Professional Documents
Culture Documents
Brenda Novak - Karlar Düşerken
Brenda Novak - Karlar Düşerken
MARTI ^ ^ t « «A t f I n I^ r i
786051 8 6 U 3 o r
Karlar Düşerken
Brenda Novak
CopyrightOBrenda No vak
Akçalı Ajans aracılığıyla Martı
Dağ. San. Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yayınevinden izin alınmadan k
ya da tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez,
çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
Baskı
Matbaa Kâğıt Mücellit ve Tic. Ltd. Şti.
Davutpaşa Cad. Güv
Topkapı / İstanbul
Sertifika No : 28487
Tel: 0212 674 85 28
/ . i
MARTI
MARTI YAYINCILIK Orij inal adı When Snow Falls
Martı Yayın Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti.
Yayın Y önetmeni Şahin Güç
Maltepe Mh. Davutpaşa Cd.
Çeviren Ilgın Y ıldız
Yılanlı Ayazma Sk. No: 8
Zeytinbumu/İstanbul Editör Sibel Çelik
Tel: O 212 483 27 3 7 - 4 8 3 43 13 Sayfa Tasanm Elif Aydın Yavuz
Faks: 0 212 483 27 38
Redaksiyon Çiğdem Aldatmaz
www.martiyayinlari.com Alla Özabat
info@martiyayinlari.com Kapak Tasanm
Çeviren: Ilgın Yıldız
MARTI
Stephanie Novembri için.
İnternette yıllık olarak düzenlediğim diyabet araştırmaları
açıkartırmasına gönüllü olarak verdiğin emek için teşekkürler.
Gerçekten yardıma ihtiyaç duyduğum bir zamanda hayatıma
girdin, ondan sonra da hiç ayrılmadık.
Sevgili Okur,
7
Brenda Novak
B renda N ovak
8
İt
9
Brenda Novak
10
Karlar Düşerken
11
Brenda Novak
12
Karlar Düşerken
13
Brenda Novak
14
Karlar Düşerken
15
Brenda Novak
16
Karlar Düşerken
17
Brenda Novak
18
Karlar Düşerken
19
Brenda Novak
20
Karlar Düşerken
44
Sensiz devam edemem. Şimdi bile yapamıyorum 99
21
Brenda Novak
22
Karlar Düşerken
44
işyerinde karşılaştığım adamın biri, Chey,” diye
lendi Presley.
Ablası Kızılderili kumarhanesinin müdavimi olan ku
marbazlarla ilgili pek çok korkutucu hikâye anlatırdı. Bu
adamlar içkiyi daima çok kaçınyor ve samimiyeti abartıyor
du. Tabii şiddeti de. Presley çoğu eski mahkûm olan moto-
sikletçilerle çıktığından, onlar hakkında da korkutucu hikâ
yeler anlatırdı. Cheyenne onun güvenliği için endişe edi
yordu. Çocukken tahammül ettikleri şeyler onları çok farklı
etkilemişti. Cheyenne toplumun normal ve saygın gördüğü
şeylere tutunmak istemişti. Geçmişi unutmak ve liseye baş
ladığından itibaren ona bol bol sevgi ve destek veren dostla-
nndan çok da farklı değilmiş gibi davranmak istemişti.
0te yandan Presley, yetiştirilme tarzları nedeniyle Ani-
ta’ya onun kadar kırgınlık duymuyordu. Tıpkı bir zamanlar
annelerinin yaptığı gibi, hızlı ve başına buyruk yaşıyordu,
işin üzücü yanı, Presley çok daha iyisini yapabilirdi.
Cheyenne, “Özel dedektif demiştin,” dedi.
44
Ee?” dedi Presley.
‘Neden annemi arıyor?”
“Bunu sormamak daha doğru olur diye düşündüm.”
Aslında haklıydı. Bu adam her ne istiyorsa, nihayetinde
onlan rezil edecek bir şey olduğu kesindi. Anita, Cheyenne
için uzun zamandır bir utanç kaynağıydı. Böyle hissetmekse
onu daha da suçlu hissettiriyordu. İnsan kendi annesinden
utanır mıydı?
Bu adamın kumarhaneye neden geldiğini bilmemek
belki gerçekten daha iyiydi.
23
a sormalı mıyım? 99
24
Karlar Düşerken
44
Onurum. Onun bana çıkma teklif etmesini istiyorum.”
44
Gail bir keresinde onun kızlanna üvey anne aramadı
99
ğını söylemişti.
44
Kızlarını iki hafta sonunda bir görüyor. Aynca benden
harika bir üvey anne olur! 99
25
Brenda Novak
26
Karlar Düşerken
27
Brenda Novak
28
Karlar Düşerken
29
Brenda Novak
44
Başka seçeneğimiz yok,” dedi Cheyenne. “Eğer bir
şey yapmazsak sen ve ailen pansiyonu kaybedeceksiniz.
Böyle olursa kendisi de işsiz kalacaktı fakat muhtemelen
başka bir iş bulabilirdi. Onu asıl endişelendiren Eve’in duru
muydu. Altın Külçe Han, Harmon ailesi için çok değerliydi.
Yıllardır, özellikle de son on iki aydır sahip olduklan her
şeyi ona yatırmışlardı.
Eve üşümüş gibi kollarmı kavuşturdu. “Biliyorum, içim
den kendime pansiyona bir hayaletin musallat olduğunu söy
leyerek tanıtım yapmanın o kadar da korkunç bir şey ohnadı-
ğını söylüyorum. Üzerinden yıllar geçmiş bir olay bu. Sadece
binaya biraz ruh katıyor, öyle değil mi? Ama... söz konusu
olan canice öldürülmüş bir kız. Hayaleti gerçekten de binada
geziyor olabilir.”
Cheyenne şaşkınlık içinde dikleşti. “Öyle şeylere inan
madığını sanıyordum. Gıcırtı ve tıngırtıların evin eski olma
sından kaynaklandığını söylüyordun.”
“Pansiyonda sık sık yalnız olduğumdan buna inanmak
kolay geliyor. Kendimi ölümüne korkutmanın bir anlamı
yok. Ama...” Eve gözlerini ona çevirdi, “... bir sürü insan
paranormal olaylara inanıyor.”
30
iNurıur uuşerKen
31
Brenda Novak
32
Karlar Düşerken
6 6
33
Brenda Novak
34
Karlar Düşerken
44
Kim bilir? Doktorun dediğine göre birkaç gün de ola-
99
bilir, birkaç hafta da.
Eve birden durdu ve Cheyenne’in kolunu çekerek onun
da durmasına neden oldu. “Belki seyahati iptal etsem iyi
99
olur,” dedi. “Zaten bunu yapmak aklımdaydı.
“Hayır.” Cheyenne onun uğruna her şeyden kısıp para
biriktirdiği, yirmi dört aydır bahsettiği gemi tatilini kaçır
masını istemiyordu.
“Ama ya annen biz gittiğimizde vefat ederse? Her şeyle
tek başına ilgilenmen gerekecek.” Etrafta onlan duyacak hiç
kimse olmamasına karşın sesini alçalttı. “Tanrı biliyor ya,
Presley’nin sana yardım ettiği pek söylenemez.”
“Presley elinden geleni yapıyor. Ayrıca sizinkiler de
burada. Eminim bir şeye ihtiyacım olursa bana yardım eder
ler.” Soğuk şimdi kemiklerine sızmıştı. İçeri girmek için sa
bırsızlanarak Eve’in kolunu çekiştirdi ve yeniden yürümeye
ko3mldular. “Her neyse, hiçbir arkadaşımızın Anita nın ce
nazesine gitmek için yanıp tutuştuğunu sanmıyorum zate
Eve, “Onu fazla sevemeyecek kadar kızgınız, diye
99
raf etti. “Ama senin yanmda olmak istiyoruz
35
Brenda Novak
36
Karlar Düşerken
4 6
99
gidecekler.
Cheyenne pansiyonun sıcak ortamına adım attığında.
37
Brenda Novak
38
resley annesinin yatağının kenarında oturmuş,
onun uyumasını izlerken bir yandan da ardı ardına sigara
içiyordu. Bir yanı, Anita’nm soluduğu havaya kanserojen
saçmaktan ötürü suçlu hissediyordu. Chey evde olsaydı onu
verandaya yollayacağını biliyordu. Fakat dışarısı soğuktu ve
Presley pasif içiciliğin şu noktada Anita için bir fark yarat
mayacağını düşünüyordu.
Şifoniyerin üstündeki küçük televizyondan bir uğultu
yükseliyordu. Aslında güya beraber Cesur ve Güzel izle
yeceklerdi. Bu en sevdikleri pembe diziydi; yıllardır takıp
ediyorlardı. Fakat annesi ilaçlar yüzünden gözlennı açık mt-
maktan bile acizdi. Arada bir bilincini yitiriyordu ve Pres
ley’nin orada olduğunun bile farkında değildi.
Presley bir kez daha komodinin üstündeki morfine bak
tı. Ondan biraz yutmuştu ama içinden bir ses biraz daha iç
mesini söylüyordu; bunun yerine tepenin aşağısındaki ma
gecekonduya gidip kristal met de alabilirdi elbet. Annesinin
39
Brenda Novak
40
Karlar Düşerken
“Anne?”
Anita derin bir nefes aldı. Konuşmakta gitgide zorlanı-
99
yordu. Bazen hiç enerjisi olmuyordu. “Ne?
Presley uzaktan kumandaya basıp televizyonu kapattı
99
44
Chey evde değil.
99
Evde olup olmadığını sormadım ki.
44
99
Olmadığını bilmeni istedim.
44
99
99
44
Çünkü zaten biliyorsun.
41
Brenda Novak
42
Karlar Düşerken
43
Brenda Novak
44
Karlar Düşerken
45
Brenda Novak
46
Joe hayatında gördüğü en yakışıklı erkekti.
“Presley?”
Annesi uyanmıştı ve ablasını çağınyordu. Cheyenne te
lefonunu kenara koydu ve fırını kapattı. “Presley işe gitti,”
dedi. “Ben yemek hazırlamakla meşgulüm. Birazdan sana
güveç getireceğim
9 9
“Aç değilim.”
Anita artık hiç aç olmuyordu. Fakat bir şeyler yemek
zorundaydı, yoksa sahip olduğu azıcık gücü de kaybedecek
99
ti. “Birkaç lokma yemelisin.
Anita merakla, “Presley giderken sana bir şey söyledi
mi?” diye sordu.
Annesi sesini güçlükle duyurabildiğinden, Cheyenne
cevap vermek için hemen yatak odasma gitti. “Ne konuda?”
99
Anita bir an ona bakıp vazgeçti. “Yok bir şey.
Cheyenne Presley’nin neden erken çıktığını sormayı
düşündü fakat annesinin sorularından, bunun cevabını bil
mediğini tahmin etti. Ne önemi vardı? Hiçbir şey olmamıştı.
99
Peki... bir şeyler yemeye çalışacak mısın?
4 4
99
Anita umursamaz bir ses tonuyla, “Madem istiyorsun.
dedi.
“iyi. Birazdan gelirim.”
Cheyenne mutfağa giderken tezgâhın üstüne koyduğu
ceptelefonu çalmaya başladı. Ekrana bakınca arayanın Eve
olduğunu gördü, buna şaşırmadı. Sadece bir saat önce Altın
Külçe Han’dan ayrılmıştı fakat Eve onu herkesten sık arardı.
Cheyenne telefonu açar açmaz, “Umarım seyahatini ip
tal ettirmemişsindir,” dedi.
47
Brenda Novak
48
K a n a r uuşerKen
••
klasik bir güzelliği vardı. Üstelik de harika bir insandı. Che
yenne, Eve’den hoşlanmayacak birini tanımıyordu.
“Bu...” Chey boğazını temizlemek zorunda kaldı. “Bu
çok heyecan verici. Onu nereye götüreceksin? 9 9
99
yemeği yiyeceğiz
44 99
Şu kaburgası meşhur olan mekân mı?
“Evet.”
Tezgâha eğilen Cheyenne başmı ellerine yasladı. “Çok
99
romantik.
Annesi odadan seslenerek konuşmalannı böldü. “Çor
bayı bugüne yetiştirir misin, yoksa yanm mı bekleyeyim?”
Cheyenne eliyle telefona bastırdı. “Bir dakika! 99
44
Bunu nasıl yaptığını hiç bilmiyorum. Haydi sen işine
dön... Son bir şey, sence ne giyineyim?”
Cheyenne, Eve’in gardırobunu tıpkı kendisininki ka
dar iyi tanıyordu, ikisi de aynı bedendi ve sık sık kıyafet
paylaşırlardı. Cheyenne yetişkin olup da kendi parasını ka-
zanmcaya dek, bu anlaşmadan faydalanan taraf sadece ken
disi olmuştu. Fakat bu artık yavaş yavaş değişiyordu. Şimdi
bunun karşılığını verme sırası ona gelmişti. Eve’in pek çok
güzel kıyafeti vardı fakat Cheyenne’in son San Francisco
ziyaretinde aldığı yeni elbiseye bayılmıştı. “Eğer istersen
indirimden aldığım şu Çaren Templet elbiseyi giyebilirsin.
49
Leopar desenli ayakkabıların ve sahte kürklü siyah ceketinle
çok güzel gider.”
“Onu gerçekten de ödünç verir misin?” dedi Eve. “O el
biseyi henüz kendin bile giymedin. Etiketini bile kesmedin!”
Onu özel bir gün için saklıyordum.
9 9
4 4
“Aynen öyle.”
Cheyenne başmı çevirip baktı. Annesi homurdanıp
duruyordu. Artık kapatması gerekti. “Bu zaten özel bir du
rum.” Boğazında bir yumru hissetti. “Onu giy. Baş döndü
99
rücü olacaksın.
44
Çok düşüncelisin. Teşekkürler, Chey. Sen hayal edile
99
bilecek en iyi arkadaşsın.
Gerçekte tam aksi geçerliydi. Eve olmasaydı Cheyenne
lisedeyken evden kaçar veya Presley gibi uyuşturucu kullan
maya başlardı. HarmonTar Presley’yle de arkadaş olmaya
çalışmıştı fakat Presley kendi yolunda gitmiş, onu kötü etki
leyen başka arkadaşlar edinmişti. Cheyenne Eve ve ailesine
çok şey borçluydu. Zaten Joe hiçbir zaman onun olmamıştı
99
ki. “Elbiseyi yarın sabah pansiyona getiririm.
99
Eve birden coşkulu bir sesle, “Sence onu sevecek mi?
diye sordu.
Cheyenne’in yanağından bir damla gözyaşı aktı, Eve’in
böyle bir fırsatı varken kendisi için üzülebilmesinden ötü
rü öfke duyarak, çenesini kastı, yanağındaki ıslaklığı sildi,
gözyaşlarını akıtıp sonlandırmak için hızla gözlerini kırpış
tırdı. “Sana karşı koyamayacak,” dedi ve buna tüm kalbiyle
inanıyordu.
50
, sabahı kafeye gitmek Cheyenne’in her haf
ta iple çektiği bir etkinlikti. Cappuccinosunu yudumlayıp
dostlarıyla laflamaya bayılırdı. Fakat aklında öyle çok şey
vardı ki... Annesinin kötüleşmesi, Presley’nin tuhaf davra
nıştan, muhtemelen yeniden uyuşturucuya başlamış olması
ve yılın en uzun tatilinde yanında ona destek olacak dostla-
nnm olmayışı bunlardan bazılanydı. Bir de Eve’in yakında
Joe’yla çıkacağı yemek vardı tabii; kendine itiraf etmekten
hoşlanmasa da Cheyenne’in en çok canını sıkan da buydu.
Bütün bunlar düşünüldüğünde, bugün epey kalabalık olsalar
da buluşmalarından keyif alamıyordu.
Riley Stinson, liseden mezun oldukları yıl doğan oğlu
Jacob’la beraber gelmişti. Riley, Eve’i pazartesi günü tadila
ta başlayabileceğini garanti etmişti. Sophia Knox, kocasının
soyadıyla DeBussi de onlara katılmıştı. Fakat geçmişteki
olaylar ve sürekli şehir dışına iş gezisine giden ukala kocası
nedeniyle Sophia öyle pek fazla sevilen veya güvenilen biri
değildi. Chey onun sadece Ted’i görmek için buluşmalara
geldiğini düşünürdü. Bir zamanlar beraberlerdi ve besbelli
51
Brenda Novak
52
büyük bir kısmını beraber geçirmişti fakat birbirlerine hiç
benzemezlerdi. Noah mesleği düşünüldüğünde beklenebile
ceği gibi, atletik, kaslı ve daima bronzdu. Kışları da dahil
olmak üzere neredeyse her gün bisiklete binerdi. Haftada
üç dört gün iş için San Francisco’ya gidip gelen bir borsacı
olan Baxter da hoş bir adamdı fakat onunki daha rahat, so
fistike bir yakışıklılıktı.
“Ondan daha fazlasını yapıyorlar,” diye mırıldandı
Eve. “Rekabet etmek yerine beni iflas ettirmeye çalışıyorlar.
Bu yasadışı olmayabilir ama etik de değil.”
Cheyenne onlarm ne kadar sıkı rekabet ettiğini bili
yordu. Tadilata ve mekânı Küçük Mary’nin hayaletli evi
olarak pazarlama planlarına karşm Harmon’lann pansiyonu
ellerinde tutabileceklerinden emin değildi. “Fiyatlan o kadar
düşürüyorlar ki para kazanabiliyor olmalan bir mucize,” dedi.
“Her gün zarardalar, o mekânı restore ederken harcadıklan
para düşünülürse, bu kayıp çok ciddi. Sadece bizden daha
uzun süre tutunabilmeyi umuyorlar.”
“Zaten o zaman da kasabadaki tek pansiyon olacaklan
için kayıplarını haydi haydi karşılayacaklar,” dedi Eve acı
bir sesle. “Bekleyin ve görün.”
“Tabii seni kepenk indirmeye zorlamakta başanlı olabi
lirlerse.” Riley, oğluna Kara Altın’m meşhur devasa kekle
rinden alması için biraz para verdi. “Biraz daha paraya mâl
olsa da insanlara sizin mekânda kalmak için iyi bir sebep
vereceksiniz.9 9
53
Brenda Novak
54
4 4
99
dı. “Artık kurmaca kitaplar yazmayacak mısın?
“Elimdeki sözleşmelere göre hareket edeceğim. Geri
lim kitabı yazmayı avucumun içi gibi biliyorum. Boş vak
timde M ary’nin başına gelenleri araştırmak istiyorum. Orada
yazmaya değer bir hikâye olup olmadığını görmek için. Bu
konu hep merakımı cezbetmiştir. Eğer ilerlemek için yeterli
bilgiyi bulursam belki pansiyona da biraz hareket katar.”
“Hızlı çalışsan iyi edersin,” dedi Eve.
Ted uzanıp onun elini sıktı. “Bir sürü müthiş değişiklik
99
yapıyorsunuz. Biraz kendine güven.
“Her şey yoluna girecek.” Callie parlak san saçlarım kula
ğının arkasma attı. “Ama öyle olmasa bile elinden geleni yaptm.
Pazar günü yola çıkıyoruz. Russo’larm tatilini mahvetmesine
izin verme.”
Eve ellerini masaya koydu. “Özür dilerim. Sadece...
onlarla konuşmaya çalıştım ama anlayış göstermek şöyle
dursun, beni dinlemiyorlar bile.”
“îş hayatı böyledir,” dedi Noah. “Kişisel alamazsın.”
Cheyenne, ‘Noah’ya göre hava hoş,’ diye düşündü. Ha
yatı pansiyona bağlı olan kendisi değildi.
“İşletmeleri de insanlar yönetir. Eve hep hayatını Altın
Külçe’yi işleterek geçireceğini düşündü.”
Bunu söyleyenin Sophia olduğunu görünce herkes
şaşkınlık içinde birbirine baktı. O ve kocası kasabanın en
54
Karlar Düşerken
55
Brenda Novak
56
r ^ u r ıu r JUUşerKen
57
Brenda Novak
'v ; -
58
akşam yemeği davetini kabul edecek kadar kibar biriydi.
Cheyenne onun ne kadar kibar biri olduğunu bilirdi. Joe,
o Whiskey Creek’e ilk geldiğinde hiçbir erkek ona dikkat et
meyişine ve salaş görüntüsüne karşın onu hep iyi hissettirmiş
ti. Chey hiç kimseyle yatmamıştı (çünkü dokunmayı hayal
edebildiği tek erkek Joe’ydu) fakat Presley ve Anita kendile
rine ilgi gösteren bütün erkeklerle yatmıştı. Christensen’lar,
sürekli kavga eden, uyuşturucu satmaktan cezaevine giren
veya basılan J.T. Amos’un oğullanndan çok da farklı sayıl
mazdı. En azmdan Whiskey Creek’teki insanlar Cheyenne’i
ve ailesinin diğer üyelerini birbirinden ayırmayı öğrenmişti.
Cheyenne zaman geçirmek için arabada oturup radyo
dinliyordu fakat ses onu daha da gerginleştiriyordu. Radyoyu
kapatıp komşulann çiftliğine çıkan ve hemen Eve’in evinin
ardında biten, iki yanında ağaçlar dizili toprak yolda ilerle
meye koyuldu. Oradan gelen arabayı görebilirdi. Eğer araba
dan inip fimdahklann arasmda saklanırsa, kapının önünde ne
olup bittiğini de görebilirdi.
Beş dakika sonra sırf kıskandığı için arkadaşının mah
remini işgal edemeyeceğine karar verdi. Hayatına biraz
olsun meşruluk katan tek kişiye neden ihanet edecekti ki?
Başka kim onu kendine çok daha farklı bir gelecek çizebile
ceğine ikna edebilirdi? Kim onu daha önce hiç hissetmediği
kadar normal hissettirebilirdi?
Güçsüzlüğünden duyduğu öfkeyle, geçen Noel Jack-
son’daki Henry Statham’dan satın aldığı OldsmobileTna
bindi ve dönmeye hazırlandı. Fakat tam asfalt yola döne
cekti ki far ışıklarını gördü. Tepeden bir araç ilerliyordu.
59
Brenda Novak
60
Karlar Düşerken
4 4
61
Brenda Novak
62
■I
Cheyenne’in görmek istediği son kişiydi,
gece bir süreliğine de olsa gizlice onu izlediğinden
haberi yoktu ama yine de Cheyenne bu davranışından ötü-
0
63
Brenda Novak
64
Karlar Düşerken
65
Brenda Novak
67
renda Novak
68
Karlar Düşerken
69
Brenda Novak
Eve.
Bu muhtemelen doğruydu. Fakat Cheyenne ablasına ki
minle çıkacağmı söyleyemezdi. Onu hem temiz ve ayık kal
maya hem de işinden olmaması için dikkatli davranmaya teş
vik etmek yeterince zordu. “Umanm harika vakit geçirirsin,”
dedi ve çantasının ön gözünden ona aldığı hediyeyi çıkardı.
“Bu ne?”
“Yol hediyesi.”
“Ah, aman Tannm! Ne kadar tatlısın! Açabilir miyim?
“Tabii ama şık ambalaja aldanma. Altı üstü bir bronz-
laştırıcı,” dedi gülerek. “O bikiniyi giyeceksen önce bunu
99
sürmelisin.
“Acı ama gerçek.” Eve, Cheyenne’e bir kez daha sarıldı.
Teşekkürler. Her zamanki gibi, en mükemmel hediyeyi bul
44
99
muşsun
Cheyenne tam yatak odasından çıkıyordu ki Eve yeni
99
den seslendi. “Chey?
Cheyenne dönerek, “Efendim?” dedi.
“Sensiz ne yapardım bilmiyorum. Bunu biliyorsun, de
99
ğil mi?
Günlerdir ilk kez Cheyenne iyi, en azından daha lyı Ns
Bu Eve’di. Eve için sevdiği adamdan vazgeçemez mıy
70
Karlar Düşerken
71
9
9
m nasıl geçti?
geldiğinde izlemeye başladığı basketbol
maçından gözlerini ayırdı. Babası, ikisi sabah benzin
tasyonunda olmak üzere, bugün üçüncü kez ona Eve Har
mon’la randevusunun nasıl geçtiğini soruyordu. Joe konuyu
iki seferinde de geçiştirmişti ve şimdi de ekleyecek pek bir
99
şeyi yoktu, “iyi
44Bu kadar mı? İyi mi?99
99
Joe yeniden televizyona döndü. “Ne bekliyordun?
44
Bilmem... Biraz heyecan belki? Eve çok hoş bir kıza
99
benziyor
Gerçekten de hoş bir kızdı. Joe buna itiraz edemezdi
44
Onunla bir daha çıkmayı düşünüyor musun peki?” Mar
bir dolabın kapağını kapatıp akşam yemeğini hazırlamaya
koyuldu. İkisi de evde olduğunda yemekleri sırayla yapıyor
lardı. Whiskey Creek Benzin İstasyonu’nda
hafta sonlan yardım eden birkaç yan zamanlı çahşanlan
tA
72
Karlar Düşerken
73
Brenda Novak
74 •• 1
Karlar Düşerken
75
*4
Brenda Novak
76
Karlar Düşerken
77
Brenda Novak
no rh.
Karlar Düşerken
99
daha iyi bir tercih olur.
Joe dirseklerini dizlerine yasladı. “Cheyenne in nesi var
mış?”
44
Zor bir hayat yaşadı. Flayatı boyunca sorumluluk taşı
dı. Ablasına baksana.”
Babasının C heyenne’in üstünü tek kalemde çizmesi
Joe’yu rahatsız etti. “Yaşadıkları düşünülürse her şeyin ü
79
Brenda Novak
80
Karlar Düşerken
1
Brenda Novak
82
Karlar Düşerken
83
Brenda Novak
99
yor. Belki yarın yaparım
Ağacı süslemek annemi biraz neşelendirir diye düşün
44
99
düm.
Hâlâ buraya kadar yürüyebiliyor mu?”
“Arada bir.” Cheyenne ağacın Anita’nın ölüme yaklaş
masıyla çok zor baş eden Presley için de huzur vencı olma
sını ummuştu.
Joe boş şömineyi işaret etti. “Ateş yakmamm sakmcası
99
var mı?
“Yok.” Cheyenne ona verandanın köşesindeki odun yı
ğınını gösterdi, ardından Enya’nm Noel CD sini koydu, Joe
da yakmak için birkaç odun ayırdı. ^
Ellerindeki tozu silkelerken, “Bu soğuğu biraz k ı^ , e ı.
Cheyenne soğuk olduğunun farkmda bile değildi.
84
Karlar Düşerken
85
Brenda Novak
99
dedi. “O zamanlar her şeyim çirkindi zaten.
Joe’nun yüzünde düşünceli bir ifade belirdi. “Ben öyle
99
hatırlamıyorum.
“Eh, doğal, benim de ağabeyim sayılırsın.”
Joe kadehinden bir yudum alacakken duraksadı. “Beni
99
öyle mi görüyorsun?
Cheyenne buna nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Evet
en güvenli cevaptı. Fakat aynı zamanda bir yalandı. Böylece
dolaylı bir cevap vermemek için elinden geleni yaptı. “Yani,
99
hiçbir zaman bana pek alıcı gözle bakmadın.
“Çekici birini fark ederim, Chey.”
Cheyenne’in ağzı kurumuştu. “Elbette fark edersin
99
Me... mesela Eve. Sence de çok güzel değil mi?
Joe gözlerini hâlâ ondan çekmemişti. “Neden yine
99
Eve’den bahsediyoruz?
44o benim en iyi arkadaşım.”
44
Biliyorum ve benden hoşlanıyor. Anladım.” Joe konu-
99
yu değiştirip başını çevirdi. “İskambil kâğıdı var mı?
Birkaç deste vardı. Annesi çok hasta olmadan önce ak
lını çektiği acıdan almak için sık sık papaz kaçtı oynarlardı.
“Çekmecede.”
44 99
Seni benimle birkaç el oynamaya ikna edebilir miyim?
“Hangi oyun?”
Joe omzunu silkerek, “Poker?” dedi.
Ne kadar kalmayı planlıyordu? “Tabii. Ama nesine id
99
diaya gireceğiz?
44
Benzin doldurma ve araba tamiratına iddiaya girebi-
86
Karlar Düşerken
87
onunla flörtleşiyordu. Buna şüphe yoktu,
heyenne bunun nedenini anlamıyordu. Joe onu neşelendir
meye mi çalışıyordu? Daha yakın arkadaş olmak mı istiyor-
4
88
Karlar Düşerken
89
Brenda Novak
90
Karlar Düşerken
91
Brenda Novak
92
Karlar Düşerken
93
Brenda Novak
94
K an ar uuşerKen
“Ama...”
Aslında sebebi biraz Eve. 9
9
Nasıl yani?”
44O bir hamlede bulunacaksa seninle aramda bir şey ol
madığından emin olmamın iyi olacağını düşündüm. Arada
99
bir merak ederim... ya bir şey varsa?
Cheyenne onun bu kadar dürüst olmasını beklememiş
ti. Birden dizlerinin bağı çözüldü, verandayı destekleyen di
reği kavradı. Bu kadar zaman boyunca şimdi mi aklına gel
mişti? Neden ‘Ya bir şey varsa?’ sorusunun cevabını daha
erken, bir hafta önce aramak istememişti? “Peki cevap? Ne
karara vardın?”
‘‘Birbirimizi tekrar görmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
“Öyle bir şey yapamam,” dedi Cheyenne. Onun sırf ki
barlık göstermediğini, arkadaşlık aramadığını bildiği için bu
olmazdı. 4
95
Brenda Novak
96
Karlar Düşerken
97
Brenda Novak
98
Karlar Düşerken
99
Brenda Novak
99
konuşuyorsun? Bugün neyin var?
Oldsmobile’m anahtan çantasının yanında duruyordu.
99
Cheyenne ikisini de aldı. “Yok bir şey.
99
44
Bir şeye moralin bozuk. Berbat bir moddasm
Cheyenne bütün gece boyunca uyuyamamış, bugünkü
buluşmayı iptal etmeye karar vermişti. Sadık bir dost olsaydı
Joe’yla buluşmazdı. Fakat bir yandan da hiçbir şey olma
yacağmı düşünüyordu. Eve yokken iddia borcunu ödeyebı
lirdi, böylece Eve’in hiçbir şeyden haberi olmaz ve konu
kapanırdı Bir arkadaşının ağabeyiyle Noel ağacı almak ♦1
100
Karlar Düşerken
101
Brenda Novak
“Evine gittik.”
Cheyenne kalemi bir kenara atıp hışımla ona döndü. “O
99
kadar mı yani? Seks mi yaptınız?
99
Presley omzunu silkti. “O kadar da cimri değildi
“Yani uyuşturucu ve alkolü o satın aldı.”
Cevap yok.
“Neden bu kadar azma razı geliyorsun?” Cheyenne
sözcüklerinin ve ifadesinin sertliğini Presley yi rahatsız
edeceğini biliyordu fakat kendine hâkim olamıyordu. Kız
kardeşinin mutlu olmasını istiyordu ve eğer Anita’nın yo
lunda ilerlemeye devam ederse bu mümkün olmayacaktı.
Presley, “Sen kendi tarzında eğleniyorsun, ben de kendi
tarzımda,” dedi ve ayaklarını sürüyerek yatağına gitti.
Cheyenne onun arkasından baktı, sonra saati kontrol
etti. Eğer şimdi çıkmazsa geç kalacaktı.
Kapı kulpuna uzanırken biraz endişelendi. Çantasından
ceptelefonunu çıkanp Joe’nun numarasına baktı.
Ara onu. Randevuyu iptal edebilir, dün gece başlayan
şeye bir nokta koyabilirdi.
Parmağı arama tuşunda gezindi. Fakat öyle uzun za
mandır onunla vakit geçirmek istiyordu ki...
İçinden Eve’e, “Bugün ve önümüzdeki cumartesi kız
ları geldiğinde de onu göreceğim. Bu kadar,” diye söz verdi
ve evi terk etti.
102
enne, Joe’nun şimdiye dek gördüğü en pürüz-
siStene sahipti. Elbette bunu daha önce de fark etmişti fakat
Jackson’daki Noel ağacı satış alanında beraber yürürlerken,
soğuk havanın yanaklarına kattığı bir parça pembelikle bera
ber, onun daha önce gördüğünden çok daha güzel olduğunu
fark etti. Üstelik ilginç biriydi. Dünyaya bakış açısı Joe’nun
daha önce beraber olduğu kadınlardan çok daha farklıydı.
“Peki bu nasıl?” diye sordu. En sonunda St. Nick’in
en güzel ve pahalı ağaçlarını sergilediği kısma ulaşmışlardı.
Joe geldiklerinden beri burayı anyordu zaten. Burayı bulur
sa seçimini kolay yapacağını düşünüyordu. Fakat Cheyenne
böyle düşünmüyordu. Etiketinde 150 dolar yazılı üç metre
lik bir çam ağacını incelerken yüzünü buruşturdu
Ne oldu?” diye sordu Joe. “Bu ağaç mükemmel
Cheyenne içini çekerek, “Mesele de o ya, dedi. “ 'ıraz
fazla mükemmel
Joe bunu duyunca şaşırdı. “Bir Noel ağacı nasıl biraz
99
fazla mükemmel olabilir ki?
103
Brenda Novak
104
Karlar Düşerken
105
1
Brenda Novak
••
99
“Hey, gözlerime inanamıyorum, koca adam!
Cheyenne birinin Joe’ya seslendiğini duyunca vücu
dundan bir korku dalgası geçti. Bu kişinin Whiskey Creek
yaşadığını sanıyordu, yani bu demekti ki Joe’yla beraber
görüldüğü Eve’in kulağına gidebilirdi. Fakat arkalanndan
yaklaşan yakışıklı, sarışın adamı görünce onu tanımadığını
fark etti. Şimdi rahatlayabilirdi; tabii bu kez Joe kasılmamış
olsaydı
Lance.” Joe hafifçe başını kaldırarak adama selam
44
106
Karlar Düşerken
107
renda Novak
109
Brenda Novak
1 ın
Karlar Düşerken
111
Brenda Novak
112
erme Joe’yla geçirdiği bu iki saatten ne çıkar-
ması gerektiğini bilmiyordu fakat Joe onu arabasına bırakıp
gittiği anda rahatladığını hissetti. Hiçbir şey olmamıştı.
Aynı zamanda tam da bu sebepten ötürü fena halde ha
yal kırıklığına uğramış hissediyordu. Bu çok mantıksızdı.
Onunla yalnızca arkadaş olabileceklerini biliyordu; eğer
bundan daha ileriye giderlerse Cheyenne kendine tahammül
edemezdi.
“O zaman unut onu artık,” diye mınidandı ve Oldsmo-
bile’ına atladı. İddia gereği Joe ve kızlanyla ağaç süsleme
si gerekiyordu fakat Joe’nun böyle bir talepte bulunacağını
sanmıyordu. Cheyenne onu o kusurlu, çirkin ağacı almaya
ikna etmişti ve şimdi Joe onunla kalakalmıştı. Önceki akşam
gelmesinin ve bugün ağaç almaya davet etmesinin nedeni
her neyse fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Joe esrarengiz bir ha
vayla, “Bu bir hataydı,” dedikten sonra ona iki çift laf bile
etmemişti ve Cheyenne de içten içe onu konuşmaya zorla
maması gerektiğini biliyordu.
113
Brenda Novak
Annen nasıl?
115
Brenda Novak
116
Karlar Düşerken
117
Brenda Novak
119
renda Novak
120
jNanar uuşerKen
121
Brenda Novak
122
mos hakkında ne biliyorsun?” diye sordu
Cheyenn&T^blasıyla beraber son bir saattir televizyon iz
liyordu. Presley daha sonra çıkmayı planlıyordu fakat daha
saat on olduğundan, onun standartlanna göre henüz erken
di. Katıldığı partiler on bire kadar başlamıyordu. Normalde
pazar günü gidecek parti bulmakta zorlanırdı. AmosTar bile
hafta içi çalışmak zorundaydı. Kasabanın hemen dışında bir
tamirhaneleri vardı. Ancak Noel’e çok az kaldığından nere
deyse her gece bir yerde parti vardı.
Aşırı seksi bir adam,” diye cevapladı Presley. “Neden
4 4
soruyorsun? 9 9
99
44
Bu bütün kadınlar için geçerli değil mi?
Bildiğim kadanyla değil.”
Senin çevrende fazla rağbet görmeyebilir ama benim
99
123
Brenda Novak
4 4
44
Kendimi serbest bırakmak iyi geliyor. Sen de bir
99
denemelisin
Cheyenne kendine zarar vermeye meyilli biri değildi
Dylan’la tuhaf bir karşılaşma yaşadığından ve bunun üstüne
düşünerek zaman harcamak istemediğinden konuyu burada
kapatmaya karar vermişti ki ablası yeniden söze girdi
44
Dylan’ı neden somyorsun? Amos’lardan nefret edersin 99
44
Nefret etmiyorum,” dedi Cheyenne. “Onları tanımıyo
rum bile. 99
44
Onlara gitmemi hiç istemezsin.”
Çünkü partilerinde seks, uyuşturucu ve alkol olduğu-
herkes biliyor ve bunların hepsi senin başını belaya soka
bilecek şeyler. İşin özeti, Amos kardeşler 99
124
Karlar Düşerken
44
Geçenlerde parkta Dylan’a rastladım. 99
“Ee?”
Bir şey yok. Selam verince şaşırdım da. İsmimi bildi
99
ğini bile bilmiyordum.
“Tabii ki ismini biliyor. Sürekli seni soruyor.”
Cheyenne şaşkın görünmemeye çalışarak saçını kulağı
nın arkasına attı. “Neden öyle bir şey yapıyor ki? 99
44 99
Çünkü ilgisini çekiyorsun.
"Ben m il”
44
Evet, sen. Etrafındaki bütün kadınlar gözünü kırpma
dan onunla yatar. Ama sen elde etmesi zorsun, uzaksın. Ona
99
yetersizmiş gibi muamele ediyorsun.
“Öyle mi görünüyorum?”
“Amos’lar için öyle. Senin bu bok çukurundan çıkma
ya, hayatını değiştirmeye çalıştığını bilmiyorlar. Her neyse,
zaten ona seninle yatma ihtimalinin yüzde bir bile olmadığı
nı söyledim. Pes eder sanmıştım.”
Cheyenne ona kaşlannı çatarak baktı. “Onunla ilgilen
meyeceğimi söylemek için çok kaba bir yol bu.”
Presley gözlerini devirdi. “Sen başka bir yüzyılda doğ-
mahymışsm veya dindar bir ailede. Bazen senin nereden
geldiğini anlamıyorum.”
A blası eskiden beri böyle şeyler söylerdi. Cheyenne bu
tür sözlerin üstünde hiç ciddiyetle durmamıştı. Fakat Pres
ley’nin gözlerinde, sanki az önce geri almak istediği bir şey söy
lemiş gibi bir pişmanlık belirdi ve Cheyenne ’in bunun gelişigü
zel bir cümle olmayabileceğini hissetmesine neden oldu.
125
Brenda Novak
4 4
99
44
Alaska State Troopers'ı bitirmeden mi?
“Yeterince izledim.”
99
44
Ama bu programa bayılırsın.
“Geç oluyor.”
“Pres!”
Ablası onun ciddi olduğunu anlamış olsa gerekti çünkü
durup arkasına döndü. Birazdan kötü bir şey olmasını bek-
liyormuşçasma iki büklüm olduğunda Cheyenne’in içinde
yeniden bir şüphe belirdi.
“Ne oldu?”
99
Hiçbir şey. Neden soruyorsun?
44
ti. Son birkaç saattir bilinci yerinde değildi. “Bu doğm ama... en 4
•: k
99
azmdan konunun ne olduğunu anlamamız gerekmez mi? s.I
99
Geçmişi yeniden deşmek budalalık olur.
44
/•2
126 I
Karlar Düşerken
127
Brenda Novak
128
Karlar Düşerken
kabul etmek gibi bir niyeti yoktu fakat bir erkekle yatmanın
nasıl bir şey olduğunu merak ettiğini de itiraf etmeliydi. Aynı
zamanda asla gerçekleşmeyecek bir şeyi beklediğini düşün
meden de edemiyordu...
Belki de mesafeyi korumak bir insana yakın olmanın
beraberinde getirdiği riskleri göze almamak için bir maze
retti. Belki de annesi gibi bir fahişe olarak görülmekten öyle
korkuyordu ki her türlü suçlamadan kaçmaya çalışırken
normal bir hayat süremez hale gelmişti.
Veya tıpkı ablası gibi yaraları vardı ve bu yaralara on
dan farklı tepki veriyordu.
Bu mümkündü fakat Presley’yle beraber yaşadıklan
zorluklara verdiği tepki en azmdan onu bir rehabilitasyon
merkezine gitmek zorunda bırakmayacak veya cinsel yolla
bulaşan bir hastalıktan mustarip kılmayacaktı. Ablası Dy
lan’la yatıp yatmadığından bile emin değildi!
Cheyenne bu delilik karşısında başmı iki yana salladı.
Fakat sonra bakışlan ceptelefonuna kaydı ve birini aramaya
karar verdi. Bunun sonunun nereye varacağını bilmiyordu.
Muhtemelen bu korkunç bir hata olacaktı. Fakat en azından
biraz kafasını dağıtmasının Joe’yla arasındaki mesafeyi ko
rumasına yardım edeceği kesindi.
129
Brenda Novak
Christensen. 9 9
44
Zaten yalnızca tek bir Cheyenne tanıyorum. Senin için
99
ne yapabilirim?
“Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama...” Bu tahmin etti
ği kadar kolay olmayacaktı. Kendisini Joe’dan uzaklaştırmaya
çalışmak başka, parkta karşılaşıp yalnızlığım giderebileceğini
düşündüğü bir yabancıyla temasa geçmek başka şeydi.
Dylan, “Sorun yok,” diyerek konuşma sırasını yeniden
ona verdi.
Cheyenne kuruyan gırtlağıyla yutkunmaya çalıştı. “Ab
lam bu akşam yeniden oraya geleceğini söyledi de.”
Dylan onun aramasının asıl sebebini tahmin ederek,
“İstersen sen de onunla gelebilirsin,” diyerek onu daha da
fazla şaşırttı.
En azından bu kibarca bir davranıştı. “Gelemem. An
nemle kalmam gerek.”
“Peki ya şu Mostats-Passuello denen kadm? O gelip
onun başında bekleyemez mi?”
Marcy arada bir onlara yardıma gelen bir h em şireyd i.
130
Karlar Düşerken
Onu ara.
Onu bu saatte arayamam! 99
“O zaman...”
44
Aslında düşündüm ki... yani belki sen...” Söylemeyi
planladığı şey {Ablam oraya geldiğinde ona göz kulak olma
nı rica edecektim) şimdi öyle saçma geliyordu ki, bir türlü
lafı toparlayamıyordu. Presley daha önce de oraya gitmişti,
üstelik Dylan orada onun başına bir şey gelmeyeceğini daha
önce söylemişti.
Yüzünün yandığını hissederek konuşmayı olabildiğin
ce çabuk bitirmeye karar verdi. “Boş ver. Seni rahatsız et
memeliydim,” dedi ve telefonu kapattı.
44
Böyle bir saçmalık görülmemiştir.” Kendi kendine
homurdanarak mutfakta bir yukan bir aşağı yürümeye ko
yuldu. DylanTn yanında şu an başka bir kadın da olabilirdi.
44 99
Ne diye böyle bir şey yaptım ki?
Karşılaşmalanndan sonra onun zannettiğinden çok daha
çekici biri olduğunu düşünmüştü. Aynca bir erkekle seviş
menin nasıl bir his olduğunu bilmeksizin çok uzun zaman
geçirdiğini de. Joe’yu aramadığı sürece bililerini, Dylan’ı
aramasının önemli olmadığını da.
Fakat kendini rezil etmişti.
44
Ben beyinsizin tekiyim,” diye mınidandı, sonra ayak
lannı sürüye sürüye yatmaya gitti.
131
Brenda Novak
ması biraz zaman aldı. Saat ikiydi. Gecenin bir yarısı kim
gelmiş olabilirdi?
Sesin annesini uyandmp uyandırmadığını anlamak için
biraz bekledi. Fakat başka ses yoktu. Anita öyle çok ilaç
mıştı ki kıyamet kopsa bile uyanmazdı. Ve görünüşe göre
Presley de henüz eve gelmemişti. Bu pek şaşırtıcı sayılmazdı
Ablasının iyi olduğunu umuyordu
Yataktan çıkıp Eve’in anne ve babasının yıllar
hediye ettiği fırfırlı sabahlığı giydi ve onunla takım
likleriyle kapıya yöneldi. Kapının deliğine gözünü yasladı.
Sonra panikleyerek elini göğsüne koydu. Kapı deliği çok iyi
göstermese de, tırabzana yaslanmış olan uzun boylu karan
İlk figürü tanımıştı.
Dylan.
Cheyenne ’in kalbi öyle hızlı çarpmaya başladı ki adeta
kulakları uğulduyordu. Onun burada ne işi vardı?
Şeytan dürtmüştü ve o da karşısına dikilivermişti işte.
Ellerini ovuşturarak, “Ah, Tanrım, ah Tanrım...” dedi.
Kapıyı açmaya cesaret edebilir miydi? Eğer açmazsa Dylan
gider miydi?
Tereddüt içinde ona baktı. Sonra sigarasını söndürdü ve
dikleşti, sanki onun titrediğini görebiliyormuş gibi I
. . t
< *41
132
Cheyenne cevap veremiyor, onu içeri aldığında ne söy
leyeceğini bilmiyordu. Onu görmeyi bilinçli olarak isteme
mişti. Sadece parkta hissettiği şekilde tepki vermesine yol
açan zayıflığa teslim olmuştu, o kadar.
“Git,” diye fısıldadı. Fakat Dylan tam da bunu yapmak
için verandadan indiğinde Cheyenne kilidi açıp başını uzattı.
Dylan veranda ışığının oluşturduğu halkanın az ötesin
de durup başmı geriye çevirdi. Cheyenne onun içki içtiğin
den şüphelendi. Sonuçta onu aramasının üstünden iki saat
geçmişti ve bu sürede bir şey yapmış olmalıydı. Fakat Dylan
sarhoş görünmüyordu, hatta çakırkeyif bile değildi.
Dylan yalnızca ona bakmakla yetinince Cheyenne, “Bir
şey söylemeyecek misin?” diye sordu.
“Ne dememi bekliyorsun?”
“Bilmiyorum.” Hissettiği şiddetli gerginlik nedeniyle
zor konuşuyordu. Nedenini açıklayamıyordu. Dylan ona
doğru bir adım bile atmamıştı.
Sonra onun ne kadar üşümüş olabileceği aklına geldi.
Parkta karşılaştıklannda üzerinde olan kot ceket ve pantolo
nu değiştirmemişti. Pantolonunun yıpranmış kot kumaşı vü
cudunun tam da dikkat çekici bölgelerini vurguluyor, adeta
bakanın gözlerini yakıyordu.
“İçeri girmek ister misin?”
“O yüzden mi aradm?”
Bunu bilinçli olarak yapmamıştı. Bunu asla, kendine
bile itiraf edemezdi. Fakat rol yaptığı gibi, onu ablasına sa
hip çıkması için de aramamıştı. Onun arkadaşlanndan kalan
boşluğu doldurmasını ummuştu. Dylan güvenli bir sığmak
133
nrenaa isovaK
134 * $
Karlar Düşerken
’ “Ama ne
rakmak istem em .” C heyenne güçlükle yutkundu.
135
Brenda Novak
'j
A
>
./
9
136
Karlar Düşerken
137
Brenda Novak
138
Karlar Düşerken
139
Brenda Novak
140
Karlar Düşerken
“Bu farklı.”
Cheyenne bunun sebebini bilmiyordu. Belki de Dylan
onun masumiyetini çalma fırsatına direnememişti. “Ama
prezervatifin var, öyle değil mi?”
44T^- .1 X ____________ ____
Birkaç
“O zaman beni ne kadar istediğini söyle,” dedi Cheyen
ne. “Seni sertleştirenin ben olduğumu söyle.”
Dylan rol yapmasına gerek yokmuş gibi görünüyordu.
“Doğru. Seni yıllardır istiyorum. Bakire olman veya olma
man fark etmez. Benim için bir farkı yok.”
Cheyenne gerçekten de bunu yapacak mıydı? O sabah
onunla ilk kez doğru düzgün konuşmuş bile olabilirdi. Şim
diyse bu adam yan çıplak halde oturma odasındaydı, saçlan
ellerinin altında karmakanşık, gözleri vahşi ve iştahlıydı.
Ve diğer erkeklerle beraberken olduğu gibi korkmak, tiksin
mek, devam edemeyecek kadar ilgisiz veya utangaç olmak
yerine, onu tek kelimeyle karşı konulmaz buluyordu.
Belki de annesi ve ablasından bir farkı yoktu. Duygusa
bağlılık duymadığı bir erkekle fiziksel arzuluyordu.
y a k ı n l ı k
141
Brenda Novak
142
yanmadı. Cheyenne ilk seferin çok acı verici
öldüğünü duymuştu. Fakat belki bu daha genç kadınlar için
geçerliydi. Veya hormonlan onu öyle sarhoş etmişti ki acıyı
hissedememişti. Önemi yoktu. Önemli olan deneyimleye-
bildiği haz, diğer kadınlar gibi seksten zevk alabilmesiydi.
DylanTa beraber bitkin halde yastıklara gömüldükten
sonra, “İnanılmazdı,” dedi.
99
“Biraz uğraştık ama en sonunda hedefe ulaştık.
Cheyenne yorgun argın gülümsemeye çalıştı.
99
pes etmedin.
44Seni bekleyen şeyi bilen yalnızca bendim.”
44
Bunun ilk seferde olduğunu sanmıyorum.”
“Bunu kaçırman için bir sebep göremiyorum. Sadece
ne istediğini bulman ve onu yeterince uzun süre boyunca
yapman gerekiyor.”
Cheyenne koluyla alnındaki teri sildi. Bir yolunu bul
99
duğun kesin
Hemen olmadı. Ama... dediğim gibi, en sonunda ba
şardık.” Dylan başını kaldırıp ona gülümsediğinde dişleri
143
nrenaa novük
144
jKariar uuşerken
145
Brenda Novak
146
layabileceği bir şey söylemeyi tercih etti. “Ablamın eve dönüp
motosikletini evin önünde görmesinden korkuyomm.”
44Bu çok mu korkunç bir şey olur?” diye sordu Dylan.
44
Sonuçta Presley böyle bir şeye ses edecek biri değil 9 9
147
Brenda Novak
beş altı yıl sonra aşın dozda uyku ilacı alıp öldükten sonra baba
sı içmeye başlamıştı ve insanlarm söylediklerine bablırsa kor
kunç bir sarhoştu. Cheyenne lise iki, Dylan da lise üçüncü sınıf
tayken J.T. bir barda bir adamı bıçakladı ve tutuklandı. Ailesinin
otomobil tamirhanesinin başma geçen ve yıllardır dört kardeşini
geçindiren kişi Dylan’dı. Babası hâlâ hapisteydi.
“Çok özür dilerim.” Cheyenne titreyerek bir nefes aldı.
Ona yabancı bir durumun içindeydi, yoksa böyle duyarsız
davranmazdı.
Sadece dakikalar önce ona yumuşak öpücükler kondu
ran o dudaklar, sitemkâr bir ifadeyle kıvnldı. “Bana acıma
na ihtiyacım yok.”
Cheyenne yumuşak bir sesle, “O zaman benden ne is
tiyorsun?” diye sordu. “Benden istediğin şeyi verdiğimi sa
nıyordum.”
Dylan başını iki yana salladı. “Başka bir şey istemiyo
rum. Neden isteyeyim ki? Sen başkasına âşıksın. Seni hiç
umursamayan birine.”
Cheyenne bu sert sözcükler karşısında irkilmesine kar
şm Dylan’m doğruyu söylediğini biliyordu. “On dört ya
şından beri Joe’ya âşığım, Dylan. Sevgimin karşılıklı olup
olmaması, her ne kadar karşılıklı olmasını istesem de, çok
bir fark yaratmıyor.”
“On dört yaşından beri demek.” Dylan kot pantolonu
nun fermuannı çekti fakat fermuarını çekmeden önce bot-
lannı giydi. “Bununla rekabet etmek çok zor. Aklımdan ne
geçiyordu bilm em .”
Dylan donuk bir kahkaha attığmda, Cheyenne
diği için pişman olduğu izlenimine kapıldı; buna ı
148
Karlar Düşerken
149
Brenda Novak
44
Kim var orada?” Anita güçsüzlük ve acıyla incelmiş
sesiyle araya girdi. “Presley? Cheyenne? Neredesiniz? Şu
lanet olasıca... kateteri çıkardım. 99
1cr\
Karlar Düşerken
151
Brenda Novak
153
Brenda Novak
“Sen ne duydun?”
“Biz geldikten hemen sonra koridorun sonundaki kapı
çarparak kapandı. Senin geldiğini zannederek bakmaya git
tim ama oda boştu.”
44
Bazen perdeler de sallanıyor.”
44
Pencereler açık olmadığında mı? 99
“Aynen öyle.”
Riley başını iki yana sallayarak, “Bu resmen çılgınlık,
dedi. “Ama... belki ikisi de eski binalann cereyan yapmasıy
la açıklanabilir. Dalgalanan perdeler veya kapanan kapı dı-
154
Karlar Düşerken
155
Brenda Novak
156
x\.ur lu r LJU Şi'rK en
157
If
• i *
• t
V
•i
158 * * *
K arlar Düşerken
159
Brenda Novak
n yanında görülmüş.
i z i n „.ivdi? Soyadı
Jewel. Bu Cheyenne’in gerçek ısmı
neydi peki? Presley’nin aklında sorular uçuşuyor
160
Kariar Düşerken
161
Brenda Novak
1 6 2
Karlar Düşerken
163
Brenda Novak
şeyi adeta zihnine kaydetti. Presley kendisini ele verecek bir ay
rıntıyı atlamamış olmayı umuyordu fakat bunun nasıl bir ayrıntı
olabileceğinden bile emin değildi. Adamm ona gösterdiği fotoğ
raf çekileli en az yirmi yedi yıl olmuştu. Adam büyük ihtimalle
CheyenneTe karşılaşsaydı bile onu tanıyamazdı.
Presley onu Anita’nın odasına soktuğunda adam onu
tıpkı kendisine anlatıldığı kadar kötü durumda buldu. Böy-
lesi bir hastalığın rolü yapılmazdı. Anita öyle solgun, öyle
güçsüzdü ki, özellikle de artık dişleri kalmadığı için, Pres
ley dedektifin karşısındaki kadınla aradığı kadın arasında bir
benzerlik görüp göremediğini merak etti.
“Anne, bu Bay Crouch, sana bahsettiğim özel dedektif”
Anita gözlerini açtı fakat konuşmadı. Presley onun gü
cünü sonraya sakladığını, söylemesi gereken şeyi şimdiden
unutmamış olmasını diledi.
Bay Crouch iki eliyle evrak çantasını kavrayarak onun
başucuna yaklaştı. “Bayan Christensen?”
Anita yine hiçbir şey söylemedi fakat isminin bu oldu
ğunu inkâr etmedi; adam da onu tanımış olsa gerekti çünkü
tavanda bir tür tatmin duygusu vardı.
“Sizi çok ama çok uzun zamandır a n y orum,” dedi.
Anita şaşkın görünmüyordu.
“Herhalde sebebini zaten biliyorsunuzdur,” diye ekledi
adam.
Anita başını salladı
“O nerede?
Gitti.” Annesi en sonunda ağzını açtığında sesi öyle
4 4
164
Kar Iar Düşerken
99
labilirim?
Anita battaniyeyi iyice çekti. “Ben... bilmiyomm. 99
165
4»^
Brenda Novak
167
Brenda Novak
ı'
i'
V
t t
“Ne oldu?”
44
Eve ne zaman döneceğini merak ettim de 9 9
t t
168
44
Gerçekten. îyi bir gece geçiriyor, ben de öyle.”
44
Ben... bunu duyduğuma sevindim.”
“Peki ne yapacaksın?”
Cheyenne’in hiçbir fikri yoktu. Riley ve Jacob neredey
se on iki saat dur durak bilmeden çahştıklan için bitkin düş
müştü. Muhtemelen sabah altıda yeniden işbaşı yapacaklar
dı, bu nedenle erken yatmayı düşünüyor olmalılardı.
“Eve’in ailesine uğrarım. Sonra Sophia’ya geçerim.
99
Eğer kocası yoksa belki beraber film falan izleriz
“Skip muhtemelen evde yoktur. Sürekli iş gezisinde.”
“Çünkü çok önemli bir işadamı, öyle değil mi?” Che
yenne gülümsedi. Sophia’nm kocasıyla hep dalga geçerler
di. Adam çok kendini beğenmişti. Fakat para kazanma ko
nusunda da uzman olduğu su götürmez bir gerçekti. Dün
yayı dolaşıyor, girişim sermayesi ortaklıkları için kaynak
topluyordu. Neredeyse Whiskey Creek’teki herkes onun
aracılığıyla yatırım yapıyordu. Tabii yeterince paralar! var
sa. Skip cebinde beş kuruşu olmayan tiplere bir saniyesini
bile ayırmazdı.
“Kendi çapında bir efsane,” diye yanıtladı Presley.
Cheyenne esnemesini bastırarak arkaya yaslandı. Ne ka
dar yorgun olduğunu fark etmemişti fakat önceki gece ne k a to
az uyuduğu düşünülürse bu gayet normaldi. Anneme baktığın
için teşekkürler, Pres. Biraz uzaklaşmak iyi gelecek.
99
Sorun yok. îyi eğlenceler
44
169
Brenda Novak
i r
• r , '
V
. «
170
ivanar uuşerKen
171
renda Novak
46
Çok ender,” dedi Rod. “Sadece sen içerken.”
%
44
O zaman o lanet olasıca şeyleri atalım. Hiç kimsenin
onları içmesine gerek yok. 9 9
172
Karlar Düşerken
173
Brenda Novak
44
Dövüş baştan sona sahteydi,” dedi Grady.
Aaron uzun bedenini dikleştirdi ve ayaklarının üstüne
doğruldu. “Dövüşü unut. Saat daha erken. Haydi, Seksi Sa
99
die’ye gidip biraz kafa dağıtalım.
44
Gidip dövüşecek bililerini bulursanız kıçınızı kurtar-
maya gelmemi beklemeyin,” dedi Dylan.
99
Mack ona döndü. “Evde mi kalacaksın?
Dylan, burnunu onun kucağına koyan Kikosan’ı sevdi
44
Bu akşam yalnız takılın,” dedi fakat yirmi bir yaşmdaki
Mack bir oğul veya kardeşten ziyade ailenin bebeği gibiy
di. Eğer başmı belaya sokarsa Dylan iki eli kanda
kurtarırdı ve bunu da herkes bilirdi. Tabii mesele bu noktaya
gelirse diğer kardeşleri, hatta onu çok üzen Aaron’a karşı da
aynı güçlü duyguları hissederdi. “Kendinize hâkim ft
99
Grady onun ayağını dürttü. “Sen de gelsene, Dyl L
174 4
enne eve dönerken saat on bir bile değildi. Ak-
şaS^Sophia’yla film izleyerek, sohbet ederek, yemek yiye
rek, aklını Joe ve Dylan’dan uzaklaştırmak için elinden ge
leni yaparak geçirmişti. Sophia’mn da kendisi kadar yalnız
olduğunu hissediyordu. Biri ziyaretine gelince çok sevinmiş
ti. Cheyenne tatilin geri kalanında da onunla zaman geçire
bilmek isterdi fakat o ve kızı sabah Hawaii ye uçup, ailesi
Oahu’da onlara katılmayı bekleyen Skip’le buluşacaktı.
“Güzel olmalı.” Cheyenne nehir kıyısma inerken sıcak,
güneşli sahiller hayal etti. Fakat çok da kıskandığı söylene
mezdi. Sophia’nm yanında geçirdiği birkaç saatten sonra gün
lerdir ilk kez kendine geldiğini hissediyordu, işte bu yüzden
eve ulaştığmda durmayıp devam edince kendine çok şaşırdı.
Dylan’m evi yaklaşık sekiz yüz metre ileride
büyük bahçeli, tuğla bir binaydı. îki de köpeği var ı
onlar evde olmalıydı çünkü ortalıkta görünmüyor a
çedeki birkaç yaşlı meşe ağacının dallannın a ti
fiğinden ökseoto. bitm işti. D ylan’m arazıs, arkada yokuş
175
Brenda Novak
aşağı nehre dek iniyordu ve içinde bir baraka, bir tavuk kü
mes, bir marangozhane ve bir ambar vardı. Cheyenne am
barı hiç görmemişti fakat Presley kardeşlerin oraya bir spor
salonu yaptığını söylemişti.
Cheyenne bir ara Joe’yla konuşması gerekeceğini bili
yordu. O en iyi arkadaşlarından birinin ağabeyiydi ve aynı
insanlarla görüşüyorlardı. Onun telefonlanna çıkmamak
çok büyük kabalık olurdu. Onunla sabah konuşmaya, onu
kızgın olmadığı konusunda telkin etmeye ve buluşma tekli
fini kibarca geri çevirmeye karar vermişti.
Fakat Dylan başka bir hikâyeydi. Aralannda beklentiler
yoktu. Normal hayatma dönüp onu unutabilirdi. Dylan ko
nuşmalarını bitirmeden çekip gittiğinde ona bu fırsatı vermiş
ti. Onun kendisiyle tekrar temasa geçeceğini sanmıyordu.
Keşke onu başından attığı için bu kadar kötü hissetme-
seydi...
Ondan özür dileyene dek ona rahat vermeyeceğini tah-
min edip sızlayan vicdanım dinleyerek, Dylan’ın evinin
önünde durdu.
Ev karanlıktı. Başta çok geç geldiğini, herkesin uyudu
ğunu düşündü. Dylan’m cipi garajda, motoru da yanında du
ruyordu. Cheyenne iki aracı da görüyordu çünkü garaj kapısı
açıktı. Evdeyken, muhtemelen sık sık girip çıktıklan ıçm onu
kapalı tutmazlardı. Fakat Cheyenne daha sonra Grady nın
arabasının yerinde olmadığını görünce A m o s ’lardan hepsinin
değil de bir kısmının evde olmadığını tahmin etti.
Ne yapmalıydı? Çözüme ulaşma isteğini unutup eve m
dönmeliydi?
176
Karlar Düşerken
99
44
Bana kızgınsın sanıyordum.
99
44
Bu aramanı ummadığım anlamına gelmiyor.
Boğuk sesi, onun yatağmdayken yaşadığı bütün hisleri
hatırlatıyordu
“Ben, şey...” Özel hatıralarla beraber içinde kabaran
farkmdalığı bastırmaya çalıştı. Başına daha fazla iş
açmak istemiyordu. “Bu kadar geç aramamalıydım. Yann
99
konuşsak daha iyi olur, değil mi?
99
Kısa bir duraksama oldu. “Duruma göre değişir,
Cheyenne, “Nasıl yani?” diye sordu fakat cevabı çok
tan biliyordu. Ses tonundan anlaşılıyordu.
•• _ 99
44
Konuşmak isteyip istemediğine göre
Cheyenne içinden özür dileyip konuyu kapatması ge
rektiğini söyledi. Onun bu ses tonuyla yaptığı daveti kabul
edemezdi. Fakat sözcükler boğazında kaldı. Hiç yoktan bu
arzu dalgası belirdi ve utanç duygusunu tek hamlede sildi.
99
“Evinin önünde oturuyorum 99
177
Brenda Novak
“Ne?” 99
•••
Sana yeniden dokunmak, senin bana dokunman
44
178
Karlar Düşerken
179
tsrenda Novak
180
Karlar Düşerken
181
Brenda Novak
182
Karlar Düşerken
99
uçlarımda çıkarken onlara yakalanmak çok utanç verici olur.
Aslında arabanı görmediler,” dedi Dylan.
44
44
Pardon?”
99
44
O yüzden aradım. Arabanı ambarın arkasına çektim
Ne zaman?”
44
99
Sen uyuyakaldıktan sonra
44
1
rsrenda Novak
dı. Asılmamış birkaç parça kıyafet vardı fakat toz veya çöp
yoktu ve her şey taze kokuyordu.
%
Cheyenne mantar panoya asılmış kâğıt parçalannı ve
fişleri inceledi. Bunlar bazı kadın ve erkeklerin isim ve nu-
maralanydı. Dövüş maçları duyurulan. DylanTn kardeşleri
ve birkaç arkadaşıyla göl kenannda çekilmiş birkaç fotoğra
fı. Tamir ettiği çeşitli arabaların ‘öncesi ve sonrası’ fotoğraf-
lan. Genel eğitim geliştirme belgesi.
Cheyenne sertifikaya baktığında, Dylan’m onu yalnız
ca bir yıl önce almış olduğunu fark etti. Neden bunu gerekli
gördüğünü merak etti. Zaten on sekiz yaşından beri kendi
işinin başındaydı ve görünüşe bakılırsa bütün aileyi geçin-
direbiliyordu. Motosikletlerden jet skilere, arabalara dek bir
sürü oyuncakları olduğu ve ailede kimsenin başka bir yerde
çalışmayı istemediği ortadaydı.
“Haydi, geç kalıyoruz!” diye bağırdı biri. “İhtiyar Murphy
arabasmı bugün istiyor. Halletmezsek Dylan işimizi bitirir.”
Cheyenne gülümsedi. Sonra diğer komodinde çerçeveli
bir fotoğraf gördü ve gidip baktı. Yirmi beş yaşlannda kah
verengi saçlı alımlı bir kadın, kucağında Dylan’la beraber
poz vermişti.
Cheyenne uyku sersemliğini üzerinden tamamen atarak
fotoğrafı aldı ve anne ile oğlunun yüzlerine baktı. Birbirle
rine öyle çok benziyorlardı ki. Ten renkleri, yanları sarkık
ağızlan aynıydı. Yeniden gülümseyerek o dudaklan öpmek
ten ne kadar zevk aldığını düşündü. Dylan annesi hayatta
olsaydı nasıl biri olurdu? Peki ya babası neredeydi? Hiç gO"
rüşüyorlar mıydı?
184
Karlar Düşerken
185
Brenda Novak
99
Gerçekten m il
44
186
Karlar Düşerken
mİ görüşüyorsun yoksa?”
187
Brenda Novak
188
• ^
189
•* '% e >
190
â
Karlar Düşerken
191
Brenda Novak
192
Karlar Düşerken
64
Sana inanamıyorum! Bu bizi ondan daha fazla etki
ler. Gerçekten de bu kadar kötü bir şeyle uğraşmak istiyor
musun? Bu olayın gölgesinde yaşamak istiyor musun? Onun
alkollü araba kullanması bizim suçumuz değildi. Zaten anne
min son günleri yeterince kötü. Fark etmediysen söyleyeyim,
korkunç acı çekiyor. Eğer onun ıstırap çekmesini istiyorsan
99
çektiğinden emin olabilirsin.
Istırap çekmesini istemek mi? Cheyenne hiç kimsenin
ıstırap çekmesini istemezdi. Fakat bazen, annesinin öldür
düğü adamın muhtemelen isteyeceği gibi, adaletin yerini
bulmasım istiyordu.
Ablası arkasını dönüp giderken başmı duvara bastırdı.
Anita neden gurur duyabileceği biri olamıyordu?
193
Brenda Novak
194
Kar lar Düşerken
195
renda Novak
196
Karlar Düşerken
197
Brenda Novak
44 9
9
Pastırmalı sandviç.
“Tamamdır.”
Babasının onu bölmesinden veya duymasından endi
şelenmeden biraz zaman geçirebileceği için minnettar olan
Joe, Los Angeles’taki kız kardeşini aradı. Onun arkadaşla
nndan birine ilgi duyduğu için onun iznini alması, hatta bi
raz tavsiye istemesi gerektiğini düşündü.
Gail telefonu açtığında, “Gerçekten ben aramasam hiç
aramayan hayırsız ağabeyim mi anyor?” dedi.
Joe biraz utanarak dükkâna geçti. Gail haklıydı; o ileti
şim konusunda daha başanlıydı. “Umarım çok kızdırmamı-
şımdır seni.”
“Bir gün senin de rolünü oynamaya başlamanı umuyo
rum. Nasılsın? Senden arada bir haber alıyorum ama gün
ortasmda hiç aramazsın, o yüzden biraz şaşırmış durumda-
99
yım.
44
Herhalde bir şey istiyorumdur, değil mi?”
44
Kesinlikle. Her şey yolunda mı? Babam iyi mi? İkini
99
zin arası iyi, değil mi?
44
Her şey yolunda. Simon nasıl?”
44
Simon başımın belası. Ama onunla evlenirken başı
m ın belası olacağını biliyordum zaten.”
G ail’in sesi m utlu geliyordu, bu da Jo e’nun evliliklerin,
hatta yüksek riskler içeren evliliklerin bile yürüyebildiğini
düşünüp iyim ser hissetm esine neden oluyordu. “Herhalde
yoğundur.”
“A slında bebek konusunda çok heyecanlı olduğundan
hiç yanım dan ayrılmıyor.”
198
Karlar Düşerken
199
Brenda Novak
“Evet.”
“Hoşlandığın biri mi?”
“Sanınm.”
Gail neşeyle, “Bunun için uzun zamandır bekliyor
99
dum,” dedi. “Onunla nerede tanıştın?
66Burada, Whiskey Creek’te.” Joe kahve alanının tezgâ-
99
hmı sildi. “Onu sen de tanıyorsun. Hem de çok yakından.
66
Ben Whiskey Creek’teki hemen herkesi tanıyorum
99
İsmi ne?
99
Joe temizhği bıraktı. “Senin en yakm arkadaşlanndan biri.
Gail’in sessizliği her şeyden çok şaşkınlıktan kaynak
lanıyormuş gibiydi. “Hangisi? Daha önce benim arkadaşla-
99
nm a hiç romantik anlamda ilgi göstermedin.
99
“Çünkü benim için çok gençlerdi.
Gail gülerek, “Yaş farkınız hâlâ aynı, Joe,” dedi.
66
Biliyorsun. Artık herkes yaşlandığından... yaş farkı
99
eskisi kadar önemli gelmiyor.
66
Biliyorum.” Gail heyecanlanmıştı. “Peki kimden bah
99
settiğimizi söyleyecek misin?
Joe söyleyecekti fakat Gail ona fırsat vermeden araya
girdi.
66
Bir dakika, bırak tahmin edeyim. Bahsettiğin kişi Eve,
öyle değil mi? Callie onun son zamanlarda senden bahsetti-
99
ğini söylemişti...
99
66
Eve değil. Ama yaklaştın.
""Callie mi?"
Joe, DexterTn depo dolarken telefonuyla oyalanmasını
99
izledi. “Cheyenne.
200
Karlar Düşerken
201
Brenda Novak
44
Evet yok ama Eve bir hafta daha yok. Cheyenne
nımaya çalışmamak için bir sebep görmüyorum. Belki de
Eve dönmeden önce her şey fos çıkacak fakat önce burada
bir ilişki ihtimali olup olmadığını görmem gerekiyor.”
“Evet. Anladım.” Gail durumu her açıdan düşünüyor
muş gibi bir kez daha duraksadı. Sonra, “Yardım etmek için
elimden geleni yapacağım,” dedi.
Kapının üstündeki zil çınladı. Neredeyse her gün cad
denin en ucundaki evinden buraya yürüyen on iki yaşındaki
Shelley Brown dükkâna girip doğruca şekerlemelerin bu
lunduğu rafa yöneldi.
Joe ona sıcak bir gülümsemeyle selam vererek yeniden te
lefona döndü ve sesini alçalttı. “Yani? Onu arayacak m ı s ın?”
44
Eve’den onu arayıp onay vermesini isteyeceğim. 99
44
Eve tatilde. Ona ulaşman imkânsız.”
“Ben de gemiyi ararım.”
Gail onu göremese de Joe gülümsedi. “Gördüğüm ka
darıyla Bayan O’Neal olmanın getirdiği güç başını döndür-
•• 99
muş.
“Ünlü bir kocaya sahip olmanın getirdiği ayncalıkların
99
hoşuma gitmediğini söyleyemem.
Joe ona, “Şımanğın tekisin,” diyerek takıldı.
“En azından ağabeyim için elimden geleni yapıyorum.
99
Bana birkaç gün ver.
202
Karlar Düşerken
“Nedir?” 99
66
B oya kum lu. N edenini anlayam adım
203
Brenda Novak
44
Yüzey temiz ve pürüzsüz olmalı.”
44
Hazırlama işini Mack yaptı ve o elimizdeki en iyi kaza
tamirat teknisyeni. Sen hep öyle demez miydin? 99
“iyidir.”
“Aynı zamanda da senin gözden, bu yüzden pek de ob
jektif değerlendiremeyebilirsin. Ama bu durumda haklısın.
Boyanın kumlu olması onun suçu değil.”
Dylan bu sözlerdeki iğnelemenin farkındaydı. Aaron
oldum olası Mack’i kıskanırdı. Ama Dylan şimdi bu konuyu
deşmek istemiyordu. Zaten daha bu sabah Dylan’m stan-
dartlanna uymadığı için Aaron’m yeniden yapmak zorunda
kaldığı bir iş yüzünden tartışmışlardı. “Eğer sorun hazırlık
işinde değilse boya kutusunun içinde toz olmalı. Bugün han
gisini kullanıyorsun?”
“Büyük olanı, ama aynısını dün de kullandım ve mü
kemmel sonuç aldım.”
44
Peki spreyi kontrol ettin mi?”
44
Herkes spreye kimyasal konulmaması gerektiğini bili-
yor. Sanırım şansımıza kötü bir boya düştü.”
Dylan parmaklannı şakaklanna bastırdı. Bu kadar iş var
ken bu ihtiyaçlan olan son şeydi. “îyi. Tedarikçiyi arayayun.”
44
Hal’ı da aramalısın. Bir sorunumuz olduğunu duymak
hoşuna gitmeyecek. Bir Suburban’a ihtiyacı var. 99
204
Karlar Düşerken
205
Brenda Novak
206
w \itA
207
Brenda Novak
208
Karlar Düşerken
yor.”
“Veya doğuma girdiğinde nerede olduğunu bilemeye
cek kadar sarhoştun.” Bu da bazen oluyordu; annesi mu
azzam önem taşıyan durumlarda onları hatırlayacak halde
olmayabiliyordu.
209
Brenda Novak
210
Karlar Düşerken
211
Brenda Novak
212
Karlar Düşerken
99
rumdayken?
“Uzun süre oyalanmazsam sorun olmaz.”
Dylan onun birkaç dakika daha göğsünün üstünde yat
masına izin verdi. Sonra o kalkınca kendisi de kalktı. Dy
lanTn banyoya gireceğini düşündü fakat Dylan bunun ye
rine kot pantolonunun cebinden bir şey çıkarıp ona uzattı.
İçerisi karanlık olduğundan doğru düzgün görülmüyor
du. Işık yakmamışlardı. “Bu nedir?” diye fısıldadı Cheyenne.
“Anahtar.” Dylan onu Cheyenne Tn avucuna koydu.
“Böylece istediğin zaman gelebilirsin.”
Cheyenne başmı iki yana sallayıp onu geri uzattı. ‘ Ha
yır, özür dilerim. Bunu kabul edemem.”
Dylan orada durmuş ona bakıyordu. Çıplak olmasına
karşın bunu umursamıyordu fakat zaten utanmasını gerek
tirecek bir şey de yoktu. Cheyenne onunla en son beraber
olmasının üzerinden pek az zaman geçmesine karşın ona
yeniden dokunmak, çarşaflann arasına girmek, kendi haya
tının gerçekliğine dönmek yerine onunla uyumak istiyordu.
213
Brenda Novak
214
Cevap yok. Onlar konuşurken Cheyenne giyiniyordu
Dylan onun kazağını ve ayakkabılannı giymesini izledi
Cheyenne bir veda öpücüğü bile vermeden aceleyle yanın
dan geçip çıkarken onu durdurmaya çalışmadı.
duğunu düşünüyordu.
Cheyenne ona asla Joe’ya duyduğu saygıyı duymaya
cak olsa da, aralanndaki kıvılcımın farkında olmalıydı, öyle
değil mi? Hiç kimseyle böyle bir kimya tecrübe etmemişti.
Seviştiklerinde sanki...
Bunu nasıl tanımlayacağını bile bilmiyordu.
Cheyenne de onun hissettiği şeyi hissediyordu. Ona do
kunduğunda ürperdiğini hissediyor, iç çekişini ve nefesinin
kesilmesini duyuyordu. Duygusuz seks böyle olmazdı. Dy
lan aradaki farkı bilecek kadar deneyimliydi fakat Cheyenne
öyle değildi. Belki de kimle sevişse bunu yaşayacağını sanı
yordu. Dylan daha önce ona diğer erkeklerin de ona aynı he
215
Brenda Novak
216
Karlar Düşerken
217
Brenda Novak
218
Im a n a r u u ş e r K e n
219
ok anından sonra Dylan onu görmezden geldi.
Bu Cheyenne’i daha da kötü hissettirdi fakat bir yandan da
ondan nasıl bir davranış beklediğini bilmiyordu. İlişkilerini
açıkça yaşamak istemediğini söyleyen kendisiydi. Dylan ona
eskiden olduğu gibi davranıyordu; yani yabancılarmış gibi.
Buna karşm Cheyenne onunla aynı mekândayken otu
rup yemeğini beklemekte zorlanıyordu. Dönüp bakmamak
için kendini tutmaya çalışıyordu fakat gözleri adeta kendili
ğinden ona kayıyordu.
Yüzündeki yara, muhtemelen bir kavgada kırdığı çar
pık burnu ve tıpkı bir savaş zırhı gibi taşıdığı temkinli ha
vasıyla insanlar onun Amos’1ar arasındaki en çekici erkek
olduğunu düşünmüyordu. Kardeşlerin hepsi uzun boylu,
güçlü ve koyu renk saçlıydı; dişleri kusursuz olmasa da hep
sinin sağlam hatları ve onlara kararlı bir hava katan dudak
lan vardı. Fakat aynı zamanda hepsi pervasız, disiplinsiz ve
dengesizdi. Cheyenne’e kalırsa bu onlan duygusal açıdan
güvenilmez kılıyordu.
220
Bu gece Dylan delikli kot pantolon, yıpranmış deri ce
ket giymiş, ceketini içerisi çok sıcak olduğu için çıkarmıştı.
Cheyenne onu gördüğünden beri daracık Amos Oto Tamir
tişörtünün altındaki biçimli göğsüne hayranlıkla bakmadan
edememişti. Belki diğer insanlar onu kardeşleri kadar çekici
bulmayabilirdi fakat Cheyenne böyle olduğunu düşünüyor
du. Onun gülümsemesinde bir şeyler vardı; sanki aklında
dudaklanna dökülmeyen bir şeyler dolanıp duruyordu...
Belki de onu etkileyen bu tavrıydı. Dylan bütün dün
yayı iplemiyormuş, paşa gönlü nasıl istiyorsa öyle hareket
ediyormuş gibi görünüyordu. Bazen Cheyenne de insanla-
rm fikirlerine boş vermek istiyordu. Fakat hayatı bo5umca
arkadaşsız ve şu anda olduğundan çok daha kötü dummda
kalmaktan korkmuştu.
Garson ona bir sepet kraker getirdi ve birazdan çorbası
nı da getireceğini söyledi. Fakat Cheyenne onu dinlemiyor
du bile. Sadece Dylan’a bakmak bile boğazının kummasma
neden oluyordu çünkü Cheyenne o dudaklann, o ellerin na
sıl bir his verdiğini biliyordu ve daha fazlasını istiyordu.
Suyundan bir yudum alarak dikkatini ses sisteminden
yayılan Noel müziğine verdi fakat Elvis’in “Blue Christmas”
şarkısı çalmaya başlayınca mh hali pek düzelmedi. Zaten ye
terince yalnız hissediyordu. Böylece ceptelefonunu çıkanp
oyun oynamaya başladı. Bu da dikkatini dağıtmayı başara
mayınca ayağa kalkıp tuvalete gitti, Dylan Ta aynı mekânda
olduğu için masayı terk etmiş gibi görünmemek için orada
elinden geldiğince uzun süre kaldı.
Geri döndüğünde Dylan ona baktı. Gözleri birbirine
221
Brenda Novak
222
Karlar Düşerken
223
Brenda Novak
224
etmek, aralarında özel bir şey olduğunu ona göstermek için
büyük bir heves duyuyordu.
Bu nasıl daha fazlasına yol açmazdı ki? Cheyenne onu
hiçbir kadının etkilemediği kadar çok etkiliyor, onu kom-
mak, ona göz kulak olmak istemesine neden oluyordu.
Fakat Dylan onun fikrini değiştiremeyeceğini biliyordu.
Cheyenne daha aralarmda hiçbir şey olmadan önce zaten onu
bir ihtimal olarak düşünmemişti. Dylan onu hızla domğa çıkar
dı; en azmdan bunu bu kadar kolay yapabildiği için mutluydu.
Daha sonra da bunun vedası olmasma karar verdi.
Pantolonunu giyerek tek kelime etmeden oradan aynidı
ve içinden bir daha asla Cheyenne’in onu reddetmesine izin
vermeyeceğini geçirdi.
225
Brenda Novak
226
Karlar Düşerken
227
Brenda Novak
228
Karlar Düşerken
229
Brenda Novak
230
Karlar Düşerken
231
Brenda Novak
232
Karlar Düşerken
233
Brenda Novak
934
Karlar Düşerken
____
enne birkaç saatliğine işe gitmeyi planlamıştı.
JsSob^m artesi gününü arkadaşının evinde geçirdiğinden
ona yardım edecek kimse olmasa da Riley de gelmişti. Fakat
Cheyenne uyuyakalmıştı ve bu nedenle gününü yeniden dü
zenlemesi gerekiyordu. Pansiyona gitmek zorunda değildi.
Büyük açılışa hazırlanmak için bol bol zamanı vardı. Üste
lik tatil dönemiydi. Noel’e pek az kalmışken, hediye alışve
rişi ve paketleme işlerini halletmesi gerekiyordu.
Sacramento’daki en yakın alışveriş merkezine gitme
den önce kahvaltısını ederken ablası mutfağa girdi.
66Demek buradasın.”
99
66
Pardon, çok mu ses çıkardım?
“Hayır, sadece evden gitmeden seni yakalamak iste
dim.” Duvardaki saate göz attı. “Vay canına, öğleni geçmiş.”
Cheyenne yulaf ezmesinin son lokmasmı da yuttu. “Evet.
Bugün işe gitmeyeceğim. Noel’den önce halletmem gereken iş
ler var.”
Presley’nin yüzünde tu h af bir ifade belirdi. Kollarını
236
Karlar Düşerken
237
Brenda Novak
238
Karlar Düşerken
239
Brenda Novak
240
Karlar Düşerken
241
Brenda Novak
242
Karlar Düşerken
ğım duşundu.
Kendisi de buna nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.
Belki başına gelenleri hak etmişti. Eninde sonunda hak
ettiğini yaşayacağım zaten hep tahmin etmişti. Daha önce hiç
ümitsizce âşık olmamıştı. Bir kadına kapılan arkadaşlanyla
hep dalga geçer, kendilerini kaybetmelerini çok komik bulur
du. Gururlannm böylesine ayaklar altına alınmasına izin ver
meleri, budalaya dönmeleri, kendilerini istemeyen kadınlann
arkasmdan salyalarını akıtmalan onu hep rahatsız etmişti.
Kendisine asla onlar gibi olmayacağına dair söz ver
mişti. Şimdiye kadar da kazasız belasız gelmişti. Tam olarak
hangi noktada yanlışa kapıldığını bilmiyordu. Hayatta epey
rahatça yol almış, son on yıl içinde karşılaştığı sorunları
243
Brenda Novak
244
Karlar Düşerken
245
Brenda Novak
mıyız?”
Bu Cheyenne’in deşmek istemediği bir gerçeği günde
me getirdi; bu tarz şeyleri pek yapmadıkları, evde olmadık
ları zamanlar bambaşka dünyalarda yaşadıkları gerçeğini.
Bu nedenle bunun ne kadar sıra dışı bir şey olduğunun üs
99
tünde durmadı. “Birden karşısına çıkmak garip olacak.
“Sorun olmayacak, güven bana.”
Cheyenne aynada son bir kez kendine bakarak iç çekti.
Bunu iple çekmişti. Hatta yeni bir kot pantolon ve bot almıştı.
Onun geri adım atmasına izin vermeyecekti. Kendisini ikna
etmeye çalışarak, “Kız kardeşler olarak zaman geçireceğimiz
için çok mutluyum,” dedi. “Çok uzun zamandır adeta saklam
baç oynuyor gibiyiz.”
Presley gülümsedi. “Aynen öyle. Gördün mü? İşte böy-
246
Karlar Düşerken
247
renda Novak
248
Karlar Düşerken
249
Brenda Novak
250
*» \>A
251
renda Novak
252
l\ .u r lUrf
253
Brenda Novak
254
Cheyenne istediğinin peşinden gitmekten korkmayan,
oyun oynamayan, rol yapmayan erkeklerden hoşlamrdı. Dy
lan bu açıdan korkusuz göründüğü için ondan etkileniyordu.
Ne yaptığını biliyorsa onu çekici bulmak bu kadar riskli ol
mayabilirdi .
Fakat sonra Amos kardeşlerden birinden, hatta onlann
elebaşından bahsettiklerini ve onun bir kadından diğerine
atlamak gibi bir geçmişi olduğunu hatırladı. Şu anda onu
özel hissettirmesi dikkatinin birkaç gün veya haftada kay
bolmayacağı anlamına gelmiyordu. Cheyenne son zaman
larda onun dikkatini çeken bir başka kadın olabilir, fethedil
mesi zor olduğu için arzulanıyor olabilirdi.
“Peki ne diyorsun?” diye sordu Dylan.
Cheyenne dudak büktü. “Değişir.”
Neye göre?”
99
'Senin karşılığında ne vereceğine göre.
“Ne istiyorsun?”
Cheyenne cevabını düşünürken onun yüzünü inceledi,
iskambil oynarken Joe’yla da benzeri bir iddiaya girmişti.
Joe ona araba tamir hizmeti sunmuştu. Dylan da muhteme
len öyle bir şey sunacaktı. Fakat Cheyenne daha anlamlı bir
şey istiyordu. “Yirmi tane dürüst cevap.”
Dylan şaşırmıştı. “Hangi sorulara?”
Cheyenne gülümseyerek, “Ben ne sorarsam,” dedi.
Dylan birasını bitirdi. “Bana bir örnek ver.”
Cheyenne onun tereddüdü karşısında güldü “Zor
99
caklar.
255
Brenda Novak
256
K arlar Düşerken
257
Brenda Novak
saidim,” dedi.
44
Ailenle olman gereken bir zamanda seni rahatsız et
99
mek istemeyiz.
44
Size yardım edebildiğimde mutlu oluyorum. Arada bir
99
mola vermeye ihtiyacınız var.
“Teklif için teşekkürler. Aklımda bulundururüm.” Che
yenne onu uğurladı. Ardından kapıyı kilitledi ve koltuğa dö
nerek ablasının notunu okudu.
258
Karlar Düşerken
259
renda Novak
260
Karlar Düşerken
261
Brenda Novak
99
“Ne dedi?
“Tarif ettiğim gibi biriyle hiç tanışmadığını söyledi.
Beni her şeyi uydurmakla suçluyor. O ve Presley’den utan
dığımı, bu yüzden de bir fantezi dünyası oluşturduğumu
söylüyor.”
“Peki Anita’nm senin annen olmadığına dair bir kanıt
var mı?”
“Yok ama bana nerede doğduğumu bile söyleyemiyor.”
“Nüfus cüzdamnda ne yazıyor?”
“Hangi nüfiıs cüzdanı?”
“Nüfiıs cüzdanın yok mu?”
“Hiçbirimizin yok. Annem böyle şeyleri tutmamış hiç.
Zaten diğer bütün eşyalanmızı da attık gitti.
99
262
Karlar Düşerken
263
Brenda Novak
“Belki de değildir.”
44
Her halükârda hayatta en çok istediğim şey ya sarışın
kadını unutmak ya da onun kim olduğunu bulmak. 99
44
Onu unutabileceğin! hiç sanmıyorum.”
44
Tek şansımın soruya cevap vermek olduğunu söylü
yorsun.”
“Bunu söylüyorum.”
264
“Gerçek ismimin ne olduğunu veya doğum günümün
gerçekten doğum günüm olup olmadığını bulmanın bir yolu
olmasa bile mi?”
“Tekrar polise gidebilirsin. Denemeye devam.”
“Bunu burada yapmak, bütün kasabanın çocukken kaçı-
nldığımdan şüphelendiğimi öğrenmesini istemem. Zaten ai
lemiz hakkmda yeterince şey duydular. Artık bir yetişkinim.
Belki de ipin ucunu... bırakmalıyım.” Çünkü ne bulacağı ve
gerçeğin bilmemekten daha kötü olup olmayacağı hakkında
en ufak fikri yoktu. Ya hatırladığını düşündüğü mükemmel
çocukluk sandığı kadar mükemmel değilse? Ya gerçek ailesi
onu çocuk yetiştirmekten bihaber birine, Anita’ya verdiyse?
Hep polisin onu kayıp biriyle eşleştirememesinin nede
nini merak etmişti. Belki de gerçek ailesi hiç kayıp bildiri
minde bulunmamıştı.
“Sacramento’ya gidebilirsin. Orada daha büyük bir
merkez var, belki sana daha çok yardım edebilirler.”
Sacramento en yakın metropoldü. Oraya gitmek ma
kul bir fikirdi. “Belki giderim. Bir gün. Her neyse, benim
hakkımda konuştuğumuz yeter. Bence bana bir cevap daha
borcun var.”
“Zaten beni ikinci soruyla allak bullak ettin bile.”
“Ama bütün çamaşırları ortaya döken benim. Az önce
sana anlattıklarımı hiç kimseye anlatmamıştım, o yüzden...
kimseye bir şey söylemezsen sevinirim. Bu ihtimal tahmin
edebileceğin gibi Presley’yi çok üzüyor.”
“Aramızda yaşanan şey aramızda kalır. Ne olursa olsun.
Dylan bu konuda öyle kararlı görünüyordu ki Cheyen-
265
Brenda Novak
266
Karlar Düşerken
99
bilirim.
Dylan bir şans elde ettiği için mutluydu ve bu Cheyenne i
gülümsetti. Söyleyebileceği başka şeyler de vardı; örneğin bu
gece gözlerini ondan alamamış, kazara birbirlerine temas et
tiklerinde vücudunda yoğun bir tepki hissetmişti ve şu anda
bile onun ellerini vücudunda hissetmek için yanıp tutuşuyor
267
Brenda Novak
268
Karlar Düşerken
269
l
I
t
ü
f.
Il-
1
99
eki ne düşündün?
Cheyenne dirseklerinden destek alıp doğruldu ve yata
ğının kenanndaki bulanık şeklin ne olduğunu anlamak için
gözlerini kısıp baktı. Bu Presley’ydi. “Saat kaç? diye mı-
nldandı fakat sesi çatlamıştı ve konuşabilmek için gırtlağını
temizledi.
44Fark eder mi? 99
“Neredeydin?”
“AaronTa takılıyordum.”
Bu çok açıklayıcı değildi. Cheyenne rah atlam ak
270
Karlar Düşerken
66
O kendi payını ödüyor ve o ödeyince ben de götürü-
yorum.”
99
O halde Dylan haklıydı. “Bunu kesmek zorundasın!
“Bitecek. Yakında.”
Anita öldükten sonra demek istiyordu. O zaman başa
çıkmanın bir yolunu bulacaktı. Fakat Cheyenne onun o za
mana dek iyice bağımlı olmasından korkuyordu. Dylan m
da Aaron için endişelendiği açıktı. Fakat sabahın beşi muh
temelen bu konuyu deşmek için uygun bir zaman değildi.
271
Brenda Novak
44
işe gitmem gerekiyor ama Carolyn benim yerime baka
bilir. Noel masrafları yüzünden fazla mesai yapmak istiyordu. 99
“Emin misin?”
44
Evet. Benim saatlerimden alıp alamayacağım sormuştu. 99
44
Uzun zamandır arkadaşız 99
272
Karlar Düşerken
44
Yani onun güvenebileceğim biri olduğunu düşünüyor
99
musun?
Bence yatakta başanlıymış gibi görünüyor. Neden her
44
99
şeyi bu kadar ciddiye almak zorundasın?
Çünkü hayatımı mahvedip bunun bedelini ödemek is
44
99
temiyorum !
Ayılmaya başlayan Presley ona ters ters baktı. “Tam bir
99
gıcıksın.
Seçimlerin sonuçlan vardır, Pres. Bu benim seçimim de
44
99
ğil-
Eli kamına gitti. “Sana bir şey söylemem gerek.”
Cheyenne içinde bir korku dalgasının kabardığını his
setti.
“Ne oldu?”
“Hamile olabilirim.”
Huzursuzluk hemen mide bulantısına döndü. ""Ne? Ve
buna rağmen hâlâ uyuştumcu mu kullanıyorsun?”
99
“Kesin değil. Sadece reglim gecikti, o kadar.
99
Ah, Tannm. “Kimden olabilir?
""Sence kimden olabilir?"
Bu som onu gücendirmiş gibi görünüyordu fakat Che
yenne yine de sormak zomndaydı. Presley bazen kumarha
nede karşılaştığı yabancılarla beraber oluyordu. Bir de ge
çen hafta çıktığı randevu vardı tabii. “Aaron mı?”
“Tabii ki. Son zamanlarda beraber olduğum tek kişi
Sonra, “En azından komnmadan,” diye ekledi.
Cheyenne ne söyleyeceğini bilmiyordu. Bu haberi:
dirmeye çalışırken ağzı açık kaldı.
273
Brenda Novak
44
Her neyse.” Presley yüzünü buruşturarak meseleyi ge
çiştirdi. “Bu senin sorunun değil. Kendim hallederim. So
99
nuçta dünyanın sonu değil ya.
“Yani?”
“Kürtaj olurum.”
Cheyenne hamileliği sona erdirme seçeneğini hiç dü
şünmemişti; ne kendisi ne de ablası için. Parmaklarını saç-
lannın arasından geçirdi. “Aaron böyle bir ihtimal olduğunu
99
biliyor mu?
44
Hayır. Ona söylememin bir anlamı yok. Çocuğu iste
meyecek. O da benim kadar çocuk sahibi olmaya hazn değil. 99
99
Cheyenne güçlükle yutkundu. “Ona söylemelisin.
“Hayır.”
Ama belki de çocuk istemediği konusunda yanılıyor-
99
sundur. Belki...
“inan bana, AmosTar çoluk çocuğa karışacak tipler de
ğil. O yüzden Dylan’dan hoşlanıyorsan dikkatli ol. Ne ya
parsan yap, ondan bir bağlılık bekleme.” Bu sözlerden sonra
kalkıp odayı terk etti.
Birden bacaklarında Anita’nm odasma gitmek için güç
bulamayan Cheyenne yeniden yatağa gömüldü. Dylan’la bir
kez korunmadan seks yapmıştı. Öyle hızlı olmuştu ki bunu
hiç düşünmemiş, yalnızca gebe kalabileceği dönemde olma
dığını düşünerek kendini avutmuştu.
Fakat böyle olsa da bir ihtimal vardı...
O da ablasıyla aynı çalkantılı akıma mı kapılmıştı?
İçinde biriken korku ona öyle olduğunu söylüyordu.
Dylan’la görüşmeyi kabul etmesi bir hata mıydı? Bir iliş-
274
Karlar Düşerken
yordu.
275
Brenda Novak
rmda epey yaş farkı vardı ve başka bir yerde yaşıyorlardı. Che
yenne sanki onun kız kardeşi gibiydi. En yakm dostunu bu ka
dar sevmeseydi Joe’nun onu tercih etmesi canım çok sıkabilirdi
Asimda Cheyenne en sonunda onu hak ettiği gibi sevecek
sayacak bir erkek bulabildiği için çok heyecanlıydı
“Peki... mesele Joe mu?” diye sordu Callie.
Eve saçlarının rüzgârda yüzüne çarpmasını engellemek
için onları kulaklarının arkasında sabitledi. “Hayır. Sadece
keşke ona ilgi duyduğumu herkesle paylaşmasaydım diyo
4
276 VI
I
Karlar Düşerken
277
Brenda Novak
“O zaman yatmıyorsunuz...”
Callie yüzünü buruşturarak ona bir havlu fırlattı. “Hayır!”
Eve havluyu bir kenara attı. “Emin misin?”
“Kesinlikle! İlişkimiz tamamen platonik. Zaten boşan-
99
ma sonrası dönemde onunla beraber olmak istemem.
Bu verdiği cevabı açıklıyordu ve Eve daha da fazlasını
merak ediyordu fakat onu daha fazla zorlamadı. Callie’nin
tepkisinden bunun bir anlamı olmayacağını anladı. Sadece
arkadaş olduklarını iddia edecekti, o kadar.
Callie şezlonga yaslanarak, “Ama bizim küçük grupta
kesinlikle romantik bir gerilim var,” dedi.
“Kimler arasında?”
Callie gözlüklerini kaldırdı. “Baxter.”
Eve biraz daha dik oturabilmek için sandalyesini ayar
ladı. Callie onu daha çok şaşırtabilecek bir isim telaffuz ede
mezdi. “Baxter ve kim?”
“Boş ver.” Aralarındaki sehpanın üstünde duran fotoğ
raf makinesini alarak havuzdaki çocukların birkaç fotoğra
fını çekti.
“Yapma şunu!” diye bağırdı Eve.
“Ne? Fotoğraf mı çekmeyeyim?”
“Bir şey çıtlatıp devamını getirmiyorsun. Aklında ne
99
geçtiğini söyle bakalım.
44Söylememeliyim.” Fotoğraf makinesinin deklanşörü
278
Karlar Düşerken
“O halde anlat.”
Callie havuzdaki arkadaşlarının ağzmı göremeyeceği
ve sesini duyamayacağı şekilde sağa döndü. “Sanınm âşık.”
99
Eve şaşkınlık içinde gözlerini kırpıştırdı. “Kime?
Bir kez daha uzun bir duraksama oldu.
Callie.. P
Callie sanki aldığı önlemler yeterli değilmiş gibi eliyle
ağzını kapayarak, “Noah,” dedi.
""Hayır." Eve başmı iki yana salladı. “Gerçekten mi?”
Callie bariz bir şekilde huzursuzlanarak yüzünü buruş
turdu. “Sadece olabilir diyorum. O kadar. Noah’ya bakışla-
m
279
“Ama zaten ikisi de kafede veya başka bir yerde buluş
tuğumuzda bize katılamaz. Rahat hissedemezler 99
Eve az önce attığı havluyu aldı. “Buna inanamıyorum.
99
Sen... bence kalıplara sokuyorsun, o kadar.
Bu suçlama karşısında Callie’nin rengi attı. “Öyle mi?”
“Evet! Baxter tatlı dilli, iyi giyinen biri ve zevkleri he
pimizden iyi. Belki biraz da... hassas. Bu onun eşcinsel ol
duğu anlamına gelmiyor.”
“Peki.”
Callie’nin hemen geri adım atması sadece ektiği tohu
mun daha çabuk kök salmasına neden oldu.
“Şey...” Eve sol bacağmdaki güneş kremi parçasmı tenine
yedirdi. “O ve Noah çocukken komşuydu. Yakm arkadaşlardı,
adeta kardeş gibi büyüdüler. Tıpkı ben ve Chey gibi.”
Hayır.” Callie araya girdi. “Sen ve Chey gibi değil. On-
1ar büyüdükçe aralarmda daha fazla anlaşmazlık oldu.”
Eve, Callie’nin kendisinden daha iyi bildiğini varsayı
yordu. Callie diğerlerinin kaçırdığı detayları ve yüz ifadele
rini fotoğraf çekerken yakalıyordu. Sacramento ’dan ayrıl-
dıklanndan beri yolculuğu fotoğraflıyordu.
*
280
-m ,
281
Brenda Novak
kes kendi hayatına öyle çok gömülmüştü ki, böyle gizli saklı bir
şeyin farkma varamazlardı. Fakat yat tatilinde herkes öyle veya
böyle devamh aym yerlerde vakit geçiriyordu.
Callie dalgın dalgın, “Bence Noah bir tuhaflık olduğu
nu seziyor olmalı,” dedi. “Yani kadınlarla kurduğu diyalog
lar... bu kadar daldan dala konmak onun tarzı değil. Hatta
hep çok seçici olmuştur.”
“Belki ikisi de birbirine âşıktır ama bu duyguyla sa
vaşıyordun” Eve bütün seçenekleri düşünmeye kararlıydı.
“Eğer Bax eşcinselse Noah da olabilir. Belki sandığımız gibi
heteroseksüel değildir. Nereden bileceğiz ki?”
“Bilemeyiz. Onlar bize söylemeye hazır olana dek im
kânsız. Sadece olan bitenin dostluğumuzu mahvetmemesi
için dua edebiliriz.”
“Aynen öyle.” Eve birden Joe’nun en yakm arkadaşıyla
ilişkisine şahit olmanm çok zor olacağım düşündü. “Mesele aşk
olunca hepimizin başmda bir uğursuzluk var,” diye homurdandı.
Callie, “Gail hariç,” diye hatırlattı.
“Kaç kişi onun kadar şanslı olmayı umabilir ki?”
Callie omzunu silkti. “Belki yıldırım kalbi iki kez çar
99
pıyordun
282
Karlar Düşerken
283
Brenda Novak
284
Karlar Düşerken
285
^ *•
286
Joe mükemmel bir ağabeydi ve bu da onu tam da bir genç
kızın sevdalanacağı türde biri yapıyordu. Bu aynı zaman
da onun saatler boyunca süren gündüz düşlerinde başrolü
oynamasına yol açıyordu. Fakat bu düşlerin cinsel unsuru
kaybolmuştu. Şu anda Cheyenne, Joe’ya karşı arkadaşlık dı
şında bir şey hissetmiyordu.
Kendi kendine arkadaşlığın bir başlangıç olduğunu
söylüyordu. Belki de ilişkilerini bu temel üzerine inşa edebi
lirlerdi. Cheyenne kesinlikle hemen pes etmek istemiyordu.
Onunla bir şeyler yaşayacak bütün kadınlar çok şanslıydı;
Joe kolayca kenara atılacak biri değildi.
Silindir şapka takmış ve kuyruklu ceket giymiş olan
koro şefi seyirciye son şarkıya eşlik etmelerini söyledi. Che
yenne, Joe ve diğerleriyle beraber “Silent N ighf’ı söyledi
fakat aklı başka yerdeydi; yine hiç istemediği bir yere, Dy
lan’a gitmişti.
Cheyenne’in onunla ilgili liseden kalma anılan yoktu.
Onunla pek vakit geçilmemişti. Bir dereceye kadar bile isteye
ona karşı mesafeli olmuştu. Dylan belalı bir tipti. Whiskey
Creek’in kendi halindeki sakinleri iş belalı tiplere gelince bu
tür davramşlan onaylamadıklarım gayet net gösterirdi. Dylan
annesi öldükten ve babası gece gündüz içmeye başladıktan
sonra başmı belaya sokmaya başladığı için durumu biraz daha
anlayışlı karşılanabilirdi. Eğer Dylan bu kadar yabani biri ol
masaydı, insanlardan gelen merhamet ve yardımı reddetme-
seydi, sürekli asabi ve öfkeli görünmeseydi böyle olurdu.
Sonra babası bir adamı bıçaklamıştı ve Dylan’ın dün
yası tamamen başına yıkılmıştı. Ne var ki bir şekilde bunu da
287
Brenda Novak
288
Karlar Düşerken
289
Brenda Novak
290
Karlar Düşerken
291
Brenda Novak
292
Düzerken
293
Brenda Novak
294
K arlar Düşerken
296
Karlar Düşerken
297
Brenda Novak
298
ita’nın odasına girip ışığı açtı. Cheyenne’in
bilinçsizcF^gerçeklikten kaçmaya yeltenerek bulduğu şeyi
saklamak için ışığı kapattığını düşündü.
Pis koku yüzünden yüzünü buruşturdu. İçerisi Anita
ölürken dışkısını yapmış gibi kokuyordu. Fakat onu endi
şelendiren şey bu değildi. Komodinden düşen lamba bir tür
boğuşma olduğuna işaret ediyordu. Aynı şekilde Anita’nın
vücudunun aldığı tuhaf pozisyon da. Aynca kadının burnun
dan bütün yüzüne ve yanındaki yastığa da kan bulaşmıştı.
Dylan arkasından Cheyenne’in geldiğini duydu. Che
yenne, “Ne düşünüyorsun?” diye fısıldadı.
Dylan da onunla aynı görüşteydi fakat bir şey söylemek
istemiyordu. “Presley’ye ulaşmaya çalıştın mı?”
“Defalarca. Seni aramadan önce. Cevap vermiyor.
Dylan bir kez daha odayı tararken, “Presley nin aklın
dan ne geçiyordu?” dedi.
“Bilmiyorum. Belki kafası iyiydi, kendinde değildi.
Bazen kavga ediyorlardı. Belki yine kavga etmişlerdir. Veya
299
Brenda Novak
300
Karlar Düşerken
“Önemli mi?”
Olabilir.”
44Umurumda değil. Seni ilgilendirmiyor. 99
301
Brenda Novak
^09
Karlar Düşerken
“Ne diyor?”
Bu kez Dylan, Cheyenne’in yaklaştığını duymamıştı.
Duygulanyla boğuşurken boynunu esnetti. “Kısaca çok yar
dıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Bizim ona sağlayabileceği-
I
mizden de çok.”
“Ne için?”
Cheyenne’in omzundaki yük yeterince ağırdı zaten.
Dylan ne zaman Aaron’la ilgili bir konu olsa hissettiği ha
yal kırıklığı ve endişeyi kontrol etmek için elinden geleni
yaparak sesine daha fazla enerji kattı. “Kardeşinin yardıma
ihtiyacı olması gibi. îkisi de öfkeli ve dünyaya kafa tutuyor;
99
dünya da onlara ancak bir darbe indirecek
44Onlara yardım etmenin bir yolu var mı?” diye fısıldadı
Cheyenne.
“Onlar kendilerine yardım etmeye karar verene kadar
yok.” Bu gerçek, bu çaresizlik neredeyse onu delirtecekti.
Cheyenne ellerini birleştirdi. “Presley hakkında ne söy
ledi?”
44 Pek bir şey söylemedi. Presley onu arayıp eve gelmesı-
• istemiş
• ama...” Dylan kardeşinin söylediği şeyi söylemek
istemiyordu. Cheyenne’in Aaron’ı böyle kötü tanımasını is
temiyordu; hiç kimsenin onun davranışlannın sebebim :
99
303
renda Novak
304
Karlar Düşerken
305
Brenda Novak
306
Karlar Düşerken
307
Brenda Novak
“Henüz değil.”
Nereye bakmaya gitti?”
Cari Inera’mn mekânına ve Seksi Sadie’ye bakacak.
99
Tek bildiğim bu.
Aaron verandadaki bir çakıl taşını tekmeledi, “iyi. Ben
99
de gidip birkaç yere bakacağım.
44Önce üstüne bir palto giysen iyi olur.
99
“İdare ederim.”
Aaron kamyonetine binmek üzereyken Cheyenne arka
99
sından seslendi. “Aaron?
Aaron sabırsızlığını belli ederken dönüp ona baktı.
“Ablama değer veriyor musun?” Cheyenne, Presley’nin
ona hamile olduğunu söylediğinde sesinin tonunu unutamı-
yordu. Belki bir test yapmış ve kesin sonucu öğrenmişti.
BeDd bu geceyi konrolden çıkaran şey de buydu.
Aaron, “Artık binlerine değer verebilecek durumda olup
olmadığımı bilmiyorum,” diye itiraf etti ve kamyonetine at
layıp gitti.
Cheyenne, Presley’nin ona değer verdiğinden emindi.
Hatta ona âşık bile olabilirdi. Zavallı ablasının hiçbir zaman
bir dayanağı olmamıştı. Kendisininki gibi sağlam dostlan
yoktu ve bu tür ilişkilerin sağladığı dengeyi tecrübe etmemiş
ti. Presley daha ziyade asla güvenilmeyecek olan Anita’ya
yaslanmıştı ve şimdi de yine asla itibar edemeyeceği bir
adama yaslanıyordu.
Eve ve ailesinin inandığı Tanrı’ya içinden dua ederek,
onun çok yanlış bulabileceği bir şey yapmak üzere olduğu
için af diledi ve dikleşerek kapıyı kapattı.
308
Karlar Düşerken
309
Brenda Novak
310
Karlar Düşerken
311
Brenda Novak
312
Karlar Düşerken
313
Brenda Novak
314
Karlar Düşerken
44
Barakada.” Plastik torbada kanlı yastık ve Dylan
daha önce gördüğü halde döndüğünde Anita’nın odasında
göremediği örtüler duruyordu.
Cheyenne onları ateşe attı. Daha sonra gecelikleri, hav
luları, yıkama bezlerini, kateterleri ve diğer hastane malze
melerini, hatta annesinin normal kıyafetlerini bile ateşe attı.
N
315
dedi Dylan. “Ben Presley dönene dek bu
rada oturururn
Cheyenne onun kalmak istemesine inanamıyordu. Dy-
I
44
Kardeşlerin sensiz idare edebilir mi? 9
9
316
Karlar Düşerken
317
Brenda Novak
318
Karlar Düşerken
319
Brenda Novak
320
Karlar Düşerken
321
Brenda Novak
“Biliyorum.”
“Çok üzgünüm. Eve’in yerini tutamam biliyorum ama
hemen geliyorum.”
Kapı açıldı ve Dylan içeri girdi. Herhalde telefonda ko
nuşurken sesini duymuştu. “Gitmem gerek,” diye fısıldadı.
“Tamirhanede bir sorun çıkmış.”
Cheyenne onun gitmesini istemiyordu fakat ondan çok
tan hakkı olandan daha fazlasını istemişti. Telefonu kapattı.
“Presley’den haber yok, değil mi?”
“Hayır.”
“Tamam. Benimle kaldığın için sağ ol. 99
Dylan başını salladı ve kapıyı kapadı.
Riley, “Kimdi o?” diye sordu.
“Komşum.”
“Hangisi?”
“Dylan Amos.”
"Gerçekten mi?”
Riley’nin tizleşen sesi karşısında tüyleri diken diken
oldu. “Evet. Sokağın aşağısında oturuyor, bu yüzden anne
99
mi götürürlerken bana eşlik etti. Neden bu kadar şaşırdın?
44Dylan Amos’un sana destek olacak kadar anlayışlı biri
99
olduğunu hayal etmek zor.
Cheyenne içinse öyle değildi. Dylan çok saygın biri
gibi görünmüyor olabilirdi fakat değer verdiği insanları her
99
zaman korumuştu. “O insanlann düşündüğü gibi biri değil.
“Nasıl biri peki?”
Cheyenne tam anlamıyla karannı vermemişti. Fakat
322
Karlar Düşerken
99
razdan geliyorum.
“Hayır, gelme.” Cheyenne bitkin hissetmesine karşın
güçlükle dikleşti. “Ablam kayıp. Çıkıp onu bulmam gerek.”
“Kahretsin.”
“Aynen öyle.”
“Haberi kötü karşıladı, öyle mi?”
99
Cheyenne aksini iddia etmedi. “Bir şeyler oldu.
“Onu aramana yardım ederim.”
Iş ne olacak?”
Ne olmuş? Patronla bir işimiz vardı, ona gittim. On
99
dakikaya oradayım.
323
Brenda Novak
arada yaşayan herkes serseri diye bir kaide yok,” dedi. ""Ben
99
de burada yaşıyorum, değil mi?
Annesi Anita da dere tarafında ikamet ediyordu ve kli
şelere kesinlikle uyuyordu fakat Riley bunu söylemedi. “Ta
99
bii. Özür dilerim.
Cheyenne cevap vermedi. Dylan’m evini incelemekle
meşguldü. Onu hiç gündüz gözüyle ve şimdiki bakış açısıyla
görmemişti. Evin dışının da içi gibi iyi korunmuş olduğuna
kanaat getirdi. Süslemeler, çiçeklikler, Noel çelenkleri veya
kapı matı yoktu fakat bu bölgedeki pek çok evin önünde
mutlaka bulunan külüstür arabaları, patlak tekerler ve aküler
yoktu. Birileri yenilerde, muhtemelen geçen yaz çiti tamir
etmişti ve ev yeni boyanmıştı.
324
Karlar Düşerken
325
Brenda Novak
326
Karlar Düşerken
327
benzincinin önünde, bir müşteriyle yağ deği-
akkmda konuşurken babası mini marketin kapısından
başmı uzatarak seslendi. “İşin bitince gel, olur mu?”
Martin onu sık sık çağırırdı. Bazen aklına benzinciyi
geliştirmelerine yarayacak bir fikir gelirdi. Veya birkaç yıl
önce işten çıkarmak zorunda kaldıklan kleptoman Mindy
gibi bir çalışanı kovmaları gerektiğini onunla paylaşırdı. Joe
pek kaygılanmamıştı. Yağ değişimi için gün ayarladıktan
soma yavaşça içeri girdi. “Ne oldu?”
Okul öğretmeni Joyce Weatherby kasada bir paket sa
kız satın alıyordu. Martin ona iyi günler diledi ve o gittikten
soma Joe’ya, “Haberleri duydun mu?” diye sordu.
44Hangi haberleri?”
328
Karlar Düşerken
329
Brenda Novak
330
Karlar Düşerken
44
Rahatsız ettim, kusura bakma,” dedi.
Sorun değil.” Tim elindeki peçeteyle ağzını sildi ve
yan yan Riley’ye baktı. “Sizin için ne yapabilirim? 99
44
Ama dün, gecenin bir yansı gitti. Yani on beş saatten
99
fazla zamandır ortada yok.
44
On beş saat mi? Bak, ablanın pek de... nasıl denir?
99
Senin gibi sakin biri olmadığını biliyoruz.
“Bu doğru olabilir
“Eminim yaşadığı kayıpla başa çıkmaya çahşıyordur,”
diye araya girdi Tim. “İkiniz de çok zor zamanlar geçirdiniz.
Bir ebeveyni kaybetmek hepimizi farklı etkiler.”
“Hiç böyle kaybolduğu olmamıştı,” dedi Cheyenne, fakat
ses tonu şimdi ümitsizdi. Bu sözcükler ağzından çıkar çıkmaz
bütün güvenilirliğini yitirdiğini biliyordu. Presley bazen günler
ce gidip dönmezdi. Bir keresinde haftalarca dönmemişti.
Fakat bu durum farklıydı ve bunun nedenini sadece
Cheyenne biliyordu.
Üniformasını çıkartmış olan Tim kot pantolonunu sa
ran kemeri düzeltti. “Arabasını almış, öyle değil mi? Hazır
olduğu zaman dönecektir.”
Peki ya dönmezse?” 99
331
Brenda Novak
332
Karlar Düşerken
333
Brenda Novak
334
K arlar Düşerken
335
Brenda Novak
336
1X4.9
337
Brenda Novak
338
K arlar Düşerken
339
Brenda Novak
340
Karlar Düşerken
341
Brenda Novak
342
Karlar Düşerken
343
Brenda Novak
99
Cheyenne kesinlikle çok iyi bir insan.
'1A Á
I» >UA
345
Brenda Novak
346
jNunar uuşerKen
347
renda Novak
348
yalar yolculuğunu zorlaştmyordu. Çoktan Presley’nin sev
diği dalgalı havuzdan geçmişti. Fakat aramaya devam etmek
zorundaydı. Ablasının kendini kaybetmiş halde buralarda
gezindiğini, sonra nehre düştüğünü veya donarak öldüğünü
düşünüp irkiliyordu.
Bu arabasının nerede olduğunu açıklamıyordu. Fakat
Cheyenne en azından kendi arka bahçelerine bakıp emin ol
mak zorundaydı.
“Presley!” Gitgide D ylan’m evine yaklaşıyordu fakat
onun veya kardeşlerinin onu duyması umurunda değildi. Ai
lesinin son bireyini bulmak dışında bir şeyi umursamıyordu.
“Cevap ver!”
Burnuna sigara dumanı geldiğinde artık yalnız olma
dığını fark etti. Dylan’m ambanna pek de uzak olmayan bir
yerde durup gözlerini yumdu ve bir nefes aldı. Bu koku ona
Presley’yi hatırlatıyordu fakat bu gece sigara içen kişinin
Presley olmadığını biliyordu. El feneriyle ilerideki ağaçlık
alanı taradı, ta ki Dylan’m arazinin ucunda bir ağaca yaslan-
dığını görene dek.
Dylan ışık yüzünden gözlerini kısarak, “Bulamadın
mı?” diye sordu.
Cheyenne onun ne kadar zamandır orada durup Pres
ley’ye seslenişini dinlediğini merak etti. Dylan’ın üstünde
mont bile yoktu. “Bulamadım,” diye cevapladı.
Dylan ağaçtan aynlıp ona doğru yürümeye başladığın
da Cheyenne onun bir elinde içki şişesi, diğerinde de sigara
olduğunu fark etti. “Joe evine uğradı. Bilmek istersin diye
düşündüm. Eğer şimdi telefon edersen yatmadan önce onu
349
Brenda Novak
350
Karlar Düşerken
yapmasını bekleyemezsin.”
Fakat Aaron da Presley kadar berbat durumdaydı. Che
yenne, Dylan’ı Aaron’m hareketleriyle yargılayamazdı; tıp-
351
Brenda Novak
“Ben iyiyim!”
“Ben rica etsem? Senin için de endişelenmek istemiyo-
rum . Bunu yapamam...” Cheyenne’in sesi çatladığında Dy
lan şişeyi bir kenara fırlattı ve ona yaklaşıp yüzünü ellerinin
arasına aldı.
Presley bakışlannı kaldırarak Dylan’m onu öpmesini
352
bekledi, bunu umut etti. Dylan onu kollarına aldığında acı
ları diniyordu. Fakat Dylan onu öpmedi.
“Benimle bir randevuya çık,” diye fısıldadı. “Sadece
bir yemek yiyelim. Mükemmel olduğumu, hatta Joe kadar
iyi olduğumu bile iddia etmiyorum ama seni onun iki katı
sevebilirim, iyi vakit geçirmezsen seni rahat bırakacağım.”
Cheyenne onun kollarının bedenini sardığını hissetmek
için yanıp tutuşuyordu. Parmak uçlarında yükselerek onu
öpmeye çalıştı fakat Dylan onu durdurdu.
“Sadece bir randevu. İstediğim yalnızca bu.”
Hayır, Dylan ilişkilerini netleştirmek istiyordu. İnsanlara
duyurmak istiyordu. Cheyenne bu yemeğin neyi simgeledi
ğini biliyordu. Bu onu neredeyse tanıdığı herkesle karşı kar
şıya getirecekti. Eğer ona bıraktığı not çoktan buna neden
olmadıysa, Joe’yla arasındaki potansiyel bir ilişkiye de net
bir nokta koyacaktı.
44
Sana bağımlıyım,” diye itiraf etti
“O zaman kabul et.”
Cheyenne onun ifadesini göremese de sesindeki yakanşı
duyuyor, bedenindeki umutlu gerilimi hissediyordu ve buna
itiraz edemezdi. “Eğer kabul edersem içeri girecek misin?”
Ablanı bulmana yardım etmek istiyorum. O yüzden
geldim 9
9
44
Faydası yok.” Cheyenne el fenerini ağaçlara doğru
tuttu. “Her tarafa baktım.”
Dylan onun elini tuttu, soğuk parmaklarına dokundu,
99
sonra onu kendisine çekip çenesini başına yasladı. “O iyi.
353
Brenda Novak
354
K arlar Düşerken
355
Brenda Novak
356
K a n a r uuşerKen
miyim?”
Phoenix her yer kadar iyiydi. “Fark etmez. 9
9
357
Brenda Novak
358
Karlar Düşerken
99
fazlasına gerek yoktu
“Kötü hissediyor. Hepimiz kötü hissediyoruz.”
Cheyenne elindeki çiçeği inceledi. “Herhalde bana bu
99
gülü getiren de o.
“Hangi gülü?”
Kapının önünde buldum.”
'Kimin koyduğunu bilmiyor musun?”
Bekle.” Cheyenne telefonu omzuyla yüzü arasında sa-
99
bitledi ve kartı açtı. “O değilmiş.
“Kimmiş?”
Başka zaman olsa Cheyenne gülün Eve’in istediği
adamdan geldiğini söylemek istemezdi fakat şu anda yalan
99
söyleyemeyecek kadar uyuşmuş hissediyordu. “Joe
Belki de Eve numara yapıyordu fakat sesi çok coşkulu
99
geliyordu. “Bu harika! Nereden biliyorsun?
99
Yanında bir kart vardı.
Ne yazıyor?”
359
Brenda Novak
360
Karlar Düşerken
99
bir çıkmaza girersin
44O yüzden içgüdülerime güvenmem gerekmez mi?”
Bence bu durumda arkadaşlarına güvenmen daha ze
99
kice olur,
Cheyenne yolun aşağısından Dylan’m cipinin yaklaş
tığını görünce ayağa fırladı. Öğle yemeği yemek için eve
gidiyor olabilirdi. O ve kardeşleri sık sık buranın önünden
geçerdi. Derken Dylan bu yana saptı.
Cheyenne telefona, “Geldi,” diye fısıldadı.
“Onunla konuşmama izin ver,” dedi Eve.
Cheyenne, Dylan onun yüzünü görmesin diye başını
99
eğdi. “Hayır.
“Kibar olacağım.”
“Hayır, olmayacaksın. Beni koruma içgüdün çok güçlü
Annemin beni zaten hırpaladığını düşünüyorsun ve bir baş
kasının aynı şeyi yapmasına izin vermeyeceksin.”
“Aynen öyle!”
“Gördün mü? Sen gemiden inince konuşuruz.” Dylan
yaklaştığında telefonu kapadı.
Dylan, “Presley’den haber var mı?” diye sordu.
Cheyenne ceptelefonunu tırabzanm üstündeki kül tabla
sının yamna koyarak başını iki yana salladı. “Bu saatte evde
ne işin var?”
361
Brenda Novak
“İşimi bitirdim.”
Öğlen vakti mi?”
99
Noel arifesi nedeniyle erken kapadık.
Cheyenne çoktan arife gününün geldiğini fark etme
mişti bile; son olaylarla beraber zaman duygusu kaybolmuş
tu. “Ah, doğru ya. Unutmuşum. Kardeşlerin nerede?”
44
Bir şeyler atıştırmaya gittiler.”
“Sen neden onlarla gitmedin?”
Dylan cevap vermedi. Bunun yerine onu görmeye gel
diği ortadaydı. Bu, Cheyenne’in ona duyduğu hislere karşı
koymasını daha da zorlaştırıyordu.
Dylan merdivenleri tırmanırken gözleri masanın üs
tündeki gül ve karta kaydı. “Kimliği pek de gizli olmayan
hayranından mı?”
“Joe’dan.”
“Ah, rakibim hiç rahat durmuyor.”
“Benimle senin hakkında konuşmak istiyor.”
“Ona ne diyeceksin?” Dylan basamaklara oturup ona
bakmak yerine gözlerini araziye çevirdi. “Yine fikrini değiş-
tirdiysen suçu bana atabilirsin.” Dün geceki yemek sözün
den bahsediyordu.
99
“Fikrimi değiştirmedim. Ona doğruyu söyleyeceğim
Dylan arkasına dönerek ona baktı. “Yani...”
“Seni görmeye devam edeceğimi.”
Dylan’m dudaklarında aniden çarpık bir gülümseme
belirdi. “Eminim dürüstlüğün için sana minnettar olacaktır.
99
“Ne söyleyeceğinden emin olamıyorum.
362
Karlar Düşerken
99
delim.
363
Brenda Novak
365
Brenda Novak
366
Karlar Düşerken
367
Brenda Novak
369
Brenda Novak
370
K arlar Düşerken
tiyomm.”
44Ben eve gidip bizimkilerin köpekleri bahçeye çıkarıp
371
Brenda Novak
372
A
Karlar Düşerken
373
Brenda Novak
374
1
t
Karlar Düşerken
375
Brenda Novak
4
376
A'
S
'f
Karlar Düşerken
99
şeyi yapmalı.
Yanlarından diğer turistler geçerken Eve sesini alçalttı
“Sophia’nın kendine has sorunları var. Biz giderken gözü
nün altındaki morluk dikkatinizi çekti mi?”
377
Brenda Novak
378
Karlar Düşerken
379
Brenda Novak
Id?" dedi ve koca bir kahkaha attı. “Senin aynı kızla iki kez
görüştüğünü bile görmedim!”
E \e. bu sözler karşısında Baxter’m renginin attığım
fark etti. Birden \-üreğinde beliren şiddetli bir anlayış duy
gusuyla ona uzanmak ve destek olmak istedi. Fakat onun bu
hareketten hoşlanmayacağmı biliyordu; böylece o ellerini
olduğu \ erde tutarken Baxter da güçbela gergin bir gülüm
seme takındı.
“Belki de doğru kızla tanışmadığım içindir,” dedi.
Bunun sebebi böyle bir lazm var olmaması olabilir mivdi?
ye rüzgârlı Phoenix, Presley’nin yıllar öncesin-
den hatınadığı kente benzemiyordu. Anita onlan buraya
yazın ortasında getirmişti. O sırada hava sıcaklığı kırk beş
dereceydi. Klimasız arabada oturmak, hava karardıktan son
ra bile, bedenlerinin ter içinde kalmasına neden oluyordu.
Presley o sıcakta nefes almanın bile ne kadar zor olduğunu
hiç unutmamıştı. Oraya ulaşmalanndan kısa bir süre sonra
Anita’nın süpermarkete gideceğini söyleyerek onlan yalnız
bırakışını da hiç unutmuyordu. Onunla beraber gitmek için
yalvarmışlardı çünkü Anita asla söz verdiği vakitte dönmez
di fakat Anita onları kocaman çölün bir kenannda bırakmış,
köhne bir kümesin gölgesinde beklemelerini öğütlemişti.
Orada açlıktan kazman mideleriyle durup beklemiş, ateş ka-
nncalannı saymış, bir örümceğin boş kümesin içindeki iki
yamuk rafın arasına ağ örmesini izlemişlerdi.
Bir süre sonra Anita daha önce Arizona’ya ilk gidişinde
bir meyve ağacı bulduğunu söylediği için bir meyve ağacı
bulma umuduyla etrafı kolaçan etmiş, şanslan yaver gitmiş
381
Brenda Novak
382
Karlar Düşerken
383
Brenda Novak
384 .
9
Karlar Düşerken
385
Brenda Novak
386
K arlar Düşerken
387
Brenda Novak
388
Karlar Düşerken
389
Brenda Novak
390
Karlar Düşerken
391
Brenda Novak
392
Karlar Düşerken
393
Brenda Novak
“Neden?”
44
Çünkü hediyeni vereceğimi düşününce heyecanlamyo-
m m .”
44
Bana bir şey mi aldın?” Dirseklerine yaslanarak doğ
ruldu. Presley yi aramakla, Anita’nın cenaze törenini ayar
lamakla meşgul olduğundan ona bir hediye almayı aklından
bile geçirmediği için bunu duymak Cheyenne’i üzdü. “Bunu
yapacak zamanı nereden buldun?”
44
44
394
Karlar Düşerken
395
Brenda Novak
396
Karlar Düşerken
99
baktı. “Senin eşin benzerin yok, Dylan Amos.
Dylan kıkırdadı. “Whiskey Creek’te sana bunun için
minnettar olduğunu söyleyecek pek fazla kişi yok.”
O cevap veremeden kapı zili çaldı. Cheyenne, “Noel
sabahı saat onda kim gelir ki?” diye sordu.
Dylan omzunu silkerek bunun cevabını bilmediğini
gösterdi fakat Cheyenne henüz giyinik olmadığından gidip
kapıyı açtı. Sonra Cheyenne’e seslendi. “Chey, Riley geldi.
397
den Eve’in aramalanna cevap vermiyorsun?” Riley
Cheyenne’in verandasında durmuş, şüpheci gözlerle Dy-
lan’ı süzüyordu.
“Teyzenden hediye mi?” Cheyenne bir eliyle köpeği
ni göğsüne bastınrken diğeriyle Riley’nin üstündeki
gösterdi.
“Evet. Nom her yıl bana bunlardan alır,” dedi dalgın
dalgın.
Cheyenne bunu zaten biliyordu. Yeni yıldan sonra kah
ve randevulanna en kötü hediyeleri giyinerek gelirlerdi. Bu
bir gelenekti. “Geçen seneki mor kazağı ne yaptın?”
Riley yüzünü iyice ciddileştirdi. “Soruma cevap ver-
medin.”
Cheyenne yüzünü köpeğin sırtına sürttü. “Eve altı üstü
birkaç kez aradı 9
9
398
Karlar Düşerken
399
Brenda Novak
400
Karlar Düşerken
Anlamaya mı çalışayım?”
‘O bana hayatımda kimsenin yaşatmadığı duygulan
99
yaşatıyor.
44
Bunun adı seks, Chey. Sana yıllardır onun nasıl bir şey
olduğunu anlatıyoruz.”
Bu küstah sözler Cheyenne’i öfkelendirdi. “Ben ondan
bahsetmiyorum,” diye parladı. “Bekâretimi hepinizden daha
geç kaybetmiş olabilirim ama saftirik değilim. Sık sık ken
dini satan kaba, küfürbaz bir kadm tarafından yetiştirildim.
Size hiç bahsetmediğim şeyler gördüm; bunlann birini bile
anlatsam ağzınız açık kalır. O yüzden benimle sanki hayat
hakkında hiçbir şey bilmiyormuşum gibi konuşma!
Riley’nin yanağında bir kas titredi fakat hemen cevap
vermedi. Tekrar konuşmaya başladığında onu ele geçiren
duygulan kontrol etmeye çalışıyormuş gibi, sesi daha yumu
şaktı. “Büyük bir hataya düştüğünü görmen için yapabilece
ğimiz bir şey var mı?
Cheyenne başını iki yana salladı. Artık çok geçti. Seçı
mini çoktan yapmıştı.
401
Brenda Novak
402
Karlar Düşerken
44
Bu seni tanımadan önceydi.”
Sadece birkaç hafta oldu, Chey. Belki de bir hata yapı-
99
yoruzdur. Seni üzebilirim veya sen beni üzebilirsin...
44
Bu her ilişkide bir risktir. İnsanlar değişir. Ancak şu
99
anki hislerimize göre karar verebiliriz.
99
44
Bu ilişkimizi sürdürmemize yetecek mi?
"Bence yetecek.”
“Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?” Cheyenne’in ar
kadaşları henüz tatilden dönmemişti bile. Her şey asıl onlar
dönünce başlayacaktı...
“Çünkü...”
Cheyenne sözlerini yanm bırakınca Dylan sorgulayan
bakışlarla başını yana eğdi.
“Joe’ya büyük saygı duyuyorum. Gerçekten. Ama...”
Cheyenne köpeği yere bıraktı. Sonra doğrulup ona baktığın
da ifadesi yumuşamıştı. “Ben sana âşığım.”
Dylan onun böyle bir itirafta bulunmasını, böyle bir
bağlılık göstermesini hiç beklememişti. Hele bu kadar er
ken. Cheyenne’in şu anda berbat hissetmesi için pek çok
sebep vardı. Fakat bu Dylan’a belki de gerçekten beraber
olmaya haklan olduğuna inanması için güven vermişti. Ha
yatında hiç şimdiki gibi hissetmemişti. Sigara içme ihtiya
cı kayboldu gitti. Aynı şekilde annesini kaybettiğinden beri
yaşadığı zorluklar, babasının yol açtığı karmaşa ve öfke, ka
403
Brenda Novak
404
Karlar Düşerken
405
Brenda Novak
406
Karlar Düşerken
407
Brenda Novak
408
ir
409
Brenda Novak
44
Anlıyorum. Beni Dylan’la görmek yerine hoşlandığın
adamdan, Joe dan vazgeçmeye gönüllü olman bana çok şey
söylüyor. Ama Dylan iyi biri. Belki mükemmel değil ama
ben de değilim. Bence... o benim için doğru kişi 99
410
Karlar Düşerken
99
leyemez misin?
411
Brenda Novak
412
Karlar Düşerken
99
ceptelefonu, her şeyi içerideydi. Kendisi hariç.
413
Brenda Novak
414
K arlar Düşerken
415
Brenda Novak
416
Karlar Düşerken
417
Brenda Novak
418
Karlar Düzerken
“Neden ki?”
“O konuda net değildi ama bir gece Presley çok telaş
lıymış ve sürekli bu adamdan bahsedip durmuş. İçtikçe de
endişesi artmış.”
Cheyenne bunun cevabını bildiğini düşündü. “Annem
sürekli başımızı belaya sokabilecek şeyler yaptığı için ” dedi.
Ben de Presley’nin Crouch’tan bahsettiğini duydum. Adam o
sırada annemi arıyormuş ama sebebini söylememiş.”
“Sence bu garip değil mi?”
“Pek değil.” Dylan’a yıllardır Presley’yle akıllarından
çıkmayan o kazadan bahsetti; Crouch muhtemelen bu yüz
den Presley’ye Anita’yı sormuştu.
44 99
Ama bilemezsin ki. Adamla hiç konuşmadın.
“Doğru.”
“Belki de konuşmalısın.”
Cheyenne birden bire Presley’nin Anita’ya Crouch’u an
lattığını duyduğunda ne kadar ağzı sıkı davrandığını hatırladı.
En başta adamın bir özel dedektif olduğunu bile söylememiş
ti. Cheyenne ona Crouch’un kim olduğunu sorunca Presley
onun işyerinde tanıştığı bir adam olduğunu söylemişti.
Presley neden adamın kaza olayıyla ilgili araştırma yap
tığını ilk etapta tahmin etmemiş, bunu Anita yerine onunla
paylaşmamıştı?
Cheyenne çöken özgüvenini toparlamaya yeltenerek,
44
Adam ne arıyorsa... benimle ilgili olamaz,” dedi.
44
Tabii ki olabilir,” diye karşı çıktı Dylan.
44
Crouch’un beni bulmasından korksaydı Aaron’a bun-
99
dan bahsetmezdi.
419
renda Novak
i
" i
420
büyük kısmı Presley’nin arabasıyla uğra
şarak geçti. Arabayı bağlama ve tutma masrafı, Cheyenne’in
halihazırda yaşadıklarının üstüne tuz biber oldu. Bu işten
zararlı çıkan kendi cüzdanı oldu. Şimdiden annesinin cenaze
masraflarımn altından nasıl kalkacağını kara kara düşünüyor
du. Cenaze evine masrafı takside bölüp bölemeyeceklerini
soracak, mezarlık masrafını kredi kartıyla ödeyecekti. Ancak
bu şekilde halledebilirdi. Bu daha ucuz bir yol olsa da, Ani-
ta’ya onu yakmayacaklanna dair söz vermişti.
En azıdan Mustang’i almayı başarmışlardı. Şimdi
Şansh’yla beraber Dylan’m arabasının arkasından Whiskey
Creek’e dönüyorlardı.
Ablasının arabasına sinmiş sigara kokusunu koklayıp
onu bir daha görüp göremeyeceğini merak etmek çok tuhaf
bir duyguydu. Yolcu koltuğunda onun çantası ve ceptelefo
nunun olmasıysa daha da tuhaftı. Kaliforniya Otoyol Devri
421
Brenda Novak
422
K arlar Düşerken
dirdi.
Dylan, “îyi misin?” diye sordu
423
Brenda Novak
424
Karlar Düşerken
425
Brenda Novak
44
Çünkü senin bebeğine hamile olabilirim ve eğer öy
leyse bu beni rahatsız etmiyor.”
Dylan birden başını kaldırdı. Cheyenne ona bir şey mi
söylemeye çalışıyordu? Yoksa... “Beni test mi ediyorsun?”
“Test mi?”
“Huzurumun kaçıp kaçmayacağını görmek için.”
Cheyenne derin bir nefes aldığında göğsü yükseldi
426
Karlar Düşerken
diye sordu.
Dylan başparmağıyla onun alt dudağına dokunurken
99
bunu düşündü. “Hayır.
“Ne söylerdin?”
Cheyenne’i hamile göbeğiyle, bebeklerini taşırken ha
yal edince Dylan bir heyecan ve sahiplenme duygusu his
setti. Bir erkek doğru kadınla tanıştığını böyle mi anlardı?
Artık bir düzen kurması gerektiğini? “‘Benimle evlenir mi
99
sin? ’ derdim.
Cheyenne’in yüzünde beliren gülümseme, şimdiye dek
onun yüzünde gördüğü en güzel gülümsemeydi. “Böyle bir
bağlılık vaadi seni korkutmaz mıydı?”
Biraz,” diye itiraf etti Dylan. “Ama bir başkasıyla
44
99
böyle bir şey yapamazdım.
Cheyenne onu yumuşak bir biçimde öptü. “İyi ki parkta
99
bana uygunsuz bir teklifle gelmişsin
“İyi ki sen arayıp bir şey konuşamadıktan sonra gelme
cesaretini kendimde bulmuşum,” dedi Dylan. “Eğer bunu
yapmasaydım muhtemelen asla başka bir şansım olmaya
çaktı. Fakat o akşam kapını çalmak göründüğü kadar kolay
427
Brenda Novak
99
anlayamıyorum. Sen bir o)Auncak ayısın.
99
Sadece senin yanındayken.
44
429
Brenda Novak
430
Karlar Düşerken
431
Brenda Novak
Cevap yok.
“Lütfen! Seni özlüyomm! Nerede olduğunu söyle. Ge
lip seni alacağım.”
En sonunda cevap geldi. “Eğer gerçekleri bilseydin
dönmemi istemezdin.”
Bu gerçekten de ablasıydı. Anita’nm ölümünde parma
ğı olduğundan mı bahsediyordu? Yoksa Crouch’tan mı*^
432
Karlar Düşerken
433
•i
434
Karlar Düşerken
435
Brenda Novak
436
K arlar Düşerken
437
Brenda Novak
A^O
Karlar Düşerken
439
Brenda Novak
çıkan şey. 9
9
“Doğru.”
Dick iyice eğildi. “İşin özeti, onu ilgilendiren bir şey
yok. Ben senin efendinim ve ne istiyorsam yapanm.”
Presley abes bulduğu bu sözleri duymazdan gelip ko
nuyu değiştirdi. “Anlaşılan Noel’den hemen sonra kürtaj
olan çok fazla kadın yok.” Odadaki boş sandalyelere baktı.
“İnsanlar Noel’i kutluyor. Sorunlarıyla daha sonra uğ
raşacaklar.”
Beyaz ceketli bir kadm resepsiyon alanınm yanmdaki ka
pıdan başım çıkardı. “Bayan Christensen? Doktor sizi bekliyor.”
Dick de onunla beraber kalktı. Hatta elini tuttu fakat
Presley elini hemen ondan çekti. “Bitince dönerim,” dedi.
Bu yabancının, bu... korkunç adamın en özel anma şahit ol
masını istemiyordu.
Dick’in gözünde şimşekler çaktı. Hemşire ve resepsi
yon görevlisinin önünde ısrar edemedi. Fakat onu geri çekip
cebinde tuttuğu şırıngayı gösterdi. “Bu seni bekliyor ola
cak,” diye fısıldadı ve sanki onu çekerken amacı buymuş
gibi onu öptü.
440
Karlar Düşerken
441
Brenda Novak
44
iyiymiş. Eve ona çok güzel bakıyor. Sadece bizim için
dua ettiğini söylemek için aramış.” Ona bakarak gülümsedi.
44
Ve kardeşlerinden biriyle çıksa eğlenip eğlenmeyeceğini. 99
442
Karlar Düşerken
“Neymiş o?”
44
Baxter North’u tanıyor musun?”
44
Arkadaşlarından biri değil mi?”
Evet. Pahalı takımlar giyen.”
Ne olmuş ona?”
Cheyenne dudağını ısırdı. “Eve onun eşcinsel olabile
99
ceğini düşünüyor.
Dylan, "Olabileceğini mi?” diye sordu.
“Nasıl yani?”
Dylan onun şaşkınlığını görebiliyordu. “O zaten eşcin
sel. Bu açıkça ortada. Ama bu kadar belli olmasaydı da bi
99
lirdim çünkü onu bir erkekle gördüm.
99
Cheyenne’in ağzı açık kaldı. "Ne? Ne zaman?
“Belki bir yıl önce.”
“Nerede?”
“Spor salonundan Manny ve kız kardeşiyle bir şeyler
içmek için bir bara gitmiştik. Hafta içi bir akşam olduğun
dan pek kalabalık değildi. Baxter da yanında biriyle ora
daydı.”
“Seni gördü mü?”
Başta görmedi. O yüzden neler olduğunu gayet iyi bi
44
99
liyorum.
44
Peki seni görünce ne dedi?”
44
Birbirimizi tanımamış gibi yaptık. Onu utandırmanın
443
Brenda Novak
444
K arlar Düşerken
445
Brenda Novak
“Arkadaşınız mı?”
“Sayılır.”
Doktor formlara bakmayı sürdürdü, ardından klips-
li not panosunu yana koydu. “Gördüğüm kadarıyla birkaç
yerde yaralarınız var.” Gelip Presley’nin morarmış gözünü
inceledi. “Neler olduğunu anlatmak ister misin?”
Presley bakışlarını kaçırdı. “Araba kazası.”
Cevap gelmeyince yeniden doktora baktı. Gözleri göz
lüğünün ardından hafifçe büyümüş gibi görünen doktor, ce
vap vermeden Presley’yi inceledi. “Bu hikâyeyi anlatmayı
sürdürecek misiniz?”
Presley dudağını ısırdı. “Ha bunu anlatmışım, ha bir
99
başkasını.
Doktor onun bütün dikkatini kendinde toplamak ister
cesine kolunu sıkıca kavradı. “Eğer yardıma ihtiyacınız var
sa yakınlarda bir sığınma evi biliyorum,” dedi alçak sesle.
“İşimiz bittikten sonra sizi gizlice oraya götürebiliriz. O ne
reye gittiğini asla bilemez.”
Presley bu yaralarm Dick’le bir ilgisi olmadığım söyleye
cekti ki vazgeçti. Yalan söylemenin ne anlamı vardı? “Ben... ben
iyiyim.” Sonuçta Dick onu yanmda kalmaya zorlamamıştı. Üs
telik bir de o şırınga vardı. Onsuz nasıl devam edebilirdi?
“Biraz düşünün bence. Kendinize bir iyilik yapın, daha
iyi bir hayat şansı tanıyın.”
Doktor eğilip onun yüzüne baktı. “Ailenizden arayabi
leceğimiz birileri var mı?”
446
Karlar Düşerken
447
Brenda Novak
99
verirsem... sizce her şey yolunda gider mi?
44
Henüz kamınız bile belli olmuyor, daha yeni hamile
kalmışsınız. Bu iyi bir şey. Şu an kullanıyor musunuz?”
Presley başını sallayıp kollannı gösterdi.
Doktor iğne izlerini inceledi. “Durmanız gerek. He
men. Alkol de kullanmayacaksınız.”
“Peki bunu yaparsam sizce bebeğim sağlıklı olur mu?”
“Bu işin garantisi yok ama ciddi bir şansı olduğunu
söyleyebilirim. Bazı testler yaparsak tahminler yürütebiliriz,
böylece edindiğimiz bilgilere göre karannızı verebilirsiniz.”
Ciddi bir şans...
“Bunu biraz düşünün. Daha sonra da gelebilirsiniz.”
Fakat bebek sağlıklı olsa bile ne yapacaktı ki? O bir
çocuk yetiştirecek dummda değildi. Cheyenne ona destek
olmak isteyebilirdi fakat Presley Whiskey Creek’e döne
mezdi. En azından uzun bir süre boyunca bunu yapamazdı.
Birkaç aya kamı belli olmaya başlardı.
“Benim... biraz yardıma ihtiyacım var,” diye fısıldadı.
Presley sığınma evi seçeneğini geri çevirdiğinden dok
tor, “Rehabilitasyon mu?” diye sordu.
Presley nin kız kardeşine ihtiyacı vardı. Cheyenne’e
Anita nın yaptıklarını anlatmaya ihtiyacı vardı. Arkasına
bile bakmadan buradan gitmeye ihtiyacı vardı. Kalbini ve
mhunu mahvetmeye değil, etrafındakileri sevmeye, bebeği-
448
Karlar Düşerken
- . i
A
%
^ I
449
y > *
it ^
450
Karlar Düşerken
451
Brenda Novak
452
Karlar Düşerken
“Yanılıyor muyum?”
“Evet! O... o bana bunu yapmam için yalvardı. Çok
acı çekiyordu. Eğer onu seviyorsam merhamet edip acısı
na son vereceğimi söyledi. Denedim. Ama... yastığı yüzüne
iki saniyeden fazla bastıramadım, bu jnizden öfkeden gözü
dönmüş halde ve küfrederek kalktı ve lambayı devirdi. Son
ra da...” Presley’nin gözlerinden yaşlar süzüldü. “Sonra da
••
•w I
olmalıydı. Presley özel dedektif meselesinin içyüzünü an
lattıktan sonra neden Anita’nm ölümü hakkında yalan söy-
lesindi? Crouch hakkında yalan söylemeyi sürdürmesi için
daha fazla sebebi vardı. “Peki neden kaçtın?”
“Benzincide çalışan Sandra Morton, Crouch isminde
bir adamın geldiğini ve seni sorduğunu söyledi. Annemin
öldüğü ve seni de o adam yüzünden kaybedeceğimi düşün
meye dayanamadım. En çok da senin hep istediğin aileye
benim yüzümden sahip olamadığını bilmeni istemedim.”
Bir de bebek vardı tabii. Cheyenne bluzunu düzelterek
etrafa bakındı. “Anladım. Üstelik bir de... hamileydin.”
Presley başını salladı.
“Ama...” Cheyenne boğazını temizledi. “Artık değilsin
sanınm, öyle değil mi?” Bu hassas bir konu, Cheyenne’in
düşünmek bile istemediği bir şeydi. Bu nedenle ablası cevap
vermeyince anlayışla karşıladı.
453
Brenda Novak
başlayacağım. 9
9
44
Whiskey Creek’ten gitmek mi istiyorsun?”
Gitmek zorundayım. Yine aynı insanların arasına düş-
mek istemiyorum. Özellikle de Aaron’la görüşmek istemi
yorum. Benim üzerimde büyük bir etkisi var.”
Cheyenne ablasının başka bir yerde yaşadığını hayal et
meye çalıştı. Eğer uyuşturucu}^! bırakmaya hazırsa ve bunu
istiyorsa bu işe yarayabilirdi. “Sacramento o kadar da uzak
değil. Bay Area da. İstediğimiz zaman görüşebiliriz. Bunu
hallederiz. Yardım etmek için elimden geleni yapacağım.”
Presley, “Önce rehabilitasyon,” dedi.
Cheyenne başını sallayarak onu onayladı ve ona Aa
ron’dan bahsetmek zorunda olduğunu hissetti. “Aaron şimdi
rehabilitasyonda. Yeni başladı. Sacramento’nun güneyinde
yeni bir tesis.”
“Böyle pek çok yer var. Ben Bay Area’dakine gideceğim.”
Cheyenne ablasının birden bu kadar önemli kararlar
alabilmesine, daha iyi bir hayat inşa edebilmek için gereken
fedakârlıkları yapmak istemesine inanamıyordu fakat yine
de onu daha fazla sorgulayarak ondan şüphe duyduğunu dü
şünmesini istemedi. “Haydi eve gidelim.”
Maria onlann sesini duyunca uğurlamak için kapıya
kadar eşlik etti. Onlar kapıdan çıkarken Presley’ye işaret-
parmağım sallayarak, “Doğum öncesi vitaminlerini almayı
unutma,” dedi.
454
K arlar Düşerken
455
Brenda Novak
456
K arlar Düşerken
457
Brenda Novak
458
Karlar Düşerken
459
Brenda Novak
44
Heyecanlanma.” Dylan’m varlığı, desteği Cheyenne’i
rahatlatıyordu fakat buna rağmen heyecanını bir türlü yatış-
tıramıyordu. En sonunda Eugene Crouch’u arama cesaretini
kendinde bulmuştu. Şimdi adamın Danville’deki ofisinin
bekleme odasında, onunla konuşmayı bekliyordu. Adamın
ona neler anlatacağını ve bu bilgilerin hayatı için ne anlama
geleceğini hiç bilmiyordu, bu nedenle de bu görüşmeyi Gail
Simon, Los Angeles’a dönene ve Presley’yi Walnut Cre-
ek’teki bir rehabilitasyon tesisine yatırana dek ertelemişti
44
Sence ne söyleyecek?” diye fısıldadı.
Dylan, “Uzun zamandır seni aradığını,” dedi
460
K arlar Düşerken
461
Brenda Novak
462
Karlar Düşerken
463
Brenda Novak
464
Karlar Düşerken
“Aynen öyle.”
>99
465
Brenda Novak
466
Karlar Düşerken
44
Annem ve babam benimle tanışmak... şey, yani beni
görmek istiyorlar. 9
9
“Ne zaman?”
Cheyenne düşüncelerini toparlayamıyordu. “Ben oraya
gidebildiğim zaman. Eugene’e bana bir uçak bileti almasını
99
söylemişler.
44
Bu harika. Bu hafta sonu git. Ben idare ederim. Hatta
99
gidip Presley’yi bile ziyaret ederim.
“Tesis birinci ayda ziyaretçi kabul etmiyor.” Cheyen
ne elini ağzına götürdü, sonra yeniden aşağı sarkıttı. “Bütün
hatıralarım gerçekmiş.”
Eve’in yüz ifadesi ciddileşti. “O sanşm kadından neden
99
bana hiç bahsetmedin?
44
Çünkü emin otamıyordum. Elimde bir kanıt olmadan
99
kaçmidığımı iddia etmek istemedim.
• Js
Eve gülümsedi. “Artık doğum belgen olduğuna göre
99
Avrupa’ya gidebiliriz.
“O planı sana bırakıyorum.
“Tabii biz planlan yapmadan Dylan’la evlenmezsen!
Cheyenne güldü. îş yerinde olmadıktan zam an vakit
lerinin neredeyse tamamını Dylan’la beraber geçiriyorlardı.
“O da bizimle gelebilir.”
O yakışıklı, asi kardeşlerinden birini de getirmesi şar
44
99
tıyla
“Onu aramak zorundayım.” Cheyenne dönüp telefo-
baktı fakat onu masasının üstünde bulm asına fırsat
467
lilv n d tı N o vak
468
K arlar Düşerken
469
Brenda Novak
heyecanlı görünüyorlardı.
Oğlanlardan biri, “Bu o mu? Bu halam mı?” diye sordu.
Sonra bütün grup ellerinde o kartonlarla, balonlar ve hediye
paketleriyle onun yanma geldi.
Hepsi öyle şık, öyle normal, Anka’dan öyle farklı gö
rünüyordu ki...
Cheyenne, işte bu insanları yitirmişti.
Annesi, “En sonunda sana kavuştuk,” dedi ve Cheyen
ne onunla beraber gözyaşlanna gömüldü.
470
[posoe
471
Brenda Novak
472
Karlar Düşerken
473
Brenda Novak
474
Karlar Düşerken
99
evlenme mi teklif etti? Evleniyor musunuz? Ne zaman?
Cheyenne gülerek kollannı Dylan’m boynuna doladı
“En kısa zamanda.”
475
Karlar Düşerken
99
evlenme mi teklif etti? Evleniyor musunuz? Ne zaman?
Cheyenne gülerek kollannı Dylan’m boynuna doladı
“En kısa zamanda.”
475