Professional Documents
Culture Documents
Giriş
Güzel yurdumuzun en değerli köşelerinden biri olan Van ilimizde Van Gölü
kıyılarında Ulu Önder Atatürk'ün doğumunun 100. yılı anısına 20 Temmuz 1982'de
kurulmuş olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Cumhuriyet Türkiye’sinin en anlamlı, en
önemli başarılarından biridir. Çünkü bu başarı temel anlamını Ulu önder
Atatürk'ten almaktadır. Bilindiği gibi Atatürk 1937'de yurdumuzu üç büyük kültür
bölgesi olarak ele alıp Batı Bölgesi için İstanbul Üniversitesi'ni, Merkez Bölgesi için
Ankara Üniversitesi'ni ve Doğu Bölgesi için Van Üniversitesi'ni çağdaş ülkemizin ilk
üç üniversitesi olarak öngörmüş, ancak 1938'de sona eren ömrü buna yetmemişti.
O'nun ölümünden sonra bir tarihî vasiyet haline gelen bu büyük tasarının Doğu
ayağı tam 45 yıllık bir gecikmeyle ancak 1982'de gerçekleştirilebildi. Atatürk
tarafından Cumhuriyet Türkiye’sinin en büyük ve en önemli ilk üç üniversitesinden
biri olarak öngörülen bugünkü Van Yüzüncü Yıl Üniversitemiz özü, temeli,
tasarlanımı, kuruluş yılı, adı ve tüm varoluşu bakımından tam anlamıyla Atatürkçe bir
üniversitedir.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitemiz, kuruluşunu izleyen ilk yıllardan itibaren bilim,
sanat, teknik ve felsefe boyutlarıyla bir bütün halinde oluşma ve gelişme yolunda
adım adım ilerleyen bir seyir izlemiştir, özellikle son yıllarda hızlı bir gelişme
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
2
Prof. Dr. Ali UÇAN
3
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
müzik yapmak isteyen, müziğe ilgili, istekli, gönüllü ve yatkın olanlara, yani
amatörlere yöneliktir. (3) Mesleksel müzik eöitimi ise müziği sürekli bir görev, iş
veya uğraş alanı olarak seçen ve bunun gerektirdiği yeterlikleri kazanmaya
yetenekli olduğunu kanıtlayanlara, yani profesyonellere yöneliktir.
Müzik eğitiminin bu üç ana türü birbirinden bağımsız ve kopuk değildir.
Genelden özele ve özgüle doğru bir açılım gösterir. Aralarında sıkı ilişkiler, ortak
sınır bölgeleri ve belli çakışım-örtüşüm-kesişim alanları vardır. Bu üç müzik eğitimi
ana türü birbirini etkiler, destekler, tamamlar, bütünler.
Genel müzik eğitimi, herkes için gerekli ve zorunlu olan genel eğitimin
vazgeçilmez bir boyutu ve öğesidir. Herkese sağlıklı, dengeli ve nitelikli ya da kaliteli
bir 'insanca'yaşam için gerekli asgarî ortak 'genel müzik kültürü' kazandırmayı
amaçlar. Bunun yanı sıra özengen ve mesleksel müzik eğitimine temel, dayanak ve
hazırlayıcı-yönlendirici alt yapı oluşturur. Genel müzik eğitiminde genel müzik
kültürü öğrenci, okul ve eğitim düzeyine uygun bir bütün halinde yaşanarak öğrenilir.
Bu bütün içinde, diğer tür müziklerin ve o bağlamda çağcıl (=modern) müziklerin yanı
sıra geleneksel müzikler çok önemli bir yer tutar.
Genel müzik eğitiminin önemi, özellikle (1) ülke nüfusunun tümü için gerekli ve
zorunlu olmasından ve bu nedenle nüfusun tümüne verilmesinden. (2) ülke
genelinde en örgün ve en yaygın müzik eğitimi türü olmasından (3) genel kültürün
başlıca öğelerinden ve bileşenlerinden biri olan genel müzik kültürünü
kazandırmasından, (4) bireylerin ve toplumun kültürel kimlik ve kişiliğinin
başlıca belirleyicilerinden biri olmasından ve (5) temel insan ve eğitim haklarından
birini oluşturmasından kaynaklanır.
Genel Müzik Eğitiminin Gerçekleşimi: Müzik eğitimi örgün olmayan (informal),
yarı örgün ve örgün (formal) olarak nitelendirilen üç farklı biçimde gerçekleşir (Uçan
2001).
(1) örgün olmayan genel müzik eğitimi, belli bir düzene, plana-programa ve
yönteme bağlı olmaksızın gerçekleşir. 'Formalite' denilen "önceden belirlenmiş
zorunlu işlemlefe bağlı olmaksızın yürür. Daha çok ailede-evde, sokakta, oyun
kümelerinde, arkadaş çevrelerinde, okul öncesi-dışı-sonrası günlük yaşam
ortamlarında, rastlantısal durumlarda, daha çok kendiliğinden oluşan koşullarda
gerçekleşir. Çoğun 'örtülü'dür, örgün eğitimle birlikte, iç içe olarak da
gerçekleşebilir.Yarı örgün genel müzik eöitimi. örgün olmayan müzik eğitimi ile örgün
müzik eğitiminin
bir karması veya bileşimidir. İkisi arasında bir aşama ve köprü işlevi görür. Kendine
özgü bir süreç olarak görülebilir. Bu ikisi birlikte ve iç içe işleyen bir bütün olunca
farklı bir müzik eğitimi oluşur. Görünüm olarak yarı düzenli yarı düzensiz, yarı
planlı yarı plansız ya da yarı programlı yarı programsız ve yarı yöntemli yarı
yöntemsiz bir özellik gösterir.
4
Prof. Dr. Ali UÇAN
5
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
Geleneksiz toplum olmaz. İster az, ister orta, ister çok gelişmiş olsun her
toplumun geleneği vardır. Gelenekler toplumdaki bireylerin temel kişiliğini, temel
kişilik özelliklerini belirler.
Yukarıda verilen tanımlar geleneğin geleneksel yaklaşım ürünü tanımlarıdır. Bu
tanımların temelindeki gelenek sözcüğü zaman işlevsel açıdan derin ve dikkatli bir
biçimde çözümlendiğinde anlaşılacağı üzere, geleneğin özünde geçmişten günümüze
sürüp gelen, günümüzde vasavan ve günümüzden geleceöe sürüp giden bir özelik ya da
yön vardır. Gelenek, kapalı değildir, iç etkiye de dış etkiye de açıktır. Gelenek, açık
uçludur, açık uçlu oluşu sayesinde kendini yeniler. Gelenek kendini yenilerken kimi
eski öğeler işlevsizleşir, gereksizleşir ve yerini yeni öğelere bırakır. Bu süreçte
bugün yenilik olan bir öge yarın eskilik olur. (Bugünden geriye doğru bakıldığında
bugün eskilik olan bir öge dün bir yenilik idi. örneğin geleneksel Türk sanat
müziğinin fasıl türünde 1740'larda bir yenilik olan Keman 1840'larda bir eskilik
olmuştu.) Gelenek kendini yenileyerek geçmişten günümüze gelir ve geleceğe taşır,
özsel durum böyle olduğu halde her nedense, her niçinse, geleneğin daha çok,
hatta çoğu kez sadece sürüp gelen boyutu üzerinde durulur, odaklanılır; sürüp
giden boyutu üzerinde ise pek durulmaz ya da bu boyut pek akla getirilmez.
Gelenek, bir zincire benzer. Ancak, gelenek zincirinin halkaları birbirini yinelemez,
birbirinin yinelenmesi (tekrarı) deĞildir. Gelenek zincirindeki her halka, kendi
zamanında ve yerinde işleyen bir çare (çözüm yolu) olduğundan geleneğin bir parçası
haline gelir. Gelenek zincirine zaman içinde yeni halkalar eklenir. Eklenen yeni
halkalarla birlikte gelenek değişir, gelişir, dönüşür. Böylece gelenek, zamanın akışı
içinde ortaya çıkan yeni gereklere göre kendini yeniler ve hatta kimi koşullarda
kendini yeniden oluşturur, hatta yeniden yaratır. Gelenek öğeleri, zamanın akışı
içinde yavaş da olsa değişikliğe uğrarlar. Gelenek içeriği zamanla ve en azından bazı
kısımlarıyla yetersizleşir veya gereksizlesin Geleneğe ya da gelenek zincirine her
kuşak yeni bir halka, yeni bir öge, yeni bir içerik ekler ve böylece yeni bir katkıda
bulunur. Bunu yapmazsa ya da yapamazsa hazırdan ya da hörküçten yemiş olur.
Hiç bir kuşağın buna hakkı yoktur. Bu bakımdan hiç bir kuşağın hazır yiyici ya da
hörküçten yiyici olmaması gerekir.
Gelenek Türleri: "Gelenekler 'sözlü' ve 'yazılı' olmak üzere iki bölüme ayrılır"
(örnek 1995, 126). Ancak, bu ayırım, tek başına günümüz koşullarında geçerli olan
gelenek türlerini anlamak için pek yeterli değildir. Bunun için konuya değişik
açılardan yaklaşarak farklı ölçütlere göre farklı sınıflamaların yapılmasına gerek
vardır. Burada geleneklere saptanım-aktarım biçimleri, oluşum zamanları, yaygınlık-
etkinlik alanları ve dereceleri, geçerii olduğu yerieşim birimleri ve genel konu alanları
açılarından yaklaşılarak beş değişik sınıflama ortaya konulmaktadır. Bu beş değişik
sınıflamanın her birinde gelenekler farklı şekillerde adlandırılıp sıralanmakta ve
böylece farklı tür geleneklerden söz edilmektedir. Şimdi bu sınıflamaları ayrı ayrı
kısaca belirtelim.
A Saptanım-Aktarım Biçimlerine Göre: (1) Sözlü Gelenek, (2) Yazılı Gelenek.
6
Prof. Dr. Ali UÇAN
7
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
olmak üzere üç ana zamanın varlığı söz konusudur. Durum böyle olduğu halde, her
nedense, çoğu kez geleneksel sadece gelenekselleşmiş ile sınırlandırılır ya da sınırlı
düşünülür. Böyle bir sınırlandırma ya da sınırlı düşünme üç zamanı bir zamana
indirgediğinden pek doğru olmaz, eksik olur. öyleyse geleneksel denilince
gelenekselleşmişi, geleneksellesmekteki ve gelenekselleseceki birlikte düşünmek gerekir.
Burada tam yeri gelmişken konuyu zaman bakımından biraz daha açmakta yarar
var. Şöyle ki, konu yaşanmış, yaşanmakta ve yaşanacak olan zaman bakımından
somutça ele alınırsa
Gelenekselleşmiş "geçm\ş"\,
Gelenekselleşmekte "şimdi"yi,
Gelenekselleşecek "geleceği"simgeler. Bu açıdan bakıldığında bizim ortaya koymaya
çalıştığımız yeni geleneksel kavramı hem "geçmiş"i, hem "şimdi"yi, hem de "geleceği"
kapsayan/kaplayan bir bütünlüğe sahiptir. Böyle bir geleneksele "zaman
bakımından bütüncü ya da bütüncül gelenekser denir. Çağımızda veya çağdaş
gerçekçilikte böylesi bir bütüncü geleneksel kavramına gereksinim vardır.
Bütüncül gelenekselci anlayış ve yaklaşım "geçmişçi", "şimdici" ve "gelecekçi"
anlayış ve yaklaşımları birbirleriyle birleştirir, bağdaştırır, bütünleştirir. Böyle bir
birleşim, bağdaşım ve bütünleşime diğer ülkeler ve toplumlar gibi ülkemizin ve
toplumumuzun da gereksinimi vardır. Bu gereksinim giderilebildiği ölçüde her biri
tek yanlı bir nitelik taşıyan "geçmişçilik", "şimdicilik" ve "gelecekçilik" akımlarının
olumsuz etkileri en aza indirilmiş olur. Bundan da hem bireyler hem toplumlar
yarar sağlar.
8
Prof. Dr. Ali UÇAN
Geleneksel müzik denilince zamansal kapsam çok büyük önem taşır. Hemen
belirtelim ki, "gelen şey" anlamındaki gelenek sözcüğünün kökünü içeren gelmek ile
ilgili olarak gelmiş, gelmekte ve gelecek olmak üzere üç ana zaman bulunmaktadır.
Buna bağlı olarak "gelen se/in zaman olarak "gelmiş olan sev", "gelmekte olan sev" ve
"gelecek olan sev" olmak üzere üç anlamı vardır. Buradan yola çıkarak geleneksel
sözcüğüne ilişkin olarak da gelenekselleşmiş, gelenekselleşmekte ve geleneksel/eşecek
olmak üzere üç ana zamanın ve dolayısıyla üç zamansal anlamın varlığı söz
konusudur. Bu bakımdan geleneksel terimini sadece gelenekselleşmişte sınırlı
düşünmek pek doğru değildir, bunun yanısıra gelenekselleşmekte^ ve
gelenekselleşeceki de birlikte düşünmek gerekmektedir.
Buradan şöyle bir sonuç çıkmaktadır: Geleneksel müzikler derken konuyu
Gelenekselleşmiş müzikler.
Gelenekselleşmekte olan müzikler.
Geleneksellesecek olan müzikler
olmak üzere üç boyutlu ya da üç aşamalı düşünmek gereklidir. Bu gereklilik genel
müzik eğitiminin geleneksel müziğe ilişkin ana işlevleriyle çok daha açık seçik ortaya
çıkar.
9
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
10
Prof. Dr. Ali UÇAN
Çağdaşlık, kısaca "çağdaş olma durumu" demektir ve buna göre "aynı çağda
yaşarlık" ve "içinde bulunulan ya da yaşanılan çağın anlayışına, koşullarına [veya
gereklerine] uygun oluşluk" anlamına gelir. Atatürk'ün çağdaşlık anlayışı da aslında bu
anlamı içerir. Daha açık bir anlatımla belirtmek gerekirse, Atatürk'ün çağdaşlık
anlayışı, "aynı çağda yaşayan ve çağın gereklerine uygun olan 'geleneksel, çağcıl
(modern) ve güncel'in bir toplamı-bütünü-bileşkesi oluşluk" anlamını taşır. Ne var ki,
O'nun bu çağdaşlık anlayışı çoğu kişiler tarafından çoğu kez sadece "batılılık" ve
"modernlik" ile sınırlandırılır. Bu da Atatürk'ün eksik ve yanlış anlaşılmasına yol açar.
Çağdaş kültür, çağımızda oluşup gelişen (yeni) kültürün yanısıra, geçmişten
süzülüp gelerek çağımıza ulaşan, çağımızda işlevsel varlığını ve etkinliğini
sürdüren, çağımızın gereksinimlerini karşılayan ve geleceğe uzanma gücü
taşıyan (eski) kültürü de kapsar. Bu bakımdan cağdas kültür, geçmiş kültür ile
gelecek kültür arasında, öncekindeki kökleri ve sonrakindeki uzanımlarıyla
günümüz kültürü olarak bir köprü işlevi görür. Bu bakımdan çağdaş kültürde gelenek
bir kenara itilmez, atılmaz, ama gelenekte de kalınmaz; geleneği bir kenara itmek de,
gelenekte çakılıp ya da kalmak da hata olur. Çağdaş kültürde gelenek, insanı
kendisiyle ve toplumsal çevresiyle barışık ve uylaşık kılar. (Uylaşmak, "birbiriyle
uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak" demektir.). Sağlıklı bir insansal yaşamda herkesin
buna gereksinimi vardır.
Çağdaş müzik, çağdaş kültürün bir öğesi olduğuna göre, çağdaş kültüre ilişkin
olarak hemen yukarıda belirtilenler çağdaş müzik kavramı ve olgusu için de
geçerlidir.
Müzikte çağdaşlık anlayışımız, çağımızda (günümüzde) oluşup gelişen müziğimizle
sınırlı olmayıp onunla birlikte, aslî yapıları ve üsluplarıyla geçmişten günümüze süzülüp
gelerek çağımıza (günümüze) ulaşan, çağımızda (günümüzde) yaşayan ve çağımızdan
(günümüzden) geleceğe uzanan geleneksel müziklerimizi de kapsar (Uçan 1994).
Bu anlayış bölücü-parçalayıcı değil, birleştirici-bütünleştirici; parçacı veya
parçacıl değil, bütüncü veya bütüncül bir çağdaşlık anlayışıdır.
11
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
12
Prof. Dr. Ali UÇAN
13
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
nitelik kazanma; geleneksellestirme ise bir şeyi geleneğe dayalı duruma getirme ya da
bir şeye geleneğe dayalı nitelik kazandırma demektir.
Müzikte gelenekselleşmenin ölçütleri (koşullan): Müzikte gelenekselleşmenin belirli
ölçütleri veya koşulları vardır. Bunlar, sırasıyla "(1) işlevsellik-işeyararlık, (2)
sağlamlık-dayanıklılık, (3) devamlılık-süreklilik, (4) etkililik-yaygınlık ve (5) kalıcılık-
yerleşiklik" olmak üzere çokluk ve çeşitlilik gösterir.
Bir müziöin geleneöe uygun bir nitelik kazanması ve gelenekselleşmesi 1) gelenekten
esinlenme-kaynaklanma, (2) modalaşma, modasallaşma, (3) görenekleşme,
görenekselleşme ve (4) gelenekleşme, gelenekselleşme (5) geleneğe eklemlenme
aşamalarından geçerek gerçekleşir.
14
Prof. Dr. Ali UÇAN
15
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
16
Prof. Dr. Ali UÇAN
17
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
18
Prof. Dr. Ali UÇAN
19
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
20
Prof. Dr. Ali UÇAN
Gökalp ve Gelenek
Gökalp'e göre "yaşamın özü, yaratıcı bir gelişmedir". "Gelenek, yaratma ve
gelişme demektir. Çünkü gelenek, çeşitli anları birbiriyle kaynaşmış bir geçmişi,
hareket ettiren bir güç gibi arkadan ilerifye] doğru iten doğal bir akıma sahiptir. Bu
özelliğiyle "sürekli olarak veni gelişimler ve eğilimler doöurur. Gelenek, tek basına
doöurucu ve yaratıcı olmakla birlikte, kendisine aşılanan yabancı yeniliklerde,
damarlarındaki besi suyundan feyiz alarak [yeniden] canlanır" (Gökalp 2004, 40, 42;
Altar 1990, 109).
Gelenek gelişme demek olduğuna göre "gelişmeden doğan kurumlarımızın
tarihsel bağlantılarını sağlayarak canlı gelenekler durumuna getirelim". Bunun için
"Türklüğe [ulusumuza] özgü kurumlarımızın geleneklerini, gelişme tarihlerini
inceleyelim" (Gökalp 2004, 41, 43).
Gökalp'e göre bir ulusun ruhunu gelenekleri oluşturur. Gelenekli bir ulus,
dayanak noktasını ruhunda arar. Gelenek, "bağlantıyı ve uyumu gerektirir". Başka bir
deyişle, bir yandan "bir kurumun türlü zamanlardaki biçimleri arasında bağlantı ve
uyum sağlar; diğer yandan "bütün kurumların, aynı asıldan nasıl türediğini de
göstererek hepsini birbirine bağlar". "O hâlde gelenekli bir ulus olmaya çalışmalıyız".
(Gökalp 2004, 42, 44, 45).
Atatürk ve Gelenek
Atatürk genellikle "ulusal gelenek"ien söz eder (1921) ve ulusal geleneğe vurgu
yapar. Bu bağlamda "ulusumuzun geleneklerini gerçek, sağlam, dürüst bir görüşle
görmeliyiz" der (1923).
Atatürk'e göre "inceleme ve araştırmalarımıza zemin olarak çoğu kez kendi
yurdumuzu, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi özelliklerimizi ve
ihtiyaçlarımızı almalıyız" (1923). "Bilelim ki, ulusal benliöini bulmayan uluslar başka
ulusların avı olurlar" (1923). "Ulusal törelerimiz. uygarlık ilkeleriyle ve özgür
düşüncelerle geliştirilmeli, güçlendirilmelidir" (1924). "İnsanlar, âdetlerini,
ahlâklarını, duygularını, eğilimlerini, hatta düşüncelerini geliştirme ve eğitimde,
içinde yetiştiği toplumun genel eğilimlerinden kurtulamazlar" (1922).
21
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
22
Prof. Dr. Ali UÇAN
23
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
24
Prof. Dr. Ali UÇAN
25
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
26
Prof. Dr. Ali UÇAN
1944ten itibaren sağlam bir yapıya kavuşmuş oldu. Köy Enstitüsü çıkışlı köy
ilkokul öğretmenlerinin bu dersi vermeye başlamalarıyla birlikte
"geleneksel Türk halk müziği" köy ilkokullarındaki genel müzik eğitiminde
daha etkili biçimde yer almaya başladı.
1948de Kent İlkokul Programı ile Köy İlkokul Programı birleştirilerek
tüm yurtta Tek Program'a dönüştürüldü. Bu dönüşümle birlikte oluşan
Müzik programında (MV 1948, 263-283) geleneksel Türk halk müziği,
ilköğretimdeki örgün genel müzik eğitiminin bütününde giderek daha çok
önemsenir ve kapsanır duruma geldi. Bu bağlamda "sözleri uygun halk
şarkılarının abartıya kaçmaksızın söyletilmesi" ve ayrıca "sözleri ve
bestesi çocuk düzeyine uygun yürüyüş marşlarından da yararlanılması"
ilkeleri benimsendi. Bu çerçevede akla gelebilen halk şarkılarına örnek
olarak "Zeybek, Sepetçioğlu, Tamzara ... vb." adlar belirtildi. Böylece
programda açıkça yer alan "halk türkülerinin ve "halk oyun havalarının yanı sıra
çocuklar tarafından meydana getirilmiş şarkılar [sayışmalar, tekerlemeler vb.] da
kapsandı (MV 1948, 262-263 ve 279-281).
1962 de tasarlanıp denenmek üzere uygulamaya konulup 1968'de köklü
değişikliklerle yeniden düzenlenerek yürürlüğe konulan İlkokul Programında
kapsanan Müzik programında (MEB 1968, 233-248) genel müzik eğitimi çok
büyük oranda geleneksel Türk çocuk ve halk müziğine temellendirildi. Bu
bağlamda müzik türlerine açılıma ve dağarcık seçimine yeni bir genişlik ve esneklik
getirildi. Programda geleneksel müziklerimiz "sayışma, tekerleme, ninni türünde
çocuk müzikleri, çevre müzikleri, komşu bölge müzikleri, Türk halk müziğinden
seçilmiş parçalar, tarihî türkü ve marşlarımızdan örnekler" biçiminde yer aldı. Bu
çerçeve içinde özellikle "tarihî türkülerimiz"den örneklerin önemli bir bölümü
"mehter müziğimiz"de kapsandığından "geleneksel Türk sanat müziği" de belli bir
dalıyla dolaylı olarak programda yer almış oldu.
1978de yürürlüğe giren Dört Yıllık Eğitim Enstitüleri Müzik Bölümleri
Programlarında
"geleneksel Türk halk müziği" ile "geleneksel Türk sanat müziği" ayrı ayrı dersler
olarak yer aldı. Böylece müzik öğretmeni ya da genel müzik eğitimcisi yetiştirmede
"geleneksel müziklerimiz" ilk kez bir bütün hâlinde kapsanmış oldu. (Bundan
önce, 1974'te Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nde ilk kez uygulamaya
konulan, ancak bir yıl yürürlükte kalabilen Dört Yıllık Program'da "geleneksel Türk
halk ve sanat müziklerimiz" de kapsanmıştı. Bundan daha önce 1971'de
Bağlama'ya önce "okul çalgısı" ve ardından giderek "ana çalgı" olarak Programda yer
verilmişti).
1985 te ortaokul ve 1986 da lise kısmı yürürlüğe giren Ortaokul ve Lise Müzik
Dersi Öğretim Programı'nda "geleneksel Türk Sanat Müziği" çok geniş bir kapsamla
yer aldı. Böylece ortöğretimdeki örgün genel müzik eğitimi, program olarak geleneksel
Türk sanat müziğine çok büyük ağırlık veren bir nitelik kazandı. Bu durum ilgili belli
27
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
Genel Değerlendirme
Ülkemizde genel müzik eğitimi Cumhuriyetle birlikte Atatürk'ün önderliğinde genel
eğitimin başlıca boyutlarından biri olmuş ve Devletin öncelikli eğitim alanları
arasında yer almıştır. O'nun kılavuzluğunda gerçekleştirilen köklü atılımlarla Müzik
dersi Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar ilköğretim okulları ("ilkokul"
ve "ortaokul") programlarında "zorunlıf bir ders olarak yer almıştır. Bu çerçevede
ilkokul ("birinci kademe") öğrenimi baştan beri "zorunlu eğitim" kapsamında
iken, ortaokul ("ikinci kademe") ancak 1997'den itibaren "zorunlu eğitim" kapsamına
alınabilmiştir. Bu bakımdan örgün genel müzik eğitimi Cumhuriyet döneminin
başından bu yana ilköğretim okullarının sadece "birinci kademesi"ni oluşturan
"ilkokul programlarında" tüm çağ nüfusuna zorunlu tutulabilmiştir. Fakat, ilkokul
28
Prof. Dr. Ali UÇAN
29
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
30
Prof. Dr. Ali UÇAN
Sonuç ve öneriler
Uluslan geliştiren gelenekliliktır. Kökleri tarihin derinliklerine dayanan her
ulusun kendine özgü bir gelişme geleneği vardır. Ulusal köklü kurumlar gelişmeöen
doğarlar ve zaman içinde gelişme geleneğine sahip olurlar. Bu olgu kuşkusuz genel
müzik eğitimi kurumları için de geçerlidir.
Gelenek, kültürün belkemiğidir, açık uçludur, bu sayede kendini yeniler ve süreç
içinde kökü geçmişte olan bir gelecek olur. Zamanın, koşulların değişmesi ve
başkalaşmasıyla gelenekler de değişir ve başkalaşır. Bu bakımdan, kültürde yaşayan
ya da yaşayabilen, değişime uğrayan ya da uğrayabilen, yeni durumlara uyarlanan ya
da uyarlanabilen, başkalaşan ya da başkalaşabilen ve yoruma açık olan ya da olabilen
bir gelenek yok sayılamaz, yok sayılmamalıdır. Bu bakımdan geleneğe sahip olalım,
ama onu yinelemekle yetinmeyelim, ona bizler de yeni bir halka ekleyelim!
Geleneksel kavramı öteden beri gelenekselleşmişime sınırlı olarak düşünülegelmış,
buna bağlı olarak geleneksel müziklerimiz denilince sadece gelenekselleşmiş
müziklerimiz akla gelmiştir. Bunun bir sonucu olarak da genel müzik eğitimimizde
geleneksel müziklerimiz söz konusu olunca daha çok veya çoğu zaman sadece
gelenekselleşmiş müziklerimiz söz konusu olagelmiştir. Oysaki, geleneksel kavramını
üç zamanlı olarak anlayıp gelenekselleşmiş, gelenekselleşmekte ve gelenekselleşecek
aşamalarıyla-boyutlarıyla bir bütün olarak düşünmek gerekmektedir, öyleyse,
bugünden itibaren gelenek\n "geleneksel tanımı"yla yetinmeyelim, geleneke bu
31
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
32
Prof. Dr. Ali UÇAN
Bu bağlamda "eski" geleneksel Türk halk müziğimiz ile geleneksel Türk sanat
müziğimiz "iki doğurgan ana tür" (Günay 2005, 24) olarak genel müzik eğitiminde
hak ettikleri yeri hakettikleri biçimde ve hakettikleri ölçüde almalıdır. Ancak, bu
sağlanırken "yeni" geleneksel müziklerin hakları yenmemeli, hak ettikleri yer hak
ettikleri biçim ve ölçüde korunmalıdır.
Örgün genel müzik eğitimimizde geleneksel müziklerimize, ulusal ve çevresel
gereklerin yanı sıra eğitim basamaklarına, okul kademelerine ve öğrenci
düzeylerine uygun bir ağırlık, kapsam ve içerikle yer verilmelidir.
Genel müzik eğitiminde (1) geleneksel müzikler bir kenara itilmemeli. onlara
yeterince ver verilmeli, ama onlarda kalınmamalı, onlarla vetinilmemelidir. (2)
Geleneksel müzikleri bir kenara itmek de, onlarda kalmak da veya onlarla yetinmek
de hatadır, eksikliktir. Bu hataya düşmeyelim! Bu eksikliğe razı olmayalım!
Müziksel gelenekler köklere inmeyi ve bağlı kalmayı, köklerden beslenmeyi ve
kaynaklanmayı sağlar. Ayrıca, geçmişten günümüze ve günümüzden geleceğe doğru
kesintisiz akıp giden bir süreç oluşturur. Bu süreci çok iyi değerlendirelim. Bu
sürecin anlamını doğru kavrayalım, değerini iyi bilelim, işlevini doğru yerine
getirelim. Unutmayalım ki, kökü derinlerde olan sürecin ufku enginlerde olur.
Öyleyse genel müzik eğitiminde geleneksel müziklerimize hakkı olan veri, önemi ve
deöeri verelim1. Bilelim ki; Tarih unuttursa bile Türkü unutturmaz! Şehir unuttursa
bile Şarkı unutturmaz!
Çağcıl (=modern) toplumlarda diğer alanlarda olduğu gibi genel müzik eğitimi
alanında da "yeni soruna yeni çözüm" (bulma) ilkesi geçerlidir (egemendir). Genel
müzik eğitiminde zaman zaman çaresizliğe düşmenin başlıca nedenlerinden biri
"yeni" sorunlara "çözüm" ararken "eskimiş" (köhnemiş)" çarelere sarılmaktır. Başka
bir deyişle "yeni soruna eski çözüm" aramak(tır) ya da aramaya kalkışmaktır.
Oysaki çağcıl (=modem) toplumlarda yaşanan hızlı değişmeler "eski çareler"!
daha çabuk işlemez hale getirir, öyleyse, giderek artan bir hızla çağcıl taşmakta
(=modernleşmekte) olan ülkemiz Türkiye'de genel müzik eğitiminde geleneksel
müziklerimize yer ve önem verirken bu durumu dikkatlice göz önünde
bulunduralım. Bütün bunların anlamı kısaca şudur: Genel müzik eğitimcileri olarak;
(1) Genel müzik eğitiminde geleneksel müziklerimizin sahibiolalım, ama tutsaöı
olmayalım!
(2)Genel müzik eğitiminde geleneksel müziklerimize gelenekselleşmiş,
gelenekselleşmekte ve gelenekselleşecek boyutlarıyla dengeli bir bütün hâlinde yer,
önem ve değer verelim!
örgün genel müzik eğitiminde "geleneksel davranış" ile "gelenekselci davranış"ı
birbirine karıştırmayalım, birbirinden iyi ayırdedelim. Bunu yaparken şu gerçeği
gözönünde bulunduralım: Geleneksel davranışlara her ülkede-her toplumda
rastlanır. Ancak, genel olarak (1) az gelişmiş ülkelerde-toplumlarda "geleneksel"
33
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
34
Prof. Dr. Ali UÇAN
35
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
KAYNAKÇA
Akarsu, Bedia (1975). Felsefe Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu (TDK) Yayınları,
Ankara.
Altar, Cevat Memduh (1990). "Doğu-Batı Kültür Akışımları Üstüne Bir Deneme",
Cevad Memduh Altar'a Armağan, (Yayına Hazırlayan: Erdoğan
Okyay), Sevda Cenap And Müzik Vakfı Yayını, Ankara, s. 109-122.
Behar, Cem, (1987). Klasik Türk Musikisi Üzerine Denemeler, Bağlam Yayınları,
İstanbul.
Dursunoğlu, Cevat (1966). "İki Anı: Musiki Devrimimizde İki Merhale", Ankara
Devlet Konservatuvan • Otuzuncu Yıl, (Yayına Hazırlayan: Dr. G.
Oransay), ADK-Ankara Devlet Konservatuvan, Ankara, s. 18-21.
Ertürk, Selâhattin (1978). Diktacı Tutum ve Demokrasi, ikinci Baskı, Teki şık
Matbaası, Ankara.
Günay, Edip (2005). "Halk Müziğimiz Üzerine görüşler", Folklor/Edebiyat, Cilt 11,
Sayı 42, s. 15-24.
İlerici, Kemal (1970). Bestecilik Bakımından Türk Müziği ve Armonisi, MEB, Millî
Eğitim Basımevi, İstanbul.
36
Prof. Dr. Ali UÇAN
MEB (1994). İlköğretim Kurumlan Müzik Dersi Öğretim Programı, MEB, Millî
Eğitim Basımevi, Ankara.
Oransay, Gültekin (1985). Atatürk İle Küğ: Belgeler ve Veriler, Genişletilmiş ikinci
basım, Küğ Yayını, izmir. Oransay, Gültekin (1976). Musiki
Tarihi, Eğitim Enstitüleri Müzik Bölümü II. Sınıf, Yaykur Aö,
Ankara.
Örnek, Sedat Veyis (1995). Türk Halkbilimi, Kültür Bakanlığı Yayınlan, Ankara.
Örnek, Sedat Veyis (1973). Budunbilim Terimleri Sözlüğü, TDK-Türk Dil Kurumu
Yayınlan, Ankara.
özdemir, Mehmet Ali (2005). "Halk Müziğinde Terimler ve Sorunlar",
Folklor/Edebiyat, C. 11, S. 42, s. 83-87.
Özdemir, Emin (1973). Terim Hazırlama Kılavuzu, TDK-Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara.
Saygun, Ahmet Adnan (1986). "Gelenek, Milliyet ve Musiki" (06 Haziran 1986'da
verilmiş Konferans Metni) Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampusu,
Ankara.
Saygun, Adnan [1982]. Atatürk ve Musiki, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı (SCAMV)
Yayınları 1, Ankara. Tan, Nail (2000). Atatürk ve Türk Halk
Kültürü, Türk Folklor Araştırmaları Kurumu Yayınları, Ankara. TDK
37
Genel Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimizin Yeri ve Önemine Genel Bir Bakış
Uçan, Ali (2004b). "Musiki Muallim Mektebi ve Müzik Eğitimi", MÜZED, Sayı 10
(Sonbahar 2004), Müzik Eğitimcileri Demeği (MÜZED) Genel
Merkezi Yayın Organı, Ankara, s. 6-11.
Uçan, Ali (2004c). "Çağdaş Türk Müzik Eğitimine ilişkin Atatürkçe ilkeler, Amaçlar ve
Yöntemler, TAYF Müzik Araştırma Dergisi I Tukish Journal of
Musical Research, (Editör: Türev Berki), Yıl 1, Sayı 1 (Mayıs
2004), Hacettepe Üniversitesi, Ankara, s. 4-23.
Uçan, Ali (2003). "Türkiye'de Müzik Eğitiminin Gelişimi, Orff Okul öğretisinin
Tanınımı-Uygulanımı...", Uluslar arası Sempozyum: Orif-
Schulwerk Müzik ve Dans Pedagojisi (16-18 Ocak 2003),
istanbul, s. 8-39.
Uçan, Ali (2002). "Yirmibirinci Yüzyılın Başında Türk Müzik Kültürünün Uygarlık
Temelleri", 21. Yüzyılın Başında Türkiye'de Müzik
Sempozyumu (15-16 Mart 2002), SCAMV Yayını, Ankara, s. 33-
68.
Uçan, Ali (2001). "Yirmibirinci Yüzyılın Başında Türkiye'de Müzik Eğitimine Genel
Bir Bakış", SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 2, Sayı 2
(Temmuz '01), Burdur, s. 176-205.
Uçan, Ali (1994, 1997), Müzik Eğitimi, Müzik Ansiklopedisi Yayınlan, Ankara.
38
Prof. Dr. Ali UÇAN
Uçan, Ali (1994). "Sanatsızlığa Hayır!", Filarmoni, 132. özel Sayı, Türkiye Filarmoni
Demeği, Ankara, s.13.
Uçan, Ali (1992). "Atatürk ve Türk Müzik inkılâbı", Atatürk Haftası Armağanı, Genel
Kurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları Atatürk
Dizisi Sayı 25, Ankara, s. 53-83.
Uçan, Ali (1990). "Müzik Eğitiminin Niteliği, Üç Ana Türü ve Bazı Temel Sorunları",
Orkestra [Dergisi], Sayı 207 (Kasım 1990), İstanbul, s. 25-49.
Uçan, Ali (1985). "insan ve Müzik", GÛ Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 1, Sayı 1,
Ankara, s. 73-98.
Uçan, Ali (1982, 1996). Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü Müzik Alanı
Birinci Yıl Programının Değerlendirilmesi, (Hacettepe
Üniversitesi MESEF, Doktora Tezi), Müzik Eğitimi Yayınları,
Ankara.
Uçan, Ali (1982-1983)." Müziğe Giriş" (Yayımlanmamış Ders Notu), GÜ GEF Müzik
Eğitimi Bölümü, Ankara.
39