You are on page 1of 1

GÜNEŞ DOĞDU VATANA

Gökyüzündeki bulutlar teker teker terk ederken bu diyarı, çocukları saran ayrılma telaşı ve
akşam ezanına kadar son oyunlar sonu akan terlerin bir getirisi; yorgunluk ve bitkinlikle yol
alıyorlarken evlerine doğru, adım başı bir sokakta bangır bangır bağıran adeta ölüm habercisi
tellallar vermişti tüm yurdun çırasını ateşe. Tüm halk bölükler halinde geceleri bazılarının
evlerinde buluşuyor gelecekleri üstüne konuşup duruyorlardı. Ne yapılmalı ki vatan ve
hürriyete sahip çıkılsın. Çocukların anlamadığı ama anlamak zorunda kaldığı bir öykünün
başlangıcıdır ilk tellal haykırışları. Sonu gelecek belki gelmeyecek bir sonun sesidir.
Antep yöresinde yaşamını sürdüren ve babası 2. İnönü Savaşında şehit düşmüş 17 yaşındaki
çocuklara düşmüştür vatanın muvaffakiyeti ve savunulması. Mart bitimiyle tüm Anadolu’yu
saran bu bahar havası savaşlardan doğan hüznün önüne geçmek bilmiyordu. Çocuklara ne
oyun vardı ne de bir gram uyku, anneleri her gün toplanır cepheye yollanacak yiyecek ve
giyecekleri ayıklarlar kiminin kocasından kiminin babasından haber gelmemesine rağmen
onlar yas tutmayı bir kenara koyup ne yaparsak vatan aydınlığa erer millet hür bir biçimde
yaşamına devam eder düşüncesine kapılmışlardır.
Mehmet sedirde uzanırken annesi Terkiye Hanım elinde bir çantayla kolundan tutup
kalkmasını dikte edip kolundan çekerek kapıya kadar getirdi, çocuk hiçbir şeyin farkına
varamadan annesinin çekiştirdiği atlı arabaya alındı. Terkiye Hanım atlı arabaya binmeden
konaklarının kapısını iyice kilitledi. Peçesini yüzüne iyice sardıktan sonra ivedi adımlarla atlı
arabaya bindi. Sıhhiye Hanım, Ayşe Hanım ve Gülden Hanım da arabada bulunmaktaydı.
Çocuklarıyla birlikte 7 kişi olmuşlardı. Arabadaki kişiler Gaziantep yöresinde tanınmış
ailelerin mensuplarıydı devletin merkez binasına çağrılmalarının büyük sebeplerinden biri de
buydu. Sıhhiye Hanım ‘İnanır mısınız çağrıldığımızı duyunca içimi bir ateş sardı, kocamdan
uzun süredir bir haber alamıyorum şehadete ermişse de vatanımıza helaldir fakat gönlüm
aklıma pranga vuruyor, Fikret olmadan bu sabiye nasıl bakacağım, onsuz nasıl yaşayacağım
bilmiyorum,’. Küçük Ahmet ‘ Annecim üzülme, üzülme anne ben senin yanındayım hep, hep
yanında olacağım’

You might also like