You are on page 1of 14

DATÇA DENİZİ ÖZELİNDE; EGE DENİZİ VE

AKDENİZİN BİYOÇEŞİTLİLİĞİ, DENİZ KİRLİLİĞİ VE


KİRLİLİĞİN BİYOÇEŞİTLİLİK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Masal BİLGİNER & Hayal BİLGİNER


Denizel fauna ve floranın çok çeşitli olduğu Datça-Bozburun Özel Çevre
Koruma Bölgesi (ÖÇKB), zengin biyoçeşitliliğin yanı sıra arkeolojik ve kültürel
zenginliği ile de Akdeniz’in en önemli koruma alanlarından biridir. Ülkemizin Ege ve
Akdeniz kıyılarında yer alan 12 Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden biri olan Datça-
Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi, toplam 1443,9 km2 büyüklüğündedir ve 753,6
km2’lik kıyı ve deniz alanını kapsamaktadır. Toplam 449 kilometre kıyı uzunluğuna
sahiptir.
Bölgede, Akdeniz Havzası’nda koruma altına alınan en önemli endemik
türlerden biri olan Deniz Çayırları (Posidonia Oceanica) yayılım gösteriyor. Yine
endemik türlerden Datça Hurması’nın (Phoenix Theophrasti) da Türkiye’de en geniş
yayılım gösterdiği yer Datça Yarımadasıdır.

Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde bulunan kıyı mağaraları,


nesli tehdit altındaki Akdeniz Fokları (Monachus monachus) için hayati öneme sahip
üreme ve yaşama alanlarından biridir. Bölge, yaz döneminde 48 kemikli balık türünün
yumurta bıraktığı bir üreme alanı olması sebebiyle de deniz yaşamı açısından son
derece önemlidir. İstilacı türlerin deniz ekosistemi üzerindeki baskısını azaltan ve
ekosistem dengesinde önemli bir rol oynayan avcı türlerden Orfoz (Epinephelus
marginatus) gibi nesli tehlike altındaki türler için önemli bir üreme alanı olan Datça-
Bozburun Yarımadası’nın güneyinde 6 farklı alan, tür zenginlikleri ve biyolojik özellikleri
nedeniyle Balıkçılığa Kapalı Alan (BKA) olarak korumaya alınmıştır.
Akdeniz havzasının en büyük özel çevre koruma
alanı olan Datça Bozburun Özel Çevre Koruma Alanında
2002-2004 tarihleri arasında denizel biyolojik çeşitliliğin
araştırılması ve koruma altındaki veya nesli tükenme
tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin dağılım ve mevcut
durumlarının tespit edilmesi amacıyla birçok çalışma
gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar sonucunda bölgede fauna ve
floraya ait 536 tür tanımlanmıştır. Özellikle yerleşim
bölgeleri civarında bazı problemler tespit edilmiştir. Bölgede
Deniz Çayırı yataklarının geniş kaplayıcılığına rağmen Su
Yosunlarının yayılımı problemin ciddiyetini işaret etmektedir.
Ayrıca çalışmalar sonucunda bölgede; 807
makroskopik türün dağılımı tespit edilmiştir.
Nisan, Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında yapılan
balık yumurta ve larvası çeşitliliği, bolluğu ve dağılımı
incelemelerinde, Datça-Bozburun ÖÇKB’de, bahar-yaz
döneminde 48 kemikli balık türünün yumurta bıraktığı tespit
edilmiştir. En sık yumurta ve larvası örneklenen türler; Hani
Balığı, İstavrit, Eşkina, Barbun, Melanur, Çipura, Mercan,
Mırmır, Sarpa, Gün Balığı, Kaya Balığı, Orkinos, Barrakuda,
Kefal ve Dil Balığıdır.
DENİZ KİRLİLİĞİ

“Dünyanın neresinde yaşıyor


olursa olsun,
herkesin denizin o harika
hayat dolu
tuzlu suyuna ihtiyacı vardır.”

Sylvia Earle
Nüfusun çoğalması ve sanayinin hızla
gelişmesi kullanılan su ve oluşan atık miktarında
büyük bir artış meydana getirmiştir. Çevre kaynakları
arasında yer alan denizin bu atıklar karşısında maruz
kaldığı durum önemlidir.
Denizler çeşitli kaynaklar vasıtasıyla
kirlenmektedir. Denizin havadan karadan ve denizden
kirlenmesi söz konusudur. Bu kaynaklar arasında en
önemlisi de denizden kirlenmedir. Bu kaynağın
boyutu, deniz kirlenmesinin yerel bir bölgede
kalmayıp hızla yayılma özelliği taşıması sebebiyle
uluslar arası önem kazanmıştır. Petrol kirlenmesi bu
alanda oldukça önemli yer tutmaktadır.
Birleşmiş Milletler tarafından 1970 yılında kabul
edilen tanıma göre;

Deniz Kirlenmesi: Haliçleri de içerisine alan


deniz ortamına, biyolojik kaynaklara zarar verecek,
insan sağlığına tehlike yaratacak, balıkçılığı da
içeren, denizlerden ekonomik yararlanma olasılığını
kısıtlayacak ve denizlerin dinlence amacı ile
kullanılmasını, suyun kalitesini bozarak
engelleyecek şekilde, insanlar tarafından doğrudan
ya da dolaylı şekilde madde veya enerji bırakılması
olayıdır.
Her geçen gün değişik yollardan denize ulaşan
kirleticiler kıyılarımızdaki yaşama büyük ölçüde zarar
vermektedir. Bu tip kirleticilerin kaynakları ve deniz
yaşamına olan etkileri şu şekilde özetlenebilir:

 Tarımda kullanılan gübreler ve kanalizasyon sularının


bünyesindeki organik maddeler yosunların aşırı
biçimde gelişmesini sağlayarak denizdeki canlı
yaşamını olumsuz olarak etkiler.

 Tarımsal alanlardan gelen sular ve endüstriyel atık


suların içerdiği korlu hidrokarbonlar, pestisitler, DDT ve
PCB gibi kirleticiler deniz canlılarının hastalanmasına,
ölümüne ve bünyelerinde birikmeye yol açar.
 Deniz kazaları sonucu suya karışan petrol ürünleri, denize
boşaltılan motoryağları ve endüstriyel atık sular deniz
ekosisteminin tahribatına yol açar.

 Endüstriyel atıkların içerdiği arsenik, bakır, kadmiyum,


kurşun ve çinko gibi ağır metaller deniz canlılarının
hastalanmasına, ölümüne veya bünyelerinde birikmeye yol
açar.

 Toprak erozyonu, kuruyan ve çürüyen yosunların


oluşturduğu taneli maddeler deniz canlılarının yuvalarının
örtülmesi ve yaşamları için gerekli olan ışığa engel olurlar.

 Gemi ve ev çöplerinden kaynaklanan plastik maddeler


doğal ortamların yerini alarak deniz yaşamının yok
olmasına neden olurlar.
 Deniz ortamında bir denge mevcuttur. İnsan atıklarının
denize ulaşmasıyla bu denge bozulacaktır. Bunun
sonucunda denize ulaşan kirleticiler besin zinciri ile su
ürünlerine, oradan da insana geçerek hastalanmalara ve
ölümlere sebep olmaktadır. Bunların yanı sıra aşırı
avlanma ve düzensiz kıyı kullanımı da denizleri önemli
ölçüde etkilemektedir. Deniz yaşamının %90’ı kıyılardadır,
kıyıların bozulması, balıkların yumurta bırakmasını
dolayısıyla da üremesini engellemektedir.

 Arıtılmadan denize verilen pis sular özellikle plajları


etkilemektedir. Deniz suyunda olması gerekenden fazla
koli basili bulunmasına neden olmaktadır.
Ege ve Akdeniz’de ki Deniz Kirliliği;

Ege Denizi’nde kirleticiler genellikle;


1-Yerleşim sonucu evsel atıklarla,
2-Sanayiden kaynaklanan atık su deşarjları ile,
3-Yağış sonucu yıkanma ve süzülme ile,
4-Tarımsal faaliyetler sonucuyla,
5-Liman faaliyetleri ve deniz trafiğiyle,
6-Denize ulaşan nehir ve akarsular yolu ile ulaşırlar.

Ege Bölgelerinde sanayi gelişimine paralel olarak gerçekleşen nüfus


artışı yurdumuz ortalamasının üzerindedir. Turizm sonucu özellikle yaz
aylarında nüfus çok artmakta ve kirlilik yükü normalin çok üzerine çıkmaktadır.
Mevcut altyapı da yetersiz kaldığından sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Ege Denizi’ne, Türkiye sahillerinden, 7’si akarsu ağzı, 6’sı irili ufaklı
evsel ve turistik yerleşim bölgesi, biri de endüstriyel yerleşim bölgesi olmak
üzere toplam 15 noktadan atık su boşaltımı yapılıyor.
Bunlar, 10 milyon nüfusa eşdeğer kirlenmeye neden oluyor.
Yunanistan tarafından, yaklaşık 3.6 milyon yerleşik nüfus ve geri kalanı da
endüstriyel kullanımdan öngörülmek üzere toplam, 7.5 milyon eşdeğer
nüfusluk bir kirliliğin Ege Denizi’ne verildiği hesaplanıyor. Çanakkale
Boğazı’nın etkisi de eklendiğinde Ege Denizi’nin, 20 milyon eşdeğer nüfusa
yaklaşan bir kirlilik yükü ile karşı karşıya olduğu ortaya çıkmaktadır.

Dünyanın en büyük iç denizi özelliği taşıyan Akdeniz de kirlilikten


nasibini alıyor. İspanya, Sicilya ve Tunus açıklarında petrol yatakları, Adriyatik
Denizi’nde de doğal gaz bulunması, İtalya kıyısındaki Montedison sanayi
merkezinin atıkları ile kızıl çamur dolması, Akdeniz’in kirlilik nedenleri arasında
yer alıyor. Akdeniz gerek turistik çekicilik ve buna bağlı nüfus yoğunluğu,
gerekse endüstriyel açıdan hızla gelişen ülkelerin kendisini çevrelemesi
kirlilikleri ile karşı karşıyadır. Kentleşme, turizm, sanayi vb. aktiviteler sonucu
oluşan atıkların miktarı, bu faaliyetler sonucu doğal bitki örtüsünün değişmesi
ve erozyonun ortaya çıkması, ayrıca tarımsal faaliyetler sonucu ortaya çıkan
kirlilik Akdeniz’in genel sorunudur.
Ancak Akdeniz’i en çok tehdit eden kirlenme, petrol kirlenmesi olarak
ortaya çıkıyor. Daha çok petrol ve petrol ürünleri deniz ortamında hidrokarbon
bileşikleri oluşturuyor. Petrol su ortamına girdikten sonra ince parçalara
ayrılıyor ve su üstündeki en üst kısım buharlaşıyor. Alttaki kısım yoğunluk ve
yapışkanlık özelliği ile yayılıyor ve canlıların vücuduna giriyor. Tüm Akdeniz
ülkelerinde taze balığa olan talep nedeniyle, 20 metreden küçük tekne ile
yapılan balıkçılık, aşırı avlanma ile yerel balıkçılığı yok edecek boyuta ulaşıyor.
Sonuç olarak; deniz kirlilikleri denizlerdeki doğal yaşamı oldukça kötü bir
şekilde etkilemektedir. Buna örnek verecek olursak bir yosun denizlerin kirlenmesi
nedeni ile ölürse o yosunu yiyerek beslenen balık da bundan olumsuz olarak etkilenir.
Ekosistem birbirine bağlı bir zincir olduğu için zincirin bir halkası zarar gördüğü zaman
diğer tüm halkaları da bundan etkilenerek zarar görür.
Bunun önüne geçmek için çalışmalar yapılması oldukça elzemdir. Denizlere
açılan kanalizasyonların atık su istasyonlarına boşaltılması gerekir. Bunun yanında
fabrika atıkları da denizlere dökülmemelidir.
Tüm dünyayı çevreleyen denizler çöp değildir. Bunun tüm insanlara
aşılanması gerekir. Bu konuda eğitimler verilmeli ve insanlar bilgilendirilmelidir.
Sürekli plastik kullanımından dolayı denizlerde pek çok mikro plastik
bulunmaktadır. Bunun yanında bu çöpler fiziki olarak da canlılara zarar vermekte acı
çekmelerine ve en kötüsü ölmelerine sebep olmaktadır.
Denizlerin temizlenmesi ve yeni atıklar oluşmaması için insanları eğitmek ve
bilgilendirmek oldukça önemlidir. Tüm insanlık bu konuda duyarlı davranırsa dünyada
atık diye bir şey kalmaz ve deniz kirliliğinin de önüne geçilmiş olur.

Ve unutmayalım ki; denizlerin ve tabii ki tüm dünyanın bize ihtiyacı yok.


Hatta biz olmasak kısa sürede kendilerini yenileyip, temizleyebilirler. Aksine bizim;
denize, doğaya, ağaca, havaya ihtiyacımız var. Onlar olmazsa yaşayamayız. Bu
yüzden onlara çok iyi bakmalıyız.
KAYNAKÇA
 https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/72148/
 https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.1281
2/135710/yokAcikBilim_376657.pdf?sequence=-1&isAllo
wed=y
 https://akdenizkoruma.org.tr/tr/calismalarimiz/deniz-koru
ma-alanlari/b/datca-bozburun
 https://egeajans.ege.edu.tr/?p=8975
 https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/15359/mod_
resource/content/0/7.%20hafta.pdf

You might also like