You are on page 1of 17

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE EĞİTİM SENDİKALARININ ROLÜ VE

ÖNEMİ

Talip GEYLAN1

Bölümün Amacı

Bu bölüm sonunda okur;

 Sendika kavramını ve sendikaların temel işlevlerini kavrar.


 Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri sınıfında faaliyet gösteren
sendikaların işlevlerini kavrar.
 Sendikaların tarihsel gelişimi hakkında bilgi edinir.

Özet

Eğitim sendikaları, öğretmenlerin haklarını koruma, maddi haklarını artırma,


eğitim kalitesini yükseltme ve eğitim politikalarına katkı sağlama amacıyla
kurulan, toplum yararına çalışan sivil toplum kuruluşlarıdır. Sendikalar,
öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklarını korumanın yanı sıra, eğitim
politikalarının oluşturulmasında etkin bir rol oynamaktadır. Ayrıca, mesleki
dayanışma ve eğitim çalışanlarının refahını artırma konularında faaliyet
gösterirler. Türk eğitim sisteminde eğitim sendikalarının rolü büyük önem taşır,
çünkü bu sendikalar eğitimcilerin haklarını korurken aynı zamanda eğitim
kalitesini artırmak, eğitim öğretim hizmetlerinde atılacak yeni adımların isabetli
olması için çaba harcarlar.

Giriş

1
Türk Eğitim Sen ve UAESEB Genel Başkanı, ORCİD ID 0009-0008-8252-2561, talipgeylan@hotmail.com,
Ankara, Türkiye

1
Sendikalar Dünyada ve Türkiye’de çalışma hayatının önemli bir parçasını
oluşturmakta ve çalışan haklarının korunması, iyileştirilmesi ve gelirlerin adil
şekilde dağıtılması gibi sosyal ve iş hayatını derinden etkileyen konularda
önemli bir rol oynamaktadır. Sendikaların varlığı çalışanların daha iyi çalışma
şartları, daha adil ücretler ve daha fazla iş güvencesi talep edebilmelerine imkân
sağlamakta ve bu yolla ülkenin sosyal ve ekonomik dengesinin korunmasına
anlamlı ve önemli bir katkı sağlamaktadır. Sayılan nedenlerle ülkemizde
sendikaların varlığı ve üstlendikleri rol adil ve sürdürülebilir bir çalışma hayatı
için vazgeçilmezdir.

Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri sınıfında faaliyet gösteren sendikalar da


diğer hizmet sınıflarında faaliyet gösteren sendikalar gibi bu alanda emek veren
eğitim çalışanı; öğretmenler, akademisyenler, eğitim yöneticileri, idari personel
ve diğer çalışanların ekonomik, sosyal ve çalışma hayatına dönük koşullarının
iyileştirilmesi yönünde çaba sarf etmektedir. Sendikalar bu tarz çalışmaları
yerine getirirken eğitimde etik ve ahlaki değerlere (Uzun, 2022) azami önem
göstermek zorundadır. Bu önemli rolün yanı sıra eğitim, öğretim ve bilim
hizmetleri sınıfında faaliyet gösteren sendikaların eğitimin kalitesini artırmak
gibi toplumsal gelişime destek olacak önemli bir rolleri de bulunmaktadır. Bu
bağlamda bu alanda hizmet gösteren sendikalar çalışanların haklarını korumanın
yanında eğitim politikalarının oluşturulmasında, geliştirilmesinde ve eğitim
sisteminin kalitesinin artırılmasına görev üstlenerek toplumsal değişime ve
gelişime de katkı sunma amaç ve gayreti içindedirler.

Kamu ve özel kurumlarda çalışanlar, ekonomik, sosyal ve kendini


gerçekleştirme gibi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla örgütlenmişlerdir. Bu
amaçla da sendika, dernek ve oda gibi çeşitli örgütlenme biçimleri
geliştirmişlerdir. Öğretmenler de tüm kamu çalışanları gibi maddi ve manevi
yönden daha iyi şartlarda çalışmak, özlük haklarını aramak, mesleki açıdan statü

2
ve saygınlık kazanmak amacıyla çeşitli dönemlerde dernek, vakıf ve sendika
gibi örgütlenmeler içerisinde bulunmuşlardır (Çilek, 2016).

Geçmişten günümüze Türk Eğitim Sisteminde sendikalar eğitim çalışanlarının


sesini duyurmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve eğitim politikalarının
oluşturulmasında etkili bir şekilde yer almak için faaliyet göstermişlerdir.
Özellikle görevini doğru tahlil etmiş eğitim sendikaları, öğretmenlerin,
öğrencilerin ve eğitim sisteminin genel kalitesini artırmak amacıyla çeşitli
mücadelelerde bulunmuş ve öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik
çalışmalar yerine getirmiştir. Sendikalar, öğretmenlerin çalışma koşullarını ve
emeklilik haklarını savunurken, eğitimde fırsat eşitliği ve kaliteyi destekleyen
politikaların oluşturulmasına da katkı sağlamışlardır.

Türkiye’de, 2018 verilerine göre, Kamu sendikaları arasında üye sayısı en


yüksek olan eğitim iş kolu sendikalarıdır. Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri
Kolunda toplam 44 sendika bulunmakla birlikte, eğitim sendikaları her ilde,
ilçede ve üye sayısına bağlı olarak okullarda örgütlenmektedirler(Tamer, 2021).
Türk eğitim sistemi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından sınırları kanun ve
yönetmeliklerle belirlenmiş, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yönetilen
ve düzenlenen karma bir sistemdir. Eğitim sendikaları, bu sistemin önemli bir
parçasıdır ve Türk eğitim sistemi ile okul yönetimi üzerinde önemli bir rol
oynar. Burada önemli olan ideal sendikal zeminin Türkiye’de faaliyet gösteren
sendikalar tarafından analitik olarak değerlendirilerek çalışanların ve üyelerin
sesini duymak ve gerekli adımları atmaları ile tesis edilebileceğinin bilincinin
yerleşmesidir.

Sendika Kavramı

"Sendika" kelimesi, kökenini Latince "Syndic" kelimesinden alır ki, bu kelime


"şehir devletinin yöneticisi" anlamına gelir. 19. yüzyıldan itibaren "sendika"
(syndicat) terimi, belirli bir grup veya meslek grubunun ortak haklarını
savunmak amacıyla kurulan bir örgütü tanımlamak için kullanılmıştır. Basit bir

3
tanımla, sendika, çalışanların kendi aralarında oluşturduğu ve haklarını
korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen bir örgütlenmedir. İlk kez, "Fabian
Ekolü"nün önde gelen isimleri Sidney ve Beatrice Webb tarafından, işçilerin
çalışma koşullarını düzeltmek ve korumak amacıyla sürekli bir topluluk olarak
tanımlanmıştır (Mahiroğulları, 2011).

Sendika kavramı, ilk kez İngiltere'de, belirli bir şehir veya bölgedeki işçilerin
ortak haklarını korumak ve kalfalar arasında dayanışma ve iş birliği oluşturmak
amacıyla kurulan örgütlerin faaliyetlerini tanımlamak için kullanılmıştır. Bu
sendikal örgütlenmenin, lonca geleneği ve kültürünün etkisiyle başlangıçta
nitelikli işçiler tarafından başlatıldığını göstermektedir. Ancak, sendikalar
bugünkü anlamını ancak 1839 yılında kazanmışlardır. Bu tarihten sonra daha
geniş bir çalışan tabanına hitap etmeye ve toplu hak mücadeleleri düzenlemeye
başlamışlardır (Tokol, 2000).

Sendikalar, çalışan kendi haklarını koruma ve geliştirmek amacıyla bir araya


geldiği, toplumsal bir grubun dayanışmanın bir ürünüdür. Bu örgütler, yasal
olarak belirli yetkilere sahiptir ve işçilerin haklarını savunurken güçlü bir rol
oynarlar. Sendikalar, toplumun ihtiyaçlarına ve her ülkenin kendine özgü sosyal,
siyasi, ekonomik ve kültürel dinamiklerine göre farklılık gösterirler. Sendikal
haklar, demokrasilerin temel taşlarından biridir ve demokrasi, insan hakları ile
birlikte, sendikal hakların geniş bir perspektifte uygulandığı bir toplumsal
düzeni ifade eder (Aksoy ve Günbayı, 2016).

Çalışanlar, sendikalara çeşitli nedenlerle katılırlar ve bu nedenler çeşitlilik


gösterir. Çalışanlar genellikle kendi haklarını ve taleplerini dile getirmek, toplu
bir güç oluşturmak ve işverenlere karşı daha etkili bir şekilde mücadele etmek
amacıyla sendikaları tercih ederler. Bu nedenle sendikaya katılma, sendika
etkinliklerine katılma isteği, liderlik deneyimi kazanma amacı ve toplumsal
baskı gibi farklı nedenlere dayanabilir. Ancak, bazı çalışanlar sendikalara
katılmamayı tercih edebilirler. Sendika karşıtı tutum, mobing, rakip sendikanın

4
çalışanlar üzerindeki baskısı, iş doyumu, misilleme korkusu, maliyet, sendikanın
tutumu ve vicdani nedenler sendikaya katılmama nedenleri arasında sayılabilir.
Bu nedenler işçilerin sendikaya katılma veya katılmama kararlarını etkileyebilir
(Gemici, 2008).

Genel olarak sendikalar, üyelerinin haklarını ve menfaatlerin korumaya çalışır.


Çalışma şartlarını daha iyi düzeye ulaştırmak için mücadele eder. Ülkede
çalışma hayatını etkileyen sorunlara dikkat çeken ve sorunların çözüm ortağı
rolünü yerine getiren kuruluşlar olarak ifade edilebilir. Çeşitli İş kollarındaki
sendikalaşma oranlarına bakıldığında, eğitim hizmetleri kolunun dünyadaki en
yüksek düzeyde sendikalaşmaya sahip iş kollarından biri olduğu söylenebilir
(Kayıkçı, 2013).

Uluslararası Sözleşmelerde Sendikalar

Uluslararası sözleşmeler ve anlaşmalar, sendikaların ve çalışan haklarının


korunması ile ilgili bir dizi önemli prensip ve standart içermektedir. Uluslararası
sözleşmelerde sendikaların ve çalışanların haklarının işlenen bazı önemli
konular şöyle dile getirilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 ve
98 numaralı sözleşmeleri, çalışanların sendikal örgütlenme hakkını ve toplu
pazarlık hakkını tanır. Bu sözleşmeler, çalışanların sendikalara katılma ve kendi
işyerlerinde sendika kurma özgürlüğünü güvence altına alır (ILO, 2023).

ILO 98 numaralı sözleşme, çalışanların ve işverenlerin toplu pazarlık yapma


hakkını tanır. Bu, çalışan sendikalarının, işverenlerle ücretler, çalışma saatleri ve
diğer iş koşulları gibi konularda müzakere yapma yetkisini içerir. Birçok
uluslararası sözleşme, çalışanlar ayrımcılığa karşı koruma sağlar. Sendika
üyelerinin ayrımcılığa uğramamalarını ve işverenlerin sendika üyelerine karşı
haksızlık yapmamalarını sağlar. ILO Sözleşmesi No. 182, çocuk çalışan
istihdamını yasaklar ve çocukları istismardan korumak amacıyla çeşitli
önlemleri içerir. Çocuk çalışanların haklarına saygı gösterilmesini teşvik eder.
5
ILO, temel çalışan haklarını içeren dört temel ilkeyi tanır: sendika özgürlüğü,
toplu pazarlık, zorla çalıştırma yasağı ve ayrımcılığa karşı eşitlik. Bu prensipler,
tüm çalışanlar için geçerli olmalıdır. Uluslararası sözleşmeler, ülkeleri bu
hakları korumaya ve uygulamaya teşvik eder. ILO, bu sözleşmelerin
uygulanması ve izlenmesi için dünya genelinde denetim ve raporlama süreçleri
yürütür (ILO, 1949, 1999).

Uluslararası sözleşmeler, sendikaların çalışan haklarını koruma, çalışma


koşullarını iyileştirme ve çalışan taleplerine saygı gösterme konusundaki temel
prensipleri belirler. Ülkeler, bu sözleşmelere taraf olarak bu hakları korumayı
taahhüt ederler ve ulusal yasalarını ve politikalarını bu çerçevede düzenlerler.
Bu nedenle sendikalar ve çalışan hakları, uluslararası düzeyde önemli bir konu
haline gelmiştir.

Çalışma hayatında standartların yükseltilmesine sendikalar önemli bir görev ifa


etmektedirler. Çalışanların ve işverenlerin ekonomik, sosyal ve kültürel
haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurdukları tüzel kişiliği olan
kurumlar sendikalardır. 1999 yılında, ILO bir çalışmasında sendikaların üç
temel işlevini dile getirmiştir; Bunları, ekonomik, sosyal ve temsil işlevi olarak
sıralamıştır.

Türkiye'de Eğitim Sendikalarının Tarihsel Gelişim Süreci

Dünya genelinde, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları


Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmeler, sendikal örgütlenme hakkını
vurgulayarak çalışanların haklarını korumayı amaçlamaktadır. Ancak, bu
hakların uygulanması ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir (Mutlu, 2000).
Türkiye'deki kamu sektöründe sendikal örgütlenme alanında uzun bir tarihsel
geçmiş bulunmaktadır. Tarihi süreçte konu değerlendirildiğinde, özellikle
Yenileşme dönemlerinde teşkilatlanma izni göreli olarak kişilere verilmiştir. II.
Meşrutiyet bu noktada önemli bir kilometre taşı sayılabilir. Ardından 1909’da
Anayasaya eklenen 120. Madde ile hangi alanlarda, çalışma alanlarında

6
teşkilatlanma yapılamayacağı belirtilerek sadece Osmanlı tebasına bu hak
tanınmıştır. (Eraslan, 2012: Gülmez, 1991) Dönemin eğitim çalışanı olarak bu
teşkilatlanmanın tarihteki ilk kıvılcımı Encümen-i Muallim adlı öğretmen
teşkilatının kuran öğretmenlerce yakılmıştır. Dar-ül Fünun ve Dar-ül Muallimin
mezunları tarafından 1908 Temmuz’unda kurulan bu çatıyı Muhafaza-yı Hukuk-
u Muallimin Cemiyeti izlemiştir.

Ülkemizde sendikal kültürün ilk hareketlerinden birisi olarak düşünebileceğimiz


bu cemiyet, eğitim sisteminin geliştirilmesini, okulların disiplin içinde
yönetimini, eğitimin ekonomik sorunlarını çözmeyi ve öğretmenler arasında
iletişim sağlayarak onların süreç içinde daha aktif olmalarını hedeflemiştir.
Bunun yanında on beş günde bir “Mir’at Maarif” adında bir dergi hakan bu
cemiyet, daha sonra “Encümen-i Muallimin” ile birleşip “Cemiyet-i Muallimin”
adını almıştır. Bu derneği ilerleyen süreçte “Neşr-i Maarif ve Teavün-ü
Muallimin” derneği izlemiştir (Akyüz 1978; Eraslan 2012). 1911 yılında ise
“Mahvel-i Muallimin Cemiyeti” kurulmuş ama gerekli kitle desteğini
sağlayamadığı için kısa bir süre sonra kapanmıştır. Eğitim çalışanları için
önemli adımlardan birisi de Mustafa Suphi’nin ve arkadaşlarının Anadolu’daki
öğretmenleri bir çatı altında toplama çabasıdır. Bu öncü kuruluşlardan sonra
1913’te “Muallimler Yurdu”, 1916’da “Millî Talim ve Terbiye Cemiyet”i, I.
Dünya Savaşı’nın sonuna doğru da “Darul-muallimîn Mezunları Cemiyeti”
teşekkül etmiştir. 1920 yılında ücretini alamayan öğretmenlerin tepkileri ve bazı
öncü öğretmenlerin yönlendirmesi ile eğitim alanında tarihimizdeki ilk “hak
amaçlı” grev gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu grev 14 gün sürmüştür.
Türkiye’de eğitim alanında ilk teşkilatlanmalar gönüllü ve öncü eğitim
çalışanlarının fedakâr çalışmaları ile kurulan dernek ve cemiyetler vasıtası ile
kurulmuş ve günümüze kadar gelmiştir (Eraslan, 2012).

Milli Mücadele döneminde öğretmenlerin örgütlenmesini ve mesleklerinin


korunmasını amaçlayan bir kuruluş olarak Türkiye Muallimler ve Muallimeler

7
Cemiyeti faaliyete geçmiştir. Bu dernek, özellikle Atatürk'ün desteğine mazhar
olduğu için Maarif Vekâleti'ne de destek olmuştur. 1920 yılında faaliyete geçen
bu derneği temel amaç olarak öğretmenlerin mesleklerini koruma ve geliştirme
amacı gütmüştür. Özellikle eğitim-öğretim alanında reformlar yapılması ve
öğretmenlerin mesleklerinin saygınlığının artırılması için çalışmıştır.

Dünyada memur sendikacılığı konusunda farklı anlayışlar hâkimidir. Bazı


ülkelerde bizim anladığımız anlamda işçi-memur ayırımı yoktur. Buna karşılık
özel sektör işçileri (private employees), kamu sektörü işçileri (public employees)
olarak bir yaklaşım mevcuttur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 128.
Maddesi “kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve
diğer kamu görevlileri eliyle görülür.” diyerek kamu hizmetinin sürekliliğini
geliştiren işlerden öncelikli olarak memurları görevlendirmiştir. Buna karşın
dünyanın farklı ülkelerinde Memur, kamu gücünü kullanan üst düzey devlet
görevlileri gibi çok sınırlı sayıdaki bir çalışan kesimine denir. Bu ülkelerde
kamu görevlileri sendikaları, çoğunlukla kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan
beyaz yakalı işçilerden oluşur ve bir işçi sendikaları konfederasyonu hem özel
hem de kamu işyerlerinde çalışan personeli bünyesinde üye olarak
bulundurabilmektedir (Tuncay 2007). Fakat Türkiye’de durum bundan farklı
olarak kurgulanmıştır.

Türkiye’de kamu çalışanlarının sendikal teşkilatlanmalarında, öğretmenlerin


ayrı bir yeri bulunmaktadır. Öğretmenlerin memur sayısı içerisinde büyük bir
orana sahip olması ve yasal haklar konusunda bilinçli olması bu önemi daha da
artırmaktadır Kamu görevlileri veya memur sendikacılığı içerisinde yer alan
eğitim sendikalarının ülkemizde birikim ve tecrübeleri günden güne gelişmekle
birlikte eğitim kurumlarındaki çalışma hayatına olumlu katkılarının bulunması
da beklenmektedir(Yasan,2012).

Eğitim sendikaları, öğretmenlerin sosyal statülerini yükseltmek ve ekonomik


durumlarını iyileştirmek amacıyla çaba sarf etmiştir. Yine öğretmenlerin daha

8
iyi çalışma koşullarına sahip olmalarını ve daha iyi bir yaşam sürmelerini
hedeflemiştir. Türkiye Muallimler ve Muallimeler Derneği, Milli Mücadele'ye
aktif destek vermiş ve bu süreçte milli birlik ve bağımsızlık mücadelesine
katkıda bulunmuştur. Özellikle bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına
katkı sağlamıştır. Dernek, faaliyetlerini sadece İstanbul ve Ankara ile sınırlı
tutmamış, Antalya, Denizli, Konya Akşehir ve Amasya gibi illerde şubeler
açarak taşrada da güçlenmiştir. Bu sayede, öğretmenlerin daha geniş bir
coğrafyada örgütlenmesini sağlamış ve etkili bir şekildeçalışmıştır. Ayrıca,
dernek taşrada güçlendiği için bir üst birlik haline gelmiştir, bu da daha
koordineli bir şekilde çalışmalarını sürdürmelerine olanak tanımıştır.

Türkiye’nin ilk maarif kongresi de bu dernek tarafından bizzat Atatürk’ün


öncülüğünde toplanmıştır. Düşmanın Polatlı’ya kadar geldiği günlerde
düzenlenen “1. Maarif Kongresi” ve Atatürk’ün büyük bir titizlikle kongreye
katılıp notlar alarak tebliğleri dinlemesi hasebiyle de önemini açıkça ortaya
koymuştur. Aslında Atatürk ve onun izinde yürüyen Türk münevveri,
mütefekkiri, üniversitesi, öğretmeni, müdürü ve müfettişi olmak üzere 1923
yılında Türk Devleti’nin geçeceği yeni yönetim biçiminin ardından toplumsal
kalkınmanın ancak eğitimle olabileceğinin ortaya konulmasının en açık
göstergesidir. 15 Temmuz 1921 tarihinde başlayan 1. Maarif Kongresi, 1923
yılından sonra başlayacak toplumsal dönüşüm ve muasır medeniyet yolunda
atılacak adımların eğitim alanında kozasının örüldüğü bir toplantı olarak Türk
tarihinde önemli yer tutan kongre ve istişarenin vücut bulmuş halidir. Aynı
kongre, Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından 100. Yılında 13-18 Temmuz
2021 yılında Ankara’da İkinci Maarif Kongresi adıyla tekrar toplanmıştır. Türk
eğitim sistemine ışık tutacak önemli çalıştay, bildiri kitabı ve (2021, Türk
Eğitim-Sen Yayınları) raporlar yayınlamıştır.

Eğitim Sendikalarının Türk Eğitim Sistemine Katkısı.

9
Eğitim sendikaları, öğretmenlerin iş güvencesini, maddi haklarını ve sosyal
haklarını güvence altına almak ve bu hakları geliştirmek amacıyla kurulmuş özel
tüzel kuruluşlardır. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na göre, kamuda
görev yapan öğretmenler, "eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri" alanında faaliyet
gösteren sendikalar çatısı altında sendikal örgütlenme haklarına sahiptirler. Bu,
sadece kamudaki öğretmenleri değil, aynı zamanda genel kamu sektöründe
çalışanları kapsayan bir sendikal örgütlenme anlamına gelmektedir. Öğretmen
ve eğitim sendikaları, eğitim alanındaki çalışanların iş ve yaşam koşullarını
iyileştirmek, mesleki dayanışmayı artırmak amacıyla kurulmuş sivil toplum
kuruluşlarıdır. Dolayısıyla, bu sendikaların ana hedefi, üyelerinin ortak
ekonomik, sosyal, özlük, mesleki ve sendikal haklarını korumak ve geliştirmek,
böylece daha saygın bir toplumsal statü elde etmelerine yardımcı olacak
projeleri geliştirmektir (Köybaşı, Uğurlu ve Arslan, 2016). Ancak, sadece
öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklarına odaklanmakla kalmazlar; aynı
zamanda ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi tercihlerinin
belirlenmesinde daha etkin bir rol oynamak isteyen bireylerin beklentilerine
karşılık vermek için araçlar ve yöntemler sunarlar. Bu nedenle, öğretmen
örgütleri aynı zamanda, iş dünyasındaki temel hak ve özgürlüklerin
kazanılmasına katkıda bulunarak ülkenin modernleşme seviyesini ve demokrasi
anlayışını etkileyen kritik kuruluşlar arasında yer almaktadır (Oğultürk, 1990).

İdeal bir eğitim sendikası, bir dizi önemli rolü üstlenmelidir. Bu roller arasında,
eğitim politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasında toplumun, öğretmenlerin
ve öğrencilerin beklentilerini dikkate alma, toplumsal sorunlara duyarlılık, ayrım
yapmama, tarafsızlık, öğretmenlerin görüşlerine önem verme, temel hak ve
özgürlüklere saygı, baskıcı bir tutumdan kaçınma, eğitimcilerle iş birliği yapma,
bireysel ve örgütsel haklardan uzak durma, şeffaflık ve eğitimcilerin gelişimine
katkı sağlama gibi özellikler bulunur. Bu rollerin etkili bir şekilde yerine
getirilmesi, eğitim sisteminin kalitesini artırabilir ve eğitimcilerin daha iyi
çalışma koşullarına sahip olmalarını sağlayabilir (Akar ve Ersü, 2020).
10
Eğitim sendikalarının Türk çalışma hayatı ve eğitim sistem içindeki işlevini ana
hatları ile şöyle sayabiliriz. Sendikalar, eğitim çalışanlarının hakları ve çalışma
koşullarının günün şartlarına göre, talepler ve beklentiler dâhilinde özlüklerini
korumak ve iyileştirmek amacıyla önemli bir rol üstlenmek zorundadır. Çalışma
koşulları, ücretler, iş güvencesi ve emeklilik gibi konularda sendikaların
mücadelesi, eğitim çalışanlarının yaşam kalitesini ve çalışma koşullarını
iyileştirmeye yardımcı olmaktadır. Bunun yanında eğitim sendikaları, üyelerinin
mesleki gelişimlerini destekler ve eğitim çalışanlarının eğitim standartlarını
yükseltmeye çalışır. Eğitimcilerin eğitimi, öğretim materyali ve ders
programlarının geliştirilmesi gibi konularda sendikaların etkisi bulunur. Ayrıca
üyeleri vasıtası ile eğitim sistemine ilişkin kendilerine ulaşan toplumsal
reflekslerin de kanun koyucu ve yöneticilerine ulaştırılmasında da aracılık
etmektedirler. Ülkelerinin uluslararası camiada tanınması ve eğitim çalışanları
arasında uluslararası dayanışma sağlanması amacıyla Uluslararası Avrasya
Eğitim Sendikaları Birliği (UAESEB), Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu
(ITUC) uluslararası kuruluşlarda yer alarak küresel ölçekte fikir alışverişi ile
dayanışma çalışmaları yapmaktadırlar.

Sendikalar, öğretmenlerin yaşadığı sorunlarda yasal destek sağlama, okuldaki


sorunları yasal bir zemine taşıma ve üyelerine hukuki destek sunma gibi önemli
bir rol üstlenmektedir. Ayrıca, bazı okul yöneticileri sendikaların etkisini okul
yönetimine olumlu bir şekilde katkı sağladığı yönünde ifade etmişlerdir.
Sendikaların, öğretmenlerin özlük haklarını savunma, adaletsizlikleri düzeltme
ve ücret konularında mücadele etme çabaları da özlük haklarının
iyileştirilmesine olan katkılarını göstermektedir. Son olarak, sendikaların
yönetici atamalarında liyakati gözetleme ve yeni bakış açıları kazandırma gibi
etkileri, farklı sendikalara üye olanların tartışmalara ve eleştirel düşünebilme
konularında katkı sağladığına işaret etmektedir (Akcan, Polat ve Ölçüm, 2017).
Bu nedenle, sendikaların okullarda olumlu etkileri; yasal destek, yönetim

11
katkısı, özlük haklarının iyileştirilmesi ve farklı bakış açıları kazandırma gibi
çeşitli temalar etrafında öne çıkmaktadır.

Eğitim sendikaları, bütün ülkelerde olduğu gibi hayatın normal akışında


üyelerinin haklarından hareketle tüm eğitim çalışanlarının haklarını korumak ve
onları temsil etmek için toplu sözleşme süreçlerine katılmakla yükümlüdür.
Sendikalar, üyelerinin ücretlerini ve çalışma koşullarını iyileştirmek için
hükümet veya okul yönetimi ile müzakereler yapmaya memurdur. Adeta çalışma
hayatında üyelerinin vekili olarak görev yapmaktadır.

Eğitim sendikaları, eğitim politikalarının oluşturulmasına ve uygulanmasına


katılmak gibi ciddi bir sorumluluğun da farkında olmalıdır. Hem eğitim çalışanı,
hem eğitim alan öğrencilerin velileri, hem de ülkenin ve dünyanın geleceği
konusunda fikri olan entelektüel birikime haiz çalışanlar olarak bu konuda
inisiyatif almak zorundadır. Farklı grup ve saiklerin etkisinde kalmadan, dünya
ve ülkemiz gerçekleri ile çelişmeden, mensup olduğu devletin ve milletin değer,
kültür ve tarihi ile çatışmadan eğitim politikalarına ilişkin üyeleri ve eğitim
çalışanlarının tespitler manzumesini bir araya getirerek bir strateji belgesi ortaya
koymalıdır. Ancak bu şekilde eğitim politikalarının oluşturulmasında ve
uygulanmasında öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının görüşleri ve deneyimleri
dikkate alınabilir.

Eğitim sendikaları, eğitim kalitesini artırmak ve eğitimde denetimi sağlamak


için çaba harcamalıdır. Eğitim çalışanı olmaya aday öğrenci ve mezunların da
geleceğine ilişkin fikir verme, destek olma ve onlara yönelik sosyal çalışmalar
yapmaları da beklenmektedir. Eğitim sistemini daha etkili ve verimli hale
getirmek için öneriler sunarlar ve eksiklikleri gidermek için çeşitli argümanlar
vasıtası ile çözüme yönelik adımların atılmasında öncü, destekçi ve takipçi
olmak zorundadır. Üyelerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak için
etkinlikler düzenler. Bu tür etkinlikler, eğitim çalışanlarının bir araya gelmesini,
dayanışmayı artırmasını ve mesleki ilişkilerini güçlendirmesini sağlar. Bununla

12
birlikte eğitim çalışanı olmasından öte bir birey olarak üyelerinin toplumsal ve
diğer ihtiyaçlarını da karşılamak ve bu alana yatırım yapmak hem Türkiye’de
sendikal mücadelenin daha sağlıklı zeminde aklıselim rehberliğinde yapılmasına
katkı sunacaktır.

Eğitim sendikalarının Türk eğitim sistemi ve okul yönetimindeki bu rolleri,


eğitim çalışanlarının haklarını korumak, eğitim kalitesini artırmak ve eğitim
politikalarına katkıda bulunmak açısından büyük önem taşır. Ancak, bu rolleri
yerine getirirken denge ve iş birliği önemlidir, çünkü eğitim sendikaları ile
eğitim kurumları ve yönetimleri arasındaki iş birliği, eğitim sisteminin daha iyi
işlemesine yardımcı olabilir.

Sonuç

Türkiye'de eğitim sendikaları, eğitim sisteminin önemli bir paydaşı olarak


öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının haklarını korumak, iyileştirmek ve
geliştirmek amacıyla kurulan örgütlerdir. Bu sendikalar, eğitim sektörünün hem
öğretmenlerin hem de öğrencilerin kalitesini artırmada kritik bir rol
oynamaktadır. Eğitim sendikalarının Türkiye'deki yeri ve önemi birkaç açıdan
değerlendirilebilir. İlk olarak, bu sendikalar eğitim çalışanlarının ekonomik ve
sosyal haklarını koruma görevini üstlenirler. Ücret, çalışma koşulları, emeklilik
avantajları gibi konularda mücadele ederler. Bu da öğretmenlerin ve diğer
eğitim çalışanlarının daha iyi yaşam standartlarına sahip olmalarını sağlar. İkinci
olarak, eğitim sendikaları eğitim sisteminin iyileştirilmesi için önemli bir
platform sunarlar. Eğitim politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında
söz sahibi olurlar. Eğitimde kaliteyi artırmak, öğrenci başarısını yükseltmek ve
eğitimcilerin mesleki gelişimini desteklemek için öneriler sunarlar. Bu şekilde
eğitim sisteminin daha etkili ve verimli olmasına katkı sağlarlar. Üçüncü olarak,
eğitim sendikaları öğretmenlerin bir araya gelip mesleki dayanışma içinde
olmalarını teşvik ederler. Bu, eğitim çalışanlarının deneyimlerini paylaşmalarını,
sorunlarını dile getirmelerini ve çözüm arayışlarını birlikte yapmalarını sağlar.

13
Dayanışma, eğitim çalışanlarının daha güçlü ve etkili bir ses olmalarını sağlar.
Sonuç olarak, Türkiye'de eğitim sendikaları geçmişten günümüze Türk eğitim
sisteminin önemli bir paydaşı olarak görülmektedir. Hem eğitim çalışanlarının
haklarını koruma hem de eğitim sisteminin iyileştirilmesine katkı sağlama
görevleriyle, eğitim sendikaları ülkenin eğitim kalitesini artırmak ve
eğitimcilerin refahını yükseltmek için önemli bir rol oynamaktadır.

Bölüm Tartışma Soruları

 Ülkemizdeki sendikaların yapısını ve işleyişini değerlendiriniz.

 Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri sınıfında faaliyet gösteren


sendikaların etkinliğini değerlendiriniz
 Sendikal faaliyetlerde etkinliği artıracak önerilerde bulununuz.

Kaynakça:

Akar, H. & Ersü, A. A. (2020). Eğitimcilerin sendikal örgütlenme nedenlerinin


incelenmesi. E-Uluslararası Eğitim Araştırmaları Dergisi, 11(2), 50-67.

Akcan, E., Polat, S., & Ölçüm, D. (2017). Yönetici ve öğretmen görüşlerine
göre sendikal faaliyetlerin okullara etkisi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 17(3), 1101-1119.

Aksoy, B., & Günbayı, İ. (2016). Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin


sendikalarından beklentilerine ilişkin görüşleri. Eğitim. Bilim, Toplum
Dergisi, 14(54), 8-24.

Akyüz, Y. (1978). Türkiye’deki öğretmenlerin toplumsal değişmedeki etkileri


(1848-1940) Ankara: Doğan Basımevi.

Çilek, A. (2016). “Türkiye‟de Eğitim Sendikalarının Etkililiği”, Gazi


Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi,
Ankara.

14
Eraslan, Levent, (2011). Sivil toplum ve eğitim (ESTK). Ankara: Maya
Akademi.

Gemici, Y. (2008). Eğitimde sendika-yönetim ilişkileri. Doktora tezi, Dokuz


Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

Gülmez, M. (1991). Memur sendikalaşmasının hukuksallığı ve milli eğitim


bakanının demeçleri. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 46(1).

International Labour Organization (1949). 182 No’lu en kötü biçimlerdeki çocuk


işçiliğinin yasaklanması ve ortadan kaldırılmasına ilişkin acil eylem
sözleşmesi. https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/---europe/---ro-
geneva/---ilo-ankara/documents/genericdocument/wcms_645630.pdf
adresinden erişilmiştir.

International Labour Organization (1999). 98 No’lu örgütlenme ve toplu


pazarlık hakkı sözleşmesi. https://www.ilo.org/ankara/conventions-
ratified-by-turkey/lang--tr/index.htm adresinden erişilmiştir.

International Labour Organization (2023). ILO Office for Türkiye activity report
2015-2022. https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/---europe/---ro-
geneva/---ilo ankara/documents/publication/wcms_869137.pdf adresinden
erişilmiştir.

Kayıkçı, Kemal (2013). Türkiye’de Kamu ve Eğitim Alanında Sendikalaşma ve


Öğretmen ile Okul Yöneticilerinin Sendikalardan Beklentileri. Amme
İdaresi Dergisi,

Köybaşı, F., Uğurlu, C.T., ve Arslan, C.,(2016). "Öğretmenlerin Sendikal


Örgütlenmeye İlişkin Görüşleri", Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, C.9, S.27,ss.101-123

Mahiroğulları, A. (2011). Dünyada ve Türkiye'de sendikacılık. Bursa: Ekin.

Mutlu, L. (2000). Memurların sendikalaşması ve ekonomik-sosyal haklara


etkisi. Sayıştay Dergisi, 42, 20–36.
15
Tamer, M.G., (2021), Sivil Toplumdan Sivil Toplum Kuruluşlarına: Trabzon
Eğitim Sendikaları Üzerine Bir Araştırma, Karadeniz Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi, 7/13,

Tokol, A. (2000). Sosyal politika, 2. Baskı. Bursa: Vipaş Yayınları.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), Türk Eğitimine Tespit Ve


Öneriler, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023'e Doğru Türkiye'de


Öğretim Programları Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023'e Doğru Türkiye'de


Ölçme Seçme Yerleştirme Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2. Maarif Kongresi Anısına

Karagöz S. Polat Ü. (2021), II. Maarif Kongresi Armağan Kitap Fuad


Gündüzalp, Talim Ve Terbiye Teşkilatımızda Buhran, Türk Eğitim-Sen
Genel Merkezi Yayınları, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de


Yükseköğretim Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de


Öğretmen Yetiştirme Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de


Din Ve Değerler Eğitimi Çalıştayı Değerler Eğitimi Sonuç Raporu,
Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de


Din Ve Değerler Eğitimi Çalıştayı Din Eğitimi Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de


Temel Eğitim Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

16
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023’e Doğru Türkiye’de
Özel Eğitim Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 2023'e Doğru Türkiye'de


Psikolojik Danışmanlık Ve Rehberlik Çalıştayı Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), Ahi Evran’ın Doğumunun


850. Yılı Anısına 2023’e Doğru Mesleki Ve Teknik Eğitim Çalıştayı
Sonuç Raporu, Ankara.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Yayınları (2021), 1. Maarif Kongresi'nin 100.


Yılı Anısına Türk Eğitimine Dair Tespit Ve Öneriler, Ankara.

Tuncay, C. (2007), Kamu Görevlilerinin Sendikalaşması ve Toplu Pazarlık


Hakkı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 9, Özel
Sayı.

Uzun, F. (2022), Eğitimde Etik Ve Ahlaki Değerlerin Artan Önemi, 21.


Yüzyılda Eğitim ve Toplum Dergisi Cilt 11, 31. Sayı.

Yasan, T. (2012), İlköğretim Okulu Yöneticilerinin ve Öğretmenlerinin


Sendikalara İlişkin Görüşlerinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi:
Malatya İl Merkezi Örneği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi 2012, 31(1),

17

You might also like