You are on page 1of 2

KUTADGU BİLİG VE FARSÇA

Marsel ERDAL*

Kutadgu Bilig‘in ilk İslami Türk edebî yapıtı olduğunu biliyoruz. Bu büyük eserin bir başka önemli
özelliği, Kur‘an tercümeleri dışında, 1220‘lerdeki Moğol istilasından önce yazılmış ve elimize geçen
tek Batı Türkistan kaynaklı Türkçe metin olmasıdır; buna göre erken Batı Türkistan Türkçesini
yansıtan tek metin budur. Mahmud‘un Arapça yazılmış olan Dîvân‘ı da Kutadgu Bilig‘le aynı
zamanda kaleme alınmıştır, ancak Kaşgarlı okurlarına Fars etkisinden uzak ve Türkçe bakımından
Oğuz lehçesiyle rekabet edebilecek bir Hâkânî Türkçesi tanıtmaya çalışmaktadır. Mahmut, dili tanıtan
bir dilci ve antropolog, Yusuf ise dili edebî, felsefi ve kültürel amaçla kullanan bir sanatkârdır. Yusuf
da Mahmut gibi Türk milliyetçisi bir Müslümandır; ancak dilinin Baburname gibi bir yapıtta da,
bugünkü Özbekistan‘da da gördüğümüz Türk-Fars ikidilliliği çerçevesinde oluştuğu besbellidir. Bu
ikidilliliğin tarihi kaynaklarını kısaca belirlemek faydalı olacaktır.
6. yüzyılın ikinci yarısında Türk kağanlığı Batı Türkistan‘ı fethettiğinde, Türgeş, Çigil, Tuhsı,
Karluk gibi Türk boyları kağanlık çerçevesine çeşitli derecelerde bağlı olarak, kısmen On Ok adı
altında, orada hüküm sürmeye başlarlar. Ancak, bu Türk boylarına vergi veren yerli köylü ve çiftçi
halkının tümü İranlıydı ve çeşitli İranî diller konuşuyordu: bugünkü Özbekistan‘da Sogdca,
Afganistan‘ın kuzeyinde Baktrîce, Aral gölünün güneyinde Harezmce, Türkmenistan‘ın güneyinde
Partça, Türkmenistan‘ın ve Aral gölünün kuzeyinde Alanca. Bugünkü İran, Halife Ömer ibn el-Hattab
zamanında, 7. yüzyılın ortalarına doğru fethedilince, İran halkının bir kısmı doğuya kaçmış,
Müslümanlığı kabul etmek istemeyen Sasani ileri gelenleri de bugünkü Özebekistan‘a göç edip1
kültürlerini buraya getirmiş, bu şekilde Orta Farsça ‒ diğer adıyla Pehlevice ‒ de Orta Asya dillerinden
biri olmuştur.2 8. yüzyılın ortasında hilafet orduları bugünkü Kırgızistan’ın batısındaki Talas’ta
Karluk’ların yardımıyla Çin ordularını yenince, Batı Türkistan‘daki İranî ve Türk toplumları
Müslümanlığı benimsemeye başlar ve bu süreç 10. yüzyıla kadar hemen hemen tüm Batı Türkistan’ı
kapsar. 9. yüzyılın başlarında bugünkü Özbekistan‘da İran göçmenleri askerî ve politik hâkimiyeti
elde eder ve Sâmânî saltanatını kurar.
10. yüzyıl İslam âleminin en önemli bilim ve kültür merkezi mahiyetinde olan Sâmânî
imparatorluğunun3 dilinin 10. yüzyılda artık Pehlevice değil, Yeni Farsça 4 olduğunu görüyoruz.
Bundan sonraki aşamada bölgede Gazneli, Harezmşah ve Selçuklu devletleri kurulur. Bu üç devletin
hükümdarları ve subayları Türk olmakla beraber, Sâmânîleri ve İran‘da Büveyhîleri yendikleri hâlde,
bu iki devletin önderliğini yaptıkları Fars kültürünü benimserler: Fırdevsî, kaleme aldığı İran millî
destanı Şahname’yi 1010 yılında Sevüktegin oğlu Gazneli Sultan Mahmud’a sunar; Selçuklu veziri
Nizamü ’l-Mülk’ün sultan Melik Şah‘a adadığı Siyastname’nin dili Farsçadır.
Devrin bu yolu seçmeyen tek Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar kendilerine ‘Hakanî’
diyordu, çünkü diğer saydığım saltanatların aksine, Alp Er Tonga soyundan geldiğine inanılan bir
kağan tarafından yönetiliyor, Karluk ve Çigil Türk asilzadeliği önemseniyordu; öte yandan orada
kurulan önemli medreseler, Müslümanlığın da en azından aynı derecede önemsendiğinin delilleridir.
Mahmut, Karahanlı halk edebiyatından örnekler verir; Yûsuf, bir hükümdarın karşılaştığı temel
sorunları ve cevaplandırmak isteyeceği önemli soruları edebî ve felsefi şekilde incelediği yapıtı için bir
Batı Türkistan yazı dili yaratır. Kutadgu Bilig’in dilinin yapısı çağının Uygurca ağızlarının
gramerinden pek ayrılmasa da deyimleri, kinayeleri ve mecazları Doğu Türkistan edebiyatındakilerden
çok değişiktir.5 Dankoff 1983: 10-12 ve 264-267‘de kısmen gösterildiği üzere aynı deyim, kinaye ve
mecazları Farsçada buluyoruz; acaba bunlar Farsçadan alıntı mıdır?
Bu soruya esaslı bir cevap vermek için Yeni Farsçanın ne zaman ve nasıl oluştuğunu anlamak
faydalı olacaktır. Farsça ‒ Pehlevice dil ilişkisi Fransızca ‒ Latince ilişkisine benzer: Fransızca ve Fars-

* Prof. Dr., merdal4@gmail.com


1
Arap fethi zamanında kaçan sığınmacı Sasaniler Çine kadar uzaklaşmıştır; Xi‘an‘da bulunan Pehlevice bir kitabe bunu
göstermektedir (Humbach-Shìpíng 1988).
2
K. F. Geldner, Turfan‘da bulunan bir Pehlevi sözlüğünün fragmanlarını tanıtmaktadır (Geldner 1904).
3
İbn Sînâ ve Bîrûnî gibi bilim insanları burada yetişmiştir.
4
Bundan sonra zıtlık olmayan yerlerde Yeni Farsçaya ‘Farsça’ diyeceğiz.
5
Kutadgu Bilig‘in grameri, metnin dilinin Orta Türkçe değil Eski Türkçe olduğunu göstermektedir; Arapça ve Farsçanın,
metnin söz varlığına etkisi de pek fazla değildir. Metinde bulduğumuz İslam tesiri, onu Orta Türkçe saymak için yeterli
değildir: Ne de olsa Halifelik ordularının Batı Türkistan‘a girişi, Müslümanlığın Turfan‘a varmasından 600 yıl önce vuku
bulmuş bir olaydır.
Yûsuf Has Hâcib ve Ölümsüz Eseri Kutadgu Bilig. Gülden Sağol Yüksekkaya (ed.), Bişkek 2016 63

çada Latince ve Pehlevicenin Hint-Avrupa morfolojisinden kalan eski çekimleri silinmiş, öbeklerin
büzülmesiyle yeni, eklemeli şekiller oluşmuştur. Bu iki aşama arasındaki kesintinin sebebi, dillerinde
Hint-Avrupa tipi bir çekim bulunmayan Türklerin Farsçayı benimseyip kullanmasıdır. Bu tür
kesintileri Almanca veya Rusça gibi dillerin tarihinde görmüyoruz: Cermenlerle İslavlar, eski
morfolojiyi bugüne kadar korurlar. Farsça tipolojik bakımdan Pehleviceden ve diğer Orta İranî
dillerden çok değişik olan, çeşitli yapısal özellikleri Türkçeyi andıran bir dildir; bu teşhis, Farsçanın
bir lehçesi olan Tacikçe için daha da geçerlidir. Partça ve Pehlevice, ergatif dillerdir; Sogdcaya yakın
olan Yağnobi dili, Sakacaya yakın olan Peştuca, ve Kürtçe lehçelerinin çoğu ergatifliklerini bugüne
kadar korumuşlardır. Farsça ile bu dilin Tacik ve Dari lehçeleri ise ergatifliği bırakmıştır; bazı Kürtçe
lehçelerinin ergatif yapıdan aküzatif yapıya geçişi Türkçenin etkisiyle izah edilmektedir. En eski Yeni
Farsça yazmaların İpek Yolunun Doğu Türkistan kesimlerinde, Turfan, Dunhuang ve Miran
bölgelerinde bulunmuş olması tesadüf değildir.6 Türkler batıya, Araplardan kaçan Farslar doğuya göç
etmiş olmasaydı, Farsça eskicil tipten bir İranî dil olarak kalırdı. Bildiğimiz Farsça, Batı Türkistan‘da
olsun, İran‘da olsun, Türkçenin etkisiyle oluşmuştur; buna göre, söz dağarcığı genellikle İranlı (ve
Arapça) olsa da, sadece İranlıların değil, Türklerle İranlıların beraberce, karşılıklı iletişimlerinde
yarattıkları ‘ortak dil‘ (lingua franca) özelliklerini taşımaktadır.7
Robert Dankoff, 1983‘te yayımladığı kitapta, Kutadgu Bilig‘i İngilizceye tercüme etmeye
odaklanmıştır. Metnin Farsçaya tekabül eden deyim, kinaye ve mecazlarını özellikle aramamış,
bunların sadece bir kısmını vermiştir; bu konunun ayrıntılarına girip Dankoff‘un başladığı araştırmayı
tamamlamak çok önemlidir. Ancak bir İranist‘in yapabileceği ikinci çalışma, tespit edilen deyim,
kinaye ve mecazların Pehlevice ve Partça kaynaklarda bulunup bulunmadığını belirlemektir. Batı
İranca bu alandaki verilerde devamlılık gösteriyorsa, Kutadgu Bilig‘e Farsçadan geldiklerini kabul
etmek gerekir. Kutadgu Bilig‘de ve Farsçada gördüğümüz deyimler, kinayeler ve mecazlar eğer Orta
İrancada yoksa, bunları Sâmânîler sonrası Batı Türkistan İranî‒Türk kültür birlikteliğinin eseri saymak
daha doğru olacaktır.

BİBLİYOGRAFYA

Fragner, Bert (1999), Die „Persophonie“: Regionalität, Identität und Sprachkontakt in der Geschichte Asiens.
Berlin.
Geldner, K. F. (1904), ‘Bruchstücke eines Pehlevi-Glossars aus Turfan, Chinesisch-Turkestan’, SPAW, 2: 1136-7.
Humbach, H. ve Wāng Shìpíng (1988), ‘Die Pahlavi-chinesische Bilingue von Xi‘an‘, A Green Leaf. Papers in
Honour of J. P. Asmussen, 73-82.
Müller, F. W. K. (1915), ‘Ein syrisch-neupersisches Psalmenbruchstück aus Chinesisch-Turkistan’, Festschrift E.
Sachau, 215-222.
Sims-Williams, N. (2011), ‚Early New Persian in Syriac script: Two texts from Turfan’, BSOAS, 74: 319-30.
Utas, B. (1968), ‘The Jewish-Persian fragment from Dandān-Uiliq’, Orientalia Sucana, 17: 123-136.
Yūsuf Khāṣṣ Ḥājib (1983), Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig). A Turko-Islamic Mirror for Princes,
Translated with an introduction and notes by Robert Dankoff, U. of Chicago Press, Chicago and London.

6
Kaynaklardan bazıları şu makalelerde yayımlanmıştır: Müller 1915; Utas 1968; Sims-Williams 2011.
7
Farsçanın ‘ortak dil‘ statüsü konusunda Fragner 1999’a başvurulabilir.

You might also like