Professional Documents
Culture Documents
Yl: 1 Say: 1
KONYA 2007
SELUK NVERSTES
MEVLNA ARATIRMA VE UYGULAMA MERKEZ
MEVLNA ARATIRMALARI DERGS
THE JOURNAL OF RUMI STUDIES
ISSN: 1307 7392
Say / Number: 1
Mays / May 2007
S Mevlna Aratrma Ve Uygulama Merkezi Adna
Sahibi Merkez Mdr
Yrd. Do. Dr. Nuri MEKLER
Yayn Kurulu /Editorial Board
Prof. Dr. Fevzi GN
Prof. Dr. Dilaver GRER
Yrd. Do. Dr. Nuri MEKLER
Yrd. Do. Dr. Semra TUN
Danma Kurulu / Advisory Board
Prof. Dr. Emine YENTERZ S / Konya
Prof. Dr. Mahmut Erol KILI M / stanbul
Prof. Dr. Kemal YAVUZ / stanbul
Prof. h.c. M. Uur DERMAN MS / stanbul
Prof. Dr. Adnan KARASMALOLU K / Krkkale
Editrler / Editors
Yrd. Do. Dr. Semra TUN
Yrd. Do. Dr. Yusuf Z
Teknik Hazrlk / Technical Preparatory
Dizgi: Ali TARHAN ( SMAM )
Sekreterya: Uzm. Arzu YILMAZ ( SMAM )
Kapak Tasarm: Uzm. Sema ARSLAN
( S.. Gzel Sanatlar Fakltesi )
Dergide yaymlanmak zere gnderilen yazlar, yazm kurallarna uygun olarak hazrlanmaldr.
The Journal of Rumi Studies, to be published under the authority of Seluk University
Rumi Research and Application Center, is a supervised journal by an international Body of
referees and will publish peculiar studies as regards Mawlns life, manuscripts and
thoughts, search about the cultural aspects and art of his path, comments, quality articles
about new and historical documents, descriptive and informative articles, translations,
bibliography and book introduction. The Journal of Rumi Studies is a refereed journal
published with the aim of forming a scientific ground to contribute to its Mawlana and
Mawlawism related studies.
NDEKLER
SUNU
Seluk niversitesi kurulduu 1975 ylndan bu yana, bulunduu kentin ve blgenin gelimesine, kltrel mirasnn korunmasna ve zenginletirilmesine, tarih ahsiyetlerinin tantlmasna byk bir nem vermekte;
temel ilkeleri dorultusunda sosyal, kltrel ve sanatsal almalar ilgili
kurum ve eitli kesimlerle birlikte yrtmektedir. Bu amala bnyesinde
eitli aratrma merkezleri oluturmutur. Bu merkezlerimiz, farkl bilim
dallarnda ulusal ve uluslararas kongreler, sempozyumlar ve paneller
dzenlemektedir. niversitemiz, bu merkezlerimizin, fakltelerimizin ve
enstitlerimizin bilimsel etkinliklerine, ulusal ve uluslararas yayn faaliyetlerine destek vermektedir.
niversitemiz bnyesindeki merkezlerimizden biri de 2005 ylnda kurulan Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezidir. Merkezimiz, 2007 ylnn
UNESCO tarafndan Mevlna Yl ilan edilmesiyle yurt ii ve yurt d
olmak zere eitli ehirlerde, niversitelerde dzenlenen anma toplantlarnda, bilimsel ve sanatsal etkinliklerde grev almtr. Bu faaliyetlerini
Mevlna, eserleri, dnceleri; Mevlevi ahsiyetler, Mevlevilik kltr ve
sanat gibi Mevlna ve Mevlevilik hakknda yaplan almalar yaymlayacak bilimsel ve uluslararas hakemli bir dergi ile de srdrmeyi amalamaktadr.
Bu vesileyle, yazlaryla lkemizde ve dnyada Mevlnann tannmasna, onun grlerinin anlalmasna ve gelecee aktarlmasna katkda
bulunan deerli bilim adamlarna ve aratrmaclara teekkr ediyorum.
PRESENTATION
Since its foundation in 1975, Seluk University has attached great significance to the development of the city and the region where it is located,
the conservation and enrichment of its cultural heritage and promotion of
its historical personalities while conducting social, cultural and artistic
endeavors in association with relevant institutions and sections of society
in accordance with its fundamental principles. It set up various research
institutes within itself to this end. These centers organize national and international congresses, symposiums and panel discussions in different
branches of science. Support is given to scientific activities and national
and international publications of our centers, faculties and institutes by our
University.
One of the centers within our university is the Mawlana Research and
Application Center, founded in 2005. With the announcement of the year
2007 as Mawln Year by the UNESCO, our center took part in memorial
meetings and scientific and artistic activities held in various cities and universities both at home and abroad. It intends to continue its activities with
a scientific and internationally-refereed journal that will publish articles
written about Mawln and Mawlawi order on issues such as Mawln, his
works and thoughts, prominent Mawlawi figures and Mawlawi culture
and art.
I take this opportunity to thank dear scholars and researches who have
contributed to the appreciation of Mawln and understanding and transfered of his views to future generations both in our country and abroad
through their writing.
Prof. Dr. Suleyman OKUDAN
RECTOR
LK SAYI LE
Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi kurulduu
17 Mays 2005 tarihinden bu yana, 2005, 2006 ve zellikle Mevlna Yl olan
2007de, kurulu amac ve grevleri erevesinde konferans, panel, sempozyum ve kongre gibi bilimsel programlar tertip etmi, sergi, tiyatro ve dinleti
gibi sanatsal etkinlikler dzenlemi; niversitelerimizin, eitli resm ve zel
kurum ve kurulularn dzenlemi olduu etkinliklerde grev almtr.
2007 Mevlna Yl kutlamalar ve anma programlar ulusal ve uluslararas
dzeyde devam etmektedir. Bata Kltr ve Turizm Bakanl olmak zere,
niversitelerimiz, belediyelerimiz, dier kurum ve kurulularmz bu etkinliklere destek olmular, Mevlnann gerektii biimde anlmas ve tantlmasna
byk katkda bulunmulardr. Bu yl mnasebetiyle Mevlnay anlamak
adna gerekletirilen bilimsel etkinlikler ve bu etkinliklere ilikin yaplan yaymlar, farkl disiplinlere mensup ilim adamlarnn birbirinden farkl yorumlarnn, deiik yaklamlarnn bir yerde bulumasn ve paylalmasn salamtr.
Burada zel yaynevlerinin ilgilerini de tebrik etmek yerinde olacaktr.
nk, tpkbasm, metin neri, eviri, seki, derleme gibi birbirinden deerli
almalar yaymlanm; Mevlna, eserleri, dnceleri; Mevlevilik ve Mevlevi
ahsiyetler zerine bilgi sunan deerli akademisyenler ve aratrmaclar, bu
almalarn deerlendirme, okurlaryla ve ilgilileriyle buluturma frsat bulmulardr. Mevlna bilgisinin zenginlemesine, sevgisinin yaylmasna samimi
gayretleriyle katkda bulunan yaynevlerini kutluyoruz.
Mevlna Celleddin-i Rmnin hayatn, eserlerini, ilm ve edeb kiiliini,
dncelerini, evresindeki ahsiyetleri, Mevlevilik tarih ve kltrn, Trk
edebiyatna ve dnya edebiyatna etkilerini incelemek, aratrmak; bu dorultuda almalarda bulunmak, bilimsel, sosyal ve kltrel etkinlikler gerekletirmek, yaynlar yapmak, Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezinin kurulu amalar arasndadr.
Elinizdeki bu dergi, faaliyet ve ilgi alann oluturan konularda yazlacak
yazlar, deerli yaz sahiplerini ve makale yazarlarn ortak bir mekanda buluturmak zere yola kmtr.
Bu vesileyle, yazlarn Dergimizle paylaan deerli makale yazarlarna;
neri ve eletirileriyle katkda bulunan sayn hakemlerimiz ve hocalarmza ve
bu ilk sayda emei geen herkese teekkr ediyoruz.
Yayn lkeleri:
Mevlna Aratrmalar Dergisi, Bahar/Mays ve K/Aralk olmak zere ylda iki say yaymlanr. Dergi, yayn kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere ve uluslararas endeks
kurumlarna ve abone olmak isteyen okurlarna yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir.
Mevlna Aratrmalar Dergisinde Mevlnann, eserlerinde iledii grleri bilimsel bir
bak asyla yorumlayan; Trk kltr, edebiyat ve sanatnn zenginlemesine katkda
bulunmu Mevlevi edip, air ve yazarlar eser ve yaptlaryla tantan, yurt ii ve yurt dnda
bu alanda yaplm yaynlar deerlendiren makalelere, daha nce yaymlanmam veya
yaymlanmak zere kabul edilmemi yazlara yer verilir. Daha nce bilimsel bir toplantda
sunulmu, derginin ama ve ieriine uygun bildiriler, bu durum belirtilmek artyla kabul
edilebilir.
Derginin yayn dili Trke ve ngilizcedir.
Yazlarn Deerlendirilmesi:
Mevlna Aratrmalar Dergisine yaymlanmak zere gnderilen yazlar, yayn kurulunca
dergi ilkelerine uygunluk bakmndan incelenir; olumlu ve zgn bulunanlar, alanndaki
almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin adlar gizli tutulur ve raporlar be
yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan birinin olumlu, dierinin olumsuz olmas durumunda, yaz nc bir hakeme gnderilir. Hakemler tarafndan dzeltme istenen makaleler,
gerekli deiiklikler iin yazar(lar)na gnderilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun neri
ve uyarlarn dikkate alrlar; ancak katlmadklar hususlara ve hakem kararlarna gerekelerini belirtmek kaydyla itiraz edebilirler.
Hakemlerin nerileri dorultusunda dzeltilmi makalelerin belirtilen sre ierisinde
dergiye ulatrlmas yazarn sorumluluundadr. Editrler, yaymlanacak yazlarda esasa
ynelik olmayan kk dzeltmeler yapabilir. Hakemlerden olumlu rapor alamayan makaleler yaymlanmaz ve istenirse, bir nshas yazarna gnderilir; bu konuda idari ve adli sorumluluk kabul edilmez.
204
Yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Seluk niversitesi Mevlna Aratrma
ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar Dergisine devredilmi saylr. Yaymlanan
yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Dergide yaymlanan yaz ve fotoraflardan kaynak gsterilmek artyla alnt yaplabilir.
205
yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz kda izilmelidir. Tablolar, tercihen WORD
programndaki tablo komutuyla yaplmaldr. Aklamalar, ekil ve tablolarn hemen altnda
verilmelidir. Resimler yksek znrlkte TIFF veya JPG formatnda olmaldr. ekil, tablo
ve resimler on sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, tablo ve resimleri,
aynen baslabilecek nitelikte olmak artyla metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu
imkna sahip olmayanlar, metin iinde bunlar iin ayn boyutta boluk brakarak, iine ekil,
tablo ve resmin numarasn yazmaldrlar.
Dipnotlar: Dipnotlar yaplmas zorunlu aklamalar iin kullanlr ve DPNOT komutuyla otomatik olarak sayfa altnda verilir. Buradaki atflar metin ierisindeki gibi gsterilmelidir.
Alntlar: Makalede birebir yaplan alntlar trnak iinde verilmelidir. Be satrdan az
alntlar cmle arasnda italik olarak, be satrdan uzun alntlar ise sayfann sandan ve
solundan 1 cm ieride, blok hlinde italik olarak verilmelidir.
Kaynaka ve Atflar: Makalede kullanlan btn kaynaklar Kaynakaya alnmal, makalenin konusu ile ilgili olsa dahi, yazda deinilmeyen belge ve eserler Kaynakaya alnmamaldr. Kaynaklar ana metnin sonunda yazar soyadlarna gre -soyad kanunundan
ncekiler iin yazar ad (mehur ad, nispesi, mahlas) esas alnr- alfabetik olarak verilmeli;
kitap ve dergi adlar italik yazlmaldr. Kaynaka ve metin ierisindeki atflar, aadaki gibi
dzenlenmelidir.
Kaynakada:
DERMENAY, Veyis, (2007); Sultan Veledin Hayat, Dncesi ve Grleri -I, Mevlna
Aratrmalar 1-, (Editr: Adnan Karaismailolu), Ankara: Aka Yay., s. 69-83.
Feridun Nfiz Uzluka Gnderilen Mevlev Mektuplar (2007); hzl.: Yakup afak Yusuf z, Konya: Tekin Kitabevi.
FURZANFER, Bediuzzaman, (1986); Mevlna Celleddin, (ev.: Feridun Nfiz Uzluk), stanbul: Milli Eitim Basmevi.
KPRL, Fuad, (1984); Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, 5. bask, Ankara: Diyanet leri
Bakanl Yay.
MAZIOLU, Hasibe, (1989); Akyrek, Ahmed Remzi, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, C II, stanbul: Trkiye Diyanet Vakf Yay., s. 304-305.
MEVLNA Celleddin, (1966); Mesnev, C I, (ev.: Veled zbudak, notlandran: Abdlbki
Glpnarl), 5. bask, stanbul: Milli Eitim Basmevi.
_______, (2007); Mesnev-i Manev, (hzl.: Adnan Karaismailolu - Derya rs), C I-II, Ankara,
Aka Yay.
MSTAKMZDE, Sleyman Saduddin; Mecelletn-nisb fin-niseb vel-kn vel-elkb
[yzm.], stanbul: Sleymaniye Ktp. Halet Efendi Nu. 628.
Tezkirelere Gre Divan Edebiyat simler Szl (1988); hzl.: Haluk pekten - Mustafa sen Recep Toparl - Naci Oku - Turgut Karabey, Ankara: Aka Yay.
206
Atflarda:
(Bediuzzaman, 1986: 11).
Birden fazla kaynak gsterilecei durumlarda atflar ayn parantez iinde, en eski tarihli olandan yeni olana doru, birbirinden noktal virglle ayrlarak sralanmaldr.
(Kprl, 1984: 43; Bediuzzeman, 1986: 27).
ki yazarl kaynaklarda, yazar adlar arasna tire iareti (-) konulmal, ikiden fazla yazarl kaynaklarda ise ikinci yazarn soyadndan sonra [vb.] (ve bakalar) ksaltmas kullanlmaldr.
(afak - z, 2007: 13), (pekten-sen [vb.], 1988: 57).
Yazarn ad, ilgili cmle iinde anlyorsa, parantez iinde yalnzca kaynan yayn yl ve sayfas belirtilmelidir.
Bediuzzaman Furzanfer, n sz konusunda ayn grtedir (1986: 28).
Yazarn ayn yl yaymlanm iki eseri, yayn ylna bir harf eklenmek suretiyle ayrt
edilmelidir.
(., 1999a: 25), (., 1999b: 58).
Soyadlar ayn olan iki yazarn ayn ylda yaymlanm olan eserleri, adlarn ilk harflerinin de yazlmas yoluyla belirtilmelidir.
(., A., 2003: 46), (., D., 2003: 27).
El yazmas bir eser kaynak gsterilirken, kitap ad, yazar veya mtercim adndan sonra anlalacak biimde yazlmal, yaprak ve yaprak yz belirtilmelidir. Kaynakada eserin
tam ad verilmelidir.
(Mstakimzde, Mecelle.: 270b).
Ariv belgeleri kaynak gsterilirken, metin iindeki ksaltmann alm kaynakada
verilmelidir.
Kongre ve sempozyum bildirilerinde toplantnn ad, yeri ve tarihi belirtilmelidir. Bir
kurum/kurulu tarafndan desteklenen almalarda, sz konusu kurumun/kuruluun ve
projenin ad, varsa, tarihi ve says dipnotla belirtilmelidir.
Yazlarn Gnderilmesi
Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar Dergisine yaynlanmak zere gnderilecek yazlar -eviriler orijinal metinleriyle birlikte- CD
kayd ile birlikte yazma adresine iletilmelidir.
zel eviri yaz iaretlerinin kullanld yazlarda, fontlar da CD ierisinde bulunmaldr. Yayna kabul edilen yazlarn son dzeltmeleri yaplm CDleri, yaznn son kts editrlke belirtilen sre iinde dergi adresine ulatrlmaldr.
207
Editorial Principles
The Journal of Rumi Studies is published quarterly: May/Spring and December/Winter. At the
end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is
forwarded to the subscribers, libraries and international indexing institutions within one
month after its publication.
The Journal of Rumi Studies is published to bring forth the cultural riches, historical and actual
realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion about the
scientific studies on the international level concerning Turkish World.
The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and suggesting solutions for the Turkish World are published in The Journal of
Rumi Studies. An article sent to the Journal should be an original article which contribute
knowledge and scientific information to its field or a study that brings forth new views and
perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personalities, announcing new activities related to the Turkish world can also be published in The
Journal of Rumi Studies. In order for any article to be published in The Journal of Rumi Studies, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere.
Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so
beforehand.
Evaluation of Articles: The articles forwarded to The Journal of Rumi Studies to published are
first studied by the Editorial Board in terms of the journal's principles and those found acceptable are sent to two referees who are authorities in their fields. Names of the referees are
confidential and referee reports are safe-kept for five years. In case one referee report is negatiye and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The
authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the referees
and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be relumed upon request. The
royalty rights of the accepted articles are considered transferred to The Journal of Rumi
Studies. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of
the article. Quotations from articles including pictures are permitted duringfull reference to
208
the articles. The Language of the Journal Turkiye Turkish is the Language of the journal.
Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one
third of an issue. Articles submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Turkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. As regards
the writing rules in general the followings are to be observed in writing the articles for The
Journal of Rumi Studies:
Title of the Article: Title should be suitable for the content and the one that expresses it best,
and should be in bold letters.
Name(s) and address(es) of the authors): Names and surnames are in capital letters and bold,
addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses
should be specified.
Abstract and Key Words: In the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. Leaving one line
empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 5 words.
After the Turkish abstract there should be a title, an abstract and key words in English.
Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type,
10 type size and 1,5 line on A4 format paper. There should 3 cm. free space on the margins
and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need
emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation
marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be
typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space. Instead of TAB, you should use
ENTER or RETURN and some space should be left after punctuations.
Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the wellarranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters;
interval and sub-headings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of
the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:).
Figures, Tables and Pictures: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as
not to cause problems in printing or reducing in size. Each figure should be on a separate
page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and English
below it. Tables should also be numbered and have the title in Turkish first and English below
it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each
word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the
captions. Pictures should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables
are applied for pictures as well. In special cases color pictures may be printed. The number of
pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into
209
text. Those without any technical facilities will leave the proportional sizes of empty space for
pictures within the text numbering them.
Citations, Footnotes and References: The citations within the text will be shown in parenthesis in order of (the outhers last name, the year of the source: page number). Footnotes should
be used for explanations not for citations. When sources with several authors are mentioned,
the name of first author is written and for others (et. al) is added. Full reference including all
the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred
authors within the text then only the publication date should be written. In the sources and
manuscripts with no publication date only the name of author, in encyclopedias and other
sources without authors only the name of the source should be written. In the secondary
sources quoted original source should also be pointed. Personal interviews can be indicated
by giving the last names), the date and moreover should be stated in the references.
References should be at the end of the text in the alphabetic order. If there are more than one
source of an author then they will be listed according to their publication date; sources of the
same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b). The examples of reference and citation are shown below.
Books with a single author, two authers and more than two authors:
In the references
SCHIMMEL, Annemarie, (1982); As Through a Veil: Mystical Poetry in Islam, New York: Columbia University Press.
Citation in the text: (Schimmel, 1982: 87).
The Mathnaw of Jalluddn Rm, (1925-40); (ed. and trans.: Reynold A. Nicholson), Vols. IVI, commentary vols. VII-VIII, London: Luzac.
Citation in the text: (The Mathnaw, 1925: I, 17).
MASSIGNON, Luis KRAUS, Poul, (1957); Akhbr al-Hallj, 3d ed., Paris: Vrin.
Citation in the text: (Massignon-Kraus, 1957: 21).
NDER, Mehmet - BNARK, smet - SEFERCOLU, Nejat, (1974); Mevlna Bibliyografyas, Vol.
2, Ankara: Trkiye Bankas Kltr Yaynlar.
Citation in the text: (nder - Binark [et. al], 1974: II, 43).
IBN al-KHATIB, Lisnuddn, Kitb al-ihta [mns.], Paris: Bibliothque Nationala, Mns Arabe
Nu. 3347/2.
Citation in the text: (Ibn al-Khatib, al-ihta: 85a).
Articles:
KUPINAR, Bilal, (2004); The Preface to the Mathnaw: sml Ankaravs Commentary, 3.
210
International Mevlna Congress 5-6 May 2003, (Ed. Nuri imekler), Konya: Seluk University Press; pp. 303-314.
Citation in the text: (Kupnar, 2004: 310).
ZTRK, lyas - AKAY, Hasan, (2006); Ayn iirin Farkl evirilerine Eletirel Bir Bak:
Hammer ve Rckertin Mevlnann Dvn- Kebrinden Almancaya Yaptklar eviriler
zerinde eviri Bilim Asndan Eletirel Bir Karlatrma, Uluslar Aras V. Dil, Yazn,
Deyibilim Sempozyumu/ Dilbilim, Dil retimi ve eviribilim Yazlar (ed. Cemal YldzLatif Beyreli), Vol. I, Ankara: Pegem A Yaynclk; pp. 595-612.
Citation in the text: (ztrk-Akay, 2006: 609).
How to Forward the Articles
The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three
copies, one original and two photocopied forms with a floppy disk to The Journal of Rumi
Studies to the address given below. The last corrected fair copies in CD and original figures
are to reach Journal of Rumi Studies within not later than one month. Minor editing may be
done by the editorial board.
Communication/Information Address
Mevlna Aratrmalar Dergisi Editrl
Seluk niversitesi
Alaaddin Keykubat Yerlekesi
Rektrlk Binas Kat 4
42079 Seluklu / KONYA /TURKYE
Phone (+90) 332 223 24 75
Fax (+90) 332 241 04 47
Web :http //www.mevlana.selcuk.edu.tr
e-mail. :mevlana@selcuk.edu.tr
Anahtar Kelimeler: Mistik ak, iir/gazel, dize, metinler araslk, eviri, Dou bilim.
Prof. Dr., Sakarya Fen-Edebiyat Fakltesi TDE Yeni Trk Edebiyat Anabilim Dal Bakan. hakay@sakarya.edu.tr.
Prof. Dr., Sakarya Fen-Edebiyat Fakltesi Almanca Mtercim-Tercmanlk Blm Bakan. ozturk@sakarya.edu.tr.
GR
Friedrich Rckert, Mevlna Celleddin bir Alman airidir. Onu
Alman/Bat dnyasna tantmak amacyla Divanndan ve Mesnevsinden
eviriler yapm, mrn bu aktarm faaliyetiyle anlamlandrmtr. Yapt i, sadece bir eviri deildir; fakat ayn zamanda bir karlatrmal edebiyat aratrmas, bir metinler araslk altrmas, bir ok ynl bak gayreti (meki)dir.1 ark dnyasna ait baka metinler de evirmi olmakla birlikte, Mevlna ve metinlerine kar gsterdii sra d yaknlk, onu, iine
girdii dnyann kendine zg artlarna uyum saladn, her cierin
teneffs etmeye cesaret edemeyecei atmosferde teneffs etmeyi rendiini ve bu byk farkndal yetitii leme de tattrmak akna byk
aba sarf ettiini kantlamaktadr.
Biz, onun Mevlnadan yapt baz eviriler zerinde daha nce bir
karlatrmal inceleme yapm, onu nasl kendi dnyas zerinden
almladn, bu yolda nasl takdire deer bir tavr ve teknik gelitirdiini
ortaya koymaya almtk (ztrk-Akay, 2006: 595-612). Bu defa, kendi
dil evreninde nl saylan ve bizim kltrmzle de dorudan ilikili olan
arpc bir metni zerinde yeniden okuma ve yorumlama faaliyeti gerekletirmek istiyoruz. Maksadmz, hem yazarn, hem metnin niyetini, hem
de kltrel anlaylarn verimli zeminini dikkat nazarlarna sunmak, kltrler arasln ve metinler arasln salnd bolukta nasl bir anlamn
olutuunu bir model metin araclyla gstermektir.
Byle bir alma iin, hi kukusuz, Mevlna Celleddine atf ve ithaf
edilen beyitlerle birlikte, bunlara semantik adan dahil olan, ancak grnmez alanda mevcudiyetini srdren 17 gazelin metni de dikkate alnmal, en azndan bunlarn ieriine dair baz ipular tespit edilmelidir. (O
bakmdan, sz konusu metinleri ya da bunlarn ierini bir ek2 olmak
1 Mek: Yaz sanatnda, eli yazya altrmak iin karalama yazmak demektir. Bir hattatn,
aynsn yazmaya almas iin verdii veya talebenin hocasna gstermek zere hazrlad gzel yaz rnei demektir. Musikide, renmek iin yaplan ders, altrma, almak iin
yaplan alma iin mek terimi kullanlr (Sami, 1978: 1353; Ayverdi, 2004: II, 2034). Mecazi anlamda, ak kavramnn ikizlemesi olarak geer; akn bir eit uygulamas demektir.
Rckertin Mevlnann iirleri zerindeki almalar da, bir modele baklarak yaplan iir
almalarna benzemektedir. Ayn zamanda, dier Alman evirmenleri iin de, bir eit rnek yaz veya model eviri nitelii tamaktadr.
2 Biz bu metinleri tek tek elden geirerek biim ve biem asndan salamalarn yapmaya
gayret ettik. Bu metinler, yaznn hududunu aaca iin burada kaydedilmeyecek, semantik ynlerine iaret edilerek zet veya zleri son ksma eklenecektir.
zere kaydetmek gerekir; aksi takdirde, okur grrler asndan beyit olarak gzken kod-anlamlarn zm kolay kolay mmkn olmayabilir ya
da Rckertin nasl bir tercmanlk yaptna dair okuyucuda salam bir
kanaat oluturamayabilir). nk her beyit, iinde yer ald gazelin ieriini zletiren metinsel birer iaret veya birer simgesel gsterge niteliindedir.
Eser Okur likisi Asndan Rckert ve Mevlna
Biz baharn kurtarc nefesini bekler dururduk,
Seninkisi Doudan Batya geliverdi, ey Celleddin!.
(Friedrich Rckert)
Mevlnann Dvn- Kebrinden Rckert tarafndan yaplm eviriler
ve bir tr nazire sayabileceimiz uygulamalar, Mevlnann eserinin baka eserlerin oluumuna katk salamak asndan ilham verici bereketli
metinlerden olduunu gsterdii gibi, Friedrich Rckertin bu byk ark
airinin eserini, bir bakma -eyh Galibin yapt tarzda- bir mr mal gibi
kabul ettiini3 de -yani ondan esinlenme hakkn kullandn da, kendine
zg bir eda4 ile- gstermektedir. Baka bir deyile, Rckert, aa uygun
3 Mr, hkmetin, hazinenin mal olan, beylik (arazi, iftlik); mr mal da, devlet mal,
hazine mal demektir. (Sami, 1978: 1442; Trke Szlk, 1988: II, 1029; Ayverdi, 2004: II,
2082). Mr mal kavram klasik devrin son byk airi eyh Glib tarafndan zel bir anlamla ykl olarak kullanlmtr. eyh Glib, Mevlnann eserinden esinlenerek iir yazmasn eletirenlere yle cevap vermitir: Esrrn Mesnevden aldm/ aldmsa da mr mal
aldm./ Fehmetmee sen de himmet eyle/ Ol gevheri bul da sirkat eyle (1975: 348). Yani, Srlarn
Mesnevden aldm/ Hrszlk ettimse de beylik mal aldm. Sen de anlamaya al, o cevheri bul da
al. eyh Glibden sonra, bu kavram herhangi bir esinlenmeyi, temel kaynak metinden
beslenmeyi ve beslenme tarzn vgyle anlatmay yanstan bir kavram haline gelmitir
(alnt ve esinlenme hakknda bk. Yetik, 2005).
4 Aslnda eyh Glib, Ol gevheri bul da sirkat eyle sznden bir sayfa sonra, Feyz erdi Cenb-
Mevlevden/ Aldm nice ders Mesnevden dizeleriyle ne demek istediini amlam, bunun
bir feyiz alma/ders karma anlam tadn ifade etmitir. O sebeple bunu, yani bu poetik
yntemi (feyiz alma tavrn), zel esprisi sakl kalmak kaydyla, -kendi kltrel, edeb ve
medeni kklerimizden hareketle kurulan- bir eit erken metinler araslk bilinci ve uygulamas olarak yorumlayabiliriz. O takdirde, almak kelimesi airin maksadna uygun
tarzda ()almak eklinde, -yani sesinin parantezi alnarak- okunabilir ve dier klasiklere
de uygulanabilir. Ancak hem -yazara ynelik- niyeti (yani (feyiz alma tavrn), hem -metne
ynelik- kaynak metne sadakati, hem de -okurlara ynelik- arz tarzn (yeni nazarda bu tarz
istismara aktr) fark etmek artyla. Bilinmelidir ki, klasik iirimizde Metinler aras ilikiler (ntertextualite) yoktur; ancak, metinler arasnda ilikiler vardr) ve bunlar esere
bir okur olduunu, Mevlnann Dvn- Kebr eserindeki stratejiyi fark ederek gereini yaptn, (Econun Ak Yaptnda ve Yorum Ar Yorumunda
(Eco, 1996: 34-35, 74-76; Eco, 1992: 11-13; Rifat, 1996: 47-48) sz konusu
ettii tarzda), metni btnleyen bir varlk olarak kendini gerekletirdiini
ortaya koymaktadr.5
Rckertin bu noktada yapt, iirsel ve kltrel balamda bir
almlamadr. O, Mevlnann eserini Bat dnyasnda kendini onun yerine
koymak suretiyle -ve kendi atmosferi iinde- okumay denemi, bir bakma, Rckerte bir Mevlna okumas gerekletirmitir. Kendisini, Mevlnann Bat dnyasndaki bir aynas olarak grmesi ve gstermesi (bk. 4.
gazel)6 bunun ak kantdr. Bu, onun, Mevlnay -Bat dnyas ve ark
dnyas asndan- byk bir hakikat olarak grdn, kendisini de bu
hakikatin aslna sadk bir yanstcs olarak algladn veya konumlandrdn gsterir.
Bu noktadan itibaren Rckert, bir yandan, felsefi gelenein yanstma
olarak tanmlad kadim anlaya gnderme yaparken, br yandan, bunun en ada uzants ve radikal yorumu olan yapsalclk sonras anlayna gz krpmaktadr. (Bunda birden fazla faktrn etkisini grmek mmkndr. rnein: Btn gelenekleri ve sra dlklar ayn anda kucaklayan Mevlevi nazarn; seksenli yllardan sonra Avrupay saran felsefi nazarn, yahut arktan Garba haber ve mesaj aktarmay deerli bir hakikat
tercmanl olarak benimseyen ufuklu birka nazarn etkisini grmek
mmkndr).
Global Pazar anlay da bu yaklamn dayand en u noktay iaret
etmektedir. Bu durumda Rckert -ve benzerleri- artk sadece bir ayna
deil, fakat bir hakikat postacsdrlar. Burada her ne kadar her hakikat
veya hakikat grnts veren ey, ayn hizada yer alsa da, sonuta asl
dahildir. Hatta metinler st ve tesi ilikiler de vardr ve bunlar da eserin bnyesine dahildir (rnein, Gazalinin Mericl-Kuds/Kutsal Merdivenleri, rnein bn Arabnin baz
eserleri byle yazlmtr). Klasik iirimizin de, ada iirimiz gibi bu gr asyla, bu
ynteme gre okunma gereksinimi vardr. Yoksa ne eyh Glib Mevlna hrszl, ne
Necatigil eyh Glib hrszl, ne Nzm Hikmet Gazali hrszl vb. ithamndan ban
ve nan kurtarabilir. nk bugn de kat- zeban merakllar az deil.
5 Mevlnann metinleri zerinde bu tarzda -Glibne yntemle- alan yerli ve yabanc birok
air vardr. rnein, Pakistanl air kbalin Mevlnann metinleri zerinde gerekletirdii
iir ilemi/ilevi byledir. Nzm Hikmetin Mevlnann metinleri zerinde -kendi iir anlay ve dnya grne uygun deitirme ve dntrme yntemiyle- gerekletirdii iir
ilemi/ilevi byledir. (Bu konuda bir inceleme iin u yazya baklabilir: Akay, 2005: 5-34.
6 Ho m-gurz her taraf ez-halka-i m n-mekun, (Mevlna, 1367: 683, 1811 Nu.l gazel).
7 rnein, Prof. Dr. Annamarie Schimmel, bu ortam ve bu ufku 21. yzyla tayan Mevlna
hayran nl bir oryantalisttir ve her iki dnya asndan da nemli bir ilev grmtr.
Rckertle akraba bir kavray boyutundan konumutur. (Baz eserleri: Ben Rzgarm Sen
Ate/Mevlna Celleddin Rumi'nin Hayat ve Eseri, an Mevlnas Muhammed kbal,
Tasavvufun Boyutlar, Tanr'nn Yeryzndeki aretleri, Yunus Emre ile Yollarda).
8 Onun yapt, oryantaliste bir aktarclk deildir; yani, dorulanamayanlarn -yle kabul
edildii iin veya inanld iin- doru saylan eylerin aktarm yoktur onda. Metafizik ve
felsefi alanda, Hristiyanlk inanlarnn Kant, Kierkegaard veya -edebiyata aksi bakmndan- Gideci bir benimsenmesi durumu sz konusu deildir. Byle bakldnda Batl,
olmayana inanyor demektir; oysa Rckertin dorulanamayan akliletirme ya da kendinde
dntrerek -bir anlamda tahrif ederek- aktarm sz konusu deildir. Buna dikkat edilmelidir; nk onun yapt drst evirmenlie karlk bizim de drst evirmenlik
yapmamz lisani ve insani hakkmzdr. Ondaki aynalk grevi, ikinci elden bir kopyalk
deil, sahihlik ierir. Bu bakmdan, her halde, Mesnevide yer alan Rum Halkyla inlilerin
Ressamlkta Bahse Girimeleri ve Biz daha iyi ressamz! diye iddialamalar hikyesiyle
ilikilendirilerek (Mevlna, 1988: I, byt. 3467-3495) de yorumlanabilir.
9 Bu noktada onun psikanalistlerden fark, iir metnine dikkat etmesidir Metnin edebi ve
poetik ynne pek aldrmayan psikanalistlerin, metni yeniden konumlandrma veya yaplandrma yoluyla ortaya koymaya altklar hakikatin ehresi, arpk bir grnt arz edecektir doal olarak. Rckertin aynasnda i bkeylik yoktur bu adan. O, ald hakikati,
zarf ve mazrufu ile birlikte teslim edenlerdendir (Yani bir haber taycs olan mektubu,
sradan bir postac gibi, ieriinden habersiz olduu halde deil, fakat hem mektuptan hem
de ieriinden haberli olarak varmas gereken adrese teslim edenlerdendir. Onda byle bir
bilin vardr). Bu duyu ve anlayta, air kalbine sahip olmann da her halde pay olsa gerektir.
11 Rckertin on yedi adet Gazeli sonunda yer alan bu beyitler, anlam bakmndan asllarna
bal kalnmak, biim asndan ise, ksmen serbest bir biim kullanlmak suretiyle Trkeletirilmitir (ztrk-Akay).
12 Kimse, bir yerden sonra -eviri bilim veya semantik vs. asndan- Rckerte veya onun
metinlerine bakarak, -Hans Andersonn uyarlamasnda grld gibi, bir ocuk veya ocuksu okurluk diliyle- Kral plak! diyemeyecektir. rtlen bir ey yoktur nk; metin
hakikati rtmez, gsterir.
leri de, asl gsterilene ilikin herhangi bir tereddt iermemekte, dolaysyla onu, dier evirmenler arasnda, ayrcalkl bir yere yerletirmektedir.
Rckertin Mevlnaya Atfettii iirle Gerekleen eyler:
Sen yoksan, a, susuz ve yoksuluz,
nolur uzaklama bizden!
(Friedrich Rckert)
Friedrich Rckertin, -nceki btn evirileri ve metinlerden mlhem
dizeleri ve mr mal olarak tanmlad Dvn- Kebr ve Mesnev bahesinden devirdii, bir bakma zmseyerek kendince yeniden rettii metinleri ile birlikte- bizzat Mevlna Celleddine atfettii yukardaki msralar
gstermektedir ki:
1. Friedrich Rckert, Mevlna Celleddini Bat dnyasna tantmak
amacyla onun metinlerini olabildiince aslna sadk kalarak evirmitir.
Ancak onun yapt salt transformasyon, sadece bir evirmenlik faaliyeti
deildir, bununla birlikte o, metnin olduu kadar metin sahibinin de niyetini aktarmay denemi, bunu da ak yreklilikle ilan etmitir (Bu, bahsi
geen, ideal okurluk ve gnll analistlik kimlii ile ilikilidir). rnein
u gazel (Farsa metinle birlikte Almanca eviri ve Trkesi aaya verilmitir. Siyah punto ile iaretlenen yerler, Farsa asllardaki anlamdan
uzaklaan veya ondan nispeten farkl olan ifadelerdir. Bunun azl,
Rckertin drst tercmanlnn bir gstergesidir):
Mevlna:
Bahr-i recez (mstefiln mstefiln mstefiln mstefiln)
13 Ho m gurz her taraf ez-halka-i m n-mekun, (Mevlna, 1367: 683, 1811 Nu.l gazel).
10
11
Grld gibi, Rckert, metnin olduu kadar metin sahibinin de niyetini aktarma baars gstermektedir.14 Sylem burada deta, anlamn
eylemi olmutur.
2. Friedrich Rckert, Mevlna Celleddinin eserinden ilham alarak da
metinler oluturmu, bunlar derledii gzellik bahesinin sahibini ve estetik madenini aka ifade etmitir. Bylece o, hem Mevlnaya hayranlnn, hem onun yolundan gittiinin -metinsel balamda onun yol yordamn, yani metin retme tekniini benimsediinin- hem de Batl olmakla
birlikte arkl bir tavr benimseme cret ve cesareti gsterdiini ortaya
koymutur (rnein, Gr beni sark15 nasl ssledi, Zerdt kemeri nasl
kuad/ Rahip kisvesi ve znnar beni nasl sard, uzaklama, gel uzaklama // Ben
Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim gvencimsin, uzaklama, gel
uzaklama!// Hint tapnaklarnda, camilerde ve kiliselerde benim mihrabm/ Sadece
senin yzndr, uzaklama, gel uzaklama! iiri, bunun ak kantlarndan
biridir ve bu balamda, -yani hem iinde yer ald metin, hem de evirmenin gnlden baland Mevlna Celleddinin dnce ve ruh dnyas balamnda- yorumlanmaldr. Aksi takdirde Rckertin drst tercmanlktan16 ok uzaklara dtn sylemek gerekecektir ki, buna pek
ihtimal vermiyoruz).17 Bu noktada bizzat hayatnda nemli deliller mev14 Bu metinler (Farsa, Almanca zgn metinler ve evirileri ve bunlar erevesinde bir yorumlama) iin, bk. ztrk-Akay, 2006: 595-612.
15 Sark: Baa sarlan ey; kavuk, fes gibi baz balklarn zerine sarlan tlbent, abani veya
ala verilen ad. mamlarn balarna giydikleri, kat kat tlbent veya beyaz kuakla sarlan
ey (Sami, 1978: 805; Trke Szlk, 1988: II, 1261). Mevlevilerin giydii zel bir sark eidi
vardr ki buna, Mevlevi klah/kavuu denilir. Metindeki sark bu anlamda kullanlmaktadr.
16 erh, aktarm ve yorum konusunda titizlikle uyulmas gereken ilkeler vardr ve bunlardan
biri de, "drst tercmanlk" ilkesidir: "Metin erhi yapann vazifesi -bize gre ncelikle
sanat "Ne sylyor?", "Nasl sylyor?" sorularn cevaplandrmak, eitli sebeplerle anlalmas zor olan metni anlalr hle sokmak, okuyucu ile sanat arasnda drst tercman
olmaktr. ncelikle bunlar yaplmadan, eseri tasavvufa gre yorumlayp "shil-i selmete"
kmak mmkn olur, ama zannmzca bu i abdestsiz namaz gibi olur." (bk. Akar, 1994:
15).
17 Rckertin bu deyiinde, ne geni mezhepliliin, ne Mevlevi yaklam tarzn saptrmann veya dntrmenin, ne de postmodernizmin esas ald tavrn (yani hem o hem
bu hem de u yaklamnn) etkisini veya nfuzunu grmek yahut byle yorumlamak
doru deildir. Rckert, rnein, Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim
gvencimsin dediinde, ben hem Brahman, hem Hristiyan hem de Mslmanm demek
istememi; bilakis ve bizzat Mevlnann dediine benzer biimde, her ne olursan ol, yine
gel davetine icabet edilebileceini, bunun ok kimliklilik deil, fakat sbk/nceki benimseyilerin hepsinin bu davete katlmaya mani olmadn ve fakat davete katldktan sonra
12
tm bu farkllklarn eriyip gideceini ve yalnz hakikatin ortada kalacan sylemek istemitir (Mevlnann, testileri kr da gr bak sular nasl bir yol tutar gider sz bunun iirsel ifadesidir). Gel ve geldikten sonra artk eskiye dnme demektir bu. Ve Rckert, byle
almland takdirde Mevlnaya kar drst tercmanlk veya aynalk yapm olacaktr.
Doru olan da budur.
18 Belki bu noktada, hem sylem hem de eylem birlikteliini ieren seylem kavramn reterek
kullanmalyz.
19 Bilindii gibi bu etimolojik balamdaki bak tarz, Poenun alnan bir mektup yks
zerine -Freudun bu ykden hareketle oluturduu metnini, daha dorusu asl metni de
ieren metnini dikkate alarak- yapt yorumlama ilemi srasnda Derrida tarafndan kullanlmtr (Bu yaklam iin bk. Lacan ve Derrida, 2005: 78-82).
13
20 rnein, Mevlnann her ne olursan ol yine gel... sesleniini taklit ve tasvip etmek suretiyle oluturduu Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim gvencimsin tarzndaki sylemi, bunu gstermektedir (Burada, nl ktann Mevlnaya ait olup olmamas
meselesinin pek bir nemi yoktur; nk Rckert bunu ona ait olarak gryor ve onu
zmsyor. Bakasna ait olduunun kantlanmas bile -bu noktadan itibaren- sonucu deitirmez. Hem o, hem de metnin asl sahibi sanlan/saylan ahsiyet- bir hogr nazarnda ortaktrlar: Ayn istikamete bakan iki gzn ortasnda oluan anlaml tek grnt gibidir
bu. Ayn mistik kltr madeninin rn olmas da tartma kpn krmaya yeter sanrz.)
21 Yani bu adan da yeniden okunabilir ve yorumlama yaplabilir. rnein, Freudun takipisi Lacanc yorumlama tarzna da uygundur, Derrida ve takipilerinin nazarna da.
Deleuze-Guattarinin yaklamna da (rnein yaylma kavram balamnda yoruma da).
14
15
16
17
18
19
KAYNAKA
AKAY, Hasan, (2005); Nzm Hikmet'in Bu Bahe Rubaisini Yeniden
Okumak, iirin Ky Dili, (hzl. Veysel olak), zmir.
AKAR, Metin, (1994); Su Kasidesi erhi, Ankara: Trkiye Diyanet Vakf Yay.
AYVERD, lhan, (2004); Misalli Byk Trke Szlk, C 2, stanbul: Kubbealt Neriyat.
ECO, Umberto, (1996); Yorum ve Tarih, Yorum ve Ar Yorum, (Trkesi:
K. Atakay), stanbul: Can Yay.
_____, (1992); Ak Yapt, (ev. Yakup ahan), Kabalc Yaynevi.
HAMMER-PURGSTALLl, Joseph Freiherr von, (1818); Die Geschichte der
Schnen Redeknste Persians, Wien/Viyana . Ktp. II-110998.
LACAN ve DERRDA, (2005); alnan Poe, Psikanalitik Devekuu Diyalektii,
(Derleme ve eviri: Mukadder Erkan-Ali Utku), stanbul: Birey Yay.
MEVLNA Celleddn, (1367); Klliyt- ems-i Tebrz, (hzl. Bediuzzaman
Furzanfer), Tahran.
_____, (1992); Dvn- Kebr, (hzl. Abdlbki Glpnarl), C I-VII, Ankara:
Kltr Bakanl Yay.
_____, (1988); Mesnevi, (ev. Veled zbudak, gzden geiren: Abdlbki
Glpnarl), C I, stanbul: MEGSB Yay.
ZTRK, lyas, (1984); Friedrich Rckertin Freimund Takma Adyle Yazd Gazellerdeki Dou Edebiyat Unsurlar, Sosyal Bilimler Ens.
Doktora Tezi.
ZTRK, lyas-AKAY, Hasan, (2006); Ayn iirin Farkl evirilerine Eletirel Bir Bak: Hammer ve Rckertin Mevlnann Dvn- Kebrinden Almancaya Yaptklar eviriler zerinde eviri Bilim Asndan Eletirel Bir Karlatrma, Uluslar Aras V. Dil, Yazn,
Deyibilim Sempozyumu/ Dilbilim, Dil retimi ve eviribilim Yazlar,
(hzl. Cemal Yldz-Latif Beyreli), C I, Ankara: Pegem A Yaynclk, s.
595-612.
RFAT, Sema, (1996); "Yapt-Okur likisi ve Umberto Eco", Eletiri ve Eletiri Kuram stne Sylemler, (hzl. M. Rifat), stanbul.
RCKERT, Friedrich, (1882); Gesammelte Poetische Werke in 12 Baenden V.
Band Sauerlaenders Verlag Frankfurt.
20
Adnan KARASMALOLU
22
Reynold A. Nicholsonnun 1925 ylnda yaymlamaya balad Mesnev neri1 bugne kadar bata randa olmak zere farkl yaynevlerince
defalarca baslmtr. Bu tarihten sonra Mesnev zerine yaplan almalarda ounlukla bu neir bavuru kayna olmutur. Bu yaynn, Farsa metnin yan sra ngilizce eviri ve erhi de iermesi, dnyadaki ilgi ve takdirin
gnmzde de srmesini salamaktadr.
lkemizde son zamanlarda Mevlna ve Mesnev ile ilgili yaplan yaynlarda Mesnev metinlerinin hangi yazmaya veya nere dayandna baklmamas, dolaysyla bilim evrelerince alnan mesafelerin gz ard edilmesi
dndrcdr. Uzun yllar ncesine ait Mesnev evirilerinin farkl ekillere sokularak veya nceki basklarndan ve evireninden sz edilmeden
yaynlanm olmas, galiba zcdr.
Bu makalede Mesnevnin nemli neirlerinin zelliklerine ve gelinen
noktaya dair tespitlerde bulunulacaktr. Konuya dikkat ekmek iin ncelikle Mesnevnin ilk iki beytinde karmza kan farkllklara deinerek
balamak lzumludur. Mesnevnin ilk iki beyti, yazma nshalarda ve neirlerde iki farkl ekilde dizilidir. lk dizili 30-40 yl ncesine kadar daha
yaygn olarak kullanlan ve Nicholson nerinde de yer alan dizilitir. kincisi ise Mesnevnin Konya Mevlna Mzesindeki 51 numaral en muteber
yazma nshasyla uyumludur.
1-
!
"
# !
"$ (! !
2-
!
"
# !
"$ (! !
1 The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (nr., trc., erh Reynold A. Nicholson), I-VIII, London:
Luzac, 1925-1940 (1, 3, 5. ciltler metin; 2, 4, 6. ciltler ngilizce tercme; 7 ve 8. ciltler erh)
23
2 Mesnev-i Manev, I-III, (Mustafa Vehbinin tashihiyle, Manzum eviri: Nahf Sleyman),
Msr, Bulak, 1268 h./18511852.
3 Mesnev-i erf -Asl ve Sadeletirilmiiyle Manzum Nahf Tercmesi-, I-III, (hzl. mil
elebiolu), stanbul: Snmez Neriyat, 19671969; 1972; Mesnev-i erf, I-VI, (Trkeye
manzum ev.: Nahf, hzl. mil elebiolu), stanbul: MEB Yay., 2000.
4 Mevlna, Mesnev-i erf -Tam metin-, (Mtercim Sleyman Nahf, Sadeletiren mil
elebiolu), stanbul: Tima Yay., 2007 (Proje danman: Prof. Dr. Nihat ztoprak).
5 Mesnev Tercmesi: Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, I-VI (3 cilt halinde), (ev.
efik Can), stanbul: tken Neriyat, 1995; 1997; 2. bs., 1999; 3. bs., 2001; 2003; 2004.
24
Adnan KARASMALOLU
lemekte, alamaktadr. u var ki beni dinleyen her insan, benim neler dediimi anlayamaz.
Mesnev evirisini anlan Mevlna Mzesi 51 nolu yazma zerinden
gerekletiren Abdlbki Glpnarlnn cmleleri, tabii olarak yukardaki
ikinci dizilile uyumludur:6
Dinle bu ney nasl ikyet ediyor; ayrlklar nasl anlatyor.
Diyor ki: Beni kamlktan kestiklerinden beri ferydmla erkek de alayp
inlemitir, kadn da.
Yine ayn ikinci dizilie bal kalan dier bir eviri ise yledir:7
Dinle, bu ney nasl ikyet ediyor; ayrlklar nasl anlatyor:
Beni kamlktan kestiklerinden beri feryadmla kadn erkek/herkes alad.
Thirl-Mevlevnin erh-i Mesnevsinde birinci beytin Farsa metni,
51 nolu yazmadaki gibidir. 2. beyit ise Nicholson nerindekiyle ayndr.
Thirl-Mevlevnin evirisi u ekildedir:8
u neyin nasl ikyet etmekte olduunu dinle ki, onun nevas ayrlk hikyesidir.
Beni kamlktan kestiklerinden beri ferydmdan erkek ve kadn mteessir
olmakta ve inlemektedir.
Bu noktada yukarda sralanan Farsa ve Trke rnekler arasnda karlatrma yapmay ilgili olanlara brakarak Mesnevnin tenkitli neirleri
hakknda baz tespitlere yer verilecektir.
Merhum Glpnarl Mesnev Terceme ve erhinin Sunuunda bu iki beytin iki farkl hlini verdikten sonra, yukardaki birinci dizilii muharref
tarz, ikincisini ilk tarz diye adlandrp yle demektedir: lk tarzla ikinci
muharref tarzda, metindeki tahriften baka, anlam da kknden deimededir.
6 Mesnev Tercemesi ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), (tercme ve erh: Abdlbki Glpnarl),
stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri, 1981; 1984; 1990; Mesnev ve erhi, I-VI, (Abdlbki
Glpnarl), stanbul: MEB Yay., 1973-74; 1985; 3. bs., Ankara: T.C. Kltr Bakanl Yay.,
1989; 2000.
7 Mesnev, I-II, (ev. Adnan Karaismailolu), Aka Yay., Ankara, 2004; stanbul: Yeni afak
Kltr Armaan, 2004; Dzeltilmi 2. bs., I-III, Ankara: Aka Yay., 2007.
8 Thirl-Mevlev (Olgun), erh-i Mesnev, I-XIV, stanbul: Ahmed Said Mtb., 1963-1972;
Selam Yay., 1963-1975; 2. bs., mil Yay., 1975; 1990; 2000. (17.309. beyitten sonrasn trc. ve
erh: efik Can, XV-XVIII, stanbul, 19821985).
25
Adnan KARASMALOLU
26
!
"
#
+ !
"$ (! !
Bylece anlalmaktadr ki Nicholson sonradan ilk beyti nemli yazmalardaki gibi kabul etmi, 2. beytin 2. msra bandaki
grm ve Konya nshasndaki
ise uygun
- ./ , , !
-0
2 3/
!
27
-0 #/ ,25
!
diziliiyle kabul etmitir. Dier bir rnek olarak Konya yazmasnda Mesnevnin ilk hikyesi
7
7 6
8 7
. ..
:
beytiyle balarken, Nicholson nerinde bu beyit hikyenin balndan
nce bulunmaktadr. Bu ve benzeri rneklere onun nerinde pek ok yerde
rastlamak mmkndr. Anlalyor ki Konya yazmasnn Nicholsonun
eline sonradan ulam olmasnn kayb, telafi edilememitir. Durum elbette 3. defterin 2836. beytiyle deimi ve Konya yazmas artk nere hazrlanan metne esas tekil etmitir. Yine de sunulan rnekler, bu neirde kullanlan imla ve eklenebilecek baz nedenlerle yeni neirlere ihtiya bulunduunu gstermekteydi.
Yeni nir Lhtnin Nicholsondan farkl imla kullanma gerei duyduu grlmektedir. rnek olarak aada ilk stun Nicholson nerindeki
imlay, sonraki ise Lhtnin tercihlerini gstermektedir:
! ,
(b
!;
7 <
8
8
<
!" 0
!0
,8
>8
6"
, !
!!
#/ ,25
#/ ?5
(a
28
Adnan KARASMALOLU
12 Mesnev-i Manev, I-III, (Nahf Sleyman, Mustafa Vehbinin tashihiyle), Msr, Bulak, 1268
h./1851-52 (Trke manzum evirisiyle).
13 Mevlna Celleddn Muhammed-i Belh, Mesnev, I-VI, (berres ve tashh-i metn ve tavzht
ve fihristh Muhammed-i stilm), Tahran: Zevvr, 1370 h.; Tahran: Zevvr b-hemkr-i
Ner-i Smurg, 1372 h.; I-VII, mukaddime ve tahll ve tashh-i metn (ber ess-i nushah-yi
muteber-i Mesnev) ve mukyese b ph-yi marf-i Mesnev, Sohen, 1379 h.
29
,@A7
(yedi
,@AB#7
yz)den bozularak
(alt yz) yapldn izah etmektedir.
Sonuta bu yazmann istinsah Muhammed b. sa el-Hfz el-Mevlev elKonevnin eliyle 768/1367 ylnn aban aynn son gnlerinde tamamlanmtr (The Mathnaw, 1929: III, n sz 9, 13).
u anda Farsa metninin ve evirilerinin basklar milyonlar bulmu
olan Mesnevnin bilim dnyasnca en muteber yazmas olarak kabul edilen
Mevlna Mzesi 51 numarada kaytl, Konyal Muhammed b. Abdullah
tarafndan istinsah edilmi 677/1278 tarihli yazmasnn tpkbasm Tahranda 1371 h./1992de ve Ankarada 1993de gerekletirilmitir. Bu yaynlarn bilim evrelerine hitap ettii, yazmann, yazs ve imlas nedeniyle
genel okuyucunun yararlanmas asndan glkler tad aktr.
Mesnev basklarnn bundan byle 677/1278 tarihli yazma zerinden
yaplmas gerektii dncesinin yaygnlk kazanmasyla bu zellikte birka alma gerekletirilmitir. almas eviri olmasna karlk A.
Glpnarl bu hususta ilk ve ciddi adm atmtr.14 Bu yazma zerinden
evirisini tamamlarken sz konusu yazmann satr aralarna ve sayfa kenarlarna eklenen kelime ve beyitleri metne dahil ederek dipnotlarda bunlara iaret etmitir.
A. Glpnarlnn almalarn Farsaya kazandrm olan bilim adam
Tevfk-i Subhn ilk olarak, Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki
Glpnarl adyla yapt eviride anlan h. 677 tarihli yazmay yaymlam
oldu.15 Daha sonra sz konusu yazmay 677 tarihli yazma zerinden kaydyla bir cilt halinde belirli bir usulde nere hazrlamtr (Tahran,
14 Bu evirinin muhtelif basklar: Abdlbki Glpnarl, Mesnev ve erhi, I-VI, stanbul: MEB
Yay., 1973-74; 1985; 3. bs., Ankara: T.C. Kltr Bakanl Yay., 1989; 2000; Mesnev Tercemesi
ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri,, 1981; 1984; 1990.
15 Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl, I-III, (Terceme ve tavzh: Tevfk H.
Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm, 1374 h.; 3. bs., 1381 h. ; 4. bs., 1384
h. (n sz, 1369 h.)
Adnan KARASMALOLU
30
#+
#+
!
: :7C
almtr,
,
,
,
gibi. Nir
mmkn olduunca noktalama iareti kullanmadn, sadece virgl ve
soru iaretinden yararlandn sylemekte, bir iki yere de iki nokta koyduunu belirtmitir. Dipnotlarda baz beyitlerin Nicholson nerinde mevcut olup olmadn belirten kaytlar dmtr. Sbhn, ayrca metnin
kenarnda kendi beyit numaralarnn yannda Nicholson nerinin beyit
numaralarna yer vermi ve yazma nshann varak numaralarn da gstermitir. Onun gerek Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl
isimli evirisindeki ve gerekse Mesnev nerindeki defterlerin beyit saylar
ayndr.
Bu nerin ardndan Abdulkerm-i Sur da Konya nshas esas olmak
zere Mesnev-i Manevyi iki cilt halinde yaymlamtr (Tahran, 1375
h./1996).17 Bu neirde noktalama iareti kullanlmam, yazmann imlas
>8 ,
E
, >
FG
31
Konya Bykehir Belediyesinin tevikiyle sonulanan bu alma ilk olarak Konyada Aralk 2005te yaymlanmtr. Baz eksiklik ve bask hatalarnn dzeltildii 2. basks Ankarada Aka Yaynlarnca 2007de gerekletirilmitir. Bu neirde asl metinde olduu gibi noktalama iaretlerine
yer verilmemi, genel olarak gnmz imlasna uygun hareket edilmi ve
tamlamalar ile aruz gerei okuma ekilleri harekeyle gsterilmitir. Satr
arasnda veya kenardaki kelime ve beyitlerin kim tarafndan ve ne dorulukta ilave edildii hususu bilinemedii iin bu ilaveler zaruret olmadka
yalnzca dipnotlara yerletirilmitir. Dolaysyla bu neirle yine ayn yazmaya dayal yaynlar arasnda beyit farkll olumutur.
Kabilde Mevlnann doumunun 800. doum yl mnasebetiyle dzenlenen (1315 Mays 2007) uluslar aras kongre iin Mesnev-i Manev,
Muhammed Halm-i Tenvr tarafndan Konya Nshas alt balyla
Vezret-i Ittlt ve Ferheng (Enformasyon ve Kltr Bakanl) yayn
olarak neredilmitir. Nir, almasnn ilk sayfalarnda sz konusu yazmada metnin dndaki boluklara yazlm ilavelerin bir listesini vererek
baz deerlendirmeler yapmtr. Bu neirdeki defterlerin beyit saylar,
Tevfk H. Subhnnin yaynyla ayndr.
Aadaki tabloda yukarda sz edilen Mevlna Mzesi 51 nolu yazma ile bu yazmaya dayal neirler arasndaki beyit says fark, yazmada
satr arasnda veya sayfa kenarnda bulunan beyitlerin neirde metne dahil
edilmesi veya edilmemesinden kaynaklanmaktadr.
Defter
Toplam
A. Glpnarl
4017
3821
4811
3855
4240
4929
25673
T. Subhn
4018
3822
4811
3855
4240
4930
25676
A. Sur
4010
3819
4809
3854
4239
4915
25646
A. Karaismailolu- 4003
3796
4808
3854
4238
4914
25613
D. rs
Burada sz konusu edilen dier nemli iki basknn beyit saylar da
yledir:
R. A. Nicholson
4003
3810
4810
3855
4238
4916
25632
M. stilm
4018
3826
4813
3856
4241
4931
25685
Adnan KARASMALOLU
32
beyitlerin hangilerini metne dahil edip etmeme konusunda farkl davrand da dikkatlerden kamamaldr. Sz konusu fark douran beyitleri
baka bir aratrmann konusu yapmak gereklidir.
Netice olarak u iki husus kabul grmelidir:
1- Konya Mevlna Mzesi Nu: 51de Mesnevnin ok salkl bir
yazma nshas bulunmakta olup, buna dayal yaplan tenkitli neirler istifadeye uygundur.
2- Bundan sonraki almalar daima bu yazmaya dayal neirler
zerinden olmaldr. zellikle Trkiyedeki Mesnev eviri, seme ve tahlil
almalarnda bu bilimsel aray ve yaklam her hlde etkili olmaldr.
33
KAYNAKA
The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (1925-40); (nr., trc., erh Reynold A. Nicholson), IVIII (1, 3, 5. ciltler metin; 2, 4, 6. ciltler ngilizce tercme; 7 ve 8. ciltler erh),
London: Luzac.
MEVLNA Celleddn, (137071 h.); Mesnev, I-VI, (berres ve tashh-i metn ve
tavzht ve fihristh Muhammed-i stilm), Tahran: Zevvr.
_____, Mesnev, I-II, (ev. Adnan Karaismailolu), Aka Yay., Ankara, 2004; Dzeltilmi 2. bs., I-III, Ankara: Aka Yay., 2007.
_____, Mesnev-i Manev, I-III, (Manzum eviri: Nahf Sleyman; tashih: Mustafa
Vehbi), Msr, Bulak, 1268 h./1851-1852.
_____, Mesnev-i Manev, I-VI (4 cilt halinde), (be-tashh-i Reynold Nicholson, beihtimm-i Nasrullah Prcevd), Tahran: Emr-i Kebr, 1363 h./1984.
_____, Mesnev-i Manev, I-IV, (hirn tashh-i Reynold A. Nicholson, terceme ve
tahkk: Hasan-i Lht), Tahran, 1383 h./2004.
_____, Mesnev-i Manev-i Celleddn Muhammed-i Mevlev (ez ry-i nusha-i 677 h.),
(be-ki-i Tevfk H. Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm,
Szmn-i p ve ntirt, 1373 h.
_____, Mesnev-i Manev (ber ess-i nusha-i Konya), I-II, (be-tashh ve pgoftr-i
Abdulkerm-i Sur), Tahran: irket-i ntirt-i lm ve Ferheng, 1375 h.
_____, Mesnev-i Manev (ber-ess-i nsha-i muverreh 677/1278 Konya), I-VI, (hzl.
Adnan Karaismailolu, Derya rs), ehrdr-i Konya, 1384 h.; 2. bs., I-III,
Ankara: Aka Yay., 2007.
_____, Mesnev Tercmesi: Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, I-VI (3 cilt
halinde), (ev. efik Can), stanbul: tken Neriyat, 1995.
_____, Mesnev Tercemesi ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), (tercme ve erh: Abdlbki
Glpnarl), stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri, 1981.
_____, Mesnev-i erf -Asl ve sadeletirilmiiyle Manzum Nahf Tercmesi-, I-III, (hzl.
mil elebiolu), stanbul: Snmez Neriyat, 1967-1969.
MNOV, Mucteb, (1352 h.); Luzm-i ihtimm der p kerden-i kutub- Mevln
be-tark-i sahh-i intikd, Rhnum-yi kitb, S 10-12, yl: 17, s. 681-691.
Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl, I-III, (Terceme ve tavzh: Tevfk H.
Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm, 1374 h.
THRL-MEVLEV (Olgun), erh-i Mesnev, I-XIV, stanbul: Selam Yay., 19631975; 2. bs., mil Yay., 1975. (17.309. beyitten sonrasn trc. ve erh: efik Can,
XV-XVIII, stanbul, 1982-1985).
Mevlnada Ak Estetii
smail YAKIT
zet
Tabiat veya sanat eserlerinde gzelin hangi artlara ve kriterlere bal olduu, gzel
kavramnn sbjektif veya objektif mi olduu estetiin konusudur. Ahlak disiplininde iyi,
mantkta doru ne ise, estetikte de gzel kavram odur. Estetik, felsefenin en eski disiplinlerinden biridir. Birok slam filozofu ve mutasavvf konuyu kendi sistemleri asndan incelemitir.
Mevlnann estetik anlay, bir ak estetiidir. Mutlak gzelliin tecellisinden hareketle
yine mutlak olana yani ilah ve ebed olana ykselmek gerektii fikri onda esastr. Bu gryle suf ekolle, bedii zevkle kemalat elde etmede meai ekolle, varln ontolojik temeline
ak ve gzellii yerletirmekle irak ekolle hem fikirdir. Ksaca Mevlnann ak estetii,
Trk-slam estetiinin nemli bir ke ta olduu kadar, ayn zamanda ada estetikilere
de rnek olacak niteliktedir.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, ak, estetik, gzel
36
smail YAKIT
Mevlnann ak felsefesinin bir dier boyutu ak estetiidir. Bu almamzda bu konuya arlk vereceiz. Geri daha nce Mevlnada estetik
zerine bir bildirimiz olmutu (Yakt, 1998: 63-73). O almada konu daha
ziyade estetik tavrlar asndan ele alnmt. imdi ise konumuz itibariyle
burada, ak odakl bir estetik anlaynn hkim olduu Mevlnada, mutlak ve izafi gzellik anlayndan vuslata gidi konusunu derinletirmek
istiyoruz. Bunun iin o almamzdaki fikirleri burada zetlememiz ve
Mevlnadan nceki estetik anlaylar tekrar ele almamz gerekecektir.
Ancak bu ekilde Mevlnay dnce tarihinde layk olduu yere oturtabiliriz.
I-Estetik zerine
Estetik kelimesi, Greke aisthetikos (=aisthanestai)dan Latinceye
aestetica eklinde oradan da Avrupa dillerine: esthtique (Fr.), aesthetics
(ng.), aesthetik (Alm.) eklinde gemitir. Duymak, duyumlamak, duyumla alglamak anlamndadr. Literatrde ilk defa Alman dnr
Baumgarten tarafndan kullanlmtr (Nouveau Dictionnaire Etimologique, s.
272).
Vaktiyle Trkemizde ilm-i bedyi, ilm-i hiss ve ilm-i hsn gibi terkiplerle ifade edilen estetik, konu itibariyle felsefede kkl bir gemie sahiptir. Gerek tabiatta ve gerekse sanat eserlerinde, gzel hangi artlara ve kriterlere sahiptir, herkes iin geerli objektif bir gzellik kavramnn mevcudiyeti sz konusu mudur? Yahut gzellik sbjektif midir? gibi sorularn
aratrlmasndan ibaret olan estetik deer kavram, imdiye kadar cevapsz kalan u soruyu hep sora gelmitir: Bir ey gzel olduu iin mi biz ona
gzel deriz, yoksa biz gzel dediimiz iin mi o ey gzeldir? (kr. smail
Fenn, 1925: 243; Keklik, 1987: 268).
Ahlak disiplininde iyi, mantkta doru kavram ne ise, estetikte de
gzel kavram odur. Kelime itibaryla duyumlama demek olan bu kavram, duyularmza ho gelen nesneler iin kullanlmtr. Nitekim Trkemizde bize ho gelen nesnelere gzel deriz. Gzel kelimesi Divan- LatitTrke gre kork=krk eklinde telaffuz edilen krkl kelimesiyle karlanmtr. Bu da gz anlamna gelen kzden gelip, oradan da gzel olmutur (Kagarl Mahmut, 1985: Iv, 363). Trkemizde gzel kelimesinin
kkeninin gz kelimesi olmasnn sebebi, her ne kadar iitme ve tatma duyularna hitap edenler varsa da estetik keyfiyetlerin daha ziyade grme
duyusu olan gze hitap ediyor olmasndandr. Nitekim Kutadgubiligde:
Akln gzellii dil, dilin gzellii szdr
Mevlnada Ak Estetii
37
38
smail YAKIT
Mevlnada Ak Estetii
39
40
smail YAKIT
3) Hayranlktan Aka
Tanrnn evrendeki tecellisini seyr temaa eden insanlar, Hakkn btn varlklara yaylm olan hikmetini, sanatn, ilmini ve tm gzelliini
grr ve derler ki:
Cihan bizim gerek sevgilimizin gzelliinin aynasdr. Onlara
gnl vermek, onlar sevmek, Hakk istemenin, Hakk aramann yan-
Mevlnada Ak Estetii
41
42
smail YAKIT
Mevlnada Ak Estetii
43
KAYNAKA
AYKUT, H., (1987); Trk slam Estetii zerine Bir Deneme, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Ens., stanbul.
AYVAZOLU, Beir, (1989); slam Estetii ve nsan, stanbul: a Yay.
CAN, efik, (1995); Mevlna, Hayat, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul: tken
Neriyat.
_____, (2004); Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, C V-VI, stanbul: tken Yay.
GAZZAL, M., (1989); hyu Ulumid-Din, stanbul: Bedir Yay.
HACIEMNOLU, Necmettin, (1991); Trk Dilinde Yap Bakmndan Fiiller,
stanbul: Kltr Bakanl Yay.
SMAL FENN, E. (1925); Lgate-i Felsefe, stanbul, 1341.
ZMRL smail Hakk, (1981); Yeni lm-i Kelam, H. S. Hizmetli, Ankara:
Umran Yay.
KAGARLI Mahmut, (1985); Divan- Ltit-Trk, C I-IV, (Sadeletiren
Besim Atalay), Ankara: TDK Yay.
KEKLK, Nihat, (1987); Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri,
stanbul.
MEVLNA Celleddin, (1990); Mesnev, I-VI, (Veled zbudak tercmesi),
stanbul: MEB Yay.
Nouveau Dictionnaires Etimologique, (1971); Paris.
YAKIT, smail, (1998); Mevlnada Estetik, 9. Mill Mevlna Kongresi, 1516 Aralk, 1977, Bildiriler, Konya, s. 63-73.
_____, (2002); Trk-slam Dncesi zerine Aratrmalar, stanbul: tken
Neriyat.
_____, (2000); Bat Dncesi ve Mevlna, 2. bs., stanbul: tken Neriyat.
YUSUF Has Hcip, (2000); Kutadgubilig, (Gnmz Trkesine uyarlayan
Fikri Silahdarolu), Ankara: Kltr Bakanl Yay.
zet
letiimin en yaygn arac konuma; konumann da malzemesi szlerdir. Hem slam ve
Dou leminin, hem de kltrmzn en nde gelen mistik airi, bir sz sultan olan Mevlna, Mesnevsinde, iletiimin bu deerli malzemesinin nemine, sylemeye ve dinlemeye dair
ilgin tespitlerde bulunur. Bu tespitlerini; konuma, dinleme ve susmaya ilikin ayet ve hadis
iktibaslar yannda konuma ve szn konu edildii hikyelerle rneklendirir. Ayrca szn
kayna, gc, zaman, genilii yannda yetersizlii, susmak, az ve ok konumak, hl ve
gnl dili, syleme adab, syleyenin ve dinleyenin zellikleri gibi konularda ok zengin
bilgiler ve grler sunar. Makalede bu hususlar ele alnmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mesnev, sz, konumak, dinlemek
Emine YENTERZ
46
Sz karlnda kullanlan kelimeler, szn muhtevas, nitelikleri, sze dair terkipler ve szle ilgili benzetme ve istiareleri bir bildiri hlinde ele
alm ve Mevlnann manay tama grevini yklenen bu nemli iletiim
ve iir malzemesini; barndrd manadan kaynaklanan ifade zenginlii,
insann hlini anlatan bir tercman oluu ve muhatap zerindeki tesirleri
ynyle ok sayda tebih ve istiare ile verdiini tespit etmitik.1
Mevlna sz ayrca; ac, kt ve zararl gibi nitelikleri yannda okluu, doruluu, manal veya manasz oluu, anlalmasnn kolayl
veya zorluu, dnceyi ifade edip etmemesi, tam veya eksik oluu, insann hlini aksettirmesi veya hline uymamas gibi zellikleriyle de ele alr
ve szn insanlarn birbirini anlamaktaki nemli yerine iaret eder. Mesnevnin; dinle, iit, duy gibi karlklarla ifade edilen binev kelimesiyle
balamas da bu hususa dikkat eker mahiyettedir. Eserin tamamnda da
szn kayna, nemi ve tesirine sk sk iaret edilmekte, bu deerli iletiim aracn nerede ve nasl kullanmak gerektiine dair bilgiler verilmektedir. Makalemizde bu tespitler; ayet ve hadis iktibaslar, sz sylemeye dair
hikyeler ile sz, konuma ve dinlemeye dair dier konular eklinde tasnifle ele alnmaktadr.
Ayet ktibaslar
47
Hadis ktibaslar
Biz Peygamberler topluluu, insanlarla akllar miktarnca konuuruz.
Halka, kendi aklnz miktarnca deil, onlarn akllar miktarnca sz syleyin ki Tanrya ve Peygamberine yalan demesinler (IV/balk2577)
Emine YENTERZ
48
49
Ya Ali insanlar, eitli hayrlarla, ibadetlerle yaratclarna yaklamak isterler; sen de eitli aklla yaklamaya al da dnyada insanlar,
dereceler ve yaknlk bakmndan ge, ahirette de tanr katnda ycel.
Peygamber (SAV)in, Ali (RA)ye; Herkes bir eit ibadetle Tanrya yaklamay diler, sen akll ve Tanrya ulam kulla sohbet yznden yaklamaya al ki o kullarn en ileri gideni olasn diye nasihat etmesi (I/2960balk)
Gsteri iin tespih etmek, klhanda biten yeillie benzer.
Riya ile tespih, klhanda biten yeillie benzer mealinde bir hadis vardr, bunu byle bil ey ulu kii! (II/1018)
Allahtan ekinen kiinin fkesi yatmasa bile dili tutulur, bir ey
syleyemez. Allah tanyann dili tutulur.
Sz manaya daima kifayetsiz. Onun iin Peygamber; Tanry bilenin dili
tutulur dedi. (II/3013)
Kul, farzlardan baka ibadetlerle (nafilelerle) megul olduka bana
yaklap durur. Nihayet ben, onun kula, gz, dili, eli aya olurum.
Benimle duyar, benimle grr, benimle syler, benimle tutar, benimle
yrr.
Tanrya ulam arifin Tanrdan istei, Tanrnn kendinden bir ey istemesine benzer. nk Ben, onun kula, sz, dili ve eli olurum ve O
talar attn zaman sen atmadn, Allah att denmitir. (V/balk2242)
Gerekten de yce Allah, her syleyenin dili katndadr (bilgisiyle);
kuldan saknn ve sylediine dikkat edin.
Peygamber AS; phe yok Tanr, dinleyenlerin himmetince, vaaz edenlerin diline hikmet telkin eder buyurdu.
Emine YENTERZ
50
Birisinin sz gzelse dinleyicidendir. retmenin heyecan ve ie iyi sarlmas, ocuun tesiriyledir. (VI/balk1656)
Eer demek mnafklk alametidir.
Byle yap ki Eer illetine uramayasn, Eer unu yapsaydm yahut
bunu yapsaydm deyip tereddde dmeyesin.
nk halkla ho geinen Peygamber, Eer demeyi menetti; Onu sylemek mnafklktandr dedi. (II/736737)
Dier ktibaslar
Ayet ve hadis iktibaslar dnda Mevlna, Hz. Osmandan; le t veren, szle t verenden yedir. (IV/ balk487) szn ve Hakm Sennin;
Seni yoldan alkoyan, geri brakan sz, ister kfr olsun, ister iman/Seni dosttan
uzaklatran, ister irkin olsun, ister gzel [kisi de birdir] (I/balk1763) beytini iktibas eder.
Hikyeler
Mevlna, Mesnevde; konunun anlalmasn kolaylatran, okuyan
etkileyen ve zihinde yer eden hikyelerle anlatma ve retme yolunu tercih
etmitir. Hikyelerin hemen hepsinde insanlar aras iletiim dolaysyla
konumaya dair konular mevcuttur. Ancak baz hikyelerde bu hususlar
daha belirgindir, bir ksmnda da verilen mesajn znde yer alr. Buradan
hareketle, Mesnevde konumak, sz sylemek, dinlemek, susmak, sohbet
etmek ve benzeri konular ele alan hikyeler unlardr:
* Papaann bana vuran bakkal (I/247263)
* Papaanna Hindistandaki kulardan haber getiren tacir (I/1547
1848)
* Hz. Musann obann mnacatn ho grmeyip reddetmesi (II/1720
1815)
* Bir delinin Calinusa yaltaklanmas, Calinusun bundan korkmas
(II/20952102)
* Drt Hintlinin birbirlerinin aybn knamas ve ayn ayba dmeleri
(II/30273045)
* Hl diliyle sz syleyi ve anlalmas (II/36253640)
51
Emine YENTERZ
52
nk sz sylemek iin nce dinlemek gerektir. Sze, kulak verme yolundan gir. (I/16261627)
Onlarn szleri, grleri yznden birbirine aykr oldu. Birisi dal dedi,
br elif. (III/1267)
Gzn gr, sz syleme kabiliyetini artrr. Gzdeki ak da doruluu.
(II/3238)
Szn Mecras
Sz dilden kulaa, oradan da akl ve anlayn kayna olan ruha ular:
Bu dil denen et parasndan hikmet nehri rmak gibi akmakta
Kulak denen deliklerden akp, meyvesi akl ve anlay olan can bana kadar gitmekte. (II/24522453)
Szn Zaman ve Sahibi
Doru zamanda, doru kiinin syledii sz rahmet; zamansz ve ehli
olmayan kiinin sz ise lanet sebebidir. Mevlna bu konuda Firavun ve
Hallac- Mansuru rnek verir:
Bu Ene szn vakitsiz sylemek; lanete dmektir. Eneyi vaktinde
sylemek rahmettir.
Mansurun Ene deyii, phe yok ki rahmetten ibarettir; fakat Firavunun Ene deyiine bir bak, lanetin ta kendisi!
Hulasa vakitsiz ten her horozun ibret iin ban kesmek gerekir.
(II/25222524)
Enel-Hak sz, Mansurun aznda nurdu. Enallah sz, Firavunun aznda yalan! (II/305)
Szn Tesiri/Gc
53
yi veya kt her sz, muhtevasna gre dinleyen zerinde olumlu veya olumsuz bir tesire sebep olur. Ancak akl ve gnlden gelen feyizli sz
gldr; yle ki bir tek sz btn dnyay etkisi altna alr:
Artk yeter... Eer bu sz uzatrsam cier ne oluyor? Mermer bile kan
kesilir. (I/3820)
Sylesem uzun srer. Cier de ne oluyor ki? Dalar bile kan kesilir.
(III/91)
eyhin sz, insana cemiyet-i htr verir, hasetilerin nefesi ise tefrika.
(II/3699)
Onlar [helal rzk] yedim, szmde yle bir feyiz, yle bir tesir hasl oldu
ki szlerim, akllar hayran etmeye balad. (IV/683)
nk kle bir szle sahibinin kulluundan kar, hr olur. ehvete kul
olansa tatl dirilir, ac lr. (I/3816)
Bir sz, bir lemi ykar, lm tilkileri aslan eder. (I/1597)
Senin sznle yz binlerce kiinin can gz ald, gayb lemine hazrland. (III/2500)
Ey dil, sen hem atesin, hem harman! Ne vakte kadar harman atee vereceksin?
Can, sen ne dersen onu yapmakla beraber gizlice senin elinden feryat etmektedir.
Ey dil, sen hem bitmez tkenmez bir hazinesin; hem derman olmayan bir
dertsin! (I/17001702)
Szn okluu/Yetersizlii
Sz oktur, ne kadar sylense yine de bitmez. Ama Mevlna szn
okluuna ramen manay anlatmaktaki yetersizliiyle, sonu olmamasna
ramen mana yannda dar kalmasyla ele alr. Szn anlatamadklar; ak
ve n hli, gzn bir anda grd ve idrakin kavradklardr.
Ba, orman batanbaa kalem olsa bu sz, yine eksilmez.
Emine YENTERZ
54
55
Emine YENTERZ
56
Yemek yemek ve nkte sylemek, kmile helldir; mademki sen kmil deilsin yeme ve skt et!
nk sen kulaksn, o dildir; o senin cinsinden deil, Tanr, kulaklara
Ansit buyurdu.
ocuk nce, st emme kabiliyetinde doar, bir mddet susar ve tamam ile
kulak kesilir.
Lakrt sylemeyi reninceye kadar bir zaman dudan yummas, sz
sylememesi gerekir.
Kulak vermezse ti ,ti diye manasz szler syler; kendisini lemin dilsizi
yapar. (I/16211625)
Ayk olmayan kiinin [ak sarhounun] her syledii sz, dilerse tekellfe
dsn, dilerse haddinden fazla zarafet satmaya kalksn; yarar sz deildir. (I/129)
Bu alamet, Yahyann babasna da gsterilmi, ona da gne kadar
kimseye bir sz sylemeye muktedir olamazsn.
geceye dek iyiden ktden bahsetme, sus. te bu senden Yahya adl bir
ocuk olacana alamettir.
gn konuma. Bu susmak senin maksadna erieceine delalet eder.
Kendine gel, bunlar dile getirme. Bu sz gnlnde gizli tut denmiti.
(II/16751678)
Bahsetme de asl bu lemden bahse muktedir olanlardan dile gelmez, sze
smaz bahisler iit!
Bahsetme de o gneten kitaba yazlmaz, hitaba girmez szler duy!
Bahsetme de sana bu lemden ruhun bahsetsin Nuhun gemisinde yzgelik bahsini brak! (III/13051307)
57
Ulular bunun iin; Dnyada insann rahat, dilini korumasndadr dediler. (II/1017)
Az Konumak
Mevlna Fhi Mafihte az konumann, sz ksa tutmann faydasna
iaret eder: Baz kimselere az sz, belki oktan daha fazla faydal olabilir. Mesel
bir tandrn atei ok kzgn olunca, ondan faydalanamazsn ve yanna yaklaamazsn. Hlbuki zayf bir radan binlerce fayda elde edersin. te bu bakmdan,
maksadn fayda olduu anlalyor. Bazlar iin bizzat faydal olan, bir sz iitmemeleridir. Onlarn sadece grmeleri kfi ve faydal olur. Eer bir sz duyarsa,
bunun ona zarar dokunur (Fhi Mfih, 345). Ayn grler Mesnevde de
verilir:
Ham, pikinin hlinden anlamaz, yle ise sz ksa kesilmelidir vesselm.
(I/18)
Ey Padiah, en kk bir hnerimi ksaca arz edeyim. Ksa sylemek daha
iyidir. (I/1215)
Hizmeti; Lhavle, a babam, lhavle de! Bir ie yolladn ehil kiiye az
syle! dedi. (II/215)
ok Konumak
Az konumak fazilet; ok konumak, insan iin bir kusurdur:
Yoldana pek yklenme, ok sz syleme, onu pek vme, nk bu, nihayet ayrla sebep olur.
Musann sz, kendince haddindeydi ama o iyi dosta fazla geldi.
O fazlalk da Hzrla arasnn almasna sebep oldu. Musaya Haydi,
git, sen ok sylyorsun; gayri ayrlk geldi, att!
Musa, sen ne fazla konuuyorsun, git, uzakla. Yahut da benimle olunca
kr dilsiz kesil. (II/35143517)
Fazla sz sat da can, mevki ve para pul balamay satn al.
Emine YENTERZ
58
59
Ayn dili konuma, hsmlk ve ballktr. nsan yabanclarla kalrsa mahpusa benzer.
Nice Hintli, nice Trk vardr ki dildetirler. Nice iki Trk de vardr ki birbirlerine yabanc gibidirler.
u halde mahremlik dili, bambaka bir dildir. Gnl birlii dil birliinden
daha iyidir.
Gnlden szsz, iaretsiz, yazsz yz binlerce tercman zuhur eder.
(I/12051208)
Duygular, senin duyguna dilsiz, dudaksz, hatta hakikatten de te, mecazdan da te srlar syler. (II/3246)
Aralarnda szden eser yok, fakat blblle gln macerasn dinle!
Mumla pervanenin bandan geenleri duy, bunlarn manasna vkf ol
gzelim.
Aralarnda bir sz yok ama szn srr, manas var ya. Agh ol, ycelere
u, bayku gibi aalarda uma. (II/36243626)
Harfsiz ve Sessiz Sz
Mevlna, gnl dilinden gelenleri sze dkerken gnln usuz bucakszl yannda szn ve veznin dar kalplarna girmekten bunalr ve bu
skntsn dile getirir:
Harfi, sesi, sz birbirine vurup paralayaym da seninle bu de olmakszn konuaym! (I/1730)
Tanrm, harfsiz sz beliren o makam, canmza sen gster. (I/3092)
Sz ve Gnl likisi
Sz kulaa sylense de, kabul edecek olan gnldr veya sz dilden
ksa da gnlden geleni makbuldr. Bu yzden Mevlna, gnl dili yannda sz ve gnl arasndaki balantya byk nem verir. nk gnlde kabul gren szler dinlenir, gnlden gelen szler gerekleir, sz yanl bile olsa, gnlde doruluk varsa makbuldr:
Emine YENTERZ
60
61
Sz ve i, itekini, srr meydana vurmaktadr. Her ikisi, gizli srr meydana karr. (V/255258)
Fakat szn eri, zn doru olursa o sz erilii, Tanrya makbuldr.
(III/171)
Szde Kalmamak
Mevlna bilginin ve sevginin szde kalmamasn, hayata uygulanmasn tavsiye eder. Bilgi ve sevgi pratikte yaanmyorsa, bunlara ait kuru
szlerin bir nemi yoktur:
Atein varln szle bildin, bu varla szle yakn hasl ettinse pimeyi
iste, szde kalma.
Yanmadka o bilgi, aynel-yakn deildir. Bu yakni istiyorsan atee dal.
Kulak, hakikate nfuz ederse gz kesilir. Yoksa sz kulakta kalr, gnle tesir etmez. (II/860862)
Hikmet Szleri
Hikmete, bilgiye dair szler; ehline yakr. Hikmetten nasibi olmayanlarda byle szler ireti durur:
Temiz sz, hakikatten uzak olan gnllerde karar etmez, nurun aslna dek
gider.
arpk ayakkab, nasl arpk ayaa uyarsa; eytann efsun ve efsanesi de
doru olmayan gnllere uyar.
Hikmeti istediin kadar tekrarla. Ona ehil deilsen, hikmet senden ne kadar uzak.
ster yaz, belle; ister bahset, syle. (II/316319)
Ey hicapsz nurlar kabul etmeye istidad olmayan kii, hi olmazsa harflerde gizlenmi bir nur olan hikmet szlerini duy, onlar ye! (III/1286)
Emine YENTERZ
62
Muhatabn Durumu
Konuma, bir paylamdr, en az iki kii arasnda gelien karlkl bir
eylemdir. Her iki tarafn salkl bir iletiim iin emek harcamas gerekir.
Dolaysyla konuan, muhatabn anlay seviyesine gre sylemeli; muhatap da dikkatle dinleyip anlamaya almaldr. Yine de muhataplarn tam
anlamas iin denk olmalar gerekir. nk konuan tam sylese de, karsndaki ancak kendi miktarnca anlar:
Bu sylediim szler yok mu? Senin anlayn miktar ancak. ldm iyi
ve doru anlayn hasretinden! (III/2098)
Konuan, sz syleyen iki kii bile birbirinin hlinden haberdar olmazsa
duvarla kap, nasl birbirini anlar, duyar? (III/14991500)
Baba, kk ocuuna onun dilince Ti, ti der, akl, lemi lp bise bile!
stat Elifte bir ey yok dese fazileti eksilmez, ycelikten dmez.
Henz sz bilmez cahile bir eyler retmek iin kendi dilini terk etmek,
Onun dilince konumak gerek. Ancak bu suretle senden bir bilgi, bir fen
renebilir.
Btn halk da eyhin ocuklar mesabesindedir. Nasihat verdii zaman pre, onlarn seviyesine inmek lzm. (II/33153319)
ki kii birbiriyle uzlat, birbirine satat m, hi phe yok, aralarnda
bir kadr-i mterek vardr.
Ku ancak kendi cinsinden olan kularla uar. Kendi cinsinden olmayanla
sohbet deta mezara girmedir diye cevap verdi. (II/21012102)
Bu sz, kargaya gre laftan, kuru iddiadan ibarettir. Nitekim sinee gre
dolu tencere ile bo tencere birdir. (II/3567)
Birisi, Buras satranta ruh hanesi demi. Bu sz duyan; O, evi nereden elde etmi?
63
Emine YENTERZ
64
Topraa yz yl, su gibi ar duru ol desen; suya bal ol, st kesil desen ne
fayda! (III/29032904)
Dinleyen susuz ve arayc olursa vaaz eden l bile olsa syler.
Dinleyen yeni gelmi ve usanmam olursa dilsiz bile szde blbl kesilir.
(I/23792380)
Ahmaklarla Sohbet
Mevlna ahmaklarla dostluun, onlarla sohbetin insana verecei zarara
ok sk iaret eder, konuyu deiik hikyelerle ele alr. Gafile kelam, nafile
kelam atasznde belirtildii gibi ahmak, anlaysz, bilgisiz insan karsnda konumaktansa, susmak gerekir:
Bu takdirde, yle adama verilecek cevap susmaktan ibarettir. Ahmakla konumak deliliktir. (II/2717)
Artk, byle kiiye bir ey sylenemez, ona kar susmak daha iyidir...
nk ahmaklara verilecek cevap skttur. (IV/3297)
Aptaln sevgisi phesiz aynn sevgisidir. Kini sevgidir, sevgisi kin.
Ahdi gevek, zayf ve bozuk. Sz byk, vefas artk.
Ant ise bile inanma. Eri szl adam andn da bozar.
Mademki yeminsiz sz yalan. Hilesine yeminine de inanma. (II/2130
2133)
ptil, acnacak bir illettir, ona kul da acr, Tanr da Fakat ahmaklk, yle bir illettir ki ahmaa da mazarrat verir, onunla konuana da!
sa nasl katysa sen de ahmaktan ka! Ahmakla sohbet, nice kanlar dkt! (III/2593, 2595)
Sz Sylemeye ve Anlamaya Engel Olan Hller
Ahmaklk, agzllk ve kt niyet dorular dile getirmeye de, duymaya ve kabul etmeye de engeldir:
65
Tamah, ona bu leme ait sz duyurmaz. Bedendeki kan, gnlne sevdirir. (III/68)
Kimde tamah varsa dili tutuk bir hle gelir. Nasl olur da tamahla gz ve
gnl aydnlanr, buna imkn var m? (II/579)
Bu sz akama kadar sylediler de devecinin kula tamahla dolu olduundan duymad. (II/678)
Bu szler, erin kulana girmedi. Suizan adama kuvvetli bir settir.
(II/2024)
Sylenmemesi ve Dinlenmemesi Gereken Szler
nsann gidecei yolu, parasnn miktarn ve mezhebini aklamas zarardan korunmak iin tavsiye edilmez. Ayrca; srlarn ve bakalarna ait
kusurlarn sylenmesi; dostluu bozan nifak szlerinin de dinlenmesi doru deildir:
u ey hakknda dudan kprdatma: Gittiin yol, paran, bir de mezhebin.
nk bu nn de dman oktur. Dman bildi mi, sana pusu kurar.
Bir iki kimseye syledin mi, artk o srra veda et. ki kiiyi aan, bir bakasna da sylenen her sr, yaylr. (I/10471049)
Tanr kulunun aybn az syle, padiah hrszlkla az kna. (II/3477)
Seni dostundan ayran sz dinleme. O szde ziyan vardr, ziyan!
(III/419)
Hepsinin de gnl eytan evidir. nsan eytannn lafna pek kulak asma!
(II/252)
Dier Konular
Szn uzamas dostluk belirtisidir:
Szn comas, ulanp gitmesi, dostluk nianesidir. Sz syleyememek de
lfetsizliktendir. (VI/2638)
Emine YENTERZ
66
67
Emine YENTERZ
68
Grnte sama eyler sylerler ama sen onlar masal sanma sakn
Btn viranelerde define aramaya koyul! (III/26022603)
stiare faydaldr, kt sonulara ve kt szlere engel olur:
nk bir akl, baka bir aklla birleti mi; kt ie, kt sze mani olur.
(II/20)
Gemite sylenmi szlerden ibret alnmaldr:
Her devirde sz syleyen bulunur; bulunur ama gemilerin szleri daha
faydaldr. (III/2538)
Sonu
Bir sz sultan olan Mevlna, Mesnevde din, tasavvuf ve ahlak konular yannda; gnlk hayat, salkl iletiim ve bilgi al veriinin en
nemli malzemesi olan sze dair konular ok geni bir bak asyla ele
almtr. Onun konumaya ve dinlemeye dair tavsiyeleri bugn de geerliliini koruyan cinstendir.
69
KAYNAKA
MEVLNA Celleddin, (1985); Fhi Mfih, (ev. Meliha lker Tarkahya
/Anbarcolu), stanbul.
_____, (1965); Meclis-i Seba - Yedi Meclis, (hzl. Abdlbaki Glpnarl), Konya.
_____, (1964); Rubler, (hzl. Abdlbki Glpnarl), stanbul.
_____, (1971); Mesnev, (ev. Veled zbudak), C I-VI, stanbul.
ZEK, Ali [vd.], (1993); Kurn- Kerm ve Aklamal Meli, Ankara.
The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (ed. and trans. Reynold A. Nicholson),
Text Vols. I, III, V, London, 1925-1940.
zet
Kbrsl air, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi 19. yzyl airlerindendir. Yaad yzyl dolaysyla gei dnemi airi olduu iin iirlerinde hem Divan iirine hem de Tanzimat
iirine ait zellikler bulunmaktadr.
Bu makalede, Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin iirleri arasnda bulunan Mevlnaya yazlm iirle bir beyit biim, ierik, dil ve slup bakmndan ele alnarak
zellikleri ortaya konulmaya allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mevlevilik, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi.
Abstract
Cypriot poet Kaytazzde Mehmed Efendi is one of the nineteenth century poets. Due to
the period he lived in his poems carry the features of the transition period, ie., features of
classical Turkish poetry and features of Tanzimat poetry.
In this paper, we are going to analyze Kaytazzde Mehmed Nzm Efendis poems he
wrote for Mevlna Celleddin Rm. Among his poems there are three poems and a couplet
on Rumi. Here these poems will be studied interms of form, content, language and style.
Key Words: Mawln Jall al-Dn Rm, Mawlaviyya, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi.
Do. Dr., Fen-Edebiyat Fak. Trk Dili ve Edebiyat Blm retim yesi
batislam@cu.edu.tr
72
H. Dilek BATSLAM
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi 1857 ylnda Lefkoede domutur. Doduu yerde renimini tamamladktan sonra 1884 ylnda kamu
hizmetine girmi ve srasyla Sakz adas, Adana, stanbul, zmir ve Bursada almtr. Sonra istifa ederek Kbrsa dnmtr. Bir sre stanbulda kalan air, Lefkoe eriye Mahkemesinde getirildii ktiplik grevini lm tarihi olan 1924 ylna kadar devam ettirmitir (Fedai-Azgn,
1993: XXI).
Kaytazzde, Mft Hasan Hilmi Efendiden sonra, Divan iiri tarznda
iir yazan Kbrsl airlerin en baarl olanlarndan biri olarak kabul edilir.
airin yerel Kbrs gazetelerinde gazel, ark, kta vb. nazm ekilleriyle
yazlm ok sayda iiri yaymlanmtr. Kaytazzde Mehmed Nzmn
Kbrs Gazetesinde otuz dokuz blm tefrika edilen Yadigr- Muhabbet adl
roman, ayn gazete tarafndan kitap olarak 1893te baslmtr. Ayrca yine
Kbrs Gazetesinde on iki blm halinde tefrika edilen yarm kalm Leyle-i
Visl adl ikinci bir roman daha vardr. Birinci romann konusu stanbulda, ikinci romann konusu ise Sakz Adasnda gemektedir. Yazarn
1892de Yeni Zaman Gazetesinde yaymlanan Adem-i htiyd adl bir hikyesi ile annesinin lm zerine yazd ve Yeni Zaman Gazetesinde tefrika
edilen Feryd- Garbne adl mensur bir eseri de bulunmaktadr (Kbrs Trk
Edebiyat, 1989: 41-44).
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin iirlerinden Mevlnaya byk
sayg duyduu ve Mevlevilie yrekten bal olduu anlalmaktadr. airin kendisi de -Lefkoe burlarndan birine ad olarak verilen Kaytaz Burcueski bir Mevlevi ailesinden gelmektedir (Fedai-Azgn, 1993: XXVI).
Kaytazzde Mehmed Nzmn iirleri Rh- Mecrh -iirler- ad altnda
1993 ylnda yaymlanmtr (Fedai-Azgn, 1993). Sz konusu eserde dorudan Mevlnaya yazd iirler dndaki baz iirlerinde de her vesileyle
Mevlnay anan airin, sklkla Mevlna ya da Mevlevilikle ilgili gndermeler yapt grlr. Bu makalede airin Rh- Mecrhta bulunan Mevlnaya yazd iirleri deerlendireceiz.
Mevlna yaad a aarak mesajn gnmz insanna kadar ulatrabilen, her kesimden insann tand ok deerli bir mutasavvftr. Mevlnann yaad dnemde Anadolunun iinde bulunduu tasavvufi ortamn da onun dncelerinin olumasnda etkisi olmutur. XIII. yzyl
Anadolu corafyasnn ortaya kard nemli mutasavvflardan olan
73
bilgi iin
74
H. Dilek BATSLAM
75
biri gazel, dier ikisi ise kta ve kta-i kebire nazm ekilleriyle yazlmtr.
Sz konusu iirleri ve zelliklerini aada veriyoruz:
1- Der Vasf- Cenb- Mevlna
Feiltn / Feiltn / Feiltn / Feiln
(Filtn) (Faln)
76
H. Dilek BATSLAM
2 eyh Glibin Mevlna adna yazd iirler konusunda daha ayrntl bilgi iin bk. Hseyin
Ayan, eyh Glibde Mevlna Sevgisi, Trk Dili, S 480, Ankara, 1991, s. 530536.
77
78
H. Dilek BATSLAM
balandn dile getirir. Mevlna ve Mevlevilie olan ballnn eskiliini, bu ban ne derece gl olduunu belirtir.
4- Bir Beyit
Feiltn / Feiltn / Feiltn / Feiln
(Filtn) (Faln)
79
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya yazd vg iirleri ve szn ettiimiz mersiyenin dnda Rh- Mecrhtaki baka iirlerinde de zellikle mahlas beyitlerinde Mevlna ve Mevlevilikle ilgili unsurlara yer verdii grlr. rnein;
hi-i tabm gren tahsn ider Nzm benim
Berk uran gnlmde y feyz-i Mevlna mdr (7/7, s. 17)3
beytinde air, yaradlnn uhluunu grenlerin kendisini takdir ettiklerini syler. Yaradl nedeniyle takdir kazanmasnn sebebini Mevlnadan
ald feyze balar.
Hazret-i Monl-y Rmun bendesi Nzm gibi
P-gh- yrda hzr-cevb itdin beni (9/6, s. 21)
beytinde de air, Mevlnann klesi gibi sevgilinin huzurunda hazr cevap
olduunu syler.
Tecell-sz olur her lhza dilde feyz-i Mevlna
Annn gft gy-i knem dil-kdr hep (15/7, s. 33)
beytinde de kne iirlerinin gnl ac olmasnn nedenini, gnlnde
her an Mevlnann feyziyle ilah srlarn tecelli etmesiyle aklar.
Nigh- feyzine mazhar denler Mrd-i Rmun
Cihnda zr-i eh-bl-i hmya iltic itmez (26/6, s.57)
beytinde air, Mevlnann feyizli bakna nail olanlarn dnyada hmann
kanad altna snmaya gerek grmeyeceklerini syler. Mevlnann
ltfunu kazanmay devlet kuu hmnn getirecei anstan, iyiliklerden
daha stn tutar.
Mrd-i Rm Nzma ltfen dimi
Mazhar- feyz-i suhenimsin benim (27/6, s. 59)
beytinde ise air, Mevlnann ltufta bulunarak, onun szlerinin feyzine
ulatn kendisine sylediini belirtir.
3 Beyit sonlarnda verilen numaralardan ilki iir, ikincisi beyit numaras olup iir ve beyit
numaralar Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Rh- Mecrh -iirler- adl eserinin kaynakada verilen basksna aittir.
80
H. Dilek BATSLAM
81
82
H. Dilek BATSLAM
KAYNAKA
ALASYA, H. Fikret, (1987); Lefkoa Mevlevi Tekkesi, S I. Milletleraras Mevlna
Kongresi, Tebliler, 3-5 Mays 1987, Konya, s. 99-108.
AYAN, Hseyin, (1991); eyh Glibde Mevlna Sevgisi, Trk Dili, S 480, Ankara,
s. 530-536.
_____, (1992); Mevlev airler, Trk Dili, S 492, Ankara, s. 456-460.
AZGIN, Bekir - FEDA, Harid, (1993); Kaytazzde Nzm Efendi, Ruh- Mecruhiirler- stanbul: KKTC Milli Eitim ve Kltr Bakanl Yay.
BATSLAM, H. Dilek, (2000); Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin
Mersiyeleri zerine Bir nceleme, III. Uluslar Aras Kbrs Aratrmalar Kongresi (13-17 Kasm 2000), C 2, Dil-Edebiyat, (Yayma hazrlayan: smail Bozkurt), Gazimausa: Dou Akdeniz Kbrs Aratrmalar Merkezi Yay., s.
179-190.
ELEBOLU, mil, (1990); Anadolunun Trklemesinde Mevlnann Rol,
M Fen-Edebiyat Fak. Trklk Aratrmalar Dergisi, S 5, stanbul, s. 223
248.
FEDA, Harid, (1986); Kbrs Trk Yaznnda lklerden Bir Roman: Yadigr- Muhabbet, Halk Sanatlar Dernei (Has-Der) Halkbilim Sempozyumlar, I., II., III. ve
IV. Halkbilim Sempozyumlarna Sunulan Bildiriler, stanbul: KKTC Turizm ve
Kltr Bakanl Yay., s. 337-334.
_____, (2003); Lefkoa Mevlevihanesi, Kbrs Trk Kltr Bildiriler II, (Celal Bayar
II. Uluslararas Mevlna, Mesnev ve Mevlevihaneler Sempozyumu, Manisa 18-20 Aralk 2002) , Ankara, s. 375-390.
FEDA, Harid - ALTAN, Mustafa Haim, (1997); Lefkoe Mevlevihanesi, Ankara:
KKTC Milli Eitim, Kltr, Genlik ve Spor Bakanl Yay.
GLPINARLI, Abdlbki, (1983); Mevlevi Edebiyat, Mevlnadan Sonra Mevlevilik, stanbul: nklp ve Aka Yay.
HORATA, Osman, (1999); Mevlna ve Divan airleri, H Edebiyat Fakltesi Dergisi, Osmanlnn Kuruluunun 700. Yl zel Says, Ankara, s. 43-56.
_____, (2006); Trk Kltr Hayatnda Mevlna ve Mevlevilik, Trk Edebiyat Tarihi, C I, stanbul: KTB Yay., s. 551-552.
Kbrs Trk Edebiyat -Balangtan Bugne- (1989); KKTC Milli Eitim ve Kltr
Bakanl Yay., s. 41-44.
OCAK, Ahmet Yaar, (2002); Trk Sufliine Baklar, stanbul: letiim Yay.
ZNDER, Hasan, (1999); Kbrsta Mevlevilik ve Mevlevihaneler, S VI. Mill
Mevlna Kongresi, Tebliler, Konya 24-25 Mays 1999, s. 117.
eyh Glb Dvn, (1994); (hzl. Muhsin Kalkm), Ankara: Aka Yay.
zet
Fiziksel dnyann tesinde metafizik bir lemi ve insann zahirinden ok i dnyasn
(manevi / ruhi yapsn) kendine temel konu edinen tasavvuf dncesi ve edebiyat alannda,
soyut manalar ifade etmek iin metaforik anlatm biimine ska bavurulduu grlmektedir. Bu balamda tasavvuf dncesinde avc metaforu, genellikle nefs, ruh, akl, arif,
k gibi manalar ifade etmek zere kullanlmtr. Biz bu almamzda, Acaba Mevlna,
Mesnevsinde avc metaforunu hangi anlamlarda kullanmtr? temel sorusunun cevaplarn aramaktayz. Bu ynyle almamz, Mevlnann kulland dilin inceliklerinin daha iyi
anlalabilmesi noktasnda katk salamay hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Rum, Mevlna, Mesnev, avc, nefs, mrit, k.
Abstract
It is seen that to be referred to metaphorical way of expression very often to express
abstract meanings in the fields of Islamic mystic thought and its literature also which deal
with as a basic theme a metaphysical universe beyond the physical world and internal
universe of man (spiritual/psychological structure of man) rather than his external/outward
structure. In this context metaphor of hunter was used in Islamic mystic thought generally to
express meanings such as self (ones desires) / spirit / reason / lover. In our study we are going
to seek answers of this basic question: I wonder Mawln had used metaphor of hunter in his
Mathnaw in which meaning? Our study is aiming to make a contribution to be understood
well better refinements of language which Mawln used.
Key Words: Rm, Mawln, Mathnaw, hunter, self/ones desires, disciple, lover.
84
Ahmet GKE
Giri
Asl konuya girmeden nce, av ve avc kelimelerinin gerek anlamyla
szlkte, Kuran- Kerimde, hadis-i eriflerde, slam dncesinde ve tasavvufta nasl getiine ksaca gz atmann faydal olaca kanaatindeyiz.
Szlkte: Av avlayan kimse; iyi at yapan, nianc; baka hayvanlar
yakalayan hayvan; bir eyin peine dp srarla takip ederek hedefine
ulaan, maksadn elde eden kii (Doan, 1996: 85) anlamlarna gelen avc,
tasavvufta metaforik olarak insan ruhu, akl, rif, k ve mauk gibi
manalar ifade etmek zere kullanlan bir terimdir.
Kuran- Kerimde bir yerde geen avc kelimesi, avda yardmc olsun
diye eitilip yetitirilen av kpei ve ku gibi avc hayvanlar anlatmak iin
kullanlmtr: Kendileri iin nelerin hell klndn sana soruyorlar; de ki:
Btn iyi ve temiz eyler size hell klnmtr. Allahn size rettiinden retip
(eiterek) avc hale getirdiiniz hayvanlarn sizin iin yakaladklarndan da yiyin
ve zerine Allahn adn ann (Besmele ekin)! Allahtan korkun! Allahn hesab
pek abuktur. (Mide, 5/4). Kuranda, avclk ile ilgili hkmlerin yer ald Mide suresindeki ayetlerde, deniz ve kara avcl hell klnmakla birlikte, sadece hac ve umre srasnda ihraml iken avlanmak yasaklanmtr
(Bk. Mide, 5/1-2, 95-96). Hatta; Allah sizi, ellerinizin ve mzraklarnzn
eriecei bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki, gizlide (kimsenin grmedii
yerde, gerekten) kendisinden kimin korktuu ortaya ksn (Mide, 5/94)
buyrularak, byle zamanlarda avcln, insan iin bir snamaya dnebilecei ifade edilmektedir.
Hz. Muhammedin (s.a.v.) sz, fiil ve takrirlerinin derlendii hadis kitaplarnn av ve avlanma blmlerine gz gezdirildiinde de genel olarak, -besmele ekerek gndermek kaydyla- eitilmi av kpekleri ve kularn avladklarnn; keskin bir av aletiyle ldrlen avn; denizden avlanan ve denizin kenara atmas suretiyle susuz kalp len deniz rnlerinin
yenebileceinin ifade edildii grlmektedir.
Avc kelimesinin metaforik anlamlara brnd rneklere, slam dncesi ve tasavvuf alanlarndaki eitli eserlerde rastlamak mmkndr.
Bunlara sadece birka misal vermekle yetineceiz: bn Miskeveyh (l.
932/1030), bir btn olarak insan anlatmak zere gelitirdii nefs teorisinde (bn Miskeveyh, 1983: 54-55) insan ruhunu ifade etmek iin avc
metaforuna (Keklik, 1990: 87) bavurmutur. Gazzl (l. 505/1111) de akl,
at ve kpei bulunan bir avcya benzetir. ehvet, bu avcnn at, gazap da
kpei konumundadr. Eer avc maharetli ve at ile kpei de eitilmi
85
1 Elmal erenleri isimlendirmesi bize ait olup (bk. gke, 2007a), u anlam erevesinde
kullanlmtr: Bugnk Antalya ilinin Elmal ilesinde 16. ve 17. yzylda yaam ve Halvet-Ahmed silsilede birbirinin talebesi konumunda olan Vhib-i mm, Erolu Nri, Sinn- mm gibi sfler, Trk tasavvuf dncesi ve edebiyatnda nemli bir r amlardr. Kendilerine Vhib-i mmnin dier adndan mlhem Abdlvehhabllar da denen
bu sfler, Ynus Emre slubunu ve dncesini en gzel bir biimde temsil etmiler, yetitirdikleri yirmiden fazla nemli talebe ve pek ok mutasavvfla Elmalnn iki asrlk tarihine damgalarn vurmulardr. Ve nihayet, manevi kemale erme evresinde dokuz yl kadar
Elmalda yaayan kinci Ynus lakapl Niyz-i Msr ile Elmal erenlerinin tasavvuf /
manevi tesirleri talanmtr. (Konuyla ilgili geni bilgi iin bk. Tatc, 2003). Esasnda, temelde snn tasavvuf dncesi erevesinde kalan bu mutasavvflarn yan sra, Elmal
erenleri nitelemesinin kapsamna, 14. yzyldan itibaren yine ayn yrede yaam Abdal
Ms, Kaygusuz Abdal vb. Bekt merep sfleri de katmak mmkndr.
2 Elmal erenlerinde metaforik anlatm konusunda bk. gke, 2007a.
3 Elmal erenlerinden alnt yaparken kullandmz kaynaklar yledir: Vhib-i mm
[Yzm.]; Sinn- mm, 2000; Niyz-i Msr, 1998. Mellif adlarndan sonra gelen ilk rakam,
o airin Dvnndaki iir numarasn, / iaretinden sonraki rakam da o iirdeki beyit numarasn gstermektedir.
86
Ahmet GKE
Mevlna ve dier mutasavvflarn metaforik bir dil kullanmalar, sylemlerinin sradanlktan kurtarlmas ve insanlardan her bir zmreye kendi
anlay glerince hitab bir retim yntemi olarak benimsemelerinden
kaynaklanmaktadr. Dz ve yaln anlatlan herhangi bir meselin sonsuza
dek sylem gcn korumas mmkn deildir. Bundan dolay byk
anlatlar, edeb aheserler, dilin muntazam ve mkemmel kalplarda yansmasn salayan hitabet ve metin trleri, hep bu trden metafor vb. edeb
sz sanatlarna dayal bir ifade tarzn tercih ederler. Mevlna ve dier
sflerin metaforlara bavurmalarnn ve dili estetik balamda kullanmalarnn arka plannda, bu daimlii gzeten / eskimeyen hitap ve retinin
canl tutulmas amac yatmaktadr.4
Bu ksa giriten sonra, Acaba Mevlna Celleddn-i Rm, Mesnevsinde
avc metaforunu hangi anlamlarda kullanmtr? sorusunun yantlarn
aramaya geebiliriz. Her eyden nce belirtelim ki; konuyu sunarken, sefaletten asalete doru tedric bir anlatm yolu deneyeceiz. Bylece avc
metaforu erevesinde, insan denen varln, eer isterse en aalk noktadan en yce mertebelere ykselebilme potansiyeline nasl sahip olduunu
ortaya koymaya alacaz.
1. Nefs
Mevlna Celleddn-i Rm, Mesnevde anlatt temsil bir sahnede,
insan nefsini, kulara fark edilmeden onlar avlamak iin arazi artlarna
uygun kamuflaj yapp pusuya yatan usta bir avcya benzetir:
Bir avc, kular kendisini ot sansnlar diye otlara, imenlere brnm, bana da klah gibi gl ve laleler koymutu. Akll bir ku,
Ben bu eit ayr, imen grmedim; bu insan olsa gerek diye ondan bir koku almt; ama tam deil. nk bu ilk phesi, kesin deildi; ikinci phesi daha kati oldu: Yani, Hayr, hayr dedi; herhalde ayr, imen olmal. Bu phe, hrs ve tamahtan gelmiti.
Hrs ve tamah, hele ihtiya ve yoksulluk zaman pek mkldr.
Peygamber (s.a.v.), Az kald, yoksulluk kfr oluyordu demitir.
(Mevlna, 1990: VI/37-38).
Metinde geen hrs ve tamah, nefsin, yani srekli ktl emredici
(Ysuf, 12/53) olan nefs-i emmrenin en belirgin zelliklerinden ikisidir.
te nefs, tpk kular avlamak iin arazi artlarna uygun kamuflaj yapan
4 Mevlnann kulland metaforik dille ilgili bir rnek iin bk. gke, 2007b: 19-41.
87
usta bir avc gibi, pusuya yatm avn beklemektedir. Bunun, avcnn bir
tuza olabileceinden phelenen kuun tereddtlerini gidermek iin
nefs, hrs ve tamah silahlarn kullanarak kuu alt etmi ve avn yakalamay baarmtr.
Nefsin bir baka temel nitelii olan ehvet duygusunu da, da keisini
tuzaa dren avcnn en byk kozu olarak deerlendiren Mevlna,
manzaray yle tasvir eder:
Da keisi, yce da balarnda yiyecek arar, hibir zarara uramadan koar durur. / Yiyecek bulmak, yaylmak zereyken anszn
felein snamas gelir atar. / br daa bakar, orada bir dii da keisi grr. / Derhal gzleri kararr. Bu dadan ta o daa sramak ister. / Dii keinin bulunduu da, ona o kadar yakn grnr ki,
oraya sramak, ev kapsnn etrafnda koup dolanmak kadar kolay
gelir. / Binlerce arn yol, ona iki arnlk bir mesafe gibi grnr, o
sarholukla sramak ister. / Sraynca da iki amansz dan arasndaki ukura dverir. / O avclardan daa kamt; kap snd
yer, kann dker. / Avclarsa o iki da arasndaki yarda oturmu, bu
azametli kaza ve kaderin zuhurunu beklemekteler. / Da keisi, ekseriyetle byle avlanr. Yoksa bu hayvan, pek yrk, pek eviktir, dmann sezer, anlar. / Rstemin kellesi, kula yerindedir, sakall,
bykl bir adamdr. Ama ayan tutup onu kafese sokan tuzak, ehvettir. / Benim gibi ehvet sarholuundan kesil, bu sarholuu, devede seyret! (Mevlna, 1990: III/65-66).
Mevlna, nefsin arzusunu, da keisi metaforuyla veciz bir ekilde anlatr. Da keisinin, diisini kar tepede grp arzulamas sonucunda,
kar tepenin uzakln lp bimeden ve dncesizce atlamas, aslnda
nefsin arzulad nesneye kar akl ve muvazeneyi terk edip hayvan drtlerle hareket etmesini sembolize eder. Nefs, akln ve iradenin kontrolnden kurtulunca, hayvan (saldrgan, atlgan, tahakkm edici vb.) drtlerle
kendini belirginletirir. Nefsin kontrolsz ve dengesiz atak halleri sonucunda telafisi imkansz aclar ve bedbahtlklar ortaya kar. Nefsin bedbahtl, onun temsil ettii insann da felaketi olur.
Hz. Mevlna, baka bir yerde de nefsi, dnya kuyusunun dibinde mahpus kalan aslan konumundaki insan oraya dren ve buradaki hapis
hayatnn srmesine sebep olan aslan avcs bir tavana benzetir. Bu rnekte, ormanlar kral aslan eitli kandrmacalarla dnya kuyusunun iine
drp mahpus brakan, onu kahr u perian eden ve bylelikle koskoca
88
Ahmet GKE
89
iye afsun okumak, onu afsunlamak iin alar. / Erlerin huyu, aklk
ve scaklktr; aalklarn ii, hile ve utanmazlktr.
(Mevlna, 1990: I/25-26).
O halde, kuu avlamak iin trl trl tme taklitleri yapan, slk alan
avcnn tlerine aldanmamak lazmdr. Yani, kurtulu iin; ktle /
erre / isyana / gnaha / hakka davet ettiini iddia ettii halde gerekte
batla aran insan eytanlarna kulak asmamak, onun byl szlerine
kanmamak; aksine, hakiki erlerin / Allah dostlarnn yoluna girmek gerekmektedir.
Bilindii gibi Kuran- Kerim, insan helake gtren etkenler olarak
nefs, eytan, heva ve hevesten bahseder. Heva ve heves, insann varolu
gereini unutarak, sadece dnyevi ekim alannn iinde kendini snrlandrmas ve kendinin hakikatini unutmasna vesile olur. Kendini bilmeyen
insan, hayvan ve ehevi duygularn esiri olur. Heva ve heves, Kuranda
sz edilen dier pek ok olumsuz huy ve davranlara da zemin tekil
eder. Heva ve hevesin tetikleyici zellii sayesinde eytan, gemlenemez
dnyevi arzularn istilasyla nefis sahibi insan saptrr. te burada eytan,
insan av olarak gren avc konumundadr. Nefsi eldiren ve Hak yoldan
saptran eytann, ayrca dnyada insanlar arasnda yoldalar da vardr.
te bu eytan yoldalar, insann saptrlmas konusunda eytanla ibirlii
kurarlar. eytan ve ibirlikilerinin temel silah, hile ve hayaszlktr. eytan
iin nefs, avlanmas gereken bir av ise, avcnn avn yakalayabilmesi iin
eitli kandrmacalar ve aldatmacalar iine girmesi doaldr. te eytan da
bunlar yapar. Hz. Mevlna bu durumu, yukardaki rnekte de grld
zere, kuu avlamak iin eitli ku taklitleri yapan avcya benzeterek
izah eder. Islk alan, tme taklidi yapan avcnn slna ve tne asla
kanmamak gerektiini verdii derste anlatr.
3. Allahtan Baka Varlklara Balanan ve Davet Eden Kii
3.1. Dnyaya ve Dnyalklara Taparcasna Balanan Kii
Hz. Mevlna, dnyaya ve dnyalklara taparcasna balanan kiileri,
duvarda yansyan gne nn gerek kaynan aratrmakszn duvarn
gzelliine vurulan kimseye benzetir:
Dnyaya k olan kii, duvardaki gne nn nereden geldiini aratrmayp, duvara k olan kimse gibidir. Duvardaki gne
, duvarn parlaklndan deil, drdnc gkteki gne yuvarla-
90
Ahmet GKE
ndandr. phesiz, duvara gnl veren, ona k olan, gnein gnee kavuunca ebediyen hsranda kalr.
(Mevlna, 2000: Nahf Terc., I/689).
Demek ki, sonunda hsrana uramamak iin, duvara yansyan k
hkmndeki bu gelip geici dnya hayatna ve dnyalklara gnl vermemek; bunun yerine, oraya yansyan n asl kayna olarak, gklerin
ve yerin nuru (Nur, 24/35) olan Cenb- Hakk bilmek gerekmektedir.
Mevlna Celleddn, n kaynana deil de onun yansmasna kaplanlar, Mesnevnin bir baka yerinde, glge avlamaya kalkan avc
istiaresiyle anlatmaktadr:
(O), glge avlayan avcya benzedi. Hi glge ona sermaye olur
mu? / Adam kuun glgesini smsk tutmu. Ku da aacn dalnda
ona amakta ve: / Bu aklsz adam neye seviniyor ki? demekte. te sana batl, ite sana rm sebep! (Mevlna, 1990: I/225-226).
Grld gibi Hz. Mevlna, dnyaya taparcasna balanan kiiyi,
daha nce Platonun kulland maara istiaresini hatrlatan duvardaki
gne nn nereden geldiini aratrmayp duvara k olan kii benzetmesiyle anlatmaktadr. Gnein ekilince, ortada karanlk bir duvar
kalacaktr. Burada insan iin elde edilen sonu, hsrandan baka bir ey
deildir. Demek ki, gklerdeki ve yerdeki btn gelip geici varlklarn
/ nuru olan, asla snmeyen asl kayna grmek gerekmektedir. Aksi
takdirde, duvara gnl veren, asl k kaynann n ekmesiyle, kapkaranlk bir duvarla babaa kalacaktr.
3.2. Dnyalklara / Ayara / Msivya Davet Eden Kii
Avlayaca kuu yakalamak iin ku gibi ten, slk alan avc metaforunu, bu kez Allahn dndaki eylere / dnyalklara / ayara / msivya
davet eden kiiyi tasvir iin kullanan Hz. Mevlna, bu tr kimselerin arlar karsnda muhataplarna tedbirli ve ihtiyatl olmay salk vermektedir:
htiyat ona derler ki; seni [dnyalklara / ayara / msivya] davet ettiler mi, Bunlar, benim sarhoum, bunlar benim dostum, beni
seviyorlar, beni istiyorlar demeyesin. / Davetlerini, kulara alnan
slk bil! Avc, pusuda gizlidir de ku gibi ter durur. / nne de
seslenen, ten, ran budur zannn vermek iin bir l ku koymu. / Kular, onu kendi cinsinden sanp toplanrlar. O da onlarn
91
92
Ahmet GKE
93
94
Ahmet GKE
95
96
Ahmet GKE
salar. Pratik bilgelik ise, insanlar iin iyi ve kt olan eylerle ilgili olarak
bir kural yardmyla eylemde bulunma yeterlilii verir.
Teorik akl, kendine deimez, ezel ve ebed eyleri konu alr. Varln
ve bilginin ilk ilkelerini aratrr; eylerin niin olduklar gibi olduklarn
gsterir ve teoriler oluturur. Akln bizzat kendisi iin istenen etkinlik,
sophia yani teorik ya da felsef bilgeliktir. Teorik ve pratik akldan oluan
bir btn olarak akl, ruhun rasyonel parasn oluturur. Ruhun rasyonel
taraf, rasyonun btnyle intibak edemedii alanla ilgili, dilin sunduu
zengin ifade biimine bavurur. Akl, burada ince ve zevkli bir sylem
gelitirir. Bu balamda Gazzlnin akl, at ve kpei bulunan bir avcya
benzetmesi, akln fonksiyonlarn edeb bir tr iinde metafora dntrmesiyle mmkn olur. ehveti avcnn at, gazab da kpei olarak dnen Gazzl, atn gemlenmesi, yani kontrol altnda tutulmasna telmihte
bulunarak, yine her an saldrmaya hazr bir varlk olarak ele ald kpei
de ayn ekilde saldrmasn nleyecek bir muhafaza iinde bulundurulmasn ima ederek, yani balarla balanm bir varlk olarak somutlatrmak
suretiyle, pratik akln ilevine iarette bulunmutur. Pratik akl, ruhun ya
da nefsin haddini / snrlarn izen bir grev stlenmektedir. Nefsin ehevi
gcn ve terbiyesini ifade etmede kullanlan bu istiareler, nefsin potansiyelindeki gc somutlatrmak bakmndan, nefsin hakikatine en uygun
dilsel aralar olarak karmza kmaktadrlar.
Kamil insan olmann pratikteki mektebi olan slam tasavvuf geleneinde, nefsin terbiyesi en nemli zemini oluturur. Esasnda bir btn olarak slam iin, insan terbiye mektebidir de denebilir. nk slamn
retileri, nefsi terbiye etmek, onu kontrol altnda tutmak, kt ahlaktan
arnp gzel huylarla donanmak temeline dayanr. nsann maddi ynne
meyli ifade eden nefs ve halleri kontrol altna alnmak suretiyle, insann
dier ynn oluturan manevi boyutla irtibata gemeyi ve manevi boyutun insan olmakl belirlemesine imkan vermeyi salar.
nsann yaad ortam olan dnya yasaldr, yani kuralldr. nsann
ycelmesi, ruhun zgrl, yasal dnyann varlk artlar ierisinde geliir. nsann terbiyesi, evrenin yasallna dayanan bir kuralsallk iinde
kapsanr. nl rnesans dnr Pico della Mirandello, ruhun arnmasn, evrenin yasalaryla uyuma balar. nsanda dnyadaki her varln, canlnn tohumu olduunu ifade eden Mirandello, insandaki potansiyel glerden, rnein duyumun tohumlarnn gelimesiyle, ya da bu tohumlarn
gelimesine izin verilmesi durumunda, insann hayvanlaacan belirtir.
nsanda akl tohumlarn imlenip yeermesi durumunda ise, o gksel bir
97
98
Ahmet GKE
99
blk, bilgi denilen eyden tamamen yoksundur; hayvan misali otlayp semirir, yalnzca Ahrdan ve ottan baka bir ey grmez gz;
ne ktln ne olduunu bilir, ne de stnln. nc bl
ise insanolu tekil eder. nsann yars melek, yars da eektir.
Onun eek olan yars, alakla/sflilie temaylldr; br yars
ise ycelie/ ulvilie eilim gsterir. atmada bu ikisinden hangisi
stn gelirse, odur insan (Mevlna, 1990: IV/122-123).
Hz. Mevlnann iirsel bir sluba dkt ve temeli bir hadis-i erife
dayanan bu aklamalara gre, yaratlanlarn bir bl mutlak nurdan,
br blm de fke ve ehvetten yaratlmlardr. nsan ise bu ikisinin
karmndan ibarettir. Kamil insan, kemaltn kendi znde potansiyel
olarak (bil-imkn) var olan hayvan ve insan olma istidadndan hangisinin
ynne evirirse, o oranda varoluunu gerekletirir. Onu ehvet ve
hevadan koruyacak olan, akl ve iradeye dayal bir Allaha teslimiyet ve kul
olma bilincidir. Allaha teslimiyet ve kulluk, aslnda insann zgrlnn
ve her trl msiv balarn koparp ycelmesinin zeminini oluturur.
nsan alaklktan kurtarp ycelie sevk edecek potansiyel (bil-imkn)
varlnda mndemi olan bu zelliklerin bilfiil duruma geebilmesi, yine
nefsiyle iradi olarak muhasebeye, murakabeye ve hesaplamaya dayanr.
te, insan murakabe ve muhasebeden uzaklatracak ve onu sadece dnyann snrlarna mahkum edecek, ruhani terbiyeden mahrum brakacak
her trl ynelim, Mevlnann Mesnevsinde haric ve dahil sebepleriyle
birlikte av-avc, yani yalanc eyh ve buna kanan aklsz mrit metaforlaryla anlatlr.
te akll mrit de, nce ayak izlerini izleyerek peine dt ceylann misk kokusunu duymaya balayan avc gibi, ilahi hikmet ve marifetin
kokusunu, tadn ve zevkini almaya balamal ve onu takip ederek kendisine k olduu maukunun gnln avlamaya, rzasn kazanmaya almaldr. te o zaman, bir avc olarak kt yolun sonunda, hakiki avcya av olmann tadna, lezzetine ve zevkine erebilir.
Son sz yine Hz. Mevlnaya brakalm:
Avlamaya deen ey ancak aktr. Fakat o da yle herkesin tuzana der mi
ya? Meerki sen gelesin de ona av olasn... Meerki sen, tuza brakasn da onun
tuzana gidip desin. (Mevlna, 1990: V/37).
100
Ahmet GKE
KAYNAKA
CEBECOLU, Ethem, (1997); Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Ankara.
DOAN, D. Mehmet, (1996); Byk Trke Szlk, 11. bs., stanbul.
GAZZAL, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed, (2002); Mericl-Kuds
f Medrici Marifetin-Nefs/Hakkat Bilgisine Ykseli, (ev.: Serkan
zburun), stanbul.
BN MSKEVEYH, (1983); Ahlak Olgunlatrma/Tehzbl-Ahlk, (ev.: A.
ener - C. Tun - . Kayaolu), Ankara.
KEKLK, Nihat, (1990); Felsefede Metafor, stanbul.
MRANDELLO, Pico della, (2006); nsann Deeri zerine Sylev, (ev.: L.
zar), Bursa: Biblos Yay.
NYZ- MISR, (1998); Dvn, (hzl.: Kenan Erdoan), Ankara.
GKE, Ahmet, (2007a); Elmal Erenlerinde Mana Dili, Ankara: Elmal Belediyesi Yay.
_____, (2007b); Mevlnann Mesnevsinde Har (Eek) Metaforu, Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Yl: 8, S 18, Ankara, OcakHaziran, ss. 19-41.
RM, Mevlna Celleddn, (1990); Mesnev, (ev.: Veled zbudak, gzden
geiren: Abdlbki Glpnarl, II. bs., stanbul.
_____, (2000); Mesnev-i erf: Manzum Nahf Tercmesi, (hzl. mil
elebiolu), stanbul.
SCHIMMEL, Annemarie, (2003); Ben Rzgarm Sen Ate, (ev. Senail zkan), III. bs., stanbul.
SNN-I MM, (2000); Dvn, (hzl. A. Azmi Bilgin), stanbul.
TATI, Mustafa, (2003); Elmalnn Canlar, stanbul.
ULUDA, Sleyman, (1991); Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul.
VHB- MM, Dvn, [yz.] Abdullah Ekiz nshas.
102
Ali AVUOLU
Tarihte rk ad olmasnn yan sra, zellikle edeb eserlerde eitli anlamlar yklenerek kullanlan ender szcklerden biridir Trk. in, Trk
ve Batl kaynaklardan hareketle bu szcn, tarih iinde hem etnik hem
de siyasi bir btnl ifade edecek ekilde kullanlm olduunu belirttikten sonra, bugn siyasi bir btnln ad olmak zere sadece Trkiye
Cumhuriyeti snrlar iinde yaayan insanlar iin kullanldn syleyebiliriz. Kltrel anlamda Trk szc, Trkiye dnda yaayan ve kken
olarak Trk soylu topluluklar iin de kullanlmakla birlikte siyasi anlamda
onlarn boy adlarnn devlet ve ulus ad olarak kullanld grlmektedir.
Kltr tarihinde milletlerin belirgin zellikleriyle tanndklar bir gerektir. Bu zelliklerini maddi ve manevi hayatlarnn eitli boyutlarna
yanstmlardr. Bu nedenle ngiliz, Alman, Slav, Arap, Trk vb. szcklerin ardnda bu uluslar tantc eitli kimlik bilgileri sakldr. Bu balamda
baz rk adlarnn, bilinen anlamlarnn dnda, eitli duygu ve dncelerin ifadelendirilmesinde kullanld da olmutur.
Bilim ve sanata ok nemli katklarda bulunmu olan Trk ulusunun
adnn, eitli duygu ve dnceleri anlatmakta bir ara olarak kullanld
da grlr. Burada Trk ve Trkiye szcklerinin kaynaklar, anlamlar ve zellikle Mevlnann Trk hangi anlamlarda kulland konular zerinde durulacaktr.
Trk ve Trkiye szcklerinin kayna
Trk adndan, Tugar olarak bahseden en eski belge, Musevilerin
Ahdiatik (Tevrat)idir. Ahdiatik en eski branice eserdir. Dnya varlndan, milletlerden, devletlerden ve dnyann kuruluundan bahseden en
eski eser olarak Ahdiatikin fasllarnda, insanln douu (tekvin-i mahlukat) blmnde anlan Tugar, Nuhun olu Yafesin oludur. sadan 458
sene nce yaam olan Musevi tarihisi Hazkiyal, Tugarla ilikilendirilen
Toroklarn yaad blge olarak Orta Asyann tam bir tarifini yapyor.
nl tarihi Josephe Flavius yle diyor: Toroklar, Darann lkesinin bitiminden balayan ve sonu bilinmeyen yerlere kadar geni sahalarda yaayan, balca dokuz kola ayrl byk bir millettir. in ktas da Toroklarn
egemenlii altndadr. Ahdiatikin en tannm mfessiri Mendelson, tekvin-i mahlukat bahsini aklarken Torok tabirinin Trk olduunu ve bu
deyimin Turan eklinde kullanld zaman Trklerin asl vatan olarak
anlalmas gerektiini karlatrmalarla anlatr (Kutay, 1968: 33).
Trk sznn bir rk ad ya da Gktrk devletinde olduu gibi siyasi
bir isim olarak tarihin ok eski zamanlarndan beri kullanld ve ince
103
104
Ali AVUOLU
105
106
Ali AVUOLU
107
Sadinin Glistan adl eserinde Trklerle ilgili olumsuz anlamlar tad anlalan u imalar yer alr:
Eer o ala bir Tatar ldrse, artk bir Tatar ldrmek de gerekmez (Sad, 1966: 139).
Dilenci, benim gibi bir dilencinin parasyla cihan padiahna himmet
elini kirletmek yaramaz deyince, hkmdar, zarar yok demi, ben de onu
zaten Tatara vereceim; nk Murdar murdara yarar (Sad, 1966: 146).
Sana bu yolda bir Rstem gerek ki u ar ta kuyunun azndan
kaldrsn; seni bu kapkaranlk kuyudan karsn da ruhani halvet yurduna
gtrsn; Hilelerle dolu Trkistan tabiatndan alsn da yzn ran eriatna dndrsn (Attr, 1947: 140).
II. Murad adna yazlan Muradnmede de zorunlu kalmadka Trklere
misafir olmamak gerektii, nk Trkn edep bilmedii sylenir:
Konuk olma ahmak kiiye kaan
Bilesin ki usludur andan kaan
Dah Trke konma ki bilmez edep
Meger kim zarret grine sebep (Bedri Dilad, 1997: 312).
Hamdnin Yusuf u Zleyhasnda ise Trkn cahillii vurgulanmaktadr:
Hs kadrin ne bile her m
Zta bakmaz gzler ol nm
Bilmeyen andelbi sere sanr
Trk billru grse sra sanr (Hamd, 1991: 90)
Bilindii zere Trkler, Anadolu Seluklular devrinde imdikinden
ok daha fazla bir kltr devleti olma vasfna sahiptiler (Taneri, 1996: 73)
ve bu vasflarnn Trk kelimesinin kullanlmasna da yansd sylenebilir. Bilhassa Dou dnyasnn bilim ve kltrnde yeterince ve hakl bir
sz sahibi olduu anlalan Mevlnann Trk szcn kullan ve ona
ykledii anlamlar, Trklerle ilgili yukardaki yarglar rtt gibi,
deien kltrn, bak ve anlaylar zerindeki etkisini de aka gstermektedir. Trkn Farsa bilmemesi kimi airlerce ayplanacak bir durum,
hatta Mevlnadan sonraki dnemlerde de adam yerine konmama sebebi
saylrken Mevlna, sz sylemeden anlayan, anlay ok yksek kiiye
Farsa bilmeyen Trk hkmdarn rnek gsterir (Mevlna, 1959: 18).
108
Ali AVUOLU
109
110
Ali AVUOLU
ykleyerek kulland grlr. Bu kullanmlarn bir ksm olumsuz anlamlar da ierir. Ancak Trk szc onda olumsuz anlamla yer almad gibi
hibir kavim ya da topluluk ad onda Trk gibi anlam zenginliine sahip
deildir ve Trk kadar ok kullanlmamtr.
Mevlnann Trkl o kadar itendir ve Trk olmak onda o kadar isellemitir ki, anlam bile anlamn Trkte bulur: eklin bil ki adrdr;
anlamndr Trk (Glpnarl, 1973: 65); bir baka yerde de: Hintli harfleri brak, anlam Trklerini seyret, o Trkm ben, Hintliyi bilmiyorum
der (Mevlna, 2000: 5/444).
Mevlna Trk szn, aada rneklendirilecei zere gl-yiit,
gzel-sevgili, gebe-kyl anlamlarnda da kullanmtr.
Trk: Gl-yiit
Trk kelimesi Gktrkler zamannda gl, kuvvetli, kudretli; devlete
bal halk anlamnda kullanlmtr. Uygurlar zamannda da ayn anlam
korumutur. Trk, erk ile birlikte getii yerde gl, kuvvetli anlamndadr. Erk pekitirme sfatdr. Ayrca Hakanlar erkli, (yani gl kuvvetli ve kudretli) kimselerdir (Gde, 1992: 96) cmlesinde ve kuvvetli
Hun (Kafesolu, 1989: 44) anlamna gelen Trk Hun ifadesinde olduu
gibi sfat olarak da kullanlmaktadr. Bu sfatta hem zihinsel hem de bedensel g anlam vardr.
Genellikle Trkn bu anlam sebebiyle, millete bir kavim ad olarak
benimsenmi olduu gr kabul edilir. Hatta denebilir ki Trk etimolojik olarak belirli bir kkten kp bir sre kullanldktan sonra anlam bakmndan gelimitir. ncelikle g, kuvvet, gl, kuvvetli anlamnda iken
zamanla olgunluk manasn da kazanmtr (Baykara, 1998: 26-50).
Mevlna, Trk bu anlamda ve farkl balamlarda kullanr. Zalim
Trk ile Cengiz Han ve Moollar kasteder. Burada Trkn g anlam
sz konusudur. Ancak zalim sfatyla gcn ktye kullanld ifade
edilmektedir (Taneri, 1996: 72). Aadaki beyitte de yine g ve kudret
sz konusudur:
Kullukta ben kpekten aa deilim ya; Tanr da dirilikte, kudrette bir
Trkten aa deildir (Glpnarl, 1973: 213).
ehirli Uygurlarda devlet ve millet anlay zayflam, Trk ou zaman erk, yani g ve kuvvet ifade eden anlamda kullanlmt. Halk iinde
erkler ve Trkler, ykselmi, okumu kimseler anlamna geliyordu. Olgun-
111
luk da bir Trklk idi ve olgunlam genler iin Trk yiit, Trk kzlar gibi
szler syleniyordu (Taneri, 1983: 56).
Mevlna, Trk szn kullanarak pek ok benzetmeler yapar. Tanrnn yaratp yzlerce dnce ve dzen bellettii eytann da bir kpek
olduunu, halkn dkt yzsuyunun eytann iip geindii tutma
suyuna benzediini syler. Kpek, eytann kzp saldrmasna kar Allaha snrm denildiini, bu szn ise Ey Hta Trk kpee bar da
yolu a demek olduuna iaret eder. Bu iaretle yine Trkn bir yceltilmesi yaplmtr. Haa, vallahi Trk bir bard m kpek de kim oluyor?
Erkek aslan bile kan kaanr, kan kusar (Mevlna, 2000: 5/53, 329, 455, 557).
Mevlnaya gre Trkler savadr, iyi ata biner, iyi silah kuanr ve istediklerini elde ederler.
Bir hayvandan rkp hayal gibi kaan her yufka yreklinin ii deil sava. Sava Trklerin iidir, kzlarn deil, kzlarn yeri evdir, var git evine
otur (Glpnarl, 1973: 569). O kan dken Ouz Trkleri geldiler; yama
iin bir kye saldrdlar (Glpnarl, 1973: 427).
A zhre, Hintli gzlerden korunmak iin Trkesine ok koy yaya (Mevlna, 2000: 5/341).
Ak burakn setim ki ebediyete dek o bklm bklm, simsiyah salara
Trkesine at srp varaym (Mevlna, 2000: 3/253).
O sava, o dvken sert Trk, o kavgac gzel, barmaya geldi; elimi
tuttu da seni Tanr yarlgasn dedi (Mevlna, 2000: 3/368).
Ben Trkm, sarhoum, Trkesine silah kuandm (Mevlna, 2000:
2/98).
Tez Trkesine srat, sr at; nnde gzelim bir adr yeri var (Mevlna, 2000: 4/293).
Trkesine at sr, vakit dar; durma ki o Htay Trk adra girdi
(Mevlna, 2000: 5/265).
Ne efendice meclis... Ne gzel yama bu ki Kpak padiah, Trkesine
arpm getiriyor (Mevlna, 2000: 5/483).
Trk, hasmna kar kindardr:
Ebucehil, Peygamberden, kindar Ouz Trk gibi bir mucize istedi
(Glpnarl, 1973: 3/29).
Menakbul-rifnden yaplan aadaki alnt Trklerin hasmlarna
kar yaman olduklarn, kindar olduklarn dorulamaktadr. Ancak Ah-
112
Ali AVUOLU
113
114
Ali AVUOLU
ten sonra dier blmn balnda Trk beyinin katla katla glerken
darack gzlerini kapatt.. belirtilir (Glpnarl, 1973: 263).
Mevlna, Trkn gznn gzelliini de Trke benzeterek anlatr: O
Trke benzer gzlere kar kulsun aa bir klesin sen (Mevlna, 2000:
5/201).
Trklerin genel olarak anatomileri dzgn ve gzel olduu gibi, zellikle balar ve yzleri de gzeldir, hatta ok vlecek bir gzellie sahiptir. Bu yzden Mevlna, baka rklara mensup insanlarn balarndaki belli
bir zellii anarken Trkn ban da anar.
A Haim yzl, Deylemli sal, ene topa Rum lkesi halknn ene
topana benzeyen Trk bal dost (Mevlna 2000: 4/251).
Trk beyinin elbise diktirmesi konusunda olduu gibi gzelliin tamamlayclar olan giysiyi; gzel koku vb. geleri ayr ayr gzellik konusu
olarak metheder. zellikle Trk yzleri ok gzeldir. Ona gre Trkler ay
yzl gzellerdir.
Trk yzleri ki Tanr onlar kem gzden esirgesin; ayn on drd gibidir, uurlarnda keseler harcanacak ve altnlar verilecek yzler bu yzlerdir. Trk gzellerinin yzlerinde insan kendinden geirecek gzellikler
vardr. Bunlardan dolay baka gzellere bakmayn, gzlerinizi bu Trk
gzellerine evirin (Taneri, 1983: 77).
A ay yzl Trk, ne olur sabahleyin hcreme gelsen de gel beri desen.
Sen ay yzl bir Trksn Bu kul yznden abhayatn bulandysa a Trk
huylu gzel, beni ldrmekle ktlk etme, bala, kanma girme benim.
Adna Trk dedim; amma duyanlar artmak iin dedim; nk akn yzlerce hasetisi vardr, yzlerce dman (Mevlna, 2000: 2/415).
Can onun kaynandan ballara, ekerlere gark oldu; o aya benzer Trk
yznden harmana dt, alland (Mevlna, 2000: 2/258).
Divan edebiyatnda renk benzerlii bakmndan gece, sa, ben ve karanlk, Hindya benzetile gelmitir. Buna karlk gndz, yz, aydnlk
ve gzel de Trke benzetilir (Glpnarl, 1973: 4/80; imekler, 2004: 178).
nk Trkler, yukarda da deinildii gibi temiz ve ltl bir yze sahiptir.
Hintlilerin arasnda Trk, gece iinde bir gndzdr deta; geceleyin
grlty brak, nk o Trk, adra girdi artk (Mevlna, 2000: 1/65).
Ayna Trke nazaran gzel bir renktedir, zenciye nazaran o da zencidir
(Glpnarl, 1973: 3/281).
115
Trke kar aynann ho bir rengi vardr; zenciye karysa zencidir ayna
(Glpnarl, 1973: 3/412).
Mecalis-i Sebada da aka ifade ettii gibi Trk, maddi ve manevi anlamda gzel, ak yzl, ar duru insan iin; zenci ise yine maddi ve manevi
anlamda irkin ve kt kiiler iin kullanlmtr:
Byk, hayrl ve itaatli gzel Trkle Rum yzl gzellerin yanna gtrldklerinde hasret ekerler/ Nefse k olan, dnyay dileyenler irkin
yzl zenciler gibidir/ Yatandan kalknca yzlerini ykayarak Trk olan,
o kutlu suyla temizlenenler/ Bir gndr o gn ki yzler aarr, yzler kararr (Mevlna, 1965: 16-18).
Kyamet gn, yzlerin beyaz ve siyah olaca bir gndr. Aslen siyah
olmayan bir kavmin yz kararr ve kalbi de fena amellerle siyahlanrsa ve
bazs da aslen siyah yzl bulunursa kyametin temiz olan rmana nasl
bavurabilir? Yznz ykaynz. Yzler ykannca mbarek su, yzdeki
siyahl gidereceinden Trk veya Rum olduu anlalacaktr. Aslen zenci
olanlarn ykandka karard, balarn rmaktan karnca anlalacaktr.
Kyamet gn yzlerin beyaz ve siyah olaca bir gndr, bu demektir
(zbudak, 1937: 19).
Bir baka yerde irkin surat ile eytani ve nefsani huylar, varlklar
zenciye benzetirken gzel yz, gzel huylar da Trke benzetir (zbudak,
1937: 17). Aadaki szlerinde de ayn erevede bir benzetme sz konusudur.
O dnya Trkistanndan gzel yzl Trkler, arlklaryla padiahn
buyruuna uydular, balk Hindistanna geldiler (Mevlna, 2000: 5/416).
Nice Rum yzllerim var, nice gizli Trklerim var; artk Hulgyu bilmezsem, onu tanmazsam ne ayb var... (Mevlna, 2000: 5/444).
Trk gzel kokar, gzel kokular kullanr.
O Hta Trknn sandan gelen koku ne Tatar diyarndaki miskte var
ne Lden amberinde (Mevlna, 2000: 2/278).
Trkler neeli insanlardr, onlar gelince meclislerde gam keder kalmaz.
Nee Trkyle gam Hindusu o yandan bu yana gelir gider (Mevlna,
2000: 2/336).
Mevlnaya gre Trk manevi bakmdan, i ve d yznn temizlii,
parlakl, kanl canl oluu ile de gzeldir. Hi kimse Trkn bu gzellii
hakknda bir endieye kaplmamaldr. Trk hakknda kt bir sanya kapl-
116
Ali AVUOLU
ma, onu thmet altna alma, Hindu gibi inandan dme, yr ey yol arkada
(Mevlna, 2000: 2/281).
Sadece i ve d gzellik deil, hatta ak ve sevgili de Trke benzetilerek anlatlr ve bu ak Ermeniyi bile Trk yapabilecek bir gtedir. Akla
her ey deiir, Ermeniyi bile Trk yapar (Mevlna, 2000: 5/214).
Ak Trk, bir solukcaz ortadan vastay kaldrsayd da nne gelip
otursayd (Mevlna, 2000: 4/395).
O Trk gzelim, gl gibi yzyle ka geldi (Mevlna 2000: 3/304).
Benim ne de gzel Rum ve Trk ehreli, gizli dilberlerim var. Eer ben
Hlgyu tanmazsam ayp deil (Eflk, 1989: 1/287).
Akn art, Tatar lkesinin ceylanna kar kararsz bir hle gelmektedir; Htay Trk geldi mi tvbe etmek ne hatadr ne hata (Mevlna, 2000:
1/329).
A kara yzl tabiat yr, gene Hint diyarna git; a Trke benzeyen ak,
at sr Cend ehrine yr (Mevlna, 2000: 2/401).
Trk: Gebe-kyl-ifti
Mevlna ve evresindekilerin Trk kelimesini merkez idareye tabi
olmayan, devaml karklklar karan gebeler anlamnda kullandklar,
Rum kelimesini ise Anadoluda yksek bir kltr seviyesine ulam ehirliler anlamnda kullandklar bilinmektedir (Ayan, 2003: 81).
Halk iirinde de Trkn zaman zaman ifti anlamnda kullanld
grlr. Mestnin nsan Destannda u ekilde gemektedir:
Kimi Trk kimi esnaf kimi hocadr
Kimi krkta sab kimi kocadr
Kimi alak gnlldr ycedir
Kimi Nemrud gibi pek burnaz olur (Dilin, 2000: 322).
Garipnmeden alnan aadaki beyitlerde Trk kyl, gebe anlamnda kullanlmtr.
Andan alur geyr an sfiler
Gayr- sf her kimn gnli diler
Bir kat hem post-durur kim krk-in
Bay u yohsul m u hs u trk-in (k Paa, 2000: 1003)
117
Somuncu Babann olu Ysuf- Hakknin Mahabbetnmesinden yaplan alntda da Trkn kyl, gebe anlamnda kullanld anlalyor.
Ayagndan eger almaya rgi
Atun obaya iledr mi Trki
agrdug yazda Trk trki
der mi h ehl-i hl trki (Ysuf- Hakk, yp. 66b)
Mevlnann u szlerinden de Trkn ziraat, ifti anlamlarnda
kullanld anlalmaktadr:
Trk, tarlasna ektii tohumun ounu, gene eker; elde edilecek krn asldr bu. ounu eker, azn yer; nk ektiinin biteceinde hi phe yoktur. Trk, tohumu eliyle yere serper; nk elde ettii ekin de o yerden bitmitir (Glpnarl, 1973: 5/256-2619).
Gerek Mevlnadan Trklerin savalklaryla ilgili olarak yaplan
alntlar gerekse Menkbul-rifnden yaplan alnt, dorusu Trklerin
iftilie hi de uygun olmadklarn, bu nedenle bir ksm Trklerin, gelien yeni toplum dzeni ve ehirli hayata zor uyum salamalar dolaysyla
hi olmazsa tabii yaamlarna daha uygun olan hayvanclkla birlikte iftilikle uratklarn gstermektedir.
Sonu olarak; dnya tarihinde bilinen en eski zamanlardan beri etkin
bir yeri olduu anlalan Trkleri, kltr ve zihniyet deiimi dolaysyla,
baz dnemlerde karalama ve Trk szcne olumsuz anlamlar ykleme
abas iinde bulunulduu grlmektedir. Ancak toplumlarn gerek yansmas olan kalc sanat ve kltr rnleri olarak adlandrlabilecek trden
rnlerde, Trklerle ilgili olarak ciddi herhangi bir olumsuzluun bulunmamas olduka nemlidir.
Bu adan zellikle Mevlna gibi, asrlara hkmeden bir ahsiyetin
eserlerinde Trkn tarih boyunca kullanlan anlamlarnn bir arada kullanlm bulunmas, onun Trke yeni anlamlar kazandrma abas, bu anlamlarn cokulu bir ekilde dile getirilmesi, ulus adna vnlecek bir durumdur.
118
Ali AVUOLU
KAYNAKA
EFLK, Ahmet, (1989); Ariflerin Menkbeleri, I-II, ev. Tahsin Yazc, stanbul.
IK PAA, (2000); Garibname, hzl. Kemal Yavuz, TDK Yay., stanbul.
ATTR, Feridddin (1947); lahiname, ev. A. Glpnarl, MEB Yay., stanbul.
AYAN, Gnl, (2004); Sevakb- Menakb- Mevlna, III. Uluslar Aras
Mevlna Kongresi, 5-6 Mays 2003, Konya.
BAYKARA, Tuncer, (1998); Trk Adnn Anlam, AKM Yay., Ankara.
CEYHAN, Adem, (1997); Bedri Dildn Muradnamesi, MEB Yay., stanbul.
CUMBUR, Mjgan, (1988); Mevlnaya Gre Trkmenler, 3. Mill Mevlna Kongresi, 12-14 Aralk, Konya.
AATAY, Neet, (1983); Mevlnann Yaz Dili Niin Farsadr, Mevlna, Fevzi Halc, Konya.
DLN, Cem, (2000); Trk iir Bilgisi, TDK Yay., Ankara.
GBB, E. J. W., (1882); Ottoman Poems, Trbner Co., London-Glasgow.
____ (2006); Osmanl iirinin Genel Karakteri ev. Ali avuolu, Osmanl Aratrmalar XXVIII (Prof. Dr. Mehmet avuoluna Armaan IV), stanbul.
GDE, Kemal, (1992); Trk-slam Kltr ve Medeniyet Tarihi, Erciyes , Basmevi, Kayseri.
GLPINARLI, Abdulbak, (1973); Mesnevi erhi, Babakanlk Kltr Mstearl Kltr Yay., stanbul.
GVEN, Bozkurt, (2006); The Other -Turks- Quest For dentity mage, Alkm
Yay., stanbul.
HAMD, (1991); Yusuf u Zleyha, hzl. Naci Onur, Aka Yay., Ankara.
ZBUDAK, Veled elebi, (1937); Mevlnann Yedi d, Dzelten: Ahmet
Remzi Akyrek, Bozkurt Basmevi Yay., stanbul.
KAFESOLU, brahim, (1989); Trk Kltr, Boazii Yay., stanbul.
KAHYA, Esin, (2004); Anadolu Seluklularnn Bilimsel Faaliyetinin Genel
Bir Deerlendirmesi, III. Uluslar Aras Mevlna Kongresi, 5-6 Mays
2003, Konya.
119
122
smail GLE
123
124
smail GLE
gvenilir olaca kanaatindedir. Ona gre, keif halinde vehim ve hayal olmaz. Onda tam bir kesinlik ve hakkal-yakn hli vardr. nk, huffz sened
ile naklederler, keif ehli ise bizzat Hz. Peygamberin azndan alp sylerler. Bir nesnenin senedinin bilinmesinden gerekte o eyin sabit olmamas
gerekmez. Belki keif sahih olunca esah olur. nk keifte vehim ve hayal
olmaz (Bursev, tarihsiz: 10-11).
smail Hakk, Ruhl-Mesnevde hadisi zikretmeden nce genellikle,
hadisde gelir ibaresini kullanmaktadr. Bunun kadar yaygn olarak kullanlmamakla birlikte haberde gelir, ibaresi de kullanlmaktadr. ok nadir
olarak eserde gelir, ibaresine de rastlyoruz. Bunun yannda; hadis-i
kuds, merfu hadis, haber-i sahihde gelir diyerek hadisin shhati hakknda
hkm verdii durumlarla da karlarz.
2- Bursevnin hadis konusunda yazd eserler
smail Hakknn, gerek derslerini grd ve byk limlerin kitaplarndan okuyarak edindii bilgiler, gerekse ilham ve keif sonucu edindii
kazanmlardan hareket ederek konusu hadis olan birok kitap yazmtr.
Bu kitaplar yle sralanabilir.
a- erhul-Erbane Hadsen: Eb Zekeriy Yahya bn eref enNevevnin (l. 1277) Krk Hadis isimli eserine yapt erhtir. Molla Ali
Hafz Kastomonnin arzusu zerine kaleme alnmtr (Bursev [yz.]: 1b).
Bu erh, Nevevnin eserine yaplm en kapsaml ve en hacimli erhtir
(Bursev, 1998: 109). 1137 Muharreminin (Ekim 1724) sonunda, Bursada
tamamlamtr. mrnn son yllarnda kaleme ald bu eseri hadis konusunda yazd son eseri olmas nedeniyle ayn zamanda onun hadisiliinin tespitinde nemli bir kaynak olmaktadr. stanbulda, 1253, 1313 ve
1317de Mevhib Lednniyye kenarnda ve Drut-Tbatil-Amirede, mteaddit defalar baslmtr. 1317 basks, Sami Erdem tarafndan Latin harflerine aktarlm ve Hikmet Gltekinin Bursevden bahseden uzunca bir
incelemesinin bulunduu bir girile birlikte stanbulda baslmtr (nsan
Yay., 1998). Bu eser Mustafa Utku tarafndan da sadeletirilerek yaynlanmtr (Krk Hadis erhi, hzl. Mustafa Utku, Bursa, Uluda, 1999).
b- erhu Nuhbetil-Fiker li Uslu Hadis: Hadis usul ile ilgili olan bu
eser bn Hacer el-Askalnnin (l. 1449) Nuhbetl-Fikerinin Arapa erhidir. Bursev, rencilii zamannda ald notlar daha sonra deerlendirerek meydana getirdii bu eserde hadisleri tasavvufi bak asyla
125
126
smail GLE
I/24
Tefsir-i Sure, 45
I/28
stizan, 1
I/34
ler yoktur.
4
I/39
tisam, 16
I/78
Deavt, 9
I/117
Tbb, 51
I/123
lm 10
I/123
Enbiya, 35
I/133
Tabir, 3
I/133
lm, 38
I/134
Bedl-vahy, 2
12
I/134
Tabir, 2
127
I/137
Enbiy, 2
I/140
Leyletl-Kadr, 5
15
I/151
Hac, 425
16
I/155
Ceniz, 90
saklanmaz.
17
I/156
man, 8
I/238
Rikk 38
I/238
Savm, 49
20
I/278
Mezlim, 5
lendirir.
21
I/324
Kitbul-Ahkm, 21
22
I/351
Ceniz, 664
I/379
Tevhid, 15
24
I/386
Savm, 43
yannda geceledim.
25
I/395
mn, 48
I/450
Hril-Iyn, 1233
I/452
mn, 1
28
I/499
128
smail GLE
29
I/512
Babut-teheccd, 580
30
I/519
Husumt, 2241
31
II/6
Bedl-Halk, 1392.
II/36
mn, 9
olduklar kimsedir.
33
II/76
Ehadisl-Enbiy, 1374
brahimdir.
34
II/77
mn, 1
35
II/81
mn, 21
kacaktr.
36
II/151
Rikk, 6021
37
II/164
Fezill-Kuran, 1738
38
II/173
mn, 82
39
II/177
Gusl, 250
ey istemitir.
40
II/198
Deavt, 5854
II/221
Tevhd, 6982
II/227
Tevhd, 6996
43
II/351
stikrr, 1075
II/391
Ver, 231
45
II/431
Fezill-Kuran, 1786
rum.
46
II/481
Ceniz, 1220
129
47
II/508
Tevhid,
teheccd, 14
35,
Kitbut-
icabet edeyim. Kim benden bir ey istiyorsa ona vereyim. Kim benden balanmak istiyorsa onu balayaym der.
48
II/512
Siyer
1240
ve
fezill-cihd,
49
II/515
Bedul-halk, 317
50
II/522
Muharibn, 2125
II/570
II/576
I/17
man 293
I/32
man, 234
maz.
3
I/34
man 291
II/58
Selam, 4119
I/78
Salat 112
I/105
Salat, 215
I/128
man, 284
130
smail GLE
I/216
man, 291
I/226
Salt, 222
gibisin.
10
I/337
Birr, 55.
I/341
Zhd, 50
12
I/347
Zikr, 73
13
I/350
Hayz, 33
14
I/351
Kader, 4
II/26
Kalbini mi yardn?
mn, 140
16
II/68
II/92
Kader, 4798
18
II/141
Mescid, 827
II/161
20
II/248
mn, 208
21
II/279
Salt, 751
22
II/307
Cenne, 5049
II/556
Kader, 4813
kiiler yaratt ve babalarnn sulbnde iken cehenneme gidecek olan kiiler yaratt.
24
II/561
Fezil, 1
I/405
Zikir, 20
c-
131
I/11
Tefsir-i Sure, 68
I/79
man 18
I/88
Kader 7
I/119
Fiten, 64
dir.
5
I/122
Tefsir-i Sure, 15
I/151
Ev halkna ne braktn?
Menkb, 16
I/163
Kyamet 42
I/354
Menkb, 20
I/501
mn, 13
tir.
10
II/19
Ahkm, 1244
II/61
Berr, 1852
II/75
Sfatul-kyme, 2384
II/145
Zhd, 2251
14
II/220
lm, 2606
II/305
Kadn mahremdir.
Rza, 1093
16
II/329
Sfatul-kyme, 2441
17
II/306
Menkb, 1.
132
smail GLE
I/105
IV/23
namaza snrd.
2
I/174
Klla gnderildim.
II/50
I/264
III/234
I/282
Ademolunun
II/173
kalbi
Rahmann
parmaklarndan
I/378
I/407
I/380
VI/401
II/501
II/380
I/351
V/121
I/455
III/124, 411
cihat edin.
I/44
Mukaddime, 84
I/140
Mukaddime, 11
I/154
Fiten, 22
aka yaparlarsa illaki onlarda veba ve kendilerinden nceki atalarnda yaylmayan hastalklar
yaylr. Ve bir topluluk mallarnn zekatn vermezse illaki kendilerinden yamur kesilir. Ve
hayvanlar da olmazsa hi yamur yadrlmaz.
4
I/262
Dua, 14
I/376
Mukaddime, 11
titredi.
6
I/442
Ticre, 2144
133
I/461
Zhd, 9
II/68
Ticre, 2144
II/261
Zhd, 4298
yok.
10
II/574
Zhd, 4159
alsn.
f-
I/8
Edeb 11
kredemez.
2
I/42
Edeb, 86
I/162
Edeb, 157
yim.
4
I/264
Ebed, 107
etmez.
5
I/273
Edeb 125
I/332
Edeb, 4257
amelleri yer.
7
II/61
Edeb, 4272
II/63
Tercime, 3641
hafiftir.
9
II/79
Edeb, 4257
10
II/312
Cihad, 43
11
II/523
Akdiye, 3
134
smail GLE
I/22
Sehv, 62
I/161
Ksf, 16
II/63
rdun-Nis, 3878
II/530
Beyat, 37
lemektir.
I/96
Taharet, 89
I/167
Hsnl-Halk, 16
i-
II/360
V/8965
II/490
II/3926
grene ne mutlu.
j-
I/164
XII/34744
II/156
XV/44152
l-
II/512
135
V/7852
Tabern, Eb'l-Ksm Sleyman b. Ahmed b. Eyyb el-Lahmi, ElMuceml-Evst I-XI, Riyad: Mektebetl-Marif, 1985.
1
I/158
IV, 110
m- Acln smail b. Muhammed, Keful-Hf ve Muzll-lbs Ammetehera minel-Ehdis f Elsinetin-Ns, I-II, 3. Bs., Beyrut, 1988.
1
I/19
II/132
yarattm ve bilindim.5
2
I/11
I/205
I/79
II/100
I/115
II/265
ilmini de verir.7
5
I/116
I/177
I/126
II/312
I/151
II/60
I/282
I/123
II/41
I/85
isteyiniz.10
10
II/104
II/329
5 Bu hadisin mevzu olduu konusunda hadis limleri ittifak etmilerdir. Daha fazla bilgi iin
bk. Uysal, 2001: 268-270; Avc, 2004: 265-270.
6 Suflere ait bir szdr (Uysal, 2001: 335).
7 Hz. saya ait olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 377). Ancak ncilde buna benzer bir sze
rastlanmamtr.
8 Hz. Aliye ait bir sz olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 351).
9 Mevzudur (Uysal, 2001: 284-285).
10 Muhaddislere gre ittifakla mevzudur (bk. Gler, 2003: 81).
136
smail GLE
11
II/136
II/164
12
II/148
I/1485
II/350
II/244
II/402
I/177
duyuyorum.
15
II/535
I/412
I/391
III/331
II/338
XI/341
II/365
VIII/382
q- Bulunamayanlar
1
I/26
I/28
nsann srr benim srrm, benim srrm da onun srrdr (Ahmet Rfat, 1293: 9).
I/34
lim gizlenmi bir hazine niteliindedir. Onu ancak Allah bilen limlerden
bakas bilmez.
I/36
137
Allahm, zararl kimsenin stne baskn iddetlendir ve onun yllarn Yusufun yllar gibi yap.
I/38
Bir kimse k olur ve iffetli olursa, bu akn gizler de sonra lrse ehit olarak
lr.
I/43
I/47
I/60
I/106
10
I/106
11
I/114
12
I/116
13
I/126
14
I/132
15
I/145
16
I/153
17
I/162
18
I/172
19
I/185
20
I/186
21
I/199
22
I/199
23
I/216
24
I/227
25
I/231
26
I/231
138
smail GLE
27
I/231
28
I/243
Allah iin nurdan ve zulmetten oluan yetmi bin perde vardr. Eer onlar
aacak olsa
29
I/266
30
I/274
31
I/285
Kim Allah iin krk sabah ihlasl olursa kalbinden lisanna doru hikmet pnarlar ortaya kar.
32
I/290
Nice fkh tayanlar vardr ki fakih deildir. Nice fkh tayanlar da vardr ki o
kimseye fkh retmitir.
33
I/294
Zalim Allahn yeryzndeki adaletidir. Onunla intikam alr, sonra ondan intikam alr.
34
I/298
35
I/299
36
I/310
Bana cennettekiler gsterildi. Orada kadn ehlinin az olduunu grdm. Kadnlar nerede dedim. Denildi onlar krmz altn ve gzel kokularla meguller.
37
I/310
38
I/312
39
I/313
40
I/319
Dnya ahret ehline haramdr. Ahret dnya ehline haramdr. Her ikisi de Allah
ehline haramdr.16
41
I/324
eytann yollarn alkla kesiniz. nk alk ehevi istekleri keser ve yok eder.
42
I/334
43
I/346
Bana cennet arzusu ve cehennem korkusu ile ibadet edenden daha zalim kim
vardr. Ben cennet ve cehennemi yaratmam olsam dahi ibadete layk deil
miyim?
44
I/356
45
I/368
Ey Allahm onun zerine kpeklerinden bir kpek musallat et. (Eb Lehebin
15 Hz. saya ait olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 349). Ancak ncilde buna benzer bir
sze rastlanmamtr.
16 Mevzudur (Kandemir, 1991: 188; Uysal, 2001: 348).
139
I/376
kii vardr ki, onlar hakknda konumak gybet deildir; Zalim hkmdar,
fskyla lanetlenmi fsk ve insanlar bidate aran biat.
47
I/400
Bulamaman ismetindedir.
48
I/401
49
I/417
50
I/455
51
I/ 467
52
I/476
53
I/477
54
I/513
Ashabmdan biri dieri hakknda bana bir ey sylemesin ki, ben gnlmn
ferah bir ekilde yannza kmak isterim.
55
II/6
56
II/12
57
II/27
58
II/43
59
II/57
60
II/62
61
II/63
Gkyzne karldmda yeryz benim arkamdan alad. Ne zaman ki terimin bir damlas yeryzne dnd, krmz gl bitirdi. Kim benim kokumu
koklamak isterse krmz gl koklasn.
62
II/69
63
II/77
64
II/79
65
II/92
17 Mevzudur (Uysal, 2001: 285). Bu hadis Alevi-Bektai edebiyatnda da kullanlr. (bk. Yldrm, 2003: 76).
18 Mevzudur (Uysal, 2001: 305).
19 Mevzudur (Uysal, 2001: 336).
140
smail GLE
66
II/97
67
II/108
68
II/133
69
II/151
70
II/183
71
II/185
72
II/190
73
II/192
74
II/194
Cihat, Allahn beni peygamber olarak gnderdii gnden mmetimin en sonuncusunun Deccalle savancaya kadar devam edecektir.
75
II/263
Hibir saat, gece gndz yoktur, ancak yamur yadran gk, Onu da Allah
diledii gibi tasarruf eder.
76
II/268
77
II/271
78
II/285
ki hasletle Adem zerine stn klndm. eytanm kfir idi. Allah bana yardm
etti, Mslman oldu. Hanmlarm bana yardmc oldular. Ademin eytan kfir
idi ve onun kars ona hatasnda yardmc oldu.
79
II/285
80
II/305
81
II/313
Ey Ali, btn asllar ve soylar kyamet gnnde kesilecektir, ancak benim aslm
ve soyum mstesna.
82
II/313
83
II/335
Eer mmetim doru yol zerine olursa ona tam gn vardr. Eer istikamet
zere deilse yarm gn.
84
II/335
85
II/363
86
II/428
87
II/454
limlerin eti zehirlidir. Kim onu inerse hastalanr, kim onu yerse helak olur.
141
88
II/454
Yeryznde hevadan yakn olup da buzedilen daha byk bir kul yoktur.
89
II/550
4- Deerlendirme ve sonu
Bursev, eserinde toplam 243 hadisten yararlanmtr. Bu almamzda
ise, birden fazla yerde geen hadisleri sadece bir kere zikrettik. Dolaysyla
ikinci ciltte geen ayn zamanda birinci ciltte de olan hadisler sralamaya
alnmamtr. Bunun yannda bir hadis birden fazla kaynakta getii durumlarda en ok bilinen kitap tercih edilmitir. Mesela bir hadis hem
Buhrde hem de Msnedde geiyorsa sadece Buhr olarak kaydedilmitir.
Bursevnin naklettii hadislere baktmzda yarsndan fazlasnn muteber hadis kitaplarnda getiini gryoruz. Buhar, Mslim, Tirmizi,
Msned, bn Mce ve Eb Dvud en fazla kulland hadis kitaplardr.
Bunun yan sra % 41i salam hadis kaynaklarnda gememektedir. Bunlarn bir ksm tespit edilememiken daha kk ksm da Aclnde yer almaktadr. Yarya yakn olan bu oran muhaddislerce tenkit konusu olmaya
aktr.
Rhul-Mesnevde geen hadisler incelendiinde sahih hadislerin yannda suflerce kullanlan, fakat hadis bilginlerince hadis olarak kabul
edilmeyen kimi hadislerle de karlamaktayz. Rhul-Mesnevde geen bu
tip hadislerin, Bursevnin eserlerinde kendisinden vgyle bahsettii ve
grlerini savunduu mutasavvf bn Arabnin Futuht- Mekkiye isimli
eserinde gemesi (Uysal, 2001: 202-208), hadislerin kayna olarak bn Arabyi aldn dndrmektedir.
Bursevnin naklettii hadisler iindeki mevzu hadisler, hadis bilginlerinin deerlendirmelerine gre olduka fazladr. Bunun yannda mensubu
bulunduu gelenek ve ilk dnem tasavvuf kitaplarnda geen kitaplara
bakldnda farkl bir durum grlmemektedir. Sonu olarak, Bursevnin
sz edilen eserinde geen hadislerin, nde gelen tasavvufi kitaplarda yer
aldn ve mutasavvflarca kabul edilen hadislerin hadis bilginlerince kabul edilmemesinden kaynaklanan tartmalarn, gnmz tasavvuf kitaplarnda ayn hadislerin hl nakledildii gz nnde bulundurulduunda
daha uzun bir sre daha bitmeyeceini syleyebiliriz.
142
smail GLE
KAYNAKA
AHMET RIFAT Efendi, (1293); Miratl-Meksd f Defil-Mefsd, stanbul.
AVCI, Seyit, (2004); Suflerin Hadis Anlay: Bursevi rnei, Konya: Ensar Yay.
BURSEV, SMAL HAKKI, (tarihsiz); Kenz-i Mahf, stanbul: Rza Efendi Matbaas.
_____, (1998); Krk Hadis erhi, (aratrma: Hikmet Gltekin, metin: Sami Erdem), stanbul: nsan Yay.
EB GUDDE, Abdlfettah, (1384); Taliktl-hfile alel-Ecvibetil-Fzla, (hzl.
Muhammed Abdlaziz el-Halid), Halep.
GLE, smail, (2002); smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinin ncelenmesi,
Trk Dili ve Edebiyat, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Sosyal Bilimler
Ens.
GLER, Zekeriya, (Ocak-Haziran 2003); Vesile ve Tevessl Hadislerinin Kaynak Deeri Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, C X, s. 46-98.
KANDEMR, Yaar, (1991); Mevz Hadisler, 5. bs., Ankara: Diyanet leri Bakanl Yay.
NAMLI, Ali (2004); smail Hakk Bursev, Hayat, Eserleri ve Tarikat Anlay, stanbul: nsan Yay.
GAYB, Seyyid Hseyin; erhu Hutbetl-Beyn [yz.], stanbul: Sleymaniye
Ktphanesi Laleli Nu. 1496, yp. 93b.
EYH SAFVET, (2001); el-stzh, Ahlak ve Tasavvuf Kitaplarndaki Hadislerin Shhati, (hzl. brahim Hatibolu), stanbul: Darlhadis Yay.
UYSAL, Muhittin, (2001); Tasavvuf Kltrnde Hadis: Tasavvuf Kaynaklarndaki Tartmal Rivayetler, Konya: Yediveren Yay.
YILDIRIM, Ahmet, (2003); Alevi-Bektai Edebiyatnda Kullanlan Hadisler ve
Deerlendirilmesi, slamiyt, VI/3.
144
Nuri MEKLER
INTRODUCTION
The Condition of the Central Mawlawi Lodge (Dargah) in Konya and
its Chief-Masters (Postnishns) in the XVIth century1
The spread of Mawlawiyya out of Konya and its reception or rejection
among the notables are no doubt closely related to the state of the Chalabis
who held the chief post of the Dargah in Konya. Therefore, it is necessary to
take a look at the state of these Chalabis and their conditions in the 16th
century - right before and after.
During the 15th century, the Mawlawi Dargah in Konya was headed by
such prominent chief-masters as Amir lim Chalabi II (d. 1395) and rif
Chalabi II, son of Amir dil Chalabi, (d. 1421). The socio-political circumstances of the last part of this century and the 16th century in Anatolia,
faced by intense political turbulences, did not permit these chief Chalabis
of the Dargah to expand the Mawlawi tarqa (order). Because of that, these
Chalabis remained rather within the borders of Konya and only their ancestors were able to perform some reconstructions in the tomb of Mawln.
Pir dil Chalabi (dil Chalabi II) (d.1460), who took over the position
right after his father Amir lim Chalabi, also faced the same political turbulences and nevertheless held the chief post for 39 years. As a loyal person to the original form of the Mawlawiyya, he sought to keep the inner
discipline of the tariqa and hence reconstructed the Sam (ritual whirling),
which had not been hitherto subjected to changes since Sultan Walad
(d.1312). By adopting an attitude toward reformation, he revised the rituals
of the tariqa. In this process of reformation, of course, the idea of distinguishing the line of Mawlawiyya from that of other Sufi orders, such as the
Bektashiyya, Khalwatiyya and Qadiriyya,2 which had started to spread
around and institutionalize, was a very influential factor.
The period of Jaml al-Dn Chalabi (1460-1509), who came to the post
after his father Pir dil Chalabi , witnessed quite important developments
1 In the preperation of this part has been made use of the following works:
(Skb Dede, 1283; Asrr Dede, Shuar-y Mawlawiyya; Ahmad Dede, Majmuat al-Tewrkh;
Glpnarl, 1983; nder, 1998; Top, 2001).
2 The following statement by Skb Dede is also noticeable: Mawlawiyya, besides its own
manners and propriety such as Sam (whirling), pleasure, ecstasy and state, has been
formed by the essence of Nakshibendi Order and the love and ecstasy bases of Shams as
well. (see: Skb Dede, 1283: I, 134).
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
145
146
Nuri MEKLER
In fact, his preference of that title to be used along with his other Ottoman
title Sultan is an obvious proof for his adherence to the Mawlawiyya. Furthermore, Murad II (d.1451), the son of Chalabi Mahmad and the 6th sultan
of the Ottoman State, would often enjoy reading Mawlns masterpiece
Mathnaw is an apparent sign of his loyalty and devotion to his spiritual
ancestors. He also had some Mawlawihouses built in Bursa and Edirne.
Sultan Mahmad the Conquerer (Fatih) (d.1481), the son of Murad II,
was also a sultan wearing a sikke (a tall conical Mawlaw cap) with gold
threads and a silky dastar (the sash which is wrapped around a turban).
Fatih arranged gatherings for Sam and had the Mathnaw recited after the
Friday prayer in Kalenderhne Mosque, which he had converted from a
church after the conquest of Istanbul. So, he was influential and instrumental in the intensification and continuation of the love for Mawln (Gyn,
1991: 353 cont.). As it is known, Kalenderkhne Mosque is considered to be
the first Mawlawihouse after the conquest of Istanbul (Glpnarl, 1983:
336, 337).
Jaml al-Dn Chalabi, who was at the chief-post during the reigns of
the above-mentioned Mawlaw admiring sultans, also rendered great services, during his 49-year term, for the development of the Mawlawi order
by using the advantages of the positive and supportive attitudes of those
sultans.
After the death of Jaml al-Dn Chalabi in 1509, his grandson and one
of the Inth (lineage by his mother) Chalabis, Husraw Chalabi took over the
position. Although as a rule, Qd Mahmad Pasha, the son of Jaml al-Dn
Chalabi, was supposed to take the position, because of his early death at
the life time of his father, Khusraw Chalabi instead took it over. Khusraw
Chalabis term lasted long for about 62 years, during which he witnessed
the reigns of the two powerful Sultans of the Ottoman State; Yavuz Sultan
Selim (r.1512-1520) and Sulayman the Magnificent (r.1520-1566). Both of the
sultans stopped by Konya on their military expeditions and visited the
Dargah of Mawln. Besides their charities for the Dargah, they both
showed great interest in its activities and also helped the Mawlaw order to
spiritually grow. Furthermore, they rendered a lot of service in solidifying
the foundations of the architectural structure of the Dargah and providing
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
147
148
Nuri MEKLER
Egypt, Syria and North Africa. During the reign of the Sultan Ahmad I
(r.1603-1617), who was also the admirer of Mawln, the statesmen not
only stated their loyalty to this mystical order, but also brought new excitements and actions into the Mawlawiyya with their visits and charities.
Even Rusuhi Dede from Ankara who has been given the title Hadrat-e
Shrikh (the Exalted Commentator) and who is believed to have explained
the Mathnaw in the best and right way, was also a murid of Bostan Chalabi I
and rendered service to him.
The first half of the 17th century witnessed the postnishin of Abubakr
Chalabi, who was the brother of Bostan Chalabi I and who faced hardships
because of the Sultan Murad IVs (r.1623-1640) opposition to Sufism. Under
the influence of Qdzde (d.1635),5 the preacher of Ayasofia Mosque, who
attracted people around him, Murad IV apparently opposed Mawlawiyya
and many other Sufi orders; and he had even thought for a while of pulling
down the Mawln Dargah in Konya where he stopped by on his military
expedition to Baghdad. But, as a result of an event he changed his mind
and then approved of the legitimacy of the Mawln Order, to which he
personally came and gave presents to Abubakr Chalabi and hence
strengthened the foundations of the Dargah.
Abubakr Chalabi became more powerful in the post with the support
of Sultan Murad IV; but again he was exiled to Istanbul in1637 because of
the eruption of slanders by his enviers who accused him of making use of
the physical opportunities of the Dargah for his own benefits. Chalabi
passed away in 1638 while he was in exile in Istanbul and was buried in
Yenikapi Mawlawihouse.
Under the light of this historical information that we have tried to
summarize, the 15th and the 16th centuries have been a period in which the
Mawlaw Order generally expanded with the financial and spiritual support of the government and strengthened its status. It is reported that similar support was given to the Baktashi Order as well; and the reason for that
was the fight against the severe Safaw-Sha propaganda in Anatolia and
to get the members of these two Orders who exerted great power on public
allied with the government (Ocak, 1996: 21; Ocak, 1992: V, 378; compare
Glpnarl, 1983: 269 cont.).
5 Qdzde, in order to provoke Sultan Murad IV against the sufi, has presented him a poem
starting with the following couplets: Hvb - gafletten uyan ey l-i Osman bilmi ol! / A gzn
elden gider taht- Sleyman bilmi ol!
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
149
150
Nuri MEKLER
laws who had been in good relation with, in order, the Anatolian Seljuks,
sometimes the Mongols, the Emirate of Karaman (1250-1487), the Emirate
of Shib-Ata (1314?-1342?), the Emirate of Germiyan (1260-1429), the Emirate of Inanch (or Denizli Beys), and with the Emirate of Ashraf (1285-1326),
made good use of the Mathnaws influence on the elites along with the
performance of Sam. So, they had the opportunity to spread their tariqah
into the most solitary corners. In other words, the Mawlawiyya Order was
organized after the demise of the eminent Mawln himself, and it earned
an institutional identity especially with Sultan Walad (d.1312) and Ulu Arif
Chalabi (d.1320). It developed in the 15th and 16th centuries and started to
spread all over the regions where the Ottoman State ruled. And in the Aegean region the foundation of the Mawlawiyya Order was formed in the
13th and 14th centuries. During the 16th century, a madcap Mawlaw called
Dwna Mahmad Chalabi , the son of Aba-push Bali Chalabi who was the
grandson of Sulayman Shah from the Emirate of Germiyan and also coming from Inas (lineage by the mother) Chalabi, pledged allegiance to this
Order, by comprehending the mystical states of a Mawlaw through the
work of his student, Shhid Dede of Mugla.
Mawlaw Centers in the Aegean Region
After the Konya asitane (the central Mawlaw dargah), the most important center of Mawlawiyya is in Afyon and then in Kutahya. The reason is
that besides their being the oldest Mawlawihouses, Dwna Mahmad and
Ergun Chalabi who took the position as sheikhs descended from the lineages of Mawln. Also, the Manisa Mawlawihouse whose exact location
and the time of its foundation are not known is another important center in
the region (Glpnarl, 1983: 124). The Chalabis from the generaiton of
Mawln have become the postnishn (sheikh) of these three Mawlawihouses, which is indicative of the importance given to them. This situation
has also prepared the ground for opening the new zawiyas in the region.
The other center in the region is the Bursa Mawlawihouse at which a wellknown Mawlaw, Ahmad Junn Dede (d.1620), held the chief position in
the 17th century. Again, when exactly it was built is still unknown, though
it is presumed that it was opened before the 17th century (Kara, 1996: 155).6
6 We guss that Bursa Mawlawihouse has been founded in the period of Dwna Mahmad
Chalabi -if not before that. That is because, as Glpnarl has pointed out, Chalabi has
opened Mawlawihouses almost everywhere he has visited. Also, the information given in
Gulshen-i Asrr by Shhid Dede, who is the follower, companion and historian of Chalabi,
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
151
When we add Eskisehir and Gelibolu in this region among the names just
mentioned above, we see that great Mawlawihouses were founded in the
Aegean Region, other than the asitane(s) in Konya and Istanbul, and Kastamonu, Yenisehir, Halep and Cairo. This point illustrates the importance of
the Aegean Region as far as the history of Mawlawiyya is concerned. Also,
besides the asitane(s) in the region, the zawiya(s) most of which were
founded by Dwna Mahmad Chalabi, in Denizli, Mugla,7 Isparta, Burdur,
Aydin, Izmir, Bilecik, Egirdir, Sandkl, Bolvadin, Aksehir, Demirci, Akhisar, Selcuk, Tire, Soke, Tavsanli, Yenisehir (also may be Rodos, Hanya,
Sakiz and Midilli) are concrete examples for the adoption of the Mawlawiyya Order in these Aegean towns.
The Mawlawiyyas Spread Accross the Villages of Aegean Region
Probably the only extant source which contains information about the
Mawlaw environment during the 16th century is the Persian work Gulsheni Asrr8 by Shhid Dede whose parents were Mawlaw, too. The work
Gulshen-i Asrr, which was compiled in 1544, is a Sufi work with all its
characteristics, and is important for it records in its last parts accounts
about Shhid, his father, grandfather, his Sheikh Dwna Mahmad Chal-
does confirm what we have stated above. Again, Shhid, while telling about Bursa where
he has been before meeting Chalabi, does not also mention any Mawlawihouses there in.
7 Mugla Mawlawihouse, which is called Shhid Mosque today, has been founded in the
name of Seyyid Kemal, and he has been the first sheikh (leader, head) there. However, we
dont have any information even about whether at least he was Mawlaw or not. Shhid in
his work named Gulshen-i Asrr states that Hud, his father, has been entrusted at the age
of 10 to this person, and has been raised by him, and that again with his sign he has gone to
the Arab and Persian countries to get education. When Hud, the father of Shhid,
returned from the Arab and Persian countries where he had been for education, he met
Mahmud Pasha (d. 1474), the Vizier of Fatih Sultan Mahmad, who would protect the men of
science and literature of that period, liked Hud very much and had him in the presence of
Fatih. Fatih, who loved him after getting to know him well, granted him help and gifts, and
said that he would do anything he would ask for. Meantime, Hud, who had just head
about the decease of Seyyid Kemal, declared that he was willing to protect his zawiya in
Mugla and take his post. And Fatih fulfilled what he had asked for and appointed him for a
task in Mugla. And he was the sheikh in Mugla Mawlawihouse for many years and married
a woman called Saliha, who was one of the students of Seyyid Kemal. And Shhid was
born as the firts child from this marriage (1470).
8 Researcehs and edition about this work which has four copies in total have been prepared as
a critique by us as Doctoral Thesis. Nuri imekler, hid brahim Dedenin Glen-i Esrr, Tenkitli Metin-Tahlil, Seluk University Institute of Socail Sciences, Konya, 1998
(Unpublished Doctoral Thesis).
152
Nuri MEKLER
abi,9 Afyon, Denizli, Mugla, Kutahya, Bursa of his period, and the cultural
environment and Mawlaw activities in these cities.
Shhid tells about the existence of the Mawlaw zawiya(s) in the cities
mentioned above and the villages around them such as Soke,10 Kemer,
Cukurkoy, Kozluk, Karye and Vakif11 where he had been during his journeys. Because of his ability in comprehending the Mathnaw, Shhid explains it to the people of the regions he has visited in the way they could
understand. They all performed Sam ceremonies till morning (Shhid,
Gulshen-i Asrr: 79b and cont.). Also Golpinarli, showing Shhids work as
reference, thinks that the spread of Mawlawiyya across the villages depended on explaining the Mathnaw according to the level of the people
(Glpnarl, 1983: 246). Again, Golpinarlis observation is that after the 16th
century, Mawlawiyya moved from rural to urban areas and became the
tariqah of the upper class (Glpnarl, 1993: 247 cont.).
The above-mentioned work of Shhid is a historically valuable source
for us. For the village and town which are mentioned by name in it are not
found in any of the older sources of Mawlawiyya.
Shhid, who had been a member of the Waf Order, very similar to
this tariqah before adopting Mawlawiyya, set out a journey to the villages
of Mugla, Aydin, Afyon, Denizli and Kutahya to lecture and preach in order to earn money for his family. In these trips, he had pledged allegiance
to Sheikh Hayr al-Dn and Sheikh Badr al-Dn, the caliphs of Sheikh Wafa
(d.1491) in Mugla and the members of Waf Tariqah.
9 Besides the above-mentioned Doctoral Thesis which has been the first resource about the life
of Dwna Mahmad Chalabi, you can take a look at the last biographical work, Dwna
Mahmad Chalabi by Mustafa pan (Konya, 2000).
10 A. Glpnarl and other resources having made use of his works have named this village
around Bursa as Village Sikke (see: Glpnarl, 1983: 245, 334). When this name which is
found in Gulshen-i Asrr by Shhid (see: Mawln Museum htisas Library, No: 2183, leaf
73b, couplet 2653) and used also by Glpnarl the Master, is readed as Sikke, the prose
changes. We all have agreed that this name refers to Soke which is a county of Aydn today.
Moreover, Shhid, even if he has intended to set for Bursa after Mugla, has changed his
way toward Afyon. In that case, it is necessary to add Soke, about which has been stated no
information regarding its being Mawlaw zawiya, and other mentioned villages into the list
within the frame of the information stated by Shhid.
11 For the regions where these names are found and also for new names, pls. See: Wittek,
1994: 160-176; also see: 438 Numaral Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, 1530 Tarihinde
Ktahya, Karahisar-i Sahib, Sultan n, Hamid ve Ankara Livalar, The Turkish Republic
Prime Ministry General Directorate of the State Archives, Ankara, 1993, misc. pages.
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
153
However, since Shhid could not get what he had been expecting from
these two persons, he left his house in Mugla in order to both seek a sheikh
for himself and give a financial support to his mother who was then living
with his sister only. Shhid, in the accompany of his friend Dervish Fn,
passed through the Plain Erikli towards the south of Burdur and arrived in
the nearby villages Karya and Kozluk (on the road to Denizli).
Shhid gave sermons in Kozluk on Fridays and a rich man who had
been listening to his sermon was impressed by his knowledge. So he had
his child tutored by Shhid for 4 months. Shhid received 400 dirhams in
return and sent it to his mother. And one Friday, while he was preaching in
the crowd, he saw a man wearing a Mawlaw kulah (conical hat). This man,
called Fen,12 was the Imam of the village Vakif.13 He said to Shhid,
Despite all this knowledge you have, why arent you wearing a Mawlaw
kulah? Shhid replied, If I can find a Mawlaw Sheikh, I will become
Mawlaw at once. Referring to Ahmad Pasha Chalabi, the cousin of Dwna Chalabi, Imam Fen said that there was a Sheikh in Denizli from the
generation of Mawln, and he further added that if he was willing to meet
him, he would introduce him to the Sheikh. Shhid accepted the offer immediately and set out together to the road just the following morning after
having spent the night in the Imams village. When they arrived in Denizli,
they were welcomed in the Mawlawihouse. The sheikh there was a person
called Fn (d.1504), who was one of the students of Ahmad Pasha Chalabi
and who was appointed as postnishn by the latter in the Denizli Mawlawihouse.14 And Ahmad Pasha Chalabi was then in Afyon, where he was
looking for good horses for Sultan Alemshh (d.1512), the son of Byezid II
who was in Denizli. After a while, Shhid was introduced to Ahmad Pasha Chalabi after his return to Denizli, and he was given the Mawlaw
sikke (1494) to be worn from his hands (Shhid, Gulshen-i Asrr: 73a, couplet 2439). Shhid who was 24 at that time gave a Friday sermon in an
12 This person, who was a kek (male dancer) and was brought up by Fn (d. 1504), the
sheikh of Lazkiye (Denizli) Mawlawihouse; has had sagely Works in the field of poetry and
insha. The tomb of Feny who has possed away in 1519 is in Denizli. For further
information see Asrr Dede, Shuar-y Mawlawiyya: 293; Ali Enver, 1309: 191.
13 This village is probably Village Vakf, the subdistrict Kzlcablk which is the county of
Tavas in Denizli today. See: Trkiye Mlki dari Blmleri (Municipalities-Villages)
Turkish Republic, the Ministry of Interior, 1985, p. 259.
14 For Fn who has had also Turkish Sufi poetry, see: Ali Enver, 1309: 190 cont., Tezkirelere
Gre, 1988: 128; Nasrattnolu, 1971: 24; Glpnarl, 1983: 120.
154
Nuri MEKLER
assembly where Sultan Alemshh and Ahmad Pasha Chalabi were present
as well. Thereupon Sultan Alemshh liked Shhid very much and offered
him gifts. And Ahmad Pasha Chalabi in turn gave him the task of tutoring
his son and sent him to his son who was residing in Afyon. Shhid partially obtained what he had wanted; he both got into the Mawlawiyya Order and had the chance to support his family in Mugla financially with the
money he had been earning by tutoring Amir dil, and from time to time
he was giving Friday sermons in the Afyon Mosque.15 However, Shhid
could not exactly find the Sheikh he had been seeking. His communication
with Ahmad Pasha Chalabi, who was mostly out of town but rarely home,
was quite limeted and besides, his arrogant attitudes (Shhid, Gulshen-i
Asrr: 78a, title) as seen in some high-ranking people made him uncomfortable. Because of that, during this period, he was willing to leave Afyon in
order to find Dwna Mahmad Chalabi whose name he had heard much
and whose miracles he was told almost in every village he had visited and
in every assembly he had been to. But he never had the opportunity to
meet him. On the other hand, he was pleased to tutor Amir dil. He was so
pleased with him that he compared him to Husm al-Dn Chalabi who had
written the Mathnaw to his master Mawln and likewise Amir could write
in the future the Gulshen-i Asrr to his master Shhid. In other words,
Shhid saw in the personality of Amir Adil the likeness of Husm al-Dn
Chalabi (Shhid, Gulshen-i Asrr: 4a, couplet no: 91).
About a year later, Shhid visited Dwna Mahmad Chalabi in his
house in Kutahya and pledged his allegiance to him. He clearly wrote
about the places he had been until then, including the villages where there
were Mawlaw zawiyas. And in the following part of his work, besides general things about the journeys he had travelled together with Dwna
Mahmad Chalabi after his allegiance to him, he did not state where they
had been to.16 If we take into consideration that Shhid was 25 when he
pledged his allegiance to Dwna Mahmad Chalabi and that he wrote his
work at the age of 76, then the account about he Mawlawiyya milieu during the remainder 50 years is not a first-person narration.
Conclusion
Afyon, Kutahya, Denizli, Mugla and the regions around them had been
generally the centers of Mawlawiyya culture, thanks to the visits of Maw15 Shhid doesnt state the name of this mosque in his mentioned work (See: 2483: 74b, title).
16 For the journeys of Shhid and Dwna Mahmad Chalabi, see: imekler, 2003: 311-316.
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
155
ln, Sultan Walad and Ulu rif Chalabi in the 13th and 14th centuries. As
far as the further development of Mawlawiyya Order is concerned, these
cities became even more significant and lived the brightest period ever as a
result of the journeys made by Dwna Mahmad Chalabi, from Mawln
generation, and his closest disciple Shhid Dede. Because of political reasons, substantial support was given to the Mawlaw order in and around
Afyon by the Emirate of Germiyan, which was then the most influential in
that area and which had relations with the family of Mawln, and also by
the Emirate of Inanch, coming from their dynasty, and the sons of Shib
Ata Fakhr al-Dn Ali who had been the Vizier of the Seljuks as well (12661285). After the sovereignty of the Ottomans, the physical and spiritual
supports of the princes, such as Sultan Alemshh, who were in charge of
administrative issues in and around Denizli, also played a great role in the
development of the Mawlawiyya. When Byezid II sent his son Shehzde
Alemshh (d.1512?)17 to Mantasha as a sancak beyi (the governor of a district) (1503-1504), he showed great care for the Mawlaws of that region.
And again, while he was in Denizli (Lazkiye), he invited there Sheikh Badr
al-Dn18 who was living in Mugla, Shhid but not as a Mawlaw yet, and
other disciples.
Moreover, the people who lived in these regions just mentioned above
showed great inclination to Mawlawiyya and their interest in the Order
gradually increased through the explanation of the Mathnaw as conducted
in each village, and through the performance of Sam as well as through
the lectures and sermons delivered by Dwna Mahmad Chalabi, who had
relations with the distinguished Ottoman family by virtue of his kinship as
being the grandson of Hzr Pasha, the brother of Dawlat Khtn who had
married Sultan Byezid , and also through the lectures and sermons of
Shhid and other disciples. We would not be wrong if we state that it was
thanks to Dwna Mahmad Chalabi, who was of the generation of Mawln and who had relations with the politicians of the time, that the Mawlawiyya Order has become quite influential on people.
The spread of Mawlawiyya in the Aegean region has continued extensively for many years through the poetry and miracles of Chalabi and par-
17 For the decease date of Alemshh, see: Uzluk, 1969: 96, deepnote.
18 eyh Camii, which is in the center of Mugla today, has been founded as zawiya by this
person; and it has been used as a mosque since 1565 (Uykucu, 1968: 119 cont.).
156
Nuri MEKLER
ticularly through the works of Shhid Dede, such as Tuhfe-i Shhid,19 Gulshen-i Tawhd20 and Gulshen-e Asrr.21
19 This work, which has translations and explanations over 50, has also been translated into
some other languages such as Latin, German and English. As for the interest shown to
Tuhfe-i Shhid, its translations and explanations, see: z, 1999.
20 Gulshen-i Tawhd, Shhids most famous work after Tuhfe consists of 100 chosen couplets
from each volume of Mawlns Mathnaw and the 5-couplet explanation for each couplet.
This work, which has many copies in our country, has also manuscript(s) in countries such
as Iran, Egypt, England and America. This work was published in Turkey in 1298/1880 by
Ahmed Niyazi translated into Turkish in 1967 by Midhat Bahari Beytur. (2nd edition: Krkambar Kitapl, stanbul, 2002). Also in Persian libraries have been published 5
manuscripts as critique publication. (Mehed, 1372 h./1993)
21 For further information about this work and Shhids other works, see: imsekler, 1998: 4051.
The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
157
REFERENCES
AFLK, Shamsaddn Ahmad, (1986-87); Menkbl-rifn, (published by
Tahsin Yazc), I-II vols, Ankara, 1976-1980, Ariflerin Menkbeleri,
(translated by Tahsin Yazc), I-II.vols, stanbul.
AHMAD DEDE, Seyyid Sahh; Majmuat al-Tewrkh al-Mawlawiyya [mns.],
Konya: Mawln Museum, htisas Library Nu. 5446.
AL ENVER, (1309); Semhne-i Edeb, stanbul.
ASRR DEDE; Tadhkira-e Shuar-y Mawlawiyya [mns.], Konya: Mawln
Museum, htisas Library Nu. 5959.
BAYAR, Muharrem, (1996); Bolvadin Mevlevihanesi ve Pendari Kar
Ahmet Dede, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler
Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya: Seluk niversitesi Trkiyat
Aratrmalar Enstits.
GLPINARLI, Abdlbki, (1983); Mevlnadan Sonra Mevlevilik, 2nd
edition, stanbul.
_____ (1993); Mevlevilik, Milli Eitim Bakanl slm Ansiklopedisi, VIII,
stanbul.
GYN, Nejat, (1991); Osmanl Devletinde Mevleviler, TTK Belleten,
August, 1991, v. LV, no: 213, Ankara.
KARA, Mustafa, (1996); Bursa Mevlevihanesi ve Ahmed Cunun Dede
Vakfiyesi, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya: Seluk niversitesi Trkiyat Aratrmalar Enstits.
NASRATTINOLU, . nver, (1971); Afyonkarahisarl airler, Yazarlar, Hattatlar, Ankara.
OCAK, A. Yaar, (1996); Trkiye Tarihinde Merkezi ktidar ve Mevleviler
(XIII-XVIII yzyllar) Meselesine Ksa Bir Bak, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya:
S Trkiyat Aratrmalar Enstits.
_____ (1992); Bektailik, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, vol. V,
Ankara.
NDER, Mehmet, (1998); Mevlna ve Mevlevilik, stanbul.
Z, Yusuf, (1999); Tuhfe-i hidi erhleri, Konya.
SKIB DEDE, (1283); Sefne-e Nefse-e Mawlawiyn, I-III Volume, Egypt.
158
Nuri MEKLER
160
ada Trk Resim Sanatnda tasavvuf ehli bir Mevleviden ders alarak sanatsal retiminde semazen ve Mevlevileri konu edinen ok az sanat
vardr. brahim all, Fahrnisa Zeid, Maide Arel ve Erol Akyava, bunlar
arasnda ilk akla gelebilecek isimlerdir. Glsn Erbil ise bu kuan yaayan en nemli sanatlarndan birisidir.
1971de Gzel Sanatlar Akademisi Yksek Resim Blmnden mezun
olan sanat, ilk almalarn stanbulda gerekletirdi. 1983de British
Councilden ald bursla Londraya gitti. Burada Goldsmiths Collegede
seramik ve tekstil alanlarnda iki ayr master yapt. Ayn yllarda Dadaizmin etkisiyle Akademi yllarnda balad mistik felsefe odakl almay daha da gelitirdi. Glsn Erbilin Goldsmiths Collegede 1983-84 yllar
arasnda hazrlad Mistisizm konulu tezi alannda yaplm ilk almalardan birisidir.
Glsn Erbil bu tez almasnda mistisizmin alar boyunca tad
anlamlar zerinde durmu; Platondan balayarak filozoflarn grlerinden hareketle, Bat ve Dou toplumlarnn bu kavram nasl algladklarn
incelemitir. Glsn Erbile gre; mistisizm aslnda btn dinlerin ham
maddesini oluturuyordu (Erbil, 1983-84: 2). Sanat, bilimsel bir bak
asyla tarmn balad ilk alardan beri dinin de balad belirlemesini yapm ve antik uygarlklardan gnmze kadar dinler iindeki mistik
unsurlar sralayarak, dogmalarn mistik deneyimlerden doduunu sylemitir. slam tasavvufunun kaynaklar bakmndan ok daha zengin
olduu tespitini yapan Glsn Erbil, Mevlna ve Hallc- Mansur rneklerinden yola karak Trklerin, slamdan nceki dinleri olan amanizm ve
sf derviler araclyla Anadolu tasavvufunun gelitiini ifade eder.
Glsn Erbil, almasnn ilerleyen blmlerinde kendi sanatnn ana
kavram olan mistik dngnn sonsuz, kozmik yaamn bir simgesi olarak tad anlamlar zerinde durmaktadr. slam sanat zerinde alrken dekoratif anlayla yaplm birok almada spiralin temel yap olduunu vurgular ve slamn yeni bir estetik dnya gr yaratmay amaladn belirtir. Sanat, balarda akademik bir tartma eklinde gelitirdii tezini sanatsal rnlerden rnekler sunarak gelitirir. Mevlevilikteki
sem ayininden yola karak, dnyevi arzu ve tutkularla ilikilerinin bulunmadn simgeleyen yamal bezlerden ibaret olan dervi giysilerini
tekstil anlay balamnda inceler. Glsn Erbile gre evrensel dn
hareketi olan sem, ak, mzik ve kran dolu dnlerle Tanryla btnlemeyi ifade eder. Sem trenlerinde semazenlerin giydikleri giysilerin
temsilinden hareketle farkl bir sembolizm gelitirmeye alr.
161
Glsn Erbil, almasnn son blmnde sanatsal anlayn kendisine yakn bulduu ngiliz gizemci sanat William Blake zerinde durur.
Blakein yaradl srasnda ruhani dnyadan koparak maddeleen insann trajedisini kendi gelitirdii bask teknikleri ve yazd iirlerle dile
getirdiini ve bir kum tanesinin iinde btn dnyay, bir yaban ieinde
cenneti grmek istediini ifade eder.
Glsn Erbil, ngilterede yaad yllarda farkl sanat alanlarnda almalarn srdrd. Sanatnn Londra yllarna damgasn vuran en
nemli yapt kukusuz Eitlik-Uyum/Equality-Harmony adl dev mozaik panodur (Resim 1). Hilal Ylmaza gre Londrann kuzeyinde yer alan
ve bir ii mahallesi olan Haringey Belediyesince yaptrlan bu alma,
1987 ylnda byk bir trenle al yaplan ngilterenin en byk sanat
yapt olma zellii tamaktadr (Ylmaz, 2006: 8). Dnya bar ile siyah
ve beyazlarn eitliini ileyen bu yapt ayn blgede 1985deki etnik ayaklanmann ansna yaplmtr. Eyll 1985de
ounluu Afrikallarn oluturduu Broadwater
Farm blgesinde byk bir ayaklanma olmu ve bu
olaylarn ardndan Haringey Belediyesi Glsn Erbile
bu yapt sipari etmitir (Ylmaz, 2006: 8). 20 m.
yksekliinde ve 5 m. enindeki ince uzun panonun
st ksmnda bir dnya haritas yer alrken, bar
simgeleyen gkkua ve mzikteki sol anahtar bir
sarmal
araclyla
alt
ksmdaki
piyanoya
balanmaktadr. Piyanoda ise biri siyah dieri beyaz
olan eller tarafndan alnan bir ngiliz noel arks
olan Joy to the World un (Dnyaya Coku) notalar
grlmektedir.
162
Bu byk yapt ironik bir ekilde yine Haringey Belediyesince, en anlaml blm olan siyah ve beyaz ellerin bulunduu ksm cam blmelerle
kapatlarak, tahribata uratlmtr. Bugn sanki bu tahribatn bir sonucuymu gibi 1985te devrimci bir ayaklanmaya tanklk eden Broadwater
Farm blgesi uyuturucu, mafya ve kaakln merkezi durumuna gelmitir. Glsn Erbilin antsal yapt tpk kendisi incindii gibi, zerindeki tahribatla btn bu olup bitenlere tanklk etmeye devam etmektedir.
Glsn Erbil, Londrada on yl yaadktan sonra, 1994te New Yorka
tanr. Sanat evrelerince ilgiyle karlanan Erbil, ehrin zenci mahallesi
olan Harlem de ilk sanat galerisini aarak ve yeni galerilere nclk ederek blgenin yaygn olan kt imajnn deimesine katkda bulunur. Dnemin gazete kprleri ABD eski bakan Bill Clintonn blgenin bu yeni
imajnn etkisiyle Harlemde ofis amak istediini yazmaktadr (Zaman,
2001: 11). Erbilin yaamnda ironi bir kez daha gereklemi ve ABDnin
en sicili bozuk blgesi, kendisi Mevlevi olan bir Trk kadn sanat tarafndan yeni bir kimlie kavumutur. Erbilin Galeri X adyla at bu
sanat mekan ismini yz metre mesafedeki zenci lider Malcolm Xin adn
tayan bulvardan almtr ve galerideki ilk sergi yine Malcolm Xin ldrlnn 33. yl dnmne denk getirilmitir.
Glsn Erbil 2002de Trkiyeye geri dnd ve 2003 ylnn ocak aynda Ho bul(ma)duk adl bir sergiyle kendisini karlad! (anler, 2003:
23). Sanat, bir mzayedede sata sunulan Akademiden hocas Cevat
Derelinin bir tablosunun sahte olduunu fark ederek yllar srecek bir
davann tan olacak ve bu uzun dava nedeniyle Trkiyeye kendi deyimiyle akl kalacaktr. Sanat kazand bu dava sonucu egemen sanat
evresince dlanmaya tabi tutuldu (anler, 2003: 23). nceleri de yaptlar
Mslman ii diye galerilere alnmayan Glsn Erbil, yeni projeler ve
almalarla kendisine ynelik bu ablukay ykmay baard.
Glsn Erbil, resmin sadece bir tarz deil, ayn zamanda bir dnce
ve felsefeden kmas gerektiine inandn belirttii bir syleisinde
(Yiitzl, 2006: 9), 1973te younlaan Mevlna aratrmalarm 1977de
eserlerime yanstmaya baladm demektedir. Mevlnann bar ve sevgi
arlaryla 13. yzyldan gnmze sesleniine Glsn Erbilin her bir
yapt birer cevap olma zellii tamtr. nk sanatya gre bar ve
sevgi hl dnya zerindeki varlklarn duyumsad bir gereksinim olma
zelliini korumaktadr. Her biri mistik dngnn eitlemelerinden
oluan yaptlarnda temel motif yaamn yce bir simgesi olan sarmaldr
(Resim 2). Glsn Erbilin yaptlarndaki sarmallara ou zaman Mevlevi-
163
lie dair bir ok eleman (yldz sistemleri formlar olan gen, kare ve daire, cenin, semazen vb.) elik etmektedir ( Onat, 2006: 12).
164
165
Resim
4:
Toprak,
150x150
cm.
yb.,1983.
166
167
KAYNAKA:
ERBL, Glsn, (1983-84); Mysticism, Yaynlanmam Master Tezi,
Goldsmiths College London University, England.
HALMAN, Talat S. - Castle, Frederick Ted, (1996); Glsn Erbil Sfnin
Mistik Yolculuu, stanbul: Altner Ltd.
MERBOYU, Abdlkadir, (2002); Bugnn Diliyle Mevlna, stanbul: Say
Yay.
ONAT, Asl, (2006); Yaratclk nsanlar nsan Yapmaya Yarar, 25 Ocak
2006 -Milliyet Gazetesi, stanbul.
ANLIER, Zeynep, (2003); Hakikaten Ho Bulmadk, 19 Ocak 2003 -Radikal
Gazetesi, stanbul.
YIMAZ, Hilal, (2006); Londrada Trk Ressamn Eserine Saldr, 16 ubat
2006 -Hrriyet Gazetesi, stanbul.
YTSZL, Esra Melek, (2006); Dyorum Dergisi - Tasavvuftan Tuale,
Say 10, stanbul.
Seluklular,
Franz Taeschner, Das Anatolische Achitum des 13./14. Jahrhunderts und seine Beziehung
zu Mevlna Celleddin Rumi, VI. Trk Tarih Kongresi Bildirileri, (20-26 Ekim), Ankara:
TTK Basmevi, 1967, s. 230-235.
Ar. Gr., S Fen-Edebiyat Fakltesi Tarih Blm.
170
Zehra GER
Giri
Ord. Prof. Dr. Franz Taeschner (1888-1967), XX. yzyln balarndan
itibaren Trk dnyas ve kltr ile ilgili deerli almalar yapm, Trkiyede de zellikle Ahi Tekilat ve Ftvvet ile ilgili yapt geni aratrmalaryla tannmtr. Alman oryantalistin alma alann, dou medeniyetinin zellikle de Anadolunun din, edebiyat, dil, sanat ve kltrn iine
alacak ekilde btn unsurlar oluturmaktadr. zellikle almalarn bu
alanda younlatran Taeschner, birtakm soysal, kltrel ve din messeseler ile baz zmreleri ele alarak Orta Dou slam dnyasnn karanlk
devirlerini bu metotla aydnlatmaya almtr. Taeschner ilk defa Ahilerin
Mevlna ve onun evresiyle olan mnasebetlerinde birlik iinde olmadklarna da bu sayede dikkat ekmitir.
Franz Taeschnere gre Mevlna, baz Ahi evreleri tarafndan kabul
grm, baz Ahiler de Mevlevilie muhalefet etmilerdir (1967: 234).
Taeschnerin bu zmrelerin birbirleriyle olan ilikilerine dair bir dier tespiti ise, Mevlevilerdeki sem gsterilerinin Ahilerde de bulunmas ve Ahi
Tekilatndaki genlere elebi isminin verilmesidir (tarihsiz: 16-17).
Taeschner, Burgaz, Nasr, bn Batuta ile Glehr ve Eflkden ald tm
bu bilgilere dayanarak, Ahilerin din bir tekilat olan Mevlevilerden etkilendiklerini ifade etmitir. Bununla birlikte Taeschner, bildirisinde de ifade
ettii zere aralarnda sk bir iliki bulunan Mevlevilerle Ahilerin, ilki din,
ikincisi de dnyevi olmak zere birbirlerini tamamladklarn dnmektedir.
Franz Taeschnerin konu ile ksmen ilgili dier bir makalesi (1964: 5-9)
de 1964 ylnda Mevlna Gldestesinde yaynlanmtr. Ancak yaynlanan
bu makale Mevlevi ve Ahi mnasebetlerini aklamas bakmndan daha
detayl grldnden tarafmzdan yaynlanmaktadr.
ON VE ON DRDNC YZYILLARDA ANADOLU AHL VE MEVLNA CELLEDDN RUM LE MNASEBET
Ftvvet Tekilatnn ayr bir ekli olan ve 13./14. yzyllarda gelime
gsteren2 Anadolu Ahilii zerine eitli bilgilerimiz vardr. En nls,
1330da Trk Anadolusu zerinden yapt seyahatinde birok defalar
Ahilere misafir olan ve onlarn misafirperverliklerini ok takdir eden Arap-
2 Bk. makale Ahi: EI2-I, ng. bask 321-23; Fr. bask. 331-33 (Franz Taeschner).
Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 171
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi
172
Zehra GER
4 slam dnce tarihinde rak felsefesinin en nemli temsilcisi kabul edilen ehbeddin esShreverd el-Maktl, grlerini Hikmetl-rk adl eserinde temellendirmitir. Ayrntl
bilgi iin bk. Kaya, 2001: 435-438.
5 rkyye terimi, slam dnce tarihinde bilginin kayna olarak akl yrtmeyi temel alan
rasyonalist Me felsefeye kar mistik tecrbe ve sezgiye dayanan teosofik dnce sisteminin addr. rkyyn da bu dnceyi izleyenlerin oluturduu akm ifade etmektedir. Ayrntl bilgi iin bk. Kaya, 2001: 435-438.
Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 173
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi
174
Zehra GER
Farsa yazlm eserinde Feridddin Attrn nl Mantkut-Tayr (Kudili) adl mesnevsinin Trke aklamasn vermitir. Bu eserde Ftvvet ve
Ahilik zerine enteresan pasajlar vardr.7 air Glehrnin gerek ismi
aktarlmamasna karn, ismi byk bir ihtimalle Sleymandr ve Mevlevi
eyhi Sleymn Turkmn b. Hseyin emseddn olup, trbesi Krehirdedir. Mevlevilik ve Ahiliin iki ayr tarikat olarak grnmelerinin yan
sra, birbirleriyle olan yakn ilikisine ve birbirlerini tamamlamalarna karn, birincisi olan Mevlevilik daha ok din-tasavvufi yn, ikincisi ise halka ve dnyaya ynelik konular ele almtr.8
7 bk. Franz Taeschner, Das Futuvvet-Kapitel in des altrumtrkischen Dichters Glschehri Mantiq
ut-tayr, ve ayn ekilde, Das Mesnevi Glschehris auf Achi Evran, den Heiligen von Krschehir
und Patron der trkischen Znfte.
8 Mevlevilik, Mevln Celleddin Rumye nispet edilen bir tarikattr. Mevlevilik balangta
Anadoludaki dier tasavvufi akmlar gibi adap ve erkan belirlenmi ve tekke dzeni kurulmu klasik bir tarikat niteliinde deilken, ilk tarikatlama faaliyetlerini balatan,
Hsameddin elebiden sonra 1292 ylnda irat makamna geen Sultan Veled olup, yetitirdii halifeleri eitli ehirlere gndererek buralarda zaviyeler kurdurmu ve Mevlevilii
yaymaya balamtr. Ayrntl bilgi iin bk. Tanrkorur, 2004: 468-475. Ahilik ise XIII. yzylda Anadoluda grlmeye balayan ve bir sre sonra Osmanl Devletinin kurulmasnda
nemli rol oynayan din-ictimai bir tekilattr. XIII. yzyl balarnda 34. Abbasi Halifesi enNsr li-Dinillhn kurduu Ftvvet Tekilatna bal olarak Anadolu Seluklular zamannda kurulmu, Anadolunun sosyal, kltrel, siyasi, snai, ve ticari artlar iinde, Trklere has zevk ve selika ile teekkl etmi slam dnyasnn hibir yerinde grlmeyen bir esnaf ve sanatkrlar tekilatdr. Temelde Kurana ve Hz. Peygamberin snnetine dayandrlan prensipleriyle slami anlaya dorudan bal olan Ahiliin, tasavvufta nemli bir yeri
bulunan uhuvveti hatrlatmasndan dolay kolayca yaylmas ve kabul grmesi mmkn
olmutur. Ayrntl bilgi iin bk. Kazc, 1988: 540-42. Mevleviler ile Ahiler arasnda, Mevlnann sezgici ve enfs (ie dnk) eilimli, Ahi Evrenin ise aklc ve da dnk olmas
bakmndan bir takm ihtilaflar vardr. Ayrntl bilgi iin bk. Bayram, 1991: 5, 89-92.
Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 175
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi
KAYNAKA
BAYRAM, Mikil, (1991); Ahi Evren ve Ahi Tekilatnn Kuruluu, Damla
Matbaaclk, Konya.
CAHAN, Claude, (1953); lk Ahilerin zinde, Fuad Kprl Armaan
(Mlanges Fuad Kprl), stanbul, s. 81-91.
GLPINARLI, Abdlbki, (1953-54); Burgz ve Ftvvetnmesi, ktisat Fakltesi Mecmuas, C XV, stanbul, s. 76-153.
KAYA, Mahmut, (2001); rkyye, TDV slm Ansiklopedisi, C XXIII, stanbul, s. 435-438.
KAZICI, Ziya, Ahilik, TDV slm Ansiklopedisi, C I, stanbul, s. 540-542
TAESCHNER, Franz, (1967); Das Anatolische Achitum des 13./14.
Jahrhunderts und seine Beziehung zu Mevlna Celleddin Rumi, VI.
Trk Tarih Kongresi Bildirileri: 20-26 Ekim, Ankara: TTK Basmevi, s.
230-235.
TANRIKORUR, Barihda, (2004); Mevleviyye, TDV slm Ansiklopedisi, C
XXIX, Ankara, s. 468-475.
178
Ahmet TARHAN
Giri
Halktan kopuk olarak ileyen ve dolaysyla da topluma da yabanc
olan sekin kltr ve bu kltrn unsurlar genellikle toplumda aznlk
konumundaki ok az saydaki sekine seslenmenin tesine geememektedir (Gngr, 1993: 11). Kendini evreleyen ve d etkenlere kar koruyan
adeta bir dokunulmazlk erevesi ierisinde retilerek varln srdren
yksek kltr, zamanla kendini deitirmeye ve dntrmeye balam;
ounlua ynelik daha anlalr ve tketilebilir hlde yeniden sunulmutur.
Bu anlaya gre kitlelerin kltr, dk kltr niteliklerini tamaktadr ve yksek kltr belli bir snf ve yaam biimini anlatr. Yksek kltr sahiplerince, kitle kltr geleri ilgili tketicilere ynelik olarak retilir ve bu kltr belirleyen pratikler de kltr oluturan kiilerin gnlk
yaam ekilleridir (Erdoan-Alemdar, 2005: 44).
Sem gsterilerine bakldnda da nceden yksek kltre sahip eitimli insanlarn bir kltrel unsuru iken zamanla kendi balamndan koparlarak adeta tketilebilir bir meta hline dntrld grlmektedir. Sunum ekli ve sunulduu mekan itibaryla kendi ritellerinden koparlarak
kr getiren ticari bir ara hline dntrlmesi sonunda yksek kltr nitelii tayan bir olgunun dn, nian ve kongreler ncesi sunulan seyirlik bir
ey hline dntrlmesi dikkati ekmektedir.
Birlik ve eitlik gibi ou insanca unutulmaya yz tutan evrensel deerleri adeta yeniden tm dnyaya hatrlatan Mevlna ve sem gsterilerinin
kendi z ritellerinden koparlarak uygunsuz mekan ve organizasyonlarda
sunulmas, hem bu evrensel deerlerin aktarmndaki kalcln yaralamakta hem de Mevlna ve sem gsterilerinin turizm asndan ve kltrel adan yanl alglanarak yanl tanmlanmasna neden olmaktadr.
Bu alma, kltrel yapnn nasl dntyle ilgili yaanan bu gei
srecinin nasl ekillenebilecei konusunda fikir vermek amacyla halk kltrnden kitle kltr hline dnmn teorik olarak sunumuyla balayacak, kltrn seyirlik hle dntrlmesi sreciyle devam edecektir. Ardndan sem gsterilerinin Mevlevilik ierisinde ne anlama geldii, Cumhuriyetten gnmze kadar geen sre ierisinde sunumlarnn nasl olduu
ve nasl bir deiim srecinden getii konularna deinilecektir. almada,
2004 ylnda hizmete giren Mevlna Kltr Merkezindeki sem gsterileri
sunumunun nasl gereklemekte olduu konusu ele alnarak, alma sem
179
180
Ahmet TARHAN
181
182
Ahmet TARHAN
183
184
Ahmet TARHAN
185
186
Ahmet TARHAN
katlanlar arasnda, tarikat ehli ile devlet erkann bulunduuna deinilmektedir (Eflk, 1987: 140-141).
te yandan, bilindii gibi Mevlevilik, 13. yzylda Mevlnann lmnn ardndan olu Sultan Veled tarafndan kurulan bir tarikattr
(Yndemli, 1997: 2). Mevlevi, Mevlnaya mensup insan anlamna gelmektedir. Ana fikir ve geleri Mevlnaya ait olan Mevleviliin, sistematik bir
okul hline gelmesi ve kuruluu Sultan Veled tarafndan gerekletirilmitir (znder, 2006: 23). Mevlevilik Konyada kurulduktan sonra, merkez
konumundaki Konya dna yayl 14. yzyln balarnda Ulu rif elebi
ile balamtr. Sem ise bu gelimeler erevesinde son eklini 16. yzylda Dvne Mehmet elebi zamannda alarak, Mevlevi tekkelerinde trenletirilmitir (Glpnarl, 1963: 76). Gnmzde bata Anadolu olmak zere
dnyann eitli lkelerinde mevlevihaneler mevcuttur (nder, 1998: 258260).
Uzun yllar boyunca Mevlevilikle ve Mevlna ile zdeletirilen sem
gsterileri gemiten bu yana bata eb-i Arus olmak zere Mslmanlarca
kutsal saylan gn ve gecelerde icra edilen bir ayin olarak Mevlevi dervilerince ve semazenlerce srdrle gelmitir.
4. Cumhuriyetten Gnmze Sem Gsterilerinin Sunumu
nceki yzyllarda halkn sema teviki yle dursun, sem ayinlerine hariten kimse giremezken zamanla bu anlayta deiiklie gidilmitir.
Semahane ve Mevlevi tekkelerinde seyirciye ayr bir yer ayrlmaya balanmtr. zellikle Mslmanlar iin kutsal saylan gn ve gecelerde icra
edilen sem ayininin, zamanla vakitli vakitsiz padiah ziyaretlerinde yaplan bir gsteri gibi alglanmaya balanmas zerine her mevlevihaneye ayr
bir gn tahsis edilerek sem gsterisinin yaplaca gnler padiaha iletilmitir (Glpnarl, 1953: 370-381).
1925 ylnda tekke ve derghlarn kapatlmasndan nce uzun yllar
Mevlna Derghnn ierisinde ve bazen de avluda icra edilen eb-i Arus
trenleri, hcrelerde bulunan dedelerin ve halkn katlm ile gerekletirilmekteydi. Bu tarihten sonra uzun bir mddet tam olarak icra edilemeyen
trenler, 1943 ylndaki Konya Halkevinde dzenlenen bir tren ve Mevlna ahfadndan Prof. Dr. Nafiz Uzlukun bir konferansyla yeniden hayata
geirilmi ve bu trenler 1950 ylna kadar Konya, stanbul ve Ankarada
eitli salonlarda gerekletirilmitir (imekler, 2003: 26).
187
1950 ylndan sonra, Konya Turizm Dernei tarafndan dzenlenen organizasyonlarla Hz. Mevlna, daha kapsaml programlarla anlm ve yurt
ii ile yurt dnda bilimsel toplantlar ve musiki eliinde sem gsterileri
sembolik bir ekilde srdrlmtr (Odaba, 2002: 347). 1954 ylnda
heyetler hlinde Konyaya gelinmi, ktphane binasnda ayin gsterisi
yaplm ayn yl stanbul Spor ve Sergi Saraynda da bir ihtifal gerekletirilmitir. 1955 ylnda ise Konyada sinema binasnda yaplan ihtifaller,
1956da yine ktphane binasnda gerekletirilerek devam etmitir (zcan, 2003: 59).
Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Postnii Mustafa Holata gre
(2006), 50li yllarda Hz. Mevlnann soyundan bir elebi belediye bakanl yapmaktadr. Onun vastasyla eb-i Arus trenleri dergh ve zaviyelerin kapatlmas ardndan konferanslar hlinde 1946l yllardan sonra balamtr. 1956-58 ylnda bir ayin niteliinde sem, o zaman Kitaplk Binas
diye anlan ve imdi de Devlet Tiyatrosu olarak ilev gren binada yaplmaktadr. O yllarda sem gsterilerinin organizasyonunu belediye yapmaktadr. Sem ve Mevlevilikle tanmasn kk yalarda Mevlevi olan
babas ile katld bir gsteriden etkilenmesine balayan Holat, o dnemde
evlerde zikirlerin yapldn ve Mesnev dersleri verildiini ifade etmektedir. Yine o dnemlerde evlerde elbisesiz ve tennuresiz okunan ilahilerin
etkisiyle coan kiilerin sem yaptklarn da gzlemlediine deinmektedir.
Kendisinin Konyada 1958 ylnda ilk kez sem mekine baladna
deinen Holat, bir bir buuk yllk bir urann ardndan ancak kendilerini
yetitirebildiklerini ifade etmektedir. Yine o yllarda belediyenin yapm
olduu eb-i Arus trenlerinin Feyzi Halcnn bakanlndaki Konya
Turizm Derneine devredildii ve gsterilen abalar sonucunda gsterilerin resm ve dzenli hle getirildiini vurgulamaktadr. 1960 ylnda kii
ile semazenlie baladklarna deinen Holat, ardndan be kiinin daha
eklenerek sekiz kii olarak ilk kez kk kapal spor salonunda sema
ktklarn sylemektedir.
Tm dnyann hayran olduu Mevlna, 1960lara kadar nikotin kokulu kt sinema salonlarnda ve ktphanelerde anlmaktayd. Bu kt
artlarda yaplan ihtifallerde ise yeterli yer olmad iin pek ok kii sadece bu gnlerde yalnz Mevlna Mzesini ziyaretle yetinmekteydi. Bu yl
ise (1960) yeni hizmete giren Spor ve Sergi Saraynda yaplmtr. O dnemde zellikle musiki heyeti stanbuldan gelmiti ve davetiyelerde u
yazyordu: 11-17 Aralk 1960 tarihleri arasnda 7 gece 3 veya 4 gndz
188
Ahmet TARHAN
olmak zere tekrarlanmak suretiyle muazzam bir ihtifal yaplacaktr (zcan, 2003: 51-61).
Halc, 1961 ylndan 1987 ylna kadar yaklak yirmi be yllk sre
ierisinde bakanln yrtt Konya Kltr ve Turizm Derneince
sem trenlerinin balatldn, daha nceki yllarda Konya Belediyesi
tarafndan konumalarla balayp, bir ney ve rebap taksimiyle son bulan
Mevlnay Anma Trenlerinin 1959 ylnda Turizm Derneince aslna
uygun bir ekilde dzenlenmeye baladn ifade etmektedir. Dernein,
sem trenlerini geleneksel yaps ierisinde ele alarak yalnz Konya halk
iin deil tm lke ve hatta dnya apnda byk ilgi uyandran bir boyuta ulatrdna deinmektedir. Hatta o yllarda aslna uygun bir sunumun
yaplabilmesi iin 25 gnlk eitim verilen bir sem kursunun aldna
da iaret eden Halc, dernein hemen arka sokandaki bir evde bu kursun
verilerek semazen yetitirildiini belirtmektedir (2004: 281).
Yllardr yukarda anlan kurum ve derneklerce gerekletirilen etkinlikler, 1989 ylndan itibaren kurumlar aras e gdmn salanmasyla
Konya Valilii l Kltr Turizm Mdrl, Bykehir Belediyesi ve
Seluk niversitesi bnyesindeki kiilerden oluan Mevlnay Anma Trenleri Tertip Komitesi tarafndan yrtlmeye balanmtr. 10-17 Aralk
tarihleri arasnda sem ile birlikte, eitli sergiler, konferanslar, sempozyum, panel ve kongre gibi bilimsel toplantlar dzenlenerek halkn da bunlardan yararlanmas salanmtr. Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Mevlna Kltr Merkezi Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu bnyesinde semazen olarak grev yapan Mehmet Emin
Holat (2006), ocukluundan bu yana kapal spor salonunda sem gsterilerinin yapldna deinerek, nceden kk salonda yaplan trenlerin
daha sonra ise Atatrk Kapal Spor Salonunda srdrldn ifade etmektedir. Uzun yllar potalarn altnda gerekletirilen ve sadece sem
ayini ile snrl kalan eb-i Arus trenlerinin ise, 2004 ylndan bu yana
Mevlna Kltr Merkezinde icra edildiine iaret etmektedir. Holatn
aklamalar aslnda sem gsterilerinin geirdii tarihsel sre ierisinde
hangi mekanlarda gerekletirildii konusunun deta bir zetidir.
2004 ylndan itibaren ise, Mevlana Kltr Merkezi ev sahipliinde
eb-i Arus trenleri yedi ile on gne yaylan sergi, konferans, sempozyum,
panel, kongre tasavvuf musikisi konserleri ve sem gsterileri gibi eitli
etkinliklerle yaplmaktadr.
189
190
Ahmet TARHAN
ettiim kadaryla yedi sekiz aydr her ay sonu dzenlenen gsterilere bu ii gerekten seven ve bilen insanlar gelmekte. Byle bilinli insanlar nnde yaplan gsterilerden ylda bir kez yaplan ve dnyann drt bir yanndan gelen kiiler karsnda yaplan ihtifallerden daha fazla zevk almaktaym. Buradan hareketle aslna
uygun olarak icra edilen ama her ayn sonunda gerekletirilen gsterilerin
bir tiyatro havasnda deil, bu iin bilincinde olan ve arlkl olarak da
Mevlevi olan kiilerce ilgi duyulduu sonucuna ulalabilir. Buna ek olarak
Holat salonun kapasitesi ile salanan olanaklar hakknda ise, Mevlana
Kltr Merkezinde ayn anda 3000 kiinin seyretmesi 3000 kiiye hitap etmek
anlamna gelmektedir. Spor salonunda yer alan izgiler ve potalar derken manevi
bir hava estirilememekteydi. Kltr Merkezi ise adeta tamamen bir semahane olarak grlyor. nsanlar aslna uygun olarak icra edilen sem grmek ve Ahmet
zhan dinlemek iin geliyorlar. htifallerdeki konumalar milleti tedirgin ettii
ve anlalmad iin kaldrdklarna deinen Holat, kapal spor salonlarndan
dier yerlerden Kltr Sarayna gemesinin kendileri iin de laykyla bir program
yapmalar adna ok gzel bir olay olduunu ifade etmektedir. Ayrca, nceleri
kapal spor salonunda yeterli olanaklar olmad iin sadece senede 5-6 gn sadece
sem gsterisi ile snrl bir program yapldn ve insanlarn gsteri sonrasnda
dalp gittiklerini imdi ise Mevlna Kltr Merkezinin salad olanaklarla
kiilerin Mevlna ve Mevlevilik konusunda aratrmaya geldiini ve eb-i Arus
trenlerinin bir hafta on gnlk srelere yaylarak sergi, konferans, panel, musiki
konserleri gibi farkl etkinliklerle desteklendiini ifade etmektedir.
Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Mevlna
Kltr Merkezi Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni
Yusuf Kayya (2006) Kapal spor salonunun 1500 kii aldn; o yllarda 2500
kiilik olarak planlanan binann ise gnmzde yetersiz olduunu ifade etmektedir. Mevlana Kltr Merkezinin 2500 kiiye hitap ettiini; fakat bu kapasitenin
yeterli olmadn vurgulayan Kayya, bunu Mevlna trenleri iin bilet talebi ok
fazla olmasna ve eb-i Arus trenlerinin hemen ardndan bir sonraki yl iin biletlerin tkenmesine balamaktadr. Salonun kapasitesinde yaanan problemin haftann uzatlmas ile almaya alld; fakat yine de bunun yeterli bir zm olmadna yer vermektedir. Ayrca, sunum asndan da sem gsterilerini deerlendiren Kayya, Amacn Mevlevilii yaatp gelecek nesillere aktarmaksa esasen
bunun aslna uygun bir ekilde sunulmas gerektiine deinerek, bu sunumun
aslnda Mevlevihaneler iinde sunulmasnn nemine iaret etmektedir. lkemizde
ve dnyada birok yerde Mevlevihaneler olduunu ve Mevlana Kltr Merkezinin
de bir anlamda bu gelenei yaatmak iin dnldn; fakat mimari zelliklerinin bunu tam yanstmadn ifade etmektedir. Bunun da Kltr Merkezinin
191
dardan gelen insanlar iin bir Mevlevihane nitelii tamamasna ve souk bir
yapsnn olmasna balamaktadr. Semnn sunulduu yerin tm nitelikleriyle o
deerleri yanstmas gerektii sunulan yerin ahap iilii ve hat inileriyle bezeli
bir mekan olarak dzenlenmesinin geleneksel havann yakalanmas adna daha
uygun olacan ifade etmektedir.
6. Semn Balamndan Koparlarak Tketilen Bir Elence Aracna
Dntrlmesi
Sem gsterileri zellikle son dnemlerde aslna hi de uygun olmayan mekanlarda ve ekillerde yaplmaktadr. Bir anlamda kendi ritellerinden koparlarak, sadece birka figrnn sem diye sunulmas ve bunun da yaplan gsteriye pek de uygun olmayan ortamlarda sunuluyor
olmas dikkat ekicidir.
Bu konuyla ilgili olarak l Turizm Mdr Abdssettar Yarar, Semn
Konya ve lke tantmna byk katklar saladna iaret ederek, gnmzde semn otellerin uygun olmayan mekanlar olarak niteledii birahane, bar ve benzeri yerlerinde yapldna deinmektedir. Mevlevilik ve
sem konusunda hibir bilgisi olmayan kiilerce turistlere otellerin lobilerinde ve uygun olmayan mekanlarnda sunulan semn izleyen kiileri
yanl ynlendirecei ve sem ile Mevlna konusunda yanl izlenimler
brakarak Konyadan ve lkemizden ayrlacaklarna iaret etmektedir
(2003: 42-43).
Konya l Turizm Mdrlnde Turizm ube Mdr Mehmet Ynden (2006), Mevleviliin, aslnda entelektel bir kltr zellii tadn ve
biraz elit ve aristokrat bir kltr gesi olduuna iaret etmektedir. Bu savn da,
Osmanl dneminde nemli airler ve devlet adamlarnn Mevlevihanelerden yetimesiyle desteklemektedir. Dnya insanlarna Mevlna ve Mevleviliin sunumunda da elit kltrn bir gesi olduu imajnn verilmesi gerektiinin altn
izmektedir. Osmanl dneminde medreselerin ve Mevlevi dergahlarnn birer okul
olduunu ve bu ynyle eitimli halk kitlesine hitap eden bir felsefe olduuna
deinmektedir. Mevleviliin aristokratik bir kltr gesi olmasnn planl, programl bir ekilde yaplan bir ey olmadn; fakat muhatap olduu kitlenin eitimli
gruplardan olutuu ifade edilmektedir.
Yine bu konuyla ilgili olarak grlerine bavurulan Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni Yusuf Kayya (2006), gemite
tasavvufi rgtlenmelerin bir anlamda bugnk tabiriyle sivil toplum kurulular gibi ilev grdne deinerek; Bu rgtlenmeler ierisinde insanlar, bir araya gelerek kendine uygun grd bir yeri tercih etmekte ve onlarla bir
192
Ahmet TARHAN
araya gelmekteydi. Mevlevilik ise bu balamda daha entelektel ve daha ayr bir
zellik tayor. nk Mevlevilik sanata nem verilen ayr bir nitelik tayordu.
Osmanl Dneminde en iyi mzisyenler, hattatlar vb. sanat erbab kiiler buradan
yetimekteydi. Dolaysyla Mevlevihaneler daha entelektel bir kesime hitap etmekteydi. Bunun neticesinde seyirciler de Mevlevilie scak bakan ilgi duyan belli
eitim seviyesindeki insanlard.
Bu grlerden hareketle, snrl saydaki kiinin bnyesinde bulunduu Mevleviliin ve semazenlerce gerekletirilen sem gsterilerinin aslnda biraz aristokrat bir snfa zg eylemler olduu ve hitap ettii kitlenin de st dzey yksek kltr sahibi olan kiiler olduu sonucuna ulalabilmektedir. Bu da bize yksek kltr unsuru olan ya da yksek kltrden beslenen sem olgusunun zamanla nasl bir kitle kltr hline geldii konusunda sorgulanmas gereken bir soruyu gndeme getirmektedir.
Ynden (2006), Semn Mevlevilikteki anlam ve daha sonra baz rant
peinde koan kiilerce nasl bundan uzaklatrld konusundaki grlerine ise yle devam etmektedir: Mevleviliin temelinde sevgi ve hogr
olduu iin insanlarn abuk kabullendikleri ve Mevlevilie bir sempati ile baktklarna deinmektedir. Mevlna ve semn, lokal kltrden karak evrensel kltre
katk yapan bir unsur olduunu; fakat hem turizm hem de kltrmz asndan
bunun ne lde deerlendirilebildiinin sorgulanmas gerektiinin altn izmektedir. Sem gsterilerinin bir yerden kontrol edilmeyerek beslenmeyii ve kendi
akna brakldnda popler kltrn etkisinde kalaca, bunun da turizmsel
olarak bir takm rant kavgalarn douracan ifade etmektedir. Kontrol etme ya da
yasaklama kelimelerinin ho ifadeler olmad; fakat gsterilerin sunumundaki
seviyenin ve orijinalliinin znn muhafaza edilmesi adna baz kontrol mekanizmalarnn belki de olmas gerektiine yer vermektedir. Bununla semn
Konya ve lke turizmine olan katks ve bunun istismarna ynelik kayglarn dile getiren Ynden, semn orijinalliinden nasl koparldn ve
neler yaplabileceini yle ifade etmektedir: Sem, Allaha ulama kavuma
olarak nitelenirken, bunun snnet dn veya dn gibi alakas olmayan gnlerde yaplmamas gerekmektedir. Sem gsterileri mmkn olduu lde ho
ortamlarda sunulmal ve bnyesindeki ulvi misyonu ok iyi yanstmaldr. Bylelikle hem semn hakk verilmeli hem de izleyenlerin kltrmze ve lkemize
sempatiyle bakmas gibi hedefler gerekletirilmelidir. Aksi hlde kii ba alnan 50
TL ile snrl olduunda istenmeyen eyler ortaya kabilmektedir. Nevehirde bir
restoranda sem gsterilerinin, yllardr adeta bir folklor serenad ierisinde verildiini ve bu gibi olumsuzluklar yasaklayabilecek polisiye ve devlet tedbirinin olmadna iaret eden Ynden, kanundaki bu boluklardan istifade edildiine de-
193
inmektedir. Kendilerinin zaman zaman bu olumsuzluklar giderme adna Bakanlk nezdinde ve entelektel evreye eitli neriler sunduklarn, ama bunlarn ne
kadar etkili olduunu bilemediklerini vurgulayarak semn bir ekilde aslna uygun olarak sunumu iin bir kontrol mekanizmasnn oluturulmas gerektiine yer
vermektedir.
Gerekleen bu dnm ve tketim kltrnn bir metas hline
gelmesiyle ilgili olarak Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni Yusuf Kayya (2006) ise; bugn semn, sadece sanat ve ritel boyutuyla kaldn dile getirerek: Kltr Bakanlnn Trk Tasavvuf Mzii
Topluluunu kurmasndaki amacn bir anlamda kaybolmaya yz tutan deerlerin
tekrar ortaya karlmas olduuna deinerek, Aralk aynda yaplan eb-i Arus
trenlerini daha anlaml hle getirmek ve dzenli bir ekilde ortaya koyabilmek iin
altklarn ifade etmektedir. Bu gelimelerle sunumdaki bir takm ayrntlarn
daha ok nem kazandn dile getirmektedir. Gnmzde bu gsterilerin says
oaldka ve insanlarn ilgisi de fark edilince semn bir rant meselesi hline
getiriliine deinen Kayya, insanlarn bunu insanlarn toplu hlde olduu her
yerde yapmaya baladna iaret etmektedir. Turistlere ynelik restorandlarda,
dnlerde vb. bir elence unsuru hline getirilen semn bu ynyle de amacndan uzaklatna deinmekle birlikte bu zc durumun uzak da olsa kltrn
bir ekilde yaygnlamas asndan bir art tad fikrini ileri srmektedir.
Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu postniini olarak grev yapan
Mustafa Holat (2006) ise, sem gsterilerinin dn ve elence yerlerinde
yaplmasn hi tasvip etmediini; fakat sadece Mevleviler iin cenaze ve
dnlerde sem yapldna iaret ederek uygun olamayan bir ortamda
sem yapmaktan vazgetiklerini yle aktarmakta: Geen yl Suudi Arabistana gittiklerini ve bakanlardan birinin fuarda kendilerinden ayin yaplmasn
istediini belirtmektedir. Akam yaplacak program iin salona gittiklerinde yemek
masalarnn kurulduunu hi de gsteri yapmaya uygun olmayan bir sahnenin
kendileri iin dzenlendiini grnce sem yapmaktan vazgetiklerini ve sem
yapmadan dndklerini ifade etmektedir. Bir baka ayin iin de ABDde NATO
binasna gittiklerini o gn de Trk Gn olduunu ve NATOdaki tm yelere
sem program ayarlandn ifade etmektedir. Kendilerine bykeli tarafndan
26 dakika ayrld dile getirilmi; fakat 36 dakika civarnda sren ayin tam ritellerine uygun olarak yaplmtr. Bykelinin zaman atklarna ilikin uyary
grmezlikten geldiklerini ve aslna uygun olarak yaplan gsterinin herkese beenildii ve gsteri tarznda aslndan uzak bir sunumdan vazgetiklerini dile getirmektedir. Buradan zellikle Tasavvuf Musikisi Topluluu yelerinin semn orijinal sunumu konusunda ne kadar hassas olduklar grlmekte-
194
Ahmet TARHAN
dir. Sem ayininin ya da gsterisinin aslna uygun ekliyle uygun mekanlarda icra etmek konusundaki titizlikleri dikkati ekmektedir.
Bu konuyla balantl olarak sem gsterilerinde yaanan sunumdaki
farkllamalara ilikin Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu semazeni
Mehmet Emin Holat (2006) ise, zellikle muhafazakar insanlarn zaman
zaman kendilerinden dnlerinde ve nianlarnda semn anlamn bilmedikleri iin ve kendi iinde bir din nitelik tad iin kendilerine gsteri yapmalar ynnde isteklerde bulunulduunu ifade ederek semn bugnk geldii noktaya ilikin birka rnek vermektedir: stanbulda Sultan
Ahmette Dervi Show diye bir mekan olduunu ve gitar ile kanunla bir eyler
alndn, semazenin ise adeta saati gelince gsteriye kan sanatlar gibi hareket
ettii, sonra br seans gelene kadar bekleyerek yeniden sahne aldna deinmektedir. O kiinin belki de semazen bile olmadn sadece kendisi iin gelir getiren
bir meslek olarak bunu yaptn vurgulayan Holat, Konyada da zel gruplarn
olduunu ve dnlere semazen, kna gecesi iin bayan semazen gnderilir eklinde ilanlarla reklamlar yaptklarn ifade etmektedir. nceden knanan bu olaylarn
gnmzde yaygnlatna iaret etmektedir. Bunun da Konyal insanlar tarafndan yaplmasnn daha ac olduu dile getirilmektedir. Zaman zaman semazen.net
adl sitelerine dnlerinde, nianlarnda semazen isteini dile getiren mesajlarn
geldiini ve semazenlik ve Mevlevilik konusunda bilgisi olmayan insanlara gre
bunun ok normal bir istek olduuna yer vermektedir. Semazenlikle ilgisi olmayan
ve Mevlevilik konusunda bilgisiz kiiler iin aslnda, bunun biraz da normal olduuna ve biraz mtedeyyin ve mutaassp insanlarn sem gsterilerinin dn ve
nian gibi gnlerde yaplmasn olaan karladklarn ifade etmektedir. Kendisini
o insanlarn yerine koyduunda da bunun normal alglanmas gerektii fikrine
ulatn dile getirmektedir.
Semn ticari bir metaa dntrlmesine ynelik bu fikirler gnmzde youn bir ekilde dile getirilmekle birlikte sem gsterilerinin filme kaydedilmesi konusunun aslnda 1954l yllara kadar gittii grlmektedir. O dnemde eb-i Arusta dokmanter dzeyde filme alnmas
konusu gndeme gelmi ve Refi Cevad Ulunay bu gre gazetedeki kesinde yle yant vermitir: Merasim btn adap ve erkan ile yapld
takdirde merasimin dokmanter mahiyette filme alnmas hakknda bir
fikir de dermeyan ediliyor. Bu fikri ileri sren meslektama hak veririm.
Fakat bunun Mevlnay eriebildiimiz kadar bykl ile anacamz
bir eb-i Arusta yaplmasn doru bulmuyorum Mevlna byle dar bir
hududa smaz eklinde sert bir ekilde eletirildii grlmektedir (zcan, 2003: 56).
195
Yine Refi Cevad Ulunay 26 Mart 1963 ylnda Mevlnay Anlamayanlar balkl yazsnda bir kiinin eb-i Arusta hazr elimizde Mevlna
varken Ankaradan orkestralar getirilmesi, tiyatro kumpanyalar yaplmas,
konferanslar verilerek sergiler almas gibi bunun gelir getiren bir panayra dntrlerek ziyaretilerin czdanlarnn boaltlmas fikrini sert bir
ekilde eletirdii ve bunu teklif edebilen insann ancak cahil olduuna
deinmektedir (zcan, 2003: 98). Gnmzde ise yukarda 1950-60l yllarda dile getirilen hassasiyetin yerini ise bu deerler zerinden rant salama ve ticari bir takm karlarn ald grlmektedir.
Bir Semazenin Feryad balkl bir yazda Mevlnann ve onun ardndan oluan koskoca bir Mevlevi klliyatn ve de onun bir cz olan
sem aslnn haricinde, her yerde ve de her ekilde icra edilip kullanldna iaret ederek u rneklere yer verilmektedir:
Hz. Mevlna, Mevlevilik ve sem ile alakal yaklak yirmiye yakn yeni eser
arpt gzme. Bir yerde topluca sergileniyorlard. Maalesef aralarnda ciddi olan
be eserin haricinde hibir ey yoktu. Mesnevden be hikye, biraz rubai,
derleme birka beyit, al sana bir Mevlna kitab. Byle yzlerce kitap var piyasada.
Ne yazk ki mzik dnyasnda da ayn kemekelik yaanyor. zerine semazen
resmi ilitirilmi birok CD, DVD var piyasada. Tamamen ticari amal irket
almalar bunlar. Ne bilimsel, ne kltrel ne de sosyal amac olmayan almalar.
Mevlna, Mevlevilik ve sem gsterileri, gnmzde ciddi anlamda hazr pazar
olan konular. ekerinden berberine, lokantasndan halcsna, ayakkabcsndan
kitapsna, yemeinden tatlsna her ey Mevlna. zellikle Hz. Mevlnann
Konyada olmas mnasebetiyle baz eylerin iyice rndan km olduunu
gryoruz. Davetli olarak gittiim bir lokantada ikram edilen yemeklerin altna
servis peetesi olarak zerinde sem eden dervilerin fotoraflarnn bulunduu
bir peete serildi ve btn ikram onlarn zerinde yapld. Dorusu Hz. Prin bir
servis peetesi olmad kalmt. Ne de olsa O her ey oluyordu: skambil kad,
kibrit kutusu, ekeri ve hamam. Kyma ile peynirin karmndan yaplan pideye
de Mevlna deniliyor her nedense. Sadece ismi ve resimleri bile ok ciddi bir pazar
hline gelen Mevlna, Mevlevilik ve semn dnen dervileri, musikisi ve gnllere tesiri ile artk tm dnya pazarlarna kmasnn nnde hibir engel yoktur.
Eskiye nazaran durum daha iyi olsa da hl bu gibi skntlar yaanyor ve bu
gidile de yaanacaa benziyor. Kavun karpuz festivali, kongre, sempozyum, snnet dn, market al, fuar organizasyonu akam yemei aperatifi olarak
lokantalarda ya da alternatif turizmin havuz ba animasyonlarnda, ramazan
aynn vazgeilmez sofralarnda, zel haftalar ve gnlerin herhangi birinde, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda hatta ikili lks turistik barlarda bile- geri
196
Ahmet TARHAN
sem yaplrken iki servisi yaplmyormu ama hlet-i ruhaniyetinize, merebinize gre her yerde, her zaman ve her ekilde ve de her formatta sem gsterisi
izlemeniz mmkn. Ama Mevlevi ayini erifi ile erefyb olmanz ok zor.
(www.semazen.net)
Yukardaki bu tespitler semn Mevleviliin bir ayini olmaktan karlp nasl bir tketim kltr unsuru hline dntrlerek kitle kltrnn bir meta olduunu net bir ekilde ortaya koymaktadr. te sz konusu grlerden hareketle Mevlevilik ve onun temel riteli ile uzants olan
semn yksek kltr unsuru olarak doduunu ve belli bir eitim seviyesindeki kitlenin sahip kt bir kltrel varlk olduunu; fakat zamanla
balamndan koparlarak kitle kltrn ve dolaysyla popler kltr
besleyen bir ara hline dnt grlmektedir.
rneklerin oaltlabileceinin altn izerek, mevcut durum turizm
asndan deerlendirildiinde bir takm nlemlerin alnmas gerektii fikri
domaktadr. Yanl bir sunum ve turistlerde uyandrlabilecek yanl bir
imaj kukusuz gerekletirilen tm abalar boa karaca gibi ok nemli
kltrel zenginliklerin de bir anlamda iinin boaltlarak tketim kltr
ierisinde metalamasna neden olacaktr. Her ne kadar Mehmet Emin
Holat ve Yusuf Kayya, kltrn yaygnlamas asndan bir art olarak
deerlendirebileceini ifade ediyor olsa da, yanl bir sunumun insanlarn
kafasnda oluturaca imajn kolay kolay yok olmayacann kabullenilmesi gerekmektedir.
Bu konuya ilikin nemli admlardan bir tanesi 2005 ylnda Birlemi
Milletler ve UNESCO tarafndan atlmtr. UNESCO sem gsterilerini
dnya miras listesine dahil etmitir (http://www.ntvmsnbc.com/news/
352492.asp). Bu ynde alnan karara Mevlna'nn 22'nci kuaktan torunu ve
Uluslararas Mevlna Vakf kinci Bakan Esin elebi, Mevlna'nn 800.
doum yldnm olan 2007'nin Dnya Mevlna Yl ilan edilmesi ve
Mevlevilik kltrnn Dnya Kltr Miras Listesi'ne dahil edilmesi
projelerinin kabul edildiini hatrlatarak bu konuda Trkiye'ye denleri
ise yle ifade etmektedir: "Mevlevilik ve sem korumaya alnrken
UNESCO'nun lkemizden bir takm talepleri oldu. Birok yerde turistlere
ynelik sem gsterileri dzenlenmektedir. Bir lokantada bile iki kiiyle,
alkol alan kiiler arasnda sem gsterisi sunulmaktadr. Sem gsterileri,
lke asndan tantm arac ama bu konuda bazlar haddini amaya balamtr. Yllarca bunun nne geilmesini istedik. Umarm UNESCO sayesinde bunlar nlenecek diyerek, UNESCO'nun lkemizde otopark, lokanta, otel gibi iyerlerine ve hediyelik eyalara Mevlna ad verilmesini de
197
zlmesi gereken nemli bir sorun olarak grdnn de altn izmektedir (http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=207764). Bu olumsuzluklarn zerine gidilmesi ve zlmesi konusunda Trkiyenin UNESCOya taahht ettii programn temel balklar ise yle sralanabilir:
Sem ayininin nsanln Somut Olmayan Ba Eserleri Listesine alnd, devletin st kurumlar tarafndan halka duyurulacak.
Mevlevi kltr ve sem, bir kltr deeri olarak ilk ve ortaretim derslerinde tantlacak. Konservatuarlarda, Mevlevi mzii retilecek.
Kltr Bakanl tarafndan bir Mevlevi merkezi kurulacak. Mevlevi kltrne vkf isimler bu merkezde ders verecek. Bu merkezde yetien renciler Trkiye ve yurtdndaki benzer kltr merkezlerine Mevlevi
mzii ve sem konusunda yardmc olacak.
Yaayan Mevlevi mzeleri oluturulacak. Buraya gelen ziyaretiler, sazlarn yapmndan Mesnev derslerine, sem ayininden Mevlevi pilavna
kadar birok kltrel deeri grerek renecek.
198
Ahmet TARHAN
aktr. Belki ancak o zaman Holatn vurgulad gibi bir anlay Konyada
ve insanlarmzda egemen olabilir. Holat (2006) 1970li yllarda Konyal
sema ok sahip karken; Zaferdeki giyim maazalar, eb-i Arus haftasnda
vitrinlerini Mevlna sembolleriyle yapmaktaydlar. Btn Konyal eb-i Arus
haftasnda farkl bir duyguyu yaamaktaydlar.
Burada zellikle 1970li yllarda il olarak Konyada eb-i Arusa byk
bir nem verildii ve esnaf ile Konya halknn deta bu olay hem ilerinde
hem de uygulamalarnda birebir yaadklar fikri kmaktadr. deta bir
yaam biimi hline getirilen dnemlerden daha sonra daha sistematikletirilmeye allan, fakat birden fazla kuruma organizasyon yetkisinin verilmesiyle bir koordinasyonsuzluun ortaya kt dikkati ekmektedir.
Hem koordinasyonun salanmas hem de Mevlna ve sem gibi ok
nemli kltrel deerlerin iinin boaltlarak tketim meta hline dnmesini nlemede bata kurumlar olmak zere, Konya halkna hatta herkese
nemli grev dmektedir. 1970li hatta ilk sem gsterilerinin yaplmaya
baland 50li yllardaki heyecann tm halka yansmas kukusuz dnyann drt bir yanndan Konyaya gelen insanlar zerinde byk bir etki
oluturacak; bu da Mevlnann evrensel mesajlarnn doru kanaldan ok
sayda kiiye erimesini olanakl hle getirecektir.
Sonu
Sanayi Devrimi sonrasnda her alanda yaanan standartlama gereine kltrn deime ve srekliliini koruma zellii de eklendiinde, kltr ve kltr oluturan gelerin farkllamamasnn mmkn olamayacan kestirmek hi de zor deil.
Konya denilince akla gelen ilk unsurlardan biri olan Mevlna ve onunla zdeleen sem gsterileri de nceden belli bir eitim seviyesindeki
insanlara hitap eden bir ritel iken zamanla kltr endstrisi ierisinde
yorularak deta teknolojik bir retim bandndan gemi ve kendini farkl
mekanlarda, organizasyonlarda ve farkl ekillerde sunulabilen kitle kltr gesi hline dntrmtr.
Kendi z niteliklerine tamamen ters ve iin ehli olmayan kiilerce gerekletirilen, deta bir ticari rant kaps olarak deerlendirilerek hi de tad anlamla ilikili olmayan ortamlarda bu gsterilerin yaplmas, hem
Mevlnaya hem de onun insanla sunduu evrensel mesajlarn kalclna yapt tahribatn farknda olmamak mmkn deildir. Ayrca lkemizin kltrel zenginliklerinin aslndan tamamen kopuk bir ticari meta hline
199
200
Ahmet TARHAN
KAYNAKA
____ (2006); Bir Semazenin Feryad: Gnmzde Mevlevilik ve Sem,
http://www.semazen.net/yazar_yazi.php?id=56 eriim: 12.06.2006.
____ (2007); Gazino Ortamnda Sem Yaplmaz,
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=207764, eriim: 08.03.2007.
____ (2007); Mevlna Adyla Dkkan Aanlar Yand!, Zaman Gazetesi, 27
Temmuz 2006.
____ (2007); Sem Dnya Miras Listesinde,
http://www.ntvmsnbc.com/news/352492.asp, eriim: 08.03.2007.
ADORNO, Theodor W., (1999); Kltr Endstrisini Yeniden Dnmek
Kitle letiim Kuramlar, (derleyen: Erol Mutlu), Ankara: topya Yaynevi.
ARABACI, Caner, (2000); Eski Eitim Kurumlar ve Folklor likisi, 2.
Folklor ve Halk Edebiyat Kongresi, 27-28 Ekim 2000, Konya, s.108-113.
AYDOAN, Filiz, (2004); Dlerimizi Artk Televizyon Kuruyor Medya ve
Popler Kltr zerine Yazlar, stanbul: Kapital Medya A.
BATMAZ, Veysel, (2006); Medya Popler Kltr Gizler, stanbul: Karakutu
Yay.
BAYRU, Esin elebi, (2006); Sem, nsanln Aynas Mevlna, stanbul:
Konya Bykehir Belediyesi Kltr Yay.
ELEB, Celleddin B., (2002); Sem, Konyadan Dnyaya Mevlna ve
Mevlevilik, stanbul: Karatay Belediyesi Kltr Yay., ss. 185-191.
DEBORD, Guy, (1996); Gsteri Toplumu ve Yorumlar, (ev. Ayen Ekmeki Okan Takent), stanbul: Ayrnt Yay.
Eflk, Ahmed, (1986-87); Ariflerin Menkbeleri-Mevlana ve Etrafndakiler,
(ev. Tahsin Yazc), C 1-2, Ankara: Remzi Kitabevi.
ERDOAN, rfan, (1999); Popler Kltr, Kltr Alannda Egemenlik ve
Mcadele Popler Kltr ve ktidar, (Derleyen: Nazife Gngr), Ankara: Vadi Yay.
ERDOAN, rfan - KORKMAZ, Alemdar, (2005); Popler Kltr ve letiim,
Ankara: Erk Yay.
GANS, Herbert J., (2005); Popler Kltr ve Yksek Kltr, (ev. Emine Onaran ncirliolu), stanbul: Yap Kredi Yay.
201
202
Ahmet TARHAN
____, (2005); Ylan Hikayesinden Geree Dnen Proje: Mevlna Kltr Merkezi, Yaymlanmaya hazr kitap, Konya.
MEKLER, Nuri, (2006); Seluk letiim Gazetesi, Aralk 2006, s. 6.
UUR, Aydn, (2003); Kltr Ktas Atlas, stanbul: Yap Kredi Yay.
WILLIAMS, Raymond, (1993); Kltr, Ankara: mge Kitabevi.
YARAR, Abdssettar, (2003); Sem, Ehil Kiiler Tarafndan cra Edilmelidir, Yeni pekyolu, Yl: 16, S 190, ss. 42-43.
YAZICI, Tahsin, (1964); Mevlna Devrinde Sem, arkiyat Mecmuas, C
V, stanbul: Edebiyat Fakltesi Basmevi, s.135-150.
YNDEML, Fuat, (1997); Mevlevilikte Sem Eitimi, Ankara: Atatrk Kltr Merkez Bakanl Yay.
GRNE BAVURULAN KAYNAK KLER
HOLAT, Mehmet Emin, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel
Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Semazeni, Mevlna Kltr Merkezinde 60
HOLAT, Mustafa, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Postniini, Konya
Bedesten arsnda, 60
KAYYA, Yusuf, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni, Mevlna Kltr Merkezinde 60
YNDEN, Mehmet, Konya l Turizm Mdrl Turizm ube Mdr,
Konya l Turizm Mdrlnde 25