You are on page 1of 45

BALKANLAR

VE
GÖÇ
-
THE BALKANS
AND
MASS IMMIGRATION

EDĐT
ED TÖRLER/ EDITORS
ALĐ
AL FUAT ÖRENÇ
RENÇ - ĐSMA
SMAĐL
SMA L MANGALTEPE

BURSA 2013
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kitaplığı / BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Proje Koordinatörleri / Aziz Elbas, Ahmet Erdönmez

Proje Yürütücüsü / Bursa Araştırmaları Merkezi www.bursaarastirmalarimerkezi.org

Editör / Doç. Dr. Ali Fuat Örenç - Doç. Dr. Đsmail Mangaltepe

Görsel Tasarım & Mizan / Gülçin Dinç

ISBN / 978-605-5382-73-5
Basım Yılı ve Yeri / 1. Baskı; Ağustos 2013, Đhlas Matbaacılık / Bursa

Yapım / © 2013 Bursa Kültür A.Ş. Bu kitabın tüm yayın hakları Bursa Kültür A.Ş.’ye aittir.
Yazılı izin olmadan kısmen ya da tamamen yeniden basılamaz.
Dağıtım / Bursa Kültür A.Ş. - Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi B Kapısı Osmangazi-Bursa/Türkiye
Tel: + 90 224 253 26 46 Faks: + 90 224 253 14 85 info@bursakultur.com / www.bursakultur.com

Kütüphane Bilgi Kartı / Catalog-in-Publication Data (CIP)


Balkanlar ve Göç / The Balkans and Mass Immigration
1. Balkan Harbi Göçleri 2. Lozan 3. Mübadele 4. Osmanlı 5. Bursa

ii
ĐÇĐNDEKĐLER / CONTENTS

ĐÇĐNDEKĐLER / CONTENTS .......................................................................... v

SUNUM- Recep ALTEPE ................................................................................ xiii


PRESENTATION- Recep ALTEPE ............................................................... xiv

SUNUŞ – Prof. Dr. Yunus SÖYLET................................................................. xv


INTRODUCTION – Prof. Dr. Yunus SÖYLET............................................ xvii

TAKDĐM – Ayhan BÖLÜKBAŞI .................................................................... xix


SUBMISSION – Ayhan BÖLÜKBAŞI............................................................. xx

CONSIDERATION – Prof. Justin McCARTHY ........................................... xxi


TAKRĐZ – Prof. Dr. Justin McCARTHY ..................................................... xxiv

ÖNSÖZ........................................................................................................... xxvii
PREFACE........................................................................................................ xxx
KISALTMALAR / ABBREVIATIONS...................................................... xxxv

GĐRĐŞ / FOREWORD

Balkanlarda Yaşanan Göç mü Göçürülme mi?


In the Balkans was It Migration or Forced Migration?
Prof. Dr. Ali ARSLAN ...............................................................................................................1

v
BĐRĐNCĐ BÖLÜM / PART ONE
BALKANLARLA TANIŞMAK:
YENĐ VATAN
/
GETTING ACQUAINTED WITH THE BALKANS:
NEW FATHERLAND

A- IV-VIII. Yüzyıllarda Türklerin Doğu Avrupa’ya Göçleri ve Bu Coğrafyanın Türkleşmesi


(IV-VIII. Yüzyıllar) / Turkish Immigration into the Eastern Europe and Turkification of the
Region (IV-VII. Centuries)
Đsmail MANGALTEPE..............................................................................................................7

B- Hazar, Peçenek, Uz, Berendi ve Kumanların Doğu Avrupa ve Balkanlara Yerleşmeleri /


Settlements of Khazar, Pecheneg, Uz, Berendi and Cuman In The Eastern Europe and The
Balkans
Muallâ UYDU YÜCEL ............................................................................................................23

C- Balkanlarda Osmanlı Sınırlarının Genişlemesinde “Đstimâlet” Sistemi ve Etkileri /


“Istimalet” Policy and its Effects in the Ottoman Advancement at the Balkans
Ömer ĐŞBĐLĐR- Mesut AYDINER .........................................................................................41

ĐKĐNCĐ BÖLÜM / PART TWO


BALKANLARDA ĐLK GÖÇLER VE 19. YÜZYILDA GÖÇ
BÜROKRASĐSĐNĐN DOĞUŞU
/
THE FIRST IMMIGRATIONS FROM THE BALKANS AND THE
BIRTH OF IMMIGRATION BUREAUCRACY IN THE 19TH CENTURY

A- Yunanistan’ın Bağımsızlığı Sonrası Đlk Türk Muhacirlerin Sorunları / The Problem Enco-
untered by the First Turkish Immigrants after Greek Independent
Ali Fuat ÖRENÇ......................................................................................................................71

B- Belgradî Raşid’e Göre XIX. Yüzyılda Sırbistan ve Göçlerin Arka Planı / Serbia and the
Background of the Immigration in the 19th Century According to Belgradî Raşid
Nurbanu DURAN ..................................................................................................................101

vi
C- Kırım Savaşı Sonrası Göçmenlerin Sevk ve Đskânları Esnasında Yaşadıkları Sıkıntılar ve
Alınan Tedbirler / The Difficulties in the Mobilization and Settlement of the Refugees After
the Crimean War and Measures Taken
Mehmet DEMĐRTAŞ .............................................................................................................109

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / PART THREE


BÜYÜK GÖÇ DALGASI: DOKSANÜÇ HARBĐ
(1877-1878)
/
THE MASSIVE WAVE OF IMMIGRATION: RUSSO-TURKISH WAR
OF 1877-1878

A- Doksanüç Savaşı Sonrasında Balkanlar / Balkans After The Russo-Turkish


War of 1877-1878
Mahir AYDIN.........................................................................................................................127

B- Girit’ten Kaçmak; Girit’ten Göçmek Đki Büyük Göç Dalgası Arasında Girit Muhacirleri /
Escaping From Crete; Immigrating From Crete Cretian Immigrants Between The Two Massi-
ve Waves of Immigration
A. Nükhet ADIYEKE .............................................................................................................137

C- 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Bulgaristan’dan Türk Göçü / Turkish Immigration from


Bulgaria during the RussoTurkish War of 1877-78
Ömer TURAN.........................................................................................................................159

D- Bosna’ya Dönen Boşnak Göçmenlerin Türkiye ve Türkler Hakkındaki Görüşleri / The


Opinions of the Returned Bosnian Immigrants on Turkey and Turks
Tufan GÜNDÜZ ....................................................................................................................169

E- “Türk Mezalimi” Ve/Veya “Rus Barbarlıkları”: 93 Harbi Sırasında Đngiliz Basını


ve Siyasi Tercihler / “Turkish Oppression” and/or “Russian Barbarism”:
British Press and Political Choices During the Russo-Turkish War of 1877-78
Ebru BOYAR..........................................................................................................................177

vii
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM / PART FOUR
BALKAN HARBĐ GÖÇLERĐ
/
THE BALKAN WARS IMMIGRATIONS

A- Balkanlar, Savaş ve Göç / Balkans, War and Immigration


Nedim ĐPEK ...........................................................................................................................195

B- Arşiv Belgelerine Göre Balkan Harpleri ve Göçmenler / Balkan Wars and Mass Immigra-
tion According to the Ottoman Archive Documents
Önder BAYIR .........................................................................................................................207

C- Balkan Harbi Sonrasında Osmanlı Devleti'nin Đskân Siyaseti / Otoman


Settlement Policy after the Balkan Wars
H. Yıldırım AĞANOĞLU.......................................................................................................225

D- Balkan Savaşı Sonrasında Aydın Vilayetine Muhacirlerin Đskânları / The Settlements of


the Immigrants in the Province of Aydın after the Balkan War
Bilgin ÇELĐK .........................................................................................................................243

E- Balkan Savaşı Sonrası Trakya Rumlarının Yunanistan’a Göç Etmesi / Grek


Immigration from Thrace to Greece Following the Balkan Wars
Ahmet EFĐLOĞLU ................................................................................................................263

F- Balkan Savaşı Sırasında Muhacirlerin Karşılaştıkları Sağlık Sorunları / Health Problems


Experienced by the Immigrants During the Balkan Wars
Oya Dağlar MACAR ..............................................................................................................293

G- Balkan Savaşları (1912-13) Sonrasında Makedonya Bölgesindeki


Türklerin Sosyo-Politik Konumu / Socio-Political Position of The Turks
In Macedonia after The Balkan Wars (1912-13)
Yakup KURT ..........................................................................................................................311

H- Yunanistan Müslümanları: Balkan Savaşları’ndan 1923’e / Muslims in Greece: From the


Balkan Wars up to 1923
Fahriye EMGĐLĐ....................................................................................................................321

viii
Đ- Bulgar Mezalimi ve Göçler / Bulgarian Outrages and Immigrations
Salim AYDIN..........................................................................................................................341

BEŞĐNCĐ BÖLÜM / PART FIVE


LOZAN, MÜBADELE VE MUHACĐRLER
/
LAUSANNE, EXCHANGE OF POPULATIONS AND THE
IMMIGRANTS

A- I. Dünya Savaşı ve Sonrasında Bulgaristan’dan Göçler Karşısında


Osmanlı Devleti’nin Tutumu / Ottoman Policy Against the Immigrations
from Bulgaria During and After the WWI
Abdurrahman BOZKURT .....................................................................................................357

B- Mübadelenin Đstanbul Basınına Yansıması / Exchange of Populations Reflected in the Is-


tanbul Press
Cahide ZENGĐN ATABAY....................................................................................................375

C- Önümüzdeki Elli Yılda Balkanların Stratejik Dönüşümü ve Tersine Göçün


Yaratacağı Açılım Đmkânları / Strategically Evolution of the Balkans and the Possible Oppor-
tunities and Initiatives to be Created by the Immigration Inverse in the Next Fifty Years
Suat GÜN ...............................................................................................................................387

ALTINCI BÖLÜM / PART SIX


20. YÜZYILDA BALKAN GÖÇLERĐ
/
IMMIGRATION FROM THE BALKANS IN 20TH CENTURY

A- Batı Trakya’dan Türkiye’ye Göçün Sebepleri (1923-1950) / The Reasons behind the Im-
migration from Western Thrace to Turkey (1923-1950)
Hikmet ÖKSÜZ ......................................................................................................................399

B- Yugoslavya'nın Đç Sosyo-Siyasal Gelişmelerine Bir Bakış (1963-1974) / An


Overview of the Internal Socio-Political Developments in Yugoslavia (1963-1974)
Neşe ÖZDEN..........................................................................................................................417

ix
C- Makedonya'da Uluslararası Göç Nedenleri ve Tipleri / Reasons For and Types of Interna-
tional Migration from the Macedonia
Sevim PĐLĐÇKOVA ................................................................................................................431

D- Bulgaristan’daki Müslüman Türk Azınlığa Baskılar ve Göç (1934-1939) /


Pressures on the Muslim Minority in Bulgaria and Migration (1934-1939)
Bülent YILDIRIM..................................................................................................................437

E- Balkanların Elden Çıkışı Sürecinde Sürgün ve Soykırımlar / Exile and Ethnic


Cleansing in the During the Retreat from the Balkans
Süheyl ÇOBANOĞLU ...........................................................................................................447

YEDĐNCĐ BÖLÜM / PART SEVEN


ŞEHĐRLER VE GÖÇMENLER
/
CITIES AND IMMIGRANTS

A- Üsküp’ün Nüfus Yapısı ve Göçler / The Ethnic Structure of Skopje and Immigrations
Mehmet ĐNBAŞI ....................................................................................................................455

B- Prızren: Source of Immıgratıon to Turkey and Ongoing Center of


Turkish Culture in The Balkans
Frances TRIX.........................................................................................................................479

C- Bursa'da Balkan Göçmenleri / Balkan Immigrants in Bursa


Raif KAPLANOĞLU..............................................................................................................491

SEKĐZĐNCĐ BÖLÜM / PART EIGHT


BALKANLARDA OSMANLI KÜLTÜR MĐRASI VE GÖÇLER
/
OTTOMAN CULTURAL HARITAGE IN THE BALKANS AND
IMMIGRATIONS

A- Folk Heritage of The Immıgrants Moving from Macedonia to Turkey


Kleanti ANOVSKA.................................................................................................................513

x
B - Balkanlardaki Göçlerin Türk Kültür Mirasına Etkisi / The Impact of the Balkan Immigra-
tions on the Turkish Cultural Haritage
Mehmet Zeki ĐBRAHĐMGĐL- Ammar ĐBRAHĐMGĐL.........................................................519

C- Bulgaristan’ın Kuruluş ve Bağımsızlık Sürecinde Vakıf Meselesi / The Issue


of Muslim Endowments (Waqfs) at the Establishment and Independent Process of Bulgaria
Neriman ERSOY HACISALĐHOĞLU..................................................................................533

D- Bulgaristan’dan Göç ve Türk Varlıklarının Tasfiyesi (1877-1908) /


The Issue of Muslim Endowments (Waqfs) at the Establishment and
Independent Process of Bulgaria
Aşkın KOYUNCU ..................................................................................................................543

E- Cumhuriyet Devri Türk Romanında Balkan Göçleri / Balkan Immigrations


Narrated in the Modern Turkish Novels of the Republican Era
Dilek NALBANTLAR ERDOĞAN........................................................................................577

SONUÇ............................................................................................................. 597
CONCLUSION................................................................................................ 598
KAYNAKÇA / BIBLIOGRAPHY ................................................................ 601
KONGRE RESĐMLERĐ ................................................................................. 639

xi
D- Bulgaristan’dan Göç ve Türk Varlıklarının Tasfiyesi (1877-
(1877-1908)
/
The Issue of Muslim Endowments (Waqfs) at the Establishment and Independent
Process of Bulgaria

Aşkın KOYUNCU∗ ∗

Giriş
Bu yazıda 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin Bulgaristan’da yol açtığı demografik yı-
kım ve muhaceret ile Prenslik döneminde (1878-1908) yaşanan Türk göçleri ve Bulgaris-
tan’da Osmanlı kültür ve medeniyet varlıklarının tasfiyesini ele almaya çalışacağız. Bu süre-
cin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle Bulgar milliyetçiliğinin zihinsel arka planını ve 93
Harbi öncesindeki siyasi atmosferi tasvir etmemizde yarar vardır.
Paisiy Hilendarski’nin (1722-1773) 1762’de yazdığı Đstoriya Slavyanobılgarska adlı
eserle başlayan Bulgar ulusal uyanışı, halefi Sofroniy Vraçanski (1735-1815) tarafından de-
vam ettirilmiş ve Bulgar milliyetçiliği Osmanlı yönetiminin karşılaştığı idarî ve malî buhran-
lar ve Rusya’nın güneye doğru yayılma siyaseti eşliğinde yükselmeye başlamıştır. Bulgarlar
bir yandan 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarında ayanlar, Kırcaliler veya dağlı eşkıyasının
(1790-1813) yarattığı dehşete tanık olurken, öte yandan Sırp ve Yunan komşularının isyanla-
rına ve 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra özerklik ve bağımsızlık elde etmelerine
şahadet etmişlerdir. Burjuva sınıfının güçlenmesine paralel şekilde 1830’lardan itibaren Bul-
gar milliyetçiliği; laik okullar, kitap, gazete, dergi ve okuma salonları etrafında yayılan eğitim
ve kültür hareketleri ve buna bağlı olarak yükselen Fener Patrikhanesi’nden bağımsız bir Bul-
gar Kilisesi kurma çabaları; siyasal bağımsızlık amacıyla girişilen isyan teşebbüsleri ve
1860’lardan sonra devrimci komitecilik faaliyetleri çerçevesinde gelişme göstermiştir. Bu
süreçte Bulgaristan’da ulusal düşünce Balkanların genelinde gözlendiği üzere tüccar, öğret-
men, gazeteci, edebiyatçı ve paradoksal olarak papazlardan oluşan “entelijansiya” sınıfı tara-
fından yoğrulmuş ve modern ulusun ve müstakbel ulus devletin fikrî ve kültürel temelleri bu
sınıf tarafından atılmıştır1. Aydın sınıfı öncülüğünde Bulgar milliyetçiliği bir taraftan Osmanlı


Yard.Doç.Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, e-posta: askinkoyun-
cu@comu.edu.tr.

Bu bildiri yeni bulgu ve ilavelerle yazarın Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız, danışmanlığında hazırladığı doktora tezinden
üretilmiştir: “Balkanlarda Dönüşüm, Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfiyesi: Bulgaristan Örneği (1878-1913)”,
Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2005.
1
Đlber Ortaylı, “Balkan Milliyetçiliği”, Türkiye Günlüğü, sa. 36, Eylül-Ekim 1995, s. 5-10; Aynı yazar, “Osmanlı Đmpara-
torluğu’nda Milliyetçilik (En Kalıcı Miras)”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara 4-8 Ekim 1999, Kongreye Sunulan Bildi-
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

karşıtlığı ve Türk düşmanlığı üzerinde biçimlenirken, diğer taraftan Fener Patrikhanesine du-
yulan tepkinin artmasına yol açmıştır2.
Paisiy Hilendarski’den başlayarak Georgi Rakovski, Lüben Karavelov, Vasil Levski ve
Hristo Botev’e kadar pek çok Bulgar aydını açısından Osmanlı Đmparatorluğu Türklerin impa-
ratorluğuydu ve Müslüman, Şarklı ve yabancı bir medeniyeti temsil ediyordu3. Bulgar aydın-
ları saf bir Bulgar kimliği arayışında halka “ötekini”, “yabancıyı” gösterirken, Ortaçağ Bul-
gar krallıkları ve toplumlarını yücelterek Osmanlı hâkimiyetini ulusal değer ve erdemlerin
yok edildiği, Hıristiyan kültürünün bilinçli olarak bastırıldığı ve gelişiminin engellendiği bir
esaret ve zulüm dönemi olarak resmettiler.4 Bu yüzden siyasî, idarî, ekonomik, kültürel, sos-
yal, dinî, demografik vs. alanlardaki Osmanlı etkileri henüz bağımsızlık öncesinde ulusçu
aydınlar tarafından yerli Hıristiyan halka dayatılan yabancı unsurlar ve inorganik eklentiler
şeklinde nitelenerek tahkir edilmeye ve reddedilmeye başlandı5. Böylece, Bulgaristan’da Os-
manlı mirasının kaderi daha bağımsızlık öncesinde yazılmış oluyordu.
Tanzimat döneminde Gayrimüslimlerin sosyal ve hukukî statülerindeki gelişmeler; kili-
se, manastır, mektep inşa ve tamirindeki kısıtlamaların gevşetilmesi ve Müslim-Gayrimüslim
eşitliğinin sağlanmaya çalışılması ulusçu aydınlar tarafından yetersiz görülüyordu. Bu dö-
nemde yapılan ıslahat çalışmalarına rağmen gospodar, ağa, zaptiye ve yerel memurların önle-
nemeyen suiistimal ve kötü muameleleri, Niş ve Vidin’deki köylü isyanlarında (1841, 1849-
50) başıbozukların yağma ve çapulculukları,6 milliyetçi aydınlar tarafından doğrudan “Türk
zulmü” olarak değerlendiriliyordu7. Tanzimat döneminde Bulgaristan’da yaşanan üretim artışı
ve ekonomik yükseliş; Osmanlı Devleti’nin Bulgarların okul, basın-yayın faaliyetlerindeki
müsamahası, Đstanbul’da Bulgar Edebiyat Derneği’nin kurulması (1852), yeni vilâyet ve idare
sistemi modeli olarak Tuna Vilâyeti’nin teşkili (1864) ve Bulgar Eksarhlığı’nın kurulması
(1870) gibi gelişmeler Bulgar reayasını ve evrimci aydınları memnun etti ise de Belgrad, Bük-
reş ve Odesa’da örgütlenen radikal grupların bağımsızlık dışında bir alternatifle tatmin olması
mümkün değildi. Onlar Georgi S. Rakovski ve Vasil Levski’nin açtığı yoldan giderek komite-
cilik mücadelesi ve dâhili ihtilal teşkilatları vasıtasıyla Bulgaristan’ı topyekûn ayaklandırma-

riler, I. Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2002, s. 27; Roumen Daskalov, The Making of a Nation in the Bal-
kans: Historiography of the Bulgarian Revival, Budapest, Central European University Press, New York 2004, s. 131.
2
Bkz. Paschalis M. Kitromilides, “ ‘Imagined Communities’ and the Origins of the National Question in the Balkans”,
European History Quarterly, Vol. 19, No. 2, 1989, s. 151,152,179; Victor Roudometof, “From Rum Millet to Greek Na-
tion: Enlightenment, Secularization, and National Identity in Ottoman Balkan Society, 1453-1821”, Journal of Modern
Greek Studies, Vol. 16, 1998, s. 29-31; Maria Todorova, “Balkanlar’daki Osmanlı Mirası”, Đmparatorluk Mirası, Balkan-
larda ve Ortadoğu’da Osmanlı Damgası, (Ed. L. C. Brown), (Çev. Gül Çağalı Güven), Đletişim Yayınları, Đstanbul 2000,
s. 76.
3
Bernard Lory, Sıdbata na Osmanskoto Nasledstvo: Bılgarskata Gradska Kultura 1878-1900, (Prev.) Lilina Yanakieva,
Amicitia, Sofiya 2002, s. 8.
4
Bernard Lory, “Razsıjdeniya vırhu istoriçeskiya mit ‘pet veka ni klaha’ ”, Đstoriçesko Bıdeşte, No. 1, 1997, s. 92-98;
Stephen Lewis, “The Ottoman Architectural Patrimony of Bulgaria”, Electronic Journal of Oriental Studies, IV, 2001
[Proceedings of the 11th International Congress of Turkish Art, Utrecht - The Netherlands, August 23-28, 1999, (Ed. M.
Kiel, N. Landman & H. Theunissen), No. 30, s. 2.
5
Krş. Maria Todorova, a.g.m., s. 72-75.
6
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Đrade, Bulgaristan (Đ. MTZ. 04), Nr. 3/63, 11 Şaban 1273/6 Nisan 1857; Narodna
Biblioteka Kiril i Metodiy (Sofya, NBKM), Orientalski Otdel (Or. Otd.), Fon. Nr. 26 (Vidin), a.e. 819, 3 Zilhicce
1277/12 Haziran 1861; a.e. 820, 20 Muharrem 1278/18 Temmuz 1861; a.e. 821, 28 Muharrem 1278/5 Ağustos 1861; Ha-
lil Đnalcık, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, 2. baskı, Eren Yayıncılık, Đstanbul 1992, s. 30, 53-76, 83-107.
7
Aşkın Koyuncu, “Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-1908)”, Ankara Üniversitesi Osmanlı
Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), sa. 20, 2006, s. 203.

544
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

ya ve Rusya’nın yardımı ile Bulgaristan’ın bağımsızlığını elde etmesini sağlamaya çalıştılar.


Bu uğurda girişilen komiteci isyanları (1866-1868), 1875 Zağralar vakası ve 1876 Nisan
ayaklanması kısa sürede bastırıldı. Ancak, Nisan ayaklanması esnasında Osmanlı Devleti’nin
ilk etapta asilere başıbozuklarla müdahale etmesi, Müslüman reaya ile Bulgarların karşı karşı-
ya gelmesine, çatışmasına ve gerilimin yükselmesine yol açtı. Đsyancıların amacı da Rus-
ya’nın müdahalesini meşru kılacak bir zemin yaratmaktı.8 Nitekim ayaklanmaya en büyük
tepki bilhassa Kırım Savaşı’ndan sonra Bulgar milliyetçiliğine destek veren Rusya’dan geldi.
Aslında, Rusya’nın davranışları tepkisel olmaktan çok, Balkanlara müdahale için adım adım
takip edilen planlı bir Panslavist politikanın ürünü idi. 1875’te Hersek’te başlayan ve Bos-
na’ya yayılan Sırp isyanından sonra 1876 Bulgar ayaklanması Rusya’nın beklediği fırsatı ya-
rattı.
Bulgar ayaklanması, başta Rus elçisi Đgnatiev olmak üzere Edwin Pears, Januarius A.
MacGahan, Eugene Schuyler ve Panslavist Prens Tseretelev’in çabaları ve manipülasyonları
sayesinde Avrupa basınında meşru bir devlete karşı bir isyan hareketinin bastırılması olarak
değil, Türklerin Hıristiyanları katletmesi şeklinde sunuldu ve kayıplar abartılarak 30-40.000
dolayında Bulgar erkek, kadın ve çocuğun katledildiği, kız çocuklarının pazarlarda satıldığı
iddialarıyla mesele Hıristiyanlık-Müslümanlık davasına dönüştürüldü. Bu suretle Avrupa ka-
muoyu Türkler aleyhine çevrilerek Şark Meselesi’ne çözüm yolları aranmaya başlandı9. Pans-
lavist ve Gladstone’un temsil ettiği Đngiliz liberal çevrelerde, Avrupa ve hatta Amerikan bası-
nında Türklerin Avrupa’dan atılması söylemi yayıldı.10 Yaratılan Türk karşıtı hava Disraeli
hükümetinin Osmanlı Devleti’ne olan desteğini sürdürmesine imkân bırakmadı, bu da Rus-
ya’nın hareket kabiliyetini arttırdı.
Rusya’nın bir diğer adımı Bosna-Hersek’teki Sırp asilere destek veren Sırbistan ve Ka-
radağ’ı Osmanlı Devleti’ne saldırmaya teşvik etmek oldu. 1 Temmuz 1876’da Sırbistan’ın,
ertesi gün ise Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi ve Rus General Çernayev tara-
fından komuta edilen Sırp birliklerinin yenilmesi üzerine Rusya, 31 Ekim’de Bâbıâli’ye ver-
diği ültimatom ile Osmanlı ordularının ilerleyişine son verilmezse savaşa katılacağını bildirdi.
Osmanlı hükümeti, 1 Kasım’dan geçerli olmak üzere iki aylık bir mütarekeyi kabul etmek
zorunda kaldı11. Rusya’nın teklifi ve Đngiltere’nin tavassutuyla Balkan krizine çözüm bulmak
amacıyla 23 Aralık 1876’da toplanan Đstanbul Konferansı’nda Osmanlı hükümetinden savaş
sırasında Sırbistan ve Karadağ’dan aldığı yerleri iade etmesi, Bosna-Hersek ve Bulgaristan’a
ise muhtariyet vermesi isteniyordu. Aslında, Rusya’ya ait olan bu tasarıya göre, Bulgaristan
Karadeniz’den Ohri Gölü’ne, Tuna’dan Kırklareli’ne kadar olan bölgeyi içine alacak, doğu ve

8
Geniş bilgi için bkz. Bilal N. Şimşir, Rumeli’den Türk Göçleri, c. II, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1989, s.
LXIII-CXVII; M. Hüdai Şentürk, Osmanlı Devleti’nde Bulgar Meselesi (1850-1875), Ankara: Türk Tarih Kurumu Bası-
mevi, 1992, s. 183-230; Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi, Đstanbul 1996, s. 56-120.
9
Bilal N. Şimşir, a.g.e., s. CXVII –CXXXVIII; Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 107-113; Orhan Koloğlu, Avrupa
Kıskacında Abdülhamid, Đletişim Yayınları, Đstanbul 1998, s. 11-20; Ömer Turan, The Turkish Minority in Bulgaria
(1878-1908), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1998, s. 47-55; Mithat Aydın, Balkanlar’da Đsyan: Osmanlı-Đngiliz
Rekabeti, Bosna Hersek ve Bulgaristan’daki Ayaklanmalar (1875-1876), Yeditepe, Đstanbul 2005, s. 135-176.
10
Philip Shashko, “From the Other Shore: The American Perspective of the Eastern Question and Bulgarian Crisis of
1876”, Bulgarian Historical Review, No. 4, 1990, s. 3-21.
11
Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1997, s. 505-510; Cevdet
Küçük, “Bulgar Đhtilâli’nin (1876) Đngiliz Kamuoyunda Uyandırdığı Tepki ve Bunun Osmanlı-Đngiliz Đlişkilerine Tesiri”,
Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, sa. 8-9, stanbul 1980, s. 130.

545
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

batı olmak üzere iki özerk eyâlete ayrılacaktı. Her iki eyâlet beşer yıl süre ile geniş yetkilere
sahip valiler tarafından yönetilecek, Türk ve Bulgar nüfus ayrı kazalarda toplanacak, Türk
askeri yalnız büyük şehirlerde bulunacaktı. Bulgarlar için genel af ilan edilip isyan sırasında
zarar gören ahaliye tazminat ödenecek, Bulgaristan’da bulunan ve ayaklanmanın bastırılma-
sında aşırıya giden Çerkezler Anadolu’ya göç ettirilecek, Bulgarlara karşı şiddet kullananlar
cezalandırılacak ve özerk yönetimin uygulanması için uluslar arası bir komisyon kurulacaktı.
Bâbıâli, bu teklifleri kabul etmesi durumunda Bulgaristan’ı kaybedeceğinin farkındaydı. 18
Ocak 1877’de Mithat Paşa başkanlığında toplanan “Meclis-i Umumi” oy birliği ile önerileri
reddetti12. Böylece, Rusya için Şark Meselesi’ni tek taraflı halletme ve Panslavizm’in zaferi
için beklediği an gelmişti. Bâbıâli’nin Avrupa devletleri tarafından hazırlanan 31 Mart tarihli
Londra protokolünü de reddetmesi üzerine Rusya, 24 Nisan 1877’de Osmanlı Devleti’ne sa-
vaş ilan etti.

1- 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi ve Bulgaristan’ın Kuruluşu


Rusya’nın bu savaştaki en büyük amacı Bulgaristan’ın kuruluşu idi. Nitekim Rus Çarı
II. Aleksandr, daha 11 Kasım 1876’da Moskova’da yaptığı konuşmada Balkan Slavları için
Rusya’nın istediği garantiler Đstanbul Konferansı’nda kabul edilmez ve Osmanlı Đmparatorlu-
ğu’na müdahalede Avrupa devletleri tereddüt ederse Rusya’nın tek başına harekete geçeceğini
ilan etmiş ve ardından Rus ordusu kısmî seferberlik durumuna geçirilmişti13. Rusya’nın bir
başka adımı savaş sonucunda kurulacak olan Bulgaristan’ın sağlam temeller üzerine oturtul-
masını sağlamak üzere, 16 Kasım 1876’da Prens Vladimir Çerkaski başkanlığında “Bulgaris-
tan Mülki Đdare Teşkilatı”nın kurulmasıydı. Komisyonun görevi, savaştan sonra Rus ordusu-
nun Bulgaristan’da uzun bir süre kalamayacağından hareketle müstakbel Bulgaristan’ı kendi
ayakları üzerinde durabilecek şekilde teşkilatlandırmaktı. Bunun için işgal edilecek olan böl-
gelerle ilgili her türlü istatistiksel ve tarihsel bilgi toplanacak, projeler hazırlanacaktı. Komis-
yonun, işgal edilecek yerlerde mahalli idareyi kurmak ve yerli halktan bu idarenin kuruluşun-
da faydalanılacak kimseleri seçmek, Bulgar taburları ve mahallî askerî birliklerin kurulmasın-
da Ordu Kumandanlığına yardım etmek, Rusya’daki ve Romanya’daki Slav komiteleri ile
Tuna’nın güneyindeki Bulgarlar arasında irtibatı sağlamak gibi görevleri vardı. Mülki Đdare
Teşkilatı, Kasım 1876’dan Nisan 1877’ye kadar Petersburg’da çalıştı. Marin Drinov, S. Luka-
nov, Todor Đkonomov, Nayden Gerov, Todor Burmov vs. Bulgarların katılımı ile bir “hukuk
işleri” komisyonu teşkil edildi. Tuna ve Edirne vilâyetlerinin demografik, sosyo-ekonomik ve
kültürel durumu hakkında istatistiksel bilgiler toplamak amacıyla Albay L. Sobolev başkanlı-
ğında ayrı bir komisyon kuruldu. Mülki Đdare Teşkilatı, savaş başlamadan önce Bükreş’e yer-
leşti. Komisyonun çalışmaları sonucu yeni bir Slav devletinin kurulmasının planlandığı top-
raklarda Bulgarların ezici bir çoğunluğa sahip olmadığının tebeyyün etmesi, müstakbel savaş-
ta Rusya’yı bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönlendirdi14.

12
Bilal Şimşir, a.g.e., s. CLIV-CLXI; Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 117-120; Nedim Đpek, Rumeli’den Anado-
lu’ya Türk Göçleri (1877-1890), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1994, s. 8, 9.
13
Bilal Şimşir, a.g.e., s. CL; Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 510; Cevdet Küçük, a.g.m., s. 131.
14
Bilal Şimşir, a.g.e., s. CLXII-CLXV; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 56, 57; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus
Savaşı’nın Bulgaristan’daki Türk Varlığına ve Mimarî Eserlerine Etkisi”, Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mima-

546
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

26/27 Haziran gecesi Rus ordusunun Zimniç üzerinden Tuna’yı geçerek Ziştovi’ye gir-
mesiyle tarihlere “93 Harbi” olarak kaydedilen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başlamış oldu.
Bizzat Çar II. Aleksandr’ın yönettiği 300.000 kişilik Rus birlikleri ele geçirdikleri köy ve ka-
sabalarda Bulgar halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandılar. Rus Çarı savaşın başında, bu-
nun kutsal bir savaş olduğunu ilan etmişti15. Savaş sırasında Rus orduları Bulgar gönüllülerin-
den de istifade ediyordu. Bu amaçla çoğunluğunu Romanya’da bulunan Bulgar komitecilerin
teşkil ettiği “opılçenie” (gönüllü - başıbozuk) adı verilen 7.500 kişilik bir birlik oluşturulmuş
ve idaresi General N. G. Stoletov’a verilmişti. 7 Temmuz’da Tırnova’nın sukutundan sonra
iki Bulgar taburu daha kuruldu ve Rus ordusunda savaşan Bulgarların sayısı 12.000’e ulaştı.
Bunun yanı sıra, Bulgarlar savaş boyunca istihbarat, kılavuzluk, iaşe vs. hususlarda Rus ordu-
larına yardımcı oldular16.
Tuna cephesinde yedi ay süren savaşta Osmanlı orduları bozguna uğradı. Plevne’nin 4
ay 23 günlük bir kuşatmadan sonra 10 Aralık 1877’de düşmesi, Rus ordularının önünü açtı ve
3 Ocak 1878’de Sofya, 17 Ocak’ta Filibe ve ardından 20 Ocak’ta Edirne düştü. Bu sırada Sırp
ordusu 10 Ocak’ta Niş ve Đvraniye’yi ele geçirmiş, Karadağ ordusu ise 19 Ocak’ta Ülgün
(Dulcigno) ve Bar limanını alarak Adriyatik’e çıkmış, Romanya ordusu da 24 Şubat’ta Vidin’i
işgal etmişti.17 Rus ordularının Yeşilköy’e dayanması üzerine Bâbıâli, 3 Mart 1878’de Ayaste-
fanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Buna göre, Sırbistan, Karadağ ve Romanya’nın
bağımsızlığı tanınırken Bosna-Hersek, Avusturya işgaline bırakılıyordu. Bulgaristan’da ise
beş asırlık Osmanlı hâkimiyeti sona eriyor ve Osmanlı Devleti’ne vergi ile bağımlı büyük bir
Bulgaristan Prensliği kuruluyordu. Özerk Bulgaristan’ın sınırları Sırbistan’dan başlayıp Tuna
yoluyla Karadeniz’e uzanıyordu. Güneyde ise Ohri gölünden Kavala limanına ve oradan
Edirne’nin kuzeyinden geçerek yine Karadeniz’e ulaşıyordu. Buna karşılık, savaştaki yardım-
larından dolayı Bulgarlarla meskûn Niş Sırbistan’a, Tulça ve Dobruca tarafları ise Roman-
ya’ya verilecekti. Ancak, Rus nüfuzunun stratejik olarak Bulgaristan vasıtasıyla Ege denizine
inmesi, başta Đngiltere olmak üzere Avrupalı devletleri harekete geçirdi ve Berlin Kongre-
si’nde sınırlar yeniden düzenlendi. 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması’nda,
Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan işgaline bırakılması ve Sırbistan, Romanya ve Kara-
dağ’ın bağımsızlığı teyit edildi. Bulgaristan, Ayastefanos Antlaşması’nda olduğu gibi Osman-
lı Devleti’ne vergi ile bağımlı özerk bir prenslik oluyordu. Bir Hıristiyan hükümeti ve milis
askeri olacaktı. Bulgaristan’da Osmanlı askeri bulunmayacaktı. Bulgaristan Prensini halk se-
çecek, fakat prens büyük devletlerin hükümdar ailelerinden birine mensup olmayacaktı. Buna
mukabil Ayastefanos Antlaşması’nda çizilen Bulgaristan sınırları daraltıldı. Şarkî Rumeli,
Hıristiyan bir vali yönetiminde özerk bir yönetim kurulması, Makedonya ise ıslahat yapılması
şartıyla Osmanlı Devleti’ne iade edildi. Bulgaristan Prensliği, Tuna Vilâyeti dâhilindeki Sof-
ya, Vidin, Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Silistre, Varna, Şumnu, Lofça ve Tırnova şehirlerini;

risi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, c. 2, (Ed. Azize A. Yasa - Zeynep Zafer), Atatürk Kültür Merke-
zi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 763.
15
Rupert Furneaux, Tuna Nehri Akmam Diyor, (Çev. Şeniz-Derin Türkömer), Doğan Kitap, Đstanbul 1999, s. 9-12; Hüseyin
Râci Efendi, Zağra Müftüsünün Hatıraları: Târîhçe-i Vaka’i Zağra, (Haz. Ertuğrul Düzdağ), Đz Yayıncılık, Đstanbul
2004, s. 105.
16
Ahmed Hamdi, Bulgaristan Tarihi, Trabzon, 1326, s. 139; Nikolaj Todorov, “The Russo-Turkish War of 1877-1878 and
Bulgaria’s Liberation”, Etudes Balkaniques, No. 4, 1977, s. 38; Nikolay Gençev, Bılgarsko Vızrajdane, Sofiya 1988, s.
413; Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 122.
17
Hüseyin Râci Efendi, a.g.e., s. 50; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 141.

547
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Şarkî Rumeli Vilâyeti ise Edirne Vilâyeti’ne bağlı Filibe, Đslimye, Eski Zağra, Tatar Pazarcık,
Burgaz ve Hasköy’ü içine alıyordu18.

2- 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin Rumeli’de Yol Açtığı Demografik Yıkım


1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin seyri Balkanlar ve Bulgaristan’daki Osmanlı hâki-
miyeti açısından olduğu kadar, Bulgaristan’daki Türk nüfus açısından da tam bir felaketle
sonuçlandı. Meşruiyetini “Bulgar kıyımı” iddialarından alan savaş, Prens Çerkaski’nin ifa-
desi ile “ırk ve yok etme savaşı”na dönüştü19 ve Türk nüfusun katliam ve kitlesel göçlerle
büyük oranda tasfiyesine sebep oldu. Savaşın başlamasından önce Osmanlı hükümeti sivil
kayıpları azaltmak için Kuzey Dobruca’da Tulça taraflarındaki Müslüman ve Hıristiyanları
tahliye etmeye karar vermiş ve Mayıs ayından itibaren tahliyeye başlanmıştı.20 Ancak, Ruslar
savaşın ağırlığını Orta Tuna bölgesine verdiler ve Osmanlı hükümetinin tahkim ettiği Rusçuk,
Silistre, Varna, Şumnu (dörtlü tahkimat) hattından değil, Ziştovi üzerinden Tuna Vilâyeti’ne
girerek Osmanlı ordularını bölmeyi hedeflediler ve asıl saldırılarını bu bölgede yoğunlaştırdı-
lar. Rus ordusu, Eflak yakasından yoğun top ateşi altına aldıkları Rusçuk hariç, dörtlü tahki-
mata saldırmaksızın güneye doğru ilerledi21. Savaş sırasında ilk kıyım ve kitlesel göç hareket-
leri Kuzey Bulgaristan’da gerçekleşti. Yalnızca Tırnova köylerinde 4.770 dolayında Türk
katledilirken 2.120 Türk evi yakıldı veya yağmalandı22. Temmuz 1877’de Tırnova’dan kaçan
600-700 kişilik bir kafile Kazaklar tarafından katledildi. Ziştovi-Rusçuk arasındaki Bele (Bya-
la) ormanlarına sığınan Türkler de Don Kazakları tarafından katledildi. Yine Rusçuk’a bağlı
Ostriça (Ostrista) ve Kadisle (Kadselovo) köyleri halkı Kazaklar tarafından katledildi, Keza,
Bin Pınar köyü ahalisine türlü işkence ve zulümler yapıldı23. Yoğun top ateşine maruz kalan
Rusçuk şehri harabeye döndü ve çok sayıda cami, kilise, hastahane, hükümet konağı vs. bina
tahrip edildi.24 Bu sebeple Rusçuk ve civar köyler ahalisinin çoğu Varna25 ve Şumnu’ya, Ziş-
tovi ve Tırnova Müslümanları ise Razgrad ve Osman Pazar’a sığındılar26. Rus ordularının ha-
rekâtına bağlı olarak Müslüman halk Osmanlı ordusunun elinde bulundurduğu Vidin, Sofya,
Filibe, Varna, Burgaz ve Şumnu27 taraflarına sığınmaya devam etti. General Gurko kumanda-
sında ilerleyen Rus öncü kıtaları, 16 Temmuz’da Şıpka üzerinden Koca Balkan’ı aşarak Kı-
zanlık, Eski ve Yeni Zağra’yı ele geçirdiler ve bu bölgelerde katliam yaparak göç dalgasına
sebep oldular. Süleyman Paşa birliklerinin ileri yürüyüşü üzerine Koca Balkan’a geri çekil-

18
Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 520-526; Mahir Aydın, Şarkî Rumeli Vilâyeti, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1992, s.
11-19; Aynı yazar, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 125-128; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 59, 60.
19
Bilal Şimşir, a g.e., s. CLXXI.
20
Nedim Đpek, a.g.e., s. 22; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 135.
21
Bernard Lory, a.g.e., s. 40.
22
Neriman Ersoy, “Bulgaristan Prensliğinde Türk Emlâki (1878-1908)”, Đstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul 1996, s. 15,16.
23
BOA, Hariciye Nezareti, Tercüme Odası (HR. TO.), nr. 496/80, 26 Temmuz 1877.
24
BOA, Yıldız, Perakende Evrakı Tahrirat-ı Ecnebiye ve Mabeyn Mütercimliği (Y.PRK.TKM.), nr. 1/46, 29 Zilhicce 1294
(tt); BOA, HR. TO., nr. 496/65, 01 Temmuz 1877.
25
Varna Đngiltere konsolosunun 4 Temmuz 1877 tarihli tahriratına göre Varna taraflarına sığınan Rusçuk civarındaki köyle-
rin Müslüman halkı Varna ile Balçık arasında yerleştirilmiştir. Ancak, muhacirlerin Varna’da toplanmalarının mahzurlu
olduğunu belirten konsolos bunların vapurla Đstanbul’a taşınmalarının uygun olduğunu belirtmektedir. BOA, HR.TO., nr.
252/48, 4 Temmuz 1877.
26
Nedim Đpek, a.g.e., s. 18-23.
27
NBKM, Or.Otd.; Şumen Predfond (Şumnu Ön Fonu), ŞM, a.e. 2582, 2583, 2584, 2586, 2589.

548
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

mek zorunda kaldılar. 10 Aralık’ta Plevne düşene kadar Osmanlı ve Rus orduları arasında
belirli bir güç dengesi mevcuttu. Ancak, Plevne’nin sukutu savaşın seyrini değiştirdi ve Rus-
lar kış ortasında büyük bir saldırıya geçtiler. Osmanlı ordularının geri çekilişi, yoğun kış şart-
ları altında Rus ordularının daha önce yerlerinden söküp attığı, sayıları giderek artan Müslü-
man nüfus kitlelerinin göçü eşliğinde gerçekleşti. Muharebeler sırasında Rus orduları Rusçuk,
Silistre, Varna ve Şumnu taraflarına girememişler, aynı şekilde Bulgaristan’ın güneyinde Ro-
dop bölgesini de kontrollerine alamamışlardı28. Müstakbel Bulgaristan’da da Türk nüfus, Rus-
ların giremediği bu bölgelerde yoğunlaşıyordu. Antonina Jelyazkova, savaşta en yoğun göçle-
rin Kuzeybatı Bulgaristan, Koca Balkan’ın güneyindeki ovalık bölge ile Yukarı Trakya ovala-
rında, yani Rus ordularının geçtiği yerlerin yanı sıra Nisan ayaklanmasının yaşandığı bölge-
lerde meydana geldiğini belirtmektedir29. Dolayısıyla Rus işgaline giren yerlerde bir intikam
alma ve tehcir durumu söz konusudur. Tuna Vilâyeti’nin Batı kesiminden ve Koca Balkan
civarından sökülen halk, Sofya üzerinden Üsküp’e, Rodoplar üzerinden Ege kıyılarına30 ve
Tatar Pazarcık, Filibe, Kızanlık, Eski ve Yeni Zağra, Çırpan halkı ile birlikte Edirne üzerinden
Đstanbul’a doğru akın etti. Osmanlı hükümetinin Filibe ve Tatar Pazarcık istasyonlarına yığı-
lan muhacirlere ancak 9 Ocak 1878’de göç izni vermesi, kış şartlarından dolayı kayıpların
artmasına sebep oldu. General Skobelev idaresindeki Rus ve Kazak birlikleri Harmanlı civa-
rında sayıları kaynaklarda 40.000 ila 100.000 arasında gösterilen muhacir kitlesini katletti31.
Justin McCarthy, savaş sırasındaki sivil Türk kayıplarını çatışmalar sırasındaki ölümler,
Rus birlikleri ve Bulgarlar tarafından yapılan katliamlar, açlık ve hastalıktan kaynaklanan
ölümler ve sığınma kamplarındaki kötü koşullardan kaynaklanan ölümler şeklinde dört grupta
toplamaktadır32. Türk köylüleri üzerine girişilen Kazak saldırıları çoğu kez Bulgar köylülerin
işbirliği ile gerçekleşiyordu. Kazaklar Müslüman köylülerden silahları topluyor ve sonra onla-
rı Bulgarlara dağıtıyor, ardından katliam veya yağma geliyordu33. Bunun yanı sıra General
Gurko, Koca Balkan’ın güneyindeki Bulgarlara 60.000 silah dağıtmıştı34. McCarthy’ye göre
katliam ve yağma olaylarına karışan Bulgarlar daha çok Müslümanlara duydukları nefret daha
önce kanıtlanmış olan komiteciler ve Müslümanların ev, tarla ve mallarını gasp etmek isteyen
köylülerdi35.
Umum Balkan Kumandanı Süleyman Paşa, 21 Ağustos 1877’de Seraskerliğe gönderdi-
ği telgrafta, General Gurko emrindeki Rus Kazakları ve Bulgarların Kızanlık civarında yap-

28
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 106; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 768;
Nedim Đpek, a.g.e., s. 32.
29
Antonina Jelyazkova, “Formirane na Müsülmanskite Obştnosti i Kompleksite na Balkanskite Đstoriografii”, Müsülmans-
kite Obştnosti na Balkanite i v Bılgariya, Đstoriçeski eskizi, (Ed. A. Jelyazkova, B. Aleksiev, J. Nazırska), IMIR, Sofiya
1997, s. 21.
30
Muharebeler sona erdikten sonra dahi Rodop direnişi devam ediyor ve Bulgarlar ve Rus askerleri Rodop cihetindeki
Đslam köylerine saldırıyorlardı. 17 Temmuz 1878 tarihi itibariyle yalnızca Rodoplar ve Drama arasında 100.000 dolayın-
da muhacir birikmişti (BOA, Đ. MTZ.04, nr. 6/187, 16 Recep 1295/17 Temmuz 1878). Osmanlı hükümeti, Berlin Ant-
laşması çerçevesinde kurulan Rodop Komisyonunun Rus ve Bulgarların icra eyledikleri “mezâlim ve taaddiyat-ı vahşiya-
neyi” dünyaya ilan edeceği ümidindeydi (BOA, Đ. MTZ. (04), nr. 6/188, 19 Recep 1295/20 Temmuz 1878).
31
Nedim Đpek, a.g.e., s. 19, 34.
32
Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün, Osmanlı Müslümanlarına Karşı Yürütülen Ulus Olarak Temizleme Đşlemi, 1821-1922,
Çev. Bilge Umar, Đnkılâp Kitapevi, Đstanbul 1998, s. 68-81.
33
BOA, Đ.MTZ. (04), nr. 6/180, lef 1, 15 Şaban 1294/24 Ağustos 1877.
34
Nedim Đpek, a.g.e., s. 16.
35
Justin McCarthy, a.g.e., s. 78, 79.

549
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

tıkları mezâlim ve katliamların Rus ve Bulgarların bu havalide Đslam nüfusu imha etmek niye-
tinden ileri geldiğini belirtiyordu36. Bu tür olaylar çoğu kez Rus Kazakları ve başıbozuk Bul-
garlar tarafından yapılmış olmakla birlikte, Rus kumandanlığının bu olayları terviç ve müsa-
maha etmesinin arka planında Türk köylüler arasında dehşet salmak ve onların ilerleyen Rus
ordularının önünden kaçmalarını sağlamak yatıyordu. Bu hareket tarzı, savaş stratejisi açısın-
dan pratik, savaş sonu hedefleri açısından bilinçli bir politikanın ürünüydü. Çünkü yüz binler-
ce Türk’ün can korkusuyla yollara dökülmesi, Osmanlı ordularının harekâtını engelledikten
başka, tren istasyonlarına sığınan kitleler, Osmanlı ikmal hatlarının aksamasına sebep oldu ve
Rusların cephe gerisini ve ikmal yollarını, çete savaşı verebilecek Türklere karşı güvenceye
aldı. Daha da önemlisi bölgenin bilinçli olarak Türklerden temizlenmesi, savaş sonrasında
ezici çoğunluğu Bulgarlardan oluşan bir ulus devletin kurulmasını sağladı37. Böylece, Türk
nüfusun önemli bir kısmı vatanlarını ölüm veya göç etmek suretiyle terk etti. Türk ahalinin
geride kalan emlâk, arazi ve malları Bulgarlar tarafından zapt edildi38. Terk edilen bölgelerde-
ki Türk evleri içinde yalnızca Bulgarların gasp ettikleri veya Rus askerlerinin müsadere ettik-
leri evler korundu. Geri kalanlar hem intikam arzusu ve eski sahiplerinin muhtemel geri dö-
nüşlerini imkânsız hale getirmek için, hem de 1877-1878 kışında yakacak yokluğu bahanesiy-
le tahrip edildi ve yakıldı39.
Savaş sırasında Rus birlikleri, özellikle Kazaklar ve Bulgar çeteciler ile gasp-ı emval
peşindeki Bulgarlar tarafından öldürülenler ile göç yollarında veya sığınma kamplarında so-
ğuk, açlık, salgın hastalık vs. nedenlerle hayatını kaybeden Türk ve Müslüman nüfusun top-
lam sayısı hakkında kesin veriler yoktur. Ancak, savaştan önceki Tuna Vilâyeti ve Edirne
Vilâyeti’ne bağlı Filibe ve Đslimye sancaklarına ilişkin nüfus verileri ile savaştan sonraki Bul-
garistan ve Şarkî Rumeli nüfusunu ve Osmanlı hükümeti tarafından Rumeli ve Anadolu’nun
çeşitli vilâyetlerinde iskân edilen muhacirlerin sayılarını kıyaslamak suretiyle tahmini bir ra-
kam elde etmek mümkündür. Aşağıdaki tablolar çeşitli verilere dayalı olarak savaş öncesi ve
sonrasında Tuna Vilâyeti ve Şarkî Rumeli nüfus rakamlarını ihtiva etmektedir:

36
BOA, Đ.MTZ. (04), nr. 6/180, lef 1, 15 Şaban 1294/24 Ağustos 1877. Bu belgenin sadeleştirilmiş bir çevirisi için bkz.
Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 123, 124. Rus Kazakları ve başıbozuk Bulgarların Kızanlık, Eskizağra ve Çır-
pan’da yaptıkları hakkında bkz. Hüseyin Râci Efendi, a.g.e., s. 107-202.
37
Justin McCarthy, a.g.e., s. 71, 72; H. Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Balkanların Makûs Talihi: Göç,
Kum Saati Yayınları, Đstanbul 2001, s. 34.
38
Mahir Aydın, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 123; Bu konuda geniş bilgi için bkz. Neriman Ersoy, a.g.t., s. 8-13, 21-32.
39
Bernard Lory, a.g.e., s. 100.

550
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-I
1873 yılında Tuna Vilâyeti’nde meskûn
Müslim ve Gayrimüslim erkek nüfus miktarı∗
Sancak Müslim % Gayrimüslim % Toplam
40
Rusçuk 220.178 64,88 119.179 35,12 339.357
Vidin41 34.995 18,20 157.342 81,80 192.337
42
Sofya 24.213 14,22 146.096 85,78 170.309
43
Tırnova 75.243 39,37 115.886 60,63 191.129
Varna44 44.450 72,60 16.781 27,40 61.231
45
Tulça 54.532 56,12 42.635 43,88 97.167
∗∗
Genel Toplam 453.611 43,14 597.919 56,86 1.051.530

TABLO-II
1290 (1873-1874) Salnâmesi’ne göre
Tuna Vilâyeti’nde erkek nüfus46
Sancak Müslim % Gayrimüslim % Toplam
Rusçuk 167.156 58,04 120.863 41,96 288.019
Vidin 37.657 19,44 156.079 80,56 197.736
Sofya 24.443 13,70 154.014 86,30 178.457
Tırnova 75.085 39,59 114.588 60,41 189.673
Tulça 67.238 60,30 44.258 39,70 111.496
Varna 43.187 73,22 15.797 26,78 58.984
Genel Toplam 414.766 40,65 605.599 59,37 1.020.365


Gayrimüslim nüfusa Bulgar, Rum, Ermeni, Ulah, Yahudi ve Kıbti nüfus dâhil olup, Müslüman nüfusa muhacirler –Tuna
vilâyetinde iskân edilen Kırım, Kafkas ve Sırbistan muhacirleri – dâhil değildir.
40
Tuna, Nr. 794, 9 Cemaziyelâhir 1290/22 Temmuz 1289/3 Ağustos 1873, Pazar, s. 1-2.
41
Tuna, Nr. 795, 12 Cemaziyelâhir 1290/25 Temmuz 1289/6 Ağustos 1873, Çarşamba, s. 1-2.
42
Tuna, Nr. 796, 16 Cemaziyelâhir 1290/29 Temmuz 1289/10 Ağustos 1873, Pazar, s. 1-2.
43
Tuna, Nr. 797, 19 Cemaziyelâhir 1290/1 Ağustos 1289/13 Ağustos 1873, Çarşamba, s. 1-2.
44
Tuna, Nr. 798, 23 Cemaziyelâhir 1290/5 Ağustos 1289/17 Ağustos 1873, Pazar, s. 1-2.
45
Tuna, Nr. 799, 26 Cemaziyelâhir 1290/8 Ağustos 1289/20 Ağustos 1873, Çarşamba, s. 1-2.
∗∗
Tuna Gazetesi’nde sancaklardaki Müslüman erkek nüfus yekûn olarak 454.151 ve Gayrimüslim erkek nüfus 617.850
olarak gösterildiği halde (Tuna, Nr. 799, 26 Cemaziyelâhir 1290/8 Ağustos 1289/20 Ağustos 1873, Çarşamba, s. 1-2.),
Müslim ve Gayrimüslim erkek nüfusun toplamı sırasıyla 453.611 ve 597.919’dur. (Tuna, Nr. 799, 26 Cemaziyelâhir
1290/8 Ağustos 1289/20 Ağustos 1873, Çarşamba, s. 1-2).
46
Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1290, Def‘a 6, Rusçuk: Vilâyet Matbaası, 1290, s. 106-309; Nikolaĭ Todorov, The Balkan
City, 1400-1900, Seattle & London: University of Washington Press, 1983, s. 323.

551
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-III
1291 (1874-1875) Salnâmesi’ne göre Tuna Vilâyeti’nde erkek nüfus47
Sancak Müslim Gayrimüslim
Rusçuk 173.889 119.609
Vidin 27.761 138.411
Sofya 147.954 31.736
Tırnova 62.091 138.128
Varna 44.878 16.701
Tulça 56.724 44.147
Genel Toplam 513.297 488.732

TABLO-IV
20 Eylül 1290 (2 Ekim 1874) tarihinde tamamlanan nüfus ve emlâk sayımına göre
Tuna Vilâyeti’nde meskûn erkek nüfus miktarı48
I∗ II∗∗ Đcmâl
Ahali-i kadîme 232.848 159.521 392.369
Muhacirîn 30.573 33.825 64.398
Đslam Milleti Kıbtiyân-ı Müslim 14.957 10.074 25.031
Đcmâl 278.378 203.420 481.798
% 46,57 37,44 42,22
Bulgar 275.604 316.969 592.573
Rum 3.523 4.132 7.655
Ermeni 2.125 3 2.128
Katolik 3.556 - 3.556
Hıristiyan Milleti Milel-i Saire 24.791 15.512 40.303
Yahudi 5.192 183 5.375
Kıbti-i Gayrimüslim 4.570 3.093 7.663
Đcmâl 319.361 339.892 659.253
% 53,43 62,56 57,78
Đcmâl-i umumî 597.739 543.312 1.141.051

47
Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1291, Def‘a 7, Rusçuk: Vilâyet Matbaası, 1291, s. 124-127. 1291 Salnâmesi’ndeki sancak
ve kazaların nüfusu, Tuna Gazetesi’nde neşredilen 1873 yılı nüfus rakamları ve 1290 Salnâmesi’ndeki verilerle karşılaştı-
rıldığında 1291 Salnâmesi’nde baskı hataları olduğu görülmektedir. Tespitlerimize göre Sofya sancağına bağlı bütün ka-
zaların Müslim ve Gayrimüslim nüfusu sehven birbirleri yerine basılmıştır. Đhtiman kasabası nüfusuna da sehven Belg-
radçık kazası nüfusu (1.856 Müslim-7.523 Gayrimüslim) yazılmıştır. Keza, Vidin sancağında Rahova kazası nüfusu yeri-
ne yine Belgradçık kazası nüfusu (1.856 Müslim-7.523 Gayrimüslim) yazılmış, Belgradçık nüfusu ise boş bırakılmıştır.
Tırnova sancağına bağlı Osman Pazarı kazasındaki Müslim (16.446) ve Gayrimüslim (1.154) nüfus sayısı da birbirlerinin
yerine basılmıştır. Ayrıca Osman Pazarı’na tabi Kazgan nahiyesi Gayrimüslim nüfusu (2.540) sehven Müslüman nüfus
hanesine de basılmıştır. Dolayısıyla 1291 Salnâmesi’ndeki veriler güvenilir değildir. Krş. Ömer Turan, “1877-78 Osman-
lı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 764; Slavka Draganova, Tuna Vilayeti’nin Köy Nüfusu, Türk Tarih Kurumu Ba-
sımevi, Ankara 2006, s. 32, 33.
48
Tuna, Nr. 914, 2 Ramazan 1291/6 Teşrin-i Evvel 1290/18 Ekim 1874, Pazar, s. 1-2.

1282 tarihinden 1289 nihayetine kadar yazılmış olan kasabât 41, nahiye 8, kura 1325.
∗∗
1290 senesi Martından Eylül’ün yirmisine kadar müddette yazılan nahiye 8, kura 1807.

552
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-V
Rusçuk Đngiliz ve Fransız konsoloslarına göre Tuna Vilâyeti nüfusu49
Müslüman % Bulgar % Diğer % Toplam
R.Dalyell 1.640.000 46,86 1.725.000 49,28 135.000 3,86 3.500.000
M. Aubaret 1.120.000 47,60 1.130.000 48,00 103.500 4,40 2.353.000

TABLO-VI
Müstakbel Bulgaristan Prensliği topraklarının
1870’lerdeki nüfusu hakkında çeşitli tahminler50
Müslüman % Gayrimüslim % Toplam
Jocelyn 1.172.594 38,80 1.849.890 62,20 3.022.484
Stavrides 1.333.338 40,31 1.973.946 59,69 3.307.284
Diğer Đngiliz Konsolosları 1.694.000 46,16 1.976.000 53,84 3.670.000
Prens Çerkaski 1.356.602 40,05 2.031.016 59,95 3.387.618

TABLO-VII
Osmanlı hükümeti’nin V. Teplov’un çalışmasına ve Eksarhhane rakamlarına dayanarak
hazırladığı rapordaki Tuna Vilâyeti ve Edirne Vilâyeti’ne bağlı Đslimye ve Filibe sancaklarının
1877 yılındaki nüfusu51
Sancaklar Bulgar % Gayr-i Bulgar % Toplam
Rusçuk 201.025 36,20 354.324 63,80 555.349
Vidin 263.600 66,70 131.600 33,30 395.200
Tırnovo 188.500 62,73 112.000 37,27 300.500
Tulça 40.570 17,68 188.930 82,32 229.500
Varna 36.000 32,70 74.100 67,30 110.100
Sofya 297.500 61,15 189.000 38,85 486.500
Niş 283.500 65,69 148.100 34,31 431.600
Toplam 1.310.695 52,25 1.198.054 47,75 2.548.749
Đslimye 100.500 35,03 186.400 64,97 286.900
Filibe 382.500 40,39 564.600 59,61 947.100
Toplam 483.000 39,14 751.000 60,86 1.234.000
Genel Toplam 1.793.695 47,92 1.949.054 52,08 3.742.749

49
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 88, 89; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s.
765.
50
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 90, 91; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s.
766.
51
BOA, Yıldız Esas Evrakı (Y.EE.), nr. 42/155, tarihsiz; Bilal Şimşir, a.g.e., s. CLXVIII; Nedim Đpek, a.g.e., s. 12; Ömer
Turan, The Turkish Minority ..., s. 94-96. Zikredilen belgede Eksarhlık ve Teplov’un rakamları birlikte verilmiş olup, tab-
lodaki sancaklardan Rusçuk, Varna, Đslimye ve Filibe’ye ilişkin rakamlar mevcuttur.

553
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-VIII
Şarkî Rumeli sınırları içinde kalan bölgelerde
1870 yılı öncesinde erkek nüfusun dinsel dağılımı52
Müslim % Gayrimüslim % Toplam
Filibe 117.793 36,29 202.384 63,71 320.177
Đslimye 38.698 36,30 67.881 63,69 106.579
Toplam 156.491 36,67 270.265 63,33 426.756

TABLO-IX
Teplov’un neşrettiği rakamlara göre Şarkî Rumeli sınırları içinde kalan bölgelerin
93 Harbi öncesindeki erkek nüfus miktarı53
1873 Edirne Salnâmesi54 Bulgar Eksarhlığı ve 1876 Osmanlı Sayımı55
Rus Raporları
Müslim Gayrimüslim Müslim Gayrimüslim Müslim Gayrimüslim
Filibe 77.145 167.700 76.000 158.000 117.662 202.684
%31,5 %68,5 %32,5 %67,5 %36,7 %63,3
Đslimye 37.200 50.491 44.516 71.030 47.698 63.872
%42,4 %57,6 %38,5 %61,5 %42,8 %57,2
TOPLAM 114.345 218.191 120.516 229.030 165.360 266.556
%34,39 %65,61 %34,5 %65,5 %38,3 %61,7

Yukarıdaki tabloların da gösterdiği üzere Tuna Vilâyeti ile Filibe ve Đslimye sancakla-
rında Bulgar nüfusun ezici bir üstünlüğünden söz edilemez. Tablo IV ve VII’ye göre savaş
öncesinde Tuna Vilâyeti’nde Bulgar nüfusun Bulgar olmayan nüfusa oranı %52’ye %48 civa-
rındadır. Bu oran Tablo VII’ye göre Filibe ve Đslimye sancaklarında %40’a %60 seviyesinde-
dir. Tuna gazetesine göre 1873 yılında Tuna Vilâyeti’nde meskûn Müslüman nüfusun sayısı
Kırım, Kafkas ve Sırbistan muhacirleri hariç 907.222’dir. 1874’de tamamlanan nüfus ve em-
lâk tahririnde ise muhacirler dâhil 963.596 Müslüman nüfus (Tablo IV, kadın ve erkek topla-
mı) kaydedilmiştir. Bu verilere göre Tuna Vilâyeti’nde 1877’de en az 1.000.000 Müslüman

52
BOA, Y.EE., nr. 34/48, tarihsiz. Filibe Sancağına bağlı oldukları halde 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonunda Osmanlı
topraklarında kalan Sultanyeri ve Ahi Çelebi kazaları nüfusu tabloya dâhil edilmemiştir.
53
Vladimir Teplov, Materialı dlya statistiki Bolgarii, Trakii i Makedonii: s prilozheniem kartı raspredieleniya narodonase-
leniya po vieroispoviedaniyam, S.-Peterburg: Tip. i khromolitografiya A. Transhelia, 1877, s. 42-47. Teplov’un listesinde
yer aldığı halde 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonunda Osmanlı topraklarında kalan Ahi Çelebi ve Sultanyeri kazaları
nüfusu tabloya dâhil edilmemiştir.
54
1290 Edirne Vilâyeti Salnâmesi’nde, Filibe ve Đslimye sancaklarında Müslim (114.405-%34,4), Gayrimüslim (204.887-
%61,6) ve Kıbtiyan (13.304-%4,0) nüfus ayrı ayrı gösterildiği halde, Teplov, Kıbtiyan nüfusu Gayrimüslim nüfusa dâhil
etmiştir. Salnâme-i Vilâyet-i Edirne, Sene 1290, Def‘a 4, Vilâyet Matbaası, Edirne 1290, s. 106-109.
55
Teplov’un Son Osmanlı Sayımı adıyla kaydettiği rakamlar, 1293 Edirne Vilâyeti Salnâmesi’nden alınmıştır. Hesaplama-
larımıza göre Filibe Sancağında 117.662 Müslüman, 202.384 Gayrimüslim; Đslimye Sancağında ise 46.698 Müslüman,
63.881 Gayrimüslim olmak üzere toplamda 164.360 (%38,17) Müslüman ve 266.265 (%61,83) Gayrimüslim nüfus mev-
cuttur. Salnâme-i Vilâyet-i Edirne, Sene 1293, Def‘a 7, Vilâyet Matbaası, Edirne 1293, s. 113, 114.

554
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

nüfus olduğu söylenebilir. Salnâmelerdeki rakamlar muhacirlerin gösterilmemesi ve baskı


hataları (bkz. Tablo III) sebebiyle yanıltıcıdır.56 Konsolosluk raporlarına göre ise Tuna Vilâye-
ti’nde Müslüman nüfus miktarı 1.120.000-1.694.000 arasında değişmektedir. Prens
Çerkaski’nin Tuna Vilâyeti’nde 1.356.602 Müslüman nüfus olduğunu tespit ettiğini ayrıca
vurgulamamız gerekir. Yukarıdaki tablolar tahlil edildiğinde Tuna Vilâyeti’nde 93 Harbi ön-
cesinde Müslüman nüfusun 1.100.000-1.350.000 dolaylarında ve toplam nüfus içindeki payı-
nın en az %40-43 seviyesinde olduğu görülmektedir. Keza, Filibe ve Đslimye sancaklarında
Osmanlı istatistiklerine göre kadın ve erkek Müslüman nüfus toplamı 1870 öncesinde 313.000
(Tablo VIII), 1876’da ise 330.000 dolayındadır (Tablo IX). Müslüman nüfusun toplam nüfus
içindeki payı ise %36,7-38,3 seviyesindedir. Dolayısıyla muharebelerden önce Tuna Vilâyeti
ile Filibe ve Đslimye sancaklarındaki toplam Müslüman nüfus sayısı tahminen 1.430.000-
1.680.000 aralığındadır.
Muharebelerin başladığı andan itibaren 31 Ağustos 1879 tarihine kadar sadece Đstan-
bul’a göç edenlerin sayısı 387.804’tür. Đstanbul’a gelen muhacirler içinden 61.913 kişi mem-
leketlerine geri dönmüş ve 274.875 kişi Muhacir Komisyonu vasıtasıyla iskân edilmek üzere
Anadolu eyâletleri ile Suriye ve Halep vilâyetlerine sevk edilmiştir. 31 Ağustos 1879 itibariy-
le Đstanbul’da bulunanların sayısı ise 30.510’u Şarkî Rumeli; 20.516’sı Bulgaristan, Romanya
(Tulça) ve Sırbistan (Niş) muhacirlerinden olmak üzere toplam 51.016’dır.57 13 Kasım 1877-
29 Kasım 1878 tarihleri arasında Đstanbul’a gelerek defterlere kaydolunan ve vilâyetlerde is-
kân edilen muhacir sayısı 178.389’dur. 30 Kasım 1878 ile 12 Mart 1880 tarihleri arasında
iskân edilen muhacirlerin sayısı 100.000’dir. 1878-1879 yıllarında Emin Paşa’nın Muhacir
Komisyonu riyâsetinde bulunduğu sırada kendi başına Đstanbul’a uğramadan Anadolu veya
Rumeli’nin muhtelif mıntıkalarına geçen muhacirlerin sayısı ise 222.000’dir. Bu muhacirler-
den 55.000’i Varna ve Burgaz’dan Samsun, Sinop ve Trabzon’a; 70.000’i Selanik, Dedeağaç
ve Gümülcine iskelelerinden Anadolu’ya; 27.000’i Hüdavendigar Vilâyeti’ne, 70.000’i de
Edirne Vilâyeti’ne gitmiştir. Buna göre, Osmanlı Devleti tarafından 12 Mart 1880 tarihi itiba-
riyle iskân edilen muhacirlerin toplam sayısı 500.389’dur.58 Bu sayıya muharebelerden sonra
memleketlerine geri dönenler dâhil değildir. Ayrıca, açlık, soğuk ve salgın hastalıklardan do-
layı ölenlerin sayısı da meçhuldür.
1880-1884’de Bulgaristan Prensliği ve Şarkî Rumeli nüfusu aşağıdaki tablolarda su-
nulmuştur.

56
1290 Salnâmesi’nde Berkofça, Rahova, Adliye, Radomir kazaları ile Varna köyleri dışında muhacir nüfus kaydedilme-
miştir. 1291 Salnâmesi’nde ise muhacirlerle ilgili herhangi bir açıklama yoktur. Ancak, rakamların analizi muhacir nüfu-
sun kaydedilmediğini göstermektedir.
57
BOA, Yıldız, Sadaret Hususî Maruzat Evrakı (Y.A.HUS), nr. 162/43, lef 1-3, 8 Şevval 1296/22 Eylül 1879; Nedim Đpek,
a.g.e., s. 41, 58, 108,109. Đskan edilen muhacirlerin Anadolu vilayetlerindeki dağılımı için bkz. Nedim Đpek, a.g.e., s.
109.
58
BOA, Y.A.HUS., No. 255/64, lef 1, 6, 9. 23 Cemaziyelâhir 1309/24 Ocak 1892; krş. Nedim Đpek, a.g.e., s. 173, 174.
Muhacirlerin geldikleri şehir, kaza ve köyler hakkında detay yoktur, ancak Tulça ve Niş muhacirleri de şüphesiz bu ra-
kamın içindedir. Belirtilen rakama 1878-1879 yıllarında Samsun ve Çarşamba’ya yerleştirilen 50.000 Sohum (Kafkasya)
muhaciri dâhil değildir. 1313 (1897) Đstatistik-i Umumisi de bu rakamı teyit etmektedir. Buna göre 1877-1879 yıllarında
Muhacir Komisyonu tarafından Anadolu ve Rumeli’de iskân edilen muhacirlerin sayısı 50.000 kişilik Sohum muhaciri
dâhil olmak üzere 550.389’dur. (Osmanlı Devleti’nin Đlk Đstatistik Yıllığı 1897, Tarihi Đstatistikler Dizisi, c. 5, (Haz. Tev-
fik Güran), Ankara, DĐE, 1997, s. 40.)

555
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-X
Bulgaristan Prensliği’nde
nüfusun dinsel dağılımı (1880)59

Nüfus %
Ortodoks 1.404.409 69,95
Katolik 5.562 0,27
Müslüman 578.060 28,80
Yahudi 14.342 0,71
Diğerleri 5.546 0,27
Toplam 2.007.919 100

TABLO-XI
Şarkî Rumeli nüfusu (1880)60

Bulgar
Bulgar Türk Rum Çingene Ermeni Yahudi Toplam
muhacirler
Filibe 127.619 36.848 14.265 4.736 806 1.185 1.276 186.735
Hasköy 74.656 55.334 1.138 2.116 - 246 778 134.268
Eski Zağra 124.666 27.115 35 2.811 - 431 3.847 158.905
Đslimye 96.425 12.463 14.184 3.685 276 845 2.258 130.136
Tatar Pazarcık 94.873 14.898 676 3.487 152 1.112 1.865 117.063
Burgaz 36.997 28.091 11.798 2.689 72 358 8.041 88.046
Toplam 555.236 174.749 42.096 19.524 1.306 4.177 18.065 815.153
Yüzdelik 68,11 21,44 5,16 2,40 0,16 0,51 2,22 100
dağılım

59
Spiridion Gopčcević, Bulgarien und Ostrumelien. Mit besonderer Berücksichtigung des Zeitraumes von 1878-1886, nebst
militärischer Würdigung des serbo-bulgarischen Krieges, Leipzig: B. Elischer, 1886, s. 20.
60
Spiridion Gopčević, a.g.e., s. 22; krş. Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, Đstoriya na Bılgarite, 1878-1944 v dokumenti,
Tom I, 1878-1912, Çast Pırva, Sofiya: Prosveta, 1994, s. 52; Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 215.

556
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-XII
Bulgaristan Prensliği ve Şarkî Rumeli nüfusu61

Yıllar Ortodoks % Müslüman % Diğer % Toplam


1880/1884 2.135.046 71,6 802.597 26,9 45.306 1,5 2.982.949

12 Mart 1880 tarihi itibariyle Osmanlı topraklarında iskân edilmiş olan 500.389 muhaci-
rin yanı sıra 1880 yılında yapılan nüfusu sayımına göre (Tablo X-XI) Bulgaristan Prensli-
ği’nde 578.060 (%28,8), Şarkî Rumeli’de 174.749 (%21,44) olmak üzere toplam 752.809
(%26,66) Müslüman nüfus mevcuttu. Tablo XII’ye göre ise 1880/1884’te Bulgaristan ve Şar-
kî Rumeli’de 802.597 (%26,9) Müslüman nüfus kaydedilmişti. Ayrıca, 1883 yılı Haziran ayı
itibariyle Romanya’ya terk edilmiş olan Tulça taraflarında da 50.000 dolayında Türk nüfus
vardı.62 Savaş sırasında Sırp işgaline giren Niş sancağı merkezinde ise 8.300 Müslüman’dan
savaş sonunda sadece 300 kişi kalmıştı63. Osmanlı Devleti tarafından iskân edilen muhacirler
ile savaştan sonraki nüfus rakamları birlikte düşünüldüğünde kayıplar hariç 1.300.000-
1.350.000 dolayında Müslüman nüfus elde edilmektedir. Bu da yukarıdaki Müslüman nüfus
tahminimizi doğrulamaktadır. Nitekim Ömer Turan da savaş öncesinde Tuna Vilâyeti’nde
1.200.000, Şarkî Rumeli’de ise 400.000 olmak üzere toplam 1.600.000 dolayında Müslüman
nüfus olduğu, bu nüfusun içinde 100.000’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık
1.000.000 kişinin savaş sırasında yerleşim yerlerini terk ettiği ve savaş sonu itibariyle Türk
nüfusun yarı yarıya azaldığı görüşündedir64. Justin McCarthy ise 1877’de Tuna Vilâyeti’nde
1.069.580 ve Şarkî Rumeli’de ise 432.303 olmak üzere toplam 1.501.883 Müslüman nüfus
olduğundan hareketle bu nüfustan 261.937 kişinin savaş sırasında hayatını kaybettiğini ve
515.000 kişinin göç ettiğini belirtmektedir65. Dolayısıyla Tuna Vilâyeti ile Şarkî Rumeli’yi
oluşturan bölgelerde savaştan önceki ve sonraki rakamlar göz önüne alındığında Türk nüfusun
%45-50’si tehcir ya da ölüm suretiyle tasfiye edilmiş demektir66.

61
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 113; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 768;
krş. Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 135.
62
BOA, Y.EE., No. 8/12, 2 Şaban 1300/7 Haziran 1883.
63
Justin McCarthy, a.g.e., s. 94.
64
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 101, 134, 145; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki
...”, s. 768.
65
Justin McCarthy, a.g.e., s. 108-110; H. Yıldırım Ağanoğlu, a.g.e., s. 35.
66
Bulgar tarih yazıcılığı, 93 Harbi esnasında yaşanan Türk muhacereti hakkında sessizdir. Nikolaj Todorov, 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı ile ilgili olarak, “...halk (Bulgarlar) Türklere karşı nefret hislerine yenilmedi... Bu savaş genel olarak
Türk halkına veya Đslam dinine karşı değildi, fakat tarih tarafından reddedilen feodal bir devlete, politik bir sisteme karşı
idi... Bulgarlarla asırlardır süren iyi komşuluk ilişkilerine güvenen Türk nüfusun önemli bir kısmının yeni kurulan Bulgar
devletinde kalmayı tercih etmesi tesadüfî değildir...” diyerek Türk nüfusun dramını ve kitleler halinde muhaceretini göz
ardı etmiştir. (Nikolaj Todorov, a.g.m., s. 39). Georgi Georgiev’e göre ise savaş esnasında ancak 130-150.000 Müslüman
göç etmiş ve onlardan 75-80.000’i antlaşmalardan sonra geri dönmüştür. (Georgi Georgiev, Osvobojdenieto i etnokultur-
noto razvitie na Bılgarskiya narod 1877-1900, Sofiya, 1979, s. 14, nakleden: Bernard Lory, a.g.e., s. 46). Bulgar tarihçi-
leri 1877-1912 döneminde Türkiye’ye göç edenlerin toplam sayısının 350.000 olduğu konusunda hem fikirdirler (Đlgili li-
teratür için bkz. Bernard Lory, a.g.e., s. 46).

557
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

3. Prenslik Döneminde Bulgaristan’dan Türk Göçleri (1879-1908)


Bulgaristan Prensliği, Berlin Antlaşması’nın imzalanmasından itibaren 13 Temmuz
1878-28 Nisan 1879 tarihleri arasında geçici Rus idaresi komiseri Prens Dondukov tarafından
idare edildi. 16/28 Nisan 1879’da Tırnova anayasasının kabulünden sonra ise Rus birliklerinin
tahliyesine başlandı. Gerek geçici Rus idaresi döneminde, gerekse Rusların çekilmesinden
sonra Bulgaristan Prensliği’nde Osmanlı demografik mirasının tasfiyesi bağlamında memle-
ketlerine geri dönmek isteyen muhacirler engellenmeye çalışıldığı gibi, geçmiş dönemin is-
tenmeyen bakiyesi olarak görülen Türk nüfus uygulanan baskı ve ayrımcılık politikaları ile
göç etmeye zorlandı. Şarkî Rumeli’de de durum bundan farklı değildi.67 Öte yandan, Bulgaris-
tan Prensliği, 1885 yılında bir oldubitti ile Şarkî Rumeli’yi ilhak etti.68 Osmanlı Devleti’ne
bağlılığı ise kâğıt üzerinde kaldı ve en başından itibaren fiilen bağımsız bir devlet gibi hareket
etti.
Berlin Antlaşması’nın 5. maddesi, Bulgaristan’daki azınlıkların hak ve hürriyetleri ile
ilgili temel ilkeleri ortaya koyuyordu. Bu maddede ülkede din ve mezhep ayrımcılığı yapıla-
mayacağı, farklı din ve mezhepten olanların da Bulgarlar gibi medenî ve siyasî haklardan ya-
rarlanacağı, istediği sanatı ve mesleği seçebileceği, devlet memuriyetine girebileceği belirtili-
yordu. 12. maddenin ilk faslı ise Türklerin mülkiyet hakkını tanıyordu. Buna göre, yerleri-
ni terk eden veya göç eden ahali, geride bıraktığı mal ve mülkünü koruyabilecek ve üçüncü
kişiler vasıtasıyla da işletebilecekti69. Öte yandan Tırnova anayasasının 37. maddesi ile Bulga-
ristan Prensliği’nin resmî dini Ortodoks-Hıristiyanlık olarak tescil edildi. Anayasanın 40.
maddesi din ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün Bulgaristan tebaasına din ve vicdan özgür-
lüğü tanıyordu. 57. maddede ise kanun önünde bütün vatandaşların eşitliği vurgulanıyordu70.
Ancak, hem Berlin Antlaşması, hem de Tırnova anayasasında yapılan eşitlik vurgusuna rağ-
men Bulgaristan’da uygulamada etnik ve dini azınlıklardan arınmış, saf bir millet arzusu ön
plana çıktı ve “bir ulus-bir devlet” prensibi benimsendi. Böylece, Bulgarca konuşan ve Bul-
gar Ortodoks Kilisesine mensup olanlar aslî unsur sayılırken, etnik ve dini açıdan Bulgar Or-
todoks çoğunluktan ayrılan Türk, Pomak, Tatar, Rum, Yahudi vs. unsurlar dışlandı. Daha Rus
idaresi zamanında ulus devletin Hıristiyan Bulgar karakteri ile inşasına ve Osmanlı idari, hu-
kuki, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve demografik mirasının tasfiyesine başlandı ve bu
durum Prenslik dönemi boyunca planlı bir şekilde sürdü.
Muharebelerin sona ermesinden sonra Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarıyla birlikte
Bulgaristan ve Şarkî Rumeli muhacirleri gerek kendi başlarına, gerekse Bâbıâli’nin teşvikiyle
geri dönmeye başladılar. Osmanlı hükümeti diğer taraftan da memleketlerine geri dönmek is-
temeyen muhacirleri Rumeli ve Anadolu’nun çeşitli vilâyetlerinde iskân etmeye başladı. Buna
karşılık Rusya ve Bulgar yönetimi ise Türklerin memleketlerine geri dönüşlerini önlemeye
çalıştıkları gibi Şarkî Rumeli’nin mümkün olduğu kadar Bulgar nüfusla doldurulmasına gayret

67
Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 30, 31, 199-201.
68
Geniş bilgi için bkz. Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 255-290; Aynı yazar, Osmanlı Eyaletinden ..., s. 135-142; Aynı
yazar, “Tophane Konferansı: “Doğu Rumeli’ye Veda” ”, Tarih Dergisi, sa. 53, 2011/1, Đstanbul 2012, s. 115-174.
69
Mehmet Đpşirli, “Bulgaristan’daki Türk Vakıflarının Durumu (XX.Yüzyıl Başları)”, Belleten, sa. LIII/207-208, 1989, s.
680; Nedim Đpek, a.g.e., s. 112,141; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s .61.
70
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 42, 43.

558
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

ediyorlardı.71 Rusya’nın en başından beri arzuladığı şey Sırbistan ve Yunanistan’dakine benzer


şekilde Bulgaristan’ı Türklerden arındırmaktı72. Rus komiseri Dondukov, 30 Nisan/12 Mayıs
1878’te yayınladığı jurnal kararname ile Çerkezler dışındaki muhacirlerin geri dönüşüne izin
verdi, ancak geri dönen Türklerden cinayet, eşkıyalık, hırsızlık, tecavüz ve kundaklama gibi
suçlara karışmış olanların tutuklanacağını ve yargılanacağını duyurdu73. Dondukov tarafından
2/14 Ağustos 1878 tarihinde neşredilen diğer bir jurnal kararname ile de önceki duyuru yine-
lenerek geri dönecek Türklerin yerel yöneticilerin isteklerine ve kanunlara uymak mecburiye-
tinde oldukları ilan edildi. Bunun yanı sıra geri dönen muhacirler silahlarını teslim etmek zo-
rundaydılar. Bu kararnamede en dikkat çekici madde Türk emlâkını bizzat gasp etmiş veya
Ruslar tarafından yerleştirilmiş olan Bulgarların, muhacirlerin geri dönüşünden sonra çıkarıl-
mayacak oluşu idi. Geri dönecek olan Türkler köylerin civarındaki kulübe ve barınaklara yer-
leştirileceklerdi. Ayrıca, savaşta evleri zarar gören Bulgarlar tazmin edilecek ve fakirlere yar-
dım yapılacaktı.74 Jurnal kararnamelere göre geri dönmek isteyen Türklerin suçsuz olduklarını
ispatlamaları ve evsiz kalmayı göze almaları gerekiyordu. Prens Dondukov’un buradaki amacı
Nisan ayaklanmasının bastırılmasına yardım eden Türklerin gözünü korkutmak ve geri dön-
melerini önlemekti. Dondukov, ayrıca Osmanlı Muhacir Komisyonu tarafından muhacirlerin
isim, şöhret ve memleketlerini belirten listeler hazırlanmasını istiyordu. Bunun yanı sıra Rus-
lar, Rumeli’ye geri dönecek muhacirlerin tamamı Müslüman olan bir köy ahalisinden bu-
lunmaları, suç işlemeyeceklerine dair bir Bulgar kefil göstermeleri ve gelir sahibi olmaları
vs. bir takım şartlar ileri sürüyordu.75 Geçici Rus idaresi ve Bulgar yönetimi tarafından
memleketlerine dönmek isteyen Türklere zorluk çıkarılırken, Osmanlı topraklarından ge-
len Bulgarlara ise kucak açılıyordu. Mesela, 28 Eylül-11 Ekim 1878 tarihleri arasında Edirne
Vilâyeti’nden gelen 16.636 Bulgar, Filibe ve Đslimye sancaklarına yerleştirilmişti. 9 Ekim 1878
itibariyle Edirne ve Makedonya taraflarından göç eden Bulgarlardan 30.000’i Filibe ve Đslim-
ye’de, 20.000’i ise Sofya taraflarında iskân edilmişti.76 Bütün engellemelere rağmen Jorjeta
Nazırska’ya göre, Şubat 1879’a kadar memleketlerine geri dönen Türk muhacirlerin sayısı ise
69.000’i bulmuştu77. Bulgaristan’da geçici Rus idaresinin tuttuğu kayıtlara göre Rusların, Bul-
garistan Prensliği’ni tahliye ettikleri 1879 Temmuz’una kadar Sofya’ya 2.898, Vidin’e 7.640,
Varna’ya 5.568, Rusçuk’a 27.070 ve Tırnova’ya 25.796 kişi olmak üzere Prenslik tarafına
68.972; Filibe’ye 18.754 ve Đslimye’ye 5.630 kişi olmak üzere Şarkî Rumeli’ye de 24.384
muhacir geri dönmüştür. Buna göre, Rus idaresi döneminde memleketine geri dönen Türkle-
rin sayısı 93.356’dır78. Nedim Đpek’e göre 1879 Eylül’üne kadar Şarkî Rumeli’ye dönenlerin
sayısı 60.000 olup, bu sayı 1880 Ocak ayında 100.000’e ulaşmıştır79. Nitekim Osmanlı hükü-
meti 1879 Ekim ayı sonunda Şarkî Rumeli ahalisinden olup, Đstanbul civarında bulunan mu-
hacirlerden toplam 16.125 muhacirin on gün içinde Đslimye (2.985 kişi), Yanbolu (1.943 kişi),

71
BOA, Đ.MTZ.04, No. 6/190, 2 Ramazan 1295/31 Ağustos 1878; BOA, Đ.MTZ.04, No. 6/192, 15 Eylül 1878; BOA,
Đ.MTZ.04, No. 6/204, 6 Cemaziyelâhir 1295/1 Aralık 1878; BOA, Y.EE., No. 42/146, tarihsiz.
72
Bernard Lory, a.g.e., s. 41.
73
Neriman Ersoy, a.g.t., s. 30.
74
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 25, 26; Valeri Stoyanov, Turskoto Naselenie v Bılgariya mejdu polüsite na
etniçeska politika, LĐK, Sofiya 1998, s. 65; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 31; krş. Bernard Lory, a.g.e., s. 41.
75
Nedim Đpek, a.g.e., s. 118,119.
76
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 26-29.
77
Jorjeta Nazırska, Bılgarskata dırjava i neynite maltsinstva 1879-1885, LĐK, Sofia 1999, s. 127.
78
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 34.
79
Nedim Đpek, a.g.e., s. 129.

559
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Yeni Zağra (1.481), Eski Zağra (4.241), Kızanlık (5.471) ve Đhtiman’a (4 kişi) sevk edilmesi-
ne karar vermiştir80.
Rusların çekilmesinden sonra Bulgaristan hükümeti de muhacirlerin geri dönüşlerini
engelleyici bir politika benimsedi ve 4/16 Ağustos 1879’da Osmanlı hükümetinden geri döne-
cek olan muhacirlerin nerelere iskân edileceklerine dair bir defter tanzim edilmesini istedi.
Prenslik, Osmanlı hükümetini aslen Bulgaristan ahalisinden olmayan kişileri Bulgaristan’a
göndermekle itham ediyordu. Öte yandan, Bulgar hükümeti talep ettiği defterlerin gönderil-
mediği gerekçesiyle Kasım ayında muhacirlerin geri dönüşünü yasakladı81 ve muhacirleri ay-
larca sınırda bekletti. Osmanlı hükümetinin bu hususta Berlin Antlaşması’na imza koyan dev-
letlere şikâyette bulunması82 ve istenen defterlerinin gönderilmesi üzerine ancak 1880 Nisa-
nında muhacirlerin geri dönüşüne yeniden izin verildi. Bu süre zarfında Eski Zağra tarafların-
da bekletilen muhacirlerin üçte biri soğuk ve kardan dolayı telef oldu83.
Muharebeler esnasında Türk nüfusun kitleler halinde göçünün yarattığı en büyük prob-
lemlerden birisi terk edilen emlâk ve arazi meselesi idi. Savaş sırasında Türklere ait ev, tarla
ve mahsullerin çoğuna “harp ganimeti” telakkisiyle Bulgarlar tarafından el konulması büyük
hukuki problemlere yol açtı. Gerek Bulgaristan, gerekse Şarkî Rumeli’deki memleketlerine
geri dönen muhacirlerin çoğu emlâk ve arazilerinin gasp edildiğine ve evlerine Bulgarların
yerleştirildiğine tanık oldular.84 Đngiliz konsoloslarının da belirttiği üzere açlık, sefalet ve ba-
rınma sorununun yanı sıra geri dönen Türkler Bulgarların saldırılarına ve tahkirine maruz
kalıyorlardı85. Edirne Đngiliz konsolosuna göre muhacirlerin hepsi memleketlerine döndükleri-
ne pişman olmuşlardı ve fırsatını bulanlar savuşup gidiyorlardı. Öte yandan, pasaportsuz gön-
derilen muhacirler, memleketlerine girmelerine izin verilmediği için Eski Zağra ve Yanbo-
lu’daki çadırlarda kalıyorlardı. Konsolos, ayrıca, can ve mal güvenliği temin edilinceye kadar
muhacir sevkinin durdurulmasının faydalı olacağını belirtiyordu86. Filibe’ye geri dönmeyi
başaran muhacirler de perişan olmuşlardı ve sokak köşelerinde, saçak altlarında vs. yerlerde
barınmaya çalışıyorlardı87.
Bulgaristan Adliye Nezareti’nin Müslüman emlâkının iadesi için her kazada bir komis-
yon kurulmasına dair 23 Temmuz 1879’da hazırladığı layiha Prens Aleksandır tarafından tas-
dik edildi. Komisyon tarafından çözümlenemeyen sorunlar mahkemelere intikal ettirilecekti88.
Ancak, hukuki yollarla arazileri geri almak bazen yıllarca sürüyordu. Çoğu örnekte araziler
üzerindeki müstecirlere, yarıcılara ve gasıplar lehine tescil edildi. Bu durum, özellikle Kös-
tendil, Tırnova, Vidin ve Berkofça taraflarında, yani ağalık topraklarının bulunduğu yerlerde

80
BOA, Y.A.HUS., No. 162/87, lef 1-3, 11 Zilkade 1296/27 Ekim 1879; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 33.
81
BOA, HR.TO., No. 172/8, 20 Kasım 1879; BOA, Sadaret, Bulgaristan (A.MTZ.04), No. 18/12, 18 Teşrinisani 1295/30
Kasım 1879.
82
BOA, HR.TO., No. 134/25, 18 Aralık 1879; BOA, HR.TO., No. 134/52, 24 Aralık 1879; BOA, HR.TO., No. 134/55, 25
Ocak 1880; BOA, HR.TO., No. 134/60, 28 Ocak 1880; BOA, HR.TO., No. 134/63, 31 Ocak 1880
83
BOA, A.MTZ.04, No. 18/13, 9, 24 Nisan 1880; BOA, A.MTZ.04, No. 18/15, lef 12, 22 Nisan 1880.
84
Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 31; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 29-32.
85
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 146, 147.
86
BOA, HR.TO., No. 254/27, 9 Ekim 1878.
87
BOA, Đ.MTZ.04, No. 6/204, 6 Cemaziyelâhir 1295/1 Aralık 1878.
88
BOA, Y.EE., No. 37/26, 23 Temmuz/4 Ağustos 1879; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 45-47.

560
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

yaygın bir uygulama idi.89 Mesela, Köstendil Müslümanlarından 50 kişi Bulgar hükümeti tara-
fından kurulan arazi komisyonu başkanı Tsankov tarafından haklarının gasp edildiği ve 4 yıl-
dır Bulgarlar tarafından zapt edilmiş bulunan emlâklarının iade edilmediği gibi kira bedelleri-
nin de ödenmediği gerekçesi ile Prense başvurdukları halde haklarının iade edilmediğini belir-
terek Osmanlı hükümetinden yardım talep ediyorlardı.90 Öte yandan Bulgar belediyeleri ve
mahalli memurlar Müslüman emlâkına gayrimeşru şekilde el koyuyor, düşük fiyat ile istimlâk
ediyor ve Müslüman ahalinin hak talep ettiği emlâka ait tapu ve hüccetleri kabul etmeyerek
iddialarını ispat için Bulgar şahit istiyorlardı91. Bunun yanı sıra memleketlerine geri dönmeyen
muhacirlerin vekâletnameler yoluyla hakkını araması, emlâkını satması veya kiralamasında
bürokratik engeller çıkarılıyordu92. Prenslik tarafındaki uygulamaya benzer şekilde Şarkî Ru-
meli’de de Müslüman ve Rum muhacirlerin hukuklarını ispat için Bulgar şahit aranıyordu.93
Filibe, Eski Zağra, Yeni Zağra, Çırpan, Kızanlık, Đslimye, Yanbolu, Đstanimaka’da hemen
bütün çiftlik ve araziler Bulgarların eline geçti.94 1880 yılında Bulgaristan hükümeti, bir aralık
Müslümanlardan çiftlik alım satımını yasakladı. Buna göre, arazi devlet tarafından satın alına-
cak ve kullanan lehine uzun vadeli kredi ile satılacaktı.95 Pek çok durumda Türklerin arazileri-
ne el koymuş olan Bulgar köylüler zapt ettikleri arazileri düşük kredilerle satın almaya zor-
landılar. Durumdan faydalanan şehir burjuvazisi göç etmek isteyen Türklerden blok olarak ve
çok ucuza büyük topraklar satın aldılar. Birkaç yıl sonra, arazi fiyatları yükseldiği zaman da
onları parselleyerek sattılar96. Ayastefanos Antlaşması’nın imzalanmasından 1 Kasım 1883’e
kadar geçen sürede Bulgaristan’da arazi satışlarının % 70,7’sini Türklerden Bulgarlara, %
24,6’sı Bulgarlardan Bulgarlara, % 4,63’ünü ise Türkler arasında yapılan arazi satışları teşkil
ediyordu. Bu süre zarfında Bulgarlardan Türklere yapılan arazi satış oranı ise yalnızca % 0,41
idi. 1878-1885 arasında 118 Türk köyü tamamen boşaldı97. 1900 yılına kadar Şarkî Rume-
li’deki Türk arazilerinin % 60’ı Bulgarların eline geçmişti. 1877’den 1900 yılına kadar Türk-
ler tarafından yok pahasına Bulgarlara satılan arazi miktarı ise 6.000.000 dekardı98. Ömer Tu-
ran’a göre 1888 yılına kadar 4.500.000 dekar arazi el değiştirmiş ve yüzyılın sonuna kadar bu
rakam 7.000.000 dekara ulaşmıştı99.
Arazi ve emlâk sorunlarından başka Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman unsurlar için
Hıristiyan bir devlete tebaa olmaları, millet-i hâkimeden azınlık statüsüne geçmeleri ve Hıris-
tiyan bir devlette zorunlu askerliğe tabi tutulmaları ciddi bir travma yarattı. Müslüman halk
Hıristiyan bir orduda askerlik yapmak istemiyordu100. Sonuçta 500 leva bedel-i askeri ile

89
Bernard Lory, a.g.e., s. 81. Bulgar tarihçiler, Bulgar köylüsünün topraksız olduğu iddialarıyla Türk emlâk ve arazilerinin
gasp edilmesini meşru göstermek ve daha sonra bu arazilerin gasıplar adına tescil edilmesini de bir tür sınıf hareketi ve
toprak ihtilali olarak sunma eğilimindedirler. Bkz. Neriman Ersoy, a.g.t., s. 21-29.
90
BOA, Hariciye Nezareti, Đstişare Odası (HR.HMŞ.ĐŞO.), No. 165/53, lef 2, 6 Haziran 1297/18 Haziran 1882.
91
BOA, HR.TO., No. 382/14, 4 Şubat 1880.
92
BOA, A.MTZ.04, No. 18/29, 23 Rebiülevvel 1298/22 Şubat 1881; BOA, A.MTZ.04, No. 47/11, lef 1- 2, 8 Rebiülevvel
1315/7Ağustos 1897.
93
BOA, Đ.MTZ.04, No. 7/265, lef 1, 19 Cemaziyelâhir 1297/28 Mayıs 1880.
94
Neriman Ersoy, a.g.t., s. 22-28.
95
BOA, Sadaret, Bulgaristan (A.MTZ.04), No. 1/2, 29 Mart 1881-23 Temmuz 1881.
96
Bernard Lory, a.g.e., s. 81.
97
Richard J. Crampton, “The Turks of Bulgaria, 1878-1944”, International Journal of Turkish Studies, Vol. 4/2 1989, s. 47
98
Richard J. Crampton, aynı yer; Bernard Lory, a.g.e., s. 81. Bu konudaki örnekler için bkz. Neriman Ersoy, a.g.t., s. 22-28.
99
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s 151.
100
BOA, Đ.MTZ.04, 10/521, Lef 1-6. 19 Cemâziyelevvel 1303/23 Şubat 1886.

561
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Türklere muafiyet tanındı. Vergilerin yüksekliği de başlıca şikâyet konularından biri idi. Öte
yandan, Bulgaristan Türkleri, Bulgar kaymakam, jandarma, polis ve memurlardan başka ko-
mitecilerin de baskı, zulüm ve kötü muamelesine ve Bulgar halkın taciz ve tahkirlerine101 kat-
lanmak zorundaydı. Ayrıca, onlar Bulgar hükümetlerinin Osmanlı mirasının geniş anlamda
tasfiyesine, ibadet mekânlarının yıkılmasına ve dini ve eğitim kurumlarının yaşaması için
gerekli vakıfların gasp edilmesine tanıklık ettiler. Şüphesiz, Bulgaristan Müslümanları kendi-
lerini Osmanlı Devleti’nin bir parçası, Sultanı ise haklarının koruyucusu sayıyorlardı. Bu se-
beple Bulgar makamların uygulamalarından dolayı sık sık Bulgaristan Komiserliğine, tüccar
vekillerine veya doğrudan Osmanlı hükümetine başvuruda bulunuyorlardı. Keza, aynı neden-
den dolayı yeri rejimle bütünleşmeye çalışmadılar ve Osmanlı geçmişine bağlı kalarak yaşa-
mayı tercih ettiler. Aslında, Bulgar hükümetlerinin de Bulgaristan Müslümanlarını ulus devle-
te adapte etmek gibi bir kaygısı yoktu ve onları bilinçli olarak ihmal etti. Böylece, geçmiş
dönemin istenmeyen kalıntıları nazarıyla bakılan Türk ve Müslüman nüfus yeni koşullara
alışmak veya göç etmek zorunluluğu ile karşı karşıya bırakıldı102.
Osmanlı hükümetinin göç politikasına bakıldığında ilk etapta Berlin Antlaşması çerçeve-
sinde muhacirlerin geri dönüşünü teşvik ettiği görülmektedir. Ancak, Osmanlı hükümeti, geri
dönmek istemeyen muhacirleri iskân etmeye çalıştığı gibi, Bulgarlardan görmekte oldukları
zulüm ve baskılardan dolayı Bulgaristan Müslümanlarının muhtemel göçlerine karşı da hazır-
lık yapıyordu. Nitekim daha 1879 yılında Đstanbul, Edirne, Gelibolu üçgenindeki boş arazileri
tespit ettirerek Bulgaristan’dan göç arzusunda bulunanları buralara iskân etmeyi planladı.103
Osmanlı Devleti, bilhassa Şarkî Rumeli’de Đslam nüfusu mümkün olduğu kadar korumaya ve
muhacirlerin memleketlerine dönmesini sağlayarak artırmaya çalışıyordu. Böylece, en azından
vilâyetin bağlılığını ve sadakatini güçlendirmeyi planlıyordu. Buna karşı Bulgarlar da tam
aksi yönde politikalar izliyor ve Prenslikle birleşmeyi hedefliyorlardı. Osmanlı hükümetinin
özellikle Şarkî Rumeli’nin ilhakından sonra (1885) Bulgaristan’dan Müslüman nüfus göçünü
teşvik ettiği ve Rumeli’de Trakya ve Makedonya’da, Anadolu’da ise Marmara ve Ege sahille-
rinde Müslüman nüfusu artırma politikası takip ettiği görülmektedir. Bu durumu 93 Har-
bi’nden sonra Osmanlı hükümetinin Hıristiyan tebaaya olan güveninin kaybolduğunu gösteren
uzun vadeli bir tedbir olarak değerlendirmek mümkündür. Öte yandan, Osmanlı hükümeti
muhacir nüfusun ekonomik açıdan fayda getireceği ve buna karşılık göçlerin Bulgaristan eko-
nomisini zayıflatacağı hususunu da göz önünde bulunduruyordu. Bâbıâlî, 93 muhacirlerine
olduğu gibi, yeni gelecek olan muhacirlere de arazi tahsisi, öşür muafiyeti, beş yıl askerlik
muafiyeti vs. avantajlar sunuyordu104. 1886 ve 1887 yıllarında Osmanlı hükümeti Bulgaristan

101
Darp, sataşma, hakaret, küfür, camileri taşlama vs. olayların yanı sıra Bulgarlar Müslümanları tahkir etmek için cami ve
çeşmelere domuz eti koymak ve domuz yağı sürmek gibi trajikomik yöntemlere başvuruyorlardı. (BOA, Y.A.HUS., No.
370/36, 27 Mart 1897; BOA, A.MTZ.04, No. 61/23, 5 Mart 1899; BOA, A.MTZ.04, No. 94/24, 8 Mayıs 1903; BOA,
A.MTZ.04, No. 92/55, 20 Nisan 1903; BOA, A.MTZ.04, No. 97/8, 5 Temmuz 1903; BOA, A.MTZ.04, No. 110/22, 6
Şubat 1904; BOA, A.MTZ.04, No. 173/31, 11 Aralık 1908).
102
Bulgaristan Türkleri’nin durumu hakkında geniş bilgi için bkz. Ömer Turan, The Turkish Minority ...; Osman Köse,
“Bulgaristan Emareti ve Türkler (1878–1908)”, Turkish Studies, vol. 1, No. 2, 2006, s. 259-302.
103
BOA, Yıldız, Sadaret Resmî Maruzat Evrakı (Y.A.RES.), No. 3/44, 13 Cemayielâhir 1296/ 5 Mayıs 1879.
104
BOA, Đ.MTZ.04, No. 6/225, 22 Cemâziyelevvel 1296/14 Mayıs 1879; BOA, A.MTZ.04, No. 6/7, lef 56, 26 Muharrem
1298/28 Aralık 1880; BOA, Y.A.RES., No. 23/12, 9 Mart 1884; BOA, Đ.MTZ.04, No. 10/522, 23 Şubat 1886; BOA,
Y.A.HUS., No. 188/112, 24 Şubat 1886; BOA, Đ.MTZ.04, No. 10/531, 11 Cemaziyelâhir 1303/17 Mart 1886; BOA,
Đ.MTZ.04 No. 10/547, 27 Cemaziyelâhir 1303/2 Nisan 1886; BOA, Đ.MTZ.04, No.11/552, 11 Nisan 1886; BOA,
Đ.MTZ.04, No. 11/584, 16 Şevval 1303/18 Temmuz 1886; BOA, Đ.MTZ.04, No. 11/587, 21 Şevval 1303/23 Temmuz

562
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

ve Şarkî Rumeli’de 740.000 dolayında tahmin ettiği Müslüman nüfusun topyekün göç ettiril-
mesini düşünüyordu. Bu sebeple Bulgaristan’dan göç edecek muhacirlerin iskânı ve “teshil-i
muhaceret” için Sultan II. Abdülhamid’in riyasetinde bir Komisyon-u Âli teşkil edildi. Ayrıca,
iskân sürecini finanse etmek için bir fon oluşturuldu. Osmanlı hükümeti Bulgaristan’dan gele-
cek muhacirleri özellikle Selanik, Edirne, Đstanbul, Karesi, Hüdavendigar ve Aydın vilâyetle-
rinde iskân etmeyi planlıyordu. Ancak, öncelikle Edirne ve Đstanbul arasında Müslüman nüfu-
su bir kat daha artırmak istiyordu105. Şarkî Rumeli’nin ilhakından Bulgaristan’ın tam bağım-
sızlığına (1908) kadar Osmanlı hükümetinin Bulgaristan Türkleri’nin durumunun iyileştiril-
mesi için Bulgar hükümetleri ve Prens Ferdinand nezdinde pek çok kez girişimlerde bulundu-
ğu, Bulgaristan’ı Avrupalı devletlere şikâyet ettiği ve Müslümanlara karşı takip edilen baskı
ve zulüm politikasından dolayı Bulgaristan Türkleri’ni göç etmeye teşvik ettiği görülmekte-
dir106.
Prenslik döneminde Bulgaristan’dan Türk göçleri ve Bulgar makamlarının süreci nasıl
değerlendirdiğine dair elimizde bazı bilgi ve istatistikler mevcuttur. 1881-1894 yılları arasında
Şumnu ve Şumnu’ya bağlı Eski Cuma, Osman Pazar, Preslav ve Yeni Pazar kazalarından
Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 26.070’dir107. Dolayısıyla bu yıllarda Şumnu’da yıllık göç or-
talaması 1.862 kişidir. 1 Ocak 1885-1 Ocak 1888 tarihleri arasında Filibe’de Müslüman nüfus
göçlerle 40.404’den 32.802’ye düşmüştür. 1888-1889 yılı Filibe vilâyet raporuna göre Türki-
ye’ye Müslüman göçlerinin arkasının kesilmemesinin sebebi, onların yeni statülerine alışa-
mamaları, ülkedeki ilerlemeye ayak uyduramamaları ve daha önce göç edenlerin geride kalan-
ları teşvik etmesiydi.108 Valeri Stoyanov’a göre 1885-1890 arasında yılda ortalama 15.000
Müslüman göç ediyordu. Ona göre “Kurtuluş Savaşı dönemindeki atmosfer, Nisan ayaklan-
masının bastırılmasına ilişkin hatıralar ve Osmanlıların sayısız fenalıkları Türk karşıtlığını
arttırmış ve münferit şiddet olaylarına yol açmıştı. Bu durum, Bulgaristan Müslümanlarının
hayatını güçleştirmiş ve onları göçe sürüklemişti”109. Yoğun göçlerin yaşandığı bir diğer bölge
olan Burgaz taraflarında valilik 1889 yılı raporunda, 1885-1888 arasında göçlerden dolayı
vilayetin nüfusunun azalmasını Türklerin dini fanatizmine bağlıyor ve hiçbir önlemin onların
göçünü engelleyemeyeceğini belirtiyordu. Rapora göre aynı sebeplerle 1889’da sadece Kari-
nabad’dan 450, Aydos’tan 6 hane göç etmişti.110 16 Mayıs 1894 tarihli Allgemeine Zeitung’un
Viyana’da çıkan Politische Korrespondenz gazetesinden naklettiğine göre, Bulgar makamları-
nın ifadesiyle, Müslümanların Prensliğe karşı nefreti son dört yılda artmıştı. Müslümanlar,
Bulgarlarla eşit haklara sahip oldukları, imam ve öğretmen maaşları Prenslik tarafından öden-
diği, askerlik hizmetinden muaf ve siyasi haklara sahip oldukları ve Sobranya’da 12 mebusları
olduğu halde göç ediyorlardı. Gazetenin aktardığına göre Bulgaristan’dan Osmanlı Devleti’ne

1886; BOA, Y.EE., No. 115/10, 19 Temmuz 1886; BOA, Đ.MTZ.04, No. 11/589, 1 Zilkade 1303/ 2 Ağustos 1886; BOA,
Đ.MTZ.04, No. 11/591, 2 Zilkade 1303/ 3 Ağustos 1886; Nedim Đpek, a.g.e., s. 150, 151.
105
BOA, Y.A.HUS., No. 198/69, 26 Rebiülâhir 1304/20 Ocak 1887; BOA, Y.A.HUS., No. 200/59, 11 Cemaziyelâhir
1304/6 Mart 1887.
106
BOA, A.MTZ.04, No. 4/2, lef 1-15, 12 Haziran 1893-13 Haziran 1896; BOA, A.MTZ.04, No. 6/4, lef 1-lef 13, 16 Mayıs
1894-15 Temmuz 1894; BOA, Đ.MTZ.04, No. 21/1440, 11 Zilhicce 1219/21 Ocak 1902; BOA, Đ.MTZ.04, No. 27/1746,
21 Rebiülevvel 1325/4 Mayıs 1907; BOA, Đ.MTZ.04, No. 27/1752, 3 Cemâziyelevvel 1325/14 Temmuz 1907.
107
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 147. Bulgar belgelerinde Osmanlı Devleti yerine sürekli olarak Türkiye
tabirinin kullanıldığı görülmektedir.
108
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 144, 145.
109
Valeri Stoyanov, a.g.e., s. 64.
110
Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 145, 146.

563
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

göç eden Müslümanların yıllık ortalaması 12000-15000 kişi arasında değişiyordu ve 1892’de
yalnızca Burgaz’dan 1020 Müslüman göç etmişti. Gazeteye göre Müslümanların göç etmele-
rinde hâkim milletten azınlık durumuna geçmeye tahammül edemeyişleri ve yeni arazi kanun-
ları gereği arazilerinin bir kısmını Bulgarlara terk etmeye mecbur edilmeleri de etkiliydi.111
1893-1902 yıllarında Bulgar istatistiklerine göre Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 70.603 idi.112
Bunlardan 68.683’ü Müslüman, 1.920’si Gayrimüslim idi.113 1903 yılında Şumnu ve mülhaka-
tından 654 hane göç etmişti. Şumnu valisine göre de Türk göçleri başta Đslam fanatizmi ve
halifenin kanatları altında yaşama arzusu olmak üzere, Türklerin fakirliği ve yeterli toprağa
sahip olmayışlarının yanı sıra cehalet, tembellik, vergilerin ağırlığı, eşit ve anayasal bir rejim-
de yaşamaya ayak uyduramayışları vs. sebeplerden kaynaklanıyordu. Ancak, valiye göre Türk
göçleri esef verici değildi, çünkü onların yerine Bulgar nüfusun ikamesi daha faydalı idi114.
Osmanlı istatistiklerine göre 13 Mart 1880’den 19 Ocak 1892 tarihine kadar Đstanbul
üzerinden vilâyetlere sevk edilen bütün muhacirlerin sayısı 216.950 kişidir115. Bu sayı 1896
yılı sonuna kadar 288.626’ya ulaşmıştır. 13 Mart 1880’den-1896 yılı sonuna kadar Đstanbul’a
uğramadan vilâyetlere sevk edilen muhacirlerin sayısı ise 175.000’dir. Dolayısıyla 1880-1896
yılları arasında Osmanlı topraklarına gelen toplam muhacir sayısı 463.626’dır.116 Bu rakamla-
rın içinde Bulgaristan ve Şarkî Rumeli muhacirlerinin sayısı belli değildir. Ancak, bu yıllarda
Osmanlı Devleti’ne hicret edenlerin büyük çoğunluğunu Bulgaristan ve Şarkî Rumeli muha-
cirlerinin teşkil ettiğine şüphe yoktur. Nitekim muhacirlerin geldikleri memleketlere ilişkin
bazı senelere ait istatistikler bunu teyit etmektedir. Mesela, Mart 1886-Şubat 1887 tarihleri
arasında Đstanbul’a gelen 13.365 (2.807 hane) muhacirden 11.715’i Bulgaristan (1897 hane-
8.972 kişi) ve Şarkî Rumeli (623 hane-2.743 kişi) ahalisinden idi117. Yine, 13 Mart 1891-19
Ocak 1892 tarihleri arasında Đstanbul’a gelen 22.220 muhacirden 17.646’sı Bulgaristan (2.469
hane-13.432 kişi) ve Şarkî Rumeli (964 hane-4.214 kişi) muhacirleriydi118. Keza, 1897 sene-
sinde Osmanlı topraklarına göç eden 5.829 (1.222 hane) muhacirden 3.972’si Bulgaristan
(727 hane-3.343 kişi) ve Şarkî Rumeli (133 hane-629 kişi) ahalisindendi119. Bu verilere göre
1886-1887, 1891-1892 ve 1897-1898 senelerinde Đstanbul üzerinden iskân edilen muhacirle-
rin sırasıyla % 87,65, % 79,41 ve % 68,14’ünü Bulgaristan ve Şarkî Rumeli muhacirleri teşkil
ediyordu. Đstanbul’a uğramadan Edirne ve Selanik üzerinden Rumeli’ye, Şarköy ve Gelibolu
üzerinden Anadolu’ya yapılan göçlerin de büyük oranda Bulgaristan ve Şarkî Rumeli kaynak-
lı olduğu muhakkaktır. Bulgaristan Türkleri’nin göç hareketi nüfus sayımlarından da anlaşıl-
maktadır:

111
BOA, A.MTZ.04, No. 6/4, lef 2, 16 Mayıs 1894.
112
Nedim Đpek, a.g.e., s. 153; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 153.
113
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 153.
114
BOA, A.MTZ.04, No. 112/34, 9 Mart 1904; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 150, 152.
115
BOA, Y.A.HUS., 255/64, lef 1, 6, 9. 23 Cemaziyelâhir 1309/24 Ocak 1892; Nedim Đpek, a.g.e., s. 173, 174; Osmanlı
Devleti’nin Đlk Đstatistik Yıllığı 1897, s. 40. 1891’de gelen muhacir sayısı 22220 yerine sehven 23220 olarak kaydedilmiş-
tir.
116
Osmanlı Devleti’nin Đlk Đstatistik Yıllığı 1897, s. 40.
117
Nedim Đpek, a.g.e., s. 152.
118
BOA, Y.A.HUS., 255/64, lef 8; Nedim Đpek, a.g.e., s. 152, 153.
119
Nedim Đpek, a.g.e., s. 153; Osmanlı Devleti’nin Đlk Đstatistik Yıllığı 1897, s. 41.

564
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

TABLO-XIII
Bulgaristan’da nüfusun dinsel dağılımı (1880-1910)120
Yıl Ortodoks % Müslüman % Diğer % Toplam
1880/1884 2.135.046 71,6 802.597 26,9 45.306 1,5 2.982.949
1887 2.424.371 76,9 676.215 21,4 53.789 1,7 3.154.375
1892 2.606.786 78,7 643.258 19,4 60.669 1,8 3.310.713
1900 3.019.999 80,6 643.300 17,2 80.984 2,2 3.744.283
1905 3.344.790 82,9 603.867 15,0 86.918 2,1 4.035.575
1910 3.683.161 84,1 601.999 13,8 92.353 2,1 4.377.513

TABLO-XIV
Bulgaristan’da Türk ve Müslüman nüfus (1887-1910)121
Yıl Türk Nüfus Müslüman Nüfus
1887 602.331 676.212
1892 569.728 643.258
1900 539.656 643.300
1905 505.439 603.084
1910 504.560 603.084

TABLO-XV
1900 yılında Bulgaristan nüfusu122
Nüfus %
Bulgar 2.881.828 76,97
Müslüman 643.253 17,18
Ulah 71.704 1,91
Rum 68.457 1,83
Musevi 33.717 0,90
Katolik 27.004 0,72
Ermeni 13.796 0,37
Protestan 4.524 0,12
Toplam 3.744.283 100

Bu verilere göre Bulgaristan ve Şarkî Rumeli’de Türk ve Müslüman nüfus sayısı


1800/1884-1910 arasında 802.597’den 601.999’a düşmüş ve genel nüfus içindeki oranı ise
%26,9’dan %13,8’e gerilemiştir. Bu süre zarfında Bulgaristan’da Ortodoks nüfus %72,5 ar-

120
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 113.
121
Bilal N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yayınevi, Ankara 1986, s. 18.
122
BOA, A.MTZ.04, No. 101/57, lef 4, 5 Rebiülâhir 1321/30 Haziran 1903; krş. BOA, A.MTZ.04, No. 164/44, 23 Muhar-
rem 1326/26 Şubat 1908.

565
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

tarken, Müslüman nüfus doğal nüfus artışı bir yana %25 azalmıştır. En dramatik düşüş ise
1880/1884 ve 1887 yılları arasında meydana gelmiş ve Müslüman nüfus 126.282 kişi azalarak
676.215’e gerilemiştir. Doğal nüfus artışı göz önüne alındığında bu dönemde hicret eden
Müslümanların 150.000’den fazla olduğu tahmin edilebilir. Bu yıllardaki yoğun göç hareket-
lerinde zulüm, baskı ve yıldırma politikası, toprakların el değiştirmesi, Hıristiyan kültürünün
ikamesi, ulus-devletin konsolidasyonu çabaları ve Şarkî Rumeli’nin Bulgaristan Prensliği’ne
ilhakının büyük rol oynadığını söyleyebiliriz. Öte yandan 1887-1892 yılları arasındaki göçler-
le birlikte Müslüman nüfus 643.258’e gerilemiştir. 1893-1900 seneleri arasında Bulgaris-
tan’dan Türk göçü yavaşlamış ve doğal nüfus artışı ile göçler dengelenmiş görünmektedir.
Bununla birlikte 1893-1900 yılları arasında Bulgar istatistiklerine göre 49.838 Müslüman
Türkiye’ye göç etmiştir123. Dolayısıyla göçün en yavaş olduğu bu dönemde yılda ortalama
6230 kişinin göç etmesine karşılık, Müslüman nüfus da aynı ölçüde artmıştır. 1900-1905 yıl-
ları arasındaki göçler, doğal nüfus artışını geride bırakmış ve bu süre zarfında Müslüman nü-
fus 643.300’den 603.867’ye düşmüştür. Tablo XIV, Bulgaristan’da Türk nüfusla birlikte diğer
Müslüman unsurların (Pomak, Tatar) da Osmanlı Devleti’ne göç ettiğini göstermektedir. Va-
leri Stoyanov’a göre 1879-1912 yıllarında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç edenlerin sayısı
350.000,124 Ömer Turan’a göre ise 1878-1908 arasında göç eden Müslüman sayısı 500.000
dolayındadır125. 1893-1900 yılları arasındaki ortalama nüfus artışını genelleştirerek Bulgaris-
tan Müslümanları arasında yıllık 6.000-6.500 dolayında doğal nüfus artışı olduğunu kabul
edersek, 1800/1884-1910 seneleri arasında Bulgaristan ve Şarkî Rumeli’den göç eden Müs-
lüman nüfusun en az 380.000 ile 400.000 dolayında olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Bu durum
93 Harbi ile başlayan demografik dönüşümün Prenslik döneminde hız kesmediğini göster-
mektedir.

4- Osmanlı Kültür ve Medeniyet Eserlerinin Tasfiyesi


Bulgaristan’da Osmanlı mirasının reddi bağlamında Türk nüfusun tasfiye edilmesi ka-
dar dramatik olan bir diğer hadise, Osmanlı kültür ve medeniyet varlıklarının tahribi, yıkımı
ve böylece şehirlerin siluetlerinin değiştirilmesidir. Osmanlı döneminde inşa edilen ve vakıf-
lar sayesinde yaşatılan cami, mescit, medrese, tekke, zaviye, türbe, mektep, imaret, hamam,
konak, çeşme, sebil, şadırvan, bedesten, han, kervansaray, köprü vb. sivil ve dini yapılarla
Balkan şehirleri Đslamî, oryantal bir görünüm kazanmıştı. Bulgaristan’da da şehirlerin silueti-
ne minareler hâkimdi. Bunun yanı sıra, cumbalı veya tek katlı ahşap ve kerpiç evleri; dar,
dolambaçlı ve çıkmaz sokakları; külliye, çarşı ve mezarlıkları; etnik-dinî cemaatlerin cami,
kilise ve havraların etrafında kümelenerek genelde ayrı mahallelerde yaşadıkları Bulgaristan
şehirleri, Osmanlı şehrinin bütün özelliklerini yansıtıyordu.126 Ekrem Hakkı Ayverdi’nin bul-
gularına göre, Osmanlı döneminde Bulgaristan’da 2.356 cami ve mescid, 142 medrese-
darülkurra, 273 mektep, 42 imaret, 174 tekke-zaviye, 116 han, 113 hamam-kaplıca-ılıca, 27
türbe, 24 köprü, 75 çeşme, 3 sebil, 26 kervansaray ve saray, kale, hastahane, kütüphane, saat

123
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 153.
124
Valeri Stoyanov, a.g.e., s. 63.
125
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 154, 155.
126
Bernard Lory, a.g.e., s. 99; Božidar Jezernik, “Western Perceptions of Turkish Towns in the Balkans”, Urban History,
Vol. 25, No. 2, 1998, pp. 212-213; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 207-208;

566
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

kulesi, bedesten vs. olmak üzere toplam 3.399 adet eser inşa edilmişti127. Şarkî Rumeli hariç
olmak üzere Bulgaristan Prensliği’ne miras kalan vakıf hayrât (cami, mescit, medrese, imaret
vs.) ve müberrâtın (han, hamam, çeşme, köprü vs.) sayısı 2.051 idi128. Aşağıdaki tablolarda da
görüleceği üzere Osmanlı Devleti, Đslam ideolojisine sahip olduğu için şehirlerde yükselen
Đslam eserleri, Hıristiyan eserlerini kemiyet ve keyfiyet itibariyle bir hayli gölgede bırakmıştı.
Ancak, 93 Harbi ve akabinde gelen özerklikle birlikte Bulgaristan Prensliği ve Şarkî Rume-
li’de bu durum tersine çevrilmeye başlandı. 93 Harbi’nden önce Tuna Vilâyeti ve Şarkî Ru-
meli’de şehir ve kasabalardaki çeşitli eserlerin sayıları şöyledir:

TABLO-XVI
1291 (1874-1875) Salnâmesi’ne göre Tuna Vilâyeti’nde çeşitli bina türleri129
Sancak ve Tekke ve Đmaret, Rüşdiye Sıbyan Kilise ve Saat
Cami Hamam Han
Şehirler Türbe Medrese Mektebi Mektebi130 Havra kulesi
Rusçuk 29 7 6 1 9 5 3 21 1
Şumnu 40 10 9 1 22 5 5 28 1
Hezargrad 11 4 2 1 3 2 1 9 1
Cuma-i Atik 17 1 9 1 6 3 1 13 1
Silistre 12 - 6 - 7 5 3 4 1
Tutrakan 4 6 1 - 7 2 1 3 1
Ziştovi 19 - 1 1 3 5 1 18 1
Niğbolu131 12 1 2 - 8 2 1 5 1
Plevne 18 - 2 1 14 3 1 30 1
Toplam 162 29 38 6 79 32 17 131 9
Vidin 24 7 2 1 12 6 5 14 1
Lom 5 - 1 1 2 2 1 13 1
Adliye 3 - - - 3 1 - 3 -
Belgradçık 2 1 - 1 3 1 - - 1
Berkofça 8 3 1 1 5 3 3 15 1
Đvraca 8 2 1 1 5 5 3 37 1
Rahova 4 1 1 1 2 2 - 7 1
Toplam 54 14 6 6 32 20 12 89 6
Sofya 44 18 4 1 8 18 6 39 1
Dubniçe 11 9 4 1 8 3 3 27 1
Orhaniye 2 - - - 1 1 - 12 1
Đhtiman 2 - 2 - 2 1 1 4 -
Köstendil132 16 16 2 1 7 4 9 23 1
Samakov 10 2 1 1 4 5 1 16 1
Đzladi 7 1 2 1 6 1 1 12 1
Radomir 1 3 - - 2 2 1 12 1
Cuma-i Bâlâ 5 5 - - 4 1 5 24 1
Toplam 98 54 15 5 42 36 27 169 8
Tırnova 22 1 7 1 5 6 3 9 1

127
Ekrem Hakkı Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri: Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, c. 4, Đstanbul Fetih
Cemiyeti, Đstanbul 1982, s. 141-143.
128
BOA, A.MTZ.04, nr. 172/41, lef 2, 18 Şevval 1326/13 Kasım 1908; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 86.
129
Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1291, Def‘a 7, Vilâyet Matbaası, Rusçuk 1291, s. 124-127. Rakamlara köylerdeki eserler
dâhil değildir.
130
1289 Tuna Vilâyeti Salnâmesi’nden ilave edilmiştir. Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1289, Def‘a 5, Rusçuk: Vilâyet
Matbaası, 1289, s. 108-113.
131
1291 Salnâmesi’nde Niğbolu’daki cami sayısı sehven 18 yazılmıştır. Bu sebeple 1286 ve 1289 Salnâmelerindeki 12
rakamını esas aldık. Bkz. Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1286, Def‘a 2, Rusçuk: Vilâyet Matbaası, 1286, s. 108; Salnâ-
me-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1289, s. 108.
132
1291 Salnâmesi’nde Köstendil’de cami sayısı sehven 11 yazılmıştır. Bu sebeple 1286 ve 1289 Salnâmelerindeki 16 raka-
mını esas aldık. Bkz. Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1286, s. 109; Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1289, s. 110.

567
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Sancak ve Tekke ve Đmaret, Rüşdiye Sıbyan Kilise ve Saat


Cami Hamam Han
Şehirler Türbe Medrese Mektebi Mektebi133 Havra kulesi
Lofça 20 4 2 1 10 2 2 14 1
Osmanpazarı 10 - 5 1 7 - 1 7 1
Servi 9 - 2 1 14 2 1 9 1
Gabrova - - - - 3 4 - 14 1
Toplam 61 5 16 4 39 14 7 53 5
Varna134 16 1 12 1 12 1 3 14 1
Pravadi 5 2 5 - 5 2 1 5 -
Balçık 11 1 3 1 3 2 1 10 1
Pazarcık 20 2 12 1 12 3 1 24 1
Mankalya 1 - 3 - 2 - - 3 -
Toplam 53 6 35 3 34 8 6 56 3
Tulça 3 1 5 1 15 13 2 8 -
Sünne 3 - - - 3 9 3 2 -
Babadağı 2 2 1 - 5 3 3 1 -
Maçin 3 - 1 - 2 2 1 4 -
Köstence 4 - 2 1 - 2 - 5 -
Hırsova 2 1 1 1 3 1 - 1 -
Mecidiye 17 - - 1 1 3 2 13 -
Toplam 34 4 10 4 29 33 11 34 -
GENEL
462 112 120 28 255 143 80 532 31
TOPLAM

TABLO-XVII
1293 (1876) ve 1294 (1877) Salnâmelerine göre Edirne Vilâyeti’ne bağlı Filibe ve Đslimye
sancaklarında çeşitli bina türleri 135
Cami/ Medrese/
Sancak ve Şehirler Tekke Kilise Havra Mektep Han Hamam Saat Kulesi
Mescid Đmaret
Filibe 39/9 6/1 13 13 1 28 45 12 1
Tatar Pazarcık 20 6 5 6 1 6 30 3 1
Hasköy136 40/8 3 1 3 - 6 12 1 1
Zağra-i Atik 25 9 3 5 2 11 8 5 1
Kızanlık 11/1 6 2 4 1 13 8 2 1
Çırpan 8/1 4 3 3 - 10 9 2 -
Toplam 143/19 34/1 27 34 5 74 112 25 5
Đslimye 19/2 1 2 4 1 46 35 3 1
Yanbolu 14/1 1 4 2 1 5 25 3 1
Burgaz 3 1 - 3 - 6 9 1 -
Ahyolu 1 - - 16 - 2 9 1 -
Karinabad 4 - - 1 1 - 10 1 -
Aydos 2 1 - 1 - 6 - 1 1
Zağra-i Cedid 2 1 - 1 - 5 11 1 1
Misivri 1 1 - 1 - 4 3 1 -
Toplam 46/3 6 6 29 3 74 102 12 4
GENEL TOPLAM 189/22 40/1 33 63 8 148 214 37 9

133
1289 Tuna Vilâyeti Salnâmesi’nden ilave edilmiştir. Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1289, Def‘a 5, Rusçuk: Vilâyet
Matbaası, 1289, s. 108-113.
134
1286 Salnâmesi’nde Varna’da 19, Mankalya’da 3; 1289 Salnâmesi’ne göre ise Varna’da 16, Mankalya’da 3 tane cami
olduğu görülmektedir. Bkz. Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1286, s. 113; Salnâme-i Vilâyet-i Tuna, Sene 1289, s. 113.
135
Salnâme-i Vilâyet-i Edirne, Sene 1293, s. 124, 125; Salnâme-i Vilâyet-i Edirne, Sene 1294, Def‘a 8, Edirne: Vilâyet
Matbaası, 1294, s. 160, 161. Rakamlar her iki salnâmede aynı olup, köylerdeki eserler dâhil değildir.
136
1291 ve 1292 Edirne Vilâyeti Salnâmelerinde Uzuncaâbâd-ı Hasköy’de 4 cami ve 8 mescid kayıtlıdır. Bkz. Salnâme-i
Vilâyet-i Edirne, Sene 1291, Def‘a 5, Vilâyet Matbaası, Edirne 1291, s. 128; Salnâme-i Vilâyet-i Edirne, Sene 1292,
Def‘a 6, Vilâyet Matbaası, Edirne 1292, s. 124.

568
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Bulgaristan şehirlerinde Osmanlı mirasının tasfiyesi, 93 Harbi’nde Rus orduları ve Bul-


garların saldırılarıyla başladı. Muharebeler esnasında Müslüman nüfusun yanı sıra cami, mes-
cit, medrese, mezarlık vs. eserlerin de Rus ve Bulgarların hedef olması, savaşın yalnızca Os-
manlı hâkimiyetine son vermek veya bağımsızlık kazanmak gibi güdüleri olmadığını, din
taassubunun da bu harpte açığa çıktığını ve adeta cami ve kilise düellosunun başladığını
göstermektedir. Prens Çerkaski, Rus ordusunda görevli mühendis ve mimarları ele geçirilen
şehirlerin topografik haritalarını çıkarmak ve kadastro ve imar planlarını hazırlamakla görev-
lendirdi. Nitekim 1877’de Ziştovi (Semyonov, Butovic ve teğmen Novistsky) ve Tırnova
(Yüzbaşı Suhomlinov), 1878’de Rusçuk, Eski Zağra, Filibe (Yüzbaşı Ilyinsky, daha sonra
Çek mühendis Joseph Schnitter) ve Sofya (mühendis Nikolay Kopitkin) gibi şehirlerde ilk
imar ve yıkım planları Rus ordusunda görevli mühendis ve mimarlar tarafından hazırlandı.137
Muharebelerin başlamasından Rusların Bulgaristan’dan çekildiği 1879 Temmuz’una kadar
Vidin, Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Sofya, Filibe, Eski Zağra, Yeni Zağra, Kızanlık vs. şehirler-
de çok sayıda cami, mescit, mezarlık, medrese vb. Đslam eserleri Ruslar tarafından tahrip ve
ihrak edildi138. Mesela, Vidin’de savaş sırasında Rus topçu ateşi sonucu 2 cami yıkılmış, 11’i
ise ağır hasara uğramıştı. Yıkılan camilerden biri Sultan Ahmed Camisi idi139. Tırnova’da ise
Đkinci Bulgar Çarlığından kitabeler taşıyan ve Osmanlı döneminde Kavak Baba Zaviyesi Ca-
misine (Tekye Camisi) dönüştürülmüş olan Sv. Çetirideset Mıçenitsi (Kırk Şehitler) Kilisesi,
Rusların şehri işgalinden sonra tekrar kiliseye çevrildi140. Eski Zağra’nın Rus işgaline girişin-
den sonraki ilk on gün içinde 14 adet cami ve minare yıkıldı ve beş asırlık Đslam mezarlığı
tahrip edildi141. Kızanlık ve köylerinde Ruslar tarafından 1878 yazı itibariyle 24 cami yıkıldı142.
Savaş sırasında Rus ordularını kurtarıcı olarak karşılayan Bulgarların ulusal öfkesi, ilk etapta
cami, mescit, medrese ve mezarlıkların üzerine yöneldi. Daha başlangıçta Osmanlı ordularının
çekilmesi ile Bulgarlar Ziştovi, Razgrad, Eski Zağra, Yeni Zağra, Kızanlık ve Yanbolu’da
camileri, Köstendil’de tekke semahanesini yağma ve tahrip ettiler143. Đlk düşen şehir olan Ziş-
tovi’de Bulgar halk, kazma ve küreklerle camilere, Sofya’da ise Mavi Konak’a saldırdı144.
Razgrad’da Makbul Đbrahim Paşa Camisi ve Medresesi de Bulgar halk tarafından tahrip edil-
di145. Eski Zağra’nın ilk işgalinde (22 Temmuz 1877) Bulgarlar Cami-i Atik’i (Hamza Bey

137
Dobrina Zheleva-Martins & Yuli Farkov, “The Role of the Engineers from the Russian Army in Laying the Foundations
of Contemporary Bulgarian Town Planning after the Liberation from Turkish Domination in 1878, Etudes Balkaniques,
1999, No.1-2, pp.75-83. Bu konuda ayrıca bkz. Aşkın Koyuncu, “Sofya’da Osmanlı Mimari Mirasının Tasfiyesi (1878-
1908),”, XVI. Türk Tarih Kongresi, 20-24 Eylül 2010, Ankara, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, (Baskıda).
138
Bernard Lory, a.g.e., s. 105; Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de Yıkılan Osmanlı Eserlerine
Dâir Bir Đngiliz Belgesi”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Yıl 25, sa. 4, 1996, s. 243, 244; Aynı yazar, The Turkish Mi-
nority ..., s. 191-201; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 769, 770.
139
Bernard Lory, a.g.e., s. 105; BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef 205, 208, 209, 210, 211. 10 Temmuz 1890-8 Mart 1891;
Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 229.
140
BOA, A.MTZ.04, nr. 24/39, lef 12, 14, 15, 105, 106. 2 Mart 1881-20 Mart 1883; Bernard Lory, a.g.e., s. 106.
141
BOA, Sadaret, Rumeli-i Şarkî Evrakı (A.MTZ.RŞ), No. 9/6 lef 90, 25 Haziran 1885; Hüseyin Râci, Târîhçe-i Vaka’i
Zağra, Đstanbul: Hürriyet Matbaası, 1326, s. 80; Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 212; Ömer Turan, “1877-1878 Osman-
lı-Rus Savaşında Filibe’de ...”, s. 244; Aynı yazar, The Turkish Minority ..., s. 193.
142
Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de ...”, s. 244; Aynı yazar, The Turkish Minority ..., s. 193,
194; Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 769; Aynı yazar, “Bulgaristan’da Türk Vakıf-
ları”, (Ali Çaksu (Ed.)), Balkanlar’da Đslam Medeniyeti Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri (21-23 Nisan, 2000, Sof-
ya), IRCICA, Đstanbul 2002, s. 204.
143
BOA, Y.A.HUS., No. 163/61, 15 Aralık 1879.
144
Bernard Lory, a.g.e., s. 105-109.
145
BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef 192, 11 Nisan 1305/23 Nisan 1889.

569
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Camisi) yağmaladılar ve türlü tahkirâtta bulundular. Đkinci işgalde (14 Ocak 1878) ise bu kez
aynı caminin minaresi barutla kubbesi üzerine yıkıldı. Yine Kızanlık’ta dört cami, bir medrese
ve 250 kadar Müslüman evi yakıldı146. Yeni Zağra’da mevcut iki cami de Bulgarlar tarafından
yakıldı. Savaş sırasında yalnızca askeri depo ve polis merkezine dönüştürülen camiler yıkım-
dan kurtuldu147.
93 Harbi öncesinde Filibe şehir merkezinde 33 cami, 11 tekke, 13 kilise, 1 havra ve 12
hamam bulunuyordu148. Rus idaresi döneminde (17 Ocak-10 Kasım 1878) camilerin çoğu Rus
ve Bulgarlar tarafından tahrip edildi. 20 Ocak’ta yani Rus işgalinin üçüncü gününde Fili-
be’deki Müslüman mezarlıklarının tahribine ve mezar taşlarının sökülmesine başlandı. Hazi-
ran ayında üzerlerine yürüyüş mahalli ve tiyatro binası yapıldı. 10 Kasım itibariyle ibadet
etmeye elverişli tek cami Hacı Đsmail Mahallesindeki Alaca Mescit (Eyne Hoca Camisi) idi.
Diğer camilerden aralarında Đmaret Camisi (Gazi Şehabeddin Paşa Camisi) ve Muradiye Ca-
misi’nin (Cuma/Hüdâvendigâr Camisi) de bulunduğu sekiz tanesi Ruslar tarafından depo, bir
tanesi ise samanlık olarak kullanılıyordu. Đki cami kapalı idi, diğerleri ise tahrip edilmişti.
Filibe’nin Rus işgalinde bulunduğu süre içinde 11 tekkeden 8’i tahrip edilirken 1’i kışlaya 2’si
ise meyhaneye tahvil edildi.149 22 Temmuz’da Rodop Komisyonu üyelerinin Filibe’ye gelişi
yıkımına ve çatısı sökülmeye başlanan Muradiye Camisini yıkımdan kurtardı150. 1879’da Şe-
habeddin Paşa Camisi’nin kubbelerinin kurşun kaplaması çalındı151. Tatar Pazarcık ve civarın-
da Şarkî Rumeli’nin Rus işgalinde kaldığı bir buçuk yılda Ruslar tarafından cami, mescit,
medrese, mezarlık vs. olmak üzere 182 Osmanlı eseri yıkıldı. Şarkî Rumeli hükümeti ise Rus-
ların çekilmesinden (Temmuz 1879) 2 Ekim 1879’a kadar olan birkaç aylık süre içinde Tatar
Pazarcık’ta cami, medrese ve Müslüman evlerinden 114’ünü yakmış, 173’ünü yıkmış,
469’unu tahrip etmiş ve oturulabilir Müslüman evlerine de Bulgarları yerleştirmişti152.
Sofya’nın 3 Ocak 1878’de Rus işgaline girmesinden sonra Osmanlı eserlerinin tahribine
başlandı. Geçici Rus idaresi döneminde Sofya’daki “Minare Ormanı”ndan ıstırap duyan Rus
komiseri Dondukov, Aleksandr Mosolov’un anılarında belirttiği üzere 1878 Aralık ayında
fırtınalı bir gecede yaverlerine verdiği emirle gök gürültüleri eşliğinde Gül Camisi, Mahmud
Paşa Camisi ve Kara Cami’nin de bulunduğu yedi caminin minaresini dinamitle havaya
uçurtmuş ve bir haftada yıkılan minare sayısı onu aşmıştı153. Aynı kış, büyük camilerden 8’i ve

146
Hüseyin Râci, a.g.e., s. 38, 39, 104.
147
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 194.
148
Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de ...”, s. 242; Aynı yazar, The Turkish Minority ..., s. 198;
Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki ...”, s. 769. Krş. Tablo XVII.
149
Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de ...”, s. 244-251; Aynı yazar, The Turkish Minority ..., s.
193-199.
150
BOA, Y.EE., No. 42/118, 10 Temmuz 1294/22 Temmuz 1878; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 232, 233.
151
Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 212.
152
BOA, A.MTZ.RŞ., No. 1/13, 15 Şevval 1296/2 Ekim 1879; Mahir Aydın, Şarkî Rumeli..., s. 211, 212; Nedim Đpek, a.g.e.,
s. 142.
153
Al. Mosolov, Bılgariya 1878-1883: Spomeni, Sofiya: VĐS,1936, s. 28’den nakleden Bernard Lory, a.g.e., s. 106. Đsmail
Cambazov, bu işi yerine getiren kişinin bizzat Mosolov olduğunu belirtmektedir. (Đsmail Cambazov, “Sofya’da Bugünkü
Osmanlı Mimari Eserleri”, Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000:
Bildiriler, c. 1, (Ed. Azize A. Yasa - Zeynep Zafer), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 191,
214-216). Jorjeta Nazırska ise bu olayın 1879 Temmuz’unda meydana geldiğini ve bir gecede on caminin havaya uçurul-
duğunu belirtmektedir. (Jorjeta Nazırska, a.g.e., s. 74).

570
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

küçük camilerin çoğu yıkıldı154. 1879 yılında Sofya’da ayakta kalan cami sayısı 14’tü. Bunlar-
dan 13’ü büyük bina yokluğundan askeri amaçlara tahsis edilmesi sayesinde ilk anda yıkım-
dan kurtulmuştu. Banya Başı Camisi ise harap haldeydi155.
Bulgaristan’da Osmanlı eserlerinin tahribatı Berlin Antlaşması’nın koruyucu hükümle-
rine rağmen savaştan sonra da devam etti. Berlin Antlaşması’nın 12. maddesi Bulgaristan
Emareti’ndeki “emlâk-i miriyye ve mevkûfenin Bâbıâli hesabına suret-i ferağ ve istimaline
müteallik işlerin cümlesine ve bunlarda bir ilişiği bulunacak efradın mesâlihini iki sene zar-
fında tesviyeye memur” bir Türk-Bulgar Komisyonu kurulmasını öngörüyordu.156 Ancak, ko-
misyon daha müzakerelere başlamadan yıkım ve tasfiye programı uygulamaya konuldu. Türk-
Bulgar Komisyonu Nihat Paşa ve Todor S. Burmov başkanlığında 1880 yılında müzakerelere
başladı. 1/13 Nisan 1880 ile 29 Ekim/11 Kasım 1881 tarihleri arasındaki 56 oturum boyunca
komisyonda mirî emlâk kavramının içeriği tartışıldı, ancak emlâk sorunun çözümü bir yana
mirî emlâkın muhtevası üzerinde dahi uzlaşma sağlanamadı. Tarafların mirî emlâk konusun-
daki görüş ve itirazları kayıt altına alınarak 2/14 Eylül 1882’deki 57. oturumda vakıf emlâkı
ile ilgili müzakerelere geçildi. Gelgelelim 9/21 Nisan 1883’de akdedilen 71. protokole kadar
geçen süre zarfında Bulgar komiserlerin ısrarı üzerine emaretteki vakıf eserlerini gösteren bir
emlâk-i mevkûfe defteri hazırlanması lüzumu ve adem-i lüzumu tartışıldı157. 20 Şubat 1885’de
toplanan 83. oturumdan sonra müzakerelerden bir sonuç alınamayacağının anlaşılması üzerine
komisyon tatil edildi158. Bulgar tarafı mirî ve vakıf emlâkın hükümranlık hakları gereği kendi-
sine geçtiğini iddia ederek kurtulmak istediği emlâk için bir de tazminat ödemek istemiyordu.
Bundan dolayı, konuyu sürüncemede bırakarak kendi planını tatbik etmeye koyuldu ve çeşitli
girişimlere rağmen Türk-Bulgar Komisyonunun bir daha toplanması mümkün olmadı. Bulga-
ristan’da kalan vakıf ve mirî emlâk meselesi, ancak Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etme-
sinden (5 Ekim 1908) sonra Osmanlı Devleti’nin 93 Harbi’nden dolayı Rusya’ya ödemesi
gereken harp tazminatına mahsup edilerek 9 Nisan 1909’da imzalanan protokolle çözülebildi.
Bu süre zarfında Osmanlı Devleti’nin itirazlarına rağmen Bulgaristan hükümetleri mirî ve
vakıf eserlerini ve bunlara bağlı emlâk ve dükkânları tek taraflı tasarruf ederek yıkım, kiraya
verme, satış ve başka amaçlarla kullanma hakkını saklı tuttu. Osmanlı hükümeti, Bulgaristan
Komiserliği vasıtasıyla Osmanlı eserlerinin yıkımını durdurmaya çalıştı ve Bulgaristan’ı pek
çok kez Berlin Antlaşması’nı imzalayan devletlere şikâyet etti ise de bu teşebbüslerin çoğu
sonuçsuz kaldı159.

154
Bernard Lory, a.g.e., s.106-109; Ayrıca bkz. Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de ...”, s. 243;
Aynı yazar, The Turkish Minority ..., s. 194.
155
Bernard Lory, a.g.e., s. 107; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 212, 213, 219.
156
Mehmet Đpşirli, a.g.m., s. S. 680.
157
BOA, A.MTZ.04, No. 18/18, lef 3, 6, 7, 8, 12, 26, 28. 18 Şubat 1880- 25 Kasım 1880; BOA, A.MTZ.04, No. 18/98, lef
11, 12, 13, 15, 16. 16 Haziran 1881-17 Ağustos 1881; BOA, A.MTZ.04, No. 18/3, lef 2, 9 Nisan 1883; BOA, A.MTZ.04,
No. 24/39, lef 73, 31 Ekim 1882, lef 135, 25 Mayıs 1883, lef 163, tt. 1883; BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5, 13
Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902; BOA, Y.EE., No. 136/24, Lef 1, 2, 13 Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902;
Mehmet Đpşirli, a.g.e., s. 686-689; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 214-215.
158
208; BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5, 13 Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902; BOA, Y.EE., No. 136/24, Lef 1, 2,
13 Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902; BOA, A.MTZ.04, No. 172/41, lef 2, 18 Şevval 1326/13 Kasım 1908; Mehmet
Đpşirli, a.g.m., s. 687, 689; Ömer Turan, “Bulgaristan’da Türk Vakıfları”, s. 207. Türk-Bulgar vakıf komisyonu ve Bulga-
ristan’daki Türk vakıfları hakkında geniş bilgi için bkz. Mehmet Đpşirli, a.g.m., 679-707; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 80-111;
Ömer Turan, “Bulgaristan’da Türk Vakıfları”, s. 199-229.
159
Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 215-216.

571
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Yunanistan, Romanya ve Sırbistan’da olduğu gibi Bulgaristan’da da Osmanlı hâkimiye-


tinin izlerinin silinmesi ve ulusal kimliğin ön plana çıkarılması sürecinde şehirlerin yeniden
inşası, pratik, fonksiyonel ve ideolojik sebeplerle modernleşme programlarının temelini teşkil
etti.160 Bernard Lory, Bulgaristan’da başlayan Avrupalılaşma sürecinin “deosmanizatsiya”
hareketi olarak uygulandığını belirtmektedir161. Öte yandan, Bulgaristan’ın Avrupalılaşması
sürecinde başta mimari, sanat ve ekonomi olmak üzere pek çok alanda Avusturya’nın aracı
rolünü ve etkisini vurgulamak gerekir162. Bulgaristan’da, yalnızca 1878-1885 yılları arasında
36 şehir için imar planları hazırlandı. Bu şehirlerden 26’sı Prenslik, 10’u ise Şarkî Rumeli’de
idi: 1878’de Sofya, Eski Zağra, Silistre, Filibe; 1879’da Varna, Köstendil, Hacıoğlu Pazarcık;
1880’de, Tırnova, Yeni Zağra, Ziştovi, Burgaz, Yukarı Rahova, Samakov, Pravadi; 1881’de
Rusçuk, Kızanlık, Vidin, Đvraca, Selvi (Servi), Harmanlı, Eski Cuma, Osman Pazar; 1882’de
Hasköy, Plevne, Gabrova, Dubniçe, Razgrad, Karinabad, Aydos, Balçık; 1883’de Lofça, Ra-
domir; 1884’de Şumnu, Đstanimaka, Popovo ve 1885’de Lom şehirlerinde Avusturyalı, Çek,
Alman, Rus, Fransız mühendis ve mimarlar tarafından hazırlanan tanzim planları yürürlüğe
girdi163. Osmanlı Devleti’nden tevarüs edilen külliye, çarşı ve mahalle eksenli şehirler yerine
idarî ve ticarî merkezlerin olduğu meydanlara çıkan ızgara temelli, geniş bulvar, cadde ve
sokaklardan oluşan modern şehirler inşa etme arzusu, 1878’den itibaren Bulgaristan’da sayı-
sız Osmanlı eserini silip süpürdü.164 Bu sebeple Bulgaristan’da Osmanlı sonrasında şehirlerin
fiziksel yapısı, mimarisi ve görünümünde köklü bir değişim yaşandı. Bu durum her ne kadar
modern şehircilik anlayışının kaçınılmaz bir sonucu gibi görünse de şehir planlarının hazırla-
nış ve imar faaliyetlerinin uygulanış biçimi tasfiye hareketinin bilinçli bir yıkım politikasının
ürünü olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim Eski Zağra Müftüsü Hüseyin Râci Efendi, sa-
vaştan önce 25 cami bulunan ve bunlardan 14’ü Ruslar tarafından yıkılan ve ayrıca savaş sıra-
sında yanan Eski Zağra şehri için Çek mimar Lübor Bayer tarafından 1878 yılında hazırlanan
imar planını, “plan içinde bir plan” diye yorumluyordu. Lübor Bayer’in 10, 16 ve 20 metrelik
cadde ve sokaklar öngören ve şehri 330 ve 660 m2lik parsellere bölen “Amerikan tarzı” imar
planında Bulgar kiliseleri gözetildiği halde muhterik Đslam eserleri, hane ve dükkânların yanı
sıra yangından kurtulanların da bir bölümü yıkım için plana dâhil edilmişti165. A. Đşirkov
1912’de “Yunanlıları bizim eserlerimizi tahrip etmiş olmaları yüzünden kınamak için yeteri
kadar kelime bulamayan bizler, kendimiz, Türk eserlerini fanatik bir çılgınlıkla yıktık” sözleri

160
Alexandra Yerolympos, “A New City for a New State: City Planning and the Formation of National Identity in the Bal-
kans (1820s-1920s)”, Planning Perspectives, vol. 8, nr. 3, 1993, s. 235-236. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Aynı yazar,
Urban Transformations in the Balkans (1820-1920): Aspects of Balkan Town Planning and the Remaking of Thessaloni-
ki, Thessaloniki: University Studio Press, 1996; Dobrina Jéléva-Martins, “Les Traits communs et spécifiques de
l’urbanisme des capitales des états Balkaniques au XIXe siècle”, Etudes Balkaniques, 1997, no. 1-2, s. 131-145.
161
Bernard Lory, a.g.e., s. 7-8.
162
Doklad do Negovo Veliçestvo Ferdinand I Tsar na Bılgarite: po sluçay 25-godişninata ot vızşestvieto mu na Bılgarskiya
prestol 1887-1912, Dırjavna peçatnitsa, Sofiya 1912, s. 682; Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s. 535.
163
Bernard Lory, a.g.e., s. 101; Alexandra Yerolympos, a.g.m., s. 248, 257n45; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 217.
164
Stephen Lewis, a.g.m., s. 3.
165
BOA, A.MTZ.RŞ, No. 5/3, lef 7, tt. 1889; BOA, A.MTZ.RŞ, No. 9/6, lef 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90. Ocak 1885-25
Haziran 1885; Alexandra Yerolympos, a.g.m., s. 246; Bernard Lory, a.g.e., s. 102; Dobrina Zheleva-Martins, “Ethnic
Structure of the Bulgarian Cities before their first urban Planning at the End of the 19th Century”, Etudes Balkaniques,
2002, No. 2, p. 134-135; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 235. Eski Zağra şehrinin yeniden inşası ve Lübor Bayer hakkında
bkz. Pierre Voillery, “Une ville bulgare à l’époque ottomane Eski Zaara (XVIIIe-XIXe siècles)”, Turcica, vol. 22, 1988,
s. 93-112; Dobrina Zheleva-Martins, Aynı yer.

572
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

ile tasfiye politikasını eleştiriyordu.166 Mijatev de Bulgaristan’ın bağımsızlığından hemen son-


ra Türk eserlerinin sistemli ve hızlı bir şekilde tahrip edildiğini belirtmektedir167.
Bulgar hükümetleri tarafından yürütülen imar ve yıkım faaliyetlerinden en çok camiler
etkilendi. Bernard Lory’ye göre Bulgaristan’da Osmanlı Devleti’nden miras kalan eserler
içinde “camiler yüksek minareleri ile kiliselerin genellikle çan kulesinden mahrum olduğu
şehirlerin üzerinde yükseliyorlar ve Bulgarların beş yüzyıl boyunca maruz kaldıkları dinsel ve
sosyal ayrımcılığın sembolü” olarak görülüyorlardı168. Bu algı, Avrupa tarzı şehirler inşa et-
mek amacıyla öncelikle camilerin “tanzim planlarına” dâhil edilerek bir vesile ile yıkılmaya
başlanmasına sebep oldu. Bir başka uygulama camilerin kiliseye çevrilmesiydi. Özellikle
Osmanlı döneminde kiliseden tahvil edilen camiler için bu uygulama kaçınılmazdı. Camiler
bazı hallerde yalnızca minareleri yıkılarak depo, müze, matbaa, hastahane, kütüphane, hapis-
hane, cephanelik vb. amaçlarla kullanıma uygun hale getiriliyordu. Şehirlerin modernleştiril-
mesi adına cami, mescit ve minarelerin yanı sıra Osmanlı dönemini hatırlatan medrese, tekke,
zaviye, dergâh, mezarlık, türbe, bedesten, han, kervansaray, hamam, çeşme vb. eserlerle bun-
ların yaşamasını temin eden vakıf dükkânlar da belediye imar planlarına dâhil edilerek istim-
lâk edildi ve yolların genişletilmesi, park, bahçe, meydan, fuar alanı, pazaryeri, ahır, vs. ya-
pımı gibi amaçlarla tasfiye edildi169. Bulgar belediyeleri 1897’de Rusçuk’ta görüldüğü üzere
tanzim planlarına alınıp yıkılmasına karar verilen eserlerin tamiratına izin vermediği gibi,
yıkılmış veya zapt edilmiş olan vakıf dükkânların vergilerini işleterek geride kalan diğer dük-
kânları veya bunların bağlı bulunduğu camileri haczediyordu. Rusçuk’ta bulunan 29 camiden
7’si 1897’ye kadar yıkılmıştı ve 16 tanesi de plana tesadüf ettiğinden dolayı belediye tarafın-
dan yıkılmayı bekliyordu170. Osmanlı kültür ve medeniyet varlıklarının tasfiyesinde başvuru-
lan bir başka yöntem vakıf gelirlerine el konulması ve Türk nüfusun azalmasından dolayı ba-
kımsız kalan ve zamanın tahribatına bırakılan eserlerin bir süre sonra “müşrif-i harab” ve
“mâil-i inhidam” oldukları bahanesiyle ile belediye emlak kanunu gerekçe gösterilerek yerel
yönetimler tarafından yıkılmasıydı171. Mesela, Vidin belediyesi müftülüğün vakıf dükkânların
tamirine izin verilmesi için yaptığı başvuruları sekiz yıl boyunca reddettikten sonra 1890 yı-
lında “müşrif-i harab” oldukları gerekçesiyle yüz dolayında vakıf dükkânın yıkılmasına karar
verdi172. Bulgaristan Komiserliği kâtibi Mustafa Reşit Bey’in yıkımın durdurulması için Bul-
garistan Hariciye ve Mezâhib Nezaretine yaptığı başvuru, belediye emlak kanununun 21.
maddesi gereği yıkılmaya yüz tutan emlâkın tamirine ruhsat verilemeyeceği gerekçesi ile red-

166
A. Đşirkov, Grad Sofiya: Prez XVII vek, Sofiya: Tsarska Pridvorna Peçatnitsa, 1912, s. 2 ve ondan naklen Petâr Mijatev,
“Bulgaristan’daki Osmanlı Anıtları”, (Çev. Yaşar Yücel), Belleten, sa. L/196, 1986, s. 291; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s.
200; Aynı yazar, a.g.b.
167
Petâr Mijatev, a.g.m., s. 291; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 200; Aynı yazar, a.g.b.
168
Bernard Lory, a.g.e., s. 105.
169
BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5, 17 Ağustos 1902; BOA, A.MTZ.04, No. 132/38, lef 1, 2, 12 Temmuz 1905; BOA,
Y.EE., No. 136/24, Lef 1, 2, 17 Ağustos 1902; BOA, Yıldız, Mütenevvî Maruzat Evrakı (Y.MTV.), No. 274/45, lef 1-3,
1-14 Mayıs 1905; Mehmet Đpşirli, a.g.m., s. 688-691; Mahir Aydın, Şarki Rumeli Vilayeti, s. 211-212; Aynı yazar, Os-
manlı Eyaletinden ..., s. 160; Ömer Turan, “Bulgaristan’da Türk Vakıfları”, s. 207-210.
170
BOA, Yıldız, Evkaf Nezareti Maruzatı (Y.PRK.EV.), No. 2/39, 29 Zilhicce 1310/13 Temmuz 1893; BOA, A.MTZ.04,
No. 49/50, 19 Cemâziyelevvel 1315/15 Ekim 1897; Eşref Eşrefoğlu, “Bulgaristan Türklerine ve Rusçuk’taki Türk Eserle-
rine Dair 1897 Tarihli Bir Rapor”, Güney Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, sa. I, 1972, s. 27, 31-34.
171
BOA, Y.MTV., No. 274/45, 26 Safer 1323/1 Mayıs 1905; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 216.
172
BOA, Đ.MTZ.04, No. 14/872, 7 Ramazan 1307/26 Nisan 1890; BOA, A.MTZ.04, No. 23/41, 17 Ramazan 1307/8 Mayıs
1890; Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 229.

573
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

dedildi173. 1897 yılında aynı gerekçe ile Ziştovi’deki Velişan (Hacı Veli Ağa?) Camisi, beledi-
ye meclisinin aldığı kararla yıkıldı174. Yine Varna’da 1905 yılında Abdurrahman Mezarlığı
“sıhhat ve selamet-i umumiye nokta-i nazarından” belediye tarafından yıkıldı. 1908’de ise
Sandıkçı Baba Camisi ve Fethi Baba Türbesi, “mâil-i inhidâm” oldukları gerekçesi ile yıkıl-
dılar175.
Bulgaristan’da yıkım ve imar faaliyetlerinin en yoğun yaşandığı şehir Sofya idi. Sof-
ya’nın ilk imar planı müteselsil olarak Rus Nikolay Kopitkin (1878), Sofya Baş mimarı Çek
Anton Kolar (1878), ile belediye mimarı Çek Vatslav Roubal (1879), Çek Jiri Proşek (1879)
ve Fransız S. Amadier (1879-1880) tarafından hazırlandı. Amadier’in son şeklini verdiği Sof-
ya planı, 16/28 Ocak 1880’de Prens Aleksandır Batemberg tarafından onaylandı. Bu plana
göre Osmanlı dönemi Sofya’sı Amerikan tarzı ızgara temelli 12, 15 ve 25 metrelik sokak,
cadde ve bulvarlarla Viyana üslubu ile yeniden inşa edilecekti. 1878-1893 yılları arasında
Sofya’da uygulamaya konulan Batemberg planı, çeşitli revizyonlar geçirdi ve Dimitır Pet-
kov’un belediye başkanlığı döneminde (1888-1893) büyük ölçüde tamamlandı. Petkov’un
direktifleri doğrultusunda 1892’de Bulgar mimar Aleksandır Naçev, imar planını güncelledi.
Petkov planı olarak da anılan bu plan küçük değişikliklerle 1912 yılına kadar yürürlükte kal-
dı176. Savaş öncesinde 44 cami bulunan Sofya’da 1879’da ibadet edilebilen tek cami harap
haldeki Banya Başı Camisi idi. 1890’da yıkılmasına karar verildi ise de Osmanlı Devleti’nin
girişimi ile yıkılmaktan kurtuldu. 1902 yılına gelindiğinde Banya Başı Camisi ayakta idi. Bu
sırada Lom Caddesindeki Mansur Hoca (Kiremitli) Camisi harap bir halde yıkılmayı bekli-
yordu. Ayrıca, Banya Başı Camisine bitişik Türk hamamı ile Ahi Murad Vakfı hamamı da
ayakta idi. Bulgaristan Komiseri Ali Ferruh Bey’e göre Sofya belediyesi, adlî makamların
yardımı ile sokakların genişletilmesi ve kısmen de yıkılmaya yüz tuttukları bahane ve iddia-
sıyla bütün Đslam vakıflarını teker teker zapt ve tahrip etmişti177. Harabe halindeki Mansur
Hoca Camisi 1904-1905’de yıkılmış olmalıdır. Öte yandan Sofya Belediyesi 1906 yılında
Sofya’da kalan tek cami olan Banya Başı Camisini kaplıca yapımı için yıkmaya karar verdi
ise de Bâbıâli ve Komiser Sadık Paşa’nın girişimiyle yıkım önlendi. Ancak, yanı başındaki
Türk hamamı yıkılmaktan kurtulamadı. Sofya’da ayakta kalmayı başaran Osmanlı eserlerine
gelince; Sofya hükümet konağı yeni bir üslupla restore edilerek Prens Sarayına çevrildi.
Rus komiseri Dondukov tarafından minaresi yıkılan dokuz kubbeli Mahmut Paşa Camisi
(Cami-i Kebir, 1474) savaş sırasında hastahane, savaştan sonra devlet matbaası (1879) ve
milli kütüphane (1880-1893) olarak kullanıldıktan sonra 1893 yılında nihaî olarak arkeoloji
müzesine tahsis edildi ve 1905’de Bulgar Milli Arkeoloji Müzesi olarak ziyarete açıldı. Os-
manlı döneminde kiliseden tahvil edilmiş olan Gül ve Siyavuş Paşa Camileri kısmî kapalılık
ve restorasyondan sonra tekrar kiliseye çevrildiler. Bosnalı Sofu Mehmed Paşa tarafından
1548’de yaptırılan Sofu Mehmed Paşa (Kara Cami) ise 1901-1903 yılları arasında yürütü-
len rekonstrüksiyondan sonra Osmanlı protestoları eşliğinde 9 Ağustos 1903 günü “Sv.

173
BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef 203, 14 Zilkade 1307/2 Temmuz 1890, lef 212, 14 Zilkade 1308/21 Haziran 1891.
174
Ömer Turan, The Turkish Minority ..., 201.
175
Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 231; Ömer Turan, The Turkish Minority ..., s. 195.
176
Geniş bilgi için bkz. Aşkın Koyuncu, a.g.b.
177
BOA, Y.EE., No. 136/24, lef 2, 13 Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902; BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5, 13
Cemâziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902; Mehmet Đpşirli, a.g.m., s. 688.

574
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

Sedmoçislenitsi” (Yedi Azizler) adıyla kiliseye dönüştürüldü178. Böylece, Prenslik dönemi-


nin sonuna gelindiğinde Mithat Paşa’nın açtığı beş bulvar, bazı meydan ve halk bahçeleri-
nin bulunduğu yerler, 1928’de yıkılana kadar hapishane olarak kullanılan Sofu Mehmet
Paşa Medresesi ile yukarıda belirtilen tahvil edilmiş eserler dışında, artık eski Osmanlı
şehrinden hiç bir şey kalmamış ve Sofya, Avusturya ekolü ile yeni baştan inşa edilmişti.
Aslî fonksiyonu ile varlığını sürdüren tek eser günümüzde de ayakta olan Banya Başı Ca-
misiydi179.
Sofya’da beş asırlık Osmanlı hâkimiyetinin izleri yaklaşık 30 yılda tamamen tasfiye
edildi. Ancak, imar planlarının uygulanması zamana ve paraya mütevakkıf olduğu için yıkım
ve imar faaliyetleri Sofya kadar hızlı olmasa da bütün Bulgaristan’da devam etti. Prenslik
döneminde Rusçuk, Vidin, Tırnova, Ziştovi, Şumnu, Varna, Silistre, Köstendil, Dubniçe, Fili-
be, Tatar Pazarcık, Eski Zağra, Kızanlık, Đslimye, Çırpan, Burgaz, Yanbol vs. şehirlerde çok
sayıda cami, medrese, tekke, türbe, bedesten, han, kervansaray, hamam, mezarlık, çeşme vs.
eserler Osmanlı izlerinin silinmesi adına yıkıldı180. Bulgaristan’da Osmanlı eserlerinin yıkımı
krallık döneminde de sürdü.
1912 yılında artık Bulgarların Çarı unvanını kullanan Ferdinand’ın tahta çıkışının 25.
yılı münasebetiyle bastırılan raporda Bulgaristan şehirlerindeki dönüşüm şöyle aktarılmakta-
dır: “Bağımsızlıktan sonraki ilk on yıllık geçiş döneminde mimari tarzdaki dönüşüm yavaştı…
Ancak, 1887-1912 arasında çok hızlı ve büyük bir dönüşüm yaşandı... 1887’den sonra şehir-
lerin silueti tamamen değişti. Eskiden yalnızca ince uzun minareleriyle camiler, dar ve do-
lambaçlı sokaklar boyunca sıralanmış evlerin çatıları üzerinden yükselirken, artık şehirlerde,
hatta bazı köylerde bile, düz ve geniş cadde ve meydanların etrafında sıralanan çan kuleli
kubbeli kiliseler, zarif okul binaları, büyük hastahaneler, güzel kültür merkezleri, muntazam
binalar göze çarpıyor. Bu anlamda, Rusçuk, Varna, Filibe, Eski Zağra, Burgaz ve Silistre’nin
şehircilikte çok ilerlediği ve diğer şehirlerin arasından sıyrıldıkları ve şehir tanımını layıkıyla
hak ettikleri görülmektedir. Ancak, Bulgaristan’daki bütün şehirler içinde şehir planlamacılı-
ğında en ileri şehir Sofya’dır. Başkent Sofya güzelliği ve düzeni ile geri kalan şehirler üzerin-
de bir hâle gibi yükselmektedir. Sofya, ilkel ve köhne bir şehrin kısıtlı imkânlarla kısa zaman-
da nasıl böyle yüksek bir mertebeye çıkılabileceğini göstermesi bakımından sadece diğer Bul-
gar şehirleri için değil, yurt dışındaki şehirlere bile model olabilir. 25 yıl önce sıradan bir
Türk şehri olan Sofya, yüce majestelerinin bilge liderliğindeki Sofyalıların, Bulgar milletinin,
ortak çabaları sonucunda meydanları, halk bahçeleri, geniş caddeleri, su şebekesi, kanalizas-
yonu, elektrikli aydınlatması, tramvayları, harikulade kamu ve şahsî binalarıyla yepyeni, gü-

178
Sofu Mehmed Paşa Camisi (Kara Cami)’nin kiliye çevrilmesi hakkında geniş bilgi için bkz. Aşkın Koyuncu, “Sofya’daki
Sofu Mehmed Paşa Camisi (Kara Cami)’nin Kiliseye Dönüştürülmesi”, Uluslararası Balkanlarda Türk Varlığı Sempoz-
yumu- II, Bildiriler, C. II, 13-15 Mayıs 2010, Celal Bayar Üniversitesi, Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Manisa, Yay.
Haz. Ünal Şenel, Manisa: Celal Bayar Üniversitesi Matbaası, 2010, s. 129-146; Meral Bayrak (Ferlibaş), “Sofya’da XVI.
Yüzyıla Ait Bir Vakıf Örneği: Sofu Mehmed Paşa Külliyesi ve Camiden Kiliseye Çevrilmiş Bir Mabedin Hikayesi”, Türk
Kültür Đncelemeleri Dergisi, sa. 19, 2008, s. 1-42.
179
Sofya’daki yıkım faaliyetleri hakkında geniş bilgi için bkz. Aşkın Koyuncu, a.g.b.; Aynı yazar, a.g.m., s. 218-228; Meh-
met Đpşirli, a.g.m., s. 679-707.
180
Geniş bilgi için bkz. Aşkın Koyuncu, a.g.m., s. 228-240; Neriman Ersoy, a.g.t., s. 95-109; Ömer Turan, The Turkish
Minority ..., s. 193-201.

575
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

zel, modern ve tertemiz bir şehre dönüştü”181. Ahmet Hamdi Akseki de 1912’de ziyaret ettiği
Bulgaristan’ın modernleşme sürecinde kat ettiği mesafeden şaşkınlığını gizleyememiş, ancak
şehirlerin modernleştirilmesi uğruna Osmanlı eserlerinin tahrip edilmesinden esef duymuş-
tur182.

Sonuç

Sonuç olarak, Bulgaristan’ın bağımsızlığının bedeli, gerek Türk ve Müslüman nüfus,


gerekse Bulgaristan’daki Osmanlı kültür ve medeniyet varlıkları açısından çok ağır oldu.
1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nde Tuna Vilâyeti ve Şarkî Rumeli Müslüman nüfusunun bü-
yük bölümü tasfiye edildi. Ulus-devletin konsolidasyonu için Prenslik döneminde uygulanan
politikalar sonucu meydana gelen göçlerle de Bulgaristan Türkleri küçük bir azınlık durumu-
na düşürüldü. Öte yandan Bulgaristan’ın fiilen bağımsızlığı ile birlikte Osmanlı geçmişi ile
büyük bir kopuş yaşandı ve Bulgaristan hayatın bütün alanlarına nüfuz eden Osmanlı etkile-
rinden arındırılmaya çalışıldı. Bu sebeple Bulgaristan şehirlerinde Osmanlı mirasının tasfiyesi
mücerret bir modernleşme sorunu olmaktan çok, din taassubu, ulusçuluk ve ulus-devlet mode-
linin telkin ettiği bir zorunluluk olarak değerlendirilmelidir. Böylece, Bulgaristan şehirlerinin
kimliğinin, ulus-devletin temsil ettiği ideoloji, kültür ve medeniyete uyarlanması uğruna beş
asırlık bir tarihi birikim reddedilmiş ve bir kültür ve medeniyetin izleri silinirken aslında Bul-
garistan kendi geçmişine yabancılaşmıştır.

181
Doklad do Negovo Veliçestvo Ferdinand I Tsar na Bılgarite, s. 683, 684; Veliçko Georgiev - Stayko Trifonov, a.g.e., s.
535, 535.
182
Bkz. Ahmet Hamdi Akseki, Bulgaristan Mektupları, Yay. Ferhat Koca, Rağbet Yayınları, Đstanbul 2000.

576
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

[ĐSTANBUL]

[ĐSTANBUL]

651
BALKANLAR VE GÖÇ / THE BALKANS AND MASS IMMIGRATION

[BURSA]

[BURSA]

655

You might also like