You are on page 1of 304

$a$dag O$retiler {New Agel Dizisi

Bln BASKA GEReEKLi


TUrkEesi: NEVZAT ERKM

-.
*+..--'--e + *--r--g
--ra,
tsBN 975-7190-1 5-02

, illtlllltltltillllltl|Ll[ tl
Ozgi.in Adr:
A SEPARATE REALITY
F urther C onversations with don .l uan

Copyright @ l97l by Carlos Castaneda ONK Ajans Lrd. $ti. Aracrh[ryla

Trirkiye'de Yayrn Hakkr o 1998 soz yAytN OYUNAJANS LTD.


Bu Qevirinin Yayrn Hakkr O 1998 Nevzat Erkmen

IffiI
P. K. 7 Levent
80622 istanbul

Biiro Telefon lan: (0212) 2g3 t0 40 & ([zt;) 244 0226 . Bi.iro Fzrksr: (0212 ) 245 4t oz

ISBN 975-7190-15-02

Birinci Basrm
Haziran 1998

Kapak Kompozisyonu
NEMESIO ANTUNEZ

Dizg| Baskr ve Cilt:


Mart Matbaacrhk Sanatlan Tic. ve San. Ltd. $ti.
istanbul (0 212) 212 03 39 (Pbx)
A SEPARATE REALITY
F urther C onversations with don .l uan

Copyright @ l97l by Carlos Castaneda ONK Ajans Lrd. $ti. Aracrh[ryla

Trirkiye'de Yayrn Hakkr o 1998 soz yAytN OYUNAJANS LTD.


Bu Qevirinin Yayrn Hakkr O 1998 Nevzat Erkmen

IffiI
P. K. 7 Levent
80622 istanbul

Biiro Telefon lan: (0212) 2g3 t0 40 & ([zt;) 244 0226 . Bi.iro Fzrksr: (0212 ) 245 4t oz

ISBN 975-7190-15-02

Birinci Basrm
Haziran 1998

Kapak Kompozisyonu
NEMESIO ANTUNEZ

Dizg| Baskr ve Cilt:


Mart Matbaacrhk Sanatlan Tic. ve San. Ltd. $ti.
istanbul (0 212) 212 03 39 (Pbx)
si'nde insanbilim dahnda uzman bir ci[renciydi. Yagh bir Ya-
qui yerlisi olan Don Juan'la tanrgtrfr zaman, Meksika'ntn So-
nora yoresindeki Krzrlderililerce kullanrlan gegitli trbbibitki-
leri incelemekteydi. Birinci kitabr, Don Juan'm 6!,retileri,
bu iki insanrn usta ve Olrenci olarak gegirdikleri ilk beq ytltn
dykiistiydii. Carlos Castaneda, sonralan Bir BaSka Gergeklik,
Ixtlan Yolculufru (Don Juan'm Dersleri), Erk Oyktiteri, ikin'
ci Erk Qemberi, Kartal'm Armafiaru ve igten Gelen AteS ad-
h kitapl anyla bu incelemelerinin 6yki.isUni.i si.irdiirmii gttir.
Carlos Castaneda Los Angeles'teki California Universite-
si'nde insanbilim dahnda uzman bir ci[renciydi. Yagh bir Ya-
qui yerlisi olan Don Juan'la tanrgtrfr zaman, Meksika'ntn So-
nora yoresindeki Krzrlderililerce kullanrlan gegitli trbbibitki-
leri incelemekteydi. Birinci kitabr, Don Juan'm 6!,retileri,
bu iki insanrn usta ve Olrenci olarak gegirdikleri ilk beq ytltn
dykiistiydii. Carlos Castaneda, sonralan Bir BaSka Gergeklik,
Ixtlan Yolculufru (Don Juan'm Dersleri), Erk Oyktiteri, ikin'
ci Erk Qemberi, Kartal'm Armafiaru ve igten Gelen AteS ad-
h kitapl anyla bu incelemelerinin 6yki.isUni.i si.irdiirmii gttir.
zrlderililer de bizi bile bile yanrltryorlar gibi gelmigti. Bill, bu adam
bir "yerbero" oldufunu, sanrllandrrrct kaktiis ile peyoteye de$gin d
rin bilgisi oldulunu soylemigti. Yerbero diye trbbi otlar toplayrp sat
kimselere denirmiq. Bill, benim bu adamla tanlqmamrn gok yararh ol
ca[r kanrsrndaydr. Ben, giineybatrda, o ydre Krzrlderililerince kullan
lan trbbi bitkilerden cimekler ve bu bitkiler iizerinde bilgi toplarke
Bill de bana krlavuzluk yapryordu.
Bill, kalkarak adamt selamladr. Bu Krzrlderili orta boylu biriyd
Beyaz,krsa saglan kulaklannr hafif 6rti.iyor; bciylece bagrntn yuvarla
lrlr daha da ortaya grkryordu. Yapn ytiziindeki derin krrrgrkhklar o
gok yaqh gtisteriyorsa da govdesi gi.iglii ve dipdiriydi. Bir an ona ba
trm. Devinimleri, yagh bir adamdan beklenmeyen bir geviklikteydi.
Bill, beni yanlanna ga$rrdr.
"iyi bir adam," dedi, "ama onunla anlagamryoruz. ispanyolca
acayip; kullandrlr deyimler daflr alzt mt ne!"
Yaqh adam Bill'e bakrp giiltimsedi. BildiEi ispanyolca birkag st
ci.ilii gegmeyen Bill, o dilde anlamstz bir iki laf etti. Ardrndan da, a
layrp anlamadrltmt gdrmek igin ytiztime baktr. Ne var, dediklerinde
higbir gey grkaramamtqttm. Bill, garesiz, giildii ve oradan uzaklaq
Yagh adam bana bakarak gi.ilmeye bagladt. Ben de, arkadaqrmrn kim
kez ispanyolca bilmedilini unutuverdi[ini sciyledim.
"Bizi tantqttrmayr da unuttu anlagtlan," diyerek adtmt soyledim
"Benim adtm da Juan Matus. Emrinizdeyim."
Tokalaqtrk. Bir si.ire sessiz durduk. Sessizlifi bozarak, ona, inc
leme konumu anlattrm. Bitkilere, iizellikle peyoteye defgin her ttir
bilgi aramakta oldulumu belirttim. Boyuna konuguyor, bir ttirlli dur
mryordum. Konuyu hig bilmedilim halde, bir peyote uzmanl oldul
mu sciyli.iyordum. Ne denli gok bildilimi sciylersem, benimle konu
mayr o denli gok ister diye diigi.inliyordum. Ama bir gey soyledi[i yo
tu. Sabrrla dinliyordu. Bir ara bagrnr e[ip beni siizdii. Gozleri, sanki
lerinden grkan bir rgrkla parlamaktaydr. Bagrmr gevirdim. Srkrlmrgtrm
O an, sagmaladrlrmr gakmrg oldu$unu kesinlikle biliyordum.
Sonunda, g<izlerini benden aytrarak, "Bi giin evime gelsene", d
di. "Ola ki orda daha rahat konuquruz".
zrlderililer de bizi bile bile yanrltryorlar gibi gelmigti. Bill, bu adamtn
bir "yerbero" oldufunu, sanrllandrrrct kaktiis ile peyoteye de$gin de
rin bilgisi oldulunu soylemigti. Yerbero diye trbbi otlar toplayrp satan
kimselere denirmiq. Bill, benim bu adamla tanlqmamrn gok yararh ola
ca[r kanrsrndaydr. Ben, giineybatrda, o ydre Krzrlderililerince kullanr-
lan trbbi bitkilerden cimekler ve bu bitkiler iizerinde bilgi toplarken
Bill de bana krlavuzluk yapryordu.
Bill, kalkarak adamt selamladr. Bu Krzrlderili orta boylu biriydi.
Beyaz,krsa saglan kulaklannr hafif 6rti.iyor; bciylece bagrntn yuvarlak-
lrlr daha da ortaya grkryordu. Yapn ytiziindeki derin krrrgrkhklar onu
gok yaqh gtisteriyorsa da govdesi gi.iglii ve dipdiriydi. Bir an ona bak
trm. Devinimleri, yagh bir adamdan beklenmeyen bir geviklikteydi.
Bill, beni yanlanna ga$rrdr.
"iyi bir adam," dedi, "ama onunla anlagamryoruz. ispanyolcasr
acayip; kullandrlr deyimler daflr alzt mt ne!"
Yaqh adam Bill'e bakrp giiltimsedi. BildiEi ispanyolca birkag stiz
ci.ilii gegmeyen Bill, o dilde anlamstz bir iki laf etti. Ardrndan da, an
layrp anlamadrltmt gdrmek igin ytiztime baktr. Ne var, dediklerinden
higbir gey grkaramamtqttm. Bill, garesiz, giildii ve oradan uzaklaqtr
Yagh adam bana bakarak gi.ilmeye bagladt. Ben de, arkadaqrmrn kim
kez ispanyolca bilmedilini unutuverdi[ini sciyledim.
"Bizi tantqttrmayr da unuttu anlagtlan," diyerek adtmt soyledim.
"Benim adtm da Juan Matus. Emrinizdeyim."
Tokalaqtrk. Bir si.ire sessiz durduk. Sessizlifi bozarak, ona, ince
leme konumu anlattrm. Bitkilere, iizellikle peyoteye defgin her ttirli.
bilgi aramakta oldulumu belirttim. Boyuna konuguyor, bir ttirlli dura
mryordum. Konuyu hig bilmedilim halde, bir peyote uzmanl oldulu
mu sciyli.iyordum. Ne denli gok bildilimi sciylersem, benimle konug
mayr o denli gok ister diye diigi.inliyordum. Ama bir gey soyledi[i yok
tu. Sabrrla dinliyordu. Bir ara bagrnr e[ip beni siizdii. Gozleri, sanki iE
lerinden grkan bir rgrkla parlamaktaydr. Bagrmr gevirdim. Srkrlmrgtrm
O an, sagmaladrlrmr gakmrg oldu$unu kesinlikle biliyordum.
Sonunda, g<izlerini benden aytrarak, "Bi giin evime gelsene", de
di. "Ola ki orda daha rahat konuquruz".
birlikte algrhyordum. Birliktelifimiz, kendi davranrq bigimlerim
baqtan, kdkl{i bir delerlendirmeden gegirmeye itmigti beni. Yetiqm
herhalde herkes gibi, insanr asrlda zayfi ve garesiz olmayr kabullen
mesiydi; ve srrf onunla birlikte olmam, onun davranrg bigimiyle
nimki arasrndaki aynmr apagrk ortaya grkarrveriyordu. O srralarda
na sciyledikleri arasrnda en etkileyici olanr, yaradrhglanmlz arasrn
ayrrmla ilgili olanrydr. Ona yaptrlrm bir ziyaretten cince, yagam
akrgrndan ve beni ezen birkag kigisel gekiqmeden citiirii, bi.iyii
iiziinttiye kaprlmrg bir durumdaydrm. Don Juan'rn evine vardr[rm
karamsar ve sinirliydim.
Bilgiye olan ilgimden sriz agrlmrgtr; ama her zaman oldulu
ikimiz de bagka yanlara gekiyorduk. Ben, deneyimi agan kuramsa
giyi amaghyordum; o ise dolaysrz diinya bilgisini anlatmak istiyo
"Seni saran bu di.inyaya de$gin ne biliyorsun bakahm?" diye
du.
"BirEok bildilim Sey var herhalde" yanrtr verdim.
"Demem gu ki, seni saran bu dtinyayr duyumsadrlrn oluyo
hig?"
"E, elimden geldifince bu di.inyayr duyumsuyorum igte."
"Yetmez bu. Her geyi duyman gerek. Yoksa bir anlamr ka
di.inyanrn."
Hemen, tarifini bilmek igin gorbayr igmek gerekmez... gibi
makahp bir sdzle tartr$mayr stirdi.irdtim. Elektrili dfrenmek igin ill
elektrik goku mu gegirmek gerekir, falan diye uzatryordum.
"Sagmaladrlrnrn farkrnda mlsln?" diye sozi.imii kesti. "Kanlm
sana bi yaran olmasa da savlanna yapl;lp kahyorsun. Kendi esen
pahasrna da olsa, deligmek istemiyorsun."
"Ne dedilini anlamadrm ki!"
"Biiti.inliiEtine kavugamaml; oldufun gergefini dile getirmeye
hqryorum. Kafan iyice karrgrk senin."
Bu sdziinden hoglanmaml$tlm. Danlmrgtrm. Benim edimle
benim kigili[im iizerine yargr kesmeye hakkr yok herhalde diye g
riyordum.
"Qok sorunun var, bagrn belada." dedi. "Neden?"
baqtan, kdkl{i bir delerlendirmeden gegirmeye itmigti beni. Yetiqm
herhalde herkes gibi, insanr asrlda zayfi ve garesiz olmayr kabulle
mesiydi; ve srrf onunla birlikte olmam, onun davranrg bigimiyle
nimki arasrndaki aynmr apagrk ortaya grkarrveriyordu. O srralard
na sciyledikleri arasrnda en etkileyici olanr, yaradrhglanmlz arasrn
ayrrmla ilgili olanrydr. Ona yaptrlrm bir ziyaretten cince, yagam
akrgrndan ve beni ezen birkag kigisel gekiqmeden citiirii, bi.iyii
iiziinttiye kaprlmrg bir durumdaydrm. Don Juan'rn evine vardr[rm
karamsar ve sinirliydim.
Bilgiye olan ilgimden sriz agrlmrgtr; ama her zaman oldulu
ikimiz de bagka yanlara gekiyorduk. Ben, deneyimi agan kuramsa
giyi amaghyordum; o ise dolaysrz diinya bilgisini anlatmak istiyo
"Seni saran bu di.inyaya de$gin ne biliyorsun bakahm?" diye
du.
"BirEok bildilim Sey var herhalde" yanrtr verdim.
"Demem gu ki, seni saran bu dtinyayr duyumsadrlrn oluyo
hig?"
"E, elimden geldifince bu di.inyayr duyumsuyorum igte."
"Yetmez bu. Her geyi duyman gerek. Yoksa bir anlamr ka
di.inyanrn."
Hemen, tarifini bilmek igin gorbayr igmek gerekmez... gibi
makahp bir sdzle tartr$mayr stirdi.irdtim. Elektrili dfrenmek igin il
elektrik goku mu gegirmek gerekir, falan diye uzatryordum.
"Sagmaladrlrnrn farkrnda mlsln?" diye sozi.imii kesti. "Kanlm
sana bi yaran olmasa da savlanna yapl;lp kahyorsun. Kendi esen
pahasrna da olsa, deligmek istemiyorsun."
"Ne dedilini anlamadrm ki!"
"Biiti.inliiEtine kavugamaml; oldufun gergefini dile getirmeye
hqryorum. Kafan iyice karrgrk senin."
Bu sdziinden hoglanmaml$tlm. Danlmrgtrm. Benim edimle
benim kigili[im iizerine yargr kesmeye hakkr yok herhalde diye
riyordum.
"Qok sorunun var, bagrn belada." dedi. "Neden?"
tar. Bu sannlandtnctlan ayn ayrl zamanlarda igmek ya da yutmak, d
Juan'rn grimezi olarak bende, kimi yabansl algllama bozukluklan
da biling deligikligine yol agryordu. "Olalandr$r gergeklik durumla
diyordum bunlara. "Gergeklik" sozcti$iinti kullanmamln nedeni gudu
Don Juan'rn inanElar dizgesinde bu iig bitkiden herhangi birinin alr
masryla ortaya grkan bilinglilik durumlan aslrnda sanrr delillerdir; y
rine, glindelik yagam gergekli$inin, ahgrlmrgrn drqrnda da olsa, som
goriiniimleridir. Don Juan bu olalandrqr gergeklik durumlartnl "sank
gergekmiqler diye degil de, gergelin "kendisi" olarak gori.iyordu.
Bu bitkileri sannlandtrtct olarak stntflandtrmak ve neden oldu
lan durumlan olalandrqr gergeklik diye nitelendirmek, benim yap
lrm bir di.izenlemedir. Don Juan bu bitkilerin bir insant, kiqinin drg
da bulunan kimi etken ya da "Giigler"e goti.iren araglar olduklannl; y
rattrklan durumlartn da bir btiyiictiniin bu giiglere egemen olabilme
igin o giiglerle yapmak zorunda oldu$u "karqtlagmalar" oldu$unu so
liiyordu.
Peyoteye "Mescalito" diyor, onun yardtmsever bir cilretmen
insanlann koruyucusu oldufunu belirtiyordu. Mescalito, "do$ru y
gam bigimi"ni dlretirmi$. Peyote genellikle, biiyiiciilerin "mitotes" d
dikleri toplantrlarda yeniyordu. Bu toplantrlara katrlanlar ozellikl
dolru ya$am bigimini bulmayr amaglarlardr.
Don Juan, jimson otuyla mantarlarrn bagka bagka giigler oldul
nu soylerdi. Ona gdre bu gi.igler birer "dost"tu, ve onlart yonetmek o
srydr; nitekim, biiyiiciiler gtiglerini bu dostlardan yararlanarak el
ederlerdi. ikisi arasrndan don Juan'rn tuttu!u, mantarlardr. Mantarla
daki gtici.in, kendi kiqisel dostu oldulunu stiyliiyor ve buna "duma
ya da "dumanclk" diyordu.
Mantarlan, igilebilir duruma getirmek iEin don Juan once onl
ktigiik bir sukabalrnrn iginde tozanncaya kadar kurumaya brrakryord
Sukabafrnrn alztnt trkayrp bir yrl bekletiyor ve ince mantar tozunu b
bagka bitki kurusuyla kangtrrarak pipoyla igilen bir ttittiiri.im harma
elde ediyordu.
Bir bilgi adamt olmak igin bu dostla birgok kez "karqtlaqmak" g
rekiyordu; onunla iyice tanrgmak kogulu vardt. Bu onkoqula gtire ins
nrn, sannlandrncr harmanr srk srk tiittiirmesi gerekiyordu. "Tiitttirm
tar. Bu sannlandtnctlan ayn ayrl zamanlarda igmek ya da yutmak, don
Juan'rn grimezi olarak bende, kimi yabansl algllama bozukluklan ya
da biling deligikligine yol agryordu. "Olalandr$r gergeklik durumlan
diyordum bunlara. "Gergeklik" sozcti$iinti kullanmamln nedeni gudur
Don Juan'rn inanElar dizgesinde bu iig bitkiden herhangi birinin alrn
masryla ortaya grkan bilinglilik durumlan aslrnda sanrr delillerdir; ye
rine, glindelik yagam gergekli$inin, ahgrlmrgrn drqrnda da olsa, somu
goriiniimleridir. Don Juan bu olalandrqr gergeklik durumlartnl "sanki
gergekmiqler diye degil de, gergelin "kendisi" olarak gori.iyordu.
Bu bitkileri sannlandtrtct olarak stntflandtrmak ve neden olduk
lan durumlan olalandrqr gergeklik diye nitelendirmek, benim yaptr
lrm bir di.izenlemedir. Don Juan bu bitkilerin bir insant, kiqinin drgrn
da bulunan kimi etken ya da "Giigler"e goti.iren araglar olduklannl; ya
rattrklan durumlartn da bir btiyiictiniin bu giiglere egemen olabilmes
igin o giiglerle yapmak zorunda oldu$u "karqtlagmalar" oldu$unu soy
liiyordu.
Peyoteye "Mescalito" diyor, onun yardtmsever bir cilretmen v
insanlann koruyucusu oldufunu belirtiyordu. Mescalito, "do$ru ya
gam bigimi"ni dlretirmi$. Peyote genellikle, biiyiiciilerin "mitotes" de
dikleri toplantrlarda yeniyordu. Bu toplantrlara katrlanlar ozellikle
dolru ya$am bigimini bulmayr amaglarlardr.
Don Juan, jimson otuyla mantarlarrn bagka bagka giigler oldulu
nu soylerdi. Ona gdre bu gi.igler birer "dost"tu, ve onlart yonetmek ola
srydr; nitekim, biiyiiciiler gtiglerini bu dostlardan yararlanarak eld
ederlerdi. ikisi arasrndan don Juan'rn tuttu!u, mantarlardr. Mantarlar
daki gtici.in, kendi kiqisel dostu oldulunu stiyliiyor ve buna "duman
ya da "dumanclk" diyordu.
Mantarlan, igilebilir duruma getirmek iEin don Juan once onlar
ktigiik bir sukabalrnrn iginde tozanncaya kadar kurumaya brrakryordu
Sukabafrnrn alztnt trkayrp bir yrl bekletiyor ve ince mantar tozunu be
bagka bitki kurusuyla kangtrrarak pipoyla igilen bir ttittiiri.im harman
elde ediyordu.
Bir bilgi adamt olmak igin bu dostla birgok kez "karqtlaqmak" ge
rekiyordu; onunla iyice tanrgmak kogulu vardt. Bu onkoqula gtire insa
nrn, sannlandrncr harmanr srk srk tiittiirmesi gerekiyordu. "Tiitttirme
nrn diinyadaki geylerin "dzti"nti sezebilmesi igin gerekli olan gok
maqrk bir stireci belirtiyordu.
Ofrenim stirecinin bu gagrrtrcr kertedeki karmagrkhfrnr kola
okunur bir durumda sunabilmek amacryla tuttulum inceleme notl
yeniden di.izenleyerek uzun soru ve yantt bcililmlerini rizetlemiq b
nuyorum. Krsaltarak verdilim anlatrmrn, don Juan'rn rilretilerinin
lamrndan herhangi bir gey yitirmesine neden olmayacafr inancr
yrm. inceleme notlanma akrcrhk vermek amacryla yaptrlrm diize
me sonucunda, notlanmrn, sciylegilerde olmasr gereken akrcrhla
vugtu$unu ve istedifim etkiyi verece$ini sanryorum. Yani, gerg
olanlan okuyucuya en dolaysrz bigimde, bir roportaj gibi iletmek
dim. Ayn ayn verdilim her krsrm, don Juan'la yaptr[rm bir otur
gcistermektedir. Genellikle, oturumlanmlzrn her birini beklenmedik
bigimde noktalardr. Bu bakrmdan, her krsmrn sonundaki garprcrhk,
nim yazrnsal bir oyunum defildir; bunlar, don Juan'a rizgii konu
bigiminin iiriinleridir. Derslerin garprcr nitelik ve cinemini bellel
iyice sokmama yaramrgtrr bu anlmsatlcl ipuglarr.
Ne var ki, rciportajrmrn inandrrrcr olabilmesi igin kimi agrkla
lara gereksinim olacaktrr. Agrkhk sallamak igin kimi agkr nitelifin
ki kavramlarr ya da vurgulanmasrnda yarar gcirdii[i.im kimi agkr bi
lerini aydrnlatmak gerekmektedir. Vurgulamayr ye$ediklerimin,
lumsal bilimlere olan ilgime kogut olarak ortaya grkmalan do[a
Deliqik beklentileri olan deliqik amagh bir baqka kipinin, benim
lediklerimden biisbiitiin bagka kavramlarr segmiq olmasr pekdlA d
niilebilir.
Qcimezlifimin ikinci dcineminde, don Juan, ttittiiri.im harma
kullanmanrn "grirme" igin zorunlu ilk kogul oldulunu kesinlikle be
migti. O yi.izden, srk srk kullanmrgrmdrr bunu.
Don Juan, "Bu 'fani'diinyayr bi krprhlrna da olsa grirebilmek
gereksindi[in hrzr yalnrz ve yalnrz bu duman verebilir" derdi hep.
Don Juan, sannlandrncr harmanrn yardrmryla bende bir dizi
[andrgr gergeklik durumlan yaratmrgtr. Bu ttir durumlann baghca o
li!i, bir "uygulanamazhk" durumuydu ki bu da don Juan'rn yapma
oldufu geye uymaktaydr. Bu de$igik bilinglilik durumlarrnda sezi
di[im geyler, di.inyayr olalan bigimde algrlama yoluyla anlatrlabile
sezebilmesi igin gerekli olan gok
maqrk bir stireci belirtiyordu.
Ofrenim stirecinin bu gagrrtrcr kertedeki karmagrkhfrnr kol
okunur bir durumda sunabilmek amacryla tuttulum inceleme notl
yeniden di.izenleyerek uzun soru ve yantt bcililmlerini rizetlemiq b
nuyorum. Krsaltarak verdilim anlatrmrn, don Juan'rn rilretilerinin
lamrndan herhangi bir gey yitirmesine neden olmayacafr inancr
yrm. inceleme notlanma akrcrhk vermek amacryla yaptrlrm diize
me sonucunda, notlanmrn, sciylegilerde olmasr gereken akrcrhla
vugtu$unu ve istedifim etkiyi verece$ini sanryorum. Yani, gerg
olanlan okuyucuya en dolaysrz bigimde, bir roportaj gibi iletmek
dim. Ayn ayn verdilim her krsrm, don Juan'la yaptr[rm bir otur
gcistermektedir. Genellikle, oturumlanmlzrn her birini beklenmedi
bigimde noktalardr. Bu bakrmdan, her krsmrn sonundaki garprcrhk
nim yazrnsal bir oyunum defildir; bunlar, don Juan'a rizgii konu
bigiminin iiriinleridir. Derslerin garprcr nitelik ve cinemini belle
iyice sokmama yaramrgtrr bu anlmsatlcl ipuglarr.
Ne var ki, rciportajrmrn inandrrrcr olabilmesi igin kimi agrkla
lara gereksinim olacaktrr. Agrkhk sallamak igin kimi agkr nitelifin
ki kavramlarr ya da vurgulanmasrnda yarar gcirdii[i.im kimi agkr bi
lerini aydrnlatmak gerekmektedir. Vurgulamayr ye$ediklerimin,
lumsal bilimlere olan ilgime kogut olarak ortaya grkmalan do[a
Deliqik beklentileri olan deliqik amagh bir baqka kipinin, benim
lediklerimden biisbiitiin bagka kavramlarr segmiq olmasr pekdlA d
niilebilir.
Qcimezlifimin ikinci dcineminde, don Juan, ttittiiri.im harma
kullanmanrn "grirme" igin zorunlu ilk kogul oldulunu kesinlikle be
migti. O yi.izden, srk srk kullanmrgrmdrr bunu.
Don Juan, "Bu 'fani'diinyayr bi krprhlrna da olsa grirebilmek
gereksindi[in hrzr yalnrz ve yalnrz bu duman verebilir" derdi hep.
Don Juan, sannlandrncr harmanrn yardrmryla bende bir dizi
[andrgr gergeklik durumlan yaratmrgtr. Bu ttir durumlann baghca
li!i, bir "uygulanamazhk" durumuydu ki bu da don Juan'rn yapm
oldufu geye uymaktaydr. Bu de$igik bilinglilik durumlarrnda sez
di[im geyler, di.inyayr olalan bigimde algrlama yoluyla anlatrlabile
cr"ydtm.
Don Juan'rn gcirevi, dizgesini bana aktarrnaya gahgan bir uygula
ytcr olarak, baqka herkesle paylagtrlrm belli bir kesinlili da$rtmakt
Oysa o kesinlik bize di.inyaya "saldryr" ile bakmamrzln son aqama o
du$unu tilretmigtir. Don Juan, sannlandrrrcr bitkileri kullanarak ve ya
bancr bir dizgeyle benim aramda iyi hesaplanmr$ iligkiler kurara
kendi dtinya goriigi.imiin kesin olamayacalr, bunun yalmzca bir yorum
oldulunu bana gcistermeyi bagarmrqtrr.
Bizim bi.iyiictihik dedigimiz bu anlaqrlmaz gori.ingii, belki de bin
lerce yrldan beri Amerikah Krzrlderililer igin afrrbagh ve saygrn b
ufraqtr. Bizim bilim ulragrmrz gibi... Bunu anlamada gektifimiz gi.ig
li.ik, kugkusuz konunun igerdili yabancr anlam birimlerinden kaynak
lanmaktadrr.
Don Juan bir zamanlar bana bilgi adamlannrn 6zel elilimleri o
du[unu sciylemigti. Bunu agrklamasrnr istedim. Aldrfrm yanrt gciyley
di:
"Ornefin benim efilimim gormeye do$rudur."
"Ne anlama geliyor bu?"
"Gdrmek, zevkli bir ulrag! Bilgi adamr ancak gorerek bilir."
"Ne gibi qeyler goniyorsun?"
"Her $eyi."
"E, ben de her qeyi goriiyorum, ama bilgi adamr falan delilim."
"Yok, senin gordiigtin falan yok."
"Gori.iyorum igte."
"Gormiiyorsun diyorum sana."
"Neden b<iyle diyorsun, Don Juan?"
"Sen yalmzca yi.izeyden gcirtiyorsun her ;eyi."
"Yani biitiin bilgi adamlan baktrklarr her geyin igini goriir m[i?"
"Yok canrm. Demem o deme delil. Her bilgi adamrnrn kendi e[i
limleri vardrr; benimkisi de gormektir. Bilmektir. Bagkalarr baqka qey
ler yaparlar."
"Ne yaparlar cirnefin?"
de yorumlayabilme yetene$inden yoksun biriydim ben, bir "yaban-
cr"ydtm.
Don Juan'rn gcirevi, dizgesini bana aktarrnaya gahgan bir uygula-
ytcr olarak, baqka herkesle paylagtrlrm belli bir kesinlili da$rtmaktr.
Oysa o kesinlik bize di.inyaya "saldryr" ile bakmamrzln son aqama ol-
du$unu tilretmigtir. Don Juan, sannlandrrrcr bitkileri kullanarak ve ya-
bancr bir dizgeyle benim aramda iyi hesaplanmr$ iligkiler kurarak,
kendi dtinya goriigi.imiin kesin olamayacalr, bunun yalmzca bir yorum
oldulunu bana gcistermeyi bagarmrqtrr.
Bizim bi.iyiictihik dedigimiz bu anlaqrlmaz gori.ingii, belki de bin-
lerce yrldan beri Amerikah Krzrlderililer igin afrrbagh ve saygrn bir
ufraqtr. Bizim bilim ulragrmrz gibi... Bunu anlamada gektifimiz gi.ig-
li.ik, kugkusuz konunun igerdili yabancr anlam birimlerinden kaynak-
lanmaktadrr.
Don Juan bir zamanlar bana bilgi adamlannrn 6zel elilimleri ol-
du[unu sciylemigti. Bunu agrklamasrnr istedim. Aldrfrm yanrt gciyley-
di:
"Ornefin benim efilimim gormeye do$rudur."
"Ne anlama geliyor bu?"
"Gdrmek, zevkli bir ulrag! Bilgi adamr ancak gorerek bilir."
"Ne gibi qeyler goniyorsun?"
"Her $eyi."
"E, ben de her qeyi goriiyorum, ama bilgi adamr falan delilim."
"Yok, senin gordiigtin falan yok."
"Gori.iyorum igte."
"Gormiiyorsun diyorum sana."
"Neden b<iyle diyorsun, Don Juan?"
"Sen yalmzca yi.izeyden gcirtiyorsun her ;eyi."
"Yani biitiin bilgi adamlan baktrklarr her geyin igini goriir m[i?"
"Yok canrm. Demem o deme delil. Her bilgi adamrnrn kendi e[i-
limleri vardrr; benimkisi de gormektir. Bilmektir. Bagkalarr baqka qey-
ler yaparlar."
"Ne yaparlar cirnefin?"
"Nerde bulabilirim onu?"
"Tarlaya gitti."
"Hangi tarlaya?"
"Bilmem. Akgama dolru buyur. Saat beqte evde olur."
"Siz don Elias'rn egi misiniz?"
Kadrn, "Evet. Kansr olurum," diyerek gi.iliimsedi.
Sacateca'ya de[gin soru soffnak istediysem de cjziir diledi, is
yolcasrnrn pek iyi olmadrlrnr soyledi ve eve girdi. Ben de arabam
layrp oradan aynldrm.
Akgam saat altr sularrnda gene o eve gittim. "Sacateca," diye
I
Iendim. Bu kez kendisi grktr evden. Ses alma aygltrmr gahqtrr
Kahverengi krhflr bu aygrt omuzumda asrh bir fotolraf makinasr
labilirdi. Sacateca beni tanrmrqtr.
"Oo, sen misin!" diyerek giildi.i. "Juan nasll?"
"iyidir. Asrl sen nasrlsrn, don Elias?"
Yanrt vermedi. Sinirli goriini.iyordu. Drq gciriiniiqii sakindi,
igten ige tedirgin oldulunu anlamrgtrm.
"Don Juan mr gdnderdi seni, bi gey mi istiyor?"
"Haylr, kendim geldim."
"O da neden yahu?"
Sorusu, gaqrrttsrnr iyice belli etmigti.
"Biraz konuquruz diye diigiinmiigtiim," diye yanrtladrm. Elim
geldilince sakin goriinmeye galrqryordum. "Don Juan bana gok g
qeyler anlattr senin hakkrnda. Ben de merak ettim. Birkag soru sor
dedim."
Sacateca oni.imde durmaktaydr. Qevik, srnm gibi bir gdvdesi
dr. Haki renkte bir pantolonla gcimlek vardr iizerinde. Yan kapalr
leriyle uykulu ya da esrik bir hali vardr. Alzrnr biraz aralamrgtr, al
da[r sarkryordu. Derin derin solumakta oldu$unu gordiim. Hrrlam
benzettim bunu. Birden Sacateca'nrn kagrrmrg oldufu geldi akh
Ama bu diigi.inceyi akhmdan kovdum; gtinkii daha iki dakika cinc
den grktrfrnda ayrk gdri.iniiyordu ve beni hemen tanlml$tr adam:
Sonunda, "Ne sorusu sormak istiyorsun?" dedi.
"Nerde bulabilirim onu?"
"Tarlaya gitti."
"Hangi tarlaya?"
"Bilmem. Akgama dolru buyur. Saat beqte evde olur."
"Siz don Elias'rn egi misiniz?"
Kadrn, "Evet. Kansr olurum," diyerek gi.iliimsedi.
Sacateca'ya de[gin soru soffnak istediysem de cjziir diledi, is
yolcasrnrn pek iyi olmadrlrnr soyledi ve eve girdi. Ben de arabam
layrp oradan aynldrm.
Akgam saat altr sularrnda gene o eve gittim. "Sacateca," diye
I
Iendim. Bu kez kendisi grktr evden. Ses alma aygltrmr gahqtr
Kahverengi krhflr bu aygrt omuzumda asrh bir fotolraf makinasr
labilirdi. Sacateca beni tanrmrqtr.
"Oo, sen misin!" diyerek giildi.i. "Juan nasll?"
"iyidir. Asrl sen nasrlsrn, don Elias?"
Yanrt vermedi. Sinirli goriini.iyordu. Drq gciriiniiqii sakindi,
igten ige tedirgin oldulunu anlamrgtrm.
"Don Juan mr gdnderdi seni, bi gey mi istiyor?"
"Haylr, kendim geldim."
"O da neden yahu?"
Sorusu, gaqrrttsrnr iyice belli etmigti.
"Biraz konuquruz diye diigiinmiigtiim," diye yanrtladrm. Elim
geldilince sakin goriinmeye galrqryordum. "Don Juan bana gok
qeyler anlattr senin hakkrnda. Ben de merak ettim. Birkag soru sor
dedim."
Sacateca oni.imde durmaktaydr. Qevik, srnm gibi bir gdvdesi
dr. Haki renkte bir pantolonla gcimlek vardr iizerinde. Yan kapalr
leriyle uykulu ya da esrik bir hali vardr. Alzrnr biraz aralamrgtr, a
da[r sarkryordu. Derin derin solumakta oldu$unu gordiim. Hrrlam
benzettim bunu. Birden Sacateca'nrn kagrrmrg oldufu geldi ak
Ama bu diigi.inceyi akhmdan kovdum; gtinkii daha iki dakika cinc
den grktrfrnda ayrk gdri.iniiyordu ve beni hemen tanlml$tr adam:
Sonunda, "Ne sorusu sormak istiyorsun?" dedi.
caklannr. Kollarr gevgekge iki yanrna sarkrk duruyordu. Sonra sa!
lunu kaldrrdr; ellerini agtr, ellerinin ayalan yere dik tutuluydu. Parm
larrnt germekte ve bana dofru uzatmaktaydr. Ellerini birkag kez sil
gibi titreyerek yiiziimi.in onrine kaldrrdr. Bir siire orda tuttu ve bir
sozclik sciyledi. Sesinin gok net olmasrna kargrn scizciiklerini anla
madrm.
Biraz sonra ellerini gene agafrya sarkrttr ve devinmeden dur
Yabancr bir durugu vardr. Ayakta duruyor, kendisini, sol ayak parm
lannrn koki.i tistlinde dengeliyordu. Sa! ayalrnr, sol ayak topu[un
arkasrnda gapraz tutuyor; sa! ayalrnrn ucuyla tartrmh bir bigimde
fif hafif vuruyordu.
Nedensiz bir korkuya kaprldrm; bir tiir tedirginlik... Diiglincele
mi toparlayamryordum. Sagma sapan dtigiinceler soki.in ediyordu a
ma. Olup bitmekte olan durumla hiEbir ilintisi bulunmayan diigiin
ler... Tedirginligimi fark edip, diiqtincelerimi iginde bulundulum du
ma gevirmeye gahgtrm; ama bunu bir tiirlii bagaramadrm. Sanki bir g
beni, dii gi.inceleri mi toparl amaktan, durum la i I gi I i geyler dligtinmek
alrkoymaktaydr.
Sacateca bir qey demeden duruyordu. Artrk ne yapacalrmr ne
yecelimi bilmiyordum. Dontiverdim ve oradan ayrrldrm.
Daha sonralan don Juan'a Sacateca'yla kargrla$maml anlatrv
dim. Don Juan kahkahayr bastrrdr.
"Ne oldu orda gerEekten?" diye sordum.
"Sacateca dans etmig!" dedi don Juan. "Seni gdrmiig, sonra
dans etmig."
"Ne yaptr bana orda? Sersem tavufa donmiiqtiim bir ara."
"Seni belenmemig olacak ki ytiziine bir laf flrlatmrg, susturm
seni."
$agkrnhlrmr gizleyemedim, "Nasrl olur oyle $ey?" diye balrrdr
"Qok kolay, istenciyle susturrnu$ seni."
"Ne dedin, ne dedin?"
"istenciyle susturmug seni."
Yeterli bir agrklama delildi bu. Anlattrklan gok sagma geliyor
bana. Biraz daha degeyim dediysem de, anlayabilecefim bir agrklam
caklannr. Kollarr gevgekge iki yanrna sarkrk duruyordu. Sonra sa! ko
lunu kaldrrdr; ellerini agtr, ellerinin ayalan yere dik tutuluydu. Parmak
larrnt germekte ve bana dofru uzatmaktaydr. Ellerini birkag kez silke
gibi titreyerek yiiziimi.in onrine kaldrrdr. Bir siire orda tuttu ve bir i
sozclik sciyledi. Sesinin gok net olmasrna kargrn scizciiklerini anlaya
madrm.
Biraz sonra ellerini gene agafrya sarkrttr ve devinmeden durdu
Yabancr bir durugu vardr. Ayakta duruyor, kendisini, sol ayak parma
lannrn koki.i tistlinde dengeliyordu. Sa! ayalrnr, sol ayak topu[unu
arkasrnda gapraz tutuyor; sa! ayalrnrn ucuyla tartrmh bir bigimde h
fif hafif vuruyordu.
Nedensiz bir korkuya kaprldrm; bir tiir tedirginlik... Diiglinceler
mi toparlayamryordum. Sagma sapan dtigiinceler soki.in ediyordu akh
ma. Olup bitmekte olan durumla hiEbir ilintisi bulunmayan diigiince
ler... Tedirginligimi fark edip, diiqtincelerimi iginde bulundulum duru
ma gevirmeye gahgtrm; ama bunu bir tiirlii bagaramadrm. Sanki bir gt
beni, dii gi.inceleri mi toparl amaktan, durum la i I gi I i geyler dligtinmekte
alrkoymaktaydr.
Sacateca bir qey demeden duruyordu. Artrk ne yapacalrmr ne d
yecelimi bilmiyordum. Dontiverdim ve oradan ayrrldrm.
Daha sonralan don Juan'a Sacateca'yla kargrla$maml anlatrver
dim. Don Juan kahkahayr bastrrdr.
"Ne oldu orda gerEekten?" diye sordum.
"Sacateca dans etmig!" dedi don Juan. "Seni gdrmiig, sonra d
dans etmig."
"Ne yaptr bana orda? Sersem tavufa donmiiqtiim bir ara."
"Seni belenmemig olacak ki ytiziine bir laf flrlatmrg, susturmu
seni."
$agkrnhlrmr gizleyemedim, "Nasrl olur oyle $ey?" diye balrrdrm
"Qok kolay, istenciyle susturrnu$ seni."
"Ne dedin, ne dedin?"
"istenciyle susturmug seni."
Yeterli bir agrklama delildi bu. Anlattrklan gok sagma geliyordu
bana. Biraz daha degeyim dediysem de, anlayabilecefim bir agrklam
Sessiz sessiz giilerek baqmr salladr.
"Kalmasm daha iyi," diyerek tiim ytiziine yayrlan bir g
Itimsemeyle, "Meksika'da k6$rdr ne iqte kullanrrrz, bilirsin
diye ekledi.
Gtildtim. Qok gtizel buldum onun bu gizli alaymr.
Orta Meksika'nrn daflrk bir bolgesindeki ktigiik bir k
sabarun parkrnda bir srraya oturmugtuk. Onu ziyaret etm
istedi$imi kendisine bildirebilmek iEin higbir yol yoktu. G
ne de onu bulacafrmdan emindim. Ve buldum da. O kasab
da btraz oyalanmrqtrm ki; gok gegmeden don Juan da$d
inmiq ve bir arkadaqrnrn tezg6hrnda goriigtirken onu bulmu
tum.
Don Juan, pek iizerinde durmakstztn, benim onu Son
ra'ya goti.irmek igin tam zamanlnda geldilimi soyledi. Son
da konulu oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadagm
beklemek igin parka gittik.
Don Juan, pek tizerinde durmakstzrn, benim onu Son
ra'ya gottirmek igin tam zamantnda geldilimi sciyledi. Son
da konu$u oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadaql
beklemek igin parka gittik.
Ug saat kadar beklemiqtik. $undan bundan soz etmekte
dik. Giintin bitimine dofru, arkadagr gelmeden cince, don J
an'a birkag gtin cince tanrk oldu$um kimi olaylan anlattrm.
Onu ziyarete gelirken yolda, kente varrnaya az kala, ar
bam bozulmugtu. Ben de, arabam onarrlana dek kentte tig gi
gegirmek zorunda kalmrqtrm. Arabamrn onanldr[r atcilyen
karqrsrnda bir motel vardr; ne var ki, kentlerin drg mahallel
rinde hep srkrnfi basar beni. o nedenle kentin merkezinde
sekiz kath turistik bir otelde kalmrgtrm.
Asanscircii, otelde bir restoran bulundu$unu sdyleyince
gittim. Masalann bir boltimtinii kaldrnma dizmiqler. Kcigeb
qrnda, ga$daq gdri.iniiqlti tulla kemerler altrnda gok ahmh b
dtizeni vardr restoranrn. Birkag bog masa iligti goztime. Am
drgarrda hava serindi. O yiizden, havasrz da olsa, igerde otu
Sessiz sessiz giilerek baqmr salladr.
"Kalmasm daha iyi," diyerek tiim ytiziine yayrlan bir g
Itimsemeyle, "Meksika'da k6$rdr ne iqte kullanrrrz, bilirsin
diye ekledi.
Gtildtim. Qok gtizel buldum onun bu gizli alaymr.
Orta Meksika'nrn daflrk bir bolgesindeki ktigiik bir k
sabarun parkrnda bir srraya oturmugtuk. Onu ziyaret etm
istedi$imi kendisine bildirebilmek iEin higbir yol yoktu. G
ne de onu bulacafrmdan emindim. Ve buldum da. O kasab
da btraz oyalanmrqtrm ki; gok gegmeden don Juan da$d
inmiq ve bir arkadaqrnrn tezg6hrnda goriigtirken onu bulmu
tum.
Don Juan, pek iizerinde durmakstztn, benim onu Son
ra'ya goti.irmek igin tam zamanlnda geldilimi soyledi. Son
da konulu oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadagm
beklemek igin parka gittik.
Don Juan, pek tizerinde durmakstzrn, benim onu Son
ra'ya gottirmek igin tam zamantnda geldilimi sciyledi. Son
da konu$u oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadaq
beklemek igin parka gittik.
Ug saat kadar beklemiqtik. $undan bundan soz etmekte
dik. Giintin bitimine dofru, arkadagr gelmeden cince, don J
an'a birkag gtin cince tanrk oldu$um kimi olaylan anlattrm.
Onu ziyarete gelirken yolda, kente varrnaya az kala, a
bam bozulmugtu. Ben de, arabam onarrlana dek kentte tig gi
gegirmek zorunda kalmrqtrm. Arabamrn onanldr[r atcilyen
karqrsrnda bir motel vardr; ne var ki, kentlerin drg mahallel
rinde hep srkrnfi basar beni. o nedenle kentin merkezinde
sekiz kath turistik bir otelde kalmrgtrm.
Asanscircii, otelde bir restoran bulundu$unu sdyleyinc
gittim. Masalann bir boltimtinii kaldrnma dizmiqler. Kcigeb
qrnda, ga$daq gdri.iniiqlti tulla kemerler altrnda gok ahmh b
dtizeni vardr restoranrn. Birkag bog masa iligti goztime. Am
drgarrda hava serindi. O yiizden, havasrz da olsa, igerde otu
aclyorum," dedim.
"Neden?"
"Qiinkti insanhfrn esenlili beni kaygrlandrnyor da onda
Onlar daha gocuk; girkin, bayalr bir yaqam si.irdtirtiyorlar."
Don Juan, yapmacrkh bir sesle, atrldr: "Dur bakahm, du
Nasrl dersin onlann yagamma girkin diye, baya[r diye? Ke
di yaqamlntn, onlannkinden daha iyi oldulunu sanryorsun,
mi?"
Oyle sandr[rmr soyledim; bu Eocuklarrnkine oranla b
nim diinyamm gok daha gegitli yagantrlarla dolu oldulunu
bana kigisel doyum ve geligme olanaklarr safladr$rnr ekl
dim.
Don Juan'rn bile bile inatgrhk yaptrlrnr sanryordum. S
beni krzdrrmak igin karqrt bir gortigti savundu$unu di.igi.i
mekteydim. Bu Eocuklarrn ussal geligme olanaklannrn h
bulunmadr[rna igtenlikle inanmrqtrm.
Goriiqtimii biraz daha agrkhyordum ki, don Juan pat diy
soruverdi: "Bir zamanlar sen kendin bana bir insan igin e
btiyiik bagarmrn 'bilgi adamr olmak' oldufunu soylemem
miydin?"
Boyle bir qey soylemiqtim; kanrmca bilgi adamr olmanr
en bi.iytik ussal baqarr oldu[u yolundaki inancrml gene yine
ledim.
Don Juan, "Senin o varsrl diinyanrn, bilgi adamr olman
bi yardrmr olur mu saruyorsun?" diye sordu. Sesinde alay
bir titrem vardr.
Yarut vermedim. Don Juan aynl soruyu, bu kez bagka b
bigimde, gene sordu-anlamadr[rnr sandrfrm zaman benim
ona hep yaptrlrm gibi...
"Yani," dedi hilesini sezmiq oldulumu bildilini gosteri
cesine afzr kulaklanna vararak, "senin ozgiirliiltintirwe elin
deki olanaklarrn, senin bi bilgi adamr olmana bi yaran olab
lir mi?"
"Elbette aclyorum," dedim.
"Neden?"
"Qiinkti insanhfrn esenlili beni kaygrlandrnyor da ondan
Onlar daha gocuk; girkin, bayalr bir yaqam si.irdtirtiyorlar."
Don Juan, yapmacrkh bir sesle, atrldr: "Dur bakahm, dur
Nasrl dersin onlann yagamma girkin diye, baya[r diye? Ken
di yaqamlntn, onlannkinden daha iyi oldulunu sanryorsun, d
mi?"
Oyle sandr[rmr soyledim; bu Eocuklarrnkine oranla be
nim diinyamm gok daha gegitli yagantrlarla dolu oldulunu
bana kigisel doyum ve geligme olanaklarr safladr$rnr ekle
dim.
Don Juan'rn bile bile inatgrhk yaptrlrnr sanryordum. Srr
beni krzdrrmak igin karqrt bir gortigti savundu$unu di.igi.in-
mekteydim. Bu Eocuklarrn ussal geligme olanaklannrn hig
bulunmadr[rna igtenlikle inanmrqtrm.
Goriiqtimii biraz daha agrkhyordum ki, don Juan pat diye
soruverdi: "Bir zamanlar sen kendin bana bir insan igin en
btiyiik bagarmrn 'bilgi adamr olmak' oldufunu soylememiq
miydin?"
Boyle bir qey soylemiqtim; kanrmca bilgi adamr olmanrn
en bi.iytik ussal baqarr oldu[u yolundaki inancrml gene yine-
ledim.
Don Juan, "Senin o varsrl diinyanrn, bilgi adamr olmana
bi yardrmr olur mu saruyorsun?" diye sordu. Sesinde alaycr
bir titrem vardr.
Yarut vermedim. Don Juan aynl soruyu, bu kez bagka bir
bigimde, gene sordu-anlamadr[rnr sandrfrm zaman benim
ona hep yaptrlrm gibi...
"Yani," dedi hilesini sezmiq oldulumu bildilini gosterir-
cesine afzr kulaklanna vararak, "senin ozgiirliiltintirwe elin-
deki olanaklarrn, senin bi bilgi adamr olmana bi yaran olabi-
lir mi?"
dolanan ipincecik iplikler. Bu ytizdendir insanrn telcik yu
lrndan olugan bi yumurta gibi gortinmesi. insanrn kolla
bacaklan da her yana firlar gibi uzanan sert ve saydam k
ra benzer."
"Herkes oyle mi goriini.ir?"
"Herkes. Ustelik herkes, biiti.in obiir qeylere dokunma
drr; ama elleriyle delil, karnrrun ortasmdan siiren uzun b
cik demetiyle de[er obiir qeylere. Bu telcikler insanr gev
ne ballarlar, dengeli ve sallamca durmasrnr saflarlar. O
bi gtin sen de goriirsiin, dilenci de olsa kral da olsa insan
dam bi yumurtadrr ve deligtirilecek bi yanr yoktur; daha
rusu neyini defiqtirebilirsin, o saydam yumurtarun? Ney
dolanan ipincecik iplikler. Bu ytizdendir insanrn telcik yu
lrndan olugan bi yumurta gibi gortinmesi. insanrn kolla
bacaklan da her yana firlar gibi uzanan sert ve saydam k
ra benzer."
"Herkes oyle mi goriini.ir?"
"Herkes. Ustelik herkes, biiti.in obiir qeylere dokunma
drr; ama elleriyle delil, karnrrun ortasmdan siiren uzun b
cik demetiyle de[er obiir qeylere. Bu telcikler insanr gev
ne ballarlar, dengeli ve sallamca durmasrnr saflarlar. O
bi gtin sen de goriirsiin, dilenci de olsa kral da olsa insan
dam bi yumurtadrr ve deligtirilecek bi yanr yoktur; daha
rusu neyini defiqtirebilirsin, o saydam yumurtarun? Ney
sezgiler yaratabilecefi sonucuna vardrm. Biiytictintin bu sci
lerden yararlanma stirecinin niteliklerine defgin savlm, btiti.
ntiyle, amaglanan sezgi dizisinin yaratrlmasrnda bir krlavuzu
gereklilili varsayrmrna dayanmaktaydr. Bi.iyticiilerin peyot
oturumlannr cjzel bir deney konusu olarak inceledim. Bu otu
rumlarda btiyticiilerin agrk segik bir scizciik ya da iqaret ve
meden, gergeklifin nitelifine delgin bir anlaqmaya ulagtrkla
nnr savhyordum; ve bciyle bir anlaqmaya ulaqabilmeleri igi
oturuma katrlanlann gok i.isti.in ve ince bir gizli iletigim igin
de bulunduklarr sonucuna vanyorum. Bu gtzli iletiqim yonte
minin niteliEini agrklamak amacryla karmagrk bir dizge kur
muqtum. Bu nedenle don Juan'a gidip, bu gahqmalanma d"E
gin firkini almak istiyordum.

2I Mayts 1968
Don Juan'r gormeye giderken yaptrfrm yolculuk srrasrnd
kayda deler bir gey olmamrqtr. Qolde rsr, krrk dereceyi geg
yor insanr rahatsrz ediyordu. Akqam yaklagtrkga tsl dtiqmeye
baqladr; don Juan'rn evine vardrlrmda akqam olmuq, serin b
yel esmeye baglamrgtr. Qok yorgun sayllmazdrm. Odasrnd
oturup konuqtuk. Rahat ve gevgemig bir durumdaydrm; ko
nu$mamrz saatlerce stirdii. Notlarlma gegirmeye de[er b
geyler konuguldu[u yoktu. ille de anlamh bir qey sciyleyim y
da koca koca anlamlar grkarayrm diye ulraqmryordum. Hava
dan, o yrlki tiriinden, torunundan, Yaqui Krzrlderililerinden,
Meksika hi.ikiimetinden falan dem vuruyorduk. Don Juan'a
karanhkta boyle konuqmaktan ne kadar gok tat aldrfrmr soye
dim. O da, bunu sciylememin, konuqkan yaradrhqrma pek uy
gun dtiqttiltinti sriyledi. Orada otururken konuEmaktan bagk
bir yapmadr$rm igin, karanhkta sdyleqmenin bina kolay gel
dilini de ekledi. Ben de hoqlandrfrm geyin, konugma edimin
den cite bir geyler oldu[unu ileri siirerek, aslmda bizi saran
karanhfrn yatrqtrrrcr rhkhlrnr sevdilimi soyledim. Don Juan
hava karannca evde neler yaptrlrmr sordu. Ben de, tabii rgrk
sezgiler yaratabilecefi sonucuna vardrm. Biiytictintin bu sciz-
lerden yararlanma stirecinin niteliklerine defgin savlm, btiti.i-
ntiyle, amaglanan sezgi dizisinin yaratrlmasrnda bir krlavuzun
gereklilili varsayrmrna dayanmaktaydr. Bi.iyticiilerin peyote
oturumlannr cjzel bir deney konusu olarak inceledim. Bu otu-
rumlarda btiyticiilerin agrk segik bir scizciik ya da iqaret ver-
meden, gergeklifin nitelifine delgin bir anlaqmaya ulagtrkla-
nnr savhyordum; ve bciyle bir anlaqmaya ulaqabilmeleri igin
oturuma katrlanlann gok i.isti.in ve ince bir gizli iletigim igin-
de bulunduklarr sonucuna vanyorum. Bu gtzli iletiqim yonte-
minin niteliEini agrklamak amacryla karmagrk bir dizge kur-
muqtum. Bu nedenle don Juan'a gidip, bu gahqmalanma d"E-
gin firkini almak istiyordum.

2I Mayts 1968
Don Juan'r gormeye giderken yaptrfrm yolculuk srrasrnda
kayda deler bir gey olmamrqtr. Qolde rsr, krrk dereceyi gegi-
yor insanr rahatsrz ediyordu. Akqam yaklagtrkga tsl dtiqmeye
baqladr; don Juan'rn evine vardrlrmda akqam olmuq, serin bir
yel esmeye baglamrgtr. Qok yorgun sayllmazdrm. Odasrnda
oturup konuqtuk. Rahat ve gevgemig bir durumdaydrm; ko-
nu$mamrz saatlerce stirdii. Notlarlma gegirmeye de[er bir
geyler konuguldu[u yoktu. ille de anlamh bir qey sciyleyim ya
da koca koca anlamlar grkarayrm diye ulraqmryordum. Hava-
dan, o yrlki tiriinden, torunundan, Yaqui Krzrlderililerinden,
Meksika hi.ikiimetinden falan dem vuruyorduk. Don Juan'a,
karanhkta boyle konuqmaktan ne kadar gok tat aldrfrmr soye-
dim. O da, bunu sciylememin, konuqkan yaradrhqrma pek uy-
gun dtiqttiltinti sriyledi. Orada otururken konuEmaktan bagka
bir yapmadr$rm igin, karanhkta sdyleqmenin bina kolay gel-
dilini de ekledi. Ben de hoqlandrfrm geyin, konugma edimin-
den cite bir geyler oldu[unu ileri siirerek, aslmda bizi saran
karanhfrn yatrqtrrrcr rhkhlrnr sevdilimi soyledim. Don Juan,
hava karannca evde neler yaptrlrmr sordu. Ben de, tabii rgrk-
mam iki saate yakrn siirmiiqtii. Konuqmaml, anlaqmaya ula
mada kullanrlan yontemin ne oldu[unu bana kendi a$zr
anlatmasrnr rica ederek noktaladrm.
Sciztim bitince, don Juan kaqlarrnr qattr. Bunu, a.grklam
lanmr tartrqmaya deler bulmuq oldu$una yordum. Iyice d
qi.in{ip de dtiqi.incesini oyle soyleyecekmig gibi bir hali var
Bir siire sonra, sessizlifi bozarak, tezimi nastl buldu[unu s
dum.
Bu sorum onu dtiqiincelerinden aytrdr. Ytiziinde bir g
li.imseme belirdi; sonra da giimbiirdeyen bir kahkahaya d
ntiqti.i bu. Ben de giilmeye gahgtrm, sinirli sinirli, giihing ol
geyin ne oldu[unu sordum.
"Beynin sulanmrq senin!" diye bafrrdr. "Mitote de
onemli bt zamanda ne diye birilerine qifre verrneye kalkrqs
bu adamlar? Mescalito'yla dalga gegecek kadar manyak
sanlrsln onlarr?"
Bir an igin akhmdan don Juan'tn kagamakh davrand
gegiverdi. Soyledikleri, soruma yanrt olamazdr ki!
Don Juan inatla, "Neden gifre versinler yahu!?" diye sd
lendi. "Seni de gotiirdtik mitotelere. Kimse sana ne duyums
man gerekti[ini, ya da ne yapman gerektifini falan soyle
mi, ha! Hig kimse, Mescalito'dan baqka hig kimse yapam
bunu ! "
Boyle bir agrklamanrn manttkstz oldulunu ileri siirere
bu anlaqmaya nastl ulaqtrklartnt anlatmast ricamr yineledim
Don Juan, gizemli bir sesle, "$imdi anladrm neden gel
[ini," dedi. "Sana yardtmct olamam; gtinkti gizlt, iqaretler, q
reler falan yok ki!"
"Ama, hepsi birden, Mescalito'nun geldilini nasil anlay
biliyorlar?"
Don Juan biiytik bir ciddiyetle, "Anlayabiliyorlar, giin
goriiyorlar," dedi ve yumuqayarak ekledi: "Bir mitoteye d
ha katrl, o zaman kendin gor[irsiin bunu."
Bir tuzakmrg gibi geldi bu onerisi. Bir qey demedim; n
mam iki saate yakrn siirmiiqtii. Konuqmaml, anlaqmaya ula
mada kullanrlan yontemin ne oldu[unu bana kendi a$zr
anlatmasrnr rica ederek noktaladrm.
Sciztim bitince, don Juan kaqlarrnr qattr. Bunu, a.grklam
lanmr tartrqmaya deler bulmuq oldu$una yordum. Iyice d
qi.in{ip de dtiqi.incesini oyle soyleyecekmig gibi bir hali var
Bir siire sonra, sessizlifi bozarak, tezimi nastl buldu[unu s
dum.
Bu sorum onu dtiqiincelerinden aytrdr. Ytiziinde bir g
li.imseme belirdi; sonra da giimbiirdeyen bir kahkahaya d
ntiqti.i bu. Ben de giilmeye gahgtrm, sinirli sinirli, giihing ol
geyin ne oldu[unu sordum.
"Beynin sulanmrq senin!" diye bafrrdr. "Mitote de
onemli bt zamanda ne diye birilerine qifre verrneye kalkrqs
bu adamlar? Mescalito'yla dalga gegecek kadar manyak
sanlrsln onlarr?"
Bir an igin akhmdan don Juan'tn kagamakh davrand
gegiverdi. Soyledikleri, soruma yanrt olamazdr ki!
Don Juan inatla, "Neden gifre versinler yahu!?" diye sd
lendi. "Seni de gotiirdtik mitotelere. Kimse sana ne duyums
man gerekti[ini, ya da ne yapman gerektifini falan soyle
mi, ha! Hig kimse, Mescalito'dan baqka hig kimse yapam
bunu ! "
Boyle bir agrklamanrn manttkstz oldulunu ileri siirere
bu anlaqmaya nastl ulaqtrklartnt anlatmast ricamr yineledim
Don Juan, gizemli bir sesle, "$imdi anladrm neden gel
[ini," dedi. "Sana yardtmct olamam; gtinkti gizlt, iqaretler, q
reler falan yok ki!"
"Ama, hepsi birden, Mescalito'nun geldilini nasil anlay
biliyorlar?"
Don Juan biiytik bir ciddiyetle, "Anlayabiliyorlar, giin
goriiyorlar," dedi ve yumuqayarak ekledi: "Bir mitoteye d
ha katrl, o zaman kendin gor[irsiin bunu."
Bir tuzakmrg gibi geldi bu onerisi. Bir qey demedim; n
di:
"Brrak da duman yeniden krlavuzluk etsin sana," dedi
bastrra bastrra.
"Olmaz, don Juan," dedim. "istemem dumanrnr. Yeterin-
ce yordu beni zaten."
"Daha baqlamrq bile sayrlmazsrn."
"Qok korkutuyor beni."
"Korkuyorsun ha? Korku do[al bi qeydir. Brrak korkuyu
diiqiinmeyi. Gorme'nin o benzersiz giizelli[ini dtiqi.in! "
"O giizellikleri diiqtinebilmeyi gergekten isterdim, ama
yapamlyorum bunu. Akirma dumanrn gelir gelmez, ruhum
kararrveriyor. Sanki diinyada tek bagrma, desteksiz kalmrq gi-
bi oluyorum. Dumanrn banayalntzhfrn son kertesini goster-
di, don Juan, baqka bir qey de[iI."
"Dofru de[il bu soylediklerin. Bana baksana! Duman be-
nim dostumdur; yalnrzhk falan gektifim var mr benim?"
"Sen baqkasrn; korkunu yenmiqsin sen."
Don Juan, omzumu okgayarak, yumuqak bir sesle: "Kork-
tu[un falan yok!" dedi. Sesinde beni suglayan yabancr bir tit-
rem sezdim.
"Yani yalan mr soyliiyorum, korkuyorum derken?"
Sertleqerek, "Yalan malan rrgaiamryor beni. Benim dti-
qiindi.ifiim $ey baqka. O[renmek istemenin nedeni, korkman
falan defil. Bambaqka bi qey."
iyice meraklanmrqtrm. O qeyin ne oldulunu anlatmasrnr
istedim. Yalvardrm. Ama konuqmadr. Bunu bilmedilime
inanmazmrq gibi baqrnr sallamakla yetiniyordu.
Ola ki, beni cifrenmekten ahkoyan qeyin atalet oldulunu
soyledim. Don Juan "atalet"in ne demeye geldifini sordu.
Sozliikte bularak okudum: "Devinimsiz maddenin devinme-
den durma elilimi, !a da devinmekteyse, bir drq etken yoksa,
o yonde devinmesini siirdtirmesi."
"Bi drq etken yoksa..." diye yineledi. "Bundan daha iyi bi
di:
"Brrak da duman yeniden krlavuzluk etsin sana," dedi
bastrra bastrra.
"Olmaz, don Juan," dedim. "istemem dumanrnr. Yeterin-
ce yordu beni zaten."
"Daha baqlamrq bile sayrlmazsrn."
"Qok korkutuyor beni."
"Korkuyorsun ha? Korku do[al bi qeydir. Brrak korkuyu
diiqiinmeyi. Gorme'nin o benzersiz giizelli[ini dtiqi.in! "
"O giizellikleri diiqtinebilmeyi gergekten isterdim, ama
yapamlyorum bunu. Akirma dumanrn gelir gelmez, ruhum
kararrveriyor. Sanki diinyada tek bagrma, desteksiz kalmrq gi-
bi oluyorum. Dumanrn banayalntzhfrn son kertesini goster-
di, don Juan, baqka bir qey de[iI."
"Dofru de[il bu soylediklerin. Bana baksana! Duman be-
nim dostumdur; yalnrzhk falan gektifim var mr benim?"
"Sen baqkasrn; korkunu yenmiqsin sen."
Don Juan, omzumu okgayarak, yumuqak bir sesle: "Kork-
tu[un falan yok!" dedi. Sesinde beni suglayan yabancr bir tit-
rem sezdim.
"Yani yalan mr soyliiyorum, korkuyorum derken?"
Sertleqerek, "Yalan malan rrgaiamryor beni. Benim dti-
qiindi.ifiim $ey baqka. O[renmek istemenin nedeni, korkman
falan defil. Bambaqka bi qey."
iyice meraklanmrqtrm. O qeyin ne oldulunu anlatmasrnr
istedim. Yalvardrm. Ama konuqmadr. Bunu bilmedilime
inanmazmrq gibi baqrnr sallamakla yetiniyordu.
Ola ki, beni cifrenmekten ahkoyan qeyin atalet oldulunu
soyledim. Don Juan "atalet"in ne demeye geldifini sordu.
Sozliikte bularak okudum: "Devinimsiz maddenin devinme-
den durma elilimi, !a da devinmekteyse, bir drq etken yoksa,
o yonde devinmesini siirdtirmesi."
"Bi drq etken yoksa..." diye yineledi. "Bundan daha iyi bi
yere uzandr. iki saat kadar sonra uyandrlrnda, ben hAlA notia
nmr dtizenlemekteydim. Artrk hava iyice kararmrqtr. Don Ju
an, yazmakta oldu$umu gcirtince dikildi; giiltimseyerek yaza
yaza sorunumu gozmtiq miiytim diye sordu.

23 Mayts I968
Oaxaca'dan soz etmekteydik. Don Juan'a, btr zamanlat paza
kuruldufu bir giin o kente gittifimde o yoreden gelen yiizler
ce Krzrlderilinin yiyecek ve rvlr zrvff bir siirii eqyayl satmak
LErn pazaryerinde toplandrklannr anlatryordum. Safaltrcr bit
kiler satan bir adamrn, ilgimi ozellikle gekmiq oldulunu soy
ledim. Tahtadan yaprlmrq bir dolaptaki kiigtik kavanozla
iginde kurutulmuq, kryrlmrg bitkileri satryordu. Sokak orta
srnda durmuq, elinde bir kavanoz tutuyor, ytiksek bir sesle bi
tekerleme soyltiyordu.
"Sivrisinek, pireye ve ayrrca bitlere,
Domuz, at, inek igin, iqte getirdim size.
Bilumum sayrrh[r iyi eder bu otlar,
Kabakulak, krzamrk, romatizma, gut mu var?
Yiirek, cifer, mide, bel ne afrrn varsa keser,
Ahn bayanlar baylar, srzrdan kalmaz eser.
Sivrisinek, pireye ve aynca bitlere."
Durmuq, uzun Llzun dinlemigtim adamr. Once biittin has
tahklan saylp dokiiyor, sonra da bitkilerin bu hastahklan iy
ettigini soyltiyordu. Dort dize soyleyip duraksryor, bciylece
tekerlemesine ilging bir tartrm veriyordu.
Don Juan, gengken, kendisinin de Oaxaca pazannda bitk
sattrlrnr soyledi. Mtiqteri gekmekte kullandrfr "terane"yi hd
lA anrmsadrfrnr belirterek okumaya baqladr. Arkadagr Vicen
te'yle birlikte kimi ilag regeteleri hazrrladrklarmr anlattr.
"Bizim ilaglar gergekten iyiydi," diye siirdtirdii. "Arkada-
grm Vicente'qahane hulasalar' qrkanrdr bitkilerden."
yere uzandr. iki saat kadar sonra uyandrlrnda, ben hAlA notia
nmr dtizenlemekteydim. Artrk hava iyice kararmrqtr. Don Ju
an, yazmakta oldu$umu gcirtince dikildi; giiltimseyerek yaz
yaza sorunumu gozmtiq miiytim diye sordu.

23 Mayts I968
Oaxaca'dan soz etmekteydik. Don Juan'a, btr zamanlat paza
kuruldufu bir giin o kente gittifimde o yoreden gelen yiizler
ce Krzrlderilinin yiyecek ve rvlr zrvff bir siirii eqyayl satmak
LErn pazaryerinde toplandrklannr anlatryordum. Safaltrcr bit
kiler satan bir adamrn, ilgimi ozellikle gekmiq oldulunu soy
ledim. Tahtadan yaprlmrq bir dolaptaki kiigtik kavanozla
iginde kurutulmuq, kryrlmrg bitkileri satryordu. Sokak orta
srnda durmuq, elinde bir kavanoz tutuyor, ytiksek bir sesle bi
tekerleme soyltiyordu.
"Sivrisinek, pireye ve ayrrca bitlere,
Domuz, at, inek igin, iqte getirdim size.
Bilumum sayrrh[r iyi eder bu otlar,
Kabakulak, krzamrk, romatizma, gut mu var?
Yiirek, cifer, mide, bel ne afrrn varsa keser,
Ahn bayanlar baylar, srzrdan kalmaz eser.
Sivrisinek, pireye ve aynca bitlere."
Durmuq, uzun Llzun dinlemigtim adamr. Once biittin has
tahklan saylp dokiiyor, sonra da bitkilerin bu hastahklan iy
ettigini soyltiyordu. Dort dize soyleyip duraksryor, bciylece
tekerlemesine ilging bir tartrm veriyordu.
Don Juan, gengken, kendisinin de Oaxaca pazannda bitk
sattrlrnr soyledi. Mtiqteri gekmekte kullandrfr "terane"yi hd
lA anrmsadrfrnr belirterek okumaya baqladr. Arkadagr Vicen
te'yle birlikte kimi ilag regeteleri hazrrladrklarmr anlattr.
"Bizim ilaglar gergekten iyiydi," diye siirdtirdii. "Arkada-
grm Vicente'qahane hulasalar' qrkanrdr bitkilerden."
du. Giysileri biraz daha dtizgtinceydi. Srrtrnda lacivert bir ce-
ket vardr, pantalonu ag.rk maviydi. Siyah ayakkabrlarr vardt.
Terledi[i falan yoktu. Obiirlerine pek yaklaqmryor, onlarla il-
gilenmez gcirtiniiyordu.
Kadrn da krrk yaqlannda kadardr. $iqman ve esmerdi. Si-
yah etek, beyaz bluz ve ucu sivri siyah ayakkabr giymektey-
di. Y{ik falan taqrmryordu; elinde gantah bir radyo vardr. Qok
yorgun gori.ini.iyordu. Ytizii ter damlalanyla kaphydr.
Onlara yaklaqtrm. Adamlann geng olanryla kadrn yaruma
geldiler. Kendilerini arabama almamr istediler. Trka basa do-
lu olan arka koltufu gostererek arabada yer olmadrfrnr soyle-
dim. Adam, efer yavagga.siirersem, arka tampona takrlarak
gidebileceklerini onerdi. Istersem on kaputun tizerine bile
uzanabileceklerini belirtti. Qok sagma bulmuqtum bu onerile-
ri. Ama oyle rsrarla yalvarryorlardr ki, iiztilmeye ve stktlma-
ya bagladrm. Otobi.ise binmeleri igin biraz para verdim.
Geng olanr paralan ahp tegekkiir etti; ama yaqhsr, ki.igiim-
seyerek srrtrnr dondii.
"Bana araba gerek, paranr istemiyorum," dedi.
Sonra bana dcinerek, "Bize yiyecek bir qey verebilir mi-
sin, su var ml?" diye sordu.
Aksi gibi higbir qey yoktu yanrmda. Bir an durup bana
baktrlar ve hep birlikte yiirtiyerek uzaklaqtrlar.
Arabama binip anahtan gevirdim. Srcak yi.iztinden moto-
ra su taqmrq olacaktr. Basmayan mar$ln grcrrtrsrnr iqiten geng
adam durdu. Sonra dciniip arabayr arkadan itmeye hazrr bir
duruma gegti. Briyiik bir korkuya kaprlmrqtrm. Solufum ke-
silir gibi oluyordu. Az sonra motor gahqtr ve gekip gittim.
Bunlan anlattrktan sonra, don Juan bir siire diiqiinceye
daldr.
Gozlerini bana dikerek, "Neden daha once anlatmadtn
bunu?" diye sordu.
Ne diyecefimi qaqrrmrqtrm. Omuzlanmr silkerek o denli
onemli oldulunu di.iqiinmedi$imi soyledim.
du. Giysileri biraz daha dtizgtinceydi. Srrtrnda lacivert bir ce-
ket vardr, pantalonu ag.rk maviydi. Siyah ayakkabrlarr vardt.
Terledi[i falan yoktu. Obiirlerine pek yaklaqmryor, onlarla il-
gilenmez gcirtiniiyordu.
Kadrn da krrk yaqlannda kadardr. $iqman ve esmerdi. Si-
yah etek, beyaz bluz ve ucu sivri siyah ayakkabr giymektey-
di. Y{ik falan taqrmryordu; elinde gantah bir radyo vardr. Qok
yorgun gori.ini.iyordu. Ytizii ter damlalanyla kaphydr.
Onlara yaklaqtrm. Adamlann geng olanryla kadrn yaruma
geldiler. Kendilerini arabama almamr istediler. Trka basa do-
lu olan arka koltufu gostererek arabada yer olmadrfrnr soyle-
dim. Adam, efer yavagga.siirersem, arka tampona takrlarak
gidebileceklerini onerdi. Istersem on kaputun tizerine bile
uzanabileceklerini belirtti. Qok sagma bulmuqtum bu onerile-
ri. Ama oyle rsrarla yalvarryorlardr ki, iiztilmeye ve stktlma-
ya bagladrm. Otobi.ise binmeleri igin biraz para verdim.
Geng olanr paralan ahp tegekkiir etti; ama yaqhsr, ki.igiim-
seyerek srrtrnr dondii.
"Bana araba gerek, paranr istemiyorum," dedi.
Sonra bana dcinerek, "Bize yiyecek bir qey verebilir mi-
sin, su var ml?" diye sordu.
Aksi gibi higbir qey yoktu yanrmda. Bir an durup bana
baktrlar ve hep birlikte yiirtiyerek uzaklaqtrlar.
Arabama binip anahtan gevirdim. Srcak yi.iztinden moto-
ra su taqmrq olacaktr. Basmayan mar$ln grcrrtrsrnr iqiten geng
adam durdu. Sonra dciniip arabayr arkadan itmeye hazrr bir
duruma gegti. Briyiik bir korkuya kaprlmrqtrm. Solufum ke-
silir gibi oluyordu. Az sonra motor gahqtr ve gekip gittim.
Bunlan anlattrktan sonra, don Juan bir siire diiqiinceye
daldr.
Gozlerini bana dikerek, "Neden daha once anlatmadtn
bunu?" diye sordu.
Ne diyecefimi qaqrrmrqtrm. Omuzlanmr silkerek o denli
onemli oldulunu di.iqiinmedi$imi soyledim.
Don Vicente bir si.ire daha sessiz durdu- Gozleri camlaq-
mrq, sol yanda bir yere dahp gitmiqti.
Sonra bana donerek fisrltr bir sesle: "Ah, ne doruklardrr
onlar! Krzrlderili kardeqimin trmandtEt..." dedi.
Don Vicente aya[a kalktr. Goriiqmemiz bitmiqe benziyor-
du.
E[er, bir Krzrlderili kardeqe defigin boyle bir sozi.i bir baq-
kasr sciylemiq olsaydr, basmakahp bir laf olarak deferlendi
rirdim bunu. Ne var, don Vicente'nin sesindeki titrem oylesi-
ne igtenlikli, gozleri oyle duruydu ki; beni kendimden gegirt-
miqti. Krzrlderili kardeqinin goklere yiicelen imgesini iqle
miqti beynime. Bu dedigini inanarak soyledifine emindim.
Anlattrklanm bitince, don Juan, "Lirik bilgiymiq... Assit-
tir!" diye homurdandr. "Vicente brujodur. Ne diye gittin
ona?"
Don Vicente'yi gormemi, kendisinin bana soyledilin
anrmsattrm.
"Hadi cantm," diye alevlendi, "ben sana bi giin gormey
ofrenirsen, gider arkadaqrm Vicente'yi ararsrn demiqtim.
Baqka bi qey demiq defilim. Dinlemiyordun herhalde."
Don Vicente'yle tanrqmamda bir sakrnca gciremedifimi
ileri siirerek onun gok iyi Eok ince bir adam oldu[unu ekle
dim.
1

Don iki yana salltyor, yan alayh bir biEimde


Juan baqrnr
"qaqrlast talih"im dedifi bu durum karqrsrnda duydu[u $a$
krnlr[r dile getiriyordu. Don Vicente'yr ziyaretimin, elinde
ufak bir defnekle bir aslantn kafesine girmek oldufunu soy
liiyordu. Don Juan sarstlmtq gibiydi; ne var, onu neyin bu du
ruma getirmiq oldufunu anlamtyordum. Don Vicente gize
bir insandt. ince, temiz bir adam... Derin bakrqlarryla insan
etkileyen bir adam... Don Juan'a, boyle gtizel bir insanln na
srl gekinceli olabilece[ini sordum.
"Senin bu ahmakhfrn yok mu ya!" diyerek sert sert yiizti
me baktr. "Onun zarafl dokunmaz sana. Ama bilgi, gtig de
mektir. insan bilgi yoluna girmeyiversin bi! Artrk onun baqr
mrq, sol yanda bir yere dahp gitmiqti.
Sonra bana donerek fisrltr bir sesle: "Ah, ne doruklardr
onlar! Krzrlderili kardeqimin trmandtEt..." dedi.
Don Vicente aya[a kalktr. Goriiqmemiz bitmiqe benziyor
du.
E[er, bir Krzrlderili kardeqe defigin boyle bir sozi.i bir baq
kasr sciylemiq olsaydr, basmakahp bir laf olarak deferlendi
rirdim bunu. Ne var, don Vicente'nin sesindeki titrem oylesi
ne igtenlikli, gozleri oyle duruydu ki; beni kendimden gegirt
miqti. Krzrlderili kardeqinin goklere yiicelen imgesini iqle
miqti beynime. Bu dedigini inanarak soyledifine emindim.
Anlattrklanm bitince, don Juan, "Lirik bilgiymiq... Assit
tir!" diye homurdandr. "Vicente brujodur. Ne diye gittin
ona?"
Don Vicente'yi gormemi, kendisinin bana soyledilin
anrmsattrm.
"Hadi cantm," diye alevlendi, "ben sana bi giin gormey
ofrenirsen, gider arkadaqrm Vicente'yi ararsrn demiqtim
Baqka bi qey demiq defilim. Dinlemiyordun herhalde."
Don Vicente'yle tanrqmamda bir sakrnca gciremedifim
ileri siirerek onun gok iyi Eok ince bir adam oldu[unu ekle
dim.
1

Don iki yana salltyor, yan alayh bir biEimde


Juan baqrnr
"qaqrlast talih"im dedifi bu durum karqrsrnda duydu[u $a$
krnlr[r dile getiriyordu. Don Vicente'yr ziyaretimin, elinde
ufak bir defnekle bir aslantn kafesine girmek oldufunu soy
liiyordu. Don Juan sarstlmtq gibiydi; ne var, onu neyin bu du
ruma getirmiq oldufunu anlamtyordum. Don Vicente gize
bir insandt. ince, temiz bir adam... Derin bakrqlarryla insan
etkileyen bir adam... Don Juan'a, boyle gtizel bir insanln na
srl gekinceli olabilece[ini sordum.
"Senin bu ahmakhfrn yok mu ya!" diyerek sert sert yiizti
me baktr. "Onun zarafl dokunmaz sana. Ama bilgi, gtig de
mektir. insan bilgi yoluna girmeyiversin bi! Artrk onun baqr
"Ama don Vicente'nin soylediklerini harfi harfine yerine
getirmiqtim."
"Ne grkar? Soylediklerini yapmarun anlamsrzh[rnr gore-
miyor musun?"
"Nasll?"
"Nasrl olacak! O sciyledikleri, gorebilen kimselere gore
sciylenmigtir. Senin gibi hayatrnr $ans eseri kurtarmrq bi ser-
sem kaza gcire degil! Vicente'ye hazrrhksrz gitttin sen. Seni
befendi; bir armafan verdi. O arma$an senin hayatrna mal
olabilirdi."
"Neden versin oyle sakrncah bir qey? Btiyticti olduluna
gore, benim bir qey bilmedifimi anlamasr gerekmez miydi?"
"Ne bilsin! Bunu goremez ki! Sen biliyormuq gibi davra-
nryorsun, oysa pek bi geyler bildigin yok."
Kendimi kesinlikle bagka tiirlti gostermedifimi, boyle bir
qeyi akhmdan bile gegirmedilimi belirttim.
"Demem o de[iI," dedi don Juan, "Bilgiglik taslasaydrn,
Vicente gakardr bunu. Senin yaptrfrn, bilgiglik taslamaktan
da kotii. Ben seni goriince, epey bi geyler biliyor gibi goriinti-
yorsun. Ama pekdld biliyorum ki, bilmiyorsun."
"Neler biliyor gibi goriiniiyorum, don Juan?"
"Gtiglerin gizlerini, elbette; brujalann bildiklerini. Vicen-
te de sem goriince,br armafian vermiq sana. Sen de tokluktan
karnr patlar durumdaki kopefin mamasrna ettiEi gibi yapmrg-
srn. Kopelin karnt doyunca, gider mamaslna iger; obiir ko-
pekler yemesin diye. Sen de armalana yaptrn igte! $imdi hig
bilemeyiz ne oldufunu. Qok gey yitirmiq oldun. Qok yazrk!"
Bir stire konuqmadrk. Sonra, don Juan omuz silkerek gti-
liimsedi.
"Uziilmenin yaran yok," dedi. "Ama elden gelmiyor ki!
insarun yagamrnda bciyle bir erk arma$anr pek seyrek Erkar.
Eqi benzeri bulunmazbi qeydir bu. Kimse bana oyle bir arrna-
lan vermedi. Arma[an verilmig, yalmzca bir iki kigi tanryo-
"Ama don Vicente'nin soylediklerini harfi harfine yerine
getirmiqtim."
"Ne grkar? Soylediklerini yapmarun anlamsrzh[rnr gore-
miyor musun?"
"Nasll?"
"Nasrl olacak! O sciyledikleri, gorebilen kimselere gore
sciylenmigtir. Senin gibi hayatrnr $ans eseri kurtarmrq bi ser-
sem kaza gcire degil! Vicente'ye hazrrhksrz gitttin sen. Seni
befendi; bir armafan verdi. O arma$an senin hayatrna mal
olabilirdi."
"Neden versin oyle sakrncah bir qey? Btiyticti olduluna
gore, benim bir qey bilmedifimi anlamasr gerekmez miydi?"
"Ne bilsin! Bunu goremez ki! Sen biliyormuq gibi davra-
nryorsun, oysa pek bi geyler bildigin yok."
Kendimi kesinlikle bagka tiirlti gostermedifimi, boyle bir
qeyi akhmdan bile gegirmedilimi belirttim.
"Demem o de[iI," dedi don Juan, "Bilgiglik taslasaydrn,
Vicente gakardr bunu. Senin yaptrfrn, bilgiglik taslamaktan
da kotii. Ben seni goriince, epey bi geyler biliyor gibi goriinti-
yorsun. Ama pekdld biliyorum ki, bilmiyorsun."
"Neler biliyor gibi goriiniiyorum, don Juan?"
"Gtiglerin gizlerini, elbette; brujalann bildiklerini. Vicen-
te de sem goriince,br armafian vermiq sana. Sen de tokluktan
karnr patlar durumdaki kopefin mamasrna ettiEi gibi yapmrg-
srn. Kopelin karnt doyunca, gider mamaslna iger; obiir ko-
pekler yemesin diye. Sen de armalana yaptrn igte! $imdi hig
bilemeyiz ne oldufunu. Qok gey yitirmiq oldun. Qok yazrk!"
Bir stire konuqmadrk. Sonra, don Juan omuz silkerek gti-
liimsedi.
"Uziilmenin yaran yok," dedi. "Ama elden gelmiyor ki!
insarun yagamrnda bciyle bir erk arma$anr pek seyrek Erkar.
Eqi benzeri bulunmazbi qeydir bu. Kimse bana oyle bir arrna-
lan vermedi. Arma[an verilmig, yalmzca bir iki kigi tanryo-
ler?"
"Defiqmez kr qeyler. Onlara bakrq bigimini de[iqtirirsin
hepsi o kadar."
"Yani, don Juan, diyelim ki aynr a$acr birkag kez gordrin
her kezinde aynr mr kalrr a$ag?"
"Hayrr. De[iqir, ama gene aynrdrr."
"Ama aEag, onu her gorilEilnde defiqiyorsa, senin bu gor
men yamlsama olabilir."
Don Juan bir kahkaha attr, bir siire yanrt vermedi. Dtiqii
niire benziyordu. Sonunda dedi ki: "Bi $eye bakrnca, goreme
yiz onu. Yalnrzca bakmrq oluruz; orda bi qeyler var ml diye
bakar gibi bi Sey. Gormeyi bilmiyorsan, her qey her bakrqrn-
da aynrymrg gibi gciri.intir sana. Oysa, gormeyi o[renince, b
gey, onu her goriisiinde asla aynr olmaz. Ama gene de ayn
qeydir. Demigtim ya, insan, cirnefin, bi yumurtaya benzer
Aynr kiqiyi her goriiqiinde, gordti[i.in bi yumurtadrr; ama ay
nr yumurta de[il."
"E, her qey boyle defiqik goriiniiyorsa, onlan tanrman
olana.kstzlaqrr; o zaman ne yaran var ki bt gormeyi olrenme-
nin?"
"Karrqtrrmazsln canlm. Gergekte olduklan gibi gortirstin
o qeyleri."
"Yani ben nesneleri, gergekte olduklarr gibi goremiyo-
rum, ha?"
.. "Gcirmiiyorsun ya! Gozlerin yalnl^;zcabakmayl ofrenmig.
Ornelin rastlamrq oldu[un o iig kiqi, iig Meksikah... Ayrrntrh
olarak anlattrn onlarr, giysilerini falan anlattrn. bu da, onlarr
gormemi; oldufiunu kanrtladr bana. Gorme yetin olsaydr, on-
lann insan falan olmadrklarlnl hemen oracrkta anlardrn."
"insan defiller mi? Ya neydi onlar?"
"insan degil dedim ya! Hepsi o kadar."
"Nasrl olur bu, don Juan? Onlar da senin benim gibi in-
sandl."
"Hayr degildi. Biliyorum."
"Defiqmez kr qeyler. Onlara bakrq bigimini de[iqtirirsin
hepsi o kadar."
"Yani, don Juan, diyelim ki aynr a$acr birkag kez gordrin
her kezinde aynr mr kalrr a$ag?"
"Hayrr. De[iqir, ama gene aynrdrr."
"Ama aEag, onu her gorilEilnde defiqiyorsa, senin bu gor
men yamlsama olabilir."
Don Juan bir kahkaha attr, bir siire yanrt vermedi. Dtiqii
niire benziyordu. Sonunda dedi ki: "Bi $eye bakrnca, goreme
yiz onu. Yalnrzca bakmrq oluruz; orda bi qeyler var ml diye
bakar gibi bi Sey. Gormeyi bilmiyorsan, her qey her bakrqrn
da aynrymrg gibi gciri.intir sana. Oysa, gormeyi o[renince, b
gey, onu her goriisiinde asla aynr olmaz. Ama gene de ayn
qeydir. Demigtim ya, insan, cirnefin, bi yumurtaya benzer
Aynr kiqiyi her goriiqiinde, gordti[i.in bi yumurtadrr; ama ay
nr yumurta de[il."
"E, her qey boyle defiqik goriiniiyorsa, onlan tanrman
olana.kstzlaqrr; o zaman ne yaran var ki bt gormeyi olrenme
nin?"
"Karrqtrrmazsln canlm. Gergekte olduklan gibi gortirstin
o qeyleri."
"Yani ben nesneleri, gergekte olduklarr gibi goremiyo
rum, ha?"
.. "Gcirmiiyorsun ya! Gozlerin yalnl^;zcabakmayl ofrenmig
Ornelin rastlamrq oldu[un o iig kiqi, iig Meksikah... Ayrrntrh
olarak anlattrn onlarr, giysilerini falan anlattrn. bu da, onlar
gormemi; oldufiunu kanrtladr bana. Gorme yetin olsaydr, on
lann insan falan olmadrklarlnl hemen oracrkta anlardrn."
"insan defiller mi? Ya neydi onlar?"
"insan degil dedim ya! Hepsi o kadar."
"Nasrl olur bu, don Juan? Onlar da senin benim gibi in
sandl."
"Hayr degildi. Biliyorum."
Bana, cince velinimetinin dostunun jimson otunda bulun-
dulunu, kendi dostunun da dumancrkta bulundu$unu; daha
sonralarr da her iki bitkinin de dostu igerdifini soylemiq oldu-
lunu anrmsattrm.
Don Juan, kaqlarrnr gatarak, "Hayrr. Yanrhyorsun," dedi.
"Benim dostum dumancrkhr. Bu, dostun, duman harmanrnda,
ya da mantarlarda ya da pipoda bulundulu anlamlna gelmez
ki! Zaten o dosta dumancrk dememin cizel nedenleri var."
Don Juan, "onlar insan delildi"- los qud no son gente-de-
l
difii o tig kiqinin, gergeklikte don Vicente'nin dostlan oldu[u-
I nu anlatryordu.
Ben de ona, bi dostla Mescalito arasrnda bir aynm yapmtq
oldu[unu; bir dostun goriinmemesine karqm Mescalito'nun
kolayhkla gori.ilebilecelini belirtmig bulundu$unu anrmsat-
trm.
Ardrndan uzun bir tartrgrya gegtik. Don Juan, bir dostun
herhangi bir bigime girmemesi nedeniyle gortilemeyeceli hu-
susunu saptamrg bulundulunu ileri stirmekteydi. Ben de, bir
zamanlar, kendisinin bana Mescalito'nun herhangi bir krhla
biirtinebildi[ini soylemiq oldu[unu anrmsatrnca; don Juan,
sciziinti ettili "g{irme"nin, ola[an biqimde "nesnelere bakma"
eylemi olmadrfrnr ve zihnimdeki bulanrkh[rn konuqmaya
diiqktinliiftimden kaynaklandr[rnr sciyleyerek, tartrqmayr ke-
siverdi.
Saatlerce sonra don Juan, kendililinden, dostlar konusu-
nu yeniden baglattr. Sorulanmln onu tedirgin etmiq olabilece-
[ini dtiqiinerek, kendimi frenledim. O srrada tavgan tuzafmrn
nasil yaprldr[rnr gostermekteydi. Uzun bir sopayr, olabildi-
[ince biikerek tutuyordum; don Juan sopantn iki ucunu bir ip-
le baflryordu. Sopa pek kahn degildi ya, gene biikiilii tutul-
masl beni zorlamaktaydr. Baqrm ve kollarrm, harcadrfrm ga-
badan otiirti, zangff zangff sallanryordu. Don Juan ipi bafaya-
na dek, canlm grkmrqtr.
Oturup konuqmaya baqladrk. Don Juan, bir qeye delgin
Bana, cince velinimetinin dostunun jimson otunda bulun-
dulunu, kendi dostunun da dumancrkta bulundu$unu; daha
sonralarr da her iki bitkinin de dostu igerdifini soylemiq oldu-
lunu anrmsattrm.
Don Juan, kaqlarrnr gatarak, "Hayrr. Yanrhyorsun," dedi.
"Benim dostum dumancrkhr. Bu, dostun, duman harmanrnda,
ya da mantarlarda ya da pipoda bulundulu anlamlna gelmez
ki! Zaten o dosta dumancrk dememin cizel nedenleri var."
Don Juan, "onlar insan delildi"- los qud no son gente-de-
l
difii o tig kiqinin, gergeklikte don Vicente'nin dostlan oldu[u-
I nu anlatryordu.
Ben de ona, bi dostla Mescalito arasrnda bir aynm yapmtq
oldu[unu; bir dostun goriinmemesine karqm Mescalito'nun
kolayhkla gori.ilebilecelini belirtmig bulundu$unu anrmsat-
trm.
Ardrndan uzun bir tartrgrya gegtik. Don Juan, bir dostun
herhangi bir bigime girmemesi nedeniyle gortilemeyeceli hu-
susunu saptamrg bulundulunu ileri stirmekteydi. Ben de, bir
zamanlar, kendisinin bana Mescalito'nun herhangi bir krhla
biirtinebildi[ini soylemiq oldu[unu anrmsatrnca; don Juan,
sciziinti ettili "g{irme"nin, ola[an biqimde "nesnelere bakma"
eylemi olmadrfrnr ve zihnimdeki bulanrkh[rn konuqmaya
diiqktinliiftimden kaynaklandr[rnr sciyleyerek, tartrqmayr ke-
siverdi.
Saatlerce sonra don Juan, kendililinden, dostlar konusu-
nu yeniden baglattr. Sorulanmln onu tedirgin etmiq olabilece-
[ini dtiqiinerek, kendimi frenledim. O srrada tavgan tuzafmrn
nasil yaprldr[rnr gostermekteydi. Uzun bir sopayr, olabildi-
[ince biikerek tutuyordum; don Juan sopantn iki ucunu bir ip-
le baflryordu. Sopa pek kahn degildi ya, gene biikiilii tutul-
masl beni zorlamaktaydr. Baqrm ve kollarrm, harcadrfrm ga-
badan otiirti, zangff zangff sallanryordu. Don Juan ipi bafaya-
na dek, canlm grkmrqtr.
Oturup konuqmaya baqladrk. Don Juan, bir qeye delgin
bildi[im bu kadar. Dostlar da, bizim gibi, burda bulunmakta.
Ola ki onlar bizden de cince varlardr."
"Nasrl bizden cince?"
"Biz insanlar hep burda defildik ya!"
"Yani bu tilkede mi, yoksa diinyada mr demek istiyor-
sun?"
Bu aqamada bir baqka uzun tartrqmaya girmigtik. Don Ju-
an, kendisi igin yalntzca tek bir diinya, tizerine bastr$r yer,
bulundu$unu sciyltiyordu. Hep bu dtinyada bulunmadr[rmrzr
nasrl bildigini sordum.
"Nasrl olacak," diye yanrtladr, "biz bu dtinyayr pek az ta-
rumaktayrz. Qakal onu bizden gok daha iyi bilir. Dtinyanrn drq
gciriini.iqii kolay kolay aldatamaz onu."
"E, nasrl oluyor da onlan yakalayabiliyoruz, cildiirebiliyo-
rua," diye sordum. "Gcirtintiqe aldanmryorlarsa, neden oyle
ciltiveriyorlar?"
Don Juan, ben utangtan terleyene dek, yiiziime baktr dur-
du.
"Biz gakah tuza$a diiqiirebihrtz. Zehtleyebilir ya da vu-
rabiliriz," dedi. "Hepsine de yenik dtiqer gakal; giinkti insanrn
makinalaqtrrma evresine girdi[inden habersizdir. Ama olmez-
se gakal, artrk onu yakalayamazsrn. Tecrtibeli avcrlar bunu bi-
lirler, bi tuza[r aynl yere iki kez kurmazlar. grinkii tuzakta bi
gakal olse, btitiin gakallar onun nasrl oldiiliinii goriirler. Ka-
hcrdrr bu bilgi, artrk gitmezler o yere-yaruna bile yaklaqmaz-
lar. Oysa bizim cjliimti gordilgiimliz yoktur; baqkalannrn oldii-
lti yerde dciner dolagrrrz. Btraz kuqkulansak da, kesinlikle
gdrmeyiz."
"Qakallar bir dostu gorebilir mi?"
"Elbette."
"Nasrl gortiniir bir dost bir gakala?"
"Bunu bilmek igin gakal olman gerekir. Ne var, kargalara
kiilah gibi gortindiiftinii biliyorum. Alt yaru yuvarlak ve ge-
bildi[im bu kadar. Dostlar da, bizim gibi, burda bulunmakta.
Ola ki onlar bizden de cince varlardr."
"Nasrl bizden cince?"
"Biz insanlar hep burda defildik ya!"
"Yani bu tilkede mi, yoksa diinyada mr demek istiyor-
sun?"
Bu aqamada bir baqka uzun tartrqmaya girmigtik. Don Ju-
an, kendisi igin yalntzca tek bir diinya, tizerine bastr$r yer
bulundu$unu sciyltiyordu. Hep bu dtinyada bulunmadr[rmrzr
nasrl bildigini sordum.
"Nasrl olacak," diye yanrtladr, "biz bu dtinyayr pek az ta
rumaktayrz. Qakal onu bizden gok daha iyi bilir. Dtinyanrn drq
gciriini.iqii kolay kolay aldatamaz onu."
"E, nasrl oluyor da onlan yakalayabiliyoruz, cildiirebiliyo-
rua," diye sordum. "Gcirtintiqe aldanmryorlarsa, neden oyle
ciltiveriyorlar?"
Don Juan, ben utangtan terleyene dek, yiiziime baktr dur-
du.
"Biz gakah tuza$a diiqiirebihrtz. Zehtleyebilir ya da vu-
rabiliriz," dedi. "Hepsine de yenik dtiqer gakal; giinkti insanrn
makinalaqtrrma evresine girdi[inden habersizdir. Ama olmez-
se gakal, artrk onu yakalayamazsrn. Tecrtibeli avcrlar bunu bi-
lirler, bi tuza[r aynl yere iki kez kurmazlar. grinkii tuzakta bi
gakal olse, btitiin gakallar onun nasrl oldiiliinii goriirler. Ka-
hcrdrr bu bilgi, artrk gitmezler o yere-yaruna bile yaklaqmaz-
lar. Oysa bizim cjliimti gordilgiimliz yoktur; baqkalannrn oldii-
lti yerde dciner dolagrrrz. Btraz kuqkulansak da, kesinlikle
gdrmeyiz."
"Qakallar bir dostu gorebilir mi?"
"Elbette."
"Nasrl gortiniir bir dost bir gakala?"
"Bunu bilmek igin gakal olman gerekir. Ne var, kargalara
kiilah gibi gortindiiftinii biliyorum. Alt yaru yuvarlak ve ge-
nim gok hoquma gider. Parklarda, otobtis terminallerinde otu-
rur, bakarrm gelip gegenlere. Kimi kez, hemen buluveririm bi
dostu. Kimi kez de yalnrzca gergek insanlar goriirilm. Bigiin
otobi.iste, /?r yana oturan iki dost gormtiqttim. ikisini bi ara-
da ilk kez orda gormiigti.im. Baqkaca da gcirmedim."
"iki dostu birden gcirmenin ozel bir anlamr var ml?"
"Tabii var Zaten her yaptrklarr anlamhdrr. Kimi kez bru-
jolar, gtiglerini onlann edimlerinden alrrlar. Bi brujonunken-
di dostu olmasa bile, efer gormeyi biliyorsa, dostlann edim-
lerine bakarak gtig kazanabilir. Velinimetim bana bunun nasrl
yaprldrfrnr olretmiqti; kendi dostumu buluqumdan cince kala-
balrk yerlerde dost arar; birini gorilr gormez de o bana bi qey-
ler cilretirdi. Sen tigiinii bir arada gordiin. O gorkemli ders de
boqa gitmiq oldu."
Tavqan tuzafrnr kurmayr bitirene dek baqkaca bir qey soy-
lemedi. Sonra birden bana donerek, yeni anlmsamrq gibi, bu
dostlann bir bagka onemli yanrnrn da, ikisi bi arada bulunu-
yorlarsa, bu durumda ikisinin de hep aynr cinsten oldu$unu
anlattr. Onun gordiipii iki dost, erkekmig; benim gordiikleri-
min ikisi erkek birisi digi olduluna gore, bu, benim deneyi-
mimin daha da cinemli oldu[unu gcisterirmig.
Bu dostlann gocuk krh[rna girip girmediklerini; iki gocuk
olursa bunlarrn aynr cinsten mi yoksa ayn cinsten mi olacak-
lannr; dostlann her uktan insan krh[rna girip girmediklerini;
ana, baba ve gocuktan olugan aile bigiminde gori.ini.ip gonine-
meyeceklerini ve son olarak da araba, otobtis falan si.iren bir
dost gortip gormedigini soruyordum.
Don Juan higbirini yanrtlamadr, gtiltimseyerek konugma-
larrmr dinliyordu. Son sorumu igitir igitmez bir kahkaha koy-
verdi. Ve sorularrmr dikkatsizce sordulumu; sorumu, hig mo-
torlu arag stiren bir dost gorilp gormedi{i bigiminde sorrnuq
olmamrn daha yerinde olmug olacafrnr soyledi.
"Motosikletleri unutmamahytz, di mi?" derken gozlerin-
de haylazca paritrlar gordiim.
nim gok hoquma gider. Parklarda, otobtis terminallerinde otu-
rur, bakarrm gelip gegenlere. Kimi kez, hemen buluveririm bi
dostu. Kimi kez de yalnrzca gergek insanlar goriirilm. Bigiin
otobi.iste, /?r yana oturan iki dost gormtiqttim. ikisini bi ara-
da ilk kez orda gormiigti.im. Baqkaca da gcirmedim."
"iki dostu birden gcirmenin ozel bir anlamr var ml?"
"Tabii var Zaten her yaptrklarr anlamhdrr. Kimi kez bru-
jolar, gtiglerini onlann edimlerinden alrrlar. Bi brujonunken-
di dostu olmasa bile, efer gormeyi biliyorsa, dostlann edim-
lerine bakarak gtig kazanabilir. Velinimetim bana bunun nasrl
yaprldrfrnr olretmiqti; kendi dostumu buluqumdan cince kala-
balrk yerlerde dost arar; birini gorilr gormez de o bana bi qey-
ler cilretirdi. Sen tigiinii bir arada gordiin. O gorkemli ders de
boqa gitmiq oldu."
Tavqan tuzafrnr kurmayr bitirene dek baqkaca bir qey soy-
lemedi. Sonra birden bana donerek, yeni anlmsamrq gibi, bu
dostlann bir bagka onemli yanrnrn da, ikisi bi arada bulunu-
yorlarsa, bu durumda ikisinin de hep aynr cinsten oldu$unu
anlattr. Onun gordiipii iki dost, erkekmig; benim gordiikleri-
min ikisi erkek birisi digi olduluna gore, bu, benim deneyi-
mimin daha da cinemli oldu[unu gcisterirmig.
Bu dostlann gocuk krh[rna girip girmediklerini; iki gocuk
olursa bunlarrn aynr cinsten mi yoksa ayn cinsten mi olacak-
lannr; dostlann her uktan insan krh[rna girip girmediklerini;
ana, baba ve gocuktan olugan aile bigiminde gori.ini.ip gonine-
meyeceklerini ve son olarak da araba, otobtis falan si.iren bir
dost gortip gormedigini soruyordum.
Don Juan higbirini yanrtlamadr, gtiltimseyerek konugma-
larrmr dinliyordu. Son sorumu igitir igitmez bir kahkaha koy-
verdi. Ve sorularrmr dikkatsizce sordulumu; sorumu, hig mo-
torlu arag stiren bir dost gorilp gormedi{i bigiminde sorrnuq
olmamrn daha yerinde olmug olacafrnr soyledi.
"Motosikletleri unutmamahytz, di mi?" derken gozlerin-
de haylazca paritrlar gordiim.
3

on Ilaziran 1968'de, bir mitoteye katrlmak izere don Juan


uzun bir yolculula grktrk. Aylardrr bu firsatr gozlemekte
dim, ama gene de gidip gitmemeye karar veremiyordum. K
rarszhfrmrn nedeni, sanrnm, peyote oturumunda bir siirti p
yote yemek zorunda kalacafrmdan korkmamdr-ki buna
pek niyetim yoktu- Akhmdan gegenleri birkag kez anlatmr
trm don Juan'a. onceleri yalmzca gtilmiiq, sonnuda da
korku lafinr artrk igitmek istemedifini kesinlikle belirtmigt
Aslmda, bir mitote, benim igin kurmug oldulum tasan
n do[rulayabilmek bakrmrndan gok uygun bir firsattr. qiink
oturuma katrlanlann aralannda bir anlaqmaya ulaqabilmele
igin gizli bir krlavuzun varhlrna olan inancrmr dL$iqtireb
3

on Ilaziran 1968'de, bir mitoteye katrlmak izere don Juan


uzun bir yolculula grktrk. Aylardrr bu firsatr gozlemekte
dim, ama gene de gidip gitmemeye karar veremiyordum. K
rarszhfrmrn nedeni, sanrnm, peyote oturumunda bir siirti p
yote yemek zorunda kalacafrmdan korkmamdr-ki buna
pek niyetim yoktu- Akhmdan gegenleri birkag kez anlatmr
trm don Juan'a. onceleri yalmzca gtilmiiq, sonnuda da
korku lafinr artrk igitmek istemedifini kesinlikle belirtmigt
Aslmda, bir mitote, benim igin kurmug oldulum tasan
n do[rulayabilmek bakrmrndan gok uygun bir firsattr. qiink
oturuma katrlanlann aralannda bir anlaqmaya ulaqabilmel
igin gizli bir krlavuzun varhlrna olan inancrmr dL$iqtireb
arag garpmrq at ya da inek leqlerine srk srk rastlanrr. Az sonra
ontimiizde, yolu gegmekte olan bir at stirtisi.i gorerek durmak
zorunda kaldrm. Keyfim iyice kagmrgtr. Don Juan'a, srcak
yiiziinden srkrntr bastr[rnr soyledim. Ktigiikliili.imden beri sr-
ca$r sevmedi[imi, yaz geldi mi iqte boyie bofulur gibi oldu-
lumu, soluk almamrn gtigleqtilini anlattrm.
Don Juan, "Artrk gocuk delilsin ki." dedi.
"Ama srcak gene bo[ucu geliyor bana."
Don Juan, yumuqak bir sesle, "E, ben de kiigtikken aghk-
tan imanrm gevrerdi." dedi. "Qocukken aghktan bagka bildi-
[im bi qey olmadr; ben de aghktan bolulurdum diyebilirim-
soluksuz kalana dek! Ama gocukkendi o. Artrk bo[ulmuyo-
rum, imanrm da gevremiyor."
Ne diyecelimi bilemedim. Kendimi savunulmasr gtig bir
duruma sokmak istemiyordum. Az sonra, bakarsrn, gergekten
savunmayl istemedigim bir hususu savunmak zorunda kalrr-
drm. Pek oyle aman aman srcak da de[ildi. Benim bozuldu-
Eum qey, hedefimize ulaqmak igin bin beq ytiz kilometreden
fazla araba si.irmek zorunda oluqumdu. Bciyle yorucu bir iqe
sokulrnuq olmayr bir ttirlii sindiremiyordum.
"Bir yerde durup bir qeyler yesek." dedim. "Belki giineq
batrnca bciyle srcak oImaz."
Don Juan giiliimseyerek bana baktr, daha gok uzun stire
yemek yenilebilecek temiz bir koy bulunmadrlrnr, anrmsadr-
frna gore benim ona oyle yol iistii btifecilerinin yemeklerini
yeme gibi ahqkrlanmrn olmadrlrnr sdyledi$imi belirtti.
"Artrk korkmuyor musun ishal olmaktan?" diye sordu.
Gizliden alay etti[ini biliyordum. Gene de, yanrt bekledi-
!ini, tistelik alrrbaqh bir ifade takrndr[rnr gordi.im.
Don Juan, "Oyle davranryorsun ki, sanki sen arabadan
iner inmez ishal yakana yaptglverecek." dedi. "Bir Erkmaza
girmigsin; srcaktan kagsan, ishale tutulacaksln."
Don Juan bu scizleri ciyle afrrbaqh bir bigimde sdylemiqti
ki, kendimi tutamayarak gi.ilmeye bagladrm. Sonra uzun stire
arag garpmrq at ya da inek leqlerine srk srk rastlanrr. Az sonra
ontimiizde, yolu gegmekte olan bir at stirtisi.i gorerek durmak
zorunda kaldrm. Keyfim iyice kagmrgtr. Don Juan'a, srcak
yiiziinden srkrntr bastr[rnr soyledim. Ktigiikliili.imden beri sr-
ca$r sevmedi[imi, yaz geldi mi iqte boyie bofulur gibi oldu-
lumu, soluk almamrn gtigleqtilini anlattrm.
Don Juan, "Artrk gocuk delilsin ki." dedi.
"Ama srcak gene bo[ucu geliyor bana."
Don Juan, yumuqak bir sesle, "E, ben de kiigtikken aghk-
tan imanrm gevrerdi." dedi. "Qocukken aghktan bagka bildi-
[im bi qey olmadr; ben de aghktan bolulurdum diyebilirim-
soluksuz kalana dek! Ama gocukkendi o. Artrk bo[ulmuyo-
rum, imanrm da gevremiyor."
Ne diyecelimi bilemedim. Kendimi savunulmasr gtig bir
duruma sokmak istemiyordum. Az sonra, bakarsrn, gergekten
savunmayl istemedigim bir hususu savunmak zorunda kalrr-
drm. Pek oyle aman aman srcak da de[ildi. Benim bozuldu-
Eum qey, hedefimize ulaqmak igin bin beq ytiz kilometreden
fazla araba si.irmek zorunda oluqumdu. Bciyle yorucu bir iqe
sokulrnuq olmayr bir ttirlii sindiremiyordum.
"Bir yerde durup bir qeyler yesek." dedim. "Belki giineq
batrnca bciyle srcak oImaz."
Don Juan giiliimseyerek bana baktr, daha gok uzun stire
yemek yenilebilecek temiz bir koy bulunmadrlrnr, anrmsadr-
frna gore benim ona oyle yol iistii btifecilerinin yemeklerini
yeme gibi ahqkrlanmrn olmadrlrnr sdyledi$imi belirtti.
"Artrk korkmuyor musun ishal olmaktan?" diye sordu.
Gizliden alay etti[ini biliyordum. Gene de, yanrt bekledi-
!ini, tistelik alrrbaqh bir ifade takrndr[rnr gordi.im.
Don Juan, "Oyle davranryorsun ki, sanki sen arabadan
iner inmez ishal yakana yaptglverecek." dedi. "Bir Erkmaza
girmigsin; srcaktan kagsan, ishale tutulacaksln."
Don Juan bu scizleri ciyle afrrbaqh bir bigimde sdylemiqti
ki, kendimi tutamayarak gi.ilmeye bagladrm. Sonra uzun stire
lrmr
Sert bir grkrqla, "Meksika'ya gelmeye karar verdi[in a
ufak tefek kuruntulannln tiimiinii ardmda brrakmahydrn." de
di. "Buraya gelme kararrn, yok etmeliydi onlan. Gelmek iste
digin igin geldin sen. Boyle yapar bi savaqEr da... Soyley
sdyleye dilimde tiiy bitti; en etkin ya$am bigimi, bi savaqg
nrnkidir. Karar vermeden cince iyice dtiqiin, tiziil; ama, kara
nnr verdikten sonra, kov akhndan tasayr, di.iqiinceyi ve oyl
ilerle. Qiinkii verilecek daha milyonlarca karar beklemekted
seni. Boyledir bi savaqEmrn yontemi."
"Sanlnm ben de oyle yapmaktaydrm, don Juan, hig o
mazsa ara slra. Ne var ki, bunu stirekli olarak anrmsamak zo
oluyor."
"Kararsrzhk igindeyken, oliimii dtiqtiniir bi savaqgr."
"En zoru da bu ya, don Juan. Qog, kimse oltimti uzak go
ri.ir, diiqtinmez. Akhmrza bile getirmeyiz onu."
"Neden?"
"Ne diye getirelim?"
Don Juan, "Ne diye olacak!" diye siirdiirdii. "Qtinkii ru
humuzu tavlayan, gelikleqtiren, yalntz, oltim dtiqiincesidir. "
Los Vidrios'tan ayrrlrrken hava o denli kararmrqtr ki da!
lann sivri karaltrlarr gofiin karanhlryla kaynaqmrqtr. Bir saa
kadar hig konugmadan gittik. Yorulmuqtum. Sanki konuqula
cak bir qey yokmuq da ondan konuqmak istiyormuqum gib
bir duygu igindeydim. Trafik pek seyrekti. Ara srra karqrmrz
dan birkag araba geliyordu. Yolda, giineye giden sanki yalm
brz vardrk. Bunu tuhaf bularak, srk srk dikiz aynaslna bakr
yor, arkadan gelmekte olan bir araba var mr diye yokluyor
dum. Ama bir gey goremiyordum.
Bir stire sonra arabalara bakmayr brraktrm ve cintimrizde
ki yolculufu di.iqiinmeye baqladrm. Qok gegmeden, farlan
mln, gevredeki karanhfa oranla gok fazla parladrfrnl aynm
sayarak, gene dlkiz aynaslna baktrm. Once goztimti kamagtr
ran bir panltr, soffa da yerden bitmiq gibi gortinen iki rqr
noktasr gordtim. Arkamrzda uzakl arda bir tepenin tizerinde
Sert bir grkrqla, "Meksika'ya gelmeye karar verdi[in a
ufak tefek kuruntulannln tiimiinii ardmda brrakmahydrn." d
di. "Buraya gelme kararrn, yok etmeliydi onlan. Gelmek ist
digin igin geldin sen. Boyle yapar bi savaqEr da... Soyley
sdyleye dilimde tiiy bitti; en etkin ya$am bigimi, bi savaqg
nrnkidir. Karar vermeden cince iyice dtiqiin, tiziil; ama, kara
nnr verdikten sonra, kov akhndan tasayr, di.iqiinceyi ve oy
ilerle. Qiinkii verilecek daha milyonlarca karar beklemekted
seni. Boyledir bi savaqEmrn yontemi."
"Sanlnm ben de oyle yapmaktaydrm, don Juan, hig o
mazsa ara slra. Ne var ki, bunu stirekli olarak anrmsamak zo
oluyor."
"Kararsrzhk igindeyken, oliimii dtiqtiniir bi savaqgr."
"En zoru da bu ya, don Juan. Qog, kimse oltimti uzak go
ri.ir, diiqtinmez. Akhmrza bile getirmeyiz onu."
"Neden?"
"Ne diye getirelim?"
Don Juan, "Ne diye olacak!" diye siirdiirdii. "Qtinkii ru
humuzu tavlayan, gelikleqtiren, yalntz, oltim dtiqiincesidir. "
Los Vidrios'tan ayrrlrrken hava o denli kararmrqtr ki da
lann sivri karaltrlarr gofiin karanhlryla kaynaqmrqtr. Bir saa
kadar hig konugmadan gittik. Yorulmuqtum. Sanki konuqula
cak bir qey yokmuq da ondan konuqmak istiyormuqum gib
bir duygu igindeydim. Trafik pek seyrekti. Ara srra karqrmrz
dan birkag araba geliyordu. Yolda, giineye giden sanki yalm
brz vardrk. Bunu tuhaf bularak, srk srk dikiz aynaslna bakr
yor, arkadan gelmekte olan bir araba var mr diye yokluyor
dum. Ama bir gey goremiyordum.
Bir stire sonra arabalara bakmayr brraktrm ve cintimrizde
ki yolculufu di.iqiinmeye baqladrm. Qok gegmeden, farlan
mln, gevredeki karanhfa oranla gok fazla parladrfrnl aynm
sayarak, gene dlkiz aynaslna baktrm. Once goztimti kamagtr
ran bir panltr, soffa da yerden bitmiq gibi gortinen iki rqr
noktasr gordtim. Arkamrzda uzakl arda bir tepenin tizerind
Birbirlerine gok benzeyen, kardeq olduklarrnr sandrfrm do
krz, ktiEiik bir kerpig evin kaprsrnda toplanmrglardr. Evin a
drnda bir kuliibeyle, gafisr gokm'iiq tek duvarr kalmrq yrkrk b
ambar bulunuyordu. Kadrnlar btzi bekler goriintiyorlard
Birkag kilometre dnce asfalt yoldan grkrp bir toprak yola g
ren arabamlzln grkardrfr tozu gormiig olacaklardr. Bu ev, d
rin bir vadide bulunuyordu; anayoldan bakrhnca, yeqil tepel
rin bir yamacrnda yama gibi goziikmekteydi.
Don Juan arabadan grktr ve yagh kadrnlarla bir qeyler ko
nuqtu. Kadrnlar, kaprnrn oni.indeki tahta oturaklarr gosteriyo
lardr. Don Juan gelip oturmamr imledi. Yaqh kadrnlardan bi
bizimle oturmugtu; obiirleri igeriye girmiglerdi. Krzlardan ik
si kaptnrn oniinde kaldrlar; beni merzrkla siizmeye koyuldula
Krzlara el salladrm; giili.iqerek igeriye kagrgtrlar. Birkag dak
ka sonra iki geng adam gelip don Juan'la selamlaqtrlar. Be
nimle konuqmuyorlardr; yiiziime bile baktrklarr yoktu. Do
Juan'la yaptrklarr krsa bir goriiqmeden sonra, o kalkrnca, he
pimiz birlikte, kadrnlar da dahil, yedi sekiz yiiz metre uzak
hktaki bir baqka eve do$ru ytiriidiik.
Orada bir toplulukla daha karqrlaqtrk. Don Juan kaprd
beklememi soyleyerek iEeriye girdi. iEeri bakhm, tahta b
oturakta oturmakta olan don Juan'rn yaqlannda bir Krzrlder
li adam gordtim.
Heniiz hava kararmamrqtr. Bir ktime geng Krzrlderili e
kek ve kadrn, evin ontinde park etmiq olan kiiliisti.ir bir kam
yonun gevresinde sessizce duruyorlardr. Onlara ispanyolc
bir qeyler soyledim; ne var, higbiri yanrt vermek istemedi. be
bir gey soyledikge, kadmlar giiliigiiyor, erkekler de sessizc
giirimseyerek gozlerini bagka yanlara geviriyorlardr. Beni an
lamamrg gortiniiyorlardr; ama hepsinin de ispanyolca bildik
lerine emindim; gtinkti kendi aralarrnda yaptrklan konuqma
larr iqitmiqtim.
Bir si.ire sonra don Juan'la obtir adam drqanya grktrlar v
kamyona binerek qofortin yanlna oturdular. Bunu goren he
kes, kamyonun i.isttine ve yanlan agrk kasasrna doluquverd
Birbirlerine gok benzeyen, kardeq olduklarrnr sandrfrm dor
krz, ktiEiik bir kerpig evin kaprsrnda toplanmrglardr. Evin ar-
drnda bir kuliibeyle, gafisr gokm'iiq tek duvarr kalmrq yrkrk bir
ambar bulunuyordu. Kadrnlar btzi bekler goriintiyorlardr.
Birkag kilometre dnce asfalt yoldan grkrp bir toprak yola gi-
ren arabamlzln grkardrfr tozu gormiig olacaklardr. Bu ev, de-
rin bir vadide bulunuyordu; anayoldan bakrhnca, yeqil tepele-
rin bir yamacrnda yama gibi goziikmekteydi.
Don Juan arabadan grktr ve yagh kadrnlarla bir qeyler ko-
nuqtu. Kadrnlar, kaprnrn oni.indeki tahta oturaklarr gosteriyor-
lardr. Don Juan gelip oturmamr imledi. Yaqh kadrnlardan bir
bizimle oturmugtu; obiirleri igeriye girmiglerdi. Krzlardan iki-
si kaptnrn oniinde kaldrlar; beni merzrkla siizmeye koyuldular.
Krzlara el salladrm; giili.iqerek igeriye kagrgtrlar. Birkag daki-
ka sonra iki geng adam gelip don Juan'la selamlaqtrlar. Be-
nimle konuqmuyorlardr; yiiziime bile baktrklarr yoktu. Don
Juan'la yaptrklarr krsa bir goriiqmeden sonra, o kalkrnca, he-
pimiz birlikte, kadrnlar da dahil, yedi sekiz yiiz metre uzak-
hktaki bir baqka eve do$ru ytiriidiik.
Orada bir toplulukla daha karqrlaqtrk. Don Juan kaprda
beklememi soyleyerek iEeriye girdi. iEeri bakhm, tahta bir
oturakta oturmakta olan don Juan'rn yaqlannda bir Krzrlderi-
li adam gordtim.
Heniiz hava kararmamrqtr. Bir ktime geng Krzrlderili er-
kek ve kadrn, evin ontinde park etmiq olan kiiliisti.ir bir kam-
yonun gevresinde sessizce duruyorlardr. Onlara ispanyolca
bir qeyler soyledim; ne var, higbiri yanrt vermek istemedi. ben
bir gey soyledikge, kadmlar giiliigiiyor, erkekler de sessizce
giirimseyerek gozlerini bagka yanlara geviriyorlardr. Beni an-
lamamrg gortiniiyorlardr; ama hepsinin de ispanyolca bildik-
lerine emindim; gtinkti kendi aralarrnda yaptrklan konuqma-
larr iqitmiqtim.
Bir si.ire sonra don Juan'la obtir adam drqanya grktrlar ve
kamyona binerek qofortin yanlna oturdular. Bunu goren her-
kes, kamyonun i.isttine ve yanlan agrk kasasrna doluquverdi.
ziildiik. Krlavuzlu[umuzu iriyan, elli beq
yapmaktaydr. "Kulaksrz" anlamrna gelen "Mocho" diye ga
rryorlardl onu. Krlavuzumrrz, sert Eevik adrmlaria ilerliyordu
O ytirtidiikge, elinde tuttu$u gaz feneri, bir o yana bir bu y
na sallanrp duruyordu. Once, feneri geliqigtizel salladr$rnt s
ruyordum; ama sonra feneri, yoldaki bir engeli ya da gegilme
si giig yerleri imleyecek bigimde saliadrlrnr bulguladrm. B
saatten fazla yiiri.imi.iqttik. Kadrnlar aralannda konuquyorla
yer yer yumuqak kahkahalar atlyorlardr. Don Juan'la cib
yaqh adam en onde gidiyorlardr; ben de en arkadaydtm. Ba
tr[rm yeri gcirebilmek igin gozlerim siirekli olarak yola dik
li, oyle yiirtiyordum.
Don Juan'la geceleyin daflarda gezinmemizden bu yan
dort yrl gegmiqti; o zamanlar kazanmr$ oldufum karanhk
ytiriime yetimi biiytik gapta yitirmiqtim. Srk srk kosteklen
yor, istemeyerek kiigtik taqlara garplyordum. dizlerimde e
neklik diye bir qey kalmamrqtr; bir tiimsele gelince, iizerim
yrkrlacakmrq, bir gukura rastlayrnca da yol gcikecekmiq gi
oluyordu. Yiiriirken, benden gok giir{iltii grkaran yoktu ar
mrzda; bu durum, ister istemez, oradakilerindalga gegmeler
ne neden oluyordu. iglerinden birisi, her ayafrm takrhqrnd
o'Hoop"
diye bagrrlyor, ardrndan herkes kahkahayr basryordu
Bir kezinde tekmeledifim bir taq, gidip bir kadrnrn topufun
garprverdi. Kadrn da, ytiksek sesle, "$, zavalh adama b
kandil verin bari!" dedi ve biitiin millet gtilmeye baqlad
Ama gilemin sonu olmamrqtr bu; giinkii az sonra gene kostek
lenince, oniimdeki birisine tutunmak zorunda kalmrqtrm
Uzerine gullanmamla dengesini yitiren adam, oyle bir gr$r
koparmrqfi ki, herkes, rahatEa gtilebilmek igin bir siire du
mak zorunda kalmrqtr.
Bir stire sonra, onciiltik eden adam fenerini kaldrnp indi
meye baqladr. Gidecefimiz yere varrnr$ oldu[umuzu anla
drrn. Sa$rmda az otede algak bir evin karalhsmr gordiim. Top
luluktaki herkes defiiqik ycinlere da$rhverdi. Don Juan'r ar
drm. Karanhkta goremiyordum onu. Onu, bir kayaya oturmu
gormeden cince, bir stire yerdeki taqlara garplp durdum.
yapmaktaydr. "Kulaksrz" anlamrna gelen "Mocho" diye ga
rryorlardl onu. Krlavuzumrrz, sert Eevik adrmlaria ilerliyord
O ytirtidiikge, elinde tuttu$u gaz feneri, bir o yana bir bu y
na sallanrp duruyordu. Once, feneri geliqigtizel salladr$rnt s
ruyordum; ama sonra feneri, yoldaki bir engeli ya da gegilm
si giig yerleri imleyecek bigimde saliadrlrnr bulguladrm. B
saatten fazla yiiri.imi.iqttik. Kadrnlar aralannda konuquyorla
yer yer yumuqak kahkahalar atlyorlardr. Don Juan'la cib
yaqh adam en onde gidiyorlardr; ben de en arkadaydtm. Ba
tr[rm yeri gcirebilmek igin gozlerim siirekli olarak yola dik
li, oyle yiirtiyordum.
Don Juan'la geceleyin daflarda gezinmemizden bu yan
dort yrl gegmiqti; o zamanlar kazanmr$ oldufum karanhk
ytiriime yetimi biiytik gapta yitirmiqtim. Srk srk kosteklen
yor, istemeyerek kiigtik taqlara garplyordum. dizlerimde e
neklik diye bir qey kalmamrqtr; bir tiimsele gelince, iizerim
yrkrlacakmrq, bir gukura rastlayrnca da yol gcikecekmiq gi
oluyordu. Yiiriirken, benden gok giir{iltii grkaran yoktu ar
mrzda; bu durum, ister istemez, oradakilerindalga gegmeler
ne neden oluyordu. iglerinden birisi, her ayafrm takrhqrnd
o'Hoop"
diye bagrrlyor, ardrndan herkes kahkahayr basryord
Bir kezinde tekmeledifim bir taq, gidip bir kadrnrn topufun
garprverdi. Kadrn da, ytiksek sesle, "$, zavalh adama b
kandil verin bari!" dedi ve biitiin millet gtilmeye baqlad
Ama gilemin sonu olmamrqtr bu; giinkii az sonra gene koste
lenince, oniimdeki birisine tutunmak zorunda kalmrqtrm
Uzerine gullanmamla dengesini yitiren adam, oyle bir gr$
koparmrqfi ki, herkes, rahatEa gtilebilmek igin bir siire du
mak zorunda kalmrqtr.
Bir stire sonra, onciiltik eden adam fenerini kaldrnp indi
meye baqladr. Gidecefimiz yere varrnr$ oldu[umuzu anl
drrn. Sa$rmda az otede algak bir evin karalhsmr gordiim. To
luluktaki herkes defiiqik ycinlere da$rhverdi. Don Juan'r ar
drm. Karanhkta goremiyordum onu. Onu, bir kayaya oturmu
gormeden cince, bir stire yerdeki taqlara garplp durdum.
onlarrn bu kiqisel devinimlerinin, herhangi bir dizge uyannc
yaprldr$rna delgin higbir ipucu bulgulayamadrm. Birbirleriy
le konugmuyorlardr; her biri kendisiyle baq baqa ve kendin
dontik gortiniiyorlardr. Btittin gece boyunca, bir kez bile o
sun, higbirinin dbtirlerine, ne yaplyor diye baktrklarrnr gci
medim.
Giin dofmadan once hepsi aya$a kalktr, yanrmdaki gock
la birlikte onlara su verdik. Sonra, kendime gelmek igin bira
dolagtrm. Ev, tek kath bir kuliibeydi; saz damh, algak, kerpi
bir yaprydr. Evin gevresi tam bir mezbeleydi. Ev, krrag b
toprak tizerine kurulmuqtu, her yant gahhklarla, kakti.islerl
kaplrydr. Ama, a$ag diye bir gey bulunmuyordu. Qok uzal
ytirtimek gelmedi igimden.
Sabahleyin, kadrnlar gitmiqlerdi. Adamlar, evin gevresin
de sessizce dolaqryorlardr. Ofleyin, hepimiz gene bir gec
cinceki dtizende yerlerimizi aldrk. Peyote mantan biiyiiklii
$iinde dofranmrq, bir sepet kuru et dolagtrnldr. Adamlarda
kimileri peyote ezgilerini soyitiyorlardr. Bir saat sonra d
hepsi geqitli yonlere dafrldrlar.
Kadrnlar, ateqin ve suyun bagrndakiler igin, bir tencere la
pa brrakmrqlardr. Biraz yedim, ve ofleden sonrastru uyuyara
geEirdim.
Karanhk bastrrrnca gorevliler ateqi tazelediler. Bir peyot
yeme doniisti daha baqladr. Bunda da sabaha dek aqa$r yuka
n bir onceki gecenin diizeni izlenmiqti.
Btitiin gece, oturumdaki yedi kiqinin her birinin ttim devi
nimlerini teker teker gcizlemlemeye Eabalamrqtrm; amaclm
aralannda yapmtg olabilecekleri belirli bir sozlii ya da sozstiz
iletigim dizgesi bulgulamaktr. Ne var ki, edimlerinin ardrnda
boyle bir dizge goremedim.
Akqam erken saatlerde, peyote yeme doniisii yeniden baq
latrldr. Sabahleyin, artrk, grzli onci"iyri agrfa vuracak bir ipu
cu ya da aralarrnda gizlt bir iletiqim yoluna, anlaqma dizgesi
ne de$gin bir belirti bulamayacafrmr anlamrgtrm. Giiniin ge

ir
onlarrn bu kiqisel devinimlerinin, herhangi bir dizge uyannca
yaprldr$rna delgin higbir ipucu bulgulayamadrm. Birbirleriy-
le konugmuyorlardr; her biri kendisiyle baq baqa ve kendine
dontik gortiniiyorlardr. Btittin gece boyunca, bir kez bile ol-
sun, higbirinin dbtirlerine, ne yaplyor diye baktrklarrnr gcir-
medim.
Giin dofmadan once hepsi aya$a kalktr, yanrmdaki gock-
la birlikte onlara su verdik. Sonra, kendime gelmek igin biraz
dolagtrm. Ev, tek kath bir kuliibeydi; saz damh, algak, kerpig
bir yaprydr. Evin gevresi tam bir mezbeleydi. Ev, krrag bir
toprak tizerine kurulmuqtu, her yant gahhklarla, kakti.islerle
kaplrydr. Ama, a$ag diye bir gey bulunmuyordu. Qok uzala
ytirtimek gelmedi igimden.
Sabahleyin, kadrnlar gitmiqlerdi. Adamlar, evin gevresin-
de sessizce dolaqryorlardr. Ofleyin, hepimiz gene bir gece
cinceki dtizende yerlerimizi aldrk. Peyote mantan biiyiiklii-
$iinde dofranmrq, bir sepet kuru et dolagtrnldr. Adamlardan
kimileri peyote ezgilerini soyitiyorlardr. Bir saat sonra da
hepsi geqitli yonlere dafrldrlar.
Kadrnlar, ateqin ve suyun bagrndakiler igin, bir tencere la-
pa brrakmrqlardr. Biraz yedim, ve ofleden sonrastru uyuyarak
geEirdim.
Karanhk bastrrrnca gorevliler ateqi tazelediler. Bir peyote
yeme doniisti daha baqladr. Bunda da sabaha dek aqa$r yuka-
n bir onceki gecenin diizeni izlenmiqti.
Btitiin gece, oturumdaki yedi kiqinin her birinin ttim devi-
nimlerini teker teker gcizlemlemeye Eabalamrqtrm; amaclm,
aralannda yapmtg olabilecekleri belirli bir sozlii ya da sozstiz
iletigim dizgesi bulgulamaktr. Ne var ki, edimlerinin ardrnda
boyle bir dizge goremedim.
Akqam erken saatlerde, peyote yeme doniisii yeniden baq-
latrldr. Sabahleyin, artrk, grzli onci"iyri agrfa vuracak bir ipu-
cu ya da aralarrnda gizlt bir iletiqim yoluna, anlaqma dizgesi-
ne de$gin bir belirti bulamayacafrmr anlamrgtrm. Giiniin ge-

ir
dum. Diiqtince gene dcintip geliyordu. Hem de daha keskin
gerek, beni daha bir sararak... Ustelik annemin beni galrr
sesini de igitiyordum. Terliklerini stiriimesini, kahkahasmr
igitmeye bagladrm bu kez. ona bakmak igin dondiim. Bir
sannlanma ya da rlgrmrn (serap) bana, zamant agrtacafrn
ve annemi gcirecelime inanrr gibiydim. Ne var ki, yarum
uyumakta olan gocuktan bagka bir qey goremedim. Onu g
mek, sarsmrgtr beni; bir an olsun ayrlmrg ve rahatlamrgtrm
Oturumdakilere baktrm gene. Durumlannda bir degiqik
yoktu. AnJu, o parlakhk gitmig, kulaklarrmdaki o vrnlama y
olmugtu. Igim agrhverdi. Annemin sesini duyma sannsr
gegti saruyordum. Sesi nasrl da agrk ve canh gelmigti. Bu s
beni nerdeyse biiyiileyecekti diye gegirip duruyordum. Be
belirsiz, don Juan'rn bana bakmakta oldulunu goriir gibi
dum; ama aldrnq etmedim. Annemin beni galrran sesini ge
igittim-hemen arkamda bir yerden geliyordu ses... Hrzla do
diim; ama, evin karaltrsryla ardrndaki gahhklan gordiim y
ntzca. Annemin sesini iqitmek beni derin bir i.izi.inttiye itm
ti. Kendimi tutamayarak inlemeye baglamrgtrm. Bir soluklu
ve yalruzhk duyarak, a[ladrm. Birinin bana bakmasr, kor
masr cjzlemi igindeydim. Bagrmr gevirip don Juan'a baktrm;
da bana bakryordu. onu gclrmek istemiyordum; gozlerimi k
padrm. Sonra gene annemi gordtim. Annemi akhma getird
lim zamanlar oldulu gibi bir annem dtiqiincesi delildi b
Yarumda durdu[unu apagrk gortiyordum. Acr veriyordu
durum bana. Titriyor, kagmak istiyordum. Annemin goriint
sii, bu peyote oturumunda izledi$im konuya gok uzak kahyo
beni tedirgin ediyordu. Bundan kagabilmenin bilingli bir y
lu, belli ki, yoktu... Belki de bu gori.inttintin yok olmasr ig
gozlerimi agmam yeterli olacaktr; ama, yerine, goriinttiy{i a
nntrh bigimde incelemeye koyuldum. Bu inceleme, salt bak
larak yaprlan bir incelemeden ote bir qeydi; zorunlu bir yo
lamaydr, bir de$erlendirmeydi. Bir drg etmenmigEesine, y
bansr bir duygu sarrnr$tr beni; birden, annemin sevgisinin
iirk{ing ytiktintin beni ezmekte oldu[unu sezdim. Adrmrn ga
Diiqtince gene dcintip geliyordu. Hem de daha keskin
gerek, beni daha bir sararak... Ustelik annemin beni galrr
sesini de igitiyordum. Terliklerini stiriimesini, kahkahasmr
igitmeye bagladrm bu kez. ona bakmak igin dondiim. Bir
sannlanma ya da rlgrmrn (serap) bana, zamant agrtacafrn
ve annemi gcirecelime inanrr gibiydim. Ne var ki, yarum
uyumakta olan gocuktan bagka bir qey goremedim. Onu g
mek, sarsmrgtr beni; bir an olsun ayrlmrg ve rahatlamrgtrm
Oturumdakilere baktrm gene. Durumlannda bir degiqik
yoktu. AnJu, o parlakhk gitmig, kulaklarrmdaki o vrnlama y
olmugtu. Igim agrhverdi. Annemin sesini duyma sannsr
gegti saruyordum. Sesi nasrl da agrk ve canh gelmigti. Bu
beni nerdeyse biiyiileyecekti diye gegirip duruyordum. Be
belirsiz, don Juan'rn bana bakmakta oldulunu goriir gibi
dum; ama aldrnq etmedim. Annemin beni galrran sesini ge
igittim-hemen arkamda bir yerden geliyordu ses... Hrzla do
diim; ama, evin karaltrsryla ardrndaki gahhklan gordiim y
ntzca. Annemin sesini iqitmek beni derin bir i.izi.inttiye itm
ti. Kendimi tutamayarak inlemeye baglamrgtrm. Bir solukl
ve yalruzhk duyarak, a[ladrm. Birinin bana bakmasr, kor
masr cjzlemi igindeydim. Bagrmr gevirip don Juan'a baktrm
da bana bakryordu. onu gclrmek istemiyordum; gozlerimi k
padrm. Sonra gene annemi gordtim. Annemi akhma getird
lim zamanlar oldulu gibi bir annem dtiqiincesi delildi b
Yarumda durdu[unu apagrk gortiyordum. Acr veriyordu
durum bana. Titriyor, kagmak istiyordum. Annemin goriint
sii, bu peyote oturumunda izledi$im konuya gok uzak kahyo
beni tedirgin ediyordu. Bundan kagabilmenin bilingli bir y
lu, belli ki, yoktu... Belki de bu gori.inttintin yok olmasr ig
gozlerimi agmam yeterli olacaktr; ama, yerine, goriinttiy{i a
nntrh bigimde incelemeye koyuldum. Bu inceleme, salt bak
larak yaprlan bir incelemeden ote bir qeydi; zorunlu bir yo
lamaydr, bir de$erlendirmeydi. Bir drg etmenmigEesine, y
bansr bir duygu sarrnr$tr beni; birden, annemin sevgisinin
iirk{ing ytiktintin beni ezmekte oldu[unu sezdim. Adrmrn ga
Don Juan'la ben, besbelli, apayrr ycinlerde dtiqi.inmektey-
dik. O, bir belirti diye yorumladr$r olaylarm onemini vurgu-
luyor; oysa ben, gordtifiim geylerin aynnhlarma taktltp kah-
yordum.
Dayanamayarak, "Belirtiden bana ne!" dedim. "Bana ne
oldu? Benim olrenmek istedilim qey bu!"
Don Juan, keyfi kagmrqgasrna kaqlannl gattr ve bir an ses-
siz durdu. Sonra bana baktr. Yefin bir gortini.igi.i vardr. Tek
onemli geyin, Mescalito'nun bana sevecence davranmast, be-
ni rqrla bolmasr ve salt orda bulunmak drgrnda bir gaba gos-
termiq olmamama kargrn bana bir ders vermesi oldufunu soy-
ledi.
Don Juan'la ben, besbelli, apayrr ycinlerde dtiqi.inmektey-
dik. O, bir belirti diye yorumladr$r olaylarm onemini vurgu-
luyor; oysa ben, gordtifiim geylerin aynnhlarma taktltp kah-
yordum.
Dayanamayarak, "Belirtiden bana ne!" dedim. "Bana ne
oldu? Benim olrenmek istedilim qey bu!"
Don Juan, keyfi kagmrqgasrna kaqlannl gattr ve bir an ses-
siz durdu. Sonra bana baktr. Yefin bir gortini.igi.i vardr. Tek
onemli geyin, Mescalito'nun bana sevecence davranmast, be-
ni rqrla bolmasr ve salt orda bulunmak drgrnda bir gaba gos-
termiq olmamama kargrn bana bir ders vermesi oldufunu soy-
ledi.
cinler, hasrr qapkalar ve guarachos denilen ev yaplsl garrk
giymelerine karqrn, Lucio'nun giysileri mavi boncuktan
firh siyah parlak bir deri ceket, bir Teksah kovboy qapka
elle siislenmiq ve adrnrn baq harfleri iqlenmig gizmeler o
du.
Lucio, igkileri verdi[imde, gok sevinmiqti ve gigeleri a
herhalde saklamak igin, igeriye girmiqti. Don Juan, insan
kiyi saklamamah ve tek baqrna igmemeli gibi bir laf edin
Lucio, igki falan saklamadrfirnr, akqamiistti arkadaqlarrnr
[rrrp birlikte igeceklerini soyledi.
O akgam, saat yedi srralannda Lucio'nun evine dondii
Hava karanhktr. Bodur bir a[acrn altrnda duran iki kiqinin
raltrsrnr gordiim. Lucio'yla bir arkadaqrydr bunlar. Beni b
liyorlarmrq. Lucio, el feneriyle yolu aydrnlatarak bizi eve
ttirdii.
Lucio'nun evi iki odah, toprak tavanh, harg ve dall
dan kurulu derme gatma bir yaprydr. Evin uzunlufu
metre kadar vardr ve mesquite dallanndan yaprlmrq direk
tizerinde duruyordu. Btittin Yaqui evlerinde oldufu g
dtiz, gahlardan oriilti bir gatrsr, bir de iig metre eninde
ramadasr vardr. Bu ramada evin ontinti golgeleyen bir
sundurma gibidir. Ramadaiarda gah, saz falan kullanrlma
Dallarrn geliqigtizel orttiifii bir gatrdrr; boylece hem go
yapar, hern de arahklardan gegen esinti nedeniyle serin
tar.
Eve girerken, gantamdaki ses alma aygrtmr gahqtrrdr
Lucio beni arkadaqryla tanlqtlrdr. Evde, don Juan da olm
izere, sekiz adam vardr. Odanrn ortasrna rahatga yayrlmrqla
dr. Bir direle asrh gaz lambasrnrn parlak rgrfr, ytizlerini
drnlatryordu. Don Juan bir sandrfrn iizerine oturmuqtu. B
de, yere gakrh kazrklara givilenmiq bir kalastan olugan
metrelik bir srranln ucuna oturdum. Don Juan'rn karqas
diiqtiyordu bu yer.
Don Juan gapkasrnr yanrbaqlna, yere brrakmrqU. Gaz la
cinler, hasrr qapkalar ve guarachos denilen ev yaplsl garr
giymelerine karqrn, Lucio'nun giysileri mavi boncuktan
firh siyah parlak bir deri ceket, bir Teksah kovboy qapk
elle siislenmiq ve adrnrn baq harfleri iqlenmig gizmeler o
du.
Lucio, igkileri verdi[imde, gok sevinmiqti ve gigeleri a
herhalde saklamak igin, igeriye girmiqti. Don Juan, insan
kiyi saklamamah ve tek baqrna igmemeli gibi bir laf edin
Lucio, igki falan saklamadrfirnr, akqamiistti arkadaqlarrnr
[rrrp birlikte igeceklerini soyledi.
O akgam, saat yedi srralannda Lucio'nun evine dondi
Hava karanhktr. Bodur bir a[acrn altrnda duran iki kiqinin
raltrsrnr gordiim. Lucio'yla bir arkadaqrydr bunlar. Beni b
liyorlarmrq. Lucio, el feneriyle yolu aydrnlatarak bizi eve
ttirdii.
Lucio'nun evi iki odah, toprak tavanh, harg ve dall
dan kurulu derme gatma bir yaprydr. Evin uzunlufu
metre kadar vardr ve mesquite dallanndan yaprlmrq direk
tizerinde duruyordu. Btittin Yaqui evlerinde oldufu g
dtiz, gahlardan oriilti bir gatrsr, bir de iig metre eninde
ramadasr vardr. Bu ramada evin ontinti golgeleyen bir
sundurma gibidir. Ramadaiarda gah, saz falan kullanrlma
Dallarrn geliqigtizel orttiifii bir gatrdrr; boylece hem go
yapar, hern de arahklardan gegen esinti nedeniyle serin
tar.
Eve girerken, gantamdaki ses alma aygrtmr gahqtrrdr
Lucio beni arkadaqryla tanlqtlrdr. Evde, don Juan da olm
izere, sekiz adam vardr. Odanrn ortasrna rahatga yayrlmrql
dr. Bir direle asrh gaz lambasrnrn parlak rgrfr, ytizlerini
drnlatryordu. Don Juan bir sandrfrn iizerine oturmuqtu. B
de, yere gakrh kazrklara givilenmiq bir kalastan olugan
metrelik bir srranln ucuna oturdum. Don Juan'rn karqas
diiqtiyordu bu yer.
Don Juan gapkasrnr yanrbaqlna, yere brrakmrqU. Gaz la
"Carlos Mescalito'yu ofreniyor; ben ofretiyorum ona,"
diye ekledi.
Hepsi birden bana bakrp, kibarca gtiltimsediler. Yiizii kes-
kin gizgilerle dolu, ufak, zay:f bir adam olan oduncu Bajea,
gozlerini bir an bana dikti ve ambarclnln, beni, Yaqui toprak-
lannda maden iqletmeyi tasarlayan bir Amerikan qirketinin
casusu olmakla sugladrfrnr soyledi. Hepsi de, boyle bir sug-
landrmaya igerlercesine soylendiler. Zaten, hepsi, bir Meksi-
kalr ya da Yaqui'lerin dedikleri gibi bir Yori olan bu adama
krzarlarmrq.
Lucio obtir odaya gidip bir qiqe bacanora daha getirdi. Ag-
tr; fincanrnt a$zna dek doldurdu. Sonra qiqeyi yanrndakilere
verdi. Sciz, dolagrp, Amerikan qirketinin Sonora'ya gelmesi
olasrfrna ve bunun Yagui'leri ne denli etkileyeceline gelmiq-
ti. $ige, Lucio'ya doniince; Lucio qiqeyi kaldrnp, iqinde ne
kadar kaldr$rna baktr.
Don Juan bana do!ru elilerek, "Soyle iiziilmesin; bir da-
ha geliqinde daha gok getirecelini sciyle," diye fisrldadr.
Ben de Lucio'ya do!ru elilip, obtir geliqimde en azmdan
altr giqe getirece[imi soyledim.
Bir ara konuqulacak bir qey kalmaml$ gibi susuqtuk.
Don Juan bana doniip ytiksek sesle, "Arkadaqlara, Mesca-
lito'yla karqrlaqmalarrnr anlatsan a!" dedi. "Amerikan qirketi
Sonora'ya gelirse neler olur diye bir boq laf etmekten gok da-
ha ilging olur bu."
Lucio, merakla, "Mescalito, peyote midir, dede?" diye
sordu.
Don Juan kuru bir sesle, "Kimileri oyle der," yanrtrnr ver-
di. "Ben Mescalito demeyi yellerim."
Uzun boylu, iri yan, orta yagh biri olan Genaro, "O Al-
lah'm belasr qey insanr delirtir," dedi.
Don Juan, yumugak bir sesle "Mescalito'nun delilife yol
agtr$rnr sciylemek sagma olur. E[er ciyle olsaydr, Carlos $im-
di burada sizinle konuqacak yerde trmarhaneyi boylamrq olur-
"Carlos Mescalito'yu ofreniyor; ben ofretiyorum ona,"
diye ekledi.
Hepsi birden bana bakrp, kibarca gtiltimsediler. Yiizii kes-
kin gizgilerle dolu, ufak, zay:f bir adam olan oduncu Bajea,
gozlerini bir an bana dikti ve ambarclnln, beni, Yaqui toprak-
lannda maden iqletmeyi tasarlayan bir Amerikan qirketinin
casusu olmakla sugladrfrnr soyledi. Hepsi de, boyle bir sug-
landrmaya igerlercesine soylendiler. Zaten, hepsi, bir Meksi-
kalr ya da Yaqui'lerin dedikleri gibi bir Yori olan bu adama
krzarlarmrq.
Lucio obtir odaya gidip bir qiqe bacanora daha getirdi. Ag-
tr; fincanrnt a$zna dek doldurdu. Sonra qiqeyi yanrndakilere
verdi. Sciz, dolagrp, Amerikan qirketinin Sonora'ya gelmesi
olasrfrna ve bunun Yagui'leri ne denli etkileyeceline gelmiq-
ti. $ige, Lucio'ya doniince; Lucio qiqeyi kaldrnp, iqinde ne
kadar kaldr$rna baktr.
Don Juan bana do!ru elilerek, "Soyle iiziilmesin; bir da-
ha geliqinde daha gok getirecelini sciyle," diye fisrldadr.
Ben de Lucio'ya do!ru elilip, obtir geliqimde en azmdan
altr giqe getirece[imi soyledim.
Bir ara konuqulacak bir qey kalmaml$ gibi susuqtuk.
Don Juan bana doniip ytiksek sesle, "Arkadaqlara, Mesca-
lito'yla karqrlaqmalarrnr anlatsan a!" dedi. "Amerikan qirketi
Sonora'ya gelirse neler olur diye bir boq laf etmekten gok da-
ha ilging olur bu."
Lucio, merakla, "Mescalito, peyote midir, dede?" diye
sordu.
Don Juan kuru bir sesle, "Kimileri oyle der," yanrtrnr ver-
di. "Ben Mescalito demeyi yellerim."
Uzun boylu, iri yan, orta yagh biri olan Genaro, "O Al-
lah'm belasr qey insanr delirtir," dedi.
Don Juan, yumugak bir sesle "Mescalito'nun delilife yol
agtr$rnr sciylemek sagma olur. E[er ciyle olsaydr, Carlos $im-
di burada sizinle konuqacak yerde trmarhaneyi boylamrq olur-
kotanyor onlann iqlerini? Nasrl si.irdi.irebiliyorlar yaqamlan
nl?"
Esquere, soze karrqtp, "Karqt yakadan -ABD'den-gelen
Macario, bir kez yiyenin yagam boyu ondan kurtulamayaca
frnr soylemiqti," dedi.
Don Juan, "Macario oyle bi qey demiqse, yalan sciylemiq
Ne dedi[inin farktnda mt o acaba?" diye grkrgtr.
"Yalanctnrn tekidir o," dedi Benigno.
"Kim bu Macario?" diye sordum.
Lucio, "Buralarda oturan bir Yaqui Krzrlderilisi..." ded
"Arizonah oldufunu soyliiyor, savaqta Avrupa'da bulunmuq
Anlattrklannl bir dinlesen!.."
Benigno, "Albay oldufunu soyler durur!" diye atrldr.
Herkes gtilmeye baqlamrqtr; bir stire Macario'nun inanr
maz ciykiilerine gegildi; ne var, don Juan scizi.i gene Mescali
to'ya dondtirdri.
"Hepiniz Macario'nun palavracr bi kimse oldu$unu bili
yorsunuz da, ne diye Mescalito'ya defgin sozlerine inantyor
sLlnuz?"
Lucio, bu sozcti[ti heniiz anlayamamt$ gibi, "Peyote m
yani, dede?" diye soruverdi.
"Evet be! Hay Allahtn!."
Don Juan'tn grkrqr gok sert ve ktrtctydr. Lucio irkilmigti
Bir an igin hepsinin de korkmug olduklarlnl sezer gibi olmuq
tum. Sonra don Juan, yumuqak bir gtiliimsemeyle konuqma
srnr siirdtirdii.
"Macario'nun soyledifi qeylerin aslt astarr yok; bunu an
lamryor musunuz? Mescalito'dan sciz etmek igin onu bilme
gerekir."
"iqte gene bagladrn," dedi Esquere, "bilmek, bilmek, bi
mek! Sen Macario'dan da betersin yahu! Hig olmazsa o, bi
se de bilmese de, akhndan gegenleri soyler. Ama, seni yrllar
ca dinlemiqimdir; bilmemiz gerekti[inden baqka bir qey grk
mamrqtrr a[zrndan. Neyi bilmemiz gerek Allahaqklna!"
nl?"
Esquere, soze karrqtp, "Karqt yakadan -ABD'den-gelen
Macario, bir kez yiyenin yagam boyu ondan kurtulamayaca
frnr soylemiqti," dedi.
Don Juan, "Macario oyle bi qey demiqse, yalan sciylemiq
Ne dedi[inin farktnda mt o acaba?" diye grkrgtr.
"Yalanctnrn tekidir o," dedi Benigno.
"Kim bu Macario?" diye sordum.
Lucio, "Buralarda oturan bir Yaqui Krzrlderilisi..." ded
"Arizonah oldufunu soyliiyor, savaqta Avrupa'da bulunmuq
Anlattrklannl bir dinlesen!.."
Benigno, "Albay oldufunu soyler durur!" diye atrldr.
Herkes gtilmeye baqlamrqtr; bir stire Macario'nun inanr
maz ciykiilerine gegildi; ne var, don Juan scizi.i gene Mescal
to'ya dondtirdri.
"Hepiniz Macario'nun palavracr bi kimse oldu$unu bil
yorsunuz da, ne diye Mescalito'ya defgin sozlerine inantyor
sLlnuz?"
Lucio, bu sozcti[ti heniiz anlayamamt$ gibi, "Peyote m
yani, dede?" diye soruverdi.
"Evet be! Hay Allahtn!."
Don Juan'tn grkrqr gok sert ve ktrtctydr. Lucio irkilmigt
Bir an igin hepsinin de korkmug olduklarlnl sezer gibi olmuq
tum. Sonra don Juan, yumuqak bir gtiliimsemeyle konuqma
srnr siirdtirdii.
"Macario'nun soyledifi qeylerin aslt astarr yok; bunu an
lamryor musunuz? Mescalito'dan sciz etmek igin onu bilme
gerekir."
"iqte gene bagladrn," dedi Esquere, "bilmek, bilmek, bi
mek! Sen Macario'dan da betersin yahu! Hig olmazsa o, bi
se de bilmese de, akhndan gegenleri soyler. Ama, seni yrlla
ca dinlemiqimdir; bilmemiz gerekti[inden baqka bir qey grk
mamrqtrr a[zrndan. Neyi bilmemiz gerek Allahaqklna!"
Eligio stirdiirdii: "Nasrl de[iqtirir bizr?"
"Bize dofru yagam bigimini o[reterek," dedi don Juan.
"Onu bilenlere yardrm eder, onlarr korur. Sizin siirdiirdtifii-
ntiz bu yagama, yaqam denemez. Onu tanrmanrn verdi[i mut-
lululu bilemezsrniz, gtinkti, yok sizin bi koruyucunuz!"
Genaro, ahnarak, "Ne demek oluyor bu?" dedi. "Hazrett
isa'mtzla Meryem Ana'mrz , Hazreti Guadalupe'umuz var bi-
zim de. Onlar koruyucu defiller mi?"
Don Juan, dudak biikerek, "Ne de korurlar ya!" diye soy-
lendi. "Nasrl daha iyi bi yaqam si.irdtirebilecefini olretmiq
midir sana?" diye sordu.
Genaro, "insanlann onlan dinledifi yok ki!" diyerek kar-
qr grktr. "Herkes qeytarun peqine diiqmtig, ne yazrk!"
Don Juan, "Onlar gergekten koruyucu olmuq olsalardr,
dinlemeye zorlarlardr insanlarl," dedi. "Mescalito insanrn ko-
ruyucusu oldufu zaman ister istemez dinletir kendini; insan-
lar onu gozleriyle gortince de, onu dinlememezlik edemezler.
Mescalito, insanr kendisine saygryla yaklaqtrrtrr. Sizlerin, ko-
ruyuculannrza davrandr Pmz gibi defiil... "
Esquere, "Nasrl yani, Juan?" diye sordu.
"Yani, $unu demek istiyorum; siz, koruyucunuza gider-
ken kiminiz keman galar, cibtirtinriz suratrna maske, aya$rna
tozluk gegirip dans edece[im diye tepinir, geri kalanlanruz da
kafayr gekersiniz. Benigno, sen dansgrydrn bi zamanlar, an-
latsana!"
"Ug ytl var ki yapmlyorum," dedi Benigno , *Zor iSt"
E,squere, alayh bir sesle, "Lucio'ya sor," dedi, "o bir haf-
ta dayanabilmiqti."
Don Juan'rn drgmda, herkes gtiltiqtii. Lucio, srkrlmrq go-
ri.iniiyor, gtiliimsiiyordu; iki fincan dolusu bacanora devirdi
boIazrndan aqalrya.
Don Juan, "Zor iq de[il, aptalca bir iq," dedi. "Dansgr Va-
lencio'ya sor bakahm, dans etmekten hoglaruyor mu? Ho$-
Eligio stirdiirdii: "Nasrl de[iqtirir bizr?"
"Bize dofru yagam bigimini o[reterek," dedi don Juan.
"Onu bilenlere yardrm eder, onlarr korur. Sizin siirdiirdtifii-
ntiz bu yagama, yaqam denemez. Onu tanrmanrn verdi[i mut-
lululu bilemezsrniz, gtinkti, yok sizin bi koruyucunuz!"
Genaro, ahnarak, "Ne demek oluyor bu?" dedi. "Hazrett
isa'mtzla Meryem Ana'mrz , Hazreti Guadalupe'umuz var bi-
zim de. Onlar koruyucu defiller mi?"
Don Juan, dudak biikerek, "Ne de korurlar ya!" diye soy-
lendi. "Nasrl daha iyi bi yaqam si.irdtirebilecefini olretmiq
midir sana?" diye sordu.
Genaro, "insanlann onlan dinledifi yok ki!" diyerek kar-
qr grktr. "Herkes qeytarun peqine diiqmtig, ne yazrk!"
Don Juan, "Onlar gergekten koruyucu olmuq olsalardr,
dinlemeye zorlarlardr insanlarl," dedi. "Mescalito insanrn ko-
ruyucusu oldufu zaman ister istemez dinletir kendini; insan-
lar onu gozleriyle gortince de, onu dinlememezlik edemezler.
Mescalito, insanr kendisine saygryla yaklaqtrrtrr. Sizlerin, ko-
ruyuculannrza davrandr Pmz gibi defiil... "
Esquere, "Nasrl yani, Juan?" diye sordu.
"Yani, $unu demek istiyorum; siz, koruyucunuza gider-
ken kiminiz keman galar, cibtirtinriz suratrna maske, aya$rna
tozluk gegirip dans edece[im diye tepinir, geri kalanlanruz da
kafayr gekersiniz. Benigno, sen dansgrydrn bi zamanlar, an-
latsana!"
"Ug ytl var ki yapmlyorum," dedi Benigno , *Zor iSt"
E,squere, alayh bir sesle, "Lucio'ya sor," dedi, "o bir haf-
ta dayanabilmiqti."
Don Juan'rn drgmda, herkes gtiltiqtii. Lucio, srkrlmrq go-
ri.iniiyor, gtiliimsiiyordu; iki fincan dolusu bacanora devirdi
boIazrndan aqalrya.
Don Juan, "Zor iq de[il, aptalca bir iq," dedi. "Dansgr Va-
lencio'ya sor bakahm, dans etmekten hoglaruyor mu? Ho$-
$u
Don Juan, "Oyle bi qey demedim ben," dedi.
Eligio sordu: "Tadr iyi delilse, nasrl zevk verir ki?"
Don Juan, "Yaqamrnr daha zevkli krlar da ondan," diye
yanrtladr.
Eligio asrhyordu: "Ama tadr iyi de$ilse, nasrl zevkli krlar
insanrn yagamlnr? Olur gey de[il!"
Genaro atrldr: "Nigin olmasrn? Peyote insanr delirtir; o
zaman, sen de ne yaparsan yap, her qeyi tozpembe gosterir sa-
na."
Gene giiliigttiler.
Don Juan, ahnmaksrzrn, siirdi.irdii: "PekAlA olur; ne denl
az bildifimizi, ve gcirecek ne denli gok gey bulundu$unu b
di.igtintin. insanr delirten qey, igkidir. Akhmizr bulandrrrr. oy-
sa Mescalito, her qeyi biler, keskinlegtirir. oyle bi gtizel gor-
meni saflar-ciyle bi giizel ki!"
Lucio'yla Benigno, bunlan daha onceleri iqitmiq oldukra-
nnr belirtircesine, birbirlerine bakrp giiltimsediler. Gena-
ro'yla Esquere sabrrsrzlanarak aynr anda konuqmaya bagladr-
lar. Victor'un kahkahasr btittin obiir sesleri bastrnyordu. Ara-
lannda, tek ilgi duyan kimse, Eligio'ydu.
Eligio, "Peyote bi.ittin o qeyleri nasrl yapar?" diye sordu.
Don Juan agrkladr: "dnce, onunla tanrgmayr istemen ge-
rektir; sanlrrm iqin en onemli yanr budur. Sonra onunla karqr-
laqrsrn. onu iyice tanrmak igin onunla birgok kez kargrlaq-
man gerekir. "
Eligio, "Sonra ne olur?" diye sordu.
Genaro, araya girdi: "Krgrn yerde siiri.intirken gatrya eder-
sin bokunu." dedi.
Kahkahalar gene koptu.
Don Juan aldrrmakslzln, "ondan sonrasr sana kahyor."
diye stirdiirdri. "ona giderken korkulannr bi yana atacaksrn;
o da sana daha iyi bi yagamrn nasil yaqanabilecefini azar azar
ci!retecek."
Don Juan, "Oyle bi qey demedim ben," dedi.
Eligio sordu: "Tadr iyi delilse, nasrl zevk verir ki?"
Don Juan, "Yaqamrnr daha zevkli krlar da ondan," diye
yanrtladr.
Eligio asrhyordu: "Ama tadr iyi de$ilse, nasrl zevkli krla
insanrn yagamlnr? Olur gey de[il!"
Genaro atrldr: "Nigin olmasrn? Peyote insanr delirtir; o
zaman, sen de ne yaparsan yap, her qeyi tozpembe gosterir sa
na."
Gene giiliigttiler.
Don Juan, ahnmaksrzrn, siirdi.irdii: "PekAlA olur; ne denl
az bildifimizi, ve gcirecek ne denli gok gey bulundu$unu b
di.igtintin. insanr delirten qey, igkidir. Akhmizr bulandrrrr. oy-
sa Mescalito, her qeyi biler, keskinlegtirir. oyle bi gtizel gor-
meni saflar-ciyle bi giizel ki!"
Lucio'yla Benigno, bunlan daha onceleri iqitmiq oldukra-
nnr belirtircesine, birbirlerine bakrp giiltimsediler. Gena-
ro'yla Esquere sabrrsrzlanarak aynr anda konuqmaya bagladr-
lar. Victor'un kahkahasr btittin obiir sesleri bastrnyordu. Ara-
lannda, tek ilgi duyan kimse, Eligio'ydu.
Eligio, "Peyote bi.ittin o qeyleri nasrl yapar?" diye sordu.
Don Juan agrkladr: "dnce, onunla tanrgmayr istemen ge-
rektir; sanlrrm iqin en onemli yanr budur. Sonra onunla karqr-
laqrsrn. onu iyice tanrmak igin onunla birgok kez kargrlaq-
man gerekir. "
Eligio, "Sonra ne olur?" diye sordu.
Genaro, araya girdi: "Krgrn yerde siiri.intirken gatrya eder-
sin bokunu." dedi.
Kahkahalar gene koptu.
Don Juan aldrrmakslzln, "ondan sonrasr sana kahyor."
diye stirdiirdri. "ona giderken korkulannr bi yana atacaksrn;
o da sana daha iyi bi yagamrn nasil yaqanabilecefini azar azar
ci!retecek."
degil mi?" diye iteliyordu.
Yanrt olarak, gergekten bende boye bir davranrga yol aE-
tr[rnr soyledim. Artrk kendilerini tutmaya gabalamadan kah-
kahalan bastrlar. o anda beni iyice aqa[rlamakta olduklannr
gormekteydim. Eligio drqmda, higbiri anlaftrklanmla ilgilen-
miyordu.
Siirekli beni, dinlemekte olan Eligio sordu: "Neler gcir-
dtin?"
Don Juan, deneyimlerimin hepsini, ya da en onemli aynn-
trlannr anlatmamr istedi. Ben de sezgiledilim qeyleri, bigim-
lerini srrasryla anlattrm. sciziim bitince, Lucio, "peyote bu an-
lattr$rn gibi acayipse, iyi ki hig bulagmamr$rm bu iqe!" diye
yaprgtrrdr.
Genaro da Bajea'ya: "Dememiq miydim, o nesne adamr
delirtir diye?!" dedi.
Don Juan, "Ama Carlos deli delil iqte. Buna ne dersin?,'
diye Genaro'ya sordu.
Genaro kargrhk vererek, "Olmadrfrnr nerden bilecepiz?,,
diye sordu.
Bu kez, don Juan dahil, herkes gi.iliiyordu.
Benigro, "Korkuyor muydun?" diye sordu.
"Evet. Hem de gok!"
Eligio sordu: "Oyleyse neden yedin?"
"Ofrenmek istedigini soyledi ya!" diye Lucio benim ye-
rime yanrtladr. "carlos da dedem gibi oluyor gittikge. Hig
kimse onlarrn neyi bilmek istediklerini bilemez!"
Don Juan, Eligio'ya, "Bu bilgiyi agrklayabilmek olanak-
slzdrr," dedi. "qunkti, her kigiye baqka bigimlerde verilir bu
bilgi. Hepimiz igin deligmeyen bi gey varsa, o da Mescari-
to'nun, gizlerini her birimrze ozel olarak sundu[udur. Gena-
ro'nun scizlerini dinledikten sonra, Mescalito'yla karqrlaq-
maslnl onerecek de[ilim ona. Ama ben de, Genaro da, ne
dersek diyelim, Mescalito gok yararh olabilir onun igin. Ne
degil mi?" diye iteliyordu.
Yanrt olarak, gergekten bende boye bir davranrga yol aE-
tr[rnr soyledim. Artrk kendilerini tutmaya gabalamadan kah-
kahalan bastrlar. o anda beni iyice aqa[rlamakta olduklannr
gormekteydim. Eligio drqmda, higbiri anlaftrklanmla ilgilen-
miyordu.
Siirekli beni, dinlemekte olan Eligio sordu: "Neler gcir-
dtin?"
Don Juan, deneyimlerimin hepsini, ya da en onemli aynn-
trlannr anlatmamr istedi. Ben de sezgiledilim qeyleri, bigim-
lerini srrasryla anlattrm. sciziim bitince, Lucio, "peyote bu an-
lattr$rn gibi acayipse, iyi ki hig bulagmamr$rm bu iqe!" diye
yaprgtrrdr.
Genaro da Bajea'ya: "Dememiq miydim, o nesne adamr
delirtir diye?!" dedi.
Don Juan, "Ama Carlos deli delil iqte. Buna ne dersin?,'
diye Genaro'ya sordu.
Genaro kargrhk vererek, "Olmadrfrnr nerden bilecepiz?,,
diye sordu.
Bu kez, don Juan dahil, herkes gi.iliiyordu.
Benigro, "Korkuyor muydun?" diye sordu.
"Evet. Hem de gok!"
Eligio sordu: "Oyleyse neden yedin?"
"Ofrenmek istedigini soyledi ya!" diye Lucio benim ye-
rime yanrtladr. "carlos da dedem gibi oluyor gittikge. Hig
kimse onlarrn neyi bilmek istediklerini bilemez!"
Don Juan, Eligio'ya, "Bu bilgiyi agrklayabilmek olanak-
slzdrr," dedi. "qunkti, her kigiye baqka bigimlerde verilir bu
bilgi. Hepimiz igin deligmeyen bi gey varsa, o da Mescari-
to'nun, gizlerini her birimrze ozel olarak sundu[udur. Gena-
ro'nun scizlerini dinledikten sonra, Mescalito'yla karqrlaq-
maslnl onerecek de[ilim ona. Ama ben de, Genaro da, ne
dersek diyelim, Mescalito gok yararh olabilir onun igin. Ne
atmrqtrm;" dedi, da firlatrp a
trydrk."
itcisi de bu olayr gok gi.il{ing buluyorlardr. Eligio heniiz b
gey dememiqti. Bir yana gekilmig durmaktaydr. Giildtigti bil
yoktu.
"Sen denemek ister misin, Eligio?" diye sordum.
"Yoo, hayrr. Motosiklet versen bile..."
Lucio'yla Benigno, bu sozii gok gtilting bulmuq olmahla
ki, gene kahkahayr bastrlar.
Eligio siirdiirdti: "Ama gene de, don Juan qaqrrtryor beni.
Lucio, biiyiik bir inangla, "Dedemin bir qey bildigi yok
Qtinkii gok yaqlandr." dedi.
"Evet, gok yaglandl." diye mrnldandr Benigno.
Bu iki geng adamrn don Juan'a delgin driqiincelerini go
cukga ve yersiz buluyordum. Onun kiqili[ini savunmam ge
rekti$ini dtigi.inerek, kanrmca don Juan'rn qimdi de eskiden
oldulu gibi btiytik bir btiyiicii oldulunu, belki de btiytictilerin
en ulusu oldulunu soyledim. onun, gergekten ola[aniistti bi
yanr olduluna inandrlrmr anlattrm. Yetmiq yagml gegmiq ol
maslna karqrn, dordtimiiziin toplamrndan daha gevik ve giig-
l{i oldu$unu unutmamalan gerekti[ini soyledim. Gidip hep
birlikte don Juan'rn i.izerine gullanmalarrnr onerdim; o zaman
don Juan'rn onlan nasrl tepiverecelini belirttim.
Lucio, bobtirlenerek, "Hig kimse dedeme gullanamazki!"
dedi. "Bir brujodur o."
Sonra da, onlara, don Juan'rn gok yagh ve bunamrq oldu-
funu soylediklerini anrmsatarak, bunak birinin, gevresinde
olup bitenleri bilemeyecelini anlattrm. Oysa, birgok kez, don
Juan'rn ne denli uyaruk bir kiqi oldufuna tanrk oldu[umu ve
qaqakaldrfrmr belirttim.
Benigno, "Yagh olsa bile, hig kimse bir brujoyu yere se-
remez, gullanamaz ona." diye bilgigce sciylendi. "Ancak
uyurken, gidip tizerine atrlabilirler. Cevicas diye biri vardr;
oyle yapmrqlardr ona. Millet, onun btiyi.isiinden usanmrqtr da,
oldtirmtiqlerdi onu."
trydrk."
itcisi de bu olayr gok gi.il{ing buluyorlardr. Eligio heniiz b
gey dememiqti. Bir yana gekilmig durmaktaydr. Giildtigti bil
yoktu.
"Sen denemek ister misin, Eligio?" diye sordum.
"Yoo, hayrr. Motosiklet versen bile..."
Lucio'yla Benigno, bu sozii gok gtilting bulmuq olmahla
ki, gene kahkahayr bastrlar.
Eligio siirdiirdti: "Ama gene de, don Juan qaqrrtryor beni.
Lucio, biiyiik bir inangla, "Dedemin bir qey bildigi yok
Qtinkii gok yaqlandr." dedi.
"Evet, gok yaglandl." diye mrnldandr Benigno.
Bu iki geng adamrn don Juan'a delgin driqiincelerini go
cukga ve yersiz buluyordum. Onun kiqili[ini savunmam ge
rekti$ini dtigi.inerek, kanrmca don Juan'rn qimdi de eskiden
oldulu gibi btiytik bir btiyiicii oldulunu, belki de btiytictilerin
en ulusu oldulunu soyledim. onun, gergekten ola[aniistti bi
yanr olduluna inandrlrmr anlattrm. Yetmiq yagml gegmiq ol
maslna karqrn, dordtimiiziin toplamrndan daha gevik ve giig
l{i oldu$unu unutmamalan gerekti[ini soyledim. Gidip hep
birlikte don Juan'rn i.izerine gullanmalarrnr onerdim; o zama
don Juan'rn onlan nasrl tepiverecelini belirttim.
Lucio, bobtirlenerek, "Hig kimse dedeme gullanamazki!"
dedi. "Bir brujodur o."
Sonra da, onlara, don Juan'rn gok yagh ve bunamrq oldu
funu soylediklerini anrmsatarak, bunak birinin, gevresinde
olup bitenleri bilemeyecelini anlattrm. Oysa, birgok kez, don
Juan'rn ne denli uyaruk bir kiqi oldufuna tanrk oldu[umu ve
qaqakaldrfrmr belirttim.
Benigno, "Yagh olsa bile, hig kimse bir brujoyu yere se
remez, gullanamaz ona." diye bilgigce sciylendi. "Ancak
uyurken, gidip tizerine atrlabilirler. Cevicas diye biri vardr;
oyle yapmrqlardr ona. Millet, onun btiyi.isiinden usanmrqtr da
oldtirmtiqlerdi onu."
don Juan'a uzato; Yaqui toresine gore verilen bir qeyi, neza-
keten bile olsa, almamak son kerte bir kabahk oldulundan,
don Juan qigeyi aldr. Ben de kendiminkini Eligio'ya uzattrm;
almak zorunda kaldr. Benigno da kendi qiqesini bana verdi.
Ne var ki, Lucio, bu Yaqui toresinin, bagma neler agacalrnr
sezmiq olacak ki, sodasrnr igip bitirmiqti. Lucio, Benigno'nun
pek dokunakh bir duruma giren yiiztine bakrp gtildti ve "$i-
qeni ytir{itttiler ha!" dedi.
Don Juan hig soda igmez oldufiunu soylerek qiqeyi Benig-
no'nun eline verdi. Ramadarun altrnda sessizce oturduk.
Eligio sinirli gortiniiyordu. Huzursuzca, qapkasrnrn kena-
rryla oynaylp duruyordu.
Sonra don Juan'a doniip, "Gegen gece anlattrklarrnr diiqti-
ntip duruyorum da..." dedi, "peyote yagamlmrzr nasrl deligti-
riyor? Nasrl?"
Don Juan yanrt vermedi. Gcjzlerini bir stire Eligio'nun yii-
ztine dikti ve Yagui dilinde bn ezgiye baqladr. Bu, tam bir qar-
kr bigiminde de[il de konuqma gibi bir qeydi. Uzun bir siire
sessiz kaldrk. Sonra, don Juan'dan, Yaqui dilinde soyledikle-
rini gevirmesini istedim.
"Yaquiler igin bi qey," deyip gegigtirdi.
Uzrilmtiqtiim. Qok onemli bir geyler soylemiq oldufuna
emindim.
Don Juan, dayanamaylp, "Eligio bi Krzrlderilidir," dedi.
"Bi Krzrlderili olarak hiEbi qeyi yoktur. Bi qeyimiz yok biz
Krzrlderililerin... Buralarda gordtiltin en varsa, Yorilerindir,
Yaquilerin, cifkelerinden baqka, topralrn onlara verdi[inden
baqka bi geycikleri yoktur."
Qok uzun bir si.ire kimse a[zmr agmadr. Sonra, don Juan
kalkrp vedalaqtr ve gitti. Yolun bir krvnmrnda yitip gidene
dek ardrndan bakakaldrk. Hepimiz de tedirgindik. Lucio, ko-
nu$muf olmak igin, dedesinin tavgan yahnisi sevmedilinden
cittirii kalrnamrq oldulunu soyledi. Eligio, derin dtiqiincelere
dalmrg gori.intiyordu. Benigno bana doniip, yriksek sesle: "Al-
don Juan'a uzato; Yaqui toresine gore verilen bir qeyi, neza-
keten bile olsa, almamak son kerte bir kabahk oldulundan,
don Juan qigeyi aldr. Ben de kendiminkini Eligio'ya uzattrm;
almak zorunda kaldr. Benigno da kendi qiqesini bana verdi.
Ne var ki, Lucio, bu Yaqui toresinin, bagma neler agacalrnr
sezmiq olacak ki, sodasrnr igip bitirmiqti. Lucio, Benigno'nun
pek dokunakh bir duruma giren yiiztine bakrp gtildti ve "$i-
qeni ytir{itttiler ha!" dedi.
Don Juan hig soda igmez oldufiunu soylerek qiqeyi Benig-
no'nun eline verdi. Ramadarun altrnda sessizce oturduk.
Eligio sinirli gortiniiyordu. Huzursuzca, qapkasrnrn kena-
rryla oynaylp duruyordu.
Sonra don Juan'a doniip, "Gegen gece anlattrklarrnr diiqti-
ntip duruyorum da..." dedi, "peyote yagamlmrzr nasrl deligti-
riyor? Nasrl?"
Don Juan yanrt vermedi. Gcjzlerini bir stire Eligio'nun yii-
ztine dikti ve Yagui dilinde bn ezgiye baqladr. Bu, tam bir qar-
kr bigiminde de[il de konuqma gibi bir qeydi. Uzun bir siire
sessiz kaldrk. Sonra, don Juan'dan, Yaqui dilinde soyledikle-
rini gevirmesini istedim.
"Yaquiler igin bi qey," deyip gegigtirdi.
Uzrilmtiqtiim. Qok onemli bir geyler soylemiq oldufuna
emindim.
Don Juan, dayanamaylp, "Eligio bi Krzrlderilidir," dedi.
"Bi Krzrlderili olarak hiEbi qeyi yoktur. Bi qeyimiz yok biz
Krzrlderililerin... Buralarda gordtiltin en varsa, Yorilerindir,
Yaquilerin, cifkelerinden baqka, topralrn onlara verdi[inden
baqka bi geycikleri yoktur."
Qok uzun bir si.ire kimse a[zmr agmadr. Sonra, don Juan
kalkrp vedalaqtr ve gitti. Yolun bir krvnmrnda yitip gidene
dek ardrndan bakakaldrk. Hepimiz de tedirgindik. Lucio, ko-
nu$muf olmak igin, dedesinin tavgan yahnisi sevmedilinden
cittirii kalrnamrq oldulunu soyledi. Eligio, derin dtiqiincelere
dalmrg gori.intiyordu. Benigno bana doniip, yriksek sesle: "Al-
yordu. Soluk ahq veriqlerim arttrkga, tirkmeye baglamrqtrm.
Don Juan bu kez daha ytiksek sesle okumaya bagladr ez
gisini; ve Eligio'ya bir peyote daha verdi. Eligio, onu da bit
rince, don Juan, ona kuru yemiq vererek, yavag yavag gifne
mesini soyledi.
Eligio iki parga peyote mantan daha gignedikten sonra
don Juan bu kez ona kurutulmuq et verdi.
Eligio onuncu mantan bitirdifi srrada tedirginlifim so
kertesine ulagmrqtr.
Birden, Eligio'nun, one dofru yrkrldr[rnr, alnrnrn yer
vurdufunu gdrdrim. Sol yanlna devrilerek grrprnmaya bagla
mrqtr. Saatime baktrm. On biri yirmi gegiyordu. Eligio bir sa
ate yakrn yerde sendeleyerek, yalpalayarak inledi durdu.
Don Juan, onun karqrsrnda, krprrdamadan oturmasrnr stir
dtirtiyordu. Peyote ezgrleri qimdi bir mrnldanmaya doniiq
miigtii. Sa! yanrmda oturan Benigno, olup bitenle ilgilenmi
i
yor; onun yanrnda oturan Lucio da horluyordu.
.. Eligio'nun govdesi iki kat btikiilmiiq bir durumdaydr
Onti bana dontik, elleri bacaklannln arasrnda, sa[ yanrnaya
mtg duruyordu. Birden gcivdesi gtiglii bir irkiliqle firladr v
bacaklan hafif gekili, srrttistti yere yattr. Sol elini, son kert
ozgtir ve qiirli bir devinimle yukanya ve yana sallamaktaydr
Sa! elini de aynr bigimde sallamaya baqladr. Sonra iki eli bir
den, yavaq hareketlerle hurp galan bir sanatElrun elleri gib
dalgalanmaya bagladr. Devinimleri giderek daha canlanryor
du. Kollan zangn zangLr titriyor, piston gibi bir iniyor bir kal
kryordu. Aynr anda, elleri, bileklerinden, one do!ru dontiqle
yapryor, parmaklan tiril tiril titriyordu. Qok gtizel, uyumlu
insanr uyutucu bir gori.iydti bu. Ritmi ve kaslannr o denli du
yarhca kontrol ediqi beni gok etkilemigti.
Daha sonra, Eligio, bir gtig onu itermiqcesine, yavagga di
kildi. Govdesi tirpermekteydi. Qomeldi ve bagr, kesik kesi
verilen bir elektrik akrmrna tutulmuq gibi sarsrhyordu. Sank
kendi denetimi drqrndaki bir etmen onu itiyor, stinikltiyordu.
Don Juan ezgisini daha yilksek sesle okumaya bagladr
Don Juan bu kez daha ytiksek sesle okumaya bagladr ez
gisini; ve Eligio'ya bir peyote daha verdi. Eligio, onu da bit
rince, don Juan, ona kuru yemiq vererek, yavag yavag gifne
mesini soyledi.
Eligio iki parga peyote mantan daha gignedikten sonra
don Juan bu kez ona kurutulmuq et verdi.
Eligio onuncu mantan bitirdifi srrada tedirginlifim so
kertesine ulagmrqtr.
Birden, Eligio'nun, one dofru yrkrldr[rnr, alnrnrn yer
vurdufunu gdrdrim. Sol yanlna devrilerek grrprnmaya bagla
mrqtr. Saatime baktrm. On biri yirmi gegiyordu. Eligio bir sa
ate yakrn yerde sendeleyerek, yalpalayarak inledi durdu.
Don Juan, onun karqrsrnda, krprrdamadan oturmasrnr sti
dtirtiyordu. Peyote ezgrleri qimdi bir mrnldanmaya doniiq
miigtii. Sa! yanrmda oturan Benigno, olup bitenle ilgilenmi
i
yor; onun yanrnda oturan Lucio da horluyordu.
.. Eligio'nun govdesi iki kat btikiilmiiq bir durumdaydr
Onti bana dontik, elleri bacaklannln arasrnda, sa[ yanrnaya
mtg duruyordu. Birden gcivdesi gtiglii bir irkiliqle firladr v
bacaklan hafif gekili, srrttistti yere yattr. Sol elini, son kert
ozgtir ve qiirli bir devinimle yukanya ve yana sallamaktaydr
Sa! elini de aynr bigimde sallamaya baqladr. Sonra iki eli bir
den, yavaq hareketlerle hurp galan bir sanatElrun elleri gib
dalgalanmaya bagladr. Devinimleri giderek daha canlanryor
du. Kollan zangn zangLr titriyor, piston gibi bir iniyor bir ka
kryordu. Aynr anda, elleri, bileklerinden, one do!ru dontiqle
yapryor, parmaklan tiril tiril titriyordu. Qok gtizel, uyumlu
insanr uyutucu bir gori.iydti bu. Ritmi ve kaslannr o denli du
yarhca kontrol ediqi beni gok etkilemigti.
Daha sonra, Eligio, bir gtig onu itermiqcesine, yavagga d
kildi. Govdesi tirpermekteydi. Qomeldi ve bagr, kesik kesi
verilen bir elektrik akrmrna tutulmuq gibi sarsrhyordu. Sank
kendi denetimi drqrndaki bir etmen onu itiyor, stinikltiyordu.
Don Juan ezgisini daha yilksek sesle okumaya bagladr
gegmeden, rshk agrkga duyulur oldu. Sonra da tizleqti. Eligio
anlaqrlmaz sozci.ikler gevelemekteydi. Ezgisinin sozleriydi
herhalde bunlar. Saatlerce soyledi durdu onlan. Yahn ml ya-
lrn, yinelemeli, tekdi.ize, ama yabancr gtizellikte bir ezgi...
Eligio ezgisini soylerken bir $eye bakar gibiydi. Bir ara
bana epey yaklagmrqtr. Yan karanhkta gozlerini gordiim.
Cam gibiydiler; bir yere mrhlanmrqlardr. Eligio giiliimsiiyor,
krkrrdryordu. Biraz ytir{iyor, sonra oturuyor, ardrndan gene
yiirtimeye baqhyordu. Bunlarr yaparken, siirekli ig gegiriyor,
inliyordu.
Birden, arkasrndan iten varrnlqgaslna, sendeledi. Govdesi,
onu iten gticiin etkisiyle ortasrndan one dofru yaylanmrqtr.
Oyle ki, bir an, Eligio ayak ucuna basarak elleri arkadan ye-
re delerek tam bir gember gizmiqti nerdeyse. Sonra gene ya-
va$ga srttistii yere yrkrhverdi ve boydan boya yere uzanlp ya-
bansr bir katrh[a btirtindii.
Bir siire, srzlanmayr, inlemeyi stirdiirdti ve ardmdan hor-
lamaya baqladr. Don Juan Eligio'nun iizerini birkag guvalla
orttii. Saat 5.35 idi.
Lucio'yla Benigno, srrtlan duvara dayah, omuz omuza
vermigler, uyuyorlardr. Don Juan'la birlikte uzun siire orda
oturduk. Qok yorgun goriiniiyordu. Sessizli[i bozarak Eli-
gio'dan soz ettim. Don Juan, Eligio'nun Mescalito'yla karqr-
laqmasrnrn olafani.istti bir bigimde baqarrh gegti[ini soyledi.
Mescalito, daha ilk karqrlaqmalannda Eligio'ya bir ezgi op-
retmiq; ve bu da, don Juan'a gore, gciriilmedik bir qeymig.
Lucio'nun, motosiklet karqrhlrnda peyote yemesine ne-
den olur vermedilini sordum. Don Juan, Mescalito'ya bu ko-
qullarda yaklaqmaslnln Lucio'nun oliimiine yol agaca[rnr
soyledi. Torununu kandrmak amacryla her qeyi ozenle hazrr-
lamrq oldulunu aErkladr. bu amaca varmak igin kurdulu tasa-
rrda gokga benim Lucio'yla arkadaqh[rma gtivendifini belirt-
ti. Lucio'nun onu gok diiqi.indiirdi.iliinti, aralarmda biiytik bir
yakrnhk dofmug bulundufunu, ancak Lucio'nun yedi ya$rn-
gegmeden, rshk agrkga duyulur oldu. Sonra da tizleqti. Eligio
anlaqrlmaz sozci.ikler gevelemekteydi. Ezgisinin sozleriydi
herhalde bunlar. Saatlerce soyledi durdu onlan. Yahn ml ya-
lrn, yinelemeli, tekdi.ize, ama yabancr gtizellikte bir ezgi...
Eligio ezgisini soylerken bir $eye bakar gibiydi. Bir ara
bana epey yaklagmrqtr. Yan karanhkta gozlerini gordiim.
Cam gibiydiler; bir yere mrhlanmrqlardr. Eligio giiliimsiiyor,
krkrrdryordu. Biraz ytir{iyor, sonra oturuyor, ardrndan gene
yiirtimeye baqhyordu. Bunlarr yaparken, siirekli ig gegiriyor,
inliyordu.
Birden, arkasrndan iten varrnlqgaslna, sendeledi. Govdesi,
onu iten gticiin etkisiyle ortasrndan one dofru yaylanmrqtr.
Oyle ki, bir an, Eligio ayak ucuna basarak elleri arkadan ye-
re delerek tam bir gember gizmiqti nerdeyse. Sonra gene ya-
va$ga srttistii yere yrkrhverdi ve boydan boya yere uzanlp ya-
bansr bir katrh[a btirtindii.
Bir siire, srzlanmayr, inlemeyi stirdiirdti ve ardmdan hor-
lamaya baqladr. Don Juan Eligio'nun iizerini birkag guvalla
orttii. Saat 5.35 idi.
Lucio'yla Benigno, srrtlan duvara dayah, omuz omuza
vermigler, uyuyorlardr. Don Juan'la birlikte uzun siire orda
oturduk. Qok yorgun goriiniiyordu. Sessizli[i bozarak Eli-
gio'dan soz ettim. Don Juan, Eligio'nun Mescalito'yla karqr-
laqmasrnrn olafani.istti bir bigimde baqarrh gegti[ini soyledi.
Mescalito, daha ilk karqrlaqmalannda Eligio'ya bir ezgi op-
retmiq; ve bu da, don Juan'a gore, gciriilmedik bir qeymig.
Lucio'nun, motosiklet karqrhlrnda peyote yemesine ne-
den olur vermedilini sordum. Don Juan, Mescalito'ya bu ko-
qullarda yaklaqmaslnln Lucio'nun oliimiine yol agaca[rnr
soyledi. Torununu kandrmak amacryla her qeyi ozenle hazrr-
lamrq oldulunu aErkladr. bu amaca varmak igin kurdulu tasa-
rrda gokga benim Lucio'yla arkadaqh[rma gtivendifini belirt-
ti. Lucio'nun onu gok diiqi.indiirdi.iliinti, aralarmda biiytik bir
yakrnhk dofmug bulundufunu, ancak Lucio'nun yedi ya$rn-
"Gelmez. Denizanaslna kemik takrlrr mr? Onu de$igtir-
meye gahgmam sagmahktan bagka bi qey delildi zaten."
Gtineq do$maktaydr. Iqrklar, yorgun gcizlerimi kamaqtrrr-
yordu.
"Don Juan, hep bana btiyiictilerin hig saEmalamadrklannr
sciylerdin. Senin sagmahk edecelin hiE akhma gelmezdi."
Don Juan delici bakrglarla baktr bana. Sonra kalkrp Eli-
gio'ya, ardrndan da Lucio'ya baktr. $apkasrnr, tepesinden tu-
tarak, bagrna gegirdi.
"Bi yararr dokunmayacafrnr bildi[imiz halde, etkilemeye
gahqabiliriz; elimizden geldi[ince..." dedi gi.iliimseyerek,
"Ama, bu Eabalanmlzln boquna oldu$unu bile bile yaparv
bunu. Bilmezlikten gelerek, gene de u[raqrr dururuz. Bu da bi
biiyiici.iniin bile bile sagmalamasrdrr."
"Gelmez. Denizanaslna kemik takrlrr mr? Onu de$igtir-
meye gahgmam sagmahktan bagka bi qey delildi zaten."
Gtineq do$maktaydr. Iqrklar, yorgun gcizlerimi kamaqtrrr
yordu.
"Don Juan, hep bana btiyiictilerin hig saEmalamadrklannr
sciylerdin. Senin sagmahk edecelin hiE akhma gelmezdi."
Don Juan delici bakrglarla baktr bana. Sonra kalkrp Eli-
gio'ya, ardrndan da Lucio'ya baktr. $apkasrnr, tepesinden tu-
tarak, bagrna gegirdi.
"Bi yararr dokunmayacafrnr bildi[imiz halde, etkilemeye
gahqabiliriz; elimizden geldi[ince..." dedi gi.iliimseyerek,
"Ama, bu Eabalanmlzln boquna oldu$unu bile bile yaparv
bunu. Bilmezlikten gelerek, gene de u[raqrr dururuz. Bu da b
biiyiici.iniin bile bile sagmalamasrdrr."
lrp yere yatan bi adam falan gormezdin.F'n son mitotede, otu-
rumdakilerin herhangi bi gey yaptrlrnr falan gormemistin, dr
mi?"
Son mitote strastnda, oturumdakilerin dikkate de[er bir
devinimde bulunduklannt gormiig de[ildim. Don Juan'a, not-
lanmda yazir oldufuna gore, kimilerinin obiirlerinden daha
srkga kalkarak gahh[a gittiklerini gozlemlemiq oldulumu an-
lattrm.
Don Juan, "Ama Eligio'nun dersini nerdeyse biitiiniiyle
gt)rdiln," diye siirdiirdii. "Di.iqi.in bi kez! Mescalito'nun sana
kargr ne denli comert davrandrfrnr qimdi anltyor musun?
Mescalito'nun kimseye boyle sevecence davrandrlrnr anlm-
samlyorum. Hig kimseye! Gel gor ki, onun bu yakrnhfrna al-
drrdrlrn yok senin. Nasrl gevirebiliyorsun strtrnr ona bu den-
li pervas:r,ca? Ya da, daha do[rusu, ne gegiyor eline, Mesca-
lito'ya srrt gevirmekle?"
Don Juan'tn gene beni koqeye stkrqttrmakta oldufunu se-
ziyordum. Sorusunu yanrtlamama olanak yoktu. Her zaman,
gomezli[i, kendimi kurtarmak amacryla brraktrfrmr dtiqiine-
gelmekteydim; oysa, kendimi neden yahut ne igin kurtarmrq
olduluma iliqkin herhangi bir fikrim yoktu. Konuqmamrzln
akrqrnr hemen deliqtirivermek amactyla, cinceden inceden in-
ceye tasarladrltm sorulan bir yana iterek en <inemli soruma
gegiverdim.
"$u bile bile sagmahklar etmen konusunu agrklayabilir
misin?"
"Bilmek istedilin ne ki?"
"Don Juan, bile bile sagmalamak ne demektir, bunu anla-
trr mrsm ltitfen?"
Don Juan giilmesini tutamadr ve elini kalgasrna gaklatarak
vurdu.
"iqte, bile bile sagmahk etmek budur!" diyerek kalgasrnr
gene gaklattt.
"Nasrl yani?"
lrp yere yatan bi adam falan gormezdin.F'n son mitotede, otu-
rumdakilerin herhangi bi gey yaptrlrnr falan gormemistin, dr
mi?"
Son mitote strastnda, oturumdakilerin dikkate de[er bir
devinimde bulunduklannt gormiig de[ildim. Don Juan'a, not-
lanmda yazir oldufuna gore, kimilerinin obiirlerinden daha
srkga kalkarak gahh[a gittiklerini gozlemlemiq oldulumu an-
lattrm.
Don Juan, "Ama Eligio'nun dersini nerdeyse biitiiniiyle
gt)rdiln," diye siirdiirdii. "Di.iqi.in bi kez! Mescalito'nun sana
kargr ne denli comert davrandrfrnr qimdi anltyor musun?
Mescalito'nun kimseye boyle sevecence davrandrlrnr anlm-
samlyorum. Hig kimseye! Gel gor ki, onun bu yakrnhfrna al-
drrdrlrn yok senin. Nasrl gevirebiliyorsun strtrnr ona bu den-
li pervas:r,ca? Ya da, daha do[rusu, ne gegiyor eline, Mesca-
lito'ya srrt gevirmekle?"
Don Juan'tn gene beni koqeye stkrqttrmakta oldufunu se-
ziyordum. Sorusunu yanrtlamama olanak yoktu. Her zaman,
gomezli[i, kendimi kurtarmak amacryla brraktrfrmr dtiqiine-
gelmekteydim; oysa, kendimi neden yahut ne igin kurtarmrq
olduluma iliqkin herhangi bir fikrim yoktu. Konuqmamrzln
akrqrnr hemen deliqtirivermek amactyla, cinceden inceden in-
ceye tasarladrltm sorulan bir yana iterek en <inemli soruma
gegiverdim.
"$u bile bile sagmahklar etmen konusunu agrklayabilir
misin?"
"Bilmek istedilin ne ki?"
"Don Juan, bile bile sagmalamak ne demektir, bunu anla-
trr mrsm ltitfen?"
Don Juan giilmesini tutamadr ve elini kalgasrna gaklatarak
vurdu.
"iqte, bile bile sagmahk etmek budur!" diyerek kalgasrnr
gene gaklattt.
"Nasrl yani?"
$eyi
higbir qeye aldrrmadr[rn anlamrna gelir o zaman. Ornelin b
ni... Yani sen benim bilgi adamr olmamt onemsemiyor m
sun; yaqamlglm, olmiigtim, ya da bagka bir qey yapmlglm, fa
ketmez mi senin igin?"
"Bildin! Farketmez benim igin. Sen de Lucio gibisin y
ni, ya da yaqamrmdaki herkes gibisin, bile bile sagmalama
mrn iirtinleri..."
Yabancr bir boqluk duygusu sarrnlqtr benli[imi. Kuqk
suz, don Juan'rn beni kayrrmast, onemsemesi igin herhan
bir neden olamazdr; ama, cite yandan kiqisel olarak be
onemsedifiine defgin kesin bir kanr vardt igimde. Bagka tii
lti olabilecefini dtiqiinmem olanaksrzdt; giinki.i, onunla birlik
te oldu[um zaman boyunca her anrnt benim grkarlanrn u!ru
na harcayagelmiqti. Bir an, don Juan'tn benden usanml$ old
[u igin boyle bir qey soylemiq olabilece[i geliverdi akhm
Onun ofretilerini brrakrp giden ben delil miydim?
"Sanrnm aynr qeylerden soz ettifimiz yok bizim," dedim
"Kendimi bir ornek olarak ele almamam gerekirdi. Asrl so
lemek isted[im gey qoyle ki, bu diinyada cinem verdi$in b
qeyler olmahdrr-yani bile bile sagmalamantn otesinde bir qe
ler... Higbir geyi onemsemeden yaqamak olast mtdrr, bilme
ki!"
Don Juan, "Bu senin diiqiincen," dedi. "Sen onemseyeb
lirsin birgok qeyi. Sen, bana, bile bile sagmalamamdan so
agtrn; ben de sana, kendime ya da baqkalarrna iliqkin her n
yaparsam yapayrm, hepsinin bile bile sagmahklar etmekte
baqka bi gey olmadr[rnr soyledim; giinkii higbi qeyin onem
yoktur benim igin."
"Ben de diyorum ki, don Juan, senin igin higbir qey one
taqrmryorsa, nasrl siirdi.iriiyorsun bu yagamlnl?"
Don Juan giildii ve beni yanrtlayrp yanrtlamamaya kar
verrneye gahqryormuq gibi bir an sustuktan sonra aya$a kal
tr; evin arka yanlna gitti. Onu izlemekteydim.
"Dur, dur bi dakka, don Juan," dedim, "muhakkak b
higbir qeye aldrrmadr[rn anlamrna gelir o zaman. Ornelin b
ni... Yani sen benim bilgi adamr olmamt onemsemiyor m
sun; yaqamlglm, olmiigtim, ya da bagka bir qey yapmlglm, fa
ketmez mi senin igin?"
"Bildin! Farketmez benim igin. Sen de Lucio gibisin y
ni, ya da yaqamrmdaki herkes gibisin, bile bile sagmalam
mrn iirtinleri..."
Yabancr bir boqluk duygusu sarrnlqtr benli[imi. Kuqk
suz, don Juan'rn beni kayrrmast, onemsemesi igin herhan
bir neden olamazdr; ama, cite yandan kiqisel olarak be
onemsedifiine defgin kesin bir kanr vardt igimde. Bagka ti
lti olabilecefini dtiqiinmem olanaksrzdt; giinki.i, onunla birli
te oldu[um zaman boyunca her anrnt benim grkarlanrn u!ru
na harcayagelmiqti. Bir an, don Juan'tn benden usanml$ old
[u igin boyle bir qey soylemiq olabilece[i geliverdi akhm
Onun ofretilerini brrakrp giden ben delil miydim?
"Sanrnm aynr qeylerden soz ettifimiz yok bizim," dedim
"Kendimi bir ornek olarak ele almamam gerekirdi. Asrl so
lemek isted[im gey qoyle ki, bu diinyada cinem verdi$in b
qeyler olmahdrr-yani bile bile sagmalamantn otesinde bir qe
ler... Higbir geyi onemsemeden yaqamak olast mtdrr, bilme
ki!"
Don Juan, "Bu senin diiqiincen," dedi. "Sen onemseyeb
lirsin birgok qeyi. Sen, bana, bile bile sagmalamamdan s
agtrn; ben de sana, kendime ya da baqkalarrna iliqkin her
yaparsam yapayrm, hepsinin bile bile sagmahklar etmekte
baqka bi gey olmadr[rnr soyledim; giinkii higbi qeyin onem
yoktur benim igin."
"Ben de diyorum ki, don Juan, senin igin higbir qey one
taqrmryorsa, nasrl siirdi.iriiyorsun bu yagamlnl?"
Don Juan giildii ve beni yanrtlayrp yanrtlamamaya kar
verrneye gahqryormuq gibi bir an sustuktan sonra aya$a kal
tr; evin arka yanlna gitti. Onu izlemekteydim.
"Dur, dur bi dakka, don Juan," dedim, "muhakkak b
runda kaldrm.
Ellerini otlardan gekerek ytiziime baktr.
"Her qeyi dtiqtinmeyi o[reniriz biz," dedi. "Sonra da goz-
lerimizi, baktrlrmrz qeylere dtiqtindiiltimtiz gibi bakmaya
ahqtmnz. Kendimize baktr[tmtzda, onemli oldufumuzu dii-
gtinerek yaparn bunu. Onun igindir kendimizin onemli oldu-
lumuza inanmamrz! Ne var ki, insan gormeyi o[renice, bak-
tr[r geyleri artrk dtiqiinemedifini gakar; baktrfr qeyleri dtiqii-
nemeyince de, biitiin her qeyler onemlerini yitiriverirler.
Don Juan qagkrn qagkrn baktr[rmr gormiiq olacak ki, bu
sozlerini beynime givilercesine iig kez yineledi. Anlattrfr qey-
ler cince gok anlamslz gelmiqti bana; ancak, iyice diigiiniince,
bu anlattrklan, sezgiye iliqkin kimi gergeklerin karmagrk bir
anlahmr olarak belirmeye baglamrqtr.
Bu goriini.iqtimii agrklayabilmesi igin usturuplu bir soru
sorrnayl gegirdiysem de, bir ti.irlii beceremedim. Higbir qey
gelmiyordu akhma. Birdenbire bir bitkinlik bastrrtvermiqti;
dii qiincelerimi top arl am akta gii gliik gekmekteydim.
Don Juan yorgun oldu[umu gorerek sevecence srrtrmr sr-
vazladr.
"Ayrklasana qu otlarr!" dedi. "Sonra da koparrp koparrp
qu kavanozun igine koy."
Elime biiyticek bir kahve kavanozu tutuqturdu ve gekti
gitti.
Don Juan, akqama do!ru eve donmi.igtii. Otlarr pargalama-
yr bitirmiq, notlartmL yazabilecek yeterli zamanlm olmuqtu.
Hemen birkag soru yoneltmek istedim. Ama don Juan pek
oralr gortinmtiyordu. Aghktan olmek izere oldufunu, cince
bir qeyler yemesi gerektifini soylemiqti. Kil sobastnt yaktp,
i.izerine bir tencere et suyu yerleqtirdi. Getirmiq oldu[um pa-
ketlerden kimi sebzeler grkararak, ince ince krydr ve tencere-
nin igine attverdi. Sonra giltesine uzandr, ganklarrnr ayafrn-
dan firlatth ve ateqe bakmam igin sobaya yakrn oturmamt
soyledi.
runda kaldrm.
Ellerini otlardan gekerek ytiziime baktr.
"Her qeyi dtiqtinmeyi o[reniriz biz," dedi. "Sonra da goz-
lerimizi, baktrlrmrz qeylere dtiqtindiiltimtiz gibi bakmaya
ahqtmnz. Kendimize baktr[tmtzda, onemli oldufumuzu dii-
gtinerek yaparn bunu. Onun igindir kendimizin onemli oldu-
lumuza inanmamrz! Ne var ki, insan gormeyi o[renice, bak-
tr[r geyleri artrk dtiqiinemedifini gakar; baktrfr qeyleri dtiqii-
nemeyince de, biitiin her qeyler onemlerini yitiriverirler.
Don Juan qagkrn qagkrn baktr[rmr gormiiq olacak ki, bu
sozlerini beynime givilercesine iig kez yineledi. Anlattrfr qey-
ler cince gok anlamslz gelmiqti bana; ancak, iyice diigiiniince,
bu anlattrklan, sezgiye iliqkin kimi gergeklerin karmagrk bir
anlahmr olarak belirmeye baglamrqtr.
Bu goriini.iqtimii agrklayabilmesi igin usturuplu bir soru
sorrnayl gegirdiysem de, bir ti.irlii beceremedim. Higbir qey
gelmiyordu akhma. Birdenbire bir bitkinlik bastrrtvermiqti;
dii qiincelerimi top arl am akta gii gliik gekmekteydim.
Don Juan yorgun oldu[umu gorerek sevecence srrtrmr sr-
vazladr.
"Ayrklasana qu otlarr!" dedi. "Sonra da koparrp koparrp
qu kavanozun igine koy."
Elime biiyticek bir kahve kavanozu tutuqturdu ve gekti
gitti.
Don Juan, akqama do!ru eve donmi.igtii. Otlarr pargalama-
yr bitirmiq, notlartmL yazabilecek yeterli zamanlm olmuqtu.
Hemen birkag soru yoneltmek istedim. Ama don Juan pek
oralr gortinmtiyordu. Aghktan olmek izere oldufunu, cince
bir qeyler yemesi gerektifini soylemiqti. Kil sobastnt yaktp,
i.izerine bir tencere et suyu yerleqtirdi. Getirmiq oldu[um pa-
ketlerden kimi sebzeler grkararak, ince ince krydr ve tencere-
nin igine attverdi. Sonra giltesine uzandr, ganklarrnr ayafrn-
dan firlatth ve ateqe bakmam igin sobaya yakrn oturmamt
soyledi.
nu belirtti.
"Ornelin, gtilmek igin gozlerimizle bakmamtz gerekir,
dedi, "gtinkti nesnelere bakmadan, gciremeyiz dtinyanrn gi.i
Iting yanlarrnr. Oysa, gcizlerimiz gordilgii zaman, her $ey oy
le eqittir ki, higbi qey giili.ing gelmezbize;'
"Yani, don Juan, goren insan arttk hig giilemez, ciyle rni?
Don Juan bir si.ire sessiz durdu.
"Belki de hiE giilmeyen bilgi adamlart vardtr," dedi
"ama, tanrdrlrm boyle bi kimse yok. Benim bildiklerim go
rtirler, aynca da bakarlar ve boylece giilerler de."
"Bilgi adamlannrn a$adr[r da olur mu?"
"Olur herhalde. Bakar ya gozlerimiz! Gtilebilelim diye
aflayabilelim diye... Ben kendim iiziinttiden hoglanmam
onun igin beni iizecek bi qeyle kargrlaqsam, gozlerimi kaydr-
np, ona bakmak yerine onu gcirmeyi yellerim. Ama giilting b
geyle kargrlagrrsam hemen bakarlm ve gtilerim."
"Oyleyse, don Juan, senin kahkahalann gergek; yani bile
bile sagmalama iirtini.i delil."
Don Juan bir an bana baktr.
"Seninle konugmamrn nedeni, beni gtildtirtip durmandrr,"
dedi. "Sen, obiir fareler korksun kagsrnlar da onlarrn yiyecek
lerini galsrn diye, kuyrulunu deliklere sokunca yakalanrveren
koca kuyruklu gol farelerini anrmsatryorsun bana. Sorulann
ele veriyor seni. Ayalrnr denk al! Kimi kez bu fareler kurtul
mak igin birden hrzla kagayrm derken kuyrukian kopuverir
oracrkta!"
Bu benzetmesi gok hoquma gitmiqti. Giilmeye baqladrm.
Don Juan, bir zamanlar, kuyruklan sincap kuyru$u gibi kos
koca olan kimi fareler gostermigti. Bu farelerden birisinin
kuyrufunu gekerken, kuyruksuz kahvermesi imgesi hem
tiziinglti hem de i.irktingcesine gtiltingtti.
Don Juan, "Benim kahkahalanm da, yaptr$rm biitiin obti
geyler de, hepsi gergektir," dedi. "Ne var ki, bunlar aynr za
manda bile bile sagmalama da oluyorlar-gtinkti yok bi yarar-
nu belirtti.
"Ornelin, gtilmek igin gozlerimizle bakmamtz gerekir,
dedi, "gtinkti nesnelere bakmadan, gciremeyiz dtinyanrn gi.
Iting yanlarrnr. Oysa, gcizlerimiz gordilgii zaman, her $ey oy
le eqittir ki, higbi qey giili.ing gelmezbize;'
"Yani, don Juan, goren insan arttk hig giilemez, ciyle rni?
Don Juan bir si.ire sessiz durdu.
"Belki de hiE giilmeyen bilgi adamlart vardtr," ded
"ama, tanrdrlrm boyle bi kimse yok. Benim bildiklerim go
rtirler, aynca da bakarlar ve boylece giilerler de."
"Bilgi adamlannrn a$adr[r da olur mu?"
"Olur herhalde. Bakar ya gozlerimiz! Gtilebilelim diye
aflayabilelim diye... Ben kendim iiziinttiden hoglanmam
onun igin beni iizecek bi qeyle kargrlaqsam, gozlerimi kaydr
np, ona bakmak yerine onu gcirmeyi yellerim. Ama giilting b
geyle kargrlagrrsam hemen bakarlm ve gtilerim."
"Oyleyse, don Juan, senin kahkahalann gergek; yani bile
bile sagmalama iirtini.i delil."
Don Juan bir an bana baktr.
"Seninle konugmamrn nedeni, beni gtildtirtip durmandrr,"
dedi. "Sen, obiir fareler korksun kagsrnlar da onlarrn yiyecek
lerini galsrn diye, kuyrulunu deliklere sokunca yakalanrveren
koca kuyruklu gol farelerini anrmsatryorsun bana. Sorulann
ele veriyor seni. Ayalrnr denk al! Kimi kez bu fareler kurtul
mak igin birden hrzla kagayrm derken kuyrukian kopuveri
oracrkta!"
Bu benzetmesi gok hoquma gitmiqti. Giilmeye baqladrm
Don Juan, bir zamanlar, kuyruklan sincap kuyru$u gibi kos
koca olan kimi fareler gostermigti. Bu farelerden birisinin
kuyrufunu gekerken, kuyruksuz kahvermesi imgesi hem
tiziinglti hem de i.irktingcesine gtiltingtti.
Don Juan, "Benim kahkahalanm da, yaptr$rm biitiin obti
geyler de, hepsi gergektir," dedi. "Ne var ki, bunlar aynr za
manda bile bile sagmalama da oluyorlar-gtinkti yok bi yarar
difini agrklamasmr istedim.
En iyi soyleme bigimini ararcasrna, ti.imceyi birkag kez
defiqik terimlerle yineledi. Sonunda, asrl diyecefini agrkladr:
"Dtigiinmek" sdzctifi.iyle anlatmak istedifi qey, kafamrzdaki
diinyaya delgin o deliqmez-stirekli fikirler inanglarmrg.
"Gcirme", bu ahqkryr bir yana itermig; "g{irme"yi olrenene
dek de ne dedigini anlayabilmem olasr de[ilmig.
"Ama, don Juan, efer her qey cinemsizce, gormeyi olren-
mem ne diye onem taqryor?"
"Bi zamanlar sana, insanlar olarak, iyi de olsa kotii de,
cifrenmenin yazgtmrz oldufunu anlatmtqtrm." dedi. "Ben
gcirmeyi ci[rendim; ve sana higbi qeyin cinemi yoktur diyo-
rum. $imdi de srra senin; ola ki bi giin sen de gori.irsiin ve
her qey cinemli midir cinemsiz midir anlarstn. Bana gore her
gey cinemsizdir. Bakarsrn, sana gore her qey cinem taqrr. Ar-
trk bilmektesin ki bi bilgi adamt eylemleriyle yaqar; eylem-
leri bitti[inde neler dtiqi.inecefini dtiqiinerek degil. Bilgi
adrm yiirek tagryan bi yol seger ve o yolu izler; sonra bakar,
krvanrr, gi.iler; ardtndan da goriir ve bilir. Qok gegmeden ya-
qammm hepten ttikeniverece[ini bilir; bilir, gtinkti gormek-
tedir-yani, higbi qeyin hiEbi qeyden daha onemli olmadr[r-
nr... Bi baqka deyiqle, bilgi adamtnda onur yoktur, saygrnhk
yoktur, aile, san, vatan, yoktur; yalnrzca ya$anacak bi yaqam
vardrr onda. Bu koqullar altrnda, dofaldrr ki, obiir insanlar-
la tek bafr bile bile sagmalamak bigiminde olacakttr. Bakar-
srn, bi bilgi adamr gabalamakta, terlemekte, oflayrp pofla-
maktadrr; trpkr obtir insanlar gibi goriintir o da. $u farkla ki,
ya$amrndaki sagmahklar denetimi altrndadrr. Higbi qey bir
citekinden daha onemli olmadr[rna gcire, bi bilgi adamt her-
hangi bir edimi ye$er; ve onemli bi qeymiggesine uygular o
edimi. Ama o bile bile sagmalamast, ona, yaptr[r qeyin
onemli oldufunu soyletir ve, onun, o bigimde davranmasrna
yol agar. Oysa, o, bilmektedir bi onemi olmadrfrnt bu qeyle-
rin. Ve yaptr[r iq sonuglantnca, koqesine gekilir, dinginlik
iginde. Edimleri iyiymiq, kotiiymtig, baqanya ulagmrq ya da
difini agrklamasmr istedim.
En iyi soyleme bigimini ararcasrna, ti.imceyi birkag kez
defiqik terimlerle yineledi. Sonunda, asrl diyecefini agrkladr:
"Dtigiinmek" sdzctifi.iyle anlatmak istedifi qey, kafamrzdaki
diinyaya delgin o deliqmez-stirekli fikirler inanglarmrg.
"Gcirme", bu ahqkryr bir yana itermig; "g{irme"yi olrenene
dek de ne dedigini anlayabilmem olasr de[ilmig.
"Ama, don Juan, efer her qey cinemsizce, gormeyi olren-
mem ne diye onem taqryor?"
"Bi zamanlar sana, insanlar olarak, iyi de olsa kotii de,
cifrenmenin yazgtmrz oldufunu anlatmtqtrm." dedi. "Ben
gcirmeyi ci[rendim; ve sana higbi qeyin cinemi yoktur diyo-
rum. $imdi de srra senin; ola ki bi giin sen de gori.irsiin ve
her qey cinemli midir cinemsiz midir anlarstn. Bana gore her
gey cinemsizdir. Bakarsrn, sana gore her qey cinem taqrr. Ar-
trk bilmektesin ki bi bilgi adamt eylemleriyle yaqar; eylem-
leri bitti[inde neler dtiqi.inecefini dtiqiinerek degil. Bilgi
adrm yiirek tagryan bi yol seger ve o yolu izler; sonra bakar,
krvanrr, gi.iler; ardtndan da goriir ve bilir. Qok gegmeden ya-
qammm hepten ttikeniverece[ini bilir; bilir, gtinkti gormek-
tedir-yani, higbi qeyin hiEbi qeyden daha onemli olmadr[r-
nr... Bi baqka deyiqle, bilgi adamtnda onur yoktur, saygrnhk
yoktur, aile, san, vatan, yoktur; yalnrzca ya$anacak bi yaqam
vardrr onda. Bu koqullar altrnda, dofaldrr ki, obiir insanlar-
la tek bafr bile bile sagmalamak bigiminde olacakttr. Bakar-
srn, bi bilgi adamr gabalamakta, terlemekte, oflayrp pofla-
maktadrr; trpkr obtir insanlar gibi goriintir o da. $u farkla ki,
ya$amrndaki sagmahklar denetimi altrndadrr. Higbi qey bir
citekinden daha onemli olmadr[rna gcire, bi bilgi adamt her-
hangi bir edimi ye$er; ve onemli bi qeymiggesine uygular o
edimi. Ama o bile bile sagmalamast, ona, yaptr[r qeyin
onemli oldufunu soyletir ve, onun, o bigimde davranmasrna
yol agar. Oysa, o, bilmektedir bi onemi olmadrfrnt bu qeyle-
rin. Ve yaptr[r iq sonuglantnca, koqesine gekilir, dinginlik
iginde. Edimleri iyiymiq, kotiiymtig, baqanya ulagmrq ya da
meler arasrnda beni etkileyen tek qey, beni onemsememesiy
di. Qok tedirgin etmigti bu beni. Yrllardrr ona baflanmrq, on
giivenmigtim. Ona tam bir gtivenim olmasaydt, onun bilgisi
ni ofirenme diiqiincesi, beni korkudan kottirtim edebilird
Ona olan giivenimin temelinde onun beni kiqisel olara
cinemsedi[i varsaylml yatryordu. Ashnda ben korkmugtum
ondan. Ama ona giivendigim igin bu korkuma gem vurabili
yordum. Oysa bu temeli altrmdan gekiverince, boqlukta, gare
siz kahvermiqtim.
Pek yabansr bir iirkiiye kaprlmrqtrm. Benligim alti.ist o
muqtu. Sobanrn oniinde bir aqa[r bir yukarr yi.irtimeye bagla
drm. Don Juan da bir tiirlii donmek bilmiyordu. Sabrrstzlana
rak bekledim.
Bir stire sonra don Juan geri geldi ve sobarun cini.ine otur
du. Ben de diiqiinmeden igimden gegenleri sayrp dokttim
Akrntrya kaprlmrq giderken yon defiqtirebilecek giiciimiin o
madr[rnr soyledim. Ona olan giivencimden baqka bir de onu
yaqam bigimini ashnda kendiminkinden baqka daha ussal, e
azrndan gok daha iqlevsel olarak gormeye baqladr[rmt anlat
trm. Sozlerinin, beni tirkiing bir iEsel gatrqmaya itti[ini, gtin
kii onlardan, duygularrmr deliqtirmem gerektifi anlamrnr gr
kardrfrmr belirttim. Bu gori.iqi.imti agrklamak amacryla do
Juan'a kendi ekinimden bir ornek olmak izere, yagamrnd
hep gergeklifi arayan varhkh, tutucu bir avukat olan yaqh b
adamm oyki.istini.i anlattrm. Otuzlu yrllarrn baqlannda, New
Deal'in (Yeni Pay Siyasetinin) baqlatrlmasryla, kendisini za
manrn kaynayan siyasal olaylarrnrn ortasmda buluvermigt
Bu defiqimin, i.ilke igin kesinlikle zararh olaca[r inancrnday
dr. Kendi yaqam bigimine olan baflrh$r, hakh olduluna deg
gin kanrsr, onu bir siyasal kcitiiliikle savaqmaya kadar gotiir
mtiqtii. Ne var, zamanln akrmlan oyle gi.igliiydii ki, onu dev
rivermiqti. Gerek siyasal alanda, gerekse kendi ozel yaqamln
da on yrl savaqrm verdi; Ikinci Di.inya Savaqr grkrnca da, tiim
gabalarr yenilgiyle kapanmrq oldu. Siyasal ve dtiqiingiise
(ideolojik) diiqiigti derin yaralar agmrgtr onda. Yirmi beg yr
meler arasrnda beni etkileyen tek qey, beni onemsememesiy
di. Qok tedirgin etmigti bu beni. Yrllardrr ona baflanmrq, on
giivenmigtim. Ona tam bir gtivenim olmasaydt, onun bilgis
ni ofirenme diiqiincesi, beni korkudan kottirtim edebilird
Ona olan giivenimin temelinde onun beni kiqisel olara
cinemsedi[i varsaylml yatryordu. Ashnda ben korkmugtum
ondan. Ama ona giivendigim igin bu korkuma gem vurabil
yordum. Oysa bu temeli altrmdan gekiverince, boqlukta, gare
siz kahvermiqtim.
Pek yabansr bir iirkiiye kaprlmrqtrm. Benligim alti.ist o
muqtu. Sobanrn oniinde bir aqa[r bir yukarr yi.irtimeye bagla
drm. Don Juan da bir tiirlii donmek bilmiyordu. Sabrrstzlana
rak bekledim.
Bir stire sonra don Juan geri geldi ve sobarun cini.ine otu
du. Ben de diiqiinmeden igimden gegenleri sayrp dokttim
Akrntrya kaprlmrq giderken yon defiqtirebilecek giiciimiin o
madr[rnr soyledim. Ona olan giivencimden baqka bir de onu
yaqam bigimini ashnda kendiminkinden baqka daha ussal, e
azrndan gok daha iqlevsel olarak gormeye baqladr[rmt anla
trm. Sozlerinin, beni tirkiing bir iEsel gatrqmaya itti[ini, gtin
kii onlardan, duygularrmr deliqtirmem gerektifi anlamrnr g
kardrfrmr belirttim. Bu gori.iqi.imti agrklamak amacryla do
Juan'a kendi ekinimden bir ornek olmak izere, yagamrnd
hep gergeklifi arayan varhkh, tutucu bir avukat olan yaqh b
adamm oyki.istini.i anlattrm. Otuzlu yrllarrn baqlannda, New
Deal'in (Yeni Pay Siyasetinin) baqlatrlmasryla, kendisini za
manrn kaynayan siyasal olaylarrnrn ortasmda buluvermigt
Bu defiqimin, i.ilke igin kesinlikle zararh olaca[r inancrnday
dr. Kendi yaqam bigimine olan baflrh$r, hakh olduluna deg
gin kanrsr, onu bir siyasal kcitiiliikle savaqmaya kadar gotiir
mtiqtii. Ne var, zamanln akrmlan oyle gi.igliiydii ki, onu dev
rivermiqti. Gerek siyasal alanda, gerekse kendi ozel yaqamln
da on yrl savaqrm verdi; Ikinci Di.inya Savaqr grkrnca da, tiim
gabalarr yenilgiyle kapanmrq oldu. Siyasal ve dtiqiingiise
(ideolojik) diiqiigti derin yaralar agmrgtr onda. Yirmi beg yr
Bak, soyltiyorum sana, her qey a{zna kadar dolup taqmakta-
drr."
Don Juan kalktr, kollarrnr gere gere agtr, havada bir qey-
leri yoklar gibiydi.
"Her qey afzrna kadar dolu trkhm trkhm," diye yineledi,
"ve hepsi birbirine eqit. ben, srrf yaqlanmrg olan o dostun gi-
bi de[ilim. Higbi qeyin cinemi yok dedip.rm zaman, onun ciy-
le demesinden ayrr bir qeyi anlatmaktayrm. O, yenilgiye uE-
radrlrndan, verdifi savaqrmr boqa gitmiq saruyor; benim igin
olamaz utku, yenilgi ya da boqluk diye geyler. Her qey dolup
taqmaktadr, her qey egittir; benim savagrmrm, savagmaya
de[miqtir.
"Bilgi adamr olmak igin, bi savaggr olmasr gerekir ada-
mrn. Srzlayan bi gocuk degil! Pes etmeden, yakmmadan, ge-
kinmeden, gcirene dek, higbi geyin higbi cinemi olmadrfrnr
kavrayana dek gabalayrp durmahdrr."
Don Juan tencereyi bir tahta kagrkla karrqtrrdr. Yemek piq-
miqti. Tencereyi ateqten indirerek, duvara raf ya da masa gi-
bi kullanrlmak izere kurmuq oldu[u kerpigten yaprlmrq bir
dikdortgen grkrntrya yerleqtirdi. Oturak olarak kullandrfr iki
sandrfr ayafryla itiverdi. Srrtrnr, duvardaki destek gorevini
yapan kiriqi de dayaylnca, bu sandrklarda oturmak gok rahat
ve zevkli oluyordu. Don Juan, oturmamr imleyerek bir gana-
[a gorba koydu. Gtili.imsemekteydi; varh[rm ona ering verir-
miqgesine rqrkh gcizlerle bakryordu bana. Qorba ganafrnr
ciniime dofru sevecence uzatil. Davranrqlannda oylesine bir
rhkhk ve igtenlik vardr ki, sanki sarsilmrq olan gtivenimi y"-
niden pekigtirmeye Eabalamaktaydr. Ahmaklar gibi oyle kal-
drm. Bu durumdan srynlmak amcryla kaqrlrmr aradrm; ama
kaqrk maqrk yoktu ortahkta. Qorba, do[rudan do[ruya ganak-
tan igilemeyecek denli srcakh. Qorbanrn rhnmasrnr bekler-
ken, don Juan'a bile bile sagmahk etmenin, bilgi adamtntn ar-
trk kimseyi sevemeyeceli anlamrna m geldilini sordum.
Yemesini keserek gtildi.i.
Bak, soyltiyorum sana, her qey a{zna kadar dolup taqmakta-
drr."
Don Juan kalktr, kollarrnr gere gere agtr, havada bir qey-
leri yoklar gibiydi.
"Her qey afzrna kadar dolu trkhm trkhm," diye yineledi,
"ve hepsi birbirine eqit. ben, srrf yaqlanmrg olan o dostun gi-
bi de[ilim. Higbi qeyin cinemi yok dedip.rm zaman, onun ciy-
le demesinden ayrr bir qeyi anlatmaktayrm. O, yenilgiye uE-
radrlrndan, verdifi savaqrmr boqa gitmiq saruyor; benim igin
olamaz utku, yenilgi ya da boqluk diye geyler. Her qey dolup
taqmaktadr, her qey egittir; benim savagrmrm, savagmaya
de[miqtir.
"Bilgi adamr olmak igin, bi savaggr olmasr gerekir ada-
mrn. Srzlayan bi gocuk degil! Pes etmeden, yakmmadan, ge-
kinmeden, gcirene dek, higbi geyin higbi cinemi olmadrfrnr
kavrayana dek gabalayrp durmahdrr."
Don Juan tencereyi bir tahta kagrkla karrqtrrdr. Yemek piq-
miqti. Tencereyi ateqten indirerek, duvara raf ya da masa gi-
bi kullanrlmak izere kurmuq oldu[u kerpigten yaprlmrq bir
dikdortgen grkrntrya yerleqtirdi. Oturak olarak kullandrfr iki
sandrfr ayafryla itiverdi. Srrtrnr, duvardaki destek gorevini
yapan kiriqi de dayaylnca, bu sandrklarda oturmak gok rahat
ve zevkli oluyordu. Don Juan, oturmamr imleyerek bir gana-
[a gorba koydu. Gtili.imsemekteydi; varh[rm ona ering verir-
miqgesine rqrkh gcizlerle bakryordu bana. Qorba ganafrnr
ciniime dofru sevecence uzatil. Davranrqlannda oylesine bir
rhkhk ve igtenlik vardr ki, sanki sarsilmrq olan gtivenimi y"-
niden pekigtirmeye Eabalamaktaydr. Ahmaklar gibi oyle kal-
drm. Bu durumdan srynlmak amcryla kaqrlrmr aradrm; ama
kaqrk maqrk yoktu ortahkta. Qorba, do[rudan do[ruya ganak-
tan igilemeyecek denli srcakh. Qorbanrn rhnmasrnr bekler-
ken, don Juan'a bile bile sagmahk etmenin, bilgi adamtntn ar-
trk kimseyi sevemeyeceli anlamrna m geldilini sordum.
Yemesini keserek gtildi.i.
biri oldii[tinde, bir
gular bu saEmalama yontemini?" diye sordum.
Sorum, don Juan't afallatmrqtr; bir siire soran gcizlerl
baktr yiiztime.
"Ornelin, Lucio," dedim, "o oldiifii zaman, davranrglarr
bile bile saEmalama ml olurdu?"
Don Juan, durgun bir sesle, "Oflum Eulalio desen, dah
da iyi olur." dedi. Pan-Amerikan Karayolu yaprmrnda gahqr
ken kayalarm altrnda kalmrq ezilmiqti. Onun oltim anrndak
davranrqlanm da bile bile sagmahktr. Kaza yerine vardr[rm
da oflum can gekiqiyordu. $*u gok giiglii biri oldulundan
debeleniyor, tekmeliyordu. Ontinde durup, obtir iqgilere artt
ona dokunmamalannt sciyledim. Boyun egip ollumun gevre
sinde dikildiler, onun ezik govdesine bakrp durdular. Ben d
durdum orada, ama bakmryorum. Ollumun ti.ikenip giden ya
qamrnr goreyim diye, gozlerimi gevirdim. Gorilyordum onu
yagammr; saydam bi sis gibi srnrrlanndan taqryormuqgaslna..
qiinkri yaqamla oli.im boyle karrgrr birbirlerine ve yayrlrrlar
Iqte boyle yapmrgtrm o$umun oliimii strastnda. Yaprlacak te
qey buydu. O da bile bile sagmahk... Ona bakmtq olsaydtm
onun katrlagtr[rnr gorseydim, onun artrk o fidan boyuyla b
yerytiziinde dolag amayacafrnr diiqiinerek, a$lamak zorund
kahrdrm. Oysa, ben onun oliimiinii gordiim. Uziing, duygu fa
lan yoktu bu oliimde. Onun oli.imti de bagka her geyle eqitti.
Don Juan bir siire konuqmadr. Uzgiin gortinmiiyordu
Sonra giiliimseyerek baqrma dokandr.
"Yani, sevdi[im biri oldiifiinde, bile bile sagmalamamrn
gozlerimi gevirmek oldu[unu biliyorsun arttk."
Kendi sevdifiim kimseleri dtigtindiim; bir tiziintti kapla
mrqtr benlilimi.
"Ne qanshsrn, don Juan!" dedim. "Sen gozlerini gevireb
liyorsun, oysa ben yalntzca baktp duruyorum."
Don Juan bu sozlerimi gok giilting buldu ve gtildii.
"Ne qanshsr be!" dedi. "Kolay ml sanryorsun?"
ikimiz de giildtik. Uzun bir sessizlikten sonra, belki d
gular bu saEmalama yontemini?" diye sordum.
Sorum, don Juan't afallatmrqtr; bir siire soran gcizlerl
baktr yiiztime.
"Ornelin, Lucio," dedim, "o oldiifii zaman, davranrglarr
bile bile saEmalama ml olurdu?"
Don Juan, durgun bir sesle, "Oflum Eulalio desen, dah
da iyi olur." dedi. Pan-Amerikan Karayolu yaprmrnda gahqr
ken kayalarm altrnda kalmrq ezilmiqti. Onun oltim anrnda
davranrqlanm da bile bile sagmahktr. Kaza yerine vardr[rm
da oflum can gekiqiyordu. $*u gok giiglii biri oldulundan
debeleniyor, tekmeliyordu. Ontinde durup, obtir iqgilere art
ona dokunmamalannt sciyledim. Boyun egip ollumun gevre
sinde dikildiler, onun ezik govdesine bakrp durdular. Ben d
durdum orada, ama bakmryorum. Ollumun ti.ikenip giden ya
qamrnr goreyim diye, gozlerimi gevirdim. Gorilyordum onu
yagammr; saydam bi sis gibi srnrrlanndan taqryormuqgaslna..
qiinkri yaqamla oli.im boyle karrgrr birbirlerine ve yayrlrrla
Iqte boyle yapmrgtrm o$umun oliimii strastnda. Yaprlacak te
qey buydu. O da bile bile sagmahk... Ona bakmtq olsaydtm
onun katrlagtr[rnr gorseydim, onun artrk o fidan boyuyla b
yerytiziinde dolag amayacafrnr diiqiinerek, a$lamak zorund
kahrdrm. Oysa, ben onun oliimiinii gordiim. Uziing, duygu fa
lan yoktu bu oliimde. Onun oli.imti de bagka her geyle eqitti
Don Juan bir siire konuqmadr. Uzgiin gortinmiiyordu
Sonra giiliimseyerek baqrma dokandr.
"Yani, sevdi[im biri oldiifiinde, bile bile sagmalamamrn
gozlerimi gevirmek oldu[unu biliyorsun arttk."
Kendi sevdifiim kimseleri dtigtindiim; bir tiziintti kapla
mrqtr benlilimi.
"Ne qanshsrn, don Juan!" dedim. "Sen gozlerini gevireb
liyorsun, oysa ben yalntzca baktp duruyorum."
Don Juan bu sozlerimi gok giilting buldu ve gtildii.
"Ne qanshsr be!" dedi. "Kolay ml sanryorsun?"
ikimiz de giildtik. Uzun bir sessizlikten sonra, belki d
6

Beg Ekim 1968'de Orta Meksika bcilgesine bir yolculufa grk-


mak igin tam arabaya binerken, don Juan beni durdurdu.
A[rbagh bir bigimde, "Daha cince de sciylemiqtim sana,"
dedi, "bi btiyticiintin adrnr da nerde oturdufunu da kimseye
agrklamamamlz gerekir. Benim adrmr, govdemin bulundulu
yeri kimseye soylememen gerekti[ini anlamrqsrndr sanrnrn.
$imdi de aynr qeyi bir arkadaqrmla ilgili olarak yapmanr isti-
yorum senden; Genaro adh arkadagrmla... Onun evine gidiyo-
ru2. Orada epey kalaca$r2."
Alzrmdan bir gey kaqrrmayacalrma de$gin giivence ver-
dim don Juan'a.
Afrbaqhh[rnr siirdtirerek, "Biliyorum," dedi. "Ama bi
dtigtincesizlik etmeyesin diye... "
6

Beg Ekim 1968'de Orta Meksika bcilgesine bir yolculufa grk-


mak igin tam arabaya binerken, don Juan beni durdurdu.
A[rbagh bir bigimde, "Daha cince de sciylemiqtim sana,"
dedi, "bi btiyticiintin adrnr da nerde oturdufunu da kimseye
agrklamamamlz gerekir. Benim adrmr, govdemin bulundulu
yeri kimseye soylememen gerekti[ini anlamrqsrndr sanrnrn.
$imdi de aynr qeyi bir arkadaqrmla ilgili olarak yapmanr isti-
yorum senden; Genaro adh arkadagrmla... Onun evine gidiyo-
ru2. Orada epey kalaca$r2."
Alzrmdan bir gey kaqrrmayacalrma de$gin giivence ver-
dim don Juan'a.
Afrbaqhh[rnr siirdtirerek, "Biliyorum," dedi. "Ama bi
dtigtincesizlik etmeyesin diye... "
ispanyolca olarak, "Ho$ gelmigsiniz bu krrrk dokiik yuva-
mtza," dedi oztir dilercesine.
Meksika'run birgok krrsal bolgesinde konuqulan, ispan-
yolcanrn saygl gcisteren bigimini kullanmaktaydr. Ama, scizi.i
biter bitmez yok yere neqeli bir kahkaha patlatrverdi; bile bi-
le sagmahk ettilini gakmrqtrm. Evinin derme gatma olmasma
aldrrdrlr falan yoktu gergekte. Qok sevmiqtim Genaro'yu.

Izleyen iki giin boyunca da$ara grkrp kimi bitkiler toplamrg-


trk. Don Juan, don Genaro ve ben, her sabah gtin alarrken
yola koyuluyorduk. iki yagh adam beni biitiin gtin afaghk bir
yerde tek baqrma brrakrp, daltn, yalnrz kendilerinin bildi$i
belli bir yerine gidiyorlardr. Qok hoquma gidiyordu orda ol-
mak. Vaktin nasrl gegtifini anlamtyor, yalntz gegirdipim o
gtizel deneyimim kugkusuz, kendimi, don Juan'tn toplamamr
istedi[i bir ti.ir bitkiyi btiyiik bir dikkatle arama iqine verrnem-
den kaynaklanryordu.
Akqama dofru eve yollanryorduk; her iki giin de oyle yor-
gundum ki, eve doner dcinmez uyuyuvermiqtim.
Ama iigtincii gi.in farkh olmuqtu; iigtimiiz birlikte gahq-
mrgtrk. Don Juan Genaro'dan, bana kimi bitkilerin nastl segi-
lece[ini ofretmesini istedi. O$leyin eve dondiik. Onlann evin
cinrinde saatlerce, grt grkarmadan, kendilerinden gegmigEesi-
ne, dahng iginde oturuqtular. Ne var, uyuklamakta falan defil-
lerdi. Birkag kez aralannda dolagmrqtrm, don Juan'rn da, don
Genaro'nun da beni gozleriyle izlediklerini gcirmi.igtiim.
Do Juan, "Otlan koparmadan once onlarla konugmaltsln."
dedi. Durup dururken soyleyivermigti bunlan; hem de tig kez
yineleyerek... Dikkatimi gekmek istedili belliydi. Gene ko-
nu$ana dek, kimseden ses grkrnadr.
"Bi otu gormek igin, konuqmaltstn onunla," diye si.irdiir-
dti, "teker teker tanrgmahsrn onlarla; ancak o zaman anlatabi-
lir bi bitki, ona de[gin ofrenmek istedi[in geyi."
Akqam yaklagmrgtr. Don Juan, yiizii batrdaki dallara do-
niik, diiz bir kayarun iisttine oturmugtu. Don Genaro, onun
mtza," dedi oztir dilercesine.
Meksika'run birgok krrsal bolgesinde konuqulan, ispan-
yolcanrn saygl gcisteren bigimini kullanmaktaydr. Ama, scizi.i
biter bitmez yok yere neqeli bir kahkaha patlatrverdi; bile bi-
le sagmahk ettilini gakmrqtrm. Evinin derme gatma olmasma
aldrrdrlr falan yoktu gergekte. Qok sevmiqtim Genaro'yu.

Izleyen iki giin boyunca da$ara grkrp kimi bitkiler toplamrg-


trk. Don Juan, don Genaro ve ben, her sabah gtin alarrken
yola koyuluyorduk. iki yagh adam beni biitiin gtin afaghk bir
yerde tek baqrma brrakrp, daltn, yalnrz kendilerinin bildi$i
belli bir yerine gidiyorlardr. Qok hoquma gidiyordu orda ol-
mak. Vaktin nasrl gegtifini anlamtyor, yalntz gegirdipim o
gtizel deneyimim kugkusuz, kendimi, don Juan'tn toplamamr
istedi[i bir ti.ir bitkiyi btiyiik bir dikkatle arama iqine verrnem-
den kaynaklanryordu.
Akqama dofru eve yollanryorduk; her iki giin de oyle yor-
gundum ki, eve doner dcinmez uyuyuvermiqtim.
Ama iigtincii gi.in farkh olmuqtu; iigtimiiz birlikte gahq-
mrgtrk. Don Juan Genaro'dan, bana kimi bitkilerin nastl segi-
lece[ini ofretmesini istedi. O$leyin eve dondiik. Onlann evin
cinrinde saatlerce, grt grkarmadan, kendilerinden gegmigEesi-
ne, dahng iginde oturuqtular. Ne var, uyuklamakta falan defil-
lerdi. Birkag kez aralannda dolagmrqtrm, don Juan'rn da, don
Genaro'nun da beni gozleriyle izlediklerini gcirmi.igtiim.
Do Juan, "Otlan koparmadan once onlarla konugmaltsln."
dedi. Durup dururken soyleyivermigti bunlan; hem de tig kez
yineleyerek... Dikkatimi gekmek istedili belliydi. Gene ko-
nu$ana dek, kimseden ses grkrnadr.
"Bi otu gormek igin, konuqmaltstn onunla," diye si.irdiir-
dti, "teker teker tanrgmahsrn onlarla; ancak o zaman anlatabi-
lir bi bitki, ona de[gin ofrenmek istedi[in geyi."
Akqam yaklagmrgtr. Don Juan, yiizii batrdaki dallara do-
niik, diiz bir kayarun iisttine oturmugtu. Don Genaro, onun
telik bacaklannr, oturuyormug gibi, kavuqturarak... Oyle bek-
lenmedik bir goriiydii ki bu, yerimden firladrm. Govdesinin
mekanik agrdan, olanaksrz denilebilecek bir hareket yapmrq
oldu[u kafama dank ettilinde, o goktan olalan oturuq duru-
muna gegmiqti bile. Don Juan, geqenlerin aynmmda oldulu-
nu kanrtlarcasrna, don Genaro'nun bu baqansmr yiirefinden
kopup gelen bir kahkahayla kutladr.
Don Genaro qagkrnhllnu sezmiq gibi, ellerini bir iki kez
birbirine vurdu ve gene yuvarlandr yerde. Kendisine bakma-
mr istedigi belliydi. Yerde yuvarlanma gibi gordtifiim durum,
gergekte oturma durumundayken one elilerek baqryla yere
de$me gibi bir duruqtu. Bu mantrksrz goriinen duruqa, birkag
kez cine do!ru yaylana yaylana elilerek kazandr[r hrzla gege-
biliyordu besbelli; govdesindeki dinginlik (atalet) onu dik bir
duruqa gegiriyor ve bir an igin 'baqrnrn iistiinde oturuyordu.'
G{ilmeleri gegince, don Juan konuqmasrnr stirdiirdii; sesi
oldukga sertti. Oturuqumu deliqtirerek onu daha rahatga izle-
yebilecek bir duruqa gegtim. Ozellikle, dikkatimi ona verdifi-
mi belirten bir harekette bulundu[um zamanlarda oldu[u gi-
bi, artrk ahqtrfrm bigimde gi.ili.imsemiyordu. Don Genaro san-
ki gene not tutmamr beklermig gibi bana bakrp duruyordu.
Ama not almayr brrakmrqhm. Don Juan, topladrlrm bitkiler-
le onun istedili gibi konuqmamrg oldulum igin beni payla-
maktaydr. OldtirOtiltim bitkilerin beni ol dtirmii g ol abilecekle-
rini, er geg beni hasta edeceklerinden emin bulundulunu soy-
Itiyordu. Bitkileri incitmig olmam nedeniyle hastalanlrsarn,
belki de bunu, tiqiitmtiq oldu$uma, ya da baqka bir geye vere-
ce[imi de ekledi.
itisi birden bir ctimbiiq daha baqlattrlar. Don Juan gene
alrrbaghhfrnr takrnarak, oliimiimi.i diiqtinmezsem, ti.im yaga-
mrmrn tam bir kargaqaya dontiqecefini soyledi. Dik dik bak-
maktaydr bana.
"Oliimtiyle yaqammdan baqka nesi var ki bi insanrn?" de-
di.
telik bacaklannr, oturuyormug gibi, kavuqturarak... Oyle bek-
lenmedik bir goriiydii ki bu, yerimden firladrm. Govdesinin
mekanik agrdan, olanaksrz denilebilecek bir hareket yapmrq
oldu[u kafama dank ettilinde, o goktan olalan oturuq duru-
muna gegmiqti bile. Don Juan, geqenlerin aynmmda oldulu-
nu kanrtlarcasrna, don Genaro'nun bu baqansmr yiirefinden
kopup gelen bir kahkahayla kutladr.
Don Genaro qagkrnhllnu sezmiq gibi, ellerini bir iki kez
birbirine vurdu ve gene yuvarlandr yerde. Kendisine bakma-
mr istedigi belliydi. Yerde yuvarlanma gibi gordtifiim durum,
gergekte oturma durumundayken one elilerek baqryla yere
de$me gibi bir duruqtu. Bu mantrksrz goriinen duruqa, birkag
kez cine do!ru yaylana yaylana elilerek kazandr[r hrzla gege-
biliyordu besbelli; govdesindeki dinginlik (atalet) onu dik bir
duruqa gegiriyor ve bir an igin 'baqrnrn iistiinde oturuyordu.'
G{ilmeleri gegince, don Juan konuqmasrnr stirdiirdii; sesi
oldukga sertti. Oturuqumu deliqtirerek onu daha rahatga izle-
yebilecek bir duruqa gegtim. Ozellikle, dikkatimi ona verdifi-
mi belirten bir harekette bulundu[um zamanlarda oldu[u gi-
bi, artrk ahqtrfrm bigimde gi.ili.imsemiyordu. Don Genaro san-
ki gene not tutmamr beklermig gibi bana bakrp duruyordu.
Ama not almayr brrakmrqhm. Don Juan, topladrlrm bitkiler-
le onun istedili gibi konuqmamrg oldulum igin beni payla-
maktaydr. OldtirOtiltim bitkilerin beni ol dtirmii g ol abilecekle-
rini, er geg beni hasta edeceklerinden emin bulundulunu soy-
Itiyordu. Bitkileri incitmig olmam nedeniyle hastalanlrsarn,
belki de bunu, tiqiitmtiq oldu$uma, ya da baqka bir geye vere-
ce[imi de ekledi.
itisi birden bir ctimbiiq daha baqlattrlar. Don Juan gene
alrrbaghhfrnr takrnarak, oliimiimi.i diiqtinmezsem, ti.im yaga-
mrmrn tam bir kargaqaya dontiqecefini soyledi. Dik dik bak-
maktaydr bana.
"Oliimtiyle yaqammdan baqka nesi var ki bi insanrn?" de-
di.
Artrk yazamryordum. Onlar uzun siire bitkilerin insanr
gergekten nasrl cildiirebildi[inden, bi.iyiiciilerin bitkileri bu
amagla nasrl kullandrklarrndan soz ettiler. Konuqurlarken ara
srra bana bakryorlar, sanki yazmamr bekliyorlardr.
Don Juan, "Carlos, eyerlenmekten hoglanmayan atlara
benzer," dedi. "Yavaq yavaq yaklaqmahsrn yanma. Onu iir-
ktitti.in bak, qimdi de yazmryor iqte!"
Don Genaro burun deliklerini genigletti, yapmacrk bir ya-
vanyla, kaglannr gatarak, a$tznt bi.izerek, "Hadi, Carlos, yaz!
Bagparmalrn dtigene dekyaz, olur mu?" dedi.
Don Juan ayala kalktr, kollarrnr aErp srtrnr arkaya btike-
rek gerindi. ile;i yuqrnu karqrn govdesi gugfU ve esnekti. Evin
yanrndaki gahhla do!ru ytiriidi.i; don Genaro'yla yalnrz kal-
mrqtrm. Don Genaro bana bakmaktaydr; gozlerimi gevirip ote
yana baktrm, giinkii bakr;lanndan srkrhyordum.
Burun deliklerini agarak, burnunun kanatlannr titretmeye
baqladr; sonra da aya$a kalktr ve kollarml aglp srrtrnr arkaya
btikerek don Juan'rn gerinme hareketlerinin trpkrlannr yaptr.
Ama bunu oyle gi.iliing bir bigimde yapryordu ki! Ancak gok
usta bir pandomimciden beklenebilecek ince hareketlerle
maskarahfrn daniskasr denilebilecek hareketlerin betimleme-
si olanaksrz bir birleqimiydi bu yaptrklarr. Sanki biiytilenmiq-
tim. Don Juan'rn, gok ustaca gizilmig bir karikattirtiydii kar-
qrmdaki.
O anda don Juan geri gelmiq, onun bu yaptrfrnr gormiiq-
tii; ne anlama geldifini de anlamrqtr... Gi.ilerek yerini aldr.
Don Genaro, durup dururken, "Yel ne ycine esiyor?" diye
sordu. Don Juan baqrrun bir devinimiyle batryr imledi.
Don Genaro, alrrbagh, "Yelin estili yone gitmes daha iyi
olacak," diye mrnldandr.
Sonra bana dontip parmafrnr ytiziime do!ru salladr.
"Ahqilmadrk sesler duyarsan pek aldrn$ etmezsin," dedi.
"Genaro srglnca, dallar yerinden oynar."
Der demez, hoplaya zrplaya gahhla koqtu ve daha bir sa-
niye gegmiqti ki, son kerte yabansr bir giiriiltti, derin, dolaiis-
gergekten nasrl cildiirebildi[inden, bi.iyiiciilerin bitkileri bu
amagla nasrl kullandrklarrndan soz ettiler. Konuqurlarken ara
srra bana bakryorlar, sanki yazmamr bekliyorlardr.
Don Juan, "Carlos, eyerlenmekten hoglanmayan atlara
benzer," dedi. "Yavaq yavaq yaklaqmahsrn yanma. Onu iir-
ktitti.in bak, qimdi de yazmryor iqte!"
Don Genaro burun deliklerini genigletti, yapmacrk bir ya-
vanyla, kaglannr gatarak, a$tznt bi.izerek, "Hadi, Carlos, yaz!
Bagparmalrn dtigene dekyaz, olur mu?" dedi.
Don Juan ayala kalktr, kollarrnr aErp srtrnr arkaya btike-
rek gerindi. ile;i yuqrnu karqrn govdesi gugfU ve esnekti. Evin
yanrndaki gahhla do!ru ytiriidi.i; don Genaro'yla yalnrz kal-
mrqtrm. Don Genaro bana bakmaktaydr; gozlerimi gevirip ote
yana baktrm, giinkii bakr;lanndan srkrhyordum.
Burun deliklerini agarak, burnunun kanatlannr titretmeye
baqladr; sonra da aya$a kalktr ve kollarml aglp srrtrnr arkaya
btikerek don Juan'rn gerinme hareketlerinin trpkrlannr yaptr.
Ama bunu oyle gi.iliing bir bigimde yapryordu ki! Ancak gok
usta bir pandomimciden beklenebilecek ince hareketlerle
maskarahfrn daniskasr denilebilecek hareketlerin betimleme-
si olanaksrz bir birleqimiydi bu yaptrklarr. Sanki biiytilenmiq-
tim. Don Juan'rn, gok ustaca gizilmig bir karikattirtiydii kar-
qrmdaki.
O anda don Juan geri gelmiq, onun bu yaptrfrnr gormiiq-
tii; ne anlama geldifini de anlamrqtr... Gi.ilerek yerini aldr.
Don Genaro, durup dururken, "Yel ne ycine esiyor?" diye
sordu. Don Juan baqrrun bir devinimiyle batryr imledi.
Don Genaro, alrrbagh, "Yelin estili yone gitmes daha iyi
olacak," diye mrnldandr.
Sonra bana dontip parmafrnr ytiziime do!ru salladr.
"Ahqilmadrk sesler duyarsan pek aldrn$ etmezsin," dedi.
"Genaro srglnca, dallar yerinden oynar."
Der demez, hoplaya zrplaya gahhla koqtu ve daha bir sa-
niye gegmiqti ki, son kerte yabansr bir giiriiltti, derin, dolaiis-
Don Genaro bagryla dofrulayarak, a!.zrnt btizmiiq, gozle-
rini krsmrqtr.
Onun bu duruqu, gok hoquma gitmigti.
Don Genaro kalktr, don Juan da onu izledi.
Don Genaro, "PekdlA," dedi, "gidelim oyleyse. Gidip
Nestor'la Pablito'yu bekleyeblliriz. Herhalde grkmrqlardrr.
Perqembeleri erken grkryorlar. "
itisi de arabama bindi; don Juan cinde oturdu. Onlara hig-
bir gey sormadan arabayr gahgtrrdrm. Don Juan, Nestor'un
evine ycineltiyordu beni. Oraya vannca, don Genaro eve gir-
di, ve gok gegmeden kendi gcimezleri olan iki delikanhyla,
Nestor ve Pablito'yla drqan grktr. Hepsi de arabaya doluqtu-
lar; ve don Juan batrdaki daflara do[ru gitmemi soyledi.
Arabayr bir toprak yolun kryrsrna brakrp, arabanrn bulun-
dulu yerden goriilebilen bir ga$ayana do!ru akan beq altr
metre geniqlilindeki bir rrmalm kryrsrnr izLeyerek yiirtidiik.
Akqam yaklaqryordu. Manzara gok etkileyiciydi. Tam tepe-
mtzde, koskoca, koyu, mavimsi bir bulut ugan bir gatr gibi
durmaktaydr. Kryrlarr keskince biten dev bir yanm daire bigi-
minde bir buluttu bu. Batrmrzda, yiiksek Cordillera Central
daflannrn yamaglanna ya[mur yalryora benziyordu. Yegil
tepelerin iizerine beyazrmsr bir perde iniyormuq izlenimini
veriyordu. Do[u yarumrzda upuzun, derin bir vadi vardr; va-
dinin tizerinde dalrnrk bulut pargalan asrh duruyor, tizerleri-
ne gi.ineq vuruyordu. Bu iki yanrn arasrndaki geliqki, gcirkem-
liydi. Qaflayanrn altmda durduk. Elli metre kadar bir ytiksek-
likte akryordu sular, kulaklanmtzl safrr edercesine gtirleye-
rek.
Don Genaro beline bir keme doladr. En azrndan yedi tane
nesne sarkryordu kemerincien. Ufak sukabaklannr andrran
nesneler... $apkasmr grkarrp, boynuna asrh bir kordonla arka-
srna sarkrk durumda tuttu. Kahn yiin kumagtan yaprlmrq bir
keseden bir sag bantr grkardr. Bu bant da alaca renkli bir yi.in
kumaqtandr. En belirgin rengi parlak bir sanydr bu bantm.
Don Genaro bagryla dofrulayarak, a!.zrnt btizmiiq, gozle-
rini krsmrqtr.
Onun bu duruqu, gok hoquma gitmigti.
Don Genaro kalktr, don Juan da onu izledi.
Don Genaro, "PekdlA," dedi, "gidelim oyleyse. Gidip
Nestor'la Pablito'yu bekleyeblliriz. Herhalde grkmrqlardrr.
Perqembeleri erken grkryorlar. "
itisi de arabama bindi; don Juan cinde oturdu. Onlara hig-
bir gey sormadan arabayr gahgtrrdrm. Don Juan, Nestor'un
evine ycineltiyordu beni. Oraya vannca, don Genaro eve gir-
di, ve gok gegmeden kendi gcimezleri olan iki delikanhyla,
Nestor ve Pablito'yla drqan grktr. Hepsi de arabaya doluqtu-
lar; ve don Juan batrdaki daflara do[ru gitmemi soyledi.
Arabayr bir toprak yolun kryrsrna brakrp, arabanrn bulun-
dulu yerden goriilebilen bir ga$ayana do!ru akan beq altr
metre geniqlilindeki bir rrmalm kryrsrnr izLeyerek yiirtidiik.
Akqam yaklaqryordu. Manzara gok etkileyiciydi. Tam tepe-
mtzde, koskoca, koyu, mavimsi bir bulut ugan bir gatr gibi
durmaktaydr. Kryrlarr keskince biten dev bir yanm daire bigi-
minde bir buluttu bu. Batrmrzda, yiiksek Cordillera Central
daflannrn yamaglanna ya[mur yalryora benziyordu. Yegil
tepelerin iizerine beyazrmsr bir perde iniyormuq izlenimini
veriyordu. Do[u yarumrzda upuzun, derin bir vadi vardr; va-
dinin tizerinde dalrnrk bulut pargalan asrh duruyor, tizerleri-
ne gi.ineq vuruyordu. Bu iki yanrn arasrndaki geliqki, gcirkem-
liydi. Qaflayanrn altmda durduk. Elli metre kadar bir ytiksek-
likte akryordu sular, kulaklanmtzl safrr edercesine gtirleye-
rek.
Don Genaro beline bir keme doladr. En azrndan yedi tane
nesne sarkryordu kemerincien. Ufak sukabaklannr andrran
nesneler... $apkasmr grkarrp, boynuna asrh bir kordonla arka-
srna sarkrk durumda tuttu. Kahn yiin kumagtan yaprlmrq bir
keseden bir sag bantr grkardr. Bu bant da alaca renkli bir yi.in
kumaqtandr. En belirgin rengi parlak bir sanydr bu bantm.
ytizlerine bakmak igin biraz e$rl
dim. Don Juan elini sertge sallayarak krprrdamamaml belirtti.
Hemen Eekildim. $oyle bir gorebilmiqtim delikanhlan. onlar
da don Juan gibi dikkat kesilmiq bakryorlardr.
Don Juan eliyle bir baqka iqaret yaparak gaflayanr gcister-
di.
Gene baktrm. Don Genaro, bir duvar gibi yiikselen dim-
dik kayahfrn rizerinde epey yol almrgtr. Baktrlrm srrada, bir
grkrntrya basmrg milim milim ilerleyerek koca bir kayanrn
gevresini dolanmaya gahqryordu. Kollarrnr kayayr kucaklar-
casrna agmrqtr. Yavag yavag sala dofru ilerlerken, birden
govdesi havada asrh kaldr. Dtiqtti artrk, derken, baktrm, hala
orda durmakta... sa! eliyle bir qeyi kavrayrvermiq ve aya$r
gok gevikge o grkrntrya yeniden basrvermiq... Don Genaro,
kayaya gene yaplqmca baqrnr Eevirip bize bakmrqtr. Krsa bir
bakrgtr bu. Baqrnr qcir,-,1e bir geviriveriqde oyle bir bigemleme
vardr ki, diiqtinmeye baqladrm. onun her kayrqrndi, dontip
ciyle bize bakrverdi[ini anrmsadrm. Becerikslriigir," srkrla-
rak, bakrp bakmadrlrmrzr gcirmek igin donmiiq olacak diye
dtiqiinmtiqttim.
Tepeye do[ru btaz daha trmandrktan sonra bir kez daha
Suytp
aqalr do!ru sarkan bir kayaya tehrikeli bir bigimde asr-
h kahverdi. Yalnrzca sol eliyle tutmaktaydr ttim govdesini.
Dengesini yeniden bulunca donrip gene bize bakir. Tepeye
varana dek iki kez daha yitirmiqti dengesini. oturdufiumuz
yerden, ga$layanrn doktilmeye baqladr[r yeri eni sekizmetre
kadar gortiniiyordu.
Don Genaro bir an krprrdamadan durdu. Don Juan'a, don
Genaro'nun orda ne iqi var diye sormak istedim, ama don Ju-
an kendisini, bakmaslna ciyle kaptrrmrqtr ki, onu tedirgin et-
meyi goze alamadrm.
Don Genaro birden suya atladr. Oylesine beklenmedik bir
hareketti ki bu, karnrmrn ta iginde beni yutar gibi bir boqluk
duyumsayrve[rdim. Gcirkemli, diig gibi bir arlayrgtr bu.
eag-
layarun ortasrna do!ru kesik kesik ugmakta olan-gcivaeslnin
dim. Don Juan elini sertge sallayarak krprrdamamaml belirtti.
Hemen Eekildim. $oyle bir gorebilmiqtim delikanhlan. onlar
da don Juan gibi dikkat kesilmiq bakryorlardr.
Don Juan eliyle bir baqka iqaret yaparak gaflayanr gcister-
di.
Gene baktrm. Don Genaro, bir duvar gibi yiikselen dim-
dik kayahfrn rizerinde epey yol almrgtr. Baktrlrm srrada, bir
grkrntrya basmrg milim milim ilerleyerek koca bir kayanrn
gevresini dolanmaya gahqryordu. Kollarrnr kayayr kucaklar-
casrna agmrqtr. Yavag yavag sala dofru ilerlerken, birden
govdesi havada asrh kaldr. Dtiqtti artrk, derken, baktrm, hala
orda durmakta... sa! eliyle bir qeyi kavrayrvermiq ve aya$r
gok gevikge o grkrntrya yeniden basrvermiq... Don Genaro,
kayaya gene yaplqmca baqrnr Eevirip bize bakmrqtr. Krsa bir
bakrgtr bu. Baqrnr qcir,-,1e bir geviriveriqde oyle bir bigemleme
vardr ki, diiqtinmeye baqladrm. onun her kayrqrndi, dontip
ciyle bize bakrverdi[ini anrmsadrm. Becerikslriigir," srkrla-
rak, bakrp bakmadrlrmrzr gcirmek igin donmiiq olacak diye
dtiqiinmtiqttim.
Tepeye do[ru btaz daha trmandrktan sonra bir kez daha
Suytp
aqalr do!ru sarkan bir kayaya tehrikeli bir bigimde asr-
h kahverdi. Yalnrzca sol eliyle tutmaktaydr ttim govdesini.
Dengesini yeniden bulunca donrip gene bize bakir. Tepeye
varana dek iki kez daha yitirmiqti dengesini. oturdufiumuz
yerden, ga$layanrn doktilmeye baqladr[r yeri eni sekizmetre
kadar gortiniiyordu.
Don Genaro bir an krprrdamadan durdu. Don Juan'a, don
Genaro'nun orda ne iqi var diye sormak istedim, ama don Ju-
an kendisini, bakmaslna ciyle kaptrrmrqtr ki, onu tedirgin et-
meyi goze alamadrm.
Don Genaro birden suya atladr. Oylesine beklenmedik bir
hareketti ki bu, karnrmrn ta iginde beni yutar gibi bir boqluk
duyumsayrve[rdim. Gcirkemli, diig gibi bir arlayrgtr bu.
eag-
layarun ortasrna do!ru kesik kesik ugmakta olan-gcivaeslnin
mrgtr. Don Juan kalktr, yanrndakiler de onu izledi. Birden ya-
prverdikleri bu hareket qaqrrtmrgtr beni. Don Genaro'nun o
ustaca iqi bende derin bir goqku uyandrrmrgtr. Hemen ona ko-
gup, yetkin sanatrna karqr duydu[um hayranhlr belirtmek,
onu kutlamak istiyordum.
Dikkatle gallayanrn sol yaruna bakarak, don Genaro'nun
inip inmedi$ini gormeye Eahqtrm; ama gortintirlerde yoktu.
Nereye gittilini merak ediyordum. Don Juan'a sorduysam
da, bir yanrt alamadrm.
Don Juan, "Bir an cince kagahm burdan," dedi. Yoksa sr-
rrlsrklam olacalrz. Nestor'la Pablito'yu evlerine brrakahm,
sonra da dontiq yolcululumuza baqlarrz.
"Don Genaro'yla vedala;madrm heniiz," diye yakrndrm.
Don Juan, sertge, "O vedalaqh senle," diye yanrtladr.
Bir stire yan gozle beni si.izdi.ikten sonra, yumuqayarak
giili.imsedi.
"Ayflca, selam da soyledi sana," dedi, "seni gok be[en-
mi$."
"Dcinmesini bekleyemez miy rz?"
Don Juan kesin bir sesle, "Hayrr!" dedi. "Brrak artrk onu.
Nereye gittiyse gitti iqte! Belki de kartal olmuq, obiir diinya-
da ugmaktadr. Otmtiq de olabilir orda. Artrk farketmez...'i

23 Ekim 1968
Don Juan, laf arasmda, yakmda Orta Meksika'ya bir yolculuk
daha yapacafrnr soylemigti.
"Don Genaro'ya ml gideceksin?" diye sordum.
Yiizi.ime bakmaks rztn, "B elki. " diye yanrtl adr.
"Esash adam, delil mi don Juan? Yani ga[layanrn tpesin-
de bir qey olmadl ona."
"Olmaz elbette; sallam adamdrr."
Bir stire, tasarladr$r yolculuktan soz ettik. Sonra, don Ge-
mrgtr. Don Juan kalktr, yanrndakiler de onu izledi. Birden ya-
prverdikleri bu hareket qaqrrtmrgtr beni. Don Genaro'nun o
ustaca iqi bende derin bir goqku uyandrrmrgtr. Hemen ona ko-
gup, yetkin sanatrna karqr duydu[um hayranhlr belirtmek,
onu kutlamak istiyordum.
Dikkatle gallayanrn sol yaruna bakarak, don Genaro'nun
inip inmedi$ini gormeye Eahqtrm; ama gortintirlerde yoktu.
Nereye gittilini merak ediyordum. Don Juan'a sorduysam
da, bir yanrt alamadrm.
Don Juan, "Bir an cince kagahm burdan," dedi. Yoksa sr-
rrlsrklam olacalrz. Nestor'la Pablito'yu evlerine brrakahm,
sonra da dontiq yolcululumuza baqlarrz.
"Don Genaro'yla vedala;madrm heniiz," diye yakrndrm.
Don Juan, sertge, "O vedalaqh senle," diye yanrtladr.
Bir stire yan gozle beni si.izdi.ikten sonra, yumuqayarak
giili.imsedi.
"Ayflca, selam da soyledi sana," dedi, "seni gok be[en-
mi$."
"Dcinmesini bekleyemez miy rz?"
Don Juan kesin bir sesle, "Hayrr!" dedi. "Brrak artrk onu.
Nereye gittiyse gitti iqte! Belki de kartal olmuq, obiir diinya-
da ugmaktadr. Otmtiq de olabilir orda. Artrk farketmez...'i

23 Ekim 1968
Don Juan, laf arasmda, yakmda Orta Meksika'ya bir yolculuk
daha yapacafrnr soylemigti.
"Don Genaro'ya ml gideceksin?" diye sordum.
Yiizi.ime bakmaks rztn, "B elki. " diye yanrtl adr.
"Esash adam, delil mi don Juan? Yani ga[layanrn tpesin-
de bir qey olmadl ona."
"Olmaz elbette; sallam adamdrr."
Bir stire, tasarladr$r yolculuktan soz ettik. Sonra, don Ge-
Juan gtiltimsemekteydi. Soztim bitince, baqrnr sallayarak,
"Qok gtigttir gcirmek," dedi.
Bu scizlerini agrklamasl igin yakardrm.
Kararh bir sesle, "Gdrmeft, konuqulacak bi qey delildir,"
dedi.
Baqkaca bir qey soyleyemecelini anlamrgtrm. Ben de git-
tim, yapmamr istemiq bulundulu kimi igleri gordi.im.
Dcindtiltimde hava kararmrqtr. Bir qeyler yedikten sonra
ramadaya gittik. Orada oturur oturmaz, don Juan, don Gena-
ro'nun dersini anlatmaya baqladr. Kendimi hazrlamam igin
zaman brakmamrqtr. Not defterim yarumdaydr. Ama, karan-
lrkta yazamadrm. Igeri gidip gaz lambasmr getirebilirdim,
ama konuqmasrrun akrgrnr kesmek istememigtim.
Don Juan, don Genaro'nun bir denge ustasr oldulunu,
gok karmaqrk ve zor hareketler yapabildi[ini anlattr. Baq tis-
tii oturmasr, bunlardan yalnrzca birisiymig ve bununla bana,
not tutarak "gcirme"nin olanaksrzh[rnr anlatmak istemiq. El-
lerinin yardrmr olmadan baq tistti oturma hareketi, yalntzca
bir an stiren maskaraca bir gosteriden cite bir gey delilmiq.
Don Genaro'ya gore "g{irme"ye delgin yazr yazma da aynr
qey demekmiq; yani insanrn baqr i.isttinde oturmasr denli aca-
yip ve gereksiz bir igmig.
Don Juan karanh$rn iginden bana baktr ve biiytik bir a[rr-
baghhkla, don Genaro'nun ciyle baq i.istti oturup qaklabanhk
yaparken benim "gcirme" durumuna gok yaklaqmrq oldu[umu
sciyledi. Don Genaro bunun farkrna vaffnl$ ve aynt hareketi
birkag kez yinelemiq. Ama, boquna... Qtinkti uzaklaqmtflm
artrk "g{irme" durumunda.
Don Juan, ardmdan, don Genaro'nun o cambazhfrndan
soz etti. Daha onceleri bana, insanlann, "gdren" kimseler
igin, onden arkaya dofru doneduran ve onlara yumurta bigi-
mini veren bir ttir rqrk telciklerinden olugan saydam yaratrk-
lar oldufunu anlatmrg bulundu$unu soyledi. Bu yumurta gibi
yaratrklann en gagrlasr yarurun da gcibeklerinin gevresinde bir
demet uzunca telcik bulunmasr oldu$unu anlatmrg oldu$unu
"Qok gtigttir gcirmek," dedi.
Bu scizlerini agrklamasl igin yakardrm.
Kararh bir sesle, "Gdrmeft, konuqulacak bi qey delildir,"
dedi.
Baqkaca bir qey soyleyemecelini anlamrgtrm. Ben de git-
tim, yapmamr istemiq bulundulu kimi igleri gordi.im.
Dcindtiltimde hava kararmrqtr. Bir qeyler yedikten sonra
ramadaya gittik. Orada oturur oturmaz, don Juan, don Gena-
ro'nun dersini anlatmaya baqladr. Kendimi hazrlamam igin
zaman brakmamrqtr. Not defterim yarumdaydr. Ama, karan-
lrkta yazamadrm. Igeri gidip gaz lambasmr getirebilirdim,
ama konuqmasrrun akrgrnr kesmek istememigtim.
Don Juan, don Genaro'nun bir denge ustasr oldulunu,
gok karmaqrk ve zor hareketler yapabildi[ini anlattr. Baq tis-
tii oturmasr, bunlardan yalnrzca birisiymig ve bununla bana,
not tutarak "gcirme"nin olanaksrzh[rnr anlatmak istemiq. El-
lerinin yardrmr olmadan baq tistti oturma hareketi, yalntzca
bir an stiren maskaraca bir gosteriden cite bir gey delilmiq.
Don Genaro'ya gore "g{irme"ye delgin yazr yazma da aynr
qey demekmiq; yani insanrn baqr i.isttinde oturmasr denli aca-
yip ve gereksiz bir igmig.
Don Juan karanh$rn iginden bana baktr ve biiytik bir a[rr-
baghhkla, don Genaro'nun ciyle baq i.istti oturup qaklabanhk
yaparken benim "gcirme" durumuna gok yaklaqmrq oldu[umu
sciyledi. Don Genaro bunun farkrna vaffnl$ ve aynt hareketi
birkag kez yinelemiq. Ama, boquna... Qtinkti uzaklaqmtflm
artrk "g{irme" durumunda.
Don Juan, ardmdan, don Genaro'nun o cambazhfrndan
soz etti. Daha onceleri bana, insanlann, "gdren" kimseler
igin, onden arkaya dofru doneduran ve onlara yumurta bigi-
mini veren bir ttir rqrk telciklerinden olugan saydam yaratrk-
lar oldufunu anlatmrg bulundu$unu soyledi. Bu yumurta gibi
yaratrklann en gagrlasr yarurun da gcibeklerinin gevresinde bir
demet uzunca telcik bulunmasr oldu$unu anlatmrg oldu$unu
Baqkaca bir soru sormak gelmiyordu igimden. Sonra gene ko-
nuqtu ve bunun nedenini bildi[ini ama nasrl anlatacalrnr bi-
lemedi[ini soyledi.
"Bu dtinyada her qeyin kolayca anlaqrldr[rnr sanlrsln,"
dedi, "giinki.i yaptrlrn her qey, anlaqrlmasr kolay ahgkrlardan
ibarettir. Qaglayana bakarken, Genaro'nun suyu nastl aqtrfrnr
izlerken, onun usta bi perendeci oldu[unu di.iqiiniiyordun;
giinki.i cambazhktan baqka bi gey yapmtq olabilecelini aklt-
nrn ucundan bile gegmez hig. Oysa, Genaro, suyun iizerine
falan atlamrq de$ildi. Atlamrq olsaydt, cili.irdii. Genaro, kendi-
sini, o gorkemli, prnl prrrl telciklerinin iizerinde dengelemiq-
ti. Onlarr ciylesine uzatmrg, uzatmrqtr ki, onlann tizerinden
yuvarlanarak gallayanrn obiir yakasma gegmigti diyebiliriz.
Antenlerin gerekti[i gibi nasrl uzattlaca,fmt, onlarla yarulma-
dan nasrl devinilecelini sergilemiqti.
"Paplito, agafir yukan Genaro'nun devinimlerinin tiimtinti
gormiistii..Oysa, Nestor, yalnrzca gok belirgin <jlanlarrm gor-
mekteydi. Ince aynnfilan goremiyordu. Ama, sen... Sen higbi
gey gormedin!"
"Daha onceleri sciyleseydin, don Juan, neye bakmam ge-
rektilini..."
Don Juan, sciziimti keserek, beni yonlendirmenin, don
Genaro'yu engellemekten bagka bir iqe yaramayacalmt soy-
ledi. E[er neler olaca[rnr bilmiq olsaymrqtm benim kendi tel-
ciklerim uyanlmrg, don Genaro'nunkilere engel olurmug.
Don Juan, "E[er gorebilseydin," diye stirdi.irdti, "Genaro
daha ilk adrmmr atar atmaz, onun gaflayantn ktytstndan yu-
kan trmanlfr srrasmda kaymamrq oldulunu anlamrq olurdun.
Antenlerini gevqetmigti. Onlan iki kez kayalara sanp bi sinek
gibi asrlmrgtr. Tepeye vardr[mda ve suyu gegmeye hazrr o1-
du[unda, telcik demetini ca$ayamn ortasrndaki ufak bi kaya
iizerine odakladr; onlan o kayaya iyice ba$adrktan sonra, tel-
ciklerin onu gekmesi igin, kendini braktverdi. Genaro atla-
mrg falan degildi. O yiizden, suyun hemen yanr bagrndaki ufa-
Baqkaca bir soru sormak gelmiyordu igimden. Sonra gene ko-
nuqtu ve bunun nedenini bildi[ini ama nasrl anlatacalrnr bi-
lemedi[ini soyledi.
"Bu dtinyada her qeyin kolayca anlaqrldr[rnr sanlrsln,"
dedi, "giinki.i yaptrlrn her qey, anlaqrlmasr kolay ahgkrlardan
ibarettir. Qaglayana bakarken, Genaro'nun suyu nastl aqtrfrnr
izlerken, onun usta bi perendeci oldu[unu di.iqiiniiyordun;
giinki.i cambazhktan baqka bi gey yapmtq olabilecelini aklt-
nrn ucundan bile gegmez hig. Oysa, Genaro, suyun iizerine
falan atlamrq de$ildi. Atlamrq olsaydt, cili.irdii. Genaro, kendi-
sini, o gorkemli, prnl prrrl telciklerinin iizerinde dengelemiq-
ti. Onlarr ciylesine uzatmrg, uzatmrqtr ki, onlann tizerinden
yuvarlanarak gallayanrn obiir yakasma gegmigti diyebiliriz.
Antenlerin gerekti[i gibi nasrl uzattlaca,fmt, onlarla yarulma-
dan nasrl devinilecelini sergilemiqti.
"Paplito, agafir yukan Genaro'nun devinimlerinin tiimtinti
gormiistii..Oysa, Nestor, yalnrzca gok belirgin <jlanlarrm gor-
mekteydi. Ince aynnfilan goremiyordu. Ama, sen... Sen higbi
gey gormedin!"
"Daha onceleri sciyleseydin, don Juan, neye bakmam ge-
rektilini..."
Don Juan, sciziimti keserek, beni yonlendirmenin, don
Genaro'yu engellemekten bagka bir iqe yaramayacalmt soy-
ledi. E[er neler olaca[rnr bilmiq olsaymrqtm benim kendi tel-
ciklerim uyanlmrg, don Genaro'nunkilere engel olurmug.
Don Juan, "E[er gorebilseydin," diye stirdi.irdti, "Genaro
daha ilk adrmmr atar atmaz, onun gaflayantn ktytstndan yu-
kan trmanlfr srrasmda kaymamrq oldulunu anlamrq olurdun.
Antenlerini gevqetmigti. Onlan iki kez kayalara sanp bi sinek
gibi asrlmrgtr. Tepeye vardr[mda ve suyu gegmeye hazrr o1-
du[unda, telcik demetini ca$ayamn ortasrndaki ufak bi kaya
iizerine odakladr; onlan o kayaya iyice ba$adrktan sonra, tel-
ciklerin onu gekmesi igin, kendini braktverdi. Genaro atla-
mrg falan degildi. O yiizden, suyun hemen yanr bagrndaki ufa-
na baktrktan sonra gene mindere uzandr.
"Hayrr!" dedi. "Dumanr kullanman gerek."
"Ama, don Genaro'dayken gormeye gok yaklaqtrlrm
soylemiqtin. "
"Genaro'nun yaptrklarrnrn bilincindeymiqsin gibi bi gey
ler parrldamrgtr iginde bir ara; ama sen yalntzca bakarmrqsrn
Belli ki gormeye benzeyen bi gey var sende-am a gorme de$il
Senin gozlerin baflanmrg; yalnrzca duman agar senin gcizi
ni.i."
"Ne diye gerekiyor dumanr gekmem? insan duman ol
maksrzrn cilrenemezmi yani gormeyi? Giiglti bir istelim var
Yetmez mi bu?"
"Hayr yetmez. Gcirme dyle kolay bir iq defildir; o oynak
dtinyaya bi bakrg atabilmek igin gerekli hrzr yalnrzca duman
saflayabilir. Yoks a, y alnrzca bakar durursun. "
"Oynak diinya da ne demek?"
"Gdrdii![in zaman, dtinya, gimdi dtiqtindi.i$iin gibi olmaz
Oynak, devingen, deliqen bi di.inyadr o. insan kendi baqrna
da o dtinyayr anlayabilir belki; ama bir iqe yaramazbu, giin
kii dolurdulu gerilim yrpratrr govdeni. Oysa, dumanr kulla
nrrsan, yorulmadan yapmrq olursun bunu. Duman oynak dtin
yayr sezinleyebilecek hrzr sallar sana; gcivden de gtictin d
yerli yerinde kalrr."
Qarprcr bir bigimde, "PekAld!" dedim. "Kaqacak delik
kalmadr artrk. Dumanr igecefim."
Bu yapmacrk duygusalh$rm onu giildiirm{iqtti.
"Kes be adam!" dedi. "H"p yalnrg yere toslarsm. $imdi dc
strf dumanrn sana kilavuzluk etmesine karar verdin diye go
recefiini sanlyorsun. Baqka yanlan da var rSrn. Zaten her ge
yin her zaman bi stirti baqka yanl vardrr."
Bir an ciddileqmiqti.
"Seni gok iyi inceledim, ve ne yaptrlrmr gok iyi biliyo-
rum," dedi, "gtinkri benim bilgimi cifrenmemi Mescalito istc
mekte. Ne var ki, istedifin her qeyi sana o[retmeye vakit bu
na baktrktan sonra gene mindere uzandr.
"Hayrr!" dedi. "Dumanr kullanman gerek."
"Ama, don Genaro'dayken gormeye gok yaklaqtrlrm
soylemiqtin. "
"Genaro'nun yaptrklarrnrn bilincindeymiqsin gibi bi gey
ler parrldamrgtr iginde bir ara; ama sen yalntzca bakarmrqsrn
Belli ki gormeye benzeyen bi gey var sende-am a gorme de$i
Senin gozlerin baflanmrg; yalnrzca duman agar senin gcizi
ni.i."
"Ne diye gerekiyor dumanr gekmem? insan duman o
maksrzrn cilrenemezmi yani gormeyi? Giiglti bir istelim va
Yetmez mi bu?"
"Hayr yetmez. Gcirme dyle kolay bir iq defildir; o oyna
dtinyaya bi bakrg atabilmek igin gerekli hrzr yalnrzca duma
saflayabilir. Yoks a, y alnrzca bakar durursun. "
"Oynak diinya da ne demek?"
"Gdrdii![in zaman, dtinya, gimdi dtiqtindi.i$iin gibi olmaz
Oynak, devingen, deliqen bi di.inyadr o. insan kendi baqrn
da o dtinyayr anlayabilir belki; ama bir iqe yaramazbu, giin
kii dolurdulu gerilim yrpratrr govdeni. Oysa, dumanr kulla
nrrsan, yorulmadan yapmrq olursun bunu. Duman oynak dtin
yayr sezinleyebilecek hrzr sallar sana; gcivden de gtictin d
yerli yerinde kalrr."
Qarprcr bir bigimde, "PekAld!" dedim. "Kaqacak deli
kalmadr artrk. Dumanr igecefim."
Bu yapmacrk duygusalh$rm onu giildiirm{iqtti.
"Kes be adam!" dedi. "H"p yalnrg yere toslarsm. $imdi d
strf dumanrn sana kilavuzluk etmesine karar verdin diye go
recefiini sanlyorsun. Baqka yanlan da var rSrn. Zaten her ge
yin her zaman bi stirti baqka yanl vardrr."
Bir an ciddileqmiqti.
"Seni gok iyi inceledim, ve ne yaptrlrmr gok iyi biliyo
rum," dedi, "gtinkri benim bilgimi cifrenmemi Mescalito istc
mekte. Ne var ki, istedifin her qeyi sana o[retmeye vakit bu
nii bilemiyordum; daha da kottisii, kendimin neler dtiqiindti-
$tim{i bile bilmiyordum.
Ogleaen sonra saat tig dolaylarr nda ramadanrn altrnda
oturuyorduk. Karnrm Eok agtr. Bir kag kez yemek yememizi
onerdiysem de, pek orah olmamrqtr.
"Ug yrldrr kendi harmanrnr hazrrlamrg de$ilsin," dedi bir-
den, "benim harmanrmr ttitttireceksin; senin adrna toplamrq
olayrm bunu. Zaten bi tutam yeterlidir. Pipoyu bi kez doldu-
iacalrm. Hepsini igersin, sonra dinlenirsin. Sonra da obi.ir
diinyanrn bekgisi gelecek. Sen, yalntzca gozlemlersin-bi qey
yapmadan.... Onun devinimlerini gozlemle; yaptr[r her qeyi
gcizlemle. Iyi bak, gtinkii bir oltim kahm sorunudur bu."
Don Juan ycinergesini oyle beklenmedik bir bigimde kes-
migti ki, ne diyecelimi, ne dtigtinecefimi bile bilememigtim.
Anlamsrz bir qeyler geveledim. Dtigi.incelerimi toparlayaml-
yordum. Sonunda, akhma gelen ilk belirli diiqiincemi dile ge-
tirdim: "Kimmig bu bekgi?"
Don Juan konuqmak istemedi$ini agrkga belirtti. Ne var,
genemi kapatamayacak denli sinirliydim ve bu bekgiye de[-
gin bir qeyler anlatmasr igin asrlmayr si.irdtirdtim.
"Gcireceksin," dedi don Juan cinemsemezbtr sesle, "cibtir
di.inyayr bekler o."
"Hangi dtinyayr? Oltilerin dtinyasrnl mt?"
"Ne cili.ilerin dtinyasl, ne de baqka geylerin di.inyasr... Yal-
ntzca bi bagka dtinya... Anlatmanrn bi yaran yok ki! Kendin
gdriirsiin."
Don Juan bunlan soyledikten sonra eve girdi. Onu odasr-
na kadar izledim.
"Bir dakika, don Juan, bekle! Ne yapacaksrn?"
Yanrt vermedi. Ufak bir krhftan piposunu grkardr ve oda-
nrn ortasmda serili hasrra oturarak soran gcizlerle bana baktr.
Gonliimiin olmasrnr bekler gibiydi.
Yumugak bir sesle, "Ne kagrksrn y?!" dedi. "Korktulun
yok senin. Korktulunu sciyltiyorsun, o kadar..."
nii bilemiyordum; daha da kottisii, kendimin neler dtiqiindti-
$tim{i bile bilmiyordum.
Ogleaen sonra saat tig dolaylarr nda ramadanrn altrnda
oturuyorduk. Karnrm Eok agtr. Bir kag kez yemek yememizi
onerdiysem de, pek orah olmamrqtr.
"Ug yrldrr kendi harmanrnr hazrrlamrg de$ilsin," dedi bir-
den, "benim harmanrmr ttitttireceksin; senin adrna toplamrq
olayrm bunu. Zaten bi tutam yeterlidir. Pipoyu bi kez doldu-
iacalrm. Hepsini igersin, sonra dinlenirsin. Sonra da obi.ir
diinyanrn bekgisi gelecek. Sen, yalntzca gozlemlersin-bi qey
yapmadan.... Onun devinimlerini gozlemle; yaptr[r her qeyi
gcizlemle. Iyi bak, gtinkii bir oltim kahm sorunudur bu."
Don Juan ycinergesini oyle beklenmedik bir bigimde kes-
migti ki, ne diyecelimi, ne dtigtinecefimi bile bilememigtim.
Anlamsrz bir qeyler geveledim. Dtigi.incelerimi toparlayaml-
yordum. Sonunda, akhma gelen ilk belirli diiqiincemi dile ge-
tirdim: "Kimmig bu bekgi?"
Don Juan konuqmak istemedi$ini agrkga belirtti. Ne var,
genemi kapatamayacak denli sinirliydim ve bu bekgiye de[-
gin bir qeyler anlatmasr igin asrlmayr si.irdtirdtim.
"Gcireceksin," dedi don Juan cinemsemezbtr sesle, "cibtir
di.inyayr bekler o."
"Hangi dtinyayr? Oltilerin dtinyasrnl mt?"
"Ne cili.ilerin dtinyasl, ne de baqka geylerin di.inyasr... Yal-
ntzca bi bagka dtinya... Anlatmanrn bi yaran yok ki! Kendin
gdriirsiin."
Don Juan bunlan soyledikten sonra eve girdi. Onu odasr-
na kadar izledim.
"Bir dakika, don Juan, bekle! Ne yapacaksrn?"
Yanrt vermedi. Ufak bir krhftan piposunu grkardr ve oda-
nrn ortasmda serili hasrra oturarak soran gcizlerle bana baktr.
Gonliimiin olmasrnr bekler gibiydi.
Yumugak bir sesle, "Ne kagrksrn y?!" dedi. "Korktulun
yok senin. Korktulunu sciyltiyorsun, o kadar..."
lun
tirmemek igin didiniyorsun. Ve de kagrlrn teki oldu[un igin
buna korku diyorsun."
Krkrr krkrr gtiltiyordu.
Sonra buyurdu, "Haydi gitbiraz ateq getir,"
Sesindeki titrem sevecen ve giiven vericiydi. Yerimden
kalkrverdim ve evin arka bahEesine gittim; ordaki ocaktan
korlaqmrq birkag komiir pargasl ahp ufak yassl bir taqrn ize
rine koydum ve odaya dondtim.
Don Juan drqarrdan seslenerek, "Sahanh[a gelsene!" de-
di.
Her zamanki yerine bir hasrr yaymrqtr. Kcimiirleri onun
yanlna brraktrm. Don Juan, tifleyerek, ateqi canlandrrdr. Tam
oturacalrm srrada, beni durdurarak, hasrrrn sa! kryrsma otur-
maml buyurdu. Ardrndan, piponun igine bir kor yerleqtirerek
bana uzatfi. Aldrm. Don Juan'rn sessiz bir gi.igle beni ycinlen-
dirmesine qagakalmrqtrm. Soylecek sriz bulamryordum. Tar-
trqmak falan gelmiyordu igimden. Korkmadrlrmr anlamrqtrm;
y alnrzca zihnimin berrakhlrnr yitirmek istemiyordum.
Don Juan giiliimseyerek, "Qek, igine gek," diye buyurdu.
"Bu kez yalntzca bu kadar igeceksin."
Pipoyu emdim. Tutuqan harmanrn crzrrtrsrnr igitebiliyor-
dum. Birden, a[zrmrn ve burnumun igi buzla kapanmrg gibi
oldu. Bir daha gektim; sofukluk golsiime kadar uzandr. Son
gekiqimde, tiim gcivdemin igi yabansr bir so[uk-rhkhkla kup-
lanmrg gibi olmuqtu.
Don Juan pipoyu alarak igindekiler gevgesin diye avucu-
nun igine birkag kez vurdu. Sonra da, hep yaptrlr gibi, panna-
lrnr ttiki.iriikleyerek piponun igini ovaladr.
Govdem uyugmugtu. Ama devinebiliyordum. Daha rahat
oturabilmek igin krprrdanrp duruyordum.
"$imdi ne olacak?" diye sordum.
Sesimi zorlukla grkartabiliyordum.
Don Juan piposunu biiytik bir ozenle kmrna yerlegtirip
uzunca bir beze sardr. Sonra kargrmda dikge oturdu. Baqrm
tirmemek igin didiniyorsun. Ve de kagrlrn teki oldu[un igin
buna korku diyorsun."
Krkrr krkrr gtiltiyordu.
Sonra buyurdu, "Haydi gitbiraz ateq getir,"
Sesindeki titrem sevecen ve giiven vericiydi. Yerimden
kalkrverdim ve evin arka bahEesine gittim; ordaki ocaktan
korlaqmrq birkag komiir pargasl ahp ufak yassl bir taqrn ize
rine koydum ve odaya dondtim.
Don Juan drqarrdan seslenerek, "Sahanh[a gelsene!" de
di.
Her zamanki yerine bir hasrr yaymrqtr. Kcimiirleri onun
yanlna brraktrm. Don Juan, tifleyerek, ateqi canlandrrdr. Tam
oturacalrm srrada, beni durdurarak, hasrrrn sa! kryrsma otur-
maml buyurdu. Ardrndan, piponun igine bir kor yerleqtirerek
bana uzatfi. Aldrm. Don Juan'rn sessiz bir gi.igle beni ycinlen-
dirmesine qagakalmrqtrm. Soylecek sriz bulamryordum. Tar-
trqmak falan gelmiyordu igimden. Korkmadrlrmr anlamrqtrm;
y alnrzca zihnimin berrakhlrnr yitirmek istemiyordum.
Don Juan giiliimseyerek, "Qek, igine gek," diye buyurdu.
"Bu kez yalntzca bu kadar igeceksin."
Pipoyu emdim. Tutuqan harmanrn crzrrtrsrnr igitebiliyor-
dum. Birden, a[zrmrn ve burnumun igi buzla kapanmrg gib
oldu. Bir daha gektim; sofukluk golsiime kadar uzandr. Son
gekiqimde, tiim gcivdemin igi yabansr bir so[uk-rhkhkla kup-
lanmrg gibi olmuqtu.
Don Juan pipoyu alarak igindekiler gevgesin diye avucu-
nun igine birkag kez vurdu. Sonra da, hep yaptrlr gibi, panna-
lrnr ttiki.iriikleyerek piponun igini ovaladr.
Govdem uyugmugtu. Ama devinebiliyordum. Daha rahat
oturabilmek igin krprrdanrp duruyordum.
"$imdi ne olacak?" diye sordum.
Sesimi zorlukla grkartabiliyordum.
Don Juan piposunu biiytik bir ozenle kmrna yerlegtirip
uzunca bir beze sardr. Sonra kargrmda dikge oturdu. Baqrm
rr gekti dikkatimi-ktsa, geniq iki kanat... O srada bu hayvant,
olafan bir qeymiggesine incelemekte oldu[um bilincine var-
mrqtrm. Yani, ona bakryordum. Ne var ki, bu bakrq ahgageldi-
lim bakrqlara pek benzemiyordu. Sanki karqrmda tamamlan-
makta olan bir resim vardr da, her gegen an daha belirgin ola-
rak ortaya grkmaktaydr. OUet obek piiski.iller gibi tiiylerle,
kara krllarla kaphydr govdesi. Hortum gibi bir a[zt vardt ve
iginden srvrlar akmaktaydr. Gozleri grkrktt ve yuvarlaktr; kos-
koca iki top gibi...
Sonra kanatlannr oynatmaya baqladr. Bir kugun kanat grp-
maslna benzemiyordubu; bir tiir htzla titretme hareketi yapl-
yordu. Kanat titretmesi daha da hrzlantnca, onemde dolaqma-
ya baqladr. Ugmaktan qok, aqrrr bir htz ve geviklikle, yerden
birkag santimetre yukarrda kayryorrnu$ gibiydi. Onun bu de-
vinimine bakarak kendimden gegti[imi ayrrmsadtm bir an.
Bu devinimleri girkin, amahrzrnl ve geviklilini gok gorkem-
li buluyordum.
Oni.imde kanatlannt titreterek iki daire gizdi; a$zrndan
akan o srvrlar dort bir yana sagrlmaktaydr. Sonra birden geri
dondti ve inarulmaz bv htzla uzaklagarak gcizden kayboldu.
Yapacak bagka bir qey olmadrfrndan, gozlerimi bocelin gitti-
!i yere dikerek bakmayr siirdiirdiim. Yabancr bir a[rrhk gok-
mtiqtti tizerime; diigiincelerimi toparlayamryordum bir ttirlii.
BulunduEum yerden de aynlamtyordum. Sanki yaprqrp kal-
mrgtun oraya.
Sonra uzaklarda buluta benzer bir qey gordtim. Qok geg-
rneden o dev yaratrk gene son htzla ciniimde daireler gizmeye
baqladr. Yi.izi.ime oyle yaklaqmrgtr ki, bir ara bana garptr. Tam
olarak nereme garptr$rnr bilemiyordum, ama kanatlartntn ba-
na garptrfrnr algrlamrgtrm. Hayatrrn boyunca duydufium acr-
larrn en keskiniydi bu; ve avazffn grktrirnca balrrmama ne-
den olmuqtu.
Daha sonra bakttm, hastra oturmuqum; don Juan alntml
ovugturmakta. Kollarrmt ve bacaklarrmt yapraklarla ovuyor-
du. Sonra, beni, evin ardrndaki bir sulama kanaltna gcittirdti;
rr gekti dikkatimi-ktsa, geniq iki kanat... O srada bu hayvant,
olafan bir qeymiggesine incelemekte oldu[um bilincine var-
mrqtrm. Yani, ona bakryordum. Ne var ki, bu bakrq ahgageldi-
lim bakrqlara pek benzemiyordu. Sanki karqrmda tamamlan-
makta olan bir resim vardr da, her gegen an daha belirgin ola-
rak ortaya grkmaktaydr. OUet obek piiski.iller gibi tiiylerle,
kara krllarla kaphydr govdesi. Hortum gibi bir a[zt vardt ve
iginden srvrlar akmaktaydr. Gozleri grkrktt ve yuvarlaktr; kos-
koca iki top gibi...
Sonra kanatlannr oynatmaya baqladr. Bir kugun kanat grp-
maslna benzemiyordubu; bir tiir htzla titretme hareketi yapl-
yordu. Kanat titretmesi daha da hrzlantnca, onemde dolaqma-
ya baqladr. Ugmaktan qok, aqrrr bir htz ve geviklikle, yerden
birkag santimetre yukarrda kayryorrnu$ gibiydi. Onun bu de-
vinimine bakarak kendimden gegti[imi ayrrmsadtm bir an.
Bu devinimleri girkin, amahrzrnl ve geviklilini gok gorkem-
li buluyordum.
Oni.imde kanatlannt titreterek iki daire gizdi; a$zrndan
akan o srvrlar dort bir yana sagrlmaktaydr. Sonra birden geri
dondti ve inarulmaz bv htzla uzaklagarak gcizden kayboldu.
Yapacak bagka bir qey olmadrfrndan, gozlerimi bocelin gitti-
!i yere dikerek bakmayr siirdiirdiim. Yabancr bir a[rrhk gok-
mtiqtti tizerime; diigiincelerimi toparlayamryordum bir ttirlii.
BulunduEum yerden de aynlamtyordum. Sanki yaprqrp kal-
mrgtun oraya.
Sonra uzaklarda buluta benzer bir qey gordtim. Qok geg-
rneden o dev yaratrk gene son htzla ciniimde daireler gizmeye
baqladr. Yi.izi.ime oyle yaklaqmrgtr ki, bir ara bana garptr. Tam
olarak nereme garptr$rnr bilemiyordum, ama kanatlartntn ba-
na garptrfrnr algrlamrgtrm. Hayatrrn boyunca duydufium acr-
larrn en keskiniydi bu; ve avazffn grktrirnca balrrmama ne-
den olmuqtu.
Daha sonra bakttm, hastra oturmuqum; don Juan alntml
ovugturmakta. Kollarrmt ve bacaklarrmt yapraklarla ovuyor-
du. Sonra, beni, evin ardrndaki bir sulama kanaltna gcittirdti;
Don Juan cilveli bir gtiliiqle, "Bekgiyi bulmak istiyordun
iqte buldun artrk onu." dedi.
"Neydi o, don Juan?"
"Bekgi, gardiyan, obtir di.inyamn nobetgisi," dedi don Ju
an agrklarcasrna.
Ben, o ufursuz, girkin canavara defgin aynntrlarr anlat-
mayl tasarhyordum; arna, o, bu deneyimlerimin pek oneml
bir gey olmadrlrnr, herkesin bunu yapabilecelini belirterek
beni dinlemek istemedi.
Bu bekginin beni garprlmrqa gevirdifini soyleyerek heniiz
bu konuyu yeterince diiqtinmeye firsat bulamadrfrmr anlat-
trm.
Don Juan gtildii ve bu herqeyi ince eleyip srk dokuma hu-
yumla alay etti.
"Her ne meretse, o qey beni incitti," dedim. "Senin gibi,
benim gibi o da gergek bir geydi."
"Elbet gergekti. Sana acr verdi ya!"
Deneyimimi gozi.imiin <intine getirdikge heyecanrm artr-
yordu. Don Juan sakin olmamr soyledi, sonra dA, o qeyden sa-
hiden korkup korkmadrlrmr sordu. "Sahiden" scizciili.inii
basfira bastra soylemiqti.
"Akhmr baqrmdan almrqtr," dedim. "Hig boyle bir qey
gormedim hayatrmda."
Gi.ilerek, "Hadi canrm!" dedi. "O denli korkmadr[rnr bili-
yorum."
igtenlikli bir coqkuyla, "Valla korktum," dedim, "krmrlda-
yabilseydim, arkama bile bakmadan ttiyerdim ordan."
Don Juan bu sozlerimi gok gtilting bulmuq olacak ki katr-
larak giilmeye bagladr.
"O canavan gormeye ufra$marun ne anlamr vardr ki, don
Juan?"
Don Juan ciddileqerek yi.iziime baktr.
"O bi bekgiydi," dedi. "E$er gormek istiyorsan o bekgiyi
gegmelisin."
iqte buldun artrk onu." dedi.
"Neydi o, don Juan?"
"Bekgi, gardiyan, obtir di.inyamn nobetgisi," dedi don Ju
an agrklarcasrna.
Ben, o ufursuz, girkin canavara defgin aynntrlarr anlat
mayl tasarhyordum; arna, o, bu deneyimlerimin pek oneml
bir gey olmadrlrnr, herkesin bunu yapabilecelini belirterek
beni dinlemek istemedi.
Bu bekginin beni garprlmrqa gevirdifini soyleyerek heniiz
bu konuyu yeterince diiqtinmeye firsat bulamadrfrmr anlat
trm.
Don Juan gtildii ve bu herqeyi ince eleyip srk dokuma hu
yumla alay etti.
"Her ne meretse, o qey beni incitti," dedim. "Senin gibi
benim gibi o da gergek bir geydi."
"Elbet gergekti. Sana acr verdi ya!"
Deneyimimi gozi.imiin <intine getirdikge heyecanrm artr
yordu. Don Juan sakin olmamr soyledi, sonra dA, o qeyden sa
hiden korkup korkmadrlrmr sordu. "Sahiden" scizciili.ini
basfira bastra soylemiqti.
"Akhmr baqrmdan almrqtr," dedim. "Hig boyle bir qey
gormedim hayatrmda."
Gi.ilerek, "Hadi canrm!" dedi. "O denli korkmadr[rnr bili-
yorum."
igtenlikli bir coqkuyla, "Valla korktum," dedim, "krmrlda-
yabilseydim, arkama bile bakmadan ttiyerdim ordan."
Don Juan bu sozlerimi gok gtilting bulmuq olacak ki katr-
larak giilmeye bagladr.
"O canavan gormeye ufra$marun ne anlamr vardr ki, don
Juan?"
Don Juan ciddileqerek yi.iziime baktr.
"O bi bekgiydi," dedi. "E$er gormek istiyorsan o bekgiyi
gegmelisin."
diye yanrtladr. "Obiir diinyanrn bekgisiydi. Bakarsrn, bi giin
onu alt edecek denli ytirekli oluvermiqsin. Ama hentiz degil;
qu anda o, otuz metrelik, salyalar sagan bi canavar. Ama ne
desek boguna. Canavann karqtstnda durmak pek kahramanca
bir iq sayrlmaz. Bu bakrmdan, merak ettifin bi qey varsa, ge-
ne bulman gerek bekgiyi."

iti gtin sonra, 11 Kasrm'da, don Juan'rn harmantnr gene ig-


tim.
Bekgiyi bulabilmem igin don Juan'dan, dumant bana ge-
ne tiitttirtmesini istemiqtim. Hemen ciyle geligigtizel olmamrq-
tr bu; uzun uzun diiqi.indiikten sonra istemiqtim bunu ondan.
Bekgiye olan merakrm, ona olan korkumdanya da zihin ber-
rakh[rmr yitirmenin verdili tedirginlikten gok daha btiytiktii.
Aynr stireci izledik. Don Juan piponun a$zm bir kez dol-
durdu ve ben hepsini ttjtttirdilkten sonra, pipoyu temizleyerek
yerine kaldrrdr.
Bu kez etkilenmem daha yavaq olmuqtu. Bagrm donmeye
baglayrnca, don Juan gelip baqrmr elleriyle tutarak sol yanrma
yatmama yardrm etti. Bacaklanmt uzatrp gevqememi sciyle-
dikten sonra sa! kolumu golsiimiin tizerinden ontime do!ru
yerlegtirdi. Elimi agarak avucumu hasra bastrnr bigimde ag-
tr. Govdemi bu avucumun tizerine yi.iklenecek bigimde itti.
Ona ne yardrm ediyordum, ne de engel oluyordum; gtinkii ne
yaptr[rnr bilmiyordum ki.
Don Juan karqrmda oturarak higbir qeyle ilgilenmememi,
kendimi buakmamr sciyledi. Bekginin gelecelini, onu gor-
mek igin "geref tribiini.inde" yerimi almrq oldufumu belirtti.
Sonra da, bekginin insanr gokga incitebilec.efini, ama bunu
onlemek igin bir yol bulundulunu soyledi. Iki gtin cince, ye-
terince sannlandrfrma karar verdikten sonra, beni oturtmuq
oldu[unu anlattr. Sa! kolumu gostererek, istedifim zaman
kendimi kolumla iterek kaldrrabileyim diye ozellikle o duru-
ma getirdigini sdyledi.
diye yanrtladr. "Obiir diinyanrn bekgisiydi. Bakarsrn, bi giin
onu alt edecek denli ytirekli oluvermiqsin. Ama hentiz degil;
qu anda o, otuz metrelik, salyalar sagan bi canavar. Ama ne
desek boguna. Canavann karqtstnda durmak pek kahramanca
bir iq sayrlmaz. Bu bakrmdan, merak ettifin bi qey varsa, ge-
ne bulman gerek bekgiyi."

iti gtin sonra, 11 Kasrm'da, don Juan'rn harmantnr gene ig-


tim.
Bekgiyi bulabilmem igin don Juan'dan, dumant bana ge-
ne tiitttirtmesini istemiqtim. Hemen ciyle geligigtizel olmamrq-
tr bu; uzun uzun diiqi.indiikten sonra istemiqtim bunu ondan.
Bekgiye olan merakrm, ona olan korkumdanya da zihin ber-
rakh[rmr yitirmenin verdili tedirginlikten gok daha btiytiktii.
Aynr stireci izledik. Don Juan piponun a$zm bir kez dol-
durdu ve ben hepsini ttjtttirdilkten sonra, pipoyu temizleyerek
yerine kaldrrdr.
Bu kez etkilenmem daha yavaq olmuqtu. Bagrm donmeye
baglayrnca, don Juan gelip baqrmr elleriyle tutarak sol yanrma
yatmama yardrm etti. Bacaklanmt uzatrp gevqememi sciyle-
dikten sonra sa! kolumu golsiimiin tizerinden ontime do!ru
yerlegtirdi. Elimi agarak avucumu hasra bastrnr bigimde ag-
tr. Govdemi bu avucumun tizerine yi.iklenecek bigimde itti.
Ona ne yardrm ediyordum, ne de engel oluyordum; gtinkii ne
yaptr[rnr bilmiyordum ki.
Don Juan karqrmda oturarak higbir qeyle ilgilenmememi,
kendimi buakmamr sciyledi. Bekginin gelecelini, onu gor-
mek igin "geref tribiini.inde" yerimi almrq oldufumu belirtti.
Sonra da, bekginin insanr gokga incitebilec.efini, ama bunu
onlemek igin bir yol bulundulunu soyledi. Iki gtin cince, ye-
terince sannlandrfrma karar verdikten sonra, beni oturtmuq
oldu[unu anlattr. Sa! kolumu gostererek, istedifim zaman
kendimi kolumla iterek kaldrrabileyim diye ozellikle o duru-
ma getirdigini sdyledi.
qeyleri soylemenin olasr bulundu[unu anlamrqtrm.
"Konuquyor muyum? Konuquyor muyum?" diye sordum
gene.
Don Juan, gevezelik yapmayl kesmezsem, drqarr grkrp ra-
madanrn altrnda oturacafrnr, beni soytanhklanmla baq baqa
brakaca$rnr sciyledi.
"Soytarrlft de[il ki bu." dedim.
Bu konuda gok ciddiydim. Dtiqtincelenm qok agrktr; oy-
sa, govdem uyugmugtu, higbir yanlml hissedemiyordum. Es-
kiden bu gibi durumlarda oldulu gibi, bo[ulma hissi duymu-
yordum. Qok dingindim, gtinkii higbir qey duyumsamlyor-
dum. Istencimle herhangi bir hareket yapamlyordum, ama
gene de konuqabiliyordum. Mademki konugabiliyordum, ciy-
leyse, don Juan'rn dedili gibi aya$a kalkabilmem de olasry-
dr.
ingilizce olarak "Kalk." dedim ve goz agrp kapayana dek
kendimi ayakta buldum.
Don Juan gcizlerine inanamaz gibi baqrnr sallayarak yiirii-
di.i, evden Erktr.
"Don Juan!" diye iig kez galrrdrm onu.
Geri geldi.
"Beni yatrr." dedim.
"Kendin yat." dedi. "Bakryorum, iyi gidiyorsun."
Ben de, "Yat." dedim; birden oda yok oldu gciztimden.
Higbir gey goremiyordum. Bir siire oda da, don Juan da goz-
lerimin ontinde belirdi. Galiba ytiztim yere dontik yatmrqtrm
ve don Juan saglanmr kavrayrp baqrmr kaldrrmrqtr.
Algak, tedirgin bir sesle "Sa[ol." dedim.
Don Juan sesimi oyktinerek, "Bi gey diil." diye yanrtladr
ve yeniden koyuverdi kahkahayr.
Sonra kimi yapraklar getirip kollarrml ve ayaklanmr o
yapraklarla ovmaya baqladr.
"Ne yapryorsun?" diye sordum.
qeyleri soylemenin olasr bulundu[unu anlamrqtrm.
"Konuquyor muyum? Konuquyor muyum?" diye sordum
gene.
Don Juan, gevezelik yapmayl kesmezsem, drqarr grkrp ra
madanrn altrnda oturacafrnr, beni soytanhklanmla baq baqa
brakaca$rnr sciyledi.
"Soytarrlft de[il ki bu." dedim.
Bu konuda gok ciddiydim. Dtiqtincelenm qok agrktr; oy
sa, govdem uyugmugtu, higbir yanlml hissedemiyordum. Es
kiden bu gibi durumlarda oldulu gibi, bo[ulma hissi duymu
yordum. Qok dingindim, gtinkii higbir qey duyumsamlyor-
dum. Istencimle herhangi bir hareket yapamlyordum, ama
gene de konuqabiliyordum. Mademki konugabiliyordum, ciy
leyse, don Juan'rn dedili gibi aya$a kalkabilmem de olasry-
dr.
ingilizce olarak "Kalk." dedim ve goz agrp kapayana dek
kendimi ayakta buldum.
Don Juan gcizlerine inanamaz gibi baqrnr sallayarak yiirii-
di.i, evden Erktr.
"Don Juan!" diye iig kez galrrdrm onu.
Geri geldi.
"Beni yatrr." dedim.
"Kendin yat." dedi. "Bakryorum, iyi gidiyorsun."
Ben de, "Yat." dedim; birden oda yok oldu gciztimden.
Higbir gey goremiyordum. Bir siire oda da, don Juan da goz-
lerimin ontinde belirdi. Galiba ytiztim yere dontik yatmrqtrm
ve don Juan saglanmr kavrayrp baqrmr kaldrrmrqtr.
Algak, tedirgin bir sesle "Sa[ol." dedim.
Don Juan sesimi oyktinerek, "Bi gey diil." diye yanrtladr
ve yeniden koyuverdi kahkahayr.
Sonra kimi yapraklar getirip kollarrml ve ayaklanmr o
yapraklarla ovmaya baqladr.
"Ne yapryorsun?" diye sordum.
dim, "ama o vakit bir bagkasr konuquyormu; gibi gelmiqti ba-
na."
Don Juan, "Elbette sendin," dedi.
"Kendi sesimi neden tanryamadrm?"
"Dumancrk iqte boyle yapar adamr. Konugabilirsin de,
konuqtu[unu aynmsayamazstn. Ya da binlerce kilometre gi-
debilir, bunun da farkrna varrnazsrn. Nesnelerin iginden de
boyle gegilir iqte! Dumancrk yok eder govdeni de, ozgi.ir ka-
lrsm; yel gibi, yelden de cizgiir... Bi kaya, bi duvar, dallar
durdurabilir yeli. Dumancrk, hava denli ozgiir krlar adamr,
hattd daha da cizgiir. Ortiilti bir mezarda srkrqrr kalrr hava. Ba-
yatlar. Oysa dumancr[rn yardrmryla, higbi qey durdrnamaz,
kilitleyemez seni."
Don Juan'rn scizleri, bende kuqkuyla karrqrk bir goqku ya-
ratmrqfi. Bir tiir tedirginlik, tarumsrz bir sugluluk duygusu al-
tmda eziliyordum.
"Yani biittin bunlarr yapabilir insan, oyle mi, don Juan?"
Don Juan keskin bir bigimde, "Sen ne dersin? Bunlara
inanmaktansa, delirdilini sanmayr ye[lersin muhakkak." dedi.
"Tabii, btitiin bu qeyleri kabul etmek senin igin kolay. Be-
nim igin ise olanakslz..."
"Bana da kolay gelmez. Benim senden tisttin bi yanrm
yok ki! Bu qeyleri kabullenmek senin igin de, benim igin de
ya da bagkalan igin de zor iqtir."
"Ama bunlar seni tedirgin etmiqe benzemiyor, don Juan."
"Hakhsrn; ne var ki, gok qey odemiqimdir bunun karqrh-
lrnda. Savaqrm verdim ben; senin verip verecefinden kat kat
fazla belki de. Her geyin, doniip dolaqrp senin grkarrna gore
bigimlenivermesine gok gagryorum do!rusu. Dtin senin yaptr-
lrnr yapabilmem igin ne denli gok ufraqtr[rmr anlatamam sa-
na. Ne yaparsan yap, hep seni kollayan, sana yardrm eden bi-
qeyler var sende. Bu gtigleri nasil olrendiline bakryorum da,
baqka tiirlti nasrl agrklayabilecefimi bilemiyorum. Daha cin-
ce, Mescalito'yla da aynr qeyi yapmrqtrn. $imdi de dumancrk
dim, "ama o vakit bir bagkasr konuquyormu; gibi gelmiqti ba-
na."
Don Juan, "Elbette sendin," dedi.
"Kendi sesimi neden tanryamadrm?"
"Dumancrk iqte boyle yapar adamr. Konugabilirsin de,
konuqtu[unu aynmsayamazstn. Ya da binlerce kilometre gi-
debilir, bunun da farkrna varrnazsrn. Nesnelerin iginden de
boyle gegilir iqte! Dumancrk yok eder govdeni de, ozgi.ir ka-
lrsm; yel gibi, yelden de cizgiir... Bi kaya, bi duvar, dallar
durdurabilir yeli. Dumancrk, hava denli ozgiir krlar adamr,
hattd daha da cizgiir. Ortiilti bir mezarda srkrqrr kalrr hava. Ba-
yatlar. Oysa dumancr[rn yardrmryla, higbi qey durdrnamaz,
kilitleyemez seni."
Don Juan'rn scizleri, bende kuqkuyla karrqrk bir goqku ya-
ratmrqfi. Bir tiir tedirginlik, tarumsrz bir sugluluk duygusu al-
tmda eziliyordum.
"Yani biittin bunlarr yapabilir insan, oyle mi, don Juan?"
Don Juan keskin bir bigimde, "Sen ne dersin? Bunlara
inanmaktansa, delirdilini sanmayr ye[lersin muhakkak." dedi.
"Tabii, btitiin bu qeyleri kabul etmek senin igin kolay. Be-
nim igin ise olanakslz..."
"Bana da kolay gelmez. Benim senden tisttin bi yanrm
yok ki! Bu qeyleri kabullenmek senin igin de, benim igin de
ya da bagkalan igin de zor iqtir."
"Ama bunlar seni tedirgin etmiqe benzemiyor, don Juan."
"Hakhsrn; ne var ki, gok qey odemiqimdir bunun karqrh-
lrnda. Savaqrm verdim ben; senin verip verecefinden kat kat
fazla belki de. Her geyin, doniip dolaqrp senin grkarrna gore
bigimlenivermesine gok gagryorum do!rusu. Dtin senin yaptr-
lrnr yapabilmem igin ne denli gok ufraqtr[rmr anlatamam sa-
na. Ne yaparsan yap, hep seni kollayan, sana yardrm eden bi-
qeyler var sende. Bu gtigleri nasil olrendiline bakryorum da,
baqka tiirlti nasrl agrklayabilecefimi bilemiyorum. Daha cin-
ce, Mescalito'yla da aynr qeyi yapmrqtrn. $imdi de dumancrk
bilen dev gibi bir canavardr; ve srrf istencimle kendimi ger
gekten oyle uzaklara iletebilecelime inansaydrm, mantrkl
olarak, istencimle o canavan yok edebilecegim sonucuna d
varmak gerekirdi. Oyle delil mi?"
Don Juan, "Tam oyle de!il," dedi. "Bekgiyi istencinle yok
edemezsin. Ama, istencinle, onun seni incitmesini cinleyebi
lirsin. Tabii, bunu bagarabilirsen, artrk yolun agrlmrq sayrlrr
Bekgiyi gegip gidersin; ve bi qeycikler yapamaz sana. Krhn
bile krprrdatamaz."
"Nasrl yapanm bunu?"
"Nasrl yaprldrfrnr bilmektesin. Bnaz ahqtrrma yap, ye
ter."
Diinyayr farkh olarak sezinlememizden kaynaklanan bi
anlaqmazhk iginde bulundu$umuzu belirttim. Bana gore bi
qeyi bilmenin, ne yaptrlrmrn bilincinde olmak ve bildilim ge
yi istedilim zaman uygulayabilmek demek oldu[unu; oysa
bu durumda, dumanrn etkisiyle yaptrklanmrn bilincinde ol
madrfirmr, oltim kahm meselesi olsa bile aynr geyi yineleye
meyecefimi agrkladrm.
Don Juan beni siizmekteydi. Soylediklerim onu ellendir-
miqe benziyordu. $apkaslnr grkararak qaqkrnh[rnr belirtmek
istedifi zamanlar yaptrlr gibi qakaklannr kaqrdr.
Gi.ilerek, "Giizel giizel konuqup da higbir $ey soyleme-
mekte iisttine yok vallahi," dedi. "Sana sciylememig miydim
bilgi adamr olmak iEin elilmez bir istencin olmahdrr diye?
Oysa senin, akhnr bilmecelerle karrqtrrma hususunda efilmez
bir istencin vara benzer. Bu diinya agrklanabilecek geylerle
doluymuq gibi, her qeyi agrklamakta diretirsin. $imdi de kar-
grna bekgi grktr; istencinle devinebilme sorunu grktr. Bu diin-
yada senin yontemlerinle agrklanabilecek gok az, ama gok az
qeyin bulundu[u hig akhna gelmiyor, di mi? Sana, bekginin
senin gegiqini gergekten engelledigini ve bi vuruqta seni qey-
tan galpmrg kegi yavrusu gibi titretecefini sciyledilimizde
dalga gegmiyorduk herhalde. insarun, istenciyle hareket ede-
bilen dev gibi bir canavardr; ve srrf istencimle kendimi ger
gekten oyle uzaklara iletebilecelime inansaydrm, mantrkl
olarak, istencimle o canavan yok edebilecegim sonucuna d
varmak gerekirdi. Oyle delil mi?"
Don Juan, "Tam oyle de!il," dedi. "Bekgiyi istencinle yo
edemezsin. Ama, istencinle, onun seni incitmesini cinleyeb
lirsin. Tabii, bunu bagarabilirsen, artrk yolun agrlmrq sayrlrr
Bekgiyi gegip gidersin; ve bi qeycikler yapamaz sana. Krhn
bile krprrdatamaz."
"Nasrl yapanm bunu?"
"Nasrl yaprldrfrnr bilmektesin. Bnaz ahqtrrma yap, ye
ter."
Diinyayr farkh olarak sezinlememizden kaynaklanan bi
anlaqmazhk iginde bulundu$umuzu belirttim. Bana gore bi
qeyi bilmenin, ne yaptrlrmrn bilincinde olmak ve bildilim ge
yi istedilim zaman uygulayabilmek demek oldu[unu; oysa
bu durumda, dumanrn etkisiyle yaptrklanmrn bilincinde ol
madrfirmr, oltim kahm meselesi olsa bile aynr geyi yineleye
meyecefimi agrkladrm.
Don Juan beni siizmekteydi. Soylediklerim onu ellendir-
miqe benziyordu. $apkaslnr grkararak qaqkrnh[rnr belirtmek
istedifi zamanlar yaptrlr gibi qakaklannr kaqrdr.
Gi.ilerek, "Giizel giizel konuqup da higbir $ey soyleme
mekte iisttine yok vallahi," dedi. "Sana sciylememig miydim
bilgi adamr olmak iEin elilmez bir istencin olmahdrr diye?
Oysa senin, akhnr bilmecelerle karrqtrrma hususunda efilmez
bir istencin vara benzer. Bu diinya agrklanabilecek geylerle
doluymuq gibi, her qeyi agrklamakta diretirsin. $imdi de kar
grna bekgi grktr; istencinle devinebilme sorunu grktr. Bu diin
yada senin yontemlerinle agrklanabilecek gok az, ama gok az
qeyin bulundu[u hig akhna gelmiyor, di mi? Sana, bekginin
senin gegiqini gergekten engelledigini ve bi vuruqta seni qey
tan galpmrg kegi yavrusu gibi titretecefini sciyledilimizde
dalga gegmiyorduk herhalde. insarun, istenciyle hareket ede
8

Don Juan, durup dururken, o hafta sonunda Califomia'ya dci-


niip dcinmeyece[imi soruverdt. Pazartesi sabahr yola grkmayr
tasarladr[rmr sciyledim. 18 ocak 1969, cumartesi giinii ofle
vaktiydi; ramadamn altmda oturmuq sabahtan beri yakrn te-
pelerde dolagmamrzm yorgunlufunu grkarmaktaydrk. Don
Juan kalkrp eve girdi. Az sonra beni igeriye galrrdr. Odanrn
ortasrnda oturmu$, benim hasrr yayglml ciniine sermiqti. Ba-
gtyla oturmamr imledi ve hig konuqmadan piposunu krhfin-
dan grkardr, igini harmanla doldurarak yaktr. Korlarla dolu kil
bir tepsi bile getirmiqti odaya.
igmek isteyip istemedifimi sorrnamlqtr. Pipoyu elime tu-
tuqturup gekmemi sciyledi. Duraksamadan dedi$ini yaptrm.
Don Juan hazr oldulumu hissetmiq olacaktr. Bekgiye delgin
8

Don Juan, durup dururken, o hafta sonunda Califomia'ya dci-


niip dcinmeyece[imi soruverdt. Pazartesi sabahr yola grkmayr
tasarladr[rmr sciyledim. 18 ocak 1969, cumartesi giinii ofle
vaktiydi; ramadamn altmda oturmuq sabahtan beri yakrn te-
pelerde dolagmamrzm yorgunlufunu grkarmaktaydrk. Don
Juan kalkrp eve girdi. Az sonra beni igeriye galrrdr. Odanrn
ortasrnda oturmu$, benim hasrr yayglml ciniine sermiqti. Ba-
gtyla oturmamr imledi ve hig konuqmadan piposunu krhfin-
dan grkardr, igini harmanla doldurarak yaktr. Korlarla dolu kil
bir tepsi bile getirmiqti odaya.
igmek isteyip istemedifimi sorrnamlqtr. Pipoyu elime tu-
tuqturup gekmemi sciyledi. Duraksamadan dedi$ini yaptrm.
Don Juan hazr oldulumu hissetmiq olacaktr. Bekgiye delgin
rek, aErklamak istedifim gegiq ddnemini kagrrmamaya E
trm. Bekgi bana daha once ilk kez goriindtif{inde, tata
sol goziimle bakmrqtrm. Daha sonra yerimden kalkrp, on
goztimle bakmrq oldu[umu anlmsryordum; ama bu gegiq
srl yaptr[rml aynmsayamryordum.
Bcice[in hasrr iizerinde yiiziimiin tam kargrsrnda hrzla
ne done uguqtu[unu gcirdiim. $imdi iki gcizle bakmaktay
ona. Bocek epey yaklaqmrqtr. Bir ara, artrk onu iki gozle
remez olmugtum; onun igin yere yakrn olan sol goztimle
maya baqladrm. Bunu yapar yapmaz da govdemi dik bir
ruma gegirmiq oldufumu ve inarulmaz bi.iytikli.ikte bir ya
!.a bakmakta oldu[umu gcirdiim. Parlak siyah bir renkte
Onti, uzun, kara diken gibi hllarla kaphydr; kaygan ve pa
pullannrn aralanndan firlayan iri givilere benziyorlardr. O
cibek diziliydiler bu krllar. Kahn, yuvarlak, dev gibi bir
desi vardr bocefin. Boyuna oranla kanatlan ktit ve krsa
Frrlak iki gozti, uzun bir hortumu vardr. Bu kez daha go
timsaha benziyordu. Uzun kulaklarr ya da boynuz gib
qeyleri vardr. Kcipiik sagrp durmaktaydr.
iyice bakayrm gu hayvana diye gegirip qoyle bir topa
drm. Ve bu yaratrla, baqka qeylere baktrfrm olafan bigi
bakamadr[rmr anladrm. Bekginin govdesine baktrlrm zam
her yanr ayn ayn kendi baqrna canhymrq gibi gciriini.iyo
Insanrn gciziinti oynatmasr gibi... Iqte o anda, ilk kez ola
insanrn canh olup olmadr[rnrn yalruzca gozlerinden anla
bileceli dtigi.incesi dank etti kafama. Oysa bu bekginin
milyon gozi" vardr.
Qok ilging bulmuqtum bunu. Bu deneyimimden onc
bir bocelin koskoca bir canavar gibi gosterildi[i "garprtr
benzetmeler" iizerinde dtigiinmiiqltiltim vardr; "mikrosko
biiyi.itiici.i merceliyle boce[e bakmak" da iyi bir benze
olabilirdi. Ama durum boyle degildi. Bu bekgiyi gozlem
mek, mikroskopla bir bocele bakmaktan gok daha karm
bir geydi.
Bekgi, ciniimde ugugmaya baqladr. Bir an durdu;
bakmakta oldu[unu seziyordum. Hig ses grkarmadrfr ak
trm. Bekgi bana daha once ilk kez goriindtif{inde, tata
sol goziimle bakmrqtrm. Daha sonra yerimden kalkrp, on
goztimle bakmrq oldu[umu anlmsryordum; ama bu gegiq
srl yaptr[rml aynmsayamryordum.
Bcice[in hasrr iizerinde yiiziimiin tam kargrsrnda hrzla
ne done uguqtu[unu gcirdiim. $imdi iki gcizle bakmaktay
ona. Bocek epey yaklaqmrqtr. Bir ara, artrk onu iki gozle
remez olmugtum; onun igin yere yakrn olan sol goztimle
maya baqladrm. Bunu yapar yapmaz da govdemi dik bi
ruma gegirmiq oldufumu ve inarulmaz bi.iytikli.ikte bir ya
!.a bakmakta oldu[umu gcirdiim. Parlak siyah bir renkte
Onti, uzun, kara diken gibi hllarla kaphydr; kaygan ve p
pullannrn aralanndan firlayan iri givilere benziyorlardr. O
cibek diziliydiler bu krllar. Kahn, yuvarlak, dev gibi bir
desi vardr bocefin. Boyuna oranla kanatlan ktit ve krsa
Frrlak iki gozti, uzun bir hortumu vardr. Bu kez daha go
timsaha benziyordu. Uzun kulaklarr ya da boynuz gib
qeyleri vardr. Kcipiik sagrp durmaktaydr.
iyice bakayrm gu hayvana diye gegirip qoyle bir topa
drm. Ve bu yaratrla, baqka qeylere baktrfrm olafan bigi
bakamadr[rmr anladrm. Bekginin govdesine baktrlrm za
her yanr ayn ayn kendi baqrna canhymrq gibi gciriini.iyo
Insanrn gciziinti oynatmasr gibi... Iqte o anda, ilk kez ola
insanrn canh olup olmadr[rnrn yalruzca gozlerinden anla
bileceli dtigi.incesi dank etti kafama. Oysa bu bekginin
milyon gozi" vardr.
Qok ilging bulmuqtum bunu. Bu deneyimimden onc
bir bocelin koskoca bir canavar gibi gosterildi[i "garprtr
benzetmeler" iizerinde dtigiinmiiqltiltim vardr; "mikrosko
biiyi.itiici.i merceliyle boce[e bakmak" da iyi bir benze
olabilirdi. Ama durum boyle degildi. Bu bekgiyi gozle
mek, mikroskopla bir bocele bakmaktan gok daha karm
bir geydi.
Bekgi, ciniimde ugugmaya baqladr. Bir an durdu;
bakmakta oldu[unu seziyordum. Hig ses grkarmadrfr ak
I

ve iizerime gullandr. Trpkr bir bofa gibi saldtrmtqtt; dev ka-


natlarrnr bumumun dibinde hissettim. Acryla haykrrdtm ve
ugtum; ya da kendimi havaya frrlatarak bekginin gok otesine
gegtim. O sanmsr dtizliiftin otesinde bir yerdi buralan, baqka
I bir drinyaydt, insanlann di.inyasr... Ve kendimi don Juan'tn
odasmda ayakta durur buldum.

19 Ocak 1969
"Bekgiyi gegtilimi sanmrqtlm," dedim don Juan'a.
Don Juan, "Hadi canlm, sen de!" dedi.
Don Juan iki gtindtir hig konuqmuyordu; ve ben de buna
aldrrrq etmiyordum. Diiqsel bir havaya dalmtq, ve gene, yo-
lun bir bigimde bakarsam "gorebilece[im" dtiqtincesine sap-
lanmrgtrm. Ama farkh bir qey goremiyordum. $u var ki, ko-
nuqmamrq olmak gokga dinlendirmiq, gevgetmiqti beni.
Don Juan deneyimimin aqamalannl slraslyla anlatmamt
istedi. Onu, en Eok, bekEinin strtmda gormiig oldulum renk-
ler ilgilendirmiqti. Don Juan ig gekiyor, her haliyle gok me-
raklandr$rnr belli ediyordu.
Afrrbaqh bir sesle, "Talihin varmtq da o renkler bekginin
srrfindaymlq," dedi. "O renkler, gcivdesinin oniinde olsaydt,
daha da kotiisi.i, baqrnda olsaydl, $u anda goktan olmiigttin
sen. Bi daha gcirmemen gerekir o bekgiyi. Demek ki, ovayt
geEecek yaradrhqta delilsin sen! Ben de senin, orayl aqabile-
ce[ini sanmrqtrm. Ama unutaltm arttk bunlart. Zaten, birgok
yoldan yalnrzca biriydi bu."
Don Juan'tn sesinde, ahqrk olmadr$rm bir a$rrhk sezmiq-
tim.
"Bekgiyi gene goriirsem ne olur?"
"Alrr goti.irtir bekgi seni. Seni a{nyla tutar, o dtizltife go-
ttiri.ir. Sonsuza dek orada kaltrstn. Bekgi, senin yaradrhqrnr
sezmig ki, ondan uzak durman igin seni uyarmtq."
"Nasrl bildi dersin bekgi bunu?"
yr andlnyordu. Diq yoktu afzrnda. Bir an
I

ve iizerime gullandr. Trpkr bir bofa gibi saldtrmtqtt; dev ka-


natlarrnr bumumun dibinde hissettim. Acryla haykrrdtm ve
ugtum; ya da kendimi havaya frrlatarak bekginin gok otesine
gegtim. O sanmsr dtizliiftin otesinde bir yerdi buralan, baqka
I bir drinyaydt, insanlann di.inyasr... Ve kendimi don Juan'tn
odasmda ayakta durur buldum.

19 Ocak 1969
"Bekgiyi gegtilimi sanmrqtlm," dedim don Juan'a.
Don Juan, "Hadi canlm, sen de!" dedi.
Don Juan iki gtindtir hig konuqmuyordu; ve ben de buna
aldrrrq etmiyordum. Diiqsel bir havaya dalmtq, ve gene, yo-
lun bir bigimde bakarsam "gorebilece[im" dtiqtincesine sap-
lanmrgtrm. Ama farkh bir qey goremiyordum. $u var ki, ko-
nuqmamrq olmak gokga dinlendirmiq, gevgetmiqti beni.
Don Juan deneyimimin aqamalannl slraslyla anlatmamt
istedi. Onu, en Eok, bekEinin strtmda gormiig oldulum renk-
ler ilgilendirmiqti. Don Juan ig gekiyor, her haliyle gok me-
raklandr$rnr belli ediyordu.
Afrrbaqh bir sesle, "Talihin varmtq da o renkler bekginin
srrfindaymlq," dedi. "O renkler, gcivdesinin oniinde olsaydt,
daha da kotiisi.i, baqrnda olsaydl, $u anda goktan olmiigttin
sen. Bi daha gcirmemen gerekir o bekgiyi. Demek ki, ovayt
geEecek yaradrhqta delilsin sen! Ben de senin, orayl aqabile-
ce[ini sanmrqtrm. Ama unutaltm arttk bunlart. Zaten, birgok
yoldan yalnrzca biriydi bu."
Don Juan'tn sesinde, ahqrk olmadr$rm bir a$rrhk sezmiq-
tim.
"Bekgiyi gene goriirsem ne olur?"
"Alrr goti.irtir bekgi seni. Seni a{nyla tutar, o dtizltife go-
ttiri.ir. Sonsuza dek orada kaltrstn. Bekgi, senin yaradrhqrnr
sezmig ki, ondan uzak durman igin seni uyarmtq."
"Nasrl bildi dersin bekgi bunu?"
zrplaywenmigsin. Tabii bciylesi daha da iyi olurdu. Ben olsam,
goze alamazdrm bciyle bi geyi. Bekgilere ciyle dalga geger gi-
bi davranilmaz ki!"
daha da iyi olurdu. Ben olsam
goze alamazdrm bciyle bi geyi. Bekgilere ciyle dalga geger gi
bi davranilmaz ki!"
acele ediyorsun; acele edecelin zaman da bekliyorsun. Iqin
giictin diiqiinmek!.. $imdi de yitirilecek vaktin yok diye tut-
turmaktasrn. Daha gegenlerde artrk duman falan tiitttirmeye-
celini soyliiyordun. Ne darmada[rnrk bi yaqamrn var! Du-
mancrkla karqrlaqabilecek denli derli toplu gormtiyorum seni.
Senden sorumluyum ben; uyuz bir ahmak gibi ciltivermeni is-
temiyorum."
Utang duymaktaydrm.
"Ne yapaylm, don Juan! Qok sabrrsrzrm."
"Bi savaqgr gibi yaqa! Soylemiqtim ya, bi savaqgr edimle-
rinin sorumlulufunu taqrr; en cinemsiz, en ufak edimlerinin
bile... Diigiindiiklerini eyleme dontigtiiriiyorsun ki, bu da Eok
yanhq bi qeydir. Bekgiyle olan baqansrzhlm da iqte bu yiiz-
den oldu - diiqiincelerinden otiirii oldu."
"Nasrl yani, don Juan, liitfen agrklar mrsln?"
"Her qeyi diiqiinmektesin. BekEiyi di.iqiinmiiqtiin. O yiz-
den yenemedin onu.
Once, bi savaqgr gibi yaqamahsrn. Bunu agrklamama ge-
rek yok sanlnm."
Kendimi savunurcasrna bir grkrq yapmak istedimse de,
don Juan, eliyle susmamr imledi.
"Yaqamrn oldukga derli toplu sayrlrr." diye siirdtirdii.
"Bak qu ige ki senin yagamm Genaro'nun gomezlerinden -
Pablito'yla Nestor'unkniden daha derli toplu. Oysa, onlar go-
rilyorlar; sen ise gormiiyorsun. Olur qey defil! Senin yaqa-
mrn Eligio'nunkinden daha da diizenli. Ne var ki o senderr
once gorecek. Genaro da ne diyece[ini bilememigti. Sana
soylediklerimin hepsini de krh krhna yerine getirmektesin.
Ofretimin birinci a$amaslnda, velinimetimin bana o[rettigi
ve sana aktarmrg oldu[um her qeyi... Kural dofruydu; bu aqa-
malar defiiqtirilemez. Yaprlmasr gereken her qeyi yaptrn; gc
ne de goremiyorsun. Ama, Genaro gibi, gorenler, senin gdr'-
diigiinil saruyorlar. Gel de igin iginden grk! Bi de bakryorunr,
oyle kagrkga bi qey yapmrgsrn ki, gormekle ilgisi yok. igte serr
acele ediyorsun; acele edecelin zaman da bekliyorsun. Iqin
giictin diiqiinmek!.. $imdi de yitirilecek vaktin yok diye tut-
turmaktasrn. Daha gegenlerde artrk duman falan tiitttirmeye-
celini soyliiyordun. Ne darmada[rnrk bi yaqamrn var! Du-
mancrkla karqrlaqabilecek denli derli toplu gormtiyorum seni.
Senden sorumluyum ben; uyuz bir ahmak gibi ciltivermeni is-
temiyorum."
Utang duymaktaydrm.
"Ne yapaylm, don Juan! Qok sabrrsrzrm."
"Bi savaqgr gibi yaqa! Soylemiqtim ya, bi savaqgr edimle-
rinin sorumlulufunu taqrr; en cinemsiz, en ufak edimlerinin
bile... Diigiindiiklerini eyleme dontigtiiriiyorsun ki, bu da Eok
yanhq bi qeydir. Bekgiyle olan baqansrzhlm da iqte bu yiiz-
den oldu - diiqiincelerinden otiirii oldu."
"Nasrl yani, don Juan, liitfen agrklar mrsln?"
"Her qeyi diiqiinmektesin. BekEiyi di.iqiinmiiqtiin. O yiz-
den yenemedin onu.
Once, bi savaqgr gibi yaqamahsrn. Bunu agrklamama ge-
rek yok sanlnm."
Kendimi savunurcasrna bir grkrq yapmak istedimse de,
don Juan, eliyle susmamr imledi.
"Yaqamrn oldukga derli toplu sayrlrr." diye siirdtirdii.
"Bak qu ige ki senin yagamm Genaro'nun gomezlerinden -
Pablito'yla Nestor'unkniden daha derli toplu. Oysa, onlar go-
rilyorlar; sen ise gormiiyorsun. Olur qey defil! Senin yaqa-
mrn Eligio'nunkinden daha da diizenli. Ne var ki o senderr
once gorecek. Genaro da ne diyece[ini bilememigti. Sana
soylediklerimin hepsini de krh krhna yerine getirmektesin.
Ofretimin birinci a$amaslnda, velinimetimin bana o[rettigi
ve sana aktarmrg oldu[um her qeyi... Kural dofruydu; bu aqa-
malar defiiqtirilemez. Yaprlmasr gereken her qeyi yaptrn; gc
ne de goremiyorsun. Ama, Genaro gibi, gorenler, senin gdr'-
diigiinil saruyorlar. Gel de igin iginden grk! Bi de bakryorunr,
oyle kagrkga bi qey yapmrgsrn ki, gormekle ilgisi yok. igte serr
vermigtim.
"Dedeme verdi$im bir soz mii acep?,,
Don Juan, gozreri rqrl rErl, "De[il!" dedi. ..Ninene
verdi
fin bi soz de de$il.,'
"Ninene" sdzctiliinri sciyleyiqi dyle gtihingtri
ki, giiltiver_
dim. Don Juan bir ruzak trazritiyo.-ui gibi gelmiq"ri
bana
ama, sonuna dek siirdtirmeye kararhydi- oyununu-
Akhma
gelen, kendisine cinemli bir sciz u".-iq olabilecelim
herkes
sayrp ddkmeye bagladrm. Hepsine de hayrr
dedi. Sonra da ko
nugmayr gocuklufuma getirdi.
A[rrbaqh bir bigimde, "eocuklulun nasrldr? uztinttilri
mti gegti?" diye sordu.
Qocuklu[uTun pek oyle tiztinttili.i gegmedilini, olsa olsa
biraz gtiEltik gektilimi aniattrm.
Gene bana bakarak, "Herkes boyle
'.8:l de kiigtikken gok mutsuzdu-, h"pcliiqtiniir zaten.,,dedi.
korkardrm. Bi Krzrl_
derili gocuk olmak zor igtir; hem de gok zor. Ama
o zamanla-
rrn anrsr bir anram tagrmryor artrk uenim iErn.
Zor bi yaqamrm
vardr - hepsi bu. zaten, gormeyi d$renm.o.n
cince ur.ut -rq-
trm yagamrmdaki zorluklan diiqtinmeyi ben.,,
"Ben de diigtinmem pek gocuklulumu.,,dedim.
"oyleyse neden o denli duygulanrvermiqtin,
iiztilmi.iqtiin?
Ne diye allamakh olmuqrun?,i
"Ne bileyim? Bglki de gocuklulumu dtiqtindtikge
kendi_
me aclnm da, brittin insanhla acl'm da... garlsizlik
iuyguru_
na kaprhnm, i.iziiliiriim.,'

P9" Juan gcizlerini gene dikmiqti; karnrmda bir yerde, ge-


ne, iki parmaklayumuqakEa tutulmu$gaslna yabansr
bir dJy-
guya kaprldrm. bagka yuii gevirdim,
$tif9!mi
ona baktrm. Gcizlerini
-oikrnlq, sonra gene
benden uruiluru dahng iginoe
bakmaktaydr.
Don Juan, bir an durakladrktan sonra .,Qocuk
ruhunla ver_
miq oldulun bi scizdri bti." dedi.
"Ne sciz vermiqtim?"
"Dedeme verdi$im bir soz mii acep?,,
Don Juan, gozreri rqrl rErl, "De[il!" dedi. ..Ninene
verdi
fin bi soz de de$il.,'
"Ninene" sdzctiliinri sciyleyiqi dyle gtihingtri
ki, giiltiver_
dim. Don Juan bir ruzak trazritiyo.-ui gibi gelmiq"ri
bana
ama, sonuna dek siirdtirmeye kararhydi- oyununu-
Akhm
gelen, kendisine cinemli bir sciz u".-iq olabilecelim
herkes
sayrp ddkmeye bagladrm. Hepsine de hayrr
dedi. Sonra da ko
nugmayr gocuklufuma getirdi.
A[rrbaqh bir bigimde, "eocuklulun nasrldr? uztinttilr
mti gegti?" diye sordu.
Qocuklu[uTun pek oyle tiztinttili.i gegmedilini, olsa olsa
biraz gtiEltik gektilimi aniattrm.
Gene bana bakarak, "Herkes boyle
'.8:l de kiigtikken gok mutsuzdu-, h"pcliiqtiniir zaten.,,dedi.
korkardrm. Bi Krzrl_
derili gocuk olmak zor igtir; hem de gok zor. Ama
o zamanla-
rrn anrsr bir anram tagrmryor artrk uenim iErn.
Zor bi yaqamrm
vardr - hepsi bu. zaten, gormeyi d$renm.o.n
cince ur.ut -rq-
trm yagamrmdaki zorluklan diiqtinmeyi ben.,,
"Ben de diigtinmem pek gocuklulumu.,,dedim.
"oyleyse neden o denli duygulanrvermiqtin,
iiztilmi.iqtiin?
Ne diye allamakh olmuqrun?,i
"Ne bileyim? Bglki de gocuklulumu dtiqtindtikge
kendi_
me aclnm da, brittin insanhla acl'm da... garlsizlik
iuyguru_
na kaprhnm, i.iziiliiriim.,'

P9" Juan gcizlerini gene dikmiqti; karnrmda bir yerde, ge-


ne, iki parmaklayumuqakEa tutulmu$gaslna yabansr
bir dJy-
guya kaprldrm. bagka yuii gevirdim,
$tif9!mi
ona baktrm. Gcizlerini
-oikrnlq, sonra gene
benden uruiluru dahng iginoe
bakmaktaydr.
Don Juan, bir an durakladrktan sonra .,Qocuk
ruhunla ver_
miq oldulun bi scizdri bti." dedi.
"Ne sciz vermiqtim?"
gok korkunE bi qeydir."
Qok uzun bir stire konuqmadan durduk. Bir saat kadar
gegmig olacaktr, oyle hig grt grkmadan. Son kerte karmagrk
duygular igindeydim. Uzi.inti.iliiydiim, ama nedenine parmak
basamryordum. Yerinme duygusu da vardr igimde. Az once
don Juan'la dalga gegmekteydim; gelin gonin ki, qimdi o bu
anlattrklanyla durumu ytiz seksen derece gevirnriqti. Yahn,
krsa bir gey anlatmr$, ve bende bambagka duygular uyandrr-
mtgtr. Qocuklann acl gekmesi her zaman dokunakh olagel-
miqtir benim igin. Bir an geldi ki, don Juan'a karqr duydulum
yakrnhk, kendimden tiksinme duygusuna doni.iqiiverdi. Sanki
dinlediklerim klinik bir vakaydr da, ben de oturmuq not bile
tutmuqtum! Tam notlarrml parga parga edecektim ki, don Ju-
an dikkatimi gekmek igin ayalrnrn ucunu kalgama deldirdi.
Beni bir saldrrganhk halesinin sardr$rnr gdrdiigtinti, onu dov-
meye mi hazrrlanryorum diye merak etti$ini soyledi. Gtilii-
gi.iyle giizel bir ara saflanmrqtr o kara duygulanma. Don Ju-
an, saldrrganca patlamalar yapma e$iliminde oldu[umu, ama
gergekte kaba bir insan olmadrlrmr, saldrrganhlrmr gofun-
lukla kendime yoneltmekte oldufumu soyledi.
"Dediklerin gok dofru, don Juan," dedim.
"Tabi do!ru olacak," dedi giilerek.
Qocuklu[umu anlatmamr istiyordu. Ben de anlatmaya
baqladrm. Korkuyla, yalnrzhkla dolu yrllarrmdan sciz ederek;
yagamrmr si.irdiirmek ve gcintilgticiimii korumak gabasryla gi-
rigtifim yo[un savaqrmlarrm diye nitelendirebilecelim konu-
lara gegtim. "Goniilgiictimii korumak gabasryla" demem epey
gi.ildiirmiiqtti onu.
Uzun stire konugtum. itgiyte dinliyordu beni. Sonra bir an
geldi, gozleri gene "tuttu" beni iki parmak gibi. O anda kes-
tim konu$mayl. Bir siire sonra, don Juan, daha burnumun kr-
nlmamrg oldulunu, ashnda kaba bir insan olmayrqrmrn nede-
ninin de bu oldu$unu soyledi.
"Senin burnun si.irtiilmemig henriz," diye ekledi.
gok korkunE bi qeydir."
Qok uzun bir stire konuqmadan durduk. Bir saat kadar
gegmig olacaktr, oyle hig grt grkmadan. Son kerte karmagrk
duygular igindeydim. Uzi.inti.iliiydiim, ama nedenine parmak
basamryordum. Yerinme duygusu da vardr igimde. Az once
don Juan'la dalga gegmekteydim; gelin gonin ki, qimdi o bu
anlattrklanyla durumu ytiz seksen derece gevirnriqti. Yahn,
krsa bir gey anlatmr$, ve bende bambagka duygular uyandrr-
mtgtr. Qocuklann acl gekmesi her zaman dokunakh olagel-
miqtir benim igin. Bir an geldi ki, don Juan'a karqr duydulum
yakrnhk, kendimden tiksinme duygusuna doni.iqiiverdi. Sanki
dinlediklerim klinik bir vakaydr da, ben de oturmuq not bile
tutmuqtum! Tam notlarrml parga parga edecektim ki, don Ju-
an dikkatimi gekmek igin ayalrnrn ucunu kalgama deldirdi.
Beni bir saldrrganhk halesinin sardr$rnr gdrdiigtinti, onu dov-
meye mi hazrrlanryorum diye merak etti$ini soyledi. Gtilii-
gi.iyle giizel bir ara saflanmrqtr o kara duygulanma. Don Ju-
an, saldrrganca patlamalar yapma e$iliminde oldu[umu, ama
gergekte kaba bir insan olmadrlrmr, saldrrganhlrmr gofun-
lukla kendime yoneltmekte oldufumu soyledi.
"Dediklerin gok dofru, don Juan," dedim.
"Tabi do!ru olacak," dedi giilerek.
Qocuklu[umu anlatmamr istiyordu. Ben de anlatmaya
baqladrm. Korkuyla, yalnrzhkla dolu yrllarrmdan sciz ederek;
yagamrmr si.irdiirmek ve gcintilgticiimii korumak gabasryla gi-
rigtifim yo[un savaqrmlarrm diye nitelendirebilecelim konu-
lara gegtim. "Goniilgiictimii korumak gabasryla" demem epey
gi.ildiirmiiqtti onu.
Uzun stire konugtum. itgiyte dinliyordu beni. Sonra bir an
geldi, gozleri gene "tuttu" beni iki parmak gibi. O anda kes-
tim konu$mayl. Bir siire sonra, don Juan, daha burnumun kr-
nlmamrg oldulunu, ashnda kaba bir insan olmayrqrmrn nede-
ninin de bu oldu$unu soyledi.
"Senin burnun si.irtiilmemig henriz," diye ekledi.
"Tanrdrfrm birisi mi bu gocuk?" diye sordum.
"Evet."
"Benim goculum mu?"
"Haylr."
"$u anda a$ryor mu?"
"Evet, gimdi aflryor," diye do!ruladr.
Don Juan'rn tanrdr$rm bir goculun o anda a$layan hay
lini gcirdtiliinti saruyordum. Bildi[im gocuklartn adlartnr
yrp dokmeye baqladrm. Ama o, bu gocuklann, verdi[im so
le bir ilintisinin bulunmadtfmt, oysa allamakta olan gocu[
biiytik onem taqrdrlrnr belirtti.
Don Juan'rn sozlerini pek tutarh bulmuyordum. Bir ya
dan, gocuklulumda birisine bir soz vermiq oldugumu; o
yandan da o anda a$amakta olan gocufun, verdifim soz a
srndan btiytik cinem tagrdrlrnr soyltiyordu. Konuqmasmd
pek bir qey anlayamadrlrmr belirttim. Buna kargtn, don Ju
sakin sakin, o srrada a$lamakta olan kiigtik bir gocuk "gord
[i.inii", ve bu ktigiik gocufun pek incinmiq oldulunu yine
yip duruyordu.
Bu soylediklerini bir diizene sokarak anlamaya gaba
drm, ama herhangi bir sonuca varamadrm.
"Pes, don Juan!" dedim. "Brrak ktigtik bir gocu[u, h
kimseye oyle cinemli bir soz falan verdi[imi antmsamry
rum."
Gene gozlerini krrparak, tam o anda aflamakta olan goc
Eun, benim Eocuklulumun goculu oldu$unu soyledi.
"Yani benim gocuklu$umda gocuktu ve qimdi de hAId a
lamakta; oyle mi?" diye sordum.
Don Juan, "$imdi a$amakta olan bi gocuk." diye tiste
di.
"Ne dedilinin farkrnda mlsln, don Juan?"
"Elbette."
"Pek anlamr yok da! Benim gocuklulumda gocuk ol
birisi mi bu gocuk?" diye sordum.
"Evet."
"Benim goculum mu?"
"Haylr."
"$u anda a$ryor mu?"
"Evet, gimdi aflryor," diye do!ruladr.
Don Juan'rn tanrdr$rm bir goculun o anda a$layan hay
lini gcirdtiliinti saruyordum. Bildi[im gocuklartn adlartnr
yrp dokmeye baqladrm. Ama o, bu gocuklann, verdi[im s
le bir ilintisinin bulunmadtfmt, oysa allamakta olan gocu[
biiytik onem taqrdrlrnr belirtti.
Don Juan'rn sozlerini pek tutarh bulmuyordum. Bir ya
dan, gocuklulumda birisine bir soz vermiq oldugumu;
yandan da o anda a$amakta olan gocufun, verdifim soz a
srndan btiytik cinem tagrdrlrnr soyltiyordu. Konuqmasmd
pek bir qey anlayamadrlrmr belirttim. Buna kargtn, don Ju
sakin sakin, o srrada a$lamakta olan kiigtik bir gocuk "gord
[i.inii", ve bu ktigiik gocufun pek incinmiq oldulunu yine
yip duruyordu.
Bu soylediklerini bir diizene sokarak anlamaya gaba
drm, ama herhangi bir sonuca varamadrm.
"Pes, don Juan!" dedim. "Brrak ktigtik bir gocu[u,
kimseye oyle cinemli bir soz falan verdi[imi antmsamry
rum."
Gene gozlerini krrparak, tam o anda aflamakta olan goc
Eun, benim Eocuklulumun goculu oldu$unu soyledi.
"Yani benim gocuklu$umda gocuktu ve qimdi de hAId
lamakta; oyle mi?" diye sordum.
Don Juan, "$imdi a$amakta olan bi gocuk." diye tiste
di.
"Ne dedilinin farkrnda mlsln, don Juan?"
"Elbette."
"Pek anlamr yok da! Benim gocuklulumda gocuk o
Gitti[im koy okulunda karma smrflar vardr. Birinci ve
i.igtincti srnrflar, ayru oda iginde dar bir arahkta aynlmrglardr.
Igte bu srrufta, kiit burunlu bir gocuk vardr; "Dii$me-burun"
diye alay ederlerdi onunla. Birinci srnrftaydr. Kotti bir niyet
tagrmadan, geliqigiizel satagrrdrm ona. Ama ttim yaptrklarrma
karqrn o beni sever gortiniirdti. Nereye gitsem beni izler, ba-
gcilretmenimizi deliye dcindtiren kimi y aramazhklarrmr gorse
bile, beni ele vermezdi. Ama ben gene de ulraqudrm onunla.
Bir gtin srnrfimrzdaki ayakh karatahtayr bile bile devirmiq-
tim. Karatahta da onun tisttine diigmtiqtti. Qoculun oturdu[u
srra, karatahtanrn ona olanca alrrhlryla garpmaslnr biraz on-
leyebilmigtim; ama kopriictik kemili krnlmrqtr. Qocuk yere
yrkrhvermigti. Yanrna gidip kaldrrdrm. Qocu[un, bana sanhp
ytiztime bakarken, gcizlerindeki aclyr ve korkuyu gcirmiigti.im.
Onu, oyle kolu sarkmrq, acr geker durumda gormek, dayaml-
maz bir utang ve tiztintii vermiqti bana. Teyzelerimin gocuka-
nna karqr yrllar stiren hrrgm bir savag vermig vekazanmrqfim.
Hepsinin hakkrndan gelmiqtim. A$ayan, dtifme burunlu kii-
gtictik bir ollancrk utkulanmr yrkrp yok edene dek hep esen
ve giigli.i hissetmiqtim kendimi. iqte o anda sava$mayr brrak-
trm. Ne olursa olsun, higbir kogul altrnda bir daha kazanma-
maya yemin ettim. Qocufun kolunu kesmek zorunda kala-
caklannr dilqiini.iyordum. Ve bu ktigiik oflancrk iyileqirse, ar-
trk yaqamrm boyunca higbir zamanutkun olmayacalrma d"g-
gin bir soz verdim-ant igtim. Tiim utkulanmdan, onun u!ru-
na, vazgegtim. iqte boyle bakmrgtrm bu olaya o zamanlar.
Don Juan, yagamlmdaki yangrlanmrq bir yarayt degmiqti.
Baqrm dcintiyor, bayrlacak gibi oluyordum. Dinmez bir acr
burgacr beni igine gekiyor; bunun beni yutuguna kendimi br-
rakryordum. Edimlerim ttirn alrrhklarryla tisttime gullanmrq-
tt. Adr Joaquin olan o kiigtik dtifme burunlu ollanca$lzln anr-
sr igimde oyle bir canh bir acr yaratmrqil ki, alladrm. Don Ju-
an'a, o yoksul gocu$a, paraszhktan doktora gidemeyen, ko,
lu yerine oturup diizeltilmeden yagayan o ktigtikctik Joaqu-
in'e kargr duydufum tiztintiiyti anlattrm. Oysa, ben ona go
Gitti[im koy okulunda karma smrflar vardr. Birinci ve
i.igtincti srnrflar, ayru oda iginde dar bir arahkta aynlmrglardr.
Igte bu srrufta, kiit burunlu bir gocuk vardr; "Dii$me-burun"
diye alay ederlerdi onunla. Birinci srnrftaydr. Kotti bir niyet
tagrmadan, geliqigiizel satagrrdrm ona. Ama ttim yaptrklarrma
karqrn o beni sever gortiniirdti. Nereye gitsem beni izler, ba-
gcilretmenimizi deliye dcindtiren kimi y aramazhklarrmr gorse
bile, beni ele vermezdi. Ama ben gene de ulraqudrm onunla.
Bir gtin srnrfimrzdaki ayakh karatahtayr bile bile devirmiq-
tim. Karatahta da onun tisttine diigmtiqtti. Qoculun oturdu[u
srra, karatahtanrn ona olanca alrrhlryla garpmaslnr biraz on-
leyebilmigtim; ama kopriictik kemili krnlmrqtr. Qocuk yere
yrkrhvermigti. Yanrna gidip kaldrrdrm. Qocu[un, bana sanhp
ytiztime bakarken, gcizlerindeki aclyr ve korkuyu gcirmiigti.im.
Onu, oyle kolu sarkmrq, acr geker durumda gormek, dayaml-
maz bir utang ve tiztintii vermiqti bana. Teyzelerimin gocuka-
nna karqr yrllar stiren hrrgm bir savag vermig vekazanmrqfim.
Hepsinin hakkrndan gelmiqtim. A$ayan, dtifme burunlu kii-
gtictik bir ollancrk utkulanmr yrkrp yok edene dek hep esen
ve giigli.i hissetmiqtim kendimi. iqte o anda sava$mayr brrak-
trm. Ne olursa olsun, higbir kogul altrnda bir daha kazanma-
maya yemin ettim. Qocufun kolunu kesmek zorunda kala-
caklannr dilqiini.iyordum. Ve bu ktigiik oflancrk iyileqirse, ar-
trk yaqamrm boyunca higbir zamanutkun olmayacalrma d"g-
gin bir soz verdim-ant igtim. Tiim utkulanmdan, onun u!ru-
na, vazgegtim. iqte boyle bakmrgtrm bu olaya o zamanlar.
Don Juan, yagamlmdaki yangrlanmrq bir yarayt degmiqti.
Baqrm dcintiyor, bayrlacak gibi oluyordum. Dinmez bir acr
burgacr beni igine gekiyor; bunun beni yutuguna kendimi br-
rakryordum. Edimlerim ttirn alrrhklarryla tisttime gullanmrq-
tt. Adr Joaquin olan o kiigtik dtifme burunlu ollanca$lzln anr-
sr igimde oyle bir canh bir acr yaratmrqil ki, alladrm. Don Ju-
an'a, o yoksul gocu$a, paraszhktan doktora gidemeyen, ko,
lu yerine oturup diizeltilmeden yagayan o ktigtikctik Joaqu-
in'e kargr duydufum tiztintiiyti anlattrm. Oysa, ben ona go
"Evet, senin baqardrfrndan kuqkum yok, don Juan, am
benim gibi ya da Joaquincik gibi srradan kimseler nasrl baqa
rabilir bunu?"
"Yaqamrmrzdaki zorluklara karqr gelmek her bireyin ken
di baqrna yapaca{r bi qeydir. Yiizlercekez soyledim bunu sa
na: Yalnrzcabi sava$gl stirdiirebilir yaqamrnr. Bi sava$gl bek
ledigini de bilir ne bekledigini de. Beklerken de higbi qey is
temez. Bu bekleyiq srrasrnda ktigiictik bi $ey gegse eline, ko
caman bi gey gibi gortiniir bu. Canr yemek istese, bulur bi yo
lunu; ag degildir gtinkii o. Onu bi qey incitse, bulur bi yolunu
aclslnl kesmenin; acr duymaz gtinkti o. Aghk da acr gekmek
de, o insanrn oziinti yitirdi[ini gosterir, onun bi savaqgr olma
drfrnr gosterir. Igte o zaman agh[rn, acrlann etkisiyle cili.ir gi
der o kimse."
Karqr goriigiimti savunmak istiyordum; ne var ki, bu kar
qr grkrqrmla, don Juan'rn beni son kerte derinden ve giiglii bi
bigimde sarsan o gorkemli baqansrnrn muhvedici etkisindcr
kendimi koruyacak bir engel yaratmaktan baqka bir qey yap
mrq olmayacaktrm. Nasil bilmiqti bunu? Belki de ona bu di.ig
me burunlu ollanrn oyktisiinii olafandrqr gergeklik durumla
rrndan birine dalmrg oldulum bt zaman anlatrnrq olabilece!i
mi diiqrind{im. Boyle bir qey anlattrlrml anrmsamryordunr
ama oyle kogullar altrnda anamsayamaml$ bulunmam olasry
dr.
"Nasrl bildin o verdilim scizii, don Juan?"
"Onu gordtim?"
"Mescalito yedifim zaman mr yoksa senirr
harmandan gektilim zaman ml?"
"$imdi gordiim. Bugtin."
"Her geyi gormug miiydiin?"
"Igte gene baqladrn. Gormenin nasrl bi gey olduluna dc:j:
gm laflamanrn bi yaran yoktur diye az mr soyledim sana! Ilr
rak artrk."
"Artrk soru sorrnayr kestim. Duygusal yrinden akhm
"Evet, senin baqardrfrndan kuqkum yok, don Juan, am
benim gibi ya da Joaquincik gibi srradan kimseler nasrl baqa
rabilir bunu?"
"Yaqamrmrzdaki zorluklara karqr gelmek her bireyin ken
di baqrna yapaca{r bi qeydir. Yiizlercekez soyledim bunu sa
na: Yalnrzcabi sava$gl stirdiirebilir yaqamrnr. Bi sava$gl bek
ledigini de bilir ne bekledigini de. Beklerken de higbi qey is
temez. Bu bekleyiq srrasrnda ktigiictik bi $ey gegse eline, ko
caman bi gey gibi gortiniir bu. Canr yemek istese, bulur bi yo
lunu; ag degildir gtinkii o. Onu bi qey incitse, bulur bi yolun
aclslnl kesmenin; acr duymaz gtinkti o. Aghk da acr gekme
de, o insanrn oziinti yitirdi[ini gosterir, onun bi savaqgr olma
drfrnr gosterir. Igte o zaman agh[rn, acrlann etkisiyle cili.ir g
der o kimse."
Karqr goriigiimti savunmak istiyordum; ne var ki, bu kar
qr grkrqrmla, don Juan'rn beni son kerte derinden ve giiglii bi
bigimde sarsan o gorkemli baqansrnrn muhvedici etkisindcr
kendimi koruyacak bir engel yaratmaktan baqka bir qey yap
mrq olmayacaktrm. Nasil bilmiqti bunu? Belki de ona bu di.ig
me burunlu ollanrn oyktisiinii olafandrqr gergeklik durumla
rrndan birine dalmrg oldulum bt zaman anlatrnrq olabilece!i
mi diiqrind{im. Boyle bir qey anlattrlrml anrmsamryordunr
ama oyle kogullar altrnda anamsayamaml$ bulunmam olasry
dr.
"Nasrl bildin o verdilim scizii, don Juan?"
"Onu gordtim?"
"Mescalito yedifim zaman mr yoksa senir
harmandan gektilim zaman ml?"
"$imdi gordiim. Bugtin."
"Her geyi gormug miiydiin?"
"Igte gene baqladrn. Gormenin nasrl bi gey olduluna dc:j:
gm laflamanrn bi yaran yoktur diye az mr soyledim sana! Ilr
rak artrk."
"Artrk soru sorrnayr kestim. Duygusal yrinden akhm
10

30 Mayrs 1969'da gene don Juan'a gitmig ve daha do!ru tlii


rtist selamlaqmadan, pat diye "g{irme"yle ilgili bir deneyirrr
daha yapmak istedilimi sciylemiqtim. Don Juan sabrh oliru,
mr, vaktin heniiz gelmedilini sciyliiyordu; ama ben bir kcr, r

inadryla hazr bulundulumu ileri siiri.iyordum.


Don Juan, onu soru ya[muruna tutama pek aldrrmrq gir
rtinmiiyordu. Ama, gene de konuyu defiigtirrneye yeltenrrrr
yordu. Yakasmr brrakmadlm ve sabrsrzhfrmr yenebilnrt'rrr
igin neler cinerebilece[ini sordum.
"Bi savaggr gibi davran, yeter," dedi.
"Nasrl yani?"
"insan, sava$gl gibi davranarak o[renir bunu, konuqrrr;rl,
delil."
10

30 Mayrs 1969'da gene don Juan'a gitmig ve daha do!ru tlii


rtist selamlaqmadan, pat diye "g{irme"yle ilgili bir deneyirrr
daha yapmak istedilimi sciylemiqtim. Don Juan sabrh oliru,
mr, vaktin heniiz gelmedilini sciyliiyordu; ama ben bir kcr, r

inadryla hazr bulundulumu ileri siiri.iyordum.


Don Juan, onu soru ya[muruna tutama pek aldrrmrq gir
rtinmiiyordu. Ama, gene de konuyu defiigtirrneye yeltenrrrr
yordu. Yakasmr brrakmadlm ve sabrsrzhfrmr yenebilnrt'rrr
igin neler cinerebilece[ini sordum.
"Bi savaggr gibi davran, yeter," dedi.
"Nasrl yani?"
"insan, sava$gl gibi davranarak o[renir bunu, konuqrrr;rl,
delil."
"Bi savaqgr, unutmak igin istencini ve sabrrnr kullanmah
drr. Bunlarla yapamayacalt $ey yoktur z^ten."
"Ama ben savaqgr defilim ki?"
"Bi.iyiiciilerin yontemlerini olrenmeye baqladrn. Artrk ge
ri donecek, yerinecek vaktin kalmadr. Yalnrzca bi savaqg
denli, sabrr ve istengle gahgacak vaktin kaldr-istesen de iste
mesen de bu iq boyle!"
"Nasrl gahqrr bir savaqgr bunlar igin?"
Don Juan, yanrt vermeden once bir siire diiqrindti.
Sonunda, "Bunu lafla anlatabilmem olanaksrz," ded
"Ozellikle isteng konusunu... Q.ok glfrzel bi geydir isteng. G
zemli bir bigimde geliqir o. Istencin nasrl kullanrlaca[rn
agrklayabilecek bi ycintem gelmiyor akhma. istencin, so
kerte qaqtrtrcr sonuglar yarattr[rnr soyleyiffi, o kadar. Bilme
gereken ilk qey, insanrn istencini geliqtirebileceli gergeli o
mahdrr. Savaqgr bunu bildi[inden, bekler durur onun geliq
mesini. Senin yanrlgrn qu ki, sen, istencini beklemekte oldu
funu bilmiyorsun.
"Velinimetim bana bi sava$glnrn beklemekte oldufunr
bildifini ve neyi bekledifini bildifiini soylerdi hep. Sana gc
I
lince, sen bekledi[ini biliyorsun; yrllardrr burda benimlesirr
l
ve daha neyi bekledigini bile bilmiyorsun. Srradan birisinir
neyi bekledigini bilmesi olanaksrz de!ilse bile gok zor bi qey
dir. Oysa, bi savaggr igin bi sorun de[ildir bu; istencini beklc
digini pekAla bilmektedir o."
"Nedir bu isteng dedifin qey? Kararhhk mr; yani, orne!ir
torunun Lucio'nun bir motosiklet sahibi olmayr akhna koy
masl gibi bir qey midir?"
Don Juan krkrr krkrr giilerek, "Oyle de[il," dedi. "istcrr
diyemeyiz buna. Lucio'nunki srrf driqki.inltiktiir. Baqka l
qeydir isteng! insanrn kullandrfr bi qeydir isteng; orne[in, yi
tirilmesi kesin goztiyle bakrlan bi savaggr kazanmasr gibi..."
"Oyleyse cesaret dedifimiz qey olmah bu isteng!" declirrr
"Haytr. Yi.ireklilik baqka bi qeydir. Cesur kimseler, gtivt'
nilir kiqilerdir, her zaman gevrelerinde bi si.irti hayranlan lrrr
drr. Bunlarla yapamayacalt $ey yoktur z^ten."
"Ama ben savaqgr defilim ki?"
"Bi.iyiiciilerin yontemlerini olrenmeye baqladrn. Artrk g
ri donecek, yerinecek vaktin kalmadr. Yalnrzca bi savaqg
denli, sabrr ve istengle gahgacak vaktin kaldr-istesen de iste
mesen de bu iq boyle!"
"Nasrl gahqrr bir savaqgr bunlar igin?"
Don Juan, yanrt vermeden once bir siire diiqrindti.
Sonunda, "Bunu lafla anlatabilmem olanaksrz," ded
"Ozellikle isteng konusunu... Q.ok glfrzel bi geydir isteng. G
zemli bir bigimde geliqir o. Istencin nasrl kullanrlaca[rn
agrklayabilecek bi ycintem gelmiyor akhma. istencin, so
kerte qaqtrtrcr sonuglar yarattr[rnr soyleyiffi, o kadar. Bilme
gereken ilk qey, insanrn istencini geliqtirebileceli gergeli o
mahdrr. Savaqgr bunu bildi[inden, bekler durur onun geliq
mesini. Senin yanrlgrn qu ki, sen, istencini beklemekte oldu
funu bilmiyorsun.
"Velinimetim bana bi sava$glnrn beklemekte oldufunr
bildifini ve neyi bekledifini bildifiini soylerdi hep. Sana gc
I
lince, sen bekledi[ini biliyorsun; yrllardrr burda benimlesir
l
ve daha neyi bekledigini bile bilmiyorsun. Srradan birisini
neyi bekledigini bilmesi olanaksrz de!ilse bile gok zor bi qey
dir. Oysa, bi savaggr igin bi sorun de[ildir bu; istencini beklc
digini pekAla bilmektedir o."
"Nedir bu isteng dedifin qey? Kararhhk mr; yani, orne!ir
torunun Lucio'nun bir motosiklet sahibi olmayr akhna koy
masl gibi bir qey midir?"
Don Juan krkrr krkrr giilerek, "Oyle de[il," dedi. "istcrr
diyemeyiz buna. Lucio'nunki srrf driqki.inltiktiir. Baqka l
qeydir isteng! insanrn kullandrfr bi qeydir isteng; orne[in, y
tirilmesi kesin goztiyle bakrlan bi savaggr kazanmasr gibi..."
"Oyleyse cesaret dedifimiz qey olmah bu isteng!" declirrr
"Haytr. Yi.ireklilik baqka bi qeydir. Cesur kimseler, gtivt
nilir kiqilerdir, her zaman gevrelerinde bi si.irti hayranlan lrrr
"Nasrl bi qeydir bu, ne ige yarar?"
"Bir agrkhktrr. istencin bi ok gibi drqanya firlamasma yol
agan bir agrkhk..."
"Bir nesne midir isteng? Ya da nesne gibi bir gey midir?"
"Defildir. Srf, anlayasm diye oyle demiqtim. Btiyiici.ile-
rin isteng dedi$i qey igimizdeki bi giigtiir. Diiqtince de[ildir;
nesne, istek falan da defildir. Soru sorrnayl kesmek, isteng
olamaz; gtinkti diiqtinceyle ve istekle ilgisi vardrr. Diiqiincele-
rin, sana, yenildifini soylerken seni utkun krlan qeydir isteng.
Kigiyi, higbi geyden incinmez duruma sokan bi qeydir istenE.
Bi btiyi.ictiyii duvardan gegirten, uzayt agrtan; isterse aya go-
ttiren bi qeydir isteng."
Sormak istedi$im bi gey kalmamrqtr. Yorgun ve bir bakr-
ma da gergin bir durumdaydrm. Don Juan'ln, gitmemi sriyle-
yecelinden korkuyor, bu ytizden tasalaruyordum.
Don Juan birden, "Hadi tepelere grkalrrn," diyerek ayala
kalktr.
Yolda gene scizi.i isteng konusuna getirerek, not tutama-
mamdan duydulum iiziintiimle alay etti.
istenci, insanla di.inya arasmdaki gergek baf olarak be
timliyordu. Dtinya scizciifiiyle, ne bigimde sezersek sezelim,
sezgi alanrmrza giren her geyi kapsamak istedifini cinemlc
belirtmiqti. Don Juan, "dtinyayr sezme"nin, diinyanrn bizr.
sundulu her geyi algrlama siirecinin bir sonucu oldu[unu ilc:
ri siirmekteydi. iqte bu "sezme" iqi, duyularrmrzlave istenci
mizle yaprlrrmrq.
Bu isteng, altrncr his midir diye sordum. Ve istencin, sezi
len dtinyayla kendimiz arasrndaki bir ba[, bir iliqki oldulrr
yanrtrnr aldrm.
Not alabilmem igin bir stire durmamrzr onermigtim. Dorr
Juan giilerek ytirtimesini siirdiirdi.i.
r

Don Juan o gece gitmemi falan istemedi. Ertesi gtinti kahvll


rli
trdan sonra isteng konusunu yeniden agtr"

Ll

i
"Nasrl bi qeydir bu, ne ige yarar?"
"Bir agrkhktrr. istencin bi ok gibi drqanya firlamasma yol
agan bir agrkhk..."
"Bir nesne midir isteng? Ya da nesne gibi bir gey midir?"
"Defildir. Srf, anlayasm diye oyle demiqtim. Btiyiici.ile-
rin isteng dedi$i qey igimizdeki bi giigtiir. Diiqtince de[ildir;
nesne, istek falan da defildir. Soru sorrnayl kesmek, isteng
olamaz; gtinkti diiqtinceyle ve istekle ilgisi vardrr. Diiqiincele-
rin, sana, yenildifini soylerken seni utkun krlan qeydir isteng.
Kigiyi, higbi geyden incinmez duruma sokan bi qeydir istenE.
Bi btiyi.ictiyii duvardan gegirten, uzayt agrtan; isterse aya go-
ttiren bi qeydir isteng."
Sormak istedi$im bi gey kalmamrqtr. Yorgun ve bir bakr-
ma da gergin bir durumdaydrm. Don Juan'ln, gitmemi sriyle-
yecelinden korkuyor, bu ytizden tasalaruyordum.
Don Juan birden, "Hadi tepelere grkalrrn," diyerek ayala
kalktr.
Yolda gene scizi.i isteng konusuna getirerek, not tutama-
mamdan duydulum iiziintiimle alay etti.
istenci, insanla di.inya arasmdaki gergek baf olarak be
timliyordu. Dtinya scizciifiiyle, ne bigimde sezersek sezelim,
sezgi alanrmrza giren her geyi kapsamak istedifini cinemlc
belirtmiqti. Don Juan, "dtinyayr sezme"nin, diinyanrn bizr.
sundulu her geyi algrlama siirecinin bir sonucu oldu[unu ilc:
ri siirmekteydi. iqte bu "sezme" iqi, duyularrmrzlave istenci
mizle yaprlrrmrq.
Bu isteng, altrncr his midir diye sordum. Ve istencin, sezi
len dtinyayla kendimiz arasrndaki bir ba[, bir iliqki oldulrr
yanrtrnr aldrm.
Not alabilmem igin bir stire durmamrzr onermigtim. Dorr
Juan giilerek ytirtimesini siirdiirdi.i.
r

Don Juan o gece gitmemi falan istemedi. Ertesi gtinti kahvll


rli
trdan sonra isteng konusunu yeniden agtr"

Ll

i
Gtilerek, "KonuqtukEa, daha da akhn karrqtr demem
I
miydim sana!" dedi. "Ama hiE olmazsa qimdi istencini bekl
mekte oldufunu bilmektesin. Evet, onun ne oldulunu, na
ortaya grkacalrnt hentiz bilmiyorsun. Bu nedenle yaptrlrn h
i

i
$eye dikkat et. Yapmakta oldu[un btittin bu ktigtik qeylerin
I iginde gizlidir istencini geliqtirmene yardrmcr olacak ola
1 $ey."

Don Juan biiti.in sabah ortahkta gortinmemiqti; olleden sonr


I
kurutulmug bitki dolu bir bohgayla dond{i. Baqryla, kendisin
yardrm etmemi imledi; tam bir sessizlik iginde saatlerce b
I
kileri ayrklayarak gahgtrk. iqimiz bitince, dinlenmek iE
!
oturdufumuzda, don Juan igten bir gtiltimsemeyle bana ba
! tr.
ii Kendisine, notlarrmr gozden gegirdi$imi ve bir sava$
olmanrn neleri gerektirdifini ve isteng fikrinin tam olarak
anlama geldifini hala anlayamamr$ bulundufiumu a[rrbaq
bir bigimde soyledim.
1

Don Juan, "isteng bi fikir, bi diigi.ince defildir," dedi.


ir
Biittin gtin boyunca ilk kez konu$mu$ oluyordu benimlc
Uzun bir duraklamadan sonra, siirdiirdii: "Senle ben, far
I
lr kimseleriz. Karakterlerimiz farkh. Senin benden daha y
lin bi yaradrhgln var. Ben senin yaqrndayken zorlu, saldtrga
bi kimse de[ildim, ama kaba huylanm da vardt. Oysa ben b
nun tam kargrtrsrn. Velinimetim de trpkr senin gibiydi; o, E
iyi bir o[retmen olurdu san. Ulu bir btiyiiciiydti velinimetin
ama gdrmemisti. Yani benim gordiigiim gibi, Genaro'nu
gordti$ii gibi... Ben dtinyayr gormeme gore anltyorum, yag
mrml ona gore yonlendiriyorum. Oysa, velinimetim, bi savr
gr olarak yaqamak zorundaydr. insan bi kez gdrtince, gerc
mez artrk sava$gr gibi, ya da baqka bi qey gibi yaqamasr. Qti
ki.i o artrk her qeyi oldu[u grbr goriiyor ve ya$amlnl ona g(
yonlendiriyordur. Ama senin karakterinde olan birisi, belki
hig cilrenemez gormeyi; ki bu durumda da t{im yaqamtn l'
yunca bi savaqgr olman gerekecektir.
I
miydim sana!" dedi. "Ama hiE olmazsa qimdi istencini bek
mekte oldufunu bilmektesin. Evet, onun ne oldulunu, na
ortaya grkacalrnt hentiz bilmiyorsun. Bu nedenle yaptrlrn h
i

i
$eye dikkat et. Yapmakta oldu[un btittin bu ktigtik qeylerin
I iginde gizlidir istencini geliqtirmene yardrmcr olacak ola
1 $ey."

Don Juan biiti.in sabah ortahkta gortinmemiqti; olleden son


I
kurutulmug bitki dolu bir bohgayla dond{i. Baqryla, kendisin
yardrm etmemi imledi; tam bir sessizlik iginde saatlerce b
I
kileri ayrklayarak gahgtrk. iqimiz bitince, dinlenmek iE
!
oturdufumuzda, don Juan igten bir gtiltimsemeyle bana ba
! tr.
ii Kendisine, notlarrmr gozden gegirdi$imi ve bir sava$
olmanrn neleri gerektirdifini ve isteng fikrinin tam olarak
anlama geldifini hala anlayamamr$ bulundufiumu a[rrbaq
bir bigimde soyledim.
1

Don Juan, "isteng bi fikir, bi diigi.ince defildir," dedi.


ir
Biittin gtin boyunca ilk kez konu$mu$ oluyordu beniml
Uzun bir duraklamadan sonra, siirdiirdii: "Senle ben, far
I
lr kimseleriz. Karakterlerimiz farkh. Senin benden daha y
lin bi yaradrhgln var. Ben senin yaqrndayken zorlu, saldtrga
bi kimse de[ildim, ama kaba huylanm da vardt. Oysa ben b
nun tam kargrtrsrn. Velinimetim de trpkr senin gibiydi; o, E
iyi bir o[retmen olurdu san. Ulu bir btiyiiciiydti velinimetin
ama gdrmemisti. Yani benim gordiigiim gibi, Genaro'nu
gordti$ii gibi... Ben dtinyayr gormeme gore anltyorum, yag
mrml ona gore yonlendiriyorum. Oysa, velinimetim, bi sav
gr olarak yaqamak zorundaydr. insan bi kez gdrtince, gerc
mez artrk sava$gr gibi, ya da baqka bi qey gibi yaqamasr. Qti
ki.i o artrk her qeyi oldu[u grbr goriiyor ve ya$amlnl ona g(
yonlendiriyordur. Ama senin karakterinde olan birisi, belki
hig cilrenemez gormeyi; ki bu durumda da t{im yaqamtn l'
yunca bi savaqgr olman gerekecektir.
le bi qey istedifim yok ki! Mtinzevilerin yansrzhkla bir ilinti-
si olamaz; giinkti onlar mtinzevili[e adamrqlardrr kendilerini.
"insanrn kendisini higbi $eye baflamamaslnt, yeterince
yansz olmasrnr yalnrz ve yalruz 6liim likri sallar. Yalnrz
ciltim diiqi.incesidir ki, insanr yeterince yansrz krlar ve boyle-
ce artrk o insan kendisini higbi qeyden yoksun brakmaz. Ne
var ki, boyle birisi, higbi qeye tutkun deEildir; giinkti yagam-
daki her geye kar.gr olan tulkusunu sessizce yoneltebilecek du-
ruma gelmigtir. Oli.imi.in, sezdirmeden yaklagtrlrnr bilmekte-
dir, ve higbi qeye takrlacak, saplanacak vakti olmadrlrnr gok
iyi kavramrqfir. O da ne yapar? Higbi qeye tutulmadan her ge-
yi dener durur.
"Oltimii durdurmanln olanaksz oldu[unu bilen bi kiginin,
kendisinden yana olan tek bi qeyi kalmrqtr: Karar verme gii-
cii. Yani o kigi neyi segece[ini Eok iyi bilmek zorundadrr. Bi
segim yaptrktan sonra da, tek sorumlunun kendisi oldulunu
ve acrnacak, yerinecek zaman kalmadrlrnr bilir. Kararlan ke-
sindir; giinkii, oliimti, ona herhangi bi qeye tutulup oyalana-
cak zamanl verrnez.
"iqte boylece, bi savaqgr, oltimtin bilinciyle, ve yansrzh-
[ryla ve kararhh[rnrn verdifi giigle tiim eylemlerini belirli bi
noktaya ycinelterek yaqammr dtizenler. Oltimiin bilinci, onu
yanslz krlar ve tutkulannr dingincesine yoneltmesine neden
olur. En son verdi[i kararlar, yerinmesine gerek kalmadan se-
gim yapabilmesine yoi agarlar; ve yaptr[r segimler yaqam di.i-
zeni agrsmdan en yerinde segimlerdir. iqte bciylece, savaggr,
her yaptr$ igi tat ala ala ve biiytik bir etkinlikte ytirtitiir.
"Bi insan bu bigimde davranabiliyorsa, artrk ona bi sava$-
gr diyebiltiz, sabrh olmayr ofrenmiq diyebiliriz."
Don Juan, sciylemek istedi[im bir qey var mrdrr diye sor-
du. Betimledigi bigimdeki bir tutumu kazanmak igin yaqam
boyu ulraqmak gerekecefini belirttim. Don Juan, onunla bir-
likte oldulum zamanlar srk srk ona kargr grktrfrmr ve gtinde-
lik yagamrm boyunca bir savaggr gibi davrandrlrmr ya da en
azrndan davranmaya gahqtr[rmr bildigini soyledi.
le bi qey istedifim yok ki! Mtinzevilerin yansrzhkla bir ilinti-
si olamaz; giinkti onlar mtinzevili[e adamrqlardrr kendilerini.
"insanrn kendisini higbi $eye baflamamaslnt, yeterince
yansz olmasrnr yalnrz ve yalruz 6liim likri sallar. Yalnrz
ciltim diiqi.incesidir ki, insanr yeterince yansrz krlar ve boyle-
ce artrk o insan kendisini higbi qeyden yoksun brakmaz. Ne
var ki, boyle birisi, higbi qeye tutkun deEildir; giinkti yagam-
daki her geye kar.gr olan tulkusunu sessizce yoneltebilecek du-
ruma gelmigtir. Oli.imi.in, sezdirmeden yaklagtrlrnr bilmekte-
dir, ve higbi qeye takrlacak, saplanacak vakti olmadrlrnr gok
iyi kavramrqfir. O da ne yapar? Higbi qeye tutulmadan her ge-
yi dener durur.
"Oltimii durdurmanln olanaksz oldu[unu bilen bi kiginin,
kendisinden yana olan tek bi qeyi kalmrqtr: Karar verme gii-
cii. Yani o kigi neyi segece[ini Eok iyi bilmek zorundadrr. Bi
segim yaptrktan sonra da, tek sorumlunun kendisi oldulunu
ve acrnacak, yerinecek zaman kalmadrlrnr bilir. Kararlan ke-
sindir; giinkii, oliimti, ona herhangi bi qeye tutulup oyalana-
cak zamanl verrnez.
"iqte boylece, bi savaqgr, oltimtin bilinciyle, ve yansrzh-
[ryla ve kararhh[rnrn verdifi giigle tiim eylemlerini belirli bi
noktaya ycinelterek yaqammr dtizenler. Oltimiin bilinci, onu
yanslz krlar ve tutkulannr dingincesine yoneltmesine neden
olur. En son verdi[i kararlar, yerinmesine gerek kalmadan se-
gim yapabilmesine yoi agarlar; ve yaptr[r segimler yaqam di.i-
zeni agrsmdan en yerinde segimlerdir. iqte bciylece, savaggr,
her yaptr$ igi tat ala ala ve biiytik bir etkinlikte ytirtitiir.
"Bi insan bu bigimde davranabiliyorsa, artrk ona bi sava$-
gr diyebiltiz, sabrh olmayr ofrenmiq diyebiliriz."
Don Juan, sciylemek istedi[im bir qey var mrdrr diye sor-
du. Betimledigi bigimdeki bir tutumu kazanmak igin yaqam
boyu ulraqmak gerekecefini belirttim. Don Juan, onunla bir-
likte oldulum zamanlar srk srk ona kargr grktrfrmr ve gtinde-
lik yagamrm boyunca bir savaggr gibi davrandrlrmr ya da en
azrndan davranmaya gahqtr[rmr bildigini soyledi.
bir qey bulun
madr$rnr; ome[in, kendisinin alrr srzr falan duymadrfrnr, is
tencinin birden ortaya grkrverdi[ini soyledi.
"Bi gtin daflarda geziyordum," dedi, "bi pumaya rastla
drm. Digi bi pumaydr bu; kocamandr ve agtr. Ben kagmay
baqladrm, puma da ardrma dtigtti. Bi kayaya trrmanrverdim
Hayvan bir iki metre uzafrmda qoyle bi durup iizerime atr
maya hazrrlandr. Birkag taq attrm tizerine. Homurdanrp ban
do!ru koqmaya bagladr. iqte tam o anda istencim biittintiyl
ortaya grkrverdi. Puma tisttime Eullanmadan once, onu isten
cimle durdurdum. istencimle onu okgamayabaglamrtrm. Me
melerini falan okqadrm gergekten istencimle. puma uykulu
gozlerle bana baktr ve yere uzandr. Ben de deliler gibi kagtrm
ordan, bakarsrn, hayvan kendine geliverir diye dtiqtinerek."
Don Juan gok gtiliing bir bigimde gapkasrnr iki eliyle kav
raylp, canlnr kurtarmak igin galataban kogan bir adamrn dav
ranrqlarrnr yaptr.
Ben, kendi istencime kavugmak u[runa, diqi da$ asranra
rryla sancrh grrprnrqlan beklemek zorunda kalmaktan pek
zevk alacafrmr sanmadrlrmr belirttim.
Don Juan, "velinimetim btiyiik gtiglere egemen bi biiyti
ciiydii," diye stirdiirdi.i. "saprna kadar savaggrydr o. En gor
kemli baqansr da igte bu istenciydi. Ama onu da aqmak olasr
dn-gormeyi oprenerek... Gormeyi dlrenen kiginin savaqgr gi
bi yaqamaya, biiyticri olmaya kalmaz bi gereksinmesi. inrr,,
bi kez gormeyi ofirendi mi, higbi qey olmadan her qey olm';
sayrlr. Yani, yok olmug demektir, ama gene de ortadadrr. Be r
derim ki, insan istedifi her qeyi olabilir, isredifini elde edebi
lir o zaman. Ne ki, bi qeycik istemez o; ve obtir insanlarl.
oyuncak gibi oynamak yerine, onlan kendi sagmahklannrrr
ortasmda karqrlar. Tek fark qudur ki, gorebilen bir adam ken
di sagmahklarrnr bile bile yapmaktadrr; oysa gevresindekilcr
oyle yapmazlar. Gorebilenbir adamrn artrk pek etkin bir ilirr
tisi kalmamrqtrr Eevresindekilerle. Gcirme olayr, onu o an:r
dek bildigi her $eye kargr btitriniiyle yansulagtrrmrg, umurs.
mazlagtrrmrqtrr. "
madr$rnr; ome[in, kendisinin alrr srzr falan duymadrfrnr, i
tencinin birden ortaya grkrverdi[ini soyledi.
"Bi gtin daflarda geziyordum," dedi, "bi pumaya rastla
drm. Digi bi pumaydr bu; kocamandr ve agtr. Ben kagmay
baqladrm, puma da ardrma dtigtti. Bi kayaya trrmanrverdim
Hayvan bir iki metre uzafrmda qoyle bi durup iizerime atr
maya hazrrlandr. Birkag taq attrm tizerine. Homurdanrp ban
do!ru koqmaya bagladr. iqte tam o anda istencim biittintiyl
ortaya grkrverdi. Puma tisttime Eullanmadan once, onu isten
cimle durdurdum. istencimle onu okgamayabaglamrtrm. Me
melerini falan okqadrm gergekten istencimle. puma uykul
gozlerle bana baktr ve yere uzandr. Ben de deliler gibi kagtrm
ordan, bakarsrn, hayvan kendine geliverir diye dtiqtinerek."
Don Juan gok gtiliing bir bigimde gapkasrnr iki eliyle kav
raylp, canlnr kurtarmak igin galataban kogan bir adamrn dav
ranrqlarrnr yaptr.
Ben, kendi istencime kavugmak u[runa, diqi da$ asranra
rryla sancrh grrprnrqlan beklemek zorunda kalmaktan pe
zevk alacafrmr sanmadrlrmr belirttim.
Don Juan, "velinimetim btiyiik gtiglere egemen bi biiyti
ciiydii," diye stirdiirdi.i. "saprna kadar savaggrydr o. En gor
kemli baqansr da igte bu istenciydi. Ama onu da aqmak olasr
dn-gormeyi oprenerek... Gormeyi dlrenen kiginin savaqgr gi
bi yaqamaya, biiyticri olmaya kalmaz bi gereksinmesi. inrr,,
bi kez gormeyi ofirendi mi, higbi qey olmadan her qey olm';
sayrlr. Yani, yok olmug demektir, ama gene de ortadadrr. Be r
derim ki, insan istedifi her qeyi olabilir, isredifini elde edebi
lir o zaman. Ne ki, bi qeycik istemez o; ve obtir insanlarl.
oyuncak gibi oynamak yerine, onlan kendi sagmahklannrrr
ortasmda karqrlar. Tek fark qudur ki, gorebilen bir adam ken
di sagmahklarrnr bile bile yapmaktadrr; oysa gevresindekilcr
oyle yapmazlar. Gorebilenbir adamrn artrk pek etkin bir ilirr
tisi kalmamrqtrr Eevresindekilerle. Gcirme olayr, onu o an:r
dek bildigi her $eye kargr btitriniiyle yansulagtrrmrg, umurs.
mazlagtrrmrqtrr. "
11

Don Juan, iqlerini gordi.ikten sonra, bu kez, son zamanlarda


oldulu gibi aynlmamr istemedi. Kalabilecelimi soyledi ve
ertesi gtinii-28 Haziran 1969-dgleden az once duman gekme-
ye hazr olmamr istedi.
"Gene bekgiyi gdrmeye mi gahqaca$rz?"
"Hayr. O bitti. Bu baqka bi qey."
Don Juan, sessiz sessiz, pipoyu harmanla doldurdu. pipo-
yu yakarak bana verdi. Korku falan duymuyordum. Birden
tath bir alrrhk basmrqtr. Ben pipodaki kanqrmr bitince, don
Juan pipoyu krhfina soktu ve dik oturmama yardrm etti. oda-
run ortaslna serrniq oldulu iki hasrrrn tizerinde karqrhkh otu-
ruyorduk. Don Juan biraz dolagacalrnr sciyleyerek ayaf:r
kalktr ve ytirtimemin iyi olacalrnr belirterek beni hatifge itii
11

Don Juan, iqlerini gordi.ikten sonra, bu kez, son zamanlarda


oldulu gibi aynlmamr istemedi. Kalabilecelimi soyledi ve
ertesi gtinii-28 Haziran 1969-dgleden az once duman gekme-
ye hazr olmamr istedi.
"Gene bekgiyi gdrmeye mi gahqaca$rz?"
"Hayr. O bitti. Bu baqka bi qey."
Don Juan, sessiz sessiz, pipoyu harmanla doldurdu. pipo-
yu yakarak bana verdi. Korku falan duymuyordum. Birden
tath bir alrrhk basmrqtr. Ben pipodaki kanqrmr bitince, don
Juan pipoyu krhfina soktu ve dik oturmama yardrm etti. oda-
run ortaslna serrniq oldulu iki hasrrrn tizerinde karqrhkh otu-
ruyorduk. Don Juan biraz dolagacalrnr sciyleyerek ayaf:r
kalktr ve ytirtimemin iyi olacalrnr belirterek beni hatifge itii
Don Juan suratrnr asmlg bana bakmaktaydr. Sonra beni
gegip kaprya do!ru gitti. Soluma yatmrg oldu[umdan, evin
cintindeki avluyu gdrebiliyordum. Kapr arkamda kahyordu.
O, kaprya do[ru se$irtince, igeriye girmig oldu[unu sanmr$-
trm.
Sesimi ytikselterek, "Don Juan!" diye onu gafrrdrm, ama
bir yanrt alamadrm.
Ezici bir gtigsiizltik ve umutsuzluk duygusuna kaprldrm.
Kalkmak istiyordum. Beni harekete gegirebilecek gizemli bir
sozci.ikmtiq gibi, art arda, "Kalk," deyip duruyordum. Higbir
-
;ey olmadr. istedilimi yapamayrnca huysuzca tepinmlye
baqladrm. Baqrmr yerlere vurmak, a[lamak istiyordum. De-
vinmek, konugmak istiyordum; ama bunlarr yapamaylnca,
bolulur gibi oluyordum. Kaskatr kesilmiqtim; inme inmiqti
sanki.
Sonunda, "Don Juan, imdat!" diye balrrmrqrm.
Don Juan geri gelip cini.imde oturdu. Gtiltiyordu. sinirle-
rime tutsak oldulumu ve o andaki deneyimlerimin bir iqe ya-
ramayaca$rnr belirtti. Bagrmr kaldrrarak ta gozlerimin igleri-
ne baktr; yapmaclk bir korkuya tutuldu[umu ve aldrrrg etme-
memi sciyledi.
"Yaqamrn gittikge kanqmakta," diye ekledi. "sinirlerini
bozan her ne ise, kurtulman gerek ondan. sakin sakin uzan
burda, gekidi,izen ver kendine."
Baqrmr yere yatrrdr. Uzerimden gegip gitti. O giderken,
garrklarrnr siiriimesinden Erkan seslerden baqka bir qey sezmi-
yordum.
Gene krmrldanmak istegi duymaktaydrm. Ama bunu ya-
pabilecek gticii toparlayamryordum. Yerine, az rastlanrr bir
esenlik durumuna gegtifimi gordtim. Son kerte bir dinginlik
duygusu sanyordu beni. Yaqamrmdaki ana sorunun ne oldu-
$unu anlamrgtrm. Ktigiik ollumdan kaynaklamyordu sorun.
onun babasr olmak, mutluluklann en btiytiliiydii. onun ka-
rakterini bigimlendirmek, onu gezilere gcittirmek, "nasll ya$a-
Sonra beni
gegip kaprya do!ru gitti. Soluma yatmrg oldu[umdan, evin
cintindeki avluyu gdrebiliyordum. Kapr arkamda kahyordu.
O, kaprya do[ru se$irtince, igeriye girmig oldu[unu sanmr$-
trm.
Sesimi ytikselterek, "Don Juan!" diye onu gafrrdrm, ama
bir yanrt alamadrm.
Ezici bir gtigsiizltik ve umutsuzluk duygusuna kaprldrm.
Kalkmak istiyordum. Beni harekete gegirebilecek gizemli bir
sozci.ikmtiq gibi, art arda, "Kalk," deyip duruyordum. Higbir
-
;ey olmadr. istedilimi yapamayrnca huysuzca tepinmlye
baqladrm. Baqrmr yerlere vurmak, a[lamak istiyordum. De-
vinmek, konugmak istiyordum; ama bunlarr yapamaylnca,
bolulur gibi oluyordum. Kaskatr kesilmiqtim; inme inmiqti
sanki.
Sonunda, "Don Juan, imdat!" diye balrrmrqrm.
Don Juan geri gelip cini.imde oturdu. Gtiltiyordu. sinirle-
rime tutsak oldulumu ve o andaki deneyimlerimin bir iqe ya-
ramayaca$rnr belirtti. Bagrmr kaldrrarak ta gozlerimin igleri-
ne baktr; yapmaclk bir korkuya tutuldu[umu ve aldrrrg etme-
memi sciyledi.
"Yaqamrn gittikge kanqmakta," diye ekledi. "sinirlerini
bozan her ne ise, kurtulman gerek ondan. sakin sakin uzan
burda, gekidi,izen ver kendine."
Baqrmr yere yatrrdr. Uzerimden gegip gitti. O giderken,
garrklarrnr siiriimesinden Erkan seslerden baqka bir qey sezmi-
yordum.
Gene krmrldanmak istegi duymaktaydrm. Ama bunu ya-
pabilecek gticii toparlayamryordum. Yerine, az rastlanrr bir
esenlik durumuna gegtifimi gordtim. Son kerte bir dinginlik
duygusu sanyordu beni. Yaqamrmdaki ana sorunun ne oldu-
$unu anlamrgtrm. Ktigiik ollumdan kaynaklamyordu sorun.
onun babasr olmak, mutluluklann en btiytiliiydii. onun ka-
rakterini bigimlendirmek, onu gezilere gcittirmek, "nasll ya$a-
cince "tanrdtfrm don Juan"ln koltuk altlarrmdan
mrq oldufunu do[rulamaktaydr. Bu nedenlerle, cintimde dur-
makta olan garip, rqrkh nesne, don Juan'tn yiiztinden bagka
bir qey olamazdr. Tanrq bir yanr yok de[ildi; ama don Juan'tn
"gergek" yiizii diyebilecefim qeyle higbir ilintisi bulunmu-
yordu. Bakmakta oldu[um $ey, kendine ozgi bir saydamhk-
ta de[irmi bir nesneydi. Her yanl devinmekteydi, Srnrrh bir
bigimde dalga dalga yaytlan, tarttmlt bir akrq sezmekteydim
bu nesnede. Kendi iginde dalga dalga donen bir akrq iginde,
srnrrlarrndan tagmadan, ytizeyinin her bir noktasryla devinen
bir varhk... Bu qeyin yagam fiqkrrtan bir qey oldu[u di.iqtince-
si getdi akhma. Gergekten de oyle canhhlr vardt ki, devinim-
lerine dahp gitmiqtim. insant uyutan bir grrprnrqtr gordtiftim
qey. Gittikge daha da kaptrrmrqtrm kendimi bu izleyiqe;
oniimdeki bu gortingiintin ne oldu[una akhmln eremeyece[i-
ni kavrayana dek.
Birden sarsthverdim. Saydam nesne birisi onu sarsml$ gi-
bi bulanmaa baqladr; ve rqrkhh[rnr yitirerek katrlaqtt, kattlaq-
tr. Artrk don Juan'rn o bildik ya$tz yiiztine bakmaktaydrm.
Uysalca gtili.imsi.iyordu. "Gergek" ytiziiniin gdri.igti bir an ka-
dar siirdiikten sonra, yiizii gene tqtdt, parladr ve yanardoner-
lik kazandr. Ola[an durumlarda algrladrfrm rqrfa ya da panl-
trya benzemiyordu bu; daha gok, bir devinimdi, bir qeyin ina-
rulmaz bir hrzla titreqmesiydi. Iqrkh nesne bir ara sarstldt ve
dalgalanmastnda bir kesiklik oldu. SallandrkEa, saydamhfrnr
yitiriyordu. Az sonra don Juan'm gi.indelik yaqamda belledi-
fim "katt" yiizti gene grkmrgtr ortaya. O anda, don Juan'tn be-
ni sarsmakta oldulunu belli belirsiz aynmsadrm. Bir yandan
da bir geyler soyliiyordu. Ne dedifini gtkaramtyordum; ama
beni sarsmayr siirdi.irdiifiinden, sonunda dediklerini iqittim.
"Bakma bana oyle. Bakma," deyip durmaktaydt, "bakma
diorum sana. Bakma. Goztini.i baqka yere gevir."
Beni oyle sarstyordu ki, gcizlerim kendililinden baqka ya-
na gevrilmigti. Don Juan'rn yiiziine dikkatle bakmadr{rm za-
rnanlar, saydam nesneyi gormiiyordum anlaqtlan. Gozlerimi
cince "tanrdtfrm don Juan"ln koltuk altlarrmdan beni kavra-
mrq oldufunu do[rulamaktaydr. Bu nedenlerle, cintimde dur-
makta olan garip, rqrkh nesne, don Juan'tn yiiztinden bagka
bir qey olamazdr. Tanrq bir yanr yok de[ildi; ama don Juan'tn
"gergek" yiizii diyebilecefim qeyle higbir ilintisi bulunmu-
yordu. Bakmakta oldu[um $ey, kendine ozgi bir saydamhk-
ta de[irmi bir nesneydi. Her yanl devinmekteydi, Srnrrh bir
bigimde dalga dalga yaytlan, tarttmlt bir akrq sezmekteydim
bu nesnede. Kendi iginde dalga dalga donen bir akrq iginde,
srnrrlarrndan tagmadan, ytizeyinin her bir noktasryla devinen
bir varhk... Bu qeyin yagam fiqkrrtan bir qey oldu[u di.iqtince-
si getdi akhma. Gergekten de oyle canhhlr vardt ki, devinim-
lerine dahp gitmiqtim. insant uyutan bir grrprnrqtr gordtiftim
qey. Gittikge daha da kaptrrmrqtrm kendimi bu izleyiqe;
oniimdeki bu gortingiintin ne oldu[una akhmln eremeyece[i-
ni kavrayana dek.
Birden sarsthverdim. Saydam nesne birisi onu sarsml$ gi-
bi bulanmaa baqladr; ve rqrkhh[rnr yitirerek katrlaqtt, kattlaq-
tr. Artrk don Juan'rn o bildik ya$tz yiiztine bakmaktaydrm.
Uysalca gtili.imsi.iyordu. "Gergek" ytiziiniin gdri.igti bir an ka-
dar siirdiikten sonra, yiizii gene tqtdt, parladr ve yanardoner-
lik kazandr. Ola[an durumlarda algrladrfrm rqrfa ya da panl-
trya benzemiyordu bu; daha gok, bir devinimdi, bir qeyin ina-
rulmaz bir hrzla titreqmesiydi. Iqrkh nesne bir ara sarstldt ve
dalgalanmastnda bir kesiklik oldu. SallandrkEa, saydamhfrnr
yitiriyordu. Az sonra don Juan'm gi.indelik yaqamda belledi-
fim "katt" yiizti gene grkmrgtr ortaya. O anda, don Juan'tn be-
ni sarsmakta oldulunu belli belirsiz aynmsadrm. Bir yandan
da bir geyler soyliiyordu. Ne dedifini gtkaramtyordum; ama
beni sarsmayr siirdi.irdiifiinden, sonunda dediklerini iqittim.
"Bakma bana oyle. Bakma," deyip durmaktaydt, "bakma
diorum sana. Bakma. Goztini.i baqka yere gevir."
Beni oyle sarstyordu ki, gcizlerim kendililinden baqka ya-
na gevrilmigti. Don Juan'rn yiiziine dikkatle bakmadr{rm za-
rnanlar, saydam nesneyi gormiiyordum anlaqtlan. Gozlerimi
Ertesi giin, gegirdilim yabansr deneyimi tartrqmak istedim
gene.
"Gorme miydi bu, don Juan?" diye sordum.
Ben, yanrt vermesi igin asrldrkEa, o, gizemli bir gtiliimse-
meyle, sessiz, duruyordu.
Sonra dayanamaylp, "iqet gorme onun gibi bi qeydir diye-
biliriz," dedi. "Ytizeme dikmiqtin gcizlerini; parhyordu falan
ama gene de yiiziimdti o gey, iqte boyle baktrnr adamr duman-
crk. Ne varrrug bunda sanki!"
"Grirme dedi[in gey ne bakrmdan farkh oluyor?"
"Gord[i!iln zaman di.inyada tanrq, bildik bi gey kalmaz.
Her qey yepyenidir. Hig olmadrk yeni geylerle dopdolu... ina-
nrlmaz bi dtinyaya gidersin!"
"Ne bakrmdan inanrlmaz yani? Neler olur ki?"
"Yani cinceden bildifin her gey yok oluverr, gozlerini
dikti[in her qey yok olur. Drin sen gormug defildin. Gozleri-
ni ytiztime dikmiqtin; beni sevdi[in igin de yaydr[rm lgrmayr
farkettin. O bekgi gibi korkung bi gori.ini.imiim yoktu; gizel
ve ilging geldim sana. Ama beni gormiiE sayrlmazsrn. Higleg-
medim ki senin ontinde. Ama gene de bagarrhydrn. Sonunda,
gormeye do[ru iyi bir adrm athn. Tek hatan, gcizlerini benim
yi,iziime dikmiq olmandr; o bekgiden bi farkrm kalmamrqtr
senin igin. Diin de, o vakit oldu$u gibi, yenik dtigtiin-g oreme-
din;'
"Nasrl yok oluyor her $ey? Nasrl higlegiyorlar?"
"Yok olmazlar ashnda. Gene orda dururlar. Benim soyle-
mek istedi[im gey, onlann varhklannr stirdtirmelerine karqrn,
bi hig haline gelmeleridir."
"Nasrl olur oyle bir gey, don Juan?"
Don Juan kaglarrnr gatarak, "$u konuqma huyun yok mu
ya!" diye soylendi. "Anlaqrlan, verdilin sciz konusunda isa-
betsiz bi qey soyledik. Belki de ashnda sen konugmayr hig,
ama hig kesmemeye sciz vermiq olacaksrn."
Don Juan'rn suratr asrlmrqtr. Tasalanmt$a benziyordu.
Ertesi giin, gegirdilim yabansr deneyimi tartrqmak istedim
gene.
"Gorme miydi bu, don Juan?" diye sordum.
Ben, yanrt vermesi igin asrldrkEa, o, gizemli bir gtiliimse-
meyle, sessiz, duruyordu.
Sonra dayanamaylp, "iqet gorme onun gibi bi qeydir diye-
biliriz," dedi. "Ytizeme dikmiqtin gcizlerini; parhyordu falan
ama gene de yiiziimdti o gey, iqte boyle baktrnr adamr duman-
crk. Ne varrrug bunda sanki!"
"Grirme dedi[in gey ne bakrmdan farkh oluyor?"
"Gord[i!iln zaman di.inyada tanrq, bildik bi gey kalmaz.
Her qey yepyenidir. Hig olmadrk yeni geylerle dopdolu... ina-
nrlmaz bi dtinyaya gidersin!"
"Ne bakrmdan inanrlmaz yani? Neler olur ki?"
"Yani cinceden bildifin her gey yok oluverr, gozlerini
dikti[in her qey yok olur. Drin sen gormug defildin. Gozleri-
ni ytiztime dikmiqtin; beni sevdi[in igin de yaydr[rm lgrmayr
farkettin. O bekgi gibi korkung bi gori.ini.imiim yoktu; gizel
ve ilging geldim sana. Ama beni gormiiE sayrlmazsrn. Higleg-
medim ki senin ontinde. Ama gene de bagarrhydrn. Sonunda,
gormeye do[ru iyi bir adrm athn. Tek hatan, gcizlerini benim
yi,iziime dikmiq olmandr; o bekgiden bi farkrm kalmamrqtr
senin igin. Diin de, o vakit oldu$u gibi, yenik dtigtiin-g oreme-
din;'
"Nasrl yok oluyor her $ey? Nasrl higlegiyorlar?"
"Yok olmazlar ashnda. Gene orda dururlar. Benim soyle-
mek istedi[im gey, onlann varhklannr stirdtirmelerine karqrn,
bi hig haline gelmeleridir."
"Nasrl olur oyle bir gey, don Juan?"
Don Juan kaglarrnr gatarak, "$u konuqma huyun yok mu
ya!" diye soylendi. "Anlaqrlan, verdilin sciz konusunda isa-
betsiz bi qey soyledik. Belki de ashnda sen konugmayr hig,
ama hig kesmemeye sciz vermiq olacaksrn."
Don Juan'rn suratr asrlmrqtr. Tasalanmt$a benziyordu.
sava$ duruqu, sol ayaflmln ucuyla yere vurarak, elimi saf
kalgamda qaklatarak yaprlan dans gibi bir qeydi. Btytik bir
gekince ya da srkmft igindeyken uygulanan bir savunma yon-
teminin bir boli.imi.inii olugturmaktaydr bu sava; durugu.
Birden korkuya kaprldrm. Orada bulunuqumuzun nedeni-
ni sormak istedim; ne var, buna vakit brrakmadan telini gal-
maya baqladr. Bunu, belli arahklarla, aqa[r yukan yirmi sani-
yede bir, birkag kez yapmrgtr. Her vurugunda, teli daha da
germekte oldulunu fark etmigtim. Kollarr ve boynu, bu geri-
limin altrnda titremekteydi. Ses gittikge tizleqiyor ve don Ju-
an, tele her vuruquyla birlikte, yabansr bir gtfltk atryordu.
Gergin telin sesi insan sesiyle birleqerek, btiytilti, iirktiti.ici.i bir
yankrlama yapryordu.
Uzerime bir geylerin geldilini falan duymuyordum. Ne
var ki, don Juan'rn harcadrfr gaba ve grkardrfr o u[ursuz ses,
beni btiytilemiq gibiydi.
Don Juan, kaytanr gevgeterek bana baktr. Qalarken, strtt-
nr bana doniik tutuyor ve yiiziinfi giineydolu dofrultusuna
geviriyordu; galmayr brraktnct da bana do!ru dontiyordu.
"Qalarken bana bakma sakln," dedi. "Ama gozlerini ka-
patmayasrn! Ne olursa olsun, kapatmayacaksm gozlerini.
Oniine bak ve beni dinle."
ipi gene gererek galmaya bagladr. Yere bakarak, kulalrmr
grkardrfr seslere verdim. Boyle bir sesi hig igitmemiqtim o
ana dek.
Qok korkmuqtum. O ulursuz sesler bizi geviren daractk
vadiyi dolduruyor, yankrlar gtkarryordu. Ashnda, don Juan'tn
grkardrfr sesler, bana, vadiyi geviren sarp kayalardan yayrlan
yankrlar bigiminde gelmekteydi. Don Juan da bu durumu far-
ketmiq olacak ki, telini ha bire germekteydi. Don Juan'rn se-
si tezleqtinnesine karqm, yankrlar yatrqmrg gibiydi; ve gok
gegmeden sesler gi.ineydo[uda bir noktada toplanrr gibi ol-
rnugtu.
Don Juan ipi, donuk bir ses gtkana dek, azar azar gevget-
sava$ duruqu, sol ayaflmln ucuyla yere vurarak, elimi saf
kalgamda qaklatarak yaprlan dans gibi bir qeydi. Btytik bir
gekince ya da srkmft igindeyken uygulanan bir savunma yon-
teminin bir boli.imi.inii olugturmaktaydr bu sava; durugu.
Birden korkuya kaprldrm. Orada bulunuqumuzun nedeni-
ni sormak istedim; ne var, buna vakit brrakmadan telini gal-
maya baqladr. Bunu, belli arahklarla, aqa[r yukan yirmi sani-
yede bir, birkag kez yapmrgtr. Her vurugunda, teli daha da
germekte oldulunu fark etmigtim. Kollarr ve boynu, bu geri-
limin altrnda titremekteydi. Ses gittikge tizleqiyor ve don Ju-
an, tele her vuruquyla birlikte, yabansr bir gtfltk atryordu.
Gergin telin sesi insan sesiyle birleqerek, btiytilti, iirktiti.ici.i bir
yankrlama yapryordu.
Uzerime bir geylerin geldilini falan duymuyordum. Ne
var ki, don Juan'rn harcadrfr gaba ve grkardrfr o u[ursuz ses,
beni btiytilemiq gibiydi.
Don Juan, kaytanr gevgeterek bana baktr. Qalarken, strtt-
nr bana doniik tutuyor ve yiiziinfi giineydolu dofrultusuna
geviriyordu; galmayr brraktnct da bana do!ru dontiyordu.
"Qalarken bana bakma sakln," dedi. "Ama gozlerini ka-
patmayasrn! Ne olursa olsun, kapatmayacaksm gozlerini.
Oniine bak ve beni dinle."
ipi gene gererek galmaya bagladr. Yere bakarak, kulalrmr
grkardrfr seslere verdim. Boyle bir sesi hig igitmemiqtim o
ana dek.
Qok korkmuqtum. O ulursuz sesler bizi geviren daractk
vadiyi dolduruyor, yankrlar gtkarryordu. Ashnda, don Juan'tn
grkardrfr sesler, bana, vadiyi geviren sarp kayalardan yayrlan
yankrlar bigiminde gelmekteydi. Don Juan da bu durumu far-
ketmiq olacak ki, telini ha bire germekteydi. Don Juan'rn se-
si tezleqtinnesine karqm, yankrlar yatrqmrg gibiydi; ve gok
gegmeden sesler gi.ineydo[uda bir noktada toplanrr gibi ol-
rnugtu.
Don Juan ipi, donuk bir ses gtkana dek, azar azar gevget-
kenclin yaparsrn bi giin. Gormeyi ofrendifinde"'"
"Neden yaprhyor bunlar, don Juan?"
ll ,,Benimkisi yabandomuzundan. Sen de yaprnca gorecek
sin bak nasrl .onlt bi qey bu, isteclili sesieri o[retebilir san
I

onu Eala gala igli drqlr olursunuz; o zaman gtiE dolu sesler 9
I

il karttrstntz birlikte. "


,,Su kaynalr perisini ararken ne diye beni de gotijrdii
jl

oraya, don Juan?"


"Yaktnda olrenirsin."
l,

Sabah on bir buEuk sulartnda ramadanrn alttnda oturmuqtu


Don Juan ti.ittiirmem igin piposunu hazrrltyordu'
Govdem iyice uyuqtuktan sonra, don Juan kalkmamt so
ledi; kolayca lakrvLrdim. Don Juan bana destek olarak bg
dolaqtrrdr. Kendimi bu clenli baqanh b,ir bigirnde yonetiqim
$a$rp kalmrqtrm. Tek bagrma
iki kez dolaqtrm ramadoda. Do
iu^n yonr-dun aynlmryordu. Ama bana destek oldufu ya
ytireklendircligi falan yoktu. Sonra kolumdan tutarak, be
sulama kanaltna gotiirdii; kana[n ktytstna oturttuktan son
kesin bir biEimoJgozterimi suya dikrnemi ve baqkaca hiEb
qey diiqiinmememi buYurdu.
Gozlerimi suya clikmeye ga|qtrm. Ne var ki, sudaki de
nim dikkatimi digrtrnaktaydr. Zihnim de gozlerim de bak
Don Ju
lrm nokton,n g"ui"sine do!ru kayrp gidiveriyordu. gey diiqi
6ugr*, ,urru.ik yalntzca suya bakmamr ve higbir
mememi buyurdu. Akmakta olan suya gozleri dikmenin z
oldulunu ve kesiksiz ulraqmam gerekti[ini soyledi. Uq k
denedim, ama tigiinde de gozi.im baqka bir qeylere takrltver
Her kezinde don Juan biiytik bir sabrrhhkla baqtnr sallay
durdu. sonunda, zihnimi ve gozlerimi suya odaklayabild
mi gordiim; sudaki devinimlere kargln, suyun akrcrh[rna
lp litmiqtim. Defigik bir su vardt q.imdi karqrmda. Het
grimsi yeqil bir goriinii
-untinden daha igt. u" tekdiize fark edebiliy
deydi. Devinirken oluqturdufu dalgacrklarr
dum. Qok keskindi bu dalgacrklar. sonra birden, akan bir
"Neden yaprhyor bunlar, don Juan?"
ll ,,Benimkisi yabandomuzundan. Sen de yaprnca gorece
sin bak nasrl .onlt bi qey bu, isteclili sesieri o[retebilir san
I

onu Eala gala igli drqlr olursunuz; o zaman gtiE dolu sesler 9
I

il karttrstntz birlikte. "


,,Su kaynalr perisini ararken ne diye beni de gotijrdi
jl

oraya, don Juan?"


"Yaktnda olrenirsin."
l,

Sabah on bir buEuk sulartnda ramadanrn alttnda oturmuqtu


Don Juan ti.ittiirmem igin piposunu hazrrltyordu'
Govdem iyice uyuqtuktan sonra, don Juan kalkmamt so
ledi; kolayca lakrvLrdim. Don Juan bana destek olarak bg
dolaqtrrdr. Kendimi bu clenli baqanh b,ir bigirnde yonetiqim
$a$rp kalmrqtrm. Tek bagrma
iki kez dolaqtrm ramadoda. D
iu^n yonr-dun aynlmryordu. Ama bana destek oldufu ya
ytireklendircligi falan yoktu. Sonra kolumdan tutarak, be
sulama kanaltna gotiirdii; kana[n ktytstna oturttuktan son
kesin bir biEimoJgozterimi suya dikrnemi ve baqkaca hiE
qey diiqiinmememi buYurdu.
Gozlerimi suya clikmeye ga|qtrm. Ne var ki, sudaki de
nim dikkatimi digrtrnaktaydr. Zihnim de gozlerim de bak
gidiveriyordu. Don Ju
lrm nokton,n g"ui"sine do!ru kayrp diiqi
6ugr*, ,urru.ik yalntzca suya bakmamr ve higbir gey
mememi buyurdu. Akmakta olan suya gozleri dikmenin z
oldulunu ve kesiksiz ulraqmam gerekti[ini soyledi. Uq k
denedim, ama tigiinde de gozi.im baqka bir qeylere takrltver
Her kezinde don Juan biiytik bir sabrrhhkla baqtnr salla
durdu. sonunda, zihnimi ve gozlerimi suya odaklayabild
mi gordiim; sudaki devinimlere kargln, suyun akrcrh[rna
lp litmiqtim. Defigik bir su vardt q.imdi karqrmda. Het
grimsi yeqil bir goriinii
-untinden daha igt. u" tekdiize
deydi. Devinirken oluqturdufu dalgacrklarr fark edebiliy
dum. Qok keskindi bu dalgacrklar. sonra birden, akan bir
srnda, beni sulama kanalma gotiirdiikten sonra, eler gevrem-
deki geylere yeterince uzun bir stire dikkatlice bakacak olur-
sam gorebilecefiime inanmrg bulundulumu agrkladrm.
"Gdrmek, sessizce bakmaktan ote bi qeydir," kargrhfirnt
aldrm. Don Juan stirdiirerek, "Ofrenilmesi gereken bi yon-
temdir gormek," dedi. "Ya da kimilerimizinhaznca bildikle-
ri bir ydntemdir. "
Sonra da, sinsi yiiziime bakarak, bu yontemi bilmekte
olanlar arasrnda benim de bulundufumu antgttrdr.
"Yiiriiyecek gi.ici.in var ml?" diye sordu.
Qok iyi oldu[umu soyledim; zaten kendimi iyi hissedi-
yordum. Biitiin gi.in bir lokma bile atmamrqtrm a{zrma, ama
ag falan da delildim. Don Juan bir torbayabtraz ekmekle bir-
kag parga kuru et koydu; torbayr bana vererek; baqmrn bir ha-
reketiyle kendisini izlememi istedi.
Don Juan benden epey onde yi.irtiyor ve ona yetigeyim di-
ye srk srk durakhyordu. Gtigliik gekmekte oldu[umu soyleye-
rek daha ileri gitmememizin daha iyi olacafrnr belirtti. Bir sa-
at kadar dinlendim. Don Juan yassr, yuvarlak bir kaya segmiq
ve o kayarun tizerine yatmamt soylemigti. Govdemi kayanrn
tizerine nasil yaymam gerektifini de gostererek anlatmrqtr.
Kollarrmt ve bacaklanmr gevqekge brrakmahyml$lm. Srrtrmt
one dofru hafifge kaldrrarak boynumu gevqetmeliymiqim.
Boylece bagrm, kasrlmadan durabilirmiq. Don Juan on beg da-
kika kadar bu duruqta kalmamr istedi. Sonra karntmt agmaml
soyledi. Dikkatle kimi dallarla yapraklarr segerek grplak kar-
nlmrn i.izerine yr[dr. Biiti.in govdemde bir srcakhk yayrlmak-
ta oldulunu duydum. Don Juan ayaklanmt tutarak, beni, ba-
qrm gtineydo[u do[rultusuna gelene dek, gevirdi.
"Haydi, gimdi de qu su kayna[r perisini ga[rrahm," dedi.
Bagrmt gevirip don Juan'a bakmaya Eahqtrm. Sagrmdan
srmsrkr tutarak kolayca incinebilir bir durumda oldu[umu, ve
bu son kerte garesiz vaziyetteyken ses gtkarmadan, devinim-
siz durmamr sciyledi. Karnlmln iizerindeki btitiin o ozel ola-
srnda, beni sulama kanalma gotiirdiikten sonra, eler gevrem-
deki geylere yeterince uzun bir stire dikkatlice bakacak olur-
sam gorebilecefiime inanmrg bulundulumu agrkladrm.
"Gdrmek, sessizce bakmaktan ote bi qeydir," kargrhfirnt
aldrm. Don Juan stirdiirerek, "Ofrenilmesi gereken bi yon-
temdir gormek," dedi. "Ya da kimilerimizinhaznca bildikle-
ri bir ydntemdir. "
Sonra da, sinsi yiiziime bakarak, bu yontemi bilmekte
olanlar arasrnda benim de bulundufumu antgttrdr.
"Yiiriiyecek gi.ici.in var ml?" diye sordu.
Qok iyi oldu[umu soyledim; zaten kendimi iyi hissedi-
yordum. Biitiin gi.in bir lokma bile atmamrqtrm a{zrma, ama
ag falan da delildim. Don Juan bir torbayabtraz ekmekle bir-
kag parga kuru et koydu; torbayr bana vererek; baqmrn bir ha-
reketiyle kendisini izlememi istedi.
Don Juan benden epey onde yi.irtiyor ve ona yetigeyim di-
ye srk srk durakhyordu. Gtigliik gekmekte oldu[umu soyleye-
rek daha ileri gitmememizin daha iyi olacafrnr belirtti. Bir sa-
at kadar dinlendim. Don Juan yassr, yuvarlak bir kaya segmiq
ve o kayarun tizerine yatmamt soylemigti. Govdemi kayanrn
tizerine nasil yaymam gerektifini de gostererek anlatmrqtr.
Kollarrmt ve bacaklanmr gevqekge brrakmahyml$lm. Srrtrmt
one dofru hafifge kaldrrarak boynumu gevqetmeliymiqim.
Boylece bagrm, kasrlmadan durabilirmiq. Don Juan on beg da-
kika kadar bu duruqta kalmamr istedi. Sonra karntmt agmaml
soyledi. Dikkatle kimi dallarla yapraklarr segerek grplak kar-
nlmrn i.izerine yr[dr. Biiti.in govdemde bir srcakhk yayrlmak-
ta oldulunu duydum. Don Juan ayaklanmt tutarak, beni, ba-
qrm gtineydo[u do[rultusuna gelene dek, gevirdi.
"Haydi, gimdi de qu su kayna[r perisini ga[rrahm," dedi.
Bagrmt gevirip don Juan'a bakmaya Eahqtrm. Sagrmdan
srmsrkr tutarak kolayca incinebilir bir durumda oldu[umu, ve
bu son kerte garesiz vaziyetteyken ses gtkarmadan, devinim-
siz durmamr sciyledi. Karnlmln iizerindeki btitiin o ozel ola-
Juan Erlhk atmayr kesip yanrma geldi. Karnrmrn iizerindek
dallan yapraklan alarak, oturmama yardrm etti. Yapraklarla
dallan, yatmrg bulundu[um kayarun tizerine dikkatlice yer
leqtirerek yaktr. Ateg yanarken, torbasrndan grkardrlr kim
yapraklarla karmml ovmaya bagladr.
Baqrm gatlayacak gibi a$nyordu. Tam bunu ona soyleye
cektim ki, eliyle a$zrmr kapatrverdi.
Btittin yapraklar yanana dek orda kaldrk. Artrk hava da
kararmrq bulunuyordu. Tepeden aqalrya indik. Karnrm gok
alrryordu.

Sulama kanalrrun kryrsrnda ilerlerken, don Juan artrk ye


ter diyerek, drqanda daha fazla kalmamam gerekti[ini belirt-
ti. Bu su kaynalr perisinin nasrl bir gey oldu[unu sordum.
Don Juan, konuqmamamr imleyerek bu konuyu baqka zaman
gori.iqiiriiz dedi. Ve lafi defiqtirerek, "g{irme" konusunda
uzun bir agrklamada bulundu. Karanhkta yazamadrlrma ha-
yrflandr[rmr sciyledim. Don Juan gok memnun gcirtinerek, he
geyi yazmak istememden ottirti genellikle anlattrklarrna pek
dikkat etmedi[imi belirtti.
Don Juan, "gorme"nin, dostlardan ve btiyi.ictiliik uygula-
yrmlanndan ba$rmsrz bir stireg oldu[unu ileri stirmekteydi.
Btiyiicii, bir dost iizerinde egemenlik kurabilen ve bu yolla o
dostun giici.inden kendi Erkanna yararlanabilen bir kimse olu-
yordu; ama, bir dosta egemen olmasr, "gorebilmesi" anlamr-
na gelmiyordu. Daha cinceleri, bir dostu olmadrkga, insanrn
"gcirmesinin" olanaksrz bulundu[unu soylemig oldulunu
arumsattrm. Don Juan, sakincesine, bir dosta egemen olma-
dan da "g{irme"nin olasr bulundu$u sonucuna vardrlrnr sciy-
ledi. "Gdrme"nin, baqka insanlan etkileme u[raqr demek olan
biiyiiciilti$in grkarcr uygulayrmlanyla bir ilintisi olmadr[rna
gore, bunun dolal bir gey oldulunu belirtti. Ote yandan "gcir-
me"yle ilgili uygulayrmlar, insanlar tizerinde herhangi bir et-
ki yaratmazml$.
Juan Erlhk atmayr kesip yanrma geldi. Karnrmrn iizerindek
dallan yapraklan alarak, oturmama yardrm etti. Yapraklarla
dallan, yatmrg bulundu[um kayarun tizerine dikkatlice yer
leqtirerek yaktr. Ateg yanarken, torbasrndan grkardrlr kim
yapraklarla karmml ovmaya bagladr.
Baqrm gatlayacak gibi a$nyordu. Tam bunu ona soyleye
cektim ki, eliyle a$zrmr kapatrverdi.
Btittin yapraklar yanana dek orda kaldrk. Artrk hava d
kararmrq bulunuyordu. Tepeden aqalrya indik. Karnrm go
alrryordu.

Sulama kanalrrun kryrsrnda ilerlerken, don Juan artrk ye


ter diyerek, drqanda daha fazla kalmamam gerekti[ini belirt
ti. Bu su kaynalr perisinin nasrl bir gey oldu[unu sordum.
Don Juan, konuqmamamr imleyerek bu konuyu baqka zama
gori.iqiiriiz dedi. Ve lafi defiqtirerek, "g{irme" konusunda
uzun bir agrklamada bulundu. Karanhkta yazamadrlrma ha
yrflandr[rmr sciyledim. Don Juan gok memnun gcirtinerek, he
geyi yazmak istememden ottirti genellikle anlattrklarrna pek
dikkat etmedi[imi belirtti.
Don Juan, "gorme"nin, dostlardan ve btiyi.ictiliik uygula
yrmlanndan ba$rmsrz bir stireg oldu[unu ileri stirmekteydi.
Btiyiicii, bir dost iizerinde egemenlik kurabilen ve bu yolla o
dostun giici.inden kendi Erkanna yararlanabilen bir kimse olu
yordu; ama, bir dosta egemen olmasr, "gorebilmesi" anlamr
na gelmiyordu. Daha cinceleri, bir dostu olmadrkga, insanrn
"gcirmesinin" olanaksrz bulundu[unu soylemig oldulunu
arumsattrm. Don Juan, sakincesine, bir dosta egemen olma-
dan da "g{irme"nin olasr bulundu$u sonucuna vardrlrnr sciy
ledi. "Gdrme"nin, baqka insanlan etkileme u[raqr demek olan
biiyiiciilti$in grkarcr uygulayrmlanyla bir ilintisi olmadr[rna
gore, bunun dolal bir gey oldulunu belirtti. Ote yandan "gcir-
me"yle ilgili uygulayrmlar, insanlar tizerinde herhangi bir et
ki yaratmazml$.
nunda yeqil bi sis sezgiledin."
"Gt)rme miydi bu?"
"Defildi. Ama gok yaklaqmrgtrn. iyice yaklagtrn artlk."
Ytirelim oynamrqtr. Daha anlatsm istiyordum. Don Juan
gtilerek, bu isteklili[imle alay etti. Herkesin bu yegil sisi ko-
layca sezgileyebilecelini, bunun da bekgi gibi ortada durup
duran bir qey oldulunu, ve bu nedenle bu yapmrq oldulum
iqin btiytik bir baqan sayrlamayaca$rnr soyltiyordu.
"Baqanh oldulunu soyledifimde," dedi, "bekgiyle birlik-
te oldu$un zamanki gibi krprrdak davranmadrlrnr belirtmek
istemiqtim. Gene o denli huysuzlanmt; olsaydrn, zaten seni
sarsar kendine getirirdim. Bi kimse ciyle yegil sise daldtfmda,
velinimeti yanrbagrnda bulunmak zorundadrr; yoksa sis onu
gekip tutsak ediverir. Zrplaywerip kagmak olasrdrr bekginin
oniinden. Ama bi bagrna kurtaramazsln kendini yegil sisin
pengesinden. Yani baqlangrgta demek istiyorum. Sonralan,
bunu kendi bagrna yapabilecek bi yol bulursun. Ama qimdi
bizim olrenmek istedi[imiz gey bagka bi gey."
"Neyi cilrenmek istiyoruz?"
"Suyu gortip goremedifiini."
" G o r mii S oldulum u, g o r e b i I di ! i m i nast I anlay ac a$rz? "
"Anlarsrn, anlarsrn. $u konuqman olmasa, akltn bu kadar
karrqrk olmazdr."
nunda yeqil bi sis sezgiledin."
"Gt)rme miydi bu?"
"Defildi. Ama gok yaklaqmrgtrn. iyice yaklagtrn artlk."
Ytirelim oynamrqtr. Daha anlatsm istiyordum. Don Juan
gtilerek, bu isteklili[imle alay etti. Herkesin bu yegil sisi ko-
layca sezgileyebilecelini, bunun da bekgi gibi ortada durup
duran bir qey oldulunu, ve bu nedenle bu yapmrq oldulum
iqin btiytik bir baqan sayrlamayaca$rnr soyltiyordu.
"Baqanh oldulunu soyledifimde," dedi, "bekgiyle birlik-
te oldu$un zamanki gibi krprrdak davranmadrlrnr belirtmek
istemiqtim. Gene o denli huysuzlanmt; olsaydrn, zaten seni
sarsar kendine getirirdim. Bi kimse ciyle yegil sise daldtfmda,
velinimeti yanrbagrnda bulunmak zorundadrr; yoksa sis onu
gekip tutsak ediverir. Zrplaywerip kagmak olasrdrr bekginin
oniinden. Ama bi bagrna kurtaramazsln kendini yegil sisin
pengesinden. Yani baqlangrgta demek istiyorum. Sonralan,
bunu kendi bagrna yapabilecek bi yol bulursun. Ama qimdi
bizim olrenmek istedi[imiz gey bagka bi gey."
"Neyi cilrenmek istiyoruz?"
"Suyu gortip goremedifiini."
" G o r mii S oldulum u, g o r e b i I di ! i m i nast I anlay ac a$rz? "
"Anlarsrn, anlarsrn. $u konuqman olmasa, akltn bu kadar
karrqrk olmazdr."
gcirmiiq olsaydrm ne olurdu? Benim gcirdtiliim bekgiyi go
gtizel bulan insanlar da vardr herhalde. Onlar, hoqlarrna git
tigi igin bekgiyi gegebilirler miydi? Yenebilirler miydi onu?
"Hayrr! Bi qey anladrfrn yok senin. Bekgiyi sevip sevme
mek defil cinemli olan. Duygularrn iq baqrndayken, bekgi he
aynr bigimde goriintir insana-canavar gibi, gok gtizel, ya d
iqte oyle bi qey... Ama duygusuzca bakarsan ona, higleqmiq
olur bekgi; bi hig olugu ve gene de gozi.imiin ontinde kalmas
dtigtincesi son kerte anlamsrz bir qeydi. Herhalde bu da do
Juan'rn bilgisine delgin mantrkdrqr bir onerme olacaktr. Bi
raz itelersem, anlayacafrrn bir bigimde agrklama yapmasrn
sallayabilecelim diiqiincesiyle, tam olarak ne demek isted
lini sordum.
"Bekginin, bildilin-tarudrlrn bi qey oldulunu sandrn sen
Demek istedilim buydu igte."
"Ama tanrdrlrmr falan sanmadrm ben onu."
"Qirkin buldun ya! Boyu gagrrtmrqtr seni hani! Bi cana
vardr yani. Nedir biitiin bu qeyler? PekdlA biliyorsun! iqt
bekgi de hep bildi[in bi qey olarak kaldr ve oyle kaldrkga d
sen onu goremedin. Hep soyltiyorum ya; bekgi bi hig oaca
ve gene goztiniin ontinde kalacaktrr. Yineliyorum: O, higb
qey olacak ve gene orda duracak..."
"Nasrl olur bu, don Juan? Sciyledi[in sdzlerde bir anlam
yok senin."
"Anlamsrz arrra, igte gormefr budur. Konuqmanrn yok b
yaran. Gdrmeyi cilrenmenin tek yolu gormektir.
"Subagrnda bi sorun grkmamrgtr. Gegen giin suyu gorme
ne ramak kaldrydr. Su, sana 'ulurlu' geldi. $imdi geliqtir ba
kalrm gorme yontemini. Ustelik su kaynalr perisi de senin
yamnda."
"Tam tistiine bastrn. Ben de bunu sormak igin yanrp tutu
guyordum."
"Yan! Tutug! Sor sorabildi[ince... Ama buralarda su kay
na[r perisinin pek lafi edilmez. Akla bile getirrlmez desem
gcirmiiq olsaydrm ne olurdu? Benim gcirdtiliim bekgiyi go
gtizel bulan insanlar da vardr herhalde. Onlar, hoqlarrna gi
tigi igin bekgiyi gegebilirler miydi? Yenebilirler miydi onu?
"Hayrr! Bi qey anladrfrn yok senin. Bekgiyi sevip sevme
mek defil cinemli olan. Duygularrn iq baqrndayken, bekgi he
aynr bigimde goriintir insana-canavar gibi, gok gtizel, ya d
iqte oyle bi qey... Ama duygusuzca bakarsan ona, higleqmiq
olur bekgi; bi hig olugu ve gene de gozi.imiin ontinde kalmas
dtigtincesi son kerte anlamsrz bir qeydi. Herhalde bu da do
Juan'rn bilgisine delgin mantrkdrqr bir onerme olacaktr. B
raz itelersem, anlayacafrrn bir bigimde agrklama yapmasrn
sallayabilecelim diiqiincesiyle, tam olarak ne demek isted
lini sordum.
"Bekginin, bildilin-tarudrlrn bi qey oldulunu sandrn sen
Demek istedilim buydu igte."
"Ama tanrdrlrmr falan sanmadrm ben onu."
"Qirkin buldun ya! Boyu gagrrtmrqtr seni hani! Bi cana
vardr yani. Nedir biitiin bu qeyler? PekdlA biliyorsun! iqt
bekgi de hep bildi[in bi qey olarak kaldr ve oyle kaldrkga d
sen onu goremedin. Hep soyltiyorum ya; bekgi bi hig oaca
ve gene goztiniin ontinde kalacaktrr. Yineliyorum: O, higb
qey olacak ve gene orda duracak..."
"Nasrl olur bu, don Juan? Sciyledi[in sdzlerde bir anlam
yok senin."
"Anlamsrz arrra, igte gormefr budur. Konuqmanrn yok b
yaran. Gdrmeyi cilrenmenin tek yolu gormektir.
"Subagrnda bi sorun grkmamrgtr. Gegen giin suyu gorme
ne ramak kaldrydr. Su, sana 'ulurlu' geldi. $imdi geliqtir ba
kalrm gorme yontemini. Ustelik su kaynalr perisi de seni
yamnda."
"Tam tistiine bastrn. Ben de bunu sormak igin yanrp tutu
guyordum."
"Yan! Tutug! Sor sorabildi[ince... Ama buralarda su kay
na[r perisinin pek lafi edilmez. Akla bile getirrlmez desem
ya gahqtlm; ne var ki, artrk gozlerimi denetleyemiyordum ve
gozlerimi kapayrverdim. Belki de yalnrzca krrpmrqtrm onlart,
ya da oynatml$trm. Her ne hal ise, tam o anda su dura[anla-
qrverdi. Akmryordu artrk. Bir tabloydu sanki karqrmda duran.
bdgacrklannda devinim yoktu. Sonra baktrm, su, gazoz gibi
kdptirmekte. Kabarctklanmakta. Yeqil bir maddenin genleg-
mesini andtrmaktaydr bu koptiklenme. Sessiz bir patlamaydr
bu; su, parlak, yegil zerreciklere doni.iqmekteydi. Bu patlama-
lar stirdti, si.irdi.i; ta biiti.in varh[rml sarana dek...
Qok keskin, stirekli tiz bir giirtiltii her yanl sarsrncaya
dek
oyle asrh kalmrqtrm; sis, prhtrlaqarak bildip:rmrz su haline dci-
ni.igtiyordu. O keskin ses de don Juan'ln "Heyyyt" diye kula-
lrmrn dibinde attr[r gr[hktr. Don Juan, sesine dikkat etmemi
ve sise geri donerek, o beni gafrrana dek beklememi soyledi.
ingilizce olarak "Tamam" dedim. Der demez de don Juan'tn
grdaklarcasrna giildi.iftinti igittim.
o'N'Olursun konugma," diyordu. "Btrak qimdi tamamt ma-
maml."
Qok iyi iqitmekteydim soylediklerini. Sesindeki titrem
bir
ezgiyi andmyordu ve gok sevecendi. Di.iqtinmem gerekmi-
yoiOu bunlan algrlamam igin. Zihnime garprp gegiveren ka-
rular gibiydiler.
Don Juan'tn sesi, tiim dikkatimi sise yoneltmemi ama
kendimi sise kaptrlrnamamr buyurdu. Birkag kez, bir sava$Er-
nrn kendisini higbir $eye hatta kendi oliimi.ine bile kaptllrna-
yaca[rnr yineledi. Gene sise daldlm; ve bunun sis olmadrfrnr
ya da en azmdan sis die bildifim qeye benzemedifini gor-
diim. Sisi andrran bu gortingii gok kiigiik kabarctk zerrelerin-
den, "gortig" agtmrn igine girip grkan ytiziicii nitelikte kimi
yuvarlak nesnelerden olugmaktaydr. Bir stire bunlann devi-
nimlerini izledim; sonra uzaklardan gelen bir giimbtirttiyle ir-
kilerek dikkatimi yofunlaqtrma yetimi yitirdim. Artrk o ki"i-
gtik kabarctklart segemiyordum. O anda aynmsayabildi[irrr
iek qey, yegil, gekilsiz, sise benzeyen rgrmaydr. Gene bir giim-
btirtii koptu. Gene irkilmig ve sisin goriinttisi.inti yitirivermiq-
ya gahqtlm; ne var ki, artrk gozlerimi denetleyemiyordum ve
gozlerimi kapayrverdim. Belki de yalnrzca krrpmrqtrm onlart,
ya da oynatml$trm. Her ne hal ise, tam o anda su dura[anla-
qrverdi. Akmryordu artrk. Bir tabloydu sanki karqrmda duran.
bdgacrklannda devinim yoktu. Sonra baktrm, su, gazoz gibi
kdptirmekte. Kabarctklanmakta. Yeqil bir maddenin genleg-
mesini andtrmaktaydr bu koptiklenme. Sessiz bir patlamaydr
bu; su, parlak, yegil zerreciklere doni.iqmekteydi. Bu patlama-
lar stirdti, si.irdi.i; ta biiti.in varh[rml sarana dek...
Qok keskin, stirekli tiz bir giirtiltii her yanl sarsrncaya
dek
oyle asrh kalmrqtrm; sis, prhtrlaqarak bildip:rmrz su haline dci-
ni.igtiyordu. O keskin ses de don Juan'ln "Heyyyt" diye kula-
lrmrn dibinde attr[r gr[hktr. Don Juan, sesine dikkat etmemi
ve sise geri donerek, o beni gafrrana dek beklememi soyledi.
ingilizce olarak "Tamam" dedim. Der demez de don Juan'tn
grdaklarcasrna giildi.iftinti igittim.
o'N'Olursun konugma," diyordu. "Btrak qimdi tamamt ma-
maml."
Qok iyi iqitmekteydim soylediklerini. Sesindeki titrem
bir
ezgiyi andmyordu ve gok sevecendi. Di.iqtinmem gerekmi-
yoiOu bunlan algrlamam igin. Zihnime garprp gegiveren ka-
rular gibiydiler.
Don Juan'tn sesi, tiim dikkatimi sise yoneltmemi ama
kendimi sise kaptrlrnamamr buyurdu. Birkag kez, bir sava$Er-
nrn kendisini higbir $eye hatta kendi oliimi.ine bile kaptllrna-
yaca[rnr yineledi. Gene sise daldlm; ve bunun sis olmadrfrnr
ya da en azmdan sis die bildifim qeye benzemedifini gor-
diim. Sisi andrran bu gortingii gok kiigiik kabarctk zerrelerin-
den, "gortig" agtmrn igine girip grkan ytiziicii nitelikte kimi
yuvarlak nesnelerden olugmaktaydr. Bir stire bunlann devi-
nimlerini izledim; sonra uzaklardan gelen bir giimbtirttiyle ir-
kilerek dikkatimi yofunlaqtrma yetimi yitirdim. Artrk o ki"i-
gtik kabarctklart segemiyordum. O anda aynmsayabildi[irrr
iek qey, yegil, gekilsiz, sise benzeyen rgrmaydr. Gene bir giim-
btirtii koptu. Gene irkilmig ve sisin goriinttisi.inti yitirivermiq-
"Haydi don," dedi,
Geri dondiim. Kabarcrklarrn devinmesi yavaqlamlq, bo
lan da basketbol topu biiytikltigi.ine ulaqmrgh. Oyle yavagl
mrglardt, 6yle irileqmiglerdi ki, her birini aynnttlanyla ince
yebiliyordum. Bunlara kabarcrk demek de dofru sayilmazd
Yani sabun koptifii gibi, balon gibi, ya da ktiresel bir kap
bi degillerdi. Bir kaba benzemiyorlardr ama gene de kapa
srrurh gortini.iyorlardr. Ashnda yuvarlak da de[illerdi; am
onlarr ilk gordiiliimde yuvarlak olduklanna yemin edebil
dim. Bu ytizden akhma "kabarctk" imgesi gelmiqti zate
Pencereden seyredercesine bakrp durmaktaydrm gegiglerin
$6yle ki, pencerenin gergevesi onlarr izlememe, onlarla b
likte akrp gitmeme engel oluyordu . Yalnrzca sezgi alantm
igine giriqlerini ve akrp gidiqlerini izleyebiliyordum.
Onlan bir kabarctk olarak gormem son bulunca, onla
birlikte gidebilecelimi bulguladrm. Birisine tutunuyordum
birlikte yiiztiyorduk. Gergekten hareket ettilimi duyums
maktaydrm. Daha do!rusu kabarcrk oluyordum; ya da kab
crla benzeyen o qeye dontiqiiyordum.
Sonra don Juan'tn ttz grlh[r grnladr kuiaklarrmda. Ge
irkilmiqtim. kendimi "o"nun gibi duyumsama hali de yi
gitmiti. Son kerte tirki.ing bir sesti iqitti[im. Uzak, metalim
sesyayardan (hoparlorden) Erkan bir ses gibi... Kimi sozci
leri sokebilmigtim.
"Srflrla bak!" diyordu.
Bi.iyiik bir su kiimesi gormi.iqtiim. Kayna$an ivmeyle ak
sular... Su, giirtilti.i grkararak akryordu.
Don Juan'rn sesi gene buyurdu: "Sr!h!a bak!"
Beton bir duvar gordtim.
Suyun grkardr[r giirtilti.i kulaklarrmt trmahyordu. Be
yutar gibi bir ses. Sonra birden her gey koptu. Bir siyahhk b
rtidti her yant-uyku biiri.idii.
Su kanalma batmrq oldulumu ayrlmsadtm. Don Juan
ezgi murldanryor, bir yandan da ytiztime su atryordu. So
suya batrnverdi beni. Bagrmr suyun tistiine gekerek, srlh
Geri dondiim. Kabarcrklarrn devinmesi yavaqlamlq, bo
lan da basketbol topu biiytikltigi.ine ulaqmrgh. Oyle yavag
mrglardt, 6yle irileqmiglerdi ki, her birini aynnttlanyla ince
yebiliyordum. Bunlara kabarcrk demek de dofru sayilmaz
Yani sabun koptifii gibi, balon gibi, ya da ktiresel bir kap
bi degillerdi. Bir kaba benzemiyorlardr ama gene de kapa
srrurh gortini.iyorlardr. Ashnda yuvarlak da de[illerdi; a
onlarr ilk gordiiliimde yuvarlak olduklanna yemin edebi
dim. Bu ytizden akhma "kabarctk" imgesi gelmiqti zate
Pencereden seyredercesine bakrp durmaktaydrm gegiglerin
$6yle ki, pencerenin gergevesi onlarr izlememe, onlarla b
likte akrp gitmeme engel oluyordu . Yalnrzca sezgi alantm
igine giriqlerini ve akrp gidiqlerini izleyebiliyordum.
Onlan bir kabarctk olarak gormem son bulunca, onla
birlikte gidebilecelimi bulguladrm. Birisine tutunuyordum
birlikte yiiztiyorduk. Gergekten hareket ettilimi duyums
maktaydrm. Daha do!rusu kabarcrk oluyordum; ya da kab
crla benzeyen o qeye dontiqiiyordum.
Sonra don Juan'tn ttz grlh[r grnladr kuiaklarrmda. Ge
irkilmiqtim. kendimi "o"nun gibi duyumsama hali de yi
gitmiti. Son kerte tirki.ing bir sesti iqitti[im. Uzak, metalim
sesyayardan (hoparlorden) Erkan bir ses gibi... Kimi sozci
leri sokebilmigtim.
"Srflrla bak!" diyordu.
Bi.iyiik bir su kiimesi gormi.iqtiim. Kayna$an ivmeyle ak
sular... Su, giirtilti.i grkararak akryordu.
Don Juan'rn sesi gene buyurdu: "Sr!h!a bak!"
Beton bir duvar gordtim.
Suyun grkardr[r giirtilti.i kulaklarrmt trmahyordu. B
yutar gibi bir ses. Sonra birden her gey koptu. Bir siyahhk
rtidti her yant-uyku biiri.idii.
Su kanalma batmrq oldulumu ayrlmsadtm. Don Juan
ezgi murldanryor, bir yandan da ytiztime su atryordu. So
suya batrnverdi beni. Bagrmr suyun tistiine gekerek, srlh
ken, beni subaqrnda otururken bulundulum gibi dofuya do-
ntik bir duruma getirmiqti. Ardrndan, hangi yana dofru hare-
ket etmiq oldufumu sordu.
Ben de ileriye, one do[ru devinmiq oldu$umu sciyledim.
Don Juan, anrmsamam gerektilinde ve, diiqtincelerimi suyu
kabarcrklar halinde gordti[tim zamana gevirmemde diretiyor-
du.
"Hangi ycine do$ru akryorlardr?" diye sordu.
Don Juan, muhakkak anlmsaman gerektifini yinelerken,
kabarcrklann sa[rma do!ru kaymrg olduklarlnl anlmsar gibi
olmuqtum. Ama, onun istedi[i biEimde kesin olarak emin ola-
mryordum. Don Juan beni stktgtrra stktqttra, sonunda sezgile-
rimi bir diizene sokamadr[rmr anladtm. Kabarcrklarr ilk gor-
dti[iimde, sa[a do!ru kaymaktaydrlar; ama irileqince, her ya-
na dofru yayrhyorlardr. Kimileri bana do!ru geliyor, kimile-
ri de dort bir yana da[rhyorlardr. Hatta tizerimde ve altrmda
bile gortiyordum kimilerini. Yani her yarumt sarmtgtr bu ka-
barcrklar. Kopiirdtiklerinde grkan sesi bile anlmslyordum; de-
mek ki onlarr hem gozlerimle hem de kulaklanmla sezgile-
miqtim.
Kabarcrklar gok biiyiikleqip de iglerinden birine tutunabil-
difim zaman, koca koca balonlar gibi birbirlerine stirttindiik-
lerini "gcirmiiqtiim".
Sezgimin aynntrlarlnt anlmsadtkga, goqkum artmaya baq-
lamrqtr. Ama pek ilgilendirmemiqti don Juan't bu geliqme,
Kabarcrklann kaynaqtrfrnr gordiifiimi.i anlatfim ona. Bu, strf,
iqitsel ya da srrf gorsel bir etki defildi; aynmsrz bir qeydi,
ama kristal gibi temiz, belirgin bir qeydi. Kabarctklar, birbir-
lerini rendelercesine siirtiiqiiyorladr. Devinimlerini igitmiq ya
da gormiiq sayrlmazdtm. Duyumsamaktaydrm. O seslerin de-
vinimlerin bir pargasl olmugtum.
Bu deneyimimi anlattrken, yiirelim oynamtgtr. Don Ju-
an'rn koluna yaprqarak, bi.iytik bir gogkuyla onu sarsmaya
bagladrm. Kabarctklann bir drq yizeyi olmadrlrnr gcirmtiq-
Don Juan aya$a kalkmrq ben
ken, beni subaqrnda otururken bulundulum gibi dofuya do-
ntik bir duruma getirmiqti. Ardrndan, hangi yana dofru hare-
ket etmiq oldufumu sordu.
Ben de ileriye, one do[ru devinmiq oldu$umu sciyledim.
Don Juan, anrmsamam gerektilinde ve, diiqtincelerimi suyu
kabarcrklar halinde gordti[tim zamana gevirmemde diretiyor-
du.
"Hangi ycine do$ru akryorlardr?" diye sordu.
Don Juan, muhakkak anlmsaman gerektifini yinelerken,
kabarcrklann sa[rma do!ru kaymrg olduklarlnl anlmsar gibi
olmuqtum. Ama, onun istedi[i biEimde kesin olarak emin ola-
mryordum. Don Juan beni stktgtrra stktqttra, sonunda sezgile-
rimi bir diizene sokamadr[rmr anladtm. Kabarcrklarr ilk gor-
dti[iimde, sa[a do!ru kaymaktaydrlar; ama irileqince, her ya-
na dofru yayrhyorlardr. Kimileri bana do!ru geliyor, kimile-
ri de dort bir yana da[rhyorlardr. Hatta tizerimde ve altrmda
bile gortiyordum kimilerini. Yani her yarumt sarmtgtr bu ka-
barcrklar. Kopiirdtiklerinde grkan sesi bile anlmslyordum; de-
mek ki onlarr hem gozlerimle hem de kulaklanmla sezgile-
miqtim.
Kabarcrklar gok biiyiikleqip de iglerinden birine tutunabil-
difim zaman, koca koca balonlar gibi birbirlerine stirttindiik-
lerini "gcirmiiqtiim".
Sezgimin aynntrlarlnt anlmsadtkga, goqkum artmaya baq-
lamrqtr. Ama pek ilgilendirmemiqti don Juan't bu geliqme,
Kabarcrklann kaynaqtrfrnr gordiifiimi.i anlatfim ona. Bu, strf,
iqitsel ya da srrf gorsel bir etki defildi; aynmsrz bir qeydi,
ama kristal gibi temiz, belirgin bir qeydi. Kabarctklar, birbir-
lerini rendelercesine siirtiiqiiyorladr. Devinimlerini igitmiq ya
da gormiiq sayrlmazdtm. Duyumsamaktaydrm. O seslerin de-
vinimlerin bir pargasl olmugtum.
Bu deneyimimi anlattrken, yiirelim oynamtgtr. Don Ju-
an'rn koluna yaprqarak, bi.iytik bir gogkuyla onu sarsmaya
bagladrm. Kabarctklann bir drq yizeyi olmadrlrnr gcirmtiq-
Don Juan, ga$rmr$ gibi, yi.iztime baktr. Gozlerini agarak
o yegil sisin igine birgok kez girdikten sonra bu sorunun ya
nrtmr kendimin verebilece$imi soyledi. Ardrndan da, gcirtiq
memizin yriniinii ustahkla defigtirerek aslmda suyu kullana
rak nasrl hareket edilecefini de tam olarak cilrenmemiq bu
lundu[umu, ama hig olmazsa brujolarrn bunu yapabilecekle
rini olrenmiq oldulumu, ve kanalm sr! yerine bakmamr sciy
ledi$inde, hareket etti[imi gostermeyi amaglamt$ bulundulu
nu anlath.
"Qok hrzh gidiyordur," dedi. "Yrintemini iyi bilen b
adam denli hrzhydrn. Epey zor oluyordu seni izlemem."
Ta baqlangrcmdan beri neler gegirdi[imi agrklamasr igi
yakardrm. Don Juan gtilerek, iqittiklerine inanmamrg gibi ha
fif hafif baqrnr salladr.
"Her geyi baglangrcmdan cilrenmek istersin hep," dedi
"BaqlangrE diye bi qey yoktur ki! Yalnrzca,kafandaki bi dii
giincedir baglangrg."
"Kanahn kryrsma oturup duman gekti[im zamana baqlan
grg diyorum," dedim.
Don Juan, afilarak, "Ama sen dumanr ttittiirmeden cince
ben seninle neler yaprlacalrnr hesaplayrp durmuqtum," dedi
"$imdi oturup anlatmam gerekir sana neler yapmlq oldu[u
mu, ama olmaz ki; o zaman, bi baqka hususa gcittiriir bu beni
O nedenle, baglangrglara pek takmasan kafanr, galiba daha iy
olacak."
"Oyleyse, kryrya oturup ti.itttirmemden sonra neler olmug
tu, onlan anlat bari."
Don Juan giilerek, "Sen kendin anlatfin ya olanlan." dedi
"O yaptrklanm bir tjnem taqryor mu, don Juan?"
Don Juan omuzlanm silkti.
"Yonergelerime harfiyen uydun; sise girip grkman kolay
oldu. Sonra sesimi dinledin ve seni her galrrgrmda kendine
gelip ytizeye grktrn. Bir ahqtrrmaydr bu. Sonrasr kolay oldu
Sisin seni gcittirmesi igin brrakmrgtrn kendini. Ne yaprlacalr-
Don Juan, ga$rmr$ gibi, yi.iztime baktr. Gozlerini agara
o yegil sisin igine birgok kez girdikten sonra bu sorunun ya
nrtmr kendimin verebilece$imi soyledi. Ardrndan da, gcirtiq
memizin yriniinii ustahkla defigtirerek aslmda suyu kullana
rak nasrl hareket edilecefini de tam olarak cilrenmemiq bu
lundu[umu, ama hig olmazsa brujolarrn bunu yapabilecekle
rini olrenmiq oldulumu, ve kanalm sr! yerine bakmamr sci
ledi$inde, hareket etti[imi gostermeyi amaglamt$ bulundulu
nu anlath.
"Qok hrzh gidiyordur," dedi. "Yrintemini iyi bilen b
adam denli hrzhydrn. Epey zor oluyordu seni izlemem."
Ta baqlangrcmdan beri neler gegirdi[imi agrklamasr igi
yakardrm. Don Juan gtilerek, iqittiklerine inanmamrg gibi ha
fif hafif baqrnr salladr.
"Her geyi baglangrcmdan cilrenmek istersin hep," ded
"BaqlangrE diye bi qey yoktur ki! Yalnrzca,kafandaki bi di
giincedir baglangrg."
"Kanahn kryrsma oturup duman gekti[im zamana baqlan
grg diyorum," dedim.
Don Juan, afilarak, "Ama sen dumanr ttittiirmeden cince
ben seninle neler yaprlacalrnr hesaplayrp durmuqtum," ded
"$imdi oturup anlatmam gerekir sana neler yapmlq oldu[u
mu, ama olmaz ki; o zaman, bi baqka hususa gcittiriir bu beni
O nedenle, baglangrglara pek takmasan kafanr, galiba daha iy
olacak."
"Oyleyse, kryrya oturup ti.itttirmemden sonra neler olmug
tu, onlan anlat bari."
Don Juan giilerek, "Sen kendin anlatfin ya olanlan." dedi
"O yaptrklanm bir tjnem taqryor mu, don Juan?"
Don Juan omuzlanm silkti.
"Yonergelerime harfiyen uydun; sise girip grkman kolay
oldu. Sonra sesimi dinledin ve seni her galrrgrmda kendine
gelip ytizeye grktrn. Bir ahqtrrmaydr bu. Sonrasr kolay oldu
Sisin seni gcittirmesi igin brrakmrgtrn kendini. Ne yaprlacalr
don Juan yi.iriittiigtine gcire, en fazla iig kilometre ytirtimiiq
olabilecefimizi hesapladrm. ve kalkrp kanahn kryrsmr her iki
ycine dogru dorder kilometre gidene dek arqrnladrm. Bir yan-
dan da, duvara delgin imgeme benzeyen bir gey goriir mti-
yiim diye her yanr iyice inceliyordum. Bu sulama kanah bir
buguk iki metre geniqli[inde uzana giden yahn bir yaprydr, ve
tizerinde, o beton duvann zihnime iqleyen imgesini andrran
herhangi bir boltime rastlayamamrqtrm.
Akqamiisti.i don Juan eve dcintince, hemen yapma koqtum
ve yazdrklanmr dinlesin diye asrldrm. Dinlemek istemedi ve
beni yere oturtup yiiziime baktr. Giiliimsedi[i falan yoktu.
Gozlerini benden otelere dikmig, bir gey diigi.intir gibi dur-
maktaydr.
Birden sertleqen bir sesle, "Artrk her qeyin oltim saEtr[rnr
ayrlmsamrg bulundu[unu umanm," dedi. "Su da, bekgi denli
oldiiniciidiir. Dikkatli davrarunazsan, su seni kaprverir. Diin
az kalsm gotiirtiyordu seni. Ama seni kapmasr igin, senin bu-
nu istemen gerektir. Gordiin mti neymiq senin sorunun! Ken-
dini brrakmayl istemektesin. "
Neden soz ettiEini anlamrg delildim. Oyle ansrzrn olmug-
tu ki bu saldrnsl, ne yapacafrmr kestiremedim. Geveleyerek
daha agrk konu$masrnl istedim. O da, isteksizce, vadideki su
kayna[rna gittilini, su kaynafr perisini "gordtiftini.i" ve suyu
"g{)rme" firsaftnr berbat etmiq bulundufiumu qimdi gok daha
iyi anlamrq oldu[unu anlattr.
Akhm daha da karrgmrqtr.
"Nasrl yani?" diye sordum.
Don Juan, "Bu peri bi giigtiir." dedi, "Bu bakrmdan giiElii
olmak gerekir onla kargrlaqrnca. onun karqrsrndayken kencli-
ni brrakamazsln."
"Ne vakit brrakmlglm kendimi?"
"Dtin, suda yegil oldulunda."
"Kendimi brrakmrq falan defilim. Qok onemli bir an ol
du[unu dtigi.inmtigttim bunun. Ve bana olanlan anlatmak isrc
don Juan yi.iriittiigtine gcire, en fazla iig kilometre ytirtimiiq
olabilecefimizi hesapladrm. ve kalkrp kanahn kryrsmr her iki
ycine dogru dorder kilometre gidene dek arqrnladrm. Bir yan-
dan da, duvara delgin imgeme benzeyen bir gey goriir mti-
yiim diye her yanr iyice inceliyordum. Bu sulama kanah bir
buguk iki metre geniqli[inde uzana giden yahn bir yaprydr, ve
tizerinde, o beton duvann zihnime iqleyen imgesini andrran
herhangi bir boltime rastlayamamrqtrm.
Akqamiisti.i don Juan eve dcintince, hemen yapma koqtum
ve yazdrklanmr dinlesin diye asrldrm. Dinlemek istemedi ve
beni yere oturtup yiiziime baktr. Giiliimsedi[i falan yoktu.
Gozlerini benden otelere dikmig, bir gey diigi.intir gibi dur-
maktaydr.
Birden sertleqen bir sesle, "Artrk her qeyin oltim saEtr[rnr
ayrlmsamrg bulundu[unu umanm," dedi. "Su da, bekgi denli
oldiiniciidiir. Dikkatli davrarunazsan, su seni kaprverir. Diin
az kalsm gotiirtiyordu seni. Ama seni kapmasr igin, senin bu-
nu istemen gerektir. Gordiin mti neymiq senin sorunun! Ken-
dini brrakmayl istemektesin. "
Neden soz ettiEini anlamrg delildim. Oyle ansrzrn olmug-
tu ki bu saldrnsl, ne yapacafrmr kestiremedim. Geveleyerek
daha agrk konu$masrnl istedim. O da, isteksizce, vadideki su
kayna[rna gittilini, su kaynafr perisini "gordtiftini.i" ve suyu
"g{)rme" firsaftnr berbat etmiq bulundufiumu qimdi gok daha
iyi anlamrq oldu[unu anlattr.
Akhm daha da karrgmrqtr.
"Nasrl yani?" diye sordum.
Don Juan, "Bu peri bi giigtiir." dedi, "Bu bakrmdan giiElii
olmak gerekir onla kargrlaqrnca. onun karqrsrndayken kencli-
ni brrakamazsln."
"Ne vakit brrakmlglm kendimi?"
"Dtin, suda yegil oldulunda."
"Kendimi brrakmrq falan defilim. Qok onemli bir an ol
du[unu dtigi.inmtigttim bunun. Ve bana olanlan anlatmak isrc
olarak kendimi denetim altrnda tutmamm insandr
gr, olanaksrzbir gey oldulunu ileri siirdtim. Don Juan karqrhk
olarak, bir savaqgmm denetleyemeyeceli higbir qeyin bulun
madrlrnr belirtti. Ben de kargr grkarak, kazalardan sciz ettim
ve su kanahnda bagrma gelenlere dekaza olarak bakrlabilece-
[ini sciyledim. Istemeye istemeye ve bilingsizce yaptrfrma
gore, bunun da bir kaza sayrlmasrnrn dolal olacalmr anlat
trm. Birgok kimsenin baqrna gelen felaketlerin de bir bakrma
kaza sayrlabilece[inden falan sciz ettim. ornek olarak, stirdii-
lti kamyon devrilince a[rr yaralanan yaqh ve iyi bir adam
olan Yaqui Krzrlderilisi Lucas'r gosterdim.
"Kazalardan kagrnmarnlz mtimktin delil herhalde," de-
dim. "Higbir kimse gevresindeki her qeyi denetleyemez ki!"
Don Juan, "Hakhsrn," dedi. "Ama her geye de kagrnrlmaz
b.i kaza diye bakamayn. Lucas, bi sava$gl gibi yagamlyor.
oyle ya$amrg olsaydr, bekledilini ve neyi bekledi[ini bilmiq
olurdu; iEkili oldulu bi srrada kullanmazdr o kamyonu. yol-
dan grkrp bi kayaya toslatmrg kamyonunu; giinkii sarhoqmuq.
Yok yere gdvdesini ezmiq."
Don Juan stirdtirerek, "Yaqam koqullan, cilgiip bigip on-
lardan yararlanma ahqtrrmalandr bir savaqgly?," dedi. "Oysa
sen yagamrn anlamlnl bulmaya gahgmaktasrn. Ne yapsrn ya-
$amm anlamrnr bi savaqgr! lucas da bi sava$gl gibi yaqamrq
olsaydr-tistelik onun elindeydi bunu yapmak, hepimizin elin-
dedir bunu yapmak-koqullan olgiip bigip ciyle yaqardr o vakit.
Ama ne oldu, kaburgalannr ezen o kazadan kagmamadr. Bi
sava$El olsaydr Lucas, qimdi o boktan evinde pinekleyip ag
agma oturmazdr. Sonuna dek stirdi.iri.irdii savaqlml.,,
Don Juan'a, eler kendi bagrna bir kaza gelseydi de bacak-
larr kcittirtim olsaydr, o zaman ne yapardr diye sordum.
Don Juan, "E.., onleyemez de bacaklanmr yitirirsem,,' de-
di, "o zaman arhk bi adam falan sayrlmam . o zaman oteler-
de beni bekleyen $eye kavuqur giderim."
Don Juan bunlan derken elini gevresinde goyle bir savur-
muqtu.
gr, olanaksrzbir gey oldulunu ileri siirdtim. Don Juan karqrhk
olarak, bir savaqgmm denetleyemeyeceli higbir qeyin bulun
madrlrnr belirtti. Ben de kargr grkarak, kazalardan sciz ettim
ve su kanahnda bagrma gelenlere dekaza olarak bakrlabilece-
[ini sciyledim. Istemeye istemeye ve bilingsizce yaptrfrma
gore, bunun da bir kaza sayrlmasrnrn dolal olacalmr anlat
trm. Birgok kimsenin baqrna gelen felaketlerin de bir bakrma
kaza sayrlabilece[inden falan sciz ettim. ornek olarak, stirdii
lti kamyon devrilince a[rr yaralanan yaqh ve iyi bir adam
olan Yaqui Krzrlderilisi Lucas'r gosterdim.
"Kazalardan kagrnmarnlz mtimktin delil herhalde," de
dim. "Higbir kimse gevresindeki her qeyi denetleyemez ki!"
Don Juan, "Hakhsrn," dedi. "Ama her geye de kagrnrlmaz
b.i kaza diye bakamayn. Lucas, bi sava$gl gibi yagamlyor
oyle ya$amrg olsaydr, bekledilini ve neyi bekledi[ini bilmiq
olurdu; iEkili oldulu bi srrada kullanmazdr o kamyonu. yol-
dan grkrp bi kayaya toslatmrg kamyonunu; giinkii sarhoqmuq
Yok yere gdvdesini ezmiq."
Don Juan stirdtirerek, "Yaqam koqullan, cilgiip bigip on-
lardan yararlanma ahqtrrmalandr bir savaqgly?," dedi. "Oysa
sen yagamrn anlamlnl bulmaya gahgmaktasrn. Ne yapsrn ya-
$amm anlamrnr bi savaqgr! lucas da bi sava$gl gibi yaqamrq
olsaydr-tistelik onun elindeydi bunu yapmak, hepimizin elin-
dedir bunu yapmak-koqullan olgiip bigip ciyle yaqardr o vakit.
Ama ne oldu, kaburgalannr ezen o kazadan kagmamadr. Bi
sava$El olsaydr Lucas, qimdi o boktan evinde pinekleyip ag
agma oturmazdr. Sonuna dek stirdi.iri.irdii savaqlml.,,
Don Juan'a, eler kendi bagrna bir kaza gelseydi de bacak-
larr kcittirtim olsaydr, o zaman ne yapardr diye sordum.
Don Juan, "E.., onleyemez de bacaklanmr yitirirsem,,' de-
di, "o zaman arhk bi adam falan sayrlmam . o zaman oteler-
de beni bekleyen $eye kavuqur giderim."
Don Juan bunlan derken elini gevresinde goyle bir savur-
muqtu.
13

Ug Eyltil 1969'da yeni bir "gdrme" deneyimine girigtim. Don


Juan, piposunu iki kez doldurarak igirtmiqti bana. ilk etkisi,
daha cinceleri oldulu gibi olmuqtu. Govdemin her yanl uyu-
gunca, don Juan'rn sa! koltuk altrmdan destekleyerek beni
ytirtitti.ifi.inii ve evin ttim gevresini kilometrelerce saran srk
gahh$rn igine gottirdi.i$iini.i arumsryorum. Qahh$a girdikten
sonra ne don Juan'rn ne de kendimin neler yapml; oldufiumu-
zu; ne kadar yiirtidi.igiimtizi.i falan hep unutmu$um. Bir ara
kendimi ufak bir tepeci[in tizerinde oturur bulmuqtum. Don
Juan sol yarumda oturuyor ve bana dokunuyordu. Dokunugu-
nu hissedemiyordum ama onu goz ucuyla izleyebiliyordum.
Benimle konuquyor gibi geliyordu ama, soyledi[i sozctiklerin
neler oldulunu pek anrmsayamlyorum. Ne var ki, sciyledikle-
13

Ug Eyltil 1969'da yeni bir "gdrme" deneyimine girigtim. Don


Juan, piposunu iki kez doldurarak igirtmiqti bana. ilk etkisi,
daha cinceleri oldulu gibi olmuqtu. Govdemin her yanl uyu-
gunca, don Juan'rn sa! koltuk altrmdan destekleyerek beni
ytirtitti.ifi.inii ve evin ttim gevresini kilometrelerce saran srk
gahh$rn igine gottirdi.i$iini.i arumsryorum. Qahh$a girdikten
sonra ne don Juan'rn ne de kendimin neler yapml; oldufiumu-
zu; ne kadar yiirtidi.igiimtizi.i falan hep unutmu$um. Bir ara
kendimi ufak bir tepeci[in tizerinde oturur bulmuqtum. Don
Juan sol yarumda oturuyor ve bana dokunuyordu. Dokunugu-
nu hissedemiyordum ama onu goz ucuyla izleyebiliyordum.
Benimle konuquyor gibi geliyordu ama, soyledi[i sozctiklerin
neler oldulunu pek anrmsayamlyorum. Ne var ki, sciyledikle-
stirti ufak tagrn ve ozellikle iig tane irice kayanrn, boydan bo-
ya vzanan bu gizgilerin akrqrnr kesmekte oldulu dikkatimi
gekmigti. Tam cintimde bulunan kimi gahlar, tepenin tabarun-
daki bir koya$rn ya da derenin ayrrntrlannr izlememe engel
olmaktaydr. Bulundu[um yerden, bu derenin oluqturdulu va-
di, derin bir yank gibi goztikiiyor, krrag tepenin ortasrnda ye-
gil bitki orti.isiiyle farkh bir gortintim yaratryordu. Bu yeqillik,
vadinin tabanrnda yetiqen alaElardan ileri geliyor olacaktr.
Gozlerimin igine bir yelin estilini duyumsadrm. Ering dolu,
derin bir durgunluk igindeydim. Kuq sesi, bocek vzrltrsr fa-
lan yoktu.
Don Juan gene konugmaya baglamrqtr. Ne dedifini anla-
mam igin birkag saniye gegmesi gerekmigti.
"O tarlada bir adam gcirtiyor musun?" diye sorup durmak-
taydr.
O tarlada bir adam bulundulunu sciylemek istiyordum;
ama bu scizctikleri seslendiremiyordum. Don Juan baqrmr ar-
kadan elleri arasrna ahp-kaglanmln ve yanaklanmrn tizerinde
duran parmaklarrnr gcirmekteydim-tiim tarlayr bir yandan
cibiir yana gorebilece[im bigimde doridtirdti. Bagrmr yavaq
yavag dcindi.irerek cinc esa[dan soa, ardrndan da ters yonde
gevirmiqti.
Birkag kez, "Tiim aynntian izle. Oliim kahm sorunudur
bu senin igin," dedi[ini igittim.
Bagrmr, oni.imde uzanan gortiyti 180 derecelik bir agrdan
gorebilecelim bigimde bir yandan obi.iriine dcirt kez dcindi.ir-
mtiqtii. Bagrmr en sol uca gevirmiq oldu[u anda, tarlada krmrl-
dayan bir gey farkettilimi sanmrgtrm. Sa! gciziimiin ucuyla
hafif bir krmrldama sezmigtim. Don Juan bu kez baqrmr iyice
sa[a gevirerek grizlerimi tarlaya rahatga dikerek bakabilmemi
salladr. Siirtilen toprak gizgisi boyunca ilerleyen bir adam
gormekteydim. Bir Meksika koyliisii gibi giyinmiqti bu
adam; gankh, agrk gri pantolonlu, uzun kollu bej gcimlekli...
Bagrnda bir hasrr qapka vardr; sa! omuzuna astr[r agrk kahve-
rengi bir heybe tagrmaktaydr.
ya vzanan bu gizgilerin akrqrnr kesmekte oldulu dikkatimi
gekmigti. Tam cintimde bulunan kimi gahlar, tepenin tabarun-
daki bir koya$rn ya da derenin ayrrntrlannr izlememe engel
olmaktaydr. Bulundu[um yerden, bu derenin oluqturdulu va-
di, derin bir yank gibi goztikiiyor, krrag tepenin ortasrnda ye-
gil bitki orti.isiiyle farkh bir gortintim yaratryordu. Bu yeqillik,
vadinin tabanrnda yetiqen alaElardan ileri geliyor olacaktr.
Gozlerimin igine bir yelin estilini duyumsadrm. Ering dolu,
derin bir durgunluk igindeydim. Kuq sesi, bocek vzrltrsr fa-
lan yoktu.
Don Juan gene konugmaya baglamrqtr. Ne dedifini anla-
mam igin birkag saniye gegmesi gerekmigti.
"O tarlada bir adam gcirtiyor musun?" diye sorup durmak-
taydr.
O tarlada bir adam bulundulunu sciylemek istiyordum;
ama bu scizctikleri seslendiremiyordum. Don Juan baqrmr ar-
kadan elleri arasrna ahp-kaglanmln ve yanaklanmrn tizerinde
duran parmaklarrnr gcirmekteydim-tiim tarlayr bir yandan
cibiir yana gorebilece[im bigimde doridtirdti. Bagrmr yavaq
yavag dcindi.irerek cinc esa[dan soa, ardrndan da ters yonde
gevirmiqti.
Birkag kez, "Tiim aynntian izle. Oliim kahm sorunudur
bu senin igin," dedi[ini igittim.
Bagrmr, oni.imde uzanan gortiyti 180 derecelik bir agrdan
gorebilecelim bigimde bir yandan obi.iriine dcirt kez dcindi.ir-
mtiqtii. Bagrmr en sol uca gevirmiq oldu[u anda, tarlada krmrl-
dayan bir gey farkettilimi sanmrgtrm. Sa! gciziimiin ucuyla
hafif bir krmrldama sezmigtim. Don Juan bu kez baqrmr iyice
sa[a gevirerek grizlerimi tarlaya rahatga dikerek bakabilmemi
salladr. Siirtilen toprak gizgisi boyunca ilerleyen bir adam
gormekteydim. Bir Meksika koyliisii gibi giyinmiqti bu
adam; gankh, agrk gri pantolonlu, uzun kollu bej gcimlekli...
Bagrnda bir hasrr qapka vardr; sa! omuzuna astr[r agrk kahve-
rengi bir heybe tagrmaktaydr.
Bir gey dedi[ini iqittim. Ne dedi$ini grkarmaya gahqrken
rqrfr gormem kesilivermiqti. Artrk don Juan'r her zamanki yii-
ziyle gormekteydim. Bir iki metre cintimde duruyordu. Ytizii
bana dcintik bigimde yere oturdu.
Dikkatimi gene yiiztinde toplayrnca, belli belirsiz bir rqrl-
dama sezer gibi oldum. Sonra gaprazlamasrna ince rqrnlar
kapladr yi.iztinii. Sanki birisi aynayla rqrk yansrtmaktaydr ona
do!ru. Igrma yolunlaqtr, yofunlaqtr ve yiz gizgilerinin yerine
gene o gekiliszikrzartk nesne gegti. Sol goztiniin bulundufu
yerden gene nabn ailqlan gibi fiqkrran rqrklar yayrldrfrnr gor-
dtim. Dikkatimi dofruca bu noktaya verrneyip, gozlerimi sa$
gdziiniin bulunmasr gereken bir noktaya dikmeye gahgtrm.
Birden, berrak, saydam bir rqrk birikintisi gordtim. Srvr bir
rqrktr bu.
Sezginin salt gozlemlemeden cite bir qey oldulunu anh-
yordum; duygu gibi bir qeydi sezgileme... Bu yofun, srvr rqrk
birikintisinde ola!aniistti bir derinlik vardr; "sevecen"di,
"dost"tu. Yaydr[r rqrk, dalga dalga figkrrarak de[il de igten
ige yavaq yava$ gorkemli yansrmalar grkarak doniiyordu. Oy-
le sevimli ve yatrgtmcr, oyle tath ve ince bir dokunuqu vardr
ki bu rgrfrn bana, cennetteymiqim duygusuna kaprhyordum.
Iqrkh bolgeden one dofru yayrlan kesik kesik parlak rqrk
gizgiciklerinden oluqan bakrqrmh (simetrik) bir halka gor-
dtim. Bu halka btitiin rqrkh bolgeyi kapsayana dek yayrldr ve
sonra o prrrltrh birikintinin ortasrndaki bir rqrk noktasrna do-
niiqene dek biiztildti. Halkanrn bu bigimde birkag kez yayrhp
biiztildii[iinti izlemiqtim. Sonra dikkatimi yitirmeksizin beri
yana baktrm ve iki gozii birden izleyebilecek bir duruma geg-
tim. Bu her tiir rgrlrn yayrlma bigimlerini ayrr ayn gcirmek-
teydim. Sol gcizden one do$ru dikine krsa krsa rgrk gizgileri
grkryor; sa[ gozden grkan rqrk gizgileriyse drqa dofru grkma-
dan yayrhyordu. Tartrmlan (ritimleri) da de[igikti iki goztin.
Sol goztin rqr[r drqa doniik patlamalar bigiminde grkryor; sa!
goziin yaydr$r rgrk ise bi.izrilerek ve igin igin dcinerek devini-
yordu. Sonra baktrm, sa! gozdeki rgrk ttim rgrkh bolgeyi kap-
Bir gey dedi[ini iqittim. Ne dedi$ini grkarmaya gahqrken
rqrfr gormem kesilivermiqti. Artrk don Juan'r her zamanki yii-
ziyle gormekteydim. Bir iki metre cintimde duruyordu. Ytizii
bana dcintik bigimde yere oturdu.
Dikkatimi gene yiiztinde toplayrnca, belli belirsiz bir rqrl-
dama sezer gibi oldum. Sonra gaprazlamasrna ince rqrnlar
kapladr yi.iztinii. Sanki birisi aynayla rqrk yansrtmaktaydr ona
do!ru. Igrma yolunlaqtr, yofunlaqtr ve yiz gizgilerinin yerine
gene o gekiliszikrzartk nesne gegti. Sol goztiniin bulundufu
yerden gene nabn ailqlan gibi fiqkrran rqrklar yayrldrfrnr gor-
dtim. Dikkatimi dofruca bu noktaya verrneyip, gozlerimi sa$
gdziiniin bulunmasr gereken bir noktaya dikmeye gahgtrm.
Birden, berrak, saydam bir rqrk birikintisi gordtim. Srvr bir
rqrktr bu.
Sezginin salt gozlemlemeden cite bir qey oldulunu anh-
yordum; duygu gibi bir qeydi sezgileme... Bu yofun, srvr rqrk
birikintisinde ola!aniistti bir derinlik vardr; "sevecen"di,
"dost"tu. Yaydr[r rqrk, dalga dalga figkrrarak de[il de igten
ige yavaq yava$ gorkemli yansrmalar grkarak doniiyordu. Oy-
le sevimli ve yatrgtmcr, oyle tath ve ince bir dokunuqu vardr
ki bu rgrfrn bana, cennetteymiqim duygusuna kaprhyordum.
Iqrkh bolgeden one dofru yayrlan kesik kesik parlak rqrk
gizgiciklerinden oluqan bakrqrmh (simetrik) bir halka gor-
dtim. Bu halka btitiin rqrkh bolgeyi kapsayana dek yayrldr ve
sonra o prrrltrh birikintinin ortasrndaki bir rqrk noktasrna do-
niiqene dek biiztildti. Halkanrn bu bigimde birkag kez yayrhp
biiztildii[iinti izlemiqtim. Sonra dikkatimi yitirmeksizin beri
yana baktrm ve iki gozii birden izleyebilecek bir duruma geg-
tim. Bu her tiir rgrlrn yayrlma bigimlerini ayrr ayn gcirmek-
teydim. Sol gcizden one do$ru dikine krsa krsa rgrk gizgileri
grkryor; sa[ gozden grkan rqrk gizgileriyse drqa dofru grkma-
dan yayrhyordu. Tartrmlan (ritimleri) da de[igikti iki goztin.
Sol goztin rqr[r drqa doniik patlamalar bigiminde grkryor; sa!
goziin yaydr$r rgrk ise bi.izrilerek ve igin igin dcinerek devini-
yordu. Sonra baktrm, sa! gozdeki rgrk ttim rgrkh bolgeyi kap-
"Ko$ igeri!" diye bafrnyordu.
Koqarak eve girdim. Qok gegmeden don Juan yaruma gel-
di.
"Sakrn arkamdan gelme," dedi. "Beni gormek istersen,
beni burada bekle."
Oztir diledim. SaEma sapan oziirlerle kendimi tiiketme-
memi; oziir dilemenin bir edimi gegersiz krlamayacalrnr sciy-
ledi. Beni kendime getirmekte gektifi gtigltikten soz ederek,
kanahn kryrsrnda aracrhk yapmakta oldulunu belirtti.
"$imdi de tehlikeyi goze ahp yrkamamrz gerek seni su-
da," dedi.
Onu yatrgtrrmak igin, kendimi iyi hissetti[imi soyledim.
Gozlerini uzun siire gozlerime dikti.
"Gel benimle," dedi, "suya sokayrm seni."
"Bir qeyim yok benim. iyiyim, baksana,yaztyazryorum!"
dedim.
Don Juan, olanca gticiiyle gekip kaldrrdr beni yerimden.
"Brrakma kendini!" dedi. "Qok gegmez gene uyursun.
Ola ki bi daha uyandramam seni."
Kogar adrm evin arkasma gittik. Don Juan, suya varrna-
dan once, gok tasah bir sesle gozlerimi srmsrkr kapamamr ve
soyleyinceye kadar agmamamr soyledi. Bir an bile suya ba-
karsam, o an hemen olebilece$imi bildirdi. Elimden tutarak
tince bagrmr kanaldaki suya daldrrdr ve beni dibe itti.
Saatlerce suya daldrrrp grkarmrgtr beni. Bir an olsun goz-
lerimi agmamr$trm. Duydu$um de[igiklifi anlatmak gok giig-
tti. Suya girmeden once igimdeki tedirginlik ciylesine orttilti
ve belirsizmig ki, don Juan beni sulama kanahnda tuttulu siir
boyunca duyumsadrlrm rahathk ve canhhla kavuqtuktan
sonra ancak farkrna varabildim bunun.
Sular burnuma doluyordu. Aksrrryordum. Don Juan beni
sudan grkararak, gozlerim hala kapah, eve gcitiirdti. Yayglmln
tizerine oturttu. Gcivdemi belirli bir yone do!ru yerleqtirdi. Ve
gcizlerimi agmamr istedi. Gozlerimi agmamla karqrmdaki qey-
"Ko$ igeri!" diye bafrnyordu.
Koqarak eve girdim. Qok gegmeden don Juan yaruma gel-
di.
"Sakrn arkamdan gelme," dedi. "Beni gormek istersen,
beni burada bekle."
Oztir diledim. SaEma sapan oziirlerle kendimi tiiketme-
memi; oziir dilemenin bir edimi gegersiz krlamayacalrnr sciy-
ledi. Beni kendime getirmekte gektifi gtigltikten soz ederek,
kanahn kryrsrnda aracrhk yapmakta oldulunu belirtti.
"$imdi de tehlikeyi goze ahp yrkamamrz gerek seni su-
da," dedi.
Onu yatrgtrrmak igin, kendimi iyi hissetti[imi soyledim.
Gozlerini uzun siire gozlerime dikti.
"Gel benimle," dedi, "suya sokayrm seni."
"Bir qeyim yok benim. iyiyim, baksana,yaztyazryorum!"
dedim.
Don Juan, olanca gticiiyle gekip kaldrrdr beni yerimden.
"Brrakma kendini!" dedi. "Qok gegmez gene uyursun.
Ola ki bi daha uyandramam seni."
Kogar adrm evin arkasma gittik. Don Juan, suya varrna-
dan once, gok tasah bir sesle gozlerimi srmsrkr kapamamr ve
soyleyinceye kadar agmamamr soyledi. Bir an bile suya ba-
karsam, o an hemen olebilece$imi bildirdi. Elimden tutarak
tince bagrmr kanaldaki suya daldrrdr ve beni dibe itti.
Saatlerce suya daldrrrp grkarmrgtr beni. Bir an olsun goz-
lerimi agmamr$trm. Duydu$um de[igiklifi anlatmak gok giig-
tti. Suya girmeden once igimdeki tedirginlik ciylesine orttilti
ve belirsizmig ki, don Juan beni sulama kanahnda tuttulu siir
boyunca duyumsadrlrm rahathk ve canhhla kavuqtuktan
sonra ancak farkrna varabildim bunun.
Sular burnuma doluyordu. Aksrrryordum. Don Juan beni
sudan grkararak, gozlerim hala kapah, eve gcitiirdti. Yayglmln
tizerine oturttu. Gcivdemi belirli bir yone do!ru yerleqtirdi. Ve
gcizlerimi agmamr istedi. Gozlerimi agmamla karqrmdaki qey-
oniimdeki sahnenin yok oluverece$ine defgin yabansr bir
duyguya kaprldrm.
Uqi.imeksizin bir titreme aldr beni. Belkemilimden aqa[r-
ya kayan sinirsel tirpertiler baglamrqtr. Baqlmln, boynumun
hemen tizerindeki boltimi.i alrrlagmrg gibiydi.
Yakrnarak, don Juan'a, hig de iyi hissetmedi[imi soyle-
dim ve gormi.ig oldulum geyleri anlatttm. Don Juan giilerek
kendimi korkuya kaptrrmanrn aclnasr bir diigkiinltik gosterisi
oldufunu belirtti.
"Korkmadrlrn halde iirkmiig gortintiyorsun," dedi. "Dos-
tun sana bakrp durmuq, vay beyim vay. Bi ytiz yize gel baka-
hm onunla da nasrl donuna srgarsrn."
Don Juan kalkrp, suyun bulundu[u ycine bakmadan do[-
ruca arabama gitmemi; kendisi bir ip ve ki.irek altp yantma
gelene dek orda beklememi soyledi. Sonra arabayla bir yere
gittik. Orda kurumuq bir alag vardr. Karanhktakazarak kiitii-
lti grkarmaya koyuldu. Saatlerce durup dinlenmeden gahq-
mrqtrk. Kiittigti yerinden grkaramadtk ama, artrk kendimi dip-
diri hissediyordum. Sonra eve doniip yemek yedik.l Her qeye
gene kusursuzca "gergek"leqmiq, olafian duruma gelmiqti.
"Ne olmuqtu bana?" diye sordum. "Diin ne yapmrqtrm
ben?"
"Beni ttitttirmiiqttin, sonra da o dostu ttitttirdi.in," yanttlnl
aldrm.
Hayretle, "Ne dedin, ne dedin?" diye sorrnufum.
Don Juan gi.ilerek, her qeyi sil baqtan anlatmasrnr isteye-
celimden korktu$unu belirtti.
Sonra yineledi, "Beni tiitttirmi.igtiin. Yi.iziime, gozlerime
dikmigtin gozlerini. insan ytiztiniin aynnilst olan rgrklarr gor-
di.in. Bi btiyilciiyiim ben. Gozlerimden okudun bunu. Ama ilk
kez yapryordun bunu; onun igin, bilemezdin. Bagka baqkadrr
her insanrn gozleri. Qok gegmeden anlarsrn bunu. Sonra da o
dostu ttitttirdi.in."
"Yani tarladaki o adamr mr?"
oniimdeki sahnenin yok oluverece$ine defgin yabansr bir
duyguya kaprldrm.
Uqi.imeksizin bir titreme aldr beni. Belkemilimden aqa[r-
ya kayan sinirsel tirpertiler baglamrqtr. Baqlmln, boynumun
hemen tizerindeki boltimi.i alrrlagmrg gibiydi.
Yakrnarak, don Juan'a, hig de iyi hissetmedi[imi soyle-
dim ve gormi.ig oldulum geyleri anlatttm. Don Juan giilerek
kendimi korkuya kaptrrmanrn aclnasr bir diigkiinltik gosterisi
oldufunu belirtti.
"Korkmadrlrn halde iirkmiig gortintiyorsun," dedi. "Dos-
tun sana bakrp durmuq, vay beyim vay. Bi ytiz yize gel baka-
hm onunla da nasrl donuna srgarsrn."
Don Juan kalkrp, suyun bulundu[u ycine bakmadan do[-
ruca arabama gitmemi; kendisi bir ip ve ki.irek altp yantma
gelene dek orda beklememi soyledi. Sonra arabayla bir yere
gittik. Orda kurumuq bir alag vardr. Karanhktakazarak kiitii-
lti grkarmaya koyuldu. Saatlerce durup dinlenmeden gahq-
mrqtrk. Kiittigti yerinden grkaramadtk ama, artrk kendimi dip-
diri hissediyordum. Sonra eve doniip yemek yedik.l Her qeye
gene kusursuzca "gergek"leqmiq, olafian duruma gelmiqti.
"Ne olmuqtu bana?" diye sordum. "Diin ne yapmrqtrm
ben?"
"Beni ttitttirmiiqttin, sonra da o dostu ttitttirdi.in," yanttlnl
aldrm.
Hayretle, "Ne dedin, ne dedin?" diye sorrnufum.
Don Juan gi.ilerek, her qeyi sil baqtan anlatmasrnr isteye-
celimden korktu$unu belirtti.
Sonra yineledi, "Beni tiitttirmi.igtiin. Yi.iziime, gozlerime
dikmigtin gozlerini. insan ytiztiniin aynnilst olan rgrklarr gor-
di.in. Bi btiyilciiyiim ben. Gozlerimden okudun bunu. Ama ilk
kez yapryordun bunu; onun igin, bilemezdin. Bagka baqkadrr
her insanrn gozleri. Qok gegmeden anlarsrn bunu. Sonra da o
dostu ttitttirdi.in."
"Yani tarladaki o adamr mr?"
dek da$arda,
grkrverir de karqrna ktymanr grkanverir."
"O yaptr[r qeylerin bir anlamt var mtdr?"
"Anlattrklarrna bakrlrrsa seni tutmuga, sevmiqe benzer. B
peri tuzafiryla bi heybe edinmeni anlatmrq sana; ama bu.yore
den olmayacak, onun heybesi baqka bi yerden gelme. Ug en
gel vardr oni.inde seni durduran-tarladaki o iig kaya. Sana e
uygun gtigleri de koyaklarda, sulak vadilerde bulacalrn ke
sin. Sahnedeki, obi.ir qeyler, onu bulmanayarayacak olan iqa
retlerdir. Anlarm qimdi neresi o yer. Qok yakrnda seni oray
gotiireceEim."
"Yani o gordiifiim yer, gergekten var m1?"
"Tabii var."
"Nerede?"
"Sana sciyleyemem."
"Nasrl bulurum o yeri?"
"Bunu da sciyleyemem. Soylemek istemedi[imi sanm
ha! Sana nastl soylenece[ini bilmiyorum da ondan soyleye
mem."
Don Juan'tn odasmda da aynt sahneyi gormemin ne anla
ma geldilini sordum. Don Juan giilerek, o zaman bacaklarr
ma sanlmamr oykiindi.i. Efilmig, kendi bacaklartna sanltr g
bi yapmrqtr.
"O dostun seni istedilini dofrulayrcr bir olgudur bu," de
di. "Seni tutmu$, seni sevmiq oldu[unu sana da bana da iyic
belirtmek igin yapmrgtrr bunu."
"Ya gordiiltim o yrjz?"
"Tamdrk br yiz gibi gelmig sana-gtinkii onu biliyorsun
Daha onceleri de gormiigtiin ya! Ola ki, oliimiiniin ytizi.idiir o
Korktun. Toycasrna bi davrantqtr bu senin yaptrlrn. O se
bekliyorken, kendini sana gostermiqken, sen kalkrp korkuy
kaprldrn. iyi ki ordaydrm da kafanr kiitletmigtim; yoksa bozu
lup sana diq bilerdi-hak etmigtin bunu hani! Bi dostla karq
kargrya gelmek igin yaman bi sava$gl olmast gerekir adamm
yoksa, alimallah, tepiverir adamr o dost-gebertiverir."
grkrverir de karqrna ktymanr grkanverir."
"O yaptr[r qeylerin bir anlamt var mtdr?"
"Anlattrklarrna bakrlrrsa seni tutmuga, sevmiqe benzer. B
peri tuzafiryla bi heybe edinmeni anlatmrq sana; ama bu.yore
den olmayacak, onun heybesi baqka bi yerden gelme. Ug en
gel vardr oni.inde seni durduran-tarladaki o iig kaya. Sana e
uygun gtigleri de koyaklarda, sulak vadilerde bulacalrn ke
sin. Sahnedeki, obi.ir qeyler, onu bulmanayarayacak olan iqa
retlerdir. Anlarm qimdi neresi o yer. Qok yakrnda seni oray
gotiireceEim."
"Yani o gordiifiim yer, gergekten var m1?"
"Tabii var."
"Nerede?"
"Sana sciyleyemem."
"Nasrl bulurum o yeri?"
"Bunu da sciyleyemem. Soylemek istemedi[imi sanm
ha! Sana nastl soylenece[ini bilmiyorum da ondan soyleye
mem."
Don Juan'tn odasmda da aynt sahneyi gormemin ne anla
ma geldilini sordum. Don Juan giilerek, o zaman bacaklar
ma sanlmamr oykiindi.i. Efilmig, kendi bacaklartna sanltr g
bi yapmrqtr.
"O dostun seni istedilini dofrulayrcr bir olgudur bu," de
di. "Seni tutmu$, seni sevmiq oldu[unu sana da bana da iyic
belirtmek igin yapmrgtrr bunu."
"Ya gordiiltim o yrjz?"
"Tamdrk br yiz gibi gelmig sana-gtinkii onu biliyorsun
Daha onceleri de gormiigtiin ya! Ola ki, oliimiiniin ytizi.idiir
Korktun. Toycasrna bi davrantqtr bu senin yaptrlrn. O se
bekliyorken, kendini sana gostermiqken, sen kalkrp korkuy
kaprldrn. iyi ki ordaydrm da kafanr kiitletmigtim; yoksa bozu
lup sana diq bilerdi-hak etmigtin bunu hani! Bi dostla kar
kargrya gelmek igin yaman bi sava$gl olmast gerekir adamm
yoksa, alimallah, tepiverir adamr o dost-gebertiverir."
gibi davranryordu. Sonunda dayanamadrm, bir iki kez derin
bir soluk ahp gu soruyu a$zrmdan grkanverdim.
"Nedir ciliim, don Juan?"
Don Juan gtilerek, "Bilmiyorum," dedi.
"Yani, tarumlasaydrn, nasrl anlatrrdrn oli.imt? Herkesin
diiqiindii[ti bir qey vardrr herhalde bu konuda."
"Ne diyorsun arkadaq, anlamryorum ki!"
Arabamrn bagajrn da Tibet'tn OlAler Kitabt vardr. Oli.im
konusunu iqleyen bu kitabr don Juan'a gosterip neler diiqtin-
dti[rinii olrenmek istiyordum. Kitabr getirmek iqin davranrr-
ken, don Juan beni kolumdan gekip oturttu. Gidip kendisi ge-
tirdi kitabr.
Yere gakrh oturma zorunlulu$unu agrklamak amacryla,
"Sabahlar btiyiictilere gore de[ildir," dedi. "Odadan drqarr gr-
kabilecek denli iyileqmedin henti z. lgeride giivendesin. $i*-
di drgarrya grkarsan, bakarsrn bi bela geliverir baggafrzrna. Bi
dost grkar gahh$rn orda seni haklayrverir de, oltinti bulanlar
bilinmeyen bi nedenle ya da kaza sonucu olmiig falan diye
ahkdm keserler."
Kendi baqrna verdifi bu kararlan soruqturmak falan gel-
miyordu igimden. Ben de o$eye dek oyle yerde gakrh otur-
dum ve kitabrn kimi boliimlerini ona agrkladrm. Don Juan,
sciztimti kesmeden, dikkatle izliyordu. Yalnrz iki kez krsaca
duraklamrqtrk; birincisinde don Juan su, otekinde de yiyecek
bir qeyler getirmiqti. Ama, doner donmez, hemen okumayr
si.irdi.irmemi istemiqti. Qok ilgilenmige benziyordu.
Okumam bitince, don Juan bana baktr.
Yumuqak bir sesle, "Neden bu adamlar oltime, oltim de
yagam gibi bi qeymig gibi bakarlar, bilmem," dedi.
"Ola ki onlar oltimti bu bigimde anhyorlardrr. Sence Ti-
betliler gorilyorlar mr?"
"Pek sanmam. insan gormeyi olrenince, artrk hiEbi qeyin
onemi kalmaz. HiEbi qeyin! Bu Tibetliler gormriE olsalardr,
higbi geyin aynr bigimde kalmadrlrnr $rp diye anlarlardr. Bi
gibi davranryordu. Sonunda dayanamadrm, bir iki kez derin
bir soluk ahp gu soruyu a$zrmdan grkanverdim.
"Nedir ciliim, don Juan?"
Don Juan gtilerek, "Bilmiyorum," dedi.
"Yani, tarumlasaydrn, nasrl anlatrrdrn oli.imt? Herkesin
diiqiindii[ti bir qey vardrr herhalde bu konuda."
"Ne diyorsun arkadaq, anlamryorum ki!"
Arabamrn bagajrn da Tibet'tn OlAler Kitabt vardr. Oli.im
konusunu iqleyen bu kitabr don Juan'a gosterip neler diiqtin-
dti[rinii olrenmek istiyordum. Kitabr getirmek iqin davranrr-
ken, don Juan beni kolumdan gekip oturttu. Gidip kendisi ge-
tirdi kitabr.
Yere gakrh oturma zorunlulu$unu agrklamak amacryla,
"Sabahlar btiyiictilere gore de[ildir," dedi. "Odadan drqarr gr-
kabilecek denli iyileqmedin henti z. lgeride giivendesin. $i*-
di drgarrya grkarsan, bakarsrn bi bela geliverir baggafrzrna. Bi
dost grkar gahh$rn orda seni haklayrverir de, oltinti bulanlar
bilinmeyen bi nedenle ya da kaza sonucu olmiig falan diye
ahkdm keserler."
Kendi baqrna verdifi bu kararlan soruqturmak falan gel-
miyordu igimden. Ben de o$eye dek oyle yerde gakrh otur-
dum ve kitabrn kimi boliimlerini ona agrkladrm. Don Juan,
sciztimti kesmeden, dikkatle izliyordu. Yalnrz iki kez krsaca
duraklamrqtrk; birincisinde don Juan su, otekinde de yiyecek
bir qeyler getirmiqti. Ama, doner donmez, hemen okumayr
si.irdi.irmemi istemiqti. Qok ilgilenmige benziyordu.
Okumam bitince, don Juan bana baktr.
Yumuqak bir sesle, "Neden bu adamlar oltime, oltim de
yagam gibi bi qeymig gibi bakarlar, bilmem," dedi.
"Ola ki onlar oltimti bu bigimde anhyorlardrr. Sence Ti-
betliler gorilyorlar mr?"
"Pek sanmam. insan gormeyi olrenince, artrk hiEbi qeyin
onemi kalmaz. HiEbi qeyin! Bu Tibetliler gormriE olsalardr,
higbi geyin aynr bigimde kalmadrlrnr $rp diye anlarlardr. Bi
ceksin; hig kimse bilemez bunu. Ama, bak ben anlataytm sa-
na bunun nastl olacaptnt."
O anda bir korkuya kaprldtm ve yalnrzca oliim tizerinde-
ki di.igtincelerini o[renmek istemig bulundufumu belirttim.
Oltime defgin dtigi.incelerini genel olarak agrklamasrrun ye-
terli olacalmt, herhangi bir kimsenin kiqisel oli.imtine, hele
hele kendi oltimtine delgin aynnhlarr dinlemek istemedilimi
soyledim.
Don Juan, "Kigisel bir ornek vermeksizin aErklama yapa-
mam ki!" dedi. "Oli.im nedir, anlataytm isteyen sen defil mi-
sin? Al iqte, anlatayrm! Ama korkmak yok oyle, kendi olii-
miinle ilgili diye."
Bu konunun beni tedirgin ettilini dofruladtm. Kendisi-
nin, oflu Eulalio'nun oli.imiinii anlattrken, yagamla oliimtin
sis kristalleri gibi birbirlerine karrqtrfrnr sciylemesi gibi, oliim
hakkrnda genel konuqmalar yapmak istedifimi belirttim.
Don Juan, "Ollum ciliirken, onun yagammln oyle yayrldr-
lmr sana anlattrfrmda," dedi, "genel bi konugma yapmryor-
dum. Kendi ollumun cihimtini.i anlatryordum. Her ne qeyse bu
cili.im, onun yaqammrn yayrlmaslna neden olmugtu."
Konuqmasrnln akrqrnr ayrtnttlardan uzaklagtrrmaya gaba-
layarak birkag dakikahfrna oli.ip de trbbi uygulamalar yardr-
mryla yeniden diriltilen kimseler defgin yaziar okudu$umu
soyledim.Yazrlartn hepsinde de o yeniden dirilitilen kimsele-
rin oltimleri strastnda higbi qeyi anrmsayamadrklanna, olti-
mi.in ti.im bilingliliklerinin durmastna yol agmr$ oldufuna
delgin demeglerin yer aldr[rnr belirttim.
Don Juan, "E, dofaldr bu," dedi. "iki aqamast vardtr olii-
mtin. Birinci aqamada bilinglilik durmuqtur. Pek bi qey sayrl-
maz bu aqama-Mescalito yemenin yarattrfr on duyular gibi...
Insanr sanveren, mutlu eden, biitiinltifiiine kavuqturan, di.in-
yadaki her geyi tozpembe gosteren bir aydrnlanma durumu...
Ama bu srflrk gegiliverince, biiyiit bunlar yok olur ve insan
bambagka bir dleme dahverir. Yefinlikler, giigler dlemidir bu.
ceksin; hig kimse bilemez bunu. Ama, bak ben anlataytm sa-
na bunun nastl olacaptnt."
O anda bir korkuya kaprldtm ve yalnrzca oliim tizerinde-
ki di.igtincelerini o[renmek istemig bulundufumu belirttim.
Oltime defgin dtigi.incelerini genel olarak agrklamasrrun ye-
terli olacalmt, herhangi bir kimsenin kiqisel oli.imtine, hele
hele kendi oltimtine delgin aynnhlarr dinlemek istemedilimi
soyledim.
Don Juan, "Kigisel bir ornek vermeksizin aErklama yapa-
mam ki!" dedi. "Oli.im nedir, anlataytm isteyen sen defil mi-
sin? Al iqte, anlatayrm! Ama korkmak yok oyle, kendi olii-
miinle ilgili diye."
Bu konunun beni tedirgin ettilini dofruladtm. Kendisi-
nin, oflu Eulalio'nun oli.imiinii anlattrken, yagamla oliimtin
sis kristalleri gibi birbirlerine karrqtrfrnr sciylemesi gibi, oliim
hakkrnda genel konuqmalar yapmak istedifimi belirttim.
Don Juan, "Ollum ciliirken, onun yagammln oyle yayrldr-
lmr sana anlattrfrmda," dedi, "genel bi konugma yapmryor-
dum. Kendi ollumun cihimtini.i anlatryordum. Her ne qeyse bu
cili.im, onun yaqammrn yayrlmaslna neden olmugtu."
Konuqmasrnln akrqrnr ayrtnttlardan uzaklagtrrmaya gaba-
layarak birkag dakikahfrna oli.ip de trbbi uygulamalar yardr-
mryla yeniden diriltilen kimseler defgin yaziar okudu$umu
soyledim.Yazrlartn hepsinde de o yeniden dirilitilen kimsele-
rin oltimleri strastnda higbi qeyi anrmsayamadrklanna, olti-
mi.in ti.im bilingliliklerinin durmastna yol agmr$ oldufuna
delgin demeglerin yer aldr[rnr belirttim.
Don Juan, "E, dofaldr bu," dedi. "iki aqamast vardtr olii-
mtin. Birinci aqamada bilinglilik durmuqtur. Pek bi qey sayrl-
maz bu aqama-Mescalito yemenin yarattrfr on duyular gibi...
Insanr sanveren, mutlu eden, biitiinltifiiine kavuqturan, di.in-
yadaki her geyi tozpembe gosteren bir aydrnlanma durumu...
Ama bu srflrk gegiliverince, biiyiit bunlar yok olur ve insan
bambagka bir dleme dahverir. Yefinlikler, giigler dlemidir bu.
bile kalmadan olup bitivermiq. Gene oyle binlerce kez yaptr-
lrn gibi araba kullanryorsun diyelim; daha da ne oldu diye-
meden garip oluqmalar gori.iyorsun on camda. Yakrndan ba-
karsan,. parlak bi yapra$a benzeyen ufak bi bulutguk dersin
buna. Ontinde uzanan gokteki bi yiizdtir sanki bu. Ama dik-
katlice bakarsan, geri geri kagtrfrnr anlarsm; ta uzaklarda bi
noktacrk haline gelene dek. Sonra sana do!ru geliyor bu kez.
Hrzlarur hrzlarur da, goz agrp kapayana dek arabanln cin ca-
mrna oyle bi garprlrr ki, giigliisiin sen, bikag kez bindirmesi
gerek sana oliimiin, seni temizleyene dek.
Artrk anlamrqsrndrr nerde bulundufunu, ve neler oldulu-
nu. O ytiz gene kagmrgtrr ufukta bi yerlere: gene saldrrmak
igin, giiglenip de... Ta igine girer de yiz, o zaman gakarsrn iq-
te-yahu bu yiiz dostun yiiziidi.ir diye. Ottim bi hiEti zaten her
zaman. Bi hig! Defterinin satrlan arasrnda yitip gitmiq bi
noktaydr o zaten. Ama gene de giriverir iEine ya, durdurul-
maz bi gtigle-ve bakmrqsrn geniqletiyor, yaylyor seni. Yam-
yassr edip seni serivermiq yerlere. Ve goklere ve otelere. Olu-
vermiqsin mini mini kristal tozanlarrndan bi sis, agrhyor, ya-
yrhyorsun."
Oltimiimiin bu bigimde betimlenmesi beni gok etkilemig-
ti. Boyle defiqik bir geyler anlatacafrnr biliyordum. Uzun sri-
re sustum kaldrm.
"Oliim karrundan dalar insanrn igine," diye siirdi.irdii don
Juan, "isteng arahfirndan giriverir igeri. insarun en duyarh en
cinemli bolgesidir bu yank. Istencin bulundulu yerdir orasr
ve hepimiz ordan oliirtiz iqte. Qok iyi bilmekteyim, gi.inkti
dostum beni o agamaya getirmiqti bi kezinde. Bi biiyticti is-
tencini ayarlayrp, oltimiin girmesine goz yumar da, tam yam-
yassrlaqrp yayrhqlna gegerken, o kusursuz istenci gene ege-
men olup o sisleri yeniden o kigiye doniigttirtir."
Don Juan garip bir hareket yapmrgtr. Ellerini iki yelpazc
gibi agmrq, dirsekleri di.izeyine kaldrrarak baqparmaklarryla
govdesinin yanrna de$ecek bigimde Eevirmiqti. Ardrndan da,
ellerini, yavagga gobelinin tizerinde birleqtirmigti. Ellerini bir
bile kalmadan olup bitivermiq. Gene oyle binlerce kez yaptr-
lrn gibi araba kullanryorsun diyelim; daha da ne oldu diye-
meden garip oluqmalar gori.iyorsun on camda. Yakrndan ba-
karsan,. parlak bi yapra$a benzeyen ufak bi bulutguk dersin
buna. Ontinde uzanan gokteki bi yiizdtir sanki bu. Ama dik-
katlice bakarsan, geri geri kagtrfrnr anlarsm; ta uzaklarda bi
noktacrk haline gelene dek. Sonra sana do!ru geliyor bu kez.
Hrzlarur hrzlarur da, goz agrp kapayana dek arabanln cin ca-
mrna oyle bi garprlrr ki, giigliisiin sen, bikag kez bindirmesi
gerek sana oliimiin, seni temizleyene dek.
Artrk anlamrqsrndrr nerde bulundufunu, ve neler oldulu-
nu. O ytiz gene kagmrgtrr ufukta bi yerlere: gene saldrrmak
igin, giiglenip de... Ta igine girer de yiz, o zaman gakarsrn iq-
te-yahu bu yiiz dostun yiiziidi.ir diye. Ottim bi hiEti zaten her
zaman. Bi hig! Defterinin satrlan arasrnda yitip gitmiq bi
noktaydr o zaten. Ama gene de giriverir iEine ya, durdurul-
maz bi gtigle-ve bakmrqsrn geniqletiyor, yaylyor seni. Yam-
yassr edip seni serivermiq yerlere. Ve goklere ve otelere. Olu-
vermiqsin mini mini kristal tozanlarrndan bi sis, agrhyor, ya-
yrhyorsun."
Oltimiimiin bu bigimde betimlenmesi beni gok etkilemig-
ti. Boyle defiqik bir geyler anlatacafrnr biliyordum. Uzun sri-
re sustum kaldrm.
"Oliim karrundan dalar insanrn igine," diye siirdi.irdii don
Juan, "isteng arahfirndan giriverir igeri. insarun en duyarh en
cinemli bolgesidir bu yank. Istencin bulundulu yerdir orasr
ve hepimiz ordan oliirtiz iqte. Qok iyi bilmekteyim, gi.inkti
dostum beni o agamaya getirmiqti bi kezinde. Bi biiyticti is-
tencini ayarlayrp, oltimiin girmesine goz yumar da, tam yam-
yassrlaqrp yayrhqlna gegerken, o kusursuz istenci gene ege-
men olup o sisleri yeniden o kigiye doniigttirtir."
Don Juan garip bir hareket yapmrgtr. Ellerini iki yelpazc
gibi agmrq, dirsekleri di.izeyine kaldrrarak baqparmaklarryla
govdesinin yanrna de$ecek bigimde Eevirmiqti. Ardrndan da,
ellerini, yavagga gobelinin tizerinde birleqtirmigti. Ellerini bir
"Btiyiictiltik, insanm istencini bi aEh diiptimde toplama
sldrr," dedi. "Bir iqe karrqmaktrr btiyiictiliik. Bi btiyticii ara
arar da de[iqtinnek istediEi bi agkr dti[tim bulur ve istencin
onun iisttinde toplar. Bi.iyi.iciilerrn gormesi gerekmez biiyiict
olmalan igin. Salt istencini kullanmayr bilmesi, yeterlidir bu
iq igin."
Agkr dtiliimiin ne anlama geldifini agrklamasrnr istemiq
tim. Don Juan bir stire diiqiindtikten sonra benim arabamtn n
oldu[unu bildi[ini soyledi.
"Basbaya[r bir makine iqte!" dedim.
"Senin araban bujilerdir. Arabanrn agkr dtifiimti budur iq
te bana gore. istencimi toplayrm bujilerinde,bak nastl gahq
mayacak araban."
Don Juan arabaya girip oturdu. Beni ga[rnp kendisi gib
rahatga yerleqmemi istedi.
"Bak ne yapacafrm," dedi. "Bi kargaylm ben, onun igin
6nce bi gevqetivereyim ttiyierimi."
Bi.ittin govdesini titretmiqti. Bu devinimini, bir su birikin-
tisindeki sergenin rslak ttiylerini glrpmasrna benzetmiqtim.
Don Juan bagrnr, gagasml suya daldrran bir kuq gibi, efmek
tedi.
"Aman ne giizel oluyor," diyerek gtilmeye baqladr.
Yabansr bir gtilmeydi bu. Garip, uyutmacah bir etki yarat
mrqtr iizerimde. Daha onceleri de birEok kez bu bigimde gtil
miiq oldufunu anrmsadrm. O zamanlar bu gtiltiqleri pek uzun
stirmemiq olduklanndan bu kez oldu[u gibi tizerlerinde dura
mamrqtrm herhalde.
Don Juan, "Sonra da boynunu gevgetir bi karga," diyerek
boynunu biikmeye ve yanaklarrnr omuzlarrna siirmeye baqla
dr. "Sonra bi goziiyle bakar dtinyaya, ve sonra da obiir goziy
1e..."
Qevresine bakmayr sozde bir goztinden obtir goztine ge
girirken baqr sallaruyordu. Gtilmesi gittikge tizleqiyordu. Hc
men oracakta bir kargaya doniiqecekmiq gibi aptalca bir dry
guya kaprlmrqtrm. Inanmazhfrm gdstermek igin gi.ileyim dc
sldrr," dedi. "Bir iqe karrqmaktrr btiyiictiliik. Bi btiyticii ara
arar da de[iqtinnek istediEi bi agkr dti[tim bulur ve istencin
onun iisttinde toplar. Bi.iyi.iciilerrn gormesi gerekmez biiyiict
olmalan igin. Salt istencini kullanmayr bilmesi, yeterlidir b
iq igin."
Agkr dtiliimiin ne anlama geldifini agrklamasrnr istemiq
tim. Don Juan bir stire diiqiindtikten sonra benim arabamtn n
oldu[unu bildi[ini soyledi.
"Basbaya[r bir makine iqte!" dedim.
"Senin araban bujilerdir. Arabanrn agkr dtifiimti budur iq
te bana gore. istencimi toplayrm bujilerinde,bak nastl gahq
mayacak araban."
Don Juan arabaya girip oturdu. Beni ga[rnp kendisi gib
rahatga yerleqmemi istedi.
"Bak ne yapacafrm," dedi. "Bi kargaylm ben, onun igi
6nce bi gevqetivereyim ttiyierimi."
Bi.ittin govdesini titretmiqti. Bu devinimini, bir su birikin
tisindeki sergenin rslak ttiylerini glrpmasrna benzetmiqtim
Don Juan bagrnr, gagasml suya daldrran bir kuq gibi, efmek
tedi.
"Aman ne giizel oluyor," diyerek gtilmeye baqladr.
Yabansr bir gtilmeydi bu. Garip, uyutmacah bir etki yarat
mrqtr iizerimde. Daha onceleri de birEok kez bu bigimde gtil
miiq oldufunu anrmsadrm. O zamanlar bu gtiltiqleri pek uzun
stirmemiq olduklanndan bu kez oldu[u gibi tizerlerinde dura
mamrqtrm herhalde.
Don Juan, "Sonra da boynunu gevgetir bi karga," diyerek
boynunu biikmeye ve yanaklarrnr omuzlarrna siirmeye baqla
dr. "Sonra bi goziiyle bakar dtinyaya, ve sonra da obiir goziy
1e..."
Qevresine bakmayr sozde bir goztinden obtir goztine ge
girirken baqr sallaruyordu. Gtilmesi gittikge tizleqiyordu. Hc
men oracakta bir kargaya doniiqecekmiq gibi aptalca bir dry
guya kaprlmrqtrm. Inanmazhfrm gdstermek igin gi.ileyim dc
T4

28 Eylill 1969
Don Juan'rn evinde iirkiitiicti bir hava sezdim. Bir an, oralar-
da bir yerde, beni korkutmak igin saklanmrq olabilecefini ge-
girdim. Don Juan diye seslendim, ve cesaretimi toplayarak
eve girdim. Don Juan igerde de[ildi. Ona getirdifim iki yiye-
cek paketini bir kciqede yrfrh duran odunlann iizerine brraka-
rak, daha cinceleri birgok kez yaptrfrm gibi oturup onu bekle-
meye baqladrm. Ama don Juan'la bunca yrldrr dostlu[umuz
srrasrnda, onun evinde boyle yalnrz kalmaktan ilk kez korku
duymaktaydrm. Yanrmda gori.inmeyen birisi varmrq gibi bir
varlr[r duyumsamaktaydrm. Yrllarca cince yalnrz bulundu-
Eum bir srrada bilinmez bir qeylerin gevremde trpkr boyle sin-
si dolaqmrq oldu[unu anlmsadrm. Yerimden firlayrp evin dr-
T4

28 Eylill 1969
Don Juan'rn evinde iirkiitiicti bir hava sezdim. Bir an, oralar-
da bir yerde, beni korkutmak igin saklanmrq olabilecefini ge-
girdim. Don Juan diye seslendim, ve cesaretimi toplayarak
eve girdim. Don Juan igerde de[ildi. Ona getirdifim iki yiye-
cek paketini bir kciqede yrfrh duran odunlann iizerine brraka-
rak, daha cinceleri birgok kez yaptrfrm gibi oturup onu bekle-
meye baqladrm. Ama don Juan'la bunca yrldrr dostlu[umuz
srrasrnda, onun evinde boyle yalnrz kalmaktan ilk kez korku
duymaktaydrm. Yanrmda gori.inmeyen birisi varmrq gibi bir
varlr[r duyumsamaktaydrm. Yrllarca cince yalnrz bulundu-
Eum bir srrada bilinmez bir qeylerin gevremde trpkr boyle sin-
si dolaqmrq oldu[unu anlmsadrm. Yerimden firlayrp evin dr-
"La Calalina'yr
tuza$a d{iqiirece Eiz." demiqti.
Hava braz karannca usulcactk arabadan grkrp goldeki g
hhklara dolru yavaq yavag, grt grkarmamaya gahqarak yiir
miiqtiik.
DurdufumLtz yerden, iki yanrmnda uzanan tepelerin k
raltrlarrnr gorebiliyordum. Dtiz ve oldukga geniq bir vadide
dik. Don Juan, gahhkla bir olacak, gahh[a kanqacak bigimd
durma yontemlerine defgin aynntrh bilgiler vermiq, ve "s
vag duruqu" dedifi bir oturuqu ci[retmiqti. Sa[ baca[rmt s
kalgamrn altma sokarak ve sol bacafrm iizerinde gomeler
yaprlan bir duruqtu bu. Sol kalgantn alttna sokulan sa[ baca
la yeri iterek, gerekti[inde, biiytik bir hlzla kalkrqa gegilebi
yordu. Don Juan ardmdan batrya doniik olarak oturmamr so
lemiqti. Kadrnrn evinin bulundu[u yonmii$ bu. Sonra sa! y
nlma oturarak fisrltrh bir sesle gozlerirni yere dikmemi ve g
hir$r sallayan esinti gibi bir qeyi aramamt, daha do[rusu, be
lememi soylemiqti. Gozlerimi tizerlerine dikmig oldu[um g
hhkta herhangi bir dalgalanma gordtigtimde hemen baqtm
kaldrnp o cadryr tiim "gozahct, kotiiltikgii gorkemiyle" go
mem gerekiyormuq. Don Juan bu sozciikleri kullanmrqtr. A
lamrnt sordufumda, dalgalanma gortir gormez baqrmt kald
rrp kendi gozi.imle gormemi soylemiqti. "Bi biiyiicii cadtn
ugmasl", sozciiklerle anlatrlamayacak benzersiz bir gorii im
giinkti.

Arahksrz bir yel esmekteydi. Birgok kez gahlann dalgaland


lmr sanmrgtrm. Her kezinde baqrmr kaldrrrp kendimi o do!
iistii deneyime hazrrhyordum. Ama bir qeycikler gordii[iin
yoktu. Ne vakit yel gahhfr sallasa don Juan yeri sertge te
meliyor kollarrnr, kamgtlar gibi havaya savuruyordu. Dev
nimlerindeki gtigliiliik ola[andrqrydr.
Birkag kez deneyip de "ugan" cadr falan gormeyince, o
le dofatistti bir olayla karqrlaqmayacalrma iyice inanmtqttrr
Ama don Juan'ln o "giigliiliik" gosterileri oyle gtizeldi
varsln bu gece de boyle gegsin diye gegiriyordum.
Hava braz karannca usulcactk arabadan grkrp goldeki g
hhklara dolru yavaq yavag, grt grkarmamaya gahqarak yiir
miiqtiik.
DurdufumLtz yerden, iki yanrmnda uzanan tepelerin k
raltrlarrnr gorebiliyordum. Dtiz ve oldukga geniq bir vadide
dik. Don Juan, gahhkla bir olacak, gahh[a kanqacak bigim
durma yontemlerine defgin aynntrh bilgiler vermiq, ve "s
vag duruqu" dedifi bir oturuqu ci[retmiqti. Sa[ baca[rmt
kalgamrn altma sokarak ve sol bacafrm iizerinde gomeler
yaprlan bir duruqtu bu. Sol kalgantn alttna sokulan sa[ baca
la yeri iterek, gerekti[inde, biiytik bir hlzla kalkrqa gegileb
yordu. Don Juan ardmdan batrya doniik olarak oturmamr so
lemiqti. Kadrnrn evinin bulundu[u yonmii$ bu. Sonra sa! y
nlma oturarak fisrltrh bir sesle gozlerirni yere dikmemi ve g
hir$r sallayan esinti gibi bir qeyi aramamt, daha do[rusu, be
lememi soylemiqti. Gozlerimi tizerlerine dikmig oldu[um g
hhkta herhangi bir dalgalanma gordtigtimde hemen baqt
kaldrnp o cadryr tiim "gozahct, kotiiltikgii gorkemiyle" go
mem gerekiyormuq. Don Juan bu sozciikleri kullanmrqtr. A
lamrnt sordufumda, dalgalanma gortir gormez baqrmt kald
rrp kendi gozi.imle gormemi soylemiqti. "Bi biiyiicii cadtn
ugmasl", sozciiklerle anlatrlamayacak benzersiz bir gorii im
giinkti.

Arahksrz bir yel esmekteydi. Birgok kez gahlann dalgaland


lmr sanmrgtrm. Her kezinde baqrmr kaldrrrp kendimi o do!
iistii deneyime hazrrhyordum. Ama bir qeycikler gordii[ii
yoktu. Ne vakit yel gahhfr sallasa don Juan yeri sertge te
meliyor kollarrnr, kamgtlar gibi havaya savuruyordu. Dev
nimlerindeki gtigliiliik ola[andrqrydr.
Birkag kez deneyip de "ugan" cadr falan gormeyince, o
le dofatistti bir olayla karqrlaqmayacalrma iyice inanmtqttr
Ama don Juan'ln o "giigliiliik" gosterileri oyle gtizeldi
varsln bu gece de boyle gegsin diye gegiriyordum.
"Cadtyla sava$tmlmdaki kozum sensin."
Ne demek istedifini anlayamamtqttm. Don Juan kadrnla-
nn beni tanrmadtftnt, ve bu kozu tasarladt$r biEimde oynar-
sam o "kartyt delme" olasrhfrnrn gok kuvvetli bulundufu
agrklamastnr yaptr.
"O 'kanyl delme'ne anlama geliyor?"
"OnLl cildtiremezsin ama balon deler gibi delebilirsin. Br-r-
nu yaparsan e[er, pegimi brrakrr. Ama takma kafanr qimdi bu-
na. Srrasr gelince yapman gerektifini anlatrrlm sana."
Aylar gegmiqti. Tam br-r olayr unutmuq oldu$um bir srada
don Juan'rn evine gittilimde bir qaqrrtryla karqrlagttm. Dou
Juan koga koqa gelmiq ve arabadan grkmamr soylemiqti.
"Hemen git burdan," diye fisrldamrgtr kulafrma biiyiik bir
telaqla. "iyi dinle beni, git bi tiifek aI, ya da bul bulugtur. Ama
kendi tiifelin olmasrn. Anhyor musun? Seninki olmastn da,
ne olursa olsun, bi tiifek bul ve hemen buraya getir!"
"Ne yapacaksrn ttife[i?"
"Git dedirn sana!"
Bir ttifek bulup donmtigtiim. Yantmda sattnalacak pani
bulunmadrfrndan, gidip bir arkada$imrn eskice bir tiifefini
almrgtrm. Don Juan tiifefe bakmadr bile; giilerek benimle,
ciyle, sert konu$maslnln nedenini agrkladr. Meferse karata-
vuk evin gatrstndayml$ da don Juan onun beni gcirmesini is-
tememig.
"Karatavufu gatrda gonince bi ttifek getirirsen karryr tii-
fekie delersin diye diigtinmtiqtiim," diyordu don Juan. "Amrt
sana bi gey olsun istemem; onun igin, gidip bi ttifek sattnal-
manl ya da bi yerlerden buimanr soylemigtim. iqini bitirdik-
ten sonra ttife[i parEalaytp atman gerekiyor da..."
"Ne iqimin bitmesi?"
"Karryr ttifekle deldikten sonra yani."
Don Juan, tuhaf kokulu bir bitkinrn taze yapraklartyla vt
saplarryla ovalaya ovalaya ttifefi bana temizlettirdi. Kencli
eliyle iki fiqek ternizieyip qifteye stirdti. Sonra da, evin ciniirt'
"Cadtyla sava$tmlmdaki kozum sensin."
Ne demek istedifini anlayamamtqttm. Don Juan kadrnla-
nn beni tanrmadtftnt, ve bu kozu tasarladt$r biEimde oynar-
sam o "kartyt delme" olasrhfrnrn gok kuvvetli bulundufu
agrklamastnr yaptr.
"O 'kanyl delme'ne anlama geliyor?"
"OnLl cildtiremezsin ama balon deler gibi delebilirsin. Br-r-
nu yaparsan e[er, pegimi brrakrr. Ama takma kafanr qimdi bu-
na. Srrasr gelince yapman gerektifini anlatrrlm sana."
Aylar gegmiqti. Tam br-r olayr unutmuq oldu$um bir srada
don Juan'rn evine gittilimde bir qaqrrtryla karqrlagttm. Dou
Juan koga koqa gelmiq ve arabadan grkmamr soylemiqti.
"Hemen git burdan," diye fisrldamrgtr kulafrma biiyiik bir
telaqla. "iyi dinle beni, git bi tiifek aI, ya da bul bulugtur. Ama
kendi tiifelin olmasrn. Anhyor musun? Seninki olmastn da,
ne olursa olsun, bi tiifek bul ve hemen buraya getir!"
"Ne yapacaksrn ttife[i?"
"Git dedirn sana!"
Bir ttifek bulup donmtigtiim. Yantmda sattnalacak pani
bulunmadrfrndan, gidip bir arkada$imrn eskice bir tiifefini
almrgtrm. Don Juan tiifefe bakmadr bile; giilerek benimle,
ciyle, sert konu$maslnln nedenini agrkladr. Meferse karata-
vuk evin gatrstndayml$ da don Juan onun beni gcirmesini is-
tememig.
"Karatavufu gatrda gonince bi ttifek getirirsen karryr tii-
fekie delersin diye diigtinmtiqtiim," diyordu don Juan. "Amrt
sana bi gey olsun istemem; onun igin, gidip bi ttifek sattnal-
manl ya da bi yerlerden buimanr soylemigtim. iqini bitirdik-
ten sonra ttife[i parEalaytp atman gerekiyor da..."
"Ne iqimin bitmesi?"
"Karryr ttifekle deldikten sonra yani."
Don Juan, tuhaf kokulu bir bitkinrn taze yapraklartyla vt'
saplarryla ovalaya ovalaya ttifefi bana temizlettirdi. Kencli
eliyle iki fiqek ternizieyip qifteye stirdti. Sonra da, evin ciniirt'
giigleqti. Saatlerce bir qey goremeden Eatrya bakrp durdum.
Kuzeye do$ru ugmakta olan iki baykuq gormtitiim. Kanatlarr
ciyle genig agrlmrqtr ki, karatavuk olamazlardr. Qok gegmeden
gatrya konmakta olan kiigtik bir kuqun karaltrsr iligti goziime"
Kuqkusuz, bir kuqtu bu! Ytire[im hrzla atmaya baqlamrqtr.
Kulaklanmda bir vrnlama duydum. Karanhkta niqan ahp iki
tetili birden gekiverdim. Yaman bir gtimbtirtii kopmuqtu. Tii-
fe[in dipgigi omuzumu geriye itmiq ve tam o anda kulaklarr
trrmalayan keskin, korkung bir insan gr$r[r igitmiqtim" U[ur-
suz, ytiksek sesli bir haykrrrqtr bu ve gatrdan gelmekteydi. Al-
lak bullak olmuqtu zihnim. Hemen, don Juan'rn, ateq ederken
bir Er$rk atmamr uyarrnrg olduf;u geliverdi akhma. Unutmuq-
tum balrrmayr. Qifteyi gene doldurmayr geEiriyordum ki,
don Juan kapryr agarak koga koqa yanrma geldi. Elinde bir fe-
ner vardr ve gok sinirli goriiniiyordu.
"Galiba ztbafittn kanyr," dedi. "Kuqun oltisiinti arayahm,
gel."
Don Juan bir merdiven getirdi ve grkrp ramadamn iizeri-
ne bakmamr istedi. Ama bir qey bulamamrqtrm. Kendisi de gr-
krp baktr; o da kuq oliistine benzer bir qey bulamadr.
Don Juan, "Kuqu paramparga ml ettin, ne; o zaman da bi
tiiytini.i falan bulmamrz gerekir," dedi.
Once ramadanLn oralan sonra da evin gevresini aramaya
koyulduk. Sabaha dek fenerin rqrfrnda arayrp durmuguz. Sa-
bahleyin gene taradrk geceleyin aradrfmrz yerleri. Ofleden
cince saat 11:30'da don Juan aramamlza son verdi. Yere gci-
ktip kaygrh bakrqlarla bana bakryor, srkrlgan bir giiliimse-
meyle dtiqmanrnr alt edemedi[imi, yaptrfrmrz iqin kanyr da-
ha da cjfkelendirmekten baqka bir ige yaramadrfrnr, artrk her
an oltimiinti bekler duruma diiqtiifiinii soyledi.
"Ama sen giiven igindesin," diye ekledi, "kan seni tanr-
mlyor gi.inkti."
Ayrrlaca$rm srrada arabama giderken, ttife$i krnp atayrm
mr diye sormugtum. Tiifefin bir gey yapmadr[rnr, onu arka-
giigleqti. Saatlerce bir qey goremeden Eatrya bakrp durdum.
Kuzeye do$ru ugmakta olan iki baykuq gormtitiim. Kanatlarr
ciyle genig agrlmrqtr ki, karatavuk olamazlardr. Qok gegmeden
gatrya konmakta olan kiigtik bir kuqun karaltrsr iligti goziime"
Kuqkusuz, bir kuqtu bu! Ytire[im hrzla atmaya baqlamrqtr.
Kulaklanmda bir vrnlama duydum. Karanhkta niqan ahp ik
tetili birden gekiverdim. Yaman bir gtimbtirtii kopmuqtu. Tii-
fe[in dipgigi omuzumu geriye itmiq ve tam o anda kulaklarr
trrmalayan keskin, korkung bir insan gr$r[r igitmiqtim" U[ur-
suz, ytiksek sesli bir haykrrrqtr bu ve gatrdan gelmekteydi. Al-
lak bullak olmuqtu zihnim. Hemen, don Juan'rn, ateq ederken
bir Er$rk atmamr uyarrnrg olduf;u geliverdi akhma. Unutmuq-
tum balrrmayr. Qifteyi gene doldurmayr geEiriyordum ki,
don Juan kapryr agarak koga koqa yanrma geldi. Elinde bir fe-
ner vardr ve gok sinirli goriiniiyordu.
"Galiba ztbafittn kanyr," dedi. "Kuqun oltisiinti arayahm,
gel."
Don Juan bir merdiven getirdi ve grkrp ramadamn iizeri-
ne bakmamr istedi. Ama bir qey bulamamrqtrm. Kendisi de gr-
krp baktr; o da kuq oliistine benzer bir qey bulamadr.
Don Juan, "Kuqu paramparga ml ettin, ne; o zaman da b
tiiytini.i falan bulmamrz gerekir," dedi.
Once ramadanLn oralan sonra da evin gevresini aramaya
koyulduk. Sabaha dek fenerin rqrfrnda arayrp durmuguz. Sa-
bahleyin gene taradrk geceleyin aradrfmrz yerleri. Ofleden
cince saat 11:30'da don Juan aramamlza son verdi. Yere gci-
ktip kaygrh bakrqlarla bana bakryor, srkrlgan bir giiliimse-
meyle dtiqmanrnr alt edemedi[imi, yaptrfrmrz iqin kanyr da-
ha da cjfkelendirmekten baqka bir ige yaramadrfrnr, artrk her
an oltimiinti bekler duruma diiqtiifiinii soyledi.
"Ama sen giiven igindesin," diye ekledi, "kan seni tanr-
mlyor gi.inkti."
Ayrrlaca$rm srrada arabama giderken, ttife$i krnp atayrm
mr diye sormugtum. Tiifefin bir gey yapmadr[rnr, onu arka-
Elindeki qey bir yabandomuzunun kurutulmuq on ayafry-
dr. Derisinin girkin bir goriiniimi.i vardr, krllarrna dokunmak
tiksindiriyordu insanr. Toyna[r bozulmamrgtr; iki yarrlan da
agrkga gerilmiqti. Korkung bir gori.intimi.i vardr bu qeyin. Bir
an midem bularuverdi. Don Juan gekiverdi aya$r elimden.
"Karrnrn tam gobeline saplamahsm yabandomuzunu."
dedi.
"Nee?" deyivermiqim krsrk bir sesle.
"Bunu sol elinle kavrarsrn, diirti.iverirsin kannrn karnrna.
O kadrn btiytici.i oldu[undan, bu yabandomuzu onun kamrna
batrnca, artrk bi baqka btiyiicii drqrnda hig kimse bilemezbt-
nun kanya saplandr[rnr. Srradan bi savag de[il ki bu; btiyiicti-
ler savaqr olacak. $u tehlikesi var: Bunu kadrnrn kamrna sap-
layamazsan, seni bir garpar da oracrkta oli.irstin. Ya da dostla-
n, yakrnlarr seni vururlar, brgaklarlar. Ama bakarsm, sryrrksrz
atlahrsm bu savaqr.
"Baqarabilirsen, bu yabandomuzu ayalr cehennem azabt
Eektirir kadrna da artrk bana hig dokunamaz."
Sil baqtan bunaltrcr bir kaygrya kaprlmrgtrm. Don Juan'a
olan sevgim sonsuzdu. Hayrandrm ona. Benden bu iqi yaprna-
ml istedi[i srnlarda, artrk onun yagam bigimini ve bilgisini
eriqilebilecek en yi.iksek bir baqan olarak deferlendirir duru-
ma gelmig bulunuyordum. Boyle bir kimsenin olmesine nasrl
goz yumabilirdim ki? Arna kendi yaqamrmr boyle bile bile
nasrl tehlikeye atabilirdim? Kendimi bu diigtincelere ciylesine
kaptrrmrqtrm ki, don Juan omuzumu srvazlarken kendime
gelmiq ve onun aya[a kalkmrq oldufunu gormtigttim. Baqrmr
kaldrrrp baktrm; sevecen bir giiliiqle bana bakmaktaydr.
"Gergekten bana yardrm etmeye karar verdi[inde, donrip
gelirsin buraya." dedi. "Ama o zamana kadar gelme. Geri ge-
lirsen, ne yaprlacafinr bilmiq olaca[rm. Haydi git qimdi!
Donmek istemezsen, onu da anlanm."
Birden ayafia kalkrp arabama dofru yiiriidtim. Ve gikip
gittim. Don Juan ashnda beni btiyiik bir srkrnhdan kurtarmrq-
Elindeki qey bir yabandomuzunun kurutulmuq on ayafry-
dr. Derisinin girkin bir goriiniimi.i vardr, krllarrna dokunmak
tiksindiriyordu insanr. Toyna[r bozulmamrgtr; iki yarrlan da
agrkga gerilmiqti. Korkung bir gori.intimi.i vardr bu qeyin. Bir
an midem bularuverdi. Don Juan gekiverdi aya$r elimden.
"Karrnrn tam gobeline saplamahsm yabandomuzunu."
dedi.
"Nee?" deyivermiqim krsrk bir sesle.
"Bunu sol elinle kavrarsrn, diirti.iverirsin kannrn karnrna.
O kadrn btiytici.i oldu[undan, bu yabandomuzu onun kamrna
batrnca, artrk bi baqka btiyiicii drqrnda hig kimse bilemezbt-
nun kanya saplandr[rnr. Srradan bi savag de[il ki bu; btiyiicti-
ler savaqr olacak. $u tehlikesi var: Bunu kadrnrn kamrna sap-
layamazsan, seni bir garpar da oracrkta oli.irstin. Ya da dostla-
n, yakrnlarr seni vururlar, brgaklarlar. Ama bakarsm, sryrrksrz
atlahrsm bu savaqr.
"Baqarabilirsen, bu yabandomuzu ayalr cehennem azabt
Eektirir kadrna da artrk bana hig dokunamaz."
Sil baqtan bunaltrcr bir kaygrya kaprlmrgtrm. Don Juan'a
olan sevgim sonsuzdu. Hayrandrm ona. Benden bu iqi yaprna-
ml istedi[i srnlarda, artrk onun yagam bigimini ve bilgisini
eriqilebilecek en yi.iksek bir baqan olarak deferlendirir duru-
ma gelmig bulunuyordum. Boyle bir kimsenin olmesine nasrl
goz yumabilirdim ki? Arna kendi yaqamrmr boyle bile bile
nasrl tehlikeye atabilirdim? Kendimi bu diigtincelere ciylesine
kaptrrmrqtrm ki, don Juan omuzumu srvazlarken kendime
gelmiq ve onun aya[a kalkmrq oldufunu gormtigttim. Baqrmr
kaldrrrp baktrm; sevecen bir giiliiqle bana bakmaktaydr.
"Gergekten bana yardrm etmeye karar verdi[inde, donrip
gelirsin buraya." dedi. "Ama o zamana kadar gelme. Geri ge-
lirsen, ne yaprlacafinr bilmiq olaca[rm. Haydi git qimdi!
Donmek istemezsen, onu da anlanm."
Birden ayafia kalkrp arabama dofru yiiriidtim. Ve gikip
gittim. Don Juan ashnda beni btiyiik bir srkrnhdan kurtarmrq-
Don Juan yumuqakga giildii krkrr krkrr.
"Higbi qey ashnda kalmaz bu diinyada." dedi. "Higbi qe
bitmez, higbi gey sonuglanmaz. Haydi uyu bakahm."
Oyle yatrqtrrrcr gelmiqti ki don Juan'rn bu sozleri...
Ertesi sabah saat on srralarmda don Juan yiyecek bir gey
ler getirmiqti. sonra igimize baqladrk. Don .Iuan, kadrna ogle
vakti ya da o$leden biraz cince yaklaqacalrmrzr fisrldayarak
soyliiyordu. Gtiniin bu erken saatlerinin en uygun zaman ol
dufiunu, cadrlann bu vakitte hentiz gtiglerini toplayamamrg
gozlerini agamamlg bir durumda bulunduklannr; ama gene bu
ytizden de btiyticii kadrnrn bu saatlerde evinden drqanya Erk
mayacafrnr belirtti. soru falan sorrnuyordum. Don Juan son
ra beni karayoluna Erkardr ve arabayr yolun kryrsrna gekip
park etmemi soyledi. orada beklememiz gerekti[ini bildirdi.
Saate baktrm; on bire beq vardr. Srk srk esniyorclum. Uy-
kumu alamamrqtrm. Zrhnim da[rnrktr.
Birden, don Juan dikilerek beni diirttti. Yerirnden firla-
mrqtrm.
"iqte geliyor!" dedi.
Ekili bir tarlanrn kryrsrnt izreyerek yola dofru gelmekte
olan bir kadrn gordiim. Sas koluna gegirdifi bir sepet taqr-
maktaydr. O ana dek, bir dort yolapzna yakrn bir yerde park
etmiq bulundu$umu fark etmemiqtim. Karayolunun her iyi
yanrnda anayola kogut iki patika uzanlyor, daha geniqce ve iq-
lek bir qose oyul da karayolunu diklemesine kesiyordu. o yo-
lu izleyenler, karayolunu gegmek zorunda kahyorlardr anlagr-
lan.
Kadrn daha gosedeyken, don Juan, arabadan Erkmamr is-
tedi.
"Haydi, hemen Erk!" derken oldukga sertti sesi.
Boyun egip grktrm. Kadrn karayoluna gok yaklagmrqtr.
Kadrna dofru koqtum. Giysileri yiiztime delene dek yaklaE-
trm.

Yabandomuzu ayalrnr gomle[imin altrndan grkartrp toynafr-


"Higbi qey ashnda kalmaz bu diinyada." dedi. "Higbi qe
bitmez, higbi gey sonuglanmaz. Haydi uyu bakahm."
Oyle yatrqtrrrcr gelmiqti ki don Juan'rn bu sozleri...
Ertesi sabah saat on srralarmda don Juan yiyecek bir gey
ler getirmiqti. sonra igimize baqladrk. Don .Iuan, kadrna ogle
vakti ya da o$leden biraz cince yaklaqacalrmrzr fisrldayarak
soyliiyordu. Gtiniin bu erken saatlerinin en uygun zaman ol
dufiunu, cadrlann bu vakitte hentiz gtiglerini toplayamamrg
gozlerini agamamlg bir durumda bulunduklannr; ama gene bu
ytizden de btiyticii kadrnrn bu saatlerde evinden drqanya Erk
mayacafrnr belirtti. soru falan sorrnuyordum. Don Juan son
ra beni karayoluna Erkardr ve arabayr yolun kryrsrna gekip
park etmemi soyledi. orada beklememiz gerekti[ini bildirdi.
Saate baktrm; on bire beq vardr. Srk srk esniyorclum. Uy
kumu alamamrqtrm. Zrhnim da[rnrktr.
Birden, don Juan dikilerek beni diirttti. Yerirnden firla-
mrqtrm.
"iqte geliyor!" dedi.
Ekili bir tarlanrn kryrsrnt izreyerek yola dofru gelmekte
olan bir kadrn gordiim. Sas koluna gegirdifi bir sepet taqr-
maktaydr. O ana dek, bir dort yolapzna yakrn bir yerde park
etmiq bulundu$umu fark etmemiqtim. Karayolunun her iy
yanrnda anayola kogut iki patika uzanlyor, daha geniqce ve iq-
lek bir qose oyul da karayolunu diklemesine kesiyordu. o yo-
lu izleyenler, karayolunu gegmek zorunda kahyorlardr anlagr-
lan.
Kadrn daha gosedeyken, don Juan, arabadan Erkmamr is-
tedi.
"Haydi, hemen Erk!" derken oldukga sertti sesi.
Boyun egip grktrm. Kadrn karayoluna gok yaklagmrqtr.
Kadrna dofru koqtum. Giysileri yiiztime delene dek yaklaE-
trm.

Yabandomuzu ayalrnr gomle[imin altrndan grkartrp toynafr-


"Bugiin yaptrlrm qey bi numaraydr." dedi sciziinii sakm-
madan. "Bi kuraldrr bilgi adamrnrn Eomezini kapana krstrr-
masr. Bugtin seni tuzala diiqiirdtim ve ofrenmen ufruna seni
mahdepsiye getirdim."
Aprgrp kalmrqtrm. Ne diiqtinecegimi bile bilemiyordum.
Don Juan, kadrnla o karqrla$mamm bir tuzak oldufunu anlat-
maya baqladr. O kadrnr ashnda kendisine diiqman falan olma-
drfrnr, asrl amacmm beni onunla karqrlagtrrmak oldufunu, bu
kargrlaqmanrn da iqte boyle onu delmeye gahqtr[rm zamanki
denli kendimden gegmiq ve giiglii bir duruma rastlamrq ol-
mam koqullarrnr da karqrladr[rnr sciylemekteydi. Kararhh[r
overek sonuna kadar dayanmamr gok be[endifini ekledi.
Sonra da, btittin o yaptrklarrmrn, farkrnda olmadan kadrnrn
kargrsrnda gcisteriq yapmaktan ote bir qey olmadr[rnr belirtti.
"Ona dokunacafrnr sandrn ha!" dedi. "Olanaksrz bi gey-
dir bu. Yalnrzca pengelerini gostermi$ oldun ona. Arilk, kork-
madr[rnr gordii senin. Meydan okudun ona. Seni aldatmak
igin o kanyr kullandrm; gtinkii gok giiglti, amansrz, kinci bi
cadrdrr o. Erkekler o denli amanslz bi di.iqman olamazlar; bi
stirti igleri vardr onlann da..."
igim ofkeyle dolmuqtu. insarun en igten duygulanyla,
ba$hh$ryla bu denli oynamamasr gerekti[ini soyledim.
Don Juan gozrinden yaqlar boqalana dek giildii; ve ondan
tiksindim. Suratrna bir yumruk atrp ordan gitmeyi gegirmek-
teydim. Gelin gortin, gtiliigtinde oyle yabansr bir tartrm vardr
ki, elim kolum baflanml$gaslna beni oraya mrhlamrqtr.
Don Juan, "Krzma o kadar, canlm." diyerek beni yatlgtrr-
rnaya gahqryordu. Ardrndan, bu edimlerinin boq yere yaprl-
madr[rnr, gok eskiden kendi velinimetinin de kendisini trpkr
boyle tuza$a dtiqiirerek yaqamrnr tehlikeye atmrq bulunduEu-
nu anlattr. Ustelik velinimetinin aclmaslz bir kimse oldufunu
anlattr, ve onun, kendisini, don Juan'rn kendisinin beni kolia-
mrq oldugu gibi de kollamamr$ bulundulunu agrkladr. Sonnr
sert bir biEimde, o kadrrun gi.iciinii don Juan'rn kendisi tize-
"Bugiin yaptrlrm qey bi numaraydr." dedi sciziinii sakm-
madan. "Bi kuraldrr bilgi adamrnrn Eomezini kapana krstrr-
masr. Bugtin seni tuzala diiqiirdtim ve ofrenmen ufruna seni
mahdepsiye getirdim."
Aprgrp kalmrqtrm. Ne diiqtinecegimi bile bilemiyordum.
Don Juan, kadrnla o karqrla$mamm bir tuzak oldufunu anlat-
maya baqladr. O kadrnr ashnda kendisine diiqman falan olma-
drfrnr, asrl amacmm beni onunla karqrlagtrrmak oldufunu, bu
kargrlaqmanrn da iqte boyle onu delmeye gahqtr[rm zamanki
denli kendimden gegmiq ve giiglii bir duruma rastlamrq ol-
mam koqullarrnr da karqrladr[rnr sciylemekteydi. Kararhh[r
overek sonuna kadar dayanmamr gok be[endifini ekledi.
Sonra da, btittin o yaptrklarrmrn, farkrnda olmadan kadrnrn
kargrsrnda gcisteriq yapmaktan ote bir qey olmadr[rnr belirtti.
"Ona dokunacafrnr sandrn ha!" dedi. "Olanaksrz bi gey-
dir bu. Yalnrzca pengelerini gostermi$ oldun ona. Arilk, kork-
madr[rnr gordii senin. Meydan okudun ona. Seni aldatmak
igin o kanyr kullandrm; gtinkii gok giiglti, amansrz, kinci bi
cadrdrr o. Erkekler o denli amanslz bi di.iqman olamazlar; bi
stirti igleri vardr onlann da..."
igim ofkeyle dolmuqtu. insarun en igten duygulanyla,
ba$hh$ryla bu denli oynamamasr gerekti[ini soyledim.
Don Juan gozrinden yaqlar boqalana dek giildii; ve ondan
tiksindim. Suratrna bir yumruk atrp ordan gitmeyi gegirmek-
teydim. Gelin gortin, gtiliigtinde oyle yabansr bir tartrm vardr
ki, elim kolum baflanml$gaslna beni oraya mrhlamrqtr.
Don Juan, "Krzma o kadar, canlm." diyerek beni yatlgtrr-
rnaya gahqryordu. Ardrndan, bu edimlerinin boq yere yaprl-
madr[rnr, gok eskiden kendi velinimetinin de kendisini trpkr
boyle tuza$a dtiqiirerek yaqamrnr tehlikeye atmrq bulunduEu-
nu anlattr. Ustelik velinimetinin aclmaslz bir kimse oldufunu
anlattr, ve onun, kendisini, don Juan'rn kendisinin beni kolia-
mrq oldugu gibi de kollamamr$ bulundulunu agrkladr. Sonnr
sert bir biEimde, o kadrrun gi.iciinii don Juan'rn kendisi tize-
"Bu sabah duydufun o $ey, su kaynafr perisiydi." dedi.
Bu gtiglerle hig ummadrfrn zamanlarda kargrlaqabilece[ini
soylemiqtim sana. Ben de seni anladrn sanmrqtrm."
"Anlamrqtrm tabii!"
"Ne bu korkun oyleyse?"
Verecek bir yanrt bulamadrm.
Don Juan, "O peri seni izliyor," dedi. "Sudayken bi kez
dokanmrqh sana. Bak sana soyltiyorum; gene gelip de[ecek
sana. E[er hazr de[ilsen, cilmen iqten bile de[ildir."
Don Juan'rn bu sozleri telaqlandrrmrgtr beni. Gene de ga-
rip Cuygular igindeydim; telaqhydrm, ama kormuyordum. Ar-
trk baqrma gelenlerden higbiri bende o eskiden duyduEu*
yersiz korkularr do$urmuyordu.
"Ne yapmam gerekiyor?" diye sordum.
"Ne de gabuk unutursun," dedi don Juan. "Bilgi yolunda
itilmek de gerektir. Boyuna mahmuzlanmamrz gerek ofren-
memiz igin. Hep bi qeylerden kaErnmamrz, bi qeylere hazn-
lanmamrz gerekir bilgi yolunda. Ve o bi qeyler de kendi ben-
lifiimizden daha btiyiik, daha giigli.i, anlaqrlmaz qeylerdir. Bu
anlaqrlmadrk gtigler gelir buluverir adamr. Iqte qimdi de su
kaynafr perisi grktr orlaya; ardrndan bi bakmrqsrn kendi dos-
tun grkagelmig --soziin krsasr kendini savaqlma hazrrlamak-
tan aqka bi segenefin yok... Yrllar once la Catalina'ydr seni
mahmuzlayan; yalnrzca bi biiyiictiydii o, ne var! Kolaydr o
sava$l kazanman.
"iqte, diinya boyle i.irki.ing qeylerle dopdoludur; ve dort bi
yanl bilinmedik, amansrz gi.iglerle gevrilmiq zavalh yaratrkla-
rrz btzler. Sradan biri, bilgisiz biri, bu giiElerin agrklanabile-
cefini ya da deliqtirilebilecefini sanrr. Nasrl yaprlacafirnr bil-
mez bunun, ama insanh[rn bi gtin gelip bunlan agrklayabile-
cefiine, onlarr er geg defiqtirebileceline inanrr. Oysa bi btiyti-
ciintin onlan agrklamak ya da deligirmek gibi bi dtiqii yoktur.
Salt, kendisini yeniden yonlendirmek ve onlann do!rultusu-
na uydurabilmek amacryla bu gtigleri olrenmektir erefi. iqtc
"Bu sabah duydufun o $ey, su kaynafr perisiydi." dedi.
Bu gtiglerle hig ummadrfrn zamanlarda kargrlaqabilece[ini
soylemiqtim sana. Ben de seni anladrn sanmrqtrm."
"Anlamrqtrm tabii!"
"Ne bu korkun oyleyse?"
Verecek bir yanrt bulamadrm.
Don Juan, "O peri seni izliyor," dedi. "Sudayken bi kez
dokanmrqh sana. Bak sana soyltiyorum; gene gelip de[ecek
sana. E[er hazr de[ilsen, cilmen iqten bile de[ildir."
Don Juan'rn bu sozleri telaqlandrrmrgtr beni. Gene de ga-
rip Cuygular igindeydim; telaqhydrm, ama kormuyordum. Ar-
trk baqrma gelenlerden higbiri bende o eskiden duyduEu*
yersiz korkularr do$urmuyordu.
"Ne yapmam gerekiyor?" diye sordum.
"Ne de gabuk unutursun," dedi don Juan. "Bilgi yolunda
itilmek de gerektir. Boyuna mahmuzlanmamrz gerek ofren-
memiz igin. Hep bi qeylerden kaErnmamrz, bi qeylere hazn-
lanmamrz gerekir bilgi yolunda. Ve o bi qeyler de kendi ben-
lifiimizden daha btiyiik, daha giigli.i, anlaqrlmaz qeylerdir. Bu
anlaqrlmadrk gtigler gelir buluverir adamr. Iqte qimdi de su
kaynafr perisi grktr orlaya; ardrndan bi bakmrqsrn kendi dos-
tun grkagelmig --soziin krsasr kendini savaqlma hazrrlamak-
tan aqka bi segenefin yok... Yrllar once la Catalina'ydr seni
mahmuzlayan; yalnrzca bi biiyiictiydii o, ne var! Kolaydr o
sava$l kazanman.
"iqte, diinya boyle i.irki.ing qeylerle dopdoludur; ve dort bi
yanl bilinmedik, amansrz gi.iglerle gevrilmiq zavalh yaratrkla-
rrz btzler. Sradan biri, bilgisiz biri, bu giiElerin agrklanabile-
cefini ya da deliqtirilebilecefini sanrr. Nasrl yaprlacafirnr bil-
mez bunun, ama insanh[rn bi gtin gelip bunlan agrklayabile-
cefiine, onlarr er geg defiqtirebileceline inanrr. Oysa bi btiyti-
ciintin onlan agrklamak ya da deligirmek gibi bi dtiqii yoktur.
Salt, kendisini yeniden yonlendirmek ve onlann do!rultusu-
na uydurabilmek amacryla bu gtigleri olrenmektir erefi. iqtc
anan baban seni incitmigler... Ama sana goz yummalarryla,
seni hanrm evladr gibi yetiqtirmeleriyle, agm kanat germele-
riyle...
"Bi sava$glnrn ruhu diigkiinl{iklerden, yakmmalardan
annmrqtrr; kazanmanln ya da yitirmenin bi anlamr kalmamrg-
tr onun igin. Yalnrzca sava$mayr bilir bi savaqgl; ve her sava-
qrm bu di.inya i.isttindeki son savagmrg gibi gelir ona. O yiz-
den sava$lmm sonucu pek rrgalamaz onu. Ve son savagr gelip
gattr$rnda, brrakrverir ruhunu ugsun diye berrak, cizgtir... Ve
garpr$a garprga, istencinin kusursuz bi biqimde siirdtirdii$tinri
bilincinde, giiler bi savaqgl, ve giiler."
Yazmayr bitirince baqrmr kaldrrrp yiiztine baktrm. Don Ju-
an dahng iginde bana bakryordu. sonra bagrnr iki yana saila-
dt ve giildii.
inanmazmrq gibi, "Her bi qeyi de yazar mlsln?" diye sor-
du. "Genaro, hep boyle yazdrLn igin seninle dofru diiriist ko-
nuqulamayacalrnr soylemiqti. Hakhymrq adam! Hep yazan
birisinin yanrnda insan nasrl konuqur?"
Don Juan kendi kendine gtilerken, ben de yaptr[rm iqi sa-
vunmaktaydrm.
"Aldrrmaa!" dedi. "E[er sen de gormeyi o$renirsen, ken-
di acayip ycinternlerinle yapacaksm bu iqi."
Sonra ayapa kalktr ve go[e baktr. Ogte olmugru. Daflar-
da bildigi bir yere avlanmaya gitmek igin heniiz vaktimiz ol-
du$unu sciyledi.
"Ne avlayaca$tz?" diye sordum.
"Qok ozel bi hayvan. Geyik de olabilir, yabandomuzu da.
Bi dag asalanr bile olur."
Bir stire sustu, ve ekledi: "Kartai bile olur."
Kalklp, arabaya do$ru giden don Juan'r izledim. Bu kez
hangi hayvaru avlayacafrrnlzr kestirmek igin yalmzcagoziem
yapacafrmrzt soyltiyordu. don .Iuan, tarn arabaya girecekken,
bir gey anlmsamrg gibi, grilerek bu yolcululumuzu ertelemek
zorunda oldu$umuzu sciyledi. Cnce, ci$renmem gereken bi
anan baban seni incitmigler... Ama sana goz yummalarryla,
seni hanrm evladr gibi yetiqtirmeleriyle, agm kanat germele-
riyle...
"Bi sava$glnrn ruhu diigkiinl{iklerden, yakmmalardan
annmrqtrr; kazanmanln ya da yitirmenin bi anlamr kalmamrg-
tr onun igin. Yalnrzca sava$mayr bilir bi savaqgl; ve her sava-
qrm bu di.inya i.isttindeki son savagmrg gibi gelir ona. O yiz-
den sava$lmm sonucu pek rrgalamaz onu. Ve son savagr gelip
gattr$rnda, brrakrverir ruhunu ugsun diye berrak, cizgtir... Ve
garpr$a garprga, istencinin kusursuz bi biqimde siirdtirdii$tinri
bilincinde, giiler bi savaqgl, ve giiler."
Yazmayr bitirince baqrmr kaldrrrp yiiztine baktrm. Don Ju-
an dahng iginde bana bakryordu. sonra bagrnr iki yana saila-
dt ve giildii.
inanmazmrq gibi, "Her bi qeyi de yazar mlsln?" diye sor-
du. "Genaro, hep boyle yazdrLn igin seninle dofru diiriist ko-
nuqulamayacalrnr soylemiqti. Hakhymrq adam! Hep yazan
birisinin yanrnda insan nasrl konuqur?"
Don Juan kendi kendine gtilerken, ben de yaptr[rm iqi sa-
vunmaktaydrm.
"Aldrrmaa!" dedi. "E[er sen de gormeyi o$renirsen, ken-
di acayip ycinternlerinle yapacaksm bu iqi."
Sonra ayapa kalktr ve go[e baktr. Ogte olmugru. Daflar-
da bildigi bir yere avlanmaya gitmek igin heniiz vaktimiz ol-
du$unu sciyledi.
"Ne avlayaca$tz?" diye sordum.
"Qok ozel bi hayvan. Geyik de olabilir, yabandomuzu da.
Bi dag asalanr bile olur."
Bir stire sustu, ve ekledi: "Kartai bile olur."
Kalklp, arabaya do$ru giden don Juan'r izledim. Bu kez
hangi hayvaru avlayacafrrnlzr kestirmek igin yalmzcagoziem
yapacafrmrzt soyltiyordu. don .Iuan, tarn arabaya girecekken,
bir gey anlmsamrg gibi, grilerek bu yolcululumuzu ertelemek
zorunda oldu$umuzu sciyledi. Cnce, ci$renmem gereken bi
maz. Dostla kargrlaqtr$rn giin bana krzmrgtm. Arabanr iqle-
mez duruma getirdilimde de krzmrqtrn bana; ve seni suya
soktufum zaman tigtimtig ve fena krzmrqtm. Giysilerin tisttin-
de oldulundan daha da tiqtimiigttin. Ofken ve iiqtimen, yan$r-
nr kapamana yardlmcl olmuq, seni korumugtu. Ne var, ya$a-
mlnln bu aqamasmda artrk o kalkanlarr herhangi bi kimse
denli kullanamazsrn. Bu gi.iglere de[gin gok qey bilmektesin
ve qimdi artrk bi savaggr gibi duyumsayrp davranmana ramak
kalmrq durumdasm. Gi.ivenemezsin artrk o eski kalkanlanna."
"Ne yapmam gerekir yani?"
"Bi savaqgr gibi davran ve kendi diinyanrn o[elerini, nes-
nelerini seg. Qevreni artrk oyle geliqigrizel geylerle doldura-
mazsln. Ciddi ciddi anlatmrqtrm bunlarl sana. $u anda ilk kez
olarak eski yagam bigimin seni koruyamazhale gelmigtir."
"Kendi diinyamrn o$elerini segmekle neyi anlatmak isti-
yorsun?"
"Bi savafgl o bilinmedik ve amanslz giiglerle karqrlagrve-
rir; gtinkri zaten onlan araylp durmaktadrr. Bu yiizden hep
aruk tutar kendisini bu karqrlaqmaiara. Ama sen, hazrrhk fa-
lan yapmrq de[ilsin. O gtigler bi geliverdiler mi iistiine, apr-
$lp kalacaksrn; yanlrn agrhverecek korkudan da yagamrn
ugup gidiverecek sen karqr koyamadan. O halde, yaprlacak ilk
qey, hazrrlanmaktr. Dostun her an karqrna pat diye grkrvere-
ce[ini di.iqtin ve hazrhkh ol! Bi dostla karqrlaqmak pek eflen-
celi bi qey delil herhalde-savaggmrn yagamrnl koruma so-
rumlulu[unu ytiklenmesi gerektir. iqte bu giiglerden biri kar-
qrna dikilir de yarr[rnr agarsa, kendi kendine yapatmaya gahq-
mahsrn yarrfrnr. Bunu baqarabilmen igin sana btiyrik ering ve
zevk veren bir takrm geyler bulman, segmen gerekir; akhnr
korkundan uzaklaqtrrmak ve yarrfrnr kapatrkp kendini sapa-
sallam yapabilmek igin, bile bile kullanabilece[in qeyler..."
"Nasrl geyler ome[in?"
"Yrllar {ince, bi savaggmrn gtindelik yaqamrnda ytirek ta-
$ryan bi yol izlemeyi segtilini anlatmrqtrm sana. Ytirek tagr-
maz. Dostla kargrlaqtr$rn giin bana krzmrgtm. Arabanr iqle-
mez duruma getirdilimde de krzmrqtrn bana; ve seni suya
soktufum zaman tigtimtig ve fena krzmrqtm. Giysilerin tisttin-
de oldulundan daha da tiqtimiigttin. Ofken ve iiqtimen, yan$r-
nr kapamana yardlmcl olmuq, seni korumugtu. Ne var, ya$a-
mlnln bu aqamasmda artrk o kalkanlarr herhangi bi kimse
denli kullanamazsrn. Bu gi.iglere de[gin gok qey bilmektesin
ve qimdi artrk bi savaggr gibi duyumsayrp davranmana ramak
kalmrq durumdasm. Gi.ivenemezsin artrk o eski kalkanlanna."
"Ne yapmam gerekir yani?"
"Bi savaqgr gibi davran ve kendi diinyanrn o[elerini, nes-
nelerini seg. Qevreni artrk oyle geliqigrizel geylerle doldura-
mazsln. Ciddi ciddi anlatmrqtrm bunlarl sana. $u anda ilk kez
olarak eski yagam bigimin seni koruyamazhale gelmigtir."
"Kendi diinyamrn o$elerini segmekle neyi anlatmak isti-
yorsun?"
"Bi savafgl o bilinmedik ve amanslz giiglerle karqrlagrve-
rir; gtinkri zaten onlan araylp durmaktadrr. Bu yiizden hep
aruk tutar kendisini bu karqrlaqmaiara. Ama sen, hazrrhk fa-
lan yapmrq de[ilsin. O gtigler bi geliverdiler mi iistiine, apr-
$lp kalacaksrn; yanlrn agrhverecek korkudan da yagamrn
ugup gidiverecek sen karqr koyamadan. O halde, yaprlacak ilk
qey, hazrrlanmaktr. Dostun her an karqrna pat diye grkrvere-
ce[ini di.iqtin ve hazrhkh ol! Bi dostla karqrlaqmak pek eflen-
celi bi qey delil herhalde-savaggmrn yagamrnl koruma so-
rumlulu[unu ytiklenmesi gerektir. iqte bu giiglerden biri kar-
qrna dikilir de yarr[rnr agarsa, kendi kendine yapatmaya gahq-
mahsrn yarrfrnr. Bunu baqarabilmen igin sana btiyrik ering ve
zevk veren bir takrm geyler bulman, segmen gerekir; akhnr
korkundan uzaklaqtrrmak ve yarrfrnr kapatrkp kendini sapa-
sallam yapabilmek igin, bile bile kullanabilece[in qeyler..."
"Nasrl geyler ome[in?"
"Yrllar {ince, bi savaggmrn gtindelik yaqamrnda ytirek ta-
$ryan bi yol izlemeyi segtilini anlatmrqtrm sana. Ytirek tagr-
larrmrzla yenileriz, yagamla tutugturur canlandrrrr, do$rular
ve stirdiirtirtiz. Yalnrz bunlar da de$il, bi de kendi kendimize
konuqa konuga segmig oluruz yolumuzu. iqte seEti[imiz qeyi
boyle yineleye yineleye bi giin gelip de cilene dek siirdtirmtiq
oluruz. Evet, aynr geyleri oldii[iimriz gtine delin yineler de
yineleriz.
"Bi savaggr, bunu bildiginden, bu igsel konuqmasrnr dur-
durmak igin didinir. Bi sava$gr denli yaqamak istiyorsan, bil-
men gereken son $ey de budur iqte!"
"Kendi kendime konuqmayr nasrl durdurabilirim?"
"Once gozlerini btaz olsun rahatlatmak igin kulaklarrnr
kullanmayr cilrenmelisin. Do[dulumuzdan bu yana, dtinyayr
delerlendirmek igin hep gozlerimizi kullanmrqrzdrr. Baqkala-
rryla da, kendi kendimize de golunlukla gormiiq oldulumuz
qeyler iizerinde konuquruz. Bt sava$gl bunun da farkrndadrr;
ve diinyayr dinler. Diinyanrn sesine kulak verir."
Defterimi bir yana koydum. Don Juan gtildii ve kendimi
zorlamama gerek bulunmadrfrnr, diinyanrn seslerini dinleme-
nin diizenli bir bigimde ve biiytik bir sabrrla yaprymasr gerek-
ti[ini belirtti.
"Bi savaqgr, kendi kendisine konuqmayr keser kesmez,
diinyanrn deliqece[ini bilir," dedi, "ve kendisini o' mrtazzam
sarsrntr' y a haztlanmasr gerekir. "
"Bu ne demek, don Juan?"
"Biz kendi kendimize, diinya qciyledir-boyledir ya da oy-
ledir-qoyledir deyip durdulumuz igin di.inyayr o bigimlerde
tarumrq oluruz. Kendi kendimize, dtinya oyledir-qoyledir de-
meyi bi durdurursak, dtinya da oyle-goyle olmaktan grkrvere-
cektir. Ama senin heniiz oylesine mvazzam bi sarsmtryahazn
oldulunu hig sanmlyorum. O yiizden yavag yavag bozman,
gcizmen gerekir o kurdu$un diinyayr."
"Sciylediklerini pek anlarnrq de$ilim."
"Senin sorunun qu ki, insanlann yaptrli qeyler, bizi gepe-
gevre saran giiglere karqr birer kalkandrrlar. Bizlerin insan
larrmrzla yenileriz, yagamla tutugturur canlandrrrr, do$rular
ve stirdiirtirtiz. Yalnrz bunlar da de$il, bi de kendi kendimize
konuqa konuga segmig oluruz yolumuzu. iqte seEti[imiz qeyi
boyle yineleye yineleye bi giin gelip de cilene dek siirdtirmtiq
oluruz. Evet, aynr geyleri oldii[iimriz gtine delin yineler de
yineleriz.
"Bi savaggr, bunu bildiginden, bu igsel konuqmasrnr dur-
durmak igin didinir. Bi sava$gr denli yaqamak istiyorsan, bil-
men gereken son $ey de budur iqte!"
"Kendi kendime konuqmayr nasrl durdurabilirim?"
"Once gozlerini btaz olsun rahatlatmak igin kulaklarrnr
kullanmayr cilrenmelisin. Do[dulumuzdan bu yana, dtinyayr
delerlendirmek igin hep gozlerimizi kullanmrqrzdrr. Baqkala-
rryla da, kendi kendimize de golunlukla gormiiq oldulumuz
qeyler iizerinde konuquruz. Bt sava$gl bunun da farkrndadrr;
ve diinyayr dinler. Diinyanrn sesine kulak verir."
Defterimi bir yana koydum. Don Juan gtildii ve kendimi
zorlamama gerek bulunmadrfrnr, diinyanrn seslerini dinleme-
nin diizenli bir bigimde ve biiytik bir sabrrla yaprymasr gerek-
ti[ini belirtti.
"Bi savaqgr, kendi kendisine konuqmayr keser kesmez,
diinyanrn deliqece[ini bilir," dedi, "ve kendisini o' mrtazzam
sarsrntr' y a haztlanmasr gerekir. "
"Bu ne demek, don Juan?"
"Biz kendi kendimize, diinya qciyledir-boyledir ya da oy-
ledir-qoyledir deyip durdulumuz igin di.inyayr o bigimlerde
tarumrq oluruz. Kendi kendimize, dtinya oyledir-qoyledir de-
meyi bi durdurursak, dtinya da oyle-goyle olmaktan grkrvere-
cektir. Ama senin heniiz oylesine mvazzam bi sarsmtryahazn
oldulunu hig sanmlyorum. O yiizden yavag yavag bozman,
gcizmen gerekir o kurdu$un diinyayr."
"Sciylediklerini pek anlarnrq de$ilim."
"Senin sorunun qu ki, insanlann yaptrli qeyler, bizi gepe-
gevre saran giiglere karqr birer kalkandrrlar. Bizlerin insan
15

"Diinyanrn sesleri"ni dinleme ahqtrrmalarrna baqladrm ve brr


nu, don Juan'rn onerisi i-izere, iki ay siirdtirdi,irn. Bakmacllr
dinlemek onceleri igkence gibi gelmiqti bana. Ama iqkenct'
nin daha da AlAsr vardr: Kendi kendime konuqmamak... Ik
ayln sonunda, igsel konuqmalarrmr krsa krsa siireler boyuticr
durdurabilmeyi ve dikkatimi seslere verrneyi baqarabilmir
tim.
On Kastm 1969 sabahr saat 9'da don Juan'tn evine vrrr
mrqtrm.
Ben gelir gelmez, don Juan, "Hemen yola Erkahm," dr:rlr
Bir saat kadar dinlendim ve ardrndan do[udaki daglrtrrr
algak yamaglarrna dolru arabayla yola grktrk. Arabayr tlo
Juan'rn o yorede oturan bir arkada$ma brraktrk ve da$lr;
15

"Diinyanrn sesleri"ni dinleme ahqtrrmalarrna baqladrm ve br


nu, don Juan'rn onerisi i-izere, iki ay siirdtirdi,irn. Bakmacllr
dinlemek onceleri igkence gibi gelmiqti bana. Ama iqkenct
nin daha da AlAsr vardr: Kendi kendime konuqmamak... Ik
ayln sonunda, igsel konuqmalarrmr krsa krsa siireler boyuticr
durdurabilmeyi ve dikkatimi seslere verrneyi baqarabilmir
tim.
On Kastm 1969 sabahr saat 9'da don Juan'tn evine vrrr
mrqtrm.
Ben gelir gelmez, don Juan, "Hemen yola Erkahm," dr:rl
Bir saat kadar dinlendim ve ardrndan do[udaki daglrtrrr
algak yamaglarrna dolru arabayla yola grktrk. Arabayr tlo
Juan'rn o yorede oturan bir arkada$ma brraktrk ve da$lr;
mamr birkag kez soylemiqti. Peri tuzalrnr dort kez Ealacak-
mrq. Ben de o acayip sesleri, beni buyur eden dosta goti.iren
bir krlavuz olarak kullanacakmrqrm; ve o dost da bana aradr-
frm bildiriyi verecekmiq. Don Juan, dostun bana hangi bigim-
de gcirtince[ini bilmedi[inden ottirti son kerte uyanrk bulun-
mamr da sciylemigti.
Kulak kesilmiq dinliyordum. Srrtrm tepenin kayahk yanr-
na dcini.ik, oturmuqtum. Hafif bir uyuqukluk duyumsamaktay-
drm. Don Juan, gdzlerimi kapatmamam iEin uyarmrqtr beni.
Dinlemeye bagladrm; kuq crvrltrlannr, yelin yaprakaln hrqrr-
datmasrnr, bciceklerin vrzrlillarrnr ayrrt edebiliyordum. Dik-
katimi hig dalrtmadan bu seslere verdikge, dort ayn ttir kuq
crvrltrsr igitebildifimi ayrrmsadrm. Yelin hrzrnr da yavaq ve
daha hrzh diye ayrrabiliyordum. Yapraklarm da tig ayrr bigim-
de hrqrrdadrfrnr iqitebilmiqtim. Hele boceklerin vrzrlfilarr bir
qcilendi kulaklanm igin. Oyle geqitliydiler ki, bunlan birbirin-
den ayrrt edip dofiru dtirtist sayamadrm.
Yabansr bir sesler Alemine dalmrqtrm. ilk kez geliyordu
bagrma bciyle bir qey. Bir ara safrma do[ru e[ilir gibi olmug-
tum. Don Juan, durmam igin bir hareket yapmrqtr; ama, o ha-
reketini yapmadan once bunun farkrna vanp gene dimdik
oturmugtum. Don Juan, beni gcitiirtip bir duvar gibi y{ikselen
kayahktaki bir yarrlrn igine yerleqtirdi. Bacaklanmrn altrnda-
ki kimi ufak taglarr ayrkladr ve baqrmrn arkasrnr kayaya daya-
dr.
Sonra da, buyururcaslna, giineydogudaki da$ara bakma-
mr soyledi. Gozlerimi uzaklara dikmiqtim. Don Juan, dtizel-
terek gozlerimi dikmemi, yalnrzca, cintimde uzanan tepeleri
ve i.izerlerindeki bitki ortiistinti tararcasrna bakmarnr istedi.
Ti.im dikkatimi seslere vermemi durmadan yineliyordu.
Sesler gene belirginle;meye baglamrqtr. Sanki onlarr iqit-
mek isteyen ben de[ildim de, sesler zorluyordu bir bakrmir
beni onlarr dikkatle dinlemeye. Yel, yapraklarr sallayrp hrqrr-
datryordu. Alaglann iizerinden gelen yel, bulundulumuz vit-
diye ulagryordu. Ulaqrr ulagmaz da once btittin alaglarrn yap-
mamr birkag kez soylemiqti. Peri tuzalrnr dort kez Ealacak-
mrq. Ben de o acayip sesleri, beni buyur eden dosta goti.iren
bir krlavuz olarak kullanacakmrqrm; ve o dost da bana aradr-
frm bildiriyi verecekmiq. Don Juan, dostun bana hangi bigim-
de gcirtince[ini bilmedi[inden ottirti son kerte uyanrk bulun-
mamr da sciylemigti.
Kulak kesilmiq dinliyordum. Srrtrm tepenin kayahk yanr-
na dcini.ik, oturmuqtum. Hafif bir uyuqukluk duyumsamaktay-
drm. Don Juan, gdzlerimi kapatmamam iEin uyarmrqtr beni.
Dinlemeye bagladrm; kuq crvrltrlannr, yelin yaprakaln hrqrr-
datmasrnr, bciceklerin vrzrlillarrnr ayrrt edebiliyordum. Dik-
katimi hig dalrtmadan bu seslere verdikge, dort ayn ttir kuq
crvrltrsr igitebildifimi ayrrmsadrm. Yelin hrzrnr da yavaq ve
daha hrzh diye ayrrabiliyordum. Yapraklarm da tig ayrr bigim-
de hrqrrdadrfrnr iqitebilmiqtim. Hele boceklerin vrzrlfilarr bir
qcilendi kulaklanm igin. Oyle geqitliydiler ki, bunlan birbirin-
den ayrrt edip dofiru dtirtist sayamadrm.
Yabansr bir sesler Alemine dalmrqtrm. ilk kez geliyordu
bagrma bciyle bir qey. Bir ara safrma do[ru e[ilir gibi olmug-
tum. Don Juan, durmam igin bir hareket yapmrqtr; ama, o ha-
reketini yapmadan once bunun farkrna vanp gene dimdik
oturmugtum. Don Juan, beni gcitiirtip bir duvar gibi y{ikselen
kayahktaki bir yarrlrn igine yerleqtirdi. Bacaklanmrn altrnda-
ki kimi ufak taglarr ayrkladr ve baqrmrn arkasrnr kayaya daya-
dr.
Sonra da, buyururcaslna, giineydogudaki da$ara bakma-
mr soyledi. Gozlerimi uzaklara dikmiqtim. Don Juan, dtizel-
terek gozlerimi dikmemi, yalnrzca, cintimde uzanan tepeleri
ve i.izerlerindeki bitki ortiistinti tararcasrna bakmarnr istedi.
Ti.im dikkatimi seslere vermemi durmadan yineliyordu.
Sesler gene belirginle;meye baglamrqtr. Sanki onlarr iqit-
mek isteyen ben de[ildim de, sesler zorluyordu bir bakrmir
beni onlarr dikkatle dinlemeye. Yel, yapraklarr sallayrp hrqrr-
datryordu. Alaglann iizerinden gelen yel, bulundulumuz vit-
diye ulagryordu. Ulaqrr ulagmaz da once btittin alaglarrn yap-
duraklamalar bulunan belirli bir dizgi bigiminde geliyordu
Sezgiledifim btiti.in obtir sesler de oyleydi. Yapraklarrn hrgr
trsr, bu sesleri tekdi.ize bir zil sesine ddniiqti.iren, onlarr birb
rine ballayan bir yaprqtrncr gibiydi. Ve gergek olan $ey Eu
du ki, her ses, genel ses diizeni iginde bir birim olacak bigim
de ayarlanmrqtr. Ve boylece, sesler arasrndaki bogluklar, dik
katlice incelendifinde, bir yapr tizerindeki delikleri olugruru
yordu.
Don Juan'rn peri tuza[rndan grkan delici grghgr iqittir
gene. Bu kez pek etkilememiqti beni, ama obtir sesler kesil
vermiq v.e bu kesiliqi, btiy{ik, gok biiyi.ik bir delik gibi algrla
mtgtrm. Igte tam o anda dikkatimi, dinlemek yerine bakmay
gevirmiqtim. ustti yemyegil bir bitki ortiisi.iyle kaph kimi it
gak tepelere bakryordum. Tepelerin gizdigi siluet oyle bir ko
numdaydr ki, bulundulum yerden, tepelerden birisinin ya
tarafinda bir delik gciriir gibi oluyordum. iki tepenin arasmda
ki bir bogluktu bu ashnda; ve oraya bakrnca, uzaktaki da$la
nn kopkoyu gri kengini gorebiliyordum. Bir an, bunun ne o
dufunu tam anlayamamrf, ve bunu seslerdeki "deli$e" ben
zetmiqtim. Sonra, sesler gene bagladr; ama, o koskoca deli!in
gcirsel imgesi de oldulu gibi kaldr. Krsa bir siire sonra, seslc
rin diziliqini, di.izenini ve ralarrndaki duraklamalann srraianr
grnr daha keskin bir bigimde algrlamaya bagladrm. Pek go
sayrdaki bu ayn ayn seslerin aralanndaki farklan ayrrt eclc
bildigimi bulguladrm. Ustelik her bir sesi ayn ayn izleyebili
yr:r, sesler araslnl kesin birer delik halinde algrhyordum. Oy
le bir an geldi ki, sesler zihnimde kristalleqiverdi ve ozdeksc
(maddi) bir orgiiye, bir ngaraya dontiqti.i. Bunu gortiyorclurrr
ya da igitiyordum diyemem. Benlilimin bilinmedik bir yanry
la duyumsuyordum bunu.
Don Juan bir kez daha galdr kaytanrn; sesler rjbtir kezlc
oldufu gibi gene durmuq, o ses orgi.isi.inde kocaman bir delik
agrlmgrtr. Ama, bu kez, bu kocaman delik, bakmakta oldu[urr
tepelerdeki delikle birleqiverdi. usr tiste gakrqmrqlardr. iki cl.
ligi de ciyle i.ist tiste sezgilemem ciyle uzun stirmtigtti ki, gcv
relerinin birbiri igine gakrgtrklannr gciriiyor-iqitiyordum. Sorr
Sezgiledifim btiti.in obtir sesler de oyleydi. Yapraklarrn hrgr
trsr, bu sesleri tekdi.ize bir zil sesine ddniiqti.iren, onlarr birb
rine ballayan bir yaprqtrncr gibiydi. Ve gergek olan $ey Eu
du ki, her ses, genel ses diizeni iginde bir birim olacak bigim
de ayarlanmrqtr. Ve boylece, sesler arasrndaki bogluklar, dik
katlice incelendifinde, bir yapr tizerindeki delikleri olugruru
yordu.
Don Juan'rn peri tuza[rndan grkan delici grghgr iqittir
gene. Bu kez pek etkilememiqti beni, ama obtir sesler kesil
vermiq v.e bu kesiliqi, btiy{ik, gok biiyi.ik bir delik gibi algrla
mtgtrm. Igte tam o anda dikkatimi, dinlemek yerine bakmay
gevirmiqtim. ustti yemyegil bir bitki ortiisi.iyle kaph kimi i
gak tepelere bakryordum. Tepelerin gizdigi siluet oyle bir ko
numdaydr ki, bulundulum yerden, tepelerden birisinin ya
tarafinda bir delik gciriir gibi oluyordum. iki tepenin arasmda
ki bir bogluktu bu ashnda; ve oraya bakrnca, uzaktaki da$la
nn kopkoyu gri kengini gorebiliyordum. Bir an, bunun ne o
dufunu tam anlayamamrf, ve bunu seslerdeki "deli$e" ben
zetmiqtim. Sonra, sesler gene bagladr; ama, o koskoca deli!in
gcirsel imgesi de oldulu gibi kaldr. Krsa bir siire sonra, seslc
rin diziliqini, di.izenini ve ralarrndaki duraklamalann srraianr
grnr daha keskin bir bigimde algrlamaya bagladrm. Pek go
sayrdaki bu ayn ayn seslerin aralanndaki farklan ayrrt eclc
bildigimi bulguladrm. Ustelik her bir sesi ayn ayn izleyebili
yr:r, sesler araslnl kesin birer delik halinde algrhyordum. Oy
le bir an geldi ki, sesler zihnimde kristalleqiverdi ve ozdeksc
(maddi) bir orgiiye, bir ngaraya dontiqti.i. Bunu gortiyorclurr
ya da igitiyordum diyemem. Benlilimin bilinmedik bir yanry
la duyumsuyordum bunu.
Don Juan bir kez daha galdr kaytanrn; sesler rjbtir kezlc
oldufu gibi gene durmuq, o ses orgi.isi.inde kocaman bir delik
agrlmgrtr. Ama, bu kez, bu kocaman delik, bakmakta oldu[urr
tepelerdeki delikle birleqiverdi. usr tiste gakrqmrqlardr. iki cl.
ligi de ciyle i.ist tiste sezgilemem ciyle uzun stirmtigtti ki, gcv
relerinin birbiri igine gakrgtrklannr gciriiyor-iqitiyordum. Sorr
rimle kulaklanmt ttkadtm.
Don Juan ytirtimeme yardtm ederek beni kiigiik bir dere-
ye gotiirdii. Derenin iginde fazla su bulunmuyordu. Don Ju-
an, beni soyundurtup suya yatrrdt ve sulart gapkasrna doldu-
rup iizerime boqalttr.
Kulaklarrmdaki u[uldama hemen azaltvermiqti. Don Ju-
an'ln beni "ytkamast" yalntzca birkaq dakika si.irmiiqti.i. Don
Juan, yiiztime bakrp baqrnt olumlu bigimde sallayarak, kendi-
mi hemencecik "sapasaflam" krhverdi[imi soyledi.
Giyindikten sonra, don Juan beni daha cince oturmuq ol-
dufum yere goti.irdii. Dipdiri ve neqeliydim; zihnim berrak mt
berraktr.
Don Juan, biitrin gegerdiklerimi aynnttlt olarak anlatma-
mr istedi. Biiyriciilerin, seslerdeki o "delikler"i, kimi geyleri
bulmakta kullandrklannt anlath. Bir btiyi.iciiniin dostu, sesler-
deki o deliklerle agrklarmlg kimi gapragrk igleri. Don Juan,
"delikler"e delgin daha belirli bilgiler vermek istememiq, ve
ben sordukEa, benim bir dostum bulunmadrfrndan otiirii daha
kesin bilgi vermesinin bana zarar vermekten baqka bir ige ya-
rayamayaca[mr belirterek baqrndan savmtqtt.
"Bi biiyiici.i igin her qeyin bi anlaml vardlr," demiqti, "ses-
lerde delikler vardtr, gevrendeki her qeyde delikler vardtr. Ge-
nellikle bu delikleri yakalayabilecek denli hrzr elde edemez
insan. O yiizden korunmastz siirdi.irtir gider yagammt. Kurt-
lar, kuqlar, a[aglar, bunlarrn hepsi de bize dtiqlenmedik qeyler
anlatmaktalar; tek, insan, onlartn verdikleri bildirileri kavra-
yacak hrzr elde etsin... igte, dumanbrze o kavrafiqh:zt verir.
Ne var, bu drinyadaki her canlt yaratrkla iyi geginmemiz ge-
rekiyor. Bu yiizdendir ya, oldiirmek tizere oldufumuz bitki-
lerle ya da avlayaca[rmrz hayvanlarla konu$ma zorunlulu[u!
Yalruzca gereksindi[imiz kadannt almahytz; yoksa oldiirdii-
ftimiiz bitkiler de hayvanlar da, kurtlar dabtze karqr gtkarlar,
hastahk ve bela yafdrrrrlar baqrm:za. Bt savagcl bunu bildi-
linden, onlan yatrqtrrmaya gahqlr, ve o deliklere baktrllnda,
alaglar, kuglar ve kurtlar da ona do!ru bildiriler sunarlar.
Kulaklarrm patlayacak
rimle kulaklanmt ttkadtm.
Don Juan ytirtimeme yardtm ederek beni kiigiik bir dere-
ye gotiirdii. Derenin iginde fazla su bulunmuyordu. Don Ju-
an, beni soyundurtup suya yatrrdt ve sulart gapkasrna doldu-
rup iizerime boqalttr.
Kulaklarrmdaki u[uldama hemen azaltvermiqti. Don Ju-
an'ln beni "ytkamast" yalntzca birkaq dakika si.irmiiqti.i. Don
Juan, yiiztime bakrp baqrnt olumlu bigimde sallayarak, kendi-
mi hemencecik "sapasaflam" krhverdi[imi soyledi.
Giyindikten sonra, don Juan beni daha cince oturmuq ol-
dufum yere goti.irdii. Dipdiri ve neqeliydim; zihnim berrak mt
berraktr.
Don Juan, biitrin gegerdiklerimi aynnttlt olarak anlatma-
mr istedi. Biiyriciilerin, seslerdeki o "delikler"i, kimi geyleri
bulmakta kullandrklannt anlath. Bir btiyi.iciiniin dostu, sesler-
deki o deliklerle agrklarmlg kimi gapragrk igleri. Don Juan,
"delikler"e delgin daha belirli bilgiler vermek istememiq, ve
ben sordukEa, benim bir dostum bulunmadrfrndan otiirii daha
kesin bilgi vermesinin bana zarar vermekten baqka bir ige ya-
rayamayaca[mr belirterek baqrndan savmtqtt.
"Bi biiyiici.i igin her qeyin bi anlaml vardlr," demiqti, "ses-
lerde delikler vardtr, gevrendeki her qeyde delikler vardtr. Ge-
nellikle bu delikleri yakalayabilecek denli hrzr elde edemez
insan. O yiizden korunmastz siirdi.irtir gider yagammt. Kurt-
lar, kuqlar, a[aglar, bunlarrn hepsi de bize dtiqlenmedik qeyler
anlatmaktalar; tek, insan, onlartn verdikleri bildirileri kavra-
yacak hrzr elde etsin... igte, dumanbrze o kavrafiqh:zt verir.
Ne var, bu drinyadaki her canlt yaratrkla iyi geginmemiz ge-
rekiyor. Bu yiizdendir ya, oldiirmek tizere oldufumuz bitki-
lerle ya da avlayaca[rmrz hayvanlarla konu$ma zorunlulu[u!
Yalruzca gereksindi[imiz kadannt almahytz; yoksa oldiirdii-
ftimiiz bitkiler de hayvanlar da, kurtlar dabtze karqr gtkarlar,
hastahk ve bela yafdrrrrlar baqrm:za. Bt savagcl bunu bildi-
linden, onlan yatrqtrrmaya gahqlr, ve o deliklere baktrllnda,
alaglar, kuglar ve kurtlar da ona do!ru bildiriler sunarlar.
$eydir
"Su kaynalr perileri belli yerlere ozgi.idtirler. Sana yardrm
etsin diye ga[rrdrfirm periyi iyi tanrnm. Birgok kez yardtmr
dokunmuqtur bana. O vadide oturur. O zaman sana yardrm et-
sin diye gafrrdrlrmda yeterince gtiglii de[ildin de, peri bozul-
muqtu sana. Kottiltik etmek istedilinden defil-zaten higbi qey
istemezler-ama sen orda oyle zayrf, gi.igstiz yatryordun ya...
Daha sonralan, peri az daha seni garpacaktt da oliiverecektin;
hani sulama kanahnda fosfor gibi parlamrqtrn! Anstztn grkr-
vermiqti peri de, az kalsm dayanamryordun. Yapmastn bunu
bi kez bi peri; arttk brrakmaz peqini avlnrn. Bak goreceksin,
nasil gelecektir gene. Ne yazrk ki, dumancr[r kullandrktan
sonra gene sapasaflam olman, kendine gelmen igin suya gir-
men gerekecek hep. Bu da senin aleyhine olacak. Suya gir-
mesen, belki de oliirstin; ama ytkanrrken de peri garpacak se-
ni."
"E, baqka bi yerde ytkansam?"
"Bi qeycikler defigmez... Evimin yoresindeki su kayna[r
perisi her yere izler seni, ama bi peri tuza,[rn olursa, o zaman
baqka... O yiizden gostermigti dost sana o tuza$r. Senin de bi
peri tuza[m olmasmr anlatmtgtr. Parma[ryla dere vadisini
gosterdikten sonra sol eline dolamrqtt kaytant. Bugiin de sana
gene gostermek istemiqti peri tuza[mr; trpkr onu ilk gordi.i$.in
zaman otdu[u gibi. Iyi ki durdun orda; dostun o hrzla geligi-
ni kaldrracak gilgte defildin; iizerine geliverseydi, pek iyi ol-
mazdr senin igin bu."
"Nerden bulacafrm peri tuzafrnr qimdi?"
"Dost, kendisi verecek sanrrlm sana bi tane."
"Nastl verecek?"
"Ne bileyim ben! Dostu bulman gerekecek. Onu nerde
bulabilece$ini soylemigti sana ya!"
"Nerede?"
"Oralarda igte! Deli[i gordi.iftin tepelerde..."
"Yani dostu mu arayacaftm?"
"Hayr. Ama seni buyur etmekte qu anda. Dumancrk, ona
"Su kaynalr perileri belli yerlere ozgi.idtirler. Sana yardrm
etsin diye ga[rrdrfirm periyi iyi tanrnm. Birgok kez yardtmr
dokunmuqtur bana. O vadide oturur. O zaman sana yardrm et-
sin diye gafrrdrlrmda yeterince gtiglii de[ildin de, peri bozul-
muqtu sana. Kottiltik etmek istedilinden defil-zaten higbi qey
istemezler-ama sen orda oyle zayrf, gi.igstiz yatryordun ya...
Daha sonralan, peri az daha seni garpacaktt da oliiverecektin;
hani sulama kanahnda fosfor gibi parlamrqtrn! Anstztn grkr-
vermiqti peri de, az kalsm dayanamryordun. Yapmastn bunu
bi kez bi peri; arttk brrakmaz peqini avlnrn. Bak goreceksin,
nasil gelecektir gene. Ne yazrk ki, dumancr[r kullandrktan
sonra gene sapasaflam olman, kendine gelmen igin suya gir-
men gerekecek hep. Bu da senin aleyhine olacak. Suya gir-
mesen, belki de oliirstin; ama ytkanrrken de peri garpacak se-
ni."
"E, baqka bi yerde ytkansam?"
"Bi qeycikler defigmez... Evimin yoresindeki su kayna[r
perisi her yere izler seni, ama bi peri tuza,[rn olursa, o zaman
baqka... O yiizden gostermigti dost sana o tuza$r. Senin de bi
peri tuza[m olmasmr anlatmtgtr. Parma[ryla dere vadisini
gosterdikten sonra sol eline dolamrqtt kaytant. Bugiin de sana
gene gostermek istemiqti peri tuza[mr; trpkr onu ilk gordi.i$.in
zaman otdu[u gibi. Iyi ki durdun orda; dostun o hrzla geligi-
ni kaldrracak gilgte defildin; iizerine geliverseydi, pek iyi ol-
mazdr senin igin bu."
"Nerden bulacafrm peri tuzafrnr qimdi?"
"Dost, kendisi verecek sanrrlm sana bi tane."
"Nastl verecek?"
"Ne bileyim ben! Dostu bulman gerekecek. Onu nerde
bulabilece$ini soylemigti sana ya!"
"Nerede?"
"Oralarda igte! Deli[i gordi.iftin tepelerde..."
"Yani dostu mu arayacaftm?"
"Hayr. Ama seni buyur etmekte qu anda. Dumancrk, ona
L6

On beg Arahk I969'da akqama do[ru ayru vadiye varmrqtrk.


Qalrlrklafl yara yara ilerledi[imiz srada, don Juan, izlenen
ycinlerin ve yolda rastlayacalrm, yol gosteren qeylerin, girig-
mekte oldulum gaba agrsmdan son kerte cinemli olduklarrnr
defalarca yinelemiqti.
"Tepenin doruluna vanr varmaz, do!ru yonii kararlagtrr-
malrsrn," diyordu. "Tepenin en tist noktasrna varrt varmaz, o
yone donersin," Don Juan parma[ryla gtineydo[uyu gosteri-
yordu. "Senin u[urlu yoniin orasr igte! Hep o ycine dciniik kal;
hele hele bagrn derde girdilinde... Sakrn unutmayasln!"
Deli[i sezgiledi[im tepelerin tabanrnda durduk. Don Juan
belli bir yeri imleyerek oraya oturmamr sciyledi. Kendisi de
yaruma oturup algak bir sesle aynnhh y<inergeler verdi. Tepe-
L6

On beg Arahk I969'da akqama do[ru ayru vadiye varmrqtrk.


Qalrlrklafl yara yara ilerledi[imiz srada, don Juan, izlenen
ycinlerin ve yolda rastlayacalrm, yol gosteren qeylerin, girig-
mekte oldulum gaba agrsmdan son kerte cinemli olduklarrnr
defalarca yinelemiqti.
"Tepenin doruluna vanr varmaz, do!ru yonii kararlagtrr-
malrsrn," diyordu. "Tepenin en tist noktasrna varrt varmaz, o
yone donersin," Don Juan parma[ryla gtineydo[uyu gosteri-
yordu. "Senin u[urlu yoniin orasr igte! Hep o ycine dciniik kal;
hele hele bagrn derde girdilinde... Sakrn unutmayasln!"
Deli[i sezgiledi[im tepelerin tabanrnda durduk. Don Juan
belli bir yeri imleyerek oraya oturmamr sciyledi. Kendisi de
yaruma oturup algak bir sesle aynnhh y<inergeler verdi. Tepe-
dofru koq ve diizlii[e in. Ne iqitirsen iqit ve duyarsan duy ar-
kanda, trig doniip bakmadan koq. Ve di.izli.i[e indikten sonra,
yere gok. Ne kadar korkmuq olsan da sakm kagma ordan. Qr-
kar geketini ve katlayrp gobe[ine bastr ve dizlerini karnrna
do!ru gekip yere yumul. Gcizlerini de ellerinle kapatmayr
unutma. Kollarrn kalgalarrm iyice bastrsm. igte o durumda
sabaha dek kalmahsrn. Bu dediklerimi yaparsan higbi qeycik
olmaz sana.
"Ama diizlii[e zamanlnda yetiqemezsen, bulundu[un ye-
re goktiver. O zaman, Allah yardrmcrn olsun, bu pek korkung
olacak. Sana saldrracaklar; ama hnmadan, devinmeden orda
kalabilirsen, bagrnr kaldrnp da ne var diye bakmazsan, turp
gibi grkarsrn sabahleyin, bi qeycikler olmadan.
"Ama kolunu batrya dogru savurur dururken elinde rhkhk
falan duymazsan, gene doluya dcinersin ve solulun kesilene
dek o yone dogru kogarsm. Soluksuz kaldrfrn yerde aynr ha-
reketleri yinelersin. Elin rhnana dek, gene doluya do!ru ko-
$arsrn ve aynl qeyleri yaparsrn."
Don Juan bu yonergeleri verdikten sonra, ezberleyene
dek, hepsini bana yineletti. Sonra uzun siire sessizce oturduk.
Bir iki kez konuyu yeniden agmak istedim; ama, don Juan her
kezinde sert bir bigimde beni susmaya zorladr.
Don Juan kalkrp bir qeycikler demeden tepeye trrmanma-
ya baqladrlrnda, karanhk bastrrmaktaydr. Onu izledim. Tepe-
nin en tistti yerine vardr[rmrzda, bana ofretti[i tiim hareket-
lerimi yaptrm. Don Juan az citemde duruyor, keskin bakrglar-
la beni izliyordu. Qok dikkatli davraruyor ve bile bile alrrdan
ahyordum. Ufak bir rsr de$iqimini bile duyumsamaya gahqr-
yordum, ama elimin ayasmda bir rhkhk olup olmadr[rnr kes-
tiremiyordum. Artrk karanhk iyice bastrrmrgtr. Solufum kesi-
lince durmug oldu[um yer, grkrq yerimden pek uzak sayrl-
mazdr. Qok yorgun ve gergindim. Kollanm ve baldrrlarrm a!-
nyordu.
Bu yeni yerde de aym devinimleri yaptrm, ama sonug ge-
ne olumsuzdu. Iki kez daha koqmak zorunda kaldrm karanh-
kanda, trig doniip bakmadan koq. Ve di.izli.i[e indikten sonra,
yere gok. Ne kadar korkmuq olsan da sakm kagma ordan. Qr-
kar geketini ve katlayrp gobe[ine bastr ve dizlerini karnrna
do!ru gekip yere yumul. Gcizlerini de ellerinle kapatmayr
unutma. Kollarrn kalgalarrm iyice bastrsm. igte o durumda
sabaha dek kalmahsrn. Bu dediklerimi yaparsan higbi qeycik
olmaz sana.
"Ama diizlii[e zamanlnda yetiqemezsen, bulundu[un ye-
re goktiver. O zaman, Allah yardrmcrn olsun, bu pek korkung
olacak. Sana saldrracaklar; ama hnmadan, devinmeden orda
kalabilirsen, bagrnr kaldrnp da ne var diye bakmazsan, turp
gibi grkarsrn sabahleyin, bi qeycikler olmadan.
"Ama kolunu batrya dogru savurur dururken elinde rhkhk
falan duymazsan, gene doluya dcinersin ve solulun kesilene
dek o yone dogru kogarsm. Soluksuz kaldrfrn yerde aynr ha-
reketleri yinelersin. Elin rhnana dek, gene doluya do!ru ko-
$arsrn ve aynl qeyleri yaparsrn."
Don Juan bu yonergeleri verdikten sonra, ezberleyene
dek, hepsini bana yineletti. Sonra uzun siire sessizce oturduk.
Bir iki kez konuyu yeniden agmak istedim; ama, don Juan her
kezinde sert bir bigimde beni susmaya zorladr.
Don Juan kalkrp bir qeycikler demeden tepeye trrmanma-
ya baqladrlrnda, karanhk bastrrmaktaydr. Onu izledim. Tepe-
nin en tistti yerine vardr[rmrzda, bana ofretti[i tiim hareket-
lerimi yaptrm. Don Juan az citemde duruyor, keskin bakrglar-
la beni izliyordu. Qok dikkatli davraruyor ve bile bile alrrdan
ahyordum. Ufak bir rsr de$iqimini bile duyumsamaya gahqr-
yordum, ama elimin ayasmda bir rhkhk olup olmadr[rnr kes-
tiremiyordum. Artrk karanhk iyice bastrrmrgtr. Solufum kesi-
lince durmug oldu[um yer, grkrq yerimden pek uzak sayrl-
mazdr. Qok yorgun ve gergindim. Kollanm ve baldrrlarrm a!-
nyordu.
Bu yeni yerde de aym devinimleri yaptrm, ama sonug ge-
ne olumsuzdu. Iki kez daha koqmak zorunda kaldrm karanh-
Birkag saat sonra arabanrn bulundufu yere ulaqtrlrmrzda,
o gordtiltim geyin ne oldu[unu sordum. Don Juan baqmr, sus-
mamr buyururcaslna salladr; ve sessizlik iginde arabayr siir-
di.im.
Sabahleyin erken bir saatte evine vardrlrmtzda, don Juan
do[ruca eve girdi ve gene konuqmak i.izere oldufumu gortin-
ce beni gene susturdu.

Don Juan evin arka avlusunda oturmaktaydr. Benim uyanma-


mt bekliyor olmah ki, beni goriir gormez konuqmaya baqladr.
Onceki gece gcirmtig oldulum gcilgenin bir peri, onu gcirdti-
giim yere ozgi ruh oldulunu sdyledi. O qeyin, bir yaran ol-
mayan bir varhk oldufunu belirtti.
"Srrf orda bulunur iqte," dedi, "ne gtzi, ne de giicii vardrr.
Orda kalmaya de[mezdi. Biiti.in gece bi oraya bi buray a hrz-
la gidip gelen bi golge gorecektin e[er kalsaydrk. Ama baqka
tiir ruhlar da vardrr; sana giigliiltik gizlen verebilecek ruhlar...
Ama gansh olmak gerek onlarr bulmak iEin."
Btaz kahvaltr ettik ve bir siire konuqmadrk. Kahvaltr bi-
tince, evin on yaruna gegtik.
Don Juan birden, "Ug geqit olur bu varhklar," dedi, "ve-
recek bi geyleri bulunmadrfr igin higbi q"y veremeyen varhk-
lar; yalnrzca insanr iirkiiten varhklar, bi de insana arma[an
veren varhklar... Diin gece gcirdiiftin, suskun bi varhktr; yok-
tu verecek bi qeyi sana. Srrf bi gcilgeydi igte! Ama golu kez
bu suskun tiirlerin yciresinde bqaka bi ruha rastlarsm; srrf tir-
kti sagmaktan baqka bi geye yaramayan kot{i bi peri. O suskun
ruhlann bulundu[u yerlerde dolaqrrlar. iqte bu ytizden ordan
hemen kagrrdrm seni. O kotti ruh insanr ta evine dek izler de
canlnr burnundan getirtir adamrn. Bu nedenle evlerini brrakrp
giden bigok kimse bilirim. Kimileri bu tiir varhklardan bi gey
elde edeceklerini sanrlar; ama evde peri var diye bi qey olur
sanma haa! Kendilerine gizler bildirsin diye bu perileri ayart-
maya gahqan, bi odadan bi odaya btitiin evde bu perileri izle-
Birkag saat sonra arabanrn bulundufu yere ulaqtrlrmrzda,
o gordtiltim geyin ne oldu[unu sordum. Don Juan baqmr, sus-
mamr buyururcaslna salladr; ve sessizlik iginde arabayr siir-
di.im.
Sabahleyin erken bir saatte evine vardrlrmtzda, don Juan
do[ruca eve girdi ve gene konuqmak i.izere oldufumu gortin-
ce beni gene susturdu.

Don Juan evin arka avlusunda oturmaktaydr. Benim uyanma-


mt bekliyor olmah ki, beni goriir gormez konuqmaya baqladr.
Onceki gece gcirmtig oldulum gcilgenin bir peri, onu gcirdti-
giim yere ozgi ruh oldulunu sdyledi. O qeyin, bir yaran ol-
mayan bir varhk oldufunu belirtti.
"Srrf orda bulunur iqte," dedi, "ne gtzi, ne de giicii vardrr.
Orda kalmaya de[mezdi. Biiti.in gece bi oraya bi buray a hrz-
la gidip gelen bi golge gorecektin e[er kalsaydrk. Ama baqka
tiir ruhlar da vardrr; sana giigliiltik gizlen verebilecek ruhlar...
Ama gansh olmak gerek onlarr bulmak iEin."
Btaz kahvaltr ettik ve bir siire konuqmadrk. Kahvaltr bi-
tince, evin on yaruna gegtik.
Don Juan birden, "Ug geqit olur bu varhklar," dedi, "ve-
recek bi geyleri bulunmadrfr igin higbi q"y veremeyen varhk-
lar; yalnrzca insanr iirkiiten varhklar, bi de insana arma[an
veren varhklar... Diin gece gcirdiiftin, suskun bi varhktr; yok-
tu verecek bi qeyi sana. Srrf bi gcilgeydi igte! Ama golu kez
bu suskun tiirlerin yciresinde bqaka bi ruha rastlarsm; srrf tir-
kti sagmaktan baqka bi geye yaramayan kot{i bi peri. O suskun
ruhlann bulundu[u yerlerde dolaqrrlar. iqte bu ytizden ordan
hemen kagrrdrm seni. O kotti ruh insanr ta evine dek izler de
canlnr burnundan getirtir adamrn. Bu nedenle evlerini brrakrp
giden bigok kimse bilirim. Kimileri bu tiir varhklardan bi gey
elde edeceklerini sanrlar; ama evde peri var diye bi qey olur
sanma haa! Kendilerine gizler bildirsin diye bu perileri ayart-
maya gahqan, bi odadan bi odaya btitiin evde bu perileri izle-
olmadr[rna dikkat edilmeliymiq. Ve bunlardan birisi olursa
peri gciri.inene dek o olayrn gegtifi yere do!ru ytiriinmeliy-
mi$.
Bu varhklar birgok ycintemlerle slnarml$ bir sava$glyl.
Kimileyin, gok korkung bir gortintimle, np diye adamrn onti-
ne grkrverir, kimi kez de adama arkasmdan yaplglr ve onu oy-
le saatlerce krmrldayamaz durumda tutarmrq. Adamrn i.isti.ine
bir a$ag devirdili de olurmuq. Don Juan bunlann gergekten
tehlikeli qeyler olduklarrnr anlattr. Kargr karqrya bir dovtiqe
gegildifinde, insanr cildiirmeseler de, korku salarak oldiirme-
leri, ya da devirdikleri bir geyle ezmeleri, birdenbire karqrla-
rrna grkrp dengesini bozarak aya[rnr kaydrrrp bir yardan di.i-
giirmeleri ve o insanr o yolla cildtirmeleri olasrymrg.
Don Juan bu varhklara uygunsuz koqullar altrnda rastlar-
sam, onlarla asla dcivii$mememi; dovtiqi.irsem olecefimi anla-
tryordu. Ruhumu da galarmrq bu periler. En iyisi kendimi ye-
re atrp sabaha dek dayanmakmrq
"Bi adam gizler sunan bi dostla karqrlagtr$r zaman, tiim
cesaretini toplayrp, o daha kendisini yakalamadan kendisi
ona yaplqmahdrr. Ya da o seni kovalamaya baglamadan cjnce
sen kovalamahsm onu. Amansrz bi kovalamaca olmahdrr bu;
ardmdan da dciviiq gelir. Giireqip yere serrnen gerekir periyi,
erkini verene dek yerde muhlaman gerekir."
Bu varhklann ozdeksel (maddi) olup olmadrklarrnl, ger-
gekten onlara dokunulup dokunulamayacafrnr sormuqtum
don Juan'a. "Peri" sozciiltintin bende cizdeksel olmayan, elle
tutulamayan bir geyleri ga[nqtrrdrlrnr soylemigtim.
Don Juan, "Peri falan demeyelim bunlara," dedi, "en iyi-
si dost diyelim, ya da billinmedik geyter diyelim."
Don Juan bir stire sustuktan sonra srrtiistii yatfi ve kolla-
nnr baqrnrn altrnda kavuqturdu. Bu varhklarda ozdek var ml
diye sormuqtum gene.
"Elbet vardr cizdekleri!" dedi don Juan bir an sustuktan
sonra. Onlarla dovi.iqtirken kah mr katrdrrlar-ne var, Eok siir-
olmadr[rna dikkat edilmeliymiq. Ve bunlardan birisi olursa
peri gciri.inene dek o olayrn gegtifi yere do!ru ytiriinmeliy-
mi$.
Bu varhklar birgok ycintemlerle slnarml$ bir sava$glyl
Kimileyin, gok korkung bir gortintimle, np diye adamrn onti
ne grkrverir, kimi kez de adama arkasmdan yaplglr ve onu oy
le saatlerce krmrldayamaz durumda tutarmrq. Adamrn i.isti.ine
bir a$ag devirdili de olurmuq. Don Juan bunlann gergekten
tehlikeli qeyler olduklarrnr anlattr. Kargr karqrya bir dovtiqe
gegildifinde, insanr cildiirmeseler de, korku salarak oldiirme-
leri, ya da devirdikleri bir geyle ezmeleri, birdenbire karqrla
rrna grkrp dengesini bozarak aya[rnr kaydrrrp bir yardan di.i
giirmeleri ve o insanr o yolla cildtirmeleri olasrymrg.
Don Juan bu varhklara uygunsuz koqullar altrnda rastlar-
sam, onlarla asla dcivii$mememi; dovtiqi.irsem olecefimi anla-
tryordu. Ruhumu da galarmrq bu periler. En iyisi kendimi ye-
re atrp sabaha dek dayanmakmrq
"Bi adam gizler sunan bi dostla karqrlagtr$r zaman, tiim
cesaretini toplayrp, o daha kendisini yakalamadan kendis
ona yaplqmahdrr. Ya da o seni kovalamaya baglamadan cjnce
sen kovalamahsm onu. Amansrz bi kovalamaca olmahdrr bu;
ardmdan da dciviiq gelir. Giireqip yere serrnen gerekir periyi,
erkini verene dek yerde muhlaman gerekir."
Bu varhklann ozdeksel (maddi) olup olmadrklarrnl, ger-
gekten onlara dokunulup dokunulamayacafrnr sormuqtum
don Juan'a. "Peri" sozciiltintin bende cizdeksel olmayan, elle
tutulamayan bir geyleri ga[nqtrrdrlrnr soylemigtim.
Don Juan, "Peri falan demeyelim bunlara," dedi, "en iyi-
si dost diyelim, ya da billinmedik geyter diyelim."
Don Juan bir stire sustuktan sonra srrtiistii yatfi ve kolla-
nnr baqrnrn altrnda kavuqturdu. Bu varhklarda ozdek var ml
diye sormuqtum gene.
"Elbet vardr cizdekleri!" dedi don Juan bir an sustuktan
sonra. Onlarla dovi.iqtirken kah mr katrdrrlar-ne var, Eok siir-
anrmsatmrqtr. Ayrrca o $eye golge dememe de kargr grkarak,
onun yuvarlak oldu[unu ve daha gok bir baloncu[a ya da ka-
barcrfa benzedilini soyledi.
iti gtin sonra, 17 Arahk L969'da don Juan, gok cinemsiz bir
geymiqgesine, o tepelere tek baqrma gidip, bir erk nesnesi
olan peri tuza[rnr edinebilecek denli tiim ayrrntrlan ve gerek-
li ycintemleri bildi[imi soyleyivermigti. Bu kez yalnrz baqrma
gitmem iizerinde dayatryor ve benimle birlikte gelmesinin
bana yarardan gok zarar verece[ini anlatryordu.
Ben tam gitmeye hazrlarurken, don Juan fikrini deliqtir-
miti.
"Yeterince sallam delilsin," demiqti, "tepenin altrndaki
diizliikte bekleyim bari seni."

Dostu gormi.iq oldu[um o dar vadiye vardrlrmrzda don Juan,


tepelerdeki delik diye nitelendirdi[im arazi oluqumunu az
uzaktan incelemi$ ve daha citelere, gi.ineydeki uzak daflara
gitmemiz gerektilini soylemiqti. Delili gorebilecelimiz en
uzak noktada bulunacakmrq dostun yuvasl.
Deli[i oluqturan arazi yaplsma baktrm; uzaklarda yiikse-
len mavimtrrak da$ardan baqka bir qey goremiyordum. Don
Juan'rn krlavuzlu[unda gtineydoEuyu dogru saatlerce ytirii-
diikten sonra, dostun yuvasma "iyice sokulduk" dedi[i bir ye-
re varrnrqtrk. Durdulumuz zarnan ofleden epey sonraydr. Ki-
mi kayalarrn iizerine oturduk. Ag ve yorgundum; biitiin giin
yalnrzcabiraz tortilla yemiq vebtaz da su iEmiqtim. Don Ju-
an birden ayapa kalkrp goge baktr ve buyururcaslna benimi-
gin en ulurlu yone do!ru gitmemi ve o anda bulundulumuz
noktayr unutmamamr soyledi. Qiinkii igim bitince gene oraya
donmem gerekiyormug. Ardrndan da bana gi.iven verrneye ga-
hgarak gerekirse sonsuza dek orda beni bekleyecefini ekledi.
Tasalanarak, o peri tuzalr bulma iqinin gok mu uzun stire-
ce$ini sordum.
Gizemli bir giiltimsemeyle, "Kim bilir?" dedi.
anrmsatmrqtr. Ayrrca o $eye golge dememe de kargr grkarak,
onun yuvarlak oldu[unu ve daha gok bir baloncu[a ya da ka-
barcrfa benzedilini soyledi.
iti gtin sonra, 17 Arahk L969'da don Juan, gok cinemsiz bir
geymiqgesine, o tepelere tek baqrma gidip, bir erk nesnesi
olan peri tuza[rnr edinebilecek denli tiim ayrrntrlan ve gerek-
li ycintemleri bildi[imi soyleyivermigti. Bu kez yalnrz baqrma
gitmem iizerinde dayatryor ve benimle birlikte gelmesinin
bana yarardan gok zarar verece[ini anlatryordu.
Ben tam gitmeye hazrlarurken, don Juan fikrini deliqtir-
miti.
"Yeterince sallam delilsin," demiqti, "tepenin altrndaki
diizliikte bekleyim bari seni."

Dostu gormi.iq oldu[um o dar vadiye vardrlrmrzda don Juan,


tepelerdeki delik diye nitelendirdi[im arazi oluqumunu az
uzaktan incelemi$ ve daha citelere, gi.ineydeki uzak daflara
gitmemiz gerektilini soylemiqti. Delili gorebilecelimiz en
uzak noktada bulunacakmrq dostun yuvasl.
Deli[i oluqturan arazi yaplsma baktrm; uzaklarda yiikse-
len mavimtrrak da$ardan baqka bir qey goremiyordum. Don
Juan'rn krlavuzlu[unda gtineydoEuyu dogru saatlerce ytirii-
diikten sonra, dostun yuvasma "iyice sokulduk" dedi[i bir ye-
re varrnrqtrk. Durdulumuz zarnan ofleden epey sonraydr. Ki-
mi kayalarrn iizerine oturduk. Ag ve yorgundum; biitiin giin
yalnrzcabiraz tortilla yemiq vebtaz da su iEmiqtim. Don Ju-
an birden ayapa kalkrp goge baktr ve buyururcaslna benimi-
gin en ulurlu yone do!ru gitmemi ve o anda bulundulumuz
noktayr unutmamamr soyledi. Qiinkii igim bitince gene oraya
donmem gerekiyormug. Ardrndan da bana gi.iven verrneye ga-
hgarak gerekirse sonsuza dek orda beni bekleyecefini ekledi.
Tasalanarak, o peri tuzalr bulma iqinin gok mu uzun stire-
ce$ini sordum.
Gizemli bir giiltimsemeyle, "Kim bilir?" dedi.
bir tepenin ardrndan yitip gidiveren bir imge...
Yapraklarrn hafif htqrfismr igitiyordum; her yanrmdan
giizel kokular geliyordu. Utangag bir fisrltr gibi kulaklarrma
dolmaktaydr esen yel. Giineq ufukta yo[un bir bulut kiimesi-
ne yaklagmaktaydr ve daha algaklardaki bir obek bulutun ar-
kasma girdifnde iistteki bulut kiimesini turuncu bir geride ge-
virmigti. Az sonra bulutlann ardmdan gtkmca, sisler iginde
ytizen krzrl bir topa benzemigti. Gtineg bir ara go[tin masma-
vi bir agrkh[rna ulagmaya gabalar gibi gcirtinmtiqtii; ne var,
bulutlar onu buakmryorlar, i.isttine iistiine geliveriyorlardr.
Qok gegmeden, o turuncu qeritle dallann karaltrlan yutuver-
miqti giinegi.
Srrttisti.i uzandrm. 6yle dingindi ki ttim gevrem, oyle dur-
gun ve aynr zamanda oylesine yabancry& ki! Qok etkilenmiq-
tim. Aflamak istemiyordum ama gozyaqlanmt tutamadtm.
Saatlerce o durumda kalmrgtrm. Yerimden krmrldayaml-
yordum. Altrmdaki kayalarrn sertlifini duyumsuyordum. Bu-
lundu[um yer, tiim gevreyi saran giir yeqilliklerin tersine bit-
kisiz ve agrkhktr. Oturdulum yerden doludaki tepelerin iize-
rindeki dizi dizi yiiksek afaglarr gorebiliyordum.
Artrk hava epey kararmrqtr. Oldukga iyi hissetmekteydim
kendimi. Mutluydum diyebilirim. Yarr karanhkta, kendimi,
goz kamagtrrrcr giin rgrfrnda oldulundan gok daha huzurlu ve
giivenli hissetmigimdir.
Yerimden kalkarak ktigtik bir tepeye grktrm ve don Ju-
an'rn cifretmiq oldulu hareketleri yapmaya koyuldum. Yedi
kez doluya kogtuktan sonra elimin rsrndr[rnr fark ettim. Bir
ateq yakrp don Juan'rn uyanlan izre, bi.ittin aynnttlan gozle-
yerek.bakmaya bagladrm. Boylece saatler gegti. Yorulmug-
tum. Ugtiyordum da. Koca bir yrlrn kuru dal toplamrgtrm.
Atege yaklagtrm ve ategi beslemeye koyuldum. Yaptrlrm goz-
leyig oylesine yormugtu ki beni, baqrm oniime dtiqiip duruyor-
du. Iki kez uyuklamrg ve ancak bagrm yana sarkmca uyanml$-
trm. Artrk atege bakamayacak denli yorulmugtum. Biraz su ig-
tim, hatta uyaruk kalayrm diye yi.iztime su serptim. Uykumu
bir tepenin ardrndan yitip gidiveren bir imge...
Yapraklarrn hafif htqrfismr igitiyordum; her yanrmdan
giizel kokular geliyordu. Utangag bir fisrltr gibi kulaklarrma
dolmaktaydr esen yel. Giineq ufukta yo[un bir bulut kiimesi-
ne yaklagmaktaydr ve daha algaklardaki bir obek bulutun ar
kasma girdifnde iistteki bulut kiimesini turuncu bir geride ge
virmigti. Az sonra bulutlann ardmdan gtkmca, sisler iginde
ytizen krzrl bir topa benzemigti. Gtineg bir ara go[tin masma-
vi bir agrkh[rna ulagmaya gabalar gibi gcirtinmtiqtii; ne var
bulutlar onu buakmryorlar, i.isttine iistiine geliveriyorlardr.
Qok gegmeden, o turuncu qeritle dallann karaltrlan yutuver-
miqti giinegi.
Srrttisti.i uzandrm. 6yle dingindi ki ttim gevrem, oyle dur-
gun ve aynr zamanda oylesine yabancry& ki! Qok etkilenmiq-
tim. Aflamak istemiyordum ama gozyaqlanmt tutamadtm.
Saatlerce o durumda kalmrgtrm. Yerimden krmrldayaml-
yordum. Altrmdaki kayalarrn sertlifini duyumsuyordum. Bu-
lundu[um yer, tiim gevreyi saran giir yeqilliklerin tersine bit-
kisiz ve agrkhktr. Oturdulum yerden doludaki tepelerin iize-
rindeki dizi dizi yiiksek afaglarr gorebiliyordum.
Artrk hava epey kararmrqtr. Oldukga iyi hissetmekteydim
kendimi. Mutluydum diyebilirim. Yarr karanhkta, kendimi,
goz kamagtrrrcr giin rgrfrnda oldulundan gok daha huzurlu ve
giivenli hissetmigimdir.
Yerimden kalkarak ktigtik bir tepeye grktrm ve don Ju-
an'rn cifretmiq oldulu hareketleri yapmaya koyuldum. Yed
kez doluya kogtuktan sonra elimin rsrndr[rnr fark ettim. Bir
ateq yakrp don Juan'rn uyanlan izre, bi.ittin aynnttlan gozle
yerek.bakmaya bagladrm. Boylece saatler gegti. Yorulmug-
tum. Ugtiyordum da. Koca bir yrlrn kuru dal toplamrgtrm.
Atege yaklagtrm ve ategi beslemeye koyuldum. Yaptrlrm goz-
leyig oylesine yormugtu ki beni, baqrm oniime dtiqiip duruyor-
du. Iki kez uyuklamrg ve ancak bagrm yana sarkmca uyanml$-
trm. Artrk atege bakamayacak denli yorulmugtum. Biraz su ig-
tim, hatta uyaruk kalayrm diye yi.iztime su serptim. Uykumu
yrmlar grlr daha iiqi.igti.i beynime; bu kez seving verici tiir-
den... Don Juan, herhalde, benim dallarda kalmaktan cayaca-
frmr di.iqi.inerek ya da arkasrndan koqtulumu gorerek bir ine
ya da bir gahh[rn ardrna falan saklanmrg olabilirdi. Sonra da
beni izlemiq ve uyudufumu gorerek kulafrmrn dibinde bir dal
falan krrarak uyandrmrg olabilirdi. Ateqebiraz daha kuru dal
si.irdtim ve onu goriir mtiytim diye usul usul gevreyi gozetle-
meye koyuldum. Oralarda bir yerde saklanryor olsaydr bile,
onu bulamayacalrmr bile bile...
Onahk oldukga sakindi: Crrcrrbcicekleri, gevremi saran
tepelerdeki alaglan titreten yel, tutuqan dallann grkardrfr yu-
muqak grtrrtrlar. Krvrlcrmlar uguguyordu, ama de[iqik tiir kr-
vrlcrmlar delildi bunlar.
Ansrzrn ikiye pargalanan bir dahn gatufisrnr iqittim. So-
lumdan gelmigti gtiri.iltii. Solulumu tutup olanca dikkatimle
dinledim. Bir an gegti gegmedi, derken, haydi... Bir dahn da-
ha krnldrlrm igittim. Bu kez safrmda...
Bir de baktrm, uzaktan uza$a krrrlan dal sesleri gelmekte
belli belirsiz. Sanki birisi onlara basa basa gatrrdatmakta...
Gtir, dolgun seslerdi bunlar; igtahh diyebilecefim... Bulundu-
Eum yere do!ru yaklagmaktaydrlar. Alrrdan alarak, dinle-
mem mi yoksa kalkmam mr gerek diye dtigtindtim. Ben, ne
yapmam gerekir diye oyle diiqi.ini.irken birdenbire krnlan dal
sesleri dort bir yanrml sarmrgtr. Oylesine hrzh olmuqtu ki bu
son geligme, az kalsrn yerimden firlayrp ategi, tizerine basa
basa scindiirmeye bile vakit bulamayacakhm.
Ateg soner sonmez karanhkta tepeden agalrya kogmaya
bagladrm. Qahhklan agarak koqarken, bir di.izliik bulunmadr-
[t diigtincesi gegivermigti akhmdan. Gozlerimi yiiksek gah-
lardan koruya koruya koqmayr siirdiirdiim. Yamagtan aqalr
daha yarr yoldayken arkamdan bir geylerin bana dokunurca-
sma yaklagtr[rnr duyumsadrm. Bir dal falan olamazdr bu.
Sezgi yoluyla, tizerime atlayaca$rnr duyumsadrlrm bir qeydi
bu. Bayalr dondurmugtu bu dtigtince beni. Hemen don Ju-
an'rn dedili gibi ceketimi grkanp diirdtim ve karruma bashr-
yrmlar grlr daha iiqi.igti.i beynime; bu kez seving verici tiir-
den... Don Juan, herhalde, benim dallarda kalmaktan cayaca-
frmr di.iqi.inerek ya da arkasrndan koqtulumu gorerek bir ine
ya da bir gahh[rn ardrna falan saklanmrg olabilirdi. Sonra da
beni izlemiq ve uyudufumu gorerek kulafrmrn dibinde bir dal
falan krrarak uyandrmrg olabilirdi. Ateqebiraz daha kuru dal
si.irdtim ve onu goriir mtiytim diye usul usul gevreyi gozetle-
meye koyuldum. Oralarda bir yerde saklanryor olsaydr bile,
onu bulamayacalrmr bile bile...
Onahk oldukga sakindi: Crrcrrbcicekleri, gevremi saran
tepelerdeki alaglan titreten yel, tutuqan dallann grkardrfr yu-
muqak grtrrtrlar. Krvrlcrmlar uguguyordu, ama de[iqik tiir kr-
vrlcrmlar delildi bunlar.
Ansrzrn ikiye pargalanan bir dahn gatufisrnr iqittim. So-
lumdan gelmigti gtiri.iltii. Solulumu tutup olanca dikkatimle
dinledim. Bir an gegti gegmedi, derken, haydi... Bir dahn da-
ha krnldrlrm igittim. Bu kez safrmda...
Bir de baktrm, uzaktan uza$a krrrlan dal sesleri gelmekte
belli belirsiz. Sanki birisi onlara basa basa gatrrdatmakta...
Gtir, dolgun seslerdi bunlar; igtahh diyebilecefim... Bulundu-
Eum yere do!ru yaklagmaktaydrlar. Alrrdan alarak, dinle-
mem mi yoksa kalkmam mr gerek diye dtigtindtim. Ben, ne
yapmam gerekir diye oyle diiqi.ini.irken birdenbire krnlan dal
sesleri dort bir yanrml sarmrgtr. Oylesine hrzh olmuqtu ki bu
son geligme, az kalsrn yerimden firlayrp ategi, tizerine basa
basa scindiirmeye bile vakit bulamayacakhm.
Ateg soner sonmez karanhkta tepeden agalrya kogmaya
bagladrm. Qahhklan agarak koqarken, bir di.izliik bulunmadr-
[t diigtincesi gegivermigti akhmdan. Gozlerimi yiiksek gah-
lardan koruya koruya koqmayr siirdiirdiim. Yamagtan aqalr
daha yarr yoldayken arkamdan bir geylerin bana dokunurca-
sma yaklagtr[rnr duyumsadrm. Bir dal falan olamazdr bu.
Sezgi yoluyla, tizerime atlayaca$rnr duyumsadrlrm bir qeydi
bu. Bayalr dondurmugtu bu dtigtince beni. Hemen don Ju-
an'rn dedili gibi ceketimi grkanp diirdtim ve karruma bashr-
tek geyin bu olanlann bende yarattrlr cogkularr bastrmak ol
dulunu gegiriyordum. Bildifim bir gey varsa, o da bu durum
dan gok zevk almakta oldu[umdu. Diiqmanlmln bir sonrak
hareketini yanrlmadan kestiriverince zevkten dort koge olu
veriyordum. Don Juan'rn yerinde olsaydrm, ardrndan ne ya
pardrm diye tahminler ytirtittiyordum.
Bir hoptirdeme sesi bu oynadrfrm ussal oyuna bir son
vermigti. Dikkatle dinledim; gene iqittim o sesi. Ne oldulunu
bir tiirlti kestiremiyordum. Bir hayvarun hciptirdeterek su igi
qini andrrmaktaydr. Bir kez daha, gok yakrndan geldi o ses
Koca geneli bir geng kzm $apur qupur sakz gifnemesini ga!
nqtran bu sesten tedirgin olmaktaydrm. Don Juan'rn boyle
bir sesi nasrl grkarabildilini qaqkrnhkla gegirirken, ses bir kez
daha geldi salrmdan. Once bir ses duymuqtum. Sonra biris
vrcrk vrcrk gamurda bata grka yi.irtiyen ayaklarrn grkardrl
kosntil (gehvani) diyebilecelim seslerdi bunlar. Sesler bir ara
kesiliverdi ve sonra solumda bir yerde gene bagladr. Qok ya
krnlarda, iig metre kadar otemden gelmekteydi... Ya[mur giz
mesi giymiq iriyarr birinin gamurda yi.iri.imesine benzetiyor-
dum artrk bu sesleri. Sesteki zengin titremeleri gok hayret ve
rici buluyordum. Ben olsam, bu seslbri grkartabilmek igin na
srl bir ilkel gereq kullanrrdrm diye dtiqiindiim ama bir tiirlii gr
karamadrm. Arkama dofru bir yerden biri drzi benzer ayak
sesleri daha gelmeye baqlamrqtr. Sesler her yandan aynr za
manda gelmekteydi. Sanki birisi gevremde gamurlara bata gr
ka koguguyor, zrphyordu.
Mantrksal agrdan kuqkuya dtiqtiim bir ara. Eler bunlarr
yapan don Juan idiyse, gevremde daireler gtze gize inanrlmaz
bir hrzla koquyor olmasr gerekirdi. igte o zaman don Juan'rn
bu iqi yalmz bagrna yapmadrfrna yarunda birilerini de getirdi-
line inarur oldum. Bu iqte ortaklannrn kimler olabilecelini
diiqtinmeye gegmek istedim, ama, gevremdeki giiriilttiler yti-
ztinden zihnimi toparlayamryordum. Evet, diiqiincelerim dar-
ma$rnrktt yd, korkuyor de[ildim. Olsa olsa, seslerin yabansr
nitelilinden otiiri.i bir qaqkrnhk igindeydim. Qamurlar ezilir-
ken yer salaruyor gibiydi. Ve bu sallantrlardaki titreqimler
dulunu gegiriyordum. Bildifim bir gey varsa, o da bu durum
dan gok zevk almakta oldu[umdu. Diiqmanlmln bir sonrak
hareketini yanrlmadan kestiriverince zevkten dort koge olu
veriyordum. Don Juan'rn yerinde olsaydrm, ardrndan ne ya
pardrm diye tahminler ytirtittiyordum.
Bir hoptirdeme sesi bu oynadrfrm ussal oyuna bir so
vermigti. Dikkatle dinledim; gene iqittim o sesi. Ne oldulunu
bir tiirlti kestiremiyordum. Bir hayvarun hciptirdeterek su igi
qini andrrmaktaydr. Bir kez daha, gok yakrndan geldi o ses
Koca geneli bir geng kzm $apur qupur sakz gifnemesini ga!
nqtran bu sesten tedirgin olmaktaydrm. Don Juan'rn boyl
bir sesi nasrl grkarabildilini qaqkrnhkla gegirirken, ses bir ke
daha geldi salrmdan. Once bir ses duymuqtum. Sonra biris
vrcrk vrcrk gamurda bata grka yi.irtiyen ayaklarrn grkardrl
kosntil (gehvani) diyebilecelim seslerdi bunlar. Sesler bir ar
kesiliverdi ve sonra solumda bir yerde gene bagladr. Qok ya
krnlarda, iig metre kadar otemden gelmekteydi... Ya[mur giz
mesi giymiq iriyarr birinin gamurda yi.iri.imesine benzetiyor-
dum artrk bu sesleri. Sesteki zengin titremeleri gok hayret ve
rici buluyordum. Ben olsam, bu seslbri grkartabilmek igin na
srl bir ilkel gereq kullanrrdrm diye dtiqiindiim ama bir tiirlii gr
karamadrm. Arkama dofru bir yerden biri drzi benzer ayak
sesleri daha gelmeye baqlamrqtr. Sesler her yandan aynr za
manda gelmekteydi. Sanki birisi gevremde gamurlara bata gr
ka koguguyor, zrphyordu.
Mantrksal agrdan kuqkuya dtiqtiim bir ara. Eler bunlar
yapan don Juan idiyse, gevremde daireler gtze gize inanrlma
bir hrzla koquyor olmasr gerekirdi. igte o zaman don Juan'rn
bu iqi yalmz bagrna yapmadrfrna yarunda birilerini de getirdi
line inarur oldum. Bu iqte ortaklannrn kimler olabilecelin
diiqtinmeye gegmek istedim, ama, gevremdeki giiriilttiler yti
ztinden zihnimi toparlayamryordum. Evet, diiqiincelerim dar
ma$rnrktt yd, korkuyor de[ildim. Olsa olsa, seslerin yabans
nitelilinden otiiri.i bir qaqkrnhk igindeydim. Qamurlar ezilir
ken yer salaruyor gibiydi. Ve bu sallantrlardaki titreqimle
sinsi seslerdi bunlar, ve igim kryrhyormuqcaslna bulantr yara-
tan iirpertiler veriyorlardt bana. Baqladrklan gibi durmuqtu
sesler; yalnzcabir iki gtcrfi kalana dek yavaq yavag azalmtq-
lardr.
Ardrndan, bi.iyi.ik bir kugun kanatla{lyla gahlann tistiinii
sryffinasmdan grkan kimi sesler iqittim. Uzerimde daireler 9i-
ze gtze uguyor olmahydr. O yumufak gtcrtilar gene go[aldr-
lar; kanat grrpma sesleri de oyle... Bagrmrn i.izerinde ir siirti
dev kug varmr$ da kanatlannt hafif hafif grrparlarmrg gibi ge-
liyordu bana. Sonra bu iki ttir ses birlegti ve beni saran bir
dalgaya doni.iqtii. Ytikselip algalan koskoca bir dalganrn iize-
rinde asrh, yizer gibi oluyordum. $imdi artrk o gtcrhlarla ka-
nat grrpmalarrnr, tiim govdemi yalarlarmrg gibi algrltyordum.
Bir stirti kug kanatlannt grrparak beni i.ist yarumdan yukarrla-
ra gekiyorlar, binlerce fare de cryaklayarak gcivdemi alttan ve
yandan itiyorlardr; trpkr boyleydi duyumsadrklanm.
Hig kuqku yoktu ki, budalaca aymazhlrm ytiztinden, kor-
kung bir qeyi tizerime gekmiq bulunuyordum. Diglerimi srkrp
derin soluklar ahp vermeye ve peyote ezgllerr soylemeye baq-
ladrm.
Giirtilttiler gok uzun bir si.ire azalmadan stirmi.igtii. Olan-
ca gtici.imle kargr koymaktaydrm onlara. Ortahk sakinleqince,
gene bir ara "sessizlik" oldu. Sessizlik demekle o yabansr
seslerin yoklufunu belirtmek istiyorum; yoksa bciceklerin ve
yelin dolal seslerini gene iqitmekteydim. Bu sessizlik do-
nemleri, benim igni, gtirtiltiilii donemlerden daha da kotti ol-
maktaydr. Gene di.iqiinmeye ve durumumu delerlendirmeye
gegmiqtim; ne var, kafa yordukga iirki.iye kaprhyordum. Bana
saldran o qeyi kovabilecek bilgim de yoktu dayanrkhh[rm
da... Yitip gidiyordum igte... Son kerte garesizdim-kendi kus-
mulumun tizerine yumulmug... Yagamtmln sonu geldi diye
gegirip a$amaya bagladrm. Yagamrmr dtigiinmek istedim,
ama nereden baqlayaca$rmr kestiremiyordum. Yaqamtmda
yapmrg oldulum higbir $eyi, o son can geki$me arunda vur-
gulamaya deler bulamayarak higbir gey dtigiinmemeyi ye[le-
sinsi seslerdi bunlar, ve igim kryrhyormuqcaslna bulantr yara-
tan iirpertiler veriyorlardt bana. Baqladrklan gibi durmuqtu
sesler; yalnzcabir iki gtcrfi kalana dek yavaq yavag azalmtq-
lardr.
Ardrndan, bi.iyi.ik bir kugun kanatla{lyla gahlann tistiinii
sryffinasmdan grkan kimi sesler iqittim. Uzerimde daireler 9i-
ze gtze uguyor olmahydr. O yumufak gtcrtilar gene go[aldr-
lar; kanat grrpma sesleri de oyle... Bagrmrn i.izerinde ir siirti
dev kug varmr$ da kanatlannt hafif hafif grrparlarmrg gibi ge-
liyordu bana. Sonra bu iki ttir ses birlegti ve beni saran bir
dalgaya doni.iqtii. Ytikselip algalan koskoca bir dalganrn iize-
rinde asrh, yizer gibi oluyordum. $imdi artrk o gtcrhlarla ka-
nat grrpmalarrnr, tiim govdemi yalarlarmrg gibi algrltyordum.
Bir stirti kug kanatlannt grrparak beni i.ist yarumdan yukarrla-
ra gekiyorlar, binlerce fare de cryaklayarak gcivdemi alttan ve
yandan itiyorlardr; trpkr boyleydi duyumsadrklanm.
Hig kuqku yoktu ki, budalaca aymazhlrm ytiztinden, kor-
kung bir qeyi tizerime gekmiq bulunuyordum. Diglerimi srkrp
derin soluklar ahp vermeye ve peyote ezgllerr soylemeye baq-
ladrm.
Giirtilttiler gok uzun bir si.ire azalmadan stirmi.igtii. Olan-
ca gtici.imle kargr koymaktaydrm onlara. Ortahk sakinleqince,
gene bir ara "sessizlik" oldu. Sessizlik demekle o yabansr
seslerin yoklufunu belirtmek istiyorum; yoksa bciceklerin ve
yelin dolal seslerini gene iqitmekteydim. Bu sessizlik do-
nemleri, benim igni, gtirtiltiilii donemlerden daha da kotti ol-
maktaydr. Gene di.iqiinmeye ve durumumu delerlendirmeye
gegmiqtim; ne var, kafa yordukga iirki.iye kaprhyordum. Bana
saldran o qeyi kovabilecek bilgim de yoktu dayanrkhh[rm
da... Yitip gidiyordum igte... Son kerte garesizdim-kendi kus-
mulumun tizerine yumulmug... Yagamtmln sonu geldi diye
gegirip a$amaya bagladrm. Yagamrmr dtigiinmek istedim,
ama nereden baqlayaca$rmr kestiremiyordum. Yaqamtmda
yapmrg oldulum higbir $eyi, o son can geki$me arunda vur-
gulamaya deler bulamayarak higbir gey dtigiinmemeyi ye[le-
sessiz, arrhksr
kanguru ensemi gilneyip durmaktaydr. Pengeleriyle hafif ha
fif basrglannln grkardr$ sesleri duyar gibi oluyordum. Acr fa
lan vermiyordu bu basrglar, ama grldrrtryordu beni igte. O an
da hemen bir geyler yapmaya baglamazsam, akhmr yitirece
limi ve dikilip tabanlan yallayacalrmr biliyordum. O neden
le govdemi yavag yavag krmrldatarak yeni bir yone gevirme
ye bagladrm. Ama her kamrldanrqrmda, ensemdeki dokunlara
daha da arhyordu. Ve bir ara oylesine goqtular ki, bir silkiniq
te govdemi yeni bir yone sokuverdim. Sonucun ne olacalrna
delgin higbir qey dtigtinemiyordum. Akhmr yitirmeyi, zrrde
olup grkmayr cinlemem igin bir onlem almam gerekiyordu-iq
te o kadar...
Yeni bir ycine geger gegmez ensemdeki dokunmalar duru
vermiqti. Uzun ve srkmtrh bir aradan sonra uzaklardan gen
krtlan dallarrn sesleri gelmeye baqladr. Yakmrmda artrk bi
gey olmuyordu. Benden uzak bir noktaya gekilmiq gibiyd
sesler. Kmlan dallann sesleri gok gegmeden yapraklann ku
laklarrmr trmalarcasrna grkardrlr hrqrtrlarla kaynaqrverdi
Sanki ye[in bir yel ttim tepeyi kasrp kavuruyordu. Qevremde
ki biitiin gahlar sallanryordu, ama yel esti[i falan yoktu. Bi.i
tiin bu hrgrrtr ve gatrrtrlar, tepeyi bir yangrn sarrnrg izlenimin
vermekteydiler. Yerimden zrplayrp da ordan, kagmamamln
tek nedeni, iyice uyugmug olmam ve her yanrmln tutulmuq ol
masrydr. Brrakm kalkmayy gozerrmi bile agamlyordum. O
andaki tek diigtincem kalklp, yanglndan kagmaktr. Karnrmda-
ki kasrlmalar bana acr veriyor, soluk almamr engelliyordu
Tiim giici.imle soluk alabilmeye verdim kendimi. Uzun gaba
lardan sonra yeniden soluk alabilmeye bagladrm ve o srrada
htqrrtrlann dindilini fark ettim. Bir iki gatrrtrdan bagka bir gey
kalmamrqtr.
Dallann krilmasrndan grkan sesler artrk gok uzaklardan
ve tek tiik geliyordu; ye az sonra hig igitilmedi.
Ve gozlerimi agabildim. Gcizlerim i aralay arak ciniimdek
yere baktrm. Gtin a[armrqtr. Krmrldamadan bir stire daha kal
dtm ve sonra gerinmeye baqladrm. Doniip srrttistti uzandrm.
kanguru ensemi gilneyip durmaktaydr. Pengeleriyle hafif ha
fif basrglannln grkardr$ sesleri duyar gibi oluyordum. Acr fa
lan vermiyordu bu basrglar, ama grldrrtryordu beni igte. O an
da hemen bir geyler yapmaya baglamazsam, akhmr yitirece
limi ve dikilip tabanlan yallayacalrmr biliyordum. O neden
le govdemi yavag yavag krmrldatarak yeni bir yone gevirme
ye bagladrm. Ama her kamrldanrqrmda, ensemdeki dokunlar
daha da arhyordu. Ve bir ara oylesine goqtular ki, bir silkiniq
te govdemi yeni bir yone sokuverdim. Sonucun ne olacalrn
delgin higbir qey dtigtinemiyordum. Akhmr yitirmeyi, zrrde
olup grkmayr cinlemem igin bir onlem almam gerekiyordu-iq
te o kadar...
Yeni bir ycine geger gegmez ensemdeki dokunmalar duru
vermiqti. Uzun ve srkmtrh bir aradan sonra uzaklardan gen
krtlan dallarrn sesleri gelmeye baqladr. Yakmrmda artrk b
gey olmuyordu. Benden uzak bir noktaya gekilmiq gibiyd
sesler. Kmlan dallann sesleri gok gegmeden yapraklann ku
laklarrmr trmalarcasrna grkardrlr hrqrtrlarla kaynaqrverd
Sanki ye[in bir yel ttim tepeyi kasrp kavuruyordu. Qevremde
ki biitiin gahlar sallanryordu, ama yel esti[i falan yoktu. Bi.
tiin bu hrgrrtr ve gatrrtrlar, tepeyi bir yangrn sarrnrg izlenimin
vermekteydiler. Yerimden zrplayrp da ordan, kagmamamln
tek nedeni, iyice uyugmug olmam ve her yanrmln tutulmuq ol
masrydr. Brrakm kalkmayy gozerrmi bile agamlyordum. O
andaki tek diigtincem kalklp, yanglndan kagmaktr. Karnrmda
ki kasrlmalar bana acr veriyor, soluk almamr engelliyordu
Tiim giici.imle soluk alabilmeye verdim kendimi. Uzun gaba
lardan sonra yeniden soluk alabilmeye bagladrm ve o srrada
htqrrtrlann dindilini fark ettim. Bir iki gatrrtrdan bagka bir ge
kalmamrqtr.
Dallann krilmasrndan grkan sesler artrk gok uzaklardan
ve tek tiik geliyordu; ye az sonra hig igitilmedi.
Ve gozlerimi agabildim. Gcizlerim i aralay arak ciniimdek
yere baktrm. Gtin a[armrqtr. Krmrldamadan bir stire daha kal
dtm ve sonra gerinmeye baqladrm. Doniip srrttistti uzandrm.
Gelin bakrn qu iqe ki, turp gibi olmuqtum. Bunu kanrtlamak
igin bir tepeye kogarak trrmanmaya baqladrm.

Ertesi giin, don Juan'a, ondan ayrrldrktan sonra bagrmdan ge-


genleri srastyla anlatmrqtrm. Ben anlattrkga don Juan giilti-
yordu. Hele onun bana oyun oynadr[rnr anlattrfrm srrada...
Don Juan, "Hep birilerinin seni kandrrdrlmr sanrrsm, di
mi?" dedi. "Kendine ciyle giiveniyorsun ki! Ttim yanrtlarr bi-
lirmiq gibi... Oysa bi gey bilmiyorsun, benim kiigtik dostum,
higbi $ey..."
Don Juan bana ilk kez olarak "benim kiigiik dostum" di-
yordu. $aqrnverdim. Bunun farkrna varan don Juan gtiltimse-
di. Bana seslendi[inde, sesinde btiytik bir yakrnhk, bir rhkhk
sezmiqtim ve bu da beni pek duygulandrmrgtr. Dikkkatsizce
ve acemice davrandrfrmr, ne yazrk ki yaradrhgrmm boyle ol-
du[unu; onun dtinyasrnr anlamanrn olanaksrz bulundu[unu
soyledim ona. Son kerte iglenmiqtim. Don Juan beni ytirek-
lendiriyordu ve bagarrh oldufumu soyltiyordu.
Bu deneyimimim ne anlama geldi[ini sordum ona.
"Bi anlamr yok ki," diye yanrtladr, 'oherkesin baqrna gele-
bilirdi bunlar. Oze[ikle senin gibi yarr[r agrlmrq birinin...
Hep olur bciyle geyler. Dostlannl aramtq olan savaqgrlara sor
bak, anlahrlar sana nelerle karqrlagtrklannr. Sen ucuz kurtul-
muqsun. Senin yanlrn agrk da, ondan sinirlisin o denli. Bi ge-
cede olunmaz ki bi savaqgr! Hadi git qimdi evine de, iyileqe-
ne dek-yanlrn kapanana dek dcinme."
Gelin bakrn qu iqe ki, turp gibi olmuqtum. Bunu kanrtlamak
igin bir tepeye kogarak trrmanmaya baqladrm.

Ertesi giin, don Juan'a, ondan ayrrldrktan sonra bagrmdan ge-


genleri srastyla anlatmrqtrm. Ben anlattrkga don Juan giilti-
yordu. Hele onun bana oyun oynadr[rnr anlattrfrm srrada...
Don Juan, "Hep birilerinin seni kandrrdrlmr sanrrsm, di
mi?" dedi. "Kendine ciyle giiveniyorsun ki! Ttim yanrtlarr bi-
lirmiq gibi... Oysa bi gey bilmiyorsun, benim kiigtik dostum,
higbi $ey..."
Don Juan bana ilk kez olarak "benim kiigiik dostum" di-
yordu. $aqrnverdim. Bunun farkrna varan don Juan gtiltimse-
di. Bana seslendi[inde, sesinde btiytik bir yakrnhk, bir rhkhk
sezmiqtim ve bu da beni pek duygulandrmrgtr. Dikkkatsizce
ve acemice davrandrfrmr, ne yazrk ki yaradrhgrmm boyle ol-
du[unu; onun dtinyasrnr anlamanrn olanaksrz bulundu[unu
soyledim ona. Son kerte iglenmiqtim. Don Juan beni ytirek-
lendiriyordu ve bagarrh oldufumu soyltiyordu.
Bu deneyimimim ne anlama geldi[ini sordum ona.
"Bi anlamr yok ki," diye yanrtladr, 'oherkesin baqrna gele-
bilirdi bunlar. Oze[ikle senin gibi yarr[r agrlmrq birinin...
Hep olur bciyle geyler. Dostlannl aramtq olan savaqgrlara sor
bak, anlahrlar sana nelerle karqrlagtrklannr. Sen ucuz kurtul-
muqsun. Senin yanlrn agrk da, ondan sinirlisin o denli. Bi ge-
cede olunmaz ki bi savaqgr! Hadi git qimdi evine de, iyileqe-
ne dek-yanlrn kapanana dek dcinme."
tu. o olaylar yalnrzcabir ci[retiler dizisini tamamlamakla kai-
mlyor, yepyeni bir dcinemin de baqlangrcr oluyorlardr. ve o
zaman dek yaptrklanmdan bambagka bir dcinem oluyordu bu.
ve bu ytizden, once not alarak roportaj bigiminde sunmayl
burada kesmekteyim.
Don Juan'rn evine yaklagrrken, onu her zamanki gibi, ka-
prsmm oni.indeki ramadarun altrnda oturur bulmuqtum. Ara-
bamr bir afiacrn golgesine park ederken gantamr ve kimi pa-
ketleri ahp ona do!ru yaklagtrm. ytiksek sesle selamladim.
Sonra baktrm, don Juan yalwz de[ildi? odun yr[rnrn ardmda
oturan bir adam daha vardr. itisl de bana bakmiytaydr. Don
Juan elini salladr, obi.ir adam da aynr qeyi yaptr. Giysilerin-
den, onun bir Krzrlderili degil de gtineybatrlr bir Meksikah
oldu[unu grkartmrgtrm. Levis bluciniyle, bej renkli gomlek,
Teksaslr kovboy gapkasr ve kovboy gizmeleri giymiqii.
Don Juan'la konugup o adama baktrm; o da bana gtiltim-
seyerek bakmaktaydr. Ona do!ru yaklagtrm.
Adam, don Juan'a dcinerek, "Vay Carlosgulumuz gelmig
de, benimle konuqmak istemiyor," dedi. "yoksa darrlmrg mi
bana, haa?"
Ben daha bir gey diyemeden, ikisi de kahkahayla giildii-
ler. Ve iqte o zaman bu yabancrnrn don Genaro oldu[unu an-
ladrm.
Don Genaro gtilmesini si.irdiirerek, "Beni tanryamadrn, di
mi?" diyordu.
Uzerindeki giysiyerin beni gagrrtmrg oldu[unu sciylemek
zorunda kaldrm.
"Neler yaplyorsun buralarda, don Genaro?" dedim.
Don Juan, "srcaklarda pigmeye gelmiq," dedi, .,di mi Ge-
naro?"
Don Juan, "Evet, ciyle," diye yansrladr. "Bilemezsin srcak
yeller ne yaman etkiliyor bu yagh gcivdemi!,'
Gegip aralanna oturdum.
"Nasrl etkiliyor govdeni, anlat," dedim.
olaylar ci[retiler dizisini tamamlamakla kai-
mlyor, yepyeni bir dcinemin de baqlangrcr oluyorlardr. ve o
zaman dek yaptrklanmdan bambagka bir dcinem oluyordu bu.
ve bu ytizden, once not alarak roportaj bigiminde sunmayl
burada kesmekteyim.
Don Juan'rn evine yaklagrrken, onu her zamanki gibi, ka-
prsmm oni.indeki ramadarun altrnda oturur bulmuqtum. Ara-
bamr bir afiacrn golgesine park ederken gantamr ve kimi pa-
ketleri ahp ona do!ru yaklagtrm. ytiksek sesle selamladim.
Sonra baktrm, don Juan yalwz de[ildi? odun yr[rnrn ardmda
oturan bir adam daha vardr. itisl de bana bakmiytaydr. Don
Juan elini salladr, obi.ir adam da aynr qeyi yaptr. Giysilerin-
den, onun bir Krzrlderili degil de gtineybatrlr bir Meksikah
oldu[unu grkartmrgtrm. Levis bluciniyle, bej renkli gomlek,
Teksaslr kovboy gapkasr ve kovboy gizmeleri giymiqii.
Don Juan'la konugup o adama baktrm; o da bana gtiltim-
seyerek bakmaktaydr. Ona do!ru yaklagtrm.
Adam, don Juan'a dcinerek, "Vay Carlosgulumuz gelmig
de, benimle konuqmak istemiyor," dedi. "yoksa darrlmrg mi
bana, haa?"
Ben daha bir gey diyemeden, ikisi de kahkahayla giildii-
ler. Ve iqte o zaman bu yabancrnrn don Genaro oldu[unu an-
ladrm.
Don Genaro gtilmesini si.irdiirerek, "Beni tanryamadrn, di
mi?" diyordu.
Uzerindeki giysiyerin beni gagrrtmrg oldu[unu sciylemek
zorunda kaldrm.
"Neler yaplyorsun buralarda, don Genaro?" dedim.
Don Juan, "srcaklarda pigmeye gelmiq," dedi, .,di mi Ge-
naro?"
Don Juan, "Evet, ciyle," diye yansrladr. "Bilemezsin srcak
yeller ne yaman etkiliyor bu yagh gcivdemi!,'
Gegip aralanna oturdum.
"Nasrl etkiliyor govdeni, anlat," dedim.
olacalrn beklere benziyordu.
Elini omuzuma bir kez daha koymasrnr soyledim, ama
bunu yapmak istemedi. Hig olmazsa bun nasrr yapmrg oldu-
lunu agrklamasmr istedim. Krkrr krkrr giildi.i. Don Juan'a dci-
nerek don Genaro'nun elinin alrrhlr altrnda ezllir gibi oldu-
lumu anlatfim.
Don Juan, yiiztinii gtiltingleqtirerek, "Ben ne bileyim," de-
di, "elini benim omuzuma koymadr ki!"
ikisini de bir gtilme aldr.
"Ne yaptrn bana oyle, don Genaro?" diye sordum.
Don Genaro masum bir sesle, "Elimi omuzuna koymuq-
tum da..." dedi.
"Hadi gene koy," dedim.
Ama koymadr, o srrada don Juan araya girerek son dene-
yimimi anlatmamr istedi. Ben de gergekten aynntrh olarak
anlatmamr istedi[ini sanarak btitiin gegirdiklerimi anlatmaya
bagladrm. Ama ben iyi niyetli anlatmayr si.irdtirdi.ikge, oni*
giilmekten katrhyorlardr. Birkag kez durdum. Ama stirdtirme-
mi istiyorlardr.
Konuqmam bittikten soffa, don Juan "Duygularrn ne
olursa olsun, er geg gelecektir sana dost," dedi. ..yani, onu
gekmeye gahgman gerekmeyecek. Kendililinden gelivere-
cek. Belki de oturmu$ parmaklannla oynarken , ya da kadrn-
lan falan diiglerken... omuzunu trprqlaylverecek; doniip bi
bakacaksm. Dost kargma dikilmiq..."
"Oyle bir durumda ne yapmahylm?" diye sordum.
Genaro, "Hey hey, dur bakahm!" dedi. ,'Ne bigim soruy-
mu$ o. Ne yapmahyrm diye sormak olur mu? Belli ki bir qey
yapamazsrn. Bir savaggl ne yapar diye sorsana!,'
sonra bana dcinerek goz krrptr. Bagrnr hatif safa elmig,
dudakl arrnr btizmii gtii.
Biiti.in bunlann bir gaka olup olmadrlrnr anlamak igin don
Juan'a baktrm; ama yizri pek ciddi gori.iniiyordu.
"Pekdl6!" dedim. "Ne yapar bir.savaggr?"
olacalrn beklere benziyordu.
Elini omuzuma bir kez daha koymasrnr soyledim, ama
bunu yapmak istemedi. Hig olmazsa bun nasrr yapmrg oldu-
lunu agrklamasmr istedim. Krkrr krkrr giildi.i. Don Juan'a dci-
nerek don Genaro'nun elinin alrrhlr altrnda ezllir gibi oldu-
lumu anlatfim.
Don Juan, yiiztinii gtiltingleqtirerek, "Ben ne bileyim," de-
di, "elini benim omuzuma koymadr ki!"
ikisini de bir gtilme aldr.
"Ne yaptrn bana oyle, don Genaro?" diye sordum.
Don Genaro masum bir sesle, "Elimi omuzuna koymuq-
tum da..." dedi.
"Hadi gene koy," dedim.
Ama koymadr, o srrada don Juan araya girerek son dene-
yimimi anlatmamr istedi. Ben de gergekten aynntrh olarak
anlatmamr istedi[ini sanarak btitiin gegirdiklerimi anlatmaya
bagladrm. Ama ben iyi niyetli anlatmayr si.irdtirdi.ikge, oni*
giilmekten katrhyorlardr. Birkag kez durdum. Ama stirdtirme-
mi istiyorlardr.
Konuqmam bittikten soffa, don Juan "Duygularrn ne
olursa olsun, er geg gelecektir sana dost," dedi. ..yani, onu
gekmeye gahgman gerekmeyecek. Kendililinden gelivere-
cek. Belki de oturmu$ parmaklannla oynarken , ya da kadrn-
lan falan diiglerken... omuzunu trprqlaylverecek; doniip bi
bakacaksm. Dost kargma dikilmiq..."
"Oyle bir durumda ne yapmahylm?" diye sordum.
Genaro, "Hey hey, dur bakahm!" dedi. ,'Ne bigim soruy-
mu$ o. Ne yapmahyrm diye sormak olur mu? Belli ki bir qey
yapamazsrn. Bir savaggl ne yapar diye sorsana!,'
sonra bana dcinerek goz krrptr. Bagrnr hatif safa elmig,
dudakl arrnr btizmii gtii.
Biiti.in bunlann bir gaka olup olmadrlrnr anlamak igin don
Juan'a baktrm; ama yizri pek ciddi gori.iniiyordu.
"Pekdl6!" dedim. "Ne yapar bir.savaggr?"
"Haa sahi, neydi o ses?" diye sordum. "Gtiliip durmugtuk,
ama o sesin ne oldulunu sciylememigtin hig."
"Sormamrqtm ki!"
"Sormugtum."
"Sormamrghn. O sesin drgrnda her geyi sormuqtun da..."
Don Juan suglarcasrna bakmaktaydr yiiztime.
Ve, "Genato'ya ozgti bi sanattlr bu," dedi. "Yalnrzca o ya-
pabilir bu iqi. igte o anda gormi)g gibiydin."
o zaman igittigim seslerin "gcirme" ile bir iliqkisi olabile-
celini hig dtigiinmedilini beliruim.
Don Juan, "Neden olmasm?" diye soruverdi.
"Gorme deyince gozlerim gelir akhma!" dedim.
Don Juan, bende bir sakathk varmrq gibi bir an incelerce-
sine baktr bana.
Ye,"Gdrmenin srrf gcizlerle ilgili oldulunu hig dedim mi
ben sana?" diye esef edercesine baqrnr salladr.
"Nasrl grkanyor o sesleri?" diye asildrm.
Don Juan keskin bir bigimde, 'oBunu nasrl yaptrlrnr anlat-
mrqh sana ya!" dedi.
Ve igte o anda ola[andrqr bir giimbi.irtii iqittim.
Yerimden firlamrqtrm. Don Juan giilmeye baqladr. erg
kopmug gibi bir gtirtilttiydti bu. o anda dalarcrfrmdaki ses
dokiimiintin sinema filmlerinden kaynaklandrlrnr anlamrq-
trm. iqittilim ses, trpkr, gormtiq oldufum bir filmdeki bir di-
[m gokerken grkardrlr sese benziyordu.
Don Juan gtilmekten beli tutulmuq gibi elleriyle iki yanr-
nr bastrrmaktaydr. iqittigim giirleme yerleri sarsmrqtr. yere
koskoca bir kayanrn ktit diye diiqmesiyle grkan tok bir sesti
bu ve bastr[rm yer titremiqti. Yuvarlana yuvarlana dtiqmekte
olan kayalann grkardrlr bir dizi ses daha duydum; amansrz-
caslna tizerime gelmekteydi sanki bu kayalar. Bir an akhm
iyice kangrverdi. Tiim kaslanm kasrldr; tiim govdem kagma-
yahazr bir duruma gegti.
"Haa sahi, neydi o ses?" diye sordum. "Gtiliip durmugtuk,
ama o sesin ne oldulunu sciylememigtin hig."
"Sormamrqtm ki!"
"Sormugtum."
"Sormamrghn. O sesin drgrnda her geyi sormuqtun da..."
Don Juan suglarcasrna bakmaktaydr yiiztime.
Ve, "Genato'ya ozgti bi sanattlr bu," dedi. "Yalnrzca o ya-
pabilir bu iqi. igte o anda gormi)g gibiydin."
o zaman igittigim seslerin "gcirme" ile bir iliqkisi olabile-
celini hig dtigiinmedilini beliruim.
Don Juan, "Neden olmasm?" diye soruverdi.
"Gorme deyince gozlerim gelir akhma!" dedim.
Don Juan, bende bir sakathk varmrq gibi bir an incelerce-
sine baktr bana.
Ye,"Gdrmenin srrf gcizlerle ilgili oldulunu hig dedim mi
ben sana?" diye esef edercesine baqrnr salladr.
"Nasrl grkanyor o sesleri?" diye asildrm.
Don Juan keskin bir bigimde, 'oBunu nasrl yaptrlrnr anlat-
mrqh sana ya!" dedi.
Ve igte o anda ola[andrqr bir giimbi.irtii iqittim.
Yerimden firlamrqtrm. Don Juan giilmeye baqladr. erg
kopmug gibi bir gtirtilttiydti bu. o anda dalarcrfrmdaki ses
dokiimiintin sinema filmlerinden kaynaklandrlrnr anlamrq-
trm. iqittilim ses, trpkr, gormtiq oldufum bir filmdeki bir di-
[m gokerken grkardrlr sese benziyordu.
Don Juan gtilmekten beli tutulmuq gibi elleriyle iki yanr-
nr bastrrmaktaydr. iqittigim giirleme yerleri sarsmrqtr. yere
koskoca bir kayanrn ktit diye diiqmesiyle grkan tok bir sesti
bu ve bastr[rm yer titremiqti. Yuvarlana yuvarlana dtiqmekte
olan kayalann grkardrlr bir dizi ses daha duydum; amansrz-
caslna tizerime gelmekteydi sanki bu kayalar. Bir an akhm
iyice kangrverdi. Tiim kaslanm kasrldr; tiim govdem kagma-
yahazr bir duruma gegti.
daha
da artmasrna neden oluyordu.
Don Juan ile don Genaro akgami.istti dcindtiler. iki yaruma
gegip oturdular. Don Genaro bana epey yakrn oturmaktaydr,
neredeyse yaslanmrqtr bana. ince, srnm gibi omuzu hafifge
de$mekteydi bana, ve elini omuzuma koymuq oldulu zaman-
ki gibi bir duyguya kaprhyordum . Ezicr bir ytik altrndaymr-
Erm gibi yrkilrverdim ve don Juan'm kuca[rna dtiqttim. Don
Juan kalkmama yardrm etti ve alayh bir sesle kucafrnda uyu-
mak mr istedi[imi sordu.
Don Genaro gok negeli gortintiyordu. Gozleri rgrl rgrldr.
Aflamak geldi igimden. Kuqarrlmrg bir hayvan gibi hissedi-
yordum kendimi.
Don Genaro, "Seni iirktitiiyor muyum, Carlosguk?" diye
sordu. Ve beni diiqiintircesine, "Vahgi bir at gibisin," dedi.
Don Juan, "Bi masal anlat ona," dedi. "Ancak ciyle sakin-
legir o."
Biraz uzaklagarak kargrmda oturdular. it<isi de merakla
bakmaktaydrlar bana. Alacakaranhkta gozlen, camsl, koca
koca havuzlan andrnyordu. Oyle ilgingti gozleri! insan gcizi.i
degildi sanki bunlar. Bir an birbirimize baktrk; ve gcizlerimi
yere indirdim. onlardan korkmadrfrmr anhyordum; ne var ki,
gozleri beni titretircesine tirkiittiyordu. Son kerte tedirginlik
duymaktaydrm.
Bir anhk bir sessizlikten sonra don Juan, don Genaro'ya
asilarak dostuyla yaptrlr goz goze bakrgma yangmda dostunu
nasil mat etti$ini bana anlatmasmr istedi. Don Genaro bir
metre kadar citemde ytizii bana doniik oturmuqtu; bir gey soy-
lemiyordu. ona baktrm; gcizleri, bildigim insan gcizlerinden
dcirt beq kat daha iriymig gibiydi. Igrk sagan, insanr geken
gozler... Gozlerinden grkan rqrklar sanki tiim gevreye egemen
olmaktaydr. Don Genaro'nun govdesi gekilmiqe benziyor ve
bir pars, bir leopar gririinrimti veriyordu kendisine. iri bir ke-
diyi andran gcivdesinde hafif krmrldamalar gcirerek hemen
olduluna daha da inanryor ve bu durum kuruntulanmln daha
da artmasrna neden oluyordu.
Don Juan ile don Genaro akgami.istti dcindtiler. iki yaruma
gegip oturdular. Don Genaro bana epey yakrn oturmaktaydr,
neredeyse yaslanmrqtr bana. ince, srnm gibi omuzu hafifge
de$mekteydi bana, ve elini omuzuma koymuq oldulu zaman-
ki gibi bir duyguya kaprhyordum . Ezicr bir ytik altrndaymr-
Erm gibi yrkilrverdim ve don Juan'm kuca[rna dtiqttim. Don
Juan kalkmama yardrm etti ve alayh bir sesle kucafrnda uyu-
mak mr istedi[imi sordu.
Don Genaro gok negeli gortintiyordu. Gozleri rgrl rgrldr.
Aflamak geldi igimden. Kuqarrlmrg bir hayvan gibi hissedi-
yordum kendimi.
Don Genaro, "Seni iirktitiiyor muyum, Carlosguk?" diye
sordu. Ve beni diiqiintircesine, "Vahgi bir at gibisin," dedi.
Don Juan, "Bi masal anlat ona," dedi. "Ancak ciyle sakin-
legir o."
Biraz uzaklagarak kargrmda oturdular. it<isi de merakla
bakmaktaydrlar bana. Alacakaranhkta gozlen, camsl, koca
koca havuzlan andrnyordu. Oyle ilgingti gozleri! insan gcizi.i
degildi sanki bunlar. Bir an birbirimize baktrk; ve gcizlerimi
yere indirdim. onlardan korkmadrfrmr anhyordum; ne var ki,
gozleri beni titretircesine tirkiittiyordu. Son kerte tedirginlik
duymaktaydrm.
Bir anhk bir sessizlikten sonra don Juan, don Genaro'ya
asilarak dostuyla yaptrlr goz goze bakrgma yangmda dostunu
nasil mat etti$ini bana anlatmasmr istedi. Don Genaro bir
metre kadar citemde ytizii bana doniik oturmuqtu; bir gey soy-
lemiyordu. ona baktrm; gcizleri, bildigim insan gcizlerinden
dcirt beq kat daha iriymig gibiydi. Igrk sagan, insanr geken
gozler... Gozlerinden grkan rqrklar sanki tiim gevreye egemen
olmaktaydr. Don Genaro'nun govdesi gekilmiqe benziyor ve
bir pars, bir leopar gririinrimti veriyordu kendisine. iri bir ke-
diyi andran gcivdesinde hafif krmrldamalar gcirerek hemen
tiirlti yakalayamryordum. Don Genaro'nun karalhsr hep
ontimde bir yerlerde belirip durmaktaydr. Kimileyin kegiyo-
lunun bir yanrna nplayleriyor, ve bir bakryorsun, yolun ta
otesinde ortaya grkrveriyordu. Karanhkta anlamsrz bir yiirii-
yiiqten baqka bir gey degildi bu yaptrlrmtz. Eve nasrl donece-
[imi bilemedilimden, onu izleyip durmaktaydrm. Don Gena-
ro'nun ne yapmak istedifini bilmiyordum. Herhalde beni gci-
Itin belli bir yerine gottirtip, don Juan'rn soztinti ettili ydn-
temleri gcistermeyi tasarlamaktaydr. Ama bir an geldi, don
Genaro ardrmdaymrq gibi tuhaf bir duyguya kaprldrm. Arka-
ma baktrm ve az otede bir karaltr gortir gibi oldum. $aqakal-
mrgtrm. Karanhkta dikkatlice bakttm ve iig metre kadar otem-
de duran bir insan karahsr gortiverdim. Qahhklara karrgmrg
gibi durmaktaydr bu karaltr; saklanmak isteyen bir hali var-
dr... Qahhklann karaltrlarr arasrna sinmeye gahgmasma kar-
$m gene de orada bir insan bulundu[unu, bir an bile olsa, gr-
karabilmigtim. Sonra mantrksal bir gey geldi akhma. Ola ki,
diye dtigtindtim, bu karaltr stirekli bizi izlemig olan don Ju-
an'ln karaltrsrdr... Ben tam buna inanrr bir haldeyken, karal-
tr maraltr kalmadr[rnr gordtim orada. Qahhklardan baqka bir
fey segemiyordum artrk.
Bir adam gcirmtig oldufum yere do!ru gittim; ne var, kim-
secikler yoktu. Don Genaro da gortinmi.iyordu ortahklarda.
Dcintig yolumu bilemedilimden, oraya goktip beklemeye baq-
ladrm. Yanm saat sonra don Juan'la don Genaro grkageldiler.
Yi.iksek sesle adrmr ga[rnyorlardr. Kalkarak onlara katrldrm.
Dut yemig btilbtitler gibi konugmadan eve do!ru ilerledik.
Kafam gok karrgrk oldulundan, boyle bir sessizlik pek igime
gelmigti. Kendimi bile tanrmazbir durumdaydrm. Don Gena-
ro, her zamarl ahqrk oldu[um bigimde diigi.incelerimi toparla-
maktan ahkoyan bir geyler yapmaktaydr bana. Az 6nce o ga-
hhlrn dibinde otururken farkrna varrnlgtrm bunun. Oturur
oturmaz saatime bakmrg ve zihnimin diilmesini kapatmrg gi-
bi sakince beklemiqtim. Ne var, higbir gey diigtinmememe
kargm, hig bilmedilim bir uyanrkhk igindeydim. Kafamr hig-
tiirlti yakalayamryordum. Don Genaro'nun karalhsr hep
ontimde bir yerlerde belirip durmaktaydr. Kimileyin kegiyo-
lunun bir yanrna nplayleriyor, ve bir bakryorsun, yolun ta
otesinde ortaya grkrveriyordu. Karanhkta anlamsrz bir yiirii-
yiiqten baqka bir gey degildi bu yaptrlrmtz. Eve nasrl donece-
[imi bilemedilimden, onu izleyip durmaktaydrm. Don Gena-
ro'nun ne yapmak istedifini bilmiyordum. Herhalde beni gci-
Itin belli bir yerine gottirtip, don Juan'rn soztinti ettili ydn-
temleri gcistermeyi tasarlamaktaydr. Ama bir an geldi, don
Genaro ardrmdaymrq gibi tuhaf bir duyguya kaprldrm. Arka-
ma baktrm ve az otede bir karaltr gortir gibi oldum. $aqakal-
mrgtrm. Karanhkta dikkatlice bakttm ve iig metre kadar otem-
de duran bir insan karahsr gortiverdim. Qahhklara karrgmrg
gibi durmaktaydr bu karaltr; saklanmak isteyen bir hali var-
dr... Qahhklann karaltrlarr arasrna sinmeye gahgmasma kar-
$m gene de orada bir insan bulundu[unu, bir an bile olsa, gr-
karabilmigtim. Sonra mantrksal bir gey geldi akhma. Ola ki,
diye dtigtindtim, bu karaltr stirekli bizi izlemig olan don Ju-
an'ln karaltrsrdr... Ben tam buna inanrr bir haldeyken, karal-
tr maraltr kalmadr[rnr gordtim orada. Qahhklardan baqka bir
fey segemiyordum artrk.
Bir adam gcirmtig oldufum yere do!ru gittim; ne var, kim-
secikler yoktu. Don Genaro da gortinmi.iyordu ortahklarda.
Dcintig yolumu bilemedilimden, oraya goktip beklemeye baq-
ladrm. Yanm saat sonra don Juan'la don Genaro grkageldiler.
Yi.iksek sesle adrmr ga[rnyorlardr. Kalkarak onlara katrldrm.
Dut yemig btilbtitler gibi konugmadan eve do!ru ilerledik.
Kafam gok karrgrk oldulundan, boyle bir sessizlik pek igime
gelmigti. Kendimi bile tanrmazbir durumdaydrm. Don Gena-
ro, her zamarl ahqrk oldu[um bigimde diigi.incelerimi toparla-
maktan ahkoyan bir geyler yapmaktaydr bana. Az 6nce o ga-
hhlrn dibinde otururken farkrna varrnlgtrm bunun. Oturur
oturmaz saatime bakmrg ve zihnimin diilmesini kapatmrg gi-
bi sakince beklemiqtim. Ne var, higbir gey diigtinmememe
kargm, hig bilmedilim bir uyanrkhk igindeydim. Kafamr hig-
Sonra, "Sen burdasm," dedi, "Hepimiz buradayrz. Duygu
alarudr bu. Ve burdan buraya gidip gelirrz."
Birinci noktarun tam tistiinde bulunan ikinci noktayr da
bir daire igine almrqtr. Ardrndan gomalr bu iki nokta arasrnda
ileri geri oynatarak bir stirti grzgi gizdr-yopln bir trafik gi-
bi...
Ve ekledi: "Ama insarun eriqebileceli altr nokta daha ka-
hyor. Qogu insan bilmez bu noktalan."
Qoma[r birinci ve ikinci noktalann arasrna yerleqtirip ye-
re vurrnaya baglamrgtr.
Don Juan si.irdi.irerek, "igte bu iki nokta arasrnda gidip
gelmeye anlayrq duyusu, anlamak diyorsun. Yagamrn boyun-
ca yaptrlrn hep bu senin. Benim bilgimi anladrfrnr soyledi-
finde, yeni bi qey yapmr$ olmuyorsun ki!"
Don Juan daha sonra sekiz noktanrn kimilerini, aralanna
gizgiler gizerek, birlegtirdi. igi uzunca bir ikizkenar yamuk
grkmrqtr oraya-merkezinden geligigi.izel grkan sekiz gizgitagr-
yan bir yamuk...
"Geri kalan bu altr noktadan her birisi baqhbagrna bi dtin-
ya olugturur-trpkr senin duygu ile anlayr$mrn iki dtinya oluq-
turmasr gibi," dedi.
"Ne diye sekiz nokta yaptrn? Sonsuz sayrda olamaz mr bu
noktalar-ornefin bir dairedeki gibi?" diye sordum.
Yere bir daire gizmigtim. Don Juan giiltimsedi.
"Ben, insanlann erigebileceli sekiz nokta bilirim yalmz-
ca. Belki de daha otelere ulaqamryor insanlar. Hem de, dikkat
ettin mi, erigmek dedim, anlamak demedim!"
Oyle gi.iliingti.i ki anlatrqr; giiltiverdim. Don Juan benim
sozci.iklere rsrarla kesin anlamlar verrneme oyktiniiyor, hatta
alay ediyordu.
"Senin sorunun her qeyi anlamak istemendir ve bu da ola-
nakszdrr. Anlayrm diye direnirsen, bi insan olarak tiim bu ol-
gulan hesaba katmamrg olursun. Oldu$u gibi duruyor seni
kostekleyen engel. Demek ki biitiin bu yrllar boyunca bi gey
Sonra, "Sen burdasm," dedi, "Hepimiz buradayrz. Duygu
alarudr bu. Ve burdan buraya gidip gelirrz."
Birinci noktarun tam tistiinde bulunan ikinci noktayr da
bir daire igine almrqtr. Ardrndan gomalr bu iki nokta arasrnda
ileri geri oynatarak bir stirti grzgi gizdr-yopln bir trafik gi-
bi...
Ve ekledi: "Ama insarun eriqebileceli altr nokta daha ka-
hyor. Qogu insan bilmez bu noktalan."
Qoma[r birinci ve ikinci noktalann arasrna yerleqtirip ye-
re vurrnaya baglamrgtr.
Don Juan si.irdi.irerek, "igte bu iki nokta arasrnda gidip
gelmeye anlayrq duyusu, anlamak diyorsun. Yagamrn boyun-
ca yaptrlrn hep bu senin. Benim bilgimi anladrfrnr soyledi-
finde, yeni bi qey yapmr$ olmuyorsun ki!"
Don Juan daha sonra sekiz noktanrn kimilerini, aralanna
gizgiler gizerek, birlegtirdi. igi uzunca bir ikizkenar yamuk
grkmrqtr oraya-merkezinden geligigi.izel grkan sekiz gizgitagr-
yan bir yamuk...
"Geri kalan bu altr noktadan her birisi baqhbagrna bi dtin-
ya olugturur-trpkr senin duygu ile anlayr$mrn iki dtinya oluq-
turmasr gibi," dedi.
"Ne diye sekiz nokta yaptrn? Sonsuz sayrda olamaz mr bu
noktalar-ornefin bir dairedeki gibi?" diye sordum.
Yere bir daire gizmigtim. Don Juan giiltimsedi.
"Ben, insanlann erigebileceli sekiz nokta bilirim yalmz-
ca. Belki de daha otelere ulaqamryor insanlar. Hem de, dikkat
ettin mi, erigmek dedim, anlamak demedim!"
Oyle gi.iliingti.i ki anlatrqr; giiltiverdim. Don Juan benim
sozci.iklere rsrarla kesin anlamlar verrneme oyktiniiyor, hatta
alay ediyordu.
"Senin sorunun her qeyi anlamak istemendir ve bu da ola-
nakszdrr. Anlayrm diye direnirsen, bi insan olarak tiim bu ol-
gulan hesaba katmamrg olursun. Oldu$u gibi duruyor seni
kostekleyen engel. Demek ki biitiin bu yrllar boyunca bi gey
baktrm. Ama alacr saran ytiksek gahlar, yapralrn di.iqttilti ye-
ri bulmamr engellemekteydi.
Don Juan gtilerek oturmamr soyledi.
Ve bagryla afacrn tepesini gostererek, "Bak" dedi, "aynt
yaprak di.iqmekte gene."
Bir kez daha bir yaprafrn trpkr ilk iki yaprafrn dtiqtti[ti
yolda.n aqa[rya indilini gordtim. Yaprak yere di.igi.ince, don
Juan gene alacrn tepesine bakmamr imler gibi yaptr; ama,
ben daha rince davrarup yukanya bakmrqtrm. Gene dtiqmek-
teydi yaprak. O anda yalnrzca ilk yapra[rn koptu[unu gormtiq
oldulumu, ya da daha do$rusu yapralrn ilk dtigiiqi.i srasrnda
onu dahndan ayrrlmrg oldufu anda gordtiltimii anladrm.
OUtir tig kez baqrmr kaldrrrp baktr$rmdu, yapra[r diiqerken
gormtgttim.
Bunu don Juan'a anlatarak, ne yapmakta oldu[unu agrk-
lamasrnr istedim.
"Daha cince gormi.iq oldulum bir geyi bana yeniden nasrl
gosterebiliyorsun? Olur gey delil! Ne yaptrn ki bana, don Ju-
an?"
Don Juan giiltiyor, ama yanrt vermiyordu. Ben de rsrarla
o yapra$rn dtiqtiqiinii nasil olup da birkag kez tist i.iste gcirmtiq
oldulumu anlatmaslnl istedim. Havsalam almryordu bciyle
bir qeyi.
Don Juan kendi havsalasmrn da bciyle bir qeyi almadrfrnr,
ama igte yapra[rn tekrar tekrar dtigtii[tine taruk oldulumu
sciyledi. Sonra da don Genaro'ya dondti.
"Oyle di mi?" diye sordu.
Don Genaro yanrt vermedi. Gcizlerini bana dikmig bak-
maktaydr. "Olanaksrz bir gey bu!" dedim.
Don Juan, "Kendini zincirlerle baflamt$sln sen!" diye ba-
lrrdr. "Zihnin prangaya vurulmuq."
Don Juan o yaprafm aynl afagtan tekrar tekrar dtigmtiq
oldulunu, bu nedenle bu'olguyu anlamaya gahqmaya son ver-
mem gerektilini agrkhyordu. Bir gtz aktarn gibi her qeyin pi-
baktrm. Ama alacr saran ytiksek gahlar, yapralrn di.iqttilti ye-
ri bulmamr engellemekteydi.
Don Juan gtilerek oturmamr soyledi.
Ve bagryla afacrn tepesini gostererek, "Bak" dedi, "aynt
yaprak di.iqmekte gene."
Bir kez daha bir yaprafrn trpkr ilk iki yaprafrn dtiqtti[ti
yolda.n aqa[rya indilini gordtim. Yaprak yere di.igi.ince, don
Juan gene alacrn tepesine bakmamr imler gibi yaptr; ama,
ben daha rince davrarup yukanya bakmrqtrm. Gene dtiqmek-
teydi yaprak. O anda yalnrzca ilk yapra[rn koptu[unu gormtiq
oldulumu, ya da daha do$rusu yapralrn ilk dtigiiqi.i srasrnda
onu dahndan ayrrlmrg oldufu anda gordtiltimii anladrm.
OUtir tig kez baqrmr kaldrrrp baktr$rmdu, yapra[r diiqerken
gormtgttim.
Bunu don Juan'a anlatarak, ne yapmakta oldu[unu agrk-
lamasrnr istedim.
"Daha cince gormi.iq oldulum bir geyi bana yeniden nasrl
gosterebiliyorsun? Olur gey delil! Ne yaptrn ki bana, don Ju-
an?"
Don Juan giiltiyor, ama yanrt vermiyordu. Ben de rsrarla
o yapra$rn dtiqtiqiinii nasil olup da birkag kez tist i.iste gcirmtiq
oldulumu anlatmaslnl istedim. Havsalam almryordu bciyle
bir qeyi.
Don Juan kendi havsalasmrn da bciyle bir qeyi almadrfrnr,
ama igte yapra[rn tekrar tekrar dtigtii[tine taruk oldulumu
sciyledi. Sonra da don Genaro'ya dondti.
"Oyle di mi?" diye sordu.
Don Genaro yanrt vermedi. Gcizlerini bana dikmig bak-
maktaydr. "Olanaksrz bir gey bu!" dedim.
Don Juan, "Kendini zincirlerle baflamt$sln sen!" diye ba-
lrrdr. "Zihnin prangaya vurulmuq."
Don Juan o yaprafm aynl afagtan tekrar tekrar dtigmtiq
oldulunu, bu nedenle bu'olguyu anlamaya gahqmaya son ver-
mem gerektilini agrkhyordu. Bir gtz aktarn gibi her qeyin pi-
giinki.i ancak edimlerle biiyiicii olunabilecelini sciyledi. Vakit
yitirmeden ordan gitmemi onererek, aksi takdirde don Gena-
ro'nun, bana yardrm edeyim derken beni oldtirebilecelini be-
lirtti.
Ve,"Artrk defiqtirmelisin yciniini.i," dedi, "krrmahsrn zin-
cirlerini."
Kendisinin ya da don Genaro'nun edimlerinde anlaqrlma-
sr gereken bir gey bulunmadrlrnr ve bi.iytictilerin srk srk bu ttir
olafandrqr beceriler sergilediklerini anlattr.
Qizdi[i $emarun merkezindeki bir bciliimti gostererek,
"Genaro da ben de iqte burdan yaparn edimlerimizl!" dedi.
"Tabi anlayrq merkezi delil burasr; anlarsrn ne oldulunu ig-
te.t'
Dediklerinden bir anlam grkaramadrlrmr sciylemek isti-
yordum. Ne var, don Juan bana firsat vermeden ayala kalktr
ve onu izlememi imledi. Hrzla ilerliyordu. Ona yetigmek igin
gtigltik gekiyor, terleye terleye, soluk solula ardmdan kogu-
yordum.
Arabaya girerken, don Genaro'yu gormek igin gevreme
bakryordum.
"O nerde?" diye sordum.
"Nerde oldulunu biliyorsun," diye yaprqtrrdr don Juan.

Her zaman yaptr[tmtzizere, ayrrlmadan once goyle bir otur-


muqtuk. Agrklama yapmasr igin sabrszlaruyordum. Don Ju-
an'rn dedifi gibi agrklamalar diiqki.in biriydim igte!
Qekinerek, "Don Genaro nerede?" diye soruverdim.
Don Juan, "Biliyorsun ya!" dedi. "Ama anlayrm derken
hep bozarsrn igleri. Ornelin, gegen gece don Genaro'nun ar-
kanda oldu[unu hep bilmekteydin; hatta arkana bakrp gor-
mtgttin onu bi ara."
"Hayrr," diye kargr grktrm, "vallahi bilmiyordum."
Do!ruydu bu dedi$im. Zihnim bu ttir uyanm verilerini
"gergek" olarak delerlendirmeyi yadsryordu. Ne var ki, don
giinki.i ancak edimlerle biiyiicii olunabilecelini sciyledi. Vakit
yitirmeden ordan gitmemi onererek, aksi takdirde don Gena-
ro'nun, bana yardrm edeyim derken beni oldtirebilecelini be-
lirtti.
Ve,"Artrk defiqtirmelisin yciniini.i," dedi, "krrmahsrn zin-
cirlerini."
Kendisinin ya da don Genaro'nun edimlerinde anlaqrlma-
sr gereken bir gey bulunmadrlrnr ve bi.iytictilerin srk srk bu ttir
olafandrqr beceriler sergilediklerini anlattr.
Qizdi[i $emarun merkezindeki bir bciliimti gostererek,
"Genaro da ben de iqte burdan yaparn edimlerimizl!" dedi.
"Tabi anlayrq merkezi delil burasr; anlarsrn ne oldulunu ig-
te.t'
Dediklerinden bir anlam grkaramadrlrmr sciylemek isti-
yordum. Ne var, don Juan bana firsat vermeden ayala kalktr
ve onu izlememi imledi. Hrzla ilerliyordu. Ona yetigmek igin
gtigltik gekiyor, terleye terleye, soluk solula ardmdan kogu-
yordum.
Arabaya girerken, don Genaro'yu gormek igin gevreme
bakryordum.
"O nerde?" diye sordum.
"Nerde oldulunu biliyorsun," diye yaprqtrrdr don Juan.

Her zaman yaptr[tmtzizere, ayrrlmadan once goyle bir otur-


muqtuk. Agrklama yapmasr igin sabrszlaruyordum. Don Ju-
an'rn dedifi gibi agrklamalar diiqki.in biriydim igte!
Qekinerek, "Don Genaro nerede?" diye soruverdim.
Don Juan, "Biliyorsun ya!" dedi. "Ama anlayrm derken
hep bozarsrn igleri. Ornelin, gegen gece don Genaro'nun ar-
kanda oldu[unu hep bilmekteydin; hatta arkana bakrp gor-
mtgttin onu bi ara."
"Hayrr," diye kargr grktrm, "vallahi bilmiyordum."
Do!ruydu bu dedi$im. Zihnim bu ttir uyanm verilerini
"gergek" olarak delerlendirmeyi yadsryordu. Ne var ki, don
Sonsiiz

Don Juan gevrernde yavag yavag dolaqryordu. Bir qeyler soy-


leyip sciylememeye karar venneye gahqrr gortintiyordu. iki
kez durmuq ve sonra cayml$ gibiydi.
Sonunda, "Gene doner misin, donmez misin, onemi yok
bunun pek," dedi. "Ama, artrk bi savaqgr gibi yagaman gere-
kiyor. Hep bildigin bi geydi bu, gimdi srrf eskiden beri bildi-
lin bi qeyi uygulamrg olacaksrn. Hepsi bu! Ama bu bilgi igin
yaman bi u[raq verdin. Gokten zembillle inmedi yani bu bil-
gi. Didine didene soktip grkardrn kendin. Gene de saydam bi
varhksm. Herkes gibi sen de cileceksin bi giin. Demigtim ya
bi zamanlar, bi saydam yumurtanrn defigtirilecek bi yanr
yoktur diye!"
Don Juan bir an sustu. Bana baktr[rnr biliyordum, arna
kagrrdrm gcizlerimi.
Ve, "Higbi qeyin defiqmiq delil, inan," dedi don Juan.
Sonsiiz

Don Juan gevrernde yavag yavag dolaqryordu. Bir qeyler soy-


leyip sciylememeye karar venneye gahqrr gortintiyordu. iki
kez durmuq ve sonra cayml$ gibiydi.
Sonunda, "Gene doner misin, donmez misin, onemi yok
bunun pek," dedi. "Ama, artrk bi savaqgr gibi yagaman gere-
kiyor. Hep bildigin bi geydi bu, gimdi srrf eskiden beri bildi-
lin bi qeyi uygulamrg olacaksrn. Hepsi bu! Ama bu bilgi igin
yaman bi u[raq verdin. Gokten zembillle inmedi yani bu bil-
gi. Didine didene soktip grkardrn kendin. Gene de saydam bi
varhksm. Herkes gibi sen de cileceksin bi giin. Demigtim ya
bi zamanlar, bi saydam yumurtanrn defigtirilecek bi yanr
yoktur diye!"
Don Juan bir an sustu. Bana baktr[rnr biliyordum, arna
kagrrdrm gcizlerimi.
Ve, "Higbi qeyin defiqmiq delil, inan," dedi don Juan.

You might also like