1nin olmas1na ihtiyac;; yoktur.
Dogrulari en iyi bilen Allah (Subhanehu ve Te'ala)'d1r, donu~ ve vari~ da
onad1r.

TANIKSIZ NiKAH
[5/31]
Rasulullah (s av )'dan bize ula~an b1r hadis-i ~erifte
48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

"Nikah ancak tan1klarla caiz olur," 51


buyurulmu~tur. Alimlerimiz de bu hadis-i
~erifle amel etmi~lerdir.

Nikahta
Malik, lbn-u Ebi Leyla ve Osman el-Betti (rh a.) -Nikahta taniklann
tanig1 ko~ul bulunmasin1n ko~ul olmad191n1 sbylerler. Onlara gore ko~ul olan, nikah1n ilan
koymayanlar
edilmesidir. Oyle ki c;ocuk\ann ve ak1\ hastalannin bulundugu bir yerde ilan edilse
bile nikah gec;erlidir. Sayet taniklara; "Bu akdi ac;1ga vurmay1n" diye tembih edilse,
o zaman akid gec;erli olmaz.
Bu gbru~tekilerin delilleri ~unlard1r.
Rasulu\lah (s.a.v.) :

Jill, + , 8811 ~1;.t


- ~ JJC . r;-

"Dette bile olsa nikaht ilan ediniz. "52 buyurmu~tur.


Yine, Rasulullah (s av.), Ensardan birinin dugununde hazir bulundu ve
"tan1g1niz nerede?" buyurdu. Bir def getirilince, defe adam1n ba~1 uzerinde
vurulmas1ni emretti.
Ai~e (r a )'nin nikah merasimleri ic;in iyreti verd igi b ir defi vard1.
c;unku; bu fiilin haram olani, ancak gizli olur. Helali de elbette z1dd1y\ad1r. 0
da - tbhmetlerin ortadan ka\d1rmak ic;in - yap1lacak iland1r.
Bu husustaki bizim delillerimiz, ba~ta belirttigimiz hadis-i ~eriftir.
lbn-i Abbas (r a.)'1n rivayet ettigi had is de ba~ka bir delilimizdir. Bu hadis-i
~erifte ResO\ullah (s a.v.):

.:.i1:u.G - ~1~ - ..::..1~ - ·~ - · : h; ·l ~ · '· · - !I ~ 1<.-


- - J ~J · - C - .W ..J ~ I ~ - U-
"Dort ki~inin haz1r o!mad1g1 her nikah, zinadtr. Bunlar; Nikah talep eden
erkek, kadtntn velisi ve iki tamk. "53 buyurmu~tur.
Omer (r.a.) de ~byle demi~tir: Bir ki~inin tan1k\1g1 ile evlenmi~ bir adam getirilse
recmederim
Aynca madem ki ko~ul nikah1 ac;1ga vurmad1r. Bu i~te ~er'i ilan yolu
muteberdir. Bu da iki tanig1n tan1kl1g1 ile olur. lki tan191n tan1k\1g1 ile sir olmaktan
c;1kar. Sair ~byle der:

51
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/455; Tirmizi, Nikah 15; Beyhaki, es-Sunenu'f-kUbra, Vll/111; Zeylei,
Nasbu'r-raye, 111/169.
52
Ahmed b. Hanbel. Musned. IV/5; lbn Hibban, Sahih, IX/374; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/531;
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/169.
53
Bkz. Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhaki, es-SunenQ'/-
kubra. Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _49

S1mn varsa o, bir ki~inin bildigidir. Oc; ki~inin bildigi, art1k gizli degildir 54 .
Bu akidde, (diger akidlere gore) bir fazlal1k ko~ul koyuluyorsa bu, kad1n1n
vucudunun (cinsel organ1n1n) sayg1nl1g1n1 gostermek ic;indir. Bu, nikah akdiyle sahip
oldugu ~eyin telef edildigini ispat hususunda, ek ko~ul koyman1n benzeridir.
Diger benzerleri arasindan sadece nikahta iki tan1g1n bulunmas1 ko~ul
koyulmu~tur. Sadece bu akdin iki tan1kla olmas1 ko~ulu, bir fazlal1k olarak
konmu~tur.

Bize gore kural: Kendi ba~ma akid yapmaya ehil olan her ~ahsm Nikahta
tanikhg1 ile, nikah akdi ge~erlidir. Nikah akdinde veli olabilecek herkes tamk
olmaya
nikahta tanik olmaya ehildir. ehil
olanlar
Bu kurala dayanarak; tan1klar fas1k da olsalar nikah sahihtir, diyoruz.
$afil (rh.a.)'ye gore ise: Taniklar fas1ksa akid yapilm1~ olmaz. $afil (rh.a)'nin delili
Fas1gm
Rasulullah (s av )'1n:
tamkhg1
J~ ·lA,tj-.1-~\
~ '-? - J 'f Y.. • c~- :.i
"Nikah akdi, ancak velinin ve iki adil tamgm o/masiy/a sahih o/ur. "55 hadisidir.
Biz hanefiler biz diyoruz ki; bu hadis-i ~erifte, adalet an1lm1~t1r. Bizim rivayet
ettigimiz hadiste tan1kl1k ic;in bu kay1t yoktur. Biz hem kay1ts1z (mutlak) hem de
kay1tl1 (mukayyed) hadisle, birlikte amel ediyoruz. Bununla birlikte ~unu da
soylemek mumkun. Hadis-i ~erifte, ispat noktas1nda adalet, belirsiz (nekra) olarak
anilm1~t1r. Bu herhangi bir adaletin varl1g1n1 gerektirir. Bu da iman ac;1s1ndan olan
adalettir.
Gerc;ekte bu mesele, fas1k bir kimsenin bize gore tanikl1ga ehil oldugu kural1
uzerine kurulmu~tur. Boyle bir kimsenin tan1kl1g1, yalan soyleme ihtimali
bulundugu ic;in kabul edilmez. Hazir bulunmas1 ve i~itmesi durumunda boyle bir
tohmet imkani yoktur. Dolay1s1yla da, adil bir kimse mesabesinde (yerinde)dir.
$afil (rh.a.)'ye gore, fas1k, f1sk1 nedeniyle noksanl1k oldugu ic;in asla tan1kl1ga
ehil degildir.
Mesele, ayni zamanda bir ba~ka kuraldaki ihtilafa da dayanir. Bize
Fisk imam
gore, f1sk bir kimsenin imanma noksanhk getirmez. <;i.inki.i iman, artmaz ve eksiltir mi?
eksilmez. Ameller, imanm ashndan par~alar degil, ya~anmas1 gereken
yonleri (~eriatleri)dir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise ameller, iman1n kendisinden parc;alard1r. Iman taatla [S/32]
artar, gunahlarla eksilir. Dinin, f1sk nedeniyle noksanl1g1, insan durumunun, kolelik

54
.;;.i1 ~ j-£11 ~j .:s_,..;1 ~ .'.il5 L. !l~j
55
Abdurrezzak, Musan~ef, Vl/196; lbn Hibban, Sahih, IX/386; Darekutn1, Siinen, 111/221; Taberan1, e/-
Mu'cemii'/-kebir, XVlll/142; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/169.
SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ve kuc_;ukluk nedeniyle noksanl1g1 gibidir.


0, tan1kl1g1n eda yonune itibar etti. c;:unku tanikl1ktan maksat, kendisine
ihtiyac_; duyuldugunda nikah1n yap1ld1gin1 ortaya koymakt1r. lnkar nedeniyle
dogabilecek noksan\1klardan korunmakt1r. Bu da fas1g1n tanik\1g1y\a elde edilmez.
Biz Hanefiler diyoruz ki: Fisk onu, imam veya sultan olmaya ehil o\maktan
c_;1karmaz. Ra~id hallfelerden (r a.) sonra gelen devlet reislerinden c_;ok az1 f1sktan
uzak durabilmi~lerdir. Onlann f1sk\a devlet reisi o\maktan c_;1kt1g1n1 soylemek, alemi
buyuk fesada surukler. Devlet reisligine ehil olunca, bunun zorunlu sonucu olarak
hakimlige (kadi\1ga) de ehil o\ur. c;:unku kad1lan tayin etme yetkisi, devlet reisine
aittir. Kad1\1k makam1n1 almaya ehil olunca, bunun zorunlu sonucu o\arak tan1k\1ga
de ehil o\ur. Boylece, fas1ktaki noksanl1kla, kolelik nedeniyle olan noksan\1g1n fark1
da ortaya c_;1k1yor.
Tan1k\1k vazifesini yerine getirmek, tan1k\1g1n sonuc_;lanndand1r. Sonucun yok
olmas1, bir ~eyin kokten yok olmas1na deli\ o\u~turmaz.
Nitekim gerc_;ek durumu bilinmeyen ama d1~ gorunu~uyle adil birisi oldugu
kanaati uyand1ran birisinin tan1kl1g1 ile nikah gec_;erli o\ur. Ayn1 ~ekilde, erkegin bu
kadindan olan k1z c_;ocugunun tan1k\1g1 da gec_;erlidir.
Gozleri gormeyen iki ki~inin tan1k\1g1 ile de nikah akdi tamam o\ur. Bunda da
Nikahta
kiiriin
ittifak vard1r.
tanikhg1
Arna bize gore lehine ve aleyhine tanik\1k ettigi ki~ileri ay1ramayacag1 ic_;in
korun tan1kl1g1, ancak ~uphe olan bir delil nedeniyle kabul edilir. Bu deli\ de sestir
ve nagmedir. Bu ~uphe de nikahta hazir o\ma ve duyma durumunda bulunmaz.
$afil (rh.a.)'ye gore, kor tan1k\1g1 edaya ehil oldugu ic_;in nikah tan1k\1g1 kabul
edilir. Bunun ic_;indir ki, olaya gozleri gordugu zaman tan1k olsa da, sonra gozleri
kor olsa, yapacag1 tan1kl1k kabul edilir.
Birisini zina ile itham edip de bunu ispat edemeyerek (hadd-i kazfle)
Kazf haddi
uygulananm cezalandmlan iki ki~i. tevbesini ilan etmemi~lerse her ikisi de fas1k sayi\1r.
nikah Tevbe\erini ilan ederlerse, tan1k\1klanyla yap1lan nikah akdi ittifakla gec_;erli olur.
tanikhg1
$afil (rh.a.)'ye gore, tevbe ettikten sonra tan1k\1g1 ifalan art1k caiz o\acag1 ic_;in
gec_;erli olur.
Biz Hanefilere gore ise; kazf (birisini zina ile itham etme) nedeniyle
cezaland1nlan bir kimsenin tan1kl1g1, yalancli1k\a hukmedildigi ic_;in kabul edilmez.
Bu da, yalan soyleme tohmeti olan hadiselere etki eder. Yahut da etkisi, taniklar
taraf1ndan gelebilecek sozlu ifadelere ihtiyac_; duyulan meselelerde olur. Nikah hazir
olmada ve dinlemede de bunlar yoktur.
iki kolenin veya iki c;ocugun tamkhklanyla nikah akdi yap1lmaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 5t

<;:unku bunlar akdi, kendi adlanna akit yapsalar kabul edilmez. Aynca oyle bir
Ki:ilelerin ve
akidde veli olmaya da ehil degildirler. <;:unku, nikah akidleri adeten erkeklerin ~ocuklarm
bulundugu meclislerde yapil1r. <;:ocuklar ve koleler adeten bu meclislere davet nikah
tanikhg1
edilmezler. Bunun 1c.;1n onlann nikah meclisinde hazir bulunmalanyla,
bulunmamalan aras1nda fark gorulmez.
Bu kural geregi biz Hanefilere gore, bir erkek ve iki kadmm
tanikhg1yla nikah akdi yap1labilir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise, kad1nlann erkeklerle birlikte yapacaklan tanikl1k, ancak
mallar ve mallarla baglant1l1 meselelerde delil olarak kabul edilir. Bu da insanlar
aras1nda birc.;ok muamelenin cereyan etmesine itibarlad1r. Her hadisede iki erkek
tan1k bulmaya c.;al1~mak zorluk ve s1k1nt1ya neden olur. Dolay1s1yla kad1nlann
tan1kl1g1 bu anlamda zorunlu olarak delil kabul edilir. Nikah, bo~anma ve malla 15133 1
ilgili olmayan konularda ise zaruret yoktur. Bu alanlarda muamele fazla degildir.
Bu ac.;1dan haddler ve k1sas gibidir.
Ayn1 ~ekilde, $afil mezhebindeki "kad1nin kendisi, nikah1 teklif eden (icabda
bulunan) de olamaz, edilen teklifi kabul eden de," kuralina dayal1 olarak da kad1n
nikahta tanik olamaz.
Biz Hanefilere gore kad1n bu sahada tan1kl1ga ehildir. Kad1nlar, erkekle birlikte
aslen tanik olabilir. Ancak kad1nin tanikl1ginda, -unutma ve ~a~1rmaya daha c.;ok
musaid olmas1 nedeniyle - bir c.;e~it ~uphe vard1r. Nitekim, Allah (c.c.) ~u ayet-i
kerimede ~una i~aret etmektedir :

}B W.11>-! ~ ~t ~''+~11&>0_;.;;j ~ .;i0lj-OIJ j;:.) i;r.4-j ~A rJ 0~ jli


~ LS)-\i1 W.11>-~
"Eger iki erkek bulamazsamz nza gostereceginiz tamklardan bir erkek ile birisi
yam/Jrsa digeri ona hat1rlatsm diye iki kadm ofsun ... " (el-Bakara, 2/282)
Kad1nlardan biri oburune ilave edilmekle, unutmaya yonelik tohmet azal1r.
Arna, bu ~uphelerin nedeni olan di~ilik niteligi kal1c1 oldugu ic.;in, tamamen yak
olmaz. Haddler ve k1saslar gibi, ~uphe bulundugunda du~urulen cezalarda
kad1nlann tan1kl1g1 huccet kabul edilmez. Nikah ve bo~anma ~uphelerle de sabit
olur. Burada kad1nlann taniklig1, erkeklerin tanikl1g1nin benzeridir. Unutma,
yanilma ve ~a~1rma tohmeti de, tan1kl1k ic_;in hazir bulunmada gerc.;ekle~mez.
Aslinda nikah1n, bir erkek ve bir kad1n1n tan1kl1g1yla kurulmas1 gerekirdi.
Ancak, iki kad1n1n tan1kl1ginin, bir tan1kl1k sayilacag1 nasla sabit oldugu ic_;in biz; -
"Bir kadin ya nm tanik olur, ya nm tanikla da hic.;bir ~ey sabit olmaz," diyoruz. Onun
ic.;in, iki erkek ve bir kad1n bir ~eye taniklik etseler, sonra da yapt1klan tan1kl1ktan
donseler, kad1n bu tan1klik nedeniyle dogan zarardan hic.;bir ~eyi odemez. Bu
52 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
kurallan -in~aallah- "kitabu'~-~ahadat" ta (tanikl1klarla ilgili boli..imde) ele al1p,
inceleyecegiz.
Bizim dayanag1m1z, Omer (r a.)' in hadisidir. 0 nikahta ve kan kocan1n aras1ni
ay1rmakta bir erkek ve iki kadinin tanikl1g1 ile yetinmi~tir.
Evlatlann ana Bir kimse bir kadmla, (ba~ka e~inden olan) kendi klZlnm veya bu
babalannm
nikahma kadmm (ba~ka kocadan olan) k1zmm, yahut da kendisinin bu kadmdan
tamkhg1 olan k1zmm tanikhg1yla evlenecek olsa, tanikhga ehil kimseler akid
esnasmda haz1r bulundugu i~in bu nikah, -ittifakla- ge~erli olur.
c;:unki..i evlad1n babas1 ic;in yapacag1 tanikl1gin kabul edilmemesi, onun
durumunda bir noksanl1k oldugu ic;in degil, onlardan her birinin yek digerinin
taraf1n1 tutacag1 tohmeti bulundugu ic;indir. Bunlann yapacaklar1 tan1kl1kla, akdin
tamamlanmas1nda bu tohmete yer yoktur.
Miisliiman
erkekle Bir Mi.isli.iman H1ristiyan bir kadmla, iki H1ristiyanm yapacaklan
H1ristiyan tanikhkla evlense EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore nikah ge~erlidir.
kad1mn
nikahmda Muhammed ve Zi..ifer (rh a.)'e gore gec;erli degildir. c;:unki..i nikah ancak
H1ristiyanm
tamkhg1 tan1klarla gec;erli olan bir akiddir. lki Mi..isli..iman arasinda gerc;ekle~en bir akidde
oldugu gibi, kafirlerin tan1kl1g1 ile gec;erli olmaz. Kafirlerin kendi aralannda ki nikah
ise bunun aksinedir. 0 taniks1z olabilir.
Bu hi..iki..imdeki temel espiri ~udur: Dinleme, bir tanikl1kt1r. Kafirin Mi..isluman
aleyhine tan1kl1g1 muteber degildir. Bir Mi..isli..iman1n sozi..ini..i tanikl1k yapmak ic;in
dinlemeleri de dogru degildir. Bir akdin tamamlanmas1n1n ko~ulu, akdin iki
taraf1nin da delillerini dinlemektir. 0 da burada yoktur. Bu durum, taniklann
kad1nin sozlerini duyup da, erkegin sozlerini duymamalarina benzer.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a.) meseleyi izahta iki yol takip ederler :
1 - Daha once belirttigimiz gibi, Mi..isli..iman olmayan bir kimse, akitte veli
olabilir. Bizzat kendisi bu akdi kabul eden de olabilir. Dolay1s1yla bir Mi..isli..iman
nas1I tanik olabiliyorsa o da, boyle bir akitte tanik olmaya ehildir.
Bu deli I getirme, "daha uygun k1yas yoluyla" deli I getirmedir. lcab ve kabul,
akdin ri..ikni..idi..ir. Tan1kl1k da ko~uludur. Gayri mi..islimin bizzat kendisi, bu akdin
ri..ikni..ini..i yerine getirmeye ehil oluyorsa, ko~ulunu yerine getirmeye ehil olmas1
daha oncelikledir. lki Mi..isli..iman aras1nda yapilan akitte ise H1ristiyan tan1k olamaz.
Ayrica, tanikl1kla muhatap olan erkektir. Akid sonunda kad1nin cinsel
organina (cinsel temas hakkina) sahip olan odur. Bu da ancak tan1klarin tanikl1g1 ile
gerc;ekle~ir. Kadina gelince o, mala sahip olur. Mal edinmek ic;in de tanikl1k ko~ul
[S/34] degildir. Taniks1z evlenmek, bir erkek olarak ancak Rasulullah (s.a v.)'a mahsustur.
Kad1n ise tan1k tutmaya zorunlu degildir.
Bu sabit olunca deriz ki; Erkek, H1ristiyan olan bir kadina, ona tanikl1k
yapmaya uygun olan birisini tanik tutmu~tur. Ancak bu, Mi..isli..iman bir kadin ic;in
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _53

ge\erli degildir. Evlenecek kad1nin akit esnas1nda sesini duymalan da bu meselenin


d1~indad1r. c;:unku akit esnas1nda kad1n i\in de tanik tutmak zorunda olan erkektir.
Akit de, ancak akit yapan iki tarafin sozleriyle tahakkuk eder. Bir gayri muslim
erkek, Musluman1n sozunu tanikl1k maksad1yla dinlemesi sahihtir. Nitekim bir
Musluman erkek, bir H1ristiyan kad1nla, iki Musluman ve iki gayri muslimin
tan1kl1klanyla evlenseler sonra bu tanikl1klan edaya ihtiya\ duyulsa, kad1n1n inkan
durumunda, kad1na kar~I, iki gayri muslimin akdin yap1ld1gina dair tan1kl1klan kabul
edilir. ~ayet daha sonra Musluman olurlarsa, kocaya kar~1 da tan1kl1klan kabul
edilir. Bununla da a\1ga \1k1yor ki, H1ristiyanlann, Muslumanin akit esnasindaki
sozlerini (tanikl1k yapmak uzere) dinlemeleri caizdir. Bununla da, akid hususunda
kad1n1n aleyhine tanik tutulmalan mumkundur.
Bu, tan1ks1z olarak H1ristiyan kad1nla evlenmesinin aksinedir. Kendi dinlerinde
bu helal olsa bile, bize gore caiz degildir. c;:unku akit sahibi kocad1r. O da
Muslumand1r ve tan1k tutmakla o yukumludur. Dolay1s1yla da kadin1n inanc1, koca
hakk1nda muteber degildir.
Bir kimse k1zm1 iki oglunun tamkhg1 ile evlendirse, sonra koca nikah1 Ogullarm
babalan
inkar etse, baba ve klZI nikah k1y1ld1gma dair davac1 olsalar, iki ogul da bu
lehine ve
konuda tamkhk etseler, tamkhklan Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore kabul edilmez. aleyhine
tanikhklan
Muhammed (rh.a.)'e gore kabul edilir.
Dava eden koca, nikah1 inkar edenler de baba ve hamm olsa, ogullann
babalan aleyhine yapacaklan tamkhk makbuldi.ir.
Bu meselenin ozi.i ~udur:
Ogullann k1z karde~leri lehine ve aleyhine yapacaklan tan1kl1k kabul edilir.
Babalan i\in yapacaklan tanikl1ga gelince, babanin inkar ettigi konuda aleyhine
tanikl1klan kabul edilir. Ancak, babalannin iddia ettigi ~eyde, - hukukun kendisine
bagl1 oldugu bir akde tan1kl1k etmeleri gibi - baban1n menfaatinin bulundugu bir
meselede- lehine yapacaklan tan1kl1klan kabul edilmez .
Baban1n menfaatinin olmad1g1 bir akit de ise, ogullann tanikl1g1 Ebu Yusuf
(rh.a.)'a gore, yine kabul edilmez. Muhammed (rh a )'e gore kabul edilir.
Bu meselenin asll da ~oyledir: Bir kimse kolesine; "Filan seninle konu~ursa
ozgursun ", dese, o filanin ogullan da babalannin koleyle konu~tuguna tanikl1k
yapsalar, babalan ise konu~tugunu inkar etse, ogullann, tanikl1klan kabul edilir.
Arna, konu~tugunu iddia eden baba ise, Ebu Yusuf (rh a )'a gore tan1kllklan kabul
edilmez. Muhammed (rh.a.) gore ise kabul edilir.
Muhammed (rh a), ~oyle der: c;:unku oglun babas1 lehine tan1kl1g1nin kabul
edilmeyi~ nedeni, babas1ndan tarafa meylederek onu kay1racag1, bir menfaatten
istifade hususunda da onu tercih edecegi tohmetinin bulunmas1d1r. Bu endi~e,
babanin menfaatinin bulunmad1g1 ~eylerde ger\ekle~meyecegi i\in oglunun
54 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
tan1klig1 kabul edilir. Babanin bunu inkar etmesi ile idda etmesi arasinda fark
yoktur.
EbO Yusuf (rh a) da ~byle sbyler; "~ocugun babas1 lehine yapacag1 tan1kl1g1n
kabul edilmemesi nasla sabittir. Buda, Rasulullah (s.a.v.)'in:

~~I~ +))1 ~~~ ~ 'J"


"(ocugun, babas1 lehine olan tan1k/1g1 kabul edilmez. "56 hadis-i :jerifidir.
Babas1 lehine tan1kl1g1, babas1nin onun tan1kl1g1 ile iddia sahibi olmas1
durumundad1r. Menfaate itibar edilmez. Mesela, yuz dirhem degerindeki bir
mal1n, bin dirheme sat1ld1g1na tan1kl1k etmeleri gibi, babanin menfaatine olsa bile,
baban1n tan1kl1g1 inkar etmesi durumunda, bu tan1kl1k kabul edilir. Hakimin ve
insanlann huzurunda durustlugunun ortaya c;1kmas1 bir nevi menfaattir. Akl1 selim
ile du~unen durust bir insan bunu, birc;ok dunyevi menfaate tercih eder.
Sonra MebsOt adl1 eserde belirtildigine gore Muhammed (rh.a) ~byle der: lster
[5/35]
iddia etsin, isterse inkar etsin eger bir konuda, babanin menfaati varsa oglunun o
davadaki tanikl1g1 gec;ersizdir.
Al1~-veri~ ve ona benzeyen akidler gibi, babanin gerektiginde has1m
olabilecegi ~eylerden, bizzat kendisinin yapt1g1 her konuda hukum bbyledir.
Bundan maksat ~udur: Babanin davac1 oldugu bir meselede, oglun tan1klig1
tbhmetten uzak olamayacag1 ic;in kabul edilmez. Eger baba da, kar~1 taraf da inkar
eden konumda iseler, ortada dava bulunmad1g1 ic;in tan1k olamazlar. Arna kar~1
taraf davac1 ise; al1c1n1n, babanin -yuz dirhem degerindeki bir mal1, bin dirheme
satt1g1na dair iddias1na, ogullann tan1kl1k yapmalannda oldugu gibi- menfaatine
olsa bile tanikl1klar1 kabul edilir.
Bbyledir c;unku; bu baba taraf1ndan talep edilmeyen bir menfaattir. Talep
edilmeyen bir menfaatin de, tan1kl1gin kabulune engel olacak ~ekilde etkisi olmaz.
Tamgm, ister has1m olabilecegi bir konuda olsun ister has1m
olamayacag1 bir konuda olsun kendi adma veya bir ba~kas1 adma yapt1g1
bir akitte yapacag1 tamkhk -ittifakla- kabul edilmez.
EbO Yusuf (rh a.) bu meseleye deli I getirir ve der ki: Ogul, babasindan bir
parc;ad1r. Ogulun babas1 ic;in tan1klig1, babanin kendi lehine olan tan1kl1g1 gibidir.
Nas1I baban1n, kendi yapt1g1 bir i~te ki tan1klig1, o i~te menfaati olmasa bile kabul
edilmezse ogulun baba ic;in yapt1g1 tan1kllk da kabul edilmez.
Fakat biz ~byle deriz : Baban1n bizzat yapt1g1 bir i~teki tan1kl1g1, asl1nda tan1kl1k
degil, davac1 olmakt1r. Oglun babas1n1n yapt1g1 bir i~teki yapt1g1 ise tan1kl1kt1r.

56
lbn EbO )eybe, Musannef, IV/531; Ali el-Muttak1, Kenzu'/-ummal, Vll/42; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
IV/107.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ss
Tan1kl1k gerc;ekle~tikten sonra, bu tan1kl1ga engel olan ~ey tbhmettir. Tbhmetin
olamayacag1 her yerde tan1kl1klan makbuldur.
Bir adam k1zm1 evlendirse, k1z ise bu evlilige nzasmm oldugunu inkar
etse, karde~i ve babas1 da nzasmm olduguna tamkhk yapsalar bu tamkhk,
kabul edilmez.
cunku baba yapt1g1 i~i tamamlamak istiyor demektir.
~ayet iki karde~i, nzas1nin olduguna tan1kl1k ederlerse, bu tan1kl1k kabul edilir.
cunku karde~lerinin onun aleyhine olan tan1kl1klannda herhangi bir tbhmet
yoktur.
Bir kimse, bir kadmla tamks1z olarak veya tek bir tamkla evlense, daha
sonra bu evliligi tamklandirsa bu nikah get;erli degildir.
Cunku ko~ul olan, tan1klann akde tan1k olmaland1r. Bu da bulunmam1~t1r.
Olan, fasit (gec;ersiz) olarak yapilan bir akdi ikrara tan1kl1kt1r. Fasit bir akdi ikrar
etmek de akit degildir. Ozerine tan1k tutmakla da fasit, sahihe dbnu~mez.
iki Musluman arasmdaki nikah iki kolenin, iki kafirin, iki t;ocugun, iki Kole,
bunagm veya beraberinde erkek bulunmay1p sadece kadmlarm tamkhg1yla ~ocuk ve
bunagm
caiz degildir. Bunun gerekt;esini daha once soylemi~tik. Ancak bunlarla nikah
birlikte, ozgur ve Musluman iki erkek tamk varsa, ko~ulu bulundugu it;in tamkhg1

nikah caiz olur.


Eger c;ocuklar erginlige ula~sa, koleler bzgurlugune kavu~sa veya kafirler
Musluman olsa da sonradan hakimin huzurunda nikaha tan1kl1k yapsalar,
tan1kl1klan caizdir. cunku tan1kl1g1n edas1n1n ko~ullan, tan1kl1g1 yerine getirirken
muteberdir. Bu da o esnada mevcuttur. Ozgurluge kavu~mak, Muslumanl1k ve
erginlik, tan1kl1g1 ustlenmenin (olaya tan1k olmanin) ko~ullanndan degildir. Tan1kl1g1
ustlendikleri esnada, bu vazifeyi ustleni~leri gec;erlidir. Cunku, ustleni~ tan1kl1k
demek degildir. Ozgurluge, islam ve erginlige tan1kl1k yapma esnas1nda itibar
edilir. Bunun ic;in de tan1kl1klan caizdir.
Bir tamk, bir kimsenin bir kadmla dun evlendigine, bir ba~ka tamk da
Tamklarm
bugun evlendigine tamkhk etseler, ikisinin tamkhklan ge1;;ersizdir. nikahm
zamanmda
cunku nikah akdi, her ne kadar sbzle gerc;ekle~iyorsa da, ko~ullanndan birisi ihtilaflari
de fiildir. Bu da tan1klann akit meclisinde hazir bulunmaland1r. Bu fiiller
mesabesindedir. Taniklann yerde, zamanda ve fiillerde ihtilafa du~meleri tan1kl1g1n
kabulune engeldir. [5/36]
Bunun izah1 ~udur: lki tan1ktan her biri, yaln1z ba~1na bulundugu bir akde
tan1kl1k yapm1~t1r ki, boyle bir a kit de fasittir.
Koca, nikah1 inkar etse, kadm da evlendiklerine delil getirse, evlilikleri
caizdir. Kocanm bu inkan, bo~ama ve aynhk da degildir.
56_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

c;:unku ba~ama nikahta bir tasarruftur. Kaea ise nikah1n asl1n1 inkar etmi~tir.
lnkan, nikah1 yak etmek veya yanda kesmek anlamina gelen bir tasarruf alamaz.
Nitekim, talak verildigi zaman, ba~ama haklanndan birisi eksilmi~ alur. Nikah1n
asl1nin yak kabul edilmesi durumunda ise eksilme almaz.
Kad1n, kacan1n nikah1 ikrar ettigini delille ispat ederse, yine caizdir. c;:unku
delille sabit alan, gorulerek sabit almu~ gibidir.
Bir kimse kolesini cariyesiyle tamks1z olarak evlendirse, bu nikah
gec;ersizdir.
c;:unku bu iki Musluman aras1ndaki bir nikaht1r. lki Musluman arasinda
yap1lan bir nikah akdinde de, tan1k ka~ulu kad1nin cinselliginin (cinsel organ1n)
degerini artaya kaymak ic;indir. Bu anlam da, bzgur alsun kale alsun, herkeste
ayn1d1r.
Mehirde ise bbyle degildir. c;:unku alimlerimizden baz1lannin usulune gore
mehir, ~er'I bir hak alarak, bu arganin ~erefini artaya kaymak ic;in, bu akidle
gerekli alur. Bundan sanra da du~er. Eger kalacak alsa, mehri efendisinin hakk1
alacakt1. Kblenin de efendisine barcu almaz.
Eger mehire gerekli almaz, dersek meseleyi ~oyle izah edebiliriz. Mehrin
gerekli almas1n1 bnleyen, kendisine zit bir ~eyin varl1g1 ve bunun bir yarannin
almay1~1d1r. c;:unku gerekli almas1n1n sunacag1 yarar, anun al1nmas1d1r. Bu anlam
da tan1klarda yaktur. Efendinin kale ve cariyeye sahip almas1, nikah1
tan1kland1rmakla ters du~mez. Bbylelikle tanik tutmaktaki gaye de gerc;ekle~mi~
alur.

Tamks1z Tamks1z olarak yap1lan bir nikah da, koca kadm1 bo~asa, bu, bo~ama
k1y1lan say1lmaz, nikah1 terk say1hr.
nikahtan
sonraki c;:unku ba~anman1n alabilmesi ic;in, akit mahallinin, bizzat veya hukmen
bo~amanm
ge~erliligi
mulkiyetinde (zilyedliginde) almas1 gerekir. Bu da fasit bir nikahla gerc;ekle~mez.
Kad1nin iddet beklemekle yukumlu alu~u. cinsel temasin almas1yla gerekli alsa da,
bununla kacanin hukmen mulkiyeti (zilyedligi) sabit almaz. Bunun ic;in de kad1n
nafaka hak edemez. Bu aynl1k, nikah1 terk say1l1r. Ku~kusuz gec;erli bir nikahtaki
ba~ama, akdi artadan kaldirir, talak adedini de eksiltir. Burada iki hukumden birisi
gerc;ekle~memi~ digerinde ise gerc;ekle~mi~tir. Bu da, ~upheyi artadan kald1rmakt1r.
$Lipheyi artadan kald1rmak, akdi kald1rmak demek degildir.
Fasid nikahtaki cinsel ili~kinin hukmu ac;1kland1.
Bu erkek, bu kad1nla, iddet esnasinda, tan1klar bnunde yeniden evlense,
sanra cinsel ili~ki kurmadan ba~asa, bu meseledeki ihtilaf1 daha once ac;1klad1k.
Bir adam bir kadma;" Seninle tamks1z evlendim" dese kadm da tamkh
oldugunu iddia etse, gec;erli soz kadmm sozi.idi.ir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 57

C::unku ikisi akdin asl1n1n varl1g1nda goru~ birligi ic_;indeler. Bu, ko~ullar
hususunda da ittifak ettikleri anlam1na gelir. C::unku bir ~eyin ko~ulu o ~eyi takip
eder. Dolay1s1yla aslldaki ittifak, ko~ulda da ittifak sayll1r. lc_;lerinden ko~ulu inkar
eden, bu ittifaktan donmu~ say1l1r.
Eger tan1klann bulundugunu inkar eden, kad1n olursa, aralanndaki nikah
gec_;erlidir. Eger inkar eden kocaysa, o kadin1n kendisine haram odugunu ikrar
ettigi ic_;in aralan aynl1r. C::unku o, kad1n1 kendine haram k1lma gucune zaten
sahiptir. Dolay1s1yla haraml1g1 ispat ic_;in sozu de makbul say1l1r.
Bu kocanin neden oldugu bir ayrll1k hukmundedir. Aynl1k cinsel ili~kiden once
olursa kadin1n, mehrin yans1n1, sonra olursa anla~t1klan mehrin tamam1n1 al1r. lddet
bekledigi sure ic_;ersinde nafakas1n1 da almak hakk1d1r.
Kocanin nikah1n asl1n1 inkar etmesi ise boyle degildir. C::unku hakim, onu
inkannda, kar~1s1na delil c_;1kararak tekzip etmi~tir. iddias1nda hakimin hukmuyle
yalanc1 durumuna du~en bir kimsenin, iddias1na itibar edilmez.
Ozerinde durdugumuz meselede ise hakim, onu iddias1nda delille yalanc1
durumuna du~urmemi~, soyledigimiz nedenle kad1nin sozunu tercih etmi~tir. [S/37]
Dolay1s1yla kendi hakk1ndaki kanaati muteber olarak kal1r. Bunun ic_;indir ki aralan
aynl1r.
~ayet
koca: Ben onunla evlendigim zaman ba~ka kocas1 vard1, veya
ba~kasmdan iddet bekliyordu, veya 0 mecusi idi veya K1z karde~i
nikah1mda idi, yahut da 0 cariye idi ve ben onunla efendisinin izni
olmadan evlendim, dese hi.iki.im yine boyledir.
c;:unku bu evlilik engellerinin hepsi, uzerine akid yap1lan ~eydeki (akit
mahallindeki) ozelliklerdir. Ozerine akid yapllan ~eyler de, ko~ullar hukmundedir.
Dolay1s1yla kan-kocan1n, buradaki ihtilaflanyla tan1klar hakk1ndaki ihtilaflan-
ac_;1klad1g1m1z gibi- e~ittir.
Bu mesele, kan veya kocadan birisinin, nikah1n kendi taraf1ndan yaplld1gin1
ama bu esnada ya~1n1n kuc_;uk oldugunu iddia etmesinden farkl1d1r. c;:unku o, bu
durumda nikahin asl1n1 inkar ediyor. c;:unku c_;ocuk, kendi kendine nikah akdi
yapmaya ehil degildir. Akdi, ehliyetle zit du~tUgu bilinen bir duruma dayand1rmak,
akdin asl1n1 inkar etmek olur. Bu, bir kimsenin bir kadina: "Daha sen yarat1lmadan
veya ben yarat1lmadan, ben seninle evlendim", demesi gibidir.
Soz hakk1 taraflardan inkar edenin olacag1na gore, kad1n erginlik c_;agina
gelmeden once cinsel birle~me olmam1~sa kocada mehir hakk1 yoktur. Erginlikten
once cinsel birle~me olmu~sa kad1n, anla~t1klan mehirden ve emsali olan bir
kadinin mehrinden daha az olanin1 al1r. Bu, onaya bagl1 bir nikaha dayanarak
cinsel birle~me oldugu ic_;indir. c;:unku kuc_;ugun yapt1g1 bir akit, akdi bizzat yapma
yetkisi olan velisinin onay1na bagl1d1r.
58_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsilt
Cinsel birle~me erginlik c;:ag1na girdikten sonra gerc;:ekle~mi~se bu, nikaha nza
anlam1 ta~1r. Erginlik c;:ag1na girdikten sonra, c;:ocukluk ya~1nda yapt1g1 akdi
onaylarsa bu nikah caizdir. Erginlik c;:ag1na gelmeden velisinin akdi onaylamas1
gibidir. Ayn1 ~ekilde erkegin de kadinla gerdege girmesi, onay sayil1r.
Bir kimse, birisini onun emriyle bir kadmla evlendirse, sonradan
vekille ihtilafa du~seler ve vekil: "O vakit nikaha tamk tutmu~tum" koca
da: "Tutmam1~tm" dese, kocanm sozleri ikrar say1lacag1 ic;;in hammla aralari
ayrihr.
Daha once de soyledigimiz gibi, kocanin, vekilin yapt1g1 akdin asl1n1 ikran,
akdin ko~ulunu da ikran say1lacag1ndan mihrin yans1n1 vermek zorundad1r.
Bu durumda ihtilaf, kadinla vekili aras1nda olsa, soz kocanin sozudur. <::unku
kad1n1n vekilligi ve nikah1 ikrar1, nikahin ko~ulunu da ikrar say1l1r.
Kadm; "o beni nikahlamad1" dese vekilin ikrari onu baglamaz. Ebu
Hanlfe (rh.a.)'nin goru~u boyledir. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in
goru~leri farkhd1r.

<::unku vekilin ikran, vekillik surdugu surece gec;:erlidir. Bu meseleyi daha once
ac;:1klam1~t1k.

Ayn1 ~ekilde kocan1n vekili, nikah akdinin yapild1g1n1 ikrar etse, koca ise inkar
etse, bu meselede de ac;:1klad1g1m1z goru~ aynl1g1 vard1r.
Muhammed (rh a.) meseleyi burada boyle and1. Ayn1 meseleyi Kitabu't -
Talak'ta tekrarlad1 ve EbQ Hanlfe (rha)'nin ~oyle dedigini soyledi: " Nikah, hule
(kadin1n, maddl kar~ll1k teklif ederek bo~anmay1 istemesi uzerine anla~ma ), al1m ve
sat1m ayn1d1r. Bu akidlerde, vekil tayin eden kimse emir verdigini kabul ediyorsa,
vekilin akit yapt1g1na dair ikran caizdir.
Kitabu't - Talak'in rivayetinde der ki: lhtilaf, nikah akdinde bir kuc;:uge veli
olan kimsenin ikranndad1r. Yoksa vekilin muvekkil aleyhine yapt1g1 ikrarda degildir.
<::unku vekil, muvekkil taraf1ndan ve onun tercihiyle gorev ustlenmi~tir. Dolay1s1yla
vekilin nikah1 ikran, muvekkilin bizzat kendi ikran gibidir. Veliye gelince ona gorev
ve yetkiyi din vermi~tir Din de nikah akdinde tan1klara itibar eder. Bu nedenle
velinin tan1klan devre d1~1 b1rakarak yapt1g1 ikrar, gec;:erli degildir.
En dogrusu, burada an1ld1g1 gibi ihtilaf1n hepsinde de gec;:erli oldugudur.
Dogrulan en iyi bilen Allah Sunhanehu ve Te'ala'd1r, donu~ O'na, van~ da
O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 59

ZiMMET EHLiNiN NiKAHLARI [5/38]

Muslumanlar aras1nda caiz olan her nikah zimmet ehli aras1nda da caizdir.
Cunku zimmet ehli bu tur nikahlann caiz olduguna inanmaktad1r. Biz de onlar
hakk1nda bu tUr nikahlann caiz olduguna inanmaktay1z. Cunku Peygamber (s.a.v.) Zimmllerin
evlilikleri

J
-· "11J' ~1 ~
.)_y ·\J11 ~ - ,.

"Ben k1rm1z1 ve siyah deriliye (buWn insanlara) gonderildim. " 57 buyurmu~tur.


Bir ki~iye ybnelik hitap topluluga ybnelik hitapd1r. Bundan dolay1 bizimle ayn1
~ekilde inand1klan hususlar onlar hakk1nda da sabit olur.
Zimmller
Muslumanlar aras1nda caiz olmayan baz1 nikah c.;e~itleri de vard1r. Bunlardan arasmda
biri tan1ks1z yap1lan nikah akdidir. Bu tUr bir nikah zimmet ehli aras1nda caizdir ve taniks1z
nikahm
~ayet Musluman olurlarsa nikahlan bize gore devam ediyor kabul edilir. hiikmii
Zufer (rh.a.) ise ~byle demi~tir: Tan1ks1z olarak nikah k1ymalan durumunda
onlara mudahale edilmez, ancak Musluman olurlar ya da hukum vermemiz ic.;in
bize ba~vururlarsa bu durumda hakim aralann1 ay1m. Cunku Allah Teala:

~ rJ>;1_;.r t} ~j ~I J) ~ 1; f:! ~I ~fj 9


"Aralannda Allah'm indirdikleriyle hukmet, on/arm heves/erine uyma" (el-
Maide, 5/49) buyurmu~tur.

Aynca zimmet ehli zimmet akdiyle ulke ac.;1s1ndan bizden olmu~lar ve


muamelata ait konularda Islam ahkam1na tabi olmay1 kabul etmi~lerdir. Bundan
dolay1 bizim hakk1m1zda sabit olan hukumler onlar hakk1nda da sabittir. Bilindigi
uzere, faiz yasag1 bu yolla onlar hakk1nda da gec.;erlidir. Tan1ks1z olarak k1yilan
nikah da ayn1d1r.
Fakat biz diyoruz ki, zimmet akdi dolay1s1yla biz onlara mudahale etmeyiz.
Fakat bu yapt1klann1 kabul ettigimiz anlamina gelmez Ayn1 ~ekilde ate~e ve puta
tapanlara da yapt1klann1 kabul ederek veya sahih sayarak degil onlan kendi
durumlanna b1rakarak mudahale etmiyoruz.
Faiz konusunda ise onlan kendi durumlanna b1rakm1yoruz. Faiz, zimmet
akdinden istisnal bir durum olu~turmaktad1r. Cunku Peygamber (s.a v)
lli 8.. J- l.2J. . ~ --10": :J1
-·i i ..f.j

"Dikkat edin! Faizle i~tigal edenle aram1zda akit (bir rivayette de ahit)
buyurmu~tur.
58
yoktur. "

57
Abdurrezzak, Musannef, 111424; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/301; lbn Hibban, Sahih, XIV/375;
Taberan1, el-Mu 'cemu '/-kebir, Xl/61.
58
lbn Ebo $eybe, Musannef, Vll/426; Ali el-Muttak1, Kenzu'/-ummal, IV/350; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/195.
60_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Peygamber (s.a.v.) Necran halk1na yazd1g1 yaz1da da
.J .JJ •~I:~ .._,
,,,
•• .)-" ; ~•' Iy !~t J ·-!' 1y 'Ji 0t l!I.
·l l;·l\
"Ya faizi b1rak1rs1mz ya da bunun Allah ve Rasu!Cme kar~1 ac;ilm1~ bir sava~
o/dugunu bi/in. " 59 demi~tir.

Bizim bu konudaki delillerimiz ~unlard1r: Nikah akdinde tanik tutmak Allah


haklan kapsam1ndad1r. Zimmet ehli ise bundan daha onemli konularda da Allah
haklanyla yukumlu degillerdir. Aynca baz1 Muslumanlara gore tan1ks1z olarak
k1y1lan nikah caizdir.
Biz biliyoruz ki, zimmet ehli butUn ihtilaflar da Islam ahkam1na tabi olmay1
kabul etmi~ degillerdir. Sonra istisnalar d1~inda Ehl-i Kitabin kendi inanc;lanyla ba~
ba~a b1rak1lmalan vahiyle sabit bir hukumdur. lnanc;lan ~er'i hitaba ayk1n oldugu
ic;in ~erl hokum onlar hakkinda inmemi~ gibi sayil1r. Bilindigi uzere, ~arap ve domuz
zimmet ehli hakk1nda degeri olan (mutekavvim) mald1r. Onun ic;in bunlarda
yapt1klan tasarruflar gec;erlidir. Ozerinde durdugumuz tan1ks1z k1yilan nikah da
aynid1r. $irk ise boyle degildir. c;:unku ~irk hic;bir zaman helal olmam1~t1r ve
olmayacakt1r.
Bu prensibe gore taniks1z k1yilan nikah kendi aralannda sahih olarak
gerc;ekle~mi~tir. Musluman olduktan veya Islam mahkemesine ba~vurduktan sonra
soz konusu olan husus, nikahin devam edip etmedigidir. Tan1k tutma nikah1n
ba~lamas1 ic;in ko~uldur, devam1 ic;in ko~ul degildir.
Zimmi bir Zimml bir erkek, bir zimmlden bo~anip iddet bekleyen zimml bir kad1nla iddet
erkekten
bo~anan
suresi ic;ersinde evlenirse, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore nikah gec;erlidir Musluman
zimmi bir olmalan veya Islam mahkemesine ba~vurmalan durumunda aralan ayrilmaz. EbO
kadmm
iddet
Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise aralan ayril1r. c;:unku Muslumanlar aras1nda
i~erisinde iddet suresi ic;ersinde k1yilan nikah1n bat1I (gec;ersiz) oldugu konusunda icma vard1r.
evlenmesi
Bu tUr bir nikah, zimmller hakkinda da batild1r. Fakat zimmet akdinin konumu
[5/39] dolay1s1yla onlara mudahale etmeyiz. Ancak, mahremlerle yapilan evlilikte oldugu
gibi, hukum vermemiz ic;in bize ba~vurduklannda ya da Musluman olduklannda
aralannda Islam hukumleriyle hokum verilmesi gerekir.
EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~une gelince: mezhebimizin ilk donem alimlerinden
bir k1sm1: "Zimmlye iddet gerekmez. c;:unku iddet, Allah hakk1 ya da kocanin hakk1
olarak gerekir. Burada Allah hakk1 olarak gerekli olmaz. c;:unku zimmiler, Allah
haklanndan sorumlu (muhatap) degillerdir. Kocanin hakk1ndan dolay1 da olmaz,
c;:unku koca, iddetin gerekli olduguna inanmamaktad1r. lddet gerekmedigi ic;in
iddet ic;ersinde yap1lan nikah da gec;erlidir." demi~lerdir.

59
Bkz. Muslim, Hacc 147; lbn Mace, Menasik 84; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/444.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 6t

Bir k1sm1 da ~oyle der: "lddet gereklidir. Fakat bu, zay1f bir gerekliliktir ve o
~ekilde inand1klanndan dolay1 nikaha engel degildir. Bu Muslumanlar arasinda
istibran1n 60 durumu gibidir. Buna gore iddet ic;ersinde k1yilan nikah sahihtir. Islam
mahkemesine ba~vuruldugunda ya da Musluman olundugunda nikah bulunmakta
idi. Nikahl1 bir kad1nla ~uphe ile cinsel ili~kide bulunmak nikahin devamina engel
olmad1g1 gibi, iddet de nikahin devamina engel degildir. Ancak, zimml kad1n
Musluman kocas1ndan bo~an1p da iddet bekliyorsa durum boyle degildir. c;:unku
bu durumda iddet bekleme, kocan1n hakk1 olarak kuvvetli bir gerekliliktir.
Zimmet ehlinden birisi, annesi, k1z karde~i veya k1z1 gibi bir mahremiyle Zimmi
evlenmi~ olsa hakim bu durumu bilse bile ona mudahale edilmez. Kendisine birisinin
mahremi
ba~vurmad1klan surece durum ayn1d1r. Ancak Ebu Yusuf (rh a.)'un en son goru~u bir kadmla
bunun aksi istikamettedir. evlenmesi

Kitabu't-talak'ta belirttigine gore durum biliniyorsa aralan aynl1r. c;:unku


Omer (r.a.), gorevlilerine; "mahremleriyle evli mecuslleri ay1nn ve yere du~en ~eyleri
yemelerine engel olun," diye yazm1~t1r. Fakat biz diyoruz ki, Omer' in (r.a.) bu
~ekilde yazd1g1 me~hur degildir. Me~hur olan ~udur: Omer b. Abdulaziz, Hasan el-
Basrl'ye (rh.a.) bir mektup yazarak "Hulefa-i Ra~idln'e ne oldu da zimmilerin
mahremleriyle olan nikahlanna ve domuz ve ~arap edinmelerine mudahale
etmediler?" diye sormu~. Hasan el-Basri (rh.a) de ~u ~ekilde cevap vermi~tir:
"Zimmiler cizyeyi inac;lanna dokunulmamas1 ic;in veriyorlar. Sen yeniden bir ~ey
ortaya koyan degil, ancak oncekilere tabi olans1n, vesselam." Aynca o gunden bu
gune hakim ve idarecilerden hie; kimse zimmllerin bunu yapt1klann1 bildikleri halde
bununla ugra~mam1~lard1r.
Ebu Hanlfe (rh a), zimmilerin aralanndaki bu tlir nikahlara sahih hukmunu
vermi~tir. Bundan dolay1 da demi~tir ki, istedigi takdirde kad1n ic;in nafakaya
hukmedilir. Bu tlir bir nikahta erkek cinsi munasebette bulunursa muhsan say1l1r;
Musluman olursa kendisine kazifte bulunana had uygulan1r.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore bu tlir bir nikah zimmller ic;in de
batild1r. Ancak zimmet akdinin konumundan dolay1 onlara mudahale etmeyiz.
c;:unku bu tlir nikahlann gec;ersiz oldugu ~eklindeki hukum, Islam ulkesinde
(daru'l-lslam'da) yaygind1r. Zimmiler de daru'l-lslam'in ahalisindendir. Dolay1s1yla
bu hukum onlar hakk1nda da sabittir. c;:unku teblig eden hukmu her bir ferde
ula~t1ramaz. Onun yapabilecegi hitab1 yayg1nla~t1rmakt1r. Hitab1n yayg1nla~mas1
onlara ula~mas1 gibi kabul edilir. Ancak zimmet akdi dolay1s1yla biz onlara
mudahale etmeyiz. Nitekim, zimmller bu tlir nikahlarla birbirlerine mirasc;1
olamazlar. ~ayet bu nikahlar, onlar hakk1nda sahih olsayd1 birbirlerine mirasc;1

60
lstibra t.l_r.:....':JI: Giriyenin rahminde <;ocuk bulunmad1ginin anla~llmas1 i<;in, cariyeye yeni sahip
olan efendinin onunla ili~ki kuramamas1.
62 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
olmalan gerekirdi. $arap ve domuza gelince: Denilmi~tir ki, bunlar Muslumanlara
has bir hitapla haram olmu~tur. 0 da ~u ayet-i kerlmelerdir:

iJL.k.:.lJi • • i1 'i~\J1-
. ~1.4..":.:.r: .._r':'~ .) J ..:,~\j1
. J· ~
' ' i1-J ~ · .J11~!1
q (J'..,
.. .: i1 l.J1~ I_,._.
0
G.&-
~ -'Y

.;_ i1
~ ~
j ~ L ~ -i1·
. J J cJY- 0i 0Lk.:..!J11
~ - 1.J..;j1 r-::
!<:
0

. ..r..'~I~ 0~
: • • •.!.. 1 ~~ !<LI~ ,.:· tj
,- ~
~.)-*::! pl~ ~~\ :f j ;i11 }~ y f-51.A.,__, -! , :• i lj
"Ey lnananlar! ir;ki, kumar, putlar ve fa/ ok/an ;uphesiz ;eytan i;i pislik!erdir,
bunlardan kar;mm ki saadete eresiniz. ~eytan ;uphesiz ir;ki ve kumar yuzunden
arantza du;man!tk ve kin sokmak ve sizi Allah '1 anmaktan, namazdan a/1koymak
ister. Art1k bunlardan vazger;ersiniz degil mi?" (el-Maide, 5/91)

Yine denilmi~tir ki, mal ve mutekavvim saymama, bir ~eyin haram olmasin1n
[5/40] zaruri sonucu degildir. Mal bazen helal bazen de haram olur. Bir ~eyin mal
sayilmas1 servet edinilip edinilmemesi esas1na dayal1d1r ve zimmet ehli bunlan
servet edinmektedirler.
Akdin mahallinin haram olmas1nin zarurl sonucu olarak nikahin bat1I olmas1na
gelince; daha once ac;1klad1g1m1z uzere (mahremlerle evlenmenin) haram olu~u.
zimmller hakkinda da sabittir.
EbO Hanlfe (rh a.) ise ~oyle demektedir: Zimml, mecOsl bir kad1nla evlenmi~
olsa, nikah ittifakla gec;;erlidir. Halbuki, mahremlerle oldugu gibi mecOsi bir kad1nla
evlenmenin haram oldugu da ~er'I bir hukumle sabittir. Biz mahremlerle yapt1klan
nikah1n gec;erli olduguna, bu hukum onlar hakk1nda sanki inmemi~ gibi oldugu
ic;in hukmettik. c;:unku onlar bu hukumleri teblig edeni yalanlamakta ve onun
peygamber olmad1gin1 iddia etmektedirler. Zimmet akdi dolay1s1yla onlan k1l1c; ya
da delil serdetme zoruyla bu hukme tabi kilma yetkisi de ortadan kalkm1~ ve
hukum onlara ula~mam1~ demektir. Hukmun yayg1n olmas1, ancak hukmu teblig
edenin peygamber olduguna inananlar ir;in var sayi11r. Musluman olmak suretiyle
buna inand1klan zaman ~er'I hukum onlar hakk1nda da sabit olmu~ olur. Ancak
Musluman olmalanndan once hukum onlan kapsamad1g1ndan, nesheden sabit
olmad1g1 surece neshedilenin hukmu haklannda devam eder. Nitekim, k1ble,
BeytUl-makdis'ten Kabe'ye c;evrildiginde Kuba'da bulunanlara hukum
ula~mad1g1ndan onlar hakk1nda BeytUl-makdis'e kar~1 kil1nan namaz1n gec;erli
(sahih) olmas1 hukmu devam etmi~tir.
Bu tUr nikahlann sahih oldugu bu yolla sabit olunca, nikah1n nafaka ve
olman1n devam1 gibi nikah1n sahih olu~unun zorunlu sonuc;lan da sabit
61
muhsan

• Muhsan /~1: Akil, balig, hur, Musluman ve iffetli olan erkek anlamina gelir. Bu
ozelliklere sahip bayana ise "muhsane" denir. Bu ~artlar kazf muhsanl1g1 i<;in ge<;erlidir.
Recim uygulamas1 i<;in gerekli olan ihsanda bunlara ek olarak hur bir kad1nla me~rO bir
evlilik i<;inde fiilen cinsel ili~kide bulunmu~ alma ~art1 da bulunmaktad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 63

almu~ alur. Mirasc;1 alma ise nikah1n sahih alu~unun zaruri sanuc;lanndan biri
degildir. Cunku, bazen kblelik ve din fark1 gibi nedenler de mirasc;1 almaya engel
alu~turabilir. Ostelik, mirasc;1 almak ancak, miras b1rakan (muris)'nin blumunden
sanra mirasa hak sahibi kilan bir durumudur ve islamdan ba~ka bir inanca sahip
alduguna hukmetmeye blumden sanra itibar edilmez. Cunku biz bunun
kesinle~tigini ancak anunla bilebiliriz. Aynca buna Allahu Teala'nin

~ ~_;.; ~ ~. ~_0 ..Jl '-:'~I Y,l ~ ZJJj t


, , , ~

"Kitap eh!inden hir.;bir kimse yaktur ki, 6/meden once ana iman etmi~
a/mastn ... " (en-Nisa, 41159) sbzunde de i~aret edilmektedir. Bundan dalay1 varisin
inanc1 kendisini mirasa hak sahibi almada dikkate al1nmaz. i~te bunun ic;in mOrise
mirasc;1 alamaz. Hayattayken nafakanin sabit almas1 ve muhsan almanin devam
etmesi ise boyle degildir.
Bu kural sabit alunca diyaruz ki, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore taraflardan biri
lstam'1n hukmunu isteyerek Islam mahkemesine gbtUrse, digeri kabul etmiyarsa,
hakim aralann1 ay1rmaz. EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise aralan aynl1r.
Bu gbru~un delili ~udur: Nikah asll itibariyle gec;ersizdir (bat1ld1r). Fakat,
zimmet akdi nedeniyle kendilerine mudahale edilmemi~tir. lc;lerinden biri, Islam
hukmune raz1 alarak Islam mahkemesine ba~vurdugunda bu, taraflardan birinin
Musluman almas1 gibidir. Ayni ~ekilde birisi Musluman alunca da hakim aralann1
ay1m. Dalay1s1yla, birinin Musluman almas1, ikisinin Musluman almas1; birinin Islam
mahkemesine muracaat1 da ikisinin muracaat1 gibidir.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~byte demektedir: Nikah as1t itibariyle sahihtir. Birinin
hakime ba~vurarak Islam hukmunun uygulanmas1n1 istemesi, digerinin inanc1
nedeniyle sabit alan hakk1n1 iptal ic;in delil almaz. Aksine anun inanc1 digerininkine
muhalif alur ve ba~lang1c;taki sahih alma hukmu aldugu gibi devam eder.
Taraflardan birinin Musluman olmas1 ise boyle degildir. Islam ustUndur, ana ustUn
gelinmez. Bundan dalay1 Musluman almayanin inanc1, Mustuman alanin imanina
kar~1 bir ~ey ifade etmez (muanz olmaz). Ayni ~ekilde, her ikisinin birden
mahkemeye ba~vurmas1 da birinin ba~vurmas1 gibi degildir. Cunku bu durumda
her ikisi de Islam hukmunu kabul etmektedir ve bu kabullerinden dalay1 ~eri
hukum anlar hakkinda sabit almu~ almaktad1r. Allahu Teala'nin

~ ~ Fli IJJ~~ Z>~'


"Eger sana gelirlerse ara!annda hukmet" (el-Maide, 5/42) ayeti de buna i~aret
etmektedir. Dalay1s1yla ikisinin birden Islam mahkemesine ba~vurmalan Musluman
[S/41)
almalan gibidir ve Musluman almalanndan sanra aralan aynl1r. Cunku nikah
akdinde taraftann birbirlerinin mahremi atmas1, nikah1n alu~mas1na engel
alu~turdugu gibi sahih alarak gerc;ekle~tikten sanra devamina da engeldir.
64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
Muslumanlar aras1ndaki bir nikahta, rada (emzirmeden dogan h1s1ml1k) ya da
musahera (evlenmeden dogan h1s1ml1k) dolay1s1yla taraflar aras1nda sonradan bir
mahremiyet olu~mas1 durumunda da durum ayn1d1r.
Zimml bir erkek, zimml bir kadinla mehir olarak muayyen olan veya muayyen
olmayan ~arap ya da domuz vermek ko~uluyla evlense, bu caizdir. Kad1n bu mallar
d1~1nda bir mehir isteyemez. c;: unku bir ~eyin mehir olarak belirlenebilmesinin
ko~u l u, o ~eyin mutekavvim (degeri olan, me~ru) mal olmas1d1r. ~arap ve domuz
da zimmller hakk1nda, bizim ic;in sirke ve koyunun oldugu gibi, mutekavvim
mald1r.
Zimml erkek zimml kad1nla mehir olarak le~ ya da kan vermek veya hic;bir ~ey
vermemek uzere nikah yapsa nikah yine gec;erlidir. Kadina mehr-i misl
(emsallerinin mehri) verilmesi gerekir. c;:unku, onlar da Muslumanlar gibi, le~ veya
kani mal olarak edinmemektedirler. ~ayet Musluman bir ki~i bir kadinla ayn1
~ekilde nikah k1ysayd1 kadina mehr-i misl verilmesi gerekirdi. 0 halde zimml ic;in de
ayn1 durum soz konusudur.
Ancak den i lmi~tir ki, bu hukum, EbO Yusuf ve Muhammed (rha)'e goredir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise ~ayet gayri muslimlerin hukukunda mehirsiz olarak
nikah akdi yapma varsa, bu durumda kad1nin hic;bir hakk1 olmaz. e/-Camiu 's-
sagir'de buraya kadar i~aret edilmektedir. Arna, kad1nla mehirsiz olarak nikah
yap1lmas1 konusundaki ihtilaf me~hurdur. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kan koca
Musluman olsalar da mehir gerekmez. Muhammed ve EbO Yusuf (rh a.)' a gore ise
kad1na mehr-i misl verilmesi gerekir. Bu hukum daha once belirttigimiz "(Erkegin)
evlenme isteginin mal vermesi ko~uluna baglanmas1, ~er'I deli lie sabit olmu~tur . " 62
prensibine dayanmaktad1r.
Muhammed ve EbO Yusuf (rh a )'a gore bu hukum, daru'l-lslam'da yayg1n
oldugundan ve zimmllerin de oran1n ehlinden olmalanndan otUru zimmller
hakk1nda da gec;erlidir. Zimmilerin buna ayk1n bir ko~ul koymalan gec;ersizdir.
Ancak onlar Musluman olmad1klan ya da taraflardan biri durumu hakime intikal
ettirmedigi surece, kendilerine mudahale edilmez. Islam ulkesi d1~1nda ya~ayan
gayri muslimlerin (Harbllerin) durumu ise farkl1d1r. c;:unku ilgili hukum daru'l-
harbte yayg1n degildir. Aynca, harbl olan kad1n zorla mulk yap1lmaya (cariye
edinilmeye) elveri~li bir mahaldir. Dolay1s1yla, zimml kad1n1n aksine, onun uzerinde
bedel verilmeksizin nikah mulkiyeti saglanmas1 da mumkun olmu~ olur.
EbO Hanlfe (rh a) ise ~oyle demektedir: (Mehirle ilgili) bu ~er'I delilin hukmu,
daha once ac;1klad1g1m1z nedenden otUru onlan kapsamamaktad1r. Bundan dolay1
mehirsiz olarak nikahin k1y1lacag1 ko~ul koyulmu~sa, Musluman olmad1klan surece

62
"Bunlarm d1~1ndakilerle iffetli olarak mallanniz kar~t11g1nda evlenmek istemeniz size helal k1l1nd1.
Onlardan yararlanman1za mukabil kararla~t1nlm1~ olan mehirlerini verin" (en-Nisa 4/24) ayeti
kastedilmektedir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 65

bu ko~ul gec;erlidir ve ko~ula uyulmas1 gerekir. Musluman olduktan ya da Islam


mahkemesine ba~vurduktan sonraki durum, nikah1n devam1 olmu~ olur. Mehir ise,
nikah1n devam1 ic;in ko~ul degildir. Netice olarak bu, tan1ks1z olarak k1y1lan nikahla
ayn1d1r.
Arna, taraflar evlenirken mehirden hie; bahsetmeseler, Ebu Hanlfe (rh a.)' den Gayri
gelen iki rivayetten birine gore durum yine yukandakinin ayn1d1r. c;:unku gayri Mi.islimlerin
(zimmilerin)
muslimlerin kadindan istifade hakkina sahip olmalan, Muslumanlann bir mal1n evliliklerinde
mulkiyet hakk1na sahip olmalan gibidir. Ko~ul koyulmam1~sa bu hak ic;in bedel mehrin
arnlmamas1
gerekmez. Diger rivayete gore ise mehir gerekir. c;:unku nikah, kad1ndan istifade
hakk1n1n malla degi~imine dayanan bir akittir. Dolay1s1yla, Muslumanlar aras1nda
bey' (sat1m) akdi ifadesinin ac;1kc;a kullanllmasinda oldugu gibi, gayri muslimler
aras1nda nikah ifadesinin ac;1kc;a kullan1lmas1 da bedelin ko~ul koyulmas1 yerine
gec;mi~ olur. Eger bedelin olmayacag1 ac;1kc;a ifade edilmemi~se kad1n bedeli hak
etmi~tir. Mehir olarak le~ ya da kan1n belirlenmesi durumunda da durum ayn1d1r.
c;:unku boyle bir ko~ul, bunlann mal olmamas1 nedeniyle gec;ersizdir ve mehir
olarak bunlann soylenmesi ile mehirden hie; bahsedilmemesi ayn1 hukumdedir.
Zimml, kans1n1 uc; defa bo~ar ve sonra da onunla beraber olmaya devam eder Zimminin
de kad1n sultana ba~vurursa, sultan onlan ay1m. c;:unku zimmller her ne kadar belli kansm1 i.i~
de fa
say1da olmasin1 kabul etmeseler de bo~anmanin (talak1n) nikah mulkiyetini (evliligi) bo~amas1
sona erdirdigini kabul etmektedirler. Bundan dolay1 kocanin uc; defa bo~ad1ktan
sonra kad1n1 yaninda tutmaya devam etmesi zulumdur. Biz onlara zulumlerini
onaylamak ic;in zimmet vermedik. Nitekim, koca, kans1yla mal kar~ll1g1 muhalea 63
akdi yapsa, alacag1n1 ald1ktan sonra biz onu kad1nla beraber olmas1na izin
vermeyiz.
Ancak zimml, kans1n1 uc; defa bo~ad1ktan sonra onu kendi nzas1yla tekrar
[lj/421
nikahlarsa bu durumda zimmllerin mahremlerle evliliklerindeki hukumler burada
da soz konusu olur. c;:unku, uc; defa bo~ama, mahremiyette oldugu gibi, ~er'I
delille nikah1n mahalli olan kad1n1 haram duruma getirir. Gayri muslimler bunu
kabul etmeseler de durum degi~mez. Bu nedenle, mahallin haraml1g1, nikah1n
olu~masina engel oldugu gibi devam1na da engeldir. Bundan dolay1, uc; defa
bo~ad1g1 kad1nla evlenme de, yukanda and1g1m1z ferl hukumler konusunda,
mahremlerle yapilan evlilik gibidir.
Zimml bir erkek, zimml bir kad1nla mehir olarak muayyen bir domuz ya da Zimmi bir
erkekle
~arap kar~ll1g1nda evlense ve sonra her ikisi veya ic;lerinden biri Musluman olsa; Ebu kad1rnn mehir
Hanlfe (rh.a.)'ye gore; kad1n, belirlenen ~eylerin d1~inda bir ~ey alamaz. $ayet olarak ~arap
veya domuzu
muayyen olmayan bir ~arap kar~1l1g1nda evlenmi~lerse, bu durumda kad1n, o belirlemeleri

53
Muhalea I -.Jl>....11: Nikah mOlkiyetini kadrnrn kabulOne baglr olarak ortadan kald1rmakt1r. Hanrm
tarafrndan kocaya verilecek bir bedel veya hanrmrn mehirden vazge~mesi kar~1l1g1nda taraflarrn rrzasr
ile ger~ekle~tirilen bo~anmadrr.
66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
~arab1n bedelini al1r. K1yasa gore, muayyen olmayan domuzdaki hukum de boyle
olmal1d1r. Fakat Eba Hanlfe (rh a.), bu durumda kad1nin istihsanen mehr-i mislini
alacag1ni soylemi~tir.
Muhammed (rh.a.)'e gore; her iki durumda da mehir olarak belirlenen ~eylerin
bedelini al1r. Eba Yusuf (rh.a )'un en son goru~une gore; her iki durumda da kad1n
mehr-i mislini al1r. Eba Yusuf (rh a )'un ilk goru~u anilmam1~t1r. Bir rivayette Onun,
Muhammed (rh a )'in goru~u gibi oldugu soylenmi~tir .
Eba Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in muayyen olan domuz veya ~arabin mehir
olmas1 konusundaki goru~lerinin delilleri ~unlard1r: Musluman olma, haram olan
~ey nikah akdi ile (kad1nin) mulkiyetine gec;mi~, ancak teslim al1nmam1~ken
(kabzedilmemi~ken) gerc;ekle~mi~tir. Satin al1nan ancak kabzedilmeyen ~arapta
taraflardan birinin Musluman olmas1 durumunda oldugu gibi, burada da
Musluman olma kabza engeldir. <;:unku kabz, akitle sabit olan mulkiyeti
guc;lendirir. Bilindigi uzere, mehir, ~ayet kabz edilmemi~se zifaf gerc.;ekle~meden
once bo~aman1n olmas1 durumunda yanm olarak verilir. Arna kabzedilmi~se
kadinin nza ya da mahkeme karan olmadan ondan hic;bir ~ey kocanin mulkiyetine
donmez. Ayn1 ~ekilde, mehir olarak belirlenen malda meydana gelen art1~lar da
kabzdan onceki bo~amada yanya bolunur, kabzdan sonra ise bolunmez. Ayn1
~ekilde, Ramazan bayram1 gelse, kad1nin mehri de kocanin yaninda bulunan bir
kole olsa, sonra koca, zifaf gerc;ekle~meden once kad1ni bo~asa, kad1n1n bu
kolenin f1t1r sadakas1n1 vermesi gerekmez. Kabzdan sonra olmas1 durumu ise
bunun aksinedir.
Bu durum sabit olunca, diyoruz ki; Musluman olma nasil ki ba~tan akitle
~araba malik olmaya engel ise, ~arap uzerinde daha onceden olu~mu~ bir
mulkiyetin kabz ile kuvvetlendirilmesine de engeldir. Bu durum, gasp edilmi~
~arabin geri al1nmas1ndan da farkl1d1r. <;:unku gasp edilmi~ ~arab1n geri al1nmasinda
mulkiyetin kuvvetlenmesi degil, sadece bir elden digerine nakil soz konusudur.
Eba Hanlfe (rh a) ise bu konuda ~oyle demektedir: Musluman olma, mehir
olarak belirlenen ~ey kad1nin mulkiyetinde ama bizatihi odemeye konu olarak
kocan1n elinde iken gerc;ekle~mi~tir. Musluman olma, gasp olunmu~ ~arabin geri
al1nmas1na engel olmad1g1 gibi, mehir olarak belirlenen ~eyin kabzedilmesine de
engel olmaz. <;:unku kad1n1n mehir uzerindeki mulkiyeti akit ile tamamlanm1~t1r.
Hatta kad1n mehir uzerinde diledigi gibi, diledigi kimseyle bedelli ya da bedelsiz
olarak tasarrufta bulunabilir. Burada, kabz, tasarruf mulkiyetini ve rakabe (ayn)
mulkiyetini olu~turan bir ~ey degildir. Mebi' (satin al1nan mal) ise boyle degildir.
Mebi'de tasarruf mUlkiyeti kabz ile elde edilir ve Musluman olma ona engelidir.
Yine sat1c1nin elinde bulunan mebi'in sorumlulugu, malik s1fat1yla olan
sorumluluktur. Hatta mebi' telef olsa, sat1c1nin mal1 olarak telef olmu~ olur. Boyle
olunca al1c1n1n mebi'i kabzetmesi, malik s1fat1yla olan (mulkiyet) sorumlulugu da
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _67

nakletmi~ alur. Kacan1n elinde bulunan mehrin sarumlulugu ise malik s1fat1yla alan
sarumluluk degildir. Bu nedenle, telef alursa kad1nin mal1 alarak telef almu~ alur.
Bundan dalay1 kadina bedelinin verilmesi gerekir. Mehirdeki kabz, gaspedilenin
geri al1nmasinda da aldugu gibi, malik s1fat1yla alan sarumlulugu nakleden bir
kabz almad1g1 surece Musluman alma kabza engel degildir. Ancak belirlenen
mehir muayyen degilse, durum farklld1r. (unku, bu durumda kabz, bu ~eylerin
ay1nlanna malik almay1 gerektirir ki, Musluman alma buna engeldir.
Bunlan ogrendikten sanra diyebiliriz ki: Muhammed (rh a )'in butUn bu
ihtimallerde soyledigi ~udur: Belirlenmi~ alan mehrin teslimi Musluman almakla
mumkun degildir. Bu durum, her halukarda mehir alarak tayin edilen ~eyin
[5/43]
degerinin verilmesini gerektirir. Nas1I ki, kad1nin mehri bir kole alsa ve kad1na
teslim edilmeden once kole uzerinde ba~ka birinin hakk1 ortaya c.;1ksa ya da kole
olse, bu durumda kolenin degeri verilirse, burada da aynid1r.
EbO Yusuf (rh a) ise ~oyle soylemektedir: Nikah akdinin alu~mas1ndan sanra ve
kabzdan once gerc.;ekle~en Musluman alma, bey' (sat1m) akdinde aldugu gibi,
hukmen, akit yap1l1rken Musluman imi~ gibi kabul edilir. Nasll ki, akit yap1l1rken
Musluman almas1 durumunda (islam'a gore mal almayan bir ~eyin ka~ul kayulmas1
durumunda) kad1na her halukarda mehr-i mislinin verilmesi gerekir idiyse,
sanradan Musluman alma durumunda da durum ayn1d1r.
EbO Hanlfe (rh.a) de ~oyle demektedir: K1yasa uygun alan, Muhammed
(rh.a )'in soyledikleridir. (unku, anlann bunu mehir alarak belirlemeleri gec.;erlidir.
Sanradan Musluman alma durumunda, bu belirlenen mehrin gec.;ersiz aldugu
artaya c.;1km1~ almaz. Ancak akit esnas1nda Musluman almas1 durumunda bu tur
maddelerin mehir alarak tayini gec.;ersizdir. (unku buradaki belirleme, akdi fasit
kllar. Alim sat1m akdi (bey') de bunun aksinedir. (unku arada nedenin asli
sanradan gerc.;ekle~en Musluman alu~la fasid olur. Nikah akdinde ise, akdin as1I
nedeni devam etmektedir. Bu maddelerin mehir alarak tayini ise sahihti. Ancak
bunlann teslim edilmeleri imkans1z alunca, kad1n1n bunlann degerlerini almas1
gerekir. Yaln1z, ben, damuzun degerini almanin gerekli kll1nmas1n1 c.;irkin
goruyarum ve (damuz mehir alarak ka~ul koyuldugunda) kad1na mehr-i misil
verilmesi gerekir diyarum.
Denildi ki, EbO Hanlfe (rh.a J'nin bu nu c.;irkin gormesi ~oyle de ac.;1klanabilir;
"Damuz Muslumanlar hakk1nda mal almaktan uzakt1r. Aynca, Muslumanlar
damuzun ne kadar edecegini bilmezler. Bunu ogrenmek ic.;iin zimmilere fiyat1n1n
sarulmas1 da c.;irkin bir ~eydir."
Bu, zay1f bir ac.;1klamad1r. (unku Musluman bir ki~i, zimmlnin damuzunu telef
ettiginde anun ~arab1n1 telef ettiginde aldugu gibi degerini oder. 0 zaman
dagrusu, damuzun bedelinin verilmesinin ayn1n1n verilmesi gibi aldugunu
soylemektir. Bilindigi uzere, Musluman almadan once kaca, kad1na damuzun
68 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kendisini degil de bedelini verse bizzat domuzu vermi~ gibi kad1n bunu kabule
zorlanir. Musluman olmakla, domuzun bizzat kendisini kabzetme imkans1zla~t191
gibi, degerini kabzetme de imkans1zla~m1~t1r $arap ise boyle degildir. C::unku ,
domuzun degeri, mehri belirlemenin sahih olmas1n1 gerektiren hususlardand1r.
Arna lslam'a girmekle bu belirlemenin hukmu degi~mi~tir. lslam'a girdikten sonra
ancak belirlemenin s1hhatini gerektirenlerden olmayan bir ~ey alinabilir ki, bu da
mehr-i misildir. $arabin bedelinin belirlenmesi ise mehir belirlemenin gec;:erli
olmas1nin gereklerinden degildir. C::unku, ~arap misll mallardand1r onun ic;:in
~arab1n degerine ba~vurulabilir.

Eger, koca, kad1ni zifaf gerc;:ekle~meden bo~arsa, mehrin muayyen olmas1


durumunda EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kadina belirlenen mehrin yans1 verilir. Mehir
olarak belirlenen ~arap veya domuz muayyen degilse, ~arapta bedelinin yans1,
domuz da ise mut'a 64 verilir. C::unku zifaftan once gerc;:ekle~en bo~amada mehr-i
mislin yaris1 verilmez.
Aksine, bo~amadan once mehr-i misil gereken her yerde, bo~amadan sonra
da mut'a gerekir. ln~allah bunu mehir konusunda anlatacag1z. Muhammed (rh .a.)'e
gore ise, bo~amadan sonra her halukarda kad1na mehir olarak belirlenen ~eylerin
bedelinin yans1nin verilmesi gerekir. EbO Yusuf (rh.a.)'a gore ise her halukarda
mut'a verilmesi gerekir.
Miisliimanlar
Musluman bir erkek, Musluman bir kad1nla mehir olarak domuz, ~arap ya da
arasindaki
evlilikte ba~ka haram bir madde vermek uzere evlense nikah caizdir. C::unku mehrin gec;:erli
~arap ve
olarak belirlenmesi nikah1n ko~ullanndan degildir. Hatta, mehir belirlenmeksizin
domuz gibi
haram bir k1y1lan nikah da caizdir. Mehrin sahih olarak belirlenmedigi nikah da aynid1r.
~eyin mehir
tutulmas1
C::unku, dinen fasid olan bir ~eyin soylenmesi, onunla bir ~eyi hak etme ac;:1sindan,
hie;: soylenmemesi gibidir. Boyle bir ~eyin nikahtan once ko~ul koyulmas1, nikah1
iptal etmez. C::unku nikah akdi, (fasid) ko~ulu ortadan kaldirir ama, kendisi bu
ko~ulla ortadan kalkmaz. Ibrahim en-Nehal (rha) de "Nikah akdi ko~ulu ortadan
kald1m. Bey' (sat1m) akdinde ise ko~ul akdi ortadan kaldim." demi~tir.
Nikah sahih oldugu ic;:in bu durumda kad1n1n mehr-i misil almas1 gerekir.
C::unku, cinsel yararlanmaya bedelsiz olarak sahip olunamaz. Burada mehir olarak
[S/44]
belirlenen ~eyin verilmesi ise imkans1zd1r. Bu yuzden asll bedele ba~vurulur ki o asll
bedel de, cinsel yararlanmanin degeridir. ln~allah bunu mehirle ilgili k1s1mda
ac;:1klayacag1z.
Yahudi, H1ristiyan ve Mecusllerin birbirleriyle evlenmeleri caizdir. Daha once
Gayri
miislimlerin
onlarin kendi aralarindaki evlenmelerinin, aslen caiz oldugunun delillerini ortaya
biribirleri ile koymu~tuk. Aynca her ne kadar inanc;:lan farkl1 da olsa sonuc;:ta gayri muslimler tek
evlenmeleri

64
Miit'a /~.:.JI: Mehir belirlenmeden nikahlanan bir kad1nin zifaftan ve halvetten once bo~anmas1
durumunda, bo~ayan kocanin verecegi bir tak1m elbise ve ba~ ortUsiine denilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _69

bir millettir. c;:unku ~irk ve Muhammed (s.a v.)'in peygamberligini inkar, onlann
ortak noktaland1r. Bundan dolay1, Muslumanlar aras1nda farkl1 mezheplerden
olanlarin evlenmeleri caiz oldugu gibi, onlann birbirleriyle evlenmeleri de caizdir.
Bu nedenle, gayri muslimlerin birbirlerine olan tan1kl1klann1 ve birbirlerine mirasr;1
olmalanni da caiz say1yoruz.
(Farkl1 dinlere mensup iki gayri muslimin) evlenmeleri neticesinde dunyaya Gayri
miislimlerin
gelen r;ocuk, biz Hanefilere gore anne babadan ehl-i kitap olanin dinine tabidir. Bu evliliginden
yuzden onun kestigi yenir, (eger kad1nsa) Muslumanlar kendisiyle evlenebilir. ~afil dogan ~ocugun
nesebi
(rh.a.)'ye gore bunlar caiz degildir. c;:unku anne-babanin durumlan arasinda z1tl1k
vard1r. Bunlardan biri (ehl-i kitap olmad1g1 ir;in evlenme vs.de) haram olmay1, digeri
(ehl-i kitap oldugu ir;in) helal olmay1 gerekir. Peygamber (s av )'in

J'.kJ1 f1y;j1 ~~ -J1~~ J fi_;Jij Jy\.;J\ t~~-1 LA


"Bir ~eyde hem hela//ik hem de haramltk bulunursa haramltk taraft QstQn
gelir. " 65 hadisi nedeniyle haraml1g1 gerektiren yon ustOn say1l1r. Taraflardan birinin
Musluman olmas1 durumunda ise durum farkl1d1r. c;:unku daha once ar;1klad1g1m1z
uzere kufUr, lslamla boy olr;u~emez.
Buna kar~i11k biz Hanefiler Peygamber'in (s av) ~u hadisini deli I olarak
kullan1yoruz:

"Her r;ocuk is/am f1trat1 Ozerine dogar. Sonra anne-babast onu Yahudi veya
Htristiyan yaparlar. " 66

Bu hadiste, anne-babanin her ikisinin de Islam d1~1nda ayni dine mensup


olmalan, r;ocugu yarat1ld1g1 f1trat uzere kalmaktan r;1karan bir neden sayllm1~t1r. Bu
durum, ancak, ana baba Islam d1~1nda ayn1 dine mensup oldugu zaman olur. Arna
ana baba farkl1 dinlere mensup iseler (r;ocuk) f1trat uzere kalmaya devam eder.
Aynca kestiginin yenebilmesi ve evlenmenin helal olu~u Islam hukumlerindendir.
Ana babadan birinin inanc1 bu olunca, Muslumanl1g1n kendisinde oldugu gibi,
r;ocuk ona tabi k1l1n1r. Bunun nedeni ~udur: Yahudilik, MecOsllikle
kar~1la~t1nld1ginda MecOsllik daha kotOdur ve bu yuzden esasen aralannda
muaraza (z1tl1k) olmaz. Fakat r;ocugun ehl-i kitap olana tabi olmas1 tercih edilir.
c;:unku ehl-i kitap olan, tek Allah'a (tevhide) inanmakta ya da en az1ndan oyle
gorunmektedir. c;:ocugun ona tabi k1linmas1 bir ar;1dan da r;ocugun yarann1n
gozetilmesi anlamina gelir ki, bu da gereklidir.

65
Abdurrezzak, Musannef, Vll/199; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, Vll/169; ZeyleJ, Nasbu'r-raye, IV/372;
Acl0n1, Kesfu'/-hafa, 11/1183.
66
Buhar1, Cenaiz 79; Muslim, Kader 22; Ebo DavOd, Sunnet 34; Tirmiz1, Kader 5.
70 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Zimmllerden bir k1z c_;ocugu, velisi tarafindan yine zimml olan bir erkek
c_;ocukla evlendirilse, bu evlilik, Muslumanlar aras1nda oldugu gibi caizdir. c;:unku,
onlarin aralarinda da velilerin velayet yetkilerinin oldugu kesindir. Nitekim Allahu
Tea la:

"Kafirler birbirlerinin velisidirler" (el-Enfal, 8/73) buyurmaktad1r.


Ayrica, boyle bir nikahta, c_;ocugu evlendiren veli, baba ya da dede ise,
c_;ocuklarin buluga erdiklerinde nikah1n feshedilmesi noktasinda sec_;im haklari
yoktur. c;:unku baba olma ~efkatli olmay1 gerektirir ve bu durum dinlerin farkl1
olmas1yla degi~mez. Nitekim, "Toy ku?una vanncaya kadar her can/1 yavrusunu
sever." denmi~tir. $ayet evlendiren baba ya da dede degilse, EbO Hanlfe ve
Muhammed (rh a )'e gore, Muslumanlar ic_;in boyle bir hak bulundugu gibi, zimml
c_;ocuklann da sec_;me (muhayyerlik) haklan vard1r. Nitekim bunu daha once
ac_;1klam1~t1k.

Zimml bir kad1n, zimml bir erkekle evlendiginde kad1n1n velisinin, aralarinda
Gayri
miislimlerin denklik bulunmad1g1 iddias1 dikkate al1nmaz. c;:unku ~irk du~uklugu (zilleti) ve
evliliklerinde cizyenin verdigi a~ag1lanma hepsinde ayn1d1r. Bu durumda soy eksikliginin bir
denklik
onemi olmaz. Onlar birbirlerine denktirler. Nitekim onlar1n bir k1sm1 kolele~trilmi~
olsalard1 yine birbirlerine denk olurlard1. Ozgur ki11nsalar yine aynid1r. Musluman
olduklarinda da denk olurlar. Bundan anla~1lmaktad1r ki, aralarindaki farklll1klar
onemli degildir. Bu yuzden de velinin denklik bulunmad1g1 gerekc_;esiyle dava ac_;ma
hakk1 yoktur.
Ancak kad1nla erkek aras1nda c_;ok ac_;1k farklar bulunmas1 bundan
mustesnad1r. Ornegin, onlarin kral1n1n k1z1ni dokumacinin ya da hayvan bak1c1s1nin
(seyisin) vb. aldatmas1 durumlarda oldugu gibi. Bu durumda aralan ayrll1r. Ancak
ayrllmalar1nin nedeni denklik bulunmamas1 degil; fitneyi onleme amac1d1r. c;:unku
[5/45)
bu tOr bir evlilik fitneyi korukler. Oysa yonetim, Muslumanlar arasinda oldugu gibi
onlar arasinda da fitneyi yat1~t1rmakla gorevlidir.
Ehl-i kitaptan
bir erkegin Zimml bir erkek, ozgur bir Musluman kadinla evlendiginde aralari ayrll1r.
Miisliiman c;:onku Allahu Teala:
kadmla
evlenmesi

"MuslUman o/mad1klan surece mO?riklerle evlenmeyin" (el-Bakara, 2121)


buyurmu~tur

Peygamber (s.a v.) de


Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 71

"/slam OstOn ge!ir, ona OstOn gelinmez. " 57 demi~tir.


Her ne kadar lslam'in ba~lang1c1nda helal idiyse de dinimize gore; Musluman
bir kad1n1n bir kafirle evlenmesinin helal olmad1g1 hukmu yerle~mi~tir. Bundan
dolay1 evlenmi~lerse aralari ayril1r. Eger zifaf olmu~sa, erkegin ceza olarak can1
yak1l1r. Ancak ceza, 40 degnekten az tutulur. Kad1n ve aralarin1 yapan ki~i ise tazir
edilir.
Metinde zimml erkek hakk1nda "tazir edilir" denmemi~ "can1 yaki11r"
denmi~tir. c;:onku tazir,

4
'
-i-f - : ,:::-~ ' '· !, ' ,: !, ' ·~-!- .J ,,. i»L I! ~!1 }.
- - J •/'-: ·~J •J~YJ "J.J.,r'J . 0""'.JJ , ; .>-!~ r

"Ta ki Allah'a ve resOIOne inanas1niz, ona yard1m edesiniz, O'na sayg1


gosteresiniz ve O'nu sabah ak~am tesbih edesiniz." (el-Fetih, 48/9) ayetinden de
anla~lld1g1 Ozere, temizleme ve yuceltme anlamlann1 ifade etmektedir.
Zimmlnin cezaland1nlmas1n1n nedeni ~udur: Zimml, Musluman bir kad1nla
evlenmekle edebe ayk1n davranm1~, Muslumanlari kuc;umsemi~ ve kendisine yasak
olan bir i~i i~lemi~tir. Bu yuzden de tedip edilir.
Malik b. Enes (rh a )'e gore: Ozgur bir Musi Oman kadinla evlenen zimml
oldurulur. c;:onku o, zimmet akdi esnas1nda yapmayacagina dair guvence verdigi
bir i~i yapmakla zimmet akdini bozmu~ olur. Bu ki~i, mu~rikler ic;in casusluk yapan
zimml gibidir.
Biz Hanefllere gore nas1I ki, bir Musluman benzer bir suc;u i~lemekle emanin1
bozmu~ olmuyorsa, zimml de bozmu~ olmaz ve dolay1s1yla oldurulmez. Ancak ceza
olarak cani yak1l1r.
Aralarini yapan ki~i de tazir edilir. c;:onku, o da helal olmayan bir ~eye yard1m
etmi~tir. Aracinin cezaland1nlmas1nin deli Ii Peygamber (s a.v.)'in ~u hadisidir:

~l_jllj ~_;.Jtj ~l_jll ~I ~


"Allah ru~vet verene de a!ana da araC1!1k edene de lanet etsin. "
68

Hadiste gec;en "rai~", ru~vet alanla veren aras1nda araci11k eden ki~idir.

Musluman kad1nla evlenen zimml, nikahtan sonra Musluman olsa da nikahin


devam1na izin verilmez. c;:onku nikah1n asll gec;ersizdir ve zimmlnin Musluman
olmas1yla gec;erli duruma donu~mu~ olmaz.
Ehl-i kitap bir
Karis1 Ehl-i Kitap olan zimml bir erkek, Musluman olsa aralanndaki nikah kadmla evli
olan erkegin
devam eder; kendilerine mudahale edilmez. c;:onku, adam Musluman olduktan MUslUman
olmas1
67
Buhar1, Cenaiz 79; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vl/205; Darekutn1, Sunen, 111/252; Zeyle1, Nasbu'r-
raye,111/200.
68
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/279; Hakim, Mustedrek, IV/115; Ali el-MOttak1, Kenzu'/-ummal,
V/838.
72 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

sonra ba~tan boyle bir nikah gei:;erlidir. Onceden olan nikah1n boyle devam etmesi
oncelikli olarak gei:;erlidir. Eger kans1 ehl-i kitap degilse kendisine Musluman olma
teklif edilinceye kadar karis1 olmaya devam eder. Tekliften sonra Musluman olursa
ne ala, yoksa aralan ayril1r.

Gayrimiislim Kocas1 ehl-i kitap veya ba~ka bir dine mensupken kad1nin Musluman olmas1
birinin durumunda da durum aynid1r. Kocaya Musluman olma teklif edilene kadar, kad1n
kansmm
Miisliiman onun kar1s1d1r. Musluman olmas1 teklif edildikten sonra, koca, Musluman olmazsa
olmas1 aralari ayrll1r. Bize gore burada, zifafin geri:;ekle~ip geri:;ekle~memi~ olmas1 fark
etmez.
$afil (rh a) ise ~oyle demektedir: $ayet zifaftan once geri:;ekle~mi~se, e~lerden
birinin Musluman olmas1yla aralan aynl1r. $ayet bu durum zifaftan sonra
geri:;ekle~mi~se ayrll1k ui:; hay1z suresinin gei:;mesine bagl1d1r. Musluman olmayan
e~e Musluman olmas1 da teklif edilmez.

$afil (rh.a.) buna delil olarak da ~unlan soylemektedir: Zimmet akdiyle onlara
kendilerine zorla lslam'a sokmak ii:;in mudahale etmeyecegimizi garanti etmi~tik.
Bu garanti, zorlama yetkisini ortadan kaldim. Bize gore der: aralann1 ay1rmak
Musluman olma nedeniyledir. Ancak zifaftan once, nikah, kuvvetlenmi~ degildir.
Boyle olunca, ba~lang1i:;ta nikah1n olu~mas1na engel olacak ~ekilde, din aynl1g1n1n
olu~mas1yla nikah bag1 kesilmi~ olur. Zifaftan sonra ise nikah kuvvetlidir. Bu yuzden
yaninda aynl1ga etki eden bir ba~ka unsur bulunmad1ki:;a, s1rf din ayrll1g1yla nikah
ortadan kalkmaz. 0 unsur da iddet suresinin gei:;mesidir.
$afil (rh.a.), bu meseleyi bo~amaya k1yaslamaktad1r. c;:unku, zifaftan once
[5/46) nikah, sadece talak ile, zifaftan sonra ise ancak iddet suresinin gei:;mesi ile kalkar.
Biz Hanefilerin bu konudaki delillerimiz ise ~unlard1r: Rivayete gore
Behrulmulk (kad1n lider) Musluman olmu~tu. Omer (r.a.), kocas1na Musluman
olmas1nin teklif edilmesini, Musluman olmad1g1 takdirde aralannin ayrllmas1n1
emretti.
Ali (r a.) zaman1nda da bir erkek lider Musluman olmu~. halife, kans1na
Musluman olmas1n1 teklif etmi~. kabul etmemesi uzerine de aralann1 ay1rm1~t1.
Bunun akli izah1 ~udur: Aralanndaki nikah ba~lang1i:;ta sahih idi ve bu nikah,
ancak ortadan kalkmas1n1 gerektirecek bir nedenin bulunmas1 durumunda kalkar.
E~lerden birinin Musluman olmas1, nikah1n ortadan kalkmas1 ii:;in uygun bir neden
degildir. c;:unku Musluman olma, masumiyetin ispat1 ve kocanin kad1n uzerindeki
hakk1n1 kuvvetlendiren bir nedendir. E~lerden kufUrde kalmakta 1srar edenin kufru
de nikah1n sona ermesi ii:;in neden degildir. c;:unku kufUr daha once de mevcuttu
ve nikah1n olu~masina ve devam1na engel degildi. Kocan1n Musluman, kansin1n
ehl-i kitap olmas1 gibi, e~ler aras1ndaki din aynl1g1 da, esas itibariyle nikah1n sona
erme nedeni degildir. Oyleyse, nikahin devam1 mumkun olmad1g1na gore,
aralar1n1n ayrllmas1n1 gerektiren kesin bir nedenin olmas1 gerekir. l~te bu neden de
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 73
e~lerden kafir olanina Musluman olmas1n1n teklif edilmesidir. Ancak bu, onu
Musluman olmaya zorlayarak olmaz. Ancak nikahla beraber kocaya kad1n1 ya
iyilikle tutmas1 ya da guzellikle sal1vermesi gerekli olmu~tur. Kocanin kad1n1 iyilikle
tutmas1, Islam konusunda ona yard1mc1 olmas1yla olur. Kaea bundan ka~1ninca
geriye sadece guzellikle sal1vermek kalm1~ olur. Kocanin aynlmay1 istememesi
durumunda ise hakim, aralanni ay1rma hususunda onun yerine ge~er.
$ayet Musluman olmaktan ka~1nan kad1n idiyse ve hakim aralar1n1 ay1rm1~sa,
bunun zifaftan once olmas1 durumunda kad1na mehir verilmesi gerekmez. Zifaftan
sonra ger~ekle~mi~se kad1n iddet suresince almas1 gereken nafakay1 alamaz.
<;:unku aynl1ga kad1n neden olmu~tur. Bu durumda ittifakla, aynl1k talak olmaks1z1n
meydana gelmi~tir. <;:unku kad1n1n bo~ama yetkisi yoktur. Hakim aralann1 kad1nin
pislikte (kufUrde) 1sran yuzunden ay1rm1~t1r. Pis olan kad1n ise temiz olan erkege
uygun degildir.
Musluman olmaktan ka~1nan erkek ise, aralan zifaftan once aynlm1~sa kad1na
mehrin yans1n1n verilmesi gerekir. Zifaftan sonra olmas1 durumunda da kad1n iddet
nafakas1 al1r. Bu durumda kan kocanin aras1n1 ay1rmak Ebu Hanlfe ve Muhammed
(rha)'e gore bo~ama (talak) yoluyla olmu~ olur. Ebu Yusuf (rh.a)'a gore ise aynl1k
talak olmaks1z1n ger~ekle~mi~tir.
Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh a)'a gore kad1n1n lslam'dan ~1kmas1 (irtidad1)
nedeniyle ger~ekle~en aynl1k, talak olmaks1z1n ger~ekle~mi~ olur. Kocanin irtidat
etmesi durumunda da durum ayn1d1r. Muhammed (rh a )'e gore ise aynl1k talak
olarak ger~ekle~mi~ olur.
Ebu Yusuf (rh.a)'un her iki konuda (Musluman olmaktan ka~1nma ve irtidat
durumunda talak ger~ekle~meksizin aynl1k meydana geldigini soylerken) dayand1g1
deliller ~unlard1r: Musluman olmaktan ka~1nma ve irtidat, e~lerin her birinden
meydana gelebileceginden, e~ler ayrll1gin nedeninde ortakt1r. Mahremiyet ya da
e~lerden birinin digerinin mulkiyetine (kole veya cariye olarak) sahip olmas1
dolay1s1yla ger~ekle~en aynl1klarda oldugu gibi, bu tUr bir aynl1k da, bo~ama
ger~ekle~meksizin meydana gelmi~ olur. <;:unku kad1n1n bo~ama yetkisi yoktur.
Kad1n taraf1ndan kaynaklanan aynl1k nedenlerinin talak i~in bir neden olmad1g1
bilinir.
Muhammed (rh a )'in her iki konudaki delilleri ise ~u ~ekildedir: Aynl1g1n ger~ek
nedeni, Musluman olmaktan ka~1nma veya irtidat olarak kocadan ~1kan bir sozdur.
Bu da bo~ama yerine ge~er. <;:unku bunlarla kad1n1 iyilikle tutma imkan1 ortadan [S/47]
kalkm1~ ve geriye sadece guzellikle sal1verme yolu kalm1~t1r. Sal1verme ise talakt1r.
Bilindigi uzere iktidars1z erkekle kans1n1n aynlmalan da bu yolla talak say1l1r.
Ebu Hanlfe (rh a) ise Musluman olmaktan ka~inma ile irtidat meselelerini farkl1
degerlendirmektedir. Bu iki mesele arasindaki fark iki yondendir.
74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Birincisi: lrtidat nedeniyle meydana gelen aynl1k, helal olma niteliginin
ortadan kalkmas1ndan dolay1d1r. Bu, nikaha engeldir. Nitekim, bu durumda aynl1k
hakimin hukmune bagl1 degildir. (unku, irtidat nikah1n olu~umuna da devam1na
da engeldir. Bu ac;1dan e~lerin birbirlerinin mahremi olmalanna ve e~lerden birinin
digerinin mulkiyetine sahip olmas1na benzer. Musluman olmaktan kac;1nma ise
nikaha engel degildir. Nitekim, Musluman olmay1 reddetme durumunda aynl1k
ancak hakimin hukmuyle olmaktad1r. Nikaha engel olmayan bir nedenle
gerc;ekle~en aynl1k, kocan1n yapt1g1 bir ~ey yuzunden olunca talak sayll1r.

Aradaki fark biraz daha ac;1klanacak olursa: Musluman olmay1 kabul etmeme
nedeniyle olan aynl1kta, aynl1k ancak hakimin karanyla gerc;ekle~tigi ic;in bu,
iktidars1zl1k nedeniyle olan aynl1ga benzemektedir. (unku o meselede hakim aynl1k
noktas1nda kocan1n yerine gec;mektedir. lrtidat meselesinde ise ayrll1k hakimin
karanna bagl1 olmad1g1ndan bu mesele, mahremiyet veya mulkiyet nedeniyle olan
aynllga benzemektedir. Nitekim, irtidat meselesinde aynl1k, kad1nla
tamamlanmaktad1r. Halbuki onun talak yetkisi yoktur (demek ki meydana gelen
aynl1k, talak degildir.)
Her iki durumda da kocanin kadin1 iddet suresi ic;ersinde oldugu surece
bo~arsa bu bo~ama gerc;ekle~ir. Musluman olmay1 kabul etmeme nedeniyle olan
aynl1kta bunun boyle oldugu ac;1kt1r. (unku burada aynl1k talak iledir. lrtidatta ise
mahallin (kad1n1n) bu nedenle haraml1g1 ebedl degildir. Nitekim haraml1k
Musluman olmayla ortadan kalkar. Boylece talakla beraber onun sonucu olan ~ey
de bulunmu~ olur ki o da ikinci kocan1n ili~ki kurmas1na degin mahallin (kad1n1n)
haram olmas1d1r. Bu nedenle kocan1n iddet ic;erisinde iken kans1n1 bo~amas1
gerc;ekle~ir. Oysa mahremiyetten sonra durum boyle degildir. (unku orada
mahallin haraml1g1 ebedldir. Bu yuzden de talak1n sonucu ortaya <;1kmaz.

lkizimmi Zimmet ehlinden iki kuc;uk c;ocuk arasinda nikah k1yllsa, sonra da ic;lerinden
~ocugun birisi, Musluman olmanin ne demek oldugunu bilerek Musluman olsa, bize gore
evlendirilmesi
ve birisinin Musluman olmas1 istihsanen gec;erlidir. Digerine bunu anlayabilecek seviyede ise
Mlislliman Musluman olmas1 teklif edilir. Musluman olursa nikahlan devam eder. Kabul
olmas1
etmezse; ~ayet Musluman olan koca ise ve kadin da ehl-i kitap ise aralan aynlmaz.
Bu akil-balig olmalan durumunda aynlmad1klan gibidir. Aksi olmas1 durumunda da
k1yasa gore aralan aynlmaz. (unku Musluman olmay1 kabul etmemek ancak
mukellef birinden kaynakland1g1nda aynlig1 gerektirir. Ergen olmam1~ ki~i her ne
kadar akl1 yeterli olsa da bununla mukellef degildir. Fakat EbO Hanlfe (rh a.) istihsani
alm1~ ve demi~tir ki: Musluman olmas1 gec;erli olan ki~i. Musluman olmaktan
kac;in1rsa bu da sahihtir.
Kocas1n1 cinsel organ1 kesik durumda bulmas1 durumunda oldugu gibi, aynl1g1
gerektiren nedenler ac;1s1ndan c;ocukla buluga ermi~ ki~i arasinda fark yoktur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 75

Denilmi~tir ki bu, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gbredir. EbO Yusuf (rh.a.)
ise k1yasa itibar etmektedir. Bu meseledeki ihtilaf c;;ocugun irtidat1 konusundaki
ihtilaflanna benzemektedir. EbO Hanlfe ve Muhammed'e gore EbO Yusuf (rh.a.)'un
gbru~unun aksine (irtidat durumunda) aynl1k gerekir. Ancak dogrusu bunun her
uc;;unun de gbru~u oldugudur.
EbO Yusuf'a gore aradaki fark ~udur: Musluman olmay1 kabul etmemek
ic;;inde bulundugu durumu koruma anlam1na gelir ve bu, c;;ocuk taraf1ndan
oldugunda da gec;;erlidir. lrtidat ise mevcut olmayan bir ~eyi meydana getirme
anlam1ndad1r. Bu ise c;;ocuga zararl1 tasarruflar kapsamindad1r ve gec;;erli olmaz.
Nitekim c;;ocugun hibeyi kabz ettikten sonra geri vermesi gec;;erli degildir. Halbuki [5/48]
ba~ta kabul etmemesi gec;;erlidir.
Bu e~lerin aras1 kuc;;uk ya~ta olan kocan1n islam'a girmemesi nedeniyle aynlsa;
baz1 ikinci dbnem alimlerimize (me~ay1h) gore bu ay1rma, talak (bo~ama) olmaz.
c;:unku c;;ocuk, buluga ermi~ kimsenin aksine bo~ama ehliyetine sahip degildir.
Ancak dogrusu, bu talakt1r. c;:unku talak1 gerektiren neden olu~mu~tur. Bu,
erkegin cinsel organinin kesik olmas1 nedeniyle olan ayrli1ga benzemektedir.
c;:unku, c;;ocuk bo~amaya ve kale bzgur kilmaya ehil degildir. Ancak c;;ocugun kendi
yak1n1na miras yoluyla sahip olmas1 durumunda oldugu gibi, neden gerc;;ekle~ince
c;;ocugun kale bzgur klima tasarrufu gec;;erli olur. Talak da bunun gibidir.
H1ristiyan bir erkek, H1ristiyan bir kadmla evlense, sonra da kadm Ehl-i Kitap
mecusl olsa nikahlan devam eder. <;i.inki.i kadm nikah esnasmda mecusl erkek ve kadm
evlense ve
olsayd1 da aralarmdaki nikah gec,;erli idi. 0 halde kadm sonradan mecusl kadm Mecusi
oldugunda da durum aynid1r. Bu hi.iki.im bizim "Zimmi bir dinden digerine olsa nikahlari
devam eder mi
ger;ince inanct iizerine btraktltr. <;iinkii kiifiir tek millettir." prensibimize
dayanir.
~afil (rh.a.)'nin bu konuda uc;; gbru~u vard1r. Birincisi, bizim gbru~umuz gibidir.
lkinci goru~une gore din degi~tiren zimml Musluman olmazsa oldurulur. c;:unku
kendisine verilen guvence (eman) o anda sahip oldugu inane;; ic;;indi. 0 inanc1
degi~tirdiginde kendisine verilen eman ortadan kalkar ve Musluman olmad1g1
takdirde oldurulur. Ancak bu, yanl1~ bir gbru~tUr. c;:unku, zimmet akdiyle ona
verilen eman kufrune ragmen verilmi~tir ve din degi~tirmesi durumunda bu kufru
terk etmi~ degildir. Zimminin inanc1 zimmet akdinin ilk olu~umuna nasli engel
degilse devamina da engel degildir. Oc;;uncu bir gbru~unde de ~afil (rh a), Allah
korusun Musluman1n irtidat etmesi durumunda oldugu gibi eski dinine dbnmeye
zorlan1r, demektedir. Ancak bu da kabul edilemez bir gbru~tUr. c;:unku, din
degi~tirmeden once sahip oldugu inane;; kufUrdur ve kufre geri donmeye nas1I
zorlanabilir?
76 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Mesela, H1ristiyan birisi Yahudilige gec;se gorCmu~e gore tek Allah'a (tevhide)
inanm1~ olur. Bu durumda tevhide inand1ktan sonra uc;lu tann (testis) inanc1na geri
donmeye nas1I zorlanabilir?
Kad1n mecusl olduktan sonra, koca Musluman olsa kadma aslen mecusl
olmas1 durumunda oldugu gibi Musluman olmas1 teklif edilir. Musluman olmamas1
durumunda sorun kalmaz aralan aynl1r . $ayet kad1n Musluman olmaz da
Yahudilige veya H1ristiyanl1ga gec;erse, nikah esnasmda H1ristiyan ya da Yahudi
olmas1 durumunda oldugu gibi nikahlan devam eder.
Yahudi ya da H1ristiyan bir kad1n kocas1nm Musluman olmasmdan sonra
mecusilige gec;se aralan aynl1r. Cunku kad1n1n kocas1nin Musluman olmas1ndan
sonra mecusilige gec;mesi, Musluman kadmm lslam'dan c;1kmas1 gibidir. Nas1I ki,
Musluman kad1n lslam'dan c;1kt1gmda kocayla aralannda derhal aynl1k meydana
gelirse, kocas1 lslam'a gec;mi~ kad1n1n mecusilige gec;mesi durumunda da durum
aynid1r.

Ehl-i H1ristiyan bir erkek H1ristiyan bir kad1nla iki kolenin tan1klig1yla evlense, bu tUr
Kitaptan bir evlilik dinlerinde varsa caizdir. Cunku, zaten tan1ks1z olarak evlenseydi bile
olanlann
kiilenin nikah gec;erli olacakt1. 0 halde iki kolenin taniklig1yla evlenmeleri haydi haydi
tamkhg1 ile caizdir.
evlenmeleri
Ancak en dogrusunu Allah bilir.

ISLAM'DAN <;IKANIN (MURTEDIN) NiKAHI


Miirtedin Murted bir erkegin ne bir murted kad1nla ne bir Musluman kad1nla ve ne de
evlenmesi
aslen kafir olan bir kad1nla evlenmesi caiz degildir. Cunku nikah din esasma
dayanir ve murtedin dini yoktur. Cunku o, sahip oldugu dini b1rakm1~t1r yeni sahip
oldugu inane; uzerine kalmas1na da izin verilmez.
Murtedle ilgili bu hukum iki nedenden otUrudur.
Birincisi: nikah, devaml1 kalma amac1yla me~ru kli1nm1~t1r Cunku neslin
devam1 nikahla olur. Canlann devam1 da hayat1n yaranna olan ~eylerin yerine
getirilmeleriyle olur. Murted ise olumu hak etmi~tir. O halde hayat1n devam1nin
nedeni olan bir ~ey (nikah), onun hakk1nda me~ru olamaz.
ikincisi: Murted irtidat etmekle olumu hak etmi~tir. Oldurulmeden once uc;
[S/49]
gun sure verilmesi, kendisinde olu~an ~upheler uzerinde du~unmesi ic;indir. Bunun
d1~mda hukmen hayatta degilmi~ gibi degerlendirilir. Bu yuzden de nikah akdi
yapmas1 gec;erli degildir. Cunku nikahla ugra~mas1 onun, hayat1 ic;in gerekli olan
~eyle ilgilenmesine engel olur. O da du~unmektir. Ayni ~ekilde murted kad1nin da
herhangi bir kimseyle evlenmesi gec;erli degildir. Cunku o da lslam'a geri donmek
ic;in du~unmekle yukumludur. Ba~ka bir ~eyle ugra~mas1 yasakt1r. Aynca o, dinden
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 77

c;;1kmakla, kendisiyle evlenilmesi yasak duruma gelmi~tir. Oysa nikah, ilk ba~ta
kendisiyle evlenilmesi helal olan kad1na (mahalle) hast1r. Bundan dolay1 murted
kad1n1n herhangi bir ki~iyle nikahlanmas1 caiz degildir.
Biz Hanefilere gore; Musluman bir ki~i dinden c;;1kt1g1 zaman kans1 E~lerden
birinin
kendisinden aynlm1~ olur. Kar1s1n1n Musluman veya ehl-i kitap olmas1, zifaf1n
isiamdan
gerc;;ekle~ip gerc;;ekle~memi~ olmas1 fark etmez. $afil (rh.a.)'ye gore de eger zifaf ~1kmas1
durumunda
olmam1~sa durum ayn1d1r. Arna dinden c;;1kma zifaftan sonra olmu~sa boyle degildir
nikah1n
Nikah1n sona ermesi uc; hay1z suresinin gec;mesine bagl1d1r. Bu, $afil (rh a )'nin daha durumu
once lslam'a girme konusunda ac;1klad1g1m1z, nikahin zifaf ile kuvvetlenip
kuvvetlenmemesi durumlan aras1nda fark bulundugu ~eklindeki prensibine
goredir. ~unku dinden c;1kan ki~i bununla dinini reddetmeyi amac;;lamaktad1r; e~ini
reddetmeyi degil. Bundan dolay1 dinden c;1kmak, nikah zifafla kuvvetlendikten
sonra e~lerden birinin Musluman olmas1 durumunda oldugu gibi, aynca ba~ka bir
neden de bulunmad1kc;a aynl1g1 gerektirmez.
lbn EbO Leyla (rh a.) da ~oyle demektedir: Zifaftan once de sonra da olsa, tevbe
teklif edilene kadar e~lerden birinin dinden c;1kmas1 ile, aralannda ayrll1k meydana
gelmez. $ayet adam tevbe ederse kad1n onun kans1d1r. blur ya da oldurulurse
kad1n ona mirasc;1 olur. lbn EbO Leyla (rh a) bu nu daha once ac;;1klad1g1m1z, e~lerden
birinin Musluman olmas1 meselesine k1yasla soylemektedir.
Ancak biz Hanefiler diyoruz ki: Dinden c;1kma nikaha engeldir. Nikaha engel
olan bir durumun sonradan olu~mas1 da, tek ba~1na e~lerin aynlmas1n1 gerektirir.
Bu t1pk1 e~ler arasinda evlilik yasag1 oldugunun sonradan ortaya c;1kmas1 gibidir.
E~lerin farkl1 dinlerden olu~u ise bizzat kendisi, nikaha engel bir durum degildir.
Nitekim Musluman bir erkek ile ehl-i kitap bir kad1n arasinda nikah caizdir.
E~lerden birinin Musluman olmas1 da nikaha engel degildir. ~unku nikah bir
nimettir. Musluman olmakla nimetler ki~i ic;in koruma alt1nda olur. Bundan dolay1
e~lerden birinin Musluman olmas1 durumunda, aralannin aynlmas1, ancak diger
e~in Musluman olmay1 reddetmesinden sonra ve hakimin hukmu ile olur.

Dinden c;1kan (lrtidat edenin) koca olmas1 durumunda, zifaf gerc;ekle~memi~se


kad1n mehrin yans1n1, gerc;ekle~mi~se iddet nafakas1 al1r. lrtidat eden kadin ise, bu
zifaftan once olmu~sa kadin mehir alamaz, zifaf olmu~sa iddet nafakas1 alamaz.
Bu aynl1gin bo~ama olup olmad1g1 meselesi daha once ac;1klad1g1m1z gibidir.
E~ler birlikte irtidat ettiklerinde biz Hanefilerin c;;ogunluguna gore istihsanen E~lerin
nikahlan devam eder. K1yasa gore aralan aynl1r ki, bu, Zufer (rh a )'in goru~udur. birlikte
dinden
~unku ikisi birden irtidat edince e~lerden birisinin irtidat1 ve bir de fazlas1 soz ~1kmalan
konusudur. lrtidatlan ba~ta nikah1n olu~masina nas1I engelse nikahin devam1na da
engeldir. Ancak biz k1yas1 ~u delil dolay1s1yla terk ettik: Sahabe ittifak etmi~tir ki,
Beno Hanlfe kabilesi, zekat1 vermekten kac;1nd1klan ic;in irtidat etmi~lerdir. EbO
.....

78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bekir (r.a.) onlann tevbe etmelerini istedi. Fakat tevbeden sonra hi<;birine nikahlarin1
yenilemelerini emretmedi. Onun d1~1ndaki herhangi bir sahabl de bunu emretmedi .
Seiki baz1lann1n irtidat1 digerlerinden once idi ve bu yuzden bununla
ugra~mad1 da denilemez. (unku, tarihleri bilinmeyen iki ~ey beraberce olmu~ gibi
kabul edilir.
Bu hukmun mant1kl a<;1klamas1 ~udur: E~lerden birinin irtidat1 durumunda
ayril1g1n meydana gelmesi, Musluman1n temizligi ile kar~lia~t1rild1g1nda irtidat
edenin pisliginin a<;1ga <;1kmas1 nedeniyledir. lkisi beraber irtidat ettiklerinde bu
pislik kar~1la~t1rma ile ortaya <;1kmaz. (unku bu, pisligin yine pislikle
kar~1la~t1nlmas1d1r. Bunun anlam1 ~udur: Beraber irtidat ettiklerinde ne dinleri ve ne
151501
de ulkeleri farkl1la~mam1~ olur. Bundan dolay1 da aralannda var olan ~ey, (nikah) iki
kafirin beraberce Musluman olmalannda oldugu gibi, daha once oldugu ~ekilde
devam eder. Bir ~eyin devam1n1 ba~lang1c1na k1yaslamak sakatt1r. Mesela, iddet
nikah1n ba~lang1c1na engeldir ama devam1na engel degildir. Bu konuda irtidatla
iddet aras1nda k1yaslamaya engel bir fark da yoktur. (unku her biri mahallin
(kad1n1n) haraml1gin1 gerektirir. Ancak bu haraml1k ebedl degildir. E~lerden biri
Musluman olursa diger e~in irtidatta 1srar etmesi durumunda aralannda aynl1k
meydana gelir. (unku bu durumda diger e~teki temizlikle kar~ila~t1nld1ginda
murted kalanin habis (pis) oldugu ortaya <;1kmaktad1r. Bu yuzden eger kad1n
zifaftan once Musluman olmu~sa mehrin yar1s1n1 al1r. Musluman olan koca ise
kad1n bir ~ey alamaz. (unku aynl1k irtidatta 1srar edenden kaynaklanmaktad1r.
E~lerden biri Musluman olmu~ken digerinin irtidatta 1srar etmesi sanki lslamdan
yeni <;1km1~ gibidir.
H1ristiyan bir erkek Musluman olsa, kans1 da H1ristiyanken Yahudilige ge<;se,
ba~lang1<;ta Yahudi olmas1 durumunda oldugu gibi yine onun kans1 olmaya devam
eder. Erkek, kans1 mecusl iken Musluman olsa ve sonra da lslamdan <;1ksa
kans1ndan aynlm1~ olur. (unku erkek Musluman oldugu zaman hakim ay1rmad1g1
surece nikah devam etmekteydi. Nitekim ~ayet kadin da Musluman olsayd1
nikahlan devam ederdi. Nikah devam ederken erkegin tek ba~1na dinden <;1kmas1,
ayrli1g1 gerektirir. Mecusi kad1n, Musluman olsa ve sonra irtidat etse de durum
ayn1d1r, kocas1ndan aynlm1~ olur. Koca irtidat etse de durum aynid1r. Kad1nla
aralan aynlm1~ olur.
Koca olene kadar lslamdan <;1kmasa, kad1n da Musluman olmasa zifaf olsun
olmas1n kad1n tam mehir alir. (unku hakim ay1rmad1g1 zaman nikah olumle sona
erer. Kocanin olumuyle de mehrin tamam1 kadin ad1na kesinle~mi~ olur.
En dogrusunu Allah bilir ve donu~ de onad1r.
...-

Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7g
HARBILERiN NiKAHLARI
Rivayete gore Ali b. EbO Talib (ra.)'e Ehl-i kitaptan olan harbllerle (Gayri
muslim ulkede ya~ayan Gayri muslim) evlenmenin hukmu sorulmu~, o da bunu
mekruh gormu~tur. Biz bu rivayeti delil olarak al1yor ve diyoruz ki: Bir Muslumanin
darulharp'te (Gayri muslimlerin ulkesi) ehl-i kitap bir kad1nla evlenmesi caizdir,
fakat mekruhtur. c;:unku Musluman darulharp'te evlenince oraya yerle~ebilir.
Halbuki Peygamber (s a.v) ~oyle buyurmu~tur:

WIJ~ t.S'-1) -.j ~? f ~ JS ~ ;t.?j. ~1


"Ben mu:)rik!erle beraber oturan her Mus!Umandan uza[pm. On/arm ate:jleri
69
birbirini gormesin (kom:ju o/masmlar) "
Aynca bu tur bir evlilikte c;ocugun kolelige itilmesi sbz konusudur. c;:unku
kad1n Muslumandan gebe kal1p esir du~ebilir. Bu durumda karn1ndaki c;ocuk
Musluman olmasina ragmen kale olmu~ olur. Ote yandan c;ocuk dunyaya
geldiginde kafirlerin ahlak1yla ahlaklanir. Bunda da baz1 fitneler soz konusudur.
Bundan dolay1 da bu tur bir evlilik mekruhtur.
Bu tur bir evlilikten sonra, erkek darulharp'ten c;1ksa ve kad1n1 orada b1raksa,
hakikaten ve hukmen ulke aynl1g1 bulundugundan dolay1 aralan aynl1r. Kad1n,
darulharp halkindan, erkek ise Islam ulkesi (daru'l-lslam) halk1ndand1r. Bu ~ekildeki
ulke aynl1g1 bize gore e~lerin aynlmasin1 gerektirir.
$afil (rh.a.)'ye gore bu durum, aynl1g1 gerektirmez.
E~lerden biri Musluman olsa ve daru'l-islam'a gelse, eger daru'l-lslam'a
halkin1 terk ederek (onlara ofkelenerek) gelen kad1n ise aralannda ittifakla aynl1k
meydana gelir. Bize gore bu, ulkeler aynl1g1 nedeniyledir. $afil'ye gore ise
[5/51]
kocas1ndan kurtulmay1 ve onun hakk1na sahip olmay1 kastetmesi nedeniyledir.
Buna gore kad1n kocas1n1 terk etmek amac1 olmadan, ona ofkelenmeden
darulislam'a gelirse ya da koca, Musluman ya da zimml olarak darulislam'a girse
bize gore ulke farkl1l1g1 dolay1s1yla aralannda aynl1k meydana gelir. $afil (rh.a.)'ye
gore aralan aynlmaz. 0 bu konuda ~u delilleri kullanmaktad1r: EbO Sufyan (r.a)
Merru'-zehran adl1 yerde Islam ordugah1nda Musluman oldu ve Peygamber (s.a.v.)
kans1 Hind ile olan nikahlann1 yenilemedi. Mekke fethi esnas1nda da lkrime b. EbO
Cehl ve Hakim b. Hizam kac;t1lar. Bunlann kanlan Musluman oldu ve kocalan ic;in
eman ald1lar. Sonra gidip kocalann1 geri getirdiler. Bu olayda da Peygamber (s.a v.)
aralanndaki nikahlan yenilemedi. Yine Peygamber (sav.)'in k1z1 Zeynep Medine'ye
hicret etmi~, yillar sonra kocas1 EbO'l-As onun pe~inden Medine'ye gelmi~ti.
Peygamber (s.a v) ilk nikahlan ile Zeyneb'i kocas1na vermi~tir.

69
EbQ Davud, Cihad 105; Tirmiz1, Siyer 42; Nesa1, Kasa me 26.
80 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'I-Mebsut
Bunun akll izah1 ~udur : Olke aynl1g1, egemenliklerin (velayetlerin) farklll1g1ndan
ibarettir. Bu da Islam ulkesindeki velayetlerin farkl1l1g1 gibi nikah1n bozulmas1n1
gerektirmez. Nitekim harb1, eman alarak Islam ulkesine geldiginde ya da
Musluman, eman ile daru'l-harbe c_;1kt1g1nda, kans1yla aralan aynlmaz. Me~ru
ybnetime ait bir ~ehirden, isyancllann kontrolu alt1ndaki bir bblgeye c_;1kanin
durumu da ayn1d1r; kans1 ile aralarinda ayrll1k meydana gelmez.
Mezhebimiz (ilk dbnem) alimleri ~u delillere dayanirlar: Allahu Teala ~byle
buyurmu~tur:

0~ 0f.~~ til-l ~I Vo &li -7'1~~ ~~~I p-c.~ I;! lj.oi .:r..J1 ~t4 t
.I..
"( ~
ill:J1 CJ'\1- if>~
! , ' ·- )lj ..;_.,[.. ! ' ~ , •!•I;;.
.J' • -Y' if>~

"Ey Iman eden/er! Mumin kadmlar hicret ederek size geldigi zaman on/an
imtihan edin (hicret/erinin nedenini ince/eyin). Allah on/arm imanlanm daha c;ok iyi
bilir. Eger siz on/arm mumin kadmlar olduklannt ogrenirseniz, on/an kafirlere geri
gondermeyin." (el-Mumtehine, 60/1 o) Ayette kocadan kurtulma kast1ndan
bahsedilmemektedir. 0 halde boyle bir ko~ul koymak nassa ilave yapmak olur.
Yine Allahu Teala :

"/nkarct kadmlan nikahmtzda tutmaym" (el-Mumtehine, 6011 O) buyurmaktad1r.


Bunun anlam1, darulharpte b1rakt1g1niz kadinlan e~leriniz saymay1n demektir.
Omer (r a) hicret etmek istediginde Mekke'de ~u ~ekilde bag1rm1~t1r: "Kim
kansmm du/ kalmasmt ya da kendisinden aynlmasmt isterse benimle gelsin (yani
bana hicrette arkada~ltk etsin)." Bunun anlam1 ~udur: darulharpte kalan ki~i.
daru'l-lslam'daki ki~iye gore olu mesabesindedir. Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
,!. >, .. ~ J ,.. 0 ,,,. , # ,,. # ,,.

-.\ ..:..iWhll . j U!..o !:< 01 - o\.J • . , 1· . ~ ~ - :~li L::.o iJL5 : ,,,~


v-:' - ~ ..r- <.J'! ~ -; ~ JY .J .. . ,J"J '1'
.!~'t-~~1~l5t;=
"( ~ y d-/· lS:.iJ=-~..!.il.iS
- ~.) - ':! _ ~
~ ~ ;

"QIU iken dirilttigimiz ve kendisine, insanlar arasmda yuruyebi/ecegi bir 1~1k


verdigimiz kimse, karan/1k/ar ic;inde kaltp ondan hie; c;tkamayacak durumdaki kimse
gibi olur mu! l~te kafirlere yapttk!an bOyle sus/U gosterilmi~tir." (el-En'am, 6/122) Yani
(kuflirde kalan kimse) kafir iken hidayet nasip ettigimiz kimse gibi midir?
Bilindigi uzere daru'l-harbe kac_;an murted, olu gibi kabul edilir. Mallari
mirasc_;1lan aras1nda payla~t1nl1r. Nasil ki, blu ile diri arasinda nikah bag1
gerc_;ekle~mezse ulke aynllg1 durumunda da (erkek ve kadin arasinda) hakikaten ve
hukmen gerc_;ekle~mez .
Harb1 bize emanla geldiginde ise hukmen ulke aynl1g1 bulunmaz. ~unku o
darulharp ehlindendir ve geri dbnmesi de mumkundur. Musluman, emanla daru'I-
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 8l
harb'e girdiginde de durum ayn1d1r. c;:unku o da hukmen daru'l-lslam'1n
halk1ndand1r. lsyancilann kontrolu alt1ndaki bolge daru'l-lslam'dan say1l1r. Bu
yuzden orada bulunan kimse hukmen olu olarak degerlendirilmez. Bunun delili
~udur: Darulharp'ten daru'l-lslam'a gelen ki~i, ancak kendini mu~riklerden
korumak i~in gelmi~tir. Bu ama~ bulundugu i~in kocadan kurtulma amac1na itibar
olunmaz. $ayet kad1n1n ~1k1~1 kocas1n1 terketme amac1na yonelikse zaten ittifakla
aynl1k meydana gelir.
Zeynep (r a) ile ilgili hadise gelince, o konuda en dogrusu, Peygamber (s.a.v.)'in
[5/52]
Zeyneb'in nikah1n1 yenilemi~ oldugudur. Zeyneb'i ilk nikahla geri verdigi ~eklindeki
rivayete gelince, bu, birinci nikah1n verdigi mahremiyetle demektir. Nitekim
Peygamber (s.a v.) Zeyneb'i eski kocas1na ylllar sonra vermi~tir. Bu kadar surede
normal ko~ullarda iddet suresi sona erer. Aynca rivayete gore kafirler. Zeyneb'in
pe~inden gelmi~ler ve onu dovmu~ler, bu yuzden de du~uk yapm1~t1r. Bu nedenle
de iddeti bu du~ukle sona ermi~tir. $afil (rh.a.)'ye gore de her ne kadar ulke
aynl1g1yla aynl1k meydana gelmese de, iddetin bitimiyle aynl1k meydana gelir.
EbO Sufyan'1n Musluman olmas1na gelince; en dogrusu, EbO Sufyan o gun
tam olarak Musluman olmam1~t1. Peygamber (s av.) ona amcas1 Abbas (r a )'in arac1
olmas1yla eman vermi~tir.
lkrime ve Hakim b. Hizam ise sahile ka~m1~lard1 ve ka~t1klan yer Mekke
s1nirlanna dahildi. Bu yuzden de ulke ayrll1g1 meydana gelmemi~ti.
Zuhrl demi~tir ki: "Daru'l-lslam, darulharp'ten tam olarak ancak Mekke'nin
fethinden sonra aynlm1~t1r. Bu nedenle o gun ulke aynl1g1 soz konusu degildi.
Bundan dolay1 da Peygamber (s.a.v.) bu insanlann aralanndaki nikahlan
yenilememi~tir."

E~lerden birisi esir edildigi zaman ittifakla aralannda aynl1k meydana gelir.
Bize Hanefilere gore bu aynl1g1n nedeni, ulke ayrll1g1, $afil (rh.a.)'ye gore esirliktir.
Bu yuzdendir ki, e~ler beraberce esir edilseler, ~u ayet dolay1s1yla aralannda ayrll1k
meydana gelmez:

~ ~~t ..:.s:L Lo ~l ~t..:;11 ~ ..:.,~lj ,


"(Harp esiri olarak) Sahip oldugunuz cariyeler mOstesna, evli kadmlar da size
haram k1/md1." (en-Nisa, 4/24) Ayetin anlam1 ~udur: "Muhsanatla (evli kad1nlarla)
evlenmek size haramd1r. Ancak sahip oldugunuz cariyeler mustesna, onlar sizin
i~in helaldir."
Bu ayet Evtas sava~1ndaki esirler hakk1nda inmi~tir. Bu esirler hakk1nda
Peygamber (s a v.)'in habercisi o gun ~oyle bir duyuruda bulunmu~tur:

~ i.:~ 0i;:= •: J> J~i 'lj I~~ J;.. ~Jll ~ J~i t,_,; '] 'lt
82 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

"Dikkat edin! Esirlerden gebe olanlara dogum yapana kadar, gebe


olmayanlara da bir hay1z ger;erek istibra yapana kadar cinsel temasta
70
bulunu!mayacakt1r. " Bu savasta kadinlar kocalanyla birlikte esir al1nm1slard1. $afil
(rh.a.)'ye gore, bundaki espri ~udur: "Esirlik, esirin esir edene butUn
yukumluklerden annm1s olarak ait olmas1n1 gerektirir. Bundan dolay1 esirin esir
al1nmadan i:inceki borr;lan devam etmez. Esir, ancak uzerindeki nikah bag1
kalmad1g1nda sadece esir alana ait olmus olur. c;:unku esir alma, mulkiyete konu
olmas1 muhtemel olan bir ~eyin esir alanin mulkiyetine ger;mesine nedendir.
Nikahin mahalli de mulkiyete konu olabilir. Onun ir;in esir alanin mulkiyetine ger;er.
c;:unku nikah mahallinin mulkiyetinin, esir alana ger;mesindeki engel ancak
kocan1n hakk1d1r. Oysa burada koca sayg1 gi:isterilecek bir hak sahibi degildir.
C::unku (esirlikle beraber) kocanin kendisi ve mal1 uzerindeki hakimiyeti ortadan
kalkm1~t1r. Bundan dolay1 diyoruz ki: $ayet esir edilen kad1n, bir Muslumanin ya da
bir zimmlnin nikahl1s1 ise nikah ortadan kalkmaz. c;:unku bu durumdaki nikah,
sayg1nl1g1 olan bir nikaht1r. K1sas esirlik nedeniyle dusmuyor denilerek onunla buna
itiraz edilemez. c;:unku k1sasta hak edilen ~ey kand1r ve kan da mulkiyete elverisli
degildir. Ayr1ca k1sas ancak sayg1nl1g1 olana tecavuz nedeniyle olur."
Bizim (ayrll1g1n nedeni esirlik degildir derken) delillerimiz sunlard1r: Esirlik
rakabenin (esir edilenin kendisinin) mulkiyetinin esir edene mal olarak ger;mesine
neden olur. Dolay1s1yla, satin alma nikah1 sona erdirmedigi gibi esir alma da sona
erdirmez. c;:unku nikah da sahip olunan sey, mal degildir. Bundan dolay1 esir
almayla esir al1nan da dogrudan mulkiyet olu~maz. C::unku kad1nin cinselligine
dogrudan sahip olmak, tanik, veli gibi bir tak1m kosullar gerektirir. Oysa, esir
almada bu kosullar yoktur. Esir almada kad1ndan yararlanma hakk1na sahip olmak,
rakabe (r;1plak) mulkiyetine tabi olarak si:iz konusudur. Bu da ancak mahal (kadin)
uzerinde ba~kas1n1n hakk1 bulunmad1g1 zaman olur. Aynca, esirligin kendisi nikaha
engel degildir. Nitekim nikah mulkiyeti (Muslumana ait olmas1 vb. nedenlerle)
taninmas1 gereken saygin bir hak olursa, esirlikle ortadan kalkmaz. Oysa sut
karde~ligi ya da mahremiyette oldugu gibi, nikaha engel olan ~ey kesinle~tiginde
saygin olup tan1nmas1 gereken hakla digeri aras1nda bir fark olmaz. Aynca esirlik
[5/53] nikahin olusmas1na engel degildir. Oyleyse devamina haydi haydi engel olmamas1
gerekir.
Borcun du~mesi meselesine gelince: -Ticarete izinli (me'zOn) ki:ile bahsinde
ar;1kr;a anlld1g1 gibi- eger borr; bir ki:ileye ait idiyse ve ki:ile esir edilmisse bu borr;
esirlikle du~mez. Eger esir edilen borr;lu, i:izgur olursa borcu du~er. c;:unku i:izgur,
art1k ki:ile olmustur. Ki:ileye borr;, o mal iken gerekli olmad1g1 gibi, o mal iken
devam etmez de. Borr; ozgure gerekli oldugunda o mal degildi. c;:unku onun

70
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/29; EbO DavOd, Nikah 43; lbn Hibban, Sahih, Xl/180; Taberan1, el-
Mu'cemu'/-kebir, Vlll/130; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/321.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _83

rakabesinde mal alma niteligi yoktu. 0 halde borcu ancak bu ozellige (mal
olmama ozelligine) sahip oldugu surece devam eder. Esirlikten sonra bu ozelligin
devam1 ise mumkun degildir. Ayn1 ~ekilde bore;, hakk1na sayg1 gosterilmesi gereken
bir ki~iye ait olsayd1 da devam etmezdi.
Bu izahlara gore $afillerin, esirlik, esirin sadece esir edene ait olmas1n1
gerektirir, sozunun gec;erliligi kalmamaktad1r. cunku nikah mulkiyeti, hakk1na
sayg1 duyulmas1 gereken (Musluman, zimml vb.) kimselere ait oldugunda nikah
devam eder ve esirin esir alana ait olmas1 soz konusu olmaz.
Kaea esir edildiginde de kans1yla aralanndaki nikah ortadan kalkar. CL.inku bu
durumda mulkiyet kocaya aittir, onun uzerinde olu~mu~ bir mulkiyet soz konusu
degildir.
Evtas esirleriyle ilgili hadise gelince: Bu sava~ta erkeklerin kalelerine kac;t1klan
ve kad1nlann tek ba~lanna esir edildikleri rivayet edilmektedir. Buna gore nikah1n
sona ermesi, ulke ayrll1g1 nedeniyle olmaktad1r.
Nisa suresinin 4. ayeti bizim goru~umuze delildir. CL.inku Allahu Teala, bu
ayette evli kad1nlarla evlenmeyi yasaklamaktad1r. Bu ayete gore e~leriyle
aralanndaki nikah bagin1n sona erdigi kesin olmayan esir kadinlann esir alanlara
haram olmas1 gerekir.
ButL.in bunlan ogrenince diyoruz ki: Erkek, Musluman olarak Islam ulkesine
gelip, kans1n1 da darulharpte b1raksa ve bu nedenle aralannda aynl1k meydana
gelse, kocan1n yapacag1 bo~ama gerc;ekle~mez. CL.inku nikah bag1 iddete bagl1
olmaks1zin ortadan kalkm1~t1r. Kad1n1n darulharpte kalmas1 aralannda nikah1n
asllna engel oldugu gibi kadinin iddet beklemesine de engel olur. Bu yuzden de
erkegin bo~amas1 gec;ersizdir. $ayet kad1n Muslumanl1g1 kabul ederek ya da zimml
olarak kocas1ndan once daru'l-lslam'a gelmi~ idiyse, nikahlan oldugu gibi
gec;erlidir. Cunku koca da art1k daru'l-lslam (Islam ulkesi) halk1ndan bir
Muslumand1r ve aralannda ulke aynllg1 kalmam1~t1r.
Ehl-i kitab bir harbl kad1n, emanla Islam ulkesine girse ve bir Musluman veya
zimml ile evlense bu evlilik gec;erlidir. Kad1n, zimml olmu~ olur. CL.inku kadin Dariilharpten
olan Ehl-i
ikamet ac;1sindan kocasina tabidir. Kad1n1n daru'l-lslam ehlinden birisi ile evlenmesi Kitaptan bir
Islam ulkesinde ebedi olarak kalmaya raz1 olmas1 demektir. Bundan dolay1 da kadmm islam
iilkesine girip
zimml olmu~ olur. $ayet kad1n, ehl-i kitap degilse ve zimml ile evlenmi~se hukum bir Miisliimanla
yine ayn1d1r. Ancak Musluman ile evlenirse nikah gec;erli degildir. Kad1n1n zimml evlenmesi

olmas1, nikah1n gec;erli olmas1na bagl1 olarak gerc;ekle~mektedir. Bu son durumda


nikah gec;erli degildir. (dolay1s1yla kad1n zimml olmaz) Islam ulkesinde emanla
bulunan (muste'men) erkeginin zimml bir kadinla evlenmesi durumundaki
hukumde farkl1d1r. CL.inku bu adam (zimml bir kad1nla evlenmekle) zimml olmaz.
Cunku erkek, ikamet ac;1s1ndan kans1na tabi degildir. Bilindigi uzere kad1n1n mukim
84 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsfit
olmas1yla erkek mukim olmaz. Halbuki kadin kocas1nin mukim olmas1yla mukim,
yolcu olmas1yla da yolcu olur. Bu nedenle kadin ve erkegin durumu farkl1d1r.
Harbl bir erkek, nikah1 alt1nda be~ e~i oldugu halde Musluman olsa ve kanlan
Be~ kadmla
evli olan bir da kendisiyle beraber Musluman olsalar, eger e~lerinin hepsiyle ayni anda nikah
gayri
miislimin
k1yarak evlenmi~se hepsi ile aras1 ayril1r. <:;:e~itli zamanlarda yapilan muhtelif
Miisliiman akitlerle evlenmi~se ilk dort kans1nin nikah1 ge~erli, be~incisininki ge~ersizdir. Bu,
olmas1
Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh.a )'a goredir. Muhammed (rh.a )'e gore ise akitlerin bir
defa da ya da ~e~itli zamanlarda yapilmas1 fark etmez. Koca kad1nlardan dordunu
se~mekte serbesttir. Be~incisini b1rak1r. ~afil (rh.a.) de Muhammed (rh a )'le ayn1
goru~tedir.

[5/54] Ayn1 ~ekilde adam1n nikah1nda iki k1z karde~ bulunsa ve onlar da kocalanyla
beraber Musluman olsalar, Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh a.)' a gore, ikisi ile tek bir
nikahla evlenmi~se nikah ge~ersizdir. lki ayn nikahla evlenmi~se birincinin nikah1
lki k1z
karde~le ge~erli, ikincisininki ge~ersizdir. Muhammed ve ~afil (rh.a.)'ye gore koca e~lerden
evli olan diledigini se~er, digerini terk eder. Muhammed, (rh a) bu konuda ~u hadisleri deli I
bir gayri
miislimin olarak kullanmaktad1r:
Miisliiman
olmas1 Gaylan b. Seleme, sekiz e~i oldugu halde Musluman olmu~, e~leri de
kendisiyle beraber Musluman olmu~lar, Peygamber (s.a.v ),

z;1L.;. J~~j '~jl .)P fol


"Onlardan dart tanesini sec;, diger!erini b1rak"71 buyurmu~tur.
Kays b. Harise, on kad1nla evli oldugu halde Musluman olmu~, e~leri de
Musluman olmu~lar, Peygamber (s.a.v.) dordunu se~mesini emretmi~tir.
Dahhak b. Flruz ed-Deyleml de iki k1z karde~le evli oldugu halde Musluman
olmu~, Peygamber (s.a.v)

"Hangisini istersen se('72 buyurmu~tur.


Bu hukmun mant1kl lzah1 ~udur: Burada soz konusu olan ~ey, asl1nda nikahlan
ge~erli olmakla beraber evlenilen baz1 kad1nlarda sonradan olu~an bir haraml1kt1r.
Bu da aynl1g1 degil, muhayyerligi gerektirir. Bu t1pk1 kocanin e~lerinden birini,
hangisi oldugunu belirlemeksizin u~ defa bo~ad1g1nda oldugu gibidir.
Bunun a~1klamas1 ~u ~ekildedir: Bu nikahlar as1I itibariyle ge~erli olarak
ger~ekle~mi~tir. <:;:unku (dortten fazla kad1n1n, iki k1z karde~in vb) bir arada
nikahlanmalannin haram olu~u, ~er'I delille sabit olmu~tur. Daha once

71
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11113; lbn Mace, Nikah 40; Eba DavOd, Talak 24; Tirmiz1, Nikah 33.
72
lbn Mace, Nikah 39; Tirmiz1, Nikah 34; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/184; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/172.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 8S
ac;1klad1g1m1z uzere, Musluman olmad1klar1 surece, inanc;lannda farkl1l1k nedeniyle
bu hukmun kapsam1na onlar girmezler. Nitekim, e~lerden birisi olse ya da ondan
ayrilsa ondan sonra nikah1nda dart kans1 varken Musluman olsa, bunlarin nikahlari
gec;erlidir. Olenin ilk ya da son evlendigi kad1n olmas1 fark etmez. Bu nikahlarin
gec;erli oldugu sabit olunca, tek bir defada k1y1lan akit ile muhtelif zamanlarda
k1yilan akitler de ayn1d1r. Bu, nikah1 altinda dart kad1n olan ve e~leriyle beraber esir
du~en harblnin durumunda oldugu gibidir. Bu durumda, ayni anda k1y1lan
nikahlarla farkl1 zamanlarda k1yilan nikahlar e~ittir. Kaea ile kad1nin aras1 ayril1r m1
yoksa kocaya sec;me hakk1 m1 verilir konusunda farkl1 goru~lerimiz olsa da
nikahlann e~itligi konusunda muttefikiz.
Muhammed (rha), es-Siyeru'l-keb'ir'de zimmet ehli ile harblleri farkl1
degerlendirerek ~oyle demi~tir: $ayet bu tur nikahlar zimmiler aras1nda ise hukum
EbO Hanlfe (rh a)'nin dedigi gibidir. ~unku, her ne kadar Musluman olmad1klar1
surece onlara mudahale etmesek de, ~er'I hukum, daru'l-lslamda yaygin
oldugundan dolay1 zimmller hakk1nda da sabittir. Biz bunu her iki imam1n
benimsedikleri kurallara gore daha once ac;1klam1~t1k. $afil (rh.a.)'ye gore ise bu
konuda zimmllerle harbller aynid1r.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a) ise ~u ayet ile istidlal etmi~lerdir:

~?~1~1~jlj~
" ... iki k1z karde~i birden almak da size ha ram kJ/md1." (en-Nisa, 4/23) lki k1z
karde~i ayn1 anda nikah alt1nda tutmanin haram oldugu bu ayet ile sabittir. Birinci
karde~in nikah1nda cem (bir arada nikahlama) soz konusu olmad1g1ndan lslam'a
gore nikah1 gec;erlidir. lkincisinin nikah1yla cem (bir arada nikahlama)
olu~tugundan, onun nikah1 lslam'a gore gec;erli degildir. Musluman olduktan
sonra bu nikaha mudahale ancak cem (bir arada nikahlama) nedeniyle gerekli
olmu~tur. ~unku burada cemden (bir arada nikahlama) ba~ka mudahaleyi
gerektiren bir neden yoktur. Bundan dolay1 da sadece kendi nikah1yla cem
meydana gelen kad1nin nikah1 gec;ersiz olur. islam'a gore kendisiyle cem meydana
gelen sonraki nikah gec;ersiz, cem meydana gelmeyen onceki nikah ise gec;erlidir.
$ayet koca her ikisiyle ayni anda nikah k1yarak evlenmi~se cem, her ikisiyle birlikte
meydana gelmi~tir. Bu durumda e~lerden birisinin nikah1nin iptalini digerine tercih
ettirecek bir durum yoktur. Oyle olunca ikisinin birden nikah1 gec;ersiz say11ir. Bu,
t1pk1 iki adam1n nikah1 alt1nda bulunan ve bu iki adam da kendisiyle beraber
Musluman olan harbl kad1n1n durumu gibidir.
Be~ kadinla olan evlilikte de durum ayn1d1r. Burada haraml1k dortten fazla
kad1n1 ayn1 anda nikah1 altinda tutma nedeniyledir. Bu da be~inci kad1nin [5/55]
nikahlanmas1yla meydana gelmektedir. Bu yuzden de sadece onun nikah1nin
gec;ersiz sayilmas1 daha uygundur. $ayet be~ kad1nin hepsinin nikah1 tek bir defada
86 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
yapilan akitle olmu~sa cem (dortten fazla kad1n1 nikah1 alt1nda bulundurma)
hepsinden meydana gelmi~ olur. Ancak kad1nlardan birinin olmesi veya aynlmas1
durumunda durum farkl1d1r. c;:unku buradaki mudahele, Musluman olduktan
sonraki cem hakk1ndad1r. Onun ic,;in bu durumun Musluman olduktan sonra da
devam etmesi gerekir ki mudahele gerekli olsun. Oysa kadinlardan birinin olmesi
veya aynlmas1 durumunda mudaheleyi gerektiren neden devam etmemektedir.
Bu, ~u meseleye benzer: Bir erkek sut emme c,;ag1ndaki iki k1z c,;ocugunu
kendisine nikahlasa sonra da bir kadin her ikisini emzirse, bu her iki nikahl1s1 da
ondan ayrilm1~ olur. Ancak kad1n once birini emzirse ve o emzirilen blse sonra da
ikincini emzirse, ikincinin nikah1 gec,;ersiz olmaz. c;:unku cem (iki slit karde~i
birarada nikahlama) ancak ikincinin emzirilmesiyle meydana gelmektedir. Bu
esnada birinci kans1 adam1n nikah1 alt1nda olursa iki slit karde~ arasinda cem
meydana gelir. $ayet birinci kans1 olmu~ ya da ayrilm1~ olursa cem meydana
gelmez. Esir edilmi~ kad1nlarin durumu ise bundan farklld1r. c;:unku orada dart
kad1nla evlenme Islam hukmune gore mutlak anlamda gec,;erli olarak
gerc,;ekle~mi~tir. c;:unku erkek kad1nlan nikahlad1g1nda ozgurdu ve ozgur bir ki~inin
dart kad1nla evlenme hakk1 vard1r. Ancak sonradan meydana gelen kolelik
nedeniyle nikaha itiraz gerekli olmu~tur. Kolelik meydana geldiginde kadinlar e~it
ve ayn1 anda bir erkegin nikah1ndad1rlar. Bundan dolay1 da burada tek bir defada
yapilan akit ile farkl1 zamanlarda yap1lan akitler e~ittir. Bu iki sut c,;ocugunu ayn1
kad1n beraber emzirdiginde oldugu gibidir. Her ne kadar adam onlarla iki ayn akit
ile evlenmi~ olsa da nikahland1klan adamla aralan aynllr. c;:unku itiraz nikah1n
s1hhatinden sonra, sonradan anz olan sut karde~ligi nedeniyle gerekli olmu~tur.
Daha once belirtilen durumlann aksine bu durumda iki kadin e~it kabul edilir.
Konuyla ilgili olarak rivayet edilen hadislere gelince: Mekhul demi~tir ki: Bu
hadisler feraiz hukumleri inmeden once varid oldu. Yani cemin (iki k1z karde~in vb.
ayn1 anda bir ki~inin nikahinda bulunmas1) haraml1g1 hukmu inmeden once.
Bundan dolay1 nikahlar lslam'a gore mutlak anlamda sahih olarak gerc,;ekle~mi~ti.
Sonra Peygamber (s.a.v.) dart tanesini, nikahlannin yenilenmesi ic,;in sec,;ilmesini
emretti. Ya da nikahlar as1I itibariyle sahih olduklan ic,;in, Peygamber (sa v) bu nu
cemin haraml1g1 hukmunden istisna etti. Nitekim baz1 rivayetler de, "diger!erini
bo~a" demi~tir. Bunun anlam1 Peygamber (s.a.v.)'in adam ile dordu a~an kanlan
arasinda aynl1ga hukmetmedigidir.
Buna gore adam nikah1 altinda anne ve k1z1 oldugu halde Musluman olsa
Anne ve
kanlan da kendisiyle beraber Musluman olsalar, ~ayet ikisiyle tek bir nikahla
k1z1yla evli evlenmi~se her ikisinin nikah1 da bozulur. Eger ikisiyle de ili~kiye girmemi~se
olan bir
gayri anneyle degil k1z1yla yeniden evlenebilir. $ayet ikisiyle de ili~ki kurmu~sa her ikisiyle
mlislimin de evlenemez. c;:unku her biriyle olan ili~ki, musaharet yoluyla digerinin ebediyen
Musluman
olmas1 kendisine haram olmasin1 gerektirir. $ayet sadece anne ile ili~kiye girmi~se yine
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 87

hi~birisiyle evlenemez. c;:unku k1z1yla nikah k1yild1g1 zaman anne haram olur.
Anneyle ili~ki kuruldugunda da k1z1 haram olur. Eger sadece k1zla ili~kiye girmi~se,
sadece k1zla yeniden evlenebilir. c;:unku anneyle sadece akit yap1lmas1yla k1z1
haram duruma gelmez.
$ayet ana k1zla iki ayn nikahla evlenmi~ ve ikisi ile de ili~ki kurmam1~sa
birincisinin nikah1 ge~erli, ikincisinin nikah1 ge~ersizdir. Birincisi ile ili~ki kurmu~sa
durum yine ayn1d1r. $ayet ikincisi ile ili~ki kurmu~sa ve once k1z ile nikahlanm1~sa
her ikisinin nikah1 da ge~ersizdir. c;:unku anne k1za k1y1lan nikah ile haram olur. K1z
da ilk nikah kendisiyle yap1lm1~ olsa da anneyle ili~ki kurmas1yla haram olur. ilk [S/SG]
olarak nikah k1yllan anne ise k1z1n nikah1 sahihtir. c;:unku k1zla ili~ki kurulmas1
anneyi haram duruma getirir, anneyle olan nikah ise k1z1 haram duruma getirmez.
Muhammed (rh.a.)'in goru~One gore ise; adam, anne-k1zla tek akitle de iki
akitle de evlenmi~ olsa, k1z1n nikah1 sahihtir. c;:unku anneye yapilan nikah, k1zin
haram olmas1n1 gerektirmez. K1zla yap1lan nikah ise annenin haram olmas1n1
gerektirir. Ancak anneyle ili~ki kurmu~sa ba~ka. 0 zaman erkek ile her iki kans1nin
da aralan aynl1r. Ancak bu hokum anneyle olan ili~kinin k1z1n nikah1ndan sonra
olmas1 durumundad1r. Anne ile ili~kiyi k1zla evlenmeden once kursa annenin nikah1
ge~erlidir. c;:unku anneyle zifaf k1z1 haram duruma getirir. K1z1n nikah1 ge~erli
olmad1g1 i~in bu nikah ile anne haram duruma gelmez. Ancak k1zla da ili~ki
kurmu~sa adamla her iki kansinin arasinda musaharet nedeniyle aynl1k meydana
gelir. Bu durumda kocan1n ana k1zdan hi~birisiyle yeniden evlenmesi de mumkun
degildir.
Kans1n1 O~ defa bo~ad1ktan sonra, kad1n ba~ka bir erkekle evlenmeden, onu
tekrar nikahlayan harbl bir erkek kans1 ile birlikte Musluman olsa aralan aynl1r.
c;:onku o~ defa bo~ama, daru'l-lslam'da oldugu gibi daru'l-harbte de ger~ekle~ir.
Onlar da buna inanmaktad1rlar. 0~ defa bo~ama, ikinci e~le olan birle~meye kadar,
akrabal1k ya da sut emme dolay1s1yla olu~an haraml1k gibi, mahallin (kad1n1n)
haram olmasin1 gerektirir. Bu durum Musluman olduktan sonra ayrll1g1 gerektirdigi
gibi burada da gerektirir. Adam annesiyle veya k1z1yla ili~kide bulunsa ya da onlan
~ehvetle apse durum yine ayn1d1r. c;:unku musaharet nedeniyle olan haraml1k, sot
emme nedeniyle olan haraml1kla aynid1r. Bu haramllk daru'l-lslam'da meydana
geldigi gibi darulharpte de meydana gelir. o~ defa bo~ama olay1 da bunun gibidir.
Ehl-i Kitap olsunlar ya da olmas1nlar, e~lerden birinin darulharpte Musluman
olmas1 durumunda, Musluman olan kad1n ise, biz Hanefilere gore, aralanndaki
nikah1n sona ermesi, O~ hay1z suresinin ge~mesine bagl1d1r. Kad1nla ili~ki kurmu~
olsun olmas1n fark etmez. $afil (rh.a.)'ye gore zifaftan once olmu~sa e~lerden birinin
Musluman olmas1yla aynl1k meydana gelir. Zifaftan sonra ise aynl1k iddetin sona
ermesine bagl1d1r. Aynca bu hukum daru'l-lslam veya daru'l-harbe gore degi~mez.
Ancak daha once soyledigimiz gibi nikahin zifaf ile kuvvet kazanmas1 gerekir.
88_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bize gore ise, e~lerden birinin Musluman olmas1, tek ba~1na aynl1g1
gerektirmez. KufUrde kalmakta 1srar edenin 1sran ve tek ba~1na din farklil1g1 da
bunu gerektirmez. Bunlan daru'l-lslam'la ilgili olarak daha once ac_;1klam1~t1k.
Ancak daru'l-lslam'da Musluman olmayan e~e Musluman olmas1nin teklif
edilmesinin aynl1k nedeni olarak kabul edilmesi mumkundur. Musluman olmay1
kabul etmez ise iyilikle tutmay1 ihlal etmi~ oluyor. Darulharpte ise bu mumkun
degildir. c_::unku Islam devlet ba~kanin1n orada kufUrde kalmakta 1srar edene lslam'1
teklif etme ve kabul etmedigi takdirde aynl1ga karar verme gucu yoktur. Bunun
ic_;in ayril1k nedeni olarak Lie_; hay1z suresinin gec_;mesi, Lie_; defa Musluman olmas1n1
teklif etmenin yerine gec_;er. c_::unku kufUrde kalmakta 1srar eden koca, Musluman
olma konusunda ona yard1mc1 olmad1g1 ic_;in kans1n1 istemiyor demektir. Onu
istemedigi zaman da bo~amas1nda (talak) oldugu gibi Lie_; hay1z suresinin
gec_;mesiyle ayril1k meydana gelir. Ancak talak, ili~ki kurmadan gerc_;ekle~mi~se s1rf
talakla ayril1g1n sabit kil1nmas1 mumkundur. c_::unku, aynl1k nedenini bizzat koca
meydana getirmektedir. Ancak kad1n1n Musluman olmas1 durumunda, zifaf
gerc_;ekle~memi~se, aynl1g1n Lie_; hay1z gec_;meden sabit k1l1nmas1 mumkun degildir.
c_::unku burada koca ayril1k ic_;in bizzat herhangi bir ~ey yapmamakta ancak
bulundugu durumu surdurmektedir. Bundan dolay1 her iki ac_;1dan da nikah1n sona
ermesi Lie_; hay1z1n gec_;mesine bagl1d1r. Ayril1k bu ~ekilde gerc_;ekle~tiginde, ili~ki
olmam1~sa kadin1n iddet beklemesi gerekmez. ili~ki olmu~sa ve kad1n da harbl ise
hukum yine ayn1d1r. c_::unku onun hakk1nda din! hukum sabit degildir. E~lerden
Musluman olan kad1n ise EbO Hanlfe"ye gore yine iddet gerekmez. c_::unku EbO
(5/57] Hanlfe (rh a), harbl olan kocadan dolay1 Musluman kad1n1n iddet beklemesini
gerekli gormemektedir.
Bu mesele as1I olarak hicret eden kadinla ilgilidir. Kad1n daru'l-lslam'a
Musluman ya da zimml olarak hicret ederse, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kendisine
iddet gerekmez. Ancak gebe olmas1 durumunda dogum yapana kadar birisiyle
evlenmez. Gebe degil ise hemen de evlenebilir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise bu durumdaki kad1nin iddet
beklemesi gerekir. Onlann bu konudaki delilleri ~u hadistir:
"Nesibe (ra) hicret ettiginde Peygamber (s av) iddet beklemesini
emretmi~tir."

Bunun anlam1 ~udur: Soz konusu olan, ozgur bir kad1nd1r ve zifaftan sonra
kocas1ndan ayrilm1~t1r. Bu yuzden de Islam ulkesinde bo~anm1~ olan kad1n gibi
iddet beklemesi gerekir. c_::unku iddet, rahiminde iki erkegin menisi bir arada
bulunmas1n diye konulmu~, Allah hakk1 olan bir hukumdur. Kad1n da Muslumand1r
ve Allah haklanndan sorumludur. Esir alinm1~ kad1n ise boyle degildir. c_::unku o,
ozgur degildir. Esirligin etkisi, kad1nin esir alana helal olmas1d1r. Esir alana helal
olmas1 hukmunun zorunlu sonucu da rahminin kocas1n1n menisinden bo~
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 89

oldugunun kabul edilmesidir. Bahsettigimiz kad1n1n durumu ise bundan farkl1d1r.


Bu durumda, o halde esir eden cinsel birle~me yapmadan once niye istibra 73
gerekiyor, denemez. c;:unku biz diyoruz ki, esir kadin dul ya da evli oldugunda
istibra gerektigi gibi, bakire ya da evlenmemi~ oldugunda da gerekir. Ozerinde
durdugumuz konuda da ayn1d1r. Ostelik bu, bizim ic;in bir delildir. c;:unku o
durumda istibra ile maksat has1I olmaktad1r ve iddet beklemeye gerek yoktur.
Hicret eden kadin ise boyle degildir.
EbO Hanlfe (rh a) ise ~u ayeti deli I olarak kullanmaktad1r:

~ ~jyl :;µi I~!:-_;~ jl ~ t~ 'ij ~


"Mehirlerini kendilerine verdiginiz zaman on/aria evlenmenizde size bir gunah
yoktur." (el-Mumtehine 60/1 O)

Allahu Teala bu ayette muhacir kad1nlarla evlenmeyi mutlak olarak helal


kllm1~t1r.
Bunu iddetin bitimiyle kay1tlamak nassa ilave yapmak anlam1na gelir. Yine
Allahu Teala

"Kafir kadmlan nikahm1zda tutmaym" (el-Mumtehine, 60/1 O) buyurmaktad1r.


Oysa, iddetin gerekli kll1nmas1 durumunda kafir kad1n1n (nikah) bag1n1 tutmaya
devam etme vard1r. Bundaki incelik ~udur: Burada aynl1k ulke farkl1l1g1 nedeniyle
gerc;ekle~mi~tir. Bu da, esir kad1nda da oldugu gibi iddet beklemesini gerektirmez.
c;:unku hukmen ya da hakikaten meydana gelen ulke aynl1g1 nikaha engeldir. O
halde nikahin sonuc;lannin olu~masina da engel olur. lddet beklemesine engel
varken de Allah hakk1 olarak iddet beklemesi gerekmez. Kocanin hakk1 olarak da
gerekmez. c;:unku koca, hakkina hurmet gosterilmesi gerekmeyen bir harbldir. Bu
mesele, (cariye olan) kendi kans1n1 satin alan kimsenin durumu gibidir. Bu adam1n
kendi hakk1 ic;in iddet gerekmez. c;:unku, mulkiyet dolay1s1yla sabit olan helallik
onun hakk1d1r. Engel bulundugu ic;in Allah hakk1 olarak da gerekmez.
Kad1n gebe ise, yine, iddet gerekir demiyoruz, ancak o dogum yapana kadar
evlenemez. c;:unku karninda ba~kas1na ait nesebi sabit bir c;ocuk vard1r. Bu ise,
nikaha engeldir. Ommu veled olan (sahibinden c;ocuk dunyaya getiren) cariye
efendisinden gebe kald1g1nda, dogum yapmad1kc;a efendisinin onu ba~kas1yla [5/58)
evlendirme hakkinin olmad1g1 gibidir.
Hasan b. (Ziyad), EbO Hanlfe (rh a )'den ~byle bir gbru~ de nakletmektedir:
Gebe iken Musluman olup Islam ulkesine giren kadin birisiyle evlenirse nikah
gec;erlidir. Ancak dogum olmad1kc;a koca ona yakla~amaz. c;:unku harblnin

lstibra 1.1.r.- ~I: Cariyenin rahminde c;ocuk bulunmad1gin1n anla~1lmas1 ic;in, cariyeye yeni sahip olan
73

efendinin onunla ili~ki kuramamas1.


90_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
menisinin de zina edenin menisi gibi bir sayg1nl1g1 yoktur. Dolay1s1 ile o da zina
edenin menisi gibidir. Zinadan meydana gelen gebelik bize gore nikaha engel
degildir.
Ancak onceki goru~ daha dogrudur. <;:unku zinadan meydana gelen gebelikte
neseb sabit degildir. Burada ise harblden olan neseb sabittir. Nesebin sabit olu~u
dikkate al1nd1gmda da mahal (kadm) (ba~ka birinin hakk1 ile) ugra~maktad1r.
Bundan dolay1 da, mahal ba~kasmm hakk1ndan bo~almad1b;a nikah gec;erli olmaz.
Olke farkl1l1gmdan dolay1 aynl1g1n meydana gelmesinde, e~lerden birinin
Musluman veya zimml olarak Islam ulkesine gelmesiyle, muste'men olarak gelip
sonra Musluman ya da zimml olmalan aras1nda fark yoktur. <;:unku her iki
durumda da hakikaten ve hukmen Islam ulkesinin vatanda~1 olmaktad1rlar.
Eger Islam ulkesine gelen koca ise, darulharpte bulunan kansmdan ayn olarak
dart kad1nla veya kans1nin Islam ulkesinde bulunan k1z karde~iyle evlenebilir.
<;:unku darulharpte kalan kadma her O<; imama (EbO Hanlfe, EbO Yusuf,
Muhammed) gore de iddet gerekmez. Bu, zifaftan once meydana gelen ayril1k
gibidir.
Kad1n darulharpte Musluman olsa , sonra da koca eman ile (muste'men
olarak) Islam ulkesine gitse, kadm uc; defa hay1z gorene dek nikahlan devam eder.
<;:unku muste'men her ne kadar ~eklen Islam ulkesinde olsa da, hukmen darulharp
ehlindendir. Bu yuzden de sanki darulharpte kalmaya devam ediyor gibidir. Oyle
ki, koca, kad1n uc; defa hay1z gormeden once Mi.lsluman olsa, nikahlan devam
eder. Kad1n Lie; defa hay1z gormeden koca zimml olsa nikahlan yine devam eder.
Kocan1n zimml olmas1n1 muteakip kad1n da Islam ulkesine gelse, kocanm aslen
zimml olmas1 durumunda oldugu gibi, sultan, kocaya Musluman olmasin1 teklif
edene dek onun kans1 say1l1r.
Daru lharpte Musluman olan koca olsa ve sonra da, kad1n, uc; defa hay1z
gormeden zimmlye olarak Islam ulkesine gelse, sultan, kadina Musluman olmasin1
teklif edene dek nikahlan devam eder.
Kan koca, ikis i birden muste'men olarak Islam ulkesine gelseler sonra da
kad1n Musluman olsa, bu konudaki bir rivayete gore aralanndaki nikah1n sonra
ermesi uc; hay1z suresinin gec;mesine bagl1d1r. <;:unku koca darulharp ehlindendir ve
darulharpte bulunuyor gibidir. Kitabu't-talak (Talak konusun)daki rivayete gore
~oyledir: Sultan kocaya Musluman olmas1n1 teklif eder ve o da kabul etmezse,
aralan aynl 1r. Musluman olmas1n1 teklif etmez ve uc; hay1z suresi gec;erse yine aynl1k
meydana gel ir. Zimml ha kk1nda Musluman olmas1n1n teklif ed ilmesi, darulharpteki
harbl hakk1nda ise i.l<; hay1z suresinin gec;mesi aynl1k nedeni olarak kabul edilir.
Muste'men hakk1nda ise bu iki nedenden hangisi bulunursa bulunsun aynl1k
meydana gelir. <;: unku muste'men bir ac;1dan zimmlye benzer. $6yle ki, muste' men
devlet ba~kan1n1n yetki alan1 ic;indedir. Dolay1s1yla kendisine Musluman olmasm1n
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _91

teklif edilmesi mumkundur. Daru'l-harbe donmesinin mumkun olmas1 ac;1s1ndan


da harblye benzer. 0 halde iki benzerlikten de nasibini al1r. Zimmlye
benzerliginden dolay1 Musluman olmas1 teklif edilip kabul etmediginde aralannda
aynl1k meydana gelir. Harbiye benzerliginden dolay1 da Musluman olmas1 teklif
edilmeden once uc; hay1z suresinin gec;mesiyle ayrll1k meydana gelir.
Allahu Teala dogrusunu en iyi bilendir ve donu~ de yalniz O'nad1r.

HiBE VE BENZERi SOZCUKLERLE EVLENME AKDi YAPMAK [5/59]

Hanefi alimlerine gore, "hibe", "sadaka", "temlik" sozcukleriyle k1yllan nikah


gec;erlidir (sahihtir). ~afil (rh.a.)'ye gore "nikah" ve "tezvic" d1~1ndaki sozcuklerle
Temlik
nikah sahih olmaz. Dayand1g1 delil;
_... "' # ' •
.
~ 5
.
~ I 5 ._... I " I
.
<#6- ,
ifade eden
siizciiklerle
~ 1
'~ c'~: •• 01 I ~I\ :ll 'I 01 •:\\I~ ~: ..:_ . ;, • i:JI ~.>
;_ajl:;.
• ~ ~ ) !~ ~ • J ! _y ol J"J
·'\' ktyilan
nikahm
~~j.J1 i;>J~ ~ hiikmii

" ... Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini


peygambere (mehirsiz olarak) hibe eden inanm1~ kadm1, diger mu'minlere degil,
s1rf sana mahsus o/mak uzere (he/al kild1k)" (el-Ahzilb 33/50) ayetidir.
Bu ayette; "hibe" sozcugu ile evlilik akdi yapma, diger inananlara degil s1rf
Peygamber (s a.v.)'e mahsus kll1nm1~t1r.
Allah RasOlu (s av) de ~oyle buyurmu~tur:
t )
.I
:J. _,.t.;i>..;101.JS- f-5.4 0f.;p I_;:>~~~ ~J
... Go .. J
~lj ~I ~L;~
I ... " ,, ' .. ' ... ...

..iii~~,, ,!
• • ; ~JjJ

"Size kadmlara kar~1 iyi davranman1z1 tavsiye ederim. (unku onlar sizin
yanm1zda birer yard1mod1rlar. On/an Allah'm emaneti olarak edindiniz ve onlardan
cinsel yararlanmay1 Allah'm sozuyle he/al kildm1z. " 74
Bu hadiste Allah Teala'n1n kad1nlan kendisiyle helal k1lmam1z1 emrettigi
"Allah'1n sozu" ile kastedilen, "inkah (nikahlama)" ve "tezvlc (evlendirme)"
sozcukleridir.
"Allah'm emaneti o/arak edindiniz" sbzu de, bu akdin mulkiyet tesis etmek
maksad1yla kurulmad1g1n1 gosterir. Bu yuzden nikah akdi sadece "inkah
(n ikahlama)" ve "tezvlc (evlendirme)" sozcukleriyle yapllabilir ve bu sozcukler
mulkiyet ifade etmezler. Nitekim mulkiyetin nakli sonucunu doguran "temllkat
akitleri" nin hic;birisi bu sozcuklerle kurulamaz.

74
Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/72; Muslim, Hacc 19; lbn Milce, Menilsik 84.
92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Diger yandan nikah akdinden maksat say1s1z dinl ve dunyevl maslahatlar


(yararlar)d1r. Mulkiyetin nakli sonucunu doguran bbur akitlerle bunlar
gen;ekle~mez. Onun ir,;in bu sozcuklerle nikah akdi kurulmaz. $afillerin nikah ir,;in
"Bu bzel bir akittir, nikah ve tezvlc sozcuklerinden ba~ka bir sozcukle kurulamaz"
demelerinin anlam1 budur.
Bilindigi gibi "tan1kl1k etme" de ozelliginden dolay1 bzel bir sbzcukle me~ru
k1linm1~t1r: Bu ozellik, Allahu Teala'n1n:

~ ~ '11 .J1 'i j ~I -~ ~


"Allah, kendisinden ba:;ka ilah olmadtgma tanikttr.... " (Al-i lmran, 3/18) sbzuyle
i~aret ettigi uzere onun bizzat kendisinin hukum gerektirmesidir. Dolay1s1yla
"tanikl1k etme" sozcugunun yerini ba~ka bir sozcuk tutamaz. Bu yuzden, bir kimse
" .... ~ehadet ederim" yerine "yemin ederim ... " dese bu sozle tanikl1k ger,;erli olmaz.
Nikah akdindeki 6zel durumun deliline gelince; "tezvlc" birle~tirme, "nikah"
ise katma (ekleme) anlam1na gelir. Bu iki sozcukte mulkiyete ili~kin bir anlam
yoktur. Oysa "temllk" de birle~tirme ve katma anlamlan yoktur. Bu yuzden nikah
akdi temlik ifade eden sbzlerle kurulamaz.
Temlik ifade eden bir sbzcukle evlilik akdi nas1I yapils1n ki? ! "Hibe" sbzcugu
ile "bo~ama" meydana gelebilmektedir. Nitekim bir adam kansina "Seni sana hibe
ettim (bag1~lad1m)" dese, bu bo~ama sbzu olarak kabul edilir. Aynca nikah ancak
taniklar huzurunda k1y1l1r ve "hibe" sbzcugu soylendigi zaman tan1klar, taraflann
bu sozle nikah1 kastettiklerini bilemezler.
"Hi be" ve benzeri sozcuklerle evlilik akdinin yap1labilecegini sbyleyen biz
Hi be
sozciigii Hanefllerin dayand1g1m1z deliller ~unlard1r: Allahu Teala ~oyle buyurur:
ile • ; ; • s ,, • ~ • .;
evlilik ~ ~ 01 ~I ~lj l Jl ~ ~ .: ~t.j J~ ~y 61.)Plj,

" ... Bir de kendisini peygambere hibe eden inanmt:; kadm, Peygamber kendisi
i/e evlenmek istedigi takdirde ... " (el-Ahzab, 33/50).
Bunun anlam1, "Peygamber onunla evlenmek ister, o da kendisini
Peygamber'e hibe ederse ... " demektir. Bu ayette; Allahu Teala "hibe"yi evlenme
istegine cevap olarak getirmi~tir. Ayette ger,;en "el-lstinkah" sozcugu evlenme
istegi anlam1ndad1r.
Bu ayetteki 2J LajL>-, "Sana mahsus olmak uzere" sozune gelince, bu
konuda ~byle denilmi~tir: Burada "Peygamber'e mahsus olan" ~ey kad1nd1r. Ayetin
anlam1 da, "o kad1n yaln1zca sana ait olup sen den sonra hie,; kimseye he Ial degildir.
Boylece, ba~kas1 sana zaman bak1mindan yatak ortag1 olmam1~ bulunur" demektir.
Nitekim bir ba~ka ayette Allahu Teala ~6yle buyurmu~tur:

,t,
"\\
1.'..d o..l.N: ~I '·l 1.!_ <":~ ~l '] J-,,,,!i1j r "JI J ~:!
- - . ~ . JJ .r-:"" Y ~l r-
!('\.)ts- Lo J' .}..
r
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 93
"Sizin Allah ResO/Q'nO Ozmeniz ve kendisinden sonra onun e?lerini
nikahfamantz as/a caiz o/amaz." (el-Ahzab, 33/53)
Bu konuda dogru olan gbru~, ayetin bu bblumunun "halis bir hi be" ~eklinde
anla~1lmas1d1r. (unku "hibe ederse ... " ifadesi "hibe"yi gerektirir. (unku kinayeli
sbzcuk, konu~man1n geregine (muktezas1na) gore sabit olan anlam ic;in gec;erli
olur. Bun a gore ayetin anlam1, "Ona mehir vermeni gerekli k1lmayacak ha Iis bir
hi be; bu hi be diger inananlara deg ii sadece sana mahsustur." ~eklindedir. Nitekim
Allahu Teala ayetin devaminda ~byle buyurmu~tur:

~ ~~1 ~ Loj H':ljJi ~ r-t:lc. l:..bj Lo rqc. .:J t [5/60]


"KU?kUSUZ biz e?feri Ve el/erinin a/ttnda bu/unan cariyeferi hakkmda
mOminlere neyi farz k1/d1[pm1z1 biliriz." (el-Ahzab, 33/50), Bu nikahlarini mal
kar~ll1g1nda istemenin gerekli oldugunu bildirdik anlam1ndad1r.
Bu yorumun delili ~udur: Allahu Teala kendini hibe eden han1m1, mehri verilen
han1ma kar~1l1k olarak anm1~t1r. Nitekim ayetin ba~1nda
,i ~_A - 'l ~i
" v .JY:-
-.j.}1$.1
• i.,!!
- ~~ -i1Jdl;..td1~ ~
. .J.J
l~l\l~l1\;
~ • r
~

"Ey peygamber! mehirlerini verdigin hantmlannt sana he/a/ k1/d1k ... " (el-Ahzab,
33/50) buyurmu~tur. Ayetin sonunda da

~ tJ>- ~.Jfa ~ ,
" ... ki sana bir zorluk o/masm" (el-Ahzab, 33/50) buyurulmaktad1r. Bu, sbz konusu
ozel hukmun, Allah ResOlu'nden (s.a v.) zorlugu giderme amac1na ybnelik oldugunu
ac;1kc;a ifade etmektedir. Bu zorluk, bir soyleme zorlugu degildir. (unku Allah
ResOlu ic;in "nikah" sozcugunu sbylemekte bir zorluk yoktur. Zorluk ancak, an1lan
sbz Allah ResOlu taraf1ndan degil, kad1n tarafindan soylenen hibe oldugu halde
mehri devam ettirmektir. Dolay1s1yla anl1yoruz ki bu ayet, mehir olmaks1z1n nikah
akdi yapman1n sadece Allah ResOlu'ne mahsus oldugunu ifade etmektedir. Bu
konuda onderimiz Ali (ra)'d1r. Bir adam, iki tan1g1n huzurunda k1z1n1 Ubeydullah b.
el-Hurr'a hibe etmi~; Ali (r.a.) de bunu onaylam1~t1r.
Bunun akll izah1 ~oyledir: Nikah, kad1n1n cinsel yonunden yararlanmay1 mubah
kllan bir "(yararlanma) mulkiyeti"dir. Bu yuzden, kale mulkiyetinde oldugu gibi
"hibe" ve "temllk" sbzcukleriyle kurulabilir.
Bu izah, sbzcugun hakiki anlamindan ba~ka bir anlamda kullanllmas1
yuzunden k1yasa degil, akil yurutmeye dayanmaktad1r. Bu k1yasla bilinecek ~er'I bir
hukum olmay1p, aksine bunu bilmenin yolu, dil bilginlerinin sozlerini incelemektir.
Bu ifade, dil bilginlerinin "istiare (mecaz)" konusundaki gbru~lerine i~aret
etmektedir. (unku onlar bir sozcugu, gerc;ek anlam1 ile nedenlik ili~kisini dikkate
alarak mecazen ba~ka bir sbzcugun yerinde kullan1rlar. Nitekim:
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"Ben du:jumde :jarap s1kt1g1m1 gordum" (Yusuf, 12/36) ayetinde s1kilan ~ey ~arap
degil, s1kilmak suretiyle ~arap olan uzumdur.
Yine gokyuzunden indigi ii:; in "yagmur" a da "sema" (gokyuzu) denilir. Bunun
gibi yukandan gelen her ~eye Araplar "sema" adin1 vermektedirler. Bitkilere de
"sema" denilmi~tir. c;:unku onlar da yagmur nedeniyle bitmektedirler. Yine
araplar: "Size gelinceye kadar "sema (yagmur) i:;ignedik" derler.
Durum boyle olunca diyebiliriz ki, "temllk" ve "hibe" sbzcukleri, i:;1plak
mulkiyetin (rakabe) nedenidir. Yararlanma mulkiyeti mahallindeki (yerindeki) i:;1plak
mulkiyet ise yararlanma mulkiyetini gerektirir. Aralanndaki neden sonui:; ili~kisi
nedeniyle bu sbz, yararlanma mulkiyetinden kinaye olmaya elveri~lidir. Nikah
akdinden de ba~ka yararlar degil, cinsel ybnden yararlanma (mut'a) mulkiyeti
amai:;lanmaktad1r. Nitekim bu hak sadece kocaya ait olup bedelini de onun
bdemesi gerekir. Diger yararlar e~lerin her ikisi ii:;in de sbz konusudur. Diger
yandan cinsel ybnden yararlanma hakk1n1 ortadan kald1ran bo~ama hakk1 da yaln1z
kocaya aittir. Bundan anlam1~ olduk ki, kar~1 gbru~te olanlann zannettiklerinin
aksine, nikah akdi ile amai:;lanan, cinsel ybnden yararlanma hakk1 saglayan
yararlanma mulkiyetidir.
Evlilik akdi "nikah" ve "tezvlc" sbzcukleriyle yapilabilir. c;:unku bunlar dinl
nasslarla nikah akdi ii:;in bzel isim (alem) k1linm1~ sbzcuklerdir. Hakk1nda nass
olmayanlarda anlam itibara alin1r. Hakk1nda nas olanlarda ise -her ne kadar
"nikah" ve "tezvlc" kelimeleri mal olmayan ~eyin mulkiyetini kurmak ii:;in
kullanllan iki sbzcuk olsa da- anlam itibara al1nmaz. Bu yuzden bu iki sbzcugun
mal uzerinde mulkiyet kurmada bir etkisi yoktur. Ne zaman bir sbzcuk kinaye
yoluyla ba~ka bir sozcugun yerinde kullanll1rsa, bu takdirde sbzcugun geri:;ek
anlam1 dikkate al1nmaz ve hangi sbzcukten kinaye yapilm1~sa onun yerine gei:;er.
Aynca ko~ul olan, taniklann nikah akdinin kurulabilmesi ii:;in kullan1lmas1
gereken sbzcukleri i~itmeleridir. Taniklann, bu sbzcukle taraflann neyi
kastettiklerini bilmeleri ko~ul degildir. Kald1 ki, bir kimse, "~u kadar mehirle k1z1m1
sana hi be ettim" demi~ olsa, tan1klar onun bu sbzle nikah1 kastettigini bilirler.
Yine e~lerin biri birinden ayrllmas1, "hibe" sbzcugu ile geri:;ekle~tigi gibi
"evlenme" sbzcuguyle de geri:;ekle~ir. Nitekim bir ki~i bo~ama niyetiyle kans1na
"kendini evlendir" dese, bo~ama geri:;ekle~ir. Bu durum, bu sbzlerle nikah
k1yllamayacagin1 gbstermez.
(5/61] "Bey' (sat1m)" sbzcugune gelince, dogru olan gbru~e gore bununla da nikah
Satma sozciigii k1y1labilir. Muell if "hadler" konusunda bu meseleye temas etmekte ve ~byle
lie mkah
demektedir: Bir ki~i, bir kad1nla zina ettikten sonra "onunla evlendim" veya "onu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 95

satin ald1m" dese bu ge~erli olur. (unku a~1klad1g1m1z uzere "sat1~" mut'a
(yararlanma) mulkiyetinin nedeni olan ~1plak (rakabe) mulkiyeti gerektirir.
EbO Bekir el-A' me~ (rh.a) ~oyle demi~tir: "Sat1~" sozcugu ile evlilik akdi
yapllmaz. (unku sat1~ (bey'), mal1 mal kar~1l1g1nda temlik etmek i~in kullanilan bir
sozdur. Oysa nikah akdiyle malik olunan mal degildir.
"lcare" (kiralama) sozuyle, nikah akdi yapllamaz. (unku kira sozle~mesi,
lea re
kad1nin cinsel yonlerinden yararlanma (mut'a) hakk1 verecek olan mulkiyeti siizciigii
ile nikah
gerektirmez. (unku "icare" sozcugu, bir ~eyden yararlanma (menfaat) hakk1 verir.
Bu mulkiyet de yararlanma (mut'a) mulkiyetini kapsamaz ..
el-Kerhl'nin (rh a )'den ~oyle dedigi rivayet edilir: "icare sozcugu ile nikah
akdedilir. (unku nikah akdiyle elde edilen ~ey, her ne kadar ayn (muayyen mal)
hukmunde kabul edilmi~se de ger~ekte "yararlanma"d1r. Nitekim Allahu Teala
,
:;.:; y;.i :;.;u
"Qcret/erini ... verin" (en-Nisa 4/24, 25) ayetinde nikah akdindeki bedeli "L.icret"
olarak isimlendirmi~tir. Bu, nikah akdinin icare niteliginde oldugunu gosterir.
Ancak Kerhl'nin (rh a) bu goru~u yanl1~t1r. (unku icare akdi islama gore ancak
sureli olarak akdedilebilir. Nikah ise suresiz olarak yap1l1r. Bu nedenle iki akit
aras1nda birbirine zit yonde fark vard1r.
"Vasiyet" sozune gelince, bununla da nikah akdi kurulmaz. (unku, vasiyet
Vasiyet
etmek, dogrudan mulk hakk1 dogurmaz. Aksine olumden sonras1 i~in ba~kas1n1 siizciigii
kendi yerine ge~irmeyi (halef kllmay1) gerektirir. Buna gore, e~lerden birisinin ile nikah

olumunden sonra meydana gelmek uzere "nikahlama" sozcugunu a~1k~a


kullan1larak bir evlilik akdi yap1lsa, boyle bir evlilik ge~erli olmaz.
$ayet, "teslim ger~ekle~medigi surece hibe de mulkiyet ifade etmez"
denilirse, buna ~oyle cevap veririz: Hibe, mulkiyeti bir ~eye dayand1rmaz (izafe
etmez). Fakat bedelin bulunmamas1 yuzunden mulkiyet nedeni zay1f oldugu i~in,
mulkiyet teslimle gu~ kazanincaya kadar gecikir. Arna hibe sozu nikah akdinde
kullanlld1g1nda boyle bir zay1f11k soz konusu olmaz. (unku bedel bizatihi bu
sozcukle gerekli olur. Bu nedenle "hi be" sozcugunun hem ku~uk hem de buyukler
hakk1nda kullanllmas1 caizdir. Yine bu nedenle bizzat bu, nikah mulkiyetini
gerektirir. Ostelik nikahda akdin kendisi ile malik olunan ~ey, kabzedilmi~ gibi olur.
Bu nedenle kad1n akitten hemen sonra olse bedel imkans1z duruma gelir. Bu da,
bir ki~inin elinde bulunan bir ~eyi ayni ki~iye bag1~lamas1 niteliginde olup bizzat
mulkiyet ifade eder.
"Helal k1lma" ve "temettu"' (yararlanma) sozleri de esas itibariyle mulkiyet Helal k1lma ve
ifade etmez. (unku bir kimse bir ba~ka ki~iye yiyecegini helal k1lsa veya yararlanma
siizciikleri ile
yiyeceginden yararlanmasina izin verse o ki~i yiyecege malik olmaz; sadece onu nikah
96_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
mubah kilanin mulkiyetinde olarak tUketir. Ayn1 ~ekilde bu sozun nikah yerinde
kullan1lmas1 durumunda bununla mulkiyet sabit olmaz.
"lare" (odun<; ve egreti olarak verme) sozcugu de boyledir. cunku 0 da mut'a
Ariyet
verme (yararlanma) mulkiyetini kazand1racak bir mulkiyet dogurmaz. "lkraz" (bor<;
siizciigii
verme) kelimesi de "iare" anlam1ndad1r. Mut'a mulkiyeti yerinde, odun<; verme
ile nikah
ge<;erli degildir. Cunku mut'a mulkiyetinin mahalli insan olup, canlilarda odun<;
caiz degildir. Bu nedenle "hibe" ve "sadaka" kelimelerinin aksine bu kelimelerle
nikah k1yilmaz. Ancak bu sozlerle ~uphe dogdugu dikkate alinarak cinsel temas
ger<;ekle~mesi durumunda bununla had du~er kadina kararla~t1rilan mehir ile
emsal mehirden az olan1 verilir.
Erkek "seninle ~u kadar mehir kar~1l1g1nda evleniyorum" der, kadin da
"~uphesiz yaptin" cevabin1 verirse, bu, kad1nin "seninle evlendim" sozu yerine
ge<;er.
Cunku kad1n, bu sozu erkegin teklifine cevap olarak soylemi~tir. Dolay1s1yla
15162 1 daha once teklifte soylenen soz cevapta tekrar edilmi~ sayil1r. Erkegin "kabul
ettim" demesine gerek yoktur. Oysa daha once a<;1klad1g1m1z uzere al1~ veri~ boyle
degildir.
en-Nevadir'de ~oyle denilmektedir: Erkek, kad1na "sana evlenme teklifiyle
geldim" der, kadin da "~uphesiz yaptin" veya "kendimi sana e~ k1ld1m" ~eklinde
cevap verirse bu tam bir nikah olur.
el-Kitab (el-Asl)'da ise muellif ~oyle demektedir: Kad1na; "~u mehir ile seni
senden istedim" der, kad1n da "kendimi sana e~ k1ld1m" cevab1n1 verirse, tan1klar
huzurunda oldugu takdirde bu ge<;erli bir nikah olur. cunku bu halk1n
konu~mas1d1r, k1yas degildir.
Bunun anlam1 ~udur; k1yasa gore kadina talip olmay1 ifade eden sozlerle nikah
akdedilmez. Cunku dunur olma (k1z isteme) bir akit degildir. Fakat muellif istihsani
alarak ~oyle demektedir: insanlarin adetinde bundan kastedilen evlilik aktidir. Bu
a<;1k farktan dolay1 bunu istihsanen nikah olarak kabul ettik.
Dogrusunu Allah bilir, donu~ O'nad1r.

EVLiLiKTE MEHiRLE iLGiLi MESELELER


Mehir
anilmadan Mehir kararla~t1rmadan nikah akdi yapmak caizdir. Boyle bir evlilikte cinsel
evlenme birle~me olur veya koca olurse, kadin ne eksik ne fazla emsal mehre hak kazanir.
HanefTlere gore mehirsiz evlenen kad1na (mufevv1za) emsal mehir bizzat nikah akdi
ile gerekli olur.
$afil (rh a.)'nin iki goru~unden birisi de boyledir. Onun diger goru~une gore
emsal mehir bizzat akitle degil, ancak kar~il1kl1 anla~ma veya hakimin hukmu ile
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 97

gerekli olur. Dolay1s1yla (akit s1ras1nda mehir belirlenmemi~se) cinsel birle~meden


once e~lerden birisi olurse $afii (rh.a.)'ye gore kadin mehir alamaz. Cinsel birle~me
olursa hukmun ne olacag1 konusunda $afii bilginleri aras1nda goru~ ayril1g1 vard1r.
~ogunluga gore cinsel birle~me ile mehir gerekli olur. Bir k1smina gore ise cinsel
birle~me ile de mehir vacip olmaz.
Bunlar, Omer, Ali, lbn Omer ve Zeyd (ra )'in "Boyle bir kad1n i~in miras
yeterlidir, mehir yoktur" ~eklindeki sozlerine dayanm1~lard1r.
Bu goru~un akli delili ~udur: Kad1n hakk1ndan feragat (comertlik) etmi~tir.
Bunu yapmaya da ehildir. Dolay1s1yla bu tasarrufu ge~erlidir. T1pk1 mal1n1n1n bir
k1sm1ni bag1~lamas1 gibidir.
Bu boyledir; ~unku nikahla elde edilen ~ey ya menfaat niteligindedir ki, bu
benim ($afii'nin) goru~umdur; ya da belirli mal (ayn) niteligindedir ki, bu sizin
goru~unuzdur. $ayet bu belirli mal (ayn) niteliginde ise bunun bedeli, organlann
diyeti (er~) niteliginde olup bu hak sadece kad1na aittir. Dolay1s1yla onun du~urmesi
ile du~er. $ayet menfaat niteliginde ise onun bedeli de kadina aittir. Bunun delili,
kad1n1n mehri ibra etme ve onunla bir ~ey satin alma hakk1na sahip olmas1d1r. Bu
du~unceyle $afiilerin bir k1sm1 ~oyle demi~lerdir: (Akit s1ras1nda mehir
belirlenmemi~se) cinsel birle~me olsa bile mehir gerekmez. ~unku kad1n, kar~il1ks1z
olarak uzerinden yararlanma hakk1 meydana gelmesine raz1 olduguna gore, yine
kar~il1ks1z olarak bu hakkin alinmasina da raz1 olmu~ demektir.
$afiilerin c;ogunluguna gore ise kad1ndan yararlanma kar~1l1g1nda odenmesi
gereken ~eyde Allah hakk1 anlam1 vard1r. Bilindigi gibi kad1ndan (me~ru olmayan
~ekilde) yararlanma kar~1l1g1nda gerekli olan ceza -ki bu zina haddidir- s1rf Allah
hakk1d1r. Ayni ~ekilde yararlanma durumunda odenmesi gereken malda, kad1n1n
kendisinden kar~1l1ks1z olarak yararlanmaya nza gostermesi ile du~mez. Nitekim
Allahu Teala:
,
<( V.5Y.-t ~fa~~ 1=-!~::: '.\ w}>
"... 0 ha/de onlardan ne kadar yarar!andmtzsa, ona kar~1/1k kesilen ucret/erini
bir hak o/arak verin ... " (e n-Nisa 4/24) ayeti ile buna i~aret etmi~tir.
Aynca nikahda kar~1l1kl1 bedelle~me e~ler aras1ndad1r. Nitekim onlar
soylenmeden nikah akdi olmaz. Mehir ise asli bir bedel olmay1p, nafaka gibi
kad1nin koca yan1nda al1konulmas1 kar~ll1g1nda odenmesi gereken ilave bir
bedeldir. Bu nitelikteki bedellerin pe~in (muaccel) ve vadeli (mueccel) olarak [ 51631
odenmesi mumkundur.
Fakat nasil ki, nikah akdi, kad1n uzerinde bu mulkiyeti gerektirmeden
akdedilemiyorsa, bedel ko~ulu olmadan da akdedilemez. Arna kimi zaman bu
bedel akit kurulurken kararla~t1nlarak pe~in olur, kimi zaman da cinsel temasla
veya kar~ll1kl1 anla~ma ya da mahkeme karanyla belirlenerek kesinlik kazan1ncaya
98 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
kadar ertelenir. Nitekim kole mulkiyeti de kimi zaman bizzat akitle gerekli olan bir
bedel ile, kimi zaman da bizzat nedenle (akitle) gerekli olmasa bile bedel odeme
ko~uluyla kazanil1r.

Bunun delili, cinsel birle~meden once bo~ama meydana gelmesi durumunda


emsal mehrin yanya bolunmemesidir. Oysa bizzat akitle gerekli olan mehir -akit
yap1l1rken kararla?t1rilan mehir gibi- boyle bir durumda yanya bolunur.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilimiz ?U rivayettir:
Bir ki~i bu meseleyi Abdullah b. Mes'ud (r.a)'a sormu?, o da bir ay kadar
tereddut ettikten sonra ~oyle demi?tir: Bu meselenin cevabin1 kendi ictihad1ma
gore veriyorum; dogru ise Allah ve ResOlu'nden, yanl1~ ise lbn Ommi Abd'dand1r
(lbn Mes'ud'dand1r). -Ba~ka bir rivayette; dogru ise benden, yanl1~ ise
~eytandand1r, Allah ve ResOlu ondan berldir- bana gore ona emsal mehir vermek
gerekir, ne eksik ne fazla.
Bunun uzerine Ma'kil b. Sinan veya Ma'k1I b. Yesar ve EbO'l-Cerrah el-E~cal
(ra.) ayaga kalk1p ?OY'.~ dedi: : ~ J~ t. ~\_:,..:1 ~ ~ rLj ~ ::U1 J:,, .Iii J_,...:.j 01~
"1:: ?• ~ ''.:~NI c.Rlj ~ t_,,~~ Biz Allah RasOlu'nun (s av) bizden bir kad1n
.J.,,
olan Berva' bint Va?1k el-E?ca'iyye hakk1nda da ayn1 hukmu verdigine tanikl1k
ederiz 75 .
lbn Mes'ud, verdigi hukmun Allah RasOlu'nun hukmune uygun du~mesi
nedeniyle bu soze oyle sevindi ki, Musluman olduktan sonra hi<; boyle
sevi nmem i~ti.
Ali (r.a )'nin, bu hadisi reddedip "topuklanna i~eyen bir bedevinin sozunu ne
yapal1m?" dedigi ?eklindeki rivayete gelince, bu Ali (r a )'nin ki?isel goru~udur. Bu
konuda yalniz kalm1~t1r. (:unku o, raviye yemin ettiriyordu ve yemin ettirmek i<;in
bu adam1 gormemi~ti. Dolay1s1yla biz bunu deli! alm1yoruz.
Bunun akll izah1 ?Udur Nikah, mehir kar?il1ginda akdedilen 1vazll bir akittir ve
dogru olarak akdedildiginde bedeli gerekli k1lar. T1pk1 ali?veri? gibi ve t1pk1 babanin
k1z1n1 mehirsiz olarak evlendirmesi gibidir. llletin a<;1klamas1;

~ ~u _?.. ~ ~l.Y~ 1;..=.;; 0l ~~ ;;\J.J ~ ~ chb ~


"Bunlardan ba~kasm1 namuslu olmak ve zina etmemek uzere mallann1z/a
istemeniz size he/a/ k1/md1." (en-Nisa 4/24) ayetinin anlam1, "mal kar?ii1ginda kadinlar
uzerindeki nikah milkini istemeniz" ~eklindedir. ~Ld~ "Bil'ma/" kelimesindeki ·~
"ba" harf-i cerri akitlerdeki akit mahallinin bedeli olan ~eyle beraber gelir. Bu da
nikah akdinde asl1 bedelin mehir oldugunu gosterir. Bunun delili, mehir
kararla?tinlmadan evlenen kad1n1n mehri kesinle~tirme (farz kllma) talebinde
bulunma hakk1nin olmas1d1r. Kesinle~tirmek, takdir etmekten ibarettir. Takdir etme

75
Ebo DavOd, Nikah 30; Tirmiz1, Nikah 44; Nesa1, Nikah 68 .
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 99

talebi ise bir aslin sabit olmas1 temeline dayan1r. Aslin akitle sabit olmad1g1 hic;bir
yerde takdir etme talebi de sabit olmaz. T1pk1 hibe yoluyla elde edilen kale
mulkiyetinde oldugu gibi.
Yukandaki ac;1klamalardan anlad1k ki, mehir borcunun asl1 ~er'an akitle sabit
olur. Buna Allahu Teala ~u sozuyle i~aret etmi~tir:

"Ku~kusuz
~ ~ljJt J rfic w) L4 \;~c j'
biz, e~leri hakkmda mu'minlere neyi farz k1ld1fpm1z1 biliriz." (el-
Ahzab 33/50). Ayette Allahu Teala bunu kendine nisbet etmi~ ve mehirsiz
nikahlaman1n sadece Peygamber (sa.v.)'e mahsus oldugunu ac;1klam1~t1r. Bu, onun
d1~1ndakilerde nikah1n ancak mehir gerektirerek akdedilecegini gbstermektedir.
Nitekim EbO Said el-Hudrl (r a) de:

rLj ~ :.t1 )-P ;u, JY,). 0l5 Lo~! ~_,µj ~ ~l t~ ']


"Allah ResOIU (s.a.v)'ne ait olanlar d1~mda mehirsiz ve tantkstz nikah olmaz"76
sozu ile buna i~aret etmi~tir.
Bunun delili ~udur: Kad1n, mehrini al1ncaya kadar, kocas1n1 cinsel ili~kiden
men edebilir. Bedele konu olan ~ey (mubeddel), ancak gerekli bir bedel
kar~1l1g1nda menedilebilir. Cinsel ili~kiden sonra da bedel gerekli olmu~tur. Bunu
inkar etmenin bir yolu yoktur. c;:unku Kur'an'da ac;1kc;a belirtilmi~tir.
Cinsel birle~me mulk uzerinde yaptlan bir tasarruftur. Mulkiyet bedelsiz olarak
[5/64]
sabit olunca, daha sonra ondan yap1lan tasarrufla bedel gerekli olmaz. Bu
durumda $afil (rh a.)'nin ,, mulkiyet bed el ko~uluyla sabit olur" sozunun bir anlam1
yoktur. c;:unku akit, bu mulkiyetin bnemini (~erefini) ortaya koymak ic;in ancak mal
kar~tl1g1nda akdedilebilir. Burada mulkiyetin onemi, ancak bedel bizzat mulkiyetle
gerekli olursa ortaya c;1kar. Mulkiyetin, akit anindan sonraya ertelenme ihtimali
olmad1g1 gibi, bedelin gerekli olmas1nin ertelenme ihtimali de yoktur. Ancak daha
once ac;1klad1g1m1z gibi, bu hukumlere muhatap olmayanlann -yani zimmllerin-
durumu bunun d1~1ndad1r.
Cinsel birle~meden once bo~ama, mehir borcunu du~urur. c;:unku bu
durumda talak, akdi temelden kald1nr ve boylece bedeli de du~urmu~ olur.
Gerektirici neden varken bedelin du~mesi, onun akitle gerekli olmad1g1na delil
olmaz. Akitte kararla~t1nlan mehrin bo~ama durumunda yar1ya du~mesi, k1yasa
ayk1n olarak nasla sabit olan bir hukumdur.
Bunun akll ac;1klamas1 ~udur: Kararla~t1rtlan mehir, hem kararla~t1rmakla hem
de akitle kesinlik kazanm1~t1r. Kesin oldugu ic;in de ne bo~ama, ne de blumle
tamam1 du~er. Nafaka ise her ac;1dan zay1ft1r. c;:unku o, ne konu~makla ne de

76
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/207; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/509; Hakim, Mustedrek, 11/198.
too _____________________________ Kitabu'l-Mebsilt
bizzat akitle gerekli olur. Boyle olunca hem bo~ama hem de olumle du~er. Emsal
mehir ise bir a<;1dan zay1ft1r. c;:unku o, akitte kararla~t1nlmam1~t1r. Bir a<;1dan da
kuvvetlidir. c;:unku bizzat akitle gerekli olmu~tur. Bir ai;1dan kuvvetli oldugundan
otUru olumle du~mez. Bir ai;1dan zay1f oldugundan otUru de cinsel birle~meden
once bo~ama durumunda tamam1 du~er.
Bunu anlad1ktan sonra ~oyle soyleyebiliriz: Bize gore bir kad1n1n emsal mehrini
Emsal mehir belirlerken mehirleri oli;u al1nacak kad1nlar, onun k1z karde~, hala, hala k1z1 gibi
belirlenirken
i:il~ii ahnacak baba tarafindan akrabaland1r. ibn Ebu Leyla (rh.a.)'ya gore, annesi ile teyze vb. gibi
kadmlar anne taraf1ndan akrabaland1r. c;:unku mehir kad1nlardan cinsel ybnunden
yararlanman1n (bud') bedelidir. Onun ii;in bu konuda onun kad1nlardan yak1nlanna
itibar edilir.
Fakat biz ~oyle diyoruz: Bir ~eyin degeri, ancak onun cinsinin degerine
bakarak anla~il1r. lnsan, anne taraf1ndan akrabalann1n degil, baba taraf1ndan
akrabalannin cinsindendir. Nitekim anne cariye oldugu halde, onun k1z1 babas1na
bagl1 olarak Kurey~'li olabilmektedir. Bu nedenle kad1n1n, baba taraf1ndan
akrabalan dikkate al1nir. Onun mehri annesinin mehrine k1yas edilmez. Ancak
annesi, babas1nin amca k1z1 olup baba taraf1ndan ise i~te o zaman annesi dikkate
ahnir. Arna bu annesi olarak degil, babas1n1n amca k1z1 olarak.
Emsal mehir belirlenirken, evlenen kad1n 1n akrabalanndan, iyilik, guzellik, ya~.
servet, bekaret yonunden kendisi gibi olan kadin oli;u al1nir. c;:unku mehirler, bu
niteliklerin farkl1 olmasina gore degi~iklik gbster. Nitekim Peygamber (s a.v );
I:· ..LI l:ll.4>· I: -:. I - l:IL.oJ -•'..j ~t•,ji ~('.:~
'it::: - ~~ .J ~_J ~ - ~) - r-' c-
"Kadm dart ~ey ic;in nikahlamr: serveti, guzelligi, ai/e ~erefi ve dindar/1g1"77
buyu rm u~tu r.
Yine ol<;u al1nan akrabanin ayni beldeden olmasina dikkat edilir. Onun mehri
ba~ka bir beldedeki akrabasina k1yas edilmez. c;:unku mehirler, genellikle farkh ulke
ve beldelere gore degi~iklik gosterir.
Nikahtan
Ozetlemek gerekirse; emsal mehir, kad1nin kad1nl1k yonunun (cinsel
sonra
mehir organinin) degeridir. Bir ~eyin degeri de ancak nitelikleri ai;1s1ndan ona denk olan
belirlemek
bir ~eyle kar~ila~t1nlarak anla~il1r.
$ayet nikah akdinden sonra koca, kadin i<;in bir mehir takdir eder, kadin da
buna raz1 olursa veya kad1n mehir konusunu hakime gotUrur, hakim ona bir mehir
takdir ederse, her iki durumdada hukum ayn1d1r. Cinsel birle~me olur veya kocas1
[51651 olurse kad1n takdir edilen mehire hak kazanir. $ayet koca cinsel ili~kiden once
kad1n1 bo~arsa EbCi Yusuf (rh.a.)'un ilk goru~une gore kadin akitten sonra belirlenen

77
Buhari, Nikah 16; Muslim, Rada' 15; lbn Mace, Nikah 6; Ebo Davod, Nikah 2; Tirmizi, Nikah 4;
Nesai, Nikah 13.
--
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ HH

mehrin yansin1 alir. Nikah akdinden sonra belirlenen bu mehirle, nikah s1rasinda
belirlenen mehir ayni hukumdedir. EbO Yusuf (rh.a.) daha sonra bu goru~ten
donerek kadinin "mut'a (teselli hediyesi)" alacag1n1 sbylemi~tir ki, EbO Hanlfe ile
Muhammed (rh.a.) de ayn1 gbru~tedir.
Bu gbru~un dayand1g1 gerekc;;e ~udur: Nikah akdinden sonra mehir
belirlenirken, emsal mehir olc;;u al1n1r. Yukanda da belirttigimiz gibi, cinsel
birle~meden once bo~ama durumunda emsal mehir yanya bolunmez. Diger
yandan nikah s1ras1nda belirlenen mehrin cinsel birle~meden once bo~ama
durumunda yanya bolunmesi hukmu, k1yasa ayk1n olarak nasla sabittir. Nikahtan
sonra belirlenen mehir ayn1 ozelliklere sahip degildir. c;:unku onun hukmu her ne
kadar akdin yap1ld1g1 vakte dayanm1~sa da, nikah s1rasinda belirlenen mehir gibi
olmaz.
Buna gore bir kimse bir kadin1, kararla~t1nlm1~ mehirle nikahlasa, akitten
sonra da mehirde artt1rma yapsa, EbO Yusuf (rh.a.)'un ilk goru~une gore bo~anma
durumunda hem asil mehirin hem de yap1lan ilavenin yans1n1 vermesi gerekir.
c;:unku sonradan yap1lan ilave de as1I mehir hukmundedir. Delil ~u ayettir:

~ ~)' ~ &- ~ (: ;,,_; ~ F t.~ 'lj,


" ... Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim ir;in) kar~1/ik/1 anla~mamzda size
gunah yoktur... " (en-Nisa 4/24) Bu; "Mehri kararla~t1rd1ktan sonra aynca
kararla~t1rd1g1n1z fazlal1kta ... " demektir.

EbO Yusuf'un sonraki goru~une gore, bo~ama durumunda sadece akitte


kararla~t1rilan mehrin yans1n1 vermek gerekir. Bu gbru~un delili:

~ p? Ll . ~a:~ ~;~ rJJ.J .ilj v.~ 0r~ &- v.J~!m. 0w,


"Kendilerine mehir tayin ederek evlendiginiz kadmlan temas etmeden
bo~arsamz tayin ettiginiz mehrin yansm1 on/arm hakk1d1r." (el-Bakara 2/237) ayetidir.
Bu, "a kit yaparken kararla~t1rd1g1n1z mehrin yans1n1 verin" demektir. Akitten sonra
yap1lan ilave ise bo~ama durumunda tUmuyle du~er. EbO Hanlfe ile Muhammed
(rh.a) de ayn1 gbru~tedir.
E~ler mehir konusunda ihtilaf etseler, mesela; koca "mehir bin (dirhem)" E~lerin
mehrin
derken e~i "iki bin (dirhem)" dese, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore emsal
miktan
mehir hakem kil1n1r. EbO Yusuf ve ibn EbO Leyla (rh.a.)'ya gore ise mehir olarak konusunda
ihtilata
kabul edilemeyecek bir ~ey ileri surmedigi takdirde kocan1n sbzu gec;;erlidir.
di.i~meleri

EbO Yusuf ve lbn EbO Leyla (rh a )'nm goru~lerinin delili ~udur: E~ler, ikale
(kar~1l1kl1 anla~ma) yoluyla feshe ihtimali olmayan bir akdin bedelinde ihtilaf
etmi~lerdir. Dolay1s1yla, ziyadeyi (fazlal1g1) inkar edenin sozu gec;;erlidir. T1pk1 mal
kar~1l1g1 bo~ama (hul') ve kale azad1 bedellerinde taraflann ihtilafa du~melerinde
oldugu gibidir. Burada emsal mehrin hakemligine gitmenin bir anlam1 yoktur.
102_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

(OnkO emsal mehir, nikah s1ras1nda mehir konu~ulmad1g1 takdirde soz konusudur.
Burada ise, her ne kadar e~ler arasinda anla~mazl1k bulunsa da, onlar mehrin
kararla~tirilan asl1 Ozerinde gorO~ birligi ic;indedirler. Bu da emsal mehrin gerekli
olmas1na engeldir.
E~lerin kar~1l1kl1 yeminle~melerinin de bir anlam1 yoktur. (OnkO yeminle~me
akit tamam olduktan sonra onu feshetmek ic;in yapll1r. Nikah akdinin ise bu tUr
feshe ihtimali yoktur. Bunun delili ~udur: Cinsel ili~kiden once bo~ama olsayd1,
kocan1n dedigi mehrin yans1 kad1na verilecek ve mut'a'n1n hakemligine
ba~vurulmayacakt1. Akdin devam1 durumunda da hOkOm boyledir. c;onkO bo~ama
olduktan sonra mOt'a, t1pk1 bo~amadan once emsal mehir gibi, mehir
kararla~tirilmadan akdedilen nikahin sonucudur.

Eba Hanlfe ile Muhammed (rh a) ~oyle derler: Nikahin dinen gec;erli sayllmas1
ic;in emsal mehir gereklidir. Bundan ancak e~lerin belirleyecekleri mehir bulundugu
takdirde muaf olunabilir. Belirlenen mehrin miktan Ozerinde anla~mazl1k c;1karsa
as1I hukme ba~vurmak gerekir. Nitekim boyac1 ile kuma~ sahibi arasindaki Ocret
konusunda c;1kan anla~mazlikta boyan1n degeri esas al1nir. Ancak Ocret konusunda
anla~amayan tepmeci (y1kay1c1) ile kuma~ sahibinin durumu bundan farkl1d1r.
(OnkO kuma~ Ozerinde y1kay1c1n1n i~ine ait bir sonuc; yoktur (Bu yuzden y1kay1c1
emsal Ocrete hak kazan1r).
Diger yandan evlilik akdi, feshe ihtimali olan bir akittir. (OnkO azat etme,
ergin alma veya denk (kufOv) olmama durumlannda sec;imlik hakka sahip olan1n
evliligi feshetme yetkisi vard1r. Evlilik; teslim etme ve teslim alma hakk1 dogurmas1
bak1mindan "sat1m akdi" ne benzer. Bu yOzden mehir konusundaki anla~mazl1kta
taraflann yeminle~mesi gerekir.
Mal kar~ll1g1nda bo~ama ve mal kar~1l1g1nda azat etme boyle degildir.
Kad1n1 cinsel ili~kiden once bo~arsa bu takdirde Muhammed'in el-Cami' (e/-
[5/66]
Camiu'/-keblr)'de ac;1klad1g1 Ozere mut'an1n hakemligine ba~vurulur. Burada
mesele, iki taraf arasindaki anla~mazl1gin yOz ve iki yOz rakamlannda oldugu
esas1na gore duzenlemi~tir. KitabO'n-nikah'da ise mesele anla~mazl1g1n bin ve iki
bin rakamlannda olmas1 esasina gore konulmu~tur. MOt'a be~yuz (dirhemden)
fazla olamaz. Bu nedenle, "kad1na, kocanin dedigi mehrin yans1 verilir". $u kadar
varki bo~amadan once mehr-i misle ba~vurmak caizdir. Halbuki bo~amadan sonra
mut'aya ba~vurulmaz. T1pk1 kad1n1, bin dirhem ve bir miktar da ziyade yapmak
(ikramda bulunmak) Ozere nikah etmesi gibi ki. Bu durumda bo~amadan sonra bin
dirhemin yans1 kad1nin olur. Kaea, ziyadede (ikramda) bulunma sozOnO yerine
getirmemi~se bo~amadan once de emsal mehrin tamam1 kadin1n olur.

Eba Yusuf (rh a )'un "mehir olarak kabul edilemeyecek bir ~ey ileri sOrmedigi
takdirde" sozOne ili~kin Ostatlanm1zin (ikinci donem fukaham1z1n) iki gorO~O vard1r.
Birincisi, kocan1n mehir olarak on dirhemden az bir ~ey ileri sOrmesidir ki, bu dinen
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 103

kabul edilmez. c;:unku mehir on dirhemden az olamaz. Arna dogrusu EbO


Yusuf'un bu sbzle kast1, kocan1n, adeten, bunun gibi bir kad1n1 o kadarc1k bir ~eyi
mehir tutarak nikah edemeyecegini bildigi c;ok az bir ~ey ileri surmesidir. Nitekim
muellif al1~-veri~ bolumunde de ~u ~ekilde ayn1 ifadeyi kullanm1~t1r: Akit konusu
mal zayi olduktan sonra taraflar bedel konusunda anla~mazl1ga du~erlerse, kabul
edilemeyecek bir ~ey ileri surmedigi takdirde mu~terinin sbzu gec;erlidir. Bedelde
~er' an takdir yoktur.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in gbru~lerinin ac;1klamasina gelince, el-Kerhl
(rh.a.)'ye gore once yeminle~irler, daha sonra emsal mehir hakem k1l1n1r. EbO Bekir
er-Razl (rh.a.)'ye gore ise once emsal mehir hakem k1lin1r.
$byle ki, ~ayet emsal mehri iki bin dirhem veya daha fazla ise yemini ile
birlikte kad1n1n sbzu kabul edilir. c;:unku gorunu~ onu desteklemektedir. Emsal
mehri bin dirhem ve daha az ise bu takdirde yemini ile birlikte kocan1n sbzu kabul
edilir. c;:unku bu durumda da gorunu~ kocay1 desteklemektedir. Emsal mehri bin
bewuz dirhem ise o zaman da e~ler yeminle~irler; sonra da kad1na emsal mehir
karan verilir. c;:unku yeminle~me, d1~ gbrunu~un destegiyle (~ehadetiyle) bir tercih
imkan1 olmad1ginda ba~vurulan bir usuldur. l~te burada durum bu ~ekildedir.
En dogru gbru~ el-Kerhl (rh a )'nin sbyledigidir. c;:unku emsal mehir, akitte
mehir kararla~t1nlmad1g1 zaman ortaya c;1kar. Bu da ancak yeminle~tikten sonra
sabit olur. c;:unku e~lerden birinin iddias1, oburunun yemini ile ortadan kalkar.
Sonuc;ta mehir kararla~t1nlmam1~ bir nikah olarak kal1r. Bunun geregi de emsal
mehirdir. Bundan anl1yoruz ki, ilk once yeminle~me yoluna gitmek gerekir.
Nikah1n asl1 her ne kadar kar~1l1kl1 yeminle feshe ihtimali yoksa da mehir
konu~man1n hukumsuz kalma ihtimali vard1r. Buna gore e~ler kar~1l1kl1
yeminle~ince emsal mehire bak1l1r; ~ayet iki bin dirhem ve daha fazla ise kad1n iki
bin dirhem al1r. Bin dirhem ve daha az ise -koca bunu ikrar ettigi ic;in- kadin bin
dirhem al1r. Bin be~yuz dirhem ise, kad1n emsal mehir al1r. E~lerin hangisi
yeminden kac;1n1rsa, kar~1 taraf1n iddias1 ile bagli olur. Hangisi delil getirirse,
delilinin kabul edilmesi gerekir. c;:unku o iddias1 delille isbat etmi~tir. Her ikisi de
delil getirirse, kad1n1n delili gec;erlidir. c;:unku bu fazlal1g1 (ziyadeyi) ispat
etmektedir; delil de ispat ic;in me~ru kil1nm1~t1r.
Keza, belirli bir mehir uzerinde anla~madan once e~lerden biri blur, sonra
ya~ayan e~ ile olenin mirasc;1lan aras1nda anla~mazl1k c;1karsa, hayatta kalanla [S/67]
blenin mirasc;ilannin durumu onunla, olenin durumu gibidir. c;:unku mirasc;1, miras
b1rakanin yerini alir. Arna e~lerin ikisi birden olurse bu takdirde iki durum sbz Nikahta mehir
belirlenmez ve
konusudur. e~lerden birisi
iiliirse mehrin
Birincisi mirasc;1lann, akitte mehir belirlenmedigi konusunda ittifak etmeleri; hiikmii
lkincisi de mirasc;ilann belirlenen mehrin miktan konusunda ihtilaf etmeleridir.
104 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Birinci durumda, k1yasa gore kad1n1n mirasc_;llanna kocan1n terikesinden emsal


mehir verilmesine hukmedilir. Bu, EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in gorO~OdOr.
c;:onkO emsal mehir t1pk1 kararla~t1nlan mehir gibi bizzat akitle gerekli olmu~tur.
Nasll ki, e~lerin olumu ile kararla~tmlan mehir dO~muyorsa, emsal mehir de
du~mez. Nitekim e~lerden biri oldugunde emsal mehir du~memekte ve olenin
mirasc_;1lan onun yerini almaktad1r. lkisi birden olmeleri durumunda da hukum
boyledir.
EbO Hanlfe (rh a.) ise istihsan deliline dayanarak kad1na, hic_;bir ~ey verilmez,
demektedir. Muhammed bu goru~O e/-Kitab'da (el-As!) ~oyle delillendirmektedir:
"Ali (r.a.)'nin mirasc_;llan Osman (r a.)'nin mirasc_;1lanndan Om mu GOlsOm (r a )'On
mehirini dava etseler, bu mehrin verilmesine hukmeder misin?"
Bu, Ozerinden uzun zaman gec_;ince (zaman a~1m1 ile) mehrin dO~tOgOne i~aret
etmektedir. (OnkO emsal mehir her donemde farklll1k gostermektedir. Dolay1s1yla
Ozerinden uzun zaman gec_;ip, o donemin insanlan yok olunca, hakimin emsal
mehrin miktanni tespit etmesi imkans1zla~1r. Bu ac_;1klamaya gore, Ozerinden uzun
zaman gec_;medigi takdirde emsal mehir karan verilebilir.
Diger bir lzah yolu da ~udur: Tespit ettigimiz Ozere nikah akdinden Oc_; hak
dogmaktad1r. Bunlar, kararla~t1nlan mehir (musemma), nafaka ve emsal mehir.
Bunlann en kuvvetlisi konu~ulan mehir, en zay1f1 nafaka ve ortas1 da emsal
mehirdir. Konu~ulan mehir, kuvvetli oldugu ic_;in kan-kocan1n veya birinin olOmO ile
dO~mez. Nafaka da, zay1f oldugu ic_;in kan-kocanin veya birinin olumu ile dO~er.
Emsal mehir ise bu ikisi aras1nda gidip gelir. Kan-kocan1n olumu ile du~er, birinin
olOmO ile dO~mez. c;:onku iki kural aras1nda gidip gelen, onlann ikisinden de pay
al1r. Nitekim sahabe, e~lerden birinin olOmO ile emsal mehrin dO~Op dO~meyecegi
konusunda ihtilaf etmi~lerdir. Bu, e~lerin her ikisinin olmesi durumunda emsal
mehrin du~ecegi konusunda onlann ittifak ettiklerini gbsterir.
Kararla~t1rllan mehrin miktannda e~lerin olumunden sonra ihtilaf c_;1karsa,
Muhammed (rh.a)'e gore emsal mehir hakem k1l1nir. c;:onkO onun kuralina gore,
emsal mehir e~lerin her ikisinin olOmO ile dO~mez. Dolay1s1yla bu ihtilaf e~ler
aras1ndaki ihtilaf gibi olur. EbO Yusuf (rh a )'a gore de -e~ler hayattayken aralannda
c_;1kan ihtilafta oldugu gibi- kabul edilemeyecek bir ~ey ileri surmedikleri takdirde
kocanin mirasc_;1lann1n sozO gec_;erli olur.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, yine kocan1n mirasc_;ilannin sozO gec_;erlidir.
(OnkO ona gore e~lerin olOmOnden sonra emsal mehrin hOkmO kalmaz. Bu
nedenle yeminle~meye veya emsal mehrin hakem k1linmas1na imkan yoktur. Boyle
olunca geriye iddia ve bunun inkan kal1r. Bu durumda da kocanin mirasc_;1lann1n
sozO gec_;erli olur. Arna kad1n1n mirasc_;llannin kocan1n mirasc_;1lannin kararla~t1nlm1~
mehir konusundaki iddialanna kar~1 delili varsa, o zaman bununla hOkmedilir.
BOtOn bunlarda cinsel ili~ki olsun veya olmas1n hOkOm ayn1d1r. (OnkO cinsel ili~ki
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ tOS

olmas1 ile olmamas1 arasindaki fark bo~ama durumunda ortaya r;1kar; alum
durumunda ise bir fark yoktur. c;:unku nikah olumle sona erer.
Bir erkek, bir kadinla bir ev ve bir hizmetr;iyi mehir olarak vermek uzere
evlense, orta seviyede bir ev ve orta seviyede bir hizmetr;i vermesi gerekir. Bu konu
a~ag1daki ~ekillerde ar;1klanabilir:

Birincisi, Hanefllere gore evlilik akdinde hizmetr;i, mehir olarak


[5/68]
kararla~t1nlabilir. $afil (rh.a.)'ye gore ise boyle bir mehir ger;erli degildir.

Kad1n1, mutlak bir kale veya cariye vermek uzere nikahlarsa, ayni ~ekilde orta
bir kale veya orta bir cariye verilir. Koca bunlan kale veya cariye olarak aynen
verebilecegi gibi, para kar~1l1g1ndan degerlerini de verebilir. Kad1n bunu kabul
etmek zorundad1r.
$afil (rh.a.)'ye gore mutlak kblenin mehir olarak kararla~t1nlmas1 ger;erli
degildir. c;:unku nikah kar~1l1kl1 bore; doguran bir akittir. Bu yonuyle sat1m akdine
benzer. Mutlak kale sat1m akdinde bir bedel olarak tespit edilemedigi gibi, nikah
akdinde de mehir olarak belirlenemez. Bu hukum $afil (rh a )'nin ~u prensibine
dayanir: Sat1m akdinde bedel olarak kararla~t1rilmas1 ger;erli olmayan bir ~ey, nikah
akdinde mehir olarak da ger;erli olmaz. c;:unku mehirden kastolunan, onun mall
ybnu, yani ekonomik degeridir. Bir ~eyin niteligini belirtmeksizin, sadece cinsini
belirtmekle, onun mall degeri bilinemez. Bu yuzden boyle bir ~eyin, bedelli
akitlerde bore; olarak tespiti ger;erli degildir. c;:unku bunda bilinmezlik ve belirsizlik
(garar) vard1r. Nitekim, mehir olarak mutlak bir giysi veya bir hayvan ya da bir ev
belirlenmi~ olsa, bu ger;erli olmaz. Mutlak kolenin durumu da boyledir.
Biz Hanefiler bu konuda ~u delillere dayaniyoruz: Kad1n, mehre mal olmayan
bir ~eyin bedeli olarak hak kazan1r. Hayvan, mal olmayan ~eyin mubadelesinde bir
zimmet borcu olarak sabit olabilir. Nitekim, Islam hukukunda, diyet ir;in yuz deve,
cenln (du~uk bebek) ir;in de bir kale veya bir cariye "gurra cezas1" olarak gerekli
kil1nm1~t1r. Mutlak bir hayvanin dinen mal olmayan bir ~eyin bedeli olarak, bir
zimmet borcu olarak sabit olmas1 caiz olduguna gore, evlilikte mehir olarak ko~ul
k1l1nmas1 da caizdir. c;:unku mal olma anlam1nda bu, ba~lang1r;ta borr;lan1labilen bir
mald1r. Borr;lanilan mal uzerinde ba~lang1r;ta sbz konusu olan ve telafi edilebilen
bilinmezlik ikrarda oldugu gibi, akdin s1hhatine engel olmaz.
Nitekim birisi ir;in, bir kale ikrannda bulunan kimsenin, bu ikran ger;erlidir. $u
kadar var ki, Muhammed (rh a )'e gore ikrarda bu, orta bir kale ~eklinde
yorumlanmaz. c;:unku, ikrar edilen ~ey, kblenin bizzat kendisi olup bedeli degildir.
Oysa burada mehrin kendisi bedeldir.
Maliyeti ar;1s1ndan bak1ld1g1nda da bu ba~ta bir borr;lanma olursa, bir bedel
oldugu ir;in biz onu mutlak soylendiginde orta degerde olan1 esas ald1k. Ta ki
boylece iki taraf ir;in de adalet gozetilmi~ olsun. Nitekim, lslama gore yoksullann ve
106~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kitabu'l-Mebsfit

mal sahiplerinin kar~1l1kl1 yaran gozetilerek mal1n orta olanini zekat vermek farz
k1linm1~t1r.

Aynca mehir ilkten bon;lan1lan bir mal oldugu i<;:in, onun niteligindeki
bilinmezlik bor<;:lanmanin ge<;:erliligine engel degildir. Bu nedenle koca borcunu
deger olarak odemek isterse, kad1n bunu kabul etmek zorundad1r. (unku
bor<;:lanmanin ge<;:erliligi, bor<;:lan1lanin mal degeri dikkate al1narak mumkun olur.
Burada malin degeri, malin kendisi gibidir. Nitekim Islam hukukunda, diyet
konusunda mal degerleri dikkate al1narak, yuz deve veya bunlann degeri kadar
dirhem ve dinar aras1nda uygulama gidip gelmektedir.
ilk fakihlerimizden (rh a.) ~oyle soyleyenler de vard1r: $ayet bu ~ekilde mehir
belirlemek ge<;:erli olmasayd1, emsal mehir yuklemeye ihtiya<;: duyacakt1k. (unku
belirlenen mehrin hukumsuz olmas1yla, evlilik akdi ortadan kalkmaz. Nitekim
mehrin hi<;: konu~ulmamas1 durumunda bile evlilik akdi hukumsuz kalmaz.
Kararla~t1nlan mehirdeki bir belirsizlik, emsal mehirdeki belirsizlikten daha az
ise bu, mehir belirlemenin ge<;:erliligine engel olmaz. (unku belirsizligin bir k1sm1,
yapilan bu belirleme ile ortadan kalkmaktad1r.
Emsal mehirdeki belirsizlige denk olan veya ondakinden fazla olan herhangi
bir belirsizlik ise mehir belirlemenin ge<;:erliligine engel olur. (unku bununla hi<;:bir
bilgilendirme ger<;:ekle~mez.
Buna gore, mehir olarak belirlenen bir koledeki bilinmezlik, bir nitelik
bilinmezligidir, cins bilinmezligi degildir. Oysa emsal mehirdeki bilinmezlik bir cins
bilinmezligidir. Bu yuzden bu konudaki mehir tespitini ge<;:erli say1yoruz; ta ki
bilinmezligin bir k1sm1ndan ka<;:1nmak bununla mumkun olsun.
Kuma~daki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten fazlad1r. (unku kuma~
[S/69]
kavram1 pamuk, keten, ipek vb. gibi bir<;:ok cinsi i<;:ine al1r.
"Hayvan"daki bilinmezlik de boyledir. (unku o da bir<;:ok hayvan cinsini i<;:ine
Niteligi
bilinmeyen
allr. Yine "ev"deki bilinmezlik de oyledir. (unku evin durumu da bulundugu
bir ~eyin beldeye ve semte, evin darl1g1na, geni~ligine, kullan1m alanlannin c_;okluguna ve
mehir
olarak azl1g1na gore degi~ir. Bu yuzden ondaki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten
belirlenmesi fazlad1r. Onun i<;:in bunlann mehir olarak belirlenmesi gec_;erli degildir. Bu ~ekilde
akit yap1l1rsa, emsal mehirin esas alinmas1 gerekir.
Evlenme akdi bu yonden sat1m akdinden aynlmaktad1r. (unku biz sat1m
akdinde, sat1ma konu olan mal1n niteliklerinde bilinmezlik oldugu ic_;in akdin
konusunu gec_;ersiz sayd1g1m1zda, ba~ka bir bilinmezligi gerekli k1lmaya muhtac_;
olmay1z. (unku bu durumda sat1m akdi gec_;ersiz olur ve bedel sat1c1ya geri doner.
Bu bilinen bir durumdur.
Kaea evlenme akdinde mehir olarak bir ev (oda) belirlemi~se adeten bundan
maksat ev degil, evin ewas1d1r. lrak'ta, insanlann mehir olarak bir veya iki ev
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 107

vermek uzere nikah yapt1klan ve bundan kad1n1n ~eyiz olarak haz1rlad1g1 ev


e~yalanni kastettikleri bilinmektedir. Bu da, belirttigimiz gibi kar~1l1kil bedeller al1p
verme ozelligi dikkate al1narak orta seviyede ev ewas1 olarak yorumlan1r.
EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore evin degeri kirk dirhem, hizmet~inin degeri de kirk
dinard1r78 . EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.J'e gore ise bunlann degerleri piyasa
fiyatlanna gore azal1r, ~ogal1r. EbO Hanlfe ile imameyn (rh.a.) aras1nda konunun
ozune ili~kin bir goru~ aynl1g1 yoktur. $u kadar var ki, EbO Hanlfe (rh a), goru~unu
kendi doneminde gordugu ~eylerle sin1rl1 tutmu~; imameyn ise bunlara yenilerini
ilave etmi~tir. Fetva zamanin ve yerin durumuna gore verilir. Nitekim bu meselede
lmameynin goru~u zaman1m1za daha uygundur. c;:unku ewan1n degeri, piyasadaki
pahalil1k veya ucuzluga gore degi~ir.
Hizmet~inin orta degerlisi Sindli 79 olan1nd1r. Hizmet~ilerin en degerlisi TUrkler,
en du~ugu de Hintlilerdir. Sindliler ise bunlar arasinda orta seviyededir. Fakat bizim
memlekette Sind'li hizmet~i az bulunur. Bu yuzden, TUrk hizmet~ilerin en du~ugu
ve Hintlilerin en degerlisi orta seviyede hizmet~i kabul edilir.
Bir kimse, mehir olarak beyaz tenli bir hizmet~i vermek uzere nikah yapsa,
EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore kad1na elli dinar verilir. Onun bu goru~u de yine kendi
doneminde tanik oldugu hizmet~inin ortas1 ile iyisi arasindaki deger fark1na
dayanmaktad1r. Aslinda bu da piyasanin pahail ve ucuz olmasina gore degi~ir.
Fakat onun ya~ad1g1 donemde bu fark on dinard1. Onun i~in EbO Hanlfe (rh.a.) bu
~ekilde takdir etmi~tir.

Arna kadina, elli dinar etmeyen beyaz tenli bir hizmet~i verirse bu da caizdir.
c;:unku ona, taahhut ettigi ~eyi odemi~tir. Malin degeri, ancak degeriyle odeme
yolu tercih edildiginde dikkate al1nir. Malin kendisini odemeyi tercih etmesi
durumunda, onun degeri dikkate alinmaz.
Kan-koca go~ebe halk1ndan olup mehir olarak bir ev (beyt) verilmek uzere
Mehir
nikah yapilm1~sa, kad1na go~ebelerin kald1g1 k1I ~ad1rdan bir ev verilir. Bir hizmet~i belirlemede
vermek uzere nikah yapilm1~sa bu takdirde, o yorede bilinen hizmet~ilerden orta dikkate
ahnan ol~ii
seviyede bir hizmet~i verilir. c;:unku mehir belirlenirken orf dikkate alin1r. Nitekim
bir kimse mutlak olarak dirhemler kar~1l1g1nda bir ~ey satin alsa, odeme, orf
dikkate al1narak, o memlekette ge~erli olan paradan yap1l1r.
Mehir konusunda da her yerde oran1n orfU dikkate al1nir. Buna gore, mutlak
olarak ev denildiginde bununla, go~ebe hayat1 ya~ayanlann orfUne gore kil
~ad1rdan yap1lm1~ bir ev, ~ehirde ya~ayanlann orfUne gore ise ev ewas1 anla~1l1r. Bu

78
Peygamber (s.a.v.) doneminde 10 dirhem gOmO~ para veya buna deger bak1mindan denk saylian 1
dinar alt1n para, yakla~1k 2 koyun bedelidir. Zekat nisab1 olarak 200 dirhem gOmO~le 20 miskal
(dinar) alt1n ve 40 koyun arasinda da boyle bir deger baglant1s1nin oldugu a~1kt1r.
79
Sind: Bat1 Pakistan'da bir bolgenin ad1d1r. Halk1nin % 70'i MOslOmand1r. 711 tarihinde Muhammed
b. Kas1m es-Sekafl taraf1ndan fethedilmi~tir.
to8 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

yuzden biz de evlilik akdinde konu~ulan mehiri, akdin yaplld1g1 yerin orfUne gore
yorumlad1k.
Bir kimse, bir kad1nla, onun gormedigi belirli bir ~ey vermek uzere evlenirse,
[5170]
bu konuda kadin1n gorme muhayyerligi yoktur. c;:unku mehir olarak kararla~t1nlan
mall kad1n1n1n gormemi~ olmas1, yap1lan evlilik akdinin, amac1 olan konuda
Mehirde baglay1c1l1k niteligi kazanmasina engel olmaz. Onun bedeli olan mehir ai;1s1ndan da
gorme
muhayyerligi durum boyledir.
Bunun anlam1 ~udur: Gorme muhayyerligini tanimanin yaran, taraflardan
birinden oburune gei;en bedelin geri verilmesine imkan vermektir. Sat1m akdinde
bu yarar geri;ekle~ir. c;:unku sat1m akdinde mal geri verilince akit bozulur. Evlenme
akdinde ise bu yarar saglanamaz. c;:unku belirlenen mehir gorme muhayyerligi
nedeniyle geri verildiginde evlenme akdi bozulmaz. 0 zaman ancak belirlenen
mehirin degerinin odenmesi gerekebilir. Bir mal1n degeri de onun kendisi gibi
gorulemez. Boyle olunca belirlenen mal1 geri vermekle bir yarar elde edilmez.
Yine biz Hanefilere gore a~1n olmad1ki;a, kusur (ay1p) muhayyerligi nedeniyle
Mehirde ay1p
muhayyerligi de mehir geri verilmez. Safil (rh.a.)'ye gore sat1m akdinde ay1p muhayyerligi ile geri
verilebilen her ~ey mehirde de geri verilebilir. Hanefilerle Safiller aras1ndaki bu
goru~ aynl1g1 ~u prensipten kaynaklanmaktad1r: Safil (rh.a.)'ye gore mal ay1p
muhayyerligi nedeniyle geri verilir, akit yapll1rken konu~ulan mehir gei;ersiz olur ve
kad1na emsal mehir vermek gerekir. Hanefilere gore ise, bu durumda konu~ulan
mehir gei;ersiz olmaz, ancak kad1na konu~ulan mehirin degerini odemek gerekir.
Sayet maldaki ay1p basit ise, onu geri vermenin bir yaran olmaz. c;:unku az
kusurlu bir mal1n kendisi ile degeri aras1nda fark yoktur. Arna kusur a~1n ise, geri
vermekle bir yarar saglan1r. c;:unku bu takdirde o malin kusursuz olarak degerini
istemek mumkundur.
Basit kusur ile a~1n kusur aras1ndaki fark1n oli;usu ~udur: Malin degerini,
i;ar~1da i~ten anlayanlann ona bii;tigi deger i;eri;evesine giremeyecek kadar eksilten
kusur a~1r1 kusur (fahi~ ay1p); i~ten anlayanlann ona bii;tigi deger i;eri;evesine
girecek kadar eksilten kusur ise hafif kusur kabul edilir. Safil (rh.a.)'nin, kendi
prensibini ispat etmek ii;in ileri surdugu gereki;e ~udur: Mehir, kar~1l1kl1 bori;
doguran bir akitle kazan1lm1~ bir mald1r ve bunun akdin asl1ndan aynlmas1
mumkundur. Bu yuzden sat1m akdinde oldugu gibi mal geri verilince konu~ulan
mehir gei;ersiz olur. Fakat evlenme akdinde konu~ulan mehirin gei;ersiz olmas1,
evlenme akdini gei;ersiz k1lmaz. Nitekim ba~lang1i;ta mehir konu~ulmam1~ olsayd1
evlenme akdi yine gei;ersiz say1lmayacakt1.
Biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Belirlenen mehiri gerekli k1lan neden akittir.
Konu~ulan mehiri gerekli kllan neden mevcut oldugu surece, onun gei;ersiz
olduguna hukmetmek caiz degildir. Su kadar var ki, mehir kusur nedeniyle geri
verildiginde, onun aynini bori;lan1ld1g1 ~ekliyle kad1na vermek imkans1zla~1r. Bu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109

yuzden gasp edildikten sonra kai;an kolede oldugu gibi onun degerini vermek
gerekir.
Bu kurala gore, ~ayet mehir teslimden once zayi olursa bize gore akit
yap1l1rken belirlenen mehir gei;ersiz olmaz. Fakat kocanin, konu~ulan mehrin
mislini vermesi gereklidir. Konu~ulan mehir misli mallardan ise onun mislini, k1yeml
mallardan ise degerini odemesi gerekir. $afil (rh.a.)'ye gore ise, sat1m akdine konu
olan maim (mebl') teslimden once zayi olmas1 durumunda al1~ veri~ akdi nasil
gei;ersiz olursa, mehirin teslimden once zayi olmas1 durumunda da belirlenen
mehir gei;ersiz olur. Bu durumda kadina emsal mehir verilir.
$afil (rh a.)'nin baz1 arkada~lan da ~oyle soylerler: Bize gore mehirin zayi
olmas1yla belirlenen mehir gei;ersiz olmaz. Fakat belirlenen mehirin aynin1 (bizzat
kendisini) vermek imkans1z duruma geldigi ii;in onun degerini vermek gerekir.
Arna mal1n, ay1p yuzunden geri verilmesinin nedeni, konu~ulan mehiri gei;ersiz
kllmakt1r. Bununla da konu~ulan mehir gei;ersiz olur. Buna gore kararla~t1rilan
mehirin kendisinde ui;uncu ki~iler hak iddia ederlerse belirlenen mehir gei;ersiz
olmaz. ~unku mehiri belirlemenin gei;erlilik ko~ulu, mehirin mal olmas1d1r. Oi;uncu
ki~ilerin hak iddias1 ile mal olma ozelligi ortadan kalkmaz, ancak teslim imkans1z
duruma gelir. Dolay1s1yla bu mal telef olmu~ kabul edilir ve kocaya onun degerini
odemek gerekir.
~ayet koca (ta~m1r veya ta~mmaz bir mal olan) mehiri kiraya verirse,
kira bedeli onun olur. <;i.inki.i onun elindeki mehir, gasp edilen mal gibi
bizatihi odemeye tabidir80 .
Nitekim bir mal1 gasp eden ki~i, onu kiraya verirse, kira bedeli kendisinin olur.
$u kadar var ki, bu bedeli sadaka olarak verir. ~unku onu temiz olmayan bir
kazani;la elde etmi~tir. Kocanin da boyle yapmas1 gerekir81 . Bu hukum Hanefllere
goredir.
$afil (rh.a.)'ye gore kira bedeli kadina aittir. ~unku onun benimsedigi kurala
[5/71)
gore, menfaatler mald1r. Kira da kadina ait bir mal1n bedelidir. $l.iphe ile cinsel
ili~kide bulunan kad1na verilen mehir (ukr) ve organlann diyeti (er~) hukmundedir.

Biz Hanefllere gore ise menfaatler degeri olan (mutekavvim) mal degildir.
Menfaatler ancak akitle mutekavvim duruma gelirler. Burada akdi yapan kocad1r.

so Buna gore; mehir, kocanin elinde telef veya zayi olsa kad1na ddenmesi gerekir. Zayi olmada,
kocan1n kas1t, kusur veya ihmalinin bulunup bulunmamas1 hukmu degi~tirmez. Diger yandan mehir,
altm gibi degerini koruyan bir nakit tUrunden olur ve koca taraf1ndan i~letilirse, meydana gelecek
ktlr ona ait bulunmalldir. Zarar olmas1 durumunda anapara olan mehri alt1n olarak e~ine ddemesi
gerekecegi i~in, burada kad1n i~in risk konusu olmaz.
81
Ancak mehrin koca tarafindan i~letilmesinde e~inin nzas1 bulundugu i~in, elde edecegi gelir "hab1s"
degil "temiz" kazan~ say1lmal1dir. Bu yuzden de bunu tasadduk etmesi gerekmez. Gasp edilenin
geliriyle bu ydnden ayn sayilmalld1r.
Bu yuzden kira bedeli de ona aittir. (unku onun yapt1g1 akitle, ba~kas1nin
mulkiyetinde olup mutekavvim olmayan bir mal mutekavvim duruma gelmektedir.
Bu, t1pk1 ba~kas1nin toprag1ndan testi yap1p satan ki~iye benzer ki, testinin bedeli
ona aittir.

Mehir olarak Mehir olarak belirlenen malda, teslimden once dogum, meyve verme
verilen malda veya gelir elde etme gibi yolla bir art1~ meydana gelmi~se, bunlann
bir art1~m
meydana tamam1 as1I mehirle birlikte kadmm olur.
gelmesi
Konunun ozu ~udur: Mehir olarak belirlenen malda teslimden once meydana
gelen art1~lar iki k1sma ayrilmaktad1r: Mala biti~ik art1~lar ve maldan ayn art1~lar.
Mala biti~ik olan1, cariyedeki kilo art1~1 veya gozlerindeki bozun a~i11p
guzelle~mesigibi art1~lard1r.
Maldan ayn art1~lar da ya ~ocuk dogurma, meyve verme veya ~upheli cinsel
ili~ki nedeniyle gereken mehir (ukr) gibi maim kendisinden dogmu~tur, ya da
kazan~, ucret, gelir gibi mal1n kendisinden dogmam1~t1r.

Cinsel birle~me olur veya koca olurse mehirde meydana gelen bu art1~lann
hepsi kad1na verilir. (unku as1I mala sahip olan bunlara da sahip olur. As1I mal da
kadmm hakk1d1r. Bu hak olumle veya cinsel birle~me ile saglamla~m1~t1r. As1I malda
meydana gelen art1~1n da ayni ~ekilde kad1na verilmesi gerekir.
Kaea e~ini cinsel birle~meden once bo~arsa, bu takdirde malda meydana
gelen art1~ ister ondan ayn olsun ister biti~ik, asil mal ile birlikte yanya bolunur.
(unku bu, maim bir par~as1 hukmundedir. Akitten sonra ve teslimden once
meydana gelen art1~lar, sat1lan mala k1yas edilerek, akit s1ras1nda var kabul edilir.
Nitekim sat1m akdinde satilan malda meydana gelen art1~lar akit yapil1rken var
sayi11r. Teslim s1ras1nda sat1~ bedelinin bir bolumu bunlara kar~1l1k tutulur.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore mehirin kazan~ ve kira gibi urun olan gelirleri cinsel
birle~meden once bo~ama durumunda yanya bolunmez. Tamam1 kad1na verilir.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise asil malla birlikte bunlar da yanya
bolunur.
Cinsel birle~meden once evliligin sona ermesine kad1n1n neden olmas1
durumunda da kazan~lar kad1na aittir. Ancak Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kadm1n as1I
mehirin tamam1 uzerindeki mulkiyet hakk1 ge~ersiz olur. Yalniz, mehirin kazan~
bolumu kad1na verilir. lmameyn'e gore ise, burada da kazan~, asl'1n hukmune tabi
olur. Nitekim, ayni kural geregi, sat1lan malda, teslimden once bir kazan~ meydana
gelse, sonra satilan mal1n telef olmas1 yuzunden sat1~ fesh edilse, EbQ Hanlfe
(rh.a.)'ye gore, kazan~ mu~terinin olurken, lmameyn'e gore sat1c1ya ait olur. Bu
konuda imameyn'in dayand1g1 delili ~udur: Kazan~ as1I maldan ayn bir art1~ olup
cariyeden dogan ~ocuga benzer. Buna gore kadm1n as1I mehir uzerindeki mulkiyeti
ge~ersiz olunca, kazan~taki de ge~ersiz olur. (unku kad1n1n as1I mehir uzerindeki
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l ll
mulkiyetinin gei;ersiz olmas1, mehir nedeni olan nikah1n feshedildigine
hukmetmekle geri;ekle~ir. Art1~ da, ister asildan dogsun ister dogmas1n, ancak asil
ile birlikte mulkiyete girer. Asll uzerindeki mulkiyet nedeni feshedilince art1~1n onun
mulku olmas1 ii;in bir neden kalmaz.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle der: Kadin1n, mehirin kazanc1na malik olmas1n1
saglayan neden feshe ugramam1~t1r. Bu yuzden kazanc1n mulkiyeti t1pk1
bo~amadan once oldugu gibi onda kal1r.
Bunun ai;1klamas1 ~oyledir: Kazani; uzerindeki mulkiyet ~u yollardan biriyle
elde edilir: Ya, kale bir bag1~ kabul etmi~tir, ya efendisinden ba~ka birisi ile hizmet
sozle~mesi yapm1~t1r ya da odun, ot gibi mubah ~eyleri toplam1~t1r. Sayllan bu
mulkiyet nedenlerinden hit;birisi, bo~ama ile fesholmaz.
Bunun sonucu ~udur: Bir mal1 elde etmek, elde edenin o mal uzerinde
mulkiyetini gerektirir. Fakat elde eden ki~inin, mulk sahibi olma ehliyeti yoksa, mal
onun yerine gei;en (halef olan) ki~inin olur. Bu ki~i de onun efendisidir. Kole mal1
kazand1g1 s1rada aralannda mevcut olan mulkiyet bag1 nedeniyle mulkiyeti elde
etme konusunda efendi, kolenin yerini al1r. Efendinin daha sonra asil mal
[S/72]
uzerindeki mulkiyet hakk1n1 yitirmesi, ayn1 yolla mulkiyeti elde etme konusunda
koleye halef olmad1g1n1 gostermez. (unku kazani;, maldan meydana gelen ziyade
gibi degildir. (unku maldan dogan art1~ onun bir pari;as1 olup -yeni bir mulkiyet
nedeniyle mulk olmam1~sa- as1I mal1n mulkiyeti ona gei;er.
Bilindigi uzere, mukatep (efendisiyle belli ko~ullarla anla~ma yapan) cariyenin
i;ocugu mukatep oldugu halde onun kazanc1 mukatep olmaz. Mebl'nin (sat1m
akdine konu olan malin) teslimden once dogan yavrusu da yine mebl' say1l1r.
Teslim s1rasinda sat1~ bedelinin bir bolumu ona kar~ll1k tutulur. Oysa satllan maldan
elde edilen kazani; (kesb), sat1lan mal hukmunde sayilmaz. Bu yuzden asll mal ile
birlikte teslim alinm1~ bile olsa ona sat1~ bedelinden (semenden) hit;bir ~ey kar~1l1k
olmaz. Aradaki fark boylece ortaya i;1kmaktad1r.
Kad1n, asil mehiri ondan meydana gelen art1~la birlikte teslim alsa, sonra
cinsel birle~meden once kocas1 onu bo~asa, kadin hem as1I mal1n hem de fazladan
olan1n yans1n1 al1r. (unku bo~ama durumunda mehrin yanya bolunmesi hukmu,
art1~ teslimden once meydana geldigi zaman, mal1n tamam1nda gei;erli olur ve
mal1n teslimi ile bu hukum du~mez.
Eger kad1n malin asl1n1 henuz art1~ meydana gelmeden teslim al1p, art1~ onun
elindeyken meydana gelse, kocas1 cinsel birle~meden once bo~asa, art1~ da kazani;
ve gelir gibi mal1n kendisinden meydana gelmeyen nitelikte olsa, art1~1n tamam1
kadinin olur. Asll malin yans1n1 kocaya geri verir. (unku art1~ olan kazani;, kad1n1n
mal uzerindeki mulkiyeti ve zilyetligi tamam olduktan sonra meydana gelmi~tir.
Dolay1s1yla her ne kadar as1I mal1 veya onun bir bolumunu geri vermek zorunda
olsa da, kazani; tamamen kendisinde kal1r. Nitekim sat1m akdine konu olan mal
112_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'l-Mebsut
(mebl') da mu?terinin elinde bir ?ey kazanir, sonra asil mal ay1p nedeniyle geri

.
verilirse, kazanc; mu?terinindir. Bu hukmun delili Rasulullah (s.a.v)'1n
.
0 l.Q...)JL , I, .:-__ l\
- ; C_,....,
"Bir ~eyin geliri, sorumlulugu (rizikosu) kar~tl1gmdad1r" 82 hadlsidir.
Bu meselede mehir, kadm1n sorumlulugundad1r. Bu yuzden onun menfaati de
kad1na verilmelidir. Kazanc; ise menfaatin bedelidir.
Arna art1? mal1n kendisinden meydana gelmi? ise bu takdirde bak1l1r: $ayet
art1? yavru ve meyve gibi maldan ayn durumda olursa bu, bo?ama durumunda asil
mehirin yanya bolunmesini onler. Ayn1 ?ekilde e?lerin ayrilmas1na kad1n1n neden
olmas1 durumunda, mehirin tamam1nin kocaya geri verilmesini engeller. Fakat
koca, cinsel ili~kiden once bo~ama durumunda asil mal1n yaris1n1, aynl1k nedeninin
kad1n olmas1 durumunda da tamamm1, verdigi gunku degerini kad1ndan al1r.
Zufer (rh.a)'e gore bo?ama durumunda kad1na, as1I mehirin artan k1sm1yla
birlikte yaris1 verilir. Ayril1k kad1n1n neden olmas1yla meydana gelmi?se bunlarin
hepsi kocaya iade edilir. ~unku cinsel birle~me olmad1kc;a yalnizca kad1nin mal1
teslim almas1yla ondaki mulkiyeti guc; kazanmaz. Aksine bo?ama ile yans1nin veya
aynl1ga kad1rnn neden olmas1 ile de tamam1nm kocaya geri verilmesi ihtimali
mevcuttur. Bu hak maim art1?1na da sirayet etmektedir. Bu durum, gec;ersiz bir al1?
veri? akdiyle satin ahnan mahn durumuna benzer. Eger mu?teri bu mal1 teslim ahr
ve onda mal1n asl1ndan ayri bir art1? meydana gelirse, sat1c1 o mal1 artan k1sm1yla
birlikte geri al1r.
lbn Sema'a da EbO Yusuf (rh a.)'dan ?Oyle rivayet etmi~tir: Bo?ama durumunda
koca, asil mal1n degerinin yans1n1 kad1ndan ister. Kad1n1n irtidat etmesi (Islam
dininden c;1kmas1) durumunda koca hem asil mal1 hem de ondaki art1?1 geri ister.
~unku irtidat, asil mehir ile birlikte mehirin nedenini, yani evlilik akdini de bozar.
Nedenin (evlilik akdinin) bozuldugu gerekc;esiyle mal1n geri verilmesi, sat1m akdinin
gec;ersiz say1lmas1 nedeniyle satilan maim geri verilmesi gibidir. Nitekim bu
durumda satilan maim geri verilmesi hukmu hem as1I mal hem de art1? ic;in gec;erli
olur.
Bo?ama ise akdin c;ozulmesi olup akdi temelden bozmak degildir. Bu yuzden
kendi mulkiyeti ve zilyetligi alt1nda meydana gelmeyen art1?ta kocanin hakk1 sabit
olmaz. Boylece art1?1n yanya bolunmesi imkans1z olunca, ashn yanya bolunmesi de
imkans1z olur.
Zahiru'r-Rivaye'de gec;en goru~un delili ?Oyledir: Kadm mehire evlilik akdi ile
[S/73]
malik olmu? ve mehir uzerindeki bu mulkiyeti teslim ile tamamlanm1~t1r. Bu yuzden

82
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/49; EbO DavOd, BuyO' 71; Tirmizi, BuyO' 53; Nesai, BuyO' 15; lbn
Mace, Ticarat 43
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ll3

art1~ tamamen kendine ait bir mulk uzerinde meydana gelmi~tir. Bo~ama
durumunda mehirin yanya bolunmesi hukmu de, ancak akit yap1l1rken belirlenen
mehir ic;in gec;erli olur. Mehirde meydana gelen art1~, hak olarak teslim
al1nmay1nca, ne hakikaten ne de hukmen akit s1rasinda konu~ulmu~tur. Bu yuzden
onun as1I maldan bir parc;a say1larak bolunmesi imkans1z olur. Yine onun yanya
bolunmesi; sat1lan malda kab1zdan sonra meydana gelen ay1p nedeniyle mebl'in
geri verilmesine engel olan, maldan ayn ziyadede oldugu gibi, as1I mal1n yanya
bolunmesi gibi imkans1z olur.
Bag1~lanan (Hibe edilen) malda meydana gelen ve ondan ayn olan (munfas1I)
art1~in hukmu ise bundan farkl1d1r. cunku bu art1~, bag1~ta bulunan1n, yapt1g1 bu
bag1~tan donmesine engel olmaz. COnku bag1~ bir tebberru akdidir. Buna gore
bag1~ta bulunan ki~i, verdigi asll mal1 geri ahnca, ondan meydana gelen art1~,
bag1~lanan ki~inin elinde kar~1l1ks1z olarak kahr. As1I mal da ona kar~1l1ks1z olarak
verilmi~tir. Dolay1s1yla art1~1n da ona kar~1l1ks1z olarak verilmesi caiz olmu~tur. Sat1m
ve nikah akitleri ise bedelli akitlerdir. Bu yuzden art1~1n geri verilmesi imkans1z
olunca, asll mal1n da geri verilmesine hukmedersek art1~, kar~1l1ks1z olarak elinde
kal1r. Oysa art1~ asl1n bir parc;as1d1r. iki taraf1n kar~1l1kl1 bedeller koyarak yapt1klan
bir akit kalkt1ktan sonra, mulkun kar~1l1ks1z olarak verilmesi caiz olmaz.
Bu ~ekilde as1I mehirin yanya bolunmesi imkans1z olunca, kad1n1n mehirin
degerinin yans1n1 kocaya odemesi gerekir. cunku borcu doguran neden sabit
olduktan sonra malin kendisini geri vermek imkans1zd1r.
Mehir kad1n1n odeme sorumluluguna, onu teslim ald1g1 zaman girdigi ic;in
mehirin degerini belirlerken, teslim al1nd1g1 gunku degeri olc;u al1nir.
Eba Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore malda meydana gelen art1~, kilo art1~1,
guzellik, gozdeki bozun ac;1lmas1 gibi asll mala biti~ik olur ve koca cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~arsa, bu tUr art1~ ile maldan ayn olan art1~in hukmu
ayn1d1r. Kocanin, mehirin teslim gunundeki degerinin yansin1 kad1ndan alma hakk1
vard1r.
Muhammed ve Zufer (rh.a )'e gore ise as1I mal, art1~1yla birlikte yanya bolunur.
Bunlann dayand1klar1 delil ~udur: Nikah kar~ll1kl1 bore; doguran bir akittir. Sat1m
akdinde oldugu gibi kar~1l1kh bore; doguran akitlerde mala biti~ik olan art1~a itibar
edilmez. Nitekim bir kimse, bedel olarak bir kale vermek suretiyle bir cariye satin
al1p onu kabzetse, bundan sonra cariyede ona biti~ik bir art1~ meydana gelse,
sonra da teslimden once veya bir ay1p nedeniyle mu~teri onu geri vermeden once
kole olse, kar~I taraf, art1~1yla birlikte cariyeyi geri ister. Buna kar~1hk cariyedeki
art1~ ondan ayn olsayd1 0 zaman hukum farkl1 olacakt1. cunku mala biti~ik olan
art1~ fiyatin artmas1 gibidir. Nitekim art1~ teslimden once meydana gelmi~ olsayd1,
fiyat1n artmas1 gibi degerlendirildigi ic;in semen (bedel) taksim edilmeyecekti. Mehir
ic;in de hokum boyledir.
114 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu, hibe edilen malin durumundan da farkl1d1r. c;:unku hibe edilen malda
meydana gelen, mala biti~ik art1~ yap1lan bag1~tan donmeye engeldir. c;:unku hibe
odemeye tabi (odeme sorumlulugu yukleyen) bir akit degildir. Buna gore, hibe
akdinin hukmu olarak mal1 teslim almak, hibe alana onun odeme sorumlulugunu
yuklemedigi i~in, hibe edenin o malda bir hakk1 kalmaz. Dolay1s1yla malin asl1nda
olmayan bir hakk1n maldaki art1~a ge~mesi soz konusu olmaz. Boylece artan
k1s1mdan donme kalmayinca, asildan donme imkan1 da kalmaz. c;:unku as1I mal,
art1~tan aynlmaz. Oysa kadin1n hibeyi teslim almas1, ona mal1n odeme
sorumlulugunu yukler. Kad1n1n, maldaki odeme sorumlulugu kocanin hakk1 i~indir.
Bu da kocanin asil maldaki hakk1n1n devam ettigini gosterir. Bu hak sat1m akdinde
oldugu gibi maldaki art1~a da ge~er.
EbO Hanlfe ile EbO Yusuf (rh a.) ise ~oyle derler: Bu art1~ kad1n1n ge~erli ve tam
[5174] mulkunde meydana gelmi~tir. Dolay1s1yla as1I maldan ayn olan art1~ gibi her
bak1mdan kad1nin hakk1 olmu~tur. Bu durumda artan k1sm1n yanya bolunmesi
imkans1z olunca, Muhammed (rh.a.)'in dedigi gibi asl1n yanya bolunmesi de
imkans1z olur.
Bunun delili ~udur: Mehir bir bak1ma lutuf, ihsan (kar~1l1ks1z yard1m)
hukmundedir. c;:unku kad1n onu kendisine kar~1 hak edilen bir malin bedeli olarak
elde etmi~ degildir. Birisine ihsan edilen maldaki biti~ik art1~lar, hibe edilen
mallardaki art1~lar gibi asl1n geri verilmesini engeller. Aynca bag1~lanan mallarda,
mala biti~ik olarak meydana gelen art1~larin etkisi, ayn olan art1~lann etkisinden
daha fazlad1r. Nitekim hibede meydana gelen maldan ayn art1~lar hibenin geri
al1nmas1na engel olmazken, mala biti~ik art1~lar geri almaya engel olmaktad1r.
Diger yandan bu konuda asildan ayn olan art1~lar asl1n yanya bolunmesine
engel olduguna gore, mala biti~ik olan art1~lar oncelikle engel olur.
Sat1m akdine gelince dogru olan, EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore akde
konu olan mala (mebl'ye) biti~ik olan art1~lann, t1pk1 ondan ayn olan art1~larda
oldugu gibi, akdin asildan bozulmas1na engel olmas1d1r. Muellifin, me'zOn
(kendine ticaret izin verilen kole) konusunda and1g1, yaln1z Muhammed (rh.a )'in
goru~udur. Muell if al1~ veri~ konusunda da, EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a.)' a gore
mala biti~ik art1~lann, maldan ayn olan art1~larda oldugu gibi yeminle~me suretiyle
akdin bozulmasina engel oldugunu a~1k~a belirtmi~tir.
$ayet art1~, cinsel birle~meden once koca kad1n1 bo~ad1ktan sonra mal kadin1n
elinde iken meydana gelmi~se, as1I mal artanla birlikte yanya bolunur (kadina
mehir olan mal1n yans1 verilir). c;:unku bo~ama ile, asil mehirin yans1n1 geri vermek
kadina bor~ olmu~tur. Bu bor~ art1~a da ge~er. Bu mesele, ge~ersiz bir sat1m
akdiyle satin al1nan mal1n durumuna benzer. Ge~ersiz bir akitle satin al1nan mal
da, biti~ik ve ayn art1~1yla birlikte geri verilmesi gerekir. Bo~amadan onceki durum
ise bundan farkl1d1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 11s

Mehirde meydana gelen eksilmeye gelince, ~ayet mehir kocan1n elindeyken Mehirde
meydana
az bir kusurla deger yitirilmesine ugram1~sa, kad1n1n muhayyerlik hakk1 bulunmaz. gel en
eksilme ile
c;:unku boyle bir kusur akit yapll1rken mevcut olsayd1 bu nedenle kadinin
ilgili
muhayyerlik hakk1 yine olmayacakt1. Kusurun akitten sonra ve teslimden once hiikiimler
meydana gelmesi durumunda da hukum boyledir.
Zufer (rh.a.)'e gore mehirdeki kusur basit de olsa kad1nin se<;;me (muhayyerlik)
hakk1 vard1r. c;:unku akdin ko~ulu kad1n1n aleyhine olarak degi~mektedir. c;:unku o
mehri saglam olarak hak etmi~, mal ay1planmakla saglaml1k niteligi degi~mi~tir.
Fakat bu, Zufer (rh.a.)'in akit an1nda mevcut olan kusurdan dolay1 da kad1n1n
muhayyer olmas1 gerektigi yolundaki goru~une goredir. c;:unku bu ikisi aras1nda bir
fark yoktur.
Mehirde, kocan1n elindeyken a~iri bir kusur (ay1p) meydana gelirse bu
takdirde be~ durum soz konusudur:
Kusur semavl bir afet nedeniyle meydana gelmi~se, kad1n i<;;in se<;;me hakk1
vard1r. lsterse kocadan mehirin evlendigi gunku degerini ister. lsterse kusurlu mal1
al1r. Bu durumda eksilen degerin odenmesi i<;;in kadina bir ~ey verilmez. c;:unku
koca mehiri, akdin gerektirdigi ~ekilde saglam olarak teslim etmekten aciz
kalm1~t1r. Bu nedenle kad1n i<;;in se<;;me hakk1 (muhayyerlik) sabit olur. Eger isterse
degerini talep eder. c;:unku mehiri gerektiren neden mevcut oldugu halde onun
aynen teslimi imkans1z duruma gelmi~tir. Eger kad1n mal1 oldugu gibi almay1 tercih
ederse, eksilen degerin odenmesi i<;;in kocadan bir ~ey isteyemez. c;:unku mehir,
evlenme akdinin geregi olarak kocan1n odeme sorumlulugunda oldugu halde,
mehrin nitelikleri akdin geregi olarak onun odeme sorumlulugunda degildir.
Zufer (rh a.)' den, kad1n1n eksilen degeri kocaya odettirecegi goru~u rivayet
edilmi~tir. c;:unku mehir, gasp edilen mal gibi kocan1n elinde kendi kendine
odemeye tabidir. Nitekim bir kimsenin gasbettigi mal, onu gasp eden kimsenin
elinde kusurlansa, maim sahibinin mall geri alma hakk1nin yan1nda eksilen degeri
odettirme hakk1 da vard1r.
Fakat biz; gerek gasp edilen mal1n, gerekse onun niteliklerinin teslim ile
birlikte odemeye tabi oldugunu soyluyoruz.
2. Mehirdeki ay1p kocan1n bir fiili nedeniyle meydana gelmi~se, mehirdeki
[S/75]
degi~meden otUru kadin1n muhayyerlik hakk1 vard1r. Mali oldugu gibi almay1 tercih
ederse koca mal1n eksilen degerini oder. Eba Yusuf, Eba Hanlfe (rh a.)'nin, kadinin
eksilen degeri odettirme hakk1n1n olmad1g1 goru~unde oldugunu rivayet etmi~tir.
Bu goru~un gerek<;;esi ~udur: Mehir evlenme akdinin geregi olarak kocan1n odeme
sorumlulugunda olup (hukum bak1m1ndan) sat1m akdine konu olan mal (mebl')
gibidir. Sat1c1, sat1lan bir malda teslimden once bir kusur meydana getirdiginde,
sat1c1nin eksilen degeri mu~teriye odemesi gerekmez. Bu da onun gibidir.
116_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

En dogru goru~Cm (Zahiru'r-rivaye) delili de ~oyledir: Koca mehirin bir


bolumunu telef etmi~tir. $ayet mehirin tamamm1 telef etmi~ olsayd1, tamamm1n
degerini odemesi gerekecekti. Bunun gibi bir par~as1n1 telef ettiginde de onu
odemesi gerekir. Bu a~1dan mehir, sat1m akdinden ayrllmaktad1r. Eger sat1m
akdinde sat1c1 mal1n tamam1n1 telef etse, onu odemedigi gibi, onun bir par~as1n1
telef edince de odemez. Aynca sat1m akdinin bir ozelligi daha vard1r: Sat1m
akdinde, akde konu olan mal (mebl') sat1~ bedeli (semen) kar~i11g1nda odemeye
tabidir. Bu ~ekilde odemeye tabi olanlan biz, sat1c1n1n fiili ile kusurlanan ve semavi
afetle kusurlanan diye iki k1sma ay1rd1k. Buna gore, ~ayet mal sat1c1nin fiili ile
kusurlanm1~sa, bedelden ona kar~ll1k olan pay mu~teriden du~er. Arna semavi bir
afetle kusurlanm1~sa, hukum boyle degildir.
l~te burada da ayn1 ~ekilde mehirin degeri, odemeye tabi oldugu takdirde,
kocanm fiili ile kusurlanan ve semavi afetle kusurlanan diye ikiye ayrllmaktad1r.
c;:unku koca taraf1ndan telef, asil mal i~in soz konusu oldugu kadar nitelikler i~in
de soz konusu olur. Arna mehir kocan1n fiili d1~mda kusurlanm1~sa bu boyle
degildir. c;:unku bu durumda odeme akdin geregidir. Akit ise kastedilmi~ (maksOd)
olarak nitelikleri i~ine almaz.
3. Mehirdeki ay1b1n, bizzat mehirin kendi fiili ile meydana gelmesi, Zahiru'r-
Rivaye'ye gore bu, t1pk1 mehirin semavl bir afetle kusurlanmas1 gibidir. c;:unku
mehirin kendi kendine verdigi zarar hederdir, odeme konusu degildir. EbO Hanlfe
(rh.a.)'den, bu tUr kusurlann, kocanin fiili ile meydana gelen kusur gibi oldugu
gbru~u de rivayet edilmi~tir. c;:unku bu, kocan1n odeme sorumlu\ugunda olup,
odenecek mala ait fiil; geregini yapmada, gasbedilen malda oldugu gibi, odeme
sorumlulugu bulunan1n fiiline benzer.
4. Mehirdeki kusurun yabanc1 (u~uncu) bir ~ahs1n fiili ile meydana gelmesidir.
Bu durumda, eksilen degeri bu u~uncu ~ahs1n odemesi gerekir. Bu konuda eksilen
degerin odenmesi, maim teslim al1nmasmdan once meydana gelen art1~
hukmunde olup, mehirde olu~an degi~iklikten otUru kad1n1n muhayyerlik hakk1
dogar. Buna gore, ~ayet mall oldugu gibi almay1 se~erse, koca kusura yol a~an
ki~iden eksilen degeri al1r. $ayet maim degerini kocaya odettirme yolunu se~erse
koca, kusura yol a~an ki~iden eksilen degeri al1r. Arna kad1n1n, mal1 oldugu gibi
al1p eksilen degeri kocaya odettirme hakk1 yoktur. c;:unku mal1n kusurlanmas1nda
kocan1n bir rolu yoktur.
5. Mehirdeki kusurun kad1n1n fiili ile meydana gelmesidir. Bu durumda kad1n
mehiri teslim alm1~ say1l1r. c;:unku o, mehirin bir par~as1n1 telef etmi~tir. Oyle olunca
telef etmekle bu par~ay1 kabzetmi~. mehirin geri kalan bolumunu de ay1rt etmi~
olur. Bu konuda kendisi i~in muhayyerlik hakk1 soz konusu olmaz.
Yukanda be~ ~1k olarak anlatt1klanm1z, e~ler aras1nda cinsel birle~menin
olmas1 veya kad1n nikah1 altmdayken kocanin olmesi durumunda soz konusu olan
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 117

hukumlerdir. $ayet cinsel birle~me olmam1~sa, bu takdirde cinsel birle~meden once


kad1n1 bo~amas1 durumunda mehirin yans1n1 allr. T1pk1 cinsel birle~meden sonra
kad1n1 bo~amas1 durumunda mehirin tamam1n1 almas1 gibidir.
Mehirin, kad1n teslim ald1ktan sonra onun elindeyken kusurlanmas1na gelince,
bu konuda da yine be~ ayn durum soz konusudur.
Kusur semavl bir afet nedeniyle meydana gelir ve koca cinsel birle~meden
once kad1n1 bo~arsa bu takdirde koca muhayyerdir. lsterse mehirin yans1nin
evlendigi gunku degerini kad1na odettirir. c;:unku mehirin yans1nin teslim al1nd1g1
~ekilde geri verilmesi imkans1z duruma gelmi~tir. lsterse kusurlu olarak mehirin
yans1n1 al1r. Bu durumda eksilen degerin odenmesi i\in kad1n1n bir ~ey vermesi
gerekmez. c;:unku mehir tam anlam1yla kad1nin mulku idi. Onun kad1n1n elinde
kusurlanmas1 eksilen deger i\in bir ~ey vermesini gerektirmez.
Mehirin kusurlanmas1, bizzat mehirin kendi fiili ile meydana gelmi~se, bu da [5/76]
onun semavi bir afetle kusurlanmas1 gibidir. c;:unku onun kendi kendine verdigi
zarar odemeye ta bi degildir.
Maldaki kusurlanman1n kad1n1n eylemi ile meydana gelmesi durumunda da
hukum boyledir. c;:unku kad1n1n fiili kendi halis mulkunde meydana gelmi~tir.
Dolay1s1yla bu fiil, kad1na eksilen degeri odeme sorumlulugu yuklemez. Arna
teslimden once kocanin fiili boyle degildir. c;:unku bu fiil, kadinin ozel mulkunde
meydana gelmi~ olup eksilen degeri odeme sorumlulugunun kocaya yuklenmesini
gerektirir.
Kusurlanmanin kad1n1n elinde U\Uncu bir ~ahs1n fiili ile meydana gelmesi
durumunda da eksilen degeri bu U\uncu ki~i odeyecektir. Bu, hukum bak1m1ndan
maldan meydana gelen ve ondan ayri olan art1~ gibidir. c;:unku bu, malin bir
par\as1nin bedeli olup bo~ama durumunda as1I mehirin yariya bolunmesini
engeller. Bu durumda koca ancak, mehirin evlendigi gunku degerinin yaris1n1
kadindan geri isteyebilir.
Kusurlanma, kocan1n fiili ile meydana geldiginde de hukum yine boyledir.
c;:unku koca, mehir kad1na teslim edildikten sonra ona kar~1 i~ledigi su\lar
a\1s1ndan yabanc1 gibidir. Bu yuzden kocan1n yapt1g1, diyet (er~) borcu dogurmas1
a\1s1ndan yabanc1 birinin yapt1g1 gibidir. Bu da bo~ama durumunda mehirin yanya
bblunmesine engel olur.
Mehir, bo~amadan sonra kad1n1n elinde kusurlanm1~sa, bu takdirde kocanin
asll mehirin yarisin1, eksilen degerin yaris1 ile birlikte alma hakk1 vard1r. c;:unku
kadina mehir hakk1 veren neden, bo~ama nedeniyle, mehirin yansinda ge\ersiz
olmu~, bu yuzden mehirin yaris1nin kocaya geri verilmesi gerekli duruma gelmi~tir.
Bu durumda mehirin yaris1, kad1nin elinde, fasit bir sat1m akdinin sonucu olarak
mu~teri tarafindan teslim alinan mal gibidir. Buna gore, teslim alinan mal semavi
bir afetle veya bizzat malin kendi fiili ile ya da kad1nin fiili ile kusurlan1rsa, kadinin
11 s_____________________________ Kitabu'I-Mebsfit

eksilen degeri odemesi gerekir. c;:unku kad1n mal1 teslim alinca odeme
sorumlulugu ona ait olur. Nitelikler de gasp edilen malda oldugu gibi teslim
al1ninca odemeye tabi olur.
Mehirdeki kusurlanma, yabanc1 birinin fiili ile meydana gelmi~se, bunun diyeti
(er~) maldan ayn olan art1~ hukmundedir. Biz bunun hukmunu daha once
ac;1klad1k. Hakimu·~ ~ehld'in el-Muhtasar'1nda, mehirdeki kusurun, kad1nin elinde
bo~amadan once meydana gelmesi ile bo~amadan sonra meydana gelmesinin ayn1
hukumde oldugu belirtilmektedir. Fakat bu yanl1~t1r. Her iki durumda dogrusu,
yukanda ac;1klad1g1m1z ~ekildedir.
Mehir bir cariye olup, kadm teslim almadan once koca onunla cinsel
ili~kiye
girse ve ondan bir c;ocuk dogursa, koca da c;ocugun kendisine ait
oldugunu iddia etse, bu iddia dikkate ahnmaz.
c;:unku cariye kad1nin mulkudur. Onun mulkunde ba~kasin1n c;ocuk sahibi
olmas1 gec;erli degildir. Fakat kocadan zina haddi cezas1 du~er. c;:unku mehir, sat1m
akdi ile sat1lan ve sat1c1nin elinde bulunan mal (mebl') gibi akit geregi kocanin
odeme sorumlulugundad1r. Bu durum had cezas1nin du~mesi konusunda bir ~uphe
dogurur. Had du~unce kocan1n ukr denilen bir mall tazminat odemesi gerekir.
c;:ocukla birlikte ukr da, as1I mehirden meydana gelen ve ondan ayn olan art1~
hukmundedir. c;:unku koca cinsel ili~kiyle cariyenin bir parc;as1n1 elde etmi~ say1l1r;
ukr da bu parc;anin bedelidir.
Kad1n1 cinsel birle~meden once bo~amas1 durumunda mehirin ve art1~1n
tamam1 yanya bolunur. Cariye de ikisinin ortak mall olur. Kocan1n ummu veledi
olmaz. c;:unku kad1n ic;in ummu veled olma hakk1, c;ocugun nesebinin sabit
olu~una itibarlad1r. Burada c;ocugun nesebi sabit olmad1g1na gore kadin ic;in ummu
veled olma hakk1 da sabit olmaz. Fakat c;ocugun yans1 kocan1n hesab1na ozgurluge
kavu~ur (azat olur). c;:unku koca, zinadan olma c;ocuguna malik olmu~tur ve koca
kendinden bir parc;aya malik oldugu ic;in c;ocuk onun hesab1na azat olur. Bu
durumda ozgurluge kavu~an c;ocuk degerinin yans1n1 kad1na odemek ic;in c;al1~1r.
c;:unku kad1n1n pay1 c;ocugun yan1nda al1konulmu~tur. Koca bu borcu ustlenmez.
c;:unku onun c;ocukla ilgili yapt1g1 bir ~ey yoktur, onun yapt1g1 sadece bo~ama ile
ilgili olup bu da dogrudan dogruya c;ocugun azat olmasina yonelik bir tasarruf
degildir. Aksine bo~amanin hukmu mehirin yansin1n kocaya donmesidir. c;:ocuk,
kocanin mulku oldugu ic;in onun hesab1na hukmen azad olur.
Bununla birlikte kad1n ukrun yans1n1 kocadan isteyebilir. c;:unku ukr e~ler
[5/77]
arasinda yanya bolunur.
Mehir olarak verilen hizmetc;i, kad1n1n yaninda oldurulur veya olurse, sonra da
koca cinsel birle~meden once kad1n1 bo~arsa, koca, kad1n1n mehiri teslim ald1g1
gunku degerinin yans1n1 alma hakk1 vard1r. c;:unku mehirin yans1nin geri verilmesini
gerektiren neden (bo~ama) gerc;ekle~tikten sonra mehirin yar1ya bolunmesi
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 119

imkans1z duruma gelmi~tir. Kocan1n katilden bir ~ey alma yolu da yoktur. c;:onkO
katilin fiili kocanin mOlkOnde meydana gelmemi~tir. Hizmetc;iyi oldOrdugo s1rada o,
kadin1n mulkiyetinde idi. Bu nedenle kocan1n katile bir ~ey odettirme hakk1 yoktur.
Mehirde, kadmm elindeyken mala biti~ik bir art1~ meydana gelse ve
mal zayi olsa, sonra koca cinsel birle~meden once kad1m bo~asa, koca,
mehiri teslim ald1g1 gi.inki.i degerinin yansm1 kadmdan ahr.
Kad1n mal1 tOketmi~se hOkOm yine boyledir. c;:onkO kadin kendi mOlkOnO
telef etmi~tir. Bu yOzden telef nedeniyle kendisine bir ~ey gerekmez. Ancak mehiri
teslim alinca, onun teslim ald1g1 gOnkO degerinin yansin1 kocaya odeme
yOkOmlOIOgO alt1na girmektedir.
Maida meydana gelen art1~, as1I mehirden meydana gelen, fakat ondan ayn
olan bir art1~ olsa ve bu fazlal1k kad1n1n elinde telef olsa, sonra koca cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~asa, bu takdirde asil mehir yanya bolOnOr. c;:onkO
asl1n yanya bolOnmesini engelleyen ~ey maldaki fazlal1kt1r. Dolay1s1yla bu fazlal1k,
yerine bedel b1rakmadan olunce, sanki hie; meydana gelmemi~ sayil1r. Bu durumda
da as1I mehir yanya bolOnOr. Ancak ~ayet art1~ bir c;ocuk olur ve dogum annenin
degerini eksiltirse, kad1n1n elindeyken mehirde eksilme meydana geldigi ic;in
kocan1n sec;me hakk1 olur. ~ayet dogum nedeniyle, mehir olan cariyede bir eksilme
soz konusu degilse, kocan1n sec;me hakk1 yoktur. Arna c;ocugu zayi eden kad1nin
kendisi ise, i~te o zaman kocan1n sec;me hakk1 dogar. Bu t1pk1, satilan bir cariye bir
c;ocuk dogurur ve mO~teri onun c;ocugunu oldOrOrse, sonra da cariyeyi ay1b1
nedeniyle geri vermek isterse, sat1c1n1n sec;im hakkin1n olmas1 gibidir.
~ayet dogum kocanin elindeyken meydana gelmi~ ve c;ocuk zayi olmu~sa
koca bir ~ey odemez. c;:onkO c;ocuk, gasbedilen cariyenin c;ocugu gibi onun bir rolO
olmaks1z1n meydana gelmi~ ve yine onun bir rolO olmaks1z1n zayi olmu~tur. Fakat
dogum nedeniyle cariyede bir eksilme meydana gelirse, eksilen degerden dolay1
kocanin sec;me hakk1 olur. Arna hem asl1 hem de art1~1 telef eden koca ise, bu
takdirde aslin degerini kad1na oder. c;:onkO art1~ onun elinde emanettir. Gasp
edilen malda oldugu gibi telefi durumunda odemesi gerekir. Kadin1 cinsel
birle~meden once bo~arsa ona asl1n ve art1~1n yansin1 oder.

~ayet cariye kocanm yanmda olur ve koca onu azat ederse bu tasarruf
gec;erli degildir. <;i.inki.i 0, sahibi olmad1g1 bir ~eyi azat etmi~tir.
Cinsel birle~meden once kad1n1 bo~amas1 durumunda da bu azat gec;erli
olmaz. c;:onkO bu azat onun mulkiyetine girmeden once olmu~tur. Arna onu kad1n
azat etse, bu tasarruf kendi mOlkOnde meydana geldigi ic;in hepsinde gec;erli olur.
Sonra kocas1 onu bo~arsa, azat ettigi gOnkO degerinin yans1n1 kad1na odettirir.
c;:onkO kad1n cariyeyi azat etmekle onu kabzetmi~ ve sonra telef etmi~ sayil1r.
Mehir bir cariye olur ve kad1n onu teslim al1rsa, sonra kocas1 cinsel
birle~meden once onu bo~ar ve bundan sonra koca cariyeyi azat ederse bu
120_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

tasarruf cariyenin hic;bir k1sminda yi.lrurluk kazanmaz. Zi.lfer (rh.a.)'e gore onun bu
tasarufu cariyenin yansinda gec;erlidir. c;:unku onun benimsedigi kurala gore,
mehirin yanya bolunmesi hUkmi.l bizzat bo~ama ile sabit olur. Boylece mehirin
tesliminden onceki bo~amada oldugu gibi cariyenin yans1 kocanin mulkiyetine
doner. Bu yuzden azat, kocan1n payina du~en k1s1mda gec;erli olur.
Hanefilerin c;ogunlugu ~oyle der: Bo~ama durumunda kad1n1n cariyenin
yans1ndaki mulkiyetinin nedeni, gec;ersiz olmakta ve bu yuzden mehirin yansin1
geri verme borcu dogmaktad1r. Ancak kad1n1n cariye i.lzerindeki mulkiyet hakk1,
mahkeme karan olmadan veya kar~1l1kl1 anla~ma ile cariyeyi geri vermeden sona
ermez.
c;:unku nedenin ba~lang1c;ta bozuk olmas1, mal1 teslim almakla mulkiyet
hakk1nin sabit olmas1na engel olmaz. Oyle olunca, mi.llkiyetin devam etmesine
engel olmamas1 daha onceliklidir. Maldan hic;bir ~ey kocaya geri donmeyince,
onun cariyeyi azat etmesi gec;erli olmaz.
[5178] Bundan sonra hakim cariyenin yansin1n kocaya verilmesine hukmederse
kocan1n daha once yapt191 bu azat tasarrufu gec;erli olmaz. c;:unku azat tasarrufu
cariye onun mulkiyetine girmeden once meydana gelmi~tir. Burada cariyenin
durumu, gec;ersiz bir al1~ veri~ akdiyle satin al1nan cariyenin durumuna benzer.
Mi.l~teri, satin ald1g1 cariyeyi teslim ald1ktan sonra sat1c1 onu azat etmi~. sonra da
cariye kendisine geri verilmi~tir ki, bu azat tasarrufu gec;erli olmaz.
Fakat hakim yansinin kocaya ait olduguna hukmettikten veya kar~il1kl1
anla~ma ile kad1n cariyenin yan pay1n1 kocaya geri verdikten sonra koca azat
ederse, bu gec;erli olur. Bunun hukmu, iki ki~i aras1nda ortak olup da ortaklardan
birisinin azat ettiQi cariyenin hukmu gibidir.
Bo~and1ktan sonra cariyeyi azat eden kadin olursa, bu tasarrufu cariyenin
tamam1nda gec;erli olurdu. Cariyeyi satsa veya hibe etse bu da gec;erli olur. c;:unki.l
hakimin karanndan once cariyenin tamaminda onun mulkiyet hakk1 devam
etmektedir. Kadin1n bu tasarrufu gec;erli say1l1nca, mehrin yans1n1n geri verilmesini
gerektiren neden, yani bo~ama kesinlik kazand1g1 halde, geri verme imkans1z
duruma gelmi~tir. Bu yuzden kad1n, cariyenin, teslim ald1g1 gunku degerinin
yansin1 kocaya oder.
Bir kimse, soz konusu cariyeyle ~uphe i.lzere cinsel ili~kiye girse ve onun
"ukr" unu oderse, bu ukrun hukmi.l, aslldan meydana gel en ve ondan ayn olan
art1~in ve organlann diyetinin (er~) hukmi.l gibidir. c;:unku ukr, cariyeden bir
parc;an1n bedelidir. Cinsel birle~me ile elde edilen ayn hukmi.lndedir; menfaat
Mehir olarak degildir.
verilen ta~mmaz
malda ~ufa Evlenme akdinde mehir olarak verilen evde, ~uf'a hakk1 yoktur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 121

Bu ayn1 zamanda $afil (rh a) mezhebinin de goru~udur. c;:unku evde ~uf'a


hakk1 olsa olsa yaln1z kom~u ic;in olur. Oysa $afil (rh a) kom~u ic;in ~uf'a hakkin1 hie;
kabul etmez. lbn EbO Leyla (rh.a.)'ya gore ise mehir olarak verilen evde ~uf'a hakk1
vard1r.
Kadmla, bir evin bir k1smm1 mehir olarak vermek i.izere evlenmi~se,
Hanefilere gore ~uf'a hakk1 dogmaz.
ibn EbO Leyla ve $afil (rh.a.)'ye gore dogar. c;:unku evin yaris1 ivazl1 bir akitle
elde edilmi~ bir mulk oldugu ic;in sat1m akdiyle elde edilmi~ gibi kabul edilir.
Dolay1s1yla sbz konusu evde, ivazin degeri kar~1l1g1nda ~uf'a hakk1 dogar. Burada
ivaz, kad1n1n cinsel yonunden (bud') yararlanma olup bunun degeri de emsal
mehirdir. Bu mesele t1pk1 bir kale kar~ll1g1nda bir ev satin alan ki~inin durumuna
benzer. Nitekim, burada da ~uf'a hakk1 sahibi (~efl') o evi kolenin degeri
kar~ll1ginda alabilir.

Biz Hanefilere gore, ~uf'a hakk1 sadece mutlak olarak malin mal ile
degi~iminde sabit olur. Kad1n1n cinsel organ1 (ondan (bud') yararlanma) ise mutlak
mal degildir. Bu yuzden kad1n1n mehir olarak sahip oldugu ~ey, hibe yoluyla sahip
oldugu ~ey gibidir. Hibe olarak alinan malda da ~uf'a hakk1 olmaz.
Diger yandan ~uf'a (on alim) hakk1 sahibi (~efi) ~uf'a konusu mala, ancak
mu~terinin ona malik oldugu yolla malik olabilir. c;:unku Islam hukuku ~uf'a hakk1
sahibine, mal1 bu nedenle alma konusunda mu~teriye gore oncelik hakk1
tan1m1~t1r. Onu ba~ka bir yolla alma konusunda bncelik tan1mam1~t1r. Bu yuzdendir
ki, hibe edilen ma Ida ~uf' a hakk1 sbz konusu olmaz. c;:unku ~efi, hibe edilen mall
mu~teriden alacak olsa ancak 1vazl1 olarak almas1 gerekir. Bu durumda, ~efinin mal1
elde etme nedeni ile mu~terinin elde etme nedeni birbirinden farkl1 olacakt1r ki, bu
caiz degildir.
Burada da kad1n, soz konusu eve nikah akdiyle mehir olarak malik olmu~tur.
Sefl evi alacak olsa, ancak sat1m akdiyle alm1~ olur. Bu durumda iki ki~inin eve
malik olma nedenleri farkl1 olacakt1r. Evin kale kar~il1ginda satin al1nmas1 bundan
farkl1d1r. c;:unku orada ~efl, evi benzer yolla, yani sat1m akdiyle almaktad1r. c;:unku
evi, kolenin degeri kar~ll1g1nda satin almak, bizzat kale kar~il1ginda satin almak
gibidir. c;:unku sonuc;ta ikisi de mutlak satin almad1r.
Bir kimse, bir kadmla, kendisine i.iste bin dirhem vermesi ko~uluyla
mehir olarak bir ev vermek i.izere evlense, Ebu Hani'fe (rh.a.J'ye gore evin
hic;bir k1smmda ~uf'a hakk1 dogmaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.J'e gore
evin degeri, bin dirheme ve emsal mehre payla~tmhr ve bin dirheme
di.i~en paymda ~uf'a hakk1 dogar.
[5/79]
c;:unku bu i~lem, evin bin dirheme du~en pay1 ac;1s1ndan sat1~ akdi, evin
kad1nin cinsel yonunden (bud') yararlanmaya du~en pay1 ac;1s1ndan da nikah akdi
niteligindedir. Nitekim bu i~lemde, malin basit ve a~1r1 kusur nedeniyle geri
-
122._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

verilmesi gibi sat1m akdine ait hukumler gec;erli olmaktad1r. Aynca onda sarf
akdinin hukumleri de uygulan1r. Nitekim bir kimse bir kadinla, kendisine bin
dirhem geri odemesi ko~uluyla yuz dinar vermek uzere evlense, bu i~lemin sarf
akdine du~en k1sm1nda mallann kar~1l1kl1 olarak akit meclisinde teslim alinmas1
gerekir. (Faizin cereyan etmemesi ic;in bu gereklidir).
Akdin (hay1rla~man1n) kapsad1g1 ~eylerin yalniz bir k1sminda ~uf'a hakk1n1n
dogmas1 da mumkun ve caizdir. Mesela bir ev ve bir kale tek bir akitle satin al1nsa,
sadece evde ~uf'a hakk1 olur, kolede olmaz.
Ebu Hanlfe (rh a )'nin deli Ii ~udur: Bu i~lemde sat1m akdi, evlenme akdine
tabidir. (:unku bu i~lemde dogrudan al1~ veri~ kastedilmemi~tir. Kastedilen yaln1z
evliliktir. Nitekim bu i~lemde, i~lemin bir fuzull (yetkisiz temsilci) taraf1ndan
yapilmas1 durumunda, sat1m akdine ili~kin olan k1s1m kadin1n kabulune bagl1d1r.
Oysa i~lemde dogrudan al1~ veri~ kastedildiginde bu ~ekilde kad1n1n kabulune bagl1
olmaz.
Ayn1 ~ekilde bu akit, "geri verme" sozuyle akdedilmekte, aynca "kabul"
sozune ihtiyac; duymamaktad1r. Nitekim bir ki~i. "bana bin dirhem geri vermen
ko~uluyla, ~u ev mehir olmak uzere beni kendine nikahla" dese; kadin da,
"yapt1m" kar~1l1gin1 verse, kocan1n aynca kabul beyan1na gerek olmaks1zin akit
tamam olur. Aynca kad1n bu i~lemin sat1m akdine du~en k1smin1 degil de evlenme
akdine du~en k1sm1n1 kabul etmi~ olsa, i~lem yine gec;erli olur. Arna i~lemin
evlenme akdine du~en k1smin1 degil de sat1m akdine du~en k1sm1n1 kabul etse, bu
gec;erli olmaz.
Sat1m akdinin, evlenmeye tabi oldugu anla~ild1ktan sonra diyebiliriz ki, asil
ac;1s1ndan ~uf'a hakk1 dogmay1nca, tab! ac;1s1ndan da dogmaz. Bu durum uzerinde
bina bulunan, vakfedilen arsan1n durumuna benzer. 0 binada ~uf'a hakk1 olmaz.
Bu hukmun gerekc;esi ~oyledir: $uf'a yoluyla bir mala sahip olma hakk1
verilmesinin amac1, yeni kom~unun zaranna engel olmakt1r. Asilda ~uf'a hakk1
olmad1g1nda bu amac; gerc;ekle~mez. Kusur nedeniyle mal1n geri verilmesi ise
bunun aksinedir. (:unku malin kusur nedeniyle geri verilmesi, sat1m akdinin bir
sonucudur. <::unku as1I maldaki kusur, onda bir vasf1n bulunmamas1 (kaybolmas1)
olup bu da as1I mala tabidir. Ayn1 ~ekilde sarf akdinin hukumleri, tab! oldugu ~eyde
sabit olur. Mesele; kap1 kollan alt1ndan olan bir ev, gumu~ kar~1l1g1nda satild1g1nda
sarf akdinin hukumleri gec;erli olur83 .
Bir kimse bir kadinla, deve, s1g1r veya davar cinsinden belirli miktarda hayvan
vermek uzere evlense, kad1na, o cinsten orta degerde belirlenen say1da hayvan
verir. Eger koca, hayvan yerine degerini vermek isterse, kad1n bunu kabul etmek

83
Boyle bir ev, veresiye satild1g1nda, altindan olan kap1 kollannin degeri kadar olan gOmO~ paray1 pe~in
vermek gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1~3

zorundad1r. Bu mesele, daha once ac:;1klad1g1m1z gibi, kad1na mehir olarak bir kole
vermek uzere evlilik akdi yapmaya benzer.
Mehir olarak "Herat elbisesi" gibi kuma~ cinslerinden birini belirlemede de
hukum boyledir. Bu konuda uc:; durum du~unulebilir:
Kadinla, belirlenen bir Herat kuma~1 vermek uzere evlense, belirlenen kuma~
da gerc:;ekten Herat kuma~1 c:;1karsa, kadin onu al1r.
Kuma~1n Herat kuma~1 olmad1g1 anla~1lsa, Ebu Yusuf (rh a )'a gore kad1na orta
seviyede bir Herat kuma~1nin degeri verilir. Zufer (rh.a.)'e gore ise kad1n
muhayyerdir: lsterse belirlenen kuma~1 al1r, isterse kocas1ndan orta degerde bir
Herat kuma~in1n degerini ister. c;:unku evlilik akdi belirli bir kuma~a baglanm1~,
fakat sonra onun akitte belirtilen ko~ullara uymad1g1 anla~ilm1~t1r. Bu yuzden,
konu~ulan mehrin kusurlu c:;1kmas1nda oldugu gibi kad1na muhayyerlik hakk1
dogar.
Zufer (rh a )'in bu degerlendirmesine kar~ll1k biz de ~oyle diyoruz: Burada
i~aretle gosterilen kuma~la, akit s1ras1nda belirlenen kuma~ ayn1 cinsten degildir.
Bu yuzden akit, i~aret edilen kuma~a degil, konu~ulan kuma~a bagl1d1r. Akdin
i~aret edilene degil, konu~ulana bagl1 olmas1, Islam hukukunda bilinen temel bir
kural olup, in~allah yeri geldiginde bu prensibi ele alacag1z.
Bir kimse, bir kad1nla mehir olarak belirli olmayan bir herat kuma~1 vermek
uzere evlenir ve kuma~in niteliklerini de ac:;1klamazsa, kuma~1 getirdigi takdirde
[5/80]
kad1n bunu kabul etmek zorundad1r.
Elbisenin degerini getirdigi takdirde de ozellikleri belirtilmeyen kolede oldugu
gibi kadin yine kabul etmek zorundad1r. c;:unku nitelikleri belirtilmemi~ bir
elbisenin bizzat kendisi (ayn1) gec:;erli bir ~ekilde zimmet borcu olu~turmaz. Bu
~ekilde mehir belirlemek, ancak mehrin ekonomik degeri ac:;1s1ndan gec:;erli olup bu
konuda elbisenin kendisi ile degeri birdir.
$ayet koca soz konusu kuma~1n niteliklerini belirtmi~se, Zufer (rh.a.)'e gore
kocanin, kuma~1n degerini getirmesi durumunda kad1n bunu kabul etmek
zorundad1r. Ebu Yusuf (rh a )'a gore ise mehir borcu bir vadeye baglanm1~sa, kadin
kuma~1n degerini kabule zorlanamaz. Arna bore:; bir vadeye baglanmam1~sa, kabul
etmek zorundad1r. c;:unku kuma~, ancak vadeli oldugu zaman sahih bir ~ekilde
zimmet borcu olu~turur. Bilindigi gibi kuma~in karz1 hasen (odunc:;) olarak al1nmas1
caiz olmad1g1 halde, selem akdine konu edilmesi caizdir. c;:unku odunc:; ancak pe~in
olur. Selem ise ancak para pe~in mal veresiye ~eklinde vadeli olur.
Buna gore mehir bir vadeye baglaninca, kuma~ sahih bir ~ekilde zimmet
borcu olu~turur. Bu yuzden kad1n onun degerini kabul etmek zorunda degildir.
Arna vade an1lmad1g1 zaman elbise sahih bir ~ekilde zimmet borcu olu~turmaz.
124 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bu konuda Zufer (rh a) de ~byle du~unmektedir: Nitelikleri belirtilmi~ bir
kuma~ sahih bir zimmet borcu olu~turur. c;:unku kuma~1n nitelikleri aynntll1 bir
~ekilde belirtildiginde misli mallar grubuna girer. Bu yuzden onun selem akdine
konu edilmesi caizdir. Burada nitelikleri belirtilmi~ bir kuma~1n, mehir olarak
belirlenmesi ic;in mehirin vadeli olmas1 ko~ulu, kuma~in zimmet borcu
olu~turmas1ndan degil; bu i~lemin selem akdi olmas1ndand1r. Bu nedenle mehir
borcu ister vadeli, ister pe~in olsun hukum ayn1d1r.
Biz de ~oyle diyoruz: Bu ki~i, nitelikleri belirtilmi~ olarak bir zimmette bore;
olan bir kuma~ kar~il1g1nda bir kale satsa, bu i~lem, bir selem akdi olmasa da vadeli
olarak caiz olur. Demek ki, elbise sahih bir ~ekilde ancak vadeli olarak bir zimmet
borcu olu~turabilmektedir.
Bir kimse bir kadmla, ol~ekle ol~l.ilen (mekil) veya ag1rhk birimi ile
Keyli veya vezni
mallarm mehir tart1lan (mevzCm) bir mal kar~1hgmda evlenir ve maim cinsini, niteliklerini
olmas1
ve miktarm1 belirtirse, o maim degerini getirmesi durumunda kadm bunu
kabul etmek zorunda degildir.
c;:unku olc;ulen ve tartllan mallar ister pe~in olsun ister vadeli, nitelikleri
belirtilmi~ olarak sahih bir ~ekilde zimmette bore; olur. Bu mallann odunc;
allnabilmeleri ve selem akdine konu olmalan bu hukmun delilidir.
$ayet anilan mallann niteliklerini belirtmemi~se, Zahiru'r-Rivaye'ye gore
onlann degerlerini getirmesi durumunda kad1n bunu kabul etmek zorundad1r.
c;:unku bu tl.ir bir mal1n cinsini belirtip niteliklerini belirtmedigi zaman, bu sahih bir
~ekilde zimmet borcu olu~turmaz.

Hasan b. Ziyad (rh.a.)'in Ebu Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore kad1n o mal1n
para olarak degerini kabul etmek zorunda degildir. c;:unku mal1n cinsi belirtilince
akit s1ras1nda belirlenen mehir gec;erli olunca, mutlak kolede ve herat kuma~1nda
oldugu gibi, o cinsten orta degerde bir mal belirlenmi~ sayil1r. Malin niteliginin
~er'an belirlenmesi, onun ac;1kc;a belirtilmesi gibidir. Bu yuzden kad1n maim degeri
olan paray1 kabul etmek zorunda degildir.
Kad1nla, degeri on dirhem etmeyen bir miktar ewa veya birkac; dirhem
Mehrin on
dirhemden vermek uzere evlenirse, Hanefllere gore, koca bunu on dirheme tamamlar.
az olmas1
$afil (rh.a.)'ye gore a kit s1ras1nda ne kararla~t1nlm1~sa o verilir. Onun prensibine
gore sat1m akdinde semen (bedel) olmaya elveri~li olan her ~ey, nikah akdinde de
mehir olmaya elveri~lidir.
Hanefllere gore mehrin en az1 on dirhem gumu~
84
veya gumu~ ag1rl1kll kan~1k
(mag~u~) parad1r.

$afil (rh a )'nin bu konudaki deli Ii Rasulullah (s.a.v )'1n ~u hadisleridir:

gOmO~ yakla~1k
84
Peygamber (s.a.v.) diineminde 1O dirhem para iki koyun bedelidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 12s

"Mehrin az1 da c;ogu da caizdir"85 , bir ba~ka rivayette


1:.\]1 ~
Zi _,...,.. -- u4'"1-= , ~ 0 ii
.r Lo Jr"
"Mehir buna ehil olan taraflann kar~i/1k/1 anla~t1k!an ~eydir"86 . Ba~ka bir
rivayette,

~I +ii ~j~ ~\ :_,;


"Bir dirhem!e (bir kad1m) he/a/ kilan ku~kusuz he/al kilm1~t1r"87
Ba~ka bir rivayet ~u ~ekildedir.
[5/81]
"Bir kadm kendisini evlenme teklifiyle Allah ResOIO'ne arzetti.
Allah ResOIO de onunla evlenmek istemedi ve "Benim kadma ihtiyae1m yok"
buyurdu.
Bunun Ozerine kadm, "Diledigin kimseyle beni ev!endir", dedi.
Bir adam kalk1p; "Onu benim!e evlendir" dedi.
Allah ResOIO de; "Ona mehir olarak ne vereceksin?" diye sordu.
Adam, "Su alt giysimi (pe~temalim1)" dedi. Bunun Ozerine Allah ResOIO;
"O zaman alt giysisiz ka/1rsm, bir fels (a!tm ve gOmO~ olmayan para) de olsa
bir ~ey ara~t1r, getir, demirden bir yOzOk de olsa bir ~ey ara~t1r getir" buyurdu.
Adam; "bir ~ey bulamiyorum" ,deyince
Allah ResOIO; "Kur'an'dan iyi bildigin bir ~ey var m1?" diye sordu.
Adam da "Evet fi!an sureyi.. " dedi. Bunun Ozerine Allah Rasu!O de;
"Kur'an'dan bildiklerinin kar~i/1gmda o kadm1 seninle nikahlad1m", buyurdu."
l~te butUn bu haberler, mehrin belirli bir miktarla s1nirland1nlmad1g1ni
gostermektedir.
Aynca Kur'an-1 Kerim'e gore mehir, mutlak mal olarak ko~ul koyulmu~tur.
Allahu Teala
..!. ~
"'~
"L:.; ,,< ~ . • , ! <: 11
? ~ r~Y ; .Y'-:'
·LI
~:.:.:.,\!<I~ ;1-- Lo.('\
r~ .JJ r- u-: J '1'A Lt-
"Bunlardan ba~kasm1 namuslu o!mak ve zina etmemek Ozere mallanmzla
(mehirlerini vererek) istemeniz size he/al kilmd1." (en-Nisa,4/24) buyurmu~tur.

85
Buhar1, Nikah 50; Ebo DavOd, Nikah 28; Tirmiz1, Nikah 23; lbn Mace, Nikah 17.
86
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/492; Darekutn1, SOnen, 111/246; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObrfi, Vll/241.
87
lbn EbO $eybe, Musannef, Vll/289; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObrfi, Vll/238; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/516.
126 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ayette mutlak olarak anilan malin on dirhemle kay1tlanmas1, Kur'an nassina
ilave yapmakt1r.
Hanefllerin, mehrin alt sin1nn1 on dirhem olarak belirlerken dayand1klan
deli lier ~unlard1r: Cabir (r a) Neb! (s av )'nin ~oyle buyurdugunu nakletmi~tir:

~~ :r. j_;1 * 'Jj ' ~\l5\i1 ~ ~j ~ j). 'JJ ' ~l.:.)j"JI ~l ~~I CJ) '] ']\
p.lj:l

"Dikkat edint Kadmlan ancak ve/ileri ev!endirir; onlar ancak dengi olanlarla
ev!endirilir; on dirhemden az mehir olmaz. " 88
Yine Abdullah b. Omer (r a) de Rasulullah (s a v.)'dan ~oyle rivayet etmi~tir:

p.I)_, ~~ :r. Jjt* 'Jj, p.1)~ ~_? :r. j;l.) 2J ']


"On dirhemden az o/an ma/ i<:;in el kesilmez; on dirhemden az mehir
o/maz. "89
Muhammed (rh a) Mebsut adl1 eserinde ~oyle demi~tir: Bu gorO~ bize Ali, lbn
Omer, Ay~e, Amir ve Ibrahim (ra)'den ula~t1.
Bunun mant1kl lzah1 ~udur: Mehir bir akitte kararla~t1nlan bir bedel olup onun
asl1nin gerekli k1linmas1 taraflara b1rakllmam1~t1r. Dine gore, diyet gibi naslarla
belirlenmi~tir.

Bunun ac;1klamas1 da ~oyledir: Daha once belirttigimiz Ozere, evlenme akdinin


gec;erli sayllmas1 ic;in ya hemen ya da daha sonra odenecek bir bedelin bulunmas1
gerekir. Evlenme akdinde bedelin naslarla ko~ul koyulmas1, kad1nin cinsel yonOnOn
(bud') onemini ortaya koymak ic;indir. Mutlak mal kavram1yla bu amac;
gerc;ekle~mez. ~OnkO "mal" kavram1 hem degerli hem de degersiz mallan ic;ine
almaktad1r. Kadin1n cinsel yonOnOn onemini ortaya koymak, ancak belirli miktarda
mal ile mOmkOn olur. Nitekim Allahu Teala:
• ~l.4,;L:.Sia • I'J.)~t
Lo J- ~ '-I· r,::--
! • •lcd,:_j,-: Lo \:.ili. .lP•
1
,,!,
"(' ti"' . f - .,,

"Ku~kusuz biz, hantmlan ve ellerinin alttnda bulunan cariyeleri hakktnda


mu'min/ere neyi farz kt/dt<'jtmtzt bi/iriz." (el-Ahzab, 33/50) ifadesiyle buna i~aret
etmektedir.
Kad1nin cinsel organi bir bak1ma insan hayat1 (nefis, can) hOkmOndedir.
Dolay1s1yla kad1n1n cinsel yonOnO hedef alan bir fiilin hOkmO, o fiilin bedelini
vermekle ortadan kalkmaz. Aynca cinsel birle~me, yeni bir hayatin (canin)

88
Darekutni, Siinen, 111/244; Taberani, el-Mu'cemii'l-evsat, 1/6; Beyhaki, es-Siinenii'/-kiibra, Vll/133;
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/192; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/505.
89
Abdurrezzak, Musannef, Vl/179; Tirmizi, Nikah 22; Darekutni, Siinen, 111/200; Beyhaki, es-Siinenii'/-
kiibra, Vlll/261; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/360.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 127
olu~mas1na neden olu~turur. Bu yeni hayat, mulk olmayan yerde meydana gelirse,
kendisine infak edecek ki~i olmad1g1 ic;:in zayi olur. Bu yuzden kadinin cinsel
yonunun onemi, insan hayatinin onemi gibi kabul edilir. lnsan hayat1nin bedeli
olan mal da nass'la belirlenmi~tir ki, bu diyettir. c;:unku Islam hukuku, zekat gibi
gerekli kild1g1 butL.in mallann verilmesi gereken miktanni ac;:1klam1~t1r. Bunun gibi
mehir de Islam hukukunun gerekli kild1g1 bir mal olup o da nass'larla belirlenmi~tir.
Nitekim Allahu Teala ~u sozuyle buna i~aret etmektedir:

~ · .. ~1jJr J r'!:Ic. i;J,) i; 1::F .ti 1


"Ku~kusuz biz, hanimlar hakkmda mu'minlere neyi farz ktld1g1m1z1 biliriz. ... "
(el-Ahzab, 33/50).
Bu ayette gec;:en 0) L4 "farz k1/d1g1m1z" ifadesi ~jl.; L4 "takdir ettigimiz"
anlam1ndad1r. c;:unku "farz" takdir etmekten ibarettir. H1rs1zl1k nisab1nda da takdir
soz konusu oldugu ittifakla kabul edilmi~tir. c;:unku bedel ile mubah sayilmayan
~ey onunla mu bah sayilmaktad1r. l~te mehir de boyledir.
Kar~1 goru~te olan $afil'lerin delil olarak ileri surdukleri rivayetlere gelince,
bunlan kad1na pe~in olarak verilen mehir hakk1nda olduklan ~eklinde yorumlamak
mumkundur. Nitekim hadiste Peygamber (sa.v.), adama mehir aray1p getirmesini
emretmi~tir. Mehrin zimmet borcu olmas1 mumkundur. Bundan anla~1ld1g1na gore
soz konusu hadiste kastedilen, kad1na pe~in olarak verilen mehir olup bu da bize
gore nass'la belirlenmi~ degildir.
Durum boyle olunca deriz ki: Bir ki~i. bir kadin1, mehir olarak be~ dirhem
vermek uzere nikahlam1~sa, cinsel birle~me olmas1 veya kocanin olmesi
durumunda uc;: alimimize gore kad1n on dirhem al1r. Cinsel birle~meden once
bo~arsa, be~ dirheme hak kazanir. Bu hukum istihsan deliline dayanarak verilmi~tir.
K1yasa gore cinsel birle~meden sonra bo~amas1 durumunda kadin emsal mehire,
cinsel temastan once bo~amas1 durumunda da mut'a'ya (bir tak1m elbise olan
teselli hediyesi) hak kazan1r ki, Zufer (rh a) bu goru~tedir.
K1yas deliline dayanarak verilen hukmun ac;:1klamas1 ~oyledir: Koca, kad1n ic;:in
~er'an mehir olmaya uygun olmayan bir ~ey belirlemi~tir. Bu da mehir olarak ~arap
[5/82]
ve domuz vermeyi kararla~t1rmak gibidir. (Bu yuzden konu~ulan mehir yok
hukmunde sayil1r ve kad1na emsal mehir gerekir).
Buradaki lstihsanin iki dayanag1 vard1r:
Birincisi, mehir olma yonunden on dirhem bolunemez. Bolunemeyen bir ~eyin
bir k1sm1n1 anmak tamam1n1 anmak gibidir. T1pk1 kad1nin yans1n1 nikahlamak gibi
ki, bu nikah kad1n1n tamaminda gec;:erli olur.
lkincisi de; mehir, on dirheme kadar Allah hakk1, on dirhemden yukans1 da
kad1n1n hakk1d1r. Buna gore kad1n be~ dirheme raz1 olursa, bu takdirde kendi
128 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
hakk1ni ve Allah hakk1n1n bir k1sm1ni du~urmu~ olur. Kad1n1n kendi hakk1
konusundaki tasarrufu, ki bu on dirhemden fazla olan k1s1md1r, ge~erli; Allah hakk1
konusundaki tasarrufu ise ge~ersiz kabul edilir.
Buna gore, ~ayet kad1nla be~ dirhem degerinde bir kuma~ vermek uzere
evlenirse, kad1n o kuma~a ve be~ dirheme hak kazan1r. Kad1ni cinsel birle~meden
once bo~arsa, kuma~1n yaris1 ile iki bu~uk dirhem kad1nin olur. Kuma~1n degerini
tespitte onun evlenme akdinin yap1ld1g1 gunku degeri dikkate alin1r. Kadina ol~u
veya tart1yla al1n1p sat1lan standart bir mal vermeyi kararla~t1rm1~sa, hukum yine
boyledir. c;:unku mehir akit yap1l1rken belirlenir ve degerlendirilir.
Hasan b. Ziyad, EbO Hanlfe (rh a )'den, kuma~ta teslim gunundeki degerin,
ol~ulen ve tart1lan mallarda da akit gunundeki degerlerin dikkate al1nacag1n1
rivayet etmi~tir. c;:unku ol~ulen ve tart1lan mallar akit yapll1rken sahih bir ~ekilde
zimmet borcu olu~tururlar. Kuma~ ise sahih bir ~ekilde zimmet borcu olu~turmaz.
Aksine bor~ kuma~1n kendisiyle degeri arasinda gidip gelir. Bu yuzden onun teslim
gunundeki degeri dikkate alln1r.
Mehir Bir kimse, bir kadin1, mehir konu~madan nikah eder ve cinsel birle~meden
konu~madan
evlenmek once onu bo~arsa, kad1n mut'aya hak kazan1r. Bu hukmun delili ~u ayettir:

~ V. ~j ~} &f] 1_,..;, J JT V. ~ rJ LA ;~\ r~~ii.. 0~ ~ t_8:- 'i 9


"Nikahtan sonra henuz dokunmadan veya onlar ir:;in be/Ii bir mehir tayin
etmeden kadmlan bo~arsamz, size mehir zorunlulugu yoktur. Bu durumda onlara
mufa (hediye cinsinde bir ~ey) verin." (el-Bakara, 2/236)
Mlit'a, en az bir yelek, bir ba~ortlisli ve bir d1~ elbiseden olu~ur. lbn
Abbas ve Ay~e (r.a.)'den de bu ~ekilde, mlit'anm lie; parc;a elbise oldugu
rivayet edilmi~tir. <;linkli, kadm genellikle lie; parc;a elbise ile namaz k1lar
ve lie; parc;a elbise ile d1~an c;1kar. Bu elbiseler, cinsel birle~meden once
bo~and1g1 takdirde kadm ic;in bir teselli hediyesi ve kocasmdan bir hat1ra
olur.
~afil (rh.a.)'ye gore ise mut'a; elbise, hizmet~i, at vb. ~eylerden degerli bir
~eydir.

Arna kad1n1n emsal mehrinin degeri mut'anin degerinden daha az ise bu


takdirde bize gore kad1na be~ dirhemden a~ag1 olmayacak ~ekilde emsal mehrin
yaris1 verilir. ~afil (rh.a.)'ye gore ise kadina mut'a verilir, emsal mehir dikkate
al1nmaz. c;:unku cinsel birle~meden once yap1lan bo~ama ile emsal mehir du~mu~
olup bundan sonra onu dikkate alman1n bir anlam1 yoktur.
Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz: Mehrin hukmu a~1s1ndan, mehir belirlenerek
yapilan evlenme akdi, mehir belirlenmeden yapllan evlenme akdinden daha
gu~ludur. Buna gore, mehir belirlenerek yap1lan nikah akdinde, bo~ama
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 129

durumunda, gerekli olan mehrin yans1ndan fazlas1 vacip olmad1g1na gore, mehir
belirlenmeden yaplian nikah akdinde de hukum boyledir.
Mehir belirlenmeden yap1lan nikah akdinde, bo~amadan once gerekli olan
emsal mehirdir. Bu yuzden bo~amadan sonra kad1na verilecek mut'a, emsal
mehrin yansindan fazla olamaz.
Emsal mehrin yans1 ile mut'anin degeri e~it ise, bu takdirde kad1na mut'a
verilir. (unku mut'a, Allah'1n Kitab1'nda belirlenmi~tir. Oyle olunca emsal mehir ile
mut'anin e~it olmas1 durumunda mut'a verilmesi tercih edilir.
Bir kimse bir kadmla, cariyesinin karnmdaki ~ocugu veya hayvanm
karnmdaki yavruyu mehir olarak vermek uzere evlense, bu mehir ge~erli
degildir.
(unku mehir belirlemenin ko~ulu, belirlenen mehrin mal niteligi ta~1mas1d1r.
[5/83]
Anne karn1ndaki yavru ise mutekavvim mal degildir. E~ler aras1nda yap1lacak
muhalea (kadinin verecegi mal kar~1l1g1 bo~anma) anla~mas1 bunun aksinedir.
Nitekim kad1n, cariyesinin karn1ndaki c;ocuga kar~li1k kocas1yla muhalea anla~mas1
yapsa, bu bedel gec;erlidir. (unku cariyenin karn1ndaki yavru annesinden ayrlimak
suretiyle bag1ms1z mal olmaya adayd1r. Muhalea i~leminde bedellerden birisinin,
yani bo~aman1n ileriki bir zamana dayand1nlmas1 mumkun oldugu gibi, mal olan
bedelin de ileriki bir tarihe ertelenmesi mumkundur. Buna gore muhalea bedeli
olarak anne karn1ndaki bir c;ocugun belirlenmesi durumunda, bu belirleme
c;ocugun anneden aynlmas1ndan sonraya dayand1nlm1~ demektir.
Evlilik akdinde ise bedellerden birisinin ileriki bir zamana dayand1nlmas1
mumkun degildir. Dolay1s1yla obur bedel de ileriki bir zamana dayand1rliamaz.
Belirlenen mehir de akit yaplid1g1 s1rada mal olmad1g1 ic;in kad1n emsal mehre hak
kazan1r.
Kadinla, hurma agacin1n o y1l verecegi meyveler veya topraginin o yil verecegi
urunler ya da kolesinin o yli kazanacag1 mallar mehir olmak uzere evlenirse,
hukum yine boyledir. (unku belirlenen mehir akit s1ras1nda mevcut degildir. Malin
hie; olmamas1, malda belirsizlik bulunmas1ndan daha etkilidir. Ote yandan mutlak
olarak kuma~. hayvan gibi cinsi belirsiz olan mallann mehir olarak belirlenmesi
gec;erli olmad1gina gore, mevcut olmayan bir ~eyin belirlenmesi oncelikle gec;erli
olmaz.
Kad1nla, belirli bir koleyi vermek uzere evlendikten sonra onun ozgur oldugu
anla~li1rsa, EbO Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh.a.)'e gore kad1n emsal mehir al1r.
EbO Yusuf'un birinci goru~u de bu dogrultudad1r.
EbO Yusuf'un diger goru~une gore ise mehir olarak belirlenen bu ki~inin, kole
oldugu varsay1larak degeri kad1na verilir.
130_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Ayn1 ~ekilde kad1nla, kesilmi~ bir koyun gbstererek, onu vermek uzere evlenir,
Sirke diye fakat daha sonra onun murdar oldugu anla~11irsa; ya da kadinla ~u sirke kupunu
mehir olarak
gosterilen
verecegim diye evlenir, sonradan onun ~arap oldugu anla~il1rsa, EbO Hanlfe
~eyin ~arap (rh.a.)'ye gore kad1n emsal mehre hak kazan1r. EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed
~1kmas1
(rh a.)'e gore kad1na, orta kalitede sirke ile dolu bu kupe denk bir kup verilir.
Bu konuda EbO Yusuf (rh.a.) ~byle demektedir: Kaea akit s1rasinda, kble,
usulune uygun kesilmi~ hayvan ve sirke gibi bir anm1~t1r. Bu belirleme gei:;erlidir.
Fakat sonradan ortaya i:;1kan durumdan btUru akit s1ras1nda anilan ~eyin teslimi
imkans1z duruma gelmi~tir. Bu durumda konu~ulan mehir k1yemi mallardan ise
onun degerini, misli mallardan ise mislini vermek gerekli olmu~tur. Nitekim
konu~ulan mehir kocan1n elinde zayi olup teslimi imkans1z duruma gelseydi hukum
yine bbyle olacakt1.
Aynca konu~ulan kolenin bzgur oldugu ortaya i:;1k1nca, bu ki~i kendisinde hak
sahibi olmu~tur Bu ki~inin kendisinde hak sahibi olmas1 ba~ka bir ki~inin onda hak
sahibi olmas1 gibi kabul edilir.
Bir ki~i bir kad1nla, bir kble vermek uzere evlenir ve bu kble de ba~kas1nin
oldugu ortaya i:;1karsa kadina kolenin degeri verilir. l~te mehir tutulan ~ahs1n bzgur
oldugunun anla~1lmas1 da boyledir.
EbO Hantfe (rh.a.) ile Muhammed (rh a.) ise ~byle derler: Genel kurala gore bir
~eye ayn1 anda hem i~aret edilip, hem de ad1 sbylenirse bak11ir; ~ayet i~aret edilen
~ey, ad1 sblenenin cinsinden ise akit i~aretle gbsterilende geri:;ekle~ir. Buna kar~il1k
i~aretle gbsterilen, ad1 an1lan1n cinsinden degilse, akit ad1 sbylenen uzerinde
geri:;ekle~ir. Nitekim yakut diye satin al1nan bir yuzuk ta~1n1n kristal i:;1kmas1
durumunda bu al1~ veri~ bat1l olur. (:unku i~aretle gbsterilen, ad1 anilan1n cinsinden
degildir.
Burada da akit, konu~ulan mal uzerinde geri:;ekle~ir. Ancak konu~ulan mal
mevcut degildir. Mevcut olmayan ~eyin sat1~1 ise bat1ld1r.
Fakat k1rm1z1 yakut diye satin al1nan bir yuzuk ta~1n1n sari yakut i:;1kmas1
durumunda bu al1~ veri~ gei:;erlidir. (:unku i~aretle gbsterilen mal konu~ulan mal1n
cinsinden olup, akit i~aretle gbsterilen mal uzerinde geri:;ekle~ir. (:unku sat1m
akdine konu edilen mal1 i~aretle gbstererek belirlemek, onun ad1n1 sbyleyerek
belirtmekten daha etkilidir. (:unku i~aretle belirlemek, maldaki ortakl1g1 her ai:;1dan
kald1m.
Bunu bgrenince ~byle diyebiliriz: Ozgur insan ile kble, ayni cinstendir. (:unku
insan tUru, ilke olarak ozgurdur. Kblelik durumu sonradan meydana gelmi~tir.
[S/84]
Kbleyi bzgurlugune kavu~turmak da bu gei:;ici kblelik durumunu ortadan
kald1rmakt1r. Bu tasarruf onun cinsini degi~tirmez. (:unku mallar aras1ndaki cins
farklil1g1, bunlann ya as1llann1n, ya ~ekillerinin ya da kullan1l1~ amai:;lannin farkl1
olmas1yla geri:;ekle~ir. Oysa bzgur insan ile kale arasinda bunlarin hii:;biri yoktur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l31

l~aret edilenle, ad1 soylenen ~eyin cinsi ayni olursa, akit, i~aretle gosterilen
uzerinde ger<;ekle~ir. Burada bu konu~ulan kale degil, i~aretle gosterilen ozgur
ki~idir. l~aretle gosterilen mal olmad1g1 ic;in, onun mehir olarak belirlenmesi gec;erli
olmaz.
Fakat bir ba~kas1nin kolesini i~aret etmek bundan farkl1d1r. c;:unku o, teslimine
gucu yetmese de, mutekavvim bir mald1r. Usulune uygun olarak kesilen koyun ile
murdar koyunun durumu da bu ~ekildedir. c;:unku bunlann da cinsi ayni olup, akit
i~aretle gosterilen uzerinde gec;erli olmaktad1r.

Muhammed (rh.a) ~a rap ve sirke konusunda ~oyle der: Bunlar iki farkl1 cins
olu~turur. c;:unku bunlann kullanil1~ amac;lan farkl1d1r. Aynca sirkenin daha sonra
~araba dbnu~mesi kesin degildir. Buna gore ~arap haram bir maddenin, sirke ise
helal bir yiyecegin ad1d1r. Bunlar iki ayn cinstir. Bu yuzden akit, akit s1ras1nda
konu~ulan malda gec;erli olur. Akit s1ras1nda da sirke konu~uldugu ic;in kadin bu
kupun mislini al1r.
EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore ise sirke ile ~arap ayn1 cinstendir. c;:unku bunlann
hem aslllan, hem de ~ekilleri aynid1r. Bunlan sirke ve ~arap yapan nitelikler, insanin
kuc;ukluk ve buyukluk c;ag1 gibi sonradan meydana gelmi~ olup bu nitelikler cinsin
degi~mesi sonucunu dogurmaz. Nitekim ~1ran1n tad1, c;ocuktaki tat gibidir.
$araptaki sertlik de gen<; insanda bulunan hiddet ve kuvvet gibidir. Sirkedeki
ek~ilik ise ya~lil1k durumu gibidir. Ya~ad1g1 donemlerin geregi olarak insan1n
durumunda meydana gelen degi~iklikler ile onun cinsi nasll degi~miyorsa,
durumundaki degi~ikliklerle ~1ranin cinsi de degi~mez ..
Bu ~ekilde cins ayn1 olunca akit, i~aretle gosterilen uzerinde gec;erli olur.
l~aretle gosterilen de mal olmad1g1 ic;in kad1n emsal mehre hak kazanir.

Bir kimse bir kadmla, mehir olarak bir cariye vermek i.izere evlenir,
cariye de onun yanmda bir c,;ocuk dogurur, sonra bu c,;ocuk oli.irse kocanm
bu c,;ocugu odeme sorumlulugu yoktur.
c;:unku koca, bu c;ocuga bir ~ey yapmam1~t1r. Bu c;ocugun durumu, gasbedilen
cariyenin c;ocugunun durumundan daha ustUn degildir. E~ler aras1nda cinsel
birle~me olmu~sa bu cariye kad1nin olur. Dogum nedeniyle cariyede meydana
gelen kusur az ise kad1n1n sec;me hakk1 olmaz. Nitekim kocanin elindeyken bu
cariyede dogumun yol ac;t1g1 kusur d1~1nda basit bir kusur meydana gelseydi
kadin1n yine muhayyerlik hakk1 olmayacakt1.
Fakat dogum nedeniyle cariyede a~1n bir kusur meydana gelirse kadin1n
sec;me hakk1 vard1r. lsterse bu cariyeyi al1r; ama cariyede meydana gelen kusuru
kocaya odettiremez. isterse de cariyenin evlendigi gunku degerini al1r. c;:unku
dogum nedeniyle meydana gelen kusur, semavi kusur gibidir. Dogan c;ocuk bu
kusuru telafi edecekti. c;:ocuk olunce, telafi edecek bir ~ey kalmad1g1 ic;in kusur
l32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

ortaya <;1kt1. Biz bu nitelikteki semavi kusurlarda kadinin muhayyerlik hakk1


oldugunu daha once a<;1klam1$t1k.
$ayet soz konusu <;ocugu koca oldurmu~se degerini kad1na oder. (unku
<;ocuk onun elinde emanet idi. Emaneti telef etmesi durumunda onu oder.
(ocugun degeri, dogum nedeniyle cariyede meydana gelen eksilmeyi kar$11ayacak
durumda ise, kocaya aynca odeme gerekmez. (unku <;ocugun degeri kendi yerini
almakta ve bu da dogum nedeniyle meydana gelen eksilmeyi telafi etmektedir.
Arna <;ocugun degeri dogum nedeniyle cariyede meydana gelen eksilmeyi
kar~1lam1yorsa, kocanin kalan k1sm1 tamamlamas1 gerekir.

Muhammed (rh.a) el-As! adl1 eserinde bu $ekilde cevap vermi~tir ki, bu


yanl1$t1r. Nitekim Muhammed (rh a), ba~lang1<;ta <;ocugun olmesi durumunda
kocanin dogum nedeniyle meydana gelen eksilmeyi odemeyecegini belirtmi~tir.
Ayni ~ekilde dogum nedeniyle meydana gelen eksilmeden <;ocugun degerini a~an
k1sm1 odemeyecegini; fakat bu kusur az ise kad1n1n muhayyerlik hakk1nin
olmad1g1n1, kusurun a~1r1 olmas1 durumunda da bizim a<;1klad1g1m1z gibi kad1nin
muhayyerlik hakk1nin oldugunu soylemi~tir.
[5/85]
Kadm, alacag1 mehre kar~1hk, kocasmdan mehrin degerine e~it
degerde bir rehin alsa ve bu rehin kad1rnn elinde zayi olsa, mehir odenmi~
Mehir say1hr.
kar~1hg1
rehin almak (unku mehir borcu da diger bor<;lar gibi al1n1r. Rehin, alacakl1n1n alma
hakk1n1 ispat eder ve rehnin zayi olmas1 durumunda ona kar$1l1k gelen bor<;
odenmi~ olur. Nitekim Allah ResOlu (sav):

o_j l4., ~ •• ti
--- ~ d" J'
"Rehin, teminat a!tma a/d1g1 bor<;; kar:ji/1gmdad1r',go buyurmu~tur. Bu yuzden
rehnin zayi olmas1 durumunda kad1n, ger<;ekten teslim alm1~ gibi mehrini tahsil
etmi~ say1l1r.

Koca. cinsel ili~kiden once kad1n1 bo~arsa, kad1n mehrini ger<;ekten tahsil
ettiginde nasll yans1n1 kocaya geri verecek idi ise, bu durumda da mehrin yans1n1
kocaya oder. Ancak rehin bo~amadan sonra zayi olursa. kad1nin odeme borcu
olmaz. (unku cinsel ili~kiden once bo$ama oldugunda mehrin yans1, kocan1n
odemesi gereken bir bedel olmaks1z1n d0$er. Nitekim, kad1n1n ibra etmesiyle mehir
borcunun tamam1 d0$seydi, bu takdirde rehin tamamen odemeye tabi olmaktan
<;1kacakt1. Mehir borcunun yans1 du~tUgu zaman da hukum boyledir. Rehin
durdugu surece, tazminat yukumlulugu devam eder. Rehnin zayi olmas1yla bu

90
lbn Ebo $eybe, Musannef, IV/525; Darekutn1, Sunen, 111/32; Beyhak1, es-SOnenO'l-kubri'i, Vl/40;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/384.
Nikab Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 133

kalan k1s1m da tahsil edilmi~ say1lacakt1r. Bu yuzden kad1nin, kocaya bir ~ey
odemesi gerekmez.
Bir onceki durum bundan farkl1d1r. c;:unku rehin cinsel ili~kiden sonra zayi
oldugunda, mehrin tamam1 vacip olur ve kad1n onun tamam1n1 tahsil etmi~ say1l1r.
Bu yuzden cinsel birle~meden once bo~anan kad1nin mehrin yans1n1 geri vermesi
gerekir.
Evlenme akdi yap1hrken mehir belirlenmemi~ ve kadm emsal mehir
kar~1hgmda bir rehin alm1~sa, bu rehin ge<;;erlidir.
c;:unku emsal mehir, odenmesi gereken bir bori;; olmas1 bak1m1ndan belirlenen
mehir gibidir. Kad1n1n elinde rehin zayi olursa ve onun degeri emsal mehri
kar~liayacak durumda ise, kad1n mehrini alm1~ sayli1r. Cinsel birle~meden once
bo~ama olursa, mehrin mut'a miktanni a~an k1smin1 kad1nin geri odemesi gerekir.
c;:unku (cinsel birle~meden once bo~ama olmas1 durumunda gerekli olan) mut'a,
hukum bak1m1ndan akit s1rasinda belirlenen mehrin yans1 gibidir. Bu yuzden
mehrin mut'a miktann1 a~an k1smin1 kadin1n geri odemesi gerekir.
Kadin1, cinsel birle~meden once bo~arsa ve rehin de kad1nin elinde ise bu
takdirde Eba Yusuf (rh a )'un son goru~une gore kad1nin ml.it' a kar~1ilg1nda rehni
al1koyma hakk1 yoktur. Bu k1yas1n geregidir. Onun istihsana dayanan birinci
goru~une gore ise kad1n1n ml.it' a kar~1l1ginda rehni al1koyma hakk1 vard1r.
Muhammed (rh a.) de bu goru~tedir. Bu hukmun iki gereki;;esi vard1r:
Birincisi: Mut'a emsal mehrin bir pari;;as1 hukmundedir. Nitekim mehir
belirlenerek akdedilen evlenme akdinde, bo~amadan sonra gerekli olan ~ey
(konu~ulan mehrin yans1), konu~ulan mehrin bir pari;;as1d1r. Mehir belirlenmeden
akdedilen evlenme akdinde de durum boyledir. c;:unku bo~ama hak du~urucu bir
tasarruf olup hak dogurmaya elveri~li degildir. Buna gore kalan bori;; (mut'a),
bo~amadan once gerekli olan mehrin (emsal mehir) bir k1sm1d1r. Bori;; kar~1l1g1ndaki
rehin de borcun her bir pari;;as1 kar~1l1g1nda al1konulmu~ olur.
lkincisi: Mut'a emsal mehrin yerinedir. c;:unku mut'a, emsal mehrin du~mesi
durumunda, emsal mehri gerekli k1lan ayni nedenle, yani evlenme akdi ile gerekli
olur. l~te as1I mehirle, onun yerine gei;;en emsal mehirin s1nin budur. Sonra bir ~ey
kar~li1g1nda al1nan rehin, t1pk1 gasbedilen malin degerine kar~1l1k alinan rehin gibi
onun yerine gei;;enin de kar~1l1ginda al1konulmu~tur.
Eba Yusuf'un sonra ki goru~unun gereki;;esi de ~udur: Mut'a emsal mehirden
ayn yeni bir bori;;tur. Bir bori;; kar~li1g1nda al1konulan rehin ba~ka bir borca kar~li1k
rehin olmaz. Mut'an1n emsal mehirden farkl1 olu~unun delili ~udur: Mut'a elbise
oldugu halde, emsal mehrin nakit cinsindendir. Diger yandan emsal mehir kadin1n [5/86]
cinsel yonunun degeri iken, mut'a kad1n ii;;in bir hat1ra niteligindedir. Bunlar hii;;bir
zaman bir araya gelemezler. c;:unku emsal mehir evlilik akdi surerken, mut'a ise
evlilik akdi ortadan kalkt1ktan sonra gerekli olur.
t34 _____________________________ Kitiibu'l-Mebsfit
Bunun delili, emsal mehre kefil olan ki~inin, mut'aya kefil olmamas1d1r. Bu
~ekilde emsal mehir ile mut'anin iki ayri bore; oldugu sabit olunca, bunlardan birisi
kar~il1g1nda al1nan rehin, oburunun kar~1l1g1nda al1konulamaz.

Kad1n rehnin geri alinmas1na engel olmadan once rehin zayi olursa, onu
odemesi gerekmez. Eba Yusuf'un birinci goru~une gore bu durumda kad1n
mut'ay1 alm1~ sayil1r. Onun sonraki goru~une gore ise mut'ay1 alm1~ sayilmaz.
Dolay1s1yla kocadan mut'ay1 isteme hakk1na sahiptir.
Arna kadin, koca rehni geri istedikten sonra vermez ve sonra rehin zayi
olursa, Eba Yusuf'un birinci goru~une gore kad1n1n onu odemesi gerekmez.
c;:unku rehni kendisinin bir hakk1 ic;in al1koymu~tur. Onun sonraki goru~une gore
ise rehin al1nan mal1n degerini oder. c;:unku onu haks1z yere al1koymu~tur. Bu
yuzden onu gasbetmi~ sayil1r ve odemekle yukumlu olur.
Bir kimse, bir kadinla mehir konu~madan evlenir, akitten sonra ona
mehir olarak bir ev vermeyi kararla~tmrsa bu evde ~uf'a hakk1 cereyan
etmez.
c;:unku evlilik akdi yapild1ktan sonra mehir kararla~t1rmak kad1na emsal mehir
takdir etmek demektir. Emsal mehir de kadinin cinsel yonunun bedeli olup onda
~uf'a hakk1 olmaz. Bu yuzden koca kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, kadin
evi kocaya geri verir ondan mut'a al1r.
Kaea evlenme akdinde bir mehir kararla~t1nr, sonra evini bu mehir kar~1l1g1nda
kad1na satarsa bu durumda evde ~uf'a hakk1 olur. c;:onku kad1n bu evi mehir
kar~1l1ginda satin alm1~t1r. Kad1n, cinsel birle~meden once bo~ansa bile bu ev
kadinin olur. c;:unku sat1m akdi, bo~anma ile gec;ersiz olmaz. Fakat bu durumda
kadin1n akit s1ras1nda konu~ulan mehrin yaris1n1 kocaya geri odemesi gerekir.
c;:onku kad1n sat1m akdi ile mehrini alm1~ sayil1r.
Bir kimse, bir kadinla, ~u evi satin ahp sana mehir olarak verecegim
diye evlense veya ~u eve kar~1hk seninle evleniyorum. Onu satin ahp sana
verecegim derse, kadinin o evi almak hakk1d1r.
c;:onku koca evlenme akdini yaparken bu evi kad1na vermeyi ko~ul k1lm1~t1r.
Akitteki ko~ullarin yerine getirilmesi vaciptir. Kaea soz konusu evi satin al1p kadina
vermeye guc; yetiremezse, evin degerini odemesi gerekir.
Bu durumda koca kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, evin degerinin
yaris1 kad1n1nd1r. c;:unku evlilik akdinde belirlenen mehir, her ne kadar koca akit
s1rasinda teslime guc; yetirememi~ ise de, mal oldugu ic;in gec;erlidir. c;:unku mehrin
teslimine guc; yetirmek, mehir belirlemenin gec;erlilik ko~ulu degildir. c;:unku mehre
kar~1l1k gelen ~eyin (kad1n1n) teslimine guc; yetirmek akdin gec;erlilik ko~ulu degildir.
Burada akdin gec;erlilik ko~ulu, onunla evlenmenin helal olmas1d1r. Mehrin gec;erli
alma ko~ulu da, onun mal olmas1d1r. Bu ~ekilde belirlenen mehirde de bu ko~ul
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 135
vard1r. Bu yuzden koca, belirlenen mehrin teslimine gu~ yetiremeyince onun
degerini oder.
Bu konu kitabe anla~mas1ndan farkl1d1r. $6yle ki, bir ki~i kolesiyle, ba~kas1na
ait bir kale bedel olmak Ozere kitabe anla~mas1, belirli bir mal (ayn) kar~1l1g1nda
kitabet anla~mas1n1 caiz goren rivayete gore bu anla~ma caiz degildir. c;:unku
kitabet anla~mas1, feshi kabil olmas1 a~1s1ndan sat1m akdine benzer. Bu yuzden
bedel belirlenmedik~e ge~erli olmaz. Buna gore sat1m akdinde bedelin teslimine
gu~ yetirilemediginde a kit nasil ge~erli degilse, kitabet anla~mas1nda da boyledir.

Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bir ev vermek i.izere evlenir de evin
yarismm ba~ka bir ki~iye ait oldugu anla~1hrsa kadm, evin geri kalan
k1smmda muhayyerdir.
c;:unku par~alan bir butOn olu~turan mulklerin bolunmesi a~1n kusur say1l1r.
Nitekim genelde bir evin tamaminin satin al1nd1g1 bedelin yans1 ile o evin yans1
satin al1namaz. Daha once a~1klad1g1m1z gibi mal1n degerini, fiyat taktircilerinin
bi~tigi deger ~er~evesine giremeyecek kadar du~Oren kusur, a~in kusur say1l1r. Bu
durumda kad1n ya evin geri kalanin1 kusur nedeniyle geri verip evin tamam1nin
degerini ister; ya da evi elinde tutup kocadan evin degerinin yans1n1 ister. [S/B 7 ]
Bu durumda koca, kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, evin yans1
kad1n1nd1r. c;:unku bo~and1ktan sonra kad1n1n hakk1 evin yansindad1r. Evin yans1 da
kendisine verilmi~tir. Bu yuzden kocadan ba~ka bir ~ey isteyemez.
Bir kimse, bir kadmla belirli bir mehir vermek i.izere evlenir, daha Tes pit
sonra mehri artmrsa, cinsel birle~me olur veya koca oli.irse bu art1~ edilen
mehrin
ge~erlidir. artmlmas1

Zufer (rh a) bu konuda aksi gbru~tedir. Bu gbru~ aynl1g1 esas itibariyle, sat1m
akdinde akit yapild1ktan sonra bedele (semene) ilave yap1l1p yap1lamayacag1
meselesine dayanmaktad1r
Mehirde yap1lan art1~in caiz olduguna ili?kin delilimiz, Allahu Teala'n1n ~u
ayetidir:

" ... Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim ic;in) kar;1/1kli anla;t1g1mzda
size bir gunah yoktur." (en-Nisa, 4/24)

Bu ayetteki; ~)ii ~ ~ "Mehrin kesiminden sonra" ifadesi, "Mehir


kesiminden sonra belirlediginiz yeni mehirde", anlaminad1r.
Erkek, kadin1, cinsel birle~meden once bo~arsa, yapilan ilave ge~ersiz olur.
Fakat bu konuda da EbO Yusuf (rh a )'un yukanda a~1klad1g1m1z birinci gbru~O aksi
yondedir
t36_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Gizlide ayn Bir kimse, bir kadmla belli bir mehir uzerinde gizlice anla~arak evlenir,
aleni ayn
d1~anya kar~1 kadma daha yuksek miktarda mehir verecegini a~1klarsa,
mehir
belirlenmesi d1~anya kar~1 a~1klanan mehir ge~erli olur.

Bu konuda iki durum sbz konusudur: Kan-koca, belli bir mehir uzerinde
gizlice anla~1p, sonra ac;1ktan (aleni olarak) daha fazla bir mehirle evlilik akdi
yaparlarsa, ac;1ktan (aleni olarak) sbyledikleri mehir gec;erli olur. c;:unku baglay1c1
olan gizlice yapt1klan anla~mad1r. Ac;1ktan yapt1klan akit de kad1n1n mehrini
artt1rma olarak kabul edilir. Fakat koca, kad1na veya onu evlendiren velisine kar~1.
gerc;ek mehrin gizlice anla~t1klan mehir oldugu, ac;1ktan sbylenen mehrin ise
gbstermelik oldugu yolunda tan1k getirirse, gizlice anla~t1klan mehir gec;erli olur.
c;:unku tan1klar, ac;1ktan sbylenen mehirdeki fazlal1g1n, kan-koca taraf1ndan ~aka
kast1yla sbylendigini ortaya koymu~ olmaktad1r. Akitte konu~ulan mehrin bir
k1sm1n1n ~aka olarak sbylenmesi de lbn EbO Leyla (rh.a) d1~1ndaki fakihlere gore
mehrin gerekliligine engeldir.
ibn EbO Leyla ise bu konuda ~byle der: ~aka (latife beyan1), evlenen kad1n
ac;1sindan evlenme akdinin kurulmas1na nas1I engel olu~turmuyorsa, mehir
ac;1s1ndan da bir engel olu~turmaz. Bu yuzden ac;1ktan sbylenen mehir gec;erli kabul
edilir.
E~ler bin dirhem mehir uzerinde gizlice anla~1r, fakat daha sonra evlilik
akdinin gbstermelik olarak iki bin dirhem mehirle yenilendigine ili~kin tan1k
getirirlerse, birinci mehir gec;erli olur. c;:unku birinciden sonra yap1lan ikinci
evlenme akdi hukumsuzdur. Tan1k getirilince de taraflann gbstermelik olarak
kararla~t1rd1klan mehrin ~aka kast1yla sbylendigi anla~llm1~ olmaktad1r.

E~ler, evlilik akdinin gbstermelik olarak iki bin dirhem mehirle yenilendigine
ili~kin tan1k getiremezlerse, muellif'in e/-Kitab'da (el-MebsOt'ta) belirttigine gore
gec;erli olan ac;1kc;a sbylenen mehirdir. Bu, kocanin kad1na verecegi mehri
artt1rd1g1na yorumlanir.
Alimler dediler ki; bu gbru~ EbO Hanlfe (rh.a.)'ye aittir. EbO Yusuf (rh.a.) ile
Muhammed (rh a )'e gore birinci mehir gec;erlidir. c;:unku ikinci evlilik akdi
hukumsuzdur. Bu yuzden ikinci akitte konu~ulan ilavenin de hukumsuz olmas1
gerekir. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise hukumsuz de olsa as1I olan ikinci akittir.
Dolay1s1yla ikinci akitte kararla~t1nlan ilave de gec;erlidir.
Bu mesele, bir kimsenin kendisinden ya~c;a daha buyuk olan kolesi ic;in; "bu
benim oglumdur" demesine benzer. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore bu
sbzun ac;1k anlam1 gec;ersiz oldugu ic;in sbz konusu kale bu sozle bzgur olmaz. EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise bu sbz her ne kadar kolenin nesebinin sabit olmas1
ac;1s1ndan hukumsuz ise de onun bzgurlugune kavu~mas1 ac;1s1ndan gec;erlidir.
Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bin dirhem vermek ve kadmdan bir
kole geri almak uzere evlense bu akit ge~erlidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137

c.;:unku kadin bin dirhem kar~il1g1nda kocaya iki ~ey vermektedir: Cinsel
ybnunden yararlanma hakk1 ve bir kale. Bu durumda sbz konusu bin dirhem
kblenin degeri ile kad1n1n emsal mehri arasinda payla~t1ril1r. Kbleye du~en k1s1m
sat1m akdi olur. Bu yuzden teslimden once kblenin blmesi veya kocanin onda bir
kusur gbrup geri vermesi durumunda bu k1s1m gec;ersiz olur. Bin dirhemden emsal
mehre du~en k1s1m ise kad1nin mehri olarak kabul edilir. Bu yuzden cinsel ili~kiden
once kadin1 bo~amas1 durumunda kad1n bu k1sm1n yans1na hak kazanir .
Bir kimse, bir kadmla, degeri bin dirhem olan kole olan babasm1 mehir
olarak vermek i.izere evlense ve kadmm da ona degeri iki bin dirhem olan
bir cariye geri vermesini ko~ul koysa, bu akit caizdir. Kadm, ister teslim [S/88]
alsm ister almasm babas1 ozgi.ir olur.
c.;:unku baban1n degeri emsal mehir ile cariyenin degeri aras1nda payla~tml1r.
Cariyeye du~en k1s1m satin al1nm1~ say1l1r. Emsal mehre du~en k1s1m ise kad1n1n
mehri kabul edilir. Her iki neden de dogrudan mulkiyet hakk1 dogurur. Bu yuzden
kad1n babasina malik olunca, babas1 onun hesabina bzgur olur.
Bu durumda koca kad1n1 cinsel ili~kiden once bo~arsa, babas1n1n degerinden
emsal mehre du~en k1sm1n yans1n1 kad1n1n geri vermesi gerekir. c.;:unku babas1
bzgur olunca, kadin onu teslim alm1~ sayil1r. Bo~anma durumunda ondan mehre
du~en pay yanya bblunur. Baba art1k ozgur oldugu ic;in onu geri vermesi mumkun
degildir. Bu yuzden onun degerinin yans1n1 geri verir.
Bir kimse, bir kadmla bin dirhem mehirle evlense ve kadmm ona bin
dirhem geri vermesini ko~ul koysa, mehir hie;; konu~ulmam1~ say1hr ve
kadm emsal mehir ahr.
c.;:unku mehir olarak belirlenen bin dirhem, kad1n1n vermesi ko~ul koyulan bin
dirhem kar~il1g1ndad1r. c.;:unku faize konu olan mallar, kendi cinsleri ile kar~1 kar~1ya
geldiginde misli misline birbirine kar~li1k sayil1r. c.;:unku mallar birbiriyle deger
olarak mahsup edilir. Teslime guc; yetirilmesi durumunda iki malin ekonomik
degerleri birbirinden farkl1 olmaz. Bu yuzden mehir olan bin dirhem kadinin
verecegi bin dirhem kar~1l1g1nda anild1g1nda mehir hie; konu~ulmam1~ gibi olur.
Dolay1s1yla kad1n emsal mehir al1r.
Kadmla, yi.iz dinar geri vermesi ko~uluyla bin dirhem mehirle
evlenirse bu caizdir. Bu durumda bin dirhem, yi.iz dinar ile kadmm emsal
mehrine payla~tmhr.
Dinarlara du~en k1s1m sarf akdi olur. Bu k1s1mdaki paralann akit meclisinde
kar~il1kl1
olarak teslimi gerekir. Emsal mehre du~en k1s1m ise mehirdir. Bu yuzden
kad1n bin dirhemi teslim ahr ve cinsel ili~kiden once bo~anirsa, mehre du~en k1smin
yans1n1 geri verir. C.::unku burada birbirine kar~il1k gelen ~eylerin cinsi farkl1d1r.
Cinsler farkl1 oldugunda mallar degerleri dikkate al1narak degi~tirilir. c.;:unku bu
138 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
durumda mal1n kalitesinin degeri olur. Dinarlar da kar~il1k olma bak1m1ndan diger
ta~1n1r mallar gibidir.
Kar~il1kl1 teslim gerc;ekle~meden e~ler birbirinden aynl1rsa, bin dirhemden
dinarlara du~en k1s1m gec;ersiz olur. <:;:unku sarf akdinde taraflar kar~il1kl1 teslimden
once aynlm1~lard1r
Yukanda ac;1klanan durumlann hepsinde bin dirhemden emsal mehre du~en
pay on dirhemden az ise koca, on dirhem mehirle evlenmi~ gibi bunu on dirheme
tamamlar.
Bir kimse, bir kad1nla bin dirhem mehirle evlenir, evlenme akdinde kocan1n
filan han1m1n1 bo~amas1 ve kad1n1n ona bir kale vermesi ko~ul koyulursa ~oyle
hukum veririz: Bu meselede kad1n, cinsel yonunden yararlanma hakk1 ve bir kole
olmak uzere iki ~ey vermektedir. Buna kar~il1k koca da bin dirhem vermekte ve
aynca kadinin kumas1n1 bo~amas1n1 ko~ul koymu~tur. Bu durumda bin dirhem,
kad1n1n emsal mehri ile kolenin degerine payla~t1ril1r. Bunlar e~it degerde ise bin
dirhemin yans1 kolenin bedeli, obur yans1 da kadin1n mehri olur. Bu yuzden kadin1
cinsel birle~meden once bo~arsa, kad1n emsal mehre du~en k1sm1n yans1na hak
kazanir. Cinsel birle~me olmu~sa bakil1r: Kadinin emsal mehri be~ yuz dirhem veya
daha az ise kad1n yaln1z bunu al1r. Arna emsal mehri be~ yuz dirhemden fazla ise
bu takdirde; ~ayet koca kad1n1n kumas1n1 bo~amak suretiyle akitte kabul ettigi
ko~ulu yerine getirmi~se kad1n sadece be~ yuz dirheme hak kazan1r. Aksine koca
kadin1n kumas1n1 bo~amakten kac;1n1rsa, bu konuda zorlanmaz. c;:unku bu bir
bo~ama ko~uludur ve bo~ama tasarrufunda bulunmak bir zimmet borcu olarak
sabit olmaz. Bu yuzden bo~ama ko~ulu kocaya bir yukumluluk yuklemez. Fakat
kadin tam olarak emsal mehrine hak kazan1r. c;:unku kumas1n1n bo~anmasinda
kad1n1n menfaati vard1r ve o, emsal mehrinden daha az bir mehire ancak bu
menfaati elde etme ko~uluyla raz1 olmu~tur. Bu menfaati elde edemeyince de tam
olarak emsal mehre hak kazan1r.

[5/89] Bir kimse kadmla, mehir olarak bin dirhem vermek ve filan hammmm
Evlenme bo~ olmas1 (talak1) uzere evlense, kadmm da ona bir kale vermesi ko~ul
s1rasmda eski koyulmu~ olsa, bo~ama bizzat evlenme akdi ile meydana gelir.
karismm bo~
olmasmm Bu mesele bir onceki meseleden farkl1d1r. c;:unku bir onceki meselede
ko~ul
koyulmas1 han1m1n1 bo~amas1 ko~ul kilinm1~t1r. Koca bo~amad1g1 surece bo~ama olmaz. Bu
meselede ise bo~ama, evlenme akdinde bedel kil1nm1~t1r. Bedel de bizzat akitle
sabit olur. Onun ic;in bu meselede bo~ama meydana gelir. Burada koca, bin
dirhem ve bo~ama olmak uzere iki ~ey vermektedir. Kad1n da cinsel yonunden
yararlanma hakk1 ve kole olmak uzere iki ~ey vermektedir. Kocan1n verdigi ~eyler
ile kad1n1n verdigi ~eyler kar~1 kar~1ya getirildiginde bunlann her biri kar~1 bedellerin
her biri ile denkle~ir. ~ayet emsal mehir ile kolenin degeri e~itse, bin dirhemin yans1
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 139

ile bo~arnanin yans1, kale kar~1l1ginda bedel olur. Bin dirhernin yans1 ile bo~arnanin
yans1 ise kadinin rnehri olur.
Bu kirnse, kad1n1 cinsel birle~rneden once bo~arsa, kadina iki yuz elli dirhern
verilir. Kad1n1n akit yapil1rken bo~anan kurnas1 da bain (donu~suz) bo~arna ile
bo~anrn1~ olur. c;:unku bu bo~arna ktilenin yans1 ile kadinin cinsel ytinunden
yararlanrna hakkin1n yar1s1 kar~1l1g1nda rneydana gelrni~tir. Dolay1s1yla bo~arna,
bo~anan kad1n1n tidernesi ko~ul koyulrnasa da, bir bedel kar~1l1g1nda geri:;ekle~tigi
ii:;in bain olur. Burada ktilenin yans1 ile kadin1n cinsel yonunden yararlanrna
hakkin1n yans1ni bo~arnanin kar~il1g1 olarak kabul ettik. c;:unku belirsiz (rnei:;hul) bir
~ey, belirli (rnalurn) bir ~eye katild1g1nda, bunlar degerleri dikkate al1narak degil,
bizzat kendileri dikkate al1narak denkle~tirilir
Teslirnden once ktilede ba~kas1nin hak sahibi oldugu ortaya i:;1kar ya da kale
olurse, soyledigirniz gereki:;eden titUru, koca ktilenin pay1 olan be~ yuz dirherni
kad1ndan geri alir. Kolenin degeri de ayn1 ~ekilde yanya btilunur. c;:unku kolenin
yans1 bo~arnan1n yansina kar~1l1kt1r. Teslirnden once bo~arnan1n bedeli olan ktilede
ba~kas1n1n hakk1 oldugunun ortaya i:;1krnas1 ya da ktilenin tilrnesi dururnunda,
ktilenin teslirnini bori:;lanan ki~i. onun degerini tidernesi gerekir. Bu yuzden koca,
ktilenin yans1nin degerini geri al1r.
Kadmla, filanca hammm1 bo~amak ve bin dirhem mehir vermek
ko~uluylaevlenir ve koca soz konusu hammm1 bo~amay1 reddederse bize
gore kadm tam olarak emsal mehre hak kazm1r.
c;:unku kad1n, kurnas1nin bo~anrnas1 ile elde edecegi rnenfaati gtiz tinunde
tutarak bin dirherne raz1 olrnu~tur. Bu rnenfaat saglanarnay1nca kad1n ernsal rnehre
hak kazan1r. Nitekirn kad1nla, bin dirhern ve bir rniktar da ilave verrnek veya ona
bir hediye takdirn etrnek uzere evlenseydi hukurn yine boyle olacakt1.
Zufer (rh a )'e gore ise, kad1na bin dirhernle birlikte bir hediye veya bir rniktar
ilave para gibi rnal niteligi ta~1yan bir ~ey verrneyi taahhut ederse, rneselenin
hukrnu yukandaki gibi olur. (Yani kad1n ernsal rnehre hak kazan1r.) Arna kadina
kurnasin1 bo~arnak gibi rnal niteligi ta~1rnayan bir ~eyi taahhut ederse, kadin yaln1z
bin dirherne hak kazan1r. c;:unku rnal niteligi ta~1yan bir ~ey telef edildiginde veya
akit s1ras1nda taahhut edildigi halde yerine getirilrnediginde onun degeri takdir
edilip verilebilir. Arna bo~arna vb. gibi rnal niteligi ta~1rnayan bir ~ey telef
edildiginde veya akit s1ras1nda taahhut edildigi halde yerine getirilrnediginde, onun
degerini takdir edip verrnek rnurnkun degildir.
Biz de ~tiyle diyoruz: Biz, ernsal rnehirdeki fazlal1g1, akit s1ras1nda taahhut
edilen ~eyin degerini, takdir edilebilirligini dikkate alarak degil, taahhut edilen
rnenfaati elde etrnediki:;e kadinin bin dirherne nzas1 olrnad1g1 ii:;in gerekli kil1yoruz.
Miisliiman Mi.isli.iman bir kimse, Mi.isli.iman bir kadmla, mehir olarak ~arap veya
erkek ve
domuz vermek i.izere evlenirse, biz Hanefilere gore kadm emsal mehre hak
kadm1n ~arap
veya domuzu kazarnr. Malik (rh.a.)'e gore ise bu evlilik fasittir.
mehir tutarak
evlenmeleri c;:unku akit s1ras1nda ~arap ve domuzun mehir olarak belirlenmesi, diger bir
bedelin gerekli olmasin1 engeller. Musluman bir kimseye akitle ~arap borcu
dogmas1 da, t1pk1 bir kolenin ~arap kar~1l1ginda satllmas1 gibi hukumsuzdur.
Biz Hanefller bu konuda ~oyle diyoruz: E~ler akit s1ras1nda mehir olarak
~arabin kabul edilmesini ko~ul koymu~lard1r. Bu da fasit bir ko~uldur. Fakat evlilik
akdi fasit ko~ullarla hukumsuz duruma gelmez. Mehir belirlemenin gec,;erlilik
ko~ulu, belirlenen mehrin mal niteligi ta~1mas1d1r. Bu ko~ul olmayinca belirlenen
mehir, sanki kad1na hie,; bedel konu~ulmam1~ gibi hukumsuz olur. Bu yuzden kad1n
emsal mehre hak kazan1r.
$arap kar~1l1g1nda bir kolenin satilmas1 konusunda da ayn1 ~eyi soyluyoruz.
Yani bu durumda kolenin bedeli hie,; konu~ulmam1~ kabul edilir. Bedel
konu~ulmad1g1nda da sat1m akdi fasit olur.

151901 Bir kimse, bir kadmla bin dirhem ve belli miktarda ~arap vermek i.izere
evlense, kadma bin dirhemden ba~ka bir ~ey verilmez.
c;:unku, yukanda belirttigimiz gibi mehir olarak ~arap vermeyi kararla~t1rmak,
hie,; mehir kararla~t1rmamak gibidir. Ancak lbn Sema'a (rh.a.) Muhammed (rh a.)' den
naklen ~oyle soylemektedir: Bir kimse, bir kadinla belirli bir kup ~arap mehir olmak
uzere evlenir, kupun degeri de on dirhem ederse, kad1n ~araba degil, bu kupe hak
kazan1r. c;:onku tek ba~1na kup mutekavvim mald1r. Bu durumda, akit s1ras1nda
mehir olarak on dirhemle birlikte bir miktar ~a rap belirlenmi~ olur.
Ba~ka bir rivayete gore de, kad1n emsal mehre hak kazan1r. c;:unku burada
mehir belirlerken kastedilen kap degil, kab1n ic_;indekidir. Kab1n ic_;indeki de mal
olmad1g1na gore kad1n emsal mehre hak kazan1r.
Bir kimse, bir kadmla i~aretle gostererek ~u ~arap mehir olmak i.izere
Mal olmayan
bir ~eyin deyip evlense, sonra ~arap dedigi ~ey sirke ~1ksa; veya ~u ozgi.ir insan
gosterilerek mehir olmak i.izere deyip evlense, sonra ozgi.ir dedigi insan kole ~1ksa, EbO
mehir
k1hnmas1 ve o Yusuf (rh.a.)'un EbO Hanife (rh.a.)'den rivayetine gore kadm i~aret edilen
~eyin mal
~eye hak kazarnr. Muhammed (rh.a.)'in EbO Hanife (rh.a.)'den rivayetine
olmad1gmm
anla~1lmas1 gore ise kadm emsal mehre hak kazarnr.
c;:unku mal niteligi ta~1mayan bir ~eyi ac,;1kc,;a mehir olarak belirlemi~tir.
Burada dogru goru~ EbO Yusuf (rh.a.)'un rivayetidir. c;:onku daha once ac,;1klad1g1m1z
Ozere EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore akitte i~aretle gosterilen ile konu~ulan ayni cinsten
ise hukum i~aretle gosterilen Ozerinde gerc,;ekle~ir. l~aretle gosterilen de
mutekavvim mald1r. Bu yuzden kadin ona hak kazan1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1(1

Bir kimse, bir kadmla, ba~ka bir hamm1 yoksa bin dirhem, ba~ka bir
hamm1 varsa iki bin dirhem mehir olmak uzere evlense; veya kadm1 Kufe
d1~ma <;;1karmazsa bin dirhem, <;;1kamsa iki bin dirhem mehir olmak uzere
evlense; ya da her iki durumda da iki bin dirhemi once soylese, (yani ba~ka bir
hanim1 varsa iki bin dirhem, yoksa bin dirhem, gibi) EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore her
iki durumda da mehir olarak once soylenen gec:;erli olup ikincisi gec:;ersizdir. Buna
gore kad1ni, cinsel birle~meden once bo~arsa, kadin once soylenenin yans1na hak
kazan1r. Cinsel birle~me olursa, ~ayet koca evlenme akdinde ko~ulan ko~ulu yerine
getirmi~se, kadin bin dirheme hak kazan1r. Koca ko~ulu yerine getirmemi~se, kad1n
emsal mehre hak kazan1r. Fakat bu durumda emsal mehir iki bin dirhemden fazla
olamaz. (unku kad1n ko~ul koyulan menfaati gozonunde tutarak bin dirheme raz1
olmu~tur. Bu menfaati elde edemeyince emsal mehre hak kazan1r. Ancak iki bin
dirheme de kesin olarak raz1 olmu~tur. Bu yuzden emsal mehir iki bin dirhemi
gec:;emez.
Burada ikinci ko~ulun degil, birinci ko~ulun gec:;erli sayilmas1n1n nedeni ~udur:
Akitten dogan mehir (borcu) birinci ko~ulun soylenmesi ile tamam olmu~ ve
kesinle~mi~tir. lkinci ko~ulun soylenmesiyle akit yururlukte kald1g1 halde, ondan
dogan mehir borcunun degi~tirilmesi istenmektedir ki bu dogru degildir.
EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed (rh a )'e gore her iki ko~ul da oldugu gibi
gec:;erlidir. Zufer (rh a )'e gore ise her iki ko~ul gec:;ersiz olup kad1n emsal mehre hak
kazanir. Ancak emsal mehir bin dirhemden az ve iki bin dirhemden fazla olmaz.
Bu konunun asl1 kira konusunda (Kitabu'/-icarat) ele alinan ~u meseleye dayan1r:
Bir kimse, terziye bir kuma~ verip, "bu kuma~1 bu gun dikersen sana bir dirhem,
yann dikersen yanm dirhem verecegim" dese durum ne olur? ln~aallah o bolumde
bu meseleyi benzer ornekleriyle ac:;1klayacag1z.
Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bin dirhem vermek ve bir miktar da Mehir olarak, iki
ilave yapmak uzere evlense, sonra cinsel birle~meden once onu bo~asa, miktar amhp
bunlardan
kadm bin dirhemin yansma hak kazamr. birisinin
kesinle~tirilmesi
(unku cinsel birle~meden once bo~ama olunca emsal mehir du~mu~tOr. Belirli
olmayan bir ilave, akit yururlukte oldugunda ve kocanin sozu ile kadin emsal
mehre hak kazand1g1nda dikkate al1nir. Burada ise bo~ama ile emsal mehir
du~mu~tOr. Bu yuzden kad1n, soz konusu ilave hie; ko~ul koyulmam1~ gibi, bin
dirhemin yansina hak kazan1r.
Bir kimse bir kadmla, bin dirhem veya iki bin dirhem mehir vermek
uzere evlense, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore emsal mehir hakem k1lm1r (esas [5/91]
ahmr). ~ayet kad1nin emsal mehri bin dirhem veya daha az ise kad1n emsal mehre
hak kazan1r. Emsal mehir iki bin dirhem veya daha fazla ise iki bin dirhem allr.
Emsal mehir bin dirhemden fazla, iki bin dirhemden az ise bu durumda da emsal
mehri al1r.
142 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed (rh a )'e gore ise her durumda kadin bin
dirhem al1r. Onlar bu goru~lerini ~u ~ekilde delillendirirler: Evlilikte mehir
belirlenmesi evlilik akdinden ayn bir konudur. Evlilik akdinin gei;erli olmas1nin,
mehrin konu~ulmas1na bagl1 olmay1~1 buna delildir. Bu yuzden mehir borcu, akit
olmaks1z1n bori;lanilan mal niteligindedir. Bunun yalniz kesin olarak bilinen miktan
gerekli olur. Bu mesele bir kimsenin bir ba~kasina bin dirhem veya iki bin dirhem
borcu oldugu ikrarinda bulunmas1na benzemektedir.
Diger yandan evlenme akdi, tamam olduktan sonra art1k feshi kabil olmayan
bir akittir. Boyle bir akitte mehrin bin ile iki bin arasinda tercihli (alternatifli)
b1rakllmas1 akdin s1hhatine engel olmaz. Bu, bir kad1n1 mal kar~ll1g1nda bo~amaya
ve bir koleyi mal kar~1l1g1nda ozgurlugune kavu~turmaya benzer. Nitekim bu
i~lemlerde odenecek miktann bin veya iki bin ~eklinde belirlenmesi durumunda
kesin olan miktar gerekli olur.
Bu meselede emsal mehre donmeye de imkan yoktur. <:unku emsal mehir,
mehrin hii; konu~ulmad1g1 bir evlilik akdinin geregidir. Mehri iki miktar aras1nda
tercihli b1rakmak, onun hii; konu~ulmad1g1 anlamina gelmez.
EbO Hanlfe (rh a) ise ~oyle demektedir: Evlenme akdi, kar~ll1kl1 bir ~ey al1p
verme (teslim ve tesellum) hakk1 veren bir akittir. Bu akitte mehri az ve i;ok
aras1nda tercihli b1rakmak (alternatifli b1rakmak) sat1m akdinde oldugu gibi
belirlenen bedelin (mehrin) gei;erliligine engeldir. Mal kar~i11g1nda bo~ama ve mal
kar~ll1g1nda koleyi ozgurlugune kavu~turma ise boyle degildir. <:unku bu i~lemlerin
teslim ve tesellume ihtiyac1 yoktur. $u kadar var ki, sat1m akdinde bedelin
belirlenmemesi veya konu~ulan bedelin belirsiz olmas1 akdin s1hhatini engelledigi
halde, evlenme akdinde mehrin belirlenmemi~ olmas1 akdin s1hhatine engel olmaz.
Bu boyledir; i;unku burada mehirdeki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlik
gibidir veya ondan daha fazlad1r. <:unku bu, kimi zaman farkl1 cinsler, kimi zaman
da farkl1 miktarlar aras1nda olur. Bu tUr bilinmezlikler belirlenen mehrin gei;erli
olmas1na engel olur. Akit s1ras1nda belirlenen mehir gei;erli olmay1nca, akdin asll
geregine ba~vurulur ki, bu da emsal mehirdir. l~te bu yonden evlenme akdi, mal
kar~1l1g1nda bo~ama ve mal kar~1l1g1nda koleyi ozgurlugune kavu~turma
akitlerinden ayrilmaktad1r. <:unku bu akitlerin asll bir geregi yoktur. Nitekim bu
akitlerde bedel anilmad1g1 takdirde bir ~ey gerekmez. Bu yuzden bu akitlerde iki
ayn bedel an1lmas1 durumunda miktan az olan bedeli gerekli k1l1yoruz.
Bu konuda evlenme akdi ikrardan da farkl1d1r. <:unku bir kimsenin ba~kas1
lehine ikrarda bulundugu mal bir ~eyin bedeli degildir. Bu yuzden iki ayn miktar
ikrar edilmesi durumunda bunlardan az olanini belirlersek, lehine ikrarda
bulunulan ki~inin hakk1n1 i;ignemi~ olmay1z. Nikahta ise mehir kad1ndan hak edilen
bir ~eyin bedelidir. Bu yuzden az olan mehrin belirlenmesi durumunda kad1nin
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 143

hakk1 <;ignenmi~ olur. lki taraf1n da yaranni gbzetmek i<;in burada emsal mehre
karar verdik.
Yine bir erkek, bir kad1nla ~u Habe~li kbleyi veya ~u beyaz kbleyi mehir olarak
verecegim diyerek evlenirse, yukanda a<;1klad1g1m1z gibi EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore
emsal mehir hakem k1l1n1r. EbO Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'e gore degeri daha az
olan kbleyi al1r. Ancak koca, kadina daha degerli olan kbleyi verirse bu da caizdir.
COnku bu durumda koca kad1na teberruda bulunmu~ olur. EbO Yusuf ile
Muhammed (rh.a.)'e gore bu, erkegin kad1na, bu kblelerden hangisini istersen onu
alman ko~uluyla evleniyorum, demesi gibidir. Koca, bu sbzu a<;1k<;a sbylerse, eger
tercih hakk1nin kendisinde olmas1n1 ko~ul koymu~sa, kblelerden hangisini isterse
onu verir. Fakat tercih hakk1nin kad1nda olmas1n1 ko~ul koymu~sa, o zamanda
kad1n hangisini isterse onu al1r.
EbO Hanlfe (rh.a )'nin bu konudaki gbru~O ise ~byledir: Taraflardan birisine
tercih hakk1 b1rakild1g1nda onlar aras1nda bir anla~mazl1k sbz konusu olmaz. Tercih
hakk1na sahip olan taraf, kblelerden birini se<;me konusunda tek yetkili ki~i olur. Bu
yuzden belirlenen mehir ge<;erlidir. Arna taraflardan birine tercih hakk1
b1rak1lmad1ginda onlar aras1nda anla~mazl1k c;1kar. lki taraftan birinin bburune
bnceligi olmad1g1 i<;in anla~mazllg1 gidermek Uzere taraflardan birinin beyan1na
ba~vurmak da mumkun olmaz. Bu yuzden sat1m akdinde oldugu gibi belirlenen
[S/92]
bedel fasit olur. Nitekim bir kimse, hangisi oldugunu belirtmeden iki kblesinden
birisini satm1~ olsa, her bir kale i<;in ayn ayn bedel belirlemi~ bile olsa, bu i~lem
ge<;erli olmaz. Arna bu konuda taraflardan birisine tercih hakk1 b1rakmak caizdir.
Bu ki~i, kad1n1 cinsel birle~meden once bo~arsa, kad1n degeri daha az olan
kblenin yans1na hak kazan1r. Birinci meselede (mehir olarak bin veya iki bin dirhem
sbylenmesi durumunda) kad1n bin dirhemin yans1na hak kazaniyordu. (Onku bu
miktar Ozerine ilave yap1l1rken emsal mehir dikkate al1nir. Emsal mehir de bo~ama
ile du~er. Bu yuzden kad1n miktan az olan mehrin yans1na hak kazan1r.
Bir erkek, bir kadmla, mehir belirlemeyi kendi kararma veya kadmm Mehir
belirlemenin,
kararma ya da bir i.ir;;i.inci.i ~ahsm kararma b1rakarak evlense, bu ~ekilde erkege kadma
kararla~tmlan mehir bilinmezlikten (cehalet) dolay1 ger;;ersizdir. Bu veya ba~ka
birine
bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten daha fazlad1r. b1rak1lmas1

$u kadar var ki, bu ki~i mehir belirleme yetkisini kendisine dayand1rm1~sa


(izafe etmi~se), ~ayet kad1na emsal mehir veya daha fazla mehir belirlerse, bu karar
ge<;erlidir. Cunku kendi aleyhine olarak fazla mehir takdirinde bulunmu~ olur ki,
buna yetkisi vard1r. Fakat emsal mehirden daha az1n1 belirlerse, kadin1n nzas1
olmad1k<;a bu karar ge<;erli degildir. Cunku bu durumda kad1n1n hakk1n1n bir
k1sm1n1 du~Ormu~ olmaktad1r. Oysa, buna yetkisi yoktur.
Mehir belirleme yetkisini kad1na dayand1rm1~sa, bu takdirde de kad1n1n emsal
mehir veya daha az mehir belirlemesi ge<;erli olur. Cunku kadin kendi aleyhinde
t44 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
karar vermektedir. Arna emsal mehirden fazlas1n1 belirlerse, kocan1n rizas1
olmad1k~a bu karar ge~erli olmaz. c;:unku bu durumda kocanin aleyhine olarak
fazla mehir belirlemi~ olmaktad1r ki, kad1nin buna yetkisi yoktur.
Bu ki~i mehir belirleme yetkisini bir u~uncu ~ahsa b1rakm1~sa, bu ki~i emsal
mehir karari verirse bu ge~erlidir. Emsal mehirden daha az mehir belirlerse, kad1n1n
r1zas1 olmad1k~a ge~erli olmaz. Emsal mehirden fazlas1n1 belirlerse kocan1n rizas1
olmad1k~a ge~erli olmaz.

Birisinin vekili olarak veya c;;ocugunun, kolesinin ya da mi.ikatebinin


Vekilin veya
velinin velisi olarak temsil ettigi kimse adma evlenme akdini kabul eden ki~iye,
mehirdeki kefil olmad1g1 si.irece, mehiri vermesi gerekli olmaz. Kadm mehri
sorumlulugu
kocasmdan ahr.
Bu hukmun delili Ali' den rivayet edilen ~u hadistir:

jL:J1 ~1 :.; ~ J1~1


"Mehir ba!dtn tutananm borcudur. "91
Aynca, akdin konusu (olan kad1n) kocaya teslim edilmektedir. Bu yuzden
bedelini de onun odemesi gerekir. Akdi yapan (veli veya vekil), sadece kocanin
iradesini beyan etmektedir. c;:unku ba~kas1 ad1na evlilik akdi yapan ki~i. bu akdi
kocaya nisbet etmek zorundad1r. Bu yuzden bedelden sorumlu olmaz. ~u var ki
akdi yapan, bedele kefil olmu~sa, o zaman bu kefalet dolay1s1yla mehirden
sorumlu tutulur.
islam i.ilkesinin vatanda~1 olmayan bir gayri mi.islim (harbi) erkek
kendisi gibi bir gayri mi.islim (harbi) kadmla mehirsiz olarak veya murdar
bir hayvan vermek i.izere evlense, sonra ikisi de Mi.isli.iman olsalar, kadm
mehir alamaz.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore hukmun boyle olmas1 gayet a~1kt1r. c;:unku daha
once a~1klad1g1m1z uzere EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore zimmiler i~in mehir soz konusu
degildir. EbO Yusuf ile Muhammed (rh.a )'e gore ise zimmiler i~in de mehir gerekir.
c;:unku kad1nlann mal kar~1l1ginda istenmesi hukmu Islam ulkesinde (daru'l-lslam)
yaygin bir ~ekilde bilinmektedir. Zimmiler de muamelat konusunda Muslumanlann
hukukuna uymak zorundad1rlar. Arna islam ulkesi olmayan yerlerde (darulharp) bu
hukum yaygin degildir. Onlar bizim hukukumuzu kabullenmi~ degildirler. Bu
yuzden kad1na mehir olarak bir ~ey verilmez. Kan-kocan1n Musluman olmas1
durumunda da daha once yapt1klan evlilik ayn1 ~ekilde devam eder. Evliligin
devam1 i~in mehir ko~ul degildir.

91
Abdurrezzak, Musannef, Vl/242; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/462; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra,
Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 145

Harbi bir erkek, kendisi gibi harbi bir kadmla belli bir mehir i.izerinde
anla~arak evlense, sonra kan-koca Mi.isli.iman olsalar ya da gayri mi.islim
olarak Islam i.ilkesinin vatanda~hgma girseler, kadm evlenme akdinde
konu~ulan mehri ahr.

<::unku bu mehir, gec;erli bir evlilik akdinde belirlenerek kocanin kad1na borcu
olmu~tur. Mi.lsli.lman olmalannin, bu borcu guc;lendirmekten ba~ka etkisi olmaz.

Bu kimse, kans1ni cinsel birle~meden once bo~asa, sonra ikisi de Mi.lsluman


olsalar, kad1n evlenirken belirlenen mehrin yans1ni al1r. <::unki.l cinsel birle~meden
once bo~ama, erkegin mehir borcunun ancak yans1ni di.l~i.lri.lr. Kad1n mehrin geri
kalan k1sm1n1 ondan isteme hakk1na sahiptir. $ayet evlenme akdi s1rasinda bir
mehir belirlenmemi~se, kad1n mi.lt'a alamaz. <::unki.l bu durumda, -evlendikten
sonra e~ler Mi.lsluman olsa bile- evlilik akdi devam ederken kad1n mehir olarak bir
~ey alamad1g1na gore, bo~and1ktan sonra oncelikle alamaz.
Bir kimse bin dirhem mehir vermek i.izere iki kadmla evlense, iki kadm [S/93]
bin dirheme emsal mehirleri oranmda ortakt1rlar.
<::unku bedelli (1vazl1) akitlerde bir ~ey, farkl1 iki ~eye kar~1l1k tutuldugunda bu Bir mehiri
~ey o iki ~eye, onlann degeri oraninda payla~t1nl1r. Nitekim bir kimse, bin dirhem aralarmda
ortak olmak
kar~ll191nda iki kale satin alsa, bu bin dirhem iki koleye, kolelerin degerleri iizere iki
oran1nda payla~t1nl1r. Burada kadin1n cinsel yoni.lni.ln degeri emsal mehirdir. kadmla
evlenmek
Bu ki~i, kad1nlardan birisini cinsel birle~meden once bo~arsa, bu kad1n bin
dirhemden kendi pay1na du~en miktann yans1ni al1r. Cinsel birle~meden once
kad1nlann ikisini de bo~arsa, bu takdirde kad1nlar emsal mehirleri oraninda bin
dirhemin yansin1 al1rlar.
Bu kad1nlardan birisi, bir ba~ka erkekle evli olmas1 veya bir ba~ka erkekten
Bir ki~inin,
iddet beklemesi ya da si.lt emme veya h1s1ml1k yoluyla mahrem olmas1 gibi aralarmda
nedenlerden oti.lri.l, erkegin evlenmesi helal olmayan bir kadin ise, EbO Hanlfe evlenme yasag1
bulunan iki
(rh.a.)'ye gore bin dirhemin hepsi erkege helal olan diger kad1nin olur. EbO Yusuf ile kadmla aym
Muhammed (rh.a.)'e gore ise bin dirhem iki kad1na emsal mehirleri oraninda taksim akitte
evlenmesi
edilir ve erkege helal olan kad1n bundan kendine du~en pay1 al1r.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a )'in deli Ii ~udur: Bu evlilikte bin dirhem, iki
kad1nin cinselligi (cinsel organlan) kar~1l1ginda belirlenmi~tir. Erkek, bu iki kad1nin
cinsel yoni.lnden yararlanma hakk1n1 elde edecegini di.l~i.lnerek bu borcu
ustlenmi~tir. Bunlardan yaln1z birisini elde edince, bin dirhemden, sadece onun
pay1na du~enle sorumlu olur. Nitekim bu ki~i, bin dirhem mehir verecegini
soyleyerek iki kad1na evlenme teklifinde bulunsa, bu teklife kadinlardan birisi
olumlu, obi.lri.l olumsuz cevap verse; veya bin dirhem kar~ll1g1nda iki kale satin alsa
da bunlardan birisinin (ozgurlugu sahibinin olumune baglanan) mudebber oldugu
anla~llsa hukum yine boyledir.
Bunun delili ~udur: Burada payla~t1rma, erkege helal olmayan kad1n dikkate
alinarak gec;erli kabul edilmi~tir. Nitekim erkek, evlenmesi helal olmayan bu
kad1nla cinsel ili~kiye girmi~ olsa, kad1n, bin dirhemden kendi pay1na du~en miktari
a~mayacak ~ekilde emsal mehre hak kaz1nir. Muhammed (rh a) ez-Ziyadat adl1
eserinde bu hukmu ac;1kc;a belirtmi~ ve Ebu Hanlfe (rh.a)'nin bu konuda c;eli~kiye
du~tl.igunu ileri surmu~tl.ir.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore erkege helal olmayan bu kad1n evlilik akdinin
kapsamina girer. Dolay1s1yla erkek bu durumu bile bile onunla cinsel ili~kide
bulunsa, ona zina haddi uygulanmaz. Kad1nin evlilik akdine girmesinin kac;1ntlmaz
sonucu, belirlenen bedelin kad1nlar aras1nda bolunmesidir.
Ebu Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'e gore bu kad1nla cinsel ili~kinin helal
olmad1g1 konusunda hic;bir ~uphe kalmad1g1 ic;in bu ili~kiden otl.iru erkege had
cezas1 uygulanir. c;:unku helal olmayan bir mahal uzerinde akit yaptlamaz. $L.iphe
nedeniyle had cezas1n1n du~mesi de ancak akit kuruldugu takdirde soz konusu
olur. Mehrin kad1nlar aras1nda bolunmesi ise, evlilik akdinin kurulmu~ olmas1n1n bir
sonucu degildir. Bu, kendisine evlilik teklifi yap1lan iki kad1ndan birisinin olumlu,
oburunun olumsuz cevap vermesi brneginde oldugu gibi, evlilik akdi s1ras1nda
mehrin belirlenmi~ olmasin1n bir sonucudur.
Ebu Hanlfe (rh a) bu konudaki gbru~unu ~u ~ekilde delillendirmektedir:
Evlenilmesi helal olmayan bir kadinin helal olan bir kad1nla birlikte evlilik akdine
dahil edilmesi hukumsuzdur. Bu, t1pk1 kad1nla birlikte bir duvarin veya bir sutunun
evlilik akdine dahil edilmesi gibidir. Burada akitte konu~ulan bedelin tamam1 kad1n
kar~1l1g1nda olur, kad1nla birlikte evlilik akdine kattlan (duvar veya sutuna)'a degil.
Burada da ayn1 durum sbz konusudur.
Bu hukmun ac;1l1m1 ~byledir: Evlilik akdi, yaln1z helal olan konuda gec;erlidir.
c;:unku bu akdin geregi kad1n1n cinsel ybnunden yararlanmaya malik olmakt1r.
Akdin konusundaki helallik ve haraml1k aras1nda zit bir ili~ki (orant1) vard1r. Sayle
ki, haram olan kad1n ac;1s1ndan evlenme akdi, akde konu olmayan bir ~eye nisbet
edilmemi~tir. Bedelin payla~ttr1lmas1 da akdin bedelli olmasin1n ve kad1nlar1n
evlenme akdine e~it bir ~ekilde kattlmas1n1n bir sonucudur. Bu e~itlik mevcut
degilse, bedelin payla~t1rtlmas1 da sbz konusu olmaz. Nitekim bir kimse karis1n1 bin
dirhem kar~tl1g1nda uc; defa bo~asa, her bir bo~ama ic;in bin dirhemin uc;te biri
kar~1l1k olur. Kocan1n yaln1z bir bo~ama hakk1 olsa da, bin dirhem kar~tl1g1nda
kans1n1 uc; defa bo~asa, bin dirhemin tamam1 bir bo~ama kar~1l1g1nda olur.
Bu konu, bir kimsenin (bin dirhem kar~tl1g1nda) iki kad1na evlenme teklifi
gbtl.irmesinden farkl1d1r. c;:unku orada iki kad1n da evlenme teklifine cevap verme
konusunda e~ittirler. Nitekim bu teklife iki kad1n da olumlu cevap verse ikisinin
evliligi de gec;erli olur'. Dolay1s1yla burada bedelin payla~t1nlmas1, kad1nlann evlilik
teklifine cevap verme konusunda e~it olmalari nedeniyledir.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 147

Bir kimsenin bin dirhem kar~1l1g1nda iki kble satin almas1 ve bunlardan birisinin
mudebber oldugunun anla~llmas1 da bu konudan farklid1r. ~unku mudebber kale
ozel mulkiyet konusu bir mald1r ve bu nedenle sat1m akdine girer. Sonradan bu
mudebber kale, bzgurluk hakk1n1 al1r. Bu yuzdendir ki, ~ayet hakim onun sat1~1nin
ge~erli oldugu yolunda hukum verse, bu sat1~ ge~erli olur.

Ozerinde durdugumuz meselede bu ki~inin, evlenmesi helal olmayan kad1nla [5/94]


cinsel ili~kiye girse; Muhammed (rh.a) bu kad1n1n mutlak olarak emsal mehre hak
kazanacag1n1 sbylemi~tir ki, EbO Hanlfe (rh.a.)'nin gbru~une gore dogrusu budur.
Muhammed (rh a) ez-Ziyadat adl1 eserde belirttigi ise EbO Yusuf ile Muhammed
(rha.)'in goru~udur.
EbO Hanlfe, Sahibeyn'in dediginin varl1g1 kabul edilirse, ~byle der: Kad1na
verilecek emsal mehrin, bin dirhemden, ona du~en miktan a~mamas1 hukmu,
mehrin belirlenmi~ olmas1 ve evlenme akdinin meydana gelmesi i~in kad1nin
belirlenen miktarda mehre raz1 olmas1 nedeniyledir. Bu, erkege helal olmayan
kad1n hakkinda da vard1r.
Mehrin bblunmesi ise, kad1nlann akde girmelerinin bir sonucudur. Bu durum
yaln1z erkege helal olan kad1n i~in sbz konusudur. Bu yuzden bedelin hepsi ona ait
olur.
Ayn1 ~ekilde EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kad1nla cinsel ili~kiye giren erkekten
zina haddinin du~mesi de akdin ~eklen var olmas1nin bir sonucudur Akdin
meydana gelmi~ olmas1n1n bir sonucu degildir. Erkege helal olmayan kad1n
hakk1nda bu durum sbz konusudur. Bedelin payla~t1nlmas1 ise evlilik akdinin
meydana gelmi~ olmas1nin bir sonucudur.
Bir kimse, bir kadmla, mehir olarak bir kale vermek uzere evlense ve
koleyi kadma verse, cinsel birle~meden once de kad1m bo~asa, bu arada
soz konusu kale kadmm yanmda bir cinayet i~lemi~ olsa, kocanm tercih
hakk1 vard1r.
~unku kale i~in cinayete kan~mak en buyuk kusurlardand1r. ~unku bu,
kblenin kendisi hakk1nda bzgurluk iddias1nda bulunmas1 gibidir. Bu da koca i~in
se~me hakk1 dogurur.
Buna gore, koca kblenin yans1n1 geri almay1 se~erse e~ler, ya kbledeki
paylann1 cinayete kar~1l1k olarak verirler, ya da cinayetin diyetini bderler. Kbleyi
al1rlar. ~unku bo~ama ile koca bu kolede yeni bir mulkiyet hakk1 elde etmemekte,
kolenin yans1 kocanin eski mulkiyetine dbnmektedir. Bu sonucun meydana
gelmesinde tercih kullanma veya tUketme olarak kad1n1n bir rolu yoktur. Bu
yuzden, cinayet tamamen kblenin rakabesine bagl1d1r. Dolay1s1yla e~lerden her biri,
kblenin yans1n1 vermek veya onu kurtarmak i~in diyetin yans1n1 bdemekle
yukumludur.
t48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Aynca koca, kolenin cinayeti nedeniyle kadindan bir ~ey isteyemez. (Linko o,
kolenin yans1 cinayete kar~1 tutulmu~ olarak almaya raz1 olmu~ ve kale bu ~ekilde
kendisine ula~m1~t1r.
Koca, isterse kolenin yansin1 almaz, bunun yerine, kad1na verdigi gunun
degeri Ozerinden kolenin degerinin yansin1 al1r. (OnkO kadin1n, bu koleyi teslim
ald1g1 gibi geri verme imkan1 kalmam1~t1r.
Kole bu cinayeti teslimden once kocanin elindeyken i~lemi~ olsa, sonra cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~asa, bu kez de kad1n1n sec;me hakk1 vard1r. Buna gore
kad1n, isterse evlendigi gOnkO degeri Ozerinden kolenin yansinin degerini al1r,
isterse kolenin yans1n1 al1r. Bundan sonra da ac;1klad1g1m1z gibi koca ile birlikte ya
koleyi vermek ya da diyet odemekle yukumlu olur.
Koca, kale kendi yaninda iken kad1nla cinsel ili~kiye girse, bu takdirde kadin,
ya saglam olarak evlendigi gOnkO degeri Ozerinden kolenin degerini al1r, ya da
koleyi al1r. Koleyi almay1 sec;erse, i~ledigi cinayete kar~ll1k koleyi vermek veya diyet
odemekle yOkOmlO olur. Bu takdirde erkekten hic;bir ~ey isteyemez.
Allah en dogrusunu bilir.

NiKAHTA MUHAYYERLiK
Bir erkek bir kad1nla evlense ve akit esnas1nda taraflardan biri veya her ikisi
ic;in sec;me hakk1 (muhayyerlik) ko~ul koyulsa, biz Hanefilere gore, nikah gec;erli,
muhayyerlik gec;ersizdir. Safil (rh. a.)'ye gore ise nikah da gec;ersizdir.
Alimlerden baz1s1, buradaki hOkmO, mukrehin (zorlama alt1nda bulunan
ki~inin) nikah1 meselesine dayand1nr. Sayle ki, ikrah gibi, muhayyerligin ko~ul
koyulmas1 da nzay1 ortadan kald1nr.
Bizim esas ald1g1m1z kurala gore, ikrah nedeniyle nzanin yok olmas1 nikah1n
s1hhatine ve IOzumuna (baglay1c1 olu~una) engel olmazken, Safil'nin esas ald1g1
kurala gore engel olur. Muhayyerlik ko~ul koyulmas1 da boyledir.
Ne var ki bu meselenin, Safil'nin (ikrah nedeniyle nzan1n ortadan kalkmas1yla
ilgili) kural1na dayand1nlmas1 uygun degildir. (Linko ona gore, ikrah, akdi ve
taraflann icab ve kabulOnO bozar, ko~ul muhayyerligi ise bunlan bozmaz. Bundan
151951 dolay1 o, mukrehin bo~amas1n1 ve kale azad etmesini gec;erli kabul etmezken, bu
tasarruflann muhayyerlik ko~uluyla yap1lmas1n1 gec;erli kabul eder.
Safil'nin bu konudaki delili ~udur: Muhayyerlik ko~ul koyulmas1, akdin belli bir
sure ile s1nirland1nlmas1 anlam1ndad1r. Nitekim muhayyerlik ko~ulunun gec;erli
oldugu sat1m akdinde, akdin (hukmu) olan mulkiyetin intikali, muhayyerlik
suresinin dolmasindan sonraya kallr. Bu akit mulke sahip olma konusunda
gelecekteki bir zamana dayand1rilm1~ (izafe edilmi~) olur. Burada da muhayyerligin
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 149

ko~ul koyulmas1yla nikah, gelecek zamana dayand1nlm1~ olur. Halbuki nikahin


gelecek zamana dayand1nlmas1 caiz degildir. Nikahin belli bir sure ile
sin1rland1nlmas1 da akdin gec;erliligine engeldir. Nitekim bir erkekle bir kad1nin bir
ayl1g1na evlenmesi gec;ersizdir.
Bizim bu konudaki (nakll) delilimiz Peygamber (s av )'in ~u had"lsidir:

"Or; ,?ey vard1r ki on/arm ciddisi de ciddi, ,?akas1 da ciddidir: Nikah, bo,?ama ve
kale azad etme" 92 .
$aka yapmak ile muhayyerlik ko~ulu koymak e~ittir. C,:unku ~aka yapan ki~i;
(helallik) nedenini (akdi) gerc;ekle~tirmeyi kasdetmekte, fakat sonucuna raz1
olmamaktad1r. Hatta (muhayyerlik ko~ulu ko~an1n nikah1n1n gec;erli kabul edilmesi
~aka yapan1nkinden) daha usti.lndur. C,:unku ~aka yapan, akdin sonucuna surekli
olarak raz1 degildir. Muhayyerlik ko~ulunu ileri suren ise bu sonuca sadece belli bir
sure ic;in raz1 olmamaktad1r. Dolay1s1yla ~aka, nikah akdinin tamamlanmas1na engel
olmad1g1na gore, muhayyerlik ko~ulu bncelikli olarak engel olmamal1d1r.
Bizim akll delilimiz ise ~udur: Nikah, tamamland1ktan sonra feshe ihtimali
olmayan ve muhayyerlik ko~ulu kabul etmeyen bir akittir. Dolay1s1yla nikahta
muhayyerligin ko~ul koyulmas1, nikah akdinin tamamlanmas1na da engel olmaz.
Bu, mal kar~ll1g1 bo~ama ve azad etme gibidir. C,:unku muhayyerlik ko~ul
koyulmas1, akdin gerc;ekle~mesine mutlak olarak engel olmamakta, sadece sat1m
akdinde de oldugu gibi akdin baglay1c1 (luzum) olmas1na nzay1 ortadan
kald1rmaktad1r. Halbuki nikah akdinin sahih olarak gerc;ekle~mesinin zorunlu
sonucu, onun baglay1c1 (laz1m) olmas1d1r. Bundan dolay1 nikahta muhayyerligin
ko~ul koyulmas1 gec;ersiz bir ko~ul olur. Nikah da fasid ko~ullarla gec;ersiz olmaz.
Nikah1n gec;erli ve baglay1c1 olmas1, nzan1n tamam olmas1na bagl1 degildir. Nitekim
nza, sat1m akdinde de oldugu gibi, ancak (akdin konusunu) gbrdukten sonra
tamam olur. Kad1n1 gbrmemek, nikah1n sahih ve baglay1c1 olmasina engel degildir.
Dolay1s1yla gbrme muhayyerligi yoktur. Akdi gelecekteki bir zamana dayand1rmak
ise boyle degildir. C,:unku o, akdin ~u anda gerc;ekle~mesine engel olur. Nitekim,
bbyle bir dayand1rma, sat1m akdinde de gec;erli olmaz. Akdi belli bir sure ile
s1n1rland1rmak ise boyle degildir. C,:unku o akdin, belirlenen vakitten sonra
kurulu~una engel olur. Halbuki nikah1n baz1 vakitlerde kurulmu~ (mCrnakid), baz1
vakitlerde kurulmam1~ olmaya ihtimali yoktur. Nikah, belli bir sureyle
sin1rland1nlmakla, bundan dolay1 batll olur.

92
Ebo DavOd Talak 9; Tirmiz1, Talak 9; lbn Mace Talak 13.
150_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Evlenilen Biz Hanefilere gore, erkek, fazla olsa bile, bir kusurundan dolay1
kad1nm
kusurlu
kansm1 reddedemez. Fakat sec;me hakkma sahiptir; dilerse kansm1 bo~ar
~1kmas1 ve dilerse evliligi surdurur.
~afil (rh.a.)'ye gore ise, be~ kusurdan dolay1 erkegin kans1n1 reddetme hakk1
vard1r. Bu kusurlar ratak (kad1nin cinsel organ1nda birle~meye engel biti~iklik­
yap1~1kl1k), karn (kad1n1n cinsel organ1nda birle~meye engel bir kemigin bulunmas1),
delilik, cuzzam ve alaca hastal1g1 (baras) d1r. Erkek bu kusurlardan dolay1 kans1n1
reddettigi takdirde, nikah akdi feshedilmi~ olur. Eger kad1nla cinsel ili~kiye
girmemi~se, kad1n mehir alamaz. Eger kusuru ogrenmeden once cinsel ili~kiye
girmi~se kad1n mehr-i misil al1r. (Erkek bu mehri oder, sonra) kendisini o kad1nla
evlendiren ki~iden o mehri tahsil eder.
~afil'nin bu konudaki delilleri ~unlard1r:
,.,. ... , , ,- ,,. ' , "' "' $ IJ-;
J J>.· 1 ~- 'j.;.l!..UWL::; : ;;T - ·1 ·•: -:L:.·d&. ~I 1~
~ .J ~ -· '-F-.- ~ J" (}.J' r--J - - ~
.:11 01. -:- '
'-!;' '-?~)

~ 1;! ·\) : jt_; _;\ ../-J~! ·h : J~j' La.~) W,~ ~


"Rivayet edilmi~tir ki, Peygamber (sa v), Biyada ogullanndan bir kadmla
ev!endi. Onunla halvete girdiklerinde kadmm bOgrunde bir beyazlik (baras
hasta/1g1) gordu ve kadm1 reddederek, (kendisini o kadmla ev!endiren!ere:) "Beni
a/dattm1z"93 buyurdu". Red, kusurun pe~inden an1ld1g1 zaman fesih yoluyla olur.
Yine Peygamber (s.a.v):

~~I~ !.ljl), µW1~1


"Arslandan kar;ar gibi cuzzamlidan kar;" 94 buyurmu~tur.
Omer (r.a.) de bu kusurlardan dolay1 kocaya muhayyerlik hakk1 tan1m1~t1r.
~afil'nin bu konudaki akll delili de ~udur: Nikah, baz1 nedenlerle
feshedilebilen ivazl1 bir akittir. Dolay1s1yla sat1m akdinde oldugu gibi, nikah akdinde
de maksad1 ihlal eden kusurdan dolay1 red hakk1 vard1r. Nikah akdinden maksad
ise, tab'an ~ehveti tatmin etmek, ~er'an neslin devam1n1 saglamakt1r. Yukanda
sayilan kusurlar, bu maksad1 yok eder. ~oyle ki, cinsel organdaki biti~iklik ve kemik,
[S/96] bu maksad1n gerr;ekle~mesine asla imkan vermez. Delilik, cuzzam ve baras da bu
maksad1 ihlal eder. (unku insan tabiat1, bu kusurlara sahip olan bir kad1nla
beraber olmaktan nefret eder (uzak durur). Aynca bu kusurlann r;ocuga ger;me
ihtimali de vard1r. Korluk, r;olaklik (felr;) vb. kusurlar ise bunlar gibi degildir, akdin
maksad1n1 ihlal etmezler.

93
Hakim, Mustedrek, IV/34; Said b. Mansur, semen, 1/247; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/214.
94
lbn EbQ $eybe, Musannef, V/142; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/443; Buhar1, T1b 19; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, Vll/135; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/255
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ tst

Nikah akdinde iki bedelden biri olan mehir, size gore de95 , az1ndan degil ama
fazla kusurdan dolay1 reddedilebildigine gore, diger bedel de oyle olmal1d1r.
Kocas1n1 innln (iktidars1z) veya mecbub (erkeklik organ1 ile husyeleri kesik
olan) olmas1 durumunda kad1n ic;in muhayyerlik hakk1 dogar. Onun ic;in, diger
kusurlardan dolay1 muhayyerlik hakk1 dogmad1g1 gibi, koca ic;in de boyledir. (unku
kan ve koca, nikah akdinin hukmu konusunda e~ittir. Maksad1 ihlal eden kusur
koca ic;in muhayyerlik hakk1 dogurup, maksad1 ihlal etmeyen kusur bu hakk1
dogurmad1g1 gibi, kadin ic;in de boyledir. Koca, her ne kadar bo~ama yetkisine
sahip ise de, mehir borcundan kurtulmak ic;in muhayyerlik hakk1nin olmasina
muhtac;t1r. Nitekim siz (Hanefller), amcas1 taraf1ndan evlendirilen kuc;uge, buluga
erdigi zaman, bo~ama yetkisine sahip olsa da muhayyerlik hakk1n1n oldugunu
soyluyorsunuz.
Biz Hanefllerin bu konudaki (nakll) delillerimiz ~unlard1r:
lbn Mes'ud (r.a.): "Ozgur kad1n, kusurdan dolay1 reddedilemez" demi~tir.
Ali (r a )'nin ~oyle dedigi nakledilmi~tir: "(Koca), kans1nda bu kusurlardan birini
bulsa da, nikah onun ic;in baglay1c1d1r. Dilerse onu bo~ar, dilerse evliligini
surdurur".
Omer (r.a.)'in bu durumda olan bir kocaya muhayyerlik hakk1 tan1d1g1 rivayet
edilmi~tir.Ancak buradaki muhayyerlikten maksad, bo~ama muhayyerligidir.
Peygamber (s.a.v )'in, (Biyadaogullanndan olan o) kad1n1 reddetmesinden
maksat da bo~ayarak reddetmektir. Nitekim Peygamber (s.a.v.), o kad1na,

~~~'
"Ailene kati/" buyurmu~tur ki, bu sozcuk kinayeli bo~ama sozcuklerindendir.
96

$afil (rh a.)'nin delil getirdigi,

+}~1 (r- !J)lj, p~I ~ 1


"Arslandan kac;ar gibi cuzzamlidan ka(m hadisine cevaben de ~oyle deriz: Biz
de kocaya, cuzzaml1dan kac;ma imkani tan1yoruz, fakat bo~ama yoluyla.
Bizim akll delilimiz ise ~udur: Kusur nedeniyle red, akit tamam olduktan
sonra, mahallin (kadinin) velayetinde (yetkisinde) bir eksiklik bulunmadan akdin
feshedilmesidir. Halbuki nikah1n, bu tLir bir feshe ihtimali yoktur. Nitekim nikah,
ikale yoluyla da feshedilemez. (unku:

95
Bu deliller $afii (rh.a.)'nin oldugu i~in, 'size gore' siizu, Hanefllere i~arettir.
96
Hakim, Mustedrek, IV/34; Said b. Mansur, Siinen, 1/247; Beyhak1, es-Siinenii'l-kiibra, Vll/214.
97
lbn Eba $eybe, Musannef, V/142; Ahmed b. Hanbel, Miisned, 11/443; Buhar1, T1b 19; Beyhak1, es-
Siinenii'l-kiibra, Vll/135; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/255
tS2 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsil.t
1- Nikah mulkiyeti (nikahla baz1 haklara sahip olmak) zaruretle kay1tl1 bir
mulkiyettir. Bu mulkiyet, bir ba~kasina veya mirasc_;ilara intikalde gorulmez. Islam,
bu mulkiyeti, sadece ahlaklan uyu~mad1g1 takdirde evlilik sorumlulugundan
kurtulmak ic_;in bo~ama konusunda ac_;1ga c_;1karm1~t1r. Bu durum, akdin tamam
olduktan sonra feshedilmesi konusunda da bu mulkiyeti ac_;1ga vurmay1
gerektirmez. c:;:unku boyle bir fesihde zaruret yoktur. Dolay1s1yla nikahtaki
mulkiyet, bu tUr fesihlerde, bo~ama ve kole azad etme gibi 1skatlar menzilesinde
olur. E~lerin birbirine denk (kefaet) olmamas1 veya ergenlik muhayyerligi nedeniyle
nikah1n feshedilmesi boyle degildir. c:;:unku bu, nikah mahallinin yetkisindeki bir
eksiklikten dolay1 akit tamamlanmadan once, akdin feshedilmesidir. Bu da akdi
tamamlamaktan kac_;1nma anlam1na gelir. Azad edilme muhayyerligi (h1yaru'l-1tk)
nedeniyle nikah akdini feshetmek ise, in~aallah kendi yerinde ac_;1klayacag1m1z
uzere, (koca lehine) milkin artmas1n1 kabullenmekten kac_;1nmakt1r.
2- Bu kusurlar, akdin geregi olan, e~lerin birbirlerine helal olma niteligini ihlal
etmez. Dolay1s1yla t1pk1 korluk, c_;olakl1k ve muzmin hastal1k (kotUrumluk) de
oldugu gibi muhayyerlik hakk1 dogmaz.
Akdin gereginden tam olarak yararlanmak ise bir sonuc_;tur. Sonucun yok
olmas1 nikah akdini etkilemez. Nitekim, akdin gereginden tam olarak yararlanmak,
e~lerden birinin olumuyle de imkans1z olur. Halbuki bu durum, akdin munfesih
olmas1n1 gerektirmez. Dolay1s1yla da mehirden herhangi bir miktar du~mez. Delilik
[S/ 971 ve cuzzam kusurlan, akdin maksad1n1n gerc_;ekle~mesine engel olma konusunda
olumden daha az etkilidir. c:;:unku bu kusurlara ragmen (nikahtan) yararlanmak
mumkundur. Neslin devam1 maksad1 da gerc_;ekle~ir.
Bu anlatllanlardan, nikah akdi ile sat1m akdi aras1ndaki fark da ortaya
c_;1kmaktad1r. $oyle ki, sat1m akdinde, mu~terinin mal1 kabzetmesinden once teslim
imkan1n1n ortadan kalkmas1, akdin munfesih olmas1n1 (bozulmas1n1) gerektirir.
Malin kusurlu c_;1kmas1 da boyledir. Ayn1 ~ekilde nikah akdinde de, teslimden once
mehrin telef olmas1, onun degerini talep etme hakkin1 dogurur. Mehrin a~iri bir
~ekilde kusurlu c_;1kmas1 da boyledir. Halbuki nikahlanan kadin kusurlu c_;1kt1g1
takdirde akit feshedilemez.
3- (Bir akitte bedellerden birinde) kusur bulunmas1, sadece, o akde nzanin
tamamlanmas1n1 etkiler. Halbuki, ~aka ve (akdin konusunu) gormeme bahsinde de
ac_;1klad1g1m1z uzere, nikah akdinin baglay1c1 olmas1, nzanin tam olmas1na bagl1
degildir. Kad1nin, kocasin1 cinsel organ1 kesik veya iktidars1z bulmas1 farkl1 bir
durumdur. c:;:unku bu durumda, bize gore, kad1n ic_;in fesih muhayyerligi hakk1
degil, evliligi guzellikle surdurmeyi isteme hakk1 dogar. Bu, erkegin, kad1n1n cinsel
birle~me hakk1n1 kar~llamas1yla olur. Erkek bundan aciz olunca, iyilikle sal1verme
~1kk1 kesinle~ir ki bu da bo~amad1r. Bize gore burada kocan1n kad1n1 bo~ama hakk1
vard1r. Sonra burada dikkate al1nacak bir ba~ka husus ~udur: Kocada bu kusurlar
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 153
bulundugu takdirde, kad1n1n, akdin gayesini geri:;ekle?tirme kap1s1 kapanm1~ olur.
c;:unku kad1n, o kocanin nikah1 alt1nda bulundugu surece bu maksada ba?ka bir
yonden ula~amaz. Halbuki koca, o kad1na muhtai:; degildir. Eger bu durumda
kad1n ii:;in muhayyerlik hakk1 olmazsa kad1n ask1da kal1r, ne kocal1 ne de bo~anm1?
gibi olur. Kad1n1 bu ask1da k1lma zulmunden kurtarmak ii:;in, ona muhayyerlik
hakk1 tanid1k. Ayn1 durum koca ii:;in soz konusu degildir. c;:unku koca, cariye sahibi
olmakla veya ba~ka bir kad1n1 nikahlamakla evlilikte ula?ilacak maksada ula?abilir.
Bo?ama yoluyla o kadindan kurtulmas1 da mumkundur.
Kocanin mehir borcundan kurtulma ihtiyac1na itibar edilmez. Nitekim cinsel
ili?kiye girmeden once kad1n vefat etse, kocanin mehir borcundan kurtulma
ihtiyac1 bulunmas1na ragmen, akit munfesih olmaz.
$u durum da koca ile kad1n arasindaki fark1 ai:;1klamaktad1r: Koca, zarar
vermek kasd1yla Ila (kad1nla cinsel ili?kiye girmeyecegine yemin etmek) yaparak,
kad1n1n cinsel birle?me hakk1n1 engellerse, bu, ayrll1k nedeni olur. Kocan1n cinsel
organ1n kesik olu~u ve iktidars1zl1g1ndan dolay1 kad1n1n bu hakkin1 almas1n1n
imkans1z hale gelmesi de boyledir.
Kad1n, zarar vermek kasd1yla kocas1n1n cinsel birle?me hakk1n1 engelledigi
takdirde ise, bu nedenden dolay1 kocanin muhayyerlik hakk1 olmaz. Kad1n1n cinsel
organinin biti?ik veya kemikli olmas1 kusurlanndan dolay1, kocan1n bu hakk1n1
almas1n1n imkans1z hale gelmesi de boyledir.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a.)'un goru~une gore, kadin kocasinda, delilik,
cuzzam veya alaca hastal1g1 kusurlann1 bulsa bundan dolay1 kocas1n1 reddetme
hakk1 yoktur. Muhammed (rh.a )'in gbru?une gore ise, kocas1yla birlikte
kalamayacak bir halde ise, kad1n1n muhayyerlik hakk1 vard1r. c;:unku bu durumda,
kocadan kaynaklanan bir nedenle, kad1nin hakk1na ula?mas1 imkans1zd1r.
Dolay1s1yla kad1n, kocas1n1 aleti kesik veya iktidars1z bulmU? gibi olmaktad1r.
Biz (EbO Hanlfe ve EbO Yusuf) ise ?Oyle diyoruz: Bu kusurlar nedeniyle kad1nin
maksad1 geri:;ekle?tirme kap1s1 tamamen kapanmaz. Sadece koca ile birarada
bulunmaktan eziyet duyar veya ona kar?I istegi azal1r. Bu da, kadin ii:;in
muhayyerlik hakk1 dogurmaz. Nitekim kad1n1n, kocasin1 kotU ahlakl1, elleri veya
ayaklan kesik bulmas1 da boyledir. Yukanda anlatt1g1m1z uzere, aletin kesik olu~u
ve iktidars1zl1k boyle degildir.
lki durum arasindaki fark ?Udur: Koca, onceki meselede, ihtiyac1 olmad1g1
halde kad1n1 tutmakla ona zulmetmi? olur. Hakimin bo?ama yoluyla bu zulmu
defetme yetkisi vard1r. Burada ise (kendisinde delilik, cuzzam veya alaca hastal1g1
bulundugunda), geri:;ekten ihtiyac1 da varken kadin1 tutmakla zulmetmi~
olmamaktad1r. Bu durum ise, kad1n ii:;in muhayyerlik hakk1 dogurmaz.
Ayn1 ?ekilde taraflardan biri, kar?I tarafta korluk, i:;olakl1k ve kotUrumluk
bulunmamas1n1 ko?ul koysa da aksini bulsa, bu durum onun ii:;in muhayyerlik hakk1 [S/98]
154._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
dogurmaz. Yine koca, kad1n1n guzel ve bakire olmas1ni ko~ul koyup da tersini
bulsa, bu durum da onun ic;in muhayyerlik hakk1 dogurmaz. c;:unku, sat1m akdinde
oldugu gibi, ko~ul koyulan bir fazlal1gin bulunmamas1, muhayyerlik hakk1nin
dogmas1 konusunda, kusur gibidir.
Buraya kadar anlatilanlardan ac;1ga c;1km1~t1r ki, nikah konusunda nzan1n tam
olmas1na itibar edilmez. c;:unku erkek, bakire, gene; ve guzel olmas1 ko~uluyla bir
kad1nla evlense ve (sonra) onu dul, ya~l1, c;irkin, bir taraf1 egri, akl1 gidip gelir ve
salyas1 akar bir durumda bulsa bile, bu durum, onun ic;in muhayyerlik hakk1
dogurmaz. Halbuki bu durumda kocanin, bu nikaha nzas1 yoktur.
Bir erkek, taniklar huzurunda kadma, "Beni kendinle evlendir" dese,
kadm da "Evlendirdim" (yapt1m) dese, bu nikah ge<;erli olur. Bir kimse
sat1c1ya, "Bana bu elbiseyi ~u kadara sat" dese, sat1c1 da "satt1m" dese,
mi.i~teri "satin ald1m" veya "kabul ettim" demedik<;e bu sat1m akdi tamam
olmaz.
Bu konuyu yukanda ac;1klam1~t1k. Muellifin konuyu burada tekrar soz konusu
etmesi, sat1m akdi ile nikah akdi aras1ndaki fark1 ac;1klamak ic;indir. Bu fark1
ac;1klamak ic;in pek c;ok mesele anm1~t1r.
Sonra ~oyle der: Sat1m akdi ile nikah akdi kwasa gore ayn1d1r. Ebu Yusuf, e/-
Emall adl1 eserinde boyle soylemi~tir. Yine ~oyle der: Ancak biz sunnet delilinden
dolay1 nikah akdinde kwas1 terkettik. Bu, Ebu ishak e~-$eybanl'nin el-Hakem'den
rivayet ederek bize haber verdigi ~u hadlstir:
"Bilal (r a), bir kavm(in k1z1n)a ta lip oldu, fakat onlar (k1z1) vermek istemediler.
Bunun uzerine Bilal,
'Eger Resulullah (s .a v. ) siz(in k1z1n1z)a ta lip olmam1 bana emretmeseydi bunu
yapmazd1m' dedi. Buna kar~il1k onlar 'malik oldun' dediler"
98

Bu hadls, k1za talip olduktan sonra, bu laf1zla nikah akdinin akdedilebilecegini


gostermektedir.
Muellif, nikah akdinin, ilgili taraf1n icazetine (oluruna) bagll oldugu hukmunu
soyledikten sonra, bu durumun kusur nedeniyle redde benzemedigini ac;1klamak
uzere ~oyle diyor:
c;unku akdin kendi hakkma (nzasma) bag/1 o/dugu ki~i, nedenin as/ma raz1
olmam1~t1r. Dolay1s1yla, olur vermedigi surece, bu akid, onun hakk1nda yok
hukmundedir. Arna muhayyerligin ko~ul koyulmas1 veya kusurlu c;1kma durumu
boyle degildir. c;:unku o durumda onun hakkinda neden (akid) gerc;ekle~mekte,
muhayyerlik ko~ulu ko~arken veya kusurlu c;1kma nedeniyle reddederken, akde
temelde raz1 olmu~ bulunmaktad1r. Bundan dolay1 akit tamam olmu~tur. Sonra

98
Muslim, Nikah 13; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, Vl/173; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/57.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1ss

muellif, mevkOf akit(te icazetin nasll olmas1 gerektigi) ile ilgili ac;1klama getiriyor:
Erkek (k1zm ayni zamanda) velisi ise, akit, onun soz!O veya soze de/a/et eden fiili
kabul veya reddine bag/1d1r. Kadm du! ise, durum yine boy/edir. Fakat bakire ise,
utangar;/1gmdan onun susmas1 da akde raz1 oldugunu gosterir". Bunu daha once
ac;1klam1~t1k.

lbn Semaa, "en-Nevadir" adl1 eserinde Muhammed (rh a.)' den naklen ~byle
der: "Bir bakireyi iki velisi ayn ayn ba~ka erkeklerle evlendirseler de, bu akitler k1za
haber verildiginde, birine olur verse, o akit caiz olur. Eger her ikisine de olur
verirse, birbirlerine zit oldugundan ikisi de gec;ersiz olur. Eger susarsa, susmas1,
onun bu akitlerden herhangi birine raz1 oldugunu gbstermez".
Ali b. Salih ise, Muhammed (rh. a.)'den ~byle rivayet etmi~tir "Bakirenin
susmas1, her iki akde de raz1 oldugunu gbsterir, dolay1s1yla ikisi de gec;ersiz olur".
Dogru olan lbn Semaa'nin rivayetidir. (unku, k1z1n susmas1 akitlerden birine
raz1 oldugunu gbstermez. (unku akitlerden biri digerinden daha ustOn degildir.
Her ikisine raz1 oldugunu da gbstermez. (Onku susman1n nza yerine kabul
edilmesi akdi sahih hale getirmek ic;indir. Halbuki burada ikisine birden raz1 olmak,
onlan gec;ersiz k1lar. Bu yuzden, bu konuda susmas1, iki akde de nzas1 anlam1na
gelmez.
Efendisi tarafmdan evlendirilen veya efendisinin izniyle evlenen bir
cariye, azad edildiginde muhayyerlik hakkma sahip olur: Dilerse kocas1yla
beraber kahr, dilerse ondan aynhr. (Bu hukmun nakll deli Ii ~u hadistir:)
~
• .. f.
· ,--J,.
:.L:. - cl;. 4"1
' :ll
I-:...
'
..U\
,
J.r"J"i-'
....
, - t~I Ji_; 0f...j.
#'

• · .~
,

a=<:.
i W.
.. ' .....
$1;
1::;. !u)\ , • - ~\S. " \
- ~ - ~ ..:j"?J - ...,

~<.£'
i-:... ~~II · ' ' ~..J
J\1 ~L;t. ~J <.-- 4-~j;_ ~
• " ~I:~•
- - ~JJ
. .)t$" - ,
J '-?-!
8-l.i ~
. .
I "' .. SI ..' ,. ; --:i .,.. $
•• ;j 1: .:.':.~ - , t: l ,,,;j... 0..J..:,: iJ ,- •-)11 : ,,:- 4i1\ . · - 4..Jl.>.....;::.\I :.L:.' ~ !ul\
r' ~J "i-' - ; - - ~ ~ ~ ..:/"?.) -; - ,...-- J -
· ·G ~1 LJ1• 'l : Jill <..?!f'
.:Jw ~ .. ,bl : ..:Jill .!..1..J- J- 01
. J- $ . J.)· - ~~
~
~1 ~-!1 :1 J~
: 1~
,I: ~~ ,:_.-8-l_i J1
'1!-"" .) •- ~ .
;_;_L;. 'i \~j :
"Rivayet edildi ki, Ai~e (ra) Berire'yi azad edince, Resu!Ol/ah (sa.v) ona,
[S/99]
"Kendine (bud'una) malik a/dun, ser;imini yap" dedi. Bu s1rada kocas1 Mugis, onun
ardmdan yuruyerek agliyor, fakat o, ona yuz vermiyordu. Peygamber (s.a v),
ashabma, "Mugis'in Berire'ye olan sevgisine, Berire'nin de ona olan bugzuna
hayret etmiyormusunuz?!" buyurdu ve Berire'ye, "A/lah'tan kork! 0, senin kocan,
<;ocugunun da babas1d1r!" dedi. Berire, "(Ona donmemi) emrediyor musun?"
deyince, Resu!Ollah, "Hay1r, sadece ~efaat ediyorum" dedi. Bunun uzerine Berire,
"O ha/de ona ihtiyac1m yoktur" dedi ve kendini (kocas1ndan aynlmay1) sec;ti" 99 .

99
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/42, 209; lbn Mace, Talak 19; EbO DavOd, Talak 18; Tirmiz1, Rada' 7.
156_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bu konudaki akll delil ise ~udur: Cariye azad edilmekle, kocasin1n onun
uzerindeki yetkileri (mulku) artar. $byle ki, cariye azad edilmeden once, kocasinin
iki defa bo~ama ve bo~ad1ginda iki hay1z it:;inde dbnme hakk1 vard1. Cariyenin
iddeti iki hay1z idi. Halbuki azad edilince bunlar artar. Cariye, bu art1~1 yok etmeye
ancak akdi kokten yok etmekle ula~1r. Bundan dolay1 Islam kendisine muhayyerlik
hakk1 tan1m1~t1r. Bundan dolay1 cariye sec;imini kendinden yana kullan1rsa, bu, t1pk1
akdi temelden yok etme muhayyerliginde oldugu gibi, bo~ama degil, fesih olur.
(Nitekim) akdin kurulu~u oluruna bagl1 olan ki~inin akde riza gbstermemesi de,
bo~ama degildir. c;;unku burada muhayyerlik nedeni, kad1nin kendi yonundeki bir
~eydir. 0 da kendinin sahibi olmas1d1r. Ayrll1k, kad1n taraf1ndaki bir nedenden
dolay1 olursa, bu bo~ama olmaz.
Biz Hanefllere gore, kocanin bzgur veya kale olmas1 fark etmez. $afil (rh.a )'nin
gbru~une gore, kocas1 kale ise azat edilen cariye sec;me hakk1na sahip olur. Kocas1
bzgur ise muhayyerlik hakk1na sahip olmaz.
Ravller, Berlre'nin kocas1 hakk1nda c;eli~kiye du~mu~lerdir. Onun ozgur oldugu
da, kale oldugu da rivayet edilmi~tir. Hanefi alimleri, Berlre'nin kocas1nin kale
oldugunu ifade eden rivayeti "a kit esnasinda kale idi, fakat azad edilme s1ras1nda
bzgur idi" ~eklinde te'vil etmi~lerdir. Berlre'nin kocas1n1n niteligi hakk1ndaki
rivayetler c;eli~kili olunca, bu konuda sanki hit:;bir ~ey rivayet edilmemi~ gibi kabul
edilir ve bu konuda dayanak olarak sadece Peygamber (s.a.v )'in,

i.?~ ~~~..:Ji;
, ' ,
"Kendinin (bud'unun) sahibi a/dun, set:;imini yap" 100 hadlsi kal1r. Bu gerekc;e
de, kocan1n bzgur veya kale olmas1 arasinda bir fark yoktur.
$afil (rh.a ), bu goru~une ~u hadlsi deli I olarak getirmi~tir:
"Rivayet edildi ki, Ai~e (r.a )'nin, kan koca iki kblesi vard1. Bun Ian azad etmek
istedi de Resulullah (s av )'a (hangisini once azad etmesi gerektigini) sordu.
Peygamber, once kbleyi azad etmesini emretti" 101 .
$afil (rh a) der ki: Peygamber, cariye lehine muhayyerlik hakk1 dogmamas1 it:;in,
once kolenin azad edilmesini emretti.
Biz buna cevaben ~byle deriz: Peygamber, erkeklerin kad1nlara kar~1
ustLinlugunu gbstermek it:;in boyle emretmi~tir. c;;unku Ai~e ikisini de ayn1 anda
azad etmi~ olsayd1, $afil'ye gore, yine kad1nin muhayyerlik hakk1 olmayacakt1.
$afil (akll delil olarak) der ki: Kole ve cariyenin ikisi de azad edilmekle
aralannda e~itlik (denklik) meydana gelmi~tir. Dolay1s1yla cariyeye muhayyerlik

100
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/42, 209; lbn Mace, Talak 19; EbO DavOd, Talak 18; Tirmizl, Rada' 7.
101
lbn Mace, ltk 1 O; Ebo DavOd, Tala k 21; NesaT, Talak 28; lbn Hibban, Sahih, X/149; Hakim,
Mustedrek, 11/224.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l57
hakk1 taniman1n bir anlam1 yoktur. Bu t1pk1 bir Muslumanin nikah1 altinda bulunan
Ehl-i Kitap bir kadin1n Musluman olmas1, kocas1 zengin olan yoksul bir kadin1n
zengin olmas1 veya kocas1nin nesebi sabit olan fakat kendi nesebi reddedilmi~ bir
kadin1n nesebini ispat etmesi gibidir. Bu durumlarda kad1n i~in muhayyerlik hakk1
dogmaz. Fakat azad edilen cariyenin kocas1 kale olursa boyle degildir. 0 takdirde
cariye ozgurlugune kavu~makla kan koca aras1nda farkl1l1k meydana gelmi~ ve
denklik (kefaet) ortadan kalkm1~ olur.
Biz buna cevaben ~6yle deriz: Azad edilen cariyeye muhayyerlik hakkin1n
taninmas1, kan koca aras1ndaki denkligin ortadan kalkmas1ndan dolay1 degildir.
c;:unku denklik, akdin devam1nda degil, ba~lang1c1nda ko~uldur. Nitekim, koca
yoksul du~se veya nesebi reddedilse (kad1n i~in) muhayyerlik hakk1 dogmaz. Azad
edilme muhayyerliginin dogmas1, kocan1n kadin uzerindeki yetkisinin artmas1
nedeniyledir. Bu hususta kocan1n 6zgur veya kale olmas1 arasinda fark yoktur.
c;:unku mulk (kan kocan1n birbirine kar~1 yetkileri) helall1k miktanna gore sabit olur.
Helall1k ise, kolelikle koca taraf1nda yanland1g1 gibi, cariyelikle kadin tarafinda da
yarllan1r. Nitekim kale iki kad1nla evlenebilirken; ozgur, dart kad1nla evlenebilir.
Helall1k, kadinin cariye olmas1 nedeniyle yanland1g1 gibi, azad edilince de artar.
ln~aallah kendi konusunda a~1klayacag1m1z uzere, helall1k miktannca yetki de artar.
Buna gore, Hanefilerde, mukatebe olan cariye, efendisinin izniyle evlense de sonra
[S/100]
mukatebe bedelini odeyip ozgurlugune kavu~sa muhayyerlik hakk1na sahip olur.
c;:unku onun uzerinde kocan1n yetkisi artm1~t1r. Zufer (rh a )'in goru~une gore ise,
burada kad1n i~in muhayyerlik hakk1 dogmaz. c;:unku cariyenin (azad edilince)
muhayyerlik hakk1na sahip olmas1, nzas1 olmadan akdin kendisi hakk1nda ge~erli
olmas1 ve mehrin sahibine verilmesi nedeniyledir. Burada ise durum boyle degildir.
c;:unku mehir kendisinindir ve akit ancak onun nzas1 ile meydana gelmi~tir.
Bu konuda lbn EbO Leyla (rh a) ~6yle derdi: Eger kocas1 mukatebe bedelini
6demekte kendisine yard1m ederse, kadinin muhayyerlik hakk1 yoktur. Yard1m
etmezse muhayyerlik hakk1 vard1r. Fakat (bu goru~ler i~inde) dogru olan ve
Peygamberin gerek~esine uygun du~en goru~, bizim (ba~ta) a~1klad1g1m1z goru~tOr.
Kadm, akit esnasmda ozgi.ir olup, daha sonra cariye olsa, sonra da
azad edilse, ~oyle ki, Allah korusun, kocas1yla birlikte irtidad edip daru'l-
harbe kai;salar, sonra birlikte esir ahnsalar, sonra da cariye azad edilse,
Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore, bu kadmm muhayyerlik hakk1 vard1r. Muhammed
(r.a.)'e gore ise, bu durumda olan kadmm muhayyerlik hakk1 yoktur.
c;:unku akdin asl1 ile kadin uzerinde kendi nzas1 ile tam bir yetki (mulkiyet)
meydana gelmi~, sonra bu yetki bozulmu~, azad edilince de o yetki tekrar eski
haline donmu~tUr. Dolay1s1yla bu kad1n1n muhayyerlik hakk1 olmaz. EbO YOsuf ise
~6yle der: Kadin, azad edilmekle, kendi kendinin sahibi olmu~, fakat kocas1n1n
kendisi uzerindeki yetkisi artm1~t1r. Bu durum ise, islama gore kad1n i~in
158 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsfit
muhayyerlik hakk1 dogurur. Kadin, hakikaten cariye olunca, nikah1n hukmu
konusunda, eskiden beri cariye imi~ gibi kabul edilir. Dolay1s1yla da azad edilince
kendisi i~in muhayyerlik hakk1 dogar.
Allah Subhanehu ve Tea la dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.

iKTiDARSIZ ERKEK
Bize ula~t1g1na gore Omer b. el-Hattab (ra) ~oyle demi~tir: "iktidars1z olan
erkege bir y1I sure verilir. (Bu sure zarfinda) kans1yla cinsel ili~kiye girebilirse evliligi
devam eder. lli~kiye giremezse (hakim taraf1ndan) aralan ayril1r: Adam kans1ni bir
bain talakla bo~am1~ sayil1r. Kad1nin mehrini tam olarak oder, o da iddet bekler".
Bizim alimlerimiz (Hanefller) de, bu hukmu kabul etmi~lerdir. Alimlerden baz1s1na
gore ise, iktidars1z erkegin kansin1n muhayyerlik hakk1 asla yoktur.
Bu goru~tekilerin delilleri ~u hadislerdir:
"Rifaa'n1n karis1 (kocas1 kendisini bo~ad1ktan sonra) Abdurrahman b. ez-
Zubeyr (r a) ile evlenmi~, fakat Abdurrahman onunla cinsel ili~kiye girememi~ti.
Bunun uzerine kad1n, Peygamber (s.a v.)'e geldi ve kocasinin iktidars1zl1g1ni
anlatmak uzere ~oyle dedi: "Rifaa beni kesin bir ~ekilde bo~ad1, ben de
Abdurrahman b. ez-Zubeyr ile evlendim, fakat onu ancak elbisemin puskulu gibi
buldum" dedi. Bununla, (Abdurruhman'1n) iktidars1zl1g1n1 ifade etmek istedi.
Rasulullah (s.a v.) ona muhayyerlik hakk1 vermedi" 102 .
Bir kad1n Ali (r.a.)'ye geldi ve kocas1n1n kendisiyle cinsel ili~kiye giremedigini
soyledi. Ali: "Seher vaktinde bile mi?" dedi. Kadin: "Seher vaktinde bile" dedi.
Bunun uzerine Ali: "(Hem kendin) helak oldun, (hem de kocan1) helak ettin. Ben
sizi ay1rmayacag1m" dedi.
Aynca iktidars1z olan ki~i acizdir ve ozurludur. Dolay1s1yla Allahu Teala'n1n
[5/101]
muhlet verdigi kadar kendisine muhlet verilir.
Biz de, (yukarida nakledilen) "Omer (r.a.) hadlsi"ne dayan1yoruz. Bu hadlsin bir
benzeri Abdullah b. Mes'Od (r.a )'dan ve Ali (r.a.)'den rivayet edilmi~tir. Bu rivayete
gore Omer (r.a.) Abdurrahman ile kans1n1 ay1rm1~ ve erkegin mehri tam olarak
odemesine hukmetmi~tir.
Muhalif goru~te olanlarin Ali'den naklettikleri hadlsin dogru olan rivayetinde
kad1n, "cinsel birle~me sadece bir defa oldu" demi~tir. Bu durumda, bize gore,
kan kocanin aras1 aynlmaz.
Rifaa'n1n kans1 da, soyledigi sozle Abdurrahman'1n iktidars1z oldugunu degil,
erkeklik organ1n1n ku~uk oldugunu anlatm1~t1r. Bu durumda da, bize gore, kad1na

102
Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat, Vll/269; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/627; Zeylei, Nasbu'r-raye,
111/236.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 159

muhayyerlik hakk1 tan1nmaz. Aynca iktidars1z olan erkek, ger~ekten bzurludur.


Fakat kad1ni nikah1 alt1nda tutmakla ona zulmetmi~ olur. ~unku ihtiyac1 olmad1g1
halde kad1ni nikah1nda tutarak, onun, cinsel ihtiyac1ni giderme kap1s1n1
kapamaktad1r. Kad1ndan bu zulmun kald1nlmas1 gerekir. Ote yandan kad1n1n nikah
akdini yapmaktaki maksad1 yok olmu~tur. ~unku kad1nin nikahtan maksad1, kocas1
sayesinde iffetini korumak ve ihsan (iffetlilik) s1fat1n1 kazanmakt1r. Akdin
maksad1n1n temelden yok olmas1 ise, akdi yapana o akdi artadan kald1rma hakk1
verir. Aynca kad1n1n, mehrini kesinle~tirmeye de ihtiyac1 vard1r. Bu ise ittifakla
cinsel birle~me ile olur. Dolay1s1yla bu kap1 kapan1nca kadin i~in muhayyerlik hakk1
dogar. $u kadar var ki, iktdars1zl1k bazen dogu~tan gelen bir hastal1ktan olur.
Bazen de sonradan meydana gelir. Bu iki durum ancak zamanla birbirinden ayrll1r.
Bundan dolay1 kocaya sure verilir.
E~i ile ili~ki kuramayan erkege verilecek sure bir ylld1r. Nitekim bu konuda
ashab Abdullah b. Nevfel (r a.) hari~ ittifak etmi~tir. Sadece Abdullah b. Nevfel
(r.a.)'in, "Sure on ayd1r" dedigi rivayet edilmi~tir.
Biz sureyi bir yil takdir ettik. ~unku sure vermekten maksat bzrun nedenini
ogrenmektir. Bir yil bunun i~in guzeldir. Nitekim ~air,
"Kim tam bir yll aglarsa mazur olur" 103 demi~tir.
Ote yandan iktidars1zl1k, bazen nemden kaynaklan1r. Yil1n s1cak ve kuru olan
mevsiminde tedavi edilir. Bazen a~1r1 s1caktan kaynaklanir, soguk mevsimde tedavi
edilir. Bazen a~1n kuruluktan kaynaklan1r, nemli mevsimde tedavi edilir. Bundan
dolay1 biz sureyi bir yll olarak takdir ettik. Ta ki insan, yll1n (kendi durumuna uygun
gelen) mevsiminde tedavi olup iyile~sin. Bir yll ge~tigi halde yine de kad1nla cinsel
ili~kiye girememi~se, iktidars1zl1g1n dogu~tan oldugu anla~1l1r. Bundan dolay1,
ihtiyatl1 davranarak gune~ yil1 ile bir y1I sure verilir, demi~lerdir. ~unku tedavinin
sonu~ vermesi belki de ay yll1 ile gune~ yil1 aras1nda fark olan o gunlerde
ger~ekle~ir.

Kad1n bir sure sabredip daha sonra dava a~m1~ olsa bile, surenin ba~lang1c1
davanin a~1ld1g1 zamand1r.
Koca, kans1yla cinsel ili~kiye girdigini iddia ederse, hakim kadina bakire mi,
yoksa dul mu oldugunu sorar. Eger kad1n, "dulum" derse, kocan1n iddias1 dogru
kabul edilir. ~unku normalde bir erkek, kad1nla yalniz kald1g1 zaman, onunla cinsel
ili~kiye girebilir. Davalarda zahir-i halin kendisini destekledigi tarafin sbzu kabul
edilir. Eger kad1n bakire oldugunu soylerse hakim onu kad1nlara gbsterir. ~unku
bekaret, erkeklerin bilemeyecegi hususlardand1r. Bu konuda bir kad1n yeterli
olmakla beraber, iki kad1n ihtiyata daha uygundur. ~unku kalp, iki ki~inin sbzu ile
16D_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
daha c:;ok rahat olur. Eger kad1nlar, o kad1n1n bakire oldugunu soylerlerse, kad1nin
iddias1 dogru kabul edilir.
Kaea, kans1yla cinsel ili~kiye giremedigini kendisi ikrar etse, hakim ona da bir
[5/102] y1I sure verip, bu sure zarfinda kendisini tedavi etmesini emretse, Ali (r a.) nin
dedigine gore; adam1n kendisine gelmesi ic:;in bol bol tavuk ve bal verilir. Bir y1I
gec:;tikten sonra koca, kans1yla cinsel ili~kiye girdigini iddia etse, hukum, (az once
gec:;en meselede oldugu uzere) kad1n1n bakire veya dul olmas1na goredir. Hakim o
kad1n1 kad1nlara gosterir, onlar da bakire oldugunu soylerlerse kad1na sec:;me hakk1
tan1r. c;:unku cinsel ili~kiye girdikten sonra bekaret kalmaz.
Hakim kadina muhayyerlik tan1d1ktan sonra kadin kocas1n1 sec:;se veya
(davanin goruldugu mecliste) yerinden kalksa veya hakimin yard1mc1lan kad1n1
kald1rsalar veya kad1n sec:;im yapmadan once hakim kalksa, kadinin sec:;me hakk1
kalmaz. c;:unku hakimin kad1na sec:;me hakk1 tanimas1, kocanin kans1na kendisini
bo~amay1 sec:;me hakk1 tan1mas1 gibidir. Kocanin kans1na kendisini sec:;me hakk1
tan1mas1 ise meclis ile kay1tl1d1r. Burada da oyledir.
Aynca kocadan aynlma, kad1n1n hakk1ndan dolay1d1r. Eger kad1n, ac:;1kc:;a veya
kalkincaya veya kald1nlincaya kadar sec:;imini geciktirmek suretiyle dolayl1 olarak bu
hakk1n du~urulmesine raz1 olursa, hakk1 du~er ve daha sonra herhangi bir ~ey talep
edemez.
Kad1n, (muhayyer b1rak1l1nca) aynlmay1 sec:;se, hakim kocaya kansin1
bo~amasin1 emreder. Eger koca bo~amay1 reddederse, hakim aralanni ay1nr. Bize
gore, hakimin ay1rmas1 bir bain talak 104 hukmundedir. $afil'ye gore ise, hakimin
ay1rmas1 kusur nedeniyle redde oldugu gibi fesih sayil1r. Biz Hanefilere gore, koca
(evlilik hayat1nda) iki ~eyden birini yapmakla yukumludur: lyilikle tutmak veya
iyilikle sal1vermek. Bu ikisinden birini yapmaktan aciz kald1g1 zaman, digeri
kesinle~ir. Eger koca iyilikle sal1vermekten kac:;1nirsa, hakim bu konuda onun yerine
gec:;er. Sal1vermek, bo~ama (talak)d1r.
Omer (r a )'den hakimin ay1rmas1n1n bir bain talak oldugunu rivayet etmi~tik.
Bu nun nedeni ~udur: Buradaki maksad ric'T talak 105 ile gerc:;ekle~mez. c;:unku kan
kocan1n aras1n1 ay1rmaktan maksad, kocanin kadin1 ask1da b1rakma zulmunu
kald1rmakt1r. Ric'T talakta ise koca kad1na donerek zulmunu surdurebilir. Aynca

104
Bain Talak: Bir kimsenin, hem bo~amak hem de ba~ka anlamlar ii;in konulmu~ olan (kina1)
sbzcuklerle veya kesinlik bildiren laf1zlarla han1m1n1 bo~amas1d1r. Bu durumda bo~ama say1s1 ui;ten az
olsa bile koca, tek taraf11 olarak hanimina dbnemez. Bu, yeni bir akit ve mehir olmaks1zin dbnme
imkani olmayan bo~ama tUrOdOr.
105
Ric'i Talak: Kad1nla cinsel birliktelikten sonra geri;ekle~en ai;1ki;a veya dolayll olarak Oi; bo~ama veya
bir bedel ii;ermeyip bain talak anlamina gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. Ai;1k (sar1h) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlanyla da geri;ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet sOresi ii;inde geri dbnme imkan1 vard1r. Ric'1 talakta, veresiye olarak
belirlenen (mOeccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hukumleri i~leme konulur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 161

ric'at1n (kanya donu~) hukmu, cinsel birle~meden sonra gerekli olan iddete
mahsustur. Bu durum ise burada yoktur. Kuvvetli goru~u toplayan (zahiru'r-rivaye)
kitaplann d1~1ndaki eserlerde EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'den nakledildiQine
gore, kocas1n1n muhayyer b1rakt191 kad1n veya ~eriat1n muhayyer b1rakt191 ozgur
k1l1nm1~ cariye gibi, hakim taraf1ndan muhayyer b1rakllan kad1n da kendini
(aynlmay1) ser,;er ser,;mez aralan aynl1r.
Aynlmay1 ser,;en kadin, mehri tam olarak al1r. c;:unku nikah akdi ile uzerine iktidars1z
birisinin
du~en kendini teslim sorumlulugunu yerine getirmi~tir. Bu kad1n1n iddet beklemesi
karismm
de gerekir. c;:unku mehrin tamam1n1 eksiksiz olarak alm1~t1r. Omer ve Ali (r.a.) boyle dava a~may1
geciktirmesi
hukmetmi~ler ve "acizlik sizden geldiyse kadinlann ne sur,;u var?" demi~lerdir.

Kad1n1n, (ba~lang1r,;ta) dava ar,;may1 bir sure ertelemekle, hakk1 du~meyecegi


gibi, (kocas1na verilen) surenin bitmesinden sonra mahkemeye gelmeyi
geciktirmekle de hakk1 du~mez. c;:unku kad1n1n davay1 ertelemesi, o kusura raz1
oldugundan degil, s1namak ir,;indir. Aynca insan her zaman, ozellikle de bu gibi
durumlarda mahkemeye gelme imkan1 bulamayabilir. Ne var ki dava ar,;llmadan
once ger,;en zaman, kocaya verilecek sureden say1lmaz. c;:unku sure vermeden
once, kocay1 bu kusurdan kurtulmak ir,;in s1k1~t1ran bir ~ey yoktu. Belki de kad1nla
cinsel ili~kiye girmekten sak1nmas1 iktidars1zl19a degil, ba~ka bir maksada
dayan1yordu. Sure verildikten sonra koca, kendisine gelecek ar ve evliliginin sona
ermesi korkusuyla bu maksad1ndan vazger,;ecektir. l~te bundan dolay1 sure
vermeden once ger,;en zaman sureye dahil edilmez.
Kad1nin hay1zl1 oldugu zamanlar ile Ramazan ay1, (kocaya verilen) sureye dahil Erkek veya
kadmm,
edilir. c;:unku sahabe (ra), bu durumlan bildikleri halde sureyi bir y1I olarak takdir verilen siirede
etmi~lerdir. hasta olmas1

Kendisine verilen surede, kocan1n hasta olmas1 veya kans1nin cinsel ili~kiye
engel olacak bir hastal19a yakalanmas1 durumunda, Ebu Yusuf (rh.a.)'tan iki rivayet
vard1r: Rivayetlerin birine gore, eger hastallk, yanm aydan fazla surerse hastal1k
zamani kocaya verilen sureye dahil edilmez, daha az surerse sureye dahil edilir. [5/103]
(Yanm ay olr,;usu) Ramazan ay1na k1yasla tespit edilmi~tir. c;:unku Ramazan ay1n1n
gunduzlerinde de kocan1n kans1yla cinsel ili~kiye girmesi imkans1z oldugu halde
Ramazan ay1 sureye dahil edilmi~tir. Bundan anl1yoruz ki yanm ay ve daha az olan
zaman sureye dahil edilmez. Diger rivayete gore ise, kan koca, bir gun bile olsa
y1l1n herhangi bir k1sm1nda saglam olarak bulunsalar, (geriye kalan) hastal1k zaman1
sureye dahil edilir.
Muhammed (rh.a )'e gore ise, e~lerden birisi bir aydan daha az bir zaman
hasta olursa, bu zaman sureye dahil edilir. Eger hastal1k bir ay devam ederse, dahil
edilmez. Hastal1k suresi verilen zamana eklenir.
Erkege verilen
Kad1n farz olan hac (haccetU'l-lslam) ir,;in ihrama girse, hacda ger,;irdigi zaman siire i~inde
kocaya verilen sureye dahil edilmez. c;:unku koca, kad1n1 ihramdan r,;1karamaz. kadmm
ihramh olmas1
162_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu't-Mebsfit

Nitekim, kad1n dava ac;t1g1 s1rada ihramli olsa, hakim, o ihramdan c;1k1neaya kadar
koeaya sure vermez.
Koeas1 kendisine z1har yapm1~ iken kad1n dava ac;sa (bak1l1r:) Eger koean1n
kole azad etme gueu varsa, hakim ona (hemen bir yil) sure verir. Kole azad etme
gueu yoksa iki ay muhlet verir. c;:unku z1har yapan erkek, kefaretini odemedikc;e
karis1yla einsel ili~kiye giremez. Kole azad edemeyen ki~inin z1har kefareti ise, iki ay
oruc; tutmakt1r. Sure verildikten sonra koea z1har yapsa, hakim ona iltifat etmez ve
bu (kefaret odemekle gec;en) suresi sureye dahil eder. c;:unku z1har yapmamak
koeanin elindedir.

Kocanm Kaea, diger e~leri veya eariyeleri ile einsel ili~kiye girebiliyor, fakat bir karis1yla
e~lerinden giremiyorsa, hakim kad1na sec;me hakk1 tan1r. c;:unku sec;me hakk1nin
birisi ile ili~ki
kuramay1p tan1nmasindan maksad, kad1nin zararin1 gidermektir. Bu maksad, erkegin ba~ka
digerleri ile kad1nlarla einsel ili~kiye girebilmesi ile gerc;ekle~mez. Aksine kadin1n koeas1na kar~1
kurmas1
ofkesini art1rmaz.
Kaea, karis1yla bir defa einsel ili~kiye girmi~, daha sonra girememi~ ise kad1n1n
sec;me hakk1 yoktur. c;:unku kad1n1n mehrin kesinle~me ve ihsan s1fat1n1 kazanma
gayesi, bir defa (einsel ili~kiye girmek) ile gerc;ekle~mi~tir.
Kad1n, koeas1n1 erkeklik organ1 kesik bulsa, hakim ona hemen muhayyerlik
Kocanm
cinsel hakk1 verir. c;:unku iktidars1za sure verilmesi, karis1yla einsel ili~kiye girme umidi
organinm bulundugu ic;indir. Halbuki bu umit einsel organ1 kesik olanda yoktur. Kesilmi~ olan
kesik olmas1
organ tekrar bitmez. Bundan dolay1 hakim derhal onlari ay1nr.
Organ1 kesik olan koea, karis1yla halvete girmi~se, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore,
kadin tam mehir al1r. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise, ya rim mehir al1r.
c;:unku burada erkegin einsel ili~kiye giremedigi kesindir. Koean1n einsel organin1n
kesik olmas1, hasta alma ozrunden daha ac;1kt1r. Hastal1k, halvetin gec;erliligine
engel olduguna gore, organin kesik olmas1 oneelikle engel olur. iktidars1zl1k ise
boyle degildir. c;:unku iktidars1zlik gizlidir, bilinmez. Organ1n kesikligi ise ac;1kt1r,
gorulebilir. Dolay1s1yla hukumde de gozonunde bulundurulmal1d1r.
Ebu Hanlfe (rh a), (onlara eevaben) der ki: Kad1n, akitte kendisine du~en teslim
sorumlulugunu yerine getirmi~tir. Onun kar~1l1g1 olan bedel (mehir) boyleee
kesinle~ir. Bunun nedeni ~udur: Nikah akdi, einsel ili~kiye hak kazanmak ic;in
yap1lmam1~t1r. c;:unku onun bir etkisi yoktur. Ondan ote bir maksad (kendini teslim)
ic;in yap1lm1~, kad1n da bu nu yerine getirmi~ ve dolay1s1yla hakk1 kesinle~mi~tir.
Organ1 kesik olan koeas1 ile halvet olan kad1nin iddet beklemesi gerekir.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kad1nin iddet beklemesinde bir problem yoktur.
c;:unku (ona gore) mehrin tamam1n1 almaya hak kazanm1~t1r. Ebu Yusuf ve
[S/104]
Muhammed (rh a.)'e gore ise, bu kad1nin iddet beklemesi istihsan deliline dayan1r.
Muellif, kitabu't-talak'da, Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore, bu kad1n1n iddet
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 163

beklemesinin gerekmedigine i~aret etmi~tir. Cevaplann farkl1 olmas1 konulann


farkl1 olmas1ndan kaynaklanmaktad1r. $oyle ki, "iddet beklemesi gerekmez" dedigi
yerde suyu kurumu~ olan organi kesik ki~iyi kasdetmektedir. Bu durumda olan ki~i
c;ocuk gibidir. lddetin gerekli olmas1 hususunda onun halvetine itibar edilmez.
"lddet beklemesi gerekir" dedigi yerde ise suyu olan ve surtUnunce menisi
gelen kesik organl1y1 kasdetmektedir. Bu durumda olan ki~inin kans1nin ihtiyaten
iddet beklemesi gerekir.
Bu ki~i kans1yla cinsel ili~kiye girmemi~ veya halvet olmam1~ ise, kad1n mehrin
yans1ni al1r ve iddet beklemez.
Kad1nin iddet beklemesi gereken yerde, hakim organ1 kesik koca ile kans1ni
ay1rd1ktan sonra, iki y1I ic;inde kad1n bir c;ocuk dogursa, c;ocugun nesebi o kocadan
sabit olur. Hakimin ay1rma hukmu gec;erliligini korur. (unku nesebin subOtu
meninin surtUnme sonucu geldigine itibarlad1r. Bu ise, kad1nin hakkin1 yok etmez.
lktidars1z1n durumu ise farkl1d1r: 0, kans1yla cinsel ili~kiye girdigini iddia ettigi halde
hakim aralann1 ay1rsa da, sonra iki yildan daha az bir zaman ic;inde kad1n c;ocuk
dogursa, c;ocugun nesebi o kocadan sabit olur ve hakimin kan kocay1 ay1rma
hukmu gec;ersiz olur. (unku nesebin subutuna hukmettigimiz zaman, o kocanin
cinsel ili~kiye girdigine de hukmetmi~ oluruz. Ayn1 ~ekilde hakimin ay1rmasindan
sonra, iki tan1k, kad1n1n, aralan aynlmadan once cinsel ili~kinin oldugunu ikrar
ettigine tan1kl1k etseler, yine hakimin ay1rmas1 gec;ersiz olur. Nitekim hakim,
kad1n1n ikrar ettigini o vakitte ogrense durum yine boyledir. Fakat kad1n ayrli1ktan
sonra cinsel ili~kiye girdiklerini ikrar etse durum farkl1d1r. Cunku kadinin sozu
hakimin ay1rma hukmunu bozma hakkindad1r. Oysa meydana gelen talakin
kad1nlmas1 konusunda ise kabul edilmez. (unku bu hususta tohmet alt1ndad1r.
Hasl (had1m edilmi~, igdi~ erkek), iktidars1z gibidir. (unku onda da, organ
bulundugu ic;in cinsel ili~ki umidi vard1r.
Kad1n, bile bile yukanda say1lan kusurlardan birine sahip olan bir erkekle Erkegin cinsel
evlense, sec;me hakk1na sahip olamaz. (unku bu kusuru bildigi halde akde yetersizligini
bilerek onunla
te~ebbus etmekle (giri~mekle), ona raz1 olmu~ olur. Akitten sonra "ben raz1y1m" evlenen kadmm
diyerek nzas1ni belirtse, yine muhayyerlik hakk1 du~er. Kad1n1n o kusuru daha once durumu

bilmesi durumu da boyledir. Kad1nin, "ben onunla kalmaya raz1y1m" sozunu


sultan1n huzurunda veya ba~kalann1n yaninda soylemesi aras1nda bir fark yoktur.
Cunku bu soz, onun hakk1n1n du~urulmesidir
iktidars1z erkege ancak bir ~ehir hakimi veya hi.ikmi.i caiz olan bir
kasaba hakimi si.ire verebilir. Bunlardan daha alt seviyede olanlarm si.ire
vermesi caiz degildir.
Muellifin bu sozunden maksad1, azad edilen cariye ile iktidars1z erkegin
kansinin muhayyerlikleri aras1ndaki farka i~aret etmektir. cunku cariyenin
muhayyerligi, hukum meclisi ile kay1tli degildir, kendisindeki bir nedenden
t64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kaynaklan1r ve talak sayllmaz. lktidars1z1n karis1n1n muhayyerligi ise, hukum meclisi


ile kay1tl1d1r. Kocadaki bir kusur nedeniyledir ve dolay1s1yla talak say1l1r. Bununla
ac:;1ga c:;1kar ki, hukmun gec:;erli olmas1 ic:;in ~ehir ko~uldur. c;:unku t1pk1 Cuma
namaz1 sadece ~ehirde kll1nabildigi gibi, hukum vermede ~ehir olmayan yerde caiz
degildir.
Bir erkek bir kad1nla evlense ve onunla cinsel ili~kiye girse, sonra ondan
ayrilsa, daha sonra ayn1 kad1nla yeni bir nikahla tekrar evlense ama bu sefer cinsel
ili~kiye giremese, iktidars1za sure verildigi gibi ona da sure verilir.

c;:unku ikinci nikah birinci nikahtan ayrid1r. Kad1n1n ikinci nikahtaki hakk1
konusunda birinci nikahtaki cinsel ili~kiye itibar edilmez.
Kendisinde hem erkeklik hemde kadinl1k organ1 bulunan ki~i (Hunsa), idrarin1
Hiinsaya ait erkeklerin yapt1g1 taraftan yap1yorsa erkektir. Bir kadinla evlenmesi caizdir. Eger
hiikiimler
kad1nla cinsel ili~kiye giremezse, iktidars1za sure verildigi gibi ona da sure verilir.
c;:unku cinsel ili~kiye girebilme umidi vard1r. Hunsa, eger idrarin1 kad1nlarin yapt1g1
taraftan yap1yorsa kad1nd1r. Dolay1s1yla durumunu bilmeyen bir erkekle evlenir de,
daha sonra erkek onun durumunu ogrenirse, kocan1n muhayyerlik hakk1 olmaz.
c;:unku bo~ama yetkisi elindedir. Hunsa bu konuda cinsel organi yap1~1k kad1n
gibidir. Onu daha once ac:;1klam1~t1k.
Kad1n1n cinsel organ1 biti~ik, koca da iktidars1z olsa, kad1n1n dava ac:;ma hakk1
olmaz. c;:unku kendisinde bir engel bulundugu halde, kocasindan cinsel ili~kiyi
talep teme hakk1 yoktur.
"lhtilafu Zufer ve Ya'kOb" adl1 eserde belirtildigine gore, efendi cariyesini
[S/105] evlendirse, o da kocas1n1 iktidars1z olarak bu Isa, EbO YOsuf (rh a.)' a gore -bu ayn1
zamanda EbO Hanlfe (rh a.)' den gelen bir rivayettir-, bu konuda dava ac:;ma hakk1
efendinindir. c;:unku mehir onun hakk1d1r ve bu hakk1n1 kuvvetlendirmeye ihtiyac1
vard1r. Ayrica cariyenin c:;ocuklari da efendinin mulkudur. Kocan1n iktidars1z c:;1kmas1
onun bu kazancina engel olur. Zufer (rh.a )'e gore ise, burada sec:;me hakk1 cariyeye
aittir. c;:unku cinsel ili~kiden maksad ~ehevl ihtiyac1 gidermektir. Bu ise efendiye
degil, cariyeye aittir. Dolay1s1yla dava ac:;ma hakk1 da cariyenindir.
Allah Subhanehu ve Tea la dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 165

~iGAR NiKAHI
Bize ula$t1g1na gore Resulullah (s.a v) $igar nikah1n1 yasaklam1$t1r. Bu hadlsin
asl1 Peygamber (s.a v.)'in $U sozudur:

r- 'i;. ;~\ i../,J


. , L;..:., '1 .J- ..:..:.;..
..
'i,.J ..J>
. .
'1
"islam'da celeb, 106 ceneb 107 ve ~igar yoktur" 108 .
$igar, bir adam1n digerine, "Her birinin mehri digerinin nikah1 olmak uzere,
beni k1zkarde~inle evlendirmen ko~uluyla, seni k1zkarde$imle evlendiriyorum"
demesi veya bu sozu k1zlan veya cariyeleri hakk1nda soylemeleridir.
Biz Hanefilere gore, bu $ekilde yapilan nikah caizdir, fakat kadinlardan her
birinin mehr-i misil hakk1 vard1r.
$afil (r.a.)'ye gore ise, bu nikah gec;:ersizdir. <;:unku Peygamber (s.a v) $igar
nikah1n1 yasaklam1$t1r. Yasaklama ise yasaklanan $eyin gec;:ersiz olmas1n1 gerektirir.
Aynca cinselliginden yararlanmanin (cinsel organin1n) yans1 mehir, yans1 da nikah
bedeli yapilmakla, kadinlann her birinin cinsel organ1nda ortakl1k ko$ul koyulmu$
olmaktad1r. Halbuki nikah1n boyle bir ortakl1ga ihtimali yoktur. Ondaki ortakl1k
akdi gec;:ersiz k1lar. Bu t1pk1 bir kadinin kendini iki erkege nikahlamas1 gibidir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilimiz ise $Udur: Bu nikahta kad1nlann her
birinin cinsel organ1 kar~il191nda mehir olmaya elveri$1i olmayan bir ~ey mehir
say1lm1$t1r. Bu bir adamin, mehir olarak $arap veya domuz vererek, kad1nla
evlenmesi gibidir. <;:unku cinsel organ mehir olmaya elveri$1i bir ~ey olmad1Qindan
onda ortakl1k gerc;:ekle~mez. Dolay1s1yla da bu, fasid bir kO$UI olur. Nikah ise fasid
ko$ullarla gec;:ersiz olmaz. Bu, bir kimsenin k1z karde$ini ba$kas1na bag1$lamas1ni
ko$UI koymak gibidir. Kad1nin kendisini iki erkege nikahlamas1 ise farkl1 bir
durumdur. <;:unku kad1n, o iki erkegin her birinin nikahl1s1 olabilir ve dolay1s1yla da
onda ortakl1k gerc;:ekle$mi$ olur. $afil'nin hadlsteki yasaklamay1 delil getirmesi
yersizdir. <;:unku buradaki yasak, nikah1n mehirsiz olmas1 nedeniyledir. ibn Omer
(r a.) ~oyle demi$tir:
I-~: - o.b-\ '
,, ,
l<:'."I •• ~ : 0 ··IL,
i . ,-i .
·· I\ ' · ~-
' . ; ~t·"·
s
&
, ~ 1l !$
J _,..,., J ui-'
J.
,:
~ • - .J ~ ~ -F" ~ , .r"' : 0 Y'"' [Jr iJ\ r- .J • -
41)\ I -41)\
i...r- -

"Resu!ullah (s.a.v.), hic;:biri ic;:in mehir o/maks1zm, bir kadmm bir ba~ka kadm
kar~J/1gmda evlendirilmesini yasaklad1"
109
. <;:unku $igar kelimesi, sozlukte bo$

106
Celeb I ~ I: $ehire d1~ardan gelen mal1 ~ehir d1~1nda kar~ilamak
107
Cenep I ~I: Zekat ve yari~ (sibak) konusunda olmak uzere iki anlam1 vard1r. Zekat konusunda;
zekat memurunun, mal sahiplerine uzak bir yerde durup, onlardan zekatlarini getirmelerini
istemesidir. Yari~ma konusunda; bir kimsenin uzerinde yari~t1g1 at1n yanina bir at daha al1p, bindigi
at yorulunca digerine binmesidir. bk. lbnu'l-Es1r, en-Nihaye 1/30.
108
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/91; Muslim, Nikah 60; Tirmiz1, Nikah 30; Nesa1, Nikah 60.
t66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kalmak anlam1na gelir. Kopek, i~emek i~in ayaklanndan birini kald1rd1g1 zaman
(~\ _0); bir belde sultans1z oldugu zaman ( ~~Li~~) denilir. Peygamber (s.a.v.),
bu hadlste ~igar ile, kad1n1n nikahta mehirsiz kalmas1n1 kasdetmi~tir ki, bizim
soyledigimiz de zaten budur.
Bu tUr bir nikahta, iki kad1ndan her biri i~in bir mehir belirlense kadinlar
belirlenen mehirlerini (mehr-i musemma) al1rlar. Bu durumda iki akdin birbiri i~in
ko~ul koyulmas1n1n bir etkisi yoktur. c;:unku bu, fasid bir ko~uldur. Nikah boyle bir
ko~ulla ge~ersiz olmaz.

Erkek, mehir olarak onceki kansin1 bo~ama sozu verse, nikah mehr-i misille
[5/106] ge~erli olur, bo~ama mehir olmaz. Ayn1 ~ekilde k1sas1n affedilmesi mehir olarak
belirlense, bu da ge~ersizdir. K1sas affedilmi~ say1l1r. Bize gore, kadin mehr-i misil
al1r.
$afil (rh.a.) der ki: Ko~ul koyulmakla kar~1l1g1nda bir bedel alinabilecek her ~ey
mehir olabilir. c;:unku maksad kar~1l1kl1 ivazlann bulunmas1d1r.
$afil ile aram1zda tart1~maya esas olan mesele, Kur'an-1 Kerlm ogretmenin
mehir olup olamayacag1d1r. Ona gore, Kur'an-1 Kerlm ogretmek mehir olabilir.
c;:unku daha once ge~en hadlste Peygamber,

~Tjj1~~~~jj
"Seni, ezberindeki Kur'an kar!?tltgmda bu kadmla evlendirdim"110
buyurmu~tur.

Biz $afil (rh.a.)'ye cevaben deriz ki: Mehirde mal olma ozelliginin ko~ul
koyulmas1 nassla sabittir. Bu nass Allah Teala'n1n,
~
~
:
,..
"L.;.; ,.· : ·
?
' ..
' ' !<:"!1-·t I
~ 1--;Y ; .Y-:'
·=·-.Ji \--;
- , • ,.. .I ,.
!<::"I.) ~1 -- \;!<:"I t-i·)..
JJ r- c.r- J '/'
:fl '

"Bunlardan ba!?kasmt namuslu o!mak ve zina etmemek Qzere mal!anntz!a


(mehirlerini vererek) istemeniz size he/al k1/md1." (en-Nisa 4/24) ayetidir.
Kumay1 bo~amak ve k1sastan vazge~mek mal degildir. Kur'an-1 Kerlm
ogretmek de boyledir.
$afil (rh a.)'nin deli I ald1g1 hadls, "Ezberindeki Kur' an hurmetine ... "
anlam1ndad1r.
Bu temel kurala dayanarak deriz ki: Efendi, azad etmesi mehir sayllmak uzere
kendisiyle evlenmesi ko~uluyla cariyesini azad etse de, cariye (bunu kabul edip)
efendisiyle evlense, mehr-i misil al1r. c;:unku ozgur k1lmak, koleligi kald1rmakt1r. 0
da mehir olmaya uygun degildir. $afil (rh.a.) buna muhalefet etmi~tir.

109
Muvatta, Nikah 8; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/19; Buhar1, Hiyel 4; Eba Davad, 1/632.
110
Buhar1, Fedailu'l-Kur'an 21; Eba Davad, Nikah 29; Tirmizi, Nikah 23.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 167

EbO YOsuf (rh.a.)'dan da bunu caiz gordugu rivayet edilmi~tir. (unku


ResOlullah (sa v.), Safiyye bt. Huyey (r a )'i azad ederek, onunla evlenmi~ ve azad
etmeyi mehir saym1~t1r. Biz (on Iara cevaben) deriz ki: Peygamber (s av )'in, onunla
yeni bir mehir vererek evlendigi de rivayet edilmi~tir. Diger rivayet sabit olsa bile,
mehir vermeden evlenmek ResOlullah (s.a.v.)'a mahsustur.
Yine bu kurala gore, adam (mehir olarak) bir y1I hizmet etmek ko~uluyla bir
kad1nla evlense (bakil1r:) Eger koca kale ise, bu mehir sahih olur. (unku kale mal
kabul edildiginden, (boyle bir mehir taahhudu) kad1na mal verme anlamin1 ic;:erir.
"el-Camiu's-sagir" de boyle anilm1~t1r.
lbn Semaa, Muhammed (rh a )'den rivayet etmi~tir ki 0, Musa ve $uayb (a.s.)
k1ssas1 ile istidlal ederek (der ki), "Erkek, (mehir olmak uzere) bir y1I koyunlann1
gutmek ko~uluyla bir kad1nla evlense caiz olur" demi~tir.
Hanefl alimlerinden, yukandaki iki meseleyi birbirinden ay1np ~byle diyenler
vard1r: Kad1n, kocasina hurmet etmek ve onun hakk1n1 gozetmekle
emrolunmu~tur. Kocas1 kendisine hizmet ettirdiginde bu emir yerine
gelmemektedir. Bundan dolay1 kocanin kans1na hizmet etmesinin mehir sayilmas1
caiz olmaz. (obanl1k i~inde ise, bu emir ihlal edilmemektedir (dolay1s1yla mehir
say1lmas1 caizdir). Nitekim, ogul, babasin1 kendisine hizmet etmesi ic;:in kiralayamaz,
fakat ba~ka bir i~ ic;:in kiralayabilir.
Dogru olan, her iki meseledede iki rivayet oldugudur. Rivayetlerin birine gore,
bunlann mehir sayilmas1 gec;:erli olmaz. (unku menfaat mal degildir. Dolay1s1yla
bzgur bir erkegin o menfaati saglamas1n1n ko~ul koyulmas1, kadina mal verilmesi
anlam1na gelmez. Diger rivayete gore ise, bunlann mehir sayilmas1 caizdir. (unku
akit s1ras1nda, menfaat mal hukmunu al1r. Bundan dolay1 hayvan menfaat
kar~il1ginda zimmette bore;: olarak sabit olmaz.

Hizmetin mehir olarak belirlenmesi gec;:erli olmay1nca kad1n, EbO Hanlfe ve


EbO YOsuf (rh a.)' a gore, mehr-i misil al1r. (unku koca, mehir olamayacak bir ~eyi
mehir olarak belirlemi~tir. Bu t1pk1 ~arab1n mehir olarak say1lmas1 gibidir.
Muhammed (rh a)'e gore ise, bu durumda kad1n, erkegin hizmetinin kar~11ig1 olan
degeri al1r. (unku hizmet, her ne kadar mal olmasa da akitle degeri olan mal
sayil1r. Dolay1s1yla da kendisinin teslimi imkans1z olunca, degerini vermek gerekir.
Bu t1pk1 erkegin, mehir olarak bir koleyi belirlemesi, fakat sonradan o kolenin
sahibinin ba~kas1 oldugunun anla~ilmas1 gibidir.
Kumanin bo~ olmasinin hukmu ac;:1sindan, bir erkegin, "bnceki kans1n1n [S/ 1071
(kad1n1n kumas1nin) bo~ olmas1" ko~uluyla bir kadinla evlenmesi ile "bnceki kansin1
(ileride) bo~amas1" ko~uluyla bir kad1nla evlenmesi aras1ndaki fark1 daha once
ac;:1klam1~t1k.
168_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bir erkek "k1sas (hakk1ndan vazge<;mek)" ko~uluyla bir kadinla evlense, s1rf
akit yap1lmakla af meydana gelmi~ sayi11r: "Fakat (ileride) k1sastan vazge<;mek"
ko~uluyla evlense k1sas ancak aynca affetmesiyle du~er, affetmeye zorlanmaz.

Bir erkek, "kad1nin (kole olan) babasin1 azad etmesi" ko~uluyla bir kad1nla
evlense, s1rf akit yapllmakla baba azad edilmi~ olur; "(ileride) kad1n1n babasin1 azad
etmek" ko~uluyla evlense boyle degildir (s1rf akit yap1lmakla azad olmaz, ancak
erkegin aynca azad etmesiyle azad olur). Bu durumda kad1n mehr-i misil al1r.
c;:unku mehir olarak belirlenen "babanin azad edilmesi" mal degildir. Fakat
kad1n1n, "babas1nin kendi nam1na azad edilmesi" ko~uluyla evlenmesi boyle
degildir. (Bu durumda babanin azad edilmesi mehir say1l1r.) c;:unku bu ifade,
babanin mulkiyetinin once kad1na ge<;mesi anlamina gelir. c;:unku "kad1n nam1na
azad etmek" ancak bu ko~ulla ger<;ekle~ir. Babanin mulkiyeti ise, mehir olmaya
elveri~li bir mald1r.

Bir baba, kendisini k1z1yla evlendirmesi ko~uluyla ve mehir belirleyerek k1zin1


bir erkekle evlendirse (bak1l1r;) eger o erkek de, kendi k1z1n1 k1z1n babas1yla
evlendirirse, k1zlardan her biri tespit edilen mehri al1r. Eger evlendirmezse,
evlendirilen k1z tam mehr-i misil al1r. c;:unku birinci k1z1n mehr-i misilden daha
du~uk bir miktara raz1 olmas1, babas1 lehine ko~ul koyulan bir menfaat itibariyledir.
<:;:unku babas1n1n menfaati kendi menfaati gibidir. Nitekim baba, k1z1 i<;in mehr-i
musemma ile birlikte bir menfaat de ko~ul koymu~ olsayd1, k1z mehr-i misil al1rd1.
Burada da oyledir.
Allah dogruyu en iyi bilendir.

DENK OLANLARIN NiKAHI


Bu konunun maksad1n1 daha once a<;1klam1~t1k. Bu maksat, nikahta kefaetin
(erkegin kad1na denk olmas1) dikkate al1nmas1 ve bir kad1n1n velisiz olarak bizzat
kendisinin veya kendi nzas1yla bir ba~kas1nin, ona denk bir erkekle yapt1g1 nikah
akdinin ge<;erli olmas1d1r.
Muellif, rivayet edilen bir tak1m haberleri buna deli I olarak getirmi~tir. Bunlar:
Ca'fer (r.a) hadlsi:

~~\ ili ~j l?~l 0\Sj 0~ i,1;l ~ Sf f1~)J r-Lj ~ ~I ~ ~I ~1


.~ s~- - ~~·i
, , .)
G LJ..)+".)
-" - l
~ .
·t>.:J1
"Peygamber (s.a.v), EbO SOfyan'm k1z1 OmmO Habibe ile evlendi. Nikaht Neca~l
k1yd1 ve Peygamber (sa v) namma mehir olarak Habibe'ye dortyOz dinar verdi" 111 .

111
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/427; EbO DavOd, Nikah 18; lbn Hibban, Sahih, Xlll/385; Hakim,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 169

Ai~e (r.a) hadlsi:


fi >. • • s. ,. • ,. ~,,,

~j ~~I eri'.J .f.]1 ~~~I~ _f-. '-:<ii ~ ~jll ~ -:..; ~ 4Jj ~i


~ ·;-t 1 ~!;:. ~' '-?. _;, - : G~ ..:Jw, .ss j ~ .:,,~ 1!.r: Jw ~l1 . - · .,,
. ..;'J ~ ·,.) - -- . '-!'" - - - ~ . - ~ .}"
~u.
. .)- ~
La : Jw 1:<1-:::
~~.r
.-·· 11 hLl>
. r- ·1 ~
~ e::-1 .:1 ~ .8.i1
-
.,j:.
<..:'

"Ai~e (ra.), (karde~i) Abdurrahman b. EbO Bekr'in ktzt Hafsa'yt, Abdurrahman


yokken, el-Munzir b. ez-Zubeyr (ra.) ile evlendirdi. Abdurrahman (donunce),
"Benim gibi birisinin kendi ktzlan hakkmdaki yetkisi elinden altntr mt?" dedi. Ai~e
(ra.), "Yoksa ktzmm i~ini kendine almak ic;in Munzir'den vaz mt gec;iyorsun? dedi ve
112
ktzm emrini ona verdi. Abdurrahman: 'Haytr Munzir'den vaz gec;miyorum.' dedi .

Abdurrahman b. Mervan (r.a) hadlsi:

.):1,;..t.;
. ~:.iii (?-'? ' - ~ ~!L:J
- .J- f,\;:. l..S'11 Liy>---P •l ~L;.j
J _1.J .
lg•:::\
- . ~
\~JI . 8..4 ~l r- 0 \
~ . JJ
..:_..;.. • :

.t_LS::ll

"Bizimle beraber olan bir kadm evde iki ktztnt evlendirdi. Ktztn velileri gelip,
kadma kar~t Ali (r.a.J'ye gidip dava ac;ttlar. Ali (ra.), nikaht gec;erli kabul etti" 1n
Bahriyye bt. Hani' hadlsi:
:1,;..t ~:."iii ~
.) ·
- .J- f, \;:. l..S',,· tr---" ~ ~_,_.~ 0
~
0

0
'~~~ii
~
;
~ ~
~= c.;.· J.)
.: : ..:Jtj

c- lS:ll
"(Bahriyye) dedi ki: "Kendimi Ka'ka' b. SOra nikahladtm. Bunun uzerine
babam, Ali (ra.)'nin huzurunda dava ac;tt. Ali (r.a.) nikaht gec;erli kabul ettt" 114 .
Bu haberler, "Kad1nlarin ibaresi (irade beyani) ile nikah olmaz (Kendi ba~larina
evlenemezler)" diyen $afil (r.a.)'ye kar~1 delildir.
Fakat Muhammed (rh.a )'e gore bu haberlerin baz1lar1 kuvvetli deli I olmaz. 0
Neca~I hadlsi hakk1nda ~oyle der: Neca~I veli idi. ~unku Ommu Hablbe (r a),
Neca~l'nin velayeti alt1nda bulunan Musluman bir kad1n idi. ~unku o, Habe~istan'a
hicret edenlerin arasindayd1. Ai~e (r.a.)'nin yapt1g1 akit de, Abdurrahman'in
icazetine bagl1 (mevkuf) idi. Ali (r.a) de, gec;erli kabul ettigi akitleri kamu velayetine [5/108]
(vilayetU's-saltana) dayanarak gec;erli kabul etmi~ti".

Mustedrek, 11/198; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/232.


112
Muvatta, Talak 5; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/457; Beyhaki, es-SOnenO'l-kubra, Vll/112.
113
Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Darekutn1, Sunen, 111/324; Beyhak1, es-SOnenO'l-kubra, Vll/112.
114
lbn Ebo ~eybe, Musannef, 111/456; Darekutn1, Sunen, 111/323; Beyhak1, es-SOnenO'/-kubra, Vll/112; Ali
el-MOttak1, KenzO'l-ummal, XVln16.
170_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Muellif daha sonra, kad1nin kendine denk olan biriyle kendi kendine
evlenmesinin caiz oldugunu gosteren pek c;ok tan1k (f1khl mesele) and1. Bunlardan
baz1lan ~unlard1r:
Veli, kadin1n evlenmesine izin vermese, kad1n da velisine kar~1 sultanin
huzurunda dava ac;sa sultan onu evlendirmekten kac;1nsa bile, veliye kad1n1
evlendirmesini emredebilir. Kad1n bunu kendi ba~ina yapt1g1 takdirde, onun
yapt1ginin gec;ersiz olduguna nasil hukmedersin?
Bir adam, kendisinden c;ocugu olan (Ummu veled) cariyesini azad etse, sonra
kad1n c;ocugun bilgisi olmadan birisi ile evlense, o c;ocuk, cariyenin velisidir diye o
nikah caiz olmayacak m1?
Ne dersin, bir kad1n bunak olan babas1n1 azad edip evlendirse, bu caiz olmaz
m1? Kad1n babas1n1 evlendirebiliyorsa, kendisini nas1I evlendiremez?
Muellif buna benzer daha pek c;ok mesele and1.
"ihtilatu Ebu Hanife ve ibn Ebu Leyla" adl1 eserde anild1g1na gore, lbn
EbO Leyla, "Bu (kad1nin velisiz evlenmesi), caiz olmaz" demi~tir. EbO YOsuf ve
Muhammed (rh.a) de, "Hakim veya veli onay vermedikc;e, kad1n1n, kendi nikah1ni
akdetmesi caiz olmaz" demi~lerdir Bu konuda EbO YOsuf ve Muhammed
(rh a )'den gelen rivayetlerin c;eli~kili oldugu daha once ac;1klanm1~t1.
Allah Subhahu ve Teala dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.

KOLE VE CARiYELERiN NiKAHI


Biz Hanefilere gore, ozgur erkek, eger nikah1 alt1nda ozgur bir kad1n yoksa,
dart cariye ile evlenebilir. $afil (ra.) ise: "Ozgur erkek sadece bir cariye ile
evlenebilir" der.
Bizimle $afil aras1ndaki bu goru~ aynl1g1 birkac; bolumde ele al1nabilir.
Birisi ~udur: Bize gore, dzgur erkek, ozgur bir kad1nla evli degilse, ozgur
kadinla evlenmeye gucu yetse bile, cariye ile evlenebilir, fakat bunu yapmamas1
daha iyidir.
$afil'ye gore ise, ozgur bir kad1nla evlenmeye gucu yeten ozgur erkek, cariye
ile evlenemez. c;:unku Allahu Teala ~oyle buyuruyor:

~ ~ ..:..:.;ji ~ ~ ~~ ... ~J1 ~ tV ·1 r3 o.-j )>


"/c;inizden, imanif ozgur kadmlarla evlenmeye gucu yetmeyen kimse,
ellerinizin a/tmda bulunan iman/1 gene; k1z/ann1z (say1/an) cariyelerinizden alsm.
Allah sizin imanm1Z1 daha iyi bilmektedir. Hep aym koktensiniz (insan/1k
bak1mmdan aramzda fark yoktur). Oyle ise iffetli ya:?amalan, zina etmemeleri ve
gizli dost da tutmamalan ko:?ulu ve sahiplerinin izni ile on/an (cariye!eri) nikah/ay1p
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 171

aim, mehirlerini de normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhu~ yapar!arsa
onlara 6zgur kadm!ann cezasmm yans1 (uygu!anir). Bu (cariye ile evlenme izni),
ic;inizden gunaha du~mekten korkanlar ic;indir. "(en-Nisa 4/25)
Allahu Teala bu ayette, cariye ile evlenebilmek ic;in, ozgur kad1nla evlenmeye
gucun yetmemesini ~art ko~mu~tur. Bir hukmu ko~ula baglamak ise, o ko~ulun
varl1k ve yoklugunu ay1rmay1 gerektirir.
Aynca Allahu Teala, ozgur erkegin cariye ile evlenebilmesinin, kendisinin
zinaya du~eceginden korkmas1 zaruretinden dolay1 oldugunu da ac;1klam1~t1r. Bu
da, ancak ozgur kad1nla evlenmeye gucu yetmedigi zaman ortaya c;1kar.
Bu konuyla ilgili akll delil ise ~udur: Ozgur erkegin cariye ile evlenmesi, kendi
c;ocugunu kolelik tehlikesine maruz b1rakmas1 anlam1na gelir. ~unku c;ocuk, onun
(babanin) bir parc;as1d1r, fakat kolelik konusunda annesine bagl1d1r. Ozgur erkegin,
kendisini kolelik tehlikesine atmas1 caiz olmad1g1 gibi, c;ocugunu da bir zaruret
yoksa, kolelik tehlikesine maruz b1rakmas1 caiz olmaz. l~te bundan dolay1 nikah1
alt1nda ozgur bir kad1n varken erkegin cariye ile evlenmesi, caiz olmaz. Ozgur
kadinla evlenmeye gucu yettiginde de boyledir. Bu durumda nikahin, c;ocugun [S/109]
hakk1ndan dolay1 yasak olmas1 da uzak bir ihtimal degildir. Nitekim, c;ocugun
nesebinin kan~mas1na yol ac;acag1ndan, ba~kas1ndan iddet beklemekte olan bir
kad1n evlenemez. Ote yandan cariye ile evlenmek, ozgur erkek hakk1nda (ozgur
kad1nla nikahtan) bedeldir. ~unku nikah akdi, bir izdivac (e~lenme) akdidir. O ise,
asl1nda e~itlige dayanir. Oysa ozgur ile cariye aras1nda e~itlik yoktur. Dolay1s1yla
cariye ile evlenmek bedel anlaminda olur. Aslin varl1g1 bedele gitmeye engel
oldugu gibi, asla ula~ma imkan1n bulunmas1 da engel olur. Bu teyemmum gibi.
Suyun bulunmas1 teyemmume engel oldugu gibi, satin alma yoluyla suya ula~ma
imkanin1n bulunmas1 da teyemmume engel olur.
Bizim bu konudaki (nakll) delilimiz ise, Allahu Teala'nin;
.i. ~\,;' ' ~)41 - ~:- .. L.:.!.JI ~ ~~i ...:.,U, L. I.Y'-:"
!. c:c;)..
"\\'. L .)J J i...r° . , .J'! 1- . "1'

"Begendiginiz (veya size he/al o!an) kadmlardan iki~er uc;er dorder aim."
anlamindaki ayetidir. (en-Nisa 4/3) Cariyeyi nikahlamak helal olduguna gore, ayetin
zahirine gore, ozgur erkegin onunla evlenmesi de caiz olur.
Bu konudaki akll deli! de ~udur: Nikah, helal kad1nlara mahsustur. Ozgur
kad1n gibi, cariye de, ozgur erkek ic;in helal olan kadinlardand1r. Dolay1s1yla cariye
ile evlenmek bedel degil, as1I olur. Bunda zaruret (ko~ulu) da yoktur. Cariyenin
ozgur erkege helal olmas1nin delili ~udur: Cariye, mulku olmakla (milk-i yemln)
ozgur erkege helal olmaktad1r. Mulkiyet yoluyla ise, sadece nikahla helal olan
kad1nlar helal olur. Cariye, ittifakla, koleye as1I olarak helaldir. Ozgur ic;in de, helal
olmalid1r. Hatta bu daha da onceliklidir. ~unku ozgur hakkindaki helallik dairesi,
koleye gore daha geni~tir. Oyle ki kale ic;in mulkiyet yoluyla helallik sabit
172_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olmazken, bzgur ic;in sabit olur. Bunun nedeni ~udur: Adem neslinden kad1n
olanlar, yaratil1~lan itibariyle, erkeklere helaldirler. C::unku maksad neslin
uremesidir. Neslin uremesi ise, erkekler ile kad1nlar aras1nda gerc;ekle~ir. Sonradan
meydana gelen haraml1k, baz1 nedenlerledir. lslamin ac;1kc;a ifade ettigi; annesi
olma, k1zkarde~i olma gibi nedenlerden dolay1d1r. Bu nedenler bulunmad1g1
zaman, as1I itibariyle helallik sabit olur. Bu konuda c;ocugu kolelik tehlikesine
atmay1 dikkate alman1n, evlilige engel olmada bir anlam1 yoktur. C::unku neslin
devamina kokten engel olmas1na ragmen, k1s1r ve ya~l1 kad1nla evlenmek caizdir.
Buna gore, neslin sadece ozgur olma niteligine engel olan, cariye ile evlenmek
oncelikle caizdir. Ayn1 ~ekilde bzgur bir erkek, cariye ile evlense de, daha sonra
ozgur kad1nla evlenme imkani elde etse veya ozgur kadinla (fiilen) evlense, onceki
nikahla cariye ile birlikte olmaya devam edebilir. Bu durumda da c;ocugu kolelik
tehlikesine maruz b1rakma vard1r.
Buraya kadar anlatilanlardan ac;1ga c;1km1~t1r ki, $afil (rh.a.)'nin bu gerekc;eye
dayanmas1 dogru degildir. Ayni ~ekilde cariye ile evlenmenin bedel hukmunde
oldugu iddias1 da yanl1~t1r. C::unku cariye bedel olsayd1, t1pk1 su bulundugunda
teyemmumun hukmu devam etmedigi gibi, as1I meydana geldikten (ozgur kad1nla
evlendikten) sonra da, bzgur erkekle cariye aras1ndaki nikah1n devam etmemesi
gerekirdi.
Ozgur erkegin nikah1 alt1nda ozgur bir kadin varsa, Hanefl alimlerinden baz1s1
Ozgiir bir
kad1mn ~byle der: Bu durumda cariyeyi nikahlaman1n haram oldugu nassla sabittir. Bu,
iistiine k1yasa ayk1r1d1r. Hz. Peygamber (s.a.v.);
cariyeyi
kuma almak
§~I )&. ;_}-j1 ~:~ 'l
"Ozgur kadm uzerine cariye nikahlanmaz" buyurdular. 115
Nitekim, ozgur kadin kuc;uk veya gaib olsa, cariye ile evlenme ihtiyacinda
olmas1na ve zinaya du~me korkusu bulunmas1na ragmen, (onunla evli olan)
erkegin cariye ile evlenmesi caiz olmaz. Bundan da anl1yoruz ki, burada cariye ile
evlenmeye mani, bizzat nikah1n kendisidir. Ozgur kad1nla evli olman1n cariye ile
evlenmeye ihtiyac; duyurmamas1 degildir.
el-Kerhl (rh.a ) derdi ki: Ozgur kad1nla evlenmekle erkegin nesli ic;in ozgurluk
hakk1 sabit olur. Ozgur erkek, cariye ile evlenmekle sabit olan bu hakk1 iptal
etmektedir. Halbuki sabit olduktan sonra ozgurluk hakk1ni iptal etmek caiz olmaz.
Daha sonra ozgur kad1nla evlenme imkan1 elde etmekle, c;ocugu ic;in ozgurluk
hakk1 sabit olmaz.

115
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/467; Beyhaki,
Vll/175; Darekutni, Sunen, IV/39; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/177, 178.
es-Sunenu'/-kubra,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 173

Alimlerimizden baz1s1 ise ~oyle der: Glriye, ozgur kad1nlara ilave olarak degil,
onlardan ayn olarak evlenilmesi helal olan kad1nlardand1r. c;:unku nikah akdinin [S/110]
dayanag1 olan helallik, hem erkek, hem de kad1n taraf1 ic;in bir nimettir. Bu helallik,
erkegin kole olmas1 ile yarilanir. Dolay1s1yla ozgur erkek dort kad1nla evlenebilirken,
kole sadece iki kad1nla evlenebilir. Ayn1 ~ekilde helallik kadin1n koleligi ile de
yanlanir. Fakat cariye taraf1ndaki yanlanma, evlenebilecegi erkeklerin say1sinin
azl1g1 ile degildir. c;:unku bir kadin sadece bir erkege helal olur. Cariye taraf1ndaki
yarllanma durum itibariyledir.
Onunla ilgili uc; durum vard1r:
1- Erkek ozgur kadinla evlenmeden onceki durum, 2- ozgur kadinla
evlendikten sonraki durum, 3- ozgur kad1nla ayn1 anda nikahlanma durumu. Bir
durum bolunme kabul etmedigi ic;in, haraml1k taraf1 helallik tarafina galip
gelmi~tir. $oyle ki, cariye, ozgur kad1ndan onc:e nikahland1g1 durumda helal; ozgur
kad1nla ayni anda nikahland1ginda veya ondan sonra nikahland1ginda ise haram
olur. Ya da gerc;ekte iki durum vard1r: Ozgur kadina ilave edilme durumu ve ozgur
kadindan ayn alma durumu. Cariye ozgur kad1na ilave olarak nikahland1g1nda
haram, tek ba~1na nikahland1g1nda ise helal olur. Buna gore, nikah1 alt1nda ozgur
kad1n bulunan erkek, cariyeyi de nikahlarsa, onu ozgur kad1na ilave etmi~ olur.
Bundan dolay1 bu nikah gec;erli olmaz. Ozgur kad1nla evlenme imkan1 olan (fakat
fiilen evlenmemi~ olan) erkek, cariyeyi nikahlamakla, onu ozgur kadina ilave etmi~
olmaz. Bundan dolay1 nikah1 gec;erli olur.
Kar~1 goru~tekilerin delil ald1g1 ayete gelince, lbn Abbas (r.a.)'tan nakledildigine
gore, bu ayetten maksat, "erkegin ozgur kadinla evli olmas1 durumu "dur. Zaten,
biz de bunu soyluyoruz. Ostelik bizim kural1m1za gore, bir hukmun ko~ula
baglanmas1, o ko~ul bulundugunda hukmun de bulunmas1ni gerektirir. Fakat ko~ul
bulunmad1g1nda hukmun de bulunmamas1ni gerektirmez. c;:unku o hukmun,
ko~ulun varl1g1ndan once, ba~ka bir illet nedeniyle var olmas1 mumkundur.

Alimlerimiz (Hanefiler), yukandaki temel kurala dayanarak derler ki: Ozgur


erkek, dort ozgur kad1nla evlenebilecegi gibi, dort cariye ile de evlenebilir.
$afil (rh.a )'nin goru~une gore ise, ozgur erkek sadece bir cariye ile evlenebilir.
c;:unku ona gore ozgur erkegin cariye ile evlenmesinin caiz olmas1 zaruret
nedeniyledir. Bu zaruret de, bir cariye ile giderilebilir. Bundan dolay1 da birden
fazla cariye ile evlenmesi caiz olmaz. Bu t1pk1 le~ yemege benzer ki, zaruret
nedeniyle helal oldugundan, sadece ac;l1g1n1 giderecek kadan caiz olur.
Biz Hanefilere gore ise, ozgur erkegin cariye ile evlenmesi, ozgur kadinla
evlenmesi gibi, mutlak olarak mubaht1r. Bir erkegin de, dort ozgur kadinla
evlenmesi caizdir.
Yukandaki nedenlerden dolay1, bize gore, cariyelerin musluman veya ehl-i
kitap olmas1 e~ittir.
174 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

$afil (rh.a.)'ye gore ise, muslumanlar1n ehl-i kitap cariyelerle evlenmesi caiz
degildir. c;:unku musluman cariye ile evlenmekle zaruret ortadan kalkar. Dolay1s1yla
ehl-i kitap cariye ile evlenmek asla caiz olmaz. Ote yandan ehl-i kitap cariye
genellikle kafirin mulkiyetinde olur. 116 Musluman1n c;ocugunun kafirin kolesi
olmaktansa, musluman1n kblesi olmas1 daha iyidir. $afil (rh a) bu gbru~une ~u ayeti
delil getirir:
.J.. > ... • , 't • • • , • ' ,. - .> •
"(~ &! ~~I ly.J &..J.ll ~ .;_.~lj ..;.i~j.UI ~ ~~lj ... p:i ~t fj;ll~

"Mu'min kadmlardan iffetli o/anlar/a, daha once kendilerine kitap


verilen!erden muhsan (iffetl!) kadmlar da ... size helaldir." (el-Maide 5/5) Buradaki
"muhsan olanlar", ozgur olanlar anlam1ndad1r. Ehl-i kitap olan kadinla evlenmeye
ozgur olmas1 ko~uluyla cevaz verildigine gore, cariye bu ayetin hukmu alt1na
girmez. Ancak:

"/man etmedikr:;e mu~rik kadm/ar/a ev/enmeyin." (el-Bakara ayet1n1n 2/221)


hukmune girer. c;:unku cariyenin kufru, kufrun baz1 sonuc;lann1 -ki bu koleliktir-
ag1rla~tim. Bundan dolay1 t1pk1 mecOsl kad1n gibi ehl-i kitap cariye ile evlenmek de
asla caiz olmaz.
Bizim bu konudaki delilimiz ise, yukanda ac;1klad1g1m1z uzere, ~udur: Ehl-i
[5/111] kitap olan cariye, musluman cariye gibi, mulkiyet yoluyla helal oldugu gibi, nikah
yoluyla da helal olur. c;:unku mecOsl kad1n gibi nikah yoluyla helal olmayan
kad1nlar, mulkiyet yoluyla da helal olmaz. Dinimizin nikah ile, kesilen hayvan1 e~it
tutmas1 da buna delildir. $6yle ki, kestiginin helal olmas1 konusunda, ozgur olsun
cariye olsun ehl-i kitap kad1n, musluman kad1n gibidir. Nikah konusunda da
boyledir. $afil (rh a )'nin deli I olarak getirdigi ayette gec;en "muhsan olan
kadinlar" dan maksad1n, iffetli olan ehl-i kitap kad1nlar oldugu da sbylenmi~tir.
Buna gore ayetin hukmu, ozgur olan1 kapsad1g1 gibi cariye olan1 da kapsar.
Ayetten maksad bzgur olan ehl-i kitap kad1nlan olsa bile, ozgur olan ehl-i kitap
kad1nlarla evlenmenin mubah kil1nmas1, cariye olan ehl-i kitap kadinlarla
evlenmenin haram olmas1na delil olmaz. Bu konuda evla olani ac;1klar. Ayetteki
"Mu~rike" sbzcugu, ehl-i kitap kadin1 kapsamaz. c;:unku onun ozel bir ad1 vard1r.
Nitekim, Allahu Teala, ~u ayette mu~rikleri ehl-i kitap uzerine atfetti:
L
'
81 ~ C-> i..r.::
..:..4;JU . l.. '-~
;· 1 • -- ._,
~ ~..r--
~ i1j '-'t:s:J1
; - J;,t
!
_ '-~ .' .- IJ.r--
'~(' ....,.
.~ ... .u1 . ~ l },_
- -;- - r r
!

116
Cariyenin nikah1 durumunda, cariyenin mulkiyeti ve nikah1 ayri kimselerde olur. Dolay1s1yla gayri
muslim cariye olsa olsa kafirin mulkiyetinde du~unulur. O cariye musluman kocadan ~ocuk dogursa,
~ocuk musluman olmas1na ragmen kafirin kblesi bulunmu~ olur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 175
"Apar;1k deli/ kendilerine gelinceye kadar Ehli kitaptan ve mu~riklerden
inkamlar (kUfurden) aynlacak degillerdi. "(el-Beyyine 93/1 ).
Bir erkek, bir cariye ile, efendisinin izni olmadan evlense, sonra ozgur bir
kadinla evlense ve daha sonra cariyenin efendisi onay verse, cariyenin nikah1 caiz
degildir.
~unku cariyenin nikah ile helal olmas1 onay verildigi zaman olmu~tur.
Efendinin onay verdigi s1rada, o erkegin nikah1 alt1nda ozgur bir kad1n
bulunmaktad1r. Bu onayla, cariye ozgur kadina ilave edilmi~ olmaktad1r. Halbuki
ozgur kad1n uzerine evlenildigi zaman cariye helal olmaz. Aynca burada akitten
sonra, fakat onaydan once, akdin ba~lamas1na engel olacak bir durum ortaya r;1k1p
onaya engel olmu~tur. Bu, erkegin, bir kad1nla ba~ka birinin onay1na bagl1 olan bir
akitle evlendikten sonra, o kadinin k1z karde~iyle evlenmesi gibidir. Birinci kad1n
daha sonra onay verse, onun nikah1 caiz olmaz. Nitekim, yukandaki meselede
erkek, efendi izin vermeden once, o cariyenin ozgur olan annesi veya k1z1yla
evlense de, daha sonra efendi izin verse caiz olur mu?" Dedi ki: "Sozunu ettigimiz
nedenden dolay1 bunlardan hir;biri caiz olmaz".
Bir erkek, bir cariye ile efendisinin izni olmadan evlense, sonra efendi
nikah1 bilmeden 0 cariyeyi ozgur k1lsa, bu azat, nikah1 onaylamak ve ona
izin vermek anlamma gelir.
~unku cariye akitte tarafd1r, ancak efendinin hakkindan dolay1 yapt1g1 akit
ger;erli (nafiz) olmam1~t1r. Efendinin hakk1 du~unce akit de ger;erli olur. Bu akdin
ger;erli olmas1, efendi taraf1ndan degil, cariye taraf1ndand1r. Bundan dolay1 cariye
ir;in azad edilme muhayyerligi sabit olmaz. Muellifin, "Efendinin cariyeyi ozgur
b1rakmas1, nikah1 onaylamak ve ona izin vermek anlam1na gelir" sozu sozde
geni~liktir. Akdin yururluge girmesinin cariye tarafindan olmas1 ve dolay1s1yla da,
t1pk1 ozgur b1rakild1ktan sonra evlenmi~ gibi, cariyenin ozgur b1rak1lma
muhayyerliginin olmamas1nin nedeni ~udur : Ozgur b1rakilma muhayyerligi, azad
edilme nedeniyle (kocanin) cariye uzerindeki yetkilerinin artmasindan dolay1 sabit
olur. Akdin yururlulugu ilk ba~tan, ozgur b1ral1kd1ktan sonra ba~lad1g1 zaman ise
boyle bir durum gerr;ekle~mez. Bundan dolay1, eger ozgur kil1nmadan once cinsel
ili~kiye girmemi~lerse, cariye mehri al1r. ~unku (akdin geregi olan) yukumluluk
onun uzerindedir, dolay1s1yla bu yukumlulugun bedeli de ona ait olur.
Zufer (rha.)'den nakledildigine gore, o, bu konuda ~oyle demi~tir: "Bu nikah
ger;ersizdir. ~unku efendinin oluruna bagl1d1r. Dolay1s1yla yururlugu de efendi
tarafindan olur. Ozgur b1rakmakla efendinin hakk1 du~tUgu ir;in, nikah1 onun
onayina bagl1 olarak b1rakmak mumkun degildir. Dolay1s1yla, bu (mevkOf) nikah1n
batil olma taraf1 kesinle~ir. Bu, bir kimsenin ba~kas1nin mahni satmas1, sonra mal
sahibinin o mal1 bir ba~kas1na satmas1 gibidir. Mal sahibinin o mal1 satmas1
nedeniyle birinci sat1~ batil olur ".
t76_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Biz, ona cevaben deriz ki: Bu nikah, efendinin onay1na bagl1 degildi. Sadece
efendinin hakkindan dolay1 yururlukte degildir. Akitten sonra cariyeyi ozgur
k1lmakla efendinin hakk1 du~unce, akdin yururluge girmesine engel olan ~ey de
ortadan kalkm1~ olur.
Efendinin (onceden) cariyeye evlenme izni vermi~ olmas1, bu meseleden farkl1
bir durumdur. Cunku bu durumda efendi (tekrar) onay vermedik<;e cariyenin
yapt1g1 akit kurulmu~ olmaz. Cunku (onceden) izin vermekle efendinin hakk1
[S/112) du~mediginden, (akdin kurulmas1 i<;in), muhakkak efendinin veya efendinin yerine
ge<;en ki~inin izin vermesi gerekir. Yukandaki meselede ise, azad etmekle
efendinin hakk1 du~mu~tur.
Cariyenin bir ~ey satin almas1, sonra efendinin onu ozfUr b1rakmas1 da
yukandakinden farkl1 bir durumdur. Cunku bu durumda satin alma batil olur. Zira
satin alma, efendiye mulkiyet getirici olarak meydana gelmi~tir. Eger cariye azad
edildikten sonra yururluge girse, cariyeye mulkiyet getirici olur. Bu ise caiz olmaz.
Yukar1daki meselede ise nikah akdi, zaten cariyeyi helal kil1c1 olarak meydana
gelmi~tir. Cariye azad edildikten sonra da bu s1fatla yururluge girer.
Efendi cariyeyi ozgurlugune kavu~turmasa fakat vefat etse ve oglu cariyeye
mirasc1 olsa (bak1l1r:) Eger baba cariyeye dokunmam1~ olup da, cariye ogula helal
ise, nikah ge<;ersiz olur. Ogulun bu nikaha icazek verme hakk1 da yoktur. Cunku
ba~kas1nin onayina bagl1 (mevkOf) olan helallik uzerinde yururluk halinde olan bir
helallik meydana gelmi~tir. Yururlukte olan helallik mevkOf helalligi kald1m. Bu,
mevkOf mulkiyet uzerinde yururlukte olan (nafiz) bir mulkiyetin ortaya <;1kmas1
gibidir. $oyle ki, bir ki~i, bir ba~kas1nin mal1n1 satsa, sonra da o mal1 sahibinden
satin alsa daha once yapt1g1 sat1m akdi ge<;ersiz olur ve o akde onay verme hakk1
da olmaz. Cunku bir akdin konusunda iki mulkiyet ve iki helallik arasinda <;eli~ki
vard1r. Bunlardan birinin ge<;erli olmas1, digerini yok eder.
Eger cariye, (babas1na varis olan) ogula helal olmay1p da, ogul o nikaha onay
verse, bize gore caiz olur. CL.inku ogul, onay verme konusunda babanin yerine
ge<;mi~tir ve mevkOf helallik uzerinde nafiz helalligin meydana gelmesi ~eklinde bir
z1tl1k yoktur. Zufer (rha.)'e gore ise bu nikah caiz olmaz. Cunku o, babanin onay1na
bagl1 idi, ba~kas1nin onay1 ile ge<;erli olmaz.
Efendi cariyeyi birisine satsa veya hibe edip teslim etse (bakli1r:) Eger cariye,
mu~teriye veya kendisine hibe edilen ki~iye helal ise, onlann onay vermeleriyle
onceki nikah ge<;erli olmaz. Onlara helal degilse, bize gore, onlann izin
vermeleriyle nikah ge<;erli olur. Zufer (rh.a.)'e gore ise ge<;erli olmaz.
Cariye, kendisine malik olan ki~iye helal olup da, onun mulkiyetine ge<;tikten
sonra, kocas1 kendisiyle cinsel ili~kiye girse, sahibi onay vermi~ olsa da olmasa da,
koca emsal mehir ile mulkiyetin intikalinden onceki nikahta belirlenen mehirden
hangisi az ise onu oder. Cunku cinsel ili~ki nikah ~uphesiyle ger<;ekle~mi~tir. Bu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 177

yuzden had cezas1 du~er ve belirlenen mehir ile emsal mehirden hangisi azsa onu
odemesi gerekir. Cinsel ili~ki meydana geldigi zaman cariyenin sahibi kimse, mehri
de o al1r. c;:unku mehir, erkegin cinsel ili~kiyle ald1g1 ~eyin bedelidir. Cinsel ili~kiyle
al1nan ~ey ise ikinci sahibin mal1d1r. Dolay1s1yla bedel de onun olur. Kocas1, cariye
ile birinci sahibin mulkiyetinde iken cinsel ili~kiye girse, sonra ikinci sahip bu nikaha
izin verse, kocanin sadece birinci malike mehir bdemesi gerekir. c;:unku cinsel ili~ki,
birinci mulkiyette iken nikah ~uphesi ile gerc_;ekle~mi~tir. Bundan dolay1 cariyeden
alinan ~ey kar~il1g1nda mehir odenmesi gerekir. 0 da birincinin mal1d1r. Dolay1s1yla
mehir de onun olur.
Bu konuda ikinci malikin izin vermesiyle nikah1n gec_;erli olmad1g1 da
soylenmi~tir. c;:unku ikinci malik cariyeye malik oldugu zaman nikah fasid
olmu~tur.

Hanefi alimlerinden baz1lan ~oyle der: "Bu hukum yanl1~t1r. <:;:unku koca,
cariye ile birinci malikin mulkiyetinde iken ili~kiye girince, cariyenin iddet beklemesi
gerekli olmu~tur. lddet bekleyen kad1n da, iddet bekledigi ki~iden ba~kas1na helal
olmaz. Dolay1s1yla bu cariye ikinci malike helal olmaz. Bundan dolay1 mevkuf nikah
fasid degildir. lkinci malik izin verdigi takdirde sahih olur".
Biz buna cevaben deriz ki: Muhammed (rh a )' in Kitabu'l-Asl'da soyledigi
dogrudur. c;:unku iddet ancak aynl1ktan sonra gerekli olur. Aynl1ktan once cariye
iddet beklemez. ikinci malikin cariye ile cinsel ili~kiye girmesi yasak olsa da, onun
mulkiyetinin meydana gelmesi, mevkuf mulkiyeti iptal eder. Buradaki hukum,
istibra nedeniyle, yeni efendinin cariye ile cinsel ili~kiye girmesinin yasak olmas1na
k1yas edilmi~tir. 117 Bu da ba~kas1nin onay1na bagli olan nikahin gec_;ersiz olmas1n1
engellemez. Bu da oyledir.
Koca, cariye ile, onceki sahibinin mulkiyetinde iken cinsel ili~kiye girse, sonra
sahibi cariyeyi ozgurlugune kavu~tursa, nikah gec_;erli olur. K1yasa gore, kocanin iki
(5/113]
mehir odemesi gerekir: Bir mehir azaddan once nikah ~uphesiyle cinsel ili~kiye
girdigi ic_;in sahibine, bir mehir de azaddan sonra nikah gec_;erli oldugu ic_;in kad1na.
c;:unku helallik ancak azad edildikten sonra olur. Mehirsiz olarak sabit gorulmesi
caiz olmaz. Fakat (Ebu Hanlfe) istihsan1 esas alm1~ ve ~oyle demi~tir: Sadece
efendiye tek mehir odemesi gerekir. c;:unku cinsel ili~kiye girme nedeniyle mehrin
gerekmesi, akde itibarlad1r. Nitekim, daha once akit yap1lm1~ olmasayd1 mehir de
gerekmezdi. Bir akit ise, sadece bir mehir gerektirir. Efendiye mehir vermek gerekli
olunca, o akitle cariyeye de bir mehir vermek gerekmez. Bunun izah1 ~oyledir: Her
ne kadar onaylama akitten sonra olsa da, onun hukmu akdin kendisine dayan1r.
Nitekim, ~ahitlerin bulunmas1, icazet s1ras1nda degil, akit s1ras1nda ~artt1r. Mehir
ko~ulu gibi, tan1klann bulunmas1 ko~ulu da, sadece kan kocanin birbirine helal

117
lstibradan dolay1 cariyeye yakla~manin yasaklanmas1 k1yas1n sebebi ka bul edilmi~tir.
l 78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

olmas1 ic;indir. Akit esnasinda ~ahitlerin bulunmas1, icazet esnas1nda bulunmalarina


gerek b1rakmad1g1 gibi, akitle efendiye mehir odemenin gerekmesi, icazet
esnas1nda cariyeye de aynca bir mehir odemeye gerek b1rakmaz. Efendi cariyeyi
azad etmese, fakat onun yapt1g1 nikaha onay verse, onun sonradan onay vermesi,
ba~lang1c;ta izin vermesi gibi kabul edilir. Efendi onceden cariyeye evlenme izni
vermi~ ise, cariyenin yapt1g1 akit caiz olur. $ahitlerin, izin s1ras1nda degil, akit
s1ras1nda bulunmas1 ~artt1r. Efendinin sonradan icazet vermesi de boyledir.
$ahitlerin bulunmas1 icazet esnas1nda deg ii, akit esnas1nda ~artt1r.
Efendi, cariyesini veya kolesini evlenmeye zorlayabilir.
Sahibinin, c;:unku cariyenin cinsel organ1 efendinin mulkudur. Dolay1s1yla efendi
ki:ilesini
veya
cariyesini evlendirmekle, kendi mulku uzerinde tasarruf yapm1~ olur. Efendinin
cariyesini satmada oldugu gibi kendi mulku uzerinde, cariyenin nzas1 olmadan tasarruf
evlenmeye
zorlamas1.
yapma yetkisi vard1r. Bedelin (mehrin) efendiye odenmesi ve nafaka
yukumlulugunun efendiden du~mesi de bunun delilidir. Efendi bu i~lemleri (cariye
ic;in degil,) kendisi ic;in yapm1~ olmaktad1r.
Koleye gelince;
Biz Hanefilere gore, efendi, onu da nzas1 olmadan evlendirebilir.
$afiT (rh.a.)'ye gore, efendi, kolesini nzas1 olmadan evlendiremez. c;:unku
nikah1n kale yonunden kapsad1g1 ~ey, efendinin mulku degildir. Efendi kolesini
zorla evlendirmekle, sahip olmad1g1 bir ~eyde tasarruf etmi~ olur. Bunu da kendi
ba~1na yapamaz. c;:unku efendi, kolesinden sahip olmad1g1 ~eylerde, yabanc1
gibidir. Nitekim, efendinin, kale ad1na k1sas gerektirecek bir suc;u ikrar etmeye
hakk1 yoktur. c;:unku kolenin kan1, efendinin mulku degildir. Ayn1 ~ekilde kolenin
kansin1 da bo~ama hakk1na sahip degildir. c;:unku kolenin kans1, efendinin mulku
degildir. T1pk1 bunlan yapamad1g1 gibi, efendi, kolesini zorla evlendiremez. c;:unku
nikah akdinin konusu, efendinin mulku degildir. Bunun izah1 ~udur: Efendinin,
kolesini nzas1 olmadan evlendirmesinin, nikah1n gayesi bak1m1ndan bir yaran
yoktur. c;:unku bo~ama yetkisi kolenin elindedir. Hemen onu bo~ayabilir.
Biz, bu konuda ~u ayeti delil al1yoruz:
,t,, ~ • ~ t::. , J.Z
"( • .;? t..S""" J - -
'i l5.r- . *-o ~I ...:..,. j-P
t •: I~ - -. l..
i"

"Allah, hk;bir ~eye gucQ yetmeyen, ba~kasmm malt (olmu~) bir koleyi... misal
verir." (en-Nahl 16175)
Efendi kolesini evlendirmekle, sadece onun gucunun yetmedigi bir konuda
[5/114] akit yapm1~ olur. Aynca kale, mutlak olarak efendinin mulkudur. Dolay1s1yla, t1pk1
cariye gibi onu da, nzas1 olmadan evlendirebilir. Bunun nedeni ~udur: Efendi
cariyesini, nikahla sahip olunacak ~eyin sahibi oldugu ic;in degil, mulkiyetini elinde
bulundurdugu ic;in evlendirebilmektedir. c;:unku evlendirme yetkisi, nikahla elde
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 179

edecegi ~eye sahip olmay1 gerektirmez ve (bu haklar) o itibarla sabit olmaz.
Nitekim, veli de, nikahla elde edilen ~eye sahip olmad1g1 durumda, ku~ugu
evlendirebilir. Bununla sabit olmaktad1r ki, efendi, cariyesini nikahla kendisinden
elde edilecek olan ~eye sahip oldugu i~in degil, onun mulkiyetini elinde
bulundurdugu i~in evlendirebilir. Bu, kole tarafinda da, hem de fazlas1yla,
mevcuttur. c;:unku cariyeyi evlendirmekle kendi menfaatini gozetirken, koleyi
evlendirmekle kolenin menfaatini gozetir. Aynca mehir odemek, nikah akdinin iki
bedelinden biridir. Efendi, t1pk1 cariye taraf1nda bud'u verdigi gibi, kole taraf1nda
da mehri verecektir.
$Mil (rh a )'nin, "nikah1n kole taraf1nda kapsad1g1 ~ey, efendinin mulku
degildir" sozu yanl1~ bir sozdur. c;:unku, kolenin kendi ba~1na evlenemeyeceginde
goru~ birligi vard1r. K1sas gerektirecek bir su~u ikrar etmek, kansin1 bo~amak bu
tlirdendir. Sahibinin kale uzrinde sahip olmad1g1 haklarda kole, asil olan ozgurluk
uzerine b1rakil1r ve onlan tek ba~1na kendisi yapabilir. Burada kolenin kendi ba~1na
evlenememesinden anl1yoruz ki, kolenin nikah1 efedinin mulkune dahildir. Nikahin
geregi helallikt1r. Helallik, nikahla meydana gelir ve bo~ama ile ortadan kalk1ncaya
kadar surer. A~1k olan ~u ki, Efendiden ~ekinmesi kolenin, kans1n1 bo~amas1na
engel olur.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, efendi kolesinin nikahland1g1n1 ikrar etse, bu ikrar
ge~erli olmaz. Fakat cariyesinin nikah1n1 ikrar etse, ge~erli olur. Bunu daha once
a~1klam1~t1k. $uayb b. Ebi'l-Kas1m (rh.a ), EbO YOsuf (rh a )'tan, o da EbO Hanlfe
(rh.a.)'den bu hukmun tersini nakletmi~tir. Bu rivayete gore, efendinin, kolesinin
nikahin1 ikrar etmesi ge~erlidir, cariyesinin nikah1n1 ikrar etmesi ise ge~ersizdir.
c;:unku cariyedeki ikrar onun cinsel organin1n helal olmas1n1 gerektirir. Tan1k
olmadan, s1rf efendinin ikranyla, kocaya helal olmaz.
Nikahl1 olan cariye ozgurlugune kavu~turuldugu zaman, daha once de
a~1klad1g1m1z gibi, muhayyerlik hakkina sahip olur: Eger kendisini (aynlmay1)
se~erse ve kocas1 kendisiyle cinsel ili~kiye girmi~ ise, anla~1lm1~ olan mehri efendisi
al1r. c;:unku cinsel ili~ki ge~erli bir nikah1n hukmu alt1nda ger~ekle~mi~ ve o ili~ki
nedeniyle belirlenen mehir kesinle~mi~tir. Kocas1 cariye ile cinsel ili~kiye girmemi~
ise, ne cariye, ne de efendi mehir alamaz. c;:unku cariyenin kendini se~mesi,
nikah1n temelden feshedilmesi anlam1na gelir. Bununla da t1pk1 denklik
bulunmad1g1 i~in aralan aynlm1~ gibi, mehrin tamam1 du~er.
Eger cariye kocas1n1 (evliligi surdurmeyi) se~erse, kocas1 kendisiyle cinsel
ili~kiye girmi~ olsun veya olmas1n, mehri efendi al1r. c;:unku belirlenen mehir (mehr-
i musemma), akdin kensi ile, kocan1n elde edecegi ~ey kar~il1g1nda gerekli
olmu~tur. Kaea bu ~eyi efendiden alm1~t1r, dolay1s1yla onun bedelini de efendi al1r.

Efendi cariyeyi azad etmese, cariyenin mehrini kocasindan tam olarak al1r.
Kocan1n, efendi cariyeyi teslim etmedik~e mehri odememe hakk1 yoktur. c;:unku
t8D _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

efendi, cariyenin mehrine hak kazanma konusunda ozgur kad1n gibidir. Ozgur
kad1n, mehrini almad1kc;a kendisini teslim etmeyebilir. Burada da eger mehrin
pe~in olmas1 ~art ko~ulmu~ ise, efendi cariyeyi teslim etmeyebilir. Mehir vadeli
(mueccel) ise, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gore, satilan maim bedeli (semen)
veresiye oldugunda, satilan mal1 teslim etmeme hak1nin olmad1g1na k1yasla
efendinin cariyeyi, ozgur kad1rnn da kendini teslim etmeme hakk1 yoktur. EbO
YOsuf (rh a )'un diger goru~une gore ise, mehir vadeli ise, kad1n onu almak ic;in
kendini teslim etmeyebilir. Sat1m akdi boyle degildir. ~unku nikahta kad1n1n
kendini teslim etmesi omrun tamam1nda (herhangi bir bolumunde) olabilecegi
gibi, mehrini talep etmesi de omrun herhangi bir bolumunde olabilir. Sat1m
akdinde ise, hemen akdin pe~inden teslime hak kazan1l1r. Eger semen vadeli ise,
sat1c1n1n onu hemen talep etme hakk1 yoktur.
Eger efendi mehri tam olarak ald1ysa, cariyeyi kocas1na teslim etmesi
emredilir. Fakat efendinin cariyeyi kocas1 ile birlikte bir eve yerle~tirmesi gerekmez.
~unku cariyenin hizmeti (bedensel emegi), efendinin hakk1d1r. Onun hakk1
engellenemez. Cariye onceden oldugu gibi efendisine evinde hizmet eder, kocas1,
ne zaman yaln1z veya bo~ bulursa, ihtiyac1n1 giderir.
Koca, cariye ile cinsel ili~kiye girmeden efendi cariyeyi oldurse, EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore, efendinin mehrin tamam1n1 kocaya geri vermesi gerekir. Eger henuz
mehri almam1~sa, kocadaki butUn hakk1 du~er. EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e
gore ise, bu durumda mehir borcu du~mez. Efendinin, cariyeyi kocanin
ula~amayacag1 bir yere satmas1 da boyledir.

EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'in bu konudaki delilleri ~udur: Oldurulmek


de, ecel ile olmektir. Onunla da mehrin tamam1 kesinle~ir. Nitekim efendiden
ba~ka birisi, cariyeyi oldurse hukum boyledir. Zira olumle nikah suresi sona erer.
~unku nikah, omurle kay1tl1 olarak akdedilir. bmrun dolmas1yla akit de sona erer.
Akdin sona ermesi ise, bedelin (mehir borcunun) kesinle~mesini gerektirir. Bunun
delili ~udur: Koca ile e~i olan cariye birbirine mirasc;1 olurlar. $oyle ki, efendi cariyeyi
yaralasa, sonra ozgur k1lsa, cariye de mal kazansa, sonra o yaradan dolay1 olse,
koca ona mirasc;1 olur. Koca once olse, cariye de ona mirasc;1 olur. Mirasc;1l1k,
olumle nikah sona erdigi zaman olmaktad1r. Bundan da ac;1ga c;1kmaktad1r ki,
aralarindaki nikah bozulmam1~t1r (munfesih olmam1~t1r). Halbuki mehrin du~mesi,
nikahin munfesih olmas1n1n sonuc;lanndand1r.
EbO Hanlfe (rh a.) ise, on Iara cevaben ~oyle der: Mehirde hakk1 olan ki~i
(efendi), teslimden once akit konusunun yok olmas1na neden olmu~tur. Bundan
dolay1 bedeli talep etme hakk1 du~er. Nitekim cariyeyi ozgurlugune kavu~tursa, o
da cinsel ili~kiden once kendini (aynlmay1) sec;se durum yine boyledir. Bunun
gerekc;esi ~udur: Onlann da dedigi gibi, oldurulmek de ecel ile olumdur. Fakat akit
konusunun yok olmas1ni ic;erir. Olume efendi neden oldugu ic;in, akit konusunun
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t8t

yok olmas1 da ona yuklenir. Nitekim, sat1c1, mu~teri henuz kabzetmeden once,
satilan ~eyin bir par~as1n1 telef etse, o par~anin kar~il1g1 olan bedel (semen) deki
hakk1 du~er.
Eger sat1c1, sat1lan koleyi oldurse, semenin tamam1 du~er. c;:unku: Oldurulmek
her ne kadar ecel ile olmek ise de, katil hakk1nda dunyevl hukumler bak1m1ndan
sanki alum degilmi~ gibi kabul edilir. Bundan dolay1 katile k1sas gerekir. Eger hata
ile bldurmu~ ise keffaret ve diyet gerekir. Emri olmaks1zin bir insanin koyununu
kesen ki~i, her ne kadar boyle yapmakla koyunun sahibine iyilikte bulunmu~,
herhangi bir ~eyini telef etmemi~ olsa da, o koyunu oder. Bunun izah1 ~byledir:
Efendi, kaybetse, onun mehrini kocas1ndan isteyemez. Cariyeyi telef ettiginde ise,
onun mehrini bncelikle talep edemez. Bu sbz, efendinin cariyeyi kocas1nin
ula~amayacag1 bir yere satmas1 meselesinde daha iyi anla~il1r. c;:unku bu mesele ile
efendinin cariyeyi satmay1p kaybetmesi aras1nda fark yoktur. Miras konusuna
gelince, efendinin cariyeyi bldurmesi de hakikatte alum olmakla beraber, biz onu
katil (efendi) hakk1nda itlaf kabul ettik. Miras katilin degildir, cariye ile kocas1
arasinda bir ~eydir. Cariye ile kocas1 aras1nda ise, nikah1 sona erdiren blumdur.
Nikahl1 bzgur kad1n, koca kendisi ile cinsel ili~kiye girmeden once kendisini [5/116]
bldurse, bize (Hanefllere) gore, mehri du~mez. ~afil (rh.a.)'ye gore ise du~er.
c;:unku mehir hakk1 kendisinindir, ancak zifaf ve teslimden once akit konusu
olan ~eyi ortadan kald1rm1~t1r. Bu ise, zifaftan once kad1n1n lslamdan ~1kmas1 veya
efendinin cariyesini oldurmesi gibidir.
Biz Hanefiler, ~afil (rh.a.)'ye cevaben deriz ki: Kad1n1n kendisini bldurmesi
(dunyevl) ahkam bak1m1ndan normal alum gibidir. Eger kadin normal blumle
olseydi mehir hakk1 du~mezdi. Biz bbyle sbyledik, ~unku kadin1n kendini
bldurmesi, dunya hukumleri bak1mindan yok hukmundedir. Kad1n bu fiilinden
dolay1 sadece ahirette hesaba ~ekilecektir. Dunyada ise, t1pk1 normal blumle olmesi
gibi, bununla ilgili bzel bir hukum yoktur. Efendinin cariyesini bldurmesi ise farkl1
bir durumdur. c;:unku bu bldurme, dunya hukumleri bak1m1ndan gbzbnunde
bulundurulur. Bundan dolay1 eger hata ile bldurmu~ ise keffaret oder ve cariyenin
borcu varsa onu oder. Bunun izah1 ~byledir: Kad1n kendisini oldurdukten sonra,
mehri kendine degil miras~llanna aittir. Miras~1lar da, akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1na neden olacak bir ~ey yapmam1~lard1r. Daha once de a~1klam1~t1k ki,
bldurme, katilden ba~ka ki~iler hakkinda normal alum gibidir. Efendinin cariyeyi
bldurmesi meselesinde ise mehir efendiye aittir. Fakat o akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1na kendisi neden olmu~tur. Eger; "Kad1n1 miras~1 bldururse ne dersin?"
denilirse, deriz ki: Miras~1, kadin1 bldururse mirastan mahrum olur. Burada ise
onun (efendinin) mirasta hakk1 yoktur. Bundan dolay1 mehri du~urme konusundaki
fiiline itibar edilmez. Kad1n1n lslamdam ~1kmas1 bbyle degildir. c;:unku lslamdan
~1kma, dunya hukumleri bak1m1ndan da gbzbnunde bulundurulur. Aynca mehir,
182 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
dinden ~1kt1ktan sonra kad1nin hakk1 olmakta ve akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1 kendi tarafindan olmaktad1r.
Cariyenin kendisini oldurmesi konusunda, EbO Hanlfe (rh a )'den iki rivayet
vard1r. Rivayetlerin birine gore, t1pk1 kendini olduren ozgl.ir kadin gibi, onun da
mehri du~mez. Hatta bu daha onceliklidir. c,;unku burada mehir cariyenin degil,
efendinin hakk1d1r. Diger rivayete gore ise, t1pk1 lslamdan ~1kan kad1nda oldugu
gibi, cariyenin mehri de du~er. c,;unku sonu~ itibariyle ml.ilk olan ~eyin fiili malike
dayand1nl1r. Nitekim, cariye ba~kasin1 oldurse onun kendisini vermekle veya diyetini
odemekle efendi muhatap olur. Dolay1s1yla kendini oldurdugu zaman da, hukum
bak1m1ndan, sanki efendi onu oldurmu~ gibi kabul edilir. Bundan dolay1 mehri
du~er.

Bir adam bir kad1nla evlenmek istese de, bir ba~ka adam ona kadin1n ozgur
oldugunu haber verse, ama kad1n1 adamla evlendirmese, fakat adam kad1n ozgl.ir
diye onunla evlense ve ondan ~ocuk dogursa sonra da kad1n1n cariye oldugu
ortaya ~1ksa, adam ~ocugun degerini oder.
c,;unku adam aldat1lm1~t1r. Aldatilan1n ~ocugu ise, degeri kar~il1g1nda ozgur
olur. Omer ve Ali (r.a) boyle hukmetmi~lerdir. Bu nun gerek~esi ~udur: Burada
adam kendi sperminin kole olmasina raz1 olmam1~t1r. Ancak onun hakk1na itibar
edilecegi gibi cariyenin sonradan ortaya ~1kan sahibinin hakk1na da itibar edilir.
Bundan dolay1 her iki taraf da gozetilerek ~ocuk degeri kar~1l1g1nda ozgur olur.
Koca, kendisine kad1nin ozgur oldugunu haber veren ki~iden bir ~ey alamaz.
c,;unku o adam, kocaya kar~1 herhangi bir yukumluluk alt1na girmemi~. sadece
yalanc1 ~1kt1g1 bir haber vermi~tir. Bu da, kocanin ondan bir ~ey isteme hakk1
dogurmaz. Bu, t1pk1 o adamin kocaya yolun guvenli oldugunu haber verip, onun
da o yola girmesi, fakat h1rs1zlann mal1n1 almalan gibidir. Fakat koca, ~ocugun
degerini, ozgur k1l1nd1g1 zaman cariyeden al1r. c,;unku cariye ozgurum diye kendisi
evlenerek adam1 aldatm1~t1r. Aldatman1n tazmini ise, kefalet tazmini (damanu'l-
kefale) gibidir. c,;unku cariye, akitte kendisinin ozgur oldugunu soylemekle
~ocugun (kolelikten) salim olduguna dair guvence vermi~ olmaktad1r. Kefalet
tazmini ise azad edildikten sonra cariye uzerine gerekli olur. Bu meselede koca,
mehri (ukr) efendiye verir ve bunun i~in kimseye rucO etmez. c,;unku bu mehir,
kad1ndan yararland1g1 ~eyin kar~il1g1d1r. 0 ~ey, efendinin mal1 idi. Koca onu almak
suretiyle hazza kavu~tu.
Degerinin bir k1sm1n1 ~al1~arak odemesi istenen cariye evlense sonra bu
(istenen) odemeyi yap1p ozgurlugune kavu~sa, EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru~une
gore, (kendisini veya kocas1n1 se~mekte) o muhayyer b1rak1l1r.
c,;unku ona gore, ~al1~1p odeme yapmas1 istenen cariye mukateb cariye
[S/117) gibidir. Daha once de a~1klam1~t1k ki, evlenmi~ olan mukateb cariye, ozgurlugune
kavu~turuldugu zaman muhayyer b1rak1l1r.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l83
Hakim taraf1ndan aralan aynlmaktan (tefrikten), bain veya Lie; defa
bo~amadan dolay1 ozgur kad1n iddet beklerken, cariye ile evlenmek, EbO Hanlfe
(rh.a )'nin goru~une gore, caiz olmaz. EbO YOsuf, Muhammed ve ibn Ebl Leyla
(rh a )'n1n goru~une gore ise caiz olur. Ozgur kad1n, ric'I talaktan dolay1 iddet
beklerken cariye ile evlenmek, ittifakla, caiz olmaz.
Bu konuda EbO YOsuf, Muhammed ve lbn Ebl Leyla (rh.a.) diyorlar ki:Haram
olan, ozgur kad1n uzerine cariye ile evlenmektir. Nitekim Hz. Peygamber (s a.v.)
buyurmu~tur:

"Ozgur kadm uzerine cariye ile ev!enilmez" 118 .


Ozgur kad1n uzerine evlenmek ise, ancak kocan1n o kad1n uzerindeki yetkisi
devam ederken olur. Bu, ric'I bo~amadan sonra veya hie; bo~amadan oncedir.
Hakim aralann1 ay1rd1ktan sonra ise, koca ile kadin aras1nda nikah kalmaz.
Dolay1s1yla da koca ozgur kad1n uzerine cariye ile evlenmi~ olmaz. Bu t1pk1 ozgur
kad1n, kocasindan fasid nikah veya ~uphe ile cinsel ili~kiden dolay1 iddet beklerken
ve kocasin1n bir cariye ile evlenmesi gibidir ki bu caizdir. Su mesele de bunun
dogrulugunu gosterir: Adam kansina, "eger sen in uzerine bir kad1nla evlenirsem,
o bo~ olsun" dese de, kansin1 bain talakla bo~ad1ktan sonra, bir kadinla evlense, o
kad1n bo~ olmaz. Fakat ric'I talakla bo~ad1ktan sonra veya hie; bo~amadan bir
kad1nla evlense boyle degildir. Bununla da sabit oldu ki, adam kans1n1 bain talakla
bo~ad1ktan sonra onun uzerine evlenmi~ olmaz. K1zkarde~lerden biri iddet
beklerken, diger k1zkarde~le evlenmenin yasaklanmas1 ise farkl1 bir durumdur.
(:unku orada yasak olan, iki k1z karde~i ayni anda nikah alt1nda tutmakt1r. Adam,
biri iddet beklerken, digeri ile evlendigi zaman, onlari evlilik haklar1 konusunda
birle~tirmi~ olur. Ozgur kad1n uzerine cariye ile evlenmenin yasak olmas1 ise,
cemden dolay1 degildir. (:unku once cariye ile, sonra da ozgur kad1n ile evlense,
(cemetmi~ olmasina ragmen) cariyenin nikah1 gec;erli olur. Buradaki yasak, ozgur
kadin uzerine cariye ile evlenmektir. (:unku bu durumda, (statli ac;1s1ndan) du~uk
konumda olan1 yuksek konumda olanla c;eki~me ic;ine sokmak vard1r. Bain talaktan
sonra ise boyle bir durum yoktur.
EbO Hanlfe (rh a.) on Iara cevaben der ki: Cariye ile evlenmenin yasak olmas1,
ozgur kad1n1n nikah1 ile sabit olmu~tur. Nikah nedeniyle sabit olan her yasak, iddet
devam ettigi surece devam eder. Bu t1pk1 (bo~ad1g1 han1m1n1n) k1zkarde~i ile veya
(dorduncu ham1n bo~an1p onun yerine) dorduncu bir kad1nla evlenmenin yasak
olmas1 gibidir. (:unku iddet, nikah haklarindan biridir. Bir ~eyin hakk1 ise,
haraml1g1n devam etmesi konusunda, o ~eyin kendisi gibidir. Cariye ile evlenmek,

118
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/467; Beyhak1,
Vll/175; Darekutn1, Siinen, IV/39; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/177, 178.
es-Sunenii'/-kObra,
184 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'l-Mebsut
ancak ozgur kad1ndan sonra oldugu zaman caiz olmaz. C,:unku bu durumda cariye
haramd1r. Bu haraml1k, ozgur kadin1n iddeti devam ettigi surece, devam eder.
C,:unku cariye ozgur kad1na ilave olarak haramd1r. Bu durumda da bir nevi ~eriat
db~egine ilave etme vard1r.

Ozgur kad1n tasid nikahtan dolay1 iddet bekliyorsa, denildi ki, Ebu Yusuf ve
Muhammed (rh a.)' in gbru~u yukandaki gibidir. Eba Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, (bu
durumda da cariye ile evlenmek) caiz olmaz. Kar~I gbru~tekilerin dedikleri bir an
kabul edilse denilir ki; Buradaki yasak, tasid nikah nedeniyle sabit olmam1~t1 ki,
iddet devam ettigi surece yasak da devam eder, denilebilsin. (Fasid nikahda
zifaftan sonra iddet vard1r.)
Yemin meselesine gelince deriz ki: Yeminlerde muteber olan orftUr. Orfte ise
bain talaktan sonra, adam ic;:in, o kad1nla evli denmez. Bundan dolay1 kans1 bo~
olmaz. Dini laf1zlarda ise dikkate al1nacak olan ~ey anlamd1r. lddet devam ettigi
surece, haraml1k anlam1 da devam eder.
Adam, (bo~ad1g1) ozgur kad1n iddet beklerken, mudebber, mukateb veya
ummuveled cariye ile evlense, hukum yine ayn1d1r. C,:unku bu tUr cariyelerde de
kolelik devam etmektedir. Nikah konusunda onlann da hukmu halis (bu
niteliklerden hii:; birine sahip olmayan) cariye gibidir.
[S/118] Bir kimse, tek akitte be~ ozgur kadin ve dart cariye ile evlense, cariyelerin
nikah1 caiz olur, ozgurlerinki olmaz. C,:unku bzgur kad1nlann nikah1, cariyelerin
nikah1ndan ayn olsa bile, yine gec;:erli olmaz. Zira onlar be~ kad1nd1r. Onlann
nikahin1 gei:;erli sayma imkani da yoktur. C,:unku hic;:biri digerinden daha oncelikli
degildir. Dolay1s1yla onlann cariyelere ilave edilme durumu hukumsuzdur ve
cariyelerin nikah1 muteber olarak kal1r. C,:unku onlar dart tanedirler. Bize Hanefilere
gore, bzgur bir erkek dart cariye ile nikahlanabilir. Bundan dolay1 cariyelerin nikah1
caiz olur.
Bir kimse, tek akitte, evli bir ozgur kadin ve bir cariye ile evlense, hukum yine
ayn1d1r. C,:unku evli kad1nla nikahlanmak gei:;ersizdir.
Bu konudaki kural ~udur: Ozgur bir kad1nin nikah1 tek ba~1na gei:;erli
olmuyorsa, onu cariyeye ilave etmek, varl1k ve yokluk ai:;1s1ndan e~ittir. Fakat ozgur
bir kadinin nikah1 tek ba~1na gec;:erli oluyorsa, cariye ozgur kadina ilave edilmi~
olur. Dolay1s1yla, biz Hanefilere gore, bu durumda cariyenin nikah1 gei:;ersiz, ozgur
kadininki caiz olur.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore ise, ozgur kad1nin nikah1 da gec;:ersiz olur. C,:unku
akit tekdir. Akdin bir k1sm1 gei:;ersiz olunca tamam1 gec;:ersiz olur. Bu, iki
k1zkarde~le tek akitte nikahlanmak gibidir.

Biz ona cevaben diyoruz ki: Ozgur kad1nin nikah1, cariyenin nikah1ndan daha
kuvvetlidir. Nitekim, ozgur kad1n1n nikah1(nin cariyenin nikah1ndan) once veya
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 185

sonra olmas1 ge\erlidir. Zay1f, kuvvetliyi bertaraf edemez, fakat onunla bertaraf
olur. lki k1zkarde~ boyle degildir. Cunku onlar e~ittir. Herbirinin nikah1 ile,
digerininki bertaraf olur. Bunun izah1 ~oyledir: Cariye, ozgur kad1na ilave oldugu
durumlarda, nikah1 haram olan kad1nlardan olur. Halbuki ozgur kad1n nikah1 helal
olanlardand1r. Bu durumda adam nikah1 haram olan ile nikah1 helal olan1 (tek
akitte) birle~tirmi~ olur ve dolay1s1yla akit, helal olanda caiz olur, haram olanda caiz
olmaz.
Sahibi, mudebber cariyesini, vas1fs1z cariyesini veya ummuveled
cariyesini evlendirse ve onu kocas1yla birlikte bir eve yerle~tirse, sonra
cariyeyi kendi hizmetine dondurmeyi uygun bulsa, bunu yapabilir.
Cunku cariyenin hizmeti, efendinin hakk1d1r. 0, bir eve yerle~tirmekle cariyeyi
kocasina odun\ vermi~ gibidir. Dolay1s1yla diledigi zaman onu geri alabilir. Kocas1
ile cariyenin bir eve yerle~mesini ~art ko~sa bu ~art ge\ersizdir. $art, efendinin,
cariyeyi kendisine hizmet ettirmesine engel olamaz. Cunku kocanin nikahla hak
kazand1g1 ~ey, sadece cariyenin kendisine helal olmas1d1r. Onun ba~ka bir ~eyi ~art
ko~mas1, efendiyi baglay1c1 degildir. Onu zorla baglay1c1 kllmak mumkun degildir.
cunku sure belli degildir. Ariyet baglay1c1 bir akit olmad1g1ndan efendiyi ariyet
yoluyla mecbur etmek de mumkun degildir.
Bir kimse, ozgur diye bir kad1nla evlense de, sonradan onun, efendisinin
evlenmesine izin verdigi bir cariye oldugunu ogrense, o art1k onun kans1d1r. Dilerse
tutar, dilerse bo~ar. cunku cariye oldugunun ortaya \lkmas1, bir nevi kusurdur.
Daha once de belirttik. ki, kusur nedeniyle kocaya se\me hakk1 dogmaz. $u kadar
var ki, koca aldand1g1 i\in, daha once bu cariyeden dogan ve halen karn1nda
bulunan \ocugu ozgurdur. Babanin, \acugun davala~t1klan gundeki degerini
efendiye odemesi gerekir. Cunku dava a\1lmad1g1 surece, \OCUk, babanin elinde
emanet hukmundedir. Cunku onun durumu gasbedilen cariyenin \ocugunun
durumundan daha ustUn degildir. Gasbedilen cariyenin \OCUQU ise, geri verilmesi
istenmedigi surece emanet hukmundedir. Aldanan baban1n \ocugu da onun
gibidir. Oyle ki, dava a\ilmadan once \OCUk olse, babanin tazminat odemesi
gerekmez. Arna talep edildikten sonra ancak, (geri vermemek suretiyle) \ocuga
engel olmu~ olur. Bu ise dava s1rasindad1r. Bundan dolay1 dava esnas1ndaki degeri
gozonune al1n1r. Bu da kad1n1n, (vas1fs1z) cariye veya mudebber cariye oldugu a\1ga
\1kt1g1 zaman olur.
Yukandaki meselede kad1nin ummuveled cariye oldugu anla~1l1rsa, kuvvetli
goru~e (zahiru'r-rivayeye) gore, hukum yine ayn1d1r. Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe
(rh a )'den naklettigi rivayete gore ise, bu durumda \Ocugun degerini odemek [S/119]
gerekmez. Cunku ummuveledin \OCUQU, t1pk1 annesi gibidir, koleliginin bir degeri
yoktur. Oyle ki, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, gasp edildiginde bile tazmin edilmez.
istenildikten sonra vermemek de boyledir.
186_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Zahiru'r-rivaye olan goru~un delili ise ~udur: Cocuk, ancak kendisinde


ummuveledlik hakk1 sabit olduktan sonra, annesi gibi olur. Bu ise, onun kale
oldugunun subut bulmas1ndan sonrad1r. Halbuki burada c;;ocugun tohumu (ilk
hucresi) ozgur as1ll1d1r. Bundan dolay1 onda ummuveledlik hakk1 sabit olmam1~t1r.
Kad1nin mukateb cariye c;;1kmas1 durmunda, zahiru'r-rivayenin hukmu yine
ayn1d1r. Hasan b.Ziyad (rh a )'1n EbO Hanlfe ve EbO YOsuf (rh a.)'tan rivayet ettigine
gore ise, bu durumda da baba c;;ocugun degerini odemez. (unku tazmin etse
cariyeye odeme yapm1~ olur. Zira o, kendisinin ve c;;ocugunun ozgurlugunu elde
etmek ic;;in c;;al1~maktad1r. Cocugunun ozgurluge kavu~mas1 ile kendi gayesi k1smen
gerc;;ekle~mi~ olur. Budan dolay1 tazmin gerekmez. Ostelik baba tazmin edip de
verdigini birisinden isteyecek (rucO edecek) olsa, yine cariyeye rucO edecektir.
(unku aldanmasina o neden olmu~tur. Dolay1s1yla sonuc;;ta baban1n tazminat
odemesinin bir yaran olmaz.
Zahiru'r-rivaye olan goru~un delili ise ~udur: (ocugun degerinin odenmesini
gerektiren neden, baban1n aldanmas1d1r ve bu da gerc;;ekle~mi~tir. Baban1n cariyeye
rucOu ise, ancak o bzgurlugune kavu~tuktan sonra olacakt1r. Bu durum baban1n o
anda tazminat odemesini gerektirir ve boylelikle onun tazminat bdemesinin yarar1
da ortaya c;;1kar. Baba, cariye, mudebbere, ummuveled ve mukatebeye, ancak
ozgurluklerine kavu~tuktan sonra rucO edebilir. Bu, daha once ac;;1klad1g1m1z ~u
nedenden dolay1d1r: Aldanma tazmini kefalet tazmini gibidir. Kefalet tazmini ise,
bunlar hakk1nda, azad edildikten sonraki zamana ertelenir.
(Bu meselede) c;;ocuk olse ve geride mal b1raksa, bu mal veraset hukmuyle
babaya ait olur. Bunda babanin tazmin sorumlulugu da yoktur. (unku daha once
de ac;;1klad1g1m1z uzere, istekten sonra vermeme durumu gerc;;ekle~memi~tir.
(ocuk oldurulse, diyetini baba al1r ve c;;ocugun degerini efendiye bdemesi
gerekir. (unku c;;ocugun bedeli salimen kendisine gelmi~tir. Bedelin hukmu de,
asl1n hukmu gibidir. Bundan dolay1 burada talepden sonra teslimden kac;;inma
durumu gerc;;ekle~mi~ olur, dolay1s1yla da c;;ocugun degerini odemesi gerekir.
Birisi, cariyenin karn1na vursa da, cariye olu bir cenln du~urse, vuran ki~inin,
ozgur cenlnin bedeli olan bewuz dirhem odemesi gerekir. (unku bu cenin ozgur
as1ll1 bir alakt1r (hucredir). Baban1n ise efendiye, eger cenln erkek ise degerinin
yirmide birini, k1z ise onda birini odemesi gerekir. Cunku cariyenin sahibi oldugu
ortaya c;;1kan efendinin hakk1, cariyenin cenlnindedir. Bundan dolay1 baba, t1pk1
cenln annesinden aynld1ktan sonra oldurulmu~ gibi, her ne kadar kendisine ozgur
kad1nin cenlninin bedeli verilmi~ olsa da, efendiye kar~1 ancak cariyenin cenlninin
bedeli kadar borc;;land1r1l1r.
Baba blse de, c;;ocuk kalsa, efendi c;;ocugun degerini baban1n terikesinden al1r.
Diger mirasc;;1lar bu miktar ic;;in c;;ocugun pay1na rucO edemezler.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 187

Cunku burada istendikten sonra vermeme durumu gerc:;ekle~mi~tir. Bu da,


baban1n, c:;ocugun degerini odemesini, oldukten sonra ise terikesinden al1nmas1n1
gerektirir. Baban1n borcu ise mirasc:;ilardan bir k1sm1na bore; olup digerine olmamak
~eklinde olmaz. Bundan dolay1 mirasc:;ilar c:;ocugun payina rucu edemezler. Eger
baba miras olarak bir ~ey b1rakmam1~ ise c:;ocuktan hic:;bir ~ey al1nmaz. Nitekim
baban1n diger borc:;lan da c:;ocuktan al1nmaz.
Cariyenin efendisi c:;ocugun amcas1 ise hukum yine yukandaki gibidir. Cunku
burada c:;ocugun bzgurlugune kavu~mas1, akrabal1k itibariyle degil, aldanma
nedeniyledir. CLinku o ana rahminde bzgur asill1 bir cenindir. Akrabal1k nedeniyle
azad olma ise, ancak mulkiyetin amcas1na gec:;mesinden sonra olur. Bundan dolay1
bu konuda amca ile yabanc1 e~ittir.
Cariye, efendinin izni olmadan evlenmi~ ise, efendi hem cariyeyi, hem de
ukrunu (mehrini) al1r. Cocugun degeri konusunda hukum, yukanda ac:;1klad1g1m1z
gibidir.
Eger kocay1 aldatan ki~i cariyeden ba~ka birisi ise, mesela ozgur bir adam,
[5/120]
ozgur diye bir cariye ile onu evlendirmi~ ise, hukum aynen yukandaki gibidir. $u
kadar var ki, c:;ocugun degerini kendisini evlendiren adamdan alabilir. Cunku
aldatma tazmini kefalet tazmini gibidir. Ozgur ki~iden kefalet tazminini derhal
odemesi istenir.
Eger babay1 aldatan ki~i, kale, mudebber veya mukateb ise, baba, c:;ocuk ic:;in,
bzgurlugune kavu~turulana kadar bunlardan bir ~ey alamaz. Bu konuda kolenin
ticarete izinli olmas1yla olmamas1 e~ittir. Cunku ticarete izinli olan kbleden, kefalet
tazminini degil, sadece ticaretten dolay1 olan sorumlulugu derhal kar~ilmas1 istenir.
Dolay1s1yla bunlardan istemek bzgurluklerine kavu~malanndan sonraya kal1r.
Ancak efendi, koleye ve mudebbere boyle yapmalann1 emretmi~se, o takdirde
derhal onun bdemesi istenir. cunku efendisinin izniyle (vas1fs1z) kblenin kefil
olmas1, derhal tazmini gerektirir. Mukateb ise, bunu ister efendinin izniyle, isterse
onun izni olmadan yapm1~ olsun, bzgurlugune kavu~uncaya kadar c:;ocugun
degerini bdemesi kendisinden istenmez. cunku efendinin, onun kazanc1 uzerinde
tasarruf hakk1 yoktur, dolay1s1yla iznine de itibar edilmez.
Eger kale, mudebber veya mukateb ise, mesela bunlardan biri efendinin
izniyle ozgur diye bir kad1nla evlense ve kad1n c:;ocuk dogursa da sonradan kad1n1n
cariye oldugu ortaya c:;1ksa, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye ve Ebu Yusuf (rh.a )'un son
gbru~une gore, c:;ocuk kbledir. Muell if, Ebu Yusuf (rh a )'un gbru~unu "kitabu'd-
da'va" da ac:;1kca belirtmi~tir. Ebu Yusuf (rh a.)'un ilk gbru~une ve Muhammed
(rh a.)'e gore c:;ocuk bzgurdur. Ancak, ozgur k1l1nd1g1 zaman baban1n, degerini
bdemesi gerekir. Baba bu miktan bdedikten sonra, odedigini kendisini aldatandan
al1r.
l88 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu't-Mebsfit

Muhammed (rh a.)' in gbru~unun deli Ii ~udur: (ocugun bzgur olmas1n1


gerektiren neden, baban1n aldanm1~ olmas1d1r. Kad1n1n bzgur olmas1 nikah
s1ras1nda ~art ko~ulmu~tur. Bu ko~ul, bzgur birisi taraf1ndan ileri surulebilecegi gibi,
kale taraf1ndan da ileri surulebilir. Ozgur bir adam c;ocugunun ozgur olmas1na
ihtiyac; duydugu gibi, kale de c;ocugunun ozgur olmasina ihtiya<; duyar. Hatta
kblenin buna ihtiyac1 daha ac;1kt1r. (unku belki de c;ocugu sayesinde, kendisi de
ozgurlugune kavu~acakt1r. Bunun izah1 ~byledir: (ocugun kale olmas1 konusunda,
baban1n kale veya bzgur olmas1n1n bir bnemi yoktur. Bu konuda bnemli olan anne
taraf1d1r. Nitekim, bzgur bir adam durumunu bilerek bir cariye ile evlense c;ocugu
kale olur. Bu konuda muteber olan, annenin kbleligi olduguna gore, koca bzgur
oldugu zaman nikahta annenin bzgur olmas1n1n ~art ko~ulmas1yla annenin koleligi
dikkate alinmaz. Koca kale oldugu zaman da boyle olmal1d1r. (unku c;ocugun
ozgur olmas1 konusunda, ~art ko~ulan ozgurluk, gerc;ekte var olan bzgurluk gibi
kabul edilir.
EbO Hanlfe ve EbO YOsuf (rh a) ise ~byte derler: Bu c;ocuk iki kolenin suyundan
yaratilm1~t1r, dolay1s1yla o da kale olur. (unku c;ocuk asl1n devam1d1r ve ancak
asl1nin s1fat1n1 kazan1r. Her iki asl1 da kale olunca, azad edilmedikc;e, onun ic;in
ozgurluk sabit olmaz. Koca ozgur oldugu takdirde ise, k1yasa ayk1n olarak, butl.in
sahabenin gbru~ birligi ile, c;ocugun ozgurlugu sabit olur. Bu (kocanin kale oldugu
mesele), onunla (kocan1n bzgur oldugu meseleyle) ayni anlamda degildir. (unku
orada adam1n suyu kendi s1fat1yla ozgurdur. (unku ondan bir parc;ad1r. Ancak
Cariyenin rahmine vannca, kale olur. l~te aldanman1n etkisi, adam1n suyunun
cariyenin rahmine varmas1 ile kbleligin sabit olmas1na engellemekte ortaya c;1kar.
Burada ise kolenin suyu da, kendisi gibi koledir. Suyunun bzgurlugunu isbata
ihtiyac; vard1r. Onceden var olan ~eyi oldugu hat uzere b1rakmaya elveri~li olan deli I,
olmayan ~eyi var kabul etmeye elveri~li olmaz.
Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Orada (kocanin bzgur oldugu meselede) tearuz
[S/121] (<;eli~ki) oldugundan tercihe ihtiyac; vard1r. (unku baban1n suyu dikkate
al1nd1g1nda, c;ocugun bzgur olmas1n1 gerektirir. cariyenin suyu dikkate al1nd1g1nda
ise, kale olmasin1 gerektirir. Bundan dolay1 aldanmay1, tercih ettirici bir delil olarak
kabul ettik. Burada ise tercihe degil, ozgurlugu isbata ihtiya<; vard1r. Tercih ettirici
delil, gerektirici delil olamaz. Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Onceki meselede
degerinin derhal tazmini babanin uzerine olmak ko~uluyla, c;ocugun bzgurlugu
sabit olur ve bbylece efendinin zarar gbrmesi engellenir. Burada ise, c;ocugun
ozgurlugu ancak, baba ozgurlugune kavu~tuktan sonra c;ocugun degerini bdemesi
ko~uluyla sabit olur. Dolay1s1yla da cariyenin sahibi oldugu ortaya <;1kan (efendi) ilk
anda bundan zarar gbrur. Bunun, hakk1nda nas bulunan mesele ile ayn1 anlamda
olmad1g1 sabit olduguna gore, asla dbnmek gerekir ki, bu durumda annesi gibi
c;ocuk da kale olur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 189

Muhammed (rh.a )'in goru~une gore, (bu meselede) koleler, efendinin izniyle
evlenmi~lerse, ~ocugun degerini ve mehri derhal odemeleri gerekir. Eger efendinin
izni olmadan evlenmi~lerse, ~ocugun degeri ile mehri, ozgur k1l1nd1ktan sonra
odemeleri gerekir. <:;:unku kolenin, efendi taraf1ndan izin verilen bir nedenden
dolay1 odemekle yukumlu oldugu borcu derhal odemesi istenir. Efendi
tararaf1ndan izin verilmeyen bir nedenden dolay1 odemekle yukumlu oldugu borcu
ise azad edildikten sonra odemesi istenir.
Adam, hi~ kimse kendisini aldatmadan, cariye oldugunu bilerek veya ozgur
oldugunu zannederek bir kadinla evlense, onun ~ocuklan koledir. <:;:unku cariyenin
ozgur olmas1 sadece onun zann1d1r. Zan ise hakikat bak1m1ndan bir ~ey ifade
etmez. Aynca ~ocugun ozgur olmas1n1 gerektiren neden, babanin aldanmas1d1r.
Burada ise aldanma ger~ekle~memi~tir.
Ortak
Bir cariye, iki ki~i arasinda ortak olsa da, onlardan biri cariyeyi bir adamla cariyeyi,
evlendirse ve koca, cariye ile cinsel ili~kiye girse, digerinin bu nikah1 bozma hakk1 ortaklardan
birinin
vard1r. c;:unku evlendiren ki~i, cariyenin sadece yansinin sahibidir. Cariyenin yans1na evlendirmesi
sahip olmak ise, evlendirme yetkisinin nedenlerinden degildir. Bundan dolay1
onun, cariye uzerinde yapt1g1 ve arkada~1n1n hissesini de kapsayan bu akit ge~erli
olmaz. Arakada~1nin, kendisine gelecek zaran engellemek i~in bu akdi bozma
hakk1 olur. Nikah ~uphesi ile ili~ki kurdugu i~in kocaya had gerekmez ve dolay1s1yla
mehir odemesi gerekir. Ancak kendisini evlendiren ortaga, belirlenen mehrin yans1
ile emsal mehrin yans1ndan hangisi daha az ise onu oder. <:;:unku evlendiren ki~i,
belirlenen mehre raz1 olmu~tur ve onun nzas1 sadece kendi pay1nda ge~erlidir.
Diger ortag1n pay1 i~in ise emsal mehrin yans1n1 oder. Bu ne kadar tutarsa tutsun
farketmez. <:;:unku o, kendi hakk1ndan herhangi bir ~eyin du~mesine raz1
olmam1~t1r. Eger nikah, cinsel ili~kiden once bozulursa, koca, cariye ile ister halvete
girmi~ olsun, isterse olmas1n, ortaklardan hi~birinin mehir hakk1 olmaz. <:;:unku
halvete ancak ge~erli olan akitte itibar edilir. Bu akit ise, ge~erli degildir. Dolay1s1yla
bu akitte halvete itibar edilmez.
Babanm, ki.ic,;i.ik oglunun cariyesini evlendirmesi caizdir. Vasinin Babanin,
~ocugunun
yetimin cariyesini evlendirmesi, mi.ikateb kolenin kendi cariyesini cariyesini
evlendirmesi ve mufavaza ~irketinde 119 bir ortagm ~irkete ait bir cariyeyi evlendirmesi

evlendirmesi de boyledir.
<:;:unku cariyeyi evlendirmek kazan~ getiren akitler (ukOdu'l-iktisab)dendir. Zira
bu akitle mehir kazanil1r ve cariyenin nafaka sorumlugu efendiden du~er. Bu dort
sin1f insanin ise, kazan~ saglama ehliyetleri vard1r: Mukatebin uzerindeki k1s1tl1l1k,

119
Mufavada ~irketi: Ortaklar aras1nda hem sermayenin miktari hem de kar hisseleri e~it
halde bulunup, hic;birinin fazla ticarete elveri~li mal1 bulunmamak Uzere kurulan ortakl1k.
MUfavada ~irketlerinde ortaklar, birbirlerinin hem vekili hem de kefilidirler. Bu ortakl1gin
sermayesi mald1r.
190_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

mal kazanma konusunda kald1nlm1~t1r; baba ve vasl ku~uge bakmakla


emrolunmu~lard1r ki, onlann (~ocuk lehine) mal kazand1racak akitler yapmalan
~ocuga bakma kapsam1ndad1r. Mufavaza ~irketindeki ortaklar da, bu ~irketi ancak
mal kazanmak i~in kurmu~lard1r.
Bu dbrt s1n1f insan, kbleyi evlendiremezler. c;:unku kbleyi evlendirmekte mal
[5/122] kazanma degil, aksine koleyi kusurlu duruma getirmektir. Sahiplerine bir menfaat
saglamaz aksine onun zimmetine mehir ve nafaka yukler.
Baba veya vasi, c;ocugun cariyesini c;ocugun kolesi ile evlendirse, bu
da caiz olmaz. Muellif bu hukmu "me'zOn" konusunda a~1k~a ifade etmi~tir. EbO
YOsuf (rh.a.)'a gore ise, bu caiz olur. c;:unku bunda ~ocugun bir zaran yoktur. Zira
bu akitle mehir bdemesi gerekmez. Nafakalan ise, nikahtan once oldugu gibi,
nikahtan sonra da ~ocuga aittir. Ostelik bu akitte nesil (kblelerin uremesi)
bak1mindan ~ocugun menfaati vard1r. Bundan dolay1 baba ve vaslnin, ~ocugun
hayvanlanndan (mal1ndan) erkek olan1 di~i olanla ~iftle~tirmesi gibi, bu insanlan
evlendirmesi de caizdir.
Kuvvetli olan (Zahiru'r-rivaye) gbru~un delili ise ~udur: Boyle bir akit, kale ve
cariyenin kusurlu olmas1na neden olur. c;:unku nikahl1 olmak, hem kbleler, hem de
cariyeler i~in bir kusurdur. Kblelerin uremesi menfaati ise beklentidir. Beklenen
menfaat, ger~ekle~mi~ zarar kar~1sinda caiz olmaz. Bundan dolay1 baba ve vasinin
yapt1g1 bu akit ge~erli olmaz.
Sahibinin ticarete izin verdigi (me'zOn) kale, emek-sermaye ortakl1ginda emek
sahibi (mudarib) veya 1nan ~irketindeki 120 ortak, cariyeyi evlendirse, EbO Hanlfe ve
Muhammed (rh.a.)'in gbru~une gore, bu caiz olmaz.
EbO YOsuf (rh a.)'un gbru~une gore ise, caiz olur. C::Linku bu evlendirme, bir
mal kazanma akdidir. Bu sayllan ki~iler de boyle bir akit yapabilir. Aynca kocan1n
cinsel ili~kiden elde ettigi ~ey de ger~ekte bir menfaattir. Bunun i~in Allahu Teala,
mehre "ecr" adin1 vermi~tir. Bu sayllan ki~iler, cariyeyi kiraya verebildikleri gibi,
evlendirebilirler de.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a) ona cevap olarak ~byle derler: Me'zOn
kblenin k1s1tlil1g1, sadece ticaret konusunda kald1nl1r. Evlendirme ise, ticaret
degildir. c;:unku tacirlerin, cariyeleri evlendirme yoluyla mal kazanma gibi bir
adetleri yoktur. ~u mesele de bunu gbstermektedir: Bir kadin, (mehir olarak) bir
kale kar~ll1g1nda bir adamla evlense ve akit s1rasinda ticarete niyet etse, onun bu
niyetiyle kale ticaret mal1 olmaz. Eger nikah, bir ticaret ~e~idi olsayd1, bu meselede,

120
inan ~irketi: Ticaret gibi bir maksatla iki veya daha fazla kimse tarafindan sermaye
konularak kurulan ~irket. Bu tor ~irkette ortaklar aras1nda tam e~itlik ~art1 aranmaz;
birinin pay1 digerinkinden fazla ya da az olabilir. lnan ortakl1g1nda ortaklar birbirlerinin
sadece vekilidirler. Bununla birlikte ~irketin gerr;ekle~tirildigi s1rada kefalet ~art ko~ulursa
ortaklar birbirinin kefili de olurlar.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 191

kole ticaret mal1 olurdu. c;:unku ticaret niyeti fiill ticaretle birlikte olursa o zaman,
ticaret ir;in olur. Nikah bir ticaret r;e~idi olmad1g1na gore, burada sayllan ki~iler,
cariyeyi evlendiremezler. Nitekim bunlar mukatebe akdi de yapamazlar. Yukanda
sayilan dort grup insan ile burada sayllan ur; grup insan aras1ndaki fark da bununla
(kitabet akdiyle) ortaya r;1kar. $oyle ki, yukanda say1lanlar mukatebe akdi
yapabildikleri ir;in, onlann tasarruflann1n ticaretle s1n1rl1 olmad1g1n1 anlad1k.
Buradaki ur; grup insan ise, kitabet akdi yapamad1klan ir;in, anl1yoruz ki onlann
tasarruflan ticaretle s1n1rl1d1r.
$uphesiz bu ur; grup insan, koleyi evlendiremez. c;:unku evlendirme, ne mal
kazanma ne de ticaret r;e~idi degildir.
Ozgur bir adam, oglunun cariyesi ile evlense, biz Hanefllere gore, caiz olur;
$afil (rh.a.)'ye gore ise caiz olmaz.
Denildi ki, $afil'nin (rh a) buradaki hukmu, onun daha once ger;en ~u kural1na
dayan1r. Ozgur bir erkek, ancak ozgur kadinla evlenmeye gucu yetmedigi zaman,
cariye ile evlenebilir. Ogulun, babanin iffetli olmas1n1 saglamas1 gereklidir. Bu
sayede babanin cariye ile evlenmeye ihtiyac1 kalmaz. Fakat bu ar;1klama, dogru
degildir. c;:unku baba, ozgur kad1nla evlenmeye gucu yetmeyip de ba~kas1n1n
cariyesi ile evlense nikah ger;erli olur. Dogrusu bunun ba~l1ba~1na bir mesele
olmas1d1r. Onun goru~unun (esas) delili ~udur: Babanin, r;ocugunun mal1nda
mulkiyet hakk1 vard1r. Nitekim, baba, haram oldugunu bilerek oglunun cariyesiyle
cinsel ili~kiye girse, ona had cezas1 uygulanmaz. Bundan dolay1 onunla evlenmesi
de caiz olmaz. Bu, efendinin, mukateb kolesinin kazanc1 olan bir cariye ile
evlenmesi gibidir, hatta (caiz olmama konusunda) ondan da otedir. c;:unku
babanin, r;ocugunun mal1ndaki mulkiyet hakk1 daha ar;1kt1r. Nitekim, baban1n,
r;ocugunun cariyesinin r;ocugundaki mulkiyet hakk1 ger;erlidir. Nitekim baba,
oglunun cariysinden r;ocuk sahibi olabilir. Efendinin, mukateb kolesinin
cariyesinden r;ocuk sahibi olmas1 caiz degildir. Bunun izah1 ~udur: c;:ocuk, baban1n
kazanc1d1r. Hz. Peygamber (s.a.v ); (5/123]

~ ~ ~JJj ~µ ' ~ ~ ~yll JS~ ~ <:61 ~l


"Ki~inin yedigi en temiz (he/al) nztk, kendi kazancmdan o/andtr ve ki~inin
r;ocugu da onun kazanodtr" buyurdular. 121 . Dolay1s1yla ogulun cariyesi, kazanc1n1n
kazanc1d1r. Bundan dolay1 t1pk1 kolesinin cariyesi ile evlenemedigi gibi, onunla da
evlenemez.
Biz (Hanefller) bu konuda ~oyle diyoruz: Baban1n, oglunun cariyesi uzerinde
ne mulkiyeti, ne de mulkiyet (in saglad1g1) hak vard1r. Bundan dolay1, t1pk1

121
Abdurrezzak, Musannef, IX/133; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/220; lbn Mace, Ticarat 1; Nesa1,
Buy0 1; lbn Hibban, Sahih, X/73; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/279.
t92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut

babas1n1n ve karde?inin cariyesini evlendirebildigi gibi, onunla da evlenebilir. Boyle


dedik, c;unku ogulun kendi cariyesi ile cinsel ili?kiye girmesi, ittifakla, helald1r. Eger
babas1n1n o cariyede mulkiyet hakk1 olsayd1 ogulun, onunla cinsel ili?kiye girmesi
helal olmazd1. Nitekim mukateb kole, cariyesi ile cinsel ili~kiye giremez. c;:unku
efendisinin, o cariye uzerinde mulkiyet hakk1 vard1r. Oglunun cariyesi ile ili?ki kuran
babadan had cezas1nin dLi?mesinin nedeni, onun cariyede mulkiyet hakk1nin
bulunmas1 deg ii, Hz. Peygamber (s av )'in ?U hadisinde, oglun ve malin1n babaya ait
oldugu belirtilmesidir:

"Sen de, ma/in da babana aittir" 1n


Hadisin gorunen ?ekli, her ne kadar, baban1n cariye uzerinde mulkiyetinin
veya mulkiyetin saglad1g1 hakkin bulunmas1 konusunda kendisiyle amel edilmese
bile, haddi du~urme konusunda bir ~uphe olur. Bu, secme hakk1 (muhayyerlik)
ko~uluyla sat1m akdi yapmak gibidir. Her ne kadar muhayyerlik ko?uluyla satin
almak mulkiyet veya mulkiyet hakk1 gerektirmese de, mu?teri 0 cariye ile ili~ki
kursa bu akit nedeniyle had cezas1 du~er. (Fasid) nikah ve mal1 teslim almadan
once satmak gibi fasid ail~-veri~ de boyledir.
Ogul her ne kadar babanin kazanc1 olsa da ozgur bir kazanc;t1r. Bundan dolay1
onun kazanc1 uzerinde baban1n mulkiyet hakk1 sabit olmaz. Bu, azad edilen
kolenin mal1 gibidir; Azad edilen kole, her ne kadar ozgur b1rakan1n kendisinin
kazanc1 olsa da, onun mal1nda hic;bir hakk1 yoktur. c;:unku o mal, ozgur birinin
kazanc1d1r. Babanin oglunun cariyesinden c;ocuk sahibi olmas1n1n gec;erli olmas1,
onun uzerinde mulkiyet hakk1nin bulunmas1 itibariyle degil, ihtiyac; durumunda
mulkiyetine gec;irme yetkisi (velayetU't-temelluk) nedeniyledir. Burada da neslinin
zayi olmamas1 ic;in, baban1n, suyunu koruma ihtiyac1 kesinle?mi?tir.
Baba, oglunun cariyesi ile evlenip de, cariye kendisine bir c;ocuk dogursa, o
c;ocuk ozgur olur. c;:unku c;ocuk, kolelik konusunda annesine tabidir. Burada ise
cariyenin efendisi, kendi karde~ine sahip olmu~ olur ve akrabal1k nedeniyle c;ocuk
hemen azad olur.
Biz Hanefllere gore, yukandaki meselede, cariye ummuveled olmaz. Zufer
(rh a J'e gore ise onun ummuveledi olur. Ayni ?ekilde baba, fasid bir nikahla veya
?Lipheyle cinsel ili?kiye girmek suretiyle oglunun canyesin1n c;ocuguna
sahiplenmesi, bize gore, cariye, onun ummuveledi olmaz, Zufer (rh a.J'e gore olur.

122
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; EbO DavOd, lcare, 77; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhaki, es-Sunenu'l-kUbra, Vll/480.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 193

Onun delili ~udur: Baba, zina yaluyla c;acuga sahiplenmesi durumunda


aglunun cariyesi ummuveledi alursa, nikahla veya nikah ~uphesi ile c;acuga
sahiplendiginde ummuveledi almas1 daha onceliklidir.
Biz diyaruz ki: Baba, ~uphe almaks1zin aglunun cariyesinin <;acuguna
sahiplenmesi , suyunun zayi almamas1 ic;in ihtiyac1 bulundugundan, ana malik
almu~ alur. ~unku ana malik almadan nesebi isbat etmek mumkun degildir. Zira
cariye uzerinde ne mulkiyeti, ne de mulkiyet hakk1 vard1r. Eger <;acuk almadan
once anu mulkiyetine gec;irmi~ alursa, kendi mulkunde iken <;acuk sahibi almu~tur.
Bundan dalay1 da cariye anun ummuveledi alur. Burada ise, nesebi ispat etmek
ic;in, cariyeyi mulkiyetine ge<;irmeye ihtiyac1 yaktur. Bilakis nikah veya nikah
~uphesi, bunun i<;in yeterlidir. Bundan dalay1 cariyeyi mulkiyetine ge<;irmi~ almaz,
dalay1s1yla cariye de anun ummuveledi almaz.
Babanin evlendirmesiyle, agul babasin1n cariyesiyle evlense, nikah caiz alur.
Cariye, andan c;acuk dagurursa, c;acuk ozgur alur.
~unku baba, aglunu kendi cariyesi ile evlendirmi~tir. Fakat cariye, agulun
ummuveledi almaz. ~unku agulun, anun uzerinde mulkiyeti yaktur.
Ogul, nikah veya nikah ~uphesi almadan, babasinin cariyesi ile cinsel ili~kiye
girse, iddia etse bile <;acugun nesebi kendisinden sabit almaz. ~unku agulun,
babas1nin cariyesini mulkiyetine gec;irme hakk1 yaktur.
Fakat, "Babam1n cariyesinin bana helal aldugunu zannettim" derse, agula
had cezas1 gerekmez; "Onun bana haram aldugunu biliyardum" derse had cezas1
[S/124]
uygulanir. ~unku zan bulunan durumda, ~uphe edilecek bir kanuda (hakl1 alarak)
~upheye du~mu~ alur ve bu nedenle had cezas1 du~er. Haram aldugunu bildigi
durumda ise, cariyenin haraml1g1 kanusunda hakikaten veya ~eklen bir ~uphe
yaktur ve anun da cariyenin durumu kanusunda bir ~uphesi yaktur. Bundan dalay1
ana had cezas1 gerekir.
Yukandaki meselede baba, aglunun kendi cariyesi ile cinsel ili~kiye girdigini ve
c;acugun andan aldugunu dagrularsa, anun bu ikran nedeniyle c;acuk azad alur.
~unku ki~i zinadan alma agluna sahip aldugu takdirde aglu azad aldugu gibi,
aglunun zinadan alma agluna sahip aldugu takdirde de aglunun aglu azad alur.
Fakat a<;1klad1g1m1z nedenle, nesep sabit almaz. Baban1n, agulun cariyesinden
c;acuk sahibi aldugu durumda (dagacak <;acugun ozgur almas1 ic;in) aglun anayina
ihtiya<; yaktur. ~unku baban1n, aglunun cariyesini kendi mulkiyetine ge<;irme
yetkisi vard1r. Bu durumda a, kendi mulkunde c;acuk yapm1~ alur. Bundan dalay1
agluna cariyenin degerini oder. Ogulun ise, baban1n cariyesi uzerinde boyle bir
yetkisi yaktur. Bundan dalay1 c;acuk, ancak baba anay verdigi zaman, ozgurlugune
kavu~ur.

Kole, iki kad1ndan fazlas1yla evlenemez.


194_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Malik (rha.) der ki: "Kolenin de dort kadinla evlenme hakk1 vard1r. c;:unku
kolelik, nikahtaki malikiyyeti 123 etkilemez ve koleyi nikah yoluyla bir kadina sahip
olmaya ehil olmaktan <;:1karmaz. Akitleri ikrar etme konusunda (nasil ki kole) kana
(k1sas hakkina) ve bo~amaya sahip oluyorsa (bunlar gibi) koleligin etkili olmad1g1
konularda kole ile ozgur e~ittir.
Biz Hanefllerin goru~u Hz. Omer (ra)'den rivayet edilmi~tir. 0 der ki: "Kole, iki
kad1ndan fazlas1yla evlenemez". Aynca kolelik, hadlerdeki deynek vurma say1s1,
bo~ama say1s1 ve iddet beklerken adet say1s1 gibi hadd-i zat1nda say1l1 olan ~eylerin
yanya inmesi konusunda etkilidir. c;:unku nikah mulkiyeti, ki~inin kendisiyle nikaha
ehil oldugu helall1ga dayan1r. Bu helallik, ustlinlugun artmas1yla geni~ler ve halin
du~uklugu ile daral1r. Nitekim, kendisine mahsus olan peygamberlik fazileti
nedeniyle sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)'e, dokuz kad1nla evlenmek mubah
k1linm1~t1. Helallik dairesi, onun hakk1nda, dokuz kadin1 i<;:ine alacak kadar geni~ti.
Ondan ba~ka hi<;:bir ki~iye dort kad1ndan fazlas1 caiz olmaz. Ayn1 ~ekilde helallik
dairesi ozgurluk ustlinlugu nedeniyle de geni~ler ve ozgur erkek dort kad1nla
evlenebilir. Kole ise iki kad1ndan fazlas1yla evlenemez.
Bunun a<;:1klamas1 ~udur: Kolelik, helalligi yanya indirir. Nitekim, cariye
tarafinda da kolelik nedeniyle helallik yanya iner. Hatta helalligin sonucu olan
kasm (kanlar hakk1nda geceleme nobeti) konusunda bile, cariyenin durumu ozgur
kad1n1n durumunun yans1d1r. Ayn1 ~ekilde helallik nedeniyle elde edilen ~eyi
usulunce (me~ru yoldan) elde etmeyene gereken ceza da, kolelik nedeniyle yanya
iner. Nitekim zina eden koleye elli sopa vurulurken , ozgure yuz sopa vurulmas1
gerekir.
Kolelik nedeniyle helalligin yanya indigi ve nikahlanacak kad1nlann say1s1nin
da helall1ga dayand1g1 sabit olunca deriz ki, bu konuda da kolenin durumu
ozgurun durumunun yans1d1r. Bundan dolay1 sadece iki kad1nla evlenebilir. Bu
konuda (evlenecegi) kad1nlann ozgur veya cariye olmas1 aras1nda fark yoktur.
$afil (rh a) bu konuda bize muhalefet etmez. c;:unku kole hakk1nda cariye ile
evlenmek, as1ld1r, bedel degildir. Zira cariye ile evlenmekte, onun neslini kolelige
maruz b1rakma durumu yoktur. c;:unku o zaten butlin par<;:alanyla koledir. Bundan
dolay1 onun iki cariye ile evlenmesine cevaz verilmi~tir.
$afil (rh a) bu kurala dayanarak der ki: "Kole, ozgur kad1n ile evli iken uzerine
cariye ile evlenebilir". Fakat bize gore bu caiz olmaz. <:;:unku cariye, ozgur kad1n
uzerine kuma oldugu zaman, ozgur erkek hakk1nda, evlenilmesi helal olan
(5/125]
kad1nlardan degildir. Kole hakk1nda da hukum boyledir. Mudebber, mukateb ve

123
Malikiyyet kavram1 nikah nedeniyle kadina sahip olmay1 ifade eder. Kolelik nedeniyle kad1na sahip
olmaya ise "mUIOkiyyet" denir.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t95

ummuveledin oglu olan koleler de, bu konuda, s1rf kole gibidir. c;:unku helalligi
yanya indiren kolelik, onlarda da vard1r.
Biz Hanefllere gore, kole, efendisinin izni olmadan evlenemez.
Malik (rh a )'in goru~une gore ise, bu caiz olur. c;:unku (ona gore) koleligin,
nikaha malik alma konusunda etkisi olmaz. Dolay1s1yla kole, t1pk1 bo~ama gibi,
nikah akdini de kendi ba~1na yapabilir.
(Hanefl alimleri) bu konuda ~u ayetin gorunen anlamin1 delil olarak
getirmi~lerdir:

"Allah, hi<;bir ~eye gucQ yetmeyen, ba~kasmm mail o!mu~ bir ko/eyi misal
verir." (en-Nahl 16175) Nikah da, bir "~ey" olduguna gore kole onu da kendi ba~ina
yapamaz. Bizim goru~umuz, Hz. Omer (ra)'den rivayet edilmi~tir. 0 der ki: "Hangi
kole, efendisinin izni olmadan evlenirse, o zinakard1r."
Bu konudaki akll delil ~udur: Evlenmek koleyi kusurlu duruma getirir. Onun
mall1g1 mehir ve nafaka ile me~gul olur. Halbuki kolenin mall1g1, efendiye aittir.
Dolay1s1yla kole, mal alma ozelligini, efendisinden izin almadan yapt1g1 bir
tasarrufla me~gul edemez. $u durum da bunu ac;:1klar: Kole kendisini satsa veya bir
bore;: (mal) mukabilinde rehin olarak verse, menfaati sonuc;:ta efendiye dondugu
durumda, caiz olmaz. Buna gore kolenin, efendiye hic;:bir menfaat saglamayan
nikah akdini yapmas1 oncelikle caiz olmaz.
Mudebber, ummuveled cariyenin oglu ve mukateb olan koleler de efendinin
izni olmadan evlenemezler. c;:unku tasarrufu k1s1tlamay1 gerektiren kolelik onlarda
da vard1r. Efendi, onlara evlenme izni verse, akit caiz olur. c;:unku efendi bizzat
kendisi evlendirmi~ olsayd1 caiz olacakt1. Onlara izin verdigi zaman da oyledir. Ne
var ki efendi, bizzat evlendirebilmek ic;:in, mukateb kolenin nzas1n1 almas1 gerekir.
Arna efendi izin verse de, mukateb kole kendisi akit yapsa, caiz olur.
Cariyeyi evlendirme konusu, yukandaki meseleden farklld1r. c;:unku mukateb
kole, kendi cariyesini efendinin nzasin1 almadan evlendirebilir. c;:unku onun cariyesi
efendinin mulku degildir. Cariyeyi evlendirmek de, kazanc;: getiren akitlerdendir.
Mukateb kole boyle akitleri yapabilir. Arna mukateb kolenin, kendisinin evlenmesi
kazanc;: getiren akitlerden degildir ve onun mulkiyeti efendiye aittir. Buna gore,
mukateb olan cariye kendi cariyesini evlendirse caiz olur. Fakat kendisi evlense,
ancak efendinin izniyle caiz olur. c;:unku kendi mulkiyeti efendiye aittir.
Kole, efendisinin izni olmadan evlense de, efendi buna onay (izin) verse, caiz
olur. c;:unku sondaki izin, ba~taki izin gibidir.
196_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Efendinin izninden sonra, kale, kans1n1 uc;: defa bo~asa, kad1n uc;: defa bo~ olur
ve ba~ka bir kocayla evlenmedikc;:e kolenin onunla (tekrar) evlenmesi caiz olmaz.
Cunku nikah gec;:erli olunca, bo~ama konusunda, kale ozgur gibi olur.
Efendinin nikaha icazet vermesinden once, kale, kans1nr uc;: talakla bo~asa,
nikah hi<;: yaprlmam1~ olur. Fakat bu, nikahtan vazgec;:me ( mutareke) anlam1na
gelir. Cunku bo~aman1n meydana gelmesi, sahih (gec;:erli) nikaha mahsustur.
Kolenin, efendinin izni olmadan nikah akdi yapmas1, sahih (gec;:erli) degildir.
Dolay1s1yla bo~ama meydana gelmez. Fakat bo~amak, eger nikah sahih ise, akit
konusu kad1n1n helalligini ortadan kaldrrrr ve aralannrn ayrrlmas1nda etkili olur.
Fakat nikah sahih degil ise, bu iki hukum konusunda bo~amanrn etkisi olmaz. Arna
~upheyi (nikah ~uphesi) kald1rmakta etkisi olur. Dolay1s1yla kale, bo~amadan once
bu kadinla cinsel ili~kiye girse, had cezasr gerekmez; fakat bo~adrktan sonra cinsel
ili~kiye girse, had cezasr gerekir.

(Yukarrdaki meselede) Efendi, kolenin yapt1g1 bu nikaha icazet vermese, ama


ba~tan onun evlenmesine izin vermi~ olsa, kolenin o kad1nla evlenmesinde bir
sakinca yoktur. Cunku kad1n1n haram olmasr (kadrn talaka uygunken) onun
bo~anmasr nedeniyledir. Burada ise boyle bir ~ey yoktur Dolay1s1yla kolenin o
kadrnla evlenmesinde bir sakinca olmaz. Bu konuda o, kans1n1 uc;: talakla bo~ayan
kuc;:uk veya deli gibidir ki, onlann bo~amasr ile kadrnda haraml1k sabit olmaz.
[5/126]
Ayrrca nikah gec;:erli olmayrnca bo~ama, nikahtan once gerc;:ekle~mi~ bir bo~ama
olur. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.v.),
\58\ [ .; j')\1. '1
~ - u.
"Nikahtan once bo~ama yoktur"124 buyurmu~tur.
Efendi, bu nikaha onay verse, onay1 gec;:ersizdir. Cunku icazet, ancak akdin
mevcut ve birisinin onayrna bagl1 (mevkOf) olmas1 durumunda gec;:erli olur. Halbuki
burada kolenin kar1s1nr bo~amas1yla, akit ortadan kalkm1~t1r. Cunku kale, kendi
ba~1na kansrnr bo~ayabilir. Sahih nikahta kans1nr bo~ad1g1 takdirde nikah ortadan
kalkt1g1na gore, mevkOf akitte bo~ad1g1 takdirde akit oncelikle ortadan kalkar.
Efendi, bundan sonra o kad1nla evlenmesine izin verse, EbO Hanlfe ve
Muhammed (rh.a )'in goru~une gore, kolenin onunla evlenmesi mekruhtur.
Evlenirse, aralan ayrrlmaz. EbO Yusuf (rh a )'un goru~une gore ise, mekruh olmaz.
EbO YOsuf (rh a )'un goru~unun deli Ii ac;:1kt1r. Cunku burada kadrn bo~anm1~
degildir. Halbuki kadrnrn haram olmas1, bo~anm1~ olu~u itibariyledir. Ote yandan
efendinin bu akde onay vermesi gec;:ersizdir. Varl1g1 yoklugu gibidir. Zaten efendi

124
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/190, 207; Darim1, Talak 3; Ebo DavOd, Talak 7; Tirmiz1, Talak 6; lbn
Mace, Talak 17; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1/170.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 197

akde icazet vermeseydi bile, kolenin, efendinin onceki iznine dayanarak, o kad1nla
evlenmesi caiz olurdu. lcazet verdikten sonra da boyledir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in goru~unun deli Ii ise ~udur: Bo~ama, nikah
akdine dayanan bir tasarruftur. Akitlere onay vermek, onlara dayanan ~eylere de
onay vermeyi ii;;erir. Bu inceligi dikkate almak, bo~amanin gei;;erli olmas1n1 ve
kad1nin haram olmas1n1 gerektirir. Dolay1s1yla biz onu mekruh olma konusunda
dikkate ald1k. Kad1nin hakikaten haram olu~unda dikkate almad1k.
Fakat bu deli I, Muhammed (rh.a )'in esas ald1g1 kurala gore dogru degildir.
c;:unku ona gore, bir koleyi gasbeden ki~iden satin alan ki~i. onu ozgur kllsa ve
sonra (geri;;ek) efendi buna onay verse, bu azad etme gei;;erli olmaz. EbO Hanlfe
(rh a )'nin esas ald1g1 kurala gore ise, bu ancak bo~ama efendinin onay1na bagl1
oldugu takdirde dogru olurdu. Halbuki daha once ai;;1klad1k ki, kolenin bo~amas1
efendinin onay1na bagl1 degildir. Bu konuda denilecek ~ey ~udur: Sonradan verilen
onay (icazet), ba~tan verilen izin gibidir. Ba~tan izin verdiginde, bu izin nedeniyle
haraml1k sabit oldugu gibi, sonradan icazetin ~ekli bulundugu durumda da
mekruhluk sabit olur.
Bunu da ~oyle ai;;1klariz: Kole, kendi kendine evlenmeye ehildir. Bundan dolay1
efendi izin vermeden once ozgur ki11nsa, (onceden yapt1g1) nikah akdi gei;;erli olur.
Bu tarafa itibar etmek, onun bo~amas1nin gei;;erli olmasin1 gerektirir. Efendinin
hakk1 dikkate alind1g1nda ise, bo~amas1n1n gei;;erli olmamas1 gerekir. Burada deliller
birbiriyle i;;eli~tigi ii;;in dedik ki: Geri;;ekte haraml1k sabit olur, fakat ihtiyaten
mekruhluk s1fat1 sabit olur. C::unku kolenin kendisine helal olan bir kad1nla
evlenmesi, kendisine haram olan bir kad1nla evlenmesinden daha hay1rl1d1r.
Kole, efendisinin izni olmadan ozgi.ir bir kadmla evlense, sonra efendi
onu ozgi.ir k1lsa, nikah gec;erli olur. C::unku kole, baglay1c1 sozu olan bir
muhatapt1r. Nikah1nin gei;;erli olmamas1 efendisinin hakk1ndan dolay1 idi. Efendi,
ozgur kllmak suretiyle kendi hakk1n1 du~urunce, engel ortadan kalkt1g1ndan nikah
da gei;;erli olur.
Yukaridaki meselede efendi, koleyi satsa da, mu~teri icazet verse, yine nikah
caiz olur. C::unku mu~teri, kolenin mulkiyeti konusunda, sat1c1nin (efendi) yerine
gei;;mi~tir. Onun akdine onay verme konusunda da boyledir. C::unku sat1mla, onaya
bagl1 helallik uzerine gei;;erli bir helallik gelmi~ degildir. Zira kole, mu~teriye helal
olmaz. Bundan dolay1 mu~terinin onay1, sat1cin1n onay1 gibi oldu. Zufer (rh a)'e gore
ise, mu~terinin icazet vermesiyle kolenin nikah1 gei;;erli olmaz. Bunu daha once
ai;;1klam1~t1k.

Efendi olse de, onun varisi icazet verse, hukum yine yukaridaki gibidir.
Efendi kolesine (mutlak olarak) evlenme izni verse, biz Hanefilere gore, kole [S/127]
(bu izin nedeniyle) sadece bir kad1nla evlenebilir. ~afil (rh.a.)'ye gore ise, iki kad1nla
evlenebilir. Bu hukum daha once ai;;1klamas1 gei;;en ~u kurala dayanir: Hanefilere
.......
198 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kitabu'l-Mebsiit
gore nikah yetkisi, efendinin kale uzerindeki mulkiyetine dahildir. Oyle ki efendi,
rizas1 olmadan kolesini evlendirebilir. Bundan dolay1, kale, nikah konusunda
efendinin vekili (naibi) olur. Bu konuda o, kendisini evlendirmesi ic;in birisini vekil
k1lan ozgur bir adam gibidir. O ki~i, bu mutlak vekillikle muvekkilini sadece bir
kad1nla evlendirebilir. $afil'ye gore ise, nikah yetkisi, efendinin kale uzerindeki
mulkiyetine dahil degildir. Kole kendi nikah yetkisine sahiptir, ancak efendinin izni
olmadan yapt1g1 nikah akdi gec;erli olmaz. c;:unku bunun zarari efendinin hakk1na
dokunur. Efendi bu konuda (koleye) izin verdigi zaman ise, bu zarara raz1 olmu~ ve
kendi hakk1n1 du~urmu~ olur. Bundan dolay1 kale iki kad1nla evlenebilir.
Kole, bir akitte iki kadinla birden evlense, bunlardan hic;birinin nikah1 gec;erli
olmaz. Sadece Ebo Yusuf (rh.a), ilk goru~unde gec;erlidir. Oder ki: "Bu kad1nlardan
birinin nikah1 caiz olur. Tercih koleye aittir". Bu konuda kale, kendisini bir kad1nla
evlendirmesi ic;in vekil tayin eden ki~i gibidir. Eger vekil onu iki kad1nla evlendirirse,
EbO Yusuf (rh a.)' a gore, bunlardan birinin nikah1 gec;erli olur. Bu konuda
muhayyerlik (vekil tayin eden) kocaya aittir. Bu meselenin ac;1klamas1 daha once
gec;mi~ti.

Bu meselede efendi, "lki kad1nla nikahlanabilmesini kasdettim" derse, her


ikisinin nikah1 da caiz olur. c;:unku efendi iki kadinin nikah1na da onay verdigi
takdirde caiz oldugu gibi, "izin s1ras1nda ben buna niyet etmi~tim" dedigi zaman
da boyledir. c;:unku niyet edilen ~ey, onun sozunun ifade ettigi muhtemel
anlamlardan biridir ve o, bu ac;1klamas1nda tohmet altinda degildir.
Efendi, koleye bir kad1nla evlenmesi ic;in izin verse, kale de bir kad1nla fasid
nikahla evlenip cinsel ili~kiye girse, Ebo Hanlfe (rh a )'nin goru~une gore, kolelik
halinde iken mehri odemekle yukumlu tutulur. EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in
goru~une gore ise, azad edilinceye kadar mehirle sorumlu tutulmaz.
Bu meselenin asl1 ~udur: Ebo Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, efendinin
koleye evlenme izni vermesi, gec;erli (sahih) akde yorumlanir, bozuk (fasid) akde
degil. c;:unku onun maksad1, kolesinin iffetli olmas1n1 saglamakt1r. Bu ise ancak
sahih akitle meydana gelir, fasid akitle degil. Onlar ~u meseleyi delil getirmi~lerdir:
Bir ki~i evlenmemeye yemin etse, bu yemini sahih nikaha yorumlan1r, fasid akde
degil. Bundan da anl1yoruz ki, fasid nikah, (aslinda) nikah degildir. Dolay1s1yla
efendinin izni, onu ic;ermez.
Ebo Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle der: Gec;ersiz veye gec;erli olmak akdin s1fat1d1r.
Efendinin izni ise, akdin asl1 ile ilgilidir. Dolay1s1yla belli bir s1fatla kay1tlanamaz. Bu,
al1m sat1m konusunda vekile veya koleye izin vermek gibidir ki, hem hem fasid,
hem de sahih akdi ic;erir. Boyle dememizin de nedeni ~udur: Cinsel ili~kiden dolay1
nesebin sabit olmas1, mehir odemenin ve iddet beklemenin gerekli olmas1 gibi baz1
maksadlar, fasid akitle de sabit olur. Zira bir ki~i, gec;mi~te evlenmedigine dair
yemin etse, fakat fasid veya sahih bir nikahla evlenmi~ olsa, yeminini bozmu~
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 199

say1l1r. Gelecekle ilgili olarak bbyle bir yemin ettigi takdirde onu sahih akde
yormam1z1n nedeni, brfLin delaletidir. Cunku yeminler orfe dayan1r. Burada ise
efendinin iznine itibar etmek, onun zarar gormesini engellemek ic;indir. Bu da hem
sahih, hem de fasid akdi kapsar.
Bu meselenin asl1n1 anlad1ktan sonra deriz ki: Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kale,
fasid akitle evlendigi kad1nla cinsel ili~kiye girdigi zaman, efendi taraf1ndan izin [S/128]
verilen bir nedenden dolay1 kendisine mehir gerekir. Dolay1s1yla derhal onu
odemekle yukumlu tutulur. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise, efendinin
izni fasid akdi ic;ermez. Bundan dolay1 mehir, efendi tarafindan izin verilmeyen bir
nedenle gerekli olmu~tur. Dolay1s1yla mehri odeme sorumlulugu azad edildikten
sonraya kal1r.
Buna gore, kale bundan (fasid akitten) sonra o kad1nla sahih bir nikahla
evlense, Ebu Yusuf ve Muhammed (rha)'e gore, caiz olur. Cunku efendinin izninin
hukmu fasid akitle sona ermemi~tir. Dolay1s1yla ikinci akdi, onun izniyle yapm1~
olur. Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, ikinci akit gec;erli olmaz. Cunku efendinin
izninin hukmu, birinci akitle sona ermi~tir. Dolay1s1yla ikinci akit ic;in yeni bir izne
ihtiyac; duyulur.
Kole, efendisinin izni olmadan evlense ve kadinla cinsel ili~kiye girse, sonra
efendi bu nikaha onay verse, istihsanen, sadece mehr-i musemma vermesi gerekir.
Cunku sonradan verilen icazet, ba~tan verilen izin gibidir. K1yasa gore ise, iki mehir
vermesi gerekir: Cinsel ili~ki nedeniyle mehr-i misil ve icazetle akdin gec;erlilik
kazanmas1 nedeniyle mehr-i musemma. Bu meselenin benzerini cariye ile ilgili
olarak ac;1klad1k. Kole hakk1nda da oyledir. Buna gore, efendi koleyi ozgurlugune
kavu~tursa onun azad etmesinden sonra da akit gec;erli olurdu.
Mukateb kale, (vas1fs1z) kale veya mudebber kale, efendinin izni olmadan
evlense ve kadinla cinsel ili~kiye girse sonra da efendi aralann1 ay1rsa, azad
edilinceye kadar mehir odemesi gerekmez. Cunku nikah akdi, mukateb hakk1nda,
ticaret akitlerinden ve mal kazanma yollanndan biri degildir. Cinsel ili~kiye girince
mehrin gerekli olu~u. sadece o akit nedeniyledir. Kitabet akdi nikah akdini
kapsamaymca, nikah akdi nedeniyle gerekli olan mal adam ozgl.irlugunu
ald1ktan sonraya kahr. Mukateb kolenin (diyeti gerektirecek bir) cinayet i~lemesi
boyle degildir. Cunku o cinayetin geregi, mukatebin kazanc1ndan derhal odenir.
Cunku onun gerekli olmas1 fiil itibariyledir. Kolelik fiillerde k1s1tl1l1k konusunda etkili
olmaz. Burada mehrin gerekli olmas1 ise akit itibariyledir. Cunku akit olmadan
cinsel ili~ki mehri gerekli kllmaz. Ote yandan kad1n da bu cinsel ili~kiye raz1d1r.
Bundan dolay1 mehir borcu, kefalet nedeniyle gereken bore; gibi, azaddan sonraya
kal1r.
Bir kimsenin, taniklar huzurunda kolesini kendi cariyesi ile evlendirmesi
caizdir. Cariye ic;in mehir gerekmez. Cunku mehir gerekli olsayd1 onu zaten efendi
-
200 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

alacakt1. Aynca mehir, kolenin (kendinden) degerinden odemesi gerekir. Kolenin


degeri de efendinin mulkudur. Dolay1s1yla burada mehrin gerekli olmasin1n asla bir
yaran yoktur. Daha once at;1klam1~t1k ki, Hanefl alimlerinden baz1s1nin kurallanna
gore, mehir ba~tan Dinin hakk1 olarak gerekli olur, sonra efendinin kolenin
mulkiyetine sahip olmas1 nedeniyle du~er.
Kole, efendisinin evlenmesine izin verdigi bir Hristiyan olsa ve Hristiyan bir
kadin, onun kendisi ile evlendigine dair, Hristiyanlardan iki tanik gosterse, fakat
kale bu evliligi inkar etse bu delil kad1n it;in yeterlidir. c;:unku has1m koledir.
Nitekim kale bu nikah1 ikrar etseydi onun ikranyla sabit olacakt1. Ayni ~ekilde
Hristiyanlann tanikl1g1 ile de sabit olur. c;:unku kale de Hristiyand1r. Nitekim, ~ayet
Hristiyanlar, onun al1m sat1m akdi yapt1g1na dair tanikl1k etseler, o da ticarete
yapmaya izinli bir kale olsa, bu tan1kl1k kabul edilir. Nikaha tanikl1k etmeleri de
boyledir. Eger, "Nikah, efendinin kale uzerindeki mulkiyetine dahildir, dolay1s1yla
bu ~ehadet efendiye kar~1 yap1lm1~ olur. Halbuki o Muslumand1r" denilirse, deriz
ki: "Akdin asl1 efendinin kale uzerindeki mulkiyetine dahildir, fakat sonucu -ki
helallikt1r- kale it;in sabit olur. Zaten tan1klar da kadin lehine kale aleyhine bu
konuda tan1kl1k yapmaktad1rlar. Bundan dolay1 kolenin dinini gozonunde
bulundurduk".
Deriz ki: ~ayet efendi kafir, kale Musluman olsayd1, onlarin tan1kl1g1 caiz
olmazd1. c;:unku onlarin tan1kl1g1 kolenin aleyhinedir, o da muslumand1r. Halbuki
kafirin tan1kl1g1, muslumana kar~1 delil degildir.
Bize gore, efendisi izin vermi~ olsa bile, kolenin mulkiyet yoluyla cariye ile
[S/129]
cinsel ili~kiye girmesi helal olmaz.
Malik (rh a )'in goru~une gore ise, kolenin, mulkiyet yoluyla cariye ile cinsel
ili~kiye girmesi helal olur. c;:unku milk-i mut'a (kad1n ile erkegin birbirlerinden
yararlanmas1nin helal olmas1) iki yoldan biriyle olur: Nikah akdi veya teserrl (cariye
edinmesi). Kole bu iki yoldan biri olan nikahla, bir kad1ndan yararlanmaya ehil
oldugu gibi, diger yolla da olur. Hatta diger yolla ehil olmas1 daha onceliklidir.
c;:unku nikahla sabit olan yararlanma mulkiyeti, cariyeye malik alma yoluyla sabit
olandan daha kuvvetlidir.
Bizim bu konudaki delilimiz ~u ayettir:

~ ~~t ~La ji ~ljJl Js. -.j!' Jfal>- f-f:-')J ~ ~~lj,.


"Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; Ancak e!?ieri ve ellerinin sahip oldugu
(cariyeleri) harir;". (el-Mu'minon 23/5, 6)
Cariye, kolenin karis1 da degildir, cariyesi de degildir. lbn Omer (r a. )' den
rivayet edildigine gore, o ~oyle demi~tir: "Bir cariyenin cinsel organ1 (ferci), ancak
ozgur k1ld1g1 ve hibede bulundugu zaman caiz olan ki~iye helal olur". Kolenin azad
etmesi ve hibede bulunmas1 caiz degildir. Dolay1s1yla da mulkiyet yoluyla cariye ile
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _201

cinsel ili~kiye girmek ona helal olmaz. Bunun nedeni ~udur: Kole kendisi mal olarak
mulkiyet alt1ndad1r. Bundan dolay1 mala sahip olmas1 caiz olmaz. c;:unku malik
olma ile malik olunma aras1nda z1tl1k vard1r. Yararlanma mulkiyeti, ancak
nedeninin sabit olmas1yla sabit olur. Milk-i mut'an1n nedeni olan, cariyenin
mulkiyetine sahip olma, kale hakk1nda sabit olmad1g1 gibi, hukmu de sabit olmaz.
Fakat nikah boyle degildir. Ote yandan kale, efendi izin vermeden once mal sahibi
olmaya ehil degildir. Efendinin izin vermesinin, koleyi ehil olmad1g1 bir ~eye ehil
yapmakta etkisi yoktur. Onun, sadece kolenin ehliyeti bulundugu zaman,
efendinin kendi hakk1n1 du~urmesinde etkisi olur. Dolay1s1yla kolenin milk-i
mut'aya asla ehil sayllmamas1 gerekir. c;:unku malik olma ile malik olunma aras1nda
z1tl1k vard1r. Ancak ~eriat, ~ehvetini giderme ve neslini devam ettirme zarureti
bulundugundan, kbleyi nikah nedeniyle milk-i mut'aya ehil kabul etmi~tir. Bu
zaruretonun ir:;in, nikahla helalligin sabit olmas1yla ortadan kalkar. Dolay1s1yla
burada kbleyi, cariyenin mulkiyetine sahip olma yoluyla milk-i mut'aya ehil kabul
etmemize ihtiyar:; yoktur.
Mudebber ve mukateb kale de boyledir (bu konuda vas1fs1z kale gibidir). EbQ
Hanlfe (rh a )'nin gbru~une gore, kendi degerini odemek ir:;in r:;al1~t1nlan kale de
mukateb kale gibidir.
Bir kole, iki ki~i arasmda ortak olsa ve biri, digerinin izni olmadan
koleyi evlendirse caiz olmaz.
c;:unku daha once de ar:;1klad1k ki, nikah yetkisi kblenin mulkiyetine sahip
olmaktan elde edilen bir yetkidir. Halbuki burada ortaklardan hir:;biri, "kale" diye
adland1rilan ~eye tam tam1na sahip degildir.
Biz Hanefilere gore, kolenin, efendisi olan kadmla veya ml.ilkiyetinde Kolen in
kadm olan
pay sahibi olan bir kadmla evlenmesi helal olmaz. K1yas1 kabul sahibi ile
etmeyenlerin gorl.i~l.ine gore ise caiz olur. veya
efendinin,
Ozgur bir ki~inin, cariyesi ile veya mulkiyetine ortak oldugu bir cariye ile cariyesi ile
evlenmesi.
evlenmesi konusunda da ayn1 ihtilaf vard1r.
K1yas1 kabul etmeyenler, bu konuda ~u ayetlerin gbrunen anlamlanyla delil
getirmi~lerdir.

"Begendiginiz (veya size he/a/ o/an) kadmlardan nikahlaym" (en-Nisa 4/3) ve

~ ..;.i~}JI ~l? ~ ~~t ..:..sio La ~ f


"Elleriniz altmda bulunan iman!t gene; ktzlanmz (sayt!an) cariyelerinizden
alsm." (en-Nisa 4/25)
-
202 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bizim bu konudaki delilimiz ise Allahu Teala'nin ~u sozudur:


·~t..o\• .!.. d ·}..
\.r-:"
,I.
'C r- , bJ I!S.)~ ~ ~ - 'W:J1 J· \----;
. . ~ ~
· <:'!~ U"'- ~\i1
- J T

"Aranizdaki bekarlan ve k6/elerinizden ve cariyelerinizden elveri~li olanlan


evlendirin." (en-Nur 24/32)
Allahu Teala, bu ayette efendilere cariyelerini evlendirmelerini emrediyor,
onlarla evlenmelerini degil. Ote yandan kale, efendisi olan kadinla evlendigi
takdirde, nikah nedeniyle kad1n1n nafaka1n1 vermesi gerekir. Oysa mulkiyet
nedeniyle kblenin nafakas1 kad1na aittir. Eger bunlar evlenirse borc.;lanni takas eder
ve ac.;llktan olurler.
Bundaki bozukluk gizli degildir.
Efendinin, kendi cariyesi ile evlenmesi durumunda ise akit yarars1zd1r. CLinku
nikah1n geregi taraflann birbirine helal olmas1d1r. Efendinin, cariyenin sahibi olmas1
dolay1s1yla helallik zaten vard1r. Aynca nikah, asl1nda ona ihtiyac.; zaruretinden
dolay1 me~ru k1linm1~t1r. Efendi cariyenin mulkiyetine sahip oldugunda bbyle bir
ihtiyac.; yoktur. Dolay1s1yla (bu durumda) nikah temelden me~ru olmaz. Sonra
cariyede bir paya sahip olmak, cinsel ili~kiye girmenin helal olmas1 konusunda
[S/130] olmasa da, nikahin haram olmas1 konusunda, ihtiyaten, tamam1na sahip olmak
gibi kabul edilir.
Buna gore efendi, mukatebe olan cariyesi ile evlense nikah gec.;ersizdir. CLinku
efendi onun mulkiyetine sahiptir. Her ne kadar kitabet akdi nedeniyle onunla
cinsel ili~kiye girmesi yasak olsa da, cinsel ili~kiye girdigi takdirde cariye mehir al1r.
Bu, nikahtan once efendinin onunla cinsel ili~kiye girmesi gibidir. CLinku bu
durumda ~uphe bulundugu ic.;in had cezas1 du~er ve dolay1s1yla mehir gerekir.
Cariye kitabet akdi ile kendine ve kazanc1na (efendiden) daha fazla hak
sahibidir. Cinsel ili~ki ile cariyeden al1nan ~ey, onun bir parc.;as1 hukmundedir.
Efendi cariyenin elini kestigi zaman nasll diyetini cariye allyorsa, cinsel ili~kiye
girdigi zaman da mehri cariye alir. Nitekim, Mukateb cariye ile cinsel ili~kiye giren
efendiden ba~ka birisi olsayd1, cariye mehrini kendisi al1rd1.
Bu nikahtan sonra mukateb olan cariye bzgurlugune kavu~sa nikah caiz
olmaz. CLinku efendinin onun mulkiyetine sahip olmas1 nedeniyle zaten o nikah1n
gec.;ersizlik ybnu kesinle~mi~ti. Dolay1s1yla, o mulkiyet ortadan kalkm1~ olsa da,
nikah gec.;erli olmaya donu~mez.
Mukateb olan kale, efendisi olan kad1nla evlense ve onunla cinsel ili~kiye
girse, nikah ~uphesi oldugundan had cezas1 du~er. Onun ic.;in mehir bdemesi
gerekir. Yukanda ac.;1klad1g1m1z nedenle, ozgurlugune kavu~sa da bu nikah gec.;erli
olmaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 203

Mukateb kole veya (vas1fs1z) kole, efendisinin izniyle efendisinin k1z1yla


evlense nikah caiz olur. (unku baba hayatta oldugu surece k1z1n1n kole uzerinde
ne mulkiyeti, ne de mulkiyetin (saglad1g1) hak yoktur. Efendi olurse kolenin nikah1
bozulur. (unku kans1 miras yoluyla kocas1nin mulkiyetine sahip olmu~tur. Kad1n1n,
nikahla birlikte kocas1n1n mulkiyetine sahip olmas1 o nikah1n gec;:erli olmas1na
engeldir. Nikahtan sonra onun mulkiyetine sahip olmas1 da nikah1 ortadan kald1n.
(unku bir ~eye zit (ayk1n) olan ~ey, ister ondan sonra, ister onunla birlikte
meydana gelsin etkili, olur.
Hanefflere gore, efendinin olmesiyle mukateb kolenin nikah1 fasid olmaz. $afil
(rh.a.)'ye gore ise fasid olur. Bu hukmun dayanag1 ~udur: Bize gore, mukateb
kolenin mulkiyeti miras b1rak1lmaz, $afil (rh.a .)'ye gore miras b1rakil1r. Meselenin asl1
~udur: Bize gore, bore;: kar~1l1g1 olan terike gibi miras b1rakan1n ihtiyac1 olan ~eye
mirasc;:1 malik olamaz. Mukateb kole de miras b1rakan (efendinin) ihtiyac1 ile
me~guldur. $afil (rh.a.)'ye gore ise, miras b1rakanin sahip oldugu her ~ey, onun
olumuyle mulkiyetinden c;:1km1yorsa, mirasc;:1nin mulku olur.
$afil'nin bu meseledeki delili ba~lang1c1n1 esas alarak ~udur: Eger efendinin
k1z1, o mukateb kole ile efendinin olumunden sonra evlenseydi nikah sahih
olmazd1. Ayn1 ~ekilde (efendinin olumunden once evlendigi takdirde) nikah devam
etmez. Nitekim (vas1fs1z) kolede de boyledir. Bunun izah1 ~udur: Mirasc;:1 haleftir.
Mukateb kolenin mulkiyeti efendiye ait idi. Mirasc;:1, (efendinin) olumunden sonra
ona halef olur. Nitekim, mukateb kole, kitabet bedelini odemekten aciz kalsa
mirasc;:1nin mulku olur. Onun aciz kalmas1 mirasc;:1 ic;:in yeni bir mulkiyet nedeni
degildir. Bundan anl1yoruz ki o, daha once mukatebe malik idi.
Bizim bu konudaki delilimiz ise ~udur: Diger mulkiyet nedenleriyle mukateb
koleye malik olunamad1g1 gibi, miras yoluyla da malik olunamaz. Bu konuda o,
mudebber kole gibidir. Bunun delili ~udur: Mukateb kole, kitabet bedelini odese
bile, velas1 efendisine ait olur. Vela ise ancak mulkiyetinde olan koleyi azad eden
(efendi) ic;:in sabit olur. Bundan da ac;:1ga c;:1kar ki, mukateb kole hala efendinin
mulkiyeti alt1ndad1r. (unku efendinin ona ve kitabet akdi ile onun velas1na hak
kazanmaya ihtiyac1 vard1r. l~te bundan dolay1 mukateb kole anla~ma bedelini
getirmekten aciz kal1rsa mirasc;:1 ona malik olur. (unku (mirasc;:inin ona sahip
olmas1na) engel, efendinin hakk1 idi. 0 ise ortadan kalkt1. Bu neden, engel ortadan
kalkt1ktan sonra mulkiyeti gerektirmekte de etkili olur.
Efendinin k1z1nin, efendi oldukten sonra, onun mukateb kolesi ile
evlenmesinin caiz olmamas1n1n nedeni engel ortadan kalkinca, onun mukateb [S/131)
kolenin mulkiyetine sahip olma hakk1n1n dogu~udur.
Mulkiyet hakk1, nikahin ba~lamas1na engel olur, fakat devam1na engel olmaz.
Bundan dolay1, mukateb kole, efendisinin kans1n1 satin alsa nikah gec;:ersiz olmaz.
Fakat efendinin mukateb kolesinin cariyesi ile evlenmesi caiz degildir. Ayni ~ekilde
--
204_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Mukateb kole kendi kans1n1 satin alsa nikah fasid olmaz. Fakat cariyesi ile ba~tan
evlenmesi caiz degildir. Yine bir adam efendisinin ogluna ait olan bir mala kar~il1k
Mukateb koleye kefil olsa caizdir. Baba olse kefalet, oldugu gibi devam eder. Fakat
ogul lehine, baban1n vefat1ndan sonra gelecek bir mala kar~il1k, mukatebe olsa
caiz olmaz.
Bu konunun d1~1ndan baz1 ornekler:
lddet nikahin ba~almas1na engel olur, fakat devam1na engel olmaz. Kolenin
kac;:mas1 sat1m akdinin ba~lamas1na engel olur, fakat devam1na engel olmaz. Bu
kurala k1yaslanacak bir c;:ok mesele vard1r.
Yukandaki meselede nikah1n devam ettigi sabit olunca deriz ki: Eger mukateb
azad edilirse efendisinin k1z1, onun kans1 olmaya devam eder. (unku ozgurlugune
kavu~makla (mulk itibanyla) sahibinden daha da uzakla~m1~t1r. Eger (kitabet
bedelini odemekten) aciz kal1r da kolelige dondurulurse nikah gec;:ersiz olur. Eger
onunla cinsel ili~kiye girmemi~se kad1n mehir almaz. (unku nikah1n batil olmas1,
onun z1ddin1 kesinle~tirir. Bu (kolelige red), cinsel ili~kiden once bulunursa nikah
kokten bozulur ve hic;:bir ~ekilde mehir gerektirmez. T1pk1, evlenilmesi haram bir
kad1nla evlenmek gibidir. Eger cinsel ili~kiye girmi~ ise kad1n kolenin mulkiyetinde
mehir hakk1 vard1r. Ancak kad1n1n koledeki pay1 oraninda bir miktar mehir
borcundan gec;:ersiz olur. (unku o kolenin bir k1smina sahip olmu~tur. Efendi de
kolesinden alacakl1 olmaz.
Bir adam birinin cariyesi ile evlense, sonra cinsel ili~kiye girmeden
onun bir k1smm1 satin alsa veya herhangi bir yolla ona malik olsa nikah
gei;ersiz olur.
(unku nikaha engel bir durum ortaya c;:1km1~t1r. O da cariyenin mulkiyetinin
bir k1sm1na sahip olmas1d1r. Eger cinsel ili~kiye girmemi~se mehir odemesi
gerekmez. Eger cinsel ili~kiye girmi~ ise cariyenin sahibine mehir odemesi gerekir.
(unku nikah, koca, cariyenin bir k1sm1na malik oldugu ic;:in bozulmu~tur.
Kole, ozgur bir kad1na gelip kendisinin ozgur oldugunu haber verse ve bu
ko~ulla onunla evlense, daha sonra kadin, onun, sahibinin evlenmesine izin verdigi
bir kole oldugunu ogrense, muhayyer (sec;:me hakk1na sahip) olur: Dilerse onunla
kal1r, dilerse ayrll1r. Cunku kole, kad1ni aldatm1~t1r. Kadin kendisini bir kolenin kans1
olmaya raz1 degildir. Aynca kole ozgur kadina denk de degildir. Daha once
ac;:1klam1~t1k ki, bir ki~i nesebini gizlese de sonradan nesebinin ac;:1klad1g1ndan daha
du~uk oldugu ortaya c;:1ksa kad1n muhayyer olur. Ozgur oldugunu soyleyip de
sonradan kole oldugunun ortaya c;:1kmas1 durumunda kad1nin muhayyerlik
hakkin1n sabit olmas1 ise daha onceliklidir. Bu durumda kad1n, aynlmay1 tercih
ederse, aynl1k, kusur nedeniyle nikah1n reddi denk olmama nedeniyle fesihde
oldugu gibi, ancak hakim huzurunda olur. Eger kole, kad1nla cinsel ili~kiye
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2os

girmemi~se ona mehir ademesi gerekmez. (unku bu aynl1k, nikahin temelden


feshidir.
Bir kale, efendisinin izniyle bir kad1nla evlense, fakat ona azgur veya kale
oldugu konusunda bir ~ey saylemese, sonra kadin onun kale oldugunu agrense;
kad1n1n velileri onu kendi nzas1yla evlendirmi~ler ise, ne velilerin ve ne de kad1n1n
sec;:me hakk1 vard1r. (unku velilerin dogrudan nikah akdini yapmalan, denklik
talebiyle ilgili haklanni du~urur. Koca da, kad1n lehine kendisinde bulunmayan bir
ko~ulu kabul etmemi~tir. Sadece kadin onun azgur oldugunu zannetmi~tir.
Kad1nin zann1 kocaya herhangi bir yukumluluk getirmez. Dolay1s1yla kad1n1n sec;:me
hakk1 olmaz.
Eger kadin, velileri olmadan bu nikah akdini yapm1~sa, veliler onlan
ay1rabilirler. (unku kale, azgur kadina denk degildir. Kad1n, kendisine denk
olmayan biriyle evlendigi zaman, velilerin, kendilerine gelecek utanci defetmek ic;:in
itiraz etme haklan vard1r.
Allah, dogruyu en iyi bilendir ve danu~ ancak O'nad1r.
[5/132]

RADA' (Si.it Emme) H0K0MLERi


ResOlullah (sa v );

'; -~11 ~ f~ \.4 ~Lljll ~ f~


"Nesep yoluyla haram olan, sut emme yoluyla da haram o!ur, ,,12s Siit emmenin
evlenme yasag1
buyurmu~tur. Urve, Ay~e (r a )'den bu hadisi ~u ~ekilde rivayet etmi~tir: olu~turmas1

~~:I)~ f~ l4 t_Lljl~ f~
"Dogum yoluyla haram olan sut emme yoluyla da haram o!ur. " 726
Hadis, bir kad1n1n, evlilik hususunda bir erkege haram (yasak) olma
nedenlerinden birisinin de sut emme olduguna ve evlenme yasagin1n olu~umunda
nesebe benzedigine delildir. (unku nesep nedeniyle yasakl1g1n sabit olmas1,
taraflann gerc;:ekten birbirlerinin bir parc;:as1 olmalan veya aralannda birbirlerinin
parc;:as1 olmalan ~uphesidir. Emzirmede de, sutle meydana gelen, bir parc;:a olma
~uphesi vard1r. lnsandan bir parc;:a olan sutle, kemikler olu~ur, et geli~ir. ResOlullah
(s.a.v.);

125
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/275, 339; Muslim, Rada 1; lbn Mace, Nikah 34; Tirmiz1, Rada 1; Nesa1,
Nikah 49; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/171.
12 6
Muvatta, Rada 1255, 1268; Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/66; Muslim, Rada 1; EbO DavOd, Nikah
6; Nesa1, Nikah 49; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/171.
-
206_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

"Emzirme eti olu~turan ve kemikleri geli~tirendir, "


127
buyurarak buna i?aret
etmi?tir.
Yine bu Hadis emzirmeyle meydana gelen yasakhg1n anneler tarafindan sabit
Emzirenin
kocas1, emen oldugu gibi, babalar taraf1ndan da sabit olacagina delildir. Babadan kastedilen,
arasmdaki
durum
cinsel temas1 ile sOtQn inmesine neden olan kocad1r. (OnkO ResOIOllah (s.a v.)
haraml1k konusunda emzirmeyi nesebe benzetmi?tir. Nesep yoluyla haraml1k iki
taraftan da sabit olur. sot emmede (ve emzirmede) de hokum ayn1d1r.
Baz1 alimlerin (rh a.); "SOte neden olan koca, ha ram olmaz," sbzleri, bu gbrO?e
ayk1r1d1r. Bu gbrO?, ~afil (rh a.)'nin de iki gbr0?0nden birisidir. Onlar, Allahu
Teala'n1n, emzirmenin neden oldugu haramhg1 sadece kad1nlar tarafinda anmas1n1
delil al1rlar. Bu ayette;

~ ~W.jll ~ ~1_;.tj ~_;l ~~1 ~lf.!b ~


Sizi emziren anneleriniz ve sut k1z karde~/eriniz... haram kJ/md1." (en-Nisa
4/23) buyurulmaktad1r. Bunlar derler ki, "Haraml1k erkekler tarafindan da sabit
olsayd1, Allahu Teala nesep yonOnden haraml1kta ac;1klad1g1 gibi burada da
ac;1klard1."
Aynca evlenme yasakhg1, erkekler gerc;ekten emzirseler bile sabit olmuyor.
Mesela, bir erkegin gogsOne sot inse ve bu sOtle bir c;ocugu emzirse haraml1k sabit
olmaz. Durum bbyle olunca, bir erkegin han1m1nin emzirmesiyle haraml1gin erkek
hakk1nda olu?mamas1 daha bnceliklidir.
Bu konuda biz Hanefilerin delilleri ?Unlard1r. Urve'nin Ay?e (ra)'den rivayet
ettigi hadiste Ay?e (r.a) ?byle anlat1yor. ResOIOllah (s av) evimdeydi. Hafsa (r a.)'nin
yanina girmek ic;in izin isteyen bir erkek sesi duydum. Ya ResOlallah ! Bir adam
evinize girmek ic;in izin istiyor, dedim. ResOIOllah (s.a.v );

~
W.•I\:
.J" ~
~- ~ G~ ~I• ~1 J-I LA
"Zannediyorum o, Hafsa'nm sut amcas1 falanca," dedi. 128 Ben, sot amcam
olan falanca hayatta olsayd1, benim yan1ma girebilir miydi? diye sordum;

~~'Y)I f~ LA f~ ~Lljll ~
"Evet, dogumun ha ram klld1g1n1 emzirme de ha ram k1lar," buyurdular. 129

127
Abdurrezzak, Musannef, Vll/463; lbn EbO ~eybe, Musannef, 1111548; Ahmed b. Hanbel, Musned,
1/432; Darekutn1, Sunen, IV/172; Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir, IX/91; Heyseml, Mecmau 'z-zevaid,
IV/481.
128
Muvatta, Rada 1254, Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/178.
129
Muvatta, Rada 1255, 1268; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/66; Muslim, Rada 1; EbO DavOd, Nikah
6; Nesal, Nikah 49; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/171 .
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 207

Ay~e (r a )'nin rivayet ettigi bir ba~ka hadiste de ~byle deniliyor. 0, Ya


Resulallah ! Eflah b. Ebl Ku'ays (r.a) benim yanima giriyor. Ben hep d1~ elbiselerimi
giyiyorum, dedim. Resullillah (s av);
~L),•I\ ~~I~, !.Hi$ ~H
- .r !
0"! - r
c- -- e:...-;-;;
"Eflah yanma girebilir. 0, senin sut amcand1r," buyurdular. Ben; "Beni kad1n
emzirdi, erkek degil," dedim. Resullillah (s.a.v.);

~~ ~µ ~:1' ~
130
"Yanma girebilir; o amcand1r," buyurdular.
Slit amcanin olabilmesi, ancak slitun inmesine neden olan bir kocan1n
varl1g1na itibar etmekle mlimklindlir.
Bunun anlam1 ~udur. Bu slitun gelmesinin nedeni, cinsel temasta bulunan1n [s 1133 1
fiilidir. Slite bagl1 yasakl1k, dogumda oldugu gibi her iki taraf ic.;in de sabit olur.
Allahu Teala'nin slitUn neden oldugu yasakl1g1 ac.;1klarken, sadece kad1n
taraf1ni belirtmesine gelince biz deriz ki, Kuran'la sabit olan hliklimler oldugu gibi,
Slinnet'le sabit olanlar da vard1r. Slit akrabaliginin erkekler tarafindan da olmas1,
slinnetle sabit olan hliklimlerdendir.
Slit nedeniyle olan yasakl1gin olu~masin1 gerektiren ~ey, erkegin bir c.;ocugu
emzirmesinde bulunmaz. C::linkli erkegin gogsline inebilecek slitumsli ~ey, anne
slitu gibi c.;ocugu beslemez. Onunla et olu~maz. Bu, bir olliye cinsel temasta
bulunmaya benzer ki, o da akrabal1k nedeni olamaz.
Bir erkek, slit oglunun veya slit babasmm (eski) hanim1yla evlenemez. Siit ogul ve
siit babanm
Slit dedeleri ve torunlan ic;;in de hliklim ayn1d1r. eski e~iyle
evlenmek
Slitle dogan yasakl1k, neseple sabit olan yasakl1g1n benzeridir.
Bu esasa gore, slit k1z karde~lerle de evlenilmez. Eger bir kadin iki k1z
c.;ocugunu emzirmi~se ve bu emzirmeler s1ras1nda koca ayn1 ise, bu k1z c.;ocuklari
anne ve baba bir slit k1z karde~ler olurlar. Emzirmeler s1ras1nda koca farkl1 kimseler
ise, c.;ocuklar anne bir slit k1z karde~tirler.
Bir erkegin nikah1 alt1nda iki han1m varsa ve bu hanimlarin her birinin slitu
koca nedeniyle inmi~se, bu kadinlardan her biri bir k1z c.;ocuk emzirmi~se, bu
c.;ocuklar, baba bir slit k1z karde~ olurlar. C::linkli her iki kad1nin slitU de ayni
erkekten olmu~tur.
Allahu Teala'nin:

130
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/271; Buhar1, $ehadat 7; Muslim, Rada 3; EbO DavOd, Nikah 7; Nesa1,
Nikah 52; Xlll/116; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/212.
-
208 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
"Si.it ktzkarde~leriniz... " (en-Nisa 4/23) buyrugunun, gene! anlam1 bunlann
hepsini i<;ine allr.
Ayn1 ~ekilde sOt karde~in k1zlan da, nesep karde~lerin k1zlan gibidirler. Nitekim
ResOIOllah (s.a v ), Zeyneb bint Ebl Seleme (r.a) kendisine teklif edilince;
~.:;-~ ~1,;t -
.. J
.!- ••
. J ~.J ~
·t I L: -.=...;ts- t;. lS- .r-
r...r-- '
~
. - - : (-:
~;-> .r'" I
!i jJ
"O yammda buyuyen, benim uvey ktztm olmasaydt bile bana yine he/a/
131
olmazdt. Suveybe beni ve onun babasmt emzirdi," buyurdular.
Ali (r.a.); "Ya ResOlallah! Kurey~'i tercih ediyorsun, bizi b1rak1yorsun" deyince,
"Sizde bir ~ey mi var?" diye sordular. Bunun Ozerine Ali (ra.): "Hamza (r.a.)'1n
k1z1 var," diye cevap verdi. Peygamber (sa.v.): "O, benim sot karde~imin k1z1d1r,"
buyurdular.
Bir kadm sutli.i iken kocas1 onu bo~asa, kadm da ba~kas1 ile evlense ve
Siitii varken
bo~amp ba~kas1 ondan gebe kalarak si.iti.i inse, Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore doguruncaya
ile evlenen
kadar gelen si.it, birinci kocadan say1hr.
kadmm emzirdi
gi ~ocugun Dogumdan sonra gelecek sot, ikinci kocadand1r.
durumu
EbO Yusuf (rha)'a gore bilinirse ki bu sOt, ikinci kocadan gebe kalmakla
meydana gelmi~tir, o zaman birinci kocadan olan sot kesilmi~ ve bu sot, diger
kocadan meydana gelmi~tir.
Eba Yusuf (rh a )'tan bir ba~ka rivayete gore, ikinciden gebe kald1g1 zaman
birincinin sOtOnOn hOkmO, son bulur.
Muhammed (rh.a.), sonraki kocadan dogum yap1ncaya kadar sOtOn her
ikisinden say1lmas1 gerektigini gOzel bulur. Bu gbrO~unOn gerek<;esi ~oyledir.
Evlendigindeki sot, ilk kocas1ndand1r. Gebelik nedeniyle artan da ikinci kocadand1r.
Haraml1k konusu, ihtiyatl1 hareket edilmesi gereken bir konudur. Onun i<;in bu
sOtle meydana gelen haraml1k, t1pk1 iki kad1nin sOtOnOn bir ~i~eye sag1larak
<;ocugun bogazina ak1tllmas1 durumunda oldugu gibi, her iki taraftan da sabit olur.
lkinci kocadan olan <;ocugu dogurdugu zaman, birinci kocan1n sOtOnOn
nedeni, onun emsali bir slit devreye girdigi i<;in ortadan kalkar. Onun i<;in bu
andan itibaren, ikinci kocadand1r.
EbO Yusuf (rh a) ~oyle der; SOt bazen dogumdan sonra iner. Bazen de gebe
kal1nd1ktan sonra, dogum olmadan iner. SOtOn, ikinci kocadan (gebe kalmakla)
indigi bilinirse, birinci kocadan inen sOtOnOn hOkmO, t1pk1 ikinci kocadan olan
dogumla ortadan kalkt1g1 gibi, ortadan kalkar.

131
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/291; Buhar1, Nikah 26; Muslim, Rada 15; EbO DavOd, Nikah 6; Nesa1,
Nikah 45; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/172.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _209

Diger rivayete gore de EbO Yusuf (rh a.) ~oyle der; Gebelik suti.in inmesine
[5/134]
neden olunca, bu suti.in ikinci kocadan inme ger~egi gizlidir. Anlama ve hukum
vermede kolayl1k olmas1 i~in a~1k neden, bat1nl (i~teki orti.ilu) anlamin yerine
konulur. Boylece birinci kocadan olan suti.in hukmu, bu sutle kald1nlm1~ olur.
EbO Hanlfe (rh.a.) de ~oyle der. Bu kad1n1n gogsune, birinci koca nedeniyle sut
indigi kesindir. Sut de, alinan g1daya bagl1 olarak zaman zaman azal1r veya ~ogal1r.
Bu artmanin ikinci gebelikten degil, g1dadan olma olas1l1g1 vard1r. Birinci kocan1n
nikahinda iken suti.in inmesine neden olan hadisenin bir benzeri yeniden
ger~ekle~medik~e, birinci kocaya bagl1 suti.in hukmu ortadan kalkmaz. Bu da
ancak dogumla olabilir.
Sonu~ itibariyle sut emmenin hukmu, ayni anda, bir tek kadmda, iki Bir kimse
kendisini
erkege ait olacak ~ekilde bir araya gelmez. emziren kadmla
evlenmesi
c;:unku sute neden olan hadise, me~ru ve helal olarak her ikisi i~in ayn1 anda
ger~ekle~emez. Bu nedenle bagl1 olan ~eylerde de hukum ayn1d1r. Fakat birincisinin
hukmu devam ettigi surece, ikincisi sabit olamaz. lkinci sabit olmu~sa, birincinin
hukmu kalkar.
Bir kimse, kendisini emziren bir kadmla, emzirme az da olsa, ~ok da
olsa, bize gore evlenemez.
$afil (rh.a.)'ye gore, ~ocugun doya doya emecegi be~ emmeden daha az bir
emmeyle yasakl1k meydana gelmez.
Zahirl alimlerden, haraml1g1n sabit olmas1 i~in u~ emmeye itibar edilir, diyenler
vard1r. Say1 ~art1 ko~anlar, ResOlullah (s.a v )'1n; 4-':>'..i~I ~j , ~t:....:..J1 ~j W1 f:,;.; ~
._;i~i:~I 'lj "Bir-iki emme (sorma) veya bir-iki emzirme haram etmez. " 132 hadisini
delil gosterirler;
Amra'n1n Ay~e (r.a.)'den rivayetinde, Ay~e (rh.a) ~oyle demi~tir. "Kuran'da nazil
olan ayetlerde bilinen, on emmenin haram k1ld1g1 ayeti vard1. Bu, bilinen be~
emmenin ha ram kild1g1 hukmuyle kald1rilm1~t1r. Bu ayet, ResOlullah (s.a.v )'dan sonra
okunanlar arasinda vard1. Bundan sonra da, onceden var olan bir hukum
kaldmlamaz."
Biz Hanefilerin delilleri ise ~oyledir. Allahu Teala;

~ ~ _;1 ~.jj, ~~b ~


"Sizi emziren anneleriniz... " (en-Nisa 4/23) buyurmu~tur. Allahu Tea la bu ayette,
haraml1g1 emzirme fiiline baglam1~t1r. Aynca say1 ~art1 ko~mak, ayete ilave say1l1r.
Boyle bir ~ey de haber-i vahid ile olmaz.

132
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/5, Vl/31; Muslim, Rada 17; lbn Mace, Nikah 35; EbO DavOd, Nikah
1O; Tirmizl, Rada 3; Nesal, Nikah 51; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/208.
21o_____________________________Kitabu'I-Mebsut
Ali (r.a )'nin rivayet ettigi bir hadisi ?erifte ResOlullah (s.a v.);
. , ~ .r.::-'
;\J-' • .(·J. UJj ~l.,.; •I\
-· ~ ,;'

"Emzirmenin azt ile c;ogu e~ittir," buyurmu?tur. 133


Peygamber (s.a.v.) burada, yasakl1g1n sabit olmas1 konusundaki azl1g1 <;oklugu
kastediyor.
Emzirme, yasaklama nedenlerinden birisidir. Onda, cinsel temastaki gibi say1
?art1 ko?ulmaz.
Ay?e (r.a)'nin rivayet ettigi hadis c;ok zay1ft1r. ~unku o, ResOlullah (sa v)'dan
soma da okunan bir ayet idiyse, ResOlullah (s.a v )'tan soma tilavetin kaldmlmas1
caiz degildir. Oyleyse, ?imdi niye okunmuyor?. Ayn1 hadiste "ehll bir hayvan girdi
ve onu (o ayetlerin yazi11 oldugu ?eyi yedi," ifadesi vard1r ki, bu da Raflzilerin 134 ;
"ResOlullah (s.a.v.)'tan soma Kuran'1n bir <;ok ayeti gitti, sahabiler bun Ian mushafa
kaydetmediler." sozunu gu<;lendirir. Onlann bu sozu, ummetin icmas1yla batild1r,
bo? sozdur.
<;ocuga Bunun vakitlerden birinde var oldugunu soyleyecek olsak bile, ancak emme
burnundan
veya
c;ag1 gec;mi? olan bir kimseyi emzirmenin me?ru oldugu zamanda olabilir. lkinci
kulagindan hadis de ona gore yorumlanir. ~unku etin olu?mas1, kemiklerin geli?mesi, ya?I
siit
damlatmak buyuk bir kimsede bir tek emmeyle meydana gelmez. Emme say1s1n1n c;oklugu
onda gec;erli olabilir. ln?aallahu Teala, daha soma da ac;1klayacag1m1z gibi, ya?ca
buyuk bir kimseyi emzirmenin hukmu kald1nlm1?t1r
Si.iti.i burundan veya bogazdan ak1tmakla da haramhk sabit olur.
Bunlar, <;ocugun g1da alabildigi yollardand1r. ~unku burundan ak1tmakla sut
genze ula~1r ve c;ocuk onunla guc;lenir. Bogazdan ak1tmakla da mideye ula~1r
Bununla da et olu?ur, kemik geli?ir.
[S/135] Kulaga damlatmaya gelince, bununla yasakl1k gerc;ekle~mez. ~unku gorunLi?e
gore, gozeneklerinin dar olmas1 nedeniyle sut genze ula~maz.
Siitiin idrar ldrar yoluna damlatllmasinda da hukum boyledir. Boyle bir damlatmada da
yoluna veya
olabilecek en son ?ey, sutun mesaneye (idrar kesesine) ula?abilecegidir. Bir c;ocuk
d1~k1
deligine adeten bu ?ekilde de g1da alamaz.
damlat1lmas1

133
Abdurrezzak, Musannef, Vll/469; Nesa!, Nikah 3311; Darekutn!, SOnen, IV/171; Beyhaki, es-
SOnenO 'l-kObra, Vll/458, 111/300; Taberan!, el-Mu'cemQ'f-kebir, IX/341; HeysemT, Mecmau'z-
zevaid, IV/479.
134
Rat1ziler: Sahabeye hakaret etmekte bir sakinca g6rmeyen a?m ~iiler. Bunlar Hz. Ebu Bekir (r.a) ve
Hz. Omer (r.a)'e kOfretmemelerini soyleyen imamlan Zeyd b. Ali'yi reddettikleri i~in bu ad ile
anilm1?lard1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 211

Zahiru'r-Rivaye'ye gore sutUn makattan (anusden) verilmesi durumunda da


haraml1k geri:;ekle~mez. Ancak Muhammed (rh a.)' den gelen bir rivayette, bir
i:;ocuga makattan bir kad1n1n1n sutU verilecek olsa, bununla haraml1k sabit olur.
(unku sut bu yolla da karina ula~1r Nitekim bu yolla alinacak bir g1da ile orui:;
bozulur.
Ancak biz diyoruz ki, evlenme yasakl1g1n1 gerektiren ~ey, sutUn ii:;eriye
ula~mas1 degil, sut veren kimseden bir pari:;a olu~u ifade edecek ~ekilde
g1dalanman1n meydana gelmesidir. Bu da g1day1 a~ag1dan almakla degil, yukandan
almakla mumkundur.
Daha sonra muellif (rh.a.) emme nedeniyle nikah1 yasak olan kimseleri ai:;1klad1.
Bunun ozeti; sutle haram olanlar, nesep yoluyla haram olanlarla ayn1d1r. Nesep
yoluyla, anneler ve k1zlar hakk1nda sabit olan yasakl1k, ninelere, torunlara, halalara
ve teyzelere de etki eder. Emzirme yoluyla da hukum ayn1d1r.
Sutten kesildikten sonraki emme, bir hukum ifade etmez. \ocugun
siitten
Bu goru~ bize Alive lbn MesOd (r a.)'dan nakledildi. kesildikten
sonraki emme
Cabir (r a) de, ResOlullah (sa v )'1n ~oyle buyurdugunu rivayet ediyor,

'-?'
J jw,~ ']-, 1·i11
J q::-
J-1.r,Y-·- .:.,~ °'l•J , r,J;j1 ~. r- --j J- , JL~I
- -
~ ~lj, - 'J
- !>
• I._.)

~j ' ~=~· c..i- -:1 c..i- <l1j ':ij ' s-LW1 ~ J:.': 'lj ' ~l5:;!1 ~ j')\1 °'lj ' ~~
- ~~ii ~ ~ -. i1~wt ~: ']- ' - ~ ~. ~
~ -
~ . .r.. lb ' ] -
J
' · - ..'.._.
-.r:'"!"' . . T' J ~) - - -

"Sutten kesildikten sonra emmenin hukmu, erginlik c;agma girdikten sonra


yetimlik, ak~ama kadar susma orucu diye bir oruc;, iftar etmeden iki gun orucu
birbirine ulamak (visa!), nikahlamadan once bo~ama, sahib olmadan azad etme,
neticesi gunaha dayanan bir adaga vefa, akrabaltk bag/arma zarar verecek bir
735
yemin, hicretten sonra gurbet ve (Mekke'yi) fetihten sonra da hicret yoktur."
Burada soylenecek soz bir kai:; bolumde toplanabilir.
1. Biz Hanefilere gore ya~1 buyuk bir kimseyi emzirmekle yasakl1k dogmaz.
Bazilanna gore ise, EbO Huzeyfe (r.a.)'nin han1m1 Sehle (ra.)'nin rivayet ettigi
hadlse dayanarak yasakllk olu~ur. 0, hadiste evlat edinmenin hukmu, rf~'l r-A ;.~i
"On/an babalanna nisbet ederek c;agmn ... " (el-Ahzab 33/5) ayetiyle kald1nl1nca,
ResOlullah (s a.v.)' a gitti ve; "Ya ResOlallah ! EbO Huzeyfe, Salimi evlatl1k edinmi~ti.
Biz onu, EbO Huzeyfe'nin oglu say1p ona gore davran1yorduk. Bizim tek odam1z
var. Onu ne yapal1m dersin?" diye sordu. Bir ba~ka rivayette de, "O benim yan1ma

135
Abdurrezzak, Musannef, Vl/416, Vll/464; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/550; Zeylel, Nasbu'r-raye,
111/211
212_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

g1np c;1k1yor ve ben EbO Huzeyfe (rh.a )'nin yuzunde ho~nutsuzluk eserleri
goruyorum." dedi. Bunun uzerine ResOlullah (s.a.v.);
.d&.1:
--
~ ,.:~L:J~
~ ~J"'-' - ~.)
··t
"Salimi be~ defa emzir ve kendini ona haram k1/ars1n" buyurdu. 136
Ay~e (r a) bu hadisi deli! alm1~t1r. Bir kimsenin yan1na girip c;1kabilmesini
istedigi zaman k1z karde~i Om mu Gulsum (r.a )'e veya k1z karde~inin k1zlanndan
birine, onu be~ defa emzirmesini emrederdi. Bundan sonra da o iki ki~i yan1na girip
c;1kard1.
Ancak ResOlullah (s.a v.)'1n diger han1mlan bu nu kabul etmiyorlar ve,

"Biz ResO/U//ah (s.a.v)'tan b6yle bir ~eyi Sehle (r.a.)'ye verilmi~ 6ze/ bir izin
olarak biliyoruz. " 137 derlerdi.
Aynca bu hukum, ResOlullah (sa.v.)'1n:

~I ~~lJ ~I ~i LA t_t.;; jll


"Emzirme, eti o/u~turan, ve kemigi geli~tiren sut/e olur. " 138 buyruguyla
kald1nlm1~t1r. Kemiklerin olu~mas1 ve etin sutle geli~mesi buyuk ya~takilerde olmaz.
Yine ResOlullah (s a.v );

"Sut emme, ac;/1ktan dolay1 olur," buyurmu~tur. 139 Ac;l1g1 gideren ~eyi
kastediyor. Ac;l1g1 gidermek de, buyugu emzirmekle olmaz.
EbO Hureyre (r a )'nin rivayet ettigi bir hadiste ResOlullah (s.a.v.);

<.LM\i i J_i LA t_t.;;jll

[5/136] "Emzirme bag1rsak/an ac;an sutle olur," buyurmu~tur. 140 Bu da c;ocuk yemek
yemeye ba~lamadan onceki donemdir.

136
Muvatta, Rada 1265; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/201; Muslim, Rada 27; Ebo DavOd, Nikah 9;
Nesa1, Nikah 53; lbn Mace, Nikah 36; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/478.
137
Em1r es-San' an\, Subu/O's-selam fi !?erh-i Bu/Qgi'/-meram, 111/125
138
Abdurrezzak, Musannef, Vll/463; lbn EbO Seybe, Musannef, 111/548; Ahmed b. Hanbel, Musned,
1/432; Darekutn1, Sunen, IV/172; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, IX/91; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/481.
139
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/94; Buhar1, Sehadat 7; Muslim, Rada 32; Ebo DavOd, Nikah 8; Nesa1,
Nikah 51; lbn Mace, Nikah 37.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _213

Sahabller (r.a.) bu konuda ittifak etmi~lerdir.


Muhammed (rh a )'in el-As! adl1 eserinde, Ali ve lbn MesOd (r.a.)'un,
~L,a,J1 ~ t._0 J 'J "Sutten aynld1ktan sonra emzirmenin hukmu yoktur," 141
dediklerinden si:iz eder.
Rivayet edilir ki bir bedevlnin hanim1 dogum yapt1. ~ocuk i:ildu. Kadin1n
gi:igsu sutten ~i~ti. Adam sutU emip tUkurmeye ba~lad1. Bu esnada bir k1sm1 da
bogaz1na kac;:t1. EbO MOsa el-E~'arl (rh.a.)'ye geldi ve ona bunun hukmunu sordu. 0
da; "Hanim1n sana haram oldu" diye cevap verdi. Bunun ardindan lbn MesOd
(ra.)'a gelerek ayni ~eyi ona da sordu. O; "Hanim1n sana helaldir," dedi. Bedevl
ona, EbO Musa (r.a.)'nin fetvas1n1 haber verdi. Birlikte EbO MOsa (r.a.)'ya gittiler. lbn
MesOd (r.a.) onun kulag1n1 tutarak; "Bu sakall1, sizde sut c;:ocugu mu sayil1yor?"
dedi. Bunun uzerine EbO MOsa (r.a); "llimde uzman olan bu adam, aran1zda
oldugu surece bana bir ~ey sormay1n," 142 dedi.
Bir adam Omer (r.a.)'e geldi ve; Benim bir canyem var. Onu han1m1m
emzirmi~, dedi. Ben eve girince; "Al, bunu kendinden uzak tut! Valla hi ben onu
emzirdim" dedi. Omer (r.a.) ona; "Allah a~k1na hanim1na git onu di:iv, sonra
cariyene giderek onunla yat," 143 dedi.
Bunun bir benzeri de lbn Omer (r.a.)'den rivayet edilir.
Bu rivayetlerle, "ya~c;:a buyuk bir kimseyi emzirmenin haraml1k doguracag1
hukmunun" kald1nld1g1 anla~ilm1~ olur.
Alimler, yasakl1g1n sabit oldugu emzirme ya~1 konusunda ihtilaf ettiler. Siit
akrabahg1
Eba Hanlfe (rh a), bu sureyi otuz ay, Eba Yusuf ve Muhammed (rh.a) iki yd, i~in emzirme
ya~1
Zufer (rh.a.) ise uc;: y1I olarak takdir ettiler. "Emzirme bu sure ic;:erisinde olursa
haraml1k sabit olur, yoksa olmaz," dediler.
Eba Yusuf ve Muhammed (rh.a ),
~ ~Wjll ~ 0t ~1) ~ ~\5 q;J.;:> ~~~jt ~:;. .;..1_'.lJ1)1j 9
"Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) ic;:in anneler, r:;ocuklannt iki tam yJ/
emzirirler," (el-Bakara 2/233) ayetinin ac;:1k anlamin1 delil al1rlar. Bir ~ey tamam
olduktan ve kemale erdikten sonra daha ilavede bulunulamaz.
Allahu Teala bir ba~ka ayette de;

140
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/550; Tirmiz1, Rada 1152; lbn Hibban, Sahih, X/37; Darekutn1 Sunen,
IV/173; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, Vll/288; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/456; Heysem1,
Mecmau'z-zevaid, IV/480.
141
Abdurrezzak, Musannef, Vl/416, Vll/464; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/550; Zeyle1, Nasbu 'r-raye,
111/211.
142
Muvatta, Rada 1267; Darekutn1, Sunen, IV/173; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/460
143
Abdurrezzak, Musannef, Vll/462; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 7/461 ;.
--
214 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"(ocugun sutten aynlmast iki y1/da olur," (Lokman 31/14) buyurmu~tur. Sutten
ayrlld1ktan sonra da emzirme yoktur. (unku gorunen odur ki, c;ocuk iki yil
suresinde sutle yetinir. lki y1ldan sonra sutle yetinmez. Art1k o, emzirme hukmunde
buyuk konumundad1r.
Eba Hanlfe (rh a);

"Gebelik ve sutten ay1rma otuz ayd1r" (el-Ahkaf 46/15) ayetini delil al1r. Bu ayette
otuz ay1n, hem gebelige hem de sutten ayrilmaya bagland1rilmas1 gosteriyor ki
otuz, bunlardan her birinin suresidir. Ancak deliller, gebelik suresinin iki ylldan
daha fazla olamayacagin1 gostermektedir. Geriye sutten aynlma suresinin, ayette
belirtildigi ~ekilde olmas1nin gerektigi kal1yor.
Allahu Teala;

~ ~ t~ )U ;'j\..!.;j ~ ~lj !/ ..;~ bi) Z;~ ~


"Anne ve baba birbiriy!e goru~erek ve kar~1/1k/1 anla~arak c;ocugu memeden
kesmek isterlerse kendi!erine gunah yoktur" (el-Bakara 2/233) buyuruyor.
Her iki ~1kta da kar~ll1kl1 nza ve anla~maya itibar, iki ylldan sonrad1r. Bu da, iki
y1ldan sonra da emzirmenin devam edebilecegini gosterir.
Allahu Teala ba~ka bir ayette de ~oyle buyurur;

~ ~J;;_J~ pi LA (d -, I~!~ t_~ )U ~'1) 1_µ_r.:; ~t p~) 0~ ~


"C:ocuk/anntzt (sut anne tutup) emzirtmek istediginiz takdirde, sut anneye
vermekte oldugunuzu iyilikle teslim etmeniz ko~uluyla, uzerinize gunah yoktur."
(el-Bakara 2/233) Bunun, iki y1l1n sonunda anne c;ocugu emzirmek istemedigi zamanla
ilgili oldugu soylenmi~tir. (unku sut, iki yil tamamlanmadan once c;ocugu nas1I
besliyorsa, iki ylldan sonra da oylece besler. (ocugu sutten kesmek de oyle bir
saatte gerc;ekle~mez. Zamanla sutU unutsun, yiyecege al1~s1n diye kademe kademe
sutten kesilir. Oyleyse iki y1la mutlaka bir sure daha eklenmesi gerekir. lki y1la bir
sure eklenmesi gerekiyorsa biz bu sureyi, gebeligin en az suresi olan alt1 ay olarak
takdir ettik. Boylece ba~lad1g1 gibi bitmesini de dikkate alm1~ olduk.
Zufer (rh a) de bu nu deli I getirilir. Ancak o, "y1l1n bir k1sm1 dikkate al1niyorsa,
(5/137)
hepsinin al1nmas1 gerekir," der. Ay1rma suresini bir y1I olarak takdir eder. (unku bu
bir y1ll1k sure, ona gore deneme ve meydana gelecek degi~iklikler ic;in daha
guzeldir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 21s

lki y1I dolmadan kad1n i;;ocugu sutten ay1nr, sonra, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore <;ocugu
siitten
otuz ay ii;;erisinde, EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore iki y1I ii;;erisinde, tekrar kestikten
sonra, emme
emzirirse, emzirme gerekli sure ii;;inde yap1ld1g1 ii;;in, haraml1k sabit olur. EbO Hanlfe
siiresi
(rh a.)'nin goru~u bu oldugu gibi, EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.)' in goru~lerinden i~erisinde
tekrar
anla~1lan da budur. Aradaki sutten kesme hii;; olmam1~ hukmundedir.
emzirmek
Hasan b. Ziyad (rh.a.), EbO Hanlfe (rh a )'den rivayet ederek ~oyle der. Bu
hukum, i;;ocuk sutten ayrlld1ktan sonra kendisiyle yetinecek derecede yemege
al1~mad1g1 zamand1r. Yemekle yetinecek duruma gelmi~se, bundan sonra emecegi
sUtle haramllk sabit olmaz. c;:unku i;;ocuk, yemekle yetinecek duruma geldikten
sonra, sut onu beslemede yeterli degildir. Yap1lan emzirenden bir pari;;a olma
anlam1 geri;;ekle~mez. Bunun ai;;1klamas1, EbO Hureyre (r.a )'nin hadisindedir.
"Yemekten once" ifadesi kullan1lm1~t1r. Bu, yemekle yetinmeden once demektir.
Bir erkegin, oglunu emziren kad1nla evlenmesinde sak1nca yoktur.
C::unku oglunun nesepten olan annesiyle evlenmesinde sak1nca olmad1g1na
gore, sut annesiyle evlenmesinde de sak1nca olmaz. Ayni ~ekilde onun k1z1yla
evlenmesinde de sak1nca yoktur. Nesep yoluyla oglunun k1zkarde~iyle evlenmesi
helal olmaz. Bu, nesep ii;;in degildir. O k1z uvey k1z1 oldugu ii;;indir. c;:unku o, k1z1n
annesi ile cinsel birle~mede bulunmu~tur. Bu ozellik, emzirmede
bulunmamaktad1r. Bunun ii;;in, onunla evlenmesi caiz olmu~tur.
Bir kimse, k1zkarde~inin sut k1zkarde~iyle de evlenebilir. Bu bag, nesep yoluyla
olacak olsayd1, evlilik yine gei;;erliydi. Bir kimsenin, baba bir erkek karde~i ve ana
bir k1zkarde~i olsa, baba bir erkek karde~i, ana bir k1z karde~iyle evlenebilir. C::unku
bunlann aras1nda evlenmeyi haram k1lacak bir, nesep bag1 yoktur. Sut baginda da
durum aynid1r.
Bir kimsenin sut amcas1nin, sut halas1n1n, sut day1s1nin veya sut teyzesinin
k1z1yla evlenmesinde bir sak1nca yoktur. Nitekim bunlar nesepten olsalar yine
sakinca yoktur
Karde~ini emziren bir kad1nla veya bu kadinin i;;ocuklanndan her hangi biriyle
evlenmesinde de sak1nca yoktur. c;:unku onlarla kendi aras1nda bir sUt ili~kisi
yoktur.
Bir kimse, iki sut k1zkarde~i veya bir kad1nla onun sut k1zkarde~inin veya erkek
karde~inin k1z1ni bir nikah alt1nda birle~tiremez.

Hanim1yla sut bagindan dolay1 evlenme yasag1 olan (zl rahim-i mahrem) her
kad1nla evlenmede de durum ayn1d1r. Bu, nesep konusunda ai;;1klad1g1m1z ~u kurala
dayanir. Her iki kad1n ki, ii;;lerinden birisi erkek, oburu kad1n oldugunda erkege bu
kadinla evlenmesi gei;;erli olmuyorsa, onlan bir nikah alt1nda toplamak da gei;;erli
degildir.
216 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

Bu hukme, iki k1z karde~i bir nikah alt1nda toplamanin yasakl1gina k1yas
ederek vanl1yor. sot akrabal1g1nda da durum ayn1d1r.
Buradan da anla~il1yor ki, bir nikah alt1nda biraraya getirmenin yasakl1g1
akrabal1k baglann1 kesme olas1hg1 ta~1d1g1 i<;:in degildir. C::Onku ayni anneden sut
emen iki <;:ocuk aras1nda kan akrabal1g1 yoktur ama ayni nikah altinda birle~tirme
yasag1 vard1r.
Bir kad1n bir adamdan <;:ocuk dunyaya getirse, daha sonra adam bu kad1n1
bo~asa, o da bir ba~ka erkekle evlense, ikinci kocanin nikah1 alt1nda iken ilk
adamdan olan sutO ile bir <;:ocugu emzirse, bu <;:ocugun sut bag1 ikinci kocayla
degil, birinci kocaylad1r.
C::Onku sutOn kimin nikah1 alt1ndayken olduguna degil, kimin nedeniyle
indigine itibar edilir. SutOn inmesi de birinci kocadand1r.
[S/138] Sut karde~ligi hususunda, ister yabanc1 olsun, isterse kan-kocadan birisinin
Siit annesi olsun, bir kad1n1n tanikl1g1 yeterli degildir. Boyle bir kadin1n tanikl1g1 ile kan-
karde~liginde koca birbirinden ay1rilmaz. Bu hususta adil iki erkek veya bir erkek ve iki kadin
gerekli tamk
say1s1 tanikl1k yapmad1k<;:a bu kad1nla erkegin birlikte kalmalan caizdir.
Bu biz Hanefilere goredir.
~afil (rh.a.)'ye gore sot akrabal1g1 dart kadinin tanikhg1 ile sabit olur. Bu
hokum, erkeklerin (gorup) ogrenemedikleri konularda dart kad1nin tan1kl1k
edebilecegi ve her iki kad1n1n da bir erkek yerine ge<;:ebilecegi goru~One dayan1r.
Emzirmenin de erkekler taraf1ndan (gorulup) ogrenilemeyecek konulardan oldugu
kan1s1ndad1r. <::unku emzirme memeyle olur. Ona da yabanc1 erkeklerin bakmas1
helal degildir.
Biz Hanefiler ise, erkeklerin de emzirmenin ger<;:ekle~ip ger<;:ekle~medigini
ogrenebilecek durumda olabilecekleri goru~Ondeyiz. <::unku ebedl mahremiyeti
gerektirecek derecede kan akrabas1 olan bir kimse, memeye bakabilir ve bu
husustaki tarnklig1 da ge<;:erlidir.
Aynca haramhk memeden dogrudan emzirmeyle sabit oldugu gibi, ~i~eyle
<;:ocugun agzina dbkmek suretiyle de sabit olur. Bu da erkeklerin bilebilecegi bir
i~tir. Dolay1s1yla sOt emzirme konusunda yaln1zca kad1nlann tan1kl1g1 ge<;:erli
degildir. (Erkeklerinki de ge<;:erlidir.)
Malik (rh.a) der ki, sut emme nedeniyle haraml1k, eger adil (dindar, du rust ve
tanikl1ga ehil) ise, bir kad1n1n tanikl1g1 ile de sabit olur. Osman (ra.)'dan bu ~ekilde
rivayet edilmi~tir . Aynca 0, Uk be b. Haris (r a )'in hadisini deli I gbsterir. Ukbe, EbG
Hanl'nin k1z1yla evlenmi~ti Siyahl bir kadin gelerek, vaktiyle her ikisini de
emzirdigini haber verdi. Bu durum, ResGlullah (s av)' a anlat1hnca yuzunu dondu .
lkinci defa dile getirildi, yine yuzunu dondu. O<;:uncu defa anlatllinca: ~~l 4-i!~
"oyleyse ondan aynl," buyurdu.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 217

Ya ResOlallah! 0, sadece siyah bir kad1nd1r, dedi.


ResOIOllah (s.a.v.), ~ "Nasti (olursa a/sun)!?" buyurdu. 144
Biz Hanefilerin bu konudaki delili Omer (r.a.)'in hadisidir. 0 ~oyle demi~tir .
. •:\.·1- \.!_ -
U='
,, ,..
·1 . •l.!.. - ~~ \~;
yA J ~) J i.r.-:-) ~
~1 I....
-- -
'1-~~ ~
yl.,i, J'•11 ~. i..r.-:-

"SOt emme konusunda ancak iki erkegin veya bir erkekle iki kadmm yapacagt
tamkltk kabul edilir. " 145
Aynca bu haramhgm olu~u. erkeklerin ogrenebilecegi olaylardand1r.
Bu da ancak, bo~anmayla meydana gelen yasakhkta oldugu gibi, iki erkek
veya bir erkek ile iki kadmm yapacag1 tamkhkla kamtlamr.
Ukbe b. Haris (r a.)' in hadisi de, bizim delilimizdir. ResOIOllah (s av.) birinci ve
ikinci defalarda yOzOnO donmO~tOr. Eger tek bir kadinin tan1kl1g1 ile haraml1k sabit
olsayd1, o boyle yapmazd1. Sonra, tekrar tekrar sormas1 ile Ukbe (r.a )'nin kalbinin,
kad1nin sozlerine iyice ikna oldugunu gorOnce, ihtiyat olarak ona aynlmas1n1
emretmi~tir. Bunun delili de kad1nin, sot emme konusunda yapt1g1 bu tan1kl1g1n,
bir kinden kaynaklanmas1d1r. Had'lsin rivayetinde, "Siyahl bir kadin geldi; bizden
yemek istedi. Biz yemek vermekten kac;1n1nca, sot karde~ligi hususunda tan1kllkta
bulundu," demi~tir.
Bu tip bir tan1kl1kla haraml1g1n sabit olmayacag1nda icma vard1r. Bundan
anl1yoruz ki, ResOIOllah (s.a.v.)'1n bu sozleri ihtiyatla hareket ederek kac;1nma
yoluylad1r "Nas1I ! ?" demesiyle de buna i~aret etmi~tir.
Denildi ki, biz Hanefilere gore, kalbinde kadinin dogru soyledigine dair bir
kanaat uyaniyorsa, ihtiyata uygun olan, ki~inin bu ~Opheden uzak durmas1, kesin
olan taraf1 alarak ona gore hareket etmesidir. Tanigin bu haberi, nikah akdinden
once vermesiyle sonra vermesi, bir tek erkegin bildirmesiyle bir tek kad1n1n
bildirmesi aras1nda, fark yoktur.
Ancak hakim, iki erkek veya bir erkekle birlikte iki kad1n tan1kllkta
bulunmad1kc;a c;iftlerin aralann1 ay1ramaz. c;:onkO bir ki~inin tan1kl1g1, gOvenilir
oldugu zaman, dini meselelerde delildir. HOkOm konusunda delil degildir. Hakim,
erkekle kad1n1 ancak hOkOm vermede kan1tlamaya yeterli delillere dayanarak ay1m.
Dini ac;1dan kabul gorecek bir kan1t getirildiginde, ihtiyatl1 davranarak fetva verilir.
c;:onkO, kendisine helal olan bir kad1nla evlenmemesi, yasak ihtimali ta~1yan bir
kadinla evlenmesinden daha hay1rl1d1r.
Evlenmemi~bakire bir k1zm si.itl.i gelse, o da bununla ki.ic;i.ik bir c;ocugu Bakirenin
emzirmesi
emzirse, bu emzirme, gec;erli bir emzirme say1hr.

144
Abdurrezzak, Musannef, Vll/482; Darim1, Nikah 51; EbO DavOd, Akziye 18; Tirmiz1, Rada 4; Nesa1,
Nikah 57; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, 111/306.
145
Abdurrezzak, Musannef, Vlll/332, 338; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/498; Ayn1, UmdetO'l-kM XX/99
218 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

c;:unku sut emme yasakl1g1n1 gerektiren gerek~e, ~ocukla kad1n aras1nda


[S/139]
cuz'iyyet (ortak par~a) ~uphesinin olu~mas1 nedeniyledir. Bir kad1n1n memesine
inen sut, kocas1 olsun veya olmas1n ondan bir par~ad1r. Onun sutU emeni besler.
Dolay1s1yla bununla par~a ~uphesi sabit olur.
Sag ken
Bir kadmm memesinden si.it sag1lsa, sonra o kadm olse, bu si.iti.i bir
sagilan
siitiin kadm c;;ocuk ic;;se, bu si.itle yasakhk (haramhk) sabit olur. <;i.inki.i bu si.itle
oldiikten
evlenmenin yasakhgm1 gerektiren ~ey gerc;;ekle~mi~tir.
sonra
~ocuga Emzirme konusunda kadm1n fiiline itibar edilmez. Gormez misin, kadm
i~irilmesi
uyurken bir ~ocuk onun memesini emse, yasakl1k yine ger~ekle~ir. Ayn1 ~ekilde,
kad1n hayatta iken, ~ocugu emzirme yerine, sutU ~ocugun bogaz1na ak1tacak olsa,
yine haraml1k sabit olur. Bunun oldukten sonra yapilmas1 durumunda da, hukum
ayn1d1r.
Olii kadmm
memesinden
Kadm, oldi.ikten sonra, memesinden si.it sag1hp c;;ocugun bogazma
sag1lan siitiin ak1t1lsa, biz Hanefilere gore bununla da yasakhk gerc;;ekle~ir.
~ocuga
i~irilmesi $afil (rh.a.)'ye gore ise ger~ekle~mez.
Bu mesele iki kurala dayand1nl1r.
1. Biz Hanefilere gore sut olmez. c;:unku o, canl1 bir varl1k degildir. Gormez
misin sut, hayatta olan bir hayvandan sag1ld1g1 zaman temizdir. Halbuki canl1 olan
bir organ, hayvandan kopup aynld1g1 zaman olu (le~) sayi11r. Sutte hayat
olmad1g1na gore, olumle pis hale gelmez. Aksine EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore temiz
olarak kallr.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, kab1nin pis olmas1yla -t1pk1 olen bir
hayvan1n kursag1 gibi- sut de pis olmu~tur. Sanki bu, bir kadmm sutUnun pis bir
~i~eye sagll1p, ~ocugun bogazma ak1tllmas1 gibidir. Boyle bir sutle de haramllk sabit
olur.
$afil (rh a )'a gore ise, sut olur. Kendisi pis olur (necisu'l-ayn)d1r. Emzirme ile
yasakl1gm ger~ekle~mesi, insanm asillik itibariyledir. Boyle bir ~ey de, her yonuyle
pis olan bir sutle ger~ekle~mez.
2- $afil (rh.a.)'ye gore, bizzat kendisi haram bir fiil olan zina su~u musaharete
(evlilik yoluyla akrabal1ga) neden olmaz. c;:unku s1hrl akrabal1k (dunur h1s1ml1g1),
izzet ve ~eref ifade eden bir yolla ger~ekle~ir. Ayn1 ~ekilde, bir olunun sutUnu
~ocugun bogaz1na ak1tmak haramd1r ve bununla da haraml1k ger~ekle~mez.

Sonra $afil (rh.a ), olunun sutUnu, oluyle cinsel ili~kide bulunmaya k1yas eder.
Biz Hanefllere gore, her ne kadar yap1lan i~ dlnen caiz degilse de, yasakl1g1
gerektiren gerek~e ger~ekle~tiginde, yasakl1k sabit olur. Bu yuzden biz zina ile
haraml1g1n sabit olacag1n1 soyluyoruz. c;:unku onda da dogan ~ocugun bunyesinde,
dogmas1na neden olan ki~iden bir par~a alma vard1r. Burada da sutUn, ~ocugu
beslemesine ve gu~lendirmesine itibarla haraml1k sabit olur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 219

Onun tezini kabul etsek ve "olumle sut haram olur," desek bile, sut haram
olmakla besleyici olmaktan ~1kmaz. Gbrmez misin murdar bir hayvan1n eti de
besleyicidir, sutu de.
Bu yonuyle, ~ocuga olu kad1nin sutunu i~irmek, onunla cinsel ili~kide
bulunmaktan farkl1d1r. (:unku cinsel ili~kide, insandan bir par~a olma, asl1nda
yoktur. Kitabu'/-As/'da anllan, "Olumden sonra yapilan cinsel temas, temas
degildir. Olu bir kad1n1n sutunu ~ocugun bogaz1na ak1tmak ise , bir emzirmedir,"
sozunun anlam1 budur.
Sut yumurtaya benzetilmi~tir. Yumurta nasil hayvanin blmesiyle besleyici
olmaktan ~1km1yorsa, sut de ayn1d1r.
lki ku~uk ~ocuk bir hayvandan emseler, insan sutu emme gibi say1lmaz. lki ~ocugun bir
hayvandan
Bu, onlann bir kaptan birlikte yemek yemesi gibidir. emmeleri

el-Ahbar muellifi Muhammed b. Ismail (rha.) 146 , Hayvan sutUyle, sut haraml1g1
sabit olur, der.
O, ~eyh EbO Hafs (rh al zaman1nda Buhara'ya geldi. Fetva vermeye ba~lad1.
EbO Hafs (rh.a J; Yapma, bu konumda degilsin, dediyse de nasihatini dinlemedi.
Nihayet bir gun, iki ~ocuk bir koyundan emzirildiginde ne olacag1na dair fetva
soruldu. Haraml1g1n sabit olacag1 yonunde fetva verdi. Bunun uzerine halk [5/140]
toplanarak bu fetvas1 yuzunden, onu Buhara'dan ~1kartt1.
Bunun boyle olmas1 ~undand1r. Evlenme yasag1n1n sabit olmas1, izzet ve ~eref
nedeniyle olur. Bu nitelik de hayvan sutUne degil, insan sutUne bzgudur.
Emzirenden par~a olma ~uphesi, sutu i~en insanla, sutU i~ilen hayvan aras1nda
ger~ekle~mez. Ayn1 durum, bir hayvan1 emen, sutUnu i~en iki insan arasinda da
mumkun degildir. Bu mesele, cinsel ili~ki yoluyla sabit olan akrabal1ga k1yas edilir.
Hayvana temasta bulunmakla evlilik yasag1 ger~ekle~mez. Burada da durum
ayn1d1r.
Kadm
Bir kadmm si.iti.i yemege konulsa ve c;ocuk bu yemegi yese, eger
siitiiniin
yemek, ate~e konulmu~ ve pi~irilerek degi~mi~se, bu bir emme degildir. kari~tmld1g1
yemegi
Evlenme yasag1 meydana getirmez.
~ocugun
(:unku ate~ onu degi~tirmi~tir. SutUn besleme ve kemikleri olu~turma, eti yemesi

bitirme bzelligi yok olmu~tur.


Sut kan~1m1 yemek ate~te pi~irilmemi~se, yemek sutten daha fazla ise,
~ocugun bu yemegi yemesiyle de haraml1k ger~ekle~mez. (:unku yandan az olan
yiyecegin hukmu, sanki hi~ yok gibidir.
Ote yandan bu, bir yemedir. Haraml1g1 gerektiren ise yeme degil, sutu
i~medir.

146
Sahih-i BuharT'nin mOellifi Muhammed b. Ismail El-BuharT (rh.a.l'yi kastediyor.
--
220_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Yemekteki sut yandan c;;ok olsa bile, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hukum yine
ayn1d1r. Yasakl1k meydana gelmez.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore yasakl1k meydana gelir. (unku
hukum, c;;ogunlukta olana gore verilir. (ok olan da suttur. Hie;; bir ozelligi de
degi~memi~tir.

Ebu Hanlfe (rh.a.) der ki: SutUn ic;;erisine yiyecek at1l1rsa onu degi~tirir. Gormez
misin incelir, bazen rengi degi~ir. Boyle olunca da ate~in degi~tirdigi gibi say1l1r.
Denildi ki, bu hukum lokmanin agza gotUrulmesi esnasmda yiyecekten sut
damlamamas1 durumunda gec;;erlidir. Eger yiyecekten sut damlalan ak1yorsa, Ebu
Hanlfe (rh.a.)'ye gore de haramllk sabit olur. (unku bir sut damlas1, c;;ocugun
bogaz1na gidecek olsa, haraml1g1n sabit olmas1 ic;;in yeterlidir.
Dogru olan, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bunlardan hie;; birinde haraml1gm sabit
olmayacag1d1r. (unku bu durumda, beslenme sutle degil, yemek iledir.
<;ocugun ilaca
kan~tmlm1~
Bir kadmm sutu ilaca kat1larak c;ocugun bogazma veya burnuna
kadm si.itlini.i ak1t1lacak olsa, kan~tmlan sut ilac;tan daha fazla ise bu, (hukmen) emzirme
i~mesi
say1hr.
(unku sut, yaln1z ba~ma ula~amayacag1 etki gucune ula~mas1 ic;;in ilaca
kan~t1r1lm1~t1r.
Bu da beslenmenin daha guc;;lu olmas1na neden olur. Onun ic;;in de,
bununla yasakl1k sabit olur.
<;ocugun su
Sut, suyla kan~tmlsa ve c;ocuk onu ic;se, eger sut daha c;ogunlukta ise
ile kan~1k
kadm haramhk sabit olur. <;ogunlukta olan su ise sabit olmaz.
si.iti.ini.i
i~mesi lnsan sutU hayvan sutUne kan~tinl1nca da hukum boyledir.
~Mil (rh.a.)'ye gore, be~ emme meydana ge\ebilecek miktarda bir sut, su
kab1na konulsa, c;;ocuk da onu ic;;se, bununla haram\1k sabit olur.
lki kadmm Bir kad1nm sutU, bir ba~ka kadmm sutUyle kan~t1nllp, c;;ocugun bogaz1na
kan~tmlm1~ ak1ti\sa Muhammed (rh a )'e gore, her iki kad1n yonunden de haraml1k sabit olur.
si.iti.ini.i
~ocugun i~mesi (unku bir ~ey, cinsi ile kan~t1gmda yok olmaz; c;;oga\1r.
Ebu Yusuf (rh.a )'a gore, kad1nlardan hangisinin sutU fazla ise, haraml1k onun
taraf1ndan gerc;;ekle~ir. (unku c;;ogunlukta olan1n hukmune, az olanin hukmu etkili
olamaz.
Ebu Hanlfe (rh a.)' den bu konuda iki rivayet vard1r.
[5/141]
1. Ebu Yusuf (rh.a.) goru~unde oldugu gibi, daha c;;ok olana itibar edilir.
2. Haraml1k, her iki kad1n yonunden de sabit olur, der.
Bu ikinci goru~, ayni zamanda Zufer (rh a )'in goru~udur.
Bu meselenin as\1; "Bir kimse belli bir inegin sutUnu ic;;memeye yemin etse, bu
inegin sutU ba~ka inek sutUyle kan~t1nlarak kendisine verilse, 0 da bunu ic;;se ... "
meselesine dayanir. Onda da ayn1 ihtilaf gec;;erlidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _221

Musaheret (dunur h1s1mhg1) yoluyla olan haramhk konusunda sut


emme, cinsel ili~ki yerindedir.
Emzirmenin gayrimuslim ulkede (daruharbpte) veya Islam ulkesinde
(darulislam'da) olmas1 aras1nda fark yoktur.
Bir erkek, bir kadmla cinsel ili~kide bulunsa, veya ona ~ehvetle Evlenmenin
dokunsa yahut da cinsel organma ~ehvetle baksa; bu kadm, o erkegin haramhgm
nedeni
nesep yoluyla olan ogluna ve babasma helal olmad1g1 gibi, sut ogluna ve olmas1
sut babasma da helal olmaz. Kadmm sut annesi veya sut k121 da o erkege
helal degildir.
Bu haraml1k, "babal1k" "annelik" gibi oyle isimlere baglanm1~t1r ki bunlar da,
emmeyle sabit olan isimlerdir.
Ayn1 ~ekilde, (bo~ay1p da) kendisinden iddet beklemekte olan bir kadin1n sut
k1zkarde~iyle ve yakin akrabalanyla da evlenemez. (unku ayni anda nikah alt1nda
bulundurman1n haramllg1, k1z karde~lik ismiyle baglantll1d1r. Bu, nesep
karde~liginde ger<;ekle~tigi gibi, emmeyle de ger<;ekle~ir. Nikaha engel olma
a<;1s1ndan, nikah1n kendisi nas1I bir i~lem gbruyorsa, iddet de ayn1 muameleye
tabidir.
Bir kimse kuc;uk bir k1z c;ocuguyla evlense, kocanm sut annesi veya Bir kimsenin
~ocuk ya~taki
kendisini doguran anne, nesep veya sut k1zkarde~leri, nesep veya sut
hamm1m
emme yoluyla olan oglunun hanim1 -oglu nedeniyle inen sutle- onu yakmlarmdan
birisinin
emzirse, k1z c;ocugu bu adama haram olur.
emzirmesi
(unku mahremiyet (meydana gelen yasakl1k ve akrabal1k), evlenmeye
engeldir. Helallik ve haraml1k aras1nda z1tl1k vard1r. Helal ile haram bir noktada bir
araya geldiklerinde, aralannda z1tl1k vard1r. Bu z1tl1k neseple bir araya geldigi
zaman etki ettigi gibi, sonradan ortaya <;1kt1ginda da, devama engeldir.
Sonu<; olarak o ki~inin evlendigi k1z <;ocugu kendisine haram olunca, ona
anla~t1g1 mehrin yans1n1 vermesi gerekir. (unku cinsel ili~ki olmadan ger<;ekle~en
aynl1k, k1z taraf1nda degil, koca taraf1nda aynlmay1 gerektiren bir durumun ortaya
<;1kmas1yla olmu~tur. Bu da evlenme yasakl1g1d1r. Dolay1s1yla k1za mehrin yans1n1
vermesi gerekir. Daha sonra, eger bunu kbtU niyetle veya bilerek yapm1~sa, koca
bdedigini almak i<;in k1z1 emzirene ba~vurur. Yok, eger hata ile veya <;ocugun
a<;l1ktan telef olacagindan korkarak iyi niyetle emzirmi~se ba~vuramaz. Bu konuda,
kbtU niyetle yapt1g1n1 kan1tlayacak bir delil yoksa, kad1nin ifadesi ge<;erlidir. (unku
niyet kad1n1n kalbinde olan bir ~eydir. Bunu ba~kas1 bilemez. Dolay1s1yla bu hususta
onun soyleyecegi sozun kabul edilmesi gerekir.
KotUluk istemi~se veya hi<;bir ~eye niyet etmemi~se, verilecek hukum farklld1r.
(unku her iki durumda da kad1n, aralann1 dogrudan ay1rmam1~ aynl1ga neden
olmu~tur. Onun asll yapt1g1 ~ey emzirmedir. Emzirme de aynllk i<;in konmu~ bir
222_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

neden degildir. Bir ~eye neden olan kimse, neden oldugu ~eyde haddi a~1yorsa onu
oder (tazmln eder). Haddi a~m1yorsa, kendi arsasinda kuyu kazan bir kimsenin
kazd1g1 kuyuya du~eni odemedigi gibi o da, odemez. Ba~kas1n1n arsasinda kuyu
kazan1n hukmu ise buna benzemez.
Eger kotUluk istemi~se, aynl1k nedeninde haddi a~m1~ say1l1r. KotUluk
istememi~se,aynl1ga neden olmakta haddi a~m1~ sayllmaz.
Muhammed (rh.a)'den, her durumda da odedigi yan mehri almak ic;:in emziren
kad1na rucO edecegi goru~u rivayet edilir. Bu, Muhammed (rh.a.)'in, "neden olan
da bizzat yapan gibidir," (mutesebbib de muba~ir gibidir) kural1na dayan1r. Bu
nedenledir ki, kafesin ve ah1nn kap1sin1 ac;:anin veya kac;:ak kolenin baglann1
c;:ozenin, kac;:anlann degerini odemesi gerektigi, goru~undedir.
Fiili bizzat yapmada haddi a~anla, a~mayan aras1nda fark yoktur. Ona gore
neden olmada da durum boyledir.
)afil (rh a.)'nin goru~une gore, koca nikahlad1g1 k1z1n mehr-i mislini (kendi
[S/142]
ayarindakilerin ald1g1 mehri) almak ic;:in, emziren kad1na ba~vurur. c.;:unku nikah1n
son bulmas1na o neden olmu~tur. )afil (rh.a.)'a gore nikah mulkiyeti, sona
erdirilmesi durumunda odenir. Oyle ki cinsel temastan sonra, bo~ama olduguna
dair tan1kl1k eden iki ki~i tanikl1klanndan dbnduklerinde mehr-i misli bderler.
Hukum boyledir. c,;:unku cinsel organa sahip alma, cinsel temasta bulunuldugunda
kocanin mulkune girdikten sonra mehr-i misl degeri al1r. Mulkunden c;:1kt1g1nda da
boyledir.
Biz Hanefiler de diyoruz ki; Nikah mulkiyeti, asl1nda kendi ic;:inde degerli
degildir. c,;:unku o, ne bir mala ne de c;:1kara sahip olmakt1r. Bu, zorunlu bir
mulkiyettir. Hakk1n1 almak durumunda ortaya c;:1kar. Gormez misin, ba~kas1na
devredilemez. Mirasc;:llara miras alma hakk1nda kendisini gostermez. Malla
degerlendirme hususunda da hukum boyledir. c.;:unku nikah akdinin konusu, mal
degildir. Dolay1s1yla malla odenemez. c,;:unku bir ~eyin telef edilmesi durumunda
onun t1pk1s1yla odenecegi, delille sabittir. Cinsel organ1n, kocanin mulkiyetine
girmesi s1rasinda degerlendirilmesi zaruretten dolay1d1r. c,;:unku koca, cinsel organ1
(kad1nla me~ru ~ekilde cinsel ili~kide bulunma hakk1ni) elde etmi~tir ve sayg1nd1r.
Onun ic;:in kar~ll1k olmadan bu hak gerc;:ekle~mez. Sahip alma hakkin1n
kaybedilmesi durumunda ise bu zaruret yoktur. c,;:unku bu, kad1n tarafindan verme
(temlik) degil, kocan1n hakk1ni iptaldir. Bu da cinsel organin degerlenmesini
gerektirmez.
Mulkiyete girme ile c;:1kma arasindaki farka delil olarak ~unu gbsterebiliriz. Bir
baba kuc;:uk oglunu, c;:ocugun kendi mal1yla evlendirebilir. Arna kuc;:uk ya~ta
evlendirilmi~ k1z1n1, k1z1n kendi mal1ndan kocaya vermeyi teklif ederek hul' (mal
kar~1l1g1 bo~ama) yapamaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _223

Mulkiyetten ~1kma durumunda, malla deger bi~ilemeyecegi sabit olduguna


gore, cinsel ili~ki hakk1nin kayb1na neden olmaktan dolay1, emziren kad1na odeme
gerekmez. Ancak, o du~menin e~igine gelen bir ~eyin du~mesini kesinle~tirmi~tir.
Mehir, akitle gerekli olmakta ise de, cinsel ili~ki olmad1g1 surece du~meye
maruzdur, du~ebilir. Bu ayrll1ga sut emziren kadin neden olunca, kocan1n yan
mehir vermesini kesinle~tirmi~tir.
Emziren kad1n, neden oldugu bu meselede kotU niyetle hareket etmi~se,
ba~kas1n1n hakk1na tecavuz etmi~ sayll1r. Koca bu hakk1 almak i~in ona ba~vurabilir.

Bir erkek, bir k1z c;ocuguyla evlendikten sonra k1zm halasm1 da Bir evli k1zm
iistiine
nikahlarsa, hakkmda yasak bulundugu ic;in, halanm nikah1 gec;ersizdir. halasmm
Halanin annesi, ku~uk k1z1 emzirecek olsa, kocas1yla k1zin aras1 aynlmaz. nikahlamak

(unku k1z ~ocugu, her ne kadar halas1n1n sut k1z karde~i olmu~sa da, halan1n
nikah1 ge~erli olmad1g1 i~in haram olan, (iki yak1n akrabay1) ayni nikah altinda bir
araya getirme, meydana gelmemi~tir. Bunun i~in de k1z ~ocugunun nikah1 devam
eder.
Bir kimse slit emme c;agmdaki iki k1z c;ocuguyla nikahlansa ve bir Bir kimsenin
kii~iik olan
kadm onlan birlikte veya ayn zamanlarda emzirse her ikisi de harnmlanrn
kocalanndan aynhrlar. bir kadmm
emzirmesi
(unku kad1n, ikinci k1z ~ocugunu emzirdiginde ikisi sut k1zkarde~ olmu~lard1r.
Yasak olan (bir nikah altinda bir arada tutma) kesinle~mi~ olur. lkisinden hi~ biri
nikah1n1n ge~ersiz olmas1 i~in digerinden daha oncelikli degildir. Ayrll1k olunca da
her birine yanm mehir du~er.
Daha once a~1klad1g1m1z gibi, emziren kadin kotU niyetle hareket ederek bu
i~i kas1tl1 yapm1~sa koca, mehir olarak verdigi paray1 almak i~in ona ba~vurur.

Eger bunlar u~ k1z ~ocugu iseler, kad1n gogsunden sut sag1p bir ~i~eye koysa,
gogsunun birisini bir ~ocuga, oburunu diger ~ocuga ve ~i~eyi de u~uncuye vererek
onlan ayn1 anda emzirse, hepsi birden kocadan aynl1rlar. (unku bu emzirmeyle sut
k1z karde~ olmu~lard1r.
Onlan biri digerinden sonra olacak ~ekilde pe~ pe~e emzirse, ilk ikisinin nikah1
son bulur; u~uncu ise han1m1 olarak kal1r. (unku o ikinciyi emzirdigi zaman,
birinciyle ikinci aras1ndaki karde~lik ger~ekle~mi~tir. Kocalanyla aralan da
aynlm1~t1r. Sonra u~uncuyu emzirirken art1k erkegin nikah1nda ba~kas1 yoktur. 0,
nikah1nda kal1r.
Eger adamin ku~uk ya~taki han1mlan dort tane iseler, hepsi birlikte
[S/143]
emzirilmi~lerse veya once birisi sonra ayni anda u~u emzirilmi~se, hepsi birlikte
kocadan aynl1rlar . Dordunu teker teker emzirecek olsa neticede yine hukum
aynid1r. (unku o ikinciyi emzirdigi zaman birinciyle ikinci, u~uncuyle dorduncuyu
emzirdiginde de diger ikisi sut karde~ligi nedeniyle aynlm1~ olurlar.
224 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Oc;unu beraber, dorduncuyu ise daha sonra aynca emzirmi?se ilk uc;u kocadan
aynl1r. Dorduncu ise nikah1nda kailr. (unku dorduncuyu emzirirken art1k adam1n
nikah1nda ba?kas1 yoktur.
Bir kimsenin
Bir kimse bir kadm ve iki k1z c;ocugu ile evlense ve kadm bu iki k1z
buyuk hammmm
ku~uk c;ocugunu ard arda emzirirse, koca kadmla henuz temasda bulunmam1~sa,
hammlarm1
hem kadm hem de birinci c;ocuk erkege haram olur.
emzirmesi
(unku kadin, birinciyi emzirdiginde onunla sut anne ve sut k1z olurlar. Her
ikisinin de kocalanyla aralan aynl1r. Daha sonra o kad1n ikinciyi emzirdiginde
kocan1n nikah1nda art1k o ikinci k1zdan ba?kas1 yoktur. Dolay1s1yla onun nikah1
kailr. (unku onceden anneyle yap1lan, sadece bir akiddir. Bu da yalniz ba?1na k1zin
haram olmas1n1 gerektirmez.
Sonra buyuk olan kad1na mihir verilmesi gerekmez. (unku aynilk, cinsel
temas olmadan onun taraf1ndan gelmi?tir. K1z c;ocuguna ise yan mehir verilir.
(unku aynl1ga o neden olmam1?t1r. Aynl1k buyuk han1m tarafindan emzirmeyle
meydana getirilmi?tir. Sut, c;ocugun karn1na onun bir ?ey yapmas1na ihtiyac;
olmadan ula?1r. Daha once de ac;1klad1g1m1z gibi, kad1n eger kotU niyetle hareket
etmi? ve kas1til emzirmi?se, koca, kuc;uk c;ocuga verdigi yan mehri ondan al1r.
Buyuk olan kad1nla art1k bir daha hie; evlenemez. (unku k1zla yap1lacak akid
yalniz ba~1na bile anneyi haram k1lar. Aynlan birinci k1z c;ocugu ise, nikah1nda olan
diger k1z o erkekten aynl1rsa tekrar ona helal olur. (unku anneyle yap1lan akid,
k1z1n haram olmasin1 gerektirmez.
Eger buyukle cinsel temasta bulunmu? ise, hanimlann hepsi erkege
(ebediyen) haram olur. (unku k1zlar, emmeyle buyuk hanim1n sut k1z1 olmu?lard1r.
Anneyle cinsel ili~kide bulunmak k1zlan haram k1lar.
Bu durumda buyuk kad1n mehrini tam al1r. Kuc;uk k1zlardan her biri de yan
mehir al1rlar. Anneyle ili?kide bulundugu ve k1zlarla yap1lan akidler gec;erli oldugu
ic;in her biri, bu kimseye ebedi olarak yasak hale gelir.
Bir kimse yeti~kin iki kadmla ve iki de k1z c;ocuguyla nikahlansa ve
kadmlardan her biri, bir kuc;ugu emzirse, hepsiyle aralan aynhr.
(unku her bir kuc;uk, kendisini emziren kad1nin sut k1z1 olmu?tur. Anne ile
k1z1n1 bir nikah da birle?tirmek haramd1r.
lki k1z c;ocugunu once buyuk hanimlardan birisi, ard1ndan da diger han1m
emzirse, bu emzirme buyuklerle ili?kiden once olsa, birinci kad1nla birinci c;ocuk,
daha once ac;1klanan nedenle, kocadan aynilrlar. lkinci kuc;uk, birinci hanimin
emzirmesiyle kocadan aynlmaz. Ancak ikinci han1m bu k1z1 once emzirmi~se, onun
nikah1 da sona erer. Fakat emzirmeye once birinci k1zdan ba?lam1?sa, ikinci k1z
nikahils1d1r. (unku birinci han1m onu emzirince sut annesi haline gelmi?, birinci
k1z1n gec;mi? akdi gec;erli oldugu ic;in nikah1 bozulmu?tur. Daha sonra, ikinciyi
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 225

emzirdiginde art1k adamin nikahinda ondan ba~kas1 yoktur. Bundan dolay1, bu k1z
c;:ocuguyla adam aras1nda aynl1k meydana gelmez.
Bir erkek bir kadmm, kendisinin si.it k1zkarde~i veya si.it annesi veya
Bir erkegin siit
si.it k1z1 oldugunu ikrar eder, daha sonra da bu kadmla evlenmek ister ve akrabas1 oldugunu
soyledigi bir
'Ben oyle zannetmi~tim' veya 'Hata etmi~im.' yahut da; 'Unutmu~um.' kadmla evlenmesi
derse, kadm da 0 erkegi dogrularsa, soyledikleri 0 sozlerde erkek de kadm
da dogru kabul edilirler.
Sonuc;: itibariyle o kimse, bu kadinla evlenebilir.
Ilk sozOnden caymaz ve "Onceki soyledigim soz dogrudur" der, sonra da o
kadinla evlenirse, aralan aynl1r. Aralannda cinsel ili~ki olmam1~sa, kad1n kocadan
mehir alamaz. Bu istihsan deliline goredir.
K1yasa gore, iki ~1kta da hOkOm ayrnd1r. (OnkO adam, kadin1n kendisine ebedi
olarak haram oldugunu ikrar etmi~tir. lkrar edilen ~ey, ikrar eden hakkinda delille [S/144]
veya bizzat gozle gormeyle sabit olmu~ gibi sayil1r. lkrardan donmek gec;:ersizdir.
(OnkO ikrar, yalrnz ba~1na baglay1c1d1r. Ki~inin sonradan ikrarindan donOp
donmemesi farketmez. Onun karns1na gore bu nikah gec;:ersiz olur. Dolay1s1yla
aralan aynllr. Oyle bir nikahtan dolay1 erkegin kad1na mehir vermesi gerekmez.
Ancak Muhammed (rh a), istihsan delilini ald1 ve dedi ki: SOt akrabal1g1
meselesinde kan~1kl1k olabilir. Bir kimse kendisiyle harnm arasinda sot akrabal1g1
oldugu ~Ophesine dO~ebilir veya bu tOr bir haber alabilir. Sonra gerc;:egi ara~t1np bu
hususta hata ettigi ac;:1ga c;:1kabilir.
Kan~1kl1k olan bir meselede hata ettigini haber verdigi zaman, dinen, iki
ac;:1dan sozOnOn kabul edilmesi gerekir :
1. Bir ~eyin helal veya haram olu~u dinin hakk1d1r. Kadin ve erkek, hata
ettikleri konusunda birbirlerini dogrularlarsa, verdikleri haber hakk1nda ortada
on Ian yalanlayacak bir ~ey yoktur.
2. Bu ~ahs1n ba~taki ikran kendi aleyhine degil, kad1rnn kendisine haram
olduguna dair kad1n aleyhinde yap1lm1~ bir ikrard1r. Helal veya haramllk, sozle~me
mahallinin niteligidir. Bir insarnn ba~kas1 aleyhine yapt1g1 ikrar o kimseyi baglamaz.
lkrannda hata ettigini soylediginde, bununla hOkmO kesinle~mi~ ve baglay1c1
duruma gelmi~ bir ~eyi iptal etmek istiyor degildir. Onun ic;:in bu husustaki sozO
gec;:erlidir.
Eger kad1n boyle bir ikrarda bulunur erkek de inkar ederse, daha sonra kad1n
da kendisini yalanlar ve yarnld1m derse, nikahlan caizdir.
Kad1n kendini yalanlamadan once evlenseler, nikahlan yine gec;:erlidir. Kad1n
ilk sozOnde dogrulanmaz. (OnkO haraml1gin hakikati, ikrarla sabit olmaz. (OnkO
ikrar, olas1l1kll bir haberdir. Dogru da, yanl1~ da olabilir. Ancak ikrannda sabit olan,
226_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
akidden sonra yenilemi~ gibidir. Kad1n1n akidden sonra haraml1ga dair yapacag1
ikrar gec;;ersizdir. Akidden once yapt1g1 ikrannin hukmu de boyledir.
Erkegin yasaklar konusunda akitten sonraki ikran ise gec;;erlidir. Aynl1g1
gerektirir. Akitten once ikrarda bulunursa onun hukmu de gec;;erlidir.
Adam ikran uzere devam eder ve kad1nla evlenirse, kad1na "nikahtan sonra
ikrar ettiginde oldugu gibi, mehrin yans1nin verilmesi gerekir," denilirse biz de
~oyle deriz. Kad1n1n nikahin asl1nin gec;;ersiz oldugunu dogrulad1g1 veya koca,
mehrin du~urulmesini kasd ettigi yonunde suc;;land1rllmad1g1 (itham edilmedigi) ic;;in
mehrin verilmesi gerekmez. c;:onku koca, daha once nikah nedeniyle mehrin
gerekli olduguna dair ikrarda bulunmu~tu.
Aralanndaki fark1 ~oyle ac;;1klanz. lkrar, aralannda z1tl1k olmakla veya ortadan
kald1rmakla bir mulke etki ettiginde gec;;erlidir. Erkegin ikrannin bu hususta etkisi
vard1r. Dolay1s1yla erkek ikrannda sebat ettigi zaman, ikrar nikah1n gec;;erliligini
kald1rma hususunda gec;;erlidir. Kad1n1n ikrannin ise bu konuda etkisi yoktur.
Nikah1n gec;;erliligine engel olamaz.
Koca, bu sozleri (kad1n1n sut karde~i veya sut annesi ... oldugunu) ikrar etse ve
bu ikranndan donmese ve bu konuda tan1k getirse, daha sonra kad1n bu durumu
bilmeden bu adamla evlense ve nikahtan sonra kad1n bu delilleri ortaya koysa,
aralan aynl1r. Bundan sonra erkegin inkan yarar vermez. c;:unku ba~lang1c;;taki
ikrannda sebat etmesi, yanllmad1g1na, dogru olduguna dair kan1s1, ikrann1 hukum
ac;;1s1ndan kesinle~tirmi~tir. Bu ikran kendisini baglay1c1d1r. T1pk1 nikahtan sonra bu
ikranni yenilemi~ birisi gibi olur. Aralan aynl1r. Art1k inkann da yaran yoktur.
Her ikisi de bu sozleri ikrar etseler daha sonra kendilerini yalanlayarak; Biz
yan1ld1k, deseler, pe~inden de evlenseler, nikahlan gec;;erlidir.
Bu konu nesep hususunda da boyledir. Ac;;1klad1klanm1zin d1~indakiler hukmen
baglay1c1 degildir. c;:unku neseplerdeki yanilma ve kan~1kl1k daha belirgindir.
Nesebin subut nedeni, sut emmenin nedeninden daha gizlidir. Aynca sut emme
meselesinde, sebat edilmemi~ bir ikrar, haraml1k gerektirmedigi gibi nesep
konusunda da aynid1r.
Bir kadmla evlenen ki~i nikahtan sonra evlendigi kadm hakkmda; "O
[5/145] benim slit k1z karde~im, veya slit k1z1m, yahut da slit annemdir" dese,
ardmdan da; "Ben yamld1m, veya kuruntuya kap1ld1m" diyecek olsa
nikahlan istihsanen devam eder.
Soyledigi sozde sebat etse ve "Soyledigim dogrudur" dese tamklar da
buna tamkhk etseler aralan aynhr.
Bunu daha sonra inkar edecek olsa, inkann1n yaran yoktur. c;:onku ikran,
uzerinde sebat etme ko~uluna bagl1 olarak aynl1g1 gerektirir. "Kuruntuya kaplld1m"
deyince sebat ko~ulu gerc;;ekle~memi~, aynllg1 da gerektirmi~tir. Sebat ettigi zaman,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _227

ikrann ~art1 bulunmu~tur. Dolay1s1yla hukmu gei;;erlidir. 0 da aynl1kt1r. Bundan


sonraki inkan ona yarar saglamaz.
Nesebi bilinmeyen bir kadin ii;;in; "Bu benim k1z karde~im, veya "bu k1z1m"
dediginde de hukum bbyledir. Daha sonra; "yan1lm1~1m" dese, sonraki sbzu dogru
kabul edilir.
Kblesi veya cariyesi ii;;in; "Bu benim oglum", veya "Bu benim k1z1m" deyip de
daha sonra, "Kuruntuya kapilm1~1m" demesi, bnceki hukmun aksinedir. Burada
kble bzgur olur ve bu ki~i sonraki sbzunde dogrulanmaz.
Aradaki fark, iki ybndendir.
1. Bir kimsenin kblesi veya cariyesi hakk1nda nesep ikrannda bulunmas1
sadece kendisini baglar. c;:unku bu ikran yapt1g1nda, ikrann geregi sadece kendi
mulkune etki eder. Bu da mulkiyetinin elinden i;;1kmas1d1r. Ozgur bir kimse kble
olan kendi oglunu satin alacak olsa bu al1m akdi caizdir. c;:ocuk bu al1mla bzgur
olur.
lkrarda bulundugu zaman ikran etkisini mOlkunde gbsterecegi ii;;in o kimse,
kendi mulkunde bu ikran yapm1~ say11ir. Bir kimsenin kendi mulkundeki ikran
baglay1c1d1r. Onun ii;;in ikrarrnda sebat etse de, etmese de ikrar kendi ba~ina
tamam olur.
Bir kimsenin haniminin nesebini ikrar1 ise, etkisi sadece kendi mulkunde olan
bir ikrar degildir. c;:unku k1z1yla evlenen kimsenin nikah1, kbkten gei;;erli degildir.
Once sabit olmu~ sonra da kald1rrlm1~ degildir. Nikah, akid mahalli (kad1n) haram
oldugu ii;;in gei;;erli degildir. Burada ikrarrnin geregi, etkisini ki~inin kendi mulkunde
degil, akid konusu olan ~eyde gbsterir. Onun da akit konusunda bbyle bir yetkisi
yoktur. c;:unku helallik veya haraml1k, akdin konusunun bir niteligidir. Yapt1g1 ikrar,
daha ba~tan mulkunu ii;;ine almad1g1 gibi, ikrannda sebat etmezse baglay1c1 da
degildir. Sebat ettiginde bunun geregi olarak zaran, mulkune gei;;er. Bu ai;;1dan
onu da baglay1c1d1r .
2. Kole ile ogul aras1nda bir kan~1kl1k meydana gelmez. c;:ogu durumlarda
kble yiyecekte, giyecekte ve bulundugu meclislerde oguldan farkl1d1r. Kan~1kl1k
olursa o nadirdir. Nadire itibar olunmaz.
Hanim1yla k1z1 aras1ndaki kan~1kl1k ise, yiyecekte, giyecekte ve bulunduklan
meclislerde birbirlerine yak1n olduklan ii;;in mumkundur. Bu nedenle "yanilm1~1m"
dediginde bu bzru kabul edilir.
Bir kimse nesebi bilinen hanim1 ic,;in; "Bu benim k1z1md1r" dese ve bu
sozl.inde de sebat etse, aralan aynlmaz.
Bilinen bir annesi var oldugu durumda; bu benim annemdir, dese hukum yine
boyledir. c;:unku bu kimsenin sbzu dinen yalanlanmaktad1r. Onu hukukun (dinin)
yalanlamas1, kendi kendini yalanlamas1ndan daha gui;;ludur.
228 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'l-Mebsut

Kendini yalanlasa ve "yan1lm1~1m" deseydi yine aralan aynlmazd1. HukOkl


hukum onu yalanlad1g1nda da hukum ayrnd1r.
Bu mesele, kbleden farklld1r. <;:unku orada kendi kendini yalanlasa, kble
bzgur olur. Nesebinin ba~kasindan sabit olmas1ndan dolay1, onu dini hukmun
yalanlamas1nda da durum ayrnd1r.
Bu konuda sbyledigimizin anlam1 ~udur Ki~i kolesinin nesebiyle ilgili bir
ikrarda bulundugu zaman. kendi mulkune ait bir ikrarda bulunmu~ olur. Kendi
mulkuyle olan ikrannda da dogrularnr. Nesebinin ba~kasina ait oldugu bilindigi i~in
kendinden olmas1 mumkun olmasa bile, kale bzgur olur.
Han1m1n1n nesebini ikrar etmesi durumunda ise. bu ba~lang1~ta kendi
mulkune rastlamamaktad1r. Bu ikrar akit mahalline (kadina) rastlar. Onunla da akid
[S/146] mahallinin haraml1g1, ortaya ~1kar. Daha sonra bunun uzerine zorunlu olarak
mulkiyetin olmad1g1 hukmu dayand1nl1r.
Kad1n1n nesebinin ba~kas1na ait oldugunun bilinmesi nedeniyle onunla
evlenme yasag1 sabit olmam1~t1r. Dolay1s1yla nikah iptal olmaz.
Eger kad1rnn nesebinin ba~kas1na ait oldugu bilinmese ve bu ya~taki bir
kadinin bu adamdan alma olasli1g1 bulunsa, adam da ikrannda 1srar etse, aralan
aynhr. Ancak nesebin ger~ekten ondan oldugu, kadinin onu dogrulamas1yla sabit
olabilir. <;:unku ikrar eden, kendi hakk1nda i~lem yapm1~t1r. Onun ikrar ettigi ~ey
hakt1r. Arna ba~kas1nin hakk1 konusunda o dogrulanmaz. Onun hakkinda nesep,
ki~inin kendi hakk1nda subut bulmu~ gibi kabul edilir. Kad1rnn nikahina sahip alma
hakk1 son bulur. Kad1n hakk1nda ise, ancak onun dogrulamas1 ile sabit olur.
Dogrulamad1g1 surece, nesep itibariyle kocaya nisbet edilemez. Yap1lan ikrar da
onu baglay1c1 degildir.
Bu ya~taki kadin1n, bu adamdan olmas1 mumkun degilse, nesep yine sabit
olmaz. Aralan da aynlmaz. <;:unku ger~eklerin onu yalanlamas1, onun kendi
kendini yalanlamas1ndan daha kuwetlidir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu mesele ile koleyi bzgurluge kavu~turma
aras1ndaki fark, sbyledigimiz gibidir. Bir kimsenin kendi mulkundeki ikrann1n bir
geregi vard1r. Yapt1g1 ikrar, bu gerek yerine, mecaz olarak kullanllm1~ ustU brtlilu
(kinayeli) bir ifadedir. Nesep ikrannda, nikah mulkiyetiyle ilgili, onu ortadan
kald1nlma ybnunden bir geregi yoktur. Buna mecaz yoluyla i~lerlik kazand1rmak da
mumkun degildir.
Bu konuda en ~ok denebilecek sbz ~udur. Bu ikrann geregi, nikah1 kbkten
kald1rmakt1r. Bunu a~1k~a sbyledigine hukmedilir. Nikahin asl1rn inkar, aynllg1
gerektirmez. Bu ybnde yapacag1 bir ikrann hukmu de ayrnd1r.
Ada min han1m1 i~in "Beni emzirdi," dediginde de, bu ya~taki bir kad1n1n onu
emzirmi~ olmas1 mumkun degilse, veya kad1nin sutU yoksa, sbyledigi sbzde,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 229

gen;ekte dogru soylemedigi kabul edilir. Bu da kendi kendini yalanlama yerine


gec_;er. Bu nedenle de aralan aynlmaz.
Dogrulan en iyi bilen Allah Subhanehu ve Teala'd1r, donu~ ve van~ da
O'nad1r.

IHSANA 147 AIT H0K0MLER


[5/146]
Mi.isli.iman bir kimse, ancak ozgi.ir ve mi.isli.iman kadmla cinsel temasta
bulundugunda muhsan olur.
~a'bl ve Nehal (rh.a.J'den boylece nakledildi.
Bunun anlam1 ~udur: Bir kimse, cariye ile evlendigi ve ona temasta
bulundugunda muhsan olmu~ olmaz. ResOIOllah (s.a v ):
J..:;j,
.
~ ..r-'
-~ i1'1.)- ' L ~ I ..r-'
·~ i1..;.)- ' h;1- ... ~I\ '1 .)- ' ~.)
- r--
!-i1 r---
- , ft=' ~ • , ']
d • !i1 ~

"Mus/Oman bir kimseyi ne yahudi ne de h1ristiyan bir kadm muhsan yapar.


OzgOr bir erkegi cariye, ozgOr bir kadm1 da kale muhsan yapmaz,"
buyurmu~tur.
148

Bundaki ~udur: lhsanin subOtu, nikahla temasta bulunmaya


hikmet
mahsustur. Ki~inin
sahip oldugu bir cariyeye cinsel temas1yla bu s1fat
gerc_;ekle~mez. Cinsel istegi tatmin ac_;1sindan ise, aralannda fark yoktur.

Biliyoruz ki fark1 gerektiren tek ~ey ihsan1n, seviyesi e~it birisiyle ve buton Gayri
mi.islim
ko~ullan olu~mu~ bir ~ekilde s1fatla yap1lan cinsel temasla olu~udur. Nikah akdi, hamm ile
ili~kinin
adeten seviyeleri e~it kimseler aras1nda yap1l1r. Efendi ile kale aras1nda e~itlik
ihsana etkisi
yoktur. Bu hikmet cariyeyle gerdege girildigi zaman gerc_;ekle~mez. (unku cariyeyle
ozgur aras1nda e~itlik yoktur.
Bir kimse, yahOdi veya h1ristiyan bir kad1n ile nikahla gerdege girerse, EbO
Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'ya gore muhsan olmaz.
EbO YOsuf (rh.a )'a gore muhsan olur. Bu EbO YOsuf'tan aktanlan, "Ehl-i kitap [5/147]
bir kadin muhsand1r. Zina ettiginde recm edilir," ~eklindeki rivayete dayanan bir
hukumdur, denilmi~tir. Oysa bu mesele ba~ka meseleye bagl1 degil, bag1ms1z bir
meseledir.
EbO YOsuf (rh a.)'un goru~Onun deli Ii ~udur: Ehl-i kitaptan bir kad1n ile olan
nikah mulkiyeti ile musluman bir kad1n ile olan nikah mulkiyeti, tam nitelikler

147
lhsan /I.Ji-,. )'I: bzgi.ir ve mi.isli.iman olup sahih bir nikah akdiyle gerdege girmi~ olma hali. Islam
hukukunda ise; kazf ve zina auc;lari belirlenen had cezalarmm uygulanabilmesi ic;in varl1<)1 dinen
gerekli gbri.ilen niteliklerin bir ~ah1sta toplanm1~ olmas1n1 ifade eder.
148
Abdurrezzak, Musannef, Vll/306, 307; lbn Ebu $eybe, Musannef, V/535; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/338.
--
230 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

ta~1yan bir mulkiyettir. Buna delil onlardan her birinin digerinin i.lzerine (kuma
olarak) nikah edilmesinin caiz olu~u, kasm de (kocanin kumalar aras1nda adil
davranmas1) e~itlik ve onlardan her birisinin kendi ba~1na akid yapma hakk1na
sahip olu~larid1r. Boyle olunca bir kimse, musluman bir han1mla gerdege girince
muhsan oldugu gibi Ehl-i kitab hanim1yla girdiginde de olur. Cariye ise farkl1d1r.
~unku onunla ozgur kad1n aras1nda nikahin hukmu hususunda e~itlik yoktur.
Cariyenin durumu, ozgur bir han1m1n yaris1 seviyesindedir.
~ocuk ya~taki bir han1mla ve deli ile zifafa girdiginde de muhsan olmaz.
Onlarla erginlik c;ag1ndaki veya akl1 yerinde kad1nlarla, nikah akdini bizzat kendileri
yapma hakk1na sahip alma hususunda e~it degildirler. lnsan, f1trat1 geregi deliye
kar~1 uzakl1k ve sogukluk duyacag1 ic;in, ~ehvet ac;1s1ndan da e~it degildirler.

Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'in delilleri, rivayet etmi~ oldugumuz hadis-i
~eriftir.

Ayn1 ~ekilde, Huzeyfe b. el-Yeman (rh a) yahudi bir kadinla evlenmek


istediginde Resulullah (s a.v) kendisine;

"Onu btrak; o seni muhsan yapmaz" buyurmu~tur. 149


Ka'b b. Malik (rh a.) da yahudi bir kad1nla evlenmek istemi~, Omer (r a.)'de ona;
"Onu b1rak. 0 seni muhsan yapmaz" demi~tir.
Ayrica kolelik, kufi.lr eserlerinden bir kallnt1d1r. Ki~i nikahlad1g1 bir cariye ile
cinsel temasta bulundugunda, onda kolelik vasf1 bulundugu ic;in ihsan sabit
olmuyorsa, gayrimuslim bir kad1na temasta bulunmakla sabit olmamas1 daha da
onceliklidir.
Bu meselede hukum boyledir; c;unku evliligin yarari dinler farkl1 olunca tam
olarak gerc;ekle~mez. Birbirlerine meyletmeleri ve kayna~malan nadiren mumkun
olur. Bu nedenle, gayrimuslim bir kad1n, k1z c;ocugu veya deli seviyesinde kabul
edilir.
Bunun izah1 ~oyledir. Kari-koca her ikisi de kafir iseler temasta bulunmakla
muhsan olmazlar. Oysa aralarinda e~itligin bulundugu ise gayet ac;1kt1r. Onlar
aras1ndaki ili~ki ile ihsan gerc;ekle~miyorsa, musluman erkekle gayrimuslim kad1n
aras1nda gerc;ekle~miyecegi daha ac;1kt1r.
Musluman bir kad1n1 da, kafir koca muhsan yapamaz. Kad1n musluman
oldugu ve daha aralan ayrllmadan kafir olan kocas1 kendisiyle temasta
bulundugunda, kadin bu temasla Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore -daha
evvel anlatt1g1m1z gibi muhsan olmaz.

149
lbn Ebo ~eybe, Musannef, 1/193; Darekutn1, Sunen, 111/148; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vlll/216;
Taberan1, e/-Mu'cemu'/-keb1r, XIX/103; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/338.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 231

Kad1n1n durumu dikkate al1nd1g1 gibi, erkegin durumu da dikkate al1nacag1


ic;in, bir kad1ni da kole, deli ve ergenlik c;ag1na girmeyen birisi, muhsan yapamaz.
Muhsan olma durumu, olgunluk, mukemmellik halidir. Bu da hem kad1n hem
de erkek ic;in tam bir nimet anlam1 ta~1yacak nitelikteki bir birle~meyle gerc;ekle~ir.
Anilan bu birle~meler, kadm1 daha once kendisini u~ talakla bo~am1~
bir kocaya helal k1lar.
Oyle ki zimml bir kadin uc; talakla bo~ansa ve zimml bir erkekle evlense,
ard1ndan da musluman olsa ve daha aralari ayrilmadan kocas1 onunla cinsel ili~kide
bulunsa bu temasla, daha onceki uc; talakla bo~ayan kocas1na helal olur. <;:unku
hakim onlar hakk1nda henuz ayril1ga karar vermeden once aralarindaki nikah,
gec;erlidir. Hatta bu s1rada erkek de musluman olsa, onceki nikahlari devam eder.
Sahih nikaha dayanarak kurulan cinsel temas da, kad1ni uc; talakla bo~ayan birinci
kocaya helal k1lar.
Bir kole efendinin izniyle boyle bir kad1nla evlense ve kad1na temasta bulunsa,
kad1n birinci kocaya helal olur. <;:unku verilen uc; talag1 kald1rmada, ikinci kocan1n
temasta bulunmas1, birinci kocay1 bir nevi cezaland1rmak ic;in me~ru kll1nm1~t1r. Bu
da ozgur ve musluman bir kimsenin cinsel temas1yla oldugu gibi, kole veya kafir
birisinin cinsel temas1yla da olur. Belki ofkeyle cezaland1rma manas1, bunda daha
fazlad1r.
Muhsan olma da ise durum farklld1r. 0, tam bir nimet olma manas1 ta~1mas1
[5/148]
dikkate allnarak nikahla olan cinsel ili~ki ile gerc;ekle~ir. Kole veya kafir bu ac;1dan
ozgur ve muslumanin dengi degildir.
Bu anlatdanlara gore, kadinla birle~ebilecek c;agdaki bir c;ocugun, temasta
c;ocugun ilaca
bulunmas1 da, biz Hanefilere gore bir kad1n1, kendisini uc; talakla bo~ayan ilk kari~tmlm1~
kocas1na helal k1lar. kadin siitiinii
i~mesi
$afil (rh a )'a gore ise, c;ocugun ili~kisi kad1n1 ilk kocaya helal kllmaz. <;:unku
birinci kocaya helal k1lma, bu fiilin tam yapllmas1n1 gerektirir. Nitekim, cinsel
organ1n d1~1ndaki bir yerden yapilacak bir temasla helallik gerc;ekle~mez. <;:ocugun
temas1 da, ergin bir kimsenin temas1 gibi degildir. Dolay1s1yla kemal vasf1 tam
gerc;ekle~medigi ic;in kad1n ilk kocas1na helal olmaz.

Biz Hanefiler,

"'{ ~-·<
"- .: ~<-~
? L;... JJ c:- !-
~
l:u. ..r- ~ ...r:.-
= L: ~ lf.~H, j1~)..
: .,.
Eger erkek kadin1 (Ur;uncu defa) bo~arsa ondan sonra kadin bir ba~ka
erkekle evlenmedikr;e onu almas1 kendisine he/al olmaz... " (el-Bakara 2/230) ayet-i
kerlmesini delil getiriyoruz. Ayet-i kerlmedeki "zevc" (koca) sozcugu, ergeni
kapsad1g1 gibi, ergenlik c;ag1na girmemi~ c;ocugu da kapsar.
Sonra bu, nikahla cinsel temasta bulunmaya mahsus bir hukumdur.
Anla~ilm1~ olan mihri vermesi; bo~anma durumunda kad1nin iddet beklemesinde
oldugu gibi ~ocugun cinsel ili~kisine baglld1r. Bu mana, birinci kocan1n pi~manl1kla
kan~1k h1~1m ve ofke duymas1 ~ocugun ili~kisi ile de ger~ekle~mi~tir.

Eger, Resulullah (s av )'1n;


~ :
--
-t
If- l/,J ~
!- '1
"Onun balca(Jtzmdan tatmad1gm surece haytr, " 750 buyurmas1n1 deli I getirecek
olurlarsa deriz ki: Balcag1zdan tatmaktan maksat, meni gelmesi degil, zevk
almakt1r. Kad1n bunu, temasta bulunabilecek ~agdaki bir ~ocugun temas1yla da
duyar. Bundan dolay1d1r ki sadece cinsel organin girmesiyle, kad1n1n gusletmesi
gerekir. Boylece, ~ocugun cinsel temasta bulunmada, fiilinin tam sayilacag1 a~1ga
~1k1yor.

Ayni ~ekilde, ergin ve muhsan olan bir kimsenin cinsel temasrnrn


gerektirdigi evlenme yasag1 bunlarrn fiilleri de gerektirir.
Oyle ki akranlannin temasta bulunabilecegi ya~taki bir ~ocugun temas1yla
veya kendisine temas edilebilecek ya~taki bir k1zla yap1lan temasla, musaheret bag1
(evlilik akrabal1g1) kurulur.
Akranlan cinsel ili~ki kurulamayacak ya~taki bir k1z ~ocuguna temas edilmesi
durumunda, evlilik yasagin1n dogup dogmayacaginda alimlerimiz ihtilaf11d1rlar:
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gore, boyle bir k1z ~ocuguna temasla s1hrl
haraml1k olu~maz.
Ebu Yusuf (rh.a)'a gore, temas fiili ger~ekte bulundugu i~in, olu~ur. Bu fiil,
kendi a~1sindan tam bir fiildir. Menl gelmese (inzal olmasa) bile sadece cinsel
organin girmesi de guslu gerektirir. Cinsel ili~ki ile sabit olan hukumlerin hepsi, bu
tOr bir cinsel temasla da ger~ekle~ir.
Cinsel temas, nikah akdine k1yas edilir. Akrabal1g1n meydana gelmesinde
ku~Ok bir k1zla yapilan akid, ergin bir k1zla yap1lan akid gibidir. Cinsel ili~ki de
aynid1r.
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a.) "S1hrl haraml1k cinsel ili~kinin kendisiyle
olmaz." derler. Nitekim, tabil yoldan ba~ka bir yerden olan cinsel ili~kiyle bu
haraml1k sabit olmaz. S1hrl haraml1g1n sabit olmas1, taraflann biri birinden bir par~a
olma manas1 ta~1d1g1 i~indir. Kendisi ile cinsel ili~ki kurulacak ~aga gelmemi~ bir k1z
~ocugu ile yap1lacak temasta da, bunlar du~Onulemez. Akranlan, cinsel ili~kide
bulunulacak ~aga gelmi~ bir k1zla yap1lacak temas ise bundan farkl1d1r. c;:unku
par~a olma ger~egi, her ne kadar sperm ve yumurta ile ilgili ise de bu gizli bir

150
Muvatta, Nikah 1106; Buhar1, $ehadat 3, Talak 4; Muslim, Nikah 111; Ebo DavOd, Talak 47; TirmizT,
Nikah 27; NesaT, Nikah 43; lbn Mace, Nikah 32; ZeyleT, Nasbu'r-raye, 111/236.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 233

olayd1r. Ne oldugunu bilmek c;ok zordur. Onun ic;in, ~ehvet c;ag1na ula~ma gbrunur
neden olarak, gbrunmeyen as1I nedenin yerini al1r. Bir k1z kendisine ~ehvet
duyulacak bir c;aga gelmi~se, kendisi ile temasta bulunmakla, s1hrl akrabal1kla ilgili
hukumlerin gerc;ekle~mesi konusunda, erginlik c;ag1na gelmi~ bir k1za denk kabul
edilir. Kendisine ~ehvet duyulmayan c;agdaki bir k1z ise bbyle degildir.
Dikkat edilince gbrulur ki, cinsel ili~kinin mubah olmas1nin me~ru k1l1n1~1.
neslin c;ogalmas1 gayesiyledir. Sonra, k1zin ~ehvet duyulacak bir c;aga ula~mas1, bu
fiili yapmanin mubah alma hukmu hususunda gerc;ek erginlik c;ag1na ula~man1n
yerini al1r. Burada da byledir. Guslun gerekli olmas1 ise bundan farklld1r. Guslun
gerekliligi, meni torbac1g1n1n ac;ilmas1na bagl1d1r. Bu da vucut 1s1s1yla, uzvun
yumu~aklig1yla ilgilidir. Onun ic;in bu konuda cinsel ili~ki de bulunulacak c;aga gelen
ile gelmeyen, tabil yoldan olan cinsel temasla, ba~ka yoldan olan e~ittir.
Mi.isli.iman ve ergin kan-kocanm perde veya kapah kap1 gerisinde
[S/149]
yalniz ba~lanna kalmalan, bize gore mehri ve iddet beklemeyi gerekli
k1lar. Halvet-i
sahiha'mn
$afil (rh a) :
mehri ve
iddeti
gerektirmesi

"Onlara temas etmeden bo~arsamz ... " (el-Bakara, 2/237) ayet-i kerlmesine
dayanarak gerekli kilmaz. Bu ayet-i kerlmedeki "temas"dan maksat, cinsel ili~ki de
bulunmakt1r.
lbn Abbas (r a) bbyle sbylemi~tir. 0, Allah (c.c.) cinsel ili~kiyi temas diye
kinayelendirdigi gibi c;irkini de guzel diye kinayelendirir, der.
Ayrica bu halvette (kapal1 yerde ba~ba~a kal1~ta) cinsel temas yoktur.
Dolay1s1yla ko~ullari olu~mam1~ fasid bir halvette oldugu gibi, mehri ve iddeti
gerektirmez.
Hukum boyledir. (:unku 'ivazll (kar~il1kl1 bedel verilen) akidlerde, bedel
uzerine akid konusu olan ~ey kabzedilirse (teslim al1n1rsa), hak edilir. Burada akdin
konusu olan ~ey kad1nin ic;indedir. Ancak oraya ula~an bir adetle o bedel al1nm1~
olur. Dolay1s1yla, kapal1 bir yerde yaln1z kalmakla uzerine akid yapilan ~ey kabz
edilmi~ (teslim al1nm1~) sayilmaz.
Nitekim k1sasta da bbyledir. K1sas hakk1na sahip olan bir kimsenin bu hakk1,
ic;tedir. Hak ancak kesici, bir aletle alinabilir. K1sas yap1lacak ~ahs1n hak sahibine
teslim edilmesi, onunla ba~ ba~a kalmas1, bu hakk1 almak demek degildir.
Buna delil, ric'I talakla bo~anan kad1na don me hukmunun munasebeti isteme
hakkinin gec;erli olmas1d1r. Halvet bu iki ac;1dan, sbzle~menin konusu olan ~eyi
teslim alma say1lmaz. Mehir ve iddetin hukmu de bbyledir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilleri ~unlard1r:
234_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
Allah (cc):

"Verdiginiz mehirden nasil geriye a/abi/irsiniz ki? Birbiriniz ha;ir-ne;ir oldunuz.


(On/aria ba; ba;a kaldm1z) ... " (en-Nisa 4/21) buyurmaktad1r.
Bu ayet-i kerlme'de, halvetten sonra verilen mehirden herhangi bir ~eyin geri
al1nmas1, yasaklanm1~t1r. (unku ha~ir-ne~ir olma ("ifda"), halvetten ibarettir. Bu
yuzdendir ki bo~, 1ss1z yer, "feda" 151 denilir. Arap dilinde: 1..5~ ~l ·!: ;;;i darb-1
mesel olarak kullan11ir. Bu; "Onunla ba; ba;a ka/d1m, s1riar1m~ ona an/att1m,"
demektir.
Buradan anla~i11yor ki, $afil'nin delil ald1g1, ayet-i kerlmede maksat cinsel
temasta bulunmak veya onun yerini tutan bir ~eydir. Bu ~ey de halvettir.
Abdurrahman b. Sevban (r a), Resulullah (s av )'1n ~6yle buyurdugunu rivayet
ediyor. j;:.~ ~ _;i ~ j;.:; ~IS" ~I~ lf.4ij ~\_;1 t_Q · ; ~5 ~
"Bir kimse, hammmm duvagm1 ar;ar ve onu operse; ister onunla temasta
bulunsun, isterse bulunmasm ona tam mehir vermesi gerekir. " 152
Omer ve Ali (r a); iktidars1z birisiyle han1m1n1n aras1ni ay1rd1g1nda; o ki~inin
han1ma tam mehir vermesi gerektigine hukmetmi~ler ve; "Acizlik sizin taraf1nizdan
geliyorsa onlann ne gunah1 var?" demi~lerdir.
Zurare b. Ebl Evfa (ra) dedi ki ; Hulefa-i Ra~idln 153 'inin (ra) takip ettigi yol,
han1m1nin uzerine kap1y1 kapatanin, perdeleri 6rtenin -ister temasta bulunsun
isterse bulunmas1n- mehri tam vermesi gerektigi ~eklindedir.
Aynca kad1n, akidle hak edilen ~eyi teslim etmek ir;in gelmi~tir. Dolay1s1yla,
koca onunla ili~kide bulundugunda zaman bedeli hak ettigi gibi, bu teslimle de
hak etmi~tir.
Hukum boyledir, r;unku '1vazl1 akidlerde, bedel kime verilecekse ona teslim
edilmesiyle hak edilir. Aynca hak edilen ~eyin, elde edilme mecburiyeti yoktur.
Nitekim al1m-sat1m sat1c1 malla mu~terlnin aras1ndan r;ekildigi, kira akdinde, ev
sahibi suresi ir;erisinde kirac1ya evi teslim ettiginde bedeli hak eder. Maldan veya
evden henuz yararlanmasa bile durum budur.
(unku eger bedeli, hak edilen ~eyden fiilen yararlanmaya baglayacak olsak,
ki~i bu yararlanma i~ini kasten geciktirerek bedel almas1 gereken kimseyi zarara
ugratabilir.

Bu gun TUrk~e'de daha ziyade "feza" ~eklinde telaffuz edilmektedir.


151

152
Darekutn1, Sunen, 111/307; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/256.
Hulefa-i Ra~id1n'den maksat; Ebo Bekir, Omer b. Hattab, Osman b. Affan, Ali b. Eb1Talib (r.a.)dir.
153
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 23S
Dikkate al1nmas1 gereken hususun, teslim oldugu ortaya c;1k1nca deriz ki;
kad1n1n Ozerine dO~en, gOcO yettigi olc;Ode yapmas1 gerekeni yerine getirmesidir.
Burada gOcOnOn yettigi, hie; bir engelin olmad1g1 bir durumda kendini kocas1na
teslim etmesidir. Yoksa, hakikaten cinsel ili~kinin olmas1 degildir. Kadin Ozerine
dO~eni yerine getirdigi zaman bedeldeki hakk1 da kesinle~mi~ olur. Nitekim o,
akdin caiz olmas1 ic;in kendini, akdin konusu olan as1I ~eyin (cinsel organinin) yerine
koymu~tur. Teslim etmenin hOkmO hususunda da durum ayn1d1r. c;:onkO bedelin
kesinle~mesi, akdin gec;erli olmas1nda itibar edilen ~eyin teslimiyledir.

Ric'at (bo~anmadan geri donme) hakk1 bundan farkl1d1r. c;:onkO bu hak [5/150]
kocan1nd1r. Onun hakk1n1 gerc;ekten alma imkani vard1r. Eger alm1yorsa, hakk1n1
iptal eden bizzat kendisidir. lddet beklemenin gerekli olmas1, donme hakk1nin sabit
olmas1n1 gerektirmez. Nitekim kocanin olOmO ile de mehir ve iddet bekleme
gerekir. Halbuki bu durumda ki~inin bo~ad1g1 karis1na donmesi ve iffetli olmas1 ic;in
temasta bulunmay1 istemesi yoktur. Taki sonuc;ta bu nedenle muhsanl1k s1fatin1
elde etmi~ olsun. Bunlar da, halvetle meydana gelmeyen ~eylerdir.
Bu kesinle~tigine gore deriz ki; sahih halvetin tanim1 ~oyledir:
"Halvet; f1traten veya dinen cinsel ili~kiyi engelleyecek bir ~eyin olmad1g1 bir Halvet'in
tanim1
yerde ba~ ba~a kal1~t1r."
Oyle ki ic;lerinden birisi cinsel ili~kiye engel olacak derecede hasta olsa veya
Ramazan ayinda oruc;lu bulunsa veya ihraml1 (hac veya umre yasaklari c;erc;evesi
ic;ine girmi~) olsa yahut da kadin, hay1zli olsa ... bu durumlarda halvet say1lmaz.
c;:onkO cinsel ili~kiy, f1trl veya dini engel vard1r.
Kaza orucunun engel olup olmayacagina ili~kin iki rivayet vard1r. Bunlardan Halvet-i
sahihaya
daha dogru olani, halvetin gec;erli oldugudur. c;:onkO bu durumda orucunu engel olan
bozacak olursa Ozerine gereken, bir gun kazad1r. Bu da kolayd1r. Nitekim nafile durumlar.
oruc;ta da durum boyledir.
Diger rivayette ise, kazay1 edaya k1yas ederek halvet sahih degildir,
denilmektedir.
$az (as1I rivayetlere muhalif) bir rivayette denildigine gore nafile oruc~lar da
halvetin gec;erliligine engeldir. Bu hususta nafile oruc;lar nafile hacc gibidir.
Kad1n1n cinsel organ1n1 biti~ik olsa veya kemik parc;as1 ile t1kal1 olsa ortada
fiziki bir engel oldugu ic;in kad1n1n kendisini teslimi gerc;ekle~mi~ say1lmaz.
Kocanin cinsel organinin kopuklugu veya iktidars1zl1g1 durumunda ise hOkOm
farkl1d1r. Bunu daha once ac;1klam1~t1k.
Kari kocanin yanlarinda Oc;OncO bir ki~i olacak olsa, bu engel say1ld1g1 ic;in yine
halvet sahih degildir. Ancak Oc;OncO ki~i, bu hali hissetmeyen, (mesela) akl1
ermeyen bir kOc;Ok veya bayg1n bir kimse ya hut benzeri ki~iler ... olursa hOkOm
farkl1d1r.
236_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Eger bir kimse hanim1yla kapal1 bir yerde kal1r ve yaninda cariyesi bulunursa,
Muhammed (rh.a) once; "Halvet sahih olur" diyordu. Yanlarinda kad1n1n
cariyesinin bulunmas1 ise bunun aksinedir. (unku ki~inin kendi cariyesiyle yatmas1
caizdir ama hanim1nin cariyesiyle yatamaz.
Sonra Muhammed (rh.a) bu goru~unden donmu~ ve; Boyle bir halvet, gec;:erli
(sahih) halvet sayllmaz, demi~tir. Bu ayni zamanda EbO Hanlfe ve EbO YOsuf
(rh a )'nin goru~udur. (unku bir kimse cariyesinin onunde f1trl olarak hanim1yla
yatmak istemez.
Buna gore, bir kimse iki han1m1yla birlikte kapal1 bir yerde yaln1z ba~lanna
kalsa -dedigimiz gibi- bu halvet sahih olmaz.
Halvetin sahih oldugu yer, ba~kalar1nin izin almadan onlan gorup
Sahih
halvetin duyamayacag1 ev, oda veya bunlara benzer bir yerdir. Bu nedenle mescidde, ana
ko~ullan
caddelerde ve kenarlan ortOlu olmayan dam ustlerindeki bulu~malar sahih halvet
say1lmaz.
Sahih bir halvetten sonra, her ikisi de cinsel ili~ki olmad1g1 hususunda
birbirlerini dogrulayacak olsalar, ikisi de muhsan olmazlar. (unku halvet, yapllan
akdin hukmu olan ~eyde hakk1n1 elde etme say1l1r. Muhsan olma ise, akdin hukmu
degildir.
Her ikisi de cinsel ili~kinin oldugunu ikrar ederlerse, haklannda muhsan ile
ilgili hukumler uygulan1r.
Sadece ikisinden birisi, ili~kinin oldugunu ikrar ederse, bu e~ini baglamaz ama
kendi hakkinda dogrulan1r.
lgdi~ edilmi~ bir kimse, eger temasta bulunamayacak bir durumda ise,
muhsan olamaz. Organ1 kesik veya iktidars1z bir kimse ic;:in de durum ayn1d1r.
Eger kad1n, bir c;:ocuk dogurur da bu c;:ocugun nesebi kocadan sabit olursa,
had1m veya iktidars1z kimse de han1m da muhsan say1l1r. (unku nesebin sabit
olduguna hukmetmek, cinsel ili~kinin olduguna hukmetmektir.
154
MecbOb (organ1 kesik) kimseye gelince; "/htilafu Zufer ve Yakub" adl1
eserde, Zufer (rh.a.)'in goru~une gore, "nesebin kocadan sabit olduguna
hukmettigimiz zaman kad1n1n muhsan say1l1r" denmektedir.
[5/151] EbO YOsuf (rh.a.)'a gore ise, kadin muhsan say1lmaz. (unku organ olmadan
cinsel temas du~unulemez. Burada nesebin subutuna surtmekle meninin
gelebilecegine itibarla hukmedilir. Bu da cinsi munasebet olma ac;:1s1ndan hie;: bir
~ey ifade etmez. lhsan hukmunun gerc;:ekle~mesi, tamam1yla cinsel ili~kiye baglid1r.

Cinsel organ1 bitik olan bir kad1n, bu engel bulundugu surece kendisiyle ili~ki
kurulamayacag1 ic;:in, erkegi muhsan kllamaz.

154
EbO YOsuf (rh.a.) ismi Yakub'tur. Baba ad1 lbrahimdir.
Nlkah Kltab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 237

Fasid bir nikaha dayanarak kurulan cinsel ili~kide, bir kimseyi muhsan
yapmaz. <;unku ihsan hali, butUn ko~ullann olu~mas1 gereken bir kamil haldir. Bu
da nimet olan -hatta nimet olmada son noktaya varan- bir cinsel ili~kiyle meydana
gelir. Bundan dolay1 da sahibi oldugu bir cariyeyle kurulan ili~ki ile muhsan
olunamaz. Fasid bir nikaha dayanilarak yap1lan temas, haramd1r. O da ihsan1
gerektirmez.
Hi.insa (kadm veya erkek oldugu belli olmayan) bir kimse, evlendigi Hunsa olan
e~iile ili~ki
kadmla ili~kide bulunsa veya o, bir erkekle evlenmi~se ve kocas1 onunla hunsa
ili~kide bulunsa, her ikisi de muhsan olurlar. olanin,
hanim1 ile
<;unku onlardan birinin, erkek veya kad1n olduguna hukmedilmi~se ili~ki, ili~kisi
aralannda sahih bir nikaha dayan1larak gen;ekle~mi~tir. Bundan dolay1 da ihsan
hOkmO gen;ekle~ir.
Mi.isli.iman bir kimse, mi.isli.iman hamm1yla gerdege girse ve sonra- E~lerin
lslamdan
boyle bir ~eyden Allah'a s1gmmz ki- irtidat etseler (lslamdan i;1ksalar), ~1kmalarmm
muhsanhklan gei;ersiz olur. ihsana etkisi

<;unku dinden c;1kmak, amelleri yok eder. Dinden c;1kan bir kimse, kufUrde
devam eden bir gibidir. Aslen kafir olan birisi nasil muhsan olamazsa, dinden c;1kan
da byledir.
Daha sonra ikisi birden tekrar lslama girseler, yeniden ili~kide bulunmazlarsa
muhsan olamazlar. Onlann durumu, bnceden harbl veya zimml olup sonradan
musluman olan kan-kocanin durumuna benzer.
Bir kolenin, cariye olan han1m1yla durumu da boyledir. Ozgur kli1nd1klan
zaman yeniden cinsel ili~kide bulunmazlarsa muhsan olamazlar. lli~kide
bulunurlarsa -bu arada bzgur kil1nd1klanndan haberleri olsun veya olmasin, kadin
kendinin muhayyerlik (sec;imlik) hakk1 oldugunu bilsin veya bilmesin- onlar da
muhsan sayli1rlar. Bu kad1n, kocas1ndan aynlmay1 tercih edip ayrlimadan once,
kocas1 onunla ili~kide bulunacak olsa, gec;erli bir nikaha dayanarak ili?kide
bulundugu ve bzgur klima ile durumlan da (muhsan olmanin) bOtUn ko~ullanni
ta?1d1g1 ic;in, her ikisi de muhsan sayil1rlar.
Kan-koca her ikisi de, cinsel ili~kide bulunduklarm1 inkar etmelerine
ragmen kadm, adamdan bir i;ocuk di.inyaya getirse, her ikisi de muhsan
olurlar.
c;unku c;ocuk aralannda ili?ki oldugunun tan1g1d1r. Bu deli!, iki tan1gin
tan1kilg1nden daha kuvvetlidir.
Bir kimsenin muhsan olmas1 iki tan1g1n tanikl1g1yla gerc;ekle?ebiliyorsa,
nesebin sabit olmas1 ile gerc;ekle?mesi daha bnceliklidir.
Hukum boyledir, c;OnkO bu kan-kocanin din nazannda inkarlan yalanlanir.
Dinen yalanlanan bir kimsenin inkanna itibar olunmaz.
--
238 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Kadm, kocas1mn kendisiyle ili~kide bulundugunu ikrar, koca ise inkar


etse, daha sonra koca bu kadmdan aynlsa, kadm, iddeti bittikten sonra
daha evvel kendisini i.i~ talakla bo~ayan eski kocasma -o da kendisini
dogruluyorsa- helal olur. Dolay1s1yla onceki koca kendisiyle evlenebilir.
(unku kad1n, bu durumda kendisiyle Rabb'1 aras1nda olan bir meseleyi haber
vermektedir. Bu ilk kocas1na helal olu~udur. lkinci kocanin, bu konuda herhangi bir
hakk1 yoktur. Boyle bir hukum hakk1ndaki inkannin varl1g1 ile yoklugu e~ittir.
Guvenilir bir kimsenin haber vermesi durumunda da hukum ayn1d1r.
Kad1n ili~kide bulunuldugunu ikrar ettikten ve birinci kocayla tekrar
evlendikten sonra, ili~kiyi inkar edecek olsa bu inkan, dogrulanmaz. (unku
soylediginde ~eli~ki vard1r.
Kendisinden aynlan koca, cinsel ili~ki oldugunu ikrar etse de kad1n inkar
edecek olsa, kad1n birinci kocaya helal olmaz ve onunla evlenemez. lkinci koca da,
kad1n1n aleyhine yapt1g1 bu ikrarda dogrulanmaz. (unku onun, kad1nin birinci
kocaya helal veya haram olmas1 yonunde hi~ bir hukuku yoktur. Onun bu konuda,
aslen soz hakk1 yoktur.
Bu erkekle kad1nin halvet durumunda bulunup-bulunmamalan da fark etmez.
Nitekim kad1n ili~kiyi inkar ettigi zaman ikinci kocan1n ikran, onu muhsan yapmaz.
Dolay1s1yla da birinci kocaya helal olmaz.

lddetinin Kadm; "Kocam beni bo~ad1 (veya oldi.i) iddetim de bitti" dese
bittigini kendisiyle evlenmek isteyen ve soylediklerinde onu dogrulayan birisine
siiyleyen
kadinla helal olur.
evlenmek
(unku helal veya haram dinin hakk1d1r. Dinin hakk1 olan bir meselede her
musluman guvenilirdir ve sozu de makbuldur.
Bir kimsenin sozleri, ba~kas1nin hakk1yla ilgili oldugu ve hak sahibi kendisini
yalanlad1g1 zaman sozu kabul edilmez.

[5/152] Bu meselede kad1nin verdigi haber, ba~ka hi~bir kimsenin hakk1yla ilgili
degildir. Bundan dolay1 verecegi haberi kabul etmek caizdir.
Dogrulan en iyi bilen ~uphesiz Allah (c.c.)'t1r.

MUT'A NIKAHl 155


Bize ula~an rivayetlere gore; ResOlullah (s.a.v.) mut'a nikah1n1, bir zamanlar bir
sava~ esnas1nda u~ gun sureyle helal k1ld1. lnsanlara bu s1rada bekarl1k ~ok zor
gelmi~ti. Daha sonra bunu yasaklad1.

155
Miit'a Nikah1: Bir kad1n1 belli bir mehir kar~1l1g1 gei;ici bir sure ii;in nikahlamak. $i11er bu nikah
i;e~idini caiz g6rur ve belirli kurallar dahilinde gunumuzde de uygular.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _239

Mut'a nikah1 ~udur: Bir kimsenin evlenecegi hanima; ~u kadar bedel kar~ll1g1,
~u kadar sure senden istifade edeyim, diyerek yapt1g1 evliliktir. Bu evlilik bize gore
ge~ersizdir, hi~ yapilmam1~ say1l1r.

Malik b. Enes (rha)'a gore caizdir. lbn Abbas (ra)'1n sozunden ortaya ~1kan da
budur. 0,

"Onlardan yararlanmamza kar:;1!1k karar!a:;tm!mt:; o!an mehir!erini verin ... " (en-
Nisa 4/24) ayet-i kerlmesini deli I alm1~t1r.
Ve ~unku, onun (once) mubah (caiz) oldugunda, butUn alimler ittifak etmi~tir.
Sabit olan bir hukum, nesh edilinceye (hukmu kald1nlincaya) kadar ge~erli sayll1r,
derler. Ancak bu mubahl1g1n kald1rild1g1 me~hur rivayetlerle sabittir.
Rivayetlerden birisi Muhammed b. Hanefiyye'nin, Ali (ra )'den rivayet ettigi ~u
hadis-i ~eriftir
'
:..;;. ! <;:';1 - ::~ :J. .)-'.JJ
,_ - - ,I~ 41>1
~ '
.:i1 ~,"i t.S.)8 '
~ L:. - &
,. ~
~I
$
I ~
$.
.u!I J,.J-'.J t.S.)8
I -
LT r""::~ l.$' • , • r---J,. ~' • '

~-=~1

"Resu!Ollah (s.a. v.)'in l/anm1 Hayber Gunu: 'Dikkat ediniz! Allah ve Resu!O
size mut'a nikahmt yasak!tyor' diye l/an etti. " 156
Rebl' b. Sebra (r a) ~oyle demi~itir: ResOlullah (s av J mut'a nikah1ni Fetih Y1l1 u~
gun helal klld1. Amcamla birlikte bir kad1n1n kap1s1na geldik. Her ikimizde de cubbe
vard1. Amcam1n cubbesi benimkinden daha guzeldi. Kadin kap1ya ~1kt1. Sanki
~izilmi~ bir resim gibi ve uzun boyunluydu. Benim gen~ligime, amcam1n cubbesine
bakmaya ba~lad1. Sonra: Ke~ke onun cubbesi bununki gibi veya bunun gen~ligi de
onun gen~ligi gibi olsayd1, dedi. Sonra benim gen~ligimi tercih etti. Gece onun
yan1nda kald1m. Sabah olunca gordum ki ResOlullah (s.a.v.)'in ilanc1s1;
;;!j\ : • !(";! - ~ :~ ~
- if r""::~
I
T" JJ
u \~ ~101
(..$' •
'ii
"Dikkat edin! Allah ve Rasu!O sizleri mut'a nikahmdan nehyediyor" diye ilan
ediyor. 157 Bu ilan uzerine insanlar mut'a nikah1n1 terk ettiler.
Sonra, mut'a nikah1ndaki mubahl1k, mutlak olarak (hi~ bir sin1rlama olmadan)
konulmu~ bir mubahl1k kesinlikle degildir. o~ gun sureyle sabit olmu~ bir

156
MUsned-i Bezzar, 11/252; Ayrica bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/103; Buhar1, Nikah 32, Zebaih ve
Sayd 28; MUslim, Sayd ve Zebaih 34; Darim1, Nikah 16; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Vll/112;
Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vll/642.
157
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/404; Darim1, Nikah 16; MUslim, Nikah 19; Nesa1, Nikah 71; lbn
Hibban, Sahih, IX/453; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, Vll/109; 111/178, 179.
240_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
mubahl1kt1r. Oc; gun gec;tikten sonra zaten hukmu kalmam1~t1r. Dolay1s1yla
hukmunun kald1rilmas1 ic;in yeni bir delile ihtiyac; yoktur.
lbn Mesud (r.a ): yl~lj ~:..jlj -?:All ~I~
"Mut'a nikah1 talak, iddet ve mlras ayetleriyle nesh edilmi~tir," der. 158
Omer (r.a ):~) ~\ J -:...Ajz 3 j.i
"Mut'a yapan birisi bana sunulsayd1 onu recm ederdim (ta~la oldurtUrdum)",
demi~tir. 159
Cabir b. Yezld (r a): "lbn Abbas (r a) sarf (paranin parayla degi~tirilmesi) ve
mUt'a akdi hakk1ndaki kanaatlerinden donmeden bu dunyay1 terk etmedi," diyor.
Sahabller mUt'a nikah1nin kald1rild1g1 hususunda ittifak halindedirler. Ay~e
(r.a.)'ye bu mesele sorulmu~ o da; "Sizlerle aram1zda hukmeden Allah'1n Kitab1
var", demi~ ve ard1ndan:

"On/ar ki, iffet/erini korur/ar," (el-MO'minOn 23/5) ayet-i kerlmesini okumu~tur.


Sonra, mut' a yapt1g1 bu kad1n adam1n han1m1 degildir cariyesi de degildir.
Han1m1 olmad1g1nin ac;1klamas1 Muhammed (rh.a.)'in e/-MebsOt'taki ~u sozleridir:
"evlilik yoluyla biri digerinin mirasc;1s1 olamaz. Bo~ama, z1har ve Tia hukumleri bu
kad1n hakk1nda gec;erli degildir." Muhammed (rh.a) el-MebsOt adll eserinde, bu
hususta bir c;ok delil s1ralad1.
Ayet-i kerlme'deki

[5/153]

"onlardan yararlanmamza kar~1 " (en-Nisa 4/24) kelimeleriyle kastedilen,


hanimlard1r. ~unku;
"" ) ~ , ... ~, .. , .. 11:!
.!.
"( ...,._- _-;. _r.;-- v- -~-
7 ~U -...:..e. · ~ !i;:"ll"l.i I -:.- 01 !<;:I~<. \ " L4 !<;:"! t-1- }.
!"': y : .}"-:' !"': Jj , - l..T- J r

"Bunlardan ba~kasm1 namuslu (muhsan) olmak ve zina etmemek uzere


mallanmzla (mehirlerini vererek) istemeniz size he/al kilmd1 ... " (en-Nisa 4/24) S6zleri
bunu g6sterir. Muhsan, nikahlayan demektir.
Siireli Bir kimse bir kadma; "Seninle bir ayhgma evlendim" dese kadm da:
(muvakkat) "Ben de sana vard1m" diyerek kabul etse, bu biz Hanefilere gore bir mut'a
nikah
nikah1d1r; hukuken ge~erli bir nikah degildir.

158
Beyhak1, es-Siinenii'l-kObra, Vll/207.
159
Muvatta, Nikah 1130; MOsned-i Safi!, 1/225; lbn EbO Seybe, Musannef, 111/551; Beyhak1, es-
Siinenii'/-kiibra, Vll/206.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _241

Zufer (rh.a.): Bu gec;erli bir nikaht1r. (unku sure s1nirlamas1 fasid bir ~artt1r.
Nikah akdi sureli olmaz. Fasid bir ko~ul da nikah1 gec;ersiz (bat1I) kllamaz. Aksine
bu, akit gec;erli ko~ul bat1ld1r. Bu, mehrin ~arap ve benzerl ~eyler olmas1n1 ~art
ko~maya benzer.
Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Bir kimse, bir kad1nla bir ay sonra bo~amak
ko~uluyla evlense bu evlilik caiz, ko~ul batlld1r. Bir ayl1gina evlenmede de hukum
bbyledir.
Bizim delillerimiz de ~unlard1r: Omer (r a);

~ ..r.-
-~ ~)-
. 8: ~ )- ~t y.J 1.d <...$'11~i-J°0 1 (..J.J
o\• '~. )- '11• c.r- - ·~; J;.--, ~ r ')i
•. J ; '-5'.J

"Bana be/Ii bir sure tayin ederek bir kadmla evlenen bir adam getirilse onu
recm ederim. O ki~i o/dukten sonra onun bu halini duysam kabrini ta~lanm"
demi~tir.
160

Bu hukmun akli delili de ~udur: Nikah vakitle s1nirland1rmay1 kabul etmez.


Vakit tayini ancak mut'a da olur. Eger aralannda vakit tayin ederek evlenmi~lerse
bu, mut'a sbylenerek yapllm1~ bir akid olur. Boyle bir ko~ulla, nikah lafzi sbylense
bile, evlenme akdi olu~maz.
Hukum boyledir, c;unku nikah akdi, ya ebedl olarak veya bir sureyle (5/153]
sin1rland1rarak yap11ir. Bu meselede bu iki ~1ktan birincisi batild1r. (unku onlar akdi,
sbyledikleri surenin d1~inda yapmam1~lard1r. Dolay1s1yla akid yapmad1klan bir
zaman diliminde, akdin olu~tuguna dair hukum vermek caiz degildir. Nitekim
onlar, bir ay sonra ba~layacak ~ekilde aralannda nikah yapsalar, akid o anda
olu~maz. (unku onlar hemen olsun diye bir akid yapmam1~lard1r. Ayni bunun gibi,
bu akid daha sonra da olu~maz.
Akid, sbzu edilen sure ic;inde gec;erli olmaz. (unku nikah, bbyle bir vakit
s1n1rland1rmasin1 kabul etmez.
Bu da gbsteriyor ki, evliligi belli bir sureyle s1n1rland1rmak, her hangi bir ~art
ko~mak gibi degildir. Bu s1n1rland1rmayla d1~anda b1rakllan zaman suresince nikah
akdinin asl1, yoktur.
Bu, bir ay sonra bo~anmak ko~uluyla yapllan evlilikten farkl1d1r. (unku
bo~anma, bir nikah1 kesmektir. Nikah1 kesen bir ~eyi, bir ay sonra kessin diye ~art
ko~mak, bu nikah1 blunceye kadar devamlll1g1n1 kabul ederek yapt1klanna delildir.

Nitekim burada ko~ul sahih olacak bile olsa bir ay gec;mekle nikah gec;ersiz
olmaz. Ozerinde durdugumuz meselede ise vakitle s1nirland1rma gec;erli olacak olsa
sure gec;tikten sonra -kira akdinde oldugu gibi- aralannda akid kalmaz.

160
Abdurrezzak, Musannef, Vl/265; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/552, Vll/292; Muslim, Hae 145; lbn
Mace, Nikah 44; lbn Hibban, Sahih, IX/247; Beyhaki, es-SOnenO'l-kabra, V/21.
.....

242 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Hasan b. Ziyad (rh a.) ~byle der: Eger aralarinda, yuz y1I veya daha fazlas1 gibi,
ondan daha fazla ya~amayacaklan bilinen bir vakit sbylemi~lerse, yap1lan nikah
ge~erli olur. c;:unhi bunda nikah1n ebedl olduguna gu~lendirme vard1r. Nikah
bmur boyu akdedilir. Daha fazla ya~amalan mumkun olan bir sureyi anarak nikah
yaparlarsa o zaman hukum bunun aksidir.
Bize gore (ko~ulan sure az olsun ~ok olsun) hepsi e~ittir. c;:unku suresiz olmas1
nikah1n ~art1d1r. lster k1sa, ister uzun olsun yapilacak her vakit s1n1rland1rmas1 onu
iptal eder.
Dogrulan en iyi bilen Allah SubhanehO ve Te'alad1r, dbnu~ ve van~ da
O'nad1r.

NiKAH AKDiNDE oAvA


[5/154] Bir kimse, bir kad1m nikahlad1gm1 iddia etse ve kadm aleyhine delil
getirse, bu kadmm k1z karde~i de kendisinin bu ki~inin hamm1 olduguna
dair delil gosterse, adam da tutup onun kocasm1 getirse-kadm onu
onaylasm veya onaylamasm- adamm soyledigi soz ve getirdigi delil kabul
Bald1zm, edilir.
eni~tesiyle
evlendigini c;:unku kad1nla nikah akdine sahip olma hakk1, kocaya aittir. Bunun i~indir ki
iddia etmesi kad1na bedel vermek kocaya dO~er.
Koca, getirdigi delille kendi hakk1n1 ispat etmektedir. K1z karde~ ise getirdigi
delille, kocan1n kad1n uzerinde kar~1 hakk1 olan nikah mulkiyetini ispat ediyor.
Ki~inin kendi hakk1n1 ispat i~in ileri surdugu delil, kabule daha uygundur.

Aynca, iki delil ~eli~tigi zaman nikah1n1 ispatta k1zkarde~in deliliyle hareketin
bir anlam1 ve a~1klamas1 yoktur. $ayet o delili kabul edecek olsak, kocanin nikah1n1
ispat ettigi bir kad1n1n nikah1n1 yok etmek i~in kabul etmi~ oluruz. Oysa o deliller
hakk1 kald1rmak i~in degil, ispat etmek i~indir.
Bunun anlam1 ~udur: Kocanin iki k1z karde~ten birisinin nikah1n1 iddia etmesi,
o anda digerinin kendisine haram oldugunu ikrard1r. Bu ikran da, aynlig1 gerektirir.
Bbylece anl1yoruz ki diger k1z karde~in nikah1yla hukmetmenin bir yolu yoktur.
Dolay1s1yla getirilen bu delil, bbur nikah1 ortadan kald1rmaya ybnelik bir delil olarak
kal1r.
$ayet cinsel ili~ki kurulmam1~sa, obur k1z karde~e mehir verilmez; ~unku
nikah1n asl1 zaten sabit olmam1~t1r.
Eger koca bunlardan birisiyle evlendigine dair delil getirmi~ olsa, ama
hangisinin han1m1 oldugu kesinlikle bilinmese, ancak; "0 budur" diyerek birisine
i~aret etse, kad1n da onu dogrulasa -her ikisinin sbzu de birbirini dogrulad1g1 i~in-
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 243

han1m1 o olur. c;:unku onlann kendileriyle ilgili bir hakta birbirlerini dogrulamalan
delilden daha kuvvetlidir.
Kad1n eger bu iddiay1 inkar ederse, adam kad1nlardan hie; birisiyle evli
say1lmaz. c;:unku tan1klar, belirli bir ~eye tan1kl1k yapmam1~lard1r. Bilinmeyen bir
~eye tan1kl1k da delil olmaz.

Aynca bu ki~i. ya bunlardan birisi ile hangisi oldugunu belirtmeden


evlenmi~tir. Bu durumda nikah batild1r Ya da ikisinden birini kesinle~tirerek onunla
evlenmi~tir ama, tan1klar onu sonradan unutmu~lard1r. Bu durumda da tan1klar,
tan1kl1kta bulunma niteligini kaybetmi~lerdir. Tan1kllk ortadan kalkinca geriye
sadece kocan1n iddias1 kalm1~t1r. Onun iddias1yla da nikah sabit olmaz.
EbO Hanlfe (rh a )'a gore nikahin1 iddia ettigi kad1na yeminettirme hakk1 da
yoktur. c;:unku EbO Hanlfe (rh a), nikah akdinde yemin isteme hakk1nin oldugunu
kabul etmez. ! ! ! Eger temasta bulunmam1~sa koca mehir vermez.
Ayn1 ~ekilde, bir kad1n1n iki adamdan birisiyle evlendigine dair delil bulunur
ama tan1klar, adamlardan hangisi oldugunu bilinmezlerse ve adamlar da boyle bir
nikah1 inkar ederlerse bu iddia gec;ersizdir. Adamlardan hic;biri mehir vermek
zorunda degildir.
Eger kad1n o iki erkekten birisiyle evlendigini iddia ederse, EbO Hanlfe (rh a )'a
gore adama yemin teklif edilmez. c;:unku kad1n1n bu iddias1, bir nikah davas1d1r.
Kad1n, kocas1nin kendisini cinsel ili~kiye girmeden bo~ad1g1n1 ve yan mehir
almas1 gerektigini dava edecek olsa, yan mehir hususunda kocaya yemin teklif
edilir. c;:unku bu dava mal talebiyle ilgili bir davad1r. Mallarla ilgili davalarda da
yemin istenebilir. Adam yeminden kac;1nacak olursa, yan mehri vermesine
hukmedilir. Fakat nikah akdi sabit olmaz. c;:unku yemin isteme nikah hakk1nda
degil, mal hakkindad1r. Yeminden kac;1n1ld1g1 zaman hangi konu ic;in yemin
ettirilirse sadece o hususta hukum verilir. Bu h1rs1zl1k iddias1nin bir benzeridir. Onda
da zanl1ya yemin teklif edilir. Yeminden kac;in1rsa elinin kesilmesine degil, mal1
odemesine hukmedilir.
lki k1z karde~. bir erkegin her ikisiyle de evlendigini iddia etseler ve lki k1z karde~in
onlardan her biri once kendisiyle evlendigine delil getirse soz, kocamn aym adamla
evlendiklerini
sozi.idi.ir. Kaea, hangisi onceydi derse o oncedir ve hamm1 da odur. iddia etmeleri

c;:unku deliller aras1nda c;eli~ki meydana gelmi~tir. lki k1z karde~i bir nikah
alt1nda birle~tirmek haram oldugu ic;in, delillerin her ikisiyle de amel etmek
mumkun degildir. Biz biliyoruz ki, nikah1 sabit olan ikisinden sadece nikah1 daha
once oland1r.
lc;lerinden hangisinin daha once oldugunu ac;1klaman1n kocaya b1rakilmas1na [5/155]
gelince c;unku bunu en iyi bilen odur. Aynca hak sahibi de odur.
244 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
Veya ?oyle denebilir: lc;lerinden birisini tasdik etmesi, onun delilini tercihi
gerektirir. Birisinin delilini tercih durumu ortaya c;1k1nca, onunla nikahl1 olduguna
hukmedilir. Digerinin delili reddedilmi? olur. Delili reddedilenle cinsel ili?kide
bulunulmam1?sa ona mehir verilmesi de gerekmez.
Erkek hepsini inkar eder ve "ben bunlann hie; birisiyle evlenmedim" veya;
"lkisiyle de evlendim ama hangisinin daha once oldugunu bilemiyorum" derse
adamla kad1nlann aralan aynlir. c;:unku delillerden biri, digerine tercih
edilemeyecegi ic;in her iki delille de amel etme imkani yoktur. Dolay1s1yla aralannin
aynlmas1 tek yol olarak kalir.
Boyle bir durumda cinsel il i?ki olmam1?sa, kocanin yan mehir vermesi gerekir.
Verilecek yanm mehri iki k1z karde? bolu?Lirler. Bu daha onceden temasta bulunup
bulunmad191n1 ay1rabildi9inde boyledir. Eger cinsel ili?kide bulunup bulunmad191n1
bilemiyorsa mehir vermekten kurtulamaz.
Bu sozun anlam1 ?Udur: Bu meselede k1z karde?lerden birinin nikah1 gec;erlidir.
c;:unku koca ic;lerinden birisini; bunun nikah1 daha onceydi, diyerek kesin ay1rt
edebilseydi, onunla olan nikah1nin gec;erliligine hukmedecektik. Ac;1klamaktan
kac;ininca bu, kendisiyle nikah1 gec;erli olan kad1n aras1ndaki aynl1ga da kendisi
neden olmu? kabul edilir. Cinsel ili?kiden once olmu?sa yan mehir vermesi gerekir.
lc;lerinden birisi, meh ri almak ic;in digerine tercih onceligi yoktur. Bunun ic;in de yan
mehri aralannda payla?1rlar .
Alimlerimizden bir k1sm1; Muellif, soruyu iki ?lkta toplad1 ve birisinin cevab1n1
verdi, demi?lerdir. Bu cevap da koca; "Her ikisiyle de evlendim ama hangisiyle
once nikahland191m1 bilmiyorum" dediginde verilecek cevapt1r. "Ben hie; birisiyle
evlenmedim" derse cevap; Hie; birisine mehir vermesinin gerekli olmayaca91d1r.
c;:unku deliller c;at1?t191 ic;in ikisiyle de amel edilemez. Kaea evliligi inkar etmektedir.
Bu durumda meh ir ancak ba~ka de lillerle ispatlanirsa gerekl i olur.
Daha dogrusu bu iki ?lkkin da cevab1dir . c;:unku delillerin c;at1?mas1 mehir
hususunda degil kadinlardan birinin helalligi hukmu hususundad1r. Nitekim her iki
delil, kocan1n olumunden sonra ortaya konsa mehir ve miras hususunda her
ikisiyle de amel edilir. Mehrin hukmu hususunda amel etmeye bir engel yoksa ve
deliller birbiriyle c;eli?miyorsa, kocan1n yan mehir vermesi gerekir. Kadinlardan birisi
digerine tercih edilemediQine gore mehir ikisi aras1nda bolLi?Lilur.
EbG Yusuf (rh a.)'tan el Emali'de aktanlan bir rivayet gore ?oyle deniliyor:
Kocanin hie; bir ?ey vermesi gerekmez. c;:unku kad1nlardan hangisine mehir
veri lmesi gerekti9i hukmu bilinmemektedir. Lehinde hukmedi lecek kimsen in
bilinmemesi de, karar verilmesine engeldir.
Muhammed (rh.a )' e gore; tam meh irle hukmedilir. c;:unku nikah onun inkar
etmesiyle ortadan kalkmaz. Dolay1s1yla nikah1 sah ih olana, tam mehir vermesi
gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _245
Bu kimse k1z karde~lerden birine cinsel ili~kide bulunsa, mehri o ahr.
lli~ki nedeniyle onun taraf1 tercih edilecegi ic;in, hamm1 o olur.
Akid hakkmda iki delil c;at1~1rsa, akdin konusunu kabz etme (teslim
alma) delillerden birini tercih nedeni olur.
Ornegin; iki ki?i, Oc;Oncu bir ki?iden mal satin alarak Ozerinde mulk
edindiklerini iddia etseler ve delil getirseler ic;lerinden birisi mal1 teslim alm1? ise,
mal fiilen elinde olanin delili onceliklidir.
Aynca bir muslumanin yapt1g1 i?, mumkun mertebe gec;erlilige (s1hhate) ve [S/156]
helale yorumlanir. Burada da, ili~kide bulundugu kad1n1n nikah1ni once yap1lm1?
saymak mumkundur.
lki k1z karde?le koca; "Bu (ili~kide bulundugu) sonraki idi, once olan
digeriydi," derse o kad1n1n kendine ha ram oldugunu ikrar ettigi ic;in aralan aynl1r.
Bu, sahih bir nikaha dayanarak yap1lan temastan sonra aynl1ga yol ac;an
davran1~larda bulunma yerindedir. Oyle ki boyle bir durumda kocanin kad1na
anla~llan mehri vermesi gerekir ve mehri eksik vermeye yonelik sozleri kabul
edilmez.
Bu ikrardan sonra diger kad1n, han1m1 olur. c;:unkO nikah konusunda
birbirlerini dogrulam1?lar ve koca ilk akid yapilarnn, o oldugunu ikrar etmi~tir.
lki erkek bir kadm hakkmda tart1~salar, onlardan her birisi onun kendi iki erkegin
aym kadm1
hamm1 oldugunu iddia etse ve buna dair delil getirse, kadm bu iki ki~iden e~i olarak
birisinin evindeyse ve koca onunla ili~kide bulunmu~sa, kadm o ki~inin iddia etmesi
hamm1d1r.
c;:onku akid konusunda deliller c;at1~1nca, kadin elinde olanin delili tercih edilir.
Ayrica adam1n kad1nla ili~ki kurmaya veya evine gotOrmeye imkan bulmas1,
onunla olan nikah akdinin oncelgine deli! say11tr.
Tarihi gosteren ?ey, tarihi a~1k~a soylemek gibidir. Ancak diger ki?i daha once
evlendigine dair deli! getirirse mustesna. Bu durumda daha once oldugunu a~1k bir
~ekilde ifade eden bu deli! kar~1s1nda, dolayl1 ?ekilde ifade eden delile itibar
edilmez.
Kadin hie; birinin yaninda degilse, ic;lerinden hangisi daha once evlendigine
dair deli! getirirse, kad1n1 o hak eder. c;:onku onun tan1klan, akid tarihinin daha
once olduguna tanikl1k etmi~lerdir. Delille sabit olan bir ?ey, gozle gorulen veya
hasm1n ikrari ise sabit olan ?ey gibidir.
Eger her ikisinin de bu hususta delilleri yoksa kadin, hangisinin digerinden
daha once kendisiyle evlendigini ikrar ederse onun han1m1d1r. c;:onku onun delili, -
daha once koca a~1s1ndan bahsederken a~1klad1g1m1z gibi- ya hanim1n ikrarda
bulunmas1 nedeniyle tercih edilir ya da iki delil c;at1?t1g1nda, her ikisiyle amel etmek
mumkun olmad1g1nda, geriye nikah hususunda kad1nin bu ikisinden birisini
246_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut

dogrulamas1 kal1r. Dolay1s1yla nikah, birbirlerini tasdik ettikleri ic;in, o ikisi aras1nda
var kabul edilir.
Kad1n hie; bir ikrarda bulunmazsa kad1nla iki adama1n aralan aynl1r. (OnkO
delillerde c;at1~ma ve denge meydana gelmi~tir. lki delille birlikte amel etmek
mumkun degildir. (OnkO me~ru nikah akdi ortakl1k kabul etmez. ic;lerinden birisi
digerine tercih edilemeyeceginden, nikahlan iptal edilir. Cariye bundan farkl1d1r.
(Linko mulk de ortakl1ga ac;1kt1r. Burada imkan nisbetinde her iki delille de amel
etmek gerekir.
Boyledir, c;unku mUlkten kas1t, onda tasarruf edebilmektir. Bu ortakl1kla sabit
olur. Nikahta ise gaye, cinsel temasta bulunmay1 caiz hale getirmek ve nesil elde
etmektir. Ortakl1kla, bu gaye kaybolur. Her iki delille amel etme imkan1 olmad1g1na
ve biri oburune tercih edilemedigine gore, her iki delilin gec;ersizligi kesinlik
kazan1r.
Adamlardan ikisi de kad1nla temasta bulunmam1~larsa, kadina mehir yoktur.
(Onku hie; birisinin nikah1 sabit olmam1~t1r. Aynl1k da kad1n da kaynaklanan bir
nedenle olmu~tur. Cinsel ili~kiden once mehir gerektirir.
Her ikisi de kadinla cinsel ili~kide bulunmu~larsa ve hangisinin daha once
oldugu bilinmiyorsa, her birisinin tayin edilen mehirden ve mehr-i misilden az
olmak ko~uluyla mehir vermeleri gerekir. (OnkO onlardan birinin nikah1 daha once
olmu~ olsayd1, temasta bulunmakla tayin edilen mehir, kesinlik kazanm1~ olurdu.
Yok, daha sonra olmu~sa, akid ~Ophesiyle zina haddi (zina suc;una verilecek had
cezas1) du~tOgO ic;in cinsel ili~ki nedeniyle mehr-i misil almas1 gerekir. Ancak ortada
~Ophe olunca, mal gerekli olmaz, kesinlik kazanan miktar vacip olur. Kesin olan
miktar da tayin edilenden veya emsal mehirden az oland1r. Bunun ic;in, erkeklerden
her biri tayin edilen mihirden veya emsal mehirden!daha az olan miktar verirler.
Kadm bir c;ocuk dogursa, bu her iki kocay1 da baglay1c1d1r ve c;ocuk her
ikisinin say1hr. Her ikisi c;ocugun akilesidir.
Bu hukum bizim; nesebin iki kimseden sabit olabilecegine dair olan
goru~Omuze dayan1r. $afTi (rh a) ise aksi goru~tedir. Bu mesele, asl1nda dava
konusu (kitabO'd-dava) ile ilgili bir meseledir.
Her iki adam c;ocugun miras1n1, bir baba miras1 olarak ailrlar ve aralannda yan
yanya pay ederler. (unkO gerc;ekte baba, onlardan birisidir. (ocuk onun
sperminden yaratlim1~t1r. Dolay1s1yla tek baba miras1 gerekir. Birisi de digerinden
daha oncelikli olmad1g1 ic;in miras1 aralannda yan yanya bolu~urler.
(ocuk ise, biz Hanefilere gore onlann her birinden tam bir c;ocuk miras1 al1r.
Zufer (rh.a.) ise; c;ocuk her birisinden bir c;ocugun alacag1 mirasin yans1ni al1r,
[5/157)
der. Gerekc;esi ~udur: o, asl1nda ic;lerinden birisinin c;ocugudur. Nasli babalar, onun
Nillah Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 247
miras1ndan tek baba miras1 al1yorsa ogulun da, her iki babadan tek c;ocukmu? gib i
miras almas1 gerekir.
Ancak biz diyoruz ki; Omer ve Ali (ra)'nin dedikleri gibi; "O her ikisinin de
c;ocugu sayi11r ve her ikisine de mirasc;1 olur."
Boyledir, c;unku c;ocukluk vasf1 bolunme kabul etmez. $u kadar var ki, Babalar
ybnunden, iki ki?i babal1k iddias1nda bulunmu? ve miras, yan yanya payla~ilm1~t1r.
(ocuk ybnunde ise bbyle bir durum yoktur. Dolay1s1yla c;ocuk her ikisinden de tam
miras pay1 alma hakk1ni elde etmi?tir. Nitekim c;ocuktan once babalardan birisinin
blmesiyle babalar tarafinda da birden fazla ki?inin baballk iddias1 ortadan kalksa
ikinci ki?i (baba) c;ocugun malindan tam bir baba miras1 al1r.
Omer ve Ali (r a )'nin; "Miras, onlardan geriye kalan1nd1r," sbzunun anlam1 da
budur.
Kad1n iki adamdan birisinin kocas1 oldugunu ikrar ederse c;ocugun nesebi
sadece ona baglan1r. (unku lehinde ikrarda bulunanin nikah1 iki taraf1n da kar?1l1kl1
ikranyla sabit olmu~tur. (ocugun nesebinin ondan sabit olU?U, kad1n1n onun kans1
oldugu ic;indir. Gec;erli olan evlilikle fasid olan biribirine rakip olmad1g1 ic;in,
c;ocugun nesebi lehinde ikrarda bulundugu kimseye baglan1r.
Kadin bbyle bir ikrarda bulunmadan blse, kocalardan her biri anla?ilan mehrin
yans1n1 vermekle yukumludur. Kadindan kocaya du?en miras1 da aralannda yan
yanya bblu~urler. (unku bunlardan birisinin nikah1, gec;erlidir ve blumle son
bulmu~tur. Dolay1s1yla miras onundur, mehri de onun vermesi gerekir. Ancak
ikrarda bulunmadan blme durumunda ikisinden biri tercih edilemez. Bundan
dolay1 miras ve tayin edilen mehir, ikiye bolunur.
Boyledir, c;unku her iki delille amel imkanin olmay1~1 ve bu konuda tercihde
bulunulamamas1, kadin1n erkege helal olmas1 ac;1s1ndand1r. Bu da blumle ortadan
kalkar . Nitekim bu iki adam kadinin olumunden sonra delil getirselerdi bu s1fatla
amel edilmesi gerekirdi. Delillerin getirilmesinden sonra blmesi durumunda da,
hukum boyledir. (unku olumden sonraki nikahtan kas1t mirast1r. 0 da ortaklik
kabul eden bir mald1r. Evlilikten hayatta iken maksat ise, kad1nin erkege helal
olmas1d1r ve bu hic;bir zaman ortakl1k kabul etmez.
Kadm degil de adamlardan biri olecek olsa, kadm da; "once bu olenle
evlendim" dese mehrini ve miras1n1 o adamm mahndan ahr.
(unku onun kocan1n blumunden sonraki dogrulamas1, hayatta iken ki
dogrulamas1 gibidir. Bu ikrarla, aralar1ndaki nikah sabit olur ve blumle de son
bulur .
Nitekim bir kimse, bir kad1ni nikahlad1g1ni ikrar etse, kad1n da o ki?inin
blumunden sonra onu tasd ik etse tasdiki, gec;erli olur. (unku (kocanin blumuyle)
nikah, nikah1n yerine gec;ecek olan iddet beklemeye dbnu~ur.
Bir kadmm Bir kadm, her iki kocayla bir akidle evlenecek olsa, nikah gec;ersizdir.
ayni akitle
iki erkekle Ci..inki..i nikah ortakl1k kabul etmez. Ortada, ikisinden birini digerine tercih ii:;in
evlenmesi bir neden yoktur. Bu durumda, kadina muhayyerlik (tercih) hakk1 da taninmaz.
Ci..inki..i muhayyerlik hakk1, nedenin ger;erliligine dayan1r. Bu akidde nikaha zit bir
durum bulundugu ii:;in her ikisi ii:;in de ger;erli bir neden yoktur.
Kad1n, zimml veya harbl (ki..ifi..ir diyannda oturan bir gayrimi..islim) ise ve daha
sonra mi..isli..iman olmu~sa, o zaman hi..iki..im yine boyledir. Ci..inki..i bu akid, bir din
[5/158] inanc1na sahip olan hie; kimseye gore, ge~erlilik ihtimali ta~1maz . Din sahibi
olanlann hepsi bu konuda ayrndir.
lki kocadan birisinin dort hanim1 olsa, kad1n1n nikah1 hanimlan
olmayan erkekle caiz olur.
Ci..inki..i kad1n sadece, dort han1m1 olanla evlenseydi, bu evlilik ger;erli olmazd1.
Arna sadece digeri ile evlenseydi, onun nikah1 ger;erli olurdu. Her ikisi birle~ince,
yaln1z ba~ina evlendiginde nikah1 ger;erli olanla, evliligi ger;erlidir.
Ci..inki..i, nikah1 ger;erli olanla-olmayan biribirine rakip olamaz. lkisinden
birisinin nikah1 ger;erli olunca da -mesela bin dirheme anla~m1~ olsalar- ittifak
edilen mehrin hepsini o verir.
Bu hi..ikum, Ebu Hanlfe (rh a.)'nin kurahna gore ar;1kt1r. Bu mesele, bir kimsenin
tek mehirle, birisi kendisine helal olmayan iki han1mla, evlenmesine benzer.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a) bu iki meseleyi birbirinden ayinrlar ve derler
ki: Buradaki bin dirhem, kad1na cinsel temas hakkin1 elde etmenin bedelidir. Bu
hak da tLimuyle nikah1 ger;erli olan kimseye ait olur. Arna ikinci meseledeki bin, iki
kad1nla cinsel ili~kide bulunma hakk1rnn kar~li1g1d1r. Bunlardan sadece birisi uygun
olunca, mehirden de kendi pay1na du~eni al1r. Bu ki~ilerden her biri kendisi i~in be~
yi..iz dirhem tayin etseydi, sadece be~ yi..iz vermesi gerekirdi. Ci..inki..i o sadece bu
miktan ustlenmi~tir. Ostlenmedigi bir miktar, kendisine gerekmez.
Bu, onceki meseleden farkl1d1r. Onda erkeklerden her biri, tek bir kadinla
temas etme hakk1n1 elde etmenin kar~li1g1nda hepsini vermek ii:;in bin dirhemin
belirlemi~lerdir Bu hak sadece birisine uygun olunca, butLin mehri o verir.
Dokunma veya Fasid bir nikahta dokunma veya bakma olmaymca musaheret
bakma
olmayan fasid akrabahg1 meydana gelmez.
nikahta
musaheret
Ci..inki..i nikah, musaheret akrabal1g1rnn meydana gelmesinde ir;in, cinsel
temasin yerini tutar. Ci..inki..i temasa dinen nikahla ula~1r. Bu da fasid akidle olamaz.
Dolay1s1yla bununla haraml1k meydana gelmez.
Aynca fasid nikahin asll, ger;erli akid olarak olu~maz. Fasid nedenle, ancak
haram mulk meydana gelir. Oysa nikah1n geregi, kadinla ili~kinin helal olmas1na
sahip olmakt1r. Helallik ile haraml1k arasinda z1tl1k vard1r. Helal lige sahip olma bir
nedenle ortadan kalk1nca, nikahla meydana gelen haram mulk, helallik nedeni
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 249

olmaz. Dini nedenler ifade ettikleri hukumler nedeniyle muteberdirler. Hukum


ta~1mayan her neden anlams1z sayll1r.

Kadin nikah varl1g1na delil getirir, koca da inkar ederse, aralanndaki nikah
sabit olur. Kocanin inkan onu fesada ugratmaz. ~unku sabit olan bir nikah, ancak
bo~amayla ortadan kalkar. Adam1n inkan da bo~ama degildir. Bo~ama nikah1
kesmektir; inkar ise asl1ni yok saymakt1r. Dolay1s1yla inkar etmekle nikah1 yarida
kesmi~ olamaz. Bunun ic.;in aralannda nikahin varl1gina hukmedilir.

Dogrulan ve gerc.;ekleri en iyi bilen ~uphesiz Allah't1r.

CARiYE HAKKINDA ALDANMA


Bir kimse bzgur diye bir kad1nla evlense ve ondan c.;ocuklan olsa, bu arada
kad1nin mukatebe (kendi degerini bdeyince bzgurlugunu kazanacag1na dair
efendisiyle anla~ma yapm1~ bir cariye) oldugu ve efendisinin evlilik ic.;in kendisine
izin verdigi ortaya c.;1ksa, kad1n ukr (~upheli nikah da mehir) ve c.;ocugun degerini
ahr
Ancak, Hasan b. Ebi Ziyad' in EbO Hanlfe (rh.a )'den yapt1g1 rivayette; c.;ocugun
degerini vermek gerekmez. ~unku kad1n, kendisinin ve c.;ocugunun ozgurlugunu
elde etmek ic.;in c.;al1~1r. Bu ~ekilde gayelerinden bir k1smin1 elde eder.
Zahiru'r-Rivaye'de der ki: Bu hukum, yapt1g1 kitabet anla~mas1na c.;ocuk dahil [5/159]
ise boyledir. Oysa dahil edilmemi~tir. ~unku o, ana rahmine ozgur olarak
du~mu~tUr. Dolay1s1yla, ukr ve c.;ocugunun degeri ona aittir. Nitekim aldatllan bir
kimse hakk1nda da hukum boyledir.
Kad1n yapt1g1 mukatebe anla~mas1 ile kendi azalanna ve yararlanna daha fazla
hak sahibi olmu~tur. Kendi vucudundan bir parc.;an1n bedeli olan ~ey ona aittir.
Daha sonra baba, kendisini aldatan kimse bzgur birisi ise ve kad1ni, bzgur
diye aldatarak onunla evlendirmi~se, c.;ocugun degerini almak ic.;in ona ba~vurur.
$ayet onu aldatan kitabet anla~mas1 yapm1~ olan kad1n ise ve bzgur oldugunu
sbyleyerek o erkekle evlenmi~se, EbO YOsuf (rh a )'un ilk gbru~une gore adamdan
c.;ocugun degeri olarak hie.; bir ~ey alamaz. ~unku kad1n c.;ocugun degerini kocadan
alacak olsa, koca da aldatma nedeniyle ona rucu edecegi ic.;in yarars1z bir hukum
olur.
Sonra EbO YOsuf (rh.a) bu gbru~unden dbndu ve "Kad1n c.;ocugunun degerini
alabilir" demi~tir. Bu ayn1 zamanda Muhammed (rh a )'in goru~udur. ~unku koca
kad1na ancak ozgurlugunu kazand1ktan sonra ba~vurabilir. Aldanma tazmini,
kefalet tazminine benzer; azattan sonraya ertelenir.
Koca ise, c.;ocugun degerini kadina hemen vermekle yukumludur. Dolay1s1yla
kad1nin kocaya ba~vurmas1nda yarar vard1r.
250_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Kad1n kitabet ko~ullanni gerc;:ekle~tirip ozgurlugune kavu~madan efendisi blse


ve c;:ocugun babas1 blen efendiye mirasc;:1 olsa, cariye daha once yapm1~ oldugu
ozgurluk anla~mas1n1 bozmak veya surdurmek hususunda serbesttir. (:Onku o,
bzgurluk sbzle~mesini bozarsa, miras yoluyla c;:ocugun babas1nin cariyesi olur.
Nesebi ona bagl1 bir c;:ocugu oldugu ic;:in de onun Ommuveledi (c;:ocugunun nesep
bag1 efendisinden olan cariye) durumuna gelir. Boylece kendisi, iki tip bzgurlukle
kar~1 kar~1ya gelmi~ olur. Bunlardan biri zamanla gerc;:ekle~ir ve bedelsizdir. 0,
Ommuveled olu~udur. Digeri hemen olabilir, ancak bedellidir. Bu da kitabet
sbzle~mesidir. Kitabet anla~mas1n1 surdurse ve kitabet bedelini vererek
bzgOrlOgunO kazansa, ilk sahibinin mOlkO iken bzgi.lrlugune kavu~mu~ say1l1r.
Dolay1s1yla kad1n1n velas1 ona onun ic;:indir.
(:ocugun babas1, kad1n azadl1k bedelini bdemeden once bli.lrse, bzgi.lr olur ve
ozgurluk sbzle~mesi ortadan kalkar. (:Onku o, Ommuveled hukmundedir ve
efendinin olumuyle ozgurlugune kavu~mu~tur. Kadin azadl1k sbzle~mesine devam
ettiginde, o kadina malik olmam1~t1r denilirse, bizde deriz ki: "Evet, ona malik
olmam1~t1r ama insanlann kad1n Ozerinde en fazla hak sahibi odur. Oyle ki kad1n1
azad edecek olsa azad1 gec;:erlidir. Oldugu zamanda bbyledir. (:Onku Ommuveled
olan bir cariyenin bzgurlugune kavu~mas1, hukukl olarak efendisinin olumune
bagl1d1r. Bbylece efendisi, onu azad eden ki~i hukmunde olur.
Aynca kad1n1n azadl1k (kitabet) akdini tercih etmesi, Ommi.lveled ybni.lni.l
tercihi durumunda bzgOrlOgi.lnO almada gecikme olacag1 ic;:indir. Efendinin
blumuyle bzgi.lrluge kavu~ma f1rsat1n1 hemen elde ettiginde, ac;:1kt1r ki o bu ybni.l
sec;:er.
Ozgurluk anla~mas1 yapan kad1n ozgur olunca kitabet bedeli dO~er. Bu
dO~me, ya kendi nzas1yla akid fesh oldugu veya bedeli bdemeye ihtiyac;: kalmad1g1
ic;:indir. Bu adamin, mukatebe bedelini almay1p, kadina hibe etmesine benzer.
Bunun anlam1 ~udur: Efendisinin Ommuveled, Ozerindeki hakk1 bli.lnceye
kadard1r. Olumle birlikte hakk1n1 da dO~OrmO~ olur. Bu durumda sanki o, kad1n1
azadlik sbzle~mesi bedelini almaktan vazgec;:mi~ olur. Mirasc;:1 eger bir ki~i ise,
mukateb bir koleyi kitabet bedelinden affetmesi gec;:erlidir, ve kale ozgur olur. Bu
nedenledir ki, eger mirasc;:1n1n mirasta ortag1 varsa, kadin sadece onun pay1na
dO~en azadl1k sbzle~mesi bedelini bdemek ic;:in c;:al1~1r. (:OnkO varislerden birisinin
sbzle~me bedelinden kendine dO~en pay1 istemeyerek koleyi bu paydan borc;:suz
kilmas1, kolenin pay1 kadar bir bblOmOnO azad etmez.
Biz olen kimseyi, kad1n ozgurlugune kavu~sun diye borc;:suz duruma getiren
(ibra eden) bir kimse gibi kabul ettik. Eger bu durumda azad olmayacaksa ibra
edilmi~ olmaz.

Aynca adam ona, kar~il1ks1z olarak bzgOrlugunO hemen vermemi~. kad1n ilk
tercihi olan azadl1k sozle~mesine devam etmi~tir. Bunun ic;:in de akid bedelini
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 251

odemeye ~al1~m1~t1r. Bedelini odediginde, haliyle vela hakk1 ilk anla~t1g1 kimsenin
olur.
Nitekim, anla~mal1 bir kale, iki ki~iye miras olarak kalsa, onlardan birisi de onu [5/160]
azad etse, bu azat bat1I olur. Ozgurluk anla~mas1 yapan ummuveled cariye, iki
ki~iye miras olarak kalsa ve ummuveled olmay1 tercih etse, anla~ma ge~ersiz olur.
c;:ocugunun babas1, yan degerini miras ortag1na oder. c;:unku ummuveled olma
hukmu, onun pay1nda nas1I sabit olmu~sa ortagin1n payinda da ayni ~ekilde sabit
olmu~tur. c;:unku ummuveledlik bolunmez. Onun i~in bu ki~i degerini bdeyerek
ortag1n1n pay1na da sahip olmu~ say1l1r. Mulk edinme tazmini de ki~inin varl1kl1
olup-olmamas1yla farkl1l1k gbstermez.
Bir cariye kendisi hakkmda iki ki~iyi kand1rsa ve onlar da ozgur
oldugunu zannederek onunla evlenseler, onlardan c;;ocuklan olsa, daha
sonra herhangi bir ~ekilde bu kimselerin mulkiyeti altma girse, her ikisinin
de ummuveledi olur.
c;:unku onlar, kad1na malik olmu~lard1r. lkisinin de ondan nesepleri,
kendilerinden sabit ~ocuklan olmu~tur.
i~lerinden birisi malik olursa, ayn1 gerek~eyle onun ummuveledi olur.

Hukum boyledir, ~unku ~ocugun nesebi nikah ~uphesi ile sabit olunca
ozgurluk hususundaki hakk1n1n sabit olmas1 i~in, mulkiyete girdikten sonra bir
cariyeyi ummuveled edinmek gibidir. Kad1n1n ummuveled olma hususundaki
hakk1nin sabit olmas1 da boyledir. c;:unku kad1n1n hakk1, ~ocugun hakk1na tabidir.
Kad1n efendisinin yaninda iken, bundan sonra da ~ocuklari olursa, kad1n
~ocuklarla birlikte evlendigi adamlardan birinin mulkiyetine girerse diger adamdan
olan ~ocuklar koledirler. c;:unku kadin i~in ummuveled olma hakk1n1n sabit olmas1,
kendisinden ~ocuk dogurdugu ki~inin mulkiyetine girdikten sonrad1r. Ozgurluk
hakk1, erkegin kad1nla yolla cinsel ili~kide bulunmas1nin helalligi konusunda ger~ek
ozgurluk gibidir. Kad1nin ozgurluk hakk1 sabit olmadan ~ocuklar ondan
aynlm1~lard1r. Dolay1s1yla bu hak onlara sirayet etmez.
Bir cariye, bir kimseyi kendi hakkmda kand1rsa ve ona fl.ilan adamm
cariyesi oldugunu soylese, 0 da bu adamdan cariyeyi satm alsa ve ondan
c;;ocuklan olsa, daha sonra ba~ka birisi bu cariyenin kendisine ait oldugunu
ispat etse, kadm1, ukrunu ve c;;ocugun degerini ahr.
c;:ocugun babas1, satin alma bedeli ve ~ocugun degerini almak i~in, cariyeyi
kendisine satana ba~vurur. c;:unku aldanmanin nedeni satma i~ini yapmakt1r. Bunu
da satan adam yapm1~t1r.
Aldatilan adam, bundan sonra kad1n1 mulkiyetine al1rsa, ~ocugunun nesebi
kendinden sabit oldugu i~in, kad1n da ummuveledi olur.
Dogrulan en iyi bilen Cenab-1 Allah't1r.
252 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit

f;E~ITLi AKiTLERDEKI NIKAHLAR


161
Bir erkegin ayn1 anda dortten fazla kad1n1 nikah1 alt1nda tutmas1 Rafizilerin
[5/160) d1?indaki alimlere gore helal degildir. Rafizllere gore ise ayni anda dokuz kad1n1
nikah1 alt1nda tutmak caizdir. Onlar bu konuda, LA 1µ i.; ._;aj1 ~ 1). , ~; --j; 0\j p..c
Aym anda t~jj -!...'ij _fa, ~qJ1 ~ r5J
'"7'l1 "Eger (kendileri ile ev!endiginiz taktirde) yetimlerin
nikah altmda
haklanna riayet edememekten korkarsamz, begendiginiz (veya size he/al olan)
tutulabilecek
kadm say1s1 kadmlardan iki~er, Oi:;er ve dorder aim ... " (en-Nisa 4/3) ayetinin gorunu~unden
hareket etmekte ve ~oyle demektedirler.
Ayette iki?er, uc;er, dorder kelimeleri birbirlerine "vav" harfiyle
baglanm1?lard1r. "vav" harfi, cem (bir araya getirme, toplama) anlam1 ta?1r. Bu
sayliar (iki, ui:; ve dort) toplan1nca da dokuz eder. Aynca Peygamber (s.a v.), dokuz
kad1n1 ayni anda nikah1 alt1nda bulundurmu?tur. Peygamber (s a.v.), Limmetin
ornegidir. O'na caiz olan bir ?ey ummetine de caizdir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilleri ise ?Unlard1r:

~ t_~)j .!.i~j ~ ,
" .. begendiginiz (veya size he/al olan) kadmlardan iki~er, Oi:;er ve dorder aim ... "
(en-Nisa 4/3) ayetidir. Bu ayette kastedilen bu say1lardan birinin tercih edilmesidir.
Ferra (rh.a.), ?Oyle demektedir: "Bu ayette gec;en sayliann top lam ?eklinde
anla?1lmas1 mumkun degildir. (unku, dokuz say1sin1n bu ?ekilde ifade edilmesi
kelamda acizlik sayli1r." Bu soylediklerimizin bir diger deli Ii de

~ t4JJ .!..~j Jh ~~\ J) ~J ~')\.JI~~ ~j-..;\j 9 \j4.!.ll );>U ~ W i ~


Gok!eri ve yeri yaratan, melek!eri iki~er, Oi:;er, dorder kanat!t eli:;iler yapan
Allah 'a hamdolsun." (el-Fatir 35/1 ) ayetidir. Ayette kastedilen bu say1lardan her
hangi birisidir.

[5/161) Aynca, daha once ac;1klad1g1m1z uzere, dokuz kad1n1 ayni anda nikah1 altinda
bulundurmanin helal olu?U, Peygamber (s.a.v.) 'e ozgudur. Bunun nedeni de
peygamberlik faziletinden dolay1 onun ii:;in helallik s1n1nnin daha geni? olmas1d1r.
(unku, ozgur insanlar ve koleler arasinda oldugu gibi, faziletin artmas1yla helallik
siniri geni~ler. Peygamber (s.a.v.) zamanindan gunumuze degin her hangi bir
kimsenin ayni anda dortten fazla kad1n1 nikah1 altinda bulundurdugu da
nakledilmemi~tir

Peygamber (sav)'in:

16 1
Sahabeye hakaret etmekte bir sakinca gormeyen a~m $iiler. Bunlar Hz. Ebu Bekir (r.a) ve
Riif1ziler:
Hz. Omer (r.a)'e kufretmemelerini soyleyen imamlan Zeyd b. Ali'yi reddettikleri i~in bu ad ile
anilm1~lard1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _253

. ·=i Li..; ~ - .•::• .hj1 , • ::.-


'-:!· ., •.J ~
~- . r._.J.r..
"Kole iki kadmla evlenebilir ve iki defa bo~ama hakkt vardtr. "
762
hadisi de
ozgur bir ki~inin ayn1 anda dort kad1ndan fazlas1yla evlenemeyecegini
gostermektedir. c;:unku, hukum olarak kolelerin durumu, ozgur insanlann
durumunun yans1d1r. Kole, iki kad1nla evlenebiliyorsa, ozgur, dort kadinla
evlenebilir.) Ancak ozgur bir ki~i, nesep ya da sut karde~ligi dolay1s1yla kendisine
mahrem olan kad1nlardan olmamas1 ko~uluyla (bir birine mahrem olan kadinlan bir
arada bulundurmama ko~uluyla), dortten fazla istedigi kadar cariye edinebilir.
Ammar b. Yasir (r.a.)'den gelen hadise gore:
"Allah ozgur kadmlar hakktnda haram kt!d1g1 ~eyleri cariyeler hakkmda da
ha ram k1/m1~t1r. Ancak bir erkegin on/an top/a mast mustesna ". Ammar (r a.)
bununla say1y1 kastetmektedir. Cunku, cariye edinmede belli bir say1 s1n1n yoktur.
Nikahta say1 s1n1rlamas1 getirilmesinin nedeni, kad1nlar aras1nda adaletin ve
kocan1n gecelerini payla~t1rmas1nda e~itligin ~art olu~udur. Say1 c;ok oldugu zaman
koca bu ko~ulu yerine getiremez. Cariyelerde ise aralannda e~itligin saglanmas1
gerekmez. Bundan dolay1 da cariye edinme say1yla s1n1rl1 degildir. Allahu Teala,

~ ~~I CSiA LA _;I ;~1) 1).µ; :Ji p.,;. ~µ ~


" .. Haks1z/1k yapmaktan korkarsamz bir tane aim yahut da sahip oldugunuz
(cariyeler) ile yetinin." (en-Nisa 4/3) ayetinde bu duruma i~aret etmektedir.
Haraml1g1 gerektiren sut akrabal1g1, s1hrl h1s1ml1k ve mahremiyet gibi diger
nedenlerle nikahl1 kad1nla cariye aras1nda fark yoktur.
Bir adam, KCife ~ehrinde dort kadinla evlense, sonra Mekke'de hangisi Bi rd en fazla
kans1 olanm
oldugunu belirtmeksizin birini bo~asa ve Mekke'li bir kadinla evlense, sonra
bo~ama
kanlanndan birini bo~asa ve Taif'de ba~ka bir kadinla evlense ve sonra da hie; durumlan
birisiyle zifaf yapmadan olse; bize gore yapt1g1 butUn akitler gec;erlidir. c;:unku,
Mekkeli kad1nla KCifeli karllanndan birini zifaftan once bo~ad1ktan sonra
evlenmi~tir. Mekkeliyle evlendiginde nikah1 alt1nda uc; kad1n bulunmaktad1r.

$ayet, kime yonelik oldugu belli olmayan (muphem) bo~amanin (talakin),


ac;1klamaya bagl1 muallak (ko~ulun gerc;ekle~mesine bagl1) bo~ama gibi kabul
edilmesi ve bundan dolay1 da Mekkeli kad1nin nikah1nin gec;erli olmamas1
gerekmez mi, denilirse, cevaben ~oyle deriz: Buradaki belirsizlik, bo~amanin
mahallinde belirsizlik olmas1 dolay1s1yla mahal (kad1n) ile ilgilidir. Bo~ayan (koca)
ac;1s1ndan ise kapalil1k (muphemlik) soz konusu degildir. c;:unku o, kad1nlardan
hangisini bo~ad1g1n1 bilmektedir. Nikah1 alt1ndaki kad1nlarin say1s1nin
hesaplanmas1nda meseleye koca ac;1s1ndan yakla~ll1r. Burada koca, Mekke'liyle

162
Muvatta, Talak 1193; Abdurrezzak, Musannef, Vll/221, 274; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/535;
Darekutn1, Sunen, 111/308; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/152; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/219, 220.
254 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
evlendiginde nikah1 alt1nda uc; kad1n bulundugunu bilmektedir. Sonra yine nikah1
alt1nda sadece uc; kad1n varken Taifliyle evlenmi~tir.
Bu meselede mehir, miras ve iddetle ilgili y6nler de vard1r:
[!
Mehirle ilgili meselelere gelince: Taifli kadin tam mehir al1r. c;:unku, nikah1
gec;erlidir. Nikah1ndan sonra bo~ama meydana gelmemi~tir. Bundan dolay1 kocanin
fl
n olumuyle onun mehri kesinle~mi~ olur.
t1
k Mekkeli kad1n ise mehrinin 7/8'ini al1r. c;:unku, onunla evlendikten sonra
koca, zifafa girmeden d6rt kans1ndan birini bo~am1~t1r. Bu bo~ama (zifaftan once
oldugu ic;in) mehr-i mislin yans1n1 du~urmektedir . Bu du~u~. Mekkeli kadinla KOfeli
diger uc; kad1n aras1nda tereddutludur (hangisinin bo~and1g1 belli olmad1g1ndan
kimin mehrinin yans1nin du~tl.igu de belli degildir). Bu yuzden bu eksilme, y,,
oraninda bu d6rt kad1n arasinda payla~t1nl1r (her kad1n1n mehrinin yans1ndan bu
orandaki miktar du~urulur). Mekkeli kad1n1n pay1na mehrinin yans1nin 1/8'i du~er
(5/162] ve (bu miktar du~uldugunde de) mehrinin 7/8'i ona kal1r. KOfeli kad1nlara ise
aralannda e~it olarak payla~t1nlmak uzere (toplam), uc; mehir ve bir mehrin 1/8'i
vard1r. c;:unku, koca ilk olarak e~lerinden birini bo~ad1ginda bu bo~ama ile (bir)
mehrin yans1 du~mu~tl.ir lkinci bo~amadan ise onlann pay1na (toplam olarak) bir
mehrin 3/8'inin eksigi du~mektedir. Buda mehrin 3/8'idir. Esas1nda onlara (toplam
olarak) dort mehir gerekirdi. Ancak bir keresinde, (bir) mehrin yans1 ve bir
defas1nda da 3/8'i gidince geriye (toplam) uc; mehir ve (bir) mehrin 1/8'i kalm1~t1r.
Durumlar1 ayn1 oldugu ic;in de bu miktar aralannda y,, oraninda e~it olarak
payla~t1r1l1r.

Mirasa gelince: Adam1n karllanna du~en pay, toplam miras1n y,, ya da 1/8 dir.
Taifli kad1n bu pay1n '!.'unu al1r. c;:unku o, kesin olarak adam1n karilanndan biridir.
Mekkeli kad1na (Taifli payin1 ald1ktan sonra) geriye kalan miktann Y,,'u verilir.
c;:unku (Taifli pay1n1 ald1ktan sonra) geriye kalan (kad1nlara du~en miras1n) 31.'luk
k1sm1nda Mekkeli kad1nla uc; KOfeli kad1n vard1r. Bu d6rt kad1nin durumlan da
ayn1d1r. Bundan dolay1 Mekkeli kadina Y,, verilir ve geriye kalan k1s1m da KOfeli
kad1nlara e~it olarak payla~t1nl1r.
Bu durumda her bir kad1n1n kocas1 6len kad1nlann iddetini (dort ay on gun)
beklemeleri gerekir. Taiflinin bu iddeti beklemesi, nikah1n1n 6lumle sona erdiginin
kesin olmas1ndan dolay1d1r. Digerleri ic;in ise nikahlannin kocanin olumuyle sona
ermi~ olma ihtimali bulunmas1 nedeniyledir. lddet konusunda ihtiyatla hareket
edilir.
~ayet bu ki~i. Taifli kad1nla evlendikten sonra kanlanndan birini bo~ar da
ondan sonra 61urse: Bu durumda Taifli kad1n, mehrinin 7/8'ini alir. c;:unku koca
onunla evlendikten sonra e~lerinden birini bo~am1~t1r. Bu bo~amayla bir kad1nin
mehrinin yans1 eksilmi~ olmaktad1r. Bu du~en miktardan (kimin mehrinden
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2ss

du~tUgu belli olmad1g1ndan dart kad1na payla~t1nlmakta) Taifli kad1n1n pay1na


(mehrinin yar1s1nin) Wu du~er. Bu miktar du~ulunce de ona mehrinin 7/8'i kal1r.
Mekkeli kad1n, mehrinin 6/8'ini ve tam mehrin 1/32'sini al1r. Cunku, son
bo~amayla mehirden eksilenden onun pay1na mehrin yansin1n 3/16's1 du~er. Bu
eksilme onunla uc; KOfeli kadin arasinda soz konusudur. Yanm mehrin 3/16's1, tam
mehrin 3/32'si eder. Mekkeli kad1n1n pay1na ikinci bo~ama ile daha once dedigimiz
gibi mehrinin 1/8'i ve uc;uncu bo~amadan ise mehrinin 3/32'si oraninda bir eksilme
du~er. Bu durumda kad1na mehrinin 6/8'ini ve bir mehrin 1/32'si kal1r. Bunlar
toplan1nca da bir mehir, bir mehrin 1/8'i ve bir mehrin 1/32'si eder.
KOfeli kad1nlar ise (toplam olarak) 2 mehir, bir mehrin 6/8'i ve bir mehrin
3/32'sini al1rlar. Clinku birinci bo~ama (talak) ile onlann toplam mehirlerinden bir
mehrin yars1s1, ikinci bo~ama ile bir mehrin 3/8'i ve uc;uncu bo~ama ile de bir
mehrin 2/8'i ve 1/32 azalm1~ olmaktad1r. Bunlar toplaninca da toplam olarak 1
mehir, bir mehrin 1/8'i ve bir mehrin 1/32'si etmektedir. Bu miktar dart mehirden
i:;1karil1nca geriye 2 mehir, bir mehrin 6/8'i ve bir mehrin 3/32'si kalmaktad1r.
Miras ve iddet hukmunde,bu mesele ile, yukanda bahsettigimiz, aras1nda fark
yoktur.
Bir adam, bir akitle bir kadinla, tek akitle iki kad1nla ve bir akitle uc; kad1nla
evlense ve hangisinin once oldugunu bilmese: Tek olarak evlenilen kadinin nikah1
kesin olarak gec;erlidir. cunku diger iki akitten gec;erli olan yaln1zca bir tanesidir.
((unku ikisi de gec;erli say1l1rsa toplam 5 kad1n etmektedir.) Tek kadinla yapilan
nikah ise, once yap1lm1~ olsa da sonra yap1lm1~ olsa da gec;erlidir. Bu durumda iki
kad1nla yap1lan nikahla uc; kad1nla yapilan nikahlardan hangisinin once oldugu
konusunda kocan1n ac;1klamas1na itibar edilir. cunku bu iki gruptan once yapilan1n
nikah1 gec;erlidir. Hangisinin once oldugunu ise koca bilir. Cunku akitleri yapan
odur. Aynca koca buradaki mulkiyetin sahibidir. 0 halde mulkiyetinin mahallini
belirlemek de ona aittir. bte yandan nikahin getirmi~ oldugu haklar kocan1n
uzerindedir. Oyleyse kocanin kendi uzerinde hak sahibi olanlan ac;1klayabilme
hakk1 olmal1d1r.
Bu iki gruptan herhangi birisi(ndeki kad1nlar), koca sagken olse ve koca da
olenlerin ilk nikah k1yilanlar oldugunu soylese, olenlere mirasc;1 olur. Mehirlerini
verir ve diger gruptaki kadinlarla aras1 ayril1r. Koca ii:;in sabit olan ac;1klama hakk1,
bir gruptaki kad1nlann olmesiyle iptal edilemez. Olum, nikah1 sona erdirici, nikah1n
hukumlerini kesinle~tiricidir.
$ayet bu durumdaki koca, nikah yapt1g1 butUn kadinlarla cinsel ili~kiye [S/163]
girmi~se ve sagl1g1nda ya da olumu esnasinda gruplardan birisi ii:;in nikahlannin
daha once oldugunu soylerse, 0 ilk evlendigi koca ile diger gruptaki kad1nlann
aras1 aynl1r. Kocadan aynlan her bir kad1n, bozuk bir nikahla, kendileriyle koca
zifafa girdigi ii:;in, mehr-i misil (emsal mehir) ile mehr-i musemmadan (akit
256 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
esnas1nda belirlenmi~ mehir) hangisi daha az ise onu al1r. Muhammed (rh.a.)'in bu
konuyu ele almaktaki as1I maksad1 ~unu ifade etmektir: Adam1n kad1nlarla zifafa
girmi~ olmas1, hangisiyle once zifafa girdigini bilmiyorsa, onun a~1klamas1n1
etkilemez. c;:unku bu durumda her iki grubun durumu e~ittir.
Eger koca, "hangi grupla once nikah yapt1g1m1 bilmiyorum" diyorsa, tek
olarak nikah k1yllan kad1n hari~. digerlerinden uzak tutulur. c;:unki.l sadece nikah1
ge~erli olan kad1nla aralan bo~alt1l1r. Tek olarak nikah k1y1lan1n nikah1 ge~erlidir ve
bu yi.lzden adam1n ona ula~mas1na izin verilir. Diger iki gruptan hangisinin
nikah1nin ge~erli oldugu belli degildir. Bu yi.lzden adam onlardan uzak tutulur ve
hangisinin nikah1nin once oldugunu belirleme hakk1 tanin1r. $ayet bu belirlemeyi
yapmadan oli.lrse, mehir, miras ve iddetin ne ~ekilde olacag1n1n a~1klanmas1
gerekir.
Mehire gelince: Tek olarak nikah k1y1lan kad1na nikah esnas1nda belirlenen
mehrin tam olarak verilmesi gerekir. c;:unku, onun nikah1 kesin olarak ge~erlidir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, her ne kadar benimsedikleri kurallar
farkl1 ise de ayni akitle nikahlan k1y1lan i.l~ kadina aralarinda payla~mak i.lzere 1,5
(bir bu~uk) mehir, iki kad1na da yine payla~t1rmak uzere 1 mehir verilir. EbO YOsuf
(rh.a.)'un kuralina gore bu gibi meselelerde hepsine birden itibar edilmek ve sorunu
buna gore ~ozmek gerekir. Buna gore deriz ki: 0~ kadin1n nikah1nin once olmas1
durumunda alacaklan en fazla mehir, i.l~ mehirdir. lki kad1nin nikahin1n once
olmas1 durumunda da, u~ kad1n1n alacag1 en az mehir de, iki mehirdir. Buradaki
tereddut duruma gore degi~iklik gosteren tek mehirde soz konusudur. Bundan
dolay1 bu bir mehir ikiye bolunur. o~ kad1na toplam olarak 2.5 mehir kalm1~ olur.
lki kadindan olu~an grubun iki mehirden fazlas1 konusunda bir hak iddialan olmaz.
Bu yi.lzden bu yanm mehir, u~ ki~ilik gruba verilir. Geriye iki mehir kal1r. Bu 2
mehirde her iki grubun hak iddias1 da e~it seviyededir. Bu nedenle aralarinda yar1
yanya payla~t1nl1r. Boylece, i.l~ kadinl1 gruba 1.5 mehir, iki kad1nll gruba da 1 mehir
di.l~mi.l~ olur.

Muhammed (rh.a.)'in kural1 ise bu gibi durumlarda her bir grubun ayn ayn
durumlarin1n goz oni.lnde bulundurulmas1 ~eklindedir. 0 ~oyle der: o~ kadinll
grubun, nikahlan ge~erli olsayd1 u~ mehir alacaklar, ge~erli olmamas1 durumunda
bir ~ey alamayacaklard1. Bundan dolay1 bu iki durumun yans1ni al1rlar. Bu da 1.5
mehirdir. lki kad1nl1 grup ise, nikahlar1 ge~erli ise iki mehir alacaklar, ge~erli degil
ise durumunda bir ~ey alamayacaklard1. Bunlar da durumun yans1n1 al1rlar. Bu iki
kad1nin nikahlan once ise ge~erli iken, sonra olmas1 durumunda ge~erli degildir.
Bundan dolay1 da 1 mehir al1rlar.
Miras1n hukmune gelince: Tek olarak nikah k1y1lan kad1n, kadinlara di.l~en
miras, toplam miras1n Wu de olsa 1/8'i de olsa, bu miktarin 7/24'unu al1r. c;:unku
onun nikah1 her durumda ge~erlidir. $ayet onun nikah1 i.l~ ki~ilik grupla beraber
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 257

ge<;erli ise, ona kad1nlara du~en miras1n ';4'u kal1r. Nikah1 iki ki~ilik grupla beraber
ge<;erli ise bu durumda da ona kad1nlara du~en miras1n 1/3'u kal1rd1. Bundan
dolay1 '!.'luk miktar, bu kadin i<;in kesindir. '/.'u 1/3'e tamamlayan miktar ise bir
durumda sabit olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bundan dolay1 bu miktar ikiye
bolunur. Bu durumda ~oyle bir hesap yapanz: Kad1nin bir duruma gore 1/3'1uk bir
duruma gore de '!.' luk pay1 vard1r. Buna gore toplam payda 12 olur. Sonra 1/4'u
1/3'e tamamlayan miktar ikiye bolunur ve yanmlar kesirli duruma gelir. Payda ikiye
katlan1r ve toplam payda 24 olur. Bu kad1n1n nikah1 Li<; ki~ilik grupla beraber
ge<;erli ise kendisine 8/24 pay, iki ki~ilik grupla beraber ge<;erli ise 6/24 pay du~er.
Dolay1s1yla tereddut iki payda olmaktad1r. Bu yuzden bu iki paydan birisi du~urulur,
birisi sabit k1lin1r. Boylece tek olarak nikah k1yllan kad1n, kad1nlara du~en mirastan
7/24 pay al1r.
Geriye kalan 17 pay, EbO Hanife (rh.a.)'ye gore diger iki gruba yan yanya
payla~t1nllr. EbO YOsuf ve Muhammed (rha)'e gore ise iki kad1ndan olu~an gruba 8 [ 511641
pay, Li<; kadindan olu~an gruba 9 pay verilir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'in goru~lerinin gerek<;esi ~udur: 16'nin
uzerindeki (1) payda, iki kad1ndan olu~an grubun bir iddias1 yoktur. <;:unku onlann
nikahlan ge<;erli ise miras1n 2/3'unu yani 16/24 pay al1rlar. Bu yuzden 16'nin bu bir
pay Li<; kad1ndan olu~an gruba verilir. 16 payda her iki grup ta e~it ~ekilde yan
yanya hak iddia etmektedir. Bu nedenle bu 16 pay her iki gruba e~it olarak
bolunur. Ya da her iki grubun durumu dikkate alln1r ve deriz ki:
$ayet Li<; ki~ilik grubun nikah1 ge<;erli ise, kad1nlara du~en miras1n %' unu yani
18 pay al1rlar. Nikahlannin ge<;erli olmamas1 durumunda ise hi<;bir ~ey alamazlar. 0
halde bu iki durumun ortalamas1n1 yani 9 pay allrlar. Eger iki ki~ilik grubun nikah1
ge<;erli ise, kad1nlara du~en miras1n 2/3'unu yani 16 pay al1rlar. Bunlann
nikahlann1n ge<;erli olmamas1 durumunda ise hi<;bir ~ey alamazlar. 0 halde onlar
da bu iki durumun ortalamas1n1 yani 8 pay allrlar.
EbO Hanife (rh.a) ise ~oyle der: Tek olarak nikah k1yilan kad1n hakk1n1 ald1ktan
sonra, kad1nlara du~en miras1n geriye kalanin1n durumu, tek ba~1na nikah k1yllan
kadinin asll pay sahibi olmad1g1 varsay1larak mirasin tamam1 gibi hesap edilir. $ayet
bu kad1n hi<; olmasayd1 miras1n tamam1 iki grup aras1nda e~it olarak payla~1lacakt1.
0 halde tek kad1n hakkin1 ald1ktan sonra geriye kalan miktar i<;in de ayn1 durum
soz konusudur. <;:unku, miras1 hak etme gerek<;esi (illeti) a<;1sindan iki grup e~ittir.
<;:unku her iki grup ta once evlenen kendileri olmas1 durumunda mirasta hak sahibi
olmakta, sonra evlenen olmalan durumunda ise mirastan mahrum kalmaktad1rlar.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)' in, 16'nin uzerindeki 1 payda iki kad1ndan
olu~an grubun bir iddias1 yoktur, ~eklindeki yakla~1mlanna gelince: (bu dogru
degildir) lki kad1ndan olu~an grup da bir payda, bu paya tek olarak nikah k1y1lan
kad1n1n hak sahibi olmas1na itibarla hak iddias1nda bulunmamaktad1rlar. 0 kad1n1n
hak sahibi olmamas1 durumunda ise iki kad1ndan olu~an grup, mirasin geriye
kalan1n1n tamam1 uzerinde hak iddia etmektedir. Bu durumda (16'nin uzerindeki)
bir pay tek olarak nikah k1yllan kad1n1n pay1 olmaktan c;1km1~t1r. 0 halde tek olarak
nikah k1yllan kad1n1n hakk1na du~en miktann d1~1ndaki k1s1mda her iki grubun
iddialan da e~ittir. Bu nedenle de tek olarak nikah k1yllan kad1n hakk1n1 ald1ktan
sonra geriye kalan miktar, her iki gruba yan yanya payla~t1nl1r.
Bu durumda, daha once ac;1klad1g1m1z uzere, butUn kadmlara,
ihtiyaten kocas1 olmu~ kadmlarm iddetini (dort ay on gun) beklemeleri
gerekir. Eger koca nikah yapt1g1 butun kadmlarla zifafa girmi~ ve
hangisinin once hangisinin sonra oldugu bilinmiyorsa, iki ve uc; kadmdan
olu~an her iki grubun da hem vefat iddeti (dort ay on gun), hem de hay1z
iddeti (uc; hay1z miktan) beklemeleri gerekir. Yani her biri, dort ay on gun
iddet bekler ve uc; hay1z suresini de tamamlar. c;unku bir ac;1dan
bak1ld1gmda kadmlarm vefat iddeti beklemeleri gerekir. Bu nikahlarmm
gec;erli olmas1 durumunda soz konusudur. Bir ba~ka ac;1dan bak1ld1gmda da
uc; hay1z suresi iddet beklemeleri gerekir. Bu da nikahlannm bozuk olmas1
durumunda soz konusudur. Bozuk (fasid) nikahta zifaf gerc;ekle~tigi ic;in,
kadmm uc; hay1z suresi iddet beklemesi gerekir. lhtiyaten bu iki iddet
birle~tirilir. Tek olarak nikah1 k1y1lan kadmm ise uc; hay1z suresi degil, vefat
iddeti beklemesi gerekir. c;unku onun nikah1 kesin olarak sahihtir.
lki ve Lie; ki~ilik gruplardaki kadinlardan her birinin mehr-i misilleri, akit
esnas1nda belirlenmi~ olan mehirden (mehr-i musemmadan) daha az ise, mehr-i
misilleri ve ilave olarak da mehr-i misil ile belirlenmi~ mehrin fark1nin yans1 verilir.
c;:unku daha az olan1n yani mehr-i mislin, akit ya da zifafla gerekli oldugu kesindir.
Mehr-i misil ile musemma arasindaki fark1 ise her bir kad1n, nikah1 gec;erli ise hak
eder. Bunlann nikah1 ise once olmas1 durumunda gec;erli, sonra olmas1 durumunda
ise gec;erli degildir. Bundan olay1 her bir kadin bu fark1n yans1n1 al1r.
$ayet koca sag ise ve kad1nlardan biriyle cinsel ili~ki kurmu~sa veya bo~am1~sa
[S/165] veya z1har
163
yapm1~sa bunlar, kocan1n bu kad1nin ve ic;inde bulundugu grubun
nikah1n1n once oldugunu ikrar1d1r. c;:unku, hangi nikah1n once oldugu ac;1klanmas1,
belirtilebilecegi gibi, bir delille de olabilir. Kad1nlardan birini bo~amas1 veya ona
zihar yapmas1, kocan1n onun nikah1nin gec;erli oldugunu ac;1klamas1 demektir.
c;:unku kocan1n bu tasarruflan, gec;erli nikahlarda olabilecek tasarruflard1r.
Kad1nlardan biriyle cinsel ili~kide bulunsa da durum aynid1r. c;:unku, musluman1n
yapt1g1 ~ey mumkun oldugunca helallik ve gec;erlilige hamlolunur. Kocan1n kad1nla
ili~kide bulunmas1, ancak kad1n1n nikah1nin gec;erli olmas1 durumunda helal olur.

Z1har I Jl+Jall Bir kimsenin e~inin vucudunun tamam1n1 veya yans1, O<;te biri gibi bir oranin1 ya da
163

ba~. boyun gibi vucudun tUmune delalet eden bir organini anas1, k1z karde~i gibi kendisi ile
ebediyyen evlenemeyecegi bir kad1nin, bakmas1 haram olan bir organina benzetmesidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 259

Bundan dolay1 kocan1n cinsel ili~kide bulunmas1, ili~kide bulundugu kad1nin


nikah1nin daha once oldugunu ac;1klamas1 sayli1r.
Oc; kad1ndan birisi, iki kad1ndan birinin annesi ise ve koca, hie; birisiyle zifafa
girmemi~se, hukum yine yukandaki gibidir. conku gec;erli olan iki gruptan once
k1y1lanin nikah1d1r. Bu durumda da aralannda mahremiyet bulunup
bulunmamas1na gore durum degi~mez.
$ayet (nikah k1y1lan) bu Oc; kad1nla beraber bir de cariye nikahlansa, cariyenin
nikah1 her durumda bozuktur (fasiddir). conku cariyenin nikah1 once yap1lm1~sa,
ozgur kad1nlann nikah1 gec;erli demektir. Ozgur kad1nlann nikahlar1 gec;erli
oldugunda da akitte onlara ilave edilen cariyenin nikah1 bat1I olur. $ayet cariyenin
nikah1 ozgur olanlannkinden sonra yap1lm1~sa bu nikah bozuk bir nikaht1r. Onun
ic;in ve buna gore cariyenin nikah1 her durumda bozuk olmaktad1r.
Akitleri beraber k1ylian iki kad1nl1k grubun bir tanesi cariye oldugunda da
durum ayn1d1r. Daha once ac;1klad1g1m1z nedenle cariyenin nikah1 kesin olarak
bozuktur.
Koca, bu kad1nlarla zifafa girmeden ve ilk olarak nikah k1y1lan1 ac;1klamadan
olse ve Oc; kad1ndan olu~an gruptaki kad1nlardan biri ve iki kad1ndan olu~an
gruptaki kad1nlardan biri cariye olsa, ozgur kad1nlann hepsinin nikah1 gec;erli, iki
cariyenin nikah1 ise bozuktur. Cariyelerin nikahlann1n bozuk olu~u. yukanda
ac;1klad1g1m1z nedenledir. Cariyelerin nikahlan bozuk olunca da toplam dort olan
ozgur kad1nlann nikah1 gec;erli olmaktad1r. Bu durumda nikah1 once yap1lan ile
sonra yap1lan aras1nda fark yoktur.
$ayet uc;lu gruptaki kad1nlardan biri cariye, ikisi ozgur olsa ve onlardan once
ozgur kad1nla nikah k1ym1~sa ve bu da biliniyorsa, ozgur olanin Ozerine oldugunu
bildigimizden cariyenin nikah1 bozuktur. COnkO ozgur Ozerine yap1lan cariyenin
nikah1 bozuktur. Bu durumda tek ba~1na nikah1 k1ylian ozgur kad1n, tam mehir ve
kadinlara du~en miras1n 1/3'0nu al1r. COnku onun nikah1 kesin olarak gec;erlidir.
Miras konusunda ona kat1l1rlar. Beraberlerinde cariye bulunmayan iki kad1ndan
olu~an grup ile cariyeyle beraber nikahlan k1ylian iki kad1ndan olu~an gruptan her
biri, kad1nlara du~en mirasin 1/3'0n0 al1r. Her iki~er ozgur kad1n da kalan miras1n
yans1n1 al1r. COnkO bu iki grubun durumlan e~ittir. Bu iki gruptan hangisinin nikah1
once k1y1lm1~sa miras onlann hakk1d1r. Aksi olmas1 durumunda bir ~ey alamazd1.
Bu durumda her iki grup ic;in toplam 2 mehir soz konudur. Bu 2 mehir,
aralannda e~it olarak payla~t1r1l1r. COnkO daha once de sbyledigimiz gibi her iki
grup da bu 2 mehri hak etme konusunda e~it durumdad1r.
~ayet kocanm tek bir akitle evlendigi iki kadmdan biri cariye, diger
gruptaki uc; kadm da ozgur ise ve hangi grupla once evlendigi bilinmiyorsa
bu durumda cariyenin nikah1 bozuktur (fasiddir). <;unku kesin olarak ozgur
bir kadmla beraber k1yild1g1 bellidir.
260 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
Miras da be~ ozgOr kad1n aras1nda dort pay olarak payla~t1ri11r. Oc; kad1ndan
olu~an gruba 1.5 pay, tek ba~lanna olan iki kad1na ise 2.5 pay verilir.
Bu mesele hOkOm ac;1sindan ~una benzer: Bir adam, bir akitle O<; kad1nla, bir
akitle bir kadinla ve yine bir akitle bir kad1nla evlenmi~tir. Hangisiyle once
evlendigini bilememektedir. Aslinda bu, Ozerinde durulan meselenin ta kendisidir.
Bu meselenin hOkmOnOn c;1kanl1~1 ~u ~ekildedir: Oc; kad1ndan olu~an grubun
[S/166] nikahlann1n, ilk once, ya da tek olarak nikah1 k1y1lan iki kad1ndan birinden sonra
k1yilmas1 dolay1s1yla gec;erli olmas1 durumunda bunlar kad1nlara dO~en mirasin
WOnO alacaklard1. (OnkO onlann nikah1 gec;erli olunca, once ya da sonra olmas1
fark etmeksizin tek olarak nikahlan k1y1lan iki kadindan sadece birinin nikah1
gec;erli olacakt1r. Oc; kad1n1n nikahlannin tek olarak nikahlan k1y1lan iki kad1ndan
sonra olmas1 durumunda ise nikahlan gec;erli olmayacag1ndan bir ~ey
alamayacaklard1. 0 halde (bu iki durumun ortalamas1n1 yani) kad1nlara dO~en
miras1n %'On yans1n1 yani 4 pay1n 1.5'unu al1rlar. Geriye kalan k1s1m da, durumlan
e~it oldugu ic;in tek olarak nikahlan k1yilan iki kad1n aras1nda payla~t1nl1r. Bu iki
kadin nikahlannin O<; ki~ilik gruptan once olmas1 durumunda miras1n tamam1n1
alacaklard1. Nikahlar1n1n sonra olmas1 durumunda da WOnO alacaklard1. Y. pay
yani 4 payin 1'ini alacaklan kesindir. Geriye kalan 3 pay ise, bir durumda onlann
olmakta, bir durumda olmamaktad1r. 0 halde bu 3 pay, ikiye bolOnOr ve sonuc;ta
(almalan kesin olan 1 payla birlikte) dort payda 2.5 pay al1rlar. Bu 2.5 pay1 hak
etme konusunda durumlan e~it oldugu ic;in de bu miktar, iki kadin arasinda e~it
olarak payla~t1nilr.
Oc; kadindan olu~an grup, toplam 1.5 mehir al1r. (OnkO, eger nikahlan gec;erli
olsayd1 3 mehir alacaklar, gec;erli olmamas1 durumunda bir ~ey alamayacaklard1. 0
halde bu iki durumun ortalamasin1 ailrlar. Bu da 1.5 mehir yapar. Tek tek nikah
k1y1lan iki kad1na da 1.5 mehir vard1r. (OnkO bir tanesinin nikah1 once de olsa
sonra da olsa kesin olarak gec;erlidir. Bundan dolay1 1 mehir kesin olarak ona aittir.
Digeri ise nikahinin ge~erli olmas1 durumunda 1 mehir alacak, gec;erli olmamas1
durumunda bir ~ey alamayacakt1. 0 halde bu iki durumun ortalamas1 olarak yanm
mehir al1r. Ote yandan bu iki kad1ndan biri, digerine gore bir oncelige sahip
degildir. Bu yOzden de onlann pay1na dO~en toplam mehir, yani 1.5 mehir,
aralannda yan yanya payla~t1nilr.
Bir adam, bir akitle bir kadmla, bir akitle iki kadmla, bir akitle u~
kadmla ve yine bir akitle dort kadmla evlense ve sonra da olse ve hangi
nikahm once oldugu bilinmese, deriz ki:
Kad1nlara dO~en miras, toplam miras1n Y. de olsa 1/8'i de olsa, bu pay ikili,
O<;IO ve dortlO gruplardan her birine 1/3 oraninda dag1t1l1r. (OnkO miras,
mirasc;ilann durumlanna gore pay edilir. Burada kesin olarak sadece Oc; durum soz
konusudur. Bu O<; durum ~unlard1r: Ya dortlO grubun nikah1 gec;erlidir. Ya Oc;IO
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 261

grubun nikah1, tek alarak nikah1 k1yllan kad1nla beraber gec;erlidir. Ya da ikili
grubun tek alarak nikah1 k1y1lan kad1nla beraber nikahlan gec;erlidir. Dorduncu bir
ihtimal soz kanusu degildir. Bu durumlar dikkate alind1g1 zaman da her bir grup,
mirasa hak sahibi alma kanusunda diger iki grupla ~u anlamda e~ittir. Eger nikah1
once ise miras, hakk1d1r, sanra ise hakk1 degildir. Bundan dalay1 miras aralannda
her bir gruba 1/3 du~ecek ~ekilde payla~t1ril1r. Tek alarak nikah k1y1lan kad1n, dortlu
grubun pay1na du~en 1/3 pay kanusunda anlara katllamaz. c;:unku dortlu grubun
nikahlan gec;erli aldugu zaman anun nikah1 gec;erli almaz. Bu dortlu grup paylar1n1
nikahlann1n gec;erli almas1 ihtimaline dayanarak alm1~lard1r. Bu yuzden tek alarak
nikah k1yllan kad1n, mirasa uc;lu grupla birlikte dahil alur. Onlarin payina du~enin
1/8'ini al1r. c;:unku bu uc;lu grup mirastan paylann1 nikahlann1n gec;erli alma
ihtimaline dayanarak alm1~lard1r. Tek alarak nikah k1yllan kad1nin nikah1, anlarla
birlikte gec;erli alabilir. Ancak tek alarak nikah k1y1lan kadin1n nikah1nda tereddut
vard1r. Onun nikah1 uc;lu grupla birlikte gec;erli alabilecegi gibi, ikili grupla birlikte
de gec;erli alabilir. Oc;lu grupla birlikte gec;erli almas1 durumunda, uc;lu grubun
pay1na du~en miktann '!.'unu alacakt1. lkili grupla birlikte gec;erli almas1
durumunda ise uc;lu grubun pay1ndan bir ~ey alamayacakt1. Bu nedenle (bu iki
durumun artalamas1 alarak) uc;lu grubun payindan Wun yansin1 yani 1/8'ini al1r.
(Oc;lu grubun pay1na du~enden) geriye kalan k1s1m da bu uc; kad1n aras1nda her
birine 1/3'u du~ecek ~ekilde payla~t1nl1r. Sanra tek alarak nikah k1y1lan kad1n,
mirasa ikili grupla beraber de dahil alur. Onlara du~en payin 1/6's1n1 al1r. c;:unku
ikili grup paylann1 nikahlannin gec;erli alma ihtimaline dayanarak al1rlar. Tek alarak
nikah k1yllan1n nikah1 anlarla birlikte gec;erli alabilir. $ayet tek alarak nikah k1y1lan
kad1n1n nikah1, anlarla beraber gec;erli ise, anlann pay1na du~en miktann 1/3'unu
al1r. Tek alarak nikah k1yllan kadinin nikah1 uc;lu grupla beraber gec;erli ise, ikili
grubun pay1ndan her hangi bir ~ey alamazlar. Bundan dalay1 (bu iki durumun
artalamas1 alarak) ikili gruba du~en payin 1/3'unun yans1n1 yani 1/6's1n1 al1r. 0,
1/6'y1 ald1ktan sanra geriye kalan miktar, iki kad1n arasinda e~it alarak payla~t1ril1r.
Mehre ait hukumlere gelince: EbO YOsuf'a (rh a) gore, bu kad1nlara taplam
3.5 mehir vard1r. c;:unku, dortlu grubun nikah1 gec;erli ise (taplam) 4 mehir al1rlar. [S/167]
Oc;lu grubun nikah1, tek ba~1na nikah k1y1lan kad1nla beraber gec;erli ise durum yine
aynid1r. $ayet ikili grubun nikah1 tek kad1nla beraber gec;erli ise bu durumda anlar
(taplam) 3 mehir al1rlard1. Buna gore taplam 3 mehir verilecegi kesindir. Dorduncu
mehir ise iki durumda sabit almakta, bir durumda almamaktad1r. Fakat bu
dorduncu mehrin sabit aldugu durumlar, tek bir vaziyettedir. Ve bundan dalay1 da
sanki dorduncu mehir bir durumda sabit aluyar, bir durumda almuyar gibidir. Bu
nedenle, (bu iki durumun artalamas1 al1narak) bir mehir, ikiye bolunur ve sanuc;ta
kadinlar ic;in tap lam 3. 5 mehir verilir.
(Bu 3.5 mehirden) yanm mehrin dag1t1m1na gelince: DortlU gruba bunun Wu,
uc;lu gruba da '!.'u verilir. c;:unku bu yanm mehir uzerinde ikili grubun hakk1
26!l_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

yoktur. Oysa dortlu grup, bu yanm mehrin kendilerinin oldugunu iddia etmekte,
0~10 grup da, tek olarak nikah k1yilan kad1nin onlara katilmas1yla hak iddia
etmektedir. Tek olarak nikah k1y1lan1n 0~10 gruba kat1lmas1 ise bir durumda soz
konusu olmakta, bir durumda olmamaktad1r (~Onku onun nikahinin ikili grupla
beraber ge~erli olma ihtimali de vard1r .) Bu iki durum itibara al1nd1g1nda da, O~IO
gruba bu yanm mehrin yar1s1nin yans1 yani v.' O, dortlu gruba ise W O verilir.
(3.5 mehirden) 1 mehrin dag1t1m1 ise ~u ~ekilde yapi11r: Dortlu gruba bunun
2/6's1 ve 1/12'si (yani toplam 5/12'si) O~IO gruba da ayni ~ekilde 2/6's1 ve 1/12'si
(yani toplam 5/12'si) verilir. lkili gruba ise 1/6 s1 verilir. c;:onku O~IO ve dortlu
gruplar, mehrin kendilerine ait oldugunu iddia etmektedirler. lkili grup ise ancak
tek olarak nikah k1y1lan kad1n1n kendilerine ilave olunmas1yla hak iddia ederler.
Tek olarak nikah k1yilan kad1n1n onlara ilavesi ise bir durumda soz konusu
olmakta, bir durumda olmamaktad1r. 0 kad1n1n kendilerine ilave olunmas1
durumunda bunlar toplam olarak bu 1 mehrin 1/3'0n0 al1rlar; ilave olunmamas1
durumunda ise hi~bir ~ey alamazlar. Bundan dolay1 (bu iki durumun ortalamas1
alinarak) 1/3'0n yans1n1 yani 1/6 al1rlar. Geriye kalan k1s1m, yani bu 1 mehrin 5/6's1
konusunda ise O~IO ve dortlu gruplann hak iddialan e~ittir. Bu yuzden de iki gruba
yan yanya payla~t1ri11r. Her bir grup 2/6 ve 1/12'sini (yani toplam 5/12 sini al1r,
diger grup da 2/12'sini alm1~ olur.)
(Geriye kalan) 2 mehrin payla~t1nlmas1na gelince: Bu 2 mehir de her O~
grubun hak sahibi olmalan e~it seviyededir. Bu yuzden aralannda her birine 1/3
oraninda e~it olarak payla~t1nl1r ve (toplam iki mehir bulundugundan) her bir gruba
1 mehrin 2/3'0 du~er.
(Her bir grubun toplam olarak ald1g1 mehirlere gelince:) DortlO grubun
pay1na, bir defa 2/3 mehir, bir defa 2/6 ve 1/12 (yani toplam 5/12) mehir ve bir
defa da yanm mehrin %'0 (yani mehrin 3/8'i) dO~mO~tOr. Bunlar toplanir ve
aralannda e~it olarak payla~t1nl1r. c;:onku bu dortlu grup i~in tek olarak nikah
k1yilan kadinin, mehirde onlarla birlikte hak iddias1 soz konusu degildir.
0~10 grubun pay1na da, bir defa 1/8 mehir, bir defa 2/6 ve 1/12 (yani toplam
5/12) mehir, bir defa da 2/3 mehir du~mO~tOr. Bunlann hepsi toplanir. Tek olarak
nikah k1y1lan kad1n, toplamin 1/8'ini al1r. c;:onku onun nikah1 O~IO grupla beraber
ge~erli olursa onlara du~en mehrin v.' Onu al1rlar. Onlarla beraber olan nikah
ge~erli olmazsa bir ~ey alamaz. Bundan dolay1 (bu iki durumun ortalamas1 alinarak)
onlara du~en pay1n 1/8'ini al1r. Geriye kalan miktar O~ kad1n arasinda e~it olarak
payla~t1nl1r.

lkili grubun pay1na ise, bir defa 2/3 mehir, bir defa da 1/6 mehir du~mO~tO.
Tek olarak nikah k1yilan kad1n da aralanna kat1l1r. Onlann payina du~en toplam
mehrin 1/6's1n1 al1r. c;:unku tek kad1nin nikah1 onlarla beraber ge~erli ise onlann
pay1na du~enin 1/3'0nu al1r. Onlarla beraber ge~erli degilse bir ~ey alamaz. (O
Nikah Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 263

ha Ide bu iki durumun ortalamas1n1 yani) 1/3'un yans1 olan 1/6's1n1 al1r. Geriye
kalan miktar da iki kad1n aras1nda e~it olarak payla~t1nl1r.
164
Hesab1 dogrulamak istersen bu nun yolu, mahreclerin bir biriyle <;arp1m1d1r.
Hesap ortadad1r. Konuyu uzatmamak i<;in burada onunla ugra~maya gerek yoktur.
Muhammed (rh.a.)'in gi::iru~une gore ise: Di::irtlU gruba 1 mehir ve 1/3 mehir,
u<;lu gruba 1 mehir, ikili gruba 2/3 mehir ve tek kadina Y2 mehir verilir. Bunlarin
toplam1 Ebu Yusuf (rh a )'un gi::iru~unde oldugu gibi 3.5 mehir yapar. Muhammed
(rh.a )'in bu gi::iru~unun <;1kanm1 ~u ~ekildedir:
Burada Li<; tUrlu durum vard1r. Her bir durumun dikkate alinmas1 gerekir.
[S/168]
Muhammed (rh a) ~i::iyle der: Di::irtlu grubun nikah1 bir durumda ge<;erlidir. lki
durumda ge<;erli degildir. Nikahlann1n ge<;erli olmas1 durumunda 4 mehir
alacaklar, ge<;erli olmamas1 durumunda bir ~ey almayacaklard1r. Mehir alamad1klan
durumlar, birden fazla tarzdad1r. (Bir durumda mehri hak ettiklerinden, iki
durumda alamad1klanndan dolay1) almalan gereken (4 mehrin) 1/3'unu al1rlar ki,
bu da 1 mehir ve 1/3 mehir yapar ve aralannda e~it olarak payla~t1rli1r.
O<;lu grup ise, nikahlannin ge<;erli olmas1 durumunda u<; mehir al1rlar. Ge<;erli
olmamas1 durumunda bir ~ey alamazlar. Nikahlan ise bir durumda ge<;erli, iki
durumda ise ge<;ersizdir. Bu yuzden normalde almalan gereken mehrin 1/3'unu
al1rlar ki bu da 1 mehir ya par.
lkili grup da ~ayet nikahlan ge<;erli ise iki mehir al1rlar. Nikahlan da bir
durumda ge<;erlidir. lki durumda ise ge<;erli degildir. Bu yuzden onlar da almalan
gereken mehrin 1/3'unu al1rlar ki, bu da 2/3 mehir yapar.
Tek olarak nikah k1y1lan kad1na gelince: onun nikah1, iki durumda ge<;erli
olmaktad1r. Bunlar, nikah1n1n ya ikili grupla ya da u<;lu grupla beraber olmas1d1r. Bir
durumda da yani di::irtlu grubun nikah1n1n once olmas1 durumunda ge<;erli olmaz.
Ancak mehri hak ettigi durumlar ayn1 tarzdad1r (ve tek bir durum gibi kabul edilir).
Buna gore, nikah1 bir durumda ge<;erli olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bu
nedenle de (nikah1n1n ge<;erli olmas1 durumunda almas1 gereken 1 mehrin yans1n1
yani) ya nm Olz) mehir al1r.
Burada, tek olarak nikah k1ylian kadinla ikili, u<;lu ve di::irtlu gruplardaki her
kadin, ihtiyaten kocas1 i::ilmu~ kad1nlann iddetini (yani dart ay on gun) beklemesi
gerekir.
Eger yukandaki meselede si::iz konusu olan di::irt kadindan biri cariye ise, i::izgur
olanlann nikah1na ilave olunmas1ndan i::itUru cariyenin nikah1 kesin olarak bozuktur
(fasiddir) Dolay1s1yla cariye, ne mirastan ve ne de mehirden pay alamaz. Tek olarak
nikah k1ylian kad1n1n nikah1 ise her durumda ge<;erlidir. (unku, cariye hari<;
tutuldugunda geriye kalan gruplar, u<;lu, ikili ve tekli olmaktad1r. Bu yuzden de tek

164
Mahrec I cj-JI Terikenin kai; paya bblOndOgOnO gbsteren say1 (payda).
264 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olarak nikah1 k1yllan kad1n1n nikah1nin, ya ikili ya da Ot;IO gruplardan biriyle beraber
gec;erli oldugu kesindir.
Mehrin durumuna gelince: EbO Yusuf (rh a J'a gore: Kad1nlara toplam olarak
3.5 mehir vard1r. (:Onku daha once de ac;1klad1g1m1z Ozere, (hangi grubun
nikah1nin gec;erli olduguna bagl1 olarak) toplam alabilecekleri mehir, en fazla 4, en
az da 3'dur. Bu yuzden de (bu iki durumun ortalamas1 al1narak) dorduncu mehir
ikiye bolunur (ve 3.5 mehir kal1r).
Bu durumda tek olarak nikah1 k1yllan kad1n, nikahin1n gec;erli oldugu kesin
oldugu ic;in bu 3,5 mehirden 1 tam mehir al1r. Geriye 2.5 mehir kal1r. Yanm mehir
konusunda ikili grubun hak iddias1 yoktur. Oc;lu gruplar ise bu yanm Ozerinde hak
iddia etmektedir. Bu nedenle bu yanm mehir, Ot;IO iki gruba yan yanya dag1t1l1r.
Geriye 2 mehir kalm1~ olur. Bu 2 mehir de konusunda her Lit; grup da (ikili, Ot;IO ve
diger Ot;IO grup) e~it olarak hak sahibidirler. Bu yuzden de 1/3 oraninda gruplara
payla~t1nl1r ve her bir grup (2 mehrin 1/3'0 olan) 2/3 mehir alm1~ olur.

Muhammed (rh.a)'e gore ac;1klad1g1m1z nedenle, tek olarak nikah1 k1y1lan


kad1n, tam 1 mehir al1r. Oc; grupdan her biri de 1 mehir al1r. (:Onku, bunlardan her
bir grubun nikah1 bir durumda gec;erli olmakta, iki durumda gec;erli olmamaktad1r.
Nikahlannin gec;erli olmas1 durumunda 3 mehir alacaklard1. Mehirden mahrum
kald1klan durumlar ise birden fazla ~ekildedir. Bu yuzden de her bir grup almalan
gereken mehrin 1/3'0nu al1rlar ki bu da 1 mehirdir.
lkili grubun nikah1 bir durumda gec;erli olmakta. iki durumda gec;erli
olmamaktad1r. Nikahlan gec;erli olmas1 durumunda 2 mehir alirlar. Bu yuzden de
bunlar da almalar1 gereken mehrin 1/3'0n0 al1rlar ki, bu da (top lam alma Ian
gereken mehir 2 oldugundan) 2/3 mehir ya par.
Miras1n payla~1m1 ise ~u ~ekildedir: Tek olarak nikah k1yllan kad1n, mirastan
7/24 pay al1r. <::unku onun nikah1 kesin olarak gec;erlidir. $ayet nikah1, ikili grupla
beraber gec;erli ise (kad1nlara du~en) miras1n 1/3'0n0 yani 8/24 pay al1rlar. Eger
Ot;IO grupla beraber gec;erli ise (kad1nlara du~en) mirasin 1/4'0n0 yani 6/24 pay alir.
6 pay kesin, fazlas1 ise bir durumda sabit, diger durumda degildir. Bu yuzden (bir
durumda sabit olan bir durumda olmayan 2 pay, ikiye bolunur ve) kad1n 7/24 pay
al1r. "Bu kad1n1n nikah1 Ot;IO iki grubun biriyle ya da digeriyle beraber gec;erli
olabileceginden dolay1 iki durumda da 6/24 pay al1r, dolay1s1yla bunun iki durum
olarak kabul edilmesi gerekir. (:Onku 6 pay1n fazlas1n1 alamad1g1 iki durum soz
konusudur" denilemez. (:Onku, nikah1nin bir grupla gec;erli olmas1 ile digeri ile
(5/169] gec;erli olmas1 aras1nda bir fark yoktur. Bu yuzden de bu durumlann dikkate
al1nmas1 bir fark meydana getirmez. Kad1n hakkinda farkl1 bir durum meydana
getirmedikleri ic;in de bu iki durum, tek bir durummu~ gibi kabul edilir.
Geriye kalan 17 paydan 1 pay, Lit; grup arasinda yan yanya payla~1l1r. (:Onku
ikisinin 2/3'den (yani 16 pay'dan) fazlas1 Ozerinde bir hak iddias1 yoktur. (Bu bir
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 265

pay c;1kt1ktan sonra) geriye kalan 16 pay, hak sahibi olmada durumlann1n e~it
olmas1 nedeniyle uc; grup aras1nda her bir gruba 1/3 oran1nda bolu~tUrulur.
Ancak bu hukum, EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e goredir. EbO Hanife
(rh.a .J'ye gore ise, tek olarak nikah k1yllan kadin payin1 ald1ktan sonra geriye kalan
k1s1m, uc; grup aras1nda her bir gruba 1/3 oraninda olmak uzere payla~t1ril1r.
(unku, tek kad1n1n hakk1n1 ald1ktan sonraki k1sminda hak sahibi olma konusunda
bu uc; grubun durumlan e~ittir. Buna benzer meselelerin ac;1klamas1 daha once de
gec;mi~ti.

Yukandaki meselede koca, kanlanndan ikisini bo~asa ve hangilerini bo~ad1g1n1


ac;1klamadan olse, kad1nlara top lam olarak 2. 5 mehir vard1r. Cunku zifaftan once
iki kad1n1n bo~anmas1yla (yanm yanm toplam) 1 mehir du~mu~tUr. Bu bo~ama
oncesinde onlar ic;in sabit olan toplam 3.5 mehirdi. 1 mehir du~unce geriye 2.5
mehir kalm1~t1r.
Burada nikah1 tek ba~1na yap1lan kad1n1n alabilecegi en fazla mehir, nikah1n1n
uc; kad1nla beraber gec;erli olmas1 durumunda 3 mehrin 1/4'udur. Bu durumda
esasinda toplam 4 mehir gerekmektedir. Ancak 1 mehir bo~amayla du~mu~; geriye
3 mehir kalm1~t1r. Tek kad1n da bunun 1/4'unu alacakt1r.
Bu kad1n1n alabilecegi en az mehir de nikah1n1n iki kad1nla beraber gec;erli
olmas1 durumunda alacag1, 2 mehrin 1/3'udur. Bu durumda da esasen toplam 3
mehir gerekmektedir. Ancak 1 mehir bo~amayla (talakla) du~mu~ geriye 2 mehir
kalm1~t1r. Tek kad1n da bunun 1/3'unu yani 2/3 mehir alacakt1r. Onun 2/3 mehir
alacag1 kesindir. Bu miktan "Y.. mehre tamamlayan miktar olan 1/12 mehir ise bir
durumda sabit olmakta, ba~ka bir durumda olmamaktad1r. 0 halde bu miktar ikiye
bolunur ve nikah1 tek olarak k1y1lan kad1n 2/3 mehir ve bir mehrin 1/24'unu alir.
Geriye kalan miktar ise bu davada hak iddialan e~it oldugu ic;in kalan uc; grup
arasinda her bir gruba 1/3 oraninda dag1t1l1r.
Miras payla~1m1 da, ilk meselede ac;1klad1g1m1z gibidir.
Hakim e~-$ehld (rh.a.) ~oyle demektedir: "Bu hukum mehir konusunda EbO
YOsuf (rh a )'un goru~u ac;1s1ndan dogru degildir. "Ancak o, EbO YOsuf (rh.a )'a gore
dogru hukmun ne oldugunu ac;1klamam1~t1r. EbO YOsuf'un goru~une gore ~oyle
dememiz gerekir.
Kad1nlara verilmesi gereken, 2.5 mehir olunca, bundan yanm mehri tek kad1n
al1r. (unku, nikah1 birlikte k1y1lan ikili grup bu k1s1mda zaten hak iddia
etmemektedir. Oc;lu grup ise tek kad1nla beraber olduklannda hak iddia etmekte,
o olmad1g1nda hak iddia etmemektedirler. Bu nedenle tek kad1n, bu yanm
mehirde, hak iddia eden digerlerinden daha onceliklidir. Bunun ic;in yanm mehir
al1r. Geriye 2 mehir kal1r. Bunun yanm mehirlik k1sm1nda uc;lu grup kendi ba~lanna
hak iddia etmekte, ikili grup ise tek kad1nla birlikte hak iddia etmektedir. Bu
durumda tek kad1n bir durumda onlarla birlikte olmakta, bir durumda
266 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
olmamaktad1r. Bu yuzden de bu yanm mehrin 1/6's1 ikili gruba aittir. Oc;Ju iki
gruptan her biri de yanm mehrin 2/6 ve 1/12'sini (yani toplam 5/12'sini) al1rlar. (Bu
yanm mehir de bu ~ekilde dag1tli1nca) geriye 1.5 mehir kal1r. Bu k1s1mda her uc;
grubun hak iddialan da e~it seviyede oldugundan her bir grup bu miktann 1/3'unu
al1r.
Sonuc; itibariyle; ikili grubun pay1na bir defa Yi mehir, bir defa da 1/12 mehir
(5/170]
du~er. Bu da top lam olarak 7/12 mehir ya par. Oc;lu iki gruptan her birine de bir
defa Yi mehir, bir defa da yanm mehrin 2/6 ve 1/12'si (yani toplam yanm mehrin
5/12'si) du~er. Buda (toplam 17/24 yani) 12'de 8.5 yapar (8.5/12 mehir).
Tek kad1n1n nikah1, ikili grupla birlikte gec;erli ise 2/3 mehir almas1 gerekir.
Daha once ona Yi mehir alm1~t1r. Hakk1n1n tamamlanmas1 ic;in geriye 1/6 mehir
daha almas1 gerekir. Bu kad1n1n ikili grupla beraber nikah1 bir durumda gec;erli
olmakta, iki durumda olmamaktad1r. Bundan dolay1 o ikisinden, 1/6 mehrin
1/3'unu (yani 1/18 mehir) al1r. Sonra bu tek kad1n, uc;lu gruplardan her birine gelir.
$ayet onun nikah1 bu gruplardan birisiyle gec;erli ise 3/4 mehir al1r. Kendine yanm
mehir daha once ula~m1~t1. Hakk1n1n tamamlanmas1 ic;in geriye 1/6 ve 1/12 (toplam
3/12=1/4) mehir kal1r. Oc;lu gruplann her birinden bu miktann 1/3'unu al1r ve
toplam olarak 2/3 mehir ve 1/18 mehir (=13/18 mehir) alm1~ olur. Her bir grubun
eline gec;en miktar da, gruptaki kad1nlara e~it olarak payla~t1nl1r.
Bir adam, bir kadm ve iki k1z1yla farkh akitlerle evlense sonra olse ve
hangi nikahm once oldugu bilinmese (kadm ve k1zlan ii;in toplam) 1 mehir
vard1r.
(unku bu nikahlardan gec;erli olan, hangisi olursa olsun, ilk once yapliand1r.
EbO Hanife (rh.a.)'ye gore: Bu durumda, bu 1 mehrin yans1 anneye, diger yans1
da e~it olarak payla~limak uzere iki k1za aittir. Miras da ayn1 ~ekilde yans1 anaya,
diger yans1 da yan yanya k1zlara payla~t1nl1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a)'e gore ise: Mehir ve miras aralannda her
birine 1/3 oraninda payla~t1nilr.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in (bu sonuca ula~1rken izledikleri) yol ac;1kt1r.
(unku Burada bu uc; kad1ndan her birinin mehir veya mirasa hak sahibi olma
konusunda delilleri diger iki kad1nla ayn1d1r. $oyle ki, birinin nikah1 once ise o hak
kazan1r. Nikah1 sonra ise bir ~ey alamaz. Hak etme nedeni konusundaki e~itlik, hak
sahibi olmada da e~it olmalann1 gerektirir. Nitekim, burada soz konusu olan
kad1nlar, bir kadin, annesi ve k1z1 ya da bir kadin, annesi ve annesinin k1z karde~i
olsayd1, miras ve mehir aralannda her birine 1/3 du~ecek ~ekilde payla~t1nlacakt1.
EbO Hanlfe'nin (rha.) ise bu meselede iki ac;1klamas1 vard1r. Muhammed (rh.a.)
MebsOt'ta bunlardan birine deginmekte ve ~oyle demektedir: Her ~eyden once,
k1zlardan birinin nikah1 kesin olarak sabit degildir. Bunun anlam1 ~udur: Biz kesin
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 267

biliyoruz ki, k1zlardan birinin nikah1 bat1ld1r. Anneyle (hak etme konusunda) sadece
bir k1z1 ortakt1r. Bu yuzden de anne, mirasin ve mehrin yans1n1 al1r. Geriye kalan
k1s1m konusunda iki k1z1n durumu e~ittir. c;:unku, k1zlardan hie; birisi, nikah1nin batil
olmas1 noktasinda, digerine gore bir oncelige sahip degildir. Bu yuzden de, geriye
kalan miktar, aralannda e~it olarak payla~t1ril1r.
Ebu Hanife (rh a.)'nin bir diger ac;1klamas1 da ~u ~ekildedir: Anne ac;1s1ndan
nikah1n bat1I olmas1 ic;in tek bir neden vard1r ki, o da s1hrl h1s1ml1k (evlenme yoluyla
olu~an akrabal1k) t1r. c;:unku koca, buyuk k1zla da kuc;uk k1zla da anneden daha
once evlenmi~se, olu~an s1hrl h1s1ml1k dolay1s1yla anne haram hale gelmektedir. lki
k1z1n her birinin nikah1n1n bozuk olmas1nin nedeni ise birden fazlad1r. Bir defas1nda
bozukluk nedeni, iki k1z karde~in ayni anda nikah alt1nda bulundurulmas1, diger
sefer ise, k1zlardan birinin annesi ile ayn1 anda nikah alt1nda bulundurulmas1d1r. Bu
iki neden, birbirinden ayr1d1r. 0 halde k1zlardan her biri ic;in bu iki farkl1 haraml1k
nedeninin dikkate al1nmas1 ve dag1t1m1n haraml1k nedenlerine gore yap1lmas1
gerekir. Buna gore: Anne hakk1nda haraml1k nedeni bir tane, k1zlar hakk1nda ise
birden fazla olunca, ana ile her bir k1z aras1nda haraml1k ac;1s1ndan bir e~itlik soz
konusu degildir. Aksine annenin durumu daha iyidir. Bu nedenle de anne
k1zlardan her birinin ald1ginin iki katin1 ahr.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in deli I olarak kulland1klan (bir kad1nin, annesi
[5/171]
ve k1z1 ya da bir kad1n1n, annesi ve annesinin k1z karde~i ile ayn1 adam taraf1ndan
farkl1 akitlerle nikahlanmas1) hususuna gelince, denilmi~tir ki, bu mesele de
ihtilaf11d1r. (Dolay1s1yla deli I olamaz). Muhammed (rh a.), ihtilaf11 bir meseleye, ba~ka
ihtilafl1 bir meseleyi tanik getirir. Dogru olan bu meselelerin bir birinden ~u ac;1dan
farkl1 oldugudur. Her ~eyden once, o meselede kadinlardan her hangi birinin
nikah1nin bat1I oldugu kesin degildir. Ayn1 ~ekilde onlann her birinin haram
olu~undaki c;e~itli nedenler, anne-nine, anne-teyze, anne-k1z gibi isimlerinin
farkl1l1g1 itibariyledir. Durumlan e~it oldugu zaman, gerekli olan, her birine 1/3
oraninda aralannda e~it olarak payla~t1nl1r.
(Yukandaki meselede) koca sagken kad1nlann hepsi olse, kad1nlar
hayattayken hangisinin nikah1n1n ilk oldugu konusunda kocanin sozune itibar
edildigi gibi hangisinin ilk oldugu konusunda da sozune itibar edilir. c;:unku,
mulkiyet kocan1n hakk1d1r. Bundan dolay1 da olumlerinden sonra ilk olenin
ac;1klanmas1 konusunda da onun sozu dikkate al1nir.
Bir adamm
Koca, kadinlarin olumunden sonra, hangisinin nikahin1n once oldugu
tek akitle iki
konusunda ac;1klama yapmadan olurse, kad1nlarin her birinin terikesinden, kocan1n k1z karde~le
evlenmesi
payinin 1/3'unu hak eder ve her bir kad1na akit esnas1nda belirlenmi~ mehirlerinin
1/3'unu borc;lanir. Bu borc;lanma, kad1nlann durumlanna itibarlad1r. c;:unku, her bir
kadinin nikah1 bir durumda (ilk olarak k1y1lm1~ olmas1 durumunda) gec;erli olmakta,
iki durumda gec;erli olmamaktad1r. Bundan dolay1 her bir kad1na nikahin1n
268_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ge~erlilik durumu dikkate alrnarak mehr-i musemmasrnrn (belirlenmi~ mehrinin)


1/3'u verilir. Kaea da her bir kadrndan kacaya du~en miras payrnr alrr. Ancak her
bir kadrnla alan nikahr bir durumda ge~erli, iki durumda batrl aldugu i~in kaca, her
bir kadrnrn mirasrndan kacanrn payrna du~en miktarrn 1/3'unu a Irr.
~ayet adam, iki krz ile tek bir akitle evlense, iki krzrn nikahr bat1ld1r.
cunku bu nikah (annenin nikahrndan) once de sanra da kryrlmr~ alsa, iki krz
karde~i aynr anda nikahr altrnda bulundurma yasagr nedeniyle batrl aldugundan
kesin alarak eminiz. iki krzrn nikahrnrn batrl aldugu kesin alunca da once kryrlsa da
sanra kryrlsa da annenin nikahrnrn ge~erli aldugu kesinle~mi~ almaktadrr.
Kaea, anne ve krzlarrndan her biriyle zifafa girse cinsel temas yapmr~ alsa ve
sanra da olse ve hangisiyle once zifafa girdigi bilinmese, deriz ki: iki krzdan her biri
mehr-i misil (emsal mehir) ile mehr-i musemmadan (belirlenmi~ alan mehirden)
daha az alanrnr alrr. cunku kaca anlarla bazuk bir nikahrn hukmu ile zifafa
girmi~tir, cinsel temas yapmr~trr. Ancak nikahlarr bazuk aldugu i~in mirastan pay
alamazlar. Anne de mirastan pay alamaz. Cunku, anun nikahr once de alsa sanra
da alsa krzlarla kurulan ili~ki nedeniyle kacanrn hayatrnda batrl almu~tur. cunku,
krzla kurulan ili~ki, anneyi ebedl alarak haram hale getirir.
Mehre gelince: kryasa gore anneye bu 1 tam mehir ve V. mehir (=1.25 mehir)
vardrr. lstihsan deliline gore ise 1 mehir vardrr.
Kryasrn delili ~udur: (lki krzrn bir arada nikahrnrn ge~erli alma ihtimali
bulunmadrgrndan) annenin nikahr kesin alarak ge~erlidir. $ayet kaca anneden
once krzlardan birisiyle ili~kiye girmi~se, bununla anne haram almu~tur. Ayrrlrgrn
zifaftan once kaca tarafrndan ger~ekle~tirilmesi nedeniyle anne yarrm mehir alrr.
Kaea sanra anne ile ili~kiye girmi~tir ve kadrn bu ili~ki ile tam mehir hak eder. Bu
a~rdan bakrldrgrnda kadrnrn 1.5 mehir almasr gerekirdi. $ayet once anne ile ili~ki
kurmu~sa bu durumda kadrnrn bir mehir yani mehr-i musemmasrnr almasr gerekir.
Bu hak edi~ten sanra, anne, kacanrn krzryla alan ili~kisi nedeniyle kacaya haram
duruma gelmi~tir. Kadrn bir durumda 1.5 mehir ve bir durumda da 1 mehir
alryarsa, 1 mehir kesin ve yarrm mehir de bir durumda sabit, bir durumda degil
demektir. Bu nedenle de bu yarrm mehir ikiye bolunur (ve kadrn 1.25 mehir aIrr.)
Fakat Muhammed (rh.a.) istihsanr esas almr~ ve anneye tek mehir gerektigini
soylemi~tir. Cunku kacanrn ilk alarak anneyle ili~ki kurdugunu kabul etmi~tir.
Cunku, kacanrn yaptrgr, mumkun aldugunca helal sayrlrr. (Sadece annenin
nikahrnrn ge~erli almasr nedeniyle) ancak once anneyle zifafa girmi~ almasr
durumunda fiili helal alabilir. Bundan sanra mumkun degildir. Bu yuzden aksi
bilinmedik~e ilk alarak anneyle zifaf yapmr~ gibi degerlendirdik.

lkinci alarak, 1.5 mehrin gerekli almasr iki nedenden dalayr idi. Bunlardan biri
[5/172]
ge~erli akit, ikincisi akit ~uphesiyle kurulan ili~kidir. lki neden birlikte artaya
~rkmadr. Cunku gorunen tek bir neden, yani ge~erli akittir. Zifaf ise akitten sanra
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _269

mulkte ger~ekle~en bir tasarruftur. Ge~erli akit dikkate alind1g1nda da anneye


sadece 1 mehir gerekir. Bu yuzden anne 1 mehir al1r.
Anne ve k1zlanndan her birinin zifaf nedeniyle u~ hay1z suresi iddet
beklemeleri gerekir.
$ayet anneyle ili~ki kurmam1~, iki k1z1yla ya da bir tanesiyle ili~ki kurmu~sa,
anne belirlenen mehrin yans1n1 al1r. c;:unku nikah1 ge~erli olduktan sonra kocadan
kaynaklanan nedenle gelmi~tir. Annenin iddet beklemesi gerekmez. K1zlardan
kendisiyle ili~ki kurulan, mehr-i musemma ve mehr-i misilden daha az olan1n1 al1r.
o~ hay1z suresi iddet beklemesi gerekir.

~ayetkoca, anne ve k1zlanyla farkh akitlerle evlenmi~. hie; biriyle zifaf Anne ve
k1zlariyla
olmam1~ ve sonra da "Sizden biriniz bo~sunuz" demi~se, bu, (her hangi bir farkh
hukuki sonucu olmayan) gec;ersiz bir sozdi.ir. akitlerle
evlenmek
c;:unku bu durumda adamin kans1 sadece ilk olarak nikah1 k1yilan kad1nd1r.
Diger ikisi yabanc1d1r (onun kans1 degildir). Bir kimse kans1 ve iki yabanc1 kad1n1 bir
araya getirir ve "Sizden biriniz bo~sunuz" derse, hi~ bir hukukl sonu~ meydana
gelmez.
~ayet koca, kanlarmdan birinin bo~ oldugunu soylerse, bu durumda
ic;lerinden onun kans1 olan kadm bo~anm1~ olur.
c;:unku, koca bo~amay1 kans1 olana baglam1~t1r. Nikah1 alt1nda bir kans1 vard1r.
Nikah1 altinda sadece bir kans1 olan bir kimse, kanlanndan birinin bo~ oldugunu
soylese bu sozle kans1 bo~ olur. Yukandaki paragrafta ge~en olay ise bundan
farkl1d1r. c;:unku orada koca, hangisi oldugunu belirlemeksizin (belli) kad1nlardan
birisini bo~amaktad1r. 0 kad1nlann i~lerinde onun nikahl1s1 olmayanlar var. Bu
nedenle yapilan bo~ama kans1 i~in olmu~ sayilmaz.
Bu meselede kans1 bo~ olunca, yanm mehir al1r. Burada mehrin yans1
konusundaki ihtilaf, birinci meseledeki mehrin tamam1 hakk1ndaki ihtilaf gibidir.
Zifaftan once bo~ama ile aynl1k meydana geldiginden kad1nlardan hi~ birisi
mirastan pay alamaz.
~ayet koca, (annelerinden sonra) iki k1z karde~ ile tek bir akitle Once anne
ile sonra da
evlense ve sonra da kadmlanndan bir tanesinin bo~ oldugunu soylerse, iki k1z1 ile
anne bo~anm1~ olur. tek akitte
evlenmek.
c;:unku, ge~erli olan, sadece onun nikah1d1r. Koca, kulland1g1 bu soz ile
bo~amay1, kendisi ile nikah1 ge~erli olana yoneltmi~ olur. Bu yuzden de anne
bo~anm1~ olur. Bu durumda anne mehrinin yans1n1 al1r, iddet beklemesi gerekmez
ve mirastan pay alamaz.
Bu meselede koca "i~inizden biri bo~tur" dese, anaya niyet etmemi~se, o
bo~anm1~ olmaz. c;:unku koca, kans1yla kendisine yabanc1 iki kad1n1 bir araya
270_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

getirmi~ ve onlardan birisini bo~am1~t1r. Bu durumda kalbiyle niyet etmemi~se,


kans1, bo~amanin mahalli olarak belirlenmi~ olmaz.
Adam anne ve k1zlanyla tek bir akitle evlenmi~se, hepsinin nikah1 gec;ersizdir.
(unku birbiriyle ayni anda bir ki~inin nikah1 alt1nda bulundurulmamas1 gereken
kad1nlan nikah alt1nda bulundurmu~tur.
Eger anne ve k1zlardan birisi cariye ise, onun nikah1 gec;erlidir. (unku iki
ozgur kad1n1n nikah1, kesin olarak gec;ersizdir (batlld1r). (unku, bzgur iki kad1n k1z
karde~ iseler, iki k1z karde~ ayni anda tek bir ki~inin nikah1 altinda
bulunamayacag1ndan, nikahlan bat1ld1r. $ayet anne-k1z iseler, yine beraber ayn1
ki~inin nikah1 alt1nda bulunamayacaklanndan nikahlan bat1ld1r. lki bzgur kad1n1n
nikahlan kesin olarak batll olunca, cariyenin nikah1 batll olmaz. (unku, cariyenin
nikah1nin batll olmas1, akitte bzgur kad1nlara ilave edilmesi nedeniyledir. Bu da,
ozgur kad1nlann nikahlan gec;erli oldugu zaman sbz konusu olur. Batll oldugu
zaman olmaz.
(Tek bir akitle evlenilen anne ve iki k1zm) i~inde iki tane cariye varsa,
ozgur olanm nikah1 ge~erlidir.
[5/173] (unku, iki cariyenin nikah1 kesin olarak batild1r. (unku, bu iki cariye ya iki k1z
karde~tir ya da anne-k1zd1r. Bu nedenle de nikahlan batll olunca bzgur kad1n1n
nikahina dahil olmalan gec;ersizdir. Ozgur olanin nikah1 gec;erlidir. Bu, kadinlardan
ikisinin evli ya da ba~ka bir kocadan dolay1 iddet bekliyor olmalan durumu gibidir.
Bu durumda ikisinin nikah1 batll olunca, diger kad1n1n nikah1 gec;erli olur.
Bir adam, tek bir akitle 5 bzgur kad1n ve 4 cariye ile evlense, cariyelerin
Bir akitle
be~ ozgiir, nikahlan sahih, bzgur kad1nlann nikahlan batlld1r.
dort cariye
ile evlenmek (unku, 5 ozgur kad1nin nikah1 cariyelerden ayn olarak yap1lsayd1 da
gec;ersizdi. Cariyelerin nikah1 ise bzgur kad1nlardan ayn olarak yapilmas1
durumunda gec;erliydi. Nikahlannin beraber yap1lmas1 durumunda; ayn olarak
yap1lmas1 durumunda gec;erli olanlarin nikahlan, gec;erlidir.
Bunun bir benzeri de ~udur: Bir adam, tek bir akitle bzgur kad1n ve 4 cariyeyle
evlense, bzgur kad1nlarin nikahlan gec;erlidir. (unku, cariyelerden ayn olarak
k1yllmas1 durumunda bzgur kad1nlann nikahlan gec;erliydi. Bundan dolay1, tek bir
bzgur kad1nla ve bir cariyeyle tek akitle evlenmesi durumunda (cariyenin nikah1
gec;ersiz) oldugu gibi, burada da bzgur kad1nlann nikahlan nedeniyle cariyelerin
nikahlan yok sayi11r.
Bu tlir meselelerin dayand1g1 temel prensip ~udur: Tek bir akitle bzgur
kad1nlar ve cariyelerle evlenilmi~ olsa bakll1r: $ayet, cariyelerden ayn olarak
k1yllmas1 durumunda bzgur kadinlann nikah1 gec;erli ise, cariyelerin nikahlan
gec;ersiz sayll1r. Cunku cariye ayn1 nikahta ozgur kad1n, eklenmi~ olur. $ayet ayn
yapllmas1 durumunda bzgur kad1nin nikah1 gec;erli degil ise, o zaman cariyenin
Nillah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 271

nikah1 gec;erlidir. C::unku bu durumda, cariyenin ozgur kad1na eklenmesi soz


konusu degildir. Bilindigi uzere ozgur kad1n erkegin mahremi olsa ve erkek, bu
mahremi olan kadinla bir cariyeyi tek akitle nikahlasa, cariyenin nikah1 gec;erlidir.
C::unku, cariyenin ayn1 akitte ozgur kad1na eklenmesi soz konusu degildir. Bu
durumda ozgur kad1nin nikah1nin hic;bir durumda gec;erli alma olas1l1g1 yoktur.
Tek akitte bir
Bir adam, bir ozgur kadm ve bir cariyeyle tek bir akitle evlense ve
iizgur ve bir
evlendigi kadmlardan biri digerinin klZI olsa, ozgur kadmm nikah1 cariye ile
evlenmek
ge~erlidir.

C::unku, her iki kad1nin da tek ba~1na olmas1 durumunda nikahlan gec;erli
olacakt1. Bundan dolay1 da cariyenin bzgur kadin1n nikah1na kat1lmas1 sbz konusu
oldugundan cariyenin degil, ozgur kad1nin nikah1 gec;erli olur.
Bir adam1n dbrt kans1 olsa ve sonra da be~inci bir kad1nla evlense ve onunla Dort kadmla
cinsel ili~kiye girse nikah gec;ersiz oldugu ir;in be~inci kadinla aralan ayril1r. Kocanin evli bir adamm
be~inci bir
be~inci kadina mehr-i misil ve mehr-i musemma'dan daha az olanin1 vermesi, kadmla
kadinin da iddet beklemesi gerekir. Bu kad1n iddetini tamamlamadan once koca, evlenmesi

diger karllar1yla cinsel ili~kide bulunamaz. C::unku, kad1nlanyla ili~kide bulunmas1


durumunda menisi nikahl1 be~ kad1nin rahminde birden bulunmu~ olur. Aynca, bu
be~inci kad1nin iddet beklemesi, diger dort kadin1n nikah1 esnas1nda olsayd1 onlann
nikahlannin olu~mas1na engeldi. 0 halde sonradan meydana geldigi zaman da
cinsel ili~kiye engel olur. Bu, k1z karde~in iddeti gibidir. Bir kad1nin nikah1, k1z
karde~inin nikah1 esnas1nda olursa nikah1n olu~masina, sonradan meydana gelmesi
durumunda da karde~inin kocas1nin onunla cinsel ili~kide bulunmas1na engel olur.
Bu yuzden, koca, nikah ~uphesiyle kans1nin k1z karde~iyle (bald1z1yla) cinsel ili~kide
bulunursa, ili~kide bulundugu karde~ iddetini bitirene dek kans1yla ili~kide
bulunamaz.
Bir kimsenin,
Bir adamm i.immuveled (kendisinden ~ocuk meydana getirmi~)
iimmuveledinin
cariyesinin krz karde~iyle evlenmesinde sakmca yoktur. k1z karde~iyle
evlenmesi.
C::unku, cariyenin fira~1 , zay1f bir statUdur. Bilindigi uzere cariyenin fira~1,
165

c;ocugun nesebinin babaya ait olmasin1 mumkun kilar. Ancak mecbur tutmaz.
Hatta, efendi, c;ocugunun nesebinin kendisine ait olmad1g1ni sbylese, s1rf bu red ile
c;ocugun nesebi reddolunur. Nikah ise tek ba~1na nesebin babaya ait olmas1ni
mecbur kllan, kuvvetli bir statUdur. O halde zay1f bir statU (cariyenin fira~1), kuvvetli
statUyu (nikah1) engellemez. Bunun delili ~udur: Efendi, ummuveled olan cariyesini [S/174]

bir ba~kas1yla evlendirirse, nikah gec;erli olur. Cariyenin fira~1, onun bir ba~kas1yla
evlendirilmesine engel olmad1g1 gibi, efendisinin onun k1z karde~iyle evlenmesine

165
Fira~ I .}l_,"11: Sozlukte; yatak, yayg1, ev, yuva gibi anlamlara gelir. Hukuki bir terim olarak ise; bir
kadinin, ancak sahibi olan bir ~ah1s i~in ~ocuk dogurabilir olmas1dir. Hur kad1n1n sahibinden maksat
kocas1, cariyenin sahibi ise efendisidir. Bu durumdaki erkege "mOstefri~", kad1na da "mOstefre~e"
denir.
272 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

de engel degildir. (unku, bir duruma engel olmama, diger duruma engel olmama
veya cinsel ili~kide bulundugu
166
konusunda da dikkate al1n1r. Adam1n mudebber
cariyesinin k1z karde~iyle evlenmesi durumunda da durum ayn1d1r. Hatta bu,
(Ummuveled cariyesinin k1z karde~iyle evlenmesinden) ge~erlilik a~1s1ndan daha
kuvvetlidir. (unku, mudebber veya cinsel ili~kide bulundugu cariye i~in fira~ soz
konusu degildir. Yaln1z, bu durumda evlendigi kad1nla, cariyesine bir ba~kas1 sahip
olup ili~kide bulunana kadar, cinsel ili~kide bulunmamas1 gerekir. (unku, ili~kide
bulunmas1 durumunda menisi ayn1 anda iki k1z karde~in rahiminde bulunmu~ olur.
lki k1z karde~le ayn1 anda cinsel ili~kide bulunulmas1 ise haramd1r. Birinci karde~le
cinsel ili~ki ger~ekle~mi~tir. Bundan dolay1, birinciyle olan ili~kisinin hukmu sona
ermeden ikinciyle cinsel ili~kide bulunmas1 helal olmaz. Birinciyle ili~kinin kesilmesi
onu evlendirmek veya cariyeler i~in ba~ka birine satmakla olur. Ancak adam
mudebber veya mudebber olmayan diger cariyesiyle ili~kide bulunmam1~sa
evlendigi (bunlann k1z karde~i olan) kans1yla ili~kide bulunmas1n1n bir sak1ncas1
yoktur. Ancak diger karde~le olan nikahtan sonra cariye veya mudebber cariyesiyle
art1k ili~kide bulunamaz. (unku, nikahl1 kad1n, akit sonucunda kocanin fira~1
(cinsel ili~ki kurabilecegi kad1n) olmu~tur. Koca, art1k cariyeyle ili~kide bulunamaz.
Nikahl1 olanla ili~kide bulunabilir. (unku hakikaten veya hukmen cariyesinin onun
fira~1 olmas1 art1k soz konusu degildir.

Adam, (han1m1n k1z karde~i olan) ummuveledini bir ba~kas1yla evlendirse,


sonra kans1yla ili~kide bulunsa, sonra da ummuveled cariyenin kocas1 olse ya da
cariyeyi bo~asa, adam, ummuveled cariye kocas1ndan iddet bekledigi surece
kans1yla ili~kide bulunabilir.
(unku iddet k;ersinde cariyeyle ili~kide bulunmas1, cariye evliyken oldugu gibi
haramd1r. lddeti sona erince cariyesini bir ba~kasina verinceye kadar kans1yla
ili~kide bulunamaz. (unku nikah butUn sonu~lanyla beraber sona ermi~ ve onceki
durum geri donmu~tUr. Adam, cariyesi olmayan veya mudebber olan cariyesiyle
onun k1z karde~iyle evlenmeden once ili~kide bulunmu~sa, hukum ummuveledde
oldugu gibidir.
Adam, ummuveled olan cariyesini ozgurluge kavu~turursa bize (Hanefilere)
gore cariyenin (j~ hay1z ile iddet beklemesi gerekir. $afil (rh.a.)'ye gore ise tek bir
hay1z beklemesi gerekir.
Bizim goru~umuz, Omer, Alive lbn MesOd (ra)'dan, $afil (rh.a)'nin goru~u ise
lbn Omer (r a )'den nakledilmi~tir. Bu konuda sahibinin olmesiyle cariyeyi ozgur
b1rakmas1 aras1nda fark yoktur. Ancak Abdullah b. Amr b. As (r.a) farkl1
du~unmektedir. 0, ~oyle soylemektedir: "Peygamber'in (s av) sunnetinde kafam1z1
kan~t1rmaym. Sahibi olen ummuve/ed cariyenin iddeti, dart ay on gundur."

166
Miidebber Kole: Ozgurlugune kavu~mas1 efendisinin olumune baglanm1~ bulunan erkek kale. Bu
durumdaki cariyeye ise "mudebbere" denir.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _273

Abdurrahman'in bu goru~u ayn1 zamanda biz Hanefilerin delilimizdir. c;:unku


o, ummuveled cariyenin ozgur kad1nlar gibi iddet beklemesini zorunlu
saymaktad1r. Yaln1z biz (Hanefller), (ozgur kilma veya efendinin olumu
durumunda) ummuveled cariyenin hay1z hesab1yla iddet beklemesini gerekli
sayd1k. c;:unku burada iddet, sadece ili~ki nedeniyle gerekli olmaktad1r. Bu da
kadin1n hamile olma olasil1g1d1r. Bu yuzden, kocan1n olumu durumunda da
ya~amas1 durumunda da, bozuk nikahtan dolay1 ya da nikah ~uphesi nedeniyle
yap1lan ili~kiden dolay1 beklenen iddette oldugu gibi iddet, hay1zla takdir edilir.
$afil (r.a J ise goru~unu ~u ~ekilde delillendirmektedir: Cariyenin iddeti,
efendisinin mulkiyetinde olmas1n1n bir sonucudur. lddet, istibrada (sahip olunan
cariye ile cinsel ili~kide bulunmadan once bir hay1z suresi beklemesinde) oldugu
gibi bir hay1z olarak takdir edilir. lstibra ile k1yaslanmasinin dogrulugunun delili de
kocan1n sag ya da olmu~ olmas1na gore iddet suresinin (istibrada oldugu) gibi
degi~memesidir. Burada iddet bekletmenin amac1, sadece (ozgur kil1nan) cariyenin
gebe olup olmad1g1n1n belirlenmesidir. Bu amac; bir hay1z ($afil'ye gore iki hay1z
aras1ndaki bir temizlik suresi) gec;mesiyle gerc;ekle~mi~ olur.
Biz (Hanefller) $afil (r.a.)'nin bu delillerine cevap olarak ~oyle diyoruz: Bu,
(cariye art1k ozgur k1l1nm1~ oldugundan otliru) ozgur bir kad1n1n beklemesi gereken
iddettir. Nikahtan dolay1 olan iddette oldugu gibi bir hay1z suresi yeterli olmaz.
Buradaki iddet, belki de nikahtan dolay1 olan iddetten daha kuvvetlidir. c;:unku
nikahtan dolay1 olan iddet bazen cariyeye de gerekirken bu iddet, sadece ozgur
kadina gerekir. Bunun sonucu ~udur: Ozgur kad1nin durumu kamildir. 0 halde
sadece ozgur kad1na gereken bir gorevin en ustlin ~ekliyle yap1lmas1 gerekir.
c;:unku burada dikkate al1nan, iddet beklemenin gerekliligidir. Yoksa daha onceki
(kolelik) durumu degildir. Boylece buradaki iddetin istibradan fark1 da ortaya
c;1km1~ olmaktad1r. c;:unku istibra, cariyeye degil, sahibine gerekmektedir.
Peygamber (s av l ~oyle soylemi~tir:

~ Jt~ ~ JW1 ~j, µ ~ ~J.i1 ~ J~1 U.; 'l ~t


"Dikkat edin! (Fey'den size du~en cariyelerden) Gebe olanlara dogum yapana
degin, gebe olmayanlara da bir haytz!a istibra yapana degin yakla~tlmayacak. "
167

Hadiste gec;en hitap cariyeye degil, efendisine yoneliktir. c;:unku bir ki~i
"Falan1 dovme!" dedigi zaman bu hitap, dovulene degil dovene yoneliktir.
Bunun ac;1klamas1 da ~oyledir. lstibran1n gerekli olu~unun nedeni, kendisine [5/175]
sahip olma dolay1s1yla kad1ndan yararlanma hakk1n1n dogmas1d1r. Gormez misin
cariyenin bir kadin ya da c;ocuktan satin al1nmas1 durumunda da istibra gereklidir.

167
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/108; Tirmiz1, Siyer 15; Nesa1, Buyu' 79; lbn Hibban, Sahih, 11/180;
Hakim, Mustedrek, 11/64, 147; Beyhak1, es-SOnenO'/-kubra, IV/35; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/321.
274_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Burada (bzgur kilinan ummuveled cariyenin) iddet beklemesinin nedeni, o


kad1ndan cinsel yolla yararlanma hakk1nin (fira~1n) sona ermesidir. Bu hakk1n sona
ermesiyle gerekli olan iddette de bir hay1z suresi yeterli olmaz.
Ozgur k1l1nan Limmuveled cariyenin efendisi, onun iddeti devam ederken
onun k1z karde~iyle evlense bu evlilik, EbO Hanife ve Zufer (rh a )'e gore caiz
degildir. EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise caizdir. Ancak koca,
ummuveledin iddeti bitene dek karis1yla cinsel ili~kide bulunamaz.
Efendisi; (bzgur kil1nan) ummuveled cariyenin iddet suresi ic;erisinde, ondan
ba~ka dart kad1nla evlenirse, biz Hanefllere gore bu evlilik caizdir. Onlarla cinsel
ili~kide bulunabilir.
Zufer (r.a )'e gore ise caiz degildir. 0, bu konuda ~oyle soylemektedir: (Ozgur
k1linan) cariye iddet beklemektedir. Bu yuzden (eski) efendisi, ne onun k1z
karde~iyle ve ne de ba~ka dart kad1nla evlenemez. Onun durumu, bozuk bir
nikahtan ya da nikah ~Liphesiyle ili~kiden dolay1 iddet bekleyen kadin1n durumu
gibidir. Hatta ondan daha kuvvetlidir. ~unku, bozuk nikah ya da nikah ~uphesiyle
olan ili~ki, asil olarak kad1n1n erkege helal olmasin1 saglayan bir durum degildir.
Ozgur kll1nan cariye ise asl1nda o ~ahsa helaldi. Ayrica bozuk nikah ya da nikah
~uphesiyle olan ili~kiyle meydana gelen fira~tan dolay1 beklenen iddet, iddet
bekleyen kad1n1n k1z karde~iyle ya da onun d1~1ndaki dart kad1nla evlenmeye
engeldir. 0 halde ozgur k1linan ummuveledin iddetinin oncelikle engel olmas1
gerekir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a) ise ~oyle sbylemektedirler: Ommuveledin
iddet beklemesi, fira~1nin (efendisinin kendisi ile ili~ki kurmas1nin) bir sonucudur.
Bir ~eyin sonucu, o ~eyin kendisinden daha fazla bir engelleme getiremez.
Cariyenin fira~1, efendisinin onun k1z karde~iyle veya k1z karde~inden ba~ka dart
kadinla evlenmesine nas1I engel olu~turmuyorsa, fira~1n sonucu olan iddetin de
engel olu~turmamas1 gerekir. Bozuk ya da gec;erli bir nikah sonucundaki fira~ ise,
cinsel ili~kiden sonra kad1n1n k1z karde~iyle ya da onun d1~inda dart kad1nla
evlenmeye engeldir. 0 halde bu fira~1n sonucu olan iddet de engeldir. Burada
iddet, yeni bir engel meydana getirmemekte, sadece daha once var olan engeli
devam ettirmektedir. Bu durum, cariyenin bir ba~kas1yla evlendirilmesinden
farkl1d1r. ~unku cariyenin fira~1, devam ettigi surece bir ba~kas1yla evlendirilmesine
engeldir. Hatta cariye gebe olsa, sahibi onu bir ba~kas1yla evlendiremez. Ayn1
~ekilde bu fira~1n sonucu olan iddet de cariyenin bir ba~kas1yla evlendirilmesine
engeldir. Ancak cariye gebe ise efendisi, fira~1n1, onu evlendirme suretiyle sona
erdirebilir. Yalniz, cariye gebe oldugunda efendisi onu evlendirerek, onun
uzerindeki fira~ hakk1n1 kesebilir. Fakat, Allah hakk1 oldugu ic;in iddeti kesemez.
EbO Hanife (rh.a.)'ye gore bu iki meselenin (ummuveledi iddet beklerken onun
k1z karde~iyle evlenme ile, dart kad1nla evlenmenin fark1) iki ac;1dand1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 275

Birincisi: lddetin devam1 suresince cariyenin fira~1 da devam eder. Bunun


sonucu olarak ozgur k1l1nan ummuveled cariye, c;ocuk dunyaya getirmi~ olsa
c;ocugun nesebi efendiye ait olur. c;:ocugun nesebinin sahih olmas1, fira~in itibara
al1nmas1 dolay1s1ylad1r. Bu durumda cariyenin k1z karde~iyle evlenmi~ olsa,ayn1
anda iki k1z karde~le ili~ki kurma hakk1 meydana gelmi~ olur ki bu, haramd1r.
Cariyenin k1z karde~i d1~1nda dart kad1nla evlenirse yine ayni anda be~ kad1nla ili~ki
kurma hakk1 sbz konusu olur. Ancak bu, iki farkl1 nedenden btUru meydana
gelmi~tir. Bu yuzden de caizdir. c;:unku bilindigi uzere dart kad1nla evli bir erkek,
diledigi kadar cariyeden cinsel ac;1dan yararlanabilir.
ikincisi: cariyenin fira~1, ozgur k1l1nmas1 ile kuvvetlenir. Bunun sonucu olarak
da bzgur k1lmadan sonra meydana gelen c;ocugun nesebi inkan mumkun
olmayacak ~ekilde efendiye ait olur. Halbuki ozgur kilmadan once efendinin nesebi
reddetme hakk1 bulunmaktayd1. Ayn1 ~ekilde, her ne kadar daha once caiz idiyse
de ozgur k1lmadan sonra efendinin ozgur kil1nm1~ cariyeyi evlendirmesi caiz
[S/176]
degildir. Cariyenin fira~1nda aslen sabit olan her engel, ozgur kil1nmas1yla daha da
guc;lenmi~ olur. Cariyenin fira~1, as1I olarak onun k1z karde~iyle cinsel ili~kiye
engeldi. Hatta efendisine, onun k1z karde~iyle ona ne nikah yoluyla ne de cariye
olarak sahip olup ili~kiye girmesi de helal degildi. Bu engel olma durumu, cariyenin
ozgur kilinmas1yla birlikte guc; kazanm1~t1r. K1z karde~iyle nikah yap1lmas1na
engeldir. Oysa, cariyenin fira~1, efendisinin ba~ka dart kad1nla nikah sonucunda
cinsel ili~kiye girmesine engel degildi. ~ayet buna cariyenin ozgur k1l1nmas1ndan
sonra engel olunursa bu, daha onceki bir engelin kuvvetlenmesi degil, yeni bir
engelin olu~mas1 anlam1na gelir.
Bunun ac;1klamas1 ~oyledir. Nikahtan maksat, cinsel ili~kidir. Efendi nikah1
alt1nda dart kad1n varken cariyesini ozgur k1lm1~sa nasil ki onun iddeti nedeniyle
kendisine nikahl1 dart kans1yla ili~kide bulunmas1 yasak degilse, nikah nedeniyle
iddet bekleyen kad1nda oldugu gibi, (ozgur k1l1nm1~ cariyesi iddet beklerken) dart
kad1nla nikah yapmas1 da yasak degildir.
Bir adam, tek bir akitle dart kadmla ve yine tek bir akitle lit;; kadmla Bir akitte
dort, ba~ka
evlense sonra kanlanndan birini bo~asa ve sonra da (hangisini bo~ad1gm1) bir akitte de
(j~ kadmla
at;;1klamadan olse, kadmlar it;;in toplam lit;; mehir vard1r.
evlenme
EbG Yusuf (rh.a )'un goru~une gore bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Bu kad1nlann
alabilecekleri en fazla mehir, dart kad1n1n nikah1n1n gec;erli olmas1 durumunda, 3.5
mehirdir. c;:unku yanm mehir ic;lerinden birinin bo~anmas1 ile du~mu~tUr.
Alabilecekleri en az mehir de Li<; kadinin nikah1n1n gec;erli olmas1 ile, 2.5 mehirdir.
c;:unku yanm mehir ic;;lerinden birinin bo~anmas1 ile du~mu~tUr. O halde 2.5
mehirlik k1s1m kesin olmaktad1r. 1 mehirlik k1s1m ise bir durumda sabit olmakta, bir
durumda olmamaktad1r. Bu nedenle bu 1 mehir, ikiye bolunur. Kad1nlar ic;in
toplam Li<; mehir sbz konusu olur. Bu 3 mehirden yanm mehir sadece dart
276 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kad1ndan olu~an gruba aittir. Cunku bu yanm mehir uzerinde Lie; kadindan olu~an
grup hak iddia etmemektedir. Geriye kalan 2.5 mehirlik k1s1mda ise her iki grup ta
e~it ~ekilde hak iddia etmektedirler. Bu yuzden de aralannda yan yanya payla~t1nl1r
ve her bir grubun pay1na 1 mehir ve Y. mehir (=1.25 mehir) du~er. Miras ise hak
etme ac;1sindan durum Ian e~it oldugu ic;in her iki gruba yan yanya payla~t1nl1r.
Muhammed (rha.)'e gore de kadinlann alacaklan mehir boyledir. Cunku dort
kad1ndan olu~an grup ic;lerinden biri zifaftan once bo~and1g1 ic;in nikahlann1n
gec;erli olmas1 durumunda 3.5 mehir alacaklar, gec;erli olmamas1 durumunda bir
~ey alamayacaklard1. 0 halde bu iki durumun ortalamasin1 yani 1 mehir ve % mehir
(=1.75 mehir) al1rlar. Oc;lu grup da, nikahlann1n gec;erli olmas1 durumunda 2.5
mehir alacaklar, olmamas1 durumunda bir ~ey alamayacaklard1. 0 halde bu iki
durumun ortalamas1n1 al1rlar. Buda, 1 mehir ve Y. mehir (=1.25 mehir)dir.
Bir adam, tek bir akitle Lie; kad1nla evlense, sonra biriyle iii~ kurup ikisiyle
kurmasa , sonra kad1nlanndan birini bir defa, digerini de Lie; defa bo~asa. sonra da
bir ac;1klama yapmadan olse, kendisiyle ili~ki kurdugu kad1n, mehrini tam olarak
al1r. Cunku onun mehri, ili~ki ile guc;lenmi~tir. Ebu Yusuf (rh a)'a gore: Kendileriyle
zifafa girmedigi iki kadin 1 mehir ve Y. mehir (=1.25 mehir) al1rlar. Cunku iki
bo~amadan birinin zifaf yap1lan kad1na, digerinin de onlardan birine ait olmas1
durumunda alabilecekleri en fazla mehir, 1. 5 mehirdir. Her iki bo~aman1n da
kendilerine yonelik olmas1 durumunda, alabilecekleri en az mehir de 1 mehirdir. 0
halde 1 mehir alacaklan kesindir. Yanm mehir ise bir durumda onlara ait olmakta,
bir durumda olmamaktad1r. Bu yuzden bu yanm mehir ikiye bolunur. Onlann
pay1na aralannda e~it ~ekilde payla~t1rllmak uzere 1.25 mehir du~er.
Muhammed (rh a )'in goru~une gore ise, kendileriyle ili~ki kurulmayan iki
kad1na 1 mehir ve 1/3 mehir du~er. Bu Kitabu'l-asl'da boyle an1lmaktad1r. ez-
Ziyadat'ta ise Muhammed (rh.a.), Ebu Yusuf (rh.a.) gibi 1 .25 mehir alacaklann1
soylemektedir. Ancak ayn1 sonuca ula~makla beraber bunu ba~ka bir yolla
yapmaktad1r. 0 da ~udur: Bu iki kad1ndan birisi, kesin olarak bo~anm1~
durumdad1r. Bu yuzden de mehrinin yans1 du~mu~ olur. Diger kadin ise ~ayet
bo~ama onun hakk1nda ise yanm mehir, kendisi hakk1nda olmamas1 durumunda
[S/177] tam mehir alacakt1r. Yanm mehir alacag1 kesindir. Diger yanm ise bir durumda
sabit olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bu yuzden de (yanm mehir) ikiye
bolunur. Bu kad1na (almas1 kesin olan yanm mehirle birlikte) % mehir du~er. Bu
miktar, (bo~and1g1 kesin olan digerinin payina du~en) yanm mehre eklenince
toplam olarak onlann pay1na du~en, 1 mehir ve Y. mehir (=1.25 mehir) olur. Bu
Kitabu'/-as/'dak1 rivayetin ac;1klamas1 ~oyledir; $ayet adam, kanlanndan hie; birisiyle
zifafa girmemi~ olsayd1, iki bo~ama ile (yanm yanm toplam) 1 mehir du~mu~
olacag1ndan, Lie; kad1na toplam 2 mehir verilmesi gerekirdi. Bu durumda her bir
kad1na bu miktann 1/3'u olan 2/3 mehir du~mu~ olurdu. Kad1nlardan birisiyle ili~ki
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 277

kurmas1n1n ve bundan dolay1 onun mehrinin eksiksiz olmas1n1n, diger iki kad1n1n
alacaklan mehre bir etkisi yoktur. Sanki onlar hakk1nda koca, karilanndan hie;
birisiyle ili~ki kurmam1~ gibi i~lem yap1l1r. (Zifafa girilen kadin 2 mehirden payina
du~en 2/3 mehirlik k1sm1 alinca) iki kad1n1n payina, e~it olarak payla~ilmak Ozere,
(toplam) 1 mehir ve 1/3 mehir du~er. Her birine de 2/3 mehir du~mu~ olur.
Miras payla~1m1na gelince: EbO YOsuf (rh a.)'un gbru~One gore, kendisiyle
zifafa girilen kad1na, kadinlann pay1na du~en miras1n 5/12'si, diger iki kadina ise
7/12'i verilir. ~Onku: Oc; bo~ama, yak say1l1r. ~Linko, her bir kad1n1n durumu bu
bo~ama ac;1s1ndan e~ittir. $byle ki: Oc; bo~ama hakkinda hangisi hakk1nda
gerc;ekle~mi~se onu mirastan mahrum eder. Geriye tek bo~ama kalmaktad1r. $ayet
bu bo~ama, zifafa girilen kad1n ic;inse, bu kad1n, kad1nlara du~en miras1n 1/3'0n0
yani 4/12'sini al1r. $ayet bo~ama diger iki kadindan birine aitse bu durumda zifaf
yap1lan kad1n, kad1nlara du~en mirasin yans1n1 yani 6/12'sini al1r. Buna gore 4/12
pay bu kad1n hakk1nda kesin olmamaktad1r. Geriye kalan 2/12 pay ise bir durumda
ona ait olmakta, bir durumda olmaktad1r. Bu nedenle bu 2 pay ikiye bblunur ve o
kad1nin pay1na 5/12 pay du~mu~ olur. (Kadinlann pay1na du~en mirastan )geriye
kalan miktar da ili~ki kurulmayan diger iki kad1na aittir. Eger bo~ama, ili~ki
kurulmayan iki kad1ndan birisi hakk1nda ise onlar mirasin yans1n1 al1rlar. Zifaf
yapilan kad1n hakk1nda ise 2/3'0nun al1rlar. Buna gore 6/12 pay bu kad1nlar
hakkinda kesin olmakta, 2 pay ise bir durumda sabit olmakta, bir durumda
olmamaktad1r. Bu nedenle de bu 2 pay ikiye bblunur ve bu iki kad1n'a 7/12 pay
du~mu~ olur.

Bu kitab1n (Hakim'in e/-Kafi''sinin) baz1 nushalannda, miras taksimi konusunda


Muhammed (rh a )'in, EbO YOsuf (rh.a) ile ayn1 gbru~te oldugu an1lm1~t1r. Baz1
nushalarda ise Muhammed (rh.a )'in, zifafa girilen kad1n1n, kad1nlara du~en
mirastan 5/8, diger iki kad1nin ise toplam 3/8 pay alacag1 gbru~Onde oldugu
anilmaktad1r. Bu gbru~On ac;1klamas1 ~udur: Kendileriyle ili~ki kurulmayan iki
kad1ndan birinin bo~and1g1 ve mirastan mahrum oldugu kesindir. $ayet mirastan
du~mesi (azli) tek bo~ama nedeniyle ise, Lie; bo~ama geriye kalmaktad1r. Hangi
kad1n hakk1nda gerc;ekle~mi~se onu mirastan mahrum b1rak1r. Bu durumda miras
ikiye bolunur. Yansin1 kendisiyle ili~ki kurulan kad1n, diger yans1n1 da ili~ki
kurulmayan iki kadin al1r. $ayet mirastan mahrum kalan, Lie; bo~aman1n kendisi
hakkinda olmas1 ile mahrum kalm1~sa ve tek bo~ama da kendisiyle ili~ki kurulan
kadin hakkinda degilse zifaf yapilan kadin, mirasin tamam1n1 al1r. $ayet tek
bo~ama kendisiyle ili~ki kurulan kadina ybnelik ise bu durumda miras bu kad1nla
mirastan mahrum kalmayan diger kad1n aras1nda ortakt1r. Bu durumda ili~ki
kurulan kad1na mirasin Y..'O yani 6/8'i kal1r. Bu kad1na bir durumda miras1n
yans1n1n, bir durumda da tamam1n1n kald1g1 dikkate al1n1r. Birinci durumda ona 4
pay du~mekteydi ki bu pay onun hakk1nda kesindir. Bu dart pay1 6'ya tamamlayan
miktar ise bir durumda sabit olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bu yuzden de
278 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ikiye bolunur. Zifaf yapilan kadin1n payina 5/8 pay du~mu~ olur. Geriye kalan da
zifaf yapilmayan iki kadina aittir.
Diger bir ac.;1klama da ~oyledir: kendileriyle ili~ki kurulmayan iki kadina
(yukanda an1lan) ikinci durumda V., birinci durumda ise l/;, du~mekteydi. Durumlar
dikkate al1narak bu V.'un ortalamas1 al1nir. Kad1nlara du~en miras1n 3/8'i bunlara
ait olmu~ olur.

[S/178]
Muhammed (rh.a.), Ebu Hanife (rh a.)' den rivayetine gore zifafa girilen kad1n,
kad1nlara du~en miras1n %'unu al1r. Bu goru~un ac.;1klamas1 ~udur: Kendileri ile ili~ki
kurulmayan kad1nlardan birisi mirastan mahrumdur. Oc.; bo~amanin kendisi
hakk1nda olmas1 ile c.;1kanl1r. c;:unku biz biliyoruz ki uc.; bo~anm1~ gerc.;ekle~mesi
kesin olarak mirastan mahrum eder. Halbuki tek bo~amada bu kesin degildir.
Bundan dolay1 uc.; bo~aman1n, mirastan mahrum kalan kad1n hakk1nda oldugunu
kabul ettik. Bu durumda da geriye tek bo~ama kalm1~ oldu. Bu tek bo~ama, zifaf
yap1lan kadina yonelik ise kad1n miras1n yans1n1, dic"jer kadina yonelik ise tamam1ni
al1r. Bu uc.; durum dikkate alind1g1nda mirasin 31.'u kendisi ile ili~ki kurulan kadin1n
olur. Geriye kalan miktar yani mirasin '!.'u de, ili~ki kurulmayan iki kad1na aittir.
$ayet adam, iki kans1yla zifafa girse mesele ayn1 ~ekilde olsa (kad1nlardan
herhangi birisini uc.; bo~ama ile, ba~ka birisini tek bo~ama ile bo~asa); zifaf yapt1g1
iki kad1n da tam mehir al1rlar. c;:unku onlann mehirleri gec.;erli nikah sonucu
gerc.;ekle~en zifafla kuvvet kazanm1~t1r. Zifafa girilmeyen kad1n ise Ebu Yusuf'a
(rh a.) gore mehrinin 31.'unu al1r. c;:unku bo~anm1~ olan ise ya nm mehir, bo~ama
onun hakkinda degilse tam mehir al1r. Onun ic_;in yanm mehir kesin sabit, yanm
mehir ise bir durumda sabit, bir durumda degildir. Bu yuzden de bu yanm mehir
ikiye bolunur.
Muhammed (rh a )'e gore de hukum bu ~ekildedir. Ancak Muhammed (rh a.)' in
daha once ac.;1klad1g1m1z goru~une gore her birinin 2/3 mehir almalan gerekirdi.
$oyle ki: Eger adam kadinlardan hie.; birisiyle zifafa girmemi~ olsayd1, her biri 2/3
mehir alacaklard1. Kendisiyle ili~ki kurmad1g1 kad1n hakkinda adam sanki hie.;
birisiyle ili~ki kurmam1~ gibi i~lem yap1l1r. c;:unku ba~kas1yla kurulan ili~ki, onun
mehirden alacag1 payin artmas1na neden olamaz.
Miras payla~1mina gelince: Ebu Yusuf (rh.a.)'un goru~une gore zifafa
girilmeyen kadin, kad1nlann pay1 olan miras1n 1/6's1n1 al1r. c;:unku o, bo~aman1n
kendisi ic.;in olmamas1 durumunda 1/3 pay alacak, onun ic.;in olmas1 durumunda ise
hie.; bir ~ey alamayacakt1. Bundan dolay1 1/6 pay al1r. Muhammed (rh a.) de el-As!
adl1 eserinde, Ebu Yusuf (rh a.)'un goru~unu bu ~ekilde gerekc.;elendirmi~tir. Fakat
bu ac.;1klama tarz1 yanl1~t1r. c;:unku bu kadina, bo~ama olmamas1 durumunda o,
miras1n yans1n1 al1rd1. c;:unku onunla birlikte mirastan pay alabilecek sadece bir
kad1n vard1r. Zifafa girilen kad1nlardan, uc.; bo~ama kendisi hakk1nda gerc.;ekle~en
mirastan mahrumdur. Hukum c.;1kamken izlenen yol ~oyle olmal1yd1: Kendisi ile
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _279

ili~kikurulmayan kad1nin uc_; durumu soz konusudur: $ayet tek bo~ama ya da uc_;
bo~ama onun ic_;in olmu~sa mirastan hic_;bir ~ey alamaz. $ayet onun ic_;in hie_; bo~ama
olmam1~sa miras1n yans1n1 al1r. Buna gore iki durumda mirastan mahrum kalmakta,
bir durumda pay almaktad1r. Bundan dolay1 yanm pay1n 1/3'unu yani miras1n
1/6'sin1 al1r.
Muhammed (rh a )'e gore de miras konusunda hukum bu ~ekildedir. Ancak
Hakim e~-$ehld (rh a) bu nun dogru olmad1g1n1 soyler. Ona gore Muhammed
(rh.a )'in goru~une gore en dogru olan, zifafa girilmeyen kad1n1n (kad1nlara du~en)
mirasin 1/S'ini alacag1d1r. Baz1 rivayetlerde de bu ~ekilde anilm1~t1r. c;:unku zifafa
[5/179]
girilen kad1nlardan birisi (kesin olarak) mirasc_;1d1r. Zifafa girilmeyen kadin1n
mirastan pay almas1na engel olur. Eger bo~amalann hie_; biri o kad1n hakk1nda
olmamakla ayrllm1~sa kendisi ile ili~ki kurulmayan kad1na mirastan bir ~ey yoktur.
c;:unku bo~amalardan birisi kesin olarak onun hakk1ndad1r. $ayet mirasta hak
sahibi olmaktan c_;1kanlan kad1n, bir bo~aman1n kendisi hakk1nda olmas1 sonucunda
mahrum olmu~ ve uc_; bo~ama da diger zifafa girilen kad1n ic_;in olmu~sa, bu
durumda kendisi ile zifafa girilmeyen kad1n, miras1n yansin1 al1r. $ayet uc_; bo~ama
kendisi ile ili~ki kurulmayan bu kad1n ic_;in olmu~sa, mirastan bir ~ey alamaz.
Zifaf yap1lmayan kadin, bir durumda yanm almakta bir durumda hie_;
almamaktad1r. Onun ic_;in bu iki durumun ortalamas1 olarak Y. pay al1r. Ote yandan,
bu Y. pay ona bu en son durumda (yani zifafa girilen kad1nlardan birinin tek
bo~ama sonucunda mirastan mahrum olmas1 durumunda) ait olur. Oysa birinci
durumda (yani zifaf yap1lan mirasc_;1 kad1n hakk1nda hie_; bo~ama olmamas1
durumunda), hie_; pay alamaz. 0 halde yine bu iki durumun ortalamas1 olarak 1/8
pay allr. Geriye kalan miktar da kocan1n zifafa girdigi iki kad1na aittir.
Bir adam, bir akitle iki kad1nla bir akitle de uc_; kadinla evlense, sonra bu iki Bir adamm bir
gruptan birisiyle zifafa girdim dese ve sonra da hangisi oldugunu ac_;1klamadan akitte iki
kadmla, bir
olse, bu durumda: lki ki~ilik grup toplam 1 mehir, uc_; ki~ilik grup ise toplam 1.5 ba~ka akitte
mehir al1r. de ii~ kadmla
nikah k1ymas1.
c;:unku, uc_; ki~ilik grup, nikahlan once olmas1 nedeniyle gec_;erli oldugunda
zifaf da gerc_;ekle~tigi ic_;in 3 mehir alacaklar, gec_;erli olmamas1 durumunda hic_;bir
~ey alamayacaklard1. Bundan dolay1, bu iki durumun ortalamas1 olarak 1.5 mehir
al1rlar. lki ki~ilik grup ise, ~ayet nikahlan gec_;erli olsayd1 ve zifaf da gerc_;ekle~mi~
olsayd1 2 mehir alacaklard1, gec_;erli olmamas1 durumunda bir ~ey almayacaklard1. 0
halde bu iki durumun ortalamas1 olarak 1 mehir al1rlar. Miras ise hak etme
konusunda durumlan e~it oldugu ic_;in iki grup arasinda e~it miktarda payla~t1nl1r.
Bu meselenin c_;ozumundeki f1khl yakla~1m '.?U ~ekilde ifade edilebilir: Adam1n
gruplardan birisiyle zifafa girdigini ikran, fiil ve sozunun gec_;erli olana hamledilmesi
esas1na gore nikah1 gec_;erli olanlarla zifafa girdigine ikrar kabul edilir. c;:unku dini
2SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
ve akl1, adam1 ancak helal olan cinsel ili~kiye girmeye <;agim. Haram ili~kide
bulunmas1na engel olur.
Bu meselede soz konusu olan adam, "kanlanndan birisini u<; bo~ama ile
bo~ad1gin1" soylemi~ olsa durum yine ayn1d1r. Cunku bu soz kullanilarak yapilan
bo~ama nikah1 ge<;erli olan kad1nlan kapsar. Zaten nikah1 ge<;erli olmayanlar onun
kans1 degildir. Zifaftan sonra u<; bo~aman1n verilmi~ olmas1, mehirden bir ~ey
du~urmez Bundan dolay1 yukandaki mesele ile bu, mehir a<;1s1ndan e~ittir.

$ayet adam, kad1nlardan hi<; birisi ile zifafa girmemi~ ve karilanndan birsini u\
bo~ama ile bo~am1~sa, bu durumda, U\ ki~ilik grup 1 mehir ve Y. mehir (=1.25
mehir) al1r. Cunku nikahlan ge<;erli ise, i<;lerinden birini zifaftan once bo~ad1g1ndan
ve bu da mehrinin yans1n1 du~urdugunden, toplam 2.5 mehir al1rlar. Nikahlan
ge<;erli degilse bir ~ey alamazlar. Bu yuzden bu iki durumun ortalamas1 olarak 1.25
mehir al1rlar. lki ki~ilik grup ise % mehir al1rlar. Cunku onlann nikahlan ge<;erli ise,
i<;lerinden birisinin zifaftan once bo~anm1~ olmas1 ve bunun da mehrinin yans1n1
du~urmesi dolay1s1yla 1.5 mehir al1rlar. Nikahlann1n ge<;erli olmamas1 durumunda
hi<;bir ~ey alamazlar. Bundan dolay1 bu iki durumun ortalamas1 olarak % mehir
al1rlar ve bu aralannda yan yanya payla~ll1r.
Bir adam, U\ kad1nla evlense ve hangisi oldugu bilinmeyen bir tanesiyle zifaf
yapsa, sonra kanlanndan birini u<; bo~ama ile, birini de tek bo~ama ile bo~asa,
sonra da a<;1klamadan olse: kad1nlar, toplam olarak 2 mehir ve Y. mehir (=2.25
mehir) al1rlar.
Cunku; adam, iki bo~amadan birini zifafa girilen kad1na vermi~ ise, kadinlar
toplam olarak 2.5 mehir al1rlar. $ayet iki bo~amay1 da zifafa girmedigi kad1nlara
vermi~ ise, onlar iki mehir al1rlar. Cunku iki bo~amay1 zifafa girmedigi kadinlara
vermesi dolay1s1yla iki mehir du~er. O halde 2 mehirlik miktar kesin, yanm mehirlik
miktar ise bir durumda sabit olmakta ve bir durumda sabit olmamaktad1r. Bu
nedenle bu yanm mehir ikiye bolunur. Toplam olarak 2.25 mehir alm1~ olurlar. Bu
miktar da aralannda her birine 1/3'u du~ecek ~ekilde payla~t1nl1r. Cunku zifafa
girdigi kad1n bilinmedigi i<;in her u\ kad1n1n da hak etme a<;1s1ndan durumlan
e~ittir. Miras da yine bu gerek<;e ile aralannda her birine 1/3 pay du~ecek ~ekilde
payla~t1nl1r.

Bu meselede kad1nlardan her birinin kocas1 olmu~ kad1nlann iddetini (dart ay


on gun) beklemesi gerekir. Bunun yarn s1ra (~ayet bu sure zarf1nda
tamamlanmam1~sa) U\ hay1z1 da tamamlarlar. Cunku kad1nlardan her birinin zifafa
girilen ve sonra da u\ bo~ama ile bo~anan kadin olma olas1l1g1 vard1r. Bu yuzden
de hay1z hesab1yla iddet beklemesi gerekir. Ya da her bir kad1n1n bo~anmam1~
olma olas1l1g1 vard1r. Bu yuzden de vefat iddeti beklemeleri gerekir. lddet
konulannda ihtiyatla hareket edilmesi gerektiginden dolay1 her birinin hem vefat
iddeti hem de bo~ama iddeti beklemeleri gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 281

Kocan1n hangi han1mla zifafa girdigi biliniyorsa, mehri zifafla kuvvetlendigi


ic;in o tam mehir al1r. Zifafa girmedigi iki kadm ise Ebu Yusuf (rh a )'un goru~One [S/180]
gore 1 mehir ve V. mehir (=1.25 mehir); Muhammed (rh a)'in gbru~One gore ise 1
mehir ve 1/3 mehir al1rlar. Her iki gbru~On gerekc;elerini de daha once ac;1klam1~t1k.
Yine her iki goru~e gore miras dagi11m1n1 da ac;1klam1~t1k.
Kocanm hangi han1m1 ile zifafa girdigi biliniyorsa ve kad1nlardan birisi ic;in
ikinci bir bo~amada bulunmu~sa bu durumda miras her birine 1/3 du~ecek ~ekilde
e~it olarak payla~t1nl1r. (Linko miras1 hak etme ac;1s1ndan durumlan e~ittir. (Linko
ikinci bo~ama hangisi hakkmda olmu~sa, zifafa girilenle girilmeyen fark etmeksizin
onu mirastan mahrum edecektir.
Bir kale, tek akitle iki kad1nla ve yine tek akitle Lit; kadmla evlense ve sonra da
blse, Lit; ki~ilik grubun nikah1 gec;ersizdir.
(Onku kale iki kad1ndan c;ogu ile evlenemez. Bu yuzden uc;lu grubun
nikah1n1n once de olsa sonra da olsa gec;ersiz ve ikili grubun nikah1nin da once de
olsa sonra da olsa gec;erli oldugu kesindir.
Bu meselede uc;lu gruptaki kad1nlardan birisi cariye ise bu durumda ozgur
kadmlann nikah1na eklendiginden dolay1 cariyenin nikah1 gec;ersizdir. Nikah1
gec;ersiz oldugu ic;in de mehir alamaz. Cariyeyle beraber nikahlan k1y1lan iki ozgur
kad1n ise toplam 1 mehir al1r. (Linko onlarm nikahlan daha once ise (gec;erli
olacag1 ic;in) 2 mehir al1rlar, sonra olmas1 durumunda bir ~ey alamazlar. Yine bu
ihtimallerden dolay1 diger iki kad1n da toplam 1 mehir al1r.
$ayet efendisi bu meseledeki koleyi ozgur kllm1~ ve kale de bu ozgur
k1lmadan sonra blmu~se her iki grup, miras1 hak etme noktas1nda e~it oldugu ic;in
miras iki grup arasmda yan yanya payla~t1nl1r. Bu konuda kolenin efendisinin
izniyle evlenmi~ olup olmamas1 da fark etmez. (Linko efendisinden izin almadan
yapt1g1 akitler, bzgur olmas1 durumunda tamam olur. (Onku, bu akitlerin tamam
olmas1na engel olan, efendisinin hakk1d1r. Ozgurluge kavu~mas1 durumunda bu
hak ortadan kalkar.
$ayet bir adam diger bir adama kendisini bir kad1nla evlendirmesini emretse, Bir kadmla
o adam da onu tek bir akitle iki kad1nla evlendirse her iki kad1n1n nikah1 da evlendirmeye
vekil olanm
gec;ersizdir. iki kadmla
evlendirmesi
Bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. Ebu Yusuf (rh a )'un ilk gbru~une gore
hangisi oldugu belli olmaks1zm ic;lerinden birinin nikah1 gec;erlidir. Hangisi
oldugunu koca belirler. $ayet adam veklle kendisini belli bir kad1nla evlendirmesini
sbylemi~se o da tek bir akitle onu hem o belli kad1nla hem de ba~ka bir kad1nla
evlendirmi~se, bu durumda evlendirmesini istedigi kad1n1n nikah1 gec;erli olur.
(Onku vekll, bu kadma akit yapma konusunda kocanin emrini yerine getirmi~tir.
Diger kadma yapt1g1 akitte ise kocanin emrini yerine getiren temsilci degil, kendi
ba~1na yeni bir ~ey meydana getiren (fuzull) durumundad1r. Bu yuzden de kocanm
282 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

evlendirmesini istedigi kad1na yapt1g1 nikah ge<;erli, diger nikah ise kocan1n iznine
bagl1 (mevkuf bir nikah)d1r.
Allahu Teala dogrusunu en iyi bilendir. Donu~ de O'nad1r.

NAFAKA
Kocamn nafaka Bir ki~inin ba~kalanna nafaka vermesi <;e~itli nedenlere dayan1r.
yiikiimliiliigii
Evlilik akdi, efendi ile kale aras1ndaki ili~ki ve nesep h1s1ml1g1 bunlardand1r.
Bu bolum e~lerin nafakas1 ile ilgilidir.
Evli kad1n1n nafakas1 ile ilgili deliller ~unlard1r:
Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

~ ~Jy..J~ ~J.-=-?j ~j~ ~ ~)_;.J1 ~j ~


"On/arm (evli kadmlar) orfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafma
[S/181] aittir". (el-Bakara 2/233)
Yine Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

~ H"!l.Yl ~ l#t ~j ~Ji- 1; 8h~! ~I j;J ~ ~WJI Ji- 0_,;1,;i J~Jll )>
"Allah'm insanlardan bir ktsmtnt digerlerine ustUn kt/mast nedeniyle
mal/anndan harcama yapttklan i<;in erkekler, kadmlann yoneticisi ve
koruyucusudur." (en-Nisa 4/34)
Ba~ka bir ayette Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

~ p-~j ~ ~ 4 ~ :;F1 '


"On/an gucunuz 6/r;usunde oturdugunuz yerin bir bolumunde oturtun." (et-
Talak 65/6) Bu ayetin anlam1; "oturdugunuz yerde on Ian oturtun, gucunuz
nisbetinde onlann nafakalann1 verin" demektir.
Peygamber (s.a.v.) de ~byle buyurmu~tur:
,.... ~ . . ,t J • • G .,,, -' ... • ' ,. , -' J
,f
~=u~: ~1-, 4111 o.;t; ~' ·-.L;..;11 01-y - I!<"~ ~''Li. 1·· · ~L::JL ~ 1
r-- J - - : Yo.J4' 0+'~ ~ , , ; I - , J

~y _) j1~ :J jt.J' 1.id ~j ~}. :J 01~ rs:J ~µ '~I ~~JJ


' ~!~~; ~ .w 0µ' ~~ .# ~.ri. :;;.;:,~ ~1)Ai11~ ' t.;~ ~~
~J;.:..J~ ~J.-=-?j
"Kadmlara iyi davranmantzt tavsiye ediyorum. (unku onlar sizin idarenize ve
korumantza verilmi~tir. Siz on/an Allah'm emaneti ile aldmtz. Allah'm kelimesi ile
size on/aria birle~me he/al o/du. Sizin onlar uzerindeki hakkmtz; yatagmtzt hi<;
Niltab Kltab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _i 83

kimseye c;ignetmeme!eri ve sevmediginiz kimseleri evinize a/mama!and1r. Sayet


bunu yapar!arsa incitmeyecek ?ekilde on/an dovun. On/arm sizin uzerinizdeki hakkt
168
ise; 6rfe uygun o/arak nafakalannt ve giyim ku?am!annt saglamantzdtr. "
Peygamber (s.a v ), Hind'e ~byle demi~tir:
._j
. J~
,! ~ iL. -- ~
;j:JJJ •. .
\; ~~
. <E-TJI;
• ~ ~ ,,..J;_
~.

"EbO Sufyan'tn malmdan 6rfe gore sana ve c;ocuguna yeterli o!acak kadar
al". 169

c;:unku kadin kocas1nin hakk1 ic;in kendisini hapsetmekle ve kendisini ba~ka


i~lerden c;ekerek zamanin1 kocas1na ay1rmaktad1r. Bu nedenle kocas1nin mal1ndan
kendisine yeterli olacak ~eyi almay1 hak etmektedir. Bu t1pk1, zekatlan toplamakla
gorevlendirilen memurun, fakirlerin i~i ic;in butun vaktini onlara harcamas1
nedeniyle, onlann mal1ndan kendisine yeterli olacak ~eyi alma hakk1n1n olmas1
gibidir. Nitekim hakim de, zaman1n1 muslumanlara ay1rd1g1 ic;in, onlann mallannda
kendisine yetecek kadanna hak kazanir.
Bunu bbylece anlay1nca deriz ki: Kad1na nafakas1n1 ula~t1rman1n iki yolu Nafakay1
vard1r: Bunlar ihtiyac; duydugu ~eyi alma imkanin1 sunmak veya ihtiyac; duydugu kadma
ula~t1rma
~eyi kad1na vermektir. Bu nedenledir ki koca, kadin1n beslenecegi ~eyleri kendisine yollan
sunuyor ve kadin da kendisine yeterli olacak ~eyleri yeme imkan1na sahip
bulunuyorsa kocas1ndan kendisine nafaka belirlemesini isteme hakk1na sahip
olmaz. Koca bu durumda olmaz da kad1n, kendisine nafakaya hukmedilmesi ic;in
kocas1n1 mahkemeye verirse, ayl1k olarak brfe gore kendisine yeterli olacak bir
nafaka belirlenir. c;:unku nafaka yeterli olacak ~ekilde me~ru kll1nm1~t1r. Bu nedenle
kad1na yeterli olacag1 bilinen miktarda belirlenir. Bu konuda brf goz onune al1n1r.
Orfe uygun olan miktar, ne yetmeyecek kadar az, ne de israf derecesinde olur.
c;:unku hakim her iki taraf1n yarann1 gbzetmek zorundad1r. Bu da brfe uygun olan
ile gerc;ekle~ir.
Ayn1 ~ekilde hakim kad1na k1~ ve yaza uygun olacak elbise verilmesine Nafakada
hukmeder. c;:unku insanin varl1g1n1 devam ettirebilmesi bununla mumkun olur. elbisenin
niteligi
lnsan adeten yiyecek olmadan ya~ayamayacag1 gibi, giyecek olmadan da
ya~ayamaz. Giyecek konusundaki ihtiyac; zamana ve mekana gore farklll1k gosterir.
Bundan dolay1 giyecek konusunda da brf dikkate al1nir.
Kadin1n hizmetc;ileri var ise hakim bir hizmetc;i ic;in nafakaya hukmeder. Kad1rnn
c;:unku koca, e~inin ihtiyac;lann1 kar~llamakla yukumludur. Bu ihtiyac;lann en hizmet~isinin
nafakas1
ba~1nda da kans1nin yiyecegi yemegin yap1lmas1 gelir. Kad1n1n hizmetc;isi yemegi

168
Tirmiz1, Rada 11; Nesa1, Sunen-i kubra, V/372; lbn Mace, Nikah 3; Acl0n1, Kesfu'l-hafa, 1/130.
169
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, Adabu'l-kuzat 31; lbn Mace, Tica rat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
284 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

haz1rlama konusunda kocanin yerini al1r. Dolay1s1yla orfe gore hizmeti;inin nafakas1
da kocanin borcu olur.
Kad1n1n hizmeti;isinin nafakas1, kadinin nafakas1na denk olamaz. Hatta baz1
alimler ~oyle demi~lerdir: "Hakim, kad1n1n hizmeti;isi ii;in, yoksul bir kocanin
odeyebilecegi en du~uk nafaka miktarin1n odenmesine hukmeder".
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore hakim yalnizca bir hizmeti;inin
nafakasina hukmeder. EbQ Yusuf (rh.a.)'a gore ise iki hizmeti;inin nafakas1na
hukmeder. c.;:unku hizmeti;ilerden birisi ev ii;indeki i~leri gorup, digeri de ev d1~1nda
kadinin ihtiyai; duyacag1 ~eyleri yapacagindan kad1n iki hizmeti;iye ihtiyai; duyabilir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a .) ise ~oyle demektedirler: "Kad1nin ihtiyac1
genellikle tek bir hizmeti;i ile kar~1lanir. Birden fazla olan hizmeti;i sus ve zlnettir.
Kocanin odemesi gereken nafaka ise kad1na yeterli olacak kadard1r. Hakim, kad1na
yeterli olan nafaka miktanndan daha fazlas1na hukmedemeyecegi gibi
hizmeti;isinin nafakas1n1 da art1ramaz. Hakim iki hizmeti;i ii;in nafakaya
[S/182]
hukmedecek olsa bundan daha fazlas1na da hukmedebilir. Bu, boylece sonsuza
kadar gider.
Nafaka miktarmm
belirlenmesindeki Zahiru'r-rivaye'ye gore nafaka konusunda kocanin zenginlik ve yoksulluk
iil~iit
durumu goz onunde bulundurulur. Allahu Teala bu konu ile ilgili olarak ~oyle
buyurmu~tur:

"Zengin olan durumuna gore, yoksul da durumuna gore vermelidir". (el-Bakara


2/236). Bir ba~ka ayette ~oyle buyurmu~tur:

~ ~ ~ ~J~'~
· '
- · -- ~
.; • - "' _, • • • •I

"/mkam geni:? olan, nafakay1 imkanlanna gore versin" (et-Talak 6517).


Bu ayetlerde Allahu Teala sorumlulugun imkan nisbetinde oldugunu,
erkeklerin odemesi gereken nafakanin da onlarin durumlanna gore belirlenecegini
bildirmi~tir.

Hassaf (rh.a.) kitab1nda nafaka miktarin1n belirlenmesinde her iki e~in


durumunun birlikte goz onune al1nacag1ni belirtmi~tir. Buna gore her ikisi de
zengin ise kad1n zengin ki~ilere uygun nafaka almaya hak kazanir. Kad1n yoksul,
kocas1 zengin ise, zengin kadin1n hak ettiginden daha az nafaka al1r. c_::unku ai;1k
olan duruma gore bundan daha az olan miktar bile kad1na yeterlidir. Kad1n
zengin, koca yoksul olursa, yoksul kad1nin alacagindan daha fazla nafaka al1r.
C.::unku o, ancak bununla ihtiyai;larin1 giderebilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2ss

Zahiru'r-rivaye'de ise ~oyle denilmi~tir: Kadin yoksul bir kimse ile evlendiginde
yoksul olan ki~ilerin bdedigi nafakay1 almaya raz1 olmu~tur. Dolay1s1yla kocas1n1n
durumuna uygun olan nafakadan ba~kasin1 isteyemez.
Biz Hanefllere gore yiyecek nafakas1n1n belirlenmi~ bir miktan yoktur. Nafaka
olarak
$afil (ra) bu konuda ~unlan soylemi~tir: "Yiyecegin miktan; zengin koca i<;in verilen
her gun iki mud, orta halli olan koca i<;in bir bu<;uk mud, yoksul olan koca i<;in de yiyecek

bir mud olarak belirlenir".


$afil (rh.a )'nin bu goru~u kuwetli degildir. (:unku asil ama<; nafaka alacakl1s1na
yeterli olan miktarda yiyecek verilmesidir. Bu da insanlann yapllanna, gen<;lik ve
ihtiyarl1k durumlanna gore degi~iklik gbsterdigi gibi, zamandan zamana da
degi~iklik gbsterir. Dolay1s1yla yiyecegi bir miktar ile sin1rlamak kan-kocadan birisi
i<;in zararl1 olmaktad1r.
Muhammed (rh a) "el-Asl" adl1 kitapta "Koca yoksul ise kad1n i<;in ayl1k dart
veya be~ dirhem, hizmet<;isi i<;in de Li<; dirhem yahut bundan daha az veya fazlas1
belirlenir" demi~se de bu baglay1c1 bir sin1rland1rma degildir. (:unku bu, fiyatlann
pahal1 veya ucuz olmas1na gore degi~tigi gibi, bolgeden bolgeye zamandan
zamana farklll1k gbsterir. Dolay1s1yla nafakan1n para olarak belirli bir miktarla
s1n1rland1nlmas1 dikkate al1nmaz. Muhammed (rh.a ), bu miktan ya~ad1g1 donemde
kendisinin bizzat gordugu duruma dayanarak anm1~t1r.
Hakimin yapmas1 gereken her zaman ve yerde orfe uygun olarak kad1n i<;in
yeterli olacak miktan belirlemektir.
Hakim kadina yeterli olacak kuru g1danin verilmesini belirleyecegi gibi bunun
yaninda verilecek az1g1 da belirler. (:unku ekmek adeten ancak kat1kla birlikte
yenilir.

"Ailenize yedirdiginiz yemegin orta hallisinden" (el-M~ide 5/89)


Ayetinin yorumu ile ilgili olarak ~unlar sbylenmi~tir: Bir kimsenin ailesine
yedirdigi en ustUn yiyecek ekmek ve ettir. Orta halli yiyecek ekmek ve zeytin
yag1d1r. En du~uk seviyeli yemek ise ekmek ve suttUr. Ozellikle s1cak bolgelerde yag
olmadan yap1lmaz. Dolay1s1yla buralarda yag, ekmek gibi temel ihtiya<;
maddelerindendir.
"Kad1mn hizmet~isi yok ise hakim kocanm hizmet~i nafakas1
odemesine hi.ikmetmez".
Zufer (rh a )'den nakledildigine gore hakim bir hizmet<;i nafakas1na hukmeder.
(:unku koca, kans1nin yemek ve diger ihtiya<;lanni kar~ilamakla yukumludur. Bunu
kendisi yapmad1g1nda kadina bir hizmet<;i nafakas1 verir. Daha sonra da kad1n bu
i~leri ya bizzat yapar veya bir hizmet<;i tutar.
286 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
Zahiru'r-rivaye'ye gore ise kad1nin hizmetc;i nafakas1na hak kazanmas1,
kendisinin bir hizmetc;iye sahip olup olmamasina bagl1d1r. Eger hizmetc;isi yoksa
hizmetc;i nafakasina hak kazanamaz. Bu; sava~a kat1lan bir piyadenin, sava~ta
suvarilerden daha c;ok yararlil1k gostermi~ olsa bile, suvari payin1 almaya hak
kazanamamas1 gibidir.

[5/183] "Fakir olan kocanin kansina k1~l1k olarak vermesi gereken giyecek; bir
gomlek, Zut kuma~indan bir ust elbise ve Sabur yoresine ait bir ba~ ortUsu ile
Nafaka kad1na yeterli olup onu s1cak tutacak ~ekilde en ucuzundan bir mantodur. Onun
olarak hizmetc;isine de bir pamuklu gomlek, belden a~ag1s1ni ortecek bir kuma~
verilmesi
gereken (pantolon) ve en ucuzundan bir palto verir .
giyecek
Hizmetc;iye yazl1k olarak verilecek giysi; pamuktan bir gomlek ve bir
pantolondur. Kad1na yazl1k olarak verilmesi gereken elbise; bir gomlek, bir Ost
elbisesi ve bir ba~ ortUsudur.
110
Kaea zengin ise kans1na sekiz veya dokuz dirhem , hizmetc;isine de dort
veya be~ dirhem nafaka verir. Zengin olan kocanin k1~ mevsimi ic;in kans1na
verecegi elbise; YahudT veya Herat dokumas1 bir gomlek, DTnever dokumas1 bir
elbise ve saf ipekten bir ba~ ortUsu ile bir Azerbaycan dokumas1 mantodur.
Hizmetc;isine ise bir Zut gomlegi, pamuklu bir pantolon ve ucuz bir palto verir.
Vaz i~in kadina verilecek elbise; bir Sabur gomlegi, bir keten elbise ve
saf ipekten bir ba~ ortusudur. Hizmet~isine de bunun gibi bir gomlek ve
bir pantolon verir".
Ozetle soylemek gerekirse; Daha once belirttigimiz nedenle Muhammed
(rh.a.)'in nafakan1n para ile takdirine itibar edilmez .
Muhammed (rh a )'in giyecek ile ilgili olarak soyledikleri ise onun zamanindaki
insanlann adetine gore soylenmi~tir. Giyecek; sogukluk ve s1cakl1g1n ~iddetinin
bolgeden bolgeye degi~mesine bagl1 olarak degi~iklik gosterebilecegi gibi, her
devirde insanlann giydikleri ~eylerde izledikleri adete bagl1 olarak da farkilhklar
gosterir. Dolay1s1yla hakim bu konuda bir belirleme yaparken insanlarin orfUnu
dikkate allr.
Muhammed (rh a) kad1nlann giyecegini sayarken hie; bir yerde izar (vucudun
belden a~ag1s1ni orten elbise) ile mesti belirtmemi~tir. Hizmetc;inin giyecegini
sayarken de izan belirtmi~ fakat mesti belirtmemi~tir. Hizmetc;i baz1 ihtiyac;lar ic;in
d1~an c;1k1yorsa kendisine yeterli olacak ~ekilde mest veya ayakkab1 verilir. Kad1n ise
evinde oturmakla yukumlu olup, d1~an c;1kmas1 yasakt1r. Bu nedenle kocas1ndan
mest ve ayakkab1 almay1 hak etmez. Ayn1 ~ekilde izar almaya da hak kazanamaz.
(unku kad1n kendisini kocasina, kendisini hazir etmekle yukumludur. Kocanin

170
Hz. Peygamber (sa .v) dbneminde, yakla~1k 5 dirhem gOmO~ para bir koyun bedelidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _287

hakk1na engel olan bir ~eyi almak, kocaya emredilemez. Bu nedenle kad1nin
giyecegi aras1nda izardan soz edilmemi~tir.
Nafaka, gunluk olarak kad1na yeterli olacak miktarda yiyecekten ibarettir.
Giyecek ise her alt1 ayda bir olmak uzere y1lda iki kere belirlenir. Koca elbiseyi
verdiginde bu sure doluncaya kadar yeniden vermesi kendisine emredilemez.
Ancak kadin kendisine verilen elbiseyi al1~1lm1~ bir bic;imde giymesine ragmen
zaman1ndan once elbise y1rtll1p eskirse yeniden al1nir. c;:unku bu elbisenin kad1na
yeterli olmad1g1 anla~1lm1~t1r. Kad1n kendisine verilen elbiseyi bir kenara b1rak1r ve
kullanmaz daha sonra da sure doldugunda elbisesi yeni olarak durur ise yeni bir
elbise daha almaya hak kazanir. c;:unku kad1n elbiseyi giyse idi bu elbise
eskiyecekti. Elbiseyi giymemesi yuzunden hakk1 du~mez. Zamanin yenilenmesi ile
ihtiyac1n da yenilendigi kabul edilir.
Diger yakm h1s1mlarm elbisesi ise boyle degildir. c;unkli orada goz
onlinde bulundurulacak olan, gerr;ekten bir ihtiyacm bulunmas1d1r. Daha
once ahnan elbise yeni olarak durmakta ise ba~ka bir elbiseye ihtiyar; yok
demektir.
Bizim meselemizde ise gerc;ekten ihtiyac1n olup olmamasina bakllmaz. c;:unku
kad1nin elbiseleri olsa bile kocas1ndan yeni bir elbise alma hakk1na sahiptir. Bundan
dolay1 yak1n h1s1mlann giyecek ihtiyac1 ile kad1nin ihtiyac1 konusunda farkl1
hukumler verdik.
"Koca zenginligi ile unlenmi~ bir kimse ise, kans1 her ay on be~ dirhem,
kad1nin hizmetc;isi de her ay be~ dirhem al1r. Kad1n k1~l1k elbise olarak; bir yahudi
dokumas1 gomlek, bir Herat elbisesi ve bir kurk manto veya bir ipek gomlek ve saf
ipekten bir ba~ ortUsu alabilir. Hizmetc;isi de bir yahudi dokumas1 gomlek, bir izar,
bir cubbe, bir manto ve bir i:;ift mest almay1 hak eder".
Muhammed (rh a) daha sonra ~unlan soylemi~tir: "Nafakanin dirhem [5/184]
uzerinden belirlenmesi gerekmez. c;:unku fiyatlar pahalanip ucuzlamaktad1r.
Nafaka her devirde yeterli olacak miktarda belirlenir. Kad1na yeterli olacak ~eyin
degerinin ne kadar olduguna bak1l1r. Daha sonra da bu miktar para, ayl1k olarak
kad1n ii:;in koca uzerine belirlenir."
Biz bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. "ayl1k olarak belirlenir" sozu,
insanlann 0 gunku adetlerine dayand1nlm1~t1r.
Hanefl mezhebinin imamlanndan sonra gelen (muteahhir) alimlerinden bir Nafakamn
verilme
k1sm1 bu konuda da kocanin durumunu goz onune almaktad1rlar. Buna gore koca zamam
meslek sahibi (esnaf) ise nafaka gunluk olarak belirlenir. c;:unku bu ki~inin,
nafakay1 ayl1k olarak bir defada vermesi guc; olur. Koca tacir ise nafakay1 ayl1k
olarak odemesine hukmedilir. Koca tarlalardan gelir elde eden bir ki~i ise nafakay1
y1ll1k olarak odemesine hukmedilir. c;:unku bu kimse ii:;in en kolay odeme; her yll
tarlalanndan elde ettigi geliri toplad1g1ndad1r. Tacire, her ay dukkanlar ile diger
288 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
yerlerin kiras1ni toplad1g1nda nafakay1 odeme kolay olur. Esnaf ise nafakay1 gunluk
olarak kazand1gindan kolay odeme imkan1 bulur.
Nafaka Nafaka ic;in kocadan hie; bir ~ekilde kefil al1namaz. c;:unku gelecek zamanin
i~in
kocadan nafakas1 zaten henuz gerekli olmam1~t1r. lnsan kendi uzerine gerekli olmayan bir
kefil ~eyden dolay1 kefil vermeye zorlanamaz. Gec;mi~ zaman1n nafakalan ise diger
istemek
borc;lar ile ayn1 hukme tabidir. Kendisine bunu odemesi emredilir. Fakat kefil
vermeye zorlanamaz.
Kad1n, hakimin nafaka belirlemedigi donemdeki gec;mi~e ait nafakas1 ic;in
Odenmemi~
nafaka kocas1ni mahkemeye verse biz Hanefilere gore o donemdeki nafakadan hie; bir ~ey
bor~lan verilmez. $afil (rh.a.)'ye gore hakim, kad1nin onceki doneme ait tahsil etmedigi
nafakalann odenmesine hukmeder. Bu mesele ~una dayanmaktad1r:
Biz Hanefilere gore hakimin hukmu veya e~lerin kar~1l1kl1 anla~mas1 olmad1kc;a
nafaka zimmette bore; olmaz.
$afil (rh.a.)'ye gore ise nafaka zimmette bore; olur. c;:unku nafakanin gerekli
olmas1 nikah akdi iledir. Bu nedenle akit gerc;ekle~tikten sonra, t1pk1 mehirde
oldugu gibi, zimmette bore; olmas1 ic;in hakimin hukmune veya taraflann
anla~mas1na ihtiyac; yoktur. Aynca nafakanin gerekli olmas1, nikah akdinden sonra
kocanin kad1n1 kendi idaresinde bulundurmas1na itibarlad1r. Bu durum akitten
sonra guc; kazanm1~t1r. Dolay1s1yla kira akdinden sonra menfaati elde etmekle kira
bedelinin odenmesi gerekli oldugu gibi, nafaka da hakimin hukmune gerek
olmaks1z1n zimmette bore; olur.
Bizim bu konudaki delilimiz ise ~udur; nafaka kar~ll1ks1z olarak verilen bir
bag1~t1r. Kar~il1ks1zverilen ~eyler, guc;lendirici bir durum bulunmad1kc;a yalnizca
akitle kesinlik kazanmaz. Gormez misin bu nitelikte olan hibe ve sadaka da ancak
teslim alma ile tamamlan1rlar. Bunu ~oyle ac;1klayabiliriz: Nafaka kad1n1n
cinselliginden yararlanmanin bedeli degildir. Kad1nin cinselliginin kar~ll1g1 mehirdir.
Ayni akitte bir ~ey iki bedeli gerektirmez. Aynca cinsel yararlanmanin kar~il1g1 olan
~eyin bir defada odenmesi gerekir. c;:unku koca cinsel yararlanmay1 bir defada
tUmuyle elde eder. i~te bu yuzden nafaka kadindan yararlanman1n ve onu
hakimiyeti alt1nda bulundurmanin kar~1l1g1 olamaz. c;:unku bu, kocanin kendi
mulkunde yapt1g1 bir tasarruftur. Bu tasarruf kendisine bir bedel odemeyi gerekli
k1lmaz. Bu ac;1klamalardan anla~ilmaktad1r ki nafaka kar~il1ks1z olarak verilir.
Nafakanin kesinlik kazanmas1 da ya hakimin hukmu ya da e~lerin kar~1l1kl1 olarak
anla~malan ile gerc;ekle~ir. Diger yandan bu, kad1n1n ihtiyac1na yeterli olacak
~ekilde me~ru kil1nm1~ bir nafakad1r. Dolay1s1yla hakimin hukmu olmad1kc;a
zimmette bore; olmaz. Gormez misin ana-baba ve c;ocuklara odenen nafaka da
yaln1zca zaman1n gec;mesi ile zimmette bore; olmaz. E~e odenen nafaka da
boyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 289

Ayni ~ekilde hakimin hukmu veya taraflann kar~1l1kl1 anla~mas1 olmadan Kadmm,
koca
kad1n, koca ad1na bor~ alsa bu kocanin zimmetinde bir bor~ olmaz. Clinku kad1n, adma bor~
koca ad1na bor~ alma hakk1na sahip degildir. 0 yalnizca kendisi hakkinda almasmm
hiikmii
tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Bu nedenle bor~ olarak ald1g1 ~eyler kad1n1n
zimmetinde olur. Kadinin bor~ olarak ald1g1 ~eyi harcamas1 t1pk1 kendisine ait diger
mallan harcamas1 gibidir. Dolay1s1yla kad1n yapt1g1 bu harcamalardan dolay1
kocasindan hi~ bir ~ey isteyemez. Ancak hakim kad1na her ay verilmek Ozere koca
Ozerine bir nafaka belirler veya e~ler kar~il1kl1 olarak her ay odenmesi gereken bir
miktar Ozerinde anla~1rlar da, daha sonra koca kaybolursa veya kans1na olan
nafaka borcu nedeniyle hapsedilirse; kad1n kocas1 ad1na bor~ als1n almas1n,
kocanin odememi~ oldugu nafakalan ondan talep edebilir. COnku hakimin hukmu
veya e~lerin kar~il1kl1 anla~malan ile kad1n1n nafaka hakk1 kesinle~mi~tir. Clinku
kocanin sorumluluk yuklenme konusunda kendi Ozerindeki yetkisi, hakimin onu
[S/185]
sorumlu tutma yetkisinden daha Ostlindur.
Kadi ~ureyh (rh a.)'ten nakledildigine gore o ~oyle demi~tir: "Kocas1 kaybolan
kad1n onun ad1na bor~ a Isa yalnizca kendisi ad1na bor~lanm1~ olur". ~ureyh (rh.a)
bununla hakim kendisine nafaka baglamad1g1nda veya nafaka baglay1p bor~
almas1na izin vermediginde kadin1n bor~ almas1n1 kastetmi~tir. Hakim, kocas1 adina
bor~ almas1n1 emrettiginde ise bor~ kocaya ait olur. Clinku hakim, koca Ozerinde
otoriteye sahiptir. Koca ad1na bor~ alma konusunda hakimin kad1na emir vermesi,
bizzat kocaya emir vermesi gibidir.
"EbO Hanlfe ~oyle demi~tir: Koca kayboldugunda hakimin onun aleyhine Kaybolan
nafakaya hukmetmesini caiz gormem". koca
aleyhine
COnkO koca kay1p iken aleyhine nafakaya hukmedilmesi ona sorumluluk nafakaya
hiikmetmesi
yuklemektir. Halbuki hakimin kay1p olan bir kimseye sorumluluk yukleme yetkisi
yoktur.
Kad1n1n kay1p olan kocas1ndan bir ~ocugu bulunur da kendisi ile birlikte
~ocuga nafakaya hukmedilmesini isterse hakim ku~Ok ~ocuklar, kad1nlar ve
muzmin hastal1ga yakalanm1~ bulunan erkekler i~in nafakaya hukmeder. Boyle bir
hastal1g1 bulunmayan erkeklerin nafaka hakk1 yoktur. Onlara ~al1~arak kendi
nafakalanni kazanmalan emredilir. Erkeklerden muzmin hastal1ga yakalanm1~
olanlar ise ~al1~maktan acizdirler. Kad1nlar ~al1~ma konusunda a~1k bir ~ekilde
acizdirler. Kad1na ~al1~masin1 emretmek fitneye neden olur. Clinku kad1n
~al1~makla yukumlu tutuldugunda cinselligi ile kazan~ saglar.

Kad1n1n kocas1 bulunmad1ginda o, hokum bak1m1ndan ku~Ok k1z ~ocugu Evli olmayan
yeti~kin k1z
gibidir. KO~Ok k1z ~ocugunun nafakas1, buna ihtiyac1 oldugu i~in babas1na ait veya kadmm
oldugu gibi, ergin olduktan sonra evlenmediginde de ayni durum soz konusu olur. nafakas1
Cunku k1z ~ocugu ergenlik ~ag1na ula~inca ihtiya~lan artmaktad1r. Bu konuda delil
daha once rivayet ettigimiz (Peygamber (s.a.v.)'in Hind'e soyledigi) ~u hadistir
290_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

"EbD Sufyan'm malmdan orfe gore kendine ve c;ocuguna yetecek kadanm


a/"_111

Diger yandan c;ocugun emzirilme masraflan ayet (nass) nedeniyle babaya


aittir. Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

~ t>).i ~ &:)..:J p_r.W ~µ ~J~ ~ 1_,r.JlJ &Aj~l &A)U pJ ~jt ~~ ~


"Sizin ic;in c;ocugu emzirirlerse onlara Ocretlerini verin, aramzda uygun bir
:;ekilde an!a:;m. Eger an!a:;amazsamz c;ocugu, ba:;ka bir kadm emzirecektir". (et-
Talak 65/6)

Bu, c;ocuk sut emmeye devam ettigi surece onun ihtiyac1d1r. Bu, c;ocugun
ihtiyac1 devam ettigi surece ona yeterli olacak ~eyleri kar~1laman1n babanin borcu
oldugunu gostermektedir.
Buyuk c;ocuklann nafakalan kendilerine odenir. c;:unku nafaka onlann
hakk1d1r. Kendileri haklann1 elde etme ehliyetine sahiptir. Hie; kimsenin onlar
uzerinde velayeti yoktur.
Kuc;uk c;ocuklann nafakalan kad1na teslim edilir. c;:unku kuc;uk c;ocuk, kad1nin
gozetiminde (kucag1nda) d1r. Kadin onun yemegini haz1rlar. Bu nedenle c;ocugun
nafakas1 kad1na teslim edilir.
Muhammed (rh.a.) daha sonra fakir kocan1n kuc;uk c;ocuguna odeyecegi
nafakanin dirhem olarak miktann1 ve giysinin miktanni belirtmi~tir. Daha once e~in
nafakas1 konusunda ac;1klad1g1m1z gibi, bu konuda goz onune al1nmas1 gereken
~ey, nafaka alacakl1s1na yeterli olacak miktard1r. c;:ocugun nafakas1nda bu, daha
ac;1k olarak gorulur. c;:unku ihtiyac; c;ocugun ya~1na gore degi~ir. Bu konuda
baglay1c1 olarak yap1lan sin1rland1rmalar dikkate al1nmaz. Koca zengin ise, nafaka
ve giyecek konusunda hakimin uygun gorecegi tarzda miktan yuksek tutmakla
yukumlu tutulur. E~in nafakas1 konusunda orf dikkate al1nd1g1 gibi bu konuda da
orf dikkate alin1r.

Kadmm Kadm, kocas1 ile kendisine yeterli olmayacak bir nafaka miktan
yetersiz nafaka uzerinde anla~sa, bu anla~madan donerek kendisine yeterli olacak miktan
iizerinde
anla~mas1 isteme hakkma sahiptir.
c;:unku nafaka peyderpey (k1s1m k1s1m) gerekli olur. Kad1n1n kendisine yeterli
[S/186] olmayacak bir miktara raz1 olmas1, hakk1n1, daha gerekli olmadan once
du~urmektir. Bu ise gec;erli degildir. Gormez misin kad1n kocas1n1 nafakadan ibra
etse bununla nafakas1 du~mez. Kira bedeli ise boyle degildir. c;:unku kira

171
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, AdabO'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 291

sozle~mesi yapild1ktan sonra yarar elde edilmeden once kira bedelinin bir
k1sm1ndan ibra etmek caizdir. Bu konuda alimler arasinda goru~ aynl1g1 yoktur.
c;:unku kiralamada bedelin gerekli olma nedeni olan akit vard1r. Kira bedelinin
du~Qrulmesinin ge<;erli olmas1 konusunda akit, bedelin ger<;ekten gerekli olmas1
gibi kabul edilir. Nafakada ise odemenin gerekli olma nedeni nikah akdi degildir.
Aksine neden, kad1n1n kendisini kocan1n hizmetine vermi~ olmas1d1r. Bu da her an
yenilenir. Dolay1s1yla gerekli olma nedeni ger<;ekle~meden once kadinin nafaka
hakk1n1 du~urmesi ge<;ersizdir.
Bu meseleyi ~oyle a<;1klayabiliriz: Nafaka, ihtiyac1 kar~1lamak i<;in me~ru
k1linm1~t1r. E~lerin kad1na yeterli olmayacak miktar Qzerinde anla~malan amac1 elde
etmeye degil, amac1n ortadan kalkmas1na yol a<;ar. Bu nedenle bu ge<;ersiz olur.
Hakimin kad1na yeterli olmayacak miktarda nafakaya hukmetmesi durumunda da
ayn1 durum soz konusudur. c;:unku hakim, kad1na yeterli olmayan miktarda nafaka
belirlediginde verdigi hukmun hatall oldugu anla~llm1~ olur. Dolay1s1yla kad1na
yeterli olacak bir nafaka miktanna hukmetmek suretiyle hatas1n1 gidermesi gerekir.
Hakim, kocamn yoksul nafakas1 odemesine hukmeder, daha sonra Yoksul
nafakas1
koca zengin duruma gelir ve kadm onu dava ederse, kocanm zengin odemeye
nafakas1 odemesi gerekli olur. hukmedilen
kocanm
c;:unku daha once a<;1klad1g1m1z gibi nafaka peyderpey (anbean) gerekli olur. zenginle~mesi

Bu nedenle kocanin durumu surekli goz onunde tutulur. Nas1I ki koca zengin
duruma geldikten sonra hakim onun yoksul nafakas1 odemesine hukmedemezse
ayn1 ~ekilde daha once verilen hukum de devam etmez. Daha once kocan1n
yoksullugu nedeniyle, yoksullann odemesi gereken nafakay1 odemesine
hukmedilmi~ti. Ozur ortadan kalkt1g1nda bu ge<;ersiz olur. Bu ~una benzer;
yoksullugundan dolay1 oru<; keffaretini oru<;la yerine getirmeye ba~layan bir ki~i.
keffaret orucunu tutarken zengin olsa mal odeyerek keffaret vermesi gerekli olur.
Kadm, kocas1 mehrini tam olarak odemesine ragmen, kaybolur veya Kadmm
kocanm evine yahut da istedigi yere ta~mmamakta direnirse nafaka nafakaya hak
kazanamad1g1
alamaz. durumlar
c;:unku soz konusu durumlarda kadin itaatsiz (na~ize) dir. Bilindigi gibi (me~ru
bir gerek<;e olmaks1zin) kocas1na itaat etmeyen kad1n nafaka alamaz. Allahu Teala

~~WI~ 0>J~1_, ~
"On/an yatak!arda yalmz b1rakm" (en-Nisa 4/34)

Ayetinde itaatsizlik eden kad1n1n kocas1 ile birlikte bulunma hakkin1n


engellenmesini emretmi~tir. Bu ayet gostermektedir ki kad1n1n nafakas1 boyle bir
durumda oncelikle engellenir. c;:unku birlikte bulunma her iki e~in de yarannad1r.
Nafakanin yaran ise sadece kad1na aittir. Aynca kadin kendisini kocas1na teslim
etmesi ve kendisini kocas1n1n i~lerine vermesi nedeniyle nafakaya hak kazan1r.
292 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bundan ka~ind1g1nda haks1zl1k etmi~ olur. Nafakay1 gerektiren durumu ortadan
kald1rd1g1 i~in nafakaya hak kazanamaz.
$ureyh (rh.a.)'e "kocas1na itaat etmeyen kad1n1n nafaka hakk1 var m1d1r?" diye
soruldugunda o "evet" dedi. "Ne kadar?" diye sorulunca da "bir ~anta dolusu
toprak" diye cevap verdi. Bunun anlam1 "kad1n1n nafaka hakk1 yoktur" demektir.
Kaea, kans1na mehrini odemez ve kad1n da mehrini al1ncaya kadar kendisini
teslim etmekten ka~1n1rsa nafaka hakk1na sahiptir. c;:unku bu durumda kad1n bir
hakka dayanarak kendisini teslim etmemi~tir. Bu nedenle hukum a~1s1ndan
nafakay1 gerektiren ~eyi ortadan kald1rm1~ olmamaktad1r. Tam tersine koca,
kad1n1n hakk1 olan mehri teslim etmemekle onun hakk1n1 ortadan kald1rmaktad1r.
Aynca nafaka da mehir de kad1n1n hakk1d1r. Kad1nin, haklanndan birini istemesi
digerini du~urmez.
Ayni ~ekilde zahiru'r-rivaye'ye gore koca han1m1 ile cinsel birle~mede
bulunmam1~ olsa bile hukum belirttigimiz gibidir. Ancak Ebu Yusuf (rh a )'tan
nakledilen bir rivayete gore zifaf olmadan once kad1n mehrini almak i~in kendisini
teslim etmezse nafakaya hak kazanamaz. Bu rivayete gore Ebu Yusuf (rh a.),
nafakanin gerekli olmas1 i~in kad1nin kocasin1n evine ta~1nmas1n1 gerekli saym1~
gorunmektedir. Bu ger~ekle~meyince kad1n nafakay1 hak edemez. Ancak kad1n
kocan1n evine ta~in1p da kendisine nafaka verilmesi gerekli olduktan sonra bu hak,
yalnizca kad1nin haks1z yere kendisini teslim etmemesi ile ortadan kalkar.
[S/187] Zahiru'r-rivaye'ye gore ise nikah akdi ge~erli olduktan sonra kad1n kocanin
evine ta~1nmasa bile nafakaya hak kazan1r. Gormez misin koca, kad1n1n kendi
evine ta~1nmasin1 istemezse kad1n nafakay1 isteme hakk1na sahip olur. Mehrini
almak i~in kendisini teslim etmediginde de ayn1 durum soz konusudur.
ltaatsizlik eden kad1n kocas1nin evine donerse nafakaya hak kazan1r. c;:unku
kad1n1n nafakasin1n du~mesine neden olan ~ey onun itaatsizligidir. Bu da ortadan
kalkm1~t1r. Bu konuda delil ~u ayettir:

~ ~ ~ 1;;; ~ ~t 0~ ~
"Eger size itaat ederlerse art1k on/arm aleyhine ba~ka bir yo! aramaym". (en-
Nisa 4/34)

Kii~iik "Biz Hanefilere gore emsalleri cinsel birle~meye elveri~li olmayacak


hanima
nafaka olur
kadar ki.ii;i.ik olan k1zm nafaka almaya hakk1 yoktur."
mu? $afil (rh.a.)'ye gore nafaka alabilir. c;:unku nafaka, nikah akdi ile odenmesi
gereken bir mald1r. Mehirde oldugu gibi, nafakada da ku~uk olan e~ ile buyuk
birbirine e~ittir. c;:unku nafakan1n gerekli olmas1, e~in ihtiyac1 i~indir. Ku~uk k1z da
t1pk1 buyuk gibi nafakaya muhta~t1r. Gormez misin kole uzerindeki mulkiyet
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 293

nedeni ile buyuk olan koleye nafaka vermek gerekli oldugu gibi ku~uk koleye de
vermek gereklidir. Nikah nedeni ile olan nafaka da boyledir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilimiz ise ~udur: Sbz konusu durumda ku~uk
k1z, kocan1n evinde kendisini ona teslim etmi~ degildir. Dolay1s1yla da itaatsizlik
eden (na~ize) kad1nda oldugu gibi nafaka hak edemez. c;:unku ~ok ku~uk olan k1z,
kocanin evine kendisi ta~1namaz, ba~kalari taraf1ndan gbtlirulur. Aynca kocanin
evine, orada kalmas1 i~in goturulmez. Bu durumda zorla kocas1n1n evine goturulen
kad1n gibi olur. Ayrica kad1n1n kocas1ndan nafakay1 hak etmesi, kendisini kocanin
maslahatlanna vermesi nedeniyledir. Ku~uk k1z, kendisindeki bir nedenden otliru
buna elveri~li olmad1g1ndan, bu, kad1n taraf1ndan yap1lan bir engelleme gibi olur.
Dolay1s1yla da nafakaya hak kazanamaz. Cariye ise boyle degildir. c;:unku cariyenin
nafakay1 hak etmesi yaln1zca efendinin onun uzerindeki mulkiyetine dayanir. Bu
durum cariyenin ku~ukluk veya buyuklugune gore degi~mez.
Kad1n, benzerleri cinsel birle~meye elveri~li bir duruma geldiginde kocas1
ku~uk olsun, buyuk olsun kadin nafakaya hak kazan1r. c;:unku bu kad1n kendisini
kocan1n evinde, teslim etmi~, kocan1n ihtiyac1 i~in kendisini amade k1lm1~t1r. Koca
kendisinde bulunan bir engelden dolay1 hakk1n1 alamamaktad1r. Bununla kad1n1n
nafaka hakk1 ortadan kalkmaz.
Koca ku~uk olup nafaka bdeyecek mala sahip degilse, han1m1nin nafakas1, Mah olmayan
nafakaya kefil olmad1g1 surece kocan1n babas1ndan istenilemez. c;:unku kad1n1n kii~iik
kocanm
kocas1ndan nafaka alma hakk1 t1pk1 mehir alma hakk1 gibidir. Nasll ki baba, kefil nafaka
olmad1k~a ~ocugunun mehrini bdemekle sorumlu tutulamazsa nafaka ile de yiikiimliiliigii

sorumlu tutulamaz.
"Koca ku~uk olsun buyuk olsun, bir kadm i~in, yoksul olan ve nafaka
Nafaka borcu
odemeye gucu yetmeyen kocas1 uzerine nafakaya hukmedildiginde, nedeniyle
kadma bor~ almas1 sonra da bunun bedelini kocasmdan tahsil etmesi verilecek ceza
emredilir. Hakim kocanm nafaka odemekten aciz oldugunu ve
yoksullugunu biliyorsa kocay1 hapsetmez".
c;:unku hapis, haks1zl1k yapt1g1 a~1k olan bir ki~iyi bu haks1zl1g1ndan cayd1rmak
i~indir. Bu meselede ise kocanin haks1zl1g1 degil, bzur sahibi oldugu a~1kt1r. Bu
nedenle hakim onu hapsetmez. Ancak kad1na bor~ almas1n1 emretmek suretiyle
kad1n1 korur.
Kad1n, hakimin emri ile bor~ ald1g1nda, kocan1n emri ile bor~ alm1~ gibi kabul
edilir. Bu nedenle, koca odeme imkan1 buldugunda kad1n bunlan kendisinden al1r.
Hakim kocan1n yoksullugunu bilmez ve kad1n da onun nafaka nedeniyle
hapsedilmesini isterse hakim kocay1 hemen hapsetmez. c;:unku hapis yaln1zca
haks1zl1k edenlerin hak ettigi bir cezaland1rma ~eklidir. Oysa burada kocanin
haks1zl1k yapt1g1 a~1k degildir. Bu nedenle hakim kad1n1n talebi uzerine kocay1 [5/188]
hemen hapsetmez. Aksine kocaya e~ine nafakas1n1 vermesini emreder. Bunu
294 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yapmad1g1nda kendisini hapsedecegini bildirir. Kad1n iki veya ui:; defa daha hakim
huzuruna gelip ayn1 istegini tekrarlarsa, odemesi gereken ~eyi bdememesi nedeni
ile kocan1n haks1zl1k yapt1g1 anla~ild1g1ndan hakim kocay1 hapseder. Hakim,
kocanin ihtiyai:; ii:;inde oldugunu biliyorsa serbest b1rak1r. c;:unku ayetle (nassla),
bolluga kavu~uncaya kadar bori:;luya (kocaya) sure taninmas1 gerekir. Aczi
nedeniyle nafakay1 bdeyemediginde haks1zl1k etmi~ olmaz.
"Hakim nafaka veya ba~ka bir bore,; nedeni ile ki~iyi iki veya i.ic,; ay
hapsedince onun hakkmda soru~turma yapmahd1r".
Ba~ka bblumlerde bu surenin dart ay oldugu belirtilmi~tir. Hasen'in EbO
Hanlfe (rh.a.)'den rivayet ettigine gore o, bu sureyi alt1 ay olarak s1nirland1rm1~t1r.
Tahavl'nin EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayet ettigine gore ise en az hapsetme suresi bir
ayd1r.
Ozetle sbylemek gerekirse, bu konuda baglay1c1 bir sure s1nirlamas1 yoktur.
c;:unku hapis, s1k1nt1 vermek ii:;indir. Bu ise adeten insanlar1n durumuna gore
degi~iklik gosterir. Bu konuda hakim takdir yetkisine sahiptir. Hakim, hapisteki
ki~inin s1k1nt1ya ugray1p saklad1g1 mal1 var ise bunu ortaya i:;1karacag1 kadar bir sure
gei:;tigine inanirsa bundan sonra onun hakk1nda soru~turma ya par. Hi~am'in "en-
Nevadir" de Muhammed (rha.)'den rivayet ettigine gore, hakim ki~iyi hapiste
tuttugu surece, hakkinda soru~turma yapar. Muhammed (rh.a.) bu meselede her
hangi bir sureyi gbz onunde bulundurmam1~t1r.
Hakim soru~turma yap1p da kendisine sbz konusu ki~inin yoksul oldugu haber
verilirse onu serbest b1rak1r. c;:unku adil/ guvenilir kimselerin verdigi haber ile
bi linen ~ey, hasm1n (kar~1 taraf1n) ikrari ile sabit olan ~ey gibi kabul edilir.
Alacakhnm Biz Hanefilere gore hakim, alacakl1 olan ~ahs1n bori:;luyu takip etmesini
bor~luyu
takip etmesi
engellemez.
Ismail b. Hammad (r.a ): "Alacakl1nin bori:;luyu ta kip hakk1 yoktur" derdi.
$afil (rh.a.)'de bu gbru~tedir. (unku Allah'1n kendisine sure tan1nmas1 ile
bori:;luya sure tan1nm1~t1r. Bu, hasm1n bori:;luya sure tan1mas1 veya ibra etmesi
gibidir. Hasm1n sure vermesinde nas1I ki bori:;luyu takip etme hakk1 yoksa bu
meselede de takip hakk1 yoktur.
Biz Hanefiler ise ~unu deli I al1yoruz. Rivayet edildigine gore Peygamber (s a.v ),
bir bedevlden veresiye olarak bir deve satin ald1. Sure doldugunda bedevl
kendisinden bedeli istedi. Peygamber, "Bizim bdeyecek bir ~eyimiz yok" dedi.
Bedevi de bunun uzerine "vay bana yapllan haks1zl1ga ! " dedi. Saha be o ki~iye
sald1rmaya yeltenince Peygamber ~oyle buyurdu:

0t_4Jlj .Jj1 J>J1


,
~L.aJ
,
~~
,
~~:>
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 295

"Onu b1rakm! <;unkU hak sahibinin el ve di! hakk1 vardir". 172


"Dil hakk1" ile kastedilen dava etmek, "el hakk1" ile kastedilen de takip
etmektir. Aynca bon;:lunun, mal1 kendi mal ve kazanc1ndan odemesi gereklidir.
Bor~lunun mal1 oldugunda alacakl1 olan ki~i bu maldan borcun odenmesini
isteyebilecegi gibi, bor~lu mal kazanma imkan1na sahip oldugunda da onun
kazanarak borcunu odemesini isteyebilir. Bu da ancak alacaklin1n bor~luyu takibi
ile ger~ekle~ir. Bor~lu, kendi nafakasindan daha fazla bir ~ey kazand1ginda alacakl1
alacag1 nedeni ile buna el koyar. Biz bu takip ile alacakl1nin bor~luyu bir yerde
oturmaya zorlamas1n1 kastetmiyoruz. (unku bu hapistir. Alacakli bor~lunun
tasarrufta bulunmasina engel olamaz. Ancak bor~lunun bulundugu her yere o da
gider.
Bor~lu zengin ise nafaka ve diger borcunu odeyinceye kadar hakim onu
hapisten ~1karmaz. (unku Peygamber (s av) ~oyle buyurmu~tur:
' • l • ,
8~ - t..;• I-~ ...l;.-1~1\ ~I
.J J ~ (.T-"'": - ~ y ~

"Odeme imkamna sahip olan ki:?inin borcunu geciktirmesi onun hakkmda soz
edilmesini ve cezalandmlmasm1 he/a/ kJ/ar". 173
Aynca zengin olan ki~i, odeme gucune sahip olmas1na ragmen odemeyerek Borcun,
hak sahibi ile hakk1 aras1na girmi~tir. Bu nedenle yapt1g1 ~eyin benzeri ile bor~lunun
mahndan
cezaland1nl1r. Bu da, borcunu odeyinceye kadar kendisi ile tasarruflan aras1na iidenmesi
engel koymak suretiyle olur.
Zengin kocan1n hazir mal1 varsa, hakim onun mal1ndan dirhemleri ve dinarlan
(paralan) alarak nafaka ve diger bor~lan oder. (unku hak sahibi hakk1 ile ayn1
cinsten olan bir ~ey elde ettiginde onu alma yetkisine sahiptir. Hakim de bu
konuda hak sahibine yard1mc1 olur. Ayn1 ~ekilde zengin olan ki~inin yenilecek
~eyleri bulundugunda nafaka i~in bunlara el konulabilir. (unku g1da maddesi
uzerindeki borcun kendisidir. Kad1n gucu yetince bunu alma imkanina sahiptir.
Hakim de bu konuda kendisine yard1mc1 olur.
[S/189]
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hakim nafaka ve diger bor~lar nedeni ile bor~lunun
ticaret mallanni satamaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore bunlann tUmunu Bor~lunun
k1s1tlanmas1
satabilir. Bu konu hacr (ki~inin, malvarl1g1 uzerindeki tasarruflannin k1s1tlanmas1)
ve mallan
meselesine dayanmaktad1r. Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hakim, zimmetteki bar~ sat1lmas1
nedeniyle bor~luyu k1s1tlayamaz. Bor~lunun malin1 onun nzas1 olmaks1z1n satmak
da bir ~e~it k1s1tlamad1r. Dolay1s1yla hakim bunu yapma yetkisine sahip degildir.

172
lbn Mace, Sadakat 17; Darekutni, SOnen, IV/232; Zeylei, Nasbu'r-raye, IV/217.
173
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/222, 388; EbO DavOd, Kada 29; Nesai, BuyO' 100; lbn Mace, Sadakat
18; Hakim, MOstedrek, IV/114; AclOni, Kesfu'/-hafa, 11/1156.
296_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise hakim bor<; nedeniyle bor<;luyu
k1s1tlayabilir. Onun mal1n1 satabilir. Onlar bu konuda ~u rivayeti delil alm1~lard1r:
.. .. .. ,,. ~ .. "P ,,. ~ 'I. " '~
~ ,;.....J - ~l4
I. .}
•.!.Ll.
,.
~\J'
I..... •.J
8, ll)\ - . - ~~
l,f"?.J •
I ~. -- - d.:. ' ~
~ ~ J •- r- ll)\ I"- •~I \
r...r- I.!: .)\

- "--iL .iJL4 -~
~;-f~
\;.

"Peygamber (s.a.v.), Muaz (r.a.)'a hacr koydu. Onun malin1 satt1. Parasin1
alacakl1lar aras1nda paylar1na gore bolu~tUrdu. " 174
Omer (r a.) hutbesinde ~oyle demi~tir:
_.. ~ ' .. .. J ;
. .. .::..,. - ~ -->1· ~ · u·10l! :·J..11 - !.5~1 ·l!.J1 1~t1
.? .J • .J r' J ! ~ J I -· l..r' ~

"Ey insanlar! Borc;tan sakmm. <;unku bo((; onceleri tasa, sonra da sava!?tlr."
Oseyfi' CUheyne hakkmda, "haolan gec;ti" denecek kadar dininden ve
emanetinden raz1 olunan bir ki!?iydi. Bununla birlikte o, bore; a!maya devam etti.
Sonunda bore; tUmu ile kendisini kaplad1. Ben onun ma/Ianni sat1p, bedelini
alacak!J/ar arasmda paylanna gore taksim edecegim. Kimin onda a/acag1 varsa
175
gelsin".
Buradaki anlam ~udur; Borc.;lunun borcu nedeni ile hapsedilmesi
gostermektedir ki borcunu odemesi kendisine gereklidir. Bundan ka<;1nd1g1nda,
borcu odeme tasarrufu vekillik (niyabet) kabul ettigi i<;in hakim onun yerini al1r.
Nitekim innln (cinsel iktidars1zl1g1 olan kimse) karis1n1 bo~amamakta direnirse
hakim onun yerini alarak e~leri birbirinden ayim. Alimlerin ittifak1yla dinar ve
dirhemleri birbiri ile degi~tirir. Ayn1 ~ekilde, ticaret mal1n1 da satabilir.
EbO Hanlfe (rh a.)'nin deli Ii ise ~udur:
~ ~ ~-
I "- .ui\ J ' ' : l.a.A...!, -:· i -:.-' ~ "j.;. ' ,JI
- ' ' .. ' .,. ', # .-;.

.~
- llll r...r- _,...,,.) L.:;.,! : •" ~_ti.
. ?· · I ~.} -· • . ~ , ~ ~ ~ .)
.s:., ~
-. -...["'
~ ~L.;..),
; - .
.,.)t- ti ;._.1
~ J
~tJ !- .:L: -
-- '-. <..i> r-- J

"Cuheyne kabilesinden bir adam kendisi ile ba!?kas1 arasmda ortak olan bir
kolenin bir bo!Umunu ozgur kJ/d1. ResOIUl/ah (sa.v.J bu adam1, kendisine ait bir
ganimeti sat1p diger ortagm paym1 odeyinceye kadar hapsetti. " 176 Biliniyor ki,
ResOlullah (s av) bu ki~iyi, ozgur kllma tazmini ile yukumlu tuttugunda, onun
odeme gucune sahip oldugunu biliyordu. Buna ragmen onun mal1n1 satmad1.
Aksine hapsetti. Eger mal1n1 satmak caiz olsayd1 Peygamber (s.a.v.) bunu yapard1.
~unku bu her iki tarafin maslahat1na uygundur.

174
Hakim, Mustedrek, 11/67, IV/113; Darekutn1, Sunen, IV/230; Taberan1, el-Mu'cemu'/-evsat, Vl/105;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vl/48; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/254.
175
Muvatta, Vasiyye 1460; lbn EbO $eybe, Musannef, IV/536; Beyhak1, es-Sunenu'I- kubra, Vl/49,
X/141.
176
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vl/48, X/276.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 297

Bunun anlam1 ~udur: Bor~lunun yukumlulugu, borcunu bdemektir. Borcu


bdemenin, mallan satmaktan ba~ka yollan da vard1r. Dolay1s1yla hakim borcun
bdenmesi i~in bu yolu belirleme yetkisine sahip degildir. Gbrmez misin hakim
bor~lu olan bir kad1n1, borcunu mehrinden odemesi i~in evlendirme yetkisine sahip
olmad1g1 gibi, bor~lu bir ~ahs1n, borcunu bdemek i~in tek yol oldugu gerek~esiyle,
borcunu kazanc1ndan bdemesi i~in ~al1~t1rma yetkisine de sahip degildir. Ayni
~ekildehakim, borcu bdemek i~in tek yol oldugu gerek~esiyle bor~lunun mal1n1 da
satamaz.
K1yasa gore dirhemlerle dinarlar biribirleri ile degi~tirilemez. lstihsana gore ise
bunlar tek bir cins olarak kabul edilir. (unku bu paralarla ama~lanan ~ey birdir.
Dolay1s1yla hakimin borcu, bor~lunun paras1ndan bdemesi hakk1n cinsinden olan
~eyle bdemesi gibidir. Bu, bor~lunun hak sahibine kar~1 bdemesi belirlenmi~ olan
~eydir. (unku hak sahibi hakk1 ile ayn1 cinsten olan ~eyi alma yetkisine sahiptir.
Ayn1 ~ekilde hakim de ona yard1m etme yetkisine sahiptir. Muaz hadisine gelince
Peygamber (s a.v.) onun mal1n1 kendisinin nzas1 ve istegi ile satm1~t1r. (unku onun
mallan, bor~lann1 bdemeye yeterli olmuyordu. Bu yuzden Resulullah (s.a.v.)'in
bereketi olsun diye, mal1n1 Peygamber (s.a.v.)'in satmas1n1 boylelikle borca yeterli
gelmesini istemi~ti.
Omer (ra.)'den rivayet edilen me~hur hadisteki "ben onun malin1 alacaklllan [S/190]
arasinda taksim edecegim" sbzune gelince, bu sbz malin1n dinar ve dirhemlerden
olu~tugu ~eklinde yorumlan1r. Bunun delili ~udur; Ebu Yusuf ve Muhammed
(rh.a)'e gore hakim kar~1 taraf1n talebi bulunmad1k~a bor~lunun mal1n1 satma
yetkisine sahip degildir. Sbz konusu olayda da kar~1 taraf1n talebi
bulunmamaktad1r. Bundan anl1yoruz ki o ~ahs1n mal1 borcu ile ayn1 cinstendi.
Ya hut da bu Omer' in (r a.) Oseyfi' CUheyne lehine bir yarar gbrmesi nedeniyle
yapt1g1 bir tasarruftu.
Bir ki~inin birden fazla e~i bulunursa daha once belirttigimiz gibi E~lerin
nafakalan her birine yeterli olacak ~ekilde belirlenir. E~lerden birisi ehl-i nafakasmda
e~itligin
kitaptan (gayrimi.islim) bir kadm veya efendinin kendisinin yanmda gozetilmesi
kalmak i.izere bir ev tahsis ettigi bir cariye ise her bir e~e yeterli olacak
kadar nafaka belirlenir. Mi.isli.iman ozgi.ir kadm, cariye ve z1mml
(gayrimi.islim vatanda~) daha fazla nafaka alamaz.
(unku nafaka, ki~iye yeterli olacak kadar me~ru k1l1nm1~t1r. Bu ise ki~inin
dinine veya kale ya da bzgur olu~una gore degi~mez.
Hakim, kocan1n yoksul oldugunu bilerek kadinlar lehine nafaka belirlemi~se,
kadinlara koca hesab1na bor~ almalanni emreder. Bbylelikle kan-koca taraflar
birlikte korunmu~ olurlar.
Kay1p
Kocanin kay1p olmas1 durumunda, Ebu Hanlfe (rh.a.) bnceleri ~byle derdi: kocanm
"Koca kay1p oldugunda hakim, koca ile e~leri arasindaki nikah1 biliyorsa kad1nlara nafaka
durumu
298 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsfit
koca hesab1na bore_; almalann1 emreder". Bu ayn1 zamanda Zufer (rh.a.)'in de
goru~udur. Nitekim koca hazir oldugunda da ayn1 durum soz konusudur. Ebu
Hanlfe (rh.a.) daha sonra bu gbru~unden dbnerek: "Hakim bu nu emretmez"
demi~tir. Bu goru~ Ebu Yusuf ve Muhammed (rha)'in de goru~udur. Cunku bu, bir
kimseye yoklugunda (g1yab1nda) aleyhine hukum vermektir. Hakim bu konuda
yetkili degildir.
Biz Hanefilere gore, hakim, kad1nlann bore_; almasin1 emretmi~ buna ragmen
kadinlar bore_; bulamam1~larsa e~lerin aralann1 ay1rmaz. E~lerini bo~amas1 ic_;in kocay1
zorlayamaz.
Odenmeyen $afil (rh.a.)'ye gore kad1nlar aynlmay1 talep ettiklerinde hakim e~lerin aras1n1
nafakanm ay1m. Cunku Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
bo~anmaya
etkisi
~ ~L:;.k b? jt --!J~ ill:;~ t
"Bundan sonra ya iyilik!e tutmak ya da guzellikle sa!tvermek vardtr." (el-Bakara
21229)

lyilikle tutmak kad1n1n mehir ve nafaka haklann1 tam olarak vermekle olur.
Koca bunu yapamad1g1nda geriye guzellikle sal1vermek kal1r. Bu ayetin anlam1
budur. $byle ki; kocaya du~en iki ~eyden birini geri:_;ekle~tirmektir. Bunlardan
birisini geri:_;ekle~tirmek mumkun olmad1g1nda digerini yapmak gerekir. Gormez
misin koca; erkeklik organin1n kesik olmas1 veya cinsel iktidars1zl1k nedeniyle
han1m1 ile cinsel ili~kiye giremezse, iyilikle tutma ko~ulu geri:_;ekle~mediginden
hakim e~leri ayim. Nafakanin verilmemesi durumunda ise oncelikle ay1m. Cunku
kad1n1n nafaka ihtiyac1 cinsel arzusunu kar~1lama ihtiyac1ndan once gelir. Ancak
kadin1n kocas1 d1~inda ba~ka yoldan hakk1n1 elde edebilmesi ii:_;in aynlma gerekli
olunca hakim e~leri ayim. Burada da kad1n1n kocas1 d1~1ndaki bir yoldan hakk1n1
elde edebilmesi ii:_;in kocas1ndan ayrllmas1 gerekir. Bu konu i~te bu ac_;1dan mehir ve
daha once biriken nafakalardan aynlmaktad1r. Cunku bu durumda e~lerin
aynlmas1, kad1n1n mehir ve onceki nafakalann1 ba~kalanndan alabilmesini
saglamak ii:_;in degildir. $u anki nafaka ise e~lerin aynlmas1ndan sonra kadinin
evlenecegi diger koca taraf1ndan saglanir.
$afil (r.a.) kad1n1n nafakas1n1 kale ve cariyenin nafakas1na k1yas etmi~tir. Bu
nafakalar koleler uzerindeki mulkiyet nedeniyle gerekli olur. Efendi kolelerinin
nafakasin1 kar~1layamad1g1nda hakim, efendiden kolelerini satmak suretiyle onlar
uzerindeki mulkiyetine son vermesini ister. Evlilik nafakas1 da boyledir. $afil (rh a.)
bu konuda Omer ve Ali (rh a.)'nin hadislerini de deli I alm1~t1r. Onlar ordu
[5/191] komutanlanna ~byle mektup gbndermi~lerdi: f-~ l.Jy 01.>~\i1 ,.1) L::S' ~I
;.r JJ
~~ _;I ~J..>1 ~ 1fa:; 01 "Emriniz alt1nda olanlara ya e~lerinin nafakalanni
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _299

gondermelerini ya da onlar1 bo~amalann1 emredin" .177 Said b. el-Museyyeb (r a )'e


"nafakas1ni odeyemeyen ki~iyi e~inden ayinr m1s1n?" diye soruldu, o da "evet"
dedi. Bu kez ona "bu sunnet midir?" diye soruldu, o "evet" dedi. "Sunnet"
sozcugu herhangi bir kay1tla kay1tlanmad1g1nda bundan Hz. Peygamber (s.a v.)in
sunneti anla~il1r.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilleri ~unlard1r:
Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

~~ J1i#~J;JL5~µ t
"Eger (borr:;lu) dar/1k ir:;indeyse eli geni~leyinceye kadar ona muh/et vermek
(gerekir)". (el-Bakara 2/280)

Bu ayet, yoksula sure tan1nmas1n1n gerekliligini ar:;1kr:;a anlatmaktad1r. Kad1n


bu konuda kocas1na sure tan1m1~ olsa idi, hakimden aynlma talebinde
bulunamazd1. Kocaya, ~er'an sure tanind1g1nda da ayn1 durum soz konusu olur.
Ancak kocan1n ayet (nass) ile elde ettigi hak, borcu ortadan kald1rmak degil,
ertelemektir. Cunku bu, nassta belirtilenin otesinde bir durumdur. Kole hakk1nda
ise mulkiyetin ortadan kalkmas1 vard1r. Cunku kole, efendisine kar~1 alacakl1
konumda olamaz. E~lerin hakk1 bak1m1ndan bu iptal degil, erteleme olur. Bu
ar:;1klamalardan anla~il1yor ki koca, kendi durumuna uygun bir ~ekilde, yani nafaka
borcunun zimmette yuklenilmesi suretiyle kansin1, iyilikle elinde tutma imkanini
yitirmi~ degildir. Cunku nafaka konusunda bilinen, zenginin kendi durumuna gore,
yoksulun da kendi durumuna gore nafaka vermesidir. Bu, nafaka borcunu
zimmetinde yuklenmektir. Diger yandan guzellikle sal1vermek bo~amad1r.
$afil (rh.a.)'ye gore ise burada gerekli olan, kusur nedeniyle nikahin
kald1nlmas1d1r (feshedilmesidir). Bu nedenle hakim e~leri ay1rd1g1nda bu, bo~ama
olmaz.
l~te biz, yukanda nakledilen Omer ve Ali'nin (r a) hadisine kar~1 ayni ~eyi
soylemekteyiz. Diger yandan orduda yer alan askerler e~lerinin mehir ve
nafakalann1 odemekten aciz degildiler. Cunku orduda bulunan askerlerin
bakmakla yukumlu olduklan kimselerin nafakalan hazineden kar~1lan1r. Devlet
ba~kan1 onlann nafakalann1 kendilerine ula~t1m. Omer ve Ali (r.a ), kad1nlann
e~lerinin uzun sure kendilerinden ayn kalmalan nedeniyle fitneye du~melerinden
korkmu~lard1r. Bunun ir:;in askerlere, e~lerinin gonlunu ho~ tutmak uzere
nafakalanni gondermelerini emretmi~lerdir.
Bunun anlam1 ~udur: Nafaka mald1r. T1pk1 mehir ve birikmi~ nafakalarda
oldugu gibi, nafakay1 odeyememek aynlmay1 gerektirmez. Hatta burada ayril1k
mehir ve onceki nafakalarla ilgili meseleden daha uzakt1r. Cunku mehir ve birikmi~

177
Abdurrezzak, Musannef, Vll/93; Beyhak1, es-5iinenii'/-kubra, Vll/469; Musnedu'~-$afi1, 1/267.
300 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
nafakalar ki~inin zimmetinde yer etmi~ sabit borc:;lard1r. $u an1n nafakas1 ise henuz
zimmette yer etmemi~tir. Nikahtan amac:;lanan ~ey mal degildir. Nikahda mal (asll
degil) ikincil bir unsurdur. Tabi olan ~eyi yerine getirememe, aslin ortadan
kalkmas1nin nedeni olamaz. Kadin, kocas1ndan aynlma nedeniyle ondaki mehir
alacag1n1 daha sonra evlendigi ki~iden alamaz. Bu mehrin benzerini ba~ka bir yolla
elde edebilir. Nafaka da bunun gibidir. Nafakay1 bdeyememe bu ybnden cinsel
organin kesik olmas1 veya iktidars1zl1ktan ayrllmaktad1r. c;:unku sbz konusu
durumlarda nikah1n asll amac1 ortadan kalkmaktad1r. Hem de bu durumda bize
gore nikah kald1nlmamakta, bilakis hakim "iyilikle sal1verme" yoluna bagl1 olarak
e~leri birbirinden ay1rmaktad1r. Bu nedenle bu, kad1n1 ask1da b1rakma haks1zl1g1n1
ortadan kald1rmak ic:;in yap1lan bir bo~ama olmaktad1r. Bu durum nafakay1
bdeyememe konusundan birkac:; noktada aynlmaktad1r. Bunlan ~byle belirtebiliriz:
Birincisi; Cinsel ili~kinin mumkun olmad1g1 durumda, e~ler aynlmad1kc:;a
kad1n1n nikahtan beklenen ~eyi elde etme imkani bnlenmi~ olmaktad1r. Nafakanin
odenmemesi durumunda ise ayrllma olmaks1z1n kad1n1n nafaka elde etme imkani
bnlenmi~ degildir. c;:unku kad1n bore; al1p, kendi nafakas1n1 ondan kar~1layabilir.

lkincisi; Kocanin iktidars1z veya cinsel organ1nin kesik oldugu durumlarda


koca, nikah1n amac1 olan ~eye ihtiyac1 olmamas1na ragmen kans1n1 nikah1 alt1nda
tutmakta, boylelikle de haks1zl1k yapm1~ olmaktad1r. Nafaka konusunda ise kad1n1,
nikahin amac1 olan konuda ihtiyac1na binaen nikah1nda tutmakta, bu nedenle de
haks1zlik etmi~ olmamaktad1r.
Diger yandan bnceki durumda e~lerin aynlmamas1 yuzunden kad1n1n hakk1
iptal edilmi~ olmaktad1r. c;:unku cinsel birle~me vazifesi, zaman1n gec:;mesi ile
kocanin zimmetinde bir bore; durumuna gelmez. E~lerin aynlmas1na
hukmettigimizde kocan1n kad1n uzerindeki mulkiyeti ortadan kalkmaktad1r. E~lerin
ikisi de iptal zaran konusunda e~it olmaktad1rlar. Kad1n1n ihtiyac1 kesin oldugu ic:;in,
kadinin taraf1 tercih edilmeye daha lay1kt1r. Nafaka konusunda ise; e~ler birbirinden
aynlmad1ginda kad1n1n hakk1 ertelenmi~ olmaktad1r. c;:unku nafaka kocanin
zimmetinde bore; olarak kal1r. E~lerin aynlmas1 durumunda ise kocan1n mulkiyetini
ortadan kald1rma vard1r. Hakk1 erteleme ile kar~1la~llan zarar, hakk1 ortadan
kald1rma ile kar~1la~llan zarardan daha azd1r. Bu mesele bu ac:;1dan kble
konusundan aynlmaktad1r. c;:unku kble konusunda da erteleme zaran degil,
ortadan kald1rma zaran vard1r. c;:unku orada nafaka, kolenin efendiden alacag1 bir
hak durumuna donu~emez. Bu durumda kolenin hakk1 bedelsiz olarak ortadan
kald1rilm1~ olur. Kblenin sat1lmas1 durumunda ise efendinin hakk1 bir bedel
kar~1l1g1nda ortadan kald1nlmaktad1r. Bu ac:;1dan efendinin zarar1 daha azd1r. Ancak
[5/192) efendinin hakk1n1n bir bedel kar~ll1g1 olmaks1zin ortadan kalkt1g1 durumlarda kale
satllmaz. Nitekim efendi ummuveledinin nafakasin1 veremediginde hakim onu
ozgur kllamaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _301

Cariyeye imkan vermek (tebvie), efendinin onu kocas1 ile ba~ba~a


b1rakarak kendisini hizmette kullanmamas1d1r.
(unku daha once ac;1klad1g1m1z gibi nafakaya hak kazanma konusunda esas
al1nacak olan ~ey, kad1n1n kendisini ba~ka ~eylerden c;ekerek kocanin isteklerine
vermesidir. Cariye'de bu, ancak belirttigimiz ~ekilde kocasinin evine yerle~me
konusunda efendinin cariyeye izin vermesiyle olur.
Efendi bundan sonra cariyeyi kendi hizmetinde kullanir ve onu kocas1 ile
ba~ba~a b1rakmazsa cariye nafakaya hak kazanamaz. (unku bu davran1~1 ile
efendi, cariyenin nafakay1 gerekli k1lan durumu ortadan kald1rm1~t1r. Bu durumda
cariye, kocas1na itaat etmeyen bzgur kad1n konumundad1r.
Eger "efendi bu durumu ken di hakk1 nedeniyle ortadan kald1rilm1~t1r. Bu
durum nic;in bzgur kadin1n mehrini elde etmek amac1 ile kendisini kocas1na teslim
etmemesi gibi kabul edilmemektedir?" denilirse buna ba~lang1c;ta oldugu gibi ~u
~ekilde cevap veririz:
"Ozgur kad1n, mehrini elde etmek amac1 ile kendisini teslim etmediginde
nafakay1 isteme hakk1na sahiptir. Efendi, ba~lang1c;ta cariyesine kocas1 ile birlikte
kalmas1 ic;in bir ev vermediginde cariye nafaka hakk1na sahip olamaz".
Buradaki anlam ~udur: Ozgur kadin mehrini almak amac1 ile kendisini teslim
etmediginde, koca, kad1nin eve ta~1nmas1 ic;in kendisinin bdemesi gereken ~eyi
bdemekten kac;1nm1~ ve bu suretle hakk1n kaybolmas1 koca tarafindan meydana
gelmi~tir. Cariye ile ilgili meselede ise hakk1n kaybolmas1 koca tarafindan degil,
hak sahibi olan efendi taraf1ndan olmaktad1r. (unku efendi cariyeyi kendisine
hizmet etmesi ic;in me~gul etmektedir. Bu nedenle cariye kocas1ndan nafaka
almaya hak kazanamaz. Efendinin bir istegi olmaks1z1n cariye kendiliginden gelip
ona hizmet ediyorsa, kocasindan nafaka al1r. (unku hak efendinindir. Onun
taraf1ndan kocan1n hakk1n1 ortadan kald1rma bulunmamaktad1r. Aksine efendi
cariyeyi kocas1na teslim etmi~tir. Cariye kocasin1n evde bulunmad1g1 zaman
efendisine gelir ve efendisinin ailesi onun hizmet etmesini ister ve evine geri
dbnmesini engellerse cariye nafaka hakkin1 yitirir. (unku efendinin ailesinin
cariyenin hizmet etmesini istemeleri bizzat efendinin istemesi gibidir. Bu durumun;
cariyenin kocanin evinde bulunmas1ni ortadan kald1rd1g1ni belirtimi~tik. Oysa
bilindigi uzere cariyenin nafaka alabilmesi ic;in kocas1n1n evinde bulunmas1 ~artt1r.
Hak sahibi olan ki~i buna engel oldugunda cariye nafaka alamaz.
Kadm hastalansa bile onun nafakasm1 vermek kocanm gorevidir. Hastalanan
kadmm
(unku kad1n bu durumda da kendisini kocanin evinde teslim etmi~tir. Kadin nafaka
almas1
hasta olmakla teslimi ortadan kald1racak bir ';fey yapmam1~t1r. Diger yandan bir
arada alma vb. nikahtan amac;lanan diger yararlar hastallkla ortadan kalkmaz.
302 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Nafaka konusunda cinsel birle~me olc;u olarak al1namaz. c;:unku cinsel


birle~me imkan1 bulunmad1g1 durumda, cinsel organ1nda birle~meye engel bir
perde bulunan (rahmi biti~ik olan I ratka) kad1n nafaka alabilir. EbO Yusuf (rh.a.)'tan
bir rivayete gore ise cinsel organi biti~ik olan kad1n, kocas1 buna raz1 olmad1kc;a
nafaka alamaz. Koca bu kad1n1 ailesine geri verme hakk1na sahiptir. Ona nafaka
vermez.
Hasta olan kad1n, hastaland1ktan sonra kocas1nin evine ta~1nm1~ ise koca
iyile~inceyekadar onu ailesinin yanina geri gonderebilir. Kad1n kocanin evine
ta~1nd1ktan sonra burada hastalanm1~sa, koca onu geri gonderemez. Kad1na
nafakas1ni oder, ancak hastal1k uzarsa gonderebilir.
Bu, istihsana gore verilmi~ bir hi.iki.imdi.ir.
C::unku nikah, kad1n ve erkegin bir arada bulunmas1, birlikte olmas1 ic;in yapi11r.
Kuc;uk bir hastal1k nedeni ile kocan1n karis1na nafakas1ni vermemesi ve onu
ailesinin yanina gondermesi ulfetle bagda~maz. Ancak hastal1k uzad191 zaman bu,
genellikle giderilmesi mumkun olmayan cinsel organdaki biti~ik gibi kabul edilir.
Erkek, kad1n uzerinde hakimiyeti nedeniyle kad1na nafaka verir. Bu, kad1ndaki bir
hastal1k nedeniyle ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla t1pk1 kad1nin kuc;uk olup, cinsel
birle~meye elveri~li olmamas1 durumunda oldugu gibi, nafaka hakk1 ortadan
kalkar. Ancak biz daha once ikisi aras1ndaki fark1 ~u ~ekilde ac;1klam1~t1k: Kuc;ukluk
ortadan kalkan bir durum oldugundan akit ile elde edilen cinsel birle~me hakk1
[5/193) temelli kalkmaz. Rahmin biti~ik olmas1 ve birle~meye engel bir kemigin bulunmas1
ise farkl1d1r.
Kad1nin akll hastal191na yakalanmas1, cinsel birle~meye engel bir durumla
kar~lla~mas1 veya birle~meyi mumkun kdmayacak kadar ihtiyarlamas1 gibi
durumlarda da ayn1 hukum gec;erlidir. Muhammed (rha.) el-As/ da "kad1n bu
durumlarla zifaf olduktan sonra kar~lla~m1~sa ... " derken gerc;ek anlamda cinsel
birle~meyi degil, kad1n1n kocas1nin evine ta~inmas1ni kastetmi~tir.

Kad1n kocan1n evine ta~1nm1~ olsun, olmasin kendisini kocas1na teslim


etmekten kac;1nmaz ve haks1zllk etmezse daha once de belirttigimiz gibi nafakaya
hak kazan1r.
Fas id
(bozuk) Bozuk (Fasid) nikahta, ~i.iphe yolu ile olan birle~mede ve ~i.iphe yolu
nikahm ve ile olan birle~meden dolay1 beklenilen iddette nafaka yoktur.
~uphe ile
birle~menin c;:unku bu durumlarda nafakay1 gerekli k1lan, kad1nin kendisini kocas1nin
nafakaya
etkisi
isteklerini gerc;ekle~tirmek uzere ona teslim etmesi bulunmamaktad1r. c;:unku
bozuk nikah dinen buna engeldir. Bu nedenle bozuk nikahta, halvet (erkek ile
kad1nin arada ba~ka birisi olmaks1zin kapal1 yerde ba~ba~a kalmalari) mehrin
gerekli olmas1 konusunda teslim olarak kabul edilmez. Ayn1 ~ekilde bozuk nikahta
kad1n kendisini teslim etmekle nafakaya hak kazanamaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _303

Kan-koca, kocanm mall durumu hakkmda anla~mazhga du~seler; koca Kocanm


ekonomik
kendisinin yoksul oldugunu, kadm ise onun zengin oldugunu soylese, durumuna
yemin ettirilerek kocanm sozu kabul edilir. Kadm tanik getirmekle itiraz
etmek
yukumludur.
c;:unku aslolan insanlann yoksul olmaland1r. ResOlullah (s.a v)
..i..:..i
-
: I~ '411 ..;~.-
0" ._... .r-- l? ?.' - ...;-:' j4>' ·"' y
.)/- ("'
·1
·1 ~,,, 4. -.i -- l i·· JS'' lJ )'!·"Her dog-an
.! , ; :,
178
r;ocuk <;tplak dogar. Daha sonra Allah ona kendi /Qtfundan nztk verir".
~u durumda, koca sbyledigi sbzde asla yap1~makta, kad1n ise sonradan
meydana gelen zenginligi iddia etmektedir. Bu nedenle, kad1n1n tan1k getirmesi
gerekir. Kaea inkar ettiginden dolay1 kendisine yemin gereklidir. Muhammed (rh.a)
"Kbleyi bzgur kllma (azad)" bahsinde "bzgur kllan ki~i yoksul oldugunu iddia
ettiginde onun sbzu esas al1nir" derken bu as1ldan hareket ederek hukum
vermi~tir.

Ki~inin diger borc;lanna gelince; eger bu borc;lar satin alma ve karz (bore; alma)
nedeni ile meydana gelmi~se, ki~inin yoksulluk iddias1nda bulunmas1 kabul
edilmez. c;:unku o, mulkiyetine giren malla zengin olmu~tur. Aslolan, yoksullugun,
kesin olarak ortadan kalkt1g1n1 bildigimizde ki~inin fakirlik iddiasinda bulunmas1
kabul edilmez.
Ayn1 ~ekilde alimler demi~lerdir ki ki~inin akit yapmak suretiyle kendi istegi ile
ustlendigi mehir ve kefalet gibi butlin borc;larda ayn1 durum sbz konusudur.
c;:unku ki~inin borcu yuklenmeye giri~mesi, borcu odeme gucune sahip oldugunu
ikrar etme anlam1na gelir. Aklll1 ki~i, bdeyemeyecegi bir borcu kendi istegiyle
ustlenmez.
Bunlann d1~1ndaki durumlarda ise yoksulluk konusunda ki~inin sbzu esas
al1n1r. Bizim imamlardan sonraki alimlerimizden bir k1sm1 ~byle demektedirler: "Bu
konuda ki~inin d1~ gbrunu~u hakem kll1nir. Eger ki~inin d1~ goruntlisu zenginlerin
k1yafeti gibi ise fakir oldugu yolundaki sbzu kabul edilmez. c;:unku k1yafeti onun
zengin olduguna delil say1l1r. Allahu Teala ~byle buyurmaktad1r:

~~~~_;;,
"Sen on/an slmalanndan tantrsm" (el-Bakara 2/273).
Diger bir ayette de ~oyle buyurmu~tur:
--~ ~ " ;, .J. ~
~ ;;~ ~ 1_,~)t t.J.~' 13 $1)1 _;.lj ,

"Eger onlar sava5a <;tkmak isteselerdi e/bette bunun ir;in bir haz1r/1k
yaparlardt" (et-Tevbe 9/46).

178
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/469; lbn Mace, Zuhd 14; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, IV/7; Beyhak1,
,?uabu'l-iman, 11/119; Acl0n1, Kesfu'/-hafa, 1/265.
304 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Yine bir ayette Allahu Tea la ~byle buyurmaktad1r:
.J. , • , , , •' , , , • )..
"( &.~~\
,
_,;.
~ j -.:...;J...a; J;i . Zr-
..li ~ .)\5 01, .,,

"Eger gomlegi onden y1rtt!m1~sa kadin dogru soylem1jtir, bu ise


yalanolardand1r." (YOsuf 12/26)
ButUn bu ayetler d1~ belirtilerin hakem k1l1nacag1n1 gbstermektedir. Ancak
fakihler ve List makamdakiler bunun d1~1ndad1r. (Linko bunlar, insanlar kendilerine
sayg1 gbstersinler diye fakir olsalar bile d1~ gbrunu~lerine bnem verirler. Bunlann
davran1~lan yukardaki esasa aykin oldugu ic_;in, onlann d1~ gbrunu~leri hakem
olarak kabul edilmez.
Kadmm
"Kocanm zengin olduguna dair kadmm delili bulunmasa ve kadm
hakimden
kocasmm hakimden kocasmm zengin olup olmad1g1m gizlice ara~t1rmasm1 istese
zengin
oldugunu
hakimin bunu yapmas1 gerekmez.
ara~t1rmasm1
(Linko hakim hokum vermede esas alacag1 bir delil bulmu~tur. Bu da asla
istemesi
sanlmakt1r. Ba~ka bir delil daha aramas1na gerek yoktur. Bununla birlikte kocanin
durumu hakk1nda soru~turma yapar ve baz1 kimseler kendisine kocanin zengin
oldugunu bildirirlerse, bunlar iki adil tanik olup, kad1n1n durumunu bildiklerine
[S/194] tan1kl1k eden kimseler gibi olmad1kc_;a, bu bilgiye guvenmez. Belirtilen bzelliklere
sahip iki ki~i mahkemede tan1kl1k ettiklerinde, onlann tanikl1gina dayanarak
kocan1n zengin olduguna hukmedilir. (Hakim ara~t1rma yapmadan) lki ki~i bunu
hakime haber verdiklerinde de bbyledir. (Linko muteber olan hakimin bilgisidir. lki
ki~inin tan1kl1g1 ile hakim bilgi sahibi oldugu gibi, onlann haber vermesi ile de bilgi
sahibi olur.
Eger iki ki~i, bunu bir ki~inin rivayetine dayanarak bildiklerini sbylerlerse
onlann sbzu esas alinmaz. (Linko onlar kesin bir bilgiye dayanarak degil, zanna
veya haberine guvenilemeyecek bir kimsenin haberine dayanarak haber
vermi~lerdir. Bir haber dilden dile dola~t1g1nda genellikle ona baz1 ekleme ve
c_;1karmalar yap1l1r. Bundan dolay1 bu gibi haberlere guvenilmez.
Kan kocanm
delillerinin
Kadm kocasmm zengin olduguna, koca da kendisinin ihtiyac; sahibi
~eli~meleri olduguna dair delil getirseler kadmm delili kabul edilir.
(Linko tanikl1k, ispat etme uzerine kuruludur. Aynca kocan1n taniklan,
yapt1klan tan1kl1kta asla (fakirlige) dayanm1~lar, kad1nin taniklan ise sonradan
meydana gelen zenginligi bilerek ona gore tanikllk yapm1~lard1r. Bu nedenle
kocanin zengin ki~ilerin bdemesi gereken nafakay1 bdemesine hukmedilir.

Kocamn nafaka
Kocanm kadmda alacag1 bulunsa ve "O alacag1 nafakaya say" dese
borcunu e~indeki bunu yapma yetkisine sahiptir.
alacagma
saymas1 (Linko konu ile ilgili olarak sbylenecek son ~ey nafakanin kocada bir bore_;
olu~udur. lki bore_; kar~1 kar~1ya geldiginde takas yolu ile birbirine e~itlenirler.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 305

Gbrmez misin koca, kad1n ile mehri ile de takas yapabilir. Nafaka ic;in bunu
yapmas1 daha bnceliklidir.
Kadm ic;in kocas1 l.izerine nafaka belirlense ve kadmm kocada aynca
mehir alacag1 bulunsa, koca kadma bir ~ey verip "bu mehirdendir", kadm
da "o nafakadand1r" dese, bunun mehirden oldugu konusunda kocanm
sozu kabul edilir. Borcun odenmesinin farkh yonleri bulundugu her
durumda hukum boyledir.
c;:unku temlik eden kocad1r. Temligin hangi nedenle yap1ld1g1 konusunda da
onun sozu esas alin1r. Aynca zimmetini borc;tan kurtarmaya ihtiyac; duyan kocad1r.
Bu bdeme ile zimmetinin hangi borc;tan kurtuldugu konusunda kocan1n sbzu esas
al1nir.
Kan-koca aralarmda anla~t1klan veya hakimin hukmettigi nafakanm
Nafakanm
cins veya miktannda anla~mazhga du~seler kocamn sozu kabul edilir. Her cins ve
iki taraf delil getirdiginde kadmm delili kabul edilir. miktarmdaki
anla~mazhk
c;:unku kad1n fazlal1g1 iddia etmektedir. Bu nedenle bunu delil ile kan1tlamas1
gereklidir. Koca ise bunu inkar ettiginden yemin ile birlikte onun sbzu kabul edilir.
Kocanin ikrar ettigi ve uzerine yemin ettigi miktar kad1na yeterli olmuyorsa,
hakim bundan sonraki nafakalan yeterli olacak miktara yukseltir. c;:unku nafaka,
ki~inin ihtiyac;lanna yeterli olacak miktarda olmal1d1r. Biz daha once, hakimin
hukmettigi veya e~lerin anla~t1g1 nafaka ihtiyaca yeterli olmad1ginda kad1n1n
bundan sonras1 ic;in yeterli olacak miktan isteyebilecegini belirtmi~tik. Kocan1n ikrar
ettigi nafaka miktan ic;in de ayn1 durum sbz konusudur.
Kadm, kocamn her ay odeyecegi nafaka ic;in kocasmdan bir kefil alsa, Nafaka
kefil yalmzca bir aym nafakasma kefil olmu~ say1hr. borcuna
kefil
c;:unku kefil "her" sbzcugunu, sonu bilinmeyen bir ~eye dayand1rm1~t1r. Bu olmak
durumda sbzcuk, onun en az1n1 kapsar. Nitekim ki~i "benim falancaya her dirhem
borcum var" dediginde de ayn1 hukum gec;erlidir. Bu meselenin temeli icare
konusundaki ~u meseleye dayanmaktad1r: Ki~i "her ayl1g1na" bir ev kiralad1g1nda
akit yalnizca bir ay ic;in baglay1c1d1r.
EbO Yusuf (rh.a.)'tan rivayet edildigine gore bu ~ekilde kefil olan ki~i.
istihsanen kadm ya~ad1g1 veya kocas1 ile evliligi devam ettigi surece
nafakaya kefil olmu~tur. c;unku bu konuda yaygm bir orf bulunmaktad1r.
Aynca kadm, kefillik ile hakkmm tl.imunu guvence altma almay1
istemektedir. Kefil de, kadmm amacm1 ac;1kc;a ifade ederek kefilliginde
"ebediyyen" veya "kadm ya~ad1g1 surece" demi~ olmaktad1r. Bu durumda
kadmm nafaka cinsinden hakkma kefil oldugu gibi burada da aym durum
soz konusudur.
306 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse kad1n1n bir y1ll1k nafakas1na kefil olsa, nafaka henuz odenmesi
[S/195] gerekli duruma gelmemi~ olsa bile, bu kefillik gec;erlidir. cunku nafakan1n surenin
belirtilmesi ile, gerekli nedenine baglanmas1 gec;erlidir.
Kocadan, nafaka Muhammed (rh.a.) "el-Asl"da kocanin nafaka borcu ic;in kefil vermeye
borcu i~in kefil zorlan1p zorlanamayacag1ndan soz etmemi~tir. Mezhepteki kuwetli olan goru~e
istemek
gore koca diger borc;lari ic;in kefil vermeye zorlanamayacag1 gibi nafaka borcu ic;in
de kefil vermeye zorlanamaz.
EbO YOsuf (rh.a )'tan bir rivayete gore o ~oyle demi~tir: "kad1n 'kocam bana
nafaka b1rakmaks1z1n buradan gitmek istiyor' dese hakim, kocaya bir ayl1k nafakay1
pe~in olarak vermesini veya bir ayl1k nafaka ic;in bir kefil gostermesini istihsanen
emreder. Cunku kad1n, hakimden kendisini kollamas1n1 istemi~tir. lc;inde bulunulan
konum kad1n1n kollanmas1n1 gerektirdiginden hakim kad1nin istegine olumlu
kar~ll1k verir.
Odenmemi~ Hakim kadm ic;in kocas1 uzerine her ay ic;in miktan belirli bir nafaka
nafakalarm,
e~lerden belirler, sonra da aradan aylar gec;mesine ragmen koca bunlan odemeden
birinin e~lerden birisi olurse, bu nafakalar kocadan istenilemez.
i:illimlinden
sonra Cunku daha once de belirttigimiz gibi, nafaka bedelli olarak degil, kar~il1ks1z
istenmesi
olarak hak edilir. Kar~ll1ks1z verilen ~eyler ancak teslim almakla tamamlan1r. Teslim
almadan once olme ile ortadan kalkar. Muhammed (rh.a.) "el-Asl" da bu meseleyi
~una benzetmi~tir: Cizye odemesi gerekli olan bir kimse, belirttigimiz gerekc;e ile
cizyesini odemeden oldugunde, bunun bedeli onun mirasindan alinmaz. Ayrica
nafakanin gerekli olmas1nin nedeni, kocan1n kad1na hakim olmas1, kad1n1n
kendisini kocas1n1n hizmetine vermesidir. Bu durum nafaka elde edilmeden once
ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla nafaka da ortadan kalkar. Bu t1pk1 satilan maldaki
kusurun, al1c1 mal1 sat1c1ya geri vermeden once ortadan kalkmas1 durumunda,
al1c1nin mal1 bundan sonra geri verememesi gibidir.
Kadmm, Kadm belirli bir surenin nafakasm1 pe~in olarak alsa ve daha sonra bu
gelecek
zamanm sure dolmadan olse Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore koca, kadmm
nafakasm1 terekesinden bu nafakaya ait bir ~ey geri alamaz.
pe~in
almas1 Cunku daha once belirttigimiz gibi nafaka kar~ll1ks1z olarak yapilan bir
odemedir. Hibe'den geri donme hakk1 olumle sona erdigi gibi, kar~1l1ks1z olarak
yapllan bir odemeden donme hakk1 da olumle sona erer.
Muhammed (r.a.)'e gore; koca odedigi nafakadan kad1n1n olmesinden onceki
k1sm1n payin1 b1rak1r. Kalani da terekeden al1r. Cunku kad1n bu nafakay1 kocadan
bir amac; ic;in alm1~, oysa bu amac; gerc;ekle~memi~tir. Dolay1s1yla koca nafakay1 geri
al1r. Nitekim bir kimse, bir kadina kendisi ile evlenmesi ic;in pe~in olarak nafaka
verir de daha sonra o kad1n evlenmeden once olurse, bu ki~i odedigini geri al1r. Bu
da aynen oyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _307

lbn Rustem'in rivayet ettigine gore Muhammed (rh a) ~oyle demi~tir: "Eger
sureden geriye kalan, bir ay veya daha az ise koca kadinin terekesinden bir ~ey
alamaz. Bundan daha fazla ise istihsanen bir ayl1k nafakas1n1 b1rak1r. Geriye kalani
al1r. c;:unku adeten koca, e~ine ayl1k olarak nafaka verir. Dolay1s1yla kad1n bir ayl1k
nafaka miktanni tahsil eder. Bunun d1~1ndaki miktan ise pe~in olarak alm1~ olur.
Kan-koca sag olup hakimin nafakaya hukmetmesinden sonra ge~en
surenin miktannda anla~mazhga du~seler kocamn sozu kabul edilir.
c;:unku o, fazlal1g1 ve nafakaya kendisinin soylediginden daha once
hukmedildigini inkar etmektedir. Her iki taraf1n da delil getirmesi durumunda
kad1n1n deli Ii kabul edilir. c;:unku o bu nu kan1tlamaktad1r."
Nafaka ile
Koca kansma bir elbise gonderse de; kadm bu elbisenin hediye koca hediye
ise nafaka oldugunu soylese yemini ile birlikte kocanm sozu kabul edilir. ayrimmdaki
i:il~iit
c;:unku elbiseyi temlik eden ki~i kocad1r. Bunu hangi nedenle verdigi
konusunda kendisinin sozu kabul edilir. Ancak kad1n, kocas1n1n bu elbiseyi hediye
olarak gonderdigine dair delil getirirse durum farkl1d1r.
Her iki e~ de delil getirirse kocan1n delili kabul edilir. c;:unku koca bu delil ile,
zimmetinin elbise veya mehir borcundan kurtuldugunu kan1tlamaktad1r. Ayni
[S/196]
~ekilde e~lerin her biri kendi iddia ettigi ~eyi kar~1 tarafin ikrar ettigine dair delil
getirseler kocanin delili kabul edilir. c;:unku uzerinde olan borcu odedigini iddia
eden kocad1r. Kocan1n delilinde kanit yonu daha kuvvetlidir.
Koca han1m1na dirhemler gonderse ve bunun nafaka oldugunu, kadin ise
hediye oldugunu soylese, burada da belirttigimiz nedenle kocanin sozu kabul
edilir.
Koca, e~ine elbise verdiginde kadm onu diger elbisenin verilme vakti Kadmm
elbisesini,
gelmeden once eskitse veya elbise telef olsa sonraki vakit gelinceye kadar yenisini
kocanm ona yeni bir elbise vermesi gerekli degildir. alma vakti
gel med en
c;:unku daha once belirttigimiz gibi elbiseyi iyi kullanma ve eskitme eskitmesi
konusunda insanlar aras1nda fark vard1r. Dolay1s1yla hukmu, ihtiyac1n gerc;ekten
yenilenmesine baglamak imkans1zd1r. Bu durumda kolayla~t1rmak ic;in vakit,
ihtiyacin yerine konulur. Sure dolmad1kc;a ihtiyac; yenilenmez. Dolay1s1yla gerekli
olmanin nedeni de yenilenmez. Bu durumda kad1n yeni bir ~ey isteyemez.
Kadm, kocasmm ald1g1 elbiseyi korur, onun yerine ba~ka bir elbise
Eski nafaka
giyerse, belirlenen sure ge~tiginde ba~ka bir elbise isteyebilir. Hakim, harcanmadan
ba~lang1~ta ah~1lm1~ bir giyimle elbisenin eskime suresine gore sure yeni nafaka
vaktinin
belirler. Hakimin bu belirlemesinde yamld1g1 ortaya ~1kmad1k~a hukmun gelmesi
buna dayandmlmas1 gerekir. Kadmm elbisesini, ah~1lm1~ olan durumun
otesinde daha ~abuk eskitmesine veya daha iyi korumasma bak1lmaz.
308 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
Aym ~ekilde
kadm bir aym nafakas1m ahp, diger ay gelene kadar onu
harcamamam1~ olsa, yeni aym nafakasm1 da isteme hakkma sahiptir.
Yakmlann nafakas1 ise boyle degildir. <;i.inki.i bu durumda gerc;ek anlamda
ihtiyacm bulunmasma bak1hr.
Gormez misin ki~inin mal1 bulundugunda ba~kas1ndan nafaka almaya hak
kazanamaz. E~in nafakas1n1n aksine akrabalara verilen nafaka ortadaysa ihtiya<;
ortadan kalkar.

ihtiya~lanm
Hakim kadm ic;in kocas1 i.izerine nafakaya hi.ikmetse, buna ragmen
kendi kadm kendi mahndan ihtiyac;lanm kar~1lasa, kocasmdan bir ~ey almasa,
mahndan
kar~1layan
gec;mi~ nafakalan ondan alma hakkma sahiptir.
kadmm ve
~unku hakimin hukmu veya e~lerin kar~il1kll anla~malan ile e~in nafakas1
akrabanm
durumu kocanin zimmetinde bor<; olur. Biz bu hususu daha once a<;1klam1~t1k.
Bu durum evlenilmesi haram olan yakm akrabalarda soz konusu olsa
ve nafaka alacakhs1 olan akraba, hakimin nafaka belirlemesinden sonra
ihtiyacm1 ba~kasmm mahndan kar~1lasa gec;mi~ donemlerin nafakalanm
nafaka borc;lusundan alamaz.
~unku daha once a<;1klad1g1m1z gibi akrabalann nafakasinda muteber olan
ger<;ekten ihtiyac1n bulunmas1d1r. Surenin ge<;mesiyle bu ihtiya<; ortadan kalkm1~t1r.
Dolay1s1yla nafaka zimmette bor<; olmaz.
Muhammed (rh a) e!-Camius-sagir adll eserin "Zekat" bahsinde hakimin
hukmu ile akraba nafakas1nin zimmette bor<; olacag1ni belirtmi~tir. Konular farkl1
oldugu i<;in iki kitaptaki hukum de farkl1 olmu~tur.
Zekat konusunda meseleyi ~u ~ekilde ele alm1~t1r: Nafaka alacakl1s1 bor<;
alarak, ihtiya<;lanni bu paradan kar~ilarsa bu bor<;, nafaka odemekle yukumlu olan
ki~inin zimmetinde bore; olur. ~unku nafaka alacakl1s1 bor<;lu duruma du~tUgunden
ihtiyac1 devam etmektedir. Burada ise meseleyi ~u ~ekilde ele alm1~t1r: Nafaka
alacakl1s1, kendi malindan veya kendisine sadaka olarak verilen maldan harcamada
bulunursa surenin dolmas1ndan sonra ihtiya<; kalmaz. Biz bu hususu el-Camius-
sagir adl1 esere ~erh olarak yazd1rd1g1m1z kitapta ele alm1~t1k.
Kocamn Koca kay1p olur ve kendisinin mah bulunursa, kadm nafaka talebinde
kaybolma bulundugunda bak1hr; eger hakim kan-koca arasmdaki evliligi biliyorsa,
smmm
nafakaya nafakay1 gerekli k1lan nedeni bildigi ic;in kadma bu maldan nafaka belirler.
etkisi
Gormez misin bir kimse bir bor<; ikrannda bulunup kaybolsa hakim bu bilgiye
dayanarak onun aleyhinde hukum verebilir. Nafaka da boyledir. Ancak hakimin
[S/197] kaybolan ki~inin yaranni gozetmesi gerekir. Bu da kad1na kocanin kendisine
nafaka vermedigine dair yemin ettirmesi ile olur. Hakimin bu ~ekilde yemin
ettirmesinin nedeni ~udur: Kad1n kocas1 kaybolmadan once ondan nafakas1n1 alm1~
olup, ikinci defa nafakay1 almak i<;in hakimi ~a~1rtmakta olabilir. Kad1n yemin edip
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _309

de hakim nafakay1 ona verirse kad1ndan kefil al1r. (:unku koca daha sonra gelip
kans1na nafakas1n1 odedigine dair delil getirebilir. c;:unku hakim, kendi hakk1n1
koruyamayan ki~ilerin hakkin1 korumakla yukumludur.
Kay1p olan koca gelerek e~ine nafakasm1 verdigine veya kay1pken
nafakasm1 gonderdigine delil getirse hakim kadma ald1g1m geri vermesini
emreder.
c;:unku kad1n1n nafakay1 haks1z yere alm1~ oldugu hakim nezdinde ortaya
c;1km1~t1r. Koca sec;im hakk1na sahiptir: Nafakay1 dilerse kans1ndan dilerse kefilden
al1r.
Hakim, e~lerin evli oldugunu bilmediginde kad1n evliligin bulunduguna dair
delil getirmek istese hakim bize gore bunu kabul etmez. (:unku bu delil, kay1p
olan ki~i aleyhinde hukum vermektir.
Zufer (rh.a .)'den rivayet edildigine gore kadin1n getirecegi tan1klar dinlenir.
Kocan1n mal1ndan kad1na nafaka verilir. Kocan1n mal1 bulunmazsa hakim, kad1na
bore; almas1n1 emreder. Koca gelir de evliligi ikrar ederse hakim kendisine borcu
odemesini emreder. Nikah1 inkar ederse hakim kad1n1 evliligin bulunduguna dair
yeniden tanik getirmekle yukumlu tutar. Kad1n tan1klann1 tekrar getirmezse hakim
kendisine ald1klann1 geri vermesini emreder. Kocas1 adina ald1g1 borc;lardan hie; bir
k1sm1n1 kad1n lehine hukmetmez. c;:unku bu ~ekilde delili kabul etmek, kad1n1n
yarann1 gozetme anlam1n1 ic;erdigi gibi kay1p olan koca hakk1nda da zararl1 degildir.
Bu nedenle hakim kad1nin istegine olumlu cevap verir.
Biz ise ~oyle demekteyiz: Bu, kay1p olan ki~i aleyhine hukum vermektir. c;:unku
kocanin mal1n1, harcamak l.izere kad1na vermek ancak kocanin bu kad1nla evli
olduguna hukmetmekle mumkun olur.
Kadm, kay1p olan kocasmm alacakh oldugu veya mahm emanet olarak
b1rakt1g1 bir kimseyi mahkemeye getirir, bu ki~i de borcu ve kadmm soz
konusu ki~i ile evli oldugunu ikrar ederse, hakim ona elindeki maldan
kadmm nafakasm1 odemesini emreder. Kay1p ki~inin nafaka d1~mdaki
bor~lan ise boyle degildir.

(:unku alacakl1 olan ki~i, kay1p olan ki~iye borcu olan veya kay1p olan ki~inin
malin1 emanet b1rakt1g1 bir ki~iyi mahkemeye getirdiginde, soz konusu ki~i. elindeki
mal1n kay1p ki~iye ait oldugunu ve diger ki~inin ondan alacakl1 oldugunu ikrar etse
bile, hakim ona borcu bu maldan odemesini emretmez. (:unku hakim, kay1p olan
ki~i hakk1nda onun yarann1 gozetme ve onun mulkunl.i koruma sonucunu doguran
tasarruflan emreder. Hakimin, kocan1n mal1ndan kadina harcamas1 kay1p olan
ki~inin mulkunl.i koruma anlam1na gelir. Fakat kay1p olan ki~inin borcunu mal1ndan
odemek onun mulkunu korumak anlam1na gelmez. Bilakis bu ba~kasinin sozu ile
kay1p aleyhine hukum vermektir. Bu nedenle nafaka ile diger borc;lar birbirinden
aynlmaktad1r.
3tO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Bor~lu veya emanet alan ki~i. kadm ile kay1p ki~i arasmdaki evliligi
inkar ediyorsa veya elinde kay1p ~ahsa ait bir maim bulundugunu kabul
etmiyorsa bu konulann birisi hakkmda kadmm getirecegi tamklar kabul
edilmez.
Davalinin borc.;lu olduguna veya elinde emanet mal bulunduguna dair olan
tan1kl1g1n kabul edilmemesi, bu tan1kl1k ile kay1p kimse lehine mulkiyet kan1tland1g1
ic;:indir. Bu mulkiyet kan1tland1g1nda da kad1n1n onda hakk1 bulunacakt1r. Oysa
kad1n kocas1n1n mallannda mulkiyeti kan1tlama konusunda davada taraf olamaz.
Borc;:lu veya emanet alan ki~inin, evlilik bag1n1 inkar etmeleri meselesinde EbO
Hanlfe (r a) onceleri ~oyle demekteydi: "Kad1nin evlilige dair getirecegi tan1klar
kabul edilir." ~Linku kadin bununla diger ki~inin elinde bulunan ma Ida bir nedenle
hak iddia etmektedir. Dolay1s1yla bu nedeni kan1tlama konusunda davada taraft1r.
Bu ~una benzer. Bir kimse ba~ka birisinin elinde bulunan malin kendisine ait
oldugunu, bu mal1, kay1p olan falanca ki~iden satin ald1gin1 iddia etse, bu konuda
taraf olur". EbO Hanlfe (r a.) daha sonra bu goru~unu terkederek ~oyle dedi:
"Kad1n1n bu konuda getirecegi tan1klar kabul edilmez". Bu ayni zamanda EbO
Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in de goru~udur. Tan1klann kabul edilmemesinin
gerekc;:esi ~udur: Kad1n bu tan1klar ile kay1p olan ki~i aleyhine evlilik bag1n1
kan1tlamaktad1r. Emanet alan ki~i ile borc;:lu, tan1klar ile evlilik bag1nin kay1p
aleyhine kan1tlanmas1 konusunda kay1p olan ki~i ad1na davada taraf olamazlar.
Hakimin yaran gozetmesi ancak e~ler aras1ndaki evlilik bagin1 bilmesi durumunda
olur. Bu konuda bir bilgiye sahip olmad1g1nda, davada taraf olmayan ki~ilerin
getirecegi tan1klan dinlemekle ugra~maz.
[5/198] Kay1p olan ~ahs1n mevcut bir mall yoksa, Zufer (rh a )'in aksine bize gore,
hakim, kad1na bore;: alarak nafaka belirlemez. ~unku bu, kay1p olan ki~i aleyhine
hukum vermektir. Biz bu meseleyi daha once ac;:1klam1~t1k. Kay1p olan ki~inin mal1
varsa, onun mal1n1n hazir olmas1 kendisinin hazir olmas1 gibidir.
Hakim, kadmm nafakasm1 odemek i~in kay1p olan kocanm ticaret
mallanm satamaz.
Bu hukum, EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru~une gore ac;:1kt1r. ~unku koca ona gore
var olsa bile hakim nafaka ic;:in onun ticaret mallann1 satamaz. Kay1p oldugunda ise
hie;: satamaz.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in goru~leri ac;:1s1ndan bakild1g1nda ise hakim
var olan ki~inin ticaret mallanni ancak ona hacir (k1s1tlama) koyduktan sonra
(mallan Lizerindeki sozlu tasarruflanna s1n1rlama getirdikten sonra) satabilir. Oysa
hakim kay1p olan ki~iye k1s1tlama getirme ve yukumluluk yukleme yetkisine sahip
degildir.
Hakim, kadma, kay1p olan kocasmm evinin ve kolesinin gelirinden
nafakasm1 verir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3tt

(unku bu, kad1nin hakk1 ile ayn1 einstendir.


Kay1p olan ki~inin elbiseleri olsa hakim kadina bundan elbise verir. Yine bu
ki~inin g1da maddesi varsa kadina bundan nafakas1n1 verir. (unku bu, kad1n1n
hakk1 ile ayn1 einstendir. Kadin, kendi hakk1 einsinden olan mal1, hakimin hukmu
olmaks1z1n da alabilir. Nitekim Peygamber (sa.v.), Hind'e ~byle buyurmu~tur:

~Jy..J~ !J:Jjj ~ l.4 .)~ -!;1JlA ~ l?-¥


"EbO SOfyan'm malmdan orfe gore sana ve c;ocuguna yetecek kadar a/" 779 .
Kadin1n bunu kendi ba~1na alma hakk1 varsa, hakimin buna hukmetme hakk1
bneelikle vard1r. Bu durumlann tUmunde hakim, kay1p olan ki~inin yarann1
gbzetmek ic;in kad1ndan bir kefil al1r. Kaea geri dbner ve kad1n1n sbz konusu
dbnemde nafakas1ni ald1g1na dair delil getirirse kefil, kad1nin ald1g1 ~eyi oder.
(unku kefil, kefalet akdi ile boreu ustlenmi~tir. Koeanin delili olmaz da kad1n bu
konuda yemin ederse kefilin herhangi bir sorumlulugu bulunmaz. Kadin ve kefil
yeminden kac;1n1rsa bore; kad1n ic;in baglay1e1 olur. Kaea, kad1n1n ald1g1 miktan
kad1ndan veya kefilden alma konusunda sec;im hakk1na sahiptir. (unku kefil,
kad1nin geri vermesi gereken nafakaya kefil olmu~tur. Kad1n1n yeminden kac;1nmas1
ile bu sabit olmu~tur. Dolay1s1yla bore; kefil ic;in de baglay1e1 olmu~tur. [S/198]
Allahu Teala dogruyu en iyi bilir. Dbnu~ de aneak O'nad1r.

KOLENiN NAFAKASI
Bir kolenin, ml.idebberin 180 veya ml.ikatebin 181 ozgl.ir veya canye
harnm1 olsa ve onunla ayrn evde otursa, ona yetecek kadar nafakasm1
saglamakla yl.ikl.imll.idl.ir. Kolen in
hanimmm
(unku hanima nafaka vermenin farz olu~unun nedeni, kad1n1n, koeanin nafakas1
evinde ona teslim olmas1d1r. Bu bzgur bir kimsede gerc;ekle~tigi gibi, kale olan
birisinde de gerc;ekle~ir. Hukum, neden uzerine kurulur. Kole de ozgur bir kimse
gibi, nikahlad1g1 kad1na mehir vermekle yukumludur.
Sonra, kolenin vermekle yl.ikl.imll.i oldugu borc;lar efendisi hakkmda
olunca, kolenin degerine bagh olarak kahr. Efendisi odemeye
yakla~m1yorsa borc;lan kar~1hgmda sat1hr. Nafaka borcu da efendisinin
hakkmda soz konusudur.

179
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buharl, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesal, AdabO'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/275.
180
Mlidebber Kole: bzgurlogune kavu~mas1 efendisinin olOmOne baglanm1~ bulunan erkek kole. Bu
durumdaki cariyeye ise "mOdebbere" denir.
181
Mlikateb /~~\: bzgOr olmak i~in sahibi ile belli bir meblag saglama k ve getirme k Ozere
sozle~me yapan kole.
312 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Cunku nafakanin gerekli olmas1n1n nedeni nikaht1r. 0 da efendinin rizas1yla


olur.

[5/199)
Nafaka bon:;lari birikir ve odeyemeyecek duruma gelirse, kale borc;lar ic;in
satil1r. Sonra tekrar nafaka borc;lari birikecek olursa, gerektiginde tekrar sat1l1r.
Kole, nafakan1n d1~1ndaki hic;bir borc;tan dolay1 tekrar tekrar sat1lmaz. Cunku
nafakan1n gerekliligi, zamanin gec;mesiyle devaml1 yenilenir. Dolay1s1yla yeni
meydana gelmi~ bir bore; hukmundedir.
Mudebber ise nafaka borcu ic;in sat1lamaz. Ancak borcu odemek ic;in
c;al1~mas1emredilir. Ayn1 ~ekilde Mukateb kolede de kitabet akdi devam ettigi
surece sat1lamaz. Diger borc;lari kendi kazanc1ndan odendigi gibi, nafaka borcu da
kendi kazanc1ndan odenir.
Kolenin veya mudebberin han1m1ndan c;ocugu varsa, hanima c;ocugun
nafakasin1 vermek zorunda degildir. (unku hanim cariye ise, c;ocuk onun
efendisine aittir. Kolenin nafakas1yla baba degil efendi yukumludur. Eger hanim1
ozgur ise c;ocugu da ozgurdur. Ozgur bir kimsenin nafakas1yla hie; bir zaman kale
yukumlu olmaz. Cunku kolenin ve mudebberin kazanc1 efendilerine aittir. Ozgur
bir c;ocugun nafakas1 ise efendiye gerekmez. Ayni ~ekilde bu nafaka kale ve
mudebberin kazanc;larindan da al1nmaz.
Mukateb bir kolenin kazanc1nda da ozgur bir c;ocugun nafakas1 gerekli
degildir. Ayn1 ~ekilde o, ba~kas1nin kolesi olan c;ocugun nafakas1n1 vermekle de
yukumlu degildir.
Eger han1m1 da kendisiyle birlikte ayn1 efendinin mukatebi olup efendileri her
ikisiyle de tek akid ic;inde anla~ma yapm1~sa, c;ocugun nafakas1yla baba degil anne
yukumludur. Cunku kitabet akdinde c;ocuk anneye tabldir. Gormez misin c;ocugun
kazanc1n1 veya c;ocuga kar~1 cinayet i~lenirse er~ini 182 anne al1r. Cocuk blur ve
geride mal b1rak1rsa, bunlarin hepsi annenindir. Ayni ~ekilde nafakas1 da annenin
gorevidir.
Mukateb bir kolenin kendi cariyesi ile ili~kide bulunup bu ili~ki nedeniyle
c;ocugu oldugu zaman hukum farkl1d1r. Bu durumda c;ocugun nafakas1 mukateb
koleye aittir. Cunku c;ocuk da kitabet akdine dahildir. Kazanc1 veya ona kar~1
cinayet i~lenmesi durumunda er~i, mukatebe aittir. Cariye oldugu ic;in bunlardan
anneye bir ~ey vermek zorunda degildir. Anneye verecek bile olsa sonuc;ta anne
onun cariyesidir. Bu nedenle o yine kendisine ait olur. Bunun ic;in, c;ocugun
nafakas1 mukateb koleye aittir.

182
Er~ lu~ }·Ji: Sbzlukte; bedel, ru~vet, fesat, husumet gibi anlamlara gelir. Islam ceza hukukunda ise;
~ah1s aleyhine i~lenen ve blumle sonu~lanmayan yaralama ve sakat b1rakmalarda, magdOra
bdenmesi gereken mali kar~il1k (diyet) demektir. Kesilen ve yaralanan organalara mahsus olup
miktan ~er' an belirlenmi~ olan er~e "er~-i mukadder"; vucutta ve yuzde iz b1rakan yaralara ait olup
miktan belirlenmemi~ olan diyetlere ise "er~-i gayr-i mukadder" denir.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 313

Aynca bu c;ocuk kendisinden bir par<;ad1r. Akidde kendisine tabl olunca, ona
verecegi nafaka da kendisine verdigi nafaka gibidir.
Kole, mi.idebber veya mi.ikateb, efendilerinin izni olmadan
evlenmi~lerse onlann nafaka ve mehir yi.iki.imli.ili.igi.i yoktur.

c;unku nafaka ve mehr, akid gec;erli olduktan sonra gerekli olur. Bunlann
nikahlan ise efendilerinin izni olmadan ge<;erli degildir.
Onlardan birisi ozgur kll1nacak olursa, efendisinin hakk1, bzgurlugune
kavu~mas1yla du~tl.igu ic;in, nikah1 gec;erli olur. Mehirle ve gelecek gunlerdeki
nafakayla yukumludur. Ebu Hanlfe (rh a )'a gore (bir k1sm1 bzgur kll1nd1g1 ic;in)
degerinin bir k1sm1 kar~1l1g1nda c;al1~an kale, mukateb gibidir.
Mi.idebbere, cariye veya i.immi.iveled olan bir kadm, ozgi.ir ya da kole
bir erkekle evlenseler, kocas1yla aym evde oturmad1klan si.irece,
kendilerine nafaka gerekmez.
c;unki.i koca evine gonderilmeden once teslim olma ko~ulu
ger~ekle~memi~tir. Bu durumda cinsel ili~kinin bulunup bulunmamas1 bir
~ey degi~tirmez.

c;unku cinsel ili~ki, sadece uzerine akid yap1lan ~eyin teslim edildigini ifade
eder. Nafaka hakk1nda bu dikkate alinmaz. Ozerine akid yap1lan ~eyin (makudun
aleyhin) teslimi, bedeli hak etmek i<;in ge<;erlidir. Nafaka ise bir bedel degildir.
Gbrmez misin ratka (cinsel organi biti~ik) bir kad1n, uzerine akid yap1lan ~eyi teslim
edememesine ragmen nafaka hakk1n1 elde eder.
Buradan da anl1yoruz ki nafakada itibar edilen, kad1n1n kendisini kocasina her
~eyiylehazir etmesi ve zamanin1 ona ay1rmas1d1r. Bu da ancak koca ile ayn1 evde
oturmas1yla olur. Koca, han1m1 kendisiyle bir evde oturdugu surece onun
nafakas1yla yukumludur.
Efendisi, cariye olan bu kad1n1n hizmetine ihtiyac; duyar da kocasin1n yanindan
al1rsa, cariye efendisinin yaninda bulundugu sure ic;erisinde koca, kans1nin
nafakas1yla yukumlu degildir. Cariyeyi geriye iade eder, kad1n kocas1yla oturmaya
ba~larsa koca, o zaman nafakas1n1 saglamak zorundad1r. Bu cariye, kocas1n1n
yanindan kac;1p, sonra evine geri dbnen bzgur kad1na benzer.
[S/200]
Bu meseleyi ~byle a<;1klayabiliriz: Cariye, efendisine hizmet ederek onun
hakk1n1 yerine getirmek i<;in efendinin evinde hapis gibidir. 0, bu ac;1dan borcu
nedeniyle hapsedilmi~ bir kad1na benzer. Borcu nedeniyle hapsedilen bir kad1na
yakla~maktan koca yasaklaninca, onun nafakas1yla yukumlu olmaz. Borcu bdeyip
koca evine dbnunce, koca yeniden kad1n1n nafakas1n1 vermekle yukumludur.
Eger boyle bir kad1nin kocas1ndan c;ocugu varsa, koca bu <;ocugun nafakas1n1
vermekle yukumlu degildir. c;unku cariye olan bir kadinin c;ocugu, kad1n1n
efendisinin kolesi sayll1r ve nafakas1 sahibine gerekir.
314 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Eger han1m mukatebe ise, kocayla ayn1 evde otursun veya oturmas1n nafaka
al1r. <:;:unku mukateb bir cariye, ozgur gibi kendi ad1na hareket eder. Efendisinin
onu kendi hizmetlerinde kullanma hakk1 yoktur. Kocas1ndan nafaka alma
hususunda bzgur kadin gibidir.
Kendisini kocasina teslim etmeyerek haks1zl1k yapm1yorsa, nafaka alma
hakk1na sahiptir.
Allah SubhanehO ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Son dbnu~ ve van~ O'nad1r.

ZiMMiLERiN NAFAKALARI

Zimmilerin
Ml.isll.iman bir kimse hammmm nafakasm1 saglamak zorunda oldugu
yapt1klar1 gibi zimmi olan birisi de hammmm nafakasm1, orfe gore saglamak
evlilikte
nafaka zorundad1r.
<;unkl.i nafaka, ihtiyac;; ic;;in me~ru k1hnm1~ yeterli miktarda mald1r.
Gerekli olmasmm nedeni evliliktir. Evlilik de ml.isll.imanlar arasmda
gerc;;ekle~tigi gibi zimmiler arasmda da gerc;;ekle~ir. Zimmilerin evliligi
yakm akrabalar (mahrem h1s1mlar) arasmda yap1lm1~ olsa ve bu kendi
dinlerinde nikah say1hyorsa, kadm nafaka talebinde bulunursa Ebu Hanife
(rh.a.)'ye gore, gec;;erli bir nikahta nas1I kendisine nafakaya hi.ikmediliyorsa,
bunda da belirlenir.
Bu hukum, -bnceden de ai;1klad1g1m1z gibi- EbO Hanlfe (rh.a )'nin,
gayrimuslimlerin aralannda yapt1klan bu tUr nikahlann gei;erli nikah hukmunde
olmas1 prensibine dayan1r. li;lerinden birisi meseleyi hakime gbtUrecek olursa,
hakim onlann aralann1 ay1rmaz ve kad1n ii;in nafakayla hukmeder.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise, aralannda yapt1klan bu i;e~it
nikahlar gei;erli nikah hukmunu ta~1maz. ii;lerinden birisinin meseleyi hakime
gbtUrmesi durumunda, hakim aralann1 ayim. Kadin ii;in nafaka ile hukmetmez.
(Zimmller aras1nda) Taniks1z olarak yap1lan nikahlarda, hakimin han1m ii;in
nafakayla hukmedecegi konusunda ihtilaf yoktur. <:;:unku tan1ks1z nikah, zimmiler
arasinda gei;erlidir. Nikah1 tan1klarla yapmak lslam'in bngbrdugu bir hukumdur.
Onlar, lslam'in bu emriyle muhatap degildirler. Gbrmez misin onlann, musluman
olduktan sonra da bbyle bir nikahla yapt1klan evlilikleri gei;erli kabul edilir.
Bir zimmi, mi.isli.iman oldugunda hamm1 ehli kitap olmayan bir dinden
Zimminin
Miislliman ise ve mi.isll.iman olmay1 kabul etmezse, evlilik son bulur. Aralan aynhr.
olup,
iddet bekledigi si.irede nafaka hakk1 da yoktur.
hanimmm
Miisliiman <:;:unku aralanndaki aynl1k, isyankar oldugu bir nedenle kad1n tarafindan
olmamas1
durumunda meydana gelmi~tir. 0, kendisine teklif edilen Islam dinini reddetmi~tir. Bu yuzden
nafaka
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _315

aralan cinsel ili~kiden once aynlm1~sa mehir, ili~kiden sanra aynlm1~sa iddet
nafakas1 alamaz.
Aynl1k kad1n taraf1ndan gelen bir nedenle temastan once meydana gelmi~se,
kacadan mehir yukumlulugu du~er. Hakl1 veya haks1z almas1 durumu degi~tirmez.
(unku mehirin du~mesi, kacanin uzerine akid yap1lan ~eyi elde etmesine kadin1n
engel almas1 yuzundendir. Bu her iki durumda da mevcuttur.
Nafakanin du~mesi ise kacas1yla aras1na engel kaymas1 nedeniyledir. Bu,
nikah devam ederkenki nafakaya benzer. Nikahin devam ettigi sure ic;inde
huysuzluk ve itaatsizlik yapan bir kad1n gibi, haks1z yere kacas1n1 kendine
yakla~t1rmazsa nafaka alamaz. Ancak kacas1n1 kendine yakla~t1rmamas1 mehrini
alabilmek gibi, hakll bir nedenle kacas1ndan uzak durursa nafaka hakk1 du~mez.
Ayn1 ~ekilde ayrll1k, haks1z ve kusurlu aldugu bir nedene dayall alarak kad1n
tarafindan meydana getirilmi~se, iddet s1ras1nda da nafaka alamaz. Haks1z ve
kusurlu degilse nafakas1n1 al1r.
[S/201]
Eger gayrimi.islim kadm islam'a girer kocas1 girmezse, aralan aynhr.
Koca kadmm iddeti devam ettigi si.irece ona nafaka vermek ve onu
Kadmm
bannd1rmakla yi.iki.imli.idi.ir.
Miisliiman olup,
(unku aynl1k, kacadan kaynaklanan bir nedenle meydana gelmi~tir. 0, islam kocasmm
olmamas1
dinine girmekten kac;1nm1~t1r. Bu da hanim1n1 iyilikle nikah1nda tutmay1 yak durumunda
etmektir. Dalay1s1yla geriye guzellikle b1rakma kallr. Guzellikle b1rakma da ana nafaka

mehrini verme ve iddet bekledigi s1rada nafakas1ni ustlenmeyle alur.


Harbi (ki.ifi.ir diyannda ya~ayan gayrimi.islim) olan kan-kocadan birisi Harbl kari
kocadan
mi.isli.iman olarak islam diyanna i;1ksa, daha sonra digeri de gelse koca, birisinin
harnma nafaka vermekle yi.iki.imli.i degildir. Miisliiman
olarak Islam
<;unki.i aralarmdaki evlilik bag1, birincinin islam diyanna gelmesiyle iilkesine girmesi
durumunda
kesilmi~tir.
nafaka
Bunun anlam1 ~udur: lddet bekledigi s1rada kad1na nafaka vermenin gerekli
almas1, kacanin kadin uzerinde sabit alan hakk1n1n iddet durumunda da devam
etmesine itibarlad1r. Bunun ic;indir ki bazuk bir nikahtan veya ~upheyle cinsel
ili~kiden sanra iddet bekleyen bir kad1na nafaka gerekli degildir. Bunun gibi
ummuveledin efendisinden iddet beklemesi durumunda da, nafaka gerekmez.
Olkelerin farkl1l1g1, butun nikah baglann1n kapmas1na neden aldugu gibi,
nikahla sabit alan sahib alma hakk1ni da artadan kaldinr.
Eger gayrimuslim ulkeden Islam ulkesine ilk c;1kan kaca ise kad1n iddet
beklemez. (unku a, kufUr diyan (darulharp) halk1ndan bir kimsedir.
Once kad1n c;1km1~sa EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore hukum yine boyledir.
316 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

EbO YOsuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, kad1n bu durumda iddet beklemek


zorundad1r. Bu kocanin hakk1 ic;in degil, lslam'1n hakk1 ic;indir. lddet bekledigi
s1radaki nafakas1yla kocas1 yukumlu degildir.
Dogrulan en iyi bilen Allah (Subhanehu ve Teala)'d1r, donu~ ve van~ da
O'nad1r.

BO~ANMADA, AYRILMADA VE EVLiLiKTE NAFAKA

Bo~anan O<; talakla veya bir talakla bo~anan bir kadmm iddet bekledigi surece,
kadmm barmma ve nafaka hakk1 vard1r.
iddet
i~erisinde Ric'i 183 talakla bo~anan bir kadmm nafaka hakkmm olu~u onceden
nafakas1
oldugu gibi kocanm evinde ve onun nikah1 altmda olu~udur.

Onun nikah1, iddetin bitimiyle son bu Ima noktasina gelir.Bu da, llada 184 veya
bir ay gec;me ko~uluna bagl1 olarak verilen bo~amada oldugu gibi nafakay1
du~urmez.

Kesin bo~amada (bain talak) da, iddet devam ettigi surece kadin1n biz
Hanefilere gore, evde oturma ve nafaka hakk1 vard1r.
~afil (rh.a.)'ye gore onun iskan hakk1 vard1r ancak gebe degilse nafaka hakk1
yoktur.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore ise kesin olarak bo~anan1n iddet suresinde nafaka
hakk1 yoktur.
Onlar, goru~lerine Fatima bint Kays (r.a.)'1n hadlsini delil gosteriyorlar. Bu
hadls-i ~erifte Fatima (r.a.) diyor ki: Kocam beni uc; bo~ama ile bo~ad1. ResOlullah
(s.a v.) bana nafaka da bannma ic;in ev de verilmesini emretmedi.
Ancak bu hadlsin dogrulugu konusunda sozler soylenmi~tir. Fatima (r a.)'n1n
kocas1 Osame lbn Zeyd (r.a.)'in, Fat1ma'dan bu hadisi i~itince, elinde ne varsa
hepsini ona, att1g1 rivayet edilir.

183
Ric'i Talak: Kad1nla cinsel birliktelikten sonra ger,ekle~en a,1k,a veya dolayl1 olarak u, bo~ama veya
bir bedel i,ermeyip bain talak anlam1na gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. A,1k (sar1h) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlanyla da ger,ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet sUresi i'inde geri dbnme imkani vard1r. Ric'\ talakta, veresiye olarak
belirlenen (mUeccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hUkUmleri i~leme konulur.
184
Ha t~"j,_'1 1: Kocanin han1m1na yakla~mamak Uzere yemin etmesidir. Boyle bir yeminde bulunan
kocaya "m011", kendisine \la yap1lan kad1na "mOla min ha" denir. Ila u, k1sma aynlir:
a. Hay-1 Muvakkat; db rt ay, sekiz ay ... gibi bir vakitle kay1tl1 olan 11ad1r.
b. Hay-1 Miiebbed; ebediyen yakla~mamak Uzere yapilan 11ad1r.
c. Hay-1 Mechiil; belli bir mUddet belirtilmeksizin veya ebediyet kayd1 konulmaks1zin yap1lan 11ad1r.
Ila sUresinde koca hanimina hi' yana~mazsa bir bain talak meydana gelmi~ olur. Bu sure i'inde
hanimina yakla~1rsa kefaret gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _317

Ay~e (ra.)'nin; "Bu kad1n, bu hadlsi rivayetiyle alemi bozdu," dedigi rivayet
edilir.
Omer b. Hattab (r a) diyor ki "Dogru mu soyluyor yoksa yanl1~ m1, iyi mi
hat1rl1yor yoksa unuttu mu, ne yapt1Q1ni bilemediQimiz bir kad1n1n sozuyle Allah'1n
kitab1n1, Peygamberimizin sunnetini terk edemeyiz. 185 ResOlullah (s.a.v.)'in ~oyle
sbyledigini duydum:
o.Lll j G..41~ L4 .<:- i q- ~\ ...:.i'i!ll ;ili._w,
- '-?- ~J ,

"Or; talakla bo~anmt~ bir kadmm iddeti devam ettigi sOrece nafaka ve
bannma hakkt vardtr. " 786
Fatima hadisinin iki tUrlu yorumu mumkundur.
1-Kocasi yaninda yoktu. Yemene gitmek ir;in yola r;1km1~t1. Karde~ini yerine [5/202]
vekil belirlemi~, ondan arpa ekmegi ile Fat1ma'nin nafakas1ni saglamas1ni istemi~,
Fatima da bunu kabul etmemi~ti. Onun aleyhinde ba~ka bir ~ekilde hukum
verilmesi ir;in koca orada yoktu.
2-Rivayet edildiQine gore Fatima, dili aQ1r bir kad1nd1. Kocas1nin akrabalann1
rencide ederdi. Dayanamay1p onu evden r;1karttllar. ResOlullah (s.a.v.) da Abdullah
b. Om mi MektOm (r a )'un evinde iddet beklemesini emretti. 0 da ResOlullah
(s a.v.)'1n kendisine nafaka ve oturma hakk1 vermedigini zannetti.
lddet beklerken kad1nin bannma hakk1n1n oldugunda alimlerin hi<; bir ihtilaf1 iddet
yoktur. $u ayet bu hususta net ve ar;1kt1r. s1rasmda
kadmm
bannma
hakk1

"On/an evlerinden <;tkartmaymtz." (et-Talak 65/1 )


Bir ba~ka ayette de:
~ r-5'+;- j :r. p ~ .:r. :-;~i ,
"On/an, gOcOnOz ok;OsOnde oturdugunuz yerin bir bo!OmOnde oturtunuz."
(et-Tala k 65/6) buyurmu~tur.

Alimlerimiz diyorlar ki; Nafaka ve barinma, kad1n1n nikahla kazand1g1 mall


hakk1d1r. iddet beklemek de nikah geregi sabit olan haklardan bir hakt1r. Bu
hakk1n geregi olarak kad1na bannma hakk1 kald1Q1 gibi, nafaka da hakk1 kal1r.
Kad1n1n barinma hakk1nin sabit olmas1yla, kocan1n onun uzerinde nikahla
elde ettiQi kocal1k hakk1nin da iddet suresince devam ettigi ar;1kl1k kazan1r.

185
lbn Hibban, Sahih, XXIV/378.
186
Abdurrezzak, Musannef, Vll/27; Tahav1, )erh-u meani'l-asar, 111/67; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/277.
318 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bir kimsenin cariyesi olan bir kad1n1n nafakasin1 saglama yukumlulugu, onun
efendisi olmas1 nedenine dayand1g1 gibi, hanim1n nafakasin1 saglamakla
yukumluluk de kocas1 olma nedenine dayanir.
Gbrmez misin, mukateb bir kolenin, kolesinin nafakas1, onun sahibi o oldugu
i~in kendi kazanc1ndan verilir. Bu hukme rehin olarak verilmi~ bir kolenin nafakas1
girilmez. Onun nafakas1, elde tutma hakk1na sahip oldugu durumda, onu rehin
olarak alan1n uzerine gerekli degildir. c;:unku rehin alan kimsenin elde tutma hakk1,
kolenin kendisinde degil, degerindedir. Onun sahip oldugu hak, alacag1n1 tahsil
etme hakk1d1r. Bu da kolenin kendisinde degil, degerindedir.
Bo~anan kad1n gebe ise onun nafaka hakk1 ayet ile sabittir. Allahu Teala,
~oyle buyurmaktad1r:

~ .:i~ ;.! .);- ~


. 1~U ~
. ~~_,t;} 0).J. ,
"Eger gebe ise!er dogum yapmcaya kadar kadar nafakalannt verin," (et-Tal~k
65/6)

$afil (rh.a.)'nin bu konudaki kural1 ~udur: Bir hukmun ko~ula baglanmas1, ko~ul
yerine gelince hukmun sabit olacag1n1 gosterdigi gibi, ko~ul yerine gelmeyince o
hukmun sabit olmayacag1n1 da gosterir.
Biz Hanefilere gore ise, hukmun bir ko~ula baglanmas1, ko~ul yerine
gelmeyince hukmun sabit olmayacag1n1 gostermez. c;:unku mefhOm-u nas
(mefhOmu muhalif) delil degildir.
Aynca ko~ul yerine gelmeden once, bir hukum ba~ka bir illetle sabit olabilir.
Gormez mis in bir kimse kolesine; "Ay ba~1 gelince sen ozgursun" dese; daha
sonra da; "Sen yar1n ozgursun," diyecek olsa, bu ko~ula bag lama ge~erli olur.
Oyle ki koleyi bu gun elinden ~1kartsa, ertesi gunden sonra koleyi yeniden satin
alacak olsa, ay ba~1nin gelmesiyle kale ozgur olur. Eger mulkunde yanna kadar
kalacak olsayd1 yine ozgur olurdu.

Ba~ka tLirlu nasil olabilir ki? Ayette

~r5~J~p:L4~:;~i~
"On/an, gucunuz 6/<;0sunde oturdugunuz yerin bir bo!Omunde oturtunuz,"
(et-Tal~k 65/6) buyurulmaktad1r. ibn MesOd (r.a.)'un k1raati

,,<.!.S"~·: ~-·l~\!.:t·~!:('.·"~: ~· !<·t)..


"'r .. ~ ~ P r - - ~If'~ r
J J

"On/an oturdugunuz yerin bir bo!Omunde oturtunuz, gucunuz ok;Osunde


nafakalannt veriniz," ~eklindedir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 319

Onun bu k1raati mutlaka Resulullah (s.a.v)'tan duyulmu~ bir k1raattir.


Bu da, iddet nedeniyle nafaka almamn, kadmm hakk1 olduguna dair bir
delildir.
Ayette gec;en, '-'I.A.> ..::.,,'}) (} .'.iu "Hamile iseler... " sbzu, olabilecek bir
problemi ortadan kald1rmak ic;indir. c;:unku gebelik suresi c;ogu zaman uzun surer.
Bu sure uzarsa, yine de gebelik boyunca iddet nedeniyle nafaka verilmesi gerekir
mi? sorusu akla gelir. Allahu Teala bu sorunu ortadan kald1rmak ic;in;

"Oogum yapmcaya kadar... " (et-Talak 65/6) buyurmu~tur.

Sonra sbylememiz gereken bir ~ey de, kad1n gebe iken verilen bu nafakan1n
c;ocuk ic;in olmad1g1d1r. Buna delil de, c;ocugun vasiyet yoluyla kendine b1rakilm1~
mal1 varsa, nafakanin bu maldan verilmesinin gerekmeyecegidir. Aynca, c;ocugun
birden fazla olmas1 durumunda, c;ocugun say1sina gore nafaka say1s1 artmaz. Kad1n
cariye ise, nafakas1 yine kocas1nin uzerinedir. Halbuki c;ocugun nafakas1nin
dogumdan sonra oldugu gibi, gebelik s1ras1nda da efendisinin uzerine olmas1 [S/203]
gerekir.
Nikahl1 bir kadin, gebe kald1g1 zaman nafakas1 ikiye katlanmaz. Eger anne
karnindaki c;ocugun nafaka hakk1 olsayd1, nikah alt1ndaki bir kad1nin gebe kald1g1
zaman nafakas1nin ikiye katlanmas1 gerekirdi.
Nafakan1n kad1nin hakk1 oldugu sabit olduktan sonra deriz ki; nafakan1n hak
edilmesi ic;in kad1n1n kocas1yla aras1nda bir neden olmal1d1r. Bunun ic;in de iddetten
ba~ka bir neden yoktur. Bu nedende de gebe kad1nla gebe olmayan e~ittirler.

lddet bekleyen bir kad1n,gece ve gunduz evinden c;1kmaz


.t.. -- , . ; , ~ , .L '. 1,1 , • : , ,; , • • ,, • , , , : ~ ,r ' lddet
"'( 9 ~~ ~~ u )' ~1 -:.r.-~ l'J Wf-~ ~ :Y'Y:--r' ) ., bekleyen
kadmm
"Apac;tk bir hayastz!tk yapmalan hali bir yana on/an ev!erinden c;1karmaym. evinden
~1kmamas1
Kendi!eri de c;tkmasmlar... " (et-Talak 65/1) ayeti buna delildir.
ibrahim en·Nehai (rh.a.); "Kadmm evinden ~1kmas1 ag1r bir gunaht1r,"
der.
Aynca, iddet bekleyen bir kad1nin ihtiyac;lan kar~1lanmaktad1r. Dolay1s1yla, ne
gece ne de gunduz d1~an c;1kmasina ihtiyac; yoktur.
Kocas1 blen bir kad1n ise bbyle degildir. Kocan1n terikesinden (blunce geriye
b1rakt1g1 maldan) ona aynca nafaka belirlenmez. ihtiyac;lanni saglayabilmek ic;in
onun gunduzleri d1~an c;1kmaya ihtiyac1 vard1r.
320_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Ila, lian 188 ve kocanin dinden ~1kmas1 veya kocanin, kans1n1n annesi
187
Hul' ',

ile yap1lan cinsel ili~ki nedeniyle kocas1 ile aras1 aynlan kad1n1n hukmu de bbyledir.
Cunku bu aynl1klann hepsi, nikah1n bir geregi olarak nafaka alma hakkina sahip
olduktan sonra , koca taraf1ndan meydana gelen nedenlere dayanir. Ve bu hak
iddet devam ettigi surece devam eder.
Hui' (Muhalea) s1ras1nda koca, iddet bekleme esnas1nda bannma i~in ev ve
nafaka vermemeyi ~art ko~arsa, nafaka vermek zorunda degildir ama bannma i~in
ev vermek zorundad1r. CLinku iddet s1ras1nda kadinin evden ayrllmas1 gunaht1r.
Hui' da gunah olan bir ~eyi ~art ko~mak bat1ld1r. Hi~bir hukum ifade etmez.
Aynca nafaka kad1n1n hakk1d1r. Bir ki~inin kendi hakk1ndan vazge~mesi
ge~erlidir. Bannma hakk1 ise, lslam'1n hakk1d1r. lslam'1n bngbrdugu bir hakk1
du~urmeye ~al1~mak bat1ld1r. Gbrmez misin, akid s1ras1nda on dirhemden daha
fazla belirlenen bir mehirde kad1n1n indirim yapmas1 ge~erlidir. On dirhem olan
mehirden indirim yapmas1 ise ge~ersizdir.
Bir kad1n (evlilik sonrasinda), kocasin1 bannma i~in yapacag1 masraftan muaf
tutsa ve kendi evinde oturmaya raz1 olsa veya bannma i~in gerekli masraflan kendi
mal1ndan yapmay1 ustlense bu ge~erlidir. Cunku bunlar kendi hakk1d1r.
Bir kimse cariye olan han1m1n1 bain talakla bo~arsa, han1m1n1 eger kendisiyle
birlikte oturtuyorsa nafakas1n1 saglamak zorundad1r.
Cunku kad1n1n nikah devam ettigi surede nafaka hakk1 vard1r. Bu hak iddet
devam ettigi surece de devam eder.
Eger efendisi kendi hizmeti i~in bu kadin1 kocas1nin evinden ~1karirsa, koca o
andan itibaren nafakayla yukumlu degildir. Nikah devam ederken de efendisi bu
kad1nin kendi hizmetinde kullanacak olsa, nafakas1n1 o saglamak zorundad1r.
Hizmetinde kullanmaktan vazge~ip kad1n1 kocas1nin evine iade ederse, evlilik
devam ederken oldugu gibi nafakas1n1 yeniden kocas1 saglamak zorundad1r.
Ancak bo~ama s1ras1nda han1m hizmet i~in efendisinin evinde kal1yorsa ve
koca evine bo~and1ktan sonra dbnmu~se, biz Hanefllere gore nafakas1n1 kocas1
vermek zorunda degildir.

187
Hul'/rl (Muhalea/Wl>...JI): Nikah mUlkiyetini kad1n1n kabulune bagl1 olarak ortadan
kald1rmakt1r. Hanim tarafindan kocaya verilecek bir bedel veya hanimin mehirden vazgec;mesi
kar~il1g1nda taraflarin rizas1 ile gerc;ekle~tirilen bo~anmad1r.
188
Lian /.Jl...lll (Miilaane /~':>\..JI): Sozlukte lanetle~mek anlam1ndad1r. $er'J 1stilahta; kocanin karis1na
zina isnad1nda bulunmas1 ve dart ~ahit getirememesi sonucunda kari ile kocanin, hakim huzurunda
~er'J usulune uygun olarak dorder defa ~ahadette bulunduktan sonra kendilerine lanet ve gazap
okumalarid1r. Kaea "zina isnad1nda dogru olduguna, eger yalanc1lardan ise AllahTeala'n1n lanetinin
uzerine olmas1n1"; kad1n da "kocasin1n kendisine zina isnad1nda yalanc1 olduguna eger dogru ise
Allah Teala'nin gazabinin uzerine olmasin1" yeminle ifade eder. (en-NOr 24/6-9) Yapilan bu
yeminler, koca ha kkinda hadd-i kazif, kad1n hakk1nda da hadd-i zina yerine gec;er ve hakim
taraf1ndan aralari ayril1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 321

Z(jfer (rh a.)'e gore; efendisinin bo~anmadan sonra hizmet ettirmesi


durumunda oldugu gibi koca evine geri donunce de nafakas1n1 kocas1 saglamakla
yukumludur. Boyle olmas1 gerekir. (unku nafakanin koca uzerinden du~mesi
sonradan olan bir nedenledir. Bu neden ortadan kalk1nca, sanki ba~tan beri hi<;
olmam1~ hukmunu al1r.

Gormez misin ozgur bir kad1n kocas1 onu bo~ad1g1 zaman huysuzluk edip
koca evinden ka<;sa, sonra eve geri donse, iddet bekleme suresinde ayni gerek<;e
ile nafakas1n1 alma hakk1na sahiptir.
Bu meselede biz Hanefllerin delili ~udur: lddet bekleme suresine itibarla, bu
s1rada daha onceden sabit olan devam eder. Onceden sabit olmayan ise sabit
olmaz. (unku bir ~eyin ba~tan sabit olmas1 mutlak anlamda mulkiyetin fiilen
mevcut olmas1 gerektirir.
Aynlma meydana geldiginde kad1n eger kocan1n evinde ise, iddet bekleme
s1ras1nda nafakas1n1 koca saglar. Bu kadinin hakk1d1r. lddet devam ettigi surece
nafaka da devam eder. Bu s1rada nafakanin du~mesine neden olacak bir ~ey [s 12041
meydana gelir ve daha sonra da ortadan kalkarsa, bu ~ey sanki hi<; olmam1~ gibi
kabul edilir.
Arna aynl1k meydana geldigi s1rada, kad1n nafaka hak etmi~ bir durumda
degilse, biz iddet s1ras1nda bu kad1na nafaka hakk1 tan1rsak bu, iddet bekleme
suresinin ba~1ndan beri nafaka hakk1 tanima anlam1na gelir ki boyle bir ~ey dogru
degildir.
Kad1nin koca evini kendine bannma yeri olarak edinmesinden maksat,
kocanin ihtiya<;lann1 kar~ilamak i<;in kendisini tahsis etmesidir. Bu hizmet, evlilik
devam ettigi surece olur. Nikah suresince kadin koca evinde onunla birlikte kald1g1
zaman nafaka alma hakk1na sahiptir. Bu hak, iddet devam ettigi surece de devam
eder. Lakin kadin, koca evinde kalmaya iddet s1rasinda ba~lam1~sa, o zaman bu
gaye ger<;ekle~mez. (unku o, kocanin ihtiya<; ve hizmetlerini yerine getirmez.
Bu hukum, kocaya kar~1 huysuzluk ve itaatsizlik eden bir kadin1n durumuna
k1yasla vanlan hukumdur.
Ancak biz Hanefller, bu konuda ihtihsan yolunu tercih ettik. (unku ozgur
kadin nikah akdinin bir geregi olarak nafaka hakkina sahiptir. Onun a<;1sindan,
nafakanin du~mesine neden olacak bir ~eyin, aynl1k s1ras1nda veya daha sonra
meydana gelmesi arasinda fark yoktur. Dolay1s1yla kesintiye neden olacak ~ey
ortadan kalk1nca sanki bu hadise hi<; olmam1~ gibi nafaka devam eder. Cariyede
ise boyle degildir.
Aynl1k irtidat (dinden <;1kma), kocan1n ba~ka han1mdan olan ogluyla cinsel
ili~kide bulunmas1na imkan vermesi gibi fiillerle kad1n taraf1ndan gelen bir davran1~
sonucunda meydana gelmi~se, bu <;e~it davran1~lanna devam ettigi surece koca
322._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

ona nafaka vermek zorunda degildir. Dinden c;1kma durumunda, yeniden islam
di nine donse ve tevbe etse hukum yine boyledir.
Bannma hakkina gelince; koca han1m1na bannma imkan1 saglamakla
yukumludur. <;:unku kad1nin koca evini kendine mekan edinmesi kocanin han1m
uzerindeki haklanndand1r. Kad1n1n gunah i~lemesiyle bu hak du~mez. Nafaka ise
kad1nin hakk1d1r. Arna bu hak, i~lenen gunah nedeniyle aynl1g1n kad1n yonunden
gelmesi durumunda du~er.
Cariye alan bir kadma efendisi bir ev haz1rlasa, daha sanra da ozgur
k1lsa, ozgur alduktan sanra kadm se~im (muhayyerlik} hakk1m kullanarak
kacasmdan aynlmay1 tercih etse, iddet bekledigi surede kacasmdan
nafaka alma hakk1 vard1r.
<;:unku tercihini lslam'in kendisine tanid1g1 sec;im hakk1na dayanarak
yapm1~t1r. Daha once de ac;1klad1g1m1z gibi, nikah1n devam ettigi surece, kadin
hakk1 olan bir ~ey nedeniyle kocasin1n yanina gitmezse nafaka hakk1 du~mez. Ayni
~ekilde kadin kendine taninan bir hakla kocas1ndan ayrlld1ginda da nafaka hakk1ni
kaybetmez.
Ozgur k1hnan cariye nafaka almak i~in davac1 almaz ve bu ~ekilde
iddet siiresi dalarsa, art1k nafaka alma hakk1 yaktur.
Kocasin1n bo~ad1g1 bir kad1nin boyle bir durumdaki hukmu de aynid1r. <;:unku
iddet suresinde verilmesi gereken nafaka, nikah devam ettigi suredeki nafakadan
daha guc;lu degildir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi nikahla gerekli olan nafaka,
hakim taraf1ndan hukmedilmeden once gec;en surede bore; olmaz. Nikah bag1
bittikten sonra kadin bunu isteyemez. Dolay1s1yla iddet s1rasindaki nafakay1 ise hie;
isteyemez.
Boyledir c;unku burada neden, erkegin kadin1 nikah1 alt1nda tutmas1d1r. Bu
nedenle hak edilen, akrabaya kar~ll1ks1z verilen ~ey hukmundedir. Kadin1n davac1
olma hakkinin sabit olabilmesi ic;in, nedenin var olmas1 gerekir.
Gormez misin bir zimml, verecegi cizyeyi vermeden musluman olsa, bu cizye
kendisinden istenmez. <;:unku cizye al1nmadan onu gerektiren neden ortadan
kalkm1~t1r. Nafaka da bunun gibidir.

Kaea yabanda alsa ve iddet bekleyen kadm anun adma bar~ alarak
nafakasm1 saglasa, kaca, kadmm iddeti bittikten sanra eve donse, bu
nafaka ile nikah s1rasmdaki nafakanm hiikmu aymd1r.
0 konudan soz ederken ac;1klad1k ki Ebu HanTfe (rh a.)'1n onceki goru~une
gore, boyle bir kad1nin kocas1 adina bore; almas1 dogrudur (gec;erlidir).
Sonraki goru~une gore ise ald1g1 bore;, kendi ad1na al1nm1~ olur ve koca bu
borc;tan hic;bir ~ey odemek zorunda degildir. lddet nafakas1n1n hukmu de bunun
gibidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _323
Bir kadmm iddet suresi uzayacak olsa, bu iddet ister hay1zlarla, isterse
hay1zdan kesilen kadmlarda aylan doldurmakla son bulsun, iddet
doluncaya kadar, nafakas1 kocaya aittir.
c;:unku kadin1n bu nafakay1 hakedi~ nedeni devam etmektedir. lddet suresi -
ister uzas1n, isterse k1salsin- devam ettigi surece, bu neden de devam ettigi ic;in
nafaka hakk1 bakl kal1r.
Gormez misin nc'I (iddet suresince e~ine donu~ saglayan) bo~amada da hay1z [5/205]
suresinin uzamas1 ile k1sa olmas1 aras1nda bir fark yoktur. Bu konudaki delil,
Alkame (r a.)'nin naklettigi sahabe uygulamasad1r. Alkame (r.a) bu naklinde:
Han1min1 bo~ad1gin1 ve han1m1n1n hay1z suresinin on yedi ay surdugunu, sonra da
vefat ettigini, Abdullah b. Mesud (r a )'1n da han1m1nin miras1ndan ona pay1ni
verdigini ve; "Allah'u Teala onun miras1ni senin ic;in al1koydu," dedigini anlat1r.
Kan-koca iddetin bitip-bitmedigi konusunda ihtilaf etseler, yeminiyle birlikte iddetin bitip
bitmedigi
kad1n1n sozu kabul edilir. konusunda kan
kocanm ihtilaf1
c;:unku rahminde olan1 ondan ba~ka kimse bilemez. Bu konuda o, guvenilir ve
sozu gec;erli olarak kabul edilir. Obey b. Ka'b (ra) ~oyle demi~tir: "Rahminde olan
~ey hakkinda kadina guvenmek emanetten say1l1r."

Aynca kad1n as1I olana sanlmaktad1r. Bu asll, iddetin devam edi~i ve bu zaman
dilimi ic;inde nafaka hakk1na sahip olu~udur. lddetin bittigi kesin delillerle ortaya
c;1kmad1g1 surece bu as1I uzerine yurunur. Kocanin sozu iddetin bittigini ortaya
c;1karmaya yetmez. c;:unku onun sozu, kad1n aleyhine delil degildir.
Ancak koca, kad1n1n iddetinin bitmi~ olduguna dair ikrarda bulunduguna delil
getirecek olsa, nafaka verme yukumlulugunden kurtulur. c;:unku kadinin ikrann1n
delille sabit olmas1, bizzat olay1 gorerek sabit olmas1 hukmundedir.
Bir kadm, iddet bekledigi s1rada kocasmm ba~ka kadmdan olan iddet beklerken
kocasmm oglu
ogluyla kendi nzas1yla cinsel ili~kide bulunacak olsa bu fiiliyle nafaka ile ili~kiye giren
hakk1 ortadan kalkmaz. kadmm nafakas1

Zufer (rh a) ortadan kalkacag1 goru~undedir. 0 der ki: Nafaka, zaman


ilerledikc;e peyder pey gerekli olan bir hakt1r. Kocanin ogluyla nikah devam ettigi
s1rada nza gostererek boyle bir ili~kide bulunsayd1, nafaka alamazd1. lddet s1ras1nda
boyle bir ~ey yapt1g1 zaman da alamaz.
Ancak biz Hanefller ~oyle diyoruz: Kad1nin buradaki fiilinin, kocas1yla
aralannin ayrllmas1nda bir etkisi yoktur. Aynl1k zaten o bu fiili i~lemeden once
olmu~tu. Bu fiilin iddetin du~mesi hususunda da bir etkisi yoktur. lddet devam
ettigine gore nafaka da kad1n1n hakk1 olarak devam eder.
Nikah s1rasinda kad1n1n boyle bir i~ yapmas1 ise farkl1d1r. c;:unku orada nikah1n
sona ermesine kad1n1n fiili neden olur. Ve o bu fiilinde gunahkard1r.
324 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsilt

lddet beklerken Kad1n iddet bekledigi s1rada irtidat ederse (Islam inanc1n1 terk ederse), nafaka
dinden ~1kan dLi?er. Bunun nedeni, dinden ~1kma degil, hapishanede hapsedilecegi ve koca
kadmm nafakas1
evinde olmayacag1 i~indir. Aleyhine sabit olan bir hak nedeniyle hapsedilen bir
kad1n1n nikah devam ederken de nafakas1n1 vermekle koca yUkumlU degildir. Ayn1
?ekilde iddet bekledigi s1rada da koca nafaka saglamakla yukumlu degildir. Tevbe
eder, kocan1n evine geri donerse tekrar nafaka alma hakk1n1 kazan1r. cunku bu
hakk1 sekteye ugratan hapis olay1 ortadan kalkm1?t1r.
Aynl1ga neden olan irtidad1n olmas1 durumu ise, bundan farkl1d1r. Bu
durumda kadin tevbe etse bile nafaka alamaz. CLinkU nikah, onun i?ledigi gunah
nedeniyle son bulmu?tur.
Kad1n irtidat ettikten sonra darulharbe (dLi?man topraklanna) s1g1nacak olsa
kadinla kocas1 aras1ndaki butLin nikah ili?kisi son bulur. Oyle ki tevbe ederek ve
musluman olarak yahut da esir al1narak -ozgur b1rakilsin veya b1rak1lmas1n- geri
donecek olsa nafaka alamaz. cunku nafaka, evlilik bag1n1n devam1 dikkate
al1narak da elde edilmi~ bir hakt1r. Boyle bir ulke farklil1g1, evlilik baglanni
tamam1yla ortadan kald1m.
Islam diyanna izin alarak giren bir kimse (mi.iste'men), zimmi bir
kadmla evlenir ve onunla cinsel ili~kide bulunursa, sonra da kansm1
bo~arsa, zimmi bir kadmm iddet beklemesini gerekli gorenler bu kadmm;
nafaka alma hakkmm oldugu gori.i~i.indedirler.
Daha once bu meselede Ebu Hanlfe (rh a.)'den rivayete benzer iki rivayet
oldugunu a~1klam1~t1k Zimml kad1nin iddet beklemesinin gerekli oldugunu
soyleyenler, nafakanin da gerektigini soylerler. Madem nikah1n devam1 s1rasinda
kad1n nafaka alma hakk1na sahiptir bu hak iddet devam ettigi surede de devam
etmelidir, derler.
Bu, bir zimmlnin anne ve babas1nin kufUr ulkesi halk1ndan olupta, izin alarak
Islam ulkesine girmesine benzemez. Onlann zimml olan ogullanndan nafaka alma
haklan yoktur. cunku her ne kadar onlar ?eklen bizim topraklanm1zda
bulunuyorlarsa da, asl1nda kufUr ulkesi halk1ndand1rlar. Her an kufUr topraklanna
(darulharbe) donme imkanlar1 vard1r. Akraba nafakas1, kar?1l1ks1z ba<)1? gibidir.
KufUr beldesinde ya~ayan bir kimsenin, bizim ulkemiz toplumundan say1lan bir
[S/206) kimsede akrabal1k baglann1n korunmas1na yonelik hakk1 olamaz. Cunku bu hak
akrabay1 hayatta tutmaya yoneliktir. Bu kimse ise du~man halk1ndand1r. Bu
niteligiyle o, hayatta tutulmay1 degil, oldurulmeyi hak eder.
KufUr ulkesinde olan anne ve babanin zimml olan oglunda eger nafaka hakk1
yoksa, musluman olan oglunda hi~ olamaz.
Gayrimuslim Mi.isli.iman bir kimsenin babas1 yoksul bir zimmi olacak olsa, k1yasa
babanm gore din farkhhgmdan dolay1 ogul onun nafakas1yla yi.iki.imli.i degildir.
nafakas1
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _325

Gbrmez misin aralannda kar~il1kl1 miras al1p-verme de yoktur. Nafaka da


bunun gibidir. Nasil ki farkl1 dinden olan diger akraba, din farklil1gindan dolay1
nafaka alam1yorlarsa baba da alamaz.
Ancak biz Hanefller ~u ayetteki:
,.{_ li )/'A
"{
,.. Gill
- t.1-. I~
0!•-\..,;,'A.
J '1'

"On/aria dunyada iyi gec;in.," (Lokm~n 31/15) buyruguna dayanarak zimml olan
anne-baba hakk1nda istihsan1 esas al1yoruz. Bu emir musluman olmayan anne-
baba hakk1ndad1r. Bunun deli Ii de ayn1 ayetin ba~ taraf1nda;

~ ~ )\_; IJ~ ~ JD _;.;j lA LI; !.\A !J1J.A. t.::- j µ ~


"Eger on!ar seni hakkmda bi/gin o!mayan bir !?eyi bana ortak ko!?man ic;in
seni zorlarlarsa onlara itaat etme." (Lokm~n 31/15) buyrulmas1d1r.
iyi davranmak onlan ac;l1ktan blmeye terk etmek demek degildir.
Sonra baba ile ogul arasmdaki nafaka hukuku, birisinin digeri
nedeniyle dunyaya gelmesindendir. Dinler farkh olsa da bu
ger~ekle~mi~tir. Diger akrabalarda ise durum farkhd1r. Onlarla olan nafaka
hukuku, miras~1 alma nedeniyledir.
Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

~ ~1 ~ ~:>1)1 ~)'
"Onun (c;ocuga sut veren annenin nafakasmm) benzeri mirasc;t uzerine de
gerekir." (el-Bakara 2/233)
Din farkl1l1g1 mirasc;1 olmaya engeldir.
Allah ve RasOIUnun sozlerinin sm1rlann1 anlamak f1kh1 guzelle~tirir.
Gormez misin kendi mulkune giren bir kolenin ozgurli.ige kavu~mas1 hibe
ettigi ~eyi geri almasmm haram olu~u. yakm akrabahk nedeniyle olunca
bu, islam nazarmda dinlerin farkh olmas1yla degi~mez.
Bir kimse ummuveledi olan (kendisinden ~ocuk dunyaya getiren)
cariyesini ozgur k1lsa cariyenin iddet beklerken nafaka alma hakk1 yoktur.
c;:unku onun nafaka hakk1 efendisinin mulkiyeti alt1nda olmas1 nedeniyle idi.
Ozgurluk ise bu mulkiyete z1tt1r. Kad1n1n beklemek zorunda oldugu bu iddet,
bozuk bir nikah nedeniyle veya nikah ~uphesine dayal1 bir cinsel ili~kiden sonra
beklemek zorunda oldugu iddete benzer. Gbrmez misin buradaki iddet, kocan1n
hayatta olmas1 veya olmesiyle degi~mez. Bu tor bir iddette nafaka hakk1 yoktur.
Bir kimse, hanimmm nikahmm aslen kendine haram oldugunu ikrar Evlenmi~
mahremlerin
etse ve o hanimla ili~ki kurmu~ olsa aralan aynhr. Kadm kararla~tinlm1~ aynlmasmda
olan mehri ve iddet bekledigi s1rada nafakasm1 ahr. nafaka
326 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

c;:unku bu nikah, gorunu~ alarak gec_;erlidir. Kaea, bu kad1n1n kendisine haram


aldugunu ikrar ettiginde bu ikran, kendisinin kad1n uzerindeki haklannin iptal
hususunda kabul edilir ama kad1nin hukukuyla ilgili k1s1mda tasdik edilmez. Bu
ikrar, kad1n hakkinda bir c_;e~it ba~ama gibi kabul edilir. Dalay1s1yla belirlenen
mehrin tamam1n1 ve iddet s1rasinda da nafakas1n1 al1r.
Se~imlik Amcasmm kuc;uk ya~ta evlendirdigi ve kocasmm kendisiyle cinsel
hakkm1
kullamp ili~kide bulundugu bir k1z, erginlik c;agma ula~mca sec;imlik hakkm1
aynlanm kullanarak kocasmdan aynlsa, iddet bekledigi sure ic;inde nafakasm1 alma
nafakas1
hakk1 vard1r.
c;:unku aynl1k anun taraf1ndan gelmi~tir. Arna a, sahibi aldugu bir hakk1
kullanm1~t1r.

Bu k1zla kacas1 cinsel ili~ki kurduktan sanra kufUv (denklik) almad1g1 ic_;in
hakim aralann1 ay1rsa, iddet devam ettigi surece kad1n1n nafaka ve bannma hakk1
vard1r. c;:unku nikahin asl1 gec_;erlidir. lkisinden biri olecek alsa digeri ana mirasc_;1
alur.
Aynl1k sahip alunan bir hakk1 kullanma nedeniyle meydana gelirse, bununla
nafaka hakk1 du~mez.

Kadmm
Hakim kadmm kocadan nafaka almas1 gerektigine hukmetse ve koca
ald1g1 bu miktan kadma teslim etse, kadm da teslim ald1g1 nafakay1 c;ald1rsa,
nafakay1
~ald1rmas1
sonraki nafakay1 alma vakti gelmeden, koca ikinci defa ona nafaka vermek
zorunda degildir.
c;unku kadm hakkm1 alm1~t1r. Ald1g1 miktar, t1pk1 teslim ahnan bir
mehir gibi kendi sorumlulugu altma girmi~tir. Bundan sonra maim telef
olmas1, kocay1 degil art1k kadm1 ilgilendirir.
Kaea nafakay1 kad1na bir elc_;iyle gonderse, elc_;i de anu kad1na teslim ettigini
[S/207] soylese ama kad1n inkar etse gec_;erli soz, yeminiyle birlikte kadin1n sbzudur. c;:unku
elc_;i kacan1n naibidir (anun yerine gec_;er). Onun kadina teslim ettigine dair iddias1,
kacanin bu kanuda kad1n aleyhine davac1 almas1 gibidir. Gbrmez misin, kaca
nafakay1 verdigini sbyleyip, kad1n ald1g1n1 inkar edecek alsa, sbz yeminiyle birlikte
kad1n1n sbzudur. Elc_;i verdigini iddia ettigi zaman da hukum boyledir.
Kad1n nafakay1 ald191n1 ikrar etse ve nafaka alma hakk1 alan sure daha
dalmadan blse kacan1n nafakadan artan1 kad1n1n terikesinden geriye almaya hakk1
alup almad191 hususunda -daha once de ac_;1klad1g1m1z gibi- ihtilaf vard1r. Her iki
gbru~te de verilen malin kendisinin kalmas1 veya tUketilmi~ almas1 aras1nda bir fark
yaktur.
Dogrulan en iyi bilen Allah ( Subhanehu ve Teala)'d1r. Donu~ ve van~
da O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 327

EVLiLiGiN SONA ERMESi DURUMUNDA c;ocUKLARLA


ILGILI H0K0MLER [S/207)
Islam dlni kur;uk r;ocuklann velayetini, kendilerine bakmaktan aciz olduklari ve
ihtiyar;lann1 bizzat kar~ilayamad1klan ir;in, onlara kar~1 ~efkat duygulan besleyen
kimselere vermi~tir. Onlar hakk1nda tasarrufta bulunma yetkisini, ~efkati yan1nda
H1dane
daha isabetli gbru~ sahibi olduklan ir;in babalanna vermi~tir . c;:unku tasarrufta {bak1m ve
terbiye)
bulunma, isabetli gbru~e sahip olmay1 gerektirir. Kur;uklerin bak1m ve terbiye
hakk1
(h1dane) hakk1 ise; ?efkatli olmalan yaninda, onlara kar?I yumu?ak davranmalan ve
eve daha bag1mli olmalan nedeniyle, buna gur;leri yettigi ir;in annelere verilmi~tir.
Annelerin r;ocuga kar~1 babalardan daha ~efkatli, daha fedakarca davrand1g1
bilinen bir gerr;ektir. c;:ocugu ir;in o, baban1n katlanamayacag1 gur;luklere katlan1r.
Bu nedenle h1dane hakk1n1n anneye verilmesinde r;ocuk ir;in buyuk yarar vard1r.
H1dane hakk1n1n delili, Amr b. $uayb'1n babas1 kanal1yla dedesinden (ra)
naklettigi ~u hadlstir. Bir kad1n ResOlullah (s av )'a gelmi~ti ve;
"Bu benim r;ocugum . Karn1m onun kab1, kucag1m bannag1 ve s1g1nag1,
gbgsum pinanyd1. $imdi bu adam onu benden almak istiyor," dedi. ResOlullah
(s.a v.) ona:

"Ba~ka bir kocayla evlenmedigin surece r;ocukta senin hakkin onde gelir, "
789
buyurdular."
Omer (ra), EbO Bekir (r.a)'1n bnunde oglu As1m'1n annesiyle mahkemele~ti. 0,
Oglu As1m\ annesinden almak istiyordu . EbO Bekir (ra.) ona:
"Ey Omer! Annesinin kokusu -bir ba~ka rivayette ... tUkrugu- onun ir;in sen in
yanindaki yag ve baldan daha hay1rl1d1r. Onu buyuyup genr;lik r;ag1na ayak
bas1ncaya kadar annesinin yaninda b1rak "dedi.
Yine bir ba~ka rivayette: "Annesinin r;ar~afinin kokusu, onun ir;in senin
yan1ndaki yagdan baldan daha hay1rlid1r," dedigi nakledilir.
Bunun bgrendikten sonra deriz ki: Han1m1yla ayrilan bir kimsenin r;ocugu H1danenin
siiresi
varsa, anne r;ocugu almada daha fazla hak sahibidir. c;:ocuk, ihtiyac1 kalmay1ncaya
kadar onun yan1nda kal1r. Eger erkekse, bu sure kendi ba~1na yiyip-ir;inceye,
elbiselerini giyininceye kadar devam eder. DavOd b. Re~id'in "Nevadir" inde;
"taharetini (istinca) kendisi yapincaya kadar " denilmektedir
Ayrilan e~lerin r;ocugu k1z ise, erginlik r;ag1na kadar annesi h1dane konusunda
daha fazla hak sahibidir.

189
Abdurrezzak, Musannef, Vll/153; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/182; Ebo DavOd, Talak 34; Hakim,
MOstedrek, 11/225; Darekutn1, SOnen, 111/304; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/267.
328 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
K1yas deliline gore, h1dane de erkek ve k1z c_;ocugun e~it olmas1 gerekir.
<:ocuklar h1dane c_;ag1n1 a~t1ktan sonra baba, her iki cins uzerinde de daha
fazla hak sahibidir. <:unku anne ic_;in yalniz h1dane hakk1 vard1r. Bu da onlann buna
ihtiyac1 kalmay1nca sona erer. Bundan sonra as1I ihtiyac_; c_;ocugun korunmas1d1r.
Koruma ic_;in baba daha guc_;ludur. Bir kad1n kendini korumakta yetersiz kald1g1 ic_;in,
kendini koruyacak ba~ka bir insana ihtiyac1 duyar.
Denilir ki; kad1nlar, korunup gozetilenler haric_;, sofraya konmu~ et gibidir."
Durum boyle olunca o bir ba~kas1n1 nas1I koruyabilir?
Ancak biz burada k1yas delilini terk ettik. Dedik ki; k1z c_;ocugu terbiyeye
[5/208]
ihtiyac_; duymaz duruma gelse de orgu orme, yemek pi~irme ve elbise y1kama gibi ...
ev i~lerini ogrenmeye ihtiyac1 olur. Anne de bu alanda daha yetkilidir. Babaya
verilecek olursa erkeklerin yan1na girip c_;1kmaya ba~lar. Bu da haya duygusunu
azalt1r. Oysa kadinlarda utanma duygusu bir sustUr. Bu duygu annesinin yan1nda
kal1rsa geli~ir, devam eder. Dolay1s1yla, k1z c_;ocugunun erginlik c_;ag1na kadar
annenin yan1nda kalmas1 daha uygundur.
K1z erginlik c_;agina girince evlenme ihtiyac1 duyar. Evlendirmede de velayet
babaya aittir. Art1k fitneye ac_;1k, erkeklerin cinsel bak1~lanna hedef olacak bir
duruma gelmi~tir. Erkeklerde olan k1skanma ve sak1nma duygusu kad1nlarda
yoktur. Baba k1z1n1 korumak ic_;in, annenin sahip olmad1g1 imkanlara sahiptir.
Hi~am'1n
Nevadir'inde Muhammed (rh.a.)'den ~oyle bir rivayet vard1r : K1z
c_;ocugu ~ehvet c_;ag1na ula~1nca yukanda belirttigimiz nedenlerle baba, onu yan1na
alma hakk1na daha lay1kt1r. <:unku o, bu ya~taki k1z c_;ocugunu koruma ve
kollamada daha guc_;ludur.
Diger yandan olabilir ki anne aldatil1r. Bir tuzaga du~urulebilir. Bunu da
onceden sezemeyebilir. Bu hususlarda babaya guven daha fazlad1r.
Erkek c_;ocuga gelince onun, anneye ihtiyac1 kalmay1nca erkeklerin ugra~t1klan
i~leri ogrenme ihtiyac1 ba~lar. Baba bu konuda daha guc_;ludur. Art1k c_;ocuk
kendisini egitecek, terbiye verecek birisine muhtac_;t1r. Baba bu konularda ona daha
fazla destek olur.
Aynca kad1nlarla birlikte olmak, erkeklerin ahlak1n1 bozar .. Erkek c_;ocuk, kadin
yaninda b1rak1l1rsa konu~mas1 yumu~ar, k1ril1r. Davran1~lan kad1nlann davrani~lanna
benzemeye ba~lar. Sonuc_;ta ortaya kad1nla~m1~ (muhannes) bir erkek tipi c_;1kabilir.
Bu yuzden, annenin bak1m1na olan ihtiyac1 bitince erkek c_;ocuk babaya verilir.
Biz Hanefllerin goru~u budur.
$afil (rh a.) 'ye gore c_;ocuk, anneyle baba aras1nda muhayyer (sec_;im yapmaya)
b1raki11r. Hangisinin yan1nda kalmay1 sec_;erse ona verilir. Bu konudaki delilleri Ebu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 329

Hureyre (ra)'nin rivayet ettigi; .:;.y,'11~1,;)ll ~ lli1 ~ ~;i1 i'.ii "ResOlullah (sav)
190
bir erkek c;ocugu babas1 ile annesi aras1nda muhayyer b1raktl ," hadlsidir.
Biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Boyle bir karar, c;ocugun sozune dayanarak bir
yukumluluk ve hukum vermedir. 0 da caiz degildir. Aynca c;ocuk c;ogunlukla
kendisine zararl1 olani; kendisini terbiye etmekle ugra~mayacak, arzu ve
heveslerinden onu al1koymayacak olan1 tercih eder.
$afil (rh a.)'nin rivayet ettigi haberde ResOlullah (s av) bu c;ocuk ic;in; ~I
~;l.;., "Allah '1m onu dogruya yonelt," diye duada bulunmu~ o da bu ResOlullah'1n
duas1 bereketiyle kendisi ic;in en hay1rl1 olan1 sec;mi~tir. Ayn1 imkan bir ba~kas1nda
yoktur.
Anne ile baba aynld1ktan sonra c;ocugun emme ve nafaka masraflanyla baba <;ocugun
emmeve
yukumludur. Allahu Teala'nin ayetinde; nafaka

~ ~;y,i :;_,m ~ ~.Jt j~ ~


masraflari

"Sizin ir;in r;ocugu emzirir!erse onlara ucretlerinin verin," (et-Talak 65/6)


buyurulmaktad1r. Burada kastedilen, emzirme masrafland1r.
Bu durum, evlilik devam ederken olan emzirmeden farkl1d1r. Evlilik ic;inde,
annenin c;ocugunu emzirmesi, biz Hanefilere gore, koca onu kiralam1~ olsa bile bu,
ucreti gerektirmez. c;:unku evliligin devam1 suresince, c;ocugunu emzirmesi,
diyaneten (dlnl ac;1dan) annenin gorevleri aras1ndad1r. Aynld1ktan sonra ise bu, ne
dlnen yerine getirmesi gereken bir gorev ve ne de yukumlu oldugu bir borc;tur.
Aynca c;ocugun sutten kesildikten sonraki nafakas1yla da baba yukumludur.
c;:ocugun kendisinden bir parc;a olmas1 nedeniyle, bu konuda ona hie; kimse ortak
degildir. Babanin c;ocuguna yapacag1 harcama kendi ~ahsina yapt1g1 harcama
gibidir. Bunun gibi sutten aynlmadan onceki emzirme masraflan da ona aittir.
Bir kimse aynld1g1 kansinin, c;ocugunu emzirmek ic;in istedigi ucretten daha
az1na ba~ka bir sut anne bulsa, aynld1g1 e~i bu ucrete raz1 olmazsa, c;ocuk ic;in sut
anne tutabilir. Allahu Teala ~oyle buyurur:

~ LS)-f Dt!;P r0~~ jp )>


"Eger (emzirme konusunda aynld1gm1z e~iniz!e) an!a~amazsantz, r;ocugunuzu
ba~ka kadm emzirecektir." (et-Talak 65/6) buyurmaktad1r.
c;:unku, c;ocugun annesi, aynld1g1 kocasina bask1 yaparak ve yuksek ucret
isteyerek ona zarar vermeyi kastetmi~tir.

190
Tirmizl, Ahkam 21; lbn Mace, Ahkam 22; Beyhakl, es-SOnenO'/-kObra, Vlll/3; Zeylel, Nasbu'r-raye,
111/269.
330 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ancak belirtmek gerekir ki, tutulan sot anne gelerek c;ocugu annesinin
yaninda emzirir. Baba c;ocugu anneden almaz. c;:onku bak1m (h1dane) hakk1
anneye aittir. Baba onun bu hakk1n1 ortadan kald1rma yetkisine sahip degildir.
Anne ayni Ocretle emzirmeye raz1 olursa emzirme hakk1 onundur. c;:unku
anne, c;ocuga kar~1 sut anneden daha ~efkatlidir. SutO de c;ocuk ic;in daha
[5/209] uygundur. Baba sot anneye vermeye raz1 oldugu Ocretin ayn1sin1 anneye vermeye
raz1 olmayacak olursa bunda bir inatla~ma ve zarar verme kast1 var demektir.
Eger anne ile baba aynlmam1~larsa anne emzirme ic;in Ocret alamaz. Ancak
anne, c;ocugunu emzirmek istemezse, buna zorlanamaz. c;:unku nikah akdiyle
Annen in
emzirme kocanin kad1n Ozerinde dogan hakk1, cinsel yonlerinden yararlanmak Ozere kad1nin
zorunlulugu ve kendisini kocas1na teslim etmesinden ibarettir. Bunun d1~1ndaki ev supurme,
siit emzirme
durumlari c;ama~1r y1kama, yemek ve ekmek pi~irme ... gibi i~leri yapmas1, kad1na dlnl ac;1dan
emredilir. Hukuki ac;1dan ise buna zorlanamazlar. <:;:ocugu emzirmek de boyledir.
<;ocugun babas1 olmaz, annesi ve amcas1 bulunur ve maddl durumlan
Babas1
olmayan da iyi olursa emzirme masraflan, bu ikisi tarafmdan mirastaki paylan
~ocugun oranmda i.ic;te birli ve ikili olarak kar~1lanir.
emzirme
masraf1 Buna delil ~u ayettir:

"Onun benzeri (nafaka sag/amak) mirasc;1 uzerine de gereklidir... " (el-Bakara


2/233)

Bu ayette; babanin d1~1ndaki akrabada mirasc;1 olma nitelikleri esas alinm1~t1r.


Bu da emzirme masraf1n1n mirasc;tlara, mirastaki paylan oranina gore
dag1ttlmas1nin gerektigini gosterir.
Ancak burada, ebedl evlenme yasag1 bulunan yak1n akrabalar kastedilir.
Bunun deli Ii, Abdullah b. MesOd (ra )'un okuyu~udur. Bu okuyu~ (k1raat);

~1 ~ i-~I ~j.ll L?~ ~ ~1)1 ~ j


"Onun benzeri (nafaka sag/amas1) yakm kan akrabas1 (zl rah1mi mahrem) o/an
mirasc;1 uzerine de gereklidir... " ~eklindedir. Onun bu k1raati, ResOIOllah (s.a.v )'tan
naklettiginden farkl1 degildir. c;:unku bu nakil de ancak ResOIOllah (s a v.)'tan
duyularak olabilir.
Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe (rh a )'den yapt1g1 bir nakilde; c;ocugun sutten
ay1nld1ktan sonraki nafakas1 hakk1ndaki hukmun de boyle olacag1 ~eklindedir.
Sutten kesilmeden once ihtiyac; duyulan nafakan1n hukmu de bunun gibidir.
Sut emzirmeye gelince bu tamamen annenin gorevidir. c;:onku sot verme
imkant amcada degil onda vard1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 331

Ancak Zahiru'r-Rivaye'de; "amcanin ucretini vererek sut anne saglamas1, onu


da bu konuda imkan sahibi k1lar. Bundan dolay1 da emzirme yukumlulugu
aralannda uc;:te iki ve uc;:te bir oraninda payla~t1nl1r" denilir.
Yukanda ac;:1klad1g1m1z h1dane c;:ag1n1n sonuna kadar anne, c;:ocugun yan1nda
kalmas1nda daha hak sahibidir.
$ayet amca yoksul, anne zengin ise emzirme ve nafaka yukumlulugu yalniz
Annenin
anneye ait olur. (:unku nafaka yukumlulugu -in~aallah yak1n akrabanin nafakas1 nafaka
yi.iki.imli.isi.i
konusu ic;:inde ac;:1klayacag1m1z gibi- amcanin kazanc1nda degil mal varl1g1 uzerinde
olmas1
cereyan eder. Yoksul bir kimsenin ise mal varl1g1 yok demektir. Dolay1s1yla
nafakadan bir ~ey ustlenmek zorunda degildir. Sanki o hie;: yokmu~ gibi du~unulur.
Nafaka saglama gorevini anne ustlenir.
<;:ocugun annesi, ana-baba bir erkek karde~i ve amcas1 olsa ve hepsi de
varl1kl1 kimselerse, emzirme yukumlulugu mirasta oldugu gibi anneyle erkek karde~
aras1nda uc;:te iki ve bir olarak taksim edilir. Bu durumda amcan1n yukumlulugu
bulunmaz. (:unku erkek karde~ bulundugu zaman, amca mirasc;:1 olamaz. Kulfet
nimet kar~1l1g1ndad1r. (:ocuk oldugu zaman, nimet (mirastan yararlanma) erkek
karde~e aittir.

K1saca, babadan sonra varl1kl1 mahrem kan akrabalar1 varsa, bunlar1n


c;:ocugun nafakas1 ile ilgili yukumlulukleri miras~1 olma durumlanna gore dir. Yoksul
olanlar nafaka vermeye zorlanamaz. Eger kendiliginden bir~eyler veren olursa bu
daha uygundur.
Babas1 olmayan c;:ocugun annesi yoksul olur, zengin hala ve teyzesi bulunursa,
c;:ocugun nafakastnt, hala uc;:te iki, teyze uc;:te bir oraninda ustlenir. Burada yoksul
olan anne yok hukmundedir. Anne bulunmay1nca da, miras hala ile teyze aras1nda
ikili birli payla~t1r1l1r. Onlann nafaka yukumlulugu de mirastaki paylanna gore
bolu~tUrulur.

Bu duruma gore, c;:ocugun hala ve teyzesi yan1nda bir de amca oglu olsa, -
amca oglu mirasc;:1 olsa bile - evlilik yasag1 bulunan mahrem akrabalardan olmad1g1
ic;:in, onun nafaka yukumlulugu yoktur. 0, nafaka konusunda yok say1l1r ve yine
nafaka yukumlulugu ikili birli olarak hala ile teyze aras1nda bolu~tUrulur. Burada
amca oglunun butUn miras1 alacak durumda bulunmas1 sonucu degi~tirmez.
<;:ocukla, aralar1nda ebedl evlenme yasag1 olmayan butUn akraba (baba [S/210]
taraf1ndan olan yak1n erkek akraba) bu hukme tabidir. Mirasc;:1 olsalar bile nafaka
yukumlulukleri bulunmaz.
Gormez misin, bir koleyi ozgurlugune kavu~turan bir kimse, asabe s1fat1yla
mirasc;:1 oldugu durumda, onun nafaka yukumlulugu yoktur. akrabadan mahrem
olmayanlar1n durumu da boyledir.
332 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

Birden fazla Aynlan e~lerin ~ocuklan birden fazla ise, zengin veya orta halli olan
~ocugun
bak1m1 i~in
nafaka yi.iki.imli.isi.ine, bu ~ocuklann bak1m1 i~in bir hizmet~i tutmas1
hizmet~i emredilir. Eger bir hizmet~i yeterli olmazsa, <;ocuga ait hizmetleri gorecek
tutmak
iki hizmet~i tutulur.
C::unku hizmetini gbrecek birisinin bulunmas1, c;ocuga verilmesi gereken asgari
(yeterli) ihtiyac;larindan sayll1r. Boyle bir ihtiyac1n kar~llanmas1 da, nafaka ve giyecek
saglanmas1nda oldugu gibi babaya aittir. Ancak yoksul olan nafaka yukumlusu
bunu saglamaktan acizdir. Yukumlulukler de imkanlarla orant1l1 olmal1d1r. Zengin
veya orta halli olan ise, gucu yetecegi ic;in, c;ocugun ihtiyac; duydugu ~eyleri
saglama sayilan hizmetc;i saglamakla da yukumlu tutulur.
Ba~kas1yla Anne ba~ka bir erkekle evlenecek olursa, babanm, ~ocugu ondan geri
evlenen
anneden alma hakk1 vard1r.
~ocugun
ahnmas1
Bunun dayanag1: (E~inden bo~anan ve kuc;uk c,;ocugu, bo~and1g1 kocas1
tarafindan kendisinden al1nmak istenen bir kad1n ResOlullah (s.a v )'a gelip, c;ocugun
kendisine verilmesini istemi~ti. (Bunun uzerine ResOlullah (s av)):

J': jfa ~ l4

"Evlenmedigin surece, r;ocuk once sana aittir. "buyurmas1d1r. 191

Bu hadiste, anneye ba~ka bir erkekle evleninceye kadar ~ocugu


yanma almada oncelik tanmm1~t1r. Gaye I~ den onceki sozlerin hi.ikmi.i,
sonraki sozlerin hi.ikmi.ine aykm olur.
C::unku kad1n bir erkekle evlenecek olursa, kocas1n1n hizmetleriyle ugra~acag1
ic;in c;ocugu yeti~tirmek ic;in yeterli vakit ay1ramaz. C::ocuk c;ogunlukla uvey babadan
soguk muamele gbrur ve itilip-kakilmaya maruz kal1r. Babanin buna raz1 olmama
ve c;ocugu anneden alma hakk1 vard1r.

Anneden <;ocugun bak1m1 i~in anneden sonra annenin annesi, onun yerini tutar
sonra bak1m ve anne yerinde kabul edilir.
hakk1
durum Ian C::unku c;ocugun bak1m (h1dane) hakk1, anne olma nedeniyledir. Anneanne de
c;ocuga anne aracil1g1 ile bagl1d1r. 0, h1dane (c,;ocugun bak1m ve terbiyesi)
konusunda babaanneden daha bnceliklidir. C::unku babaanne c;ocuga baba
arac1l1g1yla bagl1d1r. H1danede anne tarafindan olan nesep bag1, baba taraf1ndan
olandan daha bnceliklidir.
Annenin mi.isli.iman, ehli kitab veya mecusi (ate~perest) olmas1 h1dane
i~in bir farkhhk meydana getirmez.

191
Abdurrezza k, Musannef, Vll/153; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/182; EbO DavOd, Talak 34; Hakim,
Mustedrek, 11/225; Darekutn1, SOnen, 111/304; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/267.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 333

c;:onku bu hak, ~ocuga kar~1 duydugu ~efkat ve sevgiden dolay1 anneye


verilmi~tir. Bu da dinlerin farkl1 olmas1yla degi~iklik gostermez. $oyle bir ata sozQ
. " ,
vard1r; ,_(jt:;;.JI ,)> :.llj . ~ ~ ::;...:.

- J5 "Her canil yavrusunu sever; bu, toy ku~u olsa
bile." •
Bizim Hanefl alimlerimizden ~oyle demi~lerdir: Eger anne gayrimuslim ise,
~ocuk temyiz ~ag1na gelince, (akl1 ermeye ba~lay1nca) k1z olsun - erkek olsun
anneden al1nir. c;:unku ~ocuk, babas1n1n musluman olu~una bagl1 olarak
muslumand1r. Anne ise ona kendi dinini ogretmeye ~al1~acakt1r. c;:ocuk annenin
yaninda b1rakliacak olursa boyle bir fitneye suruklenmesinden emin olunamaz.
Bunun i~in de annenin yanindan al1n1r.
Anne annenin kocas1 varsa, bakli1r. Eger bu koca ~ocugun dedesi ise ~ocugu
almaya hak sahibi yine odur. c;:unku dedesi ~ocuga kar~1 ~efkatlidir. c;:ocuk onun
yan1nda itilip-kak1lmaz, ilgisizlik ve soguk muamele gormez. Yok koca, ~ocuga
yabanc1 ise, yabanc1 bir erkekle evlendigi zaman annede oldugu gibi ona da
h1dane hakk1 tan1nmaz.
Biz Hanefllere gore, h1dane hakk1 anneanneden sonra babaanneye aittir.
Zufer (rh.a.) der ki; Anne-baba bir veya anne bir k1zkarde~ yahut teyze,
babaanneden daha onceliklidir. c;:unku babaanne ~ocuga baba arac1l1g1 ile ula~1r.
K1zkarde~ ve teyzenin bag1 ise anne aracli1g1ylad1r. H1dane hakk1nda da anne
tarafindan olan akrabal1k baglanna itibar edilir.
Fakat biz ~oyle diyoruz: Babaanne de kendi ba~ina du~unuldugunde nihayet
anneanne gibi bir annedir. H1dane hususunda annenin bir ba~kas1na kar~1 oncelik
hakk1 vard1r.
Diger yandan ~efkat duygusunun temeli, doguma bagl1d1r. Bu da k1zkarde~ ve
teyzelerde degil, nineler i~in soz konusu olur. Bundan dolay1 babaanne h1dane
hakk1nda onlara gore oncelige sahiptir.
Babaannenin kocas1 varsa, bak1l1r. Bu koca, ~ayet ~ocugun dedesi ise hukum
yine boyledir. Yok, uvey dede ise veya babaanne hayatta degilse, o zaman h1dane
hakk1 k1z karde~lere ge~er.
Anne-baba bir k1zkarde~. ana bir k1zkarde~ten daha onceliklidir.
Zufer (rh a )'in goru~une gore ikisi e~ittir. c;:unku bu hakta anne taraf1ndan
olan bag dikkate al1nir. Her iki k1zkarde~te de anne bag1 e~it durumdad1r.
Bu konuda biz diyoruz ki: Anne-baba bir k1zkarde~in akrabal1k bag1 iki [5/211]
yonludur. $efkat akrabal1k nedeniyledir. lki taraftan akraba olan daha ~efkatli olur.
Dolay1s1yla ana baba bir k1zkarde~, h1daneye daha fazla hak sahibidir. Tercih
nedeninin, hak sahibi olmaya neden olan as1l illetten ba~ka bir ~ey olmas1 da
caizdir. Gormez misin, anne-baba bir erkek karde~, anne taraf1ndan da nesep bag1
334_ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

oldugu ic;in asabelikte baba bir karde~ten, once gelir. Yalniz anne tarafindan olan
nesep bag1, asabe olma hakk1n1 elde etme nedenlerinden degildir.
Ote yandan, h1danede anne bir k1zkarde~, baba bir k1zkarde~ten onceliklidir.
c;:unku h1dane hakk1 anne taraf1ndan olan akrabal1k nedeniyledir. Onun da nesep
uzant1s1 anne taraf1ndand1r. Diger k1z karde~inki ise baba yonundendir.
Anne bir k1zkarde~ten sonra, "Kitabu'n-Nikah "ta baba bir k1zkarde~in
teyzeden daha oncelikli, "Kitabu't-Talak" ta ise teyzenin, baba bir k1zkarde~ten
oncelikli oldugundan soz edilir.
Kitabu'n-Nikah'ta Hakim e~-$ehld Mervezl akrabal1k yakinl1g1n1 dikkate al1r.
Baba bir k1z karde~ akrabal1k ac;1sindan daha yakind1r. c;:unku o babanin, teyze ise
dedenin c;ocugudur.
Kitabu't-Talak'ta ise akrabal1k uzant1s1 (arac1) dikkate al1nir. Teyzenin akrabal1k
arac1 anne, baba bir k1zkarde~inki ise babad1r. Anne de h1dane hakk1n1 elde
etmede babadan onde gelir. Anne aracil1g1yla akrabal1g1 olan da, baba arac1l1g1yla
olandan once gelir.
K1zkarde~lerden sonra, -k1zkarde~lerden bahsederken belirttigimiz
s1ralamayla, onlann k1zlan gelir. K1zkarde~lerin k1zlan, h1dane hususunda oglan
karde~lerin k1zlanndan daha onde gelirler. c;:unku k1zkarde~lerin k1zlannin aksine,
oglan karde~lerin k1zlann1n nesep uzant1s1nda h1dane hakk1 olmayan erkek karde~
vard1r.
Karde~ k1zlanndan sonra h1dane hakk1, c;ocugun oz teyzesinin, ondan sonra
da annesiyle baba bir k1zkarde~ olan teyzesinindir.
Teyzelerin h1dane hakk1nin dayand1g1 delil ~u hadlstir:
"Ali b. Ebl Talip, Cater ve Zeyd b. Ha rise (r a), ResOlullah (s a.v )'1n huzurunda
Hamza (r.a )'1n k1z1n1 yanina al1p bakma konusunda davala~tilar.
Ali (r.a.); "Amcamm k1z1, ben almahy1m" derken Cater (r.a.); "Benim hem
amcamm klZI hem de onun teyzesi benim nikah1mda" diyordu. Zeyd Cr.a.)
ise; "Benim de karde~imin klZI. Ya Resulallah! Hamza Cr.a.) ile beni siz
karde~ ilan etmi~tiniz" diyerek hak iddia ediyordu.

ResOIO!lah (s.a.v) onun Cafer (ra.)'e veri!mesine hukmetti ve:

ri ~ wi
"Teyze anne (gibi)dir," buyurdu. 192

Teyzelerin s1ralamas1, k1z karde~lerin s1ralamas1na k1yas ederek duzenlenir.

192
EbO DavOd, Talak 34; Hakim, Mustedrek, 111/130; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vlll/6; Heysem1,
Mecmau'z-zevaid, IX/245; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/268.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 335

Teyzeler, h1dane hakk1n1 elde etmede halalardan bnde gelir. c;:unku teyzelerin
akrabal1k bag1 anne, halalannki ise baba aracil1g1ylad1r. H1dane hakk1 ise anne
taraf1ndan olan akrabal1ga gbredir. Bunun ic;indir ki h1danede teyze, haladan daha
bnceliklidir
Teyzelerden sonra h1dane hakk1, halalarmd1r. <;ocugun oz halas1 diger
halalardan onceliklidir. Ondan sonra hak, babanm anne bir k1zkarde~i olan
halanm, daha sonra da baba bir k1zkarde~ olan halarnnd1r. 0 da teyzelere
k1yas edilerek bu ~ekilde s1ralandmhr.
Erkek karde~ k1z1 halalardan bnde gelir. c;:unku onlarin her birisinin nesep
bag1 h1dane hakk1 olmayan biri araci11g1ylad1r. Karde~ k1z1, nesep itibanyla daha
yak1nd1r.
Teyze de, erkek karde~ k1z1ndan bnde gelir. c;:unku teyzenin akrabal1k bag1,
h1dane hakk1 olan anne arac1l1g1ylad1r. Erkek karde~ k1z1nin bag1 ise h1dane hakk1
olmayan birisi aracll1g1ylad1r. Dolay1s1yla da hala h1dane hususunda hak sahibi
olmaya daha lay1k gorulur.
<;ocuk -ister k1z ister erkek olsun- kendi ba~ma yiyip-ic;meye ve
elbiselerini giymeye ba~lad1g1 zaman anne ve ninelerin d1~mdakilerin
h1dane hakk1 kalkar.
c;:unku k1z c;ocugunu annenin veya buyuk annelerin yaninda b1rakma, ev [5/212]
i~lerinibgrenmesi ic;indir. Bu da c;ocugu hizmet ettirmekle mumkundur. Anne ve
buyuk annelerin c;ocuga hizmet ettirme hakk1 vard1r. Yukarda belirtilen diger
yak1nlann1n hic;birinin c;ocugu c;al1~t1rma hakk1 yoktur. I~ bgrenmesi de ancak
hizmet ettirmekle mum kl.in olacag1 ic;in, c;ocuk diger yak1nlanndan al1n1r.
Anne veya buyuk annelerin yan1ndaki erkek c;ocuk art1k kendine bakar
duruma gelince, k1z c;ocuk da ergenlik c;agina ula~1nca, diger yakinlann1n yan1ndaki
k1z c;ocuk da kendi ihtiyac;lann1 kendi gbrur duruma gelince hak babaya gec;er.
Baba yoksa hak, baba tarafindan olan ninelere, sonra ana-baba bir erkek karde~e
daha sonra da baba bir erkek karde~e intikal eder. c;:unku c;ocugu kendi yuvas1na
alma yetkisi, bundan sonra asabe olmaya gbredir. Ebedl olarak evlilige engel
olacak derecede yak1n kan bag1 olan akrabalardan hangisi asabelikte digerinden
daha bnde ise, c;ocugu almada, oncelik hakk1na sahip olan odur.
Bolumun ba~1nda asabelerin s1ralamas1n1 ac;1klam1~t1k.
Amca oglunun c;ocugu alma hakk1 yoktur. c;:unku o da yakinlardand1r. Arna
bu yak1nl1k, c;ocukla arasinda evlenme engeli dogurmaz. c;:ocuk k1z c;ocugu olunca,
yan1na verilen amca oglunun ona kar~1 cinsel duygular beslemeyeceginden emin
olunamaz. Bu yuzden, amca oglu en yakin asabe (baba taraf1ndan akraba) oldugu
zaman, amca k1z1n1 evlendirme hakk1na sahipse de, k1z c;ocugu h1dane amac1yla
ona verilmez.
336 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Anne-baba bir erkek karde~ler birden fazla iseler, durust ve takva


H1dane
hakkma
sahibi olan tercih edilir.
sahip olan
c;:unkuc;ocuk, asabe olan akrabalanndan en yakin1n yan1na, yaran
erkek
karde~ du~unuldugu ic;in verilir. En yakin olan akrabaya oncelik verilmesinin nedeni de
budur. c;:ocugun en durust ve dindar olaninin yanina verilmesi onun ic;in en yararl1
oland1r. c;:unku c;ocuk, onun ahlak1yla ahlaklan1r.
Karde~ler bu ac;1dan e~itseler hak ya~c;a en buyuklerinindir. ResOlullah (s.a v.)
bu konuda :

"Ya,? buyuk!Ugu, ya,? buyuk!Ugu ... " buyurmu~tur. 193


Diger yandan en ya~l1 olan1n hakk1, digerlerinden daha once sabit olmu~tur.
Tercih nedenleri c;eli~ince bu yon dikkate al1nir.
Karde~lerden sonra arncalar da, ~ocuk uzerinde bu ~ekilde hak
sahibidirler.
Erkek c;ocuk re~it olarak erginlik c;ag1na girince (balig olunca) evini ay1rma
hakk1na sahiptir. Eger ahlak1nin bozulmas1, kotU al1~kanl1klara saplanmas1 korkusu
yoksa babanin onu yan1nda tutmak ic;in zorlama yetkisi yoktur. Eger boyle bir
korku varsa mal1na k1yasla, kendisini de yaninda al1koyabilir. c;:unku c;ocuk re~it
olarak ergen olduktan sonra, baban1n art1k onun mal1nda tasarruf etme hakk1
yoktur. Onun ~ahs1 uzerinde de boyle bir hakk1 bulunmaz. Ancak c;ocuk, mal1n1
sac;1p savuran biri olarak ergenlik c;ag1na girerse babanin, onun mal1n1 koruma
velayeti vard1r. Ayn1 ~ekilde onu ic;ine du~tLigu fitneden korumak veya kendine
getirecegi utanci onlemek ic;in yaninda tutabilir. c;:unku bir insan c;ocugunun ahlak
du~uklugu nedeniyle ay1plan1r.

K1z c;ocuguna gelince, eger bakire ise erginlik c;ag1na girdikten sonra baba
Ergenlik ~agma
gelen klZln yanina alma hakk1na sahiptir. c;:unku bakire bir k1z, erkekler konusunda
velisi yamnda deneyimsizdir. Kolayca kand1rilabilir. $ayet dul ise, bag1ms1z oturma hakk1 vard1r.
tutulmas1
c;:unku erkekler hakk1nda deneyim sahibidir. Onlann hilelerini, duzenlerini ve
tuzaklann1 ogrenmi~tir. Dolay1s1yla babanin erginlik c;agina girmi~ ve dul olan k1z1n1
yan1nda kalmaya zorlama yetkisi yoktur. c;:unku onun uzerindeki velayet hakk1,
erginlik c;ag1na girmesiyle kalkm1~t1r. Aldatma ve fitnelere hedef olabilecegi ic;in
bakire olan k1z1n1 yaninda tutma hakk1 devam eder. Bu tehlikeler dul olan ic;in pek
yoktur.
Bu konuda dayanilan delil, ResOlullah (s.a v.)'1n ~u hadlsidir:

193
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/2; Ebo DavOd, Diyat 8; Nesa1, Kasame 4; lbn Hibban, Sahih, Xlll/358;
Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Vl/99; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/456.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _337

"Velinin du/ kadm uzerinde bir yetkisi yoktur. " 194

Bir ba~ka hadlste de:

"Dul kadm kendi hakkmda karar vermeye velisinden daha faz/a hak
sahibidir," buyurulmu~tur .
195

Bununla da kendi ba~1na mesken edinme hakk1 kastedilmi~tir.


Yalniz bu hukum, kad1n kendisine guvenilir birisi oldugu zaman gec;erlidir.
Kitabu't-Talak'ta ~oyle denilmi~tir: Dul bir kadin eger kendisine guven duyulan
birisi degilse ona guvenilerek hareket edilmez. Korku devam ettigi ic;in baban1n
onu yaninda tutma hakk1 vard1r.
Daha once ac;1klam1~t1k ki bakire k1z1n baban1n yan1nda tutulma nedeni,
hakkinda duyulan korkudur. Boyle bir korku dul k1z1 ic;in de varsa, onu da yaninda
tutma hakk1 dogar.
Bakire olan k1z1n babas1 ve dedesi (babas1nin babas1) olmay1p da, erkek [S/213]
karde~i veya amcas1 varsa onlann da k1z1 yanlanna alma haklan vard1r. (unku
babaninki kadar olmasa da, onlar bu k1za kar~1 ~efkat sahibidirler. Onu korurlar.
Bu, babadan ve dededen sonra amcanin ve erkek karde~in de onu evlendirme
yerindedir.
Eger k1zin erkek karde~i veya amcas1 korkulacak olc;ude du~uk ahlakl1,
kimseler ise k1z, yanlanna verilip onlarla ba~ ba~a b1rakilmaz. (unku k1zin onlann
yanina verilmesinin nedeni du~ebilecegi fitnelerden korumak ic;indir. Eger onlar
kendileri fitne nedeni olacaklarsa onu yanlanna alma haklan bulunmaz. Yok
hukmunde kabul edilirler.
Bundan sonra bakire k1z1, koruyup gozetme hakk1 hakime aittir. Hakim,
musluman, guvenilir bir kad1n bularak k1z1 onun yan1nda b1rak1r. K1z c;ocugunun
mallan ile ilgili olarak acze du~tUgu zaman hakim, o hususta onu kollay1p-gozetme
yetkisine sahiptir. K1z c;ocugu, kendi ~ahs1yla ilgili olarak acze du~tUgu zaman da
hukum boyledir.

194
Abdurrezzak, Musannef, Vl/145; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/334; EbO DavOd, Nikah 24; Nesai,
Nikah 31; lbn Hibban, Sahih, IX/399; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vll/118; Zeylei, Nasbu'r-raye,
111/183.
195
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/219; Muslim, Nikah 67; EbO DavOd, Nikah 26; Nesai, Nikah 32; lbn
Hibban, Sahih, IX/398; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/183.
338 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Bakire k1z c;ocugu ergenlik ya~1na girip de zeka ve belli bir fikir olgunluguna
sahipse; erkek karde~i veya amcas1 da korku duyulan zay1f ahlakl1 kimseler ise,
guven duyulan bir yere yerle~mesi konusunda serbest b1rakll1r. cunku bakire bir k1z
c;ocugunun velilerinin yaninda kalmas1, aldat1lma veya ~ehvet du~kunlugu
nedeniyle bir fitneye maruz kalmas1ndan korkuldugu ic;indir. Onun ergenlik ya~1na
ula~mas1, zeka ve akll olgunlugu kazanmas1 durumunda bu korku ortadan kalkar.

Ommi.iveledin Ommuveled (efendisinden c;ocugu olan) bir cariyeyi efendisi ozgur


~ocugu k1ld1g1 zaman c;ocuk hakkmda onun hl.ikml.i de bo~anm1~ ozgl.ir bir kadmm
i.izerinde
h1dane hakk1 hl.ikml.i gibidir.
Cllnku h1dane hakkl anneye, \:OCUQa kar~I Olan ~efkat duygusu dikkate
allnarak verilmi~tir. Bu duygu ummuveledde de vard1r. Hatta diyebiliriz ki onlann
c;ocuklanna duyduklan ~efkat, ozgur kad1nlann duyduklan ~efkatten daha fazlad1r.
cunku c;ocugu onun i:izgurlugune kavu~ma nedenidir.
Ancak i:izgurlugunu elde etmeden once efendisinin hizmetiyle ugra~mak
zorunda olacag1 ic;in h1dane hakk1 yoktur. Aynca o cariye oldugu ic;in kendisi
hakk1nda bile velayet hakk1 yoktur. Cunku h1dane hakk1 bir c;e~it velayettir. Ki:ileler
ic;in diger velayetler sabit olmad1g1 gibi, h1dane hakk1 da sabit olmaz.
Bu engel, i:izgurluge kavu~mayla ortadan kalkar. Ozgurlugunu elde ettikten
sonra h1dane hakk1 hususunda dogu~tan i:izgurkad1nla ayn1 hukumdedir.
Cariye olan bir kadm1 kocas1 ay1rd1g1 zaman, c;ocuk cariyenin
efendisinin kolesidir. Dolay1s1yla anne ve c;ocugu efendi yanma ahr.
Efendinin hakk1 babadan once gelir.
Cunku kale olan kimselerin c;ocugu mulkiyette anneye tabldir. Boyle olunca
da kendilerinin sahibi olan efendiler, c;ocuk uzerinde ba~kalanndan daha fazla hak
sahibidirler.
Kaea i:izgur oldugu zaman da hukum bi:iyledir. Cocuk anneden ayrllmaz.
Cocuk kendi mulku oldugu ic;in, efendinin c;ocuk uzerindeki hakk1 onde gelir.
Ancak anne ile kuc;uk c;ocugun birbirlerinden kopanlmalan dogru degildir.
Resulullah (s av.) bir hadislerinde;

••• ·•· .c.:.-l:


~~I iY- .... ~··,J 8 •. l..S'\~~I r.J"f
: ~ ~ u..J - - ;;l.11 - : ·- - ~: ~
. J .J •• J ~r.J .r u-o

"Kim bir anne ile c;ocugu birbirinden aymrsa, Allahu Tea/a da kwamet
gununde onu sevdiklerinden ay1rsm," buyurmu~tur.
196

Dogrulan en iyi bilen Allah ( Sl.ibhanehu ve Te'ala)'d1r. Donl.i~ ve van~


da O'nad1r.

196
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/412; Tirmiz1, BuyO' o ~; Hakim, Mustedrek, 11/63; Taberan1, el-
Mu'cemu'/-kebir, IV/182; Beyhak1, es-Sunenu'/-kUbra, IX/126; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/35.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 339

EV E~YALARI iLE iLGiLi H0K0MLER


Kan-koca ev e~yalan konusunda anla~mazhga di.i~erlerse, entari, Evlilikte ev
ba~orti.isi.i,
ip, bi.ikme aletleri v.b. kadm e~yalan hammm; silah, kaftan, fes, e~yalarmm
payla~1m1
ku~ak, taylasan, pantolon ve at gibi erkekler ic;in olanlar da kocanm e~yas1
kabul edilir.
Hizmetc;i, kale, koyun ve yatak ... gibi hem erkege hem de kadma ait
olabilecek ~eyler, Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore, eger kan-koca hayatta iseler,
erkegin say1hr. ikisinden birisi, 61mi.i~ olur ve geride kalan e~. digerinin
mirasc;1lanyla ihtilafa di.i~erse e~ya, ic;lerinden hayatta kalana aittir.
Muhammed (rh a )'e gore; Erkek hayatta ise erkege ve kad1na yarayan ewalar
[S/214]
erkege, hayatta degilse mirasc;llanna aittir.
EbO YOsuf (rh.a.)'a gore ise; Kad1na emsal c;eyiz e~yalan verilir. Geriye kalanlar
erkege ait kabul edilir. 0, bu hukme istihsan yoluyla vam.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore; Hem erkegin hem kad1n1n olabilecek ewalar ve
mallar hayatta ise erkege, olmu~se miras<:;1lanna aittir. Kad1n i<:;in olan sadece
kad1na ait olan kad1n e~yaland1r.
lbn $Librume (rh.a.)'ye gore; kad1n1n uzerindeki elbiseler d1~1nda, butl.in mallar
kocaya aittir.
Zufer (rh a )'e gore; ikisinden birisi i<:;in bir deli I ortaya konmad1g1 surece,
mevcut ev ewas1 e~ler aralannda yan yanya bolu~tl.irulur. Bu ayn1 zamanda Malik
(rh.a.)'in goru~u ve $afil (rh a )'nin goru~lerinden de biridir. $afil'nin diger bir
goru~une gore ise; hangisine ait oldugu anla~1lamayan mallar yan yanya
bolu~tl.irulur.

Hasan el-Basrl (rh.a.)'ye gore, eger ev, kad1nin evi ise kocanin giydigi elbiseler
d1~1nda butl.in mallar kadin1nd1r. Yok, erkegin evi ise o zaman da butl.in mallar
erkegin mal1d1r. ~unku ev sahibin evinde bulunan mallardaki zilyedligi (elinde
bulundurma ve hakimiyetinde olma), ba~kalann1nkinden daha guc;lu ve belirgindir.
Diger yandan kad1n, surekli olarak evde oturan ki~idir. Bu yuzden ona,
"oturgan" anlamina, "kalde/ i.W" denilmi~tir. Ev de onun olunca, i<:;indekilerle
birlikte, onun elinde say1l1r. Mutlak bir mulkiyet davas1nda gec;erli soz, zilyedin
(mal1 elinde bulunduranin) sozudur.
Butl.in mallann kocaya ait oldugunu soyleyenler bunu ~oyle ac;1kl1yorlar:
Kad1n, kocan1n elindedir. Bu yuzden kad1n1n evinde olan mallar da ayn1 ~ekilde
kocan1n elinde demektir. Gormez misin, ev sahibi kocad1r. Ev ona nisbet edilir
(baglan1r). Bunun i<:;indir ki, iki kimse bir kad1n1n kendi e~i oldugunu iddia etse ve
her ikisi de onun kendi han1m1 olduguna dair delil getirse, kad1n bunlardan
hangisinin evinde ise onun delili gec;erli sayi11r. Bu mesele i~<:;i ile dukkan sahibinin
dukkanda bulunan mallar hakkindaki ihtilaf1na benzer. Gec;erli soz dukkan
340_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsfit

sahibinin sozudur. Sadece uzerinde bulunan elbiseler i~c;:iye ait sayi11r. Ozerinde
durdugumuz mesele de bunun gibidir.
"ButLin ewalar aralannda yan yanya bolu~ulur" diyenler, ewada hak sahibi
olma nedeninde taraflann e~it oldugunu soylerler. (unku her ikisi de ayni evde
oturmaktad1r. Ev ve ic;:indekiler her ikisinin zilyedligindedir. Davalar ve
anla~mazl1klarda ~uphelere itibar edilmez.

Gormez misin bir ayakkab1c1 ile attar (kokucu, igne iplikc;:i) , ellerindeki
ayakkab1 veya attariye ewas1 uzerinde anla~mazl1ga du~seler, bu ewa her ikisinin
de zilyedliginde ise aralannda yan yanya bolu~ulmesine hukmedilir. (unku insan
bir ~eyi kimi zaman kullanmak ic;;in edinir; kimi zaman da ticarl amac;:lar ic;:in elde
eder. Burada da durum boyledir.
Ayrllan e~lerden hangisine ait oldugu anla~llamayan mallar, bunlar aras1nda
bolu~tLirulur, diyenler ~oyle derler: Onlardan her biri ic;:in kendisine uygun alanda
bir c;:e~it tercih nedeni vard1r. Belirgin olan, o bunu kullanmak ic;:in edinmi~tir. Bu
nedenle o tercih edilir.
Bu mesele, bir ev sahibinin ic;:inde oturanlarla, evin tavanindaki, uzerindeki
nak1~lan tavandaki diger tahta levhalann nak1~lanna benzeyen, bir tahta levha
hakk1ndaki anla~mazl1gina benzer. Burada soz, durum ac;:1kc;:a kendisini tasdik ettigi
ic;:in ev sahibinin sozudur. Eger levha bu nitelikleri ta~1m1yorsa o zaman, diger
e~yalar gibi evde oturanin sozu ustLin tutulur.

Hangisinin oldugu anla~llamayan mallara gelince, onlarda ikisinden birisini


tercihi gerektirecek bir neden yoktur. Dolay1s1yla bu mallarda hak sahibi olma
dereceleri e~ittir. Bu mallar aralannda yar yanya pay edilir.
EbG Yusuf (rh.a )'a, gore; K1yas butLin e~yalann kocaya ait olmas1n1 gerektirir.
(unku kad1n elindeki ewalarla birlikte kocan1n eli alt1ndad1r.
Ancak ac;:1k olan gerc;:ek ~udur ki bir k1z kocas1n1n evine c;:evresinde emsali olan
[5/215]
k1zlar ayannda bir c;:eyizle birlikte gelir. Bu emsal c;:eyiz miktannda orfle, k1yas terk
edilir. Bu miktardaki mal kad1na verildikten sonra geriye kalanlar hakk1ndaki soz -
daha once soyledigimiz k1yasa gore - kocanin sozudur.
EbG Hanlfe (rh a.) der ki: Kocaya uygun ewa erkegin daha c;:ok kulland1g1,
han1ma uygun ewa da daha c;:ok kad1nlann kulland1g1 ~eylerdir. Bir eway1 kullanir
olmak da zilyedlik ifade eder. Oyle ki, iki ki~i bir elbise uzerinde anla~mazl1ga
du~seler, onlardan birisi bu elbiseyi giymi~ digeri ise eteginden tutuyor olsa veya
bir hayvanda hak iddia etseler de birisi hayvanin s1rt1nda digeri de yulann1
tutunmu~ bulunsa, kullanan1n sozu ustLin tutulur. Burada da ikisinden birisine
daha uygun olan ewada kullanan1n zilyedligi daha kuvvetli sayll1r. Her ikisine de
uygun olabilecek mallarda ise bo~anma durumlannda koca taraf1 tercih edilir.
(unku evin sahibi odur ve kad1n, ewas1yla birlikte onun elindedir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 341

E~lerden birisinin blumu durumunda ev ewas1nin payla~1m1 ile ilgili gbru~ler E~lerden
birisinin olumu
ise ~byledir. durumunda ev
e~yasmm
Muhammed (rh a )'e gore; kocanin blumu durumunda, mirasc;1lan kocanin
bolu~umu
yerini al1rlar. Yine hangisine ait oldugu anla~ilamayan mallarda sbz, hayatta iken
kocan1n sozu oldugu gibi o oldukten sonra da mirasc;1lar1nin sbzudur.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore; e~lerden hayatta kalanin ev ewasindaki hakk1
mirasc;1lardan daha bncedir. (unku mirasc;1n1n zilyedligi, ancak miras b1rakanin
olumunden sonra sabit olur. Kullanma uygunlugundan dolay1 daha guc;lu olan
zilyedlik tercih nedeni oldugu gibi zilyedligin daha once olmas1 da bir tercih
nedenidir.
Diger yandan hayatta kalan e~in zilyedligi kendi zilyedligidir. Mirasc;1n1nki ise,
miras1 b1rakan kimsenin zilyedliginin yerini alan bir zilyedliktir. Boyle bir tercih
tUrunde de kime daha uygun oldugu ay1rt edilemeyen mallar, hayatta kalan
hangisi olursa olsun ona aittir.
Ewa aras1nda ticaret mallan varsa, koca da bu mallann ticareti ile ugra~1yorsa
onlar kocaya ait sayi11rlar.
Astarl1 cubbeler, deniz hayvani kilindan ve bukulmu~ ibri~imden yap1lm1~
elbiseler, cubbeler erkeklere aittir. (unku bu tip elbiseler kad1nlar taraf1ndan degil,
erkekler tarafindan kullanil1r.
Uzun kollu kurk ve uzeri c;izgili gbmlek ... hem erkegin hem kadin1n olabilir.
E~lerden birisi bzgur, digeri kale veya mukateb olursa, ev ewas1, EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore bzgur olana aittir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e gore daha bnceki bblumde ac;1klad1g1m1z
gibi, kan kocadan birisi bzgur oldugu zaman da, ikisi de bzgur olduklan zaman da
hukum ayn1d1r. Ancak e/-Camiu's-sagir'de bu ihtilaf, ac;1k olarak ifade edilmi~tir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'in gbru~lerinin deli Ii ~byledir: Zilyedlik
iddias1nda kale, ozgur ile ayn1 kabul edilir. (unku kblenin zilyedligi de gec;erlidir.
Gbrmez misin bir kale ile bzgur bir kimse ikisinin de zilyedliginde bulunan bir mal
hakk1nda iddiala~salar, mal aralannda yan yanya payla~t1nl1r. Ozgur olan kimsenin
zilyedligi bzgur olu~u nedeniyle tercih edilmez. Bu mesele de onun gibidir.
Ancak EbO Hanlfe (rh.a.) ~byle demektedir: Ozgur olan1n zilyedligi daha
guc;ludur. (unku bu, mulk zilyedligidir. Kolenin zilyedligi ise, mulk zilyetligi
degildir.
Bu meselede zilyedligin daha guc;lu olmas1, bir tercih nedeni olunca, ki~inin
bu eway1 kullan1ma daha uygun olmas1 da tercih nedeni olur. Diger davalarda ve
has1mla~malarda ise durum boyle degildir.
342 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Burada ozgur olanin, ozgur olu~u nedeniyle zilyedligi daha gu~lu oldugundan
onun taraf1 tercih edilir. Bunun a~1klamas1 ~oyledir. Ozgur olan kimsenin zilyedligi
kendi adina zilyedliktir. Kolenin ki ise bir a~1dan efendisinin ad1na olan bir
zilyedliktir. Onceden a~1klad1k ki burada tercih, ozgur kimsenin zilyedligi kendi
zilyedligi oldugu i~indir. Onlardan birisi oldugu zaman da hukum boyledir.
E~lerdenbirisi kafir digeri ml.isll.iman ise, mi.isll.iman ve kafir ev
[5/216]
e~yasmdaki haklar konusunda e~ittirler.

<::unku mulkiyet edinme haklan ayni gu~tedir. Her birinin zilyedlikleri kendi
ad1nad1r. Mulkiyet ifade eden bir zilyedliktir. Hak etme nedeninde de e~ittirler.
Mallar hakk1nda aralanndaki nizala~man1n evlilik durumunda veya aynlma
meydana geldikten sonra olmas1 aras1nda bir fark olmad1g1 gibi, ayrllma nedenleri
ne olursa olsun -ister koca taraf1ndan isterse han1m taraf1ndan gelsin- duruma bir
etkisi yoktur.
Cariye olan e~. ozgur k1l1nm1~ ve cariye iken evlendirildigi kocasindan
aynlmay1 tercih etmi~se, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, ozgur kll1nmadan once evde
bulundugu bilinen e~yalar, kocaya aittir. Bu durum, t1pk1 ozgur olmadan once
aralannda mallar konusunda anla~mazl1k ~1kmasina benzer. Kad1n ozgur olduktan
sonra ve aynlmay1 tercih etmeden once yapllan ilaveler, bo~anma konusunda
a~1klad1g1m1z gibidir. <::unku kad1n1n zilyedligi, ozgurluge kavu~mas1yla gu~lenmi~
ve ozgur kll1nd1ktan sonra elde ettiklerinde erkegin zilyedligine e~it duruma
gelmi~tir.

Bir kimsenin birkac; hamm1 olsa, kendisiyle onlar arasmda ev e~yas1


hususunda anla~mazhk c;1ksa ve hep birlikte bir evde ya~1yorlarsa,
kadmlara uygun malzemeleri hammlar aralannda e~it olarak boll.i~l.irler.
<::unku hak edi~ nedenleri e~ittir. Bu neden ewanin kad1n1n kullanim1na uygun
olmas1 ve bu nedenle zilyedligin gucundeki e~itliktir.
Han1mlardan her biri ayn ayn evde ya~1yorsa, o evde bulunan ewa kocayla
aralannda daha once belirttigimiz ~ekilde payla~t1nl1r. Han1mlar birbirlerinin evinde
bulunan mallara ortak edilmezler. <::unku onlardan hi~birinin kumas1nin evinde
bulunan ewada zilyedligi yoktur. Ortada bir delil olmad1g1 surece bu mallardan
hi~birinde hak sahibi olamaz.
Hamm evdeki e~yay1 kocanm satm ald1gm1 ikrar ederse, o malzeme
kocaya aittir.
<::unku satin alma, mulkiyeti gerektiren bir nedendir. Han1m da onun bu
nedeni ger~ekle~tirdigini ikrar etmi~tir. Aynca ikrar edilen bir ~ey gozle gorulmu~
gibidir. Eger kocay1 bir mal1 satin al1rken gorecek olsak, bu mal onun mulku kabul
edilir. Kad1n1n mal1, onun satin ald1g1n1 ikrar etmesinde de hukum boyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 343

Bir kimse olse ve onun miraS'i;llan hammma; "O hayatta iken seni li'i;
bo~amayla bo~am1~t1" diyerek, ondan erkege mi yoksa kadma m1 ait
oldugu ay1rt edilemeyen bir mah almay1 isteseler, bu iddialannda tasdik
edilmezler.
Bu aynntll1 meseleden sbz eden EbO Hanlfe (rh.a )'dir. 0 der ki: Kan-koca
aras1ndaki aynl1k bo~ama yoluyla meydana gelmi~se hangisine ait oldugu
anla~llamayan mallarda sbz, kocan1n sozOdOr. OIOm nedeniyle meydana
geldiginde sbz, ic;lerinden hayatta kalan1n sbzOdOr.
Diger yandan burada mirasc;ilar nedeni ac;1klanamayan bir bo~ama iddia
ediyorlar. Delil olmadan bu husustaki sbzleri kabul edilmez. Gbrmez misin onlar bu
dava ile han1m1n miras almas1na engel olmak isteseler, bu husustaki sbzleri kabul
gbrmez.
Aynca boyle bir durumda kocas1n1n kendisini bo~ad1g1n1 bilmedigine dair
Allah'a yemin ederek onun sbzO kabul edilir. c;:onkO o, bo~anman1n oldugunu
ikrar etse bu kendisini baglar. lnkar ettigi zaman yemin etmekle yOkOmludOr.
Ancak ba~kasinin yapt1g1 bir i~ hususunda yemin etmek, ancak o sahada bilgisi -
olmad1g1na dair olur.
Kocan1n sagl1g1 yerinde iken onu Oc; bo~amayla bo~ad1g1, sonra bldOgO
biliniyorsa veya blOm db~eginde iken Oc; bo~amayla bo~am1~ da kad1n iddetini
bitirdikten sonra blmO~se, kime ait oldugu ay1rt edilemeyen mallar hakk1nda sbz,
mirasc;1lann sbzOdOr. c;:onkO kad1n bu bo~amayla art1k yabanc1 biri olmu~tur. ~ayet
ay1rt edilemeyen mallardaki anla~mazl1k, bo~amadan sonra olsa bu hususta gec;erli
sbz kocan1n sbzOydO. Dolay1s1yla onun olOmOnden sonra gec;erli sbz de mirasc;llann
sbzOdOr.
Koca, kad1n1n iddeti bitmeden once olOrse, bu tip mallar kadin1n sayi11r.
c;:onkO blOm db~eginde iken yapilan bir bo~ama, iddeti bitmedigi sOrece han1m1
yabanc1la~t1rmaz. Gbrmez misin kadin iddet beklerken kocas1 oldOgOnde
aralanndaki evlilik ilgisine dayanarak miras al1r. Burada, evliligin bo~ama yoluyla
sona ermesi ile, blOm nedeniyle sona ermesi aras1nda fark yoktur. Bundan
dolay1d1r ki kime ait oldugu bilinemeyen mallarda sbz, kadinin sbzOdOr.
Kan-koca her ikisi de kole, mOkateb veya gayrimOslim olsalar ev ewas1
konusundaki sbzlerinin gec;erliligi, mOslOman ve bzgur kan-kocada nas1lsa byledir.
c;:onkO bu, davalarla ve has1mla~malarla ilgili bir konudur. GayrimOslimler ve
[5/217]
kbleler de bu konuda ozgOr MOslOmanlar aras1ndaki diger has1mla~malarda
oldugu gibi e~ittirler.
Dogrulan en iyi bilen Allah 't1r. Doni.i~ ve van~ O'nad1r.
344 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
HANIMLAR ARASINDA TAKSIM (GUN PAYLA~IMI)
Hammlar Birden c;ok kad1nla evli olan erkegin, han1mlan aras1nda taksimde (gece
arasmda e~it
davranmanm payla~1m1nda) adaletli davranmas1 gerekir. Bu, Kitap ve Sunnet ile sabittir. Kitaptan
delilleri
delili Allahu Teala'n1n ~u buyrugudur:

~ 1)y.i fl J)I J.U~ ~~t ..:..Q.. Lo Jl ~~1_,; 1)~ ~ p .:i~ t


"Hakstzlik yapmaktan korkarsantz bir tane aim; yahut da sahip oldugunuz
(cariyeler) i/e yetinin. Bu, adaletten aynlmamantz i<;in en uygun olandtr." (en-

Nisa 4/3) Ayetin anlam1: "Haks1zllk yapmayin1z," demektir.

Ahkamu '/-Kur'an da belirtildigine gore, $afil (rh a); ayetin anlam1nin, "aileniz
haddinden fazla c;ogalmasin" demek oldugunu soyler.
Bu, ilk donem (selef) alimlerinin gbru~une ayk1nd1r. Onlardan nakledilen
anlam; " meyletmeyiniz" ~eklindedir.
$afil'nin (rh.a.) bu gbru~u, sbzluk ac;1sindan da yanl1~t1r. c;:unku burada
kastedilen, ailenin c;oklugu olsayd1 I~ ~ "kadin edinmeyin" denilirdi. c;:unku bir
kimse bir ?eye meylettigi zaman, sozlukte buna J~ = "ale", ailesi ve c;ocuklan
olunca da J~i = "eale" denir. Bu g6r0?, anlam bak1mindan da yanli?t1r. Ayette
bbyle bir haks1zl1ktan korkuldugu zaman bir hanimla yetinme ve -ac;1klam1~
oldugumuz gibi- cariye edinme emrediliyor. Ailenin c;ok olmas1 ve onlann
nafakalanyla yukumluluk evlilik yoluyla mumkun oldugu gibi, cariye edinmekle de
mumkundur. Ancak cariye edinme durumunda, gecelerin payla?1m1nda e~itlik
ilkesine uymak zorunlu degildir. Sunnetten deli I de Ay?e (r a )'dan nakledilendir.
T
s ..
fLj ~ 4111 ~ ~1 0
... "1. , , ... • , , , , " " 1:l

Ii;, r-@-LJI : J~ 0l5j, ~~~~I~ J~ 0\5


&- t ':i w·- t-1-·l,:.1;!y j; &, 1w., ~
~~

Peygamber (s.a.v.) e?leri aras1nda taksimde (gece payla~1minda) adaletli


davran1r ve ~oyle dua ederdi:

- ':i w_, i.I· 1.:.1;~


Ju:t - y ~ J..wTl4..i
., ~.: 1:U ~ ~ 1 11
("T"

"Allah'tm! Bu benim gucumum yettigi taksim (ada/et), gucumun


yetmediginden beni sorumlu tutma, " 197
ResOlullah (s a.v.) bununla; e~lerinden kimisine daha fazla sevgi beslemeyi
kasted iyordu .

197
Ebo DavOd, Nikah rv; Da rim1, Nikah 25; Hakim, Mustedrek, 11/204; Beyhaki, es-Sunenu 'l-kubra,
Vll/298; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11 11204.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 345

EbQ Hureyre (r.a.)'nin rivayet ettigi bir hadiste ResQlullah (s a.v.) ~oyle
buyu rm u~tu r:
h • ..:.L.
U- -- -
l>-1J- ~l;.Qj1 - ·-
- - - i Y-
;1.>. r ~i1 ,_/· u;.1:i.;.1. J-1. JW .:.i~
- ·- ·:
- . J.J :J ..:Jts ,y
! -

"/ki e?i olup da taksimde birisini ihmal ederek digerine mey/eden bir kimse
kiyamet gunu bir taraft egik o/arak huzura gelir. " 198
Diger yandan bir kimsenin han1mlan kendisine tabidir. Onun gbzetmekle
yukumlu oldugu kimselerdendir. Gbrmez misin onlan korur, nafakalann1 saglar.
Her ybnetici, ybnetimi altindakiler hakk1nda adaletli olmakla emrolunmu~tur.
ResQlullah (s.a v );
... J J f,J J li,,
~):.;. Jp ~j ~) f-'15
799
"Hepiniz bir r;obanstntz ve maiyetinizdekilerden sorumlusunuz. " hadlsiyle
buna i~aret etmi~tir.

Bu geri;egi bgrendikten sonra deriz ki; Ozgur veya kole bir kimsenin iki ozgur
han1m1 olsa, her birinin yaninda bir gun bir gece kal1r. Dilerse her biri ir;in ur; gun
de belirleyebilir. ~unku onun uzerindeki hak, e~itligi saglamakt1r. Nbbet suresini
belirlemede ser;im yapma ona aittir.
E~ler
aras1nda bngbrulen e~itlik; arkada~l1k, sohbet ve kayna~ma ir;in yan1nda
gecelemektir. Cinsel ili~ki bu kapsamda degildir. ~unku bu, insan1n, arzulu olup-
olmamas1na bagl1d1r. Bu konuda e~itlik saglamas1 mumkun olmayabilir. Bu bir r;e~it
gbnulde duyulan sevgiye benzer. "E?'as b. Hakem 'den (r.a.) rivayet edilir ki,
ResO/ullah (sa.v.) kendisiyle gerdege girdigi gun Ommu Seleme (r.a.)'ye;
[5/218]

"Arzu edersen senin yantnda yedi gun kal1r digerlerine de yedi?er gun
belirlerim "buyurmu~tur.
200

Baz1 rivayetlerde; "Arzu edersen Qr; gun kaltr digerlerine de ur;er gun tayin
ederim," ilavesi vard1r. Bir ba~ka rivayette de; "Dilersen yantnda Qr; gun ka/1r
sonra digerlerini dola?mm," buyurmu~tur.

198
lbn Eba ~eybe, Musannef, IV/37; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/295; Nesa1, l~retO'n-nisa 3; lbn
Mace, Nikah 47; lbn Hibban, Sahih, X/7; Beyhak1, ?uabu'l-iman Vl/413.
199
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/5, 54; Buhar1, Cuma 11, ltk 17; Muslim, lmaret 20; Eba Davad, Harac
1; Tirmiz1, Ci had 27; lbn Hibban, Sahih, X/342; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, V/374.
200
Abdurrezzak, Musannef, 111/542; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/295; Muslim, Rada 41; Eba Davad,
Nikah 33; lbn Mace, Nikah 26; lbn Hibban, Sahih, X/1 O; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/204.
346 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Gun Alimlerimiz bu hadlsi esas alm1~t1r. Gun payla~1m1nda ister bakire olsun ister
payla~1mmda
e~ler e~ittir
dul, yeni e~le eski e~. aras1nda bir fark yoktur, demi~lerdir.
$afil (rh.a) der ki; yeni evlendigi e~ bakire ise yedi gece, dul ise ur; gece onun
yaninda kalarak digerlerine tercih eder. Bundan sonra obur e~lerle onlann
nobetlerini de e~itler.
$afil'nin (rh a) dayand1g1 deli I, EbO Hureyre (ra )'nin naklettigi ~u hadistir;
.;.,')G .'

,!11 -
;•: .J~~
•- ,c- 11 j ;,~~

"Bakire kadm yedi gun, du/ ise ur; gunle digerlerinden usWn muamele
gorur. "207

Aynca eski han1m onun yak1nl1g1na al1~m1~ ve aradaki kayna~ma art1k


olu~mu~tur. Yeni e~ buna al1~mad1g1 gibi bir tUr garipseme ve yalnizl1k duygusu
vard1r. Al1~ma ve kayna~manin olu~mas1 ve eski han1mla ayni duzeye gelmesi ir;in
ona bir sure bzel ilgi gbstererek bu duygulann giderilmesi gerekir. E~itleme de
bundan sonra yap1lir.
Eger yeni e~ bakire ise bu garipseme ve erkekleri yabancllama onda daha
fazlad1r. Dolay1s1yla, farkl1 olarak onun yaninda yedi gece kal1r. $ayet dul ise o
erkeklerle birlikte bulunmu~tur. Bu konuda al1~kanl1g1 vard1r. Garipseme yeni
kocasina kar~1d1r. Onunla yak1nl1g1 olmam1~t1r. Bu nedenle kendisine al1~mas1,
kayna~mas1 ir;in ur; gece ona yeterlidir.

Biz Hanefllerin gecelerin payla~1minda yeni ve eski e~ler aras1nda e~itlik ir;in
dayand1g1 deliller ~unlard1r: E~ler aras1nda e~it davranma gerekliliginin nedeni bir
erkegin nikah1 alt1nda toplanmaland1r. Bu da akdin yap1lmas1yla gerr;ekle~mi~tir.
Eger ir;lerinden birisini tercih etmek gerekseydi, yan1nda daha r;ok kalmak ir;in
eskinin ser;ilmesi gerekirdi. (unku kendisine kuma getirildigi ir;in onun duyacag1
yaln1zl1k ve burukluk daha fazlad1r. Boyle bir durum genellikle onu k1rg1nl1k ve
k1zginl1ga surukler.
Diger yandan ger;mi~ hizmetleri nedeniyle eski e~ine kar~1 sayg1 ve hurmet
daha r;ok olmal1d1r. Nitekim
"· -,•
...,. ?
. ,, . "~...
Jj 1<::"1 -· jj.L~ IC::'I
~ - t..(""J 0
~'

· - - • ~

"Her yenide lezzet, her eskiye kar:;t ise saygt vardtr," sbzu sbylene gelen bir
atasozudur. 202

201
Buhar1, Nikah 101; Muslim, Rada 44; Ebo DavOd, Nikah 33; Tirmiz1, Nikah 41; Tahav1, ~erh-u
meani'/-asar, 111/28; Beyhak1, es-50nen0'/-kubra, Vll/302; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/204.
202
EbO'l-Fazl Ahmet b. Muhammed el-Meydan1 en-Neysab0r1, Mecmau'/-emsa/, 11/257.
Nillah Kitaln _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 347
~afillerin deli! sayd1g1 "bakireye yedi gun ay1rma" ile ilgili hadisin ifade ettigi
anlam; ana diger e~lerden fazla zaman ay1rmak degil, han1mlara zaman ay1rmaya
anunla ba~lamak kastedilmi~tir. Nitekim Ommu Seleme (ra.) hadlsi bunu gosterir.
Orada "Arzu edersen yanmda yedi gun ka/1r, digerlerine de yedi~er gun aymnm"
buyurulmu~tur. Yine, "Dilersen yamnda uc; gun ka/1r sonra digerlerini dola~mm,"
buyrugu da "anlardan her birine de ayni ~ekilde yanlannda uc; gun kalacag1m1
haber veririm" demektir. Biz de bunu soyluyaruz.
Kaea her yenide varl1g1 kabul edilen lezzet nedeniyle s1raya yeni e~le ba~lar.
Ancak ana ay1rd1g1 gun kadar her hanima da gun ay1rarak e~itligi saglamakla
yukumludur.
Mi.isli.iman, gayrimi.islim, heni.iz erginlik ~agma yakla~m1~ ama ergin
olmayan, ak1I hastas1 ve ergin ... buti.in hammlar taksim hakk1 hususunda
e~ittirler.

(unku aralannda hak e~itligi saglamay1 zarunlu klian neden, nikah


sozle~mesiyle meydana gelmi~ alan birbirlerine helal alma ozelligidir.

Bir kacanin e~lerden birinin yan1nda, digerlerinin yaninda kald1g1ndan daha E~lerden
birinin izni
fazla kalmas1 dagru degildir. Ancak hanimlardan birisi kendi hakk1ndan feragat
ile digerinin
edrerek kacaya izin verirse bu caiz alur. Nakledildigine gore, yanmda
fazla
~~ ~ u~~t ~ J~ ~1 ..;r!'.) ~~ ~ J 0fa 0r ~JO J ~;~ 0~l:.1 kalmak

r-Lj
~ ~l J- ~ J:;.. Le J 0~
"ResOIUl/ah (s.a. v.) hastaltklan strasmda Ay~e (r a) 'nin evinde kalmak ic;in
e~lerinden izin istedi. Onlar da izin verdiler. ROhu teslim a/mmcaya kadar da onun
evinde kaldt. " 203
Aynca bu alay, sagl1kl1 e~in ve hasta e~in gun dagli1m1 kanusunda e~it
alduguna delildir. (unku Resulullah (sa v ), hastailg1n1n ilk donemlerinde nobeti
s1ras1nda her bir e~inin yaninda bulunuyardu Takatten du~up evden eve gec;meye
guc; yetiremez duruma gelince, Ay~e (r a )'nin yaninda kalmak ic;in anlardan izin
istedi. Bu da hasta ile sagl1kl1nin bu kanuda farkil almad1g1na delil aldugu gibi, izin
alind1ginda ic;lerinden birisinin yan1nda kalabilecegine de delildir.
Cariye, mukatebe (para kar~1ilg1 ozgurluk anla~mas1 yapm1~ cariye),
mudebbere (kendisinin olumunden sanra efendisinin ozgurluk vaat ettigi cariye)
veya ummuveled (efendisinden c;acugu alan cariye) alan bir kad1n, bir kimsenin
han1m1 iken, kacas1 anun uzerine ozgur bir kad1nla evlense, ozgur kad1n ic;in iki
gun, cariye ic;in bir gunluk nobet belirler. Buna deli! Ali (ra )'1n daha once
naklettigimiz hadlsidir. Bu hadlste: ~I <;)Uj ~I ~ .:it±i1 ~_;.;.j.lj "Ozgur hamm

203
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/34; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/34; Buhar1, VudO 45, Muslim,
Salat 91; Ebo DavOd, Nikah 37; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vll/74.
348 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
ic;in uc;te iki, cariye a/an hantm ic;in uc;te bir gun belirlenerek taksim yaptltr,"
denilir. 204
Ayrica cariye olan han1m1n helal olu~u. ozgur bir han1m1n hakk1n1n yaris1d1r.
[5/219]
Gun taksiminde hak belirlenmesi ic;in muteber olan da bu orand1r. Mukatebede,
mudebberede ve ummuveledde de kolelik devam etmektedir.

Yolculuk
Bir kimse hammlanndan birisi ile Hacc i~in veya ba~ka bir ama~la
s1rasm yolculuga ~1ksa, yolculuktan doni.ince diger hamm, yolculuk s1rasmda obi.ir
da giin
payla~1m1
hammla ne kadar gi.in birlikte olduysa o kadar da kendisinin yanmda
kalmasm1 istese, ona boyle bir hak tanmmaz. Kocanm diger e~le yolculuk
s1rasmda ge~irmi~ oldugu gi.inler bu hesaba kat1lmaz. Yeniden aralarmda
adaletli bir payla~1m yapar.
Boyle bir durumda soz iki noktada toplanir:
1- Biz Hanefllere gore e~ler aras1nda kur'a c;ekmeye gerek kalmadan koca
onlardan diledigiyle yolculuga c;1kabilir.
$afil (rh.a.)'ye gore koca diledigi gibi hareket edemez. E~ler aras1nda kur'a
c;ekme_k zorundad1r. _Bir hadlste Ay~e (r a); t)l 1~..A..... ~1) l;J Z;l5 j ~ :.111 rL ~I J.;,
··w.I LA 1. ~ ··LP! -i1 0->11 · ~·'i1 .:·w.l - 1~· ; :.»1 - · G~ .;jli ~L..; ,..
i..F ~ ...r-. o..F' •.r--- cl r ~ .J - Lr.'J · .. - .:.d.
"ResOlullah (sa v.) yolculuga c;1kmak istedigi zaman e~leri arasinda kur'a c;ekerdi.
Ba~1ma gelenlerin geldigi (Ay~e (r.a)'nin iftiraya ugrad1g1) o yolculukta da kur'a
benim pay1ma c;1km1~t1," diye anlatir. 205
Bu meselede biz Hanefllerin delilleri ise ~oyledir: Kocan1n yolculugu s1ras1nda
kad1nin s1ra hakk1 yoktur. Gormez misin koca, e~lerinden hic;birisini yanina
almadan da yolculuga c;1kabilir. Dolay1s1yla yolculuk s1ras1nda aralarinda e~it
davranma gibi bir ko~ul yoktur. Evet, ResOlullah (s av) yolculuga c;1karken han1mlar1
aras1nda kur'a c;ekerdi. Arna bunu bir zorunluluktan dolay1 degil e~lerinin gonlunu
ho~ tutmak, her hangi birine meylettigi tohmetini kendisinden uzak tutmak ic;in
yapard1. Biz de bunu soyluyoruz. Bu, koca ic;in mustehapt1r.
2- Biz Hanefllere gore, koca e~lerden bir k1sm1 ile yolculuga c;1km1~sa,
donduklerinde diger e~lerin yolculukta gec;en surenin dikkate al1narak, ayn1 surenin
kendilerine de ayrilmas1n1 isteme haklari yoktur.
$afil (rh.a.) der ki: Kaea eger han1mlar arasinda kur'a c;ekmeden onlardan bir
k1sm1yla yolculuga c;1karsa, yolculuk s1ras1nda gec;en sure kadar bir sureyi diger
han1mlara da taninmas1 gerekir. Bu hukme, kocanin kur'a c;ekmek ve kur'as1 c;1kan
e~i, birlikte gotl.irmek zorunda oldugu prensibini esas alarak vam. Eger bu ~ekilde
yapmam1~sa yolculukta gec;en sure, birlikte oldugu e~in nobetinden say1l1r.

204
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/204.
205
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/194; Buhari, $ehadat 30; Muslim, Tevbe 56; Ebo DavOd, Nikah 37;
lbn Mace, Nikah 47; lbn Hibban, Sahih, X/13; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/205.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 349

Dolay1s1yla adaletin gerc;:ekle~mesi ic;:in bu kadar sure de diger han1m1n yan1nda


kalmas1 gerekir.
Biz Hanefller ise diyoruz ki; Arada e~itligin saglanmas1nin zorunlu olu~u, e~leri
aras1nda gun taksimi yapmakla yukumlu oldugu zamand1r. Daha once
ac;:1klad1g1m1z gibi, kocan1n yolculugu s1rasinda e~inin nobet hakk1 yoktur. Kur' a
c;:ekerek yolculuga c;:1kt1ginda yolculukta gec;:en sureyi dikkate alarak e~it bir nobet
taksimi yapmak zorunda olmad1g1 gibi, kur' a c;:ekmediginde de gec;:en sureyi
dikkate alarak e~it bir nobet taksimi yapmak zorunda degildir. Gormez misin
yolculuga c;:1kmad1g1nda s1ra tesbitinin kur'a ile yapil1p-yapilmamas1 aras1nda
herhangi bir fark yoktur. Yolculuk durumunda da hukum boyledir.
Koca, harnmlanndan birisinin yanmda bir ay kald1ktan sonra, diger
harnm bu durumdan davac1 olmu~sa, harnmlar arasmda yeniden e~it bir
nobet taksimi yapmasma hi.ikmedilir. Gei;en gi.inler, hesaba kat1lmaz.
Hi.iki.im boyle olmakla birlikte koca, bu davrarn~1yla gi.inahkar say1hr.
~unku gun taksimi, hakim tarafindan hanimlann talebine binaen yap1l1r.
Talepten once gec;:en gunler gun taksimi ac;:1s1ndan bir deger ifade etmez.
Yapmakla yukumlu oldugu, yapacag1 taksimde adaletli davranmas1d1r. Gormez
misin ic;:lerinden birisinin nikahlanmadan onceki gec;:en gunleri, nikah1 yenilenen
lehine dikkate al1nmaz. Kadinin talebinden onceki gec;:en gunler hakk1ndaki hukum
de boyledir.
Hakim kendisini uyard1ktan sonra, koca harnmlardan birine kar~ 1 Hammlari
haks1zhk yapmaya devam ederse, hakim kendisine canm1 yakacak bir ceza arasmda adil
davranmayamn
takdirinde bulunur. Bundan sonra da adaletli davranmasm1 emreder. cezalandmlmas1

~unku koca, bu davran1~1yla edepte kusur etmi~, yapmas1 haram olan bir i~
yapm1~t1r. Bu zulumdur. Bu nedenle cezaland1nl1r ve adil davranmakla emredilir.
Bir erkegin yanmda olan e~i ya~lanm1~sa, koca onun yerine geni; bir [S/ 2201
harnm almak isterse, eski e~i durumu ogrenip kendisini nikahmda
tutmas1rn, diger harnmla evlenirse onun yanmda birkai; gi.in, kendi
yanmda bir gi.in kalabilecegini soylese, koca bu ko~ulu kabul ederek
evlense, bu anla~ma caizdir.
Buna delil;
.!.
i: i~
·i ' ~'i.:JL>..L:..~it
~ .. - ~.
1 - --h - ~ ~ W.1 -~1 ·t 1~ ! 11 < 1 •~ : ..:J~';l- ·101 - ~
~ L. . .F - .J .Jr-' ~ CJ'!. r , l.J 1'
"Eger bir kadm kocas1mn gec;:imsiz!iginden yahut, kendinden yuz
c;:evirmesinden endi~e ederse,aralannda bir sulh yapma!annda onlara bir
gunah yoktur." (en-Nisa 4/128)

Ali (ra.), bu ayetin, bu konuda indigini soylemi~ ~oyle demi~tir: "Resulullah


(sa.v.)'den bize ula~t1gina gore 0, ya~1 oldukc;:a ilerleyen Sevde b. Zem'a (r.a.)'ya;
"<.?:B:-! I lddet bekle" buyurmu~, Sevde (r a ) O'ndan Allah r1zas1 ic;:in bu bo~amadan
vaz gec;:mesini, eger kendisini yeniden nikah1na al1rsa nobetini Ay~e (r.a.)'ye
verecegini soylemi~ti. 0, K1yamet gunu Resulullah (s.a v.)'1n e~leri arasinda, bir
peygamber e~i olarak ha~r olmay1 istiyordu. Resulullah (s.a v.) onun arzusunu yerine
getirdi.
Bir erkegin iki hammmdan birisi kendisine izin verdiginde, obur
hammm yamnda daha fazla kalmasmda bir sakmca yoktur.
Bunun deli Ii daha once nakletmi~ oldugumuz hadlstir. Resulullah (sa v) diger
hanimlannin izniyle Ay~e (r.a )'nin evinde kalm1~t1r .

Aynca lbn Abbas (r.a.)'in

"Ozerine du~Qp ugra~santz da kadmlar arasmda adil davranmaya gur:;


yetiremezsiniz." (en-Nisa 4/129) ayeti hakkinda; "Burada sevgideki adalet
kastedilmi~tir. Aralannda yapacag1 gun taksiminde adaletli davranmas1, ic;:lerinden
birinin izni olmadan daha fazla kalmak ic;:in oburunu tercih etmemesi gerekir,"
sozleri de buna delildir. Aynca Ali (r.a .)'nin , yukarda gec;:en:

~ ..1j)J ~~! ~ .:_;~ ~1.;1 ~µ 9


"Eger bir kadm kocasmm ger:;imsiz!iginden korkarsa ... " (en-Nisa 4/128) ayet
hakk1ndaki sozlerinin bir benzerini lbn Abbas (r.a) da soylemi~tir.
Buradaki anlam ~udur. Kocan1n diger han1m1n yaninda daha fazla kalmasina
nza gosteren bir kad1n, kendi hakk1ndan vaz gec;:mi~tir. Ve o kendi hakk1ndan vaz
gec;:me ehliyetine sahip bir kimsedir. Ancak bu riza, kendisini baglamaz. Ba~ka e~
lehine vaz gec;:tig i hakk1n1 diledigi zaman geri alabilir. E~ler aras1nda gun
payla~i11m1nda adaletin saglanmas1n1 her zaman isteyebilir.
Cariye olan e~in yanmda bir gun kald1ktan sonra bu e~ ozgurlugune
kavu~acak olsa, ozgur olan diger e~inin yamnda da ancak bir gun kalabilir.
Cunku ozgur olan cariye, ozgur olan e~le gun taksimini gerektiren nedende
e~it duruma gelmi~tir. Dolay1s1yla koca, e~ler aras1ndaki gun taksiminde e?itligi
gozetmek zorundad1r. Nobetinin sonunda kavu~tugu ozgurlugu, nobetinin
ba~inda var olan ozgurluk kabul eder ve ona gore hareket edebilir.

Ozgur olan e~in yaninda bir gun kald1ktan sonra cariye olan e~ ozgurluge
kavu~sa, ozgur e~in yanindan ozgurluge kavu?an e~in yanina gec;:er. Cunku
ozgurluge kavu~an e~ de ozgur e?le e?it duruma gelmi~tir . Ozgurluge kavu~an e?,
ozgur olan e~le e~it duruma geldikten sonra, art1k koca herhangi bir nedenle
onceden ozgur olan e~ini gun taksiminde daha ustUn tutamaz.
NillahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3Sl
Tek bir e~i olan adam, geceleri namaz k1hp gi.indi.izleri oruc; tutacak Evli bir
adamm gece
olsa, e~i bu durumdan ~ikayetc;i oldugunda, e~iyle birlikte gecelemesi ve ve giindiizleri
onun hakkm1 yerine getirmesi ic;in oru~ tutmamas1 emredilir. ibadet etmesi

Bize ula~an rivayetlere gore Omer (r.a ), Ka'b b. Sur' a bbyle bir kari koca
aras1nda hukmetmesini sbyledi. 0 da; "Bu e~i dart e~ten biri gibi kabul ediyorum.
Oc_; gece ve gunduzu diger e~lere, bir gece ve gunduzu de ona tahsis ediyorum,"
diye cevap verdi.
Bu haberin hikayesi ~byledir : Bir kadin Omer (r.a)'e gelerek; "Benim kocam
gunduzleri oruc_; tutar, geceleri namaz kilar," dedi. Omer (r.a) de; "Kocan ne iyi bir
insanm1~," diye cevap verdi. Kad1n ayni sbzleri tekrar ettikc_;e Omer (ra) da ayni
cevab1 vermeye devam etti. Bunun uzerine Ka'b b. Sur "-Ey mu'minlerin emiri ! Bu
kadin kocas1n1 ~ikayet ediyor. Kocasin1n kendisiyle ilgilenmedigini sbyluyor," dedi.
Onun bu anlay1~ ve zekas1 Omer (r.a.)'in ho~una gitti ve ona; "Aralarinda sen
hukmet," dedi . Kab (r a) da daha once and1g1m1z ~ekilde hukmetti. Bunun uzerine
Omer (r a.) onu Basra kad1l1gina atad1.
Zahiru'r-Rivaye'de bu konuda ~byle denilmektedir: Boyle bir han1m ic_;in, her [5/221]
dart gunden biri kesin olarak belirlenmi~ bir hak degildir. Ancak kocaya onun
gbnlunu ho~ tutmas1, zaman zaman yaninda gecelemesi emredilir.
Hasan b. Ziyad (rh.a.), Ebu Hanlfe (rh a )'nin ~byle dedigini nakleder: "Bir
kimsenin tek hanim1 olsa ve bu kimse, gunlerini devamli oruc_; ve namazla gec_;irerek
veya cariyelerle du~up-kalkarak onu ihmal etse, han1m da bu durumdan davac1
olarak hakime ba~vursa, hakim her dart geceden bir geceyi bu kad1n1n hakk1
olarak belirler."
Burada dayand1g1 deli I Ka'b b. Sur' (r a) hadisidir. Ayrica koca, uc_; han1mla
daha evlenerek kad1n1n diger uc_; gundeki hakkin1 du~urme yetkisine sahiptir. Onun
hakk1n1 bundan daha fazla du~urme yetkisi ise yoktur.
Zahiru'r-Rivaye'deki hukmun anlam1 ~udur Gun taksimi ve adaleti saglama,
ba~ka han1mlarla s1ra ve e~itlik sorunu oldugu zaman gereklidir. Burada ise
nikah1nda tek e~ olduguna gore bbyle bir sorun yoktur. Gbrmez misin bu kimsenin
nikah1 alt1nda dart e~ olsayd1, bunlardan her biri ic_;in bir gun belirlenip, bu kimse
sonsuza kadar nafile namaz kil1p nafile oruc_; tutmayacak m1yd1? Ramazan orucu ve
digerleri de eda edilmeyecek miydi? Boyle bir hukum elbette hie_; bir anlam ifade
etmez. Dogru olan, kocanin han1m1na yak1nl1k gbstermesi, zaman zaman onunla
beraber bulunup kayna~mas1nin emredilmesidir. Ancak bu zaman ay1nm1 belirli
surelerle s1nirland1nlamaz. Boyle olmas1 gerekir c_;unku, diger han1mlarla
nbbetle~mede koca diger han1m1n yaninda kalirken, diger hanim k1skanma ve bfke
duyacag1 ic_;in, koca hanimlar aras1nda e~itlik saglamakla yukumludur.birden c_;ok
hanim olmad1g1 zaman, bbyle bir sorun ya~anmaz.
352_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bir kimse birisinin yanmda bir gun, digerinin yanmda iki gun kalmak
ko~uluyla iki hanimla evlense, daha sonra yanmda bir gun kalacag1 hanim,
aralannda e~it davranmasm1 isteyebilir.
Daha once ar;1klad1g1m1z gibi bu kadin1n ger;en sure ir;inde e~it
davranilmamasina nza gostermesi, kendisini gelecek gunlerde baglamaz.
Diger yandan boyle bir ko~ul, lslamin hukmune ayk1nd1r ve ger;ersizdir.
ResOlullah (s.a.v.);

"Herhangi bir ko~ul ki Allah Tea/a'mn kitabinda yoktur o ko~ul ger;ersizdir."


buyurmu~tur. 206
Mecbub (cinsel uzvu kesik), had1m edilmi~ veya iktidars1z olan
erkekler de hanimlar arasmdaki taksimde ayni hukme tabidirler.
(:unku daha once ar;1klad1g1m1z gibi, e~ler aras1ndaki gun taksimindeki e~itlik
cinsel ili~ki ir;in degil beraber bulunma ve kayna~ma ir;indir. An1lan kimseler bu
konuda iktidar sahibi bir kimse gibidir.
Henuz erginlik r;ag1na girmemi~ bir r;ocugun iki e~i olsa, o da e~ler arasinda
e~itlik saglamakla yukumludur. (:unku e~itlik kadin1n hakk1d1r. Kul haklan
yeti~kinlere yonelik oldugu gibi, nedenleri olu~unca r;ocuklara da yoneliktir.
Bir kadm, kocasma belli bir ucret vererek ondan kendi payma bir gun
daha eklemesini istese, kocanm bunu yapmas1 caiz degildir. Kadm verdigi
mah geri ahr.
<::unku bu kad1n, kocas1na haks1zl1k yapmas1 ir;in ru~vet vermi~tir. Ru~vet ise
haramd1r. Bu, lehinde hukmetmesi ir;in (hakime) verilen ru~vet niteligindedir. Bu da
yasakt1r. Bu yolla edilen mal da haram mald1r. Dolay1s1yla kad1n bu amar;la
verdigini geri al1r. K1saca koca, gun taksiminde e~it davranmakla yukumludur.
Boyle bir ko~ul kar~ll1g1nda kadin, koca lehine mehirde indirim yapsa onun
hukmu de boyledir.Veya koca kendi nobetini ba~ka bir han1ma vermesi ir;in
han1mlardan birinin mehrine ilave yapsa ya da ona ek bir ucret verse bunlann
hepsi ger;ersizdir. (:unku koca, bu yolla hir; bir ~ey elde edemez. Haliyle elde
edemedigi bir ~ey kar~il1g1nda da kad1na, mal vermek zorunda degildir.
Diger yandan obur e~ de haks1zl1ga nza gostererek ru~vet alm1~ olur. Bu da
[S/222]
haramd1r. Sonur; olarak gun payla~1m1nda (kasmda), verilecek mal1n iade edilmesi
gerekir.

206
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/213; BuharT, ~urOt 2584; Nesa1, Talak 31; lbn Mace, ltk 3; lbn
Hibban, Sahih, X/93; Taberan1, el-Mu'cemO'l-kebir, Xl/11; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/154, 371.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _353

Dogrulan en iyi bilen, Allah Subhanehu ve Teala'd1r. Son donu~ ve van~


O'nad1r.

[S/ 222]
YAKIN AKRABANIN (ZEVi'L- ERHAMIN) NAFAKASIYLA
iLGiLi H0K0MLER
Hakim e~-~ehld el-Mervezl (r.a) der ki;
Varhkh olan bir kimse, muhtai; durumda olan anne ve babasmm Ana
nafakasm1 vermege zorlamr. babanm
nafakas1
Bunun delili,

"Anne ve babana of bile deme ... " (el-lsra 17/23) ayetidir. Bu ayette eziyet
anlamindan dolay1 "of" demek yasaklanm1~t1r. Anne ve baba muhtar; durumda
iken nafakalanni saglamaman1n verecegi eziyet daha r;oktur. Bu yuzden ogul,
r;al1~maya gur;leri yetse bile (muhtar; durumda olan) anne ve babanin nafakas1n1
vermek zorundad1r. (unku r;al1~1p-r;abalamaktaki ve yorgun du~mekteki eziyet, bf
demedeki eziyetten daha fazlad1r.
Peygamber (s.a v.) ~oyle buyurmu~tur:

r!_~~)i·l
J .
t~i ' -:d :..r---
..:_.;.5 U...- I~ _I o:J.J- 011:-'· , -:
d ! '1!.•I\
~ i..r .r
'1~b
i..r -
L; Ji
. -
01•
"Ki~inin yedigi en guzel kazanr; kendi kazanodtr. c;ocugu da kendi
207
kazancmdandtr. Bunun ir;in, r;ocuklarmtzm kazandtklanndan yiyiniz. "

Eger r;ocuklar, k1zl1-erkekli ve hepsi varl1kl1 iseler, anne-baban1n nafakas1n1 -iki


rivayetten daha kuvvetli olanina gore- hepsinin e~it olarak kar~1lamas1 gerekir.
Hasan b. Ziyad (rh a.)'1n Ebu Hanlfe (rh.a )'den naklettigine gore nafaka; mirasa
ve diger akrabalarin (zevi'l-erhamin) nafakasina k1yas edilerek erkeklerle k1zlar
arasinda, bir erkek iki k1za e~it olacak ~ekilde taksim edilir.
Diger rivayetin delili ~udur: Anne ve baban1n nafaka hakk1 r;ocugun malinin
onlann mal1 oldugu yorumuna dayan1r. Nitekim Resulullah (s.a.v.) bir sahablye;

4.~ ~Llj ._:j


"Sen de babana aitsin, maim da," buyurmu~tur.
208

207
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/193; lbn Mace, Ticarat 64; Tirmiz1, Ahkam 22; Nesa1, BuyO' 1; lbn
Hibban, Sahih, X/72, 74; Beyhak1, es-SDnenD'f-kubra, Vll/480; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/279.
208
Ahmed b. Hanbel, MDsned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; EbO DavOd, lcare, 79; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhak1, es-SDnenD'f-kubra, Vll/480.
354 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

Bu konuda erkek ve k1z c;:ocuklar e~ittir. Her ne kadar aralanndaki din aynl1g1,
miras engeli ise de, bu anne ve babaya nafaka hakk1n1n dogmas1na engel degildir.

Fakir oglun
Eger <;ocuk da anne baba da fakir ise, <;ocuk onlann nafakalarm1
yiikiimliiliigii vermekle yukumlli degildir.
<;unku anne-baba ve <;ocugun maddi durumlan e~it olunca, nafaka
yukumlulugunde biri oburunden daha Listi.in kabul edilmez.
Ancak, EbO Yusuf (rh a )'un ~oyle dedigi nakledilir; Eger baba yatalak ise
c;:ocugun kazanc1 da ancak kendi nafakas1na yetiyorsa, o zaman babas1n1 kendi
ailesine katar. c;:unku boyle yapmad1g1 takdirde baba, kaybedilir. Kendi ailesine
katar da kendi nafakas1n1 onunla bolu~urse c;:ocugun yok olmasindan korkulmaz.
c;:unku bir insan, yan a<;: olmas1 yuzunden olmez.

Dede ve
Babanm babas1 olan dedenin, annenin annesi ve babanm annesi olan
ninenin ninenin hukmu de boyledir.
nafakas1
c;:unku onlar <;:ocuga anne ve baba (ebeveyn)'d1rler. Onlann nafaka ac;:1sindan
durumlan, anne ve baban1n durumlan gibidir. Gormez misin mirasc;:1lara belirlenen
paylardan artan mal babaya verilecegi gibi, onun yoklugu durumunda dedeye
verilir.
Bir kimse, ya~lan kli<;Lik <;ocuklarmm nafakalanm saglamak i<;in
Kii~iik
~ocuklarm zorlamr.
nafakas1
Deli Ii ~u Aziz ve Celi I olan Allah'1n ~u buyrugudur:

~ V..JY.l V.)TI ~ ~) 0~ ~
"Eger (aynld1g1mz e~leriniz) sizin ir;in r;ocugu emzirirlerse onlara Ocretlerini
veriniz." (et-Talak, 65/6)
Sutten kesildikten sonraki nafaka, kesilmeden onceki emzirme masraf1 gibidir.
Diger yandan <;:ocuk, babadan bir pan;:ad1r. Dolay1s1yla c;:ocugun nafakas1,
kendi nafakas1 gibidir.

[S/223)
Zahiru'r-Rivaye'ye gore, "Nafaka saglamas1 konusunda babaya kimse ortak
olmaz. EbO Hanlfe (rh a )'den gelen bir rivayete gore; baba ile annenin c;:ocuklanna
kar~1 nafaka yukumlulukleri, (<;:ocuklanndan miras alma oranlannda oldugu gibi)
uc;:te iki ve uc;:te bir oran1ndad1r.
Zahiru'r-Rivaye'de ise; <;:ocugun emzirme masraflanni hi<;: kimse babayla
payla~mak zorunda olmad1g1 gibi, nafakay1 da payla~mak zorunda degildir, denilir
Hukum, baba zengin oldugu zaman boyledir. $ayet baba fakir, anne zengin
ise o zaman <;:ocugun nafakas1n1 kendi mal1ndan vermesi anneye emredilir. Yap1lan
bu masraflar, durumu duzelinceye kadar babanin borcu olarak kaydedilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 355

Baba fakir olur, karde~i zengin bir erkek olursa hukum yine boyledir.
(ocugun amcas1 olan karde~, c;ocugun nafakas1n1 verir. Verdigi bu nafaka,
durumu duzelince odemek uzere babanin borcu olarak kaydedilir. (unku
nafakayla as1I yukumlu babad1r. Ancak nafakay1 saglama, gecikme kabul etmez.
Haliyle ihtiyac1 giderecek miktardaki bir mal, ba~kas1nin da olsa baban1n mall yerini
tutar. Ve odenen bu mal, durumu duzelince bdemek uzere baban1n borcu say1l1r.
Kuc;uk erkek c;ocuklann nafakas1 ic;in bu soylediklerimiz buyuk k1zlar ic;in de Yeti~kin
gec;erlidir. (unku kad1nlar, kazanc; elde edemezler. Nafakas1 verilen kimsenin k1z
~ocuklann
nafaka hakk1nin olmas1, kazanc; elde etmekten aciz olmas1ndan dolay1d1r. nafakas1
Eger c;ocuklar erkek ve ergenlik c;agin1 gec;mi~ iseler, kazanc; elde etmege
guc;leri yetecegi ic;in baba nafakalann1 saglamaya zorlanamaz. Ancak ic;lerinden Yeti~kin
erkek
yatalak, kor, kotUrum veya kullanamayacak derecede iki eli c;olak, felc;li ve zeka ~ocuklann
ozurlu c;ocuklan varsa, bunlann nafakalan babaya aittir. Bu durumda nafaka nafakas1

verilecek kimse kazanc; elde etmekten acizdir.


Bu hukum, c;ocuga ait mal olmad1g1 zaman boyledir. Eger c;ocugun kendisine
ait mal1 varsa, nafakas1 kendi mal1ndan saglanir. (unku bu durumda c;ocuk
zengindir muhtac; degildir. Yoksulun nafakas1n1n zengine yuklenmesi ihtiyaca
itibarlad1r. Her ikisi de zengin oldugu zaman, birisinin nafakas1yla oburunu
yukumlu kabul etmeyi gerektirecek bir tercih nedeni yoktur.
Ancak e~in nafakas1 bundan farkl1d1r. Onun nafaka hakk1, butUn zamanlanni Zeng in
kadmm
kocas1na ay1racag1ndan dolay1 evlilik akdi ile dogar. Dolay1s1yla han1m, zengin olsa
nafakas1
da yoksul olsa da nafaka hakk1na sahiptir.
Buradaki nafaka hakk1 ise ihtiyac; nedeniyledir. (ocuk muhtac; olmay1nca
nafaka alma hakk1 olmaz .
Eger c;;ocugun mah kay1psa, babaya, ortaya c;;1kmca, c;;ocugun mahndan
almak uzere nafaka ic;;in kendi mahndan harcamas1 emredilir.
Eger harcamalanna tanik gostermi~se, bunlan hukukl olarak c;ocugun
mallndan al1r. Yok tanik gbstermemi~ ama c;ocuktan almak niyetiyle yapm1~sa, bu
harcamalan dinen rucu edip (ona ba~vurup) al1r. Hukukl ac;1dan ise tan1k
gosterilmemi~ bu masraflan alamaz. (unku gorunu~ bak1m1m1ndan o, bu
harcamalan teberru olarak (kar~ll1k beklemeden) yapm1~t1r. Hakim de d1~ gorunu~
(zahir)'e gore hukmeder. Arna kendisi ile Allahu Teala aras1nda olan hukumde
yapt1g1 harcamalan alma hakkina sahiptir. (unku Allahu Teala kalbinden gec;enleri
de bilir.
Ana baba ve
Ayni ~ekilde bir kimse, aralarmda evlenme yasag1 olan yakm akrabas1 ~ocuklarm
(zi rahim mahremi) olan kuc;;uk c;;ocuklann, kadmlann, erkeklerden muhtac;; d1~mdaki
ya km
olan yatalaklarm nafakalarm1 da biz Hanefilere gore saglamak zorundad1r.
akrabalarm
nafakalan
356 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
$afil (rh.a) der ki; Anne baba ve c;acuklardan ba~ka hie; kimse her hangi bir
nafaka vermekle yukumlu degildir.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore mahrem alsun almas1n her mirasc;1 nafakayla
yukumludur. 0, bu kanuda Allahu Teala'n1n ~u buyrugunun ac;1k anlam1n1 delil
gosterir:

"Onun benzeri (nafaka saglama) varis uzerine de gerekir." (el-Bakara 2/233)

Ancak biz daha once ac;1klad1g1m1z gibi Abdullah b. Mes'Od (ra.)'un


akuyu~unda;

"Onun benzeri (nafaka saglama) aralannda evlenme yasag1 a/an varis uzerine
de gerekir." buyurulmaktad1r
$afil (rh a) kendi prensibine dayanarak bu kanaate varn. Ona gore yard1m1 hak
etmek, akrabal1ga gore degil, dogum dikkate al1narak vard1r. Nitekim satin alma
durumunda kendiliginden meydana gelen ozgur alma hukmu, ancak anne-babalar
ve c;acuklar aras1nda gerc;ekle~ir. Ona gore bu kanuda karde~lerin yak1nl1g1, amca
[5/224]
c;ocuklannin yak1nl1g1 gibidir. Nafakaya hakk1n1n varl1ginda da hukum boyledir.
Babalarla c;acuklar arasindaki nafaka, akrabal1k nedeniyle degil birbirlerinin parc;as1
alma nedeniyledir.
$afil (rh.a.)'ye gore Allahu Teala'n1n buyrugundaki J..ll~ ~ y)JI ~j "Onun
benzeri (nafaka sag/ama) varis uzerine de gerekir" (el-Bakara 2/233) lfadesi nafaka ile
ilgili degil, birbirlerine zarar vermeyi artadan kald1rma ile ilgilidir. Bu yorum
Abdullah b. Abbas (ra )'tan nakledilmi~tir.
Biz Hanefller, Omer ve Zeyd (r a )'in goru~lerini deli I kabul ediyaruz. Onlar,
ayeti; "Onun nafakas1n1n benzeri mirasc;1 uzerine de gerekir" ~eklinde
anlam1~lard1r.

Aynca zarar vermemekle sadece mirasc;1 yukumlu degildir. Mirasc;1 almayanlar


da mirasc;ilar gibi bu yukumlulugu ta~1rlar.
Ayn ca ayetteki ~; "~u" sozcugu kinaye alarak uzakl1k ifade eder. Yak1n
mu rad edilecek alsayd1 111 "bu" derdi. ~; "~u" deyince anl1yaruz ki ayette i~aret
edilen,

"On/arm orfe uygun alarak beslenmesi ve giyimi baba tarafma aittir." (et-Bakara
2/233) buyrugudur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 357

Buradaki anlam ~udur: <:;:ok yak1n akrabal1k baglannin, korunup gozetilmesi,


devam ettirilmesi farz, kopanlmas1 ise haramd1r. Resulullah (s.a.v) ~oyle
buyurmu~tur:
, ....
J .JA'J
·- · , ~
. . .!
,,.• 1 !I ' ,1 .I
..::,; .r.-
·;< :
#
~I
-
.I
J ,r;-- ~
, ,
, ..r~ 11 J·
.I,.
:i,,;Lo~I -
\.7
J
' .,
;.,;;.JI
-
.
i..T!f'"' ;
'#

··~IL ..::,;~ ..!..o~


-~ 4 ... ,

r-Jj r-Jj ..:J.f :;_;Lo\'I


' .I , ....

~) ,! ~ :~_;JI J}J_j , ~)

"Or; 5ey Arna as1!1d1r: Nlmet, emanet ve yakm akraba!tk. Allah'm huzurunda
nimet; 5ukredilmedim, nankor!Uk edi!dim. Emanet; htyanet edildim sahibine geri
veri!medim. Akraba!tk bag1; koruyup gozeti!medim, aksine kopanldtm, diyerek
209
5ikayetr:;i o!ur. "
Allahu Teala, yak1nlanyla olan baglann1 kesenleri, lanetlikler aras1nda saym1~
ve ~oyle buyurmu~tur:

"On far Allah 'm kendi!erini lanet/edigi, kimselerdir." (Muhammed 47/23)

Nafaka vermesi gerekenin maddl gucu yerinde, nafaka almas1 gereken de


ger<;ekten muhtac; oldugu durumda, nafaka vermemek, akrabal1k baglann1n
zay1flamas1na ve kopmas1na yol ac;ar.
Bu yuzden nafaka yukumlulugu ozellikle yak1n akrabaya aittir. <:;:unku aradaki
akrabal1k bag1 uzakla~inca onu koruyup-gozetmek art1k farz olmaktan c;1kar. Bu
nedenle de uzak akrabalar aras1nda evlilik caiz olup mahremlik ortadan kalkar.
Zengin olan bir kad1n1n hukmu de boyledir. O da erkek gibi yakin
akrabalannin nafakas1n1 vermeye zorlan1r. <:;:unku bu hak, yakin akrabal1k
yoluylad1r. Dolay1s1yla bu konuda kad1n erkek fark1 yoktur. T1pk1 mulkiyetine giren
kale bir akrabas1nin ozgur olmas1 gibi e~ittirler.
Fakir olan bir kimse, hamm1 ve ya~i;a ki.ii;i.ik olan i;ocugunun d1~mda Yoksul
hii;bir kimsenin nafakasm1 vermeye zorlanamaz. birisinin
yiikiimlii
<:;:unku e~in nafaka hakk1, evlilik akdiyledir. Kuc;uk c;ocuklara gelince onlar, oldugu
nafakalar
babalanndan birer parc;ad1r. Bir kimseden fakirligi nedeniyle kendi nafakas1
du~meyecegi gibi, c;ocuklannin nafakas1 da uzerinden du~mez. Bu konuda delil
Allahu Teala'n1n ~u ayetidir.
Lo ~ ~I i..:l; ~I ~~
- . ~I ~ ti~ U...- J.;:,i; '· ~
-. ;J.)~ .. ·).J, : --J ..:A.;.
.:.r --
: ~ J~ ~
~ ,
:::,1~
,

~I~ r ~ ;11~ t;.tl~

209
Beyhak1, :;uabu'l-iman Vl/216.
---
358 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

"imkam geni~ olan, nafakasty/a imkanma gore versin. R1zk1 dara!m1~


bulunan, Allah'm kendisine verdigi kadanndan nafaka odesin. Allah hie;:
kimseyi verdigi imkandan fazlastyla yukum!U k!lmaz. Allah bir guc;:/Ukten sonra
bir ko/ay/1k yaratacakt1r." (et-Tal~k 6517)

Diger yak1n akrabalann nafaka hakk1 ise, akrabaya iyilik (sila) yoluylad1r.
Dolay1s1yla fakirler deg ii, zekatta oldugu gibi zenginler bu gorevle yukumludurler.
Bunun ic;:indir ki EbO Yusuf (rh a); "Bir kimsenin zekat vermesini gerektirecek
~ekilde kendi ihtiyac1ndan fazla mal1 yoksa, akrabalann1n nafakas1yla yukumlu
degildir," demi~tir.
Ancak Hi~am, Muhammed (rh a.)'den ~u g6ru~u nakleder: Bir kimsenin gunluk
kazanc1 bir dirhemi buluyor, kendi ve ailesinin nafakas1 ic;:in de d6rt dan1k 210 yeterli
oluyorsa, ona artan kazanc1n1 akrabalannin nafakas1 ic;:in harcamas1 emredilir.
Cunku nafaka hakk1 ihtiyaca itibarlad1r. Dolay1s1yla nafaka veren ac;:1s1ndan, verme
imkanin1n bulunmas1 dikkate alln1r. Bir kimsenin kazanc1 da nafakasindan daha
fazla ise, o kimsenin verme imkani var demektir.
c;:ocugunun Bir baba ya~lan ki.i~i.ik olan ~ocuklannm nafakasm1 vermekten
nafakasm1 verme
ka~1myorsa, hapsedilir.
yen babamn
cezalandmlmas1 Cocuguna kar~1 olan diger borc;:lannda ise hapsedilmez. Baba bu tUr
borc;:lardan dolay1 iki nedenle hapsedilmez.:
1- Nafaka vakitle baglant1l1 bir yukumluluktUr. Bir kimse nafaka vermekten
kac;:1nmakla c;:ocugunun olumunu kastediyor demektir. Bir baban1n c;:ocugunun
6lumunu kasdetmesi cezay1 gerekli k1lar. Nitekim bir baba kil1c;:la c;:ocugun uzerine
sald1racak olsa c;:ocuk nefsini savunmak ic;:in onu oldurebilir.
[S/225] Diger borc;:lar ise b6yle degildir. Onlar 6demenin gecikmesinden dolay1
borc;:lunun yukumlulugunden du~mez. Nafaka ise bore;: olarak zimmette kalmaz ve
vaktinin gec;:mesiyle du~er. Dolay1s1yla baba nafakay1 vermezse hapsi hak eder.
Bu durum, han1mlar aras1ndaki gun taksiminde haks1zl1k yapan kocan1n
durumuna benzer. Boyle bir kimse can1 yak1larak cezaland1nl1r. Ancak baba
c;:ocugun ba~ka bir hakk1n1 yerine getirmekten kac;:1nd1g1nda hapsedilmez. Cunku
bu hak yerine getirme vaktinin gec;:mesiyle du~en bir hak degildir. Kocan1n bir sure
boyle bir haks1zl1k yapmas1ndan dolay1 bu hak, bore;: olarak onun zimmetinde
kalmaz. Dolay1s1yla onu bu haks1zl1ktan al1koymak ic;:in can1 yak1larak cezalandinl1r.
Oturacak evi veya hizmetini goren tek bir kolesi olan bir kimsenin
ba~ka bir mah yoksa, bu kimse muhta~ say1hr. Zekat ve sadaka almas1

21 0
Damk/ '-'~b: Dinar ve dirhemin alt1da biri ve iki k1rat ag1rl1g1ndad1r. Dirhem-i ~er'1den olan d~nik bu
gi.lni.ln bl~usuyle yakla~1k 0,538 gramd1r. D\nar-1 ~er'fden olan 0,708 gramd1r. (Bk. Kitabu'l-Tzah ve't-
Tibyan fi Ma'rifeti'l-Mikyali ve'l-Mizan.)
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _359

caizdir. Yakm akrabalanndan zengin olanlar onun nafakasm1 vermekle


yukumll.idurler.
Hassaf (rh a.) kitab1nda Muhammed (rh.a )'den bu goru~u nakleder ve ard1ndan
~oyle der: Muhammed (rh.a )'den ba~kalan; "Onun nafakas1n1 akrabas1 vermekle
yukumlu degildir. Kendisine evini ve kole statUsundeki hizmetr;isini satmas1 ve
kendi nafakas1n1 kendisinin kar~llamas1 soylenir." der. (:unku boyle bir kimsenin
kiralik bir evle yetinmesi mumkundur.
Zahiu'r-Rivaye'ye gore ise; ev ve hizmetr;i temel ihtiyar;lardand1r. Bir insan1n
bunlara olan ihtiyac1 kesindir. Bunlara sahip olmak bir kimseyi ba~kas1na muhtar;
olmaktan r;1kartmaz.
Eger mal sahibi ortada yok veya kay1p ise hakim, soyledigimiz
kimselerden hie;; kimsenin malma yonelik olarak, anne-baba, c;;ocuk ve
hamm d1~mdakiler ic;;in nafaka verilmesine hukmedemez.
lkamet ettigi (oturdugu) beldede olmayan bir kimsenin mal1ndan ise, ana
baba, evlatlar ve e~in nafakas1nin verilmesine hukmedilir.
Ozetle ifade etmek gerekirse; nafakayla yukumlu olup olmad1klannda ihtilaf
edilen kimselerin nafaka yukumlulugu, hakimin hukmuyle gur; kazan1r. Bir hakim
de bulunmayan bir kimse hakk1nda ortaya hukum koyamaz.
Nafaka alma hakkinda goru~ birligi olan kimselerin bu haklan ise, bir hukme
ihtiyar; olmadan kendiliginden sabittir. Hak sahibi olan bir kimse, hakimin
hukmune ihtiyar; duymadan onlann mallarindan hakk1n1 alabilir. Mal sahibi, ister
hazir olsun isterse olmas1n, hakime du~en, hak sahibinin hakkin1 almas1na yard1mc1
olmakt1r. (:unku hakim bu hakk1n dogu~ nedenini bilir. Gormez misin Resulullah
(s.a.v), EbQ Sufyan (r.a.)'1n han1m1 olan Hind (ra)'e;
• #.; • • ~ ... • ; J

• !. e IL .!.l.il ,,
..J, J_,,.-- ; JJ
~
-- -
L4 ts. :.Ill c:.r:'
- .._) 0~
• '-ft I Jl4
- ~ : 'i'c..l.>.
,

"Orte gore kendine ve r;ocuguna yetecek miktarda EbO Sufyan (r.a.)'m


malmdan al," buyurmu~tur. 211 EbQ Sufyan (r.a) bu s1rada Mekke d1~indayd1.
Muhammed (rh a.) Kitabu'l-Mefkud'da der ki: Daha once de nafaka hakk1
olan1n nafakas1n1 alm1~ veya ba~ka yerde bulunan yukumlunun nafakay1 gondermi~
olabilecegi ihtimallerine kar~1, hakimin nafaka hukmu verirken bir kefil almas1 daha
guzel bir davran1~ olur. Boylece ikinci kez nafaka almas1na engel olur. Bir hakim
kendi haklarin1 korumakta gur;luk r;eken herkesin haklann1 korumakla gorevlidir.
Kendi beldesinde olmayan bir kimse de, hakk1ni korumaktan acizdir. Hakim dilerse
kefil alarak, dilerse almay1p sorumlulugu kendisi ustlenerek onun hakkin1 korur. Bu
ikinci ~1k da yerli yerinde bir davran1~ olur. (:unku burada hakimden kefil almas1

211
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, Adabu'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
.,,

360 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'I-Mebsilt
isteginde bulunacak bir davac1 yoktur. Hakimden ancak, bir davac1 kendisinden
kefil tutmas1 talebinde bulundugu zaman kefil almak zorundad1r.
Nafaka vermekle yi.iki.imli.i olan ki~inin, nafakas1yla sorumlu oldugu
kimse veya kimselerde mah olsa, onlar da nafakalanrn bu maldan alsalar
bu caizdir. Ald1klanrn sonradan odemekle yi.iki.imli.i degildirler.
<;:unku ki~i hakk1 cinsinden olan bir mal1 bulmu~tur. Hakk1 olacak miktarda bu
maldan almas1nda bir sak1nca yoktur.
Ancak gaibe (ortada olmayan) ait olan mal, bir ba~kas1n1n yan1nda olsa ve o
ki~i hakimin emri olmadan nafaka alacakl1lanna nafakalann1 verecek olsa, bunu
odemek zorundad1r. <;:unku o, mal1 korumakla gorevlidir. Nafaka olarak ba~kasina
mal vermenin korumayla bir ilgisi yoktur. Bu davrani~1yla emanet kurallanna ters
davranm1~ olur ki bu yapt1g1ni oder.
Onun bu davran1~1, bir kimsenin kendisine emanet (vedla) olarak b1rakllm1~ bir
maldan emanet b1rakanin (mudlnin) borcunu odemesine benzer. Onun da boyle
bir hakk1 yoktur. Dolay1s1yla bu ~ekilde bir davrani~ta bulundugunda bunu odemek
zorundad1r. Ancak alacakll olan kimse, kendi alacag1 tUrden olan bir mal1 bulursa
bu maldan kendi hakk1n1 alabilir.
Nafaka hakk1 olanlardan birisi, gaib olana ait bir mah, ic;inden
nafakasm1 almak ic;in satacak olsa bu sat1~ iptal edilir.
Ancak satan muhtac; durumda olan baba ise, ben onun ortada bulunmayan
c;ocugu ad1na sat1~ yapabilecegi ve sat1~in caiz olacag1 kanaatindeyim. Ancak bu
mal, istihsan metoduna gore ta~inmaz bir mal olmamal1d1r.
[5/ 226]
Ta~inmaz bir malda yapilacak boyle bir sat1~, eger c;ocuk kuc;uk ya~ta degilse
caiz olmaz. Kitabu'l-Mefkud' da anilan Ebu Hanlfe (rh a.)'nin goru~u boyledir.

Ba bas mm Onun bu gori.i~i.ine k1yasla, kay1p bir insanm mah hakkmdaki hi.iki.im
nafakas1 de boyledir.
i~in kay1p
oglunun EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, babanm ergin ya~taki ve
mahm bulundugu belde d1~mdaki bir c;ocugu adma ta~mmaz mallar d1~mdaki
satmas1
mallanrn sat1~1. t1pk1 ba~kasmm yapacag1 sat1~lar gibi caiz degildir.
K1yas bu iki alimin goru~u dogrultusundad1r. <;:unku c;ocugun ak1ll1 olarak
erginlik c;ag1na ula~mas1yla, baban1n onun uzerindeki velayet hakk1 kalkm1~t1r.
<;:ocugunun mal1n1 sat1~ konusunda baba da art1k ba~kalarindan farks1z bir duruma
gelmi~tir. Buna delil de nafaka hakkinin diger borc;lardan daha gerekli bir durumda
olmamas1d1r. Bir baba c;ocugunun malin1 onun kendisine olan borcundan dolay1
satamaz. Hakim de, gaib olan birisi hakk1nda hukum verme oldugu ic;in, boyle bir
sat1~ karan veremez. Nafaka konusunda da hukum boyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _361

Annenin nafaka hakk1 da babanin nafaka hakk1 gibidir. Ancak anne kendi
nafakas1ni almak ic;in c;ocugunun ewas1n1 satma yetkisine sahip degildir. Ayni
~ekilde baba da satamaz.

EbO Hanlfe (rh.a.) istihsan delilini tercih etti. Dedi ki; Her ne kadar c;ocugun
erginlik c;ag1na ula~mas1yla baban1n velayet hakk1 kalk1yorsa da velayetin baz1 izleri
kal1r. Buna dayanarak bir baba c;ocugunun cariyesinden c;ocuk sahibi olabilir.
Velayet hakkinin baz1 izleri kald1g1 ic;in baba c;ocugunun ta~1n1r ewas1n1 satabilir.
(unku ewa sat1m1 onu korumad1r. (unku e~ya telef olabilir. Ewa yerine paras1n1
koruma daha kolayd1r. Koruma yetkisi, tasarrufta bulunma yetkisi ta~1yan ic;in sabit
olur. Memleketinde bulunmayan ergin bir mirasc;1 ic;in belirlenen vaslnin hukmu
bunun bir ornegidir. Onun koruma yetkisi oldugu gibi eway1 satma yetkisi de
vard1r. Baban1n hukmu de boyledir.
Sat1~ akdi tamamland1ktan sonra ald1g1 para, kendisinin nafaka hakk1
cinsindendir. Dolay1s1yla bu paradan kendi nafakas1 kadanni alma hakkina sahiptir.
Ta~inmaz mal1 satmak ise, koruma say1lamaz. (unku o kendiliginden koruma
alt1ndad1r. Onu satabilmesi ic;in s1n1rland1nlmam1~ bir velayet hakkin1n olmas1
gerekir. Bu da c;ocugun kuc;uk ya~ta veya ak1I hastas1 olmas1 durumunda vard1r. Bu
velayete dayanarak yapacag1 sat1~tan sonra bedel olarak ald1g1 paradan nafakas1ni
alabilir. (unku bu para kendi hakk1 cinsindendir.
Annenin ve diger yak1nlann durumu ise babanin durumundan farkl1d1r.
(unku c;ocugun kuc;uklugunde dahi onlann c;ocugun mal1nda tasarruf yetkisi
yoktur ki bu yetkinlik izleri erginlikten sonraya da kals1n. Ayni ~ekilde onlann
c;ocugun mal1ni koruma yetkileri de yoktur. Bu yuzden, onlann c;ocuga ait ta~in1r
mallan (urOz) satmas1 da caiz olmaz.
Musluman bir kimse. kafir olan akrabalarmm nafakasm1 vermeye Farkh dinlerde
olan
zorlanamad1g1 gibi, kafir olan bir kimse de muslliman olan yakmlannm
akrabalarm
nafakasm1 vermeye zorlanamaz. nafakas1

(unku bu hak, hukOken mirasc;1 olma yetkisine bagl1 bir hakt1r. Dinlerin
farkli11g1 da kar~il1kl1 miras al1p-vermeye engeldir.
Ancak anne-baba, c;ocuk ve han1m1n bu konudaki hukmu farkl1d1r. (unku
han1m1n nafaka hakk1 evlilik akdinin bir geregi olarak dogar. Dinler farkl1 olsa da
bu gerc;ekle~ir. Anne-baba ve c;ocugun nafakas1na gelince, k1yasa gore dinler farkl1
olunca onlann da nafaka haklar1nin olmamas1 gerekir. (unku yakin akrabalann
nafakalannda oldugu gibi, onlara nafaka verilmesinin nedeni akrabal1k bag1ni
korumak ve gozetmek yukumlulugudur.
Ancak EbO Hanlfe (rh.a.) bu meselede istihsan delilini kulland1. "Musluman
olan bir c;ocuk, zimml olan bir anne-babanin nafakas1n1 vermek zorundad1r," dedi.
Bu konudaki delil,
362 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit

~ \j.)y"-4
, - t.:;jjl
• 0

-
•S
l/- ~ ·1-~· - W, ·
J
t
"On/aria dunyada iyi ger;in" (Lokman 31/15) ayetidir. Bir kimsenin Allah'1n ihsan
ettigi nlmetler ir;inde yuzerken anne ve babas1n1 ac;;l1ktan olmeye terk etmesi
onlarla iyi ger;inme say1lamaz.
Torunlar ve anne ve babalar taraf1ndan olan dedeler ve nineler bu konuda
anne ve baba gibidirler. Cunku onlann nafaka hakk1 doguma dayal1 bir hakt1r ve
bu konuda anne ve baba gibidirler.
Baba olUr, <,;ocugun annesi ve babasmm babas1 olan dedesi hayatta
kahrsa miras oranlarma gore <,;ocugun nafakas1yla onlar yukumludur.
Zahiru'r-rivaye'ye gore Nafaka babanm varhgmdaki durumun aksine O<,;e
bolunur (ve anne bunun O<,;te birini, dede ise O<,;te ikisini verir.)
[S/227] Cocuk kendinden bir parr;a olmas1 nedeniyle c;;ocugunun nafakasin1
saglamada kimse babaya ortak olmaz. Bu derecedeki bir bag dede ile r;ocuk
arasinda yoktur. Bir torunun dede ile olan bag1 karde~te oldugu gibi baba
aracil1g1ylad1r. Karde~le annenin nafaka yukumlulugunde de durum boyledir.
Maddi durumlan iyi ise nafaka, miras oran1na gore aralannda pay edilir. Anne ile
dedenin nafaka yukumlulugu de ayn1 ~ekilde mirastaki paylan oraninda aralannda
bolu~tUrulur.

Bir <,;ocugun zengin day1s1 ve amca oglu olsa, miras amca oglunun
olmasma ragmen nafaka, amca ogluna degil day1ya du~er.
Cunku nafaka ile, aralannda surekli evlilik yasag1 olan akrabalar yukumludur.
Amca oglu ile evlilik caiz olduguna gore o mahrem degildir. Dolay1s1yla nafaka ile
yukumlu degildir. Day1 ise mahremdir. Maddi durumu iyi ise nafaka ile o
yukumludur.
Yoksul ve koturum birinin ya~1 ku<,;uk veya bi.iyuk yatalak oglu olsa ve
adamm degi~ik baglarla O<,; zengin karde~i bulunsa, bu ki~inin nafaka
yukumlulUgu ana-baba bir karde~i ile anne bir karde~ine miras haklari
oranmda alt1da be~ ve alt1da bir olarak pay edilir.
<;ocuklarm nafakas1 ise sadece anne-baba bir karde~in uzerinedir.
Cunku baba olmayinca r;ocugun miras1 ozellikle onundur. O r;ocugun anne-
baba bir amcas1d1r. 0 bulundugu zaman ne baba bir amca, ne de anne bir amca
miras alabilir.
K1saca, muhtar; durumda olan ki~i yak kabul edilerek nafaka yukumlulugu
ondan sonraki mirasr;1s1na, alacag1 miras oran1nda ger;er.
Soz konusu r;ocuk k1z ise, babanin ve bu k1z r;ocugunun nafakas1 ozellikle
anne-baba bir karde~in uzerinedir. K1zin nafakas1yla bu karde~in yukumlu
olu~unun nedenini daha once ac;1klam1~t1k. Baban1n nafakas1yla yukumlu olu~u ise
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 363
boyle bir durumda, ozellikle 0 varis oldugu ic;indir. (unku olenin k1z1 kalml$Sa
onunla birlikte ancak ana-baba bir karde$ mirasc;1 olabilir. Anne bir karde$ k1zla
birlikte mirasc;1 olamaz. Dolay1s1yla k1z1n yokmu$ gibi kabul edilmesine ihtiyac;
yoktur. Mirasc;1 olma niteligi onun varl1g1yla birlikte dikkate alin1r.
Erkek c;ocugun durumu ise farkl1d1r. (unku erkek c;ocukla birlikte
karde$1erden hic;biri miras alamaz. Dolay1s1yla onun yokmu$ gibi kabul edilmesi
zorunludur. Boyle kabul edilince de babanin miras1 ana-baba bir karde$1e ana bir
karde$ arasinda altil1 (alt1da be$ ve alt1da bir) olarak pay edilir. Aralanndaki nafaka
taksimi de bu orana goredir.
Erkek karde~lerin yerinde degi~ik baglarla k1zkarde~ler bulunsa ve
!i;OCuk erkek ise babamn nafakas1yla k1zkarde~ler be~li (be~te U!i;, be~te bir
ve be~te bir) olarak yukumludurler.
(unku ogulla birlikte k1zkarde$lerden hic;biri mirasc;1 olamaz. Onun ic;in zarurl
olarak ogul yok gibi kabul edilir. 0 yok olunca miras aralannda be$e taksim edilir.
Pay ve geri dondurme (red) yoluyla bu be$ paydan uc;unu ana-baba bir k1zkarde$,
birini baba bir k1zkarde$ ve birini de ana bir k1zkarde$ al1r. Aralarindaki nafaka
yukumlulugu de bu orana gore pay edilir.
(ocugun nafakas1 ise Hanefl alimlerinin goru$une gore ozellikle ana-baba bir
k1zkarde$in uzerinedir. (unku olumu halinde c;ocugun miras1 -ortada baba yoksa-
ozellikle babas1yla ana-baba bir k1zkarde$ olan halaya aittir. Sadece baba bir olan
hala ile ana bir olan hala miras alamazlar.
Baglan farkl1 farkl1 olan halalann k1zkarde$ler gibi miras alabilecegi goru$unde
olan ehl-i tenzile 212 gore c;ocugun nafakas1 mirasta oldugu gibi be$1i olarak onlann
arasinda pay edilir.
Miraslan konusunda Abdullah b. Mes'ud (ra.)'un goru$unde olanlar; Babanin [S/228]
nafakas1yla, baba bir k1zkarde$ alt1da bir oran1nda yukumludur. Geriye kalan
nafaka dorde bolunur. T1pk1 mirastan pay alma orani gibi ana-baba bir k1zkarde$
dortte uc;unu, ana bir olan k1z karde$ dortte birini ustlenir. Abdullah b. Mes'Qd (r.a.)
ana-baba bir k1z karde$ varken red yoluyla baba bir k1zkarde$e miras verilecegi
goru$unde degildir.
Eger c;ocuk k1z ise, baban1n nafakas1 ozellikle ana-baba bir k1z karde$in
uzerinedir. (unku o, k1zlarla birlikte bulundugu zaman mirasc;1d1r. K1z karde$1er
k1zlarla birlikte bulunduklan zaman asabe olurlar. Boyle olunca bu meselede k1z
ortada yok gibi kabul edilerek hareket edilmez.

212
Ehl-i tenzil I J...;-:.:ll J... 1: Zevi'I erhamdan olan miras~ilardan her birini, kendisini blene baglayan
akraba gibi tutanlard1r. Bu gbru~te olanlara gore, arac1 akraba hayatta olsayd1 mirastan ne pay
alacak idiyse, hayatta olan zevi'l-erham da o pay1 al1r. Alkame, $a'b1, MesrOk ve Hanef11erden Hasan
b. Ziyad bu gbru~tedir.
364 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
$ayet baba olecek olsa miras1n yans1 k1z1n, kalan da ana-baba bir k1z
karde~indir. Dolay1s1yla nafakas1 da ana-baba bir k1z karde~in uzerinedir. Ayn1
~ekilde ehl-i tenzllin d1~1ndaki butlin alimlerin ittifak1yla k1z1n nafakas1yla da 0
yukumludur. Ehl-i tenzll miras1 halalar aras1nda be~e bolerek pay ediyorlar. Haliyle
k1z c;ocugunun nafakas1n1 da ayn1 oranda be~e bolerek aralannda pay ederler.
Biz Hanefllere gore ise baba olmad1g1 zaman k1zin mirasin1n tamam1 babas1yla
ana-baba bir karde~ olan halanind1r. Durum boyle olunca nafakas1yla da o
yukumludur.
Sonra Muhammed (rh.a) daha once ac;1klad1g1m1z prensibe i~aret etti. Bu
prensibe gore baban1n mirasc;1sina bakll1r. Eger bu mirasc;1 miras1n butlinunu
al1yorsa ve bu kimse fakir birisi ise olu gibi kabul edilir. Sonra onun mirasc;llarina
bak1l1r ve nafaka mirastan alacaklan pay oran1nda onlara taksim edilir. $ayet
baban1n mirasc;1s1 miras1n butlinunu alamayan birisi ise nafakayla onunla birlikte
miras almas1 gereken yukumlu tutulur.
Fakir bir kadmm (k1z olsun - erkek olsun) zengin bir c;ocugu ve zengin
bir annesi varsa, bu kadmm nafakas1yla anne deg ii c;ocuk yi.iki.imli.idi.ir.
Ayn1 ~ekilde bir babanin nafakas1yla da bu kimsenin babas1 degil oglu
yukumludur. Bu konudaki delil, Resulullah (s.a.v.)'1n;
~·'}_ ~Llj . :_j

"Sen de babana aitsin, maim da, "213 hadlsinin art1k sabitle~en yorumu olan,
babanin c;ocugunun mal1 uzerindeki hakk1d1r. Boyle bir hak ve yorum ne babanin
mal1nda ne de annenin mal1nda vard1r.
Diger yandan c;ocugun nafakas1n1 saglama konusunda, hie; kimse babaya
ortak olmad1g1 gibi anne ve babasin1n nafakasin1 saglama konusunda da c;ocuga
nafakaya muhtac; kimsenin annesi, babas1, ve dedelerinden hic;birisi ortak olmaz.
Zimmi olan Mi.isli.imanlar kendi aralarmda birbirlerinin nafakalanm vermek
akrabalarm zorunda olduklan gibi, Islam i.ilkesindeki zimmiler de dinleri birbirinden
nafakas1
farkh olsa bile kendi aralannda birbirlerinin nafakalanm vermeye zorlamr.
c;:unku onlar tek bir millettirler. Dinleri farkl1 olmasa da birbirlerine mirasc1
olurlar. Ayn1 ~ekilde kar~1l1kl1 olarak aralannda nafaka hakk1 da dogar.
Zengin bir kimse, sagl1kl1 (gucu kuvveti yerinde) olan fakir bir yak1ninin
<;ah~abilecek
durumdaki
nafakas1n1 vermeye, yakin1 her hangi bir kazanc; elde edemiyorsa bile zorlanamaz.
yoksul c;:unku yatalak olmayan sagl1kl1 bir kimse genellikle kendi az1g1n1 c;1karmaktan aciz
akrabalarm
nafakas1 degildir. Hukumler nadir olanlara gore degil genellikle daha c;ok gerc;ekle~me
imkani olan olaylara dayandmllr.

213
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; Ebo DavOd, !care, 79; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/480.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _365

Ancak sadece anne- baban1n ve c;ocugun babas1 oldugunde geriye kalan


babanin babas1 olan dedenin durumu ise farkl1d1r. (ocuk daha oncede
ac;1klad1g1m1z gibi bunlann kar?ila?acaklan yorgunluk uzuntu ve s1k1ntllan onlardan
kald1rmak ic;in sagl1kl1 olsalar bile nafakalann1 saglamaya zorlan1r.
Kole efendisiyle ozgurluk antla~mas1 yapan mukateb, yakmlanndan
birisinin nafakasm1 vermeye zorlanamaz.
(unku kolenin kazanc1 efendisinindir. Mukatebin kazanc1 ise gerc;ekte kendi
mulku degildir. Efendisiyle kendi aras1nda donup-dola?an henuz karar bulmam1?
bir mulktUr. Dolay1s1yla yakinlanndan hie; kimsenin nafakas1yla yukumlu degildir.
Ancak ozgurluk antla?mas1 s1ras1nda elde ettigi cariyesinden olan c;ocugu
ozgurluk antla~mas1na dahil oldugu ic;in onun nafakas1yla yukumlu sayll1r. Boyle bir
c;ocugun kazanc1, onun kazanc1 sayllacag1 gibi nafakas1 da onun uzerinedir.
Muslliman veya zimmi bir kimse de du~man topraklannda (darlil
harpde) ya~ayan ve oranm vatanda~1 olan (harbi) anne ve babasmm
nafakas1m -onlar eman (izin) alarak islam diyarma gelseler bile- vermeye
zorlanamaz.
(unku nafaka hakk1, yakin akrabal1k bag1n1 kollay1p-gozetmek ic;indir. Harb\'
olan bir kimsenin Islam ulkesi vatanda?1 olan bir kimseyle boyle bir bag1 yoktur.
Gormez misin ayn1 dinden olan gayrimuslimler bile olsalar, kar?il1kl1 birbirlerinin
miras1n1 alamazlar. Birbirlerine kar?I olan nafaka yukumlulukleri de boyledir.
Bunag1n nafakas1 babas1na degil, oglunad1r. (unku c;ocugun mal1 baban1n
mal1d1r, babanin mal1 ise c;ocugun mall degildir. Gormez misin bu kimse sagl1kl1 ve
yoksul olsayd1 nafaka yukumlulugu yine baban1n uzerine degil oglun uzerine
olacakt1. Bunayinca da hukum boyledir.
Dogrulan en iyi bilen Allah Subhanehu ve Te'alad1r. Son donu? ve van? da
O'nad1r.
Muell if (imam es-Serahsl) (rh a) der ki; Bu, Nikah Bolumu'nun ac;1klamas1nin
sonudur. Bu ac;1klamalar daha onceki alimlerimizden nakil edilegelen manalar ve
saglam rivayetlere dayan1larak yapllm1?t1r.
Bu sat1rlan bir kurtulu? umidi ve 1?1g1 bekleyen (kuyu hapsindeki) kimse,
elindeki kil1c1 ve m1zrag1yla hak dini yer yuzunde yaymak ic;in gonderilene,
Peygambere, takva ve salah sahibi olan ehli beyte ve sahabllere, hak davanin ana
prensiplerini haz1rlayan ve ebedl kurtulu? yolunu tutanlara salat ve selam ederek
kaleme ald1rd1.
Boylece be?inci cilt tamamlanm1? oldu. Bu cildi, ilk bolumu Bo?ama Hukuku
ile ilgili alt1nc1 cilt izleyecektir.
KARMA iNDEKS

akid mahalli, 227


A
I F
akid ~uphesi, 246 fasit nikah, 9
akit, 23, 123 fira~. 274
aldanma tazmini, 249 fuzOIT, 28, 32, 282
aldatma tazmini, 187
atewerest, 332 H
attar, 340
azad edilme muhayyerligi, 175 halvet, 9, 41, 189, 233
harbl, 64, 79, 365
[ B haseb, 40
hasl, 163
bain, 139 h1dane, 327
bain talak, 160, 316 hidad, 33
bakire, 9 hul', 58, 101, 222, 320
baliga, 1 hunsa, 164, 237

c I
celeb, 165 iare, 96
ceneb, 165 iddet, 183
cenln, 105 ikraz, 96
Ila, 6, 153, 320
D I inkah, 91
istibra, 61, 89
damanu'l-kefale, 182 istifra~. 43, 4 7
diyet, 105 ivazli akit, 233
dul, 9
dunur h1s1ml1g1, 218 K

E I kasame, 8
kazif, 8
ecr, 190 kefaet, 19, 34, 168
ehl-i tenzil, 363, 364 kefalettazmini, 182, 187, 249
eman, 42, 365 kefll, 30
emsal mehir, 133, 255 kusur, 108
evlilik, 102 kufliv, 326
eyyim, 17
368 Kitabu'l-Mebsiit

l s I
lian, 320 sahih halvet, 235
sarf, 240
M Selem, 123
semen, 180
ma'kOdun aleyh, 30 s1hrl akrabal1k, 218
mahrec, 263 S1hr1 haraml1k, 232
me'zOn, 190 s1hriyyet, 33
mebi', 66
mecbOb, 352
mecOsT, 332
~ I
mefhOmu muhalif, 318 ~igar nikah1, 165
mefhOm-u nas, 318
mehir, 4, 30, 56, 124 T
mehr-i misl, 5, 64, 199, 222
mehr-i musemma, 166, 179, 199, 255 tan1k, 56
mekll, 124 tebvie, 301
mekzOf, 8 tefrik, 183
mevzOn, 124 temettu', 95
milk-i mut'a, 200 teserr1, 200
muallak bo~ama, 253 tezvTc, 91, 92
mudarib, 190
muhalea, , 65 129, 320
muhannes, 328
muhsan, 42, 62
u I
ukr, 118, 182, 249
muhsan olanlar, 174 ukOdu'l-iktisab, 189
musaharet, 218 urOz, 361
musaheret bag1, 232
musahera, 64
muste'men, 83, 324 0
mu~rike, 174
mut'a, 68, 133 ummu'l-veled, 7
mutekawim, 64
v
N I vela, 7
nafaka, 282 velayetU't-temelluk, 192
nafaka yukumlulugu, 178
nafiz, 176 y
na~ize, 291, 293
nikah, 6, 92, 152 yemin, 6
nikah ~uphesi, 177, 189, 274
z
R
zevi'I- erham1n, 353
rada, 64 z1har, 258
ratka, 302 zT rahim-i mah rem, 215
rehin, 132 zilyed, 339
ric'at, 6, 235 zina haddi, 246
ric'T talak, 160, 233, 316
_!l!otdat ve 9;)eg,etfe1LJitmefer:
~

You might also like