You are on page 1of 64

SUNUŞ

İnsan ve toplum sağlığını doğrudan etkileyen etmenler arasında belki de en önemlisi içme ve
kullanma sularının sağlıklı temiz ve yeteri miktarda topluma ulaştırılmasıdır. İçme ve
kullanma sularının sağlıklı ve temiz olarak topluma ulaştırılması tek başına bir meslek
grubunun ya da bir kurumun sorumluluğuna bırakılmamalıdır.
Bu çabalarda sağlık personelinin de doğrudan görevi vardır. Her sağlık personeli su
kirliliğinin olası nedenlerini ve sağlık etkilerini bilmeli verilecek sağlık hizmetlerinde bu
etkileri göz önünde bulundurmalıdır. Halk sağlığı alanında çalışan hekimler ve diğer sağlık
personeli ise buna ilaveten su analiz yöntemlerini bilmeli, gelişmeleri, standartları ve
mevzuatı takip etmeli gerekli bilgi ve beceriyi kazanmalıdır.
Bu kitapçık özellikle halk sağlığı alanında çalışan sağlık personeline yönelik olarak su analiz
yöntemlerini açıklamak, verilecek laboratuvar eğitimleri ve kurslarda yardımcı kaynak kitap
olarak kullanılmak amacıyla hazırlanmıştır.
Yapacağınız katkılar kitabın daha iyiye doğru gitmesine yardımcı olacaktır.

Doç.Dr.Ö.Faruk TEKBAŞ
Ankara 2005
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
I. İÇİNDEKİLER

SAYFA
I. İÇİNDEKİLER
II. SU HİJYENİ VE TEMEL KAVRAMLAR 3
III. SU NUMUNESİ ALMA YÖNTEMLERİ
A. Kimyasal Analiz İçin Numune Alma
B. Mikrobiyolojik Analiz İçin Numune Alma
IV. FİZİKSEL VE KİMYASAL ANALİZLERDE KULLANILAN
TEKNİKLER
A. Gravimetrik teknikler
B. Titrasyon
C. Elektrokimyasal teknikler
D. Spektrofotometrik ve kolorimetrik teknikler
E. Kromatografi (GC, HPLC, LC, IC)
F. Kütle spektrometresi
G. İmmünolojik teknikler
V. FİZİKSEL VE KİMYASAL SU ANALİZ YÖNTEMLERİ
. Suyun sıcaklığı (Termometre)
. Suyun rengi (Fotometrik)
. Suyun bulanıklığı (Fotometrik)
. Suyun kokusu (Duyusal)
. Suyun lezzeti (Duyusal)
. Konduktivite (Elektriksel iletkenlik) (Elektrokimyasal)
. Sudaki klor düzeyinin ölçülmesi (Kolorimetrik)
. Amonyak aranması (Titrasyon)
. Nitrat tayini (Titrasyon)
. Nitrit aranması (Titrasyon)
. Tuz aranması (Titrasyon)
. Suların sertlik analizi (Titrasyon)
. Askıda (toplam) katı madde (103-105°C) (Gravimetrik)
. Nitrat (UV Spektrofotometrik)
. Flor analizi (Fotometrik)
. pH tayini (Elektrokimyasal)
VI. MİKROBİYOLOJİK SU ANALİZ YÖNTEMLERİ
A. İndikatör mikroorganizmalar
B. Çok tüplü fermentasyon (MPN) yöntemi
C. Var - Yok koliform testi
D. Koliform bakteriler için membran filtrasyon yöntemi
E. Yedi saatlik fekal koliform testi
VII. SU MEVZUATI
VIII. EKLER
EK-1: Sulardan Numune Alma ve Analiz Metodları

4
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
II . SU KİRLİLİĞİ VE HİJYENİ, TEMEL KAVRAMLAR
Doç.Dr. Ö. Faruk TEKBAŞ, Prof.Dr. Çağatay GÜLER
GİRİŞ
Yeryüzünde ilk canlının oluşumundan bugüne canlıların kesinlikle vazgeçemediği şeylerden
en önemlisi şüphesiz sudur. Suyun gerekliliğini öylesine kabullenmişizdir ki "gezegenimiz
dışındaki yerlerde hayat var mı ?" sorusuna cevap ararken herşeyden önce suyun varlığını
araştırıyoruz. Yerkürede yeni bir yerleşim kurarken öncelikle su kaynaklarını araştırıyoruz.
Tarihteki büyük medeniyetlere baktığımızda su kaynaklarının yakınında kurulduklarını
görüyoruz. En küçüğünden en büyüğüne bütün biyolojik sistemleri ayakta tutan kavramın su
olduğunu görüyoruz. Dolayısı ile su çok önemli ve gerekli bir maddedir demek biraz
haksızlık olur, su tam anlamıyla hayattır.
Bir - iki atomun biraraya gelerek oluşturduğu böylesine eşsiz bir bileşik daha bulabilmek
herhalde imkansızdır. Bu öylesine sihirli bir madde ki, nerede ve nasıl yaşadığımızı, hasta
mı yoksa sağlıklı mı olduğumuzu da yine o belirliyor.
Yaşamın bir çok boyutu (yiyecek güvenliği, beslenme, sağlık, yaşanabilir dengeli bir çevre
gibi) açısından kilit önem taşıdığından, su kaynaklarının yönetimi de insanların mutluluğu,
sürekli ve dengeli kalkınma, ekolojik bütünlük ve bir tür olarak insanlığın kendi neslini
sürdürmesi açısından vazgeçilmez unsurlardan birini oluşturur.
Sanayi devrimi, şehirlerin büyümesi ve tarımsal üretimin yoğunlaşması sonucunda büyük
bir savurganlık ve ürkütücü boyutta su kirliliği ortaya çıkmıştır. Dünya genelinde günde
ortalama 25 - 30 bin kişi sağlıksız su kullanımı nedeniyle ölmekte, tüm ölümlerin üçte biri
ve hastalıkların %80' i kirli sulardan kaynaklanmaktadır. Dünyanın en büyük besin kaynağı
durumunda bulunan deniz, akarsu ve göllerin kirlenmesi sonucu canlıların hayatı olumsuz
yönde etkilenmekte veya yok olmakta dolayısı ile de besin zinciri temelinden sarsılmaktadır.
Günümüzde sanayileşme vazgeçilmez bir amaç ve süreç haline gelmiştir. Eğer sağlık
görevlilerinin teknik danışmanlığından yeterince yararlanılmaz, teknolojinin niteliği
yönlendirilmezse su kaynaklarının tehlikeli bir biçimde kirlenmesi kaçınılmaz olacaktır.
Hali hazırda bir çok ülkede belirli su kaynakları insan ve diğer canlılar tarafından
yararlanılamaz biçimde kirletilmiş bulunmaktadır.
Bir toplum için en önemli sağlık sorunları "en çok görülen, en ço öldüren ve en çok sakat
bırakan" hastalıklardır. Çocuk felcinden barsak infeksiyonlarına kadar bir çok kirli su
etkenli hastalığın bu tanıma uyduğu görülmektedir.
Yeryüzündeki suların doğal dolaşımına (hidrolojik döngü) dışarıdan suyun katılmadığı ve
toplam su hacminin sabit kaldığı kabul edilir. Bununla birlikte volkanik olaylarla ve fosil
yakıtların (petrol, doğalgaz, kömür gibi) tüketilmesi ile önemli miktarda su hidrolojik
döngüye katılmaktadır (fosil yakıtlar aracılığı ile 500 milyar ton/yıl). Diğer taraftan yeraltı
sularının mineralize olması (minerallerin bünyelerine su alması) nedeniyle hidrolojik
döngüden su eksilmektedir. Sonuç olarak 2000 yıllık dünya tarihi bize göstermiştir ki
dünyanın su dengesinde ani ve önemli değişiklikler olmamaktadır.
İçme ve kullanma sularını oluşum ve sağlanış biçimlerine göre üç ana grupta toplayabiliriz :
Yağış suları(sarnıçlarda biriken sular), yüzeysel sular (nehir, göl, baraj vs.) ve yeraltı
suları(kaynak ve kuyular).

5
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Ülkemiz su potasiyeli bakımından çok zengin değildir fakat kendi kendine yetebilmektedir.
Türkiye yüzölçümünün %1.41’i su yüzeyleri ile kaplıdır.
Su kaynağı seçilirken aşağıdaki sıralamaya uyulmalıdır :
1.Seçenek : Herhangi bir arıtma işlemine gerek duyulmadan aranılan tüm nitelikleri
karşılayabilen ve kullanım alanına yerçekimi etkisi ile nakledilebilen sular.
2.Seçenek : Arıtma işlemine ihtiyaç göstermeyen fakat kullanım alanına ancak basınçla
nakledilebilecek sular.
3.Seçenek : Basit bir işlemle aranılan özellikleri kazanabilecek ve mümkün olduğunca
kullanıcıya yerçekimi ile ulaştırılabilecek sular.
4.Seçenek : Basit bir işlemle aranılan özellikleri kazanabilecek, ancak kullanım alanına
basınç ile ulaştırılabilecek sular.
Su kullanımı
Hayat için mutlaka gerekli üç maddeden birisi olan su tabiatta bulunan gazdışındaki
maddeler arasında en fazla tüketilenidir. Bu öneminden dolayı tarihte toplumların
kuruluşunda ve devamlılığında daima ana kriterlerden birisi olmuştur. Su kaynağı bol olan
bölgeler aynı zamanda medeniyetlerin de merkezleri olmuşlardır. İnsanlığın gelişmesi ile
birlikte su ihtiyacı dramatik bir şekilde artmış ve su farklı alanlarda kullanılmaya
başlanmıştır (endüstirü,eğlence gibi). Su kullanımı üç kategoride incelenebilir:
Primer kullanım : içme, yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, yıkanma ve temizlik
Sekonder kullanım : ev ve fabrikalardan atıkların uzaklaştırılması, sanayide su gerektiren
işlemlerin gerçekleştirilmesi,yangınların söndürülmesi ve benzeri uygulamalar
Tersiyer kullanım : doğal suların balıkçılık, denizcilik, yüzme ve eğlence, tarımsal sulama
ve enerji için kullanımı.
Bireylerin su gereksinimi kişi başına 24 saatte litre olarak hesaplanır. Kişi başına su
gereksinimini veya evlerdeki su musluğu sayısını toplumun sosyo-ekonomik ve sağlık
düzeyinin bir ölçütü olarak kabul edenler de vardır. Yetişkin bir kişi bedensel işlevlerini
yerine getirebilmek için günde yaklaşık 2,5 litre su almalıdır. Besinlerle bunun ancak
600ml.si alınır. İnsan mecbur kaldığında günde 5 litre su ile günlük işlevlerini sürdürebilir
ancak yaşanılan ortamın ve kullanılan eşyaların temizliği de düşünüldüğünde bu miktar en
az 30-40 litre olmalıdır. Eğer su ev dışındaki bir kaynaktan taşıma yoluyla temin ediliyorsa
kişi başına 30-40 litre yeterlidir. Ama su bir şebeke vasıtasıyla evlere dağıtılıyorsa bu miktar
100litre/kişi olarak hesaplanmalıdır. Kentlerde belediye hizmetleri ve sanayi kurulupşlarının
su ihtiyacı da hesaba katıldığında kişi başına 200-500 litre suya ihtiyaç vardır. Okul ve
hastanelerin su ihtiyacı öğrenci başına 65 litre ve hasta yatağı başına 500 litre/gün olarak
hesaplanır, bu hesaplama sırasında görevli personel gözönüne alınmaz.
Son üç yüzyıl boyunca insanların su tüketimi yaklaşık olarak 35 kat artmıştır. Temiz su
ihtiyacı her yıl yaklaşık olarak %4 – 8 oranında artmakta, bu da yılda yaklaşık olarak 3240
kilometreküp ek temiz su ihtiyacı demektir. Batılı gelişmiş ülkelerde kullanılan suyun
%69’u tarımda (bunun %25’i atık su olarak geri dönmektedir), %23’ü endüstirüde ve %8’i
evlerde kullanılmaktadır. Ülkemizde ise kullanılan suyun %71.2‘si tarımda, %12’si
endüstirüde ve %16.8’i içme ve kullanma suyu olarak evlerde tüketilmektedir.

6
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Suların kirlenmesi
Kaynağından çıkıp kullanılacağı ana kadar en kolay ve en çok kirlenen madde sudur. Çünkü
su eritir, taşır, bırakır ve akar. Bu yüzden hemen her aşamasında kirlenmeyi engelleyecek
tedbirler alınmalıdır. Medeni toplumlarda istenilmeyen atıkları uzaklaştırmak için hep su
kullanılmıştır. Irmaklar, kanallar, göller ve denizler akla gelebilecek her tür çöp için bir
havuz vazifesi görmektedir.
Suyun içinde uzun süre bakteri ve enzimlerle ilişki halinde bulunan bir çok materyal
özellikle de organik bileşikler zamanla yıkıma uğrayarak veya çözünerek ortadan
kaldırılırlar. Bu şekilde dekompoze olan atık maddelere “biodegradable” maddeler denir. Bu
tür maddeler metaller, plastikler ve bazı klorlu hidrokarbonlar gibi uzun süre kalıcı olan
maddelerle karşılaştırıldıklarında azınlıkta kalırlar. Ama yıkılabilen maddeler de bir su
kaynağına uzun süre zarar verebilir. Uluslararası bir sağlık sözleşmesi niteliğinde olan
Alma-Ata bildirgesinde sıralanan temel sağlık hizmetlerinde temiz su sağlanması ve
sanitasyon maddesi de vardır ve vazgeçilemez olarak değerlendirilmektedir.
Tablo 1: Alma - Ata Bildirgesinde Vazgeçilemez Olarak Nitelenen Temel Bakım
Kavramları.
1.Toplumun sağlık eğitimi
2.Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması
3.Temiz su sağlanması ve sanitasyon
4.Ana çocuk sağlığı ve aile planlaması
5.Sık görülen, çok sakat bırakan ve çok öldüren bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklama
6.Endemik hastalıkların denetim altına alınması
7.Sık görülen hastalıklar ve yaralanmaların uygun tedavisi
8.Temel ilaçların sağlanması

1977 yılında UNEP ve WHO tarafından GEMS (Global Environment Monitoring System) /
Water Monitoring Project çalışması tüm dünya çapında 344 istasyonda (240 ırmak,43 göl ve
61 yüzeyel suyu) başlatılmıştır. Bu çalışmalar göstermiştir ki su kirliliği sadece az gelişmiş
ülkelerin değil tüm dünya ülkelerinin problemidir. Fakat gelişmiş ülkelerde çeşitli
yaptırımlarla kirli atıkların sulara arıtıldıktan ve dezenfekte edildikten sonra atılması
sağlanmakta ve su kirliliğinin meydana getirebileceği zararlar ortadan kaldırılmaya
çalışılmaktadır. Bunun yanında bırakın su temizleme tekniklerine sahip olmayı, kullandığı
suyun içinde zararlı birşey olup olmadığından bile haberi olmayan birçok az gelişmiş ülke
su kirliliğinin verebileceği zararları tüm çarpıcılığı ile yaşamaktadır.
Suyla bulaşan hastalıklar az gelişmiş ülkelerde sık görülen hastalıklardandır. Az gelişmiş
ülkelerde görülen her dört hastalıktan birisi suyla bulaşan hastalıktır. Ayrıca bu ülkelerdeki
hastalıkların %80’i temiz su eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Hatalı Sıhhi Tesisat ve Kimyasal Kirlenme:
En sık yapılan hatalardan birisi hatalı tesisat müdahaleleridir. Eğer bu müdahaleler sırasında
bağlantı parçaları uygun teknikle monte edilmez. , hatalı yan bağlantılar yapılır, bağlantılar
7
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
sırasında boru ve dirsek çaplarına dikkat edilmez, bakım ve onarım teknik yeterliliği
olmayan kişilerce yapılırsa önemli sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Apartmanlarda kullanılan hidrofor sistemi sistem basıncına önemli müdahalelerden birisidir
ve kimi zaman su tank ve depolarındaki kirli suların tesisata emilmesine neden olabilir.
Bazen çevreden kirlilik etkenlerinin su deposunu besleyen boru sistemine emilmesini de
kolaylaştırabilir. Bazen iki ayrı tipteki plastik boru birbirine bağlanırken bu bağlantıyı
sağlayacak yapıştırıcı çimentonun bir plastik tipi için uygun diğeri için uygun
olmayabileceği unutulabilmektedir. Plastik boruların kemiricilerce kolayca kemirildiği
unutulmamalıdır. Bina tesisatlarında kemiricilerin kemirdiği plastik borulara bağlı önemli
salgınlar ortaya çıkabilir. S kapanlarının uygun yerleştirilmemesi , yeterli havalanmayı
engelleyebilir ve bu yetersiz havalanmaya bağlı patlamalar ve parçalanmalar olabilir. T
tipindeki kapanlar uygun biçimde havalandırılmaları koşulu ile daha uygundur. Sıcak
değişim birimlerinde şebeke suyunun kullanılması halinde, soğutma kulesinden çalışmayan
ısı dağıtım birimine su pompalandığında problemler ortaya çıkacaktır. Uzun mesafelerde
çapı dar borular kullanıldığında da önemli sorunlar çıkabilir. Su ve boru arasındaki
sürtünme önemli enerji kaybına neden olacaktır. Sadece su için kullanılması gereken vanalar
(gate valves) buhar sistemlerinde kullanıldığında önemli sorunlara neden olur. Sadece buhar
vanası olarak kullanılmak üzere yapılmış vanalar (globe valves) su için kullanıldığında
uygun olmayacaktır. Bahçe hortumları belki de bina su tesisatının kirlenmesine neden olan
en önemli araçlardan birisini oluşturmaktadır.
Tesisatta zarara neden olan yüzlerce etmen olabilir. Laboratuvar aspiratörlerinden, kahve,
bulaşık , çamaşır makineleri, yüzme havuzları, banyo küvetleri, su muslukları, çöp tenekesi
yıkama sistemleri, buz makineleri, buhar masaları, sebze soyucular tesisattaki içme suyu
bölümünün kirlenmesinde önemli bir faktör olabilirler.
Uygun tesisat yatırımının maliyet -kazanç analizini yapacak yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Ancak hastalık salgınları ve onarım vb için gerekli iş gücü gözönüne alındığında
başlangıçtaki maliyet göze alınabilir bir maliyet olarak görülmektedir.

Sıhhi Tesisattaki Yetersizliklere Bağlı Bazı Salgın Örnekleri


Su nedenli salgınların oranının azalmasıyla sıhhi tesisat teknolojisinin gelişmesi arasında da
önemli paralellik bulunmaktadır. Su tesisatında sadece dışarıdan gelen kirleticilere bağlı
kirlenme söz konusu değildir. Tesisatın kendisinden kaynaklanan kirlenme de söz konusu
olabilir.
Şikagoda bilinen en kötü amipli dizanteri salgınlarından birisi 1933 yılında yaşanmıştır.
Salgın Chicago Dünya Fuarına gelenlerin konakladığı otellerde meydana gelmiştir.
Otellerin tesisatları eski ve bozuktu. Çapraz bağlantılar bulunmakta idi. Banyo tüpleri ve
tuvaletlerden olan geri emilim içme suyunun kirlenmesine neden olduğu sonucuna varıldı.
Bu tesisat defektine bağlı olarak 98 kişi öldü ve binlercesi hastalandı.
1938 yılında büyük bir üniversitede öğrenciler ateşli ataklar, bitkinli, başağrısı ve anemi ile
belirgin bir tablo ile başvurdular. Bu öğrencilerde brusella tanısı konuldu. Bunun
öğrencilerin çalıştıkları laboratuvardaki bir musluğa bağlanan hortumla ilgili bulundu. . Bu
hortumun diğer ucu brusella etkenini bulunduran su dolu küvete batırılmıştı. Sistemin bir
diğer bölümündeki yüksek su talebine bağlı olarak basıncın düşmesi sonucu brusellalı su
sisteme emilmiştir. 80 öğrenci hastalanmış ve bunlardan birisi ölmüştür.
Okullarda toplu ishal olaylarının çoğunun yemek hanelerle bağlantılı olarak
değerlendirildiğini biliyorsunuz. Ancak böyle durumlarda su kaynaklarının durumunun da
gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kimi zaman sebze ve meyvelerin yıkandığı küvetlerde
suyun içerisine bırakılmış musluk hortumu veya yıkama spirallerininde geri emilim
nedeniyle bir takım kirlilik nedenlerinin ana tesisata emilmesine neden olabileceği
8
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
unutulmamalıdır.
Kansas, Newton’da 1942 yılında kentlerden birisinin iki su sağlama şebekesinden birisi
Eylül ayında 3 kez hizmet dışı bırakıldı. Bazı bilinmeyen kişiler devre dışı kalmış olan
şebeke bölümündeki bir yangın musluğundan su sağlamaya çalıştı. Suyun akmaması
nedeniyle vana açık bırakıldı. Bitişik lağımdaki bir tıkanıklık nedeni ile taşan lağım yangın
musluğunun yuvasına doldu. Böylece tam iki gün süre ile on ailenin lağım kapsamı yangın
musluğundan emildi. Söz konusu şebeke bölümü tekrar hizmete sokulduğunda kentin her
tarafındaki 2500 kişi bağırsak enfeksiyonuna yakalandı. Sonuçta Newton’da su almak üzere
duran iki tren bakteriyel dizanterili hastaları taşımak zorunda kaldı ve iki kişi öldü.
Yine 1942 yılında Pittsburgh’taki 500 kişinin çalıştığı bir fabrikada yeni bir su bağlantısı
yapıldı. Bu bağlantı sırasında kentin suyu kesildi. Bu basınç düşüklüğü içme suyu hatlarına
ırmak suyunun karışmasına neden oldu. Kentin suyunun bağlanmasından sonra işçilerin
çoğu hafif bağırsak enfeksiyonuna yakalanmıştı. Bir kaç hafta sonra benzeri bir su kesintisi
uygulandı ve bu kesintiyi de bağırsak enfeksiyonu salgını izledi. Bir çok bağırsak
enfeksiyonu salgınından sonra şebekenin tümüyle izlenememesi bu ve benzeri salgınların
tekrar tekrar ortaya çıkmasına neden olabilecek tehlikeli bir durumdur.
1943 yılında limanda bulunan bir geminin güvertesindeki yangın musluğunu içme suyu
sistemine bağlayan bağlantının bozuk olduğu belirlendi. Bu bir gastroenterit salgınına neden
oldu. Büyük bir olasılıkla limanın kirli suyu yangın söndürme şebekesine pompalanmıştı ve
buna bağlı olarak ta bakteriler içme suyu bağlantılarına girmişti. 1179 kişi hastalandı.
Kaliforniya’da, bahçe hortumuna bağlı aspiratörle zararlı otları öldürmek üzere arsenik
püskürtmek isteyen işçi suyun kesildiğini fark etti. Hortumu çıkarttı. Hortumu bağladığı
musluktan bir bardak su içtiğinde arsenikten zehirlenerek öldü.
California’da büyük bir uçak fabrikasında çalışan işçilerin %25-40 ının gastroenterit e
yakalndıkalrı belirlendi. Pik dönem sırasında ana şebekeden olan talep nedeniyle aşırı su
akıtılmasına bağlı basınç düşmesi söz konusu olduğu anlaşıldı. Meydana gelen bu vakum
çapraz bağlantı aracılığıyla ana su şebekesine kirli suların emilmesine neden olmuştu.
1944 yılında Oclohoma’daki bir okulda gastroenterit salgını çıktı. Tuvaletteki basınçlı
sifonlardan hiçbirisinde vakum halinde geri emilmeyi önleyecek sistem veya mekanizma
bulunmamaktaydı. Ana su şebekesindeki su her akşam kapatılmakta, bu nedenle tesisattaki
basınç kesilmekteydi. Tuvalet sistemindeki pis su atmosfer basıncının etkisi nedeniyle içme
suyu tesisatına geçebilmekteydi. Hastalanan kişilerin büyük çoğunluğu birinci kattaki
musluklardan su içmişti.
1952 yılında büyük bir transatlantik denizin 300 mil açıklarında iken 1000 vakalık bir
dizanteri salgını ortaya çıktı. Çapraz bağlantı nedeniyle güvertedeki pis su içme suyu
şebekesine karışmıştı.
1958 yılında bir fabrikadaki işçiler içme suyu çeşmesinden akan suyun sarı olduğunu fark
ettiler. Mühendis yaptığı incelemede korozyonu önlemek amacıyla kullanılan kromatların
suya karıştığını belirledi. Yanlışlıkla vanaların kapatılması unutulmuştu
1960 yılında doğu sahillerindeki büyük bir rıhtımda birisi içme suyunun deniz suyu tadında
olduğunu fark etti. Sahile demir atmış olan üç gemi tatlı su musluklarına bağlanmış ve
depolarını doldurmaktaydı. Sonunda yüksek basınçlı yangın söndürme sisteminin
pompalanmış olan deniz suyunun içme suyu şebekesine karışmasına neden olduğu anlaşıldı.
1961 yılında Midwest’te büyük bir depo tankından etilen glikol antifrizi antifriz dağıtım
sistemine pompalandı. Sistemin kent su şebekesi ile çapraz bağlantısı vardı. %60 lık etilen
glikol 100 gal dan fazla miktarı ana şebekeye pompalandı. Ana şebeke bu toksik madde ile
20 000 ppm in üzerinde kirlenmiş oldu.
1962 yılında büyük bir limanda 700 kişi gastroenterite yakalandı. Çalışırken liman
bölgesinde su içmişlerdi. Yangın söndürme amacıyla ırmak suyunu kullanmakta olan
9
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
sistemle içme suyu arasındaki geçici çapraz bağlantı nedeniyle ortaya çıktığı belirlendi.
1970 yılında Ohio, Cincinnati’de distilasyon tanklarından birisinin yıkanmasından sonra
yanlışlıkla su vana açık bırakıldı. Sonuçta vanalar aracılığıyla kent şebekesine Burgundy
şarabı yayıldı.
1969 yılında Pennysylvaniada kromatlı bir iklimlendirme sistemi tıkandı. Borunun
tıkanıklığını açmaya çalışan tesisatçı tıkanıklığı su basıncı ile açmak için bir hortumla
bağlantı kurdu. Ancak akım ters yönde meydana gledi ve binadaki içme suyunu kullanan 23
öğrenci hastalandı.
1964 yılında Michigan’daki bir hastanede, hastanedeki içme suyu musluklarından birisinden
akan paslı sudan yakınmaktaydı. İçme suyu çeşmeleri hastanenin otopsi odasından iki kapı
ötedeydi. Hastane otopsi masalarında otopsi işlemlerindeki kalıntıları toplayan çukur
hazneler vardı. Bunlara aynı zamanda yıkama işlemlerinde kullanılmak üzere duşlu bir
hortum bağlanmıştı. Masada herhangi bir askı bulunmadığından, Patolojist duşlu el
hortumunu kullanmadığı zaman masadaki çukur haznenin içerisine bırakıyordu. Otopsi
masasında vakum durumunda geri akışı önleyecek tek yönlü vanalar bulunmadığından
meydana gelen şiddetli geri emilim sonucu kadavradan akan kan ve diğer otopsi sızıntıları
hastane su şebekesine emilmekte ve böylece su musluklarına ulaşmaktaydı.
1974 yılında New York’ta geri akıma bağlı olarak kentin büyük resmi binalarında meydana
gelen büyük bir enterik enfeksiyon salgını çıktı.
1939 yılındaki 60 ölümle sonuçlanan 359 vakalık tifo salgınından sonra beri Ilmlinois’te
herhangi bir tifo salgını meydana gelmemişti. 1973 te Homestead’deki South Dade çalışma
kampında tifo salgını çıktı. 172 kişi hastaneye yattırıldı ve 38 kişi daha hastalandı. Ölüm
meydana gelmeyen bu salgın nedeniyle yapılan incelemede su ve lağım sisteminin 1940
yılında döşendiği ve 1969 yılında yenilendiği belirlendi. Terk edilen eski lağım sistemi su
kaynağına çok yakındı. Sistemin içindeki dışkıda Salmonella bulundu. Kuyulardan 3 metre
uzağa dökülen boya 15 dakika içerisinde kuyularda belirlendi. Kuru bir kuyunun tabanına
dökülen boya 3, 5 dakika içerisinde su şebekesinde belirdi. Kuyuları çevreleyen bölgelerde
bir çok solüsyon kanalı bulunmaktaydı. Kuyulardan 90 metre kadar uzakta atıkları yağ
kapanına sahip bir biriktirme çukuruna boşalan genel bir tuvalet vardı. Kuyulardan 300
metre uzakta 50 000 galonluk bir çöplük vardı ve çöplükte bira tenekeleri, şişe, çerçöp ve
dışkı bulunmaktaydı. Bu örnekte söz konusu yerlerden hangisinin salgından sorumlu
olduğunun belirlenmesi çok zordu. Ancak mekanizma ne olursa olsun kirletici kaynaklardan
birisiyle boru sisteminin bağlantısı temel nedendi.
Dünyanın bir çok ülkesinde boru sistemlerindeki bağlantı ve basınç değişimlerinin neden
olduğu düşünülen yüzlerce salgın çıkmaktadır. ancak yetersiz kayıt sistemi ve
epidemiyolojik değerlendirme nedeniyle bunların çoğunun nedeni tam olarak ortaya
konulamamaktadır.
Ülkemizdeki her türlü su kaynaklı olabilecek hastalık vakasında bu tip değerlendirmeler
ayrıntılı olarak yapılmalıdır. Klorun etkisi için en az 20 dakikalık bir süre geçmesi
gerektiğine göre klorlu sularla da yakın mesafe kirliliği söz konusu ise salgın riski
bulunduğu unutulmamalıdır. Günümüzde bu tip bağlantılar önemli kimyasal kirlilik nedeni
de olabilmektedir. Bir çok kimyasal deposu ve tankı hortumla yıkanmakta, bu hortumlardaki
su ana su şebekesinden alınmaktadır. Hortum bağlantısındaki bir yetersizlik ana şebekeye
çok tehlikeli düzeyde kimyasalın da karışmasına neden olabilecektir.

10
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Bölüm kaynakları:
1. Plumbing Inspectors Handbook, Texas State Board of Plumbing Examiners,
Austin,Tex.,1957.
2. Koren, H.; Bisesi, M. Handbook of Environmental Health and Safety,(355-395), Lewis
Publishers, Florida,1996.
3. Ehlers, V. M. , Steel, E. W. , Municipal and Rural Sanitation, (372-408), Mc-Graw Hill
Co. , New York, 1965.
4. Bertan, M ve Güler, Ç. (1995). Halk Sağlığı ( Temel Bilgiler ) . Ankara.
5.Güler, Ç ve Çobanoğlu, Z. (1994a). İnsan ve Hayvan Atıkları, Sıvı Atıklar. Çevre Sağlığı
Temel Kaynak Dizisi No:28. Ankara.
6.Güler, Ç ve Çobanoğlu, Z. (1994b). Katı Atıklar. Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi
No:29. Ankara.
7.Güler, Ç ve Çobanoğlu, Z. (1994c). Su Kirliliği. Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi
No:12. Ankara.
8.Güler, Ç ve Çobanoğlu, Z. (1994d). Tehlikeli Atıklar. Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi
No:30. Ankara.
9. Dirican, R ve Bilgel, N. (1993). Halk Sağlığı ( Toplum Hekimliği ) .Bursa.
10. Birsen, N. (1985). Dünya Uranyum Kaynakları , Yeterliliği ve Türkiyenin Uranyum
Potansiyeli. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı. Teknik Rapor No : 7. Ankara.
11.Bruning, S. C. and Kaneene, J. B. (1993). The Effects of Nitrate, Nitrite and N - Nitroso
Compounds on Human Health : A Review. Vet - Human - Toxicol. 35 (6) : 521 - 538
12. Compton's Interactive Encyclopedia. (1997) .Copyright (c) 1994, 1995, 1996 SoftKey
Multimedia Inc.
13. Çağlar, S. (?). İçme Suyu Arıtımında Birim İşlemler. İller Bankası Dökümanı. Ankara.
14. Çakmak, L. ve Demir, T. (1997). Su Kirliliği ve Etkileri. Çevre ve İnsan. 36: 26 - 29.
15. ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri Dairesi. (1997). Türkiye Çevre
Haritası - 96. 51 - 101.
16. Franceys, R et al. (1992). A Guide to the Development of On – Site Sanitation. WHO.
Geneva.
17. Tuncay, H. Su Kalitesi. (1994). Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları. İzmir.

11
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
III. SU NUMUNESİ ALMA YÖNTEMLERİ

Uz.Dr. Recai OĞUR, Dr. Ö. Faruk TEKBAŞ

KİMYASAL ANALİZLER İÇİN NUMUNE ALMA


Genel olarak kimyasal analizler için temin edilmesi önerilen miktar 2 (iki) litredir. Bununla
birlikte belirli toksik maddelerin inceleneceği sulardan en az 5 (beş) litre numune
alınmalıdır.
Kimyasal analiz için alınacak numuneler için pet şişe veya cam şişe kullanılabilir.
Numune alınacak kapların steril olması gerekmez ancak iyice yıkanmış ve durulanmış
olmalıdır. Kimyasal analiz alımında kullanılacak şişelerin, tercihen 1/50 oranında
sulandırılmış hidroklorik asit (HCl) ile çalkalandıktan sonra iyice yıkanıp durulanması daha
iyi olur.
Kimyasal analiz için numune alma işlemleri sırasında steril şartlara uymak gerekmez ancak
mümkün olduğunca temiz ve dikkatli çalışılmalıdır. Numune alınacak yer çeşme, musluk
şeklinde ise suyu ideal olarak 3-5 dakika (bu mümkün değilse en az 1 dakika) kuvvetlice
akıtmalı ve sonrasında numune alınmalıdır. Şişe ağzına kadar doldurulmamalı, üstten en az
2-3 parmak (3-4 cm) boşluk bırakılmalıdır.

MİKROBİYOLOJİK ANALİZ İÇİN NUMUNE ALMA


Genel olarak içme sularının mikrobiyolojik analizleri için 100-250 ml numune yeterli
olurken, birden fazla mikroorganizmanın araştırılacağı su numunelerinin miktarı en az 1
(bir) litre olmalıdır.
Mikrobiyolojik analiz için numune alımında koyu renkli steril cam şişe kullanılmalıdır.
Klorlanmış sulardan numune alınacak ise şişe önce 180°C'de bir saat sterilize edilir. Sonra
100ml'ye 10mg hesabı ile sodyum tiyosülfat çözeltisi hazırlanır. 120°C'de 15 dakika sterilize
edilir. Bu % 10'luk steril sodyum tiyosülfat çözeltisinden her bir şişeye 0.1 ml olacak şekilde
steril şartlarda konulur.
Numune kabı, numunenin alınacağı zamana kadar kapalı olarak muhafaza edilir. Kapak
açıldığında, kapağın kirlenmemesine ve elden kir bulaşmamasına dikkat edilir. Numune kabı
numune ile boyun kısmına kadar doldurulduktan sonra, içinde hava kabarcığı kalmayacak
şekilde sıkıca kapatılır. Analize kadar kapak hiç açılmamalıdır (numune kabı açıldığında
kapak aleve tutulabilir).

Dağıtım Sistemlerinden Numune Alma


Ana depo ile doğrudan ilgili olan musluk, numune alma yeri olarak seçilir. Musluk tam
açılarak bağlı bulunduğu boru hattı temizlenir. Daha sonra suyun akış hızı ayarlanır, su ve
çamur sıçratmadan dikkatle numune kabı doldurulur. Su sızdıran ve etrafa su sıçratan
musluklar numune alma yeri olarak seçilmezler.

12
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Akarsu Ve Akıntılardan Numune Alma
Suyun sisteme alındığı yer, numune alma yeri olarak seçilir. Kıyıya çok yakın veya sisteme
suyun alındığı yerin çok uzağında, alt veya üst akıntı üzerinde bir yerin, numune alma yeri
olarak seçimi uygun değildir. Numune, yüzeye yakın bir derinlikten alınır.

Göller, Depolar Ve Sarnıçlardan Numune Alma


Göle karışan bir kirletici akıntı varsa, numune, tam karışımın olduğu yerden alınır.
Numuneler, yüzeye yakın yerlerden ve en çok 50 cm derinlikten alınmalıdır. Bot veya
benzeri bir araçla numune alınıyorsa, numune aracın ön tarafından alınır.

Kuyu, Çeşme, Kaynak (Memba) Ve Benzeri Yerlerden Numune Alma


Numune, el ile çalışan bir pompanın bulunduğu sistemden en az 5 dakika pompalama
yapıldıktan sonra alınır. Motorlu bir boşaltma sistemi varsa, numune sistemin çıkış
noktasından alınır. Herhangi bir pompa sistemi yoksa, numune şişesine bir ağırlık bağlanır
ve daldırılarak doldurulur. Bu durumda numune şişesini ve numuneyi kirletmemeye çok
dikkat etmek gerekir.
Şişe, damacana ve benzerlerinden numune alma işlemi kimyasal analizlerde belirtildiği
gibidir.

13
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Şekil 1. Çeşmelerden Bakteriyolojik Analiz İçin Su Numunesi Alma Aşamaları

2
1

4
3

5 6

7
8

14
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

Şekil 2. Kuyu ve Benzeri Yerlerden Bakteriyolojik Analiz İçin Su Numunesi Alma


Aşamaları

1 2

3 4

5 6

15
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
IV. FİZİKSEL VE KİMYASAL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

Uz. Dr. Recai OĞUR

GRAVİMETRİK TEKNİKLER
Basit olarak ağırlığa dayalı analizler olarak adlandırılabilir. Genelde hassas teraziler
kullanılarak yapılır ve hassasiyetleri mg.ın onda birine kadar inebilir. Askıda katı madde ve
sudaki toplam katı analizleri ile suyun özgül ağırlığının ölçümü gravimetrik analizler
grubuna girer. Özellikle çevresel su örneklerinin ve içme suyu ve atıksuların arıtım
aşamalarının değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılır.

TİTRASYON
İyi tanımlanmış kimyasal bir reaksiyonun kullanılarak örnekteki belirli miktar madde ile
reaksiyona girecek standart solüsyon miktarının belirlenmesi esasına dayanır. 100 ml gibi
belirli bir miktardaki numune bir behere veya kaba konur. Büret adı verilen ve kullanılan
sıvı miktarını ölçmeye yarayacak dereceli bir tüpe konulan standart solüsyon örnek sıvının
üzerine damlatılır. Analizin sonlandırılacağı durum genellikle incelenen sıvının renginde
bilinen bir değişimin meydana gelmesidir. Sonlandırma zamanı elektrokimyasal tekniklerle
de belirlenebilir. Kullanılan standart solüsyon miktarı bilindiğinde örnek içerisindeki madde
miktarı da hesaplanabilecektir.

ELEKTROKİMYASAL TEKNİKLER
Tüm atomların ve moleküllerin dış kısımları elektron tabakalarından oluşmuştur ve kimyasal
reaksiyonlar bu elektronlarla ilişki içerisinde meydana gelir. Dolayısı ile gerçekleştirilecek
bazı elektriksel ölçümler atom veya moleküllerin kimyasal özellikleri hakkında bilgi
verebilir. İncelenecek kimyasal maddeye göre özel olarak dizayn edilmiş olan elektrodların
yardımıyla sudaki elektriksel potansiyel (voltaj, milivolt) veya akım (miliamper) ölçülerek
belirli bir kimyasal maddenin miktarı hakkında bilgi sahibi olunabilir. Elektrodlar kullanım
amaçlarına göre altın, gümüş, platinyum veya bakır gibi metal parçacıklarından üretilirler
veya pH elektrodları gibi yarıgeçirgen zarlar, dahili elektrodlar ve dolgu sıvıları kullanılarak
dizayn edilirler. Doğrudan ölçüm yapmaları büyük bir avantaj sağlamakla birlikte sık olarak
kalibrasyona ihtiyaç duymaları dikkat edilmesi gereken hususlardandır.

SPEKTROFOTOMETRİK VE KOLORİMETRİK TEKNİKLER


Bir solüsyonun renk yoğunluğunu ölçerek elde edilen değeri belirli bir maddenin yoğunluğu
ile ilişkilendirme prensibine dayanır. Analiz edilecek bazı maddelerin kendileri renkli
olmakla birlikte birçok maddenin bu tekniklerle analiz edilebilmesi için ortama bazı
kimyasalların ilave edilmesi ve sonuçta ölçüme olanak verecek renkli kimyasal bileşiklerin
oluşturulması gerekir. Var/yok şeklinde sonuç veren kimyasal analizlerin bir çoğu
incelenecek maddelerin kimyasal reaktiflerle renk oluşturma prensibine dayanmaktadır ve
geçmişte yaygın olarak kullanılmıştır, halen cihaz sıkıntısı çekilen durumlarda da
kullanılabilmektedir. Bu prensipten yola çıkılarak geliştirilen kolorimetreler ve bu
kolorimetrelere uygun olarak geliştirilen kimyasal reaktifler kimyasal su analizini son derece
pratik hale getirmiştir. Yine bilgisayar sektöründeki gelişmelerin kolorimetrelere
uyarlanması ile standart solüsyonlara ihtiyaç duyulmadan örneğinizdeki ilgili kimyasalın
tam değeri çok kısa sürede ve herhangi bir hesaplamaya ihtiyaç duyulmadan
belirlenebilmektedir. Ancak sonuçta kolorimetre denilen cihaz görünebilen renkler üzerinde
ölçüm yapan bir yapıya sahiptir ve solüsyonda kimyasal reaktiflerinizin oluşturacağı renkle
interferans verecek bir madde bulunuyorsa sonuçlar güvenilir olmayacaktır. Daha güvenilir
16
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
sonuçlar elde etmek için spektrofotometre kullanılabilir. Spektrofotometreler tıpkı
kolorimetreler gibi renk yoğunluğunu ölçmekte ancak ışık kaynağı ölçüm yapılacak sıvıya
ulaşmadan önce spektrumlarına (gökkuşağının renklerine) ayrılarak renkler arası etkileşim
ortadan kaldırılmaktadır.
Kimyasal analizlerin bir çoğu görülebilir ışık kullanılarak yapılmakla birlikte ultraviyole
veya infrared ışık gerektiren analizler için daha geniş dalga boyuna sahip
spektrofotometreler gerekmektedir. Bu tür analizler genel olarak eser elementlerin
saptanması için kullanılır ve atomik spektroskopi olarak adlandırılır. Genelde ısıtılarak gaz
haline getirilmiş olan örneğin içinden geçirilen belirli özelliğe sahip ışık bir absorbans
değeri verir ve elde edilen sonuç sıvı örnekteki eser elementin miktarını yansıtır: bu
yönteme atomik absorbsiyon spektrofotometresi (AAS) adı verilir. Alternatif olarak gazda
bulunan metal atomlarının emdiği ışık miktarı kullanılabilir ve buna da atomik emisyon
spektrofotometresi adı verilir. Ancak günümüzde en popüler, pratik ve doğru ölçüm veren
yöntem olarak inductively coupled plasma spectrometry (ICP) kullanılmaktadır. ICP atomik
emisyon temeline dayanır. Bu teknikte incelenecek örnek etrafı radyo dalgası yayan
bobinlerle çevrili olan argon gazı içerisine aktarılır ve burada radyo dalgaları aracılığı ile
çok yüksek bir ısı elde edilerek örnek iyonize hale geçirilir. Bu yöntemin en büyük avantajı
aynı anda ve lamba değiştirmeye gerek kalmadan çok sayıda elementin analiz
edilebilmesidir.

KROMATOGRAFİ
Renk grafiği veya renk resmi anlamına gelen kromatografi ilk olarak bir kağıt parçasındaki
bir nokta üzerindeki farklı renklere ait pigmentleri tespit etmek için kullanılmıştır. Alkol
gibi bir çözücü kağıdın üzerinden çok yavaş bir şekilde yürütülür ve pigmentlerin farklı
bileşenleri farklı hızlarda hareket eder, çünkü pigmentlerin kağıdı tutuş yetenekleri
(stationary phase) ve çözücü içinde çözünme miktarları (mobile phase) farklıdır. Bu temel
prensipler halen organik kimyasalların veya inorganik iyonların ayrıştırılmasında
kullanılmaktadır. Karışımın içindeki maddelerin tanımlanmasında kullanılan temel yaklaşım
bileşiklerin kolon içerisinden geçerken meydana getirdikleri tutulma/gecikme süreleridir.
Gaz kromatografide (GC) incelenecek karışım ince, halka şeklindeki kolonun içine enjekte
edilir, GC kolonları cam, slika veya paslanmaz çelik gibi inert maddelerden yapılır. GC
ölçümleri öncesinde örnek sıvı organik bir çözücü içerisinde ekstrakte edilir ve
buharlaştırma yoluyla yoğunlaştırılır. İncelenecek örneğin içindeki maddelerin tutunabilmesi
için kolonun iç yüzeyi yağla kaplı toz mineralle doldurulabilir, bu stationary phase olarak
kullanılır ve kullanılan mineraller doğrudan kolon duvarına yapışır. Kolonlar genellikle bir
programlanabilir fırın içerisinde bulunur ve kontrollü bir şekilde kolon sıcaklığının
yükseltilmesini sağlar. Bu ısıtma işlemi son derece önemlidir ve oda sıcaklığında gaz haline
geçirilemeyen pestisit gibi çok sayıdaki çözücü ve toksik maddenin analiz edilmesine olanak
verir. Örneğin kolon içerisinde ilerlemesi dışarıdan sürekli olarak verilen argon, helyum
veya nitrojen gibi inert bir gazla sağlanır. Kolon içerisindeki karışım kolonun çıkışında alev,
ultraviyole ışık veya radyoaktivite ile iyon hale dönüştürülür ve maddeler kolondan çıkarken
elektrik yüklü plakalar tarafından tutularak analizleri yapılır. Dedektörden elde edilen veriler
zamana karşı piklerden oluşan bir grafik (kromatogram) haline dönüştürülür. Bu pikler
maddelerin tutulma zamanları ve karışım içindeki yoğunlukları hakkında bilgi verir.
Tutulma zamanı maddeyi tanımlamaya yararken eğrinin altındaki alan veya eğrinin
yüksekliği maddenin miktarı hakkında bilgi verir. Ancak daha kesin sonuçlar için dedektör
olarak kütle spektrometresi kullanılmalıdır.
Kaynama noktası yüksek olduğundan kolayca az haline getirilemeyen veya yüksek
sıcaklıklarda yapısı bozulan maddeler için sıvı kromatografiler kullanılır. Bu tür
17
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
kromatografilerin en yaygın örneği High pressure or high performance liquid
chromatography’dir (HPLC). Bu teknikte de mobil faz olarak organik çözcüler kullanılır ve
tespit için genellikle ultraviyole ışığın absobpsiyon miktarı kullanılır. Herbisitlerin ve
farmasötik maddelerin tespiti bu yöntemin başlıca kullanım alanlarıdır.
Sıvı kromatografilerin diğer bir türü iyon kromatografilerdir (IC). Bu teknikte inorganik
veya organik maddeler yüklü hale getirilerek analizleri gerçekleştirilir. Mobil faz su-bazlı
bir çözeltidir ve stationary faz iyon-exchange reçineden oluşur. Dedektörler genelde
elektriksel iletkenliği ölçmekle birlikte ultraviyole ışığın absorpsiyonuna dayanan sistemler
de bulunmaktadır. Bu yöntemin en öneli avantajlarından birisi karışımın içinde bulunan çok
sayıda inorganik iyonu aynı anda ölçebilmesidir.

KÜTLE SPEKTROMETRESİ
Kütle spektrometresinde (MS) iyonize hale getirilmiş buhar manyetik veya radyofrekans
özellikteki bobinler arasından geçirilerek karışım içindeki iyonlar kütlelerine göre (esas
olarak elektriksel yük/kütle oranlarına göre) ayrıma tabi tutulurlar. Sonuçta her madde
kendine özgü karakteristik bir patern oluşturur ve bu patern cihazın bilgisayarındaki
kütüphanedeki verilerle karşılaştırılarak tanımlanır. Cihaz tek olarak temin edilebilmekle
birlikte çevresel örneklerin analizi için mutlaka gaz veya sıvı kromatografi ile birlikte ve bu
cihazların dedektörü olarak kullanılmalıdır. Yine ICP ile birlikte kullanıldığında son derece
hassas sonuçlar elde edilebilir.

İMMÜNOLOJİK TEKNİKLER
İmmünolojik yöntemler arasında en yaygın olarak kullanılanı enzyme-linked
immunosorbent assay (ELISA) tekniğidir. Kullanıcının yüksek teknik kapasitesine
gereksinim duymayan, göreceli olarak ucuz ve duyarlılığı yüksek olan bu yöntemin temel
prensibi araştırılacak maddenin daha önceden hazırlanmış standart ortam ile reaksiyona girip
renk oluşturmasıdır. Bu yöntem su analizinden daha çok tehlikeli atıkların
konteminasyonunu incelemek için kullanılmaktadır.

18
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
V. FİZİKSEL VE KİMYASAL SU ANALİZ YÖNTEMLERİ

Uz. Dr. Recai OĞUR

SUYUN SICAKLIĞI
Suyun sıcaklığı civalı iyi bir termometre ile ölçülebilir. Genel bir kural olarak
termometrenin üzerindeki derecelendirme en az 0.1 düzeyinde olmalı ve derecelendirme
doğrudan termometrenin üzerine yani camın üzerine yapılmalıdır. Kullanılan termometreler
sıcaklık değişikliklerine hızlı cevap vermelidir. Sahada yapılacak ölçümlerde metal kafesi
olan termometrelerin kullanılması kola kırılmaları önler.
Yeraltı sularının ısılarının yüzey ısılarından etkilenmesi su kaynağının yeryüzüne çok yakın
olduğunu gösterir. Eğer ısıda dış ortam ısısıyla açıklanamayacak değişiklikler varsa
yüzeysel akıntılarla kirlenme olasılığı akla gelmelidir. Böyle bir olasılıktan şüpheleniliyorsa
suyun ısısının günlük maksimum ve minimum değerlerini saptayan termometreler su
kaynağının çıkış yerine konulmalı, ayrıca dış ortamdaki ısının en küçük ve en büyük
değerleri de gözden geçirilmelidir.
Limnolojik (tatlı suların fiziksel ve biyolojik durumları) çalışmalarda genellikle suyun
derinliğine eş olarak sıcaklık kaydı da yapılır. Özellikle kuyu veya artezyen sularının
derinliği hakkında fikir almak için suyun sıcaklığı tek başına karar verdirici bir parametre
olabilir.
Endüstriyel uygulamalarda kullanılan suyun sıcaklığı son derece önemlidir ve hassas bir
şekilde kontrol edilmelidir.
Suyun lezzeti ısısına bağlıdır. 8 - 15 derece arasındaki suların lezzeti daha iyidir ve
susuzluğu giderici etkisi daha fazladır. 12 derecedeki su en lezzetlidir denilebilir. 20
derecenin üzerindeki sular çok lezzetsiz ve bulantı verici olabilirler.
Sıcaklılıklarına göre sular şu şekilde sınıflanır:
5 - 12 Çok
soğuk su
12 - 16
Soğuk su
16 - 26
Serin su
26 - 33 Ilık
su
33 - 35
Mutedil su
35 - 37
Sıcak su
37 - + Çok sıcak
su

Yüzey su tabakasının altında ve çeşitli derinliklerde sıcaklık ölçümü yapmak gerekebilir. Bu


amaçla kullanılabilecek cihazlar; reversing (ters çevrilebilir) termometre, termophone veya
thermistor’dur. Bu cihazlardan en uygunu ve güveniliri thermistor olmakla birlikte maliyet
ve kullanılabilirlik gibi nedenlerle reversing termometre yaygın olarak kullanılmaktadır.

19
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

SUYUN RENGİ
Doğal metalik iyonlar (demir, manganez), humus, fosilleşmiş maddeler, plankton, ot ve
endüstriyel atıklar suda renk oluşumuna neden olabilir. Sudaki kolloidal maddeler suyun
rengini mavileştirir. Bitkisel maddeler suya sarı/yeşil renk verir. Demir tuzları ise esmer,
kırmızı-kahverengi renk verir.
Suyun içme ve kullanma veya endüstriyel amaçlarla kullanımından önce renk ortadan
kaldırılmalıdır. Yine kullanımı sonucu renkli atık su oluşturan endüstriyel işletmeler sudaki
rengi giderdikten sonra ortama vermelidirler.
İçilebilir nitelikteki su renksiz ve saydam olmalıdır.

Ölçüm
Suda renk ve bulanıklık analizi genelde birlikte yapılır ve bulanıklığı yüksek olan sular
öncelikle 45nm.lik filtreden geçirilerek interferans verebilecek bulanıklık ortadan kaldırılır.
Renk tayininde kullanılan Platinyum-kobalt standardı genel olarak içme ve kullanma
sularının renk tayininde kullanılırken endüstriyel veya atık suların rengini saptamak için
daha çok spektrofotometrik veya fotometrik yöntemler kullanılır. Bir birim platinyum-kobalt
renk derecesi 1 mg/L platinyum (kloroplatin iyon formundaki) tarafından üretilen renge
eşittir.
Standard kloroplatinat solüsyonunun hazırlanışı:
1.246 gr potassium chloroplatinate (K2PtCl6) (0.500 g metalik Pt’a eşittir) ve 1 gr kristal
kobalt klorid (CoCl2·H2O) 100 mL konsantre HCl içeren distile suda çözündürülür ve distile
su ile 1000 mL’ye tamamlanır. Hazırlanan stok solüsyon 500 renk ünitine eşittir. Hazırlanan
solüsyondan nesler tüplerine ayrı ayrı 0.5, 1, 1.5, 2, 2.5, 3, 3.5, 4, 4.5, 5, 6, 7 ml alınarak
üzeri distile su ile 50 mL’ye tamamlanır. Bu şekilde 5 – 70 ünitelik renk skalası hazırlanmış
olur.
Kontaminasyon ve buharlaşmayı engellemek için nessler tüplerinin ağzı temiz tıpalarla
kapatılmalıdır. Solüsyonların amonyakla kontamine olması durumunda renk
koyulaşacağından amonyak bulaşmasına karşı dikkatli olunmalıdır. İncelenecek su nessler
tüpüne konulur ve diğer tüplerle karşılaştırılarak renk derecesi belirlenir. Tüpler
karşılaştırılırken tüplere vertikal olarak bakılır. Tüpün alt kısmına ışığı sıvı kolonunun içine
/ yukarı doğru yansıtacak bir düzenek hazırlanır.
Yukarıda anlatılan işlem görünen renk derecesini verir. Eğer gerçek renk derecesi
belirlenmek isteniyorsa yaklaşık 1-2 saatlik santrüfüj işleminden sonra renk karşılaştırması
tekrar yapılmalıdır. Renk derecesinin 70’in üzerinde çıktığı durumlarda su örneği dilüe
edilerek renk karşılaştırması tekrarlanmalıdır.
Kullanılacak nessler tüpleri 50 ml.lik kapasiteye sahip uzun tip olmalıdır. Tüpler her
kullanımdan önce çok iyi temizlenmelidir. İncelenecek suyun içindeki biyolojik aktivite
renk değişikliğine neden olacağından hemen ölçüm yapılmayacak su örnekleri +4ºC’de
saklanmalıdır.
Günümüzde platinyum-kobalt ölçeği halen standart kullanılmakla birlikte ölçüm için
genelde otomasyonlaşmış fotometrik cihazlar kullanılmaktadır.

20
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
SUYUN BULANIKLIĞI
İçme ve kullanma suları berrak olmalıdır. Genellikle sızdırma kuyulardan kentlere su verilen
bölgelerde sular musluklardan bulanık akar. Yine sistemde bir onarım söz konusu olduğunda
bir süre o bölgede sular bulanık akar. Suyun bulanıklığı içerisinde bulunan bitkisel artıklar,
balçık, su yosunları ve küçük hayvancıklara bağlı olarak gelişebilir. Bazen aşırı
mikroorganizma üremesine bağlı olarak bulanıklık meydana gelebilir. Ayrıca suyun
içerisinde bulunan demir ve mangan gibi inorganik tuzların bulunması da suda bulanıklığa
neden olabilir. Bu tür bulanıklık sular kaynatılınca ortadan kalkar. Demir içeren sular
bekletilir veya havalandırılırlarsa dipte kırmızı bir tortu birikir. Bu suda bulunan demirin
oksitlenerek demir oksit şeklinde çökmesine bağlıdır. Diğer bulanıklık sebebi olan
maddeler; çamur, ince organik maddeler, plankton ve diğer mikroorganizmalardır.
Bulanıklık türbidite değeri ile ölçülür. Türbidite; suyun kendisine gelen ışığı doğrudan değil
de yön değiştirerek ve bir kısmını da soğutarak geçirmesi özelliğidir.
Suyun bulanıklığı çeşitli şekillerde ölçülebilir.
a. Silisyum Dioksit içeren şişelerle: Değişik yoğunlukta SiO2 içeren referans şişelerle
numune suyun konduğu şişenin bulanıklıkları görsel olarak karşılaştırılır. Hassas bir ölçüm
değeri vermese de pratikte yararlıdır, ancak günümüzde standart olarak kabul
edilmemektedir.
b. Formazin Turbidity Unit (FTU) ve Jackson Turbidity Unit (JTU) değerleri standart olarak
kabul edilmektedir. Uygulanması güç ve kolay hata yapılabilecek bir yöntemdir.
c. Nephelometrik bulanıklık ölçümü: Turbidimetre adı verilen bulanıklık ölçer ekipman
yardımıyla suların bulanıklık derecesi son derece hassas olarak ölçülebilir. Bu cihazlar genel
olarak Nephelometric Turbidity Unit (NTU) birimini kullanırlar. 0 – 40 NTU arasındaki
bulanıklık değerleri FTU ve JTU birimlerine eşit olarak kabul edilmektedir. 40 NTU’nun
üzerindeki bulanıklık değerlerinde ölçüm sonuçları JTU değerine eşit olmayacağından su
örneği dilüe edilerek ölçümler tekrarlanmalıdır.
Su örneklerinin hemen bakılması gerekir, her hangi bir saklama yöntemi güvenilir değildir
ve bulanıklıkta değişime neden olabilir. Su örneğinde bulunan katıların mikrobiyolojik
olarak dekompoze olmasını engellemek için +4°C’de saklamak veya dondurmak faydalı
olabilir.
Suda bulunabilecek debris ve sedimentler ölçüm sonuçlarını değiştirebilir. Bu tür
durumlarda suya ince bir borudan üflenecek hava verilmesi bulanıklık ölçümlerinin daha
doğru olarak saptanmasına yardımcı olabilir.
Suda gerçek renk oluşumuna neden olan durumlar ışığı absorbe edeceğinden bulanıklığın
olduğundan daha düşük olarak ölçülmesine neden olacaktır.
Foto-elektrik sistemlerle nepheleometrik ölçüm yapıldığında çalışma süresince ışıkta kayma
olacağından kısa bir ısınma süresinin ardından hemen ölçüm yapılmalı cihaz uzun süre
çalıştırılmamalıdır. Ölçüm yapacak cihazlar 0-40 arasında ideal ölçüm sağlayacağından daha
büyük değerler elde edildiğinde temkinli olunmalıdır. Çeşitli araştırmalar 40 NTU
üzerindeki değerlerde hata payının yüksek olduğunu göstermektedir. 1 NTU’nun altındaki
değerler için cihaz en az 0.02 NTU’luk ölçüm hassasiyetine sahip olmalıdır.
Ölçümde kullanılan şişelerin iç ve dış yüzeyleri sürekli olarak temiz olmalıdır.

21
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
SUYUN KOKUSU
Su doğal formunda kokusuzdur. Basit bir mekanizma gibi görünmekle birlikte sudaki
kokunun insan ve hayvanlardaki kimyasal reseptörler tarafından fark edilmesi, sudan
kaynaklanabilecek zehirlenme veya diğer tehlikeler için ilk ve en önemli korunma
yöntemidir.
Suyun içerisinde yosun, ot, katran, balık, algler, protozoalar, planktonlar ve diğer
mikroorganizmalar vb. kaynaklanan kokular olabilir. Su derin tabakalardan geçerken kükürt
dioksit, hidrojen sülfür gibi gazların sulara karışmasına bağlı kokular olabilir. Suların
korunması ve saklanması sırasında içerisinde bulunduğu depo veya kaplara bağlı kokular da
olabilir. Bu kokular suda üreyen mikroorganizmaların ürettiği maddelere bağlı olarak gelişir.
Bir takım sabun, deterjan veya endüstriyel atıkların içerisindeki kimyasalların kokularının
da sulara karışma olasılığı vardır.

Yöntem
Suyun kokusunun incelenmesi, analizi yapacak kişinin duyusal özellikleri ile ilgili
olduğundan kişilerin seçimine özen gösterilmelidir. Bu analiz için çok hassas koku alma
özelliği gerekmemekle birlikte duyarsız veya koku almada sorun yaşayan kişiler
seçilmemelidir.
Analiz sırasında kokusuz su kullanılmaktadır. Kokusuz su üretmek için özel düzenekler
hazırlanabileceği gibi distile + deiyonize sular da bu amaçla kullanılabilir.
Kokusu incelenecek su örneği 500 ml’lik kapaklı, kokusuz cam erlenmayer şişelere 200, 10,
50, 25, 12.5, 6.3, 3.1, 1.6 ve 0.8 ml hacimlerde (veya bunlardan birkaçı) konur ve üzerleri
kokusuz su ile 200 ml’ye tamamlanarak kapakları kapatılır. Bu dilüsyonlar sırasıyla 1, 2, 4,
8, 16, 32, 64, 128 ve 256 Threshold Odor Number (TON) olarak numaralanır. Bir
erlenmayere sadece kokusuz su kontrol olarak konur. Analiz için genelde 4 farklı dilüsyon
alınır (200, 50, 12.5, 3.1) ve koku saptanan dilüsyona göre gerekli diğer dilüsyonlar
hazırlanır.
Sabit sıcaklık sağlayan bir su banyosunda tüm erlenmayerler 60ºC’ye kadar ısıtılır. En az su
örneği içerenden başlayarak sırasıyla erlenmayerler çalkalanır ve kapakları açılıp hemen
koklanır; kokunun hissedildiği en son dilüsyon ve dolayısı ile TON değeri belirlenir. Atık
sular ve endüstriyel sular ısıtma sırasında sıklıkla duman oluşumuna ve bu durum biasa
neden olabildiğinden opak, koyu renkli veya kırmızı aktinik erlenmayerler kullanılabilir.
Koku analizi yapılacak su örneklerinin plastik/pet şişelerde muhafazası uygun değildir.
Kullanılan tüm malzeme (erlenmayer, pipet, kapak) kokusuz olmalı ve bu analiz dışında
mümkünse kullanılmamalıdır.
Analiz sırasında herhangi bir nedenle (ısıtma sırasında bozulma, çok aşırı ve toksik gaz
üretimi şüphesi gibi) su örneğinin 60ºC’ye kadar ısıtılması uygun değilse analiz 40ºC’de
yapılır. Bu sıcaklıkta da risk söz konusu ise oda sıcaklığında analiz denenebilir.
Musluk suları genellikle klorlu olduğundan musluk sularının kokusu hem klorlu iken hem de
klor uzaklaştırıldıktan sonra (sodyum tiyosülfat ile) belirlenmeli ve klor yan ürünlerine bağlı
bir koku problemi olup olmadığı belirlenmelidir.
Birden fazla kişiye analiz yaptırılmışsa elde edilen TON değerleri birbiri ile çarpılır ve kişi
sayısınca kökü alınır [örneğin: 5√(4x8x2x2x8) = 4].

22
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
SUYUN LEZZETİ
Tat genel olarak acı, tuzlu, ekşi ve tatlı olarak tanımlanır. Ağza alınan su örneği -içindeki
kimyasalların özelliğine göre- hemen her durumda tat ve koku reseptörlerini birlikte
harekete geçireceğinden sonuçta genel olarak “lezzet” adı verilen bir sonuç ortaya çıkar.
Suya lezzet veren etkenlerden birisi de içerisinde erimiş halde bulunan karbondioksit ve
oksijen gazlarıdır. Kaynamış suyun lezzetinin iyi olmaması kaynatma sırasında bu gazların
uçmasına bağlıdır. Bu durumda suyun kaptan kaba dökülerek havalandırılması lezzetinin
yeniden gelmesini sağlar. Bazı inorganik maddeler de aşırı oranda bulunursa madeni bir tat
oluşabilir. Serin sularda lezzeti bozan faktörlerin etkisi belirgin olmayabilir. Suyun
içerisinde fazla miktarda erimiş bulunan tuz suya tuzlu veya acı tat verebilir. Litrede 0.3 mg.
üzerindeki klor tat olarak algılanabilir. Bazen endüstriyel artık olan fenol; varsa klorla
birleşerek meydana gelen klorofenollerin kokusunun alınmasına neden olabilir.
Sadece içilmesinin kesin olarak güvenilir olduğu bilinen su örneklerinin lezzet analizi
yapılmalıdır. Atıksular ve benzeri sularda lezzet analizi yapılmaz. Analizin yapılacağı
ortamda koku olmamalıdır.
Lezzet analizi için geçerli olan 3 yöntem bulunmaktadır: flavor threshold test (FTT), flavor
rating assesment (FRA) ve flavor profile analysis (FPA). Bu yöntemler arasıda en yaygın
olarak kullanılanı FPA’dır.
200 ml kokusuz su kaynayana kadar ısıtılır ve üzeri buhar çıkışına izin verecek şekilde
kapatılarak oda ısısına kadar soğuması beklenir. Suda koku veya renk varsa farklı bir su ile
işlem tekrarlanır.
Analiz için 1 litrelik kokusuz ve yeni temizlenmiş cam şişeler kullanılır. Malzemedeki
kokuyu ortadan kaldırmak için HCl kullanılabilir.
Lezzet analizi 24 saaat içinde gerçekleştirilmeli, hiçbir şekilde 48 saati geçirmemelidir.
Analiz edilecek tüm numuneler 25°C sıcaklıkta olmalıdır. Bunu sağlamak için analizden 15
dakika önce numuneler su banyosuna konulabilir. Hem koku hem de lezzet analizi
yapılacaksa öncelikle koku analizi gerçekleştirilmeli, lezzet için de aynı numuneler
kullanılmalıdır.
Analiz edilecek su örneği ağza alınır ve dilin tüm yüzeyine temas edecek şekilde iyice
çalkalanır ve algılanan lezzet analizi yapan kişi tarafından elindeki forma işaretlenir. Örnek
form aşağıda verilmiştir.

Tablo 2. Lezzet analizi yapan kişi tarafından kullanılacak ölçek ve form.


Derecelendirme ve Puanlama
Tat
Zayıf Orta Kuvvetli
Tatlı (şeker) 1-4 1-8 1-12
Ekşi (sitrik asit) 1-4 1-8 1-12
Tuzlu (sodyum klorid) 1-4 1-8 1-12
Acı (kafein) 1-4 1-8 1-12

Tat analizinde derecelendirme ve puanlama konusunda sıklıkla sorun yaşanabileceğinden


aynı numunenin birkaç kişi tarafından yapılması ve sonuçların tartışılarak kesinleştirilmesi
uygun olur.

23
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
KONDUKTİVİTE (ELEKTRİKSEL İLETKENLİK)
İçerisinde elektrolit olarak inorganik madde bulundurmayan sular (deiyonize su gibi)
elektriği güç iletirler. Kimyasal olarak toplam katyon veya anyon konsantrasyonu ile
yakından ilişkili olduğu gibi erimiş katı maddelerin toplamı ile de yakından ilgilidir. Bu
nedenle suların elektrik geçirgenliklerinin ölçülmesi içerisinde bulunan elektrolit miktarının
bir ölçütü olarak alınabilir.
Isı arttıkça elektrik geçirgenliği yine azalır. Ölçüm 25°C’de yapılır. Konduktivite ölçüm
birimi µS/cm’dir. 1 µS/cm = 1 µmho/cm’dir. Distile sular genelde 0.5-3 µS/cm
konduktiviteye sahiptirler, ancak havayla ve kap ile temastan sonra iletkenlikleri hızla
değişir. İçme sularının iletkenliği 50 – 1500 µS/cm arasında değişebilir, kirlilik arttıkça
iletkenlik de artar ve bazı endüstriyel atıksularda iletkenlik 10000 µS/cm’in üzerinde
olabilir.
Ölçüm yapılacak su örneği öncelikle çalkalanarak homojenize olması sağlanır. Daha sonra
örnekler 25 ± 0.1°C’ye getirilerek problarla ölçüm yapılır. Ölçüm sırasında probla su
karıştırılmalıdır.
Her ölçüm sırasında ölçüm sonucunu KCl’e göre standardize etmemek için cihaz düzenli
olarak kendi standart KCl solüsyonu ile kalibre edilmelidir.

Standart KCl solüsyonunun hazırlanması:


745.6 mg toz KCl, 25°C sıcaklığa sahip bir cam kap içerisinde iletkenlik değeri mümkün
olan en düşük suda çözündürülür. Bu iletkenlik ölçümünde kullanılacak standart referans
solüsyondur ve cihaz tarafından iletkenlik değeri 1412 µS/cm olarak ölçülmelidir.
Hazırlanan solüsyon 0.01 M KCl’dir.
Cihaza ait standart solüsyonlar olmadığı durumlarda farklı dilüsyonlarda hazırlanacak KCl
çözeltileri ile cihazın kalibrasyonu gerçekleştirilebilir. Bazı KCl dilüsyonları için saptanması
gereken iletkenlik değerleri aşağıda verilmiştir:

Tablo 3. KCl konsantrasyonlarına göre iletkenlik düzeyleri


KCl konsantrasyonu (M) İletkenlik (µS/cm)
0.0001 14.9
0.0005 73.9
0.001 146.9
0.01 1412.0
0.02 2765.0
0.1 12890.0
0.2 24800.0
1 111900.0

Kullanılan cihazların özelliğine göre değişmekle birlikte 10 µS/cm’nin altında ve 10000


µS/cm’in üzerindeki iletkenlik değerleri tespit edilmesi durumunda ölçümün hatalı
olabileceği düşünülmeli ve ölçüm tekrarlanmalıdır.
İletkenlik ölçümü genellikle birçok parametrenin bir parçası olarak ve düzenli takip
amacıyla yapılır.

SUDAKİ KLOR DÜZEYİNİN ÖLÇÜLMESİ


Sudaki klor miktarının belirlenmesi için komperatör ismi verilen ve daha önce saptanmış
renklere göre bulunan rengin mukayesesine dayanan basit bir cihaz kullanılır. Suyun

24
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
klorlandığı tesislerden ve şebekenin belirlenmiş noktalarından, günde en az 4-5 defa serbest
klor miktarı saptanmalıdır.

Gerekli malzemeler
a. Klor ölçüm cihazı (komperatör)
b. Ortotoluidin veya tetrametilbenzidin solüsyonu veya N,N-diethyl-1,4-phenylene
diamine (DPD) (toz veya tablet)*
c. klor miktarı ölçülecek su numunesi.
* DPD tabletlerin ortotoludin ve tetrametilbenzidine göre daha az toksik olduğu ve tercih
edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Yöntem
1. Su numunesi çeşmeden alınacaksa, suyu
2-4 dakika kuvvetlice akıtınız.

2. Komperatör tüpünün temizliğini kontrol


ediniz.
3. Tüpü üstten 1 cm boşluk kalıncaya kadar
su ile doldurunuz.
4. Tüpteki suya 3 damla ortotoluidin veya
tetrametilbenzidin solüsyonu damlatınız.
5. Tüpün ağzını parmağınızla kapatarak 5-6
kez çalkalayınız.

6. Komparatörünüz birden fazla kimyasal


ölçmek için dizayn edilmişse, klor için uygun
olan renk diskini takınız.

25
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
7. Tüpü komperatörün yuvasına
yerleştiriniz.

8. Tüpteki suyun rengini komperatör


diskindeki renk skalasında bulunuz. En yakın
rengi bulana kadar diski çevirmeye devam edin.

9. Diskin sol tarafında, su örneğindeki klor


miktarını ppm** cinsinden gösteren rakamı
okuyunuz.
10. Tüpteki suyu lavaboya dökünüz.
11. Tüpü akar su ile yıkayıp, kurumaya
bırakınız.
12. Malzemeyi kutusuna yerleştirip
kaldırınız.

** ppm: milyonda kısım (parts per million) = mg/L

26
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

Şekil 3. Sularda klor ölçümü için kullanılan Lovibond Komperatör

Klor tayini klorlamanın yapıldığı yerden alınan su numunelerine yapılmaz, son kullanıcıya
ait musluklardan alınan numunelerde klor analizi yapılır. Buradaki değerler 0.1-0.5 ppm
arasında olmalıdır.
Klor tayini sahra şartlarında ve pratik olarak komperatör adı verilen cihazlarla yapılır. Bu
yöntemde kimyasal solüsyon olarak ortotoludin kullanılır. 10 ml analizi yapılacak su
numunesi cam tüpe konur. Ortotoludin tablet halinde ise 1 tablet, sıvı halde ise 3 damla bu
suya eklenir. 30 saniye kadar ağzı kapatılarak çalkalandıktan sonra oluşan sarımtırak renge
en yakın rengi bulmak için komperatöre konulur.
Klor analizi için Mohr titrasyonu veya Arjantimetri yöntemleri de kullanılabilir.

SUDA AMONYAK ARANMASI


İçme sularında normalde amonyak bulunmamalıdır.
100 cc. suya 1 ml Nestler ayıracı damlatılır. Suda amonyak varsa sarı-kırmızı renk oluşur.
Amonyak aranmasında kullanılan Nestler ayıracının hazırlanması:
a. 100 gr Cıva Iyodür ve 70 gr. KI distile suda eritilir.
b. 160 gr. NaOH 500 cc. distile suda eritilir ve a’da anlatılan karışıma yavaş yavaş
ilave edilir ve distile su ile 1 lt.’ye tamamlanır.
Klorlanmış sularda amonyak saptamak zordur. Çünkü amonyak kloraminler şeklinde bileşik
halinde bulunabilir. Bu nedenle klorlu suları analiz etmeden önce dekloraminasyon
yapılmalıdır.

27
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Suda amonyak bulunması yakın bir noktadan suyun organik maddelerle kirletildiğini
gösterir. Organik maddelerin nitrifikasyon aşamasından geçerek tamamen zararsız hale
geldiği döngünün ilk aşamasında amonyak meydana gelir. Eğer organik madde suya
karıştıktan sonraki süre kısaysa yani henüz nitrifikasyon tamamlanacak kadar zaman
geçmemişse suda amonyak saptanır. Bunun yanında sudaki nitrit ve nitratların sudaki
bakteriler ile denitrifikasyona uğraması sonucu da suda amonyak bulunabilir. Başka
kimyasal maddelerin varlığı araştırılmadan amonyak saptanan bir suyun kirli olduğuna karar
verilemez. Amonyak tek başına sağlığa olumsuz etkilerde bulunmaz. Ancak beraberinde
organik maddelerin de suya karışmış olabileceğini düşündürdüğü için kirlilik öğesi olarak
kabul edilmelidir.

SUDA NİTRAT TAYİNİ


İçme sularında (TS-266) 1997 standartlarına göre 25 mg/l.nin altında Nitrat bulunması
tavsiye edilir. Bu değer 50 mg/l.’yi aşmamalıdır.
20 ppm’den fazla nitrat içeren sularla beslenen bebeklerde methemoglobinemi olma riski
fazladır. Bunun nedeni bebeklerin mide sıvılarının pH’ının 4.9’un üstünde olması ve nitratı
indirgeyen bakterilerin kolaylıkla üreyerek nitratları nitritlere dönüştürmesi ve oluşan
nitritin hemoglobine bağlanarak hemoglobinin okside olmasını engellemesidir. Sularda her
zaman nitrat belirli bir oranda bulunur ve bazı yeraltı sularında 1000 ppm’e kadar nitrat
bulunduğu saptanmıştır.
Sularda nitrat aranırken;
Bir tüpe 3 ml. sülfürik asit konur, üzerine sodyum arsenik ilave edilmiş numune suyundan 1
ml. yavaş yavaş ilave edilir. Buz içinde soğutulur, üzerine 3-4 damla brusin çözeltisi konur.
suda nitrat varsa konsantrasyonuna göre değişen renklerde pembe-kırmızı renk oluşur.

SUDA NİTRİT ARANMASI


İçme ve kullanma sularında normalde nitrit bulunmaması gerekir. Bu nedenle sularda nitrit
analizi kalitatif olarak (var-yok) ölçülebilir. Organik maddelerin parçalanmasının ilk ürünü
olan amonyak okside olur ve sonra nitritler meydana gelir. Çok kısa sürede nitratlara
dönüşürler. İnsan sağlığı için zararlı bir madde olmakla birlikte eser miktarda nitritin sağlık
etkileri tam olarak bilinmemektedir.
Sularda nitrit aranırken; Erlenmayere 100 cc su alınır, üzerine 1 cc 1/3’lük sülfürik asit
konur ve karıştırılır. Bu karışım üzerine 1 cc Tromsdorf çözeltisi (CdI+Nişasta) ilave edilir.
suda nitrit varsa mavi renk oluşur.
Tromsdorf çözeltisi’nin hazırlanması:
5 gr. nişasta + 100 cc distile su + 20 gr NaCl + 3 gr Kadmiyum İyodür karışımı distile su ile
1 lt.’ ye tamamlanır.

TUZ ARANMASI
Sularda idrar karışımı olup olmadığını göstermesi yönüyle önemli bir göstergedir. Normalde
sulardaki tuz miktarı 40-50 mg/l’den daha az olmalıdır.
Erlenmayere 100 cc su alınır, üzerine 1 cc %10’luk potasyum kromat solüsyonu konur ve
büret içindeki AgNO3 ile sallayarak titre edilir. Turuncu renk oluşunca titre ederken
harcanan AgNo3 miktarı büretten okunur. Harcanan her 1cc AgNO3, 1,6 mg NaCl’e karşılık
gelir. Bir litredeki tuz miktarını bulmak için karşılık gelen tuz miktarı 10 ile çarpılır.
Sudaki NaCl ‘içindeki klor gümüş ile birleşerek AgCl şeklinde çöker. Bütün Cl çöktükten
sonra gümüş, kromat ile birleşmeye başlar ve turuncu renkli Ag2Cro4 oluşur.

SULARIN SERTLİK ANALİZİ


28
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Suların içinde erimiş halde bulunan kalsiyum ve magnezyum tuzlarından kaynaklanan
sertlik (acılık) , suyun içme, endüstri ve hizmet alanında kullanımı için önemli bir kalite
özelliğidir.
Suyun serliğinin sağlık üzerine herhangi bir etkisi yoktur ancak; içimi hoş olan sular daha
çok orta sertlikte sulardır. Sert sular fazla sabun sarfına neden olmaları ve endüstriyel
kullanıma uygun olmmaları nedeniyle tercih edilmezler.
Kalsiyum ve magnezyum bikarbonat tuzları Ca(HCO3)2 ve Mg(HCO3)2 ) “geçici sertliği”
veya “karbonat setliğini”, kalsiyum ve magnezyumun klor, sülfat, nitrat, fosfat ve silikat
tuzları ise “kalıcı sertliği” meydana getirirler. Kalıcı ve geçici sertlik birlikte “toplam
sertliği” veya “bütün sertliği” oluştururlar. Genel olarak karbonatlar geçici sertliği, sülfatlar
kalıcı sertliği verirler denir.
Geçici setliği gidermek için sular kaynatılır veya sönmüş kireç suya ilave edilerek kalsiyum
ve magnezyumun karbonatları oluşturulup çökmeleri sağlanır. Kalıcı setliği gidermek için
suya, soda (Na2CO3) ve sodyum hidroksit (NaOH) ilave edilerek kalsiyum ve magnezyumun
suda erimeyen karbonat ve hidroksitleri oluşturularak çöktürülür.
Fakat kalıcı sertliği gidermek için suya soda katıldığında sodyum sülfatın suya karışmaması
istenir. Bu bazı endüstriyel alanlarda kazanlara zarar verir ve suyun alkaliliğini arttıracağı
için klorlama işlemi sırasında klorun etkinliğini azaltır. Bu nedenlerle suların sertliğinin
giderilmesi için günümüzde daha çok iyon değiştirici maddelerden yararlanılmaktadır.
Bunlar evlerde kullanılabilecek şekilde üretilmeye başlanmıştır. Suların sertliğini gidermek
için elektroliz yönteminden de yararlanılmaktadır, ancak bu işlem oldukça pahalı olduğu
için yaygın kullanıma sahip değildir.
Suların sertliği 100ml (veya 1 litre) suda kalsiyum oksit veya karbonatlarının miktarı ölçü
alınarak miliekivalen veya “sertlik derecesi” birimi ile ifade edilir. İçme suyu ile ilgili
ölçümlerde miliekivalenden ziyade sertlik derecesi birimi tercih edilir.
Çeşitli ülkeler farklı sertlik dereceleri kullanmaktadır, bunlar arasında en sık kullanılanları
ve karşılığı olan kalsiyum oksit veya bikarbonat miktarları şu şekildedir;
1 Alman sertlik derecesi = 100ml suda 1 mg CaO
1 Fransız sertlik derecesi = 100ml suda 1 mg CaCO3
1 İngiliz sertlik derecesi = 700ml suda 10 mg CaCO3
1 USA sertlik derecesi = 100ml suda 0.1 mg CaCO3

Tablo 4. Sertlik derecelerine göre suların sınıflandırılması.


Suyun Sertliği Alman Fransız İngiliz
Çok yumuşak 0–4 0 – 7.2 0–5
Yumuşak 5–8 7.3 – 14.2 6 – 10
Orta sert 9 – 12 14.3 – 21.5 11 – 15
Oldukça sert 13 – 18 21.6 – 32.5 16 – 22.5
Sert 19 – 30 32.6 – 54.0 22.5 – 37.5
Çok sert 30’dan fazla 54’den fazla 37.5’ten fazla
(ABD sertlik derecesi = Fransız sertlik derecesi x 10)
(1 Fransız SD = 0.56 Alman SD. = 0.70 İngiliz SD.)

Suların sertlik derecesini ölçülebilmesi için kullanılan pratik yöntem sabun solüsyonu
yöntemidir. Bu yöntemde;
Sertliği veren Ca ve Mg elementleri, sabundaki Na ve potasyumun yerine geçerek suda
erimeyen bileşikler yapar (Herkes tarafından bilinen sert suların zor köpürmesinin nedeni
budur). Sabun solusyonu kullanarak suda devamlı bir köpük elde edilmeye çalışılır. Bu
29
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
işlemde harcanan sabun solusyonu miktarı sertlik hakkında bilgi verir.
Aşağıda şematik resmi verilen Hidrometri şişesi ve büreti kullanılarak sertlik ölçülür. Şişeye
40 cc su alınır. İçinde sabun solusyonu bulunan büretten damla damla sabun ilave edilerek
her damladan sonra şişe çalkalanır. 1 cm. kalınlığında 5 dk. dayanan köpük oluştuğu anda ne
kadar sabun solusyonu harcandğı büretten görülebilir. Harcanan sabun solusyonu miktarı
Fransız sertlik derecesini verir. Ölçülen bu sertlik toplam sertliktir.

Şekil 4 . Suyun sertliğini ölçmede kullanılan Hidrometrik şişe ve büret

Kalıcı sertliği ölçebilmek için; Erlenmayere 100 cc su alınır. Saat camıyla ağzı kapatılır. 30
dk. kaynar ve bir kısmı buharlaşır. Soğutulur, süzülür ve elde kalan 70-80 cc. su distile suyla
100.cc’ye tamamlanır. Bu 100 cc suyun sertlik derecesi hidrometrik büretle ölçülür. Bu
ölçülen sertlik kalıcı sertliktir.
(Geçici sertlik = Genel sertlik - Kalıcı sertlik) formülü kullanılarak Geçici sertlik
hesaplanabilir.

Suyun Sertliğini Giderme Yöntemleri


a. Havalandırma: Bu yöntemle suda erimiş halde bulunan bikarbonatların CO2’si uçurulmuş
olur. Böylece suda erimeyen bikarbonat tuzları çöktürülerek su yumuşatılmış olur.
b. Kalsiyum oksit (CaO) ile muamele etmek; böylece suda suda erimiş bulunan Ca ve Mg
tuzları erimeyen Ca ve Mg tuzları halinde çöktürülmüş olur.
c. Soda (Na2CO3) ile muamele etmek; böylece suda suda erimiş bulunan Ca ve Mg tuzları
erimeyen Ca ve Mg tuzları halinde çöktürülmüş olur.
CaSO4 + Na2CO3 ---- CaCO3 + Na2SO4
d. Zeolitler (Z) kullanılarak sertlik azaltlabilir;
1. Tabii zeolit: Yeşil kum veya killerden elde edilir.
2. Sentetik zeolitler: Vebolitlerdir.
Na2Z + (Ca,Mg) CO3 ---- (Ca,Mg) Z + Na2CO3
(Ca,Mg) Z + 2 NaCl ---- Na2Z + (Ca,Mg) Cl2

erir
erimez kalır. 30
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

e. Resinler: asidik resinler katyonları tutar, bazik resinler anyonları tutar.


Değişik süzgeç çeşitleri suyun sertliğini azaltmada kullanılablir. Süzgeç çeşitleri şunlardır:
* Plastik süzgeçler,
* Ayaklı amyantlı süzgeç,
* Şeitz (şamdan) süzgeç,
* Berkefield (nehir ve göllerde kullanılan süzgeç)
* Chamberlein süzgeci

pH TAYİNİ
İçme ve kullanma amaçlı suların pH’sının 6.5 – 8.5 arasında olması istenir. Bu pH
aralığında dezenfektan olarak kullanılan hipokloritin dezenfektan etkisi en iyi düzeydedir.
Sularda pH tayini cam elektrotlu pH – metre ile 25 derecede ölçülür. pH değeri en yakın 0.1
birime kadar ölçülüp kaydedilmelidir. Bu amaçla özel ekiman ve aletler kullanılabilir.
Ancak daha az hassas olan turnusol kağıdı da bu amaçla kullanılabilir ve pratikte yararlıdır.

ASKIDA (TOPLAM) KATI MADDE (103-1050C) ANALİZİ


Askıda toplam katı madde (AKM) analizi özellikle atıksuların analizinde yaygın olarak
kullanılmaktadır. Burada kullanılan “katı” ifadesi askıda veya çözünmüş tüm maddeleri
kapsar, ancak bu analizin amacı askıdaki katı maddeleri tespit etmektir ve süzme işlemi
sonrasında filtrenin üzerinde kalan katı maddelerin miktarı belirlenir. Suyun içerindeki katı
madde miktarı arttıkça suyun içilebilirliği ve kullanılabilirliği azalmaktadır. Bu nedenle
içme sularındaki toplam çözünmüş katı maddenin 500 mg/L’yi geçmemesi istenir. Sulardaki
katı madde miktarı su arıtma işlemleri açısından da son derece önemli olduğundan ham
suların da AKM analizi önem arzeder.

Cihaz Ve Malzemeler
1. Membran süzme aparatı.
2. 1050C sıcaklık sağlayabilen etüv.
3. Karıştırıcı (mekanik veya manyetik).
4. Hassas terazi (en az 0.01 hassasiyette).
4. 0.45 veya 1.2 µm.lik ısıya dayanıklı filtre (çok bulanık sular için geniş porlu filtre
kullanılır).
5. 0.22 µm filtreden geçirilmiş, iki kez distile edilmiş veya deiyonize edilmiş su (90
mL). (DDW)

Analiz İşlemi
1. Standart filtre ağırlıklarının belirlenmesi:
Filtrenin kırışık yüzü yukarı gelecek şekilde süzme aparatına yerleştirilir. Süzme cihazının
haznesine 20 mL DDW konularak süzülür. Bu işlem 3 kez tekrarlanır. Süzme işleminin tam
olabilmesi için, tüm su süzüldükten sonra en az 3 dakika daha süzme işlemine devam edilir.
Filtre bir kabın veya 65 mm çapında bir diskin (paslanmaz çelik veya alüminyum) üzerine
yerleştirilerek 103-105oC’ye ayarlanmış etüve konur. En az 1 saat bu sıcaklıkta bekletilerek
tamamen kuruması sağlanır. Bir saatin sonunda dışarı çıkarılan filtre soğutulur ve tartılır.
Yöntemin ilk kez uygulanması sırasında ısıtma, soğutma ve tartı işlemleri, bir önceki tartım
sonucunun %4’ü kadar bir değişiklik sağlanana kadar tekrarlanır. Son tartım işlemi filtrenin
standart ağırlığını verir.

31
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
2. Filtre, az miktarda su ile ıslatılarak, süzme aparatına yerleştirilir ve süzme cihazı
çalıştırılır.
3. Su örneği karıştırıcı ile karıştırılırken belirli miktarda örnek pipetle alınarak, süzme
cihazının haznesine yerleştirilir ve süzülür.
4. Su örneği süzüldükten sonra filtrenin üzerine 10 mL DDW koyularak filtrenin
yıkanması sağlanır. Bu yıkama işlemi en az 3 kez tekrarlanır. Analizi yapılan su örneğinin
fazla miktarda çözünmüş katı içerdiği düşünülüyorsa yıkama işlemi birkaç kez daha
tekrarlanabilir. Son yıkamadan sonra süzme cihazı en az 3 dakika daha çalıştırılarak tam bir
filtrasyon sağlanır.
5. Filtre, bir kabın veya 65 mm çapında bir diskin (paslanmaz çelik veya alüminyum)
üzerine yerleştirilerek 103-105oC’ye ayarlanmış etüve konur. En az 1 saat bu sıcaklıkta
bekletilerek tamamen kuruması sağlanır. Bir saatin sonunda dışarı çıkarılan filtre soğutulur
ve tartılır. Yöntemin ilk kez uygulanması sırasında ısıtma, soğutma ve tartı işlemleri, bir
önceki tartım sonucunun %4’ü kadar bir değişiklik sağlanana kadar tekrarlanır. Bu şekilde
ısıtma ve soğutma işleminin kaç kez yapılması gerektiği belirlenir.
6. Hesaplama:
(A – B) x 1000 A = Örneğinin süzüldüğü filtrenin
AKM (mg/L)= Su örneği miktarı (mL) ağırlığı
B = Standart filtre ağırlığı

7. Yöntemin Hata Payı :


Farklı laboratuvarlar için: Su örneğindeki askıda katı madde miktarı arttıkça standart sapma
düşer. (15 mg/L için ± 5.2 mg/L, 242 mg/L için ± 24 mg/L, 1707 mg/L için ± 13 mg/L)
Aynı laboratuvar için standart sapma payı ± 2.8 mg/L.dir.
8. Sonucu Etkileyebilecek Faktörler :
a. Gözle görülebilecek büyüklükteki parçacıklar temizlenmelidir.
b. Filtrede 200 mg’ın üzerinde katı madde kalmışsa daha az su örneği ile işlem
tekrarlanmalıdır.

NİTRAT (UV SPEKTROFOTOMETRİK) ANALİZİ


Sularda yaygın olarak bulunan nitrat herhangi bir işleme gerek duyulmadan Ultra-viyole
spektrumda ışığı absorbe eder. Nitratın bu özelliğinden yararlanarak sularda kolayca nitrat
analizi yapılabilmektedir.

Cihaz Ve Malzemeler
1. UV-Spektrofotometre (210 – 275 nm)
2. Nitrat içermeyen su.
3. Stok nitrat solüsyonu
Potasyum nitrat (KNO3) 1050C’de 24 saat bekletilerek kurutulur.
0.7218 gr potasyum nitrat ds ile 1000 mL’ye tamamlanır
Bu solüsyonun 1 mL’si 100 µg NO3- içerir.
Solüsyonu korumak için CHCl3 (2 mL / L) ilave edilir.
Solüsyon en az 6 ay süreyle kullanılabilir.
4. Ara Nitrat solüsyonu
Stok solüsyondan 100 mL alınır ve ds ile 1000 mL’ye tamamlanır.
Bu solüsyonun 1 mL’si 10 µg NO3- içerir.
Solüsyonu korumak için CHCl3 (2 mL / L) ilave edilir.

32
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Solüsyon en çok 6 ay süreyle kullanılabilir.
5. Hidroklorik asit solüsyonu: HCl (1 N)

Analiz İşlemi
1. 50 mL su örneğine 1 mL HCL ilave edilerek iyice karıştırılır. Su örneği bulanıksa
filtre edilir.
2. Standart eğrinin hazırlanması:
0, 1, 2, 4, 7, 10, 15, 25, 35, 50 mL ara nitrat solüsyonu ds ile 50 mL’ye tamamlanır ve
üzerlerine 1 mL HCL ilave edilerek iyice karıştırılır.
3. Ölçümler:
Kör solüsyonu olarak dds kullanılır.
220 nm’de standart solüsyonların ve su örneklerinin absorbansı okunur.
İnterferans olup olmadığını anlamak için 275 nm’de de absorbans ölçümleri yapılır.

Hesaplama
1. 220 nm’deki absorbans değerinden, 275 nm’deki absorbans değerinin iki katı
çıkarılır.*
Abs SON = Abs 220 – 2 x (Abs 275)
2. Standartların ölçümünden elde edilen değerlerle bir eğri hazırlanır.

* Eğer elde edilen son absorbans değeri, 220 nm’deki absorbans değerinden %10 ve daha
fazla farklı ise, su örneklerinde çok fazla miktarda çözünmüş organik madde olduğu
anlamına gelir ve bu yöntem kullanılmaz.

33
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
FLOR (FOTOMETRİK) ANALİZİ
Fotometrelerin geliştirilmesi ve bu sistemlerin bilgisayarlar tarafından desteklenmesi ile
birçok kimyasal analiz çok pratik bir şekilde ve pahalı yatırımlara gerek duyulmadan
yapılabilir hale gelmiştir. Aşağıda anlatılan yöntem Nova 60 (Merck) fotometresi ve bu
fotometreyle uyumlu kimyasal malzemeler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Yöntemin
flor ölçüm aralığı 0.1-2.0 mg/l veya 1.0-20 mg/l olarak ayarlanabilmektedir.
Şekil 5. Nova 60 (Merck) fotometresi kullanılarak gerçekleştirilen flor ölçümü.

Boş bir test tüpünün Üzerine 5.0 ml su 1 mavi ölçek F-2 Vorteksle şiddetli bir
içerisinde 2.0 ml F- numunesi konur ve konur ve el ile şekilde karıştırılır.
1 solüsyonundan pipetlenerek karıştırılır. çalkalanır.
konur.
1.0-20.0 aralığında
ölçüm yapmak
isteniyorsa 5 ml distile
su + 0.5 ml su
numunesi konur.

5 dakika tüplükte Karışımın tamamı Uygun tanımlayıcı Küvet, okuma


bekletilir. 10 ml.lik küvete (0.1-2.0 veya 1.0- haznesine
aktarılır. 20.0 mg/l) tüp yerleştirilir ve
haznesine ölçüm sonucu
yerleştirilir. ekrandan okunur.

34
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
VI. MİKROBİYOLOJİK SU ANALİZİ

Uz. Dr. Recai OĞUR

İNDİKATÖR MİKROORGANİZMALAR
Bir toplumda su ile ilgili olarak karşılaşılabilecek en önemli ve riskli tehlikelerden birisi
suda fekal kontaminasyonun meydana gelmesine bağlı gelişecek enfeksiyonlardır. Dolayısı
ile içme sularının mikrobiyolojik analizi kullanılan suyun hijyenik kalitesini ortaya koymada
en önemli basamaklardan birisidir. Bunun için suda fekal kontaminasyonu gösteren
organizmaların izole edilerek belirlenmesi gerekir. Bazı durumlarda bu organizmaların
aynısı içme suyu arıtma tesislerinin etkinliğini değerlendirmede de kullanılır.
Suda bulunabilecek özel patojenlerin araştırılması referans laboratuvarlarda ve meydana
gelmiş veya gelebilecek olan salgınların kontrolünün sağlanmasında dikkate alınmalıdır. Bu
tür patojenlerin rutin analizlerde araştırılması pratik değildir.

Escherichia coli
Enterobacteriaceae ailesinden olan Escherichia coli, beta-galaktozidaz ve beta-glukorinidaz
enzimlerinin varlığı ile karakterizedir. Uygun besi yerinde 44 - 45 °C'de ürer, laktozu ve
mannitolü fermente ederek asit ve gaz üretir ve triptofandan indol üretir. Bununla birlikte
bazı suşları 37 °C'de üreyebilirken 44 - 45 °C'de üreyemezler ve gaz üretmezler. E. coli
oksidaz üretmez ve üreyi hidrolize etmez. Tam bir tanımlama oldukça zordur ve rutin
analizler için önerilmez.
Escherichia coli, insan ve hayvan dışkısında son derece fazla miktarda bulunur; taze dışkının
1gramında 10.000.000.000 adet bulunabilir. Herhangi bir şekilde fekal kontaminasyona
maruz kalmış atık su, doğal sular, toprak gibi kaynaklarda bulunabilir. Yapılan analizlerde
suda E.coli veya termotoleran bakteri saptanması o suda fekal kontaminasyon olduğunu
ve/veya yapılan arıtma işlemlerinin yetersiz olduğunu gösterir.

Termotoleran (Fekal) Koliform Bakteri


Bu bakteriler 44 - 45 °C'de laktozu fermente edebilen koliform bakterilerdir; Escherichia
türü ile Klebsiella, Enterobacter ve Citrobakter türlerinin bir kısmı bu gruba dahildir. E.coli
dışındaki termotoleran koliformlar, endüstriyel atıklarla veya bitki ve toprak işleyen fabrika
atıkları ile kontamine olan sularda da olabileceği için, bu grup bakterilere fekal koliform
bakteriler demek doğru değildir ve kullanılmamalıdır.
Şebeke sisteminde termotoleran bakterilerin gelişmesi ve üremesi eğer uygun ortam yoksa
mümkün değildir; ancak su borularında bir problem varsa, su sıcaklığı 13°C'nin üzerinde ise
ve suda hiç klor kalmamış ise gelişme olabilir.
Çoğu durumda termotoleran bakteri konsantrasyonunu doğrudan E.coli miktarı belirler. Bu
nedenle rutin analizler için bu bakteriler suyun hijyenik kalitesi hakkında yeterli bilgi
verebilir, ancak her zaman için bu bakterilerin fekal koliform bakterilerle aynı grup
olmadığına dikkat edilmelidir.
Eğer termotoleran bakteri çok yüksek miktarda saptanmış ve her hangi bir hatalı ve zararlı
uygulamaya da rastlanamamışsa mutlaka E.coli'yi araştırmaya yönelik testler yapılmalıdır.
Konu ile ilgili ulusal referans laboratuvarlar yerel olarak yapacakları analizlerle
termotoleran koliformlar içindeki E.coli durumunu ortaya koymalıdırlar.
Termotoleran koliformlar daha kolay saptanabildiklerinden dolayı özellikle arıtma
tesislerinin etkinliğini ölçmede son derece kullanışlıdırlar.

35
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Koliform Organizmalar (Toplam Koliformlar)
Koliform organizmalar, uzun zamandan beri içme suyu kalitesinin mikrobiyolojik olarak
kontrolünde indikatör mikroorganizma olarak kullanılmaktadır, bunun en öenmli nedeni
suda saptanmalarının ve değerlendirilmelerinin son derece kolay olmasıdır. "Koliform
organizma" terimi; safra asitlerinin varlığında üreme yeteneğine ve 35 - 37 °C'de 24 - 48
saatte laktozu fermente ederek asit, gaz ve aldehit üretme yeteneğine sahip, Gram-negatif,
çubuk şeklindeki sporsuz bakterileri belirtmek için kullanılmaktadır. Bu bakteriler aynı
zamanda, oksidaz negatiftirler ve beta-galaktozidaz aktivitesi gösterirler.
Geleneksel olarak koliform bakterilerin Escherichia, Citrobacter, Enterobacter ve Klebsiella
türlerine dahil oldukları kabul edilmektedir. Bununla birlikte modern taksonomik
yöntemlere göre, grup heterojendir. Bu grupta Enterobacter cloacae ve Citrobacter freundii
gibi laktozu fermente eden ve besin içeriği yüksek içme sularının yanı sıra hem dışkıda hem
de doğada (doğal sular, toprak, bitki atıkları gibi) bulunavilen bakterileri de kapsar. Sularda
daha nadir olarak bulunmakla birlikte Serratia fonticola, Rabnella aquatilis ve Buttiauxella
agrestis bakterileri de bu gruba dahildir.
Fekal kaynaklı olmayan bazı bakterilerin koliform bakteri tanımına uyabilmesi ve bazı
koliform bakterilerin laktoz negatif olması, bu grup bakterilerin fekal kirlenmeyi ortaya
koymada yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Arıtılmış sularda koliform bakteri
bulunmamalıdır; eğer bulunursa arıtma işleminin yetersiz veya etkisiz olduğu, arıtma sonrası
kontaminasyon olduğu veya su içerisinde aşırı miktarda besin maddesi bulunduğu
düşünülür. Dolayısı ile koliform testi, arıtma işleminin yeterliliğini ve su dağıtım
şebekesinin bütünlüğünü ortaya koymada etkili bir göstergedir. Koliform organizmalar her
zaman fekal kontaminasyonu veya sudaki patojenlerin varlığını göstermemekle birlikte,
koliform testi halen arıtılmış içme sularının mikrobiyolojik kalitesini ortaya koymada son
derece faydalı bir yöntemdir. Eğer elde edilen sonuçlarda her hangi bir karışıklık veya şüphe
varsa, özellikle de E.coli ve termotoleran koliformların saptanmadığı durumlarda koliform
organizmalar saptanmışsa doğal kaynaklı bir kontaminasyonu incelemeye yönelik özel
analizler gerçekleştirilmelidir. Aynı zamanda hijyenik durumu ortaya koymaya yönelik
çalışmalar yapılmalıdır.

Fekal Streptokoklar
Fekal streptokoklar genellikle insan ve hayvanların dışkısında bulunan streptokoklardır.
Tümü Lancefield grubu D antijenine sahiptir. Taksonomik olarak, Enterococcus ve
Streptococcus grubuna dahildirler. Enterekok taksonomisi yakın zamanda önemli
değişikliklere uğramış ve bir çok yeni tür hakkında yeterli ekolojik bilgi birikimi
gerçekleşmemiştir. Enterococcus grubu şu anda belirli kimyasal özelliklere sahip olan tüm
streptokokları içine almaktadır ve üreme - gelişme özellikleri konusunda büyük farklılıklar
bulunmaktadır. Bu bakterilerin bir çoğu fekal kaynaklıdır ve pratikte insan dışkısı ile
kontaminasyonun en önemli göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte hayvan
dışkılarından da izole edilebilirler ve belirli tip ve alt tipleri esas olarak bitkisel materyalde
bulunur (E.casseliflavus, E.faecalis var liquefaciens, E.malodoratus ve E.solitarius).
Streptococcus ailesinden sadece S.bovis ve S.equinus grup D antijenine sahiptir ve fekal
streptokok grubuna dahildir. Esas olarak hayvan dışkılarında bulunurlar. Fekal streptokoklar
kirli sularda nadiren çoğalırlar, ancak E.coli ve koliform bakterilerden daha dayanıklıdırlar.
Dolayısı ile su kalitesi kontrolündeki primer değerleri, arıtma işlemlerinin etkinliğini
ölçmede sekonder indikatör organizma olmalarıdır. Bunun yanı sıra, streptokoklar kuruluğa
son derce dirençli olduklarından yeni döşenen veya tamir edilen boruların rutin kontrolünde
veya yer altı sularında ve yüzey sularında yüzeysel akıntılarla meydana gelen kirliliklerin
kontrolünde kullanılabilirler.
36
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Sülfit İndirgeyen Clostridiumlar
Anaerobik, spor oluşturan bu mikroorganizmaların en önemli örneklerinden birisi
Clostridium perfiringens'tir (C.welchii). C.perfiringens, E.coli'ye göre çok az olmakla
birlikte dışkıda normal olarak bulunurlar. C.perfiringens'in esas kaynağı dışkı değildir ve
doğada sıklıkla saptanabilir. Clostridium sporları suda diğer organizmalardan daha uzun
süre canlı kalabilirler ve dezenfeksiyona son derce dirençlidirler. Dolayısı ile şebeke
sularında saptanması arıtma ve dezenfeksiyon işlemlerinin yetersizliğini gösterir.
C.perfiringens sporlarının sularda saptanması protozoal kistlerin olabileceğinin de göstergesi
olarak kabul edilebilir. Uzun süre canlı kalabilmeleri nedeni ile aralıklı ve uzak mesafeden
kaynaklanan kontaminasyonun en önemli göstergeleridir. Ancak dağıtım şebekelerinde rutin
olarak analizleri önerilmemektedir, çünkü saptanmaları halinde yanlış alarmlara neden
olabilmektedirler.

Bakteriofajlar
Bakteriofajlar, bakterileri enfekte eden virüsler olarak kabul edilebilirler. Genelde genetik
materyal ve protein yapıda kabuk içerirler. DNA veya RNA içerebilirler. Ebatları genelde 25
- 100 nm arasındadır. Bakteriyofajların enterik virüslerle benzer özelliklere sahip olması ve
enterik virüslerden daha kolay saptanabilmeleri nedeni ile su kalitesi kontrolünde bir
indikatör olarak kabul edilmektedirler. Dahası bazı bakteriofajların sudaki canlılıkları ve
arıtma ve dezenfeksiyon işlemlerine dayanıklılıkları enterik virüslerle çok büyük bir
benzerlik göstermektedir. Özellikle E.coli'yi enfekte eden somatik kolifajlar ve F-spesifik
RNA bakteriofajları üzerinde yoğun olarak çalışılmaktadır. Bu ikisi dışkıda yoğun olarak
bulunmamakla birlikte kanalizasyon sularında mutlaka bulunmaktadır. Dolayısı ile bunlar
esasen sularda kanalizasyon kontaminasyonu olup olmadığının ve yer altı sularının
kalitesinin araştırılmasında kullanılmaktadırlar.

Diğer İndikatörler
Bifidobacteria ve Bacteroides fragilis grupları, dışkıya spesifik anaeroblardır. Doğal sularda
yaşayamazlar ve üreyemezler. Genelde tropikal ve subtropikal bölgelerde su kalitesinin bir
indikatörü olarak kullanılabilmekle birlikte, normalde sayılarının hızla azalması ve analiz
yöntemlerinin tam olarak standardize edilememesi nedeni ile kullanımları önerilmemektedir.
Yukarıda sayılan indikatörler fekal kontaminasyonun göstergeleridir. Bunun dışında su
kalitesinin ortaya konmasında kullanılan başka indikatörler de bulunmaktadır:

Heterotrofik Plate Sayımı (koloni sayımı)


Sudaki genel bakteri içeriğini ortaya koymak için yapılır. Suda bulunabilen tüm bakterileri
ortaya koymaz, sağlanan üreme şartlarında gelişebilen ve koloni oluşturabilen bakterileri
saptamak için kullanılır. Suyun arıtılması, dezenfeksiyonu, dağıtımı aşamalarının etkinliğini
ölçmek ve yüzme havuzlarının durumunu saptamak için kullanılır. Sonuçlar "colony-
forming units" (CFU) olarak ifade edilir. 35 °C'de 48 saatlik inkübasyon önerilmekle
birlikte, en yüksek değerler 20 - 28 °C'de ve 5 - 7 günde alınır.

Aeromonas türleri ve Pseudomonas aeruginosa


Su hijyeninin kontrolü amacı ile analizi önerilen mikroorganizmalardandırlar. Ancak rutin
olarak kullanılmaları önerilmemektedir. Şehir şebekesi sularının ve arıtma tesislerinin genel
temizliklerinin araştırılmasında ve şişe sularının hijyenik kalitelerinin kontrolünde
önemlidirler. Bununla birlikte E.coli ve diğer fekal kontaminasyon göstergeleri ile çelişkili
olabilecek sonuçlar elde edilebilir.

37
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
ÇOK TÜPLÜ FERMENTASYON (MPN) YÖNTEMİ

Koliform bakteri, Enterobacteriaceae ailesinden bir grup bakteriye verilen genel isimdir. Bu
gruplandırmada sistematik bakteriyolojik yaklaşım yerine bu bakterilerin saptanmasında
kullanılan tarihsel yöntem (laktoz fermentasyonu) etkili olmaktadır. Buna göre,
fermentasyon yöntemi kullanıldığında saptanan bakterilerin hepsi; aerobik veya fakültatif
anaerobik, gram negatif, spor oluşturmayan, çubuk şeklinde olan ve 35 °C'de inkübe
edildiğinde 48 saatte laktozu fermente eden, gaz ve asit oluşturan bakteriler olarak kabul
edilmektedir.
Bu yöntemle elde edilen sonuçlar "en olası sayı" (Most Probable Number (MPN)) olarak
ifade edilir. Uygun koşullar yerine getirildiğinde ve sonuçlar fiziksel ve kimyasal verilerle
desteklendiğinde işlenmemiş suyun kalitesini ortaya koymada ve arıtma (dezenfeksiyon
değil) işleminin etkinliğini saptamada en etkin yöntem olarak kabul edilebilir.
Sonuçların değeri (geçerliliği) her testte kullanılan tüplerin sayısına bağlı olarak değişir.
MPN sayıları formülle veya standart tablo aracılığı ile hesaplanabilir. Ancak eğer bakteriler
kümeleşmişse veya içinde numune bulunan şişe yeterince sallanmamışsa sonuçlar yanlış
çıkabilir.

1) Tahmin Fazı
Yöntemin tahmin aşamasında lauryl tryptose besi yeri kullanılmalıdır. Sterilizasyon
işleminden sonra eğer vasat buzdolabına konmuşsa, kullanmadan önce bir gece boyunca
35°C'de inkübe edilmelidir. Üreme olan veya hava kabarcığı oluşan tüpler
kullanılmamalıdır.

Kullanılan malzeme ve solüsyonlar


Lauryl tryptose besi yeri Tryptose 20.0 gr
laktoz 5.0 gr
dipotasyum hidrojen fosfat (K2HPO4) 2.75 gr
potasyum dihidrojen fosfat (KH2PO4) 2.75 gr
soyum klorid (NaCl) 5.0 gr
sodyum lauryl sülfat 0.1 gr
distile su 1.0 L

Yukarıda sayılan maddeler suya ilave edildikten sonra iyice karıştırılır ve ısıtılarak
çözündürülür. Sterilizasyondan önce içerisinde ters çevrilmiş ufak tüpler olan fermantasyon
tüplerine vasatlar dağıtılır, ancak sterilizasyondan sonra tüplerdeki vasatın ters çevrili
haldeki küçük tüplerin en az 1/3 - 2/3'ünü kaplaması gerekir. Sterilizasyondan sonra pH 6.8
+ 0.2 olmalıdır. Küçük tüp yerine vasata 0.01 gr/L bromcresol purple ilave edilebilir; bu
boya asidik ortamda renk değiştirerek pozitif sonuçların saptanmasına yarar. Tüpler metal
veya ısıya dayanıklı plastik kapaklarla kapatılır.

Vasatın üzerine numune ilave edilirken, aşağıdaki tabloda belirtilen değerler dikkate
alınarak besi yerindeki lauryl tryptose konsantrasyonunun azalmaması sağlanır.

38
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Tablo 5. Lauryl tryptose besi yerinin hazırlanması
Numune miktarı Tüpteki vasat Vasat + numune Toz lauryl tryptose
mL miktarı - mL mL miktarı - gr/L

1 10 veya üzeri 11 veya üzeri 35.6


10 10 20 71.2
10 20 30 53.4
20 10 30 106.8
100 50 150 106.8
100 35 135 137.1
100 20 120 213.6

Yöntem
1) Analizi yapılacak olan suyun kalitesine ve özelliğine göre yeter sayıda tüp alınır.
İçme suları için 20ml'lik 5 birim, 10mL'lik 10 birim veya 100mL'lik tek birim kullanılırken,
içme suyu dışındaki sular için dilüsyon başına (10mL, 1mL, 0.1mL gibi) 5 tüp kullanılır.
Numuneler ve hazırlanan dilüsyonlar yaklaşık 25 kez kuvvetlice çalkalanır. Numuneler
tüplere ilave edildikten sonra kibarca vasatla karışmaları sağlanır.
2) Ekim yapılan tüpler 35 + 0.5 °C'de inkübe edilir. 24 + 2 saat sonra asit, gaz veya
üreme olup olmadığı kontrol edilir. Eğer bunlardan herhangi birine rastlanmazsa
inkübasyona devam edilir ve 48 + 3 saatin sonunda tüpler tekrar kontrol edilir.

İnkübasyon süresi (48 + 3 saat) sonunda üremeye ait herhangi bir işaretin bulunmaması
durumunda sonuç negatif olarak ifade edilir; ancak bu durum çok yavaş gelişim gösteren
bazı koliform grupların olabileceğini ekarte etmez. 24 saat sonunda üreme belirtisi gösteren
tüpler ikinci faza alınır. 48 saat sonunda üreme belirtisi gösterenler pozitif sonuç olarak
kabul edilir.

2) Doğrulama fazı
Kullanılan malzeme ve solüsyonlar
Bu testte safralı besi yeri kullanılır.
Brilliant green lactose bile broth:
. pepton 10.0 gr
. laktoz 10.0 gr
. oxgall 20.0 gr
. brilliant green 0.0133 gr
. distile su 1.0 L

39
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Yukarıda sayılan maddeler distile suya ilave edildikten sonra iyice karıştırılır ve ısıtılarak
çözündürülür. sterilizasyondan sonra pH 7.2 + 0.2 olmalıdır. Sterilizasyondan önce
içerisinde ters çevrilmiş ufak tüpler olan fermantasyon tüplerine vasatlar dağıtılır, ancak
sterilizasyondan sonra tüplerdeki vasatın ters çevrili haldeki küçük tüplerin en az 1/3 -
2/3'ünü kaplaması gerekir. Tüpler metal veya ısıya dayanıklı plastik kapaklarla kapatılır.

Yöntem
Tahmin fazında herhangi bir zamanda üreme tespit edilen tüplerin hepsi doğrulama fazına
alınır. Üreme olan tüpler hafifçe alt üst edilerek bakterinin karışması sağlanır. Bu tüplerden
ucunda 3 mm çapında bir halka olan steril metal özelerle veya steril tahta çubuklarla örnek
alınarak safralı besi yerine ekim yapılır.
Ekim yapılan tüpler 48 + 3 saat süresince 35 + 0.5 °C'de inkübe edilir. Bu süre içerisinde her
hangi bir zamanda ters çevrili olan tüpün içerisinde gaz oluştuğunun görülmesi testin pozitif
olmasına neden olur. Bu fazdaki pozitif sonuç tüp sayısına göre MPN sayısı hesaplanır.

Alternatif Yöntem
Bu yöntem sadece devamlı olarak pozitif sonuç alınan kirli veya atık sularda kullanılır.
Tahmin fazı aşamasında ilk 24 saat içerisinde bir birini takip eden birkaç dilüsyonda üreme
saptanmışsa doğrulama fazına sadece en az örnek bulunan tüp alınır. Bu tür sularda sadece
48 saatin sonunda üreme saptanan tüpler alınır, ilk 24 saate ait başka tüp alınmaz.

3) Tamamlama Fazı
Doğrulama fazında üreme saptanan tüplerin en az % 10'una uygulanmalıdır. Elde edilen
sonuçların kontrolünün yapılmasını sağlar.

Bakteri Konsantrasyonunun Belirlenmesi


1) Tüp Fermantasyon Testinin Güvenirliliği
Numunenin büyük bir bölümü kullanılmadığı sürece fermantasyon testinin güvenirliliği
düşüktür. Örneğin: bir su numunesi mL'de 1 koliform bakteri içerse bile, numunedeki
bakterilerin rasgele dağılma olasılığından dolayı 1 mL örnek içeren fermantasyon tüplerinin
% 37'sinde negatif sonuç beklenmelidir. Bu şartlar altında 1 mL örnek içeren 5 tüpün
kullanıldığı analizlerin %1'inin tamamen negatif sonuç verebileceğine dikkat edilmelidir.
Beş tüp kullanılsa bile elde edilen sonuçların güvenilirliği yine de çok yüksek
olamamaktadır. Dolayısı ile özellikle belirli bir yerden sınırlı sayıda örnek geliyorsa birkaç
tüple elde edilecek sonuçlar konusunda çok dikkatli olunmalıdır.

2) MPN Değerinin Hesaplanması


Her bir dilüsyon için (10mL, 1mL, 0.1mL) beşer tüpün kullanıldığı analizlerde üreme hiç
olmadığı zaman 100 mL'de MPN sayısının 2'den küçük olduğu kabul edilir.

(pozitif tüplerin sayısı x 100)


MPN / 100 mL=
√(negatif tüplerdeki toplam örnek hacmi x tüm tüplerdeki örnek hacmi)

40
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
VAR - YOK KOLİFORM TESTİ

Koliform grup bakteri tayininde kullanılan var - yok testi çok tüplü fermantasyon testinin
basitleştirilmiş bir versiyonudur. 100mL numune tek bir şişede inkübe edilir. Bu test birden
fazla indikatör mikroorganizmanın saptanmasına da olanak sağlar. Bu testin, dağıtım
sistemlerinden ve arıtma tesislerinden alınan numunelerin analizinde kullanılması
önerilmektedir. Pozitif sonuç alınan durumlarda aynı yerlerden yeni numune alarak testin
tekrarlanması yerinde olur.

1. Tahmin Fazı
Kültür vasatı
. Beef extract 3.0 gr
. pepton 5.0 gr
. laktoz 7.46 gr
. tryptose 9.83 gr
. dipotasyum hidrojen fosfat (K2HPO4) 1.35 gr
. potasyum dihidrojen fosfat (KH2PO4) 1.355 gr
. soyum klorid (NaCl) 2.46 gr
. sodyum lauryl sülfat 0.05 gr
. bromcresol purple 0.0085gr
. distile su 1.0 L

Yukarıda sayılan maddeler karıştırılarak çözündürülür, ısıtılmaz. Alınan numuneler 100 mL


ise yukarıdaki vasat 3 kat konsantre olarak hazırlanır. 250 mL'lik şişelere 50'şer mL
hazırlanan solüsyondan dağıtılır. 121 °C'de 12 dakikada sterilize edilir, otoklavdaki toplam
zaman 30 dakikayı geçmemelidir. Sterilizasyondan sonra, pH 6.8 + 0.2 olmalıdır.
Yukarıdaki besi yeri yerine çok tüplü fermantasyon testinde kullanılan besi yeri de
kullanılabilir.

Yöntem
Örnekler 5 saniye iyice çalkalanır. Kültür şişesine 100 mL örnek ilave edilir. Şişe alt üst
edilerek vasatla - örneğin karışması sağlanır. 35 + 0.5 °C'de inkübe edilen şişeler 24 ve 48.
saatlerde asit oluşumu açısından kontrol edilir.
Üreme olan şişelerde laktoz fermantasyonunu takiben, asit oluşumuna bağlı gelişen, belirgin
olarak ayırt edilebilen sarı renk oluşur. Bunun yanı sıra şişe içerisinde gaz kabarcıkları da
görülebilir. Her ikisi de üreme olduğunu gösterir.

2. Doğrulama Fazı ve Tamamlama Fazı


Çok tüplü fermantasyon yönteminde olduğu gibi yapılır.

41
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
KOLİFORM BAKTERİLER İÇİN MEMBRAN FİLTRASYON TEKNİĞİ
Membran filtrasyon (MF) tekniği, çok tüplü fermantasyon tekniğine nazaran çok daha fazla
miktarlardaki numuneyi daha kısa sürede analiz etmeye yarayan bir yöntemdir. İçme
sularının ve çeşitli çevresel su örneklerinin rutin takibinde çok kullanışlı bir analizdir. Ancak
MF yönteminin de sınırlılıkları mevcuttur; özellikle bulanıklığı yüksek olan sularda ve
koliform dışında bakteri (nonkoliform = background) kontaminasyonunun yüksek olduğu
sularda kullanımı sınırlıdır.
Bu yöntemle saptanan koliform bakteri grubu, Endo - tipi laktozlu besi yerinde 35°C'de ve
24 saatte metalik parlaklık veren kırmızı koloniler oluştururlar. Bazı koliformlar metalik
parlaklık olmaksızın koyu kırmızı veya çekirdekli koloni oluştururlar. Bu tür koloniler atipik
koliform kolonileri olarak adlandırılırlar. Bu kültürlerden elde edilen koliformlar
incelendiklerinde, negatif sitokrom oksidaz ve pozitif beta-galaktozidaz oldukları görülür.
Bu yöntemde; metalik parlaklığı olmayan kırmızı, pembe, mavi, beyaz veya renksiz
kolonilerin hepsi genel olarak koliform dışı bakteriler olarak kabul edilirler.
Alg veya diğer suda bulunabilecek maddelerden kaynaklanan bulanıklıklar yeteri miktarda
örneğin analiz edilmesini engelleyebilir. Koliform dışı bakterilerin veya koliformların
üremesini engelleyebilecek toksik maddelerin yüksek miktarda bulunması, koliform
bakterilerin beklenilenden daha az olarak saptanmasına neden olabilir. Atık sular bu
yöntemle analiz edilemezler.
MF yönteminde kullanılacak numune miktarı içme suları için standart olarak 100mL'dir.
Ancak arıtma tesisi gibi birimlerde bu miktar 1 Lt olmalıdır. Eğer 1 litrelik örneklerdeki
partiküller süzme işlemini engelliyorsa 250mL'lik parçalar halinde numune analiz edilmeli
ancak sonuçlar 1L şeklinde rapor edilmelidir.
MF ve çok tüplü fermantasyon tekniğini karşılaştıran istatistiksel analizler, MF yönteminin
daha doğru ve kesin sonuç verdiğini göstermektedir. Her iki analiz yöntemi ile elde edilen
sonuçlara göre yapılan su kalitesi sınıflamaları yaklaşık olarak aynı sonucu göstermekle
birlikte MF yöntemi daha kesin sayısal değerler vermektedir, ayrıca subjektifliği çok daha
azdır.
Fekal indikatör bakteriler, sistematik mikrobiyolojik sınıflandırmadan ziyade saptama
işlemleri sırasında kullanılan yöntemlere göre tanımlanırlar:
- Total koliform bakteri : m-Endo besi yerinde, inkübe edildiklerinde sarı - yeşil
metalik parlaklığa sahip kırmızı koloniler üreten bakterilerdir.
- Termotoleran koliform bakteri : m-FC besi yerinde 24 ± 2 saat süresince 44.5 ±
0.2 °C'de inkübe edildiklerinde tamamen veya kısmen mavi koloniler üreten bakterilerdir.

SOLÜSYONLARIN VE BESİYERİNİN HAZIRLANMASI


MF analizi indikatör mikroorganizmanın tipine bağlı olarak çeşitli besiyerlerinin kullanımını
gerektirmektedir.
Steril su, örneklerin dilüe edilmesi için ve membranın ve diğer malzemelerin temizlenmesi
amacı ile kullanılmaktadır. Tampon solüsyonlardan fosfat tamponu toplam ve fekal koliform
ve fekal streptokokların analizinde kullanılırken, salin tamponu E.coli ve enterokokların
analizinde kullanılır.

YÖNTEM
Analizlerin yapılacağı ve kişilerin çalışacağı mekan güneş ışığına ve hava akımına doğrudan
maruz kalmamalıdır.

42
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Örnekler işlenmeden önce ve sonra, kullanılan malzemeler antibakteriyel bir solüsyonla
temizlenmelidir. Bu solüsyonlar %7'lik fenol solüsyonu, % 50 - 70'lik etil veya isopropil
alkol, %5'lik çamaşır suyu veya %7'lik amonyak solüsyonu olabilir.
Analize başlamadan en az iki saat önce inkübatörler ısıtılmaya başlanmalıdır.
Analizi yapılacak örnekler getirildikten sonra petri kutularının üzerine analizi yapacak kişiyi
simgeleyen işaret (isim vs), süzülen su miktarı, tarih ve zaman yazılmalıdır. Tablo 'da
belirtilen hacimdeki örnek süzülmelidir.

Tablo 6. Fekal İndikatör Bakteriler İçin İnkübasyon Sıcaklıkları ve Zamanları


Mikroorganizma Besi yeri İnkübasyon süresi İnkübasyon
(saat) zamanı (°°C)
Toplam koliform bakteri m-Endo 24 + 2 35.0 + 0.5
Escherichia coli NA-MUG 4 (m-Endo besi 35.0 + 0.5
yerinde primer kültür
yapıldıktan sonra)
Fekal koliform bakteri (m-FC) 24 + 2 44.5 + 0.2
Escherichia coli m-TEC (primer 2 35.0 + 0.5
kültürden sonra 22 - 24 44.5 + 0.2
üreli besi
yerinde) Üreli besiyerinde 15 - 20 dakika bekletilip
koloniler sayılır.

Fekal streptokok KF 48 + 2 35.0 + 0.5


Enterokoklar m-E 48 - 50 41.0 + 0.5
EIA 20 dakika 41.0
NA-MUG : Nutrient agar-4-methylumbelliferyl-beta-D-glucuronide

Tablo 7. Membran Filtrasyon Yönteminde Filtre Edilmesi Önerilen Su Miktarları


Filtre edilmesi önerilen örnek miktarı (mL)
Su Kaynağı
100 50 10 1 0.1 0.01 0.001 0.0001
İçme suyu X
Yüzme havuzu X
Kaynaklar (artezyen X X X
gibi)
Göller, depolar X X X
Su sağlanan kaynaklar X X X
Plajlar X X X
Nehir suyu X X X X
Klorlanmış lağım suyu X X X
Arıtılmamış lağım suyu X X X X

43
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
1. Kullanabilecek uygun örnek hacmi seçilir. Süzülecek uygun hacim için yapılacak analiz
ve beklenilen bakteri konsantrasyonu önemlidir.
2. Süzme işleminde kullanılacak filtrasyon cihazı hazırlanır. Cihazın içerisindeki havanın
emilerek suyun filtre edilmesi işlemini sağlamak için el tipi küçük bir pompa veya
peristaltik hareketi olan elektrikli bir pompa kullanılabilir. Eğer sterilizasyon için yanıcı bir
madde kullanılmışsa filtre cihazının iç kısmı distile su ile çalkalanarak temizlenmelidir.
3. Cihazın paslanmaz çelik parçaları % 70 - 90 etanol bulunan bir kabın içerisine batırılıp
çıkarıldıktan sonra bir alev kaynağından geçirilerek sterilize edilir. Parçaların üzerindeki
alkolün yanması için beklenir ve 3 - 5 saniye soğuması için beklenir. Her kullanımdan önce
bu işlem gerçekleştirilerek sterilizasyon sağlanır. Aradaki beklemeler sırasında eğer parçalar
havlu / kağıt gibi şeylerin üzerine konursa sterilizasyon işlemi tekrarlanmalıdır.
4. Üst kısımdaki huni parça çıkarılır. Herhangi bir parçayı tutarken daima aynı el
kullanılmalı ve parçalar her hangi bir şeyin üzerine konmamalıdır.
a. Bir pens kullanarak 47mm'lik membran filtresi alınır ve çizgili kısım üstte olacak
şekilde tutulur. Kullanılacak membran filtrenin üzerindeki deliklerin çapları için aşağıdaki
tablodan yararlanılabilir.
b. Filtre kağıdı dikkatli bir şekilde yerine yerleştirilir. Filtrenin yırtılmamasına ve
kıvrılmamasına dikkat edilir.

Tablo 8. MF testinde kullanılacak filtre çapları


Test Delik çapları (mikrometre)
orm 0.45, 0.65 veya 0.7
Fekal koliform 0.65 veya 0.7
Escherichia coli 0.45
Fekal streptokok 0.45
Entrokoklar 0.45

c. Filtre kağıdı dikkatli bir şekilde yerine yerleştirilir. Filtrenin yırtılmamasına ve


kıvrılmamasına dikkat edilir.
d. Süzme işlemine başlamadan önce, huni distile su ile çalkalanır.
e. Örnek süzülür.
5. Eğer süzülecek örnek hacmi 1.0mL'den daha az ise tampon su kullanılarak dilüsyonlar
hazırlanır. Hazırlanan dilüsyonlar 20 dakika içerisinde süzülmelidir. Süzülecek su örnekleri
10 mL'nin üzerinde ise doğrudan huniye boşaltılır, 10 mL'nin altında ise huniye önce 20 mL
tamponlu sıvı huniye konulup, üzerine su örneği ilave edilir ve pipetlenerek karışması
sağlanır.
6. Pompa ile cihazın içerisindeki hava emilir. Bakterilere zarar vermemek için uygulanacak
basınç 25 cmHg'yı geçmemelidir.
7. Huni, çıkarılarak elde tutulur. Steril pens kullanılarak membran filtre alınır. Huni tekrar
cihaza yerleştirilir.

44
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
8. Petrinin kapağı açılarak, filtre kağıdının çizgili yüzeyi yukarıda olacak şekilde,
yerleştirilir. Filtre kağıdını yerleştirirken altında hava kabarcıkları oluşmamasına dikkat
edilir. Hava kabarcığı oluşmuşsa filtre kağıdı çıkarılıp, tekrar yerleştirilir. Hazırlanan
petrilerin dorudan güneş ışığına maruz kalmamasına dikkat edilir.
9. petri kutusunun kapağı kapatılıp, ters çevrilir. Sonuçları etkileyebilecek diğer
mikroorganizmaların üremesini engellemek için 20 dakika içinde petriler inkübe edilir.
10. Tüm filtrasyon işlemleri bittikten sonra, cihaza yeni bir filtre kağıdı yerleştirilir ve huni
100mL tamponlu steril su ile çalkalanıp, süzülür. Bu negatif kontrol olarak kullanılır.
11. Parçalar alkol ve alev ile veya otoklavda steril edildikten sonra kaldırılır.
12. İnkübasyon süresi sona erdikten sonra petriler alınır. Tipik koloniler sayılır. Daha sonra
petri kutusu 90 derece çevrilerek tekrar sayılır. Bu işlem birbirini takibeden sayımlar en
fazla %5'li bir farklılıkla elde edilene kadar tekrarlanır. Sayım sırasında filtre kağıdı
üzerindeki çizgiler boyunca sayılması yerinde olur. Yine sayım sırasında büyüteç (5x veya
10x) veya flüorışığı kullanılabilir.
a. Total koliform bakteri sayımı için, filtre kağıtları besi yerinden ayrılıp bir dakika kadar
emici petleirn üzerine konularak metalik parlaklık arttırılır.
b. Eğer E.coli için NA-MUG testi yapılacak ise filtre kağıtları NA-MUG besiyerine
aktarılıp 35°C'de 4 saat inkübe edilir. Sayım uzun dalga boyuna sahip bir ultra viyole ışık
altında ve karanlık odada yapılır.
c. E.coli ve enterokoklar için doğrulama besi yeri kullanılması ve ilave biyokimyasal
testlerin yapılması gerekir. E.coli için, filtre kağıtları üre-fenol solüsyonu ile doyurulmuş
filtre petine aktarılır ve 15 - 20 dakika oda sıcaklığında bekletildikten sonra sadece sarı
koloniler sayılır.
d. Enterokoklar için, filtre kağıtları EIA besi yerine aktarılarak 41°C'de 20 dakika inkübe
edilir. Flüoroışık kaybağı altına yerleştirilern plaklarda koloni sayımı gerçekleştirilir.
13. Negatif kontrol olarak kulanılan petrilerde de sayım yapılır ve eğer bu petrilerde üreme
saptanmışsa diğer ekimlerden elde edilen pozitif sonuçlar şüpeli olarak karşılanmalı ve rapor
edilmemelidir. Su örneklerinde saptanan değerlerden, negatif kontrolde elde edilen değerleri
çıkarıp rapor etmenin her hangi bir doğruluğu yoktur.

Sayılan koloni sayısı


E. coli / 100 mL = X 100mL
Filtre edilen örnek miktarı

14. Atılacak olan tüm petriler derin dondurucuda veya buzlukta biriktirilir. Atılmadan
önce tüm petriler 121°C'de en az 30 dakika süreyle sterilize edilip ondan sonra atılır.
15. Laboratuvar içi kalite kontrolün yapılabilmesi için kullanılan negatif kontrollere ilave
olarak her 20 örnekten bir tanesi iki kez (çift) çalışılır. Ayrıca saf kültürler temin edilerek
yöntemin doğruluğu kontrol edilir.

45
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Tablo 9. Yapılacak test, besi yeri, ideal koloni sayıları ve koloni özellikleri
Test (besi yeri) İdeal sayım sınırları Koloni özellikleri
(Koloni / filtre kağıdı)
Toplam koliform 20 – 80 Koloniler yuvarlak, düzgün ve
bakteri (m-Endo) kabarıktır. 1-4 mm çapında, kırmızı ve
sarı-yeşil röfleye sahiptir.
Escherichia coli Toplam koliformlara Flöro ışık altında fluöresan kenarlı ve
göre çok az rastlanır merkezi koyu renklidir.
Fekal koliform bakteri 20 – 60 Koloniler düzgün veya loblu olabilir,
(m-FC) yuvarlak ve kabarıktırlar. 1-6 mm
çapındadırlar. Kısmen veya tamamen
açık veya koyu mavi renge sahiptirler.
Escherichia coli (m- 20 – 80 Koloniler yuvarlak, düzgün ve
TEC) kabarıktır. 1-4 mm çapında, sarıdan
sarı-kahverengiye değişebiln renkleri
vardır. Merkezleri daha kabarık ve daha
kyu renkli olabilir.
Fekal streptokok (KF) 20 – 100 Koloniler küçük, kabarık ve küreseldir.
0.5-3mm çapında, parlak pembe veya
kırmızı olabilirler.
Enterokok (m-E ve 20 – 60 Koloniler yuvarlak, düzgün ve
EIA) kabarıktır. 1-6 mm çapında, pembe-
kırmızı renklidir. Köşelerinde siyah
veya kırmızı-kahverengi çökeltiler
olabilir.

46
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
YEDİ SAATLİK FEKAL KOLİFORM TESTİ

KAYNAK : APHA, AWWA, WEF. Standart Methods for the Examination of Water and
Wastewater. 18TH Edition. USA. 1992: 9211 B.

CİHAZ VE MALZEMELER
1. Membran süzme aparatı.
2. 41.50C sıcaklık sağlayabilen etüv veya sıcak su banyosu.
3. Hassas terazi (en az 0.01 hassasiyette).
4. 0.45 µm.lik filtre.
5. 0.22 µm filtreden geçirilmiş, iki kez distile edilmiş veya deiyonize edilmiş su (90
mL). (DDW)
6. M-7 FC Agar:
Proteose Peptone No. 3 veya polypeptone 5.00 gram
Yeast Extract 3.00 gram
Lactose 10.00 gram
d-Mannitol 5.00 gram
Sodium Chloride, NaCl 7.50 gram
Sodium Lauryl Sulfate 0.20 gram
Sodium desoxycholate 0.10 gram
Bromcresol purple 0.35 gram
Phenol red 0.30 gram
Agar 150 gram
DDW 1000 mL

ANALİZ İŞLEMİ
1. Besi Yerinin Hazırlanması:
Tüm kimyasal malzemeler tartılıp yeterli büyüklükte bir balo veya erlenmayer içine ilave
edilerek, son hacim 1 L olacak şekilde üzerlerine DDW konulur.
Tüm maddeler eriyene kadar kaynar su banyosunda ısıtılır, erime işlemi tamamlandıktan
sonra 5 dk daha ısıtma işlemine devam edilir.
Besi yerinin 55-60oC’ye kadar soğuması beklenir ve pH 7.3 ± 0.1 olacak şekilde ayarlanır
(0.1 N NaOH kullanılabilir).
Besi yerinin sıcaklığı 45oC’ye inince petri kutularına dağıtılır (4-5 mL olacak şekilde) ve
kapakları kapatılır. Besi yerleri oda sıcaklığına kadar soğuduktan sonra 2-10oC arasında
sıcaklığa konularak 30 gün kadar saklanabilir.
2. Analiz:
Yeter miktarda su örneği (100 mL), 0.45 µm.lik filtre kullanılarak süzülür ve filtre besi
yerinin (agarın) üzerine yerleştirilir. Bu petriler 41.5oC’ye ayarlanmış sıcak su banyosu veya
etüve konularak 7-7.25 saat süre inkübe edilir.
Su örneğinde fekal kolfiorm bakteriler varsa sarı renkli koloniler görülebilir (sarı renk
oluşumu laktoz fermantasyonunun göstergesidir). Zemin açık mor/eflatun renktedir.
3. Doğruluk:
Normal (24 saatlik) membran filtrasyon testleri ile yapılan karşılaştırmalarda %97 uyum
gözlenmiştir (Reasoner DJ, Blannon JC, Geldreich EE. Rapid seven-hour fecal coliform
test. Appl Environ Microbiol 1979 Aug;38(2):229-36).
4. Kullanım:

47
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Bu analiz yöntemi yüzey sularının ve klor içermeyen atık suların analizinde kullanılabilir,
ayrıca içme sularının acil olarak analiz edilmesi gerektiği durumlarda da kullanılabilir.

48
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
VII. SU MEVZUATI

Zakir ÇOBANOĞLU

Dünyanın en önemli sorunlardan birisi tatlı su kaynaklarının azalmasıdır. Birleşmiş Milletler


Çevre Programı’nın 2002 yılında yayınladığı raporda, akarsuların yaklaşık yarısının ciddi
biçimde kirletildiği belirtilmektedir. Büyük bölümü Afrika ve Asya’da yaşayan 1.1 milyar
insan sağlıklı suya ulaşamamakta, 5 milyar insan ise güvenli arıtma hizmetlerinden yoksun
bulunmaktadır. Su kaynaklarının sınırlı olmasına ve dağılımındaki dengesizliğe ek olarak;
“hızlı nüfus artışı”, “yatırımların finansmanında karşılaşılacak sorunlar”, “su
kaynaklarının kirlenmesi” ve “bilinçsiz su tüketimi” su açığının daha da büyümesine
neden olan etmenlerdir. Piyasa koşullarının küresel ölçekteki siyasal, ekonomik ve sosyal
koşullara yön vermesi durumunda, 2032 yılı itibarı ile dünya nüfusunun yarıdan fazlasının
su sıkıntısıyla karşılaşabileceği belirtilmektedir.
Ülkemizin kullanılabilir toplam su kaynakları potansiyeli yılda yaklaşık 104,5 milyar
metreküptür. Bunun yıllık 95 milyar metreküpü yüzeysel su kaynaklarından, 9,5 milyar
metreküpü de yer altı suyu kaynaklarından oluşmaktadır. Bu durum, su zengini ülke
olduğumuz anlamına gelmemelidir. Çünkü, Dünyadaki “Su Yoksulluk İndeksine” göre
Türkiye’nin “orta sınıf” grubuna girdiği görülmektedir.
Kentleşme, sanayi kuruluşlarının yoğunlaşması, tarım alanlarının kullanım biçimleri son
yıllarda su gereksinimini hızla artırmıştır. Oysa kullanılabilir su miktarı kısıtlıdır. Bu
nedenle, kullanılabilir su kaynaklarının korunması ve en yararlı şekilde kullanılmasının
sağlanması büyük önem kazanmıştır.
Bir kullanım alanı için uygun olarak nitelendirilebilen su, diğer bir kullanım amacı için
uygun olmayabilir. Her kullanım alanının, kendi özel hedef ve standartlarını da beraber
getirmeleri doğaldır. Bu nedenle, insan sağlığını doğrudan etkileyen kirlenmenin yanı sıra,
suyun faydalı bir kullanımının olumsuz yönde etkilenmesi de kirlenme olarak
tanımlanabilir.
Yerüstü su kaynaklarının her geçen gün artan bir hızla konutsal, tarımsal ve özellikle sanayi
atıkları ile kirlendiği, toplum sağlığı ve çevrenin ciddi bir şekilde tehdit edildiği ve suların
ekonomik değerinin yitirildiği bilinen bir gerçektir. Ayrıca, su kaynaklarının kontrolsuz
kullanımı da su kalitesinin değişimine neden olmaktadır.
Ülkemizin temel çevre sorunları arasında içme suyu kaynaklarının kirlenmeden yeterince
korunamaması gelmektedir.
Diğer taraftan, ülkemizde yer altı suyu potansiyelinin büyük kısmı işletme kolaylığı
nedeniyle kullanılmış durumdadır. Yüzeysel sulara oranla daha temiz olan yer altı su
kaynaklarının sınırlı ve büyük bir kısmının kullanılmakta olması yüzeysel suların
kullanılmasını zorunlu kılmıştır.
Bazı yörelerde yer altı suyunun aşırı kullanımı su düzeyini hızla düşürmekte, bu da
genellikle, özel yararların toplumun zararı pahasına yeğlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Yer altı suyu kullanımı, yerel akiferin yeniden dolma kapasitesinin üzerinde ise, düzenleme
açısından olduğu kadar mali açıdan da denetim ve kontrolu gerektirecektir.
Yer altı ve yüzeysel su kaynaklarının birlikte ve programlı kullanılması zamanlamayı daha
düzeltebilir ve sınırlı miktarların kullanım süresini uzatabilir.

MEVZUAT
Sularla ilgili mevzuatımız Cumhuriyetin ilk yıllarından (bazıları Cumhuriyetten önce)
bugüne kadar günün koşullarına uygun olarak yayımlanmış veya çeşitli değişikliklere
uğramıştır.
49
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Buna örnek olarak maden suları ve kaplıcalarla ilgili mevzuatı örnek gösterebiliriz.
Bu konuda ilk mevzuat 6 Mart 1926 tarihli Maadin Nizamnamesidir. Bu Nizamname 1954
tarihli Maden Kanunu ile ortadan kaldırılmışsa da maden suları ile hükümlere
dokunulmamış ve maden suları ile ilgili mevzuat yürürlükte kalmıştır. Bu Nizamname
imtiyaz ve ruhsat verilmesi sistemini getirmiştir. Maadin Nizamnamesi yalnız işletme
imtiyazını ilgilendiren mevzuata dahildir. 99 sene süreyle imtiyaz verilmesi, imtiyaz
sahiplerinin mukarrer resim ve ferman harcından başka nisbi resim alınmaması esasını kabul
etmiştir.
Maden suları ve kaplıcalar hakkında önemli olan bir kanunda 927 sayılı 1926 tarihli Sıcak
ve Soğuk Suların İstismarı ile Kaplıcalar Tesisatı Hakkında Kanun’dur. Bu kanun ihale ve
istimlakla ilgili hükümler getirmiştir. Halen yürürlükte olan kanundur.
Bu kanun, işletme imtiyazı, ruhsat alınması, suların mülkiyeti sorunları hakkında hiçbir
hüküm getirmemiştir.
Su mevzuatını incelediğimizde; genel olarak, su temini, dağıtımı, dezenfeksiyonu, su
kaynaklarının korunması şeklinde olduğunu görürüz.
Özel olarak ele alındığında, içme ve kullanma suları, kaynak suları, maden suları ve içmeler,
kaplıcalar, su kirliliği (dere, nehir,deniz vb.), denetim ve yaptırım gibi ayrıntıların olduğunu
görürüz.
Örneğin,
Atık Suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği, atık suların kanalizasyon
şebekesine bağlanmalarına, vidanjör ve benzeri bir araç ile taşınarak kanalizasyon
şebekelerine boşaltılmalarına, kanalizasyon şebekesi bulunmayan yerlerde çevre
kirlenmesine yol açmayacak, bir düzende arttırılarak uzaklaştırılma ve uygun alıcı ortama
verilmeleri ile kanalizasyon şebekesinin kullanım ve korunmasına ilişkin esas, yöntem ve
kısıtlamaları belirler.
Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında çıkan
ve tüketime sunulan doğal mineralli suların teknik ve hijyenik şartlara uygun şekilde
istihsali, ambalajlanması, etiketlenmesi, satışı, denetlenmesi ve onaylanması, üçüncü
ülkelerin topraklarından çıkartılan ve ülkemize ithaline Sağlık Bakanlığı tarafından izin
verilen doğal mineralli suların onaylanması, satışı, denetlenmesi ve etiketlenmesi ile Avrupa
Birliğine üye devletlerin yetkili kuruluşları tarafından doğal mineralli su olarak onaylanan
suların ülkemizde satışı, denetlenmesi ve etiketlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek
amacıyla çıkarılmıştır.
İçme ve Kullanma Sularının Dezenfeksiyonuna Ait Yönetmelik, kamu tesisleri
vasıtasıyla temin, isale edilen ve dağıtılan içme ve kullanma sularının dezenfeksiyonuna
aittir.
İçme Suyu Tesislerinde Su Getirme ve Dağıtım Hatları Sanat Yapılarının İşletmeye
Açılmadan Evvel Dezenfeksiyonuna Ait Yönetmelik, Su getirme ve dağıtım hatları ile
içme suyu tesisleri sanat yapılarının dezenfeksiyonunu amaçlamaktadır.
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik, insani tüketim amaçlı suların teknik
ve hijyenik şartlara uygunluğu ile suların kalite standartlarının sağlanması, kaynak suları ve
içme sularının istihsali, ambalajlanması, etiketlenmesi, satışı, denetlenmesi ile ilgili usul ve
esasları düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır.
Kaplıcalar Yönetmeliği, toprak, yeraltı, deniz ve iklim kaynaklı doğal tedavi unsurlarının
tedavi edici faktör olarak kullanıldığı kaplıcalar, içmece ve iklim kür merkezleri ile ilgili
hususlar ve buralarda kurulacak sağlık amaçlı her türlü tesisin nitelik ve niceliklerinin
belirlenmesi, kurulması, işletme izinlerinin verilmesi, denetlenmesi ve sağlık koşullarına
uygun biçimde kontrol altına alınması için gerekli esasların belirlenmesi amacıyla

50
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
hazırlanmıştır ve doğal tedavi edici unsurların sağlık amaçlı kullanıldığı kaplıca, içmece ve
talassoterapi tesisleri ile bu tesislerin sahip ve işletenlerini kapsamaktadır.
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, Ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin
korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması için, su kirlenmesinin önlenmesini
sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere gerekli olan
hukuki ve teknik esasları belirlemek amacıyla çıkarılmıştır. Su ortamlarının kalite
sınıflandırmaları ve kullanım amaçlarını, su kalitesinin korunmasına ilişkin planlama
esasları ve yasaklarını, atıksuların boşaltım ilkelerini ve boşaltım izni esaslarını, atıksu
altyapı tesisleri ile ilgili esasları ve su kirliliğinin önlenmesi amacıyla yapılacak izleme ve
denetleme usul ve esaslarını kapsamaktadır.
Diğer taraftan, mevzuatın çok ve birçok kurum ve kuruluşların görevleri arasında olduğunu
görürüz. Bir çok kurum ve kuruluş arasında görev ve yetki dağılımı aynı zamanda iyi bir
koordinasyonuda gerektirir. Konuyla ilgili personel veya yönetici, hem bu koordinasyon
hizmetlerinde başarılı olmak hem de hizmeti yürütebilmek için mesleki bilgi ve becerisine
ihtiyaç duyar.
Özellikle yönetici durumunda olanlar ve denetimde görevli diğer personelin bunlara ek
olarak konularıyla ilgili mevzuatı da bilmeleri ve uygulamaları gerekir.

51
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
1.KANUNLAR
1.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Kanun No:2709, 9.11.1982 gün ve 17863 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
2.Ankara, İstanbul ve Nüfusu Yüzbinden Yukarı Olan Şehirlerde İçme, Kullanma ve
Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun (Kanun No: 1053, 16.7.1968 gün ve 12951 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
3.Askeri Garnizonların İçme ve Kullanma Sularının Temini Hakkında Kanun (Kanun
No:178, 30.12.1960 gün ve 10694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
4.Belediye Kanunu (Kanun No: 5393, 13.7.2005 gün ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
5.Büyükşehir Belediyesi Kanunu (Kanun No: 5216, 23.7.2004 gün ve 25531sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
6.Çeltik Ekimi Kanunu (Kanun No: 3039, 23.6.1936 gün ve 3337 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
7.Çevre Kanunu (Kanun No: 2872,11.8.1983 gün ve 18132 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
8.Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (Kanun No: 4856,
8.5.2002 gün ve 25102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
9.Deniz ve Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda
Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun (Kanun No:5312, 11.3.2005 gün ve
25752 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
10.Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (Kanun No:
6200, 25.12.1953 gün ve 8592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
11.Elektrik İşleri Etüt İdaresi Teşkiline Dair Kanun (Kanun No:2819, 24.6.1935 gün ve
3036 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
12.Gemi Sağlık Resmi Kanunu (Kanun No: 2548, 10.11.1981 gün ve 17510 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
13.Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun (Kanun No:5179, 5.6.2004 gün ve 25483 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
14.İl Özel İdaresi Kanunu (Kanun No:5302, 4.3.2005 gün ve 25745 sayılı Resmi Gazete’de
yayaımlanmıştır.)
15.İller Bankası Kanunu (Kanun No: 4759, 3.6.1945 gün ve 6039 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
16.İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun (Kanun No: 2560, 23.11.1981 gün ve 17523 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

17.Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun (Kanun No: 3202, 22.5.1985 gün ve 18761
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır).
18.Köy İçme Suları Hakkında Kanun (Kanun No: 7478, 16.5.1960 gün ve 10506 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
52
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
19.Köy Kanunu (Kanun No: 442, 7.4.1924 gün ve 28 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
20.Limanlar İnşaatı Kanunu (Kanun No: 6237, 4.2.1954 gün ve 8625 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
21.Limanlar Kanunu (Kanun No: 618, 20.4.1341 gün ve 95 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
22.Limanların İnşa, Tevsi, Islah ve Teçhizine Dair Kanun (5775, 1.6.1951 gün ve 7823
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
23.Petrol Kanunu (Kanun No: 6326, 16.3.1954 gün ve 8659 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
24.Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun (Kanun No: 224, 12.1.1961
gün ve 10705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
25.Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu (Kanun No:2692, 13.7.1982 gün ve 17753 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
26.Seriri ve Gıdai Taharriyat ve Tahlilat Yapılan ve Maslı Teammüler Aranılan Umuma
Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuvarı Kanunu (Kanun No:992, 30.3.1927 gün ve
580 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
27.Sıcak ve Soğuk Maden Sularının İstismarı İle Kaplıcalar Tesisatı Hakkında Kanun
(Kanun No: 927, 30.6.1926 gün ve 408 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
28.Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti Teşkilat ve Memurin Kanunu (Kanun No:3017,
23.6.1936 gün ve 3337 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
29.Sıtmanın İmhası Hakkında Kanun (Kanun No: 7402, 11.1.1960 gün ve 10402 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
30.Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu (Kanun
No:3083, 1.12.1984 gün ve 18592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
31.Sular Hakkında Kanun (Kanun No: 831, 10.5.1926 gün ve 368 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
32.Su Ürünleri Kanunu (Kanun No: 1380, 4.4.1971 gün ve 13799 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
33.Tapu Kanunu (Kanun No: 2644, 29.12.1934 gün ve 2892 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
34.Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Koyma Kanunu (Kanun No: 4373, 21.1.1943 gün
ve 5310 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
35.Turizmi Teşvik Kanunu (Kanun No: 2634, 16.3.1982 gün ve 17635 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
36.Türk Ceza Kanunu (Kanun No: 5237, 12.10.2004 gün ve gün ve 25611 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
37.Türk Medeni Kanunu (Kanun No: 4721, 373 8.12.2001 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
38.Türkiye Cumhuriyeti Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi Teşkiline Dair Kanun
(Kanun No: 3959, 4.1.1941 gün ve 4703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
53
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
39.Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (Kanun No:3348,
17.4.1987 gün ve 19434 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
40.Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (Kanun No:1593, 6.5.1930 gün ve 1489 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
41.Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Ceaziye Hakkında Kanun (Kanun No: 486,
17.5.1340 gün ve 70 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
42.Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı CezaiyyeHakkında 16 Nisan 1340 Tarih ve 486
Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muadil Kanun (Kanun No: 1608, 20.5.1930 gün ve
1498 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
43.Yalova Kaplıcalarının İşletilmesi ve Kaplıcaların İnkişafı İşlerinin Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletine Bağlı Hükmi Şahsiyeti Haiz Bir Teşekküle Devri Hakkında Kanun
(Kanun No: 3653, 4.7.1930 gün ve 4249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
44.Yeraltı Suları Hakkında Kanun (Kanun No: 167, 23.12.1960 gün ve 10688 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)

2.KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME


Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (Kanun
Hükmünde Kararname No:181, 14.12.1983 gün ve 18251 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)

3.TÜZÜKLER (NİZAMNAMELER)
1.Fizyoterapi ve Bunlara Benzer Müesseseler Hakkında Nizamname (12.10.1957 gün ve
9730 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
2.Gıda Maddelerinin ve Umumi Sağlığı İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını
Gösteren Tüzük (Gıda Maddeleri Tüzüğü) (18.10.1952 gün ve 8236 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
3.Mezarlıklar Hakkında Nizamname ( 9.8.1931 gün ve 1868 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
4.Polis Vazife ve Salahiyet Nizamnamesi (25.4.1938 gün ve 3890 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
5.Sular Kanununun Uygulanışını Gösteren Tüzük (29.8.1928 gün ve 976 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
6.Uluslararası Sağlık Tüzüğü ( 25.4.1973 gün ve 14517 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
7.Yeraltı Suları Tüzüğü (8.8.1961 gün ve 10875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

4.YÖNETMELİKLER (TALİMATNAMELER)
1.Atık Suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği (13.3.1984 gün ve 18340 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
2.Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Çıktığında Alınacak Tedbirlere Uyulmaması Halinde
Uygulanacak Ceza Yönetmeliği (13.6.1973 gün ve 15463 sayılı Resmi Gazete’de
54
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
yayımlanmıştır.)
3.Çevre Denetimi Yönetmeliği (5.1.2001 gün ve 24631 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
4.Çevre Sağlığı Memurları Yönetmeliği (14.8.1965 gün ve 12075 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
5.Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği (16.12.2003 gün ve 25318 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
6.Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik (1.12.2004 gün ve 25557 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
7.Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tesbiti ve Cezanın Kesilmesi
Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik (3.11.1987 gün ve 19623 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
8.Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (26.12.2004 gün ve 25682
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
9.Gemi Söküm Yönetmeliği (8.3.2004 gün ve 25396 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
10.İçme ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının
Kirlenmeye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik (13.3.1984 gün ve 18340 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.)
11.İçme ve Kullanma Sularının Dezenfeksiyonuna Ait Yönetmelik (16.5.1967 gün ve
12599 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
12.İçme Suyu Tesislerinde Su Getirme ve Dağıtım Hatları San’at Yapılarının İşletmeye
Açılmadan Evvel Dezenfeksiyonuna Ait Yönetmelik (İller Bankası Genel Müdürlüğü’nce
yayınlanmıştır)
13.İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik, 17.2.2005 gün ve 25730 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
14.Kaplıcalar Yönetmeliği (25.7.2001 gün ve 24472 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
15.Kaza Sağlık İdareleri ve Sağlık Merkezleri Talimatnamesi (5.4.1960 gün ve 11251 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
16.Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Köy İçmesuyu Tesisleri İşletme Bakım ve Onarım
Yönetmeliği (18.3.1995 gün ve 22231 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
17.Lağım Mecrası İnşaası Mümkün Olmayan Yerlerde Yapılacak Çukurlara Ait Yönetmelik
( 19.3.1971 gün ve 13783 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
18.Mezarlık Nizamnamesinin 8inci Maddesinin Birinci Fıkrası Mucibince Hazırlanan
Talimatname (12.3.1942 gün ve 5055 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
19.Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi
Hizmet Yönetmeliği (19.10.1982 gün ve 7843 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
20.Sahil Sağlık Denetleme Merkezlerinde Uygulanacak Sağlık İşlemlerine İlişkin
Yönetmelik (13.5.2005 gün ve 25814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
21.Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği (31.12.2004 gün ve 25687 sayılı Resmi Gazete’de
55
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
yayımlanmıştır.)
22.Su Ürünleri Yönetmeliği (10.3.1995 gün ve 22223 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.)
23.Şehir ve Kasaba İçmesuyu Projelerinin Hazırlanmasına Ait Yönetmelik (22.4.1985 gün
ve 18733 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
24.Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunması Yönetmeliği (18.2.2004
gün ve 25377 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
25.Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik (21.6.2005
gün ve 25852 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
26.Uçaklarda Uygulanacak Sağlık Muamelelerine Ait Yönetmelik (11.8.1961 gün ve 10878
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
27.Yat Turizminin Geliştirilmesi Hakkında Yönetmelik (4.8.1983 gün ve 18125 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
28.Yeniden Kurulacak Köylerde Nazara Alınması Gereken Genel Sağlık Şartları Hakkında
Talimatname (Yayım Tarihi:1947)
29.Yüzme Havuzlarının Tabi Olacağı Esas ve Şartlara Ait Talimat (Yayım Tarihi:1947)

5.REHBERLER
1.389 sayılı Gıda Maddeleri ve Sulardan Numune Alma Rehberi (Sağlık Bakanlığı Yayını)
2.336 sayılı İçme ve Kullanma Sularının Dezenfeksiyonuna Dair Rehber (Sağlık Bakanlığı
Yayını)

6.TEBLİĞLER
1.Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği Suda Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği (12.3.1989
gün ve 20106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
2.Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği İdari Usuller Tebliği (12.3.1989 gün ve 20106 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
3.Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği Numune Alma ve Analiz Metodları Tebliği (7.1.1991
gün ve 20748 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
4.Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliği (7.1.1991 gün ve 20748 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
Bunların dışında Uluslararası Anlaşmalar, Türk Standartları tarafından çıkarılan
Standartlarıda sayabiliriz.

ÖRGÜTLENME
Türkiye’nin su ve atık su konusundaki yönetsel yapısı merkezi ve yerel yönetim şeklinde iki
gruba ayrılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Denizcilik Müsteşarlığı sahip
oldukları görev ve yetkiler açısından merkezi yapı içinde su ve atık su yönetiminin temelini
oluşturan kurumlardır. Bu kurumların büyük bölümünün taşra teşkilatları bulunmaktadır.
56
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
Yerel yönetimlerde iki düzeyli bir örgütlenme yapısı vardır. Büyük kentlerde, Büyükşehir
Belediyesi Kanunu, Büyükşehir Belediyeleri ve İlçe Belediyeleri olmak üzere ikili bir yerel
yönetim yapısı kurulmuştur. Diğer belediyeler ise Belediye Kanunu’na tabidir. Belediyeler,
içme ve kullanma suyu ve atıksu yönetimi konusunda yetkili ve görevlidir.
İl Özel İdareleri de Belediye sınırları dışında bulunan yerleşim yerlerinin içme ve kullanma
suyunu sağlamak gibi konularda sorumlu ve yetkili kılınmıştır.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Türkiye’nin su ve atık su konusunda yürütmüş olduğu uluslararası ilişkiler ve imzaladığı
çeşitli sözleşme ve protokoller bulunmaktadır. Bu düzenlemelerde özellikle su ve atıksu
konusunda üstlenilen yükümlülükler açıklanmıştır.
Örnek: Birleşmiş Milletler Binyıl (Milenyum) Zirvesi
2000 yılında, “Binyıl Genel Kurulu” adıyla toplanan Birleşmiş Milletler 55.Genel
Kurulu’nda kabul edilen Binyıl Bildirgesi kapsamında “çevresel sürdürülebilirliği
sağlamak” başlığı altında belirlenen hedefler arasında; “2015 yılına kadar sağlıklı içme
suyundan sürekli olarak yararlanamayan insan oranını yarı yarıya azaltmak”
bulunmaktadır.

BÖLÜM KAYNAKLARI
1. Güler Ç, Çobanoğlu Z. Su Denetimi ve Mevzuatı, ISBN:975-8407-02-3, ÇEVRE 21,
Ankara, 2004.
2. Ed: Çobanoğlu Z, Kesici C, Ökten C. Su Temini ve Denetimi ile İlgili Yasal
Düzenlemeler, Sağlık Bakanlığı, Ankara, 2005.
3. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Ormancılık Şurası Genel Sekreterliği.
Sürdürülebilir Kalkınma Sürecinde Çevre Yönetimi “Su ve Atıksu Yönetimi” Alt Komisyon
Raporu, Ankara, Şubat 2005.

57
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ
EK-1
Tablo: Sulardan Numune Alma ve Analiz Metodları
NUMUNE KORUYUCU
PARAMETRELER ANALİZ METODLARI KABI ÖNLEMLER REFERANSLAR

NUMUNE HACMİ (ml)

MAKSİMUM ZAMAN
Plastik (P)

BEKLETİLECEĞİ
Cam ( C )

NUMUNENİN
FİZİKSEL
PARAMETRELER

Sıcaklık (P) veya (C) yerinde analiz Standard Methods 1985 16.basım
- - - Bölüm 200-212 Sayfa 126

İletkenlik - (P) veya (C) soğutma +40C 500 28 gün S.M.1985 16. Basım Bölüm:200-205
Sayfa:76
Renk -Görsel Karşılaştırma Metodu (P) veya (C) soğutma +40C 500 48 saat Standart Methods 1985 16.basım
-Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) soğutma +4 C 0
500 48 saat Bölüm 200-204 Sayfa 57
0
-Tritimulus Metod (P) veya (C) soğutma +4 C 500 48 saat
Koku -Koku Kontrol Testi (C) soğutma +40C 500 Çabuk Standart Methods 1985 16.basım
analiz Bölüm 207 Sayfa 85
Tat - Tat Sınır Testi (C) soğutma +40C 500 24 saat Standart Methods 1985 16.basım
- Tat sınıflama Testi (C) soğutma +40C 500 24 saat Bölüm 211-211A-211B Sayfa 122

Bulanıklık -Yarı Katitatif Metodlar (P) veya (C) Karanlıkta 100 24 saat TS-5091/Mart 1987
- Kantitatif Metodlar (P) veya (C) Karanlıkta 100 24 saat
pH - pH metre ile Kalorimetrik (P) veya (C) yerinde analiz 20 2 saat TS-3263/Eylül 1978
-pH metre ile Elektrometrik (P) veya (C) yerinde analiz 100 2 saat
0
Toplam Katı Madde - Buharlaştırma (P) veya (C) soğutma + 4 C 150 24 saat TS-7093/Mayıs 1989
0
Topl. Çözünmüş - Buharlaştırma (P) veya (C) soğutma + 4 C 100 24 saat TS-4111/Şubat 1984
Madde
Çökebilen Katı madde - Volumetrik Metod (P) veya (C) soğutma + 40C 250 24 saat TS-7092/Mayıs 1989

58
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

- Gravimetrik Metod (P) veya (C) soğutma + 40C 250 24 saat


0
Toplam Askıda Katı - Gravimetrik Metod (P) veya (C) Soğutma +4 C 100 24 saat TS-7094/Mayıs 1989
Madde
Uçucu Sabit Katı - Yakma (P) veya (C) Soğutma +40C 100 24 saat Standard Methods 1985 16.basım
Madde Bölüm 209-209A-209 B-209C -209 D
Sayfa 97
Tuzluluk - Elektriksel İletkenlik (C) yerinde analiz 250 Standard Methods 1985 16.basım
- Hidrometrik Metod (C) yerinde analiz 250 6 ay Bölüm 200-210 Sayfa:101

- Argentometrik Metod (C) yerinde analiz 250


KİMYASAL
PARAMETRELER
KOI - Titrimetrik Metod (P) veya (C) H2SO4 ile ph≤2 50 7 gün TS-2789/Nisan 1977
0
BOI5 - Seyreltme ve Aşılama Metodu (P) veya (C) Soğutma +4 C 1000 6 saat TS-4957/Kasım 1986
Çözünmüş Oksijen - Elektrokimyasal Prob Metod (C) yerinde analiz 500 TS-5677/Nisan 1988
- İyodometrik Metod (C) yerinde analiz 500 - TS-4956/kasım 1986
0
CO2 ,HCO3 ,CO3 - Gaz Oluşturma Metodu (P) veya (C) Soğutma +4 C 200 - TS-4182/Mart 1984
- Diferansiyel Titrasyon (P) veya (C) 200 -
Asidite - Potansiyometrik Titrasyon (P) veya (C) Soğutma +40C 100 24 saat TS-3790/Eylül 1982
0
Alkalinite - Potansiyometrik Titrasyon (P) veya (C) Soğutma +4 C 200 24 saat TS-3790/Eylül 1982
AZOT
Amonyum Azotu - Potansiyometrik Titrasyon (P) veya (C) Yerinde analiz veya H2SO4 500 24 saat TS-5874/Nisan 1988
-Distilasyondan Sonra Titrimetrik Metod ile pH≤2 veya soğutma TS-5868/Nisan 1988

Nitrat -2.6-Dimethlfenol Sepektrofotometrik Metod (P) veya (C) Yerinde analiz veya –200C 100 24 saat TS-6231/Aralı 1988
-Damıtmadan sonra 4-Fhlorofenol Spektroftometrik de dondurma
Metod
-Brusine Spektrofotometrik Metod
Nitrit -NED dihüdroklorürve sülfonik asit (P) veya (C) Yerinde analiz veya 40 mg 100 24 saat TS-6232/Aralık 1988
HgC12/lt katılır ve TS-3308/Şubat 1979
soğutulur veya-200C de
dondurulur. 100 48 saat Standard Methods 1985 16.basım
Bölüm 400-419-429 Sayfa 404-429
Organik Azot - Makrokjeldal Metodu (P) veya (C) H2SO4 ile pH≤2 500 24 saat TS-7302/Eylül 1989

59
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

Sülfür - Metilen Mavisi Metodu (P) veya (C) 4 damla/100 ml.2N 100 7 gün Standard Methods 1985 16.basım
- İyodometrik Metod (P) veya (C) Çinkoasetat çözeltisi katılır 100 7 gün Bölüm 427-427C-427D Sayfa 470
0
Sülfat - Gravimetrik Metod (P) veya (C) Soğutma +4 C 100 7 gün TS-5095/Mart 1987
- Türbidimetrik Metod (P) veya (C) Soğutma +40C 100 7 gün
- Titrimetrik Metod (P) veya (C) Soğutma +40C 100 7 gün
Sülfit - İyodometrik Metod (P) veya (C) Yerinde analiz 100 7 gün Standard Methods 1985 16.basım
- Phenanthrolin Metod (P) veya (C) Yerinde analiz 100 28 saat Bölüm 428-428A-428B Sayfa 479

Klorür - Merkürometrik Metod (P) veya (C) 100 - TS-4164/Şubat 1984


- Arjantimetrik Titrasyon (P) veya (C) Yerinde analiz 100 -
- Kolorimetrik Metod (P) veya (C) 100 -
0
Fosfor - Kolorimetrik Askorbikasit Metodu (C) Soğutma +4 C 100 24 saat TS-4082/Aralık 1983
- Kolorimetrik Aninonaftol Sulfonikasit Metodu
- Kolorimetrik Molibdovanadofosfat Metodu (C) Soğutma +40C 100 24 saat

(C) Soğutma +40C 100 24 saat


0
Fenol - Direkt Fotometrik Metod P) veya (C) Soğutma +4 C 500 24 saat Standard Methods 1985 16.basım
- Gaz-Sıvı Krotografik Metod (P) veya (C) 500 24 saat Bölüm 510-510B-510C-510D Sayfa
H2SO4 ile pH≤2
556
- Kloroform Ekstraksiyon Metodu (P) veya (C) 500 24 saat
Siyanür - Titrimetrik Metod (P) veya (C) Karanlıkta soğutma 500 24 saat Standard Methods 1985 16.basım
- Kolorometrik Metod (P) veya (C) +4 C 0
500 24 saat Bölüm 412-412C-412D-412E Sayfa 97

-Siyanür Seçici Elktrod Metodu (P) veya (C) 500 24 saat


Yağ ve Gres - Gravimetrik Metod (C) H2SO4 ile pH≤2 1000 28 saat Standard Methods 1985 16.basım
- Infrared Metod (C) 0
1000 28 saat Bölüm 503-503A—503B-503C Sayfa
Soğutma +4 C
496
- Soxhlet Ekstraksiyon Metodu (C) 1000 28 saat
Anyonik Yüzey Aktif - MBAS Metodu (P) veya (C) - 200-300 - TS-518/Nisan 1978
Maddeler (Deterjanlar)
Hidrokarbonlar -GravimetrikMetod (P) veya (C) - 200-300 - Standard Methods 1985 16.basım
- İnfrared Metod (P) veya (C) - 200-300 - Bölüm 503B Sayfa 501

- Soxhlet Ekstraksiyon Metodu (P) veya (C) - 200-300 -


Bromür - KMnO4 Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH=2 100 28 gün TS-3309/Şubat 1979
- Volümetrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH=2 100 28 gün

60
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

Florür - SPADNS Fotometrik Metod (P) Soğutma +40C 300 7 gün TS-4234/Şubat 1984
0
- Potansiyometrik Metod (P) Soğutma +4 C 300 7 gün
İyodür - Serik Amonsumsülfat Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) Yerinde analiz 100 28 gün TS-3309/Şubat 1979
- Volümetrik Metod (P) veya (C) Yerinde analiz 100 28 gün
Klor - N,N-Dietil-1,4 fenilendiamin ile Titrimetrik (P) veya (C) Yerinde analiz 500 - TS-5489/Şubat 1988
- İyodometrik Titrasyon Metodu (P) veya (C) Yerinde analiz 500 - TS-6230/Aralık 1988
- N,N-Dietil-1,4 Fenilendiamin ile Kolorimetrik (P) veya (C) Yerinde analiz 500 - TS-6229/Aralık 1988
Toplam Organik - Yaş Oksidasyon Metodu (C) Yerinde analiz veya 100 - Standard Methods 1985 16.basım
Karbon - Yakma Infrated Metodu (C) soğutma +40C H2SO4 ile 100 7 gün Bölüm 505-505A-505B-505C Sayfa
pH≤2 507
- Persülfat-UV Oksidasyon Metodu (C) 100 7 gün

Pestisitler - Gaz Kromotografi (C) Soğutma +40C bakiye klor - 7 gün Standard Methods 1985 16.basım
mevcutsa 100 gr. Bölüm 509 Sayfa 538
Na2S2O3/lt eklenmeli
Toplam Organa-Klorlu - Gaz Kromofografi (C) - TS-2627/Mart 1977
Pestisitler
Organik Asitler - Kromotografik Metot - - 200 - Standard Methods 1985 16.basım
- Distilasyon Metodu - - 200 - Bölüm 504-504A-504B Sayfa 503

Kadmiyum - Atomatik Absorsiyon Spektrofotometrik Metot (P) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-4473/Nisan 1985
- Alev Atümit Absorbsiyon Spektrometrik Metot TS-4290/Ocak 1989
(P) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay
Krom - Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 veya 300 24 Ay TS-4629/Kasım 1985
- Kolorimetrik Metot soğutma +40C TS-4269/kasım 1985
- Permanganat Yükseltgemesi ile Spektrofotometrik (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 300 24 Saat TS-3654/Eylül 1981
Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 300 24 Saat
Kurşun - Alev Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metot (P) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-6290/Ocak 1989
- Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metot TS-4112/Şubat 1984
(P) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay
Bakır - Alev Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 200 6 Ay TS-6290/Ocak 1989
- Neokuprion Spektrofotometrik Metot TS-3653/Eylül 1981
- Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 200 6 Ay TS-3653/Eylül 1981

61
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

(P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 200 6 Ay

Kalay -Atomik Absorbsiyon (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay Standard Methods 1985 16.basım
-Spektrometrik Metot Bölüm 303-304 Sayfa 151

Demir - 1,10-Fenantrolin Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3651/Eylül 1981
Manganez - Persülfat Yükseltgemesi ile Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3708/Şubat 1982
- Folmaldoksim Spektrometrik Metot TS-6289/Ocak 1989
(P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay
Civa - Alevsiz Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 soğutma 500 2 Hafta (P) TS-2537/Aralık 1987
Metot (P) veya (C) +40C 500 1 Ay (C)
- Ditizon Metodu
Nikel - Karbamat ile Fotometrik Analiz (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3837/Aralık 1982
- Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3837/Aralık 1982
- Alev Atomik Spektrometrik Metot TS-6290/Ocak 1989
(P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay
Çinko - Alev Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-6290/Ocak 1989
- Zinkon Spektrometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3652/Eylül 1981
- Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metot TS-3652/Eylül 1981
(P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay

Alüminyum - Ferron-Ortofenantrolin Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3652/Eylül 1981
Molibden - Atormik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metot (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-4628/Kasım 1989
Kobalt - Alev Atomik Spektrometrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-6290/Ocak 1989
- Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Meto TS-4472/Nisan 1985
(P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay
Gümüş -Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay Standard Methods 1985 16.basım
- Ditizon Metodu (P) veya (C) 100 6 Ay Bölüm 324-324A-324B Sayfa 191
HNO3 ile pH≤2
Selenyum - Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3663/Eylül 1981
Baryum - Alev Atomik Absorbsiyon Spektrofoto Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-4235/Nisan 1984
Lityum - Alev Atomik Absorbsiyon Spektrofoto Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-4530/Haziran 1985

62
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

- Kolorimetrik Metod (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay


Sodyum - Alev Fotometrik Atomik Absorbsiyon TS-4530/Haziran 1985
Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) - 100 -
-Kolorimetrik Metod (P) veya (C) - 100 -
Potasyum - Alev Fotometrik Atomik Absorbsiyon TS-4530/Haziran 1985
Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) - 100 -
-Kolorimetrik Metod (P) veya (C) - 100 -
Antimon - Atomik Absorsbsiyon Metodu (P) veya (C) - 100 - TS-4205/Mart 1984
Stronsiyum - Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metod (P) veya (C) - 100 - TS-4471/Nisan 1985
Vanadyum - Gallik Asit ile Fotometrik Metod (P) veya (C) - 100 - TS-4387/Şubat 1985
- Atomik Absorbsiyon Spektrofotometrik Metod
(P) veya (C) - 100 -
0
Sertlik - Hesaplama Yöntemi (P) veya (C) soğutma +4 C 100 7 gün TS-4477/Nisan 1985
- EDTA ile Titrimetrik Metod HNO3 ile PH=2 (Tadil 1 Kasım 1986)
Arsenik - Gümüş Detilditiyokarbomat Spektrofotometrik (P) veya (C) HNO3 ile pH≤2 100 6 Ay TS-3581/Mart 1981
Metod
Bor - Kolorimetrik Metod (P) - 100 28 gün TS-3661/Eylül 1981
- Potansiyometrik Metod (P) - 100 28 gün
Kalsiyum - Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metod (P) - 100 7 gün TS-6228/Aralık 1988
- Gravimetrik Metod (P) - 100 7 gün TS-2879/Kasım 1977
Magnezyum - Atomik Absorbsiyon Spektrometrik Metod (P) - 100 7 gün TS-6228/Aralık 1988
- Gravimetrik Metod (P) - 100 7 gün TS-2879/Kasım 1977

63
TEMEL SU ANALİZ TEKNİKLERİ

64

You might also like