Professional Documents
Culture Documents
Sanat Eğitimi Ortami Olarak Üniversite Sanat Müzelerinin İşlevi
Sanat Eğitimi Ortami Olarak Üniversite Sanat Müzelerinin İşlevi
HÜLYA ŞİMŞEK
DOKTORA TEZİ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ARALIK 2014
TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
......(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı : Hülya
Soyadı : ġĠMġEK
Bölümü : Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı
Ġmza :
Teslim tarihi :
TEZĠN
Türkçe Adı : Sanat Eğitimi Ortamı Olarak Üniversite Sanat Müzelerinin ĠĢlevi
i
ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Ġmza:
ii
Jüri Onay Sayfası
Hülya ġĠMġEK tarafından hazırlanan “Sanat Eğitimi Ortamı Olarak Üniversite Sanat
Müzelerinin ĠĢlevi” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği Gazi Üniversitesi
Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-ĠĢ Öğretmenliği Anabilim Dalı‟nda Doktora Tezi
olarak kabul edilmiĢtir.
Bu tezin Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-ĠĢ Öğretmenliği Anabilim
Dalı‟nda Doktora tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
iii
Babamın Anısına
iv
TEġEKKÜR
Avrupa ve Amerika'da pek çok üniversitede var olan üniversite müzeleri ve üniversite
sanat müzelerinde görsel öğrenme çevreleri, yetiĢkin eğitimi gibi kavramlar altında
değerlendirilmektedir.
Türkiye'deki üniversite sanat müzelerinin yapısı göz önüne alındığında müze eğitimi, sanat
eğitimi çerçevesinde ve öğretim bağlamında ele alınması gerekli görülmekte ve resim-iĢ
dersleri kapsamında, üniversite sanat müzelerinin eğitim ortamı olarak kullanılmasının,
sanat eğitiminde etkililiği arttırabileceği düĢünülmektedir.
Bu araĢtırma iki ana bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde literatür çalıĢması yapılmıĢ,
üniversite sanat müzelerinin iĢlevine iliĢkin kaynaklar incelenerek değerlendirilmiĢtir.
Ġkinci bölümde, Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi, Hacettepe Üniversitesi Sanat
Müzesi, Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi gezilmiĢ, eğitim ortamı olarak
iĢlevleri yönünden incelenmiĢ ve müze yöneticileri ile müzeler hakkında görüĢülmüĢtür.
v
AraĢtırmanın gerçekleĢmesinde özverili ve sıcak yaklaĢımları ile her zaman yanımda olan
tez danıĢmanım Prof. Dr. Serap BUYURGAN‟a, Prof. Dr. Yücel GELĠġLĠ‟ye, Prof. Dr.
Osman ALTINTAġ‟a, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-ĠĢ Öğretmenliği, Ankara
Üniversitesi Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı araĢtırma görevlileri ve üç
müzenin yönetici ve görevlilerine, Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi ve diğer liselerin
müdürlerine, uygulama çalıĢmalarına katılan resim öğretmenleri ve öğrencilerine, aileme
ve adını anamadığım yardımcı olan herkese teĢekkürü borç bilirim.
vi
SANAT EĞĠTĠMĠ ORTAMI OLARAK ÜNĠVERSĠTE
SANAT MÜZELERĠNĠN ĠġLEVĠ
(DOKTORA TEZĠ)
HÜLYA ġĠMġEK
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
ARALIK, 2014
ÖZ
vii
Ayrıca öğrencilerin müze etkinlikleri ile devam ettikleri okul arasındaki fark da orantısal
olarak belirlenmiĢ ve eğitim ortamı olarak müzelerden daha fazla yararlanmak isteği
olduğu görüĢü ortaya çıkmıĢtır. AraĢtırma kapsamındaki üç üniversitenin sanat müzesinde
eğitim ve öğretim dönemi baĢında müze eğitimi dersi kapsamında bir hafta boyunca
etkinlikler düzenlendiği, MEB‟na bağlı okulların sıklıkla müze ziyareti yaptığı, değiĢik
zamanlarda ve sıklıkta müze ziyaretlerinin ve ilginin yoğun olduğu görülmüĢtür. Bu
bağlamda üniversite sanat müzelerinin iĢlevi ve eksikliklerinin olup olmadığı araĢtırılmıĢ,
üniversite sanat müzelerinden daha kapsamlı yararlanılmak ve verim elde edebilmek için
yapılabileceklere yönelik önerilerde bulunulmuĢtur.
Bilim Kodu:
Anahtar Kelimeler: Müze, müze eğitimi, üniversite müzeleri, üniversite sanat müzeleri.
viii
THE FUNCTION OF THE UNIVERSITY ART MUSEUMS AS ART
EDUCATION ENVIRONMENT
(Ph. D. Thesis)
HÜLYA ġĠMġEK
GAZI UNIVERSITY
FACULTY OF EDUCATION
DECEMBER, 2014
ABSTRACT
This study sets out to understand the educational function of university art museums,
through interviews with the museum administrators and student patrons. Museums
included in the study are Gazi University‟s Painting and Sculpture Museum (Ankara,
Turkey), Hacettepe University‟s Art Museum (Ankara, Turkey), and Contemporary Arts
Museum at the Anadolu University (Eskisehir, Turkey). This is a qualitative research with
open ended questions directed at the museum visitors who were undergraduate and masters
students at university art education departments, as well as students and their teachers at
the Fine Arts High School, Anadolu Lycee (a high school with entrance exams) and the
Industrial Vocational High School during the Spring Semester of 2013-2014 school year.
Questions included their opinions about art museums and the education they received at
their visit. Additionally, museums included in the study were visited by the researcher in a
guided tour by the museum administrator, where the educational mission was discussed
through open-ended questions. Findings are presented in a chi square table. The analysis
showed that none of the museums included in the study has a clear educational mission
beyond making the space available for student field trips, which present a consistent
demand. Interviews with the museum administrators showed that the curriculum by the
Ministry of Education includes a museum education unit at the beginning of the semester,
during which time field trip requests from various school districts are especially high at the
three university art museums included in the study. When compared to high school student
participants, university students in the sample (graduate and undergraduate) were more
sensitive to the visit, thought the museum visit had more staying power than a lecture, saw
the visit as necessary, used it in their studies as an educational component and showed a
desire to use the museum as a learning environment. The analysis includes a comparison of
ix
the museum activities with the school setting, revealing that students see the museum
setting as the preferred learning environment. Lastly, this research conceptually explores
the educational mission of university museums, identifies issues present, and provides
recommendations on transforming them into learning environments to make their programs
more productive and useful.
Science Code:
Key Words: Museum, museum education, university museums, university art museums.
x
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖZ ................................................................................................................................... vii
ABSTRACT .................................................................................................................... ix
ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................. xi
BÖLÜM I ......................................................................................................................... 1
GĠRĠġ ............................................................................................................................... 1
BÖLÜM II ..................................................................................................................... 17
xi
2.2.1.2. Bağlı Oldukları Yönetim Birimine Göre Müzeler ......................... 39
YÖNTEM....................................................................................................................... 81
BÖLÜM IV .................................................................................................................... 87
EKLER......................................................................................................................... 147
xiii
TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo 4.1.”Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve
Ki-Kare Tablosu................................................................................................................... 87
Tablo 4.2. “Müze ziyaretinde öğrendiklerinizin .................................................................. 88
sınıf ortamında öğrendiklerinize göre daha kalıcı olduğunuzu düĢünür müsünüz?”
Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ............................................... 88
Tablo4.3. “Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ............................................................................ 90
Tablo 4.4. “Müzedeki öğretim faaliyetlerinden sonra sanat eğitimine yönelik, bilgi, beceri
ve tutumlarınız geliĢti mi?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .. 91
Tablo 4.5. “Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim etkinliklerini
gerekli görüyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .. 92
Tablo 4.6. “Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ............................................................................ 94
Tablo 4.7. “Gezdiğiniz müzenin size sunmasını istediğiniz öğretim etkinlikleri var mıdır?”
Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ............................................... 95
Tablo 4.8. “Müze ziyaretiniz sonrasında müzede gördüklerinizi, bilgilerinizi
çalıĢmalarınızda kullandınız mı?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare
Tablosu ................................................................................................................................. 97
Tablo 4.9. “Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak
yararlandınız mı?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ................ 98
Tablo 4.10. “Müzedeki sanat yapıtlarının eğitim materyali olarak kullanılması durumunda
yaratıcı düĢünme becerilerinin geliĢeceğine inanıyor musunuz?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .......................................................................... 100
Tablo 4.11. “Müzedeki eğitim etkinliklerinde konunuzla ilgili çalıĢma olanakları sunuluyor
mu?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ................................... 101
xiv
Tablo 4.12. “Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve
Ki-Kare Tablosu................................................................................................................. 103
Tablo 4.13. “Müze ziyaretinde öğrendiklerinizin sınıf ortamında öğrendiklerinize göre
daha kalıcı olduğunuzu düĢünür müsünüz?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-
Kare Tablosu ...................................................................................................................... 104
Tablo 4.14. “Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .......................................................................... 106
Tablo 4.15. “Müzedeki öğretim faaliyetlerinden sonra sanat eğitimine yönelik, bilgi, beceri
ve tutumlarınız geliĢti mi?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu 107
Tablo 4.16. “Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim etkinliklerini
gerekli görüyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu 108
Tablo 4.17. “Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .......................................................................... 110
Tablo 4.18. “Gezdiğiniz müzenin size sunmasını istediğiniz öğretim etkinlikleri var
mıdır?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ................................ 112
Tablo 4.19. “Müze ziyaretiniz sonrasında müzede gördüklerinizi, bilgilerinizi
çalıĢmalarınızda kullandınız mı?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare
Tablosu ............................................................................................................................... 113
Tablo 4.20. “Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak
yararlandınız mı?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu ............. 115
Tablo 4.21. “Müzedeki sanat yapıtlarının eğitim materyali olarak kullanılması durumunda
yaratıcı düĢünme becerilerinin geliĢeceğine inanıyor musunuz?” Sorusuna Verilen
Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .......................................................................... 116
Tablo 4.22. “Müzedeki eğitim etkinliklerinde konunuzla ilgili çalıĢma olanakları sunuluyor
mu?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu .................................. 118
xv
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
xvii
KISALTMALAR
xviii
BÖLÜM I
GĠRĠġ
1
uğraĢlarındandır. Her Ģeyi sorar, öğrenmek isterler. Oyunlar, masallar, gezmek onların
en doğal gereksinimleri ve uğraĢlarındandır. Ġyi bir eğitim her çocuğun hakkıdır.
Yaratıcı, mutlu, verimli ve baĢarılı bireyler yetiĢtirmek, iyi bir eğitimle olasıdır.
Hepimizin bildiği gibi eğitim; bir davranıĢ değiĢtirme sürecidir ya da “bireyin
davranıĢlarında kendi yaĢantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değiĢme meydana
getirme sürecidir” (Demirel, 2005, s. 41).
Günümüzde oluĢan hızlı değiĢim ve teknolojik geliĢmeler, eğitim dünyasında da pek
çok yenilikleri ortaya çıkarmakta, bu durum da öğrenme ve öğretme sürecini dolaylı
olarak etkileyerek eğitim uygulamalarında değiĢikliği gerektirmektedir. Eğitim
sisteminin ezberciliğe dayalı yürütülmesi endüstri ve teknoloji çağı içinde ters bir
durum yaratmaktadır. Teknolojik geliĢmeler eğitimi kuramsal ve iĢlevsel açıdan
etkilemektedir.
ÇağdaĢ eğitim anlayıĢının çok yönlü ve ekonomik boyutu vardır. Bireyin olgunlaĢması
ve sosyo-kültürel açıdan dünyaya bakıĢ açısının değiĢmesi eğitim ve yaĢanılan çevre
ile yakın iliĢkilidir. Eğitim sonucu bireyde nitelikli, geliĢmeler gözlenir ve yaratıcı
sanatsal üretimler ortaya çıkabilir. Bu sanatsal üretimler yine alınan sanat eğitimi ile
değer kazanır. “Bireysel yeteneğin her boyutuyla geliĢmesine olanak veren köklü ve
tutarlı bir sanat eğitimi ancak topluma yaratıcılık yolunu açabilir” (Göktürk‟ten
aktaran ĠpĢiroğlu, 1998, s. 30).
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte eğitim anlayıĢında da çağdaĢlaĢma yolunda büyük
atılımlar yapılmıĢtır. Bu atılımların günümüzde her alanda olduğu gibi sanat eğitimi
alanında dagörülmesi, farklı eğitim mekanları olarak müzelerin kullanılmasını
gündeme getirmektedir. Müzelerin eğitim ortamı olarak kullanılmaya baĢlanması,
müze yöneticisi ve eğitimcisi yetiĢtirmek sorunsalını da ortaya çıkarmıĢtır.
2
Daha sonra bir “Eti Müzesi” kurma fikri ise Atatürk tarafından telkin edilmiĢtir
denilmektedir.
Ġngiltere‟de müzelerle ilgili önemli bir kuruluĢ olan Leiscester Üniversitesi Müze
ÇalıĢmaları Bölümü, 1999‟da Müze ve Galeri AraĢtırmaları Merkezi (RCMG) adı
altında müze ve galerilerin eğitsel rolü üzerinde durmuĢtur. Onur (2012, s. 338)‟un
belirttiği üzere “RCMG‟nin ilk vurgusu müze ve galerilerin eğitsel rolü, iĢlevi ve
potansiyeli olmuĢtur”. Ancak, müzelerde eğitimin önemi üzerinde durulmasına karĢın
sanat müzelerinin eğitim ortamı olarak kullanılmasının çok az araĢtırıldığı görüĢü
vardır. Onur‟a (2012, s. 334) göre; “Sanat müzelerinde öğrenme konusu çok az
araĢtırılmıĢtır. Bunun nedeni, bilim müzelerinden farklı olarak, sanat müzelerinin
ziyaretçilerinden sanat eserlerine kendi tarzlarında tepki vermelerini beklemeleri
olabilir” denmektedir.
Çevreden doğrudan etkileĢim sonucu ortaya çıkan öğrenme, Piaget‟e göre kaynağını
eğitim felsefesinden almaktadır. Onur (2012, s. 376), “Piaget‟in yaklaĢımı eğitim
alanında önemli sonuçlar doğurmuĢtur. Piaget‟e göre çocuklar pasif gözlemlerden çok
eylemlerden öğrenirler. Öğretmenin rolü kendi bilgilerini iletmekten çok öğrenmenin
en etkili biçimde oluĢacağı çevreler yaratmaktır” demektedir. Böylece, canlı, sıcak,
dost, uyarıcı ve dinamik olan müze çevresi öğrencide oluĢturacağı öğrenme çabaları
için uygun ve dinamik bir ortam olarak karĢımıza çıkmakta ve öğrenme etkinlikleri
daha kalıcı olabilmektedir.
3
Buyurgan‟a (2012, s. 68) göre müze tanımı; “müze, sanatsal, bilimsel, geleneğe ait,
tarihi, teknoloji ve doğaya ait alanlarda, geçmiĢin, bugünün ve geleceğin izlerini içinde
barındıran, görerek, iĢiterek, uygulama yaparak, hatta yaĢayarak öğrenmenin
gerçekleĢtiği, halka açık heyecan verici öğrenme mekanlarıdır” biçiminde
yapılmaktadır.
Bir baĢka müze tanımında ise, “müze, tarih, kültür ve doğa varlıkları ile ilgili taĢınır,
taĢınmaz bütün bilimsel sanatsal belge, eĢya, anıt ve kalıntıların korunduğu,
saklandığı-sergilendiği, yorumlandığı yerlerdir” (Artut, 2002, s. 100) denmektedir.
“Müzelerin görevleri, eserleri toplamak, elde ettiği eserin ne olduğunu tam ve doğru
olarak tespit etmek, toplanan bilgileri kaydetmek, eserleri korumak ve onarmak,
eserleri amacına uygun en etkileyici Ģekilde sunmak ve insanları eğitmektir”
(Buyurgan, 2006, s. 22).
Bu tanımlara göre müze, tarihte yer alan bilimsel, geleneksel, teknolojik ve doğada
bulunan sanat ve bilim eserlerinin toplandığı, korunduğu yaĢayarak öğrenmenin
gerçekleĢtiği halka açık mekanlar olarak algılanmakta ve eğitimsel görevlerinin
olduğunu açıkça göstermektedir. 19. yüzyıldan bu yana geçen zaman içinde tüm dünya
milletleri tarafından müze eğitiminin yaĢam boyu eğitim ve yaĢam alanı olarak etkin
biçimde kullanıldığı görülmektedir.
4
Dünyada ve ülkemizde müzelerden eğitim amaçlı yararlanmak için son yıllarda pek
çok giriĢimlerde bulunulmaktadır. “On dokuzuncu yüzyılın baĢında müzelerin kuruluĢ
amaçlarından biri eğitmek ve bilgilendirmektir. Ayrıca müzelere toplumu birleĢtirme
görevi de verilmiĢtir. Müzeler her sınıftan insanların aynı mekanda bir araya gelmeleri
için uygun yerlerdir” (S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2012, s. 87- 90).
Ondokuzuncu yüzyıldan beri geçen zaman içinde tüm dünya milletleri tarafından
müze eğitiminin, yaĢam boyu eğitim ve yaĢam alanı olarak etkin biçimde kullanıldığı
görülmektedir.
Dünyada, özellikle sanat eğitimi üzerine farklı görüĢlerin ortaya çıkmasıyla "müze
eğitimi" kavramının ortaya çıktığını görüyoruz. Müze eğitimi, çağdaĢ sanat eğitiminin
giderek büyüyen bir alanı olmuĢ, eğitime yönelik yeni iĢlevler ortaya çıkmıĢtır. Müze
Eğitiminin, sanat eğitimi içinde giderek büyüyen bir alan olduğu da söylenmektedir.
Müze, değeri olan nesneleri satın alır, korur ve sergiler (KırıĢoğlu ve Stokrocki, 1997,
s. 3.33).
Her yaĢtaki insan için verimli öğrenme ortamı sağlayan müzeler, tam bir yarar
sağlamak için uzman eğitimcilerin rehberliğinde gezilmeli ve değerlendirilmelidir.
“Belli bir plan çerçevesinde öğretim programları ile bağlantılı olarak yürütülmesi
gereken eğitim sürecinde mümkün olduğunca tüm duyu organları iĢe katılmalı, gözlem
ve incelemeler, öğretmenlerin hazırladığı bir soru listesi ile belirlenmiĢ ürünler
üzerinde yoğunlaĢmalıdır” (Etike, 2000, s. 31).
5
Müzelerin alternatif öğrenim yeri olmasının, halk ya da öğrenci olsun herkes için
eğitimsel yararları olduğu gerçeği kabul edilmektedir. Lynton (1982)‟a göre de
müzeler ve iletiĢim araçları halka bilgi vermek ve yol göstermek için kurulmuĢ,
iletiĢim araçları ise her Ģeyi haber ve eğlence konusuna çevirmiĢtir. Ayrıca müzeler
aynı zamanda her Ģeyi tarihe dönüĢtürmüĢtür.
Müzelerin sanat eğitimi içindeki yerinin önemli olması, bütün güzel sanat dallarını
kapsayan bir eğitim sisteminin sanat eğitimine katacağı yararlar kadar önemli
görülmektedir. Sanat Eğitimi kavramının, yaratıcı etkinlikleri barındırdığı söylenir.
“…özellikle ülkemizde anlamı pek tartıĢmalı bir kavram olup, sanatçı yetiĢtiren
öğretimden, boĢ zamanları değerlendirmek amacıyla yapılan yaratıcı etkinliklerin
düzenlenmesine ve folklor çalıĢmalarına dek geniĢ bir anlam yaygınlığında
kullanılmaktadır” (San, 1983, s. 13).
Müzeler kurulduktan sonra yeni bir geliĢme ortaya çıkmıĢtır, bu da müze bilimi,
(museology)‟dir. Müze çalıĢmaları (museum studies) teriminin kullanılması ise daha
yenidir; 1960‟larda üniversitelerde bu adı taĢıyan bölümlerin kurulmasıyla bu hız
kazanmıĢtır. Müze çalıĢmaları hem “müzeoloji”yi hem “müzeografi”yi içeren genel bir
terimdir. Müzeoloji, müzelerin tarihini, toplumdaki rolünü, araĢtırma, eğitim, örgütlenme
sistemlerini, fiziksel çevreyle iliĢkilerini, müze türlerinin sınıflanmasını inceleyen bilim
dalıdır. Müzeografi ise müzeoloji ile ilgili teknikler toplamıdır (Onur, 2012, s. 23).
7
eğitimi yanında sanat tarihi, sosyal bilgiler gibi eğitim alanları ile de doğrudan iliĢkili
olduğundan incelenmesi eğitim, kültür ve toplumsal açıdan da gerekli görülmektedir.
Yalnızca resim ve heykel müzelerinin değil, tüm müzelerin görsel sanatlar eğitiminde
önemli bir yere sahip olduğu gerçeği yadsınamaz. Etike (1996)‟ye göre; görsel sanatlar
eğitimi salt beceriye dayalı bir eğitim değildir. Görsel sanatlar eğitiminin,
anasınıfından baĢlayıp yükseköğretim dönemine kadar tüm eğitim sistemi içinde yer
alması ve eğitimin her safhasında önemle ele alınmasının, bireyin her alanda iyi
yetiĢmesine yardımcı olacğı kabul edilmektedir.
Gençlik ve sanat, modern sanatlar, resim ve heykel müzeleri, galeriler, üniversite sanat
müzeleri görsel sanatlar eğitimi alanında geniĢ olanaklar sunmaktadır. Buyurgan ve
Mercin (2005), yaptıkları bir çalıĢmada, çok çeĢitli öğretim modellerinin olduğu 21.
yüzyılda öğretmen merkezli öğretim yerine, daha modern ve zevkli bir öğretimin
ancak müzelerde ve sanat eğitimi çerçevesinde gerçekleĢebileceğine değinmektedirler.
Yalnızca sanat eğitimi alan öğrenciler için değil, müze eğitimi kavramının her
branĢtan öğretmenlik (sosyal bilgiler, tarih, sanat tarihi) programlarında da yer
almasının ve eleĢtirel bir inceleme sonucunda yapılacak uygulama çalıĢmalarının
öğrenciye eğitimsel üstünlük kazandıracağı düĢüncesi önem kazanmaktadır. Ġlhan
(2007, s. 24)‟a göre bu durum Ģöyle açıklanmaktadır;
Müzeciliğin tarihi, çeĢitleri, amaçları, gerekliliği, müze ve eğitim, eğitim amaçlı müze
ziyareti, ilköğretim/ortaöğretim öğrencileri için ön hazırlık, plan ve kurallar, müzenin
tanımı, sergileme, müzedeki eserlerin tarihsel, estetik ve eleĢtirel incelenmesi, müzedeki
eser ve kalıntılardan yararlanarak yapılan uygulama çalıĢmaları‟ Ģeklinde belirlenmiĢtir.
Bunların yanı sıra öğretmen ve öğrencilerin müzelerden olabildiğince yararlanması
için etkili, verimli ve iyi düzenlenmiĢ bir müze gezisi, müze gezisinden elde edilecek
yarar kadar önemlidir. Bu gezilerin etkin olması için, iyi bir planlama yapılması ve bu
planın dört aĢamada uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Bu aĢamalar verimlilik
açısından pek çok ön hazırlığı gerektirmektedir.
1. Hazırlanma
2. Zihni rahatlatma, salt müzede yoğunlaĢma
3. Ayrıntılarıyla bir sanat yapıtının grupça eleĢtirilerek incelenmesi
4. Sanat yapıtlarını çalıĢma kağıtları ile birlikte yalnız baĢına inceleme (KırıĢoğlu
ve Stokrocki, 1997, s. 3.33).
Hazırlık yapılması, bir sanat yapıtının incelenerek eleĢtirilmesi, zihnin rahatlatılması
ve müzede yoğunlaĢma gibi etkinlikler sonucu müze gezileri veya müzede alınan
eğitimin öğrenciler üzerindeki kalıcı etkileri ve yararları yadsınamamaktadır. Bu
nedenle günümüzde çeĢitlenen öğretim modelleri, tüm dünyada ve ülkemizde
9
öğretmen ve öğrencileri müzelerden olabildiğince yararlandırmayı hedeflemektedirler.
Müzelere yönelen eğitim ortamları, kendi eğitim dallarında müzeler kurmakta ve
eğitim ortamı olarak kullanmaktadır.
Üniversite müzelerinin eğitim ortamı olarak önemi burada bir kez daha karĢımıza
çıkmaktadır. Onur (2012)‟a göre, dünyadaki üniversite müzeleri eğitimde önemli bir
yer kaplamıĢ görülmektedir. Amerika BirleĢik Devletleri‟nde 60‟tan fazla üniversitede
bilim insanlarına ve halka açık „doğa tarihi müzesi‟ vardır ve bu müzelerin çoğu 19.
yüzyılın sonlarında kurulmuĢ, 20. yüzyılın ilk yarısında ise geliĢmelerini
tamamlamıĢtır.
10
Yine Onur (2012)‟a göre; üniversite müzeleri bilim adamlarının bilgilerine ve
becerilerine kolayca ulaĢmayı sağlar, bilimsel geliĢmeleri yakından izleyerek sergilerle
üniversite dıĢındaki insanlara da ulaĢabilir ve öğrenim alanlarına bakılmaksızın
öğrencilerin üniversite müzesini ziyaret ettiklerinde müzenin kültür mirasının
korunmasında ne denli önemli bir rol oynadığının bilincine ulaĢacak öğrenciler
yetiĢtirir. Ayrıca, üniversite müzelerinin koleksiyonları özel öğretim alanlarında da
temel bir rol oynar.
11
1.3. Problem Cümlesi
Sanat eğitimi ortamı olarak kullanılan üniversite sanat müzelerinin iĢlevi nedir?
Sorusuna yanıt aranmıĢtır.
Etkili bir müze eğitimi, toplumsal geliĢmenin yanı sıra bireysel olarak da, sanat
beğenisini geliĢtirerek, sanat yapıtlarını ve kültürel değerleri anlama, uygulamalı
çalıĢmalar yapabilme, estetik düĢünce oluĢturma ve dıĢavurum yapabilme gibi
özelliklere ulaĢtırır. Sanatta yaratıcılık önemlidir. Sanat yapıtlarının, müzelerin, ören
yerlerinin gezilip görülmesi sonucunda elde edilecek görsel etkinlikler, yaratıcılığı
arttırıcı özelliklerdendir. Ġnsan, ulusal özelliklerini koruduğu oranda çağdaĢ uygarlığa
ve evrensel kültür değerlerine ulaĢarak zenginleĢebilir. Ayrıca, üniversite sanat
müzelerinin fiziksel ortam olarak kullanılmasının uygun olup olmadığı, derse ve
eğitim ortamını kullanan bireylere katkıları araĢtırılacaktır. Üniversite ve müze
yönetiminin bu çalıĢmalara katkı verip vermediğinin araĢtırılması bakımından
önemlidir.
1.5. Varsayımlar
13
1.6. Sınırlılıklar
Bu araĢtırma, Ankara‟da Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi ve
Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi, EskiĢehir‟deAnadolu Üniversitesi
ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi ile sınırlandırılmıĢtır.
1.7. Tanımlar
Müze
Buyurgan ve Mercin (2005), tarafından yapılan bir çalıĢmada müze tanımı, Arkeoloji,
sanat, kültür, bilim ya da insanı ilgilendiren, insanın yaĢamında yer alan her türlü
ürünü toplayan, onları koruyan, sergileyen, geçmiĢ ve gelecek arasında köprü görevi
gören; eğitim, bilgilendirme ve araĢtırma imkanları sunan, kar amacı gütmeyen,
bireylerin zevk almasını sağlayan, öğrenmeyi ve yaratıcılığı kolaylaĢtıran ve
sürekliliği olan mekandır biçiminde yer almaktadır.
Müze Eğitimi
Temel eğitimde ve yaĢam boyu eğitim sürecinde yaĢantılara dayalı, çok yönlü
öğrenme ve yaĢam alanları olarak müzelerin etkin kullanımını içermektedir (Ġlhan ve
Okvuran‟dan aktaran, Buyurgan (2005) ve Mercin (2005), s. 96).
Üniversite Müzeleri
Buradan hareketle üniversite sanat müzelerinin, güzel sanatlar alanında eğitim alan
öğrenci ve öğretmen adayları yanı sıra her alandan ve yaĢtan öğrenci ve meraklı
gruplarına yararlı olabilecek kurumlar olarak adlandırılabilir.
15
16
BÖLÜM II
Sanat
Sanat ve insan, yaĢam boyu ayrılmaz ikili olarak düĢünülmüĢ ve sanatın, eğitime
katkısı olduğu ve zenginlik kazandırdığı kabul edilmiĢtir. “…aynı zamanda özlük
değerine ulaĢan eğitime katkı yapar. Çünkü her bir sanat disiplini farklı duygulara
baĢvurur, kendini farklı aracılarla ifade eder ve her biri öğrenim çevresine özel bir
zenginlik katar” (Buyurgan ve Mercin, 2005, s. 21).
Sanat, toplumların yaĢam biçemini oluĢturan önemli bir olgudur ve salt seyredilecek
bir müze eĢyası değildir. Bu görüĢ ĠpĢiroğlu (2009, s. 16) tarafından, “endüstri çağında
sanat büyük toplumların yaĢam üslubunu oluĢturmak iĢlevini üstleniyor. Bu sanat
seyirlik müze eĢyası olmayı istemiyor” biçiminde tanımlanmaktadır.
Yaratıcılığın ve hayal gücünün dıĢavurumu olan sanatın, kültürle de yakın bir bağı
olduğu Çeçen (1996) tarafından genel boyutları ile sanatın kültürün içinde yer aldığı
ve kültürün özelliklerine göre biçimlendiği Ģeklinde tanımlanır.
Badiou‟ya (2004) göre sanat, bir düĢüncenin, bir olaya dönüĢmesi olarak algılanır. Bu
algı, bir gerçeğin sürecidir ve bu gerçek her zaman, duyulur ya da duyusal olanın
17
gerçeğidir. Yani, duyulur olanın, bir düĢüncenin, ideanın happening‟e, oluĢuma
dönüĢmesidir.
Sanatın, kimi zaman duyusal bir yol çizdiğini de görürüz. Bugün sanat terimi birçok
kiĢi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi algılanabilmektedir.Aslında
önemli olan sanatın, evrensel bir değer olduğunun ve her kültürde o kültüre yönelik bir
eğilim içinde ortaya çıktığının kabul edilmesidir. Böyle bir toplumda yaĢayan insanlar
da doğal olarak mutlu ve yaratıcı olabilmekte, sanatsal açıdan insanda bir tavır, tutum
ve alıĢkanlık oluĢturma çabası, insanlığı daha güzele götürmektedir. Etike (1995)‟nin
de belirttiği gibi, güzel ve özgün olanı aramak, estetik olanı düĢünmek, aramak,
bulmak, yeni ve özgün olarak uyum ve bütünlüğe kavuĢturmaya çalıĢmak gibi düĢünce
ve eylem içeren sanatsal çabalar bireylerde tavır ve alıĢkanlık olarak yerleĢtiğinde
insanlık daha güzel bir dünyaya sahip olacaktır.
Sanat insanlığı daha güzele götürür. Bunun yanında, eğitici ve öğretici amaçları vardır
ve iyi duygular da aĢılar. Sanatın amaçlarından biri de Ersoy (1995)‟a göre, insanları
eğlendirmek ve oyalamaktır. Sanat, estetik olarak haz verir, eğlendirir, insanları oyalar
ve yaĢam dersi vererek insanın daha nitelikli yetiĢmesini sağlar. Ancak, yaĢanılan
coğrafya, kültür farklılıkları ve okul çevrelerinin dahi sanata bakıĢ açısı, boĢ
zamanlarını değerlendirme, oyalanma ve süs olarak görülmekte bu durum da üzücü ve
düĢündürücü olabilmektedir.
KırıĢoğlu (2002)‟na göre sanat hala, yüce duyguların iĢlendiği düĢük bir araçtır.
Sanatın çok yönlü oluĢu onu önemli kılar ve sanatın iĢlevi ne yalnızca duygusal bir
rahatlık ne de haz duyurmasıdır. Sanatın çok yönlü, kültürel, iletiĢimsel, bilgilendirici,
aydınlatıcı ve davranıĢ geliĢtirici iĢlevi onu yine çok yönlü ve önemli kılmaktadır. Bu
öneminin yanı sıra öğrencilerin ve çocukların genel eğitim içinde algısal eğitim ve
sanat yolu ile niteliksel bir ayrımsama yapmaya da gereksinimleri vardır.
Çoğu zaman doğanın, insan elinde bir malzeme olduğu ve sanatçı ile doğa iliĢkisinin
teknik bir süreç olduğu söylenmiĢtir. “Sanat dediğimiz eylem, bir Ģeyi resmetmemize,
ya da temsil etmemize yarayan teknik bir süreçtir- peki ama bu Ģey nedir? En basit
varsayım sanatçının dıĢ dünyayı, gözleriyle gördüğü Ģeyleri resmettiğidir” (Read,
2004, s. 215). Sanatçının gördüklerini resmetmesi sanat tarihçilerine göre toplumlara
ve yaĢanılan devirlere, toplumların yapısına göre değiĢebilmektedir. Bunun sonucunda
da sanatın eksiksiz bir tanımı yapmak güçleĢmekte ve beklentilere göre
18
değiĢebilmektedir. Kınay, (1993) sanat, toplumların ve kiĢilerin sanat denilen olaydan
ne beklediklerine göre değiĢik tanımlar gösterebilir, en basit tanım ve deyimi ile sanat;
bir biçim, form oluĢturma, yetenek ve becerisidir demektedir.
Sanatın tanımına felsefi açıdan baktığımızda ise doğayı taklit etmek değil güzellik ve
sanat olgusunun insanın iç dünyasından geldiği görüĢünü buluruz. Hegel‟e göre,
sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. B.
Croce ise bu konudaki düĢüncelerini Ģöyle anlatmıĢtır; “Sanat, sezginin ve anlatımın
birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile daha güzel
olabilir (guzel-sanatlar-sanat nedir, 2013).
Aristo bir felsefeci olarak sanat hakkındaki görüĢlerini aktarırken, “Sanatın hedefi
objelerin saklı yönlerini bulmaktır. Çünkü bu en doğru realitedir” demiĢtir (Bigalı,
1999, s. 1). Bigalı (1999)‟ya göre sanat, insanın olduğu her yerde var olmuĢtur ve
bilinçaltında geliĢen bir olaydır. Ayrıca her insanın ona gereksinmesi vardır. Sanat,
insan topluluklarının olduğu her yerde vardır ve maddi hayatın yanında ruhların da ona
gereksinimi vardır. Sanat ve yaratıcı düĢünceler, sezgiler, insanın bilinçaltında oluĢur.
Bir baĢka görüĢe göre “Sanat adı verilen bir Ģey yoktur aslında, yalnızca sanatçılar
vardır” (Gombrich, 1986, s. 4). Bu bakıĢ açısı bize sanat ve sanatçıyı farklı bir
yaklaĢımla tanımlamaktadır.
Sanat kavramını tarihsel bir bütünlük içinde ele almak ve irdelemek, insana, topluma
ve yaĢamın kendisine ait sorunları da gündeme getirmektedir. Elgün (2000, s. 41)
sanata Ģöyle değinmektedir; “Albrecht Dürer, sanatın doğanın gizlerinde bulunduğunu
savunuyor ve sanatçının onu gizlerin arasından çıkaran insan olduğunu öne sürüyor.
19
Dolayısıyla Dürer‟e göre sanat; doğanın, doğal olanın irdelenmesi anlamını
kazanıyor”.
Sanat sözcüğüne etimolojik açıdan baktığımızda ise Ģunu görürüz: “Arapça su‟n
(yapma, ortaya koyma, oluĢturma)dan sa‟at/sanat…Yapmak iĢi, ortaya koyma
durumu, yapmalık, yaratmalık. Arap dilinde: su‟n kökünden sa‟ni/yaratan, yapan,
ortaya koyan, sun‟i/yapmacık, gerçek olmayan, doğal olmayan, sonradan yapılan”
(Eyüboğlu, 1991, s. 578).
Heiddegger (2007) ise felsefi bir yaklaĢımla, sanat eseri ve sanatçının kökeninin sanat
olduğunu söyler. Köken, sanat eserinin içinde var olanın varlığının oturduğu yer,
varlığın geldiği yerdir demektedir.
Sanat yapıtına bir baĢka felsefi yaklaĢım ise sanat ontolojisi yoluyla yapılmakta ve bir
yapıtın sanat değeri taĢıyıp taĢımadığı tartıĢılmaktadır.“Sanat, değeri belli bir erek için,
bir araç değeri olduğu için relativ‟dir. Sanat eserine o, yalnız estetik objede aktüelleĢen
değer ile ilgili olarak yüklenir” (Tunalı, 2002, s. 161). Bu görüĢe göre bir sanat eseri
var olanı kendine konu olarak ele alır ve bir sanat eserinde seyirci açısından sanat
eserine yüklenen ve yorulan, atfedilen Ģey olarak karĢımıza çıkar.
Yıllar boyunca neyin sanat, neyin sanat olmadığına ait fikirler sürekli olarak değiĢse
de, geçen zamanla birlikte değiĢik kısıtlamalar ve yeni tanımlarla yepyeni bir yol
yaratılmıĢtır. Küratör, sanat tarihçisi ve çevirmen olan Stephen Wright (Akay, 2004)
de sanatı kendine özgü bir durumun üretilmesi olduğunu savunur. Sanatın üretilmiĢ
kendine özgülükler olarak değil, kendine özgülüklerin üretilme biçimi olarak
algılanması gerektiği görüĢünü savunur. Kendine özgü olsun ya da özgülüklerin
anlatımı olsun, sanat, ilk çağlardan beri insanın yaĢamında vardır ve var olmayı da
sürdürecektir.
Sonuç olarak, Georges Braque‟ın dediği gibi “Sanatta geçerli olan tek Ģey açıklanamaz
olandır” (ĠpĢiroğlu, 1995, s. 113). Sanatçı bu söylemiyle bize sanatın bir giz olduğunu
anlatmaktadır. Burada en belirgin olan ise sanatın, insan için evrensel bir değer olduğu
ve kısıtlı da olsa her kültürde değiĢik biçimde karĢımıza çıkabildiğidir. Deha
düzeyindeki zekanın, var olana karĢı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde
somutlaĢtığı bir alan olduğu da bir gerçektir. Ancak bu gerçeğin anlaĢılması zordur.
Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın
anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir, tıpkı yaĢamın içinde var oluĢumuz gibi.
20
Sanat Eğitimi
Disiplinler arası bir alan olan sanat eğitimi, eğitim ve sanat gibi birbirine bağımlı iki
temel alandan oluĢmaktadır. Bu iki temel alandan biri olan eğitim, insanın tüm yaĢamı
boyunca onunladır. Selçuk, eğitim konusunda Ģöyle düĢünmektedir: “Günümüz
anlayıĢı çerçevesinde olmasa da, eğitim, insanlığın yaradılıĢından beri süregelen bir
etkinlik alanıdır. Çünkü her insan, doğumundan itibaren sosyal ve fiziksel bir çevre
içinde yaĢamakta ve bu çevreye uyum sağlamak durumunda kalmaktadır” (Selçuk,
1997, s. 1).
Ġster sanat eğitimi olsun ister zanaatkarlık, her ikisi de görsel sanatların eğitimi ve
öğretimiyle yakından iliĢkilidir. Bu öğretimin kapsamı içinde, uygulamalı çalıĢmalar,
sanat eseri inceleme, eleĢtiri, sanat tarihi ve estetik yer alır. KırıĢoğlu (2002)‟na göre,
tanımlandığı alanın özel bir bölümü veya tanımı kullanan kiĢi ve kurumlara göre de
sanat eğitiminin anlamı değiĢebilmektedir. Ünlü sanat tarihçisi Herbert Read‟in
„Sanatın Anlamı‟ adlı kitabında, „sanat‟ sözcüğünün daha çok plastik ya da görsel
sanatlara bağlandığını, ancak tüm sanatları kapsayan geniĢ bir tanım olarak ele
alınması gerektiğini söylediği KırıĢoğlu tarafından belirtilmektedir.
Okullarda öğrenciye olduğu kadar yaĢamın her kesiminde de bireylere yaratıcı kiĢilik
kazandırma, sanat eğitimi yoluyla gerçekleĢtirilir. Sanatın kendisi iç dinamikleriyle
yaratıcılık yetisini geliĢtiren bir disiplindir. Yaratıcı davranıĢ yaĢamın her kesiminde
gereklidir. San (1985, s. 16)‟a göre,“…yaratıcı birey, çevre ve dünyasını biçim ve
mekan iliĢkileri ve çok yönlü etkileĢimler içinde görüp algılayabilendir”. Yaratıcılığın
geliĢtirilmesi ise yine San (2007)‟a göre, sanat eğitiminin küçük yaĢtaki çocuklardan
baĢlayarak verilmesi önemlidir.
Sanat eğitiminin geliĢimi, diğer ülkelerdeki sanat eğitiminin nasıl yapıldığını araĢtırıp
öğrenerek ve kendi eğitim sistemimiz içinde toplumsal farklılıkları da göz önüne
22
alarak yapılacak uygulamalarla olasıdır. Bu araĢtırma ve uygulamalar yapılırken
evrensel boyutlarda yapılmalı, diğer dünya ülkelerindeki sanatsal uygulamalar ve
geliĢmeler gözlem yapılarak araĢtırılmalıdır. Bu araĢtırmalar sırasında alınan örnekler
doğru incelenmeli ve çarpıtılmamalıdır. “Sanatın geliĢmesi ve öğretilmesi ve sosyal
yaĢantı içerisindeki vazgeçilmezliğini anlatma, dünya sanatındaki geliĢmeleri ve
örnekleri çalıp çırpmak Ģeklinde değil, oradaki eğitim kurumlarındaki öğretme ve
yönlendirme sistemini araĢtırıp kendi eksiklerimizi araĢtırıp, kendi eksiklerimizi
görmekle baĢlayacaktır” (KeleĢ, 2004, s. 117).
Eğitim aslında çok yönlü boyutları olan bir süreç sonunda geliĢir ve pek çok kültürel
etkileĢim yolları barındırır. Say‟a göre “eğitim, önemli bir yönüyle kültürel etkileĢim
yollarını aydınlatmak anlamına gelir. Sanat eğitimi, „düĢ gücünü‟ yükselterek
donanımlar sağlar” (Say, 2007, s. 84).
Eğitim, genç kuĢakları gündemde olana yönlendirmek Ģeklinde değil, kültürel var
oluĢlarının kökenine indiren bir çaba içerisinde ve bu koĢulları sağlama Ģeklinde
olmalıdır. Bu durum toplumları, içinde yaĢadıkları çağın değerleri üzerinde bir yaĢam
kalitesine yükseltecektir.
Yaratıcılık Gartenhaus‟a (2000) göre tanımı zor olmakla birlikte bir sır değildir.
Tanıdıktır ve hepimiz tarafından bilinir; çünkü biz onu yaĢarız. Ancak, çok az kiĢi onu
geliĢtirmek için çaba harcamakta, harcanan bu çabalar da yaratıcılığa doğru yol almayı
sağlamaktadır. Yine Gartenhaus‟a (2000) göre, herkes yaratıcı biçimde düĢünme
yeteneğine sahiptir ancak yaratıcılık ne belirsizdir ne de uzaktır. Merak etmek kadar
tanıdık ve yeni bir Ģey denemek kadar kıĢkırtıcıdır. Bu nedenle, okul yaĢamı boyunca
baĢarısız olduğu görülen pek çok kiĢinin, meraklı yaklaĢımları sonucu, yaratıcı
23
çalıĢmalar içinde olduğu görülmüĢtür. “Okulda çok kötü olan, hatta okulu terk etmesi
istenmiĢ parlak insanların öykülerini çoğumuz duymuĢuzdur. Thomas Edison
bunlardan biriydi. Öğretmenleri onu „taĢkafa‟ buluyorlardı” (Gartenhaus, 2000, s.17).
Bu durumda okulda alınan eğitimin de nitelikli eğitmenler gerektirdiği, etkili olup
olmayacağının buna bağlı olduğu üzerinde durulması da baĢka bir tartıĢma konusu
olabilmektedir.
Yaratıcılığın özgür bir anlatım yolu olduğu, geliĢtirilmesi için çeĢitli yollar önerildiği
eğitimciler ve sanat uzmanları tarafından tartıĢılmaktadır. Aynı yazarlar, (1991) sanat
uzmanları tarafından yaratıcılığın, çok çalıĢma ve bazen de düĢ kırıklığını da içeren
pek çok bileĢeni kapsadığını kabul ederler demektedir. Ünlü sanat eğitimci Elliot
Eisner (Eisner‟den aktaran, KırıĢoğlu ve Stokrocki, 1991,) dört yaratıcılık türü
önermiĢtir. Bunlar Ģöyle sıralanır;
DeğiĢik eğitimcilerin sanat eğitimine bakıĢ açıları ve düĢünceleri sanatın bir biliĢsel
geliĢim oluğunu savunmakta ve disiplin-odaklı sanat eğitiminin bütün dünyada yaygın
olduğu belirtilmektedir. KırıĢoğlu ve Stokrocki (1997)‟ye göre; Edmund Feldman,
sanat eğitiminde tanımlama, çözümleme, yorum, yargı olarak aĢamalar içeren ve
araĢtırıcı sanat eleĢtirisi olarak bilinen bir eleĢtirel düĢünme sistemi olduğunu ifade
etmektedir. Bu kuramı, Louis Lankford (1992) dört belli baĢlı sanat kuramı ile iliĢkili
estetik araĢtırmalar yönünde geliĢtirmiĢ, Michael Parsons (1987) estetik görüĢ
aĢamalarını, Mary Erickson (1983) sanat tarihsel yaklaĢım aĢamalarını saptamıĢtır.
24
John Michael (1983) gençlerin sanat yapma yönelimlerini Lowenfeld‟in düĢüncesini
temel alarak sınıflandırmıĢ, insan geliĢimi alanında, Howard Gardner (1984) „çok
yönlü zeka‟ kuramını ortaya çıkarmıĢtır. David Feldman (1974) „evrenselden tikele‟
olan geliĢme yaklaĢımını, yetenekli ve özel çocuklar üzerine yapmıĢ ve „tikelden
evrensele‟ olarak yeniden düzenlemiĢtir. Böylece Wilson‟lar (1977) tarafından ortaya
atılan kopya kuramı ile eski tabular yıkılmıĢ, kültürel okur-yazarlık önem kazanmıĢ,
Gilbert Clark ve Enid Zimmerman (1987) tarafından yetenekliler için yaĢam boyu
öğrenme, beĢikten mezara sanat öğretimi gibi programlar yaygınlaĢmıĢtır (Geenburg
ve Hoffman, 1980).
Sanat eğitiminde amaç toplumsal bir beğeni düzeyi yaratmak, bireysel olarak kültürel
geliĢme sağlamak, bilgili, yaratıcı, değer yargıları geliĢmiĢ toplumsal bir yapı
oluĢturmaksa, sanat eğitimcilerine, okullara, ailelere ve ülke yöneticilerine önemli
görevler düĢtüğü görülmektedir.
Kültür
Kültürün bir sözlük anlamı verilmesine karĢın tam olarak bir anlam içermediği de
söylenmiĢtir. Çeçen (1996)‟e göre kültür kavramının zor tanımlanması Ģimdiye kadar
gerektiği gibi tanımı yapılmadığından ve zamanımızda yeni tanımların
yapıldığındandır. Çeçen bu durumu uygarlığın geliĢimiyle iliĢkilendirir ve kültürün
tanımlanmasındaki güçlüğün, günümüzdeki bilgilerin eksikliğinden çok insan
toplumlarının ve uygarlığın geliĢmesinden ileri geldiğini söylemektedir. Çeçen bu
25
konuda, kültürün ne olduğu, uygarlığın mı kültürü doğurduğu, yoksa kültürün mü
uygarlığı doğurduğu gibi soruların ise kesinlikle yanıtlanamadığını söylemektedir.
Kültüre sosyolojik açıdan baktığımızda ise, toplumsal bir miras olduğunu görürüz.
Kültürün oluĢmasında yaĢanılan coğrafi konum ve toplumsal iliĢkiler önemlidir. Bu
iliĢkiler doğaya yönelik olarak gerçekleĢir ve kültürün yaratılmasında bir aĢama olarak
karĢımıza çıkar. Daha sonra insan ve ürettikleri görülür.
Kültür, birikimle birlikte geliĢimi artan toplumsal bir yapı olarak karĢımıza çıkar. Her
kuĢak miras aldığı kültüre kendi geliĢtirdiği değerlerle katkı yapar ve onu kendinden
sonrakilere miras olarak aktarır. Bu kültürel yapı toplumların geçmiĢi hatta geleceği
hakkında bir ıĢık olarak aydınlatıcı rol oynar. Kültürü bir kavram ve kuram olarak
incelediğimizde ise soyut bir sözcük olduğunu görürüz.
Güvenç (1996)‟e göre, Antropolog olan iki Amerikalının (Kroeber ve Kluckhohn,
1952), yayımladıkları antolojide, kültür kavramının 164 farklı tanımının derlenmiĢ ve
tartıĢılmıĢ olduğunu öğreniriz. Bu derlemeyi eleĢtiren bir sosyal bilimci (Berelson,
1964), bilimsel bir kavramın bu kadar çok tanımı varsa onun tanımlanamayacağını
kabul etmek gerektiğini söyler. Yine aynı kaynaktan öğreniyoruz ki, kültür kavramı
tam olarak tanımlanamamakta ve temel kavramlar karĢılığında kullanılan soyut bir
sözcük olmaktan öte gidememektedir. Bu görüĢ, Güvenç (1996) tarafından maddeler
halinde Ģöyle açıklanmaktadır;
Bir toplum, geçmiĢinden aldığı değerleri geleceğe taĢıyarak birikim sahibi olur ve
kültürel bir süreklilik yaratarak bu değeri sanat olarak kuĢaktan kuĢağa aktarır.
Böylece, o toplumun yapısı, dokusu kendi kültürünü yaratmada etkili olur. Turani
(2000, s. 7) bunu Ģöyle anlatmaktadır; “…ulusların sanat alanında bir geçmiĢe sahip
olmaları yüzyıllar boyu çalıĢma gerektirmektedir. Bu nedenle bir sanatçı ve onun
eseri, bir ulusun kültürü içinde zor kazanılan bir değer olmaktadır ve ancak bu
değerlerin artması ile uluslar onurlu bir yaĢama gücünü bünyelerinde duymaktadırlar”.
26
Kültürle onurlu bir yaĢama gücüne kavuĢan insanın, sanatını da geliĢtirdiğini ve
nitelikli yapıtlar ürettiğini Çeçen (1996, s. 12) tarafından Ģöyle aktarılmaktadır;
“Kültür, insanların ürettikleri değerlerin bütünü olarak, doğanın karĢısında insansal bir
düzen koyar. Ġnsan eylemsel gücü ile doğayı değiĢtirebilen tek yaratıktır. Ġnsan doğayı
üreterek kültürü meydana getirmiĢtir ve yaĢamak için zorunlu görevlerinin
geliĢtirebileceği yepyeni bir doğa kurmuĢtur”. Böylece insanın kendi çabasıyla ilkel
bir doğadan ayrılarak kültürel bir yapıya kavuĢtuğunu ve kendi düzenini kurmuĢ
olduğunu anlarız.
Okullarda okutulan güzel sanatlar dersleri, yaratıcılık, uyum ve aynı çabada birleĢerek
ortaya çıkar. Bunu baĢaramayan ulusların da, kendi kültürünü besleyecek olan
kaynaklardan yoksun kalacağı belirtilmektedir. Bu konuda bir makalesinde Muratlı
(2004, s. 21), “…ulusal kültürün dokunmasında tezgah rolü oynayan güzel sanatlarda
yoğunlaĢamayan uluslar, baĢkalarının avı olmaya, elden ele, kültürden kültüre
dolaĢmaya mecbur olmuĢlardır ve bundan sonra da olmaya devam edeceklerdir”
demektedir.
Eğitim alanında köklü ve yenilikçi geliĢmeler yaĢanırken, çağdaĢ bir oluĢum devlet
eliyle ve kurumsallaĢmayla nitelik kazanacaktır. Okullar bir anlamda yetersiz
kalabilmekte ve geniĢ halk kitlelerinin eğitiminde, kültürlenmesinde müzeler,
galeriler, halkevleri gibi kurumlar ve kitle iletiĢim araçları da önem kazanmaktadır.
Uzun yıllar Atatürk‟ün cumhuriyet rejiminin halk okulları (millet mektepleri) ve ulusal
kültür merkezi olarak kurmuĢ olduğu Halkevleri hakkında kapsamlı araĢtırmaları ve
Halkevleri‟nin ikinci ve üçüncü dönemlerinde bu kuruluĢun en üst organlarında genel
sekreter ve genel yönetim kurulu baĢkanı olarak uzun yıllar görev yapmıĢ, hukukçu ve
eski bir Halkevci yönetiminde çalıĢmıĢ olan Çeçen, ülkemizin Batı kültür sisteminin
baskısı altında olduğunu vurgularken kendi öz benliğimizi kaybedebileceğimizi
söylemektedir; “…geliĢmiĢ kitle iletiĢim araçları ile empoze edilen kültüre karĢı,
ulusal kültürümüzü yitirme tehlikesi baĢ göstermiĢtir. ÇağdaĢlık diyerek kültür
27
emperyalizmini savunanlar, Batı‟nın yoz değerlerini özenti ile uygulamaya kalkanlar,
ülkemizde giderek bir kültürel kimlik sorununun ortaya çıkmasına neden
olmaktadırlar” (Çeçen, 2000, s. 350).
Kültürel benliğin ulusça kazanılması, geçmiĢte elde edilen kültür değerlerine sahip
çıkmakla sağlanabileceği görüĢü önem kazanmaktadır. Bu görüĢ, müzelerin toplum
için bir kültür penceresi olduğu gerçeğini bize yeniden hatırlatmaktadır. Ġçinde
yaĢanılan toplumun baĢka toplumlara karĢı iyi tanıtılmasının bir vatandaĢlık görevi
olduğu söylenmektedir. Bu konuda Dokak‟ın (2008, s. 173)‟ da önemle vurguladığı
gibi, “müzeler toplumun kültür vitrinleridir. Sadece bu tanımın açmıĢ olduğu
pencereden baksak bile, kendini baĢka toplumlara iyi tanıtmak ve ulusal birikimlerinin
gücünü gösterebilmek bakımından toplumların müzelere ayrı bir önem verdiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz”.
Müze
Tarihsel bir müze tanımlaması pek çok kaynağa göre, eski Yunan mitlerine
dayandırılmaktadır. Onur‟a (2012, s. 20) göre, “müze (museum) sözcüğü ilham
perilerinin (Muses) düĢünme yeri ya da tapınağı anlamındaki Yunanca „mouseion‟
sözcüğünden türemiĢtir. Romalılar sözcüğü felsefi tartıĢma yerlerini belirtmek için
kullandılar.” Erhat (1999)‟a göre; „Mousa‟ Yunancada akıl, düĢünce ve yaratıcılık
gücü kavramlarını içeren „men‟ kökünden gelmektedir. Ġlham perileri olarak
adlandırılan Musaların, müze sözcüğüne esin kaynağı olduğu sanılmaktadır. Karadeniz
(2010)‟den öğrendiğimize göre „müze‟ sözcüğünün temeli olan Latince „museum‟ ve
Yunanca „mouseion‟ sözcüklerinin pek çok anlamı vardır. Bunların en bilineni olan
„mouseion‟ Yunan mitolojisinde ilham perileri olarak bilinen ve „Musa‟ adı verilen
tanrıçalara adanan tapınaktır.
Onur (2009), Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından yapılmıĢ olan bir
tanım da müzelerin kültürel değer taĢıyan unsurları korumak, incelemek,
değerlendirmek, sergilemek için kamu yararını gözeten kuruluĢlardır demektedir.
28
eski dönemlerde yaĢamıĢ toplumları bilim ve sanat açısından inceleyen, günümüzü ve
geleceği aydınlatan, geçmiĢin daha iyi tanınmasını sağlayan kurumlardır. S. Buyurgan
ve U. Buyurgan (2012, s. 68) tarafından yapılan bir baĢka müze tanımında “Müze,
sanatsal, bilimsel, geleneğe ait, tarihi, teknoloji ve doğaya ait alanlarda, geçmiĢin,
bugünün ve geleceğin izlerini içinde barındıran, görerek, iĢiterek, uygulama yaparak,
hatta yaĢayarak öğrenmenin gerçekleĢtiği, halka açık heyecan verici öğrenme
mekanlarıdır” demektedirler.
Müzeler, yalnızca eserlerin saklanıp, korunduğu yerler değil, toplumun geçmiĢi ile
olan duygusal bir bağ, bilgi, kültür ve beğenilerinin geliĢerek artmasını sağlayan
birimlerdir. Toplumların geliĢim düzeyi ne olursa olsun artan teknolojik geliĢmeler ve
küreselleĢmeyle birlikte kültür ve sanata duyulan ilgi de artmaktadır. Müzecilik
konusunda da, yeni ve çağdaĢ bir anlayıĢ oluĢmaya baĢlamıĢtır. Bu süreçte, eğitimciler
de okul-müze iĢbirliği ve müzede eğitim gibi konulara önem vermeye ve müzelerde
eğitim birimleri açmaya baĢlamıĢlardır. Buyurgan‟a (2006) göre, geliĢmiĢ ülkelerde,
özellikle ABD, Fransa, Ġngiltere ve Almanya gibi ülkelerde müzelerin bir eğitim
bölümü vardır. Bu bölümlerde uzman müze eğitimcileri tarafından halka ve farklı yaĢ
gruplardaki öğrencilere yönelik eğitim aktiviteleri oluĢturulur. Böylece öğrenciler
müzede, müzenin sunduğu dünyayı yaĢayarak öğrenirler. Ayrıca öğrenme yalnızca
müzede olmaz, gezici müzelerle, ya da borç verme hizmetleri ile de öğrencilere farklı
öğrenme ortamları sunarlar. Bu bağlamda müzelerde eğitim verecek personelin ya da
eğitimcilerin alanında uzman olması gerekliliği doğar. “Müzelerin eğitim hizmeti
içerisinde, öğretmenleri de bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olmalıdır. Ancak
29
ülkemizde her müzede eğitim bölümleri ve müze eğitimi uzmanları yoktur. Bu nedenle
öğretmenlerin müzelerden eğitimde daha verimli faydalanabilecekleri bir eğitim-
öğretimden geçmeleri önemlidir” (Buyurgan, 2006, s. 23).
Müzelerin eğitim veren kurumlar olması yanı sıra diğer kurumlarla da yakından
iliĢkisi olduğu söylenmektedir. “Müzeler, ekonomi, hukuk sistemi, politik ortam,
demografik yapı, toplumun ihtiyaçları ve algılama biçimi gibi çok sayıda ve göz ardı
edilemeyecek derecede önemli dıĢ faktörlerden doğrudan etkilenen kurumların baĢında
gelir” (Özkasım, 2009, s. 14).
Müzelerin, halkın bilgi birikimini arttırması yanında kapsamlı bir eğitim sonucunda
öğrencilerin yaratıcılığını arttırdığı ve zihinsel ve bedensel açıdan ilginç nesneler
sunduğu da bir gerçektir. Ayrıca müzelerin, ülkelerin kültürel değerlerinin
oluĢmasında da önemli katkıları olduğu söylenir. Müzelerde açılan sergiler büyük ve
açık alanlar kullanılarak oluĢturulur. Sergi mekanlarında sunulan nesneler, sanat
yapıtları, çoğu zaman rastgele yerleĢtirilmiĢ gibi görülebilir. Ġzleyiciye gezi sırasında
yararlanması için yön verilmiĢ olsa da, insanlar önceden belirlenmiĢ sıraya ya da
bilgilere bakmaksızın, dikkatlerini gözlerine çarpan Ģeye yoğunlaĢtırarak gezmekte
özgür davranırlar. Bu durum Gartenhaus (2000, s. 33-34) tarafından Ģöyle açıklanır;
“…müzeler yaratıcılık için mükemmel bir kıĢkırtma sağlarlar; çünkü büyük bir
anlamlılıkla dolu, hem zihinsel hem bedensel açıdan çok çeĢitli yönlerden
30
yaklaĢılabilecek ilginç nesneler sunarlar. Müzeler, gidilecek yönleri önceden
belirlemeden zihinleri harekete geçirebilirler”.
Müze eğitiminin, müzenin bir bütün olarak amacını ve uzman müze personelinin
çalıĢmalarını tanımladığı söylenmektedir. Müzedeki öğrenme ile okullardaki öğrenme
etkinlikleri farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle müzeler öğrenci için zengin ve
ĢaĢırtıcı olabilen gösterme ve sergileme yerleridir.
31
mekanlardan biri olan müze, öğrenciyi kapalı alanlardan çıkararak yaĢayan bir ortam
sunmakta ve onun ufkunu açarak nitelikli bir eğitime ve tarihsel bilgilere ulaĢmasına
yardımcı olmakta ve öğretmenlerin de öğrenciler hakkında yanlıĢ kanılara varmalarını
önlemektedir. Seidel ve Hudson (1999)‟a göre, öğretmenler, öğrencilerinin yetenekleri
hakkında sabit fikirli olmamalı ve öğrencilerini değiĢik bir öğrenme ortamı içinde de
değerlendirmelidirler demektedir.
Aynı yazarlar birlikte yaptıkları bir çalıĢmada; “Sınıfın dıĢında, tamamıyla farklı bir
çevrede örneğin bir müzede ya da kırlarda çalıĢırken, az zeki olduklarını düĢündükleri
çocukların, problem çözmede ve gerçeklikle baĢ etmede ne kadar yaratıcı, yenilikçi,
hayal gücü kuvvetli ve enerjik olduğunu görünce ĢaĢkınlıklarını gözlemek
mümkündür” (Seidel ve Hudson, 1999, s. 25-26) demektedirler. Böylece sınıf ortamı
dıĢındaki mekanların da eğitim ortamı olmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Müzelerin etkin bir eğitim kurumu olması, sergileme ve koruma gibi görevlerinin
yanında daha önemli görülmektedir. Özellikle sanat eğitimi alanında müze
eğitmenlerinin de katılımı ile konferans ve seminerler kalıcı eğitim etkinlikleridir. Bu
etkinlikler Müzeler Ġç hizmet Yönetmeliği ile de denetim altına alınmıĢtır. Uluslararası
iki çalıĢma raporundaki sunuĢ yazısında Onur (1999, s. 6), müzelerin iĢlevinin bir
yönetmelikle belirlendiğini söylemektedir. “Ülkemizde, Müzeler Ġç Hizmetler
Yönetmeliği (1990) Madde 5/c‟de, „müzede ve müze dıĢında eğitici kurslar
düzenlenir‟ denilerek müzelerin eğitim iĢlevi belirtilmektedir” demektedir. Ancak
burada, müzelerimizin bu iĢlevi yerine getirecek eğitim bölümlerine ve uzman
kadrolarına sahip olup olmadığı sorusu akla gelmektedir. Müzelerimizdeki görevlilerin
genellikle arkeoloji, sanat tarihi, etnoloji gibi alanlarda yetiĢmiĢ kiĢiler olması
gerekmektedir. Bu konuda da Onur (1999), müze eğitimcilerinin yetiĢtirilmesinin veya
mevcut müzecilere eğitim formasyonu kazandırılmasının zorunlu olması gerekliliği
üzerinde dururken bu konuyu, müzelerde görev yapacak eğitimci kadrolarının
yetiĢtirilmesi ve çalıĢtırılması müzelerimizin en güncel ve acil sorunlarından biridir
diyerek vurgulamaktadır.
Müzeler, kültürle ve insanların birikimleriyle daha yakın bağlar kurabilir. Bir müzenin
gücü, tarihi yaĢatmasında gizlidir. Müzelerde insanlar, değiĢik dönem ve kültürlere ait
yapıtları görebilir, keĢfedebilir ve pek çok canlı etkinliklere katılarak, müzelerin
öğretim kurumu olarak eğitim sistemine katkılarının ve eğitim sisteminde oynayacağı
32
rolün önemli olduğunu kavrar. Öğretmenler, öğrencileri müzeye sınıfta verilen
öğretimi daha nitelikli kılmak ve tamamlamak için götürmelidir. Bu yapılırken de
müzeden eğitimcilerinden azami ölçüde yararlanması gerektiği Onur (2012, s. 168-
169), tarafından Ģöyle belirtilmektedir;
Ancak Tran müzelerin okulu tamamlayan bir kaynak olarak kullanılmasına iliĢkin
araĢtırmaların genellikle öğretmen ve öğrencilerin bakıĢ açılarından yapıldığını, müzedeki
etkinliklerde müzecilerin ve müze eğitimcilerinin payının ihmal edildiğini ileri
sürmektedir. Tran‟a göre müze eğitimcilerinin öğretim uygulamalarını araĢtırmanın iki
temeli vardır. Birincisi, müze gezileri okulun alıĢılmıĢ günlük programına bir ara
vermedir ve öğrenciler için yenidir, ilgiyi ve merakı uyandıracak bir gücü vardır. Ġkincisi
öğrencilerin ve öğretmenlerin öğrencinin öğrenme kazanımları üzerinde, müze gezisi
öncesinde, gezi sırasında ve gezi sonrasındaki etkinlikler yoluyla önemli bir etkisi vardır.
Müze eğitimi, müzelerin etkin kullanımının gerektiği, öğrenim ve yaĢam alanı olma
özelliği taĢımaktadır. Bu nedenle müze eğitiminde öğretmenin ya da eğitimcinin rolü
ve müzenin eğitim alanı olarak yeniden düzenlenmesi de önem kazanmaktadır. Etike
(2000), bu durumda yetiĢkin veya öğrenci her çağdaki insan için verimli bir eğitim
ortamı olan müzelerin, müze pedagojisi konusunda uzman eğitimcilerin gözetiminde
ve denetimli yapılması gerekliliği üzerinde durmuĢtur. Ayrıca, belli bir plan
çerçevesinde yapılmıĢ olan öğretim programları ile bağlantılı olarak yürütülmesi
gereken eğitim süreci, tüm duyu organları ile iĢe katılmalı, yapılacak gözlem ve
incelemeler, öğretmenlerin hazırlayacağı bir soru listesi ile belirlenmiĢ ürünler
üzerinde yoğunlaĢmıĢ olmalıdır.
Günümüzde, ülkemiz ve tüm dünyada müzeler bir eğitim kurumu olması yanında
alıĢveriĢ merkezleri, sinema ve video salonları, heykel bahçeleri, kütüphaneleri, yemek
salonları ile günün ilerleyen saatlerine kadar insanlara hizmet veren ve hoĢça vakit
geçirmelerine yardım eden sosyal mekanlar olarak da karĢımıza çıkmaktadırlar.
33
2.2.1.Müze Türleri
Toplumlar yüzyıllardır sanat yapıtlarını, bilim ve sanat ürünlerini biriktirmekte ve bu
yapıtları sergilemek amacıyla müzeler oluĢturmaktadırlar. Buyurgan ve Mercin
(2005)‟e göre, klasik çağdaĢ anlamda müze; arkeoloji, sanat, kültür, bilim ya da
insanla ilgili, insanın yaĢamında olan her türlü ürünü toplayan, koruyan, sergileyen,
geçmiĢ ve gelecek arasında bir köprü olabilen; eğitim, bilgilendirme ve araĢtırma
olanakları sunan ve kar amacı olmayan, öğrenmeyi ve yaratıcılığı kolaylaĢtıran ve
sürekliliği olan mekanlardır. Pekmezci (2008)‟ye göre müzeler, toplumların ve
bireylerin görsel, kültürel, sanatsal ve moral değerler birikimine katkı sağlayabilecek
okullar, müzeler, farklı disiplinlerde eğitim ve kültür merkezleri gibi kurumlardır.
Toplumu oluĢturan bireylerin geçmiĢ değerleri ve sanat yapıtlarını daha iyi tanımaları,
gelecek kuĢakların tam donanımlı bireyler olarak yetiĢmesi ile olasıdır. Bunun yanı
sıra müzelerin ve bilim merkezlerinin hem günümüzü hem de geleceği aydınlatmak
amacı taĢıyan kurumlar olduğu da bilinen bir gerçektir.
34
teknolojinin geçirdiği değiĢimler gibi konularda araĢtırmalar da yapabilen bilim
merkezleri olarak iĢlev görmektedir.
Ġçinde birden fazla koleksiyonu barındıran ve genellikle ülkenin hemen hemen her
kentinde bulunan müzeler bu tür müzelerdendir.
Arkeoloji Müzeleri
Kazılarda bulunan binlerce yıllık bir tarihin kültür belgelerini sergileyen müzelerdir.
Bu müzeler arkeolojik zenginlikleri barındırır ve arkeologların yaptıkları kazılar
sonucunda ortaya çıkarılan binlerce yıllık kalıntıları sergiler.
Etnografya Müzeleri
35
Sanat Müzeleri
Sanat müzeleri, sanat eserlerini toplayan, koruyan, sergileyen ve halkın yararı için
hizmet veren kuruluĢlardır. Bir sanat müzesinde resim, heykel, baskı resim, seramik
gibi dallarda sanat yapıtları sergilenir.
Sanat müzelerinin belgeleme yapmak gibi bir iĢlevi vardır. Bu iĢlev, diğer müze
türlerinde olduğu gibi sanatçıların, bir dönemin veya bir akımın sanat yapıtlarının
sistemli olarak incelenmesi, envanterlerinin çıkartılması ve sergilenmesi biçiminde
olabilir. Çünkü sanat yapıtı çağına tanıklık yapar, iletiĢim aracı olma özelliği taĢır,
kültürel geçmiĢi ve dönemin sanatsal özelliklerini tanıtan bir özellik taĢır.
36
Tarih Müzeleri
Bir ülkenin toplumunu veya bir kiĢinin tarihsel geliĢimini, sistemli olarak inceleyen ve
açıklayan bir müze türüdür. Tarih müzeleri, yazılı ve görsel belgeleri toplar, toplumun
ve araĢtırmacıların hizmetine sunar. Bu tür müzelere ülkemizden bir örnek Anadolu
Medeniyetleri Müzesi‟dir.
Bu tür müzeler bitki ve hayvan örnekleri ile fosilleri, kayaçları, jeolojik oluĢumları
uluslararası genel geçerlere göre koruyan ve bilimsel araĢtırmaların hizmetine sunan,
ilginç bitkileri sergileyen, konferanslar düzenleyerek halkı bilgilendiren kuruluĢlardır
(doga-tarihi-muzesi/2014).
“Ġnsan, bitki, hayvan ırklarının oluĢumu ve geliĢim süreçleri, yer kabuğunun oluĢumu,
mineral örnekleri, gökyüzü olayları (güneĢ sistemi, yıldızlar, gezegenler), madenler,
kristaller sergilenir” (S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2005, s. 74).
Maden Tetkik AraĢtırma (MTA) ve TRT Müzesi bu tür müzelere bir baĢka örnektir.
Bilim Müzeleri
Planetaryum
Bir gezegenevinin baĢta gelen en büyük özelliği kubbe Ģeklinde ekranıdır. O ekran
üzerine özel araçlarla yansıtılan gökyüzü, gökcisimleri ve benzeri görüntüler, uzay
boĢluğundaki hareketlerin gerçekçi bir biçimde görünmesini sağlar.
Kullanılan görüntüler birçok teknolojik araç kullanılarak elde edilmektedir. Ġlk çağdaĢ
yıldızevi yansıtıcısının 1923‟ta Alman Zeiss firması tarafından üretildiği
belirtilmektedir. Kuzey yarımkürede yapılan ilk ve bugün aktif olan en eski
gezegenevi ise Chicago'daki The Adler Planetarium & Astronomy Museum' dur. New
York‟daki Hayden Yıldızevi‟nin, ortasında parlak bir ıĢık kaynağı olan kapalı bir
metal kutu biçimindeki yansıtıcı yardımıyla üzerindeki deliklerden süzülerek ıĢığın
37
kubbeye vurması sonucu yıldız görüntülerini canlandırdığı bildirilmektedir.
(Planetaryum, 2014).
Bir gözlemevine bağlı olarak hizmet veren ya da bir eğlence parkında yer alan
planetaryumlar da bulunmaktadır” (Karadeniz, 2010: 21).
Endüstri Müzeleri
Panoramik Müze
Bu tür müzeler, önemli tarihi olayları, savaĢları ve oluĢumları belge, bilgi, obje ve
resimlerle sergileyen müzelerdir. Bu tür müzelere güzel bir örnek Moskova‟dadır.
Napolyon ordusu ve Rus askerleri arasında Rusya‟da, Borodino denilen yerde yapılan
savaĢın yağlıboya tablolarının nesnelerle sergilendiği, 1812 Panoramik Borodino
Müzesi‟dir. Bu müzede savaĢın resmedildiği dünyanın en büyük (105x15 m.) tablosu
sergilenmektedir. Bir baĢka örnek de ülkemizde, Ġstanbul‟daki Ġstanbul BüyükĢehir
Belediyesi‟ne bağlı, Ġstanbul „Panorama 1453 Fetih Müzesi‟dir (S. Buyurgan ve U.
Buyurgan, 2012).
Ekonomüze
38
2.2.1.2. Bağlı Oldukları Yönetim Birimine Göre Müzeler
Devlet Müzeleri
Kültür ve Turizm Bakanlığı‟na bağlı, milli, manevi, kültürel ve turistik değerleri
korumak, tanıtmak ve ekonomik geliĢmeye katkıda bulunmak amacı güden
müzelerdir. Bu değerlerin korunması, yaĢatılması gelecek kuĢaklara aktarılması ve
tanıtılması bu müzelere düĢen görevlerdendir.
Özel Müzeler
Belediye Müzeleri
Kent belediyelerine bağlı olarak çalıĢmalarını yürüten müzelerdir. Bu tür müzeler
çokça karĢımıza çıkan müze türlerindendir. Ülkemizde de Ġstanbul Belediyesi‟ne bağlı
Belediye Müzeleri çokluktadır. Bunlardan bazıları, “ġehir Müzesi”, “AĢiyan Müzesi”,
“Atatürk Müzesi” gibi müzelerdir.
Kent Müzeleri
39
Askeri Müzeler
Osmanlı‟dan bu güne pek çok tarihi olayda kullanılmıĢ askeri araçların, silahların ve
aletlerin geliĢim aĢamasını da göstererek sergilenmesini sağlayan müzelerdir.
Ülkemizde Ankara‟da Devlet Mezarlığı Müzesi, Uçak Müzesi, Ġstanbul‟da ise Ġstanbul
Havacılık Müzesi bu tür müzelere örnektir.
Bu tür müzeler aynı zamanda bir tür açık hava müzeleridir. Koleksiyonları
bulundukları bölgelerin özelliklerine göre sınıflandırılmıĢtır ve sergiledikleri
mekanlara göre özellik taĢımaktadırlar.
Bu bakımdan bakıldığında ülkemiz taĢıdığı coğrafya açısından zengin bir açık hava ve
bölge müzesi özelliği taĢımaktadır.
Bir kültüre ait olan, o kültürün çevresel özelliklerini taĢıyan, çevre özelliklerinin,
yaĢama biçimlerinin ve o kültürün bütün özelliklerinin sergilendiği müzelerdir.
Ekomüze, sosyal çevrenin dekoratif bir yapımı değil, çevrenin aynasıdır ayrıca,
geleneksel müzelerin aksine anıtsal, yaratıcı ve dinamiktirler. Ekomüzelerin genel
olarak hizmet ettikleri bölgeye göre müzeler kapsamına girdiği de söylenebilir
(Ekomüze nedir 2014).
Antalya ve Ankara‟daki kale içi müze mahalleleri bu tür müzelere bir örnektir.
Uzmanlık Müzeleri
Bu tür müzeler bir alandaki geliĢim ve değiĢimleri yoğun bir biçimde sergileyen,
tanıtan müzelerdir. Ülkemizde Ġstanbul‟daki IMOGA (Istanbul, Museum Of Graphic
Arts) Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi bu tür müzelere güzel bir örnektir.
40
ve ülkemizde henüz olmadığı S. Buyurgan ve U. Buyurgan (2012) tarafından
belirtilmektedir.
Belli bir bölgenin kültürünü yansıtan kırsal, açık hava müzeleridir. Ülkemizin
neredeyse tamamı bir açık hava müzesi olma özelliği taĢır. Örneğin, Kapadokya,
Truva Antik Kenti, Zeugma, HattuĢa ve Yazılıkaya bu tür müzelere en güzel
örneklerdendir.
Anıt Müzeler
Bazı anıtlar mimari ve tarihi önemi açısından müze özelliği taĢır ve bu nedenle
ziyarete açılır. Anıtkabir, Çanakkale ġehitleri Abidesi bu tür müzelere birer örnektir.
Müze Evler
Bazı evler, konaklar mimarisi ve taĢıdığı değerlerden ötürü korunma altına alınmıĢtır.
Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk‟ün kaldığı kentlerde ağırlandığı konaklardan olan
Trabzon‟daki Atatürk KöĢkü bu tür müze evlere bir örnektir.
Devrim Müzeleri
Bu tür müzeler bir takım nesneleri sergilemez. Amaç, anlatılmak istenen olay, olgu ve
düĢüncelerdir. Bu nedenle, sergilenenler objektif olarak sergilenir. Anıtkabir‟deki
Atatürk ve KurtuluĢ SavaĢı Müzesi, fotoğraflar, ses efektleri ile desteklenerek
verilmekte ve sergilediği panorama ile üstün özellik göstermektedir.
Sanal Müzeler
Ġleri teknoloji sonucu dünyanın her yerinden müzeler sergilerini sanal ortam olan
internet aracılığı ile tüm dünyayla paylaĢmakta ve daha fazla izleyiciye ulaĢarak
41
insanları en üst düzeyde bilgilendirmek görevini yerine getirmektedirler. Bu tür
müzeler eğitime de katkı sağlamakta ve öğretmenlere, öğrencilere kolayca ulaĢacakları
olanaklar sunmaktadır. Sakıp Sabancı Müzesi bu tür müzelere bir örnektir.
Türkiye‟de ilk müzecilik giriĢimlerinin gerçek anlamda müze sayılmasa bile Buyurgan
ve Mercin (2005) tarafından çok eskilere dayandığı söylenmektedir. Türk
müzeciliğinin köklerinin çok eskilere dayandığı ve değerli görülen eĢyaların,
saraylarda saklandığı ve belirli yerlerde korunduğu belirtilmektedir. Bu binalar gerçek
anlamda müze olmasa bile müzecilik bakımından önemli bir giriĢime zemin
oluĢturmaktadırlar.
Daha sonraları Osmanlı döneminde 1881'de, Osman Hamdi Bey'in müze müdürü
olarak müzecilik çalıĢmalarına önem verdiği ve baĢlattığı görülür. Ancak, Damat Fethi
Ahmet PaĢa'nın giriĢimiyle, gerçek anlamda bir müzecilik olmasa da, ilk müzecilik
giriĢimlerinin daha önceki bir tarihte, 1846'da baĢladığı söylenir. Buyurgan ve Mercin
(2005, s. 69), “Yıldız Sarayı‟nda Abdülhamit de kendine bir müze tesis etmiĢtir. Bu
saraylarda toplanan kıymetli sanat eserleri müzelerin hususi bir Ģekli idi. Genel bir
müze tesis etme Ģerefi ilk defa Fethi Ahmet PaĢa‟ya (1846) kısmet olmuĢtur”
demektedir.
1857 yılında Fethi Ahmet PaĢa‟nın ölümüyle toplanan eserlerin kaybolduğu söylenir.
“1869 yılında Tanzimat devrinin maarif nazırlarından Saffet PaĢa‟nın giriĢimleriyle
Aya Ġrini‟deki eserlerle Müze-i Hümayun kurulmuĢ ve Galatasaray Lisesi
öğretmenlerinden Mr. Gold da 8 Temmuz 1869‟da müze müdürlüğüne getirilmiĢtir
(Demirsar‟dan aktaran, Buyurgan, 2005, s. 70).
42
Müzeler türlerine göre eserleri toplar, satın alır ve bir koleksiyon oluĢturarak halkın
beğenisine sunar. Toplanan eserlerin ısı ve ıĢıktan olduğu kadar zararlı etkilerden de
korunması zordur. Eserlerin çalınması, bozulması gibi pek çok sorunla karĢılaĢılır. Bu
sorunları gidermek ve eserlerin sağlıklı biçimde gelecek kuĢaklara aktarılması da
müzelerin görevleri arasındadır. Buyurgan ve Mercin (2005, s. 88), “Her bir eser
özelliğine göre önce konservasyon (bir onarım ya da tamamlama iĢlemine giriĢmeden
yıpranmanın durdurulması), sonra da restorasyon (aslına sadık kalarak tamir etme,
onarım) iĢlemine tabi tutulur” demektedirler.
43
Binaları, Gazi Eğitim, Mamak Musiki Muallim, Ġstanbul‟da 1937‟de açılan Resim
Heykel Müzesi bu alanda örnek eserler durumundadır.
Son yıllarda alandan gelen veya alana yakınlık duyan bazı eğitimcilerin çabaları ile
ülkemizin pek çok üniversitesinde Güzel Sanatlar Fakülteleri, kendileri için inĢa edilen
ama mimari kimlikleri tartıĢmalı binalarda eğitim vermeye baĢlamıĢlardır.
Müzeler, sanat merkezleri, fakülteler gibi güzel sanatlar eğitimi veren kurumlar,
sergiler, gösteriler, konferanslar, sunumlarla ve benzer etkinliklerle her zaman
toplumun yanında olmalıdır. Cinsiyeti, eğitimi, toplumun içindeki yeri ne olursa olsun
insan, düĢünen, sorgulayan ve hisseden bir canlıdır.
Toplumsal yapının bir parçası olan sanat, duyarlı bir toplumsal yapının da ana kuralı,
temel aracıdır. Toplumsal yapıyı oluĢturan ve çağın gereklerini iyi özümseyen insan,
sanat ve sanatçıyı her zaman artı değer olarak görmekte ve onlara gereken değeri
vermektedir. Türkiye‟de her üniversitenin güzel sanatlara önem vermesi, bir eğitim
kurumu olmanın sorumluluğu gereğidir. Bu nedenle, Güzel Sanatlar Fakülteleri‟nin
fakülte ve müze binalarının yanı sıra açık alanlarda, bahçelerde, caddelerde,
galerilerde ve eğitim verilebilecek her yerde eğitim verebilme gerçeği tartıĢılmalıdır.
44
Osmanlı döneminde padiĢahların da saraylarda hazine daireleri vardı. Avrupa‟da
olduğu gibi değerli eĢyaların sarayda korunduğu anlaĢılmaktadır. Aynı kaynaktan
öğrendiğimize göre;
Sultan Abdülaziz Avrupa‟ya gidip oradaki müzeleri görünce, yurda döndükten sonra
Türk müzeciliğinde yeni bir oluĢum baĢlatmıĢtır. Bu oluĢum ilk olarak müzenin,
Mecma-i Asar-ı Atika olan adının Müze-i Hümayun olarak değiĢtirilmesine neden
olmuĢtur. “1869 yılında Sadrazam Ali PaĢa, Mecma-i Asar-ı Atika‟nın adını Müze-i
Hümayun olarak değiĢtirmiĢtir. Bu değiĢim, aslında müzelerin ilk anlamı içerisinde
Batı‟daki gibi müze olmayan ve içerisinde eğitim boyutunu taĢımayan bir anlamdan
(Müze-i Hümayun), eğitim boyutunun da dahil edildiği bir anlama doğru yönelimin
göstergesi olmuĢtur (Shaw‟dan aktaran Buyurgan, Mercin, 2005, s. 70).
Gerçek bir müze binası olmaktan çok uzak olduğu söylenen bu ilk müzenin bir
baĢlangıcı oluĢturmakta önemli bir görev üstlendiği ve Topkapı Sarayı‟nın önündeki
45
meydanlıkta, Saray Ġçi denilen yerde (Harbiye Ambarı), Bizanslılardan kalma „Sent
Ġren‟ anıtının olduğu, bu binanında ilk defa genel askeri müze olarak kurulduğu
belirtilmektedir (Mecma-ı_Asar-ı_Atika_Müzesi, 2014).
Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Düyun-u Umumiye gibi birçok kurumu kurmak
ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, Osmanlıdaki eski eserlerin yurt
dıĢına izinli ya da izinsiz çıkarıldığının, bu durumun ciddiyetinin ve
sonlandırılmasının gerekliliğini biliyordu. Bu amaçla, yeni bir oluĢum ve müzecilik
alanında yeni giriĢimlere önderlik etti. “Türkiye doğumlu bir yabancı mimar olan
Alexander Vallaury‟nin projeleriyle önce Asar-ı Atika Müzesi (Ġstanbul Arkeoloji
Müzesi) yapısının (1881) ardından, Sanayii Nefise Mektebi Âlisi (Eski ġark Eserleri
Müzesi) adını taĢıyan okul yapısının (1883) gerçekleĢmesinde büyük çabalar
göstermiĢtir” (Tansuğ, 1986, s. 104).
46
gerektiği konularında önemli giriĢimlerde bulunmuĢtur” (Buyurgan ve Mercin, 2005,
s. 72).
Anadolu'da ilk müzelerin Osman Hamdi Bey'in Müze-i Hümayun müdürü olduğu
dönemlerde kurulmaya baĢladığı görülür. Ata,“1.Eylül.1904 yılında Bursa Ġdadisinin
kimyahanesinde „Müze-i Hümayun ġubesi‟ kuruldu. Bu müzeyi Cumhuriyet'e kadar,
idadinin öğretmen ve memurları fahri olarak idare etti. 1929 yılında müze müdürlüğü
ihdas edilmiĢti” (Zeren‟den aktaran Ata, 2002, s. 40) demektedir.
Osman Hamdi Bey, çok yönlü kiĢiliği ile müze müdürlüğü görevinde bulunurken
yalnızca müze binası ile ilgili çalıĢmalar yapmamıĢ, aynı zamanda arkeolojik kazılara
da katılmıĢ ve baĢka kentlerde de müzelerin oluĢumuna katkı sağlamıĢ, Sanayi-i
Nefise Mektebi‟nin açılıĢında önder olmuĢtur.
1913 yılında Atatürk Sofya‟da ateĢemiliter iken Bulgarların ulusal bayramlarının kutlama
gününde düzenledikleri bir kostümlü baloya davet edilmiĢti. Bu baloya gitmek için askeri
müze komutanına bir mektup yazarak komutandan çok gösteriĢli bir yeniçeri kıyafeti
istemiĢtir. Harbiye Nazırı Enver PaĢa‟nın izniyle müzeden bir yeniçeri elbisesi sonradan
iade edilmek üzere kendisine verildi. Atatürk, Kazım Özalp PaĢa‟ya yazdığı mektupta;
„Baloda hemen herkesin kıyafeti ile ilgilendiğini, kendisine sorular sorduklarını, yeniçeri
tarihînden ve Türk zaferlerinden geniĢ bilgiler vermek fırsatını bulduğunu belirtmiĢti.
Genç cumhuriyet, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çağdaĢ bir anlayıĢla okullarda
yeni bir resim-iĢ eğitimi uygulamalarına baĢlamıĢ ve yenilikçi adımlar atmıĢtır.
“Mustafa Necati 1926-1929 döneminin Milli Eğitim Bakanıdır, bu dönemde resim
eğitimi açısından önemli uygulamalar gerçekleĢtirilir. Yurt dıĢına öğrenci gönderilir,
Mektep Müzesi, Sanayi-i Nefise Encümeni kurulur. Mektep müzesi 1926‟da „Levazım
47
ve Ders Araçları Müzesi‟ adıyla kurulmuĢ ve müdürlüğüne Ġsmail Hakkı Tonguç
getirilmiĢtir” (Etike, 1995, s. 60).
Yine, Atatürk‟ün emriyle çeĢitli kentlerde de yeni müzeler açılmıĢ ve halkın hizmetine
sunulmuĢtur. Atatürk Ankara‟da bir Hitit Müzesi‟nin açılmasını ister Ankara‟da ilk
müze, Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından 1921 yılında kalenin Akkale
olarak isimlendirilen burcunda kurulmuĢtur. Bu müzenin yanısıra Augustus Mabedi ile
Roma Hamamı‟nda da eserler toplanmıĢtır. Atatürk‟ün emriyle merkezde bir “Eti
Müzesi” kurma fikrinden yola çıkarak diğer bölgelerdeki Hitit eserleri de Ankara‟da
toplanmaya baĢlanınca geniĢ mekanları olan bir müze binası gerekli görülmüĢtür.
O zamanki Kültür (Hars) Müdürü Hamit Zübeyr KoĢay tarafından, devrin Maarif
Vekili Saffet Arıkan‟a harap halde bulunan Mahmut PaĢa Bedesteni ve KurĢunlu
Han‟ın onarılarak müze binası olarak kullanılması önerilmiĢtir. 1938 yılından 1968‟e
süren restorasyon çalıĢması sonrasında eserler, Alman Arkeolog H. G. Guterbock
baĢkanlığındaki bir heyet tarafından yerleĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. 1943 yılında
binaların onarımı devam ederken, orta bölüm ziyarete açılmıĢtır. 1948 yılında Müze
Ġdaresi Akkale‟yi depo olarak bırakmıĢ, KurĢunlu Han‟ın onarımı tamamlanan dört
odasına yerleĢmiĢtir (anadolumedeniyetlerimuzesi, 2014).
1934 yılında ise Bakanlar Kurulu kararıyla müze olmasına karar verilen bir baĢka
yapıt, o tarihe kadar cami olarak kullanılan Ayasofya‟dır.
Ancak halkın da yararlanabileceği bir müze fikrinin Fransız Ġhtilali sonrası Fransa‟da
doğduğu söylenir. “…18. yüzyılda halkın yararlanabileceği genel bir müze fikrinin
Fransa'da doğduğu görülmektedir” (ġapolyo‟dan aktaran Ata, 2002).
1793 tarihinde Fransız Ġhtilali sonrasında kralların sarayındaki eĢyalar, milletin malı
olarak Paris'te Louvre Sarayı‟nda korunmak üzere toplandı ve ilk halka açık müze
kurulmuĢ oldu. Diğer yandan, imparatorların özel malı sayılıp, halka açılan müzeler de
vardı. Viyana müzesi bu tür bir müze idi (Ata, 2002).
Yapılan tüm tanımlara bakarsak, müzelerin temel iĢlevlerinin kendi birikimleri ile
ilgili iĢlevler olduğu ve topladığı belgeleri, eserleri korumak, onarmak, koleksiyon
49
oluĢturmak ve sergilemektir diyebiliriz. ICOM‟a göre müzelerin temel görevleri
yanında bazı sorumlulukları da vardır. Bu sorumluluklar Ģöyle sıralanabilir:
Tüm dünyayı etkileyen küreselleĢme olgusu, kültür kavramının baĢka bir bakıĢ
açısıyla ele alınmasına neden olmuĢtur. Buna bağlı olarak teknolojide yaĢanan büyük
boyutlu değiĢim ve geliĢimler, sanat yapıtlarının yalnızca toplanıp korunmasını
sağlayan klasik müzecilik anlayıĢından ayrılarak yerini, çağdaĢ bir müzecilik
anlayıĢına bırakmıĢtır.
50
ÇağdaĢ müzecilik anlayıĢı, sergileme ve sunum teknikleri yanı sıra, sanat değerlerinin
toplumsal yapıyı geliĢtirmesi ve eğitimde yararlanılmasına olanak sağlamıĢtır.
Onur, (2012, s. 405), “Sanat müzeleri, eğitimin yararları bütün yurttaĢlara açık olursa
sanat deneyiminden yararlanmak eğitimin bir parçası olur, dolayısıyla bu olanağı
sağlamak ve desteklemek üniversitenin görevidir anlayıĢından geliĢmiĢtir” demektedir.
Müzelerin eğitim amaçlı kullanılmaya baĢlanması son yıllarda önemli bir yenilik
olarak görülmektedir. GeliĢen teknoloji ile birlikte müzelerin hizmet anlayıĢı da
geliĢmiĢ ve yaygınlaĢmıĢtır. Tüm dünyada ekonomik sıkıntılar, savaĢlar ve
olumsuzluklar olmasına karĢın yeniden değerlendirme ve var oluĢ çabası önem
kazanmıĢtır. Bunların yanı sıra yeni müze türleri ortaya çıkmıĢ, yeni yaklaĢımlar
görülmüĢtür. Bu değiĢimlerin en köklü olanı Rusya‟da yaĢanmıĢtır. Karadeniz (2010),
1924 yılında Moskova‟da Devrim Müzesi açıldığını ve bu dönemde görülmeye
baĢlanan diğer bir müze türünün anı müzesi olduğunu belirtmektedir. Anı müzeleri,
kiminde politik propaganda aracı olarak kullanılsa da, önemli kiĢilerin kiĢisel
eĢyalarının sergilendiği müzeler olarak yerini korumuĢtur.
Bir diğer önemli müze türü de, bilimsel geliĢmeleri halkla paylaĢan bilim müzeleridir.
Bu tür müze türüne en güzel örnek, 1857 yılında kurulan Londra Bilim Müzesi‟dir. I.
Dünya SavaĢı sonrasında tarihi değerlerin kaybolmasını önlemek ve korumak amaçlı
çok sayıda müzenin açılması, hızla değiĢen koĢullara uymak çabası olarak algılansa da
müzeciliğin geliĢmesine yardımcı olmuĢtur.
“1926 yılında Uluslararası Müzeler Dairesi, 1946 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) ve 1947 yılında Milletlerarası Müzeler Komitesi
(ICOM) kurulmuĢtur. ICOM‟a bağlı olarak 1953 yılında Uluslararası Eğitim ve
Kültürel Faaliyet Komisyonu (CECA) faaliyetlerine baĢlamıĢtır (Karadeniz, 2010, s.
18).
51
ve tanıtmayı sağlamıĢtır. Bu da müzelerin, birey üzerinde etkileĢimi olduğunu, kültürel
bağlantılar kurarak ve anlam oluĢturarak öğrenmesini sağladığını göstermektedir. Bu
nedenle, kültürel kalkınmanın gerçekleĢebilmesi için, müzelerin eğitimsel amaçları her
zaman olmalıdır.
Aktekin (2013)‟e göre bu tür olumsuzluklara karĢı, Adams ve Millar (1982, s. 3)‟ın
okulların müzeleri verimli kullanmamasının dört ana nedenini Ģöyle sıraladığını
söylemektedir;
52
Aktekin (2008)‟in yaptığı baĢka bir çalıĢmada müze ziyaretlerine iliĢkin
görüĢleri aktarırken Andreetti (1993, s.34)‟nin, müze ziyaretlerinin dört genel
amacı olduğunu söylediğine değinir;
3. Öğrencilere sınıfta iĢlenen belirli bir tarihi üniteyle ilgili müzede var
olan kaynakları inceleyerek müzenin bu materyalleri nasıl sergilediği
ve sunduğuyla ilgili inceleme fırsatı yaratarak öğrencilerin eleĢtirel
gücüne katkıda bulunmak.
53
BirleĢik Devletler‟de 19. yüzyıldan beri yüksek öğretimin bir parçası olmuĢtur. Kamu
ya da özel olsun her büyüklükte hemen hemen her üniversitenin kampus içinde bir
müzesi vardır”. Böylece BirleĢik Devletler‟deki her üniversite, kendi müzesini
oluĢturmakta, gerçek bir kurum olma özelliğini korumakta ve bir baĢka deyiĢle gizli
kalmıĢ yapıtları eğitimin hizmetine sunmaktadır.
55
Güney Dakota Üniversitesi Müzik Müzesi.
Indiana Üniversitesi Dünya Kültürleri Müzesi.
John Hopkins Üniversitesi Müzesi.
Chicago Üniversitesi Sanat Müzesi, Yakın Doğu Enstitüsü Müzesi (Onur,
2009, s. 9).
56
Lyon Üniversitesi‟nde Tıp Tarihi Müzesi.
Amerika BirleĢik Devletleri‟ndeki üniversite müzeleri içinde yer alan üniversite sanat
müzelerinin çok fazla olmadığı dikkati çekmektedir. Bu üniversite sanat müzelerinden
bazıları Onur (2009, s.10)‟a göre Ģunlardır:
57
9. Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi.
10. Atatürk Üniversitesi Bilim Müze Doğa ve Eğitim Parkı Erzurum.
11. Atılım Üniversitesi Ülker Zaim Müzesi, Ankara.
12. Adnan Menderes Üniversitesi Çine Arıcılık Müzesi, Aydın.
13. Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Müzesi.
14. Boğaziçi Üniversitesi Kültür Mirası Müzesi, Ġstanbul.
15. Bilgi Üniversitesi, Santral Ġstanbul Enerji ve ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi,
16. Celal Bayar Üniversitesi Kuva-yi Milliye Müzesi, Manisa.
17. CerrahpaĢa T. F. Deontoloji A.B.D. BĢk. Müz., Ġstanbul Üniversitesi,
18. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Piri Reis Deniz Müzesi.
19. Çukurova Üniversitesi Tarım Müzesi (AçılıĢ aĢamasında).
20. Deniz Harp Okulu Deniz Müzesi, Ġstanbul.
21. Düzce Üniversitesi Gölyaka MYO ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi ve Konuralp
Müzesi (Arkeoloji ve Etnografya).
22. Deniz Harp Okulu Deniz Müzesi (sanal albümü var).
23. Dumlupınar Üniversitesi Müzesi, Kütahya
24. Ege Üniversitesi Etnografya ve Tabiat Tarihi Müzesi.
25. Ege Üniversitesi Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi, (Türkiye‟nin ilk Kağıt ve
Kitap Sanatları Müzesi, 2012‟de açıldı. Dünya kültür tarihinin son 2000 yılının
vazgeçilmez demirbaĢları kağıt ve kitabın uzun soluklu yolculuğunu farklı
kültürlerden örneklerle ziyaretçilere sunmaktadır (kksm+kitap+sanatlar 2013).
26. Erciyes Üniversitesi SavaĢ Galerisi Seddül Bahir Müzesi, Gevher Nesibe Tıp
Tarihi Müzesi.
27. Erzincan Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi.
28. Erzurum Teknik Üniversitesi Mimarlık Müzesi.
29. EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Cam Müzesi.
59
(*) ĠĢaretli olan müzeler “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı müze”
statüsüne getirilmesi için çalıĢmaların devam ettiği müze niteliğindeki
koleksiyonlardır.
42. Kadir Has Üniversitesi Rezan Has Müzesi, Ġstanbul.
43. Kastamonu Üniversitesi Bilim Müzesi, Dantel, ġapka ve Bebek Müzesi.
44. Kırıkkale Üniversitesi Herbaryum (KurutulmuĢ Bitki) Müzesi.
45. Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Müzesi (KuruluĢ ve
GeliĢim Bölümü, Teknoloji Bölümü, Jeoloji ve Arkeoloji Bölümü ve Sanat Bölümü
olmak üzere dört gruba ayrılmıĢtır (Prof.+Dr.+ Baki+Komsuoglu muzesi, 2013).
46. Koç Üniversitesi Sadberk Hanım, Rahmi Koç Vakıf Müzesi Ġstanbul.
47. Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi, Ġstanbul.
48. Mevlana Üniversitesi Mevlana Müzesi, Konya.
49. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Ġstanbul.
50. Muğla Üniversitesi Mulaj (Balmumu kalıp) Müzesi (Türkiye‟de ilk).
51. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bitki Müzesi, Samsun.
52. ODTÜ Tabiat Tarihi Müzesi, Bilim ve Teknoloji Müzesi, Ankara.
53. Özyeğin Üniversitesi Sanal Müze (Hatay Arkeoloji Müzesi).
54. Polis Akademisi Polis Müzesi, Ankara.
55. Sabancı Üniversitesi Gaziantep Sakıp Sabancı Müzesi, Ġstanbul.
56. Selçuk Üniversitesi Müzesi (Alaettin Keykubat yerleĢkesinde yapımı
sürüyor), Konya.
57. Süleyman Demirel Üniversitesi Böcek Müzesi, Gül Müzesi (planlanıyor)
Isparta.
58. Trakya Üniversitesi ÇağdaĢ Resim Heykel Müzesi, Lozan Müzesi, Sultan
II. Beyazıd Sağlık Müzesi, Edirne.
59. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Müzesi, Ġstanbul.
60. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Biyoloji Müzesi.
Üniversite sanat müzelerinin müze eğitimi ve müzede öğrenme gibi etkinlikleri olduğu
düĢünülürse, bu müzelerin aynı zamanda gerçek birer eğitim ve kültür merkezleri
olduğu düĢüncesi öne çıkmaktadır. Bu anlamda müzenin iĢlevi, ziyaretçilere iliĢkin
önem kazanmakta ve çağdaĢ müze eğitiminin önemini de ortaya koymaktadır. Bu
yaklaĢımın nesneye dokunma, keĢif gezileri yapma, yaparak, yaĢayarak öğrenme gibi
60
bir felsefesi olduğu, uzmanlık alanı gerektirdiği, uygulama yapma ve değerlendirme
gibi özellikleri içerdiği kabul edilmektedir. Terwiel‟e (2007, s. 149) göre bu durum
Ģöyle açıklanmaktadır;
Müze yaĢantısı, bireysel, sosyal ve fiziksel boyutları, objelerle algılar ve ilgiler yoluyla
etkileĢim, gözlem yapma, düĢünce ve duyguları ifade etme, hayal gücünü kullanma, kendi
yaĢamına bağlama, bilgilenme, müzenin bakıĢ açısını/mesajını görme ve anlamlandırma,
objeleri okuma, kültürel değerleri ve yaĢamı paylaĢma, gerçeği arama, uygulamalar
yapma ve değerlendirme gibi özellikleri kapsamaktadır.
Bir üniversite müzesini canlı kılmak için Onur (2010, s. 14) tarafından Ģunlar
önerilmektedir:
Ülkemizdeki üniversitelerde pek çok müze olmasına karĢın, sanat müzesi özelliği
taĢıyan üniversite müzeleri sınırlı sayıdadır. Bu özel ve devlet üniversitelerindeki sanat
müzeleri Ģunlardır:
1. Ankara, Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi
2. Ankara, Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi
3. EskiĢehir, Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi
4. Ġstanbul, Galatasaray Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi
5. Ġstanbul Üniversitesi Feyhaman Duran Müzesi (Ġstanbul Üniversitesi‟ne
bağlı toplam 16 müzeden biridir.)
6. Ġstanbul, Koç Üniversitesi Rahmi Koç Müzesi
61
7. Ġstanbul, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Heykel Müzesi
8. Ġstanbul, Bilgi Üniversitesi Santralistanbul
9. Ġstanbul, Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi
10. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi.
Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi, 1979 yılında "Ġsmail Hakkı Tonguç Müzesi"
adıyla Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası‟nda 750 metrekare olarak kurulmuĢtur
ve Ankara'nın ilk Sanat Müzesi'dir.
Kurulduğunda envanterinde birkaç eser bulunan müze 1990 yılında, Gazi Üniversitesi,
Resim-ĠĢ Eğitimi Bölümü BaĢkanı Prof. Dr. Yüksel Bingöl tarafından yeniden
yapılandırılmıĢ ve Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi adını almıĢtır.
GeçmiĢi 1930'lu yıllara dayanmaktadır.
Müzenin temelini Gazi Eğitim Enstitüsü‟nde bulunan değerli eĢya, belge ve resimler
oluĢturur. Müzenin envanterinde toplam 281 yapıt bulunmakta, resim, baskı resim ve
heykel-seramik olmak üzere üç ana koleksiyondan oluĢmaktadır.
Üniversitenin Tarihçesi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1926 yılında, Ankara‟da öğretmen yetiĢtiren bir okul
açılmasını ister. Bu amaçla dönemin önde gelen mimarlarından projeler alınır. Bu
projelerden, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı öncüsü, Mimar Kemaleddin Bey‟in "Orta
Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü" adıyla hazırladığı projesi kabul edilir ve
açılarak eğitim ve öğretime baĢlar.
1927‟de temeli atılan, 1930‟da ise yapımı tamamlanan, o yıllardaki adıyla Gazi Ġlk ve
Orta Muallim Mektebi, 1940‟da adını Gazi Eğitim (Terbiye) Enstitüsü olarak
değiĢtirip, varlığını 1983‟e değin sürdürür. O tarihten sonra bu tarihi bina, 1982‟de
Gazi Üniversitesi‟nin Rektörlük binası olarak kullanılmaya baĢlanmıĢtır.
Enstitünün adı 1929 yılında "Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü" olarak
değiĢtirilmiĢ ve bu isimle uzun yıllar hizmet vermiĢtir. 1976 yılında “Gazi Eğitim
Enstitüsü” ismini alan enstitü, 1982 yılında 2809 sayılı kanunla “Gazi Üniversitesi”
kimliğine kavuĢmuĢtur. Bu isim değiĢikliği, Cumhuriyetle baĢlayan bir gelenek olarak
algılanmıĢtır. Geleneğin oluĢmasında Gazi Eğitim kadar, kuruluĢu 1935'e kadar giden
62
Ankara Yüksek Teknik Öğretmen ve Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulları
ile Ankara Ġktisadi ve Ticari Ġlimler Akademisi‟nin de büyük payı vardır.
2005 yılında sanatçı yetiĢtirmek amacıyla kurulmuĢ olan Gazi Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi ise, sanatın her alanında eğitim veren çağdaĢ sanat anlayıĢı ile
yapılandırılmıĢ bir kurum özelliğini taĢımaktadır. Güzel Sanatlar Fakültesi yenilikçi,
teknolojik alt yapısı ile güçlü, öğrenci merkezli, nitelikli bir eğitim anlayıĢına sahip bir
fakültedir. Eğitim fakülteleri yönünden lider olan Gazi Üniversitesi, bünyesinde
Endüstriyel Sanatlar, Gazi Eğitim, Mesleki Eğitim, Teknik Eğitim, Ticaret ve Turizm
Eğitim Fakültelerini barındırır. Yurt içinden üniversiteyi kazanarak gelen 77 bin
öğrencisinin yanında, Türk Cumhuriyetleri, Kafkaslar, Avrupa, Ortadoğu, Afrika,
Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinden gelen 1500'den fazla yabancı uyruklu öğrencisi
ile ülkemizin yurt dıĢından en çok öğrenci kabul eden üniversitesidir. Yüksek lisans ve
doktora programlarını yürüten 5 binden fazla öğrencisi ile yalnızca kendi öğretim
elemanı gereksinimini değil, diğer üniversitelerin öğretim elemanı gereksinimini de
karĢılamaktadır (tarihçe-145, 2014).
Bağımsız bir binası olan Resim-ĠĢ Öğretmenliği Anabilim Dalı‟nda, resim, grafik,
heykel ve ana sanat atölye dersleri verilmektedir. Binada derslik olarak 3 heykel, 1
seramik, 1 fotoğraf, 3 grafik, 1 desen, 1 tekstil, 7 resim ve 3 temel tasarım atölyesi
vardır. Ayrıca anabilim dalında 4 anfi bulunmaktadır.
Adını ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ten alan Gazi Üniversitesi‟nin
günümüzde, öğrencilerine öğrenmeyi öğretmesi, beceri, tutum ve değerleri
63
kazanmasını sağlayacak bir amacı olması, çağdaĢ eğitim anlayıĢı bakımından onu ön
plana çıkmaktadır.
2.5.5.1.Oluşum Süreci
1870 yılında orta sınıfa mensup bir ailenin tek çocuğu olarak
Ġstanbul'un Acıbadem semtinde dünyaya gelmiĢtir. Babası Bahriye Miralaylarından
Ali Bey, annesi Sadberk Hanım'dır. Ġlköğrenimine 1875'te Ġbrahim Ağa Ġbtidai
Mektebi'nde baĢlamıĢ, ortaöğrenimini 1881'de babasının görevi dolayısıyla
gittikleri Girit'te sürdürmüĢ, bir süre sonra ailesiyle birlikte Ġstanbul'a döndükleri için
orta öğrenimini burada tamamlamıĢtır. Bu sırada mühendisliğe ilgi duymaya baĢlamıĢ
ve 1887'de 17 yaĢındayken Hendese-i Mülkiye Mektebi'ne (günümüzde Ġstanbul
Teknik Üniversitesi) kaydolmuĢtur.
64
olarak da adlandırılan Ankara Palas (baĢlatan Vedat Tek) gibi yapılardır. 13 Temmuz
1927 tarihinde Ankara Evkaf Apartmanı inĢaatı sürerken beyin kanaması sonucu vefat
etmiĢtir (Gazi+Universitesi+Resim+Heykel+Muzesi+Tarihce, 2014).
Bugün yeniden tadilatı yapılan müze artık sadece koleksiyonun sergilendiği bir mekan
değildir. Türk sanatına öncülük yapmıĢ değerli sanatçıları ağırlayan, okul gruplarının
eğitim aktivitelerinin sıklıkla yapıldığı, çeĢitli ulusal ve uluslararası sanatsal
organizasyonların ve sergilerin düzenlendiği yasayan ve hizmet veren bir müzedir
(Gazi Üniversitesi bina_tarihce 2014).
65
Gazi Üniversitesi’ne Bağlı Diğer Müzeler
1982 yılında kurulan Gazi Üniversitesi‟nin sonradan inĢa edilen Merkez Kütüphane
binasının üst katında Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Müzesi adlı ilginç ve
yeni bir müzesi daha var. UNESCO‟nun 17 Ekim 2003 toplantısında onaylanan
sözleĢmede yapılan tanımlamaya göre; sözlü anlatımlar ve gelenekler, gösteri
sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile
ilgili uygulamalar, el sanatları gibi konular SOKÜM‟ü oluĢturmaktadır.
Günümüzde Resim Heykel müzesi ile aynı binada hizmet veren SOKÜM, hafta içinde
her gün 9.30-17.00 arasında, üniversitenin Türk Halk Bilimi yüksek lisans
öğrencilerinin rehberliğinde gezilebilmektedir. Müzede Ģimdilik iki büyük salonda yer
alan aydınlanma araçları, Türk Halk Müziği enstrümanları, mutfak araç ve gereçleri,
hamam nesneleri, oyuncaklar, gündelik türlü eĢya ve malzemeler, dinsel inançlara
iliĢkin kimi uygulamalar sergilenmektedir.
Bir baĢka Gazi Üniversitesi Müzesi de Mesleki Eğitim Fakültesi bünyesinde kurulmuĢ
olan Prof. Dr. Ülker Muncuk Müzesi‟dir. Ankara'da idealist bir grup öğretmen (Ülker
Muncuk, Mine Seçkinöz, Aysel Dinçer, Mahiye Ġyikan, Yurdagül Döl, ġükran
Komsuoğlu) tarafından uzun ve yorucu çalıĢmalar sonucunda oluĢturulan bir müzedir.
Etnografik nitelik taĢıyan bu müze, 1974 yılında Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu
bünyesinde Cumhuriyetin 50. yıldönümü nedeniyle açılmıĢtır.
Ülker Muncuk ve diğer Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu öğretim kadrosunun
topladığı etnografik eĢyalar, giysi, iĢleme, takı, çorap, dokuma, kese ve oya gibi
nesneler bu müzede sergilenmektedir. Ayrıca Ülker Muncuk Müzesi bölüm
öğrencilerine bir nevi öğrenme, uygulama ve örnekleme atölyesi olarak da hizmet
vermektedir.
Müzedeki yapıtların çoğu elli yıl öncesinden Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu‟nun
öğretmenleri (Bakiye Koray, Kenan Özbel, Tevhide Seral) tarafından Anadolu
baĢtanbaĢa dolaĢılarak sağlanmıĢtır. Okulda bulunan elliye yakın sanat değeri yüksek
ürün de bu yapıtların içinde yer almıĢtır. Daha sonra yapılan bağıĢlarla da koleksiyon
66
zenginleĢmiĢtir. Bugün bine yakın sanat yapıtını bünyesinde toplayan Gazi
Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Müzesi‟ndeki yapıtlar Ģöyle gruplandırılabilir;
Bu müzelerden baĢka Gazi Üniversitesi bünyesinde hizmet veren diğer müzeler, Doğa
Müzesi ve Ders Araçları Müzesi ile Gazi Üniversitesi Zooloji Müzesi olarak
görülmektedir (gazi-universitesi-mesleki-egitim-fakultesi 2014).
Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müze Müdürü Azimet Karaman‟la yapılan görüĢme
sonucunda müzenin bir eğitim birimi olmadığı, belirli dönemlerde fakülte ve Milli
Eğitim Bakanlığı‟na bağlı okullardan öğrenci gruplarının öğretmenleri rehberliğinde
eğitim amaçlı müze ziyareti yapmıĢ oldukları bildirilmiĢtir.
Sıhhiye Kampusu içinde 850 metrekarelik bir alanda kurulmuĢ olan müze, öncelikle
ÇağdaĢ Türk Sanatı örneklerine ağırlık vermekte ve belli bir konsepte dayalı proje
sergileriyle, disiplinlerarası bir yelpazede farklı sergilerin sanatseverlere sunulmasını
amaçlamaktadır (sanatmuzesi.hacettepe, 2014).
67
Üniversitenin Tarihçesi
Hacettepe Tıp Fakültesi‟nin baĢlangıcı sayılan Çocuk Sağlığı Kürsüsü, 2 ġubat 1954
tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı olarak Prof. Dr. Ġhsan Doğramacı
tarafından kurulmuĢtur.
1958 yılında eğitim, öğretim, araĢtırma çalıĢmaları ve kamu hizmetine geçmiĢtir. Daha
sonra örgütlenen ve geliĢen çekirdek kuruluĢlar, 8 Temmuz 1967 tarih ve 892 sayılı
kanunla Hacettepe Üniversitesi hâline getirilmiĢ ve Tıp, Sağlık Bilimleri, Fen ve
Sosyal Bilimler Fakülteleri ile eğitime baĢlamıĢtır. Daha sonraki yıllarda kurulan yeni
bölümler ve fakültelerle büyüyen Hacettepe Üniversitesi, ikinci yerleĢkesini merkez
yerleĢkesine 20 km uzaklıkta Beytepe mevkiinde 1500 hektarlık alanda kurmuĢtur.
Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, 2809 sayı ile kanunlaĢan 20.7.1982
tarih ve 41 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname‟nin, 28.3.1983 tarihinde yürürlüğe
girmesiyle kurulmuĢ ve 1983-1984 eğitim-öğretim yılında Resim, Heykel Bölümleri
ile Uygulamalı Sanatlar Bölümünün Grafik, Seramik ve Cam Ana Sanat Dalları‟nda
eğitim ve öğretime baĢlamıĢtır.
68
2.5.6.1. Oluşum Süreci
Hacettepe Sanat Müzesi, ÇağdaĢTürk Sanatı örneklerine ağırlık vermiĢ, özellikle
dönemsel olarak düzenlenecek sergilerle yaĢayan, değiĢen ve geliĢen müze olmayı
hedeflemiĢ ve bu nedenle, öncelikle üniversite koleksiyonunun tanıtılması için sergiler
düzenlemiĢtir. Belli bir konsepte dayalı proje sergileriyle disiplinlerarası bir yelpazede
farklı sergilerin sanatseverlere sunulmasını amaçlamıĢtır.
Adnan Turani, Ġhsan Cemal Karaburçak, Abidin Elderoğlu, NeĢet Günal, Nevzat
Akoral, Hikmet Onat, Turan Erol, Sabri Berkel, Feyhaman Duran, Nurettin Ergüven,
Pertev Boyar, ġeref Akdik, Veysel Günay, Ali Kotan, Burhan Doğançay, Ġbrahim
Balaban, Zafer Gençaydın, Atilla Ġlkyaz, Zahit BüyükiĢleyen, MehmetGüler, Nazan
Sönmez, Harun Antakyalı, Aydın Ayan, Onay AkbaĢ, Halil Akdeniz, Nadide Akdeniz,
Mustafa Salim Aktuğ, Hasan Pekmezci, Tansel Türkdoğan, Canan Atalay, Ferhat
Özgür, Mustafa Ayaz, Kayıhan Keskinok, Ġsmail AteĢ, Hüsnü Dokak, Nuri Abaç,
Ġhsan Çakıcı, Habip Aydoğdu, Hüsamettin Koçan, Tunç TanıĢık, Hayri Esmer, Hayati
Misman, Süleyman Saim Tekcan, Abdurrahman Kaplan, Atilla Atar, Emin Koç, Hasip
PektaĢ, MürĢide Ġçmeli, Uğurcan Akyüz, AyĢegül Ġzer, Bilgehan Uzuner, Burhan
Doğançay, Martin R. Baeyens, Aytaç Katı, Rahmi Atalay, Selçuk Yılmaz, Ayhan
Yılmaz, M. Bora Türkkan, Mete DemirbaĢ, Turhan Çetin, ġinasi Tek, Remzi SavaĢ,
Mümtaz Demirkalp, Burhan Alkar, Yunus TonkuĢ, Hamiye Çolakoğlu, H. Mutlu
BaĢkaya, Hüseyin Özçelik, Füsun Kavalcı ve Zehra Çobanlı‟dır (Sanat Müzesi
Hacettepe 2014 ).
69
Müzenin KuruluĢ Amacı
Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi Müdür Yardımcısı Dilek ġener, “Yeni Bir Sanat
Müzesi Kurmak” baĢlıklı makalesinde müzenin kuruluĢ amacını anlatırken, öncelikle
kent merkezi dıĢındaki yerleĢimlere de açık ve sanat hizmeti sunan bir mekan olmayı
hedeflediklerini belirtmiĢtir. Bu amaçla kurulan müze, kapılarını 4 Ekim 2005
tarihinde hizmete açmıĢtır. Geleceğin sanatseverlerine nitelikli bir görsel bellek
sunmak istediklerini vurgulayan ġener, Hacettepe Sanat Müzesi‟nin konuĢulan ve
paylaĢılan hayallerin ötesine geçerek, kararlılıkla ilerlediğini belirtmekte ve sözlerini
Ģöyle sürdürmektedir;
Müzelerin hizmet verdiği kente ve o kentin görsel-kültürel yapısına farklı bir bakıĢ
açısı kazandırma gibi bir hedefi ve sanat adına eksik olan ne varsa gidermek gibi bir
görevi üstlendiği görülmektedir. Bu bakıĢ açısıyla müzelerin fiziki yapısı, konumu da
önem kazanmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi‟nin kent merkezinde oluĢu,
hedef kitle için çocuk ve gençlerin seçimi, Milli Eğitim Müdürlükleri ile iletiĢim
içinde oluĢu hepsi müze eğitimi konusunda zemin hazırlayıcı olmuĢtur. ġener, bu
konuda yaptıklarını anlatırken; yaklaĢık 1000‟i aĢkın anaokulu, ilköğretim, orta ve lise
olmak üzere çocukları ve gençler, daha doğrusu Türkiye‟nin yarınlarını oluĢturacak
genç kuĢakların müzelerini ziyaret ettiğini belirtmiĢtir. Ziyaret eden okulların onların
hedeflediği, yani Ģehrin merkezinden değil daha sınıra yakın ve merkezden uzak
ilçelerden olması ve ilginin oldukça yüksek olmasının da değinilecek bir diğer önemli
konu olduğunu belirtmektedir.
Akıp geçen zamanla birlikte yeni özel müzelerin açılması, üniversitelerin bünyesinde
müzelerin kurulması, gelecek kuĢaklar için umut verici, yönlendirici ve sevindirici
görülmektedir.
Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi, Prof. Dr. Yılmaz BüyükerĢen‟in ileride
müze olur diye yıktırmadığı askeri kıĢla ve talimgah binasının onarılması ve iç
düzenlemelerinin bitmesinden sonra uzun yıllar değiĢik amaçlar için kullanılmıĢtır.
2001 yılında açılmıĢ olan müze, koleksiyonundaki yapıtları sergilemenin yanı sıra,
T.C. Merkez Bankası, Türkiye ĠĢ Bankası, Quensen koleksiyonları ile Sadi Çalık
Heykel, Abidin Dino ve Adnan Varınca Resim Sergileri‟ne de ev sahipliği yapmıĢtır.
Bu sergilemeler içerisinde Quensen koleksiyonunun ayrı bir yeri ve önemi olduğu
belirtilmektedir.
71
Almanya‟nın Hannover kenti yakınlarındaki Lampsringe kasabasında 1970‟lerin
sonlarından bu yana sanatsal baskı alanında yeni ve deneysel yöntemlerle çalıĢmalar
yapan Quensen, Uluslararası Baskı Atölyesi‟nin koleksiyonundan bir kesit
Amerika‟nın 11 ayrı yerinde, Ġspanya ve Almanya‟dan sonra 2005 yılında bu müzede
sergilenmek üzere Türkiye‟ye getirilmiĢtir. Koleksiyon sahibi Ernst August Quensen,
serginin tümünü müzeye bağıĢladığını açıklamıĢtır.
Prof. Dr. Engin Ataç, Rektörlüğü döneminde ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi‟ni kurma
düĢüncesini, bu tarihi yapıyı restore ettirerek gerçekleĢtirmiĢtir. Yunusemre YerleĢkesi
merkezinde yer alan yapının, her biri 110 m2‟lik üç sergi salonu, belgelikleri ve
yönetim bölümü vardır.
Otoparka yakın yeĢil alan içerisinde yer alan müze binasında her biri 110 m² olan 3
adet sergi salonunun yanı sıra belgelikler ve yönetim bölümleri yer almaktadır.
Müze koleksiyonu yıllar içinde oluĢan sanatsal birikimin sonucunda gerçekleĢmiĢtir.
Önce Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, daha sonra Güzel Sanatlar
Fakültesi‟nin denetimiyle Palet Sanat Galerisi‟nde sergilenen yerli ve yabancı
sanatçıların yapıtları üniversite koleksiyonuna kazandırılmıĢtır. Üniversite
koleksiyonundan seçilen yapıtlarla da ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi‟nin koleksiyonu
bugünkü oluĢumuna ulaĢmıĢtır.
72
Zaman içerisinde zenginleĢen müze koleksiyonunda 186‟sı Türk, 51‟i yabancı olmak
üzere, 237 sanatçının yapıtı bulunmaktadır (ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi Anadolu
Üniversitesi 2014 ).
Anadolu Üniversitesi‟nin ilk kuruluĢ yılı 1958‟dir. O zamanki adı, EskiĢehir Ġktisadi
ve Ticari Ġlimler Akademisi‟dir. 1982 yılına gelindiğinde üniversitenin adı ve yapısı,
Anadolu Üniversitesi olarak değiĢtirilmiĢtir.
Ġlk dönemlerde, Yunusemre ve Ġkieylül olmak üzere iki kampüste eğitim, öğretim
veren üniversitenin, MeĢelik ve Bademlik kampüslerinde bulunan eğitim birimleri
daha sonra Osmangazi Üniversitesi olarak yeniden yapılandırılmıĢtır.
Güzel Sanatlar Fakültesi‟nin kuruluĢu ise, 1983 yılında Uygulamalı Güzel Sanatlar
Yüksekokulu adıyla olmuĢ, 1985-1986 öğretim yılında Grafik ve Seramik
bölümleriyle eğitime baĢladıktan sonra, 1992 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi'ne
dönüĢtürülmüĢtür. Fakülte bugün, Grafik, Seramik-Cam, Çizgi Film (Animasyon),
Heykel, Resim-Baskı Sanatları ve Temel Eğitim bölümleriyle, Sanat ve Tasarım
alanında eğitim vermektedir.
Üç büyük kent dıĢında Anadolu‟daki ilk Güzel Sanatlar Fakültesi olma özelliğini
taĢıyan fakülte, 1985 yılında iki bölüm ve 70 öğrenci ile eğitim-öğretime baĢlamıĢtır.
Yeni kurulmanın zorluklarını yaĢayan fakülte, bir sanat galerisini de kent merkezinde
açarak yeni bir oluĢuma imza atmıĢtır.
Koleksiyona bir baĢka katılım öyküsü de 1998 yılında gerçekleĢmiĢ ve taĢ kalıba,
Kütahyalı naif sanatçı Hüseyin Yüce‟nin çizdiği desenin litografi atölyesinde
çoğaltması sonucu müzeye kazandırılmıĢ olmasıdır.
ÇağdaĢ Türk Sanatı‟nın ustalarından 184 Türk, 51 yabancı sanatçının toplam 551
yapıtından oluĢan koleksiyon, yedi katalog, sekiz duvar takvimi, broĢürler,
kartpostallar ve afiĢlerle belgelendirilmiĢtir. Ayrıca, internet ortamında sanal müzenin
tanıtımı da sağlanmıĢtır.
Güzel Sanatlar Fakültesinin, 1987 yılında üniversite bünyesinde bir sanat galerisini
kurma amacı, Türk sanatına önemli katkılarda bulunmuĢ sanatçılarımızın yapıtlarını
kent merkezinde sergileyerek, halkın beğenisine sunmuĢ ve söyleĢilerle onların sanat
görüĢlerini paylaĢarak, ayda bir kez de olsa bir sanat olayını gerçekleĢtirmekti.
74
Anadolu Üniversitesi‟nin yapısında ve geleneğinde var olduğu belirtilen sanata ve
sanatçıya verilen değerle oluĢan bu birikimin, dört duvar arasından çıkarılarak
paylaĢılma isteği ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi‟nin açılması ile gerçekleĢmiĢ ve yaĢam
bulmuĢ bulunmaktadır.
2002 yılında Bahri Ata tarafından yapılan bir doktora tez çalıĢması, “Müzelerle ve
Tarihî Mekanlarla Tarih Öğretimi”baĢlığını taĢımakta ve müzeleri tarih öğretmenleri
açısından inceleyerek “müze eğitimine” iliĢkin görüĢleri üzerinde durmaktadır.
Türkiye‟de ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında yapılmıĢ araĢtırmaların, tarih
öğretmenlerinin müzeleri ve tarihi mekanları oldukça sınırlı kullandığını ve diğer
yandan öğrencilerin, gezi-gözlem yöntemi ile desteklenen tarih öğretimini ilgi çekici
bulduğunu söylemektedir.
2003 yılında Selma Güleç ve Seçil AlkıĢ tarafından yapılmıĢ olan (Uludağ
Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 1, 2003‟de yayımlanmıĢtır),
“Sosyal Bilgiler Öğretiminde Müze Gezilerinin İletişimsel Boyutu” baĢlıklı bu
75
araĢtırma, iletiĢim sürecinin sınıf içine uyarlandığı zaman öğretmenin “kaynak”,
öğrencinin ise “alıcı” durumunda olduğunu açıklamakta ve öğretmenin “mesajı” baĢta
sesi olmak üzere çeĢitli “kanallar” kullanarak değiĢik yöntem ve tekniklerle
öğrencilere ulaĢtırdığının belirtildiği bir araĢtırmadır.
2003 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü‟nde Vedat Özsoy ve Levent
Mercin tarafından yapılan bir araĢtırmada, “Sanat (resim) Eğitiminde Müzelerin
Kullanılmasında İlgili Kurum ve Kuruluşların Karşılıklı Görev ve Yükümlülükleri”
araĢtırılmıĢtır. Sanat (resim) eğitiminde müzelerin kullanılabilmesi için ilgili kurum ve
kuruluĢların karĢılıklı görev ve yükümlülüklerinin olduğu belirtilmektedir. Eğitimin
amacına ulaĢmasına, okulların yapı ve iĢleyiĢine iliĢkin ortaya çıkan yeni olgular,
sanat eğitiminde yeni yöntemler, programlar ve alternatif mekânların kullanımının
gerektiği de anlatılmaktadır.
76
seviyesine yükseltmek; dünyada ve Türkiye‟deki müzecilik uygulamalarındaki
örneklerden hareketle ideal bir çağdaĢ sanatlarmüzesi profili oluĢturmaktır.
2009 yılında AyĢe Güler tarafından Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel
Sanatlar Eğitimi Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı‟nda, doktora tezi (yayımlanmamıĢ)
olarak, “Programlı ve Etkili Bir Müze Gezisi İçin Geliştirilen Müze Eğitim Paketinin
Etkililiğinin Ölçülmesi” baĢlıklı bir araĢtırma yapılmıĢtır. Bu araĢtırmada, Sanat
Etkinlikleri dersini programlı bir müze ziyareti için geliĢtirilen müze eğitim paketinin
içerisindeki etkinliklerine göre uygulamanın, eriĢiye, kalıcılığa ve tutuma etkisi ile
öğretmenlerin programlı bir müze ziyareti planlanmasının önemine iliĢkin görüĢlerini
belirlemek amaçlanmıĢtır. AraĢtırmada hem nicel hem de nitel veri toplama
yöntemlerinden yararlanılmıĢ ve deneysel desen yöntemlerinden ön test- son test
kontrol gruplu desen kullanılmıĢtır.
2010 yılında Emel Demirboğa tarafından Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı‟nda, yüksek lisans tezi
(yayımlanmamıĢ) olarak, “Sanal Müze Ziyaretlerinin Öğrencilerin Bilişsel ve
Duyuşsal Kazanımları Üzerindeki Etkileri” baĢlıklı bir araĢtırma yapılmıĢtır. Bu
araĢtırmada, betimsel analiz yönteminden yararlanılmıĢ ve iliĢkisel yaklaĢım
benimsenmiĢtir. Ġlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencilerinden 60 kiĢilik bir gruba,
öğrencilerin sanal müze ziyaretleriyle Görsel Sanatlar dersi kapsamında yapılan
77
etkinliklere yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla, deney ve kontrol gruplarına açık
uçlu 12 sorudan oluĢan ön anket, son anket uygulanarak yapılmıĢtır.
Eğitim sürecinde müzelerden daha aktif ve verimli bir Ģekilde yararlanılabilmesi için;
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Yerel
Yönetimler, Sivil Toplum Örgütleri ve çeĢitli kuruluĢların iĢbirliği içinde çalıĢmaları
gerektiği belirtilmektedir.
2012 yılında Süreyya Turanlı tarafından Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı‟nda, doktora tezi
(yayımlanmamıĢ) olarak, “Oyuna Dayalı Müze Etkinliklerinin Öğrenci Erişi ve
Görsel Sanatlar Dersine Tutumları Üzerine Etkisi” baĢlıklı bir araĢtırma yapılmıĢtır.
Bu araĢtırmada müzeyi daha etkili bir öğrenme mekanı haline dönüĢtürmek için eğitsel
oyunların etkisini saptamak ve okullarda verilen Görsel Sanatlar dersinde müze
eğitimini daha etkili verebilmek amacıyla eğitsel oyun tekniklerinin incelenmesi
amaçlanmıĢtır. AraĢtırmada ön test- son test kontrol gruplu desen kullanılmıĢtır.
79
80
BÖLÜM III
YÖNTEM
“Nicel araĢtırma metodunun temel çalıĢma ilkesi, elde edilen bulguların bir Ģekilde
sayısal değerlerle anlatılması ve ölçülebilmesidir. AraĢtırmacı olay ve olgulara
dıĢarıdan bakar, nesnel bir tavır geliĢtirir, nitel araĢtırma metodunun temel çalıĢma
ilkesinde ise, araĢtırmacı olay ve olguları yakından izler, katılımcı bir tavır geliĢtirir”
(Yıldırım ve ġimĢek, 2008, s. 55).
Bu araĢtırmada etkili ve verimli nitel verilere ulaĢmak için, nitel veri elde etmede
önerilen ilkeler izlenerek görüĢme soruları hazırlanmıĢtır. “GörüĢme, nitel
araĢtırmalarda en sık kullanılan veri toplama aracı olarak karĢımıza çıkmaktadır.
GörüĢmenin etkili ve verimli bir veri toplama yöntemi olarak kullanılabilmesi için bu
yöntemin temel özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini iyi anlamak, nitel veriye
ulaĢmayı kolaylaĢtıracak bir görüĢme formu hazırlamada ve görüĢmeyi gerçekleĢtirme
sürecinde dikkate alınması önerilen ilkeleri özümseyerek iĢe koĢmak gerekmektedir”
(Yıldırım ve ġimĢek 2008, s. 119).
81
Aynı yazarların görüĢüne göre genellikle iki tür görüĢmeden söz edilir.
“yapılandırılmıĢ görüĢme” ve “yapılandırılmamıĢ görüĢme”. Bunun yanı sıra Patton
(1987), üç tür görüĢme yaklaĢımından söz eder: “sohbet tarzı görüĢme”, “görüĢme
formu yaklaĢımı” ve “standartlaĢtırılmıĢ açık uçlu görüĢme tarzı” (Yıldırım ve ġimĢek
2008, s. 121).
Örneklem
82
3.3. Veri Toplama Araçları
AraĢtırmanın alt problemlerini yanıtlamak, gerekli verileri elde etmek için nitel
yaklaĢımlar kullanılmıĢtır.
Gönüllü katılım ilkesine ait hazırlanmıĢ olan metin, görüĢme öncesi müze
yöneticilerine ve müze gezisi yapan öğrencilerin öğretmenlerine okutulmuĢ, sorular
daha sonra gerekli kiĢilere yöneltilmiĢtir.
Gönüllü Katılım
83
GörüĢme sürecinde söyleneceklerin tümü gizlidir. Bu bilgileri araĢtırmacıların dıĢında
kimsenin görmesi olası değildir. AraĢtırma sonuçları yazılırken, görüĢülen bireylerin
isimleri kesinlikle rapora yansıtılmayacaktır. AraĢtırmanın niteliği, katılımcılara
kesinlikle rahatsızlık verecek biçimde değildir.
Katılımcıların belirtmek istediği bir düĢünce veya herhangi bir sorularının olup
olmadığı sorulacak ve her türlü aydınlatıcı bilgi verilecektir.
Bu araĢtırma, ilgili literatür ve buna bağlı olarak yabancı ve Türkçe yayınlar (tez,
makale, bildiri, kitap ve diğer bilimsel yayınlar) taranarak ve internet kaynaklarına
ulaĢılarak tamamlanmıĢtır. Müze ziyareti ve öğrenci gruplarına soruların
yönlendirilmesinden önce ilgili kurumlardan izinler alınmıĢtır. Bu süreçte üniversite
sanat müzeleri yöneticilerinden ve okulların müdürlerinden araĢtırma yapmak için
yasal izin alınmıĢtır.
Öğrencilerin müze ziyaretleri öncesi müze müdürleri ile görüĢmeler yapılmıĢ, gerekli
izinler alındıktan ve ulaĢım araçları okullar tarafından sağlandıktan sonra müzelere
gidilmiĢtir. Müze gezisi öncesi ısınma egzersizleri, müzedeki bir yapıtın ayrıntılı
olarak anlaĢılmasını sağlamak için yapıtın yorumu ile ilgili sorular, öğretmenler
tarafından müze gezisi öncesi, müzede gezi sırasında ve sonrasında yapılacak
çalıĢmalar öğrencilere ayrıntılı olarak anlatılmıĢ, öğrencilerin yapıtlar hakkında
konuĢabilmelerine ve tartıĢma ortamı yaratabilmelerine olanak tanınmıĢtır.
Etkinlikler sonucunda yalnızca sanat eğitimi bağlamında değil, tüm alanlarda (tutum,
davranıĢ, kültürlenme, bilinçlenme) daha etkili ve verimli bireyler olabilme adına
kazanımlar hedeflenmiĢtir.
84
3.4.1. GörüĢme Formu
GörüĢme form yöntemi, benzer konulara yönelmek yoluyla değiĢik insanlardan aynı
tür bilgilerin alınması amacıyla hazırlanır (Patton‟dan aktaran Güler, 2009).
85
86
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUMLAR
AraĢtırmanın bu bölümünde öncelikle nicel daha sonra nitel bulgular ve yorumlar yer
almaktadır. AraĢtırmada elde edilen sonuçlar tablolar ve yorumları ile birlikte aĢağıda
verilmektedir.
Tablo 4. 1. “Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?” Sorusuna Verilen Yanıtların
Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
N % n % n % P
kare
Evet 70 93.3 54 98.2 124 95.4
Fisher's
Hayır 5 6.7 1 1.8 6 4.6 0.400
Exact
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
“Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?‟‟ sorusuna verilen yanıtlar ile katılımcıların
devam ettiği okul arasında anlamlı bir fark görülmemektedir (p>0,05).
AraĢtırmanın birinci sorusu öğrencilerin daha önce hiç müzeye gidip, gitmediklerini
öğrenmeye yöneliktir. Lise öğrencilerinin %93,3 gibi önemli bir bölümü evet, %6,7
gibi düĢük bir bölümü de hayır demiĢtir. Üniversite ve üzeri öğrencilerin %93,3‟ü
daha önce müzeye gittiklerini , %1,8‟i de gitmediklerini söylemiĢlerdir.
Ġstatiksel olarak anlamlı fark olmamakla birlikte lise öğrencilerinin daha düĢük oranda
müzeye gittiği görülmektedir (%93,3).
87
Bu sonuçlar, lise öğrencilerinin üniversite ve üzeri öğrencilerine göre daha az müze
ziyareti yaptıklarını göstermektedir. Burada da öğretmenlere düĢen görev, daha fazla
müze ziyareti düzenlemelerinin gerekliliğini göz önüne sermektedir.
100.0
80.0
%
60.0
40.0
20.0
0.0
Lise Üniversite ve üzeri
Hayır 6.7 1.8
Evet 93.3 98.2
ġekil 4. 1."Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?" sorusuna verilen yanıtların dağılımı.
88
AraĢtırmada öğrencilere sorulan müze ziyaretinde öğrenilenlerin sınıf ortamında
öğrendiklerine göre daha kalıcı olup olmadığına dair hazırlanan görüĢme formunun
ikinci sorusunun yanıtları lise gruplarında % 88,0 evet, %12,0 hayır olarak verilmiĢtir.
Üniversite ve üzeri öğrenci gruplarının verdiği yanıtlarda %98,2 evet, %1,8 hayır
çıkmıĢtır. Bu soruya verilen yanıtlar ile katılımcıların devam ettiği okul arasında
anlamlı bir fark görülmektedir.
89
Tablo 4. 3. “Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” Sorusuna
Verilen Yanıtların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
N % n % n % P
kare
Evet 7 9.3 19 34.5 26 20.0
Hayır 68 90.7 36 65.5 104 80.0 11.080 0.001
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
“Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” sorusuna verilen yanıtlar ile
katılımcıların devam ettiği okul arasında anlamlı bir fark görülmektedir (p<0,05).
Lise öğrencileri, üniversite ve üzeri öğrencilere göre daha yüksek oranla müzede
eğitim etkinliğine katılmadıklarını belirtmiĢlerdir (% 90,7). Üniversite ve üzeri
öğrencilerin, % 65,5‟inin de müzede eğitim etkinliğine katılmadıkları görülmektedir.
Bu soruya verilen yanıtlar ile katılımcıların devam ettiği okul arasında anlamlı bir fark
vardır. Lise öğrencileri, üniversite ve üzeri öğrencilerine göre daha yüksek oranda
müzede eğitim etkinliğine katılmadıklarını belirtmiĢlerdir.
Müzelerde bir eğitim biriminin olmaması bunun açıklayıcısı olabilir. Ancak, burada
müze yöneticileri ve üniversitelerin ilgili birimleri devreye girebilir, öğrencilerin hiç
değilse bir dönem boyunca öğretmenlerinin uygun gördüğü saatlerde programlı bir
müze eğitimi ile bu sorunu giderebilirler.
Müzede yapılacak bir eğitim etkinliğinin öğrencilere sanat eğitimi yanında dünya
görüĢü kazandırabiliceği ve yaratıcı güçlerini arttırabileceği düĢünülmektedir.
90
“Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız
mı?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
ġekil 4. 3. "Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?" sorusuna verilen
cevapların dağılımı
Üniversite ve üzeri öğrencileri lise öğrencilerine göre daha yüksek oranla, müzedeki
eğitim faaliyetlerinden sonra sanat eğitimine yönelik bilgi, beceri ve tutumlarının
geliĢtiğini belirtmiĢtir( %87,3).
91
Öğrenci görüĢme sorularının dördüncüsü olan müzedeki öğretim faliyetlerinden sonra
sanat eğitimine yönelik bilgi, beceri ve tutumların geliĢip geliĢmediği biçimindeki
sorunun yanıtları her iki grupça da olumlu sonuç vermiĢ öğrenciler müzeye yaptığı
ziyaretler sonrası daha heyecanlı, verimli ve bilgili olduklarını belirtmiĢlerdir.
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Hayır, kesinlikle gereksiz 5 6.7 4 7.3 9 6.9
Gerekli 58 77.3 24 43.6 82 63.1
17.311 0.000
Kesinlikle gerekli 12 16.0 27 49.1 39 30.0
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
92
“Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim etkinliklerini gerekli
görüyor musunuz?” sorusuna verilen yanıtlar ile katılımcıların devam ettiği okul
arasında anlamlı bir fark görülmektedir (p<0,05). Üniversite ve üzeri öğrenciler, lise
öğrencilerine oranla, sanat eğitimi için müze ziyaretlerini ya da müzedeki öğrenim
etkinliklerini kesinlikle gerekli gördüklerini belirtmiĢtir (% 49,1).
Öğrenci görüĢme sorularının beĢincisi olan sanat eğitimi için müzedeki eğitim
etkinliklerinin gerekli olup olmadığı sorusuna iki grup öğrenci de büyük bir
çoğunlukla “evet gereklidir” demiĢlerdir. Lise öğrencilerinin %16,0‟ı kesinlikle
gerekli, %77,3‟ü gerekli, % 6,7‟si ise gereksiz demiĢtir. Üniversite ve üzeri
öğrencilerin %7,3‟ü gereksiz, %43,6‟sı gerekli, % 49,1‟i ise kesinlikle gerekli
bulmuĢtur. Bu sonuçlara göre, müzelerde bir öğretim etkinliğinin olması öğrencilerin
beklentilerindendir. Müzelerde verilecek bir eğitim programı, okul ve müze eğitimini
bütünleĢtirici bir yapıda olmalıdır. Müzelerin eğitim ortamı olarak kullanılmasının önü
açılmalı, özendirici giriĢimlerin yapılması için eğitimin kurumlarınında müzelere ilgi
göstermesi gereklidir. Sanat eğitimi, öğrencilerin tam anlamıyla kültürlenmesi ve tam
eğitimli birey olmaları için önemlidir.
93
Tablo 4. 6. “Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” Sorusuna
Verilen Yanıtların Dağılımı ve Ki-Kare Tablosu
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
N % n % n % P
kare
Evet 67 89.3 50 90.9 117 90.0
Hayır 8 10.7 5 9.1 13 10.0 0.000 1.000
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
“Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” sorusundan elde edilen
bulgular, öğrencilerin devam ettikleri okul türlerine göre, görüĢlerinde anlamlı bir fark
bulunmadığını göstermektedir (p>0,05). Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte
lise öğrencilerinin daha düĢük oranda evet yanıtı verdiği görülmüĢtür (%89,3).
Lise öğrencilerinin %89,3 „ü evet %10,7‟si hayır demiĢtir. Üniversite ve üzeri öğrenci
gruplarının %90,9‟u evet, %9,1‟i hayır demiĢtir.
Öğrencilerin çok az da olsa bir kısmının hayır demesi, daha az veya hiç müze ziyareti
yapmamalarından kaynaklanmaktadır.
94
“Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı
mıdır?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
ġekil 4. 6. "Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?" sorusuna verilen
yanıtların dağılımı
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
N % n % n % P
kare
Evet 41 54.7 23 41.8 64 49.2
Hayır 34 45.3 32 58.2 66 50.8 2.096 0.148
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
95
Üniversite ve üzeri öğrencilerin daha düĢük oranda evet dediği görülmüĢtür. Lise
öğrencilerinin % 54,7‟si böyle bir beklenti içinde olduklarını belirtmiĢtir, % 45,3‟ü ise
beklentileri olmadığını söylemiĢtir. Üniversite ve üzeri öğrencilerin, % 41,8‟i evet, %
58,2‟si hayır demiĢtir. Bu sonuçlara göre lise öğrencileri üniversite öğrencilerine göre
daha fazla beklenti içindedir. Bunun nedeni olasılıkla, lise öğrencilerinin böyle bir
öğretim etkinliği ile daha az karĢılaĢtıkları yönünde olabilir. Ayrıca, üniversite ve
üzeri öğrencilerin müze eğitiminde kendilerini daha yetkin hissetmeleri ya da sunulan
olanakların daha yeterli olması neden gösterebilir.
96
Tablo 4. 8. “Müze ziyaretiniz sonrasında müzede gördüklerinizi, bilgilerinizi
çalıĢmalarınızda kullandınız mı?” Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı ve Ki-Kare
Tablosu
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Hiç kullanmadım 52 69.3 19 34.5 71 54.6
Nadiren kullandım 7 9.3 7 12.7 14 10.8
Genellikle kullandım 14 18.7 24 43.6 38 29.2 16.571 0.001
Daima/çok/hep kullandım 2 2.7 5 9.1 7 5.4
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
Üniversite ve üzeri öğrenciler lise öğrencilerine göre daha yüksek oranla müzede
gördüklerini çalıĢmalarında genellikle kullandığını belirtmiĢtir (% 43,6).
ÇağdaĢ eğitimde öğrencilerin bilgiyi nasıl depolayacağı değil, ona nasıl ulaĢılacağının
öğretilmesi hedeflenmeli ve öğretmenler bu bilgilerin kullanılması için öğrenciye yol
gösterici, ortam yaratıcı ve güdüleyici kiĢiler olmalıdır.
“Müzede eğitim sadece müze ziyareti boyutu ile sınırlı kalmamalıdır. Müze
ziyaretinden sonraki haftalarda öğrencilerin müzede yaĢadığı gözlem ve incelemeler
resim derslerinde farklı uygulamalara (görsel, teorik, yazı ile drama ile)
dönüĢtürülmelidir” (S. Buyurgan ve U. Buyurgan, 2012, s. 116).
97
“Müze ziyaretiniz sonrasında müzede gördüklerinizi, bilgilerinizi
çalıĢmlarınızda kullandınız mı?” Sorusuna Verilen Yanıtların
Dağılımı
Üniversite ve üzeri öğrencileri lise öğrencilerine göre daha yüksek oranla müzedeki
sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak yararlandığını belirtmiĢtir (% 67,3). Lise
öğrencilerinin % 32,0‟ı evet, % 60,0‟ının ise hayır dedikleri görülmüĢtür.
Üniversite ve üzeri öğrencilerin % 67,3 oranında evet, % 32,7 oranında hayır dedikleri
görülmüĢtür.
98
Bu sonuçlar, üniversite ve üzeri öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha yüksek
oranda müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak yararlandıklarnı
göstermektedir. Lise öğrencilerinin çoklukla müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat
yapıtlarından eğitim materyali olarak yararlanamayıĢlarının pek çok nedeni olabilir.
Öğretmenlerin alan eğitimi almamıĢ olması, müze gezisinin yorucu ve kısa olması,
öğretmenin müze gezisi sonrası öğrenciyi bu konuda yönlendirmemesi, bu
nedenlerden bir kaçı olabilir. MEB bu konuda öğretmenlere hizmet içi eğitim kursları
vererek olası eksiklikleri giderebilir. Üniversite ve üzeri öğrencilerin müzedeki sanat
yapıtlarından eğitim materyali olarak daha fazla yararlanıyor olmaları müze
ziyaretlerinin daha sık, daha programlı ve planlı yapılıyor olmalarından kaynaklanmıĢ
olabilir.
99
Tablo 4.10. “Müzedeki sanat yapıtlarının eğitim materyali olarak kullanılması
durumunda yaratıcı düĢünme becerilerinin geliĢeceğine inanıyor musunuz?” Sorusuna
verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Sınıf Ġstatistiksel
Lise Üniversite ve üzeri Toplam Analiz
Ki-
N % n % n % P
kare
Evet 59 78.7 50 90.9 109 83.8
Hayır 16 21.3 5 9.1 21 16.2 2.666 0.103
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
100
“Müzedeki sanat yapıtlarının eğitim materyali olarak kullanılması
Durumunda yaratıcı düĢünme becerilerinin geliĢeceğine inanuyor
musunuz?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
Sınıf
Ġstatistiksel
Üniversite ve
Lise Toplam Analiz
üzeri
Ki-
n % n % n % P
kare
Hayır, hiçbir Ģekilde
32 42.7 26 47.3 58 44.6
sunulmuyor
0.84
Kısmen sunuluyor 14 18.7 12 21.8 26 20.0 0.654
8
Sunuluyor 29 38.7 17 30.9 46 35.4
Toplam 75 100.0 55 100.0 130 100.0
Öğretmen, öğrencileri ile müze ziyareti yapmadan önce müzeyi kendisi gezmeli,
araĢtırma yaparak bilgi toplamalı ve yapıtlarla ilgili ayrıntıları öğrenerek öğrencilere
anlatmalıdır. Bu ön hazırlık daha sonra yapılacak gezide öğrencilere konuyla ilgili
çalıĢma olanağı olarak yansıyacak ve yardımcı olacaktır.
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 77 98.7 27 96.4 104 98.1
Fisher's
Hayır 1 1.3 1 3.6 2 1.9 0.460
Exact
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
“Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?” sorusuna verilen yanıtlar ile katılımcıların devam
ettikleri okulların bölümleri arasında anlamlı bir fark görülmemektedir (p>0,05).
Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte sanat bölümlerinde okuyan öğrencilerin
diğer bölümlerde okuyan öğrencilere göre daha düĢük oranda evet yanıtı verdiği
görülmektedir (% 96. 4).
Bu soruya lise öğrencilerinin % 98,7‟si evet, % 1,3‟ü hayır demiĢtir. Diğer grubun ise
% 96,4‟ü evet, % 3, 6‟ sı hayır demiĢtir. Burada ortaya çıkan sonuç, sanat eğitimi alan
öğrencilerin almayanlara göre daha sık müzeye gittikleri yönündedir. Ayrıca, derslerde
ilgisiz olan öğrencilerin de müze ziyareti sonucu daha ilgili olabileceği düĢünülürse,
müze ziyaretlerinin öğrencinin baĢarısı açısından önemi ortaya çıkmaktadır. Az farkla
da olsa iki bölüm arasında daha önce müzeye gitme oranının olumsuz yönde az oluĢu
sevindiricidir.
103
“Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Bölümlere Göre Dağılımı
ġekil 4.12. "Daha önce hiç müzeye gittiniz mi?" sorusuna verilen yanıtların dağılımı.
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet, kesinlikle 72 92.3 27 96.4 99 93.4
Fisher's
Hayır 6 7.7 1 3.6 7 6.6 0.673
Exact
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte sanat bölümü öğrencilerinin daha düĢük
oranda evet yanıtı verdiği görülmektedir (% 92. 3).
104
Sanat eğitimi alan öğrencilerin % 92,3‟ü kesinlikle evet, %7,7‟si hayır demiĢtir. Diğer
grubun % 96,4‟ü evet, % 3,6‟sı hayır demiĢtir.
105
Tablo 4.14. “Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” Sorusuna
verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 21 26.9 5 17.9 26 24.5
Hayır 57 73.1 23 82.1 80 75.5 0.491 0.484
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
“Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?” sorusuna verilen yanıtlar ile
katılımcıların devam ettiği okulların bölümleri arasında anlamlı bir fark
görülmemektedir (p>0,05). Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte diğer
bölümlerde okuyan öğrencilerin daha düĢük oranda evet yanıtı verdiği görülmektedir
(% 17. 9).
Sanat eğitimi alan grubun % 26,9‟u evet derken, % 73,1‟i hayır demiĢtir. Diğer
grupların % 17,9 „u evet, % 82,1‟i hayır demiĢtir. “Hayır” yanıtının her iki grupta da
yüksek oluĢu müzelerde bir eğitim etkinliğinin eksikliğini açıkça göz önüne
sermektedir.
Sanat eğitimi için müzelerin eğitim iĢlevlerinin kalıcı ve etkili öğrenmede ne kadar
önemli ve gerekli olduğu burada bir kez daha karĢımıza çıkmaktadır.
“Müzede eğitimin özellikle sanat eğitimi alanı da dahil olmakla birlikte birçok alanda
kullanılabileceği, hatta bireyin yaĢantısında ömür boyu var olabileceği kabul
edilmektedir” (Buyurgan ve Mercin, 2005, s. 62).
106
“Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
ġekil 4.14. "Gezdiğiniz müzede hiç eğitim etkinliğine katıldınız mı?" sorusuna verilen
yanıtlarım dağılımı.
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet, kesinlikle 64 82.1 19 67.9 83 78.3
Hayır 14 17.9 9 32.1 23 21.7 1.679 0.195
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte diğer bölümde okuyan öğrencilerin daha
düĢük oranda evet yanıtı verdiği görülmektedir (% 67. 9).
107
Müzedeki öğretim faliyetlerinin sanat eğitimine yönelik bilgi, beceri ve tutumları
geliĢtirip geliĢtirmediğine yönelik soruya, sanat eğitimi alan grubun % 82,1‟i evet, %
17,9‟u hayır derken, diğer grubun % 67,9‟u evet, % 32,1‟ i hayır demiĢtir.
Her iki grubun öğrencileri de çoğunlukla müzede alınacak bir öğretim faliyetinin
beceri ve tutumları geliĢtireceğini söylemiĢ olmalarına karĢın, sanat eğitimi alan
grupta bu oran daha fazladır. Müzedeki öğretim faiyetleri sonrası öğrencinin tutumu,
öğretmenlerin sınıf ortamında yönlendirici etkinlikler düzenlemesine de bağlıdır.
Öğretmenler sınıf ortamında ve atölyelerde müzeyi anımsatan yazılı ve görsel
materyaller kullanarak eğitim ortamını zenginleĢtirebilirler.
ġekil 4.15. "Müzedeki öğretim faaliyetlerinden sonra sanat eğitimine yönelik, bilgi,
beceri ve tutumlarınız geliĢti mi?" sorusuna verilen yanıtların dağılımı.
108
Tablo 4.16.“Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim etkinliklerini
gerekli görüyor musunuz?” Sorusuna verilen yanıtların dağılımı ve Ki- Kare tablosu.
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Hayır, kesinlikle gereksiz 4 5.1 1 3.6 5 4.7
Gerekli 45 57.7 18 64.3 63 59.4
- -
Kesinlikle gerekli 29 37.2 9 32.1 38 35.8
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
*Sonuç vermediği için test yapılamamıĢtır.
Sanat bölümünde okuyan öğrenciler, diğer bölümlerde okuyan öğrencilere göre daha
düĢük oranla (% 94,9) sanat eğitimi için müze ziyaretlerini ya da müzedeki öğretim
etkinliklerini gerekli gördüğünü belirtmiĢtir.
Sanat eğitimi için müze ziyaretlerinin veya müzedeki öğretim etkinliklerinin gerekli
olup olmadığını ölçen bu soruya sanat eğitimi alan öğrenci gruplarının % 5,1‟i hayır
derken, % 57,7‟si gerekli, % 37,2‟si ise kesinlikle gereklidir demiĢtir. Hayır diyenlerin
sayısı iki grupta da çok az görülmektedir. Diğer grubun % 3,6‟sı hayır, % 64,3‟ü
gerekli % 32,1‟i kesinlikle gerekli olduğunu söylemiĢtir.
109
“Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim
Etkinliklerini gerekli görüyor musunuz?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
ġekil 4.16. "Sanat eğitimi için müze ziyaretleri ya da müzedeki öğretim etkinliklerini
gerekli görüyor musunuz?" sorusuna verilen yanıtların dağılımı.
Tablo 4.17. “Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” Sorusuna
Verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 72 92.3 23 82.1 95 89.6
Fisher's
Hayır 6 7.7 5 17.9 11 10.4 0.154
Exact
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
“Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?” sorusuna verilen yanıtlar
ile katılımcıların devam ettiği okulların bölümler arasında anlamlı bir fark
görülmemektedir (p>0,05).
Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte diğer bölümde okuyan öğrencilerin daha
düĢük oranda evet yanıtı verdiği görülmektedir (% 82. 1).
110
Sanat eğitimi alan gruplar % 92,3 oranında evet, % 7,7 oranında hayır demiĢtir. Diğer
gruplar ise % 82,1 evet , % 17,9 hayır demiĢtir.
Burada da yine sanat eğitimi alan grupların müzelerin sanat eğitiminde öğrenmenin bir
baĢka seçeneği olduğu gerçeğini onayladıkları görülmektedir.
ġekil 4.17. "Müzeler sanat eğitimi için öğretim ortamı olmalı mıdır?" sorusuna verilen
yanıtların dağılımı.
111
Tablo 4.18.“Gezdiğiniz müzenin size sunmasını istediğiniz öğretim etkinlikleri var
mıdır?” Sorusuna verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 34 43.6 23 82.1 57 53.8
Hayır 44 56.4 5 17.9 49 46.2 10.818 0.001
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
Diğer bölümlerde okuyan öğrenciler sanat bölümünde okuyan öğrencilere göre, daha
yüksek oranla gezdikleri müzenin sunmasını istedikleri eğitim etkinlikleri olduğunu
belirtmiĢtir (%82,1). Sanat eğitimi alan grup bu soruya % 43,6 ile evet, % 56,4 ile
hayır, diğer grup ise % 82,1 ile evet, % 17,9 ile hayır demiĢtir.
Müzeler planlı bir gezi sonucu öğrencilere farklı öğrenme biçimi sunarlar. Bu durum
derse ilgisiz olan öğrenciyi güdüler, olumlu etkiler kazandırır. Ayrıca müze eğitimi,
öncelikle sanatsal amaçlar kazanılmasında önemli rol oynar. Bu nedenle öğrencilerin
müzelerden beklentilerinin neler olduğu öğretmenler ve müze yöneticileri tarafından
belirlenip giderilmesi ve olanaklar sunulması bu alandaki eksikliği giderecektir.
112
“Gezdiğiniz müzenin size sunmasını istediğiniz öğretim
Etkinlikleri var mıdır?” Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Hiç kullanmadım 31 39.7 22 78.6 53 50.0
Nadiren kullandım 8 10.3 1 3.6 9 8.5
Genellikle kullandım 33 42.3 4 14.3 37 34.9 12.462 0.006
Daima/çok/hep kullandım 6 7.7 1 3.6 7 6.6
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
113
Diğer bölümde okuyan öğrenciler, sanat bölümünde okuyan öğrencilere göre daha
yüksek oranla müze ziyaretinden sonra müzede gördüklerini çalıĢmalarda hiç
kullanmadıklarını belirtmiĢtir (%78,6). Sanat bölümünde okuyan öğrencilerin %
39,7‟si müze ziyareti sonrası müzede gördüklerini, bilgilerini çalıĢmalarında
kullanmadıkları, % 10,3‟ü nadiren kullandığını, % 42,3‟ü genellikle kullandığını, %
7,7‟si de daima-çok kullandığını söylemiĢtir. Diğer gruplar ise, % 78,6 hiç
kullanmadım, % 3,6 nadiren kullandım, % 14,3 genellikle kullandım, % 3,6 daima-
çok kullandım demiĢtir.
114
Tablo 4.20. “Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali
olarak yararlandınız mı?” Sorusuna verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 47 60.3 10 35.7 57 53.8
Hayır 31 39.7 18 64.3 49 46.2 4.054 0.044
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
Sanat bölümünde okuyan öğrenciler, diğer bölümlerde okuyan öğrencilere göre daha
yüksek oranda müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali
olarak yararlandıklarını belirtmiĢlerdir (% 60,3). Bu soruya sanat bölümünde okuyan
öğrencilerin % 60. 3‟ü evet, % 39. 7‟si hayır derken, diğer bölümlerde okuyan
öğrencilerin % 35. 7‟si evet, % 64. 3‟ü de hayır demiĢtir.
Müzelerdeki sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak yararlanmak, planlı bir müze
gezisi gerektirir. Öğretmenlerin etkili bir müze gezi programı hazırlayabilmeleri, özel
bir uzmanlık eğitimi almaları sonucunda olasıdır.
115
“Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından
Eğitim materyali olarak yararlandınız mı?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
ġekil 4.20. “Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali
olarak yararlandınız mı?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Evet 71 91.0 25 89.3 96 90.6
Fisher‟s
Hayır 7 9.0 3 10.7 10 9.4 0.722
Exact
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
116
Sanat bölümlerinde okuyan öğrencilerin % 91. 0‟ı hayır, diğer bölümlerde okuyan
öğrencilerin %89. 3‟ü evet, % 10. 7‟si hayır oranında yanıt verdiği görülmektedir.
Müzelerde sergilenen yapıtlar, ziyaret eden öğrencilere görsel etki yapar, eleĢtiri
ortamı yaratır, özgün yapıtların görülmesi sonucu öğrencinin ufku açılır ve görsel
okuryazarlık sağlar.
117
Tablo 4.22.“Müzedeki eğitim etkinliklerinde konunuzla ilgili çalıĢma olanakları
sunuluyor mu?” Sorusuna verilen yanıtların dağılımı ve Ki-Kare tablosu
Bölüm Ġstatistiksel
Sanat Diğer Toplam Analiz
Ki-
n % n % n % P
kare
Hayır, hiçbir Ģekilde sunulmuyor 31 39.7 17 60.7 48 45.3
Kısmen sunuluyor 18 23.1 6 21.4 24 22.6
4.424 0.109
Sunuluyor 29 37.2 5 17.9 34 32.1
Toplam 78 100.0 28 100.0 106 100.0
Ġstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte sanat bölümü öğrencileri müzedeki eğitim
etkinliklerinde konuyla ilgili çalıĢma olanaklarının sunulmadığını diğer bölümde
okuyan öğrencilere göre daha düĢük oranda belirtmiĢtir (% 39. 7).
Diğer bölümlerde okuyan öğrencilerin % 60. 7‟si hayır, hiçbir Ģekilde sunulmuyor
derken, % 21. 4‟ü kısmen sunulduğunu, % 17. 9‟u da sunulduğunu söylemiĢtir.
Bu sonuçlara göre müzelerde daha fazla eğitim etkinliği düzenlemek için, çalıĢma
olanaklarının iyileĢtirilmesi ve sunulması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
118
“Müzedeki eğitim etkinliklerinde konunuzla ilgili çalıĢma olanakları
sunuluyor mu?”
Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı
119
4.2.1.Müze Yöneticileriyle Yapılan GörüĢme Formu Soruları ve Yanıtları
Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Müdürü Ġle Yapılan SöyleĢinin Soru ve
Yanıtları
- Henüz yok!
- …………
S.4. Eğitim birimi ile ilgili sorunlarınız (fiziki donanım, uzman ekip vb.)
var mı, varsa bunlar kısaca nelerdir?
S.6. Müzenin fiziki yapısı müze eğitimine uygun bir ortam sunabiliyor
mu?
120
S.9. Müzenizde yapılan eğitimin içeriği hakkında kısa bir bilgi verebilir
misiniz?
- Müze eğitimi dersi kapsamında verilen derslerin yanı sıra orta öğretim
öğrencilerine verilen tanıtım amaçlı etkinliklere katıldım.
-…………
-……………
-Evet!
121
-Kesinlikle gözlenmiĢtir.
-Evet!
-Evet!
- Hayır bir eğitim birimimiz yok ancak ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteler
kendi eğitim programları ile müze eğitimimizi aktifleĢtirmektedirler.
- …………
-………….
- Prof. Dr. Ahmet GöğüĢ baĢlattı, 1990 yılında Kültür Merkezi Sanat
Galerisi‟ndeki eserlerle devam edildi. 2005 yılında müze kuruldu. Eserler Müze
DanıĢma Kurulu yönergesi doğrultusunda müzeye kazandırıldı.
S.6. Müzenin fiziki yapısı müze eğitimine uygun bir ortam sunabiliyor mu?
- Evet.
S.9. Müzenizde yapılan eğitimin içeriği hakkında kısa bir bilgi verebilir
misiniz?
123
S.13. Bu eğitim etkinliklerinde kullanılan öğretim yöntem ve teknikleri
nelerdir?
S.17. Size göre, müzede eğitim alan kiĢilerde, müzedeki öğrenme sürecinde,
güdülenme, sorumluluk alma, iĢ birliği yapma gibi becerilerde değiĢim gözleniyor
mu?
-Kesinlikle gözleniyor.
- Evet.
124
S.20. Müzenizde eğitim birimi oluĢturulması adına giriĢimleriniz nelerdir?
- Daha geniĢ bir müze için planlama yapılmıĢtır. Eğitim Fakülteleri ve Güzel
Sanatlar iĢbirliği içindedir.
- Hayır.
- …………
- …………..
S.4. Eğitim birimi ile ilgili sorunlarınız (fiziki donanım, uzman ekip vb.) var
mı, varsa bunlar kısaca nelerdir?
-………….
S.6. Müzenin fiziki yapısı müze eğitimine uygun bir ortam sunabiliyor mu?
-………..
-Yıllık ortalamalara göre 15.000 ile 20.000 arası ziyaretçiye sahiptir. YaklaĢık
2000‟e yakını yabancı ziyaretçilerden oluĢmaktadır. Ayrıca Anadolu Üniversitesi
125
öğrencilerinin KÜL 199 (Kültürel etkinlikler) dersi kapsamında müzeyi ziyaret ederek
ders kredisi tamamlamaktadırlar.
-………….
S.9. Müzenizde yapılan eğitimin içeriği hakkında kısa bir bilgi verebilir
misiniz?
-…………….
- ……………
- ……………..
-………………
-……………..
-………………
-…………….
126
-…………….
S.17. Size göre, müzede eğitim alan kiĢilerde, müzedeki öğrenme sürecinde,
güdülenme, sorumluluk alma, iĢ birliği yapma gibi becerilerde değiĢim gözleniyor
mu?
-……………..
-……………
-……………
- ………….
-………………
127
Gazi Üniversitesi Müzesi yöneticisi, müzede alınan eğitim sonrası öğrencide yaratıcı
düĢünme becerilerinin geliĢtiği, Hacettepe Sanat Müzesi yöneticisi, öğretmenlerden
alınan bilgiler doğrultusunda çocukların hayal gücüne bağlı yaratıcılıklarının
geliĢtiğinin söylendiğini belirtmiĢ, Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi
yöneticisi ise yanıt vermemiĢtir.
Gazi Eğitim Fakültesi Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı 4. sınıf öğrencileri, her yıl
Müze Eğitimi ve Uygulamaları dersi kapsamında ders öğretim elemanı rehberliğinde,
müzeye programlı bir müze ziyareti yaparak bir hafta boyunca müzedeki etkinliklere
katılır ve ders iĢlerler. Müzede yapılan öğrenme deneyimleri sınıf ortamı ile
iliĢkilendirilerek, tamamlayıcı nitelikte düzenlenmektedir.
Müzelere yapılan ziyaretçi sayısının, Hacettepe Sanat Müzesi‟nde yılda 5000 kiĢi
olduğu belirtilmiĢ, Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi‟nde ise yıllık
ortalamalara göre 15.000 ile 20.000 kiĢi arasında olduğu ve bu sayının yaklaĢık 2000‟e
yakınının yabancı ziyaretçilerden oluĢtuğu, ayrıca Anadolu Üniversitesi öğrencilerinin
KÜL 199 (Kültürel etkinlikler) dersi kapsamında müzeyi ziyaret ederek ders kredisi
tamamladıkları söylenmiĢtir.
128
Aynı yönetici tarafından bir eğitim birimi oluĢturmak adına giriĢimlerinin olup
olmadığı sorusuna ise daha geniĢ bir müze için giriĢimlerde bulunulduğu ve Eğitim
Fakülteleri ile Güzel Sanatlar Fakültesi ile iĢbirliği içinde oldukları belirtilmiĢtir.
Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi yöneticisi, müzede bir eğitim birimi
olmamasının doğurduğu/doğuracağı sonuçları değerlendirmezken, diğer iki müze
yöneticisi bu konudaki düĢüncelerinin, müzenin olanakları içinde hedeflerinin daha
geniĢ kitlelere ulaĢmak olduğunu söylemiĢlerdir.
Müze sergileri yanı sıra paralel eğitim programları, tatil döneminde farklı yaĢ
gruplarına sunulan sanat atölyeleri bu eğitim programlarından bazıları olarak
karĢımıza çıkmaktadır. KeĢif, araĢtırma ve paylaĢımlarla dolu zengin deneyimlere
olanak tanıyan müzelerin, üniversitelerin bünyesinde faaliyet göstererek eğitime
benzersiz katkılar sunacağı kabul edilen bir gerçektir.
129
130
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERĠLER
5.1. Sonuçlar
131
AraĢtırmada elde edilen genel sonuçlarla birlikte, temel problem doğrultusunda
aĢağıdaki sonuçlar elde edilmiĢtir.
1. Daha önce hiç müzeye gittiniz mi? Sorusuna üniversite ve üzeri gruplar ile lise
gruplarının çoğunluğu evet yanıtı vermiĢtir. Bu sonuçlara göre her iki grup
öğrencinin de müze gezisi yaptığı ve müzelerden eğitim ortamı olarak
yararlandığı ortaya çıkmaktadır.
5. Sanat eğitimi için müzede eğitim yapmanın gerekli olup olmadığı sorusuna lise
öğrenci grupları düĢük oranda kesinlikle gerekli derken, çoğunluk gerekli
bulmuĢtur. Üniversite ve üzeri öğrenci gruplarının yarısı kesinlikle gerekli,
yarıya yakını ise gereklidir demiĢtir. Her iki grupta da çok az öğrencinin
müzede eğitim yapmanın gereksiz olduğu görüĢünü belirttiği ortaya çıkmıĢtır.
Bu sonuç da, müzede eğitim yapmanın sanat eğitimi açısından gerekliliğini ve
önemini göstermektedir.
6. Müzelerin sanat eğitimi için öğretim ortamı olup olmaması sorusuna, lise
öğrenci grupları arasında yüzde doksana yakınının evet, geri kalanının ise hayır
132
yanıtı verdikleri görülmüĢtür. Üniversite ve üzeri öğrenci grupları arasındaki
sonuçlar da benzerlik taĢımaktadır. Müzelerden eğitim ortamı olarak
yararlanılması durumunda, sanat eğitimi yanında genel eğitime de yararlı
olacağı görülmüĢtür.
11. Müzedeki eğitim etkinliklerinde konu ile ilgili çalıĢma olanağı sunulup
sunulmadığı sorusuna lise öğrenci gruplarının yarıya yakını hayır, hiçbir
Ģekilde sunulmuyor derken, kalanlar kısmen sunulduğunu ve sunulduğunu
söylemiĢlerdir. Üniversite ve üzeri öğrenci grupları arasında da benzer sonuçlar
elde edilmiĢtir. Bu sonuçlara göre gerek lise, gerekse üniversite öğrenci
gruplarının yarıya yakınına müze ziyaretlerinde, konuları ile ilgili bir çalıĢma
olanağı sunulmadığı ortaya çıkmaktadır.
5.2. Öneriler
10. Pek çok üniversite ve üniversite müzesi olmasına karĢın, yok denecek
kadar az üniversite sanat müzesinin olması da ayrı bir sorundur. Her
üniversite özellikle sanat eğitimi veren bir sanat müzesi kurmalı, günümüz
135
ve geçmiĢten sanat yapıtlarını bünyesine kazandırarak öğrencilerin,
öğretmenlerin ve toplumun yararına hazır hale getirmelidir.
11. Güzel Sanatlar Fakültesi olan her üniversitenin mutlaka bir sanat müzesi
olmalı, böyle bir müze yoksa kurulması için ciddi giriĢimlerde bulunulmalı,
müzenin iĢlerlik kazanması için sorunlar çözülüp eğitim ortamı olarak
hazırlanmalıdır.
12. Üniversite sanat müzelerinin sanat eğitimine katkılarının daha fazla olduğu
düĢünülürse bu tür müzelerin ivedilikle kurulması ve iĢlerlik kazandırılması
önemli görülmektedir.
14. Öğrencilerin yaĢ gruplarına uygun atölye ortamı ve her türlü araç-gereç,
sağlanmalı, ulaĢım kolaylığı olmalıdır.
136
KAYNAKLAR
Adler, A. (1994). İnsan tabiatını tanıma. (Ayda Yörükan Çev.). Ġstanbul: ĠĢ Bankası
Kültür.
Akay, A. (2004). Sanat Dünyamız, Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi. SöyleĢi, sayı
(92). Ġstanbul: Yapı Kredi.
Arık, R.O. (1953). Türk müzeciliğine bir bakış. Ġstanbul: Milli Eğitim.
137
Ata, B. (2002). Müzelerle ve tarihi mekânlarla tarih öğretimi-tarih öğretmenlerinin
“müze eğitimine” ilişkin görüşleri. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Atagök, T. & K. T. Akmehmet (2003). Eğitim ortamı olarak müzeler. Ġstanbul: Yıldız
Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi.
Atakök, T., (Tomur Atakök Der.). Yeniden Müzeciliği Düşünmek. Ġstanbul: Yıldız
Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzecilik Anabilim Dalı.
Ayaydın, A., & Üstün, D., & Vural, S., & Tuna, M., & Yılmaz, G. (2009) Sanat
eğitimi ve görsel sanatlar öğretimi. Ankara: Pegem.
Buyurgan, S., & Buyurgan, U., (2012). Sanat eğitimi ve öğretimi, Üçüncü Baskı.
Ankara: Pegem.
138
Buyurgan, S., (2006). Müze eğitimi. Sanat Sokağı Dergisi (3 aylık), s. (22-23-24-25),
Ankara: Denge.
Buyurgan, S., (2009). Görme engelliler eğitimi anabilim dalı öğrencilerine yönelik
programlı bir müze ziyareti. Millî Eğitim Dergisi, Sayı 182, Bahar, s. 214.
24.06.2014 tarihinde
http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/182.pdf
sayfasından eriĢilmiĢtir.
Buyurgan, S., (2009). Kuram ve uygulamada eğitim bilimleri, görme yetersizliği olan
üniversite öğrencilerinin müzelerden beklentileri, Educational Sciences: Theory
& Practice, Yaz, Cilt 9, Sayı 3, Ġstanbul: Düzey.
Buyurgan. S., & Mercin. L., (2005). Görsel sanatlar eğitiminde müze eğitimi ve
uygulamaları. Ankara: Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği 2.
Dokak, H., (21-23 Mayıs 2008). Müze işletmeciliği hakkında, geçmişten geleceğe
Türkiye’de müzecilik II. Türkiye‟de Müzecilik Eğitimi, Eğitim, ĠĢletmecilik, ve
turizm sempozyum bildiriler, Ankara: Vehbi Koç ve Ankara AraĢtırmaları
Merkezi (VEKAM).
139
Ekomüze nedir 2014 tarihinde http://www.giresunmuzesi.gov.tr/category/haber-ve-
duyurular/ sayfasından eriĢilmiĢtir.
Ersoy, A. (1995). Sanat kavramlarına giriĢ. GeniĢletilmiĢ ikinci baskı, Ġstanbul: Yorum
Sanat.
Etike, S. (1995 a). Sanat eğitimi yazıları. Abdi Ġpekçi Ödülü Mansiyon. Ankara: Ġlke.
Etike, S. (2000), Müze eğitimi. Öğretmen Dünyası Dergisi, Sayı 244. Nisan. 5.31.
Ankara: MEB.
Etike, S. (Eylül 1996). Sanat eğitiminde çocuğa ve gence sanattan anlayan bir
kiĢilik kazandırmak hedeflenir. (132), s.23-24. Ankara: MEB.
140
Gazi Üniversitesi. 06 ġubat 2014 tarihinde http://www.muze.gazi.edu.tr/tarihce.pdf
sayfasından eriĢilmiĢtir.
Giray, K. (2002). Modern sanat müzeleri bir gereksinim ötesinde bir zorunluluktur.
Türkiye’de Sanat Plastik Sanatlar Dergisi. Sayı: 52. Ġstanbul: Nadir kitap.
Güler, A., (2009) Programlı ve etkili bir müze gezisi için geliştirilen müze eğitim
paketinin etkililiğinin ölçülmesi, Ankara Ġli Ġlköğretim I. Kademe 3. Sınıf Sanat
Etkinlikleri Dersi Örneği. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Haydaroğlu, M. (2003). Bir müze denemesi için arka plan. Sanat Dünyamız Dergisi,
Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi, Sayı, 88, s. 5. Ġstanbul: Yapı Kredi.
Heiddegger, M., (2007). Sanat eserinin kökeni. (Fatih TepebaĢılı, Çev.) Ankara: De
Ki.
141
Hein, George E. Learning In The Museum, Roudledge London and New Yorks: s.140
ve 146.
Hooper, E.- Greenhill, (1999). (Meltem Örge Evren, Emine Gül Kapçı, Çev.). Müze ve
galeri eğitimi. Yayına Hazırlayan: Bekir Onur, Ankara: Ankara Üniversitesi
Çocuk Kültürü AraĢtırma ve Uygulama Merkezi (ÇOKAUM).
Ġlhan, A. Ç., (18-21 Ekim 2007). Eğitim ve müze semineri. Yayına Hazırlayan: (Ġnci
San). Ankara: Kök.
KeleĢ, S. Ç. (2004). Çağsav’ın Ankara sosyete pazarı. Pan Zehir ve Zemberek Plastik
Sanatlarda Yaratıcılık Dergisi. Bir Evcilik Oyunu. Sayı: 2, Ankara.
KırıĢoğlu, O., & Stokrocki, M., (1997). Orta öğretim sanat öğretimi (Panel), Sanat
Eğitimine ĠliĢkin Söylemler; Kavram Yanılgıları. Ankara: YÖK Dünya Bankası
Milli Eğitimi GeliĢtirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi.
KırıĢoğlu, O., & Stokrocki, M., (1997). Orta öğretim sanat öğretimi (Panel), Okuma
Parçası Etkinlik 2 Ortaöğretim Sanat Eğitimi Tarihine Kısa Bir BakıĢ. Ankara:
YÖK Dünya Bankası Milli Eğitimi GeliĢtirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen
Eğitimi.
142
KırıĢoğlu, O.T.(2002). Sanatta Eğitim Görmek, Anlamak, Yaratmak. 2. Baskı.
Ankara: Pegem.
Lynton, N. (1982). (Cevat Çapan, Çev.). Modern sanatın öyküsü. Ġstanbul: Remzi.
Onur, B., (2009). Üniversite müzeleri ve müzecilik. No: 16. Ankara: Ankara
Üniversitesi Çocuk Kültürü AraĢtırma ve Uygulama Merkezi (ÇOKAUM).
Onur, B., (2012).Çağdaş müze eğitim ve gelişim müze psikolojisine giriş.1. Baskı.
Ankara: Ġmge.
Özkasım, H., (21-23 Mayıs 2008). Geçmişten geleceğe Türkiye’de müzecilik II-
Türkiye’de müzecilik eğitimi, eğitim, işletmecilik, ve turizm sempozyum
bildiriler. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzecilik
Yüksek Lisans Program Yürütücüsü, Ankara: Vehbi Koç ve Ankara
AraĢtırmaları Merkezi (VEKAM).
143
Pekmezci, H., (21-23 Mayıs 2008). Müze ve sanat merkezlerinde eğitim, eğitim,
işletmecilik, ve turizm sempozyum bildiriler. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat
ve Tasarım Fakültesi Müzecilik Yüksek Lisans Program Yürütücüsü, Ankara:
GeçmiĢten Geleceğe Türkiye‟de Müzecilik II, Vehbi Koç ve Ankara
AraĢtırmaları Merkezi (VEKAM).
Read, H. (1960). Sanatın anlamı. (Güner Ünal & NurĢin Asgari Çev.). Ankara: Türk
Tarih Kurumu.
Read, H. (2004). İnsani sanat ve insanlık dışı doğa. (Cemal İ. Çakır, Çev.) Sanat
Dünyamız, Üç Aylık Kültür ve Sanat Dergisi. Sayı 92, Ġstanbul: Yapı Kredi.
San, Ġ. (1999). Müze eğitimbilimi nasıl gelişti? Milliyet Sanat Dergisi. Sayı: 444. s. 21-
23. Ġstanbul: Milliyet.
San, Ġ. (2007, 18-21 ekim). Eğitim ve müze semineri. Yayına Hazırlayan: Ġnci San.
Ankara: Kök.
Sanat-nedir- sanati-inceleyen-bilim-dallari-sanat-bilimi-hakkinda-sanatci-nedir. 12
Ağustos 2013 tarihinde (http://www.baktabul.net/guzel-sanatlar/64708-sanat-
nedir- html) sayfasından eriĢilmiĢtir.
144
Seidel, S., & Hudson, K., (1999). Müze eğitimi ve kültürel kimlik uluslararası iki
çalışma raporu. (Bahri Ata, Çev.) Yayına Hazırlayan: Bekir Onur. Ankara:
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müze Eğitimi Anabilim Dalı
Yayınları No:1.
Sözen, M. & U. Tanyeli, (1987) Sanat kavram ve terimleri sözlüğü. Ġstanbul: Remzi.
TavĢanoğlu, L. (19 Ocak 2003). Sanat ve bilimin iç içe geçtiği okul. SöyleĢi,
Cumhuriyet gazetesi, s.12.
Terwiel, C., (2007), Eğitim ve müze semineri, Yayına hazırlayan: Ġnci San. Ankara:
Kök.
Tezcan, K. & A. Ödekan. (2006). Müze eğitiminin tarihsel gelişimi. Ġstanbul Teknik
Üniversitesi Dergisi. Ġstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi.
Tıknaz, H. (2004). İnsan sevgisine adanmış bir insan yaşamı. Pan Zehir ve Zemberek,
Plastik Sanatlarda Yaratıcılık Dergisi. Sayı:1, ġubat/Mart, Ankara.
145
Yücel, E. (1999). Türkiye’de müzecilik. Ġstanbul: Arkeoloji ve Sanat.
146
EKLER
147
Ek 1. Ġzin Formu
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Resim-ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı doktora
öğrencisiyim. "Eğitim Ortamı Olarak Üniversite Sanat Müzelerinin ĠĢlevi" konulu bir
araĢtırma yapıyorum ve sizinle müzenizde eğitim etkinliklerinin uygulanıp
uygulanmadığı, müzenizde bir eğitim biriminin olup olmadığı hakkında konuĢmak
istiyorum.
Bu görüĢmeyi yapmak istememdeki amaç, müzenizde bir eğitim birimi var mı, sanat
eğitimi amaçlı müze ziyaretleri yapılıyor mu, yapılıyorsa zorluklarla karĢılaĢıyor
musunuz, ortam eğitim için uygun mudur, müze ziyareti yapan öğrenci ya da meraklı
gruplarının ilgileri ve sıklık dereceleri ne düzeydedir? Sorularından oluĢmaktadır.
Sizinle görüĢme yapmak istememin nedeni, beni bilgilendirecek en yetkili kiĢinin siz
olduğunuzu düĢünüyorum. Ayrıca öğrencilerle de baĢka bir zamanda müzenizi
gezmek ve görüĢmek istiyorum.
Bu araĢtırma sonucu ortaya çıkacak sonuçların, müzelerin iĢlevine ait sağlam bilgiler
verebileceğini ümit ediyorum. Bu nedenle sizden, müzenizde bir eğitim birimi olup
olmadığını ve eğitim amaçlı müze ziyaretlerinin yapılıp yapılmadığını, bu konu
hakkında kiĢisel düĢünce ve beklentilerinizi öğrenmek istiyorum.
148
Ek.2. Müze Yöneticileriyle Yapılan GörüĢme Soruları
4. Eğitim birimi ile ilgili sorunlarınız (fiziki donanım, uzman ekip vb.) var mı,
varsa bunlar kısaca nelerdir?
6. Müzenin fiziki yapısı müze eğitimine uygun bir ortam sunabiliyor mu?
16. Size göre, müzede eğitim alan kiĢilerde, yaratıcı düĢünme becerilerinde
(yaratıcı düĢünme, eleĢtirel düĢünme, problem çözme) değiĢim gözleniyor mu?
17. Size göre, müzede eğitim alan kiĢilerde, müzedeki öğrenme sürecinde,
güdülenme, sorumluluk alma, iĢ birliği yapma gibi becerilerde değiĢim
gözleniyor mu?
149
18. Bu etkinlikleri bir genelleme yaparak değerlendirmeniz gerekse sınıf ortamında
yapılan çalıĢmalardan ne farkı olabileceğini söylersiniz?
TeĢekkür Ederim.
150
Ek. 3. Müze Ziyareti Yapan Öğrencilerle Yapılan GörüĢme Soruları
Okulunuz:……………………Bölümünüz………………Sınıfınız:……………YaĢınız
11. Müze ziyareti sürecinde müzedeki sanat yapıtlarından eğitim materyali olarak
yararlandınız mı?
151
15. Hangi tür müzelerin sanat eğitiminde daha etkili olduğunu düĢünüyorsunuz?
TeĢekkür Ederim.
152
Ek 4. Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi ve Koleksiyonlarından Örnekler
153
3. Mustafa Tömekçe, Atatürk Büstü, 45x30x70 cm. Bronz Döküm, 1973
(Foto: H. ġimĢek)
154
5. Mehmet BaĢbuğ, “ÇeĢme”, 50x70, 1984.
6. Mustafa Gürünlü, ġair Mehrizat Niron Büstü, 1994 51x36x36 cm, Alçı Üzeri Boyama
(Foto: H. ġimĢek)
155
7. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-ĠĢ Eğitimi Öğrencileri Ders Öğretim
Elemanı ve Müze Müdürü Rehberliğinde Müze Uygulamaları Dersi‟nde
156
9. Gazi Üniversitesi Prof. Ülker Muncuk Müzesi Arsal Ġmer (Mengi)
10. Gazi Üniversitesi Prof. Ülker Muncuk Müzesi Giysiler (Foto: H. ġimĢek)
157
11. Gazi Üniversitesi Soküm Müzesi (Foto: H. ġimĢek)
158
Ek 5. Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi ve Koleksiyonlarından Örnekler
159
3. Cebrail Ötgün, “Nuh'un Gemisi” Tuval Üzerine KarıĢık Teknik, 150x200 cm, 2003
160
5. Tülay Tura Börtecene “ Kaos ve OluĢum” Tuval Üzeri Yağlıboya, 145x290 cm.
2002
6. Nadide Akdeniz, “Mavi Sandalye” Tuval üzerine akrilik, 197x224 cm, 1993-94
161
7. Turhan Çetin, “Ġsimsiz, Alüminyum, 30x19x7 cm, 2004
162
9. Burhan Alkar, “BarıĢ” Seramik, 66 cm, 2003
10. MürĢide Ġçmeli, “Dört KızkardeĢ” Ağaç Baskı, 50x40 cm, 1999
163
11. Abdurrahman Kaplan, “Kompozisyon” Serigrafi, 44x60 cm, 1990
164
13. Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi‟nde Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi
Öğrencileri ile Müze Ziyaretinde
165
Ek 6. Anadolu Üniversitesi ÇağdaĢ Sanatlar Müzesi ve Koleksiyonlarından
Örnekler
166
3. Anadolu Üniversitesi‟nin Bahçesi
167
5. Nuri ABAÇ "Ġsimsiz", 2003, T.Ü. Yağlıboya, 49x59 cm.
168
7. Martin R. BAEYENS “Ġsimsiz", Dijital Baskı,73x130 cm.
169
9. Kuzgun ACAR "GüreĢçiler", Alçı Heykel, 25x40x25 cm.
170
11. Atilla ATAR "Ġsimsiz", 1997, Litografi, 62x77 cm.
171
13. Zehra ÇOBANLI "Ġsimsiz", Seramik-Kap, Çap:14, Yük:14 cm.
172
Ek 7. Dünya Üniversite Müzelerinden Örnekler (Kaynak: Hasan Pekmezci)
173
3. Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi
174
5. Çin/Pekin Güzel Sanatlar Akademi Müzesi
175
7. Miami Üniversitesi Güzel Sanatlar Müzesi
176
Chicago Academy of Fine Arts-KuruluĢu:1832
177
LATVIAN ACADEMY OF ARTS
178
GAZİ GELECEKTİR...
179