Professional Documents
Culture Documents
Tavsiye
Bir kavmin imamı olup dua ettiğinde, onları bırakarak sadece ken
dine dua etme. Böyle davranırsan hiç kuşkusuz onlara ihanet etmiş sayı
lırsın. Böyle bir dua Hakkı cimri saymak, her şeyi kuşatmış rahmeti sı
nırlamak, kendini başkasına tercih etmek gibi bir anlam taşıdığı için kö
tü ahlaktır. Allah Kur’an’da başkasını kendine tercih edenleri övmüştür.
Hz. Peygamber bedevilerden birisinin şöyle dediğini duymuş: ‘A l
lah’ım! Bana ve Muhammed’e merhamet eyle, başka birisine değil!’
Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Sen geniş olanı daralttın’ diyerek ‘Be
nim rahmetim her şeyi kuşatır’397 ayetini kasteder. Sana tavsiyelerimden
birisi de yorgun iken dinlenmeksizin namaz kılmam andır. Yemek hazır
iken namaza niyetlendiğinde, önce yemeğe başlaman, ardından namaz
kılman gerekir. Namazdan sonra yemeğini yemek âdetinde isen önce
namazı kılabilirsin. Anne ve babaya veya yolcuya ısrarla dua etmelisin.
268 Fütûhât-ı Mekkiyye l 8
Tavsiye
Secde halindeyken duayı arttırman lazımdır. Bu itibarla secde A l
lah’a en yakın olduğun haldir. Hz. Peygamber ‘Kulun Rabbine en ya
kın olduğu hal secdedir5 demiştir. Duayı çoğaltmanız gerekir; secdeden
daha yakın bir hal olmadığı gibi dua da Allah’a yakınlık halinde yapıla
bilir. Secde halinde dua ettiğinde Allah’a istenilen yakınlığın sürekli ol
ması için dua etmelisin. Çünkü Allah’ın bütün yaratıklarına yakın oldu
ğunu biliyorsun. Bu meyanda Allah bulundukları her yerde yaratıklarıy
la beraberdir. Talep edilen yakınlık ise kulun Allah’a yakın olması ve
O’nun kendisinde bulunduğu her işte ve şe’nde Allah ile beraber olma
sıdır. Çünkü Allah için şe’n ve işler, yaratıklar için haller mesabesinde
dir. Daha doğrusu onlar yaratıkların kendilerinde bulundukları haller
dir. Babanın ölümünün ardından onun dosdarıyla ilişkini sürdürmen
gerekir. Böyle bir davranış en iyi işlerdendir. Bir hadiste şöyle denilir:
‘En iyi iş insanın babasının sevdikleriyle ilişkisini sürdürmesidir.5 Böyle
bir davranış Allah5a en sevimli gelen işlerden olduğu kadar kastedilen o
insanlara iyilik, kendilerine saygıyla selam vermek, hizmet etmek, im
kân ölçüşünce ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara yardım etmektir. Aile
ve akrabalarınla latifeleşmek gerekir. Bütün yaratılmışlara -Allah5ı kız
dırmayacağın sürece- en iyi şekilde davranmalısın. Birisini Allah5ı kızdı
racak şekilde razı etmen gerekirse, 0 5nu razı etmeyi tercih etmelisin.
Tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermelisin. Karşılaştığın
kişinin sana selam vereceğini bilirsen, selama onun başlamasına izin ve
rip ardından onun selamını almalısın. Böyle yapınca farz sevabı kazan
mış olursun. Selamı almak farz iken vermek mendubdur. Allah'a yak
laşmada en sevimli gelen ibadet, kullarına farz kıldığı ibadetlerdir. Biri
ne selam vermenin onun tarafından nahoş bulunduğunu bilirsen, muh
Otuz Altıncı Sifir 1 ~]\
temelen selamı nahoş karşılamak ona zarar getirir. Başka bir ifadeyle
ona selam verirsin, o da senin selamını almaz. Böyle birine -onu kendi
sine tercih ederek ve şefkat göstererek- selam vermemen lazımdır. Sen
ona selam vermeyerek, kendisiyle selamını almadığında düşeceği güna
hın arasmda perde çekmiş olursun. Çünkü selamım almaması bir gü
nahtır ve öyle bir durumda Allah’m farz kıldığı bir şeyi terk etmiştir.
İmanın gereği, Allah’m yaratıklarına karşı şefkatli olmaktır. Bu niyede
selamını almayı nahoş bulana selam vermemen gerekir. Buna mukabil
senin selamını alacak kadar dindar olan birisine, -nahoş karşılasa bile-
selam vermen gerekir. Bu durumda selamı yüksek sesle ve önce sen
vermelisin. Böyle yapmca selamını almakla ona sevap kazandırmış olur
sun. Aynı zamanda sana beslediği nahoş duyguları da -imanı ve iyi ah
lak üzere yaratılmışsa salih nefsi ölçüşünce- düşürmüş olursun.
Dünyevî işlerde senden aşaiğıda bulunanlara bakman gerekir. Buna
mukabil fitneye düşme korkusuyla servet ve makam sahiplerine bak
mamaksın. Dünya her nefse sevimli ve tatlı gelen bir yerdir. Bu itibarla
nimet tabiat gereği nefislere sevimli gelir. Zahidin zühtte bulmuş oldu
ğu nimet olmasaydı zahit olmayacağı gibi Allah’a itaat eden de itaatte
haz bulmasaydı Allah’a itaat etmezdi. Hz. Peygamber’in adımıza en çok
korktuğu iş Allah’m bizim için ortaya çıkartacağı dünyanın güzellikleri
dir. Allah peygamberine şöyle hitap etmiştir: ‘Onlardan bir kesimi fa y
dalandırdığımız dünya hayatının . çekiciliğine gözlerini dikme’400 Sonra
Rabbinin rızkı ona sevdirilmiştir, Rabbin rızkı daha hayırlı ve kalıcıdır.
Bu rızık, o esnada üzerinde bulunmuş olduğu haldir. Başka bir ifadeyle
Allah’m vermiş olduğu açıklardır. Allah kuluna en uygun ve layık olanı
verir. Onun hakkmda daha hayırlı olandan maada bir şeyi kuluna ver
mediği kadar verdiği de O’nun katmda saadet kazandıran nimettir; az
bile olsa böyledir. Kulun bütün temenni ettiklerini Allah vermiş olsay
dı, kul taşkınlığa gider, saadetinden mahrum kalırdı. Dünya hayatı im
tihan yeridir.
Herhangi bir insanın senden alacağı varsa onu en güzel şekilde
ödemen, hatta fazlasıyla ödemen lazımdır. Böyle yaptığında -Hz. Pey
gamber’in bildirdiğine göre- Allah’m en hayırlı kullarından birisi olur
sun. Böyle yapmak sünnettir ve gizli verilen sadakaya eklemlenen gizli
cömertliktir. Çünkü verilen kişi, onun sadaka olduğunu fark etmez.
Hâlbuki Allah katmda açıktaki gizli bir sadakadır. Bu sadaka verdiğin
kişinin nefsinde muhabbet, derin sevgi meydana getirir. Sen ise sadaka
272 Fütûhât-ı Mekkiyye l 8
yı ona verirken nimetini gizlersin. Borcu iyi ödemenin pek çok fa y d aları
vardır. Kardeşim! Mümin kardeşinin iffetini, canını, malını koruman ve
gözetmen gerekir. Akrabanınkirti de -Allah katında günaha girmeyecek
şekilde- koruman ve kollaman gerekir. Bütün tasarruflarında Allah’ın
hakkını gözeteceğin bir terazi sürekli elinde bulunmalıdır. Herhangi bir
hususta hevana uyma! Yoksa Allah’ı kızdırırsın. Allah’tan başka bir ar
kadaş ve yoldaş bulamazsın. O’nun hakkını yerine getirmede ihmalkâr
lık yapma. Allah hakkı üzerimizdeki en önemli ve zorunlu haktır. Bir
rivayette ‘Allah’m hakkı ödenmeye en layık haktır’ denilir.
Evlenmeye niyedendiğinde, Kureyş kabilesinden birisiyle evlenmek
için gayret etmelisin. Gücün yeterse Ehl-i beyt’ten birisiyle evlenmeli-
sin. Bu hususta olabildiğince kararlı ve azimli davran. Bir rivayette de
velere binen en hayırlı kadınların Kureyş kadınları olduğu rivayet edilir.
Onlara karşı ahlaka uygun davranmalı, onlar hakkında Allah’tan çekin
melisin. Şardarın en doğrusu ve iyisi onlarla nikâh kıymanı temin eden
şardardır. Her konuda onlara karşı iyilik yapmalısın. Elinin altında iken
can taşıyan herhangi bir şeye azap etmemelisin; keseceğin kurbanlar da
buna dahildir. Bu nedenle bıçağı bilemen, hayvanı hızla kurban etmen
ve -imkân ölçüşünce- acı çeken herkesten acıyı uzaklaştırman lazımdır.
Acmın maddi bir acı olması veya hayvan ve insanın çektiği nefsi bir acı
olması durumu değiştirmez. Bilmelisin ki, Allah’m razı olduğu işler,
yapmana müsaade ettiği işlerdir.
Neccar kabilesinden Ensar’dan birisini gördüğünde -bütün Ensar’ı
sevsen bile- onu diğerlerinin önüne geçirmelisin. Sözün en güzelini din
lemen gerekir; en güzel söz Allah’ın kitabı ve kelamıdır. Bu nedenle dü
şünerek ve tefekkür ederek O ’nun kitabını okumalısın. Umulur ki Allah
sana anlayış ve idrak nasip eder. Kur’an’ı öğrendiğinde, Rahman’m ve
kili olursun. Ayette ‘Rahman Kur’an’ı öğretti, insanı yarattı, beyanı öğret
ti’401 denilir. Kastedilen Kur’an’dır. Allah Kur’an hakkmda ‘Bu insanlar
için bir açıklam adır’402 der ki, o da Kur’an’dır. Ayetin devamında ‘Takva
sahipleri için hidayet ve öğüttür5403 denilir. Kur’an’a öğretilen bilgi insan
dan öncedir. Bu bilgi insan yaratıldığında Kur’an’m kendisine inecek
olmasıdır. Böyle de olmuştur, çünkü onu Cebrail Hz. Muhammed’in
kalbine indirmiştir. Kur’an-ı Kerim tilavet esnasmda kendisini okuyan
ların kalbine iner. Bu itibarla Kur’an’m inişi sürekli ve daimidir. Allah
Kur’an’a (hangi kalbe ineceğini) öğrettiği gibi insana da Kur’an’ı öğ
retmiştir. Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir. Tabiatın
Otuz Altıncı Sifir 273
Tavsiye
Allah’tan dolayı yoksul olduğun kadar sadece Allah’a muhtaç olma
lısın. Bu durum ‘Allah’ım! Senden sana sığınırım’ hadisine benzer. Al
lah’tan dolayı yoksul olman, sende rububiyet kokularından birisinin
duyulmaması anlamına gelir. Sende bulunması gereken mutlak kulluk
tur. Hakkın mertebesinde de kulluktan bir şey bulunmaz. Böyle bir şey
O’nun adına imkânsızdır. Bu itibarla Allah kayıtsız anlamda-mutlak
Rab iken sen mudak kul olmalısın. Allah karşısmda -varlığınla değil-
değerinle bulunman gerekir. Hakkın karşısında varlığın, üzerinde yara
tılmış olduğun ilahi suretten kaynaklanan iddia nedeniyle, rububiyet
kokusu taşır. Değerin ise öyle değildir. Şeyhim ve üstadım Ebu’l-Abbas
el-Ureybi (Allah kendisine merhamet etsin) bana böyle tavsiyede bu
Otuz Altıncı Sifir 275
Tavsiye
Kıbleye yönelen bir insanı günahı nedeniyle tekfir etme! Bir riva
yette insan kardeşine ‘kâfir’ dediğinde, bu hükmün onlardan birisine
döneceği bildirilmiştir. O kişi kâfir ise söz kendisine, aksi halde söyle
yene döner; sözün söyleyene dönmesinin anlamı, onun kâfir olmasıdır.
Çünkü müslüman olduğu halde bir müslümanı tekfir eden kişi kâfirdir.
Allah şöyle der: ‘ Onlara insanların iman ettiği gibi iman edin denildiğinde,
beyinsizler gibi iman mı edelim derler.*410 Allah böyle insanlar hakkında
‘Dikkat edin! Onlar beyinsizdir 5411 demiştir. Ayette geçen ‘sefih’ zayıf gö
rüşlü kişi demektir. Onlar müminlerin sadece zayıf görüşlü ve zayıf
akıllı olmaları nedeniyle iman ettiklerini iddia etmişlerdir. Bunun üzeri
ne söyledikleri söz kendilerine dönmüştür: ‘Dikkat edin! Beyinsiz olan
onlardır.’ Yani görüşleri zayıf olanlar onlardır. Bu zayıf görüşlülük, on
ların iman etmelerine perde teşkil etmiştir. ‘Fakat onlar bilmez.’412
Kötü söz söylemekten kendini korumalısın. Kötü söz kötü bir nite
liği mümin kardeşine nispet etmendir. Bu nitelik onda olsa bile, ne ya
nından, ne arkasından ona izafe etmemen gerekir. Yüzüne karşı kötü
Otuz Altıncı Sifir 277
Tavsiye
Kardeşim! İnsanların kötülerinden olmaktan kendini muhafaza ey
le. Böyle yaparsan insanlar senin dilinden çekinir. En kötü insanlar dil
lerinden korkulan ve çekinilen kimselerdir. Bu hususta kendini en iyi
kendin bilirsin. Bir adam Hz. Peygamber’e, doğru geliyormuş, Hz.
Peygamber, o kendisine ulaşmazdan önce adamın yöneldiğini görerek
şöyle demiş: ‘Aşiretin oğlu ne kötüdür.’ Yanına vardığında ise yüzünde
tebessüm görmüş, ona gülümsemiş. Adam ayrıldığında Hz. Aişe şöyle
demiş: ‘Ey Allah’ın peygamberi! Sen adam hakkında söyleyeceğini söy
ledin, sonra yüzüne karşı tebessüm ettin.’ Hz. Peygamber şöyle demiş:
‘Ey Aişe! En kötü insan şerrinden emin olmak üzere insanların kendisi
ne ikramda bulunduğu kişidir.’ Bu nitelikte olmaktan kendini koruma
lısın, yoksa Hz. Peygamber’in şahitliğiyle insanların en kötülerinden
olursun.
Eşin ile aranızda -onun sırrının ortaya çıkabileceği- bir durum
olursa, o sırrı izhar etmemen gerekir; eşinle arandaki sırrı izhar Allah
katında büyük günahlardan biridir. Hz. Peygamber’in şöyle söylediği
aktarılmıştır: ‘Allah katında kıyamette en kötü insan eşinin sırrını izhar
edendir.’ O davranış büyük günahlardandır. Bir insanın annesine veya
babasına sövme sakın! O da senin anne ve babana söver. Hâlbuki anne
ve babanın hakkını korumak senin görevindir. Bir müşrikle oturup
kalktığında Allah karşısında onun ilah edindiği puta sövmemen veya
sahabe hakkında aşırı söz söyleyen Rafızî’yle oturup kalktığında onunla
tartışmaktan ve onun hakkında söz söyleyeceğini bildiğin sahabeden bi
28 0 Fütûhât-ı Mekkiyye 1 8
Tavsiye