Professional Documents
Culture Documents
la beraber hem roman, hem de felsefi hikaye, romansta hakim romanın 'yazarın hayat görüşünü ifade eden çok yanlı, yoğun
olan ve dünyayı en azından duygusallığın renklendirdiği ve en bir benzetme, (1957: 13) olarak tanımlanmasına imkan verir.
ileri seviyede gerçeği efsaneleştiren ve şiirleştiren öznel ve ha
yalı yorumun bulanıklığı içinde gören yaklaşımı re �dederler. Schreiber ise, romanın 'gerçek bir dünyada inanılır şeyler
__ . yapan, gerçekliğine, inanabildiğimiz kişilerin tecrübelerini konu
Romans, gerçeği mitleştiren hayal gücünün mahsuludur. R�man
ve felsefi hikaye ise, hayalin ideal boyutlara ulaştırarak mıtle ş edindiğini' (Schreiber, 1965: 135-145) söyler. Ona göre roma
tirdiği dünyayı yıkar. Mitin yıkılışı (demythification) � y�ni r� nın konusunu insani ilişkiler, insani değerler ve insan tabiatı
man karakterinin yaşadığı hayal kırıklığı, romanı edebı bır çeşıt teşkil etmektedir. Bir roman, insan tabiatının gerçeklerini akset
yapan yaklaşımdır. Don Quixote, romans ruhunun, �ro1:1ans tirebildiği ölçüde değer taşır. Böylece bir romancının başkişisi,
� romancının bir insanda görmek istediği değerlerin bir sembolüdür.
sensibility) somut bir örneğidir, çılgınlık da olsa gerçegı mıtleş
tirmekte, şiir ve macera ile doldurmaktadır. Don Quixote, ro
mans dünyasının gerçekten kopuk hayalcisidir. Sancho ise,
yeldeğirmenlerini dev zanneden efendisine 'Hangi devler' s�r�
sunu soran şüpheci, gerçeği arayan roman karaktendır:
Flaubert'in Madame Bovary'si, romans dünyasından, kendı
hayalleriyle kurduğu dünyadan, romanın gerçek dünyasına düş
_
tüğü zaman, gerçeğin dozunu hazmedemeyen bır roman karak
_
teridir. Jane Austin'in Emma Woodhouse'u ise, hayallenn alda
tıcı zemininden gerçeğin katı zeminine yumuşak iniş yapan ve
onlarla barışıp mutlu sonu yaşayan bir roman karakteridir.
İngiliz eleştiricilerden Walter Allen, romanı tanımlarken,
roman dünyasının temsili niteliğini şöyle ifade eder: 'Romancı
da, her sanatçı gibi bir yaratıcıdır. Romanında yeryüzünde ya
şayan insanların hayatının bir benzerini yaratmakt��ı�. A?cak
romanın dünyasını oluşturan sosyal gerçek, pek tabııdır kı, ro
mancının kendi hayat görüşünü, kendi felsefesini temsil eder.
Böyle bir hayat görüşünü aksettirebilmek için romancının seçti
ği değerleri ve vardığı sonuçları, romanında yarattığı karakter
ler, durumlar ve seçtiği kelimeler ifade eder,' (Ailen, 1957: 11).
Allen'e göre, romancının, romanın unsurlarını -karakter,
olaylar dizisi ve düşünce unsurları- bir kültür ortamı içind�,
kendi dünya görüşünü yansıtacak bir şekilde düzenlenmesı,