You are on page 1of 213

SELUK NVERSTES

MEVLNA ARATIRMA ve UYGULAMA MERKEZ

MEVLNA ARATIRMALARI DERGS


THE JOURNAL OF RUMI STUDIES
Hakemli Dergi

Yl: 1 Say: 1
KONYA 2007

SELUK NVERSTES
MEVLNA ARATIRMA VE UYGULAMA MERKEZ
MEVLNA ARATIRMALARI DERGS
THE JOURNAL OF RUMI STUDIES
ISSN: 1307 7392
Say / Number: 1
Mays / May 2007
S Mevlna Aratrma Ve Uygulama Merkezi Adna
Sahibi Merkez Mdr
Yrd. Do. Dr. Nuri MEKLER
Yayn Kurulu /Editorial Board
Prof. Dr. Fevzi GN
Prof. Dr. Dilaver GRER
Yrd. Do. Dr. Nuri MEKLER
Yrd. Do. Dr. Semra TUN
Danma Kurulu / Advisory Board
Prof. Dr. Emine YENTERZ S / Konya
Prof. Dr. Mahmut Erol KILI M / stanbul
Prof. Dr. Kemal YAVUZ / stanbul
Prof. h.c. M. Uur DERMAN MS / stanbul
Prof. Dr. Adnan KARASMALOLU K / Krkkale
Editrler / Editors
Yrd. Do. Dr. Semra TUN
Yrd. Do. Dr. Yusuf Z
Teknik Hazrlk / Technical Preparatory
Dizgi: Ali TARHAN ( SMAM )
Sekreterya: Uzm. Arzu YILMAZ ( SMAM )
Kapak Tasarm: Uzm. Sema ARSLAN
( S.. Gzel Sanatlar Fakltesi )

Bask: S Basmevi / 0 332 241 18 44


Haberleme / Correspondence
Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi
Alaaddin Keykubat Yerlekesi
Rektrlk Binas Kat: 4
42079 Seluklu / KONYA
Tel (Phone): (+90) 332 223 24 75
Belgegeer (Fax): (+90) 332 241 04 47
Web: http://www.mevlana.selcuk.edu.tr
e-posta: mevlana@selcuk.edu.tr

Hakem Kurulu / Referees Board


Prof. Dr. Ali AKPINAR (Cumhuriyet niversitesi)
Prof. Dr. Gnl AYAN (Seluk niversitesi)
Prof. Dr. Pervin APAN (Mula niversitesi)
Prof. Dr. Nurullah ETN (Ankara niversitesi)
Prof. Dr. Zekeriya GLER (Seluk niversitesi)
Do. Dr. Dilaver GRER (Seluk niversitesi)
Prof. Dr. Mustafa KARA (Uluda niversitesi)
Prof. Dr. Adnan KARASMALOLU (Krkkale niversitesi)
Prof. Dr. Salim KOCA (Gazi niversitesi)
Prof. Dr. Bilal KUPINAR (McGill University)
Prof. Dr. Ahmet Yaar OCAK (Hacettepe niversitesi)
Prof. Dr. Cihan OKUYUCU (Fatih niversitesi)
Prof. Dr. Mustafa ZCAN (Seluk niversitesi)
Prof. Dr. Ali O. ZTRK (anakkale On sekiz Mart niversitesi)
Prof. Dr. smail PARLATIR (Ankara niversitesi)
Prof. Dr. Ahmet SEVG (Seluk niversitesi)
Prof. Dr. smail YAKIT (Sleyman Demirel niversitesi)
Prof. Dr. Kemal YAVUZ (stanbul niversitesi)
Prof. Dr. Emine YENTERZ (Seluk niversitesi)
Do. Dr. Bayram Ali ETNKAYA (Cumhuriyet niversitesi)
Do. Dr. Mustafa DEMRC (Seluk niversitesi)
Do. Dr. Melek GKAY (Seluk niversitesi)
Do. Dr. Cneyt KANAT (Ege niversitesi)
Do. Dr. Ylmaz KO (Seluk niversitesi)
Do. Dr. Hlya KK (Seluk niversitesi)
Yrd. Do. Dr. Mehmet BABU (Seluk niversitesi)
Yrd. Do. Dr. M. Ali HACIGKMEN (Seluk niversitesi)
Yrd. Do. Dr. Sezai KK (Sakarya niversitesi)
Yrd. Do. Dr. Semra TUN (Seluk niversitesi)

MEVLNA ARATIRMALARI DERGS


THE JOURNAL OF RUMI STUDIES

Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar


Dergisi, Mevlnann, hayat, eserleri ve dnceleri; Mevlevilik kltr ve sanat hakknda
aratrma, yorum, yeni ve tarihi belgelerin yayn ile ilgili bilimsel nitelikli makale, inceleme,
tantma yazlar, bildiri metinleri, eviri, bibliyografya ve kitap tantm gibi zgn almalar
yaymlamak, Mevlna ve Mevlevilik ile ilgili almalara katk salayc bilimsel bir platform
oluturmak amacyla yaymlanan hakemli dergidir.

Dergide yaymlanmak zere gnderilen yazlar, yazm kurallarna uygun olarak hazrlanmaldr.

Dergide yaymlanan makalelerde belirtilen grler yazarlarna aittir.


S Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar Dergisinde yer
alan yazlardan kaynak gsterilerek aktarma ve alnt yaplabilir.

The Journal of Rumi Studies, to be published under the authority of Seluk University
Rumi Research and Application Center, is a supervised journal by an international Body of
referees and will publish peculiar studies as regards Mawlns life, manuscripts and
thoughts, search about the cultural aspects and art of his path, comments, quality articles
about new and historical documents, descriptive and informative articles, translations,
bibliography and book introduction. The Journal of Rumi Studies is a refereed journal
published with the aim of forming a scientific ground to contribute to its Mawlana and
Mawlawism related studies.

Manuscripts must be prepared in line with the requirements.


The responsibility belongs to the outhers in terms of views expressed.
Articles published within the body of The Journal of Rumi Studies are welcome to be
reproduced and utilized n any way on condition that the reference be expressed.
Copyright: S Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi

NDEKLER

Prof. Dr. Sleyman OKUDAN


Sunu / Presentation

Mevlna Aratrmalar Dergisi


lk Say le / With The First Issue

Prof. Dr. Hasan AKAY, Prof. Dr. lyas ZTRK


iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak / Joining The Irresistable Invitation of Poetry .............................. 120

Prof. Dr. Adnan KARASMALOLU


R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri...................................................................2133
The Mathnaw of Jallu'ddn Rm Edited By R. A. Nicholson and Other New Editions

Prof. Dr. smail YAKIT


Mevlnada Ak Estetii / The Aesthetics of Love in Mawln ...................................................................3543

Prof. Dr. Emine YENTERZ


Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular / Topics About Word and Talking in Mathnavi ..........4569

Do. Dr. Dilek BATSLAM


Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler ................................7182
Cypriot Poet Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi and His Poems for Mawln Jall al-Dn Rm

Do. Dr. Ahmet GKE


Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu / Metaphor of Hunter in Mawlns Mathnaw ..............83100

Yrd. Do. Dr. Ali AVUOLU


Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar / The Name of Turk and Meanings of It on Mawln .......101119

Yrd. Do. Dr. smail GLE


smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme ......121142
Evaluation on Innovations of The Prophet Muhammad Used in Ruhl-Mathnaw of Ismail Hakk Bursaw

Assist. Prof. Dr. Nuri MEKLER


The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in
The XVIth Century / XVI. Yzylda Ege Blgesinde Mevleviliin Yaylmas ve Sebepleri ....................143158

Ara. Gr. Ali Asker BAL


Glsn Erbilin Sanat: Mevlna zleinde Bir Sf Yolculuk .............................................................159167
The Art Of Glsn Erbil: A Sufi Journey In The Path of Mawln

Ara. Gr. Zehra GER


Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine
Beziehung Zu Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi ................................................169175
Translation of Franz Taeschners Paper Named Das Anatolische Achitum des 13./14.
Jahrhunderts und seine Beziehung zu Mevlna Celleddin Rumi

Ara. Gr. Ahmet TARHAN


Modern ada Semn Seyirlik Gsteri Hline Dntrlmesi .......................................................177202
The Whirling Derwishes as a Show of The Modern Age
Yazm Kurallar .............................................................................................................................................. 203-210

SUNU

Seluk niversitesi kurulduu 1975 ylndan bu yana, bulunduu kentin ve blgenin gelimesine, kltrel mirasnn korunmasna ve zenginletirilmesine, tarih ahsiyetlerinin tantlmasna byk bir nem vermekte;
temel ilkeleri dorultusunda sosyal, kltrel ve sanatsal almalar ilgili
kurum ve eitli kesimlerle birlikte yrtmektedir. Bu amala bnyesinde
eitli aratrma merkezleri oluturmutur. Bu merkezlerimiz, farkl bilim
dallarnda ulusal ve uluslararas kongreler, sempozyumlar ve paneller
dzenlemektedir. niversitemiz, bu merkezlerimizin, fakltelerimizin ve
enstitlerimizin bilimsel etkinliklerine, ulusal ve uluslararas yayn faaliyetlerine destek vermektedir.
niversitemiz bnyesindeki merkezlerimizden biri de 2005 ylnda kurulan Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezidir. Merkezimiz, 2007 ylnn
UNESCO tarafndan Mevlna Yl ilan edilmesiyle yurt ii ve yurt d
olmak zere eitli ehirlerde, niversitelerde dzenlenen anma toplantlarnda, bilimsel ve sanatsal etkinliklerde grev almtr. Bu faaliyetlerini
Mevlna, eserleri, dnceleri; Mevlevi ahsiyetler, Mevlevilik kltr ve
sanat gibi Mevlna ve Mevlevilik hakknda yaplan almalar yaymlayacak bilimsel ve uluslararas hakemli bir dergi ile de srdrmeyi amalamaktadr.
Bu vesileyle, yazlaryla lkemizde ve dnyada Mevlnann tannmasna, onun grlerinin anlalmasna ve gelecee aktarlmasna katkda
bulunan deerli bilim adamlarna ve aratrmaclara teekkr ediyorum.

Prof. Dr. Sleyman OKUDAN


REKTR

PRESENTATION
Since its foundation in 1975, Seluk University has attached great significance to the development of the city and the region where it is located,
the conservation and enrichment of its cultural heritage and promotion of
its historical personalities while conducting social, cultural and artistic
endeavors in association with relevant institutions and sections of society
in accordance with its fundamental principles. It set up various research
institutes within itself to this end. These centers organize national and international congresses, symposiums and panel discussions in different
branches of science. Support is given to scientific activities and national
and international publications of our centers, faculties and institutes by our
University.
One of the centers within our university is the Mawlana Research and
Application Center, founded in 2005. With the announcement of the year
2007 as Mawln Year by the UNESCO, our center took part in memorial
meetings and scientific and artistic activities held in various cities and universities both at home and abroad. It intends to continue its activities with
a scientific and internationally-refereed journal that will publish articles
written about Mawln and Mawlawi order on issues such as Mawln, his
works and thoughts, prominent Mawlawi figures and Mawlawi culture
and art.
I take this opportunity to thank dear scholars and researches who have
contributed to the appreciation of Mawln and understanding and transfered of his views to future generations both in our country and abroad
through their writing.
Prof. Dr. Suleyman OKUDAN
RECTOR

LK SAYI LE
Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi kurulduu
17 Mays 2005 tarihinden bu yana, 2005, 2006 ve zellikle Mevlna Yl olan
2007de, kurulu amac ve grevleri erevesinde konferans, panel, sempozyum ve kongre gibi bilimsel programlar tertip etmi, sergi, tiyatro ve dinleti
gibi sanatsal etkinlikler dzenlemi; niversitelerimizin, eitli resm ve zel
kurum ve kurulularn dzenlemi olduu etkinliklerde grev almtr.
2007 Mevlna Yl kutlamalar ve anma programlar ulusal ve uluslararas
dzeyde devam etmektedir. Bata Kltr ve Turizm Bakanl olmak zere,
niversitelerimiz, belediyelerimiz, dier kurum ve kurulularmz bu etkinliklere destek olmular, Mevlnann gerektii biimde anlmas ve tantlmasna
byk katkda bulunmulardr. Bu yl mnasebetiyle Mevlnay anlamak
adna gerekletirilen bilimsel etkinlikler ve bu etkinliklere ilikin yaplan yaymlar, farkl disiplinlere mensup ilim adamlarnn birbirinden farkl yorumlarnn, deiik yaklamlarnn bir yerde bulumasn ve paylalmasn salamtr.
Burada zel yaynevlerinin ilgilerini de tebrik etmek yerinde olacaktr.
nk, tpkbasm, metin neri, eviri, seki, derleme gibi birbirinden deerli
almalar yaymlanm; Mevlna, eserleri, dnceleri; Mevlevilik ve Mevlevi
ahsiyetler zerine bilgi sunan deerli akademisyenler ve aratrmaclar, bu
almalarn deerlendirme, okurlaryla ve ilgilileriyle buluturma frsat bulmulardr. Mevlna bilgisinin zenginlemesine, sevgisinin yaylmasna samimi
gayretleriyle katkda bulunan yaynevlerini kutluyoruz.
Mevlna Celleddin-i Rmnin hayatn, eserlerini, ilm ve edeb kiiliini,
dncelerini, evresindeki ahsiyetleri, Mevlevilik tarih ve kltrn, Trk
edebiyatna ve dnya edebiyatna etkilerini incelemek, aratrmak; bu dorultuda almalarda bulunmak, bilimsel, sosyal ve kltrel etkinlikler gerekletirmek, yaynlar yapmak, Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezinin kurulu amalar arasndadr.
Elinizdeki bu dergi, faaliyet ve ilgi alann oluturan konularda yazlacak
yazlar, deerli yaz sahiplerini ve makale yazarlarn ortak bir mekanda buluturmak zere yola kmtr.
Bu vesileyle, yazlarn Dergimizle paylaan deerli makale yazarlarna;
neri ve eletirileriyle katkda bulunan sayn hakemlerimiz ve hocalarmza ve
bu ilk sayda emei geen herkese teekkr ediyoruz.

MEVLNA ARATIRMALARI DERGS

WITH THE FIRST ISSUE


Since its foundation in May 17, 2005, Seluk University Mawlana Research
and Application Center has organized scientific programs, in accordance with
its founding principles and duties, such as conferences, panel discussions,
symposiums and conferences in 2005, 2006 and especially in 2007, which is the
Year of Mawln, held artistic events like exhibitions, theaters and participated
in various different activities organized by universities and other public and
private institutions.
Celebrations and memorial programs on the occasion of the 2007 Mawln
Year continue at national and international levels. Our universities, municipalities, other institutions and organizations, and above all Ministry of Culture and
Tourism, have supported these activities, and contributed substantially to the
proper remembrance and promotion of Mawln. Scientific activities organized
to remember Mawln on the occasion of this year and the publications made
in this regard enabled different interpretations and diverse approaches of
scholars from different disciplines to meet on a certain point and be shared.
Efforts and interest by private printing houses need also to be appreciated
here. Precious works such as facsimiles, texts, translations, anthologies and
compilations have been published, while academicians and researches who
have presented information regarding Mawln, his works and thoughts,
Mawlawi order and prominent Mawlawi personalities have found opportunities to make an appraisal of these works and present them to the attention of
their readers and those interested. Here, we would like to express our thanks to
publishing companies that have contributed to the enrichment of knowledge
about Mawln and spread of love for him through their genuine efforts. Exploration of Mawlns life, works, scientific and literary personality, his
thoughts, the people around him, history and culture of Mawlawi order, and
its contribution to Turkish and world literature, undertaking studies in this
regard, organize scientific, social and cultural events, publish works are among
the founding goals of Mawlana Research and Application Center.
The present journal set out to meet the texts to be written on issues that
constitute its field of activity and interest, dear authors and article writers on a
common ground.
We take this opportunity to extend our thanks to dear article writers who
have shared their articles with our journal, to our referees and academicians
who have contributed with their suggestions and criticisms and to all who have
spent an effort in this first issue.

THE JOURNAL OF RUMI STUDIES

MEVLNA ARATIRMALARI DERGS


THE JOURNAL OF RUMI STUDIES

Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar


Dergisi, Mevlnann, hayat, eserleri ve dnceleri; Mevlevilik kltr ve sanat hakknda
aratrma, yorum, yeni ve tarih belgelerin yayn ile ilgili bilimsel nitelikli makale, inceleme,
tantma yazlar, bildiri metinleri, eviri, bibliyografya ve kitap tantm gibi zgn almalar
yaymlamak, Mevlna ve Mevlevilik ile ilikili olarak Trk kltr, tarihi ve edebiyat alanndaki almalara katk salayc bilimsel bir platform oluturmak ve eitli lke ve dillerde
Mevlna, eserleri ve dnceleri zerine yaplan bilimsel alma ve yaynlar kamuoyuna
aktarmak amacyla yaymlanacak olan hakemli bir dergidir.

Yayn lkeleri:
Mevlna Aratrmalar Dergisi, Bahar/Mays ve K/Aralk olmak zere ylda iki say yaymlanr. Dergi, yayn kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere ve uluslararas endeks
kurumlarna ve abone olmak isteyen okurlarna yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir.
Mevlna Aratrmalar Dergisinde Mevlnann, eserlerinde iledii grleri bilimsel bir
bak asyla yorumlayan; Trk kltr, edebiyat ve sanatnn zenginlemesine katkda
bulunmu Mevlevi edip, air ve yazarlar eser ve yaptlaryla tantan, yurt ii ve yurt dnda
bu alanda yaplm yaynlar deerlendiren makalelere, daha nce yaymlanmam veya
yaymlanmak zere kabul edilmemi yazlara yer verilir. Daha nce bilimsel bir toplantda
sunulmu, derginin ama ve ieriine uygun bildiriler, bu durum belirtilmek artyla kabul
edilebilir.
Derginin yayn dili Trke ve ngilizcedir.

Yazlarn Deerlendirilmesi:
Mevlna Aratrmalar Dergisine yaymlanmak zere gnderilen yazlar, yayn kurulunca
dergi ilkelerine uygunluk bakmndan incelenir; olumlu ve zgn bulunanlar, alanndaki
almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin adlar gizli tutulur ve raporlar be
yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan birinin olumlu, dierinin olumsuz olmas durumunda, yaz nc bir hakeme gnderilir. Hakemler tarafndan dzeltme istenen makaleler,
gerekli deiiklikler iin yazar(lar)na gnderilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun neri
ve uyarlarn dikkate alrlar; ancak katlmadklar hususlara ve hakem kararlarna gerekelerini belirtmek kaydyla itiraz edebilirler.
Hakemlerin nerileri dorultusunda dzeltilmi makalelerin belirtilen sre ierisinde
dergiye ulatrlmas yazarn sorumluluundadr. Editrler, yaymlanacak yazlarda esasa
ynelik olmayan kk dzeltmeler yapabilir. Hakemlerden olumlu rapor alamayan makaleler yaymlanmaz ve istenirse, bir nshas yazarna gnderilir; bu konuda idari ve adli sorumluluk kabul edilmez.

204

Yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Seluk niversitesi Mevlna Aratrma
ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar Dergisine devredilmi saylr. Yaymlanan
yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Dergide yaymlanan yaz ve fotoraflardan kaynak gsterilmek artyla alnt yaplabilir.

Makalenin Yaps ve Yazm Kurallar:


Makalelerin aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir.
Balk: Yaznn ieriini ak ve yeterli lde yanstmal, byk harflerle ve koyu karakterli yazlmal, on kelimeyi gememelidir.
Yazar Ad(lar) ve Adres(ler)i
Yaznn baln ortalayacak ekilde yazarn ad ve soyad -byk harflerle- koyu karakterli yazlmal, yazarn unvan, kurumu ve e-posta adresi yldz simgesiyle sayfa alt dipnotunda belirtilmelidir.
zet ve Anahtar Kelimeler
Makalenin banda yer alacak Trke ve ngilizce zeti, almann amacn, kapsamn
ve sonularn yanstmaldr. zet, yz elli iki yz kelime arasnda olmaldr. zetlerin bir
satr altna en az , en fazla be kelimeden oluan Trke ve ngilizce anahtar kelimeler
yazlmaldr. Yabanc dilde yazlan makalelerde de Trke ve yazlan dilde balk, zet ve
anahtar kelimeler yer almaldr.
Ana Metin
Makaleler, MS Word yazlm programnda, A4 boyutunda katlara, Times New Roman
yaz karakteri ve 10 punto ile, kenar boluklar 3er cm olmak zere, 1,5 satr aralyla, iki
yandan hizal olmal ve otuz sayfay gemeyecek ekilde yazlmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Makalede, satr sonunda heceleme yaplmamaldr. Paragraf balarnda TAB tuu
yerine ENTER veya RETURN tuu kullanlmaldr. Noktalama iaretlerinden sonra bir
boluk braklmaldr.
Bir makalede sra ile zet, ana metnin blmleri, kaynaka ve (varsa) ekler bulunmaldr.
Giri, Sonu gibi balklar kullanp kullanmama, almann trne ve konunun gereine
baldr. Fakat makalenin bir sonu paragraf bulunmaldr. Sonu aratrmann ama ve
kapsamna uygun olmal, ana izgileriyle ve z olarak verilmelidir.
Ana, ara ve alt balklar: Belli bir dzen salamak amacyla ana, ara ve alt balklar kullanlabilir. Ana balklar byk harflerle, ara balklarda ise her kelimenin ilk harfi byk
yazlmal ve balk sonunda satrba yaplmaldr. Alt balklarda, baln ilk kelimesindeki
birinci harf byk sonraki kelime/kelimelerin ilk harfi kk olmal, balk sonuna iki nokta
(st ste) konularak yazya ayn satrdan devam edilmelidir. Ana, ara ve alt balklarn tamam koyu yazlmaldr.
ekil, tablo ve fotoraflar: ekil, tablo ve fotoraflar yazm alan dna tamamal, gerekiyorsa her biri ayr bir sayfada yer almaldr. ekil ve tablolar numaralandrlmal ve ieriine
gre adlandrlmaldr. Numara ve balklar, ekillerin altna, tablolarn stne gelecek biimde kelimelerin yalnzca ilk harfleri byk olarak yazlmal, siyah mrekkeple, dzgn ve

205

yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz kda izilmelidir. Tablolar, tercihen WORD
programndaki tablo komutuyla yaplmaldr. Aklamalar, ekil ve tablolarn hemen altnda
verilmelidir. Resimler yksek znrlkte TIFF veya JPG formatnda olmaldr. ekil, tablo
ve resimler on sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, tablo ve resimleri,
aynen baslabilecek nitelikte olmak artyla metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu
imkna sahip olmayanlar, metin iinde bunlar iin ayn boyutta boluk brakarak, iine ekil,
tablo ve resmin numarasn yazmaldrlar.
Dipnotlar: Dipnotlar yaplmas zorunlu aklamalar iin kullanlr ve DPNOT komutuyla otomatik olarak sayfa altnda verilir. Buradaki atflar metin ierisindeki gibi gsterilmelidir.
Alntlar: Makalede birebir yaplan alntlar trnak iinde verilmelidir. Be satrdan az
alntlar cmle arasnda italik olarak, be satrdan uzun alntlar ise sayfann sandan ve
solundan 1 cm ieride, blok hlinde italik olarak verilmelidir.
Kaynaka ve Atflar: Makalede kullanlan btn kaynaklar Kaynakaya alnmal, makalenin konusu ile ilgili olsa dahi, yazda deinilmeyen belge ve eserler Kaynakaya alnmamaldr. Kaynaklar ana metnin sonunda yazar soyadlarna gre -soyad kanunundan
ncekiler iin yazar ad (mehur ad, nispesi, mahlas) esas alnr- alfabetik olarak verilmeli;
kitap ve dergi adlar italik yazlmaldr. Kaynaka ve metin ierisindeki atflar, aadaki gibi
dzenlenmelidir.

Kaynakada:
DERMENAY, Veyis, (2007); Sultan Veledin Hayat, Dncesi ve Grleri -I, Mevlna
Aratrmalar 1-, (Editr: Adnan Karaismailolu), Ankara: Aka Yay., s. 69-83.
Feridun Nfiz Uzluka Gnderilen Mevlev Mektuplar (2007); hzl.: Yakup afak Yusuf z, Konya: Tekin Kitabevi.
FURZANFER, Bediuzzaman, (1986); Mevlna Celleddin, (ev.: Feridun Nfiz Uzluk), stanbul: Milli Eitim Basmevi.
KPRL, Fuad, (1984); Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, 5. bask, Ankara: Diyanet leri
Bakanl Yay.
MAZIOLU, Hasibe, (1989); Akyrek, Ahmed Remzi, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, C II, stanbul: Trkiye Diyanet Vakf Yay., s. 304-305.
MEVLNA Celleddin, (1966); Mesnev, C I, (ev.: Veled zbudak, notlandran: Abdlbki
Glpnarl), 5. bask, stanbul: Milli Eitim Basmevi.
_______, (2007); Mesnev-i Manev, (hzl.: Adnan Karaismailolu - Derya rs), C I-II, Ankara,
Aka Yay.
MSTAKMZDE, Sleyman Saduddin; Mecelletn-nisb fin-niseb vel-kn vel-elkb
[yzm.], stanbul: Sleymaniye Ktp. Halet Efendi Nu. 628.
Tezkirelere Gre Divan Edebiyat simler Szl (1988); hzl.: Haluk pekten - Mustafa sen Recep Toparl - Naci Oku - Turgut Karabey, Ankara: Aka Yay.

206

Atflarda:
(Bediuzzaman, 1986: 11).
Birden fazla kaynak gsterilecei durumlarda atflar ayn parantez iinde, en eski tarihli olandan yeni olana doru, birbirinden noktal virglle ayrlarak sralanmaldr.
(Kprl, 1984: 43; Bediuzzeman, 1986: 27).
ki yazarl kaynaklarda, yazar adlar arasna tire iareti (-) konulmal, ikiden fazla yazarl kaynaklarda ise ikinci yazarn soyadndan sonra [vb.] (ve bakalar) ksaltmas kullanlmaldr.
(afak - z, 2007: 13), (pekten-sen [vb.], 1988: 57).
Yazarn ad, ilgili cmle iinde anlyorsa, parantez iinde yalnzca kaynan yayn yl ve sayfas belirtilmelidir.
Bediuzzaman Furzanfer, n sz konusunda ayn grtedir (1986: 28).
Yazarn ayn yl yaymlanm iki eseri, yayn ylna bir harf eklenmek suretiyle ayrt
edilmelidir.
(., 1999a: 25), (., 1999b: 58).
Soyadlar ayn olan iki yazarn ayn ylda yaymlanm olan eserleri, adlarn ilk harflerinin de yazlmas yoluyla belirtilmelidir.
(., A., 2003: 46), (., D., 2003: 27).
El yazmas bir eser kaynak gsterilirken, kitap ad, yazar veya mtercim adndan sonra anlalacak biimde yazlmal, yaprak ve yaprak yz belirtilmelidir. Kaynakada eserin
tam ad verilmelidir.
(Mstakimzde, Mecelle.: 270b).
Ariv belgeleri kaynak gsterilirken, metin iindeki ksaltmann alm kaynakada
verilmelidir.
Kongre ve sempozyum bildirilerinde toplantnn ad, yeri ve tarihi belirtilmelidir. Bir
kurum/kurulu tarafndan desteklenen almalarda, sz konusu kurumun/kuruluun ve
projenin ad, varsa, tarihi ve says dipnotla belirtilmelidir.

Yazlarn Gnderilmesi
Seluk niversitesi Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi Mevlna Aratrmalar Dergisine yaynlanmak zere gnderilecek yazlar -eviriler orijinal metinleriyle birlikte- CD
kayd ile birlikte yazma adresine iletilmelidir.
zel eviri yaz iaretlerinin kullanld yazlarda, fontlar da CD ierisinde bulunmaldr. Yayna kabul edilen yazlarn son dzeltmeleri yaplm CDleri, yaznn son kts editrlke belirtilen sre iinde dergi adresine ulatrlmaldr.

207

THE JOURNAL OF RUMI STUDIES


The Journal of Rumi Studies, to be published under the authority of Seluk University Mawlana
Research and Application Center, is a supervised journal by an international Body of referees
and will publish peculiar studies as regards Mawlanas life, monuments and thoughts, search
about the cultural aspects and art of his path, comments, quality articles about new and
historical documents, descriptive and informative articles, translations, bibliography and book
introduction. The Journal will be published twice a year, in May and December with the aim of
forming a scientific ground to contribute to its studies as regards Mawlana and Mawlavism.

Editorial Principles
The Journal of Rumi Studies is published quarterly: May/Spring and December/Winter. At the
end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is
forwarded to the subscribers, libraries and international indexing institutions within one
month after its publication.
The Journal of Rumi Studies is published to bring forth the cultural riches, historical and actual
realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion about the
scientific studies on the international level concerning Turkish World.
The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and suggesting solutions for the Turkish World are published in The Journal of
Rumi Studies. An article sent to the Journal should be an original article which contribute
knowledge and scientific information to its field or a study that brings forth new views and
perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personalities, announcing new activities related to the Turkish world can also be published in The
Journal of Rumi Studies. In order for any article to be published in The Journal of Rumi Studies, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere.
Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so
beforehand.

Evaluation of Articles: The articles forwarded to The Journal of Rumi Studies to published are
first studied by the Editorial Board in terms of the journal's principles and those found acceptable are sent to two referees who are authorities in their fields. Names of the referees are
confidential and referee reports are safe-kept for five years. In case one referee report is negatiye and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The
authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the referees
and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be relumed upon request. The
royalty rights of the accepted articles are considered transferred to The Journal of Rumi
Studies. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of
the article. Quotations from articles including pictures are permitted duringfull reference to

208

the articles. The Language of the Journal Turkiye Turkish is the Language of the journal.
Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one
third of an issue. Articles submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Turkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. As regards
the writing rules in general the followings are to be observed in writing the articles for The
Journal of Rumi Studies:
Title of the Article: Title should be suitable for the content and the one that expresses it best,
and should be in bold letters.
Name(s) and address(es) of the authors): Names and surnames are in capital letters and bold,
addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses
should be specified.
Abstract and Key Words: In the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. Leaving one line
empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 5 words.
After the Turkish abstract there should be a title, an abstract and key words in English.
Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type,
10 type size and 1,5 line on A4 format paper. There should 3 cm. free space on the margins
and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need
emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation
marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be
typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space. Instead of TAB, you should use
ENTER or RETURN and some space should be left after punctuations.
Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the wellarranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters;
interval and sub-headings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of
the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:).
Figures, Tables and Pictures: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as
not to cause problems in printing or reducing in size. Each figure should be on a separate
page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and English
below it. Tables should also be numbered and have the title in Turkish first and English below
it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each
word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the
captions. Pictures should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables
are applied for pictures as well. In special cases color pictures may be printed. The number of
pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into

209

text. Those without any technical facilities will leave the proportional sizes of empty space for
pictures within the text numbering them.
Citations, Footnotes and References: The citations within the text will be shown in parenthesis in order of (the outhers last name, the year of the source: page number). Footnotes should
be used for explanations not for citations. When sources with several authors are mentioned,
the name of first author is written and for others (et. al) is added. Full reference including all
the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred
authors within the text then only the publication date should be written. In the sources and
manuscripts with no publication date only the name of author, in encyclopedias and other
sources without authors only the name of the source should be written. In the secondary
sources quoted original source should also be pointed. Personal interviews can be indicated
by giving the last names), the date and moreover should be stated in the references.
References should be at the end of the text in the alphabetic order. If there are more than one
source of an author then they will be listed according to their publication date; sources of the
same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b). The examples of reference and citation are shown below.
Books with a single author, two authers and more than two authors:
In the references
SCHIMMEL, Annemarie, (1982); As Through a Veil: Mystical Poetry in Islam, New York: Columbia University Press.
Citation in the text: (Schimmel, 1982: 87).
The Mathnaw of Jalluddn Rm, (1925-40); (ed. and trans.: Reynold A. Nicholson), Vols. IVI, commentary vols. VII-VIII, London: Luzac.
Citation in the text: (The Mathnaw, 1925: I, 17).
MASSIGNON, Luis KRAUS, Poul, (1957); Akhbr al-Hallj, 3d ed., Paris: Vrin.
Citation in the text: (Massignon-Kraus, 1957: 21).
NDER, Mehmet - BNARK, smet - SEFERCOLU, Nejat, (1974); Mevlna Bibliyografyas, Vol.
2, Ankara: Trkiye Bankas Kltr Yaynlar.
Citation in the text: (nder - Binark [et. al], 1974: II, 43).
IBN al-KHATIB, Lisnuddn, Kitb al-ihta [mns.], Paris: Bibliothque Nationala, Mns Arabe
Nu. 3347/2.
Citation in the text: (Ibn al-Khatib, al-ihta: 85a).
Articles:
KUPINAR, Bilal, (2004); The Preface to the Mathnaw: sml Ankaravs Commentary, 3.

210

International Mevlna Congress 5-6 May 2003, (Ed. Nuri imekler), Konya: Seluk University Press; pp. 303-314.
Citation in the text: (Kupnar, 2004: 310).
ZTRK, lyas - AKAY, Hasan, (2006); Ayn iirin Farkl evirilerine Eletirel Bir Bak:
Hammer ve Rckertin Mevlnann Dvn- Kebrinden Almancaya Yaptklar eviriler
zerinde eviri Bilim Asndan Eletirel Bir Karlatrma, Uluslar Aras V. Dil, Yazn,
Deyibilim Sempozyumu/ Dilbilim, Dil retimi ve eviribilim Yazlar (ed. Cemal YldzLatif Beyreli), Vol. I, Ankara: Pegem A Yaynclk; pp. 595-612.
Citation in the text: (ztrk-Akay, 2006: 609).
How to Forward the Articles
The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three
copies, one original and two photocopied forms with a floppy disk to The Journal of Rumi
Studies to the address given below. The last corrected fair copies in CD and original figures
are to reach Journal of Rumi Studies within not later than one month. Minor editing may be
done by the editorial board.

Communication/Information Address
Mevlna Aratrmalar Dergisi Editrl
Seluk niversitesi
Alaaddin Keykubat Yerlekesi
Rektrlk Binas Kat 4
42079 Seluklu / KONYA /TURKYE
Phone (+90) 332 223 24 75
Fax (+90) 332 241 04 47
Web :http //www.mevlana.selcuk.edu.tr
e-mail. :mevlana@selcuk.edu.tr

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 1-20

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak:


(Rckertin Mevlnay Anlama Tarz zerine Bir Yorumlama)
Hasan AKAY lyas ZTRK
zet
Friedrich Rckert (17881866) air, Dou bilimci, filolog ve bir Alman dnrdr. nl Osmanl tarihisi
Hammer-Purgstall (17741856)den Arapa, Farsa ve Trke rendikten sonra Dou edebiyat ile ilgilenmi ve
Dounun klasik airlerinden (Sadi, Hafz, Cami, Mevlna) dorudan veya dolayl eviriler yapm, bylece, Dounun dnce ve mistik dnyasn Alman edebiyatna tantmaya almtr. Bununla da kalmayarak, Hint, in
ve Uzak Dou edebiyatlarna da uzanan Rckert, ilgisini daha ok Mevlna Celleddine yneltmitir. Bu bakmdan, onun Mevlna Celleddine olan ilgisi, dierlerinden ok daha farkl ve anlamldr. Onu Alman/Bat dnyasna
tantmak amacyla Divanndan ve Mesnevsinden eviriler yapm, mrn bu aktarm faaliyetiyle anlamlandrmtr.
Bu makalemizde, onun almalar arasnda Mevlnaya atfta bulunduu msralarndan ve iirlerinden yaptmz sekileri metinler aras ilikiler yntemini uygulamak suretiyle irdeleyeceiz. nk Rckertin yapt i,
sadece bir eviri faaliyeti deil; fakat ayn zamanda bir karlatrmal edebiyat, bir metinler aras ilikiler aratrmas almasdr. Burada ncelediimiz husus, Rckertin Mevlnay ve onun evrensel dncelerini nasl kendi
diline aktard, nasl almlad ve nasl Almancalatrddr. Sonuta, Rckertin, hemen hemen hibir Dou
bilimcinin stesinden gelemedii eyi baardn, Mevlnay byk bir ustalk ve byk bir keyifle Bat dil ve
kltrne aktarma baars gsterdiini tespit etmekteyiz.

Anahtar Kelimeler: Mistik ak, iir/gazel, dize, metinler araslk, eviri, Dou bilim.

Joining The Irresistable Invitation of Poetry


(An Interpretation on the Style of Ruckerts Understanding of Mawlna)
Abstract
Friedrich Ruckert (17881866) is a German poet, orientalist, philologist and thinker. After learning Arabic,
Persian and Turkish from the famous Ottoman historian Hammer-Purgstall (17741856), he was interested in
Eastern literature and made lots of translations directly or indirectly from many classic Eastern poets (Sadi, Hafz,
Jmi, Mawln) and in this way tried to introduce the mentality and mystic world of the East to the German
literature. In addition, Ruckert, who dealt with Indian, Chinese and Far East literature, was especially interested in
Mawln Jall al-Dn. His interest in Mawln Jall al-Dn is more different and meaningful than the others in that
way. He made translations from his collection of lyric poems to introduce him to German/Western world and made
his life more meaningful by the help of these translations.
In this essay, among his studies, we are going to study the anthology of the verses and poems that he ascribed
to Mawln by employing the intertextual relations method. Because the thing Ruckert does is not only translation
but also a comparative literature, a study of intertextual relations research. The main point we are studying here is
how Ruckert translated Mawln and his universal ideas, how he felt them and how he made them German.
Finally we establish that Ruckert made success of what almost none of the orientalists accomplished and made
translations with great success and pleasure.

Key Words: Mystic love, poem/ghazel, line, intertextuality, translation, orientalism

Prof. Dr., Sakarya Fen-Edebiyat Fakltesi TDE Yeni Trk Edebiyat Anabilim Dal Bakan. hakay@sakarya.edu.tr.
Prof. Dr., Sakarya Fen-Edebiyat Fakltesi Almanca Mtercim-Tercmanlk Blm Bakan. ozturk@sakarya.edu.tr.

Hasan AKAY-lyas ZTRK

GR
Friedrich Rckert, Mevlna Celleddin bir Alman airidir. Onu
Alman/Bat dnyasna tantmak amacyla Divanndan ve Mesnevsinden
eviriler yapm, mrn bu aktarm faaliyetiyle anlamlandrmtr. Yapt i, sadece bir eviri deildir; fakat ayn zamanda bir karlatrmal edebiyat aratrmas, bir metinler araslk altrmas, bir ok ynl bak gayreti (meki)dir.1 ark dnyasna ait baka metinler de evirmi olmakla birlikte, Mevlna ve metinlerine kar gsterdii sra d yaknlk, onu, iine
girdii dnyann kendine zg artlarna uyum saladn, her cierin
teneffs etmeye cesaret edemeyecei atmosferde teneffs etmeyi rendiini ve bu byk farkndal yetitii leme de tattrmak akna byk
aba sarf ettiini kantlamaktadr.
Biz, onun Mevlnadan yapt baz eviriler zerinde daha nce bir
karlatrmal inceleme yapm, onu nasl kendi dnyas zerinden
almladn, bu yolda nasl takdire deer bir tavr ve teknik gelitirdiini
ortaya koymaya almtk (ztrk-Akay, 2006: 595-612). Bu defa, kendi
dil evreninde nl saylan ve bizim kltrmzle de dorudan ilikili olan
arpc bir metni zerinde yeniden okuma ve yorumlama faaliyeti gerekletirmek istiyoruz. Maksadmz, hem yazarn, hem metnin niyetini, hem
de kltrel anlaylarn verimli zeminini dikkat nazarlarna sunmak, kltrler arasln ve metinler arasln salnd bolukta nasl bir anlamn
olutuunu bir model metin araclyla gstermektir.
Byle bir alma iin, hi kukusuz, Mevlna Celleddine atf ve ithaf
edilen beyitlerle birlikte, bunlara semantik adan dahil olan, ancak grnmez alanda mevcudiyetini srdren 17 gazelin metni de dikkate alnmal, en azndan bunlarn ieriine dair baz ipular tespit edilmelidir. (O
bakmdan, sz konusu metinleri ya da bunlarn ierini bir ek2 olmak
1 Mek: Yaz sanatnda, eli yazya altrmak iin karalama yazmak demektir. Bir hattatn,
aynsn yazmaya almas iin verdii veya talebenin hocasna gstermek zere hazrlad gzel yaz rnei demektir. Musikide, renmek iin yaplan ders, altrma, almak iin
yaplan alma iin mek terimi kullanlr (Sami, 1978: 1353; Ayverdi, 2004: II, 2034). Mecazi anlamda, ak kavramnn ikizlemesi olarak geer; akn bir eit uygulamas demektir.
Rckertin Mevlnann iirleri zerindeki almalar da, bir modele baklarak yaplan iir
almalarna benzemektedir. Ayn zamanda, dier Alman evirmenleri iin de, bir eit rnek yaz veya model eviri nitelii tamaktadr.
2 Biz bu metinleri tek tek elden geirerek biim ve biem asndan salamalarn yapmaya
gayret ettik. Bu metinler, yaznn hududunu aaca iin burada kaydedilmeyecek, semantik ynlerine iaret edilerek zet veya zleri son ksma eklenecektir.

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

zere kaydetmek gerekir; aksi takdirde, okur grrler asndan beyit olarak gzken kod-anlamlarn zm kolay kolay mmkn olmayabilir ya
da Rckertin nasl bir tercmanlk yaptna dair okuyucuda salam bir
kanaat oluturamayabilir). nk her beyit, iinde yer ald gazelin ieriini zletiren metinsel birer iaret veya birer simgesel gsterge niteliindedir.
Eser Okur likisi Asndan Rckert ve Mevlna
Biz baharn kurtarc nefesini bekler dururduk,
Seninkisi Doudan Batya geliverdi, ey Celleddin!.
(Friedrich Rckert)
Mevlnann Dvn- Kebrinden Rckert tarafndan yaplm eviriler
ve bir tr nazire sayabileceimiz uygulamalar, Mevlnann eserinin baka eserlerin oluumuna katk salamak asndan ilham verici bereketli
metinlerden olduunu gsterdii gibi, Friedrich Rckertin bu byk ark
airinin eserini, bir bakma -eyh Galibin yapt tarzda- bir mr mal gibi
kabul ettiini3 de -yani ondan esinlenme hakkn kullandn da, kendine
zg bir eda4 ile- gstermektedir. Baka bir deyile, Rckert, aa uygun
3 Mr, hkmetin, hazinenin mal olan, beylik (arazi, iftlik); mr mal da, devlet mal,
hazine mal demektir. (Sami, 1978: 1442; Trke Szlk, 1988: II, 1029; Ayverdi, 2004: II,
2082). Mr mal kavram klasik devrin son byk airi eyh Glib tarafndan zel bir anlamla ykl olarak kullanlmtr. eyh Glib, Mevlnann eserinden esinlenerek iir yazmasn eletirenlere yle cevap vermitir: Esrrn Mesnevden aldm/ aldmsa da mr mal
aldm./ Fehmetmee sen de himmet eyle/ Ol gevheri bul da sirkat eyle (1975: 348). Yani, Srlarn
Mesnevden aldm/ Hrszlk ettimse de beylik mal aldm. Sen de anlamaya al, o cevheri bul da
al. eyh Glibden sonra, bu kavram herhangi bir esinlenmeyi, temel kaynak metinden
beslenmeyi ve beslenme tarzn vgyle anlatmay yanstan bir kavram haline gelmitir
(alnt ve esinlenme hakknda bk. Yetik, 2005).
4 Aslnda eyh Glib, Ol gevheri bul da sirkat eyle sznden bir sayfa sonra, Feyz erdi Cenb-
Mevlevden/ Aldm nice ders Mesnevden dizeleriyle ne demek istediini amlam, bunun
bir feyiz alma/ders karma anlam tadn ifade etmitir. O sebeple bunu, yani bu poetik
yntemi (feyiz alma tavrn), zel esprisi sakl kalmak kaydyla, -kendi kltrel, edeb ve
medeni kklerimizden hareketle kurulan- bir eit erken metinler araslk bilinci ve uygulamas olarak yorumlayabiliriz. O takdirde, almak kelimesi airin maksadna uygun
tarzda ()almak eklinde, -yani sesinin parantezi alnarak- okunabilir ve dier klasiklere
de uygulanabilir. Ancak hem -yazara ynelik- niyeti (yani (feyiz alma tavrn), hem -metne
ynelik- kaynak metne sadakati, hem de -okurlara ynelik- arz tarzn (yeni nazarda bu tarz
istismara aktr) fark etmek artyla. Bilinmelidir ki, klasik iirimizde Metinler aras ilikiler (ntertextualite) yoktur; ancak, metinler arasnda ilikiler vardr) ve bunlar esere

Hasan AKAY-lyas ZTRK

bir okur olduunu, Mevlnann Dvn- Kebr eserindeki stratejiyi fark ederek gereini yaptn, (Econun Ak Yaptnda ve Yorum Ar Yorumunda
(Eco, 1996: 34-35, 74-76; Eco, 1992: 11-13; Rifat, 1996: 47-48) sz konusu
ettii tarzda), metni btnleyen bir varlk olarak kendini gerekletirdiini
ortaya koymaktadr.5
Rckertin bu noktada yapt, iirsel ve kltrel balamda bir
almlamadr. O, Mevlnann eserini Bat dnyasnda kendini onun yerine
koymak suretiyle -ve kendi atmosferi iinde- okumay denemi, bir bakma, Rckerte bir Mevlna okumas gerekletirmitir. Kendisini, Mevlnann Bat dnyasndaki bir aynas olarak grmesi ve gstermesi (bk. 4.
gazel)6 bunun ak kantdr. Bu, onun, Mevlnay -Bat dnyas ve ark
dnyas asndan- byk bir hakikat olarak grdn, kendisini de bu
hakikatin aslna sadk bir yanstcs olarak algladn veya konumlandrdn gsterir.
Bu noktadan itibaren Rckert, bir yandan, felsefi gelenein yanstma
olarak tanmlad kadim anlaya gnderme yaparken, br yandan, bunun en ada uzants ve radikal yorumu olan yapsalclk sonras anlayna gz krpmaktadr. (Bunda birden fazla faktrn etkisini grmek mmkndr. rnein: Btn gelenekleri ve sra dlklar ayn anda kucaklayan Mevlevi nazarn; seksenli yllardan sonra Avrupay saran felsefi nazarn, yahut arktan Garba haber ve mesaj aktarmay deerli bir hakikat
tercmanl olarak benimseyen ufuklu birka nazarn etkisini grmek
mmkndr).
Global Pazar anlay da bu yaklamn dayand en u noktay iaret
etmektedir. Bu durumda Rckert -ve benzerleri- artk sadece bir ayna
deil, fakat bir hakikat postacsdrlar. Burada her ne kadar her hakikat
veya hakikat grnts veren ey, ayn hizada yer alsa da, sonuta asl
dahildir. Hatta metinler st ve tesi ilikiler de vardr ve bunlar da eserin bnyesine dahildir (rnein, Gazalinin Mericl-Kuds/Kutsal Merdivenleri, rnein bn Arabnin baz
eserleri byle yazlmtr). Klasik iirimizin de, ada iirimiz gibi bu gr asyla, bu
ynteme gre okunma gereksinimi vardr. Yoksa ne eyh Glib Mevlna hrszl, ne
Necatigil eyh Glib hrszl, ne Nzm Hikmet Gazali hrszl vb. ithamndan ban
ve nan kurtarabilir. nk bugn de kat- zeban merakllar az deil.
5 Mevlnann metinleri zerinde bu tarzda -Glibne yntemle- alan yerli ve yabanc birok
air vardr. rnein, Pakistanl air kbalin Mevlnann metinleri zerinde gerekletirdii
iir ilemi/ilevi byledir. Nzm Hikmetin Mevlnann metinleri zerinde -kendi iir anlay ve dnya grne uygun deitirme ve dntrme yntemiyle- gerekletirdii iir
ilemi/ilevi byledir. (Bu konuda bir inceleme iin u yazya baklabilir: Akay, 2005: 5-34.
6 Ho m-gurz her taraf ez-halka-i m n-mekun, (Mevlna, 1367: 683, 1811 Nu.l gazel).

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

hakikatin konumlandrld nokta, dierlerinden ayrld nitelii grnr


klmaktan geri kalmamaktadr. Rckert, Mevlevi hakikatin bir mvezziidir. Almanyada ve Avrupada Mevlna hakikatinin kavranmasnda
onun da pay vardr.7
Rckert, aslnda, Mevlna hakikatinin -yani onun hakikat adna ortaya
koyduu her eyin, bir sistem olarak olsun ayrntlar itibariyle olsun, doru
kabul ettii biimlerini Batya aktarm ve yaylmn salamaya almtr. Syledii her eyin doru olduuna inanarak aktarmtr; yoksa dorulanamaz eylerin bir biimde dorulaycs olarak deil.8 Onun datt
ey, sadece bir Mevlna eseri/ mektubu/ mesaj deildir; fakat onun ieriidir. Bu yzden hakikat, onun metni iinde kendi asl roln -ki bu rol,
Rckertin ilevsel kld bir roldr- oynamaktadr.9 Bu da onun ideal
okur kimliiyle birlikte, gnll analistlerden biri olduunun ak bir kantdr.

7 rnein, Prof. Dr. Annamarie Schimmel, bu ortam ve bu ufku 21. yzyla tayan Mevlna
hayran nl bir oryantalisttir ve her iki dnya asndan da nemli bir ilev grmtr.
Rckertle akraba bir kavray boyutundan konumutur. (Baz eserleri: Ben Rzgarm Sen
Ate/Mevlna Celleddin Rumi'nin Hayat ve Eseri, an Mevlnas Muhammed kbal,
Tasavvufun Boyutlar, Tanr'nn Yeryzndeki aretleri, Yunus Emre ile Yollarda).
8 Onun yapt, oryantaliste bir aktarclk deildir; yani, dorulanamayanlarn -yle kabul
edildii iin veya inanld iin- doru saylan eylerin aktarm yoktur onda. Metafizik ve
felsefi alanda, Hristiyanlk inanlarnn Kant, Kierkegaard veya -edebiyata aksi bakmndan- Gideci bir benimsenmesi durumu sz konusu deildir. Byle bakldnda Batl,
olmayana inanyor demektir; oysa Rckertin dorulanamayan akliletirme ya da kendinde
dntrerek -bir anlamda tahrif ederek- aktarm sz konusu deildir. Buna dikkat edilmelidir; nk onun yapt drst evirmenlie karlk bizim de drst evirmenlik
yapmamz lisani ve insani hakkmzdr. Ondaki aynalk grevi, ikinci elden bir kopyalk
deil, sahihlik ierir. Bu bakmdan, her halde, Mesnevide yer alan Rum Halkyla inlilerin
Ressamlkta Bahse Girimeleri ve Biz daha iyi ressamz! diye iddialamalar hikyesiyle
ilikilendirilerek (Mevlna, 1988: I, byt. 3467-3495) de yorumlanabilir.
9 Bu noktada onun psikanalistlerden fark, iir metnine dikkat etmesidir Metnin edebi ve
poetik ynne pek aldrmayan psikanalistlerin, metni yeniden konumlandrma veya yaplandrma yoluyla ortaya koymaya altklar hakikatin ehresi, arpk bir grnt arz edecektir doal olarak. Rckertin aynasnda i bkeylik yoktur bu adan. O, ald hakikati,
zarf ve mazrufu ile birlikte teslim edenlerdendir (Yani bir haber taycs olan mektubu,
sradan bir postac gibi, ieriinden habersiz olduu halde deil, fakat hem mektuptan hem
de ieriinden haberli olarak varmas gereken adrese teslim edenlerdendir. Onda byle bir
bilin vardr). Bu duyu ve anlayta, air kalbine sahip olmann da her halde pay olsa gerektir.

Hasan AKAY-lyas ZTRK

Friedrich Rckertin Mevlnaya Atfettii Beyitler


Ey Mevlna Celleddin Hatran mbarek olsun bana.
(Friedrich Rckert)
Friedrich Rckertin Mevlna Celleddine atfettii aadaki metin,10
bizzat kendisi tarafndan kaleme alnan 17 gazelin sonunda yer alan beyitlerin, bir iir metni bnyesinde derlenmek suretiyle bir araya getirilmi
eklidir. Bunlar Mevlnaya atf (ve ithaf) edilen beyitlerdir. Rckert, Mevlnadan yararlanarak nasl -zerinde, kendi adnn da bulunduu- bir cins
ark kuma retmise, bu atflardan da bir vg kuma elde etmitir.
Onun hem evirileri, hem de ondan esinlendii metinlerde dokuduu vgleri, birden ok ilem gerekletirmitir. Bunlarn fark edilmesi, beyitlerin mahiyet ve ilevini -kltrler aras balamda- saptama olanan da
verecektir. imdi bu metni grelim:
Die Versen von Rckert an Mewlana
Dschelaleddin nennt sich das Licht im Ost
Dessen Widerschein euch zeiget mein Gedicht.
O Mewlana! am Morgen wacht ich mit dir und sah;
Mein Auge statt voll Trnen, voll himmelsweine nur.
Mewlana Dschelaleddin! dein Mund hat mich dies Wort gelehrt:
Irre geht das Herz hier. Wann es will zum Freund allein nicht geht.
Ah Dschelaleddin! zerflossen ist dein Geist in dieses Meer,
Du bist selbst Geheimnisweihe, bist Eingeweihter nicht.
Dschelaleddin! Das Herz ist Schacht und Mnzhaus,
Gedignes Gold ausprgst du mir im Herzen.
Ein Gottesmann ist tief verhllt. Du bist
Ein Gottesmann, Dschelaleddin im Ost.
Ich bin, was ist, und nicht ist. Ich bin, o der du es weiss,
Dschelaleddin, o sages, ich bin die Seel im All.
Mewlana Dschelaleddin! Wenn du deiner Schnheit
10 On yedi adet gazelin sonlarnda yer alan bu beyitler, Rckert tarafndan, asllarna ksmen
bal kalnarak, ksmen de serbest ekilde Almancalatrlmtr (1819). Bunlar ilk defa, burada, bir araya getirilmektedir. Bilindii gibi, Rckert, Mevlnadan ald malzemeyi kendi
dilinde dokumakta, patentinde kendi adnn da bulunduu bir cins ark kuma retmektedir. Biz de, onun, Mevlnann eseri/malzemesi (text) ile yapt benzer bir dokuma
(textile) gerekletirmek istedik.

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

Einen blanken Spiegel suchst, sieh hier einen blanken.


Die Beschwrung, der du nie widerstehen, o Liebe, kannst,
Ist Dschelaleddins Gedicht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
Sagt meinen Gruss: ich liebe lang an Mewlana!
Was sagt er mir entgegen doch? Ich liebe lang!
Wir harrten auf einen entbindenden Odem des Frhlings,
Dschelaleddin! Deiner vom Oste zum West ist gekommen.
Dschelaleddin, o sage, du hast dies angerichtet,
was, zauberer, bedeutet das Spiel, das zauberische? (Rckert, 1882:
200-237)
Rckertin Mevlnaya Atf Beyitleri
arkn Gl deniyor Celleddine,
Benim iirimse yanstyor onun bir suretini.
Sabah seninle uyandm, ey Mevlna
Gzlerimin ya yerine gk arabyla dolduunu grdm.
Mevlna Celleddin! Senin azn retti bana bu kelimeyi,
Ne zaman dostuna yalnz gitmek isterse kalbim yanlyor
h Celleddin! Bu engin denizde erimi ruhun senin .
Sen srdasn, sr veren deilsin.
Kalbim, maden oca ve darphanedir,
Kalbime saf ve gerek altnlar basyorsun, ey Celleddin!
Bir tanr adam derinliklerde gizlidir; sen de
Bir tanr adamsn, Douda, ey Celleddin!
Neysem, ne deilsem; ben oyum. Sen bilirsin ben neyim.
Syle Celleddin, ben her eyde ruhum!
Eer gzelliine parlak bir ayna ararsan, Mevlna Celleddin!
Bak buradaki parlak aynaya.
Kar gelemeyecein davet ey sevgili
Celleddinin iiridir, uzaklama, gel ondan uzaklama!
Selamm syleyin Mevlnaya, onu ok seviyorum.
Acaba ne der bana, onu ok seviyorum.
Biz baharn kurtarc nefesini bekler dururduk,
Ey Celleddin! Seninkisi Doudan Batya geliverdi.
Ey Celleddin, bunu sen gerekletirdin,
Bu sihirli oyundan daha sihirlisi nedir? Syle!
Ey Mevlna, seni canlandran, sana hayat veren

Hasan AKAY-lyas ZTRK

Yksek ruha ayorum, hayretler iindeyim.


Ey Mevlna, seni neidelerimde Celleddin diye vdm,
Senin Eb Talibin olu Aliyi vdn gibi.
Ey Celleddin! Eer Onu bulursan,
Onu aryorum, nolur syle! O nerededir?
Ey Celleddin, sen arkn merhem tccarsn,
Ben de Batda bir dkkn atm, bilesin.
Btn blgelerin azizleri arasnda neredesin? Selam sana!
Ey Mevlna Celleddin! Hatran mbarek olsun bana!11
Rckertin, Mevlna Celleddine atfettii beyitler alt alta dizildii takdirde ortaya kan metin, gstermektedir ki: Rckertin, farkl iirler oluturmakla birlikte -yazarken, Mevlna dnce ve duyarln bir yeralt
rma gibi iinde hissettii iin- daima bir btn gzetmi, eserine dalm bu paralarn bir bakma byk bir iir (metin)in ad konulmam
olmakla birlikte ilgin bir anlam a (bir mesaj) oluturan birimler hlinde
yerletirmitir. Rckertin beyitlerinde geen kavramlar, onun Dou iirinin hududuna uygun davrandnn bir kantdr. rnein, vg beyitlerine, kendi benliini veya egosunu bulatrmam, sadece vgye layk olan
vmekle yetinmitir (Oysa airne tefhr/bbrlenme her Batl air gibi
onun da hakk idi). O bakmdan, Rckerte kar hakikat postacl asndan herhangi bir eletiri, oyun bozucu bir gsteri veya saldr gerekletirilemez. nk hakikat onun hem metninde, hem de metninin dnda
mevcuttur. zgn metindeki bu hl, hakikatin, form asndan salam bir
dokuma (text-ile) olduunu gstermektedir: Mevlna(nn) hakikatinin
(iiri ve yaants dolaysyla aktarlan hakikatin) bu grnts, aslna uygundur (Hem suret, yani yazd nazireler, hem Mesnev ve Dvn- Kebrin
sanal versiyonlar, yani ilham yoluyla zmsenen anlamlar veya cover
tarzndaki retimleri, hem de sireti, yani anlam aslna uygundur).12 Demek ki, Rckertin, zaman zaman farkl giysilerle okurlara sunduu metin-

11 Rckertin on yedi adet Gazeli sonunda yer alan bu beyitler, anlam bakmndan asllarna
bal kalnmak, biim asndan ise, ksmen serbest bir biim kullanlmak suretiyle Trkeletirilmitir (ztrk-Akay).
12 Kimse, bir yerden sonra -eviri bilim veya semantik vs. asndan- Rckerte veya onun
metinlerine bakarak, -Hans Andersonn uyarlamasnda grld gibi, bir ocuk veya ocuksu okurluk diliyle- Kral plak! diyemeyecektir. rtlen bir ey yoktur nk; metin
hakikati rtmez, gsterir.

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

leri de, asl gsterilene ilikin herhangi bir tereddt iermemekte, dolaysyla onu, dier evirmenler arasnda, ayrcalkl bir yere yerletirmektedir.
Rckertin Mevlnaya Atfettii iirle Gerekleen eyler:
Sen yoksan, a, susuz ve yoksuluz,
nolur uzaklama bizden!
(Friedrich Rckert)
Friedrich Rckertin, -nceki btn evirileri ve metinlerden mlhem
dizeleri ve mr mal olarak tanmlad Dvn- Kebr ve Mesnev bahesinden devirdii, bir bakma zmseyerek kendince yeniden rettii metinleri ile birlikte- bizzat Mevlna Celleddine atfettii yukardaki msralar
gstermektedir ki:
1. Friedrich Rckert, Mevlna Celleddini Bat dnyasna tantmak
amacyla onun metinlerini olabildiince aslna sadk kalarak evirmitir.
Ancak onun yapt salt transformasyon, sadece bir evirmenlik faaliyeti
deildir, bununla birlikte o, metnin olduu kadar metin sahibinin de niyetini aktarmay denemi, bunu da ak yreklilikle ilan etmitir (Bu, bahsi
geen, ideal okurluk ve gnll analistlik kimlii ile ilikilidir). rnein
u gazel (Farsa metinle birlikte Almanca eviri ve Trkesi aaya verilmitir. Siyah punto ile iaretlenen yerler, Farsa asllardaki anlamdan
uzaklaan veya ondan nispeten farkl olan ifadelerdir. Bunun azl,
Rckertin drst tercmanlnn bir gstergesidir):
Mevlna:
Bahr-i recez (mstefiln mstefiln mstefiln mstefiln)

Ho m gurz her taraf ez-halka-i m n-mekun


Ey mh- berhem m zen ahd-i sreyy n-mekun
Tu rz-i pr-nr u leheb-i m der pey-i tu hem-u eb
Her c ki menzil m-kn ym n-c n-mekun
Ey ftb der-hamel bg ez-tu pde halel
B-tu be-mned ez-amel der zahm-i serm n-mekun
Ey ftbet dye- m der beyet n sye-
Ey dye b-eltf-i tu mndm tenh n-mekun13

13 Ho m gurz her taraf ez-halka-i m n-mekun, (Mevlna, 1367: 683, 1811 Nu.l gazel).

Hasan AKAY-lyas ZTRK

10

Abdlbki Glpnarl: Her yana bir hoa kamadasn, fakat hayr,


kama bizim halkamzdan, etme bu ii. Ey ay, lker yldznn topluluunu
bozuyorsun, hayr, eyleme bu ii.// Sen nurlarla, atelerle dopdolu nevrzsun, bizse ardnda geceyiz deta; nerde konaklyorsun oraya geliyoruz;
hayr, etme bunu.// Ey hamel burcundaki gne, ba, bahe senin ltfunla,
ikramnla elbiseler giyindi; halbuki sensiz kn yaralaryla iten, gten
kalmt, hayr, eyleme bu ii.// Ey gnei, bize dad kesilen, peindeyiz
glge gibi; a dad, ltfun olmadka yapayalnz kalyoruz, etme, reva grme bunu. (Mevlna, 1992: I, 145).
Rckert: Chosch mi girisi her taraf es halka-i ma ni-mekn
Dein Fuss fleucht aller Orten hin aus unserem Kreis, o fleuch uns
nicht,
Dein Ohr ist stets auf Flucht bedacht vor unserem Preis O fleuch uns
nicht!
Du strahlst als Tag liebathmend vor , wir deine Nacht sind hinterdrein
An jedem Ort, wohin du gehst , wir folgen, leis , o fleuch uns nicht!
Mit Lichtgeschmeid o Frchling ssonn , hast du die Fluren neu
bedeckt,
Und ohne dich noch waeren wir versenkt im Eis, o fleuch uns nicht!
O Sonne , du Naehrmutter uns im Schattenhaus! und ohne dich,
Naehrmutter , sind wir ohne Trank und Ohne Speis, o fleuch uns
nicht (Rckert, 1882: 206)
Rckert:
Ayan halkamzdan kayor, nolur uzaklama bizden!
Kulan hep kamay dnyor, nolur uzaklama bizden!
Gn gibi parlyorsun, sevgiyle soluyarak, biz de arkanda geceyiz,
Nereye gitsen biz seni izleriz, nolur uzaklama bizden.
Ey lkbahar gnei! Ik ssleriyle rttn baheleri,
Biz sensiz buzlara batarz, ne olur uzaklama bizden !
Sen glge evimizdeki dadmz, gneimiz!
Sen yoksan, a, susuz ve yoksuluz, nolur uzaklama bizden!

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

11

Grld gibi, Rckert, metnin olduu kadar metin sahibinin de niyetini aktarma baars gstermektedir.14 Sylem burada deta, anlamn
eylemi olmutur.
2. Friedrich Rckert, Mevlna Celleddinin eserinden ilham alarak da
metinler oluturmu, bunlar derledii gzellik bahesinin sahibini ve estetik madenini aka ifade etmitir. Bylece o, hem Mevlnaya hayranlnn, hem onun yolundan gittiinin -metinsel balamda onun yol yordamn, yani metin retme tekniini benimsediinin- hem de Batl olmakla
birlikte arkl bir tavr benimseme cret ve cesareti gsterdiini ortaya
koymutur (rnein, Gr beni sark15 nasl ssledi, Zerdt kemeri nasl
kuad/ Rahip kisvesi ve znnar beni nasl sard, uzaklama, gel uzaklama // Ben
Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim gvencimsin, uzaklama, gel
uzaklama!// Hint tapnaklarnda, camilerde ve kiliselerde benim mihrabm/ Sadece
senin yzndr, uzaklama, gel uzaklama! iiri, bunun ak kantlarndan
biridir ve bu balamda, -yani hem iinde yer ald metin, hem de evirmenin gnlden baland Mevlna Celleddinin dnce ve ruh dnyas balamnda- yorumlanmaldr. Aksi takdirde Rckertin drst tercmanlktan16 ok uzaklara dtn sylemek gerekecektir ki, buna pek
ihtimal vermiyoruz).17 Bu noktada bizzat hayatnda nemli deliller mev14 Bu metinler (Farsa, Almanca zgn metinler ve evirileri ve bunlar erevesinde bir yorumlama) iin, bk. ztrk-Akay, 2006: 595-612.
15 Sark: Baa sarlan ey; kavuk, fes gibi baz balklarn zerine sarlan tlbent, abani veya
ala verilen ad. mamlarn balarna giydikleri, kat kat tlbent veya beyaz kuakla sarlan
ey (Sami, 1978: 805; Trke Szlk, 1988: II, 1261). Mevlevilerin giydii zel bir sark eidi
vardr ki buna, Mevlevi klah/kavuu denilir. Metindeki sark bu anlamda kullanlmaktadr.
16 erh, aktarm ve yorum konusunda titizlikle uyulmas gereken ilkeler vardr ve bunlardan
biri de, "drst tercmanlk" ilkesidir: "Metin erhi yapann vazifesi -bize gre ncelikle
sanat "Ne sylyor?", "Nasl sylyor?" sorularn cevaplandrmak, eitli sebeplerle anlalmas zor olan metni anlalr hle sokmak, okuyucu ile sanat arasnda drst tercman
olmaktr. ncelikle bunlar yaplmadan, eseri tasavvufa gre yorumlayp "shil-i selmete"
kmak mmkn olur, ama zannmzca bu i abdestsiz namaz gibi olur." (bk. Akar, 1994:
15).
17 Rckertin bu deyiinde, ne geni mezhepliliin, ne Mevlevi yaklam tarzn saptrmann veya dntrmenin, ne de postmodernizmin esas ald tavrn (yani hem o hem
bu hem de u yaklamnn) etkisini veya nfuzunu grmek yahut byle yorumlamak
doru deildir. Rckert, rnein, Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim
gvencimsin dediinde, ben hem Brahman, hem Hristiyan hem de Mslmanm demek
istememi; bilakis ve bizzat Mevlnann dediine benzer biimde, her ne olursan ol, yine
gel davetine icabet edilebileceini, bunun ok kimliklilik deil, fakat sbk/nceki benimseyilerin hepsinin bu davete katlmaya mani olmadn ve fakat davete katldktan sonra

12

Hasan AKAY-lyas ZTRK

cuttur. nk Rckert, hayranln bizzat izhar etmi, Mevlna


Celleddinin ems-i Tebrz ile olan byk dostluunu ve gnldaln
modelleyerek ilham kesb etmi, onun tavrn zmsemek suretiyle Bat iirine nazari bir katk ve yepyeni bir teneffs imkan temin etmitir. Bu bir
ynyle tebdili hava, bir ynyle ark bak, bir ynyle atmosfer transferi ve bir ynyle yrek naklidir. Hakikaten, Rckertin bu mlemma iir
metni, byk bir sevgi ve merhametle gerekletirilen bir eit kalp nakli bir Mevlevi kalbin Batl bir sineye nakli- gibidir. nk bu ilemden sonra
airin kalbi, Mevlna Celleddin hakknda yle dile gelmi, onu var oluun deta merkezine yerletirmitir. Diyor ki: Ey Celleddin! Senin olduun
yer mutluluun evidir; uzaklatnda ise kyamet gelmi demektir, nolur gel
uzaklama! Bu sylem, her halde, sadece bir evirmenlik meslei olarak
deerlendirilemez. Rckertin bu eylemi18 yeni yzyln dnyaya yaymaya
alt ok ynl nazar ya da zihniyet asndan olduka ilgi ekici, hatt
sar(s)c bir model olarak bile almlanabilir. nk Rckert, bu poetik ve
(est)etik eylemiyle;
a) Dou ile Bat arasna yepyeni zel bir duvar dikmitir; fakat bu Berlin duvar gibi bir halk ikiye ayran bir set deil, tam tersine, farkllklar
bile birbirine balayan geirgen (effaf, saydam) bir duvardr. z kltrmze
ilikin kodlardan biriyle sylemek gerekirse, iki deniz aras(ndaki zar/ blge/
bar) dr; bir eit rme veya dokuma ilemidir bu (Kendi metinleriyle yapmtr bunu ncelikle: Bu noktada, felsefi bir nazarn fark ettii zere, text
ile textile yani metin/doku ile dokuma arasndaki etimolojik ve semantik
ilikinin Rckert tarafndan da bir biimde uygulanm olduunu sylemek istiyoruz.19 Baka bir deyile Rckert, malzemeyi Mevlnadan almakta ve bunu kendi diline, edebiyatna ve kltrne uygun bir biimde dokumaktadr. Bu dokuma ve dokunan ey -yani, zel tarzda dokunan metin

tm bu farkllklarn eriyip gideceini ve yalnz hakikatin ortada kalacan sylemek istemitir (Mevlnann, testileri kr da gr bak sular nasl bir yol tutar gider sz bunun iirsel ifadesidir). Gel ve geldikten sonra artk eskiye dnme demektir bu. Ve Rckert, byle
almland takdirde Mevlnaya kar drst tercmanlk veya aynalk yapm olacaktr.
Doru olan da budur.
18 Belki bu noktada, hem sylem hem de eylem birlikteliini ieren seylem kavramn reterek
kullanmalyz.
19 Bilindii gibi bu etimolojik balamdaki bak tarz, Poenun alnan bir mektup yks
zerine -Freudun bu ykden hareketle oluturduu metnini, daha dorusu asl metni de
ieren metnini dikkate alarak- yapt yorumlama ilemi srasnda Derrida tarafndan kullanlmtr (Bu yaklam iin bk. Lacan ve Derrida, 2005: 78-82).

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

13

kuma- malzeme sahibi Mevlnann da honut olaca bir dokumadr ve


aslna -sadk bir- gnderme yapmaktadr).
b) Rckert -bu eylemiyle-, ayn zamanda -en azndan grn itibaryla- yeni modern felsefenin (her gr saygn ve her yolu mbah sayan,
baka bir deyile btn farkl nesne ve eyleri, fikir ve sistemleri vs., ayn
balamda deerlendirerek ayn sahnede okurlarn nazarna arz eden) yaklam tarzna da uygun gelen bir sylem gerekletirmitir, denilebilir. Baz
metinleri, zellikle, Mevlnann farkl dini anlaylara hogr ile yaklaan, hatta bir eit aynlatrma (identificaiton, empati, zdeletirme) teknii kullanmak suretiyle muhataplarnn kalplerini okama yolunu seen
tavr ile birebir rtmektedir.20 Hatta modern tesi anlay ve yorumlaylara yakn durduu da sylenebilir. Ancak aradaki ince farka, yani kavray farkna da bilhassa dikkat etmek veya bu nansn hakkn vermek gerekir.21
Bu balamda u husus da -kavray farkllna dair- bir not olmak
zere tespit edilebilir: Rckertin bu deyi veya syleyi tarznda, slup ve
edasnda, ne geni mezhepliliin, ne Mevlevi yaklam tarzn saptrmann veya -maksatl bir tahrif halinde- dntrmenin, ne de
postmodernizmin esas ald tavrn (yani hem o hem bu hem de u
yaklamnn) etkisini veya nfuzunu grmek yahut byle yorumlamak
dorudur. Rckert, rnein, Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./Sen de
benim gvencimsin dediinde, bizzat Mevlnann dediine benzer biimde, her ne olursan ol, yine gel davetine katlabileceini, nceki benimseyilerin hibirisinin bu davete katlmaya engel olmayacan, fakat davete
katldktan sonra -artk, hibir katlmcnn eskisi gibi, eski hliyle kalamayacan, bu noktada- tm bu farkllklarn eriyip gideceini ve yalnz ha-

20 rnein, Mevlnann her ne olursan ol yine gel... sesleniini taklit ve tasvip etmek suretiyle oluturduu Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim gvencimsin tarzndaki sylemi, bunu gstermektedir (Burada, nl ktann Mevlnaya ait olup olmamas
meselesinin pek bir nemi yoktur; nk Rckert bunu ona ait olarak gryor ve onu
zmsyor. Bakasna ait olduunun kantlanmas bile -bu noktadan itibaren- sonucu deitirmez. Hem o, hem de metnin asl sahibi sanlan/saylan ahsiyet- bir hogr nazarnda ortaktrlar: Ayn istikamete bakan iki gzn ortasnda oluan anlaml tek grnt gibidir
bu. Ayn mistik kltr madeninin rn olmas da tartma kpn krmaya yeter sanrz.)
21 Yani bu adan da yeniden okunabilir ve yorumlama yaplabilir. rnein, Freudun takipisi Lacanc yorumlama tarzna da uygundur, Derrida ve takipilerinin nazarna da.
Deleuze-Guattarinin yaklamna da (rnein yaylma kavram balamnda yoruma da).

14

Hasan AKAY-lyas ZTRK

kikatin ortada kalacan sylemek istemitir.22 Mevlnann, Testileri kr


da gr/Bak sular nasl bir yol tutar gider sz bunun iirsel ifadesidir. Gel ve
geldikten sonra artk eskiye dnme demektir bu. Ve Rckert, byle
almland takdirde Mevlnaya kar drst tercmanlk veya aynalk
yapm olacaktr. Doru olan da budur. Metinde geen, Ey Mevlna
Celleddin! Eer gzelliine parlak bir ayna ararsan,/ Bak buradaki parlak aynaya. dizeleri de, bu hakikat ve hlin bir belgesi olarak kabul edilebilir.
3. Rckert, Mevlnadan beslenen dima ile kendi adn kullanarak
kendine izafetle metinler de oluturmutur. Bunlar -nceki maddede yer
alanlar gibi bir eit nazire (bir benzerini oluturma, taklit ve tefahhus/zmseme yoluyla metin retme eklinde deildir; metinler aras ilikiler
asndan deerlendirilebilecek tarzda gnderme yoluyla yeniden retmelerdir. Bunlarda deien ve deimeyen ynler vardr ve Rckert bunlar bazen aka bazen de ima yoluyla ortaya koymaktadr. rnein, Freimund
gazelleri.23
Freimund-Ghaselen (1822)
Komm zu dem Garten, den Freimund zieht,
Liedergestaltender Lufthauch komm !
Nachtigal der Himmelsrosen, Freimund, auf,
Liebend dich empor zu singen aus der Nacht.
Kehre bei dir selber ein, o Freimund
Und dass hell dein Haus sei, das betselle.
Ein Taucher in das Meer der Liebe ist Freimunds Gesang
Der deinen Glanz der Welt will zeigen, o heiliges Meer !
22 Yoksa, Ben Brahman, Hristiyan ve Mslmanm./ Sen de benim gvencimsin demek, ben hem
Brahman, hem Hristiyan hem de Mslmanm demek deildir. Mevlnann ne olursan ol,
yine gel dvetinin ok kimliklilik kastetmedii ve iermedii gibi. Bu anlayn, -Mevlna
hayran bir baka Alman olan- Prof. Dr. Annamarie Schimmelde de var olduunu gryoruz. Mslman olup olmadn sor(gulay)an birine Schimmelin verdii u cevap bunun
bir gstergesi ve bir kant belgesidir: Beni Mslman-Hristiyan kaytlaryla sorgulamayn..
Ben Mevlnann dinindenim. Yeter mi?...
23 Freimund, Rckertin mahlasdr. Mevlna Gazellerini 1819 ylnda kaleme alan Rckert,
bu gazelleri 1822de yazmtr./Freimund, hr konuan az, her istediini rahatlkla, hi
kimseden ekinmeksizin dosdoru syleyen kii anlamna gelen ve ad olarak da kullanlan
bir szcktr. Rckertin byle bir mahlas kullanmas, Mevlna (dolaysyla, evirdii ark
eserleri asndan) nemli ve anlamldr. nk bu adlandrma ile o, bir bakma kendi dilinde Mevlnalk yaptn, onun gibi doruyu dosdoru syleme cesareti gsterdiini ima
etmi olmaktadr.

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

15

Wacht in Freimunds Brust alleine,


Dass mit ihren Fltetnen Sie, o Pan, begleite deine !
So lass mit deinem Preise schweben hin ab der Welt,
Die dir arbeitet, Freimunds Lieder im Morgenlicht.
Freimunds Seel im Erdendunkel
Eingefangne Persephatte !
stlicher Bote Freimunds kommst du nach Hildburghausen
Grsse da selbst mir Barth, den Edelsten Kupferstecher (Rckert,
1882: 238-253). 24
Freimund Gazelleri (1822)
Freimundun yetitirdii baheye gel,
arklar oluturan, bd- saba gel!
Gkgllerinin blbl, Freimund,
Sevgiyle ycelerek ark sylemeye kalk geceden!
Ey Freimund, kendine dn ve
Evinin aydnlk olmasn dile!
Freimund arklar, ak denizine dalan bir dalgtr,
O senin grkemini gsterir lemlere.
Freimundun gsnde uyan
Ey oban, onun flt seslerine elik et sen de.
Yaylsn vgnle, Freimundun arklar
Sana hizmet eden lemlere gn nda.
Freimundun ruhu Persephatte gibi
Tutsaktr yeryz karanlklarnda, derinliklerde.
Freimundun Dou elisi, Hildburghausena gelirsen,
Asil bakr ileyicisi Bartha benden selam syle.
4. Btn bunlara bir ek olmak zere, Rckertin Mevlna
Celleddine yaknln, dostluunu, gnldaln ilan ve tevsik eden
iirleri de, bir baka madde olarak sz konusu edilebilir. Tipik bir rnek,
daha dorusu bir odak metin olmak zere u metni alntlamak istiyoruz:
(Deschelaleddins Gedicht: Meiner Seele Morgenlicht)
Meiner Seele Morgenlicht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
24 Bu konuda bk. ztrk, 1984.

Hasan AKAY-lyas ZTRK

16

Meiner Liebe Traumgesicht, sei nicht fern, o sei nicht fern!


Leben ist wohin du blickst, Tod, w odu dich wendest ab;
Hier, wo Tod mit Leben ficht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
Ich bin Ost, in dem dua uf- West, in dem du untergehst,
Licht, das meine Farben bricht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
Ich dein Bettler, bin der Frst, dein Gefangner, ich bin frei,
Meine Lust ist meine Pflicht; sei nicht fern, o sei nicht fern!
Sieh wie der Turban mich schmckt, mich der Parsengrtel ziert,
Wie mich Kutt und Strich umschlicht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
Feuerdiener und Brahman, Christ und Muselmann bin ich,
Du bist meine Zuversicht, sei nicht fern, o sei nicht fern!
In Pagoden, in Moscheen und in Kirchen, mein Atlar
Ist allein dein Angesicht; sei nicht fern, o sei nicht fern!
Ewger Mittelpunkt der Welt mit Gebet umkreis ich dich
Weich aus deinem Kteise nicht; sei nicht fern, o sei nicht fern!
Weltgericht und Seligkeit, Seligkeit ist w odu nahst,
Wo du weggehst, Weltgericht; sei nicht fern, o sei nicht fern!
O Weltrose, dich hervorbringen wollend , sich wie Rings
Aus Herzknospern Sehnsucht bricht; sei nicht fern, o sei nicht fern!
Hr wie gellend in Der Nacht, Rose jede Nachtigal
Laut aus meiner Sele spricht; o sei nicht fern, o sei nicht fern!
Die Beschwrung, der du nie widerstehn, O Liebe, kannst
Ist Deschelaleddins Gedicht; sei nicht fern, o sei nicht fern! (Rckert,
1882: 226).
(Celleddinin iiri: Ruhumun Fecri)
Ruhumun sabah , uzaklama, gel uzaklama!
Akmn hayalimdeki ehresi, uzaklama, gel uzaklama!
Baktn yerde hayat, dndn yerde lm,
lmn hayatla boutuu bu yerden uzaklama, gel uzaklama
Ykseldiin yerde dou, battn yerde batym
Renklerimi kran ey k, uzaklama, uzaklama!
Senin dilencinim, prensinim, esirinim, azatlnm
Tutkum grevimdir benim, uzaklama, gel uzaklama!
Gr beni sark nasl ssledi, Zerdt kemeri nasl kuad.
Rahip kisvesi ve znnar beni nasl sard, uzaklama, gel uzaklama
Brahmanm, Hristiyanm, Mslmanm.
Sen de benim gvencimsin, uzaklama, gel uzaklama!

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

17

Hint tapnaklarnda, camilerde ve kiliselerde benim mihrabm


Sadece senin yzndr, uzaklama, gel uzaklama!
Kainatn ebedi oda, seni verek tavaf ederim.
kma halkamzdan uzaklama bizden, gel uzaklama!
Kyamet ve mutluluk! Yaklatn yer mutluluk
Uzaklatn yer kyamet, uzaklama, gel uzaklama!
Ey gk gl, seni armak isteyerek etrafnda
Goncalar nasl hasret ekiyor bak, gel uzaklama!
Dinle gl! Nasl feryat ederek gecelerde her blbl
Ruhumdan seslenerek aryor, uzaklama, gel uzaklama
Kar konulmaz, dayanlmaz davet ey sevgili!
Celleddinin iiridir, uzaklama, gel uzaklama!25
SONU YERNE BRKA SZ
Bu almada ele aldmz metinler, yaplan yorum ve deerlendirmelerle birlikte, karlatrmal edebiyat, metinler araslk ve zellikle kltrler araslk bakmndan birden ok nemi haizdir. Bunlar, deerlendirmeye eklenmesi mmkn ve gerekli sonular olarak tespit etmek istiyoruz. Bu
metinler:
1) Friedrich Rckert gibi gerek iire aina bir Alman air ve mtercimi
tarafndan Mevlna Celleddine atf (ve ithaf) edilmi olmalar asndan
nemlidir.
2) Gelitirmeli mecazlar gibi birbirini destekleyen cmleler iermesi
asndan nemlidirler.
3) Bu metinler, evirmen-air Rckertin kendi mahlasn kullanmasna
ve iirsel szn iinde bizzat gzkmesine ramen, metinlerin merkezine
Mevlnay ve fikirlerini yerletirmesi asndan nemlidir.
4) Ayr kltr atmosferini solumakla birlikte Rckertin, ortak anlam
yeniden retmeyi baarmas ve kendisini dier evirmenlerden ayrt edici
bir nitelik gstermesi asndan nemlidir.
5) Mevlnann orijinal metnini evirmek yerine, bu metinlerin kendi
ruhunda brakt izlenimleri z diline evirmeyi, asl metin zerinden
estetik ve poetik ynyle yeni baz iirsel metinler retmeyi denemesi,
Batl bir bakn salayabilecei almlar tespit etmesi -ve salamasn
yapmas- asndan nemlidir.
25 Almanca metinden Trkeletiren: lyas ztrk.

18

Hasan AKAY-lyas ZTRK

6) Rckertin, Mevlnadan akseden derin heyecan ve cokuyu kendi


diline -yani iir diline-, edebiyatna ve kltrne de yer yer byk bir ustalk ve ince bir maharetle yanstabilmesi asndan nemlidirler. Mesela, bir
baka evirmen olan Hammer-Purgstallda bu cokulu dil ve slubu aktarma baarsn gremiyoruz (Hammer-Purgstall, 1818).
7) Rckertin eviri metinlerinin, Mevlnann dillendirdii akn Bat
kylarna vuran uzun dalgas haline gelmesi ise, ok daha nemlidir.
Sylemek gerekir ki, byk bir denizin aktarlabilmesi, ancak -denize
alp enginlere dalmak anlamnda- byk ve ok ynl abalarn harcanmasyla mmkndr. Rckertin abasn bu noktada nc modellerden biri
olarak gryoruz.
Onun bu faaliyeti, hem her iki kltr ve millet iin ortak bir servis alan
oluturmak, hem de yol yordam tesis etmek asndan ok yararl olmutur.
Yol elbet nemlidir, ama yolda yoldalk ok daha nemlidir.
Rckert, Mevlnaya olan muhabbeti ve sadakati ile, her iki hususta da
yol ac olmutur. Rckert asndan Mevlnaya ve Mevlnann yaad leme sylenebilecek bilimsel ve sanatsal szlerden biri udur: Artk,
yola klabilir.

iirin Dayanlmaz Davetine Katlmak

19

KAYNAKA
AKAY, Hasan, (2005); Nzm Hikmet'in Bu Bahe Rubaisini Yeniden
Okumak, iirin Ky Dili, (hzl. Veysel olak), zmir.
AKAR, Metin, (1994); Su Kasidesi erhi, Ankara: Trkiye Diyanet Vakf Yay.
AYVERD, lhan, (2004); Misalli Byk Trke Szlk, C 2, stanbul: Kubbealt Neriyat.
ECO, Umberto, (1996); Yorum ve Tarih, Yorum ve Ar Yorum, (Trkesi:
K. Atakay), stanbul: Can Yay.
_____, (1992); Ak Yapt, (ev. Yakup ahan), Kabalc Yaynevi.
HAMMER-PURGSTALLl, Joseph Freiherr von, (1818); Die Geschichte der
Schnen Redeknste Persians, Wien/Viyana . Ktp. II-110998.
LACAN ve DERRDA, (2005); alnan Poe, Psikanalitik Devekuu Diyalektii,
(Derleme ve eviri: Mukadder Erkan-Ali Utku), stanbul: Birey Yay.
MEVLNA Celleddn, (1367); Klliyt- ems-i Tebrz, (hzl. Bediuzzaman
Furzanfer), Tahran.
_____, (1992); Dvn- Kebr, (hzl. Abdlbki Glpnarl), C I-VII, Ankara:
Kltr Bakanl Yay.
_____, (1988); Mesnevi, (ev. Veled zbudak, gzden geiren: Abdlbki
Glpnarl), C I, stanbul: MEGSB Yay.
ZTRK, lyas, (1984); Friedrich Rckertin Freimund Takma Adyle Yazd Gazellerdeki Dou Edebiyat Unsurlar, Sosyal Bilimler Ens.
Doktora Tezi.
ZTRK, lyas-AKAY, Hasan, (2006); Ayn iirin Farkl evirilerine Eletirel Bir Bak: Hammer ve Rckertin Mevlnann Dvn- Kebrinden Almancaya Yaptklar eviriler zerinde eviri Bilim Asndan Eletirel Bir Karlatrma, Uluslar Aras V. Dil, Yazn,
Deyibilim Sempozyumu/ Dilbilim, Dil retimi ve eviribilim Yazlar,
(hzl. Cemal Yldz-Latif Beyreli), C I, Ankara: Pegem A Yaynclk, s.
595-612.
RFAT, Sema, (1996); "Yapt-Okur likisi ve Umberto Eco", Eletiri ve Eletiri Kuram stne Sylemler, (hzl. M. Rifat), stanbul.
RCKERT, Friedrich, (1882); Gesammelte Poetische Werke in 12 Baenden V.
Band Sauerlaenders Verlag Frankfurt.

20

Hasan AKAY-lyas ZTRK

SAM, emseddin, (1978); Kamus- Trk, stanbul, 1316/Tpkbasm stanbul: ar Yay.


EYH GLP, (1975); Hsn Ak, (hzl. Orhan Okay-Hseyin Ayan),
stanbul: Dergh Yay.
Trke Szlk, (1988); (hzl. Komisyon), C II, Ankara: TDK Yay.
YETK, Hayri Kako, (2005); Edebiyatta alnt, stanbul: nklap Kitabevi.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 21-33

R. A. Ncholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri


Adnan KARASMALOLU
zet
Reynold A. Nicholsonnun 1925 ylnda yaynlamaya balad Mesnev neri bugne kadar defalarca baslmtr. Ancak bunlarn birounda ilk basknn cilt sonlarnda bulunan
dzeltme ve ek blmleri yer almamaktadr. Dolaysyla Nicholson metni diye bilinen zellikle Doudaki Mesnev basklarnn ounluu bu eksiklii hep tamaktadr.
Mesnev metinlerinde zellikle ilk iki beyitte nemli farkllklar bulunmaktadr. Farkllklar baz yazma nshalara ve Nicholson metninin ilk hline dayanan basklardan kaynaklanmaktadr.
Gnmzde artk Mesnev ile ilgili her trl alma Konya Mevlna Mzesi 51 nolu
Mesnev yazmasna veya onun basklarna dayal olmaldr. Bata R. A. Nicholson ve
Abdlbki Glpnarl olmak zere bilim evreleri anlan yazmay, Mesnevnin en muteber
yazmas kabul etmektedir. Son yllarda bu yazmaya dayal eitli Mesnev basklar yaplmtr.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mesnev, Reynold A. Nicholson, Glpnarl

The Mathnaw of Jallu'ddn Rm Edited By R. A. Nicholson and


Other New Editions
Abstract
Originally started to be published in 1925, Reynold A. Nicholsons Mathnaw has been
published numerously up to now. But most of these, lack the correction and appendices sections which are founded at the end of the volumes of first edition. Therefore the majority of
the texts known as Nicholson text especially the ones in the East have this limitation.
There are major differences especially in the first two couplets in Mathnaw texts. These
differences mainly stems from some hand-written manuscripts and copies that relies on
Nicholson texts first version.
Today, the studies on Mathnaw should be based on Konya Mevlna Museum 51th Mathnaw manuscript and its other editions. Leading scientists including R. A. Nicholson and
Abdlbki Glpnarl accepts this manuscript as the most reliable and valid Mathnaw text. In
recent years there have been some Mathnaw publications based on this manuscript.
Key Words: Rm, The Mathnaw, Reynold A. Nicholson, Glpnarl
Prof. Dr., K Fen-Edebiyat Fakltesi Dou Dilleri ve Edebiyatlar Blm Bakan

Adnan KARASMALOLU

22

Reynold A. Nicholsonnun 1925 ylnda yaymlamaya balad Mesnev neri1 bugne kadar bata randa olmak zere farkl yaynevlerince
defalarca baslmtr. Bu tarihten sonra Mesnev zerine yaplan almalarda ounlukla bu neir bavuru kayna olmutur. Bu yaynn, Farsa metnin yan sra ngilizce eviri ve erhi de iermesi, dnyadaki ilgi ve takdirin
gnmzde de srmesini salamaktadr.
lkemizde son zamanlarda Mevlna ve Mesnev ile ilgili yaplan yaynlarda Mesnev metinlerinin hangi yazmaya veya nere dayandna baklmamas, dolaysyla bilim evrelerince alnan mesafelerin gz ard edilmesi
dndrcdr. Uzun yllar ncesine ait Mesnev evirilerinin farkl ekillere sokularak veya nceki basklarndan ve evireninden sz edilmeden
yaynlanm olmas, galiba zcdr.
Bu makalede Mesnevnin nemli neirlerinin zelliklerine ve gelinen
noktaya dair tespitlerde bulunulacaktr. Konuya dikkat ekmek iin ncelikle Mesnevnin ilk iki beytinde karmza kan farkllklara deinerek
balamak lzumludur. Mesnevnin ilk iki beyti, yazma nshalarda ve neirlerde iki farkl ekilde dizilidir. lk dizili 30-40 yl ncesine kadar daha
yaygn olarak kullanlan ve Nicholson nerinde de yer alan dizilitir. kincisi ise Mesnevnin Konya Mevlna Mzesindeki 51 numaral en muteber
yazma nshasyla uyumludur.
1-


 
 



 

!
"
# !






"$  (! !
2-


  
 





!
"
# !





"$  (! !
1 The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (nr., trc., erh Reynold A. Nicholson), I-VIII, London:
Luzac, 1925-1940 (1, 3, 5. ciltler metin; 2, 4, 6. ciltler ngilizce tercme; 7 ve 8. ciltler erh)

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

23

Neirlerin ve bunlara dayal evirilerin oluturabilecei, daha dorusu


oluturduu tabloyu bir dereceye kadar grmek iin nce bu beyitlerin
baz Trke evirilerdeki karlklarna yer verilecektir. Sleyman Nahfnin manzum evirisiyle birlikte 1268/1851-52de yaymlanan Mesnevnin2
ilk iki beyti yukarda birinci srada verilenlerle ayndr. Nahfnin manzum
evirisi ise u ekildedir:
Dinle neyden kim hikyet itmede
Ayrlklardan ikyet itmede
Dir kamlkdan kopardlar beni
Nliim zreyledi merd zeni
Merhum mil elebiolu bu eseri asl ve sadeletirilmiiyle hazrlayp
1967-1969 yllarnda yaymlam,3 gnmzde de bu basknn sadece sadeletirme ksm okuyucuya Mesnev-i erif adyla ulatrlmtr.4 Bu yaynda
Nahfnin sz konusu iki beyit iin oluturduu manzum evirinin sadeletirilmi hli yledir:
Dinle neyden, zira o, bir eyler anlatmada, ayrlklardan ikyet
etmededir.
Ney der ki: Beni kamlktan kopardklarndan beri iniltim, kadn
ve erkek herkesi alatt.
R. A. Nicholson nerini esas aldn belirten merhum efik Cann evirisi de u ekildedir:5
u Neyin neler sylediini can kula ile dinle, o ayrlklardan ikyet etmededir.
Ney kendine has bir dille, hal dili ile diyor ki: Beni kamlktan
kestiklerinden beri, feryadmdan, duygulu olan erkek de kadn da in-

2 Mesnev-i Manev, I-III, (Mustafa Vehbinin tashihiyle, Manzum eviri: Nahf Sleyman),
Msr, Bulak, 1268 h./18511852.
3 Mesnev-i erf -Asl ve Sadeletirilmiiyle Manzum Nahf Tercmesi-, I-III, (hzl. mil
elebiolu), stanbul: Snmez Neriyat, 19671969; 1972; Mesnev-i erf, I-VI, (Trkeye
manzum ev.: Nahf, hzl. mil elebiolu), stanbul: MEB Yay., 2000.
4 Mevlna, Mesnev-i erf -Tam metin-, (Mtercim Sleyman Nahf, Sadeletiren mil
elebiolu), stanbul: Tima Yay., 2007 (Proje danman: Prof. Dr. Nihat ztoprak).
5 Mesnev Tercmesi: Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, I-VI (3 cilt halinde), (ev.
efik Can), stanbul: tken Neriyat, 1995; 1997; 2. bs., 1999; 3. bs., 2001; 2003; 2004.

24

Adnan KARASMALOLU

lemekte, alamaktadr. u var ki beni dinleyen her insan, benim neler dediimi anlayamaz.
Mesnev evirisini anlan Mevlna Mzesi 51 nolu yazma zerinden
gerekletiren Abdlbki Glpnarlnn cmleleri, tabii olarak yukardaki
ikinci dizilile uyumludur:6
Dinle bu ney nasl ikyet ediyor; ayrlklar nasl anlatyor.
Diyor ki: Beni kamlktan kestiklerinden beri ferydmla erkek de alayp
inlemitir, kadn da.
Yine ayn ikinci dizilie bal kalan dier bir eviri ise yledir:7
Dinle, bu ney nasl ikyet ediyor; ayrlklar nasl anlatyor:
Beni kamlktan kestiklerinden beri feryadmla kadn erkek/herkes alad.
Thirl-Mevlevnin erh-i Mesnevsinde birinci beytin Farsa metni,
51 nolu yazmadaki gibidir. 2. beyit ise Nicholson nerindekiyle ayndr.
Thirl-Mevlevnin evirisi u ekildedir:8
u neyin nasl ikyet etmekte olduunu dinle ki, onun nevas ayrlk hikyesidir.
Beni kamlktan kestiklerinden beri ferydmdan erkek ve kadn mteessir
olmakta ve inlemektedir.
Bu noktada yukarda sralanan Farsa ve Trke rnekler arasnda karlatrma yapmay ilgili olanlara brakarak Mesnevnin tenkitli neirleri
hakknda baz tespitlere yer verilecektir.
Merhum Glpnarl Mesnev Terceme ve erhinin Sunuunda bu iki beytin iki farkl hlini verdikten sonra, yukardaki birinci dizilii muharref
tarz, ikincisini ilk tarz diye adlandrp yle demektedir: lk tarzla ikinci
muharref tarzda, metindeki tahriften baka, anlam da kknden deimededir.

6 Mesnev Tercemesi ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), (tercme ve erh: Abdlbki Glpnarl),
stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri, 1981; 1984; 1990; Mesnev ve erhi, I-VI, (Abdlbki
Glpnarl), stanbul: MEB Yay., 1973-74; 1985; 3. bs., Ankara: T.C. Kltr Bakanl Yay.,
1989; 2000.
7 Mesnev, I-II, (ev. Adnan Karaismailolu), Aka Yay., Ankara, 2004; stanbul: Yeni afak
Kltr Armaan, 2004; Dzeltilmi 2. bs., I-III, Ankara: Aka Yay., 2007.
8 Thirl-Mevlev (Olgun), erh-i Mesnev, I-XIV, stanbul: Ahmed Said Mtb., 1963-1972;
Selam Yay., 1963-1975; 2. bs., mil Yay., 1975; 1990; 2000. (17.309. beyitten sonrasn trc. ve
erh: efik Can, XV-XVIII, stanbul, 19821985).

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

25

Muahhar nshalarda, bu eit tahriflerden baka, ekleme beyitler vardr; beyit


noksanna rastlanmaktadr. te biz bunlar grdk, Mesnevnin yeniden, bugnn intikad metodlar dikkate alnarak terceme ve erh edilmesinin mutlaka gerekli
olduu kanaatine, inancna sahip olduk ve Rabbimizin tevfykn dileyip bu ie
giritik.
Glpnarl, 1392/1972 tarihli Sunuunda Konya Mevlna Mzesi 51
nolu yazmann neredilemeyiinin zntsn dile getirdikten sonra, ve
hl, Reynold A. Nicholsonun bastrd nsha, incelemelere, aratrmalara esas
tutulmada demekte ve u tespite yer vermektedir: Mteveff Nicholson, bu
basmda, 51 No.da kaytl nshaya dayanmtr; bu doru; fakat bir doru daha var
ki kendisine gnderilen fotorafyalarda, birok yerler kmad iin bu basm,
bizim nshamz tam olarak vermiyor.
Nicholson, tenkitli Mesnev neri almalarna Avrupa ktphanelerindeki 4 yazma ve kendisindeki bir yazma ile balamtr. Bunlarn en
eskisi 718/13181319 tarihliydi. Gerekte Nicholson ilk almalarnda Mesnevnin 1 ve 2. defterinin tamam ile 3. defterin 2836. beytine kadarki blmnde anlan Konya yazmasndan yararlanamamtr. 3. defterin ilk
2835 beytinde stanbuldaki Zahir Efendi isimli bir ahsa ait nshay esas
almtr (The Mathnaw, 1929: III, n sz 11, 12). Ancak eline sonradan geen Konya yazmasnda ve yeni kullanmaya balad dier 3 yazmada bu
geride kalan ksmlar iin tespit ettii farkllklar, 3 ve 4. defterin yer ald
ciltte ard arda sralamtr.9 3 ve 4. defteri ihtiva eden ciltte ise biri, artk
esas aldn syledii anlan 51 nolu yazma olmak zere 5 yazma daha
ilave ederek srdrmtr. Bu ekilde kulland 10 yazmann alts Mesnevnin btn defterlerini, dierleri ise baz defterlerini ihtiva etmekteydi
(The Mathnaw, 1925: I, n sz 5-6; III, n sz 12-14; V, n sz 18). Nicholson
ayrca 1 ve 2. defterlerde karlatrma esnasnda Ankaral smail
Rusuhnin erhini ve yukarda ad geen Nahfnin manzum evirisini de
kapsayan Mesnevnin Bulak basksn kullanmtr (The Mathnaw, 1925: I,
n sz 4). Nicholson bu byk almasn tamamlarken en muteber yazma
olan Konya nshasna dayanmaktan daha iyi bir yol bulunmadn vurgulamtr (The Mathnaw, 1933: V, n sz 18-19).
Bu noktada Nicholsonun Mesnev neri hakknda baz noktalara dikkat
ekilmelidir. Bu yaynn ilk basksnda 3. cildin (Text, 3 ve 4. defter) sonunda 1 ila 4. defterler iin 10 sayfa dzeltme bulunmaktadr (XXII-XXXI). 5.
9 The Mathnaw, nr. R. A. Nicholson, III, Appendix I, s. 1-59 (1 ve 2. defterler iin), Appendix
II, 60-64 (2. defter iin).

Adnan KARASMALOLU

26

cildin (Text, 5 ve 6. defter) sonunda 4 sayfa dzeltme vardr. Bu tenkitli


metnin zerinden daha sonra Douda yaplan Mesnev basklarnda yukarda iaret edilen dzeltmeler ile 3. defterin 2836. beytine kadarki ksmn
Konyadaki 51 nolu yazma ile dier 3 yazmann farkllklarn ieren 64
sayfalk blm hemen hi dikkate alnmamtr (Mnov, 1352 h.: 683).
Bylece Nicholsonun ek olarak da olsa almasnda yer bulan birok daha
doru okuyu, kelime ve beyitler Nicholson neri diye sunulan ok saydaki baskda korunmamtr. Dolaysyla Nicholson metni diye bilinen zellikle Doudaki Mesnev basklar bu eksiklii ou zaman tamaktadr. Bu
hususta daha zenli davranlan yaynlardan biri, baz dzeltmeler ve beyit
indeksiyle Nasrullah-i Prcevd tarafndan hazrlanan yayndr.10
Burada zerinde durulmas gereken basklardan biri de Hasan-i Lhtnin hirn tashh-i Reynold A. Nicholson (Nicholsonun son tashihi) diye
duyurduu Mesnev-i Manev neridir.11 Bu yaynda Nicholsonun dzeltme ve ek balklar altnda verdii btn bilgiler metinde ve dipnotlarda
yerlerine yerletirilmitir. Gerekte Nicholsonun tespit ettii bu bilgiler
yaklak 80 yl sonra bulunmas gereken yerleri ancak bulmutur. Hasan-i
Lhtnin yaynnda yukarda metinler arasndaki farkllklara iaret ettiimiz ilk iki beyit aynen u ekilde bulunmaktadr:


  
 






!
"
#
+  !



"$  (! !
Bylece anlalmaktadr ki Nicholson sonradan ilk beyti nemli yazmalardaki gibi kabul etmi, 2. beytin 2. msra bandaki
grm ve Konya nshasndaki

ise uygun

i tercih etmemitir. Yine,

 -  ./ ,  , !
 - 0 
2 3/ !

10 Mesnev-i Manev, I-VI (4 cilt halinde), (be-tashh-i Reynold Nicholson, be-ihtimm-i


Nasrullah Prcevd), Tahran: Emr-i Kebr, 1363 h./1984 (Brill, 1925 Basksndan Ofset); 2.
bs., 1373-1374 h.
11 Mesnev-i Manev, I-IV, (hirn tashh-i Reynold A. Nicholson, terceme ve tahkk: Hasan-i
Lht), Tahran, 1383 h./2004.

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

27

eklindeki 22. beytin 2. msranda Konya yazmasn tercih etmeyerek msra,

 - 0 #/ ,25 !
diziliiyle kabul etmitir. Dier bir rnek olarak Konya yazmasnda Mesnevnin ilk hikyesi

 7
 7 6


8 7 

. .. :
beytiyle balarken, Nicholson nerinde bu beyit hikyenin balndan
nce bulunmaktadr. Bu ve benzeri rneklere onun nerinde pek ok yerde
rastlamak mmkndr. Anlalyor ki Konya yazmasnn Nicholsonun
eline sonradan ulam olmasnn kayb, telafi edilememitir. Durum elbette 3. defterin 2836. beytiyle deimi ve Konya yazmas artk nere hazrlanan metne esas tekil etmitir. Yine de sunulan rnekler, bu neirde kullanlan imla ve eklenebilecek baz nedenlerle yeni neirlere ihtiya bulunduunu gstermekteydi.
Yeni nir Lhtnin Nicholsondan farkl imla kullanma gerei duyduu grlmektedir. rnek olarak aada ilk stun Nicholson nerindeki
imlay, sonraki ise Lhtnin tercihlerini gstermektedir:

! ,

(b

!;

7 <
8

 8

<
!" 0

! 0

, 8

>8

6"



, !

!!

#/ ,25

#/ ?5

(a

Bu deerlendirmelerden sonra denebilir ki Nicholsonun gerek 1925te


baslmaya balanan ilk Mesnev neri ve gerekse son yllarda yaymlanan
son hli, gereken derecede Mevlna Mzesi 51 nolu yazma nshaya dayanmamaktadr. Dolaysyla ncelikle Nicholsonun ve Glpnarlnn esas

28

Adnan KARASMALOLU

alnmas gerektiini belirttikleri, ayn zamanda Glpnarlnn terceme ve


erhine dayanak olan bu yazma zerinde yeni almalar yaplmas gerekliydi ve neticede byle de oldu.
R. A. Nicholsonun ve Glpnarlnn almalar Mesnevnin metni iin
ok gvenli bir tablo oluturmu, daha nceki yazma ve neirlere giren
birok ilave beyit artk kabul grmemeye balamtr. Salksz baz yazmalara iaret iin rnek vermek gerekirse, Abdllatf b. Abdullhn 1032/1622
tarihinde 80 kadar Mesnev nshasn karlatrarak hazrlad ve Nusha-i
nsiha-i Mesnevyt-i sakme adn koyduu Mesnev metninin ilk iki defterinde kendi nerine gre 800 civarnda ilave beyit bulunduunu ve bunun
her on beyitte bir beyit ilave demek olduunu, Nicholson kaydetmektedir
(The Mathnaw, 1925: I, n sz 18). Ayn nir grd basklarda mlhak
beyitlerin yan sra oka yanllklarn yer aldn belirtmekte ve Nahfnin manzum evirisini de ieren Bulak basks Mesnevnin12 1 ve 2. defterlerinde eski yazmalarda yer almayan 140a yakn ilave beytin bulunduunu, 1307/ 1889-1890 tarihli Tahran basksnda ise bu rakamn 800 civarnda olduunu ifade etmektedir (The Mathnaw, 1925: I, n sz 4).
Mesnevye byk alaka duyan bilim adamlarndan Muhammed-i stilm de yakn yllarda nemli bir tenkitli neir almas gerekletirmitir.13 Nir stilm, bu yaynnda 668 h. tarihli Kahire Drl-kutub nu.
17deki nsha; 677 h. tarihli Mevlna Mzesindeki nsha (51 nolu); ayn
yerdeki tarihsiz baka bir nsha ve 715 h. tarihli Tahran Milli Ktphanedeki nsha olmak zere 4 muteber nshay esas alarak hazrladn kaydetmekte ve neticede Nicholsonun neriyle karlatrma yaptnda yzlerce ihtilafn ortaya ktn ve bunlarn daha dorusunun kendi nerinde yer aldn dile getirmektedir (Mesnev, 1370 h.: I, nirin n
sz s. 93-94). Onun beyit indeksiyle 7 cilt halindeki bu nerinin Tavzht
ve Talkt blmleri yeni bir erh zelliini tamaktadr. Mesnev nerinde
okuyucuya yardmc olmak iin okunakl bir imla ve youn bir ekilde
noktalama iareti kullanm olan stilm, yaynndaki beyitlerin saysnn
Kahire Drl-kutubtaki yazmayla uyutuunu ve Nicholsonun nerin-

12 Mesnev-i Manev, I-III, (Nahf Sleyman, Mustafa Vehbinin tashihiyle), Msr, Bulak, 1268
h./1851-52 (Trke manzum evirisiyle).
13 Mevlna Celleddn Muhammed-i Belh, Mesnev, I-VI, (berres ve tashh-i metn ve tavzht
ve fihristh Muhammed-i stilm), Tahran: Zevvr, 1370 h.; Tahran: Zevvr b-hemkr-i
Ner-i Smurg, 1372 h.; I-VII, mukaddime ve tahll ve tashh-i metn (ber ess-i nushah-yi
muteber-i Mesnev) ve mukyese b ph-yi marf-i Mesnev, Sohen, 1379 h.

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

29

den 53 beyit daha fazla olduunu kaydetmektedir (Mesnev, 1370 h.: I,


nirin n sz s. 94).
Ancak M. stilmnin 668 h. tarihli olarak kabul ettii Kahire nshasndan bu nere intikal eden tercihler, galiba bu tenkitli basky zafiyete
uratmtr. Zira bu yazma gerekte belirtildii gibi eski ve ok muteber bir
yazma deildir. Nicholson bu yazmadaki tarihin

,@ A7

(yedi

,@ AB#7

yz)den bozularak
(alt yz) yapldn izah etmektedir.
Sonuta bu yazmann istinsah Muhammed b. sa el-Hfz el-Mevlev elKonevnin eliyle 768/1367 ylnn aban aynn son gnlerinde tamamlanmtr (The Mathnaw, 1929: III, n sz 9, 13).
u anda Farsa metninin ve evirilerinin basklar milyonlar bulmu
olan Mesnevnin bilim dnyasnca en muteber yazmas olarak kabul edilen
Mevlna Mzesi 51 numarada kaytl, Konyal Muhammed b. Abdullah
tarafndan istinsah edilmi 677/1278 tarihli yazmasnn tpkbasm Tahranda 1371 h./1992de ve Ankarada 1993de gerekletirilmitir. Bu yaynlarn bilim evrelerine hitap ettii, yazmann, yazs ve imlas nedeniyle
genel okuyucunun yararlanmas asndan glkler tad aktr.
Mesnev basklarnn bundan byle 677/1278 tarihli yazma zerinden
yaplmas gerektii dncesinin yaygnlk kazanmasyla bu zellikte birka alma gerekletirilmitir. almas eviri olmasna karlk A.
Glpnarl bu hususta ilk ve ciddi adm atmtr.14 Bu yazma zerinden
evirisini tamamlarken sz konusu yazmann satr aralarna ve sayfa kenarlarna eklenen kelime ve beyitleri metne dahil ederek dipnotlarda bunlara iaret etmitir.
A. Glpnarlnn almalarn Farsaya kazandrm olan bilim adam
Tevfk-i Subhn ilk olarak, Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki
Glpnarl adyla yapt eviride anlan h. 677 tarihli yazmay yaymlam
oldu.15 Daha sonra sz konusu yazmay 677 tarihli yazma zerinden kaydyla bir cilt halinde belirli bir usulde nere hazrlamtr (Tahran,

14 Bu evirinin muhtelif basklar: Abdlbki Glpnarl, Mesnev ve erhi, I-VI, stanbul: MEB
Yay., 1973-74; 1985; 3. bs., Ankara: T.C. Kltr Bakanl Yay., 1989; 2000; Mesnev Tercemesi
ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri,, 1981; 1984; 1990.
15 Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl, I-III, (Terceme ve tavzh: Tevfk H.
Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm, 1374 h.; 3. bs., 1381 h. ; 4. bs., 1384
h. (n sz, 1369 h.)

Adnan KARASMALOLU

30

1373h./1994).16 Nir bu yaynda yazmadaki ilk yazmdan sonra ilave


edilen kelime ve beyitlerin bir ksmn belirli bir anlay erevesinde metne dahil etmitir. lave beyitleri parantez ierisine alarak metne dahil ederken, numaralandrmada bunlar da saymtr. mla hususunda yazmaya
uymaya ve harekeyle gsterilmi olan baz okuyular zellikle korumaya

#+
 #+


!
: : 7C

almtr,
,
,
,
gibi. Nir
mmkn olduunca noktalama iareti kullanmadn, sadece virgl ve
soru iaretinden yararlandn sylemekte, bir iki yere de iki nokta koyduunu belirtmitir. Dipnotlarda baz beyitlerin Nicholson nerinde mevcut olup olmadn belirten kaytlar dmtr. Sbhn, ayrca metnin
kenarnda kendi beyit numaralarnn yannda Nicholson nerinin beyit
numaralarna yer vermi ve yazma nshann varak numaralarn da gstermitir. Onun gerek Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl
isimli evirisindeki ve gerekse Mesnev nerindeki defterlerin beyit saylar
ayndr.
Bu nerin ardndan Abdulkerm-i Sur da Konya nshas esas olmak
zere Mesnev-i Manevyi iki cilt halinde yaymlamtr (Tahran, 1375
h./1996).17 Bu neirde noktalama iareti kullanlmam, yazmann imlas

>8 ,

E
, >

da byk oranda korunmu,


gibi
imlalar srdrlmtr. Yazmadaki ilave kelime ve beyitler, yanlarnda

FG

(Dzeltildi) kayd varsa metne dahil edilip dipnotta bunlara iaret


edilmemitir. Bu kayt, metindeki kelime veya beyitle ilgili ise kenardaki
ilave, metne alnm, metindekiyse dipnota indirilmitir. Kenardaki dier
kaytlar sadece dipnotta gsterilmitir. Sur ayrca almas esnasnda
Nicolsonun nerine mracaat ettiini, nemli farkllklara dipnotlarda yer
verdiini belirtmektedir.
Sz konusu yazmay temel alan ayr bir Mesnev-i Manev neri Trkiyede Adnan Karaismailolu ve Derya rs tarafndan hazrlanmtr.18
16 Mesnev-i Manev-i Celleddn Muhammed-i Mevlev (ez ry-i nusha-i 677 h.), (be-ki-i
Tevfk H. Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm, Szmn-i p ve ntirt,
1. bs., 1373 h.; 4. bs., 1379 h.
17 Mesnev-i Manev (ber ess-i nusha-i Konya), I-II, (be-tashh ve pgoftr-i Abdulkerm-i
Sur), Tahran: irket-i ntirt-i lm ve Ferheng, 1375 h.; 4. bs. 1377 h.; 1380 h.; 8. bs.
1385 h.
18 Mesnev-i Manev (ber-ess-i nsha-i muverreh 677/1278 Konya), I-VI, (hzl. Adnan
Karaismailolu, Derya rs), ehrdr-i Konya, 1384 h.; 2. bs., I-III, Ankara: Aka Yay.,
2007.

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

31

Konya Bykehir Belediyesinin tevikiyle sonulanan bu alma ilk olarak Konyada Aralk 2005te yaymlanmtr. Baz eksiklik ve bask hatalarnn dzeltildii 2. basks Ankarada Aka Yaynlarnca 2007de gerekletirilmitir. Bu neirde asl metinde olduu gibi noktalama iaretlerine
yer verilmemi, genel olarak gnmz imlasna uygun hareket edilmi ve
tamlamalar ile aruz gerei okuma ekilleri harekeyle gsterilmitir. Satr
arasnda veya kenardaki kelime ve beyitlerin kim tarafndan ve ne dorulukta ilave edildii hususu bilinemedii iin bu ilaveler zaruret olmadka
yalnzca dipnotlara yerletirilmitir. Dolaysyla bu neirle yine ayn yazmaya dayal yaynlar arasnda beyit farkll olumutur.
Kabilde Mevlnann doumunun 800. doum yl mnasebetiyle dzenlenen (1315 Mays 2007) uluslar aras kongre iin Mesnev-i Manev,
Muhammed Halm-i Tenvr tarafndan Konya Nshas alt balyla
Vezret-i Ittlt ve Ferheng (Enformasyon ve Kltr Bakanl) yayn
olarak neredilmitir. Nir, almasnn ilk sayfalarnda sz konusu yazmada metnin dndaki boluklara yazlm ilavelerin bir listesini vererek
baz deerlendirmeler yapmtr. Bu neirdeki defterlerin beyit saylar,
Tevfk H. Subhnnin yaynyla ayndr.
Aadaki tabloda yukarda sz edilen Mevlna Mzesi 51 nolu yazma ile bu yazmaya dayal neirler arasndaki beyit says fark, yazmada
satr arasnda veya sayfa kenarnda bulunan beyitlerin neirde metne dahil
edilmesi veya edilmemesinden kaynaklanmaktadr.
Defter

Toplam

A. Glpnarl

4017

3821

4811

3855

4240

4929

25673

T. Subhn

4018

3822

4811

3855

4240

4930

25676

A. Sur

4010

3819

4809

3854

4239

4915

25646

A. Karaismailolu- 4003

3796

4808

3854

4238

4914

25613

D. rs
Burada sz konusu edilen dier nemli iki basknn beyit saylar da
yledir:
R. A. Nicholson

4003

3810

4810

3855

4238

4916

25632

M. stilm

4018

3826

4813

3856

4241

4931

25685

Yukardaki beyit saylar gzden geirildiinde yazmada satr arasnda


veya kenarda bulunan beyitlerin metne dahil edilmesiyle hi edilmemesi
arasnda 60 beyitlik bir fark olduu anlalmaktadr. Ayrca nirlerin bu

Adnan KARASMALOLU

32

beyitlerin hangilerini metne dahil edip etmeme konusunda farkl davrand da dikkatlerden kamamaldr. Sz konusu fark douran beyitleri
baka bir aratrmann konusu yapmak gereklidir.
Netice olarak u iki husus kabul grmelidir:
1- Konya Mevlna Mzesi Nu: 51de Mesnevnin ok salkl bir
yazma nshas bulunmakta olup, buna dayal yaplan tenkitli neirler istifadeye uygundur.
2- Bundan sonraki almalar daima bu yazmaya dayal neirler
zerinden olmaldr. zellikle Trkiyedeki Mesnev eviri, seme ve tahlil
almalarnda bu bilimsel aray ve yaklam her hlde etkili olmaldr.

R. A. Nicholsonun Mesnev Neri ve Yeni Mesnev Neirleri

33

KAYNAKA
The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (1925-40); (nr., trc., erh Reynold A. Nicholson), IVIII (1, 3, 5. ciltler metin; 2, 4, 6. ciltler ngilizce tercme; 7 ve 8. ciltler erh),
London: Luzac.
MEVLNA Celleddn, (137071 h.); Mesnev, I-VI, (berres ve tashh-i metn ve
tavzht ve fihristh Muhammed-i stilm), Tahran: Zevvr.
_____, Mesnev, I-II, (ev. Adnan Karaismailolu), Aka Yay., Ankara, 2004; Dzeltilmi 2. bs., I-III, Ankara: Aka Yay., 2007.
_____, Mesnev-i Manev, I-III, (Manzum eviri: Nahf Sleyman; tashih: Mustafa
Vehbi), Msr, Bulak, 1268 h./1851-1852.
_____, Mesnev-i Manev, I-VI (4 cilt halinde), (be-tashh-i Reynold Nicholson, beihtimm-i Nasrullah Prcevd), Tahran: Emr-i Kebr, 1363 h./1984.
_____, Mesnev-i Manev, I-IV, (hirn tashh-i Reynold A. Nicholson, terceme ve
tahkk: Hasan-i Lht), Tahran, 1383 h./2004.
_____, Mesnev-i Manev-i Celleddn Muhammed-i Mevlev (ez ry-i nusha-i 677 h.),
(be-ki-i Tevfk H. Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm,
Szmn-i p ve ntirt, 1373 h.
_____, Mesnev-i Manev (ber ess-i nusha-i Konya), I-II, (be-tashh ve pgoftr-i
Abdulkerm-i Sur), Tahran: irket-i ntirt-i lm ve Ferheng, 1375 h.
_____, Mesnev-i Manev (ber-ess-i nsha-i muverreh 677/1278 Konya), I-VI, (hzl.
Adnan Karaismailolu, Derya rs), ehrdr-i Konya, 1384 h.; 2. bs., I-III,
Ankara: Aka Yay., 2007.
_____, Mesnev Tercmesi: Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, I-VI (3 cilt
halinde), (ev. efik Can), stanbul: tken Neriyat, 1995.
_____, Mesnev Tercemesi ve erhi, I-VI (3 cilt halinde), (tercme ve erh: Abdlbki
Glpnarl), stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri, 1981.
_____, Mesnev-i erf -Asl ve sadeletirilmiiyle Manzum Nahf Tercmesi-, I-III, (hzl.
mil elebiolu), stanbul: Snmez Neriyat, 1967-1969.
MNOV, Mucteb, (1352 h.); Luzm-i ihtimm der p kerden-i kutub- Mevln
be-tark-i sahh-i intikd, Rhnum-yi kitb, S 10-12, yl: 17, s. 681-691.
Nesr ve erh-i Mesnev-i erf-i Abdlbki Glpnarl, I-III, (Terceme ve tavzh: Tevfk H.
Subhn), Tahran: Vezret-i Ferheng ve rd-i slm, 1374 h.
THRL-MEVLEV (Olgun), erh-i Mesnev, I-XIV, stanbul: Selam Yay., 19631975; 2. bs., mil Yay., 1975. (17.309. beyitten sonrasn trc. ve erh: efik Can,
XV-XVIII, stanbul, 1982-1985).

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 35-43

Mevlnada Ak Estetii
smail YAKIT
zet
Tabiat veya sanat eserlerinde gzelin hangi artlara ve kriterlere bal olduu, gzel
kavramnn sbjektif veya objektif mi olduu estetiin konusudur. Ahlak disiplininde iyi,
mantkta doru ne ise, estetikte de gzel kavram odur. Estetik, felsefenin en eski disiplinlerinden biridir. Birok slam filozofu ve mutasavvf konuyu kendi sistemleri asndan incelemitir.
Mevlnann estetik anlay, bir ak estetiidir. Mutlak gzelliin tecellisinden hareketle
yine mutlak olana yani ilah ve ebed olana ykselmek gerektii fikri onda esastr. Bu gryle suf ekolle, bedii zevkle kemalat elde etmede meai ekolle, varln ontolojik temeline
ak ve gzellii yerletirmekle irak ekolle hem fikirdir. Ksaca Mevlnann ak estetii,
Trk-slam estetiinin nemli bir ke ta olduu kadar, ayn zamanda ada estetikilere
de rnek olacak niteliktedir.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, ak, estetik, gzel

The Aesthetics of Love in Mawln


Abstract
The general criterion whether the beauty concept in nature and arts is an objective or a
subjective case of deliberation is the subject of aesthetics. The place of good in the discipline
of ethics or the place of true in the discipline of logic is precisely the same as where the
beauty concept stands in aesthetics. Aesthetics is one of the oldest disciplines of philosophy
and it has been scrutinized by a good many of Islamic philosophers in terms of their system.
The aesthetic conception of Rm is a love aesthetic. To elevate towards the absolute infinity initiating from the reflection of the absolute beauty is a fundamental for Rm. This
standpoint of his makes him share a common denominator with the school of Sufism while it
again enables him to be on the same page with the Meai School upon their conception to
reach the maturity through (bedii) pleasure and with raki School upon their conception to
put love and beauty on the ontological origin of existence.
Ultimately, the love aesthetic of Rm being a touchstone for the Turk-Islam aesthetic simultaneously conveys the general characteristic of an exemplification for contemporary aestheticians.
Key Words: Mawln, love, aesthetics, beautiful
Prof. Dr., SD lahiyat Fakltesi yakit@sdu.edu.tr

36

smail YAKIT

Mevlnann ak felsefesinin bir dier boyutu ak estetiidir. Bu almamzda bu konuya arlk vereceiz. Geri daha nce Mevlnada estetik
zerine bir bildirimiz olmutu (Yakt, 1998: 63-73). O almada konu daha
ziyade estetik tavrlar asndan ele alnmt. imdi ise konumuz itibariyle
burada, ak odakl bir estetik anlaynn hkim olduu Mevlnada, mutlak ve izafi gzellik anlayndan vuslata gidi konusunu derinletirmek
istiyoruz. Bunun iin o almamzdaki fikirleri burada zetlememiz ve
Mevlnadan nceki estetik anlaylar tekrar ele almamz gerekecektir.
Ancak bu ekilde Mevlnay dnce tarihinde layk olduu yere oturtabiliriz.
I-Estetik zerine
Estetik kelimesi, Greke aisthetikos (=aisthanestai)dan Latinceye
aestetica eklinde oradan da Avrupa dillerine: esthtique (Fr.), aesthetics
(ng.), aesthetik (Alm.) eklinde gemitir. Duymak, duyumlamak, duyumla alglamak anlamndadr. Literatrde ilk defa Alman dnr
Baumgarten tarafndan kullanlmtr (Nouveau Dictionnaire Etimologique, s.
272).
Vaktiyle Trkemizde ilm-i bedyi, ilm-i hiss ve ilm-i hsn gibi terkiplerle ifade edilen estetik, konu itibariyle felsefede kkl bir gemie sahiptir. Gerek tabiatta ve gerekse sanat eserlerinde, gzel hangi artlara ve kriterlere sahiptir, herkes iin geerli objektif bir gzellik kavramnn mevcudiyeti sz konusu mudur? Yahut gzellik sbjektif midir? gibi sorularn
aratrlmasndan ibaret olan estetik deer kavram, imdiye kadar cevapsz kalan u soruyu hep sora gelmitir: Bir ey gzel olduu iin mi biz ona
gzel deriz, yoksa biz gzel dediimiz iin mi o ey gzeldir? (kr. smail
Fenn, 1925: 243; Keklik, 1987: 268).
Ahlak disiplininde iyi, mantkta doru kavram ne ise, estetikte de
gzel kavram odur. Kelime itibaryla duyumlama demek olan bu kavram, duyularmza ho gelen nesneler iin kullanlmtr. Nitekim Trkemizde bize ho gelen nesnelere gzel deriz. Gzel kelimesi Divan- LatitTrke gre kork=krk eklinde telaffuz edilen krkl kelimesiyle karlanmtr. Bu da gz anlamna gelen kzden gelip, oradan da gzel olmutur (Kagarl Mahmut, 1985: Iv, 363). Trkemizde gzel kelimesinin
kkeninin gz kelimesi olmasnn sebebi, her ne kadar iitme ve tatma duyularna hitap edenler varsa da estetik keyfiyetlerin daha ziyade grme
duyusu olan gze hitap ediyor olmasndandr. Nitekim Kutadgubiligde:
Akln gzellii dil, dilin gzellii szdr

Mevlnada Ak Estetii

37

nsann gzellii yz, yzn gzellii gzdr


(Yusuf Has Hcip, 2000: 42, byt. 274)
Ancak bu maddi nesneler iindir. Manevi gzellik sz konusu olduunda da kalp gz devreye girer. Ayrca Trkemizde gzel anlamna
gelen krkten krkem=grkem kelimesi de tretilmitir. Bu da yce olan
demektir. u halde gzel ile yce arasnda bir anlam ba vardr: Gzel
olan ycedir veya yce olan gzeldir. Ycenin bir estetik deer olduunu
Bat dnyas ancak . Kant bekleyerek renebilmitir (Haceminolu,
1991: 31; Aykut, 1987: 66 vd., Yakt, 2002: 109).
II-Mevlna ncesi Estetik-Sevgi likisi
Bilindii zere dnce tarihinde gzel nedir sorusunu ilk defa felsefi
anlamda ortaya koyan, pek ok filozof tarafndan estetiin babas lakab
verilen filozof, Platon (=Eflatun)dur. Ona gre, gzel olan nesneler gzelliklerini ortak bir kaynaktan, yani gzellik ideasndan alrlar. Bu gzellik
mutlak olup, btn gzel eylerin stndedir. Ona ulamak iin dnyevi
gzelliklerin stne kmak gerekir. nsan, ister kendisi, isterse bir rehber
eliinde, dnyevi gzellikten hareketle basamak basamak ykselerek
yce gzellie ular. Yce gzellik mutlak ve salt gzelliktir. Oraya ulaan
insan, hayat yaamaya deer bulur. Eflatuna gre mutlak ve izafi olmak zere iki gzellik telakkisi bulunmaktadr. Onun mutlak gzellik anlay, kendisinden sonra zellikle slam dnyasnda ilah gzellik eklinde yorumlanmtr. Bylece Eflatun, idealist-metafizik bir estetik anlaynn temellerini atmtr.
Mevlna ncesi temel estetik anlaylarnn bir dier temsilcisi
Enneadlarn sahibi, Plotinustur. O, Kitabnn I. blmnde Gzel zerine adl ksmda, z itibariyle gzel olanla, bakas sayesinde gzel olan
ele alarak sze balar. Ona gre kendiliinden gzel olan ruhtur ve ondan
pay alarak gzel olan da bedendir. Zira beden, ancak ruhun aksettirdii
lde gzel saylabilir. Plotinusa gre lemdeki gzellik, Nous adn
verdii Mutlakn grnnden ibarettir. Yani onun da yansmasdr.
Gzeli temaaya dalan insan, ideann duyumlanr lemdeki aksini bulur.
Bylece insan maddeyi aarak, duyumlanr gzellikten manevi gzellie
Muhakkak Biz, sizi en gzel ekilde yarattk (Tin, 95/4)
Yeri ve gkleri yerli yerince yaratt. Sizi en gzel ekilde ekillendirdi. Dnnz Onadr (Tebun, 64/3)

38

smail YAKIT

Yaratanlarn en gzeli Allah ne kadar ycedir (Muminun, 23/14)


ayetiyle de gerek insan ve gerekse evrenin estetik bir deerle ele alnmasnn gerektii belirtiliyor. Nitekim bir hadiste Hz. Peygamber: Allah gzeldir, gzellii sever demektedir. u halde Kuran ve hadisler, estetiin kaynan Allaha dayandrmaktadr. Buradan hareketle slam dininin, estetik
zevk ve deerlere ok nem verdiini syleyebiliriz. Nitekim Hz. Peygamber de hayat boyunca btn insanlarn ibadetlerinden, yeme imelerinden,
giyim kuamlarndan, konuma ve davranlarna ve birbirleriyle olan
mnasebetlerine varncaya kadar her eyde hep gzel ve gzel olan tavsiye etmitir (Yakt, 2002: 111).
nl irak filozofu Shreverdiye gre, btn manevi ve cismani varlklar kemalat arar, hepsinin de gzellie temaylleri vardr kanaatindedir. Shreverdi, ak ve gzellii ontolojik bir zemine yerletirirken, estetik
anlayn bu temel zerine oturtur. Ona gre Tanrdan ilk sudr eden
akldr, ondan da gzellik, ak ve hzn sudur etmi ve bu kavram varln temelini ve kaynan oluturmutur. Bu kavramlar birbirinden ayrlmaz. Hatta bu zellii tarihe mal olmu byk aklarda bile grebiliriz.
Mesela gzellik Hz. Yusufta, ak Zleyhada, hzn ise Hz. Yakupta tecelli
etmitir. Nitekim Shreverdinin etkilerini grdmz Dou edebiyat ve
Divan edebiyatna hem gzellik, hem ak hem de hzn edebiyat denebilir
(Yakt, 2002: 113).
Gzellik konusunda suf ekol, daha mcmel bir anlay sergiler. Onlara
gre Tanr, mutlak gzeldir. Btn varlklar gzelliklerini Odan alrlar. u
halde varlklarn gzellii, ilah gzelliin bir yansmas ve bir tecellisidir.
Gzellik dereceleri, ilah gzellikten aldklar pay kadardr. te bu sebepledir ki, evrende Tanrnn gzellii temaa edilir. Sevgi de bu gzellik
neticesi ortaya kar. Dolaysyla varlklara sevgi ile bakmak esastr. te bu
ekoln btn grlerini Mevlna Celleddin Rumde grmekteyiz.
III-Mevlnann Gzellik Anlay ve Ak
Mevlnann ak estetiini btn ynleriyle ortaya koyabilmek iin
onun bu konudaki grlerini alt balklar halinde ele almamz gerekmektedir.

Mevlnada Ak Estetii

39

1) nsanda Gzellik Duygusu Ftrdir:


Mevlna, Kuran ve hadislerin nda ve kendisinden nceki dnrlerin paralelinde kalarak gzellik duygusunun insanda ftr olduu ve
ftraten insanolunun hep gzeli arad ve ona meyyal olduu grndedir. Gzellik gibi onun zdd olan irkinlik de ftr bir duygudur ve insan
irkin olandan hep kamak ister. Mesnevden:
Sana ryada kt eyler gsterdi. Onlardan rktn, hlbuki o kt
eyler, senin suretinde.
Hani aynaya baknca yzn irkin grp aynay pisleyen Zenci
gibi!
Tkrm de, sen irkinsin, lyn ancak bu demi. Ayna da irkinliin, senin irkinliin a kr ve aalk adam! (Mevlna, 1990:
IV, byt. 2489-2491)
Mevlna gerek insann iinde bulunan gzellik duygusunun ve gerekse d lemde var olan gzelliin hep Hakkn gzelliinden kaynaklandn syler ve bunun da Allah gzeldir, gzellii sever hadisiyle
irtibatlandrr.
Dedim ki: eer gzelsem bu gzellii Onun ltfu olarak kabul ederim. Deilsem zaten irkinler bile bana gler!
aresi u: Kendime bakaym, kendime eki dzen vereyim. Bakalm,
ona lyk mym, deil miyim?
O gzeldir, gzellii sever. Taze bir delikanl, kart bir ihtiyar nasl
seer? (Mevlna, 1990: II, byt. 7779)
2) Mutlak Gzelliin Tecellisi:
Mevlna gzelliin mutlak ve izafi olarak iki ekilde ele alnabileceini dnr. Ona gre gerek gzellik, mutlak gzelliktir ve Tanrnn
gzelliidir. nk Tanr, gzellii kendinden olan Varlktr. Dier btn
gzellikler izafidir ve Tanrdan derecelerine gre, pay aldklar nispette
gzeldirler. nk gzellikleri kendi varlklarndan deildir. Mevlnann
bu dncelerini ayn zamanda ontolojik bir temele oturtmak da mmkndr. Kozmik varolu, ilah aktan zuhur etmitir. Mutlak gzellik her
bir varlkta tecelli ederek kendini gstermektedir. slam dncesinde bu
keyfiyet farkl yorumlarla zenginlik kazanmtr. zellikle Mevlnann da
temsil ettii suf ekole gre insan, leme baktnda bu gzellii her varlk-

40

smail YAKIT

ta seyr temaa edecektir ve her eyde bir gzellik bulacaktr. Dolaysyla


insan olsun, hayvan olsun, bitki olsun grnen ve grnmeyen her eyi
sevecektir. irkin addedilenler bile sirette yani zde gzeldirler. nsan ze
ynelerek ilah gzellii ve ak kendinde tecelli ettirecektir. Mevlnay
dinliyoruz:
Tanr da gz aydnlar iin alt taraf da delillerine mahzar etti.
Her hayvan, her bitki, nereye baksa, nereye varsa tanr gzellii grsn; ondan gdalansn dedi.
Onun iin O oraya Nereye dnerseniz Tanr yz var buyurdu.
Susar da bir bardaktan su bile ierseniz suyun iinde Tanrya bakmaktasnz.
Fakat k olmayan suya bakar da suyun iinde kendi yzn grr
ey gz ak er!
Ama n sureti, Tanrda fni olursa syle bakalm, suda kimin
suretini grr?
Gnete Tanr gzelliini grr klar. Gayret sahibi Tanrnn
sanatyla nasl ay, suya varr da suda grnrse gnete de hak grnr.
Fakat Tanrnn bu gayreti, k ve sadk kiileredir. eytanla hayvana tecelli etmez o (Mevlna, 1990: VI, byt. 36403647).
Eyadaki gzelliin farkl derecelerde olmas yukarda beyan edildii
gibi, Mevlna onlarn Haktan yani Mutlak gzellikten aldklar tecelli nispetinde olduunu yeri geldike vurgular. Mevlna diyor ki:
Gzellerin bazlar, nasl bazlarndan stn, bir ksm da brlerinden aaysa insanlarn akllar da fazla, yahut eksiktir.
Ahmed, erlerin gazellii dillerinin altnda gizlidir melinde bir sz
syledi (Mevlna, 1990: III, 1538-1539).

3) Hayranlktan Aka
Tanrnn evrendeki tecellisini seyr temaa eden insanlar, Hakkn btn varlklara yaylm olan hikmetini, sanatn, ilmini ve tm gzelliini
grr ve derler ki:
Cihan bizim gerek sevgilimizin gzelliinin aynasdr. Onlara
gnl vermek, onlar sevmek, Hakk istemenin, Hakk aramann yan-

Mevlnada Ak Estetii

41

ksdr. Hakkn dnlmesidir (Can, 2004: 569; Mevlna, 1990: VI,


byt. 3181).
Tanrnn lemdeki tecellisinin bysne kaplan insanolu kendini tarifi muhal bir hayranlk yuma iinde bulur. lah gzelliin leme yansmasndan kendi iinde, yine gzellik gibi ftr olan sevgi atei uyanr ve
gittike iddetlenir ve sonunda aka dnr. te bu ak, onu maukuna
gtrecektir.
4) Estetik Haz ve Aktan Vuslata
Trk-slam dncesinde insann mikro kozmik bir varlk olarak telakki edilmesi, Mevlnann da benimsedii bir dnce eklidir. Bu, insann
kinatn bir paras olmaktan ziyade, dorudan doruya kinatm gibi ele
alnmasna yol amtr. Bu husus ayn zamanda Tanr, kinat ve insan
anlayna aklk getirmek iin de kullanlmtr. Bir dier ifadeyle, kinata
bak insan anla, insana bak kinat anla; her ikisine bak Tanry anla eklinde formle edilmitir. Kemale ererek vahdet bilincine ulam insan,
Tanrnn hem kinatta, hem de kendisindeki tecellisinden, Onun ak ve
cemalinden nasibini alarak derin bir estetik hazza eriecektir. nsan, bu haz
iinde ilah sevgi yolunda kademe kademe ilerleyecektir. Her trl dnyevi ve beer kaygy geride brakp Ona ulaacaktr. nsan- kmil olacaktr.
Bylece insan- kmil Tanrya, Tanr da insan- kmile k olacaktr. Bu
estetik hazzn verdii metafizik anlaya gre Tanr, hem ak, hem k
hem de mauktur.
Ak ile mauk kavramlar, Mevlnann eserlerinde sk sk geen kavramlardr. Ak konusu her nerede ele alnrsa karmza bu kavramlar kar. Konuya bir baka adan bakacak olursak unlar grrz: Tanry
suje olarak ele aldmzda O, hem seven hem de sevilen olur. Nitekim
olay bu ekilde deerlendiren birok suf de: Tanr insanda kendi kendini
sever demilerdir. Mevlna da, insan Allaha k olduu gibi Allahn da
insana k olduunu, ayn zamanda Allahn insan severken kendisini de
sevdiini syler. Bir dier ifadeyle mutlak varlk olan Tanr, yaratklar
zerinde sfatlaryla tecellisinin aksini grr ve bir kere daha k olur.
nsan- kmil de birlie olan vuslatnda kendi nefsinin gereini de grr.
Bu konuda Mesnevde unlar okuyoruz:

42

smail YAKIT

Sen mademki hayret leminde lillah srrna mahzar oldun, ben de


senin olurum. nk kim Tanrnn olursa, Tanr onun olur (Mevlna, 1990: I, byt. 1939).
Mevlna, ayn zamanda Mutlakn tecellisi gerei nesnelerin gzelliinden duyulan hazla Tanrya ulamay hedefleyen kiiye, estetik tavrn
karlksz bir sevgiye dayandrlmasn tler. Zira Hakka k olup,
Ona duyduu hayranln denizinde yzen kii, Ondan bir karlk beklememelidir.
Sonu:
Grld gibi Mevlna, dier btn konularda olduu gibi, btn
bedii zevkleri, sanat, estetii, psikolojiyi vs.yi akta temerkz ettirmektedir. Onun estetik anlay, bir ak estetiidir. Mutlak gzelliin tecellisinden hareketle yine mutlak olana yani ilah ve ebed olana ykselmek gerektii fikri onda esastr. Bu gryle suf ekolle, bedii zevkle kemalat elde
etmede meai ekolle, varln ontolojik temeline ak ve gzellii yerletirmekle iraki ekolle hem fikirdir. Ksaca Mevlnann ak estetii, Trkslam estetiinin nemli bir ke ta olduu kadar, ayn zamanda ada
estetikilere de rnek olacak niteliktedir.

Mevlnada Ak Estetii

43

KAYNAKA
AYKUT, H., (1987); Trk slam Estetii zerine Bir Deneme, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Ens., stanbul.
AYVAZOLU, Beir, (1989); slam Estetii ve nsan, stanbul: a Yay.
CAN, efik, (1995); Mevlna, Hayat, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul: tken
Neriyat.
_____, (2004); Konularna Gre Aklamal Mesnev Tercmesi, C V-VI, stanbul: tken Yay.
GAZZAL, M., (1989); hyu Ulumid-Din, stanbul: Bedir Yay.
HACIEMNOLU, Necmettin, (1991); Trk Dilinde Yap Bakmndan Fiiller,
stanbul: Kltr Bakanl Yay.
SMAL FENN, E. (1925); Lgate-i Felsefe, stanbul, 1341.
ZMRL smail Hakk, (1981); Yeni lm-i Kelam, H. S. Hizmetli, Ankara:
Umran Yay.
KAGARLI Mahmut, (1985); Divan- Ltit-Trk, C I-IV, (Sadeletiren
Besim Atalay), Ankara: TDK Yay.
KEKLK, Nihat, (1987); Trk-slam Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri,
stanbul.
MEVLNA Celleddin, (1990); Mesnev, I-VI, (Veled zbudak tercmesi),
stanbul: MEB Yay.
Nouveau Dictionnaires Etimologique, (1971); Paris.
YAKIT, smail, (1998); Mevlnada Estetik, 9. Mill Mevlna Kongresi, 1516 Aralk, 1977, Bildiriler, Konya, s. 63-73.
_____, (2002); Trk-slam Dncesi zerine Aratrmalar, stanbul: tken
Neriyat.
_____, (2000); Bat Dncesi ve Mevlna, 2. bs., stanbul: tken Neriyat.
YUSUF Has Hcip, (2000); Kutadgubilig, (Gnmz Trkesine uyarlayan
Fikri Silahdarolu), Ankara: Kltr Bakanl Yay.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 45-69

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular


Emine YENTERZ
Zahitlik nedir? Kt sylemeyi brakmak.
klk nedir? Kendi varlndan, benliinden sz etmemek.
(Meclis-i Seba, 60)

zet
letiimin en yaygn arac konuma; konumann da malzemesi szlerdir. Hem slam ve
Dou leminin, hem de kltrmzn en nde gelen mistik airi, bir sz sultan olan Mevlna, Mesnevsinde, iletiimin bu deerli malzemesinin nemine, sylemeye ve dinlemeye dair
ilgin tespitlerde bulunur. Bu tespitlerini; konuma, dinleme ve susmaya ilikin ayet ve hadis
iktibaslar yannda konuma ve szn konu edildii hikyelerle rneklendirir. Ayrca szn
kayna, gc, zaman, genilii yannda yetersizlii, susmak, az ve ok konumak, hl ve
gnl dili, syleme adab, syleyenin ve dinleyenin zellikleri gibi konularda ok zengin
bilgiler ve grler sunar. Makalede bu hususlar ele alnmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mesnev, sz, konumak, dinlemek

Topics About Word and Talking in Mathnavi


Abstract
Talking is the most common means of communication and words are the material of talking. Rumi, the sultan of words and the premier mystical poet of both Islam and east world,
and our own culture, make interesting findings on the significance of this valuable material of
communication, talking and listening in his Mathnaw. He points out these findings by giving
quotes from verse of the Koran and hadith about talking, listening and remaining silent, and
moreover by giving examples of stories about talking and word. Furthermore, he indicates
information and opinions about topics such as the words source, its power, time, wideness
and also its inadequacy, and remaining silent, talking less or too much, language of heart,
speaking manner, the characteristics of speaker and listener. In this paper, these subjects are
discussed.
Key Words: Rm, Mathnaw, word, talking, listening

Prof. Dr., S Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm Bakan.

Emine YENTERZ

46

Sz karlnda kullanlan kelimeler, szn muhtevas, nitelikleri, sze dair terkipler ve szle ilgili benzetme ve istiareleri bir bildiri hlinde ele
alm ve Mevlnann manay tama grevini yklenen bu nemli iletiim
ve iir malzemesini; barndrd manadan kaynaklanan ifade zenginlii,
insann hlini anlatan bir tercman oluu ve muhatap zerindeki tesirleri
ynyle ok sayda tebih ve istiare ile verdiini tespit etmitik.1
Mevlna sz ayrca; ac, kt ve zararl gibi nitelikleri yannda okluu, doruluu, manal veya manasz oluu, anlalmasnn kolayl
veya zorluu, dnceyi ifade edip etmemesi, tam veya eksik oluu, insann hlini aksettirmesi veya hline uymamas gibi zellikleriyle de ele alr
ve szn insanlarn birbirini anlamaktaki nemli yerine iaret eder. Mesnevnin; dinle, iit, duy gibi karlklarla ifade edilen binev kelimesiyle
balamas da bu hususa dikkat eker mahiyettedir. Eserin tamamnda da
szn kayna, nemi ve tesirine sk sk iaret edilmekte, bu deerli iletiim aracn nerede ve nasl kullanmak gerektiine dair bilgiler verilmektedir. Makalemizde bu tespitler; ayet ve hadis iktibaslar, sz sylemeye dair
hikyeler ile sz, konuma ve dinlemeye dair dier konular eklinde tasnifle ele alnmaktadr.
Ayet ktibaslar

Kuran okununca dinleyin ve susun da rahmete erin. (Arf, 7/204)


Susun, dinleyin emrini iit, skt et. Mademki Tanr dili olamadn, kulak kesil. (II/3456)
nk sen kulaksn, o dildir; o senin cinsinden deil, Tanr, kulaklara
Ansit buyurdu. (I/1622)
O, arzusuna gre de konumaz. (Necm, 53/3)
nk peygamber, kendi heva ve hevesinden sz sylemez. Tanr masumundan heva ve heves doar m hi? (VI/1603)
1 Emine Yeniterzi, Mesnevde Sze Dair Benzetme Unsurlar, S Fen-Edebiyat FakltesiMevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi, 2007 UNESCO Mevlna Ylnda Uluslar Aras
VII. Dil, Yazn, Deyibilim Sempozyumu, Konya 0205 Mays 2007.

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

47

Ey iman edenler! Yapmayacanz eyleri niin sylyorsunuz?


(Saff, 61/2)
Bedevi karsnn, kocasna; Lime tekulne m l tefaln denmitir. Haddinden fazla sz syleme. Bu szler doru olmakla beraber bu tevekkl makam, senin makamn deildir. Makamndan ve iinden yukar sz sylemek,
sana ziyan verir. Kebre makten indallah hkm zuhur eder diye nasihat
vermesi (I/balk2314)
Onlar (mnafklar) grdn zaman kalplar houna gider, konuurlarsa szlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanm ktkler
gibidir. Her grlty kendi aleyhlerine sanrlar. Dman onlardr...
(Mnfkn, 63/4)
Tanr, sz geliminde Peygambere dedi ki: Mnafklarn anlalmas iin
en kolay ve grnr delil udur:
Mnafk iri yar, korkun, zahiren babayiit grnse bile sen onun sesinin
tonundan ve sznden tanr, anlarsn.
Testi aldn zaman o testileri snar, o testilere vurursun, deil mi?
Neden vurursun? Sesinden krk testiyi anlamak iin.
Krk testinin sesi daha baka trl olur. Ses, avua benzer, nde gider.
Ses gelir de o eyin ne olduunu anlatr, onun ahvalini sayar, dker. Ses
mastara benzer, fiil de o mastar tasrif eder! (III/790795)

Hadis ktibaslar
Biz Peygamberler topluluu, insanlarla akllar miktarnca konuuruz.
Halka, kendi aklnz miktarnca deil, onlarn akllar miktarnca sz syleyin ki Tanrya ve Peygamberine yalan demesinler (IV/balk2577)

Emine YENTERZ

48

Akllarn alaca kadar aa mertebeden sylemekteyim. Bu, ayp deil,


Peygamberin iidir. (I/3811)
Gerekten de sz syleyite by vardr.
O gzel yiit, o Peygamber; Szde sihir hassas var dedi, doru da syledi. (III/4079)
nce selm, sonra sz.
Eli, meri tazim etti, ona selm verdi. Peygamber nce selm sonra
sz demitir. (I/1427)
nsan dilinin altnda gizlidir.
Peygamber insanlar ayrt etmek hususunda nsan, sznde gizlidir dedi. (I/1270)
Ahmed; Erlerin gzellii, dillerinin altnda gizlidir mealinde bir sz
syledi. (III/1538)
Ya hayr syle ya da sus.
Szn faydas yoksa syleme, varsa itiraz brakp kretmeye al!
(I/1524)
Dileklerinizin olmasna, onlar gizleyerek yardm edin; nk her
nimet sahibine haset edilir.
Srlarn gnlde gizli kalrsa o muradn abucak hsl olur.
Peygamber demitir ki: Her kim srrn saklarsa abucak muradna eriir.
Tohum toprak iinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahenin yeillenmesi
ile neticelenir.
Altn ve gm gizli olmasalard... Madende nasl musaffa olurlar, nasl
altn ve gm haline gelirlerdi? (I/175178)

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

49

Ya Ali insanlar, eitli hayrlarla, ibadetlerle yaratclarna yaklamak isterler; sen de eitli aklla yaklamaya al da dnyada insanlar,
dereceler ve yaknlk bakmndan ge, ahirette de tanr katnda ycel.
Peygamber (SAV)in, Ali (RA)ye; Herkes bir eit ibadetle Tanrya yaklamay diler, sen akll ve Tanrya ulam kulla sohbet yznden yaklamaya al ki o kullarn en ileri gideni olasn diye nasihat etmesi (I/2960balk)
Gsteri iin tespih etmek, klhanda biten yeillie benzer.
Riya ile tespih, klhanda biten yeillie benzer mealinde bir hadis vardr, bunu byle bil ey ulu kii! (II/1018)
Allahtan ekinen kiinin fkesi yatmasa bile dili tutulur, bir ey
syleyemez. Allah tanyann dili tutulur.
Sz manaya daima kifayetsiz. Onun iin Peygamber; Tanry bilenin dili
tutulur dedi. (II/3013)
Kul, farzlardan baka ibadetlerle (nafilelerle) megul olduka bana
yaklap durur. Nihayet ben, onun kula, gz, dili, eli aya olurum.
Benimle duyar, benimle grr, benimle syler, benimle tutar, benimle
yrr.
Tanrya ulam arifin Tanrdan istei, Tanrnn kendinden bir ey istemesine benzer. nk Ben, onun kula, sz, dili ve eli olurum ve O
talar attn zaman sen atmadn, Allah att denmitir. (V/balk2242)
Gerekten de yce Allah, her syleyenin dili katndadr (bilgisiyle);
kuldan saknn ve sylediine dikkat edin.
Peygamber AS; phe yok Tanr, dinleyenlerin himmetince, vaaz edenlerin diline hikmet telkin eder buyurdu.

Emine YENTERZ

50

Birisinin sz gzelse dinleyicidendir. retmenin heyecan ve ie iyi sarlmas, ocuun tesiriyledir. (VI/balk1656)
Eer demek mnafklk alametidir.
Byle yap ki Eer illetine uramayasn, Eer unu yapsaydm yahut
bunu yapsaydm deyip tereddde dmeyesin.
nk halkla ho geinen Peygamber, Eer demeyi menetti; Onu sylemek mnafklktandr dedi. (II/736737)
Dier ktibaslar
Ayet ve hadis iktibaslar dnda Mevlna, Hz. Osmandan; le t veren, szle t verenden yedir. (IV/ balk487) szn ve Hakm Sennin;
Seni yoldan alkoyan, geri brakan sz, ister kfr olsun, ister iman/Seni dosttan
uzaklatran, ister irkin olsun, ister gzel [kisi de birdir] (I/balk1763) beytini iktibas eder.
Hikyeler
Mevlna, Mesnevde; konunun anlalmasn kolaylatran, okuyan
etkileyen ve zihinde yer eden hikyelerle anlatma ve retme yolunu tercih
etmitir. Hikyelerin hemen hepsinde insanlar aras iletiim dolaysyla
konumaya dair konular mevcuttur. Ancak baz hikyelerde bu hususlar
daha belirgindir, bir ksmnda da verilen mesajn znde yer alr. Buradan
hareketle, Mesnevde konumak, sz sylemek, dinlemek, susmak, sohbet
etmek ve benzeri konular ele alan hikyeler unlardr:
* Papaann bana vuran bakkal (I/247263)
* Papaanna Hindistandaki kulardan haber getiren tacir (I/1547
1848)
* Hz. Musann obann mnacatn ho grmeyip reddetmesi (II/1720
1815)
* Bir delinin Calinusa yaltaklanmas, Calinusun bundan korkmas
(II/20952102)
* Drt Hintlinin birbirlerinin aybn knamas ve ayn ayba dmeleri
(II/30273045)
* Hl diliyle sz syleyi ve anlalmas (II/36253640)

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

51

* Birbirlerinin dediini anlamayan drt kiinin zm iin kavgaya tutumalar (II/36813712)


* Yemeyin dn dinlemeyip fil yavrularn yiyen yolcularn hikyesi (III/69171)
* Hz. Musaya; Beni gnah etmediin azla ar eklinde vahiy
gelmesi (III/180188)
* Yalvarann Allah demesi, Hakkn Lebbeyk demesinin ta kendisidir (III/189199)
* Bir yalancnn her sabah bir kuyruk parasyla dudan, byn yalayp Ben unu yedim, bunu yedim diye dostlarnn arasna kmas
(III/731746)
* in sonunu gren kuyumcunun, kendisinden dn terazi isteyene,
muhatabnn durumuna uygun szler sylemesi (III/16241633)
* Bir adamn, Hz. Musadan hayvanlarn dillerini renmeyi istemesi
(III/32663398)
* erefini korumak iin medihlerde bulunan, fakat iinden dert ve elem
kokusu duyulan, hrkasnn eksikliinden o krlerin laftan, yalandan
ibaret olduu anlalan vc (IV/17391793)
* Bir boboazn Resul ASn huzurunda fasih sz sylemesinin ve ok
konumasnn sebebi (IV/21542187)
* Ku ve d (IV/22452265)
* Papaann ayna karsnda sz sylemeyi renmesi (V/14301444)
* Hz. Yusufun Tanrdan bakasndan yardm istemesi ve Beni efendine syle demesi yznden zindanda be ksur yl kalmas ve bu sznn cezasn ekmesi (VI/34003419)
Sze Dair Hususlar
Mesnevde iktibaslar ve hikyeler yannda; Mevlna sze ve szn
syleyenle dinleyen tarafndan dikkat edilmesi gereken ynlerine dair bilgiler verir, ikazlarda bulunur. Bu hususlar aada belirtilmektedir.
Szn Kayna
Szn kayna akl, gnl, kulak veya grtr:
Gnl olmasa ten, konumay ne bilir? Gnl aramasa ten, aratrmadan
ne anlar? (II/837)
Ya sen aklna geleni syle, ya ben gnlme doan syleyeyim. (I/3758)
Anadan sar doan ise hi dinlemedii iin dilsiz olur, nasl dile gelsin?

Emine YENTERZ

52

nk sz sylemek iin nce dinlemek gerektir. Sze, kulak verme yolundan gir. (I/16261627)
Onlarn szleri, grleri yznden birbirine aykr oldu. Birisi dal dedi,
br elif. (III/1267)
Gzn gr, sz syleme kabiliyetini artrr. Gzdeki ak da doruluu.
(II/3238)
Szn Mecras
Sz dilden kulaa, oradan da akl ve anlayn kayna olan ruha ular:
Bu dil denen et parasndan hikmet nehri rmak gibi akmakta
Kulak denen deliklerden akp, meyvesi akl ve anlay olan can bana kadar gitmekte. (II/24522453)
Szn Zaman ve Sahibi
Doru zamanda, doru kiinin syledii sz rahmet; zamansz ve ehli
olmayan kiinin sz ise lanet sebebidir. Mevlna bu konuda Firavun ve
Hallac- Mansuru rnek verir:
Bu Ene szn vakitsiz sylemek; lanete dmektir. Eneyi vaktinde
sylemek rahmettir.
Mansurun Ene deyii, phe yok ki rahmetten ibarettir; fakat Firavunun Ene deyiine bir bak, lanetin ta kendisi!
Hulasa vakitsiz ten her horozun ibret iin ban kesmek gerekir.
(II/25222524)
Enel-Hak sz, Mansurun aznda nurdu. Enallah sz, Firavunun aznda yalan! (II/305)
Szn Tesiri/Gc

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

53

yi veya kt her sz, muhtevasna gre dinleyen zerinde olumlu veya olumsuz bir tesire sebep olur. Ancak akl ve gnlden gelen feyizli sz
gldr; yle ki bir tek sz btn dnyay etkisi altna alr:
Artk yeter... Eer bu sz uzatrsam cier ne oluyor? Mermer bile kan
kesilir. (I/3820)
Sylesem uzun srer. Cier de ne oluyor ki? Dalar bile kan kesilir.
(III/91)
eyhin sz, insana cemiyet-i htr verir, hasetilerin nefesi ise tefrika.
(II/3699)
Onlar [helal rzk] yedim, szmde yle bir feyiz, yle bir tesir hasl oldu
ki szlerim, akllar hayran etmeye balad. (IV/683)
nk kle bir szle sahibinin kulluundan kar, hr olur. ehvete kul
olansa tatl dirilir, ac lr. (I/3816)
Bir sz, bir lemi ykar, lm tilkileri aslan eder. (I/1597)
Senin sznle yz binlerce kiinin can gz ald, gayb lemine hazrland. (III/2500)
Ey dil, sen hem atesin, hem harman! Ne vakte kadar harman atee vereceksin?
Can, sen ne dersen onu yapmakla beraber gizlice senin elinden feryat etmektedir.
Ey dil, sen hem bitmez tkenmez bir hazinesin; hem derman olmayan bir
dertsin! (I/17001702)
Szn okluu/Yetersizlii
Sz oktur, ne kadar sylense yine de bitmez. Ama Mevlna szn
okluuna ramen manay anlatmaktaki yetersizliiyle, sonu olmamasna
ramen mana yannda dar kalmasyla ele alr. Szn anlatamadklar; ak
ve n hli, gzn bir anda grd ve idrakin kavradklardr.
Ba, orman batanbaa kalem olsa bu sz, yine eksilmez.

Emine YENTERZ

54

O mrekkebin, o kalemlerin hepsi biter de sonu olmayan bu sz yine kalr.


(II/35453546)
O iki deve deildir ki. Bir devedir. Fakat sz dar, mana ise pek geni!
Sz manaya daima kifayetsiz. Onun iin Peygamber; Tanry bilenin dili
tutulur dedi.
Sz, hesapta usturlaba benzer. Usturlap, g gnei ne kadar bilebilir
ki? (II/30123014)
Ak erh etmek ve anlatmak iin ne sylersem syleyeyim... Asl aka gelince o szlerden mahcup olurum. (I/112)
Ak, sze smaz. Ak, bir denizdir ki dibi grnmez. (V/2731)
Akn sfatn sylemeye koyulursam yz kyamet kopar da yine noksan
kalr. (V/2189)
imdi benim hlim, sze smaz. Zaten bu sylediim de benim ahvalim
deil. (II/ 1791)
Gzn bir an iinde grdn dil, yllarca sylese anlatamaz.
Kulak idrakin bir an iinde grd eyleri, yllarca dinlese bitmez.
(III/19941995)
O nuru gren kiinin ahvalini anlatmak, hi Ebu Ali Sinann harc mdr?
Yz kat kuvvetli bile olsa bu dil, kim oluyor ki eliyle gr perdesini oynatmaya kalkyor? (IV/506507)
Aalarn yapraklarn kim sayabilir? Sonu olmayan ey, nasl sze sar?
(III/1904)
O klln kesilmesi, ulanmas sze smaz ama misal iin (zaruri olarak)
naks bir ey sylyoruz. (III/1940)

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

55

nsan Sznden Tannr


Ayet (Mnfkn, 63/4) ve hadis (nsan dilinin altnda gizlidir) iktibaslarnda belirtildii gibi, sz insan tantr. Bu yzden Mevlna, sz iin ayna
ve terazi benzetmelerini kullanr (I/35453547). Bu konuda kulland ilgin
bir benzetme de hasta-hekim-tehis ilikisinden hareketle idrardr
(V/237238). Zira sz de; syleyenin bilgi seviyesini, duygularn, ahlakn
ve merebini yanstr:
Szlerini duymadka hllerini ne bileceksin. Hlleri senden gizli kalr.
(III/4767)
Kokusunu da alamadysan onu konutur; yeni szden eski srr anla!
(IV/247)
Yalanclar yalanla konuurlar Pis eyler, pislere aittir sz k verip
durmaktadr. (II/3639)
Bu una benzer: Herkes marifet hususunda gayb mevsufunu bir sfatla
ver.
Filozof onu baka bir eitte anlatr. Mbahase eden, onun szn cerh
eder. (II/29232924)
Susmak (ham, skt)
Konumaya kabiliyeti olduu hlde susmak, sylemektense dinlemek
olgun insann tavrdr. Ayn ekilde klarn da konumas abestir. Ayrca
ahmaklarla konumann faydas yoktur, onlara verilecek en iyi cevap susmaktr:
Ululuk arabn o adamn kula ier ki ssen gibi yzlerce dili olduu
halde dilsizdir. (III/21)
Sz sylemeden ycelik aramayn... Bekleyen kiiye dinlemek sylemekten
yedir. (IV/3316)
eker gibi sz sylemek istersen sabret, haris olma, bu helvay yeme!
(I/1600)

Emine YENTERZ

56

Yemek yemek ve nkte sylemek, kmile helldir; mademki sen kmil deilsin yeme ve skt et!
nk sen kulaksn, o dildir; o senin cinsinden deil, Tanr, kulaklara
Ansit buyurdu.
ocuk nce, st emme kabiliyetinde doar, bir mddet susar ve tamam ile
kulak kesilir.
Lakrt sylemeyi reninceye kadar bir zaman dudan yummas, sz
sylememesi gerekir.
Kulak vermezse ti ,ti diye manasz szler syler; kendisini lemin dilsizi
yapar. (I/16211625)
Ayk olmayan kiinin [ak sarhounun] her syledii sz, dilerse tekellfe
dsn, dilerse haddinden fazla zarafet satmaya kalksn; yarar sz deildir. (I/129)
Bu alamet, Yahyann babasna da gsterilmi, ona da gne kadar
kimseye bir sz sylemeye muktedir olamazsn.
geceye dek iyiden ktden bahsetme, sus. te bu senden Yahya adl bir
ocuk olacana alamettir.
gn konuma. Bu susmak senin maksadna erieceine delalet eder.
Kendine gel, bunlar dile getirme. Bu sz gnlnde gizli tut denmiti.
(II/16751678)
Bahsetme de asl bu lemden bahse muktedir olanlardan dile gelmez, sze
smaz bahisler iit!
Bahsetme de o gneten kitaba yazlmaz, hitaba girmez szler duy!
Bahsetme de sana bu lemden ruhun bahsetsin Nuhun gemisinde yzgelik bahsini brak! (III/13051307)

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

57

Ulular bunun iin; Dnyada insann rahat, dilini korumasndadr dediler. (II/1017)
Az Konumak
Mevlna Fhi Mafihte az konumann, sz ksa tutmann faydasna
iaret eder: Baz kimselere az sz, belki oktan daha fazla faydal olabilir. Mesel
bir tandrn atei ok kzgn olunca, ondan faydalanamazsn ve yanna yaklaamazsn. Hlbuki zayf bir radan binlerce fayda elde edersin. te bu bakmdan,
maksadn fayda olduu anlalyor. Bazlar iin bizzat faydal olan, bir sz iitmemeleridir. Onlarn sadece grmeleri kfi ve faydal olur. Eer bir sz duyarsa,
bunun ona zarar dokunur (Fhi Mfih, 345). Ayn grler Mesnevde de
verilir:
Ham, pikinin hlinden anlamaz, yle ise sz ksa kesilmelidir vesselm.
(I/18)
Ey Padiah, en kk bir hnerimi ksaca arz edeyim. Ksa sylemek daha
iyidir. (I/1215)
Hizmeti; Lhavle, a babam, lhavle de! Bir ie yolladn ehil kiiye az
syle! dedi. (II/215)
ok Konumak
Az konumak fazilet; ok konumak, insan iin bir kusurdur:
Yoldana pek yklenme, ok sz syleme, onu pek vme, nk bu, nihayet ayrla sebep olur.
Musann sz, kendince haddindeydi ama o iyi dosta fazla geldi.
O fazlalk da Hzrla arasnn almasna sebep oldu. Musaya Haydi,
git, sen ok sylyorsun; gayri ayrlk geldi, att!
Musa, sen ne fazla konuuyorsun, git, uzakla. Yahut da benimle olunca
kr dilsiz kesil. (II/35143517)
Fazla sz sat da can, mevki ve para pul balamay satn al.

Emine YENTERZ

58

Bu suretle de Tanr seni vsn, rtbene gk bile haset etsin. (III/2728


2729)
Neesinden ok konumaya balad. Sarho, edebi brakr, ba aa der!
(IV/2155)
Hl Dili (zebn- hl)
nsann kendisini tek ifade tarz konuma deildir. Kl (sz) yannda
bir de hl dili vardr. Mevlna, lisan- hli, daha ok tabiatn dili olarak
verir:
Her meyve ve her yaprak, tomurcuunun diliyle Tanrnn krn terennm eder. (I/1344)
[Aalar]Halka doru yz trl iaretlerde bulunurlar, duyana sz sylerler.
Yeil dilleriyle, uzun elleriyle topran iindeki srlar anlatrlar. (I/2015
2016)
Aa da cennet ehliyle konuur, sz syler; meyve de, akan duru sular da!
(IV/474)
lmn srrn haredilmen syler, yapran hikmetini meyveler anlatr!
(II/1825)
Efendi, klenin eline beli verince sylemeden dilei malum olur. (I/932)
Gnl Dili
Mevlna, lisan- kl ve lisan- hl yannda asl anlama zeminini gnl
dilinde grr. Onun zebn- mahrem olarak adlandrd gnl dili;
birbirlerini iyi tanyan ve sevenlerin dili, dostluk dilidir. Ayn dili konuan
insanlar gnl dilinden habersiz iseler; dost deil, yabancdr; ama gnl
diliyle anlaan iki kii birbirinin lisann anlamasa da dost olabilir. Ya da
kimsenin gnl dilini anlamad yerde, yzlerce dil bilen dilsiz kalr:
Dildeinden ayr den, yz trl namesi olsa bile dilsizdir. (I/28)

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

59

Ayn dili konuma, hsmlk ve ballktr. nsan yabanclarla kalrsa mahpusa benzer.
Nice Hintli, nice Trk vardr ki dildetirler. Nice iki Trk de vardr ki birbirlerine yabanc gibidirler.
u halde mahremlik dili, bambaka bir dildir. Gnl birlii dil birliinden
daha iyidir.
Gnlden szsz, iaretsiz, yazsz yz binlerce tercman zuhur eder.
(I/12051208)
Duygular, senin duyguna dilsiz, dudaksz, hatta hakikatten de te, mecazdan da te srlar syler. (II/3246)
Aralarnda szden eser yok, fakat blblle gln macerasn dinle!
Mumla pervanenin bandan geenleri duy, bunlarn manasna vkf ol
gzelim.
Aralarnda bir sz yok ama szn srr, manas var ya. Agh ol, ycelere
u, bayku gibi aalarda uma. (II/36243626)
Harfsiz ve Sessiz Sz
Mevlna, gnl dilinden gelenleri sze dkerken gnln usuz bucakszl yannda szn ve veznin dar kalplarna girmekten bunalr ve bu
skntsn dile getirir:
Harfi, sesi, sz birbirine vurup paralayaym da seninle bu de olmakszn konuaym! (I/1730)
Tanrm, harfsiz sz beliren o makam, canmza sen gster. (I/3092)
Sz ve Gnl likisi
Sz kulaa sylense de, kabul edecek olan gnldr veya sz dilden
ksa da gnlden geleni makbuldr. Bu yzden Mevlna, gnl dili yannda sz ve gnl arasndaki balantya byk nem verir. nk gnlde kabul gren szler dinlenir, gnlden gelen szler gerekleir, sz yanl bile olsa, gnlde doruluk varsa makbuldr:

Emine YENTERZ

60

Bu seslerden birini kabul ettin mi brn duymazsn bile... nk seven


kii, sevgiliye aykr olan kiilerin szlerine sar olur! (IV/1626)
Ah ne olurdu bu szleri gnlden syleselerdi de muratlar olsayd.
(II/2839)
[Allah;]Biz; dile, sze bakmayz; gnle hle bakarz.
Kalp huu sahibiyse kalbe bakarz, isterse sznde kulluk ve aalk olmasn!
nk gnl cevherdir, sz sylemekse araz. Bu yzden araz, ariyettir,
maksat cevherdir. (II/17591761)
Hatal sz sylerse bile ona hatal deme. Kanna bulanp ehit olursa ykamaya kalkma.
ehitlere kan, sudan yedir. Bu yanl szde yzlerce dorudan ye!
(II/17661767)
Sz, z veya Davran Birlii
Szlerin altn bile olsa, ilediin iler souksa; bu yzden kimsenin yannda
bir pula bile demezsin. Deeri, bir eere demeyen at, yola koamazsn ki sen...
(Rubaler, 43) szlerinde de belirttii gibi Mevlna i ve sz birliine nem
verir. Bu yzden insan yanstmayan, gerek hlini gizlemek, kendisini
farkl gstermek iin kulland szleri ireti elbiseye benzetir (II/670). Szn deerli olmas iin insann hline uygun olmas gerekir. Kendisinden
yllarca sonra sylenen; yinesi itir kiinin lafa baklmaz msralarnda da dile
getirildii gibi, insan sznde ve znde tutarl olmal, szyle ii birbiriyle elimemelidir:
Szde ve ite bir ayrlk olmamal ki bu tanklar kabul edilsin.
almanz ayr ayr; aykrlklar iindesiniz. Gndz dikiyorsunuz, gece
skyorsunuz!
Peki, szleri birbirine uymayan ahidi kim dinler? Meerki Tanr kendi
lutfu ile bir hilim gstere.

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

61

Sz ve i, itekini, srr meydana vurmaktadr. Her ikisi, gizli srr meydana karr. (V/255258)
Fakat szn eri, zn doru olursa o sz erilii, Tanrya makbuldr.
(III/171)
Szde Kalmamak
Mevlna bilginin ve sevginin szde kalmamasn, hayata uygulanmasn tavsiye eder. Bilgi ve sevgi pratikte yaanmyorsa, bunlara ait kuru
szlerin bir nemi yoktur:
Atein varln szle bildin, bu varla szle yakn hasl ettinse pimeyi
iste, szde kalma.
Yanmadka o bilgi, aynel-yakn deildir. Bu yakni istiyorsan atee dal.
Kulak, hakikate nfuz ederse gz kesilir. Yoksa sz kulakta kalr, gnle tesir etmez. (II/860862)
Hikmet Szleri
Hikmete, bilgiye dair szler; ehline yakr. Hikmetten nasibi olmayanlarda byle szler ireti durur:
Temiz sz, hakikatten uzak olan gnllerde karar etmez, nurun aslna dek
gider.
arpk ayakkab, nasl arpk ayaa uyarsa; eytann efsun ve efsanesi de
doru olmayan gnllere uyar.
Hikmeti istediin kadar tekrarla. Ona ehil deilsen, hikmet senden ne kadar uzak.
ster yaz, belle; ister bahset, syle. (II/316319)
Ey hicapsz nurlar kabul etmeye istidad olmayan kii, hi olmazsa harflerde gizlenmi bir nur olan hikmet szlerini duy, onlar ye! (III/1286)

Emine YENTERZ

62

Muhatabn Durumu
Konuma, bir paylamdr, en az iki kii arasnda gelien karlkl bir
eylemdir. Her iki tarafn salkl bir iletiim iin emek harcamas gerekir.
Dolaysyla konuan, muhatabn anlay seviyesine gre sylemeli; muhatap da dikkatle dinleyip anlamaya almaldr. Yine de muhataplarn tam
anlamas iin denk olmalar gerekir. nk konuan tam sylese de, karsndaki ancak kendi miktarnca anlar:
Bu sylediim szler yok mu? Senin anlayn miktar ancak. ldm iyi
ve doru anlayn hasretinden! (III/2098)
Konuan, sz syleyen iki kii bile birbirinin hlinden haberdar olmazsa
duvarla kap, nasl birbirini anlar, duyar? (III/14991500)
Baba, kk ocuuna onun dilince Ti, ti der, akl, lemi lp bise bile!
stat Elifte bir ey yok dese fazileti eksilmez, ycelikten dmez.
Henz sz bilmez cahile bir eyler retmek iin kendi dilini terk etmek,
Onun dilince konumak gerek. Ancak bu suretle senden bir bilgi, bir fen
renebilir.
Btn halk da eyhin ocuklar mesabesindedir. Nasihat verdii zaman pre, onlarn seviyesine inmek lzm. (II/33153319)
ki kii birbiriyle uzlat, birbirine satat m, hi phe yok, aralarnda
bir kadr-i mterek vardr.
Ku ancak kendi cinsinden olan kularla uar. Kendi cinsinden olmayanla
sohbet deta mezara girmedir diye cevap verdi. (II/21012102)
Bu sz, kargaya gre laftan, kuru iddiadan ibarettir. Nitekim sinee gre
dolu tencere ile bo tencere birdir. (II/3567)
Birisi, Buras satranta ruh hanesi demi. Bu sz duyan; O, evi nereden elde etmi?

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

Satn m alm, yoksa mirasa m konmu? diye sormu. Ne mutlu mana


anlayana!
Nahivcilerden biri Zeyd, Amr dvd diye bir misal getirmi. Dinleyen; Suu yokken neye dvm?
Amrn ne suu varm ki o i Zeyd, onu kleler gibi susuz dvyor?
der.
Nahivci, Bu, mana leinden ibaret. Sen buday almaya bak, lee lzum yok.
Zeydle Amr, irb iin kullanlan misallerde geer, onlar yalan olsa bile
sen irb dzeltmeye al! derse de,
br Ben onu, bunu bilmem. Zeyd, Amr susuz, sebepsiz nasl dvd deyince,
Nahivci naar kalr, alaya balar: Amr, fazladan bir vav almt.
Zeyd, anlaynca o hrsz dvd. nk Amr, haddi amt, tabii haddini
bildirmek lzm! (II/36273635)
Yr, seninle e olanlarn, szn sohbetini susamasna sevenlerin yanna var. (II/3521)
Anlatlan anlamaya, syleneni dinlemeye liyakatin yoksa sz syleyenin
syleme kabiliyeti seni grr anlar, yatar, uyur! (III/3207)
Fakat sz sylerken de nefes ldren bir pezevenk olsa gnldeki nkteler
hrsz gibi kaar. (IV/1320)
Aalk kiiler, her sz syleyeni hor hakir bir hle getirirler. Sz yceyse, deerliyse bile o szn kadrini drrler. (VI/1240)
Taa istersen tam yzyl boyunca ll olsana de. Eskiye tam yzyl yenilen
diye syle dur.

63

Emine YENTERZ

64

Topraa yz yl, su gibi ar duru ol desen; suya bal ol, st kesil desen ne
fayda! (III/29032904)
Dinleyen susuz ve arayc olursa vaaz eden l bile olsa syler.
Dinleyen yeni gelmi ve usanmam olursa dilsiz bile szde blbl kesilir.
(I/23792380)
Ahmaklarla Sohbet
Mevlna ahmaklarla dostluun, onlarla sohbetin insana verecei zarara
ok sk iaret eder, konuyu deiik hikyelerle ele alr. Gafile kelam, nafile
kelam atasznde belirtildii gibi ahmak, anlaysz, bilgisiz insan karsnda konumaktansa, susmak gerekir:
Bu takdirde, yle adama verilecek cevap susmaktan ibarettir. Ahmakla konumak deliliktir. (II/2717)
Artk, byle kiiye bir ey sylenemez, ona kar susmak daha iyidir...
nk ahmaklara verilecek cevap skttur. (IV/3297)
Aptaln sevgisi phesiz aynn sevgisidir. Kini sevgidir, sevgisi kin.
Ahdi gevek, zayf ve bozuk. Sz byk, vefas artk.
Ant ise bile inanma. Eri szl adam andn da bozar.
Mademki yeminsiz sz yalan. Hilesine yeminine de inanma. (II/2130
2133)
ptil, acnacak bir illettir, ona kul da acr, Tanr da Fakat ahmaklk, yle bir illettir ki ahmaa da mazarrat verir, onunla konuana da!
sa nasl katysa sen de ahmaktan ka! Ahmakla sohbet, nice kanlar dkt! (III/2593, 2595)
Sz Sylemeye ve Anlamaya Engel Olan Hller
Ahmaklk, agzllk ve kt niyet dorular dile getirmeye de, duymaya ve kabul etmeye de engeldir:

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

65

Tamah, ona bu leme ait sz duyurmaz. Bedendeki kan, gnlne sevdirir. (III/68)
Kimde tamah varsa dili tutuk bir hle gelir. Nasl olur da tamahla gz ve
gnl aydnlanr, buna imkn var m? (II/579)
Bu sz akama kadar sylediler de devecinin kula tamahla dolu olduundan duymad. (II/678)
Bu szler, erin kulana girmedi. Suizan adama kuvvetli bir settir.
(II/2024)
Sylenmemesi ve Dinlenmemesi Gereken Szler
nsann gidecei yolu, parasnn miktarn ve mezhebini aklamas zarardan korunmak iin tavsiye edilmez. Ayrca; srlarn ve bakalarna ait
kusurlarn sylenmesi; dostluu bozan nifak szlerinin de dinlenmesi doru deildir:
u ey hakknda dudan kprdatma: Gittiin yol, paran, bir de mezhebin.
nk bu nn de dman oktur. Dman bildi mi, sana pusu kurar.
Bir iki kimseye syledin mi, artk o srra veda et. ki kiiyi aan, bir bakasna da sylenen her sr, yaylr. (I/10471049)
Tanr kulunun aybn az syle, padiah hrszlkla az kna. (II/3477)
Seni dostundan ayran sz dinleme. O szde ziyan vardr, ziyan!
(III/419)
Hepsinin de gnl eytan evidir. nsan eytannn lafna pek kulak asma!
(II/252)
Dier Konular
Szn uzamas dostluk belirtisidir:
Szn comas, ulanp gitmesi, dostluk nianesidir. Sz syleyememek de
lfetsizliktendir. (VI/2638)

Emine YENTERZ

66

Sz bir bilgi edinme aracdr:


Bilgi sahibi olmann yolu szledir. Sanat bellemenin yolu ile. (V/1062)
Sz syleme kudreti, retmek iin aza gelir; yoksa o szn ayr bir mecras vardr. (I/3090)
Byklerin huzurunda konumak edebe smaz, mutlaka konumak
gerekirse Mevlna saygl olmak yannda, soru tarzn semeyi tavsiye
eder:
Padiah huzurunda sz sylemek, edebe aykrdr. Hele yalan ve olmayacak sz olursa. (I/1222)
Sylersen bile sual tarznda sz syle. Padiahlar padiahyla edepli konu! (II/3457)
Tanr haslaryla edepsizce konumak gnl ldrr amel defterini kapkara
bir hle koyar. (II/1740)
Doru sz acdr, yalan sz gnlde phe uyandrr, nemli szler de;
Doru laf geri kaar ataszndeki gibi geri kalr:
Bundan sonra tahsisattan midini kes. Ben doru sylyorum, doru sz
acdr. (I/1179)
Parlak ve ak doru sz, gnle rahatlk verir. Gnl, yalan szle yatmaz. (VI/2576)
Mhim szler geri kalr. Peygamberler bunlara Doru olun, doruluk
yapn! demiti. (III/2668)
Ac, mutlaka aclara katlr. Batl sz nasl olur da Hakka ular? (II/276)
Kim sylerse sylesin olmayacak sze inanmamaldr:
Elindeyken vereceim t u: Olmayacak sze kim sylerse sylesin
inanma. (IV/2251)
nsanlar tenkit edilmekten ve kusurlarnn dile getirilmesinden holanmaz:
Kafana ululuk yerlemi, onun iin kim seni krarsa onu ezel dman sayarsn.

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

67

Birisi huyuna aykr sz sylerse ona bir hayli kinlenirsin. (II/34663467)


Abes szler bilgisizliin rndr:
Fakat efendim, padiahlar padiah sultanm, onlar ben sylemedim, bilgisizliim syledi.
Bir parack olsun bu hli bilseydim, byle abes szler syleyebilir miydim? (II/19031904)
Dnyaya ait szler daima eksiktir, dier yandan insanlarn konumalar hep yemee ve stnlk kazanmaya dairdir:
Bu sz de noksandr, bu szn de bir neticesi yoktur. Noksan olmayan sz
o tarafa, hakikat lemine ait olan szdr. (III/1277)
nk demoullarnn btn szleri, suya, ekmee, ana, erefe
ait.(III/3268)
nanmad, benimsemedii konular dile getirenler taklitidir, szleri
de sahtedir:
Kldan ince sz sylese bile gnlnn, o szden haberi olmaz.
Kendi szyle sarho olur ama onunla arap arasnda ne kadar yol var!
(II/486487)
Mukallit, sz sylerken alasa bile habisin maksad, ancak tamahtr.
Alar da yank szler syler. Fakat kendisinde yanan yrek nerede, yrtlan etek nerde?
Muhakkikle mukallit arasnda ok fark vardr. Bu Davut gibidir, br ses
gibi!
Bunun szleri yanklktan doar, bryse sylenmi khne szleri belleyip nakleder. (II/491494)
ocuklarn masallar sama sapan szler gibi grnse de, her masaldan
bir t karmak mmkndr:
Hani ocuklar masal sylerler ya Fakat masallarnda nice srlar, nice
tler vardr.

Emine YENTERZ

68

Grnte sama eyler sylerler ama sen onlar masal sanma sakn
Btn viranelerde define aramaya koyul! (III/26022603)
stiare faydaldr, kt sonulara ve kt szlere engel olur:
nk bir akl, baka bir aklla birleti mi; kt ie, kt sze mani olur.
(II/20)
Gemite sylenmi szlerden ibret alnmaldr:
Her devirde sz syleyen bulunur; bulunur ama gemilerin szleri daha
faydaldr. (III/2538)

Sonu
Bir sz sultan olan Mevlna, Mesnevde din, tasavvuf ve ahlak konular yannda; gnlk hayat, salkl iletiim ve bilgi al veriinin en
nemli malzemesi olan sze dair konular ok geni bir bak asyla ele
almtr. Onun konumaya ve dinlemeye dair tavsiyeleri bugn de geerliliini koruyan cinstendir.

Mesnevde Sze ve Konumaya Dair Konular

69

KAYNAKA
MEVLNA Celleddin, (1985); Fhi Mfih, (ev. Meliha lker Tarkahya
/Anbarcolu), stanbul.
_____, (1965); Meclis-i Seba - Yedi Meclis, (hzl. Abdlbaki Glpnarl), Konya.
_____, (1964); Rubler, (hzl. Abdlbki Glpnarl), stanbul.
_____, (1971); Mesnev, (ev. Veled zbudak), C I-VI, stanbul.
ZEK, Ali [vd.], (1993); Kurn- Kerm ve Aklamal Meli, Ankara.
The Mathnaw of Jallu'ddn Rm, (ed. and trans. Reynold A. Nicholson),
Text Vols. I, III, V, London, 1925-1940.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 71-82

Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin


Mevlnaya Yazd iirler
H. Dilek BATSLAM

zet
Kbrsl air, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi 19. yzyl airlerindendir. Yaad yzyl dolaysyla gei dnemi airi olduu iin iirlerinde hem Divan iirine hem de Tanzimat
iirine ait zellikler bulunmaktadr.
Bu makalede, Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin iirleri arasnda bulunan Mevlnaya yazlm iirle bir beyit biim, ierik, dil ve slup bakmndan ele alnarak
zellikleri ortaya konulmaya allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mevlevilik, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi.

Cypriot Poet Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi and His Poems


for Mawln Jall al-Dn Rm

Abstract
Cypriot poet Kaytazzde Mehmed Efendi is one of the nineteenth century poets. Due to
the period he lived in his poems carry the features of the transition period, ie., features of
classical Turkish poetry and features of Tanzimat poetry.
In this paper, we are going to analyze Kaytazzde Mehmed Nzm Efendis poems he
wrote for Mevlna Celleddin Rm. Among his poems there are three poems and a couplet
on Rumi. Here these poems will be studied interms of form, content, language and style.
Key Words: Mawln Jall al-Dn Rm, Mawlaviyya, Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi.

Do. Dr., Fen-Edebiyat Fak. Trk Dili ve Edebiyat Blm retim yesi
batislam@cu.edu.tr

72

H. Dilek BATSLAM

Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi 1857 ylnda Lefkoede domutur. Doduu yerde renimini tamamladktan sonra 1884 ylnda kamu
hizmetine girmi ve srasyla Sakz adas, Adana, stanbul, zmir ve Bursada almtr. Sonra istifa ederek Kbrsa dnmtr. Bir sre stanbulda kalan air, Lefkoe eriye Mahkemesinde getirildii ktiplik grevini lm tarihi olan 1924 ylna kadar devam ettirmitir (Fedai-Azgn,
1993: XXI).
Kaytazzde, Mft Hasan Hilmi Efendiden sonra, Divan iiri tarznda
iir yazan Kbrsl airlerin en baarl olanlarndan biri olarak kabul edilir.
airin yerel Kbrs gazetelerinde gazel, ark, kta vb. nazm ekilleriyle
yazlm ok sayda iiri yaymlanmtr. Kaytazzde Mehmed Nzmn
Kbrs Gazetesinde otuz dokuz blm tefrika edilen Yadigr- Muhabbet adl
roman, ayn gazete tarafndan kitap olarak 1893te baslmtr. Ayrca yine
Kbrs Gazetesinde on iki blm halinde tefrika edilen yarm kalm Leyle-i
Visl adl ikinci bir roman daha vardr. Birinci romann konusu stanbulda, ikinci romann konusu ise Sakz Adasnda gemektedir. Yazarn
1892de Yeni Zaman Gazetesinde yaymlanan Adem-i htiyd adl bir hikyesi ile annesinin lm zerine yazd ve Yeni Zaman Gazetesinde tefrika
edilen Feryd- Garbne adl mensur bir eseri de bulunmaktadr (Kbrs Trk
Edebiyat, 1989: 41-44).
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin iirlerinden Mevlnaya byk
sayg duyduu ve Mevlevilie yrekten bal olduu anlalmaktadr. airin kendisi de -Lefkoe burlarndan birine ad olarak verilen Kaytaz Burcueski bir Mevlevi ailesinden gelmektedir (Fedai-Azgn, 1993: XXVI).
Kaytazzde Mehmed Nzmn iirleri Rh- Mecrh -iirler- ad altnda
1993 ylnda yaymlanmtr (Fedai-Azgn, 1993). Sz konusu eserde dorudan Mevlnaya yazd iirler dndaki baz iirlerinde de her vesileyle
Mevlnay anan airin, sklkla Mevlna ya da Mevlevilikle ilgili gndermeler yapt grlr. Bu makalede airin Rh- Mecrhta bulunan Mevlnaya yazd iirleri deerlendireceiz.
Mevlna yaad a aarak mesajn gnmz insanna kadar ulatrabilen, her kesimden insann tand ok deerli bir mutasavvftr. Mevlnann yaad dnemde Anadolunun iinde bulunduu tasavvufi ortamn da onun dncelerinin olumasnda etkisi olmutur. XIII. yzyl
Anadolu corafyasnn ortaya kard nemli mutasavvflardan olan

Kbrsl ir Kaytaz-Zde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler

73

Mevlna ayn zamanda Trk sfliinin de temellerini atmtr.1


Mevlna, gerek tasavvuf anlay, gerekse en olgun dneminde ortaya
koyduu Mesnevsiyle Trk kltr ve edebiyatnda nemli bir yere sahiptir. Devrinde bir kltr ve edebiyat dili olan Farsayla sylenmi Mevlnann Mesnevsinin 15. yzyldan gnmze kadar Trkeye, ksmen
veya tamamen birok kez eviri ve erhleri yaplmtr. hreti snrlar
aan Mesnev sadece Trkeye deil, ok sayda Bat diline de evrilmitir.
Eski edebiyatmzda bu kadar ilgi gren baka bir fikr ve edeb eser yoktur
demek yanl olmaz (Horata, 2006: I, 551-552).
Mevlevilik, Mevlnann lmnden sonra olu Sultan Veled tarafndan tarikat haline getirilmi; ilk Mevlevihaneler ise Ulu Arif elebinin
gayretleriyle beylikler dneminde ortaya kmtr. Osmanllar iinde ilk
Mevlevihane, II. Murat dneminde alm ve Mevlevilik, XVI. yzylda
Osmanl devlet adamlarndan grd yakn ilgiyle byk bir g haline
gelmitir. zellikle II. Bayezid devrinden itibaren Mevleviler Osmanl sultanlarndan ve dier devlet adamlarndan destek almaya balamlardr.
Padiahn sflie eilimli karakteri Mevlnaya byk bir sayg duymasna, Konyadaki trbede tamirat ve deiiklikler yaptrmasna neden olmutur (Ocak, 2002: 157). Osmanllarn geniledii her yere ulama imkan
bulan; Belgrattan Tebrize, Mekkeden Kahireye kadar on sitne, yetmi
alt zaviye ile imparatorluk corafyasn kucaklayan Mevlevihaneler, sadece mistik birer kurulu olarak kalmam, Osmanlnn nemli air, musikiinas, hattat ve nakkalarn yetitiren sekin ve zarif insanlarn barnd
yksek dzeyde ilim, kltr ve sanat merkezleri haline gelmilerdir. Edebiyatn yannda musiki ve sema verdii nem sebebiyle Mevlevilik, klasik Trk musikisini besleyen kaynaklarn da banda gelir (Horata, 2006: C
I, 551-552). Mevlna ve Mevlevilik, yukarda da belirtildii gibi tasavvufa,
edebiyata ve kltr hayatna etkilerinin yan sra Anadolunun Trklemesinde de nemli bir rol oynamtr (elebiolu, 1990: 223-248).
Mevlnann airlii nedeniyle, iirin Mevleviliin snneti olarak
kabul edilmesi, bu tarikattaki Mesnev okuma ve okutma gelenei, Mevlevihaneleri Divan edebiyatn besleyen nemli kaynaklardan biri hline
getirmitir. Tezkirelere gre, Mevlevi olan Divan airlerinin says yz
bulmaktadr. Bu, Mevlevilii % 68 gibi byk bir oranla Divan airlerinin
rabet ettikleri tarikatlarn ilk srasna yerletirmitir. Dier tarikatlarn
1

Mevlna ve Mevlevilikle ilgili almalar konusunda daha ayrntl


www.semazen.net, Akademik (13.06.2007) adresine baklabilir.

bilgi iin

74

H. Dilek BATSLAM

orannn % 10larn altnda kalmas Mevleviliin Divan edebiyatndaki


ayrcalkl konumunu aka gstermektedir (Horata, 1999: 46; Horata,
2006: I, 551-552).
Edebiyatmzda Mevlevi olsun olmasn Mevlnadan sz etmeyen air
yok gibidir. airlerin ou Mevlna hakknda methiyeler yazm, iirlerinde ondan sz etmilerdir. Hatta Mevlna iin yazlm iirleri bir araya
getiren mecmualara da rastlanmaktadr. Ancak Mevlevi tarikatna intisap
eden airlerle dier airlerin Mevlnaya yazdklar iirler arasnda baz
farkllklar vardr. Mevlevi airlerin iirlerinde derin bir Mevlna ve ems-i
Tebrz sevgisi, ball olduu grlr. Her frsatta Mesnevye, Mevlnann ailesine duyulan sayg ve sevgi dile getirilir. Mevlnann kerametlerine ve hayatnn menkbevi ynlerine deinilir, bunlara telmih ve atflarda bulunulur. Sralanan bu zelliklerle Mevlevilie zg unsurlara,
Mevleviliin adap, erkan, anane ve terimlerine geni yer verilmesi Mevlevi
airlerin iirlerinde grlen dier ortak zelliklerdendir (Glpnarl, 1983:
449; Ayan, 1992: 459).
Mevlna ve Mevlevilik imparatorluk corafyasnn hemen her yerinde
ilgi grp taraftar bulduu gibi Kbrsta da etkili olmutur. Lefkoe
Mevlevihanesinin tarihi gemiine bakldnda, kaynaklarn eriye sicillerine dayanarak verdii bilgilerden Kbrsn fethinin zerinden ok zaman
gemeden Lefkoenin Girne Kaps yaknnda bir tekke olduundan sz
edilir. Bu tekkenin devamllnn salanmas iin mal balayanlarn brakt vakfiyede Mevlevihane tabirinin aka kullanld grlr. Ayrca
Mevlevihanede ayin yapld ve bunun mesnevihan, neyzeni, imam,
mezzini ve duacsyla bir btn olarak yerine getirildii, baz fakirlerin
barndrld, her aban aynn on beiyle Aure aynn sonunda da
Mevlevihanede zikir yapld belirtilir (Fedai-Altan, 1997: 9-10).
Sonraki dnemlerde de Mevlevi dergh eyhinin, mevlevihane vakflarna tevliyet etmesinin yan sra mftlk grevini de stlenmesi dikkat
ekicidir. Bu durum Kbrs yneticileri ve halknn giderek mevlevihaneyle
daha ok ilgilendiklerini gsterir. Zaman iinde mevlevihaneye adanan
vakfiyelerin saysnn artmas kurumu daha da gelitirmi ve dzene kavuturmutur (Fedai-Altan, 1997: 13; Alaysa, 1987: 99-108; znder, 1999:
117).
Edebiyatmzda ve kltr hayatmzda nemli etkileri bulunan Mevlevi
tarikatna bal Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin iirleri
arasnda Mevlnaya yazlm iir ile bir beyit bulunmaktadr. iirden

Kbrsl ir Kaytaz-Zde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler

75

biri gazel, dier ikisi ise kta ve kta-i kebire nazm ekilleriyle yazlmtr.
Sz konusu iirleri ve zelliklerini aada veriyoruz:
1- Der Vasf- Cenb- Mevlna
Feiltn / Feiltn / Feiltn / Feiln
(Filtn) (Faln)

eh-i evreng-i himem Hazret-i Mevlnadr


Menba- lutf u kerem Hazret-i Mevlnadr
Gelmemi zt gibi mlk-i kemlt ire
Shib-i nazm u kalem Hazret-i Mevlnadr
Mesnevsinde nice drr-i hakkat meknn
Mlik-i genc-i hikem Hazret-i Mevlnadr
Nutk-i pki dem-i si gibi tesr eyler
eh-i kerrb-iyem Hazret-i Mevlnadr
Ser-te-ser halk- cihn bende-i efkendesidir
Mefhar-i Rm u Acem Hazret-i Mevlnadr
Grmemi mislini lemde hemn em-i beer
Vkf- srr- kadem Hazret-i Mevlnadr
Nzm sen yine ihls ile it istimdd
Dfi-i renc elem Hazret-i Mevlnadr (Fedai-Azgn, 1993: 10)
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi, yukarda verdiimiz yedi beyitlik
Hazret-i Mevlnadr redifli gazelinde Mevlnann kiilik zelliklerini ve
Mesnevsini ver. iirine Mevlnann tarikat bykleri iinde ayrcalkl
bir yere sahip olduundan sz ederek balayan air, Mevlnann ltuf ve
cmertlik sahibi olma, olgunluk, airlik yetenei vb. kiilik zelliklerinin
vgsn yaptktan sonra Mesnevnin vgsne geer. Mesnevnin iinde nice gerek incilerini gizleyen, (ilah) hikmet hazinesi, Mevlnann temiz, samimi szlerinin sann nefesi gibi etkileyici, kendisinin de melek
yaradll olduunu syler. Mevlnann dncelerine ok sayda insann
kle gibi baland, Anadolu ve rann vn kayna, tannm, insanln dnyada benzerini grmedii, herkesin bilemeyecei srlar bilen bir
ermi olduunu anlatr. Son beyitte de air, temiz kalplilikle Mevlnadan
yardm istemesinin uygun olacan belirtir. nk kendisine ancak Mev-

76

H. Dilek BATSLAM

lnann yardm edebileceini, onun manevi varl sayesinde znt ve


skntsnn ortadan kalkacan ifade eder.
Kaytazzdenin Mevlnann vgsn gazelle yapmas dikkat ekicidir. airin vg iin gazel nazm eklini semesinde sadece Divan iiri nazm ekilleriyle iir yazan tam bir Divan airi olmamasnn etkili olduu
dnlebilir. Divan airleri de zaman zaman vglerinde mzeyyel gazeli
kullanmakla birlikte gazelden daha ok kasideyi tercih etmilerdir. Ayrca,
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnay vd yukardaki
gazeli ile eyh Glibin Divannda bulunan, airin Mevlnaya yazd
kaside arasnda yazl amac, kullanlan vezin, kafiye, redif ve ierik bakmndan baz benzerlikler bulunmaktadr. eyh Glibin iiri on sekiz beyitlik kaside, Kaytazzdenin iiri ise, yedi beyitlik bir gazeldir. Glibin kasidesinden alnm aadaki beyitlere bakldnda Nzm Efendinin gazeliyle ierik ve syleyi benzerlii olduu grlmektedir. Bu benzerlik iki
airin de Mevlevi olmas ve Mehmet Nzm Efendinin Mevlevi airler
arasnda zel bir yeri bulunan eyh Glibin iirlerini okuyup ondan etkilenmi olmas ihtimaliyle aklanabilir.
Mazhar- ak- Hud Hazret-i Mevlnadr
Menb- sdk u saf Hazret-i Mevlnadr
Ser-te-ser hkm eden iklm-i fen fillha
h- evreng-i bek Hazret-i Mevlnadr (Kalkm, 1994: 54)
rnek verdiimiz yukardaki beyitlerde ve devamnda eyh Glib de
Kaytazzdenin gazelinde olduu gibi Mevlna ve Mesnevnin vgsn
yapar. eyh Glibin kasidesinde vgnn Kaytazzdenin iirine kyasla
ok ynl ve daha ayrntl olduu grlr. Bunun nedeni iki iirin hacim
bakmndan birbirinden farkl olmasdr. Ayrca, eyh Glibin methiyesinde soyut hayaller, mbalaal ifadeler ve uzun tamlamalar da nemli bir
yer tutar.2
2- Hazret-i Pr-i Dest-gr Efendimiz n Arz- tiyk
Mefl / Mefl / Mefl / Feln

2 eyh Glibin Mevlna adna yazd iirler konusunda daha ayrntl bilgi iin bk. Hseyin
Ayan, eyh Glibde Mevlna Sevgisi, Trk Dili, S 480, Ankara, 1991, s. 530536.

Kbrsl ir Kaytaz-Zde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler

77

Hn- cigerimle gzmn kanl yayla


Yazdm yine bir kta ki nezdinde okunsun
Hattm hele r-ml-i kudm- keremindir
Tazm ile varsun reh-i aknda srnsn
Bilmem ne zaman feth olacak kabe-i maksd
Bu nle-i cn-kh nice bir ara dokunsun
Yetmez mi bu hasret meded ey Hazret-i Hnkr
Nzm dahi o cy- mukaddesde bulunsun (Fedai-Azgn, 1993: 181)
Drt beyitlik kta-i kebire ekliyle sylenmi bu ikinci iirinde air,
Mevlnann manevi huzurunda bulunma zlemini ve ona duyduu sevgiyi dile getirir. Cierinin kan ve kanl gzyayla Mevlnann katnda
okunmas iin bir kta yazdn syleyerek iirine balayan air, itenlikle
yazd bu iirin Mevlnaya duyduu sayg ve sevginin belirtisi olduunu
anlatr. iiri araclyla Mevlnann bykl karsnda hissettiklerini,
onun aknn yolunda, onun nnde saygyla eildiini bildirir. steinin
ne zaman gerekleeceinden emin olmadn, isteine kavuamad iin
can evindeki inlemenin ara dokunduunu, zntsnn iddetini samimiyetle anlatr. Ey Hazret-i Hnkr diyerek Mevlnaya seslenen air,
ektii hasretin bitmesi, onun bulunduu kutsal yere gitme arzusunun
gereklemesi iin Mevlnadan yardm ister. Mevlnann derghn ziyaret etmekten mutlu olacan ifade eder.
3- Hazret-i Mevlna Hakknda Bir Kta
Mefln / Mefln / Mefln / Mefln

Celled-dnin oldum mazhar- eltf u ihsn


Annn bb- gayre intisbn yoktur imkn
Uzatma kl kli bendeyim silk-i cellinde
Ezelden oldu gnlm ol ehin malb- fermn
(Fedai-Azgn, 1993: 172)
Kta eklindeki bu iirinde de air, Mevlnann ba ve ltfuna ulatn, o nedenle baka bir kapya intisabnn mmkn olmadn syler.
Mevlnann yce yolunun klesi olup sz fazla uzatmasna gerek kalmadn anlatr. Ezelden beri gnlnn o padiahn (Mevlnann) emrine

78

H. Dilek BATSLAM

balandn dile getirir. Mevlna ve Mevlevilie olan ballnn eskiliini, bu ban ne derece gl olduunu belirtir.
4- Bir Beyit
Feiltn / Feiltn / Feiltn / Feiln
(Filtn) (Faln)

km pek severim Hazret-i Mevlnay


Hem-zebn itdi bana Hazret-i Mevlnay
(Fedai-Azgn, 1993: 183)

Yukardaki beytinde de air, Mevlnaya olan sevgisini ifade eder.


Mevlna ile ayn dili konutuunu syleyerek aralarndaki yaknla dikkat eker.
airin Mevlnay ve Mesnevyi vmek amacyla yukarda verdiimiz
farkl nazm ekilleriyle yazlm iir ve bir beyitte kulland dilin ok
sade olmad grlr. Dilin sade olmamas eitli nedenlerle aklanabilir.
Bunlar, Divan iirinde vg amacyla yazlan iirlerde genellikle belirli
kalp ifadelerin kullanlmas, vlen kiiye verilen deerin ve nemin bir
gstergesi olmak zere dil ve slubun farkl olmas gibi nedenlerdir. Genellikle kasidelerde sk karlalan soyut hayaller ve mbalaal ifadeler
vg amacyla yazlm dier iirlerde de grlr. Nzm Efendi de vg
amacyla yazd iirlerinde farkl nazm ekilleri kullanmakla birlikte dil
ve anlatm asndan benzer iirlerde grlen zelliklere yer vermitir. Bu
balamda airin Mevlnaya yazd vg iirlerinde dil ve slup bakmndan Divan iiri geleneinin ok fazla dna kmadn syleyebiliriz.
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya yazd bu iirlerinin dnda, Tahassr balkl Lefkoe Mevlevihanesi eyhi Safvet Dedenin, hicri 1311 (M 1893) ylnda Hac farizasn yerine getirmek zere
gittii kutsal topraklarda, Trda vefat dolaysyla yazd mersiyesi bulunmaktadr (Fedai-Azgn, 1993: 44-45; Batislam, 2000: 182-183). Tahassr
balndan da anlalaca gibi air bu mersiyede hasret ve zntsn
dile getirmektedir. airin mersiye yazd Lefkoe Mevlevihanesi eyhi
Safvet Dede babas Feyzullah Dedenin lmnden sonra onun yerine
gemitir (Fedai- Altan, 1997: 31-32).

Kbrsl ir Kaytaz-Zde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler

79

Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya yazd vg iirleri ve szn ettiimiz mersiyenin dnda Rh- Mecrhtaki baka iirlerinde de zellikle mahlas beyitlerinde Mevlna ve Mevlevilikle ilgili unsurlara yer verdii grlr. rnein;
hi-i tabm gren tahsn ider Nzm benim
Berk uran gnlmde y feyz-i Mevlna mdr (7/7, s. 17)3
beytinde air, yaradlnn uhluunu grenlerin kendisini takdir ettiklerini syler. Yaradl nedeniyle takdir kazanmasnn sebebini Mevlnadan
ald feyze balar.
Hazret-i Monl-y Rmun bendesi Nzm gibi
P-gh- yrda hzr-cevb itdin beni (9/6, s. 21)
beytinde de air, Mevlnann klesi gibi sevgilinin huzurunda hazr cevap
olduunu syler.
Tecell-sz olur her lhza dilde feyz-i Mevlna
Annn gft gy-i knem dil-kdr hep (15/7, s. 33)
beytinde de kne iirlerinin gnl ac olmasnn nedenini, gnlnde
her an Mevlnann feyziyle ilah srlarn tecelli etmesiyle aklar.
Nigh- feyzine mazhar denler Mrd-i Rmun
Cihnda zr-i eh-bl-i hmya iltic itmez (26/6, s.57)
beytinde air, Mevlnann feyizli bakna nail olanlarn dnyada hmann
kanad altna snmaya gerek grmeyeceklerini syler. Mevlnann
ltfunu kazanmay devlet kuu hmnn getirecei anstan, iyiliklerden
daha stn tutar.
Mrd-i Rm Nzma ltfen dimi
Mazhar- feyz-i suhenimsin benim (27/6, s. 59)
beytinde ise air, Mevlnann ltufta bulunarak, onun szlerinin feyzine
ulatn kendisine sylediini belirtir.
3 Beyit sonlarnda verilen numaralardan ilki iir, ikincisi beyit numaras olup iir ve beyit
numaralar Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Rh- Mecrh -iirler- adl eserinin kaynakada verilen basksna aittir.

80

H. Dilek BATSLAM

Fyz- Hazret-i Monlya mazhar olduum Nzm


Galat- mnkirn fehm itmiyor tarz- beynmdan (29/8, s. 63)
beytinde de air, inkarclarn hata yapp Mevlnann feyzine ulatn
syledii szlerden anlayamadklarn vurgular.
Sad-y neydir ancak slikne hdi-i ird
Dp dergh- pre gark- ezvk- elest olduk (38/6, s. 83)
beytinde de air, Mevlevilik tarikatnda olup Prin (Hz. Mevlna) derghna denlere ney sesinin iradn doru yolunu gstereceini, onlarn elest
meclisinin zevklerinde boulacaklarn anlatr. Mevlevi tarikatn seenlerin
doru yola girmi olacaklarn ima eder.
Nzm himmet-resndr Hazret-i Moll-y Rm
Dest-gr-i cizn sultn- z-ndr bize (123/6, s. 240)
beytinde air, Mevlnann yardma muhtalara yardm eden, acizlerin
elinden tutan, anl bir sultan olduunu syler.
Dest-efn py-kbn eyleriz devr-i sem
Skinn- zr bl mest hayrndr bize (123/5, s. 240)
beytinde de air, el ap ayak vurarak sem yapan Mevlevi dervilerini
verek onlarn yer yzndekilerle gk yzndekileri (lah varlk lemindekileri) kendilerine hayran braktklarn anlatr. Semn sembolik anlamlarna gnderme yapar.
Yukarda sraladmz eitli iirlerden alnm beyitlerde de air,
Mevlna ve Mevlevilikle ilgili unsurlara yer vermitir. air sz konusu
sekiz beyitte Mevlna iin kullanlan Hazret-i Moll-y (Monl-y) Rm (3),
Hazret-i Monl (1), Mrid-i Rm (2) ve Feyz-i Mevlna (2) gibi hitaplara
sklkla yer vermitir. Ayrca fyz- sad-y ney, dergh- pr, devr-i
sem tamlamalarn kullanmtr.
Divan airleri bir mutasavvf olan Mevlnay genellikle tasavvufi kabuller erevesinde deerlendirmi, onu insanlar gnl yoluyla Hakka
ulatrmaya alan tasavvuf erlerinin en by ve mana lkesinin (hakikat leminin) padiah olarak grmlerdir. Tarikat mensubu airlerin eserlerinde de kendi mritleri iin benzer ifadelere rastlanmakla birlikte Mevlevi olsun olmasn her kesimden insann Mevlna sevgisinde bulumas,

Kbrsl ir Kaytaz-Zde Mehmed Nzm Efendinin Mevlnaya Yazd iirler

81

Mevlnann farkn ortaya koymaktadr. airler Mevlna ile Mesnevyi


birbirinden ayrmam, her frsatta Mesnev zerinde durarak onun nemini belirtmilerdir. Mesnevyi dinin gereklerini ifade eden, ayet ve hadislerin bilinmeyen ynlerini aklayan ilah srlar hazinesi Magz- Kuran
(Kurann ruhu, z) olarak tasvir etmilerdir. Mevlna ve Mesnevnin
Trk kltr hayatnda daima sekin bir yeri olmutur. Divan airlerinin
iirlerinde Mevlna ve Mesnevnin ska anlmas bunun kantdr
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendi Mevlnaya yazd iirlerde dier
Divan airleri gibi Mevlna ve Mesnevden vgyle sz etmitir. Mevlnay hretli, Anadolu ve ran halklarnn vn kayna, cmert, hikmet
hazinesine sahip, melek yaradll, olgun, iir sylemekte usta, snn
nefesi gibi etkileyici szler syleyen deerli bir mutasavvf olarak tasvir
etmitir. Mesnevnin de iinde nice gerek incilerinin gizlendii bir hazine
olduunu anlatmtr. vglerinde zaman zaman mbalaaya yer veren
air, ayrca Mevlnadan ald ilham, zlemini, ona duyduu sevgi ve
ball da iirlerinde sklkla dile getirmitir.
Sonu
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin yazd iirler, Divan iiri tarznda iirler yazan Kbrsl Mevlevi bir airin Mevlna ve Mevlevilie dair
duygu ve dncelerini yanstmas, Mevlnaya, Mevlevilie gsterilen
ilgiyi ve bu ilginin yayld corafyay gstermesi bakmndan nemlidir.
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin gerek Mevlnaya yazlm iirlerinde gerekse dier iirlerinde yer verdii Mevlna ya da Mevlevilikle ilgili
unsurlar dikkate alndnda airin Mevlna ve Mevlevilie duyduu yaknlk, sevgi ve ballk aka grlmektedir. air Mevlnaya iir yazan ve
ondan vgyle sz eden dier airler gibi arlkl olarak Mevlnann ve
Mesnevnin nemli zellikleri zerinde durmutur. Bu balamda
Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin Mevlna ve Mesnevye yaklamnn kulland dil, anlatm biimi ve sz konusu ettii zellikler bakmndan Divan airlerinden ya da Mevlevi airlerden ok farkl olmadn syleyebiliriz. Nzm Efendinin Mevlna ve Mesnevyi vmek amacyla yazd iirlerle dier airlerin iirlerinin benzer zellikler tamas airin baka
Mevlevi airlerin iirlerini grp onlardan etkilendii ihtimalini de dndrmektedir. Nitekim Mevlnay vmek amacyla yazd iirle eyh
Glibin ayn amala yazlm iiri arasndaki benzerlik de bunu gstermektedir.

82

H. Dilek BATSLAM

KAYNAKA
ALASYA, H. Fikret, (1987); Lefkoa Mevlevi Tekkesi, S I. Milletleraras Mevlna
Kongresi, Tebliler, 3-5 Mays 1987, Konya, s. 99-108.
AYAN, Hseyin, (1991); eyh Glibde Mevlna Sevgisi, Trk Dili, S 480, Ankara,
s. 530-536.
_____, (1992); Mevlev airler, Trk Dili, S 492, Ankara, s. 456-460.
AZGIN, Bekir - FEDA, Harid, (1993); Kaytazzde Nzm Efendi, Ruh- Mecruhiirler- stanbul: KKTC Milli Eitim ve Kltr Bakanl Yay.
BATSLAM, H. Dilek, (2000); Kbrsl air Kaytazzde Mehmed Nzm Efendinin
Mersiyeleri zerine Bir nceleme, III. Uluslar Aras Kbrs Aratrmalar Kongresi (13-17 Kasm 2000), C 2, Dil-Edebiyat, (Yayma hazrlayan: smail Bozkurt), Gazimausa: Dou Akdeniz Kbrs Aratrmalar Merkezi Yay., s.
179-190.
ELEBOLU, mil, (1990); Anadolunun Trklemesinde Mevlnann Rol,
M Fen-Edebiyat Fak. Trklk Aratrmalar Dergisi, S 5, stanbul, s. 223
248.
FEDA, Harid, (1986); Kbrs Trk Yaznnda lklerden Bir Roman: Yadigr- Muhabbet, Halk Sanatlar Dernei (Has-Der) Halkbilim Sempozyumlar, I., II., III. ve
IV. Halkbilim Sempozyumlarna Sunulan Bildiriler, stanbul: KKTC Turizm ve
Kltr Bakanl Yay., s. 337-334.
_____, (2003); Lefkoa Mevlevihanesi, Kbrs Trk Kltr Bildiriler II, (Celal Bayar
II. Uluslararas Mevlna, Mesnev ve Mevlevihaneler Sempozyumu, Manisa 18-20 Aralk 2002) , Ankara, s. 375-390.
FEDA, Harid - ALTAN, Mustafa Haim, (1997); Lefkoe Mevlevihanesi, Ankara:
KKTC Milli Eitim, Kltr, Genlik ve Spor Bakanl Yay.
GLPINARLI, Abdlbki, (1983); Mevlevi Edebiyat, Mevlnadan Sonra Mevlevilik, stanbul: nklp ve Aka Yay.
HORATA, Osman, (1999); Mevlna ve Divan airleri, H Edebiyat Fakltesi Dergisi, Osmanlnn Kuruluunun 700. Yl zel Says, Ankara, s. 43-56.
_____, (2006); Trk Kltr Hayatnda Mevlna ve Mevlevilik, Trk Edebiyat Tarihi, C I, stanbul: KTB Yay., s. 551-552.
Kbrs Trk Edebiyat -Balangtan Bugne- (1989); KKTC Milli Eitim ve Kltr
Bakanl Yay., s. 41-44.
OCAK, Ahmet Yaar, (2002); Trk Sufliine Baklar, stanbul: letiim Yay.
ZNDER, Hasan, (1999); Kbrsta Mevlevilik ve Mevlevihaneler, S VI. Mill
Mevlna Kongresi, Tebliler, Konya 24-25 Mays 1999, s. 117.
eyh Glb Dvn, (1994); (hzl. Muhsin Kalkm), Ankara: Aka Yay.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 83-100

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu


Ahmet GKE

zet
Fiziksel dnyann tesinde metafizik bir lemi ve insann zahirinden ok i dnyasn
(manevi / ruhi yapsn) kendine temel konu edinen tasavvuf dncesi ve edebiyat alannda,
soyut manalar ifade etmek iin metaforik anlatm biimine ska bavurulduu grlmektedir. Bu balamda tasavvuf dncesinde avc metaforu, genellikle nefs, ruh, akl, arif,
k gibi manalar ifade etmek zere kullanlmtr. Biz bu almamzda, Acaba Mevlna,
Mesnevsinde avc metaforunu hangi anlamlarda kullanmtr? temel sorusunun cevaplarn aramaktayz. Bu ynyle almamz, Mevlnann kulland dilin inceliklerinin daha iyi
anlalabilmesi noktasnda katk salamay hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Rum, Mevlna, Mesnev, avc, nefs, mrit, k.

Metaphor of Hunter in Mawlns Mathnaw

Abstract
It is seen that to be referred to metaphorical way of expression very often to express
abstract meanings in the fields of Islamic mystic thought and its literature also which deal
with as a basic theme a metaphysical universe beyond the physical world and internal
universe of man (spiritual/psychological structure of man) rather than his external/outward
structure. In this context metaphor of hunter was used in Islamic mystic thought generally to
express meanings such as self (ones desires) / spirit / reason / lover. In our study we are going
to seek answers of this basic question: I wonder Mawln had used metaphor of hunter in his
Mathnaw in which meaning? Our study is aiming to make a contribution to be understood
well better refinements of language which Mawln used.
Key Words: Rm, Mawln, Mathnaw, hunter, self/ones desires, disciple, lover.

Do. Dr., YY lahiyat Fak. Tasavvuf Anabilim Dal, ahmetogke@hotmail.com

84

Ahmet GKE

Giri
Asl konuya girmeden nce, av ve avc kelimelerinin gerek anlamyla
szlkte, Kuran- Kerimde, hadis-i eriflerde, slam dncesinde ve tasavvufta nasl getiine ksaca gz atmann faydal olaca kanaatindeyiz.
Szlkte: Av avlayan kimse; iyi at yapan, nianc; baka hayvanlar
yakalayan hayvan; bir eyin peine dp srarla takip ederek hedefine
ulaan, maksadn elde eden kii (Doan, 1996: 85) anlamlarna gelen avc,
tasavvufta metaforik olarak insan ruhu, akl, rif, k ve mauk gibi
manalar ifade etmek zere kullanlan bir terimdir.
Kuran- Kerimde bir yerde geen avc kelimesi, avda yardmc olsun
diye eitilip yetitirilen av kpei ve ku gibi avc hayvanlar anlatmak iin
kullanlmtr: Kendileri iin nelerin hell klndn sana soruyorlar; de ki:
Btn iyi ve temiz eyler size hell klnmtr. Allahn size rettiinden retip
(eiterek) avc hale getirdiiniz hayvanlarn sizin iin yakaladklarndan da yiyin
ve zerine Allahn adn ann (Besmele ekin)! Allahtan korkun! Allahn hesab
pek abuktur. (Mide, 5/4). Kuranda, avclk ile ilgili hkmlerin yer ald Mide suresindeki ayetlerde, deniz ve kara avcl hell klnmakla birlikte, sadece hac ve umre srasnda ihraml iken avlanmak yasaklanmtr
(Bk. Mide, 5/1-2, 95-96). Hatta; Allah sizi, ellerinizin ve mzraklarnzn
eriecei bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki, gizlide (kimsenin grmedii
yerde, gerekten) kendisinden kimin korktuu ortaya ksn (Mide, 5/94)
buyrularak, byle zamanlarda avcln, insan iin bir snamaya dnebilecei ifade edilmektedir.
Hz. Muhammedin (s.a.v.) sz, fiil ve takrirlerinin derlendii hadis kitaplarnn av ve avlanma blmlerine gz gezdirildiinde de genel olarak, -besmele ekerek gndermek kaydyla- eitilmi av kpekleri ve kularn avladklarnn; keskin bir av aletiyle ldrlen avn; denizden avlanan ve denizin kenara atmas suretiyle susuz kalp len deniz rnlerinin
yenebileceinin ifade edildii grlmektedir.
Avc kelimesinin metaforik anlamlara brnd rneklere, slam dncesi ve tasavvuf alanlarndaki eitli eserlerde rastlamak mmkndr.
Bunlara sadece birka misal vermekle yetineceiz: bn Miskeveyh (l.
932/1030), bir btn olarak insan anlatmak zere gelitirdii nefs teorisinde (bn Miskeveyh, 1983: 54-55) insan ruhunu ifade etmek iin avc
metaforuna (Keklik, 1990: 87) bavurmutur. Gazzl (l. 505/1111) de akl,
at ve kpei bulunan bir avcya benzetir. ehvet, bu avcnn at, gazap da
kpei konumundadr. Eer avc maharetli ve at ile kpei de eitilmi

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

85

ise, av baaryla sonulanr. Yok, eer avc beceriksizin biri, at ve kpei


de eitimsiz ise avlanmak yle dursun, bu avc her an felaketlerle burun
buruna kalr. Burada avcnn beceriksizlii, insann cehaletine ve basiretsizliine; atn terbiye edilmemi olmas, bata mide ve ferc olmak zere
kiinin ehvetinin azgnlna; kpein eitimsiz olmas da gazap drtsnn ktlk tarafnn kiide ar basmasna iarettir (Gazzl, 2002: 83-85).
Kendilerine Elmal erenleri adn verdiimiz,1 Vhib-i mm (l.
1004/1595), Erolu Nri (l. 1012/1603), Sinn- mm (l. 1067/1657) ve
Niyz-i Msr (l. 1105/1694) gibi sflerde ise avc, balca u metaforik
anlamlar iermektedir:2 Maddi ve manevi her trl eziyet ve cefaya katlanarak meakkatli yollardan geen ve bu arada ilim ve irfan avlar avlayan
(Sinn- mm, 95/12)3, sonunda da Hakka eren k / rif (Sinn- mm,
16/5):
Saldn ikra hod beni, avm alp bulam seni
Balad dny-y den, lutf eyle aver yolum (Niyz-i Msr, 114/5)
Bu, gizli bir avdr (Vhib-i mm, 315/72) ve neticede k, istediini
elde etmitir:
Vechini buldum senin, avm ikrm var benim
phesiz yoktur bezim, gizli bzrm var benim (Vhib-i mm, 309/1)

1 Elmal erenleri isimlendirmesi bize ait olup (bk. gke, 2007a), u anlam erevesinde
kullanlmtr: Bugnk Antalya ilinin Elmal ilesinde 16. ve 17. yzylda yaam ve Halvet-Ahmed silsilede birbirinin talebesi konumunda olan Vhib-i mm, Erolu Nri, Sinn- mm gibi sfler, Trk tasavvuf dncesi ve edebiyatnda nemli bir r amlardr. Kendilerine Vhib-i mmnin dier adndan mlhem Abdlvehhabllar da denen
bu sfler, Ynus Emre slubunu ve dncesini en gzel bir biimde temsil etmiler, yetitirdikleri yirmiden fazla nemli talebe ve pek ok mutasavvfla Elmalnn iki asrlk tarihine damgalarn vurmulardr. Ve nihayet, manevi kemale erme evresinde dokuz yl kadar
Elmalda yaayan kinci Ynus lakapl Niyz-i Msr ile Elmal erenlerinin tasavvuf /
manevi tesirleri talanmtr. (Konuyla ilgili geni bilgi iin bk. Tatc, 2003). Esasnda, temelde snn tasavvuf dncesi erevesinde kalan bu mutasavvflarn yan sra, Elmal
erenleri nitelemesinin kapsamna, 14. yzyldan itibaren yine ayn yrede yaam Abdal
Ms, Kaygusuz Abdal vb. Bekt merep sfleri de katmak mmkndr.
2 Elmal erenlerinde metaforik anlatm konusunda bk. gke, 2007a.
3 Elmal erenlerinden alnt yaparken kullandmz kaynaklar yledir: Vhib-i mm
[Yzm.]; Sinn- mm, 2000; Niyz-i Msr, 1998. Mellif adlarndan sonra gelen ilk rakam,
o airin Dvnndaki iir numarasn, / iaretinden sonraki rakam da o iirdeki beyit numarasn gstermektedir.

86

Ahmet GKE

Mevlna ve dier mutasavvflarn metaforik bir dil kullanmalar, sylemlerinin sradanlktan kurtarlmas ve insanlardan her bir zmreye kendi
anlay glerince hitab bir retim yntemi olarak benimsemelerinden
kaynaklanmaktadr. Dz ve yaln anlatlan herhangi bir meselin sonsuza
dek sylem gcn korumas mmkn deildir. Bundan dolay byk
anlatlar, edeb aheserler, dilin muntazam ve mkemmel kalplarda yansmasn salayan hitabet ve metin trleri, hep bu trden metafor vb. edeb
sz sanatlarna dayal bir ifade tarzn tercih ederler. Mevlna ve dier
sflerin metaforlara bavurmalarnn ve dili estetik balamda kullanmalarnn arka plannda, bu daimlii gzeten / eskimeyen hitap ve retinin
canl tutulmas amac yatmaktadr.4
Bu ksa giriten sonra, Acaba Mevlna Celleddn-i Rm, Mesnevsinde
avc metaforunu hangi anlamlarda kullanmtr? sorusunun yantlarn
aramaya geebiliriz. Her eyden nce belirtelim ki; konuyu sunarken, sefaletten asalete doru tedric bir anlatm yolu deneyeceiz. Bylece avc
metaforu erevesinde, insan denen varln, eer isterse en aalk noktadan en yce mertebelere ykselebilme potansiyeline nasl sahip olduunu
ortaya koymaya alacaz.
1. Nefs
Mevlna Celleddn-i Rm, Mesnevde anlatt temsil bir sahnede,
insan nefsini, kulara fark edilmeden onlar avlamak iin arazi artlarna
uygun kamuflaj yapp pusuya yatan usta bir avcya benzetir:
Bir avc, kular kendisini ot sansnlar diye otlara, imenlere brnm, bana da klah gibi gl ve laleler koymutu. Akll bir ku,
Ben bu eit ayr, imen grmedim; bu insan olsa gerek diye ondan bir koku almt; ama tam deil. nk bu ilk phesi, kesin deildi; ikinci phesi daha kati oldu: Yani, Hayr, hayr dedi; herhalde ayr, imen olmal. Bu phe, hrs ve tamahtan gelmiti.
Hrs ve tamah, hele ihtiya ve yoksulluk zaman pek mkldr.
Peygamber (s.a.v.), Az kald, yoksulluk kfr oluyordu demitir.
(Mevlna, 1990: VI/37-38).
Metinde geen hrs ve tamah, nefsin, yani srekli ktl emredici
(Ysuf, 12/53) olan nefs-i emmrenin en belirgin zelliklerinden ikisidir.
te nefs, tpk kular avlamak iin arazi artlarna uygun kamuflaj yapan
4 Mevlnann kulland metaforik dille ilgili bir rnek iin bk. gke, 2007b: 19-41.

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

87

usta bir avc gibi, pusuya yatm avn beklemektedir. Bunun, avcnn bir
tuza olabileceinden phelenen kuun tereddtlerini gidermek iin
nefs, hrs ve tamah silahlarn kullanarak kuu alt etmi ve avn yakalamay baarmtr.
Nefsin bir baka temel nitelii olan ehvet duygusunu da, da keisini
tuzaa dren avcnn en byk kozu olarak deerlendiren Mevlna,
manzaray yle tasvir eder:
Da keisi, yce da balarnda yiyecek arar, hibir zarara uramadan koar durur. / Yiyecek bulmak, yaylmak zereyken anszn
felein snamas gelir atar. / br daa bakar, orada bir dii da keisi grr. / Derhal gzleri kararr. Bu dadan ta o daa sramak ister. / Dii keinin bulunduu da, ona o kadar yakn grnr ki,
oraya sramak, ev kapsnn etrafnda koup dolanmak kadar kolay
gelir. / Binlerce arn yol, ona iki arnlk bir mesafe gibi grnr, o
sarholukla sramak ister. / Sraynca da iki amansz dan arasndaki ukura dverir. / O avclardan daa kamt; kap snd
yer, kann dker. / Avclarsa o iki da arasndaki yarda oturmu, bu
azametli kaza ve kaderin zuhurunu beklemekteler. / Da keisi, ekseriyetle byle avlanr. Yoksa bu hayvan, pek yrk, pek eviktir, dmann sezer, anlar. / Rstemin kellesi, kula yerindedir, sakall,
bykl bir adamdr. Ama ayan tutup onu kafese sokan tuzak, ehvettir. / Benim gibi ehvet sarholuundan kesil, bu sarholuu, devede seyret! (Mevlna, 1990: III/65-66).
Mevlna, nefsin arzusunu, da keisi metaforuyla veciz bir ekilde anlatr. Da keisinin, diisini kar tepede grp arzulamas sonucunda,
kar tepenin uzakln lp bimeden ve dncesizce atlamas, aslnda
nefsin arzulad nesneye kar akl ve muvazeneyi terk edip hayvan drtlerle hareket etmesini sembolize eder. Nefs, akln ve iradenin kontrolnden kurtulunca, hayvan (saldrgan, atlgan, tahakkm edici vb.) drtlerle
kendini belirginletirir. Nefsin kontrolsz ve dengesiz atak halleri sonucunda telafisi imkansz aclar ve bedbahtlklar ortaya kar. Nefsin bedbahtl, onun temsil ettii insann da felaketi olur.
Hz. Mevlna, baka bir yerde de nefsi, dnya kuyusunun dibinde mahpus kalan aslan konumundaki insan oraya dren ve buradaki hapis
hayatnn srmesine sebep olan aslan avcs bir tavana benzetir. Bu rnekte, ormanlar kral aslan eitli kandrmacalarla dnya kuyusunun iine
drp mahpus brakan, onu kahr u perian eden ve bylelikle koskoca

88

Ahmet GKE

aslan avlayan tavan, insan nefsini temsil etmektedir (Mevlna, 1990:


I/108).
Burada Mevlna, aslnda avc olan aslann, tavann tuzana derek
av olmasn anlatrken de nefsin bu gemlenemez hayvan delimenliinin
kt sonularna dikkat eker. Ancak, bu ve benzeri rneklerdeki unsurlar
farkl olsa da temel vurgu, nefsin, akln ve iradenin kontrolnden uzak
hayvan insiyakla hareketinin olumsuz neticeleri zerinedir.
2. eytan ve eytanlam Kii
Mevlna, insana kar kurmu olduu hile ve tuzaklaryla birlikte tasvir ettii eytan, Mesnevnin bir blmnde yle anlatr:
Bir bak da (eytann) hilebazln anla! yle bir ulu (Hz. dem)
bile, onun hilesi yznden san, sakaln yoldu. / Ey bala tapanlar! Onun errinden amann aman! Onun kafasna L havle! klcn vurmaya bakn! / Pusudan sizi grp durur; fakat siz onu grmezsiniz, gaflet etmeyin sakn! / Avc, daima taneler saar; sat
taneler grnr de yapaca ktlk grnmez. / Nerede tane grrsen, sakn oradan! Sakn da tuzaa dme; kolun, kanadn balanmasn! / Taneyi brakan ku, o hilesiz, dzensiz ovann tanelerini
yer, doyar. / Ona kani olduundan, tuzaktan kurtulur; hibir tuzaa
dmez; kolu kanad balanmaz. (Mevlna, 1990: III/232).
Nasl ki, avcnn sat yemlere aldanarak ondan yemeye kalkan kular onun tuzana derlerse, tpk onun gibi, eytann aldatmak zere
ortala sat yemlere (hilelere) aldananlar da onun tuzana kolaylkla
derler. Avc eytann yemlerinden kendini uzak tutabilenler ise, Cenb-
Hakkn usuz bucaksz, hilesiz tuzaksz rahmet ve merhamet ovasnda,
tam bir gven ve emniyet ierisinde, hi ummadklar tarzda saysz maddi
ve manevi rzklarla nimetlenirler.
eytan, bizzat kendisi insana kar eitli hile ve tuzaklar kurabilecei
gibi, bunun iin gdmne ald insan eytanlarndan (bk. Ns, 114/1-6)
da istifade edebilir. Bu konuda Hz. Mevlna yle der:
Nice insan suratl eytanlar vardr. Onun iin, her ele el vermek
uygun deildir. / Ku tutan avc, kuu avlamak iin slk alar, tme
taklidi yapar. / Aalk kii, dervilerin szlerini, bir selim kalpli ki-

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

89

iye afsun okumak, onu afsunlamak iin alar. / Erlerin huyu, aklk
ve scaklktr; aalklarn ii, hile ve utanmazlktr.
(Mevlna, 1990: I/25-26).
O halde, kuu avlamak iin trl trl tme taklitleri yapan, slk alan
avcnn tlerine aldanmamak lazmdr. Yani, kurtulu iin; ktle /
erre / isyana / gnaha / hakka davet ettiini iddia ettii halde gerekte
batla aran insan eytanlarna kulak asmamak, onun byl szlerine
kanmamak; aksine, hakiki erlerin / Allah dostlarnn yoluna girmek gerekmektedir.
Bilindii gibi Kuran- Kerim, insan helake gtren etkenler olarak
nefs, eytan, heva ve hevesten bahseder. Heva ve heves, insann varolu
gereini unutarak, sadece dnyevi ekim alannn iinde kendini snrlandrmas ve kendinin hakikatini unutmasna vesile olur. Kendini bilmeyen
insan, hayvan ve ehevi duygularn esiri olur. Heva ve heves, Kuranda
sz edilen dier pek ok olumsuz huy ve davranlara da zemin tekil
eder. Heva ve hevesin tetikleyici zellii sayesinde eytan, gemlenemez
dnyevi arzularn istilasyla nefis sahibi insan saptrr. te burada eytan,
insan av olarak gren avc konumundadr. Nefsi eldiren ve Hak yoldan
saptran eytann, ayrca dnyada insanlar arasnda yoldalar da vardr.
te bu eytan yoldalar, insann saptrlmas konusunda eytanla ibirlii
kurarlar. eytan ve ibirlikilerinin temel silah, hile ve hayaszlktr. eytan
iin nefs, avlanmas gereken bir av ise, avcnn avn yakalayabilmesi iin
eitli kandrmacalar ve aldatmacalar iine girmesi doaldr. te eytan da
bunlar yapar. Hz. Mevlna bu durumu, yukardaki rnekte de grld
zere, kuu avlamak iin eitli ku taklitleri yapan avcya benzeterek
izah eder. Islk alan, tme taklidi yapan avcnn slna ve tne asla
kanmamak gerektiini verdii derste anlatr.
3. Allahtan Baka Varlklara Balanan ve Davet Eden Kii
3.1. Dnyaya ve Dnyalklara Taparcasna Balanan Kii
Hz. Mevlna, dnyaya ve dnyalklara taparcasna balanan kiileri,
duvarda yansyan gne nn gerek kaynan aratrmakszn duvarn
gzelliine vurulan kimseye benzetir:
Dnyaya k olan kii, duvardaki gne nn nereden geldiini aratrmayp, duvara k olan kimse gibidir. Duvardaki gne
, duvarn parlaklndan deil, drdnc gkteki gne yuvarla-

90

Ahmet GKE

ndandr. phesiz, duvara gnl veren, ona k olan, gnein gnee kavuunca ebediyen hsranda kalr.
(Mevlna, 2000: Nahf Terc., I/689).
Demek ki, sonunda hsrana uramamak iin, duvara yansyan k
hkmndeki bu gelip geici dnya hayatna ve dnyalklara gnl vermemek; bunun yerine, oraya yansyan n asl kayna olarak, gklerin
ve yerin nuru (Nur, 24/35) olan Cenb- Hakk bilmek gerekmektedir.
Mevlna Celleddn, n kaynana deil de onun yansmasna kaplanlar, Mesnevnin bir baka yerinde, glge avlamaya kalkan avc
istiaresiyle anlatmaktadr:
(O), glge avlayan avcya benzedi. Hi glge ona sermaye olur
mu? / Adam kuun glgesini smsk tutmu. Ku da aacn dalnda
ona amakta ve: / Bu aklsz adam neye seviniyor ki? demekte. te sana batl, ite sana rm sebep! (Mevlna, 1990: I/225-226).
Grld gibi Hz. Mevlna, dnyaya taparcasna balanan kiiyi,
daha nce Platonun kulland maara istiaresini hatrlatan duvardaki
gne nn nereden geldiini aratrmayp duvara k olan kii benzetmesiyle anlatmaktadr. Gnein ekilince, ortada karanlk bir duvar
kalacaktr. Burada insan iin elde edilen sonu, hsrandan baka bir ey
deildir. Demek ki, gklerdeki ve yerdeki btn gelip geici varlklarn
/ nuru olan, asla snmeyen asl kayna grmek gerekmektedir. Aksi
takdirde, duvara gnl veren, asl k kaynann n ekmesiyle, kapkaranlk bir duvarla babaa kalacaktr.
3.2. Dnyalklara / Ayara / Msivya Davet Eden Kii
Avlayaca kuu yakalamak iin ku gibi ten, slk alan avc metaforunu, bu kez Allahn dndaki eylere / dnyalklara / ayara / msivya
davet eden kiiyi tasvir iin kullanan Hz. Mevlna, bu tr kimselerin arlar karsnda muhataplarna tedbirli ve ihtiyatl olmay salk vermektedir:
htiyat ona derler ki; seni [dnyalklara / ayara / msivya] davet ettiler mi, Bunlar, benim sarhoum, bunlar benim dostum, beni
seviyorlar, beni istiyorlar demeyesin. / Davetlerini, kulara alnan
slk bil! Avc, pusuda gizlidir de ku gibi ter durur. / nne de
seslenen, ten, ran budur zannn vermek iin bir l ku koymu. / Kular, onu kendi cinsinden sanp toplanrlar. O da onlarn

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

91

derilerini yzer. / Ancak Allah hangi kua ihtiyat ve tedbir duygusu


vermise, o ku o taneye, o tuzaa aldanp gelmez. htiyatszlk, tedbirsizlik, pimanlktan ibarettir (Mevlna, 1990: III/19).
Sadece, nne atlan yemin tuzak olabileceini dnerek ihtiyatl ve
tedbirli davranan kular; pusuya yatp slk alan, ku gibi ten, hatta ortaya bir de l ku koyan avcya avlanmaktan kurtulabilirler. yleyse sonunda piman olmamak iin, Allahn dndaki her trl msiv ve dnyalk arsnn bysne kaplmamak lazmdr. Aksi takdirde, avcnn
tuzana den da keisinin akbetine uramak kanlmaz olacaktr:
Sahrann yz dmdz ve genitir; ama her admda bir tuzak
var; kstaha komay brak! / Da keisi Nerede tuzak? diye koar; fakat yrd m tuzaa der, boazndan yakalanr. / Nerede
tuzak? diyordun ya, ite burackta, bak da gr! Ovay grdn; ama
tuza grmedin. / A akn, ayrlkta tuzak, pusu ve avc olmadka
kuyruk mu olur? / Bu yere kstaha gelenlerin kemiklerini, kellelerini gr! / Ey seilmi kii, mezarla var da onlarn kemiklerine, balarndan geenleri sor! / O kr sarholara bak da aldan kuyusuna
ba aa nasl dtler, aka gr! / Gzn varsa krcesine gelme,
gzn yoksa eline bir sopa al! / Tedbir ve ihtiyat sopan yoksa bir gzly klavuz edin! / Tedbir ve ihtiyat sopan yoksa klavuzsuz her yolun banda durma! / Krn adm atmas gibi ihtiyatla adm at da
ayan kuyudan da kurtulsun, kpekten de. / Kr, bir kazaya uramayaym diye, titreye titreye, korkarak, ihtiyatl adm atar.
(Mevlna, 1990: III/22-23).
4. Sahte eyh / Mteeyyih / eyh Tasla
Bir baka yerde de, avlayaca kuu tuzaa drmek iin ku gibi
ten avc metaforunu, gerekten eyh olmad halde eyhlik iddiasnda
bulunan sahte eyh / mteeyyih ve eyh taslaklar iin kullanan Mevlna
Celleddn-i Rm, bu kiilerin szlerine kanmamak ve hakiki Allah dostlarn arayp bulmak gerektiini, baknz, nasl anlatyor:
Her aalk kii Dvudluk davasna kalkr. Anlamayan kiiler
de ona yapr. / Ahmak ku, avcdan ku sesi duyar da o tarafa uar
gider. / Dvud olmad halde Dvudluk davasna kalkan, kendi
mal olan eyle bakasndan naklettii eyi ayrt edemez, sapktr o
kii. Kendine gel de manevi bir adam bile olsa ka ondan! / Onun

92

Ahmet GKE

yannda, kurtulmu kiiyle bal kii birdir. Kesin bilgiye eritim


diye iddia etse de phededir. / Byle adam, halk yannda zekdan
ibaret bile olsa, madem ki kendisinde bu anlay, bu ayrt edi yok,
ahmaktr! / Kendine gel, ceylan, aslandan nasl kaarsa, ondan yle
ka! Ey bilgili yiit, sakn onun yanna koma! (Mevlna, 1990:
III/208).
5. Mrit / Sf
Hakikaten Allaha ermek isteyen (mrit) kimsenin, gerek Allah dostlarn arayp bulmas gerektiini, Allah dostlaryla dost olmann kiiyi Allaha dostluk mertebesine ykselteceini ifade eden Mevlna, buradaki
mridi, dostun yolunu gzleyen ve onu her trl olumsuzluktan gz gibi
koruyan avc metaforuyla izah etmitir:
Yalnzlktan mitsizlie dnce, gne gibi bir sevgilinin glgesi altna gir! / Yr, tez bir Allah dostu ara. Byle yaptn m, Allah,
senin dostun olur. / Halvette oturup gzn yuman da bunu yine
dosttan renmitir. / Ayardan halvet etmek gerek, yardan deil.
Krk, kn ie yarar, baharn deil. / Akl, baka bir aklla birleti
mi; nur artar, yol meydana kar. / Fakat nefis, bir baka nefisle sevinir, glerse karanlk oalr, yol gizlenir. / Ey avc, dost senin gzndr. Onu er pten ar tut! / Sakn dil sprgesiyle ona toz
kondurma! Gze tozu topra hediye gtrme!
(Mevlna, 1990: II/2-3).
Mesnevnin, avc metaforuyla ilgili belki de en muhteem benzetmesi,
mridi/sfyi anlatrken kulland, avnn peine den, ceylann ayak
izlerini grp takip eden avc figrdr. Sf, tpk bir ceylan avlamak iin
onun peine den, onu yakalamak iin ayak izlerini takip eden bir avc
gibidir. Fakat maharetli avc, belli bir sre sonra o ceylann misk kokusunu
hissetmeye balamal ve onun ayak izlerini takip etmekten vazgemelidir.
nk ceylann misk kokusu, avn yakalama konusunda artk ona ayak
izlerinden daha kesin bilgi vermekte, onu avna ok daha abuk yaklatrmakta ve daha ok zevk vermektedir. Yani, elbette mride, mridinin
ayak izlerinin peine dp onu taklit etmek yol gsterir; fakat asl maksat,
belli bir mesafe kat ettikten sonra, artk hunun misk kokusu mesabesindeki ilah hikmet ve marifeti alglayp sezebilme mertebesine erebilmektir.
Zira marifet ve hikmet kokusunu takip ederek elde edilecek bir manevi

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

93

makam, iz srerek ulalacak yz makamdan daha deerli ve zevklidir.


Konuyu Hz. Mevlna yle tasvir eder:
Sfnin defteri, harflerin yazlmasndan meydana gelen karalama
deildir. Ancak kar gibi bembeyaz ve tertemiz bir gnldr. / limin
az ve sermayesi, kaleminin eserleridir. Sfnin az ve sermayesi
nedir? Ayak izleri! / Sf; av peine den, ceylann ayak izlerini grp onlar izleyen avcya benzer. / Bir mddet ceylann ayak izleri
ie yarar. Ondan sonra ise esasen hudaki misk kokusu, yolu gsterir. / Bu izlere, bu izlemeye kreder de yol alrsa, nihayet o adm
atma ve o yol alma yznden muradna ular. / Misk kokusunu duyup bir konak yol almak, iz izleyerek yz konaklk yol almaktan, yz
konaklk yolu dnp dolamaktan daha iyidir.
(Mevlna, 1990: II/13).
6. k
Duyduu ilah hikmet ve marifet kokusunun verdii haz, lezzet ve
zevk sayesinde mritlik ve sflikten kla ykselen Hak yolcusu, artk
maukundan gelen birtakm ilhamlara mazhardr. Hani o, maukunu avlamak, onun rzasn kazanmak iin trl tedbirler alan bir avc idi ya, ite
imdi, bu yzden eitli skntlara, dertlere dmt. Avnn izini bulmak
iin eitli arelere bavuruyor, feryad u figan ediyor; fakat bir trl onu
bulamyordu. Elbette mauk, na yol gsterip bir an nce kendisine
kavuturabilir; fakat vuslatn tad, lezzeti ve zevki, yolda ekilen sknt ve
zahmetlerle e deerdedir. Durumu Hz. Mevlna yle zetliyor:
Sen, benim avcm deil misin, beni aramyor musun? Benim kulum,
emrime tabi deil misin? / Bana kavumak iin tedbirler kurmadasn.
Benim ayrlmla herkesten ayrlm, beni arayp durmaktasn; kimsesiz
bir hale gelmisin! / Dertlere dm, izimi bulmak iin arelere bavurmusun. Dn senin yank yank h ettiini duydum. / Seni bekletmeksizin de kendime kavuturmaya, sana yol gsterip kendime almaya
kadirim ben. / Bu suretle bu devrann girdabndan kurtulur, vuslat hazineme ayak basarsn. / Fakat varlan yerin tatll, lezzetleri, seferde ekilen zahmetlerle llr. / Ne kadar gurbet eker, mihnetlere ve zahmetlere urarsan, ehrinden, akrabandan o derece lezzet alr, zevk bulursun!
(Mevlna, 1990: III/339-340).

94

Ahmet GKE

7. Mauk: Kendisine k Olunan Hak Tel


Bir huyu avlamak iin yola kan avc, onun misk kokusunu duyunca
ona vurulmu, ona bir tutku derecesinde balanm, onu avlamak iin trl ilelere katlanmak zorunda kalmtr. Yani, Hakka vuslat midiyle yola
giren mrit/sf, Cenb- Haktan gelen marifet ve hikmet kokular ve ilhamlar yznden Onun rzasn kazanmak, onun tarafndan sevilmek
sevdasna dmtr. Esasnda balangta onu avlamak iin yola kan bir
avc idi; fakat neticede kendisi Ona av oldu, avc ise O. Velhasl, av ile avc,
k ile mauk birbirinden fark edilemez olmutur. Avlanan kim, avc kim;
k kim, mauk kim; artk ayrt etmek ok zordur. Bu durumu Mevlna
Celleddn-i Rm yle anlatyor:
Padiahlar, kendilerine kul olana kul olurlar. Halk, umumiyetle
kendi yolunda lenin yolunda lr. / Avc, onlar anszn avlamak
iin kulara av olmaktadr. / Dilberler; klar, canla, bala ararlar.
Btn mauklar, klara avlanmlardr. / Kimi k grrsen, bil ki
mauktur. nk o, k olmakla birlikte, mauk tarafndan sevildii
cihette mauktur da. / Susuzlar lemde su ararlar; fakat su da cihanda susuzlar aramaktadr. (Mevlna, 1990: I/139).
Mademki durum byledir; o halde, o esiz ustalktaki hakiki avcnn
avcln grp, artk avcl brakma zaman oktan gelmitir:
Kalk, yaban eei avlayan Tanr aslanlarn gr! Sen, neden kpek gibi hileyle kr avlamadasn? / Onlara yaban eei avlyorlar dedim... Fakat yaban eei de nedir ki? Onlar sevgiliden bakasn avlamazlar... Hepsi de aslandr, aslan avcsdr, nur sarhoudur! / Av
ve padiahn avcln seyrederken hepsi de avlanmay brakmlar,
hayran olup can vermilerdir! / O cinsten olan kular avlamak iin
avclar nasl ellerine l bir ku alrlarsa, sevgili de onlar eline almtr. / O l ku vuslat ve firkat arasnda ihtiyarsz bir haldedir.
Kalp, Allahn iki parma arasndadr hadisini okumadn m? /
l kua avlanan, dikkat ederse grr ki padiaha avlanmtr. / Bu
l kutan ba eken, asla avcnn elini bulamaz!
(Mevlna, 1990: IV/87).
En mkemmel avcnn gzelliini grp avcl brakabilmek iin, duyu organlaryla alglanabilir fiziksel dnyann tesini gremeyen akl- ma terk edip, metafizik leme ait olgular kavrayabilen akl- mad ile yol

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

95

almak gerekmektedir. Burada Mevlnann yetersiz grd akl, kll akl


deil, cz akldr. Kll akl (akl- mad), Allahn kudretinden ilk nce
ortaya kan akldr; hakikat-i Muhammediyyedir. (Cebeciolu, 1997: 99).
Fiziksel dnyann tesini, metafizik lemi de kavrayabilen akldr. Cz
akl (akl- ma) ise, dnya ilerini ve tabiat lemine ait meseleleri idrak
eden, ancak tabiat tesini kavrayamayan akldr. eitli dnce kurallarna ve kalplarna, kyas ve mantk esaslarna gereksinim duyan bu akl ile
tanrsal konular gerei gibi bilinip kavranamaz. Esasnda tek bir hakikatten
ibaret olan akla, her iki ynelii asndan, bu iki ayr ad verilmitir (Uluda, 1991: 97-98). Baknz, Hz. Mevlna, durumu btn aklyla ne gzel
ifade ediyor:
Akl (akl- mad) vardr, gne gibi; akl (akl- ma) vardr,
zhre yldzndan da aadr, yldz akmasndan da. / Akl vardr,
bir sarho mumu gibi; akl vardr, bir ate kvlcm gibi. / O gne
gibi akln nnden bulut kalkt m, Allahn nurunu gren akllar
faydalanrlar. / Akl- cz, akln adn ktye karmtr. Dnya
murad, insan muratsz bir hale getirmitir. / O (kll akl), bir avdan avcnn gzelliini grmtr. Bu (cz akl) ise, avcla dm, bu yzden bir avn derdine uramtr. (Mevlna, 1990:
V/41).
Deerlendirme ve Sonu
En bata belirttiimiz nl slam dnr bn Miskeveyhin insan ruhunu anlatmak iin avc metaforuna bavurmas, bizde u manalar artrmtr: nsan ruhu avc ise ve avcnn maddi platformda elde ettii ey de
helal klnm ise; benzer ekilde ruhun av makamndaki akl yrtme
sonucunda elde edilecek ey de helaldir. O halde maddi zemindeki avn
helalliinin artlar, manevi alanda akln karmlarnn meruluunu gerektirir.
Gazzlnin akl, at ve kpei bulunan bir avcya benzetmesine gelince:
Akl yrtme, bizzat akln kendi icra ettii fonksiyonel zemine gre iki
ekilde deerlendirilebilir: Pratik akl ve teorik akl olarak adlandrlan
akln fonksiyonel alanyla ifade edilmek istenenler unlardr:
Pratik aklla, gndelik hayatn genel karakteristiini oluturan dnyevi
ileri, bedensel arzu ve ehevi istekleri ynlendirmeyi, arzu ve itahlar
denetim altnda tutmay salayan akln gc kastedilir. Akln dnyaya
dnk olan bu paras, insana eylemlerinde yol gsterir ve pratik bilgelik

96

Ahmet GKE

salar. Pratik bilgelik ise, insanlar iin iyi ve kt olan eylerle ilgili olarak
bir kural yardmyla eylemde bulunma yeterlilii verir.
Teorik akl, kendine deimez, ezel ve ebed eyleri konu alr. Varln
ve bilginin ilk ilkelerini aratrr; eylerin niin olduklar gibi olduklarn
gsterir ve teoriler oluturur. Akln bizzat kendisi iin istenen etkinlik,
sophia yani teorik ya da felsef bilgeliktir. Teorik ve pratik akldan oluan
bir btn olarak akl, ruhun rasyonel parasn oluturur. Ruhun rasyonel
taraf, rasyonun btnyle intibak edemedii alanla ilgili, dilin sunduu
zengin ifade biimine bavurur. Akl, burada ince ve zevkli bir sylem
gelitirir. Bu balamda Gazzlnin akl, at ve kpei bulunan bir avcya
benzetmesi, akln fonksiyonlarn edeb bir tr iinde metafora dntrmesiyle mmkn olur. ehveti avcnn at, gazab da kpei olarak dnen Gazzl, atn gemlenmesi, yani kontrol altnda tutulmasna telmihte
bulunarak, yine her an saldrmaya hazr bir varlk olarak ele ald kpei
de ayn ekilde saldrmasn nleyecek bir muhafaza iinde bulundurulmasn ima ederek, yani balarla balanm bir varlk olarak somutlatrmak
suretiyle, pratik akln ilevine iarette bulunmutur. Pratik akl, ruhun ya
da nefsin haddini / snrlarn izen bir grev stlenmektedir. Nefsin ehevi
gcn ve terbiyesini ifade etmede kullanlan bu istiareler, nefsin potansiyelindeki gc somutlatrmak bakmndan, nefsin hakikatine en uygun
dilsel aralar olarak karmza kmaktadrlar.
Kamil insan olmann pratikteki mektebi olan slam tasavvuf geleneinde, nefsin terbiyesi en nemli zemini oluturur. Esasnda bir btn olarak slam iin, insan terbiye mektebidir de denebilir. nk slamn
retileri, nefsi terbiye etmek, onu kontrol altnda tutmak, kt ahlaktan
arnp gzel huylarla donanmak temeline dayanr. nsann maddi ynne
meyli ifade eden nefs ve halleri kontrol altna alnmak suretiyle, insann
dier ynn oluturan manevi boyutla irtibata gemeyi ve manevi boyutun insan olmakl belirlemesine imkan vermeyi salar.
nsann yaad ortam olan dnya yasaldr, yani kuralldr. nsann
ycelmesi, ruhun zgrl, yasal dnyann varlk artlar ierisinde geliir. nsann terbiyesi, evrenin yasallna dayanan bir kuralsallk iinde
kapsanr. nl rnesans dnr Pico della Mirandello, ruhun arnmasn, evrenin yasalaryla uyuma balar. nsanda dnyadaki her varln, canlnn tohumu olduunu ifade eden Mirandello, insandaki potansiyel glerden, rnein duyumun tohumlarnn gelimesiyle, ya da bu tohumlarn
gelimesine izin verilmesi durumunda, insann hayvanlaacan belirtir.
nsanda akl tohumlarn imlenip yeermesi durumunda ise, o gksel bir

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

97

canl olacaktr. Yine insanda anlama yetisinin tohumlar imlenirse, bu defa


insan melek gibi olur. O, herhangi bir yaratn payna denle yetinmez
ve kendi birlii iinde kendini yukar kaldrrsa, tanrsal tinle/ilahi ruhla
btnleir. Bu durumda da her eyin zerinde ve her eyin banda olur
(Mirandello, 2006: 5).
nsann bu manevi alana ulamas ya da idrak etmesinin yolu, nefsi terbiye ve kontrol etmekten geer. Gerek slam mtefekkirlerinin ve gerekse
Batl dnrlerin temel vurgular, nefsin denetimi, kontrol, eitimi ve
arndrlmas zerinedir. Tasavvuf byklerinin metinlerinde avc istiaresi
de nefsin terbiye ve tezkiyesini esas alan ve nefs eitimini gerekletiren
yegane g olan pratik aklla yakndan ilgilidir. Pratik akln uygulama
alan, iradeyi oluturan ve onu faaliyete geiren, iradeyi mmkn klan bir
zemindir.
Pratik akln uygulamalarndan baaryla geen insan, teorik akln kapsama alannda yetkinleir. Bu, iradesine hakim olan ve irad olarak gelien
bir insann, teorik akl balamnda yetkinlemesi anlamna da gelir. nk
akl, aslnda tmel bir olgudur. Tmel bir olgunun bir tarafnn yetkinlemesi, doal olarak dier tarafn da yetkinlemesinin zeminini hazrlayacaktr.
te btn bu deerlendirmeler nda, Elmal erenleri adn verdiimiz sflerin, avc metaforunu, maddi ve manevi her trl eziyet ve cefaya katlanarak meakkatli yollardan geen ve bu arada ilim ve irfan avlar
avlayan, sonunda da Hakka eren rif/k durumunda olmas hakikatini
ifade etmek iin kullandklarn grmekteyiz.
Keza, Mevlnann avc metaforunu kullanrken sunduu aklamalar
da nefsin dnyevi ehvetleri ve bunlarn realizasyonuna iaret edip, dnyevi istek ve arzulara ynelik uzanmlarn ehvet tarafndan yakalanmas
ve fiiliyata geirilmesi biiminde anlam kazanmaktadr. Gazzlnin avcy
anlamlandrmas ile Mevlnann anlamlandrmas arasndaki farka dikkat
etmek gerekmektedir. Ama sonuta her ikisinin temel vurgusu da nefsedir
ve nefsin eitimi ve arndrlmas zerinedir.
Tasavvuf erbab, dnya-uhra dalitesinde dnyay; ehveti, nefsani istekleri ve insan hayvanlatrma eilimlerini temsil eden bir merkez olarak
grrken, insan dnyann kuatcl ve aldatclndan kurtaracak yegane aracn, iradeyi harekete geiren akl mekanizmas olduuna iaret ederler. Akln nefs balamnda dnyevi halleri terbiye edici yn, dier yandan
uhra ile iliki kurmasn ve dolaysyla ycelmesini de salayacaktr.

98

Ahmet GKE

Nitekim nefs-i emmre dizginlendiinde, yapt ktlklerin farkna


varmaya balayan nefs-i levvmeye dnr. Yolda ilerlemeye devam
ederse, huzur ve skuna kavumu mutmainne nefs halini alr. Daha sonra
o, Cenb- Haktan raz olan, Onun da kendisinden raz olduu nefs-i
rzyye ve marzyye aamalarnda, yce Rabbin u arsn duyar: rci
il Rabbik (Dn Rabbine!) (Fecr, 89/27-28). Tpk, bakcsndan uzaklaan
doann tekrar geri dnerek sahibinin koluna konmas gibi:
Yaknndan nameler terennm edildiinde, ve rahmetinin o latif
hikmeti: Yksel, havalan! diye buyrulduunda, Nasl olur da ruh
kanatlanp umaz? Nasl olur da doan, avdan hzla sultana doru
kanatlanmaz? Hkmdarn davulu ona: Bana geri dn! ars
yapmakta (Schimmel, 2003: 116-117).
nsann ruhi potansiyelini oluturan, yani karakter ve kiiliini oluturan ynn dikkate alan Hz. Mevlna, insann ruh ve ahsiyet terbiyesinin
irade eitiminden getiini vurgular ve buna dayal bir reti gelitirir. O,
insan oluturan, onun znesi ya da ahsnn fiziksel varl ve bu varln
sorunlarndan ok; insann ahsiyeti ve karakterini oluturan ruhi ynnn
eitimi ve olgunlatrlmas iin, Kuran perspektifinden hareketle, edeb
dil zenginliini de kullanp estetik bir aklama tarz gelitirir. nsann bu
iki yn, ou kez birbirinden bamsz bir yapdaym gibi grnr. Nitekim Kurandaki: Onlarn kalplerinde ve ruhlarnda hastalk vardr (Bakara,
2/10) ayetinde de bu duruma iaret vardr. te, metninde kulland, metafora dayal edeb slup iinde anlatma biimiyle Hz. Mevlna, insann olgunlamasnn imkann, ruhun terbiyesinde ve ruhu hastalkl klan ehevi, nefsani, dnyevi ya da heva ve heves balamndaki ynelimlerden saknmada grr.
slam tasavvuf ekolnn reti tarznda nefsin terbiyesi; dnyevi eilimlerden, insanlar aldatma ve hileyle Haktan saptrmaya ynelik itkiler
ve vastalardan vazgeirmenin temel arac olarak grlr. Yine, insana
Yce Yaratc tarafndan bahedilmi olan akl ve buna bal irade gcnn
de ayn ekilde etkin olduu belirtilir. Mesnevde Hz. Mevlna yle der:
Yce Yaratan, lemdeki mahlukat, trl yaratmtr: Birinci
blk, srf akl, bilgi ve cmertlikten yaratlmtr; bunlar meleklerdir. Allaha itaatten baka bir ey bilmezler; mayalarnda hrs ve tamahtan eser yoktur; Allah akyla yaayan mutlak nurdurlar. kinci

Mevlnann Mesnevsinde Avc Metaforu

99

blk, bilgi denilen eyden tamamen yoksundur; hayvan misali otlayp semirir, yalnzca Ahrdan ve ottan baka bir ey grmez gz;
ne ktln ne olduunu bilir, ne de stnln. nc bl
ise insanolu tekil eder. nsann yars melek, yars da eektir.
Onun eek olan yars, alakla/sflilie temaylldr; br yars
ise ycelie/ ulvilie eilim gsterir. atmada bu ikisinden hangisi
stn gelirse, odur insan (Mevlna, 1990: IV/122-123).
Hz. Mevlnann iirsel bir sluba dkt ve temeli bir hadis-i erife
dayanan bu aklamalara gre, yaratlanlarn bir bl mutlak nurdan,
br blm de fke ve ehvetten yaratlmlardr. nsan ise bu ikisinin
karmndan ibarettir. Kamil insan, kemaltn kendi znde potansiyel
olarak (bil-imkn) var olan hayvan ve insan olma istidadndan hangisinin
ynne evirirse, o oranda varoluunu gerekletirir. Onu ehvet ve
hevadan koruyacak olan, akl ve iradeye dayal bir Allaha teslimiyet ve kul
olma bilincidir. Allaha teslimiyet ve kulluk, aslnda insann zgrlnn
ve her trl msiv balarn koparp ycelmesinin zeminini oluturur.
nsan alaklktan kurtarp ycelie sevk edecek potansiyel (bil-imkn)
varlnda mndemi olan bu zelliklerin bilfiil duruma geebilmesi, yine
nefsiyle iradi olarak muhasebeye, murakabeye ve hesaplamaya dayanr.
te, insan murakabe ve muhasebeden uzaklatracak ve onu sadece dnyann snrlarna mahkum edecek, ruhani terbiyeden mahrum brakacak
her trl ynelim, Mevlnann Mesnevsinde haric ve dahil sebepleriyle
birlikte av-avc, yani yalanc eyh ve buna kanan aklsz mrit metaforlaryla anlatlr.
te akll mrit de, nce ayak izlerini izleyerek peine dt ceylann misk kokusunu duymaya balayan avc gibi, ilahi hikmet ve marifetin
kokusunu, tadn ve zevkini almaya balamal ve onu takip ederek kendisine k olduu maukunun gnln avlamaya, rzasn kazanmaya almaldr. te o zaman, bir avc olarak kt yolun sonunda, hakiki avcya av olmann tadna, lezzetine ve zevkine erebilir.
Son sz yine Hz. Mevlnaya brakalm:
Avlamaya deen ey ancak aktr. Fakat o da yle herkesin tuzana der mi
ya? Meerki sen gelesin de ona av olasn... Meerki sen, tuza brakasn da onun
tuzana gidip desin. (Mevlna, 1990: V/37).

100

Ahmet GKE

KAYNAKA
CEBECOLU, Ethem, (1997); Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Ankara.
DOAN, D. Mehmet, (1996); Byk Trke Szlk, 11. bs., stanbul.
GAZZAL, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed, (2002); Mericl-Kuds
f Medrici Marifetin-Nefs/Hakkat Bilgisine Ykseli, (ev.: Serkan
zburun), stanbul.
BN MSKEVEYH, (1983); Ahlak Olgunlatrma/Tehzbl-Ahlk, (ev.: A.
ener - C. Tun - . Kayaolu), Ankara.
KEKLK, Nihat, (1990); Felsefede Metafor, stanbul.
MRANDELLO, Pico della, (2006); nsann Deeri zerine Sylev, (ev.: L.
zar), Bursa: Biblos Yay.
NYZ- MISR, (1998); Dvn, (hzl.: Kenan Erdoan), Ankara.
GKE, Ahmet, (2007a); Elmal Erenlerinde Mana Dili, Ankara: Elmal Belediyesi Yay.
_____, (2007b); Mevlnann Mesnevsinde Har (Eek) Metaforu, Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Yl: 8, S 18, Ankara, OcakHaziran, ss. 19-41.
RM, Mevlna Celleddn, (1990); Mesnev, (ev.: Veled zbudak, gzden
geiren: Abdlbki Glpnarl, II. bs., stanbul.
_____, (2000); Mesnev-i erf: Manzum Nahf Tercmesi, (hzl. mil
elebiolu), stanbul.
SCHIMMEL, Annemarie, (2003); Ben Rzgarm Sen Ate, (ev. Senail zkan), III. bs., stanbul.
SNN-I MM, (2000); Dvn, (hzl. A. Azmi Bilgin), stanbul.
TATI, Mustafa, (2003); Elmalnn Canlar, stanbul.
ULUDA, Sleyman, (1991); Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul.
VHB- MM, Dvn, [yz.] Abdullah Ekiz nshas.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number:1, s. 101-119

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar


Ali AVUOLU
zet
Trk szcnn tek heceli bir szden mi yoksa iki heceli bir szden mi geldii konusunda kesin bir sonuca varlamamakla birlikte nereden geldii konusundaki bilgilerimiz tarih
belgelere dayanmaktadr. Trkiye szcnn de ilk zamanlar Trklerin yaad corafyay,
daha sonralar ise zellikle Anadoluyu ifade ettii belgelerden anlalmaktadr.
Baz milletlerin adlar gibi Trk ad da rk anlamnn dnda baka anlamlarda kullanlmtr. Muhtelif metinlerden ve Mevlnann eserlerinden anlald zere Trk szcnn
daha ok gl, gzel ve gebe anlamlarnda kullanld grlmektedir. Bu anlamlar dnda Mevlna, ak ve anlam da Trk szcyle ifade etmitir.
Mevlnann Trk szcn sz konusu anlamlarda kullanmasnda Trklerin bir rk
olarak maddi ve manevi gzel hasletlerinin etkisi olmutur.
Anahtar Kelimeler: Trk, sz, Mevlna, gzel, anlam.

The Name of Turk and Meanings of It on Mawln


Abstract
It could not be reached a definite conclusion whether the word of Turk comes from a
singular or plural form, but we have historical documents about where it came from. Looking
through these documents windows also it is understood that the word of Turkey had been
used to mean a vast district in early times where the Turks lived on it; afterwards it has been
used especially for Anatolia.
As the nouns of several nations the noun of Turk had been used in a few senses together
with the sense of nation. Accordin to several documents and according to Mawln the word
of Turk is used as the meanings of might, beautiful and nomad. Mawln used these senses in
several dimensions; he also used the Turk instead of beloved, love and meaning.
It is understood that the boastful material and the moral characters of Turks had been
effective on Mawln to use the Turk with these senses.
Key Words: Turk, word, Mawln, beautiful, meaning.

Yrd. Do. Dr., Erciyes lahiyat Fakltesi, retim yesi.

102

Ali AVUOLU

Tarihte rk ad olmasnn yan sra, zellikle edeb eserlerde eitli anlamlar yklenerek kullanlan ender szcklerden biridir Trk. in, Trk
ve Batl kaynaklardan hareketle bu szcn, tarih iinde hem etnik hem
de siyasi bir btnl ifade edecek ekilde kullanlm olduunu belirttikten sonra, bugn siyasi bir btnln ad olmak zere sadece Trkiye
Cumhuriyeti snrlar iinde yaayan insanlar iin kullanldn syleyebiliriz. Kltrel anlamda Trk szc, Trkiye dnda yaayan ve kken
olarak Trk soylu topluluklar iin de kullanlmakla birlikte siyasi anlamda
onlarn boy adlarnn devlet ve ulus ad olarak kullanld grlmektedir.
Kltr tarihinde milletlerin belirgin zellikleriyle tanndklar bir gerektir. Bu zelliklerini maddi ve manevi hayatlarnn eitli boyutlarna
yanstmlardr. Bu nedenle ngiliz, Alman, Slav, Arap, Trk vb. szcklerin ardnda bu uluslar tantc eitli kimlik bilgileri sakldr. Bu balamda
baz rk adlarnn, bilinen anlamlarnn dnda, eitli duygu ve dncelerin ifadelendirilmesinde kullanld da olmutur.
Bilim ve sanata ok nemli katklarda bulunmu olan Trk ulusunun
adnn, eitli duygu ve dnceleri anlatmakta bir ara olarak kullanld
da grlr. Burada Trk ve Trkiye szcklerinin kaynaklar, anlamlar ve zellikle Mevlnann Trk hangi anlamlarda kulland konular zerinde durulacaktr.
Trk ve Trkiye szcklerinin kayna
Trk adndan, Tugar olarak bahseden en eski belge, Musevilerin
Ahdiatik (Tevrat)idir. Ahdiatik en eski branice eserdir. Dnya varlndan, milletlerden, devletlerden ve dnyann kuruluundan bahseden en
eski eser olarak Ahdiatikin fasllarnda, insanln douu (tekvin-i mahlukat) blmnde anlan Tugar, Nuhun olu Yafesin oludur. sadan 458
sene nce yaam olan Musevi tarihisi Hazkiyal, Tugarla ilikilendirilen
Toroklarn yaad blge olarak Orta Asyann tam bir tarifini yapyor.
nl tarihi Josephe Flavius yle diyor: Toroklar, Darann lkesinin bitiminden balayan ve sonu bilinmeyen yerlere kadar geni sahalarda yaayan, balca dokuz kola ayrl byk bir millettir. in ktas da Toroklarn
egemenlii altndadr. Ahdiatikin en tannm mfessiri Mendelson, tekvin-i mahlukat bahsini aklarken Torok tabirinin Trk olduunu ve bu
deyimin Turan eklinde kullanld zaman Trklerin asl vatan olarak
anlalmas gerektiini karlatrmalarla anlatr (Kutay, 1968: 33).
Trk sznn bir rk ad ya da Gktrk devletinde olduu gibi siyasi
bir isim olarak tarihin ok eski zamanlarndan beri kullanld ve ince

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

103

tiele sznn Trk sz olduunda Japon kaynaklarn birletii ifade edilir


(Taneri, 1983: 53; Gde, 1992: 20).
Yine inlilere gre mifere benzeyen Altay dalar eteklerinde yaayan
boylara Trk ad verilmi, nk eski ran dilinde mifere terk denirmi.
Ayrca in kaynaklar ve Gktrk yaztlarna gre Trk sznn hem millet hem de devleti ifade edecek anlamda kullanld anlalmaktadr
(Baykara, 1998: 49).
Trk szc Gktrk yaztlarnda Trk, Trk, Trk, Trk okunacak ekilde iki heceli olarak gemektedir. Ancak bir ksm yaztlarda
(Tonyukuk, Ongin ve Kl--or) bugn kullandmz gibi Trk eklinde
gemektedir (Baykara, 1998: 26).
Kafesolu, yukardaki bilgilerle birlikte baka bilgileri de anar ve lengistik adan bu szcklerin Trk szc olup olmad konusunun
kesinlik kazanmadn belirtir; sz konusu szcklerin iki heceli olmasnn
bu pheyi artrdna iaret eder. Tek heceli kullanma Gktrklerden
itibaren (MS 6., 8. yy.da) rastlandna, r harfi bulunmayan incede szcn Tukyu, Tu-cheh, Tuche/Tuke, Toukiou vb. ekillerinde eviri yazya
aktarldna deinir (Kafesolu, 1989: 42). Ayrca Moollarn da Trklere
Trkt dedikleri belirtilir (Taneri, 1983: 54).
Divan- Lgatit-Trkte Trk adnn Nuhun olunun ad olduu,
hem kiiyi hem de toplumu ifade edecek ekilde teklik ve okluk anlamlarda kullanld belirtilir (Kagarl, 1992: 351).
Yukarda da deinildii gibi Gktrklerin siyasi anlamda ve devlet ismi olarak Trk ilk kullanan ulus olduu bilinmektedir. Bylece Trkn
daha Gktrkler zamannda etnik bir isim olmaktan kp btn topluluklar ifade eden bir anlam kazand sylenebilir (Kafesolu, 1989: 44).
Corafi ad olarak Trk szcnn kullanlmasna gelince: Trkiye
(Turkhia) ekline ilk olarak Bizans kaynaklarnda tesadf edilmektedir. 6.
asrda Trkiye tabiri Orta Asya iin kullanlyordu. 9., 10. asrlarda
Volgadan Avrupaya kadar olan sahaya bu ad verilmekte idi. 13. asrda
Trk Devleti zamannda Msr ve Suriyeye Trkiye deniyordu. Anadolu
ise 12. asrdan itibaren Trkiye olarak tannmtr (Kafesolu, 1989: 44).
Daha nce Anadoluya Birn ve bni Sinann eserlerinde de grld zere Rum Diyar denmekteydi (Kahya, 2004: 245).
Mevlnann Konyay terifinden sonra Rma nispetle anlmasndan
ve Fuzlnin fazilet sahibi insanlarn bulunduu yer olarak and,

104

Ali AVUOLU

Fuzl ister isen izdiyd- rtbe-i fazl


Diyr- Rm gzet terk-i hk-i Bagdd et (Tarlan, 1985: 1/151)
beytinden, ayrca Nedimin, Sultan II. Ahmedin methinde syledii bir
kasidesinden alnan,
Bu Rm milketine olduun gibi olasn
Btn memlik-i rna da ser server (Nedim, 1997: 58)
beytinden de anlalaca zere bu szcn kullanlmasna uzunca bir
zaman daha devam edilmitir.
Divan- Lgatit-Trkte sylendiine gre de Rum ad shakn olu
Iysunun olu Rumdan gelmektedir (Kagarl, 1992: 351).
11. yy.n ikinci yarsnda Trk ad ile gurur duyulduunu ve bir millet
olma bilincinin gelimi olduunu Divan- Lgatit-Trk ve Kutadgu Bilig
gibi eserlerden de reniyoruz. Yine bu ada Bizansllar, Anadolunun
ilerine yaylan Trklerin hepsine birden Trk demilerdir. Marko Polo
Anadoluya Turcia Minor (Kk Trkiye), Orta Asya iinse Turcia Major
(Byk Trkiye) ifadelerini kullanmtr. Bugn Avrupallar Trk lkesine
Turkiya dedikleri gibi, vaktiyle ranllar da Trklerin vatan geni ktaya
Turan adn verirlerdi. Eski ve yeni Trk vatanlarnn bu iki ismi, eklen
yabanclarn kendi dillerinde kullandklar tabirler olmakla beraber, ikisi de
ayn mill szden, yani Trk isminden domutur (Taneri, 1983: 56).
Trk szcnn kazand anlamlar ve baz nyarglar
Trk szcnn daha ok mifer, terk edilmi, olgunluk a, vakit,
cezb etmek, gl kuvvetli anlamlarnda kullanld grlr (Kafesolu,
1989: 43).
Trkn siyasi anlamda geni ve dar iki anlam bulunmaktadr. Trk,
ncelikle btn boylar iin kullanlan genel bir addr. Bunun dnda boylar belirtmek iin Tatar, Krgz, Basml, Karluk, Ouz vb. adlar da Trk
siyasi birliinin alt kmeleri olarak kullanlmlardr (Baykara, 1998: 33).
Baz bilim adamlar Trk szcnn, in kaynaklarna gre Aina ailesinin mensup olduu kabileyi anlatmakta kullanldnn bilinmesine
ramen kabile anlam tamadn, aksine devletin esas halkn tekil eden
millet anlamna geldiini sylerler (Kafesolu, 1998: 43).

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

105

Edeb metinler incelendiinde Trk sznn hemen hemen yukardaki


anlamlarn hepsini ifade edecek erevede ve biraz daha geniletilerek
kullanld grlr. Mevlnann eserleri bu bakmdan olduka ilgin rnekler ierir. Ancak eitli nedenlerle Trk szcnn kimi tarih ve edeb
metinlerde olumsuz anlamlarda kullanld da grlr. Trk, szcnn
olumsuz anlamlarda kullanlmasnn daha ok in ve ran etkisiyle, kltr
yaylmas, bakalamas sonucu ve siyasi maksatlarla olduu anlalmaktadr. Ayrca gebe Trklerin ehir hayatna uyum gsterememeleri ya da
ruhlarndaki asilik dolaysyla zaman zaman otoriteye bakaldrm olmalarnn da bunda etkili olduu sylenebilir. Nitekim, Seluklu ve Osmanl
devrinde devlet otoritesini tanmayan Trkmenlere ve gebe Ouzlara
kar: Aptallk etme, otoriteye bal ol anlamnda Etrak-i b-idrak deyiminin kullanlm olmas, bu gr desteklemektedir (Taneri, 1996: 72).
Aydnlarla halk arasnda da tarih srete ok eskilere kadar giden bir
ayrm olduu bilinmektedir. Bu ayrm, derecelendirme bildiren eitli szcklerle dile getirilir. Avam, daha ok cahil, kaba halk ynlar anlamnda
kullanlr. kr Kurgan, aaya aldmz rneklerle bunu arpc bir
ekilde dile getirir.
Kendisini havastan sayan bir ksm insanlar, bu kalabalklar elavamu kel-avam: Halk m dedin! Brt bcek! deyiminde aalayc bir
sfatla anarlar. Hatta saray ve medrese evresindeki ehirli aydnlarn, yzyllar boyunca Trk olduklarn unuttuklar ve kan ba ile bal bulunduklar, ehirli olmayan rkdalarn iirlere aalayc bir ekilde konu ettikleri, stelik Trk adn bir svg sz olarak deyimlere soktuklar grlmektedir:
Nedir bildin mi sen lemde Trk
Ola eninde krk bata brk
Ne mezhep bile ne din diyanet
Yumaz yzn ne abdest ne taharet
Trkn dilberidir gayetle inat
ehir dili bilmez lisan kubat
Kelmnda eder Trkln ispat
Hayvan gibi gzn diker samana
Trk tosun nk dodu anadan

106

Ali AVUOLU

t ald eek ile danadan


Kimilerine gre evlenirken gelinde aranan ilk nitelik Anadolu Trk
olmamaktr.
Nazenin ola vcud- pki
Olmaya Anadolu Etraki
Nefnin fkelenince Yr bre melun Trk diye kfrettii, Naima tarihinde kaytldr. Deyim ve ataszlerinde de pek ok rnek bulunmaktadr: Kapn Trke srtn krke altrma. Trk danimend olur adam olmaz. Trkn karn doyunca gz pabucunda olur, szleri hangi ulus ismi
anlarak kullanlrsa kullanlsn, keyf bir kullanm olmasnn yannda dorudan doruya karalamaya yneliktir. Aadaki rnekler de bu erevededir.
Trk ne bilir bayram,
Lak lak ier ayran.
Vah ol krke ki bit de,
Vah ol eve ki Trk de!
Bin Trk, bir turp.
Al turpu vur Trke,
Yine yazk o turpa!
Anadolu halk -kendisine bu tr hakaretlerde bulunanlara Trkn iti
ehre gelicek Farsa rer! eklinde karlk vermitir (Kurgan, 1996: 72).
Anlalaca zere ortada bir kltr atmas vardr ve bu atma daha ok ran kltr araclyla Anadoluda gerekletirilmeye allan
zihinsel deiimin bir sonucudur. Buna ramen Anadolu halk Trklerle
ilgili olumsuz yarglarda bulunanlarn ran kltr etkisinde kalan kiilerin olduunu da bilmektedir. Bu durumu pek ok baka edeb metinlerden
de izleyebiliyoruz.
Trklerin 9. yy.da rana yerlemelerinden sonra ranllarn Trklere
kar aka kin besledikleri anlalmaktadr. Byk Trk hkmdar
Mahmut Gaznevnin saraynda himaye gren Firdevsnin (934-1020) ehnamesinde, yine Trk hkmdar Salgurlulardan Ebu Bekir b. Sad b.
Zengnin saraynda himaye gren Sadnin Glistan adl eserinde Trk
aleyhtar ifadelere rastlanr (aatay, 1983: 42).

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

107

Sadinin Glistan adl eserinde Trklerle ilgili olumsuz anlamlar tad anlalan u imalar yer alr:
Eer o ala bir Tatar ldrse, artk bir Tatar ldrmek de gerekmez (Sad, 1966: 139).
Dilenci, benim gibi bir dilencinin parasyla cihan padiahna himmet
elini kirletmek yaramaz deyince, hkmdar, zarar yok demi, ben de onu
zaten Tatara vereceim; nk Murdar murdara yarar (Sad, 1966: 146).
Sana bu yolda bir Rstem gerek ki u ar ta kuyunun azndan
kaldrsn; seni bu kapkaranlk kuyudan karsn da ruhani halvet yurduna
gtrsn; Hilelerle dolu Trkistan tabiatndan alsn da yzn ran eriatna dndrsn (Attr, 1947: 140).
II. Murad adna yazlan Muradnmede de zorunlu kalmadka Trklere
misafir olmamak gerektii, nk Trkn edep bilmedii sylenir:
Konuk olma ahmak kiiye kaan
Bilesin ki usludur andan kaan
Dah Trke konma ki bilmez edep
Meger kim zarret grine sebep (Bedri Dilad, 1997: 312).
Hamdnin Yusuf u Zleyhasnda ise Trkn cahillii vurgulanmaktadr:
Hs kadrin ne bile her m
Zta bakmaz gzler ol nm
Bilmeyen andelbi sere sanr
Trk billru grse sra sanr (Hamd, 1991: 90)
Bilindii zere Trkler, Anadolu Seluklular devrinde imdikinden
ok daha fazla bir kltr devleti olma vasfna sahiptiler (Taneri, 1996: 73)
ve bu vasflarnn Trk kelimesinin kullanlmasna da yansd sylenebilir. Bilhassa Dou dnyasnn bilim ve kltrnde yeterince ve hakl bir
sz sahibi olduu anlalan Mevlnann Trk szcn kullan ve ona
ykledii anlamlar, Trklerle ilgili yukardaki yarglar rtt gibi,
deien kltrn, bak ve anlaylar zerindeki etkisini de aka gstermektedir. Trkn Farsa bilmemesi kimi airlerce ayplanacak bir durum,
hatta Mevlnadan sonraki dnemlerde de adam yerine konmama sebebi
saylrken Mevlna, sz sylemeden anlayan, anlay ok yksek kiiye
Farsa bilmeyen Trk hkmdarn rnek gsterir (Mevlna, 1959: 18).

108

Ali AVUOLU

Aslnda sadece Mevlna deil baka pek ok deerli ahsiyet de Trk


szn, rk anlamnn dnda, eitli duygu ve dncelerini ifade etmekte
kullanyorlard. ayet Trk, maddi ve manevi anlamda kt zelliklere
sahip bir ulus olsayd, sadece Mevlna deil, ikiyzlln, gerei olduundan farkl gstermenin ayn zamanda gnah olduu bilincinde olan
baka deerli ahsiyetler de Trk szne hayal ve dncelerini ssleyen
anlamlar yklemezlerdi.
Trklerin hibir zaman teebbs etmedikleri, ama baz uluslarn ok
kullandklar baka uluslar haksz yere karalama, kk drme eklindeki politikalarn bir kltr sava olarak gnmzde de srdrmekte
olduklar, ne yazk ki aadaki arpc rneklerden de anlalmaktadr.
E. J. W. Gibb, Ottoman Poems adl eserinin giriinde Batllarn nyarglarnn maksatl olduuna iaret ederek yle der:
Irk kartl ve din banazlk ok tehlikelidir; ortadan kaldrmak da
olduka zordur. Gemi zamanlardaki gaddarlklar lsnde olmasa da
ne yazk ki gnmzde de sz konusu tutumlar srmektedir. ngilterede
her durumda Trkiye ve Trklerle ilgili, ok yaygn olan sz konusu anlayn bir lde kaba bir cehaletten kaynaklandn dnmeden edemezsiniz. Bunun ok arpc bir rnei olmak zere, ok okunan din bir derginin sayfalarnda yer alan bir yazdaki u szleri gsterebilirim: Mslman
lkelerde, burada Trkiye kastediliyor, kadnlar ruhsuz varlklar olarak
muamele grr. Bu ortaaa ait grn, Mr. Redhouse tarafndan
Kurandan yaplan alntlarla ne kadar yanl olduu, Hristiyanlkta olduu gibi slamda da kadnn ruhsuz bir varlk olmad aklkla ortaya
konmutur. Bu iftirann bir yanllk sonucu ortaya km olmas muhtemeldir; fakat bugn bunu hl sylemek, iftira eden kii asndan cinayet
derecesinde bir su ve adiliktir. Bir yalan bile bile yaygnlatrmaya almak ise dorusu ok adi bir onursuzluktur. Ne yazk ki sz konusu yaznn
sahibi Trkiyede yaayan bir misyonerdi! (Gibb, 1882: XX)
Bozkurt Gven de Batllarn nyarglarnn pek ok rneini naklettii eserinde, Trkler hakkndaki olumsuz yarglarn, hatta dmanln,
Avrupada tarih ve din bir miras gibi alglandna, bu alglamann da
din temellere dayandna vurgu yapmaktadr: Osmanlnn 19. yy.n
ortalarnda rlandann bir tr ktlkla mcadelesi srasnda gemilerle imdatlarna yetitii ve onlar rahata erdirdikten birka sene sonra bile Kardinal Newmann yle diyebilmektedir: Papalk son bin yln Trklerle savaarak geirmitir. Vizigotlardan Suriyelilere kadar her kim Hristiyanlkla

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

109

temas etmise eninde sonunda Hristiyanl kabul etmitir; tek istisna


Trklerdir. Din deitirme bir yana 1048den beri Hristiyanla kar maddi manevi mcadelenin sembol olmulardr. Sava bir ruha sahip olduklar ortada. Onlar inan ve medeniyetimizin amansz dman yapan da
budur. Onlarla savap, onlar yok etmemiz gerektiinin nedeni de budur.
(Gven, 2006: 24)
Yukarda grld zere, gemi asrlarda da rnekleri bulunan tamamyla haksz ve maksatl yarglarla retilen karalama politikalarna en
gzel cevab Trke ykledii anlamlarla Mevlna vermitir. Bu nedenle
burada Mevlnann Trk szcn hangi anlamlarda kulland konusu
incelenirken baka tanklar da gsterilmeye allacaktr.
Mevlnada Trk
Nasl Farabyi incelemeden ve anlamadan Trk dnce tarihi yazlamazsa Mevlnay incelemeden ve anlamadan da Trk tasavvuf edebiyat
anlalamaz, anlatlamaz (Levend, 1988: 42). Temsil ettii ruh ylesine
Trktr. zellikle Trkiye snrlar ierisindeki yzlerce yllk inan, tasavvuf ve edebiyat boyutlu kltr ylesine belirleyici, ynlendirici bir etki
yapmtr ki, onun eserlerini anlamadan Trk kltr hayatn da yeterince
aklayabilmek mmkn deildir.
Onun Trk ve dnya kltrne katklarn ele alan binlerce eser bulunduu gibi, hlen yzlerce bilim adam da onun hakkndaki aratrmalarn, almalarn srdrmektedirler. 2007 ylnn Birlemi Milletlerce
Dnya Mevlna Yl olarak ilan edilmesi, Mevlevilik ve Ayininin de
uluslararas manevi kltr deerlerinden biri kabul edilmesi, Mevlnann
uluslararas kltre ok ey kattna ve katmaya devam edeceine delil
olarak gsterilebilir.
Burada Mevlnann Trk szcn hangi anlam ve balamlarda kulland konusu zerinde durulacaktr.
Bilindii zere Mevlna, Trkten baka Mool, Tatar, Arap, Acem,
Hind, Rum, Bulgar, Yunan, Kpak, Krt vb. adlar da eitli anlam ilikileri erevesinde kullanr. Ancak hibir yerde ne Mool adn ne de baka bir
ad Trk adn kulland gibi kullanmtr. Yalnz, sadakatleri iin nasl
Trkmen kpeklerini takdirle anmsa gbeklerinden karlan misk iin,
Tatar lkesinden gelen ahular, ceylanlar da mecaz olarak kullanmtr
(Cumbur, 1988: 148). Ayn ekilde dier toplumlarn eitli zelliklerini,
duygu ve dncelerin ifadesinde bir ara olmak zere o toplumun adna

110

Ali AVUOLU

ykleyerek kulland grlr. Bu kullanmlarn bir ksm olumsuz anlamlar da ierir. Ancak Trk szc onda olumsuz anlamla yer almad gibi
hibir kavim ya da topluluk ad onda Trk gibi anlam zenginliine sahip
deildir ve Trk kadar ok kullanlmamtr.
Mevlnann Trkl o kadar itendir ve Trk olmak onda o kadar isellemitir ki, anlam bile anlamn Trkte bulur: eklin bil ki adrdr;
anlamndr Trk (Glpnarl, 1973: 65); bir baka yerde de: Hintli harfleri brak, anlam Trklerini seyret, o Trkm ben, Hintliyi bilmiyorum
der (Mevlna, 2000: 5/444).
Mevlna Trk szn, aada rneklendirilecei zere gl-yiit,
gzel-sevgili, gebe-kyl anlamlarnda da kullanmtr.
Trk: Gl-yiit
Trk kelimesi Gktrkler zamannda gl, kuvvetli, kudretli; devlete
bal halk anlamnda kullanlmtr. Uygurlar zamannda da ayn anlam
korumutur. Trk, erk ile birlikte getii yerde gl, kuvvetli anlamndadr. Erk pekitirme sfatdr. Ayrca Hakanlar erkli, (yani gl kuvvetli ve kudretli) kimselerdir (Gde, 1992: 96) cmlesinde ve kuvvetli
Hun (Kafesolu, 1989: 44) anlamna gelen Trk Hun ifadesinde olduu
gibi sfat olarak da kullanlmaktadr. Bu sfatta hem zihinsel hem de bedensel g anlam vardr.
Genellikle Trkn bu anlam sebebiyle, millete bir kavim ad olarak
benimsenmi olduu gr kabul edilir. Hatta denebilir ki Trk etimolojik olarak belirli bir kkten kp bir sre kullanldktan sonra anlam bakmndan gelimitir. ncelikle g, kuvvet, gl, kuvvetli anlamnda iken
zamanla olgunluk manasn da kazanmtr (Baykara, 1998: 26-50).
Mevlna, Trk bu anlamda ve farkl balamlarda kullanr. Zalim
Trk ile Cengiz Han ve Moollar kasteder. Burada Trkn g anlam
sz konusudur. Ancak zalim sfatyla gcn ktye kullanld ifade
edilmektedir (Taneri, 1996: 72). Aadaki beyitte de yine g ve kudret
sz konusudur:
Kullukta ben kpekten aa deilim ya; Tanr da dirilikte, kudrette bir
Trkten aa deildir (Glpnarl, 1973: 213).
ehirli Uygurlarda devlet ve millet anlay zayflam, Trk ou zaman erk, yani g ve kuvvet ifade eden anlamda kullanlmt. Halk iinde
erkler ve Trkler, ykselmi, okumu kimseler anlamna geliyordu. Olgun-

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

111

luk da bir Trklk idi ve olgunlam genler iin Trk yiit, Trk kzlar gibi
szler syleniyordu (Taneri, 1983: 56).
Mevlna, Trk szn kullanarak pek ok benzetmeler yapar. Tanrnn yaratp yzlerce dnce ve dzen bellettii eytann da bir kpek
olduunu, halkn dkt yzsuyunun eytann iip geindii tutma
suyuna benzediini syler. Kpek, eytann kzp saldrmasna kar Allaha snrm denildiini, bu szn ise Ey Hta Trk kpee bar da
yolu a demek olduuna iaret eder. Bu iaretle yine Trkn bir yceltilmesi yaplmtr. Haa, vallahi Trk bir bard m kpek de kim oluyor?
Erkek aslan bile kan kaanr, kan kusar (Mevlna, 2000: 5/53, 329, 455, 557).
Mevlnaya gre Trkler savadr, iyi ata biner, iyi silah kuanr ve istediklerini elde ederler.
Bir hayvandan rkp hayal gibi kaan her yufka yreklinin ii deil sava. Sava Trklerin iidir, kzlarn deil, kzlarn yeri evdir, var git evine
otur (Glpnarl, 1973: 569). O kan dken Ouz Trkleri geldiler; yama
iin bir kye saldrdlar (Glpnarl, 1973: 427).
A zhre, Hintli gzlerden korunmak iin Trkesine ok koy yaya (Mevlna, 2000: 5/341).
Ak burakn setim ki ebediyete dek o bklm bklm, simsiyah salara
Trkesine at srp varaym (Mevlna, 2000: 3/253).
O sava, o dvken sert Trk, o kavgac gzel, barmaya geldi; elimi
tuttu da seni Tanr yarlgasn dedi (Mevlna, 2000: 3/368).
Ben Trkm, sarhoum, Trkesine silah kuandm (Mevlna, 2000:
2/98).
Tez Trkesine srat, sr at; nnde gzelim bir adr yeri var (Mevlna, 2000: 4/293).
Trkesine at sr, vakit dar; durma ki o Htay Trk adra girdi
(Mevlna, 2000: 5/265).
Ne efendice meclis... Ne gzel yama bu ki Kpak padiah, Trkesine
arpm getiriyor (Mevlna, 2000: 5/483).
Trk, hasmna kar kindardr:
Ebucehil, Peygamberden, kindar Ouz Trk gibi bir mucize istedi
(Glpnarl, 1973: 3/29).
Menakbul-rifnden yaplan aadaki alnt Trklerin hasmlarna
kar yaman olduklarn, kindar olduklarn dorulamaktadr. Ancak Ah-

112

Ali AVUOLU

met Eflknin Trklerin ykc olduklar eklindeki yorumu baz paa ve


vezirlerin davranlaryla ilgili olmaldr. Tpk Bitlisli krnin
Selimnmesinde Nide ve Lrendeyi yakp ykan Aladdevleden kskanlk ve yalanclkla hret bulmu bir Trk ulus diye sz etmesinde olduu gibi.
Trk ulus ol Aladdevle hem
Fitne in araya koym kadem

Trk ulus dah bir b-behredr


Fitne v kizb-i hasedle hredr (Bitlis 1997: 74)
Aksi hlde daha sonra yaplacak alntda da grlecei zere Mevlnann elikili ifadeler kulland gibi yanl bir anlam ortaya kar.
Bir gn eyh Salahaddin hazretleri ban yapmak iin cretle Trk
renperler tutmutu. Bunu gren Mevlna hazretleri, Efendi, yani Bay
Selahaddin, ba yapmnda Rum renperler, bozumunda da Trk renperler tutmak lazmdr. nk dnyay imar etmek Rumlara, ykmak ise
Trklere mahsustur. Her eyden ar duru olan yce Tanr, dnyay yaratt vakit nce gafil kfirleri yaratt ve onlara uzun mr ve byk kuvvet
verdi. Nihayet onlar, hibir eyden haberi olmayan renperler gibi bu toprak lemini imar etmeye altlar. Birok asrlar sonra gelenlerin rnei
olsun diye birok ehirler, dalarn tepelerinde kaleler ve tepeler zerinde
tarlalar yaptlar. Sonra da azar azar bu imaretlerin tamamyla harap olmas
iin Tanrnn takdiri yle bir tedbirde bulundu: Bunlar ykmak iin Trkleri yaratt, onlar da ekinmeden ve acmadan grdkleri her imareti yktlar, harabeye evirdiler ve hl da yapyorlar ve kyamete kadar da byle
yapacaklar. Konya ehri de yine merhametsiz Trk zalimlerin eliyle harap
olacaktr, buyurdular. Nitekim imdi buyurduu gibi oldu.1 (Eflk, 1989:
2/137)
Mevlnaya gre Trk, kendisindeki gc iyi ynde kullanmtr ve
Trk, Trklkten, mertlikten, gzellikten baka bir ey bilmez.
Trk ona derler ki ky, onun korkusundan haratan emin olsun; Trk
ona demezler ki tamamndan her kutsuzun sillesini yer durur (Mevlna,
2000: 1/69).

1 Mtercim, dipnotta buradaki Trklerden maksadn Moollar olduunu sylemektedir.

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

113

Trk, daima Trklkte bulunur, Tacik, Taciklikte; bense bir an gelir


Trk olurum, bir an olur Taciklik ederim (Mevlna, 2000: 1/113).
Trk: Gzel
Trkler, kadnyla erkeiyle kendilerine mahsus zellikleri olan, hemen
btn komularnn, gzel saydklar insanlardr. Gzellik anlaynn ifade edilmesinde ve sevgilinin tasvirinde Trk szc Divan edebiyat
dneminin sonlarna kadar kullanlmaya devam edilmitir. Nedim bir iirinde sevgilisi iin yle der:
Gerekse nk ger bed km ol Trk-i magrra
Ne syler zhide hsl ne yah ne yamnmdan (Nedim, 1997: 329)
Trkn gzel olduunu sylemenin mbalaal bir yan da yoktur.
Kagarl Mahmud, Trkn gzelliini ve tatlln en bata saymaktadr.
Trklerin gzel olular, Orta a slam edebiyatnda (zellikle ranl Hafzn irazl Trk gibi) ok derin izler brakmtr (Baykara, 1998: 14).
Orta Asya, Maverannehir ve dier yakn dou Trkleri beyaz tenli, koyu
ve parlak gzl, deirmi yzl (ay yzl, badem gzl), endaml, salam
yapl erkek ve kadnlar ile Orta a kaynaklarnda gzellie rnek olarak
gsterilmi, hatta ran edebiyatnda Trk sz gzel insan manasnda
kullanlmtr (Kafesolu, 1989: 46).
Trkler gzel gzldr.
Zemaher (1075-1144) Mukaddimetl-Edebinde Trk yle metheder:
ri ve geni gzler bizi ekmez. nk dar gzler ve dar gzl Trk gzelleri bizi bizden almlardr. Aklmz, fikrimiz onlardadr. Hayallerimiz,
dncelerimiz onlarla doludur. Onlar ki, baktklar vakit yalnz gzlerinin
siyah grnr ve glecek olurlarsa bu siyahlklar da rtlr, grnmez
olur.
Mevlna da Trkn gzlerinin kklne, bir Trk beyi ile ona elbise dikecek olan terzi arasndaki bir konumay naklederken iaret eder:
Trk, terzinin blbl gibi akyp ilediini grnce o stanbul atlasn
nne att. Bu kumatan, sava gn giymem iin gbeimden aas geni,
yukars dar, bir kaftan bi dedi. Belden yukars dar olsun da gzlere gzel
grnsn; aas geni olsun da ayaa dolamasn, aya tutmasn dedik-

114

Ali AVUOLU

ten sonra dier blmn balnda Trk beyinin katla katla glerken
darack gzlerini kapatt.. belirtilir (Glpnarl, 1973: 263).
Mevlna, Trkn gznn gzelliini de Trke benzeterek anlatr: O
Trke benzer gzlere kar kulsun aa bir klesin sen (Mevlna, 2000:
5/201).
Trklerin genel olarak anatomileri dzgn ve gzel olduu gibi, zellikle balar ve yzleri de gzeldir, hatta ok vlecek bir gzellie sahiptir. Bu yzden Mevlna, baka rklara mensup insanlarn balarndaki belli
bir zellii anarken Trkn ban da anar.
A Haim yzl, Deylemli sal, ene topa Rum lkesi halknn ene
topana benzeyen Trk bal dost (Mevlna 2000: 4/251).
Trk beyinin elbise diktirmesi konusunda olduu gibi gzelliin tamamlayclar olan giysiyi; gzel koku vb. geleri ayr ayr gzellik konusu
olarak metheder. zellikle Trk yzleri ok gzeldir. Ona gre Trkler ay
yzl gzellerdir.
Trk yzleri ki Tanr onlar kem gzden esirgesin; ayn on drd gibidir, uurlarnda keseler harcanacak ve altnlar verilecek yzler bu yzlerdir. Trk gzellerinin yzlerinde insan kendinden geirecek gzellikler
vardr. Bunlardan dolay baka gzellere bakmayn, gzlerinizi bu Trk
gzellerine evirin (Taneri, 1983: 77).
A ay yzl Trk, ne olur sabahleyin hcreme gelsen de gel beri desen.
Sen ay yzl bir Trksn Bu kul yznden abhayatn bulandysa a Trk
huylu gzel, beni ldrmekle ktlk etme, bala, kanma girme benim.
Adna Trk dedim; amma duyanlar artmak iin dedim; nk akn yzlerce hasetisi vardr, yzlerce dman (Mevlna, 2000: 2/415).
Can onun kaynandan ballara, ekerlere gark oldu; o aya benzer Trk
yznden harmana dt, alland (Mevlna, 2000: 2/258).
Divan edebiyatnda renk benzerlii bakmndan gece, sa, ben ve karanlk, Hindya benzetile gelmitir. Buna karlk gndz, yz, aydnlk
ve gzel de Trke benzetilir (Glpnarl, 1973: 4/80; imekler, 2004: 178).
nk Trkler, yukarda da deinildii gibi temiz ve ltl bir yze sahiptir.
Hintlilerin arasnda Trk, gece iinde bir gndzdr deta; geceleyin
grlty brak, nk o Trk, adra girdi artk (Mevlna, 2000: 1/65).
Ayna Trke nazaran gzel bir renktedir, zenciye nazaran o da zencidir
(Glpnarl, 1973: 3/281).

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

115

Trke kar aynann ho bir rengi vardr; zenciye karysa zencidir ayna
(Glpnarl, 1973: 3/412).
Mecalis-i Sebada da aka ifade ettii gibi Trk, maddi ve manevi anlamda gzel, ak yzl, ar duru insan iin; zenci ise yine maddi ve manevi
anlamda irkin ve kt kiiler iin kullanlmtr:
Byk, hayrl ve itaatli gzel Trkle Rum yzl gzellerin yanna gtrldklerinde hasret ekerler/ Nefse k olan, dnyay dileyenler irkin
yzl zenciler gibidir/ Yatandan kalknca yzlerini ykayarak Trk olan,
o kutlu suyla temizlenenler/ Bir gndr o gn ki yzler aarr, yzler kararr (Mevlna, 1965: 16-18).
Kyamet gn, yzlerin beyaz ve siyah olaca bir gndr. Aslen siyah
olmayan bir kavmin yz kararr ve kalbi de fena amellerle siyahlanrsa ve
bazs da aslen siyah yzl bulunursa kyametin temiz olan rmana nasl
bavurabilir? Yznz ykaynz. Yzler ykannca mbarek su, yzdeki
siyahl gidereceinden Trk veya Rum olduu anlalacaktr. Aslen zenci
olanlarn ykandka karard, balarn rmaktan karnca anlalacaktr.
Kyamet gn yzlerin beyaz ve siyah olaca bir gndr, bu demektir
(zbudak, 1937: 19).
Bir baka yerde irkin surat ile eytani ve nefsani huylar, varlklar
zenciye benzetirken gzel yz, gzel huylar da Trke benzetir (zbudak,
1937: 17). Aadaki szlerinde de ayn erevede bir benzetme sz konusudur.
O dnya Trkistanndan gzel yzl Trkler, arlklaryla padiahn
buyruuna uydular, balk Hindistanna geldiler (Mevlna, 2000: 5/416).
Nice Rum yzllerim var, nice gizli Trklerim var; artk Hulgyu bilmezsem, onu tanmazsam ne ayb var... (Mevlna, 2000: 5/444).
Trk gzel kokar, gzel kokular kullanr.
O Hta Trknn sandan gelen koku ne Tatar diyarndaki miskte var
ne Lden amberinde (Mevlna, 2000: 2/278).
Trkler neeli insanlardr, onlar gelince meclislerde gam keder kalmaz.
Nee Trkyle gam Hindusu o yandan bu yana gelir gider (Mevlna,
2000: 2/336).
Mevlnaya gre Trk manevi bakmdan, i ve d yznn temizlii,
parlakl, kanl canl oluu ile de gzeldir. Hi kimse Trkn bu gzellii
hakknda bir endieye kaplmamaldr. Trk hakknda kt bir sanya kapl-

116

Ali AVUOLU

ma, onu thmet altna alma, Hindu gibi inandan dme, yr ey yol arkada
(Mevlna, 2000: 2/281).
Sadece i ve d gzellik deil, hatta ak ve sevgili de Trke benzetilerek anlatlr ve bu ak Ermeniyi bile Trk yapabilecek bir gtedir. Akla
her ey deiir, Ermeniyi bile Trk yapar (Mevlna, 2000: 5/214).
Ak Trk, bir solukcaz ortadan vastay kaldrsayd da nne gelip
otursayd (Mevlna, 2000: 4/395).
O Trk gzelim, gl gibi yzyle ka geldi (Mevlna 2000: 3/304).
Benim ne de gzel Rum ve Trk ehreli, gizli dilberlerim var. Eer ben
Hlgyu tanmazsam ayp deil (Eflk, 1989: 1/287).
Akn art, Tatar lkesinin ceylanna kar kararsz bir hle gelmektedir; Htay Trk geldi mi tvbe etmek ne hatadr ne hata (Mevlna, 2000:
1/329).
A kara yzl tabiat yr, gene Hint diyarna git; a Trke benzeyen ak,
at sr Cend ehrine yr (Mevlna, 2000: 2/401).
Trk: Gebe-kyl-ifti
Mevlna ve evresindekilerin Trk kelimesini merkez idareye tabi
olmayan, devaml karklklar karan gebeler anlamnda kullandklar,
Rum kelimesini ise Anadoluda yksek bir kltr seviyesine ulam ehirliler anlamnda kullandklar bilinmektedir (Ayan, 2003: 81).
Halk iirinde de Trkn zaman zaman ifti anlamnda kullanld
grlr. Mestnin nsan Destannda u ekilde gemektedir:
Kimi Trk kimi esnaf kimi hocadr
Kimi krkta sab kimi kocadr
Kimi alak gnlldr ycedir
Kimi Nemrud gibi pek burnaz olur (Dilin, 2000: 322).
Garipnmeden alnan aadaki beyitlerde Trk kyl, gebe anlamnda kullanlmtr.
Andan alur geyr an sfiler
Gayr- sf her kimn gnli diler
Bir kat hem post-durur kim krk-in
Bay u yohsul m u hs u trk-in (k Paa, 2000: 1003)

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

117

Somuncu Babann olu Ysuf- Hakknin Mahabbetnmesinden yaplan alntda da Trkn kyl, gebe anlamnda kullanld anlalyor.
Ayagndan eger almaya rgi
Atun obaya iledr mi Trki
agrdug yazda Trk trki
der mi h ehl-i hl trki (Ysuf- Hakk, yp. 66b)
Mevlnann u szlerinden de Trkn ziraat, ifti anlamlarnda
kullanld anlalmaktadr:
Trk, tarlasna ektii tohumun ounu, gene eker; elde edilecek krn asldr bu. ounu eker, azn yer; nk ektiinin biteceinde hi phe yoktur. Trk, tohumu eliyle yere serper; nk elde ettii ekin de o yerden bitmitir (Glpnarl, 1973: 5/256-2619).
Gerek Mevlnadan Trklerin savalklaryla ilgili olarak yaplan
alntlar gerekse Menkbul-rifnden yaplan alnt, dorusu Trklerin
iftilie hi de uygun olmadklarn, bu nedenle bir ksm Trklerin, gelien yeni toplum dzeni ve ehirli hayata zor uyum salamalar dolaysyla
hi olmazsa tabii yaamlarna daha uygun olan hayvanclkla birlikte iftilikle uratklarn gstermektedir.
Sonu olarak; dnya tarihinde bilinen en eski zamanlardan beri etkin
bir yeri olduu anlalan Trkleri, kltr ve zihniyet deiimi dolaysyla,
baz dnemlerde karalama ve Trk szcne olumsuz anlamlar ykleme
abas iinde bulunulduu grlmektedir. Ancak toplumlarn gerek yansmas olan kalc sanat ve kltr rnleri olarak adlandrlabilecek trden
rnlerde, Trklerle ilgili olarak ciddi herhangi bir olumsuzluun bulunmamas olduka nemlidir.
Bu adan zellikle Mevlna gibi, asrlara hkmeden bir ahsiyetin
eserlerinde Trkn tarih boyunca kullanlan anlamlarnn bir arada kullanlm bulunmas, onun Trke yeni anlamlar kazandrma abas, bu anlamlarn cokulu bir ekilde dile getirilmesi, ulus adna vnlecek bir durumdur.

118

Ali AVUOLU

KAYNAKA
EFLK, Ahmet, (1989); Ariflerin Menkbeleri, I-II, ev. Tahsin Yazc, stanbul.
IK PAA, (2000); Garibname, hzl. Kemal Yavuz, TDK Yay., stanbul.
ATTR, Feridddin (1947); lahiname, ev. A. Glpnarl, MEB Yay., stanbul.
AYAN, Gnl, (2004); Sevakb- Menakb- Mevlna, III. Uluslar Aras
Mevlna Kongresi, 5-6 Mays 2003, Konya.
BAYKARA, Tuncer, (1998); Trk Adnn Anlam, AKM Yay., Ankara.
CEYHAN, Adem, (1997); Bedri Dildn Muradnamesi, MEB Yay., stanbul.
CUMBUR, Mjgan, (1988); Mevlnaya Gre Trkmenler, 3. Mill Mevlna Kongresi, 12-14 Aralk, Konya.
AATAY, Neet, (1983); Mevlnann Yaz Dili Niin Farsadr, Mevlna, Fevzi Halc, Konya.
DLN, Cem, (2000); Trk iir Bilgisi, TDK Yay., Ankara.
GBB, E. J. W., (1882); Ottoman Poems, Trbner Co., London-Glasgow.
____ (2006); Osmanl iirinin Genel Karakteri ev. Ali avuolu, Osmanl Aratrmalar XXVIII (Prof. Dr. Mehmet avuoluna Armaan IV), stanbul.
GDE, Kemal, (1992); Trk-slam Kltr ve Medeniyet Tarihi, Erciyes , Basmevi, Kayseri.
GLPINARLI, Abdulbak, (1973); Mesnevi erhi, Babakanlk Kltr Mstearl Kltr Yay., stanbul.
GVEN, Bozkurt, (2006); The Other -Turks- Quest For dentity mage, Alkm
Yay., stanbul.
HAMD, (1991); Yusuf u Zleyha, hzl. Naci Onur, Aka Yay., Ankara.
ZBUDAK, Veled elebi, (1937); Mevlnann Yedi d, Dzelten: Ahmet
Remzi Akyrek, Bozkurt Basmevi Yay., stanbul.
KAFESOLU, brahim, (1989); Trk Kltr, Boazii Yay., stanbul.
KAHYA, Esin, (2004); Anadolu Seluklularnn Bilimsel Faaliyetinin Genel
Bir Deerlendirmesi, III. Uluslar Aras Mevlna Kongresi, 5-6 Mays
2003, Konya.

Trk Ad ve Mevlnadaki Anlamlar

119

KAGARLI MAHMUT, (1992); Divan- Lgatit-Trk, hzl. Besim Atalay,


TTK Yay., Ankara.
KURGAN, kr, (1996); Nasreddin Hoca, Kltr Bakanl Yay., Ankara.
KUTAY, Cemal, (1968); Sohbetler, S 1, Aralk.
LEVEND, Agh Srr, (1988); Trk Edebiyat Tarihi, C 1, Giri, TTK Yay.,
Ankara.
MEVLNA Celleddin, (2000); Divan- Kebr, hzl. A. Glpnarl, Kltr
Bakanl Yay., Ankara.
_____, (1965); Meclis-i Seba, ev. ve hzl. A. Glpnarl, Konya.
_____, (1959); Fihi Ma Fih, ev. A. Glpnarl, Remzi Kitabevi, stanbul.
NEDM, (1997); Divan, hzl. Muhsin Macit, Aka Yay., Ankara, s. 329.
SAD, (1966); Glistan, ev. Hikmet laydn, MEB Yay., stanbul.
MEKLER, Nuri, (2004); Mesnevye Gre Konyada Yaam, MilletlerMeslekler, III. Uluslar Aras Mevlna Kongresi, 5-6 Mays 2003, Konya.
KR- BTLS, (1997); Selimnme, hzl. Mustafa Argunah, Erciyes Yay.,
Kayseri.
TANER, Aydn, (1983); Trk Kavramnn Gelimesi, A Trk nklp Tarihi
Ens. Yay., Ankara.
____, (1996); Trklerde Mill Devlet Fikrinin Douu ve Gelimesine Bak, Tartlan Deerler Asndan Trkiye Sempozyumu, 17-18 Haziran
1995, Diyanet Yay., Ankara.
TARLAN, A. Nihat, (1985); Fuzl Divan erhi, Kltr ve Turizm Bakanl
Yay., Ankara.
YUSUF-I HAKK, Mahabbetnme [yz.], Manisa nshas, Nu. 1296, yp. 66b.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 121-142

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen


Hadisler zerine Bir Deerlendirme
smail GLE
zet
smail Hakk Bursev (16521725), devrinin nemli mutasavvflarndan olduu gibi ayn
zamanda yaklak yz otuzu akn eseriyle, ldkten sonra da etkisini srdrm velut bir
melliftir. Onun nemli eserleri arasnda saylan Rhl-Mesnev, Mevlnann mehur Mesnevsinin birinci cildinin ilk 748 beytine yaplm erhtir. Bursev, Mesnevyi erh ederken, dier
eserlerinde de olduu gibi hadislerden oka istifade etmitir.
Mutasavvflarn kulland hadisler tarih boyunca tartma konusu olmu, hadis limlerinin bir ksm tarafndan iddetle tenkit edilmitir. Eserlerinde suflerin rabet ve itibar ettii
hadisleri kullanmaktan ekinmeyen Bursev de bu tenkitlerden nasibini almtr.
Bu yazda, onun hadis eitimi ve erh esnasnda kulland hadisler, kaynaklaryla birlikte sralanarak, aratrmaclarn istifadelerine sunulmaya allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Mesnev erhi, smail Hakk Bursevi, Hadis

Evaluation on Innovations of The Prophet Muhammad


Used in Ruhl-Mathnaw of Ismail Hakk Bursaw
Abstract
Ismail Hakk Bursaw (16521725), as being an important sufi of his period, at the same
time, was a productive author, with more than approximately hundred and thirty works and
carried his influence even after his death. Ruhl-Mathnaw, which is respected as one of his
main works is commentary to Mawlns well known Mathnaws first 748 couplets in Volume
1. Bursaw, while commenting Mathnaw, abunduntly used, like he did in his other works, the
innovations of Prophet Muhammad.
Innovations of Prophet Muhammad used by Sufis have been the subject of argument
throughout the history and violently critisized by some of the scientists of Islamic Theology.
Bursaw, who did not hesitate to use the Innovations of Prophet Muhammad, which are
approwed and respected by Sufis, had his share of this critisizm.
In this article, his education and uses of the innovations of Prophed Muhammad in his
commentaries, will be listed with their sources and presented to the benefit of the researchers.
Key Words: Commentary of Mathnaw, Ismail Hakki Bursaw, Innovation
Yrd. Do. Dr., Sakarya Eitim Fakltesi Trke Eitimi Blm.

122

smail GLE

smail Hakk Bursev (16521725), devrinin nemli mutasavvflarndan


olduu gibi ayn zamanda yaklak yz otuzu akn eseriyle, ldkten sonra da etkisini srdrm velut bir melliftir.1 Onun nemli eserleri arasnda saylan Rhl-Mesnev, Mevlnann mehur Mesnevsinin birinci cildinin ilk 748 beytine yaplm erhtir.2 Bursev, bu eseri erh ederken, birok
kaynan yan sra hadislerden de oka istifade etmitir. Bu yazda, onun
erh esnasnda yararland hadisleri, kaynaklaryla birlikte sralayarak,
aratrmaclarn istifadelerine sunmaya alacam.
smail Hakknn hadis ilmiyle ilgisi renim hayatnn ilk yllarnda
balamaktadr. O, Edirnede, eyhi Atpazar Osman Fazl Efendinin (l.
1691) halifelerinden Abdlbk Efendiden (XVIII. asr), sarf, nahiv, mantk,
ilm-i beyan, fkh, ilahiyat, tefsir derslerinin yannda hadis de okumutur.
Edirnede grd bu derslerden icazet alarak stanbula geldiinde dorudan hadis zerinde altna dair bilgimiz olmamakla birlikte, alm
olduu derslerin hadislerle olan mnasebeti sebebiyle ilgisinin devam ettiini dnebiliriz.
smail Hakknn, eyhi ve hocas Osman Fazlnin hadis erhine ait
eserleri olduu gibi halifelerinden Vahdet Osman Efendinin (l. 1723) de
hadis erhine ait eseri vardr. Bu durum, smail Hakknn da mensubu
olduu Celvetiye tarikat eitiminde hadislerin mhim bir yeri olduunu
gstermektedir.
1- Bursevnin hadisiliinin deerlendirilmesi
Mutasavvflarn naklettii hadisler her zaman hadis limlerince tenkit
konusu olmutur. Ahlak ve tasavvuf kitaplarnda hadis olarak geen kimi
szleri hadisiler, kelm- kibar veya suf szleri olarak deerlendirmektedirler (zmirli, 2001: 45). Buna karlk mutasavvflar da hadis bilginleri
kadar hadis ilmini bilen mutasavvflarn hadisle kelm- kibar ayrt edebileceklerini syleyerek kendilerini savunmaktadr (eyh Safvet, 2001: 46-47).
Bu tartma asrlardr devam etmektedir.
Bir mutasavvf olan smail Hakknn bata en nemli eseri RhulBeyn olmak zere Rhul-Mesnev ve Ferhur-Rh isimli hacimli eserlerinde naklettii hadislerin nemli bir ksm sahih olmakla beraber, hadis teknii bakmndan zayf ve mevzu kabul edilen rivayetleri de kulland grldnden Rhul-Beyn hadis bilginleri tarafndan eletirilmitir (Naml,
1 Hayat hakknda daha geni bilgi iin bk. Naml, 2001.
2 Bu eser hakknda daha fazla bilgi iin bk. Gle, 2002.

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

123

2001: 214). Son dnem hadis limlerinden Abdlfettah Eb Gudde (l.


1997), hadisleri genellikle senetsiz zikreden Zemaher (l. 1143), Beydav
(l. 1286) ve Ebssud (l. 1574) gibi mfessirlerin hadisle ilgilenmekten
uzak olmalarndan dolay tefsirlerinde zayf ve mevzu hadislerin bulunduunu belirttikten sonra smail Hakky da onlarn arasna dhil edip, hadis
ilminden nasibi olmadn belirtir.3 Tasavvuf tarihisi Ali Naml bu yorumu ar bulmaktadr. Ona gre, smail Hakk, hadis konusunda bir muhaddis kadar mdakkik olmasa da naklettii hadislerin shhat derecesini
bilecek kadar bu konuda bilgilidir (Naml, 2001: 214). Eb Guddenin yannda Aliyyl-Kr (l. 1605), Leknev (1886), Mbarekpr (l. 1934), zmirli smail Hakk (l. 1946) gibi limler de keif yoluyla hadis rivayetini
kabul etmemektedirler (Avc, 2004: 165-173).
smail Hakknn hadisleri erh ederken lafzn delaletinin dna kmas, mutasavvflarn eserlerindeki mevzu rivayetlere kefen sahih nazaryla
bakmas, tasavvufun mmessili olanlarda masumiyet derecesinde bir
mahfuziyyet grmesi, vahdet-i vcd vb. konularda baz arlklarnn
olmas, rivayet eksik olsa bile keifle sahih kabul etmesi (Bursev, 1998: 35;
Avc, 2004: 51) ve uydurma hadislerle hayr tevik etmesinden dolay amel
edilebileceini savunmas (Avc, 2004: 297-300) gibi konularn yannda bu
anlayn bir yandan dini eserlerin her eit hadislerle doldurulmasna yol
amas, dier yandan da zahiri ilimlerle fazla megul olmayan mutasavvflarn eserlerindeki hadislere gven ve itimat sorununu dourmas tenkit
edilmitir (Avc, 2004: 297-300). Aralarnda Ebu Talib Mekk (l. 996), bn
Arab (l. 1240) Konev (l. 1274), rn (l. 1565), bn Hacer Heytem (l.
1566), Abdlaziz Debb (l. 1270) ve Acln (l. 1749) gibi tannm limlerin bulunduu tasavvuf ehli, hadislerin rya, keif, yakaza, insilah ve
ilham kendileriyle bilgi edinilmesi mmkn olan kanallar olarak grmektedir (Avc, 2004: 143-165). Hatta bu yolla edinilen bilgiyi zann ve pheden r olmayan bir bilgi saymlardr. Buna karlk hadis bilginleri, bu
yntemlerden dinin esas ve ahkm ile ilgili olmayan konularda uyarma,
mjdeleme, korkutma ve tevik etme lleri iinde sahibini balamak
zere yararlanabileceini, ancak bu yollarla herkesi balayan bir hkmn
sabit olamayacan, hele din demek olan hadislerin rivayet ve tashihinin
caiz olmad grn benimsemilerdir (Uysal, 2001: 78).4 Bursev ise,
keif ve ilham yolu ile sahih olan bir eyin nakil yoluyla gelenden daha
3 Bu ve dier tenkitleri iin bk. Eb Gudde, 1384: 132-135.
4 smail Hakknn hadis anlay konusunda daha fazla bilgi iin bk. Avc, 2004.

124

smail GLE

gvenilir olaca kanaatindedir. Ona gre, keif halinde vehim ve hayal olmaz. Onda tam bir kesinlik ve hakkal-yakn hli vardr. nk, huffz sened
ile naklederler, keif ehli ise bizzat Hz. Peygamberin azndan alp sylerler. Bir nesnenin senedinin bilinmesinden gerekte o eyin sabit olmamas
gerekmez. Belki keif sahih olunca esah olur. nk keifte vehim ve hayal
olmaz (Bursev, tarihsiz: 10-11).
smail Hakk, Ruhl-Mesnevde hadisi zikretmeden nce genellikle,
hadisde gelir ibaresini kullanmaktadr. Bunun kadar yaygn olarak kullanlmamakla birlikte haberde gelir, ibaresi de kullanlmaktadr. ok nadir
olarak eserde gelir, ibaresine de rastlyoruz. Bunun yannda; hadis-i
kuds, merfu hadis, haber-i sahihde gelir diyerek hadisin shhati hakknda
hkm verdii durumlarla da karlarz.
2- Bursevnin hadis konusunda yazd eserler
smail Hakknn, gerek derslerini grd ve byk limlerin kitaplarndan okuyarak edindii bilgiler, gerekse ilham ve keif sonucu edindii
kazanmlardan hareket ederek konusu hadis olan birok kitap yazmtr.
Bu kitaplar yle sralanabilir.
a- erhul-Erbane Hadsen: Eb Zekeriy Yahya bn eref enNevevnin (l. 1277) Krk Hadis isimli eserine yapt erhtir. Molla Ali
Hafz Kastomonnin arzusu zerine kaleme alnmtr (Bursev [yz.]: 1b).
Bu erh, Nevevnin eserine yaplm en kapsaml ve en hacimli erhtir
(Bursev, 1998: 109). 1137 Muharreminin (Ekim 1724) sonunda, Bursada
tamamlamtr. mrnn son yllarnda kaleme ald bu eseri hadis konusunda yazd son eseri olmas nedeniyle ayn zamanda onun hadisiliinin tespitinde nemli bir kaynak olmaktadr. stanbulda, 1253, 1313 ve
1317de Mevhib Lednniyye kenarnda ve Drut-Tbatil-Amirede, mteaddit defalar baslmtr. 1317 basks, Sami Erdem tarafndan Latin harflerine aktarlm ve Hikmet Gltekinin Bursevden bahseden uzunca bir
incelemesinin bulunduu bir girile birlikte stanbulda baslmtr (nsan
Yay., 1998). Bu eser Mustafa Utku tarafndan da sadeletirilerek yaynlanmtr (Krk Hadis erhi, hzl. Mustafa Utku, Bursa, Uluda, 1999).
b- erhu Nuhbetil-Fiker li Uslu Hadis: Hadis usul ile ilgili olan bu
eser bn Hacer el-Askalnnin (l. 1449) Nuhbetl-Fikerinin Arapa erhidir. Bursev, rencilii zamannda ald notlar daha sonra deerlendirerek meydana getirdii bu eserde hadisleri tasavvufi bak asyla

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

125

1129/1717de erh etmitir. Bu iki eser Bursevnin bu konudaki en nemli


eserleridir.
c- Kitbul-Mirt li Hakyk bazl-Ehdisi vel-Ayt: smail Hakknn
mecmua trnde yazlm bir eseri olup iinde kimi ayet ve hadislere getirdii tasavvufi yorumlarla ocuklar iin drd tarihler ve baz varidatlar yer almaktadr. 1125 yl ortalarnda balad ve 21 Rebiylevvel
1130/22 ubat 1718 Sal gn tamamlad bu eseri Trke ve Arapa kaleme almtr.
d- Risale f Istlh Ehl-i Hadis: s m a i l H a k k nn gen bir renci
iken 1083/1672de kaleme ald ilk eseridir. nl hadis bilgini bn Hacerin
Istlahu Ehl-i Hadis adl eserinin baz kelimeleri zerine yaplan kk erhlerle teekkl etmi bir almadr. Eserin dili Arapadr (Yurtsever, 2000:
14).
e- Mecmuatl-Mteferrika: Eserin bu ekilde isimlendirilmesi muhtevasndan kaynaklanmaktadr. Eserde smail Hakknn Cemaziyelul
1134/Mart 1722 ile Recep 1134/Mays 1722 arasndaki varidat ile kimi ayet
ve hadislerin erhi yer almaktadr. Arapa-Trke karktr.
f- Kenz-i Mahf: 24 Rebiylahir 1134/11 ubat 1722de skdarda
Trke telif edilmi bir eserdir. Mutasavvflarca hads-i kuds olarak kabul
edilen Knt kenzen mahfiyyen sznn yorumu ile (s. 1-47) kimi varidat
ve erhlerden (s. 47-156) olumaktadr. Arap ve Latin harfleriyle bir ok
kereler baslmtr.
g- erhul-hads el-mmin miratl-mmin, Mmin mminin aynasdr anlamna gelen hadisin tasavvufi erhidir. 13 evval 1102/25 Ocak
1691de telif edilen bu eserin dili Arapadr.
h- erhul-Hads z tehayyertm lerinizde arp kaldnzda kabir
ehlinden yardm isteyin, anlamndaki hadisin tasavvufi bak asyla Trke aklanmasdr.
i- erhul-Hadsi Le-ene ekrm alellahi min en yedean fil-ard ekser min
selsn: Kitb- Nur u Esrr olarak da adlandrlan bu eserde, peygamberimizin, kendisinden sonra hilafetin otuz yl daha devam edeceini ve daha
sonra kesintiye urayacana dair hadisinin mevzuluuna baklmakszn
yapt tasavvufi erhtir. 1122/1710 ylnda telif edilen bu eserinin dili
Trkedir.
Bunlardan baka kimi mecmualar ve varidat tr eserlerinde zaman
zaman yapt baz hadis erhleri de vardr.

126

smail GLE

3- Rhl-Mesnevde geen hadisler


Rhl-Mesnev, smail Hakk Bursevnin Mevlna Celleddin-i Rumnin Mesnevsinin birinci cildinin ilk yedi yz krk sekiz beytine yapt
mufassal erhin addr. Bursev, bu eserini 10 Rebiylevvel 1116/13 Temmuz 1704te tamamlamtr. stanbul, 1. C 1285/1868, 2. C 1287/1870de
baslmtr. Tabloda verilen sayfa numaralar bu baskya gredir. Hadislerin bir ksm birden fazla kullanlmtr. Bu gibi durumlarda ilk getii
yerin belirtilmesiyle yetinilmitir. Sralama, getii kaynaklara gre yaplmtr. ncelik Ktb-i Sitteye verilmi, bulunamayanlar tablonun en sonuna ilave edilmitir. Hadislerin getii sayfalar ve kaynaklar yledir:
a- Buhr Eb Abdullah Muhammed b. smail, el-Cmis-Sahh, IVIII, stanbul, 1981.
1

I/24

Zamana svmeyiniz, zira zaman Allahtr.

Tefsir-i Sure, 45

I/28

Allah Ademi kendi suretinde yaratt.

stizan, 1

I/34

Kavmim ile Rablerine bakanlar arasnda byk engel-

Tefsir-i Sure, 55-1.2

ler yoktur.
4

I/39

Uhud bizi sever, biz de onu severiz.

tisam, 16

I/78

Ey Allahm, kalbimi nur eyle, kulam nur eyle,

Deavt, 9

gzm nur eyle, sam nur eyle, solumu nur eyle,


nm nur eyle, arkam nur eyle, stm nur eyle,
altm nur eyle, beni nur eyle.
6

I/117

Sihir kadar tesir eden ifadeler vardr.

Tbb, 51

I/123

limler peygamberlerin varisleridir.

lm 10

I/123

Peygamberler arasnda kyas yapmaynz

Enbiya, 35

I/133

Rya eittir: Bir eit rya Allahtandr. Bir eit

Tabir, 3

rya eytann hzn vermesi trndendir. Bir eit


rya da kiinin kendi kendine syledii dnd
eyden dolaydr.
10

I/133

Kim beni ryada grmse gerekten grmtr.

lm, 38

nk eytan benim eklime giremez.


11

I/134

Bazen de melek bana bir adam olarak grnr.

Bedl-vahy, 2

12

I/134

Salih kimsenin doru ryas peygamberliin krk alt

Tabir, 2

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

127

cznden bir paradr.


13

I/137

Ruhlar grup grup toplanm askerler gibidir. Bunlar-

Enbiy, 2

dan tananlar lfet eder kaynarlar. Tanmayan ve


birbirini tanmayanlar ihtilaf eder ve ayrlrlar.
14

I/140

Ramazann son on gn girince eteini balard.

Leyletl-Kadr, 5

15

I/151

Allah ev halkm iin benim vekilimdir.

Hac, 425

16

I/155

Bir snf iman ehli var ki, Allah onlardan gizlenmez ve

Ceniz, 90

saklanmaz.
17

I/156

Sizden biriniz ben kendisine anne babasndan, evla-

man, 8

dndan ve btn insanlardan daha sevgili gelmedike


gerek manada iman etmi olmaz.
18

I/238

Kulum bana nafile ibadetlerle yaklamaya devam

Rikk 38

eder, yle ki ben onu severim. Onu sevdiim zaman,


onun kula, gz, eli ve dili olurum.
19

I/238

Rabbim beni evinden yedirip iiriyor.

Savm, 49

20

I/278

Mmin mmin iin bina gibidir. Bazs bazsn g-

Mezlim, 5

lendirir.
21

I/324

phesiz eytan Ademoluna kan yolundan akar.

Kitbul-Ahkm, 21

22

I/351

Her doan ftrat zerine doar. Sonra anne ve babala-

Ceniz, 664

r onlar Yahdi, Hristiyn veya Mecs yapar.


23

I/379

Rahmetim gazabm geti.

Tevhid, 15

24

I/386

Beni doyuran ve susuzluumu gideren Rabbimin

Savm, 43

yannda geceledim.
25

I/395

Muhakkak ki bedende bir et paras vardr. O iyi

mn, 48

olduunda btn beden iyi olur. O kt olduunda


btn beden kt olur. te o kalptir.
26

I/450

Allahm Mudar kabilesinin cezasn iddetli kl ve

Hril-Iyn, 1233

Ahzab (Hendek savanda Mslmanlara kar


savaan Araplar) yenilgiye urat ve onlar sars. (Ayn
anlama gelen bir baka hadis iin bk.)
27

I/452

Sen onu gremezsin fakat o seni grr.

mn, 1

28

I/499

lhamlar nebiliin bir parasdr. (Ayn manada bir

Tabir-i Ry, 2103

baka hadis bk. )

128

smail GLE

29

I/512

ok kreden bir kul olmayaym m?

Babut-teheccd, 580

30

I/519

Kuran yedi harf (lisan) zerine nazil olmutur.

Husumt, 2241

31

II/6

Beni Metta olu Yusuftan stn grmeyiniz. Ma-

Bedl-Halk, 1392.

nasndaki bu hadisin, Ben Metta olu Yusuftan daha


hayrlym, demek hibir kula yakmaz. Anlamndaki hadisle uyumaktadr.
32

II/36

Mslman, Mslmanlarn dilinden ve elinden emin

mn, 9

olduklar kimsedir.
33

II/76

Kyamet gn kullardan ilk elbise giydirilen kii

Ehadisl-Enbiy, 1374

brahimdir.
34

II/77

Allah gryormusun gibi ibadet etmen...

mn, 1

35

II/81

Kalbinde bir miskal zerre iman olan cehennemden

mn, 21

kacaktr.
36

II/151

Kim dostuna dmanlk ederse bana harp etmi olur.

Rikk, 6021

37

II/164

Cabbar ayan bastnda.

Fezill-Kuran, 1738

38

II/173

Din tmyle samimiyettir.

mn, 82

39

II/177

Hz. Peygamber, gusul abdesti alrken, cllab gibi bir

Gusl, 250

ey istemitir.
40

II/198

Benim kldm gibi namaz klnz. (manen ayn anla-

Deavt, 5854

ma gelen hadis iin bk.)


41

II/221

Kul Allaha bir kar yaklatnda Allah ona bir adm

Tevhd, 6982

yaklar. Bir adm yaklatnda Allah ona bir kula


yaklar. Ve yryerek giderse ona koarak gider.
(Ayn anlamda bir baka hadis iin bk.)
42

II/227

Herkes yaratld ey iin kolaylatrlmtr.

Tevhd, 6996

43

II/351

yle zenginler vardr ki sevapa ok azdrlar. Meer

stikrr, 1075

ki onlar mallarn yle ve byle sarfetmi olurlar.


44

II/391

Biz sonra gelen ilkleriz.

Ver, 231

45

II/431

Ben sizin en ok korkannz ve korunannz bulunuyo-

Fezill-Kuran, 1786

rum.
46

II/481

Gz alar, kalp hznlenir ve biz ancak Rabbimizin


raz olduunu syleriz. Ve biz ey brahim, ayrlna
gerekten zlm durumdayz.

Ceniz, 1220

129

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

47

II/508

Her gece Rabbimiz gecenin son te birine girince

Tevhid,

dnya semasna iner ve kim bana dua ediyorsa

teheccd, 14

35,

Kitbut-

icabet edeyim. Kim benden bir ey istiyorsa ona vereyim. Kim benden balanmak istiyorsa onu balayaym der.
48

II/512

Emir, millet iin bir siperdir. Onun kumandasnda

Siyer

harp olunur, onunla korunulur.

1240

ve

fezill-cihd,

49

II/515

Allahla birlikte (baka) hibir ey yoktu.

Bedul-halk, 317

50

II/522

Muhakkak ki siz, makam ve rtbeye ok hrslsnz.

Muharibn, 2125

Halbuki, (fena idareciler iin) makam kyamet gnnde pimanlk olacaktr.


51

II/570

Her trl felaket karsnda Allahtan balanma ve

Cihd ves-siyer, 2801

iyilik isteyin. (Lafzen ayn olmamakla beraber ayn


anlama gelen bir baka hadis iin bk.)
52

II/576

Ey Ali, sen bana kar Harunun Musaya kar olan

Enbiy, 50, Megaz, 78.

vaziyetindesin. u kadar var ki benden sonra peygamber yoktur.

b- Mslim Ebul-Hseyn b. Haccc, el-Cmius-Sahh, I-V, Msr, 1955.

I/17

phesiz Allahn nuru ve karanl arasnda yetmi

man 293

bin perde vardr.


2

I/32

Yeryznde Allah diyen bulunduka kyamet kop-

man, 234

maz.
3

I/34

phesiz benim grdm nurdur.

man 291

II/58

Gulyabani yoktur. Ancak, cin vardr. (Bu hadisin

Selam, 4119

sadece ilk ksmna rastlanmtr.)


5

I/78

Rku ve secdede iken beni gemeyiniz. Zira ben,

Salat 112

nmden sizleri grdm gibi arkamdan da grrm.


6

I/105

Kulun Rabbine en yakn olduu an secde hali ve

Salat, 215

duay artrd andr.


7

I/128

Rabbim kalbimi grd.

man, 284

130

smail GLE

I/216

Nurdur, nasl greyim.

man, 291

I/226

Seni gerektii ekilde vemem. Sen kendini vdn

Salt, 222

gibisin.
10

I/337

Kim bir hayr, gzellik bulursa hemen Allaha hamd

Birr, 55.

etsin. Bunun dndakini bulan da kendinden bakasn knamasn.


11

I/341

Dnya mminin zindan kafirin cennetidir.

Zhd, 50

12

I/347

Ve senden sana snrm.

Zikr, 73

13

I/350

Allah hayrn versin.

Hayz, 33

14

I/351

Said olan annesinin karnnda da saiddir. ak olan

Kader, 4

olan annesinin karnnda da akdir.


15

II/26

Kalbini mi yardn?

mn, 140

16

II/68

Deccalin gz arpktr. Gzleri arasnda, k, f, r

Fiten, ve eratus-sea, 5221

hecesiyle kfir yazmaktadr ve bunu her Mslman


okur.
17

II/92

Mminin kalbi Rahmann iki parma arasndadr.

Kader, 4798

18

II/141

Ey insanlar! Allah brahimi kendine halil kld gibi

Mescid, 827

beni de habb kld. (Hadis kitaplarnda habib yerine


Halil olarak gemektedir.)
19

II/161

Allah iin alak gnll olan Allah ykseltir.

Birr vel-Adb, 4689

20

II/248

Gariplerden olana ne mutlu!

mn, 208

21

II/279

Hakkyla seni vemem. Sen kendini vdn gibisin.

Salt, 751

22

II/307

Cennet, istenilmeyen eylerle, cehennem de arzula-

Cenne, 5049

nan eylerle kuatlmtr.


23

II/556

Allah babalarnn sulbnde iken cennete gidecek olan

Kader, 4813

kiiler yaratt ve babalarnn sulbnde iken cehenneme gidecek olan kiiler yaratt.
24

II/561

Muhakkak ki Allah smail oullarndan Kinneyi

Fezil, 1

seti. Kinane oullarndan Kureyi seti. Ve Kurey


oullarndan Ben Himi seti. Ben Haimden de
beni seti.
25

I/405

Kim bana bir adm yaklarsa ben ona bir kula


yaklarm.

Zikir, 20

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

c-

131

Tirmiz Ebu s Muhammed b. sa, es-Snen, I-V, Kahire, 1938-1962.


1

I/11

Allahn yaratt ilk ey kalemdir.

Tefsir-i Sure, 68

I/79

phesiz Allah mahlukat karanlk iinde yaratt,

man 18

sonra onlar zerine nurunu yayd.


3

I/88

Ey kalpleri ve gzleri dndren, kalbimi senin dinin

Kader 7

ve kulluun zerine sabit kl.


4

I/119

Rzgara svmeyiniz. nk o rahmann nefsinden-

Fiten, 64

dir.
5

I/122

Mminin ferasetinden saknnz. nk o Allahn

Tefsir-i Sure, 15

nuru ile bakar.


6

I/151

Ev halkna ne braktn?

Menkb, 16

I/163

Onda yalanclarn yz yok.

Kyamet 42

I/354

Benden sonra neb yoktur.

Menkb, 20

I/501

slam garip balad ve garip olarak yeniden dnecek-

mn, 13

tir.
10

II/19

Kadlar tr, ikisi cehennemde ve biri cennettedir.

Ahkm, 1244

Bilerek haksz karar veren kad cehennemdedir.


Bilmeyerek haksz karar veren kad da cehennemdedir. Hakkyla karar veren kad ise cennettedir.
11

II/61

Her biriniz kardeinizin aynassnz. Ettii eziyetin

Berr, 1852

karln grmeden lmezsiniz.


12

II/75

Kabir, cennet bahelerinden bir bahe veya cehen-

Sfatul-kyme, 2384

nem ukurlarndan bir ukurdur.


13

II/145

mr uzun olup ameli gzel olana ne mutlu.

Zhd, 2251

14

II/220

limin bid zerine olan fazileti, dolunayn dier

lm, 2606

yldzlara olan stnl gibidir.


15

II/305

Kadn mahremdir.

Rza, 1093

16

II/329

nce balayn sonra tevekkl edin.

Sfatul-kyme, 2441

17

II/306

Adem su ile balk arasndayken ben nebiydim.

Menkb, 1.

d- Ahmed b. Hanbel, Msned I-VI, Beyrut, 1389.

132

smail GLE

I/105

Peygamber aleyhisselama bir i g geldii zaman

IV/23

namaza snrd.
2

I/174

Klla gnderildim.

II/50

I/264

Saknmak insan kaderden kurtarmaz.

III/234

I/282

Ademolunun

II/173

kalbi

Rahmann

parmaklarndan

ikisinin arasndadr, onu istedii gibi evirir.


5

I/378

nsanlarn en erlisi, bir peygamberi ldren veya bir

I/407

peygamber tarafndan ldrlen kimsedir.


6

I/380

Bir eyde hastalktan ifa varsa onun gerei kan

VI/401

aldrmak veya bal erbeti imektir.


7

II/501

Seyahat ediniz, shhat bulunuz.

II/380

I/351

Hzrn ldrd o ocuk kfir tabiatl idi.

V/121

I/455

Mriklerle, mallarnzla, cannzla ve lisannzla

III/124, 411

cihat edin.

e- bn Mce Eb Abdullah Muhammed b. Yezd el-Kazvin, es-Snen, I-II,


y.y., 1952.
1

I/44

Kim ilmini gizlerse Allah onu kyamet gn

Mukaddime, 84

ateten bir gem ile gemler.


2

I/140

Allahm, slam iki kiiden biriyle y Eb Cehil

Mukaddime, 11

ibn Hiamla veya mer ibn Hattab ile kuvvetlendir.


3

I/154

Fuhu bir toplulukta zuhur eder de onlar onu

Fiten, 22

aka yaparlarsa illaki onlarda veba ve kendilerinden nceki atalarnda yaylmayan hastalklar
yaylr. Ve bir topluluk mallarnn zekatn vermezse illaki kendilerinden yamur kesilir. Ve
hayvanlar da olmazsa hi yamur yadrlmaz.
4

I/262

Ey Allahm, ayplarmz rt.

Dua, 14

I/376

Sad bin Muazn lmnden Rahmann ar

Mukaddime, 11

titredi.
6

I/442

Kim ki tekelcilik ve karaborsaclk yaparsa lanet-

Ticre, 2144

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

133

lenmitir. (Manen ayn olan bir baka hadis iin


bk.)
7

I/461

Muhakkak ki, Allah grnlerinize bakmaz.

Zhd, 9

Kalplerinize ve amellerinize bakar.


8

II/68

Haksz kazan salayan lanetlenmitir.

Ticre, 2144

II/261

Ben ademolunun efendisiyim ama vnmek

Zhd, 4298

yok.
10

II/574

Hikmet mminin yitiidir. Onu nerede bulursa

Zhd, 4159

alsn.

f-

Eb Dvud Sleyman b. Es es-Sicistn el-Ezd, es-Snen, I-V, Hms,


1969.
1

I/8

nsanlara teekkr etmesini bilmeyen Allaha

Edeb 11

kredemez.
2

I/42

Bizi rahatlat ey Bilal!

Edeb, 86

I/162

Hayberin fethine mi, Caferin geliine mi sevine-

Edeb, 157

yim.
4

I/264

Servet sahibine onun zenginlii sana kar fayda

Ebed, 107

etmez.
5

I/273

Sevdiin ey kr ve sar eder.

Edeb 125

I/332

phesiz kibir, atein odunu yedii gibi gzel

Edeb, 4257

amelleri yer.
7

II/61

Mmin mminin aynasdr.

Edeb, 4272

II/63

Kime koku verilirse reddetmesin. nk tamas

Tercime, 3641

hafiftir.
9

II/79

Haset atein odunu yedii gibi iyilikleri yer.

Edeb, 4257

10

II/312

Hayr, atn peremine balanmtr.

Cihad, 43

11

II/523

Kim kadlk talep eder ve bunun gereklemesin-

Akdiye, 3

de efaatilere ba vurursa (i) kendisine yklr.


Kime de o i zorla verilirse, Allah onu doruya
sevkedecek bir melek gnderir.

134

smail GLE

g- Nes Abdurrahman Ahmed b. uayb, es-Snen, I-VIII, Msr, 1964.


1

I/22

Dikkat ediniz, iyi kimselerin benimle kavuma arzu-

Sehv, 62

su uzad. Ben de onlara kavumay ok istiyorum.


2

I/161

Allah bir eye tecelli ettii zaman o ey kendisine

Ksf, 16

boyun eer, teslim olur.


3

II/63

Bana dnyanzdan ey sevdirildi: Gzel koku,

rdun-Nis, 3878

kadnlar ve gz bebeim namaz.


4

II/530

Cihadn en faziletlisi zalim sultana doru sz sy-

Beyat, 37

lemektir.

h- mam Malik b. Enes, Muvatt, Msr, t.y.


1

I/96

Allahn diledii ey olur, onun istemedii ey olmaz.

Taharet, 89

I/167

Hediyelein, birbirinizi sevin.

Hsnl-Halk, 16

i-

Deylem Ebu ca reveyh b. ehrader b. reveyh, Mesrul-Htb, IV, Beyrut, 1986.


1

II/360

Gzlerim uyur, kalbim uyumaz.

V/8965

II/490

Beni grene, beni greni grene ve beni greni greni

II/3926

grene ne mutlu.

j-

Hind Aleddin Ali b. Hsameddin, Kenzul-Umml f Sneni Akvli


vel-Efl, I-XVIII, Beyrut, 1989.
1

I/164

Hacerl-esved yeryznde Allahn sa elidir. Kim

XII/34744

Reslullah (sav) ile biata erimi ise Hacerl-esvedi


mesh ederek Allaha ve reslne bit etsin.
2

II/156

Temizlie devam et ki, rzkn genilesin.

XV/44152

k- Mnv Abdurrauf, Feyzul-Kadir erhul-Cmiis-Sar, I-VI, Beyrut,


1972.

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

l-

II/512

Benim ektiim sknty hibir neb ekmedi.

135

V/7852

Tabern, Eb'l-Ksm Sleyman b. Ahmed b. Eyyb el-Lahmi, ElMuceml-Evst I-XI, Riyad: Mektebetl-Marif, 1985.
1

I/158

Kardein hakknda amatay brak. Allah ona afiyet

IV, 110

verir ve seni de o eye mptela eder.

m- Acln smail b. Muhammed, Keful-Hf ve Muzll-lbs Ammetehera minel-Ehdis f Elsinetin-Ns, I-II, 3. Bs., Beyrut, 1988.
1

I/19

Ben bilinmeyen bir hazine idim, bilinmeyi diledim, halk

II/132

yarattm ve bilindim.5
2

I/11

Ben Allahtanm ve inananlar benim nurumdandr.

I/205

I/79

Mminin kalbi Allahn ardr.6

II/100

I/115

Kim bildiiyle amel ederse Allah ona bilmedii eylerin

II/265

ilmini de verir.7
5

I/116

nsanlarla akllar kadar konuun.

I/177

I/126

nsanlar uykudadr, ldkleri zaman uyanrlar.8

II/312

I/151

mmetimin limleri srail oullarnn nebleri gibidir.9

II/60

I/282

Srrn gizleyen muradna erer.

I/123

II/41

lerinizde ardnz zaman kabir ehlinden yardm

I/85

isteyiniz.10
10

II/104

Uyku lmn kardeidir.

II/329

5 Bu hadisin mevzu olduu konusunda hadis limleri ittifak etmilerdir. Daha fazla bilgi iin
bk. Uysal, 2001: 268-270; Avc, 2004: 265-270.
6 Suflere ait bir szdr (Uysal, 2001: 335).
7 Hz. saya ait olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 377). Ancak ncilde buna benzer bir sze
rastlanmamtr.
8 Hz. Aliye ait bir sz olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 351).
9 Mevzudur (Uysal, 2001: 284-285).
10 Muhaddislere gre ittifakla mevzudur (bk. Gler, 2003: 81).

136

smail GLE

11

II/136

Sen olmasaydn, sen olmasaydn felekleri yaratmazdm.11

II/164

12

II/148

Ashabm gkyzndeki yldzlar gibidir. Hangisine uyar-

I/1485

sanz hidayete ularsnz.


13

II/350

Allahla beraber olduum bir an vardr ki ne bir mukarreb

II/244

bir melek ve ne de mrsel bir nebi yaklaabilir. (Hadis


olarak zikredilen bu szn suflere ait olduu sylenmektedir. (Uysal, 2001: 260).
14

II/402

Muhakkak ki ben Rahmann nefesini Yemen tarafndan

I/177

duyuyorum.
15

II/535

Dnya ahretin tarlasdr.

I/412

n- Hatib el-Badd, Trih Badd ev Mednets-Selm I-XIV, Beyrut:


Drl-Ktbil-lmiyye, t.y.
1

I/391

eytanmdan selamette oldum.

III/331

o- Abdrrezzak b. Hemmm, el-Musannef I-XI, Beyrut: El-Meclisl-lm,


1983.
1

II/338

Ashabm hakknda Allahtan saknnz.

XI/341

p- Eb Nuaym el-Isbahn, Hilyetl-Evliy I-X, Kahire: Matbaat'sSaade, 1974-79.


1

II/365

Kalk ve namaz kl, sen namaz klmadn.

VIII/382

q- Bulunamayanlar
1

I/26

phesiz Allah beni terbiye etti de terbiyem gzel oldu.

I/28

nsann srr benim srrm, benim srrm da onun srrdr (Ahmet Rfat, 1293: 9).

I/34

lim gizlenmi bir hazine niteliindedir. Onu ancak Allah bilen limlerden
bakas bilmez.

11 Mevzudur (bk. Uysal, 2001: 280-281; Avc, 2004: 207-211).

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

I/36

137

Allahm, zararl kimsenin stne baskn iddetlendir ve onun yllarn Yusufun yllar gibi yap.

I/38

Bir kimse k olur ve iffetli olursa, bu akn gizler de sonra lrse ehit olarak
lr.

I/43

Peygamberin temiz dostluu senin temizliin gibidir.

I/47

Kk iken renmek tan zerindeki nak gibidir.

I/60

Perhiz btn ilalarn badr.

I/106

Kim Allah bilirse dili susar.12

10

I/106

Kim Allah tanrsa dili uzar.

11

I/114

Kklmde yetimdim, byklmde garip.

12

I/116

Rabbim, bana eyay olduu gibi gster.

13

I/126

Dnya hayat uyuyann ryas gibidir.

14

I/132

nsanlarn sultan olsalar dahi, babalarna, hocalarna ve misafirlerine ikram


etmelerinde utanlacak bir ayp yoktur.

15

I/145

Mercimek sizin iindir, muhakkak ki o mbarek ve deerlidir.

16

I/153

Yaadnz gibi lrsnz. Ve ldnz gibi dirilirsiniz.

17

I/162

Sizden her biriniz sahibine doru yzsn.

18

I/172

Bu kendim iin raz olduum dindir.

19

I/185

Nefsin senin bineindir, ona yumuak davran.

20

I/186

ler vakitleriyle baldr.

21

I/199

Nefsini bilen Rabbini bilir.13

22

I/199

Rabbimi, Rabbimle bildim. Rabbim olmasayd Rabbimi bilemezdim.14

23

I/216

Seni hakk ile bilmedik (Gayb, erhu Hutbetl-Beyn: 93b).

24

I/227

Ben ve mmetimin saknanlar klfetten korunmutur.

25

I/231

Benimle konu ey Hmeyr!

26

I/231

mam sizden yemek istediinde onu yediriniz.

12 Suflere ait bir szdr (Uysal, 2001: 310).


13 Hadis deildir (Uysal, 2001: 332).
14 Mevzudur (Uysal, 2001: 308).

138

smail GLE

27

I/231

phesiz o tatl bir yemek ve keskin bir ifadr. (zemzem)

28

I/243

Allah iin nurdan ve zulmetten oluan yetmi bin perde vardr. Eer onlar
aacak olsa

29

I/266

Hibir kul yoktur ki hev-y nefs buzedilecek bir ey olsun.

30

I/274

Dnya bir kprdr. Ona ehemmiyet vermeden geiniz.15

31

I/285

Kim Allah iin krk sabah ihlasl olursa kalbinden lisanna doru hikmet pnarlar ortaya kar.

32

I/290

Nice fkh tayanlar vardr ki fakih deildir. Nice fkh tayanlar da vardr ki o
kimseye fkh retmitir.

33

I/294

Zalim Allahn yeryzndeki adaletidir. Onunla intikam alr, sonra ondan intikam alr.

34

I/298

Allah duada srarc olan sever.

35

I/299

Herhangi bir eydeki kolaylk onu ssler.

36

I/310

Bana cennettekiler gsterildi. Orada kadn ehlinin az olduunu grdm. Kadnlar nerede dedim. Denildi onlar krmz altn ve gzel kokularla meguller.

37

I/310

inizdeki sefihlere ikram ediniz. nk onlar size dnyada utan ahirette de


ate getirirler.

38

I/312

Paraya, lye ve renkli nakl elbiselere kul olan kahrolsun.

39

I/313

Ya Rabb senin hakknda bilgimi artr.

40

I/319

Dnya ahret ehline haramdr. Ahret dnya ehline haramdr. Her ikisi de Allah
ehline haramdr.16

41

I/324

eytann yollarn alkla kesiniz. nk alk ehevi istekleri keser ve yok eder.

42

I/334

nsann arasnda hakknda hkm verilecek ilk dava kan davasdr.

43

I/346

Bana cennet arzusu ve cehennem korkusu ile ibadet edenden daha zalim kim
vardr. Ben cennet ve cehennemi yaratmam olsam dahi ibadete layk deil
miyim?

44

I/356

phesiz Cebrail dininizi retmek iin size geldi.

45

I/368

Ey Allahm onun zerine kpeklerinden bir kpek musallat et. (Eb Lehebin

15 Hz. saya ait olduu sylenmektedir (Uysal, 2001: 349). Ancak ncilde buna benzer bir
sze rastlanmamtr.
16 Mevzudur (Kandemir, 1991: 188; Uysal, 2001: 348).

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

139

olu Utbe iin)


46

I/376

kii vardr ki, onlar hakknda konumak gybet deildir; Zalim hkmdar,
fskyla lanetlenmi fsk ve insanlar bidate aran biat.

47

I/400

Bulamaman ismetindedir.

48

I/401

Sadaka belalar def eder.

49

I/417

Kubbemin altnda kimsenin bilmedii dostlarm vardr. 17

50

I/455

Nefislerinizi onunla gzelletirin.

51

I/ 467

Namaz klan ve klmayan, peygamber olan ve olmayan herkesi sran akrebe


Allah lanet etsin.

52

I/476

Mminin korkusu ve midi llseydi denk gelirdi.

53

I/477

Allahn ahlakyla ahlaklannz.18

54

I/513

Ashabmdan biri dieri hakknda bana bir ey sylemesin ki, ben gnlmn
ferah bir ekilde yannza kmak isterim.

55

II/6

Ben Allahtanm ve mminler de benim feyzimdendir.

56

II/12

Taun ve Hez, sizin cinden gelen dmanlarnzdr.

57

II/27

mmetimin ihtilaf rahmettir.

58

II/43

Benden dolay kalpleri krk olanlarn yanndaym.19

59

II/57

Fitne uykudadr. Onu uyandrana Allah lanet etsin.

60

II/62

Kim kereviz yiyip uyursa az kokusu iyi olur ve di arsndan kurtulur.

61

II/63

Gkyzne karldmda yeryz benim arkamdan alad. Ne zaman ki terimin bir damlas yeryzne dnd, krmz gl bitirdi. Kim benim kokumu
koklamak isterse krmz gl koklasn.

62

II/69

Kyametten nce yalanclar olacak. Onlardan saknn.

63

II/77

lk yaratlan ey benim ruhumdur.

64

II/79

Allah bir kulunu sevdiinde gnahlar ona zarar vermez.

65

II/92

Kim yeryznde yryen bir l grmek isterse Eb Bekire baksn.

17 Mevzudur (Uysal, 2001: 285). Bu hadis Alevi-Bektai edebiyatnda da kullanlr. (bk. Yldrm, 2003: 76).
18 Mevzudur (Uysal, 2001: 305).
19 Mevzudur (Uysal, 2001: 336).

140

smail GLE

66

II/97

Yere ge smam, mmin kulumun kalbine sarm.20

67

II/108

Siz gece yryn tercih edin. nk yer geceleyin drlr.

68

II/133

mmetimin mr altm ile yetmi arasndadr.

69

II/151

Kim zamannn imamn bilmeden lrse cahiliye zerine lr.

70

II/183

Ehl-i cennette bir snf vardr ki Rabbi onlardan gizlenmez ve saklanmaz.

71

II/185

Konutuunuzda Allah iin konuun ve sustuunuzda Allah iin susunuz.

72

II/190

Ben alglar krmak ve domuzlar ldrmek zere gnderildim.

73

II/192

Benim arndm gibi hibir peygamber arnmamtr.

74

II/194

Cihat, Allahn beni peygamber olarak gnderdii gnden mmetimin en sonuncusunun Deccalle savancaya kadar devam edecektir.

75

II/263

Hibir saat, gece gndz yoktur, ancak yamur yadran gk, Onu da Allah
diledii gibi tasarruf eder.

76

II/268

Yer ve gk adaletle ayakta durur.

77

II/271

Kanaat tkenmez bir hazinedir (Ahmet Rfat, 1293: 213).

78

II/285

ki hasletle Adem zerine stn klndm. eytanm kfir idi. Allah bana yardm
etti, Mslman oldu. Hanmlarm bana yardmc oldular. Ademin eytan kfir
idi ve onun kars ona hatasnda yardmc oldu.

79

II/285

Kadnlar ikram sahibi erkeklere stn geldi. Kadnlara da kt erkekler stn


geldi.

80

II/305

Allah Ademi yaratt ve onda tecell etti.

81

II/313

Ey Ali, btn asllar ve soylar kyamet gnnde kesilecektir, ancak benim aslm
ve soyum mstesna.

82

II/313

Saknanlar ve temizlenenler benim soyumdandr.

83

II/335

Eer mmetim doru yol zerine olursa ona tam gn vardr. Eer istikamet
zere deilse yarm gn.

84

II/335

Ey Ali, sen ve ben bu mmetin babasyz (Ahmet Rfat, 1293: 22).

85

II/363

Kfirlerle oturmayn. Kfirlerle oturanlar kabirde oturanlar gibidir.

86

II/428

Mmin, fakirlikten, hastalktan veya zilletten kurtulamaz.

87

II/454

limlerin eti zehirlidir. Kim onu inerse hastalanr, kim onu yerse helak olur.

20 Mevzudur (Uysal, 2001: 332).

smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinde Geen Hadisler zerine Bir Deerlendirme

141

88

II/454

Yeryznde hevadan yakn olup da buzedilen daha byk bir kul yoktur.

89

II/550

Allahn yarattklarnn ilki akldr.

4- Deerlendirme ve sonu
Bursev, eserinde toplam 243 hadisten yararlanmtr. Bu almamzda
ise, birden fazla yerde geen hadisleri sadece bir kere zikrettik. Dolaysyla
ikinci ciltte geen ayn zamanda birinci ciltte de olan hadisler sralamaya
alnmamtr. Bunun yannda bir hadis birden fazla kaynakta getii durumlarda en ok bilinen kitap tercih edilmitir. Mesela bir hadis hem
Buhrde hem de Msnedde geiyorsa sadece Buhr olarak kaydedilmitir.
Bursevnin naklettii hadislere baktmzda yarsndan fazlasnn muteber hadis kitaplarnda getiini gryoruz. Buhar, Mslim, Tirmizi,
Msned, bn Mce ve Eb Dvud en fazla kulland hadis kitaplardr.
Bunun yan sra % 41i salam hadis kaynaklarnda gememektedir. Bunlarn bir ksm tespit edilememiken daha kk ksm da Aclnde yer almaktadr. Yarya yakn olan bu oran muhaddislerce tenkit konusu olmaya
aktr.
Rhul-Mesnevde geen hadisler incelendiinde sahih hadislerin yannda suflerce kullanlan, fakat hadis bilginlerince hadis olarak kabul
edilmeyen kimi hadislerle de karlamaktayz. Rhul-Mesnevde geen bu
tip hadislerin, Bursevnin eserlerinde kendisinden vgyle bahsettii ve
grlerini savunduu mutasavvf bn Arabnin Futuht- Mekkiye isimli
eserinde gemesi (Uysal, 2001: 202-208), hadislerin kayna olarak bn Arabyi aldn dndrmektedir.
Bursevnin naklettii hadisler iindeki mevzu hadisler, hadis bilginlerinin deerlendirmelerine gre olduka fazladr. Bunun yannda mensubu
bulunduu gelenek ve ilk dnem tasavvuf kitaplarnda geen kitaplara
bakldnda farkl bir durum grlmemektedir. Sonu olarak, Bursevnin
sz edilen eserinde geen hadislerin, nde gelen tasavvufi kitaplarda yer
aldn ve mutasavvflarca kabul edilen hadislerin hadis bilginlerince kabul edilmemesinden kaynaklanan tartmalarn, gnmz tasavvuf kitaplarnda ayn hadislerin hl nakledildii gz nnde bulundurulduunda
daha uzun bir sre daha bitmeyeceini syleyebiliriz.

142

smail GLE

KAYNAKA
AHMET RIFAT Efendi, (1293); Miratl-Meksd f Defil-Mefsd, stanbul.
AVCI, Seyit, (2004); Suflerin Hadis Anlay: Bursevi rnei, Konya: Ensar Yay.
BURSEV, SMAL HAKKI, (tarihsiz); Kenz-i Mahf, stanbul: Rza Efendi Matbaas.

_____, (1998); Krk Hadis erhi, (aratrma: Hikmet Gltekin, metin: Sami Erdem), stanbul: nsan Yay.
EB GUDDE, Abdlfettah, (1384); Taliktl-hfile alel-Ecvibetil-Fzla, (hzl.
Muhammed Abdlaziz el-Halid), Halep.
GLE, smail, (2002); smail Hakk Bursevnin Rhl-Mesnevsinin ncelenmesi,
Trk Dili ve Edebiyat, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Sosyal Bilimler
Ens.
GLER, Zekeriya, (Ocak-Haziran 2003); Vesile ve Tevessl Hadislerinin Kaynak Deeri Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, C X, s. 46-98.
KANDEMR, Yaar, (1991); Mevz Hadisler, 5. bs., Ankara: Diyanet leri Bakanl Yay.
NAMLI, Ali (2004); smail Hakk Bursev, Hayat, Eserleri ve Tarikat Anlay, stanbul: nsan Yay.
GAYB, Seyyid Hseyin; erhu Hutbetl-Beyn [yz.], stanbul: Sleymaniye
Ktphanesi Laleli Nu. 1496, yp. 93b.

EYH SAFVET, (2001); el-stzh, Ahlak ve Tasavvuf Kitaplarndaki Hadislerin Shhati, (hzl. brahim Hatibolu), stanbul: Darlhadis Yay.
UYSAL, Muhittin, (2001); Tasavvuf Kltrnde Hadis: Tasavvuf Kaynaklarndaki Tartmal Rivayetler, Konya: Yediveren Yay.
YILDIRIM, Ahmet, (2003); Alevi-Bektai Edebiyatnda Kullanlan Hadisler ve
Deerlendirilmesi, slamiyt, VI/3.

YURTSEVER, Murat (2000); smail Hakk Divan, Bursa: Arasta Yay.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 143-158

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its


Spread in The Aegean Region in The XVIth Century
Nuri MEKLER
Abstract
Afyon, Kutahya, Denizli, Mugla and their surroundings, where the first Mawlawiyya culture settled with the
visits of Mawln, Sultan Walad and Ulu rif Chalabi in the XIIIth and the XIVth centuries, drew much attention
after Dwna Mahmad Chalabi, descendant of Mawln, and his closest disciple Shhid Dedes travels in the XVI th
century. These cities experienced their most brilliant period in the history in terms of Mawlawiyya. In the background of its political reasons, there lied the support shown to the Mawlawis and the Mawlawi Order by the
Germiyanogullari, the most efficient dynasty in the region, who had kinship with the family of Mawln, and by the
Inanchogullari, from the dynasty of Germiyanogullari, and by the sons of Shib Ata Fakhr al-Dn Ali, who was once
the vizier of Seljuk Empire. They all supported the members of Mawlawiyya in Afyon and in its surrounding
regions. Again, both physical and moral supports of shahzdahs such as Sultan Alemshh, who had administrative
tasks in Denizli and in its surrounding region, played an important role in this respect. Dawlat Khtn was married
to Sultan Byezid and her sibling was the grandchild of Hizir Pasha and this means that they had a relation of
kinship with the Ottoman Family. And the teachings of Shhid and other disciples, as well as the lectures and
sermons of Dwna Mahmad Chalabi, who had also kinship with the Ottoman, as well as their explanation of the
Mawlawiyya, had a great affect on the people of the region who then began to show tendency to the Mawlawiyya.
And Dwna Mahmad Chalabis lineage to Mawln and his kinship with the politicians of the time made it possible for him to conduct himself freely as he wanted.
Key Words: Mawln, the Mawlawiyya, Aegean Region, Dwna Mahmad Chalabi, Shhid

XVI. Yzylda Ege Blgesinde Mevleviliin


Yaylmas ve Sebepleri
zet
XIII ve XIV. yzyllarda Mevlna, Sultan Veled ve Ulu rif elebinin ziyaretleriyle ilk Mevlevilik
kltrnn yerletii Afyon, Ktahya, Denizli, Mula ve evresi, XVI. yzylda Mevlna soyundan olan Dvne
Mehmed elebi ve yakn mridi hid Dedenin seyahatleri neticesinde daha da n plana km; Mevlevilik
asndan tarihinin en parlak dnemini yaamtr. Bunun siyasi sebeplerinin temelinde, bu blgedeki en etkin
Beylik olan ve Mevlna ailesiyle akrabalklar bulunan Germiyanoullar ve onlarn hanedanndan gelen nanoullar ile Seluklularn vezirliini de yapan Shib At Fahreddin Alinin oullarnn Afyon ve civarnda Mevlevilere
yakn destek olmalar gelmekte; Osmanllarn hakimiyetinden sonra ise Denizli ve evresinde idari grevlerde
bulunan Sultan Alemah gibi ehzadelerin maddi-manevi destekleri de nemli rol oynamaktadr. Ayn zamanda,
Sultan Byezidle evlenen Devlet Hatunun kardei Hzr Paann torunu olmakla Osmanl slalesiyle akrabal da
bulunan Dvne Mehmed elebinin, hid ve dier mritleriyle birlikte, anlan blgede ky ky dolaarak Mesnevyi erh etmeleri, sem yapmalar ve vaazlar vermeleri neticesinde de yre halknn Mevlevilie olan meyli
artmtr. Dvne Mehmed elebinin de, hem Mevlna soyundan gelmesi hem de siyasilerle olan akrabal, onun
ok rahat davranlar sergilemesine sebep olmutur.
Anahtar Kelimeler: Mevlna, Mevlevilik, Ege Blgesi, Dvne Mehmed elebi, hid

Assist. Prof. Dr., Seluk University, Konya, Turkey, n.simsekler@selcuk.edu.tr

144

Nuri MEKLER

INTRODUCTION
The Condition of the Central Mawlawi Lodge (Dargah) in Konya and
its Chief-Masters (Postnishns) in the XVIth century1
The spread of Mawlawiyya out of Konya and its reception or rejection
among the notables are no doubt closely related to the state of the Chalabis
who held the chief post of the Dargah in Konya. Therefore, it is necessary to
take a look at the state of these Chalabis and their conditions in the 16th
century - right before and after.
During the 15th century, the Mawlawi Dargah in Konya was headed by
such prominent chief-masters as Amir lim Chalabi II (d. 1395) and rif
Chalabi II, son of Amir dil Chalabi, (d. 1421). The socio-political circumstances of the last part of this century and the 16th century in Anatolia,
faced by intense political turbulences, did not permit these chief Chalabis
of the Dargah to expand the Mawlawi tarqa (order). Because of that, these
Chalabis remained rather within the borders of Konya and only their ancestors were able to perform some reconstructions in the tomb of Mawln.
Pir dil Chalabi (dil Chalabi II) (d.1460), who took over the position
right after his father Amir lim Chalabi, also faced the same political turbulences and nevertheless held the chief post for 39 years. As a loyal person to the original form of the Mawlawiyya, he sought to keep the inner
discipline of the tariqa and hence reconstructed the Sam (ritual whirling),
which had not been hitherto subjected to changes since Sultan Walad
(d.1312). By adopting an attitude toward reformation, he revised the rituals
of the tariqa. In this process of reformation, of course, the idea of distinguishing the line of Mawlawiyya from that of other Sufi orders, such as the
Bektashiyya, Khalwatiyya and Qadiriyya,2 which had started to spread
around and institutionalize, was a very influential factor.
The period of Jaml al-Dn Chalabi (1460-1509), who came to the post
after his father Pir dil Chalabi , witnessed quite important developments
1 In the preperation of this part has been made use of the following works:
(Skb Dede, 1283; Asrr Dede, Shuar-y Mawlawiyya; Ahmad Dede, Majmuat al-Tewrkh;
Glpnarl, 1983; nder, 1998; Top, 2001).
2 The following statement by Skb Dede is also noticeable: Mawlawiyya, besides its own
manners and propriety such as Sam (whirling), pleasure, ecstasy and state, has been
formed by the essence of Nakshibendi Order and the love and ecstasy bases of Shams as
well. (see: Skb Dede, 1283: I, 134).

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

145

in the history of Konya and Anatolia as well as of Mawlawiyya. In this


period, Konya was officially annexed to Ottoman lands (1467) and also the
Mawlawiyya order began to spread fast in Aegean region, especially
around Afyon, Denizli, Kutahya, Bursa, Mugla, Isparta, Burdur, Aydn,
zmir and Istanbul, thanks to the efforts of Mahmad Chalabi and his murid
(disciple) Shhid Dede, both of whom were of the generation of Mawln
Jall al-Dn himself, as will be mentioned extensively later. In these regions
the followers and attendees of Mawlawihouses increased and new zawiyas
(small lodges) opened. Also, Byezid II, the son of Dawlat Khtn who was
the heir of the Germiyan Sulaiman Shah3 and Mutahhara Khtn, the
grand-daughter of Mawln, was greatly helpful in the service of the Mawlaw dargah and provided material and moral support in spreading the
Anatolian Mawlawiyya. According to Skb Dede, Jaml al-Dn Chalabi
had given Sultan Mahmad the Conquerer good news regarding the birth of
Byezid II, who had great love and respect for Chalabi and Mawln. During his reign, he had the sarcophaguses in the tomb of Mawln renewed
and also provided some valuable quilts to cover the sarcophaguses (Skb
Dede, 1283: I, 139, 144).
Yildirim Byezid IIs son Mahmad, who always preferred the title
Chalabi, which is given as an honorific epithet to those who come from
the descent of Mawln, gave considerable importance to the Mawlawiyya.
3 This marriage which is in Sefne by Skb Dede cannot be accepted by Golpinarli (1983:
101,103). And Uzuncarsilioglu, in his work Ktahya ehri, illustrates Mutahhara Khtn as
the wife of Suleiman Shh while giving the dynasty to the Germiyanogullar. And Uzluk,
with the narration from Aflk Dede, mentions that ther has occured a disagreement
between Germiyanoglu Yakub and Ulu rif Chalabi during his visit to Kutahya, and upon
that Mutahhara Khtn gave her baby into his i.e. the uncles arms and reconciled them.
And as for the following part, on the covers of most Dvns are said to be writing, with the
permission of Sultan Walad, about the marriage of Mutaharra Khtn with Germiyanoglu
Sulaiman Shh (Uzluk, 1969: 77). And in some of the contemporary resourses and articles, it
is stated that Mutahhara Khtn married Umur Bey (1276) and that her daughter from this
marriage has been married to Sulaiman Shh. The most living resource, Aflk, mentions
that Mutahhara Khtn has had two sons called Ilyas and Hizir Pasha - Sulaiman Shh has
had also two sons called the same but he does not state a name regarding whom she has
been married to (1986-87: II, 387); also while giving information about Umur Bey, he again
does not mention that he had been married to Mutahhara Khtn (1986-87: II, 345).
Nevertheless, it is certain that Dawlat Khtn, the daughter of Suleiman Shh, has been
married to Yildirim Byezid by the Emirate of Germiyan in order to have a close connection
with the Ottomans (1378), and it seems also certain that Chalabi Mahmad, born from this
marriage (1389) and other Ottoman Sultans following him have come from the lineage of
Mawln.

146

Nuri MEKLER

In fact, his preference of that title to be used along with his other Ottoman
title Sultan is an obvious proof for his adherence to the Mawlawiyya. Furthermore, Murad II (d.1451), the son of Chalabi Mahmad and the 6th sultan
of the Ottoman State, would often enjoy reading Mawlns masterpiece
Mathnaw is an apparent sign of his loyalty and devotion to his spiritual
ancestors. He also had some Mawlawihouses built in Bursa and Edirne.
Sultan Mahmad the Conquerer (Fatih) (d.1481), the son of Murad II,
was also a sultan wearing a sikke (a tall conical Mawlaw cap) with gold
threads and a silky dastar (the sash which is wrapped around a turban).
Fatih arranged gatherings for Sam and had the Mathnaw recited after the
Friday prayer in Kalenderhne Mosque, which he had converted from a
church after the conquest of Istanbul. So, he was influential and instrumental in the intensification and continuation of the love for Mawln (Gyn,
1991: 353 cont.). As it is known, Kalenderkhne Mosque is considered to be
the first Mawlawihouse after the conquest of Istanbul (Glpnarl, 1983:
336, 337).
Jaml al-Dn Chalabi, who was at the chief-post during the reigns of
the above-mentioned Mawlaw admiring sultans, also rendered great services, during his 49-year term, for the development of the Mawlawi order
by using the advantages of the positive and supportive attitudes of those
sultans.
After the death of Jaml al-Dn Chalabi in 1509, his grandson and one
of the Inth (lineage by his mother) Chalabis, Husraw Chalabi took over the
position. Although as a rule, Qd Mahmad Pasha, the son of Jaml al-Dn
Chalabi, was supposed to take the position, because of his early death at
the life time of his father, Khusraw Chalabi instead took it over. Khusraw
Chalabis term lasted long for about 62 years, during which he witnessed
the reigns of the two powerful Sultans of the Ottoman State; Yavuz Sultan
Selim (r.1512-1520) and Sulayman the Magnificent (r.1520-1566). Both of the
sultans stopped by Konya on their military expeditions and visited the
Dargah of Mawln. Besides their charities for the Dargah, they both
showed great interest in its activities and also helped the Mawlaw order to
spiritually grow. Furthermore, they rendered a lot of service in solidifying
the foundations of the architectural structure of the Dargah and providing

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

147

water, as well as having sam-house and masjid (small mosque) built


within the Dargah.4
When Khusraw Chalabi passed away in 1561, his son Farruh Chalabi
took over his place. He was able to maintain the Tomb and the Centre on
the basis of the strong foundations that he had inherited from his father.
Meanwhile, he was offered the job of instructor to teach at Karatay Madrasa,
which, though, triggered for the eruption of gossips among some of his
rivalries. At this particular period, Selim II (r. 1566-1574), the son of Sulayman the Magnificent was on the throne of the Ottoman State. Before coming to the throne, Selim II had been the governor in Konya and he had then
pledged his allegiance to the Mawln Dargah, wherefrom he had also received his spiritual light. So, because of his profound loyalty as such, he
gave the order for the construction of a Mosque by the dargah, which took
its name after him as Selimiye. Despite the respectful position he held in
the sight of the Sultan Selim II, Farruh Chalabi was dismissed from the
chief post of Mawlawiyya in Konya and exiled to Istanbul because of the
gossips and rumours of the people who envied him and who alleged that
he had been living a life of luxury and extravagance. This event is considered to be very crucial in the history of Mawlawiyya, because for the first
time a Sultan had to interfere with the post of Postnishn in the Dargah of
Mawln. The 30-year service Farruh Chalabi offered in this esteemed position is formally accepted as 12 years because of his exile. A poet who always accompanied Farruh Chalabi on his side has expressed his feelings
about the days of dismissal and exile in a touching way in his ghazal (ode)
which begins with the following couplet:
Ya Rab! Bize bir tesliyyet-i htr olur mu?
Yoksa bu ftr ile dem-i hir olur mu? (Skb Dede, 1283: I, 153.)
When Farruh Chalabi passed away in 1591, his son Bostan Chalabi I
took over the position upon the order of the Sultan Mahmad III. And he
remained in the post for 39 years until the year of his death in 1630. During
his term, the Mawlawiyya once again set itself back on the track and began
to get along well with the Palace, leading the way eventually for its rapid
spread into Anatolia, Istanbul and even such vast regions as the Balkans,
4 The marble sarcophaguses on the tombs of Mawln and his son, Sultan Walad have been
made by Suleiman the Magnificent. And the previous wood sarcophagus of Mawln has
been transferred onto the tomb of his father, Sultnul-ulem (Narrated by Awliy Chalabi;
see Glpnarl, 1983: 154).

148

Nuri MEKLER

Egypt, Syria and North Africa. During the reign of the Sultan Ahmad I
(r.1603-1617), who was also the admirer of Mawln, the statesmen not
only stated their loyalty to this mystical order, but also brought new excitements and actions into the Mawlawiyya with their visits and charities.
Even Rusuhi Dede from Ankara who has been given the title Hadrat-e
Shrikh (the Exalted Commentator) and who is believed to have explained
the Mathnaw in the best and right way, was also a murid of Bostan Chalabi I
and rendered service to him.
The first half of the 17th century witnessed the postnishin of Abubakr
Chalabi, who was the brother of Bostan Chalabi I and who faced hardships
because of the Sultan Murad IVs (r.1623-1640) opposition to Sufism. Under
the influence of Qdzde (d.1635),5 the preacher of Ayasofia Mosque, who
attracted people around him, Murad IV apparently opposed Mawlawiyya
and many other Sufi orders; and he had even thought for a while of pulling
down the Mawln Dargah in Konya where he stopped by on his military
expedition to Baghdad. But, as a result of an event he changed his mind
and then approved of the legitimacy of the Mawln Order, to which he
personally came and gave presents to Abubakr Chalabi and hence
strengthened the foundations of the Dargah.
Abubakr Chalabi became more powerful in the post with the support
of Sultan Murad IV; but again he was exiled to Istanbul in1637 because of
the eruption of slanders by his enviers who accused him of making use of
the physical opportunities of the Dargah for his own benefits. Chalabi
passed away in 1638 while he was in exile in Istanbul and was buried in
Yenikapi Mawlawihouse.
Under the light of this historical information that we have tried to
summarize, the 15th and the 16th centuries have been a period in which the
Mawlaw Order generally expanded with the financial and spiritual support of the government and strengthened its status. It is reported that similar support was given to the Baktashi Order as well; and the reason for that
was the fight against the severe Safaw-Sha propaganda in Anatolia and
to get the members of these two Orders who exerted great power on public
allied with the government (Ocak, 1996: 21; Ocak, 1992: V, 378; compare
Glpnarl, 1983: 269 cont.).
5 Qdzde, in order to provoke Sultan Murad IV against the sufi, has presented him a poem
starting with the following couplets: Hvb - gafletten uyan ey l-i Osman bilmi ol! / A gzn
elden gider taht- Sleyman bilmi ol!

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

149

The First Mawlaw Impressions in the Aegean Region


Mawln spent most of the period of his maturity by guiding the
common people of Konya as well as the notables of the Seljuk Palace. He
travelled the regions around Konya with the aim at conveying his message
and thereby introducing the Order through the gatherings of Sam. In one
of his travels, he went to Afyon (Karahisr- Shib) where he joined the
festivals held in the castle which had been built by Al al-Dn Kaykubad.
And Mawln had his sons, Sultan Walad and Al al-Dn Chalabi circumcised in a ceremony which was held in that castle (Aflk, 1986-87: I, 331
cont.). After the demise of Mawln and that of his immediate successor
Husm al-Dn Chalabi, Sultan Walad took over the position of the chiefpost. Probably with the inspiration that he had received his childhood
memories, Sultan Walad visited Afyon from time to time and joined there
the Sam gatherings that were arranged for his honour. His journeys to
this region were not limited to Afyon only, but went beyond there and
reached all the way to Kutahya as well. Thanks to his close relationship
with the Emirate of Germiyan, the Mawlawiyya Order spread into the vast
regions between Afyon and Kutahya.
Ulu rif Chalabi, who succeeded to Sultan Walad as the next Mawlawi
chief-master and who was well-known for his journeys even during his
fathers term, travelled not only to the Aegean region but all around Anatolia, and even to the Persian regions, too. He had Mawlawihouses established, and helped for the establishments of endowments in the name of
the Order. The Mawlawihouses of Afyon and Kutahya, which had been
founded at the time of Sultan Walads journeys, were developed at the time
of Ulu rif Chalabis postnishin. When he had been to Mugla, he had
Masood Bey from the Emirate of Mantasha (d.1318) and his son Shuj alDn Orhan (Aflk, 1986-87: II, 258, 259) as his students. Also Inanch Bey
(Aflk, 1986-87: II, 269) in Denizli (Ladik), Mubariz al-Dn Mahmad Bey
(Aflk, 1986-87: II, 343, 344) in Aydn had also become his murids. In the
cities such as Beysehir, Egirdir, Birgi (Aydin) (Aflk, 1986-87: II, 341, 342,
343) and Bolvadin (Bayar, 1996: 226), which were on the route of Chalabis
journeys to the centres of the Emirates, the number of students increased
and new zawiyas (small dargahs) opened.
Only in the 15th century Anatolia managed to get rid off the Mongols
attacks and Timur invasions, which had started in the 13th century. Then it
came under the rule of the Emirate of Ottomans as a result of the disappearance of the Emirates one by one. The Mawln family and the Maw-

150

Nuri MEKLER

laws who had been in good relation with, in order, the Anatolian Seljuks,
sometimes the Mongols, the Emirate of Karaman (1250-1487), the Emirate
of Shib-Ata (1314?-1342?), the Emirate of Germiyan (1260-1429), the Emirate of Inanch (or Denizli Beys), and with the Emirate of Ashraf (1285-1326),
made good use of the Mathnaws influence on the elites along with the
performance of Sam. So, they had the opportunity to spread their tariqah
into the most solitary corners. In other words, the Mawlawiyya Order was
organized after the demise of the eminent Mawln himself, and it earned
an institutional identity especially with Sultan Walad (d.1312) and Ulu Arif
Chalabi (d.1320). It developed in the 15th and 16th centuries and started to
spread all over the regions where the Ottoman State ruled. And in the Aegean region the foundation of the Mawlawiyya Order was formed in the
13th and 14th centuries. During the 16th century, a madcap Mawlaw called
Dwna Mahmad Chalabi , the son of Aba-push Bali Chalabi who was the
grandson of Sulayman Shah from the Emirate of Germiyan and also coming from Inas (lineage by the mother) Chalabi, pledged allegiance to this
Order, by comprehending the mystical states of a Mawlaw through the
work of his student, Shhid Dede of Mugla.
Mawlaw Centers in the Aegean Region
After the Konya asitane (the central Mawlaw dargah), the most important center of Mawlawiyya is in Afyon and then in Kutahya. The reason is
that besides their being the oldest Mawlawihouses, Dwna Mahmad and
Ergun Chalabi who took the position as sheikhs descended from the lineages of Mawln. Also, the Manisa Mawlawihouse whose exact location
and the time of its foundation are not known is another important center in
the region (Glpnarl, 1983: 124). The Chalabis from the generaiton of
Mawln have become the postnishn (sheikh) of these three Mawlawihouses, which is indicative of the importance given to them. This situation
has also prepared the ground for opening the new zawiyas in the region.
The other center in the region is the Bursa Mawlawihouse at which a wellknown Mawlaw, Ahmad Junn Dede (d.1620), held the chief position in
the 17th century. Again, when exactly it was built is still unknown, though
it is presumed that it was opened before the 17th century (Kara, 1996: 155).6

6 We guss that Bursa Mawlawihouse has been founded in the period of Dwna Mahmad
Chalabi -if not before that. That is because, as Glpnarl has pointed out, Chalabi has
opened Mawlawihouses almost everywhere he has visited. Also, the information given in
Gulshen-i Asrr by Shhid Dede, who is the follower, companion and historian of Chalabi,

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

151

When we add Eskisehir and Gelibolu in this region among the names just
mentioned above, we see that great Mawlawihouses were founded in the
Aegean Region, other than the asitane(s) in Konya and Istanbul, and Kastamonu, Yenisehir, Halep and Cairo. This point illustrates the importance of
the Aegean Region as far as the history of Mawlawiyya is concerned. Also,
besides the asitane(s) in the region, the zawiya(s) most of which were
founded by Dwna Mahmad Chalabi, in Denizli, Mugla,7 Isparta, Burdur,
Aydin, Izmir, Bilecik, Egirdir, Sandkl, Bolvadin, Aksehir, Demirci, Akhisar, Selcuk, Tire, Soke, Tavsanli, Yenisehir (also may be Rodos, Hanya,
Sakiz and Midilli) are concrete examples for the adoption of the Mawlawiyya Order in these Aegean towns.
The Mawlawiyyas Spread Accross the Villages of Aegean Region
Probably the only extant source which contains information about the
Mawlaw environment during the 16th century is the Persian work Gulsheni Asrr8 by Shhid Dede whose parents were Mawlaw, too. The work
Gulshen-i Asrr, which was compiled in 1544, is a Sufi work with all its
characteristics, and is important for it records in its last parts accounts
about Shhid, his father, grandfather, his Sheikh Dwna Mahmad Chal-

does confirm what we have stated above. Again, Shhid, while telling about Bursa where
he has been before meeting Chalabi, does not also mention any Mawlawihouses there in.
7 Mugla Mawlawihouse, which is called Shhid Mosque today, has been founded in the
name of Seyyid Kemal, and he has been the first sheikh (leader, head) there. However, we
dont have any information even about whether at least he was Mawlaw or not. Shhid in
his work named Gulshen-i Asrr states that Hud, his father, has been entrusted at the age
of 10 to this person, and has been raised by him, and that again with his sign he has gone to
the Arab and Persian countries to get education. When Hud, the father of Shhid,
returned from the Arab and Persian countries where he had been for education, he met
Mahmud Pasha (d. 1474), the Vizier of Fatih Sultan Mahmad, who would protect the men of
science and literature of that period, liked Hud very much and had him in the presence of
Fatih. Fatih, who loved him after getting to know him well, granted him help and gifts, and
said that he would do anything he would ask for. Meantime, Hud, who had just head
about the decease of Seyyid Kemal, declared that he was willing to protect his zawiya in
Mugla and take his post. And Fatih fulfilled what he had asked for and appointed him for a
task in Mugla. And he was the sheikh in Mugla Mawlawihouse for many years and married
a woman called Saliha, who was one of the students of Seyyid Kemal. And Shhid was
born as the firts child from this marriage (1470).
8 Researcehs and edition about this work which has four copies in total have been prepared as
a critique by us as Doctoral Thesis. Nuri imekler, hid brahim Dedenin Glen-i Esrr, Tenkitli Metin-Tahlil, Seluk University Institute of Socail Sciences, Konya, 1998
(Unpublished Doctoral Thesis).

152

Nuri MEKLER

abi,9 Afyon, Denizli, Mugla, Kutahya, Bursa of his period, and the cultural
environment and Mawlaw activities in these cities.
Shhid tells about the existence of the Mawlaw zawiya(s) in the cities
mentioned above and the villages around them such as Soke,10 Kemer,
Cukurkoy, Kozluk, Karye and Vakif11 where he had been during his journeys. Because of his ability in comprehending the Mathnaw, Shhid explains it to the people of the regions he has visited in the way they could
understand. They all performed Sam ceremonies till morning (Shhid,
Gulshen-i Asrr: 79b and cont.). Also Golpinarli, showing Shhids work as
reference, thinks that the spread of Mawlawiyya across the villages depended on explaining the Mathnaw according to the level of the people
(Glpnarl, 1983: 246). Again, Golpinarlis observation is that after the 16th
century, Mawlawiyya moved from rural to urban areas and became the
tariqah of the upper class (Glpnarl, 1993: 247 cont.).
The above-mentioned work of Shhid is a historically valuable source
for us. For the village and town which are mentioned by name in it are not
found in any of the older sources of Mawlawiyya.
Shhid, who had been a member of the Waf Order, very similar to
this tariqah before adopting Mawlawiyya, set out a journey to the villages
of Mugla, Aydin, Afyon, Denizli and Kutahya to lecture and preach in order to earn money for his family. In these trips, he had pledged allegiance
to Sheikh Hayr al-Dn and Sheikh Badr al-Dn, the caliphs of Sheikh Wafa
(d.1491) in Mugla and the members of Waf Tariqah.
9 Besides the above-mentioned Doctoral Thesis which has been the first resource about the life
of Dwna Mahmad Chalabi, you can take a look at the last biographical work, Dwna
Mahmad Chalabi by Mustafa pan (Konya, 2000).
10 A. Glpnarl and other resources having made use of his works have named this village
around Bursa as Village Sikke (see: Glpnarl, 1983: 245, 334). When this name which is
found in Gulshen-i Asrr by Shhid (see: Mawln Museum htisas Library, No: 2183, leaf
73b, couplet 2653) and used also by Glpnarl the Master, is readed as Sikke, the prose
changes. We all have agreed that this name refers to Soke which is a county of Aydn today.
Moreover, Shhid, even if he has intended to set for Bursa after Mugla, has changed his
way toward Afyon. In that case, it is necessary to add Soke, about which has been stated no
information regarding its being Mawlaw zawiya, and other mentioned villages into the list
within the frame of the information stated by Shhid.
11 For the regions where these names are found and also for new names, pls. See: Wittek,
1994: 160-176; also see: 438 Numaral Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, 1530 Tarihinde
Ktahya, Karahisar-i Sahib, Sultan n, Hamid ve Ankara Livalar, The Turkish Republic
Prime Ministry General Directorate of the State Archives, Ankara, 1993, misc. pages.

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

153

However, since Shhid could not get what he had been expecting from
these two persons, he left his house in Mugla in order to both seek a sheikh
for himself and give a financial support to his mother who was then living
with his sister only. Shhid, in the accompany of his friend Dervish Fn,
passed through the Plain Erikli towards the south of Burdur and arrived in
the nearby villages Karya and Kozluk (on the road to Denizli).
Shhid gave sermons in Kozluk on Fridays and a rich man who had
been listening to his sermon was impressed by his knowledge. So he had
his child tutored by Shhid for 4 months. Shhid received 400 dirhams in
return and sent it to his mother. And one Friday, while he was preaching in
the crowd, he saw a man wearing a Mawlaw kulah (conical hat). This man,
called Fen,12 was the Imam of the village Vakif.13 He said to Shhid,
Despite all this knowledge you have, why arent you wearing a Mawlaw
kulah? Shhid replied, If I can find a Mawlaw Sheikh, I will become
Mawlaw at once. Referring to Ahmad Pasha Chalabi, the cousin of Dwna Chalabi, Imam Fen said that there was a Sheikh in Denizli from the
generation of Mawln, and he further added that if he was willing to meet
him, he would introduce him to the Sheikh. Shhid accepted the offer immediately and set out together to the road just the following morning after
having spent the night in the Imams village. When they arrived in Denizli,
they were welcomed in the Mawlawihouse. The sheikh there was a person
called Fn (d.1504), who was one of the students of Ahmad Pasha Chalabi
and who was appointed as postnishn by the latter in the Denizli Mawlawihouse.14 And Ahmad Pasha Chalabi was then in Afyon, where he was
looking for good horses for Sultan Alemshh (d.1512), the son of Byezid II
who was in Denizli. After a while, Shhid was introduced to Ahmad Pasha Chalabi after his return to Denizli, and he was given the Mawlaw
sikke (1494) to be worn from his hands (Shhid, Gulshen-i Asrr: 73a, couplet 2439). Shhid who was 24 at that time gave a Friday sermon in an
12 This person, who was a kek (male dancer) and was brought up by Fn (d. 1504), the
sheikh of Lazkiye (Denizli) Mawlawihouse; has had sagely Works in the field of poetry and
insha. The tomb of Feny who has possed away in 1519 is in Denizli. For further
information see Asrr Dede, Shuar-y Mawlawiyya: 293; Ali Enver, 1309: 191.
13 This village is probably Village Vakf, the subdistrict Kzlcablk which is the county of
Tavas in Denizli today. See: Trkiye Mlki dari Blmleri (Municipalities-Villages)
Turkish Republic, the Ministry of Interior, 1985, p. 259.
14 For Fn who has had also Turkish Sufi poetry, see: Ali Enver, 1309: 190 cont., Tezkirelere
Gre, 1988: 128; Nasrattnolu, 1971: 24; Glpnarl, 1983: 120.

154

Nuri MEKLER

assembly where Sultan Alemshh and Ahmad Pasha Chalabi were present
as well. Thereupon Sultan Alemshh liked Shhid very much and offered
him gifts. And Ahmad Pasha Chalabi in turn gave him the task of tutoring
his son and sent him to his son who was residing in Afyon. Shhid partially obtained what he had wanted; he both got into the Mawlawiyya Order and had the chance to support his family in Mugla financially with the
money he had been earning by tutoring Amir dil, and from time to time
he was giving Friday sermons in the Afyon Mosque.15 However, Shhid
could not exactly find the Sheikh he had been seeking. His communication
with Ahmad Pasha Chalabi, who was mostly out of town but rarely home,
was quite limeted and besides, his arrogant attitudes (Shhid, Gulshen-i
Asrr: 78a, title) as seen in some high-ranking people made him uncomfortable. Because of that, during this period, he was willing to leave Afyon in
order to find Dwna Mahmad Chalabi whose name he had heard much
and whose miracles he was told almost in every village he had visited and
in every assembly he had been to. But he never had the opportunity to
meet him. On the other hand, he was pleased to tutor Amir dil. He was so
pleased with him that he compared him to Husm al-Dn Chalabi who had
written the Mathnaw to his master Mawln and likewise Amir could write
in the future the Gulshen-i Asrr to his master Shhid. In other words,
Shhid saw in the personality of Amir Adil the likeness of Husm al-Dn
Chalabi (Shhid, Gulshen-i Asrr: 4a, couplet no: 91).
About a year later, Shhid visited Dwna Mahmad Chalabi in his
house in Kutahya and pledged his allegiance to him. He clearly wrote
about the places he had been until then, including the villages where there
were Mawlaw zawiyas. And in the following part of his work, besides general things about the journeys he had travelled together with Dwna
Mahmad Chalabi after his allegiance to him, he did not state where they
had been to.16 If we take into consideration that Shhid was 25 when he
pledged his allegiance to Dwna Mahmad Chalabi and that he wrote his
work at the age of 76, then the account about he Mawlawiyya milieu during the remainder 50 years is not a first-person narration.
Conclusion
Afyon, Kutahya, Denizli, Mugla and the regions around them had been
generally the centers of Mawlawiyya culture, thanks to the visits of Maw15 Shhid doesnt state the name of this mosque in his mentioned work (See: 2483: 74b, title).
16 For the journeys of Shhid and Dwna Mahmad Chalabi, see: imekler, 2003: 311-316.

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

155

ln, Sultan Walad and Ulu rif Chalabi in the 13th and 14th centuries. As
far as the further development of Mawlawiyya Order is concerned, these
cities became even more significant and lived the brightest period ever as a
result of the journeys made by Dwna Mahmad Chalabi, from Mawln
generation, and his closest disciple Shhid Dede. Because of political reasons, substantial support was given to the Mawlaw order in and around
Afyon by the Emirate of Germiyan, which was then the most influential in
that area and which had relations with the family of Mawln, and also by
the Emirate of Inanch, coming from their dynasty, and the sons of Shib
Ata Fakhr al-Dn Ali who had been the Vizier of the Seljuks as well (12661285). After the sovereignty of the Ottomans, the physical and spiritual
supports of the princes, such as Sultan Alemshh, who were in charge of
administrative issues in and around Denizli, also played a great role in the
development of the Mawlawiyya. When Byezid II sent his son Shehzde
Alemshh (d.1512?)17 to Mantasha as a sancak beyi (the governor of a district) (1503-1504), he showed great care for the Mawlaws of that region.
And again, while he was in Denizli (Lazkiye), he invited there Sheikh Badr
al-Dn18 who was living in Mugla, Shhid but not as a Mawlaw yet, and
other disciples.
Moreover, the people who lived in these regions just mentioned above
showed great inclination to Mawlawiyya and their interest in the Order
gradually increased through the explanation of the Mathnaw as conducted
in each village, and through the performance of Sam as well as through
the lectures and sermons delivered by Dwna Mahmad Chalabi, who had
relations with the distinguished Ottoman family by virtue of his kinship as
being the grandson of Hzr Pasha, the brother of Dawlat Khtn who had
married Sultan Byezid , and also through the lectures and sermons of
Shhid and other disciples. We would not be wrong if we state that it was
thanks to Dwna Mahmad Chalabi, who was of the generation of Mawln and who had relations with the politicians of the time, that the Mawlawiyya Order has become quite influential on people.
The spread of Mawlawiyya in the Aegean region has continued extensively for many years through the poetry and miracles of Chalabi and par-

17 For the decease date of Alemshh, see: Uzluk, 1969: 96, deepnote.
18 eyh Camii, which is in the center of Mugla today, has been founded as zawiya by this
person; and it has been used as a mosque since 1565 (Uykucu, 1968: 119 cont.).

156

Nuri MEKLER

ticularly through the works of Shhid Dede, such as Tuhfe-i Shhid,19 Gulshen-i Tawhd20 and Gulshen-e Asrr.21

19 This work, which has translations and explanations over 50, has also been translated into
some other languages such as Latin, German and English. As for the interest shown to
Tuhfe-i Shhid, its translations and explanations, see: z, 1999.
20 Gulshen-i Tawhd, Shhids most famous work after Tuhfe consists of 100 chosen couplets
from each volume of Mawlns Mathnaw and the 5-couplet explanation for each couplet.
This work, which has many copies in our country, has also manuscript(s) in countries such
as Iran, Egypt, England and America. This work was published in Turkey in 1298/1880 by
Ahmed Niyazi translated into Turkish in 1967 by Midhat Bahari Beytur. (2nd edition: Krkambar Kitapl, stanbul, 2002). Also in Persian libraries have been published 5
manuscripts as critique publication. (Mehed, 1372 h./1993)
21 For further information about this work and Shhids other works, see: imsekler, 1998: 4051.

The Spread of The Mawlawiyya and The Reasons for Its Spread in The Aegean Region in The XVIth Century

157

REFERENCES
AFLK, Shamsaddn Ahmad, (1986-87); Menkbl-rifn, (published by
Tahsin Yazc), I-II vols, Ankara, 1976-1980, Ariflerin Menkbeleri,
(translated by Tahsin Yazc), I-II.vols, stanbul.
AHMAD DEDE, Seyyid Sahh; Majmuat al-Tewrkh al-Mawlawiyya [mns.],
Konya: Mawln Museum, htisas Library Nu. 5446.
AL ENVER, (1309); Semhne-i Edeb, stanbul.
ASRR DEDE; Tadhkira-e Shuar-y Mawlawiyya [mns.], Konya: Mawln
Museum, htisas Library Nu. 5959.
BAYAR, Muharrem, (1996); Bolvadin Mevlevihanesi ve Pendari Kar
Ahmet Dede, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler
Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya: Seluk niversitesi Trkiyat
Aratrmalar Enstits.
GLPINARLI, Abdlbki, (1983); Mevlnadan Sonra Mevlevilik, 2nd
edition, stanbul.
_____ (1993); Mevlevilik, Milli Eitim Bakanl slm Ansiklopedisi, VIII,
stanbul.
GYN, Nejat, (1991); Osmanl Devletinde Mevleviler, TTK Belleten,
August, 1991, v. LV, no: 213, Ankara.
KARA, Mustafa, (1996); Bursa Mevlevihanesi ve Ahmed Cunun Dede
Vakfiyesi, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya: Seluk niversitesi Trkiyat Aratrmalar Enstits.
NASRATTINOLU, . nver, (1971); Afyonkarahisarl airler, Yazarlar, Hattatlar, Ankara.
OCAK, A. Yaar, (1996); Trkiye Tarihinde Merkezi ktidar ve Mevleviler
(XIII-XVIII yzyllar) Meselesine Ksa Bir Bak, II. Milletleraras Osmanl Devletinde Mevlevihaneler Kongresi-Tebliler, No: 2, May, Konya:
S Trkiyat Aratrmalar Enstits.
_____ (1992); Bektailik, Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, vol. V,
Ankara.
NDER, Mehmet, (1998); Mevlna ve Mevlevilik, stanbul.
Z, Yusuf, (1999); Tuhfe-i hidi erhleri, Konya.
SKIB DEDE, (1283); Sefne-e Nefse-e Mawlawiyn, I-III Volume, Egypt.

158

Nuri MEKLER

HHD, brhm Dede; Gulshen-i Asrr, [mns.], Konya: Mawlana


Museum htisas Library, Nu. 2183.
MEKLER, Nuri, (1998); hid brhim Dedenin Glen-i Esrr, Tenkitli
Metin-Tahlil (Unpublished Doctoral Thesis), Konya: Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits.
_____ (2003); hid Dedenin Glen-i Esrrna Gre Afyon ve evresinde Mevlevi Muhitleri, VI. Afyonkarahisar Aratrmalar Sempozyumu
Bildirileri, Ankara, p. 311-316.
Tezkirelere Gre Divan Edebiyat simler Szl (1988); hzl.: Haluk pekten Mustafa sen - Recep Toparl - Naci Oku - Turgut Karabey, Ankara:
Aka Yay.
TOP, H. Hseyin, (2001); Mevlevi Usl ve db, stanbul.
UYKUCU, K. Ekrem, (1968); Mula Tarihi, stanbul.
UZLUK, Feridun Nfiz, (1969); Germiyanolu Yakup II Beyin Vakfiyesi,
Vakflar Dergisi, no: 8, Separate edition.
WITTEK, Paul, (1994); Mentee Emirlii, (translated by O. aik Gkyay),
Ankara, p. 160-176.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 159-167

Glsn Erbilin Sanat: Mevlna zleinde


Bir Sf Yolculuk
Ali Asker BAL
zet
Glsn Erbil her eyden nce bir semazen ve Mevlevidir. Erbil, uzun sanat yaam boyunca Mevlnann sadk bir mridi olmutur. Resim, seramik, tekstil, mozaik, yerletirme
(enstalasyon) ve video alanlarnda retim yapan ok ynl bir sanatdr. Soyut kavramsal
alanda yaptlar veren sanatnn k noktas mistisizmdir. Glsn Erbil, ada Trk Sanatnda tasavvufa ynelik alan ve bu konuda akademik alma yapan ilk sanatlardan
biridir. Resim sanatnda mistik dng adn verdii tarzn yaratcsdr. Trkiyede balad
sanat yaamn Londra ve New Yorkta srdren Glsn Erbil iin sanat ve hayat sonunda
n olduu bir i yolculuktur. Glsn Erbilin tm sanatnn biricik izlei Mevlnadr.
Mistik coku sarmallarndan oluan pr sanat ve yaptlaryla Glsn Erbil izleyicisini kendi
i yolculuuna karan ender sanatlardan biridir.
Anahtar Kelimeler: Mistik dng, slam mistisizmi, Soyut kavramsal sanat, Semazen ve
Mevlevi, Gizemli yol.

The Art Of Glsn Erbil: A Sufi Journey In


The Path of Mawln
Abstract
Glsn Erbil is of all a whirlig dervish and mawlawist. Erbil was a faithful followers of
Mawln throughtout her long artistic life. She is a versatile artist working on fields of
painting, ceramic, textile, mosaic, enstalation, and video arts. The starting point of the artist
who works on abstract conceptual field, is mysticism. Glsn Erbil is one of first artist that
work on Sufizm and has an academic study in contemporary Turkish art. She is the creator of
a style she called as mystic circle in art of painting. Art and life for Glsn Erbil who
continues her work in London and New York from Turkey, are internal journey ends to light.
The unique path of the all art of Glsn Erbil is Mawln. With her pure art and Works which
are arised enthusiasmic spirals, Glsn Erbil is one of the rarely artists who take their viewers
to their internal journeys.
Key Words: Mystic circle, mysticism, Abstract conceptual art, Whirling dervish and
mawlawist, Mysterious way.

Ar. Gr., 9 Eyll Gzel Sanatlar Fakltesi Resim Blm

160

Ali Asker BAL

ada Trk Resim Sanatnda tasavvuf ehli bir Mevleviden ders alarak sanatsal retiminde semazen ve Mevlevileri konu edinen ok az sanat
vardr. brahim all, Fahrnisa Zeid, Maide Arel ve Erol Akyava, bunlar
arasnda ilk akla gelebilecek isimlerdir. Glsn Erbil ise bu kuan yaayan en nemli sanatlarndan birisidir.
1971de Gzel Sanatlar Akademisi Yksek Resim Blmnden mezun
olan sanat, ilk almalarn stanbulda gerekletirdi. 1983de British
Councilden ald bursla Londraya gitti. Burada Goldsmiths Collegede
seramik ve tekstil alanlarnda iki ayr master yapt. Ayn yllarda Dadaizmin etkisiyle Akademi yllarnda balad mistik felsefe odakl almay daha da gelitirdi. Glsn Erbilin Goldsmiths Collegede 1983-84 yllar
arasnda hazrlad Mistisizm konulu tezi alannda yaplm ilk almalardan birisidir.
Glsn Erbil bu tez almasnda mistisizmin alar boyunca tad
anlamlar zerinde durmu; Platondan balayarak filozoflarn grlerinden hareketle, Bat ve Dou toplumlarnn bu kavram nasl algladklarn
incelemitir. Glsn Erbile gre; mistisizm aslnda btn dinlerin ham
maddesini oluturuyordu (Erbil, 1983-84: 2). Sanat, bilimsel bir bak
asyla tarmn balad ilk alardan beri dinin de balad belirlemesini yapm ve antik uygarlklardan gnmze kadar dinler iindeki mistik
unsurlar sralayarak, dogmalarn mistik deneyimlerden doduunu sylemitir. slam tasavvufunun kaynaklar bakmndan ok daha zengin
olduu tespitini yapan Glsn Erbil, Mevlna ve Hallc- Mansur rneklerinden yola karak Trklerin, slamdan nceki dinleri olan amanizm ve
sf derviler araclyla Anadolu tasavvufunun gelitiini ifade eder.
Glsn Erbil, almasnn ilerleyen blmlerinde kendi sanatnn ana
kavram olan mistik dngnn sonsuz, kozmik yaamn bir simgesi olarak tad anlamlar zerinde durmaktadr. slam sanat zerinde alrken dekoratif anlayla yaplm birok almada spiralin temel yap olduunu vurgular ve slamn yeni bir estetik dnya gr yaratmay amaladn belirtir. Sanat, balarda akademik bir tartma eklinde gelitirdii tezini sanatsal rnlerden rnekler sunarak gelitirir. Mevlevilikteki
sem ayininden yola karak, dnyevi arzu ve tutkularla ilikilerinin bulunmadn simgeleyen yamal bezlerden ibaret olan dervi giysilerini
tekstil anlay balamnda inceler. Glsn Erbile gre evrensel dn
hareketi olan sem, ak, mzik ve kran dolu dnlerle Tanryla btnlemeyi ifade eder. Sem trenlerinde semazenlerin giydikleri giysilerin
temsilinden hareketle farkl bir sembolizm gelitirmeye alr.

Glsn Erbilin Sanat: Mevlana zleinde Bir Sufi Yolculuk

161

Glsn Erbil, almasnn son blmnde sanatsal anlayn kendisine yakn bulduu ngiliz gizemci sanat William Blake zerinde durur.
Blakein yaradl srasnda ruhani dnyadan koparak maddeleen insann trajedisini kendi gelitirdii bask teknikleri ve yazd iirlerle dile
getirdiini ve bir kum tanesinin iinde btn dnyay, bir yaban ieinde
cenneti grmek istediini ifade eder.
Glsn Erbil, ngilterede yaad yllarda farkl sanat alanlarnda almalarn srdrd. Sanatnn Londra yllarna damgasn vuran en
nemli yapt kukusuz Eitlik-Uyum/Equality-Harmony adl dev mozaik panodur (Resim 1). Hilal Ylmaza gre Londrann kuzeyinde yer alan
ve bir ii mahallesi olan Haringey Belediyesince yaptrlan bu alma,
1987 ylnda byk bir trenle al yaplan ngilterenin en byk sanat
yapt olma zellii tamaktadr (Ylmaz, 2006: 8). Dnya bar ile siyah
ve beyazlarn eitliini ileyen bu yapt ayn blgede 1985deki etnik ayaklanmann ansna yaplmtr. Eyll 1985de
ounluu Afrikallarn oluturduu Broadwater
Farm blgesinde byk bir ayaklanma olmu ve bu
olaylarn ardndan Haringey Belediyesi Glsn Erbile
bu yapt sipari etmitir (Ylmaz, 2006: 8). 20 m.
yksekliinde ve 5 m. enindeki ince uzun panonun
st ksmnda bir dnya haritas yer alrken, bar
simgeleyen gkkua ve mzikteki sol anahtar bir
sarmal
araclyla
alt
ksmdaki
piyanoya
balanmaktadr. Piyanoda ise biri siyah dieri beyaz
olan eller tarafndan alnan bir ngiliz noel arks
olan Joy to the World un (Dnyaya Coku) notalar
grlmektedir.

Resim 1: Coku, 20x5 m., Londra.

162

Ali Asker BAL

Bu byk yapt ironik bir ekilde yine Haringey Belediyesince, en anlaml blm olan siyah ve beyaz ellerin bulunduu ksm cam blmelerle
kapatlarak, tahribata uratlmtr. Bugn sanki bu tahribatn bir sonucuymu gibi 1985te devrimci bir ayaklanmaya tanklk eden Broadwater
Farm blgesi uyuturucu, mafya ve kaakln merkezi durumuna gelmitir. Glsn Erbilin antsal yapt tpk kendisi incindii gibi, zerindeki tahribatla btn bu olup bitenlere tanklk etmeye devam etmektedir.
Glsn Erbil, Londrada on yl yaadktan sonra, 1994te New Yorka
tanr. Sanat evrelerince ilgiyle karlanan Erbil, ehrin zenci mahallesi
olan Harlem de ilk sanat galerisini aarak ve yeni galerilere nclk ederek blgenin yaygn olan kt imajnn deimesine katkda bulunur. Dnemin gazete kprleri ABD eski bakan Bill Clintonn blgenin bu yeni
imajnn etkisiyle Harlemde ofis amak istediini yazmaktadr (Zaman,
2001: 11). Erbilin yaamnda ironi bir kez daha gereklemi ve ABDnin
en sicili bozuk blgesi, kendisi Mevlevi olan bir Trk kadn sanat tarafndan yeni bir kimlie kavumutur. Erbilin Galeri X adyla at bu
sanat mekan ismini yz metre mesafedeki zenci lider Malcolm Xin adn
tayan bulvardan almtr ve galerideki ilk sergi yine Malcolm Xin ldrlnn 33. yl dnmne denk getirilmitir.
Glsn Erbil 2002de Trkiyeye geri dnd ve 2003 ylnn ocak aynda Ho bul(ma)duk adl bir sergiyle kendisini karlad! (anler, 2003:
23). Sanat, bir mzayedede sata sunulan Akademiden hocas Cevat
Derelinin bir tablosunun sahte olduunu fark ederek yllar srecek bir
davann tan olacak ve bu uzun dava nedeniyle Trkiyeye kendi deyimiyle akl kalacaktr. Sanat kazand bu dava sonucu egemen sanat
evresince dlanmaya tabi tutuldu (anler, 2003: 23). nceleri de yaptlar
Mslman ii diye galerilere alnmayan Glsn Erbil, yeni projeler ve
almalarla kendisine ynelik bu ablukay ykmay baard.
Glsn Erbil, resmin sadece bir tarz deil, ayn zamanda bir dnce
ve felsefeden kmas gerektiine inandn belirttii bir syleisinde
(Yiitzl, 2006: 9), 1973te younlaan Mevlna aratrmalarm 1977de
eserlerime yanstmaya baladm demektedir. Mevlnann bar ve sevgi
arlaryla 13. yzyldan gnmze sesleniine Glsn Erbilin her bir
yapt birer cevap olma zellii tamtr. nk sanatya gre bar ve
sevgi hl dnya zerindeki varlklarn duyumsad bir gereksinim olma
zelliini korumaktadr. Her biri mistik dngnn eitlemelerinden
oluan yaptlarnda temel motif yaamn yce bir simgesi olan sarmaldr
(Resim 2). Glsn Erbilin yaptlarndaki sarmallara ou zaman Mevlevi-

163

Glsn Erbilin Sanat: Mevlana zleinde Bir Sufi Yolculuk

lie dair bir ok eleman (yldz sistemleri formlar olan gen, kare ve daire, cenin, semazen vb.) elik etmektedir ( Onat, 2006: 12).

Resim 2: Mevlna Celleddin


Rmye Sayg, 110x100 cm.
yb., 1978.

Bu almada spiral, sarmal, girdap, helezon ve dng gibi farkl


anlamlarda kullandmz kavram, Erbilin resimlerinin temel unsuru olmas zelliiyle zerinde durmamz zorunlu klmaktadr. Sarmal kavram,
kkleri mitolojiye kadar uzanan bir gereklii ifade etmektedir. Grek mitolojisindeki kader tanrasndan biri olan ve bireysel yaamn an ren
Klothonun ad klasik Klothoid sarmal olarak da adlandrlr. Sarmal ya
da helezon, vida veya yay gibi bir merkezden yola karak zlen bir izgidir ve evrene ilikin eski kuramlarda dnyann ve dier kainat sistemlerinin kabul edilen bir aks ya da merkez evresinde kozmik maddenin varsaymsal dng hareketi olarak aklanmaktadr (Castle, 1996: 8). Bilindii
zere, canlln temelinde yer alan DNA moleklleri de ifte sarmal biimindedirler.
Glsn Erbilin yaptlarndaki sarmallarn hepsi birbirinden farkldr;
farkl malzemelerden oluturulmulardr, farkl renklerdedirler, byk
veya kktrler, izilmi ya da boyanmlardr; kumatan yaplm, kesilmi veya bez paralarndan oluturulmulardr. Sarmallar, yaptn en
nnde, uzanda ya da yan taraflarnda havada asl durumda; bir resim,
izim veya herhangi bir yerde bir heykeldirler. Btn bu sarmallar, yarad-

164

Ali Asker BAL

ln tm sarmallarnn duyumcul, ylankavi, dnen, dolanan, gzelliini


paylarlar (Resim 3-4-5-6).
Glsn Erbilin sanat zerinde inceleme yapan Talat S. Halman, yaptlarnda cokusal mistisizmin imgelerini olduu kadar zn de vurguladn; sarmallar, girdaplar, hortumlar araclyla gizemli yolun taklit
edilemez heyecann izleyiciye ustaca aktardn (1996: 2) belirtmektedir.
Halman, Dntrmeler olarak adlandrd yaptlarnda Glsn Erbilin
yalnzca ruhsal zgrle dair ipular deil ayn zamanda evremizdeki
gzle grlr dnyadan ipular veren avangard (nc-ilerici) bir kahin
olduunu syler. Glsn Erbilin her biri grsel bir maceraya davet anlamna gelen yaptlarnn ayn zamanda cokuya ve bilgelie ary da
ierdii belirlemesini yapar. Yaptlarn gzden-telik ve benden-telik
anlamna da dikkat eken Halman, yaptlardaki bu anlamn bir gz aldatmacas olmadn, tersine hayal reticisi olma ynne vurgu yapar. Ona
gre dnp duran dervilerin umudu kalp ynnde dndke sevilenin
yzn bir anda olsa grebilmektir. Coku uyandrc bu deneyimi yaatan zellikleriyle Glsn Erbilin yaptlar, byleyici bir mzik, i aydnlanma, disiplinle dengelenmi bir tutkunun, giderek de iirsel onaylamalarn ve ruhun sonsuz araylarnn birer antsal grnts olarak dururlar.
Halman, son olarak, mistisizmin birer mikrokozmosu olan Glsn Erbil
yaptlarnn izleyeni derin bir bilgelie, yksek gerekleri cezbe gtren,
Mevlnann da heyecanla katld mistik cokunun zne gtren yol
olduunu ifade eder.

Resim 3: Ate, 150x150 cm. yb.,1983.

165

Glsn Erbilin Sanat: Mevlana zleinde Bir Sufi Yolculuk

Resim

4:

Toprak,

150x150

cm.

yb.,1983.

Resim 5: Su, 150x150 cm. yb.,


1983.

Resim 5: Mistifikasyon, 150x100 cm.,


yb., 1994.

166

Ali Asker BAL

Amerikal sanat eletirmeni Frederick Ted Castle ise Glsn Erbilin


birlii ve btnl vurgulayan farkl disiplinlerdeki sanat yannda, hibir fiziksel yan olmayan bir baka sanatn; mistik sf uygulamann da
ustas olduunu (1996:10) syler. Ona gre Glsn Erbilin sanat grkemli, renkli, ngrl ve olabildiince soyuttur. Castle, Glsn Erbilin yaptlarnn birbirlerine benzemediklerini ama derin bir biimde de ayn olduklar iin tartmalarnn olanaksz olduu bir zeminde ina edildiklerini vurgular. nk, ona gre bu yaptlar, her eyi tek bir simgede toplamay amalar ve dua veya iir gibi gizemli bir kesinlie tekabl ederler
(1996:10).
Mevlna Celleddin Rm, Yenilie Doru adl bir drtlnde unlar sylemekteydi: Her gn bir yerden gmek ne iyi / Her gn bir yere konmak ne gzel / Bulanmadan, donmadan akmak ne ho / Dnle beraber gitti, cancazm, / ne kadar sz varsa dne ait / imdi yeni eyler sylemek lazm (Kadir,
2002: 134). Glsn Erbilin btn sanat yaam Mevlnann bu okulu
buyruuna harfiyen uyan, amzda ender grlen bir sanat tavrdr.
konalar, Bizans, Rnesans, Hristiyan mistik sanatlar ve ada dnya
sanatn ok yakndan inceleyen Glsn Erbil, sanatta bir takipi olmak
yerine kendi kken ve geleneklerinden beslenen ok zgn bir sanat tarz
ortaya koyabilmitir. Bir farkla ki, o bunu yaparken dier inanlarn anlatlarnn karsna onlar da iine alan ve barndran mistik sarmal adyla
gelitirdii yepyeni bir tarz ortaya koymutur. Tasavvuf kaynakl bu k,
bir birikimin geldii son nokta olarak slam mistisizminden referanslar
almakta ve sf ideallerini kendine izlek yaparak gizemli yola giden izleri
iinde barndrmaktadr.

Glsn Erbilin Sanat: Mevlana zleinde Bir Sufi Yolculuk

167

KAYNAKA:
ERBL, Glsn, (1983-84); Mysticism, Yaynlanmam Master Tezi,
Goldsmiths College London University, England.
HALMAN, Talat S. - Castle, Frederick Ted, (1996); Glsn Erbil Sfnin
Mistik Yolculuu, stanbul: Altner Ltd.
MERBOYU, Abdlkadir, (2002); Bugnn Diliyle Mevlna, stanbul: Say
Yay.
ONAT, Asl, (2006); Yaratclk nsanlar nsan Yapmaya Yarar, 25 Ocak
2006 -Milliyet Gazetesi, stanbul.
ANLIER, Zeynep, (2003); Hakikaten Ho Bulmadk, 19 Ocak 2003 -Radikal
Gazetesi, stanbul.
YIMAZ, Hilal, (2006); Londrada Trk Ressamn Eserine Saldr, 16 ubat
2006 -Hrriyet Gazetesi, stanbul.
YTSZL, Esra Melek, (2006); Dyorum Dergisi - Tasavvuftan Tuale,
Say 10, stanbul.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number:1, s. 169-175

Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts


Und Seine Beziehung Zu Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin
evirisi
Zehra GER
zet
Franz Taeschner bu bildirisinde, Anadoluda Ftvvet Tekilatna bal olarak kurulmu ve Anadolu Seluklulular dneminde bu corafyadaki sosyal, siyasi, kltrel ve iktisadi
artlarn etkisiyle olumu ve yaygnlam bir tekilat olan Ahiliin kaynaklar zerinde
durmutur. Dolaysyla, dneme ait baz Ftvvetnmeleri tahlil ederek ierik olarak karlatrm ve Ortaan fikr ve sosyal yapsna gre ait olduklar evreleri belirlemitir. Bununla
birlikte, Franz Taeschner ilk defa Ahilerin Mevlna ve onun evresiyle olan mnasebetlerinde
birlik iinde olmadklarna da burada dikkat ekmitir.
Anahtar Kelimeler: Franz Taeschner, Ahilik, Ftvvet Tekilat, Anadolu
Ftvvetnme.

Seluklular,

Translation of Franz Taeschners Paper Named Das Anatolische


Achitum des 13./14. Jahrhunderts und seine Beziehung zu Mevlna
Celleddin Rumi
Abstract
Franz Taeschner has in this study dwelled on the Ahi sources. This Ahis were connected
with the Ftvvet Organization, and in the Anatolian Seljuks period, the Ahi organization
was formed in this geography and it was influenced of the social, political, cultural and
financial condition and it became widespread in this area. Also Taeschner, studied and
compared contents of the futuvvetnames belonging to the period and determined the frame of
the sources according to the ideological and social condition of the Mediavel age.
Furthermore, he was the first to underline that it was a disagreement between the Ahis and
Mawln and his circle.
Key Words: Franz Taeschner, Ahi, Ftvvet Organization, Anatolian Seljuks,
Futuvvetname.

Franz Taeschner, Das Anatolische Achitum des 13./14. Jahrhunderts und seine Beziehung
zu Mevlna Celleddin Rumi, VI. Trk Tarih Kongresi Bildirileri, (20-26 Ekim), Ankara:
TTK Basmevi, 1967, s. 230-235.
Ar. Gr., S Fen-Edebiyat Fakltesi Tarih Blm.

170

Zehra GER

Giri
Ord. Prof. Dr. Franz Taeschner (1888-1967), XX. yzyln balarndan
itibaren Trk dnyas ve kltr ile ilgili deerli almalar yapm, Trkiyede de zellikle Ahi Tekilat ve Ftvvet ile ilgili yapt geni aratrmalaryla tannmtr. Alman oryantalistin alma alann, dou medeniyetinin zellikle de Anadolunun din, edebiyat, dil, sanat ve kltrn iine
alacak ekilde btn unsurlar oluturmaktadr. zellikle almalarn bu
alanda younlatran Taeschner, birtakm soysal, kltrel ve din messeseler ile baz zmreleri ele alarak Orta Dou slam dnyasnn karanlk
devirlerini bu metotla aydnlatmaya almtr. Taeschner ilk defa Ahilerin
Mevlna ve onun evresiyle olan mnasebetlerinde birlik iinde olmadklarna da bu sayede dikkat ekmitir.
Franz Taeschnere gre Mevlna, baz Ahi evreleri tarafndan kabul
grm, baz Ahiler de Mevlevilie muhalefet etmilerdir (1967: 234).
Taeschnerin bu zmrelerin birbirleriyle olan ilikilerine dair bir dier tespiti ise, Mevlevilerdeki sem gsterilerinin Ahilerde de bulunmas ve Ahi
Tekilatndaki genlere elebi isminin verilmesidir (tarihsiz: 16-17).
Taeschner, Burgaz, Nasr, bn Batuta ile Glehr ve Eflkden ald tm
bu bilgilere dayanarak, Ahilerin din bir tekilat olan Mevlevilerden etkilendiklerini ifade etmitir. Bununla birlikte Taeschner, bildirisinde de ifade
ettii zere aralarnda sk bir iliki bulunan Mevlevilerle Ahilerin, ilki din,
ikincisi de dnyevi olmak zere birbirlerini tamamladklarn dnmektedir.
Franz Taeschnerin konu ile ksmen ilgili dier bir makalesi (1964: 5-9)
de 1964 ylnda Mevlna Gldestesinde yaynlanmtr. Ancak yaynlanan
bu makale Mevlevi ve Ahi mnasebetlerini aklamas bakmndan daha
detayl grldnden tarafmzdan yaynlanmaktadr.
ON VE ON DRDNC YZYILLARDA ANADOLU AHL VE MEVLNA CELLEDDN RUM LE MNASEBET
Ftvvet Tekilatnn ayr bir ekli olan ve 13./14. yzyllarda gelime
gsteren2 Anadolu Ahilii zerine eitli bilgilerimiz vardr. En nls,
1330da Trk Anadolusu zerinden yapt seyahatinde birok defalar
Ahilere misafir olan ve onlarn misafirperverliklerini ok takdir eden Arap-

2 Bk. makale Ahi: EI2-I, ng. bask 321-23; Fr. bask. 331-33 (Franz Taeschner).

Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 171
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi

larn Marco Polosu bn Battann hayat dolu anlatmlardr. Ayrca Orta


a Anadolusundaki Ahiliin geliimi ile ilgili bir ok kitabe, resm yaplardaki vakfiyeler gibi mezar kitabeleri ortaya kmtr. Bunlarn en ilginleri burada, 14. yzyllarn banda Ahilerin nfuzlu bir durum elde ettikleri Ankaradadr.
Anadolu Ahilii ile ilgili, muhakkak byk anlam ifade eden, fakat bize bu tekilatn i yaam ile ilgili hibir ey sylemeyen bu kaynaklar yannda, Ahi evrelerinden kimselerin kendileri ve onlar gibi olanlar tarafndan yazlm yazlar vardr elimizde. Bu yazlardan, bu evrelere hakim
olan ruhun ayrntsna inebilir ve bu evrede uygulanan gelenekler ve organizasyonlar hakknda malumat sahibi olabiliriz. Bu yazlardan,
Ftvvetnme olarak balklandrlm olan zellikle ikisi nemlidir ki, bunlardan biri 886 beyitten oluan Farsa bir mesnev olup, mellifi Mevlna
Nsrdir ve 689/1290da kaleme alnmtr. Bu eser, ilk defa 1944te tarafmdan neredilmi ve W. Schumacher tarafndan hlasa eklinde incelenmitir. Tekrar 1948de tpkbasm ve Trke evirisi ile Abdulbki
Glpnarl tarafndan neredilmitir. airin memleketi, kuzeydou Anadolu, tam olarak Tokat kabul edilebilir.
Burada ad geen dier Ftvvetnme, Yahya b. Halil el-Burgaz tarafndan kaleme alnm olan Trke bir nesirdir; Abdulbki Glpnarl tarafndan transkribe olarak neredilmitir (Glpnarl, 1953: 76-153). Bu eser
tarihlenmi deildir, fakat Giri blmnde kitabn tarihlenmesiyle ilgili
bir emare grnmektedir ki, yazar, skenderiye ehri Franklar tarafndan
yama edildiinde birka kitap satn aldn ifade etmitir. Bu not, skenderiyenin Franklar tarafndan 1250 ya da 1365 tarihlerindeki yamalanmasna dayandrlabilir. A. Glpnarl, zellikle ilk tarihte karar klmtr. Bense, Mesnev-i manev ve Celleddin Rm (l. 672/1273)nin Dvnndaki
beyitlerde geen olaylara dayanarak eserin en erken kaleme alnma tarihi
olarak 1365i muhtemel gryorum. Mellifin memleketi mehuldr. Onun
Burgazi nisbesi, Burgaz isminin sk kullanld bir yerleim yerini iaret
eder. Milasta (Gneybat Anadolu) Antalyadan bir retmenin yannda
niversite eitimi grmtr ki gneybat Anadolu memleketi olmaldr.
Mevlna Nsr, Ftvvetnmesinden 10 yl sonra 699/1299-1300,
Kitbl- rk ya da el-rkt (lham Kitab ya da lhamlar) adnda suf
ierikli ikinci bir nesir eser tamamlamtr.3 Bu eserin bal, ihabeddin
3 Bk. Franz Taeschner, Der Anatolische Dichter Nsr(s.o.Anm. 2), s. 81-98; Farsa metin,
(arap rakam) 58-640.

172

Zehra GER

Ebul-Futh Yahya es-Shreverd el-Maktl (Halep 587-1191)un Hikmet


Filozoflar anlamna gelen Hikmetl-rk balkl ba yaptna benzemektedir.4 Shreverd el-Maktl, bilindii gibi bir mddet Anadolu Seluklu
sultanlarndan II. Klarslan dneminde sarayda bulunmu ve burada
rkiyyn Okulunu kurmutur.5 Onun adn tayan bir trbe, gneydou
Anadolu Erelisinde bulunmaktadr. Nsrnin eserinin ehemmiyeti onun
okulunun Anadolu topraklarndaki tesiri ile aklanabilir.
Bu eser Mevlevi yaz evrelerine ait bariz ilikiler ortaya koymaktadr.
Nsr, Kitb el-rkn n sznde Mevlna Celleddin Rmnin (604672/1207-1273) Mesnev-i Mnevsine atfta bulunarak yle demitir: Mesnevye Tanry ycelten szler yerine, ney hakknda derin dnceler ile
baland iin, baz ahmaklar bu eseri eletirmektedir. O yzden kitabnn
her bir blmn bir Kuran ayeti ile balatmay dnmtr. Eserde
Mevlnann Mesnevsinden baz alntlar da bulunmaktadr. yle ki bu
alntlar Nasrnin bu eser ile ili dl olduunu gstermektedir.
Mevlnann olu ve ikinci halefi, Mevleviyenin stad, tarikatn asl
organizatr ve Nsrnin (623-712/1226-1312) muasr olarak Kitb elrk, Sultan Velede de ak mnasebet gstermektedir. Dikkat ekici olan
udur ki, eser on edeb blmden olumaktadr. Mesnev remel lsnden
olumaktadr ve her blmn banda nesir olarak bir giri bulunmaktadr.
Nsrnin Kitb el-rk adl eseri ile Sultan Veledin Rebbnme (biti
700/1300) adl eseriyle ayn zellikleri gstermektedir. Mevlnann Mesnevsi, Sultan Veledin Rebbnmesi ve Nsrnin iki eseri kta ls olarak
birdir. Daha sonra bu kta ls eski Rum Trkesinin (Eski Osmanlca)
en byk iirimsi eseri olarak, ierik olarak suflerin Mesnev gibi kabul
ettii ve Glehr ile kpaann eserleri gibi deer grmtr.
Nsrnin Ftvvetnmesi mahlas Dvne (mecnun) olan, ayn zamanda Fakr (Dervi) ve Emr olarak da adlandrlan Ahi Mehmede ithaf
edilmitir. Nsrnin bu kii hakkndaki evirilerinde, Kitb el-rk adl
eserinde de Sivasl byk bir hayrsever olarak anldna gre, bu kii

4 slam dnce tarihinde rak felsefesinin en nemli temsilcisi kabul edilen ehbeddin esShreverd el-Maktl, grlerini Hikmetl-rk adl eserinde temellendirmitir. Ayrntl
bilgi iin bk. Kaya, 2001: 435-438.
5 rkyye terimi, slam dnce tarihinde bilginin kayna olarak akl yrtmeyi temel alan
rasyonalist Me felsefeye kar mistik tecrbe ve sezgiye dayanan teosofik dnce sisteminin addr. rkyyn da bu dnceyi izleyenlerin oluturduu akm ifade etmektedir. Ayrntl bilgi iin bk. Kaya, 2001: 435-438.

Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 173
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi

mmtaz bir ahsiyet olmaldr. Fakat ska anlan M. ismine ramen bu


ahsn kimliinin ayrntlarna inemiyoruz.
Nsrnin Kitb el-rkna karlk, kompozisyon tarznda yazlm
olan Ftvvetnme, kat bir ekilde planlanmam, daha ok eitli uzunluklarda blm balklar hlinde kaleme alnmtr.
Yahy b. Halil el-Burgznin Trke Ftvvetnmesinin ou el yazs
blmleri ayn Farsa balklardaki gibi olup, Nsrnin Ftvvetnmesine
ou zaman benzerlikler gstermi ve ou zaman ierii Nsrnin
Ftvvetnmesine benzer bir ekilde sralanmtr. Derinlemesine tetkik
edildiinde, Nsrnin Ftvvetnmesi ile ok benzerlik gstermesine karn, buna baml bir eser olarak da grlmemelidir. Daha ok her iki eserin kayna muhtemel Fars dilinde yazlm nc bir esere dayanmaktadr. Ama byle bir eser bugne kadar ortaya kmamtr. Bu iki eserde
ortak olan metinlerde Mevlevilerde karakteristik olan Ney ile yaplan sem hakknda da yazlm pasajlar benzerlik gstermektedir. Bu bizim
Arap dnyasndan tandmz ftvvetnmelerde kesinlikle eksik olan bir
unsurdur. Biz onu Anadolu Ahilii iin bir spesifik ve Mevlna evrelerine
yaknlna ilikin ak bir simge olarak grebiliriz.
Bu ilikilerin gereklii de zaten ispat edilmitir. Ben bu husus iin ncelikle Mevlnann son arkada ve cemaatinin lideri olarak onun ilk halefi
olan Hsameddini, ki Mesnevnin yazlmasna tevik etmitir, Ahi Trk
olu (veya nesli) olarak tanmlayan rivayete iaret etmek isterim. Ayrca,
Eflknin Menkibul-rifn (telif 754/1352) eserinde Mevlnann ailesi,
yakn hayat ve bunlarn Ahilerle6 olan ilikilerinden sz edilmi ve onlarn
Mevlnaya kar tutumu anlatlmtr. Fakat burada bunlarn bir ksm
Mevlna taraftar olarak anlatlmasna karn, bir ksm Mevlna kart
olarak anlatlmtr. Ahi evrelerinde Mevlna Celleddin Rm tarafndan
ortaya konan ruh ve ayn ruhu ortaya koyan sem ile ok youn bir ekilde ilgilenilmitir. Nsrnin Kitb el-rk adl eserinin n sznn Mevlna
ve Mevlevilik zerine kurulmu olmas ve Burgznin Ftvvetnmesinde
de defaaten Mevlna ile ilgili sayg gsteren sfatlar kullanlm olmas,
ayrca Mesnev ve Dvandan pasajlarn ayn ekilde yer almas bunun bir
gstergesidir.
Burada, Mevlevi evrelerinin de ayn ekilde Ahilikle ilgilenmi ve onlara yaknlam olmalar da bizleri artmamaldr. rnek olarak Glehr
6 Eflknin eserindeki ve dier kaynak eserlerdeki Ahilerle ilgili bilgiler Claude Cahan tarafndan bir araya getirilmitir (Cahan, 1953: 81-91).

174

Zehra GER

Farsa yazlm eserinde Feridddin Attrn nl Mantkut-Tayr (Kudili) adl mesnevsinin Trke aklamasn vermitir. Bu eserde Ftvvet ve
Ahilik zerine enteresan pasajlar vardr.7 air Glehrnin gerek ismi
aktarlmamasna karn, ismi byk bir ihtimalle Sleymandr ve Mevlevi
eyhi Sleymn Turkmn b. Hseyin emseddn olup, trbesi Krehirdedir. Mevlevilik ve Ahiliin iki ayr tarikat olarak grnmelerinin yan
sra, birbirleriyle olan yakn ilikisine ve birbirlerini tamamlamalarna karn, birincisi olan Mevlevilik daha ok din-tasavvufi yn, ikincisi ise halka ve dnyaya ynelik konular ele almtr.8

7 bk. Franz Taeschner, Das Futuvvet-Kapitel in des altrumtrkischen Dichters Glschehri Mantiq
ut-tayr, ve ayn ekilde, Das Mesnevi Glschehris auf Achi Evran, den Heiligen von Krschehir
und Patron der trkischen Znfte.
8 Mevlevilik, Mevln Celleddin Rumye nispet edilen bir tarikattr. Mevlevilik balangta
Anadoludaki dier tasavvufi akmlar gibi adap ve erkan belirlenmi ve tekke dzeni kurulmu klasik bir tarikat niteliinde deilken, ilk tarikatlama faaliyetlerini balatan,
Hsameddin elebiden sonra 1292 ylnda irat makamna geen Sultan Veled olup, yetitirdii halifeleri eitli ehirlere gndererek buralarda zaviyeler kurdurmu ve Mevlevilii
yaymaya balamtr. Ayrntl bilgi iin bk. Tanrkorur, 2004: 468-475. Ahilik ise XIII. yzylda Anadoluda grlmeye balayan ve bir sre sonra Osmanl Devletinin kurulmasnda
nemli rol oynayan din-ictimai bir tekilattr. XIII. yzyl balarnda 34. Abbasi Halifesi enNsr li-Dinillhn kurduu Ftvvet Tekilatna bal olarak Anadolu Seluklular zamannda kurulmu, Anadolunun sosyal, kltrel, siyasi, snai, ve ticari artlar iinde, Trklere has zevk ve selika ile teekkl etmi slam dnyasnn hibir yerinde grlmeyen bir esnaf ve sanatkrlar tekilatdr. Temelde Kurana ve Hz. Peygamberin snnetine dayandrlan prensipleriyle slami anlaya dorudan bal olan Ahiliin, tasavvufta nemli bir yeri
bulunan uhuvveti hatrlatmasndan dolay kolayca yaylmas ve kabul grmesi mmkn
olmutur. Ayrntl bilgi iin bk. Kazc, 1988: 540-42. Mevleviler ile Ahiler arasnda, Mevlnann sezgici ve enfs (ie dnk) eilimli, Ahi Evrenin ise aklc ve da dnk olmas
bakmndan bir takm ihtilaflar vardr. Ayrntl bilgi iin bk. Bayram, 1991: 5, 89-92.

Franz Taeschnerin Das Anatolische Achitum Des 13./14. Jahrhunderts Und Seine Beziehung Zu 175
Mevlna Celleddin Rumi Adl Bildirisinin evirisi

KAYNAKA
BAYRAM, Mikil, (1991); Ahi Evren ve Ahi Tekilatnn Kuruluu, Damla
Matbaaclk, Konya.
CAHAN, Claude, (1953); lk Ahilerin zinde, Fuad Kprl Armaan
(Mlanges Fuad Kprl), stanbul, s. 81-91.
GLPINARLI, Abdlbki, (1953-54); Burgz ve Ftvvetnmesi, ktisat Fakltesi Mecmuas, C XV, stanbul, s. 76-153.
KAYA, Mahmut, (2001); rkyye, TDV slm Ansiklopedisi, C XXIII, stanbul, s. 435-438.
KAZICI, Ziya, Ahilik, TDV slm Ansiklopedisi, C I, stanbul, s. 540-542
TAESCHNER, Franz, (1967); Das Anatolische Achitum des 13./14.
Jahrhunderts und seine Beziehung zu Mevlna Celleddin Rumi, VI.
Trk Tarih Kongresi Bildirileri: 20-26 Ekim, Ankara: TTK Basmevi, s.
230-235.
TANRIKORUR, Barihda, (2004); Mevleviyye, TDV slm Ansiklopedisi, C
XXIX, Ankara, s. 468-475.

Seluk niversitesi / Seluk University


Mevlna Aratrma ve Uygulama Merkezi / Rumi Research and Application Center
Mevlna Aratrmalar Dergisi / Journal of Rumi Studies
Yl / Year: 2007, Say / Number: 1, s. 177-202

Modern ada Semn Seyirlik Gsteri Hline Dntrlmesi


Ahmet TARHAN
zet
Endstrileme ve beraberinde getirdii kreselleme, lokal kltrel deerler ve zenginliklerin kapitalist retim bandnda adeta yeniden retilerek tketilebilir metalar hline dntrlmesi anlayn gndeme getirmitir. Pek ok kltrel deer, adeta retim bandnda ekil alan metalar gibi yeniden ina edilmi, tketim kltr pratikleri iinde yeni kimlikler kazanm ve kitle iletiim aralaryla kitle kltr
unsuru olarak sunulmutur.
zellikle tm dnyaya evrensel retileri ile k tutan Mevlna ve sem gsterileri de kapitalist retim ilikileri ierisinde deiime, dnme uratlarak adeta tketilebilir standardize edilmi rnlere
dntrlmtr. zellikle 2007 ylnn Dnya Mevlna Yl olmas ve Kasm 2005 ylnda UNESCO
tarafndan Mevlna ve sem gsterilerinin kltrel miras olarak koruma altna alnmasna karn hl baz
eksiklikler ve uygulama eksiklikleri srmektedir.
almayla kltrel deerlerin poplerleerek metalatrld konusunun Mevlna ve sem gsterilerine nasl yansd, hangi srelerden geerek gnmz kltrnn bir unsuru ya da pazarn bir metas
hline dnt konusu ele alnmtr. Bu almayla, unutulmaya yz tutan evrensel deerlerin tm
insanla aktarmnda bir eli grevi gren sem gsterilerinin sahip olduu kendi z niteliklerinin korunmas ynnde bir anlayn kazandrlmas ve bir farkndaln salanmas amalanmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Kltr, Popler Kltr, Mevlna, Sem gsterileri, Konya

The Whirling Derwishes as a Show of The Modern Age


Abstract
Industrialisation and the globalisation it brought, has popularized a mentality which is promoting the
transformation of local cultural values and assets as a kind of commodity, reproducable for
reconsummation on the production line of capitalism. Too many cultural values have been rebuild like
products on the product line, acquired new identities in the practices of the consumer culture, and have
been presented by the mass media as elements of the mass culture.
Mawln-Rm whose universal teachings enlight the world, and the whirling derwishes in particular
have been undergone changes in the production relations of capitalism and transformed to a sort of
standardized consumer product. Although in November 2005, the whirling derwishes have been taken
under protection as universal cultural heritage, and the year 2007 has been declared by UNESCO as the
year of Mawln-Rm, many failures and practical shortcomings are continuing to be seen.
The study tries to explore how the popularization and commodification of cultural values and assets
is affecting the presentation of Mawln-Rm and the whirling derwishes, and by which processes it is
transforming them as elements of todays culture or commodities of the marketplace. The aim is to evoke a
mentality and awareness towards the conservation of the authentic characteristics of the whirling derwishes
who serve as envoys to all mankind, reminding and emitting the universal values that are about to be
forgotten.
Key Words: Culture, Popular Culture, Rm, the Whirling Derwishes, Konya.

Ar. Gr., S letiim Fakltesi Halkla likiler ve Tantm Blm, tarhan@selcuk.edu.tr

178

Ahmet TARHAN

Giri
Halktan kopuk olarak ileyen ve dolaysyla da topluma da yabanc
olan sekin kltr ve bu kltrn unsurlar genellikle toplumda aznlk
konumundaki ok az saydaki sekine seslenmenin tesine geememektedir (Gngr, 1993: 11). Kendini evreleyen ve d etkenlere kar koruyan
adeta bir dokunulmazlk erevesi ierisinde retilerek varln srdren
yksek kltr, zamanla kendini deitirmeye ve dntrmeye balam;
ounlua ynelik daha anlalr ve tketilebilir hlde yeniden sunulmutur.
Bu anlaya gre kitlelerin kltr, dk kltr niteliklerini tamaktadr ve yksek kltr belli bir snf ve yaam biimini anlatr. Yksek kltr sahiplerince, kitle kltr geleri ilgili tketicilere ynelik olarak retilir ve bu kltr belirleyen pratikler de kltr oluturan kiilerin gnlk
yaam ekilleridir (Erdoan-Alemdar, 2005: 44).
Sem gsterilerine bakldnda da nceden yksek kltre sahip eitimli insanlarn bir kltrel unsuru iken zamanla kendi balamndan koparlarak adeta tketilebilir bir meta hline dntrld grlmektedir. Sunum ekli ve sunulduu mekan itibaryla kendi ritellerinden koparlarak
kr getiren ticari bir ara hline dntrlmesi sonunda yksek kltr nitelii tayan bir olgunun dn, nian ve kongreler ncesi sunulan seyirlik bir
ey hline dntrlmesi dikkati ekmektedir.
Birlik ve eitlik gibi ou insanca unutulmaya yz tutan evrensel deerleri adeta yeniden tm dnyaya hatrlatan Mevlna ve sem gsterilerinin
kendi z ritellerinden koparlarak uygunsuz mekan ve organizasyonlarda
sunulmas, hem bu evrensel deerlerin aktarmndaki kalcln yaralamakta hem de Mevlna ve sem gsterilerinin turizm asndan ve kltrel adan yanl alglanarak yanl tanmlanmasna neden olmaktadr.
Bu alma, kltrel yapnn nasl dntyle ilgili yaanan bu gei
srecinin nasl ekillenebilecei konusunda fikir vermek amacyla halk kltrnden kitle kltr hline dnmn teorik olarak sunumuyla balayacak, kltrn seyirlik hle dntrlmesi sreciyle devam edecektir. Ardndan sem gsterilerinin Mevlevilik ierisinde ne anlama geldii, Cumhuriyetten gnmze kadar geen sre ierisinde sunumlarnn nasl olduu
ve nasl bir deiim srecinden getii konularna deinilecektir. almada,
2004 ylnda hizmete giren Mevlna Kltr Merkezindeki sem gsterileri
sunumunun nasl gereklemekte olduu konusu ele alnarak, alma sem

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

179

gsterilerinin gnmzde kendi balamndan koparlarak nasl bir tketim


kltr metas hline getirildii konusuyla sonlandrlacaktr.
1. Folk Kltrden Kitle Kltrne: Halk Kltrnn Poplerlemesi
Yaamn ve kltrn deimeyen en nemli ynlerinden bir tanesinin
deime ve sreklilik olduuna deinen Gven (1997: 25), deien evre
koullar ve tarihsel yapya kar kltrel elerde hzl ya da yava bir
dnmn var olacana iaret etmektedir. Bu adan bakldnda kendisini kuatan evreye kar dinamizmden uzak bir yapnn, toplumsal kltr
ve yaam tarz iin, mmkn olmad dile getirilmektedir. Bu balamda
gnmz toplumlarnda evrelerindeki gelimelerden etkilenme ve deiim kanlmazdr.
Halk kltr ve sekinci kltr gelerinin dnme uratlarak yeniden kurulan kitle kltrnn kalclk ve sreklilik aray iinde olmas ve
srekli deiimle sermaye ve sermaye sisteminin srdrlmesini gerekletirmesi (Erdoan-Alemdar, 2005: 34) dncesi de Gvenin ortaya
koyduu geleneksel tarihsel anlaytan deiim yerine kalcln hakim
olmas ynnden ayrlr. Deimeyen ey ise, srekliliin salanmasdr.
Batmaz, gerek anlamda sekin ve halk kltrnn yapay birleimine
karlk gelen kitle kltrnn sanayileme ile birlikte gerek anlamda
grndne deinir (2006: 88). Kitle kltr bu anlamda, kltrel olgularn teknolojik aralarla retilmesi, pazarlanmas, datm ve tketimi biimlerine dayanarak, seri retimi salayan teknolojinin kullanld, televizyon ve basnn retim ve aktarmada baat grev stlendii bir ortamda
varln srdrr (Erdoan-Alemdar, 2005: 34). Kitle kltrne getirilen
eletirilerde kltrel yapnn adeta kr amac tayan bir sanayi olduu ve
bunu salayabilmek iin geni halk kitlelerini kendine ekebilecek homojen
ve standart sunumlar kullanmas gerektiine yer verilmektedir. Bu da sanaty adeta retim bandnn banda duran ve niceliksel retimi salayan
bir iiye dntren bir baskyla kar karya brakmaktadr (Gans, 2005:
44-50). Tm bu gelimeler, sanayi toplumu sonrasnda balayarak sregelen kltrel ve toplumsal dnmn bir gstergesi olarak deerlendirilebilir.
Burjuvazinin gelitirdii sanayi kapitalizmine geile birlikte gelitirilen ussallatrma abalar mziin notalanmasna da uygulanmtr. Mziin yeniden retiminde standartlatrmay kolaylatracak bir kodlama
sistemi sonunda mzik eserlerini kullanmlarndan bamszlatrlarak
toplumsal etkileimden yaltlm bir meta konumuna getirmitir. Bu alan-

180

Ahmet TARHAN

da yeni basmevi olanaklar da ksa srede kendini gstermitir (Oskay,


2001: 48). Tketiciye ynelik olma ve fazla sayda retilmesi zelliiyle
paralel olarak (Kzlda, 2001: 34) bu srete belli bir deme gcne sahip
olan kitleleri hedefleyen magazinler, kasetler, video kasetler vb. standardize rnlerin retilmesi ve bunlarla ilgili reklamlar yaparak kitleleri satn
almaya ynlendirme dncesi ticari adan anlaml olmaya balamtr
(Uur, 2003: 149).
Kltr endstrisi, eski ve bildik olan yeni bir nitelik hlinde kaynatrma amacn gtmektedir. Bu endstrinin tm dallarnda, kitleler tarafndan tketilmek iin ekillendirilen ve byk lde de tketimin doasn
belirleyen rnler az ok belli bir plana gre retilirler. Kltr endstrisi
amal olarak tketicileri tmleikletirir (Adorno, 2005: 240). Bu adan
bakldnda, kapitalist retim tarznn popler mzii, politik ve estetik
adan nasl ykc bir biimde etkilediini ortaya koymaya alan Adorno
iin her ey tek bir noktada odaklanyordu; o da standartlamadr
(Gendron, 1998: 42). Sanat zerindeki standart rn retme basks, aslnda sanatnn rettii sanatsal esere kar yabanclama olgusunu da
beraberinde getirmektedir. Sanatn reticisinde balayan bu yabanclama,
dnen kltrel rn vastasyla topluma aktarlmakta ve toplumun da
kendi z kltrne yabanclaarak kendisine sunulanla yetinmesini dourmaktadr.
Kapitalizm ncesi dnemde, mziin yeniden retimini yapanlar ve
mziin dinleyicileri benzer bir toplumsal paylam gerekletirebilmekteydi. Mziin reten ve tketenleri arasndaki bu etkileim, baat kltrn deerlerine uygun olmaktan ok, yakn iliki ierisindeki insanlarn
deerlerine gre de belirlenebiliyordu. Bu nedenle de toplumdan dlanmyordu (Aydoan, 2004: 34). Kapitalizme geile birlikte, yaanan rekabet
ortam sanatlarn zgrlk alann daraltyor ve nlerine iki seenek sunuyordu: (a) Ne kodlanm ise onu amlamak. (b) Bir pazar olarak toplumun kendisinden istedikleri ve beklediklerine uymaya almak (Oskay,
2001: 48-49).
Bu adan bakldnda, sanayilemenin getirdii standartlama ve niceliksel anlamda oklu retim anlaynn, kltrel rnlere de yansd
grlmektedir. Kendi yetitii kltrn ok sesli ve renkliliinden uzak
retim yapma basks altnda olan sanatnn rettii rne yabanclamas
ve rnn iletilen kesimlerde de kendi z kltrne kar yabanclama
olgusunu dourmas dikkat ekicidir. Bunun yannda srekli kendini tekrar eden ve kalcl salamaya ynelik tedbirleri gzeten kitle kltr

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

181

rnleri, artk kendi balamndan koparlm ve yaam biimi olmaktan


te seyirlik bir hl kazanmtr.
2. Kltrn Seyirlik Hle Dntrlmesi
Kltr genel olarak insanlarn yaayarak, yaparak rendii ve bakalarna rettii maddi manevi her eyden oluan bir btnlk olarak tanmlanabilir (Gven, 1997: 14-15). nsanolunun yapp ettiklerinin hepsine karlk gelen btn yaam biimi (Williams, 1993: 10) olarak da deerlendirilebilen kltr kavramna ilikin bir deerlendirmeyi de Erdoan
yapar ve kltr, insann toplumsal yaamnn her alanndaki kendisi ve
kendisine ait olann ifadesi olarak tanmlar ve kltr gemiteki deneyimler ile gnmzdeki insanlarn rettikleriyle ilikilendirir (1999: 19).
Kltrn tanmnda yer alan zellikle insanlara zglk kavramlarnn, gnmz kitle iletiim aralarnn yaygnlamasyla dnmeye balad ve bu grevi kitle iletiim aralarnn stlendii grlmektedir. Kitle
iletiim aralarnn egemenlii ncesinde kendi z kltrlerine sahip olan
toplumlar, kendine zg kltrel motifleri ve ok eitliliini medyann
etkisiyle kaybetmi ve medyann rettii kltrel geler benimsenmeye
balamtr (Kzlda, 2001: 28-30). Ele alnan kltrel retim srecinde
meta hline getirilen kltrn gsteri toplumunda da en nemli metas
yine kltrn kendisi olmutur (Debord, 1996: 104). Bunun sonucunda,
sanatsal bilgi ve elence kurumsallama, metalama ve ticarileme eilimine girmi; bu durum sanatsal denetim ve btnln anmasna neden
olmutur (Lull, 2001: 161). Burada kltrn bir anlamda gsteri toplumu
iin retilen bir olgu hline dnerek sanatsal disiplinden uzak niceliksel
okluun n plana kt bir yap olduu grlmektedir.
Medya tarafndan dntrlen ve topluma bir anlamda da yabanclatrlan kltrel yap, reel toplum ierisindeki yabanclamann hissedilmesini, bu yabanclamann gzlerden saklanmasn ve insanlarn bu
yabanclamay grmeyecek bir yapya brnmesine yol amaktadr
(Oskay, 2004: 156). Bylelikle artk birey, kltrn bizzat yaatcs ve reticisi olmaktan kmakta adeta kendisine sunulan rnleri seyreden bir
tketici olarak konumlandrlmaktadr.
Polan ise, kltrel her yaptn seyirliin bir paras hline dnmesine ilikin ak kavramn kullanmakta, seyirliin nasl bir seyirlik toplum oluturduu ve toplumsal ilikilerin kurulmasndaki rol ile nemine
deinmektedir (1998: 231). Yaamn grnmleri ierisinden koparlan

182

Ahmet TARHAN

imajlar, yeniden kurmann artk mmkn olmad paral geler hlinde


seyrin bir nesnesi olarak seyirciye ular (Debord, 1996: 13).
Gans, seyirlik hle dntrlen eserlerde, sanatlarn sanatsal retim
srecinde zgr olduklarnn; yeter ki izleyiciler iin nem arz eden unsurlarn ve kabul edilen erevenin iinde kalmalar gerektiinin altn izmektedir (2005: 50). Bir anlamda sanat ile izleyici arasndaki ortak noktalarn
korunmas ve sanatsal rnlerin bu ortak noktalar zerine ina edilmesi
zerinde durulmutur. Kapitalist retim pratiklerinin temel unsuru olan
satn gereklilii bir anlamda sanat zerindeki denetimini kurmutur.
Buradan kltr oluturan paralarn kitle iletiim aralarndan geirilerek dnme uratld, bunun sonucunda retilen deerlerin seyirlik
bir nitelik tad ve sanat ile seyirci arasndaki farkn azald fikrine
ulalabilmektedir. Deien kltr unsurlarn medyadan izleyen kitle de, o
kltrel geleri yaatan ve ekil veren olmaktan te edilgen bir konuma
srklenerek kendine sunulan rnleri tketen kitleler hline dnt
sonucuna ulalabilir.
3. Mevlevilikte Semn Yeri
Sem, farkl kaynaklarda kkenleri eskilere dayanan bir oyun ekli
olarak ele alnmaktadr (Sepetiolu 1989: 37-39; Arabac, 2000: 111). Buna
ilikin ilk verilerin Trkistanda yaayan Dolan Trkmenlerine ait olduu
ve kkeninin milattan nce altnc yzyllara dayandnn alt izilmektedir. Dolan Mukam ad verilen oyun, yapsal olarak Mevlevilikteki sem
ile benzerlikler arz etmektedir. Bununla birlikte belli gnlerde talebelerin
medreselerde oynad bir oyun tr olarak da sema yer verildii grlmektedir. Ayrca kltrel devamlln bir ifadesi eklinde Bektailerdeki
Samah ve Trk dnlerindeki Zamah ayn oyunun gnmzde yansyan
ekilleri olarak deerlendirilmektedir. almada ise sem', Mevleviliin
milattan sonra on nc yzyldan itibaren gnmze kadar erien temel
deerlerinden ve Mevleviliin temel unsurlarndan biri olarak ele alnmaktadr.
Daha ok Mevlna ile tannan ve onun lmnden sonra, Mevlevilikte
malum ekli ile tamamen bir tarikat ayini hline dnen sem, aslnda
Arapa sm kknden sem ve sim gibi mastar ve isim olup, iitmek, iittirmek, dinlemek, iitilen sz, iyi hret ve iyi anlma (aktaran Yazc 1964:
135), kulaa gelen ho sesi duymak ilah srlara aina olmann cokusu
ile semaya, gklere, kainata kanat a gibi anlamlara gelmektedir
(znder, 2006: 29). Mevlevilerde, ak ve cezbeyi meydana getirmek iin

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

183

bir vesile olarak deerlendirilen sem her Mevlevi, mutlaka bilirdi


(Glpnarl, 1953: 387); bunun eitimini alrd.
elebi ise, sem ile ilgili olarak Mevlnann ilhamyla, Trk tresinin,
tarihinin, inanlarnn ve kltrnn bir unsuru olduuna; baz inan sahiplerinin sem deta var olmann bir kran duas veya bir sevin ifadesi
olarak kullandklarna (2002: 187) iaret etmektedir.
Mevlnann 22. kuak torunlarndan Esin elebi Bayru, sem trenlerindeki her eyin ayr bir anlam ve gzellie sahip olduuna iaret ederek
sem edilen, semahane denen alann eklinden, stne oturulan postlarn
renklerine, semazenin giydii her giysiden, yapt her harekete kadar
hepsinin bir sembol ifade ettiini (2004: 237) dile getirmektedir. Buna gre:
Semahane dairevi bir alandr ve kinat sembolize etmektedir. eyhin oturduu krmz post Hz. Mevlna Celleddin-i Rum'nin makam saylmakta
ve eyh efendi vekaleten bu makama oturmaktadr. Krmz renk 'vuslat'
yani Allah'a kavuma rengidir. nk Hz. Mevlna Celleddin-i Rum
gne batarken Allah'a kavumutur. Bilindii gibi gne batarken de doarken de gkyz krmz bir renk almaktadr. te eyh postunun krmz
rengi maddi dnyadan bat, manevi dnyaya douu temsil etmektedir.
Mevlevilie yeni girenlerin oturduu postun rengi ise siyahtr. Siyah renksizliin rengidir, tevhidi temsil eder, btn renkleri iinde barndrr. Dervi bilgilenip yol alnca beyaz renkli posta oturmaya hak kazanmaktadr.
Mevlevilie girmek isteyen her gen, dede oluncaya kadar bir takm
usullerden gemesi gerekmekteydi. Matbah- erif ad verilen sembolik
anlamda pime ve olgunlama anlamna gelen mutfakta bin bir gnlk bir
eitimin ardndan benlik uurunu kazanan aday; verilen eitimin ardndan
sabr, metanet ve rza sahibi bir kii olarak dervi olurdu. Bu sre ierisinde aday, hem Mevleviliin z hakknda hem de semn temel ilkeleri ve
yapl ekli konusunda da eitilmekteydi (Yndemli, 1997: 3-4).
Eitim srecine nasl geildii konusunda Glpnarl, Mevlevilie giren
kiinin sikkesinin eyh tarafndan tekbir edildii ve dedelerden bir tanesine
sem eitimi vermesi emredildiini (1963: 104) ifade etmektedir. Bu dede o
kiinin bir anlamda hem dedesi hem de mrebbisidir. Dede yeni katlan
kiiyi almakta ve eitim alaca matbaha gtrerek eitime balamaktayd.
Semn tm dnya insanlarnn gnllerine girmeyi baaran ve insanlar en fazla etkileyen ey olduunun altn izen Bayru, 1925 ylndaki
Tekke ve Zaviyeler Kanunu ncesinde Mevlevihanelerde verilen eitimi
yle ifade etmektedir: Mevlevi dervii olmak isteyen kii nce nev-niyaz

184

Ahmet TARHAN

(yeni talip) unvanyla Mevlevihanenin matbahnda gn postta (Saka


Postu) oturmakta, bu sre sonunda eer tarikata kabul edilme onay almsa bana sikke giydirilerek mevlevihanede almaya ve sem mek etmeye (almaya) balamaktadr. Bu kii bundan sonra 'can' diye anlrd. Bir
taraftan matbahta bulunan ortasnda bir ivinin akl olduu mek tahtasnda sem renip tarikatnn asl objesini yerine getirmeye alan can,
dier taraftan Abrizcilik, Pazarclk, erbetilik, Sprgecilik, eraclk ve
Somatlk gibi 18 adet dergh hizmetlerinde de srasyla alr ve bu sre
zarfnda ayn zamanda bin bir gnlk ilesini karm olurdu. Can'a bu
hizmetleri yerine getirirken yeteneine gre bir de meslek retilmekteydi.
Bu meslekler genellikle gzel sanatlarn eitli dallarnda olur; can'n yeteneine gre hattatlk, hakkaklk, inicilik ve musikiinaslk eitimi verilmekteydi. Bin bir gn laykyla tamamlayan can, artk Mevlevilik Tarikat'na gre 'Dede' unvan alm, kendisine bir hcre (oda) edinip orada yeteneine gre almalarna devam etme hakk kazanmtr (2004: 233).
Bu konuyla ilgili olarak Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar
Genel Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Postnii Mustafa Holat (2006) aldklar semazenlik eitimi ve bugn nasl bir eitim
srecinden geildiine ilikin unlar ifade etmektedir: Semazenliin niin
yapldn bilmek ve bu ii sevmek gerekmektedir. Baz eylerin bilincinde olmayan kk bir ocuu alp semazen olarak yetitirmenin hi kymeti yoktur. Ama
ocuu eitirsen eiterek yetitirirsen o zaman ondan bir fayda salanabilmektedir. Holat, babas Mevlevi olduu iin az ok sohbetlerin usul ve
adablarn yaparak kendisini yetitirdiine deinerek kendisinin Mevlevilik ve sema kar ilgi ve alaka gsterdiini zor da olsa bunu severek rendiini ve icra ettiini ifade etmektedir. Kendisiyle birlikte balayan pek
ok semazen adaynn bu eitim srecine dayanamayarak braktna yer
vermektedir. Kendisinin bugn hl yeni bir takm eyler renme adna
Mesnevden blmler okuduunu, Kuran- Kerim meali okuduunu,
konferanslara giderek bu konuda bilgi sahibi olanlarla srekli sohbetler
ettiine deinmektedir. Sem ve Mevlevilikte temel olan eyin, bunlar
bilmekten ve ne amala yapldndan haberdar olmaktan getiini ifade
eden Holat, eitim srecinin ayak hareketleriyle ve birtakm ekilsel unsurlarla baladna ve her hareketin bir anlam olduuna iaret etmektedir.
Bu srete sem eitimi veren kiinin zaman zaman eitim alan kiileri
kendisine verilen ileri ve eitimi hazmedebilecek mi diye bir hafta izlediini ve ardndan ancak semazen olabildiine deinmektedir. Semazenliin
ardndan, kiinin srasyla Dede ve Dervi olduu ifade edilmektedir.

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

185

Glpnarl semla ilikili olarak, Mevlnann herhangi bir nedenle


cezbeye kapldnda sem yaptn, bunun herhangi bir trene ve kurula
uymaktan meydana gelen bir hareket olmadnn altn izmektedir. Bunu,
ruhi bir hlin tezahr olarak tanmlamaktadr (1963: 71).
Balangta Mevlnada ak ile belli ritellere bal kalmakszn klasik
ekli ile balayan, emsin teviki ile dnme eklinde tezahr eden sem
ayininin ksa zamanda, byk rabet grd ve devrin ileri gelenlerinin,
bir nevi yar din elence ziyafeti hline dntne iaret edilmektedir
(Yazc, 1964: 146-147). Toplu hlde icra edilen bu sem ayinleri, Mevlnann bulunduu medresede, Hsameddin elebinin evinde ve banda,
Ilgnda, devrin ileri gelenlerinin evlerinde veya Sadreddin-i Konevnin
medresesinde tertip edilmekteydi (Eflk, 1986: 95, 164, 175, 196). Balangta, sem zaman, Mevlnann vecd hllerinin geliine bal grlmektedir.
Onun herhangi heyecan uyandran bir hli, bir sz veya bir nktesi ve
yahut bir kerameti gibi hl ve hareketler, bata kendisi olmak zere toplu
hlde bir sema vesile olmaktayd. zellikle Mevlna dneminde sem
ayinine kar halktan baz olumsuz sesler ykseldiine deinen Kk
(2005: 122-126), ilk dnemlerde yukarya sramaktan insana secde etmeye
kadar lgn bir takm uygulamalar ieren sem ayininin halk tarafndan
tepkiyle karland ve artan tepkiler zerine, insana secde etme gelenei
terk edilerek post nnde selamlamaya dntne iaret etmektedir.
Eflk (1987: 41), Mevlnann lm sonrasnda sem ayinine ilikin eitli tepkilerin ykseldiine; Sultan Veledin, yaplan ayinin kendinden gei
olduunu ve Allaha yaknl salad fikrini savunarak halk ikna etmeye altn da bir baka bilgi olarak aktarmaktadr.
Yazc (1964: 148), sem toplantlarnda bir orkestra ile, sem edenler
ve seyircilerin bulunduuna iaret etmekte, orkestray tekil edenlerin her
zaman ayn alg ve okuyuculardan teekkl edip etmedikleri hakknda
yeterli bir bilgiye sahip olunmadnn da altn izmektedir. Mevlevi musikisinde en ok ad geenler arasnda gyende ve kavvller ile neyzenler
olduu ifade edilmektedir. alglar arasnda da isimleri geenlerin, ney,
rebp, tef, zurna, nakkre vb. olduuna da iaret edilmektedir (Glpnarl,
1983: 455). Sem toplantlarna, bu alglar alan mzisyenlerin byk
ihtimalle hepsi veya bir ksmnn katld ve semn yapld yerin, birden fazla insann, birbirlerine dokunmadan hareket edebilecei bir yer
olduunun eitli kaynaklarda dile getirildiine yer verilmektedir (aktaran
Yazc, 1964: 148). Kimi zaman gndzleri yaplan sem, gece yarlarna ve
geceleyin balayan semn ise, sabaha kadar devam ettiini ve bu davete

186

Ahmet TARHAN

katlanlar arasnda, tarikat ehli ile devlet erkann bulunduuna deinilmektedir (Eflk, 1987: 140-141).
te yandan, bilindii gibi Mevlevilik, 13. yzylda Mevlnann lmnn ardndan olu Sultan Veled tarafndan kurulan bir tarikattr
(Yndemli, 1997: 2). Mevlevi, Mevlnaya mensup insan anlamna gelmektedir. Ana fikir ve geleri Mevlnaya ait olan Mevleviliin, sistematik bir
okul hline gelmesi ve kuruluu Sultan Veled tarafndan gerekletirilmitir (znder, 2006: 23). Mevlevilik Konyada kurulduktan sonra, merkez
konumundaki Konya dna yayl 14. yzyln balarnda Ulu rif elebi
ile balamtr. Sem ise bu gelimeler erevesinde son eklini 16. yzylda Dvne Mehmet elebi zamannda alarak, Mevlevi tekkelerinde trenletirilmitir (Glpnarl, 1963: 76). Gnmzde bata Anadolu olmak zere
dnyann eitli lkelerinde mevlevihaneler mevcuttur (nder, 1998: 258260).
Uzun yllar boyunca Mevlevilikle ve Mevlna ile zdeletirilen sem
gsterileri gemiten bu yana bata eb-i Arus olmak zere Mslmanlarca
kutsal saylan gn ve gecelerde icra edilen bir ayin olarak Mevlevi dervilerince ve semazenlerce srdrle gelmitir.
4. Cumhuriyetten Gnmze Sem Gsterilerinin Sunumu
nceki yzyllarda halkn sema teviki yle dursun, sem ayinlerine hariten kimse giremezken zamanla bu anlayta deiiklie gidilmitir.
Semahane ve Mevlevi tekkelerinde seyirciye ayr bir yer ayrlmaya balanmtr. zellikle Mslmanlar iin kutsal saylan gn ve gecelerde icra
edilen sem ayininin, zamanla vakitli vakitsiz padiah ziyaretlerinde yaplan bir gsteri gibi alglanmaya balanmas zerine her mevlevihaneye ayr
bir gn tahsis edilerek sem gsterisinin yaplaca gnler padiaha iletilmitir (Glpnarl, 1953: 370-381).
1925 ylnda tekke ve derghlarn kapatlmasndan nce uzun yllar
Mevlna Derghnn ierisinde ve bazen de avluda icra edilen eb-i Arus
trenleri, hcrelerde bulunan dedelerin ve halkn katlm ile gerekletirilmekteydi. Bu tarihten sonra uzun bir mddet tam olarak icra edilemeyen
trenler, 1943 ylndaki Konya Halkevinde dzenlenen bir tren ve Mevlna ahfadndan Prof. Dr. Nafiz Uzlukun bir konferansyla yeniden hayata
geirilmi ve bu trenler 1950 ylna kadar Konya, stanbul ve Ankarada
eitli salonlarda gerekletirilmitir (imekler, 2003: 26).

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

187

1950 ylndan sonra, Konya Turizm Dernei tarafndan dzenlenen organizasyonlarla Hz. Mevlna, daha kapsaml programlarla anlm ve yurt
ii ile yurt dnda bilimsel toplantlar ve musiki eliinde sem gsterileri
sembolik bir ekilde srdrlmtr (Odaba, 2002: 347). 1954 ylnda
heyetler hlinde Konyaya gelinmi, ktphane binasnda ayin gsterisi
yaplm ayn yl stanbul Spor ve Sergi Saraynda da bir ihtifal gerekletirilmitir. 1955 ylnda ise Konyada sinema binasnda yaplan ihtifaller,
1956da yine ktphane binasnda gerekletirilerek devam etmitir (zcan, 2003: 59).
Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Postnii Mustafa Holata gre
(2006), 50li yllarda Hz. Mevlnann soyundan bir elebi belediye bakanl yapmaktadr. Onun vastasyla eb-i Arus trenleri dergh ve zaviyelerin kapatlmas ardndan konferanslar hlinde 1946l yllardan sonra balamtr. 1956-58 ylnda bir ayin niteliinde sem, o zaman Kitaplk Binas
diye anlan ve imdi de Devlet Tiyatrosu olarak ilev gren binada yaplmaktadr. O yllarda sem gsterilerinin organizasyonunu belediye yapmaktadr. Sem ve Mevlevilikle tanmasn kk yalarda Mevlevi olan
babas ile katld bir gsteriden etkilenmesine balayan Holat, o dnemde
evlerde zikirlerin yapldn ve Mesnev dersleri verildiini ifade etmektedir. Yine o dnemlerde evlerde elbisesiz ve tennuresiz okunan ilahilerin
etkisiyle coan kiilerin sem yaptklarn da gzlemlediine deinmektedir.
Kendisinin Konyada 1958 ylnda ilk kez sem mekine baladna
deinen Holat, bir bir buuk yllk bir urann ardndan ancak kendilerini
yetitirebildiklerini ifade etmektedir. Yine o yllarda belediyenin yapm
olduu eb-i Arus trenlerinin Feyzi Halcnn bakanlndaki Konya
Turizm Derneine devredildii ve gsterilen abalar sonucunda gsterilerin resm ve dzenli hle getirildiini vurgulamaktadr. 1960 ylnda kii
ile semazenlie baladklarna deinen Holat, ardndan be kiinin daha
eklenerek sekiz kii olarak ilk kez kk kapal spor salonunda sema
ktklarn sylemektedir.
Tm dnyann hayran olduu Mevlna, 1960lara kadar nikotin kokulu kt sinema salonlarnda ve ktphanelerde anlmaktayd. Bu kt
artlarda yaplan ihtifallerde ise yeterli yer olmad iin pek ok kii sadece bu gnlerde yalnz Mevlna Mzesini ziyaretle yetinmekteydi. Bu yl
ise (1960) yeni hizmete giren Spor ve Sergi Saraynda yaplmtr. O dnemde zellikle musiki heyeti stanbuldan gelmiti ve davetiyelerde u
yazyordu: 11-17 Aralk 1960 tarihleri arasnda 7 gece 3 veya 4 gndz

188

Ahmet TARHAN

olmak zere tekrarlanmak suretiyle muazzam bir ihtifal yaplacaktr (zcan, 2003: 51-61).
Halc, 1961 ylndan 1987 ylna kadar yaklak yirmi be yllk sre
ierisinde bakanln yrtt Konya Kltr ve Turizm Derneince
sem trenlerinin balatldn, daha nceki yllarda Konya Belediyesi
tarafndan konumalarla balayp, bir ney ve rebap taksimiyle son bulan
Mevlnay Anma Trenlerinin 1959 ylnda Turizm Derneince aslna
uygun bir ekilde dzenlenmeye baladn ifade etmektedir. Dernein,
sem trenlerini geleneksel yaps ierisinde ele alarak yalnz Konya halk
iin deil tm lke ve hatta dnya apnda byk ilgi uyandran bir boyuta ulatrdna deinmektedir. Hatta o yllarda aslna uygun bir sunumun
yaplabilmesi iin 25 gnlk eitim verilen bir sem kursunun aldna
da iaret eden Halc, dernein hemen arka sokandaki bir evde bu kursun
verilerek semazen yetitirildiini belirtmektedir (2004: 281).
Yllardr yukarda anlan kurum ve derneklerce gerekletirilen etkinlikler, 1989 ylndan itibaren kurumlar aras e gdmn salanmasyla
Konya Valilii l Kltr Turizm Mdrl, Bykehir Belediyesi ve
Seluk niversitesi bnyesindeki kiilerden oluan Mevlnay Anma Trenleri Tertip Komitesi tarafndan yrtlmeye balanmtr. 10-17 Aralk
tarihleri arasnda sem ile birlikte, eitli sergiler, konferanslar, sempozyum, panel ve kongre gibi bilimsel toplantlar dzenlenerek halkn da bunlardan yararlanmas salanmtr. Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Mevlna Kltr Merkezi Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu bnyesinde semazen olarak grev yapan Mehmet Emin
Holat (2006), ocukluundan bu yana kapal spor salonunda sem gsterilerinin yapldna deinerek, nceden kk salonda yaplan trenlerin
daha sonra ise Atatrk Kapal Spor Salonunda srdrldn ifade etmektedir. Uzun yllar potalarn altnda gerekletirilen ve sadece sem
ayini ile snrl kalan eb-i Arus trenlerinin ise, 2004 ylndan bu yana
Mevlna Kltr Merkezinde icra edildiine iaret etmektedir. Holatn
aklamalar aslnda sem gsterilerinin geirdii tarihsel sre ierisinde
hangi mekanlarda gerekletirildii konusunun deta bir zetidir.
2004 ylndan itibaren ise, Mevlana Kltr Merkezi ev sahipliinde
eb-i Arus trenleri yedi ile on gne yaylan sergi, konferans, sempozyum,
panel, kongre tasavvuf musikisi konserleri ve sem gsterileri gibi eitli
etkinliklerle yaplmaktadr.

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

189

5. Semn Mevlna Kltr Merkezinde Sunumu


Semn Mevlna Kltr Merkezinde sunumuna ilikin sre, ilk kez
1980li yllarn banda gndeme gelen Kltr Merkezi fikriyle balamtr.
26 ubat 1987de dnemin valisi Kemal Katta imzasyla Konyaya Kltr
Saray yaplmas konusunda Kltr Bakanlna yaz yazlmas ve bu
talebe Kltr Bakanlnn 31 Mart 1987 ylnda olumlu cevap vermesiyle
balayan sre, 1990 ylnda alan proje yarmas sonrasnda projenin
kabul ve Kltr Merkezinin ina edilecek yerinin tesis edilmesinden itibaren yaklak 14 ylda 25 trilyon lira harcanan Mevlana Kltr Merkezi,
Bykehir Belediyesine devredildikten 6 ay sonra 16 trilyon lira harcanarak Aralk 2004de tamamlanmtr. Toplam 70 trilyon liraya mal olan merkez 10-17 Aralk 2004teki 731. Vuslat Yldnm trenlerine ev sahiplii
yapmtr (imekler, 2005: 3-6).
Konya l Turizm Mdrl Turizm ube Mdr Mehmet Ynden
(2006), eb-i Arus trenlerinde salonlarn kapasitesine ilikin olarak Mevlna Kltr Merkezi almadan nce 1500 kiilik Atatrk Kapal Spor Salonunun 10-17 Aralk tarihleri arasnda eb-i Arus iin ayrldn ifade ederek; Mevlana Kltr Merkezinin hizmete girmesiyle birlikte ilk eb-i Arusun
2600 kiilik salonlarda yine 10-17 Aralk tarihleri arasnda gerekletirildiini
ifade etmitir. eb-i Arus trenlerine her geen yl artan taleplere karlk salonun
2600 kiilik kapasiteye sahip olmasndan dolay geen yl 7-17 Aralk olmak zere
10 gne yayldn bu yl ise 1-17 Aralk tarihleri arasnda yaplmas planlandnn altn izmektedir. Buradan hareketle artan talebin gn saysnn artrlarak zlmeye alld sonucu kmaktadr. Bu durum, uzun yllar
proje aamasnda bekleyen Kltr Merkezinin aslnda gnn gereklerinin
biraz gerisinde kaldnn bir yansmas olarak deerlendirilebilir.
Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluunda postniin olarak grev
yapan Mustafa Holat (2006), Mevlana Kltr Merkezinde semn sunumuyla ilgili unlar dile getirmektedir: Kltr Saray yaplana kadar Mevlnay ve Mevlevilii ok fazla tanmayan kiiler tarafndan sem ayinleri izlenmekteydi. Bu senenin Aralk aynn 28inden itibaren halka ak hle getirilen
sem trenleri iin de ayn eyi dnyordum. Fakat dikkat edildiinde bu gsterilere seyirci olarak katlmak isteyenlerin hepsi Mevlevidir. neglden, Diyarbakrdan, Denizliden Trkiyenin drt bir tarafndan gerekten bilinli seyirciler
gelmektedir. niversiteden bilinli renciler katlmaktadr. Konyann yerli halkndan drt be aile ancak bulabilirsiniz bu gsterilerde. Bunlar da Mevlevilii
bilen kiilerdir. Genelde bu ailelerde bir hafta gelmekte br hafta itirak etmemektedirler. eb-i Arus trenlerine de bir sene gelir dier sene gelmezler. Ama takip

190

Ahmet TARHAN

ettiim kadaryla yedi sekiz aydr her ay sonu dzenlenen gsterilere bu ii gerekten seven ve bilen insanlar gelmekte. Byle bilinli insanlar nnde yaplan gsterilerden ylda bir kez yaplan ve dnyann drt bir yanndan gelen kiiler karsnda yaplan ihtifallerden daha fazla zevk almaktaym. Buradan hareketle aslna
uygun olarak icra edilen ama her ayn sonunda gerekletirilen gsterilerin
bir tiyatro havasnda deil, bu iin bilincinde olan ve arlkl olarak da
Mevlevi olan kiilerce ilgi duyulduu sonucuna ulalabilir. Buna ek olarak
Holat salonun kapasitesi ile salanan olanaklar hakknda ise, Mevlana
Kltr Merkezinde ayn anda 3000 kiinin seyretmesi 3000 kiiye hitap etmek
anlamna gelmektedir. Spor salonunda yer alan izgiler ve potalar derken manevi
bir hava estirilememekteydi. Kltr Merkezi ise adeta tamamen bir semahane olarak grlyor. nsanlar aslna uygun olarak icra edilen sem grmek ve Ahmet
zhan dinlemek iin geliyorlar. htifallerdeki konumalar milleti tedirgin ettii
ve anlalmad iin kaldrdklarna deinen Holat, kapal spor salonlarndan
dier yerlerden Kltr Sarayna gemesinin kendileri iin de laykyla bir program
yapmalar adna ok gzel bir olay olduunu ifade etmektedir. Ayrca, nceleri
kapal spor salonunda yeterli olanaklar olmad iin sadece senede 5-6 gn sadece
sem gsterisi ile snrl bir program yapldn ve insanlarn gsteri sonrasnda
dalp gittiklerini imdi ise Mevlna Kltr Merkezinin salad olanaklarla
kiilerin Mevlna ve Mevlevilik konusunda aratrmaya geldiini ve eb-i Arus
trenlerinin bir hafta on gnlk srelere yaylarak sergi, konferans, panel, musiki
konserleri gibi farkl etkinliklerle desteklendiini ifade etmektedir.
Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Mevlna
Kltr Merkezi Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni
Yusuf Kayya (2006) Kapal spor salonunun 1500 kii aldn; o yllarda 2500
kiilik olarak planlanan binann ise gnmzde yetersiz olduunu ifade etmektedir. Mevlana Kltr Merkezinin 2500 kiiye hitap ettiini; fakat bu kapasitenin
yeterli olmadn vurgulayan Kayya, bunu Mevlna trenleri iin bilet talebi ok
fazla olmasna ve eb-i Arus trenlerinin hemen ardndan bir sonraki yl iin biletlerin tkenmesine balamaktadr. Salonun kapasitesinde yaanan problemin haftann uzatlmas ile almaya alld; fakat yine de bunun yeterli bir zm olmadna yer vermektedir. Ayrca, sunum asndan da sem gsterilerini deerlendiren Kayya, Amacn Mevlevilii yaatp gelecek nesillere aktarmaksa esasen
bunun aslna uygun bir ekilde sunulmas gerektiine deinerek, bu sunumun
aslnda Mevlevihaneler iinde sunulmasnn nemine iaret etmektedir. lkemizde
ve dnyada birok yerde Mevlevihaneler olduunu ve Mevlana Kltr Merkezinin
de bir anlamda bu gelenei yaatmak iin dnldn; fakat mimari zelliklerinin bunu tam yanstmadn ifade etmektedir. Bunun da Kltr Merkezinin

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

191

dardan gelen insanlar iin bir Mevlevihane nitelii tamamasna ve souk bir
yapsnn olmasna balamaktadr. Semnn sunulduu yerin tm nitelikleriyle o
deerleri yanstmas gerektii sunulan yerin ahap iilii ve hat inileriyle bezeli
bir mekan olarak dzenlenmesinin geleneksel havann yakalanmas adna daha
uygun olacan ifade etmektedir.
6. Semn Balamndan Koparlarak Tketilen Bir Elence Aracna
Dntrlmesi
Sem gsterileri zellikle son dnemlerde aslna hi de uygun olmayan mekanlarda ve ekillerde yaplmaktadr. Bir anlamda kendi ritellerinden koparlarak, sadece birka figrnn sem diye sunulmas ve bunun da yaplan gsteriye pek de uygun olmayan ortamlarda sunuluyor
olmas dikkat ekicidir.
Bu konuyla ilgili olarak l Turizm Mdr Abdssettar Yarar, Semn
Konya ve lke tantmna byk katklar saladna iaret ederek, gnmzde semn otellerin uygun olmayan mekanlar olarak niteledii birahane, bar ve benzeri yerlerinde yapldna deinmektedir. Mevlevilik ve
sem konusunda hibir bilgisi olmayan kiilerce turistlere otellerin lobilerinde ve uygun olmayan mekanlarnda sunulan semn izleyen kiileri
yanl ynlendirecei ve sem ile Mevlna konusunda yanl izlenimler
brakarak Konyadan ve lkemizden ayrlacaklarna iaret etmektedir
(2003: 42-43).
Konya l Turizm Mdrlnde Turizm ube Mdr Mehmet Ynden (2006), Mevleviliin, aslnda entelektel bir kltr zellii tadn ve
biraz elit ve aristokrat bir kltr gesi olduuna iaret etmektedir. Bu savn da,
Osmanl dneminde nemli airler ve devlet adamlarnn Mevlevihanelerden yetimesiyle desteklemektedir. Dnya insanlarna Mevlna ve Mevleviliin sunumunda da elit kltrn bir gesi olduu imajnn verilmesi gerektiinin altn
izmektedir. Osmanl dneminde medreselerin ve Mevlevi dergahlarnn birer okul
olduunu ve bu ynyle eitimli halk kitlesine hitap eden bir felsefe olduuna
deinmektedir. Mevleviliin aristokratik bir kltr gesi olmasnn planl, programl bir ekilde yaplan bir ey olmadn; fakat muhatap olduu kitlenin eitimli
gruplardan olutuu ifade edilmektedir.
Yine bu konuyla ilgili olarak grlerine bavurulan Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni Yusuf Kayya (2006), gemite
tasavvufi rgtlenmelerin bir anlamda bugnk tabiriyle sivil toplum kurulular gibi ilev grdne deinerek; Bu rgtlenmeler ierisinde insanlar, bir araya gelerek kendine uygun grd bir yeri tercih etmekte ve onlarla bir

192

Ahmet TARHAN

araya gelmekteydi. Mevlevilik ise bu balamda daha entelektel ve daha ayr bir
zellik tayor. nk Mevlevilik sanata nem verilen ayr bir nitelik tayordu.
Osmanl Dneminde en iyi mzisyenler, hattatlar vb. sanat erbab kiiler buradan
yetimekteydi. Dolaysyla Mevlevihaneler daha entelektel bir kesime hitap etmekteydi. Bunun neticesinde seyirciler de Mevlevilie scak bakan ilgi duyan belli
eitim seviyesindeki insanlard.
Bu grlerden hareketle, snrl saydaki kiinin bnyesinde bulunduu Mevleviliin ve semazenlerce gerekletirilen sem gsterilerinin aslnda biraz aristokrat bir snfa zg eylemler olduu ve hitap ettii kitlenin de st dzey yksek kltr sahibi olan kiiler olduu sonucuna ulalabilmektedir. Bu da bize yksek kltr unsuru olan ya da yksek kltrden beslenen sem olgusunun zamanla nasl bir kitle kltr hline geldii konusunda sorgulanmas gereken bir soruyu gndeme getirmektedir.
Ynden (2006), Semn Mevlevilikteki anlam ve daha sonra baz rant
peinde koan kiilerce nasl bundan uzaklatrld konusundaki grlerine ise yle devam etmektedir: Mevleviliin temelinde sevgi ve hogr
olduu iin insanlarn abuk kabullendikleri ve Mevlevilie bir sempati ile baktklarna deinmektedir. Mevlna ve semn, lokal kltrden karak evrensel kltre
katk yapan bir unsur olduunu; fakat hem turizm hem de kltrmz asndan
bunun ne lde deerlendirilebildiinin sorgulanmas gerektiinin altn izmektedir. Sem gsterilerinin bir yerden kontrol edilmeyerek beslenmeyii ve kendi
akna brakldnda popler kltrn etkisinde kalaca, bunun da turizmsel
olarak bir takm rant kavgalarn douracan ifade etmektedir. Kontrol etme ya da
yasaklama kelimelerinin ho ifadeler olmad; fakat gsterilerin sunumundaki
seviyenin ve orijinalliinin znn muhafaza edilmesi adna baz kontrol mekanizmalarnn belki de olmas gerektiine yer vermektedir. Bununla semn
Konya ve lke turizmine olan katks ve bunun istismarna ynelik kayglarn dile getiren Ynden, semn orijinalliinden nasl koparldn ve
neler yaplabileceini yle ifade etmektedir: Sem, Allaha ulama kavuma
olarak nitelenirken, bunun snnet dn veya dn gibi alakas olmayan gnlerde yaplmamas gerekmektedir. Sem gsterileri mmkn olduu lde ho
ortamlarda sunulmal ve bnyesindeki ulvi misyonu ok iyi yanstmaldr. Bylelikle hem semn hakk verilmeli hem de izleyenlerin kltrmze ve lkemize
sempatiyle bakmas gibi hedefler gerekletirilmelidir. Aksi hlde kii ba alnan 50
TL ile snrl olduunda istenmeyen eyler ortaya kabilmektedir. Nevehirde bir
restoranda sem gsterilerinin, yllardr adeta bir folklor serenad ierisinde verildiini ve bu gibi olumsuzluklar yasaklayabilecek polisiye ve devlet tedbirinin olmadna iaret eden Ynden, kanundaki bu boluklardan istifade edildiine de-

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

193

inmektedir. Kendilerinin zaman zaman bu olumsuzluklar giderme adna Bakanlk nezdinde ve entelektel evreye eitli neriler sunduklarn, ama bunlarn ne
kadar etkili olduunu bilemediklerini vurgulayarak semn bir ekilde aslna uygun olarak sunumu iin bir kontrol mekanizmasnn oluturulmas gerektiine yer
vermektedir.
Gerekleen bu dnm ve tketim kltrnn bir metas hline
gelmesiyle ilgili olarak Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni Yusuf Kayya (2006) ise; bugn semn, sadece sanat ve ritel boyutuyla kaldn dile getirerek: Kltr Bakanlnn Trk Tasavvuf Mzii
Topluluunu kurmasndaki amacn bir anlamda kaybolmaya yz tutan deerlerin
tekrar ortaya karlmas olduuna deinerek, Aralk aynda yaplan eb-i Arus
trenlerini daha anlaml hle getirmek ve dzenli bir ekilde ortaya koyabilmek iin
altklarn ifade etmektedir. Bu gelimelerle sunumdaki bir takm ayrntlarn
daha ok nem kazandn dile getirmektedir. Gnmzde bu gsterilerin says
oaldka ve insanlarn ilgisi de fark edilince semn bir rant meselesi hline
getiriliine deinen Kayya, insanlarn bunu insanlarn toplu hlde olduu her
yerde yapmaya baladna iaret etmektedir. Turistlere ynelik restorandlarda,
dnlerde vb. bir elence unsuru hline getirilen semn bu ynyle de amacndan uzaklatna deinmekle birlikte bu zc durumun uzak da olsa kltrn
bir ekilde yaygnlamas asndan bir art tad fikrini ileri srmektedir.
Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu postniini olarak grev yapan
Mustafa Holat (2006) ise, sem gsterilerinin dn ve elence yerlerinde
yaplmasn hi tasvip etmediini; fakat sadece Mevleviler iin cenaze ve
dnlerde sem yapldna iaret ederek uygun olamayan bir ortamda
sem yapmaktan vazgetiklerini yle aktarmakta: Geen yl Suudi Arabistana gittiklerini ve bakanlardan birinin fuarda kendilerinden ayin yaplmasn
istediini belirtmektedir. Akam yaplacak program iin salona gittiklerinde yemek
masalarnn kurulduunu hi de gsteri yapmaya uygun olmayan bir sahnenin
kendileri iin dzenlendiini grnce sem yapmaktan vazgetiklerini ve sem
yapmadan dndklerini ifade etmektedir. Bir baka ayin iin de ABDde NATO
binasna gittiklerini o gn de Trk Gn olduunu ve NATOdaki tm yelere
sem program ayarlandn ifade etmektedir. Kendilerine bykeli tarafndan
26 dakika ayrld dile getirilmi; fakat 36 dakika civarnda sren ayin tam ritellerine uygun olarak yaplmtr. Bykelinin zaman atklarna ilikin uyary
grmezlikten geldiklerini ve aslna uygun olarak yaplan gsterinin herkese beenildii ve gsteri tarznda aslndan uzak bir sunumdan vazgetiklerini dile getirmektedir. Buradan zellikle Tasavvuf Musikisi Topluluu yelerinin semn orijinal sunumu konusunda ne kadar hassas olduklar grlmekte-

194

Ahmet TARHAN

dir. Sem ayininin ya da gsterisinin aslna uygun ekliyle uygun mekanlarda icra etmek konusundaki titizlikleri dikkati ekmektedir.
Bu konuyla balantl olarak sem gsterilerinde yaanan sunumdaki
farkllamalara ilikin Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu semazeni
Mehmet Emin Holat (2006) ise, zellikle muhafazakar insanlarn zaman
zaman kendilerinden dnlerinde ve nianlarnda semn anlamn bilmedikleri iin ve kendi iinde bir din nitelik tad iin kendilerine gsteri yapmalar ynnde isteklerde bulunulduunu ifade ederek semn bugnk geldii noktaya ilikin birka rnek vermektedir: stanbulda Sultan
Ahmette Dervi Show diye bir mekan olduunu ve gitar ile kanunla bir eyler
alndn, semazenin ise adeta saati gelince gsteriye kan sanatlar gibi hareket
ettii, sonra br seans gelene kadar bekleyerek yeniden sahne aldna deinmektedir. O kiinin belki de semazen bile olmadn sadece kendisi iin gelir getiren
bir meslek olarak bunu yaptn vurgulayan Holat, Konyada da zel gruplarn
olduunu ve dnlere semazen, kna gecesi iin bayan semazen gnderilir eklinde ilanlarla reklamlar yaptklarn ifade etmektedir. nceden knanan bu olaylarn
gnmzde yaygnlatna iaret etmektedir. Bunun da Konyal insanlar tarafndan yaplmasnn daha ac olduu dile getirilmektedir. Zaman zaman semazen.net
adl sitelerine dnlerinde, nianlarnda semazen isteini dile getiren mesajlarn
geldiini ve semazenlik ve Mevlevilik konusunda bilgisi olmayan insanlara gre
bunun ok normal bir istek olduuna yer vermektedir. Semazenlikle ilgisi olmayan
ve Mevlevilik konusunda bilgisiz kiiler iin aslnda, bunun biraz da normal olduuna ve biraz mtedeyyin ve mutaassp insanlarn sem gsterilerinin dn ve
nian gibi gnlerde yaplmasn olaan karladklarn ifade etmektedir. Kendisini
o insanlarn yerine koyduunda da bunun normal alglanmas gerektii fikrine
ulatn dile getirmektedir.
Semn ticari bir metaa dntrlmesine ynelik bu fikirler gnmzde youn bir ekilde dile getirilmekle birlikte sem gsterilerinin filme kaydedilmesi konusunun aslnda 1954l yllara kadar gittii grlmektedir. O dnemde eb-i Arusta dokmanter dzeyde filme alnmas
konusu gndeme gelmi ve Refi Cevad Ulunay bu gre gazetedeki kesinde yle yant vermitir: Merasim btn adap ve erkan ile yapld
takdirde merasimin dokmanter mahiyette filme alnmas hakknda bir
fikir de dermeyan ediliyor. Bu fikri ileri sren meslektama hak veririm.
Fakat bunun Mevlnay eriebildiimiz kadar bykl ile anacamz
bir eb-i Arusta yaplmasn doru bulmuyorum Mevlna byle dar bir
hududa smaz eklinde sert bir ekilde eletirildii grlmektedir (zcan, 2003: 56).

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

195

Yine Refi Cevad Ulunay 26 Mart 1963 ylnda Mevlnay Anlamayanlar balkl yazsnda bir kiinin eb-i Arusta hazr elimizde Mevlna
varken Ankaradan orkestralar getirilmesi, tiyatro kumpanyalar yaplmas,
konferanslar verilerek sergiler almas gibi bunun gelir getiren bir panayra dntrlerek ziyaretilerin czdanlarnn boaltlmas fikrini sert bir
ekilde eletirdii ve bunu teklif edebilen insann ancak cahil olduuna
deinmektedir (zcan, 2003: 98). Gnmzde ise yukarda 1950-60l yllarda dile getirilen hassasiyetin yerini ise bu deerler zerinden rant salama ve ticari bir takm karlarn ald grlmektedir.
Bir Semazenin Feryad balkl bir yazda Mevlnann ve onun ardndan oluan koskoca bir Mevlevi klliyatn ve de onun bir cz olan
sem aslnn haricinde, her yerde ve de her ekilde icra edilip kullanldna iaret ederek u rneklere yer verilmektedir:
Hz. Mevlna, Mevlevilik ve sem ile alakal yaklak yirmiye yakn yeni eser
arpt gzme. Bir yerde topluca sergileniyorlard. Maalesef aralarnda ciddi olan
be eserin haricinde hibir ey yoktu. Mesnevden be hikye, biraz rubai,
derleme birka beyit, al sana bir Mevlna kitab. Byle yzlerce kitap var piyasada.
Ne yazk ki mzik dnyasnda da ayn kemekelik yaanyor. zerine semazen
resmi ilitirilmi birok CD, DVD var piyasada. Tamamen ticari amal irket
almalar bunlar. Ne bilimsel, ne kltrel ne de sosyal amac olmayan almalar.
Mevlna, Mevlevilik ve sem gsterileri, gnmzde ciddi anlamda hazr pazar
olan konular. ekerinden berberine, lokantasndan halcsna, ayakkabcsndan
kitapsna, yemeinden tatlsna her ey Mevlna. zellikle Hz. Mevlnann
Konyada olmas mnasebetiyle baz eylerin iyice rndan km olduunu
gryoruz. Davetli olarak gittiim bir lokantada ikram edilen yemeklerin altna
servis peetesi olarak zerinde sem eden dervilerin fotoraflarnn bulunduu
bir peete serildi ve btn ikram onlarn zerinde yapld. Dorusu Hz. Prin bir
servis peetesi olmad kalmt. Ne de olsa O her ey oluyordu: skambil kad,
kibrit kutusu, ekeri ve hamam. Kyma ile peynirin karmndan yaplan pideye
de Mevlna deniliyor her nedense. Sadece ismi ve resimleri bile ok ciddi bir pazar
hline gelen Mevlna, Mevlevilik ve semn dnen dervileri, musikisi ve gnllere tesiri ile artk tm dnya pazarlarna kmasnn nnde hibir engel yoktur.
Eskiye nazaran durum daha iyi olsa da hl bu gibi skntlar yaanyor ve bu
gidile de yaanacaa benziyor. Kavun karpuz festivali, kongre, sempozyum, snnet dn, market al, fuar organizasyonu akam yemei aperatifi olarak
lokantalarda ya da alternatif turizmin havuz ba animasyonlarnda, ramazan
aynn vazgeilmez sofralarnda, zel haftalar ve gnlerin herhangi birinde, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda hatta ikili lks turistik barlarda bile- geri

196

Ahmet TARHAN

sem yaplrken iki servisi yaplmyormu ama hlet-i ruhaniyetinize, merebinize gre her yerde, her zaman ve her ekilde ve de her formatta sem gsterisi
izlemeniz mmkn. Ama Mevlevi ayini erifi ile erefyb olmanz ok zor.
(www.semazen.net)
Yukardaki bu tespitler semn Mevleviliin bir ayini olmaktan karlp nasl bir tketim kltr unsuru hline dntrlerek kitle kltrnn bir meta olduunu net bir ekilde ortaya koymaktadr. te sz konusu grlerden hareketle Mevlevilik ve onun temel riteli ile uzants olan
semn yksek kltr unsuru olarak doduunu ve belli bir eitim seviyesindeki kitlenin sahip kt bir kltrel varlk olduunu; fakat zamanla
balamndan koparlarak kitle kltrn ve dolaysyla popler kltr
besleyen bir ara hline dnt grlmektedir.
rneklerin oaltlabileceinin altn izerek, mevcut durum turizm
asndan deerlendirildiinde bir takm nlemlerin alnmas gerektii fikri
domaktadr. Yanl bir sunum ve turistlerde uyandrlabilecek yanl bir
imaj kukusuz gerekletirilen tm abalar boa karaca gibi ok nemli
kltrel zenginliklerin de bir anlamda iinin boaltlarak tketim kltr
ierisinde metalamasna neden olacaktr. Her ne kadar Mehmet Emin
Holat ve Yusuf Kayya, kltrn yaygnlamas asndan bir art olarak
deerlendirebileceini ifade ediyor olsa da, yanl bir sunumun insanlarn
kafasnda oluturaca imajn kolay kolay yok olmayacann kabullenilmesi gerekmektedir.
Bu konuya ilikin nemli admlardan bir tanesi 2005 ylnda Birlemi
Milletler ve UNESCO tarafndan atlmtr. UNESCO sem gsterilerini
dnya miras listesine dahil etmitir (http://www.ntvmsnbc.com/news/
352492.asp). Bu ynde alnan karara Mevlna'nn 22'nci kuaktan torunu ve
Uluslararas Mevlna Vakf kinci Bakan Esin elebi, Mevlna'nn 800.
doum yldnm olan 2007'nin Dnya Mevlna Yl ilan edilmesi ve
Mevlevilik kltrnn Dnya Kltr Miras Listesi'ne dahil edilmesi
projelerinin kabul edildiini hatrlatarak bu konuda Trkiye'ye denleri
ise yle ifade etmektedir: "Mevlevilik ve sem korumaya alnrken
UNESCO'nun lkemizden bir takm talepleri oldu. Birok yerde turistlere
ynelik sem gsterileri dzenlenmektedir. Bir lokantada bile iki kiiyle,
alkol alan kiiler arasnda sem gsterisi sunulmaktadr. Sem gsterileri,
lke asndan tantm arac ama bu konuda bazlar haddini amaya balamtr. Yllarca bunun nne geilmesini istedik. Umarm UNESCO sayesinde bunlar nlenecek diyerek, UNESCO'nun lkemizde otopark, lokanta, otel gibi iyerlerine ve hediyelik eyalara Mevlna ad verilmesini de

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

197

zlmesi gereken nemli bir sorun olarak grdnn de altn izmektedir (http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=207764). Bu olumsuzluklarn zerine gidilmesi ve zlmesi konusunda Trkiyenin UNESCOya taahht ettii programn temel balklar ise yle sralanabilir:

Sem ayininin nsanln Somut Olmayan Ba Eserleri Listesine alnd, devletin st kurumlar tarafndan halka duyurulacak.

Sem ayini denetim altna alnacak. Modernleme adna veya tantm ve


reklam maksadyla disko, dn salonu gibi uygun olmayan yerlerde gsterimi yaplamayacak. Sem, Mevlevi kltrne vkf olmayan, sem
eitimi almam kiiler tarafndan icra edilemeyecek.

Dnya tarafndan saygnl kabul edilen Mevlnann adna ve Mevlevi


kltrne sayg duyulacak. Lokanta, pideci, kasap ve berber gibi iyerlerine Mevlna ad verilemeyecek.

Mevlevi kltr ve sem, bir kltr deeri olarak ilk ve ortaretim derslerinde tantlacak. Konservatuarlarda, Mevlevi mzii retilecek.

Kltr Bakanl tarafndan bir Mevlevi merkezi kurulacak. Mevlevi kltrne vkf isimler bu merkezde ders verecek. Bu merkezde yetien renciler Trkiye ve yurtdndaki benzer kltr merkezlerine Mevlevi
mzii ve sem konusunda yardmc olacak.

Yaayan Mevlevi mzeleri oluturulacak. Buraya gelen ziyaretiler, sazlarn yapmndan Mesnev derslerine, sem ayininden Mevlevi pilavna
kadar birok kltrel deeri grerek renecek.

Yurt ii ve dnda Mevlevi kltrne ait otantik mekanlar korunacak.


(Zaman Gazetesi, 27 Temmuz 2006)

Alnan bu kararlarla birlikte sem gsterilerinin ya da ayinlerinin


UNESCOnun korumas altna alnmas bir takm sorumluluklar da beraberinde getirmektedir. Alnan kararlar erevesinde kltrel mirasn korunmas ve srekliliinin salanmasnda kukusuz herkese nemli grevler dmektedir. Bu sorumluluklar erevesinde herkesin bu noktada katk
salamas gerekebilir. Yetersiz kalnd durumlarda ise imekler (2006:
6)in de altn izdii gibi sem gsterilerinin uygun olmayan fuar al,
lokanta, snnet trenleri ve benzeri yerlerde yaplmasna UNESCO'nun
ald kararla balantl olarak yasaklanmas gerekebilir.
Bu konuda ise, bata Turizm Bakanl ve il turizm mdrlkleri olmak zere sivil toplum rgtleriyle koordineli bir almann gereklilii

198

Ahmet TARHAN

aktr. Belki ancak o zaman Holatn vurgulad gibi bir anlay Konyada
ve insanlarmzda egemen olabilir. Holat (2006) 1970li yllarda Konyal
sema ok sahip karken; Zaferdeki giyim maazalar, eb-i Arus haftasnda
vitrinlerini Mevlna sembolleriyle yapmaktaydlar. Btn Konyal eb-i Arus
haftasnda farkl bir duyguyu yaamaktaydlar.
Burada zellikle 1970li yllarda il olarak Konyada eb-i Arusa byk
bir nem verildii ve esnaf ile Konya halknn deta bu olay hem ilerinde
hem de uygulamalarnda birebir yaadklar fikri kmaktadr. deta bir
yaam biimi hline getirilen dnemlerden daha sonra daha sistematikletirilmeye allan, fakat birden fazla kuruma organizasyon yetkisinin verilmesiyle bir koordinasyonsuzluun ortaya kt dikkati ekmektedir.
Hem koordinasyonun salanmas hem de Mevlna ve sem gibi ok
nemli kltrel deerlerin iinin boaltlarak tketim meta hline dnmesini nlemede bata kurumlar olmak zere, Konya halkna hatta herkese
nemli grev dmektedir. 1970li hatta ilk sem gsterilerinin yaplmaya
baland 50li yllardaki heyecann tm halka yansmas kukusuz dnyann drt bir yanndan Konyaya gelen insanlar zerinde byk bir etki
oluturacak; bu da Mevlnann evrensel mesajlarnn doru kanaldan ok
sayda kiiye erimesini olanakl hle getirecektir.
Sonu
Sanayi Devrimi sonrasnda her alanda yaanan standartlama gereine kltrn deime ve srekliliini koruma zellii de eklendiinde, kltr ve kltr oluturan gelerin farkllamamasnn mmkn olamayacan kestirmek hi de zor deil.
Konya denilince akla gelen ilk unsurlardan biri olan Mevlna ve onunla zdeleen sem gsterileri de nceden belli bir eitim seviyesindeki
insanlara hitap eden bir ritel iken zamanla kltr endstrisi ierisinde
yorularak deta teknolojik bir retim bandndan gemi ve kendini farkl
mekanlarda, organizasyonlarda ve farkl ekillerde sunulabilen kitle kltr gesi hline dntrmtr.
Kendi z niteliklerine tamamen ters ve iin ehli olmayan kiilerce gerekletirilen, deta bir ticari rant kaps olarak deerlendirilerek hi de tad anlamla ilikili olmayan ortamlarda bu gsterilerin yaplmas, hem
Mevlnaya hem de onun insanla sunduu evrensel mesajlarn kalclna yapt tahribatn farknda olmamak mmkn deildir. Ayrca lkemizin kltrel zenginliklerinin aslndan tamamen kopuk bir ticari meta hline

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

199

getirilerek sunumu ve bunun ardnda yaanan rant kavgas lkemize,


Konyaya ve elbette Mevlna ve onun evrensel mesajlarna yaplan byk
bir hakszlktr.
Sem gsterilerinin aslna uygun ekliyle uygun mekanlarda izleyenlere sunulmasn salayacak bir takm tedbirlerin UNESCOnun kararyla
paralel olarak alnmas ve bu ynde ilgili birimlerin koordineli bir ekilde
almas salanmaldr: Bata bir takm yasal dzenlemeler olmak zere,
denetimlerin sklatrlmas ve bu konuda aykr hareket edenler konusunda gerekli tedbirlerin alnmas, daha da nemlisi kendi halkmz bu konuda eitip bilinlendirecek bir takm uygulamalarn yaplmas zorunludur.
2007 yl Mevlna'nn 800. yl dnm olmas nedeniyle Mevlna yl
ilan edilmitir. Mevlnann insanla k tutan evrensel mesajlarnn ve
sem gsterilerinin aslna uygun olarak tm dnyaya aktarlmas ile bunun bir tketim meta olmaktan kurtarlmas, UNESCOnun belirledii
kriterler erevesinde hareket edilmesi ve Trkiyenin taahhtlerini laykyla yerine getirmesiyle mmkn olabilecektir. Bu noktada bata devletin
ilgili birimlerine sivil toplum kurulularna byk grevler dmektedir.
Asl nemli grev ise aslnda bu deerlerin farkna vararak maddi kazanlar iin bu kltrel hazinelere zarar verilmesinin karsnda durmak suretiyle hepimize dmektedir.
Bu kar durula aslnda bizi biz yapan deerlerin ayakta kalmasna
katkda bulunulacak tm insanl besleyen ve gnmzde biraz da unutulmaya yz tutan deerlerin aslna uygun bir ekilde yaatlmas salanm olabilecektir.
alma, Mevlna ve sem gsterilerine yaplan tahribatn sadece kltrel ynyle snrl kalmtr. Bundan sonraki almalar iin en azndan
yitirilmeye yz tutan deerlerin yeniden yaatlmas adna bir alm salayaca dnlmektedir. Gnmzde tketim kltr ve kitle iletiim
aralar tarafndan sarmalanan gndelik hayatta yaadmz veya yaattmz dndmz pek ok kltrel deerlerimiz, geleneklerimiz ve
hazinelerimiz ne yazk ki deta retim bandndan dntrlerek bize
tketilebilir formatta sunulan birer meta hline gelmitir. Bu alandaki almalarn artmas, kukusuz kaybetmeye yz tutan deerlerimiz zerinde
kurulmak istenen standardizasyon ve bu deerlere yabanclatrma unsuruna dikkatleri ekecek, insanlarn farkl noktalardan konuyu grebilme
ufkunu aacaktr.

200

Ahmet TARHAN

KAYNAKA
____ (2006); Bir Semazenin Feryad: Gnmzde Mevlevilik ve Sem,
http://www.semazen.net/yazar_yazi.php?id=56 eriim: 12.06.2006.
____ (2007); Gazino Ortamnda Sem Yaplmaz,
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=207764, eriim: 08.03.2007.
____ (2007); Mevlna Adyla Dkkan Aanlar Yand!, Zaman Gazetesi, 27
Temmuz 2006.
____ (2007); Sem Dnya Miras Listesinde,
http://www.ntvmsnbc.com/news/352492.asp, eriim: 08.03.2007.
ADORNO, Theodor W., (1999); Kltr Endstrisini Yeniden Dnmek
Kitle letiim Kuramlar, (derleyen: Erol Mutlu), Ankara: topya Yaynevi.
ARABACI, Caner, (2000); Eski Eitim Kurumlar ve Folklor likisi, 2.
Folklor ve Halk Edebiyat Kongresi, 27-28 Ekim 2000, Konya, s.108-113.
AYDOAN, Filiz, (2004); Dlerimizi Artk Televizyon Kuruyor Medya ve
Popler Kltr zerine Yazlar, stanbul: Kapital Medya A.
BATMAZ, Veysel, (2006); Medya Popler Kltr Gizler, stanbul: Karakutu
Yay.
BAYRU, Esin elebi, (2006); Sem, nsanln Aynas Mevlna, stanbul:
Konya Bykehir Belediyesi Kltr Yay.
ELEB, Celleddin B., (2002); Sem, Konyadan Dnyaya Mevlna ve
Mevlevilik, stanbul: Karatay Belediyesi Kltr Yay., ss. 185-191.
DEBORD, Guy, (1996); Gsteri Toplumu ve Yorumlar, (ev. Ayen Ekmeki Okan Takent), stanbul: Ayrnt Yay.
Eflk, Ahmed, (1986-87); Ariflerin Menkbeleri-Mevlana ve Etrafndakiler,
(ev. Tahsin Yazc), C 1-2, Ankara: Remzi Kitabevi.
ERDOAN, rfan, (1999); Popler Kltr, Kltr Alannda Egemenlik ve
Mcadele Popler Kltr ve ktidar, (Derleyen: Nazife Gngr), Ankara: Vadi Yay.
ERDOAN, rfan - KORKMAZ, Alemdar, (2005); Popler Kltr ve letiim,
Ankara: Erk Yay.
GANS, Herbert J., (2005); Popler Kltr ve Yksek Kltr, (ev. Emine Onaran ncirliolu), stanbul: Yap Kredi Yay.

Modern ada Semnn Seyirlik Gsteri Haline Dntrlmesi

201

GENDRON, Bernard, (1998); Theodor Adorno Cadillacsla Tanyor,


Elence ncelemeleri, (Derleyen: Tania Modleski), stanbul: Metis Yay.
GLPINARLI, Abdulbki, (1953); Mevlnadan Sonra Mevlevilik, stanbul:
nklap Kitabevi.
_____, (1983); Mevlnadan Sonra Mevlevilik, stanbul: nklap ve Aka
Kitabevi.
_____, (1963); Mevlevi Adab ve Erkan, stanbul: nklap ve Aka Kitabevi.
GNGR, Nazife, (1993); Popler Kltr ve ktidar, (Derleyen: Nazife Gngr), Ankara: Vadi Yay.
GVEN, Bozkurt, (1997); Kltrn ABCsi, stanbul: Yap Kredi Yay.
HALICI, Feyzi, (2004); Konyada Sem Trenlerinin Balangc ve Dnyaya Yayl, nsanln Aynas Mevlna, stanbul: Konya Bykehir
Belediyesi Kltr Yay, ss. 281-288.
KIZILDA, aban, (2001); Pop Mzikten Popler Kltre Medya ocuklar,
stanbul: ehir Yay.
KK, Hlya, (2005); Sultan Veled ve Marifi, Konya: Konya Bykehir
Belediyesi Kltr Yay.
LULL, James, (2001); Medya letiim Kltr, (ev.: Nazife Gngr), Ankara:
Vadi Yay.
ODABAI, A. Sefa, (2002); Hz. Mevlnay Anmak, Konyadan Dnyaya
Mevlna ve Mevlevilik, stanbul: Konya Bykehir Belediyesi Kltr
Yay., ss. 347-353.
OSKAY, nsal, (2004); Ykanmak stemeyen ocuklar Olalm, stanbul: Yap
Kredi Yay.
_____, (2001); Mzik ve Yabanclama-Aristo, Huizinga ve Adorno Asndan Bir
n alma, stanbul: Der Yay.
NDER, Mehmet, (1998); Mevlna ve Mevlevilik, stanbul: Aksoy Yaynclk.
ZCAN, Mustafa, (2003); Refi Cevad Ulunayn Mevlna, htifaller ve Konya
Yazlar, Konya: Konya Valilii l Kltr ve Turizm Mdrl Yay.
ZNDER, Mehmet, (2006); Bir Eitim Mektebi Mevlna ve Mevlevilik, Konya.
SEPETOLU, Mustafa Necati, (1989); Eski Bir Trk Oyunu ve Sem,
4. Milli Mevlna Kongresi, 12-13 Aralk 1989, Konya, ss. 35-39.
MEKLER, Nuri, (2003); Mevlna, Mevlevilik almalar ve Mevlna
Kltr Merkezi, Yeni pekyolu, Yl: 16, S 190, ss. 24-30.

202

Ahmet TARHAN

____, (2005); Ylan Hikayesinden Geree Dnen Proje: Mevlna Kltr Merkezi, Yaymlanmaya hazr kitap, Konya.
MEKLER, Nuri, (2006); Seluk letiim Gazetesi, Aralk 2006, s. 6.
UUR, Aydn, (2003); Kltr Ktas Atlas, stanbul: Yap Kredi Yay.
WILLIAMS, Raymond, (1993); Kltr, Ankara: mge Kitabevi.
YARAR, Abdssettar, (2003); Sem, Ehil Kiiler Tarafndan cra Edilmelidir, Yeni pekyolu, Yl: 16, S 190, ss. 42-43.
YAZICI, Tahsin, (1964); Mevlna Devrinde Sem, arkiyat Mecmuas, C
V, stanbul: Edebiyat Fakltesi Basmevi, s.135-150.
YNDEML, Fuat, (1997); Mevlevilikte Sem Eitimi, Ankara: Atatrk Kltr Merkez Bakanl Yay.
GRNE BAVURULAN KAYNAK KLER
HOLAT, Mehmet Emin, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel
Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Semazeni, Mevlna Kltr Merkezinde 60
HOLAT, Mustafa, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Postniini, Konya
Bedesten arsnda, 60
KAYYA, Yusuf, Kltr ve Turizm Bakanl Gzel Sanatlar Genel Mdrl Konya Trk Tasavvuf Mzii Topluluu Sanat Ynetmeni, Mevlna Kltr Merkezinde 60
YNDEN, Mehmet, Konya l Turizm Mdrl Turizm ube Mdr,
Konya l Turizm Mdrlnde 25

You might also like