Professional Documents
Culture Documents
-.
*+..--'--e + *--r--g
--ra,
tsBN 975-7190-1 5-02
, illtlllltltltillllltl|Ll[ tl
Ozgi.in Adr:
A SEPARATE REALITY
F urther C onversations with don .l uan
IffiI
P. K. 7 Levent
80622 istanbul
Biiro Telefon lan: (0212) 2g3 t0 40 & ([zt;) 244 0226 . Bi.iro Fzrksr: (0212 ) 245 4t oz
ISBN 975-7190-15-02
Birinci Basrm
Haziran 1998
Kapak Kompozisyonu
NEMESIO ANTUNEZ
IffiI
P. K. 7 Levent
80622 istanbul
Biiro Telefon lan: (0212) 2g3 t0 40 & ([zt;) 244 0226 . Bi.iro Fzrksr: (0212 ) 245 4t oz
ISBN 975-7190-15-02
Birinci Basrm
Haziran 1998
Kapak Kompozisyonu
NEMESIO ANTUNEZ
2I Mayts 1968
Don Juan'r gormeye giderken yaptrfrm yolculuk srrasrnd
kayda deler bir gey olmamrqtr. Qolde rsr, krrk dereceyi geg
yor insanr rahatsrz ediyordu. Akqam yaklagtrkga tsl dtiqmeye
baqladr; don Juan'rn evine vardrlrmda akqam olmuq, serin b
yel esmeye baglamrgtr. Qok yorgun sayllmazdrm. Odasrnd
oturup konuqtuk. Rahat ve gevgemig bir durumdaydrm; ko
nu$mamrz saatlerce stirdii. Notlarlma gegirmeye de[er b
geyler konuguldu[u yoktu. ille de anlamh bir qey sciyleyim y
da koca koca anlamlar grkarayrm diye ulraqmryordum. Hava
dan, o yrlki tiriinden, torunundan, Yaqui Krzrlderililerinden,
Meksika hi.ikiimetinden falan dem vuruyorduk. Don Juan'a
karanhkta boyle konuqmaktan ne kadar gok tat aldrfrmr soye
dim. O da, bunu sciylememin, konuqkan yaradrhqrma pek uy
gun dtiqttiltinti sriyledi. Orada otururken konuEmaktan bagk
bir yapmadr$rm igin, karanhkta sdyleqmenin bina kolay gel
dilini de ekledi. Ben de hoqlandrfrm geyin, konugma edimin
den cite bir geyler oldu[unu ileri siirerek, aslmda bizi saran
karanhfrn yatrqtrrrcr rhkhlrnr sevdilimi soyledim. Don Juan
hava karannca evde neler yaptrlrmr sordu. Ben de, tabii rgrk
sezgiler yaratabilecefi sonucuna vardrm. Biiytictintin bu sciz-
lerden yararlanma stirecinin niteliklerine defgin savlm, btiti.i-
ntiyle, amaglanan sezgi dizisinin yaratrlmasrnda bir krlavuzun
gereklilili varsayrmrna dayanmaktaydr. Bi.iyticiilerin peyote
oturumlannr cjzel bir deney konusu olarak inceledim. Bu otu-
rumlarda btiyticiilerin agrk segik bir scizciik ya da iqaret ver-
meden, gergeklifin nitelifine delgin bir anlaqmaya ulagtrkla-
nnr savhyordum; ve bciyle bir anlaqmaya ulaqabilmeleri igin
oturuma katrlanlann gok i.isti.in ve ince bir gizli iletigim igin-
de bulunduklarr sonucuna vanyorum. Bu gtzli iletiqim yonte-
minin niteliEini agrklamak amacryla karmagrk bir dizge kur-
muqtum. Bu nedenle don Juan'a gidip, bu gahqmalanma d"E-
gin firkini almak istiyordum.
2I Mayts 1968
Don Juan'r gormeye giderken yaptrfrm yolculuk srrasrnda
kayda deler bir gey olmamrqtr. Qolde rsr, krrk dereceyi gegi-
yor insanr rahatsrz ediyordu. Akqam yaklagtrkga tsl dtiqmeye
baqladr; don Juan'rn evine vardrlrmda akqam olmuq, serin bir
yel esmeye baglamrgtr. Qok yorgun sayllmazdrm. Odasrnda
oturup konuqtuk. Rahat ve gevgemig bir durumdaydrm; ko-
nu$mamrz saatlerce stirdii. Notlarlma gegirmeye de[er bir
geyler konuguldu[u yoktu. ille de anlamh bir qey sciyleyim ya
da koca koca anlamlar grkarayrm diye ulraqmryordum. Hava-
dan, o yrlki tiriinden, torunundan, Yaqui Krzrlderililerinden,
Meksika hi.ikiimetinden falan dem vuruyorduk. Don Juan'a,
karanhkta boyle konuqmaktan ne kadar gok tat aldrfrmr soye-
dim. O da, bunu sciylememin, konuqkan yaradrhqrma pek uy-
gun dtiqttiltinti sriyledi. Orada otururken konuEmaktan bagka
bir yapmadr$rm igin, karanhkta sdyleqmenin bina kolay gel-
dilini de ekledi. Ben de hoqlandrfrm geyin, konugma edimin-
den cite bir geyler oldu[unu ileri siirerek, aslmda bizi saran
karanhfrn yatrqtrrrcr rhkhlrnr sevdilimi soyledim. Don Juan,
hava karannca evde neler yaptrlrmr sordu. Ben de, tabii rgrk-
mam iki saate yakrn siirmiiqtii. Konuqmaml, anlaqmaya ula
mada kullanrlan yontemin ne oldu[unu bana kendi a$zr
anlatmasrnr rica ederek noktaladrm.
Sciztim bitince, don Juan kaqlarrnr qattr. Bunu, a.grklam
lanmr tartrqmaya deler bulmuq oldu$una yordum. Iyice d
qi.in{ip de dtiqi.incesini oyle soyleyecekmig gibi bir hali var
Bir siire sonra, sessizlifi bozarak, tezimi nastl buldu[unu s
dum.
Bu sorum onu dtiqiincelerinden aytrdr. Ytiziinde bir g
li.imseme belirdi; sonra da giimbiirdeyen bir kahkahaya d
ntiqti.i bu. Ben de giilmeye gahgtrm, sinirli sinirli, giihing ol
geyin ne oldu[unu sordum.
"Beynin sulanmrq senin!" diye bafrrdr. "Mitote de
onemli bt zamanda ne diye birilerine qifre verrneye kalkrqs
bu adamlar? Mescalito'yla dalga gegecek kadar manyak
sanlrsln onlarr?"
Bir an igin akhmdan don Juan'tn kagamakh davrand
gegiverdi. Soyledikleri, soruma yanrt olamazdr ki!
Don Juan inatla, "Neden gifre versinler yahu!?" diye sd
lendi. "Seni de gotiirdtik mitotelere. Kimse sana ne duyums
man gerekti[ini, ya da ne yapman gerektifini falan soyle
mi, ha! Hig kimse, Mescalito'dan baqka hig kimse yapam
bunu ! "
Boyle bir agrklamanrn manttkstz oldulunu ileri siirere
bu anlaqmaya nastl ulaqtrklartnt anlatmast ricamr yineledim
Don Juan, gizemli bir sesle, "$imdi anladrm neden gel
[ini," dedi. "Sana yardtmct olamam; gtinkti gizlt, iqaretler, q
reler falan yok ki!"
"Ama, hepsi birden, Mescalito'nun geldilini nasil anlay
biliyorlar?"
Don Juan biiytik bir ciddiyetle, "Anlayabiliyorlar, giin
goriiyorlar," dedi ve yumuqayarak ekledi: "Bir mitoteye d
ha katrl, o zaman kendin gor[irsiin bunu."
Bir tuzakmrg gibi geldi bu onerisi. Bir qey demedim; n
mam iki saate yakrn siirmiiqtii. Konuqmaml, anlaqmaya ula
mada kullanrlan yontemin ne oldu[unu bana kendi a$zr
anlatmasrnr rica ederek noktaladrm.
Sciztim bitince, don Juan kaqlarrnr qattr. Bunu, a.grklam
lanmr tartrqmaya deler bulmuq oldu$una yordum. Iyice d
qi.in{ip de dtiqi.incesini oyle soyleyecekmig gibi bir hali var
Bir siire sonra, sessizlifi bozarak, tezimi nastl buldu[unu s
dum.
Bu sorum onu dtiqiincelerinden aytrdr. Ytiziinde bir g
li.imseme belirdi; sonra da giimbiirdeyen bir kahkahaya d
ntiqti.i bu. Ben de giilmeye gahgtrm, sinirli sinirli, giihing ol
geyin ne oldu[unu sordum.
"Beynin sulanmrq senin!" diye bafrrdr. "Mitote de
onemli bt zamanda ne diye birilerine qifre verrneye kalkrqs
bu adamlar? Mescalito'yla dalga gegecek kadar manyak
sanlrsln onlarr?"
Bir an igin akhmdan don Juan'tn kagamakh davrand
gegiverdi. Soyledikleri, soruma yanrt olamazdr ki!
Don Juan inatla, "Neden gifre versinler yahu!?" diye sd
lendi. "Seni de gotiirdtik mitotelere. Kimse sana ne duyums
man gerekti[ini, ya da ne yapman gerektifini falan soyle
mi, ha! Hig kimse, Mescalito'dan baqka hig kimse yapam
bunu ! "
Boyle bir agrklamanrn manttkstz oldulunu ileri siirere
bu anlaqmaya nastl ulaqtrklartnt anlatmast ricamr yineledim
Don Juan, gizemli bir sesle, "$imdi anladrm neden gel
[ini," dedi. "Sana yardtmct olamam; gtinkti gizlt, iqaretler, q
reler falan yok ki!"
"Ama, hepsi birden, Mescalito'nun geldilini nasil anlay
biliyorlar?"
Don Juan biiytik bir ciddiyetle, "Anlayabiliyorlar, giin
goriiyorlar," dedi ve yumuqayarak ekledi: "Bir mitoteye d
ha katrl, o zaman kendin gor[irsiin bunu."
Bir tuzakmrg gibi geldi bu onerisi. Bir qey demedim; n
di:
"Brrak da duman yeniden krlavuzluk etsin sana," dedi
bastrra bastrra.
"Olmaz, don Juan," dedim. "istemem dumanrnr. Yeterin-
ce yordu beni zaten."
"Daha baqlamrq bile sayrlmazsrn."
"Qok korkutuyor beni."
"Korkuyorsun ha? Korku do[al bi qeydir. Brrak korkuyu
diiqiinmeyi. Gorme'nin o benzersiz giizelli[ini dtiqi.in! "
"O giizellikleri diiqtinebilmeyi gergekten isterdim, ama
yapamlyorum bunu. Akirma dumanrn gelir gelmez, ruhum
kararrveriyor. Sanki diinyada tek bagrma, desteksiz kalmrq gi-
bi oluyorum. Dumanrn banayalntzhfrn son kertesini goster-
di, don Juan, baqka bir qey de[iI."
"Dofru de[il bu soylediklerin. Bana baksana! Duman be-
nim dostumdur; yalnrzhk falan gektifim var mr benim?"
"Sen baqkasrn; korkunu yenmiqsin sen."
Don Juan, omzumu okgayarak, yumuqak bir sesle: "Kork-
tu[un falan yok!" dedi. Sesinde beni suglayan yabancr bir tit-
rem sezdim.
"Yani yalan mr soyliiyorum, korkuyorum derken?"
Sertleqerek, "Yalan malan rrgaiamryor beni. Benim dti-
qiindi.ifiim $ey baqka. O[renmek istemenin nedeni, korkman
falan defil. Bambaqka bi qey."
iyice meraklanmrqtrm. O qeyin ne oldulunu anlatmasrnr
istedim. Yalvardrm. Ama konuqmadr. Bunu bilmedilime
inanmazmrq gibi baqrnr sallamakla yetiniyordu.
Ola ki, beni cifrenmekten ahkoyan qeyin atalet oldulunu
soyledim. Don Juan "atalet"in ne demeye geldifini sordu.
Sozliikte bularak okudum: "Devinimsiz maddenin devinme-
den durma elilimi, !a da devinmekteyse, bir drq etken yoksa,
o yonde devinmesini siirdtirmesi."
"Bi drq etken yoksa..." diye yineledi. "Bundan daha iyi bi
di:
"Brrak da duman yeniden krlavuzluk etsin sana," dedi
bastrra bastrra.
"Olmaz, don Juan," dedim. "istemem dumanrnr. Yeterin-
ce yordu beni zaten."
"Daha baqlamrq bile sayrlmazsrn."
"Qok korkutuyor beni."
"Korkuyorsun ha? Korku do[al bi qeydir. Brrak korkuyu
diiqiinmeyi. Gorme'nin o benzersiz giizelli[ini dtiqi.in! "
"O giizellikleri diiqtinebilmeyi gergekten isterdim, ama
yapamlyorum bunu. Akirma dumanrn gelir gelmez, ruhum
kararrveriyor. Sanki diinyada tek bagrma, desteksiz kalmrq gi-
bi oluyorum. Dumanrn banayalntzhfrn son kertesini goster-
di, don Juan, baqka bir qey de[iI."
"Dofru de[il bu soylediklerin. Bana baksana! Duman be-
nim dostumdur; yalnrzhk falan gektifim var mr benim?"
"Sen baqkasrn; korkunu yenmiqsin sen."
Don Juan, omzumu okgayarak, yumuqak bir sesle: "Kork-
tu[un falan yok!" dedi. Sesinde beni suglayan yabancr bir tit-
rem sezdim.
"Yani yalan mr soyliiyorum, korkuyorum derken?"
Sertleqerek, "Yalan malan rrgaiamryor beni. Benim dti-
qiindi.ifiim $ey baqka. O[renmek istemenin nedeni, korkman
falan defil. Bambaqka bi qey."
iyice meraklanmrqtrm. O qeyin ne oldulunu anlatmasrnr
istedim. Yalvardrm. Ama konuqmadr. Bunu bilmedilime
inanmazmrq gibi baqrnr sallamakla yetiniyordu.
Ola ki, beni cifrenmekten ahkoyan qeyin atalet oldulunu
soyledim. Don Juan "atalet"in ne demeye geldifini sordu.
Sozliikte bularak okudum: "Devinimsiz maddenin devinme-
den durma elilimi, !a da devinmekteyse, bir drq etken yoksa,
o yonde devinmesini siirdtirmesi."
"Bi drq etken yoksa..." diye yineledi. "Bundan daha iyi bi
yere uzandr. iki saat kadar sonra uyandrlrnda, ben hAlA notia
nmr dtizenlemekteydim. Artrk hava iyice kararmrqtr. Don Ju
an, yazmakta oldu$umu gcirtince dikildi; giiltimseyerek yaza
yaza sorunumu gozmtiq miiytim diye sordu.
23 Mayts I968
Oaxaca'dan soz etmekteydik. Don Juan'a, btr zamanlat paza
kuruldufu bir giin o kente gittifimde o yoreden gelen yiizler
ce Krzrlderilinin yiyecek ve rvlr zrvff bir siirii eqyayl satmak
LErn pazaryerinde toplandrklannr anlatryordum. Safaltrcr bit
kiler satan bir adamrn, ilgimi ozellikle gekmiq oldulunu soy
ledim. Tahtadan yaprlmrq bir dolaptaki kiigtik kavanozla
iginde kurutulmuq, kryrlmrg bitkileri satryordu. Sokak orta
srnda durmuq, elinde bir kavanoz tutuyor, ytiksek bir sesle bi
tekerleme soyltiyordu.
"Sivrisinek, pireye ve ayrrca bitlere,
Domuz, at, inek igin, iqte getirdim size.
Bilumum sayrrh[r iyi eder bu otlar,
Kabakulak, krzamrk, romatizma, gut mu var?
Yiirek, cifer, mide, bel ne afrrn varsa keser,
Ahn bayanlar baylar, srzrdan kalmaz eser.
Sivrisinek, pireye ve aynca bitlere."
Durmuq, uzun Llzun dinlemigtim adamr. Once biittin has
tahklan saylp dokiiyor, sonra da bitkilerin bu hastahklan iy
ettigini soyltiyordu. Dort dize soyleyip duraksryor, bciylece
tekerlemesine ilging bir tartrm veriyordu.
Don Juan, gengken, kendisinin de Oaxaca pazannda bitk
sattrlrnr soyledi. Mtiqteri gekmekte kullandrfr "terane"yi hd
lA anrmsadrfrnr belirterek okumaya baqladr. Arkadagr Vicen
te'yle birlikte kimi ilag regeteleri hazrrladrklarmr anlattr.
"Bizim ilaglar gergekten iyiydi," diye siirdtirdii. "Arkada-
grm Vicente'qahane hulasalar' qrkanrdr bitkilerden."
yere uzandr. iki saat kadar sonra uyandrlrnda, ben hAlA notia
nmr dtizenlemekteydim. Artrk hava iyice kararmrqtr. Don Ju
an, yazmakta oldu$umu gcirtince dikildi; giiltimseyerek yaz
yaza sorunumu gozmtiq miiytim diye sordu.
23 Mayts I968
Oaxaca'dan soz etmekteydik. Don Juan'a, btr zamanlat paza
kuruldufu bir giin o kente gittifimde o yoreden gelen yiizler
ce Krzrlderilinin yiyecek ve rvlr zrvff bir siirii eqyayl satmak
LErn pazaryerinde toplandrklannr anlatryordum. Safaltrcr bit
kiler satan bir adamrn, ilgimi ozellikle gekmiq oldulunu soy
ledim. Tahtadan yaprlmrq bir dolaptaki kiigtik kavanozla
iginde kurutulmuq, kryrlmrg bitkileri satryordu. Sokak orta
srnda durmuq, elinde bir kavanoz tutuyor, ytiksek bir sesle bi
tekerleme soyltiyordu.
"Sivrisinek, pireye ve ayrrca bitlere,
Domuz, at, inek igin, iqte getirdim size.
Bilumum sayrrh[r iyi eder bu otlar,
Kabakulak, krzamrk, romatizma, gut mu var?
Yiirek, cifer, mide, bel ne afrrn varsa keser,
Ahn bayanlar baylar, srzrdan kalmaz eser.
Sivrisinek, pireye ve aynca bitlere."
Durmuq, uzun Llzun dinlemigtim adamr. Once biittin has
tahklan saylp dokiiyor, sonra da bitkilerin bu hastahklan iy
ettigini soyltiyordu. Dort dize soyleyip duraksryor, bciylece
tekerlemesine ilging bir tartrm veriyordu.
Don Juan, gengken, kendisinin de Oaxaca pazannda bitk
sattrlrnr soyledi. Mtiqteri gekmekte kullandrfr "terane"yi hd
lA anrmsadrfrnr belirterek okumaya baqladr. Arkadagr Vicen
te'yle birlikte kimi ilag regeteleri hazrrladrklarmr anlattr.
"Bizim ilaglar gergekten iyiydi," diye siirdtirdii. "Arkada-
grm Vicente'qahane hulasalar' qrkanrdr bitkilerden."
du. Giysileri biraz daha dtizgtinceydi. Srrtrnda lacivert bir ce-
ket vardr, pantalonu ag.rk maviydi. Siyah ayakkabrlarr vardt.
Terledi[i falan yoktu. Obiirlerine pek yaklaqmryor, onlarla il-
gilenmez gcirtiniiyordu.
Kadrn da krrk yaqlannda kadardr. $iqman ve esmerdi. Si-
yah etek, beyaz bluz ve ucu sivri siyah ayakkabr giymektey-
di. Y{ik falan taqrmryordu; elinde gantah bir radyo vardr. Qok
yorgun gori.ini.iyordu. Ytizii ter damlalanyla kaphydr.
Onlara yaklaqtrm. Adamlann geng olanryla kadrn yaruma
geldiler. Kendilerini arabama almamr istediler. Trka basa do-
lu olan arka koltufu gostererek arabada yer olmadrfrnr soyle-
dim. Adam, efer yavagga.siirersem, arka tampona takrlarak
gidebileceklerini onerdi. Istersem on kaputun tizerine bile
uzanabileceklerini belirtti. Qok sagma bulmuqtum bu onerile-
ri. Ama oyle rsrarla yalvarryorlardr ki, iiztilmeye ve stktlma-
ya bagladrm. Otobi.ise binmeleri igin biraz para verdim.
Geng olanr paralan ahp tegekkiir etti; ama yaqhsr, ki.igiim-
seyerek srrtrnr dondii.
"Bana araba gerek, paranr istemiyorum," dedi.
Sonra bana dcinerek, "Bize yiyecek bir qey verebilir mi-
sin, su var ml?" diye sordu.
Aksi gibi higbir qey yoktu yanrmda. Bir an durup bana
baktrlar ve hep birlikte yiirtiyerek uzaklaqtrlar.
Arabama binip anahtan gevirdim. Srcak yi.iztinden moto-
ra su taqmrq olacaktr. Basmayan mar$ln grcrrtrsrnr iqiten geng
adam durdu. Sonra dciniip arabayr arkadan itmeye hazrr bir
duruma gegti. Briyiik bir korkuya kaprlmrqtrm. Solufum ke-
silir gibi oluyordu. Az sonra motor gahqtr ve gekip gittim.
Bunlan anlattrktan sonra, don Juan bir siire diiqiinceye
daldr.
Gozlerini bana dikerek, "Neden daha once anlatmadtn
bunu?" diye sordu.
Ne diyecefimi qaqrrmrqtrm. Omuzlanmr silkerek o denli
onemli oldulunu di.iqiinmedi$imi soyledim.
du. Giysileri biraz daha dtizgtinceydi. Srrtrnda lacivert bir ce-
ket vardr, pantalonu ag.rk maviydi. Siyah ayakkabrlarr vardt.
Terledi[i falan yoktu. Obiirlerine pek yaklaqmryor, onlarla il-
gilenmez gcirtiniiyordu.
Kadrn da krrk yaqlannda kadardr. $iqman ve esmerdi. Si-
yah etek, beyaz bluz ve ucu sivri siyah ayakkabr giymektey-
di. Y{ik falan taqrmryordu; elinde gantah bir radyo vardr. Qok
yorgun gori.ini.iyordu. Ytizii ter damlalanyla kaphydr.
Onlara yaklaqtrm. Adamlann geng olanryla kadrn yaruma
geldiler. Kendilerini arabama almamr istediler. Trka basa do-
lu olan arka koltufu gostererek arabada yer olmadrfrnr soyle-
dim. Adam, efer yavagga.siirersem, arka tampona takrlarak
gidebileceklerini onerdi. Istersem on kaputun tizerine bile
uzanabileceklerini belirtti. Qok sagma bulmuqtum bu onerile-
ri. Ama oyle rsrarla yalvarryorlardr ki, iiztilmeye ve stktlma-
ya bagladrm. Otobi.ise binmeleri igin biraz para verdim.
Geng olanr paralan ahp tegekkiir etti; ama yaqhsr, ki.igiim-
seyerek srrtrnr dondii.
"Bana araba gerek, paranr istemiyorum," dedi.
Sonra bana dcinerek, "Bize yiyecek bir qey verebilir mi-
sin, su var ml?" diye sordu.
Aksi gibi higbir qey yoktu yanrmda. Bir an durup bana
baktrlar ve hep birlikte yiirtiyerek uzaklaqtrlar.
Arabama binip anahtan gevirdim. Srcak yi.iztinden moto-
ra su taqmrq olacaktr. Basmayan mar$ln grcrrtrsrnr iqiten geng
adam durdu. Sonra dciniip arabayr arkadan itmeye hazrr bir
duruma gegti. Briyiik bir korkuya kaprlmrqtrm. Solufum ke-
silir gibi oluyordu. Az sonra motor gahqtr ve gekip gittim.
Bunlan anlattrktan sonra, don Juan bir siire diiqiinceye
daldr.
Gozlerini bana dikerek, "Neden daha once anlatmadtn
bunu?" diye sordu.
Ne diyecefimi qaqrrmrqtrm. Omuzlanmr silkerek o denli
onemli oldulunu di.iqiinmedi$imi soyledim.
Don Vicente bir si.ire daha sessiz durdu- Gozleri camlaq-
mrq, sol yanda bir yere dahp gitmiqti.
Sonra bana donerek fisrltr bir sesle: "Ah, ne doruklardrr
onlar! Krzrlderili kardeqimin trmandtEt..." dedi.
Don Vicente aya[a kalktr. Goriiqmemiz bitmiqe benziyor-
du.
E[er, bir Krzrlderili kardeqe defigin boyle bir sozi.i bir baq-
kasr sciylemiq olsaydr, basmakahp bir laf olarak deferlendi
rirdim bunu. Ne var, don Vicente'nin sesindeki titrem oylesi-
ne igtenlikli, gozleri oyle duruydu ki; beni kendimden gegirt-
miqti. Krzrlderili kardeqinin goklere yiicelen imgesini iqle
miqti beynime. Bu dedigini inanarak soyledifine emindim.
Anlattrklanm bitince, don Juan, "Lirik bilgiymiq... Assit-
tir!" diye homurdandr. "Vicente brujodur. Ne diye gittin
ona?"
Don Vicente'yi gormemi, kendisinin bana soyledilin
anrmsattrm.
"Hadi cantm," diye alevlendi, "ben sana bi giin gormey
ofrenirsen, gider arkadaqrm Vicente'yi ararsrn demiqtim.
Baqka bi qey demiq defilim. Dinlemiyordun herhalde."
Don Vicente'yle tanrqmamda bir sakrnca gciremedifimi
ileri siirerek onun gok iyi Eok ince bir adam oldu[unu ekle
dim.
1
ir
onlarrn bu kiqisel devinimlerinin, herhangi bir dizge uyannca
yaprldr$rna delgin higbir ipucu bulgulayamadrm. Birbirleriy-
le konugmuyorlardr; her biri kendisiyle baq baqa ve kendine
dontik gortiniiyorlardr. Btittin gece boyunca, bir kez bile ol-
sun, higbirinin dbtirlerine, ne yaplyor diye baktrklarrnr gcir-
medim.
Giin dofmadan once hepsi aya$a kalktr, yanrmdaki gock-
la birlikte onlara su verdik. Sonra, kendime gelmek igin biraz
dolagtrm. Ev, tek kath bir kuliibeydi; saz damh, algak, kerpig
bir yaprydr. Evin gevresi tam bir mezbeleydi. Ev, krrag bir
toprak tizerine kurulmuqtu, her yant gahhklarla, kakti.islerle
kaplrydr. Ama, a$ag diye bir gey bulunmuyordu. Qok uzala
ytirtimek gelmedi igimden.
Sabahleyin, kadrnlar gitmiqlerdi. Adamlar, evin gevresin-
de sessizce dolaqryorlardr. Ofleyin, hepimiz gene bir gece
cinceki dtizende yerlerimizi aldrk. Peyote mantan biiyiiklii-
$iinde dofranmrq, bir sepet kuru et dolagtrnldr. Adamlardan
kimileri peyote ezgilerini soyitiyorlardr. Bir saat sonra da
hepsi geqitli yonlere dafrldrlar.
Kadrnlar, ateqin ve suyun bagrndakiler igin, bir tencere la-
pa brrakmrqlardr. Biraz yedim, ve ofleden sonrastru uyuyarak
geEirdim.
Karanhk bastrrrnca gorevliler ateqi tazelediler. Bir peyote
yeme doniisti daha baqladr. Bunda da sabaha dek aqa$r yuka-
n bir onceki gecenin diizeni izlenmiqti.
Btitiin gece, oturumdaki yedi kiqinin her birinin ttim devi-
nimlerini teker teker gcizlemlemeye Eabalamrqtrm; amaclm,
aralannda yapmtg olabilecekleri belirli bir sozlii ya da sozstiz
iletigim dizgesi bulgulamaktr. Ne var ki, edimlerinin ardrnda
boyle bir dizge goremedim.
Akqam erken saatlerde, peyote yeme doniisii yeniden baq-
latrldr. Sabahleyin, artrk, grzli onci"iyri agrfa vuracak bir ipu-
cu ya da aralarrnda gizlt bir iletiqim yoluna, anlaqma dizgesi-
ne de$gin bir belirti bulamayacafrmr anlamrgtrm. Giiniin ge-
ir
dum. Diiqtince gene dcintip geliyordu. Hem de daha keskin
gerek, beni daha bir sararak... Ustelik annemin beni galrr
sesini de igitiyordum. Terliklerini stiriimesini, kahkahasmr
igitmeye bagladrm bu kez. ona bakmak igin dondiim. Bir
sannlanma ya da rlgrmrn (serap) bana, zamant agrtacafrn
ve annemi gcirecelime inanrr gibiydim. Ne var ki, yarum
uyumakta olan gocuktan bagka bir qey goremedim. Onu g
mek, sarsmrgtr beni; bir an olsun ayrlmrg ve rahatlamrgtrm
Oturumdakilere baktrm gene. Durumlannda bir degiqik
yoktu. AnJu, o parlakhk gitmig, kulaklarrmdaki o vrnlama y
olmugtu. Igim agrhverdi. Annemin sesini duyma sannsr
gegti saruyordum. Sesi nasrl da agrk ve canh gelmigti. Bu s
beni nerdeyse biiyiileyecekti diye gegirip duruyordum. Be
belirsiz, don Juan'rn bana bakmakta oldulunu goriir gibi
dum; ama aldrnq etmedim. Annemin beni galrran sesini ge
igittim-hemen arkamda bir yerden geliyordu ses... Hrzla do
diim; ama, evin karaltrsryla ardrndaki gahhklan gordiim y
ntzca. Annemin sesini iqitmek beni derin bir i.izi.inttiye itm
ti. Kendimi tutamayarak inlemeye baglamrgtrm. Bir soluklu
ve yalruzhk duyarak, a[ladrm. Birinin bana bakmasr, kor
masr cjzlemi igindeydim. Bagrmr gevirip don Juan'a baktrm;
da bana bakryordu. onu gclrmek istemiyordum; gozlerimi k
padrm. Sonra gene annemi gordtim. Annemi akhma getird
lim zamanlar oldulu gibi bir annem dtiqiincesi delildi b
Yarumda durdu[unu apagrk gortiyordum. Acr veriyordu
durum bana. Titriyor, kagmak istiyordum. Annemin goriint
sii, bu peyote oturumunda izledi$im konuya gok uzak kahyo
beni tedirgin ediyordu. Bundan kagabilmenin bilingli bir y
lu, belli ki, yoktu... Belki de bu gori.inttintin yok olmasr ig
gozlerimi agmam yeterli olacaktr; ama, yerine, goriinttiy{i a
nntrh bigimde incelemeye koyuldum. Bu inceleme, salt bak
larak yaprlan bir incelemeden ote bir qeydi; zorunlu bir yo
lamaydr, bir de$erlendirmeydi. Bir drg etmenmigEesine, y
bansr bir duygu sarrnr$tr beni; birden, annemin sevgisinin
iirk{ing ytiktintin beni ezmekte oldu[unu sezdim. Adrmrn ga
Diiqtince gene dcintip geliyordu. Hem de daha keskin
gerek, beni daha bir sararak... Ustelik annemin beni galrr
sesini de igitiyordum. Terliklerini stiriimesini, kahkahasmr
igitmeye bagladrm bu kez. ona bakmak igin dondiim. Bir
sannlanma ya da rlgrmrn (serap) bana, zamant agrtacafrn
ve annemi gcirecelime inanrr gibiydim. Ne var ki, yarum
uyumakta olan gocuktan bagka bir qey goremedim. Onu g
mek, sarsmrgtr beni; bir an olsun ayrlmrg ve rahatlamrgtrm
Oturumdakilere baktrm gene. Durumlannda bir degiqik
yoktu. AnJu, o parlakhk gitmig, kulaklarrmdaki o vrnlama y
olmugtu. Igim agrhverdi. Annemin sesini duyma sannsr
gegti saruyordum. Sesi nasrl da agrk ve canh gelmigti. Bu
beni nerdeyse biiyiileyecekti diye gegirip duruyordum. Be
belirsiz, don Juan'rn bana bakmakta oldulunu goriir gibi
dum; ama aldrnq etmedim. Annemin beni galrran sesini ge
igittim-hemen arkamda bir yerden geliyordu ses... Hrzla do
diim; ama, evin karaltrsryla ardrndaki gahhklan gordiim y
ntzca. Annemin sesini iqitmek beni derin bir i.izi.inttiye itm
ti. Kendimi tutamayarak inlemeye baglamrgtrm. Bir solukl
ve yalruzhk duyarak, a[ladrm. Birinin bana bakmasr, kor
masr cjzlemi igindeydim. Bagrmr gevirip don Juan'a baktrm
da bana bakryordu. onu gclrmek istemiyordum; gozlerimi k
padrm. Sonra gene annemi gordtim. Annemi akhma getird
lim zamanlar oldulu gibi bir annem dtiqiincesi delildi b
Yarumda durdu[unu apagrk gortiyordum. Acr veriyordu
durum bana. Titriyor, kagmak istiyordum. Annemin goriint
sii, bu peyote oturumunda izledi$im konuya gok uzak kahyo
beni tedirgin ediyordu. Bundan kagabilmenin bilingli bir y
lu, belli ki, yoktu... Belki de bu gori.inttintin yok olmasr ig
gozlerimi agmam yeterli olacaktr; ama, yerine, goriinttiy{i a
nntrh bigimde incelemeye koyuldum. Bu inceleme, salt bak
larak yaprlan bir incelemeden ote bir qeydi; zorunlu bir yo
lamaydr, bir de$erlendirmeydi. Bir drg etmenmigEesine, y
bansr bir duygu sarrnr$tr beni; birden, annemin sevgisinin
iirk{ing ytiktintin beni ezmekte oldu[unu sezdim. Adrmrn ga
Don Juan'la ben, besbelli, apayrr ycinlerde dtiqi.inmektey-
dik. O, bir belirti diye yorumladr$r olaylarm onemini vurgu-
luyor; oysa ben, gordtifiim geylerin aynnhlarma taktltp kah-
yordum.
Dayanamayarak, "Belirtiden bana ne!" dedim. "Bana ne
oldu? Benim olrenmek istedilim qey bu!"
Don Juan, keyfi kagmrqgasrna kaqlannl gattr ve bir an ses-
siz durdu. Sonra bana baktr. Yefin bir gortini.igi.i vardr. Tek
onemli geyin, Mescalito'nun bana sevecence davranmast, be-
ni rqrla bolmasr ve salt orda bulunmak drgrnda bir gaba gos-
termiq olmamama kargrn bana bir ders vermesi oldufunu soy-
ledi.
Don Juan'la ben, besbelli, apayrr ycinlerde dtiqi.inmektey-
dik. O, bir belirti diye yorumladr$r olaylarm onemini vurgu-
luyor; oysa ben, gordtifiim geylerin aynnhlarma taktltp kah-
yordum.
Dayanamayarak, "Belirtiden bana ne!" dedim. "Bana ne
oldu? Benim olrenmek istedilim qey bu!"
Don Juan, keyfi kagmrqgasrna kaqlannl gattr ve bir an ses-
siz durdu. Sonra bana baktr. Yefin bir gortini.igi.i vardr. Tek
onemli geyin, Mescalito'nun bana sevecence davranmast, be-
ni rqrla bolmasr ve salt orda bulunmak drgrnda bir gaba gos-
termiq olmamama kargrn bana bir ders vermesi oldufunu soy-
ledi.
cinler, hasrr qapkalar ve guarachos denilen ev yaplsl garrk
giymelerine karqrn, Lucio'nun giysileri mavi boncuktan
firh siyah parlak bir deri ceket, bir Teksah kovboy qapka
elle siislenmiq ve adrnrn baq harfleri iqlenmig gizmeler o
du.
Lucio, igkileri verdi[imde, gok sevinmiqti ve gigeleri a
herhalde saklamak igin, igeriye girmiqti. Don Juan, insan
kiyi saklamamah ve tek baqrna igmemeli gibi bir laf edin
Lucio, igki falan saklamadrfirnr, akqamiistti arkadaqlarrnr
[rrrp birlikte igeceklerini soyledi.
O akgam, saat yedi srralannda Lucio'nun evine dondii
Hava karanhktr. Bodur bir a[acrn altrnda duran iki kiqinin
raltrsrnr gordiim. Lucio'yla bir arkadaqrydr bunlar. Beni b
liyorlarmrq. Lucio, el feneriyle yolu aydrnlatarak bizi eve
ttirdii.
Lucio'nun evi iki odah, toprak tavanh, harg ve dall
dan kurulu derme gatma bir yaprydr. Evin uzunlufu
metre kadar vardr ve mesquite dallanndan yaprlmrq direk
tizerinde duruyordu. Btittin Yaqui evlerinde oldufu g
dtiz, gahlardan oriilti bir gatrsr, bir de iig metre eninde
ramadasr vardr. Bu ramada evin ontinti golgeleyen bir
sundurma gibidir. Ramadaiarda gah, saz falan kullanrlma
Dallarrn geliqigtizel orttiifii bir gatrdrr; boylece hem go
yapar, hern de arahklardan gegen esinti nedeniyle serin
tar.
Eve girerken, gantamdaki ses alma aygrtmr gahqtrrdr
Lucio beni arkadaqryla tanlqtlrdr. Evde, don Juan da olm
izere, sekiz adam vardr. Odanrn ortasrna rahatga yayrlmrqla
dr. Bir direle asrh gaz lambasrnrn parlak rgrfr, ytizlerini
drnlatryordu. Don Juan bir sandrfrn iizerine oturmuqtu. B
de, yere gakrh kazrklara givilenmiq bir kalastan olugan
metrelik bir srranln ucuna oturdum. Don Juan'rn karqas
diiqtiyordu bu yer.
Don Juan gapkasrnr yanrbaqlna, yere brrakmrqU. Gaz la
cinler, hasrr qapkalar ve guarachos denilen ev yaplsl garr
giymelerine karqrn, Lucio'nun giysileri mavi boncuktan
firh siyah parlak bir deri ceket, bir Teksah kovboy qapk
elle siislenmiq ve adrnrn baq harfleri iqlenmig gizmeler o
du.
Lucio, igkileri verdi[imde, gok sevinmiqti ve gigeleri a
herhalde saklamak igin, igeriye girmiqti. Don Juan, insan
kiyi saklamamah ve tek baqrna igmemeli gibi bir laf edin
Lucio, igki falan saklamadrfirnr, akqamiistti arkadaqlarrnr
[rrrp birlikte igeceklerini soyledi.
O akgam, saat yedi srralannda Lucio'nun evine dondi
Hava karanhktr. Bodur bir a[acrn altrnda duran iki kiqinin
raltrsrnr gordiim. Lucio'yla bir arkadaqrydr bunlar. Beni b
liyorlarmrq. Lucio, el feneriyle yolu aydrnlatarak bizi eve
ttirdii.
Lucio'nun evi iki odah, toprak tavanh, harg ve dall
dan kurulu derme gatma bir yaprydr. Evin uzunlufu
metre kadar vardr ve mesquite dallanndan yaprlmrq direk
tizerinde duruyordu. Btittin Yaqui evlerinde oldufu g
dtiz, gahlardan oriilti bir gatrsr, bir de iig metre eninde
ramadasr vardr. Bu ramada evin ontinti golgeleyen bir
sundurma gibidir. Ramadaiarda gah, saz falan kullanrlma
Dallarrn geliqigtizel orttiifii bir gatrdrr; boylece hem go
yapar, hern de arahklardan gegen esinti nedeniyle serin
tar.
Eve girerken, gantamdaki ses alma aygrtmr gahqtrrdr
Lucio beni arkadaqryla tanlqtlrdr. Evde, don Juan da olm
izere, sekiz adam vardr. Odanrn ortasrna rahatga yayrlmrql
dr. Bir direle asrh gaz lambasrnrn parlak rgrfr, ytizlerini
drnlatryordu. Don Juan bir sandrfrn iizerine oturmuqtu. B
de, yere gakrh kazrklara givilenmiq bir kalastan olugan
metrelik bir srranln ucuna oturdum. Don Juan'rn karqas
diiqtiyordu bu yer.
Don Juan gapkasrnr yanrbaqlna, yere brrakmrqU. Gaz la
"Carlos Mescalito'yu ofreniyor; ben ofretiyorum ona,"
diye ekledi.
Hepsi birden bana bakrp, kibarca gtiltimsediler. Yiizii kes-
kin gizgilerle dolu, ufak, zay:f bir adam olan oduncu Bajea,
gozlerini bir an bana dikti ve ambarclnln, beni, Yaqui toprak-
lannda maden iqletmeyi tasarlayan bir Amerikan qirketinin
casusu olmakla sugladrfrnr soyledi. Hepsi de, boyle bir sug-
landrmaya igerlercesine soylendiler. Zaten, hepsi, bir Meksi-
kalr ya da Yaqui'lerin dedikleri gibi bir Yori olan bu adama
krzarlarmrq.
Lucio obtir odaya gidip bir qiqe bacanora daha getirdi. Ag-
tr; fincanrnt a$zna dek doldurdu. Sonra qiqeyi yanrndakilere
verdi. Sciz, dolagrp, Amerikan qirketinin Sonora'ya gelmesi
olasrfrna ve bunun Yagui'leri ne denli etkileyeceline gelmiq-
ti. $ige, Lucio'ya doniince; Lucio qiqeyi kaldrnp, iqinde ne
kadar kaldr$rna baktr.
Don Juan bana do!ru elilerek, "Soyle iiziilmesin; bir da-
ha geliqinde daha gok getirecelini sciyle," diye fisrldadr.
Ben de Lucio'ya do!ru elilip, obtir geliqimde en azmdan
altr giqe getirece[imi soyledim.
Bir ara konuqulacak bir qey kalmaml$ gibi susuqtuk.
Don Juan bana doniip ytiksek sesle, "Arkadaqlara, Mesca-
lito'yla karqrlaqmalarrnr anlatsan a!" dedi. "Amerikan qirketi
Sonora'ya gelirse neler olur diye bir boq laf etmekten gok da-
ha ilging olur bu."
Lucio, merakla, "Mescalito, peyote midir, dede?" diye
sordu.
Don Juan kuru bir sesle, "Kimileri oyle der," yanrtrnr ver-
di. "Ben Mescalito demeyi yellerim."
Uzun boylu, iri yan, orta yagh biri olan Genaro, "O Al-
lah'm belasr qey insanr delirtir," dedi.
Don Juan, yumugak bir sesle "Mescalito'nun delilife yol
agtr$rnr sciylemek sagma olur. E[er ciyle olsaydr, Carlos $im-
di burada sizinle konuqacak yerde trmarhaneyi boylamrq olur-
"Carlos Mescalito'yu ofreniyor; ben ofretiyorum ona,"
diye ekledi.
Hepsi birden bana bakrp, kibarca gtiltimsediler. Yiizii kes-
kin gizgilerle dolu, ufak, zay:f bir adam olan oduncu Bajea,
gozlerini bir an bana dikti ve ambarclnln, beni, Yaqui toprak-
lannda maden iqletmeyi tasarlayan bir Amerikan qirketinin
casusu olmakla sugladrfrnr soyledi. Hepsi de, boyle bir sug-
landrmaya igerlercesine soylendiler. Zaten, hepsi, bir Meksi-
kalr ya da Yaqui'lerin dedikleri gibi bir Yori olan bu adama
krzarlarmrq.
Lucio obtir odaya gidip bir qiqe bacanora daha getirdi. Ag-
tr; fincanrnt a$zna dek doldurdu. Sonra qiqeyi yanrndakilere
verdi. Sciz, dolagrp, Amerikan qirketinin Sonora'ya gelmesi
olasrfrna ve bunun Yagui'leri ne denli etkileyeceline gelmiq-
ti. $ige, Lucio'ya doniince; Lucio qiqeyi kaldrnp, iqinde ne
kadar kaldr$rna baktr.
Don Juan bana do!ru elilerek, "Soyle iiziilmesin; bir da-
ha geliqinde daha gok getirecelini sciyle," diye fisrldadr.
Ben de Lucio'ya do!ru elilip, obtir geliqimde en azmdan
altr giqe getirece[imi soyledim.
Bir ara konuqulacak bir qey kalmaml$ gibi susuqtuk.
Don Juan bana doniip ytiksek sesle, "Arkadaqlara, Mesca-
lito'yla karqrlaqmalarrnr anlatsan a!" dedi. "Amerikan qirketi
Sonora'ya gelirse neler olur diye bir boq laf etmekten gok da-
ha ilging olur bu."
Lucio, merakla, "Mescalito, peyote midir, dede?" diye
sordu.
Don Juan kuru bir sesle, "Kimileri oyle der," yanrtrnr ver-
di. "Ben Mescalito demeyi yellerim."
Uzun boylu, iri yan, orta yagh biri olan Genaro, "O Al-
lah'm belasr qey insanr delirtir," dedi.
Don Juan, yumugak bir sesle "Mescalito'nun delilife yol
agtr$rnr sciylemek sagma olur. E[er ciyle olsaydr, Carlos $im-
di burada sizinle konuqacak yerde trmarhaneyi boylamrq olur-
kotanyor onlann iqlerini? Nasrl si.irdi.irebiliyorlar yaqamlan
nl?"
Esquere, soze karrqtp, "Karqt yakadan -ABD'den-gelen
Macario, bir kez yiyenin yagam boyu ondan kurtulamayaca
frnr soylemiqti," dedi.
Don Juan, "Macario oyle bi qey demiqse, yalan sciylemiq
Ne dedi[inin farktnda mt o acaba?" diye grkrgtr.
"Yalanctnrn tekidir o," dedi Benigno.
"Kim bu Macario?" diye sordum.
Lucio, "Buralarda oturan bir Yaqui Krzrlderilisi..." ded
"Arizonah oldufunu soyliiyor, savaqta Avrupa'da bulunmuq
Anlattrklannl bir dinlesen!.."
Benigno, "Albay oldufunu soyler durur!" diye atrldr.
Herkes gtilmeye baqlamrqtr; bir stire Macario'nun inanr
maz ciykiilerine gegildi; ne var, don Juan scizi.i gene Mescali
to'ya dondtirdri.
"Hepiniz Macario'nun palavracr bi kimse oldu$unu bili
yorsunuz da, ne diye Mescalito'ya defgin sozlerine inantyor
sLlnuz?"
Lucio, bu sozcti[ti heniiz anlayamamt$ gibi, "Peyote m
yani, dede?" diye soruverdi.
"Evet be! Hay Allahtn!."
Don Juan'tn grkrqr gok sert ve ktrtctydr. Lucio irkilmigti
Bir an igin hepsinin de korkmug olduklarlnl sezer gibi olmuq
tum. Sonra don Juan, yumuqak bir gtiliimsemeyle konuqma
srnr siirdtirdii.
"Macario'nun soyledifi qeylerin aslt astarr yok; bunu an
lamryor musunuz? Mescalito'dan sciz etmek igin onu bilme
gerekir."
"iqte gene bagladrn," dedi Esquere, "bilmek, bilmek, bi
mek! Sen Macario'dan da betersin yahu! Hig olmazsa o, bi
se de bilmese de, akhndan gegenleri soyler. Ama, seni yrllar
ca dinlemiqimdir; bilmemiz gerekti[inden baqka bir qey grk
mamrqtrr a[zrndan. Neyi bilmemiz gerek Allahaqklna!"
nl?"
Esquere, soze karrqtp, "Karqt yakadan -ABD'den-gelen
Macario, bir kez yiyenin yagam boyu ondan kurtulamayaca
frnr soylemiqti," dedi.
Don Juan, "Macario oyle bi qey demiqse, yalan sciylemiq
Ne dedi[inin farktnda mt o acaba?" diye grkrgtr.
"Yalanctnrn tekidir o," dedi Benigno.
"Kim bu Macario?" diye sordum.
Lucio, "Buralarda oturan bir Yaqui Krzrlderilisi..." ded
"Arizonah oldufunu soyliiyor, savaqta Avrupa'da bulunmuq
Anlattrklannl bir dinlesen!.."
Benigno, "Albay oldufunu soyler durur!" diye atrldr.
Herkes gtilmeye baqlamrqtr; bir stire Macario'nun inanr
maz ciykiilerine gegildi; ne var, don Juan scizi.i gene Mescal
to'ya dondtirdri.
"Hepiniz Macario'nun palavracr bi kimse oldu$unu bil
yorsunuz da, ne diye Mescalito'ya defgin sozlerine inantyor
sLlnuz?"
Lucio, bu sozcti[ti heniiz anlayamamt$ gibi, "Peyote m
yani, dede?" diye soruverdi.
"Evet be! Hay Allahtn!."
Don Juan'tn grkrqr gok sert ve ktrtctydr. Lucio irkilmigt
Bir an igin hepsinin de korkmug olduklarlnl sezer gibi olmuq
tum. Sonra don Juan, yumuqak bir gtiliimsemeyle konuqma
srnr siirdtirdii.
"Macario'nun soyledifi qeylerin aslt astarr yok; bunu an
lamryor musunuz? Mescalito'dan sciz etmek igin onu bilme
gerekir."
"iqte gene bagladrn," dedi Esquere, "bilmek, bilmek, bi
mek! Sen Macario'dan da betersin yahu! Hig olmazsa o, bi
se de bilmese de, akhndan gegenleri soyler. Ama, seni yrlla
ca dinlemiqimdir; bilmemiz gerekti[inden baqka bir qey grk
mamrqtrr a[zrndan. Neyi bilmemiz gerek Allahaqklna!"
Eligio stirdiirdii: "Nasrl de[iqtirir bizr?"
"Bize dofru yagam bigimini o[reterek," dedi don Juan.
"Onu bilenlere yardrm eder, onlarr korur. Sizin siirdiirdtifii-
ntiz bu yagama, yaqam denemez. Onu tanrmanrn verdi[i mut-
lululu bilemezsrniz, gtinkti, yok sizin bi koruyucunuz!"
Genaro, ahnarak, "Ne demek oluyor bu?" dedi. "Hazrett
isa'mtzla Meryem Ana'mrz , Hazreti Guadalupe'umuz var bi-
zim de. Onlar koruyucu defiller mi?"
Don Juan, dudak biikerek, "Ne de korurlar ya!" diye soy-
lendi. "Nasrl daha iyi bi yaqam si.irdtirebilecefini olretmiq
midir sana?" diye sordu.
Genaro, "insanlann onlan dinledifi yok ki!" diyerek kar-
qr grktr. "Herkes qeytarun peqine diiqmtig, ne yazrk!"
Don Juan, "Onlar gergekten koruyucu olmuq olsalardr,
dinlemeye zorlarlardr insanlarl," dedi. "Mescalito insanrn ko-
ruyucusu oldufu zaman ister istemez dinletir kendini; insan-
lar onu gozleriyle gortince de, onu dinlememezlik edemezler.
Mescalito, insanr kendisine saygryla yaklaqtrrtrr. Sizlerin, ko-
ruyuculannrza davrandr Pmz gibi defiil... "
Esquere, "Nasrl yani, Juan?" diye sordu.
"Yani, $unu demek istiyorum; siz, koruyucunuza gider-
ken kiminiz keman galar, cibtirtinriz suratrna maske, aya$rna
tozluk gegirip dans edece[im diye tepinir, geri kalanlanruz da
kafayr gekersiniz. Benigno, sen dansgrydrn bi zamanlar, an-
latsana!"
"Ug ytl var ki yapmlyorum," dedi Benigno , *Zor iSt"
E,squere, alayh bir sesle, "Lucio'ya sor," dedi, "o bir haf-
ta dayanabilmiqti."
Don Juan'rn drgmda, herkes gtiltiqtii. Lucio, srkrlmrq go-
ri.iniiyor, gtiliimsiiyordu; iki fincan dolusu bacanora devirdi
boIazrndan aqalrya.
Don Juan, "Zor iq de[il, aptalca bir iq," dedi. "Dansgr Va-
lencio'ya sor bakahm, dans etmekten hoglaruyor mu? Ho$-
Eligio stirdiirdii: "Nasrl de[iqtirir bizr?"
"Bize dofru yagam bigimini o[reterek," dedi don Juan.
"Onu bilenlere yardrm eder, onlarr korur. Sizin siirdiirdtifii-
ntiz bu yagama, yaqam denemez. Onu tanrmanrn verdi[i mut-
lululu bilemezsrniz, gtinkti, yok sizin bi koruyucunuz!"
Genaro, ahnarak, "Ne demek oluyor bu?" dedi. "Hazrett
isa'mtzla Meryem Ana'mrz , Hazreti Guadalupe'umuz var bi-
zim de. Onlar koruyucu defiller mi?"
Don Juan, dudak biikerek, "Ne de korurlar ya!" diye soy-
lendi. "Nasrl daha iyi bi yaqam si.irdtirebilecefini olretmiq
midir sana?" diye sordu.
Genaro, "insanlann onlan dinledifi yok ki!" diyerek kar-
qr grktr. "Herkes qeytarun peqine diiqmtig, ne yazrk!"
Don Juan, "Onlar gergekten koruyucu olmuq olsalardr,
dinlemeye zorlarlardr insanlarl," dedi. "Mescalito insanrn ko-
ruyucusu oldufu zaman ister istemez dinletir kendini; insan-
lar onu gozleriyle gortince de, onu dinlememezlik edemezler.
Mescalito, insanr kendisine saygryla yaklaqtrrtrr. Sizlerin, ko-
ruyuculannrza davrandr Pmz gibi defiil... "
Esquere, "Nasrl yani, Juan?" diye sordu.
"Yani, $unu demek istiyorum; siz, koruyucunuza gider-
ken kiminiz keman galar, cibtirtinriz suratrna maske, aya$rna
tozluk gegirip dans edece[im diye tepinir, geri kalanlanruz da
kafayr gekersiniz. Benigno, sen dansgrydrn bi zamanlar, an-
latsana!"
"Ug ytl var ki yapmlyorum," dedi Benigno , *Zor iSt"
E,squere, alayh bir sesle, "Lucio'ya sor," dedi, "o bir haf-
ta dayanabilmiqti."
Don Juan'rn drgmda, herkes gtiltiqtii. Lucio, srkrlmrq go-
ri.iniiyor, gtiliimsiiyordu; iki fincan dolusu bacanora devirdi
boIazrndan aqalrya.
Don Juan, "Zor iq de[il, aptalca bir iq," dedi. "Dansgr Va-
lencio'ya sor bakahm, dans etmekten hoglaruyor mu? Ho$-
$u
Don Juan, "Oyle bi qey demedim ben," dedi.
Eligio sordu: "Tadr iyi delilse, nasrl zevk verir ki?"
Don Juan, "Yaqamrnr daha zevkli krlar da ondan," diye
yanrtladr.
Eligio asrhyordu: "Ama tadr iyi de$ilse, nasrl zevkli krlar
insanrn yagamlnr? Olur gey de[il!"
Genaro atrldr: "Nigin olmasrn? Peyote insanr delirtir; o
zaman, sen de ne yaparsan yap, her qeyi tozpembe gosterir sa-
na."
Gene giiliigttiler.
Don Juan, ahnmaksrzrn, siirdi.irdii: "PekAlA olur; ne denl
az bildifimizi, ve gcirecek ne denli gok gey bulundu$unu b
di.igtintin. insanr delirten qey, igkidir. Akhmizr bulandrrrr. oy-
sa Mescalito, her qeyi biler, keskinlegtirir. oyle bi gtizel gor-
meni saflar-ciyle bi giizel ki!"
Lucio'yla Benigno, bunlan daha onceleri iqitmiq oldukra-
nnr belirtircesine, birbirlerine bakrp giiltimsediler. Gena-
ro'yla Esquere sabrrsrzlanarak aynr anda konuqmaya bagladr-
lar. Victor'un kahkahasr btittin obiir sesleri bastrnyordu. Ara-
lannda, tek ilgi duyan kimse, Eligio'ydu.
Eligio, "Peyote bi.ittin o qeyleri nasrl yapar?" diye sordu.
Don Juan agrkladr: "dnce, onunla tanrgmayr istemen ge-
rektir; sanlrrm iqin en onemli yanr budur. Sonra onunla karqr-
laqrsrn. onu iyice tanrmak igin onunla birgok kez kargrlaq-
man gerekir. "
Eligio, "Sonra ne olur?" diye sordu.
Genaro, araya girdi: "Krgrn yerde siiri.intirken gatrya eder-
sin bokunu." dedi.
Kahkahalar gene koptu.
Don Juan aldrrmakslzln, "ondan sonrasr sana kahyor."
diye stirdiirdri. "ona giderken korkulannr bi yana atacaksrn;
o da sana daha iyi bi yagamrn nasil yaqanabilecefini azar azar
ci!retecek."
Don Juan, "Oyle bi qey demedim ben," dedi.
Eligio sordu: "Tadr iyi delilse, nasrl zevk verir ki?"
Don Juan, "Yaqamrnr daha zevkli krlar da ondan," diye
yanrtladr.
Eligio asrhyordu: "Ama tadr iyi de$ilse, nasrl zevkli krla
insanrn yagamlnr? Olur gey de[il!"
Genaro atrldr: "Nigin olmasrn? Peyote insanr delirtir; o
zaman, sen de ne yaparsan yap, her qeyi tozpembe gosterir sa
na."
Gene giiliigttiler.
Don Juan, ahnmaksrzrn, siirdi.irdii: "PekAlA olur; ne denl
az bildifimizi, ve gcirecek ne denli gok gey bulundu$unu b
di.igtintin. insanr delirten qey, igkidir. Akhmizr bulandrrrr. oy-
sa Mescalito, her qeyi biler, keskinlegtirir. oyle bi gtizel gor-
meni saflar-ciyle bi giizel ki!"
Lucio'yla Benigno, bunlan daha onceleri iqitmiq oldukra-
nnr belirtircesine, birbirlerine bakrp giiltimsediler. Gena-
ro'yla Esquere sabrrsrzlanarak aynr anda konuqmaya bagladr-
lar. Victor'un kahkahasr btittin obiir sesleri bastrnyordu. Ara-
lannda, tek ilgi duyan kimse, Eligio'ydu.
Eligio, "Peyote bi.ittin o qeyleri nasrl yapar?" diye sordu.
Don Juan agrkladr: "dnce, onunla tanrgmayr istemen ge-
rektir; sanlrrm iqin en onemli yanr budur. Sonra onunla karqr-
laqrsrn. onu iyice tanrmak igin onunla birgok kez kargrlaq-
man gerekir. "
Eligio, "Sonra ne olur?" diye sordu.
Genaro, araya girdi: "Krgrn yerde siiri.intirken gatrya eder-
sin bokunu." dedi.
Kahkahalar gene koptu.
Don Juan aldrrmakslzln, "ondan sonrasr sana kahyor."
diye stirdiirdri. "ona giderken korkulannr bi yana atacaksrn;
o da sana daha iyi bi yagamrn nasil yaqanabilecefini azar azar
ci!retecek."
degil mi?" diye iteliyordu.
Yanrt olarak, gergekten bende boye bir davranrga yol aE-
tr[rnr soyledim. Artrk kendilerini tutmaya gabalamadan kah-
kahalan bastrlar. o anda beni iyice aqa[rlamakta olduklannr
gormekteydim. Eligio drqmda, higbiri anlaftrklanmla ilgilen-
miyordu.
Siirekli beni, dinlemekte olan Eligio sordu: "Neler gcir-
dtin?"
Don Juan, deneyimlerimin hepsini, ya da en onemli aynn-
trlannr anlatmamr istedi. Ben de sezgiledilim qeyleri, bigim-
lerini srrasryla anlattrm. sciziim bitince, Lucio, "peyote bu an-
lattr$rn gibi acayipse, iyi ki hig bulagmamr$rm bu iqe!" diye
yaprgtrrdr.
Genaro da Bajea'ya: "Dememiq miydim, o nesne adamr
delirtir diye?!" dedi.
Don Juan, "Ama Carlos deli delil iqte. Buna ne dersin?,'
diye Genaro'ya sordu.
Genaro kargrhk vererek, "Olmadrfrnr nerden bilecepiz?,,
diye sordu.
Bu kez, don Juan dahil, herkes gi.iliiyordu.
Benigro, "Korkuyor muydun?" diye sordu.
"Evet. Hem de gok!"
Eligio sordu: "Oyleyse neden yedin?"
"Ofrenmek istedigini soyledi ya!" diye Lucio benim ye-
rime yanrtladr. "carlos da dedem gibi oluyor gittikge. Hig
kimse onlarrn neyi bilmek istediklerini bilemez!"
Don Juan, Eligio'ya, "Bu bilgiyi agrklayabilmek olanak-
slzdrr," dedi. "qunkti, her kigiye baqka bigimlerde verilir bu
bilgi. Hepimiz igin deligmeyen bi gey varsa, o da Mescari-
to'nun, gizlerini her birimrze ozel olarak sundu[udur. Gena-
ro'nun scizlerini dinledikten sonra, Mescalito'yla karqrlaq-
maslnl onerecek de[ilim ona. Ama ben de, Genaro da, ne
dersek diyelim, Mescalito gok yararh olabilir onun igin. Ne
degil mi?" diye iteliyordu.
Yanrt olarak, gergekten bende boye bir davranrga yol aE-
tr[rnr soyledim. Artrk kendilerini tutmaya gabalamadan kah-
kahalan bastrlar. o anda beni iyice aqa[rlamakta olduklannr
gormekteydim. Eligio drqmda, higbiri anlaftrklanmla ilgilen-
miyordu.
Siirekli beni, dinlemekte olan Eligio sordu: "Neler gcir-
dtin?"
Don Juan, deneyimlerimin hepsini, ya da en onemli aynn-
trlannr anlatmamr istedi. Ben de sezgiledilim qeyleri, bigim-
lerini srrasryla anlattrm. sciziim bitince, Lucio, "peyote bu an-
lattr$rn gibi acayipse, iyi ki hig bulagmamr$rm bu iqe!" diye
yaprgtrrdr.
Genaro da Bajea'ya: "Dememiq miydim, o nesne adamr
delirtir diye?!" dedi.
Don Juan, "Ama Carlos deli delil iqte. Buna ne dersin?,'
diye Genaro'ya sordu.
Genaro kargrhk vererek, "Olmadrfrnr nerden bilecepiz?,,
diye sordu.
Bu kez, don Juan dahil, herkes gi.iliiyordu.
Benigro, "Korkuyor muydun?" diye sordu.
"Evet. Hem de gok!"
Eligio sordu: "Oyleyse neden yedin?"
"Ofrenmek istedigini soyledi ya!" diye Lucio benim ye-
rime yanrtladr. "carlos da dedem gibi oluyor gittikge. Hig
kimse onlarrn neyi bilmek istediklerini bilemez!"
Don Juan, Eligio'ya, "Bu bilgiyi agrklayabilmek olanak-
slzdrr," dedi. "qunkti, her kigiye baqka bigimlerde verilir bu
bilgi. Hepimiz igin deligmeyen bi gey varsa, o da Mescari-
to'nun, gizlerini her birimrze ozel olarak sundu[udur. Gena-
ro'nun scizlerini dinledikten sonra, Mescalito'yla karqrlaq-
maslnl onerecek de[ilim ona. Ama ben de, Genaro da, ne
dersek diyelim, Mescalito gok yararh olabilir onun igin. Ne
atmrqtrm;" dedi, da firlatrp a
trydrk."
itcisi de bu olayr gok gi.il{ing buluyorlardr. Eligio heniiz b
gey dememiqti. Bir yana gekilmig durmaktaydr. Giildtigti bil
yoktu.
"Sen denemek ister misin, Eligio?" diye sordum.
"Yoo, hayrr. Motosiklet versen bile..."
Lucio'yla Benigno, bu sozii gok gtilting bulmuq olmahla
ki, gene kahkahayr bastrlar.
Eligio siirdiirdti: "Ama gene de, don Juan qaqrrtryor beni.
Lucio, biiyiik bir inangla, "Dedemin bir qey bildigi yok
Qtinkii gok yaqlandr." dedi.
"Evet, gok yaglandl." diye mrnldandr Benigno.
Bu iki geng adamrn don Juan'a delgin driqiincelerini go
cukga ve yersiz buluyordum. Onun kiqili[ini savunmam ge
rekti$ini dtigi.inerek, kanrmca don Juan'rn qimdi de eskiden
oldulu gibi btiytik bir btiyiicii oldulunu, belki de btiytictilerin
en ulusu oldulunu soyledim. onun, gergekten ola[aniistti bi
yanr olduluna inandrlrmr anlattrm. Yetmiq yagml gegmiq ol
maslna karqrn, dordtimiiziin toplamrndan daha gevik ve giig-
l{i oldu$unu unutmamalan gerekti[ini soyledim. Gidip hep
birlikte don Juan'rn i.izerine gullanmalarrnr onerdim; o zaman
don Juan'rn onlan nasrl tepiverecelini belirttim.
Lucio, bobtirlenerek, "Hig kimse dedeme gullanamazki!"
dedi. "Bir brujodur o."
Sonra da, onlara, don Juan'rn gok yagh ve bunamrq oldu-
funu soylediklerini anrmsatarak, bunak birinin, gevresinde
olup bitenleri bilemeyecelini anlattrm. Oysa, birgok kez, don
Juan'rn ne denli uyaruk bir kiqi oldufuna tanrk oldu[umu ve
qaqakaldrfrmr belirttim.
Benigno, "Yagh olsa bile, hig kimse bir brujoyu yere se-
remez, gullanamaz ona." diye bilgigce sciylendi. "Ancak
uyurken, gidip tizerine atrlabilirler. Cevicas diye biri vardr;
oyle yapmrqlardr ona. Millet, onun btiyi.isiinden usanmrqtr da,
oldtirmtiqlerdi onu."
trydrk."
itcisi de bu olayr gok gi.il{ing buluyorlardr. Eligio heniiz b
gey dememiqti. Bir yana gekilmig durmaktaydr. Giildtigti bil
yoktu.
"Sen denemek ister misin, Eligio?" diye sordum.
"Yoo, hayrr. Motosiklet versen bile..."
Lucio'yla Benigno, bu sozii gok gtilting bulmuq olmahla
ki, gene kahkahayr bastrlar.
Eligio siirdiirdti: "Ama gene de, don Juan qaqrrtryor beni.
Lucio, biiyiik bir inangla, "Dedemin bir qey bildigi yok
Qtinkii gok yaqlandr." dedi.
"Evet, gok yaglandl." diye mrnldandr Benigno.
Bu iki geng adamrn don Juan'a delgin driqiincelerini go
cukga ve yersiz buluyordum. Onun kiqili[ini savunmam ge
rekti$ini dtigi.inerek, kanrmca don Juan'rn qimdi de eskiden
oldulu gibi btiytik bir btiyiicii oldulunu, belki de btiytictilerin
en ulusu oldulunu soyledim. onun, gergekten ola[aniistti bi
yanr olduluna inandrlrmr anlattrm. Yetmiq yagml gegmiq ol
maslna karqrn, dordtimiiziin toplamrndan daha gevik ve giig
l{i oldu$unu unutmamalan gerekti[ini soyledim. Gidip hep
birlikte don Juan'rn i.izerine gullanmalarrnr onerdim; o zama
don Juan'rn onlan nasrl tepiverecelini belirttim.
Lucio, bobtirlenerek, "Hig kimse dedeme gullanamazki!"
dedi. "Bir brujodur o."
Sonra da, onlara, don Juan'rn gok yagh ve bunamrq oldu
funu soylediklerini anrmsatarak, bunak birinin, gevresinde
olup bitenleri bilemeyecelini anlattrm. Oysa, birgok kez, don
Juan'rn ne denli uyaruk bir kiqi oldufuna tanrk oldu[umu ve
qaqakaldrfrmr belirttim.
Benigno, "Yagh olsa bile, hig kimse bir brujoyu yere se
remez, gullanamaz ona." diye bilgigce sciylendi. "Ancak
uyurken, gidip tizerine atrlabilirler. Cevicas diye biri vardr;
oyle yapmrqlardr ona. Millet, onun btiyi.isiinden usanmrqtr da
oldtirmtiqlerdi onu."
don Juan'a uzato; Yaqui toresine gore verilen bir qeyi, neza-
keten bile olsa, almamak son kerte bir kabahk oldulundan,
don Juan qigeyi aldr. Ben de kendiminkini Eligio'ya uzattrm;
almak zorunda kaldr. Benigno da kendi qiqesini bana verdi.
Ne var ki, Lucio, bu Yaqui toresinin, bagma neler agacalrnr
sezmiq olacak ki, sodasrnr igip bitirmiqti. Lucio, Benigno'nun
pek dokunakh bir duruma giren yiiztine bakrp gtildti ve "$i-
qeni ytir{itttiler ha!" dedi.
Don Juan hig soda igmez oldufiunu soylerek qiqeyi Benig-
no'nun eline verdi. Ramadarun altrnda sessizce oturduk.
Eligio sinirli gortiniiyordu. Huzursuzca, qapkasrnrn kena-
rryla oynaylp duruyordu.
Sonra don Juan'a doniip, "Gegen gece anlattrklarrnr diiqti-
ntip duruyorum da..." dedi, "peyote yagamlmrzr nasrl deligti-
riyor? Nasrl?"
Don Juan yanrt vermedi. Gcjzlerini bir stire Eligio'nun yii-
ztine dikti ve Yagui dilinde bn ezgiye baqladr. Bu, tam bir qar-
kr bigiminde de[il de konuqma gibi bir qeydi. Uzun bir siire
sessiz kaldrk. Sonra, don Juan'dan, Yaqui dilinde soyledikle-
rini gevirmesini istedim.
"Yaquiler igin bi qey," deyip gegigtirdi.
Uzrilmtiqtiim. Qok onemli bir geyler soylemiq oldufuna
emindim.
Don Juan, dayanamaylp, "Eligio bi Krzrlderilidir," dedi.
"Bi Krzrlderili olarak hiEbi qeyi yoktur. Bi qeyimiz yok biz
Krzrlderililerin... Buralarda gordtiltin en varsa, Yorilerindir,
Yaquilerin, cifkelerinden baqka, topralrn onlara verdi[inden
baqka bi geycikleri yoktur."
Qok uzun bir si.ire kimse a[zmr agmadr. Sonra, don Juan
kalkrp vedalaqtr ve gitti. Yolun bir krvnmrnda yitip gidene
dek ardrndan bakakaldrk. Hepimiz de tedirgindik. Lucio, ko-
nu$muf olmak igin, dedesinin tavgan yahnisi sevmedilinden
cittirii kalrnamrq oldulunu soyledi. Eligio, derin dtiqiincelere
dalmrg gori.intiyordu. Benigno bana doniip, yriksek sesle: "Al-
don Juan'a uzato; Yaqui toresine gore verilen bir qeyi, neza-
keten bile olsa, almamak son kerte bir kabahk oldulundan,
don Juan qigeyi aldr. Ben de kendiminkini Eligio'ya uzattrm;
almak zorunda kaldr. Benigno da kendi qiqesini bana verdi.
Ne var ki, Lucio, bu Yaqui toresinin, bagma neler agacalrnr
sezmiq olacak ki, sodasrnr igip bitirmiqti. Lucio, Benigno'nun
pek dokunakh bir duruma giren yiiztine bakrp gtildti ve "$i-
qeni ytir{itttiler ha!" dedi.
Don Juan hig soda igmez oldufiunu soylerek qiqeyi Benig-
no'nun eline verdi. Ramadarun altrnda sessizce oturduk.
Eligio sinirli gortiniiyordu. Huzursuzca, qapkasrnrn kena-
rryla oynaylp duruyordu.
Sonra don Juan'a doniip, "Gegen gece anlattrklarrnr diiqti-
ntip duruyorum da..." dedi, "peyote yagamlmrzr nasrl deligti-
riyor? Nasrl?"
Don Juan yanrt vermedi. Gcjzlerini bir stire Eligio'nun yii-
ztine dikti ve Yagui dilinde bn ezgiye baqladr. Bu, tam bir qar-
kr bigiminde de[il de konuqma gibi bir qeydi. Uzun bir siire
sessiz kaldrk. Sonra, don Juan'dan, Yaqui dilinde soyledikle-
rini gevirmesini istedim.
"Yaquiler igin bi qey," deyip gegigtirdi.
Uzrilmtiqtiim. Qok onemli bir geyler soylemiq oldufuna
emindim.
Don Juan, dayanamaylp, "Eligio bi Krzrlderilidir," dedi.
"Bi Krzrlderili olarak hiEbi qeyi yoktur. Bi qeyimiz yok biz
Krzrlderililerin... Buralarda gordtiltin en varsa, Yorilerindir,
Yaquilerin, cifkelerinden baqka, topralrn onlara verdi[inden
baqka bi geycikleri yoktur."
Qok uzun bir si.ire kimse a[zmr agmadr. Sonra, don Juan
kalkrp vedalaqtr ve gitti. Yolun bir krvnmrnda yitip gidene
dek ardrndan bakakaldrk. Hepimiz de tedirgindik. Lucio, ko-
nu$muf olmak igin, dedesinin tavgan yahnisi sevmedilinden
cittirii kalrnamrq oldulunu soyledi. Eligio, derin dtiqiincelere
dalmrg gori.intiyordu. Benigno bana doniip, yriksek sesle: "Al-
yordu. Soluk ahq veriqlerim arttrkga, tirkmeye baglamrqtrm.
Don Juan bu kez daha ytiksek sesle okumaya bagladr ez
gisini; ve Eligio'ya bir peyote daha verdi. Eligio, onu da bit
rince, don Juan, ona kuru yemiq vererek, yavag yavag gifne
mesini soyledi.
Eligio iki parga peyote mantan daha gignedikten sonra
don Juan bu kez ona kurutulmuq et verdi.
Eligio onuncu mantan bitirdifi srrada tedirginlifim so
kertesine ulagmrqtr.
Birden, Eligio'nun, one dofru yrkrldr[rnr, alnrnrn yer
vurdufunu gdrdrim. Sol yanlna devrilerek grrprnmaya bagla
mrqtr. Saatime baktrm. On biri yirmi gegiyordu. Eligio bir sa
ate yakrn yerde sendeleyerek, yalpalayarak inledi durdu.
Don Juan, onun karqrsrnda, krprrdamadan oturmasrnr stir
dtirtiyordu. Peyote ezgrleri qimdi bir mrnldanmaya doniiq
miigtii. Sa! yanrmda oturan Benigno, olup bitenle ilgilenmi
i
yor; onun yanrnda oturan Lucio da horluyordu.
.. Eligio'nun govdesi iki kat btikiilmiiq bir durumdaydr
Onti bana dontik, elleri bacaklannln arasrnda, sa[ yanrnaya
mtg duruyordu. Birden gcivdesi gtiglii bir irkiliqle firladr v
bacaklan hafif gekili, srrttistti yere yattr. Sol elini, son kert
ozgtir ve qiirli bir devinimle yukanya ve yana sallamaktaydr
Sa! elini de aynr bigimde sallamaya baqladr. Sonra iki eli bir
den, yavaq hareketlerle hurp galan bir sanatElrun elleri gib
dalgalanmaya bagladr. Devinimleri giderek daha canlanryor
du. Kollan zangn zangLr titriyor, piston gibi bir iniyor bir kal
kryordu. Aynr anda, elleri, bileklerinden, one do!ru dontiqle
yapryor, parmaklan tiril tiril titriyordu. Qok gtizel, uyumlu
insanr uyutucu bir gori.iydti bu. Ritmi ve kaslannr o denli du
yarhca kontrol ediqi beni gok etkilemigti.
Daha sonra, Eligio, bir gtig onu itermiqcesine, yavagga di
kildi. Govdesi tirpermekteydi. Qomeldi ve bagr, kesik kesi
verilen bir elektrik akrmrna tutulmuq gibi sarsrhyordu. Sank
kendi denetimi drqrndaki bir etmen onu itiyor, stinikltiyordu.
Don Juan ezgisini daha yilksek sesle okumaya bagladr
Don Juan bu kez daha ytiksek sesle okumaya bagladr ez
gisini; ve Eligio'ya bir peyote daha verdi. Eligio, onu da bit
rince, don Juan, ona kuru yemiq vererek, yavag yavag gifne
mesini soyledi.
Eligio iki parga peyote mantan daha gignedikten sonra
don Juan bu kez ona kurutulmuq et verdi.
Eligio onuncu mantan bitirdifi srrada tedirginlifim so
kertesine ulagmrqtr.
Birden, Eligio'nun, one dofru yrkrldr[rnr, alnrnrn yer
vurdufunu gdrdrim. Sol yanlna devrilerek grrprnmaya bagla
mrqtr. Saatime baktrm. On biri yirmi gegiyordu. Eligio bir sa
ate yakrn yerde sendeleyerek, yalpalayarak inledi durdu.
Don Juan, onun karqrsrnda, krprrdamadan oturmasrnr sti
dtirtiyordu. Peyote ezgrleri qimdi bir mrnldanmaya doniiq
miigtii. Sa! yanrmda oturan Benigno, olup bitenle ilgilenmi
i
yor; onun yanrnda oturan Lucio da horluyordu.
.. Eligio'nun govdesi iki kat btikiilmiiq bir durumdaydr
Onti bana dontik, elleri bacaklannln arasrnda, sa[ yanrnaya
mtg duruyordu. Birden gcivdesi gtiglii bir irkiliqle firladr v
bacaklan hafif gekili, srrttistti yere yattr. Sol elini, son kert
ozgtir ve qiirli bir devinimle yukanya ve yana sallamaktaydr
Sa! elini de aynr bigimde sallamaya baqladr. Sonra iki eli bir
den, yavaq hareketlerle hurp galan bir sanatElrun elleri gib
dalgalanmaya bagladr. Devinimleri giderek daha canlanryor
du. Kollan zangn zangLr titriyor, piston gibi bir iniyor bir ka
kryordu. Aynr anda, elleri, bileklerinden, one do!ru dontiqle
yapryor, parmaklan tiril tiril titriyordu. Qok gtizel, uyumlu
insanr uyutucu bir gori.iydti bu. Ritmi ve kaslannr o denli du
yarhca kontrol ediqi beni gok etkilemigti.
Daha sonra, Eligio, bir gtig onu itermiqcesine, yavagga d
kildi. Govdesi tirpermekteydi. Qomeldi ve bagr, kesik kesi
verilen bir elektrik akrmrna tutulmuq gibi sarsrhyordu. Sank
kendi denetimi drqrndaki bir etmen onu itiyor, stinikltiyordu.
Don Juan ezgisini daha yilksek sesle okumaya bagladr
gegmeden, rshk agrkga duyulur oldu. Sonra da tizleqti. Eligio
anlaqrlmaz sozci.ikler gevelemekteydi. Ezgisinin sozleriydi
herhalde bunlar. Saatlerce soyledi durdu onlan. Yahn ml ya-
lrn, yinelemeli, tekdi.ize, ama yabancr gtizellikte bir ezgi...
Eligio ezgisini soylerken bir $eye bakar gibiydi. Bir ara
bana epey yaklagmrqtr. Yan karanhkta gozlerini gordiim.
Cam gibiydiler; bir yere mrhlanmrqlardr. Eligio giiliimsiiyor,
krkrrdryordu. Biraz ytir{iyor, sonra oturuyor, ardrndan gene
yiirtimeye baqhyordu. Bunlarr yaparken, siirekli ig gegiriyor,
inliyordu.
Birden, arkasrndan iten varrnlqgaslna, sendeledi. Govdesi,
onu iten gticiin etkisiyle ortasrndan one dofru yaylanmrqtr.
Oyle ki, bir an, Eligio ayak ucuna basarak elleri arkadan ye-
re delerek tam bir gember gizmiqti nerdeyse. Sonra gene ya-
va$ga srttistii yere yrkrhverdi ve boydan boya yere uzanlp ya-
bansr bir katrh[a btirtindii.
Bir siire, srzlanmayr, inlemeyi stirdiirdti ve ardmdan hor-
lamaya baqladr. Don Juan Eligio'nun iizerini birkag guvalla
orttii. Saat 5.35 idi.
Lucio'yla Benigno, srrtlan duvara dayah, omuz omuza
vermigler, uyuyorlardr. Don Juan'la birlikte uzun siire orda
oturduk. Qok yorgun goriiniiyordu. Sessizli[i bozarak Eli-
gio'dan soz ettim. Don Juan, Eligio'nun Mescalito'yla karqr-
laqmasrnrn olafani.istti bir bigimde baqarrh gegti[ini soyledi.
Mescalito, daha ilk karqrlaqmalannda Eligio'ya bir ezgi op-
retmiq; ve bu da, don Juan'a gore, gciriilmedik bir qeymig.
Lucio'nun, motosiklet karqrhlrnda peyote yemesine ne-
den olur vermedilini sordum. Don Juan, Mescalito'ya bu ko-
qullarda yaklaqmaslnln Lucio'nun oliimiine yol agaca[rnr
soyledi. Torununu kandrmak amacryla her qeyi ozenle hazrr-
lamrq oldulunu aErkladr. bu amaca varmak igin kurdulu tasa-
rrda gokga benim Lucio'yla arkadaqh[rma gtivendifini belirt-
ti. Lucio'nun onu gok diiqi.indiirdi.iliinti, aralarmda biiytik bir
yakrnhk dofmug bulundufunu, ancak Lucio'nun yedi ya$rn-
gegmeden, rshk agrkga duyulur oldu. Sonra da tizleqti. Eligio
anlaqrlmaz sozci.ikler gevelemekteydi. Ezgisinin sozleriydi
herhalde bunlar. Saatlerce soyledi durdu onlan. Yahn ml ya-
lrn, yinelemeli, tekdi.ize, ama yabancr gtizellikte bir ezgi...
Eligio ezgisini soylerken bir $eye bakar gibiydi. Bir ara
bana epey yaklagmrqtr. Yan karanhkta gozlerini gordiim.
Cam gibiydiler; bir yere mrhlanmrqlardr. Eligio giiliimsiiyor,
krkrrdryordu. Biraz ytir{iyor, sonra oturuyor, ardrndan gene
yiirtimeye baqhyordu. Bunlarr yaparken, siirekli ig gegiriyor,
inliyordu.
Birden, arkasrndan iten varrnlqgaslna, sendeledi. Govdesi,
onu iten gticiin etkisiyle ortasrndan one dofru yaylanmrqtr.
Oyle ki, bir an, Eligio ayak ucuna basarak elleri arkadan ye-
re delerek tam bir gember gizmiqti nerdeyse. Sonra gene ya-
va$ga srttistii yere yrkrhverdi ve boydan boya yere uzanlp ya-
bansr bir katrh[a btirtindii.
Bir siire, srzlanmayr, inlemeyi stirdiirdti ve ardmdan hor-
lamaya baqladr. Don Juan Eligio'nun iizerini birkag guvalla
orttii. Saat 5.35 idi.
Lucio'yla Benigno, srrtlan duvara dayah, omuz omuza
vermigler, uyuyorlardr. Don Juan'la birlikte uzun siire orda
oturduk. Qok yorgun goriiniiyordu. Sessizli[i bozarak Eli-
gio'dan soz ettim. Don Juan, Eligio'nun Mescalito'yla karqr-
laqmasrnrn olafani.istti bir bigimde baqarrh gegti[ini soyledi.
Mescalito, daha ilk karqrlaqmalannda Eligio'ya bir ezgi op-
retmiq; ve bu da, don Juan'a gore, gciriilmedik bir qeymig.
Lucio'nun, motosiklet karqrhlrnda peyote yemesine ne-
den olur vermedilini sordum. Don Juan, Mescalito'ya bu ko-
qullarda yaklaqmaslnln Lucio'nun oliimiine yol agaca[rnr
soyledi. Torununu kandrmak amacryla her qeyi ozenle hazrr-
lamrq oldulunu aErkladr. bu amaca varmak igin kurdulu tasa-
rrda gokga benim Lucio'yla arkadaqh[rma gtivendifini belirt-
ti. Lucio'nun onu gok diiqi.indiirdi.iliinti, aralarmda biiytik bir
yakrnhk dofmug bulundufunu, ancak Lucio'nun yedi ya$rn-
"Gelmez. Denizanaslna kemik takrlrr mr? Onu de$igtir-
meye gahgmam sagmahktan bagka bi qey delildi zaten."
Gtineq do$maktaydr. Iqrklar, yorgun gcizlerimi kamaqtrrr-
yordu.
"Don Juan, hep bana btiyiictilerin hig saEmalamadrklannr
sciylerdin. Senin sagmahk edecelin hiE akhma gelmezdi."
Don Juan delici bakrglarla baktr bana. Sonra kalkrp Eli-
gio'ya, ardrndan da Lucio'ya baktr. $apkasrnr, tepesinden tu-
tarak, bagrna gegirdi.
"Bi yararr dokunmayacafrnr bildi[imiz halde, etkilemeye
gahqabiliriz; elimizden geldi[ince..." dedi gi.iliimseyerek,
"Ama, bu Eabalanmlzln boquna oldu$unu bile bile yaparv
bunu. Bilmezlikten gelerek, gene de u[raqrr dururuz. Bu da bi
biiyiici.iniin bile bile sagmalamasrdrr."
"Gelmez. Denizanaslna kemik takrlrr mr? Onu de$igtir-
meye gahgmam sagmahktan bagka bi qey delildi zaten."
Gtineq do$maktaydr. Iqrklar, yorgun gcizlerimi kamaqtrrr
yordu.
"Don Juan, hep bana btiyiictilerin hig saEmalamadrklannr
sciylerdin. Senin sagmahk edecelin hiE akhma gelmezdi."
Don Juan delici bakrglarla baktr bana. Sonra kalkrp Eli-
gio'ya, ardrndan da Lucio'ya baktr. $apkasrnr, tepesinden tu-
tarak, bagrna gegirdi.
"Bi yararr dokunmayacafrnr bildi[imiz halde, etkilemeye
gahqabiliriz; elimizden geldi[ince..." dedi gi.iliimseyerek,
"Ama, bu Eabalanmlzln boquna oldu$unu bile bile yaparv
bunu. Bilmezlikten gelerek, gene de u[raqrr dururuz. Bu da b
biiyiici.iniin bile bile sagmalamasrdrr."
lrp yere yatan bi adam falan gormezdin.F'n son mitotede, otu-
rumdakilerin herhangi bi gey yaptrlrnr falan gormemistin, dr
mi?"
Son mitote strastnda, oturumdakilerin dikkate de[er bir
devinimde bulunduklannt gormiig de[ildim. Don Juan'a, not-
lanmda yazir oldufuna gore, kimilerinin obiirlerinden daha
srkga kalkarak gahh[a gittiklerini gozlemlemiq oldulumu an-
lattrm.
Don Juan, "Ama Eligio'nun dersini nerdeyse biitiiniiyle
gt)rdiln," diye siirdiirdii. "Di.iqi.in bi kez! Mescalito'nun sana
kargr ne denli comert davrandrfrnr qimdi anltyor musun?
Mescalito'nun kimseye boyle sevecence davrandrlrnr anlm-
samlyorum. Hig kimseye! Gel gor ki, onun bu yakrnhfrna al-
drrdrlrn yok senin. Nasrl gevirebiliyorsun strtrnr ona bu den-
li pervas:r,ca? Ya da, daha do[rusu, ne gegiyor eline, Mesca-
lito'ya srrt gevirmekle?"
Don Juan'tn gene beni koqeye stkrqttrmakta oldufunu se-
ziyordum. Sorusunu yanrtlamama olanak yoktu. Her zaman,
gomezli[i, kendimi kurtarmak amacryla brraktrfrmr dtiqiine-
gelmekteydim; oysa, kendimi neden yahut ne igin kurtarmrq
olduluma iliqkin herhangi bir fikrim yoktu. Konuqmamrzln
akrqrnr hemen deliqtirivermek amactyla, cinceden inceden in-
ceye tasarladrltm sorulan bir yana iterek en <inemli soruma
gegiverdim.
"$u bile bile sagmahklar etmen konusunu agrklayabilir
misin?"
"Bilmek istedilin ne ki?"
"Don Juan, bile bile sagmalamak ne demektir, bunu anla-
trr mrsm ltitfen?"
Don Juan giilmesini tutamadr ve elini kalgasrna gaklatarak
vurdu.
"iqte, bile bile sagmahk etmek budur!" diyerek kalgasrnr
gene gaklattt.
"Nasrl yani?"
lrp yere yatan bi adam falan gormezdin.F'n son mitotede, otu-
rumdakilerin herhangi bi gey yaptrlrnr falan gormemistin, dr
mi?"
Son mitote strastnda, oturumdakilerin dikkate de[er bir
devinimde bulunduklannt gormiig de[ildim. Don Juan'a, not-
lanmda yazir oldufuna gore, kimilerinin obiirlerinden daha
srkga kalkarak gahh[a gittiklerini gozlemlemiq oldulumu an-
lattrm.
Don Juan, "Ama Eligio'nun dersini nerdeyse biitiiniiyle
gt)rdiln," diye siirdiirdii. "Di.iqi.in bi kez! Mescalito'nun sana
kargr ne denli comert davrandrfrnr qimdi anltyor musun?
Mescalito'nun kimseye boyle sevecence davrandrlrnr anlm-
samlyorum. Hig kimseye! Gel gor ki, onun bu yakrnhfrna al-
drrdrlrn yok senin. Nasrl gevirebiliyorsun strtrnr ona bu den-
li pervas:r,ca? Ya da, daha do[rusu, ne gegiyor eline, Mesca-
lito'ya srrt gevirmekle?"
Don Juan'tn gene beni koqeye stkrqttrmakta oldufunu se-
ziyordum. Sorusunu yanrtlamama olanak yoktu. Her zaman,
gomezli[i, kendimi kurtarmak amacryla brraktrfrmr dtiqiine-
gelmekteydim; oysa, kendimi neden yahut ne igin kurtarmrq
olduluma iliqkin herhangi bir fikrim yoktu. Konuqmamrzln
akrqrnr hemen deliqtirivermek amactyla, cinceden inceden in-
ceye tasarladrltm sorulan bir yana iterek en <inemli soruma
gegiverdim.
"$u bile bile sagmahklar etmen konusunu agrklayabilir
misin?"
"Bilmek istedilin ne ki?"
"Don Juan, bile bile sagmalamak ne demektir, bunu anla-
trr mrsm ltitfen?"
Don Juan giilmesini tutamadr ve elini kalgasrna gaklatarak
vurdu.
"iqte, bile bile sagmahk etmek budur!" diyerek kalgasrnr
gene gaklattt.
"Nasrl yani?"
$eyi
higbir qeye aldrrmadr[rn anlamrna gelir o zaman. Ornelin b
ni... Yani sen benim bilgi adamr olmamt onemsemiyor m
sun; yaqamlglm, olmiigtim, ya da bagka bir qey yapmlglm, fa
ketmez mi senin igin?"
"Bildin! Farketmez benim igin. Sen de Lucio gibisin y
ni, ya da yaqamrmdaki herkes gibisin, bile bile sagmalama
mrn iirtinleri..."
Yabancr bir boqluk duygusu sarrnlqtr benli[imi. Kuqk
suz, don Juan'rn beni kayrrmast, onemsemesi igin herhan
bir neden olamazdr; ama, cite yandan kiqisel olarak be
onemsedifiine defgin kesin bir kanr vardt igimde. Bagka tii
lti olabilecefini dtiqiinmem olanaksrzdt; giinki.i, onunla birlik
te oldu[um zaman boyunca her anrnt benim grkarlanrn u!ru
na harcayagelmiqti. Bir an, don Juan'tn benden usanml$ old
[u igin boyle bir qey soylemiq olabilece[i geliverdi akhm
Onun ofretilerini brrakrp giden ben delil miydim?
"Sanrnm aynr qeylerden soz ettifimiz yok bizim," dedim
"Kendimi bir ornek olarak ele almamam gerekirdi. Asrl so
lemek isted[im gey qoyle ki, bu diinyada cinem verdi$in b
qeyler olmahdrr-yani bile bile sagmalamantn otesinde bir qe
ler... Higbir geyi onemsemeden yaqamak olast mtdrr, bilme
ki!"
Don Juan, "Bu senin diiqiincen," dedi. "Sen onemseyeb
lirsin birgok qeyi. Sen, bana, bile bile sagmalamamdan so
agtrn; ben de sana, kendime ya da baqkalarrna iliqkin her n
yaparsam yapayrm, hepsinin bile bile sagmahklar etmekte
baqka bi gey olmadr[rnr soyledim; giinkii higbi qeyin onem
yoktur benim igin."
"Ben de diyorum ki, don Juan, senin igin higbir qey one
taqrmryorsa, nasrl siirdi.iriiyorsun bu yagamlnl?"
Don Juan giildii ve beni yanrtlayrp yanrtlamamaya kar
verrneye gahqryormuq gibi bir an sustuktan sonra aya$a kal
tr; evin arka yanlna gitti. Onu izlemekteydim.
"Dur, dur bi dakka, don Juan," dedim, "muhakkak b
higbir qeye aldrrmadr[rn anlamrna gelir o zaman. Ornelin b
ni... Yani sen benim bilgi adamr olmamt onemsemiyor m
sun; yaqamlglm, olmiigtim, ya da bagka bir qey yapmlglm, fa
ketmez mi senin igin?"
"Bildin! Farketmez benim igin. Sen de Lucio gibisin y
ni, ya da yaqamrmdaki herkes gibisin, bile bile sagmalam
mrn iirtinleri..."
Yabancr bir boqluk duygusu sarrnlqtr benli[imi. Kuqk
suz, don Juan'rn beni kayrrmast, onemsemesi igin herhan
bir neden olamazdr; ama, cite yandan kiqisel olarak be
onemsedifiine defgin kesin bir kanr vardt igimde. Bagka ti
lti olabilecefini dtiqiinmem olanaksrzdt; giinki.i, onunla birli
te oldu[um zaman boyunca her anrnt benim grkarlanrn u!ru
na harcayagelmiqti. Bir an, don Juan'tn benden usanml$ old
[u igin boyle bir qey soylemiq olabilece[i geliverdi akhm
Onun ofretilerini brrakrp giden ben delil miydim?
"Sanrnm aynr qeylerden soz ettifimiz yok bizim," dedim
"Kendimi bir ornek olarak ele almamam gerekirdi. Asrl so
lemek isted[im gey qoyle ki, bu diinyada cinem verdi$in b
qeyler olmahdrr-yani bile bile sagmalamantn otesinde bir qe
ler... Higbir geyi onemsemeden yaqamak olast mtdrr, bilme
ki!"
Don Juan, "Bu senin diiqiincen," dedi. "Sen onemseyeb
lirsin birgok qeyi. Sen, bana, bile bile sagmalamamdan s
agtrn; ben de sana, kendime ya da baqkalarrna iliqkin her
yaparsam yapayrm, hepsinin bile bile sagmahklar etmekte
baqka bi gey olmadr[rnr soyledim; giinkii higbi qeyin onem
yoktur benim igin."
"Ben de diyorum ki, don Juan, senin igin higbir qey one
taqrmryorsa, nasrl siirdi.iriiyorsun bu yagamlnl?"
Don Juan giildii ve beni yanrtlayrp yanrtlamamaya kar
verrneye gahqryormuq gibi bir an sustuktan sonra aya$a kal
tr; evin arka yanlna gitti. Onu izlemekteydim.
"Dur, dur bi dakka, don Juan," dedim, "muhakkak b
runda kaldrm.
Ellerini otlardan gekerek ytiziime baktr.
"Her qeyi dtiqtinmeyi o[reniriz biz," dedi. "Sonra da goz-
lerimizi, baktrlrmrz qeylere dtiqtindiiltimtiz gibi bakmaya
ahqtmnz. Kendimize baktr[tmtzda, onemli oldufumuzu dii-
gtinerek yaparn bunu. Onun igindir kendimizin onemli oldu-
lumuza inanmamrz! Ne var ki, insan gormeyi o[renice, bak-
tr[r geyleri artrk dtiqiinemedifini gakar; baktrfr qeyleri dtiqii-
nemeyince de, biitiin her qeyler onemlerini yitiriverirler.
Don Juan qagkrn qagkrn baktr[rmr gormiiq olacak ki, bu
sozlerini beynime givilercesine iig kez yineledi. Anlattrfr qey-
ler cince gok anlamslz gelmiqti bana; ancak, iyice diigiiniince,
bu anlattrklan, sezgiye iliqkin kimi gergeklerin karmagrk bir
anlahmr olarak belirmeye baglamrqtr.
Bu goriini.iqtimii agrklayabilmesi igin usturuplu bir soru
sorrnayl gegirdiysem de, bir ti.irlii beceremedim. Higbir qey
gelmiyordu akhma. Birdenbire bir bitkinlik bastrrtvermiqti;
dii qiincelerimi top arl am akta gii gliik gekmekteydim.
Don Juan yorgun oldu[umu gorerek sevecence srrtrmr sr-
vazladr.
"Ayrklasana qu otlarr!" dedi. "Sonra da koparrp koparrp
qu kavanozun igine koy."
Elime biiyticek bir kahve kavanozu tutuqturdu ve gekti
gitti.
Don Juan, akqama do!ru eve donmi.igtii. Otlarr pargalama-
yr bitirmiq, notlartmL yazabilecek yeterli zamanlm olmuqtu.
Hemen birkag soru yoneltmek istedim. Ama don Juan pek
oralr gortinmtiyordu. Aghktan olmek izere oldufunu, cince
bir qeyler yemesi gerektifini soylemiqti. Kil sobastnt yaktp,
i.izerine bir tencere et suyu yerleqtirdi. Getirmiq oldu[um pa-
ketlerden kimi sebzeler grkararak, ince ince krydr ve tencere-
nin igine attverdi. Sonra giltesine uzandr, ganklarrnr ayafrn-
dan firlatth ve ateqe bakmam igin sobaya yakrn oturmamt
soyledi.
runda kaldrm.
Ellerini otlardan gekerek ytiziime baktr.
"Her qeyi dtiqtinmeyi o[reniriz biz," dedi. "Sonra da goz-
lerimizi, baktrlrmrz qeylere dtiqtindiiltimtiz gibi bakmaya
ahqtmnz. Kendimize baktr[tmtzda, onemli oldufumuzu dii-
gtinerek yaparn bunu. Onun igindir kendimizin onemli oldu-
lumuza inanmamrz! Ne var ki, insan gormeyi o[renice, bak-
tr[r geyleri artrk dtiqiinemedifini gakar; baktrfr qeyleri dtiqii-
nemeyince de, biitiin her qeyler onemlerini yitiriverirler.
Don Juan qagkrn qagkrn baktr[rmr gormiiq olacak ki, bu
sozlerini beynime givilercesine iig kez yineledi. Anlattrfr qey-
ler cince gok anlamslz gelmiqti bana; ancak, iyice diigiiniince,
bu anlattrklan, sezgiye iliqkin kimi gergeklerin karmagrk bir
anlahmr olarak belirmeye baglamrqtr.
Bu goriini.iqtimii agrklayabilmesi igin usturuplu bir soru
sorrnayl gegirdiysem de, bir ti.irlii beceremedim. Higbir qey
gelmiyordu akhma. Birdenbire bir bitkinlik bastrrtvermiqti;
dii qiincelerimi top arl am akta gii gliik gekmekteydim.
Don Juan yorgun oldu[umu gorerek sevecence srrtrmr sr-
vazladr.
"Ayrklasana qu otlarr!" dedi. "Sonra da koparrp koparrp
qu kavanozun igine koy."
Elime biiyticek bir kahve kavanozu tutuqturdu ve gekti
gitti.
Don Juan, akqama do!ru eve donmi.igtii. Otlarr pargalama-
yr bitirmiq, notlartmL yazabilecek yeterli zamanlm olmuqtu.
Hemen birkag soru yoneltmek istedim. Ama don Juan pek
oralr gortinmtiyordu. Aghktan olmek izere oldufunu, cince
bir qeyler yemesi gerektifini soylemiqti. Kil sobastnt yaktp,
i.izerine bir tencere et suyu yerleqtirdi. Getirmiq oldu[um pa-
ketlerden kimi sebzeler grkararak, ince ince krydr ve tencere-
nin igine attverdi. Sonra giltesine uzandr, ganklarrnr ayafrn-
dan firlatth ve ateqe bakmam igin sobaya yakrn oturmamt
soyledi.
nu belirtti.
"Ornelin, gtilmek igin gozlerimizle bakmamtz gerekir,
dedi, "gtinkti nesnelere bakmadan, gciremeyiz dtinyanrn gi.i
Iting yanlarrnr. Oysa, gcizlerimiz gordilgii zaman, her $ey oy
le eqittir ki, higbi qey giili.ing gelmezbize;'
"Yani, don Juan, goren insan arttk hig giilemez, ciyle rni?
Don Juan bir si.ire sessiz durdu.
"Belki de hiE giilmeyen bilgi adamlart vardtr," dedi
"ama, tanrdrlrm boyle bi kimse yok. Benim bildiklerim go
rtirler, aynca da bakarlar ve boylece giilerler de."
"Bilgi adamlannrn a$adr[r da olur mu?"
"Olur herhalde. Bakar ya gozlerimiz! Gtilebilelim diye
aflayabilelim diye... Ben kendim iiziinttiden hoglanmam
onun igin beni iizecek bi qeyle kargrlaqsam, gozlerimi kaydr-
np, ona bakmak yerine onu gcirmeyi yellerim. Ama giilting b
geyle kargrlagrrsam hemen bakarlm ve gtilerim."
"Oyleyse, don Juan, senin kahkahalann gergek; yani bile
bile sagmalama iirtini.i delil."
Don Juan bir an bana baktr.
"Seninle konugmamrn nedeni, beni gtildtirtip durmandrr,"
dedi. "Sen, obiir fareler korksun kagsrnlar da onlarrn yiyecek
lerini galsrn diye, kuyrulunu deliklere sokunca yakalanrveren
koca kuyruklu gol farelerini anrmsatryorsun bana. Sorulann
ele veriyor seni. Ayalrnr denk al! Kimi kez bu fareler kurtul
mak igin birden hrzla kagayrm derken kuyrukian kopuverir
oracrkta!"
Bu benzetmesi gok hoquma gitmiqti. Giilmeye baqladrm.
Don Juan, bir zamanlar, kuyruklan sincap kuyru$u gibi kos
koca olan kimi fareler gostermigti. Bu farelerden birisinin
kuyrufunu gekerken, kuyruksuz kahvermesi imgesi hem
tiziinglti hem de i.irktingcesine gtiltingtti.
Don Juan, "Benim kahkahalanm da, yaptr$rm biitiin obti
geyler de, hepsi gergektir," dedi. "Ne var ki, bunlar aynr za
manda bile bile sagmalama da oluyorlar-gtinkti yok bi yarar-
nu belirtti.
"Ornelin, gtilmek igin gozlerimizle bakmamtz gerekir,
dedi, "gtinkti nesnelere bakmadan, gciremeyiz dtinyanrn gi.
Iting yanlarrnr. Oysa, gcizlerimiz gordilgii zaman, her $ey oy
le eqittir ki, higbi qey giili.ing gelmezbize;'
"Yani, don Juan, goren insan arttk hig giilemez, ciyle rni?
Don Juan bir si.ire sessiz durdu.
"Belki de hiE giilmeyen bilgi adamlart vardtr," ded
"ama, tanrdrlrm boyle bi kimse yok. Benim bildiklerim go
rtirler, aynca da bakarlar ve boylece giilerler de."
"Bilgi adamlannrn a$adr[r da olur mu?"
"Olur herhalde. Bakar ya gozlerimiz! Gtilebilelim diye
aflayabilelim diye... Ben kendim iiziinttiden hoglanmam
onun igin beni iizecek bi qeyle kargrlaqsam, gozlerimi kaydr
np, ona bakmak yerine onu gcirmeyi yellerim. Ama giilting b
geyle kargrlagrrsam hemen bakarlm ve gtilerim."
"Oyleyse, don Juan, senin kahkahalann gergek; yani bile
bile sagmalama iirtini.i delil."
Don Juan bir an bana baktr.
"Seninle konugmamrn nedeni, beni gtildtirtip durmandrr,"
dedi. "Sen, obiir fareler korksun kagsrnlar da onlarrn yiyecek
lerini galsrn diye, kuyrulunu deliklere sokunca yakalanrveren
koca kuyruklu gol farelerini anrmsatryorsun bana. Sorulann
ele veriyor seni. Ayalrnr denk al! Kimi kez bu fareler kurtul
mak igin birden hrzla kagayrm derken kuyrukian kopuveri
oracrkta!"
Bu benzetmesi gok hoquma gitmiqti. Giilmeye baqladrm
Don Juan, bir zamanlar, kuyruklan sincap kuyru$u gibi kos
koca olan kimi fareler gostermigti. Bu farelerden birisinin
kuyrufunu gekerken, kuyruksuz kahvermesi imgesi hem
tiziinglti hem de i.irktingcesine gtiltingtti.
Don Juan, "Benim kahkahalanm da, yaptr$rm biitiin obti
geyler de, hepsi gergektir," dedi. "Ne var ki, bunlar aynr za
manda bile bile sagmalama da oluyorlar-gtinkti yok bi yarar
difini agrklamasmr istedim.
En iyi soyleme bigimini ararcasrna, ti.imceyi birkag kez
defiqik terimlerle yineledi. Sonunda, asrl diyecefini agrkladr:
"Dtigiinmek" sdzctifi.iyle anlatmak istedifi qey, kafamrzdaki
diinyaya delgin o deliqmez-stirekli fikirler inanglarmrg.
"Gcirme", bu ahqkryr bir yana itermig; "g{irme"yi olrenene
dek de ne dedigini anlayabilmem olasr de[ilmig.
"Ama, don Juan, efer her qey cinemsizce, gormeyi olren-
mem ne diye onem taqryor?"
"Bi zamanlar sana, insanlar olarak, iyi de olsa kotii de,
cifrenmenin yazgtmrz oldufunu anlatmtqtrm." dedi. "Ben
gcirmeyi ci[rendim; ve sana higbi qeyin cinemi yoktur diyo-
rum. $imdi de srra senin; ola ki bi giin sen de gori.irsiin ve
her qey cinemli midir cinemsiz midir anlarstn. Bana gore her
gey cinemsizdir. Bakarsrn, sana gore her qey cinem taqrr. Ar-
trk bilmektesin ki bi bilgi adamt eylemleriyle yaqar; eylem-
leri bitti[inde neler dtiqi.inecefini dtiqiinerek degil. Bilgi
adrm yiirek tagryan bi yol seger ve o yolu izler; sonra bakar,
krvanrr, gi.iler; ardtndan da goriir ve bilir. Qok gegmeden ya-
qammm hepten ttikeniverece[ini bilir; bilir, gtinkti gormek-
tedir-yani, higbi qeyin hiEbi qeyden daha onemli olmadr[r-
nr... Bi baqka deyiqle, bilgi adamtnda onur yoktur, saygrnhk
yoktur, aile, san, vatan, yoktur; yalnrzca ya$anacak bi yaqam
vardrr onda. Bu koqullar altrnda, dofaldrr ki, obiir insanlar-
la tek bafr bile bile sagmalamak bigiminde olacakttr. Bakar-
srn, bi bilgi adamr gabalamakta, terlemekte, oflayrp pofla-
maktadrr; trpkr obtir insanlar gibi goriintir o da. $u farkla ki,
ya$amrndaki sagmahklar denetimi altrndadrr. Higbi qey bir
citekinden daha onemli olmadr[rna gcire, bi bilgi adamt her-
hangi bir edimi ye$er; ve onemli bi qeymiggesine uygular o
edimi. Ama o bile bile sagmalamast, ona, yaptr[r qeyin
onemli oldufunu soyletir ve, onun, o bigimde davranmasrna
yol agar. Oysa, o, bilmektedir bi onemi olmadrfrnt bu qeyle-
rin. Ve yaptr[r iq sonuglantnca, koqesine gekilir, dinginlik
iginde. Edimleri iyiymiq, kotiiymtig, baqanya ulagmrq ya da
difini agrklamasmr istedim.
En iyi soyleme bigimini ararcasrna, ti.imceyi birkag kez
defiqik terimlerle yineledi. Sonunda, asrl diyecefini agrkladr:
"Dtigiinmek" sdzctifi.iyle anlatmak istedifi qey, kafamrzdaki
diinyaya delgin o deliqmez-stirekli fikirler inanglarmrg.
"Gcirme", bu ahqkryr bir yana itermig; "g{irme"yi olrenene
dek de ne dedigini anlayabilmem olasr de[ilmig.
"Ama, don Juan, efer her qey cinemsizce, gormeyi olren-
mem ne diye onem taqryor?"
"Bi zamanlar sana, insanlar olarak, iyi de olsa kotii de,
cifrenmenin yazgtmrz oldufunu anlatmtqtrm." dedi. "Ben
gcirmeyi ci[rendim; ve sana higbi qeyin cinemi yoktur diyo-
rum. $imdi de srra senin; ola ki bi giin sen de gori.irsiin ve
her qey cinemli midir cinemsiz midir anlarstn. Bana gore her
gey cinemsizdir. Bakarsrn, sana gore her qey cinem taqrr. Ar-
trk bilmektesin ki bi bilgi adamt eylemleriyle yaqar; eylem-
leri bitti[inde neler dtiqi.inecefini dtiqiinerek degil. Bilgi
adrm yiirek tagryan bi yol seger ve o yolu izler; sonra bakar,
krvanrr, gi.iler; ardtndan da goriir ve bilir. Qok gegmeden ya-
qammm hepten ttikeniverece[ini bilir; bilir, gtinkti gormek-
tedir-yani, higbi qeyin hiEbi qeyden daha onemli olmadr[r-
nr... Bi baqka deyiqle, bilgi adamtnda onur yoktur, saygrnhk
yoktur, aile, san, vatan, yoktur; yalnrzca ya$anacak bi yaqam
vardrr onda. Bu koqullar altrnda, dofaldrr ki, obiir insanlar-
la tek bafr bile bile sagmalamak bigiminde olacakttr. Bakar-
srn, bi bilgi adamr gabalamakta, terlemekte, oflayrp pofla-
maktadrr; trpkr obtir insanlar gibi goriintir o da. $u farkla ki,
ya$amrndaki sagmahklar denetimi altrndadrr. Higbi qey bir
citekinden daha onemli olmadr[rna gcire, bi bilgi adamt her-
hangi bir edimi ye$er; ve onemli bi qeymiggesine uygular o
edimi. Ama o bile bile sagmalamast, ona, yaptr[r qeyin
onemli oldufunu soyletir ve, onun, o bigimde davranmasrna
yol agar. Oysa, o, bilmektedir bi onemi olmadrfrnt bu qeyle-
rin. Ve yaptr[r iq sonuglantnca, koqesine gekilir, dinginlik
iginde. Edimleri iyiymiq, kotiiymtig, baqanya ulagmrq ya da
meler arasrnda beni etkileyen tek qey, beni onemsememesiy
di. Qok tedirgin etmigti bu beni. Yrllardrr ona baflanmrq, on
giivenmigtim. Ona tam bir gtivenim olmasaydt, onun bilgisi
ni ofirenme diiqiincesi, beni korkudan kottirtim edebilird
Ona olan giivenimin temelinde onun beni kiqisel olara
cinemsedi[i varsaylml yatryordu. Ashnda ben korkmugtum
ondan. Ama ona giivendigim igin bu korkuma gem vurabili
yordum. Oysa bu temeli altrmdan gekiverince, boqlukta, gare
siz kahvermiqtim.
Pek yabansr bir iirkiiye kaprlmrqtrm. Benligim alti.ist o
muqtu. Sobanrn oniinde bir aqa[r bir yukarr yi.irtimeye bagla
drm. Don Juan da bir tiirlii donmek bilmiyordu. Sabrrstzlana
rak bekledim.
Bir stire sonra don Juan geri geldi ve sobarun cini.ine otur
du. Ben de diiqiinmeden igimden gegenleri sayrp dokttim
Akrntrya kaprlmrq giderken yon defiqtirebilecek giiciimiin o
madr[rnr soyledim. Ona olan giivencimden baqka bir de onu
yaqam bigimini ashnda kendiminkinden baqka daha ussal, e
azrndan gok daha iqlevsel olarak gormeye baqladr[rmt anlat
trm. Sozlerinin, beni tirkiing bir iEsel gatrqmaya itti[ini, gtin
kii onlardan, duygularrmr deliqtirmem gerektifi anlamrnr gr
kardrfrmr belirttim. Bu gori.iqi.imti agrklamak amacryla do
Juan'a kendi ekinimden bir ornek olmak izere, yagamrnd
hep gergeklifi arayan varhkh, tutucu bir avukat olan yaqh b
adamm oyki.istini.i anlattrm. Otuzlu yrllarrn baqlannda, New
Deal'in (Yeni Pay Siyasetinin) baqlatrlmasryla, kendisini za
manrn kaynayan siyasal olaylarrnrn ortasmda buluvermigt
Bu defiqimin, i.ilke igin kesinlikle zararh olaca[r inancrnday
dr. Kendi yaqam bigimine olan baflrh$r, hakh olduluna deg
gin kanrsr, onu bir siyasal kcitiiliikle savaqmaya kadar gotiir
mtiqtii. Ne var, zamanln akrmlan oyle gi.igliiydii ki, onu dev
rivermiqti. Gerek siyasal alanda, gerekse kendi ozel yaqamln
da on yrl savaqrm verdi; Ikinci Di.inya Savaqr grkrnca da, tiim
gabalarr yenilgiyle kapanmrq oldu. Siyasal ve dtiqiingiise
(ideolojik) diiqiigti derin yaralar agmrgtr onda. Yirmi beg yr
meler arasrnda beni etkileyen tek qey, beni onemsememesiy
di. Qok tedirgin etmigti bu beni. Yrllardrr ona baflanmrq, on
giivenmigtim. Ona tam bir gtivenim olmasaydt, onun bilgis
ni ofirenme diiqiincesi, beni korkudan kottirtim edebilird
Ona olan giivenimin temelinde onun beni kiqisel olara
cinemsedi[i varsaylml yatryordu. Ashnda ben korkmugtum
ondan. Ama ona giivendigim igin bu korkuma gem vurabil
yordum. Oysa bu temeli altrmdan gekiverince, boqlukta, gare
siz kahvermiqtim.
Pek yabansr bir iirkiiye kaprlmrqtrm. Benligim alti.ist o
muqtu. Sobanrn oniinde bir aqa[r bir yukarr yi.irtimeye bagla
drm. Don Juan da bir tiirlii donmek bilmiyordu. Sabrrstzlana
rak bekledim.
Bir stire sonra don Juan geri geldi ve sobarun cini.ine otu
du. Ben de diiqiinmeden igimden gegenleri sayrp dokttim
Akrntrya kaprlmrq giderken yon defiqtirebilecek giiciimiin o
madr[rnr soyledim. Ona olan giivencimden baqka bir de onu
yaqam bigimini ashnda kendiminkinden baqka daha ussal, e
azrndan gok daha iqlevsel olarak gormeye baqladr[rmt anla
trm. Sozlerinin, beni tirkiing bir iEsel gatrqmaya itti[ini, gtin
kii onlardan, duygularrmr deliqtirmem gerektifi anlamrnr g
kardrfrmr belirttim. Bu gori.iqi.imti agrklamak amacryla do
Juan'a kendi ekinimden bir ornek olmak izere, yagamrnd
hep gergeklifi arayan varhkh, tutucu bir avukat olan yaqh b
adamm oyki.istini.i anlattrm. Otuzlu yrllarrn baqlannda, New
Deal'in (Yeni Pay Siyasetinin) baqlatrlmasryla, kendisini za
manrn kaynayan siyasal olaylarrnrn ortasmda buluvermigt
Bu defiqimin, i.ilke igin kesinlikle zararh olaca[r inancrnday
dr. Kendi yaqam bigimine olan baflrh$r, hakh olduluna deg
gin kanrsr, onu bir siyasal kcitiiliikle savaqmaya kadar gotiir
mtiqtii. Ne var, zamanln akrmlan oyle gi.igliiydii ki, onu dev
rivermiqti. Gerek siyasal alanda, gerekse kendi ozel yaqamln
da on yrl savaqrm verdi; Ikinci Di.inya Savaqr grkrnca da, tiim
gabalarr yenilgiyle kapanmrq oldu. Siyasal ve dtiqiingiise
(ideolojik) diiqiigti derin yaralar agmrgtr onda. Yirmi beg yr
Bak, soyltiyorum sana, her qey a{zna kadar dolup taqmakta-
drr."
Don Juan kalktr, kollarrnr gere gere agtr, havada bir qey-
leri yoklar gibiydi.
"Her qey afzrna kadar dolu trkhm trkhm," diye yineledi,
"ve hepsi birbirine eqit. ben, srrf yaqlanmrg olan o dostun gi-
bi de[ilim. Higbi qeyin cinemi yok dedip.rm zaman, onun ciy-
le demesinden ayrr bir qeyi anlatmaktayrm. O, yenilgiye uE-
radrlrndan, verdifi savaqrmr boqa gitmiq saruyor; benim igin
olamaz utku, yenilgi ya da boqluk diye geyler. Her qey dolup
taqmaktadr, her qey egittir; benim savagrmrm, savagmaya
de[miqtir.
"Bilgi adamr olmak igin, bi savaggr olmasr gerekir ada-
mrn. Srzlayan bi gocuk degil! Pes etmeden, yakmmadan, ge-
kinmeden, gcirene dek, higbi geyin higbi cinemi olmadrfrnr
kavrayana dek gabalayrp durmahdrr."
Don Juan tencereyi bir tahta kagrkla karrqtrrdr. Yemek piq-
miqti. Tencereyi ateqten indirerek, duvara raf ya da masa gi-
bi kullanrlmak izere kurmuq oldu[u kerpigten yaprlmrq bir
dikdortgen grkrntrya yerleqtirdi. Oturak olarak kullandrfr iki
sandrfr ayafryla itiverdi. Srrtrnr, duvardaki destek gorevini
yapan kiriqi de dayaylnca, bu sandrklarda oturmak gok rahat
ve zevkli oluyordu. Don Juan, oturmamr imleyerek bir gana-
[a gorba koydu. Gtili.imsemekteydi; varh[rm ona ering verir-
miqgesine rqrkh gcizlerle bakryordu bana. Qorba ganafrnr
ciniime dofru sevecence uzatil. Davranrqlannda oylesine bir
rhkhk ve igtenlik vardr ki, sanki sarsilmrq olan gtivenimi y"-
niden pekigtirmeye Eabalamaktaydr. Ahmaklar gibi oyle kal-
drm. Bu durumdan srynlmak amcryla kaqrlrmr aradrm; ama
kaqrk maqrk yoktu ortahkta. Qorba, do[rudan do[ruya ganak-
tan igilemeyecek denli srcakh. Qorbanrn rhnmasrnr bekler-
ken, don Juan'a bile bile sagmahk etmenin, bilgi adamtntn ar-
trk kimseyi sevemeyeceli anlamrna m geldilini sordum.
Yemesini keserek gtildi.i.
Bak, soyltiyorum sana, her qey a{zna kadar dolup taqmakta-
drr."
Don Juan kalktr, kollarrnr gere gere agtr, havada bir qey-
leri yoklar gibiydi.
"Her qey afzrna kadar dolu trkhm trkhm," diye yineledi,
"ve hepsi birbirine eqit. ben, srrf yaqlanmrg olan o dostun gi-
bi de[ilim. Higbi qeyin cinemi yok dedip.rm zaman, onun ciy-
le demesinden ayrr bir qeyi anlatmaktayrm. O, yenilgiye uE-
radrlrndan, verdifi savaqrmr boqa gitmiq saruyor; benim igin
olamaz utku, yenilgi ya da boqluk diye geyler. Her qey dolup
taqmaktadr, her qey egittir; benim savagrmrm, savagmaya
de[miqtir.
"Bilgi adamr olmak igin, bi savaggr olmasr gerekir ada-
mrn. Srzlayan bi gocuk degil! Pes etmeden, yakmmadan, ge-
kinmeden, gcirene dek, higbi geyin higbi cinemi olmadrfrnr
kavrayana dek gabalayrp durmahdrr."
Don Juan tencereyi bir tahta kagrkla karrqtrrdr. Yemek piq-
miqti. Tencereyi ateqten indirerek, duvara raf ya da masa gi-
bi kullanrlmak izere kurmuq oldu[u kerpigten yaprlmrq bir
dikdortgen grkrntrya yerleqtirdi. Oturak olarak kullandrfr iki
sandrfr ayafryla itiverdi. Srrtrnr, duvardaki destek gorevini
yapan kiriqi de dayaylnca, bu sandrklarda oturmak gok rahat
ve zevkli oluyordu. Don Juan, oturmamr imleyerek bir gana-
[a gorba koydu. Gtili.imsemekteydi; varh[rm ona ering verir-
miqgesine rqrkh gcizlerle bakryordu bana. Qorba ganafrnr
ciniime dofru sevecence uzatil. Davranrqlannda oylesine bir
rhkhk ve igtenlik vardr ki, sanki sarsilmrq olan gtivenimi y"-
niden pekigtirmeye Eabalamaktaydr. Ahmaklar gibi oyle kal-
drm. Bu durumdan srynlmak amcryla kaqrlrmr aradrm; ama
kaqrk maqrk yoktu ortahkta. Qorba, do[rudan do[ruya ganak-
tan igilemeyecek denli srcakh. Qorbanrn rhnmasrnr bekler-
ken, don Juan'a bile bile sagmahk etmenin, bilgi adamtntn ar-
trk kimseyi sevemeyeceli anlamrna m geldilini sordum.
Yemesini keserek gtildi.i.
biri oldii[tinde, bir
gular bu saEmalama yontemini?" diye sordum.
Sorum, don Juan't afallatmrqtr; bir siire soran gcizlerl
baktr yiiztime.
"Ornelin, Lucio," dedim, "o oldiifii zaman, davranrglarr
bile bile saEmalama ml olurdu?"
Don Juan, durgun bir sesle, "Oflum Eulalio desen, dah
da iyi olur." dedi. Pan-Amerikan Karayolu yaprmrnda gahqr
ken kayalarm altrnda kalmrq ezilmiqti. Onun oltim anrndak
davranrqlanm da bile bile sagmahktr. Kaza yerine vardr[rm
da oflum can gekiqiyordu. $*u gok giiglii biri oldulundan
debeleniyor, tekmeliyordu. Ontinde durup, obtir iqgilere artt
ona dokunmamalannt sciyledim. Boyun egip ollumun gevre
sinde dikildiler, onun ezik govdesine bakrp durdular. Ben d
durdum orada, ama bakmryorum. Ollumun ti.ikenip giden ya
qamrnr goreyim diye, gozlerimi gevirdim. Gorilyordum onu
yagammr; saydam bi sis gibi srnrrlanndan taqryormuqgaslna..
qiinkri yaqamla oli.im boyle karrgrr birbirlerine ve yayrlrrlar
Iqte boyle yapmrgtrm o$umun oliimii strastnda. Yaprlacak te
qey buydu. O da bile bile sagmahk... Ona bakmtq olsaydtm
onun katrlagtr[rnr gorseydim, onun artrk o fidan boyuyla b
yerytiziinde dolag amayacafrnr diiqiinerek, a$lamak zorund
kahrdrm. Oysa, ben onun oliimiinii gordiim. Uziing, duygu fa
lan yoktu bu oliimde. Onun oli.imti de bagka her geyle eqitti.
Don Juan bir siire konuqmadr. Uzgiin gortinmiiyordu
Sonra giiliimseyerek baqrma dokandr.
"Yani, sevdi[im biri oldiifiinde, bile bile sagmalamamrn
gozlerimi gevirmek oldu[unu biliyorsun arttk."
Kendi sevdifiim kimseleri dtigtindiim; bir tiziintti kapla
mrqtr benlilimi.
"Ne qanshsrn, don Juan!" dedim. "Sen gozlerini gevireb
liyorsun, oysa ben yalntzca baktp duruyorum."
Don Juan bu sozlerimi gok giilting buldu ve gtildii.
"Ne qanshsr be!" dedi. "Kolay ml sanryorsun?"
ikimiz de giildtik. Uzun bir sessizlikten sonra, belki d
gular bu saEmalama yontemini?" diye sordum.
Sorum, don Juan't afallatmrqtr; bir siire soran gcizlerl
baktr yiiztime.
"Ornelin, Lucio," dedim, "o oldiifii zaman, davranrglarr
bile bile saEmalama ml olurdu?"
Don Juan, durgun bir sesle, "Oflum Eulalio desen, dah
da iyi olur." dedi. Pan-Amerikan Karayolu yaprmrnda gahqr
ken kayalarm altrnda kalmrq ezilmiqti. Onun oltim anrnda
davranrqlanm da bile bile sagmahktr. Kaza yerine vardr[rm
da oflum can gekiqiyordu. $*u gok giiglii biri oldulundan
debeleniyor, tekmeliyordu. Ontinde durup, obtir iqgilere art
ona dokunmamalannt sciyledim. Boyun egip ollumun gevre
sinde dikildiler, onun ezik govdesine bakrp durdular. Ben d
durdum orada, ama bakmryorum. Ollumun ti.ikenip giden ya
qamrnr goreyim diye, gozlerimi gevirdim. Gorilyordum onu
yagammr; saydam bi sis gibi srnrrlanndan taqryormuqgaslna..
qiinkri yaqamla oli.im boyle karrgrr birbirlerine ve yayrlrrla
Iqte boyle yapmrgtrm o$umun oliimii strastnda. Yaprlacak te
qey buydu. O da bile bile sagmahk... Ona bakmtq olsaydtm
onun katrlagtr[rnr gorseydim, onun artrk o fidan boyuyla b
yerytiziinde dolag amayacafrnr diiqiinerek, a$lamak zorund
kahrdrm. Oysa, ben onun oliimiinii gordiim. Uziing, duygu fa
lan yoktu bu oliimde. Onun oli.imti de bagka her geyle eqitti
Don Juan bir siire konuqmadr. Uzgiin gortinmiiyordu
Sonra giiliimseyerek baqrma dokandr.
"Yani, sevdi[im biri oldiifiinde, bile bile sagmalamamrn
gozlerimi gevirmek oldu[unu biliyorsun arttk."
Kendi sevdifiim kimseleri dtigtindiim; bir tiziintti kapla
mrqtr benlilimi.
"Ne qanshsrn, don Juan!" dedim. "Sen gozlerini gevireb
liyorsun, oysa ben yalntzca baktp duruyorum."
Don Juan bu sozlerimi gok giilting buldu ve gtildii.
"Ne qanshsr be!" dedi. "Kolay ml sanryorsun?"
ikimiz de giildtik. Uzun bir sessizlikten sonra, belki d
6
23 Ekim 1968
Don Juan, laf arasmda, yakmda Orta Meksika'ya bir yolculuk
daha yapacafrnr soylemigti.
"Don Genaro'ya ml gideceksin?" diye sordum.
Yiizi.ime bakmaks rztn, "B elki. " diye yanrtl adr.
"Esash adam, delil mi don Juan? Yani ga[layanrn tpesin-
de bir qey olmadl ona."
"Olmaz elbette; sallam adamdrr."
Bir stire, tasarladr$r yolculuktan soz ettik. Sonra, don Ge-
mrgtr. Don Juan kalktr, yanrndakiler de onu izledi. Birden ya-
prverdikleri bu hareket qaqrrtmrgtr beni. Don Genaro'nun o
ustaca iqi bende derin bir goqku uyandrrmrgtr. Hemen ona ko-
gup, yetkin sanatrna karqr duydu[um hayranhlr belirtmek,
onu kutlamak istiyordum.
Dikkatle gallayanrn sol yaruna bakarak, don Genaro'nun
inip inmedi$ini gormeye Eahqtrm; ama gortintirlerde yoktu.
Nereye gittilini merak ediyordum. Don Juan'a sorduysam
da, bir yanrt alamadrm.
Don Juan, "Bir an cince kagahm burdan," dedi. Yoksa sr-
rrlsrklam olacalrz. Nestor'la Pablito'yu evlerine brrakahm,
sonra da dontiq yolcululumuza baqlarrz.
"Don Genaro'yla vedala;madrm heniiz," diye yakrndrm.
Don Juan, sertge, "O vedalaqh senle," diye yanrtladr.
Bir stire yan gozle beni si.izdi.ikten sonra, yumuqayarak
giili.imsedi.
"Ayflca, selam da soyledi sana," dedi, "seni gok be[en-
mi$."
"Dcinmesini bekleyemez miy rz?"
Don Juan kesin bir sesle, "Hayrr!" dedi. "Brrak artrk onu.
Nereye gittiyse gitti iqte! Belki de kartal olmuq, obiir diinya-
da ugmaktadr. Otmtiq de olabilir orda. Artrk farketmez...'i
23 Ekim 1968
Don Juan, laf arasmda, yakmda Orta Meksika'ya bir yolculuk
daha yapacafrnr soylemigti.
"Don Genaro'ya ml gideceksin?" diye sordum.
Yiizi.ime bakmaks rztn, "B elki. " diye yanrtl adr.
"Esash adam, delil mi don Juan? Yani ga[layanrn tpesin-
de bir qey olmadl ona."
"Olmaz elbette; sallam adamdrr."
Bir stire, tasarladr$r yolculuktan soz ettik. Sonra, don Ge-
Juan gtiltimsemekteydi. Soztim bitince, baqrnr sallayarak,
"Qok gtigttir gcirmek," dedi.
Bu scizlerini agrklamasl igin yakardrm.
Kararh bir sesle, "Gdrmeft, konuqulacak bi qey delildir,"
dedi.
Baqkaca bir qey soyleyemecelini anlamrgtrm. Ben de git-
tim, yapmamr istemiq bulundulu kimi igleri gordi.im.
Dcindtiltimde hava kararmrqtr. Bir qeyler yedikten sonra
ramadaya gittik. Orada oturur oturmaz, don Juan, don Gena-
ro'nun dersini anlatmaya baqladr. Kendimi hazrlamam igin
zaman brakmamrqtr. Not defterim yarumdaydr. Ama, karan-
lrkta yazamadrm. Igeri gidip gaz lambasmr getirebilirdim,
ama konuqmasrrun akrgrnr kesmek istememigtim.
Don Juan, don Genaro'nun bir denge ustasr oldulunu,
gok karmaqrk ve zor hareketler yapabildi[ini anlattr. Baq tis-
tii oturmasr, bunlardan yalnrzca birisiymig ve bununla bana,
not tutarak "gcirme"nin olanaksrzh[rnr anlatmak istemiq. El-
lerinin yardrmr olmadan baq tistti oturma hareketi, yalntzca
bir an stiren maskaraca bir gosteriden cite bir gey delilmiq.
Don Genaro'ya gore "g{irme"ye delgin yazr yazma da aynr
qey demekmiq; yani insanrn baqr i.isttinde oturmasr denli aca-
yip ve gereksiz bir igmig.
Don Juan karanh$rn iginden bana baktr ve biiytik bir a[rr-
baghhkla, don Genaro'nun ciyle baq i.istti oturup qaklabanhk
yaparken benim "gcirme" durumuna gok yaklaqmrq oldu[umu
sciyledi. Don Genaro bunun farkrna vaffnl$ ve aynt hareketi
birkag kez yinelemiq. Ama, boquna... Qtinkti uzaklaqmtflm
artrk "g{irme" durumunda.
Don Juan, ardmdan, don Genaro'nun o cambazhfrndan
soz etti. Daha onceleri bana, insanlann, "gdren" kimseler
igin, onden arkaya dofru doneduran ve onlara yumurta bigi-
mini veren bir ttir rqrk telciklerinden olugan saydam yaratrk-
lar oldufunu anlatmrg bulundu$unu soyledi. Bu yumurta gibi
yaratrklann en gagrlasr yarurun da gcibeklerinin gevresinde bir
demet uzunca telcik bulunmasr oldu$unu anlatmrg oldu$unu
"Qok gtigttir gcirmek," dedi.
Bu scizlerini agrklamasl igin yakardrm.
Kararh bir sesle, "Gdrmeft, konuqulacak bi qey delildir,"
dedi.
Baqkaca bir qey soyleyemecelini anlamrgtrm. Ben de git-
tim, yapmamr istemiq bulundulu kimi igleri gordi.im.
Dcindtiltimde hava kararmrqtr. Bir qeyler yedikten sonra
ramadaya gittik. Orada oturur oturmaz, don Juan, don Gena-
ro'nun dersini anlatmaya baqladr. Kendimi hazrlamam igin
zaman brakmamrqtr. Not defterim yarumdaydr. Ama, karan-
lrkta yazamadrm. Igeri gidip gaz lambasmr getirebilirdim,
ama konuqmasrrun akrgrnr kesmek istememigtim.
Don Juan, don Genaro'nun bir denge ustasr oldulunu,
gok karmaqrk ve zor hareketler yapabildi[ini anlattr. Baq tis-
tii oturmasr, bunlardan yalnrzca birisiymig ve bununla bana,
not tutarak "gcirme"nin olanaksrzh[rnr anlatmak istemiq. El-
lerinin yardrmr olmadan baq tistti oturma hareketi, yalntzca
bir an stiren maskaraca bir gosteriden cite bir gey delilmiq.
Don Genaro'ya gore "g{irme"ye delgin yazr yazma da aynr
qey demekmiq; yani insanrn baqr i.isttinde oturmasr denli aca-
yip ve gereksiz bir igmig.
Don Juan karanh$rn iginden bana baktr ve biiytik bir a[rr-
baghhkla, don Genaro'nun ciyle baq i.istti oturup qaklabanhk
yaparken benim "gcirme" durumuna gok yaklaqmrq oldu[umu
sciyledi. Don Genaro bunun farkrna vaffnl$ ve aynt hareketi
birkag kez yinelemiq. Ama, boquna... Qtinkti uzaklaqmtflm
artrk "g{irme" durumunda.
Don Juan, ardmdan, don Genaro'nun o cambazhfrndan
soz etti. Daha onceleri bana, insanlann, "gdren" kimseler
igin, onden arkaya dofru doneduran ve onlara yumurta bigi-
mini veren bir ttir rqrk telciklerinden olugan saydam yaratrk-
lar oldufunu anlatmrg bulundu$unu soyledi. Bu yumurta gibi
yaratrklann en gagrlasr yarurun da gcibeklerinin gevresinde bir
demet uzunca telcik bulunmasr oldu$unu anlatmrg oldu$unu
Baqkaca bir soru sormak gelmiyordu igimden. Sonra gene ko-
nuqtu ve bunun nedenini bildi[ini ama nasrl anlatacalrnr bi-
lemedi[ini soyledi.
"Bu dtinyada her qeyin kolayca anlaqrldr[rnr sanlrsln,"
dedi, "giinki.i yaptrlrn her qey, anlaqrlmasr kolay ahgkrlardan
ibarettir. Qaglayana bakarken, Genaro'nun suyu nastl aqtrfrnr
izlerken, onun usta bi perendeci oldu[unu di.iqiiniiyordun;
giinki.i cambazhktan baqka bi gey yapmtq olabilecelini aklt-
nrn ucundan bile gegmez hig. Oysa, Genaro, suyun iizerine
falan atlamrq de$ildi. Atlamrq olsaydt, cili.irdii. Genaro, kendi-
sini, o gorkemli, prnl prrrl telciklerinin iizerinde dengelemiq-
ti. Onlarr ciylesine uzatmrg, uzatmrqtr ki, onlann tizerinden
yuvarlanarak gallayanrn obiir yakasma gegmigti diyebiliriz.
Antenlerin gerekti[i gibi nasrl uzattlaca,fmt, onlarla yarulma-
dan nasrl devinilecelini sergilemiqti.
"Paplito, agafir yukan Genaro'nun devinimlerinin tiimtinti
gormiistii..Oysa, Nestor, yalnrzca gok belirgin <jlanlarrm gor-
mekteydi. Ince aynnfilan goremiyordu. Ama, sen... Sen higbi
gey gormedin!"
"Daha onceleri sciyleseydin, don Juan, neye bakmam ge-
rektilini..."
Don Juan, sciziimti keserek, beni yonlendirmenin, don
Genaro'yu engellemekten bagka bir iqe yaramayacalmt soy-
ledi. E[er neler olaca[rnr bilmiq olsaymrqtm benim kendi tel-
ciklerim uyanlmrg, don Genaro'nunkilere engel olurmug.
Don Juan, "E[er gorebilseydin," diye stirdi.irdti, "Genaro
daha ilk adrmmr atar atmaz, onun gaflayantn ktytstndan yu-
kan trmanlfr srrasmda kaymamrq oldulunu anlamrq olurdun.
Antenlerini gevqetmigti. Onlan iki kez kayalara sanp bi sinek
gibi asrlmrgtr. Tepeye vardr[mda ve suyu gegmeye hazrr o1-
du[unda, telcik demetini ca$ayamn ortasrndaki ufak bi kaya
iizerine odakladr; onlan o kayaya iyice ba$adrktan sonra, tel-
ciklerin onu gekmesi igin, kendini braktverdi. Genaro atla-
mrg falan degildi. O yiizden, suyun hemen yanr bagrndaki ufa-
Baqkaca bir soru sormak gelmiyordu igimden. Sonra gene ko-
nuqtu ve bunun nedenini bildi[ini ama nasrl anlatacalrnr bi-
lemedi[ini soyledi.
"Bu dtinyada her qeyin kolayca anlaqrldr[rnr sanlrsln,"
dedi, "giinki.i yaptrlrn her qey, anlaqrlmasr kolay ahgkrlardan
ibarettir. Qaglayana bakarken, Genaro'nun suyu nastl aqtrfrnr
izlerken, onun usta bi perendeci oldu[unu di.iqiiniiyordun;
giinki.i cambazhktan baqka bi gey yapmtq olabilecelini aklt-
nrn ucundan bile gegmez hig. Oysa, Genaro, suyun iizerine
falan atlamrq de$ildi. Atlamrq olsaydt, cili.irdii. Genaro, kendi-
sini, o gorkemli, prnl prrrl telciklerinin iizerinde dengelemiq-
ti. Onlarr ciylesine uzatmrg, uzatmrqtr ki, onlann tizerinden
yuvarlanarak gallayanrn obiir yakasma gegmigti diyebiliriz.
Antenlerin gerekti[i gibi nasrl uzattlaca,fmt, onlarla yarulma-
dan nasrl devinilecelini sergilemiqti.
"Paplito, agafir yukan Genaro'nun devinimlerinin tiimtinti
gormiistii..Oysa, Nestor, yalnrzca gok belirgin <jlanlarrm gor-
mekteydi. Ince aynnfilan goremiyordu. Ama, sen... Sen higbi
gey gormedin!"
"Daha onceleri sciyleseydin, don Juan, neye bakmam ge-
rektilini..."
Don Juan, sciziimti keserek, beni yonlendirmenin, don
Genaro'yu engellemekten bagka bir iqe yaramayacalmt soy-
ledi. E[er neler olaca[rnr bilmiq olsaymrqtm benim kendi tel-
ciklerim uyanlmrg, don Genaro'nunkilere engel olurmug.
Don Juan, "E[er gorebilseydin," diye stirdi.irdti, "Genaro
daha ilk adrmmr atar atmaz, onun gaflayantn ktytstndan yu-
kan trmanlfr srrasmda kaymamrq oldulunu anlamrq olurdun.
Antenlerini gevqetmigti. Onlan iki kez kayalara sanp bi sinek
gibi asrlmrgtr. Tepeye vardr[mda ve suyu gegmeye hazrr o1-
du[unda, telcik demetini ca$ayamn ortasrndaki ufak bi kaya
iizerine odakladr; onlan o kayaya iyice ba$adrktan sonra, tel-
ciklerin onu gekmesi igin, kendini braktverdi. Genaro atla-
mrg falan degildi. O yiizden, suyun hemen yanr bagrndaki ufa-
na baktrktan sonra gene mindere uzandr.
"Hayrr!" dedi. "Dumanr kullanman gerek."
"Ama, don Genaro'dayken gormeye gok yaklaqtrlrm
soylemiqtin. "
"Genaro'nun yaptrklarrnrn bilincindeymiqsin gibi bi gey
ler parrldamrgtr iginde bir ara; ama sen yalntzca bakarmrqsrn
Belli ki gormeye benzeyen bi gey var sende-am a gorme de$il
Senin gozlerin baflanmrg; yalnrzca duman agar senin gcizi
ni.i."
"Ne diye gerekiyor dumanr gekmem? insan duman ol
maksrzrn cilrenemezmi yani gormeyi? Giiglti bir istelim var
Yetmez mi bu?"
"Hayr yetmez. Gcirme dyle kolay bir iq defildir; o oynak
dtinyaya bi bakrg atabilmek igin gerekli hrzr yalnrzca duman
saflayabilir. Yoks a, y alnrzca bakar durursun. "
"Oynak diinya da ne demek?"
"Gdrdii![in zaman, dtinya, gimdi dtiqtindi.i$iin gibi olmaz
Oynak, devingen, deliqen bi di.inyadr o. insan kendi baqrna
da o dtinyayr anlayabilir belki; ama bir iqe yaramazbu, giin
kii dolurdulu gerilim yrpratrr govdeni. Oysa, dumanr kulla
nrrsan, yorulmadan yapmrq olursun bunu. Duman oynak dtin
yayr sezinleyebilecek hrzr sallar sana; gcivden de gtictin d
yerli yerinde kalrr."
Qarprcr bir bigimde, "PekAld!" dedim. "Kaqacak delik
kalmadr artrk. Dumanr igecefim."
Bu yapmacrk duygusalh$rm onu giildiirm{iqtti.
"Kes be adam!" dedi. "H"p yalnrg yere toslarsm. $imdi dc
strf dumanrn sana kilavuzluk etmesine karar verdin diye go
recefiini sanlyorsun. Baqka yanlan da var rSrn. Zaten her ge
yin her zaman bi stirti baqka yanl vardrr."
Bir an ciddileqmiqti.
"Seni gok iyi inceledim, ve ne yaptrlrmr gok iyi biliyo-
rum," dedi, "gtinkri benim bilgimi cifrenmemi Mescalito istc
mekte. Ne var ki, istedifin her qeyi sana o[retmeye vakit bu
na baktrktan sonra gene mindere uzandr.
"Hayrr!" dedi. "Dumanr kullanman gerek."
"Ama, don Genaro'dayken gormeye gok yaklaqtrlrm
soylemiqtin. "
"Genaro'nun yaptrklarrnrn bilincindeymiqsin gibi bi gey
ler parrldamrgtr iginde bir ara; ama sen yalntzca bakarmrqsrn
Belli ki gormeye benzeyen bi gey var sende-am a gorme de$i
Senin gozlerin baflanmrg; yalnrzca duman agar senin gcizi
ni.i."
"Ne diye gerekiyor dumanr gekmem? insan duman o
maksrzrn cilrenemezmi yani gormeyi? Giiglti bir istelim va
Yetmez mi bu?"
"Hayr yetmez. Gcirme dyle kolay bir iq defildir; o oyna
dtinyaya bi bakrg atabilmek igin gerekli hrzr yalnrzca duma
saflayabilir. Yoks a, y alnrzca bakar durursun. "
"Oynak diinya da ne demek?"
"Gdrdii![in zaman, dtinya, gimdi dtiqtindi.i$iin gibi olmaz
Oynak, devingen, deliqen bi di.inyadr o. insan kendi baqrn
da o dtinyayr anlayabilir belki; ama bir iqe yaramazbu, giin
kii dolurdulu gerilim yrpratrr govdeni. Oysa, dumanr kulla
nrrsan, yorulmadan yapmrq olursun bunu. Duman oynak dtin
yayr sezinleyebilecek hrzr sallar sana; gcivden de gtictin d
yerli yerinde kalrr."
Qarprcr bir bigimde, "PekAld!" dedim. "Kaqacak deli
kalmadr artrk. Dumanr igecefim."
Bu yapmacrk duygusalh$rm onu giildiirm{iqtti.
"Kes be adam!" dedi. "H"p yalnrg yere toslarsm. $imdi d
strf dumanrn sana kilavuzluk etmesine karar verdin diye go
recefiini sanlyorsun. Baqka yanlan da var rSrn. Zaten her ge
yin her zaman bi stirti baqka yanl vardrr."
Bir an ciddileqmiqti.
"Seni gok iyi inceledim, ve ne yaptrlrmr gok iyi biliyo
rum," dedi, "gtinkri benim bilgimi cifrenmemi Mescalito istc
mekte. Ne var ki, istedifin her qeyi sana o[retmeye vakit bu
nii bilemiyordum; daha da kottisii, kendimin neler dtiqiindti-
$tim{i bile bilmiyordum.
Ogleaen sonra saat tig dolaylarr nda ramadanrn altrnda
oturuyorduk. Karnrm Eok agtr. Bir kag kez yemek yememizi
onerdiysem de, pek orah olmamrqtr.
"Ug yrldrr kendi harmanrnr hazrrlamrg de$ilsin," dedi bir-
den, "benim harmanrmr ttitttireceksin; senin adrna toplamrq
olayrm bunu. Zaten bi tutam yeterlidir. Pipoyu bi kez doldu-
iacalrm. Hepsini igersin, sonra dinlenirsin. Sonra da obi.ir
diinyanrn bekgisi gelecek. Sen, yalntzca gozlemlersin-bi qey
yapmadan.... Onun devinimlerini gozlemle; yaptr[r her qeyi
gcizlemle. Iyi bak, gtinkii bir oltim kahm sorunudur bu."
Don Juan ycinergesini oyle beklenmedik bir bigimde kes-
migti ki, ne diyecelimi, ne dtigtinecefimi bile bilememigtim.
Anlamsrz bir qeyler geveledim. Dtigi.incelerimi toparlayaml-
yordum. Sonunda, akhma gelen ilk belirli diiqiincemi dile ge-
tirdim: "Kimmig bu bekgi?"
Don Juan konuqmak istemedi$ini agrkga belirtti. Ne var,
genemi kapatamayacak denli sinirliydim ve bu bekgiye de[-
gin bir qeyler anlatmasr igin asrlmayr si.irdtirdtim.
"Gcireceksin," dedi don Juan cinemsemezbtr sesle, "cibtir
di.inyayr bekler o."
"Hangi dtinyayr? Oltilerin dtinyasrnl mt?"
"Ne cili.ilerin dtinyasl, ne de baqka geylerin di.inyasr... Yal-
ntzca bi bagka dtinya... Anlatmanrn bi yaran yok ki! Kendin
gdriirsiin."
Don Juan bunlan soyledikten sonra eve girdi. Onu odasr-
na kadar izledim.
"Bir dakika, don Juan, bekle! Ne yapacaksrn?"
Yanrt vermedi. Ufak bir krhftan piposunu grkardr ve oda-
nrn ortasmda serili hasrra oturarak soran gcizlerle bana baktr.
Gonliimiin olmasrnr bekler gibiydi.
Yumugak bir sesle, "Ne kagrksrn y?!" dedi. "Korktulun
yok senin. Korktulunu sciyltiyorsun, o kadar..."
nii bilemiyordum; daha da kottisii, kendimin neler dtiqiindti-
$tim{i bile bilmiyordum.
Ogleaen sonra saat tig dolaylarr nda ramadanrn altrnda
oturuyorduk. Karnrm Eok agtr. Bir kag kez yemek yememizi
onerdiysem de, pek orah olmamrqtr.
"Ug yrldrr kendi harmanrnr hazrrlamrg de$ilsin," dedi bir-
den, "benim harmanrmr ttitttireceksin; senin adrna toplamrq
olayrm bunu. Zaten bi tutam yeterlidir. Pipoyu bi kez doldu-
iacalrm. Hepsini igersin, sonra dinlenirsin. Sonra da obi.ir
diinyanrn bekgisi gelecek. Sen, yalntzca gozlemlersin-bi qey
yapmadan.... Onun devinimlerini gozlemle; yaptr[r her qeyi
gcizlemle. Iyi bak, gtinkii bir oltim kahm sorunudur bu."
Don Juan ycinergesini oyle beklenmedik bir bigimde kes-
migti ki, ne diyecelimi, ne dtigtinecefimi bile bilememigtim.
Anlamsrz bir qeyler geveledim. Dtigi.incelerimi toparlayaml-
yordum. Sonunda, akhma gelen ilk belirli diiqiincemi dile ge-
tirdim: "Kimmig bu bekgi?"
Don Juan konuqmak istemedi$ini agrkga belirtti. Ne var,
genemi kapatamayacak denli sinirliydim ve bu bekgiye de[-
gin bir qeyler anlatmasr igin asrlmayr si.irdtirdtim.
"Gcireceksin," dedi don Juan cinemsemezbtr sesle, "cibtir
di.inyayr bekler o."
"Hangi dtinyayr? Oltilerin dtinyasrnl mt?"
"Ne cili.ilerin dtinyasl, ne de baqka geylerin di.inyasr... Yal-
ntzca bi bagka dtinya... Anlatmanrn bi yaran yok ki! Kendin
gdriirsiin."
Don Juan bunlan soyledikten sonra eve girdi. Onu odasr-
na kadar izledim.
"Bir dakika, don Juan, bekle! Ne yapacaksrn?"
Yanrt vermedi. Ufak bir krhftan piposunu grkardr ve oda-
nrn ortasmda serili hasrra oturarak soran gcizlerle bana baktr.
Gonliimiin olmasrnr bekler gibiydi.
Yumugak bir sesle, "Ne kagrksrn y?!" dedi. "Korktulun
yok senin. Korktulunu sciyltiyorsun, o kadar..."
lun
tirmemek igin didiniyorsun. Ve de kagrlrn teki oldu[un igin
buna korku diyorsun."
Krkrr krkrr gtiltiyordu.
Sonra buyurdu, "Haydi gitbiraz ateq getir,"
Sesindeki titrem sevecen ve giiven vericiydi. Yerimden
kalkrverdim ve evin arka bahEesine gittim; ordaki ocaktan
korlaqmrq birkag komiir pargasl ahp ufak yassl bir taqrn ize
rine koydum ve odaya dondtim.
Don Juan drqarrdan seslenerek, "Sahanh[a gelsene!" de-
di.
Her zamanki yerine bir hasrr yaymrqtr. Kcimiirleri onun
yanlna brraktrm. Don Juan, tifleyerek, ateqi canlandrrdr. Tam
oturacalrm srrada, beni durdurarak, hasrrrn sa! kryrsma otur-
maml buyurdu. Ardrndan, piponun igine bir kor yerleqtirerek
bana uzatfi. Aldrm. Don Juan'rn sessiz bir gi.igle beni ycinlen-
dirmesine qagakalmrqtrm. Soylecek sriz bulamryordum. Tar-
trqmak falan gelmiyordu igimden. Korkmadrlrmr anlamrqtrm;
y alnrzca zihnimin berrakhlrnr yitirmek istemiyordum.
Don Juan giiliimseyerek, "Qek, igine gek," diye buyurdu.
"Bu kez yalntzca bu kadar igeceksin."
Pipoyu emdim. Tutuqan harmanrn crzrrtrsrnr igitebiliyor-
dum. Birden, a[zrmrn ve burnumun igi buzla kapanmrg gibi
oldu. Bir daha gektim; sofukluk golsiime kadar uzandr. Son
gekiqimde, tiim gcivdemin igi yabansr bir so[uk-rhkhkla kup-
lanmrg gibi olmuqtu.
Don Juan pipoyu alarak igindekiler gevgesin diye avucu-
nun igine birkag kez vurdu. Sonra da, hep yaptrlr gibi, panna-
lrnr ttiki.iriikleyerek piponun igini ovaladr.
Govdem uyugmugtu. Ama devinebiliyordum. Daha rahat
oturabilmek igin krprrdanrp duruyordum.
"$imdi ne olacak?" diye sordum.
Sesimi zorlukla grkartabiliyordum.
Don Juan piposunu biiytik bir ozenle kmrna yerlegtirip
uzunca bir beze sardr. Sonra kargrmda dikge oturdu. Baqrm
tirmemek igin didiniyorsun. Ve de kagrlrn teki oldu[un igin
buna korku diyorsun."
Krkrr krkrr gtiltiyordu.
Sonra buyurdu, "Haydi gitbiraz ateq getir,"
Sesindeki titrem sevecen ve giiven vericiydi. Yerimden
kalkrverdim ve evin arka bahEesine gittim; ordaki ocaktan
korlaqmrq birkag komiir pargasl ahp ufak yassl bir taqrn ize
rine koydum ve odaya dondtim.
Don Juan drqarrdan seslenerek, "Sahanh[a gelsene!" de
di.
Her zamanki yerine bir hasrr yaymrqtr. Kcimiirleri onun
yanlna brraktrm. Don Juan, tifleyerek, ateqi canlandrrdr. Tam
oturacalrm srrada, beni durdurarak, hasrrrn sa! kryrsma otur-
maml buyurdu. Ardrndan, piponun igine bir kor yerleqtirerek
bana uzatfi. Aldrm. Don Juan'rn sessiz bir gi.igle beni ycinlen-
dirmesine qagakalmrqtrm. Soylecek sriz bulamryordum. Tar-
trqmak falan gelmiyordu igimden. Korkmadrlrmr anlamrqtrm;
y alnrzca zihnimin berrakhlrnr yitirmek istemiyordum.
Don Juan giiliimseyerek, "Qek, igine gek," diye buyurdu.
"Bu kez yalntzca bu kadar igeceksin."
Pipoyu emdim. Tutuqan harmanrn crzrrtrsrnr igitebiliyor-
dum. Birden, a[zrmrn ve burnumun igi buzla kapanmrg gib
oldu. Bir daha gektim; sofukluk golsiime kadar uzandr. Son
gekiqimde, tiim gcivdemin igi yabansr bir so[uk-rhkhkla kup-
lanmrg gibi olmuqtu.
Don Juan pipoyu alarak igindekiler gevgesin diye avucu-
nun igine birkag kez vurdu. Sonra da, hep yaptrlr gibi, panna-
lrnr ttiki.iriikleyerek piponun igini ovaladr.
Govdem uyugmugtu. Ama devinebiliyordum. Daha rahat
oturabilmek igin krprrdanrp duruyordum.
"$imdi ne olacak?" diye sordum.
Sesimi zorlukla grkartabiliyordum.
Don Juan piposunu biiytik bir ozenle kmrna yerlegtirip
uzunca bir beze sardr. Sonra kargrmda dikge oturdu. Baqrm
rr gekti dikkatimi-ktsa, geniq iki kanat... O srada bu hayvant,
olafan bir qeymiggesine incelemekte oldu[um bilincine var-
mrqtrm. Yani, ona bakryordum. Ne var ki, bu bakrq ahgageldi-
lim bakrqlara pek benzemiyordu. Sanki karqrmda tamamlan-
makta olan bir resim vardr da, her gegen an daha belirgin ola-
rak ortaya grkmaktaydr. OUet obek piiski.iller gibi tiiylerle,
kara krllarla kaphydr govdesi. Hortum gibi bir a[zt vardt ve
iginden srvrlar akmaktaydr. Gozleri grkrktt ve yuvarlaktr; kos-
koca iki top gibi...
Sonra kanatlannr oynatmaya baqladr. Bir kugun kanat grp-
maslna benzemiyordubu; bir tiir htzla titretme hareketi yapl-
yordu. Kanat titretmesi daha da hrzlantnca, onemde dolaqma-
ya baqladr. Ugmaktan qok, aqrrr bir htz ve geviklikle, yerden
birkag santimetre yukarrda kayryorrnu$ gibiydi. Onun bu de-
vinimine bakarak kendimden gegti[imi ayrrmsadtm bir an.
Bu devinimleri girkin, amahrzrnl ve geviklilini gok gorkem-
li buluyordum.
Oni.imde kanatlannt titreterek iki daire gizdi; a$zrndan
akan o srvrlar dort bir yana sagrlmaktaydr. Sonra birden geri
dondti ve inarulmaz bv htzla uzaklagarak gcizden kayboldu.
Yapacak bagka bir qey olmadrfrndan, gozlerimi bocelin gitti-
!i yere dikerek bakmayr siirdiirdiim. Yabancr bir a[rrhk gok-
mtiqtti tizerime; diigiincelerimi toparlayamryordum bir ttirlii.
BulunduEum yerden de aynlamtyordum. Sanki yaprqrp kal-
mrgtun oraya.
Sonra uzaklarda buluta benzer bir qey gordtim. Qok geg-
rneden o dev yaratrk gene son htzla ciniimde daireler gizmeye
baqladr. Yi.izi.ime oyle yaklaqmrgtr ki, bir ara bana garptr. Tam
olarak nereme garptr$rnr bilemiyordum, ama kanatlartntn ba-
na garptrfrnr algrlamrgtrm. Hayatrrn boyunca duydufium acr-
larrn en keskiniydi bu; ve avazffn grktrirnca balrrmama ne-
den olmuqtu.
Daha sonra bakttm, hastra oturmuqum; don Juan alntml
ovugturmakta. Kollarrmt ve bacaklarrmt yapraklarla ovuyor-
du. Sonra, beni, evin ardrndaki bir sulama kanaltna gcittirdti;
rr gekti dikkatimi-ktsa, geniq iki kanat... O srada bu hayvant,
olafan bir qeymiggesine incelemekte oldu[um bilincine var-
mrqtrm. Yani, ona bakryordum. Ne var ki, bu bakrq ahgageldi-
lim bakrqlara pek benzemiyordu. Sanki karqrmda tamamlan-
makta olan bir resim vardr da, her gegen an daha belirgin ola-
rak ortaya grkmaktaydr. OUet obek piiski.iller gibi tiiylerle,
kara krllarla kaphydr govdesi. Hortum gibi bir a[zt vardt ve
iginden srvrlar akmaktaydr. Gozleri grkrktt ve yuvarlaktr; kos-
koca iki top gibi...
Sonra kanatlannr oynatmaya baqladr. Bir kugun kanat grp-
maslna benzemiyordubu; bir tiir htzla titretme hareketi yapl-
yordu. Kanat titretmesi daha da hrzlantnca, onemde dolaqma-
ya baqladr. Ugmaktan qok, aqrrr bir htz ve geviklikle, yerden
birkag santimetre yukarrda kayryorrnu$ gibiydi. Onun bu de-
vinimine bakarak kendimden gegti[imi ayrrmsadtm bir an.
Bu devinimleri girkin, amahrzrnl ve geviklilini gok gorkem-
li buluyordum.
Oni.imde kanatlannt titreterek iki daire gizdi; a$zrndan
akan o srvrlar dort bir yana sagrlmaktaydr. Sonra birden geri
dondti ve inarulmaz bv htzla uzaklagarak gcizden kayboldu.
Yapacak bagka bir qey olmadrfrndan, gozlerimi bocelin gitti-
!i yere dikerek bakmayr siirdiirdiim. Yabancr bir a[rrhk gok-
mtiqtti tizerime; diigiincelerimi toparlayamryordum bir ttirlii.
BulunduEum yerden de aynlamtyordum. Sanki yaprqrp kal-
mrgtun oraya.
Sonra uzaklarda buluta benzer bir qey gordtim. Qok geg-
rneden o dev yaratrk gene son htzla ciniimde daireler gizmeye
baqladr. Yi.izi.ime oyle yaklaqmrgtr ki, bir ara bana garptr. Tam
olarak nereme garptr$rnr bilemiyordum, ama kanatlartntn ba-
na garptrfrnr algrlamrgtrm. Hayatrrn boyunca duydufium acr-
larrn en keskiniydi bu; ve avazffn grktrirnca balrrmama ne-
den olmuqtu.
Daha sonra bakttm, hastra oturmuqum; don Juan alntml
ovugturmakta. Kollarrmt ve bacaklarrmt yapraklarla ovuyor-
du. Sonra, beni, evin ardrndaki bir sulama kanaltna gcittirdti;
Don Juan cilveli bir gtiliiqle, "Bekgiyi bulmak istiyordun
iqte buldun artrk onu." dedi.
"Neydi o, don Juan?"
"Bekgi, gardiyan, obtir di.inyamn nobetgisi," dedi don Ju
an agrklarcasrna.
Ben, o ufursuz, girkin canavara defgin aynntrlarr anlat-
mayl tasarhyordum; arna, o, bu deneyimlerimin pek oneml
bir gey olmadrlrnr, herkesin bunu yapabilecelini belirterek
beni dinlemek istemedi.
Bu bekginin beni garprlmrqa gevirdifini soyleyerek heniiz
bu konuyu yeterince diiqtinmeye firsat bulamadrfrmr anlat-
trm.
Don Juan gtildii ve bu herqeyi ince eleyip srk dokuma hu-
yumla alay etti.
"Her ne meretse, o qey beni incitti," dedim. "Senin gibi,
benim gibi o da gergek bir geydi."
"Elbet gergekti. Sana acr verdi ya!"
Deneyimimi gozi.imiin <intine getirdikge heyecanrm artr-
yordu. Don Juan sakin olmamr soyledi, sonra dA, o qeyden sa-
hiden korkup korkmadrlrmr sordu. "Sahiden" scizciili.inii
basfira bastra soylemiqti.
"Akhmr baqrmdan almrqtr," dedim. "Hig boyle bir qey
gormedim hayatrmda."
Gi.ilerek, "Hadi canrm!" dedi. "O denli korkmadr[rnr bili-
yorum."
igtenlikli bir coqkuyla, "Valla korktum," dedim, "krmrlda-
yabilseydim, arkama bile bakmadan ttiyerdim ordan."
Don Juan bu sozlerimi gok gtilting bulmuq olacak ki katr-
larak giilmeye bagladr.
"O canavan gormeye ufra$marun ne anlamr vardr ki, don
Juan?"
Don Juan ciddileqerek yi.iziime baktr.
"O bi bekgiydi," dedi. "E$er gormek istiyorsan o bekgiyi
gegmelisin."
iqte buldun artrk onu." dedi.
"Neydi o, don Juan?"
"Bekgi, gardiyan, obtir di.inyamn nobetgisi," dedi don Ju
an agrklarcasrna.
Ben, o ufursuz, girkin canavara defgin aynntrlarr anlat
mayl tasarhyordum; arna, o, bu deneyimlerimin pek oneml
bir gey olmadrlrnr, herkesin bunu yapabilecelini belirterek
beni dinlemek istemedi.
Bu bekginin beni garprlmrqa gevirdifini soyleyerek heniiz
bu konuyu yeterince diiqtinmeye firsat bulamadrfrmr anlat
trm.
Don Juan gtildii ve bu herqeyi ince eleyip srk dokuma hu
yumla alay etti.
"Her ne meretse, o qey beni incitti," dedim. "Senin gibi
benim gibi o da gergek bir geydi."
"Elbet gergekti. Sana acr verdi ya!"
Deneyimimi gozi.imiin <intine getirdikge heyecanrm artr
yordu. Don Juan sakin olmamr soyledi, sonra dA, o qeyden sa
hiden korkup korkmadrlrmr sordu. "Sahiden" scizciili.ini
basfira bastra soylemiqti.
"Akhmr baqrmdan almrqtr," dedim. "Hig boyle bir qey
gormedim hayatrmda."
Gi.ilerek, "Hadi canrm!" dedi. "O denli korkmadr[rnr bili-
yorum."
igtenlikli bir coqkuyla, "Valla korktum," dedim, "krmrlda-
yabilseydim, arkama bile bakmadan ttiyerdim ordan."
Don Juan bu sozlerimi gok gtilting bulmuq olacak ki katr-
larak giilmeye bagladr.
"O canavan gormeye ufra$marun ne anlamr vardr ki, don
Juan?"
Don Juan ciddileqerek yi.iziime baktr.
"O bi bekgiydi," dedi. "E$er gormek istiyorsan o bekgiyi
gegmelisin."
diye yanrtladr. "Obiir diinyanrn bekgisiydi. Bakarsrn, bi giin
onu alt edecek denli ytirekli oluvermiqsin. Ama hentiz degil;
qu anda o, otuz metrelik, salyalar sagan bi canavar. Ama ne
desek boguna. Canavann karqtstnda durmak pek kahramanca
bir iq sayrlmaz. Bu bakrmdan, merak ettifin bi qey varsa, ge-
ne bulman gerek bekgiyi."
19 Ocak 1969
"Bekgiyi gegtilimi sanmrqtlm," dedim don Juan'a.
Don Juan, "Hadi canlm, sen de!" dedi.
Don Juan iki gtindtir hig konuqmuyordu; ve ben de buna
aldrrrq etmiyordum. Diiqsel bir havaya dalmtq, ve gene, yo-
lun bir bigimde bakarsam "gorebilece[im" dtiqtincesine sap-
lanmrgtrm. Ama farkh bir qey goremiyordum. $u var ki, ko-
nuqmamrq olmak gokga dinlendirmiq, gevgetmiqti beni.
Don Juan deneyimimin aqamalannl slraslyla anlatmamt
istedi. Onu, en Eok, bekEinin strtmda gormiig oldulum renk-
ler ilgilendirmiqti. Don Juan ig gekiyor, her haliyle gok me-
raklandr$rnr belli ediyordu.
Afrrbaqh bir sesle, "Talihin varmtq da o renkler bekginin
srrfindaymlq," dedi. "O renkler, gcivdesinin oniinde olsaydt,
daha da kotiisi.i, baqrnda olsaydl, $u anda goktan olmiigttin
sen. Bi daha gcirmemen gerekir o bekgiyi. Demek ki, ovayt
geEecek yaradrhqta delilsin sen! Ben de senin, orayl aqabile-
ce[ini sanmrqtrm. Ama unutaltm arttk bunlart. Zaten, birgok
yoldan yalnrzca biriydi bu."
Don Juan'tn sesinde, ahqrk olmadr$rm bir a$rrhk sezmiq-
tim.
"Bekgiyi gene goriirsem ne olur?"
"Alrr goti.irtir bekgi seni. Seni a{nyla tutar, o dtizltife go-
ttiri.ir. Sonsuza dek orada kaltrstn. Bekgi, senin yaradrhqrnr
sezmig ki, ondan uzak durman igin seni uyarmtq."
"Nasrl bildi dersin bekgi bunu?"
yr andlnyordu. Diq yoktu afzrnda. Bir an
I
19 Ocak 1969
"Bekgiyi gegtilimi sanmrqtlm," dedim don Juan'a.
Don Juan, "Hadi canlm, sen de!" dedi.
Don Juan iki gtindtir hig konuqmuyordu; ve ben de buna
aldrrrq etmiyordum. Diiqsel bir havaya dalmtq, ve gene, yo-
lun bir bigimde bakarsam "gorebilece[im" dtiqtincesine sap-
lanmrgtrm. Ama farkh bir qey goremiyordum. $u var ki, ko-
nuqmamrq olmak gokga dinlendirmiq, gevgetmiqti beni.
Don Juan deneyimimin aqamalannl slraslyla anlatmamt
istedi. Onu, en Eok, bekEinin strtmda gormiig oldulum renk-
ler ilgilendirmiqti. Don Juan ig gekiyor, her haliyle gok me-
raklandr$rnr belli ediyordu.
Afrrbaqh bir sesle, "Talihin varmtq da o renkler bekginin
srrfindaymlq," dedi. "O renkler, gcivdesinin oniinde olsaydt,
daha da kotiisi.i, baqrnda olsaydl, $u anda goktan olmiigttin
sen. Bi daha gcirmemen gerekir o bekgiyi. Demek ki, ovayt
geEecek yaradrhqta delilsin sen! Ben de senin, orayl aqabile-
ce[ini sanmrqtrm. Ama unutaltm arttk bunlart. Zaten, birgok
yoldan yalnrzca biriydi bu."
Don Juan'tn sesinde, ahqrk olmadr$rm bir a$rrhk sezmiq-
tim.
"Bekgiyi gene goriirsem ne olur?"
"Alrr goti.irtir bekgi seni. Seni a{nyla tutar, o dtizltife go-
ttiri.ir. Sonsuza dek orada kaltrstn. Bekgi, senin yaradrhqrnr
sezmig ki, ondan uzak durman igin seni uyarmtq."
"Nasrl bildi dersin bekgi bunu?"
zrplaywenmigsin. Tabii bciylesi daha da iyi olurdu. Ben olsam,
goze alamazdrm bciyle bi geyi. Bekgilere ciyle dalga geger gi-
bi davranilmaz ki!"
daha da iyi olurdu. Ben olsam
goze alamazdrm bciyle bi geyi. Bekgilere ciyle dalga geger gi
bi davranilmaz ki!"
acele ediyorsun; acele edecelin zaman da bekliyorsun. Iqin
giictin diiqiinmek!.. $imdi de yitirilecek vaktin yok diye tut-
turmaktasrn. Daha gegenlerde artrk duman falan tiitttirmeye-
celini soyliiyordun. Ne darmada[rnrk bi yaqamrn var! Du-
mancrkla karqrlaqabilecek denli derli toplu gormtiyorum seni.
Senden sorumluyum ben; uyuz bir ahmak gibi ciltivermeni is-
temiyorum."
Utang duymaktaydrm.
"Ne yapaylm, don Juan! Qok sabrrsrzrm."
"Bi savaqgr gibi yaqa! Soylemiqtim ya, bi savaqgr edimle-
rinin sorumlulufunu taqrr; en cinemsiz, en ufak edimlerinin
bile... Diigiindiiklerini eyleme dontigtiiriiyorsun ki, bu da Eok
yanhq bi qeydir. Bekgiyle olan baqansrzhlm da iqte bu yiiz-
den oldu - diiqiincelerinden otiirii oldu."
"Nasrl yani, don Juan, liitfen agrklar mrsln?"
"Her qeyi diiqiinmektesin. BekEiyi di.iqiinmiiqtiin. O yiz-
den yenemedin onu.
Once, bi savaqgr gibi yaqamahsrn. Bunu agrklamama ge-
rek yok sanlnm."
Kendimi savunurcasrna bir grkrq yapmak istedimse de,
don Juan, eliyle susmamr imledi.
"Yaqamrn oldukga derli toplu sayrlrr." diye siirdtirdii.
"Bak qu ige ki senin yagamm Genaro'nun gomezlerinden -
Pablito'yla Nestor'unkniden daha derli toplu. Oysa, onlar go-
rilyorlar; sen ise gormiiyorsun. Olur qey defil! Senin yaqa-
mrn Eligio'nunkinden daha da diizenli. Ne var ki o senderr
once gorecek. Genaro da ne diyece[ini bilememigti. Sana
soylediklerimin hepsini de krh krhna yerine getirmektesin.
Ofretimin birinci a$amaslnda, velinimetimin bana o[rettigi
ve sana aktarmrg oldu[um her qeyi... Kural dofruydu; bu aqa-
malar defiiqtirilemez. Yaprlmasr gereken her qeyi yaptrn; gc
ne de goremiyorsun. Ama, Genaro gibi, gorenler, senin gdr'-
diigiinil saruyorlar. Gel de igin iginden grk! Bi de bakryorunr,
oyle kagrkga bi qey yapmrgsrn ki, gormekle ilgisi yok. igte serr
acele ediyorsun; acele edecelin zaman da bekliyorsun. Iqin
giictin diiqiinmek!.. $imdi de yitirilecek vaktin yok diye tut-
turmaktasrn. Daha gegenlerde artrk duman falan tiitttirmeye-
celini soyliiyordun. Ne darmada[rnrk bi yaqamrn var! Du-
mancrkla karqrlaqabilecek denli derli toplu gormtiyorum seni.
Senden sorumluyum ben; uyuz bir ahmak gibi ciltivermeni is-
temiyorum."
Utang duymaktaydrm.
"Ne yapaylm, don Juan! Qok sabrrsrzrm."
"Bi savaqgr gibi yaqa! Soylemiqtim ya, bi savaqgr edimle-
rinin sorumlulufunu taqrr; en cinemsiz, en ufak edimlerinin
bile... Diigiindiiklerini eyleme dontigtiiriiyorsun ki, bu da Eok
yanhq bi qeydir. Bekgiyle olan baqansrzhlm da iqte bu yiiz-
den oldu - diiqiincelerinden otiirii oldu."
"Nasrl yani, don Juan, liitfen agrklar mrsln?"
"Her qeyi diiqiinmektesin. BekEiyi di.iqiinmiiqtiin. O yiz-
den yenemedin onu.
Once, bi savaqgr gibi yaqamahsrn. Bunu agrklamama ge-
rek yok sanlnm."
Kendimi savunurcasrna bir grkrq yapmak istedimse de,
don Juan, eliyle susmamr imledi.
"Yaqamrn oldukga derli toplu sayrlrr." diye siirdtirdii.
"Bak qu ige ki senin yagamm Genaro'nun gomezlerinden -
Pablito'yla Nestor'unkniden daha derli toplu. Oysa, onlar go-
rilyorlar; sen ise gormiiyorsun. Olur qey defil! Senin yaqa-
mrn Eligio'nunkinden daha da diizenli. Ne var ki o senderr
once gorecek. Genaro da ne diyece[ini bilememigti. Sana
soylediklerimin hepsini de krh krhna yerine getirmektesin.
Ofretimin birinci a$amaslnda, velinimetimin bana o[rettigi
ve sana aktarmrg oldu[um her qeyi... Kural dofruydu; bu aqa-
malar defiiqtirilemez. Yaprlmasr gereken her qeyi yaptrn; gc
ne de goremiyorsun. Ama, Genaro gibi, gorenler, senin gdr'-
diigiinil saruyorlar. Gel de igin iginden grk! Bi de bakryorunr,
oyle kagrkga bi qey yapmrgsrn ki, gormekle ilgisi yok. igte serr
vermigtim.
"Dedeme verdi$im bir soz mii acep?,,
Don Juan, gozreri rqrl rErl, "De[il!" dedi. ..Ninene
verdi
fin bi soz de de$il.,'
"Ninene" sdzctiliinri sciyleyiqi dyle gtihingtri
ki, giiltiver_
dim. Don Juan bir ruzak trazritiyo.-ui gibi gelmiq"ri
bana
ama, sonuna dek siirdtirmeye kararhydi- oyununu-
Akhma
gelen, kendisine cinemli bir sciz u".-iq olabilecelim
herkes
sayrp ddkmeye bagladrm. Hepsine de hayrr
dedi. Sonra da ko
nugmayr gocuklufuma getirdi.
A[rrbaqh bir bigimde, "eocuklulun nasrldr? uztinttilri
mti gegti?" diye sordu.
Qocuklu[uTun pek oyle tiztinttili.i gegmedilini, olsa olsa
biraz gtiEltik gektilimi aniattrm.
Gene bana bakarak, "Herkes boyle
'.8:l de kiigtikken gok mutsuzdu-, h"pcliiqtiniir zaten.,,dedi.
korkardrm. Bi Krzrl_
derili gocuk olmak zor igtir; hem de gok zor. Ama
o zamanla-
rrn anrsr bir anram tagrmryor artrk uenim iErn.
Zor bi yaqamrm
vardr - hepsi bu. zaten, gormeyi d$renm.o.n
cince ur.ut -rq-
trm yagamrmdaki zorluklan diiqtinmeyi ben.,,
"Ben de diigtinmem pek gocuklulumu.,,dedim.
"oyleyse neden o denli duygulanrvermiqtin,
iiztilmi.iqtiin?
Ne diye allamakh olmuqrun?,i
"Ne bileyim? Bglki de gocuklulumu dtiqtindtikge
kendi_
me aclnm da, brittin insanhla acl'm da... garlsizlik
iuyguru_
na kaprhnm, i.iziiliiriim.,'
Ll
i
"Nasrl bi qeydir bu, ne ige yarar?"
"Bir agrkhktrr. istencin bi ok gibi drqanya firlamasma yol
agan bir agrkhk..."
"Bir nesne midir isteng? Ya da nesne gibi bir gey midir?"
"Defildir. Srf, anlayasm diye oyle demiqtim. Btiyiici.ile-
rin isteng dedi$i qey igimizdeki bi giigtiir. Diiqtince de[ildir;
nesne, istek falan da defildir. Soru sorrnayl kesmek, isteng
olamaz; gtinkti diiqtinceyle ve istekle ilgisi vardrr. Diiqiincele-
rin, sana, yenildifini soylerken seni utkun krlan qeydir isteng.
Kigiyi, higbi geyden incinmez duruma sokan bi qeydir istenE.
Bi btiyi.ictiyii duvardan gegirten, uzayt agrtan; isterse aya go-
ttiren bi qeydir isteng."
Sormak istedi$im bi gey kalmamrqtr. Yorgun ve bir bakr-
ma da gergin bir durumdaydrm. Don Juan'ln, gitmemi sriyle-
yecelinden korkuyor, bu ytizden tasalaruyordum.
Don Juan birden, "Hadi tepelere grkalrrn," diyerek ayala
kalktr.
Yolda gene scizi.i isteng konusuna getirerek, not tutama-
mamdan duydulum iiziintiimle alay etti.
istenci, insanla di.inya arasmdaki gergek baf olarak be
timliyordu. Dtinya scizciifiiyle, ne bigimde sezersek sezelim,
sezgi alanrmrza giren her geyi kapsamak istedifini cinemlc
belirtmiqti. Don Juan, "dtinyayr sezme"nin, diinyanrn bizr.
sundulu her geyi algrlama siirecinin bir sonucu oldu[unu ilc:
ri siirmekteydi. iqte bu "sezme" iqi, duyularrmrzlave istenci
mizle yaprlrrmrq.
Bu isteng, altrncr his midir diye sordum. Ve istencin, sezi
len dtinyayla kendimiz arasrndaki bir ba[, bir iliqki oldulrr
yanrtrnr aldrm.
Not alabilmem igin bir stire durmamrzr onermigtim. Dorr
Juan giilerek ytirtimesini siirdiirdi.i.
r
Ll
i
Gtilerek, "KonuqtukEa, daha da akhn karrqtr demem
I
miydim sana!" dedi. "Ama hiE olmazsa qimdi istencini bekl
mekte oldufunu bilmektesin. Evet, onun ne oldulunu, na
ortaya grkacalrnt hentiz bilmiyorsun. Bu nedenle yaptrlrn h
i
i
$eye dikkat et. Yapmakta oldu[un btittin bu ktigtik qeylerin
I iginde gizlidir istencini geliqtirmene yardrmcr olacak ola
1 $ey."
i
$eye dikkat et. Yapmakta oldu[un btittin bu ktigtik qeylerin
I iginde gizlidir istencini geliqtirmene yardrmcr olacak ola
1 $ey."
onu Eala gala igli drqlr olursunuz; o zaman gtiE dolu sesler 9
I
onu Eala gala igli drqlr olursunuz; o zaman gtiE dolu sesler 9
I
28 Eylill 1969
Don Juan'rn evinde iirkiitiicti bir hava sezdim. Bir an, oralar-
da bir yerde, beni korkutmak igin saklanmrq olabilecefini ge-
girdim. Don Juan diye seslendim, ve cesaretimi toplayarak
eve girdim. Don Juan igerde de[ildi. Ona getirdifim iki yiye-
cek paketini bir kciqede yrfrh duran odunlann iizerine brraka-
rak, daha cinceleri birgok kez yaptrfrm gibi oturup onu bekle-
meye baqladrm. Ama don Juan'la bunca yrldrr dostlu[umuz
srrasrnda, onun evinde boyle yalnrz kalmaktan ilk kez korku
duymaktaydrm. Yanrmda gori.inmeyen birisi varmrq gibi bir
varlr[r duyumsamaktaydrm. Yrllarca cince yalnrz bulundu-
Eum bir srrada bilinmez bir qeylerin gevremde trpkr boyle sin-
si dolaqmrq oldu[unu anlmsadrm. Yerimden firlayrp evin dr-
T4
28 Eylill 1969
Don Juan'rn evinde iirkiitiicti bir hava sezdim. Bir an, oralar-
da bir yerde, beni korkutmak igin saklanmrq olabilecefini ge-
girdim. Don Juan diye seslendim, ve cesaretimi toplayarak
eve girdim. Don Juan igerde de[ildi. Ona getirdifim iki yiye-
cek paketini bir kciqede yrfrh duran odunlann iizerine brraka-
rak, daha cinceleri birgok kez yaptrfrm gibi oturup onu bekle-
meye baqladrm. Ama don Juan'la bunca yrldrr dostlu[umuz
srrasrnda, onun evinde boyle yalnrz kalmaktan ilk kez korku
duymaktaydrm. Yanrmda gori.inmeyen birisi varmrq gibi bir
varlr[r duyumsamaktaydrm. Yrllarca cince yalnrz bulundu-
Eum bir srrada bilinmez bir qeylerin gevremde trpkr boyle sin-
si dolaqmrq oldu[unu anlmsadrm. Yerimden firlayrp evin dr-
"La Calalina'yr
tuza$a d{iqiirece Eiz." demiqti.
Hava braz karannca usulcactk arabadan grkrp goldeki g
hhklara dolru yavaq yavag, grt grkarmamaya gahqarak yiir
miiqtiik.
DurdufumLtz yerden, iki yanrmnda uzanan tepelerin k
raltrlarrnr gorebiliyordum. Dtiz ve oldukga geniq bir vadide
dik. Don Juan, gahhkla bir olacak, gahh[a kanqacak bigimd
durma yontemlerine defgin aynntrh bilgiler vermiq, ve "s
vag duruqu" dedifi bir oturuqu ci[retmiqti. Sa[ baca[rmt s
kalgamrn altma sokarak ve sol bacafrm iizerinde gomeler
yaprlan bir duruqtu bu. Sol kalgantn alttna sokulan sa[ baca
la yeri iterek, gerekti[inde, biiytik bir hlzla kalkrqa gegilebi
yordu. Don Juan ardmdan batrya doniik olarak oturmamr so
lemiqti. Kadrnrn evinin bulundu[u yonmii$ bu. Sonra sa! y
nlma oturarak fisrltrh bir sesle gozlerirni yere dikmemi ve g
hir$r sallayan esinti gibi bir qeyi aramamt, daha do[rusu, be
lememi soylemiqti. Gozlerimi tizerlerine dikmig oldu[um g
hhkta herhangi bir dalgalanma gordtigtimde hemen baqtm
kaldrnp o cadryr tiim "gozahct, kotiiltikgii gorkemiyle" go
mem gerekiyormuq. Don Juan bu sozciikleri kullanmrqtr. A
lamrnt sordufumda, dalgalanma gortir gormez baqrmt kald
rrp kendi gozi.imle gormemi soylemiqti. "Bi biiyiicii cadtn
ugmasl", sozciiklerle anlatrlamayacak benzersiz bir gorii im
giinkti.