Professional Documents
Culture Documents
El-Mebsût (Serahsî) Cilt 5 Nikâh
El-Mebsût (Serahsî) Cilt 5 Nikâh
Not:
Eserin tamam1 Prof. Dr. Mustafa Cevat A~it tarafmdan kontrol edilmi~ ve
dipnotlarla zenginle~tirilmi~tir.
"Mebsut kitabmm bu!Un yaym haklan Gaye Vakfma ail olup, 3000 adeti kapsayan birinci
bask1smm yaym hakk1 Gumii§ev yaymc1hga devr edilmi§lir."
Gaye Vakf1'rnn yaz1h izni olmadan ~ogaltilamaz.
Bask1-Cilt
Ege Bas1m
Esatpa~a Mah. Ziyapa~a Cad. No:8 G6ztepe I istanbul
www.egebasim.com.tr /ege@egebasim.net ~Tel: +90 216 472 84 01 ~Fax: +90 216 472 84 05
iSTEME ADRESi
GUMU~EV YAYINCILIK
Merdivenkoy Mah. Ozlem Sk. Kansu Apt. No: 8/A Kad1k6y/istanbul
Telefon: +90 216 467 03 85 ~ Fax: +90 216 467 23 27
www.mebsut.com
i<;iNDEKiLER
Velinin, kad1n1n evlendigi dengi olmayan erkege, kad1n ic;in nafaka davas1ac;mas1 ..... 43
Velinin ~ ikayetiyle hakim taraf1ndan kocas1ndan aynlan kadin1n kocas1yla tekrar
evlenmesi . . .. . .. .. .. .... .. .... .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. ..................... ... 44
Denklikte dikkate al1nan taraf ..... .... .. ........ . ... 46
Erkegin evlenirken soyunu gizlemesi .. ........ ... .. . ......... 46
Daru'l-harpten olan ehli kitaptan bir kad1nin islam ulkesine girip bir Muslumanla
evlenmesi .. . .... .. . .. . . .. .. . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. .. . .. . .. . . .. . . .. . . .. . ... . .. . .. . . . ..... 83
Be~ kad1nla evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 ..................... ..... .............. 84
lki k1z karde~le evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 .. . ..... 84
Anne ve k1z1yla evli olan bir gayri muslimin Musluman olmas1 ........................... . .. 86
HiBE VE BENZERI SOZCUKLERLE EVLENME AKDi YAPMAK ......................... 91
Temlik ifade eden sozcuklerle k1y1lan nikah1n hukmu ........ . ... ................. ..... ........ 91
Hibe sozcugu ile evlilik.............. ............... ........ ....... ...... 92
Satma sozcugu ile nikah .. 94
!care sozcugu ile nikah .......................................... . . .. 95
Vasiyet sozcugu ile nikah .......................... . .. 95
Helal k1lma ve yararlanma sozcukleri ile nikah ....... . . ..... 95
Ariyet verme sozcugu ile nikah .............................. . ........ 96
_,·,·L
. .;. .1J1
- t: .1.iJ U""::'
-- ~J -
-.\
7
"Dul kadmda velinin yetkisi yoktur. "
Hadiste, velinin ozellikle dul k1z1 uzerinde kendi ba~ina tasarruf yetkisinin
olmad1ginin belirtilmesi, bakire k1z1n1 kendi ba~1na evlendirebilecegine delildir.
Aynca, bu k1z bakiredir. Baba kli<;Lik k1z1n1 nasll evlendirebiliyorsa onu da
evlendirebilir. Bunun nedeni, daha once de belirttigimiz gibi k1z1n ergin olmas1n1n,
evlilik konusunda goru~ sahibi olmas1 i<;in yeterli olmamas1d1r. c;:unku bu konuda
bilgi sahibi olman1n yolu deneyimdir. Oyleyse k1z1n bakire olarak ergin olmas1, akll
hastas1 olarak ergin olmas1 gibidir. Mali ve kolesi hakkindaki tasarrufu ise boyle
degildir. c;:unku aklll1 olarak ergin olan ki~i bu konuda goru~ sahibidir. Bakire
olmas1 durumunda baban1n k1z1n izni olmadan mehrini alabilmesi buna delildir.
Mehrini alma konusunda kli<;Lik k1zm1~ gibi kabul edilip, baba ona dani~madan
mehrini alabildigi gibi, evlendirme konusunda da boyle davranabilir.
Biz Hanefilerin deli Ii, EbQ Hureyre ve EbQ Musa el-E~' arl (rh.a )'nin rivayet
ettikleri ~u hadistir:
1
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/334; Eba Davud, Nikah 24; Nesa1, Nikah 31; lbn Hibban, Sahih,
IX/399.
2
Taberan1, el-Mu'cemu'l-keblr, Xl/355; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/117; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/182.
2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
.,-. 1··
o~ !I ~ 01-
. . --.- ·-
rµ ~.. J- ..l.ii ~.JL;!
.
"~ayet susarsa razt olmu~ demektir. Yaptlan akdi onaylamazsa zor/anmaz. "3
Diger bir rivayette ise hadisin son k1sm1
~ :-
- - CY° ~
~ I ~ - l5:;
- (_ -
-JJ '-?'!"-11
"Git! senin (o ki~iyle) nikahm yoktur. istedigin ki~iyle evlen!"5 buyurdu. Daha
sonra Hansa ~byle dedi. "Ben babam1n yapt1g1n1 onaylad1m. Ancak babalarin
k1zlarin1 evlendirme konusunda bir yetkileri olmad1g1n1, kad1nlarin bilmesini
istedim."
Peygamber (s.a v.) onun bu sbzune bir ~ey dememi~ ve bakire mi dul mu
oldugunu da sormam1~t1r. Oyleyse bu hadis, dul ve bakire hakk1ndaki hukmun ayn1
olduguna delildir.
<:;:ok bilinen (me~hur) bir hadiste ise ~byle buyurulmu~tur.
U,l], I. ~ <-' - I~
~ ~~J ~
;:
i.I· y, .t:...:.; r--::
,(' i\
"Bakire ktzdan izin istenir. Susmast nzas1d1r. "6 Bu hadis, bakirenin nzasma
itibar edilecegine delildir.
$afil (rh a) an1lan hadisle hii; amel etmemi~tir. c;:unku o, baba ile dedenin
evlendirmesi durumunda, bakire k1z1n rizasin1 ko~ul koymaz. Baba ve dedenin
d1~1ndakilerin evlendirmesi durumunda ise onun susmas1ni yeterli gbrmez.
3
Buhar1, Nikah 42; Muslim, Nikah 64; Tirmiz1, Nikah 19; Nesa1, Nikah 34.
4
Ebo DavOd, Nikah 22; Tirmiz1, Nikah 19; Nesa1, Nikah 36.
5
Abdurrezzak, Musannef, Vl/146; Buharl, Nikah 43; EbO DavOd, Nikah 24; Nesi'i1, Nikah 35.
6
Buhar1, lkrah 3; Muslim, Nikah 67; Ebo DavOd, Nikah 24; lbn Mace, Nikah 11.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _3
Ba~ka bir hadiste k1z1n hakk1n1n, dul olma niteligine baglanmas1ndan maksat,
velinin onu kendi yan1na alma ve kendi ba~1na oturma hakk1d1r. Yani, velinin
bakire olan k1z1 kendi yan1na alma hakk1 vard1r. c;:unku erkeklerle beraber [5/3]
bulunmad1g1 ve onlann hilelerini bilmediginden dolay1 aldatllmas1ndan korkulur.
Boyle bir durum dul kad1n ic_;in soz konusu olmad1g1ndan, o kendi ba~ina oturabilir.
Bunun anlam1 ~udur. Bakire ozgurdur ve yukumludur (mukelleftir). Oyleyse
dul gibi onu da nzas1 olmadan evlendirmek caiz olmaz. Ozgurluk ve yukumluluk,
mal ve kole hakkindaki tasarruflarda oldugu gibi, velinin velayetinin kalkmas1na ve
tek ba~1na tasarruf yetkisine sahip olmaya etki eden iki niteliktir. Bekaret niteliginin
etkisi ise, tecrube ve deneme olmad1g1ndan, bakirenin isabetli davranamamas1d1r.
Bundan dolay1 mal konusunda oldugu gibi burada da velinin k1z1na dan1~madan
tasarruf yetkisi sabit olmaz.
A~ikar olan ~udur. Buluga eren ki~i s1nama ve denemeden once
tasarruflannda isabetli davranamaz. Ancak isabetli davran1p davranmama, gerc_;egi
bilinemeyen ve insanlann durumlanna gore degi~en bir ~eydir. Boyle olunca din,
insanlann i~ini kolayla~t1rmak ic_;in gerc_;ek isabetli davranabilmede akll yerine
buluga ermeyi koymu~tur. Bulugdan once deneyim nedeniyle olu~an isabetli
davranabilme yetenegine ve bulugdan sonra deneyimsizlikten otLiru devam eden
bilgisizlige ise itibar edilmez. Nitekim babas1 olmayan bakire k1z da, babas1 olan
gibi evlilik hususunda isabetli davran1r denilemez. Boyle oldugu halde evlendirme
konusunda onun nzasina itibar edileceginde goru~ birligi vard1r. Ayn1 ~ekilde nikah
ikran da gec_;erlidir. $ayet onun hakk1nda bakirelik niteliginin devam1, kuc_;ukluk
niteliginin devam1 gibi olsayd1, nikah ikran caiz olmazd1.
Baba nm
Baban1n k1z1n1n mehrini almas1na gelince, biz Hanefilere gore, k1z1n izin
klZlnm
vermemesi durumunda baba onun mehrini alamaz. Ancak yasaklamam1~sa bu, mehrin i
almas1
k1z1n izninin bulundugunu gosterdiginden baba mehrini alabilir. c;:unku genelde
k1z kendi mehrini almaktan utan1r. Baba da k1zin mehrini al1p kendi mal1 ile birlikte
onun c_;eyizini haz1rlar. Onun ic_;in bakire k1z1n1n mehrini alabilir. Dul olmas1
durumunda ise bu ~ekilde bir adet bulunmaz. c;:unku babalann c_;eyiz haz1rlamas1
bir defaya ozgu bir ihsand1r. Baba, ikinci defada diger veliler gibi olur.
Bakire k1zm
Baban1n yapt1g1 nikah akdinin haberi k1za ula~t1g1nda k1z susarsa, boyle bir babasmm
kendisini
nikah caiz olur. c;:unku Islam, onun susmas1ni utangac_;l1gindan oturu nza olarak nikahlad1g1
kabul etmi~tir. Utangac_;l1k onun konu~mas1 onunde bir engeldir. Bu durumda o, haberine
susmas1
dilsiz yerindedir. Nas1I ki dilsizin i~areti konu~mas1 yerine gec_;iyorsa bakirenin
susmas1 da nzas1 yerine gec_;er.
Muhammed b. Mukatil (rh a ) ~oyle dedi. Nikah akdinden once veli izin
istediginde k1z susarsa, onun raz1 olmu~ say1lacag1 delil (hadis) ile sabittir. Nikah
akdinin yaplld1g1 haberi ula~inca susmas1 durumunda ise, akit tamamlanm1~ olmaz.
c;:unku bu durumda ihtiyac_; duyulan ~ey onun akdi onaylamas1d1r. (lcazetidir.) K1z1n
4_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
susmas1, onay verme anlam1na gelmez. cunku bu hakk1nda delil bulunan konudan
ba~kad1r. Cunku onun izin istendigi andaki susmas1 baglay1c1 degildir. Nikah
akdinin yap1ld1g1 haberinin ula~mas1 anindaki rizas1 ise baglay1c1d1r. Bu da s1rf
susmas1 ile sabit olmaz.
Biz Hanefiler bu konuda ~oyle diyoruz. Bu mesele de hakkinda delil bulunan
konu (evlendirmek i~in izin isteme) anlam1ndad1r. cunku kendisinden nikahlamak
i~in izin istendiginde k1z1n ya "Evet" yada "Hay1r" cevab1ni vermesi gerekir.
Oyleyse onun susmas1, utand1g1ndan dolay1 veremedigi "Evet" cevab1na delildir.
Cunku "evet" demesi erkeklere olan ragbetini gosterir (Onun i~in utan1r). Nikah
[5/4]
akdinin yaplld1g1 haberi ula~t1g1nda da kabul veya red cevab1 vermesi gerekir. Bu
durumda da susmas1, utand1g1ndan dolay1 veremedigi onaya delalet eder.
Bakire k1zdan izin istendiginde gulmesi de raz1 olduguna delildir. Cunku onun
gulmesi, evlenmeye gonlu oldugunu gostermesi a~1s1ndan susmas1ndan daha
ustUndur. Aglamas1 durumunda ise durum tersinedir. Cunku aglamak, k1zginl1k ve
kotU gormenin delilidir.
Sonraki devir alimlerinden (MuteahhirOn) birisi ~oyle demi~tir. K1z1n
isteksizligini gosteren aglama, uzuntUsunu belirten bir ~ekilde sesli aglamas1d1r.
Sessiz bir ~ekilde aglar da, gozunden ya~ gelirse, reddetmi~ sayllmaz. Bilakis bu,
anne ve babas1ndan ayrilacag1 i~in duydugu uzuntUden dolay1d1r. Bu da onun
evlenmeyi kabul ettigini gosteren bir durumdur.
~ayet k1z bu haberi ald1g1nda alay eder ~ekilde gulerse, kabul etmedigi
anla~ll1r. Bu ~ekildeki gulme, insanlar aras1nda bilinir.
Baba k1z1ni nikahlamadan once "falan ki~i seninle evlenmek istiyor, ben de
seni onunla evlendirecegim" der, k1z bu durum kar~1sinda sessiz kalirsa; baba da
onu evlendirirse, bu nikah caiz olur. Bunun delili ~u rivayettir.
Peygamber (s a.v )'in k1zlarindan birisi istendiginde, k1z1nin bulundugu perdeli
bolume yakla~1r. "Falan ki~i seninle evlenmek istiyor" derdi. K1z1 susarsa gider onu
evlendirirdi. Parmag1yla perdeye dokunmas1 durumunda ise evlendirmezdi. Bir
rivayete gore ise Peygamber (s av )'in ~oyle buyurdugu nakledilir;
"Fa/an ki;i seninle evlenmek istiyor. Eger onunla evlenmek istemezsen 'hay1r'
7
de!"
Peygamber (s.a.v.) k1z1ndan sadece reddettigine dair cevap istemi~. kabul
ettigine dair herhangi bir cevap istememi~tir. Bu, k1z1n susmas1nin raz1 oldugunu
gostermesi a~1s1ndan yeterli olduguna delildir.
Muhammed (rh.a) Kitabu'/-As/'da bu konuda ~oyle demi~tir. Evlendirmek i~in
k1zdan izin istendigi s1rada, mehrin miktarinin belirtilmesi ko~ul degildir. Kaea
7
Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vl/285.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ s
aday1n1n belirtilmesi ko~uldur. c;:unku koca adayinin degi~mesiyle k1z1n da
ragbetinin degi~ecegi ac;1kt1r. Aynca baba, k1z1nin koca aday1 hakk1ndaki
du~uncesini bilemez. Arna mehir hakkindaki du~uncesini bilebilir. Bu da mehr-i
misildir8 . Onun belirtilmesine ihtiyac; yoktur. Ote yandan nikah1n asl1nda ko~ul
olan; mehrin degil, kan ve kocan1n belirtilmesidir. Evlilik ic;in izin istendiginde,
mehrin belirlenmesinin ko~ul olmamas1 daha onceliklidir.
Sonraki devir alimlerinden (MuteahhirOn) baz1lan, k1z1n fikrinin mehrin azl1k
ve c;okluguna gore degi~ebilecegini goz onune alarak, mehrin belirtilmesinin ko~ul
oldugunu soylemi~lerdir.
Baba hakkinda ac;1klad1g1m1z hukum, diger veliler ic;in de gec;erlidir. Bu da, Yabanc1
muteber izin istemenin, ancak evlilik akdini bizzat yapabilen veliler tarafindan birisinin, bir k1z1
evlendirmek i~in
olduguna delildir. Yabanc1 bir ki~inin izin istemesi durumunda k1z susarsa, onun bu izin istemesi
hareketini onemsemedigine yorumlanacag1ndan, k1z1n evlendirilmesi caiz olmaz.
Sanki bu davran1~1yla yabanc1ya, "boyle bir akit yapman ic;in bir neden yokken,
sana ne oluyor da benden bu konuda izin istiyorsun?" demi~ olur. Ancak izin
isteyen ki~i, velinin elc;isi ise; bu durumda elc;i, kendisini gonderen veli yerine gec;er.
Kerhl (rh.a )'den "yabanc1 izin istediginde de susmas1, raz1 oldugunu gosterir"
~eklinde bir rivayet gelmi~tir. Onun gerekc;esi k1z1n, veliden daha c;ok, yabanc1dan
utan1r olu~udur.
Bakire olan k1z "evlilik haberi bana ula~t1ginda ben raz1 olmam1~t1m" der,
koca aday1 da onun raz1 oldugunu iddia ederse, biz Hanefilere gore, bakirenin
sozu gec;erlidir. Zufer (rh a.) ise koca aday1n1n sozunun gec;erli oldugunu soylemi~tir.
c;:unku o, as1I olana, yani susmaya dayanm1~t1r. Kad1n ise, anzl olana, yani redde
yap1~m1~t1r. Bu durumda asla yap1~anin sozu gec;erlidir. Bu olay ~unun benzeridir: [5/5]
Kendisi ic;in sec;imlik (muhayyerlik) hakk1 tan1nan ki~i, muhayyerlik suresi
dolduktan sonra akdin diger taraf1 ile ihtilaf etse ve kendisi ic;in muhayyerlik ko~ul
koyulan ki~i akdi reddettigini iddia etse, kar~1 taraf ise bunu inkar etse, as1I olan
susmaya gore hareket ettigi ic;in, inkar edenin sozu gec;erlidir. Ayn1 ~ekilde ~uf'a
(on al1m) hakk1na sahip olan ki~i (~efl'), mu~teri (al1c1) ile ihtilaf etseler; ~efl' "sat1~1
dun ogrendim ve hemen ~uf'a hakk1m1 talep ettim" dese, mu~teri de "hay1r o ses
c;1karmad1 sustu" dese, mu~terinin sbzu gec;erlidir. c;:unku o asil olan susmaya
yap1~m1~t1r.
Lakin biz ~byle diyoruz. Burada koca aday1, kad1n1n kendi kans1 oldugunu
iddia ediyor. Bu da sonradan meydana gelen bir hakt1r. Kad1n ise bunu inkar
ediyor. Bu durumda kad1n as1I olana yap1~m1~ olur. Oyleyse koca aday1nin, evlilik
8
Mehr-i misil: Evlenilen kad1nin babas1 taraf1ndan olan akrabalarindan, bunlardan kimse yoksa
memletinde bulunan halktan nikah akdi tarihinde ya~, guzellik, bekaret gibi bzelliklerde kendisine
akran ve emsal olan kad1nlara verilen mehir.
6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
akdinin asl1n1 iddia edip, kad1nin da inkar etmesi olay1nda oldugu gibi, burada da
kad1n1n sozi..i gec.;erlidir. Bu nun nedeni ~udur. Zi..ifer (rh a )'in soyledikleri, zahire (d1~
gori..ini..i~e) goredir. Bu ise istihkak1 (bir ~eyi haketmek) defetmek ic.;in yeterlidir, hak
ispat1 ic.;in yeterli degildir. Kocan1n buradaki ihtiyac1, hakk1 oldugunu ispatt1r.
Gerc.;ekte bu mesele ba~ka bir mesele i..izerine kurulur. 0 ~udur: Efendisi,
kolesine "bugi..in ~u eve girmezsen ozgi..irsi..in" derse, o gi..in gec.;tikten sonra da
kole, "eve girmedim" dese; efendisi ise "hay1r gird in" derse; Zi..ifer (rh a.)'e gore,
kolenin sozi..i gec.;erlidir. Ci..inki..i o, asll olana yap1~m1~t1r. Bize gore ise, kole hak
iddias1n1 ispata muhtac.; oldugundan, efendisinin sozi..i gec.;erlidir. D1~ gori..ini..i~ bunu
ispat ic.;in yeterli degildir. Aynca kolenin eve girmemesi ozgi..ir olmas1n1n ko~uludur.
D1~ gori..ini..i~e bakarak ko~ulun var oldugu yeterli degildir. Ayn1 ~ekilde burada da
kad1nin nzas1 evliligin sabit olmas1 ic.;in ko~uldur. D1~ goruni..i~ ise bunu ispat ic.;in
yeterli degildir.
)uf'a hakk1 sahibinin durumuna gelince, "Ogrendigimde ~i..if'a hakk1n1 talep
etmi~tim" dediginde, onun sozi..i gec.;erlidir. Arna "di..in ogrendim, ~imdi de ~i..if'a
hakk1m1 talep ediyorum" derse, mi..i~terinin sozi..i gec.;erlidir. Ci..inki..i mi..i~teri, ~uf'a
hakk1 sahibinin hak iddias1n1 savmaya muhtac.;t1r. D1~ gori..ini..i~ de bunu savmak ic.;in
yeterlidir. Al1~-veri~ konusunda da durum boyledir. Ci..inki..i akdin baglay1c1
olmas1n1n nedeni olan muhayyerlik si..iresinin gec.;tigi ac.;1kt1r. Kar~1 taraf1n ihtiyac1
ise, bozmay1 iddia eden ki~inin hak iddiasin1 savmakt1r. D1~ gori..ini..i~ de bunun ic.;in
yeterlidir.
)ayet koca aday1, evlilik ic.;in bakire k1za dani~lld1g1 s1rada onun sustuguna dair
delil getirirse, nikah akdi kurulmu~ olur. Delil getiremezse, aralannda evlilik bag1
olmad1gina hi..iki..im verilir. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bakireye yemin ettirilmez. EbO
Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore yemin etmesi istenir. $ayet yemin etmezse
nikah1n varl1g1na hi..ikmedilir.
lnkar edene Bu mesele, ~u kurala dayan1r. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore alt1 ~eyde yemin
yemin
ettirilmeyen edilmesi istenmez. Bunlar; nikah, ric'at 9 , lladan donmek 10 , kolelik, neseb ve
alt1 mesele
9
Ric' at I ~ )1 Sozlukte, donmek (rucu) anlam1na gelir. Dini bir terim olarak; han1m1n1 bir veya iki
talak ile bo~ayan kimsenin hanim1 ic;in gerekli olan 1ddet suresi sona ermeden once e~ine geri
donmesidir ki bu suretle evlilik bag1 devam eder.
10
Ha /."J<;'ll Kocan1n han1m1na yakla~mamak uzere yemin etmesidir. Boyle bir yeminde bulunan kocaya
"mull", kendisine 11a yap1lan kad1na "mula minha" denir. Ila uc; k1sma ayril1r:
a. ilay-1 Muvakkat; do rt ay, sekiz ay ... gibi bir vak1tle kay1tl1 olan 11ad1r.
b. ilay-1 Miiebbed; ebed1yen yakla~mamak uzere yapllan 11adir.
c. llay-1 Mechul; belli bir muddet belirtilmeksizin veya ebediyet kayd1 konulmaks1z1n yap1lan 11ad1r.
Ila suresinde koca han1m1na hie; yana~mazsa bir bain talak meydana gelmi~ olur. Bu sure ic;inde
han1m1na yakla~1rsa kefaret gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7
velad1r 11 . EbO Yusuf ve Muhammed'e gore ise; bi..iti..in bu yerlerde yemin edilmesi
istenir. Yemin edilmemesine (ni..ikul) dayanarak hi..iki..im verilir.
Dava bahsinde, yaygin olan ~u konu an1lm1~t1r. Cariye efendisine kar~1,
organlari belirmi~ bir ~ocuk di..i~i..irdi..igi..i iddias1nda bulunursa, i..immi..i'l-veled 12 olur.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.)' in (lmameynin) bu husustaki delilleri ~udur
Bu ti..ir haklar ~i..iphe ile sabit olur. Mal ile ilgili konularda oldugu gibi, bu meselede
de yeminden ka~1nilmas1 ile hi..iki..im verilebilir. (i..inki..i yeminden ka~1nma, ikrar
yerine ge~er. Ancak yeminden ka~1nma, ihtimalli bir durum olan susma niteliginde
saylld1g1ndan, i~in i~ine ~i..iphe girmi~tir. Oyleyse yeminden ka~1nma ile ancak ~i..iphe
[5/6)
ile sabit olabilen haklar sabit olabilir. Onun i~in, ~i..iphe ile di..i~ti..igi..inden dolay1
yeminden ka~1nma ile k1sas sabit olmaz. Yeminden ka~inma ile ancak hakimin
hakime mektubu ve tan1kl1k i..izerine tan1kl1k gibi ikinci dereceden delillerle sabit
olan haklar sabit olabilir. (i..inki..i yeminden ka~1nma, ikrar yerine ge~en bir "bedel"
niteligindedir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, bu ti..ir haklarin sabit olmas1 i~in bedel (ikinci
dereceden delil) yeterli olmaz. Oldi..irmeden dolay1 olan k1sasta oldugu gibi bu
haklarda da yeminden ka~1nma ile hi..iki..im verilmez.
Bu meselenin a~1klamas1 a~1kt1r. Eger kad1n; "aram1zda evlilik bag1 yoktur.
Ancak ben kendimi sana verdim" derse, bu ge~erli degildir. Ayn1 ~ekilde, bir ki~i
digerine "ben senin oglun ve yakin1n degilim. Ancak kendimi sana verdim" dese,
veya "ben asl1nda kale degilim. Ancak beni kale yapman i~in kendimi sana
verdim" dese, bu verme kesinlikle ge~erli olmaz. Mal ile ilgili konularda ise durum
bunun aksinedir. (i..inki..i bir ki~i digerine; "bu mal senin degil. Fakat seninle
tart1~madan kurtulmak i~in bunu sana veriyorum" dese, bu verme ge~erli olur.
11
Vela /.'1.JJI:Bir kimsenin diger bir ki~iye varis olmas1 mumkun k1lan hukm1 bir yakinl1kt1r. Vela akdi,
vela-1 ataka ve vela-i muvalat olmak uzere k1sma ayril1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile memluku
(kolesi) aras1nda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla~ma anla~mas1d1r. Bu
durumda, ozgur b1rakilan kolenin herhangi bir cinayet i~lemesi halinde diyetini mevlas1 verir; vefat
edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun mirasin1 mevlas1 alir. Bu vela
akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Kolesini ozgur b1rakan efendiye "mevla'l-ataka" veya "mevla'l-
at1k" denir. Vela-i muvalat ise, nesebi bilinmeyen bir kimsenin, belirli bir tak1m ko~ullar ~er~evesinde
ba~ka bir ki~iyle ger~ekle~tirmi~ oldugu bir dayani~ma anla~mas1d1r. Bu vela akdinde nesebi me~hul
ki~iye "mevla-i esfel", bu akdi yapmay1 kabul eden kimseye ise "mevla-i a'la" denir.
12
Ommiiveled I ..U }I fl: Sahibinden ~ocuk dunyaya getiren cariyedir.
S_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
terke yak1nd1r. Oyleyse yeminden kac_;inma ile, ancak tart1~may1 (nizay1) terk ile
sabit olan ~eylerin en du~ugu sabit olur ki, o da vermektir
EbO Hanlfe (rh.a.) ~uphe ile sabit olabilen hukumlerle, cana kar~1l1k olan k1sas1n
aras1n1 ay1rm1~t1r. Cunku her ne kadar k1sasta yeminden kac_;1nma ile hukum
verilmiyorsa da, insan hayat1 i:inemli bir konu oldugundan dogrudan yemin
edilmesi istenir. Nitekim kasamede 13 yeminlerin tekrarlanmas1 caiz k1l1nm1~t1r. Diger
konularda ise gerc_;ekte istenen yemin etmek degil yeminden kac_;1nma ile hukum
verilmesidir. Yeminden kac_;1nma ile hukum vermek caiz olmay1nca yemin ettirmeye
ihtiyac_; kalmaz. Ci.lnku yaran yoktur.
Bu hukumlerin ikinci dereceden delillerle sabit olabilmesi, bu konularda yemin
ettirebilecegini gi:istermez. Kendisine zina suc_;u atilan (isnat edilen) ki~inin
(mekzOf), isnat edeni (kazif) dogrulamas1 gibi. Bu mesele ikinci dereceden delillerle
sabit oldugu halde yemin teklifinde bulunamaz.
$ayet koca, kad1nla cinsel ili~kide bulunur, sonra kadin; "ben evlilige raz1
degildim" derse; bu si:iz onaylanmaz. Ci.lnku kocas1na ili~ki ic_;in imkan vermesi, raz1
oldugunu gi:istermesi ac_;1s1ndan susmas1ndan daha etkilidir. Ancak kad1nla zorla
cinsel ili~kide bulunmas1 durumunda, raz1 oldugunun degil de k1zg1nl1g1n1n delili
ac_;1k oldugundan, kadin1n si:izu gec_;erlidir.
Kad1n1n raz1 olduguna dair olan velinin si:izu gec_;erli degildir. Ci.lnku veli,
kad1n1n aleyhine bir durum olan nikah mulkiyetinin kocaya ait oldugunu ikrar
etmi~ olur. Kad1n ergenlik c_;ag1na girdikten sonra velinin onun aleyhinde nikah
ikrannda bulunmas1 ise ittifakla gec_;erli degildir. Ci.lnku veli, onun aleyhine bir akit
yukleme hakk1na sahip degildir. Oyleyse evlilik akdinin baglay1c1 olmas1 konusunda,
ikran da gec_;erli olmamal1d1r.
Baba nm Baba, yeti~kin oglunu evlendirir de bu haber ona ula~t1g1nda susarsa, bu onun
oglunu
evlendirmesi raz1 oldugunu gi:istermez. R1zasin1 si:izlu olarak gi:istermesi veya bunu gi:isteren bir
eylemde bulunmas1 gerekir. Ci.lnku kadin hakkinda susman1n riza say1lmas1,
utanmadan dolay1d1r. Bu gerekc_;e erkek ic_;in si:iz konusu degildir. Ci.lnku o,
kad1nlara ragbet gi:istermekten utanmaz. Aynca bakire k1z1n susmas1, insanlar
aras1nda iyi gi:irulen bir ~eydir. Erkek c_;ocugun susmas1 ise, kad1ns1 davran1~lara
delalet ettiginden ki:iti.l gi:irulmu~ti.lr. Bundan dolay1 onun susmas1, nzas1 yerine
gec_;mez.
13
Kasame I :(.,l..;i.ll: Kimin tarafindan bldOrOldugo bilinmeyen bir cesedin bulundugu yerin ait oldugu
kabile veya kby halk1ndan belirli say1da insana "onu kendilerinin bldOrmedigine ve bldOreni
bilmediklerine" dair yemin ettirilmesidir. Bbylece blOnOn kanini heder olmaktan korumak ve o
mahal ahalisinin alaka ve dikkatsizligine bir tor ceza olmak Ozere bu kimseler hakkinda diyet bdeme
yOkOmlOIOgOne hOkmedilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _9
Bakirenin kocas1, e?iyle ba~ba~a kald1ktan (halvet) 14 soma onunla cinsel [517]
ili?kide bulunmadan blur de, iddeti bittikten sonra babas1 onu yeniden evlendirirse,
bakireyi evlendirdigi gibi evlendirir. (:unku bakirelik niteligi halen mevcuttur. K1z1n
susmas1yla yetinmeye dayanak olan utanma halen bulunmaktad1r. (:unku, iddetin Evlendikten
sonra, cinsel
ve mehrin gerekli olmas1yla utanma ortadan kalkmaz. Bundan dolay1 susmas1 ili~ki olmadan
yeterli say1l1r. kocas1 olen
klZln
$ayet kad1na ~uphe ile veya fasit nikah 15 ile cinsel ili~kide bulunulursa; ancak evlendirilmesi
rizas1yla evlendirilir. Susmas1yla da yetinilmez. (:unku o duldur. (:unku Peygamber
(s.a.v.);
·- G ,'. --~ 11 J-
JJ
Zina eden k1zin dul saylld1g1na delil, bu kad1n1n bakireye yap1lan vas1yyeti degil
de dula yapilan1 hak etmesidir. Dul oldugundan dolay1 da (evlendirileceginde)
kendisine dani~man1n gerekliligi delille (hadisle) sabit olmu~tur. Ortada delil
varken, gerekc_;e bulmakla ugra~mak caiz degildir. (:unku bu, delil ile sabit olan bir
hukmu iptal etmek ic_;in gerekc_;e gbstermek demektir. Bir de boyle bir olaydan
sonra utanmas1, hafif me~repligini gbsterir. (:unku o kadin, erkeklere olan
ragbetini en c_;irkin bir ~ekilde ortaya koymaktan utanmad1g1na gore, en guzel bir
?ekilde ortaya koymaktan nic_;in utansin ki. Bakirenin utanmas1 ise bunun aksinedir.
(:unku onun utanmas1, tabiatinin geregi olan guzel bir ~eydir. Bu ovguye lay1kt1r.
Zina eden bakirede de utanma varsa, bu ancak zinas1n1n ac_;1ga c_;1kmas1ndan
utanmad1r. Boyle bir durum, delilin (hadis) kapsam1 d1~indad1r.
EbO Hanlfe (rh.a) ise cevaben ~byle diyor: Din ($eriat) sahibi ($ari) bakirenin
susmasin1, bekaretten dolay1 degil de, utanma nedeninden dolay1 rizas1 olarak
14
Halvet I ; };JI: SbzlOkte; bir kimse ile bir yerde yalniz kalmakt1r. Yalniz kal1nan ma ha I i'in de
kullanil1r. Dini bir terim olarak ise; bir erkek ile bir kad1nin kendilerinden izin alin1p girilemeyecek bir
yerde ba~ ba~a kalmaland1r.
15
Fasid Nikah: Ge,erlilik ko~ullan bulunmayan nikaht1r. Tan1ks1z evlenmek gibi.
16
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/229; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/185; benzer laf1zlar i'in bkz. Buhari,
Nikah 42; Muslim, Nikah 64; Ebu Davud, Nikah 22; Tirmizi, Nikah 18.
IO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsilt
kabul etmi~tir. c;:unku Ay~e (r.a.)'ye bakirenin utand1g1 haber verilince, "Onun
susmas1 nzas1d1r" demi~tir. Zina eden bakirede de genelde utanma vard1r. c;:unku
o, her ne kadar ~ehvetine kap1larak veya zorlanarak zina etmi~ olsa da, hayas1
yitirilmez. Aksine daha da artar. c;:unku onun konu~masin1 istemek; zinas1n1 ar:;1ga
r:;1karmak demektir. Halbuki o, bundan utan1r. Bu ise ir:;indeki kotulugu
orttugunden dolay1 ovguye lay1ktir. O da bununla emrolunmu~tur. Peygamber
(s.a.v.)
.11
-
: :/ o,t;
~ . -
lh.j
-
. :-. >1 J-J1w1 o.l,i.
•
: ... ..:,w,i :_;
v - . I.I
17
"Her kim bu r:;irkin i?lerden bir ?eye bula?trsa; Allah'tn ortUsuyle ortUnsun"
buyurmu~tur.
"Bakire olan kadm bekar erkek/e zina etti(Ji zaman cezast, yuz de(Jnek ve bir
yt! surgundur. " 18
Ancak bu goru~ zay1ft1r. c;:unku ~uphe ile ve bozuk nikah ile cinsel ili~kide
bulunulan kad1nda da ayn1 ~ey soz konusudur. Halbuki onun susmas1 ile
yetinilmez. c;:unku biz biliyoruz ki muteber olan, utanma niteliginin devam
etmesidir.
17
Muvatta, HudOd 2; Abdurrezzak, Musannef, Vll/369; Hakim, Mustedrek, IV/272; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, Vlll/326; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/323.
18
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/476; Muslim, HudOd 12; lbn Mace, HudOd 7; EbO DavOd, HudOd 23;
Tirmiz1, HudOd 8.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1t
Eger k1zin bekareti, atlamak s1~ramak yahut ta uzun sure bekar kalmak
suretiyle bozulursa, biz Hanefilere gore, onun susmas1yla yetinilir.
$afil (rh a.)'nin iki goru~unden birine gore ise, bu k1z dul say1l1r. $afil (rh a) bu
goru~une al1m sat1m akdindeki ~u hukmu gerek~e gosterir. Sat1c1 bir cariyeyi bakire
oldugu ko~uluyla satar da mu~teri, cariyeyi yukandaki ~ekillerden biriyle bekareti
giderilmi~ olarak bulursa, onu geriye verebilir. Bu, cariyenin ba~1na gelenlerden
sonra bakire olmad1g1na delildir.
Biz Hanefiler bu durumdaki bir cariyenin bakire oldugunu soyluyoruz. (unku
onunla ili~ki kuran ki~i, ilk cinsel ili~kide bulunan ki~idir. $u kadar var ki o, ger~ek
anlamda bakire degildir. insanlar aras1ndaki adet ise, bakireligi ko~ul
koyduklannda, ger~ek bakirelik vasf1n1 kastederler. Bundan dolay1 yukandaki
durumda cariyeyi geri verme hakk1 dogar. Evlilik akdinin yapllmas1 i~in izin
istendiginde bakirenin susmas1yla yetinilmesi hukmu ise; utanma veya bakirelik
niteligi ile ilgilidir. Bu k1zda da bunlar vard1r. Nitekim Ay~e (r a.) de, Rasulullah
(sa.v.)'1n yan1nda bekaretle ovundugunde bu anlama i~aret ederek ~oyle demi~tir.
"Birinde send en once hi~ kimsenin hayvan1ni otlatmad1g1, digerinde ise send en
ba~ka birinin otlatt1g1 iki vadiye gelsen, hangisine yonelirsin?"
~ 1>-l ~~ (J J1 Ji
"Kimsenin ot/atmad1g1 yere y6nelirim" cevab1ni verince, Ay~e (r.a.) de "i?te ben
oyum" 19 demi~tir. Boylece kendisiyle cinsel ili~kide bulunulmad1g1 surece k1z1n
bakire say1lacag1 da ogrenilmi~ oldu.
Bakire olan k1z1, babas1 birisiyle; daha sonra da erkek karde~i ba~ka birisiyle Bir klZI, yakm
ve uzak
evlendirse, k1z da karde~inin yapt1g1 nikah1 onaylasa (icazet), karde~inin yapt1g1 velilerinin
nikah ge~erli, baban1nki ise ge~ersizdir. ba~ka
erkeklerle
Bu hukum, ~u kurala dayand1r1lm1~t1r: "Akdi bizzat yapan ister baba isterse evlendirmesi
erkek karde~ olsun, yapllan akit k1z1n rizas1yla ge~erlidir." Burada nikah1n ge~erlilik
ko~ulu olan k1z1n r1zas1, karde~in yapt1g1 nikahta vard1r. Karde~in nikah1n1 ge~erli
saymak zorunlu olarak babanin k1yd1g1 nikah1n reddedilmesini gerektirir. Bundan
dolay1 baban1n k1yd1g1 nikah ge~ersiz (bat1I) olur.
Bakire k1z1, izni olmadan velisi evlendirse ve haber k1za ula~madan kendisi Velisi tarafmdan
evlendirilen
veya koca aday1 olse, birbirlerine mlras~1 olamazlar. (unku evlilik akdi ancak k1zin bakirenin, haber
nzas1yla ge~erli olur. Mlras~1 olmak ise, olumle son bulan ge~erli nikaha ozgu bir kendisine
ula~madan
hukumdur. Boyle bir nikah da bulunmad1g1na gore, yap1lan nikah, bozuk nikah olmesi
derecesindedir. Bozuk nikahta e~lerden birisi o\urse, birbirlerine mlras~1 olamazlar.
19
Bkz. Buhar1, Menak1b 44; Muslim, Nikah 69; lbn Mace, Nikah 13.
Kole veya
Kole veya kafir olan babas1, k1z1n1 evlendirir ve k1z da buna raz1 olursa, bu
kafir babamn evlilik caizdir. c;:unku nikah akdi onun oluruna (icazetine) bagl1d1r. Nitekim k1z,
klZlm
evlendirmesi ba~ta izin verdiginde evlilik akdi gec;erli olur. Ayni ~ekilde sonradan onaylad1g1nda
da (icazet) gec;erli olur. Ancak akdi yapan ki~i, veli sayllmad1g1ndan susmas1, raz1
oldugunu gostermez.
Veli Velinin d1~1ndakilerin yapt1klan akitlerde k1z1n nzas1 degil, vekalet vermesi
d1~mdakilerin
bakireyi aran1r. Vekalet ile nza birbirinden farkl1d1r. c;:unku vekil etme, birini kendi yerine
evlendirmesi gec;irmek, nza ise, ret hakk1n1 du~urmektir. Bundan dolay1 vekalet verme, susma ile
sabit olmaz. $u soz, soyledigimizi ac;1klar. Yabanc1 bir ki~i, bakireyi evlendirmek ic;in
izin istediginde, dogru olan goru~e gore; k1z1n susmas1yla yetinilmez.
Veli, bakireyi kendisinden izin ald1ktan sonra evlendirse, bu arada k1z1n
[5/9)
kendisi ba~kas1yla evlense, ~ayet k1z, velinin evlendirmesinin once oldugunu
lki velinin veya soylerse, onun sozu gec;erlidir. Kendi uzerinde nikah1 ikrar ettiginden ve bu ikran
velisi ile k1zm da tam bir deli I say1ld1g1ndan, o ki~i kocas1d1r. Eger "hangisinin once oldugunu
evlendirilmesi
bilmiyorum" derse ve bu ba~ka bir yonden de bilinemiyorsa, aralar1 aynl1r. c;:unku
her ikisinin nikah1nin da gec;erli olmas1 mumkun degildir. c;:unku kadin, nikahla iki
erkege birden helal olmaz. lki erkek de birbirine tercih edilemediginden onlarla
kad1n1n aras1 aynl1r.
lki velinin k1zdan izin alarak evlendirmelerinde de durum boyledir. Yukarda
ac;1klad1g1m1z nedenlerden dolay1 bu hususta dul ile bakire aras1nda fark yoktur.
Bakirenin, Bakire k1za, velisinin kendisini evlendirdigini haber verdiginde k1z, once raz1
velinin
evlendirmesini olmad1g1n1, daha sonra da raz1 oldugunu belirtirse; yap1lan evlilik akdi gec;erli
duydugunda degildir. c;:unku k1zin ba~tan reddetmesiyle aralanndaki akit gec;ersiz olmu~tur.
once reddedip
sonra raz1 Daha sonra bozulan bu akde raz1 olmu~tur. Bu da gec;ersizdir. Bundan dolay1 zifaf
olmas1 aninda nikah1n yenilenmesi adet olarak devam ede gelmi~tir. c;:unku k1z birinci
defada kabul etmedigini belirtmi~tir. Art1k ondan bunun d1~indaki bir ~ey ho~
kar~llanmaz. Demek ki velilerin te~vik etmeleri sonunda raz1 olmu~tur. $ayet akit
yenilenmeyecek olsa k1z, yabanc1 biriyle zifafa sokulmu~ olur. Bu yuzden biz zifaf
s1ras1nda nikah akdinin yenilenmesini guzel bulduk.
Bakire olan k1z, kendisini isteyen birisiyle evlendirilmesi ic;in izin istendiginde
Kendisinden
izin istenen kabul etmez de, sonradan veli taraf1ndan evlendirildiginde susarsa, bu durum k1z1n
k1zm izin
vermeyip,
raz1 oldugunu gosterir. c;:unku k1z kabul etmeyince istenen izin hukumsuz
velisinin onu kalm1~t1r. Boylece veli, sanki ondan hie; izin almadan akdi yapm1~ olur. Bu durumda
evlendirmesi
da k1z1n susmas1, nzas1n1 gosterir.
Muhammed b. Mukatil (rh.a) ise ~oyle der; Burada k1zin susmas1, raz1
oldugunu gostermez. c;:unku ho~nutsuzlugunu ac;1kc;a belirttikten sonra onun
susmas1, nzas1na delil olarak gosterilemez. Biz Hanefiler ~oyle deriz; insan bir
vakitte k1zd1g1 bir ~eye ba~ka bir vakitte raz1 olabilir. Oyleyse k1zin akit yap1lmadan
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 13
gostermektedir. c;:unku koca ile birlikte hayat surecek olan kad1n1n kendisidir. hakkmm
kadma ait
Dolay1s1yla kad1n, velisinin degil kendisinin sec;tigi bir e~ ile huzurlu bir ya~am olmas1
surebilir.
"Dul kadm1 babas1 evlendirir de evlilik haberi kendisine ula~t1gmda [5/10]
sessiz kahrsa, susmas1 evlilige raz1 olmak anlamma gelmez".
c;:unku susmak birden fazla anlama gelebilecegi ic;in temelde nza gostermek
Dul kadmm
say1lmaz. Bakire k1z1n susmas1, onun evlenme istegini ac;19a vurmaktan utanmas1 susmasmm
nedeniyle zorunlu olarak (zarureten) raz1 alma yerine kabul edilmi~tir. Zorunlu raz1 oldugu
anlamma
olarak sabit olan ~ey, zorunlu (zaruri) olan alanin d1~1na ta~maz. Dul hakk1nda gelmemesi
boyle bir zorunluluk bulunmamaktad1r. Bu nedenle kendisine fikri soruldugunda
veya evlilik akdinin yapild191 haberi kendisine ula~t19inda susmas1 yeterli olmaz.
Allah dogruyu en iyi bilir, donu~ de ancak O'nad1r.
VELiSiZ OLARAK YAPILAN EVLiLiK
Bize Ali (r.a.)'den ula~t1g1na gore bir kad1n, rizas1n1 alarak k1z1n1 evlendirdi.
K1z1n velileri gelerek kad1n1 Ali (r.a.)'ye ~ikayet ettiler. Ali (r a.) bu evliligi onaylad1.
Bu haber; kad1n kendisi evlendiginde veya velisi d1~1nda birisine kendisini
evlendirmesini emredip o da evlendirdiginde nikah1n gei:;erli olacagina delildir. Eba
Hanlfe (rh a) de bu goru~u esas alm1~t1r. Kad1n bakire olsun dul olsun koca kad1na
denk (kafu) olsun olmasin kendisi evlendiginde kuvvetli rivayete (Zahiru'r-rivaye'ye)
gore evlilik gei:;erli olur.
Kadmm Ancak koca, kad1na denk olmad1g1nda kad1n1n velileri itiraz hakk1na sahiptir.
velisi
olmakslZln Hasen (b. Ziyad)in Eba Hanlfe'den (rh a.) rivayet ettigine gore ise, koca, kad1na
evlendigin
denk ise evlilik gei:;erli, denk degil ise gei:;ersizdir.
de kocanm
denkligi Eba Yusuf onceleri, "Kad1n1n bir velisi bulunuyorsa, kendisine denk olsun
olmas1n kendi kendisini nikahlamas1 gei:;erli olmaz" derdi. Sonra bu goru~unu
b1rakarak "Kaea kendisine denk ise evlilik gei:;erli, denk degil ise gei:;ersizdir" dedi.
Daha sonra bu goru~unden de vazgei:;erek "koca kendisine denk olsun olmas1n
nikah gei:;erlidir" demi~tir.
Tahavl (rh a.)'nin bildirdigine gore Eba Yusuf (rh a.)'un goru~u ~udur; "koca
kadina denk ise hakim veliye nikah1 onaylamas1n1 emreder. Veli nikah1 onaylarsa
evlilik gei:;erli olur. Onaylamaktan kai:;1nirsa gei:;ersiz olmaz, hakim nikah1 onaylar
boylelikle evlilik gei:;erli olur".
Muhammed (rh a )'e gore kad1n kendisini ister denk olan isterse denk olmayan
birisine nikahlasa, evliligi velinin onay1na bagl1d1r. Veli onaylarsa evlilik gei:;erli olur.
Evliligi bozarsa gei:;ersiz olur. Ancak koca kad1na denk ise veli kad1n1 bu ki~iyle
evlendirmek istemezse hakim evlilik akdini yenilemelidir.
Malik ve $afil (rh.a.)'ye gore her halukarda kad1nin kendi ba~ina evlenmesi
gei:;ersizdir. Kad1n ister kendisi evlensin, ister k1z1n1 veya cariyesini evlendirmi~
olsun, isterse evlendirme konusunda ba~kas1na vekil kil1nm1~ olsun hii:;bir durumda
evlilik akdi kad1nlarin sozlu tasarruflari ile kurulmaz.
Alimlerden bir k1sm1 ~oyle demi~lerdir: Kad1n zengin, ~erefli oldugunda velinin
rizas1 olmaks1z1n kendi kendine evlenmesi gei:;erli olmaz. Yoksul, a~ag1 tabakadan
ise velinin rizas1 olmaks1z1n kendi kendine evlenebilir.
Baz1lari da bu konuda bakire ile dulu ay1rm1~lard1r. Bu goru~te olanlar
Zahirllerdir.
Kadmm velisiz
Evlilikte velinin bulunmasin1 ko~ul koyanlar ~u ayeti deli! getirmi~lerdir:
evlenemeyecegi
gorii~iinde
olanlarm ~ ~1jJ\ ~ ~t ;y. ~ )lJ ~r ~ ~L::;1 (~h. 11µ ~
delilleri
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1s
"Dort ki~inin bulunmad1g1 her evlilik zinad1r; (Bu dart ki~i) ev/enmeyi ta/ep
eden erkek, veli ve iki adil tanikt1r"n
Ebu Hureyre (r a )'nin rivayet ettigi bir hadiste Peygamber (s av) ~oyle
buyurmu~tur:
20
lbn Mace, Nikah 15; Tirmiz1, Nikah 14; lbn Hibban, Sahih, IX/384; Hakim, Mustedrek, 11/182.
21
Buhar1, Nikah 37; lbn Mace, Nikah 15; Eba Davud, Nikah 18; Tirmiz1, Nikah 14.
22
Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra,
Vll/143.
23
Darekutn1, Sunen, 111/228; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/11 O; Ali el-Muttak1, Kenzu'l-ummal,
XVl/360.
16_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsil.t
Ay?e (r a) nikahlara gider, k1z isterdi daha sonra (i? nikah akdini yapmaya
gelince) erkeklere "Akdi siz yap1ntz. \:Onku kad1nlar nikah akdini yapamazlar"
derdi.
Kad1n1n nikah akdi yapamamas1nin akll delili ?Udur; Kad1nda di?ilikten
kaynaklanan bir eksiklik bulunmaktad1r. Bu nedenle, t1pk1 kuc;uk k1z c;ocugu ile ak1I
hastas1 olan kad1n gibi kendisi ic;in nikah akdini gerc;ekle?tirme yetkisine sahip
degildir. \:Onku evlilik yuce bir akittir, son derece bnemlidir ve degerli amac;lari
gerc;ekle?tirmek ic;in yaptl1r. Bu nedenle Islam din! diger bedelli (1vazl1) akitler
aras1nda yalnizca nikah akdinde iki tanigin bulunmas1n1 ko?ul koyarak onun
bnemini gbzler bnune sermi?tir. Bu bnemi gbstermek ic;in, nikah akdinin
yap1lmas1n1 olgun dO?Onme yetenegine sahip olan kimselere, yani erkeklere
b1rakm1?t1r. \:Onku kad1nlar aktl ve din ybnunden eksiktirler. Di?ilik nedeni ile eksik
olmas1, kuc;ukluk nedeni ile akl1nin eksik olmas1 yerindedir. Bu nedenle
Muhammed (rh a) ?byle demi?tir: "Akletme c;agina ula?ml? bulunan kuc;uk k1zin
nikah1 velinin onay1na bagl1 oldugu gibi (baliga olan) kad1nin nikah1 da velinin
onay1na bagl1d1r".
~afil (rh.a.)'ye gore kuc;uk k1zin sbzlu tasarrufu ile akit gerc;ekle?medigi gibi
kad1n1n sbzlu tasarrufu ile de nikah akdi gerc;ekle?mez. Kad1n kendisine denk
olmayan birisi ile evlendiginde velilerin itiraz hakk1na sahip olmalari buna delildir.
Eger kad1n tek ba?tna kendisi evlenme yetkisine sahip olsayd1, t1pk1 erkekte oldugu
gibi velilerin itiraz hakk1 bulunmazd1. Ayni ?ekilde kad1n, velisinden kendisini
evlendirmesini isteme hakk1na sahiptir. Eger kad1n kendisi ad1na nikah akdi yapma
yetkisine sahip olsayd1, velisinden evlenme talebinde bulunmas1na gerek kalmazd1.
Kadmm velisi Kadinin akl1ndaki eksikligin bu hususta dikkate al1nd1g1nin delili nikah akdini
olmaks121n ortadan kald1rma konusunda kendisine hic;bir yetkinin tan1nmam1~ olmas1d1r.
nikah akdini
yapabilecegini conku bilindigi gibi bo~ama yetkisi tamamen kocaya aittir.
savunanlarm
delilleri Velisiz olarak yaptlan evliligin gec;erli oldugu gbrO?Onu savunanlarin delilleri
~unlard1r:
""~--' ~· : .;.<::: ~- k:
~ ~ 'J.) 0w ~
L~ )IJ l.f-~ii.
' ~ :J ~ 0(;),.7
!
"Eger erkek kadmt (Uc; defa) bo:)arsa ondan sonra kadm bir ba:jka erkekle
ev/enmedikc;e onu a/mast kendisine he/a/ olmaz." (el-Bakara, 2/230),
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l7
) ~ 1 e 0Jil ~
25
"Velinin du! kadm uzerinde bir otoritesi yoktur" .
Hansa hadisinde yer ald1g1na gore bu kad1n Rasulullah (s.a.v )'in huzurunda
~oyle demi~tir: " ... Ancak ben, babalann k1zlan uzerinde evlilik konusunda bir
otoritelerinin bulunmad1g1n1 kad1nlann bilmesini istedim".
Rasulullah (s.a v ), Om mu Seleme (r.a.)'ye evlenme teklifinde bulundugunda, o
baz1 ozurler ile surmu~tU. Velilerinin orada bulunmamalan da bunlardan birisi idi.
Bunun uzerine Peygamber ~oyle buyurdu:
24
Muvatta, Nikah 2; Muslim, Nikah 66; Ebo DavOd, Nikah 24; Tirmiz!, Nikah 18; Nesa!, Nikah 31.
25
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/334; Ebo DavOd, Nikah 24; Nesa!, Nikah 31; lbn Hibban, Sahih,
IX/399.
18_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
26
NesaT, Nikah 28; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/ 295 ; lbn Hibban, Sahih, Vll/212; ZeyleT, Nasbu'r-
raye, 111/183.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 19
alimlerin gbru~ birligi ile, kocas1n1 sec;me yetkisi kad1na aittir. Maksatlar ve amac;lar
arasinda farkl1l1k nikah akdinin yap1lmas1 ile degil, kocanin sec;ilmesi ile olur. Eger
kad1n1n ak1I bak1mindan eksik olmas1nin bu konuda bir etkisi olsayd1 kadin,
kocasin1 sec;me yetkisine de sahip olamazd1. Ayni ~ekilde kad1n1n kendisi hakk1nda
nikah ikrannda bulunmas1 da gec;erlidir. Eger kad1n, kuc;uk k1z gibi kabul edilseydi
nikah ikrannda bulunmas1 gec;erli olmazd1. Yine velinin nikah yapmas1 konusunda
kad1n1n raz1 olmas1 muteber say1lmaktad1r. Eger kad1n, kuc;uk k1z konumunda
olsayd1 bu konudaki nzas1na da itibar edilmezdi. Kadin evlenme talebinde
bulundugunda velinin onu evlendirmesi gerekir. Eger kad1n, kuc;uk k1z gibi olsayd1
onun istegi ile evlendirmek gerekli olmazd1.
Kad1n1n velisinden evlendirme talebinde bulunmas1 bir c;e~it ki~ilik (muruet)
nedeniyledir. ~byle ki; kadin kendisi hakk1nda nikah akdini gerc;ekle~tirmek ic;in
erkeklerin bulundugu mekanlara c;1kmaktan utanir. Kad1nin bu ~ekilde kendisini
evlendirmesi onun ac;1s1ndan ahmakl1k ve utanmazl1k say1l1r. Ancak bu, kad1n1n
yapt1g1 nikah akdinin gec;erliligine engel olmaz. Nitekim islam, ba~kas1nin evlenme
teklifinde bulundugu kadina evlenme teklifinde bulunmay1 yasaklam1~t1r. Bununla
birlikte ki~i bunu yapsa, evlilik gec;erli olur. <;:unku bu yasak, bir c;e~it ki~ilikli
davrani~a te~vik amac1 ile konulmu~tur. Bu, yasaklanan ~eyin gec;erli olmas1na
engel olu~turmaz.
Bir kad1n kendisine denk olmayan birisi ile evlense kendi velilerine zarar Kadmm
vermi~ olur. Dolay1s1yla onlann, zaran ortadan kald1rmak ic;in itiraz haklan dogar. kendisine
denk
Nitekim ~uf'a hakk1na sahip olan kimseye, zarann1 ortadan kald1rmak ic;in sat1lan olmayan
~eyi ~uf'a yolu ile alma hakk1 tan1nm1~t1r. Aynca kocanin kad1na denk olmas1 bir erkekle
evlenmesi
(kefaet) ko~ulu, kadinin velilerinin hakk1 nedeniyledir. Kad1n onlann bu hakk1n1
du~urme yetkisine sahip degildir. Bununla birlikte denkligin olmamas1 nikah
akdinin asl1nin kad1n bak1m1ndan bulunmas1na engel degildir. T1pk1 iki ortaktan
birisi kole ile kitabet 27 akdi yapt1ginda diger ortag1n, kendi zarann1 ortadan
kald1rmak ic;in bu akdi feshetme yetkisine sahip olmas1 gibidir.
Hasen lbn Ziyad'1n rivayet ettigine gore Muhammed (rh a) ~byle demi~tir:
"Kad1n kendisine denk olmayan biri ile evlendiginde nikah hic;bir ~ekilde
gec;erli olmaz". Bu goru~ ihtiyata daha uygundur. <;:unku her veli olay1 hakime
gbtUrme imkan1na sahip degildir. Diger yandan her hakim adaletli
27
Kitabet/"<L::S:ll (Miikatebe I ~lS:..Ji) : Efendisi ile kolesi aras1nda bir bedel Ozerinden koleligin sona
erdirilmesi amaciyla yapilan akittir. Bu akit geregi ustlendigi bedeli odedigi anda kale hurriyetine
kavu~ur. Kole bu akdin geri;ekle~tigi andan itibaren tasarruf hurriyetine ve mal edinme hakk1na
sahip olur ve bu sayede kendi ad1na ~al1~1r, kitabet bedelini odeyince de azad olur. Boyle bir akit
yapan koleye "mukateb" bu anla~maya "mukatebe" veya "kitabet", uzerinde anla~1lan Ocrete de
"kitabet bedeli" denir.
20_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Kadmm emsal Kad1n, mehrini du~uk tutarak emsal mehrinden daha az1na evlenirse EbO
mehrinden Hanlfe (rh.a.)'ye gore veliler; ya mehir miktannin emsal mehre ula~t1rilmas1 ya da
daha
dii~iigiine e~lerin aynlmasin1 isteyerek itiraz hakk1na sahip olurlar. EbO Yusuf ve Muhammed
evlenmesi (rh.a )'e gore ise velilerin itiraz hakk1 yoktur. Ancak Muhammed (rh.a )'in gbru~u
kad1nin kendisini evlendirmesi hakk1nda gerr;;ekle~memektedir. "lkrah I zorlama"
konusunda belirttigi ~u durumda ise gerr;;ekle~mez. Kadin emsal mehirden daha
[5/14]
du~ugune kendisini evlendirmesi ir;;in velisini zorlasa, velisi de onu evlendirse,
zorlama ortadan kalkt1ktan sonra kadin bu evlilige raz1 olsa, veli ise raz1 olmaktan
kar;;1nsa EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore veli itiraz yetkisine sahip olamaz.
c;:unku mehir tamamen kadina ait bir hakt1r. c;:unku o, kadin1n kendisine ait olan
bir ~eyin (cinselliginden yararlanma) bedelidir. Nitekim mehri tahsil veya ibra etme
veya mehir uzerinde diledigi gibi tasarrufta bulunma hakk1 kad1na attir. Tamamen
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _21
kendisine ait olan bir hak konusunda kadinin tasarrufu ger;erlidir. Bu nedenle
velilerin itiraz hakk1 yoktur.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle demektedir:
"Kad1n emsal mehirden daha du~ugune evlenmekle velilerine zarar vermi~tir,
dolay1s1yla t1pk1 dengi olmayan birisi ile evlenmesi durumunda oldugu gibi burada
da itiraz hakk1na sahiptirler".
Bunu ~oyle ar;1klayabiliriz: Veliler kad1n1n mehrinin tam olmas1 ile ovunur,
eksik olmas1n1 ise utanilacak bir durum olarak gorurler. (unku genellikle zina eden
kad1nlar du~uk mehir al1rlar.
Bu konu ile ilgili olarak ~air ~unlan soylemi~tir: 28
Benim bir k1z1m olsa, Sar;1m1 tarayan ve bit ay1klayan,
Sekiz ya~tna u!a~ttgtnda onu Mervan veya Muaviye ile ev!endiririm
Durust damatt1rlar ve yuksek mehir verirler.
Her iki rivayet de, nikah akdine, onay1n sonradan olabilecegi ve mektupla
evlilik teklifinin caiz olacag1 hususunda lehimize delildir. c;:unku uzaktaki kimseden
mektup, yak1ndakinin hitab1 gibidir. c;:unku mektup, harflerden ve bilinen
anlamlan bildiren ibarelerden meydana gelir. Oyle olunca huzurda olan bir
kimsenin konu~mas1 gibidir.
24 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Hasan b. Hayy (rh.a.): Nikah akdinin <;ok 6nemli olusu nedeniyle, mektupla
yap1lamaz, derdi.
Bu g6rus, yanl1st1r. <;unku Rasulullah (s.a.v.), Cenab-1 Allah'in :
29
lbn Eba $eybe, Musannef, 111/455; Tirmiz1, Nikah 15; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/111; Zeyle1,
Nasbu'r-raye, 111/169.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2s
Ebo Yusuf (rh a.)'a gore; Mektupta neler yaz1ld1g1ni bilmeseler bile, tan1klann
mektup ve mektupta bulunan muhur uzerine yapacaklan tanikl1k caizdir.
Ebo Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e gore caiz degildir. <:;:unku tan1kl1k yaplian
~ey mektubun ic;erisinde yazli1 olan ~eydir, mektubun kendisi degildir.
Ancak Ebo Yusuf (rh.a.) "istihsan" yolunu alm1~ "Mektup, tan1klann duymas1n1
istemedigi herhangi bir ko~ulu bunyesinde ta~1yor olabilir. Muhurlu olunca,
yap1labilecek ilave veya noksanliktan emin olur. Dolay1s1yla da bu mektup hakkinda
yap1lacak tanikl1k gec;erli olur" demi~tir.
Muhammed (rh a.), yine el-MebsOt'ta der ki: EbO Yusuf (rh a.) gore, mektup
ister muhurlenmi~ olsun, isterse olmas1n ona tanikl1k caizdir.
"Emall"de ise "Ebo Hanlfe ve Muhammed (rh.a)'e gore, ~ayet mektup
muhurlenmemi~ ise asla caiz degildir. EbO Yusuf (rh.a.)'a gore de, ancak tan1klar
mektupta ne yazlid1gin1 bilirlerse caizdir" demektedir.
Eger mektup muhurlu ise, o takdirde taniklara mektupta ne oldugunu
bildirmek ko~ul mudur? diye sorulursa, cevap ~udur: Bu konuda Ebo Yusuf
(rh.a.)'dan iki rivayet vard1r.
Nas1I nikah akdi mektupla kurulabiliyorsa, al1~-veri~ ve diger hukuki i~lemler
de, mektupla gerc;ekle~ir. Soylediklerimiz buna dahildir.
Erkek ve k1z lki tarafm da velisi olan veya iki tarafa da vekalet eden bir ki~i.
~ocugun tamklarm yanmda tek ba~ma akit yapabilir.
velisi bunlari
evlendirebilir Zufer (rh.a )'in goru~une gore; bu ki~i her ikisinin velisi ise caizdir, veklli ise caiz
mi?
degildir.
Zufer (rh.a ); nikah, t1pk1 al1~-veri~ akdi gibi her iki tarafin kar~1i1k ('1vaz) verdigi
bir akitdir. Dolay1s1yla al1m-sat1m gibi, iki taraf ad1na bir ki~i taraf1ndan yapliamaz,
der. Bu k1yast1r; nassa da uygundur. Nas, Rasulullah (s.a.v )'dan rivayet edilen ~u
hadis-i ~eriftir
J~
,
l:U.L! - ~1 - - -::..1~ c
- J f$JJ . -
- ' ~ kJ·t
• LL- ~ ..J · '- · - r~ I ~IS:;- u-
o~ 1<
"Dort kimsenin haz1r o!mad1g1 bir nikah, zinad1r. Bunlar: Nikah talep eden
erkek, kadmm velisi, iki adi! tanik. "30
$afil (rh.a.) de bu rivayetin benzerini delil alarak, bir ki~inin iki tarafa da vekll
olmas1 durumunda onun sozuyle akdin tamam olmayacag1n1 soyler. <:;:unku; iki
taraf1n bir ki~iyi vekll tayin etmesinde bir zorunluluk (zaruret) yoktur. Bir ki~inin iki
taraf1n velisi olmas1 ise boyle degildir. <:;:unku akdin yururluge girmesi ic;in velinin
[5/18] sozunun gec;erli olmas1nda zaruret vard1r. Burada en c;ok yapabilecegi,
30
Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra,
Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 27
taraftarlardan birisi ad1na, bir ~ahs1 vekll etmesi onun da kendi yerine gec;mesidir.
0, dinen iki taraf1nda da velisidir. Bizzat kendisi akit yapabilir.
Bu, baban1n, oglunun mal1n1, piyasa degeriyle kendine satmas1nin caiz oldugu
yonundeki Hanefi goru~unun bir benzeridir. Goru~unuze gore bu akit caizdir. Arna
ba~kas1na satmas1 caiz degildir.
"Nikah/amak istediginiz yetim kadm/ar... " (en-Nisa, 4/127) ayet-i kerlmesi de,
velinin, velisi oldugu k1z1 kendine nikahlayabilecegine delildir.
Bir rivayette belirtildigine gore, Ali (r.a )'dan huzuruna getirilen ya~l1 bir adamla
beraberindeki bir k1z c;ocugu hakk1nda hukum vermesi istendi. 0 da "Bu k1z
c;ocugunun hikayesi nedir?" diye sordu. Adam "Bu amcamin k1z1; buluga erince
benden yuz c;evireceginden korktum ve onunla evlendim" dedi. Bunun uzerine Ali
(r.a.): "E~inin elinden tut ve git" buyurdu.
Bu konudaki akli delil de ~udur: Akit yapan ki~i. nikah konusunda elc;i, ve
birisi adina soz soyleyicidir. Bir insan, bir ki~i ad1na konu~ma yetkisine sahip
olabiliyorsa, iki ki~i ad1na da soz sahibi olabilir.
K1yasin deliline gelince, akdi yapan ki~i nikah akdini, iki e~e dayand1rmak
(izafe etmek), zorundad1r. Nikah akdiyle, al1~-veri~ akdinin aras1ndaki fark bu
noktada ac;1ga c;1k1yor. Al1~-veri~te, akit yapan bu akdi ba~kas1na dayand1rmak
zorunda degildir. Dolay1s1yla akdi yapan, bizzat akit yapand1r, ba~kas1n1n sozunu
dile getiren degildir.
Bu meselenin daha fazla ac;1ga kavu~turulmas1 ~oyle olabilir: al1m-sat1mda
akde bagl1 haklar ve sorumluluklar (hukuk), akdi yapana yoneliktir. Bir kimse iki
taraf ad1na bizzat akit yaparsa bu, hukumlerin yer yer c;eli~ki olu~turmasina neden
olur. (:unku hem bedel isteyen hem istenen, hem mal1 teslim eden hem teslim
alan, hem davac1 hem de daval1. .. olabilir. Nikah da ise, akitle ilgili hukuk, bizzat
akdi yapana yonelik degildir. Dolay1s1yla da hukumlerin c;eli~mesine neden olmaz.
28 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bunun ic;indir ki, baba, c;ocugunun mal1n1 kendisine satabilir. <:unku c;ocugu
uzerinde velayet hakk1 nedeniyle, c;ocuk yonunden, akdin hukuku onu baglar.
Nitekim c;ocuk bulug c;ag1na erdiginde, akitle ilgili husumet hakk1, babaya degil
c;ocuga aittir. Babanm mal1 ba'.;)ka birine satmas1 ise bunun aksinedir. <:unku
sonuc;ta hukumlerin c;eli'.;)mesine neden olmaz.
Meselenin izah1 ?Udur. al1m-sat1m akdi, ancak mala kar?I verilecek bedelin
(semenin) belirtilmesi ile gec;erli olur. Bir ki?i iki taraf adma da akdi ustlenirse,
semeni hem art1rmak isteyen hem de eksiltmek isteyen konumundad1r. Bu da caiz
olmaz. Nikah akdi ise, mehir belirlenmeden de gec;erli olur. lki taraf ad1na bu akdi,
bir ki?i de gerc;ekle?tirse anlat1lan sak1ncaya gotUrmez.
Buna dayanarak; lbni Sema'a, "Kitabet" bahsinde Muhammed (rh.a.)'den: Bir
kimsenin bizzat kendisi her iki taraf ad1na bu akdi yapamayacag1n1, c;unku bu
akdin ancak bedelin belirtilmesi ile caiz olabilecegini, rivayet eder.
Ancak kuvvetli rivayete (Zahiru'r-Rivaye) gore caizdir. <:unku "mukatebe"
akdinde, akitle ilgili hukuk, akdi bizzat yapani baglamaz. Aksine, nikahta oldugu
gibi as1I taraf1n nzas1n1 dile getiren bir kimse say1ilr.
Yukanda anilan hadls-i '.;)erifte onlar lehine delil yoktur. <:unku boyle bir
nikahta da anlam itibanyla dart ki?i haw olmu?tur. Eger iki ozellik bir ki?ide
toplanm1?sa, her bir ozellik kendi ba'.;)1na dikkate al1nacag1 ic;in, o manen iki ki?i
yerindedir.
Bir ki?i, iki taraftan sadece birinin velisi veya veklli olup, obur taraf adma da
ondan izinsiz akit yaparsa, (fuzull ise) yahut da iki taraftan hic;birinin velisi de, veklli
de olmay1p, fuzull olarak taniklar onunde iki taraf aras1nda nikah k1ysa ve bu haber
e'.;)lere ula'.;)t1g1nda akdi onaylarlarsa, bu akit Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'e
gore caiz degildir.
Ebu Yusuf (rh.a.)'un ilk goru?Li de boyledir. Diger bir goru?Line gore ise,
caizdir.
Ayni '.;)ekilde, bir erkek, bir kadma hic;bir kimseyle evlilik talebi ula?t1rmadan,
taniklar onunde; "Tanik olun ben filan kad1nla evlendim" dese de bu haber kad1na
[S/19] vard1g1nda onaylasa; yahut da bir kad1n, bir erkege hic;bir kimseyle evlilik talebi
ula?t1rmadan: "Tan1k olun ben kendimi filan kimseye nikahlad1m" dese, bu haberi
de erkek duyunca onaylasa, bu meselede de bir onceki meseledeki goru? aynilklan
vard1r.
Vekll veya veli olmayan "Fuzull" birisi, ba?kas1 adma, uzakta olan kimse ic;in,
yap1lan icab1 kabul etse, bu akit as1I ?ahsm onay1na bagl1 olarak kurulmu?tur. 0
ki?i, onaylad1g1 zaman gec;erlilik kazan1r. Alimlerimizin bunda goru? birligi vard1r.
Ebu Yusuf (rh.a.): "Sonraki onay, ba?taki izin gibidir" der.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _29
Ba~tan ald1g1 izin dikkate al1narak bir ki~inin sozO, nikah konusunda tam bir
akit olabiliyorsa, akitten sonraki onayla da akit olur. Bu, mal kar~ll1g1 bo~ama veya
mal kar~1l1g1 koleye ozgOrlOgOnO vermeye k1yaslad1r. Bu sahada da bir ~ahs1n sozO,
izne dayal1 olarak tam bir akit olabiliyorsa, izin olmad1g1nda da, mecliste
bulunmayan ama ad1na akit yapllan ~ahs1n onayina bagl1 olarak akit olur.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a) ~oyle derler: Nikah 1vazl1 (kar~1l1kl1 bedel
verilen) bir akittir ve fesih ihtimali ta~1r. Dolay1s1yla boyle bir akitte, bir ki~inin sozO,
akdin yans1n1 olu~turur. Akdin yans1 da, akit meclisinin otesine bagl1 olarak
beklemez. Nitekim ali~-veri~ akti de boyledir. Bo~ama ve kale azad1 ise farkl1d1r.
Bunlar gerc;ekle~tikten sonra fesh ihtimali yoktur.
Daha net soylemek gerekirse ~oyle ifade edilebilir: Bir erkegin "Filan kad1ni
~unun kar~ll1ginda bo~ad1m ", veya bir kimsenin; "Filan kolemi ~u mal kar~11ig1nda
ozgOr klld1m", dese bu, kar~1 taraf1n kabulOne bagl1 bir sozlO tasarruf olur. Bu
kimselerin, bu akitleri bir ko~ula baglamalan gec;erlidir. Kendilerine ula~t1g1nda
onlar da kabul ederlerse, ko~ul yerine geldigi ic;in bo~ama veya azad gerc;ekle~mi~
olur. Nikahta ise, bir erkegin; "Filan kad1n1 nikahlad1m ", demesi ko~ula bagl1
olarak gerc;ekle~mez. (OnkO nikah, ko~ula bagli olmay1 kabul etmez. Boyle olunca
bu cOmle, akdin yans1n1 olu~turur.
Koca, kans1n1n oldugu bir yerde; "Seni ~u kadar mal kar~i11nda bo~ad1m"
dese, kadin da cevap vermeden meclisten kalk1p gitse, kocasin1n sozO gec;ersiz
olur. Boyle bir hadise bu c;erc;eveye girmez. Kad1n1n cevap vermeden kalk1p gitmesi
akdi iptal eder. Eger ko~ula bagl1 olarak kalacak olsayd1, kad1nin meclisi terk
etmesiyle gec;ersiz olmazd1. (OnkO ko~ula bagl1 olan meseleler aras1nda, ko~ulun
mecliste gerc;ekle~mesine bagl1 olanlar da vard1r. Bir kimsenin, kans1na; "Arzu
ediyorsan bo~sun" demi~se, kad1nin bo~ olmas1 bu arzunun mecliste belirtilmesine
bagl1d1r. Onceki mesele de bunun bir benzeridir.
Bir kimse iki taraf ad1na gorevli ise, bunun aksinedir. (OnkO burada soyledigi
sozler, adlanna konu~tugu ki~ilere intikal eder. Onun sozleri, onlann sozleri yerine
gec;er. Akit de manen iki kimseyle tamamlanm1~ olur.
Ozerinde durdugumuz konuda ise, sozleri ba~kasina intikal etmez. (OnkO
onlar taraf1ndan gorevlendirilmi~ degildir. SozO kendisini ileri gec;miyorsa, akdin
ancak yans1 olur.
Buna delil ~udur: Bir erkek, yaninda olan bir kad1na; "Seni nikahlad1m" dese,
bu akdin yans1 olur. Kadin cevap vermeden meclisten kalk1p giderse, akit art1k
kad1nin onay1na bagl1 olarak beklemez. Ayni ~ekilde, adam ayni sozleri kad1n
mecliste yokken soylemi~se, soyledigi soz akdin yans1 olur.
Eger nikah akdi, iki fuzOli aras1nda cereyan etse, birisi erkek adina teklifte Fuzulinin
evlendirmesi
bulunup, obOrO de kad1n ad1na kabul etse ve bu haber kad1na ve erkege
ula~t1g1nda onlar nza gosterip onaylarlarsa, boyle bir akit caiz olur.
30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
c;:unku; akit iki ki~i aras1nda cereyan etm1~t1r. Bu iki ki~i vekll olsalard1
sozleriyle akit, tam bir akit olacakt1. Ki~iler fuzOll olduklannda da, sozleri taraflann
onaylanna bagl1 olarak akit olur.
Mehri alma Nikah akdi yapan, ister ad1na akit yapt1g1 kimsenin velisi isterse veklli olsun,
hakk1
kad1n1n izni olmadan onun mehrini alamaz. c;:unku o, daha once de ac;1klad1g1m1z
gibi sadece ba~kas1 ad1na meseleyi dile getiren bir kimsedir. Akitle ilgili hukuktan
hic;biri onunla baglant1l1 degildir. Ozerine akit yapilan ~ey (ma'kudun aleyh)
kendisinden istenemedigi gibi bedeli de teslim alma yetkisi yoktur.
Erkegin veklli de, mehirden herhangi bir ~ey odemek zorunda degildir. Ayn1
[S/20]
~ekilde ma'kudun aleyhi alma hakk1na da sahip degildir. Ali (r.a) "Mehir, kadmla
yatma hakktm e/de edenin Qzerine du~er." diyerek buna i~aret etmi~tir.
Ancak baba, erginlik ya~1n1 doldurmu~ bir k1z1nin mehrini alabilir. Daha once
de belirttigimiz gibi bu "istihsan" yoluyla caizdir.
Evlilikte el~i Bir kimse, bir kadma elc;;i gondermi~se, bu elc;;inin ozgur veya kole,
gonderme
kuc;;uk veya buyuk olmas1 fark etmez.
c;:unku elc;ilik gorevi, gonderenin sozlerini, haber gonderilen kimseye
ula~t1rmakt1r. Bu insanlardan her biri de anla~il1r bir soz soyleyebilir. Dolay1s1yla elc;i
olabilirler. Nitekim, Suleyman (a.s.) Hudhud'u, mektubunu Belk1s'a ula~t1rmas1 ic;in
elc;i yapt1. Temyiz gucune sahip olan insan bu goreve elbette daha uygundur.
Elc;i haberi ula~t1rd1ginda kad1na; "Filan sen den kendisiyle evlenmeni istiyor"
der. Kad1n da; "Ben de evliligi kabul ettim" der, bu nu tan1kland1msa, erkek de bu
elc;iligi dogrularsa veya kadin dogrulugunu ispat ederse, bu evlilik caizdir. c;:unku
elc;i, kad1na kendisini gonderenin haberini ula~t1rm1~t1r. T1pk1 kendisi gelmi~ ve
tan1klar onunde kendi istedigini dile getirmi~ gibidir. Tan1klar kad1n1n buna
cevab1n1 duymu~lard1r. Akdin taraflannin sozlerinin duyulmas1yla nikah kurulmu~
olur.
Ancak adam, elc;i gonderdigini inkar eder, kadin da ispat edemezse, adamin
sozu gec;erlidir. Aralannda nikah yoktur. c;:unku, elc;ilik ispat olunamay1nca, kadina
bu haberi getiren "fuzOll"(yetkisiz) durumuna du~mu~tUr. Koca da yapt1g1na nza
gostermemi~, dolay1s1yla aralannda nikah olu~mam1~t1r.
El~inin Elc;i, kad1n1 kendisine mehir garantisi vererek (mehre kefil olarak) adama
mehre kefil nikahlar ve "Bana boyle emretti" der, erkek de bu nu ikrar eder veya kad1n kocanin
olmas1
o ~ahsa vekalet verdigini ispat ederse nikah akdi kocay1 baglay1c1d1r. Elc;inin
kefalete ehil olmas1na bir engel yoksa, kefalet kendisini baglar. c;:unku mehri
odemeye kefil olmu~tur. Kefil de yukumlulugunu yerine getirmekle mukelleftir.
Eger, erkek inkar ederse, ve vekalet verdigine dair bir delil de yoksa, onceden
de belirttigimiz nedenlerle aralannda nikah yok sayil1r. Bu durumda kad1n, elc;iden
mehrin yans1n1 allr. c;:unku o, adam1n kendisini nikah ic;in vekll ettigini ikrar
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _31
etmi~tir. Bu nikah caizdir, odeme de gerekli olmu~tur. Bir insanin kendi aleyhine
yapt1g1 ikrar gec;erlidir.
"Kitabu'l-Vekale"de ~oyle denilmektedir: Bu durumda elc;i, kefalet hukmu
geregi butUn mehri odemekle mukelleftir.
Denildi ki: Burada soyledigimiz, EbO Hanlfe (rh.a)'nin goru~udur. EbO YOsuf
(rh.a.) da once bu goru~u benimsiyordu. Kitabu'l-vekale'de soylenen ise EbO
YOsuf'un sonraki goru~udur. Muhamed (rh.a.) de bu goru~tedir. Bu farkl1 goru~ler
~u konudaki goru~ aynl1g1na dayanir:
EbO Hanlfe ve EbO YOsuf (rh.a )'un ilk goru~une gore hakimin hukmu, hem
d1~ta (zahiren) hem de ic;te (batinen) gec;erlidir. Burada cinsel ili~ki olmadan verdigi
aynl1k karan gec;erlidir. Bu durumda da mehrin yans1 kocadan du~ecegi ic;in
kefilden de du~er.
EbO YOsuf (rh.a.)'un sonraki goru~une gore - ki bu ayn1 zamanda Muhammed
(rh.a.)'in goru~udur- hakimin hukmu batinen gec;erli degildir. Dolay1s1yla mehrin
tamam1 kocaya gerekli olur. Kefil de ikran nedeniyle mehir kendisinden istenir.
Denildi ki; bu meselede iki rivayet vard1r. Kitabu'l-vekale'deki rivayetin delili
~oyledir. Koca nikah1 kokunden inkar etmektedir. Nikah1 kokten inkar, bir bo~ama
degildir. Dolay1s1yla kefilin zann1 nedeniyle mehirden hic;bir ~ey du~mez.
Buradaki rivayetin delili ise ~udur: Koca, mehrin kendisine gerekli oldugunu
inkar etmi~tir. Onun yapacag1 bir ~ey nedeniyle mehrin yans1ni da kendisinden
[5/21]
du~urme hakk1 vard1r. O halde du~urmeye imkan buldugunu du~urur. Kocadan
mehrin yans1 du~unce, zorunlu olarak kefilden de du~er. Bunun ic;indir ki, kefil
mehrin yans1n1 oder, ~eklindedir.
Eger elc;i; "Bana kefalet vermedi ama ben onu evlendiriyorum. Onun
verecegi mehre de kefilim" der ve akdi yaparsa, sonra koca akdi onaylarsa
akit caizdir. Mehir kocanm borcudur.
c;:unku, sonraki onay, ba~lang1c;taki izin yerindedir.
Koca, nikah1 onaylamaya yana~mazsa, elc;iye kefaletinden dolay1 hic;bir ~ey
gerekmez.
c;:unku; kocan1n nikah1 reddetmesiyle, astl neden (nikah) ortadan kalkar.
Haliyle hukmu de ortadan kalkar. Bu hukum mehrin gerekliligidir. Kocan1n
gerc;ekten beraati, kefilin de beraatini zarOri k1lar.
Bir kimse, bir elc;iyi, belirli bir kadma gondererek, miktanm tayin ettigi Kocanm
bir mehirle kendisiyle evlendirmesini istese, elc;i de mehri art1rarak belirledigi
mehri,
evlendirse, koca isterse bu evliligi onaylar, isterse reddeder.
el~inin
c;:unku elc;i, kendisine emredilene uygun olmayan bir ~ey yapm1~tir. Sanki art1rmas1.
vekaletsiz bir akit yapm1~t1r. Dolay1s1yla bu akit, erkegin onay1na bagl1 kal1r.
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Nikaha vekil Bir kimse, bir ~ahs1, kendisini bir kadmla evlendirmesi ic;in vekil tayin
olanm, etse, o da o kadmla evlense ve mehre kefil olsa ve odese bu, caizdir. Vekil
yetkisi
olmadan odedigi mehri kocadan isteyemez.
mehri
<::unku ona emri olmadan kefil olmu~ ve odemi~tir. Nikah hususundaki
iidemesi
vekaleti, mehri ustlenmeye de vekalet vermesi anlam1na gelmez. Nikahta vek'il, el<;i
ve koca ad1na meseleyi dile getirendir. Akdin hukmunu ustlenen degildir. Nitekim
birisinin borcuna, onun emri olmadan kefil olan bir kimse, bu borcu odese,
odedigini bor<;ludan isteme hakk1 yoktur. <::unku teberru olarak kefil olmas1,
teberru olarak odemesi gibidir. Arna koca, vek'ile kefalet i<;in emir vermi~se, odeme
i<;in kefalet vermesinde oldugu gibi, vek'il kocaya donebilir.
[s12 21 Vekil, akdi taniklar oni.inde yapm1~sa, vekil tayin edili~i taniklar
oni.inde olmasa bile, bu akit caizdir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 33
<;:i..inki..i nikah i<;in vekll etmek nikah degildir. Taniklann bulunmas1, nikah
Nikah i~in
akdinin ko~ullanndand1r. Nikahta tan1k bulunmas1 ko~uldur. <;:i..inki..i bu akitle koca, vekalet
kad1na cinsel temas hakk1na sahip olur. Bunun onemini gostermek i<;in, sadece verilirken tamk
gerekmez.
nikahta tanik ko~ul k1linm1~t1r. Bu, vekll tayin etmede mevcut degildir. Cinsel
yararlanmaya da vekll tayin edilmekle sahip olunmaz. Nikahtaki vekll diger
akitlerdeki vekll gibidir.
Erkekle gerdege, evlendigi kadm degil de bir ba$kas1 sokulsa, o da Ki~inin,
kadmla ili$kide bulunsa, bu kadmm mehrini vermesi gerekir. yanh~hkla
kansmdan
<;:i..inki..i
"Hanim1n budur" diyen bir habercinin haberi i..izerine, nikah ba~ka bir
kadmla
~i..iphesiyle kad1na yakla~m1~t1r. Muamelat hukukunda tek ki~inin haberi delil
gerdege
olu~turur. Dolay1s1yla had cezas1n1 di..i~i..iren bir ~i..iphe olu~mu~tur. Had di..i~ti..igi..i girmesi
zaman, mehir gerekli olur. Kad1n iddet beklemek zorundad1r. Bu ili~kiden dolay1
<;ocuk olursa <;ocugun nesebi adamdan sabit olur. Kad1n, bu meseledeki iddeti
esnas1nda, diger iddet bekleyenlerin sak1nd1klan ~eylerden sakinmak zorunda
degildirler.
$ilphe ile
Ali (r.a.), nikah ~i..iphesiyle gerc;ekle~tirilen bir ili~ki hakk1nda, bunun bir benzeri kurulan
ile hi..ikmetmi~tir. ili~kiden
sonra
"Hidad", nikah nimetinin ortadan yitirili~ine olan i..izi..inti..iyi..i belli etmektir. Bu kadmm yas
anlam, ~i..ipheyle olan ili~kide yoktur. tutmas1
Chidad)
Bu iddet esnas1nda erkege kadin1n nafakas1 da gerekli degildir. <;:i..inki..i
nafaka, nikahla sabit olan mi..ilkiyet nedeniyle gerekli olur. Bu da, ~i..ipheyle olan
cinsel ili~kide yoktur. lddet esnasinda, nikah1n asl1na dayal1 olarak sabit olan bir $ilphe ile
nafaka kal1r. Bu durumda ise kad1n, zaten nafaka hak etmemi~tir ki iddet kurulan
ili~kiden
esnasinda da sabit kalsin. sonraki
Erkek, verecegi mehri, kad1n1 odas1na sokandan alamaz. <;:i..inki..i mehir iddette,
kadmm
kad1ndan ald1g1 ~eye kar~il1k gerekli olmu~tur. Bu ald1g1 ile zevke ula~an odur. nafakas1
Dolay1s1yla o zevkin bedelini ba~kas1ndan alamaz. Haberci, yalan haber verirken bir
~eye kefil olmam1~t1r. Bu akit, aldanma akitlerinden biri olmu~tur. Aldanan kimseye
de, aldatana donme hakk1 yoktur. Bu, t1pk1 birisinin yolun emniyetli olduguna dair
verdigi haber i..izerine o yoldan giden, sonunda da h1rs1zlar taraf1ndan soyulan
kimse gibidir.
Kendisiyle gerdege sokulan kadm, nikahland1g1 e$inin annesi olsa,
aralarmda evlilik akrabahg1 (s1hriyyet) dogdugu ic;in, e$i kendisine haram
olur.
Koca taraf1ndan olu~an bir nedenle, cinsel ili~ki olmadan aynld1klan ic;in,
kocanin mehrin yans1n1 vermesi gerekir. Daha once belirttigimiz gibi, verdigi mehri
hie; kimseden alamaz.
34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Erkekle, Eger zifafa sokulan kadm, evlendigi hanimm k1z1 ise, evlilik akdi
nikahland1g1
kadmm
yapt1g1 kadm, olu~an s1hriyyet nedeniyle kendisine haram olur. Bu
annesinin durumda gerdege girdigi k1zla evlenebilir.
zifafa
sokulmas1 c;:unku anneyle yap1lan salt nikah, uvey k1z1n1 kendine haram kilmaz. Arna
kendisiyle gerdege girdigi kad1n1n annesiyle evlenemez. c;:unku k1zla gerdege
girmek, anneyi ebediyyen haram k1lar. Bu, birinci meselede soylenenin aksinedir.
Orada ger;erli akit k1zla yap1ld1g1, cinsel ili~ki annesi ile kuruldugu ir;in o
kad1nlardan, hir;birisiyle evlenemez.
~ayet ili~ki kurulan kad1n, evlendigi kad1n1n k1z karde~i veya kan bag1 olan bir
akrabas1 olsa, bunlar iddetini bitirmedigi surece han1m1na yakla~amaz. c;:unku k1z
karde~ cinsel ili~ki nedniyle bu erkekten iddet beklemektedir. Eger kans1na
yakla~acak olsa, ayn1 zaman diliminde iki k1z karde~le ili~ki durumunda olur ki, bu
da caiz degildir.
Dogrulan en iyi bilen ~uphesiz ki Cenab-1 Allah't1r.
E~LERiN DENKLiGi
Nikahta denklik (kefaet) neseb (soy) ar;1s1ndan muteberdir. Ancak Sufyan Es-
Evlilikte
soyda Sevrl (rh.a) bu goru~te degildir. O; "Soy bak1m1ndan denklige itibar edilmez" der.
denkligi
kabul Sufyan Es-Sevrl (rh.a.)'nin, Arap as1ll1 oldug1 ir;in alr;ak gonulluluk gosterip Arap
etmeyenler olmayan Muslumanlan kendine denk gordugu soylenir.
ve delilleri.
EbQ Hanlfe (rh a.) Arap as1lli degildi . O da alr;ak gonulluluk gostermi~ ve
kendini Arap as1ll1 olanlara nesep ar;1s1ndan denk (kufUv) gormemi~tir.
"/nsanlar, bir taragm di~leri gibi e~ittirler. Arabm Arap olmayana bir OstOn!OgO
yoktur. Ostan!Ok ancak takva iledir, "31 hadis-i ~erifidir.
Bu hadis-i ~erifi, ~u ayet-i kerlme te'yld etmektedir :
~ f51Zr~I~ ~}t ~l t
"Muhakkak ki Allah katmda en degerli olanm1z, O'ndan en r;ok
korkanm1zd1r. " (el-Hucurat, 49/13)
Yine, Efendimiz (s av.):
"Hepiniz Adem 'in r;ocuklansm1z. Sizden her biriniz bir 6/r;egi do/durmaya
yakla~m1~ ama dolduramam1~s1mzd1r. (birbirinize r;ok yakmsm1z) "32 buyurmu~tur.
Ayni ~ekilde Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:
32
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/158; Taberan1, el-Mu'cemu'f-kebir, XVll/295; Heysem1, Mecmau'z-
zevaid, Vlll/163; Ali el-Muttak1, Kenzu'f-ummal. 1/454.
33
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11n; Muslim, Fedailu's-sahabe 60; lbn Mace, Fiten 16; Tirmiz1, Emsal 7.
34
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/252; lbn Mace, lftitahu'l-Kitab 17; EbO DavOd, llim 1; Tirmiz1, K1raat
10.
35
lbn Mace, Nikah 46; Tirmiz1, Nikah 3; Hakim. Mustedrek, 111179; Beyhaki, es-Sunenu'l-kabra. Vll/82.
36
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/58; Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir, V/59; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/470.
36_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
~ J~ l.ll 0~
"Mu'min kendini zillete du~uremez, ,,4o buyurmu~tur.
Zillet ifade eden ~eylerden ancak zorunlu olanlara cevaz verilmi~tir. Bir kad1n1n
kendine denk olmayan bir erkegin e~i olmas1, a~in zillettir. Bu a?1nilkta da
zorunlutuk yoktur. Bunun i~in, denklik muteberdir.
37
Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, Vll/134; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/190; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/504.
38
Taberan1, el-Mu'cemO'l-evsat, 1/6; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/133.
39
Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, Vll/82; Sa\d b. Mansur, SOnen, 1/191.
40
Ebo Ya'la, MOsned, 11/536; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vll/536.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 37
.J\..o..,~\
- -~ 0-'.! ;
: ~y;j1 ~
.
"Araplan sevmek 'imandand1r. "41 buyurmu~tur.
Bir ba~ka hadis-i ~erifte ResOIOllah (s av), Selman (r.a.)'a;
. ·...~ '1
~
41
Hakim, Mustedrek, IV/97; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, X/25; Ali el-MOttak1, Kenzu'/-ummal, Xl/825;
Acl0n1, KesfU'/-hafa, 11/87.
38 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Araba "Bana buguz etme" buyurmu~tu. Selman (r.a) ~a~k1nl1k ic;inde; "Sana nas1I
bugzetmek
bugzederim? Allah beni hidayete seninle erdirdi" deyince;
, }• • o!~ ~ ,. ::_ ;! '· • o!
~-r'~
Dindeki Arap asill1 olmayan birisinin babas1 ve dedesi Musluman ise, o pe~pe~e on
denklikte atas1 Musluman olan kimseye denktir. Cunku neseb, baba ve dedeye intisapla
baba ve
dedenin tamamlanm1~ olur. Kimin ki baba ve dedesi Muslumand1r, onun islamda sahih bir
durumu nesebi vard1r. Sadece kendisi Musluman olan bir kimse, Musluman babas1 olan
birine denk sayilmaz. Babas1 Musluman olan bir kimse de, babas1 ve dedesi
Musluman olan birisine denk kabul edilmez. Cunku bu kimse nesebini belirtmek
ic;in, kafir olan dedesini anmak zorundad1r. Bu da yasaklanm1~t1r. Cunku rivayet
edildi ki; bir kimse cahiliye donemdeki dokuz atas1ni ardarda say1nca,
Efendimiz (s.a.v) onun ic;in;
Ancak bu, o ~ahs1n bunu kendini tan1tmak ic;in degil, boburlenmek ic;in
Ozgiirliik soyledigi zaman boyledir.
yoniinden
denklik 2 -Ozgurluk (hurriyet)te denklik.
Bir kale, aslen ozgur olan bir kadina denk degildir. Ayn1 ~ekilde, koleyken
azad edilmi~ (bzgurluge kavu~turulmu~) birisi de, aslen bzgur olan bir kad1na denk
[S/25]
42
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/440; Tirmiz1, Menak1b 69; Hakim, Mustedrek, IV/96; Taberan1, el-
Mu'cemu'l-kebir, Vl/238.
43
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/134; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/190; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/504.
44
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/134; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, 1/141; Heysem1, Mecmau'z-
zevaid, Vlll/162.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 39
degildir. Babas1 azadl1 kale olan birisi de, babas1 ve dedesi ozgur olan bir kad1nin
dengi degildir. (:unku kolelik, kufUr izlerinden bir izdir. Bunda da zillet anlam1
vard1r. Daha once bahsettigimiz ac;1dan bakinca bu da dinin asl1 mesabesindedir.
Ebu Yusuf (rh.a.)'un: "Sadece kendisi Musluman olan veya ozgur olmu~ bir
erkek, kad1n1n nesepteki ustLinlugune kar~il1k gelecek guzel hasletler elde etmi~se
ona denk say1l1r" dedigi nakledilmi~tir.
3 - Mal ac;1sindan denklik.
Bir kad1n1n mehrine ve nafakasina gucu yetmeyen bir kimse, o kad1na denk
degildir. (:unku mehir, kadin1n kendisinden cinsel yararlanmay1 sunmas1n1n Mal
yoniinden
kar~1l1g1d1r. Nafakayla da ihtiyac;lanni saglar. Kadinin bunlara olan ihtiyac1 kocan1n denklik
soyuna olan ihtiyac1ndan daha fazlad1r. Kocan1n soyunun du~uklugu ile denklik
yok oluyorsa, mehir ve nafakadan acizligiyle bncelikle yok olur.
Ebu Yusuf (rh a )'dan bir rivayette, ~byle dedigi nakledilir: "Kad1n1n muaccel
(pe~in) mehrini vermeye erkegin gucu yetiyor ve kazanarak gunu gunune
nafakas1n1 saglayabiliyorsa, kad1na denk say1l1r".
Bir kimsenin mehre ve nafakaya gucu yetiyorsa, kad1n c;ok fazla mal-mi.llk
sahibi olsa bile ona denk kabul edilir. lmamlardan sonra gelen alimlerden
(muteahhirln) bir k1sm1, Ay~e (r a )'nin;
,~'-=!"
- ~ r :~i 111 . .:..J"
. J} ,':'::!'"
. .~ Jw111...::.~r
- - J
"Mal sahibini heybet!i, ma!dan yoksun o!am da boynu bukuk ve hor durumda
gordum, "45 hadisine dayanarak denklikte mal c;okluguna itibar ediyorlar. Ay~e (r a),
"Dunya du~kununun hasebi (soyu) mald1r." demi~tir.
Dogru olan mal c;okluguna itibar edilmemesidir. (:unku mal-mulk c;oklugu
asl1nda yerilmi~tir. Rasulullah (s.a.v):
. .. .. .,. .. .. ~ .. .. ,, ...
-- ; Ju CJ"
liliJ" lili : .J\.4.J ~ - )I I .J ,. ~ I ..!lli
• J_r,
"Ma! c;ogaltanlar he/ak o!du. Ancak, ma/Jyla ;u ;uraya ;u buraya ... diyen!er
haric;. "46 sbzuyle tasadduk etmeyi kastetti.
4 - Sanatlarda denklik.
Ebu Hanlfe (ra )'den buna asla itibar edilemeyecegi rivayet edilmi~tir. Ebu
Sanatta
Yusuf (rh a )'dan rivayet edilen ise, itibar edilecegidir. Ona gore deri tabaklay1c1s1, denklik
kan al1c1 kimseler, el dokumac1, supurgeci .. , kuma~c;1 ve attarlann k1z1na denk
kabul edilmezler.
45
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/1 O; lbn Mace, Zuhd 24; Hakim, Mustedrek, 11/177.
46
Abdurrezzak, Musannef, Xl/283; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/428; lbn Mace, Zuhd 8; Ali el-
Muttak1, Kenzu'l-ummal, Vl/558.
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
Sanki EbO Yusuf (rh a), bu konuda orf ve adetlere itibar etmi~tir
Bir hadis-i ~erifte de Rasulullah (s av)
gec;erli olarak yapllm1~t1r. Akdin gec;erli olarak tamamlanmas1nda, veliler ic;in bir
zarar yoktur. Zarar, akdin baglay1cil1g1nda (luzumunda)d1r. Boyle olunca, sahih bir
akdin butlin hukumleri onun ic;in de gec;erlidir.
Hakim aynl1ga hukmedince, bu bo~anma degildir. Nikah1n asl1n1 kald1rmad1r
(fesihtir). Bo~ama ise, nikahta bir tasarruftur. Bize gore, nikahin asl1n1 fesih olan,
onda tasarruf degildir. ~unku bo~ama hakk1 kocaya aittir. Hakim ne zaman koca
ad1na aralanni ayinrsa o zaman bo~ama olur. Buradaki aynl1k da koca ad1na
yapllm1~ degildir.
~·.)~
\' ) , ,.
-.zt.oh
'-"-~ .
48
Abdurrezzak, Musannef, Vlll/405; Tirmizi, BuyO' 35; benzer rivayetler i~in bkz. Muvatta, Mukateb 1-
2, Eba DavOd, ltk 1.
4Z_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
olan iki ki~iden birisinin hakkindan vazge~mesi k1sas hakk1 olan iki veliden birisinin
kar~1 taraf1 affetmesi gibidir. Bu i~lemler, kendi hakk1nda ge~erlidir ama diger hak
sahiplerini baglamaz. Ayn1 ~ekilde bir kimse, birka~ ~ocugu olan bir anneyi zina ile
itham etse de bunu ispat edemese, ~ocuklardan birisi onu tasdik etse bile diger
~ocuklar kazf haddi (iftira cezas1) isteme hakk1na sahiptirler.
49
Eman I iJL.\ti: Sbzlukte; guven, guvence, guvenlik manalarina gelir. lstilahta ise; Islam ulkesine
(darulislam) girmek veya Islam ordusuna teslim olmak isteyen yabanc1 gayrimuslime (harb1) can ve
mal guvenligi saglayan taahhut veya akit.
50
lhsan lul...a.> )11: Ozgur ve musluman olup sahih bir nikah akdiyle gerdege girmi~ alma hali. Islam
hukukunda ise; kazf ve zina au~lari belirlenen had cezalarinm uygulanabilmesi i~in varl1g1 dinen
gerekli gbrulen niteliklerin bir ~ah1sta toplanm1~ olmas1ni ifade eder.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _43
Kadinin raz1 olmas1na gelince, onun ic;in sabit olan hak, velileri ic;in sabit olan
hak gibi degildir. (unku kad1n1n hakk1, kendini bir erkekle cinsel ili~kiye (istifra~)
sunmanin verecegi zilletten korumak ic;indir. Velilerin hakk1 ise, denkleri olmayan
biri evlilik yoluyla kendilerine katilmasina kar~1 soylann1 korumakt1r. Bunlardan biri,
digeri degildir. Onlardan birinin hakk1n1 du~urmesi, digerinin hakk1n1 da du~urmez.
Nitekim konunun sonunda in~aallah ac;1klayacag1m1z gibi, kad1n ic;in sec;im (h1yar)
hakk1 olan bir yerde bu hak, veliler ic;in sabit olmaz.
Cinsel temastan sonra hakim denkligin bulunmamas1 nedeniyle nikah1
feshedip aynl1ga hukmedince, kad1nin iddet beklemesi gerekir. lddet bekledigi
surece de nafakas1n1 koca saglamak zorundad1r. (unku kad1n nikah1n asl1ndan
dolay1 nafaka alma hakk1na sahip idi. Bu hak iddet devam ettigi surece kal1r.
Velinin aynl1k istemeyip susmas1, nikaha nza gostermesi demek degildir. Bir kadmm
Zaman uzar ve kad1n dogurursa, dilerse yine de davac1 olabilir. (unku bu onun dengi
olmayan
sabit hakk1d1r. Susmas1, kesinlik niteligi ile sabit olan bu hakk1 yok etmez. Aynca birisiyle
bu hakk1 kullanmak, davac1 olmaya ihtiyac; duyurur. Bir insan da her zaman evlenmesine
velinin
mahkemede has1m olmaya istekli olmaz. lmkan buluncaya kadar geciktirmesi, susmas1
hakk1n1 ortadan kald1rmaz.
Bir kadin1 velisi denk olmayan birisiyle evlendirse, sonra da onlan ay1rsa, daha Velinin bir kadm1
dengi olmayan
sonra da kad1n velisi olmadan ayn1 adamla evlense, velinin onlan tekrar ay1rma birisiyle
hakk1 vard1r. evlendirip
ay1rd1ktan sonra
(unku ikinci akid birinci akid degildir. Velinin birinci akde nza gostermesi, kadmm aym
ikinci akde nza gostermesi anlamina gelmez. Bu velinin, kadina denk olmayan bir ad am la
velisinden
adama nza gostermesi, kad1n1n daha sonra kendisini evlendirecegi bir ba~ka habersiz
adama raz1 olacag1 anlam1na gelmeyecegi gibidir. evlenmesi
Bir kad1n, dengi olmayan birsiyle evlense, sonra velisi gelip kad1nin mehrini
alsa ve ona c;eyiz haz1rlasa, bu, velinin nikaha nzas1 kabul edilir.
Velinin, dengi
(unku mehri almak akdin hukmunu tasdiktir. Bu da zorunlu olarak, akde olmayan
birisiyle
nzay1 ic;erir. R1zaya delil olacak bir eylemi bizzat yapmak, nzay1 ac;1k bir sozle evlenen
soylemek gibidir. Nitekim bunun gibi bir eylem, akdi onay (icazet) olarak kabul kadmm
mehrini almas1
edilir. Dolay1s1yla, gec;erli bir akde r1za anlam1na gelmesi daha da ustUndur.
Veli boyle yapmasa da kocas1yla, kadin1n nafakas1 veya mehrinin geri kalan1
hususunda, kad1ndan ald1g1 bir vekillikle davala~sa, k1yasa gore bu, nza sayilamaz. [S/28]
(unku o, burada kocanin mehir veya nafakadaki acizligini ortaya c;1karmak
Velinin,
ic;in davala~m1~t1r. 0 da, denkligin olmad1gin1n, gerekc;elerinden biridir. Denkligin kad1mn
yokluk gerekc;esini ortaya koymakla ugra~mas1, hakk1n1 du~urmek degil, hakk1n1 evlendigi
dengi olmayan
kesinle~tirmek olur. erkege, kadm
i~in nafaka
lstihsana gore ise, bu nikaha nza gostermek sayil1r. davas1 a~mas1
44 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
c;:onku o, mehir ve nafaka hakkin1 almak ic;in davala~1yor sayll1r. Hakk1 almak
da, akdi tamam kabul etme hukmune dayan1r. Bu husustaki davala~mas1, kadinla
erkek aras1ndaki nikah1n tamam olu~una rizas1 sayll1r.
Velinin Kad1n dengi olmayan birisiyle evlenip kocas1 ile gerdege girerse, velinin davac1
~ikayetiyle
hakim olmas1yla hakim, nikah1 feshedip aralar1n1 ay1rip, kocan1n mehir vermesine, kad1ni
tarafindan da iddet beklemesine hukmetse, daha sonra erkek, velinin izni olmadan iddeti
kocas1ndan
aynlan kadmm ic;erisinde kadinla tekrar evlense, hakim yeniden gerdege girmeden onlan tekrar
kocas1yla ay1rsa, EbQ Hanlfe ve EbQ Yusuf (rh a)' a gore, kad1n ikinci de fa tam mehir al1r ve
tekrar
evlenmesi yeni bir iddet bekler.
Muhammed (rh.a.)'e gore kadinin kocada mehir alma hakk1 yoktur, ilk iddetin
de geri kalan1n1 bekler.
ZOfer (rh a.) de, kad1na iddet gerekmeyecegi gorO?Ondedir.
Bir kimse, han1m1n1 ilk nikah1nda ikinci talakla bo?arsa, sonra iddeti ic;erisinde
tekrar evlenip onunla birle?meden tekrar bo?arsa, bunda da ayn1 ihtilaf vard1r.
EbQ Hanlfe ve EbQ Yusuf (rh a )'a gore kad1n ikinci mehiri tam olarak al1r ve
iddet beklemek zorundad1r.
Muhammed ve ZOfer (rh.a.)'e gore, ikinci mehrin yans1 verilir. Kadina iddet
gerekmez. Ancak Muhammed (rh.a )'e gore, ilk iddetin devamin1 beklemek
zorundad1r.
Bu gorO?,
~
~ pj L4 ~ ~! ~ p; ..l9j :;~ 01 fi ~ :;~ 0µ,
• "' I ' ; ,... " • • O - "" • ; "" I'"' ..
Bir erkek, bir kad1na kendini tan1t1rken, kendi isminden ba~ka bir isim, kendi
Erkegin
evlenirken soyundan ba~ka bir soy soylese, kad1n da onunla evlense, bu durumda uc; ~1k
soyunu vard1r :
gizlemesi
1 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesebten daha ustl.in olmas1.
Arap kabilelerinden birinden oldugunu soyleyip de sonradan Kurey~'ten
oldugunun ortaya c;1kmas1 gibi. Bu durumda ne kad1n1n ne de velilerin sec;im hakk1
yoktur. c;:unku kad1n onu kendisine soylediginden daha ustl.in bulmu~tur. Bu, bir
kimsenin kusurlu diye satin ald1g1, maim kusursuz c;1kmas1 gibidir.
2 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesepten daha du~uk olmas1 ve gizledigi
nesepte kad1na denk olmamas1.
Ornegin, Kurey~liyim diyerek Kurey~li bir kad1nla evlenmesi, sonra diger arap
[5/30] kabilelerinden veya Arap olmayan biri oldugunun ortaya c;1kmas1 gibi. Bu durumda
kad1nin sec;im (muhayyerlik) hakk1 vard1r. Eger o, raz1 olursa, aralannda denklik
olmad1g1 ic;in velilerin bu nikah1n bozulmas1n1 isteme hakk1 vard1r.
3 - Gizledigi nesebin ac;1klad1g1 nesebten daha du~uk, fakat gizlenen nesepte
kad1na denk olmas1.
Mesela, Arap kabilelerinden bir kad1nla, Kurey~li oldugunu soyleyerek
evlenmesi, sonra onun da diger arap kabilelerinden birinden oldugunun ortaya
c;1kmas1 gibi. Bu durumda, velilerin nikah1n feshedilerek evliligin sona erdirilmesini
isteme hakk1 ittifakla yoktur. c;:unku velilerin davac1 olma hakk1, denk olmayan
birinin, evlilik yoluyla kendilerine akraba olmas1n1n getirecegi an (utanc1),
kendilerinden uzakla~t1rmak ic;indir. Bu da burada yoktur. Ancak, biz Hanefilere
gore kad1nin sec;im hakk1 vard1r. Dilerse bu adamla evlilige devam eder, dilerse
ondan ayrll1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 47
Zufer (rh a.): Velilerin olmad1g1 gibi kad1n1n da sec;;im hakk1nin olmad1g1n1
sbyler. Gerekc;;esi, velilerin hakkin1n, denkligin bulunmas1n1 isteme hakk1 olu~udur
ki, bu da vard1r.
Ancak biz diyoruz ki; Kad1n, kendi lehine ek bir menfaati ko~ul olarak ortaya
koymu~tu. Bu da, ondan olacak c;;ocugunun halife olmaya uygun olmas1d1r. Bu
ko~ula ula~amayinca, kendisine sec;;im hakk1 dogar. Bu, bir kimsenin, bir koleyi
okuma-yazma biliyor veya f1r1nc1 (ustas1) diye satin al1p, sonra da bunlari
beceremediklerini gbrmesine benzer.
Bu kanaatteyiz c;;unku; bir kadin1n bir erkegin alt1nda olu~unda (istifra~) kad1n
ac;;1s1ndan bir zillet vard1r. Bir kad1n, olabilir ki kendinden daha ustUn nesebli birini
yataga almaya (istifra~a) riza gbsterir de, kendi emsali olan birisine raz1 olmaz. Onu
kand1rd1g1 ortaya c;;1kt1g1 zaman, kad1nin rizas1n1n da tam olmayacag1 ac;;1kl1k
kazanir. Bunun ic;;in de, velilerin aksine kad1na sec;;im hakk1 dogar. Velilerin sec;;im
hakk1, sadece denklik olmad1g1 zaman sabit olur.
$afil (rha)'nin bu meselede Lie;; gbru~u vard1r. Biri, bizimle ayn1. Biri Zufer
(rh.a)'in gorl.i~l.i gibi. Oc;;uncu gorl.i~l.i de ~oyledir. Bu nikah gec;;ersizdir (batild1r).
c;:unku kad1n Kurey~li birisiyle evlenmi~tir. Ortada da boyle bir adam yoktur.
Bu noktada biz diyoruz ki; lsim sbyleme ile i~aret bir araya geldigi zaman,
itibar i~aretedir. c;:unku i~aretle tarif, meram1 daha iyi anlat1r.
Biz bu ve benzeri gbru~leri, $afil (rh a)'nin f1k1hta daha zay1f kald1gina delil
olarak gbsteriyoruz. c;:unku fakih olmayan birisi de bu cevab1n benzerini
vermekten aciz degildir. Bir kimseye yol soruldugunda o; -Ya ~u taraftan, yahut ~u
taraftan ... diye dbrt tarafa da i~aret ederse, asl1nda onun yol hakkinda bilgisinin
olmad1g1 anla~il1r.
~ayet kadm, erkegi kand1rm1~ da kendi nesebinden ba~ka bir
nesebten oldugunu soylemi~se, bu durum ogrenildigi zaman kocaya se~im
hakk1 dogmaz.
Kad1n onun e~idir. Dilerse bo~ayabilir, dilerse tutar. Daha once belirttigimiz
gibi, kad1n1n kand1rd1g1nin ac;;1ga c;;1kmas1yla, ne kocanin ~ahs1, ne de c;;ocugu
ybnunden nikah1n gayelerinden herhangi bir ~ey yitirilmi~ olmaz. Ayrica kad1ndan
kurtulmak istiyorsa, bo~ama yoluyla kurtulabilir. Dolay1s1yla sec;;im (muhayyerlik)
hakk1nin olmas1na ihtiyac;; yoktur.
Dogrulari en iyi bilen Allah (Subhanehu ve Te'ala)'d1r, donu~ ve vari~ da
onad1r.
TANIKSIZ NiKAH
[5/31]
Rasulullah (s av )'dan bize ula~an b1r hadis-i ~erifte
48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Nikahta
Malik, lbn-u Ebi Leyla ve Osman el-Betti (rh a.) -Nikahta taniklann
tanig1 ko~ul bulunmasin1n ko~ul olmad191n1 sbylerler. Onlara gore ko~ul olan, nikah1n ilan
koymayanlar
edilmesidir. Oyle ki c;ocuk\ann ve ak1\ hastalannin bulundugu bir yerde ilan edilse
bile nikah gec;erlidir. Sayet taniklara; "Bu akdi ac;1ga vurmay1n" diye tembih edilse,
o zaman akid gec;erli olmaz.
Bu gbru~tekilerin delilleri ~unlard1r.
Rasulu\lah (s.a.v.) :
51
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/455; Tirmizi, Nikah 15; Beyhaki, es-Sunenu'f-kUbra, Vll/111; Zeylei,
Nasbu'r-raye, 111/169.
52
Ahmed b. Hanbel. Musned. IV/5; lbn Hibban, Sahih, IX/374; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/531;
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/169.
53
Bkz. Abdurrezzak, Musannef, Vl/197; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/250; Beyhaki, es-SunenQ'/-
kubra. Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _49
S1mn varsa o, bir ki~inin bildigidir. Oc; ki~inin bildigi, art1k gizli degildir 54 .
Bu akidde, (diger akidlere gore) bir fazlal1k ko~ul koyuluyorsa bu, kad1n1n
vucudunun (cinsel organ1n1n) sayg1nl1g1n1 gostermek ic;indir. Bu, nikah akdiyle sahip
oldugu ~eyin telef edildigini ispat hususunda, ek ko~ul koyman1n benzeridir.
Diger benzerleri arasindan sadece nikahta iki tan1g1n bulunmas1 ko~ul
koyulmu~tur. Sadece bu akdin iki tan1kla olmas1 ko~ulu, bir fazlal1k olarak
konmu~tur.
Bize gore kural: Kendi ba~ma akid yapmaya ehil olan her ~ahsm Nikahta
tanikhg1 ile, nikah akdi ge~erlidir. Nikah akdinde veli olabilecek herkes tamk
olmaya
nikahta tanik olmaya ehildir. ehil
olanlar
Bu kurala dayanarak; tan1klar fas1k da olsalar nikah sahihtir, diyoruz.
$afil (rh.a.)'ye gore ise: Taniklar fas1ksa akid yapilm1~ olmaz. $afil (rh.a)'nin delili
Fas1gm
Rasulullah (s av )'1n:
tamkhg1
J~ ·lA,tj-.1-~\
~ '-? - J 'f Y.. • c~- :.i
"Nikah akdi, ancak velinin ve iki adil tamgm o/masiy/a sahih o/ur. "55 hadisidir.
Biz hanefiler biz diyoruz ki; bu hadis-i ~erifte, adalet an1lm1~t1r. Bizim rivayet
ettigimiz hadiste tan1kl1k ic;in bu kay1t yoktur. Biz hem kay1ts1z (mutlak) hem de
kay1tl1 (mukayyed) hadisle, birlikte amel ediyoruz. Bununla birlikte ~unu da
soylemek mumkun. Hadis-i ~erifte, ispat noktas1nda adalet, belirsiz (nekra) olarak
anilm1~t1r. Bu herhangi bir adaletin varl1g1n1 gerektirir. Bu da iman ac;1s1ndan olan
adalettir.
Gerc;ekte bu mesele, fas1k bir kimsenin bize gore tanikl1ga ehil oldugu kural1
uzerine kurulmu~tur. Boyle bir kimsenin tan1kl1g1, yalan soyleme ihtimali
bulundugu ic;in kabul edilmez. Hazir bulunmas1 ve i~itmesi durumunda boyle bir
tohmet imkani yoktur. Dolay1s1yla da, adil bir kimse mesabesinde (yerinde)dir.
$afil (rh.a.)'ye gore, fas1k, f1sk1 nedeniyle noksanl1k oldugu ic;in asla tan1kl1ga
ehil degildir.
Mesele, ayni zamanda bir ba~ka kuraldaki ihtilafa da dayanir. Bize
Fisk imam
gore, f1sk bir kimsenin imanma noksanhk getirmez. <;i.inki.i iman, artmaz ve eksiltir mi?
eksilmez. Ameller, imanm ashndan par~alar degil, ya~anmas1 gereken
yonleri (~eriatleri)dir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise ameller, iman1n kendisinden parc;alard1r. Iman taatla [S/32]
artar, gunahlarla eksilir. Dinin, f1sk nedeniyle noksanl1g1, insan durumunun, kolelik
54
.;;.i1 ~ j-£11 ~j .:s_,..;1 ~ .'.il5 L. !l~j
55
Abdurrezzak, Musan~ef, Vl/196; lbn Hibban, Sahih, IX/386; Darekutn1, Siinen, 111/221; Taberan1, e/-
Mu'cemii'/-kebir, XVlll/142; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/169.
SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
<;:unku bunlar akdi, kendi adlanna akit yapsalar kabul edilmez. Aynca oyle bir
Ki:ilelerin ve
akidde veli olmaya da ehil degildirler. <;:unku, nikah akidleri adeten erkeklerin ~ocuklarm
bulundugu meclislerde yapil1r. <;:ocuklar ve koleler adeten bu meclislere davet nikah
tanikhg1
edilmezler. Bunun 1c.;1n onlann nikah meclisinde hazir bulunmalanyla,
bulunmamalan aras1nda fark gorulmez.
Bu kural geregi biz Hanefilere gore, bir erkek ve iki kadmm
tanikhg1yla nikah akdi yap1labilir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise, kad1nlann erkeklerle birlikte yapacaklan tanikl1k, ancak
mallar ve mallarla baglant1l1 meselelerde delil olarak kabul edilir. Bu da insanlar
aras1nda birc.;ok muamelenin cereyan etmesine itibarlad1r. Her hadisede iki erkek
tan1k bulmaya c.;al1~mak zorluk ve s1k1nt1ya neden olur. Dolay1s1yla kad1nlann
tan1kl1g1 bu anlamda zorunlu olarak delil kabul edilir. Nikah, bo~anma ve malla 15133 1
ilgili olmayan konularda ise zaruret yoktur. Bu alanlarda muamele fazla degildir.
Bu ac.;1dan haddler ve k1sas gibidir.
Ayn1 ~ekilde, $afil mezhebindeki "kad1nin kendisi, nikah1 teklif eden (icabda
bulunan) de olamaz, edilen teklifi kabul eden de," kuralina dayal1 olarak da kad1n
nikahta tanik olamaz.
Biz Hanefilere gore kad1n bu sahada tan1kl1ga ehildir. Kad1nlar, erkekle birlikte
aslen tanik olabilir. Ancak kad1nin tanikl1ginda, -unutma ve ~a~1rmaya daha c.;ok
musaid olmas1 nedeniyle - bir c.;e~it ~uphe vard1r. Nitekim, Allah (c.c.) ~u ayet-i
kerimede ~una i~aret etmektedir :
56
lbn EbO )eybe, Musannef, IV/531; Ali el-Muttak1, Kenzu'/-ummal, Vll/42; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
IV/107.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ss
Tan1kl1k gerc;ekle~tikten sonra, bu tan1kl1ga engel olan ~ey tbhmettir. Tbhmetin
olamayacag1 her yerde tan1kl1klan makbuldur.
Bir adam k1zm1 evlendirse, k1z ise bu evlilige nzasmm oldugunu inkar
etse, karde~i ve babas1 da nzasmm olduguna tamkhk yapsalar bu tamkhk,
kabul edilmez.
cunku baba yapt1g1 i~i tamamlamak istiyor demektir.
~ayet iki karde~i, nzas1nin olduguna tan1kl1k ederlerse, bu tan1kl1k kabul edilir.
cunku karde~lerinin onun aleyhine olan tan1kl1klannda herhangi bir tbhmet
yoktur.
Bir kimse, bir kadmla tamks1z olarak veya tek bir tamkla evlense, daha
sonra bu evliligi tamklandirsa bu nikah get;erli degildir.
Cunku ko~ul olan, tan1klann akde tan1k olmaland1r. Bu da bulunmam1~t1r.
Olan, fasit (gec;ersiz) olarak yapilan bir akdi ikrara tan1kl1kt1r. Fasit bir akdi ikrar
etmek de akit degildir. Ozerine tan1k tutmakla da fasit, sahihe dbnu~mez.
iki Musluman arasmdaki nikah iki kolenin, iki kafirin, iki t;ocugun, iki Kole,
bunagm veya beraberinde erkek bulunmay1p sadece kadmlarm tamkhg1yla ~ocuk ve
bunagm
caiz degildir. Bunun gerekt;esini daha once soylemi~tik. Ancak bunlarla nikah
birlikte, ozgur ve Musluman iki erkek tamk varsa, ko~ulu bulundugu it;in tamkhg1
c;:unku ba~ama nikahta bir tasarruftur. Kaea ise nikah1n asl1n1 inkar etmi~tir.
lnkan, nikah1 yak etmek veya yanda kesmek anlamina gelen bir tasarruf alamaz.
Nitekim, talak verildigi zaman, ba~ama haklanndan birisi eksilmi~ alur. Nikah1n
asl1nin yak kabul edilmesi durumunda ise eksilme almaz.
Kad1n, kacan1n nikah1 ikrar ettigini delille ispat ederse, yine caizdir. c;:unku
delille sabit alan, gorulerek sabit almu~ gibidir.
Bir kimse kolesini cariyesiyle tamks1z olarak evlendirse, bu nikah
gec;ersizdir.
c;:unku bu iki Musluman aras1ndaki bir nikaht1r. lki Musluman arasinda
yap1lan bir nikah akdinde de, tan1k ka~ulu kad1nin cinselliginin (cinsel organ1n)
degerini artaya kaymak ic;indir. Bu anlam da, bzgur alsun kale alsun, herkeste
ayn1d1r.
Mehirde ise bbyle degildir. c;:unku alimlerimizden baz1lannin usulune gore
mehir, ~er'I bir hak alarak, bu arganin ~erefini artaya kaymak ic;in, bu akidle
gerekli alur. Bundan sanra da du~er. Eger kalacak alsa, mehri efendisinin hakk1
alacakt1. Kblenin de efendisine barcu almaz.
Eger mehire gerekli almaz, dersek meseleyi ~oyle izah edebiliriz. Mehrin
gerekli almas1n1 bnleyen, kendisine zit bir ~eyin varl1g1 ve bunun bir yarannin
almay1~1d1r. c;:unku gerekli almas1n1n sunacag1 yarar, anun al1nmas1d1r. Bu anlam
da tan1klarda yaktur. Efendinin kale ve cariyeye sahip almas1, nikah1
tan1kland1rmakla ters du~mez. Bbylelikle tanik tutmaktaki gaye de gerc;ekle~mi~
alur.
Tamks1z Tamks1z olarak yap1lan bir nikah da, koca kadm1 bo~asa, bu, bo~ama
k1y1lan say1lmaz, nikah1 terk say1hr.
nikahtan
sonraki c;:unku ba~anman1n alabilmesi ic;in, akit mahallinin, bizzat veya hukmen
bo~amanm
ge~erliligi
mulkiyetinde (zilyedliginde) almas1 gerekir. Bu da fasit bir nikahla gerc;ekle~mez.
Kad1nin iddet beklemekle yukumlu alu~u. cinsel temasin almas1yla gerekli alsa da,
bununla kacanin hukmen mulkiyeti (zilyedligi) sabit almaz. Bunun ic;in de kad1n
nafaka hak edemez. Bu aynl1k, nikah1 terk say1l1r. Ku~kusuz gec;erli bir nikahtaki
ba~ama, akdi artadan kaldirir, talak adedini de eksiltir. Burada iki hukumden birisi
gerc;ekle~memi~ digerinde ise gerc;ekle~mi~tir. Bu da, ~upheyi artadan kald1rmakt1r.
$Lipheyi artadan kald1rmak, akdi kald1rmak demek degildir.
Fasid nikahtaki cinsel ili~kinin hukmu ac;1kland1.
Bu erkek, bu kad1nla, iddet esnasinda, tan1klar bnunde yeniden evlense,
sanra cinsel ili~ki kurmadan ba~asa, bu meseledeki ihtilaf1 daha once ac;1klad1k.
Bir adam bir kadma;" Seninle tamks1z evlendim" dese kadm da tamkh
oldugunu iddia etse, gec;erli soz kadmm sozi.idi.ir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 57
C::unku ikisi akdin asl1n1n varl1g1nda goru~ birligi ic_;indeler. Bu, ko~ullar
hususunda da ittifak ettikleri anlam1na gelir. C::unku bir ~eyin ko~ulu o ~eyi takip
eder. Dolay1s1yla aslldaki ittifak, ko~ulda da ittifak sayll1r. lc_;lerinden ko~ulu inkar
eden, bu ittifaktan donmu~ say1l1r.
Eger tan1klann bulundugunu inkar eden, kad1n olursa, aralanndaki nikah
gec_;erlidir. Eger inkar eden kocaysa, o kadin1n kendisine haram odugunu ikrar
ettigi ic_;in aralan aynl1r. C::unku o, kad1n1 kendine haram k1lma gucune zaten
sahiptir. Dolay1s1yla haraml1g1 ispat ic_;in sozu de makbul say1l1r.
Bu kocanin neden oldugu bir ayrll1k hukmundedir. Aynl1k cinsel ili~kiden once
olursa kadin1n, mehrin yans1n1, sonra olursa anla~t1klan mehrin tamam1n1 al1r. lddet
bekledigi sure ic_;ersinde nafakas1n1 da almak hakk1d1r.
Kocanin nikah1n asl1n1 inkar etmesi ise boyle degildir. C::unku hakim, onu
inkannda, kar~1s1na delil c_;1kararak tekzip etmi~tir. iddias1nda hakimin hukmuyle
yalanc1 durumuna du~en bir kimsenin, iddias1na itibar edilmez.
Ozerinde durdugumuz meselede ise hakim, onu iddias1nda delille yalanc1
durumuna du~urmemi~, soyledigimiz nedenle kad1nin sozunu tercih etmi~tir. [S/37]
Dolay1s1yla kendi hakk1ndaki kanaati muteber olarak kal1r. Bunun ic_;indir ki aralan
aynl1r.
~ayet
koca: Ben onunla evlendigim zaman ba~ka kocas1 vard1, veya
ba~kasmdan iddet bekliyordu, veya 0 mecusi idi veya K1z karde~i
nikah1mda idi, yahut da 0 cariye idi ve ben onunla efendisinin izni
olmadan evlendim, dese hi.iki.im yine boyledir.
c;:unku bu evlilik engellerinin hepsi, uzerine akid yap1lan ~eydeki (akit
mahallindeki) ozelliklerdir. Ozerine akid yapllan ~eyler de, ko~ullar hukmundedir.
Dolay1s1yla kan-kocan1n, buradaki ihtilaflanyla tan1klar hakk1ndaki ihtilaflan-
ac_;1klad1g1m1z gibi- e~ittir.
Bu mesele, kan veya kocadan birisinin, nikah1n kendi taraf1ndan yaplld1gin1
ama bu esnada ya~1n1n kuc_;uk oldugunu iddia etmesinden farkl1d1r. c;:unku o, bu
durumda nikahin asl1n1 inkar ediyor. c;:unku c_;ocuk, kendi kendine nikah akdi
yapmaya ehil degildir. Akdi, ehliyetle zit du~tUgu bilinen bir duruma dayand1rmak,
akdin asl1n1 inkar etmek olur. Bu, bir kimsenin bir kadina: "Daha sen yarat1lmadan
veya ben yarat1lmadan, ben seninle evlendim", demesi gibidir.
Soz hakk1 taraflardan inkar edenin olacag1na gore, kad1n erginlik c_;agina
gelmeden once cinsel birle~me olmam1~sa kocada mehir hakk1 yoktur. Erginlikten
once cinsel birle~me olmu~sa kad1n, anla~t1klan mehirden ve emsali olan bir
kadinin mehrinden daha az olanin1 al1r. Bu, onaya bagl1 bir nikaha dayanarak
cinsel birle~me oldugu ic_;indir. c;:unku kuc_;ugun yapt1g1 bir akit, akdi bizzat yapma
yetkisi olan velisinin onay1na bagl1d1r.
58_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsilt
Cinsel birle~me erginlik c;:ag1na girdikten sonra gerc;:ekle~mi~se bu, nikaha nza
anlam1 ta~1r. Erginlik c;:ag1na girdikten sonra, c;:ocukluk ya~1nda yapt1g1 akdi
onaylarsa bu nikah caizdir. Erginlik c;:ag1na gelmeden velisinin akdi onaylamas1
gibidir. Ayn1 ~ekilde erkegin de kadinla gerdege girmesi, onay sayil1r.
Bir kimse, birisini onun emriyle bir kadmla evlendirse, sonradan
vekille ihtilafa du~seler ve vekil: "O vakit nikaha tamk tutmu~tum" koca
da: "Tutmam1~tm" dese, kocanm sozleri ikrar say1lacag1 ic;;in hammla aralari
ayrihr.
Daha once de soyledigimiz gibi, kocanin, vekilin yapt1g1 akdin asl1n1 ikran,
akdin ko~ulunu da ikran say1lacag1ndan mihrin yans1n1 vermek zorundad1r.
Bu durumda ihtilaf, kadinla vekili aras1nda olsa, soz kocanin sozudur. <::unku
kad1n1n vekilligi ve nikah1 ikrar1, nikahin ko~ulunu da ikrar say1l1r.
Kadm; "o beni nikahlamad1" dese vekilin ikrari onu baglamaz. Ebu
Hanlfe (rh.a.)'nin goru~u boyledir. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in
goru~leri farkhd1r.
<::unku vekilin ikran, vekillik surdugu surece gec;:erlidir. Bu meseleyi daha once
ac;:1klam1~t1k.
Ayn1 ~ekilde kocan1n vekili, nikah akdinin yapild1g1n1 ikrar etse, koca ise inkar
etse, bu meselede de ac;:1klad1g1m1z goru~ aynl1g1 vard1r.
Muhammed (rh a.) meseleyi burada boyle and1. Ayn1 meseleyi Kitabu't -
Talak'ta tekrarlad1 ve EbQ Hanlfe (rha)'nin ~oyle dedigini soyledi: " Nikah, hule
(kadin1n, maddl kar~ll1k teklif ederek bo~anmay1 istemesi uzerine anla~ma ), al1m ve
sat1m ayn1d1r. Bu akidlerde, vekil tayin eden kimse emir verdigini kabul ediyorsa,
vekilin akit yapt1g1na dair ikran caizdir.
Kitabu't - Talak'in rivayetinde der ki: lhtilaf, nikah akdinde bir kuc;:uge veli
olan kimsenin ikranndad1r. Yoksa vekilin muvekkil aleyhine yapt1g1 ikrarda degildir.
<::unku vekil, muvekkil taraf1ndan ve onun tercihiyle gorev ustlenmi~tir. Dolay1s1yla
vekilin nikah1 ikran, muvekkilin bizzat kendi ikran gibidir. Veliye gelince ona gorev
ve yetkiyi din vermi~tir Din de nikah akdinde tan1klara itibar eder. Bu nedenle
velinin tan1klan devre d1~1 b1rakarak yapt1g1 ikrar, gec;:erli degildir.
En dogrusu, burada an1ld1g1 gibi ihtilaf1n hepsinde de gec;:erli oldugudur.
Dogrulan en iyi bilen Allah Sunhanehu ve Te'ala'd1r, donu~ O'na, van~ da
O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 59
Muslumanlar aras1nda caiz olan her nikah zimmet ehli aras1nda da caizdir.
Cunku zimmet ehli bu tur nikahlann caiz olduguna inanmaktad1r. Biz de onlar
hakk1nda bu tUr nikahlann caiz olduguna inanmaktay1z. Cunku Peygamber (s.a.v.) Zimmllerin
evlilikleri
J
-· "11J' ~1 ~
.)_y ·\J11 ~ - ,.
"Dikkat edin! Faizle i~tigal edenle aram1zda akit (bir rivayette de ahit)
buyurmu~tur.
58
yoktur. "
57
Abdurrezzak, Musannef, 111424; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/301; lbn Hibban, Sahih, XIV/375;
Taberan1, el-Mu 'cemu '/-kebir, Xl/61.
58
lbn Ebo $eybe, Musannef, Vll/426; Ali el-Muttak1, Kenzu'/-ummal, IV/350; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/195.
60_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Peygamber (s.a.v.) Necran halk1na yazd1g1 yaz1da da
.J .JJ •~I:~ .._,
,,,
•• .)-" ; ~•' Iy !~t J ·-!' 1y 'Ji 0t l!I.
·l l;·l\
"Ya faizi b1rak1rs1mz ya da bunun Allah ve Rasu!Cme kar~1 ac;ilm1~ bir sava~
o/dugunu bi/in. " 59 demi~tir.
59
Bkz. Muslim, Hacc 147; lbn Mace, Menasik 84; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/444.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 6t
Bir k1sm1 da ~oyle der: "lddet gereklidir. Fakat bu, zay1f bir gerekliliktir ve o
~ekilde inand1klanndan dolay1 nikaha engel degildir. Bu Muslumanlar arasinda
istibran1n 60 durumu gibidir. Buna gore iddet ic;ersinde k1yilan nikah sahihtir. Islam
mahkemesine ba~vuruldugunda ya da Musluman olundugunda nikah bulunmakta
idi. Nikahl1 bir kad1nla ~uphe ile cinsel ili~kide bulunmak nikahin devamina engel
olmad1g1 gibi, iddet de nikahin devamina engel degildir. Ancak, zimml kad1n
Musluman kocas1ndan bo~an1p da iddet bekliyorsa durum boyle degildir. c;:unku
bu durumda iddet bekleme, kocan1n hakk1 olarak kuvvetli bir gerekliliktir.
Zimmet ehlinden birisi, annesi, k1z karde~i veya k1z1 gibi bir mahremiyle Zimmi
evlenmi~ olsa hakim bu durumu bilse bile ona mudahale edilmez. Kendisine birisinin
mahremi
ba~vurmad1klan surece durum ayn1d1r. Ancak Ebu Yusuf (rh a.)'un en son goru~u bir kadmla
bunun aksi istikamettedir. evlenmesi
60
lstibra t.l_r.:....':JI: Giriyenin rahminde <;ocuk bulunmad1ginin anla~llmas1 i<;in, cariyeye yeni sahip
olan efendinin onunla ili~ki kuramamas1.
62 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
olmalan gerekirdi. $arap ve domuza gelince: Denilmi~tir ki, bunlar Muslumanlara
has bir hitapla haram olmu~tur. 0 da ~u ayet-i kerlmelerdir:
iJL.k.:.lJi • • i1 'i~\J1-
. ~1.4..":.:.r: .._r':'~ .) J ..:,~\j1
. J· ~
' ' i1-J ~ · .J11~!1
q (J'..,
.. .: i1 l.J1~ I_,._.
0
G.&-
~ -'Y
.;_ i1
~ ~
j ~ L ~ -i1·
. J J cJY- 0i 0Lk.:..!J11
~ - 1.J..;j1 r-::
!<:
0
. ..r..'~I~ 0~
: • • •.!.. 1 ~~ !<LI~ ,.:· tj
,- ~
~.)-*::! pl~ ~~\ :f j ;i11 }~ y f-51.A.,__, -! , :• i lj
"Ey lnananlar! ir;ki, kumar, putlar ve fa/ ok/an ;uphesiz ;eytan i;i pislik!erdir,
bunlardan kar;mm ki saadete eresiniz. ~eytan ;uphesiz ir;ki ve kumar yuzunden
arantza du;man!tk ve kin sokmak ve sizi Allah '1 anmaktan, namazdan a/1koymak
ister. Art1k bunlardan vazger;ersiniz degil mi?" (el-Maide, 5/91)
Yine denilmi~tir ki, mal ve mutekavvim saymama, bir ~eyin haram olmasin1n
[5/40] zaruri sonucu degildir. Mal bazen helal bazen de haram olur. Bir ~eyin mal
sayilmas1 servet edinilip edinilmemesi esas1na dayal1d1r ve zimmet ehli bunlan
servet edinmektedirler.
Akdin mahallinin haram olmas1nin zarurl sonucu olarak nikahin bat1I olmas1na
gelince; daha once ac;1klad1g1m1z uzere (mahremlerle evlenmenin) haram olu~u.
zimmller hakkinda da sabittir.
EbO Hanlfe (rh a.) ise ~oyle demektedir: Zimml, mecOsl bir kad1nla evlenmi~
olsa, nikah ittifakla gec;;erlidir. Halbuki, mahremlerle oldugu gibi mecOsi bir kad1nla
evlenmenin haram oldugu da ~er'I bir hukumle sabittir. Biz mahremlerle yapt1klan
nikah1n gec;erli olduguna, bu hukum onlar hakk1nda sanki inmemi~ gibi oldugu
ic;in hukmettik. c;:unku onlar bu hukumleri teblig edeni yalanlamakta ve onun
peygamber olmad1gin1 iddia etmektedirler. Zimmet akdi dolay1s1yla onlan k1l1c; ya
da delil serdetme zoruyla bu hukme tabi kilma yetkisi de ortadan kalkm1~ ve
hukum onlara ula~mam1~ demektir. Hukmun yayg1n olmas1, ancak hukmu teblig
edenin peygamber olduguna inananlar ir;in var sayi11r. Musluman olmak suretiyle
buna inand1klan zaman ~er'I hukum onlar hakk1nda da sabit olmu~ olur. Ancak
Musluman olmalanndan once hukum onlan kapsamad1g1ndan, nesheden sabit
olmad1g1 surece neshedilenin hukmu haklannda devam eder. Nitekim, k1ble,
BeytUl-makdis'ten Kabe'ye c;evrildiginde Kuba'da bulunanlara hukum
ula~mad1g1ndan onlar hakk1nda BeytUl-makdis'e kar~1 kil1nan namaz1n gec;erli
(sahih) olmas1 hukmu devam etmi~tir.
Bu tUr nikahlann sahih oldugu bu yolla sabit olunca, nikah1n nafaka ve
olman1n devam1 gibi nikah1n sahih olu~unun zorunlu sonuc;lan da sabit
61
muhsan
• Muhsan /~1: Akil, balig, hur, Musluman ve iffetli olan erkek anlamina gelir. Bu
ozelliklere sahip bayana ise "muhsane" denir. Bu ~artlar kazf muhsanl1g1 i<;in ge<;erlidir.
Recim uygulamas1 i<;in gerekli olan ihsanda bunlara ek olarak hur bir kad1nla me~rO bir
evlilik i<;inde fiilen cinsel ili~kide bulunmu~ alma ~art1 da bulunmaktad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 63
almu~ alur. Mirasc;1 alma ise nikah1n sahih alu~unun zaruri sanuc;lanndan biri
degildir. Cunku, bazen kblelik ve din fark1 gibi nedenler de mirasc;1 almaya engel
alu~turabilir. Ostelik, mirasc;1 almak ancak, miras b1rakan (muris)'nin blumunden
sanra mirasa hak sahibi kilan bir durumudur ve islamdan ba~ka bir inanca sahip
alduguna hukmetmeye blumden sanra itibar edilmez. Cunku biz bunun
kesinle~tigini ancak anunla bilebiliriz. Aynca buna Allahu Teala'nin
"Kitap eh!inden hir.;bir kimse yaktur ki, 6/meden once ana iman etmi~
a/mastn ... " (en-Nisa, 41159) sbzunde de i~aret edilmektedir. Bundan dalay1 varisin
inanc1 kendisini mirasa hak sahibi almada dikkate al1nmaz. i~te bunun ic;in mOrise
mirasc;1 alamaz. Hayattayken nafakanin sabit almas1 ve muhsan almanin devam
etmesi ise boyle degildir.
Bu kural sabit alunca diyaruz ki, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore taraflardan biri
lstam'1n hukmunu isteyerek Islam mahkemesine gbtUrse, digeri kabul etmiyarsa,
hakim aralann1 ay1rmaz. EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise aralan aynl1r.
Bu gbru~un delili ~udur: Nikah asll itibariyle gec;ersizdir (bat1ld1r). Fakat,
zimmet akdi nedeniyle kendilerine mudahale edilmemi~tir. lc;lerinden biri, Islam
hukmune raz1 alarak Islam mahkemesine ba~vurdugunda bu, taraflardan birinin
Musluman almas1 gibidir. Ayni ~ekilde birisi Musluman alunca da hakim aralann1
ay1m. Dalay1s1yla, birinin Musluman almas1, ikisinin Musluman almas1; birinin Islam
mahkemesine muracaat1 da ikisinin muracaat1 gibidir.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~byte demektedir: Nikah as1t itibariyle sahihtir. Birinin
hakime ba~vurarak Islam hukmunun uygulanmas1n1 istemesi, digerinin inanc1
nedeniyle sabit alan hakk1n1 iptal ic;in delil almaz. Aksine anun inanc1 digerininkine
muhalif alur ve ba~lang1c;taki sahih alma hukmu aldugu gibi devam eder.
Taraflardan birinin Musluman olmas1 ise boyle degildir. Islam ustUndur, ana ustUn
gelinmez. Bundan dalay1 Musluman almayanin inanc1, Mustuman alanin imanina
kar~1 bir ~ey ifade etmez (muanz olmaz). Ayni ~ekilde, her ikisinin birden
mahkemeye ba~vurmas1 da birinin ba~vurmas1 gibi degildir. Cunku bu durumda
her ikisi de Islam hukmunu kabul etmektedir ve bu kabullerinden dalay1 ~eri
hukum anlar hakkinda sabit almu~ almaktad1r. Allahu Teala'nin
62
"Bunlarm d1~1ndakilerle iffetli olarak mallanniz kar~t11g1nda evlenmek istemeniz size helal k1l1nd1.
Onlardan yararlanman1za mukabil kararla~t1nlm1~ olan mehirlerini verin" (en-Nisa 4/24) ayeti
kastedilmektedir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 65
53
Muhalea I -.Jl>....11: Nikah mOlkiyetini kadrnrn kabulOne baglr olarak ortadan kald1rmakt1r. Hanrm
tarafrndan kocaya verilecek bir bedel veya hanrmrn mehirden vazge~mesi kar~1l1g1nda taraflarrn rrzasr
ile ger~ekle~tirilen bo~anmadrr.
66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
~arab1n bedelini al1r. K1yasa gore, muayyen olmayan domuzdaki hukum de boyle
olmal1d1r. Fakat Eba Hanlfe (rh a.), bu durumda kad1nin istihsanen mehr-i mislini
alacag1ni soylemi~tir.
Muhammed (rh.a.)'e gore; her iki durumda da mehir olarak belirlenen ~eylerin
bedelini al1r. Eba Yusuf (rh.a )'un en son goru~une gore; her iki durumda da kad1n
mehr-i mislini al1r. Eba Yusuf (rh a )'un ilk goru~u anilmam1~t1r. Bir rivayette Onun,
Muhammed (rh a )'in goru~u gibi oldugu soylenmi~tir .
Eba Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in muayyen olan domuz veya ~arabin mehir
olmas1 konusundaki goru~lerinin delilleri ~unlard1r: Musluman olma, haram olan
~ey nikah akdi ile (kad1nin) mulkiyetine gec;mi~, ancak teslim al1nmam1~ken
(kabzedilmemi~ken) gerc;ekle~mi~tir. Satin al1nan ancak kabzedilmeyen ~arapta
taraflardan birinin Musluman olmas1 durumunda oldugu gibi, burada da
Musluman olma kabza engeldir. <;:unku kabz, akitle sabit olan mulkiyeti
guc;lendirir. Bilindigi uzere, mehir, ~ayet kabz edilmemi~se zifaf gerc.;ekle~meden
once bo~aman1n olmas1 durumunda yanm olarak verilir. Arna kabzedilmi~se
kadinin nza ya da mahkeme karan olmadan ondan hic;bir ~ey kocanin mulkiyetine
donmez. Ayn1 ~ekilde, mehir olarak belirlenen malda meydana gelen art1~lar da
kabzdan onceki bo~amada yanya bolunur, kabzdan sonra ise bolunmez. Ayn1
~ekilde, Ramazan bayram1 gelse, kad1nin mehri de kocanin yaninda bulunan bir
kole olsa, sonra koca, zifaf gerc;ekle~meden once kad1ni bo~asa, kad1n1n bu
kolenin f1t1r sadakas1n1 vermesi gerekmez. Kabzdan sonra olmas1 durumu ise
bunun aksinedir.
Bu durum sabit olunca, diyoruz ki; Musluman olma nasil ki ba~tan akitle
~araba malik olmaya engel ise, ~arap uzerinde daha onceden olu~mu~ bir
mulkiyetin kabz ile kuvvetlendirilmesine de engeldir. Bu durum, gasp edilmi~
~arabin geri al1nmas1ndan da farkl1d1r. <;:unku gasp edilmi~ ~arab1n geri al1nmasinda
mulkiyetin kuvvetlenmesi degil, sadece bir elden digerine nakil soz konusudur.
Eba Hanlfe (rh a) ise bu konuda ~oyle demektedir: Musluman olma, mehir
olarak belirlenen ~ey kad1nin mulkiyetinde ama bizatihi odemeye konu olarak
kocan1n elinde iken gerc;ekle~mi~tir. Musluman olma, gasp olunmu~ ~arabin geri
al1nmas1na engel olmad1g1 gibi, mehir olarak belirlenen ~eyin kabzedilmesine de
engel olmaz. <;:unku kad1n1n mehir uzerindeki mulkiyeti akit ile tamamlanm1~t1r.
Hatta kad1n mehir uzerinde diledigi gibi, diledigi kimseyle bedelli ya da bedelsiz
olarak tasarrufta bulunabilir. Burada, kabz, tasarruf mulkiyetini ve rakabe (ayn)
mulkiyetini olu~turan bir ~ey degildir. Mebi' (satin al1nan mal) ise boyle degildir.
Mebi'de tasarruf mUlkiyeti kabz ile elde edilir ve Musluman olma ona engelidir.
Yine sat1c1nin elinde bulunan mebi'in sorumlulugu, malik s1fat1yla olan
sorumluluktur. Hatta mebi' telef olsa, sat1c1nin mal1 olarak telef olmu~ olur. Boyle
olunca al1c1n1n mebi'i kabzetmesi, malik s1fat1yla olan (mulkiyet) sorumlulugu da
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _67
nakletmi~ alur. Kacan1n elinde bulunan mehrin sarumlulugu ise malik s1fat1yla alan
sarumluluk degildir. Bu nedenle, telef alursa kad1nin mal1 alarak telef almu~ alur.
Bundan dalay1 kadina bedelinin verilmesi gerekir. Mehirdeki kabz, gaspedilenin
geri al1nmasinda da aldugu gibi, malik s1fat1yla alan sarumlulugu nakleden bir
kabz almad1g1 surece Musluman alma kabza engel degildir. Ancak belirlenen
mehir muayyen degilse, durum farklld1r. (unku, bu durumda kabz, bu ~eylerin
ay1nlanna malik almay1 gerektirir ki, Musluman alma buna engeldir.
Bunlan ogrendikten sanra diyebiliriz ki: Muhammed (rh a )'in butUn bu
ihtimallerde soyledigi ~udur: Belirlenmi~ alan mehrin teslimi Musluman almakla
mumkun degildir. Bu durum, her halukarda mehir alarak tayin edilen ~eyin
[5/43]
degerinin verilmesini gerektirir. Nas1I ki, kad1nin mehri bir kole alsa ve kad1na
teslim edilmeden once kole uzerinde ba~ka birinin hakk1 ortaya c.;1ksa ya da kole
olse, bu durumda kolenin degeri verilirse, burada da aynid1r.
EbO Yusuf (rh a) ise ~oyle soylemektedir: Nikah akdinin alu~mas1ndan sanra ve
kabzdan once gerc.;ekle~en Musluman alma, bey' (sat1m) akdinde aldugu gibi,
hukmen, akit yap1l1rken Musluman imi~ gibi kabul edilir. Nasll ki, akit yap1l1rken
Musluman almas1 durumunda (islam'a gore mal almayan bir ~eyin ka~ul kayulmas1
durumunda) kad1na her halukarda mehr-i mislinin verilmesi gerekir idiyse,
sanradan Musluman alma durumunda da durum ayn1d1r.
EbO Hanlfe (rh.a) de ~oyle demektedir: K1yasa uygun alan, Muhammed
(rh.a )'in soyledikleridir. (unku, anlann bunu mehir alarak belirlemeleri gec.;erlidir.
Sanradan Musluman alma durumunda, bu belirlenen mehrin gec.;ersiz aldugu
artaya c.;1km1~ almaz. Ancak akit esnas1nda Musluman almas1 durumunda bu tur
maddelerin mehir alarak tayini gec.;ersizdir. (unku buradaki belirleme, akdi fasit
kllar. Alim sat1m akdi (bey') de bunun aksinedir. (unku arada nedenin asli
sanradan gerc.;ekle~en Musluman alu~la fasid olur. Nikah akdinde ise, akdin as1I
nedeni devam etmektedir. Bu maddelerin mehir alarak tayini ise sahihti. Ancak
bunlann teslim edilmeleri imkans1z alunca, kad1n1n bunlann degerlerini almas1
gerekir. Yaln1z, ben, damuzun degerini almanin gerekli kll1nmas1n1 c.;irkin
goruyarum ve (damuz mehir alarak ka~ul koyuldugunda) kad1na mehr-i misil
verilmesi gerekir diyarum.
Denildi ki, EbO Hanlfe (rh.a J'nin bu nu c.;irkin gormesi ~oyle de ac.;1klanabilir;
"Damuz Muslumanlar hakk1nda mal almaktan uzakt1r. Aynca, Muslumanlar
damuzun ne kadar edecegini bilmezler. Bunu ogrenmek ic.;iin zimmilere fiyat1n1n
sarulmas1 da c.;irkin bir ~eydir."
Bu, zay1f bir ac.;1klamad1r. (unku Musluman bir ki~i, zimmlnin damuzunu telef
ettiginde anun ~arab1n1 telef ettiginde aldugu gibi degerini oder. 0 zaman
dagrusu, damuzun bedelinin verilmesinin ayn1n1n verilmesi gibi aldugunu
soylemektir. Bilindigi uzere, Musluman almadan once kaca, kad1na damuzun
68 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kendisini degil de bedelini verse bizzat domuzu vermi~ gibi kad1n bunu kabule
zorlanir. Musluman olmakla, domuzun bizzat kendisini kabzetme imkans1zla~t191
gibi, degerini kabzetme de imkans1zla~m1~t1r $arap ise boyle degildir. C::unku ,
domuzun degeri, mehri belirlemenin sahih olmas1n1 gerektiren hususlardand1r.
Arna lslam'a girmekle bu belirlemenin hukmu degi~mi~tir. lslam'a girdikten sonra
ancak belirlemenin s1hhatini gerektirenlerden olmayan bir ~ey alinabilir ki, bu da
mehr-i misildir. $arabin bedelinin belirlenmesi ise mehir belirlemenin gec;:erli
olmas1nin gereklerinden degildir. C::unku, ~arap misll mallardand1r onun ic;:in
~arab1n degerine ba~vurulabilir.
64
Miit'a /~.:.JI: Mehir belirlenmeden nikahlanan bir kad1nin zifaftan ve halvetten once bo~anmas1
durumunda, bo~ayan kocanin verecegi bir tak1m elbise ve ba~ ortUsiine denilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _69
bir millettir. c;:unku ~irk ve Muhammed (s.a v.)'in peygamberligini inkar, onlann
ortak noktaland1r. Bundan dolay1, Muslumanlar aras1nda farkl1 mezheplerden
olanlarin evlenmeleri caiz oldugu gibi, onlann birbirleriyle evlenmeleri de caizdir.
Bu nedenle, gayri muslimlerin birbirlerine olan tan1kl1klann1 ve birbirlerine mirasr;1
olmalanni da caiz say1yoruz.
(Farkl1 dinlere mensup iki gayri muslimin) evlenmeleri neticesinde dunyaya Gayri
miislimlerin
gelen r;ocuk, biz Hanefilere gore anne babadan ehl-i kitap olanin dinine tabidir. Bu evliliginden
yuzden onun kestigi yenir, (eger kad1nsa) Muslumanlar kendisiyle evlenebilir. ~afil dogan ~ocugun
nesebi
(rh.a.)'ye gore bunlar caiz degildir. c;:unku anne-babanin durumlan arasinda z1tl1k
vard1r. Bunlardan biri (ehl-i kitap olmad1g1 ir;in evlenme vs.de) haram olmay1, digeri
(ehl-i kitap oldugu ir;in) helal olmay1 gerekir. Peygamber (s av )'in
"Her r;ocuk is/am f1trat1 Ozerine dogar. Sonra anne-babast onu Yahudi veya
Htristiyan yaparlar. " 66
65
Abdurrezzak, Musannef, Vll/199; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, Vll/169; ZeyleJ, Nasbu'r-raye, IV/372;
Acl0n1, Kesfu'/-hafa, 11/1183.
66
Buhar1, Cenaiz 79; Muslim, Kader 22; Ebo DavOd, Sunnet 34; Tirmiz1, Kader 5.
70 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Zimmllerden bir k1z c_;ocugu, velisi tarafindan yine zimml olan bir erkek
c_;ocukla evlendirilse, bu evlilik, Muslumanlar aras1nda oldugu gibi caizdir. c;:unku,
onlarin aralarinda da velilerin velayet yetkilerinin oldugu kesindir. Nitekim Allahu
Tea la:
Zimml bir kad1n, zimml bir erkekle evlendiginde kad1n1n velisinin, aralarinda
Gayri
miislimlerin denklik bulunmad1g1 iddias1 dikkate al1nmaz. c;:unku ~irk du~uklugu (zilleti) ve
evliliklerinde cizyenin verdigi a~ag1lanma hepsinde ayn1d1r. Bu durumda soy eksikliginin bir
denklik
onemi olmaz. Onlar birbirlerine denktirler. Nitekim onlar1n bir k1sm1 kolele~trilmi~
olsalard1 yine birbirlerine denk olurlard1. Ozgur ki11nsalar yine aynid1r. Musluman
olduklarinda da denk olurlar. Bundan anla~1lmaktad1r ki, aralarindaki farklll1klar
onemli degildir. Bu yuzden de velinin denklik bulunmad1g1 gerekc_;esiyle dava ac_;ma
hakk1 yoktur.
Ancak kad1nla erkek aras1nda c_;ok ac_;1k farklar bulunmas1 bundan
mustesnad1r. Ornegin, onlarin kral1n1n k1z1ni dokumacinin ya da hayvan bak1c1s1nin
(seyisin) vb. aldatmas1 durumlarda oldugu gibi. Bu durumda aralan ayrll1r. Ancak
ayrllmalar1nin nedeni denklik bulunmamas1 degil; fitneyi onleme amac1d1r. c;:unku
[5/45)
bu tOr bir evlilik fitneyi korukler. Oysa yonetim, Muslumanlar arasinda oldugu gibi
onlar arasinda da fitneyi yat1~t1rmakla gorevlidir.
Ehl-i kitaptan
bir erkegin Zimml bir erkek, ozgur bir Musluman kadinla evlendiginde aralari ayrll1r.
Miisliiman c;:onku Allahu Teala:
kadmla
evlenmesi
4
'
-i-f - : ,:::-~ ' '· !, ' ,: !, ' ·~-!- .J ,,. i»L I! ~!1 }.
- - J •/'-: ·~J •J~YJ "J.J.,r'J . 0""'.JJ , ; .>-!~ r
Hadiste gec;en "rai~", ru~vet alanla veren aras1nda araci11k eden ki~idir.
sonra ba~tan boyle bir nikah gei:;erlidir. Onceden olan nikah1n boyle devam etmesi
oncelikli olarak gei:;erlidir. Eger kans1 ehl-i kitap degilse kendisine Musluman olma
teklif edilinceye kadar karis1 olmaya devam eder. Tekliften sonra Musluman olursa
ne ala, yoksa aralan ayril1r.
Gayrimiislim Kocas1 ehl-i kitap veya ba~ka bir dine mensupken kad1nin Musluman olmas1
birinin durumunda da durum aynid1r. Kocaya Musluman olma teklif edilene kadar, kad1n
kansmm
Miisliiman onun kar1s1d1r. Musluman olmas1 teklif edildikten sonra, koca, Musluman olmazsa
olmas1 aralari ayrll1r. Bize gore burada, zifafin geri:;ekle~ip geri:;ekle~memi~ olmas1 fark
etmez.
$afil (rh a) ise ~oyle demektedir: $ayet zifaftan once geri:;ekle~mi~se, e~lerden
birinin Musluman olmas1yla aralan aynl1r. $ayet bu durum zifaftan sonra
geri:;ekle~mi~se ayrll1k ui:; hay1z suresinin gei:;mesine bagl1d1r. Musluman olmayan
e~e Musluman olmas1 da teklif edilmez.
$afil (rh.a.) buna delil olarak da ~unlan soylemektedir: Zimmet akdiyle onlara
kendilerine zorla lslam'a sokmak ii:;in mudahale etmeyecegimizi garanti etmi~tik.
Bu garanti, zorlama yetkisini ortadan kaldim. Bize gore der: aralann1 ay1rmak
Musluman olma nedeniyledir. Ancak zifaftan once, nikah, kuvvetlenmi~ degildir.
Boyle olunca, ba~lang1i:;ta nikah1n olu~mas1na engel olacak ~ekilde, din aynl1g1n1n
olu~mas1yla nikah bag1 kesilmi~ olur. Zifaftan sonra ise nikah kuvvetlidir. Bu yuzden
yaninda aynl1ga etki eden bir ba~ka unsur bulunmad1ki:;a, s1rf din ayrll1g1yla nikah
ortadan kalkmaz. 0 unsur da iddet suresinin gei:;mesidir.
$afil (rh.a.), bu meseleyi bo~amaya k1yaslamaktad1r. c;:unku, zifaftan once
[5/46) nikah, sadece talak ile, zifaftan sonra ise ancak iddet suresinin gei:;mesi ile kalkar.
Biz Hanefilerin bu konudaki delillerimiz ise ~unlard1r: Rivayete gore
Behrulmulk (kad1n lider) Musluman olmu~tu. Omer (r.a.), kocas1na Musluman
olmas1nin teklif edilmesini, Musluman olmad1g1 takdirde aralannin ayrllmas1n1
emretti.
Ali (r a.) zaman1nda da bir erkek lider Musluman olmu~. halife, kans1na
Musluman olmas1n1 teklif etmi~. kabul etmemesi uzerine de aralann1 ay1rm1~t1.
Bunun akli izah1 ~udur: Aralanndaki nikah ba~lang1i:;ta sahih idi ve bu nikah,
ancak ortadan kalkmas1n1 gerektirecek bir nedenin bulunmas1 durumunda kalkar.
E~lerden birinin Musluman olmas1, nikah1n ortadan kalkmas1 ii:;in uygun bir neden
degildir. c;:unku Musluman olma, masumiyetin ispat1 ve kocanin kad1n uzerindeki
hakk1n1 kuvvetlendiren bir nedendir. E~lerden kufUrde kalmakta 1srar edenin kufru
de nikah1n sona ermesi ii:;in neden degildir. c;:unku kufUr daha once de mevcuttu
ve nikah1n olu~masina ve devam1na engel degildi. Kocan1n Musluman, kansin1n
ehl-i kitap olmas1 gibi, e~ler aras1ndaki din aynl1g1 da, esas itibariyle nikah1n sona
erme nedeni degildir. Oyleyse, nikahin devam1 mumkun olmad1g1na gore,
aralar1n1n ayrllmas1n1 gerektiren kesin bir nedenin olmas1 gerekir. l~te bu neden de
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 73
e~lerden kafir olanina Musluman olmas1n1n teklif edilmesidir. Ancak bu, onu
Musluman olmaya zorlayarak olmaz. Ancak nikahla beraber kocaya kad1n1 ya
iyilikle tutmas1 ya da guzellikle sal1vermesi gerekli olmu~tur. Kocanin kad1n1 iyilikle
tutmas1, Islam konusunda ona yard1mc1 olmas1yla olur. Kaea bundan ka~1ninca
geriye sadece guzellikle sal1vermek kalm1~ olur. Kocanin aynlmay1 istememesi
durumunda ise hakim, aralanni ay1rma hususunda onun yerine ge~er.
$ayet Musluman olmaktan ka~1nan kad1n idiyse ve hakim aralar1n1 ay1rm1~sa,
bunun zifaftan once olmas1 durumunda kad1na mehir verilmesi gerekmez. Zifaftan
sonra ger~ekle~mi~se kad1n iddet suresince almas1 gereken nafakay1 alamaz.
<;:unku aynl1ga kad1n neden olmu~tur. Bu durumda ittifakla, aynl1k talak olmaks1z1n
meydana gelmi~tir. <;:unku kad1n1n bo~ama yetkisi yoktur. Hakim aralann1 kad1nin
pislikte (kufUrde) 1sran yuzunden ay1rm1~t1r. Pis olan kad1n ise temiz olan erkege
uygun degildir.
Musluman olmaktan ka~1nan erkek ise, aralan zifaftan once aynlm1~sa kad1na
mehrin yans1n1n verilmesi gerekir. Zifaftan sonra olmas1 durumunda da kad1n iddet
nafakas1 al1r. Bu durumda kan kocanin aras1n1 ay1rmak Ebu Hanlfe ve Muhammed
(rha)'e gore bo~ama (talak) yoluyla olmu~ olur. Ebu Yusuf (rh.a)'a gore ise aynl1k
talak olmaks1z1n ger~ekle~mi~tir.
Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh a)'a gore kad1n1n lslam'dan ~1kmas1 (irtidad1)
nedeniyle ger~ekle~en aynl1k, talak olmaks1z1n ger~ekle~mi~ olur. Kocanin irtidat
etmesi durumunda da durum ayn1d1r. Muhammed (rh a )'e gore ise aynl1k talak
olarak ger~ekle~mi~ olur.
Ebu Yusuf (rh.a)'un her iki konuda (Musluman olmaktan ka~1nma ve irtidat
durumunda talak ger~ekle~meksizin aynl1k meydana geldigini soylerken) dayand1g1
deliller ~unlard1r: Musluman olmaktan ka~1nma ve irtidat, e~lerin her birinden
meydana gelebileceginden, e~ler ayrll1gin nedeninde ortakt1r. Mahremiyet ya da
e~lerden birinin digerinin mulkiyetine (kole veya cariye olarak) sahip olmas1
dolay1s1yla ger~ekle~en aynl1klarda oldugu gibi, bu tUr bir aynl1k da, bo~ama
ger~ekle~meksizin meydana gelmi~ olur. <;:unku kad1n1n bo~ama yetkisi yoktur.
Kad1n taraf1ndan kaynaklanan aynl1k nedenlerinin talak i~in bir neden olmad1g1
bilinir.
Muhammed (rh a )'in her iki konudaki delilleri ise ~u ~ekildedir: Aynl1g1n ger~ek
nedeni, Musluman olmaktan ka~1nma veya irtidat olarak kocadan ~1kan bir sozdur.
Bu da bo~ama yerine ge~er. <;:unku bunlarla kad1n1 iyilikle tutma imkan1 ortadan [S/47]
kalkm1~ ve geriye sadece guzellikle sal1verme yolu kalm1~t1r. Sal1verme ise talakt1r.
Bilindigi uzere iktidars1z erkekle kans1n1n aynlmalan da bu yolla talak say1l1r.
Ebu Hanlfe (rh a) ise Musluman olmaktan ka~inma ile irtidat meselelerini farkl1
degerlendirmektedir. Bu iki mesele arasindaki fark iki yondendir.
74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Birincisi: lrtidat nedeniyle meydana gelen aynl1k, helal olma niteliginin
ortadan kalkmas1ndan dolay1d1r. Bu, nikaha engeldir. Nitekim, bu durumda aynl1k
hakimin hukmune bagl1 degildir. (unku, irtidat nikah1n olu~umuna da devam1na
da engeldir. Bu ac;1dan e~lerin birbirlerinin mahremi olmalanna ve e~lerden birinin
digerinin mulkiyetine sahip olmas1na benzer. Musluman olmaktan kac;1nma ise
nikaha engel degildir. Nitekim, Musluman olmay1 reddetme durumunda aynl1k
ancak hakimin hukmuyle olmaktad1r. Nikaha engel olmayan bir nedenle
gerc;ekle~en aynl1k, kocan1n yapt1g1 bir ~ey yuzunden olunca talak sayll1r.
Aradaki fark biraz daha ac;1klanacak olursa: Musluman olmay1 kabul etmeme
nedeniyle olan aynl1kta, aynl1k ancak hakimin karanyla gerc;ekle~tigi ic;in bu,
iktidars1zl1k nedeniyle olan aynl1ga benzemektedir. (unku o meselede hakim aynl1k
noktas1nda kocan1n yerine gec;mektedir. lrtidat meselesinde ise ayrll1k hakimin
karanna bagl1 olmad1g1ndan bu mesele, mahremiyet veya mulkiyet nedeniyle olan
aynllga benzemektedir. Nitekim, irtidat meselesinde aynl1k, kad1nla
tamamlanmaktad1r. Halbuki onun talak yetkisi yoktur (demek ki meydana gelen
aynl1k, talak degildir.)
Her iki durumda da kocanin kadin1 iddet suresi ic;ersinde oldugu surece
bo~arsa bu bo~ama gerc;ekle~ir. Musluman olmay1 kabul etmeme nedeniyle olan
aynl1kta bunun boyle oldugu ac;1kt1r. (unku burada aynl1k talak iledir. lrtidatta ise
mahallin (kad1n1n) bu nedenle haraml1g1 ebedl degildir. Nitekim haraml1k
Musluman olmayla ortadan kalkar. Boylece talakla beraber onun sonucu olan ~ey
de bulunmu~ olur ki o da ikinci kocan1n ili~ki kurmas1na degin mahallin (kad1n1n)
haram olmas1d1r. Bu nedenle kocan1n iddet ic;erisinde iken kans1n1 bo~amas1
gerc;ekle~ir. Oysa mahremiyetten sonra durum boyle degildir. (unku orada
mahallin haraml1g1 ebedldir. Bu yuzden de talak1n sonucu ortaya <;1kmaz.
lkizimmi Zimmet ehlinden iki kuc;uk c;ocuk arasinda nikah k1yllsa, sonra da ic;lerinden
~ocugun birisi, Musluman olmanin ne demek oldugunu bilerek Musluman olsa, bize gore
evlendirilmesi
ve birisinin Musluman olmas1 istihsanen gec;erlidir. Digerine bunu anlayabilecek seviyede ise
Mlislliman Musluman olmas1 teklif edilir. Musluman olursa nikahlan devam eder. Kabul
olmas1
etmezse; ~ayet Musluman olan koca ise ve kadin da ehl-i kitap ise aralan aynlmaz.
Bu akil-balig olmalan durumunda aynlmad1klan gibidir. Aksi olmas1 durumunda da
k1yasa gore aralan aynlmaz. (unku Musluman olmay1 kabul etmemek ancak
mukellef birinden kaynakland1g1nda aynlig1 gerektirir. Ergen olmam1~ ki~i her ne
kadar akl1 yeterli olsa da bununla mukellef degildir. Fakat EbO Hanlfe (rh a.) istihsani
alm1~ ve demi~tir ki: Musluman olmas1 gec;erli olan ki~i. Musluman olmaktan
kac;in1rsa bu da sahihtir.
Kocas1n1 cinsel organ1 kesik durumda bulmas1 durumunda oldugu gibi, aynl1g1
gerektiren nedenler ac;1s1ndan c;ocukla buluga ermi~ ki~i arasinda fark yoktur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 75
Denilmi~tir ki bu, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gbredir. EbO Yusuf (rh.a.)
ise k1yasa itibar etmektedir. Bu meseledeki ihtilaf c;;ocugun irtidat1 konusundaki
ihtilaflanna benzemektedir. EbO Hanlfe ve Muhammed'e gore EbO Yusuf (rh.a.)'un
gbru~unun aksine (irtidat durumunda) aynl1k gerekir. Ancak dogrusu bunun her
uc;;unun de gbru~u oldugudur.
EbO Yusuf'a gore aradaki fark ~udur: Musluman olmay1 kabul etmemek
ic;;inde bulundugu durumu koruma anlam1na gelir ve bu, c;;ocuk taraf1ndan
oldugunda da gec;;erlidir. lrtidat ise mevcut olmayan bir ~eyi meydana getirme
anlam1ndad1r. Bu ise c;;ocuga zararl1 tasarruflar kapsamindad1r ve gec;;erli olmaz.
Nitekim c;;ocugun hibeyi kabz ettikten sonra geri vermesi gec;;erli degildir. Halbuki [5/48]
ba~ta kabul etmemesi gec;;erlidir.
Bu e~lerin aras1 kuc;;uk ya~ta olan kocan1n islam'a girmemesi nedeniyle aynlsa;
baz1 ikinci dbnem alimlerimize (me~ay1h) gore bu ay1rma, talak (bo~ama) olmaz.
c;:unku c;;ocuk, buluga ermi~ kimsenin aksine bo~ama ehliyetine sahip degildir.
Ancak dogrusu, bu talakt1r. c;:unku talak1 gerektiren neden olu~mu~tur. Bu,
erkegin cinsel organinin kesik olmas1 nedeniyle olan ayrli1ga benzemektedir.
c;:unku, c;;ocuk bo~amaya ve kale bzgur kilmaya ehil degildir. Ancak c;;ocugun kendi
yak1n1na miras yoluyla sahip olmas1 durumunda oldugu gibi, neden gerc;;ekle~ince
c;;ocugun kale bzgur klima tasarrufu gec;;erli olur. Talak da bunun gibidir.
H1ristiyan bir erkek, H1ristiyan bir kadmla evlense, sonra da kadm Ehl-i Kitap
mecusl olsa nikahlan devam eder. <;i.inki.i kadm nikah esnasmda mecusl erkek ve kadm
evlense ve
olsayd1 da aralarmdaki nikah gec,;erli idi. 0 halde kadm sonradan mecusl kadm Mecusi
oldugunda da durum aynid1r. Bu hi.iki.im bizim "Zimmi bir dinden digerine olsa nikahlari
devam eder mi
ger;ince inanct iizerine btraktltr. <;iinkii kiifiir tek millettir." prensibimize
dayanir.
~afil (rh.a.)'nin bu konuda uc;; gbru~u vard1r. Birincisi, bizim gbru~umuz gibidir.
lkinci goru~une gore din degi~tiren zimml Musluman olmazsa oldurulur. c;:unku
kendisine verilen guvence (eman) o anda sahip oldugu inane;; ic;;indi. 0 inanc1
degi~tirdiginde kendisine verilen eman ortadan kalkar ve Musluman olmad1g1
takdirde oldurulur. Ancak bu, yanl1~ bir gbru~tUr. c;:unku, zimmet akdiyle ona
verilen eman kufrune ragmen verilmi~tir ve din degi~tirmesi durumunda bu kufru
terk etmi~ degildir. Zimminin inanc1 zimmet akdinin ilk olu~umuna nasli engel
degilse devamina da engel degildir. Oc;;uncu bir gbru~unde de ~afil (rh a), Allah
korusun Musluman1n irtidat etmesi durumunda oldugu gibi eski dinine dbnmeye
zorlan1r, demektedir. Ancak bu da kabul edilemez bir gbru~tUr. c;:unku, din
degi~tirmeden once sahip oldugu inane;; kufUrdur ve kufre geri donmeye nas1I
zorlanabilir?
76 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Mesela, H1ristiyan birisi Yahudilige gec;se gorCmu~e gore tek Allah'a (tevhide)
inanm1~ olur. Bu durumda tevhide inand1ktan sonra uc;lu tann (testis) inanc1na geri
donmeye nas1I zorlanabilir?
Kad1n mecusl olduktan sonra, koca Musluman olsa kadma aslen mecusl
olmas1 durumunda oldugu gibi Musluman olmas1 teklif edilir. Musluman olmamas1
durumunda sorun kalmaz aralan aynl1r . $ayet kad1n Musluman olmaz da
Yahudilige veya H1ristiyanl1ga gec;erse, nikah esnasmda H1ristiyan ya da Yahudi
olmas1 durumunda oldugu gibi nikahlan devam eder.
Yahudi ya da H1ristiyan bir kad1n kocas1nm Musluman olmasmdan sonra
mecusilige gec;se aralan aynl1r. Cunku kad1n1n kocas1nin Musluman olmas1ndan
sonra mecusilige gec;mesi, Musluman kadmm lslam'dan c;1kmas1 gibidir. Nas1I ki,
Musluman kad1n lslam'dan c;1kt1gmda kocayla aralannda derhal aynl1k meydana
gelirse, kocas1 lslam'a gec;mi~ kad1n1n mecusilige gec;mesi durumunda da durum
aynid1r.
Ehl-i H1ristiyan bir erkek H1ristiyan bir kad1nla iki kolenin tan1klig1yla evlense, bu tUr
Kitaptan bir evlilik dinlerinde varsa caizdir. Cunku, zaten tan1ks1z olarak evlenseydi bile
olanlann
kiilenin nikah gec;erli olacakt1. 0 halde iki kolenin taniklig1yla evlenmeleri haydi haydi
tamkhg1 ile caizdir.
evlenmeleri
Ancak en dogrusunu Allah bilir.
c;;1kmakla, kendisiyle evlenilmesi yasak duruma gelmi~tir. Oysa nikah, ilk ba~ta
kendisiyle evlenilmesi helal olan kad1na (mahalle) hast1r. Bundan dolay1 murted
kad1n1n herhangi bir ki~iyle nikahlanmas1 caiz degildir.
Biz Hanefilere gore; Musluman bir ki~i dinden c;;1kt1g1 zaman kans1 E~lerden
birinin
kendisinden aynlm1~ olur. Kar1s1n1n Musluman veya ehl-i kitap olmas1, zifaf1n
isiamdan
gerc;;ekle~ip gerc;;ekle~memi~ olmas1 fark etmez. $afil (rh.a.)'ye gore de eger zifaf ~1kmas1
durumunda
olmam1~sa durum ayn1d1r. Arna dinden c;;1kma zifaftan sonra olmu~sa boyle degildir
nikah1n
Nikah1n sona ermesi uc; hay1z suresinin gec;mesine bagl1d1r. Bu, $afil (rh a )'nin daha durumu
once lslam'a girme konusunda ac;1klad1g1m1z, nikahin zifaf ile kuvvetlenip
kuvvetlenmemesi durumlan aras1nda fark bulundugu ~eklindeki prensibine
goredir. ~unku dinden c;1kan ki~i bununla dinini reddetmeyi amac;;lamaktad1r; e~ini
reddetmeyi degil. Bundan dolay1 dinden c;1kmak, nikah zifafla kuvvetlendikten
sonra e~lerden birinin Musluman olmas1 durumunda oldugu gibi, aynca ba~ka bir
neden de bulunmad1kc;a aynl1g1 gerektirmez.
lbn EbO Leyla (rh a.) da ~oyle demektedir: Zifaftan once de sonra da olsa, tevbe
teklif edilene kadar e~lerden birinin dinden c;1kmas1 ile, aralannda ayrll1k meydana
gelmez. $ayet adam tevbe ederse kad1n onun kans1d1r. blur ya da oldurulurse
kad1n ona mirasc;1 olur. lbn EbO Leyla (rh a) bu nu daha once ac;;1klad1g1m1z, e~lerden
birinin Musluman olmas1 meselesine k1yasla soylemektedir.
Ancak biz Hanefiler diyoruz ki: Dinden c;1kma nikaha engeldir. Nikaha engel
olan bir durumun sonradan olu~mas1 da, tek ba~1na e~lerin aynlmas1n1 gerektirir.
Bu t1pk1 e~ler arasinda evlilik yasag1 oldugunun sonradan ortaya c;1kmas1 gibidir.
E~lerin farkl1 dinlerden olu~u ise bizzat kendisi, nikaha engel bir durum degildir.
Nitekim Musluman bir erkek ile ehl-i kitap bir kad1n arasinda nikah caizdir.
E~lerden birinin Musluman olmas1 da nikaha engel degildir. ~unku nikah bir
nimettir. Musluman olmakla nimetler ki~i ic;in koruma alt1nda olur. Bundan dolay1
e~lerden birinin Musluman olmas1 durumunda, aralannin aynlmas1, ancak diger
e~in Musluman olmay1 reddetmesinden sonra ve hakimin hukmu ile olur.
78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bekir (r.a.) onlann tevbe etmelerini istedi. Fakat tevbeden sonra hi<;birine nikahlarin1
yenilemelerini emretmedi. Onun d1~1ndaki herhangi bir sahabl de bunu emretmedi .
Seiki baz1lann1n irtidat1 digerlerinden once idi ve bu yuzden bununla
ugra~mad1 da denilemez. (unku, tarihleri bilinmeyen iki ~ey beraberce olmu~ gibi
kabul edilir.
Bu hukmun mant1kl a<;1klamas1 ~udur: E~lerden birinin irtidat1 durumunda
ayril1g1n meydana gelmesi, Musluman1n temizligi ile kar~lia~t1rild1g1nda irtidat
edenin pisliginin a<;1ga <;1kmas1 nedeniyledir. lkisi beraber irtidat ettiklerinde bu
pislik kar~1la~t1rma ile ortaya <;1kmaz. (unku bu, pisligin yine pislikle
kar~1la~t1nlmas1d1r. Bunun anlam1 ~udur: Beraber irtidat ettiklerinde ne dinleri ve ne
151501
de ulkeleri farkl1la~mam1~ olur. Bundan dolay1 da aralannda var olan ~ey, (nikah) iki
kafirin beraberce Musluman olmalannda oldugu gibi, daha once oldugu ~ekilde
devam eder. Bir ~eyin devam1n1 ba~lang1c1na k1yaslamak sakatt1r. Mesela, iddet
nikah1n ba~lang1c1na engeldir ama devam1na engel degildir. Bu konuda irtidatla
iddet aras1nda k1yaslamaya engel bir fark da yoktur. (unku her biri mahallin
(kad1n1n) haraml1gin1 gerektirir. Ancak bu haraml1k ebedl degildir. E~lerden biri
Musluman olursa diger e~in irtidatta 1srar etmesi durumunda aralannda aynl1k
meydana gelir. (unku bu durumda diger e~teki temizlikle kar~ila~t1nld1ginda
murted kalanin habis (pis) oldugu ortaya <;1kmaktad1r. Bu yuzden eger kad1n
zifaftan once Musluman olmu~sa mehrin yar1s1n1 al1r. Musluman olan koca ise
kad1n bir ~ey alamaz. (unku aynl1k irtidatta 1srar edenden kaynaklanmaktad1r.
E~lerden biri Musluman olmu~ken digerinin irtidatta 1srar etmesi sanki lslamdan
yeni <;1km1~ gibidir.
H1ristiyan bir erkek Musluman olsa, kans1 da H1ristiyanken Yahudilige ge<;se,
ba~lang1<;ta Yahudi olmas1 durumunda oldugu gibi yine onun kans1 olmaya devam
eder. Erkek, kans1 mecusl iken Musluman olsa ve sonra da lslamdan <;1ksa
kans1ndan aynlm1~ olur. (unku erkek Musluman oldugu zaman hakim ay1rmad1g1
surece nikah devam etmekteydi. Nitekim ~ayet kadin da Musluman olsayd1
nikahlan devam ederdi. Nikah devam ederken erkegin tek ba~1na dinden <;1kmas1,
ayrli1g1 gerektirir. Mecusi kad1n, Musluman olsa ve sonra irtidat etse de durum
ayn1d1r, kocas1ndan aynlm1~ olur. Koca irtidat etse de durum aynid1r. Kad1nla
aralan aynlm1~ olur.
Koca olene kadar lslamdan <;1kmasa, kad1n da Musluman olmasa zifaf olsun
olmas1n kad1n tam mehir alir. (unku hakim ay1rmad1g1 zaman nikah olumle sona
erer. Kocanin olumuyle de mehrin tamam1 kadin ad1na kesinle~mi~ olur.
En dogrusunu Allah bilir ve donu~ de onad1r.
...-
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7g
HARBILERiN NiKAHLARI
Rivayete gore Ali b. EbO Talib (ra.)'e Ehl-i kitaptan olan harbllerle (Gayri
muslim ulkede ya~ayan Gayri muslim) evlenmenin hukmu sorulmu~, o da bunu
mekruh gormu~tur. Biz bu rivayeti delil olarak al1yor ve diyoruz ki: Bir Muslumanin
darulharp'te (Gayri muslimlerin ulkesi) ehl-i kitap bir kad1nla evlenmesi caizdir,
fakat mekruhtur. c;:unku Musluman darulharp'te evlenince oraya yerle~ebilir.
Halbuki Peygamber (s a.v) ~oyle buyurmu~tur:
69
EbQ Davud, Cihad 105; Tirmiz1, Siyer 42; Nesa1, Kasa me 26.
80 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'I-Mebsut
Bunun akll izah1 ~udur : Olke aynl1g1, egemenliklerin (velayetlerin) farklll1g1ndan
ibarettir. Bu da Islam ulkesindeki velayetlerin farkl1l1g1 gibi nikah1n bozulmas1n1
gerektirmez. Nitekim harb1, eman alarak Islam ulkesine geldiginde ya da
Musluman, eman ile daru'l-harbe c_;1kt1g1nda, kans1yla aralan aynlmaz. Me~ru
ybnetime ait bir ~ehirden, isyancllann kontrolu alt1ndaki bir bblgeye c_;1kanin
durumu da ayn1d1r; kans1 ile aralarinda ayrll1k meydana gelmez.
Mezhebimiz (ilk dbnem) alimleri ~u delillere dayanirlar: Allahu Teala ~byle
buyurmu~tur:
0~ 0f.~~ til-l ~I Vo &li -7'1~~ ~~~I p-c.~ I;! lj.oi .:r..J1 ~t4 t
.I..
"( ~
ill:J1 CJ'\1- if>~
! , ' ·- )lj ..;_.,[.. ! ' ~ , •!•I;;.
.J' • -Y' if>~
"Ey Iman eden/er! Mumin kadmlar hicret ederek size geldigi zaman on/an
imtihan edin (hicret/erinin nedenini ince/eyin). Allah on/arm imanlanm daha c;ok iyi
bilir. Eger siz on/arm mumin kadmlar olduklannt ogrenirseniz, on/an kafirlere geri
gondermeyin." (el-Mumtehine, 60/1 o) Ayette kocadan kurtulma kast1ndan
bahsedilmemektedir. 0 halde boyle bir ko~ul koymak nassa ilave yapmak olur.
Yine Allahu Teala :
E~lerden birisi esir edildigi zaman ittifakla aralannda aynl1k meydana gelir.
Bize Hanefilere gore bu aynl1g1n nedeni, ulke ayrll1g1, $afil (rh.a.)'ye gore esirliktir.
Bu yuzdendir ki, e~ler beraberce esir edilseler, ~u ayet dolay1s1yla aralannda ayrll1k
meydana gelmez:
~ i.:~ 0i;:= •: J> J~i 'lj I~~ J;.. ~Jll ~ J~i t,_,; '] 'lt
82 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
70
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/29; EbO DavOd, Nikah 43; lbn Hibban, Sahih, Xl/180; Taberan1, el-
Mu'cemu'/-kebir, Vlll/130; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/321.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _83
rakabesinde mal alma niteligi yoktu. 0 halde borcu ancak bu ozellige (mal
olmama ozelligine) sahip oldugu surece devam eder. Esirlikten sonra bu ozelligin
devam1 ise mumkun degildir. Ayn1 ~ekilde bore;, hakk1na sayg1 gosterilmesi gereken
bir ki~iye ait olsayd1 da devam etmezdi.
Bu izahlara gore $afillerin, esirlik, esirin sadece esir edene ait olmas1n1
gerektirir, sozunun gec;erliligi kalmamaktad1r. cunku nikah mulkiyeti, hakk1na
sayg1 duyulmas1 gereken (Musluman, zimml vb.) kimselere ait oldugunda nikah
devam eder ve esirin esir alana ait olmas1 soz konusu olmaz.
Kaea esir edildiginde de kans1yla aralanndaki nikah ortadan kalkar. CL.inku bu
durumda mulkiyet kocaya aittir, onun uzerinde olu~mu~ bir mulkiyet soz konusu
degildir.
Evtas esirleriyle ilgili hadise gelince: Bu sava~ta erkeklerin kalelerine kac;t1klan
ve kad1nlann tek ba~lanna esir edildikleri rivayet edilmektedir. Buna gore nikah1n
sona ermesi, ulke ayrll1g1 nedeniyle olmaktad1r.
Nisa suresinin 4. ayeti bizim goru~umuze delildir. CL.inku Allahu Teala, bu
ayette evli kad1nlarla evlenmeyi yasaklamaktad1r. Bu ayete gore e~leriyle
aralanndaki nikah bagin1n sona erdigi kesin olmayan esir kadinlann esir alanlara
haram olmas1 gerekir.
ButL.in bunlan ogrenince diyoruz ki: Erkek, Musluman olarak Islam ulkesine
gelip, kans1n1 da darulharpte b1raksa ve bu nedenle aralannda aynl1k meydana
gelse, kocan1n yapacag1 bo~ama gerc;ekle~mez. CL.inku nikah bag1 iddete bagl1
olmaks1zin ortadan kalkm1~t1r. Kad1n1n darulharpte kalmas1 aralannda nikah1n
asllna engel oldugu gibi kadinin iddet beklemesine de engel olur. Bu yuzden de
erkegin bo~amas1 gec;ersizdir. $ayet kad1n Muslumanl1g1 kabul ederek ya da zimml
olarak kocas1ndan once daru'l-lslam'a gelmi~ idiyse, nikahlan oldugu gibi
gec;erlidir. Cunku koca da art1k daru'l-lslam (Islam ulkesi) halk1ndan bir
Muslumand1r ve aralannda ulke aynllg1 kalmam1~t1r.
Ehl-i kitab bir harbl kad1n, emanla Islam ulkesine girse ve bir Musluman veya
zimml ile evlense bu evlilik gec;erlidir. Kad1n, zimml olmu~ olur. CL.inku kadin Dariilharpten
olan Ehl-i
ikamet ac;1sindan kocasina tabidir. Kad1n1n daru'l-lslam ehlinden birisi ile evlenmesi Kitaptan bir
Islam ulkesinde ebedi olarak kalmaya raz1 olmas1 demektir. Bundan dolay1 da kadmm islam
iilkesine girip
zimml olmu~ olur. $ayet kad1n, ehl-i kitap degilse ve zimml ile evlenmi~se hukum bir Miisliimanla
yine ayn1d1r. Ancak Musluman ile evlenirse nikah gec;erli degildir. Kad1n1n zimml evlenmesi
[5/54] Ayn1 ~ekilde adam1n nikah1nda iki k1z karde~ bulunsa ve onlar da kocalanyla
beraber Musluman olsalar, Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh a.)' a gore, ikisi ile tek bir
nikahla evlenmi~se nikah ge~ersizdir. lki ayn nikahla evlenmi~se birincinin nikah1
lki k1z
karde~le ge~erli, ikincisininki ge~ersizdir. Muhammed ve ~afil (rh.a.)'ye gore koca e~lerden
evli olan diledigini se~er, digerini terk eder. Muhammed, (rh a) bu konuda ~u hadisleri deli I
bir gayri
miislimin olarak kullanmaktad1r:
Miisliiman
olmas1 Gaylan b. Seleme, sekiz e~i oldugu halde Musluman olmu~, e~leri de
kendisiyle beraber Musluman olmu~lar, Peygamber (s.a.v ),
71
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11113; lbn Mace, Nikah 40; Eba DavOd, Talak 24; Tirmiz1, Nikah 33.
72
lbn Mace, Nikah 39; Tirmiz1, Nikah 34; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/184; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/172.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 8S
ac;1klad1g1m1z uzere, Musluman olmad1klar1 surece, inanc;lannda farkl1l1k nedeniyle
bu hukmun kapsam1na onlar girmezler. Nitekim, e~lerden birisi olse ya da ondan
ayrilsa ondan sonra nikah1nda dart kans1 varken Musluman olsa, bunlarin nikahlari
gec;erlidir. Olenin ilk ya da son evlendigi kad1n olmas1 fark etmez. Bu nikahlarin
gec;erli oldugu sabit olunca, tek bir defada k1y1lan akit ile muhtelif zamanlarda
k1yilan akitler de ayn1d1r. Bu, nikah1 altinda dart kad1n olan ve e~leriyle beraber esir
du~en harblnin durumunda oldugu gibidir. Bu durumda, ayni anda k1y1lan
nikahlarla farkl1 zamanlarda k1yilan nikahlar e~ittir. Kaea ile kad1nin aras1 ayril1r m1
yoksa kocaya sec;me hakk1 m1 verilir konusunda farkl1 goru~lerimiz olsa da
nikahlann e~itligi konusunda muttefikiz.
Muhammed (rha), es-Siyeru'l-keb'ir'de zimmet ehli ile harblleri farkl1
degerlendirerek ~oyle demi~tir: $ayet bu tur nikahlar zimmiler aras1nda ise hukum
EbO Hanlfe (rh a)'nin dedigi gibidir. ~unku, her ne kadar Musluman olmad1klar1
surece onlara mudahale etmesek de, ~er'I hukum, daru'l-lslamda yaygin
oldugundan dolay1 zimmller hakk1nda da sabittir. Biz bunu her iki imam1n
benimsedikleri kurallara gore daha once ac;1klam1~t1k. $afil (rh.a.)'ye gore ise bu
konuda zimmllerle harbller aynid1r.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a) ise ~u ayet ile istidlal etmi~lerdir:
~?~1~1~jlj~
" ... iki k1z karde~i birden almak da size ha ram kJ/md1." (en-Nisa, 4/23) lki k1z
karde~i ayn1 anda nikah alt1nda tutmanin haram oldugu bu ayet ile sabittir. Birinci
karde~in nikah1nda cem (bir arada nikahlama) soz konusu olmad1g1ndan lslam'a
gore nikah1 gec;erlidir. lkincisinin nikah1yla cem (bir arada nikahlama)
olu~tugundan, onun nikah1 lslam'a gore gec;erli degildir. Musluman olduktan
sonra bu nikaha mudahale ancak cem (bir arada nikahlama) nedeniyle gerekli
olmu~tur. ~unku burada cemden (bir arada nikahlama) ba~ka mudahaleyi
gerektiren bir neden yoktur. Bundan dolay1 da sadece kendi nikah1yla cem
meydana gelen kad1nin nikah1 gec;ersiz olur. islam'a gore kendisiyle cem meydana
gelen sonraki nikah gec;ersiz, cem meydana gelmeyen onceki nikah ise gec;erlidir.
$ayet koca her ikisiyle ayni anda nikah k1yarak evlenmi~se cem, her ikisiyle birlikte
meydana gelmi~tir. Bu durumda e~lerden birisinin nikah1nin iptalini digerine tercih
ettirecek bir durum yoktur. Oyle olunca ikisinin birden nikah1 gec;ersiz say11ir. Bu,
t1pk1 iki adam1n nikah1 alt1nda bulunan ve bu iki adam da kendisiyle beraber
Musluman olan harbl kad1n1n durumu gibidir.
Be~ kadinla olan evlilikte de durum ayn1d1r. Burada haraml1k dortten fazla
kad1n1 ayn1 anda nikah1 altinda tutma nedeniyledir. Bu da be~inci kad1nin [5/55]
nikahlanmas1yla meydana gelmektedir. Bu yuzden de sadece onun nikah1nin
gec;ersiz sayilmas1 daha uygundur. $ayet be~ kad1nin hepsinin nikah1 tek bir defada
86 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
yapilan akitle olmu~sa cem (dortten fazla kad1n1 nikah1 alt1nda bulundurma)
hepsinden meydana gelmi~ olur. Ancak kad1nlardan birinin olmesi veya aynlmas1
durumunda durum farkl1d1r. c;:unku buradaki mudahele, Musluman olduktan
sonraki cem hakk1ndad1r. Onun ic,;in bu durumun Musluman olduktan sonra da
devam etmesi gerekir ki mudahele gerekli olsun. Oysa kadinlardan birinin olmesi
veya aynlmas1 durumunda mudaheleyi gerektiren neden devam etmemektedir.
Bu, ~u meseleye benzer: Bir erkek sut emme c,;ag1ndaki iki k1z c,;ocugunu
kendisine nikahlasa sonra da bir kadin her ikisini emzirse, bu her iki nikahl1s1 da
ondan ayrilm1~ olur. Ancak kad1n once birini emzirse ve o emzirilen blse sonra da
ikincini emzirse, ikincinin nikah1 gec,;ersiz olmaz. c;:unku cem (iki slit karde~i
birarada nikahlama) ancak ikincinin emzirilmesiyle meydana gelmektedir. Bu
esnada birinci kans1 adam1n nikah1 alt1nda olursa iki slit karde~ arasinda cem
meydana gelir. $ayet birinci kans1 olmu~ ya da ayrilm1~ olursa cem meydana
gelmez. Esir edilmi~ kad1nlarin durumu ise bundan farklld1r. c;:unku orada dart
kad1nla evlenme Islam hukmune gore mutlak anlamda gec,;erli olarak
gerc,;ekle~mi~tir. c;:unku erkek kad1nlan nikahlad1g1nda ozgurdu ve ozgur bir ki~inin
dart kad1nla evlenme hakk1 vard1r. Ancak sonradan meydana gelen kolelik
nedeniyle nikaha itiraz gerekli olmu~tur. Kolelik meydana geldiginde kadinlar e~it
ve ayn1 anda bir erkegin nikah1ndad1rlar. Bundan dolay1 da burada tek bir defada
yapilan akit ile farkl1 zamanlarda yap1lan akitler e~ittir. Bu iki sut c,;ocugunu ayn1
kad1n beraber emzirdiginde oldugu gibidir. Her ne kadar adam onlarla iki ayn akit
ile evlenmi~ olsa da nikahland1klan adamla aralan aynllr. c;:unku itiraz nikah1n
s1hhatinden sonra, sonradan anz olan sut karde~ligi nedeniyle gerekli olmu~tur.
Daha once belirtilen durumlann aksine bu durumda iki kadin e~it kabul edilir.
Konuyla ilgili olarak rivayet edilen hadislere gelince: Mekhul demi~tir ki: Bu
hadisler feraiz hukumleri inmeden once varid oldu. Yani cemin (iki k1z karde~in vb.
ayn1 anda bir ki~inin nikahinda bulunmas1) haraml1g1 hukmu inmeden once.
Bundan dolay1 nikahlar lslam'a gore mutlak anlamda sahih olarak gerc,;ekle~mi~ti.
Sonra Peygamber (s.a.v.) dart tanesini, nikahlannin yenilenmesi ic,;in sec,;ilmesini
emretti. Ya da nikahlar as1I itibariyle sahih olduklan ic,;in, Peygamber (sa v) bu nu
cemin haraml1g1 hukmunden istisna etti. Nitekim baz1 rivayetler de, "diger!erini
bo~a" demi~tir. Bunun anlam1 Peygamber (s.a.v.)'in adam ile dordu a~an kanlan
arasinda aynl1ga hukmetmedigidir.
Buna gore adam nikah1 altinda anne ve k1z1 oldugu halde Musluman olsa
Anne ve
kanlan da kendisiyle beraber Musluman olsalar, ~ayet ikisiyle tek bir nikahla
k1z1yla evli evlenmi~se her ikisinin nikah1 da bozulur. Eger ikisiyle de ili~kiye girmemi~se
olan bir
gayri anneyle degil k1z1yla yeniden evlenebilir. $ayet ikisiyle de ili~ki kurmu~sa her ikisiyle
mlislimin de evlenemez. c;:unku her biriyle olan ili~ki, musaharet yoluyla digerinin ebediyen
Musluman
olmas1 kendisine haram olmasin1 gerektirir. $ayet sadece anne ile ili~kiye girmi~se yine
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 87
hi~birisiyle evlenemez. c;:unku k1z1yla nikah k1yild1g1 zaman anne haram olur.
Anneyle ili~ki kuruldugunda da k1z1 haram olur. Eger sadece k1zla ili~kiye girmi~se,
sadece k1zla yeniden evlenebilir. c;:unku anneyle sadece akit yap1lmas1yla k1z1
haram duruma gelmez.
$ayet ana k1zla iki ayn nikahla evlenmi~ ve ikisi ile de ili~ki kurmam1~sa
birincisinin nikah1 ge~erli, ikincisinin nikah1 ge~ersizdir. Birincisi ile ili~ki kurmu~sa
durum yine ayn1d1r. $ayet ikincisi ile ili~ki kurmu~sa ve once k1z ile nikahlanm1~sa
her ikisinin nikah1 da ge~ersizdir. c;:unku anne k1za k1y1lan nikah ile haram olur. K1z
da ilk nikah kendisiyle yap1lm1~ olsa da anneyle ili~ki kurmas1yla haram olur. ilk [S/SG]
olarak nikah k1yllan anne ise k1z1n nikah1 sahihtir. c;:unku k1zla ili~ki kurulmas1
anneyi haram duruma getirir, anneyle olan nikah ise k1z1 haram duruma getirmez.
Muhammed (rh.a.)'in goru~One gore ise; adam, anne-k1zla tek akitle de iki
akitle de evlenmi~ olsa, k1z1n nikah1 sahihtir. c;:unku anneye yapilan nikah, k1zin
haram olmas1n1 gerektirmez. K1zla yap1lan nikah ise annenin haram olmas1n1
gerektirir. Ancak anneyle ili~ki kurmu~sa ba~ka. 0 zaman erkek ile her iki kans1nin
da aralan aynl1r. Ancak bu hokum anneyle olan ili~kinin k1z1n nikah1ndan sonra
olmas1 durumundad1r. Anne ile ili~kiyi k1zla evlenmeden once kursa annenin nikah1
ge~erlidir. c;:unku anneyle zifaf k1z1 haram duruma getirir. K1z1n nikah1 ge~erli
olmad1g1 i~in bu nikah ile anne haram duruma gelmez. Ancak k1zla da ili~ki
kurmu~sa adamla her iki kansinin arasinda musaharet nedeniyle aynl1k meydana
gelir. Bu durumda kocan1n ana k1zdan hi~birisiyle yeniden evlenmesi de mumkun
degildir.
Kans1n1 O~ defa bo~ad1ktan sonra, kad1n ba~ka bir erkekle evlenmeden, onu
tekrar nikahlayan harbl bir erkek kans1 ile birlikte Musluman olsa aralan aynl1r.
c;:onku o~ defa bo~ama, daru'l-lslam'da oldugu gibi daru'l-harbte de ger~ekle~ir.
Onlar da buna inanmaktad1rlar. 0~ defa bo~ama, ikinci e~le olan birle~meye kadar,
akrabal1k ya da sut emme dolay1s1yla olu~an haraml1k gibi, mahallin (kad1n1n)
haram olmasin1 gerektirir. Bu durum Musluman olduktan sonra ayrll1g1 gerektirdigi
gibi burada da gerektirir. Adam annesiyle veya k1z1yla ili~kide bulunsa ya da onlan
~ehvetle apse durum yine ayn1d1r. c;:unku musaharet nedeniyle olan haraml1k, sot
emme nedeniyle olan haraml1kla aynid1r. Bu haramllk daru'l-lslam'da meydana
geldigi gibi darulharpte de meydana gelir. o~ defa bo~ama olay1 da bunun gibidir.
Ehl-i Kitap olsunlar ya da olmas1nlar, e~lerden birinin darulharpte Musluman
olmas1 durumunda, Musluman olan kad1n ise, biz Hanefilere gore, aralanndaki
nikah1n sona ermesi, O~ hay1z suresinin ge~mesine bagl1d1r. Kad1nla ili~ki kurmu~
olsun olmas1n fark etmez. $afil (rh.a.)'ye gore zifaftan once olmu~sa e~lerden birinin
Musluman olmas1yla aynl1k meydana gelir. Zifaftan sonra ise aynl1k iddetin sona
ermesine bagl1d1r. Aynca bu hukum daru'l-lslam veya daru'l-harbe gore degi~mez.
Ancak daha once soyledigimiz gibi nikahin zifaf ile kuvvet kazanmas1 gerekir.
88_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bize gore ise, e~lerden birinin Musluman olmas1, tek ba~1na aynl1g1
gerektirmez. KufUrde kalmakta 1srar edenin 1sran ve tek ba~1na din farklil1g1 da
bunu gerektirmez. Bunlan daru'l-lslam'la ilgili olarak daha once ac_;1klam1~t1k.
Ancak daru'l-lslam'da Musluman olmayan e~e Musluman olmas1nin teklif
edilmesinin aynl1k nedeni olarak kabul edilmesi mumkundur. Musluman olmay1
kabul etmez ise iyilikle tutmay1 ihlal etmi~ oluyor. Darulharpte ise bu mumkun
degildir. c_::unku Islam devlet ba~kanin1n orada kufUrde kalmakta 1srar edene lslam'1
teklif etme ve kabul etmedigi takdirde aynl1ga karar verme gucu yoktur. Bunun
ic_;in ayril1k nedeni olarak Lie_; hay1z suresinin gec_;mesi, Lie_; defa Musluman olmas1n1
teklif etmenin yerine gec_;er. c_::unku kufUrde kalmakta 1srar eden koca, Musluman
olma konusunda ona yard1mc1 olmad1g1 ic_;in kans1n1 istemiyor demektir. Onu
istemedigi zaman da bo~amas1nda (talak) oldugu gibi Lie_; hay1z suresinin
gec_;mesiyle ayril1k meydana gelir. Ancak talak, ili~ki kurmadan gerc_;ekle~mi~se s1rf
talakla ayril1g1n sabit kil1nmas1 mumkundur. c_::unku, aynl1k nedenini bizzat koca
meydana getirmektedir. Ancak kad1n1n Musluman olmas1 durumunda, zifaf
gerc_;ekle~memi~se, aynl1g1n Lie_; hay1z gec_;meden sabit k1l1nmas1 mumkun degildir.
c_::unku burada koca ayril1k ic_;in bizzat herhangi bir ~ey yapmamakta ancak
bulundugu durumu surdurmektedir. Bundan dolay1 her iki ac_;1dan da nikah1n sona
ermesi Lie_; hay1z1n gec_;mesine bagl1d1r. Ayril1k bu ~ekilde gerc_;ekle~tiginde, ili~ki
olmam1~sa kadin1n iddet beklemesi gerekmez. ili~ki olmu~sa ve kad1n da harbl ise
hukum yine ayn1d1r. c_::unku onun hakk1nda din! hukum sabit degildir. E~lerden
Musluman olan kad1n ise EbO Hanlfe"ye gore yine iddet gerekmez. c_::unku EbO
(5/57] Hanlfe (rh a), harbl olan kocadan dolay1 Musluman kad1n1n iddet beklemesini
gerekli gormemektedir.
Bu mesele as1I olarak hicret eden kadinla ilgilidir. Kad1n daru'l-lslam'a
Musluman ya da zimml olarak hicret ederse, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kendisine
iddet gerekmez. Ancak gebe olmas1 durumunda dogum yapana kadar birisiyle
evlenmez. Gebe degil ise hemen de evlenebilir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise bu durumdaki kad1nin iddet
beklemesi gerekir. Onlann bu konudaki delilleri ~u hadistir:
"Nesibe (ra) hicret ettiginde Peygamber (s av) iddet beklemesini
emretmi~tir."
Bunun anlam1 ~udur: Soz konusu olan, ozgur bir kad1nd1r ve zifaftan sonra
kocas1ndan ayrilm1~t1r. Bu yuzden de Islam ulkesinde bo~anm1~ olan kad1n gibi
iddet beklemesi gerekir. c_::unku iddet, rahiminde iki erkegin menisi bir arada
bulunmas1n diye konulmu~, Allah hakk1 olan bir hukumdur. Kad1n da Muslumand1r
ve Allah haklanndan sorumludur. Esir alinm1~ kad1n ise boyle degildir. c_::unku o,
ozgur degildir. Esirligin etkisi, kad1nin esir alana helal olmas1d1r. Esir alana helal
olmas1 hukmunun zorunlu sonucu da rahminin kocas1n1n menisinden bo~
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 89
lstibra 1.1.r.- ~I: Cariyenin rahminde c;ocuk bulunmad1gin1n anla~1lmas1 ic;in, cariyeye yeni sahip olan
73
..iii~~,, ,!
• • ; ~JjJ
"Size kadmlara kar~1 iyi davranman1z1 tavsiye ederim. (unku onlar sizin
yanm1zda birer yard1mod1rlar. On/an Allah'm emaneti olarak edindiniz ve onlardan
cinsel yararlanmay1 Allah'm sozuyle he/al kildm1z. " 74
Bu hadiste Allah Teala'n1n kad1nlan kendisiyle helal k1lmam1z1 emrettigi
"Allah'1n sozu" ile kastedilen, "inkah (nikahlama)" ve "tezvlc (evlendirme)"
sozcukleridir.
"Allah'm emaneti o/arak edindiniz" sbzu de, bu akdin mulkiyet tesis etmek
maksad1yla kurulmad1g1n1 gosterir. Bu yuzden nikah akdi sadece "inkah
(n ikahlama)" ve "tezvlc (evlendirme)" sozcukleriyle yapllabilir ve bu sozcukler
mulkiyet ifade etmezler. Nitekim mulkiyetin nakli sonucunu doguran "temllkat
akitleri" nin hic;birisi bu sozcuklerle kurulamaz.
74
Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/72; Muslim, Hacc 19; lbn Milce, Menilsik 84.
92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
" ... Bir de kendisini peygambere hibe eden inanmt:; kadm, Peygamber kendisi
i/e evlenmek istedigi takdirde ... " (el-Ahzab, 33/50).
Bunun anlam1, "Peygamber onunla evlenmek ister, o da kendisini
Peygamber'e hibe ederse ... " demektir. Bu ayette; Allahu Teala "hibe"yi evlenme
istegine cevap olarak getirmi~tir. Ayette ger,;en "el-lstinkah" sozcugu evlenme
istegi anlam1ndad1r.
Bu ayetteki 2J LajL>-, "Sana mahsus olmak uzere" sozune gelince, bu
konuda ~byle denilmi~tir: Burada "Peygamber'e mahsus olan" ~ey kad1nd1r. Ayetin
anlam1 da, "o kad1n yaln1zca sana ait olup sen den sonra hie,; kimseye he Ial degildir.
Boylece, ba~kas1 sana zaman bak1mindan yatak ortag1 olmam1~ bulunur" demektir.
Nitekim bir ba~ka ayette Allahu Teala ~6yle buyurmu~tur:
,t,
"\\
1.'..d o..l.N: ~I '·l 1.!_ <":~ ~l '] J-,,,,!i1j r "JI J ~:!
- - . ~ . JJ .r-:"" Y ~l r-
!('\.)ts- Lo J' .}..
r
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 93
"Sizin Allah ResO/Q'nO Ozmeniz ve kendisinden sonra onun e?lerini
nikahfamantz as/a caiz o/amaz." (el-Ahzab, 33/53)
Bu konuda dogru olan gbru~, ayetin bu bblumunun "halis bir hi be" ~eklinde
anla~1lmas1d1r. (unku "hibe ederse ... " ifadesi "hibe"yi gerektirir. (unku kinayeli
sbzcuk, konu~man1n geregine (muktezas1na) gore sabit olan anlam ic;in gec;erli
olur. Bun a gore ayetin anlam1, "Ona mehir vermeni gerekli k1lmayacak ha Iis bir
hi be; bu hi be diger inananlara deg ii sadece sana mahsustur." ~eklindedir. Nitekim
Allahu Teala ayetin devaminda ~byle buyurmu~tur:
"Ey peygamber! mehirlerini verdigin hantmlannt sana he/a/ k1/d1k ... " (el-Ahzab,
33/50) buyurmu~tur. Ayetin sonunda da
~ tJ>- ~.Jfa ~ ,
" ... ki sana bir zorluk o/masm" (el-Ahzab, 33/50) buyurulmaktad1r. Bu, sbz konusu
ozel hukmun, Allah ResOlu'nden (s.a v.) zorlugu giderme amac1na ybnelik oldugunu
ac;1kc;a ifade etmektedir. Bu zorluk, bir soyleme zorlugu degildir. (unku Allah
ResOlu ic;in "nikah" sozcugunu sbylemekte bir zorluk yoktur. Zorluk ancak, an1lan
sbz Allah ResOlu taraf1ndan degil, kad1n tarafindan soylenen hibe oldugu halde
mehri devam ettirmektir. Dolay1s1yla anl1yoruz ki bu ayet, mehir olmaks1z1n nikah
akdi yapman1n sadece Allah ResOlu'ne mahsus oldugunu ifade etmektedir. Bu
konuda onderimiz Ali (ra)'d1r. Bir adam, iki tan1g1n huzurunda k1z1n1 Ubeydullah b.
el-Hurr'a hibe etmi~; Ali (r.a.) de bunu onaylam1~t1r.
Bunun akll izah1 ~oyledir: Nikah, kad1n1n cinsel yonunden yararlanmay1 mubah
kllan bir "(yararlanma) mulkiyeti"dir. Bu yuzden, kale mulkiyetinde oldugu gibi
"hibe" ve "temllk" sbzcukleriyle kurulabilir.
Bu izah, sbzcugun hakiki anlamindan ba~ka bir anlamda kullanllmas1
yuzunden k1yasa degil, akil yurutmeye dayanmaktad1r. Bu k1yasla bilinecek ~er'I bir
hukum olmay1p, aksine bunu bilmenin yolu, dil bilginlerinin sozlerini incelemektir.
Bu ifade, dil bilginlerinin "istiare (mecaz)" konusundaki gbru~lerine i~aret
etmektedir. (unku onlar bir sozcugu, gerc;ek anlam1 ile nedenlik ili~kisini dikkate
alarak mecazen ba~ka bir sbzcugun yerinde kullan1rlar. Nitekim:
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
"Ben du:jumde :jarap s1kt1g1m1 gordum" (Yusuf, 12/36) ayetinde s1kilan ~ey ~arap
degil, s1kilmak suretiyle ~arap olan uzumdur.
Yine gokyuzunden indigi ii:; in "yagmur" a da "sema" (gokyuzu) denilir. Bunun
gibi yukandan gelen her ~eye Araplar "sema" adin1 vermektedirler. Bitkilere de
"sema" denilmi~tir. c;:unku onlar da yagmur nedeniyle bitmektedirler. Yine
araplar: "Size gelinceye kadar "sema (yagmur) i:;ignedik" derler.
Durum boyle olunca diyebiliriz ki, "temllk" ve "hibe" sbzcukleri, i:;1plak
mulkiyetin (rakabe) nedenidir. Yararlanma mulkiyeti mahallindeki (yerindeki) i:;1plak
mulkiyet ise yararlanma mulkiyetini gerektirir. Aralanndaki neden sonui:; ili~kisi
nedeniyle bu sbz, yararlanma mulkiyetinden kinaye olmaya elveri~lidir. Nikah
akdinden de ba~ka yararlar degil, cinsel ybnden yararlanma (mut'a) mulkiyeti
amai:;lanmaktad1r. Nitekim bu hak sadece kocaya ait olup bedelini de onun
bdemesi gerekir. Diger yararlar e~lerin her ikisi ii:;in de sbz konusudur. Diger
yandan cinsel ybnden yararlanma hakk1n1 ortadan kald1ran bo~ama hakk1 da yaln1z
kocaya aittir. Bundan anlam1~ olduk ki, kar~1 gbru~te olanlann zannettiklerinin
aksine, nikah akdi ile amai:;lanan, cinsel ybnden yararlanma hakk1 saglayan
yararlanma mulkiyetidir.
Evlilik akdi "nikah" ve "tezvlc" sbzcukleriyle yapilabilir. c;:unku bunlar dinl
nasslarla nikah akdi ii:;in bzel isim (alem) k1linm1~ sbzcuklerdir. Hakk1nda nass
olmayanlarda anlam itibara alin1r. Hakk1nda nas olanlarda ise -her ne kadar
"nikah" ve "tezvlc" kelimeleri mal olmayan ~eyin mulkiyetini kurmak ii:;in
kullanllan iki sbzcuk olsa da- anlam itibara al1nmaz. Bu yuzden bu iki sbzcugun
mal uzerinde mulkiyet kurmada bir etkisi yoktur. Ne zaman bir sbzcuk kinaye
yoluyla ba~ka bir sozcugun yerinde kullanll1rsa, bu takdirde sbzcugun geri:;ek
anlam1 dikkate al1nmaz ve hangi sbzcukten kinaye yapilm1~sa onun yerine gei:;er.
Aynca ko~ul olan, taniklann nikah akdinin kurulabilmesi ii:;in kullan1lmas1
gereken sbzcukleri i~itmeleridir. Taniklann, bu sbzcukle taraflann neyi
kastettiklerini bilmeleri ko~ul degildir. Kald1 ki, bir kimse, "~u kadar mehirle k1z1m1
sana hi be ettim" demi~ olsa, tan1klar onun bu sbzle nikah1 kastettigini bilirler.
Yine e~lerin biri birinden ayrllmas1, "hibe" sbzcugu ile geri:;ekle~tigi gibi
"evlenme" sbzcuguyle de geri:;ekle~ir. Nitekim bir ki~i bo~ama niyetiyle kans1na
"kendini evlendir" dese, bo~ama geri:;ekle~ir. Bu durum, bu sbzlerle nikah
k1yllamayacagin1 gbstermez.
(5/61] "Bey' (sat1m)" sbzcugune gelince, dogru olan gbru~e gore bununla da nikah
Satma sozciigii k1y1labilir. Muell if "hadler" konusunda bu meseleye temas etmekte ve ~byle
lie mkah
demektedir: Bir ki~i, bir kad1nla zina ettikten sonra "onunla evlendim" veya "onu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 95
satin ald1m" dese bu ge~erli olur. (unku a~1klad1g1m1z uzere "sat1~" mut'a
(yararlanma) mulkiyetinin nedeni olan ~1plak (rakabe) mulkiyeti gerektirir.
EbO Bekir el-A' me~ (rh.a) ~oyle demi~tir: "Sat1~" sozcugu ile evlilik akdi
yapllmaz. (unku sat1~ (bey'), mal1 mal kar~1l1g1nda temlik etmek i~in kullanilan bir
sozdur. Oysa nikah akdiyle malik olunan mal degildir.
"lcare" (kiralama) sozuyle, nikah akdi yapllamaz. (unku kira sozle~mesi,
lea re
kad1nin cinsel yonlerinden yararlanma (mut'a) hakk1 verecek olan mulkiyeti siizciigii
ile nikah
gerektirmez. (unku "icare" sozcugu, bir ~eyden yararlanma (menfaat) hakk1 verir.
Bu mulkiyet de yararlanma (mut'a) mulkiyetini kapsamaz ..
el-Kerhl'nin (rh a )'den ~oyle dedigi rivayet edilir: "icare sozcugu ile nikah
akdedilir. (unku nikah akdiyle elde edilen ~ey, her ne kadar ayn (muayyen mal)
hukmunde kabul edilmi~se de ger~ekte "yararlanma"d1r. Nitekim Allahu Teala
,
:;.:; y;.i :;.;u
"Qcret/erini ... verin" (en-Nisa 4/24, 25) ayetinde nikah akdindeki bedeli "L.icret"
olarak isimlendirmi~tir. Bu, nikah akdinin icare niteliginde oldugunu gosterir.
Ancak Kerhl'nin (rh a) bu goru~u yanl1~t1r. (unku icare akdi islama gore ancak
sureli olarak akdedilebilir. Nikah ise suresiz olarak yap1l1r. Bu nedenle iki akit
aras1nda birbirine zit yonde fark vard1r.
"Vasiyet" sozune gelince, bununla da nikah akdi kurulmaz. (unku, vasiyet
Vasiyet
etmek, dogrudan mulk hakk1 dogurmaz. Aksine olumden sonras1 i~in ba~kas1n1 siizciigii
kendi yerine ge~irmeyi (halef kllmay1) gerektirir. Buna gore, e~lerden birisinin ile nikah
75
Ebo DavOd, Nikah 30; Tirmiz1, Nikah 44; Nesa1, Nikah 68 .
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 99
talebi ise bir aslin sabit olmas1 temeline dayan1r. Aslin akitle sabit olmad1g1 hic;bir
yerde takdir etme talebi de sabit olmaz. T1pk1 hibe yoluyla elde edilen kale
mulkiyetinde oldugu gibi.
Yukandaki ac;1klamalardan anlad1k ki, mehir borcunun asl1 ~er'an akitle sabit
olur. Buna Allahu Teala ~u sozuyle i~aret etmi~tir:
"Ku~kusuz
~ ~ljJt J rfic w) L4 \;~c j'
biz, e~leri hakkmda mu'minlere neyi farz k1ld1fpm1z1 biliriz." (el-
Ahzab 33/50). Ayette Allahu Teala bunu kendine nisbet etmi~ ve mehirsiz
nikahlaman1n sadece Peygamber (sa.v.)'e mahsus oldugunu ac;1klam1~t1r. Bu, onun
d1~1ndakilerde nikah1n ancak mehir gerektirerek akdedilecegini gbstermektedir.
Nitekim EbO Said el-Hudrl (r a) de:
76
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/207; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/509; Hakim, Mustedrek, 11/198.
too _____________________________ Kitabu'l-Mebsilt
bizzat akitle gerekli olur. Boyle olunca hem bo~ama hem de olumle du~er. Emsal
mehir ise bir a<;1dan zay1ft1r. c;:unku o, akitte kararla~t1nlmam1~t1r. Bir a<;1dan da
kuvvetlidir. c;:unku bizzat akitle gerekli olmu~tur. Bir ai;1dan kuvvetli oldugundan
otUru olumle du~mez. Bir ai;1dan zay1f oldugundan otUru de cinsel birle~meden
once bo~ama durumunda tamam1 du~er.
Bunu anlad1ktan sonra ~oyle soyleyebiliriz: Bize gore bir kad1n1n emsal mehrini
Emsal mehir belirlerken mehirleri oli;u al1nacak kad1nlar, onun k1z karde~, hala, hala k1z1 gibi
belirlenirken
i:il~ii ahnacak baba tarafindan akrabaland1r. ibn Ebu Leyla (rh.a.)'ya gore, annesi ile teyze vb. gibi
kadmlar anne taraf1ndan akrabaland1r. c;:unku mehir kad1nlardan cinsel ybnunden
yararlanman1n (bud') bedelidir. Onun ii;in bu konuda onun kad1nlardan yak1nlanna
itibar edilir.
Fakat biz ~oyle diyoruz: Bir ~eyin degeri, ancak onun cinsinin degerine
bakarak anla~il1r. lnsan, anne taraf1ndan akrabalann1n degil, baba taraf1ndan
akrabalannin cinsindendir. Nitekim anne cariye oldugu halde, onun k1z1 babas1na
bagl1 olarak Kurey~'li olabilmektedir. Bu nedenle kad1n1n, baba taraf1ndan
akrabalan dikkate al1nir. Onun mehri annesinin mehrine k1yas edilmez. Ancak
annesi, babas1nin amca k1z1 olup baba taraf1ndan ise i~te o zaman annesi dikkate
ahnir. Arna bu annesi olarak degil, babas1n1n amca k1z1 olarak.
Emsal mehir belirlenirken, evlenen kad1n 1n akrabalanndan, iyilik, guzellik, ya~.
servet, bekaret yonunden kendisi gibi olan kadin oli;u al1nir. c;:unku mehirler, bu
niteliklerin farkl1 olmasina gore degi~iklik gbster. Nitekim Peygamber (s a.v );
I:· ..LI l:ll.4>· I: -:. I - l:IL.oJ -•'..j ~t•,ji ~('.:~
'it::: - ~~ .J ~_J ~ - ~) - r-' c-
"Kadm dart ~ey ic;in nikahlamr: serveti, guzelligi, ai/e ~erefi ve dindar/1g1"77
buyu rm u~tu r.
Yine ol<;u al1nan akrabanin ayni beldeden olmasina dikkat edilir. Onun mehri
ba~ka bir beldedeki akrabasina k1yas edilmez. c;:unku mehirler, genellikle farkh ulke
ve beldelere gore degi~iklik gosterir.
Nikahtan
Ozetlemek gerekirse; emsal mehir, kad1nin kad1nl1k yonunun (cinsel
sonra
mehir organinin) degeridir. Bir ~eyin degeri de ancak nitelikleri ai;1s1ndan ona denk olan
belirlemek
bir ~eyle kar~ila~t1nlarak anla~il1r.
$ayet nikah akdinden sonra koca, kadin i<;in bir mehir takdir eder, kadin da
buna raz1 olursa veya kad1n mehir konusunu hakime gotUrur, hakim ona bir mehir
takdir ederse, her iki durumdada hukum ayn1d1r. Cinsel birle~me olur veya kocas1
[51651 olurse kad1n takdir edilen mehire hak kazanir. $ayet koca cinsel ili~kiden once
kad1n1 bo~arsa EbCi Yusuf (rh.a.)'un ilk goru~une gore kadin akitten sonra belirlenen
77
Buhari, Nikah 16; Muslim, Rada' 15; lbn Mace, Nikah 6; Ebo Davod, Nikah 2; Tirmizi, Nikah 4;
Nesai, Nikah 13.
--
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ HH
mehrin yansin1 alir. Nikah akdinden sonra belirlenen bu mehirle, nikah s1rasinda
belirlenen mehir ayni hukumdedir. EbO Yusuf (rh.a.) daha sonra bu goru~ten
donerek kadinin "mut'a (teselli hediyesi)" alacag1n1 sbylemi~tir ki, EbO Hanlfe ile
Muhammed (rh.a.) de ayn1 gbru~tedir.
Bu gbru~un dayand1g1 gerekc;;e ~udur: Nikah akdinden sonra mehir
belirlenirken, emsal mehir olc;;u al1n1r. Yukanda da belirttigimiz gibi, cinsel
birle~meden once bo~ama durumunda emsal mehir yanya bolunmez. Diger
yandan nikah s1ras1nda belirlenen mehrin cinsel birle~meden once bo~ama
durumunda yanya bolunmesi hukmu, k1yasa ayk1n olarak nasla sabittir. Nikahtan
sonra belirlenen mehir ayn1 ozelliklere sahip degildir. c;:unku onun hukmu her ne
kadar akdin yap1ld1g1 vakte dayanm1~sa da, nikah s1rasinda belirlenen mehir gibi
olmaz.
Buna gore bir kimse bir kadin1, kararla~t1nlm1~ mehirle nikahlasa, akitten
sonra da mehirde artt1rma yapsa, EbO Yusuf (rh.a.)'un ilk goru~une gore bo~anma
durumunda hem asil mehirin hem de yap1lan ilavenin yans1n1 vermesi gerekir.
c;:unku sonradan yap1lan ilave de as1I mehir hukmundedir. Delil ~u ayettir:
EbO Yusuf ve lbn EbO Leyla (rh a )'nm goru~lerinin delili ~udur: E~ler, ikale
(kar~1l1kl1 anla~ma) yoluyla feshe ihtimali olmayan bir akdin bedelinde ihtilaf
etmi~lerdir. Dolay1s1yla, ziyadeyi (fazlal1g1) inkar edenin sozu gec;;erlidir. T1pk1 mal
kar~1l1g1 bo~ama (hul') ve kale azad1 bedellerinde taraflann ihtilafa du~melerinde
oldugu gibidir. Burada emsal mehrin hakemligine gitmenin bir anlam1 yoktur.
102_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
(OnkO emsal mehir, nikah s1ras1nda mehir konu~ulmad1g1 takdirde soz konusudur.
Burada ise, her ne kadar e~ler arasinda anla~mazl1k bulunsa da, onlar mehrin
kararla~tirilan asl1 Ozerinde gorO~ birligi ic;indedirler. Bu da emsal mehrin gerekli
olmas1na engeldir.
E~lerin kar~1l1kl1 yeminle~melerinin de bir anlam1 yoktur. (OnkO yeminle~me
akit tamam olduktan sonra onu feshetmek ic;in yapll1r. Nikah akdinin ise bu tUr
feshe ihtimali yoktur. Bunun delili ~udur: Cinsel ili~kiden once bo~ama olsayd1,
kocan1n dedigi mehrin yans1 kad1na verilecek ve mut'a'n1n hakemligine
ba~vurulmayacakt1. Akdin devam1 durumunda da hOkOm boyledir. c;onkO bo~ama
olduktan sonra mOt'a, t1pk1 bo~amadan once emsal mehir gibi, mehir
kararla~tirilmadan akdedilen nikahin sonucudur.
Eba Hanlfe ile Muhammed (rh a) ~oyle derler: Nikahin dinen gec;erli sayllmas1
ic;in emsal mehir gereklidir. Bundan ancak e~lerin belirleyecekleri mehir bulundugu
takdirde muaf olunabilir. Belirlenen mehrin miktan Ozerinde anla~mazl1k c;1karsa
as1I hukme ba~vurmak gerekir. Nitekim boyac1 ile kuma~ sahibi arasindaki Ocret
konusunda c;1kan anla~mazlikta boyan1n degeri esas al1nir. Ancak Ocret konusunda
anla~amayan tepmeci (y1kay1c1) ile kuma~ sahibinin durumu bundan farkl1d1r.
(OnkO kuma~ Ozerinde y1kay1c1n1n i~ine ait bir sonuc; yoktur (Bu yuzden y1kay1c1
emsal Ocrete hak kazan1r).
Diger yandan evlilik akdi, feshe ihtimali olan bir akittir. (OnkO azat etme,
ergin alma veya denk (kufOv) olmama durumlannda sec;imlik hakka sahip olan1n
evliligi feshetme yetkisi vard1r. Evlilik; teslim etme ve teslim alma hakk1 dogurmas1
bak1mindan "sat1m akdi" ne benzer. Bu yOzden mehir konusundaki anla~mazl1kta
taraflann yeminle~mesi gerekir.
Mal kar~ll1g1nda bo~ama ve mal kar~1l1g1nda azat etme boyle degildir.
Kad1n1 cinsel ili~kiden once bo~arsa bu takdirde Muhammed'in el-Cami' (e/-
[5/66]
Camiu'/-keblr)'de ac;1klad1g1 Ozere mut'an1n hakemligine ba~vurulur. Burada
mesele, iki taraf arasindaki anla~mazl1gin yOz ve iki yOz rakamlannda oldugu
esas1na gore duzenlemi~tir. KitabO'n-nikah'da ise mesele anla~mazl1g1n bin ve iki
bin rakamlannda olmas1 esasina gore konulmu~tur. MOt'a be~yuz (dirhemden)
fazla olamaz. Bu nedenle, "kad1na, kocanin dedigi mehrin yans1 verilir". $u kadar
varki bo~amadan once mehr-i misle ba~vurmak caizdir. Halbuki bo~amadan sonra
mut'aya ba~vurulmaz. T1pk1 kad1n1, bin dirhem ve bir miktar da ziyade yapmak
(ikramda bulunmak) Ozere nikah etmesi gibi ki. Bu durumda bo~amadan sonra bin
dirhemin yans1 kad1nin olur. Kaea, ziyadede (ikramda) bulunma sozOnO yerine
getirmemi~se bo~amadan once de emsal mehrin tamam1 kadin1n olur.
Eba Yusuf (rh a )'un "mehir olarak kabul edilemeyecek bir ~ey ileri sOrmedigi
takdirde" sozOne ili~kin Ostatlanm1zin (ikinci donem fukaham1z1n) iki gorO~O vard1r.
Birincisi, kocan1n mehir olarak on dirhemden az bir ~ey ileri sOrmesidir ki, bu dinen
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 103
olmas1 ile olmamas1 arasindaki fark bo~ama durumunda ortaya r;1kar; alum
durumunda ise bir fark yoktur. c;:unku nikah olumle sona erer.
Bir erkek, bir kadinla bir ev ve bir hizmetr;iyi mehir olarak vermek uzere
evlense, orta seviyede bir ev ve orta seviyede bir hizmetr;i vermesi gerekir. Bu konu
a~ag1daki ~ekillerde ar;1klanabilir:
Kad1n1, mutlak bir kale veya cariye vermek uzere nikahlarsa, ayni ~ekilde orta
bir kale veya orta bir cariye verilir. Koca bunlan kale veya cariye olarak aynen
verebilecegi gibi, para kar~1l1g1ndan degerlerini de verebilir. Kad1n bunu kabul
etmek zorundad1r.
$afil (rh.a.)'ye gore mutlak kblenin mehir olarak kararla~t1nlmas1 ger;erli
degildir. c;:unku nikah kar~1l1kl1 bore; doguran bir akittir. Bu yonuyle sat1m akdine
benzer. Mutlak kale sat1m akdinde bir bedel olarak tespit edilemedigi gibi, nikah
akdinde de mehir olarak belirlenemez. Bu hukum $afil (rh a )'nin ~u prensibine
dayanir: Sat1m akdinde bedel olarak kararla~t1rilmas1 ger;erli olmayan bir ~ey, nikah
akdinde mehir olarak da ger;erli olmaz. c;:unku mehirden kastolunan, onun mall
ybnu, yani ekonomik degeridir. Bir ~eyin niteligini belirtmeksizin, sadece cinsini
belirtmekle, onun mall degeri bilinemez. Bu yuzden boyle bir ~eyin, bedelli
akitlerde bore; olarak tespiti ger;erli degildir. c;:unku bunda bilinmezlik ve belirsizlik
(garar) vard1r. Nitekim, mehir olarak mutlak bir giysi veya bir hayvan ya da bir ev
belirlenmi~ olsa, bu ger;erli olmaz. Mutlak kolenin durumu da boyledir.
Biz Hanefiler bu konuda ~u delillere dayaniyoruz: Kad1n, mehre mal olmayan
bir ~eyin bedeli olarak hak kazan1r. Hayvan, mal olmayan ~eyin mubadelesinde bir
zimmet borcu olarak sabit olabilir. Nitekim, Islam hukukunda, diyet ir;in yuz deve,
cenln (du~uk bebek) ir;in de bir kale veya bir cariye "gurra cezas1" olarak gerekli
kil1nm1~t1r. Mutlak bir hayvanin dinen mal olmayan bir ~eyin bedeli olarak, bir
zimmet borcu olarak sabit olmas1 caiz olduguna gore, evlilikte mehir olarak ko~ul
k1l1nmas1 da caizdir. c;:unku mal olma anlam1nda bu, ba~lang1r;ta borr;lan1labilen bir
mald1r. Borr;lanilan mal uzerinde ba~lang1r;ta sbz konusu olan ve telafi edilebilen
bilinmezlik ikrarda oldugu gibi, akdin s1hhatine engel olmaz.
Nitekim birisi ir;in, bir kale ikrannda bulunan kimsenin, bu ikran ger;erlidir. $u
kadar var ki, Muhammed (rh a )'e gore ikrarda bu, orta bir kale ~eklinde
yorumlanmaz. c;:unku, ikrar edilen ~ey, kblenin bizzat kendisi olup bedeli degildir.
Oysa burada mehrin kendisi bedeldir.
Maliyeti ar;1s1ndan bak1ld1g1nda da bu ba~ta bir borr;lanma olursa, bir bedel
oldugu ir;in biz onu mutlak soylendiginde orta degerde olan1 esas ald1k. Ta ki
boylece iki taraf ir;in de adalet gozetilmi~ olsun. Nitekim, lslama gore yoksullann ve
106~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kitabu'l-Mebsfit
mal sahiplerinin kar~1l1kl1 yaran gozetilerek mal1n orta olanini zekat vermek farz
k1linm1~t1r.
Aynca mehir ilkten bon;lan1lan bir mal oldugu i<;:in, onun niteligindeki
bilinmezlik bor<;:lanmanin ge<;:erliligine engel degildir. Bu nedenle koca borcunu
deger olarak odemek isterse, kad1n bunu kabul etmek zorundad1r. (unku
bor<;:lanmanin ge<;:erliligi, bor<;:lan1lanin mal degeri dikkate al1narak mumkun olur.
Burada malin degeri, malin kendisi gibidir. Nitekim Islam hukukunda, diyet
konusunda mal degerleri dikkate al1narak, yuz deve veya bunlann degeri kadar
dirhem ve dinar aras1nda uygulama gidip gelmektedir.
ilk fakihlerimizden (rh a.) ~oyle soyleyenler de vard1r: $ayet bu ~ekilde mehir
belirlemek ge<;:erli olmasayd1, emsal mehir yuklemeye ihtiya<;: duyacakt1k. (unku
belirlenen mehrin hukumsuz olmas1yla, evlilik akdi ortadan kalkmaz. Nitekim
mehrin hi<;: konu~ulmamas1 durumunda bile evlilik akdi hukumsuz kalmaz.
Kararla~t1nlan mehirdeki bir belirsizlik, emsal mehirdeki belirsizlikten daha az
ise bu, mehir belirlemenin ge<;:erliligine engel olmaz. (unku belirsizligin bir k1sm1,
yapilan bu belirleme ile ortadan kalkmaktad1r.
Emsal mehirdeki belirsizlige denk olan veya ondakinden fazla olan herhangi
bir belirsizlik ise mehir belirlemenin ge<;:erliligine engel olur. (unku bununla hi<;:bir
bilgilendirme ger<;:ekle~mez.
Buna gore, mehir olarak belirlenen bir koledeki bilinmezlik, bir nitelik
bilinmezligidir, cins bilinmezligi degildir. Oysa emsal mehirdeki bilinmezlik bir cins
bilinmezligidir. Bu yuzden bu konudaki mehir tespitini ge<;:erli say1yoruz; ta ki
bilinmezligin bir k1sm1ndan ka<;:1nmak bununla mumkun olsun.
Kuma~daki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten fazlad1r. (unku kuma~
[S/69]
kavram1 pamuk, keten, ipek vb. gibi bir<;:ok cinsi i<;:ine al1r.
"Hayvan"daki bilinmezlik de boyledir. (unku o da bir<;:ok hayvan cinsini i<;:ine
Niteligi
bilinmeyen
allr. Yine "ev"deki bilinmezlik de oyledir. (unku evin durumu da bulundugu
bir ~eyin beldeye ve semte, evin darl1g1na, geni~ligine, kullan1m alanlannin c_;okluguna ve
mehir
olarak azl1g1na gore degi~ir. Bu yuzden ondaki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten
belirlenmesi fazlad1r. Onun i<;:in bunlann mehir olarak belirlenmesi gec_;erli degildir. Bu ~ekilde
akit yap1l1rsa, emsal mehirin esas alinmas1 gerekir.
Evlenme akdi bu yonden sat1m akdinden aynlmaktad1r. (unku biz sat1m
akdinde, sat1ma konu olan mal1n niteliklerinde bilinmezlik oldugu ic_;in akdin
konusunu gec_;ersiz sayd1g1m1zda, ba~ka bir bilinmezligi gerekli k1lmaya muhtac_;
olmay1z. (unku bu durumda sat1m akdi gec_;ersiz olur ve bedel sat1c1ya geri doner.
Bu bilinen bir durumdur.
Kaea evlenme akdinde mehir olarak bir ev (oda) belirlemi~se adeten bundan
maksat ev degil, evin ewas1d1r. lrak'ta, insanlann mehir olarak bir veya iki ev
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 107
Arna kadina, elli dinar etmeyen beyaz tenli bir hizmet~i verirse bu da caizdir.
c;:unku ona, taahhut ettigi ~eyi odemi~tir. Malin degeri, ancak degeriyle odeme
yolu tercih edildiginde dikkate al1nir. Malin kendisini odemeyi tercih etmesi
durumunda, onun degeri dikkate alinmaz.
Kan-koca go~ebe halk1ndan olup mehir olarak bir ev (beyt) verilmek uzere
Mehir
nikah yapilm1~sa, kad1na go~ebelerin kald1g1 k1I ~ad1rdan bir ev verilir. Bir hizmet~i belirlemede
vermek uzere nikah yapilm1~sa bu takdirde, o yorede bilinen hizmet~ilerden orta dikkate
ahnan ol~ii
seviyede bir hizmet~i verilir. c;:unku mehir belirlenirken orf dikkate alin1r. Nitekim
bir kimse mutlak olarak dirhemler kar~1l1g1nda bir ~ey satin alsa, odeme, orf
dikkate al1narak, o memlekette ge~erli olan paradan yap1l1r.
Mehir konusunda da her yerde oran1n orfU dikkate al1nir. Buna gore, mutlak
olarak ev denildiginde bununla, go~ebe hayat1 ya~ayanlann orfUne gore kil
~ad1rdan yap1lm1~ bir ev, ~ehirde ya~ayanlann orfUne gore ise ev ewas1 anla~1l1r. Bu
78
Peygamber (s.a.v.) doneminde 10 dirhem gOmO~ para veya buna deger bak1mindan denk saylian 1
dinar alt1n para, yakla~1k 2 koyun bedelidir. Zekat nisab1 olarak 200 dirhem gOmO~le 20 miskal
(dinar) alt1n ve 40 koyun arasinda da boyle bir deger baglant1s1nin oldugu a~1kt1r.
79
Sind: Bat1 Pakistan'da bir bolgenin ad1d1r. Halk1nin % 70'i MOslOmand1r. 711 tarihinde Muhammed
b. Kas1m es-Sekafl taraf1ndan fethedilmi~tir.
to8 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yuzden biz de evlilik akdinde konu~ulan mehiri, akdin yaplld1g1 yerin orfUne gore
yorumlad1k.
Bir kimse, bir kad1nla, onun gormedigi belirli bir ~ey vermek uzere evlenirse,
[5170]
bu konuda kadin1n gorme muhayyerligi yoktur. c;:unku mehir olarak kararla~t1nlan
mall kad1n1n1n gormemi~ olmas1, yap1lan evlilik akdinin, amac1 olan konuda
Mehirde baglay1c1l1k niteligi kazanmasina engel olmaz. Onun bedeli olan mehir ai;1s1ndan da
gorme
muhayyerligi durum boyledir.
Bunun anlam1 ~udur: Gorme muhayyerligini tanimanin yaran, taraflardan
birinden oburune gei;en bedelin geri verilmesine imkan vermektir. Sat1m akdinde
bu yarar geri;ekle~ir. c;:unku sat1m akdinde mal geri verilince akit bozulur. Evlenme
akdinde ise bu yarar saglanamaz. c;:unku belirlenen mehir gorme muhayyerligi
nedeniyle geri verildiginde evlenme akdi bozulmaz. 0 zaman ancak belirlenen
mehirin degerinin odenmesi gerekebilir. Bir mal1n degeri de onun kendisi gibi
gorulemez. Boyle olunca belirlenen mal1 geri vermekle bir yarar elde edilmez.
Yine biz Hanefilere gore a~1n olmad1ki;a, kusur (ay1p) muhayyerligi nedeniyle
Mehirde ay1p
muhayyerligi de mehir geri verilmez. Safil (rh.a.)'ye gore sat1m akdinde ay1p muhayyerligi ile geri
verilebilen her ~ey mehirde de geri verilebilir. Hanefilerle Safiller aras1ndaki bu
goru~ aynl1g1 ~u prensipten kaynaklanmaktad1r: Safil (rh.a.)'ye gore mal ay1p
muhayyerligi nedeniyle geri verilir, akit yapll1rken konu~ulan mehir gei;ersiz olur ve
kad1na emsal mehir vermek gerekir. Hanefilere gore ise, bu durumda konu~ulan
mehir gei;ersiz olmaz, ancak kad1na konu~ulan mehirin degerini odemek gerekir.
Sayet maldaki ay1p basit ise, onu geri vermenin bir yaran olmaz. c;:unku az
kusurlu bir mal1n kendisi ile degeri aras1nda fark yoktur. Arna kusur a~1n ise, geri
vermekle bir yarar saglan1r. c;:unku bu takdirde o malin kusursuz olarak degerini
istemek mumkundur.
Basit kusur ile a~1n kusur aras1ndaki fark1n oli;usu ~udur: Malin degerini,
i;ar~1da i~ten anlayanlann ona bii;tigi deger i;eri;evesine giremeyecek kadar eksilten
kusur a~1r1 kusur (fahi~ ay1p); i~ten anlayanlann ona bii;tigi deger i;eri;evesine
girecek kadar eksilten kusur ise hafif kusur kabul edilir. Safil (rh.a.)'nin, kendi
prensibini ispat etmek ii;in ileri surdugu gereki;e ~udur: Mehir, kar~1l1kl1 bori;
doguran bir akitle kazan1lm1~ bir mald1r ve bunun akdin asl1ndan aynlmas1
mumkundur. Bu yuzden sat1m akdinde oldugu gibi mal geri verilince konu~ulan
mehir gei;ersiz olur. Fakat evlenme akdinde konu~ulan mehirin gei;ersiz olmas1,
evlenme akdini gei;ersiz k1lmaz. Nitekim ba~lang1i;ta mehir konu~ulmam1~ olsayd1
evlenme akdi yine gei;ersiz say1lmayacakt1.
Biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Belirlenen mehiri gerekli k1lan neden akittir.
Konu~ulan mehiri gerekli kllan neden mevcut oldugu surece, onun gei;ersiz
olduguna hukmetmek caiz degildir. Su kadar var ki, mehir kusur nedeniyle geri
verildiginde, onun aynini bori;lan1ld1g1 ~ekliyle kad1na vermek imkans1zla~1r. Bu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109
yuzden gasp edildikten sonra kai;an kolede oldugu gibi onun degerini vermek
gerekir.
Bu kurala gore, ~ayet mehir teslimden once zayi olursa bize gore akit
yap1l1rken belirlenen mehir gei;ersiz olmaz. Fakat kocanin, konu~ulan mehrin
mislini vermesi gereklidir. Konu~ulan mehir misli mallardan ise onun mislini, k1yeml
mallardan ise degerini odemesi gerekir. $afil (rh.a.)'ye gore ise, sat1m akdine konu
olan maim (mebl') teslimden once zayi olmas1 durumunda al1~ veri~ akdi nasil
gei;ersiz olursa, mehirin teslimden once zayi olmas1 durumunda da belirlenen
mehir gei;ersiz olur. Bu durumda kadina emsal mehir verilir.
$afil (rh a.)'nin baz1 arkada~lan da ~oyle soylerler: Bize gore mehirin zayi
olmas1yla belirlenen mehir gei;ersiz olmaz. Fakat belirlenen mehirin aynin1 (bizzat
kendisini) vermek imkans1z duruma geldigi ii;in onun degerini vermek gerekir.
Arna mal1n, ay1p yuzunden geri verilmesinin nedeni, konu~ulan mehiri gei;ersiz
kllmakt1r. Bununla da konu~ulan mehir gei;ersiz olur. Buna gore kararla~t1rilan
mehirin kendisinde ui;uncu ki~iler hak iddia ederlerse belirlenen mehir gei;ersiz
olmaz. ~unku mehiri belirlemenin gei;erlilik ko~ulu, mehirin mal olmas1d1r. Oi;uncu
ki~ilerin hak iddias1 ile mal olma ozelligi ortadan kalkmaz, ancak teslim imkans1z
duruma gelir. Dolay1s1yla bu mal telef olmu~ kabul edilir ve kocaya onun degerini
odemek gerekir.
~ayet koca (ta~m1r veya ta~mmaz bir mal olan) mehiri kiraya verirse,
kira bedeli onun olur. <;i.inki.i onun elindeki mehir, gasp edilen mal gibi
bizatihi odemeye tabidir80 .
Nitekim bir mal1 gasp eden ki~i, onu kiraya verirse, kira bedeli kendisinin olur.
$u kadar var ki, bu bedeli sadaka olarak verir. ~unku onu temiz olmayan bir
kazani;la elde etmi~tir. Kocanin da boyle yapmas1 gerekir81 . Bu hukum Hanefllere
goredir.
$afil (rh.a.)'ye gore kira bedeli kadina aittir. ~unku onun benimsedigi kurala
[5/71)
gore, menfaatler mald1r. Kira da kadina ait bir mal1n bedelidir. $l.iphe ile cinsel
ili~kide bulunan kad1na verilen mehir (ukr) ve organlann diyeti (er~) hukmundedir.
Biz Hanefllere gore ise menfaatler degeri olan (mutekavvim) mal degildir.
Menfaatler ancak akitle mutekavvim duruma gelirler. Burada akdi yapan kocad1r.
so Buna gore; mehir, kocanin elinde telef veya zayi olsa kad1na ddenmesi gerekir. Zayi olmada,
kocan1n kas1t, kusur veya ihmalinin bulunup bulunmamas1 hukmu degi~tirmez. Diger yandan mehir,
altm gibi degerini koruyan bir nakit tUrunden olur ve koca taraf1ndan i~letilirse, meydana gelecek
ktlr ona ait bulunmalldir. Zarar olmas1 durumunda anapara olan mehri alt1n olarak e~ine ddemesi
gerekecegi i~in, burada kad1n i~in risk konusu olmaz.
81
Ancak mehrin koca tarafindan i~letilmesinde e~inin nzas1 bulundugu i~in, elde edecegi gelir "hab1s"
degil "temiz" kazan~ say1lmal1dir. Bu yuzden de bunu tasadduk etmesi gerekmez. Gasp edilenin
geliriyle bu ydnden ayn sayilmalld1r.
Bu yuzden kira bedeli de ona aittir. (unku onun yapt1g1 akitle, ba~kas1nin
mulkiyetinde olup mutekavvim olmayan bir mal mutekavvim duruma gelmektedir.
Bu, t1pk1 ba~kas1nin toprag1ndan testi yap1p satan ki~iye benzer ki, testinin bedeli
ona aittir.
Mehir olarak Mehir olarak belirlenen malda, teslimden once dogum, meyve verme
verilen malda veya gelir elde etme gibi yolla bir art1~ meydana gelmi~se, bunlann
bir art1~m
meydana tamam1 as1I mehirle birlikte kadmm olur.
gelmesi
Konunun ozu ~udur: Mehir olarak belirlenen malda teslimden once meydana
gelen art1~lar iki k1sma ayrilmaktad1r: Mala biti~ik art1~lar ve maldan ayn art1~lar.
Mala biti~ik olan1, cariyedeki kilo art1~1 veya gozlerindeki bozun a~i11p
guzelle~mesigibi art1~lard1r.
Maldan ayn art1~lar da ya ~ocuk dogurma, meyve verme veya ~upheli cinsel
ili~ki nedeniyle gereken mehir (ukr) gibi maim kendisinden dogmu~tur, ya da
kazan~, ucret, gelir gibi mal1n kendisinden dogmam1~t1r.
Cinsel birle~me olur veya koca olurse mehirde meydana gelen bu art1~lann
hepsi kad1na verilir. (unku as1I mala sahip olan bunlara da sahip olur. As1I mal da
kadmm hakk1d1r. Bu hak olumle veya cinsel birle~me ile saglamla~m1~t1r. As1I malda
meydana gelen art1~1n da ayni ~ekilde kad1na verilmesi gerekir.
Kaea e~ini cinsel birle~meden once bo~arsa, bu takdirde malda meydana
gelen art1~ ister ondan ayn olsun ister biti~ik, asil mal ile birlikte yanya bolunur.
(unku bu, maim bir par~as1 hukmundedir. Akitten sonra ve teslimden once
meydana gelen art1~lar, sat1lan mala k1yas edilerek, akit s1ras1nda var kabul edilir.
Nitekim sat1m akdinde satilan malda meydana gelen art1~lar akit yapil1rken var
sayi11r. Teslim s1ras1nda sat1~ bedelinin bir bolumu bunlara kar~1l1k tutulur.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore mehirin kazan~ ve kira gibi urun olan gelirleri cinsel
birle~meden once bo~ama durumunda yanya bolunmez. Tamam1 kad1na verilir.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise asil malla birlikte bunlar da yanya
bolunur.
Cinsel birle~meden once evliligin sona ermesine kad1n1n neden olmas1
durumunda da kazan~lar kad1na aittir. Ancak Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kadm1n as1I
mehirin tamam1 uzerindeki mulkiyet hakk1 ge~ersiz olur. Yalniz, mehirin kazan~
bolumu kad1na verilir. lmameyn'e gore ise, burada da kazan~, asl'1n hukmune tabi
olur. Nitekim, ayni kural geregi, sat1lan malda, teslimden once bir kazan~ meydana
gelse, sonra satilan mal1n telef olmas1 yuzunden sat1~ fesh edilse, EbQ Hanlfe
(rh.a.)'ye gore, kazan~ mu~terinin olurken, lmameyn'e gore sat1c1ya ait olur. Bu
konuda imameyn'in dayand1g1 delili ~udur: Kazan~ as1I maldan ayn bir art1~ olup
cariyeden dogan ~ocuga benzer. Buna gore kadm1n as1I mehir uzerindeki mulkiyeti
ge~ersiz olunca, kazan~taki de ge~ersiz olur. (unku kad1n1n as1I mehir uzerindeki
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l ll
mulkiyetinin gei;ersiz olmas1, mehir nedeni olan nikah1n feshedildigine
hukmetmekle geri;ekle~ir. Art1~ da, ister asildan dogsun ister dogmas1n, ancak asil
ile birlikte mulkiyete girer. Asll uzerindeki mulkiyet nedeni feshedilince art1~1n onun
mulku olmas1 ii;in bir neden kalmaz.
EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle der: Kadin1n, mehirin kazanc1na malik olmas1n1
saglayan neden feshe ugramam1~t1r. Bu yuzden kazanc1n mulkiyeti t1pk1
bo~amadan once oldugu gibi onda kal1r.
Bunun ai;1klamas1 ~oyledir: Kazani; uzerindeki mulkiyet ~u yollardan biriyle
elde edilir: Ya, kale bir bag1~ kabul etmi~tir, ya efendisinden ba~ka birisi ile hizmet
sozle~mesi yapm1~t1r ya da odun, ot gibi mubah ~eyleri toplam1~t1r. Sayllan bu
mulkiyet nedenlerinden hit;birisi, bo~ama ile fesholmaz.
Bunun sonucu ~udur: Bir mal1 elde etmek, elde edenin o mal uzerinde
mulkiyetini gerektirir. Fakat elde eden ki~inin, mulk sahibi olma ehliyeti yoksa, mal
onun yerine gei;en (halef olan) ki~inin olur. Bu ki~i de onun efendisidir. Kole mal1
kazand1g1 s1rada aralannda mevcut olan mulkiyet bag1 nedeniyle mulkiyeti elde
etme konusunda efendi, kolenin yerini al1r. Efendinin daha sonra asil mal
[S/72]
uzerindeki mulkiyet hakk1n1 yitirmesi, ayn1 yolla mulkiyeti elde etme konusunda
koleye halef olmad1g1n1 gostermez. (unku kazani;, maldan meydana gelen ziyade
gibi degildir. (unku maldan dogan art1~ onun bir pari;as1 olup -yeni bir mulkiyet
nedeniyle mulk olmam1~sa- as1I mal1n mulkiyeti ona gei;er.
Bilindigi uzere, mukatep (efendisiyle belli ko~ullarla anla~ma yapan) cariyenin
i;ocugu mukatep oldugu halde onun kazanc1 mukatep olmaz. Mebl'nin (sat1m
akdine konu olan malin) teslimden once dogan yavrusu da yine mebl' say1l1r.
Teslim s1rasinda sat1~ bedelinin bir bolumu ona kar~ll1k tutulur. Oysa satllan maldan
elde edilen kazani; (kesb), sat1lan mal hukmunde sayilmaz. Bu yuzden asll mal ile
birlikte teslim alinm1~ bile olsa ona sat1~ bedelinden (semenden) hit;bir ~ey kar~1l1k
olmaz. Aradaki fark boylece ortaya i;1kmaktad1r.
Kad1n, asil mehiri ondan meydana gelen art1~la birlikte teslim alsa, sonra
cinsel birle~meden once kocas1 onu bo~asa, kadin hem as1I mal1n hem de fazladan
olan1n yans1n1 al1r. (unku bo~ama durumunda mehrin yanya bolunmesi hukmu,
art1~ teslimden once meydana geldigi zaman, mal1n tamam1nda gei;erli olur ve
mal1n teslimi ile bu hukum du~mez.
Eger kad1n malin asl1n1 henuz art1~ meydana gelmeden teslim al1p, art1~ onun
elindeyken meydana gelse, kocas1 cinsel birle~meden once bo~asa, art1~ da kazani;
ve gelir gibi mal1n kendisinden meydana gelmeyen nitelikte olsa, art1~1n tamam1
kadinin olur. Asll malin yans1n1 kocaya geri verir. (unku art1~ olan kazani;, kad1n1n
mal uzerindeki mulkiyeti ve zilyetligi tamam olduktan sonra meydana gelmi~tir.
Dolay1s1yla her ne kadar as1I mal1 veya onun bir bolumunu geri vermek zorunda
olsa da, kazani; tamamen kendisinde kal1r. Nitekim sat1m akdine konu olan mal
112_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'l-Mebsut
(mebl') da mu?terinin elinde bir ?ey kazanir, sonra asil mal ay1p nedeniyle geri
.
verilirse, kazanc; mu?terinindir. Bu hukmun delili Rasulullah (s.a.v)'1n
.
0 l.Q...)JL , I, .:-__ l\
- ; C_,....,
"Bir ~eyin geliri, sorumlulugu (rizikosu) kar~tl1gmdad1r" 82 hadlsidir.
Bu meselede mehir, kadm1n sorumlulugundad1r. Bu yuzden onun menfaati de
kad1na verilmelidir. Kazanc; ise menfaatin bedelidir.
Arna art1? mal1n kendisinden meydana gelmi? ise bu takdirde bak1l1r: $ayet
art1? yavru ve meyve gibi maldan ayn durumda olursa bu, bo?ama durumunda asil
mehirin yanya bolunmesini onler. Ayn1 ?ekilde e?lerin ayrilmas1na kad1n1n neden
olmas1 durumunda, mehirin tamam1nin kocaya geri verilmesini engeller. Fakat
koca, cinsel ili~kiden once bo~ama durumunda asil mal1n yaris1n1, aynl1k nedeninin
kad1n olmas1 durumunda da tamamm1, verdigi gunku degerini kad1ndan al1r.
Zufer (rh.a)'e gore bo?ama durumunda kad1na, as1I mehirin artan k1sm1yla
birlikte yaris1 verilir. Ayril1k kad1n1n neden olmas1yla meydana gelmi?se bunlarin
hepsi kocaya iade edilir. ~unku cinsel birle~me olmad1kc;a yalnizca kad1nin mal1
teslim almas1yla ondaki mulkiyeti guc; kazanmaz. Aksine bo?ama ile yans1nin veya
aynl1ga kad1rnn neden olmas1 ile de tamam1nm kocaya geri verilmesi ihtimali
mevcuttur. Bu hak maim art1?1na da sirayet etmektedir. Bu durum, gec;ersiz bir al1?
veri? akdiyle satin ahnan mahn durumuna benzer. Eger mu?teri bu mal1 teslim ahr
ve onda mal1n asl1ndan ayri bir art1? meydana gelirse, sat1c1 o mal1 artan k1sm1yla
birlikte geri al1r.
lbn Sema'a da EbO Yusuf (rh a.)'dan ?Oyle rivayet etmi~tir: Bo?ama durumunda
koca, asil mal1n degerinin yans1n1 kad1ndan ister. Kad1n1n irtidat etmesi (Islam
dininden c;1kmas1) durumunda koca hem asil mal1 hem de ondaki art1?1 geri ister.
~unku irtidat, asil mehir ile birlikte mehirin nedenini, yani evlilik akdini de bozar.
Nedenin (evlilik akdinin) bozuldugu gerekc;esiyle mal1n geri verilmesi, sat1m akdinin
gec;ersiz say1lmas1 nedeniyle satilan maim geri verilmesi gibidir. Nitekim bu
durumda satilan maim geri verilmesi hukmu hem as1I mal hem de art1? ic;in gec;erli
olur.
Bo?ama ise akdin c;ozulmesi olup akdi temelden bozmak degildir. Bu yuzden
kendi mulkiyeti ve zilyetligi alt1nda meydana gelmeyen art1?ta kocanin hakk1 sabit
olmaz. Boylece art1?1n yanya bolunmesi imkans1z olunca, ashn yanya bolunmesi de
imkans1z olur.
Zahiru'r-Rivaye'de gec;en goru~un delili ?Oyledir: Kadm mehire evlilik akdi ile
[S/73]
malik olmu? ve mehir uzerindeki bu mulkiyeti teslim ile tamamlanm1~t1r. Bu yuzden
82
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/49; EbO DavOd, BuyO' 71; Tirmizi, BuyO' 53; Nesai, BuyO' 15; lbn
Mace, Ticarat 43
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ll3
art1~ tamamen kendine ait bir mulk uzerinde meydana gelmi~tir. Bo~ama
durumunda mehirin yanya bolunmesi hukmu de, ancak akit yap1l1rken belirlenen
mehir ic;in gec;erli olur. Mehirde meydana gelen art1~, hak olarak teslim
al1nmay1nca, ne hakikaten ne de hukmen akit s1rasinda konu~ulmu~tur. Bu yuzden
onun as1I maldan bir parc;a say1larak bolunmesi imkans1z olur. Yine onun yanya
bolunmesi; sat1lan malda kab1zdan sonra meydana gelen ay1p nedeniyle mebl'in
geri verilmesine engel olan, maldan ayn ziyadede oldugu gibi, as1I mal1n yanya
bolunmesi gibi imkans1z olur.
Bag1~lanan (Hibe edilen) malda meydana gelen ve ondan ayn olan (munfas1I)
art1~in hukmu ise bundan farkl1d1r. cunku bu art1~, bag1~ta bulunan1n, yapt1g1 bu
bag1~tan donmesine engel olmaz. COnku bag1~ bir tebberru akdidir. Buna gore
bag1~ta bulunan ki~i, verdigi asll mal1 geri ahnca, ondan meydana gelen art1~,
bag1~lanan ki~inin elinde kar~1l1ks1z olarak kahr. As1I mal da ona kar~1l1ks1z olarak
verilmi~tir. Dolay1s1yla art1~1n da ona kar~1l1ks1z olarak verilmesi caiz olmu~tur. Sat1m
ve nikah akitleri ise bedelli akitlerdir. Bu yuzden art1~1n geri verilmesi imkans1z
olunca, asll mal1n da geri verilmesine hukmedersek art1~, kar~1l1ks1z olarak elinde
kal1r. Oysa art1~ asl1n bir parc;as1d1r. iki taraf1n kar~1l1kl1 bedeller koyarak yapt1klan
bir akit kalkt1ktan sonra, mulkun kar~1l1ks1z olarak verilmesi caiz olmaz.
Bu ~ekilde as1I mehirin yanya bolunmesi imkans1z olunca, kad1n1n mehirin
degerinin yans1n1 kocaya odemesi gerekir. cunku borcu doguran neden sabit
olduktan sonra malin kendisini geri vermek imkans1zd1r.
Mehir kad1n1n odeme sorumluluguna, onu teslim ald1g1 zaman girdigi ic;in
mehirin degerini belirlerken, teslim al1nd1g1 gunku degeri olc;u al1nir.
Eba Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore malda meydana gelen art1~, kilo art1~1,
guzellik, gozdeki bozun ac;1lmas1 gibi asll mala biti~ik olur ve koca cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~arsa, bu tUr art1~ ile maldan ayn olan art1~in hukmu
ayn1d1r. Kocanin, mehirin teslim gunundeki degerinin yansin1 kad1ndan alma hakk1
vard1r.
Muhammed ve Zufer (rh.a )'e gore ise as1I mal, art1~1yla birlikte yanya bolunur.
Bunlann dayand1klar1 delil ~udur: Nikah kar~ll1kl1 bore; doguran bir akittir. Sat1m
akdinde oldugu gibi kar~1l1kh bore; doguran akitlerde mala biti~ik olan art1~a itibar
edilmez. Nitekim bir kimse, bedel olarak bir kale vermek suretiyle bir cariye satin
al1p onu kabzetse, bundan sonra cariyede ona biti~ik bir art1~ meydana gelse,
sonra da teslimden once veya bir ay1p nedeniyle mu~teri onu geri vermeden once
kole olse, kar~I taraf, art1~1yla birlikte cariyeyi geri ister. Buna kar~1hk cariyedeki
art1~ ondan ayn olsayd1 0 zaman hukum farkl1 olacakt1. cunku mala biti~ik olan
art1~ fiyatin artmas1 gibidir. Nitekim art1~ teslimden once meydana gelmi~ olsayd1,
fiyat1n artmas1 gibi degerlendirildigi ic;in semen (bedel) taksim edilmeyecekti. Mehir
ic;in de hokum boyledir.
114 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bu, hibe edilen malin durumundan da farkl1d1r. c;:unku hibe edilen malda
meydana gelen, mala biti~ik art1~ yap1lan bag1~tan donmeye engeldir. c;:unku hibe
odemeye tabi (odeme sorumlulugu yukleyen) bir akit degildir. Buna gore, hibe
akdinin hukmu olarak mal1 teslim almak, hibe alana onun odeme sorumlulugunu
yuklemedigi i~in, hibe edenin o malda bir hakk1 kalmaz. Dolay1s1yla malin asl1nda
olmayan bir hakk1n maldaki art1~a ge~mesi soz konusu olmaz. Boylece artan
k1s1mdan donme kalmayinca, asildan donme imkan1 da kalmaz. c;:unku as1I mal,
art1~tan aynlmaz. Oysa kadin1n hibeyi teslim almas1, ona mal1n odeme
sorumlulugunu yukler. Kad1n1n, maldaki odeme sorumlulugu kocanin hakk1 i~indir.
Bu da kocanin asil maldaki hakk1n1n devam ettigini gosterir. Bu hak sat1m akdinde
oldugu gibi maldaki art1~a da ge~er.
EbO Hanlfe ile EbO Yusuf (rh a.) ise ~oyle derler: Bu art1~ kad1n1n ge~erli ve tam
[5174] mulkunde meydana gelmi~tir. Dolay1s1yla as1I maldan ayn olan art1~ gibi her
bak1mdan kad1nin hakk1 olmu~tur. Bu durumda artan k1sm1n yanya bolunmesi
imkans1z olunca, Muhammed (rh.a.)'in dedigi gibi asl1n yanya bolunmesi de
imkans1z olur.
Bunun delili ~udur: Mehir bir bak1ma lutuf, ihsan (kar~1l1ks1z yard1m)
hukmundedir. c;:unku kad1n onu kendisine kar~1 hak edilen bir malin bedeli olarak
elde etmi~ degildir. Birisine ihsan edilen maldaki biti~ik art1~lar, hibe edilen
mallardaki art1~lar gibi asl1n geri verilmesini engeller. Aynca bag1~lanan mallarda,
mala biti~ik olarak meydana gelen art1~larin etkisi, ayn olan art1~lann etkisinden
daha fazlad1r. Nitekim hibede meydana gelen maldan ayn art1~lar hibenin geri
al1nmas1na engel olmazken, mala biti~ik art1~lar geri almaya engel olmaktad1r.
Diger yandan bu konuda asildan ayn olan art1~lar asl1n yanya bolunmesine
engel olduguna gore, mala biti~ik olan art1~lar oncelikle engel olur.
Sat1m akdine gelince dogru olan, EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore akde
konu olan mala (mebl'ye) biti~ik olan art1~lann, t1pk1 ondan ayn olan art1~larda
oldugu gibi, akdin asildan bozulmas1na engel olmas1d1r. Muellifin, me'zOn
(kendine ticaret izin verilen kole) konusunda and1g1, yaln1z Muhammed (rh.a )'in
goru~udur. Muell if al1~ veri~ konusunda da, EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a.)' a gore
mala biti~ik art1~lann, maldan ayn olan art1~larda oldugu gibi yeminle~me suretiyle
akdin bozulmasina engel oldugunu a~1k~a belirtmi~tir.
$ayet art1~, cinsel birle~meden once koca kad1n1 bo~ad1ktan sonra mal kadin1n
elinde iken meydana gelmi~se, as1I mal artanla birlikte yanya bolunur (kadina
mehir olan mal1n yans1 verilir). c;:unku bo~ama ile, asil mehirin yans1n1 geri vermek
kadina bor~ olmu~tur. Bu bor~ art1~a da ge~er. Bu mesele, ge~ersiz bir sat1m
akdiyle satin al1nan mal1n durumuna benzer. Ge~ersiz bir akitle satin al1nan mal
da, biti~ik ve ayn art1~1yla birlikte geri verilmesi gerekir. Bo~amadan onceki durum
ise bundan farkl1d1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 11s
Mehirde meydana gelen eksilmeye gelince, ~ayet mehir kocan1n elindeyken Mehirde
meydana
az bir kusurla deger yitirilmesine ugram1~sa, kad1n1n muhayyerlik hakk1 bulunmaz. gel en
eksilme ile
c;:unku boyle bir kusur akit yapll1rken mevcut olsayd1 bu nedenle kadinin
ilgili
muhayyerlik hakk1 yine olmayacakt1. Kusurun akitten sonra ve teslimden once hiikiimler
meydana gelmesi durumunda da hukum boyledir.
Zufer (rh.a.)'e gore mehirdeki kusur basit de olsa kad1nin se<;;me (muhayyerlik)
hakk1 vard1r. c;:unku akdin ko~ulu kad1n1n aleyhine olarak degi~mektedir. c;:unku o
mehri saglam olarak hak etmi~, mal ay1planmakla saglaml1k niteligi degi~mi~tir.
Fakat bu, Zufer (rh.a.)'in akit an1nda mevcut olan kusurdan dolay1 da kad1n1n
muhayyer olmas1 gerektigi yolundaki goru~une goredir. c;:unku bu ikisi aras1nda bir
fark yoktur.
Mehirde, kocan1n elindeyken a~iri bir kusur (ay1p) meydana gelirse bu
takdirde be~ durum soz konusudur:
Kusur semavl bir afet nedeniyle meydana gelmi~se, kad1n i<;;in se<;;me hakk1
vard1r. lsterse kocadan mehirin evlendigi gunku degerini ister. lsterse kusurlu mal1
al1r. Bu durumda eksilen degerin odenmesi i<;;in kadina bir ~ey verilmez. c;:unku
koca mehiri, akdin gerektirdigi ~ekilde saglam olarak teslim etmekten aciz
kalm1~t1r. Bu nedenle kad1n i<;;in se<;;me hakk1 (muhayyerlik) sabit olur. Eger isterse
degerini talep eder. c;:unku mehiri gerektiren neden mevcut oldugu halde onun
aynen teslimi imkans1z duruma gelmi~tir. Eger kad1n mal1 oldugu gibi almay1 tercih
ederse, eksilen degerin odenmesi i<;;in kocadan bir ~ey isteyemez. c;:unku mehir,
evlenme akdinin geregi olarak kocan1n odeme sorumlulugunda oldugu halde,
mehrin nitelikleri akdin geregi olarak onun odeme sorumlulugunda degildir.
Zufer (rh a.)' den, kad1n1n eksilen degeri kocaya odettirecegi goru~u rivayet
edilmi~tir. c;:unku mehir, gasp edilen mal gibi kocan1n elinde kendi kendine
odemeye tabidir. Nitekim bir kimsenin gasbettigi mal, onu gasp eden kimsenin
elinde kusurlansa, maim sahibinin mall geri alma hakk1nin yan1nda eksilen degeri
odettirme hakk1 da vard1r.
Fakat biz; gerek gasp edilen mal1n, gerekse onun niteliklerinin teslim ile
birlikte odemeye tabi oldugunu soyluyoruz.
2. Mehirdeki ay1p kocan1n bir fiili nedeniyle meydana gelmi~se, mehirdeki
[S/75]
degi~meden otUru kadin1n muhayyerlik hakk1 vard1r. Mali oldugu gibi almay1 tercih
ederse koca mal1n eksilen degerini oder. Eba Yusuf, Eba Hanlfe (rh a.)'nin, kadinin
eksilen degeri odettirme hakk1n1n olmad1g1 goru~unde oldugunu rivayet etmi~tir.
Bu goru~un gerek<;;esi ~udur: Mehir evlenme akdinin geregi olarak kocan1n odeme
sorumlulugunda olup (hukum bak1m1ndan) sat1m akdine konu olan mal (mebl')
gibidir. Sat1c1, sat1lan bir malda teslimden once bir kusur meydana getirdiginde,
sat1c1nin eksilen degeri mu~teriye odemesi gerekmez. Bu da onun gibidir.
116_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
eksilen degeri odemesi gerekir. c;:unku kad1n mal1 teslim alinca odeme
sorumlulugu ona ait olur. Nitelikler de gasp edilen malda oldugu gibi teslim
al1ninca odemeye tabi olur.
Mehirdeki kusurlanma, yabanc1 birinin fiili ile meydana gelmi~se, bunun diyeti
(er~) maldan ayn olan art1~ hukmundedir. Biz bunun hukmunu daha once
ac;1klad1k. Hakimu·~ ~ehld'in el-Muhtasar'1nda, mehirdeki kusurun, kad1nin elinde
bo~amadan once meydana gelmesi ile bo~amadan sonra meydana gelmesinin ayn1
hukumde oldugu belirtilmektedir. Fakat bu yanl1~t1r. Her iki durumda dogrusu,
yukanda ac;1klad1g1m1z ~ekildedir.
Mehir bir cariye olup, kadm teslim almadan once koca onunla cinsel
ili~kiye
girse ve ondan bir c;ocuk dogursa, koca da c;ocugun kendisine ait
oldugunu iddia etse, bu iddia dikkate ahnmaz.
c;:unku cariye kad1nin mulkudur. Onun mulkunde ba~kasin1n c;ocuk sahibi
olmas1 gec;erli degildir. Fakat kocadan zina haddi cezas1 du~er. c;:unku mehir, sat1m
akdi ile sat1lan ve sat1c1nin elinde bulunan mal (mebl') gibi akit geregi kocanin
odeme sorumlulugundad1r. Bu durum had cezas1nin du~mesi konusunda bir ~uphe
dogurur. Had du~unce kocan1n ukr denilen bir mall tazminat odemesi gerekir.
c;:ocukla birlikte ukr da, as1I mehirden meydana gelen ve ondan ayn olan art1~
hukmundedir. c;:unku koca cinsel ili~kiyle cariyenin bir parc;as1n1 elde etmi~ say1l1r;
ukr da bu parc;anin bedelidir.
Kad1n1 cinsel birle~meden once bo~amas1 durumunda mehirin ve art1~1n
tamam1 yanya bolunur. Cariye de ikisinin ortak mall olur. Kocan1n ummu veledi
olmaz. c;:unku kad1n ic;in ummu veled olma hakk1, c;ocugun nesebinin sabit
olu~una itibarlad1r. Burada c;ocugun nesebi sabit olmad1g1na gore kadin ic;in ummu
veled olma hakk1 da sabit olmaz. Fakat c;ocugun yans1 kocan1n hesab1na ozgurluge
kavu~ur (azat olur). c;:unku koca, zinadan olma c;ocuguna malik olmu~tur ve koca
kendinden bir parc;aya malik oldugu ic;in c;ocuk onun hesab1na azat olur. Bu
durumda ozgurluge kavu~an c;ocuk degerinin yans1n1 kad1na odemek ic;in c;al1~1r.
c;:unku kad1n1n pay1 c;ocugun yan1nda al1konulmu~tur. Koca bu borcu ustlenmez.
c;:unku onun c;ocukla ilgili yapt1g1 bir ~ey yoktur, onun yapt1g1 sadece bo~ama ile
ilgili olup bu da dogrudan dogruya c;ocugun azat olmasina yonelik bir tasarruf
degildir. Aksine bo~amanin hukmu mehirin yansin1n kocaya donmesidir. c;:ocuk,
kocanin mulku oldugu ic;in onun hesab1na hukmen azad olur.
Bununla birlikte kad1n ukrun yans1n1 kocadan isteyebilir. c;:unku ukr e~ler
[5/77]
arasinda yanya bolunur.
Mehir olarak verilen hizmetc;i, kad1n1n yaninda oldurulur veya olurse, sonra da
koca cinsel birle~meden once kad1n1 bo~arsa, koca, kad1n1n mehiri teslim ald1g1
gunku degerinin yans1n1 alma hakk1 vard1r. c;:unku mehirin yans1nin geri verilmesini
gerektiren neden (bo~ama) gerc;ekle~tikten sonra mehirin yar1ya bolunmesi
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 119
imkans1z duruma gelmi~tir. Kocan1n katilden bir ~ey alma yolu da yoktur. c;:onkO
katilin fiili kocanin mOlkOnde meydana gelmemi~tir. Hizmetc;iyi oldOrdugo s1rada o,
kadin1n mulkiyetinde idi. Bu nedenle kocan1n katile bir ~ey odettirme hakk1 yoktur.
Mehirde, kadmm elindeyken mala biti~ik bir art1~ meydana gelse ve
mal zayi olsa, sonra koca cinsel birle~meden once kad1m bo~asa, koca,
mehiri teslim ald1g1 gi.inki.i degerinin yansm1 kadmdan ahr.
Kad1n mal1 tOketmi~se hOkOm yine boyledir. c;:onkO kadin kendi mOlkOnO
telef etmi~tir. Bu yOzden telef nedeniyle kendisine bir ~ey gerekmez. Ancak mehiri
teslim alinca, onun teslim ald1g1 gOnkO degerinin yansin1 kocaya odeme
yOkOmlOIOgO alt1na girmektedir.
Maida meydana gelen art1~, as1I mehirden meydana gelen, fakat ondan ayn
olan bir art1~ olsa ve bu fazlal1k kad1n1n elinde telef olsa, sonra koca cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~asa, bu takdirde asil mehir yanya bolOnOr. c;:onkO
asl1n yanya bolOnmesini engelleyen ~ey maldaki fazlal1kt1r. Dolay1s1yla bu fazlal1k,
yerine bedel b1rakmadan olunce, sanki hie; meydana gelmemi~ sayil1r. Bu durumda
da as1I mehir yanya bolOnOr. Ancak ~ayet art1~ bir c;ocuk olur ve dogum annenin
degerini eksiltirse, kad1n1n elindeyken mehirde eksilme meydana geldigi ic;in
kocan1n sec;me hakk1 olur. ~ayet dogum nedeniyle, mehir olan cariyede bir eksilme
soz konusu degilse, kocan1n sec;me hakk1 yoktur. Arna c;ocugu zayi eden kad1nin
kendisi ise, i~te o zaman kocan1n sec;me hakk1 dogar. Bu t1pk1, satilan bir cariye bir
c;ocuk dogurur ve mO~teri onun c;ocugunu oldOrOrse, sonra da cariyeyi ay1b1
nedeniyle geri vermek isterse, sat1c1n1n sec;im hakkin1n olmas1 gibidir.
~ayet dogum kocanin elindeyken meydana gelmi~ ve c;ocuk zayi olmu~sa
koca bir ~ey odemez. c;:onkO c;ocuk, gasbedilen cariyenin c;ocugu gibi onun bir rolO
olmaks1z1n meydana gelmi~ ve yine onun bir rolO olmaks1z1n zayi olmu~tur. Fakat
dogum nedeniyle cariyede bir eksilme meydana gelirse, eksilen degerden dolay1
kocanin sec;me hakk1 olur. Arna hem asl1 hem de art1~1 telef eden koca ise, bu
takdirde aslin degerini kad1na oder. c;:onkO art1~ onun elinde emanettir. Gasp
edilen malda oldugu gibi telefi durumunda odemesi gerekir. Kadin1 cinsel
birle~meden once bo~arsa ona asl1n ve art1~1n yansin1 oder.
~ayet cariye kocanm yanmda olur ve koca onu azat ederse bu tasarruf
gec;erli degildir. <;i.inki.i 0, sahibi olmad1g1 bir ~eyi azat etmi~tir.
Cinsel birle~meden once kad1n1 bo~amas1 durumunda da bu azat gec;erli
olmaz. c;:onkO bu azat onun mulkiyetine girmeden once olmu~tur. Arna onu kad1n
azat etse, bu tasarruf kendi mOlkOnde meydana geldigi ic;in hepsinde gec;erli olur.
Sonra kocas1 onu bo~arsa, azat ettigi gOnkO degerinin yans1n1 kad1na odettirir.
c;:onkO kad1n cariyeyi azat etmekle onu kabzetmi~ ve sonra telef etmi~ sayil1r.
Mehir bir cariye olur ve kad1n onu teslim al1rsa, sonra kocas1 cinsel
birle~meden once onu bo~ar ve bundan sonra koca cariyeyi azat ederse bu
120_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
tasarruf cariyenin hic;bir k1sminda yi.lrurluk kazanmaz. Zi.lfer (rh.a.)'e gore onun bu
tasarufu cariyenin yansinda gec;erlidir. c;:unku onun benimsedigi kurala gore,
mehirin yanya bolunmesi hUkmi.l bizzat bo~ama ile sabit olur. Boylece mehirin
tesliminden onceki bo~amada oldugu gibi cariyenin yans1 kocanin mulkiyetine
doner. Bu yuzden azat, kocan1n payina du~en k1s1mda gec;erli olur.
Hanefilerin c;ogunlugu ~oyle der: Bo~ama durumunda kad1n1n cariyenin
yans1ndaki mulkiyetinin nedeni, gec;ersiz olmakta ve bu yuzden mehirin yansin1
geri verme borcu dogmaktad1r. Ancak kad1n1n cariye i.lzerindeki mulkiyet hakk1,
mahkeme karan olmadan veya kar~1l1kl1 anla~ma ile cariyeyi geri vermeden sona
ermez.
c;:unku nedenin ba~lang1c;ta bozuk olmas1, mal1 teslim almakla mulkiyet
hakk1nin sabit olmas1na engel olmaz. Oyle olunca, mi.llkiyetin devam etmesine
engel olmamas1 daha onceliklidir. Maldan hic;bir ~ey kocaya geri donmeyince,
onun cariyeyi azat etmesi gec;erli olmaz.
[5178] Bundan sonra hakim cariyenin yansin1n kocaya verilmesine hukmederse
kocan1n daha once yapt191 bu azat tasarrufu gec;erli olmaz. c;:unku azat tasarrufu
cariye onun mulkiyetine girmeden once meydana gelmi~tir. Burada cariyenin
durumu, gec;ersiz bir al1~ veri~ akdiyle satin al1nan cariyenin durumuna benzer.
Mi.l~teri, satin ald1g1 cariyeyi teslim ald1ktan sonra sat1c1 onu azat etmi~. sonra da
cariye kendisine geri verilmi~tir ki, bu azat tasarrufu gec;erli olmaz.
Fakat hakim yansinin kocaya ait olduguna hukmettikten veya kar~il1kl1
anla~ma ile kad1n cariyenin yan pay1n1 kocaya geri verdikten sonra koca azat
ederse, bu gec;erli olur. Bunun hukmu, iki ki~i aras1nda ortak olup da ortaklardan
birisinin azat ettiQi cariyenin hukmu gibidir.
Bo~and1ktan sonra cariyeyi azat eden kadin olursa, bu tasarrufu cariyenin
tamam1nda gec;erli olurdu. Cariyeyi satsa veya hibe etse bu da gec;erli olur. c;:unki.l
hakimin karanndan once cariyenin tamaminda onun mulkiyet hakk1 devam
etmektedir. Kadin1n bu tasarrufu gec;erli say1l1nca, mehrin yans1n1n geri verilmesini
gerektiren neden, yani bo~ama kesinlik kazand1g1 halde, geri verme imkans1z
duruma gelmi~tir. Bu yuzden kad1n, cariyenin, teslim ald1g1 gunku degerinin
yansin1 kocaya oder.
Bir kimse, soz konusu cariyeyle ~uphe i.lzere cinsel ili~kiye girse ve onun
"ukr" unu oderse, bu ukrun hukmi.l, aslldan meydana gel en ve ondan ayn olan
art1~in ve organlann diyetinin (er~) hukmi.l gibidir. c;:unku ukr, cariyeden bir
parc;an1n bedelidir. Cinsel birle~me ile elde edilen ayn hukmi.lndedir; menfaat
Mehir olarak degildir.
verilen ta~mmaz
malda ~ufa Evlenme akdinde mehir olarak verilen evde, ~uf'a hakk1 yoktur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 121
Biz Hanefilere gore, ~uf'a hakk1 sadece mutlak olarak malin mal ile
degi~iminde sabit olur. Kad1n1n cinsel organ1 (ondan (bud') yararlanma) ise mutlak
mal degildir. Bu yuzden kad1n1n mehir olarak sahip oldugu ~ey, hibe yoluyla sahip
oldugu ~ey gibidir. Hibe olarak alinan malda da ~uf'a hakk1 olmaz.
Diger yandan ~uf'a (on alim) hakk1 sahibi (~efi) ~uf'a konusu mala, ancak
mu~terinin ona malik oldugu yolla malik olabilir. c;:unku Islam hukuku ~uf'a hakk1
sahibine, mal1 bu nedenle alma konusunda mu~teriye gore oncelik hakk1
tan1m1~t1r. Onu ba~ka bir yolla alma konusunda bncelik tan1mam1~t1r. Bu yuzdendir
ki, hibe edilen ma Ida ~uf' a hakk1 sbz konusu olmaz. c;:unku ~efi, hibe edilen mall
mu~teriden alacak olsa ancak 1vazl1 olarak almas1 gerekir. Bu durumda, ~efinin mal1
elde etme nedeni ile mu~terinin elde etme nedeni birbirinden farkl1 olacakt1r ki, bu
caiz degildir.
Burada da kad1n, soz konusu eve nikah akdiyle mehir olarak malik olmu~tur.
Sefl evi alacak olsa, ancak sat1m akdiyle alm1~ olur. Bu durumda iki ki~inin eve
malik olma nedenleri farkl1 olacakt1r. Evin kale kar~il1ginda satin al1nmas1 bundan
farkl1d1r. c;:unku orada ~efl, evi benzer yolla, yani sat1m akdiyle almaktad1r. c;:unku
evi, kolenin degeri kar~ll1g1nda satin almak, bizzat kale kar~il1ginda satin almak
gibidir. c;:unku sonuc;ta ikisi de mutlak satin almad1r.
Bir kimse, bir kadmla, kendisine i.iste bin dirhem vermesi ko~uluyla
mehir olarak bir ev vermek i.izere evlense, Ebu Hani'fe (rh.a.J'ye gore evin
hic;bir k1smmda ~uf'a hakk1 dogmaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.J'e gore
evin degeri, bin dirheme ve emsal mehre payla~tmhr ve bin dirheme
di.i~en paymda ~uf'a hakk1 dogar.
[5/79]
c;:unku bu i~lem, evin bin dirheme du~en pay1 ac;1s1ndan sat1~ akdi, evin
kad1nin cinsel yonunden (bud') yararlanmaya du~en pay1 ac;1s1ndan da nikah akdi
niteligindedir. Nitekim bu i~lemde, malin basit ve a~1r1 kusur nedeniyle geri
-
122._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
verilmesi gibi sat1m akdine ait hukumler gec;erli olmaktad1r. Aynca onda sarf
akdinin hukumleri de uygulan1r. Nitekim bir kimse bir kadinla, kendisine bin
dirhem geri odemesi ko~uluyla yuz dinar vermek uzere evlense, bu i~lemin sarf
akdine du~en k1sm1nda mallann kar~1l1kl1 olarak akit meclisinde teslim alinmas1
gerekir. (Faizin cereyan etmemesi ic;in bu gereklidir).
Akdin (hay1rla~man1n) kapsad1g1 ~eylerin yalniz bir k1sminda ~uf'a hakk1n1n
dogmas1 da mumkun ve caizdir. Mesela bir ev ve bir kale tek bir akitle satin al1nsa,
sadece evde ~uf'a hakk1 olur, kolede olmaz.
Ebu Hanlfe (rh a )'nin deli Ii ~udur: Bu i~lemde sat1m akdi, evlenme akdine
tabidir. (:unku bu i~lemde dogrudan al1~ veri~ kastedilmemi~tir. Kastedilen yaln1z
evliliktir. Nitekim bu i~lemde, i~lemin bir fuzull (yetkisiz temsilci) taraf1ndan
yapilmas1 durumunda, sat1m akdine ili~kin olan k1s1m kadin1n kabulune bagl1d1r.
Oysa i~lemde dogrudan al1~ veri~ kastedildiginde bu ~ekilde kad1n1n kabulune bagl1
olmaz.
Ayn1 ~ekilde bu akit, "geri verme" sozuyle akdedilmekte, aynca "kabul"
sozune ihtiyac; duymamaktad1r. Nitekim bir ki~i. "bana bin dirhem geri vermen
ko~uluyla, ~u ev mehir olmak uzere beni kendine nikahla" dese; kadin da,
"yapt1m" kar~1l1gin1 verse, kocan1n aynca kabul beyan1na gerek olmaks1zin akit
tamam olur. Aynca kad1n bu i~lemin sat1m akdine du~en k1smin1 degil de evlenme
akdine du~en k1sm1n1 kabul etmi~ olsa, i~lem yine gec;erli olur. Arna i~lemin
evlenme akdine du~en k1smin1 degil de sat1m akdine du~en k1sm1n1 kabul etse, bu
gec;erli olmaz.
Sat1m akdinin, evlenmeye tabi oldugu anla~ild1ktan sonra diyebiliriz ki, asil
ac;1s1ndan ~uf'a hakk1 dogmay1nca, tab! ac;1s1ndan da dogmaz. Bu durum uzerinde
bina bulunan, vakfedilen arsan1n durumuna benzer. 0 binada ~uf'a hakk1 olmaz.
Bu hukmun gerekc;esi ~oyledir: $uf'a yoluyla bir mala sahip olma hakk1
verilmesinin amac1, yeni kom~unun zaranna engel olmakt1r. Asilda ~uf'a hakk1
olmad1g1nda bu amac; gerc;ekle~mez. Kusur nedeniyle mal1n geri verilmesi ise
bunun aksinedir. (:unku malin kusur nedeniyle geri verilmesi, sat1m akdinin bir
sonucudur. <::unku as1I maldaki kusur, onda bir vasf1n bulunmamas1 (kaybolmas1)
olup bu da as1I mala tabidir. Ayn1 ~ekilde sarf akdinin hukumleri, tab! oldugu ~eyde
sabit olur. Mesele; kap1 kollan alt1ndan olan bir ev, gumu~ kar~1l1g1nda satild1g1nda
sarf akdinin hukumleri gec;erli olur83 .
Bir kimse bir kadinla, deve, s1g1r veya davar cinsinden belirli miktarda hayvan
vermek uzere evlense, kad1na, o cinsten orta degerde belirlenen say1da hayvan
verir. Eger koca, hayvan yerine degerini vermek isterse, kad1n bunu kabul etmek
83
Boyle bir ev, veresiye satild1g1nda, altindan olan kap1 kollannin degeri kadar olan gOmO~ paray1 pe~in
vermek gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1~3
zorundad1r. Bu mesele, daha once ac:;1klad1g1m1z gibi, kad1na mehir olarak bir kole
vermek uzere evlilik akdi yapmaya benzer.
Mehir olarak "Herat elbisesi" gibi kuma~ cinslerinden birini belirlemede de
hukum boyledir. Bu konuda uc:; durum du~unulebilir:
Kadinla, belirlenen bir Herat kuma~1 vermek uzere evlense, belirlenen kuma~
da gerc:;ekten Herat kuma~1 c:;1karsa, kadin onu al1r.
Kuma~1n Herat kuma~1 olmad1g1 anla~1lsa, Ebu Yusuf (rh a )'a gore kad1na orta
seviyede bir Herat kuma~1nin degeri verilir. Zufer (rh.a.)'e gore ise kad1n
muhayyerdir: lsterse belirlenen kuma~1 al1r, isterse kocas1ndan orta degerde bir
Herat kuma~in1n degerini ister. c;:unku evlilik akdi belirli bir kuma~a baglanm1~,
fakat sonra onun akitte belirtilen ko~ullara uymad1g1 anla~ilm1~t1r. Bu yuzden,
konu~ulan mehrin kusurlu c:;1kmas1nda oldugu gibi kad1na muhayyerlik hakk1
dogar.
Zufer (rh a )'in bu degerlendirmesine kar~ll1k biz de ~oyle diyoruz: Burada
i~aretle gosterilen kuma~la, akit s1ras1nda belirlenen kuma~ ayn1 cinsten degildir.
Bu yuzden akit, i~aret edilen kuma~a degil, konu~ulan kuma~a bagl1d1r. Akdin
i~aret edilene degil, konu~ulana bagl1 olmas1, Islam hukukunda bilinen temel bir
kural olup, in~allah yeri geldiginde bu prensibi ele alacag1z.
Bir kimse, bir kad1nla mehir olarak belirli olmayan bir herat kuma~1 vermek
uzere evlenir ve kuma~in niteliklerini de ac:;1klamazsa, kuma~1 getirdigi takdirde
[5/80]
kad1n bunu kabul etmek zorundad1r.
Elbisenin degerini getirdigi takdirde de ozellikleri belirtilmeyen kolede oldugu
gibi kadin yine kabul etmek zorundad1r. c;:unku nitelikleri belirtilmemi~ bir
elbisenin bizzat kendisi (ayn1) gec:;erli bir ~ekilde zimmet borcu olu~turmaz. Bu
~ekilde mehir belirlemek, ancak mehrin ekonomik degeri ac:;1s1ndan gec:;erli olup bu
konuda elbisenin kendisi ile degeri birdir.
$ayet koca soz konusu kuma~1n niteliklerini belirtmi~se, Zufer (rh.a.)'e gore
kocanin, kuma~1n degerini getirmesi durumunda kad1n bunu kabul etmek
zorundad1r. Ebu Yusuf (rh a )'a gore ise mehir borcu bir vadeye baglanm1~sa, kadin
kuma~1n degerini kabule zorlanamaz. Arna bore:; bir vadeye baglanmam1~sa, kabul
etmek zorundad1r. c;:unku kuma~, ancak vadeli oldugu zaman sahih bir ~ekilde
zimmet borcu olu~turur. Bilindigi gibi kuma~in karz1 hasen (odunc:;) olarak al1nmas1
caiz olmad1g1 halde, selem akdine konu edilmesi caizdir. c;:unku odunc:; ancak pe~in
olur. Selem ise ancak para pe~in mal veresiye ~eklinde vadeli olur.
Buna gore mehir bir vadeye baglaninca, kuma~ sahih bir ~ekilde zimmet
borcu olu~turur. Bu yuzden kad1n onun degerini kabul etmek zorunda degildir.
Arna vade an1lmad1g1 zaman elbise sahih bir ~ekilde zimmet borcu olu~turmaz.
124 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bu konuda Zufer (rh a) de ~byle du~unmektedir: Nitelikleri belirtilmi~ bir
kuma~ sahih bir zimmet borcu olu~turur. c;:unku kuma~1n nitelikleri aynntll1 bir
~ekilde belirtildiginde misli mallar grubuna girer. Bu yuzden onun selem akdine
konu edilmesi caizdir. Burada nitelikleri belirtilmi~ bir kuma~1n, mehir olarak
belirlenmesi ic;in mehirin vadeli olmas1 ko~ulu, kuma~in zimmet borcu
olu~turmas1ndan degil; bu i~lemin selem akdi olmas1ndand1r. Bu nedenle mehir
borcu ister vadeli, ister pe~in olsun hukum ayn1d1r.
Biz de ~oyle diyoruz: Bu ki~i, nitelikleri belirtilmi~ olarak bir zimmette bore;
olan bir kuma~ kar~il1g1nda bir kale satsa, bu i~lem, bir selem akdi olmasa da vadeli
olarak caiz olur. Demek ki, elbise sahih bir ~ekilde ancak vadeli olarak bir zimmet
borcu olu~turabilmektedir.
Bir kimse bir kadmla, ol~ekle ol~l.ilen (mekil) veya ag1rhk birimi ile
Keyli veya vezni
mallarm mehir tart1lan (mevzCm) bir mal kar~1hgmda evlenir ve maim cinsini, niteliklerini
olmas1
ve miktarm1 belirtirse, o maim degerini getirmesi durumunda kadm bunu
kabul etmek zorunda degildir.
c;:unku olc;ulen ve tartllan mallar ister pe~in olsun ister vadeli, nitelikleri
belirtilmi~ olarak sahih bir ~ekilde zimmette bore; olur. Bu mallann odunc;
allnabilmeleri ve selem akdine konu olmalan bu hukmun delilidir.
$ayet anilan mallann niteliklerini belirtmemi~se, Zahiru'r-Rivaye'ye gore
onlann degerlerini getirmesi durumunda kad1n bunu kabul etmek zorundad1r.
c;:unku bu tl.ir bir mal1n cinsini belirtip niteliklerini belirtmedigi zaman, bu sahih bir
~ekilde zimmet borcu olu~turmaz.
Hasan b. Ziyad (rh.a.)'in Ebu Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore kad1n o mal1n
para olarak degerini kabul etmek zorunda degildir. c;:unku mal1n cinsi belirtilince
akit s1ras1nda belirlenen mehir gec;erli olunca, mutlak kolede ve herat kuma~1nda
oldugu gibi, o cinsten orta degerde bir mal belirlenmi~ sayil1r. Malin niteliginin
~er'an belirlenmesi, onun ac;1kc;a belirtilmesi gibidir. Bu yuzden kad1n maim degeri
olan paray1 kabul etmek zorunda degildir.
Kad1nla, degeri on dirhem etmeyen bir miktar ewa veya birkac; dirhem
Mehrin on
dirhemden vermek uzere evlenirse, Hanefllere gore, koca bunu on dirheme tamamlar.
az olmas1
$afil (rh.a.)'ye gore a kit s1ras1nda ne kararla~t1nlm1~sa o verilir. Onun prensibine
gore sat1m akdinde semen (bedel) olmaya elveri~li olan her ~ey, nikah akdinde de
mehir olmaya elveri~lidir.
Hanefllere gore mehrin en az1 on dirhem gumu~
84
veya gumu~ ag1rl1kll kan~1k
(mag~u~) parad1r.
gOmO~ yakla~1k
84
Peygamber (s.a.v.) diineminde 1O dirhem para iki koyun bedelidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 12s
85
Buhar1, Nikah 50; Ebo DavOd, Nikah 28; Tirmiz1, Nikah 23; lbn Mace, Nikah 17.
86
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/492; Darekutn1, SOnen, 111/246; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObrfi, Vll/241.
87
lbn EbO $eybe, Musannef, Vll/289; Beyhak1, es-SOnenO'/-kObrfi, Vll/238; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/516.
126 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ayette mutlak olarak anilan malin on dirhemle kay1tlanmas1, Kur'an nassina
ilave yapmakt1r.
Hanefllerin, mehrin alt sin1nn1 on dirhem olarak belirlerken dayand1klan
deli lier ~unlard1r: Cabir (r a) Neb! (s av )'nin ~oyle buyurdugunu nakletmi~tir:
~~ :r. j_;1 * 'Jj ' ~\l5\i1 ~ ~j ~ j). 'JJ ' ~l.:.)j"JI ~l ~~I CJ) '] ']\
p.lj:l
"Dikkat edint Kadmlan ancak ve/ileri ev!endirir; onlar ancak dengi olanlarla
ev!endirilir; on dirhemden az mehir olmaz. " 88
Yine Abdullah b. Omer (r a) de Rasulullah (s a v.)'dan ~oyle rivayet etmi~tir:
88
Darekutni, Siinen, 111/244; Taberani, el-Mu'cemii'l-evsat, 1/6; Beyhaki, es-Siinenii'/-kiibra, Vll/133;
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/192; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/505.
89
Abdurrezzak, Musannef, Vl/179; Tirmizi, Nikah 22; Darekutni, Siinen, 111/200; Beyhaki, es-Siinenii'/-
kiibra, Vlll/261; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/360.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 127
olu~mas1na neden olu~turur. Bu yeni hayat, mulk olmayan yerde meydana gelirse,
kendisine infak edecek ki~i olmad1g1 ic;:in zayi olur. Bu yuzden kadinin cinsel
yonunun onemi, insan hayatinin onemi gibi kabul edilir. lnsan hayat1nin bedeli
olan mal da nass'la belirlenmi~tir ki, bu diyettir. c;:unku Islam hukuku, zekat gibi
gerekli kild1g1 butL.in mallann verilmesi gereken miktanni ac;:1klam1~t1r. Bunun gibi
mehir de Islam hukukunun gerekli kild1g1 bir mal olup o da nass'larla belirlenmi~tir.
Nitekim Allahu Teala ~u sozuyle buna i~aret etmektedir:
durumunda, gerekli olan mehrin yans1ndan fazlas1 vacip olmad1g1na gore, mehir
belirlenmeden yaplian nikah akdinde de hukum boyledir.
Mehir belirlenmeden yap1lan nikah akdinde, bo~amadan once gerekli olan
emsal mehirdir. Bu yuzden bo~amadan sonra kad1na verilecek mut'a, emsal
mehrin yansindan fazla olamaz.
Emsal mehrin yans1 ile mut'anin degeri e~it ise, bu takdirde kad1na mut'a
verilir. (unku mut'a, Allah'1n Kitab1'nda belirlenmi~tir. Oyle olunca emsal mehir ile
mut'anin e~it olmas1 durumunda mut'a verilmesi tercih edilir.
Bir kimse bir kadmla, cariyesinin karnmdaki ~ocugu veya hayvanm
karnmdaki yavruyu mehir olarak vermek uzere evlense, bu mehir ge~erli
degildir.
(unku mehir belirlemenin ko~ulu, belirlenen mehrin mal niteligi ta~1mas1d1r.
[5/83]
Anne karn1ndaki yavru ise mutekavvim mal degildir. E~ler aras1nda yap1lacak
muhalea (kadinin verecegi mal kar~1l1g1 bo~anma) anla~mas1 bunun aksinedir.
Nitekim kad1n, cariyesinin karn1ndaki c;ocuga kar~li1k kocas1yla muhalea anla~mas1
yapsa, bu bedel gec;erlidir. (unku cariyenin karn1ndaki yavru annesinden ayrlimak
suretiyle bag1ms1z mal olmaya adayd1r. Muhalea i~leminde bedellerden birisinin,
yani bo~aman1n ileriki bir zamana dayand1nlmas1 mumkun oldugu gibi, mal olan
bedelin de ileriki bir tarihe ertelenmesi mumkundur. Buna gore muhalea bedeli
olarak anne karn1ndaki bir c;ocugun belirlenmesi durumunda, bu belirleme
c;ocugun anneden aynlmas1ndan sonraya dayand1nlm1~ demektir.
Evlilik akdinde ise bedellerden birisinin ileriki bir zamana dayand1nlmas1
mumkun degildir. Dolay1s1yla obur bedel de ileriki bir zamana dayand1rliamaz.
Belirlenen mehir de akit yaplid1g1 s1rada mal olmad1g1 ic;in kad1n emsal mehre hak
kazan1r.
Kadinla, hurma agacin1n o y1l verecegi meyveler veya topraginin o yil verecegi
urunler ya da kolesinin o yli kazanacag1 mallar mehir olmak uzere evlenirse,
hukum yine boyledir. (unku belirlenen mehir akit s1ras1nda mevcut degildir. Malin
hie; olmamas1, malda belirsizlik bulunmas1ndan daha etkilidir. Ote yandan mutlak
olarak kuma~. hayvan gibi cinsi belirsiz olan mallann mehir olarak belirlenmesi
gec;erli olmad1gina gore, mevcut olmayan bir ~eyin belirlenmesi oncelikle gec;erli
olmaz.
Kad1nla, belirli bir koleyi vermek uzere evlendikten sonra onun ozgur oldugu
anla~li1rsa, EbO Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh.a.)'e gore kad1n emsal mehir al1r.
EbO Yusuf'un birinci goru~u de bu dogrultudad1r.
EbO Yusuf'un diger goru~une gore ise mehir olarak belirlenen bu ki~inin, kole
oldugu varsay1larak degeri kad1na verilir.
130_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Ayn1 ~ekilde kad1nla, kesilmi~ bir koyun gbstererek, onu vermek uzere evlenir,
Sirke diye fakat daha sonra onun murdar oldugu anla~11irsa; ya da kadinla ~u sirke kupunu
mehir olarak
gosterilen
verecegim diye evlenir, sonradan onun ~arap oldugu anla~il1rsa, EbO Hanlfe
~eyin ~arap (rh.a.)'ye gore kad1n emsal mehre hak kazan1r. EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed
~1kmas1
(rh a.)'e gore kad1na, orta kalitede sirke ile dolu bu kupe denk bir kup verilir.
Bu konuda EbO Yusuf (rh.a.) ~byle demektedir: Kaea akit s1rasinda, kble,
usulune uygun kesilmi~ hayvan ve sirke gibi bir anm1~t1r. Bu belirleme gei:;erlidir.
Fakat sonradan ortaya i:;1kan durumdan btUru akit s1ras1nda anilan ~eyin teslimi
imkans1z duruma gelmi~tir. Bu durumda konu~ulan mehir k1yemi mallardan ise
onun degerini, misli mallardan ise mislini vermek gerekli olmu~tur. Nitekim
konu~ulan mehir kocan1n elinde zayi olup teslimi imkans1z duruma gelseydi hukum
yine bbyle olacakt1.
Aynca konu~ulan kolenin bzgur oldugu ortaya i:;1k1nca, bu ki~i kendisinde hak
sahibi olmu~tur Bu ki~inin kendisinde hak sahibi olmas1 ba~ka bir ki~inin onda hak
sahibi olmas1 gibi kabul edilir.
Bir ki~i bir kad1nla, bir kble vermek uzere evlenir ve bu kble de ba~kas1nin
oldugu ortaya i:;1karsa kadina kolenin degeri verilir. l~te mehir tutulan ~ahs1n bzgur
oldugunun anla~1lmas1 da boyledir.
EbO Hantfe (rh.a.) ile Muhammed (rh a.) ise ~byle derler: Genel kurala gore bir
~eye ayn1 anda hem i~aret edilip, hem de ad1 sbylenirse bak11ir; ~ayet i~aret edilen
~ey, ad1 sblenenin cinsinden ise akit i~aretle gbsterilende geri:;ekle~ir. Buna kar~il1k
i~aretle gbsterilen, ad1 an1lan1n cinsinden degilse, akit ad1 sbylenen uzerinde
geri:;ekle~ir. Nitekim yakut diye satin al1nan bir yuzuk ta~1n1n kristal i:;1kmas1
durumunda bu al1~ veri~ bat1l olur. (:unku i~aretle gbsterilen, ad1 anilan1n cinsinden
degildir.
Burada da akit, konu~ulan mal uzerinde geri:;ekle~ir. Ancak konu~ulan mal
mevcut degildir. Mevcut olmayan ~eyin sat1~1 ise bat1ld1r.
Fakat k1rm1z1 yakut diye satin al1nan bir yuzuk ta~1n1n sari yakut i:;1kmas1
durumunda bu al1~ veri~ gei:;erlidir. (:unku i~aretle gbsterilen mal konu~ulan mal1n
cinsinden olup, akit i~aretle gbsterilen mal uzerinde geri:;ekle~ir. (:unku sat1m
akdine konu edilen mal1 i~aretle gbstererek belirlemek, onun ad1n1 sbyleyerek
belirtmekten daha etkilidir. (:unku i~aretle belirlemek, maldaki ortakl1g1 her ai:;1dan
kald1m.
Bunu bgrenince ~byle diyebiliriz: Ozgur insan ile kble, ayni cinstendir. (:unku
insan tUru, ilke olarak ozgurdur. Kblelik durumu sonradan meydana gelmi~tir.
[S/84]
Kbleyi bzgurlugune kavu~turmak da bu gei:;ici kblelik durumunu ortadan
kald1rmakt1r. Bu tasarruf onun cinsini degi~tirmez. (:unku mallar aras1ndaki cins
farklil1g1, bunlann ya as1llann1n, ya ~ekillerinin ya da kullan1l1~ amai:;lannin farkl1
olmas1yla geri:;ekle~ir. Oysa bzgur insan ile kale arasinda bunlarin hii:;biri yoktur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l31
l~aret edilenle, ad1 soylenen ~eyin cinsi ayni olursa, akit, i~aretle gosterilen
uzerinde ger<;ekle~ir. Burada bu konu~ulan kale degil, i~aretle gosterilen ozgur
ki~idir. l~aretle gosterilen mal olmad1g1 ic;in, onun mehir olarak belirlenmesi gec;erli
olmaz.
Fakat bir ba~kas1nin kolesini i~aret etmek bundan farkl1d1r. c;:unku o, teslimine
gucu yetmese de, mutekavvim bir mald1r. Usulune uygun olarak kesilen koyun ile
murdar koyunun durumu da bu ~ekildedir. c;:unku bunlann da cinsi ayni olup, akit
i~aretle gosterilen uzerinde gec;erli olmaktad1r.
Muhammed (rh.a) ~a rap ve sirke konusunda ~oyle der: Bunlar iki farkl1 cins
olu~turur. c;:unku bunlann kullanil1~ amac;lan farkl1d1r. Aynca sirkenin daha sonra
~araba dbnu~mesi kesin degildir. Buna gore ~arap haram bir maddenin, sirke ise
helal bir yiyecegin ad1d1r. Bunlar iki ayn cinstir. Bu yuzden akit, akit s1ras1nda
konu~ulan malda gec;erli olur. Akit s1ras1nda da sirke konu~uldugu ic;in kadin bu
kupun mislini al1r.
EbO Hanlfe (rh.a.J'ye gore ise sirke ile ~arap ayn1 cinstendir. c;:unku bunlann
hem aslllan, hem de ~ekilleri aynid1r. Bunlan sirke ve ~arap yapan nitelikler, insanin
kuc;ukluk ve buyukluk c;ag1 gibi sonradan meydana gelmi~ olup bu nitelikler cinsin
degi~mesi sonucunu dogurmaz. Nitekim ~1ran1n tad1, c;ocuktaki tat gibidir.
$araptaki sertlik de gen<; insanda bulunan hiddet ve kuvvet gibidir. Sirkedeki
ek~ilik ise ya~lil1k durumu gibidir. Ya~ad1g1 donemlerin geregi olarak insan1n
durumunda meydana gelen degi~iklikler ile onun cinsi nasll degi~miyorsa,
durumundaki degi~ikliklerle ~1ranin cinsi de degi~mez ..
Bu ~ekilde cins ayn1 olunca akit, i~aretle gosterilen uzerinde gec;erli olur.
l~aretle gosterilen de mal olmad1g1 ic;in kad1n emsal mehre hak kazanir.
Bir kimse bir kadmla, mehir olarak bir cariye vermek i.izere evlenir,
cariye de onun yanmda bir c,;ocuk dogurur, sonra bu c,;ocuk oli.irse kocanm
bu c,;ocugu odeme sorumlulugu yoktur.
c;:unku koca, bu c;ocuga bir ~ey yapmam1~t1r. Bu c;ocugun durumu, gasbedilen
cariyenin c;ocugunun durumundan daha ustUn degildir. E~ler aras1nda cinsel
birle~me olmu~sa bu cariye kad1nin olur. Dogum nedeniyle cariyede meydana
gelen kusur az ise kad1n1n sec;me hakk1 olmaz. Nitekim kocanin elindeyken bu
cariyede dogumun yol ac;t1g1 kusur d1~1nda basit bir kusur meydana gelseydi
kadin1n yine muhayyerlik hakk1 olmayacakt1.
Fakat dogum nedeniyle cariyede a~1n bir kusur meydana gelirse kadin1n
sec;me hakk1 vard1r. lsterse bu cariyeyi al1r; ama cariyede meydana gelen kusuru
kocaya odettiremez. isterse de cariyenin evlendigi gunku degerini al1r. c;:unku
dogum nedeniyle meydana gelen kusur, semavi kusur gibidir. Dogan c;ocuk bu
kusuru telafi edecekti. c;:ocuk olunce, telafi edecek bir ~ey kalmad1g1 ic;in kusur
l32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
o_j l4., ~ •• ti
--- ~ d" J'
"Rehin, teminat a!tma a/d1g1 bor<;; kar:ji/1gmdad1r',go buyurmu~tur. Bu yuzden
rehnin zayi olmas1 durumunda kad1n, ger<;ekten teslim alm1~ gibi mehrini tahsil
etmi~ say1l1r.
Koca. cinsel ili~kiden once kad1n1 bo~arsa, kad1n mehrini ger<;ekten tahsil
ettiginde nasll yans1n1 kocaya geri verecek idi ise, bu durumda da mehrin yans1n1
kocaya oder. Ancak rehin bo~amadan sonra zayi olursa. kad1nin odeme borcu
olmaz. (unku cinsel ili~kiden once bo$ama oldugunda mehrin yans1, kocan1n
odemesi gereken bir bedel olmaks1z1n d0$er. Nitekim, kad1n1n ibra etmesiyle mehir
borcunun tamam1 d0$seydi, bu takdirde rehin tamamen odemeye tabi olmaktan
<;1kacakt1. Mehir borcunun yans1 du~tUgu zaman da hukum boyledir. Rehin
durdugu surece, tazminat yukumlulugu devam eder. Rehnin zayi olmas1yla bu
90
lbn Ebo $eybe, Musannef, IV/525; Darekutn1, Sunen, 111/32; Beyhak1, es-SOnenO'l-kubri'i, Vl/40;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/384.
Nikab Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 133
kalan k1s1m da tahsil edilmi~ say1lacakt1r. Bu yuzden kad1nin, kocaya bir ~ey
odemesi gerekmez.
Bir onceki durum bundan farkl1d1r. c;:unku rehin cinsel ili~kiden sonra zayi
oldugunda, mehrin tamam1 vacip olur ve kad1n onun tamam1n1 tahsil etmi~ say1l1r.
Bu yuzden cinsel birle~meden once bo~anan kad1nin mehrin yans1n1 geri vermesi
gerekir.
Evlenme akdi yap1hrken mehir belirlenmemi~ ve kadm emsal mehir
kar~1hgmda bir rehin alm1~sa, bu rehin ge<;;erlidir.
c;:unku emsal mehir, odenmesi gereken bir bori;; olmas1 bak1m1ndan belirlenen
mehir gibidir. Kad1n1n elinde rehin zayi olursa ve onun degeri emsal mehri
kar~liayacak durumda ise, kad1n mehrini alm1~ sayli1r. Cinsel birle~meden once
bo~ama olursa, mehrin mut'a miktanni a~an k1smin1 kad1nin geri odemesi gerekir.
c;:unku (cinsel birle~meden once bo~ama olmas1 durumunda gerekli olan) mut'a,
hukum bak1m1ndan akit s1rasinda belirlenen mehrin yans1 gibidir. Bu yuzden
mehrin mut'a miktann1 a~an k1smin1 kadin1n geri odemesi gerekir.
Kadin1, cinsel birle~meden once bo~arsa ve rehin de kad1nin elinde ise bu
takdirde Eba Yusuf (rh a )'un son goru~une gore kad1nin ml.it' a kar~1ilg1nda rehni
al1koyma hakk1 yoktur. Bu k1yas1n geregidir. Onun istihsana dayanan birinci
goru~une gore ise kad1n1n ml.it' a kar~1l1ginda rehni al1koyma hakk1 vard1r.
Muhammed (rh a.) de bu goru~tedir. Bu hukmun iki gereki;;esi vard1r:
Birincisi: Mut'a emsal mehrin bir pari;;as1 hukmundedir. Nitekim mehir
belirlenerek akdedilen evlenme akdinde, bo~amadan sonra gerekli olan ~ey
(konu~ulan mehrin yans1), konu~ulan mehrin bir pari;;as1d1r. Mehir belirlenmeden
akdedilen evlenme akdinde de durum boyledir. c;:unku bo~ama hak du~urucu bir
tasarruf olup hak dogurmaya elveri~li degildir. Buna gore kalan bori;; (mut'a),
bo~amadan once gerekli olan mehrin (emsal mehir) bir k1sm1d1r. Bori;; kar~1l1g1ndaki
rehin de borcun her bir pari;;as1 kar~1l1g1nda al1konulmu~ olur.
lkincisi: Mut'a emsal mehrin yerinedir. c;:unku mut'a, emsal mehrin du~mesi
durumunda, emsal mehri gerekli k1lan ayni nedenle, yani evlenme akdi ile gerekli
olur. l~te as1I mehirle, onun yerine gei;;en emsal mehirin s1nin budur. Sonra bir ~ey
kar~li1g1nda al1nan rehin, t1pk1 gasbedilen malin degerine kar~1l1k alinan rehin gibi
onun yerine gei;;enin de kar~1l1ginda al1konulmu~tur.
Eba Yusuf'un sonra ki goru~unun gereki;;esi de ~udur: Mut'a emsal mehirden
ayn yeni bir bori;;tur. Bir bori;; kar~li1g1nda al1konulan rehin ba~ka bir borca kar~li1k
rehin olmaz. Mut'an1n emsal mehirden farkl1 olu~unun delili ~udur: Mut'a elbise
oldugu halde, emsal mehrin nakit cinsindendir. Diger yandan emsal mehir kadin1n [5/86]
cinsel yonunun degeri iken, mut'a kad1n ii;;in bir hat1ra niteligindedir. Bunlar hii;;bir
zaman bir araya gelemezler. c;:unku emsal mehir evlilik akdi surerken, mut'a ise
evlilik akdi ortadan kalkt1ktan sonra gerekli olur.
t34 _____________________________ Kitiibu'l-Mebsfit
Bunun delili, emsal mehre kefil olan ki~inin, mut'aya kefil olmamas1d1r. Bu
~ekilde emsal mehir ile mut'anin iki ayri bore; oldugu sabit olunca, bunlardan birisi
kar~il1g1nda al1nan rehin, oburunun kar~1l1g1nda al1konulamaz.
Kad1n rehnin geri alinmas1na engel olmadan once rehin zayi olursa, onu
odemesi gerekmez. Eba Yusuf'un birinci goru~une gore bu durumda kad1n
mut'ay1 alm1~ sayil1r. Onun sonraki goru~une gore ise mut'ay1 alm1~ sayilmaz.
Dolay1s1yla kocadan mut'ay1 isteme hakk1na sahiptir.
Arna kadin, koca rehni geri istedikten sonra vermez ve sonra rehin zayi
olursa, Eba Yusuf'un birinci goru~une gore kad1n1n onu odemesi gerekmez.
c;:unku rehni kendisinin bir hakk1 ic;in al1koymu~tur. Onun sonraki goru~une gore
ise rehin al1nan mal1n degerini oder. c;:unku onu haks1z yere al1koymu~tur. Bu
yuzden onu gasbetmi~ sayil1r ve odemekle yukumlu olur.
Bir kimse, bir kadinla mehir konu~madan evlenir, akitten sonra ona
mehir olarak bir ev vermeyi kararla~tmrsa bu evde ~uf'a hakk1 cereyan
etmez.
c;:unku evlilik akdi yapild1ktan sonra mehir kararla~t1rmak kad1na emsal mehir
takdir etmek demektir. Emsal mehir de kadinin cinsel yonunun bedeli olup onda
~uf'a hakk1 olmaz. Bu yuzden koca kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, kadin
evi kocaya geri verir ondan mut'a al1r.
Kaea evlenme akdinde bir mehir kararla~t1nr, sonra evini bu mehir kar~1l1g1nda
kad1na satarsa bu durumda evde ~uf'a hakk1 olur. c;:onku kad1n bu evi mehir
kar~1l1ginda satin alm1~t1r. Kad1n, cinsel birle~meden once bo~ansa bile bu ev
kadinin olur. c;:unku sat1m akdi, bo~anma ile gec;ersiz olmaz. Fakat bu durumda
kadin1n akit s1ras1nda konu~ulan mehrin yaris1n1 kocaya geri odemesi gerekir.
c;:onku kad1n sat1m akdi ile mehrini alm1~ sayil1r.
Bir kimse, bir kadinla, ~u evi satin ahp sana mehir olarak verecegim
diye evlense veya ~u eve kar~1hk seninle evleniyorum. Onu satin ahp sana
verecegim derse, kadinin o evi almak hakk1d1r.
c;:onku koca evlenme akdini yaparken bu evi kad1na vermeyi ko~ul k1lm1~t1r.
Akitteki ko~ullarin yerine getirilmesi vaciptir. Kaea soz konusu evi satin al1p kadina
vermeye guc; yetiremezse, evin degerini odemesi gerekir.
Bu durumda koca kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, evin degerinin
yaris1 kad1n1nd1r. c;:unku evlilik akdinde belirlenen mehir, her ne kadar koca akit
s1rasinda teslime guc; yetirememi~ ise de, mal oldugu ic;in gec;erlidir. c;:unku mehrin
teslimine guc; yetirmek, mehir belirlemenin gec;erlilik ko~ulu degildir. c;:unku mehre
kar~1l1k gelen ~eyin (kad1n1n) teslimine guc; yetirmek akdin gec;erlilik ko~ulu degildir.
Burada akdin gec;erlilik ko~ulu, onunla evlenmenin helal olmas1d1r. Mehrin gec;erli
alma ko~ulu da, onun mal olmas1d1r. Bu ~ekilde belirlenen mehirde de bu ko~ul
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 135
vard1r. Bu yuzden koca, belirlenen mehrin teslimine gu~ yetiremeyince onun
degerini oder.
Bu konu kitabe anla~mas1ndan farkl1d1r. $6yle ki, bir ki~i kolesiyle, ba~kas1na
ait bir kale bedel olmak Ozere kitabe anla~mas1, belirli bir mal (ayn) kar~1l1g1nda
kitabet anla~mas1n1 caiz goren rivayete gore bu anla~ma caiz degildir. c;:unku
kitabet anla~mas1, feshi kabil olmas1 a~1s1ndan sat1m akdine benzer. Bu yuzden
bedel belirlenmedik~e ge~erli olmaz. Buna gore sat1m akdinde bedelin teslimine
gu~ yetirilemediginde a kit nasil ge~erli degilse, kitabet anla~mas1nda da boyledir.
Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bir ev vermek i.izere evlenir de evin
yarismm ba~ka bir ki~iye ait oldugu anla~1hrsa kadm, evin geri kalan
k1smmda muhayyerdir.
c;:unku par~alan bir butOn olu~turan mulklerin bolunmesi a~1n kusur say1l1r.
Nitekim genelde bir evin tamaminin satin al1nd1g1 bedelin yans1 ile o evin yans1
satin al1namaz. Daha once a~1klad1g1m1z gibi mal1n degerini, fiyat taktircilerinin
bi~tigi deger ~er~evesine giremeyecek kadar du~Oren kusur, a~in kusur say1l1r. Bu
durumda kad1n ya evin geri kalanin1 kusur nedeniyle geri verip evin tamam1nin
degerini ister; ya da evi elinde tutup kocadan evin degerinin yans1n1 ister. [S/B 7 ]
Bu durumda koca, kadin1 cinsel birle~meden once bo~arsa, evin yans1
kad1n1nd1r. c;:unku bo~and1ktan sonra kad1n1n hakk1 evin yansindad1r. Evin yans1 da
kendisine verilmi~tir. Bu yuzden kocadan ba~ka bir ~ey isteyemez.
Bir kimse, bir kadmla belirli bir mehir vermek i.izere evlenir, daha Tes pit
sonra mehri artmrsa, cinsel birle~me olur veya koca oli.irse bu art1~ edilen
mehrin
ge~erlidir. artmlmas1
Zufer (rh a) bu konuda aksi gbru~tedir. Bu gbru~ aynl1g1 esas itibariyle, sat1m
akdinde akit yapild1ktan sonra bedele (semene) ilave yap1l1p yap1lamayacag1
meselesine dayanmaktad1r
Mehirde yap1lan art1~in caiz olduguna ili?kin delilimiz, Allahu Teala'n1n ~u
ayetidir:
" ... Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim ic;in) kar;1/1kli anla;t1g1mzda
size bir gunah yoktur." (en-Nisa, 4/24)
Gizlide ayn Bir kimse, bir kadmla belli bir mehir uzerinde gizlice anla~arak evlenir,
aleni ayn
d1~anya kar~1 kadma daha yuksek miktarda mehir verecegini a~1klarsa,
mehir
belirlenmesi d1~anya kar~1 a~1klanan mehir ge~erli olur.
Bu konuda iki durum sbz konusudur: Kan-koca, belli bir mehir uzerinde
gizlice anla~1p, sonra ac;1ktan (aleni olarak) daha fazla bir mehirle evlilik akdi
yaparlarsa, ac;1ktan (aleni olarak) sbyledikleri mehir gec;erli olur. c;:unku baglay1c1
olan gizlice yapt1klan anla~mad1r. Ac;1ktan yapt1klan akit de kad1n1n mehrini
artt1rma olarak kabul edilir. Fakat koca, kad1na veya onu evlendiren velisine kar~1.
gerc;ek mehrin gizlice anla~t1klan mehir oldugu, ac;1ktan sbylenen mehrin ise
gbstermelik oldugu yolunda tan1k getirirse, gizlice anla~t1klan mehir gec;erli olur.
c;:unku tan1klar, ac;1ktan sbylenen mehirdeki fazlal1g1n, kan-koca taraf1ndan ~aka
kast1yla sbylendigini ortaya koymu~ olmaktad1r. Akitte konu~ulan mehrin bir
k1sm1n1n ~aka olarak sbylenmesi de lbn EbO Leyla (rh.a) d1~1ndaki fakihlere gore
mehrin gerekliligine engeldir.
ibn EbO Leyla ise bu konuda ~byle der: ~aka (latife beyan1), evlenen kad1n
ac;1sindan evlenme akdinin kurulmas1na nas1I engel olu~turmuyorsa, mehir
ac;1s1ndan da bir engel olu~turmaz. Bu yuzden ac;1ktan sbylenen mehir gec;erli kabul
edilir.
E~ler bin dirhem mehir uzerinde gizlice anla~1r, fakat daha sonra evlilik
akdinin gbstermelik olarak iki bin dirhem mehirle yenilendigine ili~kin tan1k
getirirlerse, birinci mehir gec;erli olur. c;:unku birinciden sonra yap1lan ikinci
evlenme akdi hukumsuzdur. Tan1k getirilince de taraflann gbstermelik olarak
kararla~t1rd1klan mehrin ~aka kast1yla sbylendigi anla~llm1~ olmaktad1r.
E~ler, evlilik akdinin gbstermelik olarak iki bin dirhem mehirle yenilendigine
ili~kin tan1k getiremezlerse, muellif'in e/-Kitab'da (el-MebsOt'ta) belirttigine gore
gec;erli olan ac;1kc;a sbylenen mehirdir. Bu, kocanin kad1na verecegi mehri
artt1rd1g1na yorumlanir.
Alimler dediler ki; bu gbru~ EbO Hanlfe (rh.a.)'ye aittir. EbO Yusuf (rh.a.) ile
Muhammed (rh a )'e gore birinci mehir gec;erlidir. c;:unku ikinci evlilik akdi
hukumsuzdur. Bu yuzden ikinci akitte konu~ulan ilavenin de hukumsuz olmas1
gerekir. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise hukumsuz de olsa as1I olan ikinci akittir.
Dolay1s1yla ikinci akitte kararla~t1nlan ilave de gec;erlidir.
Bu mesele, bir kimsenin kendisinden ya~c;a daha buyuk olan kolesi ic;in; "bu
benim oglumdur" demesine benzer. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore bu
sbzun ac;1k anlam1 gec;ersiz oldugu ic;in sbz konusu kale bu sozle bzgur olmaz. EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise bu sbz her ne kadar kolenin nesebinin sabit olmas1
ac;1s1ndan hukumsuz ise de onun bzgurlugune kavu~mas1 ac;1s1ndan gec;erlidir.
Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bin dirhem vermek ve kadmdan bir
kole geri almak uzere evlense bu akit ge~erlidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137
c.;:unku kadin bin dirhem kar~il1g1nda kocaya iki ~ey vermektedir: Cinsel
ybnunden yararlanma hakk1 ve bir kale. Bu durumda sbz konusu bin dirhem
kblenin degeri ile kad1n1n emsal mehri arasinda payla~t1ril1r. Kbleye du~en k1s1m
sat1m akdi olur. Bu yuzden teslimden once kblenin blmesi veya kocanin onda bir
kusur gbrup geri vermesi durumunda bu k1s1m gec;ersiz olur. Bin dirhemden emsal
mehre du~en k1s1m ise kad1nin mehri olarak kabul edilir. Bu yuzden cinsel ili~kiden
once kadin1 bo~amas1 durumunda kad1n bu k1sm1n yans1na hak kazanir .
Bir kimse, bir kadmla, degeri bin dirhem olan kole olan babasm1 mehir
olarak vermek i.izere evlense ve kadmm da ona degeri iki bin dirhem olan
bir cariye geri vermesini ko~ul koysa, bu akit caizdir. Kadm, ister teslim [S/88]
alsm ister almasm babas1 ozgi.ir olur.
c.;:unku baban1n degeri emsal mehir ile cariyenin degeri aras1nda payla~tml1r.
Cariyeye du~en k1s1m satin al1nm1~ say1l1r. Emsal mehre du~en k1s1m ise kad1n1n
mehri kabul edilir. Her iki neden de dogrudan mulkiyet hakk1 dogurur. Bu yuzden
kad1n babasina malik olunca, babas1 onun hesabina bzgur olur.
Bu durumda koca kad1n1 cinsel ili~kiden once bo~arsa, babas1n1n degerinden
emsal mehre du~en k1sm1n yans1n1 kad1n1n geri vermesi gerekir. c.;:unku babas1
bzgur olunca, kadin onu teslim alm1~ sayil1r. Bo~anma durumunda ondan mehre
du~en pay yanya bblunur. Baba art1k ozgur oldugu ic;in onu geri vermesi mumkun
degildir. Bu yuzden onun degerinin yans1n1 geri verir.
Bir kimse, bir kadmla bin dirhem mehirle evlense ve kadmm ona bin
dirhem geri vermesini ko~ul koysa, mehir hie;; konu~ulmam1~ say1hr ve
kadm emsal mehir ahr.
c.;:unku mehir olarak belirlenen bin dirhem, kad1n1n vermesi ko~ul koyulan bin
dirhem kar~il1g1ndad1r. c.;:unku faize konu olan mallar, kendi cinsleri ile kar~1 kar~1ya
geldiginde misli misline birbirine kar~li1k sayil1r. c.;:unku mallar birbiriyle deger
olarak mahsup edilir. Teslime guc; yetirilmesi durumunda iki malin ekonomik
degerleri birbirinden farkl1 olmaz. Bu yuzden mehir olan bin dirhem kadinin
verecegi bin dirhem kar~1l1g1nda anild1g1nda mehir hie; konu~ulmam1~ gibi olur.
Dolay1s1yla kad1n emsal mehir al1r.
Kadmla, yi.iz dinar geri vermesi ko~uluyla bin dirhem mehirle
evlenirse bu caizdir. Bu durumda bin dirhem, yi.iz dinar ile kadmm emsal
mehrine payla~tmhr.
Dinarlara du~en k1s1m sarf akdi olur. Bu k1s1mdaki paralann akit meclisinde
kar~il1kl1
olarak teslimi gerekir. Emsal mehre du~en k1s1m ise mehirdir. Bu yuzden
kad1n bin dirhemi teslim ahr ve cinsel ili~kiden once bo~anirsa, mehre du~en k1smin
yans1n1 geri verir. C.::unku burada birbirine kar~il1k gelen ~eylerin cinsi farkl1d1r.
Cinsler farkl1 oldugunda mallar degerleri dikkate al1narak degi~tirilir. c.;:unku bu
138 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
durumda mal1n kalitesinin degeri olur. Dinarlar da kar~il1k olma bak1m1ndan diger
ta~1n1r mallar gibidir.
Kar~il1kl1 teslim gerc;ekle~meden e~ler birbirinden aynl1rsa, bin dirhemden
dinarlara du~en k1s1m gec;ersiz olur. <:;:unku sarf akdinde taraflar kar~il1kl1 teslimden
once aynlm1~lard1r
Yukanda ac;1klanan durumlann hepsinde bin dirhemden emsal mehre du~en
pay on dirhemden az ise koca, on dirhem mehirle evlenmi~ gibi bunu on dirheme
tamamlar.
Bir kimse, bir kad1nla bin dirhem mehirle evlenir, evlenme akdinde kocan1n
filan han1m1n1 bo~amas1 ve kad1n1n ona bir kale vermesi ko~ul koyulursa ~oyle
hukum veririz: Bu meselede kad1n, cinsel yonunden yararlanma hakk1 ve bir kole
olmak uzere iki ~ey vermektedir. Buna kar~il1k koca da bin dirhem vermekte ve
aynca kadinin kumas1n1 bo~amas1n1 ko~ul koymu~tur. Bu durumda bin dirhem,
kad1n1n emsal mehri ile kolenin degerine payla~t1ril1r. Bunlar e~it degerde ise bin
dirhemin yans1 kolenin bedeli, obur yans1 da kadin1n mehri olur. Bu yuzden kadin1
cinsel birle~meden once bo~arsa, kad1n emsal mehre du~en k1sm1n yans1na hak
kazanir. Cinsel birle~me olmu~sa bakil1r: Kadinin emsal mehri be~ yuz dirhem veya
daha az ise kad1n yaln1z bunu al1r. Arna emsal mehri be~ yuz dirhemden fazla ise
bu takdirde; ~ayet koca kad1n1n kumas1n1 bo~amak suretiyle akitte kabul ettigi
ko~ulu yerine getirmi~se kad1n sadece be~ yuz dirheme hak kazan1r. Aksine koca
kadin1n kumas1n1 bo~amakten kac;1n1rsa, bu konuda zorlanmaz. c;:unku bu bir
bo~ama ko~uludur ve bo~ama tasarrufunda bulunmak bir zimmet borcu olarak
sabit olmaz. Bu yuzden bo~ama ko~ulu kocaya bir yukumluluk yuklemez. Fakat
kadin tam olarak emsal mehrine hak kazan1r. c;:unku kumas1n1n bo~anmasinda
kad1n1n menfaati vard1r ve o, emsal mehrinden daha az bir mehire ancak bu
menfaati elde etme ko~uluyla raz1 olmu~tur. Bu menfaati elde edemeyince de tam
olarak emsal mehre hak kazan1r.
[5/89] Bir kimse kadmla, mehir olarak bin dirhem vermek ve filan hammmm
Evlenme bo~ olmas1 (talak1) uzere evlense, kadmm da ona bir kale vermesi ko~ul
s1rasmda eski koyulmu~ olsa, bo~ama bizzat evlenme akdi ile meydana gelir.
karismm bo~
olmasmm Bu mesele bir onceki meseleden farkl1d1r. c;:unku bir onceki meselede
ko~ul
koyulmas1 han1m1n1 bo~amas1 ko~ul kilinm1~t1r. Koca bo~amad1g1 surece bo~ama olmaz. Bu
meselede ise bo~ama, evlenme akdinde bedel kil1nm1~t1r. Bedel de bizzat akitle
sabit olur. Onun ic;in bu meselede bo~ama meydana gelir. Burada koca, bin
dirhem ve bo~ama olmak uzere iki ~ey vermektedir. Kad1n da cinsel yonunden
yararlanma hakk1 ve kole olmak uzere iki ~ey vermektedir. Kocan1n verdigi ~eyler
ile kad1n1n verdigi ~eyler kar~1 kar~1ya getirildiginde bunlann her biri kar~1 bedellerin
her biri ile denkle~ir. ~ayet emsal mehir ile kolenin degeri e~itse, bin dirhemin yans1
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 139
ile bo~arnanin yans1, kale kar~1l1ginda bedel olur. Bin dirhernin yans1 ile bo~arnanin
yans1 ise kadinin rnehri olur.
Bu kirnse, kad1n1 cinsel birle~rneden once bo~arsa, kadina iki yuz elli dirhern
verilir. Kad1n1n akit yapil1rken bo~anan kurnas1 da bain (donu~suz) bo~arna ile
bo~anrn1~ olur. c;:unku bu bo~arna ktilenin yans1 ile kadinin cinsel ytinunden
yararlanrna hakkin1n yar1s1 kar~1l1g1nda rneydana gelrni~tir. Dolay1s1yla bo~arna,
bo~anan kad1n1n tidernesi ko~ul koyulrnasa da, bir bedel kar~1l1g1nda geri:;ekle~tigi
ii:;in bain olur. Burada ktilenin yans1 ile kadin1n cinsel yonunden yararlanrna
hakkin1n yans1ni bo~arnanin kar~il1g1 olarak kabul ettik. c;:unku belirsiz (rnei:;hul) bir
~ey, belirli (rnalurn) bir ~eye katild1g1nda, bunlar degerleri dikkate al1narak degil,
bizzat kendileri dikkate al1narak denkle~tirilir
Teslirnden once ktilede ba~kas1nin hak sahibi oldugu ortaya i:;1kar ya da kale
olurse, soyledigirniz gereki:;eden titUru, koca ktilenin pay1 olan be~ yuz dirherni
kad1ndan geri alir. Kolenin degeri de ayn1 ~ekilde yanya btilunur. c;:unku kolenin
yans1 bo~arnan1n yansina kar~1l1kt1r. Teslirnden once bo~arnan1n bedeli olan ktilede
ba~kas1n1n hakk1 oldugunun ortaya i:;1krnas1 ya da ktilenin tilrnesi dururnunda,
ktilenin teslirnini bori:;lanan ki~i. onun degerini tidernesi gerekir. Bu yuzden koca,
ktilenin yans1nin degerini geri al1r.
Kadmla, filanca hammm1 bo~amak ve bin dirhem mehir vermek
ko~uluylaevlenir ve koca soz konusu hammm1 bo~amay1 reddederse bize
gore kadm tam olarak emsal mehre hak kazm1r.
c;:unku kad1n, kurnas1nin bo~anrnas1 ile elde edecegi rnenfaati gtiz tinunde
tutarak bin dirherne raz1 olrnu~tur. Bu rnenfaat saglanarnay1nca kad1n ernsal rnehre
hak kazan1r. Nitekirn kad1nla, bin dirhern ve bir rniktar da ilave verrnek veya ona
bir hediye takdirn etrnek uzere evlenseydi hukurn yine boyle olacakt1.
Zufer (rh a )'e gore ise, kad1na bin dirhernle birlikte bir hediye veya bir rniktar
ilave para gibi rnal niteligi ta~1yan bir ~ey verrneyi taahhut ederse, rneselenin
hukrnu yukandaki gibi olur. (Yani kad1n ernsal rnehre hak kazan1r.) Arna kadina
kurnasin1 bo~arnak gibi rnal niteligi ta~1rnayan bir ~eyi taahhut ederse, kadin yaln1z
bin dirherne hak kazan1r. c;:unku rnal niteligi ta~1yan bir ~ey telef edildiginde veya
akit s1ras1nda taahhut edildigi halde yerine getirilrnediginde onun degeri takdir
edilip verilebilir. Arna bo~arna vb. gibi rnal niteligi ta~1rnayan bir ~ey telef
edildiginde veya akit s1ras1nda taahhut edildigi halde yerine getirilrnediginde, onun
degerini takdir edip verrnek rnurnkun degildir.
Biz de ~tiyle diyoruz: Biz, ernsal rnehirdeki fazlal1g1, akit s1ras1nda taahhut
edilen ~eyin degerini, takdir edilebilirligini dikkate alarak degil, taahhut edilen
rnenfaati elde etrnediki:;e kadinin bin dirherne nzas1 olrnad1g1 ii:;in gerekli kil1yoruz.
Miisliiman Mi.isli.iman bir kimse, Mi.isli.iman bir kadmla, mehir olarak ~arap veya
erkek ve
domuz vermek i.izere evlenirse, biz Hanefilere gore kadm emsal mehre hak
kadm1n ~arap
veya domuzu kazarnr. Malik (rh.a.)'e gore ise bu evlilik fasittir.
mehir tutarak
evlenmeleri c;:unku akit s1ras1nda ~arap ve domuzun mehir olarak belirlenmesi, diger bir
bedelin gerekli olmasin1 engeller. Musluman bir kimseye akitle ~arap borcu
dogmas1 da, t1pk1 bir kolenin ~arap kar~1l1ginda satllmas1 gibi hukumsuzdur.
Biz Hanefller bu konuda ~oyle diyoruz: E~ler akit s1ras1nda mehir olarak
~arabin kabul edilmesini ko~ul koymu~lard1r. Bu da fasit bir ko~uldur. Fakat evlilik
akdi fasit ko~ullarla hukumsuz duruma gelmez. Mehir belirlemenin gec,;erlilik
ko~ulu, belirlenen mehrin mal niteligi ta~1mas1d1r. Bu ko~ul olmayinca belirlenen
mehir, sanki kad1na hie,; bedel konu~ulmam1~ gibi hukumsuz olur. Bu yuzden kad1n
emsal mehre hak kazan1r.
$arap kar~1l1g1nda bir kolenin satilmas1 konusunda da ayn1 ~eyi soyluyoruz.
Yani bu durumda kolenin bedeli hie,; konu~ulmam1~ kabul edilir. Bedel
konu~ulmad1g1nda da sat1m akdi fasit olur.
151901 Bir kimse, bir kadmla bin dirhem ve belli miktarda ~arap vermek i.izere
evlense, kadma bin dirhemden ba~ka bir ~ey verilmez.
c;:unku, yukanda belirttigimiz gibi mehir olarak ~arap vermeyi kararla~t1rmak,
hie,; mehir kararla~t1rmamak gibidir. Ancak lbn Sema'a (rh.a.) Muhammed (rh a.)' den
naklen ~oyle soylemektedir: Bir kimse, bir kadinla belirli bir kup ~arap mehir olmak
uzere evlenir, kupun degeri de on dirhem ederse, kad1n ~araba degil, bu kupe hak
kazan1r. c;:onku tek ba~1na kup mutekavvim mald1r. Bu durumda, akit s1ras1nda
mehir olarak on dirhemle birlikte bir miktar ~a rap belirlenmi~ olur.
Ba~ka bir rivayete gore de, kad1n emsal mehre hak kazan1r. c;:unku burada
mehir belirlerken kastedilen kap degil, kab1n ic_;indekidir. Kab1n ic_;indeki de mal
olmad1g1na gore kad1n emsal mehre hak kazan1r.
Bir kimse, bir kadmla i~aretle gostererek ~u ~arap mehir olmak i.izere
Mal olmayan
bir ~eyin deyip evlense, sonra ~arap dedigi ~ey sirke ~1ksa; veya ~u ozgi.ir insan
gosterilerek mehir olmak i.izere deyip evlense, sonra ozgi.ir dedigi insan kole ~1ksa, EbO
mehir
k1hnmas1 ve o Yusuf (rh.a.)'un EbO Hanife (rh.a.)'den rivayetine gore kadm i~aret edilen
~eyin mal
~eye hak kazarnr. Muhammed (rh.a.)'in EbO Hanife (rh.a.)'den rivayetine
olmad1gmm
anla~1lmas1 gore ise kadm emsal mehre hak kazarnr.
c;:unku mal niteligi ta~1mayan bir ~eyi ac,;1kc,;a mehir olarak belirlemi~tir.
Burada dogru goru~ EbO Yusuf (rh.a.)'un rivayetidir. c;:onku daha once ac,;1klad1g1m1z
Ozere EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore akitte i~aretle gosterilen ile konu~ulan ayni cinsten
ise hukum i~aretle gosterilen Ozerinde gerc,;ekle~ir. l~aretle gosterilen de
mutekavvim mald1r. Bu yuzden kadin ona hak kazan1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1(1
Bir kimse, bir kadmla, ba~ka bir hamm1 yoksa bin dirhem, ba~ka bir
hamm1 varsa iki bin dirhem mehir olmak uzere evlense; veya kadm1 Kufe
d1~ma <;;1karmazsa bin dirhem, <;;1kamsa iki bin dirhem mehir olmak uzere
evlense; ya da her iki durumda da iki bin dirhemi once soylese, (yani ba~ka bir
hanim1 varsa iki bin dirhem, yoksa bin dirhem, gibi) EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore her
iki durumda da mehir olarak once soylenen gec:;erli olup ikincisi gec:;ersizdir. Buna
gore kad1ni, cinsel birle~meden once bo~arsa, kadin once soylenenin yans1na hak
kazan1r. Cinsel birle~me olursa, ~ayet koca evlenme akdinde ko~ulan ko~ulu yerine
getirmi~se, kadin bin dirheme hak kazan1r. Koca ko~ulu yerine getirmemi~se, kad1n
emsal mehre hak kazan1r. Fakat bu durumda emsal mehir iki bin dirhemden fazla
olamaz. (unku kad1n ko~ul koyulan menfaati gozonunde tutarak bin dirheme raz1
olmu~tur. Bu menfaati elde edemeyince emsal mehre hak kazan1r. Ancak iki bin
dirheme de kesin olarak raz1 olmu~tur. Bu yuzden emsal mehir iki bin dirhemi
gec:;emez.
Burada ikinci ko~ulun degil, birinci ko~ulun gec:;erli sayilmas1n1n nedeni ~udur:
Akitten dogan mehir (borcu) birinci ko~ulun soylenmesi ile tamam olmu~ ve
kesinle~mi~tir. lkinci ko~ulun soylenmesiyle akit yururlukte kald1g1 halde, ondan
dogan mehir borcunun degi~tirilmesi istenmektedir ki bu dogru degildir.
EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed (rh a )'e gore her iki ko~ul da oldugu gibi
gec:;erlidir. Zufer (rh a )'e gore ise her iki ko~ul gec:;ersiz olup kad1n emsal mehre hak
kazanir. Ancak emsal mehir bin dirhemden az ve iki bin dirhemden fazla olmaz.
Bu konunun asl1 kira konusunda (Kitabu'/-icarat) ele alinan ~u meseleye dayan1r:
Bir kimse, terziye bir kuma~ verip, "bu kuma~1 bu gun dikersen sana bir dirhem,
yann dikersen yanm dirhem verecegim" dese durum ne olur? ln~aallah o bolumde
bu meseleyi benzer ornekleriyle ac:;1klayacag1z.
Bir kimse, bir kadmla mehir olarak bin dirhem vermek ve bir miktar da Mehir olarak, iki
ilave yapmak uzere evlense, sonra cinsel birle~meden once onu bo~asa, miktar amhp
bunlardan
kadm bin dirhemin yansma hak kazamr. birisinin
kesinle~tirilmesi
(unku cinsel birle~meden once bo~ama olunca emsal mehir du~mu~tOr. Belirli
olmayan bir ilave, akit yururlukte oldugunda ve kocanin sozu ile kadin emsal
mehre hak kazand1g1nda dikkate al1nir. Burada ise bo~ama ile emsal mehir
du~mu~tOr. Bu yuzden kad1n, soz konusu ilave hie; ko~ul koyulmam1~ gibi, bin
dirhemin yansina hak kazan1r.
Bir kimse bir kadmla, bin dirhem veya iki bin dirhem mehir vermek
uzere evlense, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore emsal mehir hakem k1lm1r (esas [5/91]
ahmr). ~ayet kad1nin emsal mehri bin dirhem veya daha az ise kad1n emsal mehre
hak kazan1r. Emsal mehir iki bin dirhem veya daha fazla ise iki bin dirhem allr.
Emsal mehir bin dirhemden fazla, iki bin dirhemden az ise bu durumda da emsal
mehri al1r.
142 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
EbO Yusuf (rh.a.) ile Muhammed (rh a )'e gore ise her durumda kadin bin
dirhem al1r. Onlar bu goru~lerini ~u ~ekilde delillendirirler: Evlilikte mehir
belirlenmesi evlilik akdinden ayn bir konudur. Evlilik akdinin gei;erli olmas1nin,
mehrin konu~ulmas1na bagl1 olmay1~1 buna delildir. Bu yuzden mehir borcu, akit
olmaks1z1n bori;lanilan mal niteligindedir. Bunun yalniz kesin olarak bilinen miktan
gerekli olur. Bu mesele bir kimsenin bir ba~kasina bin dirhem veya iki bin dirhem
borcu oldugu ikrarinda bulunmas1na benzemektedir.
Diger yandan evlenme akdi, tamam olduktan sonra art1k feshi kabil olmayan
bir akittir. Boyle bir akitte mehrin bin ile iki bin arasinda tercihli (alternatifli)
b1rakllmas1 akdin s1hhatine engel olmaz. Bu, bir kad1n1 mal kar~ll1g1nda bo~amaya
ve bir koleyi mal kar~1l1g1nda ozgurlugune kavu~turmaya benzer. Nitekim bu
i~lemlerde odenecek miktann bin veya iki bin ~eklinde belirlenmesi durumunda
kesin olan miktar gerekli olur.
Bu meselede emsal mehre donmeye de imkan yoktur. <:unku emsal mehir,
mehrin hii; konu~ulmad1g1 bir evlilik akdinin geregidir. Mehri iki miktar aras1nda
tercihli b1rakmak, onun hii; konu~ulmad1g1 anlamina gelmez.
EbO Hanlfe (rh a) ise ~oyle demektedir: Evlenme akdi, kar~ll1kl1 bir ~ey al1p
verme (teslim ve tesellum) hakk1 veren bir akittir. Bu akitte mehri az ve i;ok
aras1nda tercihli b1rakmak (alternatifli b1rakmak) sat1m akdinde oldugu gibi
belirlenen bedelin (mehrin) gei;erliligine engeldir. Mal kar~i11g1nda bo~ama ve mal
kar~ll1g1nda koleyi ozgurlugune kavu~turma ise boyle degildir. <:unku bu i~lemlerin
teslim ve tesellume ihtiyac1 yoktur. $u kadar var ki, sat1m akdinde bedelin
belirlenmemesi veya konu~ulan bedelin belirsiz olmas1 akdin s1hhatini engelledigi
halde, evlenme akdinde mehrin belirlenmemi~ olmas1 akdin s1hhatine engel olmaz.
Bu boyledir; i;unku burada mehirdeki bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlik
gibidir veya ondan daha fazlad1r. <:unku bu, kimi zaman farkl1 cinsler, kimi zaman
da farkl1 miktarlar aras1nda olur. Bu tUr bilinmezlikler belirlenen mehrin gei;erli
olmas1na engel olur. Akit s1ras1nda belirlenen mehir gei;erli olmay1nca, akdin asll
geregine ba~vurulur ki, bu da emsal mehirdir. l~te bu yonden evlenme akdi, mal
kar~1l1g1nda bo~ama ve mal kar~1l1g1nda koleyi ozgurlugune kavu~turma
akitlerinden ayrilmaktad1r. <:unku bu akitlerin asll bir geregi yoktur. Nitekim bu
akitlerde bedel anilmad1g1 takdirde bir ~ey gerekmez. Bu yuzden bu akitlerde iki
ayn bedel an1lmas1 durumunda miktan az olan bedeli gerekli k1l1yoruz.
Bu konuda evlenme akdi ikrardan da farkl1d1r. <:unku bir kimsenin ba~kas1
lehine ikrarda bulundugu mal bir ~eyin bedeli degildir. Bu yuzden iki ayn miktar
ikrar edilmesi durumunda bunlardan az olanini belirlersek, lehine ikrarda
bulunulan ki~inin hakk1n1 i;ignemi~ olmay1z. Nikahta ise mehir kad1ndan hak edilen
bir ~eyin bedelidir. Bu yuzden az olan mehrin belirlenmesi durumunda kad1nin
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 143
hakk1 <;ignenmi~ olur. lki taraf1n da yaranni gbzetmek i<;in burada emsal mehre
karar verdik.
Yine bir erkek, bir kad1nla ~u Habe~li kbleyi veya ~u beyaz kbleyi mehir olarak
verecegim diyerek evlenirse, yukanda a<;1klad1g1m1z gibi EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore
emsal mehir hakem k1l1n1r. EbO Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'e gore degeri daha az
olan kbleyi al1r. Ancak koca, kadina daha degerli olan kbleyi verirse bu da caizdir.
COnku bu durumda koca kad1na teberruda bulunmu~ olur. EbO Yusuf ile
Muhammed (rh.a.)'e gore bu, erkegin kad1na, bu kblelerden hangisini istersen onu
alman ko~uluyla evleniyorum, demesi gibidir. Koca, bu sbzu a<;1k<;a sbylerse, eger
tercih hakk1nin kendisinde olmas1n1 ko~ul koymu~sa, kblelerden hangisini isterse
onu verir. Fakat tercih hakk1nin kad1nda olmas1n1 ko~ul koymu~sa, o zamanda
kad1n hangisini isterse onu al1r.
EbO Hanlfe (rh.a )'nin bu konudaki gbru~O ise ~byledir: Taraflardan birisine
tercih hakk1 b1rakild1g1nda onlar aras1nda bir anla~mazl1k sbz konusu olmaz. Tercih
hakk1na sahip olan taraf, kblelerden birini se<;me konusunda tek yetkili ki~i olur. Bu
yuzden belirlenen mehir ge<;erlidir. Arna taraflardan birine tercih hakk1
b1rak1lmad1ginda onlar aras1nda anla~mazl1k c;1kar. lki taraftan birinin bburune
bnceligi olmad1g1 i<;in anla~mazllg1 gidermek Uzere taraflardan birinin beyan1na
ba~vurmak da mumkun olmaz. Bu yuzden sat1m akdinde oldugu gibi belirlenen
[S/92]
bedel fasit olur. Nitekim bir kimse, hangisi oldugunu belirtmeden iki kblesinden
birisini satm1~ olsa, her bir kale i<;in ayn ayn bedel belirlemi~ bile olsa, bu i~lem
ge<;erli olmaz. Arna bu konuda taraflardan birisine tercih hakk1 b1rakmak caizdir.
Bu ki~i, kad1n1 cinsel birle~meden once bo~arsa, kad1n degeri daha az olan
kblenin yans1na hak kazan1r. Birinci meselede (mehir olarak bin veya iki bin dirhem
sbylenmesi durumunda) kad1n bin dirhemin yans1na hak kazaniyordu. (Onku bu
miktar Ozerine ilave yap1l1rken emsal mehir dikkate al1nir. Emsal mehir de bo~ama
ile du~er. Bu yuzden kad1n miktan az olan mehrin yans1na hak kazan1r.
Bir erkek, bir kadmla, mehir belirlemeyi kendi kararma veya kadmm Mehir
belirlemenin,
kararma ya da bir i.ir;;i.inci.i ~ahsm kararma b1rakarak evlense, bu ~ekilde erkege kadma
kararla~tmlan mehir bilinmezlikten (cehalet) dolay1 ger;;ersizdir. Bu veya ba~ka
birine
bilinmezlik emsal mehirdeki bilinmezlikten daha fazlad1r. b1rak1lmas1
91
Abdurrezzak, Musannef, Vl/242; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/462; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra,
Vll/143.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 145
Harbi bir erkek, kendisi gibi harbi bir kadmla belli bir mehir i.izerinde
anla~arak evlense, sonra kan-koca Mi.isli.iman olsalar ya da gayri mi.islim
olarak Islam i.ilkesinin vatanda~hgma girseler, kadm evlenme akdinde
konu~ulan mehri ahr.
<::unku bu mehir, gec;erli bir evlilik akdinde belirlenerek kocanin kad1na borcu
olmu~tur. Mi.lsli.lman olmalannin, bu borcu guc;lendirmekten ba~ka etkisi olmaz.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore erkege helal olmayan bu kad1n evlilik akdinin
kapsamina girer. Dolay1s1yla erkek bu durumu bile bile onunla cinsel ili~kide
bulunsa, ona zina haddi uygulanmaz. Kad1nin evlilik akdine girmesinin kac;1ntlmaz
sonucu, belirlenen bedelin kad1nlar aras1nda bolunmesidir.
Ebu Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'e gore bu kad1nla cinsel ili~kinin helal
olmad1g1 konusunda hic;bir ~uphe kalmad1g1 ic;in bu ili~kiden otl.iru erkege had
cezas1 uygulanir. c;:unku helal olmayan bir mahal uzerinde akit yaptlamaz. $L.iphe
nedeniyle had cezas1n1n du~mesi de ancak akit kuruldugu takdirde soz konusu
olur. Mehrin kad1nlar aras1nda bolunmesi ise, evlilik akdinin kurulmu~ olmas1n1n bir
sonucu degildir. Bu, kendisine evlilik teklifi yap1lan iki kad1ndan birisinin olumlu,
oburunun olumsuz cevap vermesi brneginde oldugu gibi, evlilik akdi s1ras1nda
mehrin belirlenmi~ olmasin1n bir sonucudur.
Ebu Hanlfe (rh a) bu konudaki gbru~unu ~u ~ekilde delillendirmektedir:
Evlenilmesi helal olmayan bir kadinin helal olan bir kad1nla birlikte evlilik akdine
dahil edilmesi hukumsuzdur. Bu, t1pk1 kad1nla birlikte bir duvarin veya bir sutunun
evlilik akdine dahil edilmesi gibidir. Burada akitte konu~ulan bedelin tamam1 kad1n
kar~1l1g1nda olur, kad1nla birlikte evlilik akdine kattlan (duvar veya sutuna)'a degil.
Burada da ayn1 durum sbz konusudur.
Bu hukmun ac;1l1m1 ~byledir: Evlilik akdi, yaln1z helal olan konuda gec;erlidir.
c;:unku bu akdin geregi kad1n1n cinsel ybnunden yararlanmaya malik olmakt1r.
Akdin konusundaki helallik ve haraml1k aras1nda zit bir ili~ki (orant1) vard1r. Sayle
ki, haram olan kad1n ac;1s1ndan evlenme akdi, akde konu olmayan bir ~eye nisbet
edilmemi~tir. Bedelin payla~ttr1lmas1 da akdin bedelli olmasin1n ve kad1nlar1n
evlenme akdine e~it bir ~ekilde kattlmas1n1n bir sonucudur. Bu e~itlik mevcut
degilse, bedelin payla~t1rtlmas1 da sbz konusu olmaz. Nitekim bir kimse karis1n1 bin
dirhem kar~tl1g1nda uc; defa bo~asa, her bir bo~ama ic;in bin dirhemin uc;te biri
kar~1l1k olur. Kocan1n yaln1z bir bo~ama hakk1 olsa da, bin dirhem kar~tl1g1nda
kans1n1 uc; defa bo~asa, bin dirhemin tamam1 bir bo~ama kar~1l1g1nda olur.
Bu konu, bir kimsenin (bin dirhem kar~tl1g1nda) iki kad1na evlenme teklifi
gbtl.irmesinden farkl1d1r. c;:unku orada iki kad1n da evlenme teklifine cevap verme
konusunda e~ittirler. Nitekim bu teklife iki kad1n da olumlu cevap verse ikisinin
evliligi de gec;erli olur'. Dolay1s1yla burada bedelin payla~t1nlmas1, kad1nlann evlilik
teklifine cevap verme konusunda e~it olmalari nedeniyledir.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 147
Bir kimsenin bin dirhem kar~1l1g1nda iki kble satin almas1 ve bunlardan birisinin
mudebber oldugunun anla~llmas1 da bu konudan farklid1r. ~unku mudebber kale
ozel mulkiyet konusu bir mald1r ve bu nedenle sat1m akdine girer. Sonradan bu
mudebber kale, bzgurluk hakk1n1 al1r. Bu yuzdendir ki, ~ayet hakim onun sat1~1nin
ge~erli oldugu yolunda hukum verse, bu sat1~ ge~erli olur.
Aynca koca, kolenin cinayeti nedeniyle kadindan bir ~ey isteyemez. (Linko o,
kolenin yans1 cinayete kar~1 tutulmu~ olarak almaya raz1 olmu~ ve kale bu ~ekilde
kendisine ula~m1~t1r.
Koca, isterse kolenin yansin1 almaz, bunun yerine, kad1na verdigi gunun
degeri Ozerinden kolenin degerinin yansin1 al1r. (OnkO kadin1n, bu koleyi teslim
ald1g1 gibi geri verme imkan1 kalmam1~t1r.
Kole bu cinayeti teslimden once kocanin elindeyken i~lemi~ olsa, sonra cinsel
birle~meden once kad1n1 bo~asa, bu kez de kad1n1n sec;me hakk1 vard1r. Buna gore
kad1n, isterse evlendigi gOnkO degeri Ozerinden kolenin yansinin degerini al1r,
isterse kolenin yans1n1 al1r. Bundan sonra da ac;1klad1g1m1z gibi koca ile birlikte ya
koleyi vermek ya da diyet odemekle yukumlu olur.
Koca, kale kendi yaninda iken kad1nla cinsel ili~kiye girse, bu takdirde kadin,
ya saglam olarak evlendigi gOnkO degeri Ozerinden kolenin degerini al1r, ya da
koleyi al1r. Koleyi almay1 sec;erse, i~ledigi cinayete kar~ll1k koleyi vermek veya diyet
odemekle yOkOmlO olur. Bu takdirde erkekten hic;bir ~ey isteyemez.
Allah en dogrusunu bilir.
NiKAHTA MUHAYYERLiK
Bir erkek bir kad1nla evlense ve akit esnas1nda taraflardan biri veya her ikisi
ic;in sec;me hakk1 (muhayyerlik) ko~ul koyulsa, biz Hanefilere gore, nikah gec;erli,
muhayyerlik gec;ersizdir. Safil (rh. a.)'ye gore ise nikah da gec;ersizdir.
Alimlerden baz1s1, buradaki hOkmO, mukrehin (zorlama alt1nda bulunan
ki~inin) nikah1 meselesine dayand1nr. Sayle ki, ikrah gibi, muhayyerligin ko~ul
koyulmas1 da nzay1 ortadan kald1nr.
Bizim esas ald1g1m1z kurala gore, ikrah nedeniyle nzanin yok olmas1 nikah1n
s1hhatine ve IOzumuna (baglay1c1 olu~una) engel olmazken, Safil'nin esas ald1g1
kurala gore engel olur. Muhayyerlik ko~ul koyulmas1 da boyledir.
Ne var ki bu meselenin, Safil'nin (ikrah nedeniyle nzan1n ortadan kalkmas1yla
ilgili) kural1na dayand1nlmas1 uygun degildir. (Linko ona gore, ikrah, akdi ve
taraflann icab ve kabulOnO bozar, ko~ul muhayyerligi ise bunlan bozmaz. Bundan
151951 dolay1 o, mukrehin bo~amas1n1 ve kale azad etmesini gec;erli kabul etmezken, bu
tasarruflann muhayyerlik ko~uluyla yap1lmas1n1 gec;erli kabul eder.
Safil'nin bu konudaki delili ~udur: Muhayyerlik ko~ul koyulmas1, akdin belli bir
sure ile s1nirland1nlmas1 anlam1ndad1r. Nitekim muhayyerlik ko~ulunun gec;erli
oldugu sat1m akdinde, akdin (hukmu) olan mulkiyetin intikali, muhayyerlik
suresinin dolmasindan sonraya kallr. Bu akit mulke sahip olma konusunda
gelecekteki bir zamana dayand1rilm1~ (izafe edilmi~) olur. Burada da muhayyerligin
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 149
"Or; ,?ey vard1r ki on/arm ciddisi de ciddi, ,?akas1 da ciddidir: Nikah, bo,?ama ve
kale azad etme" 92 .
$aka yapmak ile muhayyerlik ko~ulu koymak e~ittir. C,:unku ~aka yapan ki~i;
(helallik) nedenini (akdi) gerc;ekle~tirmeyi kasdetmekte, fakat sonucuna raz1
olmamaktad1r. Hatta (muhayyerlik ko~ulu ko~an1n nikah1n1n gec;erli kabul edilmesi
~aka yapan1nkinden) daha usti.lndur. C,:unku ~aka yapan, akdin sonucuna surekli
olarak raz1 degildir. Muhayyerlik ko~ulunu ileri suren ise bu sonuca sadece belli bir
sure ic;in raz1 olmamaktad1r. Dolay1s1yla ~aka, nikah akdinin tamamlanmas1na engel
olmad1g1na gore, muhayyerlik ko~ulu bncelikli olarak engel olmamal1d1r.
Bizim akll delilimiz ise ~udur: Nikah, tamamland1ktan sonra feshe ihtimali
olmayan ve muhayyerlik ko~ulu kabul etmeyen bir akittir. Dolay1s1yla nikahta
muhayyerligin ko~ul koyulmas1, nikah akdinin tamamlanmas1na da engel olmaz.
Bu, mal kar~ll1g1 bo~ama ve azad etme gibidir. C,:unku muhayyerlik ko~ul
koyulmas1, akdin gerc;ekle~mesine mutlak olarak engel olmamakta, sadece sat1m
akdinde de oldugu gibi akdin baglay1c1 (luzum) olmas1na nzay1 ortadan
kald1rmaktad1r. Halbuki nikah akdinin sahih olarak gerc;ekle~mesinin zorunlu
sonucu, onun baglay1c1 (laz1m) olmas1d1r. Bundan dolay1 nikahta muhayyerligin
ko~ul koyulmas1 gec;ersiz bir ko~ul olur. Nikah da fasid ko~ullarla gec;ersiz olmaz.
Nikah1n gec;erli ve baglay1c1 olmas1, nzan1n tamam olmas1na bagl1 degildir. Nitekim
nza, sat1m akdinde de oldugu gibi, ancak (akdin konusunu) gbrdukten sonra
tamam olur. Kad1n1 gbrmemek, nikah1n sahih ve baglay1c1 olmasina engel degildir.
Dolay1s1yla gbrme muhayyerligi yoktur. Akdi gelecekteki bir zamana dayand1rmak
ise boyle degildir. C,:unku o, akdin ~u anda gerc;ekle~mesine engel olur. Nitekim,
bbyle bir dayand1rma, sat1m akdinde de gec;erli olmaz. Akdi belli bir sure ile
s1n1rland1rmak ise boyle degildir. C,:unku o akdin, belirlenen vakitten sonra
kurulu~una engel olur. Halbuki nikah1n baz1 vakitlerde kurulmu~ (mCrnakid), baz1
vakitlerde kurulmam1~ olmaya ihtimali yoktur. Nikah, belli bir sureyle
sin1rland1nlmakla, bundan dolay1 batll olur.
92
Ebo DavOd Talak 9; Tirmiz1, Talak 9; lbn Mace Talak 13.
150_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Evlenilen Biz Hanefilere gore, erkek, fazla olsa bile, bir kusurundan dolay1
kad1nm
kusurlu
kansm1 reddedemez. Fakat sec;me hakkma sahiptir; dilerse kansm1 bo~ar
~1kmas1 ve dilerse evliligi surdurur.
~afil (rh.a.)'ye gore ise, be~ kusurdan dolay1 erkegin kans1n1 reddetme hakk1
vard1r. Bu kusurlar ratak (kad1nin cinsel organ1nda birle~meye engel biti~iklik
yap1~1kl1k), karn (kad1n1n cinsel organ1nda birle~meye engel bir kemigin bulunmas1),
delilik, cuzzam ve alaca hastal1g1 (baras) d1r. Erkek bu kusurlardan dolay1 kans1n1
reddettigi takdirde, nikah akdi feshedilmi~ olur. Eger kad1nla cinsel ili~kiye
girmemi~se, kad1n mehir alamaz. Eger kusuru ogrenmeden once cinsel ili~kiye
girmi~se kad1n mehr-i misil al1r. (Erkek bu mehri oder, sonra) kendisini o kad1nla
evlendiren ki~iden o mehri tahsil eder.
~afil'nin bu konudaki delilleri ~unlard1r:
,.,. ... , , ,- ,,. ' , "' "' $ IJ-;
J J>.· 1 ~- 'j.;.l!..UWL::; : ;;T - ·1 ·•: -:L:.·d&. ~I 1~
~ .J ~ -· '-F-.- ~ J" (}.J' r--J - - ~
.:11 01. -:- '
'-!;' '-?~)
93
Hakim, Mustedrek, IV/34; Said b. Mansur, semen, 1/247; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/214.
94
lbn EbQ $eybe, Musannef, V/142; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/443; Buhar1, T1b 19; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, Vll/135; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/255
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ tst
Nikah akdinde iki bedelden biri olan mehir, size gore de95 , az1ndan degil ama
fazla kusurdan dolay1 reddedilebildigine gore, diger bedel de oyle olmal1d1r.
Kocas1n1 innln (iktidars1z) veya mecbub (erkeklik organ1 ile husyeleri kesik
olan) olmas1 durumunda kad1n ic;in muhayyerlik hakk1 dogar. Onun ic;in, diger
kusurlardan dolay1 muhayyerlik hakk1 dogmad1g1 gibi, koca ic;in de boyledir. (unku
kan ve koca, nikah akdinin hukmu konusunda e~ittir. Maksad1 ihlal eden kusur
koca ic;in muhayyerlik hakk1 dogurup, maksad1 ihlal etmeyen kusur bu hakk1
dogurmad1g1 gibi, kadin ic;in de boyledir. Koca, her ne kadar bo~ama yetkisine
sahip ise de, mehir borcundan kurtulmak ic;in muhayyerlik hakk1nin olmasina
muhtac;t1r. Nitekim siz (Hanefller), amcas1 taraf1ndan evlendirilen kuc;uge, buluga
erdigi zaman, bo~ama yetkisine sahip olsa da muhayyerlik hakk1n1n oldugunu
soyluyorsunuz.
Biz Hanefllerin bu konudaki (nakll) delillerimiz ~unlard1r:
lbn Mes'ud (r.a.): "Ozgur kad1n, kusurdan dolay1 reddedilemez" demi~tir.
Ali (r a )'nin ~oyle dedigi nakledilmi~tir: "(Koca), kans1nda bu kusurlardan birini
bulsa da, nikah onun ic;in baglay1c1d1r. Dilerse onu bo~ar, dilerse evliligini
surdurur".
Omer (r.a.)'in bu durumda olan bir kocaya muhayyerlik hakk1 tan1d1g1 rivayet
edilmi~tir.Ancak buradaki muhayyerlikten maksad, bo~ama muhayyerligidir.
Peygamber (s.a.v )'in, (Biyadaogullanndan olan o) kad1n1 reddetmesinden
maksat da bo~ayarak reddetmektir. Nitekim Peygamber (s.a.v.), o kad1na,
~~~'
"Ailene kati/" buyurmu~tur ki, bu sozcuk kinayeli bo~ama sozcuklerindendir.
96
95
Bu deliller $afii (rh.a.)'nin oldugu i~in, 'size gore' siizu, Hanefllere i~arettir.
96
Hakim, Mustedrek, IV/34; Said b. Mansur, Siinen, 1/247; Beyhak1, es-Siinenii'l-kiibra, Vll/214.
97
lbn Eba $eybe, Musannef, V/142; Ahmed b. Hanbel, Miisned, 11/443; Buhar1, T1b 19; Beyhak1, es-
Siinenii'l-kiibra, Vll/135; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/255
tS2 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsil.t
1- Nikah mulkiyeti (nikahla baz1 haklara sahip olmak) zaruretle kay1tl1 bir
mulkiyettir. Bu mulkiyet, bir ba~kasina veya mirasc_;ilara intikalde gorulmez. Islam,
bu mulkiyeti, sadece ahlaklan uyu~mad1g1 takdirde evlilik sorumlulugundan
kurtulmak ic_;in bo~ama konusunda ac_;1ga c_;1karm1~t1r. Bu durum, akdin tamam
olduktan sonra feshedilmesi konusunda da bu mulkiyeti ac_;1ga vurmay1
gerektirmez. c:;:unku boyle bir fesihde zaruret yoktur. Dolay1s1yla nikahtaki
mulkiyet, bu tUr fesihlerde, bo~ama ve kole azad etme gibi 1skatlar menzilesinde
olur. E~lerin birbirine denk (kefaet) olmamas1 veya ergenlik muhayyerligi nedeniyle
nikah1n feshedilmesi boyle degildir. c:;:unku bu, nikah mahallinin yetkisindeki bir
eksiklikten dolay1 akit tamamlanmadan once, akdin feshedilmesidir. Bu da akdi
tamamlamaktan kac_;1nma anlam1na gelir. Azad edilme muhayyerligi (h1yaru'l-1tk)
nedeniyle nikah akdini feshetmek ise, in~aallah kendi yerinde ac_;1klayacag1m1z
uzere, (koca lehine) milkin artmas1n1 kabullenmekten kac_;1nmakt1r.
2- Bu kusurlar, akdin geregi olan, e~lerin birbirlerine helal olma niteligini ihlal
etmez. Dolay1s1yla t1pk1 korluk, c_;olakl1k ve muzmin hastal1k (kotUrumluk) de
oldugu gibi muhayyerlik hakk1 dogmaz.
Akdin gereginden tam olarak yararlanmak ise bir sonuc_;tur. Sonucun yok
olmas1 nikah akdini etkilemez. Nitekim, akdin gereginden tam olarak yararlanmak,
e~lerden birinin olumuyle de imkans1z olur. Halbuki bu durum, akdin munfesih
olmas1n1 gerektirmez. Dolay1s1yla da mehirden herhangi bir miktar du~mez. Delilik
[S/ 971 ve cuzzam kusurlan, akdin maksad1n1n gerc_;ekle~mesine engel olma konusunda
olumden daha az etkilidir. c:;:unku bu kusurlara ragmen (nikahtan) yararlanmak
mumkundur. Neslin devam1 maksad1 da gerc_;ekle~ir.
Bu anlatllanlardan, nikah akdi ile sat1m akdi aras1ndaki fark da ortaya
c_;1kmaktad1r. $oyle ki, sat1m akdinde, mu~terinin mal1 kabzetmesinden once teslim
imkan1n1n ortadan kalkmas1, akdin munfesih olmas1n1 (bozulmas1n1) gerektirir.
Malin kusurlu c_;1kmas1 da boyledir. Ayn1 ~ekilde nikah akdinde de, teslimden once
mehrin telef olmas1, onun degerini talep etme hakkin1 dogurur. Mehrin a~iri bir
~ekilde kusurlu c_;1kmas1 da boyledir. Halbuki nikahlanan kadin kusurlu c_;1kt1g1
takdirde akit feshedilemez.
3- (Bir akitte bedellerden birinde) kusur bulunmas1, sadece, o akde nzanin
tamamlanmas1n1 etkiler. Halbuki, ~aka ve (akdin konusunu) gormeme bahsinde de
ac_;1klad1g1m1z uzere, nikah akdinin baglay1c1 olmas1, nzanin tam olmas1na bagl1
degildir. Kad1nin, kocasin1 cinsel organ1 kesik veya iktidars1z bulmas1 farkl1 bir
durumdur. c:;:unku bu durumda, bize gore, kad1n ic_;in fesih muhayyerligi hakk1
degil, evliligi guzellikle surdurmeyi isteme hakk1 dogar. Bu, erkegin, kad1n1n cinsel
birle~me hakk1n1 kar~llamas1yla olur. Erkek bundan aciz olunca, iyilikle sal1verme
~1kk1 kesinle~ir ki bu da bo~amad1r. Bize gore burada kocan1n kad1n1 bo~ama hakk1
vard1r. Sonra burada dikkate al1nacak bir ba~ka husus ~udur: Kocada bu kusurlar
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 153
bulundugu takdirde, kad1n1n, akdin gayesini geri:;ekle?tirme kap1s1 kapanm1~ olur.
c;:unku kad1n, o kocanin nikah1 alt1nda bulundugu surece bu maksada ba?ka bir
yonden ula~amaz. Halbuki koca, o kad1na muhtai:; degildir. Eger bu durumda
kad1n ii:;in muhayyerlik hakk1 olmazsa kad1n ask1da kal1r, ne kocal1 ne de bo~anm1?
gibi olur. Kad1n1 bu ask1da k1lma zulmunden kurtarmak ii:;in, ona muhayyerlik
hakk1 tanid1k. Ayn1 durum koca ii:;in soz konusu degildir. c;:unku koca, cariye sahibi
olmakla veya ba~ka bir kad1n1 nikahlamakla evlilikte ula?ilacak maksada ula?abilir.
Bo?ama yoluyla o kadindan kurtulmas1 da mumkundur.
Kocanin mehir borcundan kurtulma ihtiyac1na itibar edilmez. Nitekim cinsel
ili?kiye girmeden once kad1n vefat etse, kocanin mehir borcundan kurtulma
ihtiyac1 bulunmas1na ragmen, akit munfesih olmaz.
$u durum da koca ile kad1n arasindaki fark1 ai:;1klamaktad1r: Koca, zarar
vermek kasd1yla Ila (kad1nla cinsel ili?kiye girmeyecegine yemin etmek) yaparak,
kad1n1n cinsel birle?me hakk1n1 engellerse, bu, ayrll1k nedeni olur. Kocan1n cinsel
organ1n kesik olu~u ve iktidars1zl1g1ndan dolay1 kad1n1n bu hakkin1 almas1n1n
imkans1z hale gelmesi de boyledir.
Kad1n, zarar vermek kasd1yla kocas1n1n cinsel birle?me hakk1n1 engelledigi
takdirde ise, bu nedenden dolay1 kocanin muhayyerlik hakk1 olmaz. Kad1n1n cinsel
organinin biti?ik veya kemikli olmas1 kusurlanndan dolay1, kocan1n bu hakk1n1
almas1n1n imkans1z hale gelmesi de boyledir.
EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a.)'un goru~une gore, kadin kocasinda, delilik,
cuzzam veya alaca hastal1g1 kusurlann1 bulsa bundan dolay1 kocas1n1 reddetme
hakk1 yoktur. Muhammed (rh.a )'in gbru?une gore ise, kocas1yla birlikte
kalamayacak bir halde ise, kad1n1n muhayyerlik hakk1 vard1r. c;:unku bu durumda,
kocadan kaynaklanan bir nedenle, kad1nin hakk1na ula?mas1 imkans1zd1r.
Dolay1s1yla kad1n, kocas1n1 aleti kesik veya iktidars1z bulmU? gibi olmaktad1r.
Biz (EbO Hanlfe ve EbO Yusuf) ise ?Oyle diyoruz: Bu kusurlar nedeniyle kad1nin
maksad1 geri:;ekle?tirme kap1s1 tamamen kapanmaz. Sadece koca ile birarada
bulunmaktan eziyet duyar veya ona kar?I istegi azal1r. Bu da, kadin ii:;in
muhayyerlik hakk1 dogurmaz. Nitekim kad1n1n, kocasin1 kotU ahlakl1, elleri veya
ayaklan kesik bulmas1 da boyledir. Yukanda anlatt1g1m1z uzere, aletin kesik olu~u
ve iktidars1zl1k boyle degildir.
lki durum arasindaki fark ?Udur: Koca, onceki meselede, ihtiyac1 olmad1g1
halde kad1n1 tutmakla ona zulmetmi? olur. Hakimin bo?ama yoluyla bu zulmu
defetme yetkisi vard1r. Burada ise (kendisinde delilik, cuzzam veya alaca hastal1g1
bulundugunda), geri:;ekten ihtiyac1 da varken kadin1 tutmakla zulmetmi~
olmamaktad1r. Bu durum ise, kad1n ii:;in muhayyerlik hakk1 dogurmaz.
Ayn1 ?ekilde taraflardan biri, kar?I tarafta korluk, i:;olakl1k ve kotUrumluk
bulunmamas1n1 ko?ul koysa da aksini bulsa, bu durum onun ii:;in muhayyerlik hakk1 [S/98]
154._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
dogurmaz. Yine koca, kad1n1n guzel ve bakire olmas1ni ko~ul koyup da tersini
bulsa, bu durum da onun ic;in muhayyerlik hakk1 dogurmaz. c;:unku, sat1m akdinde
oldugu gibi, ko~ul koyulan bir fazlal1gin bulunmamas1, muhayyerlik hakk1nin
dogmas1 konusunda, kusur gibidir.
Buraya kadar anlatilanlardan ac;1ga c;1km1~t1r ki, nikah konusunda nzan1n tam
olmas1na itibar edilmez. c;:unku erkek, bakire, gene; ve guzel olmas1 ko~uluyla bir
kad1nla evlense ve (sonra) onu dul, ya~l1, c;irkin, bir taraf1 egri, akl1 gidip gelir ve
salyas1 akar bir durumda bulsa bile, bu durum, onun ic;in muhayyerlik hakk1
dogurmaz. Halbuki bu durumda kocanin, bu nikaha nzas1 yoktur.
Bir erkek, taniklar huzurunda kadma, "Beni kendinle evlendir" dese,
kadm da "Evlendirdim" (yapt1m) dese, bu nikah ge<;erli olur. Bir kimse
sat1c1ya, "Bana bu elbiseyi ~u kadara sat" dese, sat1c1 da "satt1m" dese,
mi.i~teri "satin ald1m" veya "kabul ettim" demedik<;e bu sat1m akdi tamam
olmaz.
Bu konuyu yukanda ac;1klam1~t1k. Muellifin konuyu burada tekrar soz konusu
etmesi, sat1m akdi ile nikah akdi aras1ndaki fark1 ac;1klamak ic;indir. Bu fark1
ac;1klamak ic;in pek c;ok mesele anm1~t1r.
Sonra ~oyle der: Sat1m akdi ile nikah akdi kwasa gore ayn1d1r. Ebu Yusuf, e/-
Emall adl1 eserinde boyle soylemi~tir. Yine ~oyle der: Ancak biz sunnet delilinden
dolay1 nikah akdinde kwas1 terkettik. Bu, Ebu ishak e~-$eybanl'nin el-Hakem'den
rivayet ederek bize haber verdigi ~u hadlstir:
"Bilal (r a), bir kavm(in k1z1n)a ta lip oldu, fakat onlar (k1z1) vermek istemediler.
Bunun uzerine Bilal,
'Eger Resulullah (s .a v. ) siz(in k1z1n1z)a ta lip olmam1 bana emretmeseydi bunu
yapmazd1m' dedi. Buna kar~il1k onlar 'malik oldun' dediler"
98
98
Muslim, Nikah 13; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, Vl/173; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/57.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1ss
muellif, mevkOf akit(te icazetin nasll olmas1 gerektigi) ile ilgili ac;1klama getiriyor:
Erkek (k1zm ayni zamanda) velisi ise, akit, onun soz!O veya soze de/a/et eden fiili
kabul veya reddine bag/1d1r. Kadm du! ise, durum yine boy/edir. Fakat bakire ise,
utangar;/1gmdan onun susmas1 da akde raz1 oldugunu gosterir". Bunu daha once
ac;1klam1~t1k.
lbn Semaa, "en-Nevadir" adl1 eserinde Muhammed (rh a.)' den naklen ~byle
der: "Bir bakireyi iki velisi ayn ayn ba~ka erkeklerle evlendirseler de, bu akitler k1za
haber verildiginde, birine olur verse, o akit caiz olur. Eger her ikisine de olur
verirse, birbirlerine zit oldugundan ikisi de gec;ersiz olur. Eger susarsa, susmas1,
onun bu akitlerden herhangi birine raz1 oldugunu gbstermez".
Ali b. Salih ise, Muhammed (rh. a.)'den ~byle rivayet etmi~tir "Bakirenin
susmas1, her iki akde de raz1 oldugunu gbsterir, dolay1s1yla ikisi de gec;ersiz olur".
Dogru olan lbn Semaa'nin rivayetidir. (unku, k1z1n susmas1 akitlerden birine
raz1 oldugunu gbstermez. (unku akitlerden biri digerinden daha ustOn degildir.
Her ikisine raz1 oldugunu da gbstermez. (Onku susman1n nza yerine kabul
edilmesi akdi sahih hale getirmek ic;indir. Halbuki burada ikisine birden raz1 olmak,
onlan gec;ersiz k1lar. Bu yuzden, bu konuda susmas1, iki akde de nzas1 anlam1na
gelmez.
Efendisi tarafmdan evlendirilen veya efendisinin izniyle evlenen bir
cariye, azad edildiginde muhayyerlik hakkma sahip olur: Dilerse kocas1yla
beraber kahr, dilerse ondan aynhr. (Bu hukmun nakll deli Ii ~u hadistir:)
~
• .. f.
· ,--J,.
:.L:. - cl;. 4"1
' :ll
I-:...
'
..U\
,
J.r"J"i-'
....
, - t~I Ji_; 0f...j.
#'
• · .~
,
a=<:.
i W.
.. ' .....
$1;
1::;. !u)\ , • - ~\S. " \
- ~ - ~ ..:j"?J - ...,
~<.£'
i-:... ~~II · ' ' ~..J
J\1 ~L;t. ~J <.-- 4-~j;_ ~
• " ~I:~•
- - ~JJ
. .)t$" - ,
J '-?-!
8-l.i ~
. .
I "' .. SI ..' ,. ; --:i .,.. $
•• ;j 1: .:.':.~ - , t: l ,,,;j... 0..J..:,: iJ ,- •-)11 : ,,:- 4i1\ . · - 4..Jl.>.....;::.\I :.L:.' ~ !ul\
r' ~J "i-' - ; - - ~ ~ ~ ..:/"?.) -; - ,...-- J -
· ·G ~1 LJ1• 'l : Jill <..?!f'
.:Jw ~ .. ,bl : ..:Jill .!..1..J- J- 01
. J- $ . J.)· - ~~
~
~1 ~-!1 :1 J~
: 1~
,I: ~~ ,:_.-8-l_i J1
'1!-"" .) •- ~ .
;_;_L;. 'i \~j :
"Rivayet edildi ki, Ai~e (ra) Berire'yi azad edince, Resu!Ol/ah (sa.v) ona,
[S/99]
"Kendine (bud'una) malik a/dun, ser;imini yap" dedi. Bu s1rada kocas1 Mugis, onun
ardmdan yuruyerek agliyor, fakat o, ona yuz vermiyordu. Peygamber (s.a v),
ashabma, "Mugis'in Berire'ye olan sevgisine, Berire'nin de ona olan bugzuna
hayret etmiyormusunuz?!" buyurdu ve Berire'ye, "A/lah'tan kork! 0, senin kocan,
<;ocugunun da babas1d1r!" dedi. Berire, "(Ona donmemi) emrediyor musun?"
deyince, Resu!Ollah, "Hay1r, sadece ~efaat ediyorum" dedi. Bunun uzerine Berire,
"O ha/de ona ihtiyac1m yoktur" dedi ve kendini (kocas1ndan aynlmay1) sec;ti" 99 .
99
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/42, 209; lbn Mace, Talak 19; EbO DavOd, Talak 18; Tirmiz1, Rada' 7.
156_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bu konudaki akll delil ise ~udur: Cariye azad edilmekle, kocasin1n onun
uzerindeki yetkileri (mulku) artar. $byle ki, cariye azad edilmeden once, kocasinin
iki defa bo~ama ve bo~ad1ginda iki hay1z it:;inde dbnme hakk1 vard1. Cariyenin
iddeti iki hay1z idi. Halbuki azad edilince bunlar artar. Cariye, bu art1~1 yok etmeye
ancak akdi kokten yok etmekle ula~1r. Bundan dolay1 Islam kendisine muhayyerlik
hakk1 tan1m1~t1r. Bundan dolay1 cariye sec;imini kendinden yana kullan1rsa, bu, t1pk1
akdi temelden yok etme muhayyerliginde oldugu gibi, bo~ama degil, fesih olur.
(Nitekim) akdin kurulu~u oluruna bagl1 olan ki~inin akde riza gbstermemesi de,
bo~ama degildir. c;;unku burada muhayyerlik nedeni, kad1nin kendi yonundeki bir
~eydir. 0 da kendinin sahibi olmas1d1r. Ayrll1k, kad1n taraf1ndaki bir nedenden
dolay1 olursa, bu bo~ama olmaz.
Biz Hanefllere gore, kocanin bzgur veya kale olmas1 fark etmez. $afil (rh.a )'nin
gbru~une gore, kocas1 kale ise azat edilen cariye sec;me hakk1na sahip olur. Kocas1
bzgur ise muhayyerlik hakk1na sahip olmaz.
Ravller, Berlre'nin kocas1 hakk1nda c;eli~kiye du~mu~lerdir. Onun ozgur oldugu
da, kale oldugu da rivayet edilmi~tir. Hanefi alimleri, Berlre'nin kocas1nin kale
oldugunu ifade eden rivayeti "a kit esnasinda kale idi, fakat azad edilme s1ras1nda
bzgur idi" ~eklinde te'vil etmi~lerdir. Berlre'nin kocas1n1n niteligi hakk1ndaki
rivayetler c;eli~kili olunca, bu konuda sanki hit:;bir ~ey rivayet edilmemi~ gibi kabul
edilir ve bu konuda dayanak olarak sadece Peygamber (s.a.v )'in,
i.?~ ~~~..:Ji;
, ' ,
"Kendinin (bud'unun) sahibi a/dun, set:;imini yap" 100 hadlsi kal1r. Bu gerekc;e
de, kocan1n bzgur veya kale olmas1 arasinda bir fark yoktur.
$afil (rh.a ), bu goru~une ~u hadlsi deli I olarak getirmi~tir:
"Rivayet edildi ki, Ai~e (r.a )'nin, kan koca iki kblesi vard1. Bun Ian azad etmek
istedi de Resulullah (s av )'a (hangisini once azad etmesi gerektigini) sordu.
Peygamber, once kbleyi azad etmesini emretti" 101 .
$afil (rh a) der ki: Peygamber, cariye lehine muhayyerlik hakk1 dogmamas1 it:;in,
once kolenin azad edilmesini emretti.
Biz buna cevaben ~byle deriz: Peygamber, erkeklerin kad1nlara kar~1
ustLinlugunu gbstermek it:;in boyle emretmi~tir. c;;unku Ai~e ikisini de ayn1 anda
azad etmi~ olsayd1, $afil'ye gore, yine kad1nin muhayyerlik hakk1 olmayacakt1.
$afil (akll delil olarak) der ki: Kole ve cariyenin ikisi de azad edilmekle
aralannda e~itlik (denklik) meydana gelmi~tir. Dolay1s1yla cariyeye muhayyerlik
100
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/42, 209; lbn Mace, Talak 19; EbO DavOd, Talak 18; Tirmizl, Rada' 7.
101
lbn Mace, ltk 1 O; Ebo DavOd, Tala k 21; NesaT, Talak 28; lbn Hibban, Sahih, X/149; Hakim,
Mustedrek, 11/224.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l57
hakk1 taniman1n bir anlam1 yoktur. Bu t1pk1 bir Muslumanin nikah1 altinda bulunan
Ehl-i Kitap bir kadin1n Musluman olmas1, kocas1 zengin olan yoksul bir kadin1n
zengin olmas1 veya kocas1nin nesebi sabit olan fakat kendi nesebi reddedilmi~ bir
kadin1n nesebini ispat etmesi gibidir. Bu durumlarda kad1n i~in muhayyerlik hakk1
dogmaz. Fakat azad edilen cariyenin kocas1 kale olursa boyle degildir. 0 takdirde
cariye ozgurlugune kavu~makla kan koca aras1nda farkl1l1k meydana gelmi~ ve
denklik (kefaet) ortadan kalkm1~ olur.
Biz buna cevaben ~6yle deriz: Azad edilen cariyeye muhayyerlik hakkin1n
taninmas1, kan koca aras1ndaki denkligin ortadan kalkmas1ndan dolay1 degildir.
c;:unku denklik, akdin devam1nda degil, ba~lang1c1nda ko~uldur. Nitekim, koca
yoksul du~se veya nesebi reddedilse (kad1n i~in) muhayyerlik hakk1 dogmaz. Azad
edilme muhayyerliginin dogmas1, kocan1n kadin uzerindeki yetkisinin artmas1
nedeniyledir. Bu hususta kocan1n 6zgur veya kale olmas1 arasinda fark yoktur.
c;:unku mulk (kan kocan1n birbirine kar~1 yetkileri) helall1k miktanna gore sabit olur.
Helall1k ise, kolelikle koca taraf1nda yanland1g1 gibi, cariyelikle kadin tarafinda da
yarllan1r. Nitekim kale iki kad1nla evlenebilirken; ozgur, dart kad1nla evlenebilir.
Helall1k, kadinin cariye olmas1 nedeniyle yanland1g1 gibi, azad edilince de artar.
ln~aallah kendi konusunda a~1klayacag1m1z uzere, helall1k miktannca yetki de artar.
Buna gore, Hanefilerde, mukatebe olan cariye, efendisinin izniyle evlense de sonra
[S/100]
mukatebe bedelini odeyip ozgurlugune kavu~sa muhayyerlik hakk1na sahip olur.
c;:unku onun uzerinde kocan1n yetkisi artm1~t1r. Zufer (rh a )'in goru~une gore ise,
burada kad1n i~in muhayyerlik hakk1 dogmaz. c;:unku cariyenin (azad edilince)
muhayyerlik hakk1na sahip olmas1, nzas1 olmadan akdin kendisi hakk1nda ge~erli
olmas1 ve mehrin sahibine verilmesi nedeniyledir. Burada ise durum boyle degildir.
c;:unku mehir kendisinindir ve akit ancak onun nzas1 ile meydana gelmi~tir.
Bu konuda lbn EbO Leyla (rh a) ~6yle derdi: Eger kocas1 mukatebe bedelini
6demekte kendisine yard1m ederse, kadinin muhayyerlik hakk1 yoktur. Yard1m
etmezse muhayyerlik hakk1 vard1r. Fakat (bu goru~ler i~inde) dogru olan ve
Peygamberin gerek~esine uygun du~en goru~, bizim (ba~ta) a~1klad1g1m1z goru~tOr.
Kadm, akit esnasmda ozgi.ir olup, daha sonra cariye olsa, sonra da
azad edilse, ~oyle ki, Allah korusun, kocas1yla birlikte irtidad edip daru'l-
harbe kai;salar, sonra birlikte esir ahnsalar, sonra da cariye azad edilse,
Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore, bu kadmm muhayyerlik hakk1 vard1r. Muhammed
(r.a.)'e gore ise, bu durumda olan kadmm muhayyerlik hakk1 yoktur.
c;:unku akdin asl1 ile kadin uzerinde kendi nzas1 ile tam bir yetki (mulkiyet)
meydana gelmi~, sonra bu yetki bozulmu~, azad edilince de o yetki tekrar eski
haline donmu~tUr. Dolay1s1yla bu kad1n1n muhayyerlik hakk1 olmaz. EbO YOsuf ise
~6yle der: Kadin, azad edilmekle, kendi kendinin sahibi olmu~, fakat kocas1n1n
kendisi uzerindeki yetkisi artm1~t1r. Bu durum ise, islama gore kad1n i~in
158 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsfit
muhayyerlik hakk1 dogurur. Kadin, hakikaten cariye olunca, nikah1n hukmu
konusunda, eskiden beri cariye imi~ gibi kabul edilir. Dolay1s1yla da azad edilince
kendisi i~in muhayyerlik hakk1 dogar.
Allah Subhanehu ve Tea la dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.
iKTiDARSIZ ERKEK
Bize ula~t1g1na gore Omer b. el-Hattab (ra) ~oyle demi~tir: "iktidars1z olan
erkege bir y1I sure verilir. (Bu sure zarfinda) kans1yla cinsel ili~kiye girebilirse evliligi
devam eder. lli~kiye giremezse (hakim taraf1ndan) aralan ayril1r: Adam kans1ni bir
bain talakla bo~am1~ sayil1r. Kad1nin mehrini tam olarak oder, o da iddet bekler".
Bizim alimlerimiz (Hanefller) de, bu hukmu kabul etmi~lerdir. Alimlerden baz1s1na
gore ise, iktidars1z erkegin kansin1n muhayyerlik hakk1 asla yoktur.
Bu goru~tekilerin delilleri ~u hadislerdir:
"Rifaa'n1n karis1 (kocas1 kendisini bo~ad1ktan sonra) Abdurrahman b. ez-
Zubeyr (r a) ile evlenmi~, fakat Abdurrahman onunla cinsel ili~kiye girememi~ti.
Bunun uzerine kad1n, Peygamber (s.a v.)'e geldi ve kocasinin iktidars1zl1g1ni
anlatmak uzere ~oyle dedi: "Rifaa beni kesin bir ~ekilde bo~ad1, ben de
Abdurrahman b. ez-Zubeyr ile evlendim, fakat onu ancak elbisemin puskulu gibi
buldum" dedi. Bununla, (Abdurruhman'1n) iktidars1zl1g1n1 ifade etmek istedi.
Rasulullah (s.a v.) ona muhayyerlik hakk1 vermedi" 102 .
Bir kad1n Ali (r.a.)'ye geldi ve kocas1n1n kendisiyle cinsel ili~kiye giremedigini
soyledi. Ali: "Seher vaktinde bile mi?" dedi. Kadin: "Seher vaktinde bile" dedi.
Bunun uzerine Ali: "(Hem kendin) helak oldun, (hem de kocan1) helak ettin. Ben
sizi ay1rmayacag1m" dedi.
Aynca iktidars1z olan ki~i acizdir ve ozurludur. Dolay1s1yla Allahu Teala'n1n
[5/101]
muhlet verdigi kadar kendisine muhlet verilir.
Biz de, (yukarida nakledilen) "Omer (r.a.) hadlsi"ne dayan1yoruz. Bu hadlsin bir
benzeri Abdullah b. Mes'Od (r.a )'dan ve Ali (r.a.)'den rivayet edilmi~tir. Bu rivayete
gore Omer (r.a.) Abdurrahman ile kans1n1 ay1rm1~ ve erkegin mehri tam olarak
odemesine hukmetmi~tir.
Muhalif goru~te olanlarin Ali'den naklettikleri hadlsin dogru olan rivayetinde
kad1n, "cinsel birle~me sadece bir defa oldu" demi~tir. Bu durumda, bize gore,
kan kocanin aras1 aynlmaz.
Rifaa'n1n kans1 da, soyledigi sozle Abdurrahman'1n iktidars1z oldugunu degil,
erkeklik organ1n1n ku~uk oldugunu anlatm1~t1r. Bu durumda da, bize gore, kad1na
102
Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat, Vll/269; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/627; Zeylei, Nasbu'r-raye,
111/236.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 159
Kad1n bir sure sabredip daha sonra dava a~m1~ olsa bile, surenin ba~lang1c1
davanin a~1ld1g1 zamand1r.
Koca, kans1yla cinsel ili~kiye girdigini iddia ederse, hakim kadina bakire mi,
yoksa dul mu oldugunu sorar. Eger kad1n, "dulum" derse, kocan1n iddias1 dogru
kabul edilir. ~unku normalde bir erkek, kad1nla yalniz kald1g1 zaman, onunla cinsel
ili~kiye girebilir. Davalarda zahir-i halin kendisini destekledigi tarafin sbzu kabul
edilir. Eger kad1n bakire oldugunu soylerse hakim onu kad1nlara gbsterir. ~unku
bekaret, erkeklerin bilemeyecegi hususlardand1r. Bu konuda bir kad1n yeterli
olmakla beraber, iki kad1n ihtiyata daha uygundur. ~unku kalp, iki ki~inin sbzu ile
16D_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
daha c:;ok rahat olur. Eger kad1nlar, o kad1n1n bakire oldugunu soylerlerse, kad1nin
iddias1 dogru kabul edilir.
Kaea, kans1yla cinsel ili~kiye giremedigini kendisi ikrar etse, hakim ona da bir
[5/102] y1I sure verip, bu sure zarfinda kendisini tedavi etmesini emretse, Ali (r a.) nin
dedigine gore; adam1n kendisine gelmesi ic:;in bol bol tavuk ve bal verilir. Bir y1I
gec:;tikten sonra koca, kans1yla cinsel ili~kiye girdigini iddia etse, hukum, (az once
gec:;en meselede oldugu uzere) kad1n1n bakire veya dul olmas1na goredir. Hakim o
kad1n1 kad1nlara gosterir, onlar da bakire oldugunu soylerlerse kad1na sec:;me hakk1
tan1r. c;:unku cinsel ili~kiye girdikten sonra bekaret kalmaz.
Hakim kadina muhayyerlik tan1d1ktan sonra kadin kocas1n1 sec:;se veya
(davanin goruldugu mecliste) yerinden kalksa veya hakimin yard1mc1lan kad1n1
kald1rsalar veya kad1n sec:;im yapmadan once hakim kalksa, kadinin sec:;me hakk1
kalmaz. c;:unku hakimin kad1na sec:;me hakk1 tanimas1, kocanin kans1na kendisini
bo~amay1 sec:;me hakk1 tan1mas1 gibidir. Kocanin kans1na kendisini sec:;me hakk1
tan1mas1 ise meclis ile kay1tl1d1r. Burada da oyledir.
Aynca kocadan aynlma, kad1n1n hakk1ndan dolay1d1r. Eger kad1n, ac:;1kc:;a veya
kalkincaya veya kald1nlincaya kadar sec:;imini geciktirmek suretiyle dolayl1 olarak bu
hakk1n du~urulmesine raz1 olursa, hakk1 du~er ve daha sonra herhangi bir ~ey talep
edemez.
Kad1n, (muhayyer b1rak1l1nca) aynlmay1 sec:;se, hakim kocaya kansin1
bo~amasin1 emreder. Eger koca bo~amay1 reddederse, hakim aralanni ay1nr. Bize
gore, hakimin ay1rmas1 bir bain talak 104 hukmundedir. $afil'ye gore ise, hakimin
ay1rmas1 kusur nedeniyle redde oldugu gibi fesih sayil1r. Biz Hanefilere gore, koca
(evlilik hayat1nda) iki ~eyden birini yapmakla yukumludur: lyilikle tutmak veya
iyilikle sal1vermek. Bu ikisinden birini yapmaktan aciz kald1g1 zaman, digeri
kesinle~ir. Eger koca iyilikle sal1vermekten kac:;1nirsa, hakim bu konuda onun yerine
gec:;er. Sal1vermek, bo~ama (talak)d1r.
Omer (r a )'den hakimin ay1rmas1n1n bir bain talak oldugunu rivayet etmi~tik.
Bu nun nedeni ~udur: Buradaki maksad ric'T talak 105 ile gerc:;ekle~mez. c;:unku kan
kocan1n aras1n1 ay1rmaktan maksad, kocanin kadin1 ask1da b1rakma zulmunu
kald1rmakt1r. Ric'T talakta ise koca kad1na donerek zulmunu surdurebilir. Aynca
104
Bain Talak: Bir kimsenin, hem bo~amak hem de ba~ka anlamlar ii;in konulmu~ olan (kina1)
sbzcuklerle veya kesinlik bildiren laf1zlarla han1m1n1 bo~amas1d1r. Bu durumda bo~ama say1s1 ui;ten az
olsa bile koca, tek taraf11 olarak hanimina dbnemez. Bu, yeni bir akit ve mehir olmaks1zin dbnme
imkani olmayan bo~ama tUrOdOr.
105
Ric'i Talak: Kad1nla cinsel birliktelikten sonra geri;ekle~en ai;1ki;a veya dolayll olarak Oi; bo~ama veya
bir bedel ii;ermeyip bain talak anlamina gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. Ai;1k (sar1h) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlanyla da geri;ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet sOresi ii;inde geri dbnme imkan1 vard1r. Ric'1 talakta, veresiye olarak
belirlenen (mOeccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hukumleri i~leme konulur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 161
ric'at1n (kanya donu~) hukmu, cinsel birle~meden sonra gerekli olan iddete
mahsustur. Bu durum ise burada yoktur. Kuvvetli goru~u toplayan (zahiru'r-rivaye)
kitaplann d1~1ndaki eserlerde EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'den nakledildiQine
gore, kocas1n1n muhayyer b1rakt191 kad1n veya ~eriat1n muhayyer b1rakt191 ozgur
k1l1nm1~ cariye gibi, hakim taraf1ndan muhayyer b1rakllan kad1n da kendini
(aynlmay1) ser,;er ser,;mez aralan aynl1r.
Aynlmay1 ser,;en kadin, mehri tam olarak al1r. c;:unku nikah akdi ile uzerine iktidars1z
birisinin
du~en kendini teslim sorumlulugunu yerine getirmi~tir. Bu kad1n1n iddet beklemesi
karismm
de gerekir. c;:unku mehrin tamam1n1 eksiksiz olarak alm1~t1r. Omer ve Ali (r.a.) boyle dava a~may1
geciktirmesi
hukmetmi~ler ve "acizlik sizden geldiyse kadinlann ne sur,;u var?" demi~lerdir.
Kendisine verilen surede, kocan1n hasta olmas1 veya kans1nin cinsel ili~kiye
engel olacak bir hastal19a yakalanmas1 durumunda, Ebu Yusuf (rh.a.)'tan iki rivayet
vard1r: Rivayetlerin birine gore, eger hastallk, yanm aydan fazla surerse hastal1k
zamani kocaya verilen sureye dahil edilmez, daha az surerse sureye dahil edilir. [5/103]
(Yanm ay olr,;usu) Ramazan ay1na k1yasla tespit edilmi~tir. c;:unku Ramazan ay1n1n
gunduzlerinde de kocan1n kans1yla cinsel ili~kiye girmesi imkans1z oldugu halde
Ramazan ay1 sureye dahil edilmi~tir. Bundan anl1yoruz ki yanm ay ve daha az olan
zaman sureye dahil edilmez. Diger rivayete gore ise, kan koca, bir gun bile olsa
y1l1n herhangi bir k1sm1nda saglam olarak bulunsalar, (geriye kalan) hastal1k zaman1
sureye dahil edilir.
Muhammed (rh.a )'e gore ise, e~lerden birisi bir aydan daha az bir zaman
hasta olursa, bu zaman sureye dahil edilir. Eger hastal1k bir ay devam ederse, dahil
edilmez. Hastal1k suresi verilen zamana eklenir.
Erkege verilen
Kad1n farz olan hac (haccetU'l-lslam) ir,;in ihrama girse, hacda ger,;irdigi zaman siire i~inde
kocaya verilen sureye dahil edilmez. c;:unku koca, kad1n1 ihramdan r,;1karamaz. kadmm
ihramh olmas1
162_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu't-Mebsfit
Nitekim, kad1n dava ac;t1g1 s1rada ihramli olsa, hakim, o ihramdan c;1k1neaya kadar
koeaya sure vermez.
Koeas1 kendisine z1har yapm1~ iken kad1n dava ac;sa (bak1l1r:) Eger koean1n
kole azad etme gueu varsa, hakim ona (hemen bir yil) sure verir. Kole azad etme
gueu yoksa iki ay muhlet verir. c;:unku z1har yapan erkek, kefaretini odemedikc;e
karis1yla einsel ili~kiye giremez. Kole azad edemeyen ki~inin z1har kefareti ise, iki ay
oruc; tutmakt1r. Sure verildikten sonra koea z1har yapsa, hakim ona iltifat etmez ve
bu (kefaret odemekle gec;en) suresi sureye dahil eder. c;:unku z1har yapmamak
koeanin elindedir.
Kocanm Kaea, diger e~leri veya eariyeleri ile einsel ili~kiye girebiliyor, fakat bir karis1yla
e~lerinden giremiyorsa, hakim kad1na sec;me hakk1 tan1r. c;:unku sec;me hakk1nin
birisi ile ili~ki
kuramay1p tan1nmasindan maksad, kad1nin zararin1 gidermektir. Bu maksad, erkegin ba~ka
digerleri ile kad1nlarla einsel ili~kiye girebilmesi ile gerc;ekle~mez. Aksine kadin1n koeas1na kar~1
kurmas1
ofkesini art1rmaz.
Kaea, karis1yla bir defa einsel ili~kiye girmi~, daha sonra girememi~ ise kad1n1n
sec;me hakk1 yoktur. c;:unku kad1n1n mehrin kesinle~me ve ihsan s1fat1n1 kazanma
gayesi, bir defa (einsel ili~kiye girmek) ile gerc;ekle~mi~tir.
Kad1n, koeas1n1 erkeklik organ1 kesik bulsa, hakim ona hemen muhayyerlik
Kocanm
cinsel hakk1 verir. c;:unku iktidars1za sure verilmesi, karis1yla einsel ili~kiye girme umidi
organinm bulundugu ic;indir. Halbuki bu umit einsel organ1 kesik olanda yoktur. Kesilmi~ olan
kesik olmas1
organ tekrar bitmez. Bundan dolay1 hakim derhal onlari ay1nr.
Organ1 kesik olan koea, karis1yla halvete girmi~se, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore,
kadin tam mehir al1r. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise, ya rim mehir al1r.
c;:unku burada erkegin einsel ili~kiye giremedigi kesindir. Koean1n einsel organin1n
kesik olmas1, hasta alma ozrunden daha ac;1kt1r. Hastal1k, halvetin gec;erliligine
engel olduguna gore, organin kesik olmas1 oneelikle engel olur. iktidars1zl1k ise
boyle degildir. c;:unku iktidars1zlik gizlidir, bilinmez. Organ1n kesikligi ise ac;1kt1r,
gorulebilir. Dolay1s1yla hukumde de gozonunde bulundurulmal1d1r.
Ebu Hanlfe (rh a), (onlara eevaben) der ki: Kad1n, akitte kendisine du~en teslim
sorumlulugunu yerine getirmi~tir. Onun kar~1l1g1 olan bedel (mehir) boyleee
kesinle~ir. Bunun nedeni ~udur: Nikah akdi, einsel ili~kiye hak kazanmak ic;in
yap1lmam1~t1r. c;:unku onun bir etkisi yoktur. Ondan ote bir maksad (kendini teslim)
ic;in yap1lm1~, kad1n da bu nu yerine getirmi~ ve dolay1s1yla hakk1 kesinle~mi~tir.
Organ1 kesik olan koeas1 ile halvet olan kad1nin iddet beklemesi gerekir.
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kad1nin iddet beklemesinde bir problem yoktur.
c;:unku (ona gore) mehrin tamam1n1 almaya hak kazanm1~t1r. Ebu Yusuf ve
[S/104]
Muhammed (rh a.)'e gore ise, bu kad1nin iddet beklemesi istihsan deliline dayan1r.
Muellif, kitabu't-talak'da, Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore, bu kad1n1n iddet
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 163
c;:unku ikinci nikah birinci nikahtan ayrid1r. Kad1n1n ikinci nikahtaki hakk1
konusunda birinci nikahtaki cinsel ili~kiye itibar edilmez.
Kendisinde hem erkeklik hemde kadinl1k organ1 bulunan ki~i (Hunsa), idrarin1
Hiinsaya ait erkeklerin yapt1g1 taraftan yap1yorsa erkektir. Bir kadinla evlenmesi caizdir. Eger
hiikiimler
kad1nla cinsel ili~kiye giremezse, iktidars1za sure verildigi gibi ona da sure verilir.
c;:unku cinsel ili~kiye girebilme umidi vard1r. Hunsa, eger idrarin1 kad1nlarin yapt1g1
taraftan yap1yorsa kad1nd1r. Dolay1s1yla durumunu bilmeyen bir erkekle evlenir de,
daha sonra erkek onun durumunu ogrenirse, kocan1n muhayyerlik hakk1 olmaz.
c;:unku bo~ama yetkisi elindedir. Hunsa bu konuda cinsel organi yap1~1k kad1n
gibidir. Onu daha once ac:;1klam1~t1k.
Kad1n1n cinsel organ1 biti~ik, koca da iktidars1z olsa, kad1n1n dava ac:;ma hakk1
olmaz. c;:unku kendisinde bir engel bulundugu halde, kocasindan cinsel ili~kiyi
talep teme hakk1 yoktur.
"lhtilafu Zufer ve Ya'kOb" adl1 eserde belirtildigine gore, efendi cariyesini
[S/105] evlendirse, o da kocas1n1 iktidars1z olarak bu Isa, EbO YOsuf (rh a.)' a gore -bu ayn1
zamanda EbO Hanlfe (rh a.)' den gelen bir rivayettir-, bu konuda dava ac:;ma hakk1
efendinindir. c;:unku mehir onun hakk1d1r ve bu hakk1n1 kuvvetlendirmeye ihtiyac1
vard1r. Ayrica cariyenin c:;ocuklari da efendinin mulkudur. Kocan1n iktidars1z c:;1kmas1
onun bu kazancina engel olur. Zufer (rh.a )'e gore ise, burada sec:;me hakk1 cariyeye
aittir. c;:unku cinsel ili~kiden maksad ~ehevl ihtiyac1 gidermektir. Bu ise efendiye
degil, cariyeye aittir. Dolay1s1yla dava ac:;ma hakk1 da cariyenindir.
Allah Subhanehu ve Tea la dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 165
~iGAR NiKAHI
Bize ula$t1g1na gore Resulullah (s.a v) $igar nikah1n1 yasaklam1$t1r. Bu hadlsin
asl1 Peygamber (s.a v.)'in $U sozudur:
"Resu!ullah (s.a.v.), hic;:biri ic;:in mehir o/maks1zm, bir kadmm bir ba~ka kadm
kar~J/1gmda evlendirilmesini yasaklad1"
109
. <;:unku $igar kelimesi, sozlukte bo$
106
Celeb I ~ I: $ehire d1~ardan gelen mal1 ~ehir d1~1nda kar~ilamak
107
Cenep I ~I: Zekat ve yari~ (sibak) konusunda olmak uzere iki anlam1 vard1r. Zekat konusunda;
zekat memurunun, mal sahiplerine uzak bir yerde durup, onlardan zekatlarini getirmelerini
istemesidir. Yari~ma konusunda; bir kimsenin uzerinde yari~t1g1 at1n yanina bir at daha al1p, bindigi
at yorulunca digerine binmesidir. bk. lbnu'l-Es1r, en-Nihaye 1/30.
108
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/91; Muslim, Nikah 60; Tirmiz1, Nikah 30; Nesa1, Nikah 60.
t66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
kalmak anlam1na gelir. Kopek, i~emek i~in ayaklanndan birini kald1rd1g1 zaman
(~\ _0); bir belde sultans1z oldugu zaman ( ~~Li~~) denilir. Peygamber (s.a.v.),
bu hadlste ~igar ile, kad1n1n nikahta mehirsiz kalmas1n1 kasdetmi~tir ki, bizim
soyledigimiz de zaten budur.
Bu tUr bir nikahta, iki kad1ndan her biri i~in bir mehir belirlense kadinlar
belirlenen mehirlerini (mehr-i musemma) al1rlar. Bu durumda iki akdin birbiri i~in
ko~ul koyulmas1n1n bir etkisi yoktur. c;:unku bu, fasid bir ko~uldur. Nikah boyle bir
ko~ulla ge~ersiz olmaz.
Erkek, mehir olarak onceki kansin1 bo~ama sozu verse, nikah mehr-i misille
[5/106] ge~erli olur, bo~ama mehir olmaz. Ayn1 ~ekilde k1sas1n affedilmesi mehir olarak
belirlense, bu da ge~ersizdir. K1sas affedilmi~ say1l1r. Bize gore, kadin mehr-i misil
al1r.
$afil (rh.a.) der ki: Ko~ul koyulmakla kar~1l1g1nda bir bedel alinabilecek her ~ey
mehir olabilir. c;:unku maksad kar~1l1kl1 ivazlann bulunmas1d1r.
$afil ile aram1zda tart1~maya esas olan mesele, Kur'an-1 Kerlm ogretmenin
mehir olup olamayacag1d1r. Ona gore, Kur'an-1 Kerlm ogretmek mehir olabilir.
c;:unku daha once ge~en hadlste Peygamber,
~Tjj1~~~~jj
"Seni, ezberindeki Kur'an kar!?tltgmda bu kadmla evlendirdim"110
buyurmu~tur.
Biz $afil (rh.a.)'ye cevaben deriz ki: Mehirde mal olma ozelliginin ko~ul
koyulmas1 nassla sabittir. Bu nass Allah Teala'n1n,
~
~
:
,..
"L.;.; ,.· : ·
?
' ..
' ' !<:"!1-·t I
~ 1--;Y ; .Y-:'
·=·-.Ji \--;
- , • ,.. .I ,.
!<::"I.) ~1 -- \;!<:"I t-i·)..
JJ r- c.r- J '/'
:fl '
109
Muvatta, Nikah 8; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/19; Buhar1, Hiyel 4; Eba Davad, 1/632.
110
Buhar1, Fedailu'l-Kur'an 21; Eba Davad, Nikah 29; Tirmizi, Nikah 23.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 167
Bir erkek "k1sas (hakk1ndan vazge<;mek)" ko~uluyla bir kadinla evlense, s1rf
akit yap1lmakla af meydana gelmi~ sayi11r: "Fakat (ileride) k1sastan vazge<;mek"
ko~uluyla evlense k1sas ancak aynca affetmesiyle du~er, affetmeye zorlanmaz.
Bir erkek, "kad1nin (kole olan) babasin1 azad etmesi" ko~uluyla bir kad1nla
evlense, s1rf akit yapllmakla baba azad edilmi~ olur; "(ileride) kad1n1n babasin1 azad
etmek" ko~uluyla evlense boyle degildir (s1rf akit yap1lmakla azad olmaz, ancak
erkegin aynca azad etmesiyle azad olur). Bu durumda kad1n mehr-i misil al1r.
c;:unku mehir olarak belirlenen "babanin azad edilmesi" mal degildir. Fakat
kad1n1n, "babas1nin kendi nam1na azad edilmesi" ko~uluyla evlenmesi boyle
degildir. (Bu durumda babanin azad edilmesi mehir say1l1r.) c;:unku bu ifade,
babanin mulkiyetinin once kad1na ge<;mesi anlamina gelir. c;:unku "kad1n nam1na
azad etmek" ancak bu ko~ulla ger<;ekle~ir. Babanin mulkiyeti ise, mehir olmaya
elveri~li bir mald1r.
111
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/427; EbO DavOd, Nikah 18; lbn Hibban, Sahih, Xlll/385; Hakim,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 169
.):1,;..t.;
. ~:.iii (?-'? ' - ~ ~!L:J
- .J- f,\;:. l..S'11 Liy>---P •l ~L;.j
J _1.J .
lg•:::\
- . ~
\~JI . 8..4 ~l r- 0 \
~ . JJ
..:_..;.. • :
.t_LS::ll
"Bizimle beraber olan bir kadm evde iki ktztnt evlendirdi. Ktztn velileri gelip,
kadma kar~t Ali (r.a.J'ye gidip dava ac;ttlar. Ali (ra.), nikaht gec;erli kabul etti" 1n
Bahriyye bt. Hani' hadlsi:
:1,;..t ~:."iii ~
.) ·
- .J- f, \;:. l..S',,· tr---" ~ ~_,_.~ 0
~
0
•
0
'~~~ii
~
;
~ ~
~= c.;.· J.)
.: : ..:Jtj
c- lS:ll
"(Bahriyye) dedi ki: "Kendimi Ka'ka' b. SOra nikahladtm. Bunun uzerine
babam, Ali (ra.)'nin huzurunda dava ac;tt. Ali (r.a.) nikaht gec;erli kabul ettt" 114 .
Bu haberler, "Kad1nlarin ibaresi (irade beyani) ile nikah olmaz (Kendi ba~larina
evlenemezler)" diyen $afil (r.a.)'ye kar~1 delildir.
Fakat Muhammed (rh.a )'e gore bu haberlerin baz1lar1 kuvvetli deli I olmaz. 0
Neca~I hadlsi hakk1nda ~oyle der: Neca~I veli idi. ~unku Ommu Hablbe (r a),
Neca~l'nin velayeti alt1nda bulunan Musluman bir kad1n idi. ~unku o, Habe~istan'a
hicret edenlerin arasindayd1. Ai~e (r.a.)'nin yapt1g1 akit de, Abdurrahman'in
icazetine bagl1 (mevkuf) idi. Ali (r.a) de, gec;erli kabul ettigi akitleri kamu velayetine [5/108]
(vilayetU's-saltana) dayanarak gec;erli kabul etmi~ti".
Muellif daha sonra, kad1nin kendine denk olan biriyle kendi kendine
evlenmesinin caiz oldugunu gosteren pek c;ok tan1k (f1khl mesele) and1. Bunlardan
baz1lan ~unlard1r:
Veli, kadin1n evlenmesine izin vermese, kad1n da velisine kar~1 sultanin
huzurunda dava ac;sa sultan onu evlendirmekten kac;1nsa bile, veliye kad1n1
evlendirmesini emredebilir. Kad1n bunu kendi ba~ina yapt1g1 takdirde, onun
yapt1ginin gec;ersiz olduguna nasil hukmedersin?
Bir adam, kendisinden c;ocugu olan (Ummu veled) cariyesini azad etse, sonra
kad1n c;ocugun bilgisi olmadan birisi ile evlense, o c;ocuk, cariyenin velisidir diye o
nikah caiz olmayacak m1?
Ne dersin, bir kad1n bunak olan babas1n1 azad edip evlendirse, bu caiz olmaz
m1? Kad1n babas1n1 evlendirebiliyorsa, kendisini nas1I evlendiremez?
Muellif buna benzer daha pek c;ok mesele and1.
"ihtilatu Ebu Hanife ve ibn Ebu Leyla" adl1 eserde anild1g1na gore, lbn
EbO Leyla, "Bu (kad1nin velisiz evlenmesi), caiz olmaz" demi~tir. EbO YOsuf ve
Muhammed (rh.a) de, "Hakim veya veli onay vermedikc;e, kad1n1n, kendi nikah1ni
akdetmesi caiz olmaz" demi~lerdir Bu konuda EbO YOsuf ve Muhammed
(rh a )'den gelen rivayetlerin c;eli~kili oldugu daha once ac;1klanm1~t1.
Allah Subhahu ve Teala dogruyu en iyi bilendir ve donu~ ancak O'nad1r.
aim, mehirlerini de normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhu~ yapar!arsa
onlara 6zgur kadm!ann cezasmm yans1 (uygu!anir). Bu (cariye ile evlenme izni),
ic;inizden gunaha du~mekten korkanlar ic;indir. "(en-Nisa 4/25)
Allahu Teala bu ayette, cariye ile evlenebilmek ic;in, ozgur kad1nla evlenmeye
gucun yetmemesini ~art ko~mu~tur. Bir hukmu ko~ula baglamak ise, o ko~ulun
varl1k ve yoklugunu ay1rmay1 gerektirir.
Aynca Allahu Teala, ozgur erkegin cariye ile evlenebilmesinin, kendisinin
zinaya du~eceginden korkmas1 zaruretinden dolay1 oldugunu da ac;1klam1~t1r. Bu
da, ancak ozgur kad1nla evlenmeye gucu yetmedigi zaman ortaya c;1kar.
Bu konuyla ilgili akll delil ise ~udur: Ozgur erkegin cariye ile evlenmesi, kendi
c;ocugunu kolelik tehlikesine maruz b1rakmas1 anlam1na gelir. ~unku c;ocuk, onun
(babanin) bir parc;as1d1r, fakat kolelik konusunda annesine bagl1d1r. Ozgur erkegin,
kendisini kolelik tehlikesine atmas1 caiz olmad1g1 gibi, c;ocugunu da bir zaruret
yoksa, kolelik tehlikesine maruz b1rakmas1 caiz olmaz. l~te bundan dolay1 nikah1
alt1nda ozgur bir kad1n varken erkegin cariye ile evlenmesi, caiz olmaz. Ozgur
kadinla evlenmeye gucu yettiginde de boyledir. Bu durumda nikahin, c;ocugun [S/109]
hakk1ndan dolay1 yasak olmas1 da uzak bir ihtimal degildir. Nitekim, c;ocugun
nesebinin kan~mas1na yol ac;acag1ndan, ba~kas1ndan iddet beklemekte olan bir
kad1n evlenemez. Ote yandan cariye ile evlenmek, ozgur erkek hakk1nda (ozgur
kad1nla nikahtan) bedeldir. ~unku nikah akdi, bir izdivac (e~lenme) akdidir. O ise,
asl1nda e~itlige dayanir. Oysa ozgur ile cariye aras1nda e~itlik yoktur. Dolay1s1yla
cariye ile evlenmek bedel anlaminda olur. Aslin varl1g1 bedele gitmeye engel
oldugu gibi, asla ula~ma imkan1n bulunmas1 da engel olur. Bu teyemmum gibi.
Suyun bulunmas1 teyemmume engel oldugu gibi, satin alma yoluyla suya ula~ma
imkanin1n bulunmas1 da teyemmume engel olur.
Bizim bu konudaki (nakll) delilimiz ise, Allahu Teala'nin;
.i. ~\,;' ' ~)41 - ~:- .. L.:.!.JI ~ ~~i ...:.,U, L. I.Y'-:"
!. c:c;)..
"\\'. L .)J J i...r° . , .J'! 1- . "1'
"Begendiginiz (veya size he/al o!an) kadmlardan iki~er uc;er dorder aim."
anlamindaki ayetidir. (en-Nisa 4/3) Cariyeyi nikahlamak helal olduguna gore, ayetin
zahirine gore, ozgur erkegin onunla evlenmesi de caiz olur.
Bu konudaki akll deli! de ~udur: Nikah, helal kad1nlara mahsustur. Ozgur
kad1n gibi, cariye de, ozgur erkek ic;in helal olan kadinlardand1r. Dolay1s1yla cariye
ile evlenmek bedel degil, as1I olur. Bunda zaruret (ko~ulu) da yoktur. Cariyenin
ozgur erkege helal olmas1nin delili ~udur: Cariye, mulku olmakla (milk-i yemln)
ozgur erkege helal olmaktad1r. Mulkiyet yoluyla ise, sadece nikahla helal olan
kad1nlar helal olur. Cariye, ittifakla, koleye as1I olarak helaldir. Ozgur ic;in de, helal
olmalid1r. Hatta bu daha da onceliklidir. ~unku ozgur hakkindaki helallik dairesi,
koleye gore daha geni~tir. Oyle ki kale ic;in mulkiyet yoluyla helallik sabit
172_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olmazken, bzgur ic;in sabit olur. Bunun nedeni ~udur: Adem neslinden kad1n
olanlar, yaratil1~lan itibariyle, erkeklere helaldirler. C::unku maksad neslin
uremesidir. Neslin uremesi ise, erkekler ile kad1nlar aras1nda gerc;ekle~ir. Sonradan
meydana gelen haraml1k, baz1 nedenlerledir. lslamin ac;1kc;a ifade ettigi; annesi
olma, k1zkarde~i olma gibi nedenlerden dolay1d1r. Bu nedenler bulunmad1g1
zaman, as1I itibariyle helallik sabit olur. Bu konuda c;ocugu kolelik tehlikesine
atmay1 dikkate alman1n, evlilige engel olmada bir anlam1 yoktur. C::unku neslin
devamina kokten engel olmas1na ragmen, k1s1r ve ya~l1 kad1nla evlenmek caizdir.
Buna gore, neslin sadece ozgur olma niteligine engel olan, cariye ile evlenmek
oncelikle caizdir. Ayn1 ~ekilde bzgur bir erkek, cariye ile evlense de, daha sonra
ozgur kad1nla evlenme imkani elde etse veya ozgur kadinla (fiilen) evlense, onceki
nikahla cariye ile birlikte olmaya devam edebilir. Bu durumda da c;ocugu kolelik
tehlikesine maruz b1rakma vard1r.
Buraya kadar anlatilanlardan ac;1ga c;1km1~t1r ki, $afil (rh.a.)'nin bu gerekc;eye
dayanmas1 dogru degildir. Ayni ~ekilde cariye ile evlenmenin bedel hukmunde
oldugu iddias1 da yanl1~t1r. C::unku cariye bedel olsayd1, t1pk1 su bulundugunda
teyemmumun hukmu devam etmedigi gibi, as1I meydana geldikten (ozgur kad1nla
evlendikten) sonra da, bzgur erkekle cariye aras1ndaki nikah1n devam etmemesi
gerekirdi.
Ozgur erkegin nikah1 alt1nda ozgur bir kadin varsa, Hanefl alimlerinden baz1s1
Ozgiir bir
kad1mn ~byle der: Bu durumda cariyeyi nikahlaman1n haram oldugu nassla sabittir. Bu,
iistiine k1yasa ayk1r1d1r. Hz. Peygamber (s.a.v.);
cariyeyi
kuma almak
§~I )&. ;_}-j1 ~:~ 'l
"Ozgur kadm uzerine cariye nikahlanmaz" buyurdular. 115
Nitekim, ozgur kadin kuc;uk veya gaib olsa, cariye ile evlenme ihtiyacinda
olmas1na ve zinaya du~me korkusu bulunmas1na ragmen, (onunla evli olan)
erkegin cariye ile evlenmesi caiz olmaz. Bundan da anl1yoruz ki, burada cariye ile
evlenmeye mani, bizzat nikah1n kendisidir. Ozgur kad1nla evli olman1n cariye ile
evlenmeye ihtiyac; duyurmamas1 degildir.
el-Kerhl (rh.a ) derdi ki: Ozgur kad1nla evlenmekle erkegin nesli ic;in ozgurluk
hakk1 sabit olur. Ozgur erkek, cariye ile evlenmekle sabit olan bu hakk1 iptal
etmektedir. Halbuki sabit olduktan sonra ozgurluk hakk1ni iptal etmek caiz olmaz.
Daha sonra ozgur kad1nla evlenme imkan1 elde etmekle, c;ocugu ic;in ozgurluk
hakk1 sabit olmaz.
115
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/467; Beyhaki,
Vll/175; Darekutni, Sunen, IV/39; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/177, 178.
es-Sunenu'/-kubra,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 173
Alimlerimizden baz1s1 ise ~oyle der: Glriye, ozgur kad1nlara ilave olarak degil,
onlardan ayn olarak evlenilmesi helal olan kad1nlardand1r. c;:unku nikah akdinin [S/110]
dayanag1 olan helallik, hem erkek, hem de kad1n taraf1 ic;in bir nimettir. Bu helallik,
erkegin kole olmas1 ile yarilanir. Dolay1s1yla ozgur erkek dort kad1nla evlenebilirken,
kole sadece iki kad1nla evlenebilir. Ayn1 ~ekilde helallik kadin1n koleligi ile de
yanlanir. Fakat cariye taraf1ndaki yanlanma, evlenebilecegi erkeklerin say1sinin
azl1g1 ile degildir. c;:unku bir kadin sadece bir erkege helal olur. Cariye taraf1ndaki
yarllanma durum itibariyledir.
Onunla ilgili uc; durum vard1r:
1- Erkek ozgur kadinla evlenmeden onceki durum, 2- ozgur kadinla
evlendikten sonraki durum, 3- ozgur kad1nla ayn1 anda nikahlanma durumu. Bir
durum bolunme kabul etmedigi ic;in, haraml1k taraf1 helallik tarafina galip
gelmi~tir. $oyle ki, cariye, ozgur kad1ndan onc:e nikahland1g1 durumda helal; ozgur
kad1nla ayni anda nikahland1ginda veya ondan sonra nikahland1ginda ise haram
olur. Ya da gerc;ekte iki durum vard1r: Ozgur kadina ilave edilme durumu ve ozgur
kadindan ayn alma durumu. Cariye ozgur kad1na ilave olarak nikahland1g1nda
haram, tek ba~1na nikahland1g1nda ise helal olur. Buna gore, nikah1 alt1nda ozgur
kad1n bulunan erkek, cariyeyi de nikahlarsa, onu ozgur kad1na ilave etmi~ olur.
Bundan dolay1 bu nikah gec;erli olmaz. Ozgur kad1nla evlenme imkan1 olan (fakat
fiilen evlenmemi~ olan) erkek, cariyeyi nikahlamakla, onu ozgur kadina ilave etmi~
olmaz. Bundan dolay1 nikah1 gec;erli olur.
Kar~1 goru~tekilerin delil ald1g1 ayete gelince, lbn Abbas (r.a.)'tan nakledildigine
gore, bu ayetten maksat, "erkegin ozgur kadinla evli olmas1 durumu "dur. Zaten,
biz de bunu soyluyoruz. Ostelik bizim kural1m1za gore, bir hukmun ko~ula
baglanmas1, o ko~ul bulundugunda hukmun de bulunmas1ni gerektirir. Fakat ko~ul
bulunmad1g1nda hukmun de bulunmamas1ni gerektirmez. c;:unku o hukmun,
ko~ulun varl1g1ndan once, ba~ka bir illet nedeniyle var olmas1 mumkundur.
$afil (rh.a.)'ye gore ise, muslumanlar1n ehl-i kitap cariyelerle evlenmesi caiz
degildir. c;:unku musluman cariye ile evlenmekle zaruret ortadan kalkar. Dolay1s1yla
ehl-i kitap cariye ile evlenmek asla caiz olmaz. Ote yandan ehl-i kitap cariye
genellikle kafirin mulkiyetinde olur. 116 Musluman1n c;ocugunun kafirin kolesi
olmaktansa, musluman1n kblesi olmas1 daha iyidir. $afil (rh a) bu gbru~une ~u ayeti
delil getirir:
.J.. > ... • , 't • • • , • ' ,. - .> •
"(~ &! ~~I ly.J &..J.ll ~ .;_.~lj ..;.i~j.UI ~ ~~lj ... p:i ~t fj;ll~
116
Cariyenin nikah1 durumunda, cariyenin mulkiyeti ve nikah1 ayri kimselerde olur. Dolay1s1yla gayri
muslim cariye olsa olsa kafirin mulkiyetinde du~unulur. O cariye musluman kocadan ~ocuk dogursa,
~ocuk musluman olmas1na ragmen kafirin kblesi bulunmu~ olur.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 175
"Apar;1k deli/ kendilerine gelinceye kadar Ehli kitaptan ve mu~riklerden
inkamlar (kUfurden) aynlacak degillerdi. "(el-Beyyine 93/1 ).
Bir erkek, bir cariye ile, efendisinin izni olmadan evlense, sonra ozgur bir
kadinla evlense ve daha sonra cariyenin efendisi onay verse, cariyenin nikah1 caiz
degildir.
~unku cariyenin nikah ile helal olmas1 onay verildigi zaman olmu~tur.
Efendinin onay verdigi s1rada, o erkegin nikah1 alt1nda ozgur bir kad1n
bulunmaktad1r. Bu onayla, cariye ozgur kadina ilave edilmi~ olmaktad1r. Halbuki
ozgur kad1n uzerine evlenildigi zaman cariye helal olmaz. Aynca burada akitten
sonra, fakat onaydan once, akdin ba~lamas1na engel olacak bir durum ortaya r;1k1p
onaya engel olmu~tur. Bu, erkegin, bir kad1nla ba~ka birinin onay1na bagl1 olan bir
akitle evlendikten sonra, o kadinin k1z karde~iyle evlenmesi gibidir. Birinci kad1n
daha sonra onay verse, onun nikah1 caiz olmaz. Nitekim, yukandaki meselede
erkek, efendi izin vermeden once, o cariyenin ozgur olan annesi veya k1z1yla
evlense de, daha sonra efendi izin verse caiz olur mu?" Dedi ki: "Sozunu ettigimiz
nedenden dolay1 bunlardan hir;biri caiz olmaz".
Bir erkek, bir cariye ile efendisinin izni olmadan evlense, sonra efendi
nikah1 bilmeden 0 cariyeyi ozgur k1lsa, bu azat, nikah1 onaylamak ve ona
izin vermek anlamma gelir.
~unku cariye akitte tarafd1r, ancak efendinin hakkindan dolay1 yapt1g1 akit
ger;erli (nafiz) olmam1~t1r. Efendinin hakk1 du~unce akit de ger;erli olur. Bu akdin
ger;erli olmas1, efendi taraf1ndan degil, cariye taraf1ndand1r. Bundan dolay1 cariye
ir;in azad edilme muhayyerligi sabit olmaz. Muellifin, "Efendinin cariyeyi ozgur
b1rakmas1, nikah1 onaylamak ve ona izin vermek anlam1na gelir" sozu sozde
geni~liktir. Akdin yururluge girmesinin cariye tarafindan olmas1 ve dolay1s1yla da,
t1pk1 ozgur b1rakild1ktan sonra evlenmi~ gibi, cariyenin ozgur b1rak1lma
muhayyerliginin olmamas1nin nedeni ~udur : Ozgur b1rakilma muhayyerligi, azad
edilme nedeniyle (kocanin) cariye uzerindeki yetkilerinin artmasindan dolay1 sabit
olur. Akdin yururlulugu ilk ba~tan, ozgur b1ral1kd1ktan sonra ba~lad1g1 zaman ise
boyle bir durum gerr;ekle~mez. Bundan dolay1, eger ozgur kil1nmadan once cinsel
ili~kiye girmemi~lerse, cariye mehri al1r. ~unku (akdin geregi olan) yukumluluk
onun uzerindedir, dolay1s1yla bu yukumlulugun bedeli de ona ait olur.
Zufer (rha.)'den nakledildigine gore, o, bu konuda ~oyle demi~tir: "Bu nikah
ger;ersizdir. ~unku efendinin oluruna bagl1d1r. Dolay1s1yla yururlugu de efendi
tarafindan olur. Ozgur b1rakmakla efendinin hakk1 du~tUgu ir;in, nikah1 onun
onayina bagl1 olarak b1rakmak mumkun degildir. Dolay1s1yla, bu (mevkOf) nikah1n
batil olma taraf1 kesinle~ir. Bu, bir kimsenin ba~kas1nin mahni satmas1, sonra mal
sahibinin o mal1 bir ba~kas1na satmas1 gibidir. Mal sahibinin o mal1 satmas1
nedeniyle birinci sat1~ batil olur ".
t76_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Biz, ona cevaben deriz ki: Bu nikah, efendinin onay1na bagl1 degildi. Sadece
efendinin hakkindan dolay1 yururlukte degildir. Akitten sonra cariyeyi ozgur
k1lmakla efendinin hakk1 du~unce, akdin yururluge girmesine engel olan ~ey de
ortadan kalkm1~ olur.
Efendinin (onceden) cariyeye evlenme izni vermi~ olmas1, bu meseleden farkl1
bir durumdur. Cunku bu durumda efendi (tekrar) onay vermedik<;e cariyenin
yapt1g1 akit kurulmu~ olmaz. Cunku (onceden) izin vermekle efendinin hakk1
[S/112) du~mediginden, (akdin kurulmas1 i<;in), muhakkak efendinin veya efendinin yerine
ge<;en ki~inin izin vermesi gerekir. Yukandaki meselede ise, azad etmekle
efendinin hakk1 du~mu~tur.
Cariyenin bir ~ey satin almas1, sonra efendinin onu ozfUr b1rakmas1 da
yukandakinden farkl1 bir durumdur. Cunku bu durumda satin alma batil olur. Zira
satin alma, efendiye mulkiyet getirici olarak meydana gelmi~tir. Eger cariye azad
edildikten sonra yururluge girse, cariyeye mulkiyet getirici olur. Bu ise caiz olmaz.
Yukar1daki meselede ise nikah akdi, zaten cariyeyi helal kil1c1 olarak meydana
gelmi~tir. Cariye azad edildikten sonra da bu s1fatla yururluge girer.
Efendi cariyeyi ozgurlugune kavu~turmasa fakat vefat etse ve oglu cariyeye
mirasc1 olsa (bak1l1r:) Eger baba cariyeye dokunmam1~ olup da, cariye ogula helal
ise, nikah ge<;ersiz olur. Ogulun bu nikaha icazek verme hakk1 da yoktur. Cunku
ba~kas1nin onayina bagl1 (mevkOf) olan helallik uzerinde yururluk halinde olan bir
helallik meydana gelmi~tir. Yururlukte olan helallik mevkOf helalligi kald1m. Bu,
mevkOf mulkiyet uzerinde yururlukte olan (nafiz) bir mulkiyetin ortaya <;1kmas1
gibidir. $oyle ki, bir ki~i, bir ba~kas1nin mal1n1 satsa, sonra da o mal1 sahibinden
satin alsa daha once yapt1g1 sat1m akdi ge<;ersiz olur ve o akde onay verme hakk1
da olmaz. Cunku bir akdin konusunda iki mulkiyet ve iki helallik arasinda <;eli~ki
vard1r. Bunlardan birinin ge<;erli olmas1, digerini yok eder.
Eger cariye, (babas1na varis olan) ogula helal olmay1p da, ogul o nikaha onay
verse, bize gore caiz olur. CL.inku ogul, onay verme konusunda babanin yerine
ge<;mi~tir ve mevkOf helallik uzerinde nafiz helalligin meydana gelmesi ~eklinde bir
z1tl1k yoktur. Zufer (rha.)'e gore ise bu nikah caiz olmaz. Cunku o, babanin onay1na
bagl1 idi, ba~kas1nin onay1 ile ge<;erli olmaz.
Efendi cariyeyi birisine satsa veya hibe edip teslim etse (bakli1r:) Eger cariye,
mu~teriye veya kendisine hibe edilen ki~iye helal ise, onlann onay vermeleriyle
onceki nikah ge<;erli olmaz. Onlara helal degilse, bize gore, onlann izin
vermeleriyle nikah ge<;erli olur. Zufer (rh.a.)'e gore ise ge<;erli olmaz.
Cariye, kendisine malik olan ki~iye helal olup da, onun mulkiyetine ge<;tikten
sonra, kocas1 kendisiyle cinsel ili~kiye girse, sahibi onay vermi~ olsa da olmasa da,
koca emsal mehir ile mulkiyetin intikalinden onceki nikahta belirlenen mehirden
hangisi az ise onu oder. Cunku cinsel ili~ki nikah ~uphesiyle ger<;ekle~mi~tir. Bu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 177
yuzden had cezas1 du~er ve belirlenen mehir ile emsal mehirden hangisi azsa onu
odemesi gerekir. Cinsel ili~ki meydana geldigi zaman cariyenin sahibi kimse, mehri
de o al1r. c;:unku mehir, erkegin cinsel ili~kiyle ald1g1 ~eyin bedelidir. Cinsel ili~kiyle
al1nan ~ey ise ikinci sahibin mal1d1r. Dolay1s1yla bedel de onun olur. Kocas1, cariye
ile birinci sahibin mulkiyetinde iken cinsel ili~kiye girse, sonra ikinci sahip bu nikaha
izin verse, kocanin sadece birinci malike mehir bdemesi gerekir. c;:unku cinsel ili~ki,
birinci mulkiyette iken nikah ~uphesi ile gerc_;ekle~mi~tir. Bundan dolay1 cariyeden
alinan ~ey kar~il1g1nda mehir odenmesi gerekir. 0 da birincinin mal1d1r. Dolay1s1yla
mehir de onun olur.
Bu konuda ikinci malikin izin vermesiyle nikah1n gec_;erli olmad1g1 da
soylenmi~tir. c;:unku ikinci malik cariyeye malik oldugu zaman nikah fasid
olmu~tur.
Hanefi alimlerinden baz1lan ~oyle der: "Bu hukum yanl1~t1r. <:;:unku koca,
cariye ile birinci malikin mulkiyetinde iken ili~kiye girince, cariyenin iddet beklemesi
gerekli olmu~tur. lddet bekleyen kad1n da, iddet bekledigi ki~iden ba~kas1na helal
olmaz. Dolay1s1yla bu cariye ikinci malike helal olmaz. Bundan dolay1 mevkuf nikah
fasid degildir. lkinci malik izin verdigi takdirde sahih olur".
Biz buna cevaben deriz ki: Muhammed (rh a )' in Kitabu'l-Asl'da soyledigi
dogrudur. c;:unku iddet ancak aynl1ktan sonra gerekli olur. Aynl1ktan once cariye
iddet beklemez. ikinci malikin cariye ile cinsel ili~kiye girmesi yasak olsa da, onun
mulkiyetinin meydana gelmesi, mevkuf mulkiyeti iptal eder. Buradaki hukum,
istibra nedeniyle, yeni efendinin cariye ile cinsel ili~kiye girmesinin yasak olmas1na
k1yas edilmi~tir. 117 Bu da ba~kas1nin onay1na bagli olan nikahin gec_;ersiz olmas1n1
engellemez. Bu da oyledir.
Koca, cariye ile, onceki sahibinin mulkiyetinde iken cinsel ili~kiye girse, sonra
sahibi cariyeyi ozgurlugune kavu~tursa, nikah gec_;erli olur. K1yasa gore, kocanin iki
(5/113]
mehir odemesi gerekir: Bir mehir azaddan once nikah ~uphesiyle cinsel ili~kiye
girdigi ic_;in sahibine, bir mehir de azaddan sonra nikah gec_;erli oldugu ic_;in kad1na.
c;:unku helallik ancak azad edildikten sonra olur. Mehirsiz olarak sabit gorulmesi
caiz olmaz. Fakat (Ebu Hanlfe) istihsan1 esas alm1~ ve ~oyle demi~tir: Sadece
efendiye tek mehir odemesi gerekir. c;:unku cinsel ili~kiye girme nedeniyle mehrin
gerekmesi, akde itibarlad1r. Nitekim, daha once akit yap1lm1~ olmasayd1 mehir de
gerekmezdi. Bir akit ise, sadece bir mehir gerektirir. Efendiye mehir vermek gerekli
olunca, o akitle cariyeye de bir mehir vermek gerekmez. Bunun izah1 ~oyledir: Her
ne kadar onaylama akitten sonra olsa da, onun hukmu akdin kendisine dayan1r.
Nitekim, ~ahitlerin bulunmas1, icazet s1ras1nda degil, akit s1ras1nda ~artt1r. Mehir
ko~ulu gibi, tan1klann bulunmas1 ko~ulu da, sadece kan kocanin birbirine helal
117
lstibradan dolay1 cariyeye yakla~manin yasaklanmas1 k1yas1n sebebi ka bul edilmi~tir.
l 78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
"Allah, hk;bir ~eye gucQ yetmeyen, ba~kasmm malt (olmu~) bir koleyi... misal
verir." (en-Nahl 16175)
Efendi kolesini evlendirmekle, sadece onun gucunun yetmedigi bir konuda
[5/114] akit yapm1~ olur. Aynca kale, mutlak olarak efendinin mulkudur. Dolay1s1yla, t1pk1
cariye gibi onu da, nzas1 olmadan evlendirebilir. Bunun nedeni ~udur: Efendi
cariyesini, nikahla sahip olunacak ~eyin sahibi oldugu ic;in degil, mulkiyetini elinde
bulundurdugu ic;in evlendirebilmektedir. c;:unku evlendirme yetkisi, nikahla elde
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 179
edecegi ~eye sahip olmay1 gerektirmez ve (bu haklar) o itibarla sabit olmaz.
Nitekim, veli de, nikahla elde edilen ~eye sahip olmad1g1 durumda, ku~ugu
evlendirebilir. Bununla sabit olmaktad1r ki, efendi, cariyesini nikahla kendisinden
elde edilecek olan ~eye sahip oldugu i~in degil, onun mulkiyetini elinde
bulundurdugu i~in evlendirebilir. Bu, kole tarafinda da, hem de fazlas1yla,
mevcuttur. c;:unku cariyeyi evlendirmekle kendi menfaatini gozetirken, koleyi
evlendirmekle kolenin menfaatini gozetir. Aynca mehir odemek, nikah akdinin iki
bedelinden biridir. Efendi, t1pk1 cariye taraf1nda bud'u verdigi gibi, kole taraf1nda
da mehri verecektir.
$Mil (rh a )'nin, "nikah1n kole taraf1nda kapsad1g1 ~ey, efendinin mulku
degildir" sozu yanl1~ bir sozdur. c;:unku, kolenin kendi ba~1na evlenemeyeceginde
goru~ birligi vard1r. K1sas gerektirecek bir su~u ikrar etmek, kansin1 bo~amak bu
tlirdendir. Sahibinin kale uzrinde sahip olmad1g1 haklarda kole, asil olan ozgurluk
uzerine b1rakil1r ve onlan tek ba~1na kendisi yapabilir. Burada kolenin kendi ba~1na
evlenememesinden anl1yoruz ki, kolenin nikah1 efedinin mulkune dahildir. Nikahin
geregi helallikt1r. Helallik, nikahla meydana gelir ve bo~ama ile ortadan kalk1ncaya
kadar surer. A~1k olan ~u ki, Efendiden ~ekinmesi kolenin, kans1n1 bo~amas1na
engel olur.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, efendi kolesinin nikahland1g1n1 ikrar etse, bu ikrar
ge~erli olmaz. Fakat cariyesinin nikah1n1 ikrar etse, ge~erli olur. Bunu daha once
a~1klam1~t1k. $uayb b. Ebi'l-Kas1m (rh.a ), EbO YOsuf (rh a )'tan, o da EbO Hanlfe
(rh.a.)'den bu hukmun tersini nakletmi~tir. Bu rivayete gore, efendinin, kolesinin
nikahin1 ikrar etmesi ge~erlidir, cariyesinin nikah1n1 ikrar etmesi ise ge~ersizdir.
c;:unku cariyedeki ikrar onun cinsel organin1n helal olmas1n1 gerektirir. Tan1k
olmadan, s1rf efendinin ikranyla, kocaya helal olmaz.
Nikahl1 olan cariye ozgurlugune kavu~turuldugu zaman, daha once de
a~1klad1g1m1z gibi, muhayyerlik hakkina sahip olur: Eger kendisini (aynlmay1)
se~erse ve kocas1 kendisiyle cinsel ili~kiye girmi~ ise, anla~1lm1~ olan mehri efendisi
al1r. c;:unku cinsel ili~ki ge~erli bir nikah1n hukmu alt1nda ger~ekle~mi~ ve o ili~ki
nedeniyle belirlenen mehir kesinle~mi~tir. Kocas1 cariye ile cinsel ili~kiye girmemi~
ise, ne cariye, ne de efendi mehir alamaz. c;:unku cariyenin kendini se~mesi,
nikah1n temelden feshedilmesi anlam1na gelir. Bununla da t1pk1 denklik
bulunmad1g1 i~in aralan aynlm1~ gibi, mehrin tamam1 du~er.
Eger cariye kocas1n1 (evliligi surdurmeyi) se~erse, kocas1 kendisiyle cinsel
ili~kiye girmi~ olsun veya olmas1n, mehri efendi al1r. c;:unku belirlenen mehir (mehr-
i musemma), akdin kensi ile, kocan1n elde edecegi ~ey kar~il1g1nda gerekli
olmu~tur. Kaea bu ~eyi efendiden alm1~t1r, dolay1s1yla onun bedelini de efendi al1r.
Efendi cariyeyi azad etmese, cariyenin mehrini kocasindan tam olarak al1r.
Kocan1n, efendi cariyeyi teslim etmedik~e mehri odememe hakk1 yoktur. c;:unku
t8D _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
efendi, cariyenin mehrine hak kazanma konusunda ozgur kad1n gibidir. Ozgur
kad1n, mehrini almad1kc;a kendisini teslim etmeyebilir. Burada da eger mehrin
pe~in olmas1 ~art ko~ulmu~ ise, efendi cariyeyi teslim etmeyebilir. Mehir vadeli
(mueccel) ise, EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'e gore, satilan maim bedeli (semen)
veresiye oldugunda, satilan mal1 teslim etmeme hak1nin olmad1g1na k1yasla
efendinin cariyeyi, ozgur kad1rnn da kendini teslim etmeme hakk1 yoktur. EbO
YOsuf (rh a )'un diger goru~une gore ise, mehir vadeli ise, kad1n onu almak ic;in
kendini teslim etmeyebilir. Sat1m akdi boyle degildir. ~unku nikahta kad1n1n
kendini teslim etmesi omrun tamam1nda (herhangi bir bolumunde) olabilecegi
gibi, mehrini talep etmesi de omrun herhangi bir bolumunde olabilir. Sat1m
akdinde ise, hemen akdin pe~inden teslime hak kazan1l1r. Eger semen vadeli ise,
sat1c1n1n onu hemen talep etme hakk1 yoktur.
Eger efendi mehri tam olarak ald1ysa, cariyeyi kocas1na teslim etmesi
emredilir. Fakat efendinin cariyeyi kocas1 ile birlikte bir eve yerle~tirmesi gerekmez.
~unku cariyenin hizmeti (bedensel emegi), efendinin hakk1d1r. Onun hakk1
engellenemez. Cariye onceden oldugu gibi efendisine evinde hizmet eder, kocas1,
ne zaman yaln1z veya bo~ bulursa, ihtiyac1n1 giderir.
Koca, cariye ile cinsel ili~kiye girmeden efendi cariyeyi oldurse, EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore, efendinin mehrin tamam1n1 kocaya geri vermesi gerekir. Eger henuz
mehri almam1~sa, kocadaki butUn hakk1 du~er. EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e
gore ise, bu durumda mehir borcu du~mez. Efendinin, cariyeyi kocanin
ula~amayacag1 bir yere satmas1 da boyledir.
yok olmas1 da ona yuklenir. Nitekim, sat1c1, mu~teri henuz kabzetmeden once,
satilan ~eyin bir par~as1n1 telef etse, o par~anin kar~il1g1 olan bedel (semen) deki
hakk1 du~er.
Eger sat1c1, sat1lan koleyi oldurse, semenin tamam1 du~er. c;:unku: Oldurulmek
her ne kadar ecel ile olmek ise de, katil hakk1nda dunyevl hukumler bak1m1ndan
sanki alum degilmi~ gibi kabul edilir. Bundan dolay1 katile k1sas gerekir. Eger hata
ile bldurmu~ ise keffaret ve diyet gerekir. Emri olmaks1zin bir insanin koyununu
kesen ki~i, her ne kadar boyle yapmakla koyunun sahibine iyilikte bulunmu~,
herhangi bir ~eyini telef etmemi~ olsa da, o koyunu oder. Bunun izah1 ~byledir:
Efendi, kaybetse, onun mehrini kocas1ndan isteyemez. Cariyeyi telef ettiginde ise,
onun mehrini bncelikle talep edemez. Bu sbz, efendinin cariyeyi kocas1nin
ula~amayacag1 bir yere satmas1 meselesinde daha iyi anla~il1r. c;:unku bu mesele ile
efendinin cariyeyi satmay1p kaybetmesi aras1nda fark yoktur. Miras konusuna
gelince, efendinin cariyeyi bldurmesi de hakikatte alum olmakla beraber, biz onu
katil (efendi) hakk1nda itlaf kabul ettik. Miras katilin degildir, cariye ile kocas1
arasinda bir ~eydir. Cariye ile kocas1 aras1nda ise, nikah1 sona erdiren blumdur.
Nikahl1 bzgur kad1n, koca kendisi ile cinsel ili~kiye girmeden once kendisini [5/116]
bldurse, bize (Hanefllere) gore, mehri du~mez. ~afil (rh.a.)'ye gore ise du~er.
c;:unku mehir hakk1 kendisinindir, ancak zifaf ve teslimden once akit konusu
olan ~eyi ortadan kald1rm1~t1r. Bu ise, zifaftan once kad1n1n lslamdan ~1kmas1 veya
efendinin cariyesini oldurmesi gibidir.
Biz Hanefiler, ~afil (rh.a.)'ye cevaben deriz ki: Kad1n1n kendisini bldurmesi
(dunyevl) ahkam bak1m1ndan normal alum gibidir. Eger kadin normal blumle
olseydi mehir hakk1 du~mezdi. Biz bbyle sbyledik, ~unku kadin1n kendini
bldurmesi, dunya hukumleri bak1mindan yok hukmundedir. Kad1n bu fiilinden
dolay1 sadece ahirette hesaba ~ekilecektir. Dunyada ise, t1pk1 normal blumle olmesi
gibi, bununla ilgili bzel bir hukum yoktur. Efendinin cariyesini bldurmesi ise farkl1
bir durumdur. c;:unku bu bldurme, dunya hukumleri bak1m1ndan gbzbnunde
bulundurulur. Bundan dolay1 eger hata ile bldurmu~ ise keffaret oder ve cariyenin
borcu varsa onu oder. Bunun izah1 ~byledir: Kad1n kendisini oldurdukten sonra,
mehri kendine degil miras~llanna aittir. Miras~1lar da, akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1na neden olacak bir ~ey yapmam1~lard1r. Daha once de a~1klam1~t1k ki,
bldurme, katilden ba~ka ki~iler hakkinda normal alum gibidir. Efendinin cariyeyi
bldurmesi meselesinde ise mehir efendiye aittir. Fakat o akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1na kendisi neden olmu~tur. Eger; "Kad1n1 miras~1 bldururse ne dersin?"
denilirse, deriz ki: Miras~1, kadin1 bldururse mirastan mahrum olur. Burada ise
onun (efendinin) mirasta hakk1 yoktur. Bundan dolay1 mehri du~urme konusundaki
fiiline itibar edilmez. Kad1n1n lslamdam ~1kmas1 bbyle degildir. c;:unku lslamdan
~1kma, dunya hukumleri bak1m1ndan da gbzbnunde bulundurulur. Aynca mehir,
182 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
dinden ~1kt1ktan sonra kad1nin hakk1 olmakta ve akit konusu ~eyin ortadan
kalkmas1 kendi tarafindan olmaktad1r.
Cariyenin kendisini oldurmesi konusunda, EbO Hanlfe (rh a )'den iki rivayet
vard1r. Rivayetlerin birine gore, t1pk1 kendini olduren ozgl.ir kadin gibi, onun da
mehri du~mez. Hatta bu daha onceliklidir. c,;unku burada mehir cariyenin degil,
efendinin hakk1d1r. Diger rivayete gore ise, t1pk1 lslamdan ~1kan kad1nda oldugu
gibi, cariyenin mehri de du~er. c,;unku sonu~ itibariyle ml.ilk olan ~eyin fiili malike
dayand1nl1r. Nitekim, cariye ba~kasin1 oldurse onun kendisini vermekle veya diyetini
odemekle efendi muhatap olur. Dolay1s1yla kendini oldurdugu zaman da, hukum
bak1m1ndan, sanki efendi onu oldurmu~ gibi kabul edilir. Bundan dolay1 mehri
du~er.
Bir adam bir kad1nla evlenmek istese de, bir ba~ka adam ona kadin1n ozgur
oldugunu haber verse, ama kad1n1 adamla evlendirmese, fakat adam kad1n ozgl.ir
diye onunla evlense ve ondan ~ocuk dogursa sonra da kad1n1n cariye oldugu
ortaya ~1ksa, adam ~ocugun degerini oder.
c,;unku adam aldat1lm1~t1r. Aldatilan1n ~ocugu ise, degeri kar~il1g1nda ozgur
olur. Omer ve Ali (r.a) boyle hukmetmi~lerdir. Bu nun gerek~esi ~udur: Burada
adam kendi sperminin kole olmasina raz1 olmam1~t1r. Ancak onun hakk1na itibar
edilecegi gibi cariyenin sonradan ortaya ~1kan sahibinin hakk1na da itibar edilir.
Bundan dolay1 her iki taraf da gozetilerek ~ocuk degeri kar~1l1g1nda ozgur olur.
Koca, kendisine kad1nin ozgur oldugunu haber veren ki~iden bir ~ey alamaz.
c,;unku o adam, kocaya kar~1 herhangi bir yukumluluk alt1na girmemi~. sadece
yalanc1 ~1kt1g1 bir haber vermi~tir. Bu da, kocanin ondan bir ~ey isteme hakk1
dogurmaz. Bu, t1pk1 o adamin kocaya yolun guvenli oldugunu haber verip, onun
da o yola girmesi, fakat h1rs1zlann mal1n1 almalan gibidir. Fakat koca, ~ocugun
degerini, ozgur k1l1nd1g1 zaman cariyeden al1r. c,;unku cariye ozgurum diye kendisi
evlenerek adam1 aldatm1~t1r. Aldatman1n tazmini ise, kefalet tazmini (damanu'l-
kefale) gibidir. c,;unku cariye, akitte kendisinin ozgur oldugunu soylemekle
~ocugun (kolelikten) salim olduguna dair guvence vermi~ olmaktad1r. Kefalet
tazmini ise azad edildikten sonra cariye uzerine gerekli olur. Bu meselede koca,
mehri (ukr) efendiye verir ve bunun i~in kimseye rucO etmez. c,;unku bu mehir,
kad1ndan yararland1g1 ~eyin kar~il1g1d1r. 0 ~ey, efendinin mal1 idi. Koca onu almak
suretiyle hazza kavu~tu.
Degerinin bir k1sm1n1 ~al1~arak odemesi istenen cariye evlense sonra bu
(istenen) odemeyi yap1p ozgurlugune kavu~sa, EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru~une
gore, (kendisini veya kocas1n1 se~mekte) o muhayyer b1rak1l1r.
c,;unku ona gore, ~al1~1p odeme yapmas1 istenen cariye mukateb cariye
[S/117) gibidir. Daha once de a~1klam1~t1k ki, evlenmi~ olan mukateb cariye, ozgurlugune
kavu~turuldugu zaman muhayyer b1rak1l1r.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l83
Hakim taraf1ndan aralan aynlmaktan (tefrikten), bain veya Lie; defa
bo~amadan dolay1 ozgur kad1n iddet beklerken, cariye ile evlenmek, EbO Hanlfe
(rh.a )'nin goru~une gore, caiz olmaz. EbO YOsuf, Muhammed ve ibn Ebl Leyla
(rh a )'n1n goru~une gore ise caiz olur. Ozgur kad1n, ric'I talaktan dolay1 iddet
beklerken cariye ile evlenmek, ittifakla, caiz olmaz.
Bu konuda EbO YOsuf, Muhammed ve lbn Ebl Leyla (rh.a.) diyorlar ki:Haram
olan, ozgur kad1n uzerine cariye ile evlenmektir. Nitekim Hz. Peygamber (s a.v.)
buyurmu~tur:
118
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/467; Beyhak1,
Vll/175; Darekutn1, Siinen, IV/39; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/177, 178.
es-Sunenii'/-kObra,
184 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'l-Mebsut
ancak ozgur kad1ndan sonra oldugu zaman caiz olmaz. C,:unku bu durumda cariye
haramd1r. Bu haraml1k, ozgur kadin1n iddeti devam ettigi surece, devam eder.
C,:unku cariye ozgur kad1na ilave olarak haramd1r. Bu durumda da bir nevi ~eriat
db~egine ilave etme vard1r.
Ozgur kad1n tasid nikahtan dolay1 iddet bekliyorsa, denildi ki, Ebu Yusuf ve
Muhammed (rh a.)' in gbru~u yukandaki gibidir. Eba Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, (bu
durumda da cariye ile evlenmek) caiz olmaz. Kar~I gbru~tekilerin dedikleri bir an
kabul edilse denilir ki; Buradaki yasak, tasid nikah nedeniyle sabit olmam1~t1 ki,
iddet devam ettigi surece yasak da devam eder, denilebilsin. (Fasid nikahda
zifaftan sonra iddet vard1r.)
Yemin meselesine gelince deriz ki: Yeminlerde muteber olan orftUr. Orfte ise
bain talaktan sonra, adam ic;:in, o kad1nla evli denmez. Bundan dolay1 kans1 bo~
olmaz. Dini laf1zlarda ise dikkate al1nacak olan ~ey anlamd1r. lddet devam ettigi
surece, haraml1k anlam1 da devam eder.
Adam, (bo~ad1g1) ozgur kad1n iddet beklerken, mudebber, mukateb veya
ummuveled cariye ile evlense, hukum yine ayn1d1r. C,:unku bu tUr cariyelerde de
kolelik devam etmektedir. Nikah konusunda onlann da hukmu halis (bu
niteliklerden hii:; birine sahip olmayan) cariye gibidir.
[S/118] Bir kimse, tek akitte be~ ozgur kadin ve dart cariye ile evlense, cariyelerin
nikah1 caiz olur, ozgurlerinki olmaz. C,:unku bzgur kad1nlann nikah1, cariyelerin
nikah1ndan ayn olsa bile, yine gec;:erli olmaz. Zira onlar be~ kad1nd1r. Onlann
nikahin1 gei:;erli sayma imkani da yoktur. C,:unku hic;:biri digerinden daha oncelikli
degildir. Dolay1s1yla onlann cariyelere ilave edilme durumu hukumsuzdur ve
cariyelerin nikah1 muteber olarak kal1r. C,:unku onlar dart tanedirler. Bize Hanefilere
gore, bzgur bir erkek dart cariye ile nikahlanabilir. Bundan dolay1 cariyelerin nikah1
caiz olur.
Bir kimse, tek akitte, evli bir ozgur kadin ve bir cariye ile evlense, hukum yine
ayn1d1r. C,:unku evli kad1nla nikahlanmak gei:;ersizdir.
Bu konudaki kural ~udur: Ozgur bir kad1nin nikah1 tek ba~1na gei:;erli
olmuyorsa, onu cariyeye ilave etmek, varl1k ve yokluk ai:;1s1ndan e~ittir. Fakat ozgur
bir kadinin nikah1 tek ba~1na gec;:erli oluyorsa, cariye ozgur kadina ilave edilmi~
olur. Dolay1s1yla, biz Hanefilere gore, bu durumda cariyenin nikah1 gei:;ersiz, ozgur
kadininki caiz olur.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore ise, ozgur kad1nin nikah1 da gec;:ersiz olur. C,:unku
akit tekdir. Akdin bir k1sm1 gei:;ersiz olunca tamam1 gec;:ersiz olur. Bu, iki
k1zkarde~le tek akitte nikahlanmak gibidir.
Biz ona cevaben diyoruz ki: Ozgur kad1nin nikah1, cariyenin nikah1ndan daha
kuvvetlidir. Nitekim, ozgur kad1n1n nikah1(nin cariyenin nikah1ndan) once veya
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 185
sonra olmas1 ge\erlidir. Zay1f, kuvvetliyi bertaraf edemez, fakat onunla bertaraf
olur. lki k1zkarde~ boyle degildir. Cunku onlar e~ittir. Herbirinin nikah1 ile,
digerininki bertaraf olur. Bunun izah1 ~oyledir: Cariye, ozgur kad1na ilave oldugu
durumlarda, nikah1 haram olan kad1nlardan olur. Halbuki ozgur kad1n nikah1 helal
olanlardand1r. Bu durumda adam nikah1 haram olan ile nikah1 helal olan1 (tek
akitte) birle~tirmi~ olur ve dolay1s1yla akit, helal olanda caiz olur, haram olanda caiz
olmaz.
Sahibi, mudebber cariyesini, vas1fs1z cariyesini veya ummuveled
cariyesini evlendirse ve onu kocas1yla birlikte bir eve yerle~tirse, sonra
cariyeyi kendi hizmetine dondurmeyi uygun bulsa, bunu yapabilir.
Cunku cariyenin hizmeti, efendinin hakk1d1r. 0, bir eve yerle~tirmekle cariyeyi
kocasina odun\ vermi~ gibidir. Dolay1s1yla diledigi zaman onu geri alabilir. Kocas1
ile cariyenin bir eve yerle~mesini ~art ko~sa bu ~art ge\ersizdir. $art, efendinin,
cariyeyi kendisine hizmet ettirmesine engel olamaz. Cunku kocanin nikahla hak
kazand1g1 ~ey, sadece cariyenin kendisine helal olmas1d1r. Onun ba~ka bir ~eyi ~art
ko~mas1, efendiyi baglay1c1 degildir. Onu zorla baglay1c1 kllmak mumkun degildir.
cunku sure belli degildir. Ariyet baglay1c1 bir akit olmad1g1ndan efendiyi ariyet
yoluyla mecbur etmek de mumkun degildir.
Bir kimse, ozgur diye bir kad1nla evlense de, sonradan onun, efendisinin
evlenmesine izin verdigi bir cariye oldugunu ogrense, o art1k onun kans1d1r. Dilerse
tutar, dilerse bo~ar. cunku cariye oldugunun ortaya \lkmas1, bir nevi kusurdur.
Daha once de belirttik. ki, kusur nedeniyle kocaya se\me hakk1 dogmaz. $u kadar
var ki, koca aldand1g1 i\in, daha once bu cariyeden dogan ve halen karn1nda
bulunan \ocugu ozgurdur. Babanin, \acugun davala~t1klan gundeki degerini
efendiye odemesi gerekir. Cunku dava a\1lmad1g1 surece, \OCUk, babanin elinde
emanet hukmundedir. Cunku onun durumu gasbedilen cariyenin \ocugunun
durumundan daha ustUn degildir. Gasbedilen cariyenin \OCUQU ise, geri verilmesi
istenmedigi surece emanet hukmundedir. Aldanan baban1n \ocugu da onun
gibidir. Oyle ki, dava a\ilmadan once \OCUk olse, babanin tazminat odemesi
gerekmez. Arna talep edildikten sonra ancak, (geri vermemek suretiyle) \ocuga
engel olmu~ olur. Bu ise dava s1rasindad1r. Bundan dolay1 dava esnas1ndaki degeri
gozonune al1n1r. Bu da kad1n1n, (vas1fs1z) cariye veya mudebber cariye oldugu a\1ga
\1kt1g1 zaman olur.
Yukandaki meselede kad1nin ummuveled cariye oldugu anla~1l1rsa, kuvvetli
goru~e (zahiru'r-rivayeye) gore, hukum yine ayn1d1r. Hasan b. Ziyad'1n EbO Hanlfe
(rh a )'den naklettigi rivayete gore ise, bu durumda \Ocugun degerini odemek [S/119]
gerekmez. Cunku ummuveledin \OCUQU, t1pk1 annesi gibidir, koleliginin bir degeri
yoktur. Oyle ki, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, gasp edildiginde bile tazmin edilmez.
istenildikten sonra vermemek de boyledir.
186_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Muhammed (rh.a )'in goru~une gore, (bu meselede) koleler, efendinin izniyle
evlenmi~lerse, ~ocugun degerini ve mehri derhal odemeleri gerekir. Eger efendinin
izni olmadan evlenmi~lerse, ~ocugun degeri ile mehri, ozgur k1l1nd1ktan sonra
odemeleri gerekir. <:;:unku kolenin, efendi taraf1ndan izin verilen bir nedenden
dolay1 odemekle yukumlu oldugu borcu derhal odemesi istenir. Efendi
tararaf1ndan izin verilmeyen bir nedenden dolay1 odemekle yukumlu oldugu borcu
ise azad edildikten sonra odemesi istenir.
Adam, hi~ kimse kendisini aldatmadan, cariye oldugunu bilerek veya ozgur
oldugunu zannederek bir kadinla evlense, onun ~ocuklan koledir. <:;:unku cariyenin
ozgur olmas1 sadece onun zann1d1r. Zan ise hakikat bak1m1ndan bir ~ey ifade
etmez. Aynca ~ocugun ozgur olmas1n1 gerektiren neden, babanin aldanmas1d1r.
Burada ise aldanma ger~ekle~memi~tir.
Ortak
Bir cariye, iki ki~i arasinda ortak olsa da, onlardan biri cariyeyi bir adamla cariyeyi,
evlendirse ve koca, cariye ile cinsel ili~kiye girse, digerinin bu nikah1 bozma hakk1 ortaklardan
birinin
vard1r. c;:unku evlendiren ki~i, cariyenin sadece yansinin sahibidir. Cariyenin yans1na evlendirmesi
sahip olmak ise, evlendirme yetkisinin nedenlerinden degildir. Bundan dolay1
onun, cariye uzerinde yapt1g1 ve arkada~1n1n hissesini de kapsayan bu akit ge~erli
olmaz. Arakada~1nin, kendisine gelecek zaran engellemek i~in bu akdi bozma
hakk1 olur. Nikah ~uphesi ile ili~ki kurdugu i~in kocaya had gerekmez ve dolay1s1yla
mehir odemesi gerekir. Ancak kendisini evlendiren ortaga, belirlenen mehrin yans1
ile emsal mehrin yans1ndan hangisi daha az ise onu oder. <:;:unku evlendiren ki~i,
belirlenen mehre raz1 olmu~tur ve onun nzas1 sadece kendi pay1nda ge~erlidir.
Diger ortag1n pay1 i~in ise emsal mehrin yans1n1 oder. Bu ne kadar tutarsa tutsun
farketmez. <:;:unku o, kendi hakk1ndan herhangi bir ~eyin du~mesine raz1
olmam1~t1r. Eger nikah, cinsel ili~kiden once bozulursa, koca, cariye ile ister halvete
girmi~ olsun, isterse olmas1n, ortaklardan hi~birinin mehir hakk1 olmaz. <:;:unku
halvete ancak ge~erli olan akitte itibar edilir. Bu akit ise, ge~erli degildir. Dolay1s1yla
bu akitte halvete itibar edilmez.
Babanm, ki.ic,;i.ik oglunun cariyesini evlendirmesi caizdir. Vasinin Babanin,
~ocugunun
yetimin cariyesini evlendirmesi, mi.ikateb kolenin kendi cariyesini cariyesini
evlendirmesi ve mufavaza ~irketinde 119 bir ortagm ~irkete ait bir cariyeyi evlendirmesi
evlendirmesi de boyledir.
<:;:unku cariyeyi evlendirmek kazan~ getiren akitler (ukOdu'l-iktisab)dendir. Zira
bu akitle mehir kazanil1r ve cariyenin nafaka sorumlugu efendiden du~er. Bu dort
sin1f insanin ise, kazan~ saglama ehliyetleri vard1r: Mukatebin uzerindeki k1s1tl1l1k,
119
Mufavada ~irketi: Ortaklar aras1nda hem sermayenin miktari hem de kar hisseleri e~it
halde bulunup, hic;birinin fazla ticarete elveri~li mal1 bulunmamak Uzere kurulan ortakl1k.
MUfavada ~irketlerinde ortaklar, birbirlerinin hem vekili hem de kefilidirler. Bu ortakl1gin
sermayesi mald1r.
190_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
120
inan ~irketi: Ticaret gibi bir maksatla iki veya daha fazla kimse tarafindan sermaye
konularak kurulan ~irket. Bu tor ~irkette ortaklar aras1nda tam e~itlik ~art1 aranmaz;
birinin pay1 digerinkinden fazla ya da az olabilir. lnan ortakl1g1nda ortaklar birbirlerinin
sadece vekilidirler. Bununla birlikte ~irketin gerr;ekle~tirildigi s1rada kefalet ~art ko~ulursa
ortaklar birbirinin kefili de olurlar.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 191
kole ticaret mal1 olurdu. c;:unku ticaret niyeti fiill ticaretle birlikte olursa o zaman,
ticaret ir;in olur. Nikah bir ticaret r;e~idi olmad1g1na gore, burada sayllan ki~iler,
cariyeyi evlendiremezler. Nitekim bunlar mukatebe akdi de yapamazlar. Yukanda
sayilan dort grup insan ile burada sayllan ur; grup insan aras1ndaki fark da bununla
(kitabet akdiyle) ortaya r;1kar. $oyle ki, yukanda say1lanlar mukatebe akdi
yapabildikleri ir;in, onlann tasarruflann1n ticaretle s1n1rl1 olmad1g1n1 anlad1k.
Buradaki ur; grup insan ise, kitabet akdi yapamad1klan ir;in, anl1yoruz ki onlann
tasarruflan ticaretle s1n1rl1d1r.
$uphesiz bu ur; grup insan, koleyi evlendiremez. c;:unku evlendirme, ne mal
kazanma ne de ticaret r;e~idi degildir.
Ozgur bir adam, oglunun cariyesi ile evlense, biz Hanefllere gore, caiz olur;
$afil (rh.a.)'ye gore ise caiz olmaz.
Denildi ki, $afil'nin (rh a) buradaki hukmu, onun daha once ger;en ~u kural1na
dayan1r. Ozgur bir erkek, ancak ozgur kadinla evlenmeye gucu yetmedigi zaman,
cariye ile evlenebilir. Ogulun, babanin iffetli olmas1n1 saglamas1 gereklidir. Bu
sayede babanin cariye ile evlenmeye ihtiyac1 kalmaz. Fakat bu ar;1klama, dogru
degildir. c;:unku baba, ozgur kad1nla evlenmeye gucu yetmeyip de ba~kas1n1n
cariyesi ile evlense nikah ger;erli olur. Dogrusu bunun ba~l1ba~1na bir mesele
olmas1d1r. Onun goru~unun (esas) delili ~udur: Babanin, r;ocugunun mal1nda
mulkiyet hakk1 vard1r. Nitekim, baba, haram oldugunu bilerek oglunun cariyesiyle
cinsel ili~kiye girse, ona had cezas1 uygulanmaz. Bundan dolay1 onunla evlenmesi
de caiz olmaz. Bu, efendinin, mukateb kolesinin kazanc1 olan bir cariye ile
evlenmesi gibidir, hatta (caiz olmama konusunda) ondan da otedir. c;:unku
babanin, r;ocugunun mal1ndaki mulkiyet hakk1 daha ar;1kt1r. Nitekim, baban1n,
r;ocugunun cariyesinin r;ocugundaki mulkiyet hakk1 ger;erlidir. Nitekim baba,
oglunun cariysinden r;ocuk sahibi olabilir. Efendinin, mukateb kolesinin
cariyesinden r;ocuk sahibi olmas1 caiz degildir. Bunun izah1 ~udur: c;:ocuk, baban1n
kazanc1d1r. Hz. Peygamber (s.a.v ); (5/123]
121
Abdurrezzak, Musannef, IX/133; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/220; lbn Mace, Ticarat 1; Nesa1,
Buy0 1; lbn Hibban, Sahih, X/73; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/279.
t92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut
122
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; EbO DavOd, lcare, 77; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhaki, es-Sunenu'l-kUbra, Vll/480.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 193
Malik (rha.) der ki: "Kolenin de dort kadinla evlenme hakk1 vard1r. c;:unku
kolelik, nikahtaki malikiyyeti 123 etkilemez ve koleyi nikah yoluyla bir kadina sahip
olmaya ehil olmaktan <;:1karmaz. Akitleri ikrar etme konusunda (nasil ki kole) kana
(k1sas hakkina) ve bo~amaya sahip oluyorsa (bunlar gibi) koleligin etkili olmad1g1
konularda kole ile ozgur e~ittir.
Biz Hanefllerin goru~u Hz. Omer (ra)'den rivayet edilmi~tir. 0 der ki: "Kole, iki
kad1ndan fazlas1yla evlenemez". Aynca kolelik, hadlerdeki deynek vurma say1s1,
bo~ama say1s1 ve iddet beklerken adet say1s1 gibi hadd-i zat1nda say1l1 olan ~eylerin
yanya inmesi konusunda etkilidir. c;:unku nikah mulkiyeti, ki~inin kendisiyle nikaha
ehil oldugu helall1ga dayan1r. Bu helallik, ustlinlugun artmas1yla geni~ler ve halin
du~uklugu ile daral1r. Nitekim, kendisine mahsus olan peygamberlik fazileti
nedeniyle sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)'e, dokuz kad1nla evlenmek mubah
k1linm1~t1. Helallik dairesi, onun hakk1nda, dokuz kadin1 i<;:ine alacak kadar geni~ti.
Ondan ba~ka hi<;:bir ki~iye dort kad1ndan fazlas1 caiz olmaz. Ayn1 ~ekilde helallik
dairesi ozgurluk ustlinlugu nedeniyle de geni~ler ve ozgur erkek dort kad1nla
evlenebilir. Kole ise iki kad1ndan fazlas1yla evlenemez.
Bunun a<;:1klamas1 ~udur: Kolelik, helalligi yanya indirir. Nitekim, cariye
tarafinda da kolelik nedeniyle helallik yanya iner. Hatta helalligin sonucu olan
kasm (kanlar hakk1nda geceleme nobeti) konusunda bile, cariyenin durumu ozgur
kad1n1n durumunun yans1d1r. Ayn1 ~ekilde helallik nedeniyle elde edilen ~eyi
usulunce (me~ru yoldan) elde etmeyene gereken ceza da, kolelik nedeniyle yanya
iner. Nitekim zina eden koleye elli sopa vurulurken , ozgure yuz sopa vurulmas1
gerekir.
Kolelik nedeniyle helalligin yanya indigi ve nikahlanacak kad1nlann say1s1nin
da helall1ga dayand1g1 sabit olunca deriz ki, bu konuda da kolenin durumu
ozgurun durumunun yans1d1r. Bundan dolay1 sadece iki kad1nla evlenebilir. Bu
konuda (evlenecegi) kad1nlann ozgur veya cariye olmas1 aras1nda fark yoktur.
$afil (rh a) bu konuda bize muhalefet etmez. c;:unku kole hakk1nda cariye ile
evlenmek, as1ld1r, bedel degildir. Zira cariye ile evlenmekte, onun neslini kolelige
maruz b1rakma durumu yoktur. c;:unku o zaten butlin par<;:alanyla koledir. Bundan
dolay1 onun iki cariye ile evlenmesine cevaz verilmi~tir.
$afil (rh a) bu kurala dayanarak der ki: "Kole, ozgur kad1n ile evli iken uzerine
cariye ile evlenebilir". Fakat bize gore bu caiz olmaz. <:;:unku cariye, ozgur kad1n
uzerine kuma oldugu zaman, ozgur erkek hakk1nda, evlenilmesi helal olan
(5/125]
kad1nlardan degildir. Kole hakk1nda da hukum boyledir. Mudebber, mukateb ve
123
Malikiyyet kavram1 nikah nedeniyle kadina sahip olmay1 ifade eder. Kolelik nedeniyle kad1na sahip
olmaya ise "mUIOkiyyet" denir.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t95
ummuveledin oglu olan koleler de, bu konuda, s1rf kole gibidir. c;:unku helalligi
yanya indiren kolelik, onlarda da vard1r.
Biz Hanefllere gore, kole, efendisinin izni olmadan evlenemez.
Malik (rh a )'in goru~une gore ise, bu caiz olur. c;:unku (ona gore) koleligin,
nikaha malik alma konusunda etkisi olmaz. Dolay1s1yla kole, t1pk1 bo~ama gibi,
nikah akdini de kendi ba~1na yapabilir.
(Hanefl alimleri) bu konuda ~u ayetin gorunen anlamin1 delil olarak
getirmi~lerdir:
"Allah, hi<;bir ~eye gucQ yetmeyen, ba~kasmm mail o!mu~ bir ko/eyi misal
verir." (en-Nahl 16175) Nikah da, bir "~ey" olduguna gore kole onu da kendi ba~ina
yapamaz. Bizim goru~umuz, Hz. Omer (ra)'den rivayet edilmi~tir. 0 der ki: "Hangi
kole, efendisinin izni olmadan evlenirse, o zinakard1r."
Bu konudaki akll delil ~udur: Evlenmek koleyi kusurlu duruma getirir. Onun
mall1g1 mehir ve nafaka ile me~gul olur. Halbuki kolenin mall1g1, efendiye aittir.
Dolay1s1yla kole, mal alma ozelligini, efendisinden izin almadan yapt1g1 bir
tasarrufla me~gul edemez. $u durum da bunu ac;:1klar: Kole kendisini satsa veya bir
bore;: (mal) mukabilinde rehin olarak verse, menfaati sonuc;:ta efendiye dondugu
durumda, caiz olmaz. Buna gore kolenin, efendiye hic;:bir menfaat saglamayan
nikah akdini yapmas1 oncelikle caiz olmaz.
Mudebber, ummuveled cariyenin oglu ve mukateb olan koleler de efendinin
izni olmadan evlenemezler. c;:unku tasarrufu k1s1tlamay1 gerektiren kolelik onlarda
da vard1r. Efendi, onlara evlenme izni verse, akit caiz olur. c;:unku efendi bizzat
kendisi evlendirmi~ olsayd1 caiz olacakt1. Onlara izin verdigi zaman da oyledir. Ne
var ki efendi, bizzat evlendirebilmek ic;:in, mukateb kolenin nzas1n1 almas1 gerekir.
Arna efendi izin verse de, mukateb kole kendisi akit yapsa, caiz olur.
Cariyeyi evlendirme konusu, yukandaki meseleden farklld1r. c;:unku mukateb
kole, kendi cariyesini efendinin nzasin1 almadan evlendirebilir. c;:unku onun cariyesi
efendinin mulku degildir. Cariyeyi evlendirmek de, kazanc;: getiren akitlerdendir.
Mukateb kole boyle akitleri yapabilir. Arna mukateb kolenin, kendisinin evlenmesi
kazanc;: getiren akitlerden degildir ve onun mulkiyeti efendiye aittir. Buna gore,
mukateb olan cariye kendi cariyesini evlendirse caiz olur. Fakat kendisi evlense,
ancak efendinin izniyle caiz olur. c;:unku kendi mulkiyeti efendiye aittir.
Kole, efendisinin izni olmadan evlense de, efendi buna onay (izin) verse, caiz
olur. c;:unku sondaki izin, ba~taki izin gibidir.
196_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Efendinin izninden sonra, kale, kans1n1 uc;: defa bo~asa, kad1n uc;: defa bo~ olur
ve ba~ka bir kocayla evlenmedikc;:e kolenin onunla (tekrar) evlenmesi caiz olmaz.
Cunku nikah gec;:erli olunca, bo~ama konusunda, kale ozgur gibi olur.
Efendinin nikaha icazet vermesinden once, kale, kans1nr uc;: talakla bo~asa,
nikah hi<;: yaprlmam1~ olur. Fakat bu, nikahtan vazgec;:me ( mutareke) anlam1na
gelir. Cunku bo~aman1n meydana gelmesi, sahih (gec;:erli) nikaha mahsustur.
Kolenin, efendinin izni olmadan nikah akdi yapmas1, sahih (gec;:erli) degildir.
Dolay1s1yla bo~ama meydana gelmez. Fakat bo~amak, eger nikah sahih ise, akit
konusu kad1n1n helalligini ortadan kaldrrrr ve aralannrn ayrrlmas1nda etkili olur.
Fakat nikah sahih degil ise, bu iki hukum konusunda bo~amanrn etkisi olmaz. Arna
~upheyi (nikah ~uphesi) kald1rmakta etkisi olur. Dolay1s1yla kale, bo~amadan once
bu kadinla cinsel ili~kiye girse, had cezasr gerekmez; fakat bo~adrktan sonra cinsel
ili~kiye girse, had cezasr gerekir.
124
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/190, 207; Darim1, Talak 3; Ebo DavOd, Talak 7; Tirmiz1, Talak 6; lbn
Mace, Talak 17; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1/170.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 197
akde icazet vermeseydi bile, kolenin, efendinin onceki iznine dayanarak, o kad1nla
evlenmesi caiz olurdu. lcazet verdikten sonra da boyledir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in goru~unun deli Ii ise ~udur: Bo~ama, nikah
akdine dayanan bir tasarruftur. Akitlere onay vermek, onlara dayanan ~eylere de
onay vermeyi ii;;erir. Bu inceligi dikkate almak, bo~amanin gei;;erli olmas1n1 ve
kad1nin haram olmas1n1 gerektirir. Dolay1s1yla biz onu mekruh olma konusunda
dikkate ald1k. Kad1nin hakikaten haram olu~unda dikkate almad1k.
Fakat bu deli I, Muhammed (rh.a )'in esas ald1g1 kurala gore dogru degildir.
c;:unku ona gore, bir koleyi gasbeden ki~iden satin alan ki~i. onu ozgur kllsa ve
sonra (geri;;ek) efendi buna onay verse, bu azad etme gei;;erli olmaz. EbO Hanlfe
(rh a )'nin esas ald1g1 kurala gore ise, bu ancak bo~ama efendinin onay1na bagl1
oldugu takdirde dogru olurdu. Halbuki daha once ai;;1klad1k ki, kolenin bo~amas1
efendinin onay1na bagl1 degildir. Bu konuda denilecek ~ey ~udur: Sonradan verilen
onay (icazet), ba~tan verilen izin gibidir. Ba~tan izin verdiginde, bu izin nedeniyle
haraml1k sabit oldugu gibi, sonradan icazetin ~ekli bulundugu durumda da
mekruhluk sabit olur.
Bunu da ~oyle ai;;1klariz: Kole, kendi kendine evlenmeye ehildir. Bundan dolay1
efendi izin vermeden once ozgur ki11nsa, (onceden yapt1g1) nikah akdi gei;;erli olur.
Bu tarafa itibar etmek, onun bo~amas1nin gei;;erli olmasin1 gerektirir. Efendinin
hakk1 dikkate alind1g1nda ise, bo~amas1n1n gei;;erli olmamas1 gerekir. Burada deliller
birbiriyle i;;eli~tigi ii;;in dedik ki: Geri;;ekte haraml1k sabit olur, fakat ihtiyaten
mekruhluk s1fat1 sabit olur. C::unku kolenin kendisine helal olan bir kad1nla
evlenmesi, kendisine haram olan bir kad1nla evlenmesinden daha hay1rl1d1r.
Kole, efendisinin izni olmadan ozgi.ir bir kadmla evlense, sonra efendi
onu ozgi.ir k1lsa, nikah gec;erli olur. C::unku kole, baglay1c1 sozu olan bir
muhatapt1r. Nikah1nin gei;;erli olmamas1 efendisinin hakk1ndan dolay1 idi. Efendi,
ozgur kllmak suretiyle kendi hakk1n1 du~urunce, engel ortadan kalkt1g1ndan nikah
da gei;;erli olur.
Yukaridaki meselede efendi, koleyi satsa da, mu~teri icazet verse, yine nikah
caiz olur. C::unku mu~teri, kolenin mulkiyeti konusunda, sat1c1nin (efendi) yerine
gei;;mi~tir. Onun akdine onay verme konusunda da boyledir. C::unku sat1mla, onaya
bagl1 helallik uzerine gei;;erli bir helallik gelmi~ degildir. Zira kole, mu~teriye helal
olmaz. Bundan dolay1 mu~terinin onay1, sat1cin1n onay1 gibi oldu. Zufer (rh a)'e gore
ise, mu~terinin icazet vermesiyle kolenin nikah1 gei;;erli olmaz. Bunu daha once
ai;;1klam1~t1k.
Efendi olse de, onun varisi icazet verse, hukum yine yukaridaki gibidir.
Efendi kolesine (mutlak olarak) evlenme izni verse, biz Hanefilere gore, kole [S/127]
(bu izin nedeniyle) sadece bir kad1nla evlenebilir. ~afil (rh.a.)'ye gore ise, iki kad1nla
evlenebilir. Bu hukum daha once ai;;1klamas1 gei;;en ~u kurala dayanir: Hanefilere
.......
198 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kitabu'l-Mebsiit
gore nikah yetkisi, efendinin kale uzerindeki mulkiyetine dahildir. Oyle ki efendi,
rizas1 olmadan kolesini evlendirebilir. Bundan dolay1, kale, nikah konusunda
efendinin vekili (naibi) olur. Bu konuda o, kendisini evlendirmesi ic;in birisini vekil
k1lan ozgur bir adam gibidir. O ki~i, bu mutlak vekillikle muvekkilini sadece bir
kad1nla evlendirebilir. $afil'ye gore ise, nikah yetkisi, efendinin kale uzerindeki
mulkiyetine dahil degildir. Kole kendi nikah yetkisine sahiptir, ancak efendinin izni
olmadan yapt1g1 nikah akdi gec;erli olmaz. c;:unku bunun zarari efendinin hakk1na
dokunur. Efendi bu konuda (koleye) izin verdigi zaman ise, bu zarara raz1 olmu~ ve
kendi hakk1n1 du~urmu~ olur. Bundan dolay1 kale iki kad1nla evlenebilir.
Kole, bir akitte iki kadinla birden evlense, bunlardan hic;birinin nikah1 gec;erli
olmaz. Sadece Ebo Yusuf (rh.a), ilk goru~unde gec;erlidir. Oder ki: "Bu kad1nlardan
birinin nikah1 caiz olur. Tercih koleye aittir". Bu konuda kale, kendisini bir kad1nla
evlendirmesi ic;in vekil tayin eden ki~i gibidir. Eger vekil onu iki kad1nla evlendirirse,
EbO Yusuf (rh a.)' a gore, bunlardan birinin nikah1 gec;erli olur. Bu konuda
muhayyerlik (vekil tayin eden) kocaya aittir. Bu meselenin ac;1klamas1 daha once
gec;mi~ti.
say1l1r. Gelecekle ilgili olarak bbyle bir yemin ettigi takdirde onu sahih akde
yormam1z1n nedeni, brfLin delaletidir. Cunku yeminler orfe dayan1r. Burada ise
efendinin iznine itibar etmek, onun zarar gormesini engellemek ic;indir. Bu da hem
sahih, hem de fasid akdi kapsar.
Bu meselenin asl1n1 anlad1ktan sonra deriz ki: Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore, kale,
fasid akitle evlendigi kad1nla cinsel ili~kiye girdigi zaman, efendi taraf1ndan izin [S/128]
verilen bir nedenden dolay1 kendisine mehir gerekir. Dolay1s1yla derhal onu
odemekle yukumlu tutulur. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise, efendinin
izni fasid akdi ic;ermez. Bundan dolay1 mehir, efendi tarafindan izin verilmeyen bir
nedenle gerekli olmu~tur. Dolay1s1yla mehri odeme sorumlulugu azad edildikten
sonraya kal1r.
Buna gore, kale bundan (fasid akitten) sonra o kad1nla sahih bir nikahla
evlense, Ebu Yusuf ve Muhammed (rha)'e gore, caiz olur. Cunku efendinin izninin
hukmu fasid akitle sona ermemi~tir. Dolay1s1yla ikinci akdi, onun izniyle yapm1~
olur. Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, ikinci akit gec;erli olmaz. Cunku efendinin
izninin hukmu, birinci akitle sona ermi~tir. Dolay1s1yla ikinci akit ic;in yeni bir izne
ihtiyac; duyulur.
Kole, efendisinin izni olmadan evlense ve kadinla cinsel ili~kiye girse, sonra
efendi bu nikaha onay verse, istihsanen, sadece mehr-i musemma vermesi gerekir.
Cunku sonradan verilen icazet, ba~tan verilen izin gibidir. K1yasa gore ise, iki mehir
vermesi gerekir: Cinsel ili~ki nedeniyle mehr-i misil ve icazetle akdin gec;erlilik
kazanmas1 nedeniyle mehr-i musemma. Bu meselenin benzerini cariye ile ilgili
olarak ac;1klad1k. Kole hakk1nda da oyledir. Buna gore, efendi koleyi ozgurlugune
kavu~tursa onun azad etmesinden sonra da akit gec;erli olurdu.
Mukateb kale, (vas1fs1z) kale veya mudebber kale, efendinin izni olmadan
evlense ve kadinla cinsel ili~kiye girse sonra da efendi aralann1 ay1rsa, azad
edilinceye kadar mehir odemesi gerekmez. Cunku nikah akdi, mukateb hakk1nda,
ticaret akitlerinden ve mal kazanma yollanndan biri degildir. Cinsel ili~kiye girince
mehrin gerekli olu~u. sadece o akit nedeniyledir. Kitabet akdi nikah akdini
kapsamaymca, nikah akdi nedeniyle gerekli olan mal adam ozgl.irlugunu
ald1ktan sonraya kahr. Mukateb kolenin (diyeti gerektirecek bir) cinayet i~lemesi
boyle degildir. Cunku o cinayetin geregi, mukatebin kazanc1ndan derhal odenir.
Cunku onun gerekli olmas1 fiil itibariyledir. Kolelik fiillerde k1s1tl1l1k konusunda etkili
olmaz. Burada mehrin gerekli olmas1 ise akit itibariyledir. Cunku akit olmadan
cinsel ili~ki mehri gerekli kllmaz. Ote yandan kad1n da bu cinsel ili~kiye raz1d1r.
Bundan dolay1 mehir borcu, kefalet nedeniyle gereken bore; gibi, azaddan sonraya
kal1r.
Bir kimsenin, taniklar huzurunda kolesini kendi cariyesi ile evlendirmesi
caizdir. Cariye ic;in mehir gerekmez. Cunku mehir gerekli olsayd1 onu zaten efendi
-
200 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
cinsel ili~kiye girmek ona helal olmaz. Bunun nedeni ~udur: Kole kendisi mal olarak
mulkiyet alt1ndad1r. Bundan dolay1 mala sahip olmas1 caiz olmaz. c;:unku malik
olma ile malik olunma aras1nda z1tl1k vard1r. Yararlanma mulkiyeti, ancak
nedeninin sabit olmas1yla sabit olur. Milk-i mut'an1n nedeni olan, cariyenin
mulkiyetine sahip olma, kale hakk1nda sabit olmad1g1 gibi, hukmu de sabit olmaz.
Fakat nikah boyle degildir. Ote yandan kale, efendi izin vermeden once mal sahibi
olmaya ehil degildir. Efendinin izin vermesinin, koleyi ehil olmad1g1 bir ~eye ehil
yapmakta etkisi yoktur. Onun, sadece kolenin ehliyeti bulundugu zaman,
efendinin kendi hakk1n1 du~urmesinde etkisi olur. Dolay1s1yla kolenin milk-i
mut'aya asla ehil sayllmamas1 gerekir. c;:unku malik olma ile malik olunma aras1nda
z1tl1k vard1r. Ancak ~eriat, ~ehvetini giderme ve neslini devam ettirme zarureti
bulundugundan, kbleyi nikah nedeniyle milk-i mut'aya ehil kabul etmi~tir. Bu
zaruretonun ir:;in, nikahla helalligin sabit olmas1yla ortadan kalkar. Dolay1s1yla
burada kbleyi, cariyenin mulkiyetine sahip olma yoluyla milk-i mut'aya ehil kabul
etmemize ihtiyar:; yoktur.
Mudebber ve mukateb kale de boyledir (bu konuda vas1fs1z kale gibidir). EbQ
Hanlfe (rh a )'nin gbru~une gore, kendi degerini odemek ir:;in r:;al1~t1nlan kale de
mukateb kale gibidir.
Bir kole, iki ki~i arasmda ortak olsa ve biri, digerinin izni olmadan
koleyi evlendirse caiz olmaz.
c;:unku daha once de ar:;1klad1k ki, nikah yetkisi kblenin mulkiyetine sahip
olmaktan elde edilen bir yetkidir. Halbuki burada ortaklardan hir:;biri, "kale" diye
adland1rilan ~eye tam tam1na sahip degildir.
Biz Hanefilere gore, kolenin, efendisi olan kadmla veya ml.ilkiyetinde Kolen in
kadm olan
pay sahibi olan bir kadmla evlenmesi helal olmaz. K1yas1 kabul sahibi ile
etmeyenlerin gorl.i~l.ine gore ise caiz olur. veya
efendinin,
Ozgur bir ki~inin, cariyesi ile veya mulkiyetine ortak oldugu bir cariye ile cariyesi ile
evlenmesi.
evlenmesi konusunda da ayn1 ihtilaf vard1r.
K1yas1 kabul etmeyenler, bu konuda ~u ayetlerin gbrunen anlamlanyla delil
getirmi~lerdir.
Mukateb kole kendi kans1n1 satin alsa nikah fasid olmaz. Fakat cariyesi ile ba~tan
evlenmesi caiz degildir. Yine bir adam efendisinin ogluna ait olan bir mala kar~il1k
Mukateb koleye kefil olsa caizdir. Baba olse kefalet, oldugu gibi devam eder. Fakat
ogul lehine, baban1n vefat1ndan sonra gelecek bir mala kar~il1k, mukatebe olsa
caiz olmaz.
Bu konunun d1~1ndan baz1 ornekler:
lddet nikahin ba~almas1na engel olur, fakat devam1na engel olmaz. Kolenin
kac;:mas1 sat1m akdinin ba~lamas1na engel olur, fakat devam1na engel olmaz. Bu
kurala k1yaslanacak bir c;:ok mesele vard1r.
Yukandaki meselede nikah1n devam ettigi sabit olunca deriz ki: Eger mukateb
azad edilirse efendisinin k1z1, onun kans1 olmaya devam eder. (unku ozgurlugune
kavu~makla (mulk itibanyla) sahibinden daha da uzakla~m1~t1r. Eger (kitabet
bedelini odemekten) aciz kal1r da kolelige dondurulurse nikah gec;:ersiz olur. Eger
onunla cinsel ili~kiye girmemi~se kad1n mehir almaz. (unku nikah1n batil olmas1,
onun z1ddin1 kesinle~tirir. Bu (kolelige red), cinsel ili~kiden once bulunursa nikah
kokten bozulur ve hic;:bir ~ekilde mehir gerektirmez. T1pk1, evlenilmesi haram bir
kad1nla evlenmek gibidir. Eger cinsel ili~kiye girmi~ ise kad1n kolenin mulkiyetinde
mehir hakk1 vard1r. Ancak kad1n1n koledeki pay1 oraninda bir miktar mehir
borcundan gec;:ersiz olur. (unku o kolenin bir k1smina sahip olmu~tur. Efendi de
kolesinden alacakl1 olmaz.
Bir adam birinin cariyesi ile evlense, sonra cinsel ili~kiye girmeden
onun bir k1smm1 satin alsa veya herhangi bir yolla ona malik olsa nikah
gei;ersiz olur.
(unku nikaha engel bir durum ortaya c;:1km1~t1r. O da cariyenin mulkiyetinin
bir k1sm1na sahip olmas1d1r. Eger cinsel ili~kiye girmemi~se mehir odemesi
gerekmez. Eger cinsel ili~kiye girmi~ ise cariyenin sahibine mehir odemesi gerekir.
(unku nikah, koca, cariyenin bir k1sm1na malik oldugu ic;:in bozulmu~tur.
Kole, ozgur bir kad1na gelip kendisinin ozgur oldugunu haber verse ve bu
ko~ulla onunla evlense, daha sonra kadin, onun, sahibinin evlenmesine izin verdigi
bir kole oldugunu ogrense, muhayyer (sec;:me hakk1na sahip) olur: Dilerse onunla
kal1r, dilerse ayrll1r. Cunku kole, kad1ni aldatm1~t1r. Kadin kendisini bir kolenin kans1
olmaya raz1 degildir. Aynca kole ozgur kadina denk de degildir. Daha once
ac;:1klam1~t1k ki, bir ki~i nesebini gizlese de sonradan nesebinin ac;:1klad1g1ndan daha
du~uk oldugu ortaya c;:1ksa kad1n muhayyer olur. Ozgur oldugunu soyleyip de
sonradan kole oldugunun ortaya c;:1kmas1 durumunda kad1nin muhayyerlik
hakkin1n sabit olmas1 ise daha onceliklidir. Bu durumda kad1n, aynlmay1 tercih
ederse, aynl1k, kusur nedeniyle nikah1n reddi denk olmama nedeniyle fesihde
oldugu gibi, ancak hakim huzurunda olur. Eger kole, kad1nla cinsel ili~kiye
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2os
~~:I)~ f~ l4 t_Lljl~ f~
"Dogum yoluyla haram olan sut emme yoluyla da haram o!ur. " 726
Hadis, bir kad1n1n, evlilik hususunda bir erkege haram (yasak) olma
nedenlerinden birisinin de sut emme olduguna ve evlenme yasagin1n olu~umunda
nesebe benzedigine delildir. (unku nesep nedeniyle yasakl1g1n sabit olmas1,
taraflann gerc;:ekten birbirlerinin bir parc;:as1 olmalan veya aralannda birbirlerinin
parc;:as1 olmalan ~uphesidir. Emzirmede de, sutle meydana gelen, bir parc;:a olma
~uphesi vard1r. lnsandan bir parc;:a olan sutle, kemikler olu~ur, et geli~ir. ResOlullah
(s.a.v.);
125
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/275, 339; Muslim, Rada 1; lbn Mace, Nikah 34; Tirmiz1, Rada 1; Nesa1,
Nikah 49; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/171.
12 6
Muvatta, Rada 1255, 1268; Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/66; Muslim, Rada 1; EbO DavOd, Nikah
6; Nesa1, Nikah 49; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/171.
-
206_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
~
W.•I\:
.J" ~
~- ~ G~ ~I• ~1 J-I LA
"Zannediyorum o, Hafsa'nm sut amcas1 falanca," dedi. 128 Ben, sot amcam
olan falanca hayatta olsayd1, benim yan1ma girebilir miydi? diye sordum;
~~'Y)I f~ LA f~ ~Lljll ~
"Evet, dogumun ha ram klld1g1n1 emzirme de ha ram k1lar," buyurdular. 129
127
Abdurrezzak, Musannef, Vll/463; lbn EbO ~eybe, Musannef, 1111548; Ahmed b. Hanbel, Musned,
1/432; Darekutn1, Sunen, IV/172; Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir, IX/91; Heyseml, Mecmau 'z-zevaid,
IV/481.
128
Muvatta, Rada 1254, Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/178.
129
Muvatta, Rada 1255, 1268; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/66; Muslim, Rada 1; EbO DavOd, Nikah
6; Nesal, Nikah 49; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/171 .
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 207
~~ ~µ ~:1' ~
130
"Yanma girebilir; o amcand1r," buyurdular.
Slit amcanin olabilmesi, ancak slitun inmesine neden olan bir kocan1n
varl1g1na itibar etmekle mlimklindlir.
Bunun anlam1 ~udur. Bu slitun gelmesinin nedeni, cinsel temasta bulunan1n [s 1133 1
fiilidir. Slite bagl1 yasakl1k, dogumda oldugu gibi her iki taraf ic.;in de sabit olur.
Allahu Teala'nin slitUn neden oldugu yasakl1g1 ac.;1klarken, sadece kad1n
taraf1ni belirtmesine gelince biz deriz ki, Kuran'la sabit olan hliklimler oldugu gibi,
Slinnet'le sabit olanlar da vard1r. Slit akrabaliginin erkekler tarafindan da olmas1,
slinnetle sabit olan hliklimlerdendir.
Slit nedeniyle olan yasakl1gin olu~masin1 gerektiren ~ey, erkegin bir c.;ocugu
emzirmesinde bulunmaz. C::linkli erkegin gogsline inebilecek slitumsli ~ey, anne
slitu gibi c.;ocugu beslemez. Onunla et olu~maz. Bu, bir olliye cinsel temasta
bulunmaya benzer ki, o da akrabal1k nedeni olamaz.
Bir erkek, slit oglunun veya slit babasmm (eski) hanim1yla evlenemez. Siit ogul ve
siit babanm
Slit dedeleri ve torunlan ic;;in de hliklim ayn1d1r. eski e~iyle
evlenmek
Slitle dogan yasakl1k, neseple sabit olan yasakl1g1n benzeridir.
Bu esasa gore, slit k1z karde~lerle de evlenilmez. Eger bir kadin iki k1z
c.;ocugunu emzirmi~se ve bu emzirmeler s1ras1nda koca ayn1 ise, bu k1z c.;ocuklari
anne ve baba bir slit k1z karde~ler olurlar. Emzirmeler s1ras1nda koca farkl1 kimseler
ise, c.;ocuklar anne bir slit k1z karde~tirler.
Bir erkegin nikah1 alt1nda iki han1m varsa ve bu hanimlarin her birinin slitu
koca nedeniyle inmi~se, bu kadinlardan her biri bir k1z c.;ocuk emzirmi~se, bu
c.;ocuklar, baba bir slit k1z karde~ olurlar. C::linkli her iki kad1nin slitU de ayni
erkekten olmu~tur.
Allahu Teala'nin:
130
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/271; Buhar1, $ehadat 7; Muslim, Rada 3; EbO DavOd, Nikah 7; Nesa1,
Nikah 52; Xlll/116; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/212.
-
208 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
"Si.it ktzkarde~leriniz... " (en-Nisa 4/23) buyrugunun, gene! anlam1 bunlann
hepsini i<;ine allr.
Ayn1 ~ekilde sOt karde~in k1zlan da, nesep karde~lerin k1zlan gibidirler. Nitekim
ResOIOllah (s.a v ), Zeyneb bint Ebl Seleme (r.a) kendisine teklif edilince;
~.:;-~ ~1,;t -
.. J
.!- ••
. J ~.J ~
·t I L: -.=...;ts- t;. lS- .r-
r...r-- '
~
. - - : (-:
~;-> .r'" I
!i jJ
"O yammda buyuyen, benim uvey ktztm olmasaydt bile bana yine he/a/
131
olmazdt. Suveybe beni ve onun babasmt emzirdi," buyurdular.
Ali (r.a.); "Ya ResOlallah! Kurey~'i tercih ediyorsun, bizi b1rak1yorsun" deyince,
"Sizde bir ~ey mi var?" diye sordular. Bunun Ozerine Ali (ra.): "Hamza (r.a.)'1n
k1z1 var," diye cevap verdi. Peygamber (sa.v.): "O, benim sot karde~imin k1z1d1r,"
buyurdular.
Bir kadm sutli.i iken kocas1 onu bo~asa, kadm da ba~kas1 ile evlense ve
Siitii varken
bo~amp ba~kas1 ondan gebe kalarak si.iti.i inse, Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore doguruncaya
ile evlenen
kadar gelen si.it, birinci kocadan say1hr.
kadmm emzirdi
gi ~ocugun Dogumdan sonra gelecek sot, ikinci kocadand1r.
durumu
EbO Yusuf (rha)'a gore bilinirse ki bu sOt, ikinci kocadan gebe kalmakla
meydana gelmi~tir, o zaman birinci kocadan olan sot kesilmi~ ve bu sot, diger
kocadan meydana gelmi~tir.
Eba Yusuf (rh a )'tan bir ba~ka rivayete gore, ikinciden gebe kald1g1 zaman
birincinin sOtOnOn hOkmO, son bulur.
Muhammed (rh.a.), sonraki kocadan dogum yap1ncaya kadar sOtOn her
ikisinden say1lmas1 gerektigini gOzel bulur. Bu gbrO~unOn gerek<;esi ~oyledir.
Evlendigindeki sot, ilk kocas1ndand1r. Gebelik nedeniyle artan da ikinci kocadand1r.
Haraml1k konusu, ihtiyatl1 hareket edilmesi gereken bir konudur. Onun i<;in bu
sOtle meydana gelen haraml1k, t1pk1 iki kad1nin sOtOnOn bir ~i~eye sag1larak
<;ocugun bogazina ak1tllmas1 durumunda oldugu gibi, her iki taraftan da sabit olur.
lkinci kocadan olan <;ocugu dogurdugu zaman, birinci kocan1n sOtOnOn
nedeni, onun emsali bir slit devreye girdigi i<;in ortadan kalkar. Onun i<;in bu
andan itibaren, ikinci kocadand1r.
EbO Yusuf (rh a) ~oyle der; SOt bazen dogumdan sonra iner. Bazen de gebe
kal1nd1ktan sonra, dogum olmadan iner. SOtOn, ikinci kocadan (gebe kalmakla)
indigi bilinirse, birinci kocadan inen sOtOnOn hOkmO, t1pk1 ikinci kocadan olan
dogumla ortadan kalkt1g1 gibi, ortadan kalkar.
131
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/291; Buhar1, Nikah 26; Muslim, Rada 15; EbO DavOd, Nikah 6; Nesa1,
Nikah 45; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/172.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _209
Diger rivayete gore de EbO Yusuf (rh a.) ~oyle der; Gebelik suti.in inmesine
[5/134]
neden olunca, bu suti.in ikinci kocadan inme ger~egi gizlidir. Anlama ve hukum
vermede kolayl1k olmas1 i~in a~1k neden, bat1nl (i~teki orti.ilu) anlamin yerine
konulur. Boylece birinci kocadan olan suti.in hukmu, bu sutle kald1nlm1~ olur.
EbO Hanlfe (rh.a.) de ~oyle der. Bu kad1n1n gogsune, birinci koca nedeniyle sut
indigi kesindir. Sut de, alinan g1daya bagl1 olarak zaman zaman azal1r veya ~ogal1r.
Bu artmanin ikinci gebelikten degil, g1dadan olma olas1l1g1 vard1r. Birinci kocan1n
nikahinda iken suti.in inmesine neden olan hadisenin bir benzeri yeniden
ger~ekle~medik~e, birinci kocaya bagl1 suti.in hukmu ortadan kalkmaz. Bu da
ancak dogumla olabilir.
Sonu~ itibariyle sut emmenin hukmu, ayni anda, bir tek kadmda, iki Bir kimse
kendisini
erkege ait olacak ~ekilde bir araya gelmez. emziren kadmla
evlenmesi
c;:unku sute neden olan hadise, me~ru ve helal olarak her ikisi i~in ayn1 anda
ger~ekle~emez. Bu nedenle bagl1 olan ~eylerde de hukum ayn1d1r. Fakat birincisinin
hukmu devam ettigi surece, ikincisi sabit olamaz. lkinci sabit olmu~sa, birincinin
hukmu kalkar.
Bir kimse, kendisini emziren bir kadmla, emzirme az da olsa, ~ok da
olsa, bize gore evlenemez.
$afil (rh.a.)'ye gore, ~ocugun doya doya emecegi be~ emmeden daha az bir
emmeyle yasakl1k meydana gelmez.
Zahirl alimlerden, haraml1g1n sabit olmas1 i~in u~ emmeye itibar edilir, diyenler
vard1r. Say1 ~art1 ko~anlar, ResOlullah (s.a v )'1n; 4-':>'..i~I ~j , ~t:....:..J1 ~j W1 f:,;.; ~
._;i~i:~I 'lj "Bir-iki emme (sorma) veya bir-iki emzirme haram etmez. " 132 hadisini
delil gosterirler;
Amra'n1n Ay~e (r.a.)'den rivayetinde, Ay~e (rh.a) ~oyle demi~tir. "Kuran'da nazil
olan ayetlerde bilinen, on emmenin haram k1ld1g1 ayeti vard1. Bu, bilinen be~
emmenin ha ram kild1g1 hukmuyle kald1rilm1~t1r. Bu ayet, ResOlullah (s.a.v )'dan sonra
okunanlar arasinda vard1. Bundan sonra da, onceden var olan bir hukum
kaldmlamaz."
Biz Hanefilerin delilleri ise ~oyledir. Allahu Teala;
132
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/5, Vl/31; Muslim, Rada 17; lbn Mace, Nikah 35; EbO DavOd, Nikah
1O; Tirmizl, Rada 3; Nesal, Nikah 51; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/208.
21o_____________________________Kitabu'I-Mebsut
Ali (r.a )'nin rivayet ettigi bir hadisi ?erifte ResOlullah (s.a v.);
. , ~ .r.::-'
;\J-' • .(·J. UJj ~l.,.; •I\
-· ~ ,;'
133
Abdurrezzak, Musannef, Vll/469; Nesa!, Nikah 3311; Darekutn!, SOnen, IV/171; Beyhaki, es-
SOnenO 'l-kObra, Vll/458, 111/300; Taberan!, el-Mu'cemQ'f-kebir, IX/341; HeysemT, Mecmau'z-
zevaid, IV/479.
134
Rat1ziler: Sahabeye hakaret etmekte bir sakinca g6rmeyen a?m ~iiler. Bunlar Hz. Ebu Bekir (r.a) ve
Hz. Omer (r.a)'e kOfretmemelerini soyleyen imamlan Zeyd b. Ali'yi reddettikleri i~in bu ad ile
anilm1?lard1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 211
'-?'
J jw,~ ']-, 1·i11
J q::-
J-1.r,Y-·- .:.,~ °'l•J , r,J;j1 ~. r- --j J- , JL~I
- -
~ ~lj, - 'J
- !>
• I._.)
~j ' ~=~· c..i- -:1 c..i- <l1j ':ij ' s-LW1 ~ J:.': 'lj ' ~l5:;!1 ~ j')\1 °'lj ' ~~
- ~~ii ~ ~ -. i1~wt ~: ']- ' - ~ ~. ~
~ -
~ . .r.. lb ' ] -
J
' · - ..'.._.
-.r:'"!"' . . T' J ~) - - -
135
Abdurrezzak, Musannef, Vl/416, Vll/464; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/550; Zeylel, Nasbu'r-raye,
111/211
212_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
g1np c;1k1yor ve ben EbO Huzeyfe (rh.a )'nin yuzunde ho~nutsuzluk eserleri
goruyorum." dedi. Bunun uzerine ResOlullah (s.a.v.);
.d&.1:
--
~ ,.:~L:J~
~ ~J"'-' - ~.)
··t
"Salimi be~ defa emzir ve kendini ona haram k1/ars1n" buyurdu. 136
Ay~e (r a) bu hadisi deli! alm1~t1r. Bir kimsenin yan1na girip c;1kabilmesini
istedigi zaman k1z karde~i Om mu Gulsum (r.a )'e veya k1z karde~inin k1zlanndan
birine, onu be~ defa emzirmesini emrederdi. Bundan sonra da o iki ki~i yan1na girip
c;1kard1.
Ancak ResOlullah (s.a v.)'1n diger han1mlan bu nu kabul etmiyorlar ve,
"Biz ResO/U//ah (s.a.v)'tan b6yle bir ~eyi Sehle (r.a.)'ye verilmi~ 6ze/ bir izin
olarak biliyoruz. " 137 derlerdi.
Aynca bu hukum, ResOlullah (sa.v.)'1n:
"Sut emme, ac;/1ktan dolay1 olur," buyurmu~tur. 139 Ac;l1g1 gideren ~eyi
kastediyor. Ac;l1g1 gidermek de, buyugu emzirmekle olmaz.
EbO Hureyre (r a )'nin rivayet ettigi bir hadiste ResOlullah (s.a.v.);
[5/136] "Emzirme bag1rsak/an ac;an sutle olur," buyurmu~tur. 140 Bu da c;ocuk yemek
yemeye ba~lamadan onceki donemdir.
136
Muvatta, Rada 1265; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/201; Muslim, Rada 27; Ebo DavOd, Nikah 9;
Nesa1, Nikah 53; lbn Mace, Nikah 36; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/478.
137
Em1r es-San' an\, Subu/O's-selam fi !?erh-i Bu/Qgi'/-meram, 111/125
138
Abdurrezzak, Musannef, Vll/463; lbn EbO Seybe, Musannef, 111/548; Ahmed b. Hanbel, Musned,
1/432; Darekutn1, Sunen, IV/172; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, IX/91; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
IV/481.
139
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/94; Buhar1, Sehadat 7; Muslim, Rada 32; Ebo DavOd, Nikah 8; Nesa1,
Nikah 51; lbn Mace, Nikah 37.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _213
140
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/550; Tirmiz1, Rada 1152; lbn Hibban, Sahih, X/37; Darekutn1 Sunen,
IV/173; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, Vll/288; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/456; Heysem1,
Mecmau'z-zevaid, IV/480.
141
Abdurrezzak, Musannef, Vl/416, Vll/464; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/550; Zeyle1, Nasbu 'r-raye,
111/211.
142
Muvatta, Rada 1267; Darekutn1, Sunen, IV/173; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/460
143
Abdurrezzak, Musannef, Vll/462; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 7/461 ;.
--
214 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
"(ocugun sutten aynlmast iki y1/da olur," (Lokman 31/14) buyurmu~tur. Sutten
ayrlld1ktan sonra da emzirme yoktur. (unku gorunen odur ki, c;ocuk iki yil
suresinde sutle yetinir. lki y1ldan sonra sutle yetinmez. Art1k o, emzirme hukmunde
buyuk konumundad1r.
Eba Hanlfe (rh a);
"Gebelik ve sutten ay1rma otuz ayd1r" (el-Ahkaf 46/15) ayetini delil al1r. Bu ayette
otuz ay1n, hem gebelige hem de sutten ayrilmaya bagland1rilmas1 gosteriyor ki
otuz, bunlardan her birinin suresidir. Ancak deliller, gebelik suresinin iki ylldan
daha fazla olamayacagin1 gostermektedir. Geriye sutten aynlma suresinin, ayette
belirtildigi ~ekilde olmas1nin gerektigi kal1yor.
Allahu Teala;
lki y1I dolmadan kad1n i;;ocugu sutten ay1nr, sonra, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore <;ocugu
siitten
otuz ay ii;;erisinde, EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore iki y1I ii;;erisinde, tekrar kestikten
sonra, emme
emzirirse, emzirme gerekli sure ii;;inde yap1ld1g1 ii;;in, haraml1k sabit olur. EbO Hanlfe
siiresi
(rh a.)'nin goru~u bu oldugu gibi, EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.)' in goru~lerinden i~erisinde
tekrar
anla~1lan da budur. Aradaki sutten kesme hii;; olmam1~ hukmundedir.
emzirmek
Hasan b. Ziyad (rh.a.), EbO Hanlfe (rh a )'den rivayet ederek ~oyle der. Bu
hukum, i;;ocuk sutten ayrlld1ktan sonra kendisiyle yetinecek derecede yemege
al1~mad1g1 zamand1r. Yemekle yetinecek duruma gelmi~se, bundan sonra emecegi
sUtle haramllk sabit olmaz. c;:unku i;;ocuk, yemekle yetinecek duruma geldikten
sonra, sut onu beslemede yeterli degildir. Yap1lan emzirenden bir pari;;a olma
anlam1 geri;;ekle~mez. Bunun ai;;1klamas1, EbO Hureyre (r.a )'nin hadisindedir.
"Yemekten once" ifadesi kullan1lm1~t1r. Bu, yemekle yetinmeden once demektir.
Bir erkegin, oglunu emziren kad1nla evlenmesinde sak1nca yoktur.
C::unku oglunun nesepten olan annesiyle evlenmesinde sak1nca olmad1g1na
gore, sut annesiyle evlenmesinde de sak1nca olmaz. Ayni ~ekilde onun k1z1yla
evlenmesinde de sak1nca yoktur. Nesep yoluyla oglunun k1zkarde~iyle evlenmesi
helal olmaz. Bu, nesep ii;;in degildir. O k1z uvey k1z1 oldugu ii;;indir. c;:unku o, k1z1n
annesi ile cinsel birle~mede bulunmu~tur. Bu ozellik, emzirmede
bulunmamaktad1r. Bunun ii;;in, onunla evlenmesi caiz olmu~tur.
Bir kimse, k1zkarde~inin sut k1zkarde~iyle de evlenebilir. Bu bag, nesep yoluyla
olacak olsayd1, evlilik yine gei;;erliydi. Bir kimsenin, baba bir erkek karde~i ve ana
bir k1zkarde~i olsa, baba bir erkek karde~i, ana bir k1z karde~iyle evlenebilir. C::unku
bunlann aras1nda evlenmeyi haram k1lacak bir, nesep bag1 yoktur. Sut baginda da
durum aynid1r.
Bir kimsenin sut amcas1nin, sut halas1n1n, sut day1s1nin veya sut teyzesinin
k1z1yla evlenmesinde bir sak1nca yoktur. Nitekim bunlar nesepten olsalar yine
sakinca yoktur
Karde~ini emziren bir kad1nla veya bu kadinin i;;ocuklanndan her hangi biriyle
evlenmesinde de sak1nca yoktur. c;:unku onlarla kendi aras1nda bir sUt ili~kisi
yoktur.
Bir kimse, iki sut k1zkarde~i veya bir kad1nla onun sut k1zkarde~inin veya erkek
karde~inin k1z1ni bir nikah alt1nda birle~tiremez.
Hanim1yla sut bagindan dolay1 evlenme yasag1 olan (zl rahim-i mahrem) her
kad1nla evlenmede de durum ayn1d1r. Bu, nesep konusunda ai;;1klad1g1m1z ~u kurala
dayanir. Her iki kad1n ki, ii;;lerinden birisi erkek, oburu kad1n oldugunda erkege bu
kadinla evlenmesi gei;;erli olmuyorsa, onlan bir nikah alt1nda toplamak da gei;;erli
degildir.
216 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
Bu hukme, iki k1z karde~i bir nikah alt1nda toplamanin yasakl1gina k1yas
ederek vanl1yor. sot akrabal1g1nda da durum ayn1d1r.
Buradan da anla~il1yor ki, bir nikah alt1nda biraraya getirmenin yasakl1g1
akrabal1k baglann1 kesme olas1hg1 ta~1d1g1 i<;:in degildir. C::Onku ayni anneden sut
emen iki <;:ocuk aras1nda kan akrabal1g1 yoktur ama ayni nikah altinda birle~tirme
yasag1 vard1r.
Bir kad1n bir adamdan <;:ocuk dunyaya getirse, daha sonra adam bu kad1n1
bo~asa, o da bir ba~ka erkekle evlense, ikinci kocanin nikah1 alt1nda iken ilk
adamdan olan sutO ile bir <;:ocugu emzirse, bu <;:ocugun sut bag1 ikinci kocayla
degil, birinci kocaylad1r.
C::Onku sutOn kimin nikah1 alt1ndayken olduguna degil, kimin nedeniyle
indigine itibar edilir. SutOn inmesi de birinci kocadand1r.
[S/138] Sut karde~ligi hususunda, ister yabanc1 olsun, isterse kan-kocadan birisinin
Siit annesi olsun, bir kad1n1n tanikl1g1 yeterli degildir. Boyle bir kadin1n tanikl1g1 ile kan-
karde~liginde koca birbirinden ay1rilmaz. Bu hususta adil iki erkek veya bir erkek ve iki kadin
gerekli tamk
say1s1 tanikl1k yapmad1k<;:a bu kad1nla erkegin birlikte kalmalan caizdir.
Bu biz Hanefilere goredir.
~afil (rh.a.)'ye gore sot akrabal1g1 dart kadinin tanikhg1 ile sabit olur. Bu
hokum, erkeklerin (gorup) ogrenemedikleri konularda dart kad1nin tan1kl1k
edebilecegi ve her iki kad1n1n da bir erkek yerine ge<;:ebilecegi goru~One dayan1r.
Emzirmenin de erkekler taraf1ndan (gorulup) ogrenilemeyecek konulardan oldugu
kan1s1ndad1r. <::unku emzirme memeyle olur. Ona da yabanc1 erkeklerin bakmas1
helal degildir.
Biz Hanefiler ise, erkeklerin de emzirmenin ger<;:ekle~ip ger<;:ekle~medigini
ogrenebilecek durumda olabilecekleri goru~Ondeyiz. <::unku ebedl mahremiyeti
gerektirecek derecede kan akrabas1 olan bir kimse, memeye bakabilir ve bu
husustaki tarnklig1 da ge<;:erlidir.
Aynca haramhk memeden dogrudan emzirmeyle sabit oldugu gibi, ~i~eyle
<;:ocugun agzina dbkmek suretiyle de sabit olur. Bu da erkeklerin bilebilecegi bir
i~tir. Dolay1s1yla sOt emzirme konusunda yaln1zca kad1nlann tan1kl1g1 ge<;:erli
degildir. (Erkeklerinki de ge<;:erlidir.)
Malik (rh.a) der ki, sut emme nedeniyle haraml1k, eger adil (dindar, du rust ve
tanikl1ga ehil) ise, bir kad1n1n tanikl1g1 ile de sabit olur. Osman (ra.)'dan bu ~ekilde
rivayet edilmi~tir . Aynca 0, Uk be b. Haris (r a )'in hadisini deli I gbsterir. Ukbe, EbG
Hanl'nin k1z1yla evlenmi~ti Siyahl bir kadin gelerek, vaktiyle her ikisini de
emzirdigini haber verdi. Bu durum, ResGlullah (s av)' a anlat1hnca yuzunu dondu .
lkinci defa dile getirildi, yine yuzunu dondu. O<;:uncu defa anlatllinca: ~~l 4-i!~
"oyleyse ondan aynl," buyurdu.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 217
"SOt emme konusunda ancak iki erkegin veya bir erkekle iki kadmm yapacagt
tamkltk kabul edilir. " 145
Aynca bu haramhgm olu~u. erkeklerin ogrenebilecegi olaylardand1r.
Bu da ancak, bo~anmayla meydana gelen yasakhkta oldugu gibi, iki erkek
veya bir erkek ile iki kadmm yapacag1 tamkhkla kamtlamr.
Ukbe b. Haris (r a.)' in hadisi de, bizim delilimizdir. ResOIOllah (s av.) birinci ve
ikinci defalarda yOzOnO donmO~tOr. Eger tek bir kadinin tan1kl1g1 ile haraml1k sabit
olsayd1, o boyle yapmazd1. Sonra, tekrar tekrar sormas1 ile Ukbe (r.a )'nin kalbinin,
kad1nin sozlerine iyice ikna oldugunu gorOnce, ihtiyat olarak ona aynlmas1n1
emretmi~tir. Bunun delili de kad1nin, sot emme konusunda yapt1g1 bu tan1kl1g1n,
bir kinden kaynaklanmas1d1r. Had'lsin rivayetinde, "Siyahl bir kadin geldi; bizden
yemek istedi. Biz yemek vermekten kac;1n1nca, sot karde~ligi hususunda tan1kllkta
bulundu," demi~tir.
Bu tip bir tan1kl1kla haraml1g1n sabit olmayacag1nda icma vard1r. Bundan
anl1yoruz ki, ResOIOllah (s.a.v.)'1n bu sozleri ihtiyatla hareket ederek kac;1nma
yoluylad1r "Nas1I ! ?" demesiyle de buna i~aret etmi~tir.
Denildi ki, biz Hanefilere gore, kalbinde kadinin dogru soyledigine dair bir
kanaat uyaniyorsa, ihtiyata uygun olan, ki~inin bu ~Opheden uzak durmas1, kesin
olan taraf1 alarak ona gore hareket etmesidir. Tanigin bu haberi, nikah akdinden
once vermesiyle sonra vermesi, bir tek erkegin bildirmesiyle bir tek kad1n1n
bildirmesi aras1nda, fark yoktur.
Ancak hakim, iki erkek veya bir erkekle birlikte iki kad1n tan1kllkta
bulunmad1kc;a c;iftlerin aralann1 ay1ramaz. c;:onkO bir ki~inin tan1kl1g1, gOvenilir
oldugu zaman, dini meselelerde delildir. HOkOm konusunda delil degildir. Hakim,
erkekle kad1n1 ancak hOkOm vermede kan1tlamaya yeterli delillere dayanarak ay1m.
Dini ac;1dan kabul gorecek bir kan1t getirildiginde, ihtiyatl1 davranarak fetva verilir.
c;:onkO, kendisine helal olan bir kad1nla evlenmemesi, yasak ihtimali ta~1yan bir
kadinla evlenmesinden daha hay1rl1d1r.
Evlenmemi~bakire bir k1zm si.itl.i gelse, o da bununla ki.ic;i.ik bir c;ocugu Bakirenin
emzirmesi
emzirse, bu emzirme, gec;erli bir emzirme say1hr.
144
Abdurrezzak, Musannef, Vll/482; Darim1, Nikah 51; EbO DavOd, Akziye 18; Tirmiz1, Rada 4; Nesa1,
Nikah 57; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, 111/306.
145
Abdurrezzak, Musannef, Vlll/332, 338; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/498; Ayn1, UmdetO'l-kM XX/99
218 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Sonra $afil (rh.a ), olunun sutUnu, oluyle cinsel ili~kide bulunmaya k1yas eder.
Biz Hanefllere gore, her ne kadar yap1lan i~ dlnen caiz degilse de, yasakl1g1
gerektiren gerek~e ger~ekle~tiginde, yasakl1k sabit olur. Bu yuzden biz zina ile
haraml1g1n sabit olacag1n1 soyluyoruz. c;:unku onda da dogan ~ocugun bunyesinde,
dogmas1na neden olan ki~iden bir par~a alma vard1r. Burada da sutUn, ~ocugu
beslemesine ve gu~lendirmesine itibarla haraml1k sabit olur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 219
Onun tezini kabul etsek ve "olumle sut haram olur," desek bile, sut haram
olmakla besleyici olmaktan ~1kmaz. Gbrmez misin murdar bir hayvan1n eti de
besleyicidir, sutu de.
Bu yonuyle, ~ocuga olu kad1nin sutunu i~irmek, onunla cinsel ili~kide
bulunmaktan farkl1d1r. (:unku cinsel ili~kide, insandan bir par~a olma, asl1nda
yoktur. Kitabu'/-As/'da anllan, "Olumden sonra yapilan cinsel temas, temas
degildir. Olu bir kad1n1n sutunu ~ocugun bogaz1na ak1tmak ise , bir emzirmedir,"
sozunun anlam1 budur.
Sut yumurtaya benzetilmi~tir. Yumurta nasil hayvanin blmesiyle besleyici
olmaktan ~1km1yorsa, sut de ayn1d1r.
lki ku~uk ~ocuk bir hayvandan emseler, insan sutu emme gibi say1lmaz. lki ~ocugun bir
hayvandan
Bu, onlann bir kaptan birlikte yemek yemesi gibidir. emmeleri
el-Ahbar muellifi Muhammed b. Ismail (rha.) 146 , Hayvan sutUyle, sut haraml1g1
sabit olur, der.
O, ~eyh EbO Hafs (rh al zaman1nda Buhara'ya geldi. Fetva vermeye ba~lad1.
EbO Hafs (rh.a J; Yapma, bu konumda degilsin, dediyse de nasihatini dinlemedi.
Nihayet bir gun, iki ~ocuk bir koyundan emzirildiginde ne olacag1na dair fetva
soruldu. Haraml1g1n sabit olacag1 yonunde fetva verdi. Bunun uzerine halk [5/140]
toplanarak bu fetvas1 yuzunden, onu Buhara'dan ~1kartt1.
Bunun boyle olmas1 ~undand1r. Evlenme yasag1n1n sabit olmas1, izzet ve ~eref
nedeniyle olur. Bu nitelik de hayvan sutUne degil, insan sutUne bzgudur.
Emzirenden par~a olma ~uphesi, sutu i~en insanla, sutU i~ilen hayvan aras1nda
ger~ekle~mez. Ayn1 durum, bir hayvan1 emen, sutUnu i~en iki insan arasinda da
mumkun degildir. Bu mesele, cinsel ili~ki yoluyla sabit olan akrabal1ga k1yas edilir.
Hayvana temasta bulunmakla evlilik yasag1 ger~ekle~mez. Burada da durum
ayn1d1r.
Kadm
Bir kadmm si.iti.i yemege konulsa ve c;ocuk bu yemegi yese, eger
siitiiniin
yemek, ate~e konulmu~ ve pi~irilerek degi~mi~se, bu bir emme degildir. kari~tmld1g1
yemegi
Evlenme yasag1 meydana getirmez.
~ocugun
(:unku ate~ onu degi~tirmi~tir. SutUn besleme ve kemikleri olu~turma, eti yemesi
146
Sahih-i BuharT'nin mOellifi Muhammed b. Ismail El-BuharT (rh.a.l'yi kastediyor.
--
220_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Yemekteki sut yandan c;;ok olsa bile, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hukum yine
ayn1d1r. Yasakl1k meydana gelmez.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore yasakl1k meydana gelir. (unku
hukum, c;;ogunlukta olana gore verilir. (ok olan da suttur. Hie;; bir ozelligi de
degi~memi~tir.
Ebu Hanlfe (rh.a.) der ki: SutUn ic;;erisine yiyecek at1l1rsa onu degi~tirir. Gormez
misin incelir, bazen rengi degi~ir. Boyle olunca da ate~in degi~tirdigi gibi say1l1r.
Denildi ki, bu hukum lokmanin agza gotUrulmesi esnasmda yiyecekten sut
damlamamas1 durumunda gec;;erlidir. Eger yiyecekten sut damlalan ak1yorsa, Ebu
Hanlfe (rh.a.)'ye gore de haramllk sabit olur. (unku bir sut damlas1, c;;ocugun
bogaz1na gidecek olsa, haraml1g1n sabit olmas1 ic;;in yeterlidir.
Dogru olan, Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore bunlardan hie;; birinde haraml1gm sabit
olmayacag1d1r. (unku bu durumda, beslenme sutle degil, yemek iledir.
<;ocugun ilaca
kan~tmlm1~
Bir kadmm sutu ilaca kat1larak c;ocugun bogazma veya burnuna
kadm si.itlini.i ak1t1lacak olsa, kan~tmlan sut ilac;tan daha fazla ise bu, (hukmen) emzirme
i~mesi
say1hr.
(unku sut, yaln1z ba~ma ula~amayacag1 etki gucune ula~mas1 ic;;in ilaca
kan~t1r1lm1~t1r.
Bu da beslenmenin daha guc;;lu olmas1na neden olur. Onun ic;;in de,
bununla yasakl1k sabit olur.
<;ocugun su
Sut, suyla kan~tmlsa ve c;ocuk onu ic;se, eger sut daha c;ogunlukta ise
ile kan~1k
kadm haramhk sabit olur. <;ogunlukta olan su ise sabit olmaz.
si.iti.ini.i
i~mesi lnsan sutU hayvan sutUne kan~tinl1nca da hukum boyledir.
~Mil (rh.a.)'ye gore, be~ emme meydana ge\ebilecek miktarda bir sut, su
kab1na konulsa, c;;ocuk da onu ic;;se, bununla haram\1k sabit olur.
lki kadmm Bir kad1nm sutU, bir ba~ka kadmm sutUyle kan~t1nllp, c;;ocugun bogaz1na
kan~tmlm1~ ak1ti\sa Muhammed (rh a )'e gore, her iki kad1n yonunden de haraml1k sabit olur.
si.iti.ini.i
~ocugun i~mesi (unku bir ~ey, cinsi ile kan~t1gmda yok olmaz; c;;oga\1r.
Ebu Yusuf (rh.a )'a gore, kad1nlardan hangisinin sutU fazla ise, haraml1k onun
taraf1ndan gerc;;ekle~ir. (unku c;;ogunlukta olan1n hukmune, az olanin hukmu etkili
olamaz.
Ebu Hanlfe (rh a.)' den bu konuda iki rivayet vard1r.
[5/141]
1. Ebu Yusuf (rh.a.) goru~unde oldugu gibi, daha c;;ok olana itibar edilir.
2. Haraml1k, her iki kad1n yonunden de sabit olur, der.
Bu ikinci goru~, ayni zamanda Zufer (rh a )'in goru~udur.
Bu meselenin as\1; "Bir kimse belli bir inegin sutUnu ic;;memeye yemin etse, bu
inegin sutU ba~ka inek sutUyle kan~t1nlarak kendisine verilse, 0 da bunu ic;;se ... "
meselesine dayanir. Onda da ayn1 ihtilaf gec;;erlidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _221
neden degildir. Bir ~eye neden olan kimse, neden oldugu ~eyde haddi a~1yorsa onu
oder (tazmln eder). Haddi a~m1yorsa, kendi arsasinda kuyu kazan bir kimsenin
kazd1g1 kuyuya du~eni odemedigi gibi o da, odemez. Ba~kas1n1n arsasinda kuyu
kazan1n hukmu ise buna benzemez.
Eger kotUluk istemi~se, aynl1k nedeninde haddi a~m1~ say1l1r. KotUluk
istememi~se,aynl1ga neden olmakta haddi a~m1~ sayllmaz.
Muhammed (rh.a)'den, her durumda da odedigi yan mehri almak ic;:in emziren
kad1na rucO edecegi goru~u rivayet edilir. Bu, Muhammed (rh.a.)'in, "neden olan
da bizzat yapan gibidir," (mutesebbib de muba~ir gibidir) kural1na dayan1r. Bu
nedenledir ki, kafesin ve ah1nn kap1sin1 ac;:anin veya kac;:ak kolenin baglann1
c;:ozenin, kac;:anlann degerini odemesi gerektigi, goru~undedir.
Fiili bizzat yapmada haddi a~anla, a~mayan aras1nda fark yoktur. Ona gore
neden olmada da durum boyledir.
)afil (rh a.)'nin goru~une gore, koca nikahlad1g1 k1z1n mehr-i mislini (kendi
[S/142]
ayarindakilerin ald1g1 mehri) almak ic;:in, emziren kad1na ba~vurur. c.;:unku nikah1n
son bulmas1na o neden olmu~tur. )afil (rh.a.)'a gore nikah mulkiyeti, sona
erdirilmesi durumunda odenir. Oyle ki cinsel temastan sonra, bo~ama olduguna
dair tan1kl1k eden iki ki~i tanikl1klanndan dbnduklerinde mehr-i misli bderler.
Hukum boyledir. c,;:unku cinsel organa sahip alma, cinsel temasta bulunuldugunda
kocanin mulkune girdikten sonra mehr-i misl degeri al1r. Mulkunden c;:1kt1g1nda da
boyledir.
Biz Hanefiler de diyoruz ki; Nikah mulkiyeti, asl1nda kendi ic;:inde degerli
degildir. c,;:unku o, ne bir mala ne de c;:1kara sahip olmakt1r. Bu, zorunlu bir
mulkiyettir. Hakk1n1 almak durumunda ortaya c;:1kar. Gormez misin, ba~kas1na
devredilemez. Mirasc;:llara miras alma hakk1nda kendisini gostermez. Malla
degerlendirme hususunda da hukum boyledir. c.;:unku nikah akdinin konusu, mal
degildir. Dolay1s1yla malla odenemez. c,;:unku bir ~eyin telef edilmesi durumunda
onun t1pk1s1yla odenecegi, delille sabittir. Cinsel organ1n, kocanin mulkiyetine
girmesi s1rasinda degerlendirilmesi zaruretten dolay1d1r. c,;:unku koca, cinsel organ1
(kad1nla me~ru ~ekilde cinsel ili~kide bulunma hakk1ni) elde etmi~tir ve sayg1nd1r.
Onun ic;:in kar~ll1k olmadan bu hak gerc;:ekle~mez. Sahip alma hakkin1n
kaybedilmesi durumunda ise bu zaruret yoktur. c,;:unku bu, kad1n tarafindan verme
(temlik) degil, kocan1n hakk1ni iptaldir. Bu da cinsel organin degerlenmesini
gerektirmez.
Mulkiyete girme ile c;:1kma arasindaki farka delil olarak ~unu gbsterebiliriz. Bir
baba kuc;:uk oglunu, c;:ocugun kendi mal1yla evlendirebilir. Arna kuc;:uk ya~ta
evlendirilmi~ k1z1n1, k1z1n kendi mal1ndan kocaya vermeyi teklif ederek hul' (mal
kar~1l1g1 bo~ama) yapamaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _223
Bir erkek, bir k1z c;ocuguyla evlendikten sonra k1zm halasm1 da Bir evli k1zm
iistiine
nikahlarsa, hakkmda yasak bulundugu ic;in, halanm nikah1 gec;ersizdir. halasmm
Halanin annesi, ku~uk k1z1 emzirecek olsa, kocas1yla k1zin aras1 aynlmaz. nikahlamak
(unku k1z ~ocugu, her ne kadar halas1n1n sut k1z karde~i olmu~sa da, halan1n
nikah1 ge~erli olmad1g1 i~in haram olan, (iki yak1n akrabay1) ayni nikah altinda bir
araya getirme, meydana gelmemi~tir. Bunun i~in de k1z ~ocugunun nikah1 devam
eder.
Bir kimse slit emme c;agmdaki iki k1z c;ocuguyla nikahlansa ve bir Bir kimsenin
kii~iik olan
kadm onlan birlikte veya ayn zamanlarda emzirse her ikisi de harnmlanrn
kocalanndan aynhrlar. bir kadmm
emzirmesi
(unku kad1n, ikinci k1z ~ocugunu emzirdiginde ikisi sut k1zkarde~ olmu~lard1r.
Yasak olan (bir nikah altinda bir arada tutma) kesinle~mi~ olur. lkisinden hi~ biri
nikah1n1n ge~ersiz olmas1 i~in digerinden daha oncelikli degildir. Ayrll1k olunca da
her birine yanm mehir du~er.
Daha once a~1klad1g1m1z gibi, emziren kadin kotU niyetle hareket ederek bu
i~i kas1tl1 yapm1~sa koca, mehir olarak verdigi paray1 almak i~in ona ba~vurur.
Eger bunlar u~ k1z ~ocugu iseler, kad1n gogsunden sut sag1p bir ~i~eye koysa,
gogsunun birisini bir ~ocuga, oburunu diger ~ocuga ve ~i~eyi de u~uncuye vererek
onlan ayn1 anda emzirse, hepsi birden kocadan aynl1rlar. (unku bu emzirmeyle sut
k1z karde~ olmu~lard1r.
Onlan biri digerinden sonra olacak ~ekilde pe~ pe~e emzirse, ilk ikisinin nikah1
son bulur; u~uncu ise han1m1 olarak kal1r. (unku o ikinciyi emzirdigi zaman,
birinciyle ikinci aras1ndaki karde~lik ger~ekle~mi~tir. Kocalanyla aralan da
aynlm1~t1r. Sonra u~uncuyu emzirirken art1k erkegin nikah1nda ba~kas1 yoktur. 0,
nikah1nda kal1r.
Eger adamin ku~uk ya~taki han1mlan dort tane iseler, hepsi birlikte
[S/143]
emzirilmi~lerse veya once birisi sonra ayni anda u~u emzirilmi~se, hepsi birlikte
kocadan aynl1rlar . Dordunu teker teker emzirecek olsa neticede yine hukum
aynid1r. (unku o ikinciyi emzirdigi zaman birinciyle ikinci, u~uncuyle dorduncuyu
emzirdiginde de diger ikisi sut karde~ligi nedeniyle aynlm1~ olurlar.
224 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
Oc;unu beraber, dorduncuyu ise daha sonra aynca emzirmi?se ilk uc;u kocadan
aynl1r. Dorduncu ise nikah1nda kailr. (unku dorduncuyu emzirirken art1k adam1n
nikah1nda ba?kas1 yoktur.
Bir kimsenin
Bir kimse bir kadm ve iki k1z c;ocugu ile evlense ve kadm bu iki k1z
buyuk hammmm
ku~uk c;ocugunu ard arda emzirirse, koca kadmla henuz temasda bulunmam1~sa,
hammlarm1
hem kadm hem de birinci c;ocuk erkege haram olur.
emzirmesi
(unku kadin, birinciyi emzirdiginde onunla sut anne ve sut k1z olurlar. Her
ikisinin de kocalanyla aralan aynl1r. Daha sonra o kad1n ikinciyi emzirdiginde
kocan1n nikah1nda art1k o ikinci k1zdan ba?kas1 yoktur. Dolay1s1yla onun nikah1
kailr. (unku onceden anneyle yap1lan, sadece bir akiddir. Bu da yalniz ba?1na k1zin
haram olmas1n1 gerektirmez.
Sonra buyuk olan kad1na mihir verilmesi gerekmez. (unku aynilk, cinsel
temas olmadan onun taraf1ndan gelmi?tir. K1z c;ocuguna ise yan mehir verilir.
(unku aynl1ga o neden olmam1?t1r. Aynl1k buyuk han1m tarafindan emzirmeyle
meydana getirilmi?tir. Sut, c;ocugun karn1na onun bir ?ey yapmas1na ihtiyac;
olmadan ula?1r. Daha once de ac;1klad1g1m1z gibi, kad1n eger kotU niyetle hareket
etmi? ve kas1til emzirmi?se, koca, kuc;uk c;ocuga verdigi yan mehri ondan al1r.
Buyuk olan kad1nla art1k bir daha hie; evlenemez. (unku k1zla yap1lacak akid
yalniz ba~1na bile anneyi haram k1lar. Aynlan birinci k1z c;ocugu ise, nikah1nda olan
diger k1z o erkekten aynl1rsa tekrar ona helal olur. (unku anneyle yap1lan akid,
k1z1n haram olmasin1 gerektirmez.
Eger buyukle cinsel temasta bulunmu? ise, hanimlann hepsi erkege
(ebediyen) haram olur. (unku k1zlar, emmeyle buyuk hanim1n sut k1z1 olmu?lard1r.
Anneyle cinsel ili~kide bulunmak k1zlan haram k1lar.
Bu durumda buyuk kad1n mehrini tam al1r. Kuc;uk k1zlardan her biri de yan
mehir al1rlar. Anneyle ili?kide bulundugu ve k1zlarla yap1lan akidler gec;erli oldugu
ic;in her biri, bu kimseye ebedi olarak yasak hale gelir.
Bir kimse yeti~kin iki kadmla ve iki de k1z c;ocuguyla nikahlansa ve
kadmlardan her biri, bir kuc;ugu emzirse, hepsiyle aralan aynhr.
(unku her bir kuc;uk, kendisini emziren kad1nin sut k1z1 olmu?tur. Anne ile
k1z1n1 bir nikah da birle?tirmek haramd1r.
lki k1z c;ocugunu once buyuk hanimlardan birisi, ard1ndan da diger han1m
emzirse, bu emzirme buyuklerle ili?kiden once olsa, birinci kad1nla birinci c;ocuk,
daha once ac;1klanan nedenle, kocadan aynilrlar. lkinci kuc;uk, birinci hanimin
emzirmesiyle kocadan aynlmaz. Ancak ikinci han1m bu k1z1 once emzirmi~se, onun
nikah1 da sona erer. Fakat emzirmeye once birinci k1zdan ba?lam1?sa, ikinci k1z
nikahils1d1r. (unku birinci han1m onu emzirince sut annesi haline gelmi?, birinci
k1z1n gec;mi? akdi gec;erli oldugu ic;in nikah1 bozulmu?tur. Daha sonra, ikinciyi
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 225
emzirdiginde art1k adamin nikahinda ondan ba~kas1 yoktur. Bundan dolay1, bu k1z
c;:ocuguyla adam aras1nda aynl1k meydana gelmez.
Bir erkek bir kadmm, kendisinin si.it k1zkarde~i veya si.it annesi veya
Bir erkegin siit
si.it k1z1 oldugunu ikrar eder, daha sonra da bu kadmla evlenmek ister ve akrabas1 oldugunu
soyledigi bir
'Ben oyle zannetmi~tim' veya 'Hata etmi~im.' yahut da; 'Unutmu~um.' kadmla evlenmesi
derse, kadm da 0 erkegi dogrularsa, soyledikleri 0 sozlerde erkek de kadm
da dogru kabul edilirler.
Sonuc;: itibariyle o kimse, bu kadinla evlenebilir.
Ilk sozOnden caymaz ve "Onceki soyledigim soz dogrudur" der, sonra da o
kadinla evlenirse, aralan aynl1r. Aralannda cinsel ili~ki olmam1~sa, kad1n kocadan
mehir alamaz. Bu istihsan deliline goredir.
K1yasa gore, iki ~1kta da hOkOm ayrnd1r. (OnkO adam, kadin1n kendisine ebedi
olarak haram oldugunu ikrar etmi~tir. lkrar edilen ~ey, ikrar eden hakkinda delille [S/144]
veya bizzat gozle gormeyle sabit olmu~ gibi sayil1r. lkrardan donmek gec;:ersizdir.
(OnkO ikrar, yalrnz ba~1na baglay1c1d1r. Ki~inin sonradan ikrarindan donOp
donmemesi farketmez. Onun karns1na gore bu nikah gec;:ersiz olur. Dolay1s1yla
aralan aynllr. Oyle bir nikahtan dolay1 erkegin kad1na mehir vermesi gerekmez.
Ancak Muhammed (rh a), istihsan delilini ald1 ve dedi ki: SOt akrabal1g1
meselesinde kan~1kl1k olabilir. Bir kimse kendisiyle harnm arasinda sot akrabal1g1
oldugu ~Ophesine dO~ebilir veya bu tOr bir haber alabilir. Sonra gerc;:egi ara~t1np bu
hususta hata ettigi ac;:1ga c;:1kabilir.
Kan~1kl1k olan bir meselede hata ettigini haber verdigi zaman, dinen, iki
ac;:1dan sozOnOn kabul edilmesi gerekir :
1. Bir ~eyin helal veya haram olu~u dinin hakk1d1r. Kadin ve erkek, hata
ettikleri konusunda birbirlerini dogrularlarsa, verdikleri haber hakk1nda ortada
on Ian yalanlayacak bir ~ey yoktur.
2. Bu ~ahs1n ba~taki ikran kendi aleyhine degil, kad1rnn kendisine haram
olduguna dair kad1n aleyhinde yap1lm1~ bir ikrard1r. Helal veya haramllk, sozle~me
mahallinin niteligidir. Bir insarnn ba~kas1 aleyhine yapt1g1 ikrar o kimseyi baglamaz.
lkrannda hata ettigini soylediginde, bununla hOkmO kesinle~mi~ ve baglay1c1
duruma gelmi~ bir ~eyi iptal etmek istiyor degildir. Onun ic;:in bu husustaki sozO
gec;:erlidir.
Eger kad1n boyle bir ikrarda bulunur erkek de inkar ederse, daha sonra kad1n
da kendisini yalanlar ve yarnld1m derse, nikahlan caizdir.
Kad1n kendini yalanlamadan once evlenseler, nikahlan yine gec;:erlidir. Kad1n
ilk sozOnde dogrulanmaz. (OnkO haraml1gin hakikati, ikrarla sabit olmaz. (OnkO
ikrar, olas1l1kll bir haberdir. Dogru da, yanl1~ da olabilir. Ancak ikrannda sabit olan,
226_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
akidden sonra yenilemi~ gibidir. Kad1n1n akidden sonra haraml1ga dair yapacag1
ikrar gec;;ersizdir. Akidden once yapt1g1 ikrannin hukmu de boyledir.
Erkegin yasaklar konusunda akitten sonraki ikran ise gec;;erlidir. Aynl1g1
gerektirir. Akitten once ikrarda bulunursa onun hukmu de gec;;erlidir.
Adam ikran uzere devam eder ve kad1nla evlenirse, kad1na "nikahtan sonra
ikrar ettiginde oldugu gibi, mehrin yans1nin verilmesi gerekir," denilirse biz de
~oyle deriz. Kad1n1n nikahin asl1nin gec;;ersiz oldugunu dogrulad1g1 veya koca,
mehrin du~urulmesini kasd ettigi yonunde suc;;land1rllmad1g1 (itham edilmedigi) ic;;in
mehrin verilmesi gerekmez. c;:onku koca, daha once nikah nedeniyle mehrin
gerekli olduguna dair ikrarda bulunmu~tu.
Aralanndaki fark1 ~oyle ac;;1klanz. lkrar, aralannda z1tl1k olmakla veya ortadan
kald1rmakla bir mulke etki ettiginde gec;;erlidir. Erkegin ikrannin bu hususta etkisi
vard1r. Dolay1s1yla erkek ikrannda sebat ettigi zaman, ikrar nikah1n gec;;erliligini
kald1rma hususunda gec;;erlidir. Kad1n1n ikrannin ise bu konuda etkisi yoktur.
Nikah1n gec;;erliligine engel olamaz.
Koca, bu sozleri (kad1n1n sut karde~i veya sut annesi ... oldugunu) ikrar etse ve
bu ikranndan donmese ve bu konuda tan1k getirse, daha sonra kad1n bu durumu
bilmeden bu adamla evlense ve nikahtan sonra kad1n bu delilleri ortaya koysa,
aralan aynl1r. Bundan sonra erkegin inkan yarar vermez. c;:unku ba~lang1c;;taki
ikrannda sebat etmesi, yanllmad1g1na, dogru olduguna dair kan1s1, ikrann1 hukum
ac;;1s1ndan kesinle~tirmi~tir. Bu ikran kendisini baglay1c1d1r. T1pk1 nikahtan sonra bu
ikranni yenilemi~ birisi gibi olur. Aralan aynl1r. Art1k inkann da yaran yoktur.
Her ikisi de bu sozleri ikrar etseler daha sonra kendilerini yalanlayarak; Biz
yan1ld1k, deseler, pe~inden de evlenseler, nikahlan gec;;erlidir.
Bu konu nesep hususunda da boyledir. Ac;;1klad1klanm1zin d1~indakiler hukmen
baglay1c1 degildir. c;:unku neseplerdeki yanilma ve kan~1kl1k daha belirgindir.
Nesebin subut nedeni, sut emmenin nedeninden daha gizlidir. Aynca sut emme
meselesinde, sebat edilmemi~ bir ikrar, haraml1k gerektirmedigi gibi nesep
konusunda da aynid1r.
Bir kadmla evlenen ki~i nikahtan sonra evlendigi kadm hakkmda; "O
[5/145] benim slit k1z karde~im, veya slit k1z1m, yahut da slit annemdir" dese,
ardmdan da; "Ben yamld1m, veya kuruntuya kap1ld1m" diyecek olsa
nikahlan istihsanen devam eder.
Soyledigi sozde sebat etse ve "Soyledigim dogrudur" dese tamklar da
buna tamkhk etseler aralan aynhr.
Bunu daha sonra inkar edecek olsa, inkann1n yaran yoktur. c;:onku ikran,
uzerinde sebat etme ko~uluna bagl1 olarak aynl1g1 gerektirir. "Kuruntuya kaplld1m"
deyince sebat ko~ulu gerc;;ekle~memi~, aynllg1 da gerektirmi~tir. Sebat ettigi zaman,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _227
Biliyoruz ki fark1 gerektiren tek ~ey ihsan1n, seviyesi e~it birisiyle ve buton Gayri
mi.islim
ko~ullan olu~mu~ bir ~ekilde s1fatla yap1lan cinsel temasla olu~udur. Nikah akdi, hamm ile
ili~kinin
adeten seviyeleri e~it kimseler aras1nda yap1l1r. Efendi ile kale aras1nda e~itlik
ihsana etkisi
yoktur. Bu hikmet cariyeyle gerdege girildigi zaman gerc_;ekle~mez. (unku cariyeyle
ozgur aras1nda e~itlik yoktur.
Bir kimse, yahOdi veya h1ristiyan bir kad1n ile nikahla gerdege girerse, EbO
Hanlfe ve Muhammed (rh.a.)'ya gore muhsan olmaz.
EbO YOsuf (rh.a )'a gore muhsan olur. Bu EbO YOsuf'tan aktanlan, "Ehl-i kitap [5/147]
bir kadin muhsand1r. Zina ettiginde recm edilir," ~eklindeki rivayete dayanan bir
hukumdur, denilmi~tir. Oysa bu mesele ba~ka meseleye bagl1 degil, bag1ms1z bir
meseledir.
EbO YOsuf (rh a.)'un goru~Onun deli Ii ~udur: Ehl-i kitaptan bir kad1n ile olan
nikah mulkiyeti ile musluman bir kad1n ile olan nikah mulkiyeti, tam nitelikler
147
lhsan /I.Ji-,. )'I: bzgi.ir ve mi.isli.iman olup sahih bir nikah akdiyle gerdege girmi~ olma hali. Islam
hukukunda ise; kazf ve zina auc;lari belirlenen had cezalarmm uygulanabilmesi ic;in varl1<)1 dinen
gerekli gbri.ilen niteliklerin bir ~ah1sta toplanm1~ olmas1n1 ifade eder.
148
Abdurrezzak, Musannef, Vll/306, 307; lbn Ebu $eybe, Musannef, V/535; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/338.
--
230 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
ta~1yan bir mulkiyettir. Buna delil onlardan her birinin digerinin i.lzerine (kuma
olarak) nikah edilmesinin caiz olu~u, kasm de (kocanin kumalar aras1nda adil
davranmas1) e~itlik ve onlardan her birisinin kendi ba~1na akid yapma hakk1na
sahip olu~larid1r. Boyle olunca bir kimse, musluman bir han1mla gerdege girince
muhsan oldugu gibi Ehl-i kitab hanim1yla girdiginde de olur. Cariye ise farkl1d1r.
~unku onunla ozgur kad1n aras1nda nikahin hukmu hususunda e~itlik yoktur.
Cariyenin durumu, ozgur bir han1m1n yaris1 seviyesindedir.
~ocuk ya~taki bir han1mla ve deli ile zifafa girdiginde de muhsan olmaz.
Onlarla erginlik c;ag1ndaki veya akl1 yerinde kad1nlarla, nikah akdini bizzat kendileri
yapma hakk1na sahip alma hususunda e~it degildirler. lnsan, f1trat1 geregi deliye
kar~1 uzakl1k ve sogukluk duyacag1 ic;in, ~ehvet ac;1s1ndan da e~it degildirler.
Ebu Hanlfe ve Muhammed (rh a.)'in delilleri, rivayet etmi~ oldugumuz hadis-i
~eriftir.
149
lbn Ebo ~eybe, Musannef, 1/193; Darekutn1, Sunen, 111/148; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vlll/216;
Taberan1, e/-Mu'cemu'/-keb1r, XIX/103; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/338.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 231
Biz Hanefiler,
"'{ ~-·<
"- .: ~<-~
? L;... JJ c:- !-
~
l:u. ..r- ~ ...r:.-
= L: ~ lf.~H, j1~)..
: .,.
Eger erkek kadin1 (Ur;uncu defa) bo~arsa ondan sonra kadin bir ba~ka
erkekle evlenmedikr;e onu almas1 kendisine he/al olmaz... " (el-Bakara 2/230) ayet-i
kerlmesini delil getiriyoruz. Ayet-i kerlmedeki "zevc" (koca) sozcugu, ergeni
kapsad1g1 gibi, ergenlik c;ag1na girmemi~ c;ocugu da kapsar.
Sonra bu, nikahla cinsel temasta bulunmaya mahsus bir hukumdur.
Anla~ilm1~ olan mihri vermesi; bo~anma durumunda kad1nin iddet beklemesinde
oldugu gibi ~ocugun cinsel ili~kisine baglld1r. Bu mana, birinci kocan1n pi~manl1kla
kan~1k h1~1m ve ofke duymas1 ~ocugun ili~kisi ile de ger~ekle~mi~tir.
150
Muvatta, Nikah 1106; Buhar1, $ehadat 3, Talak 4; Muslim, Nikah 111; Ebo DavOd, Talak 47; TirmizT,
Nikah 27; NesaT, Nikah 43; lbn Mace, Nikah 32; ZeyleT, Nasbu'r-raye, 111/236.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 233
olayd1r. Ne oldugunu bilmek c;ok zordur. Onun ic;in, ~ehvet c;ag1na ula~ma gbrunur
neden olarak, gbrunmeyen as1I nedenin yerini al1r. Bir k1z kendisine ~ehvet
duyulacak bir c;aga gelmi~se, kendisi ile temasta bulunmakla, s1hrl akrabal1kla ilgili
hukumlerin gerc;ekle~mesi konusunda, erginlik c;ag1na gelmi~ bir k1za denk kabul
edilir. Kendisine ~ehvet duyulmayan c;agdaki bir k1z ise bbyle degildir.
Dikkat edilince gbrulur ki, cinsel ili~kinin mubah olmas1nin me~ru k1l1n1~1.
neslin c;ogalmas1 gayesiyledir. Sonra, k1zin ~ehvet duyulacak bir c;aga ula~mas1, bu
fiili yapmanin mubah alma hukmu hususunda gerc;ek erginlik c;ag1na ula~man1n
yerini al1r. Burada da byledir. Guslun gerekli olmas1 ise bundan farklld1r. Guslun
gerekliligi, meni torbac1g1n1n ac;ilmas1na bagl1d1r. Bu da vucut 1s1s1yla, uzvun
yumu~aklig1yla ilgilidir. Onun ic;in bu konuda cinsel ili~ki de bulunulacak c;aga gelen
ile gelmeyen, tabil yoldan olan cinsel temasla, ba~ka yoldan olan e~ittir.
Mi.isli.iman ve ergin kan-kocanm perde veya kapah kap1 gerisinde
[S/149]
yalniz ba~lanna kalmalan, bize gore mehri ve iddet beklemeyi gerekli
k1lar. Halvet-i
sahiha'mn
$afil (rh a) :
mehri ve
iddeti
gerektirmesi
"Onlara temas etmeden bo~arsamz ... " (el-Bakara, 2/237) ayet-i kerlmesine
dayanarak gerekli kilmaz. Bu ayet-i kerlmedeki "temas"dan maksat, cinsel ili~ki de
bulunmakt1r.
lbn Abbas (r a) bbyle sbylemi~tir. 0, Allah (c.c.) cinsel ili~kiyi temas diye
kinayelendirdigi gibi c;irkini de guzel diye kinayelendirir, der.
Ayrica bu halvette (kapal1 yerde ba~ba~a kal1~ta) cinsel temas yoktur.
Dolay1s1yla ko~ullari olu~mam1~ fasid bir halvette oldugu gibi, mehri ve iddeti
gerektirmez.
Hukum boyledir. (:unku 'ivazll (kar~il1kl1 bedel verilen) akidlerde, bedel
uzerine akid konusu olan ~ey kabzedilirse (teslim al1n1rsa), hak edilir. Burada akdin
konusu olan ~ey kad1nin ic;indedir. Ancak oraya ula~an bir adetle o bedel al1nm1~
olur. Dolay1s1yla, kapal1 bir yerde yaln1z kalmakla uzerine akid yapilan ~ey kabz
edilmi~ (teslim al1nm1~) sayilmaz.
Nitekim k1sasta da bbyledir. K1sas hakk1na sahip olan bir kimsenin bu hakk1,
ic;tedir. Hak ancak kesici, bir aletle alinabilir. K1sas yap1lacak ~ahs1n hak sahibine
teslim edilmesi, onunla ba~ ba~a kalmas1, bu hakk1 almak demek degildir.
Buna delil, ric'I talakla bo~anan kad1na don me hukmunun munasebeti isteme
hakkinin gec;erli olmas1d1r. Halvet bu iki ac;1dan, sbzle~menin konusu olan ~eyi
teslim alma say1lmaz. Mehir ve iddetin hukmu de bbyledir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilleri ~unlard1r:
234_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
Allah (cc):
152
Darekutn1, Sunen, 111/307; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/256.
Hulefa-i Ra~id1n'den maksat; Ebo Bekir, Omer b. Hattab, Osman b. Affan, Ali b. Eb1Talib (r.a.)dir.
153
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 23S
Dikkate al1nmas1 gereken hususun, teslim oldugu ortaya c;1k1nca deriz ki;
kad1n1n Ozerine dO~en, gOcO yettigi olc;Ode yapmas1 gerekeni yerine getirmesidir.
Burada gOcOnOn yettigi, hie; bir engelin olmad1g1 bir durumda kendini kocas1na
teslim etmesidir. Yoksa, hakikaten cinsel ili~kinin olmas1 degildir. Kadin Ozerine
dO~eni yerine getirdigi zaman bedeldeki hakk1 da kesinle~mi~ olur. Nitekim o,
akdin caiz olmas1 ic;in kendini, akdin konusu olan as1I ~eyin (cinsel organinin) yerine
koymu~tur. Teslim etmenin hOkmO hususunda da durum ayn1d1r. c;:onkO bedelin
kesinle~mesi, akdin gec;erli olmas1nda itibar edilen ~eyin teslimiyledir.
Ric'at (bo~anmadan geri donme) hakk1 bundan farkl1d1r. c;:onkO bu hak [5/150]
kocan1nd1r. Onun hakk1n1 gerc;ekten alma imkani vard1r. Eger alm1yorsa, hakk1n1
iptal eden bizzat kendisidir. lddet beklemenin gerekli olmas1, donme hakk1nin sabit
olmas1n1 gerektirmez. Nitekim kocanin olOmO ile de mehir ve iddet bekleme
gerekir. Halbuki bu durumda ki~inin bo~ad1g1 karis1na donmesi ve iffetli olmas1 ic;in
temasta bulunmay1 istemesi yoktur. Taki sonuc;ta bu nedenle muhsanl1k s1fatin1
elde etmi~ olsun. Bunlar da, halvetle meydana gelmeyen ~eylerdir.
Bu kesinle~tigine gore deriz ki; sahih halvetin tanim1 ~oyledir:
"Halvet; f1traten veya dinen cinsel ili~kiyi engelleyecek bir ~eyin olmad1g1 bir Halvet'in
tanim1
yerde ba~ ba~a kal1~t1r."
Oyle ki ic;lerinden birisi cinsel ili~kiye engel olacak derecede hasta olsa veya
Ramazan ayinda oruc;lu bulunsa veya ihraml1 (hac veya umre yasaklari c;erc;evesi
ic;ine girmi~) olsa yahut da kadin, hay1zli olsa ... bu durumlarda halvet say1lmaz.
c;:onkO cinsel ili~kiy, f1trl veya dini engel vard1r.
Kaza orucunun engel olup olmayacagina ili~kin iki rivayet vard1r. Bunlardan Halvet-i
sahihaya
daha dogru olani, halvetin gec;erli oldugudur. c;:onkO bu durumda orucunu engel olan
bozacak olursa Ozerine gereken, bir gun kazad1r. Bu da kolayd1r. Nitekim nafile durumlar.
oruc;ta da durum boyledir.
Diger rivayette ise, kazay1 edaya k1yas ederek halvet sahih degildir,
denilmektedir.
$az (as1I rivayetlere muhalif) bir rivayette denildigine gore nafile oruc~lar da
halvetin gec;erliligine engeldir. Bu hususta nafile oruc;lar nafile hacc gibidir.
Kad1n1n cinsel organ1n1 biti~ik olsa veya kemik parc;as1 ile t1kal1 olsa ortada
fiziki bir engel oldugu ic;in kad1n1n kendisini teslimi gerc;ekle~mi~ say1lmaz.
Kocanin cinsel organinin kopuklugu veya iktidars1zl1g1 durumunda ise hOkOm
farkl1d1r. Bunu daha once ac;1klam1~t1k.
Kari kocanin yanlarinda Oc;OncO bir ki~i olacak olsa, bu engel say1ld1g1 ic;in yine
halvet sahih degildir. Ancak Oc;OncO ki~i, bu hali hissetmeyen, (mesela) akl1
ermeyen bir kOc;Ok veya bayg1n bir kimse ya hut benzeri ki~iler ... olursa hOkOm
farkl1d1r.
236_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Eger bir kimse hanim1yla kapal1 bir yerde kal1r ve yaninda cariyesi bulunursa,
Muhammed (rh.a) once; "Halvet sahih olur" diyordu. Yanlarinda kad1n1n
cariyesinin bulunmas1 ise bunun aksinedir. (unku ki~inin kendi cariyesiyle yatmas1
caizdir ama hanim1nin cariyesiyle yatamaz.
Sonra Muhammed (rh.a) bu goru~unden donmu~ ve; Boyle bir halvet, gec;:erli
(sahih) halvet sayllmaz, demi~tir. Bu ayni zamanda EbO Hanlfe ve EbO YOsuf
(rh a )'nin goru~udur. (unku bir kimse cariyesinin onunde f1trl olarak hanim1yla
yatmak istemez.
Buna gore, bir kimse iki han1m1yla birlikte kapal1 bir yerde yaln1z ba~lanna
kalsa -dedigimiz gibi- bu halvet sahih olmaz.
Halvetin sahih oldugu yer, ba~kalar1nin izin almadan onlan gorup
Sahih
halvetin duyamayacag1 ev, oda veya bunlara benzer bir yerdir. Bu nedenle mescidde, ana
ko~ullan
caddelerde ve kenarlan ortOlu olmayan dam ustlerindeki bulu~malar sahih halvet
say1lmaz.
Sahih bir halvetten sonra, her ikisi de cinsel ili~ki olmad1g1 hususunda
birbirlerini dogrulayacak olsalar, ikisi de muhsan olmazlar. (unku halvet, yapllan
akdin hukmu olan ~eyde hakk1n1 elde etme say1l1r. Muhsan olma ise, akdin hukmu
degildir.
Her ikisi de cinsel ili~kinin oldugunu ikrar ederlerse, haklannda muhsan ile
ilgili hukumler uygulan1r.
Sadece ikisinden birisi, ili~kinin oldugunu ikrar ederse, bu e~ini baglamaz ama
kendi hakkinda dogrulan1r.
lgdi~ edilmi~ bir kimse, eger temasta bulunamayacak bir durumda ise,
muhsan olamaz. Organ1 kesik veya iktidars1z bir kimse ic;:in de durum ayn1d1r.
Eger kad1n, bir c;:ocuk dogurur da bu c;:ocugun nesebi kocadan sabit olursa,
had1m veya iktidars1z kimse de han1m da muhsan say1l1r. (unku nesebin sabit
olduguna hukmetmek, cinsel ili~kinin olduguna hukmetmektir.
154
MecbOb (organ1 kesik) kimseye gelince; "/htilafu Zufer ve Yakub" adl1
eserde, Zufer (rh.a.)'in goru~une gore, "nesebin kocadan sabit olduguna
hukmettigimiz zaman kad1n1n muhsan say1l1r" denmektedir.
[5/151] EbO YOsuf (rh.a.)'a gore ise, kadin muhsan say1lmaz. (unku organ olmadan
cinsel temas du~unulemez. Burada nesebin subutuna surtmekle meninin
gelebilecegine itibarla hukmedilir. Bu da cinsi munasebet olma ac;:1s1ndan hie;: bir
~ey ifade etmez. lhsan hukmunun gerc;:ekle~mesi, tamam1yla cinsel ili~kiye baglid1r.
Cinsel organ1 bitik olan bir kad1n, bu engel bulundugu surece kendisiyle ili~ki
kurulamayacag1 ic;:in, erkegi muhsan kllamaz.
154
EbO YOsuf (rh.a.) ismi Yakub'tur. Baba ad1 lbrahimdir.
Nlkah Kltab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 237
Fasid bir nikaha dayanarak kurulan cinsel ili~kide, bir kimseyi muhsan
yapmaz. <;unku ihsan hali, butUn ko~ullann olu~mas1 gereken bir kamil haldir. Bu
da nimet olan -hatta nimet olmada son noktaya varan- bir cinsel ili~kiyle meydana
gelir. Bundan dolay1 da sahibi oldugu bir cariyeyle kurulan ili~ki ile muhsan
olunamaz. Fasid bir nikaha dayanilarak yap1lan temas, haramd1r. O da ihsan1
gerektirmez.
Hi.insa (kadm veya erkek oldugu belli olmayan) bir kimse, evlendigi Hunsa olan
e~iile ili~ki
kadmla ili~kide bulunsa veya o, bir erkekle evlenmi~se ve kocas1 onunla hunsa
ili~kide bulunsa, her ikisi de muhsan olurlar. olanin,
hanim1 ile
<;unku onlardan birinin, erkek veya kad1n olduguna hukmedilmi~se ili~ki, ili~kisi
aralannda sahih bir nikaha dayan1larak gen;ekle~mi~tir. Bundan dolay1 da ihsan
hOkmO gen;ekle~ir.
Mi.isli.iman bir kimse, mi.isli.iman hamm1yla gerdege girse ve sonra- E~lerin
lslamdan
boyle bir ~eyden Allah'a s1gmmz ki- irtidat etseler (lslamdan i;1ksalar), ~1kmalarmm
muhsanhklan gei;ersiz olur. ihsana etkisi
<;unku dinden c;1kmak, amelleri yok eder. Dinden c;1kan bir kimse, kufUrde
devam eden bir gibidir. Aslen kafir olan birisi nasil muhsan olamazsa, dinden c;1kan
da byledir.
Daha sonra ikisi birden tekrar lslama girseler, yeniden ili~kide bulunmazlarsa
muhsan olamazlar. Onlann durumu, bnceden harbl veya zimml olup sonradan
musluman olan kan-kocanin durumuna benzer.
Bir kolenin, cariye olan han1m1yla durumu da boyledir. Ozgur kli1nd1klan
zaman yeniden cinsel ili~kide bulunmazlarsa muhsan olamazlar. lli~kide
bulunurlarsa -bu arada bzgur kil1nd1klanndan haberleri olsun veya olmasin, kadin
kendinin muhayyerlik (sec;imlik) hakk1 oldugunu bilsin veya bilmesin- onlar da
muhsan sayli1rlar. Bu kad1n, kocas1ndan aynlmay1 tercih edip ayrlimadan once,
kocas1 onunla ili~kide bulunacak olsa, gec;erli bir nikaha dayanarak ili?kide
bulundugu ve bzgur klima ile durumlan da (muhsan olmanin) bOtUn ko~ullanni
ta?1d1g1 ic;in, her ikisi de muhsan sayil1rlar.
Kan-koca her ikisi de, cinsel ili~kide bulunduklarm1 inkar etmelerine
ragmen kadm, adamdan bir i;ocuk di.inyaya getirse, her ikisi de muhsan
olurlar.
c;unku c;ocuk aralannda ili?ki oldugunun tan1g1d1r. Bu deli!, iki tan1gin
tan1kilg1nden daha kuvvetlidir.
Bir kimsenin muhsan olmas1 iki tan1g1n tanikl1g1yla gerc;ekle?ebiliyorsa,
nesebin sabit olmas1 ile gerc;ekle?mesi daha bnceliklidir.
Hukum boyledir, c;OnkO bu kan-kocanin din nazannda inkarlan yalanlanir.
Dinen yalanlanan bir kimsenin inkanna itibar olunmaz.
--
238 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
lddetinin Kadm; "Kocam beni bo~ad1 (veya oldi.i) iddetim de bitti" dese
bittigini kendisiyle evlenmek isteyen ve soylediklerinde onu dogrulayan birisine
siiyleyen
kadinla helal olur.
evlenmek
(unku helal veya haram dinin hakk1d1r. Dinin hakk1 olan bir meselede her
musluman guvenilirdir ve sozu de makbuldur.
Bir kimsenin sozleri, ba~kas1nin hakk1yla ilgili oldugu ve hak sahibi kendisini
yalanlad1g1 zaman sozu kabul edilmez.
[5/152] Bu meselede kad1nin verdigi haber, ba~ka hi~bir kimsenin hakk1yla ilgili
degildir. Bundan dolay1 verecegi haberi kabul etmek caizdir.
Dogrulan en iyi bilen ~uphesiz Allah (c.c.)'t1r.
155
Miit'a Nikah1: Bir kad1n1 belli bir mehir kar~1l1g1 gei;ici bir sure ii;in nikahlamak. $i11er bu nikah
i;e~idini caiz g6rur ve belirli kurallar dahilinde gunumuzde de uygular.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _239
Mut'a nikah1 ~udur: Bir kimsenin evlenecegi hanima; ~u kadar bedel kar~ll1g1,
~u kadar sure senden istifade edeyim, diyerek yapt1g1 evliliktir. Bu evlilik bize gore
ge~ersizdir, hi~ yapilmam1~ say1l1r.
Malik b. Enes (rha)'a gore caizdir. lbn Abbas (ra)'1n sozunden ortaya ~1kan da
budur. 0,
"Onlardan yararlanmamza kar:;1!1k karar!a:;tm!mt:; o!an mehir!erini verin ... " (en-
Nisa 4/24) ayet-i kerlmesini deli I alm1~t1r.
Ve ~unku, onun (once) mubah (caiz) oldugunda, butUn alimler ittifak etmi~tir.
Sabit olan bir hukum, nesh edilinceye (hukmu kald1nlincaya) kadar ge~erli sayll1r,
derler. Ancak bu mubahl1g1n kald1rild1g1 me~hur rivayetlerle sabittir.
Rivayetlerden birisi Muhammed b. Hanefiyye'nin, Ali (ra )'den rivayet ettigi ~u
hadis-i ~eriftir
'
:..;;. ! <;:';1 - ::~ :J. .)-'.JJ
,_ - - ,I~ 41>1
~ '
.:i1 ~,"i t.S.)8 '
~ L:. - &
,. ~
~I
$
I ~
$.
.u!I J,.J-'.J t.S.)8
I -
LT r""::~ l.$' • , • r---J,. ~' • '
~-=~1
"Resu!Ollah (s.a. v.)'in l/anm1 Hayber Gunu: 'Dikkat ediniz! Allah ve Resu!O
size mut'a nikahmt yasak!tyor' diye l/an etti. " 156
Rebl' b. Sebra (r a) ~oyle demi~itir: ResOlullah (s av J mut'a nikah1ni Fetih Y1l1 u~
gun helal klld1. Amcamla birlikte bir kad1n1n kap1s1na geldik. Her ikimizde de cubbe
vard1. Amcam1n cubbesi benimkinden daha guzeldi. Kadin kap1ya ~1kt1. Sanki
~izilmi~ bir resim gibi ve uzun boyunluydu. Benim gen~ligime, amcam1n cubbesine
bakmaya ba~lad1. Sonra: Ke~ke onun cubbesi bununki gibi veya bunun gen~ligi de
onun gen~ligi gibi olsayd1, dedi. Sonra benim gen~ligimi tercih etti. Gece onun
yan1nda kald1m. Sabah olunca gordum ki ResOlullah (s.a.v.)'in ilanc1s1;
;;!j\ : • !(";! - ~ :~ ~
- if r""::~
I
T" JJ
u \~ ~101
(..$' •
'ii
"Dikkat edin! Allah ve Rasu!O sizleri mut'a nikahmdan nehyediyor" diye ilan
ediyor. 157 Bu ilan uzerine insanlar mut'a nikah1n1 terk ettiler.
Sonra, mut'a nikah1ndaki mubahl1k, mutlak olarak (hi~ bir sin1rlama olmadan)
konulmu~ bir mubahl1k kesinlikle degildir. o~ gun sureyle sabit olmu~ bir
156
MUsned-i Bezzar, 11/252; Ayrica bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/103; Buhar1, Nikah 32, Zebaih ve
Sayd 28; MUslim, Sayd ve Zebaih 34; Darim1, Nikah 16; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Vll/112;
Heysem1, Mecmau'z-zevaid, Vll/642.
157
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/404; Darim1, Nikah 16; MUslim, Nikah 19; Nesa1, Nikah 71; lbn
Hibban, Sahih, IX/453; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, Vll/109; 111/178, 179.
240_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
mubahl1kt1r. Oc; gun gec;tikten sonra zaten hukmu kalmam1~t1r. Dolay1s1yla
hukmunun kald1rilmas1 ic;in yeni bir delile ihtiyac; yoktur.
lbn Mesud (r.a ): yl~lj ~:..jlj -?:All ~I~
"Mut'a nikah1 talak, iddet ve mlras ayetleriyle nesh edilmi~tir," der. 158
Omer (r.a ):~) ~\ J -:...Ajz 3 j.i
"Mut'a yapan birisi bana sunulsayd1 onu recm ederdim (ta~la oldurtUrdum)",
demi~tir. 159
Cabir b. Yezld (r a): "lbn Abbas (r a) sarf (paranin parayla degi~tirilmesi) ve
mUt'a akdi hakk1ndaki kanaatlerinden donmeden bu dunyay1 terk etmedi," diyor.
Sahabller mUt'a nikah1nin kald1rild1g1 hususunda ittifak halindedirler. Ay~e
(r.a.)'ye bu mesele sorulmu~ o da; "Sizlerle aram1zda hukmeden Allah'1n Kitab1
var", demi~ ve ard1ndan:
[5/153]
158
Beyhak1, es-Siinenii'l-kObra, Vll/207.
159
Muvatta, Nikah 1130; MOsned-i Safi!, 1/225; lbn EbO Seybe, Musannef, 111/551; Beyhak1, es-
Siinenii'/-kiibra, Vll/206.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _241
Zufer (rh.a.): Bu gec;erli bir nikaht1r. (unku sure s1nirlamas1 fasid bir ~artt1r.
Nikah akdi sureli olmaz. Fasid bir ko~ul da nikah1 gec;ersiz (bat1I) kllamaz. Aksine
bu, akit gec;erli ko~ul bat1ld1r. Bu, mehrin ~arap ve benzerl ~eyler olmas1n1 ~art
ko~maya benzer.
Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Bir kimse, bir kad1nla bir ay sonra bo~amak
ko~uluyla evlense bu evlilik caiz, ko~ul batlld1r. Bir ayl1gina evlenmede de hukum
bbyledir.
Bizim delillerimiz de ~unlard1r: Omer (r a);
~ ..r.-
-~ ~)-
. 8: ~ )- ~t y.J 1.d <...$'11~i-J°0 1 (..J.J
o\• '~. )- '11• c.r- - ·~; J;.--, ~ r ')i
•. J ; '-5'.J
"Bana be/Ii bir sure tayin ederek bir kadmla evlenen bir adam getirilse onu
recm ederim. O ki~i o/dukten sonra onun bu halini duysam kabrini ta~lanm"
demi~tir.
160
Nitekim burada ko~ul sahih olacak bile olsa bir ay gec;mekle nikah gec;ersiz
olmaz. Ozerinde durdugumuz meselede ise vakitle s1nirland1rma gec;erli olacak olsa
sure gec;tikten sonra -kira akdinde oldugu gibi- aralannda akid kalmaz.
160
Abdurrezzak, Musannef, Vl/265; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/552, Vll/292; Muslim, Hae 145; lbn
Mace, Nikah 44; lbn Hibban, Sahih, IX/247; Beyhaki, es-SOnenO'l-kabra, V/21.
.....
242 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Hasan b. Ziyad (rh a.) ~byle der: Eger aralarinda, yuz y1I veya daha fazlas1 gibi,
ondan daha fazla ya~amayacaklan bilinen bir vakit sbylemi~lerse, yap1lan nikah
ge~erli olur. c;:unhi bunda nikah1n ebedl olduguna gu~lendirme vard1r. Nikah
bmur boyu akdedilir. Daha fazla ya~amalan mumkun olan bir sureyi anarak nikah
yaparlarsa o zaman hukum bunun aksidir.
Bize gore (ko~ulan sure az olsun ~ok olsun) hepsi e~ittir. c;:unku suresiz olmas1
nikah1n ~art1d1r. lster k1sa, ister uzun olsun yapilacak her vakit s1n1rland1rmas1 onu
iptal eder.
Dogrulan en iyi bilen Allah SubhanehO ve Te'alad1r, dbnu~ ve van~ da
O'nad1r.
Aynca, iki delil ~eli~tigi zaman nikah1n1 ispatta k1zkarde~in deliliyle hareketin
bir anlam1 ve a~1klamas1 yoktur. $ayet o delili kabul edecek olsak, kocanin nikah1n1
ispat ettigi bir kad1n1n nikah1n1 yok etmek i~in kabul etmi~ oluruz. Oysa o deliller
hakk1 kald1rmak i~in degil, ispat etmek i~indir.
Bunun anlam1 ~udur: Kocanin iki k1z karde~ten birisinin nikah1n1 iddia etmesi,
o anda digerinin kendisine haram oldugunu ikrard1r. Bu ikran da, aynlig1 gerektirir.
Bbylece anl1yoruz ki diger k1z karde~in nikah1yla hukmetmenin bir yolu yoktur.
Dolay1s1yla getirilen bu delil, bbur nikah1 ortadan kald1rmaya ybnelik bir delil olarak
kal1r.
$ayet cinsel ili~ki kurulmam1~sa, obur k1z karde~e mehir verilmez; ~unku
nikah1n asl1 zaten sabit olmam1~t1r.
Eger koca bunlardan birisiyle evlendigine dair delil getirmi~ olsa, ama
hangisinin han1m1 oldugu kesinlikle bilinmese, ancak; "0 budur" diyerek birisine
i~aret etse, kad1n da onu dogrulasa -her ikisinin sbzu de birbirini dogrulad1g1 i~in-
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 243
han1m1 o olur. c;:unku onlann kendileriyle ilgili bir hakta birbirlerini dogrulamalan
delilden daha kuvvetlidir.
Kad1n eger bu iddiay1 inkar ederse, adam kad1nlardan hie; birisiyle evli
say1lmaz. c;:unku tan1klar, belirli bir ~eye tan1kl1k yapmam1~lard1r. Bilinmeyen bir
~eye tan1kl1k da delil olmaz.
c;:unku deliller aras1nda c;eli~ki meydana gelmi~tir. lki k1z karde~i bir nikah
alt1nda birle~tirmek haram oldugu ic;in, delillerin her ikisiyle de amel etmek
mumkun degildir. Biz biliyoruz ki, nikah1 sabit olan ikisinden sadece nikah1 daha
once oland1r.
lc;lerinden hangisinin daha once oldugunu ac;1klaman1n kocaya b1rakilmas1na [5/155]
gelince c;unku bunu en iyi bilen odur. Aynca hak sahibi de odur.
244 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
Veya ?oyle denebilir: lc;lerinden birisini tasdik etmesi, onun delilini tercihi
gerektirir. Birisinin delilini tercih durumu ortaya c;1k1nca, onunla nikahl1 olduguna
hukmedilir. Digerinin delili reddedilmi? olur. Delili reddedilenle cinsel ili?kide
bulunulmam1?sa ona mehir verilmesi de gerekmez.
Erkek hepsini inkar eder ve "ben bunlann hie; birisiyle evlenmedim" veya;
"lkisiyle de evlendim ama hangisinin daha once oldugunu bilemiyorum" derse
adamla kad1nlann aralan aynlir. c;:unku delillerden biri, digerine tercih
edilemeyecegi ic;in her iki delille de amel etme imkani yoktur. Dolay1s1yla aralannin
aynlmas1 tek yol olarak kalir.
Boyle bir durumda cinsel il i?ki olmam1?sa, kocanin yan mehir vermesi gerekir.
Verilecek yanm mehri iki k1z karde? bolu?Lirler. Bu daha onceden temasta bulunup
bulunmad191n1 ay1rabildi9inde boyledir. Eger cinsel ili?kide bulunup bulunmad191n1
bilemiyorsa mehir vermekten kurtulamaz.
Bu sozun anlam1 ?Udur: Bu meselede k1z karde?lerden birinin nikah1 gec;erlidir.
c;:unku koca ic;lerinden birisini; bunun nikah1 daha onceydi, diyerek kesin ay1rt
edebilseydi, onunla olan nikah1nin gec;erliligine hukmedecektik. Ac;1klamaktan
kac;ininca bu, kendisiyle nikah1 gec;erli olan kad1n aras1ndaki aynl1ga da kendisi
neden olmu? kabul edilir. Cinsel ili?kiden once olmu?sa yan mehir vermesi gerekir.
lc;lerinden birisi, meh ri almak ic;in digerine tercih onceligi yoktur. Bunun ic;in de yan
mehri aralannda payla?1rlar .
Alimlerimizden bir k1sm1; Muellif, soruyu iki ?lkta toplad1 ve birisinin cevab1n1
verdi, demi?lerdir. Bu cevap da koca; "Her ikisiyle de evlendim ama hangisiyle
once nikahland191m1 bilmiyorum" dediginde verilecek cevapt1r. "Ben hie; birisiyle
evlenmedim" derse cevap; Hie; birisine mehir vermesinin gerekli olmayaca91d1r.
c;:unku deliller c;at1?t191 ic;in ikisiyle de amel edilemez. Kaea evliligi inkar etmektedir.
Bu durumda meh ir ancak ba~ka de lillerle ispatlanirsa gerekl i olur.
Daha dogrusu bu iki ?lkkin da cevab1dir . c;:unku delillerin c;at1?mas1 mehir
hususunda degil kadinlardan birinin helalligi hukmu hususundad1r. Nitekim her iki
delil, kocan1n olumunden sonra ortaya konsa mehir ve miras hususunda her
ikisiyle de amel edilir. Mehrin hukmu hususunda amel etmeye bir engel yoksa ve
deliller birbiriyle c;eli?miyorsa, kocan1n yan mehir vermesi gerekir. Kadinlardan birisi
digerine tercih edilemediQine gore mehir ikisi aras1nda bolLi?Lilur.
EbG Yusuf (rh a.)'tan el Emali'de aktanlan bir rivayet gore ?oyle deniliyor:
Kocanin hie; bir ?ey vermesi gerekmez. c;:unku kad1nlardan hangisine mehir
veri lmesi gerekti9i hukmu bilinmemektedir. Lehinde hukmedi lecek kimsen in
bilinmemesi de, karar verilmesine engeldir.
Muhammed (rh.a )' e gore; tam meh irle hukmedilir. c;:unku nikah onun inkar
etmesiyle ortadan kalkmaz. Dolay1s1yla nikah1 sah ih olana, tam mehir vermesi
gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _245
Bu kimse k1z karde~lerden birine cinsel ili~kide bulunsa, mehri o ahr.
lli~ki nedeniyle onun taraf1 tercih edilecegi ic;in, hamm1 o olur.
Akid hakkmda iki delil c;at1~1rsa, akdin konusunu kabz etme (teslim
alma) delillerden birini tercih nedeni olur.
Ornegin; iki ki?i, Oc;Oncu bir ki?iden mal satin alarak Ozerinde mulk
edindiklerini iddia etseler ve delil getirseler ic;lerinden birisi mal1 teslim alm1? ise,
mal fiilen elinde olanin delili onceliklidir.
Aynca bir muslumanin yapt1g1 i?, mumkun mertebe gec;erlilige (s1hhate) ve [S/156]
helale yorumlanir. Burada da, ili~kide bulundugu kad1n1n nikah1ni once yap1lm1?
saymak mumkundur.
lki k1z karde?le koca; "Bu (ili~kide bulundugu) sonraki idi, once olan
digeriydi," derse o kad1n1n kendine ha ram oldugunu ikrar ettigi ic;in aralan aynl1r.
Bu, sahih bir nikaha dayanarak yap1lan temastan sonra aynl1ga yol ac;an
davran1~larda bulunma yerindedir. Oyle ki boyle bir durumda kocanin kad1na
anla~llan mehri vermesi gerekir ve mehri eksik vermeye yonelik sozleri kabul
edilmez.
Bu ikrardan sonra diger kad1n, han1m1 olur. c;:unkO nikah konusunda
birbirlerini dogrulam1?lar ve koca ilk akid yapilarnn, o oldugunu ikrar etmi~tir.
lki erkek bir kadm hakkmda tart1~salar, onlardan her birisi onun kendi iki erkegin
aym kadm1
hamm1 oldugunu iddia etse ve buna dair delil getirse, kadm bu iki ki~iden e~i olarak
birisinin evindeyse ve koca onunla ili~kide bulunmu~sa, kadm o ki~inin iddia etmesi
hamm1d1r.
c;:onku akid konusunda deliller c;at1~1nca, kadin elinde olanin delili tercih edilir.
Ayrica adam1n kad1nla ili~ki kurmaya veya evine gotOrmeye imkan bulmas1,
onunla olan nikah akdinin oncelgine deli! say11tr.
Tarihi gosteren ?ey, tarihi a~1k~a soylemek gibidir. Ancak diger ki?i daha once
evlendigine dair deli! getirirse mustesna. Bu durumda daha once oldugunu a~1k bir
~ekilde ifade eden bu deli! kar~1s1nda, dolayl1 ?ekilde ifade eden delile itibar
edilmez.
Kadin hie; birinin yaninda degilse, ic;lerinden hangisi daha once evlendigine
dair deli! getirirse, kad1n1 o hak eder. c;:onku onun tan1klan, akid tarihinin daha
once olduguna tanikl1k etmi~lerdir. Delille sabit olan bir ?ey, gozle gorulen veya
hasm1n ikrari ise sabit olan ?ey gibidir.
Eger her ikisinin de bu hususta delilleri yoksa kadin, hangisinin digerinden
daha once kendisiyle evlendigini ikrar ederse onun han1m1d1r. c;:onku onun delili, -
daha once koca a~1s1ndan bahsederken a~1klad1g1m1z gibi- ya hanim1n ikrarda
bulunmas1 nedeniyle tercih edilir ya da iki delil c;at1?t1g1nda, her ikisiyle amel etmek
mumkun olmad1g1nda, geriye nikah hususunda kad1nin bu ikisinden birisini
246_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut
dogrulamas1 kal1r. Dolay1s1yla nikah, birbirlerini tasdik ettikleri ic;in, o ikisi aras1nda
var kabul edilir.
Kad1n hie; bir ikrarda bulunmazsa kad1nla iki adama1n aralan aynl1r. (OnkO
delillerde c;at1~ma ve denge meydana gelmi~tir. lki delille birlikte amel etmek
mumkun degildir. (OnkO me~ru nikah akdi ortakl1k kabul etmez. ic;lerinden birisi
digerine tercih edilemeyeceginden, nikahlan iptal edilir. Cariye bundan farkl1d1r.
(Linko mulk de ortakl1ga ac;1kt1r. Burada imkan nisbetinde her iki delille de amel
etmek gerekir.
Boyledir, c;unku mUlkten kas1t, onda tasarruf edebilmektir. Bu ortakl1kla sabit
olur. Nikahta ise gaye, cinsel temasta bulunmay1 caiz hale getirmek ve nesil elde
etmektir. Ortakl1kla, bu gaye kaybolur. Her iki delille amel etme imkan1 olmad1g1na
ve biri oburune tercih edilemedigine gore, her iki delilin gec;ersizligi kesinlik
kazan1r.
Adamlardan ikisi de kad1nla temasta bulunmam1~larsa, kadina mehir yoktur.
(Onku hie; birisinin nikah1 sabit olmam1~t1r. Aynl1k da kad1n da kaynaklanan bir
nedenle olmu~tur. Cinsel ili~kiden once mehir gerektirir.
Her ikisi de kadinla cinsel ili~kide bulunmu~larsa ve hangisinin daha once
oldugu bilinmiyorsa, her birisinin tayin edilen mehirden ve mehr-i misilden az
olmak ko~uluyla mehir vermeleri gerekir. (OnkO onlardan birinin nikah1 daha once
olmu~ olsayd1, temasta bulunmakla tayin edilen mehir, kesinlik kazanm1~ olurdu.
Yok, daha sonra olmu~sa, akid ~Ophesiyle zina haddi (zina suc;una verilecek had
cezas1) du~tOgO ic;in cinsel ili~ki nedeniyle mehr-i misil almas1 gerekir. Ancak ortada
~Ophe olunca, mal gerekli olmaz, kesinlik kazanan miktar vacip olur. Kesin olan
miktar da tayin edilenden veya emsal mehirden az oland1r. Bunun ic;in, erkeklerden
her biri tayin edilen mihirden veya emsal mehirden!daha az olan miktar verirler.
Kadm bir c;ocuk dogursa, bu her iki kocay1 da baglay1c1d1r ve c;ocuk her
ikisinin say1hr. Her ikisi c;ocugun akilesidir.
Bu hukum bizim; nesebin iki kimseden sabit olabilecegine dair olan
goru~Omuze dayan1r. $afTi (rh a) ise aksi goru~tedir. Bu mesele, asl1nda dava
konusu (kitabO'd-dava) ile ilgili bir meseledir.
Her iki adam c;ocugun miras1n1, bir baba miras1 olarak ailrlar ve aralannda yan
yanya pay ederler. (unkO gerc;ekte baba, onlardan birisidir. (ocuk onun
sperminden yaratlim1~t1r. Dolay1s1yla tek baba miras1 gerekir. Birisi de digerinden
daha oncelikli olmad1g1 ic;in miras1 aralannda yan yanya bolu~urler.
(ocuk ise, biz Hanefilere gore onlann her birinden tam bir c;ocuk miras1 al1r.
Zufer (rh.a.) ise; c;ocuk her birisinden bir c;ocugun alacag1 mirasin yans1ni al1r,
[5/157)
der. Gerekc;esi ~udur: o, asl1nda ic;lerinden birisinin c;ocugudur. Nasli babalar, onun
Nillah Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 247
miras1ndan tek baba miras1 al1yorsa ogulun da, her iki babadan tek c;ocukmu? gib i
miras almas1 gerekir.
Ancak biz diyoruz ki; Omer ve Ali (ra)'nin dedikleri gibi; "O her ikisinin de
c;ocugu sayi11r ve her ikisine de mirasc;1 olur."
Boyledir, c;unku c;ocukluk vasf1 bolunme kabul etmez. $u kadar var ki, Babalar
ybnunden, iki ki?i babal1k iddias1nda bulunmu? ve miras, yan yanya payla~ilm1~t1r.
(ocuk ybnunde ise bbyle bir durum yoktur. Dolay1s1yla c;ocuk her ikisinden de tam
miras pay1 alma hakk1ni elde etmi?tir. Nitekim c;ocuktan once babalardan birisinin
blmesiyle babalar tarafinda da birden fazla ki?inin baballk iddias1 ortadan kalksa
ikinci ki?i (baba) c;ocugun malindan tam bir baba miras1 al1r.
Omer ve Ali (r a )'nin; "Miras, onlardan geriye kalan1nd1r," sbzunun anlam1 da
budur.
Kad1n iki adamdan birisinin kocas1 oldugunu ikrar ederse c;ocugun nesebi
sadece ona baglan1r. (unku lehinde ikrarda bulunanin nikah1 iki taraf1n da kar?1l1kl1
ikranyla sabit olmu~tur. (ocugun nesebinin ondan sabit olU?U, kad1n1n onun kans1
oldugu ic;indir. Gec;erli olan evlilikle fasid olan biribirine rakip olmad1g1 ic;in,
c;ocugun nesebi lehinde ikrarda bulundugu kimseye baglan1r.
Kadin bbyle bir ikrarda bulunmadan blse, kocalardan her biri anla?ilan mehrin
yans1n1 vermekle yukumludur. Kadindan kocaya du?en miras1 da aralannda yan
yanya bblu~urler. (unku bunlardan birisinin nikah1, gec;erlidir ve blumle son
bulmu~tur. Dolay1s1yla miras onundur, mehri de onun vermesi gerekir. Ancak
ikrarda bulunmadan blme durumunda ikisinden biri tercih edilemez. Bundan
dolay1 miras ve tayin edilen mehir, ikiye bolunur.
Boyledir, c;unku her iki delille amel imkanin olmay1~1 ve bu konuda tercihde
bulunulamamas1, kadin1n erkege helal olmas1 ac;1s1ndand1r. Bu da blumle ortadan
kalkar . Nitekim bu iki adam kadinin olumunden sonra delil getirselerdi bu s1fatla
amel edilmesi gerekirdi. Delillerin getirilmesinden sonra blmesi durumunda da,
hukum boyledir. (unku olumden sonraki nikahtan kas1t mirast1r. 0 da ortaklik
kabul eden bir mald1r. Evlilikten hayatta iken maksat ise, kad1nin erkege helal
olmas1d1r ve bu hic;bir zaman ortakl1k kabul etmez.
Kadm degil de adamlardan biri olecek olsa, kadm da; "once bu olenle
evlendim" dese mehrini ve miras1n1 o adamm mahndan ahr.
(unku onun kocan1n blumunden sonraki dogrulamas1, hayatta iken ki
dogrulamas1 gibidir. Bu ikrarla, aralar1ndaki nikah sabit olur ve blumle de son
bulur .
Nitekim bir kimse, bir kad1ni nikahlad1g1ni ikrar etse, kad1n da o ki?inin
blumunden sonra onu tasd ik etse tasdiki, gec;erli olur. (unku (kocanin blumuyle)
nikah, nikah1n yerine gec;ecek olan iddet beklemeye dbnu~ur.
Bir kadmm Bir kadm, her iki kocayla bir akidle evlenecek olsa, nikah gec;ersizdir.
ayni akitle
iki erkekle Ci..inki..i nikah ortakl1k kabul etmez. Ortada, ikisinden birini digerine tercih ii:;in
evlenmesi bir neden yoktur. Bu durumda, kadina muhayyerlik (tercih) hakk1 da taninmaz.
Ci..inki..i muhayyerlik hakk1, nedenin ger;erliligine dayan1r. Bu akidde nikaha zit bir
durum bulundugu ii:;in her ikisi ii:;in de ger;erli bir neden yoktur.
Kad1n, zimml veya harbl (ki..ifi..ir diyannda oturan bir gayrimi..islim) ise ve daha
sonra mi..isli..iman olmu~sa, o zaman hi..iki..im yine boyledir. Ci..inki..i bu akid, bir din
[5/158] inanc1na sahip olan hie; kimseye gore, ge~erlilik ihtimali ta~1maz . Din sahibi
olanlann hepsi bu konuda ayrndir.
lki kocadan birisinin dort hanim1 olsa, kad1n1n nikah1 hanimlan
olmayan erkekle caiz olur.
Ci..inki..i kad1n sadece, dort han1m1 olanla evlenseydi, bu evlilik ger;erli olmazd1.
Arna sadece digeri ile evlenseydi, onun nikah1 ger;erli olurdu. Her ikisi birle~ince,
yaln1z ba~ina evlendiginde nikah1 ger;erli olanla, evliligi ger;erlidir.
Ci..inki..i, nikah1 ger;erli olanla-olmayan biribirine rakip olamaz. lkisinden
birisinin nikah1 ger;erli olunca da -mesela bin dirheme anla~m1~ olsalar- ittifak
edilen mehrin hepsini o verir.
Bu hi..ikum, Ebu Hanlfe (rh a.)'nin kurahna gore ar;1kt1r. Bu mesele, bir kimsenin
tek mehirle, birisi kendisine helal olmayan iki han1mla, evlenmesine benzer.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a) bu iki meseleyi birbirinden ayinrlar ve derler
ki: Buradaki bin dirhem, kad1na cinsel temas hakkin1 elde etmenin bedelidir. Bu
hak da tLimuyle nikah1 ger;erli olan kimseye ait olur. Arna ikinci meseledeki bin, iki
kad1nla cinsel ili~kide bulunma hakk1rnn kar~li1g1d1r. Bunlardan sadece birisi uygun
olunca, mehirden de kendi pay1na du~eni al1r. Bu ki~ilerden her biri kendisi i~in be~
yi..iz dirhem tayin etseydi, sadece be~ yi..iz vermesi gerekirdi. Ci..inki..i o sadece bu
miktan ustlenmi~tir. Ostlenmedigi bir miktar, kendisine gerekmez.
Bu, onceki meseleden farkl1d1r. Onda erkeklerden her biri, tek bir kadinla
temas etme hakk1n1 elde etmenin kar~li1g1nda hepsini vermek ii:;in bin dirhemin
belirlemi~lerdir Bu hak sadece birisine uygun olunca, butLin mehri o verir.
Dokunma veya Fasid bir nikahta dokunma veya bakma olmaymca musaheret
bakma
olmayan fasid akrabahg1 meydana gelmez.
nikahta
musaheret
Ci..inki..i nikah, musaheret akrabal1g1rnn meydana gelmesinde ir;in, cinsel
temasin yerini tutar. Ci..inki..i temasa dinen nikahla ula~1r. Bu da fasid akidle olamaz.
Dolay1s1yla bununla haraml1k meydana gelmez.
Aynca fasid nikahin asll, ger;erli akid olarak olu~maz. Fasid nedenle, ancak
haram mulk meydana gelir. Oysa nikah1n geregi, kadinla ili~kinin helal olmas1na
sahip olmakt1r. Helallik ile haraml1k arasinda z1tl1k vard1r. Helal lige sahip olma bir
nedenle ortadan kalk1nca, nikahla meydana gelen haram mulk, helallik nedeni
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 249
Kadin nikah varl1g1na delil getirir, koca da inkar ederse, aralanndaki nikah
sabit olur. Kocanin inkan onu fesada ugratmaz. ~unku sabit olan bir nikah, ancak
bo~amayla ortadan kalkar. Adam1n inkan da bo~ama degildir. Bo~ama nikah1
kesmektir; inkar ise asl1ni yok saymakt1r. Dolay1s1yla inkar etmekle nikah1 yarida
kesmi~ olamaz. Bunun ic.;in aralannda nikahin varl1gina hukmedilir.
Aynca adam ona, kar~il1ks1z olarak bzgOrlugunO hemen vermemi~. kad1n ilk
tercihi olan azadl1k sozle~mesine devam etmi~tir. Bunun ic;:in de akid bedelini
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 251
odemeye ~al1~m1~t1r. Bedelini odediginde, haliyle vela hakk1 ilk anla~t1g1 kimsenin
olur.
Nitekim, anla~mal1 bir kale, iki ki~iye miras olarak kalsa, onlardan birisi de onu [5/160]
azad etse, bu azat bat1I olur. Ozgurluk anla~mas1 yapan ummuveled cariye, iki
ki~iye miras olarak kalsa ve ummuveled olmay1 tercih etse, anla~ma ge~ersiz olur.
c;:ocugunun babas1, yan degerini miras ortag1na oder. c;:unku ummuveled olma
hukmu, onun pay1nda nas1I sabit olmu~sa ortagin1n payinda da ayni ~ekilde sabit
olmu~tur. c;:unku ummuveledlik bolunmez. Onun i~in bu ki~i degerini bdeyerek
ortag1n1n pay1na da sahip olmu~ say1l1r. Mulk edinme tazmini de ki~inin varl1kl1
olup-olmamas1yla farkl1l1k gbstermez.
Bir cariye kendisi hakkmda iki ki~iyi kand1rsa ve onlar da ozgur
oldugunu zannederek onunla evlenseler, onlardan c;;ocuklan olsa, daha
sonra herhangi bir ~ekilde bu kimselerin mulkiyeti altma girse, her ikisinin
de ummuveledi olur.
c;:unku onlar, kad1na malik olmu~lard1r. lkisinin de ondan nesepleri,
kendilerinden sabit ~ocuklan olmu~tur.
i~lerinden birisi malik olursa, ayn1 gerek~eyle onun ummuveledi olur.
Hukum boyledir, ~unku ~ocugun nesebi nikah ~uphesi ile sabit olunca
ozgurluk hususundaki hakk1n1n sabit olmas1 i~in, mulkiyete girdikten sonra bir
cariyeyi ummuveled edinmek gibidir. Kad1n1n ummuveled olma hususundaki
hakk1nin sabit olmas1 da boyledir. c;:unku kad1n1n hakk1, ~ocugun hakk1na tabidir.
Kad1n efendisinin yaninda iken, bundan sonra da ~ocuklari olursa, kad1n
~ocuklarla birlikte evlendigi adamlardan birinin mulkiyetine girerse diger adamdan
olan ~ocuklar koledirler. c;:unku kadin i~in ummuveled olma hakk1n1n sabit olmas1,
kendisinden ~ocuk dogurdugu ki~inin mulkiyetine girdikten sonrad1r. Ozgurluk
hakk1, erkegin kad1nla yolla cinsel ili~kide bulunmas1nin helalligi konusunda ger~ek
ozgurluk gibidir. Kad1nin ozgurluk hakk1 sabit olmadan ~ocuklar ondan
aynlm1~lard1r. Dolay1s1yla bu hak onlara sirayet etmez.
Bir cariye, bir kimseyi kendi hakkmda kand1rsa ve ona fl.ilan adamm
cariyesi oldugunu soylese, 0 da bu adamdan cariyeyi satm alsa ve ondan
c;;ocuklan olsa, daha sonra ba~ka birisi bu cariyenin kendisine ait oldugunu
ispat etse, kadm1, ukrunu ve c;;ocugun degerini ahr.
c;:ocugun babas1, satin alma bedeli ve ~ocugun degerini almak i~in, cariyeyi
kendisine satana ba~vurur. c;:unku aldanmanin nedeni satma i~ini yapmakt1r. Bunu
da satan adam yapm1~t1r.
Aldatilan adam, bundan sonra kad1n1 mulkiyetine al1rsa, ~ocugunun nesebi
kendinden sabit oldugu i~in, kad1n da ummuveledi olur.
Dogrulan en iyi bilen Cenab-1 Allah't1r.
252 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
~ t_~)j .!.i~j ~ ,
" .. begendiginiz (veya size he/al olan) kadmlardan iki~er, Oi:;er ve dorder aim ... "
(en-Nisa 4/3) ayetidir. Bu ayette kastedilen bu say1lardan birinin tercih edilmesidir.
Ferra (rh.a.), ?Oyle demektedir: "Bu ayette gec;en sayliann top lam ?eklinde
anla?1lmas1 mumkun degildir. (unku, dokuz say1sin1n bu ?ekilde ifade edilmesi
kelamda acizlik sayli1r." Bu soylediklerimizin bir diger deli Ii de
[5/161) Aynca, daha once ac;1klad1g1m1z uzere, dokuz kad1n1 ayni anda nikah1 altinda
bulundurmanin helal olu?U, Peygamber (s.a.v.) 'e ozgudur. Bunun nedeni de
peygamberlik faziletinden dolay1 onun ii:;in helallik s1n1nnin daha geni? olmas1d1r.
(unku, ozgur insanlar ve koleler arasinda oldugu gibi, faziletin artmas1yla helallik
siniri geni~ler. Peygamber (s.a.v.) zamanindan gunumuze degin her hangi bir
kimsenin ayni anda dortten fazla kad1n1 nikah1 altinda bulundurdugu da
nakledilmemi~tir
Peygamber (sav)'in:
16 1
Sahabeye hakaret etmekte bir sakinca gormeyen a~m $iiler. Bunlar Hz. Ebu Bekir (r.a) ve
Riif1ziler:
Hz. Omer (r.a)'e kufretmemelerini soyleyen imamlan Zeyd b. Ali'yi reddettikleri i~in bu ad ile
anilm1~lard1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _253
162
Muvatta, Talak 1193; Abdurrezzak, Musannef, Vll/221, 274; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/535;
Darekutn1, Sunen, 111/308; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/152; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/219, 220.
254 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
evlendiginde nikah1 alt1nda uc; kad1n bulundugunu bilmektedir. Sonra yine nikah1
alt1nda sadece uc; kad1n varken Taifliyle evlenmi~tir.
Bu meselede mehir, miras ve iddetle ilgili y6nler de vard1r:
[!
Mehirle ilgili meselelere gelince: Taifli kadin tam mehir al1r. c;:unku, nikah1
gec;erlidir. Nikah1ndan sonra bo~ama meydana gelmemi~tir. Bundan dolay1 kocanin
fl
n olumuyle onun mehri kesinle~mi~ olur.
t1
k Mekkeli kad1n ise mehrinin 7/8'ini al1r. c;:unku, onunla evlendikten sonra
koca, zifafa girmeden d6rt kans1ndan birini bo~am1~t1r. Bu bo~ama (zifaftan once
oldugu ic;in) mehr-i mislin yans1n1 du~urmektedir . Bu du~u~. Mekkeli kadinla KOfeli
diger uc; kad1n aras1nda tereddutludur (hangisinin bo~and1g1 belli olmad1g1ndan
kimin mehrinin yans1nin du~tl.igu de belli degildir). Bu yuzden bu eksilme, y,,
oraninda bu d6rt kad1n arasinda payla~t1nl1r (her kad1n1n mehrinin yans1ndan bu
orandaki miktar du~urulur). Mekkeli kad1n1n pay1na mehrinin yans1nin 1/8'i du~er
(5/162] ve (bu miktar du~uldugunde de) mehrinin 7/8'i ona kal1r. KOfeli kad1nlara ise
aralannda e~it olarak payla~t1nlmak uzere (toplam), uc; mehir ve bir mehrin 1/8'i
vard1r. c;:unku, koca ilk olarak e~lerinden birini bo~ad1ginda bu bo~ama ile (bir)
mehrin yans1 du~mu~tl.ir lkinci bo~amadan ise onlann pay1na (toplam olarak) bir
mehrin 3/8'inin eksigi du~mektedir. Buda mehrin 3/8'idir. Esas1nda onlara (toplam
olarak) dort mehir gerekirdi. Ancak bir keresinde, (bir) mehrin yans1 ve bir
defas1nda da 3/8'i gidince geriye (toplam) uc; mehir ve (bir) mehrin 1/8'i kalm1~t1r.
Durumlar1 ayn1 oldugu ic;in de bu miktar aralannda y,, oraninda e~it olarak
payla~t1r1l1r.
Mirasa gelince: Adam1n karllanna du~en pay, toplam miras1n y,, ya da 1/8 dir.
Taifli kad1n bu pay1n '!.'unu al1r. c;:unku o, kesin olarak adam1n karilanndan biridir.
Mekkeli kad1na (Taifli payin1 ald1ktan sonra) geriye kalan miktann Y,,'u verilir.
c;:unku (Taifli pay1n1 ald1ktan sonra) geriye kalan (kad1nlara du~en miras1n) 31.'luk
k1sm1nda Mekkeli kad1nla uc; KOfeli kad1n vard1r. Bu d6rt kad1nin durumlan da
ayn1d1r. Bundan dolay1 Mekkeli kadina Y,, verilir ve geriye kalan k1s1m da KOfeli
kad1nlara e~it olarak payla~t1nl1r.
Bu durumda her bir kad1n1n kocas1 6len kad1nlann iddetini (dort ay on gun)
beklemeleri gerekir. Taiflinin bu iddeti beklemesi, nikah1n1n 6lumle sona erdiginin
kesin olmas1ndan dolay1d1r. Digerleri ic;in ise nikahlannin kocanin olumuyle sona
ermi~ olma ihtimali bulunmas1 nedeniyledir. lddet konusunda ihtiyatla hareket
edilir.
~ayet bu ki~i. Taifli kad1nla evlendikten sonra kanlanndan birini bo~ar da
ondan sonra 61urse: Bu durumda Taifli kad1n, mehrinin 7/8'ini alir. c;:unku koca
onunla evlendikten sonra e~lerinden birini bo~am1~t1r. Bu bo~amayla bir kad1nin
mehrinin yans1 eksilmi~ olmaktad1r. Bu du~en miktardan (kimin mehrinden
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2ss
Muhammed (rh.a.)'in kural1 ise bu gibi durumlarda her bir grubun ayn ayn
durumlarin1n goz oni.lnde bulundurulmas1 ~eklindedir. 0 ~oyle der: o~ kadinll
grubun, nikahlan ge~erli olsayd1 u~ mehir alacaklar, ge~erli olmamas1 durumunda
bir ~ey alamayacaklard1. Bundan dolay1 bu iki durumun yans1ni al1rlar. Bu da 1.5
mehirdir. lki kad1nl1 grup ise, nikahlar1 ge~erli ise iki mehir alacaklar, ge~erli degil
ise durumunda bir ~ey alamayacaklard1. Bunlar da durumun yans1n1 al1rlar. Bu iki
kad1nin nikahlan once ise ge~erli iken, sonra olmas1 durumunda ge~erli degildir.
Bundan dolay1 da 1 mehir al1rlar.
Miras1n hukmune gelince: Tek olarak nikah k1y1lan kad1n, kadinlara di.l~en
miras, toplam miras1n Wu de olsa 1/8'i de olsa, bu miktarin 7/24'unu al1r. c;:unku
onun nikah1 her durumda ge~erlidir. $ayet onun nikah1 i.l~ ki~ilik grupla beraber
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 257
ge<;erli ise, ona kad1nlara du~en miras1n ';4'u kal1r. Nikah1 iki ki~ilik grupla beraber
ge<;erli ise bu durumda da ona kad1nlara du~en miras1n 1/3'u kal1rd1. Bundan
dolay1 '!.'luk miktar, bu kadin i<;in kesindir. '/.'u 1/3'e tamamlayan miktar ise bir
durumda sabit olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bundan dolay1 bu miktar ikiye
bolunur. Bu durumda ~oyle bir hesap yapanz: Kad1nin bir duruma gore 1/3'1uk bir
duruma gore de '!.' luk pay1 vard1r. Buna gore toplam payda 12 olur. Sonra 1/4'u
1/3'e tamamlayan miktar ikiye bolunur ve yanmlar kesirli duruma gelir. Payda ikiye
katlan1r ve toplam payda 24 olur. Bu kad1n1n nikah1 Li<; ki~ilik grupla beraber
ge<;erli ise kendisine 8/24 pay, iki ki~ilik grupla beraber ge<;erli ise 6/24 pay du~er.
Dolay1s1yla tereddut iki payda olmaktad1r. Bu yuzden bu iki paydan birisi du~urulur,
birisi sabit k1lin1r. Boylece tek olarak nikah k1yllan kad1n, kad1nlara du~en mirastan
7/24 pay al1r.
Geriye kalan 17 pay, EbO Hanife (rh.a.)'ye gore diger iki gruba yan yanya
payla~t1nllr. EbO YOsuf ve Muhammed (rha)'e gore ise iki kad1ndan olu~an gruba 8 [ 511641
pay, Li<; kadindan olu~an gruba 9 pay verilir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'in goru~lerinin gerek<;esi ~udur: 16'nin
uzerindeki (1) payda, iki kad1ndan olu~an grubun bir iddias1 yoktur. <;:unku onlann
nikahlan ge<;erli ise miras1n 2/3'unu yani 16/24 pay al1rlar. Bu yuzden 16'nin bu bir
pay Li<; kad1ndan olu~an gruba verilir. 16 payda her iki grup ta e~it ~ekilde yan
yanya hak iddia etmektedir. Bu nedenle bu 16 pay her iki gruba e~it olarak
bolunur. Ya da her iki grubun durumu dikkate alln1r ve deriz ki:
$ayet Li<; ki~ilik grubun nikah1 ge<;erli ise, kad1nlara du~en miras1n %' unu yani
18 pay al1rlar. Nikahlannin ge<;erli olmamas1 durumunda ise hi<;bir ~ey alamazlar. 0
halde bu iki durumun ortalamas1n1 yani 9 pay allrlar. Eger iki ki~ilik grubun nikah1
ge<;erli ise, kad1nlara du~en miras1n 2/3'unu yani 16 pay al1rlar. Bunlann
nikahlann1n ge<;erli olmamas1 durumunda ise hi<;bir ~ey alamazlar. 0 halde onlar
da bu iki durumun ortalamas1n1 yani 8 pay allrlar.
EbO Hanife (rh.a) ise ~oyle der: Tek olarak nikah k1yilan kad1n hakk1n1 ald1ktan
sonra, kad1nlara du~en miras1n geriye kalanin1n durumu, tek ba~1na nikah k1yllan
kadinin asll pay sahibi olmad1g1 varsay1larak mirasin tamam1 gibi hesap edilir. $ayet
bu kad1n hi<; olmasayd1 miras1n tamam1 iki grup aras1nda e~it olarak payla~1lacakt1.
0 halde tek kad1n hakkin1 ald1ktan sonra geriye kalan miktar i<;in de ayn1 durum
soz konusudur. <;:unku, miras1 hak etme gerek<;esi (illeti) a<;1sindan iki grup e~ittir.
<;:unku her iki grup ta once evlenen kendileri olmas1 durumunda mirasta hak sahibi
olmakta, sonra evlenen olmalan durumunda ise mirastan mahrum kalmaktad1rlar.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)' in, 16'nin uzerindeki 1 payda iki kad1ndan
olu~an grubun bir iddias1 yoktur, ~eklindeki yakla~1mlanna gelince: (bu dogru
degildir) lki kad1ndan olu~an grup da bir payda, bu paya tek olarak nikah k1y1lan
kad1n1n hak sahibi olmas1na itibarla hak iddias1nda bulunmamaktad1rlar. 0 kad1n1n
hak sahibi olmamas1 durumunda ise iki kad1ndan olu~an grup, mirasin geriye
kalan1n1n tamam1 uzerinde hak iddia etmektedir. Bu durumda (16'nin uzerindeki)
bir pay tek olarak nikah k1yllan kad1n1n pay1 olmaktan c;1km1~t1r. 0 halde tek olarak
nikah k1yllan kad1n1n hakk1na du~en miktann d1~1ndaki k1s1mda her iki grubun
iddialan da e~ittir. Bu nedenle de tek olarak nikah k1yllan kad1n hakk1n1 ald1ktan
sonra geriye kalan miktar, her iki gruba yan yanya payla~t1nl1r.
Bu durumda, daha once ac;1klad1g1m1z uzere, butUn kadmlara,
ihtiyaten kocas1 olmu~ kadmlarm iddetini (dort ay on gun) beklemeleri
gerekir. Eger koca nikah yapt1g1 butun kadmlarla zifafa girmi~ ve
hangisinin once hangisinin sonra oldugu bilinmiyorsa, iki ve uc; kadmdan
olu~an her iki grubun da hem vefat iddeti (dort ay on gun), hem de hay1z
iddeti (uc; hay1z miktan) beklemeleri gerekir. Yani her biri, dort ay on gun
iddet bekler ve uc; hay1z suresini de tamamlar. c;unku bir ac;1dan
bak1ld1gmda kadmlarm vefat iddeti beklemeleri gerekir. Bu nikahlarmm
gec;erli olmas1 durumunda soz konusudur. Bir ba~ka ac;1dan bak1ld1gmda da
uc; hay1z suresi iddet beklemeleri gerekir. Bu da nikahlannm bozuk olmas1
durumunda soz konusudur. Bozuk (fasid) nikahta zifaf gerc;ekle~tigi ic;in,
kadmm uc; hay1z suresi iddet beklemesi gerekir. lhtiyaten bu iki iddet
birle~tirilir. Tek olarak nikah1 k1y1lan kadmm ise uc; hay1z suresi degil, vefat
iddeti beklemesi gerekir. c;unku onun nikah1 kesin olarak sahihtir.
lki ve Lie; ki~ilik gruplardaki kadinlardan her birinin mehr-i misilleri, akit
esnas1nda belirlenmi~ olan mehirden (mehr-i musemmadan) daha az ise, mehr-i
misilleri ve ilave olarak da mehr-i misil ile belirlenmi~ mehrin fark1nin yans1 verilir.
c;:unku daha az olan1n yani mehr-i mislin, akit ya da zifafla gerekli oldugu kesindir.
Mehr-i misil ile musemma arasindaki fark1 ise her bir kad1n, nikah1 gec;erli ise hak
eder. Bunlann nikah1 ise once olmas1 durumunda gec;erli, sonra olmas1 durumunda
ise gec;erli degildir. Bundan olay1 her bir kadin bu fark1n yans1n1 al1r.
$ayet koca sag ise ve kad1nlardan biriyle cinsel ili~ki kurmu~sa veya bo~am1~sa
[S/165] veya z1har
163
yapm1~sa bunlar, kocan1n bu kad1nin ve ic;inde bulundugu grubun
nikah1n1n once oldugunu ikrar1d1r. c;:unku, hangi nikah1n once oldugu ac;1klanmas1,
belirtilebilecegi gibi, bir delille de olabilir. Kad1nlardan birini bo~amas1 veya ona
zihar yapmas1, kocan1n onun nikah1nin gec;erli oldugunu ac;1klamas1 demektir.
c;:unku kocan1n bu tasarruflan, gec;erli nikahlarda olabilecek tasarruflard1r.
Kad1nlardan biriyle cinsel ili~kide bulunsa da durum aynid1r. c;:unku, musluman1n
yapt1g1 ~ey mumkun oldugunca helallik ve gec;erlilige hamlolunur. Kocan1n kad1nla
ili~kide bulunmas1, ancak kad1n1n nikah1nin gec;erli olmas1 durumunda helal olur.
Z1har I Jl+Jall Bir kimsenin e~inin vucudunun tamam1n1 veya yans1, O<;te biri gibi bir oranin1 ya da
163
ba~. boyun gibi vucudun tUmune delalet eden bir organini anas1, k1z karde~i gibi kendisi ile
ebediyyen evlenemeyecegi bir kad1nin, bakmas1 haram olan bir organina benzetmesidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 259
grubun nikah1, tek alarak nikah1 k1yllan kad1nla beraber gec;erlidir. Ya da ikili
grubun tek alarak nikah1 k1y1lan kad1nla beraber nikahlan gec;erlidir. Dorduncu bir
ihtimal soz kanusu degildir. Bu durumlar dikkate alind1g1 zaman da her bir grup,
mirasa hak sahibi alma kanusunda diger iki grupla ~u anlamda e~ittir. Eger nikah1
once ise miras, hakk1d1r, sanra ise hakk1 degildir. Bundan dalay1 miras aralannda
her bir gruba 1/3 du~ecek ~ekilde payla~t1ril1r. Tek alarak nikah k1y1lan kad1n, dortlu
grubun pay1na du~en 1/3 pay kanusunda anlara katllamaz. c;:unku dortlu grubun
nikahlan gec;erli aldugu zaman anun nikah1 gec;erli almaz. Bu dortlu grup paylar1n1
nikahlann1n gec;erli almas1 ihtimaline dayanarak alm1~lard1r. Bu yuzden tek alarak
nikah k1yllan kad1n, mirasa uc;lu grupla birlikte dahil alur. Onlarin payina du~enin
1/8'ini al1r. c;:unku bu uc;lu grup mirastan paylann1 nikahlann1n gec;erli alma
ihtimaline dayanarak alm1~lard1r. Tek alarak nikah k1yllan kad1nin nikah1, anlarla
birlikte gec;erli alabilir. Ancak tek alarak nikah k1y1lan kadin1n nikah1nda tereddut
vard1r. Onun nikah1 uc;lu grupla birlikte gec;erli alabilecegi gibi, ikili grupla birlikte
de gec;erli alabilir. Oc;lu grupla birlikte gec;erli almas1 durumunda, uc;lu grubun
pay1na du~en miktann '!.'unu alacakt1. lkili grupla birlikte gec;erli almas1
durumunda ise uc;lu grubun pay1ndan bir ~ey alamayacakt1. Bu nedenle (bu iki
durumun artalamas1 alarak) uc;lu grubun payindan Wun yansin1 yani 1/8'ini al1r.
(Oc;lu grubun pay1na du~enden) geriye kalan k1s1m da bu uc; kad1n aras1nda her
birine 1/3'u du~ecek ~ekilde payla~t1nl1r. Sanra tek alarak nikah k1y1lan kad1n,
mirasa ikili grupla beraber de dahil alur. Onlara du~en payin 1/6's1n1 al1r. c;:unku
ikili grup paylann1 nikahlannin gec;erli alma ihtimaline dayanarak al1rlar. Tek alarak
nikah k1yllan1n nikah1 anlarla birlikte gec;erli alabilir. $ayet tek alarak nikah k1y1lan
kad1n1n nikah1, anlarla beraber gec;erli ise, anlann pay1na du~en miktann 1/3'unu
al1r. Tek alarak nikah k1yllan kadinin nikah1 uc;lu grupla beraber gec;erli ise, ikili
grubun pay1ndan her hangi bir ~ey alamazlar. Bundan dalay1 (bu iki durumun
artalamas1 alarak) ikili gruba du~en payin 1/3'unun yans1n1 yani 1/6's1n1 al1r. 0,
1/6'y1 ald1ktan sanra geriye kalan miktar, iki kad1n arasinda e~it alarak payla~t1ril1r.
Mehre ait hukumlere gelince: EbO YOsuf'a (rh a) gore, bu kad1nlara taplam
3.5 mehir vard1r. c;:unku, dortlu grubun nikah1 gec;erli ise (taplam) 4 mehir al1rlar. [S/167]
Oc;lu grubun nikah1, tek ba~1na nikah k1y1lan kad1nla beraber gec;erli ise durum yine
aynid1r. $ayet ikili grubun nikah1 tek kad1nla beraber gec;erli ise bu durumda anlar
(taplam) 3 mehir al1rlard1. Buna gore taplam 3 mehir verilecegi kesindir. Dorduncu
mehir ise iki durumda sabit almakta, bir durumda almamaktad1r. Fakat bu
dorduncu mehrin sabit aldugu durumlar, tek bir vaziyettedir. Ve bundan dalay1 da
sanki dorduncu mehir bir durumda sabit aluyar, bir durumda almuyar gibidir. Bu
nedenle, (bu iki durumun artalamas1 al1narak) bir mehir, ikiye bolunur ve sanuc;ta
kadinlar ic;in tap lam 3. 5 mehir verilir.
(Bu 3.5 mehirden) yanm mehrin dag1t1m1na gelince: DortlU gruba bunun Wu,
uc;lu gruba da '!.'u verilir. c;:unku bu yanm mehir uzerinde ikili grubun hakk1
26!l_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yoktur. Oysa dortlu grup, bu yanm mehrin kendilerinin oldugunu iddia etmekte,
0~10 grup da, tek olarak nikah k1yilan kad1nin onlara katilmas1yla hak iddia
etmektedir. Tek olarak nikah k1y1lan1n 0~10 gruba kat1lmas1 ise bir durumda soz
konusu olmakta, bir durumda olmamaktad1r (~Onku onun nikahinin ikili grupla
beraber ge~erli olma ihtimali de vard1r .) Bu iki durum itibara al1nd1g1nda da, O~IO
gruba bu yanm mehrin yar1s1nin yans1 yani v.' O, dortlu gruba ise W O verilir.
(3.5 mehirden) 1 mehrin dag1t1m1 ise ~u ~ekilde yapi11r: Dortlu gruba bunun
2/6's1 ve 1/12'si (yani toplam 5/12'si) O~IO gruba da ayni ~ekilde 2/6's1 ve 1/12'si
(yani toplam 5/12'si) verilir. lkili gruba ise 1/6 s1 verilir. c;:onku O~IO ve dortlu
gruplar, mehrin kendilerine ait oldugunu iddia etmektedirler. lkili grup ise ancak
tek olarak nikah k1y1lan kad1n1n kendilerine ilave olunmas1yla hak iddia ederler.
Tek olarak nikah k1yilan kad1n1n onlara ilavesi ise bir durumda soz konusu
olmakta, bir durumda olmamaktad1r. 0 kad1n1n kendilerine ilave olunmas1
durumunda bunlar toplam olarak bu 1 mehrin 1/3'0n0 al1rlar; ilave olunmamas1
durumunda ise hi~bir ~ey alamazlar. Bundan dolay1 (bu iki durumun ortalamas1
alinarak) 1/3'0n yans1n1 yani 1/6 al1rlar. Geriye kalan k1s1m, yani bu 1 mehrin 5/6's1
konusunda ise O~IO ve dortlu gruplann hak iddialan e~ittir. Bu yuzden de iki gruba
yan yanya payla~t1ri11r. Her bir grup 2/6 ve 1/12'sini (yani toplam 5/12 sini al1r,
diger grup da 2/12'sini alm1~ olur.)
(Geriye kalan) 2 mehrin payla~t1nlmas1na gelince: Bu 2 mehir de her O~
grubun hak sahibi olmalan e~it seviyededir. Bu yuzden aralannda her birine 1/3
oraninda e~it olarak payla~t1nl1r ve (toplam iki mehir bulundugundan) her bir gruba
1 mehrin 2/3'0 du~er.
(Her bir grubun toplam olarak ald1g1 mehirlere gelince:) DortlO grubun
pay1na, bir defa 2/3 mehir, bir defa 2/6 ve 1/12 (yani toplam 5/12) mehir ve bir
defa da yanm mehrin %'0 (yani mehrin 3/8'i) dO~mO~tOr. Bunlar toplanir ve
aralannda e~it olarak payla~t1nl1r. c;:onku bu dortlu grup i~in tek olarak nikah
k1yilan kadinin, mehirde onlarla birlikte hak iddias1 soz konusu degildir.
0~10 grubun pay1na da, bir defa 1/8 mehir, bir defa 2/6 ve 1/12 (yani toplam
5/12) mehir, bir defa da 2/3 mehir du~mO~tOr. Bunlann hepsi toplanir. Tek olarak
nikah k1y1lan kad1n, toplamin 1/8'ini al1r. c;:onku onun nikah1 O~IO grupla beraber
ge~erli olursa onlara du~en mehrin v.' Onu al1rlar. Onlarla beraber olan nikah
ge~erli olmazsa bir ~ey alamaz. Bundan dolay1 (bu iki durumun ortalamas1 alinarak)
onlara du~en pay1n 1/8'ini al1r. Geriye kalan miktar O~ kad1n arasinda e~it olarak
payla~t1nl1r.
lkili grubun pay1na ise, bir defa 2/3 mehir, bir defa da 1/6 mehir du~mO~tO.
Tek olarak nikah k1yilan kad1n da aralanna kat1l1r. Onlann payina du~en toplam
mehrin 1/6's1n1 al1r. c;:unku tek kad1nin nikah1 onlarla beraber ge~erli ise onlann
pay1na du~enin 1/3'0nu al1r. Onlarla beraber ge~erli degilse bir ~ey alamaz. (O
Nikah Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 263
ha Ide bu iki durumun ortalamas1n1 yani) 1/3'un yans1 olan 1/6's1n1 al1r. Geriye
kalan miktar da iki kad1n aras1nda e~it olarak payla~t1nl1r.
164
Hesab1 dogrulamak istersen bu nun yolu, mahreclerin bir biriyle <;arp1m1d1r.
Hesap ortadad1r. Konuyu uzatmamak i<;in burada onunla ugra~maya gerek yoktur.
Muhammed (rh.a.)'in gi::iru~une gore ise: Di::irtlU gruba 1 mehir ve 1/3 mehir,
u<;lu gruba 1 mehir, ikili gruba 2/3 mehir ve tek kadina Y2 mehir verilir. Bunlarin
toplam1 Ebu Yusuf (rh a )'un gi::iru~unde oldugu gibi 3.5 mehir yapar. Muhammed
(rh.a )'in bu gi::iru~unun <;1kanm1 ~u ~ekildedir:
Burada Li<; tUrlu durum vard1r. Her bir durumun dikkate alinmas1 gerekir.
[S/168]
Muhammed (rh a) ~i::iyle der: Di::irtlu grubun nikah1 bir durumda ge<;erlidir. lki
durumda ge<;erli degildir. Nikahlann1n ge<;erli olmas1 durumunda 4 mehir
alacaklar, ge<;erli olmamas1 durumunda bir ~ey almayacaklard1r. Mehir alamad1klan
durumlar, birden fazla tarzdad1r. (Bir durumda mehri hak ettiklerinden, iki
durumda alamad1klanndan dolay1) almalan gereken (4 mehrin) 1/3'unu al1rlar ki,
bu da 1 mehir ve 1/3 mehir yapar ve aralannda e~it olarak payla~t1rli1r.
O<;lu grup ise, nikahlannin ge<;erli olmas1 durumunda u<; mehir al1rlar. Ge<;erli
olmamas1 durumunda bir ~ey alamazlar. Nikahlan ise bir durumda ge<;erli, iki
durumda ise ge<;ersizdir. Bu yuzden normalde almalan gereken mehrin 1/3'unu
al1rlar ki bu da 1 mehir ya par.
lkili grup da ~ayet nikahlan ge<;erli ise iki mehir al1rlar. Nikahlan da bir
durumda ge<;erlidir. lki durumda ise ge<;erli degildir. Bu yuzden onlar da almalan
gereken mehrin 1/3'unu al1rlar ki, bu da 2/3 mehir yapar.
Tek olarak nikah k1y1lan kad1na gelince: onun nikah1, iki durumda ge<;erli
olmaktad1r. Bunlar, nikah1n1n ya ikili grupla ya da u<;lu grupla beraber olmas1d1r. Bir
durumda da yani di::irtlu grubun nikah1n1n once olmas1 durumunda ge<;erli olmaz.
Ancak mehri hak ettigi durumlar ayn1 tarzdad1r (ve tek bir durum gibi kabul edilir).
Buna gore, nikah1 bir durumda ge<;erli olmakta, bir durumda olmamaktad1r. Bu
nedenle de (nikah1n1n ge<;erli olmas1 durumunda almas1 gereken 1 mehrin yans1n1
yani) ya nm Olz) mehir al1r.
Burada, tek olarak nikah k1ylian kadinla ikili, u<;lu ve di::irtlu gruplardaki her
kadin, ihtiyaten kocas1 i::ilmu~ kad1nlann iddetini (yani dart ay on gun) beklemesi
gerekir.
Eger yukandaki meselede si::iz konusu olan di::irt kadindan biri cariye ise, i::izgur
olanlann nikah1na ilave olunmas1ndan i::itUru cariyenin nikah1 kesin olarak bozuktur
(fasiddir) Dolay1s1yla cariye, ne mirastan ve ne de mehirden pay alamaz. Tek olarak
nikah k1ylian kad1n1n nikah1 ise her durumda ge<;erlidir. (unku, cariye hari<;
tutuldugunda geriye kalan gruplar, u<;lu, ikili ve tekli olmaktad1r. Bu yuzden de tek
164
Mahrec I cj-JI Terikenin kai; paya bblOndOgOnO gbsteren say1 (payda).
264 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
olarak nikah1 k1yllan kad1n1n nikah1nin, ya ikili ya da Ot;IO gruplardan biriyle beraber
gec;erli oldugu kesindir.
Mehrin durumuna gelince: EbO Yusuf (rh a J'a gore: Kad1nlara toplam olarak
3.5 mehir vard1r. (:Onku daha once de ac;1klad1g1m1z Ozere, (hangi grubun
nikah1nin gec;erli olduguna bagl1 olarak) toplam alabilecekleri mehir, en fazla 4, en
az da 3'dur. Bu yuzden de (bu iki durumun ortalamas1 al1narak) dorduncu mehir
ikiye bolunur (ve 3.5 mehir kal1r).
Bu durumda tek olarak nikah1 k1yllan kad1n, nikahin1n gec;erli oldugu kesin
oldugu ic;in bu 3,5 mehirden 1 tam mehir al1r. Geriye 2.5 mehir kal1r. Yanm mehir
konusunda ikili grubun hak iddias1 yoktur. Oc;lu gruplar ise bu yanm Ozerinde hak
iddia etmektedir. Bu nedenle bu yanm mehir, Ot;IO iki gruba yan yanya dag1t1l1r.
Geriye 2 mehir kalm1~ olur. Bu 2 mehir de konusunda her Lit; grup da (ikili, Ot;IO ve
diger Ot;IO grup) e~it olarak hak sahibidirler. Bu yuzden de 1/3 oraninda gruplara
payla~t1nl1r ve her bir grup (2 mehrin 1/3'0 olan) 2/3 mehir alm1~ olur.
pay c;1kt1ktan sonra) geriye kalan 16 pay, hak sahibi olmada durumlann1n e~it
olmas1 nedeniyle uc; grup aras1nda her bir gruba 1/3 oran1nda bolu~tUrulur.
Ancak bu hukum, EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e goredir. EbO Hanife
(rh.a .J'ye gore ise, tek olarak nikah k1yllan kadin payin1 ald1ktan sonra geriye kalan
k1s1m, uc; grup aras1nda her bir gruba 1/3 oraninda olmak uzere payla~t1ril1r.
(unku, tek kad1n1n hakk1n1 ald1ktan sonraki k1sminda hak sahibi olma konusunda
bu uc; grubun durumlan e~ittir. Buna benzer meselelerin ac;1klamas1 daha once de
gec;mi~ti.
biliyoruz ki, k1zlardan birinin nikah1 bat1ld1r. Anneyle (hak etme konusunda) sadece
bir k1z1 ortakt1r. Bu yuzden de anne, mirasin ve mehrin yans1n1 al1r. Geriye kalan
k1s1m konusunda iki k1z1n durumu e~ittir. c;:unku, k1zlardan hie; birisi, nikah1nin batil
olmas1 noktasinda, digerine gore bir oncelige sahip degildir. Bu yuzden de, geriye
kalan miktar, aralannda e~it olarak payla~t1ril1r.
Ebu Hanife (rh a.)'nin bir diger ac;1klamas1 da ~u ~ekildedir: Anne ac;1s1ndan
nikah1n bat1I olmas1 ic;in tek bir neden vard1r ki, o da s1hrl h1s1ml1k (evlenme yoluyla
olu~an akrabal1k) t1r. c;:unku koca, buyuk k1zla da kuc;uk k1zla da anneden daha
once evlenmi~se, olu~an s1hrl h1s1ml1k dolay1s1yla anne haram hale gelmektedir. lki
k1z1n her birinin nikah1n1n bozuk olmas1nin nedeni ise birden fazlad1r. Bir defas1nda
bozukluk nedeni, iki k1z karde~in ayni anda nikah alt1nda bulundurulmas1, diger
sefer ise, k1zlardan birinin annesi ile ayn1 anda nikah alt1nda bulundurulmas1d1r. Bu
iki neden, birbirinden ayr1d1r. 0 halde k1zlardan her biri ic;in bu iki farkl1 haraml1k
nedeninin dikkate al1nmas1 ve dag1t1m1n haraml1k nedenlerine gore yap1lmas1
gerekir. Buna gore: Anne hakk1nda haraml1k nedeni bir tane, k1zlar hakk1nda ise
birden fazla olunca, ana ile her bir k1z aras1nda haraml1k ac;1s1ndan bir e~itlik soz
konusu degildir. Aksine annenin durumu daha iyidir. Bu nedenle de anne
k1zlardan her birinin ald1ginin iki katin1 ahr.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in deli I olarak kulland1klan (bir kad1nin, annesi
[5/171]
ve k1z1 ya da bir kad1n1n, annesi ve annesinin k1z karde~i ile ayn1 adam taraf1ndan
farkl1 akitlerle nikahlanmas1) hususuna gelince, denilmi~tir ki, bu mesele de
ihtilaf11d1r. (Dolay1s1yla deli I olamaz). Muhammed (rh a.), ihtilaf11 bir meseleye, ba~ka
ihtilafl1 bir meseleyi tanik getirir. Dogru olan bu meselelerin bir birinden ~u ac;1dan
farkl1 oldugudur. Her ~eyden once, o meselede kadinlardan her hangi birinin
nikah1nin bat1I oldugu kesin degildir. Ayn1 ~ekilde onlann her birinin haram
olu~undaki c;e~itli nedenler, anne-nine, anne-teyze, anne-k1z gibi isimlerinin
farkl1l1g1 itibariyledir. Durumlan e~it oldugu zaman, gerekli olan, her birine 1/3
oraninda aralannda e~it olarak payla~t1nl1r.
(Yukandaki meselede) koca sagken kad1nlann hepsi olse, kad1nlar
hayattayken hangisinin nikah1n1n ilk oldugu konusunda kocanin sozune itibar
edildigi gibi hangisinin ilk oldugu konusunda da sozune itibar edilir. c;:unku,
mulkiyet kocan1n hakk1d1r. Bundan dolay1 da olumlerinden sonra ilk olenin
ac;1klanmas1 konusunda da onun sozu dikkate al1nir.
Bir adamm
Koca, kadinlarin olumunden sonra, hangisinin nikahin1n once oldugu
tek akitle iki
konusunda ac;1klama yapmadan olurse, kad1nlarin her birinin terikesinden, kocan1n k1z karde~le
evlenmesi
payinin 1/3'unu hak eder ve her bir kad1na akit esnas1nda belirlenmi~ mehirlerinin
1/3'unu borc;lanir. Bu borc;lanma, kad1nlann durumlanna itibarlad1r. c;:unku, her bir
kadinin nikah1 bir durumda (ilk olarak k1y1lm1~ olmas1 durumunda) gec;erli olmakta,
iki durumda gec;erli olmamaktad1r. Bundan dolay1 her bir kad1na nikahin1n
268_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
lkinci alarak, 1.5 mehrin gerekli almasr iki nedenden dalayr idi. Bunlardan biri
[5/172]
ge~erli akit, ikincisi akit ~uphesiyle kurulan ili~kidir. lki neden birlikte artaya
~rkmadr. Cunku gorunen tek bir neden, yani ge~erli akittir. Zifaf ise akitten sanra
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _269
~ayetkoca, anne ve k1zlanyla farkh akitlerle evlenmi~. hie; biriyle zifaf Anne ve
k1zlariyla
olmam1~ ve sonra da "Sizden biriniz bo~sunuz" demi~se, bu, (her hangi bir farkh
hukuki sonucu olmayan) gec;ersiz bir sozdi.ir. akitlerle
evlenmek
c;:unku bu durumda adamin kans1 sadece ilk olarak nikah1 k1yilan kad1nd1r.
Diger ikisi yabanc1d1r (onun kans1 degildir). Bir kimse kans1 ve iki yabanc1 kad1n1 bir
araya getirir ve "Sizden biriniz bo~sunuz" derse, hi~ bir hukukl sonu~ meydana
gelmez.
~ayet koca, kanlarmdan birinin bo~ oldugunu soylerse, bu durumda
ic;lerinden onun kans1 olan kadm bo~anm1~ olur.
c;:unku, koca bo~amay1 kans1 olana baglam1~t1r. Nikah1 alt1nda bir kans1 vard1r.
Nikah1 altinda sadece bir kans1 olan bir kimse, kanlanndan birinin bo~ oldugunu
soylese bu sozle kans1 bo~ olur. Yukandaki paragrafta ge~en olay ise bundan
farkl1d1r. c;:unku orada koca, hangisi oldugunu belirlemeksizin (belli) kad1nlardan
birisini bo~amaktad1r. 0 kad1nlann i~lerinde onun nikahl1s1 olmayanlar var. Bu
nedenle yapilan bo~ama kans1 i~in olmu~ sayilmaz.
Bu meselede kans1 bo~ olunca, yanm mehir al1r. Burada mehrin yans1
konusundaki ihtilaf, birinci meseledeki mehrin tamam1 hakk1ndaki ihtilaf gibidir.
Zifaftan once bo~ama ile aynl1k meydana geldiginden kad1nlardan hi~ birisi
mirastan pay alamaz.
~ayet koca, (annelerinden sonra) iki k1z karde~ ile tek bir akitle Once anne
ile sonra da
evlense ve sonra da kadmlanndan bir tanesinin bo~ oldugunu soylerse, iki k1z1 ile
anne bo~anm1~ olur. tek akitte
evlenmek.
c;:unku, ge~erli olan, sadece onun nikah1d1r. Koca, kulland1g1 bu soz ile
bo~amay1, kendisi ile nikah1 ge~erli olana yoneltmi~ olur. Bu yuzden de anne
bo~anm1~ olur. Bu durumda anne mehrinin yans1n1 al1r, iddet beklemesi gerekmez
ve mirastan pay alamaz.
Bu meselede koca "i~inizden biri bo~tur" dese, anaya niyet etmemi~se, o
bo~anm1~ olmaz. c;:unku koca, kans1yla kendisine yabanc1 iki kad1n1 bir araya
270_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
C::unku, her iki kad1nin da tek ba~1na olmas1 durumunda nikahlan gec;erli
olacakt1. Bundan dolay1 da cariyenin bzgur kadin1n nikah1na kat1lmas1 sbz konusu
oldugundan cariyenin degil, ozgur kad1nin nikah1 gec;erli olur.
Bir adam1n dbrt kans1 olsa ve sonra da be~inci bir kad1nla evlense ve onunla Dort kadmla
cinsel ili~kiye girse nikah gec;ersiz oldugu ir;in be~inci kadinla aralan ayril1r. Kocanin evli bir adamm
be~inci bir
be~inci kadina mehr-i misil ve mehr-i musemma'dan daha az olanin1 vermesi, kadmla
kadinin da iddet beklemesi gerekir. Bu kad1n iddetini tamamlamadan once koca, evlenmesi
c;ocugun nesebinin babaya ait olmasin1 mumkun kilar. Ancak mecbur tutmaz.
Hatta, efendi, c;ocugunun nesebinin kendisine ait olmad1g1ni sbylese, s1rf bu red ile
c;ocugun nesebi reddolunur. Nikah ise tek ba~1na nesebin babaya ait olmas1ni
mecbur kllan, kuvvetli bir statUdur. O halde zay1f bir statU (cariyenin fira~1), kuvvetli
statUyu (nikah1) engellemez. Bunun delili ~udur: Efendi, ummuveled olan cariyesini [S/174]
bir ba~kas1yla evlendirirse, nikah gec;erli olur. Cariyenin fira~1, onun bir ba~kas1yla
evlendirilmesine engel olmad1g1 gibi, efendisinin onun k1z karde~iyle evlenmesine
165
Fira~ I .}l_,"11: Sozlukte; yatak, yayg1, ev, yuva gibi anlamlara gelir. Hukuki bir terim olarak ise; bir
kadinin, ancak sahibi olan bir ~ah1s i~in ~ocuk dogurabilir olmas1dir. Hur kad1n1n sahibinden maksat
kocas1, cariyenin sahibi ise efendisidir. Bu durumdaki erkege "mOstefri~", kad1na da "mOstefre~e"
denir.
272 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
de engel degildir. (unku, bir duruma engel olmama, diger duruma engel olmama
veya cinsel ili~kide bulundugu
166
konusunda da dikkate al1n1r. Adam1n mudebber
cariyesinin k1z karde~iyle evlenmesi durumunda da durum ayn1d1r. Hatta bu,
(Ummuveled cariyesinin k1z karde~iyle evlenmesinden) ge~erlilik a~1s1ndan daha
kuvvetlidir. (unku, mudebber veya cinsel ili~kide bulundugu cariye i~in fira~ soz
konusu degildir. Yaln1z, bu durumda evlendigi kad1nla, cariyesine bir ba~kas1 sahip
olup ili~kide bulunana kadar, cinsel ili~kide bulunmamas1 gerekir. (unku, ili~kide
bulunmas1 durumunda menisi ayn1 anda iki k1z karde~in rahiminde bulunmu~ olur.
lki k1z karde~le ayn1 anda cinsel ili~kide bulunulmas1 ise haramd1r. Birinci karde~le
cinsel ili~ki ger~ekle~mi~tir. Bundan dolay1, birinciyle olan ili~kisinin hukmu sona
ermeden ikinciyle cinsel ili~kide bulunmas1 helal olmaz. Birinciyle ili~kinin kesilmesi
onu evlendirmek veya cariyeler i~in ba~ka birine satmakla olur. Ancak adam
mudebber veya mudebber olmayan diger cariyesiyle ili~kide bulunmam1~sa
evlendigi (bunlann k1z karde~i olan) kans1yla ili~kide bulunmas1n1n bir sak1ncas1
yoktur. Ancak diger karde~le olan nikahtan sonra cariye veya mudebber cariyesiyle
art1k ili~kide bulunamaz. (unku, nikahl1 kad1n, akit sonucunda kocanin fira~1
(cinsel ili~ki kurabilecegi kad1n) olmu~tur. Koca, art1k cariyeyle ili~kide bulunamaz.
Nikahl1 olanla ili~kide bulunabilir. (unku hakikaten veya hukmen cariyesinin onun
fira~1 olmas1 art1k soz konusu degildir.
166
Miidebber Kole: Ozgurlugune kavu~mas1 efendisinin olumune baglanm1~ bulunan erkek kale. Bu
durumdaki cariyeye ise "mudebbere" denir.
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _273
Hadiste gec;en hitap cariyeye degil, efendisine yoneliktir. c;:unku bir ki~i
"Falan1 dovme!" dedigi zaman bu hitap, dovulene degil dovene yoneliktir.
Bunun ac;1klamas1 da ~oyledir. lstibran1n gerekli olu~unun nedeni, kendisine [5/175]
sahip olma dolay1s1yla kad1ndan yararlanma hakk1n1n dogmas1d1r. Gormez misin
cariyenin bir kadin ya da c;ocuktan satin al1nmas1 durumunda da istibra gereklidir.
167
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/108; Tirmiz1, Siyer 15; Nesa1, Buyu' 79; lbn Hibban, Sahih, 11/180;
Hakim, Mustedrek, 11/64, 147; Beyhak1, es-SOnenO'/-kubra, IV/35; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/321.
274_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kurmas1n1n ve bundan dolay1 onun mehrinin eksiksiz olmas1n1n, diger iki kad1n1n
alacaklan mehre bir etkisi yoktur. Sanki onlar hakk1nda koca, karilanndan hie;
birisiyle ili~ki kurmam1~ gibi i~lem yap1l1r. (Zifafa girilen kadin 2 mehirden payina
du~en 2/3 mehirlik k1sm1 alinca) iki kad1n1n payina, e~it olarak payla~ilmak Ozere,
(toplam) 1 mehir ve 1/3 mehir du~er. Her birine de 2/3 mehir du~mu~ olur.
Miras payla~1m1na gelince: EbO YOsuf (rh a.)'un gbru~One gore, kendisiyle
zifafa girilen kad1na, kadinlann pay1na du~en miras1n 5/12'si, diger iki kadina ise
7/12'i verilir. ~Onku: Oc; bo~ama, yak say1l1r. ~Linko, her bir kad1n1n durumu bu
bo~ama ac;1s1ndan e~ittir. $byle ki: Oc; bo~ama hakkinda hangisi hakk1nda
gerc;ekle~mi~se onu mirastan mahrum eder. Geriye tek bo~ama kalmaktad1r. $ayet
bu bo~ama, zifafa girilen kad1n ic;inse, bu kad1n, kad1nlara du~en miras1n 1/3'0n0
yani 4/12'sini al1r. $ayet bo~ama diger iki kadindan birine aitse bu durumda zifaf
yap1lan kad1n, kad1nlara du~en mirasin yans1n1 yani 6/12'sini al1r. Buna gore 4/12
pay bu kad1n hakk1nda kesin olmamaktad1r. Geriye kalan 2/12 pay ise bir durumda
ona ait olmakta, bir durumda olmaktad1r. Bu nedenle bu 2 pay ikiye bblunur ve o
kad1nin pay1na 5/12 pay du~mu~ olur. (Kadinlann pay1na du~en mirastan )geriye
kalan miktar da ili~ki kurulmayan diger iki kad1na aittir. Eger bo~ama, ili~ki
kurulmayan iki kad1ndan birisi hakk1nda ise onlar mirasin yans1n1 al1rlar. Zifaf
yapilan kad1n hakk1nda ise 2/3'0nun al1rlar. Buna gore 6/12 pay bu kad1nlar
hakkinda kesin olmakta, 2 pay ise bir durumda sabit olmakta, bir durumda
olmamaktad1r. Bu nedenle de bu 2 pay ikiye bblunur ve bu iki kad1n'a 7/12 pay
du~mu~ olur.
[S/178]
Muhammed (rh.a.), Ebu Hanife (rh a.)' den rivayetine gore zifafa girilen kad1n,
kad1nlara du~en miras1n %'unu al1r. Bu goru~un ac.;1klamas1 ~udur: Kendileri ile ili~ki
kurulmayan kad1nlardan birisi mirastan mahrumdur. Oc.; bo~amanin kendisi
hakk1nda olmas1 ile c.;1kanl1r. c;:unku biz biliyoruz ki uc.; bo~anm1~ gerc.;ekle~mesi
kesin olarak mirastan mahrum eder. Halbuki tek bo~amada bu kesin degildir.
Bundan dolay1 uc.; bo~aman1n, mirastan mahrum kalan kad1n hakk1nda oldugunu
kabul ettik. Bu durumda da geriye tek bo~ama kalm1~ oldu. Bu tek bo~ama, zifaf
yap1lan kadina yonelik ise kad1n miras1n yans1n1, dic"jer kadina yonelik ise tamam1ni
al1r. Bu uc.; durum dikkate alind1g1nda mirasin 31.'u kendisi ile ili~ki kurulan kadin1n
olur. Geriye kalan miktar yani mirasin '!.'u de, ili~ki kurulmayan iki kad1na aittir.
$ayet adam, iki kans1yla zifafa girse mesele ayn1 ~ekilde olsa (kad1nlardan
herhangi birisini uc.; bo~ama ile, ba~ka birisini tek bo~ama ile bo~asa); zifaf yapt1g1
iki kad1n da tam mehir al1rlar. c;:unku onlann mehirleri gec.;erli nikah sonucu
gerc.;ekle~en zifafla kuvvet kazanm1~t1r. Zifafa girilmeyen kad1n ise Ebu Yusuf'a
(rh a.) gore mehrinin 31.'unu al1r. c;:unku bo~anm1~ olan ise ya nm mehir, bo~ama
onun hakkinda degilse tam mehir al1r. Onun ic_;in yanm mehir kesin sabit, yanm
mehir ise bir durumda sabit, bir durumda degildir. Bu yuzden de bu yanm mehir
ikiye bolunur.
Muhammed (rh a )'e gore de hukum bu ~ekildedir. Ancak Muhammed (rh a.)' in
daha once ac.;1klad1g1m1z goru~une gore her birinin 2/3 mehir almalan gerekirdi.
$oyle ki: Eger adam kadinlardan hie.; birisiyle zifafa girmemi~ olsayd1, her biri 2/3
mehir alacaklard1. Kendisiyle ili~ki kurmad1g1 kad1n hakkinda adam sanki hie.;
birisiyle ili~ki kurmam1~ gibi i~lem yap1l1r. c;:unku ba~kas1yla kurulan ili~ki, onun
mehirden alacag1 payin artmas1na neden olamaz.
Miras payla~1mina gelince: Ebu Yusuf (rh.a.)'un goru~une gore zifafa
girilmeyen kadin, kad1nlann pay1 olan miras1n 1/6's1n1 al1r. c;:unku o, bo~aman1n
kendisi ic.;in olmamas1 durumunda 1/3 pay alacak, onun ic.;in olmas1 durumunda ise
hie.; bir ~ey alamayacakt1. Bundan dolay1 1/6 pay al1r. Muhammed (rh a.) de el-As!
adl1 eserinde, Ebu Yusuf (rh a.)'un goru~unu bu ~ekilde gerekc.;elendirmi~tir. Fakat
bu ac.;1klama tarz1 yanl1~t1r. c;:unku bu kadina, bo~ama olmamas1 durumunda o,
miras1n yans1n1 al1rd1. c;:unku onunla birlikte mirastan pay alabilecek sadece bir
kad1n vard1r. Zifafa girilen kad1nlardan, uc.; bo~ama kendisi hakk1nda gerc.;ekle~en
mirastan mahrumdur. Hukum c.;1kamken izlenen yol ~oyle olmal1yd1: Kendisi ile
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _279
ili~kikurulmayan kad1nin uc_; durumu soz konusudur: $ayet tek bo~ama ya da uc_;
bo~ama onun ic_;in olmu~sa mirastan hic_;bir ~ey alamaz. $ayet onun ic_;in hie_; bo~ama
olmam1~sa miras1n yans1n1 al1r. Buna gore iki durumda mirastan mahrum kalmakta,
bir durumda pay almaktad1r. Bundan dolay1 yanm pay1n 1/3'unu yani miras1n
1/6'sin1 al1r.
Muhammed (rh a )'e gore de miras konusunda hukum bu ~ekildedir. Ancak
Hakim e~-$ehld (rh a) bu nun dogru olmad1g1n1 soyler. Ona gore Muhammed
(rh.a )'in goru~une gore en dogru olan, zifafa girilmeyen kad1n1n (kad1nlara du~en)
mirasin 1/S'ini alacag1d1r. Baz1 rivayetlerde de bu ~ekilde anilm1~t1r. c;:unku zifafa
[5/179]
girilen kad1nlardan birisi (kesin olarak) mirasc_;1d1r. Zifafa girilmeyen kadin1n
mirastan pay almas1na engel olur. Eger bo~amalann hie_; biri o kad1n hakk1nda
olmamakla ayrllm1~sa kendisi ile ili~ki kurulmayan kad1na mirastan bir ~ey yoktur.
c;:unku bo~amalardan birisi kesin olarak onun hakk1ndad1r. $ayet mirasta hak
sahibi olmaktan c_;1kanlan kad1n, bir bo~aman1n kendisi hakk1nda olmas1 sonucunda
mahrum olmu~ ve uc_; bo~ama da diger zifafa girilen kad1n ic_;in olmu~sa, bu
durumda kendisi ile zifafa girilmeyen kad1n, miras1n yansin1 al1r. $ayet uc_; bo~ama
kendisi ile ili~ki kurulmayan bu kad1n ic_;in olmu~sa, mirastan bir ~ey alamaz.
Zifaf yap1lmayan kadin, bir durumda yanm almakta bir durumda hie_;
almamaktad1r. Onun ic_;in bu iki durumun ortalamas1 olarak Y. pay al1r. Ote yandan,
bu Y. pay ona bu en son durumda (yani zifafa girilen kad1nlardan birinin tek
bo~ama sonucunda mirastan mahrum olmas1 durumunda) ait olur. Oysa birinci
durumda (yani zifaf yap1lan mirasc_;1 kad1n hakk1nda hie_; bo~ama olmamas1
durumunda), hie_; pay alamaz. 0 halde yine bu iki durumun ortalamas1 olarak 1/8
pay allr. Geriye kalan miktar da kocan1n zifafa girdigi iki kad1na aittir.
Bir adam, bir akitle iki kad1nla bir akitle de uc_; kadinla evlense, sonra bu iki Bir adamm bir
gruptan birisiyle zifafa girdim dese ve sonra da hangisi oldugunu ac_;1klamadan akitte iki
kadmla, bir
olse, bu durumda: lki ki~ilik grup toplam 1 mehir, uc_; ki~ilik grup ise toplam 1.5 ba~ka akitte
mehir al1r. de ii~ kadmla
nikah k1ymas1.
c;:unku, uc_; ki~ilik grup, nikahlan once olmas1 nedeniyle gec_;erli oldugunda
zifaf da gerc_;ekle~tigi ic_;in 3 mehir alacaklar, gec_;erli olmamas1 durumunda hic_;bir
~ey alamayacaklard1. Bundan dolay1, bu iki durumun ortalamas1 olarak 1.5 mehir
al1rlar. lki ki~ilik grup ise, ~ayet nikahlan gec_;erli olsayd1 ve zifaf da gerc_;ekle~mi~
olsayd1 2 mehir alacaklard1, gec_;erli olmamas1 durumunda bir ~ey almayacaklard1. 0
halde bu iki durumun ortalamas1 olarak 1 mehir al1rlar. Miras ise hak etme
konusunda durumlan e~it oldugu ic_;in iki grup arasinda e~it miktarda payla~t1nl1r.
Bu meselenin c_;ozumundeki f1khl yakla~1m '.?U ~ekilde ifade edilebilir: Adam1n
gruplardan birisiyle zifafa girdigini ikran, fiil ve sozunun gec_;erli olana hamledilmesi
esas1na gore nikah1 gec_;erli olanlarla zifafa girdigine ikrar kabul edilir. c;:unku dini
2SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
ve akl1, adam1 ancak helal olan cinsel ili~kiye girmeye <;agim. Haram ili~kide
bulunmas1na engel olur.
Bu meselede soz konusu olan adam, "kanlanndan birisini u<; bo~ama ile
bo~ad1gin1" soylemi~ olsa durum yine ayn1d1r. Cunku bu soz kullanilarak yapilan
bo~ama nikah1 ge<;erli olan kad1nlan kapsar. Zaten nikah1 ge<;erli olmayanlar onun
kans1 degildir. Zifaftan sonra u<; bo~aman1n verilmi~ olmas1, mehirden bir ~ey
du~urmez Bundan dolay1 yukandaki mesele ile bu, mehir a<;1s1ndan e~ittir.
$ayet adam, kad1nlardan hi<; birisi ile zifafa girmemi~ ve karilanndan birsini u\
bo~ama ile bo~am1~sa, bu durumda, U\ ki~ilik grup 1 mehir ve Y. mehir (=1.25
mehir) al1r. Cunku nikahlan ge<;erli ise, i<;lerinden birini zifaftan once bo~ad1g1ndan
ve bu da mehrinin yans1n1 du~urdugunden, toplam 2.5 mehir al1rlar. Nikahlan
ge<;erli degilse bir ~ey alamazlar. Bu yuzden bu iki durumun ortalamas1 olarak 1.25
mehir al1rlar. lki ki~ilik grup ise % mehir al1rlar. Cunku onlann nikahlan ge<;erli ise,
i<;lerinden birisinin zifaftan once bo~anm1~ olmas1 ve bunun da mehrinin yans1n1
du~urmesi dolay1s1yla 1.5 mehir al1rlar. Nikahlann1n ge<;erli olmamas1 durumunda
hi<;bir ~ey alamazlar. Bundan dolay1 bu iki durumun ortalamas1 olarak % mehir
al1rlar ve bu aralannda yan yanya payla~ll1r.
Bir adam, U\ kad1nla evlense ve hangisi oldugu bilinmeyen bir tanesiyle zifaf
yapsa, sonra kanlanndan birini u<; bo~ama ile, birini de tek bo~ama ile bo~asa,
sonra da a<;1klamadan olse: kad1nlar, toplam olarak 2 mehir ve Y. mehir (=2.25
mehir) al1rlar.
Cunku; adam, iki bo~amadan birini zifafa girilen kad1na vermi~ ise, kadinlar
toplam olarak 2.5 mehir al1rlar. $ayet iki bo~amay1 da zifafa girmedigi kad1nlara
vermi~ ise, onlar iki mehir al1rlar. Cunku iki bo~amay1 zifafa girmedigi kadinlara
vermesi dolay1s1yla iki mehir du~er. O halde 2 mehirlik miktar kesin, yanm mehirlik
miktar ise bir durumda sabit olmakta ve bir durumda sabit olmamaktad1r. Bu
nedenle bu yanm mehir ikiye bolunur. Toplam olarak 2.25 mehir alm1~ olurlar. Bu
miktar da aralannda her birine 1/3'u du~ecek ~ekilde payla~t1nl1r. Cunku zifafa
girdigi kad1n bilinmedigi i<;in her u\ kad1n1n da hak etme a<;1s1ndan durumlan
e~ittir. Miras da yine bu gerek<;e ile aralannda her birine 1/3 pay du~ecek ~ekilde
payla~t1nl1r.
evlendirmesini istedigi kad1na yapt1g1 nikah ge<;erli, diger nikah ise kocan1n iznine
bagl1 (mevkuf bir nikah)d1r.
Allahu Teala dogrusunu en iyi bilendir. Donu~ de O'nad1r.
NAFAKA
Kocamn nafaka Bir ki~inin ba~kalanna nafaka vermesi <;e~itli nedenlere dayan1r.
yiikiimliiliigii
Evlilik akdi, efendi ile kale aras1ndaki ili~ki ve nesep h1s1ml1g1 bunlardand1r.
Bu bolum e~lerin nafakas1 ile ilgilidir.
Evli kad1n1n nafakas1 ile ilgili deliller ~unlard1r:
Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
~ H"!l.Yl ~ l#t ~j ~Ji- 1; 8h~! ~I j;J ~ ~WJI Ji- 0_,;1,;i J~Jll )>
"Allah'm insanlardan bir ktsmtnt digerlerine ustUn kt/mast nedeniyle
mal/anndan harcama yapttklan i<;in erkekler, kadmlann yoneticisi ve
koruyucusudur." (en-Nisa 4/34)
Ba~ka bir ayette Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:
"EbO Sufyan'tn malmdan 6rfe gore sana ve c;ocuguna yeterli o!acak kadar
al". 169
168
Tirmiz1, Rada 11; Nesa1, Sunen-i kubra, V/372; lbn Mace, Nikah 3; Acl0n1, Kesfu'l-hafa, 1/130.
169
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, Adabu'l-kuzat 31; lbn Mace, Tica rat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
284 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
haz1rlama konusunda kocanin yerini al1r. Dolay1s1yla orfe gore hizmeti;inin nafakas1
da kocanin borcu olur.
Kad1n1n hizmeti;isinin nafakas1, kadinin nafakas1na denk olamaz. Hatta baz1
alimler ~oyle demi~lerdir: "Hakim, kad1n1n hizmeti;isi ii;in, yoksul bir kocanin
odeyebilecegi en du~uk nafaka miktarin1n odenmesine hukmeder".
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore hakim yalnizca bir hizmeti;inin
nafakasina hukmeder. EbQ Yusuf (rh.a.)'a gore ise iki hizmeti;inin nafakas1na
hukmeder. c.;:unku hizmeti;ilerden birisi ev ii;indeki i~leri gorup, digeri de ev d1~1nda
kadinin ihtiyai; duyacag1 ~eyleri yapacagindan kad1n iki hizmeti;iye ihtiyai; duyabilir.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a .) ise ~oyle demektedirler: "Kad1nin ihtiyac1
genellikle tek bir hizmeti;i ile kar~1lanir. Birden fazla olan hizmeti;i sus ve zlnettir.
Kocanin odemesi gereken nafaka ise kad1na yeterli olacak kadard1r. Hakim, kad1na
yeterli olan nafaka miktanndan daha fazlas1na hukmedemeyecegi gibi
hizmeti;isinin nafakas1n1 da art1ramaz. Hakim iki hizmeti;i ii;in nafakaya
[S/182]
hukmedecek olsa bundan daha fazlas1na da hukmedebilir. Bu, boylece sonsuza
kadar gider.
Nafaka miktarmm
belirlenmesindeki Zahiru'r-rivaye'ye gore nafaka konusunda kocanin zenginlik ve yoksulluk
iil~iit
durumu goz onunde bulundurulur. Allahu Teala bu konu ile ilgili olarak ~oyle
buyurmu~tur:
~ ~ ~ ~J~'~
· '
- · -- ~
.; • - "' _, • • • •I
Zahiru'r-rivaye'de ise ~oyle denilmi~tir: Kadin yoksul bir kimse ile evlendiginde
yoksul olan ki~ilerin bdedigi nafakay1 almaya raz1 olmu~tur. Dolay1s1yla kocas1n1n
durumuna uygun olan nafakadan ba~kasin1 isteyemez.
Biz Hanefllere gore yiyecek nafakas1n1n belirlenmi~ bir miktan yoktur. Nafaka
olarak
$afil (ra) bu konuda ~unlan soylemi~tir: "Yiyecegin miktan; zengin koca i<;in verilen
her gun iki mud, orta halli olan koca i<;in bir bu<;uk mud, yoksul olan koca i<;in de yiyecek
[5/183] "Fakir olan kocanin kansina k1~l1k olarak vermesi gereken giyecek; bir
gomlek, Zut kuma~indan bir ust elbise ve Sabur yoresine ait bir ba~ ortUsu ile
Nafaka kad1na yeterli olup onu s1cak tutacak ~ekilde en ucuzundan bir mantodur. Onun
olarak hizmetc;isine de bir pamuklu gomlek, belden a~ag1s1ni ortecek bir kuma~
verilmesi
gereken (pantolon) ve en ucuzundan bir palto verir .
giyecek
Hizmetc;iye yazl1k olarak verilecek giysi; pamuktan bir gomlek ve bir
pantolondur. Kad1na yazl1k olarak verilmesi gereken elbise; bir gomlek, bir Ost
elbisesi ve bir ba~ ortUsudur.
110
Kaea zengin ise kans1na sekiz veya dokuz dirhem , hizmetc;isine de dort
veya be~ dirhem nafaka verir. Zengin olan kocanin k1~ mevsimi ic;in kans1na
verecegi elbise; YahudT veya Herat dokumas1 bir gomlek, DTnever dokumas1 bir
elbise ve saf ipekten bir ba~ ortUsu ile bir Azerbaycan dokumas1 mantodur.
Hizmetc;isine ise bir Zut gomlegi, pamuklu bir pantolon ve ucuz bir palto verir.
Vaz i~in kadina verilecek elbise; bir Sabur gomlegi, bir keten elbise ve
saf ipekten bir ba~ ortusudur. Hizmet~isine de bunun gibi bir gomlek ve
bir pantolon verir".
Ozetle soylemek gerekirse; Daha once belirttigimiz nedenle Muhammed
(rh.a.)'in nafakan1n para ile takdirine itibar edilmez .
Muhammed (rh a )'in giyecek ile ilgili olarak soyledikleri ise onun zamanindaki
insanlann adetine gore soylenmi~tir. Giyecek; sogukluk ve s1cakl1g1n ~iddetinin
bolgeden bolgeye degi~mesine bagl1 olarak degi~iklik gosterebilecegi gibi, her
devirde insanlann giydikleri ~eylerde izledikleri adete bagl1 olarak da farkilhklar
gosterir. Dolay1s1yla hakim bu konuda bir belirleme yaparken insanlarin orfUnu
dikkate allr.
Muhammed (rh a) kad1nlann giyecegini sayarken hie; bir yerde izar (vucudun
belden a~ag1s1ni orten elbise) ile mesti belirtmemi~tir. Hizmetc;inin giyecegini
sayarken de izan belirtmi~ fakat mesti belirtmemi~tir. Hizmetc;i baz1 ihtiyac;lar ic;in
d1~an c;1k1yorsa kendisine yeterli olacak ~ekilde mest veya ayakkab1 verilir. Kad1n ise
evinde oturmakla yukumlu olup, d1~an c;1kmas1 yasakt1r. Bu nedenle kocas1ndan
mest ve ayakkab1 almay1 hak etmez. Ayn1 ~ekilde izar almaya da hak kazanamaz.
(unku kad1n kendisini kocasina, kendisini hazir etmekle yukumludur. Kocanin
170
Hz. Peygamber (sa .v) dbneminde, yakla~1k 5 dirhem gOmO~ para bir koyun bedelidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _287
hakk1na engel olan bir ~eyi almak, kocaya emredilemez. Bu nedenle kad1nin
giyecegi aras1nda izardan soz edilmemi~tir.
Nafaka, gunluk olarak kad1na yeterli olacak miktarda yiyecekten ibarettir.
Giyecek ise her alt1 ayda bir olmak uzere y1lda iki kere belirlenir. Koca elbiseyi
verdiginde bu sure doluncaya kadar yeniden vermesi kendisine emredilemez.
Ancak kadin kendisine verilen elbiseyi al1~1lm1~ bir bic;imde giymesine ragmen
zaman1ndan once elbise y1rtll1p eskirse yeniden al1nir. c;:unku bu elbisenin kad1na
yeterli olmad1g1 anla~1lm1~t1r. Kad1n kendisine verilen elbiseyi bir kenara b1rak1r ve
kullanmaz daha sonra da sure doldugunda elbisesi yeni olarak durur ise yeni bir
elbise daha almaya hak kazanir. c;:unku kad1n elbiseyi giyse idi bu elbise
eskiyecekti. Elbiseyi giymemesi yuzunden hakk1 du~mez. Zamanin yenilenmesi ile
ihtiyac1n da yenilendigi kabul edilir.
Diger yakm h1s1mlarm elbisesi ise boyle degildir. c;unkli orada goz
onlinde bulundurulacak olan, gerr;ekten bir ihtiyacm bulunmas1d1r. Daha
once ahnan elbise yeni olarak durmakta ise ba~ka bir elbiseye ihtiyar; yok
demektir.
Bizim meselemizde ise gerc;ekten ihtiyac1n olup olmamasina bakllmaz. c;:unku
kad1nin elbiseleri olsa bile kocas1ndan yeni bir elbise alma hakk1na sahiptir. Bundan
dolay1 yak1n h1s1mlann giyecek ihtiyac1 ile kad1nin ihtiyac1 konusunda farkl1
hukumler verdik.
"Koca zenginligi ile unlenmi~ bir kimse ise, kans1 her ay on be~ dirhem,
kad1nin hizmetc;isi de her ay be~ dirhem al1r. Kad1n k1~l1k elbise olarak; bir yahudi
dokumas1 gomlek, bir Herat elbisesi ve bir kurk manto veya bir ipek gomlek ve saf
ipekten bir ba~ ortUsu alabilir. Hizmetc;isi de bir yahudi dokumas1 gomlek, bir izar,
bir cubbe, bir manto ve bir i:;ift mest almay1 hak eder".
Muhammed (rh a) daha sonra ~unlan soylemi~tir: "Nafakanin dirhem [5/184]
uzerinden belirlenmesi gerekmez. c;:unku fiyatlar pahalanip ucuzlamaktad1r.
Nafaka her devirde yeterli olacak miktarda belirlenir. Kad1na yeterli olacak ~eyin
degerinin ne kadar olduguna bak1l1r. Daha sonra da bu miktar para, ayl1k olarak
kad1n ii:;in koca uzerine belirlenir."
Biz bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. "ayl1k olarak belirlenir" sozu,
insanlann 0 gunku adetlerine dayand1nlm1~t1r.
Hanefl mezhebinin imamlanndan sonra gelen (muteahhir) alimlerinden bir Nafakamn
verilme
k1sm1 bu konuda da kocanin durumunu goz onune almaktad1rlar. Buna gore koca zamam
meslek sahibi (esnaf) ise nafaka gunluk olarak belirlenir. c;:unku bu ki~inin,
nafakay1 ayl1k olarak bir defada vermesi guc; olur. Koca tacir ise nafakay1 ayl1k
olarak odemesine hukmedilir. Koca tarlalardan gelir elde eden bir ki~i ise nafakay1
y1ll1k olarak odemesine hukmedilir. c;:unku bu kimse ii:;in en kolay odeme; her yll
tarlalanndan elde ettigi geliri toplad1g1ndad1r. Tacire, her ay dukkanlar ile diger
288 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
yerlerin kiras1ni toplad1g1nda nafakay1 odeme kolay olur. Esnaf ise nafakay1 gunluk
olarak kazand1gindan kolay odeme imkan1 bulur.
Nafaka Nafaka ic;in kocadan hie; bir ~ekilde kefil al1namaz. c;:unku gelecek zamanin
i~in
kocadan nafakas1 zaten henuz gerekli olmam1~t1r. lnsan kendi uzerine gerekli olmayan bir
kefil ~eyden dolay1 kefil vermeye zorlanamaz. Gec;mi~ zaman1n nafakalan ise diger
istemek
borc;lar ile ayn1 hukme tabidir. Kendisine bunu odemesi emredilir. Fakat kefil
vermeye zorlanamaz.
Kad1n, hakimin nafaka belirlemedigi donemdeki gec;mi~e ait nafakas1 ic;in
Odenmemi~
nafaka kocas1ni mahkemeye verse biz Hanefilere gore o donemdeki nafakadan hie; bir ~ey
bor~lan verilmez. $afil (rh.a.)'ye gore hakim, kad1nin onceki doneme ait tahsil etmedigi
nafakalann odenmesine hukmeder. Bu mesele ~una dayanmaktad1r:
Biz Hanefilere gore hakimin hukmu veya e~lerin kar~1l1kl1 anla~mas1 olmad1kc;a
nafaka zimmette bore; olmaz.
$afil (rh.a.)'ye gore ise nafaka zimmette bore; olur. c;:unku nafakanin gerekli
olmas1 nikah akdi iledir. Bu nedenle akit gerc;ekle~tikten sonra, t1pk1 mehirde
oldugu gibi, zimmette bore; olmas1 ic;in hakimin hukmune veya taraflann
anla~mas1na ihtiyac; yoktur. Aynca nafakanin gerekli olmas1, nikah akdinden sonra
kocanin kad1n1 kendi idaresinde bulundurmas1na itibarlad1r. Bu durum akitten
sonra guc; kazanm1~t1r. Dolay1s1yla kira akdinden sonra menfaati elde etmekle kira
bedelinin odenmesi gerekli oldugu gibi, nafaka da hakimin hukmune gerek
olmaks1z1n zimmette bore; olur.
Bizim bu konudaki delilimiz ise ~udur; nafaka kar~ll1ks1z olarak verilen bir
bag1~t1r. Kar~il1ks1zverilen ~eyler, guc;lendirici bir durum bulunmad1kc;a yalnizca
akitle kesinlik kazanmaz. Gormez misin bu nitelikte olan hibe ve sadaka da ancak
teslim alma ile tamamlan1rlar. Bunu ~oyle ac;1klayabiliriz: Nafaka kad1n1n
cinselliginden yararlanmanin bedeli degildir. Kad1nin cinselliginin kar~ll1g1 mehirdir.
Ayni akitte bir ~ey iki bedeli gerektirmez. Aynca cinsel yararlanmanin kar~il1g1 olan
~eyin bir defada odenmesi gerekir. c;:unku koca cinsel yararlanmay1 bir defada
tUmuyle elde eder. i~te bu yuzden nafaka kadindan yararlanman1n ve onu
hakimiyeti alt1nda bulundurmanin kar~1l1g1 olamaz. c;:unku bu, kocanin kendi
mulkunde yapt1g1 bir tasarruftur. Bu tasarruf kendisine bir bedel odemeyi gerekli
k1lmaz. Bu ac;1klamalardan anla~ilmaktad1r ki nafaka kar~il1ks1z olarak verilir.
Nafakanin kesinlik kazanmas1 da ya hakimin hukmu ya da e~lerin kar~1l1kl1 olarak
anla~malan ile gerc;ekle~ir. Diger yandan bu, kad1n1n ihtiyac1na yeterli olacak
~ekilde me~ru kil1nm1~ bir nafakad1r. Dolay1s1yla hakimin hukmu olmad1kc;a
zimmette bore; olmaz. Gormez misin ana-baba ve c;ocuklara odenen nafaka da
yaln1zca zaman1n gec;mesi ile zimmette bore; olmaz. E~e odenen nafaka da
boyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 289
Ayni ~ekilde hakimin hukmu veya taraflann kar~1l1kl1 anla~mas1 olmadan Kadmm,
koca
kad1n, koca ad1na bor~ alsa bu kocanin zimmetinde bir bor~ olmaz. Clinku kad1n, adma bor~
koca ad1na bor~ alma hakk1na sahip degildir. 0 yalnizca kendisi hakkinda almasmm
hiikmii
tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Bu nedenle bor~ olarak ald1g1 ~eyler kad1n1n
zimmetinde olur. Kadinin bor~ olarak ald1g1 ~eyi harcamas1 t1pk1 kendisine ait diger
mallan harcamas1 gibidir. Dolay1s1yla kad1n yapt1g1 bu harcamalardan dolay1
kocasindan hi~ bir ~ey isteyemez. Ancak hakim kad1na her ay verilmek Ozere koca
Ozerine bir nafaka belirler veya e~ler kar~il1kl1 olarak her ay odenmesi gereken bir
miktar Ozerinde anla~1rlar da, daha sonra koca kaybolursa veya kans1na olan
nafaka borcu nedeniyle hapsedilirse; kad1n kocas1 ad1na bor~ als1n almas1n,
kocanin odememi~ oldugu nafakalan ondan talep edebilir. COnku hakimin hukmu
veya e~lerin kar~il1kl1 anla~malan ile kad1n1n nafaka hakk1 kesinle~mi~tir. Clinku
kocanin sorumluluk yuklenme konusunda kendi Ozerindeki yetkisi, hakimin onu
[S/185]
sorumlu tutma yetkisinden daha Ostlindur.
Kadi ~ureyh (rh a.)'ten nakledildigine gore o ~oyle demi~tir: "Kocas1 kaybolan
kad1n onun ad1na bor~ a Isa yalnizca kendisi ad1na bor~lanm1~ olur". ~ureyh (rh.a)
bununla hakim kendisine nafaka baglamad1g1nda veya nafaka baglay1p bor~
almas1na izin vermediginde kadin1n bor~ almas1n1 kastetmi~tir. Hakim, kocas1 adina
bor~ almas1n1 emrettiginde ise bor~ kocaya ait olur. Clinku hakim, koca Ozerinde
otoriteye sahiptir. Koca ad1na bor~ alma konusunda hakimin kad1na emir vermesi,
bizzat kocaya emir vermesi gibidir.
"EbO Hanlfe ~oyle demi~tir: Koca kayboldugunda hakimin onun aleyhine Kaybolan
nafakaya hukmetmesini caiz gormem". koca
aleyhine
COnkO koca kay1p iken aleyhine nafakaya hukmedilmesi ona sorumluluk nafakaya
hiikmetmesi
yuklemektir. Halbuki hakimin kay1p olan bir kimseye sorumluluk yukleme yetkisi
yoktur.
Kad1n1n kay1p olan kocas1ndan bir ~ocugu bulunur da kendisi ile birlikte
~ocuga nafakaya hukmedilmesini isterse hakim ku~Ok ~ocuklar, kad1nlar ve
muzmin hastal1ga yakalanm1~ bulunan erkekler i~in nafakaya hukmeder. Boyle bir
hastal1g1 bulunmayan erkeklerin nafaka hakk1 yoktur. Onlara ~al1~arak kendi
nafakalanni kazanmalan emredilir. Erkeklerden muzmin hastal1ga yakalanm1~
olanlar ise ~al1~maktan acizdirler. Kad1nlar ~al1~ma konusunda a~1k bir ~ekilde
acizdirler. Kad1na ~al1~masin1 emretmek fitneye neden olur. Clinku kad1n
~al1~makla yukumlu tutuldugunda cinselligi ile kazan~ saglar.
Kad1n1n kocas1 bulunmad1ginda o, hokum bak1m1ndan ku~Ok k1z ~ocugu Evli olmayan
yeti~kin k1z
gibidir. KO~Ok k1z ~ocugunun nafakas1, buna ihtiyac1 oldugu i~in babas1na ait veya kadmm
oldugu gibi, ergin olduktan sonra evlenmediginde de ayni durum soz konusu olur. nafakas1
Cunku k1z ~ocugu ergenlik ~ag1na ula~inca ihtiya~lan artmaktad1r. Bu konuda delil
daha once rivayet ettigimiz (Peygamber (s.a.v.)'in Hind'e soyledigi) ~u hadistir
290_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Bu, c;ocuk sut emmeye devam ettigi surece onun ihtiyac1d1r. Bu, c;ocugun
ihtiyac1 devam ettigi surece ona yeterli olacak ~eyleri kar~1laman1n babanin borcu
oldugunu gostermektedir.
Buyuk c;ocuklann nafakalan kendilerine odenir. c;:unku nafaka onlann
hakk1d1r. Kendileri haklann1 elde etme ehliyetine sahiptir. Hie; kimsenin onlar
uzerinde velayeti yoktur.
Kuc;uk c;ocuklann nafakalan kad1na teslim edilir. c;:unku kuc;uk c;ocuk, kad1nin
gozetiminde (kucag1nda) d1r. Kadin onun yemegini haz1rlar. Bu nedenle c;ocugun
nafakas1 kad1na teslim edilir.
Muhammed (rh.a.) daha sonra fakir kocan1n kuc;uk c;ocuguna odeyecegi
nafakanin dirhem olarak miktann1 ve giysinin miktanni belirtmi~tir. Daha once e~in
nafakas1 konusunda ac;1klad1g1m1z gibi, bu konuda goz onune al1nmas1 gereken
~ey, nafaka alacakl1s1na yeterli olacak miktard1r. c;:ocugun nafakas1nda bu, daha
ac;1k olarak gorulur. c;:unku ihtiyac; c;ocugun ya~1na gore degi~ir. Bu konuda
baglay1c1 olarak yap1lan sin1rland1rmalar dikkate al1nmaz. Koca zengin ise, nafaka
ve giyecek konusunda hakimin uygun gorecegi tarzda miktan yuksek tutmakla
yukumlu tutulur. E~in nafakas1 konusunda orf dikkate al1nd1g1 gibi bu konuda da
orf dikkate alin1r.
Kadmm Kadm, kocas1 ile kendisine yeterli olmayacak bir nafaka miktan
yetersiz nafaka uzerinde anla~sa, bu anla~madan donerek kendisine yeterli olacak miktan
iizerinde
anla~mas1 isteme hakkma sahiptir.
c;:unku nafaka peyderpey (k1s1m k1s1m) gerekli olur. Kad1n1n kendisine yeterli
[S/186] olmayacak bir miktara raz1 olmas1, hakk1n1, daha gerekli olmadan once
du~urmektir. Bu ise gec;erli degildir. Gormez misin kad1n kocas1n1 nafakadan ibra
etse bununla nafakas1 du~mez. Kira bedeli ise boyle degildir. c;:unku kira
171
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, AdabO'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 291
sozle~mesi yapild1ktan sonra yarar elde edilmeden once kira bedelinin bir
k1sm1ndan ibra etmek caizdir. Bu konuda alimler arasinda goru~ aynl1g1 yoktur.
c;:unku kiralamada bedelin gerekli olma nedeni olan akit vard1r. Kira bedelinin
du~Qrulmesinin ge<;erli olmas1 konusunda akit, bedelin ger<;ekten gerekli olmas1
gibi kabul edilir. Nafakada ise odemenin gerekli olma nedeni nikah akdi degildir.
Aksine neden, kad1n1n kendisini kocan1n hizmetine vermi~ olmas1d1r. Bu da her an
yenilenir. Dolay1s1yla gerekli olma nedeni ger<;ekle~meden once kadinin nafaka
hakk1n1 du~urmesi ge<;ersizdir.
Bu meseleyi ~oyle a<;1klayabiliriz: Nafaka, ihtiyac1 kar~1lamak i<;in me~ru
k1linm1~t1r. E~lerin kad1na yeterli olmayacak miktar Qzerinde anla~malan amac1 elde
etmeye degil, amac1n ortadan kalkmas1na yol a<;ar. Bu nedenle bu ge<;ersiz olur.
Hakimin kad1na yeterli olmayacak miktarda nafakaya hukmetmesi durumunda da
ayn1 durum soz konusudur. c;:unku hakim, kad1na yeterli olmayan miktarda nafaka
belirlediginde verdigi hukmun hatall oldugu anla~llm1~ olur. Dolay1s1yla kad1na
yeterli olacak bir nafaka miktanna hukmetmek suretiyle hatas1n1 gidermesi gerekir.
Hakim, kocamn yoksul nafakas1 odemesine hukmeder, daha sonra Yoksul
nafakas1
koca zengin duruma gelir ve kadm onu dava ederse, kocanm zengin odemeye
nafakas1 odemesi gerekli olur. hukmedilen
kocanm
c;:unku daha once a<;1klad1g1m1z gibi nafaka peyderpey (anbean) gerekli olur. zenginle~mesi
Bu nedenle kocanin durumu surekli goz onunde tutulur. Nas1I ki koca zengin
duruma geldikten sonra hakim onun yoksul nafakas1 odemesine hukmedemezse
ayn1 ~ekilde daha once verilen hukum de devam etmez. Daha once kocan1n
yoksullugu nedeniyle, yoksullann odemesi gereken nafakay1 odemesine
hukmedilmi~ti. Ozur ortadan kalkt1g1nda bu ge<;ersiz olur. Bu ~una benzer;
yoksullugundan dolay1 oru<; keffaretini oru<;la yerine getirmeye ba~layan bir ki~i.
keffaret orucunu tutarken zengin olsa mal odeyerek keffaret vermesi gerekli olur.
Kadm, kocas1 mehrini tam olarak odemesine ragmen, kaybolur veya Kadmm
kocanm evine yahut da istedigi yere ta~mmamakta direnirse nafaka nafakaya hak
kazanamad1g1
alamaz. durumlar
c;:unku soz konusu durumlarda kadin itaatsiz (na~ize) dir. Bilindigi gibi (me~ru
bir gerek<;e olmaks1zin) kocas1na itaat etmeyen kad1n nafaka alamaz. Allahu Teala
~~WI~ 0>J~1_, ~
"On/an yatak!arda yalmz b1rakm" (en-Nisa 4/34)
~ ~ ~ 1;;; ~ ~t 0~ ~
"Eger size itaat ederlerse art1k on/arm aleyhine ba~ka bir yo! aramaym". (en-
Nisa 4/34)
nedeni ile buyuk olan koleye nafaka vermek gerekli oldugu gibi ku~uk koleye de
vermek gereklidir. Nikah nedeni ile olan nafaka da boyledir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilimiz ise ~udur: Sbz konusu durumda ku~uk
k1z, kocan1n evinde kendisini ona teslim etmi~ degildir. Dolay1s1yla da itaatsizlik
eden (na~ize) kad1nda oldugu gibi nafaka hak edemez. c;:unku ~ok ku~uk olan k1z,
kocanin evine kendisi ta~1namaz, ba~kalari taraf1ndan gbtlirulur. Aynca kocanin
evine, orada kalmas1 i~in goturulmez. Bu durumda zorla kocas1n1n evine goturulen
kad1n gibi olur. Ayrica kad1n1n kocas1ndan nafakay1 hak etmesi, kendisini kocanin
maslahatlanna vermesi nedeniyledir. Ku~uk k1z, kendisindeki bir nedenden otliru
buna elveri~li olmad1g1ndan, bu, kad1n taraf1ndan yap1lan bir engelleme gibi olur.
Dolay1s1yla da nafakaya hak kazanamaz. Cariye ise boyle degildir. c;:unku cariyenin
nafakay1 hak etmesi yaln1zca efendinin onun uzerindeki mulkiyetine dayanir. Bu
durum cariyenin ku~ukluk veya buyuklugune gore degi~mez.
Kad1n, benzerleri cinsel birle~meye elveri~li bir duruma geldiginde kocas1
ku~uk olsun, buyuk olsun kadin nafakaya hak kazan1r. c;:unku bu kad1n kendisini
kocan1n evinde, teslim etmi~, kocan1n ihtiyac1 i~in kendisini amade k1lm1~t1r. Koca
kendisinde bulunan bir engelden dolay1 hakk1n1 alamamaktad1r. Bununla kad1n1n
nafaka hakk1 ortadan kalkmaz.
Koca ku~uk olup nafaka bdeyecek mala sahip degilse, han1m1nin nafakas1, Mah olmayan
nafakaya kefil olmad1g1 surece kocan1n babas1ndan istenilemez. c;:unku kad1n1n kii~iik
kocanm
kocas1ndan nafaka alma hakk1 t1pk1 mehir alma hakk1 gibidir. Nasll ki baba, kefil nafaka
olmad1k~a ~ocugunun mehrini bdemekle sorumlu tutulamazsa nafaka ile de yiikiimliiliigii
sorumlu tutulamaz.
"Koca ku~uk olsun buyuk olsun, bir kadm i~in, yoksul olan ve nafaka
Nafaka borcu
odemeye gucu yetmeyen kocas1 uzerine nafakaya hukmedildiginde, nedeniyle
kadma bor~ almas1 sonra da bunun bedelini kocasmdan tahsil etmesi verilecek ceza
emredilir. Hakim kocanm nafaka odemekten aciz oldugunu ve
yoksullugunu biliyorsa kocay1 hapsetmez".
c;:unku hapis, haks1zl1k yapt1g1 a~1k olan bir ki~iyi bu haks1zl1g1ndan cayd1rmak
i~indir. Bu meselede ise kocanin haks1zl1g1 degil, bzur sahibi oldugu a~1kt1r. Bu
nedenle hakim onu hapsetmez. Ancak kad1na bor~ almas1n1 emretmek suretiyle
kad1n1 korur.
Kad1n, hakimin emri ile bor~ ald1g1nda, kocan1n emri ile bor~ alm1~ gibi kabul
edilir. Bu nedenle, koca odeme imkan1 buldugunda kad1n bunlan kendisinden al1r.
Hakim kocan1n yoksullugunu bilmez ve kad1n da onun nafaka nedeniyle
hapsedilmesini isterse hakim kocay1 hemen hapsetmez. c;:unku hapis yaln1zca
haks1zl1k edenlerin hak ettigi bir cezaland1rma ~eklidir. Oysa burada kocanin
haks1zl1k yapt1g1 a~1k degildir. Bu nedenle hakim kad1n1n talebi uzerine kocay1 [5/188]
hemen hapsetmez. Aksine kocaya e~ine nafakas1n1 vermesini emreder. Bunu
294 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yapmad1g1nda kendisini hapsedecegini bildirir. Kad1n iki veya ui:; defa daha hakim
huzuruna gelip ayn1 istegini tekrarlarsa, odemesi gereken ~eyi bdememesi nedeni
ile kocan1n haks1zl1k yapt1g1 anla~ild1g1ndan hakim kocay1 hapseder. Hakim,
kocanin ihtiyai:; ii:;inde oldugunu biliyorsa serbest b1rak1r. c;:unku ayetle (nassla),
bolluga kavu~uncaya kadar bori:;luya (kocaya) sure taninmas1 gerekir. Aczi
nedeniyle nafakay1 bdeyemediginde haks1zl1k etmi~ olmaz.
"Hakim nafaka veya ba~ka bir bore,; nedeni ile ki~iyi iki veya i.ic,; ay
hapsedince onun hakkmda soru~turma yapmahd1r".
Ba~ka bblumlerde bu surenin dart ay oldugu belirtilmi~tir. Hasen'in EbO
Hanlfe (rh.a.)'den rivayet ettigine gore o, bu sureyi alt1 ay olarak s1nirland1rm1~t1r.
Tahavl'nin EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayet ettigine gore ise en az hapsetme suresi bir
ayd1r.
Ozetle sbylemek gerekirse, bu konuda baglay1c1 bir sure s1nirlamas1 yoktur.
c;:unku hapis, s1k1nt1 vermek ii:;indir. Bu ise adeten insanlar1n durumuna gore
degi~iklik gosterir. Bu konuda hakim takdir yetkisine sahiptir. Hakim, hapisteki
ki~inin s1k1nt1ya ugray1p saklad1g1 mal1 var ise bunu ortaya i:;1karacag1 kadar bir sure
gei:;tigine inanirsa bundan sonra onun hakk1nda soru~turma ya par. Hi~am'in "en-
Nevadir" de Muhammed (rha.)'den rivayet ettigine gore, hakim ki~iyi hapiste
tuttugu surece, hakkinda soru~turma yapar. Muhammed (rh.a.) bu meselede her
hangi bir sureyi gbz onunde bulundurmam1~t1r.
Hakim soru~turma yap1p da kendisine sbz konusu ki~inin yoksul oldugu haber
verilirse onu serbest b1rak1r. c;:unku adil/ guvenilir kimselerin verdigi haber ile
bi linen ~ey, hasm1n (kar~1 taraf1n) ikrari ile sabit olan ~ey gibi kabul edilir.
Alacakhnm Biz Hanefilere gore hakim, alacakl1 olan ~ahs1n bori:;luyu takip etmesini
bor~luyu
takip etmesi
engellemez.
Ismail b. Hammad (r.a ): "Alacakl1nin bori:;luyu ta kip hakk1 yoktur" derdi.
$afil (rh.a.)'de bu gbru~tedir. (unku Allah'1n kendisine sure tan1nmas1 ile
bori:;luya sure tan1nm1~t1r. Bu, hasm1n bori:;luya sure tan1mas1 veya ibra etmesi
gibidir. Hasm1n sure vermesinde nas1I ki bori:;luyu takip etme hakk1 yoksa bu
meselede de takip hakk1 yoktur.
Biz Hanefiler ise ~unu deli I al1yoruz. Rivayet edildigine gore Peygamber (s a.v ),
bir bedevlden veresiye olarak bir deve satin ald1. Sure doldugunda bedevl
kendisinden bedeli istedi. Peygamber, "Bizim bdeyecek bir ~eyimiz yok" dedi.
Bedevi de bunun uzerine "vay bana yapllan haks1zl1ga ! " dedi. Saha be o ki~iye
sald1rmaya yeltenince Peygamber ~oyle buyurdu:
"Odeme imkamna sahip olan ki:?inin borcunu geciktirmesi onun hakkmda soz
edilmesini ve cezalandmlmasm1 he/a/ kJ/ar". 173
Aynca zengin olan ki~i, odeme gucune sahip olmas1na ragmen odemeyerek Borcun,
hak sahibi ile hakk1 aras1na girmi~tir. Bu nedenle yapt1g1 ~eyin benzeri ile bor~lunun
mahndan
cezaland1nl1r. Bu da, borcunu odeyinceye kadar kendisi ile tasarruflan aras1na iidenmesi
engel koymak suretiyle olur.
Zengin kocan1n hazir mal1 varsa, hakim onun mal1ndan dirhemleri ve dinarlan
(paralan) alarak nafaka ve diger bor~lan oder. (unku hak sahibi hakk1 ile ayn1
cinsten olan bir ~ey elde ettiginde onu alma yetkisine sahiptir. Hakim de bu
konuda hak sahibine yard1mc1 olur. Ayn1 ~ekilde zengin olan ki~inin yenilecek
~eyleri bulundugunda nafaka i~in bunlara el konulabilir. (unku g1da maddesi
uzerindeki borcun kendisidir. Kad1n gucu yetince bunu alma imkanina sahiptir.
Hakim de bu konuda kendisine yard1mc1 olur.
[S/189]
Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hakim nafaka ve diger bor~lar nedeni ile bor~lunun
ticaret mallanni satamaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore bunlann tUmunu Bor~lunun
k1s1tlanmas1
satabilir. Bu konu hacr (ki~inin, malvarl1g1 uzerindeki tasarruflannin k1s1tlanmas1)
ve mallan
meselesine dayanmaktad1r. Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore hakim, zimmetteki bar~ sat1lmas1
nedeniyle bor~luyu k1s1tlayamaz. Bor~lunun malin1 onun nzas1 olmaks1z1n satmak
da bir ~e~it k1s1tlamad1r. Dolay1s1yla hakim bunu yapma yetkisine sahip degildir.
172
lbn Mace, Sadakat 17; Darekutni, SOnen, IV/232; Zeylei, Nasbu'r-raye, IV/217.
173
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/222, 388; EbO DavOd, Kada 29; Nesai, BuyO' 100; lbn Mace, Sadakat
18; Hakim, MOstedrek, IV/114; AclOni, Kesfu'/-hafa, 11/1156.
296_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise hakim bor<; nedeniyle bor<;luyu
k1s1tlayabilir. Onun mal1n1 satabilir. Onlar bu konuda ~u rivayeti delil alm1~lard1r:
.. .. .. ,,. ~ .. "P ,,. ~ 'I. " '~
~ ,;.....J - ~l4
I. .}
•.!.Ll.
,.
~\J'
I..... •.J
8, ll)\ - . - ~~
l,f"?.J •
I ~. -- - d.:. ' ~
~ ~ J •- r- ll)\ I"- •~I \
r...r- I.!: .)\
- "--iL .iJL4 -~
~;-f~
\;.
"Peygamber (s.a.v.), Muaz (r.a.)'a hacr koydu. Onun malin1 satt1. Parasin1
alacakl1lar aras1nda paylar1na gore bolu~tUrdu. " 174
Omer (r a.) hutbesinde ~oyle demi~tir:
_.. ~ ' .. .. J ;
. .. .::..,. - ~ -->1· ~ · u·10l! :·J..11 - !.5~1 ·l!.J1 1~t1
.? .J • .J r' J ! ~ J I -· l..r' ~
"Ey insanlar! Borc;tan sakmm. <;unku bo((; onceleri tasa, sonra da sava!?tlr."
Oseyfi' CUheyne hakkmda, "haolan gec;ti" denecek kadar dininden ve
emanetinden raz1 olunan bir ki!?iydi. Bununla birlikte o, bore; a!maya devam etti.
Sonunda bore; tUmu ile kendisini kaplad1. Ben onun ma/Ianni sat1p, bedelini
alacak!J/ar arasmda paylanna gore taksim edecegim. Kimin onda a/acag1 varsa
175
gelsin".
Buradaki anlam ~udur; Borc.;lunun borcu nedeni ile hapsedilmesi
gostermektedir ki borcunu odemesi kendisine gereklidir. Bundan ka<;1nd1g1nda,
borcu odeme tasarrufu vekillik (niyabet) kabul ettigi i<;in hakim onun yerini al1r.
Nitekim innln (cinsel iktidars1zl1g1 olan kimse) karis1n1 bo~amamakta direnirse
hakim onun yerini alarak e~leri birbirinden ayim. Alimlerin ittifak1yla dinar ve
dirhemleri birbiri ile degi~tirir. Ayn1 ~ekilde, ticaret mal1n1 da satabilir.
EbO Hanlfe (rh a.)'nin deli Ii ise ~udur:
~ ~ ~-
I "- .ui\ J ' ' : l.a.A...!, -:· i -:.-' ~ "j.;. ' ,JI
- ' ' .. ' .,. ', # .-;.
.~
- llll r...r- _,...,,.) L.:;.,! : •" ~_ti.
. ?· · I ~.} -· • . ~ , ~ ~ ~ .)
.s:., ~
-. -...["'
~ ~L.;..),
; - .
.,.)t- ti ;._.1
~ J
~tJ !- .:L: -
-- '-. <..i> r-- J
"Cuheyne kabilesinden bir adam kendisi ile ba!?kas1 arasmda ortak olan bir
kolenin bir bo!Umunu ozgur kJ/d1. ResOIUl/ah (sa.v.J bu adam1, kendisine ait bir
ganimeti sat1p diger ortagm paym1 odeyinceye kadar hapsetti. " 176 Biliniyor ki,
ResOlullah (s av) bu ki~iyi, ozgur kllma tazmini ile yukumlu tuttugunda, onun
odeme gucune sahip oldugunu biliyordu. Buna ragmen onun mal1n1 satmad1.
Aksine hapsetti. Eger mal1n1 satmak caiz olsayd1 Peygamber (s.a.v.) bunu yapard1.
~unku bu her iki tarafin maslahat1na uygundur.
174
Hakim, Mustedrek, 11/67, IV/113; Darekutn1, Sunen, IV/230; Taberan1, el-Mu'cemu'/-evsat, Vl/105;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vl/48; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/254.
175
Muvatta, Vasiyye 1460; lbn EbO $eybe, Musannef, IV/536; Beyhak1, es-Sunenu'I- kubra, Vl/49,
X/141.
176
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vl/48, X/276.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 297
lyilikle tutmak kad1n1n mehir ve nafaka haklann1 tam olarak vermekle olur.
Koca bunu yapamad1g1nda geriye guzellikle sal1vermek kal1r. Bu ayetin anlam1
budur. $byle ki; kocaya du~en iki ~eyden birini geri:_;ekle~tirmektir. Bunlardan
birisini geri:_;ekle~tirmek mumkun olmad1g1nda digerini yapmak gerekir. Gormez
misin koca; erkeklik organin1n kesik olmas1 veya cinsel iktidars1zl1k nedeniyle
han1m1 ile cinsel ili~kiye giremezse, iyilikle tutma ko~ulu geri:_;ekle~mediginden
hakim e~leri ayim. Nafakanin verilmemesi durumunda ise oncelikle ay1m. Cunku
kad1n1n nafaka ihtiyac1 cinsel arzusunu kar~1lama ihtiyac1ndan once gelir. Ancak
kadin1n kocas1 d1~inda ba~ka yoldan hakk1n1 elde edebilmesi ii:_;in aynlma gerekli
olunca hakim e~leri ayim. Burada da kad1n1n kocas1 d1~1ndaki bir yoldan hakk1n1
elde edebilmesi ii:_;in kocas1ndan ayrllmas1 gerekir. Bu konu i~te bu ac_;1dan mehir ve
daha once biriken nafakalardan aynlmaktad1r. Cunku bu durumda e~lerin
aynlmas1, kad1n1n mehir ve onceki nafakalann1 ba~kalanndan alabilmesini
saglamak ii:_;in degildir. $u anki nafaka ise e~lerin aynlmas1ndan sonra kadinin
evlenecegi diger koca taraf1ndan saglanir.
$afil (r.a.) kad1n1n nafakas1n1 kale ve cariyenin nafakas1na k1yas etmi~tir. Bu
nafakalar koleler uzerindeki mulkiyet nedeniyle gerekli olur. Efendi kolelerinin
nafakasin1 kar~1layamad1g1nda hakim, efendiden kolelerini satmak suretiyle onlar
uzerindeki mulkiyetine son vermesini ister. Evlilik nafakas1 da boyledir. $afil (rh a.)
bu konuda Omer ve Ali (rh a.)'nin hadislerini de deli I alm1~t1r. Onlar ordu
[5/191] komutanlanna ~byle mektup gbndermi~lerdi: f-~ l.Jy 01.>~\i1 ,.1) L::S' ~I
;.r JJ
~~ _;I ~J..>1 ~ 1fa:; 01 "Emriniz alt1nda olanlara ya e~lerinin nafakalanni
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _299
~~ J1i#~J;JL5~µ t
"Eger (borr:;lu) dar/1k ir:;indeyse eli geni~leyinceye kadar ona muh/et vermek
(gerekir)". (el-Bakara 2/280)
177
Abdurrezzak, Musannef, Vll/93; Beyhak1, es-5iinenii'/-kubra, Vll/469; Musnedu'~-$afi1, 1/267.
300 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
nafakalar ki~inin zimmetinde yer etmi~ sabit borc:;lard1r. $u an1n nafakas1 ise henuz
zimmette yer etmemi~tir. Nikahtan amac:;lanan ~ey mal degildir. Nikahda mal (asll
degil) ikincil bir unsurdur. Tabi olan ~eyi yerine getirememe, aslin ortadan
kalkmas1nin nedeni olamaz. Kadin, kocas1ndan aynlma nedeniyle ondaki mehir
alacag1n1 daha sonra evlendigi ki~iden alamaz. Bu mehrin benzerini ba~ka bir yolla
elde edebilir. Nafaka da bunun gibidir. Nafakay1 bdeyememe bu ybnden cinsel
organin kesik olmas1 veya iktidars1zl1ktan ayrllmaktad1r. c;:unku sbz konusu
durumlarda nikah1n asll amac1 ortadan kalkmaktad1r. Hem de bu durumda bize
gore nikah kald1nlmamakta, bilakis hakim "iyilikle sal1verme" yoluna bagl1 olarak
e~leri birbirinden ay1rmaktad1r. Bu nedenle bu, kad1n1 ask1da b1rakma haks1zl1g1n1
ortadan kald1rmak ic:;in yap1lan bir bo~ama olmaktad1r. Bu durum nafakay1
bdeyememe konusundan birkac:; noktada aynlmaktad1r. Bunlan ~byle belirtebiliriz:
Birincisi; Cinsel ili~kinin mumkun olmad1g1 durumda, e~ler aynlmad1kc:;a
kad1n1n nikahtan beklenen ~eyi elde etme imkani bnlenmi~ olmaktad1r. Nafakanin
odenmemesi durumunda ise ayrllma olmaks1z1n kad1n1n nafaka elde etme imkani
bnlenmi~ degildir. c;:unku kad1n bore; al1p, kendi nafakas1n1 ondan kar~1layabilir.
Ki~inin diger borc;lanna gelince; eger bu borc;lar satin alma ve karz (bore; alma)
nedeni ile meydana gelmi~se, ki~inin yoksulluk iddias1nda bulunmas1 kabul
edilmez. c;:unku o, mulkiyetine giren malla zengin olmu~tur. Aslolan, yoksullugun,
kesin olarak ortadan kalkt1g1n1 bildigimizde ki~inin fakirlik iddiasinda bulunmas1
kabul edilmez.
Ayn1 ~ekilde alimler demi~lerdir ki ki~inin akit yapmak suretiyle kendi istegi ile
ustlendigi mehir ve kefalet gibi butlin borc;larda ayn1 durum sbz konusudur.
c;:unku ki~inin borcu yuklenmeye giri~mesi, borcu odeme gucune sahip oldugunu
ikrar etme anlam1na gelir. Aklll1 ki~i, bdeyemeyecegi bir borcu kendi istegiyle
ustlenmez.
Bunlann d1~1ndaki durumlarda ise yoksulluk konusunda ki~inin sbzu esas
al1n1r. Bizim imamlardan sonraki alimlerimizden bir k1sm1 ~byle demektedirler: "Bu
konuda ki~inin d1~ gbrunu~u hakem kll1nir. Eger ki~inin d1~ goruntlisu zenginlerin
k1yafeti gibi ise fakir oldugu yolundaki sbzu kabul edilmez. c;:unku k1yafeti onun
zengin olduguna delil say1l1r. Allahu Teala ~byle buyurmaktad1r:
~~~~_;;,
"Sen on/an slmalanndan tantrsm" (el-Bakara 2/273).
Diger bir ayette de ~oyle buyurmu~tur:
--~ ~ " ;, .J. ~
~ ;;~ ~ 1_,~)t t.J.~' 13 $1)1 _;.lj ,
"Eger onlar sava5a <;tkmak isteselerdi e/bette bunun ir;in bir haz1r/1k
yaparlardt" (et-Tevbe 9/46).
178
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/469; lbn Mace, Zuhd 14; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir, IV/7; Beyhak1,
,?uabu'l-iman, 11/119; Acl0n1, Kesfu'/-hafa, 1/265.
304 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Yine bir ayette Allahu Tea la ~byle buyurmaktad1r:
.J. , • , , , •' , , , • )..
"( &.~~\
,
_,;.
~ j -.:...;J...a; J;i . Zr-
..li ~ .)\5 01, .,,
Kocamn nafaka
Kocanm kadmda alacag1 bulunsa ve "O alacag1 nafakaya say" dese
borcunu e~indeki bunu yapma yetkisine sahiptir.
alacagma
saymas1 (Linko konu ile ilgili olarak sbylenecek son ~ey nafakanin kocada bir bore_;
olu~udur. lki bore_; kar~1 kar~1ya geldiginde takas yolu ile birbirine e~itlenirler.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 305
Gbrmez misin koca, kad1n ile mehri ile de takas yapabilir. Nafaka ic;in bunu
yapmas1 daha bnceliklidir.
Kadm ic;in kocas1 l.izerine nafaka belirlense ve kadmm kocada aynca
mehir alacag1 bulunsa, koca kadma bir ~ey verip "bu mehirdendir", kadm
da "o nafakadand1r" dese, bunun mehirden oldugu konusunda kocanm
sozu kabul edilir. Borcun odenmesinin farkh yonleri bulundugu her
durumda hukum boyledir.
c;:unku temlik eden kocad1r. Temligin hangi nedenle yap1ld1g1 konusunda da
onun sozu esas alin1r. Aynca zimmetini borc;tan kurtarmaya ihtiyac; duyan kocad1r.
Bu bdeme ile zimmetinin hangi borc;tan kurtuldugu konusunda kocan1n sbzu esas
al1nir.
Kan-koca aralarmda anla~t1klan veya hakimin hukmettigi nafakanm
Nafakanm
cins veya miktannda anla~mazhga du~seler kocamn sozu kabul edilir. Her cins ve
iki taraf delil getirdiginde kadmm delili kabul edilir. miktarmdaki
anla~mazhk
c;:unku kad1n fazlal1g1 iddia etmektedir. Bu nedenle bunu delil ile kan1tlamas1
gereklidir. Koca ise bunu inkar ettiginden yemin ile birlikte onun sbzu kabul edilir.
Kocanin ikrar ettigi ve uzerine yemin ettigi miktar kad1na yeterli olmuyorsa,
hakim bundan sonraki nafakalan yeterli olacak miktara yukseltir. c;:unku nafaka,
ki~inin ihtiyac;lanna yeterli olacak miktarda olmal1d1r. Biz daha once, hakimin
hukmettigi veya e~lerin anla~t1g1 nafaka ihtiyaca yeterli olmad1ginda kad1n1n
bundan sonras1 ic;in yeterli olacak miktan isteyebilecegini belirtmi~tik. Kocan1n ikrar
ettigi nafaka miktan ic;in de ayn1 durum sbz konusudur.
Kadm, kocamn her ay odeyecegi nafaka ic;in kocasmdan bir kefil alsa, Nafaka
kefil yalmzca bir aym nafakasma kefil olmu~ say1hr. borcuna
kefil
c;:unku kefil "her" sbzcugunu, sonu bilinmeyen bir ~eye dayand1rm1~t1r. Bu olmak
durumda sbzcuk, onun en az1n1 kapsar. Nitekim ki~i "benim falancaya her dirhem
borcum var" dediginde de ayn1 hukum gec;erlidir. Bu meselenin temeli icare
konusundaki ~u meseleye dayanmaktad1r: Ki~i "her ayl1g1na" bir ev kiralad1g1nda
akit yalnizca bir ay ic;in baglay1c1d1r.
EbO Yusuf (rh.a.)'tan rivayet edildigine gore bu ~ekilde kefil olan ki~i.
istihsanen kadm ya~ad1g1 veya kocas1 ile evliligi devam ettigi surece
nafakaya kefil olmu~tur. c;unku bu konuda yaygm bir orf bulunmaktad1r.
Aynca kadm, kefillik ile hakkmm tl.imunu guvence altma almay1
istemektedir. Kefil de, kadmm amacm1 ac;1kc;a ifade ederek kefilliginde
"ebediyyen" veya "kadm ya~ad1g1 surece" demi~ olmaktad1r. Bu durumda
kadmm nafaka cinsinden hakkma kefil oldugu gibi burada da aym durum
soz konusudur.
306 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse kad1n1n bir y1ll1k nafakas1na kefil olsa, nafaka henuz odenmesi
[S/195] gerekli duruma gelmemi~ olsa bile, bu kefillik gec;erlidir. cunku nafakan1n surenin
belirtilmesi ile, gerekli nedenine baglanmas1 gec;erlidir.
Kocadan, nafaka Muhammed (rh.a.) "el-Asl"da kocanin nafaka borcu ic;in kefil vermeye
borcu i~in kefil zorlan1p zorlanamayacag1ndan soz etmemi~tir. Mezhepteki kuwetli olan goru~e
istemek
gore koca diger borc;lari ic;in kefil vermeye zorlanamayacag1 gibi nafaka borcu ic;in
de kefil vermeye zorlanamaz.
EbO YOsuf (rh.a )'tan bir rivayete gore o ~oyle demi~tir: "kad1n 'kocam bana
nafaka b1rakmaks1z1n buradan gitmek istiyor' dese hakim, kocaya bir ayl1k nafakay1
pe~in olarak vermesini veya bir ayl1k nafaka ic;in bir kefil gostermesini istihsanen
emreder. Cunku kad1n, hakimden kendisini kollamas1n1 istemi~tir. lc;inde bulunulan
konum kad1n1n kollanmas1n1 gerektirdiginden hakim kad1nin istegine olumlu
kar~ll1k verir.
Odenmemi~ Hakim kadm ic;in kocas1 uzerine her ay ic;in miktan belirli bir nafaka
nafakalarm,
e~lerden belirler, sonra da aradan aylar gec;mesine ragmen koca bunlan odemeden
birinin e~lerden birisi olurse, bu nafakalar kocadan istenilemez.
i:illimlinden
sonra Cunku daha once de belirttigimiz gibi, nafaka bedelli olarak degil, kar~il1ks1z
istenmesi
olarak hak edilir. Kar~ll1ks1z verilen ~eyler ancak teslim almakla tamamlan1r. Teslim
almadan once olme ile ortadan kalkar. Muhammed (rh.a.) "el-Asl" da bu meseleyi
~una benzetmi~tir: Cizye odemesi gerekli olan bir kimse, belirttigimiz gerekc;e ile
cizyesini odemeden oldugunde, bunun bedeli onun mirasindan alinmaz. Ayrica
nafakanin gerekli olmas1nin nedeni, kocan1n kad1na hakim olmas1, kad1n1n
kendisini kocas1n1n hizmetine vermesidir. Bu durum nafaka elde edilmeden once
ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla nafaka da ortadan kalkar. Bu t1pk1 satilan maldaki
kusurun, al1c1 mal1 sat1c1ya geri vermeden once ortadan kalkmas1 durumunda,
al1c1nin mal1 bundan sonra geri verememesi gibidir.
Kadmm, Kadm belirli bir surenin nafakasm1 pe~in olarak alsa ve daha sonra bu
gelecek
zamanm sure dolmadan olse Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore koca, kadmm
nafakasm1 terekesinden bu nafakaya ait bir ~ey geri alamaz.
pe~in
almas1 Cunku daha once belirttigimiz gibi nafaka kar~ll1ks1z olarak yapilan bir
odemedir. Hibe'den geri donme hakk1 olumle sona erdigi gibi, kar~1l1ks1z olarak
yapllan bir odemeden donme hakk1 da olumle sona erer.
Muhammed (r.a.)'e gore; koca odedigi nafakadan kad1n1n olmesinden onceki
k1sm1n payin1 b1rak1r. Kalani da terekeden al1r. Cunku kad1n bu nafakay1 kocadan
bir amac; ic;in alm1~, oysa bu amac; gerc;ekle~memi~tir. Dolay1s1yla koca nafakay1 geri
al1r. Nitekim bir kimse, bir kadina kendisi ile evlenmesi ic;in pe~in olarak nafaka
verir de daha sonra o kad1n evlenmeden once olurse, bu ki~i odedigini geri al1r. Bu
da aynen oyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _307
lbn Rustem'in rivayet ettigine gore Muhammed (rh a) ~oyle demi~tir: "Eger
sureden geriye kalan, bir ay veya daha az ise koca kadinin terekesinden bir ~ey
alamaz. Bundan daha fazla ise istihsanen bir ayl1k nafakas1n1 b1rak1r. Geriye kalani
al1r. c;:unku adeten koca, e~ine ayl1k olarak nafaka verir. Dolay1s1yla kad1n bir ayl1k
nafaka miktanni tahsil eder. Bunun d1~1ndaki miktan ise pe~in olarak alm1~ olur.
Kan-koca sag olup hakimin nafakaya hukmetmesinden sonra ge~en
surenin miktannda anla~mazhga du~seler kocamn sozu kabul edilir.
c;:unku o, fazlal1g1 ve nafakaya kendisinin soylediginden daha once
hukmedildigini inkar etmektedir. Her iki taraf1n da delil getirmesi durumunda
kad1n1n deli Ii kabul edilir. c;:unku o bu nu kan1tlamaktad1r."
Nafaka ile
Koca kansma bir elbise gonderse de; kadm bu elbisenin hediye koca hediye
ise nafaka oldugunu soylese yemini ile birlikte kocanm sozu kabul edilir. ayrimmdaki
i:il~iit
c;:unku elbiseyi temlik eden ki~i kocad1r. Bunu hangi nedenle verdigi
konusunda kendisinin sozu kabul edilir. Ancak kad1n, kocas1n1n bu elbiseyi hediye
olarak gonderdigine dair delil getirirse durum farkl1d1r.
Her iki e~ de delil getirirse kocan1n delili kabul edilir. c;:unku koca bu delil ile,
zimmetinin elbise veya mehir borcundan kurtuldugunu kan1tlamaktad1r. Ayni
[S/196]
~ekilde e~lerin her biri kendi iddia ettigi ~eyi kar~1 tarafin ikrar ettigine dair delil
getirseler kocanin delili kabul edilir. c;:unku uzerinde olan borcu odedigini iddia
eden kocad1r. Kocan1n delilinde kanit yonu daha kuvvetlidir.
Koca han1m1na dirhemler gonderse ve bunun nafaka oldugunu, kadin ise
hediye oldugunu soylese, burada da belirttigimiz nedenle kocanin sozu kabul
edilir.
Koca, e~ine elbise verdiginde kadm onu diger elbisenin verilme vakti Kadmm
elbisesini,
gelmeden once eskitse veya elbise telef olsa sonraki vakit gelinceye kadar yenisini
kocanm ona yeni bir elbise vermesi gerekli degildir. alma vakti
gel med en
c;:unku daha once belirttigimiz gibi elbiseyi iyi kullanma ve eskitme eskitmesi
konusunda insanlar aras1nda fark vard1r. Dolay1s1yla hukmu, ihtiyac1n gerc;ekten
yenilenmesine baglamak imkans1zd1r. Bu durumda kolayla~t1rmak ic;in vakit,
ihtiyacin yerine konulur. Sure dolmad1kc;a ihtiyac; yenilenmez. Dolay1s1yla gerekli
olmanin nedeni de yenilenmez. Bu durumda kad1n yeni bir ~ey isteyemez.
Kadm, kocasmm ald1g1 elbiseyi korur, onun yerine ba~ka bir elbise
Eski nafaka
giyerse, belirlenen sure ge~tiginde ba~ka bir elbise isteyebilir. Hakim, harcanmadan
ba~lang1~ta ah~1lm1~ bir giyimle elbisenin eskime suresine gore sure yeni nafaka
vaktinin
belirler. Hakimin bu belirlemesinde yamld1g1 ortaya ~1kmad1k~a hukmun gelmesi
buna dayandmlmas1 gerekir. Kadmm elbisesini, ah~1lm1~ olan durumun
otesinde daha ~abuk eskitmesine veya daha iyi korumasma bak1lmaz.
308 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
Aym ~ekilde
kadm bir aym nafakas1m ahp, diger ay gelene kadar onu
harcamamam1~ olsa, yeni aym nafakasm1 da isteme hakkma sahiptir.
Yakmlann nafakas1 ise boyle degildir. <;i.inki.i bu durumda gerc;ek anlamda
ihtiyacm bulunmasma bak1hr.
Gormez misin ki~inin mal1 bulundugunda ba~kas1ndan nafaka almaya hak
kazanamaz. E~in nafakas1n1n aksine akrabalara verilen nafaka ortadaysa ihtiya<;
ortadan kalkar.
ihtiya~lanm
Hakim kadm ic;in kocas1 i.izerine nafakaya hi.ikmetse, buna ragmen
kendi kadm kendi mahndan ihtiyac;lanm kar~1lasa, kocasmdan bir ~ey almasa,
mahndan
kar~1layan
gec;mi~ nafakalan ondan alma hakkma sahiptir.
kadmm ve
~unku hakimin hukmu veya e~lerin kar~il1kll anla~malan ile e~in nafakas1
akrabanm
durumu kocanin zimmetinde bor<; olur. Biz bu hususu daha once a<;1klam1~t1k.
Bu durum evlenilmesi haram olan yakm akrabalarda soz konusu olsa
ve nafaka alacakhs1 olan akraba, hakimin nafaka belirlemesinden sonra
ihtiyacm1 ba~kasmm mahndan kar~1lasa gec;mi~ donemlerin nafakalanm
nafaka borc;lusundan alamaz.
~unku daha once a<;1klad1g1m1z gibi akrabalann nafakasinda muteber olan
ger<;ekten ihtiyac1n bulunmas1d1r. Surenin ge<;mesiyle bu ihtiya<; ortadan kalkm1~t1r.
Dolay1s1yla nafaka zimmette bor<; olmaz.
Muhammed (rh a) e!-Camius-sagir adll eserin "Zekat" bahsinde hakimin
hukmu ile akraba nafakas1nin zimmette bor<; olacag1ni belirtmi~tir. Konular farkl1
oldugu i<;in iki kitaptaki hukum de farkl1 olmu~tur.
Zekat konusunda meseleyi ~u ~ekilde ele alm1~t1r: Nafaka alacakl1s1 bor<;
alarak, ihtiya<;lanni bu paradan kar~ilarsa bu bor<;, nafaka odemekle yukumlu olan
ki~inin zimmetinde bore; olur. ~unku nafaka alacakl1s1 bor<;lu duruma du~tUgunden
ihtiyac1 devam etmektedir. Burada ise meseleyi ~u ~ekilde ele alm1~t1r: Nafaka
alacakl1s1, kendi malindan veya kendisine sadaka olarak verilen maldan harcamada
bulunursa surenin dolmas1ndan sonra ihtiya<; kalmaz. Biz bu hususu el-Camius-
sagir adl1 esere ~erh olarak yazd1rd1g1m1z kitapta ele alm1~t1k.
Kocamn Koca kay1p olur ve kendisinin mah bulunursa, kadm nafaka talebinde
kaybolma bulundugunda bak1hr; eger hakim kan-koca arasmdaki evliligi biliyorsa,
smmm
nafakaya nafakay1 gerekli k1lan nedeni bildigi ic;in kadma bu maldan nafaka belirler.
etkisi
Gormez misin bir kimse bir bor<; ikrannda bulunup kaybolsa hakim bu bilgiye
dayanarak onun aleyhinde hukum verebilir. Nafaka da boyledir. Ancak hakimin
[S/197] kaybolan ki~inin yaranni gozetmesi gerekir. Bu da kad1na kocanin kendisine
nafaka vermedigine dair yemin ettirmesi ile olur. Hakimin bu ~ekilde yemin
ettirmesinin nedeni ~udur: Kad1n kocas1 kaybolmadan once ondan nafakas1n1 alm1~
olup, ikinci defa nafakay1 almak i<;in hakimi ~a~1rtmakta olabilir. Kad1n yemin edip
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _309
de hakim nafakay1 ona verirse kad1ndan kefil al1r. (:unku koca daha sonra gelip
kans1na nafakas1n1 odedigine dair delil getirebilir. c;:unku hakim, kendi hakk1n1
koruyamayan ki~ilerin hakkin1 korumakla yukumludur.
Kay1p olan koca gelerek e~ine nafakasm1 verdigine veya kay1pken
nafakasm1 gonderdigine delil getirse hakim kadma ald1g1m geri vermesini
emreder.
c;:unku kad1n1n nafakay1 haks1z yere alm1~ oldugu hakim nezdinde ortaya
c;1km1~t1r. Koca sec;im hakk1na sahiptir: Nafakay1 dilerse kans1ndan dilerse kefilden
al1r.
Hakim, e~lerin evli oldugunu bilmediginde kad1n evliligin bulunduguna dair
delil getirmek istese hakim bize gore bunu kabul etmez. (:unku bu delil, kay1p
olan ki~i aleyhinde hukum vermektir.
Zufer (rh.a .)'den rivayet edildigine gore kadin1n getirecegi tan1klar dinlenir.
Kocan1n mal1ndan kad1na nafaka verilir. Kocan1n mal1 bulunmazsa hakim, kad1na
bore; almas1n1 emreder. Koca gelir de evliligi ikrar ederse hakim kendisine borcu
odemesini emreder. Nikah1 inkar ederse hakim kad1n1 evliligin bulunduguna dair
yeniden tanik getirmekle yukumlu tutar. Kad1n tan1klann1 tekrar getirmezse hakim
kendisine ald1klann1 geri vermesini emreder. Kocas1 adina ald1g1 borc;lardan hie; bir
k1sm1n1 kad1n lehine hukmetmez. c;:unku bu ~ekilde delili kabul etmek, kad1n1n
yarann1 gozetme anlam1n1 ic;erdigi gibi kay1p olan koca hakk1nda da zararl1 degildir.
Bu nedenle hakim kad1nin istegine olumlu cevap verir.
Biz ise ~oyle demekteyiz: Bu, kay1p olan ki~i aleyhine hukum vermektir. c;:unku
kocanin mal1n1, harcamak l.izere kad1na vermek ancak kocanin bu kad1nla evli
olduguna hukmetmekle mumkun olur.
Kadm, kay1p olan kocasmm alacakh oldugu veya mahm emanet olarak
b1rakt1g1 bir kimseyi mahkemeye getirir, bu ki~i de borcu ve kadmm soz
konusu ki~i ile evli oldugunu ikrar ederse, hakim ona elindeki maldan
kadmm nafakasm1 odemesini emreder. Kay1p ki~inin nafaka d1~mdaki
bor~lan ise boyle degildir.
(:unku alacakl1 olan ki~i, kay1p olan ki~iye borcu olan veya kay1p olan ki~inin
malin1 emanet b1rakt1g1 bir ki~iyi mahkemeye getirdiginde, soz konusu ki~i. elindeki
mal1n kay1p ki~iye ait oldugunu ve diger ki~inin ondan alacakl1 oldugunu ikrar etse
bile, hakim ona borcu bu maldan odemesini emretmez. (:unku hakim, kay1p olan
ki~i hakk1nda onun yarann1 gozetme ve onun mulkunl.i koruma sonucunu doguran
tasarruflan emreder. Hakimin, kocan1n mal1ndan kadina harcamas1 kay1p olan
ki~inin mulkunl.i koruma anlam1na gelir. Fakat kay1p olan ki~inin borcunu mal1ndan
odemek onun mulkunu korumak anlam1na gelmez. Bilakis bu ba~kasinin sozu ile
kay1p aleyhine hukum vermektir. Bu nedenle nafaka ile diger borc;lar birbirinden
aynlmaktad1r.
3tO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
Bor~lu veya emanet alan ki~i. kadm ile kay1p ki~i arasmdaki evliligi
inkar ediyorsa veya elinde kay1p ~ahsa ait bir maim bulundugunu kabul
etmiyorsa bu konulann birisi hakkmda kadmm getirecegi tamklar kabul
edilmez.
Davalinin borc.;lu olduguna veya elinde emanet mal bulunduguna dair olan
tan1kl1g1n kabul edilmemesi, bu tan1kl1k ile kay1p kimse lehine mulkiyet kan1tland1g1
ic;:indir. Bu mulkiyet kan1tland1g1nda da kad1n1n onda hakk1 bulunacakt1r. Oysa
kad1n kocas1n1n mallannda mulkiyeti kan1tlama konusunda davada taraf olamaz.
Borc;:lu veya emanet alan ki~inin, evlilik bag1n1 inkar etmeleri meselesinde EbO
Hanlfe (r a) onceleri ~oyle demekteydi: "Kad1nin evlilige dair getirecegi tan1klar
kabul edilir." ~Linku kadin bununla diger ki~inin elinde bulunan ma Ida bir nedenle
hak iddia etmektedir. Dolay1s1yla bu nedeni kan1tlama konusunda davada taraft1r.
Bu ~una benzer. Bir kimse ba~ka birisinin elinde bulunan malin kendisine ait
oldugunu, bu mal1, kay1p olan falanca ki~iden satin ald1gin1 iddia etse, bu konuda
taraf olur". EbO Hanlfe (r a.) daha sonra bu goru~unu terkederek ~oyle dedi:
"Kad1n1n bu konuda getirecegi tan1klar kabul edilmez". Bu ayni zamanda EbO
Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in de goru~udur. Tan1klann kabul edilmemesinin
gerekc;:esi ~udur: Kad1n bu tan1klar ile kay1p olan ki~i aleyhine evlilik bag1n1
kan1tlamaktad1r. Emanet alan ki~i ile borc;:lu, tan1klar ile evlilik bag1nin kay1p
aleyhine kan1tlanmas1 konusunda kay1p olan ki~i ad1na davada taraf olamazlar.
Hakimin yaran gozetmesi ancak e~ler aras1ndaki evlilik bagin1 bilmesi durumunda
olur. Bu konuda bir bilgiye sahip olmad1g1nda, davada taraf olmayan ki~ilerin
getirecegi tan1klan dinlemekle ugra~maz.
[5/198] Kay1p olan ~ahs1n mevcut bir mall yoksa, Zufer (rh a )'in aksine bize gore,
hakim, kad1na bore;: alarak nafaka belirlemez. ~unku bu, kay1p olan ki~i aleyhine
hukum vermektir. Biz bu meseleyi daha once ac;:1klam1~t1k. Kay1p olan ki~inin mal1
varsa, onun mal1n1n hazir olmas1 kendisinin hazir olmas1 gibidir.
Hakim, kadmm nafakasm1 odemek i~in kay1p olan kocanm ticaret
mallanm satamaz.
Bu hukum, EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru~une gore ac;:1kt1r. ~unku koca ona gore
var olsa bile hakim nafaka ic;:in onun ticaret mallann1 satamaz. Kay1p oldugunda ise
hie;: satamaz.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in goru~leri ac;:1s1ndan bakild1g1nda ise hakim
var olan ki~inin ticaret mallanni ancak ona hacir (k1s1tlama) koyduktan sonra
(mallan Lizerindeki sozlu tasarruflanna s1n1rlama getirdikten sonra) satabilir. Oysa
hakim kay1p olan ki~iye k1s1tlama getirme ve yukumluluk yukleme yetkisine sahip
degildir.
Hakim, kadma, kay1p olan kocasmm evinin ve kolesinin gelirinden
nafakasm1 verir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3tt
KOLENiN NAFAKASI
Bir kolenin, ml.idebberin 180 veya ml.ikatebin 181 ozgl.ir veya canye
harnm1 olsa ve onunla ayrn evde otursa, ona yetecek kadar nafakasm1
saglamakla yl.ikl.imll.idl.ir. Kolen in
hanimmm
(unku hanima nafaka vermenin farz olu~unun nedeni, kad1n1n, koeanin nafakas1
evinde ona teslim olmas1d1r. Bu bzgur bir kimsede gerc;ekle~tigi gibi, kale olan
birisinde de gerc;ekle~ir. Hukum, neden uzerine kurulur. Kole de ozgur bir kimse
gibi, nikahlad1g1 kad1na mehir vermekle yukumludur.
Sonra, kolenin vermekle yl.ikl.imll.i oldugu borc;lar efendisi hakkmda
olunca, kolenin degerine bagh olarak kahr. Efendisi odemeye
yakla~m1yorsa borc;lan kar~1hgmda sat1hr. Nafaka borcu da efendisinin
hakkmda soz konusudur.
179
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buharl, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesal, AdabO'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/275.
180
Mlidebber Kole: bzgurlogune kavu~mas1 efendisinin olOmOne baglanm1~ bulunan erkek kole. Bu
durumdaki cariyeye ise "mOdebbere" denir.
181
Mlikateb /~~\: bzgOr olmak i~in sahibi ile belli bir meblag saglama k ve getirme k Ozere
sozle~me yapan kole.
312 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
[5/199)
Nafaka bon:;lari birikir ve odeyemeyecek duruma gelirse, kale borc;lar ic;in
satil1r. Sonra tekrar nafaka borc;lari birikecek olursa, gerektiginde tekrar sat1l1r.
Kole, nafakan1n d1~1ndaki hic;bir borc;tan dolay1 tekrar tekrar sat1lmaz. Cunku
nafakan1n gerekliligi, zamanin gec;mesiyle devaml1 yenilenir. Dolay1s1yla yeni
meydana gelmi~ bir bore; hukmundedir.
Mudebber ise nafaka borcu ic;in sat1lamaz. Ancak borcu odemek ic;in
c;al1~mas1emredilir. Ayn1 ~ekilde Mukateb kolede de kitabet akdi devam ettigi
surece sat1lamaz. Diger borc;lari kendi kazanc1ndan odendigi gibi, nafaka borcu da
kendi kazanc1ndan odenir.
Kolenin veya mudebberin han1m1ndan c;ocugu varsa, hanima c;ocugun
nafakasin1 vermek zorunda degildir. (unku hanim cariye ise, c;ocuk onun
efendisine aittir. Kolenin nafakas1yla baba degil efendi yukumludur. Eger hanim1
ozgur ise c;ocugu da ozgurdur. Ozgur bir kimsenin nafakas1yla hie; bir zaman kale
yukumlu olmaz. Cunku kolenin ve mudebberin kazanc1 efendilerine aittir. Ozgur
bir c;ocugun nafakas1 ise efendiye gerekmez. Ayni ~ekilde bu nafaka kale ve
mudebberin kazanc;larindan da al1nmaz.
Mukateb bir kolenin kazanc1nda da ozgur bir c;ocugun nafakas1 gerekli
degildir. Ayn1 ~ekilde o, ba~kas1nin kolesi olan c;ocugun nafakas1n1 vermekle de
yukumlu degildir.
Eger han1m1 da kendisiyle birlikte ayn1 efendinin mukatebi olup efendileri her
ikisiyle de tek akid ic;inde anla~ma yapm1~sa, c;ocugun nafakas1yla baba degil anne
yukumludur. Cunku kitabet akdinde c;ocuk anneye tabldir. Gormez misin c;ocugun
kazanc1n1 veya c;ocuga kar~1 cinayet i~lenirse er~ini 182 anne al1r. Cocuk blur ve
geride mal b1rak1rsa, bunlarin hepsi annenindir. Ayni ~ekilde nafakas1 da annenin
gorevidir.
Mukateb bir kolenin kendi cariyesi ile ili~kide bulunup bu ili~ki nedeniyle
c;ocugu oldugu zaman hukum farkl1d1r. Bu durumda c;ocugun nafakas1 mukateb
koleye aittir. Cunku c;ocuk da kitabet akdine dahildir. Kazanc1 veya ona kar~1
cinayet i~lenmesi durumunda er~i, mukatebe aittir. Cariye oldugu ic;in bunlardan
anneye bir ~ey vermek zorunda degildir. Anneye verecek bile olsa sonuc;ta anne
onun cariyesidir. Bu nedenle o yine kendisine ait olur. Bunun ic;in, c;ocugun
nafakas1 mukateb koleye aittir.
182
Er~ lu~ }·Ji: Sbzlukte; bedel, ru~vet, fesat, husumet gibi anlamlara gelir. Islam ceza hukukunda ise;
~ah1s aleyhine i~lenen ve blumle sonu~lanmayan yaralama ve sakat b1rakmalarda, magdOra
bdenmesi gereken mali kar~il1k (diyet) demektir. Kesilen ve yaralanan organalara mahsus olup
miktan ~er' an belirlenmi~ olan er~e "er~-i mukadder"; vucutta ve yuzde iz b1rakan yaralara ait olup
miktan belirlenmemi~ olan diyetlere ise "er~-i gayr-i mukadder" denir.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 313
Aynca bu c;ocuk kendisinden bir par<;ad1r. Akidde kendisine tabl olunca, ona
verecegi nafaka da kendisine verdigi nafaka gibidir.
Kole, mi.idebber veya mi.ikateb, efendilerinin izni olmadan
evlenmi~lerse onlann nafaka ve mehir yi.iki.imli.ili.igi.i yoktur.
c;unku nafaka ve mehr, akid gec;erli olduktan sonra gerekli olur. Bunlann
nikahlan ise efendilerinin izni olmadan ge<;erli degildir.
Onlardan birisi ozgur kll1nacak olursa, efendisinin hakk1, bzgurlugune
kavu~mas1yla du~tl.igu ic;in, nikah1 gec;erli olur. Mehirle ve gelecek gunlerdeki
nafakayla yukumludur. Ebu Hanlfe (rh a )'a gore (bir k1sm1 bzgur kll1nd1g1 ic;in)
degerinin bir k1sm1 kar~1l1g1nda c;al1~an kale, mukateb gibidir.
Mi.idebbere, cariye veya i.immi.iveled olan bir kadm, ozgi.ir ya da kole
bir erkekle evlenseler, kocas1yla aym evde oturmad1klan si.irece,
kendilerine nafaka gerekmez.
c;unki.i koca evine gonderilmeden once teslim olma ko~ulu
ger~ekle~memi~tir. Bu durumda cinsel ili~kinin bulunup bulunmamas1 bir
~ey degi~tirmez.
c;unku cinsel ili~ki, sadece uzerine akid yap1lan ~eyin teslim edildigini ifade
eder. Nafaka hakk1nda bu dikkate alinmaz. Ozerine akid yap1lan ~eyin (makudun
aleyhin) teslimi, bedeli hak etmek i<;in ge<;erlidir. Nafaka ise bir bedel degildir.
Gbrmez misin ratka (cinsel organi biti~ik) bir kad1n, uzerine akid yap1lan ~eyi teslim
edememesine ragmen nafaka hakk1n1 elde eder.
Buradan da anl1yoruz ki nafakada itibar edilen, kad1n1n kendisini kocasina her
~eyiylehazir etmesi ve zamanin1 ona ay1rmas1d1r. Bu da ancak koca ile ayn1 evde
oturmas1yla olur. Koca, han1m1 kendisiyle bir evde oturdugu surece onun
nafakas1yla yukumludur.
Efendisi, cariye olan bu kad1n1n hizmetine ihtiyac; duyar da kocasin1n yanindan
al1rsa, cariye efendisinin yaninda bulundugu sure ic;erisinde koca, kans1nin
nafakas1yla yukumlu degildir. Cariyeyi geriye iade eder, kad1n kocas1yla oturmaya
ba~larsa koca, o zaman nafakas1n1 saglamak zorundad1r. Bu cariye, kocas1n1n
yanindan kac;1p, sonra evine geri dbnen bzgur kad1na benzer.
[S/200]
Bu meseleyi ~byle a<;1klayabiliriz: Cariye, efendisine hizmet ederek onun
hakk1n1 yerine getirmek i<;in efendinin evinde hapis gibidir. 0, bu ac;1dan borcu
nedeniyle hapsedilmi~ bir kad1na benzer. Borcu nedeniyle hapsedilen bir kad1na
yakla~maktan koca yasaklaninca, onun nafakas1yla yukumlu olmaz. Borcu bdeyip
koca evine dbnunce, koca yeniden kad1n1n nafakas1n1 vermekle yukumludur.
Eger boyle bir kad1nin kocas1ndan c;ocugu varsa, koca bu <;ocugun nafakas1n1
vermekle yukumlu degildir. c;unku cariye olan bir kadinin c;ocugu, kad1n1n
efendisinin kolesi sayll1r ve nafakas1 sahibine gerekir.
314 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Eger han1m mukatebe ise, kocayla ayn1 evde otursun veya oturmas1n nafaka
al1r. <:;:unku mukateb bir cariye, ozgur gibi kendi ad1na hareket eder. Efendisinin
onu kendi hizmetlerinde kullanma hakk1 yoktur. Kocas1ndan nafaka alma
hususunda bzgur kadin gibidir.
Kendisini kocasina teslim etmeyerek haks1zl1k yapm1yorsa, nafaka alma
hakk1na sahiptir.
Allah SubhanehO ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Son dbnu~ ve van~ O'nad1r.
ZiMMiLERiN NAFAKALARI
Zimmilerin
Ml.isll.iman bir kimse hammmm nafakasm1 saglamak zorunda oldugu
yapt1klar1 gibi zimmi olan birisi de hammmm nafakasm1, orfe gore saglamak
evlilikte
nafaka zorundad1r.
<;unkl.i nafaka, ihtiyac;; ic;;in me~ru k1hnm1~ yeterli miktarda mald1r.
Gerekli olmasmm nedeni evliliktir. Evlilik de ml.isll.imanlar arasmda
gerc;;ekle~tigi gibi zimmiler arasmda da gerc;;ekle~ir. Zimmilerin evliligi
yakm akrabalar (mahrem h1s1mlar) arasmda yap1lm1~ olsa ve bu kendi
dinlerinde nikah say1hyorsa, kadm nafaka talebinde bulunursa Ebu Hanife
(rh.a.)'ye gore, gec;;erli bir nikahta nas1I kendisine nafakaya hi.ikmediliyorsa,
bunda da belirlenir.
Bu hukum, -bnceden de ai;1klad1g1m1z gibi- EbO Hanlfe (rh.a )'nin,
gayrimuslimlerin aralannda yapt1klan bu tUr nikahlann gei;erli nikah hukmunde
olmas1 prensibine dayan1r. li;lerinden birisi meseleyi hakime gbtUrecek olursa,
hakim onlann aralann1 ay1rmaz ve kad1n ii;in nafakayla hukmeder.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise, aralannda yapt1klan bu i;e~it
nikahlar gei;erli nikah hukmunu ta~1maz. ii;lerinden birisinin meseleyi hakime
gbtUrmesi durumunda, hakim aralann1 ayim. Kadin ii;in nafaka ile hukmetmez.
(Zimmller aras1nda) Taniks1z olarak yap1lan nikahlarda, hakimin han1m ii;in
nafakayla hukmedecegi konusunda ihtilaf yoktur. <:;:unku tan1ks1z nikah, zimmiler
arasinda gei;erlidir. Nikah1 tan1klarla yapmak lslam'in bngbrdugu bir hukumdur.
Onlar, lslam'in bu emriyle muhatap degildirler. Gbrmez misin onlann, musluman
olduktan sonra da bbyle bir nikahla yapt1klan evlilikleri gei;erli kabul edilir.
Bir zimmi, mi.isli.iman oldugunda hamm1 ehli kitap olmayan bir dinden
Zimminin
Miislliman ise ve mi.isll.iman olmay1 kabul etmezse, evlilik son bulur. Aralan aynhr.
olup,
iddet bekledigi si.irede nafaka hakk1 da yoktur.
hanimmm
Miisliiman <:;:unku aralanndaki aynl1k, isyankar oldugu bir nedenle kad1n tarafindan
olmamas1
durumunda meydana gelmi~tir. 0, kendisine teklif edilen Islam dinini reddetmi~tir. Bu yuzden
nafaka
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _315
aralan cinsel ili~kiden once aynlm1~sa mehir, ili~kiden sanra aynlm1~sa iddet
nafakas1 alamaz.
Aynl1k kad1n taraf1ndan gelen bir nedenle temastan once meydana gelmi~se,
kacadan mehir yukumlulugu du~er. Hakl1 veya haks1z almas1 durumu degi~tirmez.
(unku mehirin du~mesi, kacanin uzerine akid yap1lan ~eyi elde etmesine kadin1n
engel almas1 yuzundendir. Bu her iki durumda da mevcuttur.
Nafakanin du~mesi ise kacas1yla aras1na engel kaymas1 nedeniyledir. Bu,
nikah devam ederkenki nafakaya benzer. Nikahin devam ettigi sure ic;inde
huysuzluk ve itaatsizlik yapan bir kad1n gibi, haks1z yere kacas1n1 kendine
yakla~t1rmazsa nafaka alamaz. Ancak kacas1n1 kendine yakla~t1rmamas1 mehrini
alabilmek gibi, hakll bir nedenle kacas1ndan uzak durursa nafaka hakk1 du~mez.
Ayn1 ~ekilde ayrll1k, haks1z ve kusurlu aldugu bir nedene dayall alarak kad1n
tarafindan meydana getirilmi~se, iddet s1ras1nda da nafaka alamaz. Haks1z ve
kusurlu degilse nafakas1n1 al1r.
[S/201]
Eger gayrimi.islim kadm islam'a girer kocas1 girmezse, aralan aynhr.
Koca kadmm iddeti devam ettigi si.irece ona nafaka vermek ve onu
Kadmm
bannd1rmakla yi.iki.imli.idi.ir.
Miisliiman olup,
(unku aynl1k, kacadan kaynaklanan bir nedenle meydana gelmi~tir. 0, islam kocasmm
olmamas1
dinine girmekten kac;1nm1~t1r. Bu da hanim1n1 iyilikle nikah1nda tutmay1 yak durumunda
etmektir. Dalay1s1yla geriye guzellikle b1rakma kallr. Guzellikle b1rakma da ana nafaka
Bo~anan O<; talakla veya bir talakla bo~anan bir kadmm iddet bekledigi surece,
kadmm barmma ve nafaka hakk1 vard1r.
iddet
i~erisinde Ric'i 183 talakla bo~anan bir kadmm nafaka hakkmm olu~u onceden
nafakas1
oldugu gibi kocanm evinde ve onun nikah1 altmda olu~udur.
Onun nikah1, iddetin bitimiyle son bu Ima noktasina gelir.Bu da, llada 184 veya
bir ay gec;me ko~uluna bagl1 olarak verilen bo~amada oldugu gibi nafakay1
du~urmez.
Kesin bo~amada (bain talak) da, iddet devam ettigi surece kadin1n biz
Hanefilere gore, evde oturma ve nafaka hakk1 vard1r.
~afil (rh.a.)'ye gore onun iskan hakk1 vard1r ancak gebe degilse nafaka hakk1
yoktur.
lbn Ebl Leyla (rh.a.)'ya gore ise kesin olarak bo~anan1n iddet suresinde nafaka
hakk1 yoktur.
Onlar, goru~lerine Fatima bint Kays (r.a.)'1n hadlsini delil gosteriyorlar. Bu
hadls-i ~erifte Fatima (r.a.) diyor ki: Kocam beni uc; bo~ama ile bo~ad1. ResOlullah
(s.a v.) bana nafaka da bannma ic;in ev de verilmesini emretmedi.
Ancak bu hadlsin dogrulugu konusunda sozler soylenmi~tir. Fatima (r a.)'n1n
kocas1 Osame lbn Zeyd (r.a.)'in, Fat1ma'dan bu hadisi i~itince, elinde ne varsa
hepsini ona, att1g1 rivayet edilir.
183
Ric'i Talak: Kad1nla cinsel birliktelikten sonra ger,ekle~en a,1k,a veya dolayl1 olarak u, bo~ama veya
bir bedel i,ermeyip bain talak anlam1na gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. A,1k (sar1h) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlanyla da ger,ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet sUresi i'inde geri dbnme imkani vard1r. Ric'\ talakta, veresiye olarak
belirlenen (mUeccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hUkUmleri i~leme konulur.
184
Ha t~"j,_'1 1: Kocanin han1m1na yakla~mamak Uzere yemin etmesidir. Boyle bir yeminde bulunan
kocaya "m011", kendisine \la yap1lan kad1na "mOla min ha" denir. Ila u, k1sma aynlir:
a. Hay-1 Muvakkat; db rt ay, sekiz ay ... gibi bir vakitle kay1tl1 olan 11ad1r.
b. Hay-1 Miiebbed; ebediyen yakla~mamak Uzere yapilan 11ad1r.
c. Hay-1 Mechiil; belli bir mUddet belirtilmeksizin veya ebediyet kayd1 konulmaks1zin yap1lan 11ad1r.
Ila sUresinde koca hanimina hi' yana~mazsa bir bain talak meydana gelmi~ olur. Bu sure i'inde
hanimina yakla~1rsa kefaret gerekir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _317
Ay~e (ra.)'nin; "Bu kad1n, bu hadlsi rivayetiyle alemi bozdu," dedigi rivayet
edilir.
Omer b. Hattab (r a) diyor ki "Dogru mu soyluyor yoksa yanl1~ m1, iyi mi
hat1rl1yor yoksa unuttu mu, ne yapt1Q1ni bilemediQimiz bir kad1n1n sozuyle Allah'1n
kitab1n1, Peygamberimizin sunnetini terk edemeyiz. 185 ResOlullah (s.a.v.)'in ~oyle
sbyledigini duydum:
o.Lll j G..41~ L4 .<:- i q- ~\ ...:.i'i!ll ;ili._w,
- '-?- ~J ,
"Or; talakla bo~anmt~ bir kadmm iddeti devam ettigi sOrece nafaka ve
bannma hakkt vardtr. " 786
Fatima hadisinin iki tUrlu yorumu mumkundur.
1-Kocasi yaninda yoktu. Yemene gitmek ir;in yola r;1km1~t1. Karde~ini yerine [5/202]
vekil belirlemi~, ondan arpa ekmegi ile Fat1ma'nin nafakas1ni saglamas1ni istemi~,
Fatima da bunu kabul etmemi~ti. Onun aleyhinde ba~ka bir ~ekilde hukum
verilmesi ir;in koca orada yoktu.
2-Rivayet edildiQine gore Fatima, dili aQ1r bir kad1nd1. Kocas1nin akrabalann1
rencide ederdi. Dayanamay1p onu evden r;1karttllar. ResOlullah (s.a.v.) da Abdullah
b. Om mi MektOm (r a )'un evinde iddet beklemesini emretti. 0 da ResOlullah
(s a.v.)'1n kendisine nafaka ve oturma hakk1 vermedigini zannetti.
lddet beklerken kad1nin bannma hakk1n1n oldugunda alimlerin hi<; bir ihtilaf1 iddet
yoktur. $u ayet bu hususta net ve ar;1kt1r. s1rasmda
kadmm
bannma
hakk1
185
lbn Hibban, Sahih, XXIV/378.
186
Abdurrezzak, Musannef, Vll/27; Tahav1, )erh-u meani'l-asar, 111/67; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/277.
318 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bir kimsenin cariyesi olan bir kad1n1n nafakasin1 saglama yukumlulugu, onun
efendisi olmas1 nedenine dayand1g1 gibi, hanim1n nafakasin1 saglamakla
yukumluluk de kocas1 olma nedenine dayanir.
Gbrmez misin, mukateb bir kolenin, kolesinin nafakas1, onun sahibi o oldugu
i~in kendi kazanc1ndan verilir. Bu hukme rehin olarak verilmi~ bir kolenin nafakas1
girilmez. Onun nafakas1, elde tutma hakk1na sahip oldugu durumda, onu rehin
olarak alan1n uzerine gerekli degildir. c;:unku rehin alan kimsenin elde tutma hakk1,
kolenin kendisinde degil, degerindedir. Onun sahip oldugu hak, alacag1n1 tahsil
etme hakk1d1r. Bu da kolenin kendisinde degil, degerindedir.
Bo~anan kad1n gebe ise onun nafaka hakk1 ayet ile sabittir. Allahu Teala,
~oyle buyurmaktad1r:
$afil (rh.a.)'nin bu konudaki kural1 ~udur: Bir hukmun ko~ula baglanmas1, ko~ul
yerine gelince hukmun sabit olacag1n1 gosterdigi gibi, ko~ul yerine gelmeyince o
hukmun sabit olmayacag1n1 da gosterir.
Biz Hanefilere gore ise, hukmun bir ko~ula baglanmas1, ko~ul yerine
gelmeyince hukmun sabit olmayacag1n1 gostermez. c;:unku mefhOm-u nas
(mefhOmu muhalif) delil degildir.
Aynca ko~ul yerine gelmeden once, bir hukum ba~ka bir illetle sabit olabilir.
Gormez mis in bir kimse kolesine; "Ay ba~1 gelince sen ozgursun" dese; daha
sonra da; "Sen yar1n ozgursun," diyecek olsa, bu ko~ula bag lama ge~erli olur.
Oyle ki koleyi bu gun elinden ~1kartsa, ertesi gunden sonra koleyi yeniden satin
alacak olsa, ay ba~1nin gelmesiyle kale ozgur olur. Eger mulkunde yanna kadar
kalacak olsayd1 yine ozgur olurdu.
~r5~J~p:L4~:;~i~
"On/an, gucunuz 6/<;0sunde oturdugunuz yerin bir bo!Omunde oturtunuz,"
(et-Tal~k 65/6) buyurulmaktad1r. ibn MesOd (r.a.)'un k1raati
Sonra sbylememiz gereken bir ~ey de, kad1n gebe iken verilen bu nafakan1n
c;ocuk ic;in olmad1g1d1r. Buna delil de, c;ocugun vasiyet yoluyla kendine b1rakilm1~
mal1 varsa, nafakanin bu maldan verilmesinin gerekmeyecegidir. Aynca, c;ocugun
birden fazla olmas1 durumunda, c;ocugun say1sina gore nafaka say1s1 artmaz. Kad1n
cariye ise, nafakas1 yine kocas1nin uzerinedir. Halbuki c;ocugun nafakas1nin
dogumdan sonra oldugu gibi, gebelik s1ras1nda da efendisinin uzerine olmas1 [S/203]
gerekir.
Nikahl1 bir kadin, gebe kald1g1 zaman nafakas1 ikiye katlanmaz. Eger anne
karnindaki c;ocugun nafaka hakk1 olsayd1, nikah alt1ndaki bir kad1nin gebe kald1g1
zaman nafakas1nin ikiye katlanmas1 gerekirdi.
Nafakan1n kad1nin hakk1 oldugu sabit olduktan sonra deriz ki; nafakan1n hak
edilmesi ic;in kad1n1n kocas1yla aras1nda bir neden olmal1d1r. Bunun ic;in de iddetten
ba~ka bir neden yoktur. Bu nedende de gebe kad1nla gebe olmayan e~ittirler.
Ila, lian 188 ve kocanin dinden ~1kmas1 veya kocanin, kans1n1n annesi
187
Hul' ',
ile yap1lan cinsel ili~ki nedeniyle kocas1 ile aras1 aynlan kad1n1n hukmu de bbyledir.
Cunku bu aynl1klann hepsi, nikah1n bir geregi olarak nafaka alma hakkina sahip
olduktan sonra , koca taraf1ndan meydana gelen nedenlere dayanir. Ve bu hak
iddet devam ettigi surece devam eder.
Hui' (Muhalea) s1ras1nda koca, iddet bekleme esnas1nda bannma i~in ev ve
nafaka vermemeyi ~art ko~arsa, nafaka vermek zorunda degildir ama bannma i~in
ev vermek zorundad1r. CLinku iddet s1ras1nda kadinin evden ayrllmas1 gunaht1r.
Hui' da gunah olan bir ~eyi ~art ko~mak bat1ld1r. Hi~bir hukum ifade etmez.
Aynca nafaka kad1n1n hakk1d1r. Bir ki~inin kendi hakk1ndan vazge~mesi
ge~erlidir. Bannma hakk1 ise, lslam'1n hakk1d1r. lslam'1n bngbrdugu bir hakk1
du~urmeye ~al1~mak bat1ld1r. Gbrmez misin, akid s1ras1nda on dirhemden daha
fazla belirlenen bir mehirde kad1n1n indirim yapmas1 ge~erlidir. On dirhem olan
mehirden indirim yapmas1 ise ge~ersizdir.
Bir kad1n (evlilik sonrasinda), kocasin1 bannma i~in yapacag1 masraftan muaf
tutsa ve kendi evinde oturmaya raz1 olsa veya bannma i~in gerekli masraflan kendi
mal1ndan yapmay1 ustlense bu ge~erlidir. Cunku bunlar kendi hakk1d1r.
Bir kimse cariye olan han1m1n1 bain talakla bo~arsa, han1m1n1 eger kendisiyle
birlikte oturtuyorsa nafakas1n1 saglamak zorundad1r.
Cunku kad1n1n nikah devam ettigi surede nafaka hakk1 vard1r. Bu hak iddet
devam ettigi surece de devam eder.
Eger efendisi kendi hizmeti i~in bu kadin1 kocas1nin evinden ~1karirsa, koca o
andan itibaren nafakayla yukumlu degildir. Nikah devam ederken de efendisi bu
kad1nin kendi hizmetinde kullanacak olsa, nafakas1n1 o saglamak zorundad1r.
Hizmetinde kullanmaktan vazge~ip kad1n1 kocas1nin evine iade ederse, evlilik
devam ederken oldugu gibi nafakas1n1 yeniden kocas1 saglamak zorundad1r.
Ancak bo~ama s1ras1nda han1m hizmet i~in efendisinin evinde kal1yorsa ve
koca evine bo~and1ktan sonra dbnmu~se, biz Hanefllere gore nafakas1n1 kocas1
vermek zorunda degildir.
187
Hul'/rl (Muhalea/Wl>...JI): Nikah mUlkiyetini kad1n1n kabulune bagl1 olarak ortadan
kald1rmakt1r. Hanim tarafindan kocaya verilecek bir bedel veya hanimin mehirden vazgec;mesi
kar~il1g1nda taraflarin rizas1 ile gerc;ekle~tirilen bo~anmad1r.
188
Lian /.Jl...lll (Miilaane /~':>\..JI): Sozlukte lanetle~mek anlam1ndad1r. $er'J 1stilahta; kocanin karis1na
zina isnad1nda bulunmas1 ve dart ~ahit getirememesi sonucunda kari ile kocanin, hakim huzurunda
~er'J usulune uygun olarak dorder defa ~ahadette bulunduktan sonra kendilerine lanet ve gazap
okumalarid1r. Kaea "zina isnad1nda dogru olduguna, eger yalanc1lardan ise AllahTeala'n1n lanetinin
uzerine olmas1n1"; kad1n da "kocasin1n kendisine zina isnad1nda yalanc1 olduguna eger dogru ise
Allah Teala'nin gazabinin uzerine olmasin1" yeminle ifade eder. (en-NOr 24/6-9) Yapilan bu
yeminler, koca ha kkinda hadd-i kazif, kad1n hakk1nda da hadd-i zina yerine gec;er ve hakim
taraf1ndan aralari ayril1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 321
Gormez misin ozgur bir kad1n kocas1 onu bo~ad1g1 zaman huysuzluk edip
koca evinden ka<;sa, sonra eve geri donse, iddet bekleme suresinde ayni gerek<;e
ile nafakas1n1 alma hakk1na sahiptir.
Bu meselede biz Hanefllerin delili ~udur: lddet bekleme suresine itibarla, bu
s1rada daha onceden sabit olan devam eder. Onceden sabit olmayan ise sabit
olmaz. (unku bir ~eyin ba~tan sabit olmas1 mutlak anlamda mulkiyetin fiilen
mevcut olmas1 gerektirir.
Aynlma meydana geldiginde kad1n eger kocan1n evinde ise, iddet bekleme
s1ras1nda nafakas1n1 koca saglar. Bu kadinin hakk1d1r. lddet devam ettigi surece
nafaka da devam eder. Bu s1rada nafakanin du~mesine neden olacak bir ~ey [s 12041
meydana gelir ve daha sonra da ortadan kalkarsa, bu ~ey sanki hi<; olmam1~ gibi
kabul edilir.
Arna aynl1k meydana geldigi s1rada, kad1n nafaka hak etmi~ bir durumda
degilse, biz iddet s1ras1nda bu kad1na nafaka hakk1 tan1rsak bu, iddet bekleme
suresinin ba~1ndan beri nafaka hakk1 tanima anlam1na gelir ki boyle bir ~ey dogru
degildir.
Kad1nin koca evini kendine bannma yeri olarak edinmesinden maksat,
kocanin ihtiya<;lann1 kar~ilamak i<;in kendisini tahsis etmesidir. Bu hizmet, evlilik
devam ettigi surece olur. Nikah suresince kadin koca evinde onunla birlikte kald1g1
zaman nafaka alma hakk1na sahiptir. Bu hak, iddet devam ettigi surece de devam
eder. Lakin kadin, koca evinde kalmaya iddet s1rasinda ba~lam1~sa, o zaman bu
gaye ger<;ekle~mez. (unku o, kocanin ihtiya<; ve hizmetlerini yerine getirmez.
Bu hukum, kocaya kar~1 huysuzluk ve itaatsizlik eden bir kadin1n durumuna
k1yasla vanlan hukumdur.
Ancak biz Hanefller, bu konuda ihtihsan yolunu tercih ettik. (unku ozgur
kadin nikah akdinin bir geregi olarak nafaka hakkina sahiptir. Onun a<;1sindan,
nafakanin du~mesine neden olacak bir ~eyin, aynl1k s1ras1nda veya daha sonra
meydana gelmesi arasinda fark yoktur. Dolay1s1yla kesintiye neden olacak ~ey
ortadan kalk1nca sanki bu hadise hi<; olmam1~ gibi nafaka devam eder. Cariyede
ise boyle degildir.
Aynl1k irtidat (dinden <;1kma), kocan1n ba~ka han1mdan olan ogluyla cinsel
ili~kide bulunmas1na imkan vermesi gibi fiillerle kad1n taraf1ndan gelen bir davran1~
sonucunda meydana gelmi~se, bu <;e~it davran1~lanna devam ettigi surece koca
322._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
ona nafaka vermek zorunda degildir. Dinden c;1kma durumunda, yeniden islam
di nine donse ve tevbe etse hukum yine boyledir.
Bannma hakkina gelince; koca han1m1na bannma imkan1 saglamakla
yukumludur. <;:unku kad1nin koca evini kendine mekan edinmesi kocanin han1m
uzerindeki haklanndand1r. Kad1n1n gunah i~lemesiyle bu hak du~mez. Nafaka ise
kad1nin hakk1d1r. Arna bu hak, i~lenen gunah nedeniyle aynl1g1n kad1n yonunden
gelmesi durumunda du~er.
Cariye alan bir kadma efendisi bir ev haz1rlasa, daha sanra da ozgur
k1lsa, ozgur alduktan sanra kadm se~im (muhayyerlik} hakk1m kullanarak
kacasmdan aynlmay1 tercih etse, iddet bekledigi surede kacasmdan
nafaka alma hakk1 vard1r.
<;:unku tercihini lslam'in kendisine tanid1g1 sec;im hakk1na dayanarak
yapm1~t1r. Daha once de ac;1klad1g1m1z gibi, nikah1n devam ettigi surece, kadin
hakk1 olan bir ~ey nedeniyle kocasin1n yanina gitmezse nafaka hakk1 du~mez. Ayni
~ekilde kadin kendine taninan bir hakla kocas1ndan ayrlld1ginda da nafaka hakk1ni
kaybetmez.
Ozgur k1hnan cariye nafaka almak i~in davac1 almaz ve bu ~ekilde
iddet siiresi dalarsa, art1k nafaka alma hakk1 yaktur.
Kocasin1n bo~ad1g1 bir kad1nin boyle bir durumdaki hukmu de aynid1r. <;:unku
iddet suresinde verilmesi gereken nafaka, nikah devam ettigi suredeki nafakadan
daha guc;lu degildir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi nikahla gerekli olan nafaka,
hakim taraf1ndan hukmedilmeden once gec;en surede bore; olmaz. Nikah bag1
bittikten sonra kadin bunu isteyemez. Dolay1s1yla iddet s1rasindaki nafakay1 ise hie;
isteyemez.
Boyledir c;unku burada neden, erkegin kadin1 nikah1 alt1nda tutmas1d1r. Bu
nedenle hak edilen, akrabaya kar~ll1ks1z verilen ~ey hukmundedir. Kadin1n davac1
olma hakkinin sabit olabilmesi ic;in, nedenin var olmas1 gerekir.
Gormez misin bir zimml, verecegi cizyeyi vermeden musluman olsa, bu cizye
kendisinden istenmez. <;:unku cizye al1nmadan onu gerektiren neden ortadan
kalkm1~t1r. Nafaka da bunun gibidir.
Kaea yabanda alsa ve iddet bekleyen kadm anun adma bar~ alarak
nafakasm1 saglasa, kaca, kadmm iddeti bittikten sanra eve donse, bu
nafaka ile nikah s1rasmdaki nafakanm hiikmu aymd1r.
0 konudan soz ederken ac;1klad1k ki Ebu HanTfe (rh a.)'1n onceki goru~une
gore, boyle bir kad1nin kocas1 adina bore; almas1 dogrudur (gec;erlidir).
Sonraki goru~une gore ise ald1g1 bore;, kendi ad1na al1nm1~ olur ve koca bu
borc;tan hic;bir ~ey odemek zorunda degildir. lddet nafakas1n1n hukmu de bunun
gibidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _323
Bir kadmm iddet suresi uzayacak olsa, bu iddet ister hay1zlarla, isterse
hay1zdan kesilen kadmlarda aylan doldurmakla son bulsun, iddet
doluncaya kadar, nafakas1 kocaya aittir.
c;:unku kadin1n bu nafakay1 hakedi~ nedeni devam etmektedir. lddet suresi -
ister uzas1n, isterse k1salsin- devam ettigi surece, bu neden de devam ettigi ic;in
nafaka hakk1 bakl kal1r.
Gormez misin nc'I (iddet suresince e~ine donu~ saglayan) bo~amada da hay1z [5/205]
suresinin uzamas1 ile k1sa olmas1 aras1nda bir fark yoktur. Bu konudaki delil,
Alkame (r a.)'nin naklettigi sahabe uygulamasad1r. Alkame (r.a) bu naklinde:
Han1min1 bo~ad1gin1 ve han1m1n1n hay1z suresinin on yedi ay surdugunu, sonra da
vefat ettigini, Abdullah b. Mesud (r a )'1n da han1m1nin miras1ndan ona pay1ni
verdigini ve; "Allah'u Teala onun miras1ni senin ic;in al1koydu," dedigini anlat1r.
Kan-koca iddetin bitip-bitmedigi konusunda ihtilaf etseler, yeminiyle birlikte iddetin bitip
bitmedigi
kad1n1n sozu kabul edilir. konusunda kan
kocanm ihtilaf1
c;:unku rahminde olan1 ondan ba~ka kimse bilemez. Bu konuda o, guvenilir ve
sozu gec;erli olarak kabul edilir. Obey b. Ka'b (ra) ~oyle demi~tir: "Rahminde olan
~ey hakkinda kadina guvenmek emanetten say1l1r."
Aynca kad1n as1I olana sanlmaktad1r. Bu asll, iddetin devam edi~i ve bu zaman
dilimi ic;inde nafaka hakk1na sahip olu~udur. lddetin bittigi kesin delillerle ortaya
c;1kmad1g1 surece bu as1I uzerine yurunur. Kocanin sozu iddetin bittigini ortaya
c;1karmaya yetmez. c;:unku onun sozu, kad1n aleyhine delil degildir.
Ancak koca, kad1n1n iddetinin bitmi~ olduguna dair ikrarda bulunduguna delil
getirecek olsa, nafaka verme yukumlulugunden kurtulur. c;:unku kadinin ikrann1n
delille sabit olmas1, bizzat olay1 gorerek sabit olmas1 hukmundedir.
Bir kadm, iddet bekledigi s1rada kocasmm ba~ka kadmdan olan iddet beklerken
kocasmm oglu
ogluyla kendi nzas1yla cinsel ili~kide bulunacak olsa bu fiiliyle nafaka ile ili~kiye giren
hakk1 ortadan kalkmaz. kadmm nafakas1
lddet beklerken Kad1n iddet bekledigi s1rada irtidat ederse (Islam inanc1n1 terk ederse), nafaka
dinden ~1kan dLi?er. Bunun nedeni, dinden ~1kma degil, hapishanede hapsedilecegi ve koca
kadmm nafakas1
evinde olmayacag1 i~indir. Aleyhine sabit olan bir hak nedeniyle hapsedilen bir
kad1n1n nikah devam ederken de nafakas1n1 vermekle koca yUkumlU degildir. Ayn1
?ekilde iddet bekledigi s1rada da koca nafaka saglamakla yukumlu degildir. Tevbe
eder, kocan1n evine geri donerse tekrar nafaka alma hakk1n1 kazan1r. cunku bu
hakk1 sekteye ugratan hapis olay1 ortadan kalkm1?t1r.
Aynl1ga neden olan irtidad1n olmas1 durumu ise, bundan farkl1d1r. Bu
durumda kadin tevbe etse bile nafaka alamaz. CLinkU nikah, onun i?ledigi gunah
nedeniyle son bulmu?tur.
Kad1n irtidat ettikten sonra darulharbe (dLi?man topraklanna) s1g1nacak olsa
kadinla kocas1 aras1ndaki butLin nikah ili?kisi son bulur. Oyle ki tevbe ederek ve
musluman olarak yahut da esir al1narak -ozgur b1rakilsin veya b1rak1lmas1n- geri
donecek olsa nafaka alamaz. cunku nafaka, evlilik bag1n1n devam1 dikkate
al1narak da elde edilmi~ bir hakt1r. Boyle bir ulke farklil1g1, evlilik baglanni
tamam1yla ortadan kald1m.
Islam diyanna izin alarak giren bir kimse (mi.iste'men), zimmi bir
kadmla evlenir ve onunla cinsel ili~kide bulunursa, sonra da kansm1
bo~arsa, zimmi bir kadmm iddet beklemesini gerekli gorenler bu kadmm;
nafaka alma hakkmm oldugu gori.i~i.indedirler.
Daha once bu meselede Ebu Hanlfe (rh a.)'den rivayete benzer iki rivayet
oldugunu a~1klam1~t1k Zimml kad1nin iddet beklemesinin gerekli oldugunu
soyleyenler, nafakanin da gerektigini soylerler. Madem nikah1n devam1 s1rasinda
kad1n nafaka alma hakk1na sahiptir bu hak iddet devam ettigi surede de devam
etmelidir, derler.
Bu, bir zimmlnin anne ve babas1nin kufUr ulkesi halk1ndan olupta, izin alarak
Islam ulkesine girmesine benzemez. Onlann zimml olan ogullanndan nafaka alma
haklan yoktur. cunku her ne kadar onlar ?eklen bizim topraklanm1zda
bulunuyorlarsa da, asl1nda kufUr ulkesi halk1ndand1rlar. Her an kufUr topraklanna
(darulharbe) donme imkanlar1 vard1r. Akraba nafakas1, kar?1l1ks1z ba<)1? gibidir.
KufUr beldesinde ya~ayan bir kimsenin, bizim ulkemiz toplumundan say1lan bir
[S/206) kimsede akrabal1k baglann1n korunmas1na yonelik hakk1 olamaz. Cunku bu hak
akrabay1 hayatta tutmaya yoneliktir. Bu kimse ise du~man halk1ndand1r. Bu
niteligiyle o, hayatta tutulmay1 degil, oldurulmeyi hak eder.
KufUr ulkesinde olan anne ve babanin zimml olan oglunda eger nafaka hakk1
yoksa, musluman olan oglunda hi~ olamaz.
Gayrimuslim Mi.isli.iman bir kimsenin babas1 yoksul bir zimmi olacak olsa, k1yasa
babanm gore din farkhhgmdan dolay1 ogul onun nafakas1yla yi.iki.imli.i degildir.
nafakas1
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _325
"On/aria dunyada iyi gec;in.," (Lokm~n 31/15) buyruguna dayanarak zimml olan
anne-baba hakk1nda istihsan1 esas al1yoruz. Bu emir musluman olmayan anne-
baba hakk1ndad1r. Bunun deli Ii de ayn1 ayetin ba~ taraf1nda;
~ ~1 ~ ~:>1)1 ~)'
"Onun (c;ocuga sut veren annenin nafakasmm) benzeri mirasc;t uzerine de
gerekir." (el-Bakara 2/233)
Din farkl1l1g1 mirasc;1 olmaya engeldir.
Allah ve RasOIUnun sozlerinin sm1rlann1 anlamak f1kh1 guzelle~tirir.
Gormez misin kendi mulkune giren bir kolenin ozgurli.ige kavu~mas1 hibe
ettigi ~eyi geri almasmm haram olu~u. yakm akrabahk nedeniyle olunca
bu, islam nazarmda dinlerin farkh olmas1yla degi~mez.
Bir kimse ummuveledi olan (kendisinden ~ocuk dunyaya getiren)
cariyesini ozgur k1lsa cariyenin iddet beklerken nafaka alma hakk1 yoktur.
c;:unku onun nafaka hakk1 efendisinin mulkiyeti alt1nda olmas1 nedeniyle idi.
Ozgurluk ise bu mulkiyete z1tt1r. Kad1n1n beklemek zorunda oldugu bu iddet,
bozuk bir nikah nedeniyle veya nikah ~uphesine dayal1 bir cinsel ili~kiden sonra
beklemek zorunda oldugu iddete benzer. Gbrmez misin buradaki iddet, kocan1n
hayatta olmas1 veya olmesiyle degi~mez. Bu tor bir iddette nafaka hakk1 yoktur.
Bir kimse, hanimmm nikahmm aslen kendine haram oldugunu ikrar Evlenmi~
mahremlerin
etse ve o hanimla ili~ki kurmu~ olsa aralan aynhr. Kadm kararla~tinlm1~ aynlmasmda
olan mehri ve iddet bekledigi s1rada nafakasm1 ahr. nafaka
326 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bu k1zla kacas1 cinsel ili~ki kurduktan sanra kufUv (denklik) almad1g1 ic_;in
hakim aralann1 ay1rsa, iddet devam ettigi surece kad1n1n nafaka ve bannma hakk1
vard1r. c;:unku nikahin asl1 gec_;erlidir. lkisinden biri olecek alsa digeri ana mirasc_;1
alur.
Aynl1k sahip alunan bir hakk1 kullanma nedeniyle meydana gelirse, bununla
nafaka hakk1 du~mez.
Kadmm
Hakim kadmm kocadan nafaka almas1 gerektigine hukmetse ve koca
ald1g1 bu miktan kadma teslim etse, kadm da teslim ald1g1 nafakay1 c;ald1rsa,
nafakay1
~ald1rmas1
sonraki nafakay1 alma vakti gelmeden, koca ikinci defa ona nafaka vermek
zorunda degildir.
c;unku kadm hakkm1 alm1~t1r. Ald1g1 miktar, t1pk1 teslim ahnan bir
mehir gibi kendi sorumlulugu altma girmi~tir. Bundan sonra maim telef
olmas1, kocay1 degil art1k kadm1 ilgilendirir.
Kaea nafakay1 kad1na bir elc_;iyle gonderse, elc_;i de anu kad1na teslim ettigini
[S/207] soylese ama kad1n inkar etse gec_;erli soz, yeminiyle birlikte kadin1n sbzudur. c;:unku
elc_;i kacan1n naibidir (anun yerine gec_;er). Onun kadina teslim ettigine dair iddias1,
kacanin bu kanuda kad1n aleyhine davac1 almas1 gibidir. Gbrmez misin, kaca
nafakay1 verdigini sbyleyip, kad1n ald1g1n1 inkar edecek alsa, sbz yeminiyle birlikte
kad1n1n sbzudur. Elc_;i verdigini iddia ettigi zaman da hukum boyledir.
Kad1n nafakay1 ald191n1 ikrar etse ve nafaka alma hakk1 alan sure daha
dalmadan blse kacan1n nafakadan artan1 kad1n1n terikesinden geriye almaya hakk1
alup almad191 hususunda -daha once de ac_;1klad1g1m1z gibi- ihtilaf vard1r. Her iki
gbru~te de verilen malin kendisinin kalmas1 veya tUketilmi~ almas1 aras1nda bir fark
yaktur.
Dogrulan en iyi bilen Allah ( Subhanehu ve Teala)'d1r. Donu~ ve van~
da O'nad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 327
"Ba~ka bir kocayla evlenmedigin surece r;ocukta senin hakkin onde gelir, "
789
buyurdular."
Omer (ra), EbO Bekir (r.a)'1n bnunde oglu As1m'1n annesiyle mahkemele~ti. 0,
Oglu As1m\ annesinden almak istiyordu . EbO Bekir (ra.) ona:
"Ey Omer! Annesinin kokusu -bir ba~ka rivayette ... tUkrugu- onun ir;in sen in
yanindaki yag ve baldan daha hay1rl1d1r. Onu buyuyup genr;lik r;ag1na ayak
bas1ncaya kadar annesinin yaninda b1rak "dedi.
Yine bir ba~ka rivayette: "Annesinin r;ar~afinin kokusu, onun ir;in senin
yan1ndaki yagdan baldan daha hay1rlid1r," dedigi nakledilir.
Bunun bgrendikten sonra deriz ki: Han1m1yla ayrilan bir kimsenin r;ocugu H1danenin
siiresi
varsa, anne r;ocugu almada daha fazla hak sahibidir. c;:ocuk, ihtiyac1 kalmay1ncaya
kadar onun yan1nda kal1r. Eger erkekse, bu sure kendi ba~1na yiyip-ir;inceye,
elbiselerini giyininceye kadar devam eder. DavOd b. Re~id'in "Nevadir" inde;
"taharetini (istinca) kendisi yapincaya kadar " denilmektedir
Ayrilan e~lerin r;ocugu k1z ise, erginlik r;ag1na kadar annesi h1dane konusunda
daha fazla hak sahibidir.
189
Abdurrezzak, Musannef, Vll/153; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/182; Ebo DavOd, Talak 34; Hakim,
MOstedrek, 11/225; Darekutn1, SOnen, 111/304; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/267.
328 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
K1yas deliline gore, h1dane de erkek ve k1z c_;ocugun e~it olmas1 gerekir.
<:ocuklar h1dane c_;ag1n1 a~t1ktan sonra baba, her iki cins uzerinde de daha
fazla hak sahibidir. <:unku anne ic_;in yalniz h1dane hakk1 vard1r. Bu da onlann buna
ihtiyac1 kalmay1nca sona erer. Bundan sonra as1I ihtiyac_; c_;ocugun korunmas1d1r.
Koruma ic_;in baba daha guc_;ludur. Bir kad1n kendini korumakta yetersiz kald1g1 ic_;in,
kendini koruyacak ba~ka bir insana ihtiyac1 duyar.
Denilir ki; kad1nlar, korunup gozetilenler haric_;, sofraya konmu~ et gibidir."
Durum boyle olunca o bir ba~kas1n1 nas1I koruyabilir?
Ancak biz burada k1yas delilini terk ettik. Dedik ki; k1z c_;ocugu terbiyeye
[5/208]
ihtiyac_; duymaz duruma gelse de orgu orme, yemek pi~irme ve elbise y1kama gibi ...
ev i~lerini ogrenmeye ihtiyac1 olur. Anne de bu alanda daha yetkilidir. Babaya
verilecek olursa erkeklerin yan1na girip c_;1kmaya ba~lar. Bu da haya duygusunu
azalt1r. Oysa kadinlarda utanma duygusu bir sustUr. Bu duygu annesinin yan1nda
kal1rsa geli~ir, devam eder. Dolay1s1yla, k1z c_;ocugunun erginlik c_;ag1na kadar
annenin yan1nda kalmas1 daha uygundur.
K1z erginlik c_;agina girince evlenme ihtiyac1 duyar. Evlendirmede de velayet
babaya aittir. Art1k fitneye ac_;1k, erkeklerin cinsel bak1~lanna hedef olacak bir
duruma gelmi~tir. Erkeklerde olan k1skanma ve sak1nma duygusu kad1nlarda
yoktur. Baba k1z1n1 korumak ic_;in, annenin sahip olmad1g1 imkanlara sahiptir.
Hi~am'1n
Nevadir'inde Muhammed (rh.a.)'den ~oyle bir rivayet vard1r : K1z
c_;ocugu ~ehvet c_;ag1na ula~1nca yukanda belirttigimiz nedenlerle baba, onu yan1na
alma hakk1na daha lay1kt1r. <:unku o, bu ya~taki k1z c_;ocugunu koruma ve
kollamada daha guc_;ludur.
Diger yandan olabilir ki anne aldatil1r. Bir tuzaga du~urulebilir. Bunu da
onceden sezemeyebilir. Bu hususlarda babaya guven daha fazlad1r.
Erkek c_;ocuga gelince onun, anneye ihtiyac1 kalmay1nca erkeklerin ugra~t1klan
i~leri ogrenme ihtiyac1 ba~lar. Baba bu konuda daha guc_;ludur. Art1k c_;ocuk
kendisini egitecek, terbiye verecek birisine muhtac_;t1r. Baba bu konularda ona daha
fazla destek olur.
Aynca kad1nlarla birlikte olmak, erkeklerin ahlak1n1 bozar .. Erkek c_;ocuk, kadin
yaninda b1rak1l1rsa konu~mas1 yumu~ar, k1ril1r. Davran1~lan kad1nlann davrani~lanna
benzemeye ba~lar. Sonuc_;ta ortaya kad1nla~m1~ (muhannes) bir erkek tipi c_;1kabilir.
Bu yuzden, annenin bak1m1na olan ihtiyac1 bitince erkek c_;ocuk babaya verilir.
Biz Hanefllerin goru~u budur.
$afil (rh a.) 'ye gore c_;ocuk, anneyle baba aras1nda muhayyer (sec_;im yapmaya)
b1raki11r. Hangisinin yan1nda kalmay1 sec_;erse ona verilir. Bu konudaki delilleri Ebu
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 329
Hureyre (ra)'nin rivayet ettigi; .:;.y,'11~1,;)ll ~ lli1 ~ ~;i1 i'.ii "ResOlullah (sav)
190
bir erkek c;ocugu babas1 ile annesi aras1nda muhayyer b1raktl ," hadlsidir.
Biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Boyle bir karar, c;ocugun sozune dayanarak bir
yukumluluk ve hukum vermedir. 0 da caiz degildir. Aynca c;ocuk c;ogunlukla
kendisine zararl1 olani; kendisini terbiye etmekle ugra~mayacak, arzu ve
heveslerinden onu al1koymayacak olan1 tercih eder.
$afil (rh a.)'nin rivayet ettigi haberde ResOlullah (s av) bu c;ocuk ic;in; ~I
~;l.;., "Allah '1m onu dogruya yonelt," diye duada bulunmu~ o da bu ResOlullah'1n
duas1 bereketiyle kendisi ic;in en hay1rl1 olan1 sec;mi~tir. Ayn1 imkan bir ba~kas1nda
yoktur.
Anne ile baba aynld1ktan sonra c;ocugun emme ve nafaka masraflanyla baba <;ocugun
emmeve
yukumludur. Allahu Teala'nin ayetinde; nafaka
190
Tirmizl, Ahkam 21; lbn Mace, Ahkam 22; Beyhakl, es-SOnenO'/-kObra, Vlll/3; Zeylel, Nasbu'r-raye,
111/269.
330 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ancak belirtmek gerekir ki, tutulan sot anne gelerek c;ocugu annesinin
yaninda emzirir. Baba c;ocugu anneden almaz. c;:onku bak1m (h1dane) hakk1
anneye aittir. Baba onun bu hakk1n1 ortadan kald1rma yetkisine sahip degildir.
Anne ayni Ocretle emzirmeye raz1 olursa emzirme hakk1 onundur. c;:unku
anne, c;ocuga kar~1 sut anneden daha ~efkatlidir. SutO de c;ocuk ic;in daha
[5/209] uygundur. Baba sot anneye vermeye raz1 oldugu Ocretin ayn1sin1 anneye vermeye
raz1 olmayacak olursa bunda bir inatla~ma ve zarar verme kast1 var demektir.
Eger anne ile baba aynlmam1~larsa anne emzirme ic;in Ocret alamaz. Ancak
anne, c;ocugunu emzirmek istemezse, buna zorlanamaz. c;:unku nikah akdiyle
Annen in
emzirme kocanin kad1n Ozerinde dogan hakk1, cinsel yonlerinden yararlanmak Ozere kad1nin
zorunlulugu ve kendisini kocas1na teslim etmesinden ibarettir. Bunun d1~1ndaki ev supurme,
siit emzirme
durumlari c;ama~1r y1kama, yemek ve ekmek pi~irme ... gibi i~leri yapmas1, kad1na dlnl ac;1dan
emredilir. Hukuki ac;1dan ise buna zorlanamazlar. <:;:ocugu emzirmek de boyledir.
<;ocugun babas1 olmaz, annesi ve amcas1 bulunur ve maddl durumlan
Babas1
olmayan da iyi olursa emzirme masraflan, bu ikisi tarafmdan mirastaki paylan
~ocugun oranmda i.ic;te birli ve ikili olarak kar~1lanir.
emzirme
masraf1 Buna delil ~u ayettir:
Bu duruma gore, c;:ocugun hala ve teyzesi yan1nda bir de amca oglu olsa, -
amca oglu mirasc;:1 olsa bile - evlilik yasag1 bulunan mahrem akrabalardan olmad1g1
ic;:in, onun nafaka yukumlulugu yoktur. 0, nafaka konusunda yok say1l1r ve yine
nafaka yukumlulugu ikili birli olarak hala ile teyze aras1nda bolu~tUrulur. Burada
amca oglunun butUn miras1 alacak durumda bulunmas1 sonucu degi~tirmez.
<;:ocukla, aralar1nda ebedl evlenme yasag1 olmayan butUn akraba (baba [S/210]
taraf1ndan olan yak1n erkek akraba) bu hukme tabidir. Mirasc;:1 olsalar bile nafaka
yukumlulukleri bulunmaz.
Gormez misin, bir koleyi ozgurlugune kavu~turan bir kimse, asabe s1fat1yla
mirasc;:1 oldugu durumda, onun nafaka yukumlulugu yoktur. akrabadan mahrem
olmayanlar1n durumu da boyledir.
332 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Birden fazla Aynlan e~lerin ~ocuklan birden fazla ise, zengin veya orta halli olan
~ocugun
bak1m1 i~in
nafaka yi.iki.imli.isi.ine, bu ~ocuklann bak1m1 i~in bir hizmet~i tutmas1
hizmet~i emredilir. Eger bir hizmet~i yeterli olmazsa, <;ocuga ait hizmetleri gorecek
tutmak
iki hizmet~i tutulur.
C::unku hizmetini gbrecek birisinin bulunmas1, c;ocuga verilmesi gereken asgari
(yeterli) ihtiyac;larindan sayll1r. Boyle bir ihtiyac1n kar~llanmas1 da, nafaka ve giyecek
saglanmas1nda oldugu gibi babaya aittir. Ancak yoksul olan nafaka yukumlusu
bunu saglamaktan acizdir. Yukumlulukler de imkanlarla orant1l1 olmal1d1r. Zengin
veya orta halli olan ise, gucu yetecegi ic;in, c;ocugun ihtiyac; duydugu ~eyleri
saglama sayilan hizmetc;i saglamakla da yukumlu tutulur.
Ba~kas1yla Anne ba~ka bir erkekle evlenecek olursa, babanm, ~ocugu ondan geri
evlenen
anneden alma hakk1 vard1r.
~ocugun
ahnmas1
Bunun dayanag1: (E~inden bo~anan ve kuc;uk c,;ocugu, bo~and1g1 kocas1
tarafindan kendisinden al1nmak istenen bir kad1n ResOlullah (s.a v )'a gelip, c;ocugun
kendisine verilmesini istemi~ti. (Bunun uzerine ResOlullah (s av)):
J': jfa ~ l4
Anneden <;ocugun bak1m1 i~in anneden sonra annenin annesi, onun yerini tutar
sonra bak1m ve anne yerinde kabul edilir.
hakk1
durum Ian C::unku c;ocugun bak1m (h1dane) hakk1, anne olma nedeniyledir. Anneanne de
c;ocuga anne aracil1g1 ile bagl1d1r. 0, h1dane (c,;ocugun bak1m ve terbiyesi)
konusunda babaanneden daha bnceliklidir. C::unku babaanne c;ocuga baba
arac1l1g1yla bagl1d1r. H1danede anne tarafindan olan nesep bag1, baba taraf1ndan
olandan daha bnceliklidir.
Annenin mi.isli.iman, ehli kitab veya mecusi (ate~perest) olmas1 h1dane
i~in bir farkhhk meydana getirmez.
191
Abdurrezza k, Musannef, Vll/153; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/182; EbO DavOd, Talak 34; Hakim,
Mustedrek, 11/225; Darekutn1, SOnen, 111/304; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/267.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 333
oldugu ic;in asabelikte baba bir karde~ten, once gelir. Yalniz anne tarafindan olan
nesep bag1, asabe olma hakk1n1 elde etme nedenlerinden degildir.
Ote yandan, h1danede anne bir k1zkarde~, baba bir k1zkarde~ten onceliklidir.
c;:unku h1dane hakk1 anne taraf1ndan olan akrabal1k nedeniyledir. Onun da nesep
uzant1s1 anne taraf1ndand1r. Diger k1z karde~inki ise baba yonundendir.
Anne bir k1zkarde~ten sonra, "Kitabu'n-Nikah "ta baba bir k1zkarde~in
teyzeden daha oncelikli, "Kitabu't-Talak" ta ise teyzenin, baba bir k1zkarde~ten
oncelikli oldugundan soz edilir.
Kitabu'n-Nikah'ta Hakim e~-$ehld Mervezl akrabal1k yakinl1g1n1 dikkate al1r.
Baba bir k1z karde~ akrabal1k ac;1sindan daha yakind1r. c;:unku o babanin, teyze ise
dedenin c;ocugudur.
Kitabu't-Talak'ta ise akrabal1k uzant1s1 (arac1) dikkate al1nir. Teyzenin akrabal1k
arac1 anne, baba bir k1zkarde~inki ise babad1r. Anne de h1dane hakk1n1 elde
etmede babadan onde gelir. Anne aracil1g1yla akrabal1g1 olan da, baba arac1l1g1yla
olandan once gelir.
K1zkarde~lerden sonra, -k1zkarde~lerden bahsederken belirttigimiz
s1ralamayla, onlann k1zlan gelir. K1zkarde~lerin k1zlan, h1dane hususunda oglan
karde~lerin k1zlanndan daha onde gelirler. c;:unku k1zkarde~lerin k1zlannin aksine,
oglan karde~lerin k1zlann1n nesep uzant1s1nda h1dane hakk1 olmayan erkek karde~
vard1r.
Karde~ k1zlanndan sonra h1dane hakk1, c;ocugun oz teyzesinin, ondan sonra
da annesiyle baba bir k1zkarde~ olan teyzesinindir.
Teyzelerin h1dane hakk1nin dayand1g1 delil ~u hadlstir:
"Ali b. Ebl Talip, Cater ve Zeyd b. Ha rise (r a), ResOlullah (s a.v )'1n huzurunda
Hamza (r.a )'1n k1z1n1 yanina al1p bakma konusunda davala~tilar.
Ali (r.a.); "Amcamm k1z1, ben almahy1m" derken Cater (r.a.); "Benim hem
amcamm klZI hem de onun teyzesi benim nikah1mda" diyordu. Zeyd Cr.a.)
ise; "Benim de karde~imin klZI. Ya Resulallah! Hamza Cr.a.) ile beni siz
karde~ ilan etmi~tiniz" diyerek hak iddia ediyordu.
ri ~ wi
"Teyze anne (gibi)dir," buyurdu. 192
192
EbO DavOd, Talak 34; Hakim, Mustedrek, 111/130; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vlll/6; Heysem1,
Mecmau'z-zevaid, IX/245; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/268.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 335
Teyzeler, h1dane hakk1n1 elde etmede halalardan bnde gelir. c;:unku teyzelerin
akrabal1k bag1 anne, halalannki ise baba aracil1g1ylad1r. H1dane hakk1 ise anne
taraf1ndan olan akrabal1ga gbredir. Bunun ic;indir ki h1danede teyze, haladan daha
bnceliklidir
Teyzelerden sonra h1dane hakk1, halalarmd1r. <;ocugun oz halas1 diger
halalardan onceliklidir. Ondan sonra hak, babanm anne bir k1zkarde~i olan
halanm, daha sonra da baba bir k1zkarde~ olan halarnnd1r. 0 da teyzelere
k1yas edilerek bu ~ekilde s1ralandmhr.
Erkek karde~ k1z1 halalardan bnde gelir. c;:unku onlarin her birisinin nesep
bag1 h1dane hakk1 olmayan biri araci11g1ylad1r. Karde~ k1z1, nesep itibanyla daha
yak1nd1r.
Teyze de, erkek karde~ k1z1ndan bnde gelir. c;:unku teyzenin akrabal1k bag1,
h1dane hakk1 olan anne arac1l1g1ylad1r. Erkek karde~ k1z1nin bag1 ise h1dane hakk1
olmayan birisi aracll1g1ylad1r. Dolay1s1yla da hala h1dane hususunda hak sahibi
olmaya daha lay1k gorulur.
<;ocuk -ister k1z ister erkek olsun- kendi ba~ma yiyip-ic;meye ve
elbiselerini giymeye ba~lad1g1 zaman anne ve ninelerin d1~mdakilerin
h1dane hakk1 kalkar.
c;:unku k1z c;ocugunu annenin veya buyuk annelerin yaninda b1rakma, ev [5/212]
i~lerinibgrenmesi ic;indir. Bu da c;ocugu hizmet ettirmekle mumkundur. Anne ve
buyuk annelerin c;ocuga hizmet ettirme hakk1 vard1r. Yukarda belirtilen diger
yak1nlann1n hic;birinin c;ocugu c;al1~t1rma hakk1 yoktur. I~ bgrenmesi de ancak
hizmet ettirmekle mum kl.in olacag1 ic;in, c;ocuk diger yak1nlanndan al1n1r.
Anne veya buyuk annelerin yan1ndaki erkek c;ocuk art1k kendine bakar
duruma gelince, k1z c;ocuk da ergenlik c;agina ula~1nca, diger yakinlann1n yan1ndaki
k1z c;ocuk da kendi ihtiyac;lann1 kendi gbrur duruma gelince hak babaya gec;er.
Baba yoksa hak, baba tarafindan olan ninelere, sonra ana-baba bir erkek karde~e
daha sonra da baba bir erkek karde~e intikal eder. c;:unku c;ocugu kendi yuvas1na
alma yetkisi, bundan sonra asabe olmaya gbredir. Ebedl olarak evlilige engel
olacak derecede yak1n kan bag1 olan akrabalardan hangisi asabelikte digerinden
daha bnde ise, c;ocugu almada, oncelik hakk1na sahip olan odur.
Bolumun ba~1nda asabelerin s1ralamas1n1 ac;1klam1~t1k.
Amca oglunun c;ocugu alma hakk1 yoktur. c;:unku o da yakinlardand1r. Arna
bu yak1nl1k, c;ocukla arasinda evlenme engeli dogurmaz. c;:ocuk k1z c;ocugu olunca,
yan1na verilen amca oglunun ona kar~1 cinsel duygular beslemeyeceginden emin
olunamaz. Bu yuzden, amca oglu en yakin asabe (baba taraf1ndan akraba) oldugu
zaman, amca k1z1n1 evlendirme hakk1na sahipse de, k1z c;ocugu h1dane amac1yla
ona verilmez.
336 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
K1z c;ocuguna gelince, eger bakire ise erginlik c;ag1na girdikten sonra baba
Ergenlik ~agma
gelen klZln yanina alma hakk1na sahiptir. c;:unku bakire bir k1z, erkekler konusunda
velisi yamnda deneyimsizdir. Kolayca kand1rilabilir. $ayet dul ise, bag1ms1z oturma hakk1 vard1r.
tutulmas1
c;:unku erkekler hakk1nda deneyim sahibidir. Onlann hilelerini, duzenlerini ve
tuzaklann1 ogrenmi~tir. Dolay1s1yla babanin erginlik c;agina girmi~ ve dul olan k1z1n1
yan1nda kalmaya zorlama yetkisi yoktur. c;:unku onun uzerindeki velayet hakk1,
erginlik c;ag1na girmesiyle kalkm1~t1r. Aldatma ve fitnelere hedef olabilecegi ic;in
bakire olan k1z1n1 yaninda tutma hakk1 devam eder. Bu tehlikeler dul olan ic;in pek
yoktur.
Bu konuda dayanilan delil, ResOlullah (s.a v.)'1n ~u hadlsidir:
193
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/2; Ebo DavOd, Diyat 8; Nesa1, Kasame 4; lbn Hibban, Sahih, Xlll/358;
Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Vl/99; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/456.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _337
"Dul kadm kendi hakkmda karar vermeye velisinden daha faz/a hak
sahibidir," buyurulmu~tur .
195
194
Abdurrezzak, Musannef, Vl/145; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/334; EbO DavOd, Nikah 24; Nesai,
Nikah 31; lbn Hibban, Sahih, IX/399; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vll/118; Zeylei, Nasbu'r-raye,
111/183.
195
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/219; Muslim, Nikah 67; EbO DavOd, Nikah 26; Nesai, Nikah 32; lbn
Hibban, Sahih, IX/398; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/183.
338 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Bakire k1z c;ocugu ergenlik ya~1na girip de zeka ve belli bir fikir olgunluguna
sahipse; erkek karde~i veya amcas1 da korku duyulan zay1f ahlakl1 kimseler ise,
guven duyulan bir yere yerle~mesi konusunda serbest b1rakll1r. cunku bakire bir k1z
c;ocugunun velilerinin yaninda kalmas1, aldat1lma veya ~ehvet du~kunlugu
nedeniyle bir fitneye maruz kalmas1ndan korkuldugu ic;indir. Onun ergenlik ya~1na
ula~mas1, zeka ve akll olgunlugu kazanmas1 durumunda bu korku ortadan kalkar.
"Kim bir anne ile c;ocugu birbirinden aymrsa, Allahu Tea/a da kwamet
gununde onu sevdiklerinden ay1rsm," buyurmu~tur.
196
196
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/412; Tirmiz1, BuyO' o ~; Hakim, Mustedrek, 11/63; Taberan1, el-
Mu'cemu'/-kebir, IV/182; Beyhak1, es-Sunenu'/-kUbra, IX/126; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/35.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 339
Hasan el-Basrl (rh.a.)'ye gore, eger ev, kad1nin evi ise kocanin giydigi elbiseler
d1~1nda butl.in mallar kadin1nd1r. Yok, erkegin evi ise o zaman da butl.in mallar
erkegin mal1d1r. ~unku ev sahibin evinde bulunan mallardaki zilyedligi (elinde
bulundurma ve hakimiyetinde olma), ba~kalann1nkinden daha guc;lu ve belirgindir.
Diger yandan kad1n, surekli olarak evde oturan ki~idir. Bu yuzden ona,
"oturgan" anlamina, "kalde/ i.W" denilmi~tir. Ev de onun olunca, i<:;indekilerle
birlikte, onun elinde say1l1r. Mutlak bir mulkiyet davas1nda gec;erli soz, zilyedin
(mal1 elinde bulunduranin) sozudur.
Butl.in mallann kocaya ait oldugunu soyleyenler bunu ~oyle ac;1kl1yorlar:
Kad1n, kocan1n elindedir. Bu yuzden kad1n1n evinde olan mallar da ayn1 ~ekilde
kocan1n elinde demektir. Gormez misin, ev sahibi kocad1r. Ev ona nisbet edilir
(baglan1r). Bunun i<:;indir ki, iki kimse bir kad1n1n kendi e~i oldugunu iddia etse ve
her ikisi de onun kendi han1m1 olduguna dair delil getirse, kad1n bunlardan
hangisinin evinde ise onun delili gec;erli sayi11r. Bu mesele i~<:;i ile dukkan sahibinin
dukkanda bulunan mallar hakkindaki ihtilaf1na benzer. Gec;erli soz dukkan
340_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsfit
sahibinin sozudur. Sadece uzerinde bulunan elbiseler i~c;:iye ait sayi11r. Ozerinde
durdugumuz mesele de bunun gibidir.
"ButLin ewalar aralannda yan yanya bolu~ulur" diyenler, ewada hak sahibi
olma nedeninde taraflann e~it oldugunu soylerler. (unku her ikisi de ayni evde
oturmaktad1r. Ev ve ic;:indekiler her ikisinin zilyedligindedir. Davalar ve
anla~mazl1klarda ~uphelere itibar edilmez.
Gormez misin bir ayakkab1c1 ile attar (kokucu, igne iplikc;:i) , ellerindeki
ayakkab1 veya attariye ewas1 uzerinde anla~mazl1ga du~seler, bu ewa her ikisinin
de zilyedliginde ise aralannda yan yanya bolu~ulmesine hukmedilir. (unku insan
bir ~eyi kimi zaman kullanmak ic;;in edinir; kimi zaman da ticarl amac;:lar ic;:in elde
eder. Burada da durum boyledir.
Ayrllan e~lerden hangisine ait oldugu anla~llamayan mallar, bunlar aras1nda
bolu~tLirulur, diyenler ~oyle derler: Onlardan her biri ic;:in kendisine uygun alanda
bir c;:e~it tercih nedeni vard1r. Belirgin olan, o bunu kullanmak ic;:in edinmi~tir. Bu
nedenle o tercih edilir.
Bu mesele, bir ev sahibinin ic;:inde oturanlarla, evin tavanindaki, uzerindeki
nak1~lan tavandaki diger tahta levhalann nak1~lanna benzeyen, bir tahta levha
hakk1ndaki anla~mazl1gina benzer. Burada soz, durum ac;:1kc;:a kendisini tasdik ettigi
ic;:in ev sahibinin sozudur. Eger levha bu nitelikleri ta~1m1yorsa o zaman, diger
e~yalar gibi evde oturanin sozu ustLin tutulur.
E~lerden birisinin blumu durumunda ev ewas1nin payla~1m1 ile ilgili gbru~ler E~lerden
birisinin olumu
ise ~byledir. durumunda ev
e~yasmm
Muhammed (rh a )'e gore; kocanin blumu durumunda, mirasc;1lan kocanin
bolu~umu
yerini al1rlar. Yine hangisine ait oldugu anla~ilamayan mallarda sbz, hayatta iken
kocan1n sozu oldugu gibi o oldukten sonra da mirasc;1lar1nin sbzudur.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore; e~lerden hayatta kalanin ev ewasindaki hakk1
mirasc;1lardan daha bncedir. (unku mirasc;1n1n zilyedligi, ancak miras b1rakanin
olumunden sonra sabit olur. Kullanma uygunlugundan dolay1 daha guc;lu olan
zilyedlik tercih nedeni oldugu gibi zilyedligin daha once olmas1 da bir tercih
nedenidir.
Diger yandan hayatta kalan e~in zilyedligi kendi zilyedligidir. Mirasc;1n1nki ise,
miras1 b1rakan kimsenin zilyedliginin yerini alan bir zilyedliktir. Boyle bir tercih
tUrunde de kime daha uygun oldugu ay1rt edilemeyen mallar, hayatta kalan
hangisi olursa olsun ona aittir.
Ewa aras1nda ticaret mallan varsa, koca da bu mallann ticareti ile ugra~1yorsa
onlar kocaya ait sayi11rlar.
Astarl1 cubbeler, deniz hayvani kilindan ve bukulmu~ ibri~imden yap1lm1~
elbiseler, cubbeler erkeklere aittir. (unku bu tip elbiseler kad1nlar taraf1ndan degil,
erkekler tarafindan kullanil1r.
Uzun kollu kurk ve uzeri c;izgili gbmlek ... hem erkegin hem kadin1n olabilir.
E~lerden birisi bzgur, digeri kale veya mukateb olursa, ev ewas1, EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore bzgur olana aittir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a.)'e gore daha bnceki bblumde ac;1klad1g1m1z
gibi, kan kocadan birisi bzgur oldugu zaman da, ikisi de bzgur olduklan zaman da
hukum ayn1d1r. Ancak e/-Camiu's-sagir'de bu ihtilaf, ac;1k olarak ifade edilmi~tir.
EbO YOsuf ve Muhammed (rh a )'in gbru~lerinin deli Ii ~byledir: Zilyedlik
iddias1nda kale, ozgur ile ayn1 kabul edilir. (unku kblenin zilyedligi de gec;erlidir.
Gbrmez misin bir kale ile bzgur bir kimse ikisinin de zilyedliginde bulunan bir mal
hakk1nda iddiala~salar, mal aralannda yan yanya payla~t1nl1r. Ozgur olan kimsenin
zilyedligi bzgur olu~u nedeniyle tercih edilmez. Bu mesele de onun gibidir.
Ancak EbO Hanlfe (rh.a.) ~byle demektedir: Ozgur olan1n zilyedligi daha
guc;ludur. (unku bu, mulk zilyedligidir. Kolenin zilyedligi ise, mulk zilyetligi
degildir.
Bu meselede zilyedligin daha guc;lu olmas1, bir tercih nedeni olunca, ki~inin
bu eway1 kullan1ma daha uygun olmas1 da tercih nedeni olur. Diger davalarda ve
has1mla~malarda ise durum boyle degildir.
342 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Burada ozgur olanin, ozgur olu~u nedeniyle zilyedligi daha gu~lu oldugundan
onun taraf1 tercih edilir. Bunun a~1klamas1 ~oyledir. Ozgur olan kimsenin zilyedligi
kendi adina zilyedliktir. Kolenin ki ise bir a~1dan efendisinin ad1na olan bir
zilyedliktir. Onceden a~1klad1k ki burada tercih, ozgur kimsenin zilyedligi kendi
zilyedligi oldugu i~indir. Onlardan birisi oldugu zaman da hukum boyledir.
E~lerdenbirisi kafir digeri ml.isll.iman ise, mi.isll.iman ve kafir ev
[5/216]
e~yasmdaki haklar konusunda e~ittirler.
<::unku mulkiyet edinme haklan ayni gu~tedir. Her birinin zilyedlikleri kendi
ad1nad1r. Mulkiyet ifade eden bir zilyedliktir. Hak etme nedeninde de e~ittirler.
Mallar hakk1nda aralanndaki nizala~man1n evlilik durumunda veya aynlma
meydana geldikten sonra olmas1 aras1nda bir fark olmad1g1 gibi, ayrllma nedenleri
ne olursa olsun -ister koca taraf1ndan isterse han1m taraf1ndan gelsin- duruma bir
etkisi yoktur.
Cariye olan e~. ozgur k1l1nm1~ ve cariye iken evlendirildigi kocasindan
aynlmay1 tercih etmi~se, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, ozgur kll1nmadan once evde
bulundugu bilinen e~yalar, kocaya aittir. Bu durum, t1pk1 ozgur olmadan once
aralannda mallar konusunda anla~mazl1k ~1kmasina benzer. Kad1n ozgur olduktan
sonra ve aynlmay1 tercih etmeden once yapllan ilaveler, bo~anma konusunda
a~1klad1g1m1z gibidir. <::unku kad1n1n zilyedligi, ozgurluge kavu~mas1yla gu~lenmi~
ve ozgur kll1nd1ktan sonra elde ettiklerinde erkegin zilyedligine e~it duruma
gelmi~tir.
Bir kimse olse ve onun miraS'i;llan hammma; "O hayatta iken seni li'i;
bo~amayla bo~am1~t1" diyerek, ondan erkege mi yoksa kadma m1 ait
oldugu ay1rt edilemeyen bir mah almay1 isteseler, bu iddialannda tasdik
edilmezler.
Bu aynntll1 meseleden sbz eden EbO Hanlfe (rh.a )'dir. 0 der ki: Kan-koca
aras1ndaki aynl1k bo~ama yoluyla meydana gelmi~se hangisine ait oldugu
anla~llamayan mallarda sbz, kocan1n sozOdOr. OIOm nedeniyle meydana
geldiginde sbz, ic;lerinden hayatta kalan1n sbzOdOr.
Diger yandan burada mirasc;ilar nedeni ac;1klanamayan bir bo~ama iddia
ediyorlar. Delil olmadan bu husustaki sbzleri kabul edilmez. Gbrmez misin onlar bu
dava ile han1m1n miras almas1na engel olmak isteseler, bu husustaki sbzleri kabul
gbrmez.
Aynca boyle bir durumda kocas1n1n kendisini bo~ad1g1n1 bilmedigine dair
Allah'a yemin ederek onun sbzO kabul edilir. c;:onkO o, bo~anman1n oldugunu
ikrar etse bu kendisini baglar. lnkar ettigi zaman yemin etmekle yOkOmludOr.
Ancak ba~kasinin yapt1g1 bir i~ hususunda yemin etmek, ancak o sahada bilgisi -
olmad1g1na dair olur.
Kocan1n sagl1g1 yerinde iken onu Oc; bo~amayla bo~ad1g1, sonra bldOgO
biliniyorsa veya blOm db~eginde iken Oc; bo~amayla bo~am1~ da kad1n iddetini
bitirdikten sonra blmO~se, kime ait oldugu ay1rt edilemeyen mallar hakk1nda sbz,
mirasc;1lann sbzOdOr. c;:onkO kad1n bu bo~amayla art1k yabanc1 biri olmu~tur. ~ayet
ay1rt edilemeyen mallardaki anla~mazl1k, bo~amadan sonra olsa bu hususta gec;erli
sbz kocan1n sbzOydO. Dolay1s1yla onun olOmOnden sonra gec;erli sbz de mirasc;llann
sbzOdOr.
Koca, kad1n1n iddeti bitmeden once olOrse, bu tip mallar kadin1n sayi11r.
c;:onkO blOm db~eginde iken yapilan bir bo~ama, iddeti bitmedigi sOrece han1m1
yabanc1la~t1rmaz. Gbrmez misin kadin iddet beklerken kocas1 oldOgOnde
aralanndaki evlilik ilgisine dayanarak miras al1r. Burada, evliligin bo~ama yoluyla
sona ermesi ile, blOm nedeniyle sona ermesi aras1nda fark yoktur. Bundan
dolay1d1r ki kime ait oldugu bilinemeyen mallarda sbz, kadinin sbzOdOr.
Kan-koca her ikisi de kole, mOkateb veya gayrimOslim olsalar ev ewas1
konusundaki sbzlerinin gec;erliligi, mOslOman ve bzgur kan-kocada nas1lsa byledir.
c;:onkO bu, davalarla ve has1mla~malarla ilgili bir konudur. GayrimOslimler ve
[5/217]
kbleler de bu konuda ozgOr MOslOmanlar aras1ndaki diger has1mla~malarda
oldugu gibi e~ittirler.
Dogrulan en iyi bilen Allah 't1r. Doni.i~ ve van~ O'nad1r.
344 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
HANIMLAR ARASINDA TAKSIM (GUN PAYLA~IMI)
Hammlar Birden c;ok kad1nla evli olan erkegin, han1mlan aras1nda taksimde (gece
arasmda e~it
davranmanm payla~1m1nda) adaletli davranmas1 gerekir. Bu, Kitap ve Sunnet ile sabittir. Kitaptan
delilleri
delili Allahu Teala'n1n ~u buyrugudur:
Ahkamu '/-Kur'an da belirtildigine gore, $afil (rh a); ayetin anlam1nin, "aileniz
haddinden fazla c;ogalmasin" demek oldugunu soyler.
Bu, ilk donem (selef) alimlerinin gbru~une ayk1nd1r. Onlardan nakledilen
anlam; " meyletmeyiniz" ~eklindedir.
$afil'nin (rh.a.) bu gbru~u, sbzluk ac;1sindan da yanl1~t1r. c;:unku burada
kastedilen, ailenin c;oklugu olsayd1 I~ ~ "kadin edinmeyin" denilirdi. c;:unku bir
kimse bir ?eye meylettigi zaman, sozlukte buna J~ = "ale", ailesi ve c;ocuklan
olunca da J~i = "eale" denir. Bu g6r0?, anlam bak1mindan da yanli?t1r. Ayette
bbyle bir haks1zl1ktan korkuldugu zaman bir hanimla yetinme ve -ac;1klam1~
oldugumuz gibi- cariye edinme emrediliyor. Ailenin c;ok olmas1 ve onlann
nafakalanyla yukumluluk evlilik yoluyla mumkun oldugu gibi, cariye edinmekle de
mumkundur. Ancak cariye edinme durumunda, gecelerin payla?1m1nda e~itlik
ilkesine uymak zorunlu degildir. Sunnetten deli I de Ay?e (r a )'dan nakledilendir.
T
s ..
fLj ~ 4111 ~ ~1 0
... "1. , , ... • , , , , " " 1:l
197
Ebo DavOd, Nikah rv; Da rim1, Nikah 25; Hakim, Mustedrek, 11/204; Beyhaki, es-Sunenu 'l-kubra,
Vll/298; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11 11204.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 345
EbQ Hureyre (r.a.)'nin rivayet ettigi bir hadiste ResQlullah (s a.v.) ~oyle
buyu rm u~tu r:
h • ..:.L.
U- -- -
l>-1J- ~l;.Qj1 - ·-
- - - i Y-
;1.>. r ~i1 ,_/· u;.1:i.;.1. J-1. JW .:.i~
- ·- ·:
- . J.J :J ..:Jts ,y
! -
"/ki e?i olup da taksimde birisini ihmal ederek digerine mey/eden bir kimse
kiyamet gunu bir taraft egik o/arak huzura gelir. " 198
Diger yandan bir kimsenin han1mlan kendisine tabidir. Onun gbzetmekle
yukumlu oldugu kimselerdendir. Gbrmez misin onlan korur, nafakalann1 saglar.
Her ybnetici, ybnetimi altindakiler hakk1nda adaletli olmakla emrolunmu~tur.
ResQlullah (s.a v );
... J J f,J J li,,
~):.;. Jp ~j ~) f-'15
799
"Hepiniz bir r;obanstntz ve maiyetinizdekilerden sorumlusunuz. " hadlsiyle
buna i~aret etmi~tir.
Bu geri;egi bgrendikten sonra deriz ki; Ozgur veya kole bir kimsenin iki ozgur
han1m1 olsa, her birinin yaninda bir gun bir gece kal1r. Dilerse her biri ir;in ur; gun
de belirleyebilir. ~unku onun uzerindeki hak, e~itligi saglamakt1r. Nbbet suresini
belirlemede ser;im yapma ona aittir.
E~ler
aras1nda bngbrulen e~itlik; arkada~l1k, sohbet ve kayna~ma ir;in yan1nda
gecelemektir. Cinsel ili~ki bu kapsamda degildir. ~unku bu, insan1n, arzulu olup-
olmamas1na bagl1d1r. Bu konuda e~itlik saglamas1 mumkun olmayabilir. Bu bir r;e~it
gbnulde duyulan sevgiye benzer. "E?'as b. Hakem 'den (r.a.) rivayet edilir ki,
ResO/ullah (sa.v.) kendisiyle gerdege girdigi gun Ommu Seleme (r.a.)'ye;
[5/218]
"Arzu edersen senin yantnda yedi gun kal1r digerlerine de yedi?er gun
belirlerim "buyurmu~tur.
200
Baz1 rivayetlerde; "Arzu edersen Qr; gun kaltr digerlerine de ur;er gun tayin
ederim," ilavesi vard1r. Bir ba~ka rivayette de; "Dilersen yantnda Qr; gun ka/1r
sonra digerlerini dola?mm," buyurmu~tur.
198
lbn Eba ~eybe, Musannef, IV/37; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/295; Nesa1, l~retO'n-nisa 3; lbn
Mace, Nikah 47; lbn Hibban, Sahih, X/7; Beyhak1, ?uabu'l-iman Vl/413.
199
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/5, 54; Buhar1, Cuma 11, ltk 17; Muslim, lmaret 20; Eba Davad, Harac
1; Tirmiz1, Ci had 27; lbn Hibban, Sahih, X/342; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, V/374.
200
Abdurrezzak, Musannef, 111/542; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/295; Muslim, Rada 41; Eba Davad,
Nikah 33; lbn Mace, Nikah 26; lbn Hibban, Sahih, X/1 O; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/204.
346 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Gun Alimlerimiz bu hadlsi esas alm1~t1r. Gun payla~1m1nda ister bakire olsun ister
payla~1mmda
e~ler e~ittir
dul, yeni e~le eski e~. aras1nda bir fark yoktur, demi~lerdir.
$afil (rh.a) der ki; yeni evlendigi e~ bakire ise yedi gece, dul ise ur; gece onun
yaninda kalarak digerlerine tercih eder. Bundan sonra obur e~lerle onlann
nobetlerini de e~itler.
$afil'nin (rh a) dayand1g1 deli I, EbO Hureyre (ra )'nin naklettigi ~u hadistir;
.;.,')G .'
•
,!11 -
;•: .J~~
•- ,c- 11 j ;,~~
"Bakire kadm yedi gun, du/ ise ur; gunle digerlerinden usWn muamele
gorur. "207
Biz Hanefllerin gecelerin payla~1minda yeni ve eski e~ler aras1nda e~itlik ir;in
dayand1g1 deliller ~unlard1r: E~ler aras1nda e~it davranma gerekliliginin nedeni bir
erkegin nikah1 alt1nda toplanmaland1r. Bu da akdin yap1lmas1yla gerr;ekle~mi~tir.
Eger ir;lerinden birisini tercih etmek gerekseydi, yan1nda daha r;ok kalmak ir;in
eskinin ser;ilmesi gerekirdi. (unku kendisine kuma getirildigi ir;in onun duyacag1
yaln1zl1k ve burukluk daha fazlad1r. Boyle bir durum genellikle onu k1rg1nl1k ve
k1zginl1ga surukler.
Diger yandan ger;mi~ hizmetleri nedeniyle eski e~ine kar~1 sayg1 ve hurmet
daha r;ok olmal1d1r. Nitekim
"· -,•
...,. ?
. ,, . "~...
Jj 1<::"1 -· jj.L~ IC::'I
~ - t..(""J 0
~'
· - - • ~
"Her yenide lezzet, her eskiye kar:;t ise saygt vardtr," sbzu sbylene gelen bir
atasozudur. 202
201
Buhar1, Nikah 101; Muslim, Rada 44; Ebo DavOd, Nikah 33; Tirmiz1, Nikah 41; Tahav1, ~erh-u
meani'/-asar, 111/28; Beyhak1, es-50nen0'/-kubra, Vll/302; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/204.
202
EbO'l-Fazl Ahmet b. Muhammed el-Meydan1 en-Neysab0r1, Mecmau'/-emsa/, 11/257.
Nillah Kitaln _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 347
~afillerin deli! sayd1g1 "bakireye yedi gun ay1rma" ile ilgili hadisin ifade ettigi
anlam; ana diger e~lerden fazla zaman ay1rmak degil, han1mlara zaman ay1rmaya
anunla ba~lamak kastedilmi~tir. Nitekim Ommu Seleme (ra.) hadlsi bunu gosterir.
Orada "Arzu edersen yanmda yedi gun ka/1r, digerlerine de yedi~er gun aymnm"
buyurulmu~tur. Yine, "Dilersen yamnda uc; gun ka/1r sonra digerlerini dola~mm,"
buyrugu da "anlardan her birine de ayni ~ekilde yanlannda uc; gun kalacag1m1
haber veririm" demektir. Biz de bunu soyluyaruz.
Kaea her yenide varl1g1 kabul edilen lezzet nedeniyle s1raya yeni e~le ba~lar.
Ancak ana ay1rd1g1 gun kadar her hanima da gun ay1rarak e~itligi saglamakla
yukumludur.
Mi.isli.iman, gayrimi.islim, heni.iz erginlik ~agma yakla~m1~ ama ergin
olmayan, ak1I hastas1 ve ergin ... buti.in hammlar taksim hakk1 hususunda
e~ittirler.
Bir kacanin e~lerden birinin yan1nda, digerlerinin yaninda kald1g1ndan daha E~lerden
birinin izni
fazla kalmas1 dagru degildir. Ancak hanimlardan birisi kendi hakk1ndan feragat
ile digerinin
edrerek kacaya izin verirse bu caiz alur. Nakledildigine gore, yanmda
fazla
~~ ~ u~~t ~ J~ ~1 ..;r!'.) ~~ ~ J 0fa 0r ~JO J ~;~ 0~l:.1 kalmak
r-Lj
~ ~l J- ~ J:;.. Le J 0~
"ResOIUl/ah (s.a. v.) hastaltklan strasmda Ay~e (r a) 'nin evinde kalmak ic;in
e~lerinden izin istedi. Onlar da izin verdiler. ROhu teslim a/mmcaya kadar da onun
evinde kaldt. " 203
Aynca bu alay, sagl1kl1 e~in ve hasta e~in gun dagli1m1 kanusunda e~it
alduguna delildir. (unku Resulullah (sa v ), hastailg1n1n ilk donemlerinde nobeti
s1ras1nda her bir e~inin yaninda bulunuyardu Takatten du~up evden eve gec;meye
guc; yetiremez duruma gelince, Ay~e (r a )'nin yaninda kalmak ic;in anlardan izin
istedi. Bu da hasta ile sagl1kl1nin bu kanuda farkil almad1g1na delil aldugu gibi, izin
alind1ginda ic;lerinden birisinin yan1nda kalabilecegine de delildir.
Cariye, mukatebe (para kar~1ilg1 ozgurluk anla~mas1 yapm1~ cariye),
mudebbere (kendisinin olumunden sanra efendisinin ozgurluk vaat ettigi cariye)
veya ummuveled (efendisinden c;acugu alan cariye) alan bir kad1n, bir kimsenin
han1m1 iken, kacas1 anun uzerine ozgur bir kad1nla evlense, ozgur kad1n ic;in iki
gun, cariye ic;in bir gunluk nobet belirler. Buna deli! Ali (ra )'1n daha once
naklettigimiz hadlsidir. Bu hadlste: ~I <;)Uj ~I ~ .:it±i1 ~_;.;.j.lj "Ozgur hamm
203
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/34; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/34; Buhar1, VudO 45, Muslim,
Salat 91; Ebo DavOd, Nikah 37; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vll/74.
348 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
ic;in uc;te iki, cariye a/an hantm ic;in uc;te bir gun belirlenerek taksim yaptltr,"
denilir. 204
Ayrica cariye olan han1m1n helal olu~u. ozgur bir han1m1n hakk1n1n yaris1d1r.
[5/219]
Gun taksiminde hak belirlenmesi ic;in muteber olan da bu orand1r. Mukatebede,
mudebberede ve ummuveledde de kolelik devam etmektedir.
Yolculuk
Bir kimse hammlanndan birisi ile Hacc i~in veya ba~ka bir ama~la
s1rasm yolculuga ~1ksa, yolculuktan doni.ince diger hamm, yolculuk s1rasmda obi.ir
da giin
payla~1m1
hammla ne kadar gi.in birlikte olduysa o kadar da kendisinin yanmda
kalmasm1 istese, ona boyle bir hak tanmmaz. Kocanm diger e~le yolculuk
s1rasmda ge~irmi~ oldugu gi.inler bu hesaba kat1lmaz. Yeniden aralarmda
adaletli bir payla~1m yapar.
Boyle bir durumda soz iki noktada toplanir:
1- Biz Hanefllere gore e~ler aras1nda kur'a c;ekmeye gerek kalmadan koca
onlardan diledigiyle yolculuga c;1kabilir.
$afil (rh.a.)'ye gore koca diledigi gibi hareket edemez. E~ler aras1nda kur'a
c;ekme_k zorundad1r. _Bir hadlste Ay~e (r a); t)l 1~..A..... ~1) l;J Z;l5 j ~ :.111 rL ~I J.;,
··w.I LA 1. ~ ··LP! -i1 0->11 · ~·'i1 .:·w.l - 1~· ; :.»1 - · G~ .;jli ~L..; ,..
i..F ~ ...r-. o..F' •.r--- cl r ~ .J - Lr.'J · .. - .:.d.
"ResOlullah (sa v.) yolculuga c;1kmak istedigi zaman e~leri arasinda kur'a c;ekerdi.
Ba~1ma gelenlerin geldigi (Ay~e (r.a)'nin iftiraya ugrad1g1) o yolculukta da kur'a
benim pay1ma c;1km1~t1," diye anlatir. 205
Bu meselede biz Hanefllerin delilleri ise ~oyledir: Kocan1n yolculugu s1ras1nda
kad1nin s1ra hakk1 yoktur. Gormez misin koca, e~lerinden hic;birisini yanina
almadan da yolculuga c;1kabilir. Dolay1s1yla yolculuk s1ras1nda aralarinda e~it
davranma gibi bir ko~ul yoktur. Evet, ResOlullah (s av) yolculuga c;1karken han1mlar1
aras1nda kur'a c;ekerdi. Arna bunu bir zorunluluktan dolay1 degil e~lerinin gonlunu
ho~ tutmak, her hangi birine meylettigi tohmetini kendisinden uzak tutmak ic;in
yapard1. Biz de bunu soyluyoruz. Bu, koca ic;in mustehapt1r.
2- Biz Hanefllere gore, koca e~lerden bir k1sm1 ile yolculuga c;1km1~sa,
donduklerinde diger e~lerin yolculukta gec;en surenin dikkate al1narak, ayn1 surenin
kendilerine de ayrilmas1n1 isteme haklari yoktur.
$afil (rh.a.) der ki: Kaea eger han1mlar arasinda kur'a c;ekmeden onlardan bir
k1sm1yla yolculuga c;1karsa, yolculuk s1ras1nda gec;en sure kadar bir sureyi diger
han1mlara da taninmas1 gerekir. Bu hukme, kocanin kur'a c;ekmek ve kur'as1 c;1kan
e~i, birlikte gotl.irmek zorunda oldugu prensibini esas alarak vam. Eger bu ~ekilde
yapmam1~sa yolculukta gec;en sure, birlikte oldugu e~in nobetinden say1l1r.
204
Muvatta, Nikah 1117; Abdurrezzak, Musannef, Vll/265; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/204.
205
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/194; Buhari, $ehadat 30; Muslim, Tevbe 56; Ebo DavOd, Nikah 37;
lbn Mace, Nikah 47; lbn Hibban, Sahih, X/13; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/205.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 349
~unku koca, bu davran1~1yla edepte kusur etmi~, yapmas1 haram olan bir i~
yapm1~t1r. Bu zulumdur. Bu nedenle cezaland1nl1r ve adil davranmakla emredilir.
Bir erkegin yanmda olan e~i ya~lanm1~sa, koca onun yerine geni; bir [S/ 2201
harnm almak isterse, eski e~i durumu ogrenip kendisini nikahmda
tutmas1rn, diger harnmla evlenirse onun yanmda birkai; gi.in, kendi
yanmda bir gi.in kalabilecegini soylese, koca bu ko~ulu kabul ederek
evlense, bu anla~ma caizdir.
Buna delil;
.!.
i: i~
·i ' ~'i.:JL>..L:..~it
~ .. - ~.
1 - --h - ~ ~ W.1 -~1 ·t 1~ ! 11 < 1 •~ : ..:J~';l- ·101 - ~
~ L. . .F - .J .Jr-' ~ CJ'!. r , l.J 1'
"Eger bir kadm kocas1mn gec;:imsiz!iginden yahut, kendinden yuz
c;:evirmesinden endi~e ederse,aralannda bir sulh yapma!annda onlara bir
gunah yoktur." (en-Nisa 4/128)
Ozgur olan e~in yaninda bir gun kald1ktan sonra cariye olan e~ ozgurluge
kavu~sa, ozgur e~in yanindan ozgurluge kavu?an e~in yanina gec;:er. Cunku
ozgurluge kavu~an e~ de ozgur e?le e?it duruma gelmi~tir . Ozgurluge kavu~an e?,
ozgur olan e~le e~it duruma geldikten sonra, art1k koca herhangi bir nedenle
onceden ozgur olan e~ini gun taksiminde daha ustUn tutamaz.
NillahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3Sl
Tek bir e~i olan adam, geceleri namaz k1hp gi.indi.izleri oruc; tutacak Evli bir
adamm gece
olsa, e~i bu durumdan ~ikayetc;i oldugunda, e~iyle birlikte gecelemesi ve ve giindiizleri
onun hakkm1 yerine getirmesi ic;in oru~ tutmamas1 emredilir. ibadet etmesi
Bize ula~an rivayetlere gore Omer (r.a ), Ka'b b. Sur' a bbyle bir kari koca
aras1nda hukmetmesini sbyledi. 0 da; "Bu e~i dart e~ten biri gibi kabul ediyorum.
Oc_; gece ve gunduzu diger e~lere, bir gece ve gunduzu de ona tahsis ediyorum,"
diye cevap verdi.
Bu haberin hikayesi ~byledir : Bir kadin Omer (r.a)'e gelerek; "Benim kocam
gunduzleri oruc_; tutar, geceleri namaz kilar," dedi. Omer (r.a) de; "Kocan ne iyi bir
insanm1~," diye cevap verdi. Kad1n ayni sbzleri tekrar ettikc_;e Omer (ra) da ayni
cevab1 vermeye devam etti. Bunun uzerine Ka'b b. Sur "-Ey mu'minlerin emiri ! Bu
kadin kocas1n1 ~ikayet ediyor. Kocasin1n kendisiyle ilgilenmedigini sbyluyor," dedi.
Onun bu anlay1~ ve zekas1 Omer (r.a.)'in ho~una gitti ve ona; "Aralarinda sen
hukmet," dedi . Kab (r a) da daha once and1g1m1z ~ekilde hukmetti. Bunun uzerine
Omer (r a.) onu Basra kad1l1gina atad1.
Zahiru'r-Rivaye'de bu konuda ~byle denilmektedir: Boyle bir han1m ic_;in, her [5/221]
dart gunden biri kesin olarak belirlenmi~ bir hak degildir. Ancak kocaya onun
gbnlunu ho~ tutmas1, zaman zaman yaninda gecelemesi emredilir.
Hasan b. Ziyad (rh.a.), Ebu Hanlfe (rh a )'nin ~byle dedigini nakleder: "Bir
kimsenin tek hanim1 olsa ve bu kimse, gunlerini devamli oruc_; ve namazla gec_;irerek
veya cariyelerle du~up-kalkarak onu ihmal etse, han1m da bu durumdan davac1
olarak hakime ba~vursa, hakim her dart geceden bir geceyi bu kad1n1n hakk1
olarak belirler."
Burada dayand1g1 deli I Ka'b b. Sur' (r a) hadisidir. Ayrica koca, uc_; han1mla
daha evlenerek kad1n1n diger uc_; gundeki hakkin1 du~urme yetkisine sahiptir. Onun
hakk1n1 bundan daha fazla du~urme yetkisi ise yoktur.
Zahiru'r-Rivaye'deki hukmun anlam1 ~udur Gun taksimi ve adaleti saglama,
ba~ka han1mlarla s1ra ve e~itlik sorunu oldugu zaman gereklidir. Burada ise
nikah1nda tek e~ olduguna gore bbyle bir sorun yoktur. Gbrmez misin bu kimsenin
nikah1 alt1nda dart e~ olsayd1, bunlardan her biri ic_;in bir gun belirlenip, bu kimse
sonsuza kadar nafile namaz kil1p nafile oruc_; tutmayacak m1yd1? Ramazan orucu ve
digerleri de eda edilmeyecek miydi? Boyle bir hukum elbette hie_; bir anlam ifade
etmez. Dogru olan, kocanin han1m1na yak1nl1k gbstermesi, zaman zaman onunla
beraber bulunup kayna~mas1nin emredilmesidir. Ancak bu zaman ay1nm1 belirli
surelerle s1nirland1nlamaz. Boyle olmas1 gerekir c_;unku, diger han1mlarla
nbbetle~mede koca diger han1m1n yaninda kalirken, diger hanim k1skanma ve bfke
duyacag1 ic_;in, koca hanimlar aras1nda e~itlik saglamakla yukumludur.birden c_;ok
hanim olmad1g1 zaman, bbyle bir sorun ya~anmaz.
352_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir kimse birisinin yanmda bir gun, digerinin yanmda iki gun kalmak
ko~uluyla iki hanimla evlense, daha sonra yanmda bir gun kalacag1 hanim,
aralannda e~it davranmasm1 isteyebilir.
Daha once ar;1klad1g1m1z gibi bu kadin1n ger;en sure ir;inde e~it
davranilmamasina nza gostermesi, kendisini gelecek gunlerde baglamaz.
Diger yandan boyle bir ko~ul, lslamin hukmune ayk1nd1r ve ger;ersizdir.
ResOlullah (s.a.v.);
206
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/213; BuharT, ~urOt 2584; Nesa1, Talak 31; lbn Mace, ltk 3; lbn
Hibban, Sahih, X/93; Taberan1, el-Mu'cemO'l-kebir, Xl/11; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/154, 371.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _353
[S/ 222]
YAKIN AKRABANIN (ZEVi'L- ERHAMIN) NAFAKASIYLA
iLGiLi H0K0MLER
Hakim e~-~ehld el-Mervezl (r.a) der ki;
Varhkh olan bir kimse, muhtai; durumda olan anne ve babasmm Ana
nafakasm1 vermege zorlamr. babanm
nafakas1
Bunun delili,
"Anne ve babana of bile deme ... " (el-lsra 17/23) ayetidir. Bu ayette eziyet
anlamindan dolay1 "of" demek yasaklanm1~t1r. Anne ve baba muhtar; durumda
iken nafakalanni saglamaman1n verecegi eziyet daha r;oktur. Bu yuzden ogul,
r;al1~maya gur;leri yetse bile (muhtar; durumda olan) anne ve babanin nafakas1n1
vermek zorundad1r. (unku r;al1~1p-r;abalamaktaki ve yorgun du~mekteki eziyet, bf
demedeki eziyetten daha fazlad1r.
Peygamber (s.a v.) ~oyle buyurmu~tur:
r!_~~)i·l
J .
t~i ' -:d :..r---
..:_.;.5 U...- I~ _I o:J.J- 011:-'· , -:
d ! '1!.•I\
~ i..r .r
'1~b
i..r -
L; Ji
. -
01•
"Ki~inin yedigi en guzel kazanr; kendi kazanodtr. c;ocugu da kendi
207
kazancmdandtr. Bunun ir;in, r;ocuklarmtzm kazandtklanndan yiyiniz. "
207
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/193; lbn Mace, Ticarat 64; Tirmiz1, Ahkam 22; Nesa1, BuyO' 1; lbn
Hibban, Sahih, X/72, 74; Beyhak1, es-SDnenD'f-kubra, Vll/480; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/279.
208
Ahmed b. Hanbel, MDsned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; EbO DavOd, lcare, 79; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhak1, es-SDnenD'f-kubra, Vll/480.
354 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Bu konuda erkek ve k1z c;:ocuklar e~ittir. Her ne kadar aralanndaki din aynl1g1,
miras engeli ise de, bu anne ve babaya nafaka hakk1n1n dogmas1na engel degildir.
Fakir oglun
Eger <;ocuk da anne baba da fakir ise, <;ocuk onlann nafakalarm1
yiikiimliiliigii vermekle yukumlli degildir.
<;unku anne-baba ve <;ocugun maddi durumlan e~it olunca, nafaka
yukumlulugunde biri oburunden daha Listi.in kabul edilmez.
Ancak, EbO Yusuf (rh a )'un ~oyle dedigi nakledilir; Eger baba yatalak ise
c;:ocugun kazanc1 da ancak kendi nafakas1na yetiyorsa, o zaman babas1n1 kendi
ailesine katar. c;:unku boyle yapmad1g1 takdirde baba, kaybedilir. Kendi ailesine
katar da kendi nafakas1n1 onunla bolu~urse c;:ocugun yok olmasindan korkulmaz.
c;:unku bir insan, yan a<;: olmas1 yuzunden olmez.
Dede ve
Babanm babas1 olan dedenin, annenin annesi ve babanm annesi olan
ninenin ninenin hukmu de boyledir.
nafakas1
c;:unku onlar <;:ocuga anne ve baba (ebeveyn)'d1rler. Onlann nafaka ac;:1sindan
durumlan, anne ve baban1n durumlan gibidir. Gormez misin mirasc;:1lara belirlenen
paylardan artan mal babaya verilecegi gibi, onun yoklugu durumunda dedeye
verilir.
Bir kimse, ya~lan kli<;Lik <;ocuklarmm nafakalanm saglamak i<;in
Kii~iik
~ocuklarm zorlamr.
nafakas1
Deli Ii ~u Aziz ve Celi I olan Allah'1n ~u buyrugudur:
~ V..JY.l V.)TI ~ ~) 0~ ~
"Eger (aynld1g1mz e~leriniz) sizin ir;in r;ocugu emzirirlerse onlara Ocretlerini
veriniz." (et-Talak, 65/6)
Sutten kesildikten sonraki nafaka, kesilmeden onceki emzirme masraf1 gibidir.
Diger yandan <;:ocuk, babadan bir pan;:ad1r. Dolay1s1yla c;:ocugun nafakas1,
kendi nafakas1 gibidir.
[S/223)
Zahiru'r-Rivaye'ye gore, "Nafaka saglamas1 konusunda babaya kimse ortak
olmaz. EbO Hanlfe (rh a )'den gelen bir rivayete gore; baba ile annenin c;:ocuklanna
kar~1 nafaka yukumlulukleri, (<;:ocuklanndan miras alma oranlannda oldugu gibi)
uc;:te iki ve uc;:te bir oran1ndad1r.
Zahiru'r-Rivaye'de ise; <;:ocugun emzirme masraflanni hi<;: kimse babayla
payla~mak zorunda olmad1g1 gibi, nafakay1 da payla~mak zorunda degildir, denilir
Hukum, baba zengin oldugu zaman boyledir. $ayet baba fakir, anne zengin
ise o zaman <;:ocugun nafakas1n1 kendi mal1ndan vermesi anneye emredilir. Yap1lan
bu masraflar, durumu duzelinceye kadar babanin borcu olarak kaydedilir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 355
Baba fakir olur, karde~i zengin bir erkek olursa hukum yine boyledir.
(ocugun amcas1 olan karde~, c;ocugun nafakas1n1 verir. Verdigi bu nafaka,
durumu duzelince odemek uzere babanin borcu olarak kaydedilir. (unku
nafakayla as1I yukumlu babad1r. Ancak nafakay1 saglama, gecikme kabul etmez.
Haliyle ihtiyac1 giderecek miktardaki bir mal, ba~kas1nin da olsa baban1n mall yerini
tutar. Ve odenen bu mal, durumu duzelince bdemek uzere baban1n borcu say1l1r.
Kuc;uk erkek c;ocuklann nafakas1 ic;in bu soylediklerimiz buyuk k1zlar ic;in de Yeti~kin
gec;erlidir. (unku kad1nlar, kazanc; elde edemezler. Nafakas1 verilen kimsenin k1z
~ocuklann
nafaka hakk1nin olmas1, kazanc; elde etmekten aciz olmas1ndan dolay1d1r. nafakas1
Eger c;ocuklar erkek ve ergenlik c;agin1 gec;mi~ iseler, kazanc; elde etmege
guc;leri yetecegi ic;in baba nafakalann1 saglamaya zorlanamaz. Ancak ic;lerinden Yeti~kin
erkek
yatalak, kor, kotUrum veya kullanamayacak derecede iki eli c;olak, felc;li ve zeka ~ocuklann
ozurlu c;ocuklan varsa, bunlann nafakalan babaya aittir. Bu durumda nafaka nafakas1
"Onun benzeri (nafaka saglama) aralannda evlenme yasag1 a/an varis uzerine
de gerekir." buyurulmaktad1r
$afil (rh a) kendi prensibine dayanarak bu kanaate varn. Ona gore yard1m1 hak
etmek, akrabal1ga gore degil, dogum dikkate al1narak vard1r. Nitekim satin alma
durumunda kendiliginden meydana gelen ozgur alma hukmu, ancak anne-babalar
ve c;acuklar aras1nda gerc;ekle~ir. Ona gore bu kanuda karde~lerin yak1nl1g1, amca
[5/224]
c;ocuklannin yak1nl1g1 gibidir. Nafakaya hakk1n1n varl1ginda da hukum boyledir.
Babalarla c;acuklar arasindaki nafaka, akrabal1k nedeniyle degil birbirlerinin parc;as1
alma nedeniyledir.
$afil (rh.a.)'ye gore Allahu Teala'n1n buyrugundaki J..ll~ ~ y)JI ~j "Onun
benzeri (nafaka sag/ama) varis uzerine de gerekir" (el-Bakara 2/233) lfadesi nafaka ile
ilgili degil, birbirlerine zarar vermeyi artadan kald1rma ile ilgilidir. Bu yorum
Abdullah b. Abbas (ra )'tan nakledilmi~tir.
Biz Hanefller, Omer ve Zeyd (r a )'in goru~lerini deli I kabul ediyaruz. Onlar,
ayeti; "Onun nafakas1n1n benzeri mirasc;1 uzerine de gerekir" ~eklinde
anlam1~lard1r.
"On/arm orfe uygun alarak beslenmesi ve giyimi baba tarafma aittir." (et-Bakara
2/233) buyrugudur.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 357
~) ,! ~ :~_;JI J}J_j , ~)
"Or; 5ey Arna as1!1d1r: Nlmet, emanet ve yakm akraba!tk. Allah'm huzurunda
nimet; 5ukredilmedim, nankor!Uk edi!dim. Emanet; htyanet edildim sahibine geri
veri!medim. Akraba!tk bag1; koruyup gozeti!medim, aksine kopanldtm, diyerek
209
5ikayetr:;i o!ur. "
Allahu Teala, yak1nlanyla olan baglann1 kesenleri, lanetlikler aras1nda saym1~
ve ~oyle buyurmu~tur:
209
Beyhak1, :;uabu'l-iman Vl/216.
---
358 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Diger yak1n akrabalann nafaka hakk1 ise, akrabaya iyilik (sila) yoluylad1r.
Dolay1s1yla fakirler deg ii, zekatta oldugu gibi zenginler bu gorevle yukumludurler.
Bunun ic;:indir ki EbO Yusuf (rh a); "Bir kimsenin zekat vermesini gerektirecek
~ekilde kendi ihtiyac1ndan fazla mal1 yoksa, akrabalann1n nafakas1yla yukumlu
degildir," demi~tir.
Ancak Hi~am, Muhammed (rh a.)'den ~u g6ru~u nakleder: Bir kimsenin gunluk
kazanc1 bir dirhemi buluyor, kendi ve ailesinin nafakas1 ic;:in de d6rt dan1k 210 yeterli
oluyorsa, ona artan kazanc1n1 akrabalannin nafakas1 ic;:in harcamas1 emredilir.
Cunku nafaka hakk1 ihtiyaca itibarlad1r. Dolay1s1yla nafaka veren ac;:1s1ndan, verme
imkanin1n bulunmas1 dikkate alln1r. Bir kimsenin kazanc1 da nafakasindan daha
fazla ise, o kimsenin verme imkani var demektir.
c;:ocugunun Bir baba ya~lan ki.i~i.ik olan ~ocuklannm nafakasm1 vermekten
nafakasm1 verme
ka~1myorsa, hapsedilir.
yen babamn
cezalandmlmas1 Cocuguna kar~1 olan diger borc;:lannda ise hapsedilmez. Baba bu tUr
borc;:lardan dolay1 iki nedenle hapsedilmez.:
1- Nafaka vakitle baglant1l1 bir yukumluluktUr. Bir kimse nafaka vermekten
kac;:1nmakla c;:ocugunun olumunu kastediyor demektir. Bir baban1n c;:ocugunun
6lumunu kasdetmesi cezay1 gerekli k1lar. Nitekim bir baba kil1c;:la c;:ocugun uzerine
sald1racak olsa c;:ocuk nefsini savunmak ic;:in onu oldurebilir.
[S/225] Diger borc;:lar ise b6yle degildir. Onlar 6demenin gecikmesinden dolay1
borc;:lunun yukumlulugunden du~mez. Nafaka ise bore;: olarak zimmette kalmaz ve
vaktinin gec;:mesiyle du~er. Dolay1s1yla baba nafakay1 vermezse hapsi hak eder.
Bu durum, han1mlar aras1ndaki gun taksiminde haks1zl1k yapan kocan1n
durumuna benzer. Boyle bir kimse can1 yak1larak cezaland1nl1r. Ancak baba
c;:ocugun ba~ka bir hakk1n1 yerine getirmekten kac;:1nd1g1nda hapsedilmez. Cunku
bu hak yerine getirme vaktinin gec;:mesiyle du~en bir hak degildir. Kocan1n bir sure
boyle bir haks1zl1k yapmas1ndan dolay1 bu hak, bore;: olarak onun zimmetinde
kalmaz. Dolay1s1yla onu bu haks1zl1ktan al1koymak ic;:in can1 yak1larak cezalandinl1r.
Oturacak evi veya hizmetini goren tek bir kolesi olan bir kimsenin
ba~ka bir mah yoksa, bu kimse muhta~ say1hr. Zekat ve sadaka almas1
21 0
Damk/ '-'~b: Dinar ve dirhemin alt1da biri ve iki k1rat ag1rl1g1ndad1r. Dirhem-i ~er'1den olan d~nik bu
gi.lni.ln bl~usuyle yakla~1k 0,538 gramd1r. D\nar-1 ~er'fden olan 0,708 gramd1r. (Bk. Kitabu'l-Tzah ve't-
Tibyan fi Ma'rifeti'l-Mikyali ve'l-Mizan.)
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _359
• !. e IL .!.l.il ,,
..J, J_,,.-- ; JJ
~
-- -
L4 ts. :.Ill c:.r:'
- .._) 0~
• '-ft I Jl4
- ~ : 'i'c..l.>.
,
211
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Buhar1, BuyO' 2097; Muslim, Akdiye 7; EbO DavOd, BuyO' 79;
Nesa1, Adabu'l-kuzat 31; lbn Mace, Ticarat 65; lbn Hibban, Sahih, X/68; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/275.
.,,
360 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'I-Mebsilt
isteginde bulunacak bir davac1 yoktur. Hakimden ancak, bir davac1 kendisinden
kefil tutmas1 talebinde bulundugu zaman kefil almak zorundad1r.
Nafaka vermekle yi.iki.imli.i olan ki~inin, nafakas1yla sorumlu oldugu
kimse veya kimselerde mah olsa, onlar da nafakalanrn bu maldan alsalar
bu caizdir. Ald1klanrn sonradan odemekle yi.iki.imli.i degildirler.
<;:unku ki~i hakk1 cinsinden olan bir mal1 bulmu~tur. Hakk1 olacak miktarda bu
maldan almas1nda bir sak1nca yoktur.
Ancak gaibe (ortada olmayan) ait olan mal, bir ba~kas1n1n yan1nda olsa ve o
ki~i hakimin emri olmadan nafaka alacakl1lanna nafakalann1 verecek olsa, bunu
odemek zorundad1r. <;:unku o, mal1 korumakla gorevlidir. Nafaka olarak ba~kasina
mal vermenin korumayla bir ilgisi yoktur. Bu davrani~1yla emanet kurallanna ters
davranm1~ olur ki bu yapt1g1ni oder.
Onun bu davran1~1, bir kimsenin kendisine emanet (vedla) olarak b1rakllm1~ bir
maldan emanet b1rakanin (mudlnin) borcunu odemesine benzer. Onun da boyle
bir hakk1 yoktur. Dolay1s1yla bu ~ekilde bir davrani~ta bulundugunda bunu odemek
zorundad1r. Ancak alacakll olan kimse, kendi alacag1 tUrden olan bir mal1 bulursa
bu maldan kendi hakk1n1 alabilir.
Nafaka hakk1 olanlardan birisi, gaib olana ait bir mah, ic;inden
nafakasm1 almak ic;in satacak olsa bu sat1~ iptal edilir.
Ancak satan muhtac; durumda olan baba ise, ben onun ortada bulunmayan
c;ocugu ad1na sat1~ yapabilecegi ve sat1~in caiz olacag1 kanaatindeyim. Ancak bu
mal, istihsan metoduna gore ta~inmaz bir mal olmamal1d1r.
[5/ 226]
Ta~inmaz bir malda yapilacak boyle bir sat1~, eger c;ocuk kuc;uk ya~ta degilse
caiz olmaz. Kitabu'l-Mefkud' da anilan Ebu Hanlfe (rh a.)'nin goru~u boyledir.
Ba bas mm Onun bu gori.i~i.ine k1yasla, kay1p bir insanm mah hakkmdaki hi.iki.im
nafakas1 de boyledir.
i~in kay1p
oglunun EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore, babanm ergin ya~taki ve
mahm bulundugu belde d1~mdaki bir c;ocugu adma ta~mmaz mallar d1~mdaki
satmas1
mallanrn sat1~1. t1pk1 ba~kasmm yapacag1 sat1~lar gibi caiz degildir.
K1yas bu iki alimin goru~u dogrultusundad1r. <;:unku c;ocugun ak1ll1 olarak
erginlik c;ag1na ula~mas1yla, baban1n onun uzerindeki velayet hakk1 kalkm1~t1r.
<;:ocugunun mal1n1 sat1~ konusunda baba da art1k ba~kalarindan farks1z bir duruma
gelmi~tir. Buna delil de nafaka hakkinin diger borc;lardan daha gerekli bir durumda
olmamas1d1r. Bir baba c;ocugunun malin1 onun kendisine olan borcundan dolay1
satamaz. Hakim de, gaib olan birisi hakk1nda hukum verme oldugu ic;in, boyle bir
sat1~ karan veremez. Nafaka konusunda da hukum boyledir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _361
Annenin nafaka hakk1 da babanin nafaka hakk1 gibidir. Ancak anne kendi
nafakas1ni almak ic;in c;ocugunun ewas1n1 satma yetkisine sahip degildir. Ayni
~ekilde baba da satamaz.
EbO Hanlfe (rh.a.) istihsan delilini tercih etti. Dedi ki; Her ne kadar c;ocugun
erginlik c;ag1na ula~mas1yla baban1n velayet hakk1 kalk1yorsa da velayetin baz1 izleri
kal1r. Buna dayanarak bir baba c;ocugunun cariyesinden c;ocuk sahibi olabilir.
Velayet hakkinin baz1 izleri kald1g1 ic;in baba c;ocugunun ta~1n1r ewas1n1 satabilir.
(unku ewa sat1m1 onu korumad1r. (unku e~ya telef olabilir. Ewa yerine paras1n1
koruma daha kolayd1r. Koruma yetkisi, tasarrufta bulunma yetkisi ta~1yan ic;in sabit
olur. Memleketinde bulunmayan ergin bir mirasc;1 ic;in belirlenen vaslnin hukmu
bunun bir ornegidir. Onun koruma yetkisi oldugu gibi eway1 satma yetkisi de
vard1r. Baban1n hukmu de boyledir.
Sat1~ akdi tamamland1ktan sonra ald1g1 para, kendisinin nafaka hakk1
cinsindendir. Dolay1s1yla bu paradan kendi nafakas1 kadanni alma hakkina sahiptir.
Ta~inmaz mal1 satmak ise, koruma say1lamaz. (unku o kendiliginden koruma
alt1ndad1r. Onu satabilmesi ic;in s1n1rland1nlmam1~ bir velayet hakkin1n olmas1
gerekir. Bu da c;ocugun kuc;uk ya~ta veya ak1I hastas1 olmas1 durumunda vard1r. Bu
velayete dayanarak yapacag1 sat1~tan sonra bedel olarak ald1g1 paradan nafakas1ni
alabilir. (unku bu para kendi hakk1 cinsindendir.
Annenin ve diger yak1nlann durumu ise babanin durumundan farkl1d1r.
(unku c;ocugun kuc;uklugunde dahi onlann c;ocugun mal1nda tasarruf yetkisi
yoktur ki bu yetkinlik izleri erginlikten sonraya da kals1n. Ayni ~ekilde onlann
c;ocugun mal1ni koruma yetkileri de yoktur. Bu yuzden, onlann c;ocuga ait ta~in1r
mallan (urOz) satmas1 da caiz olmaz.
Musluman bir kimse. kafir olan akrabalarmm nafakasm1 vermeye Farkh dinlerde
olan
zorlanamad1g1 gibi, kafir olan bir kimse de muslliman olan yakmlannm
akrabalarm
nafakasm1 vermeye zorlanamaz. nafakas1
(unku bu hak, hukOken mirasc;1 olma yetkisine bagl1 bir hakt1r. Dinlerin
farkli11g1 da kar~il1kl1 miras al1p-vermeye engeldir.
Ancak anne-baba, c;ocuk ve han1m1n bu konudaki hukmu farkl1d1r. (unku
han1m1n nafaka hakk1 evlilik akdinin bir geregi olarak dogar. Dinler farkl1 olsa da
bu gerc;ekle~ir. Anne-baba ve c;ocugun nafakas1na gelince, k1yasa gore dinler farkl1
olunca onlann da nafaka haklar1nin olmamas1 gerekir. (unku yakin akrabalann
nafakalannda oldugu gibi, onlara nafaka verilmesinin nedeni akrabal1k bag1ni
korumak ve gozetmek yukumlulugudur.
Ancak EbO Hanlfe (rh.a.) bu meselede istihsan delilini kulland1. "Musluman
olan bir c;ocuk, zimml olan bir anne-babanin nafakas1n1 vermek zorundad1r," dedi.
Bu konudaki delil,
362 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsiit
~ \j.)y"-4
, - t.:;jjl
• 0
-
•S
l/- ~ ·1-~· - W, ·
J
t
"On/aria dunyada iyi ger;in" (Lokman 31/15) ayetidir. Bir kimsenin Allah'1n ihsan
ettigi nlmetler ir;inde yuzerken anne ve babas1n1 ac;;l1ktan olmeye terk etmesi
onlarla iyi ger;inme say1lamaz.
Torunlar ve anne ve babalar taraf1ndan olan dedeler ve nineler bu konuda
anne ve baba gibidirler. Cunku onlann nafaka hakk1 doguma dayal1 bir hakt1r ve
bu konuda anne ve baba gibidirler.
Baba olUr, <,;ocugun annesi ve babasmm babas1 olan dedesi hayatta
kahrsa miras oranlarma gore <,;ocugun nafakas1yla onlar yukumludur.
Zahiru'r-rivaye'ye gore Nafaka babanm varhgmdaki durumun aksine O<,;e
bolunur (ve anne bunun O<,;te birini, dede ise O<,;te ikisini verir.)
[S/227] Cocuk kendinden bir parr;a olmas1 nedeniyle c;;ocugunun nafakasin1
saglamada kimse babaya ortak olmaz. Bu derecedeki bir bag dede ile r;ocuk
arasinda yoktur. Bir torunun dede ile olan bag1 karde~te oldugu gibi baba
aracil1g1ylad1r. Karde~le annenin nafaka yukumlulugunde de durum boyledir.
Maddi durumlan iyi ise nafaka, miras oran1na gore aralannda pay edilir. Anne ile
dedenin nafaka yukumlulugu de ayn1 ~ekilde mirastaki paylan oraninda aralannda
bolu~tUrulur.
Bir <,;ocugun zengin day1s1 ve amca oglu olsa, miras amca oglunun
olmasma ragmen nafaka, amca ogluna degil day1ya du~er.
Cunku nafaka ile, aralannda surekli evlilik yasag1 olan akrabalar yukumludur.
Amca oglu ile evlilik caiz olduguna gore o mahrem degildir. Dolay1s1yla nafaka ile
yukumlu degildir. Day1 ise mahremdir. Maddi durumu iyi ise nafaka ile o
yukumludur.
Yoksul ve koturum birinin ya~1 ku<,;uk veya bi.iyuk yatalak oglu olsa ve
adamm degi~ik baglarla O<,; zengin karde~i bulunsa, bu ki~inin nafaka
yukumlulUgu ana-baba bir karde~i ile anne bir karde~ine miras haklari
oranmda alt1da be~ ve alt1da bir olarak pay edilir.
<;ocuklarm nafakas1 ise sadece anne-baba bir karde~in uzerinedir.
Cunku baba olmayinca r;ocugun miras1 ozellikle onundur. O r;ocugun anne-
baba bir amcas1d1r. 0 bulundugu zaman ne baba bir amca, ne de anne bir amca
miras alabilir.
K1saca, muhtar; durumda olan ki~i yak kabul edilerek nafaka yukumlulugu
ondan sonraki mirasr;1s1na, alacag1 miras oran1nda ger;er.
Soz konusu r;ocuk k1z ise, babanin ve bu k1z r;ocugunun nafakas1 ozellikle
anne-baba bir karde~in uzerinedir. K1zin nafakas1yla bu karde~in yukumlu
olu~unun nedenini daha once ac;1klam1~t1k. Baban1n nafakas1yla yukumlu olu~u ise
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 363
boyle bir durumda, ozellikle 0 varis oldugu ic;indir. (unku olenin k1z1 kalml$Sa
onunla birlikte ancak ana-baba bir karde$ mirasc;1 olabilir. Anne bir karde$ k1zla
birlikte mirasc;1 olamaz. Dolay1s1yla k1z1n yokmu$ gibi kabul edilmesine ihtiyac;
yoktur. Mirasc;1 olma niteligi onun varl1g1yla birlikte dikkate alin1r.
Erkek c;ocugun durumu ise farkl1d1r. (unku erkek c;ocukla birlikte
karde$1erden hic;biri miras alamaz. Dolay1s1yla onun yokmu$ gibi kabul edilmesi
zorunludur. Boyle kabul edilince de babanin miras1 ana-baba bir karde$1e ana bir
karde$ arasinda altil1 (alt1da be$ ve alt1da bir) olarak pay edilir. Aralanndaki nafaka
taksimi de bu orana goredir.
Erkek karde~lerin yerinde degi~ik baglarla k1zkarde~ler bulunsa ve
!i;OCuk erkek ise babamn nafakas1yla k1zkarde~ler be~li (be~te U!i;, be~te bir
ve be~te bir) olarak yukumludurler.
(unku ogulla birlikte k1zkarde$lerden hic;biri mirasc;1 olamaz. Onun ic;in zarurl
olarak ogul yok gibi kabul edilir. 0 yok olunca miras aralannda be$e taksim edilir.
Pay ve geri dondurme (red) yoluyla bu be$ paydan uc;unu ana-baba bir k1zkarde$,
birini baba bir k1zkarde$ ve birini de ana bir k1zkarde$ al1r. Aralarindaki nafaka
yukumlulugu de bu orana gore pay edilir.
(ocugun nafakas1 ise Hanefl alimlerinin goru$une gore ozellikle ana-baba bir
k1zkarde$in uzerinedir. (unku olumu halinde c;ocugun miras1 -ortada baba yoksa-
ozellikle babas1yla ana-baba bir k1zkarde$ olan halaya aittir. Sadece baba bir olan
hala ile ana bir olan hala miras alamazlar.
Baglan farkl1 farkl1 olan halalann k1zkarde$ler gibi miras alabilecegi goru$unde
olan ehl-i tenzile 212 gore c;ocugun nafakas1 mirasta oldugu gibi be$1i olarak onlann
arasinda pay edilir.
Miraslan konusunda Abdullah b. Mes'ud (ra.)'un goru$unde olanlar; Babanin [S/228]
nafakas1yla, baba bir k1zkarde$ alt1da bir oran1nda yukumludur. Geriye kalan
nafaka dorde bolunur. T1pk1 mirastan pay alma orani gibi ana-baba bir k1zkarde$
dortte uc;unu, ana bir olan k1z karde$ dortte birini ustlenir. Abdullah b. Mes'Qd (r.a.)
ana-baba bir k1z karde$ varken red yoluyla baba bir k1zkarde$e miras verilecegi
goru$unde degildir.
Eger c;ocuk k1z ise, baban1n nafakas1 ozellikle ana-baba bir k1z karde$in
uzerinedir. (unku o, k1zlarla birlikte bulundugu zaman mirasc;1d1r. K1z karde$1er
k1zlarla birlikte bulunduklan zaman asabe olurlar. Boyle olunca bu meselede k1z
ortada yok gibi kabul edilerek hareket edilmez.
212
Ehl-i tenzil I J...;-:.:ll J... 1: Zevi'I erhamdan olan miras~ilardan her birini, kendisini blene baglayan
akraba gibi tutanlard1r. Bu gbru~te olanlara gore, arac1 akraba hayatta olsayd1 mirastan ne pay
alacak idiyse, hayatta olan zevi'l-erham da o pay1 al1r. Alkame, $a'b1, MesrOk ve Hanef11erden Hasan
b. Ziyad bu gbru~tedir.
364 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
$ayet baba olecek olsa miras1n yans1 k1z1n, kalan da ana-baba bir k1z
karde~indir. Dolay1s1yla nafakas1 da ana-baba bir k1z karde~in uzerinedir. Ayn1
~ekilde ehl-i tenzllin d1~1ndaki butlin alimlerin ittifak1yla k1z1n nafakas1yla da 0
yukumludur. Ehl-i tenzll miras1 halalar aras1nda be~e bolerek pay ediyorlar. Haliyle
k1z c;ocugunun nafakas1n1 da ayn1 oranda be~e bolerek aralannda pay ederler.
Biz Hanefllere gore ise baba olmad1g1 zaman k1zin mirasin1n tamam1 babas1yla
ana-baba bir karde~ olan halanind1r. Durum boyle olunca nafakas1yla da o
yukumludur.
Sonra Muhammed (rh.a) daha once ac;1klad1g1m1z prensibe i~aret etti. Bu
prensibe gore baban1n mirasc;1sina bakll1r. Eger bu mirasc;1 miras1n butlinunu
al1yorsa ve bu kimse fakir birisi ise olu gibi kabul edilir. Sonra onun mirasc;llarina
bak1l1r ve nafaka mirastan alacaklan pay oran1nda onlara taksim edilir. $ayet
baban1n mirasc;1s1 miras1n butlinunu alamayan birisi ise nafakayla onunla birlikte
miras almas1 gereken yukumlu tutulur.
Fakir bir kadmm (k1z olsun - erkek olsun) zengin bir c;ocugu ve zengin
bir annesi varsa, bu kadmm nafakas1yla anne deg ii c;ocuk yi.iki.imli.idi.ir.
Ayn1 ~ekilde bir babanin nafakas1yla da bu kimsenin babas1 degil oglu
yukumludur. Bu konudaki delil, Resulullah (s.a.v.)'1n;
~·'}_ ~Llj . :_j
"Sen de babana aitsin, maim da, "213 hadlsinin art1k sabitle~en yorumu olan,
babanin c;ocugunun mal1 uzerindeki hakk1d1r. Boyle bir hak ve yorum ne babanin
mal1nda ne de annenin mal1nda vard1r.
Diger yandan c;ocugun nafakas1n1 saglama konusunda, hie; kimse babaya
ortak olmad1g1 gibi anne ve babasin1n nafakasin1 saglama konusunda da c;ocuga
nafakaya muhtac; kimsenin annesi, babas1, ve dedelerinden hic;birisi ortak olmaz.
Zimmi olan Mi.isli.imanlar kendi aralarmda birbirlerinin nafakalanm vermek
akrabalarm zorunda olduklan gibi, Islam i.ilkesindeki zimmiler de dinleri birbirinden
nafakas1
farkh olsa bile kendi aralannda birbirlerinin nafakalanm vermeye zorlamr.
c;:unku onlar tek bir millettirler. Dinleri farkl1 olmasa da birbirlerine mirasc1
olurlar. Ayn1 ~ekilde kar~1l1kl1 olarak aralannda nafaka hakk1 da dogar.
Zengin bir kimse, sagl1kl1 (gucu kuvveti yerinde) olan fakir bir yak1ninin
<;ah~abilecek
durumdaki
nafakas1n1 vermeye, yakin1 her hangi bir kazanc; elde edemiyorsa bile zorlanamaz.
yoksul c;:unku yatalak olmayan sagl1kl1 bir kimse genellikle kendi az1g1n1 c;1karmaktan aciz
akrabalarm
nafakas1 degildir. Hukumler nadir olanlara gore degil genellikle daha c;ok gerc;ekle~me
imkani olan olaylara dayandmllr.
213
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/204; lbn Mace, Ticarat, 64; Ebo DavOd, !care, 79; lbn Hibban, Sahih,
11/142; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/480.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _365
c I
celeb, 165 iare, 96
ceneb, 165 iddet, 183
cenln, 105 ikraz, 96
Ila, 6, 153, 320
D I inkah, 91
istibra, 61, 89
damanu'l-kefale, 182 istifra~. 43, 4 7
diyet, 105 ivazli akit, 233
dul, 9
dunur h1s1ml1g1, 218 K
E I kasame, 8
kazif, 8
ecr, 190 kefaet, 19, 34, 168
ehl-i tenzil, 363, 364 kefalettazmini, 182, 187, 249
eman, 42, 365 kefll, 30
emsal mehir, 133, 255 kusur, 108
evlilik, 102 kufliv, 326
eyyim, 17
368 Kitabu'l-Mebsiit
l s I
lian, 320 sahih halvet, 235
sarf, 240
M Selem, 123
semen, 180
ma'kOdun aleyh, 30 s1hrl akrabal1k, 218
mahrec, 263 S1hr1 haraml1k, 232
me'zOn, 190 s1hriyyet, 33
mebi', 66
mecbOb, 352
mecOsT, 332
~ I
mefhOmu muhalif, 318 ~igar nikah1, 165
mefhOm-u nas, 318
mehir, 4, 30, 56, 124 T
mehr-i misl, 5, 64, 199, 222
mehr-i musemma, 166, 179, 199, 255 tan1k, 56
mekll, 124 tebvie, 301
mekzOf, 8 tefrik, 183
mevzOn, 124 temettu', 95
milk-i mut'a, 200 teserr1, 200
muallak bo~ama, 253 tezvTc, 91, 92
mudarib, 190
muhalea, , 65 129, 320
muhannes, 328
muhsan, 42, 62
u I
ukr, 118, 182, 249
muhsan olanlar, 174 ukOdu'l-iktisab, 189
musaharet, 218 urOz, 361
musaheret bag1, 232
musahera, 64
muste'men, 83, 324 0
mu~rike, 174
mut'a, 68, 133 ummu'l-veled, 7
mutekawim, 64
v
N I vela, 7
nafaka, 282 velayetU't-temelluk, 192
nafaka yukumlulugu, 178
nafiz, 176 y
na~ize, 291, 293
nikah, 6, 92, 152 yemin, 6
nikah ~uphesi, 177, 189, 274
z
R
zevi'I- erham1n, 353
rada, 64 z1har, 258
ratka, 302 zT rahim-i mah rem, 215
rehin, 132 zilyed, 339
ric'at, 6, 235 zina haddi, 246
ric'T talak, 160, 233, 316
_!l!otdat ve 9;)eg,etfe1LJitmefer:
~