You are on page 1of 21

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.

html

Sunu_______________________

Değerli Okuyucu,

İnsanı, insan eden bir manası vardır. Bu nedir?

Düşünün: Eliniz, kolunuz, ayağınız ve bütün uzvunuz kesilmiş... Vücudunuzun


onda biri kalmamış; bu durumda, yine insansınız. Hatta kalıbınızın eriyip çürüyüp
gittiğini düşünün: Yine insansınız. Yani: varsınız...

Değerli Okuyucu, işte bu durumda Hallac-ı Mansur’un “Ruhunun Merkezini”


bulduğuna inanıyoruz...

Ayrıca, iyi bilinmeli ki; Vahdet-i Vücud konusu, evrensel bir aynadır.

Bu ayna ise, herkeste bulunur. Ama onu parlatmadan, bir şeyin görülmesi
mümkün olamaz.

İşte Yusuf Güneş ’in çalışmasıyla oluşturduğumuz bu e-kitapçık aynanızı


parlatmak adına duyduğumuz bir arzunun dışa naçizane bir yansımasıdır.

Evreni (algılayamadıklarımız dahil) yöneten ve farklı adlarla işaret edilen Yüce


Gücün bu arzumuzu yerine getirmemiz için, önümüzü açık etmesini diliyoruz;

“Eğer bu duanın gerçekleşmesi, bizler ve tüm yaşam adına en iyisi olacaksa...”

Hallac-ı Mansur

http://www.gulizk.com'dan

derlenmiş ve size e-kitapçık olarak sunulmuştur. Mart-2004

_______________________

Yorumsuz Bildiri

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

İnsanlığa gerçekleri anlattığına inandığımız

düşünürlerin, yazarların, aydınlanmışların ilimsel üretimlerini sizlerle paylaşmaktan


başka bir arzumuz yoktur.

Biz bir başka insanı değişim-dönüşüme uğratamayız.

Bizim yapabileceğimiz tek şey değişim-dönüşümün meydana gelebileceği,


hoşgörü ve sevginin girebileceği

bir alan, bir boşluk yaratmaktır.

İçindekiler

Sunu

Hallac-ı Mansur

· Hallac-ı Mansur’u idama götüren nedenler

· Karmatiler

· Hallac-ı Mansur için kim ne söyledi

· Kaynaklar

Yayın Listemiz

Hallac-ı Mansur

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Hallac-ı Mansur’un esas adı Ebu Abdullah Hüseyin b. Mansur el Beyzavi elHallac
’tır.Hallac-ı Mansur bu uzun ismine rağmen daha çok Mansur el-Hallacdiye anılır.
Alevi Bektaşi literatüründe iseHallac-ı Mansur olarak anılır.

Hallac-ı MansurHicri 244 ( Miladi 858) yılında Beyza yakınlarında bir kasaba olan
Tur’da doğdu. 922 de Muktedir’in buyruğu üzerine Bağdat’ta asılarak, uzuvları
kesilerek iskence ile öldürüldü.Hallac-ı Mansur ’un babası Müslüman, dedesi ise
Mezdek inancındaydı. [i]Hallac-ı Mansur bazende Muhammed b. Ahmet el-Farisi
adını da kulanıyordu.[ii]Hallac ; Hüseyin b. Mansur’un lakabıdır. Mansur,Hallac
lakabını baba mesleği olan yorgan yatak yünlerini, pamuklarını temizliyen,
tarayan anlamında olan yorgancı ve hallaç mesleğinden dolayı almıştır.
YaniHallac ı Masur’un babası yorgancılık yapıyordu. Bu nedenle de Hüseyin b.
Mansur’aHallac-ı Mansur olarak söylendi.

Doç. Dr. Bedri Noyan dedebaba,Hallac-ı Mansur ’unHallac lakabını almasını


şöyle anlatıyor.[iii]Hallac-ı Mansur un esas mesleği hallaçlık değildir. Birgün
hallaçlık yapan bir dostunun dükkanına gider. “Ben senin işini görürüm, işin geri
kalmaz.” diyerek onu bir yere yollar. Adam dönüşünde bakar ki bütün pamuklar
atılmış. ( Mansur, parmağının bir işareti ile o pamukları atmış.) Bunun üzerine
kendisineHallac takma adı verilmiş.”

Hallac-ı Mansur’un çocukluğu Beyza’da geçti Beyza, İran coğrafyasında yer alır.
Bu nedenle deHallac ’ın İran kültür ve inanç etkisinde olması gerekir.
HakbukiHallac-ı Mansur ’un düşünce yapısını incelendiğinde, İran inanç ve
kültüründen fazlaca etkilemediği görülmektedir. Bunun aksine kendi yaşamından
uzak olan Arap kültür ve inancı daha fazla ilgisini çekmiş ve kendisini fazlaca
etkilemiştir. Bunu da çevresinin etkisi ile olsa gerek ki, henüz küçük yaşlarda
olduğu haldeKur’an a ilgi duyuyor veKur’an derslerini almaya başlıyor.Hallac-ı
Mansur küçük yaşlardaKur’an ı ezberlemiştir.Hallac-ı Mansur ’u ilginç kılan, ve
Sünni ulemâyı şaşırtan ve hayretler içinde bırakan yanı ise çok küçük
yaşlardaKur’an hakkında yorumlar getirmesidir.

Hallac-ı Mansur16 yaşlarında devrin büyük süfi bilgini Sehl b. Adullah


et-Tüsteri’den 2 yıl kadar ders aldı. Tüsteri’nin ölümü üzerine Basra’ya gitti.Hallac-ı
Mansur burada ünlü süfi bilgin Amr b. Osman el Mekki’den 2 yıl kadar dersler aldı.
Bu sırada hocası olan Amr b. Osman el Mekki’nin karşı çıkmasına rağmenHallac-ı
Mansur ünlü süfi bilginlerinden Ebu Yakup el-Akta’nın kızı Ümmü Hüseyin’le
evlendi. Bu evlilikten Süleyman, Ahmet (Hamd), ve Abdüsamed adında üç erkek,
bir de bir kız çocuğu oldu.

Hallac’ın bu evliliği süfilerin arasında ikilik yaratmıştı. Süfiler arasındaki bu


kavgaHallac-ı Mansur ’un Basra’yı terk etmesine sebep olmuştur.Hallac-ı Mansur
tam Basra’yı terk etmek üzereyken Süfilerin önderi ve piri olarak anılan Cüneyd

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

el-Bağdadi ile tanıştı. Var olan rahatsızlıkları, dedikoduları, bu nedenle duyduğu


üzüntüyü kendisine anlattı. Cüneyd kendisine öğütlerde bulunarak sabırlı ve
sükünetli olmasını istedi.

Hallac-ı Mansurkendisine isnat edilen iftira ve dedikodulara daha fazla


dayanmadığından Basra’dan ayrılarak Mekke’ye gitti. Mansur, Mekke’de nefsini
terbiye ile ruhunun miracını gerçekleştirmek üzere Kabe’nin haremine kapanarak
çile sürecine girdi.

Hallac-ı Mansur’un Mekke’ye gelişini Ebu Yakup Neh-Recur-i şöyle anlatıyor:

“Mekke’ye ilk gelişinde Kabe’nin sahnında oturuyordu.Hallac , bu bir yıllık sürec


içinde oturduğu yerden sadece abdest almak ve tavaf etmek için ayrılmıştır. Ne
güneşe aldırıyordu ne de yağmura. Her yatsı vakti yanına bir çörekle bir testi su
konuyordu. Bir çöreğin dörtte biriyle bir kaç yudum su alıyor geri kalanı
çeviriyordu .[iv]

Hallac-ı Mansur’un bu perhiz-çile denemeleri o günün süfilerini şaşkına


çeviriyordu. Aynı zamanda kendisine kızıyor ve alehinde dedikodular
yapıyorlardı.Bu dedikoduları Şeyban şöyle naklediyor:

“Öğle sıcağıydı. Bir taşın üstüne oturmuş duran bir genç ile karşılaştık. Hava çok
sıcak ve bunaltıcı olduğundan alnında akan terler taşa dökülüyordu. Arkadaşım
bu manzarayı görünce bana: “Haydi gidelim” diye işaret etti. Vadiye inince de
şöyle dedi: “ Ömrümüz vefa ederse şu adamın başına neler geleceğini
göreceğiz. Oturmuş Allah ile ahmakça sabır yarışı yapıyor. Allah ona, tahammül
edemeyeceği bir bela mutlaka verecektir.” Daha sonra bu gencin,Hallac
olduğunu öğrendik.

Hallac-ı MansurMekke’de kaldığı süre zarfında Hac veya umre için gelen
müslüman gruplarla sıkı ilişkiler içinde oldu. Onlara kendi düşüncelerini aktarıyor
ve onları çeşitli konularda aydınlatıyordu. Özellikle de bu müslüman gruplar
içinde Horasan ve civarında gelen insanlara daha yakınlık gösteriyor,
onlaraKur’an yorumlarını yapıyor ve çeşitli bilgiler vererek onları aydınlatıyordu.

Hallac-ı Mansur271 (milladı 900) yılında Mekke’den tekrar Basra’ya


döndü.Hallac; ruhsal alemde artık amacına ulaşmış, hayata, insana ve dine
değişik perspektiflerden bakmaya başlamış ve kendisine yakışır bir biçimde
konuşmaya başlamıştır.Hallac ’ın bu durumunu sevgisini kazanananları çoğalttığı
gibi, Sünni Ulemânın başını çektiği çevrelerin tepkilerini üzerine çekerek düşman
cephesini de büyütmüştür.

Tasavvufkonusundaki yeni düşünceleri, etkili davranışları, konuşmaları nedeniyle


gittiği yerde çevresinde büyük bir kalabalığın toplanmasına yol açanHallac-ı

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Mansur ’u değişik inançta ve mezhepte kimseler savunmuştur. Miladi 908 de baş


gösteren Hanbeli ayaklanmasına katılmakla suçlananHallac-ı Mansur 913
tarihinde Sus’ta bir kadın saray polislerine “Hallacdenen bir adamın evini
biliyorum. O eve her gece gizliden birileri geliyor ve çok sakıncalı şeyler
konuşuyorlar ” deyip şikayette bulundu. Bunun üzerineHallac ’ın baş düşmanı
Ebul Hasan Ali b.Ahmet er-Rasimbi tarafından tutuklandı. Sekiz yıl tutuklu kaldıktan
sonra Bağdat’a götürüldü. Maliki kadısı Ebu Ömer Hammadi’nin fetvası ve Abasi
Halifesi Muktedir’in buyruğu üzerine 22 Mart 922 tarihinde Bağdat’ta idam edildi.

Hallac-ı Mansur; idama getirilirken önce 1000 kamçı vurularak kamçılandı sonra.,
darağacında asılarak gövdesi param parça edildi.Hallac ’ın gövdesinden
kesilerek koparılan her bir parçası, her bir uzvu “Ene’l Hak” diyordu. Bu durumu
gördükleri halde halen inanmak istemeyen bu caniler bu zulümle de
yetinmeyerek, gövdesi param parça edilmişHallac-ı Mansur ’u halka teşhir için
tüm Bağdat sokaklarında gezdirip ve halkıHallac ’ın kafasının kesilmesini seyre
zorlanmıştır.Hallac ’ın kafası gövdesinden koparıldığı zaman seyre zorlanan halkın
gözü önündeHallac-ı Mansur ’un kesik başı “Ene’l Hakk” diye söylemiştir. Tüm bu
olup bitenlere rağmen kafası kesilenHallac-ı Mansur gövdesi yakılarak külleri suya
serptirilmiş yine de nehrin suları “Ene’l Hakk“ diye bağırıp çağırmıştır. Suyun bu
seslenişiHallac ’ın:

“Ben idam edilip, yakılacağım. Benim küllerimi nehire serptirecekler. Nehir bana
yapılan zülme dayanamayacak ve “Ene’l Hakk”diye bağıracaktır. Sen o zaman
benin abamı alıp getirip nehire atacaksın. Ancak o zaman sesler kesilecektir diye
yardımcısına vasiyette bulunur.Hallac ’ın bu vasiyeti yerine getirmek üzere
yardımcısı tarafındanHallac ın abası suya atılmış, böylece nehirden gelen “Ene’l
Hakk” nidaları son bulmuştu.

Hallac-ı Mansur’u idama götüren nedenler:

Hallac-ı Mansur’un düşünceleri “insan-tanrı- evren” konularını içeren, varlık


birliğini savunan, bu nedenle de şeriat anlayışına aykırı sayılan bir niteliktir.Hallac
’a göre; gerçek olan, var olan,“Bir” dir.“Çokluk” bir görüştür.“Bir” in değişik biçim
ve nitelikte yansımasıdır. Bu“Bir” de Tanrı’dır. Ancak, evren ve insan bu“Bir” in
dışında değil, içindedir, onunla özdeştir. Bu nedenle insanın “Ene’l Hak” demesi
doğrudur, gereklidir.[v] İnsan konuşan, dolaşan, düşünen, sevinen, gülen, üzülen,
öfkelenen bir Tanrı'dır. Tanrının bütün nitelikleri insanda, insanın bütün özellikleri
Tanrı’da, evrende bir birlik, bütünlük içindedir. Ölüm gerçek değildir, bir
değişmedir, bir görünüştür. Bundan dolayı kişinin ölümü yaşamında, yaşamı da
ölümündedir.Hallac-ı Mansur bu düşüncesini, çevresinde toplanan büyük bir
kalabalığa “Beni öldürün. Beni öldürün, yaşamım ölümümde, ölümüm
yaşamımdadır.” sözleriyle açıklamıştır.

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Hallac,Hz.Muhammed ’in ilahiliği üzerinde ısrarla duran ve Tavasin’de onun


ebedi ve ilahiliği açıkça belirten ilk süfilerdendir. Buna rağmen Sünni İslam
ulemâsının boy hedefi olmaktan da kendini kurtaramamıştır. Sünni İslam ulemâsını
kızdıran ve hatta idamına ferman edilenHallac-ı Mansur Hz. Muhammed için;

“Hz. Muhammed’in varlığı yokluktan öncedir. Adı ise kelamdan önce gelir.
Cevher ve arazlardan önce ve sonranın hakikatlarından önce bilinmekte idi. Ne
doğulu ne de batılı bir kabileden gelir.

Hz. Muhammedsürekli olarak sufilerin kalplerini yakan, sönmeyen bir nur’dur.


Bütün peygamberler ve veliler “Nur’larını” (bilgilerini) ancak Peygamberlerin
Nur’undan alırlar. Onun nur’u kelam’inkinden daha parlak ve daha ezelidir.”

Diğer bir söylenceye göre de:

“Eğer bir günHz. Muhammed ile görüşmem nasip olsaydı ona: “Mi’rac
gecesinde niçin yalnız kendi ümmetin için mağrifet istedin? Diğer bütün kafirler
için de merhamet isteseydin elbette esirgenmezdi derdim.. demiş. Bunun üzerine
Rasul-ullah (Hz. Muhammed)in ruhu ortaya gelerek.ona görünmüş ve
hiddetle:“Benim Tanrı iradesinden başka bir şey istememin imkanı var mıydı?”
deyinceMansur niyaz edip özür dilemiş ise de kabul edilmemiş, başın fedası ile
sulh olunacağı kendisine söylenmiş.Mansur un idamı da bu nedenle yerine
getirilmiş. [vi]

AcabaHallac-ı Mansur ’u ölüme götüren, Sünni İslam ulemâsının yoğun tepkisini


üzerine çekerek işkence ile öldürülmesine fetva veren Hambeli kadısını
zorlayanHallac ’ın bu sözleri mi ? yoksaHallac ’ı Karmati’lerle ilişkilendirip, isyancı
gösterip, halkın gözünden düşürerek ondan kurtulmayaı isteyen Abbasi
Halife’lerinin hileli oyunları mı?

Karmatiler

Hemedani Kırmiti, bir İsmaili şeyhinin tavsiyesi ve yol göstericiliği ile geçim
sıkıntısını çeken, yoksul, yetiştirdikleri hurmaları boğaz tokluğuna varlıklı ailelere
satan, kısacası; düzenden hoşnut olmayan ve Abbasi ve Arap zülmüne karşı
olanlanlardan bir güç oluşturdu. Daha sonraları bu güçlerin birliktelikleri sonucu
çoğalıp, büyüyerek düzeni rahatsız edecek boyuta gelmeleri ile de Karmati adını
aldılar. Diğer bir deyişle Karmati tarikati. Daha sonraları Karmati devleti olarak
görmekteyiz.

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Abbasi Halifeleri’ni, Arap gericilerini ve Sünni İslam ulemâsını korkutan ve


düzenini rahatsız eden, Karmati İmamlarının neler söylediklerine bakalım;

Karmatiler (Karamita) düzene karşı örgütlenmiş ve hatta Sünni İslamın


savunduğu bir kelamı, bir ibadet türünü savunmuyorlar tam tersine “Bizim
kabemiz ve kıblemiz Kudüs olduğundan bütün ibadetlerde oraya dönülür.
Dinlenme günü Cuma değil Pazar günleridir.Yılda iki gün oruç tutulur. Bu da
Nevruz ve Mihrican günleri uygulanır. İnsanlar arasında her hangi bir fark yoktur.
Tüm insanlar eşittir. Tüm insanlar eşit oldukları için malları da eşittir”[vii]

“Kur’anın gerçek manasını ancak batini imamlar bilir”

Karmati’ler de kemal,ikinci doğum la gereçekleşir. Alem bir tecelliler bütünüdür


ki türlü şekillerde görülür ve görünür. Madde bir hicap (perde)tır. Bu hicap
kaldırıldığında kişiyi aşankozmik bir zihinşuuruna erilir ki işteikinci doğum budur. Bu
doğum, birkozmik ben ’e ulaşma halidir.

İkinci doğumun elde edilmesini sağlayan mistik eğitim (seyr-i sülûk) beş
müsibetten kurtulmak olarak görülür. İnsanınkozmik ben ’e ulaşmasını
engelleyenbeş negativite şunlardır: Gök, tabiat, kanunlar, devlet, ihtiyaç, ve
zaruret. Beş müsibetten kurtulmak ibadettin de hem amacı hem de kendisidir.

Muhamed Ali es- Suri Karmatiler için şöyle der: Karmati eserlerin bilim ve
düşünce üstünlüğü tartışılmaz. Bunu inkar edemeyen iftiracı çevreler Karmati’leri
ahlak ve inanç yönünden çamurlama yolunu tutmuşlardır.

Karmati düşünce,Kur’an ’a bağlı bir sistem geliştirmiştir. Ancak geliştirdikleri bu


düşüncelerindeKur’an , alabildiğinesübjektif biryorum a tabi tutulmuştur.
“Karamati te’vil” diyebileceğimiz bu yorum, yer yerKur’an’ ı tanımaz hale
sokabilmiştir. Çünkü onlara göre; “Kur’anın gerçek manasını ancak batini imamlar
bilir”[viii]Karmati hareket gibi muhteşem bir düşünce ve siyaset aksiyonunun
Kur’an vahyini rahatsız eden bu tavırı, insanlık dünyası için çok büyük bir kayıp
olmuştur kanısındayız .

İbni Sinaise; Karmati’lerin sosyal hayatlarına ve yetişme usullerine yönelik olarak


şöyle der; Karmatiler, fevkalede iyi yetişen, bunu sağlamak içinde çok okuyan
insanlardı. Dar-ül Hikme denen medreselerde eğitim görürlerdi. Kitap okuma işini
meclis denen yerlerde yaparlardı. Meclislerde her türlü bilim ve felsefe
konuşulurdu. Tartışmalar ciddi biçimde yazıya geçirilir, sonra da bu yazılanlar
temize çekilerek eser haline getirilirdi. Eser haline getirilmiş bu yazılar ilgili yerlere
gönderilirdi.

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Meclisler; muhtelif gruplar için ayrı ayrı idi. Bunlar:

1- Büyük ve seçkin dostlar için. 2- Devlet büyükleri ve ileri memurlar için. 3-


Sıradan insanlar ve yolcular için. 4- Kadınlar için. 5- Saraylı kadınlar için.

Kısacası;Karmat topluluklar tam sosyalist bir hayat yaşarlardı. Herkes çalışmak


zorunda idi. Küçük çocuklar bile en azından ekinlere musallat olan kuşları
kaçırmak için çalışırlardı.

Karmati’lerde mülkiyet sadece techizat ve kılıça hastı. Her mıntıkada toplanan


nimetleri dağıtan bir görevli bulunurdu. Bu görevliler, yoksulları ve güçsüzleri asla
ilgisiz bırakmazlardı.

Karmati toplumun bağlı bulunduğu sosyal, ekonomik ve hukuksal prensipler


şöyle özetliyebiliriz.

1. Sosyal gruplar (İşçi, çiftçi, zanatkar, tüccar vs) bir tek bütçeden destek
görürdü.

2. Karmati devletine bağlı bulunan her kişi, zekat ve fitre dışında her ay bütçeye
1 dinar vermek

(Hakikat yolunda yürümeyenler, daima yarıda kalırlar.)

zorundadır. Bunlardan başka sosyal konumuna göre başka vergiler de öderlerdi.


Toplanan paralar kamu yönetimince sosyal, bilimsel ve sanayi programların
uygulanmasında kullanılırdı.

3. Bilgi ve eğitim, toplumun tüm katmanları için gerçekleştirilirdi.

4. Toplum bireyleri arasında ruhsal ve bedensel boyutlarda kardeşçe


yardımlaşma, dayanışma ve barış esastı. Yönetilenlerin yönetenlerle dostluk ve
kardeşlik hisleriyle bağlılığı da bu cümledendi.

5.Kadına hayatın tüm alanlarında erkekle eşit hakları tanınmıştı .

6. Karmati olmayan toplum ve bireyleriyla münasebetlerde, sırların saklanması


ve diplomasi kurallarına uygunluk esastı.

Karmatilerde tüm bu prensiplerin uygulanması, İmam’ın görevlendirdiği, eşit hak


ve yetkilere sahip 3 kişilik birdaî’ler komitesince uygulanıp denetlenirdi.

Yukarıda görüldüğü gibi; İslami ulemâya göre yanlış olan, Karmati’lere göre
doğrudur. Bu nedenle de Karmatiler islam çevrelerince dinden dışarı, zındık

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

olarak görülmüşler. Abbasi Halifeleri ve iftiracı islam ulemâsı bu hınçlarını;Hallac-ı


Mansur ’un sakalları traş edilip, bir deveye bindirilerek Bağdat sokaklarında halka
teşhir edilirek “İşte Karmatilerden biri.” veya “Karmati Papazını görmek istiyenler
gelsinler!” diye göstermişlerdir.

Bize göre;Hallac-ı Mansur ’un asılması ne “Ene’l Hak” (Ben tanrıyım) sözü, ne de
Hz. Peygamber’e yapılan övgü ile birlikte Velilik mertebesinin Nebilik‘ten üstün
görülmesi veya Peygamber’in Kelam’dan önce gelmesi ve ne de isyanlara
katılmasıdır. Onu idam ettiren sadece ve sadece Abbasi halife’lerinin olumsuz
vekeyfi yönetimlerine karşı gelenhalk korkusu veArap gericiliği ile yobaz Sünni
İslam ulemâsı nın bilgisizliklerinden kaynaklanan tutum ve davranışlarıydı.. Bu
nedenledir kiHallac ; düzmece bir mahkeme ile ve de düzmece bir suç ile
suçlanmıştır. Şöyle ki;

308 (milâdi 908) yılında meydana gelen bir kaç ayaklanmalardaHallac ’ın
düşüncelerinin kitleyi etkilemeye başladığı açıkça görülüyordu. Keyfi idareden
rahatsız olan toplum patlamaya hazır bir çıban gibiydi. Abbasi sarayı bundan
çok rahatsızdı. Çünkü ardı arkası kesilmeyen isyanlar başlamıştı. Saraya yakınlığı
ile bilinen veHallac’ı Mansur ’a içten içe hınç duyan Hamid;Hallac ’ın daha fazla
yaşatılmasının sarayın geleceği için bir intihar anlamına geleceği fikrinde israr
ediyordu. Gerçekten de başınıHambeli gurupların çektiği bu isyanlar,Hallac ’ın
aleyhine olmuştur. Onu tehlikeli gösteren deliller halinde kullanıldı.

Hamid; mahkemede esas alınmak üzere “Peygamberlik ve ilâhlık iddia


etmek”idi. Bir de “Sidiğini şifâdiye sunmaktan” Hulûl (Allahın kullarının vucüduna
girmesine) kadar her türlü suç isnat edilerek yargılanmak istendi. Bu iddiaların
gerçekçi göstermek için deHallac , bu iddialara uygun bir fıkıh geliştirmiş olmakla
suçlanıyor ve hatta Ben Tanrı’yım diyenHallac ’ın peygamberler atadığı da öne
sürülüyordu.Hallac ; tüm bu saçma sapan suçlamalara kısa ve net olarak söyle
diyordu; “Allahlık veya peygamberlik iddiasından Allah’a sığınırım. Ben, Allah’a
çokça ibadet eden, oruç tutan, onu her an anan birisiyim. Hepsi bu”[ix]

Hamid;Hallac ’ın ölümüne her ne şekilde olursa olsun karar vermek üzere ,
mahkeme reisliğine Mâliki mezhebinden ünlü kadı Ebu Ümer Muhammed b. Yusuf
el Hammadi, mahkeme üyeliklerine de; Hanefi mezhebinden Ebu Cafer
Muhammed b Ahmed el-Enbari et Tenuhi ve Ebu Hüseyn Ömer b. Malik ei
Şeybani getirildi.

Mahkeme; yukarıda isnat edilen suçları bir tarafa bırakarakHallac ı “zındık”lıkla


suçluyordu. ÇünküHallac ’ı asmanın tek yolu buydu. Çünkü Maliki mezhebine
göre zındıklığın tövbesi kabul olmaz. Öyle ise diğer mezheplerce af edilmesi
mümkün olsa da Maliki mezhebine göre af edilemez. Bununla yetinmeyen
mahkeme reisi bir İsfahan fakihi olan İbni Davut ez Zahiri’ninHallac ’la ilgili şu
görüşlerini rehber alıyor. İbni Davud el-Zahiri; “ Eğer AllahınHz. Muhammed ’e

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

indirdikleri doğru iseHallac ’ın söyledikleri yanlıştır. Sonuç olarak,Hallac ölüme


gönderilmelidir”

Hallac, tüm bu haksız suçlamalara karşı artık kendisini savunmanın boşuna


olduğunu anlamış ve kendisini yargılayan kadılara dönerek; “Canıma kanıma
dokunmanız haramdır. Dinin mubah saydığı yorumlarımı tevil ederek benim
aleyhime kullanmanız helal değildir. Ben; dini İslam, tavrı sünnet olan bir insanım.
Bunu gösteren kitaplarım çarşı-pazarda herkesin elindedir. Allahtan korkun da
benim hayatıma kast etmeyin”Hallac ın tüm bu feryadı boşunaydı. Çünkü
ferman çok önceden verilmişti.

Hallac’ın idam kararı üzerine halifenin yanında mabeynci olarak görev


yapanHallac ’ın dostu Nasr el Kusuri Halife’nin annesine şunu söyledi; “Bu masum
insanın ölüm fermanını tastiklemesi durumunda oğlunuzun başına bir bela
geleceğinden korkuyorum.

Hallac-ı Mansur’un söylemleri Sünni İslam çevrelerince fırtınalar kopardığı gibi,


İslam’a dayalı devletleri ve bu devletlerin başında bulunanların da korkulu rüyası
durumuna gelmiştir. Prof. Yaşar Nuri ÖztürkHallac-ı Mansur için şöyle diyor:

“Yeni oluşların rüyalarını gören ruh, yeni istrapların kabuslarına gögüs germeye
hazır olmalıdır. Çünkü her büyük aydınlık, yaratıcı ruhta bazı fanilikleri yakarak
beslenir. Istırap, işte bu yanmanın getirdiği acıların genel adıdır.Hallac bu ıstırabı
ve acıyı duyan ve yaşayan ölümsüzlerdendir.”

Özellikle de kendisini dinlemediği içinHallac ’ı sihirbazlıkla suçlayan süfilerin


önderi/piriCüneyd el- Bağdadi ’de bu bilge, bu kamil insan için şöyle diyor:

“Artık o, sedece kendi benliğine güvenip dayanacak bir aşamaya girmiş


bulunuyor.”

“Ene’l Hak” için kim ne söyledi;Hallac-ı Mansur denince akla “Ene’l Hak” sözü
gelir.Tasavvuf ’taHallac-ı Mansur bu sözü ile öne çıkmış bu nedenle de Sünni
İslam ulemâsının şimşeklerini üzerine çekmiş bir hayli düşman edinmiştir. Bu söz
ayni zamandaHallac ’ın düşünce dünyasının esasını, kişiliğindeki hakim öğeyi ve
tarihteki yerini belirlemektedir.

Hallac-ı Mansur;Ene’l Hak; “Ben tanrıyım” sözünü şöyle açıklar; “ Halk’ta yer alan
Hak unsuru dolayısıyla Hak, halk’la aynıdır.Bir başka yerde şöyle diyor;“ Ben
Hakk’ım, zira ben hiç bir zaman Hakk’la hak olmaktan vaz geçmedim”

Yine başka bir yerde de Allah’a yönelerek şöyle diyor; “Seninle benim aramda
İlâhlık ve Rablik(el-ilahiyye ve’r-rubiyye) yoktur. Ey ben olan O, ve ben O’yum.
Zamandanlık ve ezelilik bir yana, benim benliğim ve senin O’luğun arasında hiç

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

bir fark yoktur.”

Sünni İslam ulemâsı,Hallac-ı Mansur ’u din adına yargılarken, çıkarlarını ve


geleceklerini düşünerek, zamanın egemen güçlerine hoş görünmek pahasına ya
gerçekten onu anlamamışlar veya anlamak istememişler. Sünni ulemânın bu
konumunu daha sonralarıHallac-ı Mansur ’un asılmasını yanlış gören mutasavvıf,
şairMuhammed İkbal ve bir çok tesfir ve fıkıh yazarında görmek mümkündür. Tüm
Sünni İslam ulemâsının bu yanlışlarına rağmen gerekHallac döneminin şair,
düşünür, bilim adamı, teolog, sufi, mutasavvıf ve gerekse sonraki kuşakHallac -
Mansur için şöyle derler.

Büyük mutasavvıflardanGenguhi şöyle der;

“Ene’l Hakdiyen Dost’tur, ben değilim!Bu budala insanlarHallac -ı darağacına


asıp öldürdüler; eğer ben orada olsaydım, onu asla öldüremezlerdi.”

KendisineHallac ın ruhunu temsil ediyor denilen mutasavıfSaçal ;

“Şu son devrin Mansur’uEne’l Hak sözünü aşikâre söyler. Şimdi idam sehpası aşk
vuslatının sembolü haline gelmiştir.”

“Aşıklar her saat darağacına meyleder, çünküMansur ’u darağacına çıkaran bu


alev, “aşk”ın alevidir. “Aşk”ın mertebesi dar ağacıdır” diyor ve devamla;

Ölümü göze alıp buna azmetmek aşk erbâbı için esastır.

Dar ağacı her şeyden evvel, aşıkların ziynetidir...


Darağacı, aşıkların gelin yatağı haline gelir...

*** *** *** *** ***

Ene’l Haksözünü söylerken...

Dostun ellerini düşünerek kendimi öldürtürüm...

*** *** ** *** ***

“Her kim kiHallac libâsında geldi,

“Ölümünde” sözünde ebedi hayat buldu.

Âkibeti bakımındanHallac-ı Mansur ile ayni olan Alevi ulusuSeyid Nesimi


şiirlerinde, deyişlerinde “Ene’l Hakk’ı” şöyle işliyor;

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Sırr-ıEne’l Hak söylersem

Alemde pinhan gelmişem

Hem Hak derim Hak bendedir

Mem bâtıni insan gelmişem.

*** *** *** ***

Dara çıkmak bu fena dardaMansur ’a düşer

OlEne’l Hak diyenin Sırrını dava ne bilir!.

** *** *** *** ***

Küllü yer gök Hak oldu mutlak

Söyler def u ceng u ney Ene’l Hak

Yanağında ayan olduEne’l Hak


Kaçan süret olur gözgüde mestür
Ne gayretliEne’l Hak ’tır bu ya rab
KiMansur ’u asar hem dare mansur.

Şah Latifise,Hallac için şöyle diyor:

“Hallac, yalnız cefakeş aşık değil, ayni zamanda bütün eşyada mevcut bulunan
ilahi hakikatin sembolüdür.”

Şah Latifbir şiirinde;

Su, toprak, ırmak: Bir tek feryat!


Ağaç, çalı, bir çağırış: “Ene’l Hak!”
Bütün eşya ıstırabına lâyık hale gelmiştir.
Hepsi binlerceMansur ’dur
Hangisini darağacına çekeceksin?

“Ene’l HakÇağıruben dara geleyim mevlam!” diye yakaran ve: “ Bir ben vardır
bende benden içeru” diyerekEne’l Hakk ’ı bir başka şekilde ifade edenYunus
Emre ’de divanında:

Mansur eydurEne’l Hak dil suretun oda yak

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Dinüz dara gelsunler ben darı kurup geldim.

*** *** *** *** ****

Bin yıl toprakta yatsam hiç komayanEne’l Hakk ’ı

Ne vakt gerek olur ise nefesin uru gelem

*** *** *** *** ***

Dem urmaz idi Mansur tevhid-iEne’l Hak ’tan

Aşk darına dost zülfü asmıştı beni uryan

*** *** *** *** ***

Pir Sultan Abdalkendisinin idamına karar verildiğini duyduğu zaman “ber dar”
olmak yaniHallac gibi öldürülmek deyimini kullanıyor ve;

Hızır paşa bizi berdar etmeden


Açılan kapılar şaha gidelim
Siyaset günleri gelip çatmadan
Açılın kapılar şaha gidelim.

Zeki Eyuboğlu’nun Tarikatlar adlı eserinde belirttiğine göre;

Hallac-ı Mansur’unYeni Platonculuk ’tan esinlenen düşüncelerine göre“evren”


yaratılmamıştır ,bir ışık kaynağı olan Tanrı özünün yansıması sonucu
oluşmuştur.İslam dininin ileri sürdüğü yaratış-yaratılış olayı yanlış
anlaşılmıştır.Tanrı’dan başka bir varlık olmadığı için “yaratılmış nesne” den söz
edilemez.Yaratılmış nesne , tek varlık olan Tanrı karşısında ikinci bir varlığın
bulunduğunu ileri sürmektir. Bu da tanrısal öze aykırıdır, iki ayrı varlık olduğunu
söylemektir .[x]

Hallac; bunları söylerken, insanın değerli ve kutsal bir varlık olduğunu anlatmaya
çalışmıştır.Hallac ’ın benimsediğiTasavvuf anlayışına göre, ahlakın temeli sevgi ve
saygıdır. İnsanın gönlü ‘Tanrı Evi’ olduğuna göre ona saygı duymak, sevgiyle
yaklaşmak gerekir. Birbirini incitmek, birbirine karşı kötü davranmak, yalan
söylemek, haksızlık yapmak, suç işlemek, hırsızlık yapmak, saygısızlık yapmak
insana yakışmaz. Bu eksik eylemlerin kaynağı “tanrısal sevgiden yoksun
kalmak”tır.

Hallac-ı Mansuriçin kim ne söyledi:

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Vasiti,Hallac için şöyle der;“ Benim gözümde oKur’an’ ı ezberlemiş vemanasını


kavramış bir insandır. Fıkıhta üstat, hadis ve rivayet ilminde bilgin, yıl boyu oruç
tutan, geceler boyu namaz kılan bir süfidir. Öğüt verir, ağlar, bazen de
anlayamadığım sözler söyler. Ben onun küfrüne de hüküm veremem”

Mısırlı Zeki Mubarekde şöyle der;“ Eğer Muhiddinİbn Arabi ebedisembollerin


arkasına sığınmasaydı onu daHallac gibi katlederlerdi”

Öğrencisi ve müridi olanŞıblîşöyle der;

Hallac’ı, idamından sonra rüyamda gördüm. Ve ona sordum:

Allah sana nasıl muamele etti?

Dedi:

-Beni bir misafir gibi karşıladı ve bana ikramda bulundu.

Seninle ilgili olarak diğerlerine nasıl davranacak? diye sordum.

Dedi:

-Onları da affedecek. Bana marhametli davrananları, Allah için merhametli


davranmayanları yüzünden; bana düşmanlık edenleri de Allah için düşmanlık
ettikleri için.

Şıblîsözlerine devamla;

“Ben veHallac aynı şey idik; beni divaneliğim kurtardı, onu aklı batırdı. Ben
veHallac ayni şey idik. Ne var ki o sırrı açığa vurdu, ben sakladım”

Hallac-ı Mansur’u sihirbazlıkla suçlayanlara en iyi yanıtı, sûfi düşüncesinin önde


gelen isimlerindenHucviri , Keşful -Mehcup adlı eserindeHallac ile ilgili bölümde
yer vermiştir.Hücviri şöyle der; “Hallac, yüce hal sahiplerindendi....O, asıl ve esas
yönünden terk edilmemiştir... Bu Hakk erini büyücülüğe nisbet edenlerin iddiaları
tutarsızdır...Hallac , namaz kılmış, zikirle meşgul olmuş, çokça oruç tutmuştur... O
halde ondan zuhur eden şeylerin keramet olduğu kesindir.”

Ebu Said ibn Ebil HayrHallac ’tan söz ederken şöyle der;“ Hüseyin b. Mansur,
yükseklerin en yükseğinde idi. Doğu ile batı arasında hiç kimse, bu tevhid
vadisinde onun gibi dolaşamadı.”

Mevlana Celaleddin Rûmi;Mesnevi sinde;Hallac ’a doğrudan veya dolaylı atıf


yapan, hayranlık ve saygı ifade eden sözlerinden yalnız birini buraya almayı

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

yeterli buluyorum. Mevlana“Gerçeği, işaretle anlatanHallac ’ı halk darağacına


çekti.Hallac sağ olsaydı, sırlarının büyüklüğü yüzünden o beni darağacına
çekerdi.”

Mevlana’nın oğlu sultanVeled ’de şöyle der;

“Tanrı dostlarını tanımak, Tanrı’yı tanımaktan daha güçtür.Hallac-ı Mansur ’u o


çağın bilgin ve velileri inkar ettiler. Onu öldürmeğe azmettiler. Hepsi o asılsın diye
fetva çıkardı. Sonunda o büyük insanı astılar. Astıktan sonra da cesedini yaktılar.
Alemde ondan bir eser kalmasın diye, yanan cesedin küllerini de nehre attılar.
Her ne yaptılarsa yine “Ene’l Hak” yazmıştı. Bunu gördükten sonra herkes
yaptığına pişman oldu. O günden beriHallac ’ın adı anılmadan hiçbir öğüt
meclisi renklenmez. Onu kıyâmete kadar öveceklerdir.”

Kadiri tarikatının piriAbdülkâdir Geylani

“Hallacçok zor durumda kaldı. O zamanda elinden tutacak kimse de yoktu.


Eğer ben onun zamanında yaşamış olsaydım, onun elinden turardım”

Ve yíne;Hakk’ı bilenlerden biri dava ufkundaEne’l Hak kanatlarıyla yükseldi de


sonsuzluk bahçesinin dostsuz, sakinsiz olduğunu gördü. Ona dendi ki: ‘ Senin
durumundakilerden gayrısının anlamayacağı bir dille konuştu.”

Hallac’ı Mansur’un savunduklarından pekte hoşlanmayan sûfi Alaudedevle


es-Simnai şöyle nakleder

“ İbret için Hüseyin b. Mansur’un mezarına gittim. Meditasyonum sırasında


ruhunu yükseklerin en yükseğinde gördüm. Şöyle yakardım: ‘Rabbim, bu ne haldir
ki Firavun: ‘Ben en yüce rabbinizim’ veHallac : ‘Ben Hakkım’ dedikleri ve ikisi de
Allahlık iddia ettikleri haldeHallac , yücelerin yücesinde. Firavun ise cehennem
çukurunda. İçimi ilham edilen bir ses şöyle dedi: ‘Firavun hepkendini görerek öyle
dedi,Hallac ise bizden başkasını görmediği içinEne’l Hak dedi” [xi]

Hallac’ı destekleyen onun görüşlerini her zaman savunan halveti süfilerinden


Sandiyuni şöyle der; “Hallac, bilginlerin gerçeği fark edenlerinc, Veliliği ve Allah’ı
bilmekteki kudreti üzerinde ittifak edilen biridir. Bunun dışında ona isnat edilenler
iftira ve yalandır. Onun sadakat ve veliliğine inanmak bir borçtuır. O, Hak yolunun
temel insanlarından biridir; Müslümanların önderlerindendir. Bazı düşmanlarını İblis
kandırdı ve ona iftira ve işkence ettiler.”
Hallac-ı Mansur ’un etkilerinin genişlik ve derinliklerindeki temel sebeplerden bir
de sufiliği politik bir aksiyon, söylem ve güç olarak sosyal arenaya
çıkarmasıdır.Hallac , inandıklarını savunduğu için idam edilerek bedel ödemiştir.
Ama bu idamı veyaHallac ’ın idam edilerek ortadan kaldırılması, sufiliği izbelere
hapseden kapıdaki kilitin de düşüşü olmuştur. YaniHallac , ölümüyle hiç bir şey

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

kaybetmemiş aksine milyonların ardından gelmesini sağlayarak kendisinin de


“insan ölmez, ölüm olarak görülen bir dönüşümdür” dediği gibi onu
ölümsüzleştirmiştir.

Massingnonşöyle der;Hallac sayesindedir ki ölümü düğün yaniAllah ’a varış,


sevgiliye vuslat telâkki eden anlayış sûfi ekollerinin tümüne, adeta bir ortak imam
gibi girdi.[xii] Sûfiler zafer sarayınaHallac ’ın kanı hürmetine girdiler. Bunun uzantısı
olarak darağacı, sonsuzluğu kucaklamış aşkın sembolü oldu. Sadece zülme
uğrayarak katledilen şehit sûfiler değil, nefsini öldürerek sosuzlukla arasındaki
perdeyi kaldırmayı deneyen süfiler de Dar’ı Mansur (Hallac’ın idam edildiği
darağacı) deyimini kullanmışlardır.

Seven ben, o sevilen de ben


Bir bedene girmiş iki ruhuz.

Hallac-ı Mansur’dan:

Fakir,Allah ’tan başka her şeyden müstağni olan ve yalnız Allah’a bakan
kimsedir.

Yüksek ahlak, Hakk’ı tanıdıktan sonra, halktan gelen eza ve cefanın insana tesir
etmemesidir.

Tevekkül, bir şehirde yemek yemeye senden daha müstahak olan birisinin
bulunduğunu bildiğin zaman, yemek yememendir.

Kunuşan diller, susan kalplerin helâkidir.

Sözler ve sohbetler illetlere, fiiller şirke bağlıdır.Allah ise ise cümlesinden


müstağnidir.

Mürid tevbesinin, mürad ise arınmışlığın gölgesindedir.

Müridin cehdi kefşini, müradın keşfi cehdini geçmiştir.

Kişinin vakti, bağrındaki deryanın incisidir; yarın kıyâmet günü bu incileri mahşerin
zeminine çarparlar.

Dinyadan geçmek nefs zühdü,âhiretten geçmek ruh zühtüdür.

Erkeklerin yüz boyası onların kanlarıdır.

Aşk’la kılınan iki reket namazın abdesti ancak ve ancak kanla alınırsa sahih olur!

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

Hallac-ı Mansurile ilgili bu kısa araştırmayı yineHallac ’ın bir şiiri ile noktalayalım.

Şu bedenden sana makam.


Candır Senden başkasına yer yok gönülde
Seni saran; ruhum, cildim, kanımdır
Ne yaparım ayrı düşersek. Söyle !?

*** *** *** ***

Ey! Duyur dostlara, çabuk haber ver !


Paralandı yelken. Çöktü sefine
Deniz ortasında kaldım perişan
Gün olur Mansur’u berdar ederler
Göründü gözüme salibden nişan
Ne bahta var bana, ne de Medine
*** *** *** ***

Seven ben, o sevilen de benim


Bir bedene girmişiz iki ruhuz biz
O diye gördüğün benim bedenim
Bana bak, onu gör;hep ayni şeyiz!

KAYNAKLAR:
Bektaşiliğin İç Yüzü, M Teyfik Oytam, Mâârif kütüphanesi- İstanbul
G. Öz - Alevilik, Uyum yayınları 1997 -Ankara
Doç. Dr. B.Noyan Dedebaba - Bektaşilik ve Alevilik, Cilt 1- 11, Ardıç yayınları 1999
-Ankara
Prof. Y. N. Öztürk-Hallac-ı Mansur , Yeni boyut 1997- İstanbul
İ.Z. Eyuboğlu, Tarikatlar ve Mezhepler, Der Yayınları, 1990- İstanbul
A.B. Gölpınarlı- Mevlana celaleddin, 1985- İstanbul
M. İkbal, Cavidname,
Ş. Tebrizi- Makalat,çeviri- 1974 -İstanbul
L. Massingnon, La passion de Hallaj- 1975- Paris

[i]Hatip El-Bağdat; Tarihu Bağdat. Prof. Yaşar Nuri Öztürk.Hallac-ı Mansur.


[ii] Taberi; Tarih.
[iii] Doç.Dr. Bedri Noyan dedebaba; Bektatilik ve Alevilik.
[iv] Tarihi Bağdat- Passion.
[v] Tarikatlar- İ.Z. Eyuboğlu-Der yayınları 1990-İstandul
[vi] Doç. Dr. B. Noyan, Betaşilik ve Alevilik, Ardıç yayınları , ciyt 11,1999-İstanbul
[vii] İ.Z. Eyuboğlu,Tasavvuf ve Tarikatlar, Der Yayınları,1990 -İstanbul
[viii] Abdan el-karmati, Teceretül-Yakin

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

[ix] Teberi, 11/79; İbnul Esir- el Kamil, 8/127- Y.N. Öztürk,Hallac-ı Mansur, Yeni
boyut-1997 İstanbul
[x] Tarikatlar-Z.Eyuboğlu, Der yayınları 1997- İstanbul
[xi] Massignon, Textes, 144
[xii] Passion.

Yayın Listemiz

Aşağıdaki e-Kitap ve programlar sizin için hazırlanmıştır.

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

http://ferid_hakki.sitemynet.comvewww.yorumsuz.netteyim.net’denücretsizindir
ebilirsiniz !.

Yeni_[e-Kitap]Din, Maneviyat, Psikoloji, Psikiatri

Yeni_[e-Kitap]İbn Arabi ile ilgili araştırma Serüvenim

Yeni_[e-Kitap]Evrenin Sırları

Yeni_[e-Kitap]Etkili Sözler III

Yeni_[e-Kitap]Beynimizi Kim Kullanıyor?

Yeni_[e-Kitap]Yorumsuz Katalog(Güncellendi)

Yeni_[e-Kitap]Zamansızlık(timelessness)

Yeni_[e-Kitap]Hangi Evreni Algılamaktayız?

Yeni_[e-Kitap]Gönül Uyandırma

Yeni_[e-Kitap]Kıyametin Deşifresi

[e-Kitap]Yorumsuz Katalog

[e-Kitap]Çağdaş Bakışla Allah

[e-Kitap]Taş'taki Güç... Mutluluğunuz için...

[e-Kitap]Etkili Sözler II

[e-Kitap]Çağdaş Bakışla Cennet, Cehennem

[e-Kitap]Rüya Yorumu

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

[e-Kitap]Kader Gerçeği

[e-Kitap]Evrensel Sırlar

[e-Kitap]Rüyanın Dışındaki Rüya

[Astroloji-Progra
Canopus
m]

Düşünen Beyinlere Hiç Okunmamış


[e-Kitap]
Yazılar

[e-Kitap]Holografik Beyin ve Evren

[e-Kitap]Mesajlar I

[e-Kitap]Uzaylıların İçyüzü

[e-Kitap]Tanrı yok Allah var

[e-Kitap]Reenkarnasyon Aldatmacası

Astroloji-Yeni Millennium’un Popüler


[e-Kitap]
Bilimi

[Astroloji-Progra
Planetium
m]

[e-Kitap]Modern Bilim ZİKİR'i Keşfetti

[e-Kitap]Etkili Sözler I

[e-Kitap]Yıldızların Altında

[e-Kitap]Çağdaş Bakışla Din

[Astroloji-Progra
PopHR
m]

[Kullanım
PopHR Rehber v.2
kılavuzu]

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html


ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

You might also like