Professional Documents
Culture Documents
Atatürk Ilke Ve Inkılap Tarihi
Atatürk Ilke Ve Inkılap Tarihi
ATATÜRK ‹LKELER‹
VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Yazarlar
Prof.Dr. Süleyman BEYO⁄LU (Ünite 1)
Doç.Dr. Kenan OLGUN (Ünite 2, 3)
Prof.Dr. Selma YEL (Ünite 3)
Prof.Dr. Mustafa TURAN (Ünite 4, 8)
Prof.Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ (Ünite 5)
Prof.Dr. ‹hsan GÜNEfi (Ünite 6)
Prof.Dr. Erdinç TOKGÖZ (Ünite 7)
Prof.Dr. Cezmi ERASLAN (Ünite 8)
Editör
Prof.Dr. Cezmi ERASLAN
ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r.
‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t
veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Genel Koordinatör
Doç.Dr. Müjgan Bozkaya
Ö¤retim Tasar›mc›lar›
Doç.Dr. Müjgan Bozkaya
Yrd.Doç.Dr. ‹rem Erdem Ayd›n
Kapak Düzeni
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z
Dizgi
Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi
ISBN
978-975-06-1393-7
3. Bask›
‹çindekiler
Sunufl ............................................................................................................ viii
Sunufl
Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi Dersleri, belgelenen süresi dört bin y›la ula-
flan Türk tarihindeki en önemli dönüm noktalar›ndan birisi hakk›nda ülke genç-
lerini bilinçlendirmek amac›yla verilmektedir.
Tarihinin her döneminde mutlaka ba¤›ms›z bir devlete sahip olan Türk mille-
tinin, kurdu¤u en uzun ömürlü devletlerden birisi de Osmanl› Devleti idi. Bünye-
sinde her dilden, dinden, renkten insanlar› bar›fl içinde yaflatarak hakimiyetini
dört k›taya geniflleten Osmanl› Devleti dönemine damgas›n› vurmufltu. Ancak
XVII. as›rdan itibaren askeri alanda bafllay›p idari, siyasi ve sosyal alanlara yay›lan
çalkant›lar içerisinde varl›¤›n› devam ettirmeye çal›flm›flt›.
Osmanl› Devleti XVII. ve XVIII. as›rlarda gerçeklefltirdi¤i reform çabalar›na
karfl›n uluslararas› alandaki muhataplar›n›n güç ve zenginlik kayna¤› olan sömü-
rü yönteminden köklü devlet ve medeniyet anlay›fl› dolay›s›yla uzak kalm›flt›. Bu-
nun sonucunda çevresinde ve kendi topraklar›nda sömürü siyasetinin neticeleri
ile karfl› karfl›ya gelmifltir. Sadece sömürü siyasetine ba¤lanamayacak kadar flid-
detli ve kapsaml› olan Osmanl› karfl›t› sald›r›larda sivil halk da büyük ac›lar çek-
mifltir. 1877-1878 Osmanl›-Rus, 1897 Osmanl›-Yunan Savafllar›, Trablusgarp, Bal-
kan ve Birinci Dünya Savafllar›n›n hemen tamam›nda büyük toprak kay›plar›na
u¤ram›flt›r Bu savafllarda yaflananlar s›k›nt›lar, zorunlu göçler ve göçler s›ras›nda
maruz kal›nan haks›zl›klar toplumsal travmalar oluflturmufltur.
Uluslararas› iliflkiler ve tarih literatüründe “fiark Meselesi” olarak adland›r›lan
Osmanl› topraklar›n›n paylafl›lmas› sürecini, Osmanl› co¤rafyas›nda birlikte yaflayan
bir k›s›m Müslim ve gayrimüslim vatandafllar›n da kendi ba¤›ms›zl›klar› için ulusla-
raras› aktörler ile iflbirli¤i yapmas› h›zland›rm›flt›r. Gerçekten de bu unsurlar›n söz
konusu dönemdeki faaliyetleri yeni Türk devletinin oluflum ve geliflim sürecindeki
politikalar›n› birinci elden etkileyen deneyimler olmufltur. Nitekim Osmanl› devle-
tinin çok uluslu devlet yap›s›ndan milli devlet olmaya adeta zorland›¤› süreci ve
politikalar› 19. ve 20. yüzy›llarda yaflananlar üzerinden okumak mümkündür.
Birbiri ard›na yaflanan savafllar›n sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve
yak›n geçmiflin tecrübeleriyle milletin do¤rudan kaderine sahip ç›kmaya bafllad›-
¤› yeni bir dönem de bafllam›flt›r. ‹flgal edilen ülke topraklar›n›n kurtar›lmas›n› he-
defleyen bölük pörçük çabalar Mustafa Kemal Pafla’n›n Samsun’a ç›kmas›yla tek
bir merkezden yönetilen ve ülkenin bir bütün halinde kurtuluflunu hedefleyen
milli mücadele’ye dönüflmüfltür. Osmanl› Devleti y›k›l›rken, Türk milleti, 1919-
1922 aras› verdi¤i mücadeleyle, adeta küllerinden do¤an Anka Kuflu misali yeni
Türk Devleti’ni kurmufltur.
19. ve 20.yüzy›llarda yaflananlar›n izleri ve hat›ralar› henüz taze iken, Türk ‹stik-
lal Harbi’nin öncesi ve sonras›ndaki sürecin yeni yetiflen nesillere de ö¤retilmesi ih-
tiyac› hissedilmifltir. 1933 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi’ne ba¤l› olarak kurulan ‹nk›-
lap Tarihi Enstitüsü’nde Türk ‹stiklal Harbini yaflayanlarca ilk dersler sunulmufltur.
Bu dersler 1981 y›l›ndan bu yana e¤itimin her kademesinde verilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün alt›n› çizdi¤i gibi
“Türkiye Cumhuriyeti ayn› milletin yeni bir devletidir” ve bu devletin temeli, Türk
Sunufl ix
milli kültürüdür. Bu noktadan hareketle biz de Türk ink›lab› sürecini yeni nesille-
re aktar›rken Osmanl› Devleti’nin ça¤› yakalamak ve varl›¤›n› devam ettirmek için
giriflti¤i çabalara, farkl› unsurlar ile yaflanm›fl olaylara biraz daha fazla yer verme-
ye çal›flt›k. Zira Türkiye Cumhuriyeti bilhassa son otuz y›ld›r, Osmanl› Devleti’nin
son zamanlar›nda yaflanm›fl olumsuz deneyimlerden de sorumlu tutulmakta ve
mahkum edilmek istenmektedir. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda Türk ‹nk›lab› Tarihi as-
l›nda Osmanl› devletinin parçalanmas›yla ortaya ç›kan komflu ülkelerin tarihini de
do¤rudan ilgilendiren bir özelli¤e sahiptir. Bir dönem ve bölge tarihi bütünlü¤ü
içerisinde ele al›nmay› hak etmektedir.
Yüksekö¤retim kurumlar›nda okuyan ö¤rencilerden gerek ulusal düzeyde ge-
rekse uluslararas› alanda yak›n tarihimizle alakal› meseleler gündeme geldi¤inde
konulara yabanc› kalmamas› beklenmektedir.
Kitapta, sahan›n uzman› olan bilim insanlar›m›z›n kaleme ald›¤› bölümlerle ön-
celikle kendi insan›m›z› do¤ru bilgilendirmek hedeflenmifltir. Bu yöntem ö¤rencile-
rimize güncel bilgiyi aktarmak ad›na do¤ru oldu¤u kadar, yak›n dönemde yaflanan-
lar›n günümüz geliflmelerine etkisini anlamak ve do¤ru anlatmak için de vazgeçil-
mez bir husus olarak dikkate al›nm›flt›r.
Kitapta ö¤rencilerimizin konular› okurken önem vermeleri gereken k›s›mlara
dikkat çekilmifltir. Bunun yan› s›ra mukayese yap›lmas›, tart›fl›lmas› gerekli husus-
larda “s›ra sizde” at›flar›yla ö¤rencilerimizin dönem olaylar›n› anlamalar›n› kolay-
laflt›racak, bir nevi empati yapmalar›n› sa¤layacak düzenlemelere gidilmifltir. Ders
kitab› hacminde k›saca de¤inilen hususlar için okuma kitaplar› önerildi¤i gibi, her
ünite içindeki konular›n anlafl›lmas›na yönelik bir okuma parças› verilmeye gay-
ret edilmifltir. Yine her ünite sonunda verilen 10 soru ile ö¤rencilerimize kendile-
rini s›nama imkan› sunulmufl, s›nava haz›rl›k yapmalar› hedeflenmifltir. S›ra sizde
konular›n›n aç›klamalar› da ünite sonunda verilerek konunun daha iyi anlafl›lma-
s› amaçlanm›flt›r. Ünite sonlar›nda yer alan seçilmifl bibliyografya, konu hakk›nda
daha ayr›nt›l› bilgi almak isteyen ö¤rencilerimiz için yol gösterici olacakt›r.
Takdir edilece¤i üzere hakk›ndaki arfliv belgeleri henüz aç›lmam›fl olan konu-
lara dair bilgi vermekle yetinilmifl, zamanda derinlik, mekanda yayg›nl›k özelli¤i-
ne sahip olaylarla ilgili ilmi yorumlar ortaya konmufltur. Böylece ö¤rencilerimizin
Türkiye’nin modernleflme sürecini oluflturan son üç yüzy›l›ndaki geliflmeleri kav-
ray›c›, kapsay›c› bir bak›flla okumalar›na katk› sa¤lanm›fl olaca¤›n› ümit ediyoruz.
Elinizdeki kitap çok say›da meslektafl ve dostumuzun katk› ve destekleriyle or-
taya ç›km›flt›r. Onlar› tek tek vermek mümkün olmad›¤› için birkaç isim saymakla
yetinece¤im. Bütün bölüm yazarlar›m›za, düzenleme ve foto¤raflar›n seçimindeki
destekleri dolay›s›yla de¤erli meslektafl›m ve dostum Doç.Dr. Kenan Olgun’a, Ata-
türk Araflt›rma Merkezi Uzmanlar› Hüseyin Tosun ve Halit Aytu¤ Tokur’a, bas›m
aflamas›ndaki destekleri dolay›s›yla Prof.Dr. Ayd›n Ziya Özgür, Doç.Dr. Müjgan
Bozkaya ve Yrd.Doç.Dr. Sinan Ayd›n’a ayr› ayr› teflekkürler ediyorum.
Ö¤rencilerimize ve ö¤retim elemanlar›m›za faydal› olmas› dile¤iyle...
Editör
‹stanbul 2012
Prof.Dr. Cezmi ERASLAN
1
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Osmanl› Devleti’nin klasik döneminin sonundaki s›n›r genifllemelerinin nas›l
N
ortaya ç›kt›¤›n› aç›klayabilecek,
XVII. yüzy›lda yaflanan buhran›n sebeplerini ve bunlar›n dönemin ayd›nla-
N
r›nca nas›l de¤erlendirildi¤ini aç›klayabilecek,
XVIII. yüzy›lda yaflanan Lale Devri ve Nizam-› Cedit uygulamalar›n› ana hat-
N
lar›yla aç›klayabilecek,
III. Selim ve II. Mahmud dönemi yenilik çabalar›n› karfl›laflt›rarak beklenti ve
N
neticelerini de¤erlendirebilecek
XIX yüzy›lda Osmanl› Devleti’nin, iç isyanlar›n yan› s›ra ‹ngiltere, Fransa ve
Rusya ile askerî, ekonomik ve siyasi iliflkilerini analiz edebilecek bilgi ve be-
cerilere sahip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Klasik Dönem • Buhran
• Lale Devri • Nizam-› Cedit
• Ekonomik Ba¤›ml›l›k
‹çindekiler
• OSMANLI DEVLET‹’N‹N
DURAKLAMA DEVR‹NE GENEL B‹R
BAKIfi
• OSMANLI DEVLET‹’NDE BUHRAN,
Osmanl› YEN‹LEfiME VE EKONOM‹K
Atatürk ‹lkeleri ve BA⁄IMLILIK SÜREC‹ (1700-1838)
Devleti’nde
‹nk›lap Tarihi-I Yenileflme Çabalar› • OSMANLI YEN‹LEfiMES‹NDE
DÖNÜM NOKTASI III. SEL‹M VE
N‹ZAM-I CED‹T
• II. MAHMUT DÖNEM‹ GEL‹fiMELER‹
VE YEN‹L‹KLER‹ (1808-1839)
Osmanl› Devleti’nde
Yenileflme Çabalar›
Kossaklar, 1649’da yar› ba¤›ms›z bir devlet kurmufllar ve 1654’te Rus Çarl›¤›’na
ba¤lanm›fllard›. Bu durum Osmanl› Devleti için Kossak tehlikesini daha da büyüt-
müfl, bunun üzerine 1672’de Osmanl› ordular› Lehistan seferine ç›km›flt›. 1676’da
imzalanan Zoravna Antlaflmas› ile Osmanl›lara tabi olan Kossaklara Lehistan s›n›r-
lar› içinde kalan topraklar›n›n geri verilmesi kararlaflt›r›ld›.
1593 y›l›ndan itibaren bafllayan Osmanl›-Avusturya savafllar›, 1606’da imzala-
nan Zitvatorok Antlaflmas› ile sonuçland›. Osmanl› Devleti Avusturya karfl›s›ndaki
üstünlü¤ünü anlaflma metninde de göstermekteydi. 1618’de Protestan ve Katolik
pek çok Avrupal› devlet aras›nda bafllayan Otuz Y›l Savafllar› 1648’de imzalanan
Vestfalya Antlaflmas› ile sona erdi. Osmanl› Devleti, Do¤u Akdeniz’de hâkimiyeti-
ni sa¤lamak için 1645’te Girit Seferi’ni bafllatt›. Uzun muharebelerden sonra 1669’da
Girit fethedildi. 1656’da Köprülü Mehmet Pafla kumandas›nda Limni ve Bozcaada
al›nd›. 1662’de Osmanl› ordusu Erdel’e (Romanya) girdi. 1663’te Uyvar’›n (Slovak-
ya) fethiyle bat›daki en genifl s›n›rlara ulafl›ld›.
17. yüzy›l›n son çeyre¤inde bat›da, Katolik Habsburglar›n bask›s›ndan kurtul-
mak amac›yla Protestan Macarlar Osmanl› Devleti’nden yard›m ça¤r›s›nda bulun-
du. Bunun üzerine Osmanl›lar, Merzifonlu Kara Mustafa Pafla önderli¤inde 1683’te
Viyana’ya ikinci bir sefer düzenledi. 1683 Nisan’›nda yola ç›kan ve Temmuz ay›n-
da Viyana’y› kuflatma alt›na alan Osmanl› ordusu, Leh kuvvetlerinin yard›ma gel-
mesi üzerine bozguna u¤rayarak geri çekildi. Viyana bozgunundan sorumlu tutu-
lan Kara Mustafa Pafla ise Belgrat’ta idam edildi.
Osmanl›lar›n Viyana’da bozguna u¤rat›lmas› Avrupa devletlerinin moralini yük-
seltti. Avusturya, Lehistan ve Venedik aras›nda Kutsal ‹ttifak kurularak Osmanl›la-
ra karfl› sald›r›ya geçti. Bu ittifaka 1686’da Ruslar da kat›ld›. Osmanl›lar, 1697’de
Zenta Bozgunu’ndan sonra bar›fl yapmak zorunda kald›. 1699’da imzalanan Karlof-
ça Antlaflmas› ile Osmanl› Devleti Macaristan’dan çekildi. Bu antlaflmayla Osmanl›
Devleti Balkanlar’da ve Ukrayna’da genifl çapta toprak kayb›na u¤rad›.
D‹KKAT D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 5
SIRA S‹ZDE
rupa tarz›ndaki ilk yenileflme hareketini bafllatt›. Bu amaçla Damat ‹brahim Pafla SIRA S‹ZDE
döneminde Avrupa’ya gönderilen elçilerin say›s› art›r›ld›. Bu elçiler diplomatik ilifl-
kileri sürdürmenin yan› s›ra Avrupa’n›n kültür, sanat, sanayi,Dtar›m ve askerîyesi
Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
hakk›nda incelemeler de yaparak Saray’a raporlar sunmaya bafllad›. 1720-1721 y›l-
lar› aras›nda Paris’te bulunan Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi’nin raporu bu raporlar
içerisinde en dikkat çekenidir. S O R U S O R U
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Foto¤raf 1.2
Mühendishanenin
ö¤retim elemanlar›
toplu hâlde
Kaynak: Yaflamlar›
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi I,
Yap› Kredi Kültür
Sanat Yay›nc›l›k,
‹stabul 1999.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
mifl ve Osmanl›n›n Ortodoks tebaas›n›n haklar›n›n koruyuculu¤una soyunmufltur.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
10 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
N N
SIRA S‹ZDE mifl, 1767’de SIRA S‹ZDE dönerek burada çeflitli görevler alm›fl ve 1769’da yeniden ‹s-
Paris’e
tanbul’a gelerek Bo¤az tahkiminde görev yapm›flt›. Sürat Topçular› Oca¤›’n› kuran
AMAÇLARIMIZ
Tott, 1771-76 y›llar› aras›nda toplar döktürmüfl, Bo¤az’da kaleler infla ettirmifl ve
AMAÇLARIMIZ
1773’te Mühendishane’yi kurmufltu. Daha sonra Mühendishane-i Bahr-i Hümayun
ad›n› alan Hendesehane, kapsaml› bir askerî okula dönüfltürüldü. Bu dönemde de
K ‹ T A P Frans›zca askerî
K ‹ T ders A P kitaplar›n›n tercümesi faaliyetlerine devam edildi ve Yeniçe-
ri Oca¤› iyilefltirilmeye çal›fl›ld›.
‹lim ve sanatseverli¤i bilinen Sultan I. Abdülhamid döneminde kütüphanecilik
TELEV‹ZYON faaliyetleriT Eartm›fl
L E V ‹ Z Y ve
O N Medine’ye yazma eserlerden oluflan büyük bir kütüphane
yapt›r›lm›flt›. Bu dönemde Avrupa mallar› karfl›s›nda yerli pazar›n korunmas› ama-
c›yla yerli mal› kullan›m› zorunlu tutulmufltu.
N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
lerin aç›lmas› gerekiyordu. Bu amaçla önemli merkezlerden bafllamak üzere 1792’de Lon-
dra’da 1797’de Paris, Viyana ve Berlin’de daimi elçilikler aç›ld›. Bu elçilikler pek çok Os-
manl› ayd›n›n yetiflmesine, yabanc› dil ö¤renimlerine, Avrupa ülkelerindeki fikir ak›mlar›-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
n› tan›malar›na hizmet etti.
Anadolu’nun pek çok yerinde ç›kan isyanlar ile devletin etkiliK ‹ biçimde
T A P ilgilene- K ‹ T A P
memesi sonucunda buralarda bulunan valiler (beyler/ayanlar) ve isyanc›lar (müte-
gallibe) güçlenmifllerdi. Bundan dolay› III. Selim döneminde merkezî otorite etki-
sini ve gücünü büyük oranda kaybetmiflti. Ayan ve mütegallibenin T E L E V ‹ Z Ygüçlenmesin-
ON TELEV‹ZYON
de, dar bo¤aza giren Hazine’yi iyilefltirmek için baz› t›marlar›n iltizama verilmesi
etkili olmufltu. Saray bu yolla Hazine’ye para girifli sa¤larken ayanlar›n nüfuzlar›-
n›n artmas›n› ve tüm Anadolu’ya yay›lmalar›n› engelleyememiflti. ‹NTERNET
Öte yandan art ‹NTERNET
arda al›nan yenilgiler de Saray’›n itibar kaybetmesine yol açm›flt›. III. Selim, eyalet
idari teflkilat›n› yeniden düzenlemek yoluyla yerel otorite yerine merkezî otoriteyi
güçlendirdi. Eyaletlere tecrübeli ve güvenilir idareciler atad›. Böylece
MAKALE
kad›lar›n gö- MAKALE
revlerini yapmalar› sa¤land› ve rüflvet almalar› büyük oranda engellendi. T›mar ve
zeamet de yeniden düzenlenerek Hazine’ye gelir sa¤land›.
likle gedik (tekel, imtiyaz) usulünü kald›rd›. Tüccar ve esnaf gediklerinin kald›r›l-
mas›yla serbest hâle getirilen ticaretin gelifltirilmesi yoluna gidildi. Böylece Osman-
l› sanayi ve ticareti Avrupa’da oldu¤u gibi serbest rekabet ortam›na aç›l›yordu.
Osmanl›-Frans›z Savafl›
Napolyon’un önderli¤inde Frans›z ordusu 1798 y›l›nda M›s›r’a sald›rarak Osman-
l›n›n önemli bir vilayeti olan M›s›r’› ele geçirmiflti. Osmanl› ordusunun alm›fl oldu-
¤u yenilgiler Fransa’ya yaln›z bafl›na karfl› koyamayaca¤›n› gösterdi¤inden Osman-
l› devleti ittifak aray›fl›na girdi. Bu maksatla Fransa’ya karfl› 3 Ocak 1799’da Ruslar-
la, 5 Ocak 1799’da ‹ngiltere ile ittifak antlaflmalar› imzaland›. Böylece y›llarca kar-
fl› karfl›ya gelmifl olan Osmanl› ile Rus ordusu tarihte ilk kez yan yana savafl vere-
cekti. ‹ngiltere ve Rusya, Fransa ile yap›lan 30 A¤ustos 1801 tarihli antlaflma ile Na-
polyon kuvvetlerini M›s›r’dan ç›kard›. Osmanl›lar M›s›r’da Frans›zlardan kurtul-
mufltu ancak bu kez de yap›lan ittifak›n karfl›l›¤› olarak ‹ngiltere ve Rusya’n›n a¤›r
istekleriyle yüz yüze kalm›flt›. ‹ngiltere, Frans›zlar› bölgeden ç›karmak bahanesiy-
le girdi¤i M›s›r’a yerleflmek niyetindeydi. Rusya ise bir yandan Ege adalar› ve Mo-
ra’daki Hristiyan ahaliyi Osmanl› aleyhine k›flk›rtarak buralar› ele geçirme hesapla-
r› yap›yordu; di¤er yandan da Bo¤azlardan kal›c› olarak geçifl hakk› alman›n pe-
flindeydi. Bu tehlikeli durumda Osmanl› devlet adamlar› çareyi yeniden Avrupa’da
pek çok baflar› kazanan Fransa ile ittifakta bularak 25 Temmuz 1802’de Fransa ile
Paris Antlaflmas›’n› imzalam›flt›r.
Osmanl›-Rus-‹ngiliz Savafl›
Fransa ile yeniden yak›n iliflkiler kuran Osmanl›lar, ‹ngilizlerin M›s›r üzerindeki he-
saplar›n› bofla ç›karmak maksad›yla bölgedeki otorite bofllu¤unu doldurmak için
Temmuz 1805’te Mehmet Ali Pafla’y› M›s›r’a vali olarak atad›. Bu arada ittifak›n so-
na ermesi nedeniyle Bo¤azlar’›n Rus savafl gemilerine kapanmas› iki devlet aras›n-
da gerginlik ç›kmas›na yol açm›flt›. Osmanl›n›n Bo¤azlar’› Rusya’ya kapatmas›,
Rusya ile ittifak hâlinde olan ‹ngiltere’nin de Osmanl›’ya karfl› tutum almas›na ne-
den oldu. ‹ngiltere ayr›ca Osmanl›-Frans›z yak›nlaflmas›ndan son derece rahats›z
olarak Osmanl› Devleti üzerindeki Frans›z nüfuzuna son verilmesini istiyordu. III.
Selim bu iki devletin isteklerini baflta kabul ettiyse de Napolyon’un Prusya’da za-
fer kazanmas› üzerine karar›ndan döndü. Bu geliflme üzerine Rusya ‹ngiltere’nin
deste¤iyle Ekim 1806’da Memleketeyn’i (Hotin ve Bender kaleleri) iflgal etti. Bu-
nun üzerine Osmanl› Devleti her iki devlete karfl› savafl açt›. ‹ngiliz donanmas› 18
fiubat 1807’de Bo¤az’dan geçerek ‹stanbul k›y›lar›na kadar geldi. Ancak 1 Mart’ta
geri dönmek zorunda kald›. ‹ngilizler ‹skenderiye’de de Mehmet Ali Pafla taraf›n-
dan yenilgiye u¤rat›larak 1807 Eylül’ünde bölgeden çekilmeye bafllad›.
¤› ayn› zamanda bir gelir kap›s› durumuna gelmiflti. Asker ocaklar›n›n yeni bir dü-
zene tabi tutulmas› ile bu gruplar gelirlerinden mahrum kalm›fllard›. Öte yandan
Nizam-› Cedit ordusunun ihtiyaçlar›n›n büyük oranda Avrupa’dan temin edilmesi
de askerî malzeme satan esnaf›n gelirini azaltm›flt›. Merkezî otoritenin zay›flama-
s›yla güçlerine güç katan yerel iktidarlar/ayanlar da yeni düzenin gelmesiyle Ana-
dolu’daki iktidar bölgelerini büyük oranda kaybedeceklerdi. Yeni düzenden ç›kar-
lar› olumsuz yönde etkilenen bu flah›s ve gruplar›n deste¤iyle Nizam-› Cedit hare-
ketine karfl› olanlar, Karadeniz Bo¤az› kalelerinde topçu olan Kastamonulu Kabak-
ç› Mustafa önderli¤inde isyan ederek ‹stanbul’a do¤ru yürümeye bafllad›lar. Ka-
bakç› Mustafa ‹stanbul’a vard›¤›nda ‹stanbul halk›ndan da büyük destek gördü. ‹s-
yanc›lar 28 May›s’ta III. Selim’den Nizam-› Cedit ordusunun kald›r›lmas›n› ve 11 ki-
flinin idam›n› istedi. Ertesi gün III. Selim tahtan indirildi ve yerine IV. Mustafa ge-
çirildi. 1808’de de Nizam-› Cedit ordusu la¤vedildi.
N N
öldürüldü. IV. Mustafa Yeniçeri Oca- SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Kaynak: Yaflamlar›
¤› ile 31 May›s 1807’de bir anlaflma ve Yap›tlar›yla
yapt›. Bu anlaflmaya göre Kabakç› Osmanl›lar
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Ansiklopedisi II,
‹syan›’ndan Yeniçeri Oca¤› sorumlu Yap› Kredi Sanat
tutulmayacak ve buna karfl›l›k Ocak Yay›nc›l›k, ‹stanbul
da devlet ifllerine kar›flmayacakt›. Bu 1999.
K ‹ T A P K ‹ T A P
s›rada öldürülmekten kurtulmay› ba-
flarm›fl olan yenilikçiler Rusçuk Aya-
n› Alemdar Mustafa Pafla’n›n etraf›n- TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
da toplanm›flt›. Yenilikçiler, Rusçuk
Ayan› Alemdar Mustafa Pafla önder-
li¤inde 10 bin mevcutla ‹stanbul üze-
rine yürüdü. Alemdar Mustafa Pa- ‹NTERNET ‹NTERNET
fla’n›n Saray’a sald›rd›¤› s›rada IV.
Mustafa hal’ edilmesini önlemek
amac›yla III. Selim’i öldürtmüfltü. MAKALE MAKALE
Yenilikçilerin Saray’a karfl› elde etti-
¤i baflar› neticesinde II. Mahmut tah-
ta ç›kar›ld› ve Alemdar Mustafa Pafla
da sadrazam oldu.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
tedir. Tart›flmas›z olan bir baflka gerçek de fludur ki her ne kadar uygulanma imkân› bula-
mam›fl ve k⤛t üzerinde kalm›fl olsa da Osmanl› tarihinde merkezî otorite ilk kez bu bel-
AMAÇLARIMIZ geyle s›n›rland›r›lm›flt›r.
AMAÇLARIMIZ
Mehmet Ali Pafla’ya sadece Girit verildi. Bu olaylar ‹stanbul ve M›s›r aras›nda ger-
gin bir dönemin bafllamas›na sebep olmufltu. Osmanl› ordusunun Rus seferini 12
bin kiflilik bir kuvvetle takviye edece¤i sözünü veren Mehmet Ali Pafla yaln›zca 25
bin kese alt›n vermekle yetinince gerginlik t›rmanmaya bafllad›. 20 Ekim 1831’de
Mehmet Ali Pafla’n›n o¤lu ‹brahim Pafla kumandas›ndaki 35 bin mevcutlu M›s›r or-
dusu Suriye’ye do¤ru yola ç›kt›.
Hünkâr ‹skelesi Antlaflmas›: ‹stanbul ile anlaflmaya yanaflmayan Mehmet
Ali Pafla ve ‹brahim Pafla için Saray, idam ferman› ç›kard›. Ancak Suriye’yi ele ge-
çiren M›s›r ordusu Anadolu’ya do¤ru ilerlemeye devam etti. Kütahya’ya kadar ula-
flan ‹brahim Pafla, 2 fiubat 1833’te k›fl› Bursa’da geçirmek için II. Mahmut’tan izin
istedi. Ard›ndan Adana’y› isteyen ‹brahim Pafla, bu teklifin kabul edilmemesi hâ-
linde ordusunun ‹stanbul’a yürüyece¤i tehdidinde bulundu. Osmanl› devlet adam-
lar›, tehlikenin bu kadar yaklaflm›fl olmas› nedeniyle yard›m aray›fl› içine girdiler.
Fransa Mehmet Ali Pafla’y› destekliyordu; ‹ngiltere ise o s›ralarda Avrupa siyaseti-
ne ve kendi iç meselelerine yo¤unlaflm›flt›. Rusya Osmanl›n›n yard›m isteyebile-
ce¤i tek kuvvet durumunda idi. 5 Nisan 1833’te bir Rus filosu Mehmet Ali Pafla
kuvvetlerine karfl› koymak üzere Beykoz’a asker ç›kard›. Bunun üzerine Rus-
ya’n›n Osmanl› ile yapt›¤› ittifak neticesinde elde edecekleriyle daha da güçlen-
mesini istemeyen ‹ngiltere ve Fransa dikkatini Mehmet Ali Pafla’ya çevirdi. Müca-
deleye büyük devletlerin de dahil olmas› neticesinde 8 Nisan 1833’te ‹brahim Pa-
fla ile Kütahya’da anlaflmaya var›ld›. Buna göre ‹brahim Pafla’ya Cidde, fiam, Ha-
lep valilikleri ile Adana muhass›ll›¤›, Mehmet Ali Pafla’ya ise M›s›r’dan baflka Girit
Valili¤i veriliyordu.
‹brahim Pafla ile anlaflma sa¤lanm›fl olmas›na ra¤men II. Mahmut M›s›r’›n yak›n
gelecekte yeni bir tehlike arz etmesi ihtimaline karfl› Rusya ile 8 Temmuz 1833’te
sekiz y›ll›k bir ittifak ve yard›m anlaflmas› olan Hünkâr ‹skelesi Antlaflmas›’n› imza-
lad›. Bu antlaflmayla Ruslar yeni bir sald›r› durumunda Osmanl›ya yard›ma gele-
ceklerdi. Bunun karfl›l›¤› olarak ise Bo¤azlar Rusya’ya aç›l›yordu. ‹ngiltere ve Fran-
sa’n›n Bo¤azlar’›n statüsündeki bu de¤iflikli¤i kabul etmeyeceklerini ilan etmesi
yeni bir kriz yaratm›flt›. Kriz, Rusya’n›n antlaflmayla elde etti¤i haklar› Avusturya ile
paylaflmay› kabul etmesiyle sona erdirildi.
Böylece Osmanl› Devleti yaln›z Rusya’n›n de¤il di¤er Avrupa ülkelerinin de
müdahalesine aç›k bir hâle geliyordu. II. Mahmut M›s›r meselesini niha-
i olarak sona erdirebilmek maksad›yla ‹ngiltere’nin de deste¤ini almay› zorunlu
görmüfl ve bu maksatla 16 Eylül 1838’de Osmanl›- ‹ngiliz Ticaret Antlaflmas›’n›
(Balta Liman› Antlaflmas›) imzalam›flt›. Bu antlaflma ile ‹ngilizlere kapitülasyonlar›
dahi aflan iktisadi imtiyazlar sunuluyordu. Balta Liman› Antlaflmas› ile Osmanl›
Devleti kendi tüccarlar›na bile vermedi¤i imtiyaz› ‹ngiliz tüccarlar›na veriyor, onla-
r› iç gümrüklerden muaf tutuyordu. Belirli ürünlerde kurulan devlet tekeli (yed-i
vahit) de bu antlaflmayla tamamen kald›r›l›yordu. Gerçi Osmanl› devlet adamlar›
yed-i vahit usulünü kald›rmay› M›s›r ekonomisini geriletmek maksad›yla kabul et-
miflti; ancak bir süre sonra bu önlem bizzat Osmanl› ekonomisini zarara u¤ratacak-
t›. Balta Liman› Antlaflmas› ile Osmanl› ülkesi aç›k bir pazar hâline getirilirken dev-
letin Avrupal› devletlere iktisadi ba¤›ml›l›k süreci de bafllam›fl oldu.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 19
Foto¤raf 1.4
Asakir-Mansure
birlikleri talimde.
Kaynak:
Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e
Türkiye
Ansiklopedisi,
‹letiflim Yay›nlar›,
‹stanbul 1985.
‹dari ve mali alanda: II. Mahmut devrinde iktisadi alanda da pek çok yenilik
yap›ld›. Vergi sisteminde yeni düzenlemelere gidilerek vilayet vergilerinin merkeze
aktar›lmas› sa¤land›. 1834’te Evkaf Vekâleti kurularak vak›f gelirleri merkeze akta-
r›ld› ve tüm devlet gelirlerinin yüzde 70’i modern ordunun ihtiyaçlar› için tahsis
edildi. Bu dönemde idari alanda yap›lan yeniliklerle modern bir devlet teflkilat› ve
bürokrasisinin kurulmas› yolunda önemli ad›mlar at›ld›. Avrupa tarz›nda düzenle-
nen yeni devlet teflkilat›nda eski müesseseler kald›r›larak yeni müesseseler olufltu-
ruldu. 30 Mart 1838’de al›nan kararla sadrazaml›k kurumu Baflvekâlet ad›n› ald›. Ad-
li iflleri yürütmek üzere Meclis-i Ahkâm-› Adliye, idari iflleri yürütmek üzere Dar-›
fiûra-y› Bâb-› Âli ve askerî iflleri yürütmek üzere Dâr-› fiûra-y› Askerî kuruldu.
1838’de ziraat, ticaret, sanayi ve bay›nd›rl›k ifllerini yürütmek üzere de yeni meclis-
ler aç›ld›.
20 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
E¤itim ve sosyal alanda: II. Mahmut askerî ihtiyaçlar do¤rultusunda e¤itim ala-
n›nda da pek çok yenilik yapt›. 1826’da ilk kez dört ö¤renci e¤itim görmek için Av-
rupa’ya gönderildi. K›sa bir zaman sonra Avrupa’ya gönderilen ö¤renci say›s› 300’e
ç›kar›ld›. 1827 y›l›nda aç›lan t›p okuluyla ordu için hekim ve cerrah yetifltirilmesi
sa¤land›. Avrupal› eserlerin Türkçeye tercümesi faaliyetleri bu dönemde de devam
etti. 1831’de Muzika-i Hümâyûn ve 1834’te Mekteb-i Ulûm-› Harbiye ad›yla Frans›z
modelinde iki yeni okul aç›ld›. Bundan baflka ilk ve orta seviyede devlet memuru
yetifltirmek amac›yla Mekteb-i Maarif-i Adli ve Mekteb-i Ulum-› Edebi aç›ld›. ‹stan-
bul ile s›n›rl› olmak kayd›yla bu dönem ilkö¤retim zorunlu hâle getirildi.
II. Mahmut’un yenilikleri sosyal alanda da kendini göstermiflti. 1815’te Saray
Topkap›’dan Dolmabahçe’ye tafl›narak eski saray usullerinde pek çok de¤ifliklik
yap›ld›. Art›k Avrupal› gibi pantolon giymeye bafllayan Osmanl› Sultan›, Avrupal›
tarzda protokolleri de yerine getirerek yurt içinde inceleme gezilerine ç›kmaya
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
bafllad›. 1828’te askere, 3 Mart 1829’da ç›kar›lan k›yafet nizamnamesiyle ulema d›-
fl›ndaki tüm sivillere fes giyme zorunlulu¤u getirildi. Bu nedenle 1830’da Tunus’tan
D Ü fi Ü N E L ‹ M getirtilen ustalara
D Ü fi Ü N E L ‹Eyüp’te
M Feshane kurduruldu. ‹lk Türkçe Osmanl› gazetesi olan
Takvim-i Vekayi 1 Kas›m 1831’de haftal›k olarak yay›n hayat›na bafllad›. ‹lk nüfus
say›m›, ilk karantina ve posta teflkilat›n›n kurulmas› gibi yenilikler de II. Mahmut
S O R U S O R U
döneminde gerçeklefltirildi.
N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
D Ü fi Ü N E L ‹ M
Osmanl›D Üyenileflme
fi Ü N E L ‹ M
hareketi tarihinde, en büyük baflar›lar II. Mahmut dönemin-
K ‹ T A P K ‹ T A P
de elde edilmifltir. Ancak buna ra¤men II. Mahmut devrinde Osmanl› Devleti bü-
S O R U yük oranda toprak
S O R U kaybetmifltir. Bu dönemde -zorunlu da olsa- Osmanl› Devleti’ni
siyasi ve iktisadi alanda büyük zaafa u¤ratan antlaflmalar imzalanm›flt›r. Hünkâr ‹s-
TELEV‹ZYON T E L E V ‹ Z Y Oile
kelesi Antlaflmas› N Rusya ve Avrupa devletlerinin Osmanl› memleketine siyasi
D‹KKAT D‹KKAT
müdahalesine izin verilirken Balta Liman› Antlaflmas› ile ‹ngiltere’ye iktisadi ba-
¤›ml›l›k süreci bafllayarak Osmanl› ekonomisine a¤›r bir darbe indirilmifltir. ‹ç is-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
‹NTERNET
yanlar ve d›fl tehditler ortas›nda Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas› Devleti ayr›ca u¤-
‹NTERNET
raflt›ran ve orduyu zaafa u¤ratan bir tedbir olarak görülmüfltür. Islah edilemeyen,
AMAÇLARIMIZ
yenilenemeyen,
AMAÇLARIMIZ
idari ve mali problemlere sebep olan bir asker s›n›f›, askerî tedbir-
MAKALE
ler ile ortadanMAKALE
kald›r›lmak zorunda kal›nm›flt›r.
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 21
Özet
Osmanl› Devleti’nin klasik dönemi genel anlamda Ka- ve sonuçlar›n› analiz eden bu raporlar›n do¤rultusunda
nuni dönemi ile bitirilse de yüzy›l›n sonuna kadar fetih- yeni bir ordu kurulmas›na giriflilmifltir. Bununla ayn›
ler devam edebilmifltir. 1571’de K›br›s’›n fethi tamam- zamanda Avrupa ülkelerinde ikamet elçilikleri aç›ld›¤›
lanm›fl, 1574’te Tunus al›nm›flt›r. Do¤uda ‹ran ile s›n›r- gibi eyaletlerde devlet otoritesinin sa¤lanmas›na yöne-
lar 1639’da Kasr› fiirin anlaflmas›yla netlefltirilmifltir. lik düzenlemeler gündeme gelmifltir. Madenlerin ifllen-
1656’da Limni ve Bozcaada al›nm›fl, 1669’da Girit fethe- meden ihrac›n›n yasaklanmas›, lüks tüketimden kaç›n›l-
dilerek deniz sahas›nda da baflar›lar›n devam etti¤i gö- mas›, illerdeki valiler ve di¤er bürokratlar›n görev süre-
rülmüfltür. 1663’te Uyvar fethedilerek bat›da bugünkü lerinin belirlenmesi, rüflvet ve adam kay›rman›n önlen-
Slovakya s›n›r›na ulafl›labilmifltir. Ancak bu baflar›lar›n mesi, toprak sisteminin ›slah edilmesi gibi temel sorun-
Köprülü Mehmet Pafla, Köprülü Faz›l Ahmet Pafla gibi lara çareler üretilmeye çal›fl›ld›.
kuvvetli devlet adamlar›n›n yönetiminde gerçeklefltiril- Her iki padiflah döneminde devletin askerî ve idari za-
di¤ine dikkat edilmelidir. Bu baflar›lara karfl›n ordunun aflar›n›n önlenmesine yönelik çabalar ortakt›r. Orduda
vurucu güç olma özelli¤ini önemli ölçüde kaybetti¤i yenileflme hareketlerinde yeni birimler kurulmufl, haya-
görülmektedir. Bu seferlerin uzun sürmesine paralel tiyetini devam ettirebilmesi için hazine oluflturulmufltur.
olarak devlet hazinesinin de kaynaklar›n› da son dere- III. Selim dönemindeki Nizam-› Cedit ordusuna paralel
ce zay›flatm›fl oldu¤unun alt› çizilmelidir. olarak II. Mahmud Sekban-› Ceditleri oluflturmufltur.
XVI. yüzy›l›n sonlar›ndaki Haçova Savafl›’nda yeniçeri- Toprak sisteminin ›slah› kadar bilim ve kültür sahas›n-
lerin savafl sahas›n› terk etmelerinin floku ile olaya ba- da da dünyadaki geliflmeleri takip etme ihtiyac› hisse-
karak mevcut nizama çeki düzen vermek ihtiyac›n› dil- dilerek tercüme hareketlerine giriflilmifltir. Avrupa’ya
lendirmeye bafllayan Osmanl› ayd›nlar› durumu yozlafl- ö¤renci ve bürokratlar göndererek iki yönlü bir fayda
ma ve bozulma olarak teflhis etmifllerdir. devlet idare- elde edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Mevcut beklentileri karfl›la-
sinde köklü uygulamalar›n terk edilmesinin yan› s›ra yamayan yap›lar› rahats›z etmeden yeni birimler olufl-
askerî teknolojide geri kalm›fll›¤a dikkat çekilmifltir. Or- turarak eskiyi bunlarla dönüfltürmek beklentisi ise ma-
du mensuplar›n›n do¤rudan yararland›¤› toprak siste- alesef her iki deneyimde de eski müesseselerin isyan›
minin bozulmas›, bürokratlar›n günlük ç›karlar›n› gö- sonras›nda yar›m kalm›flt›r. II. Mahmut döneminde
zetmeleri, rüflvetin artmas›, ifllerde kaliteyi gözetmekten merkezî idare teflkilat›nda gerçeklefltirilen reformlar et-
vazgeçilmesinin yan› s›ra temel e¤itim kurumlar› olan kili ve uzun ömürlü olacakt›r. devletin farkl› sahalarda-
medreselerdeki bozulma gibi temel aksakl›klara dikkat ki ifllerini görmek için meclisler aç›lmas›, Avrupa’ya
çekmifllerdir. Gerçekten de asr›n bafl›nda bat› dünyas›n- daha çok say›da ö¤renci gönderilmesi,k›l›k k›yafette
da görülmeye bafllayan co¤rafi keflifler ve bunlar›n ilgi- düzenlemeler yap›lmas› gibi ileri hamlelerin ise ancak
li ülkelere mali getirisi, bilim ve sanat alan›ndaki köklü Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›ndan sonra yap›labildi¤i
anlay›fl de¤iflikliklerine mukabil Osmanl› Devleti’nin unutulmamal›d›r.
bilhassa Fatih döneminden sonra içine girdi¤i “elde edi- Frans›z ihtilali’nin sonuçlar›ndan olan milliyetçilik fikri-
len baflar›lar›, ç›k›lan zirveyi muhafaza etmek” düflün- nin çok dil, din ve uluslu Osmanl› Devleti’ndeki etkileri
cesinden kaynaklanan dura¤anl›k bir as›rl›k süre so- XIX. asr›n geliflmelerini anlamak aç›s›ndan önemlidir.
nunda ülkenin ekonomik, idari ve askerî buhran içine Küçük Kaynarca Anlaflmas› ile resmî hüviyet kazanan
düflmesine yol açm›flt›r. din kardeflli¤i vesilesiyle d›fl müdahalelere bu aflamada
Bu dönemde giriflilen ›slahat çabalar›na mukabil devlet milliyet ba¤› da kat›lm›flt›r. ‹ngiltere, Fransa ve Rusya
yönetiminin topyekûn bir de¤iflime inanarak sonuna baflta olmak üzere fiark meselesinde ç›kar sa¤lamak is-
kadar gitme noktas›na gelmediklerinin alt› çizilmelidir. teyen her devlet bu hususlar› tahrik etmekten geri dur-
Lale çiçe¤i ve so¤an› etraf›nda flekillenen zevk ü sefa mam›flt›r. Rusya’n›n destekledi¤i S›rplar 1813’te girifltik-
tart›flmalar›na mukabil bu dönemde Avrupa devletleri- leri isyanlar sonucu 1830’da özerk hâle gelmifllerdir. Rus-
nin üstünlü¤ünün nedenlerini araflt›rmak ihtiyac›n› his- lar›n yan› s›ra ‹ngilizlerin ve Frans›zlar›n da destekledi¤i
setmifllerdir. Kültür, sanat, sanayi, tar›m ve ordu konu- Yunanlar ise 1820-1830 döneminde ayr› bir devlet ola-
sunda incelemeler yaparak Osmanl› bünyesinde uygu- rak ortaya ç›kmay› baflarm›fllard›r. Bu ayr›l›klar Osmanl›
lanabilecek aç›l›mlar›n pefline düflülmüfltür. Dokuma Devleti’ni siyaseten ve mali aç›dan zay›flat›l›rken Rusya
sanayinde Avrupa’ya ba¤›ml›l›¤› azaltmak için yeni ima- Akdeniz’e kolayca aç›lmak, ‹ngiltere ise hâkimiyetini
lathaneler aç›ld›¤› gibi yerli mallar›n›n kullan›m› teflvik devam ettirerek Hindistan sömürgesinin ulafl›m emniye-
edilmifltir. Bilim ve kültür alan›nda tercüme heyetleri tini sa¤lamak hedefini takip ediyordu. 1868’de Süveyfl
kurularak yabanc› eserlerin tercümeleri bas›lm›fl, Sara- Kanal›’n›n aç›lmas› ‹ngiltere için Osmanl› Devleti’nin ha-
y›n matbaa ve tercüme olay›na deste¤i artt›r›lm›flt›r. yati önemini ortadan kald›rm›flt›r. Bir flekilde Osmanl›
Nizam-› Cedit dönemi uygulamalar› da Padiflah III. Se- Devleti’nin Rusya veya bir baflka devletin kontrolü alt›-
lim’in problemli konularda devletin önemli bürokratla- na girmemesine çal›flan ‹ngiltere 1877-1878 Savafl›’ndan
r›ndan ald›¤› inceleme raporlar› çerçevesinde flekillen- itibaren devletin y›k›lmas›na yönelik politikalar› do¤ru-
mifltir. ‹dari, mali, askerî ve sosyal problemlerin sebep dan gelifltirmek ve uygulamak noktas›na gelmifltir.
22 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Kendimizi S›nayal›m
1. Osmanl› Devletinin 16. yüzy›l›n sonundaki durumu- 6. III. Selim Döneminde kurulan ordunun ad› hangisidir?
nu afla¤›dakilerden hangisi karfl›lar? a. T›marl› Sipahi
a. Zirve b. Kap›kulu Ocaklar›
b. Buhran c. Nizam-› Cedid
c. Duraklama d. Yeniçeri Oca¤›
d. Baflar›l› e. Sekban-› Cedid
e. Gerileme
7. Osmanl› Devleti’nin daimi elçilikleri hangi padiflah
2. K›br›s’›n Osmanl› Devletince fethi hangi padiflah dö- zaman›nda kuruldu?
neminde gerçekleflmifltir? a. III. Selim
a. IV. Murat b. II. Mahmut
b. IV Mehmet c. II. Ahmet
c. III. Murat d. Abdülmecid
d. II. Ahmet e. I. Abdülhamid
e. II. Selim
8. Balkanlarda Osmanl› Devletine karfl› ilk milliyetçi is-
3. Osmanl› Devleti en parlak zaman›n› hangi padiflah yan› hangi ulus yapm›flt›r?
döneminde yaflam›flt›r? a. Yunanl›lar
a. Yavuz Sultan Selim b. Bulgarlar
b. II. Beyaz›t c. Rumlar
c. III. Murat d. S›rplar
d. Orhan Gazi e. Macarlar
e. Kanuni Sultan Süleyman
9. ‹ngiltere’ye büyük ayr›cal›klar tan›yan Osmanl›-‹ngi-
4. Lale Devri hangi y›llar aras›ndad›r? liz ticaret antlaflmas› hangi tarihte imzalanm›flt›r?
a. 1730-1756 a. 1939
b. 1718-1730 b. 1827
c. 1766-1774 c. 1731
d. 1708-1721 d. 1536
e. 1830-1856 e. 1838
5. Osmanl› Devletinde ilk Müslüman matbaas›n› kim 10. Afla¤›dakilerden hangisi II. Mahmut Döneminde aç›-
kurmufltur? lan okullardan de¤ildir?
a. Agah Efendi a. Mekteb-i Ulum-› Edebi
b. Damat ‹brahim Pafla b. Mekteb-i Maarif-i Adliye
c. ‹brahim Müteferrika c. Mühendishane-i Bahri Hümayun
d. fiinasi d. Mekteb-i Ulum-› Harbiye
e. Abdullah Efendi e. T›bbiye
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 23
Okuma Parças›
OSMANLI ‹MPARATORLU⁄UNUN GER‹LEMES‹ yapt›lar. 1578 ve 1590 aras›nda ‹ran savafllar›nda Osman-
Kanuni Sultan Süleyman, bütün dünyay› kapsayan gü- l›lar, Kafkaslardan Nihavend’e dek ‹ran’›n bütün bat› eya-
cünü, Bender kalesinde 1538 tarihli bir yaz›tta flöyle di- letlerini ilhak ettiler. 1588’de Osmanl›lar›n Orta Asyal›
le getirmifltir: müttefiki Özbek Han› Abdullah Horasan’› istila etti. Bu
Ben, Tanr›’n›n kulu, bu dünyan›n sultan›y›m. Tan- savafl s›ras›nda Bat› ‹ran’da ordugah›n› Derbend’de ku-
r›’n›n inayetiyle ümmet-i Muhammed’in bafl›nday›m. ran Osmanl› komutan› Osman Pafla, kuzey stepleri yo-
Ad›na Mekke ve Medine’de hutbe okunan Süleyman’›m luyla K›r›m’dan askerî yard›m alm›fl, Hazar Denizi’nde de
ben. ben Ba¤dat’ta flah, Bizans diyarlar›nda kayser, bir deniz gücü oluflturma girifliminde bulunmufltur. Fakat
M›s›r’da sultan›m. donanmalar›n› Akdeniz, Ma¤rip ve ‹ran’a K›r›m’dan gönderilen takviyelere Ruslar›n Kuzey
Hind’e yollayan sultan›m. Macar taht ve tac›n› alan ve Kafkaslar’da sald›r›s› ve Rus-‹ran diplomatik iliflkilerinin
onlar› bir kuluna ba¤›fllayan sultan benim. Voyvoda yinelenmesi Osmanl›lar› endiflelendirmifltir.
Petru baflkald›rd›, ancak at›m›n ayaklar› onu toz eyle- Osmanl›lar, Habsburglar›n elinde kalan küçük bir Ma-
di; Bo¤dan’› da fethettim. car topra¤›n› hep sultana ait olarak görmüfllerdi; 1590
Ancak Süleyman’›n son y›llar›nda uluslararas› koflullar Os- ‹ran bar›fl›ndan sonra bu sorunu çözmeye karar verdi-
manl›lar için elveriflsiz hâle geldi ve Süleyman’›n dünya ler. S›n›r olaylar› iki imparatorlu¤u 1593’de savafla sü-
hakimiyeti giriflimi belirleyici ilk baflar›s›zl›klarla tan›flt›. rükledi. fiafl›rt›c› olaylarla dolu ve uzun süren bu savafl,
1559’da Cateau-Cambresis Bar›fl›, Avrupa’ya ‹spanyol dünya koflullar›n›n ne denli Osmanl›lara karfl› geliflmifl
üstünlü¤ünü getirmifl, Fransa iç savafla girmifl oldu¤un- oldu¤unu gösterdi. Papa, Avusturyal›lar için do¤uda
dan bu krall›k Avrupa politikas›nda Osmanl›lar›n bafll›- güçlü müttefikler buldu. Bo¤dan, Eflak ve haraçgüzar
ca müttefiki olmaktan ç›km›flt›. 1565’de Malta baflar›s›z- Erdel Voyvodas› Osmanl›lara karfl› isyan ederek Avus-
l›¤› ve 1566’da Süleyman’›n son Macaristan seferi, Os- turya yan›nda savaflt›lar. Öte yandan kara ve denizden
manl›lar›n Orta Avrupa ve Akdeniz’de ilerlemelerinde genifl bir cephe boyunca Dinyeper Kazaklar› da sald›r›-
bir duraklaman›n bafllang›c›n› simgeler. yordu. Osmanl›lar büyük çaba gösterdiler. ve sultan II-
1570-1571’de K›br›s’›n fethi Osmanl›lar›n son büyük I.Mehmed’in kiflisel komutas›ndaki ordular›, 23-25 Ekim
askerî baflar›s›d›r. Bu çok iyi tahkim edilmifl adan›n al›n- 1596’da Haçova’da büyük bir zafer kazand›. Fakat bu-
mas›; Akdeniz’deki en güçlü Hristiyan donanmas›n›n nun hiç bir kal›c› sonucu olmad›. ‹mparatorun güçleri
iletiflim hatlar›n›n kesilmesini, adaya büyük bir ordu- sald›r›y› sürdürerek gelip Budin’i kuflatt›.
nun götürülüp orada bak›m›n›n sa¤lanmas›n› gerektiri- ‹ran flah› büyük Abbas, 1599’da Avrupa’ya elçiler gön-
yordu. Kara ordusu ve donanman›n iflbirli¤i ile kazan›- dererek Osmanl›lara karfl› ekonomik ve askerî görüfl-
lan bu zafer, Osmanl› silahlar›n›n en büyük baflar›s›yd›; meler bafllatt›. ‹mparator, elçi heyetini Viyana’da çok s›-
fakat sefer s›ras›nda bir Hristiyan ittifak›n›n oluflmas› da cak karfl›lad›. Onlara, do¤uda Rus ve Gürcülerle Os-
Osmanl›lar›n büyük korkular›n›n gerçekleflmesiydi. manl› karfl›t› bir ittifak kurmak istedi¤ini ve Avrupa’n›n
Don Juan komutas›ndaki güçlü müttefik donanmas›, Hristiyan krallar›n› kutsal bir haçl› ordusunda birlefltir-
Osmanl› donanmas›n› 7 Ekim 1571’de Akdeniz’de o za- meye çal›flt›¤›n› bildirdi. fiah Osmanl›lara öykünerek or-
mana dek yap›lm›fl en büyük deniz savafl›nda yenilgiye dusuna ateflli silahlarla donat›l› yeni kul birlikleri katt›.
u¤ratt›. Savafla 438 tekne kat›lm›fl, Osmanl›lar iki yüz 1603’te hücuma geçti. Osmanl›lar, imparatorlu¤u iç ka-
otuz gemiden iki yüzünü kaybetmifl, iki yan›n toplam r›fl›kl›klar›n sarst›¤› bir zamanda, do¤u ve bat› cephele-
kay›plar› da elli dokuz bine varm›flt›. Bütün Avrupa bu rinde ayn› anda savaflmak zorunda idiler. fiah Abbas,
büyük zaferi Türk tehlikesinin sonu olarak kutlad›. Üç Osmanl› birliklerini Azerbaycan ve Kafkaslardan Ana-
y›ll›k bir ittifakla ba¤l› olan ‹spanya, Venedik ve Papa- dolu içlerine sürdü. Osmanl› hükûmeti bu durumda
l›k ‹stanbul’a do¤rudan do¤ruya bir sald›r› bile düflünür Habsburglarla bar›fl yapabildi¤i için kendini talihli say›-
oldular. Fakat 1572’de K›br›s’a do¤ru yola ç›kt›klar›nda yor ve 1606 Zsitvatorok Antlaflmas›yla Habsburglar›n
bir mevsimde infla edilmifl bir Osmanl› donanmas› ile elinde olan Macar topraklar› üzerindeki bütün haklar›n-
karfl›laflt›lar. K›fl boyunca bütün Osmanl› tersaneleri, dan vazgeçiyordu. Habsburglar y›ll›k otuz bin dukal›k
‹nebaht›’da yitirilen gemileri yeniden yerlerine koymak harac› art›k ödemeyecekti. Savafl Osmanl›lara kendi
için dur durak bilmeden çal›flm›flt›. Bunu gören Vene- askerî zay›fl›klar›n› göstermifl ve 1595’den sonra bir kaç
dik, 7 Mart 1573’te Osmanl›larla bar›fl yaparak K›br›s kez bar›fl istemek zorunda b›rakm›flt›r.
üzerindeki bütün haklar›ndan vazgeçti ve büyük bir sa-
vafl tazminat› ödedi. Kaynak: Halil ‹nalc›k, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Kla-
1578-1606 aras›nda Osmanl›lar Do¤u’da ‹ranl›larla, Ba- sik Ça¤ (1300-1600) (Çeviren Ruflen Sezer), YKY ya-
t›’da Orta Avrupa’da Habsburglarla bir dizi tüketici savafl y›nlar›, ‹stanbul 2003, s. 46-48.
24 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Seçilmifl Bibliyografya
S›ra Sizde 3 Aky›ld›z, Ali, Osmanl› Bürokrasisi ve Modernleflme,
1838 Balta Liman› Ticaret anlaflmas› ile ‹ngiltere’ye veri- ‹stanbul 2004.
len ekonomik ayr›cal›klar devletin kendi vatandafllar› Berkes. Niyazi, Türkiye’de Ça¤dafllaflma, ‹stanbul,
olan tüccarlara tan›mad›¤› bir imtiyazd›. Ülke içinde uy- 1978.
gulanan vergi rejimi dolay›s›yla yerli sanayi istenilen se- Beydilli, Kemal, Türk Bilim ve Matbaac›l›k Tarihin-
viyeye bir türlü gelemez iken ‹ngiltere ile bafllay›p siya- de Mühendishane, ‹stanbul 1994.
si deste¤e ihtiyaç ortaya ç›kt›¤›nda di¤er yabanc› devlet- Beydilli, Kemal, “Küçük Kaynarcadan Tanzimat’a Isla-
lere de verilen bu hak devletin ekonomik ve s›na- hat Düflünceleri” ‹lmi Araflt›rmalar Dergisi, Say› 8,
i yap›s›n›n güdük kalmas›na yol açm›flt›r. Unutulmama- (1999) s.25-64.
s› gereken nokta bu ayr›cal›klar›n devletin merkezî siya- Beydilli, Kemal, 1790 Osmanl›-Prusya ‹ttifak› (Mey-
seten ve askerî aç›dan tehdit alt›nda iken verilmifl olma- dana Gelifli-Tahlili-Tatbiki), ‹stanbul 1984.
s›d›r. Devlet isyan eden bir valisini cezaland›ramayacak Finkel, Caroline, Rüyadan ‹mparatorlu¤a Osmanl›,
kadar çaresiz bir hâldedir. Hanedan kendini kurtarmak ‹stanbul 2004.
ad›na devletin en büyük rakiplerinin yard›m›na muhtaç Hatipo¤lu, Murat, Yunanistan’daki Geliflmeler Ifl›-
olmufltur. Bir nevi “denize düflen y›lana sar›l›r” pozisyo- ¤›nda Türk-Yunan ‹liflkilerinin 101 Y›l› (1821-
nu söz konusudur. Ülke içindeki sanayi k›p›rdanmalar›- 1922), Ankara 1988.
n› bitiren bu anlaflmadan 15 y›l sonra devlet d›fl devlet- ‹hsano¤lu, Ekmeleddin, (Editör): Osmanl› Devleti Ta-
lerden borçlanmaya bafllayacakt›r. Bu süreç yirmi y›l rihi, C.I, ‹stanbul 1999.
içinde devleti borç faizlerini ödeyemeyecek duruma dü- ‹nalc›k, Halil, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Klasik Ça¤
flürmüfl ve 1881’de Duyun-› Umumiye idaresinin kurul- (1300-1600) (Çeviren:Ruflen Sezer), Yap› Kredi Ya-
mas› ile de ekonomik ba¤›ms›zl›¤›n› kaybettirmifltir. Yer- y›nlar› ‹stanbul 2003.
li sanayinin geliflmemesi, sanayici s›n›f›n oluflmamas›, Karal, Enver Ziya, Selim III’ün Hatt-› Hümayunlar› -
Gümrük vergilerindeki dengesizlik dolay›s›yla bütçe Nizam› Cedit-, Ankara 1988.
aç›klar›n›n had safhaya ç›kt›¤› XX. yüzy›l bafllar›nda ka- Kreiser Klaus - Neumann Christoph H., Küçük Türki-
ç›n›lmaz hâlde giriflilen savafllar y›k›l›fl› getirmifltir. ye Tarihi, ‹stanbul 2008.
Kunt, Metin, “Siyasal Tarih (1600-1789)”, Türkiye Tari-
S›ra Sizde 4 hi III, (Yay›n Yönetmeni: Sina Akflin), ‹stanbul 1989.
1828’de askere 1829’da sivillere getirilen Fes giyme zo- Kuran, Ercüment, Avrupa’da Osmanl› ‹kamet Elçi-
runlulu¤u toplum tepkisi bak›m›ndan ‹nk›lap tarihi- liklerinin Kuruluflu ve ‹lk Elçilerin Siyasi Faali-
mizdeki flapka olay›n› hat›rlatmaktad›r. II. Mahmud bu yetleri (1793-1821), Ankara 1988. Tarih III, Dev-
ve benzeri k›l›k k›yafet düzenlemeleri dolay›s›yla “ga- let Matbaas›, ‹stanbul 1933.
vur padiflah” olarak suçlanm›flt›r. Devletin her alanda Sar›cao¤lu, Fikret, Kendi Kaleminden Bir Padiflah›n
ihtiyaç hissetti¤i yenileflmenin sosyal boyutunu olufltu- Portresi Sultan I. Abdülhamid, ‹stanbul 2001.
ran bu düzenlemeler bir bütünün olmazsa olmaz par- Sar›y›ld›z, Gülden, Hicaz Karantina Teflkilat› (1865-
ças› olarak görülmüfltür. Ancak toplumsal yap› bunu 1914), Ankara 1996.
dinî kimli¤e karfl› yap›lm›fl bir ihanet, bir sald›r› olarak Tanör, Bülent., Osmanl›-Türk Anayasal Geliflmeleri
elefltirmifltir. (1789-1980), ‹stanbul 2006.
Art›k yeni bir sistem, yeni bir anlay›fl ve yeniden yap›- Yalç›nkaya M. Alaaddin, “XVIII. Yüzy›l: Islahat, De¤i-
lanma idraki içinde eskiye dönüflün olamayaca¤›n› gös- flim ve Diplomasi Dönemi (1703-1789), Türkler,
termek amac›yla giriflilen ve simge vasf› belirgin bir uy- Cilt 13, Ankara 2002.
gulamad›r. Cumhuriyetin ilk y›llar›nda ayn› flekilde ülke
içine yeni bir dönem ve anlay›fl› ifade eden, ülke d›fl›na
ise art›k kendileriyle kavga etmek yerine benimsemek
karar›n› gösteren bir simge olarak nitelenen flapka giyi-
mi de toplumun baz› kesimlerince dinden ç›kmak ola-
rak elefltirilmifltir.
2
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N Türk modernleflmesinin en önemli aflamalar›ndan biri olan Tanzimat Fer-
man› Dönemi’nin getirmeye çal›flt›¤› idari, siyasi ve sosyal yap›n›n esasla-
r›n› saptayabilecek,
N Tanzimat Meclisleri ile halk›n her aflamada yönetime girmeye bafllamas› sü-
recinin dinamiklerini de¤erlendirebilecek,
N ‹lk defa K›r›m Savafl› s›ras›nda bafllayan d›fl borçlanman›n devleti nas›l eko-
nomik ba¤›ml›l›¤a ve y›k›ma götürdü¤ünü ay›rt edebilecek,
N Anayasal› yönetim çabalar›n›n evrelerinin yan› s›ra devlet adamlar› ve ayd›n-
lar›n beklentilerini ay›rt edip, sonraki dönemler ile karfl›laflt›rma yapabilecek
bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Vatandafl • Ekonomik Ba¤›ml›l›k
• Meclis • Halk›n Yönetime Kat›l›m›
• Meflrutiyet • Anayasa
‹çindekiler
• TÜRK‹YE’DE REFORM ARAYIfiLARI
(1839-1908)
• TANZ‹MAT FERMANI VE
Atatürk ‹lkeleri ve Türkiye’de GET‹RD‹KLER‹
Reform Aray›fllar›
‹nk›lap Tarihi-I (1839-1908) • ISLAHAT FERMANI
• EKONOM‹K KR‹Z VE SONUÇLARI
• ANAYASALI YÖNET‹M DENEMES‹:
I. MEfiRUT‹YET
Türkiye’de Reform
Aray›fllar› (1839-1908)
Müzeler
KMüdürlü¤ü
‹ T A P arflivi K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
Fermanda padiflah, Tanzimat’›n amac›n›n eski dönemlerdeki anlay›fltan farkl›
olarak, yaln›z din ve devleti korumak de¤il, ülkeyi ve milleti de kalk›nd›rmak ol-
MAKALE du¤unu vurgulam›flt›r.
MAKALE Böylece halka devlet içinde merkezî bir yer verilmekte, mo-
dern bir devletin temel ilkesi, yani halk›n devlet için de¤il, devletin halk için var
oldu¤u düflüncesi getirilmekteydi. Ferman›n getirdi¤i yasal yönetim ve kurullara
dan›flma ilkeleri ileride hukuk devleti aray›fllar›na ve parlamentolu rejime yöneli-
flin habercileri olmalar› bak›m›ndan dikkat çekicidir. Tanzimat Ferman›’n›n yeni
idare tarz› bak›m›ndan en dikkate de¤er özelli¤i, yeni kanunlara ihtiyaç duyuldu-
¤unun ifade edilmesi ile meclisler eliyle karar alma ve idare etme tercihini
belirtmesidir.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
refah düzeyini yükseltmek” için çal›flacakt›. Meclis-i Tanzimat’›n kurulmas› ile Os-
manl› Devleti’nde ilk kez, yasama ile yarg› görevleri birbirinden ayr›lm›fl, yasama
organ›na yarg› organ›n› denetleme ve kontrol etme gücü verilmifltir. Meclis-i Tan-
zimat’a Âli ve Fuat Paflalar›n yan› s›ra Tanzimat Dönemi’nin tan›nm›fl, önemli dev-
let adamlar› üye olmufltur.
Meclis-i Tanzimat’›n görevi ile Meclis-i Ahkam-› Adliye’nin görevleri aras›nda
büyük bir fark yoktur. Meclis-i Ahkam-› Adliye kendisini sadece yarg› görevi ile s›-
n›rlamam›fl, yasama ifllevine de devam etmifltir. Padiflah Abdülaziz tahta ç›kt›ktan
k›sa bir süre sonra Temmuz 1861 tarihinde iki meclisi Meclis-i Vâlâ-y› Ahkâm-› Ad-
liye ad› alt›nda yeniden birlefltirmifltir. Bu yeni düzenlemeyle Meclis-i Vâlâ-y› Ah-
kâm-› Adliye üç daireden oluflmufltur. Meclis-i Tanzimat’›n yasama görevi “Kanun
ve Nizamat Dairesi”ne devredilmifl, idari ifller için “Umur-› ‹dare-i Mülkiye Daire-
si”, yarg› için de “Muhakemat Dairesi” kurulmufltur. Sultan Abdülaziz, meflveret
usulünün ifadesi olmak üzere meydana getirilen bu yeni meclise sempati göster-
mifltir. Onu âdeta küçük bir yasama meclisi niteli¤inde görmüfl, onunla olan iliflki-
lerinde padiflahla parlamento aras›ndaki münasebetlerde uygulanan esaslar› hakim
k›lmaya çal›flm›flt›r.
Dan›fltay’›n bafllang›c› say›lan fiura-y› Devlet ise 1868 y›l›nda kurulmufltur. Mec-
S O R U lis-i Ahkâm-›S OAdliye’nin
R U birkaç ifli birlikte yürütmesinin zorlu¤u bu meclisin yeni-
den ikiye ayr›lmas›na sebep olmufl, 1868 tarihinde Meclis-i Ahkam-› Adliye; fiura-
y› Devlet ve Divan-› Ahkâm-› Adliye olmak üzere ikiye ayr›lm›flt›r. Divan-› Ahkâm-
D‹KKAT D‹KKAT
› Adliye yarg› görevini yapacak fiura-y› Devlet, genel yönetim meselelerini tart›fla-
cak ve kanunlar› haz›rlayacakt›. Görevlerinden baz›lar› flunlard›: Her türlü kanun
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDEincelemek ve haz›rlamak, kanun ve tüzük gere¤i görevli oldu-
ve tüzük tasar›lar›n›
¤u iflleri tetkik ve karara ba¤lamak, her türlü mesele hakk›nda istenildi¤inde görüfl
AMAÇLARIMIZ
N N bildirmek, memurlar› yarg›lamak, devletle fertler aras›ndaki davalara bakmak. Sul-
AMAÇLARIMIZ
tan Abdülaziz fiura-y› Devlet’in aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada devletin vatandafla
hizmet etmekle yükümlü oldu¤unun alt›n› çizerek önemli bir anlay›fl de¤iflikli¤ine
K ‹ T A P iflaret etmiflti.
K ‹ T A P
fiura-y› Devlet ile vilayetlerdeki seçime dayal› genel meclislerden gelen delege-
ler, meclise getirdikleri sorunlar›n tart›fl›lmas›na kat›lacaklard›. Ancak meclisin as›l
TELEV‹ZYON üyeleri seçim
T E L E yoluyla
V ‹ Z Y O N gelmiyor, padiflah taraf›ndan atan›yordu. Ayr›ca kanun yap-
ma inisiyatifi olmay›p, sadece sadrazam›n önerdi¤i konular› tart›flabilirdi. Bu ne-
denle fiura-y› Devlet, parlamentodan ziyade “embriyo” hâlinde bir parlamento di-
ye nitelendirilebilir.
‹NTERNET ‹NTERNET
Halk›n Yönetime Kat›l›m›: Muhass›ll›k Meclisleri
Tanzimat Dönemi’nin en önemli katk›lar›ndan biri halk›n seçimi ile oluflturulan
M A K A L EMeclisleri (1840
Muhass›ll›k M A K A L E seviyede yönetime kat›lma ifllevini gerçeklefltirmesi olmufltur.
meclislerin mahallî
y›l›nda sancak
merkezlerinde kurulan Bunun ilk örne¤ini Muhass›ll›k Meclisleri oluflturmaktad›r. 1840 y›l›nda sancak
Muhass›ll›k Meclislerinin merkezlerinde kurulan Muhass›ll›k Meclislerinin görevi, sancaktan al›nacak vergi-
görevi, sancaktan al›nacak lerin miktar›n› saptamak ve onlar›n düzenli toplanmas›n› sa¤lamakt›. Bu meclisle-
vergilerin miktar›n›
saptamak ve onlar›n düzenli re muhass›l›n yan›nda yer alan memurlar›ndan baflka, sanca¤›n hâkimi, müftüsü,
toplanmas›n› sa¤lamakt›. zabiti, ruhani reisleri ve sanca¤›n ileri gelenlerinden alt› kifli kat›lacakt›. Bu kifliler
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 31
seçimle belirlenecekti. Seçimlere aday olmak için, bulundu¤u yöre halk›ndan ol-
mak, reflit olmak, devlet ve ülke ifllerinden anlamak gibi flartlar aran›yordu. Bu
flartlar› tafl›yan herkes mahkemeye müracaatla adayl›¤›n› bildirebilirdi. Seçmenler
ise farkl› yorumlara sebep olabilecek bir usulle, kazaya ba¤l› köylerden kura ile
tespit edilen befler kifli ve kaza merkezlerinde de yerleflim yerinin büyüklü¤üne
göre “ak›ll›, söz anlar, emlak sahipleri” s›fatlar›n› haiz 20-50 kifli olacakt›.
Görüldü¤ü gibi bu seçim sistemi, tüm halk›n kat›l›m›ndan uzakt›. Muhass›ll›k
Meclisi’ne seçilenler genellikle, yörenin ileri gelenleri ya da mülki amirin tayin et-
ti¤i kimselerdi. Seçim, memleketin önde gelen nüfuzlu kimselerinin meclise gir-
mesini sa¤lam›flt›r. Bununla beraber Osmanl› Devleti tarihinde ilk defa halk›n tem-
silcilerinin seçimle belirlenmifl olmas›, demokrasi yolunda önemli bir ad›md›r. Bu
ad›m, Sultan Abdülmecit’in 1845’te ilan etti¤i bir fermanla daha da ileriye gitmifl-
tir. Sultan Abdülmecit, Meclis-i Ali-i Tanzimat’a vilayetlerden ikifler temsilci davet
etmifltir. “Yar› mebuslar” diye adland›r›lan bu temsilcilerin Meclis-i Tanzimat’a gir-
meleri meflrutiyet yolunda çok önemli bir merhaledir. Seçim usulü, 1849 y›l›nda
kurulan Eyalet Meclisi’nde de uygulanm›fl, seçme ve seçilme haklar› yeni esaslara
ba¤lanm›flt›r. Bu meclislerde seçim, meclis ve müzakere usullerini tan›yan Osman-
l› toplumu Meflrutiyet Meclisi’nin oluflumu ve baflar›s›n›n zemininin sa¤lanmas›n›n
altyap›s›n› haz›rlam›flt›r. Burada mahallî idarelerin gelifltirilmesi ve halk›n yöneti-
me kademeli olarak kat›l›m›n›n sa¤lanmas›n›n Tanzimatç›lar›n demokratl›klar›n-
dan de¤il, devlet ifllerinin daha verimli halledilmesi için duyulan ihtiyaçtan kay-
nakland›¤›na ayr›ca dikkat çekilmelidir. Zira yönetim daha önceki dönemlerde
mahallî temsilcilerin kontrolüne verdi¤i birtak›m görevleri merkezîlefltirmekten
geri durmam›flt›r.
ISLAHAT FERMANI
Paris Antlaflmas› öncesi ilan edilen Islahat Ferman›, Tanzimat Ferman› ile bafllayan
yeni dönemin ileri bir merhalesinin bafllang›c›n› ifade etmektedir. Neredeyse tama-
men d›fl bask›lar sonucu ilan edilmifl olan Ferman ile Tanzimat Ferman›’nda tan›-
nan haklar›n bir hayli ilerisine gidilmifltir. Osmanl› toplumu bu fermanla neredey-
se Müslüman ve gayrimüslim olmak üzere iki farkl› toplum olarak tan›mlanm›flt›r.
Önceli¤in gayrimüslimlerde oldu¤u Islahat Ferman›, Müslüman olmayanlara aske-
rî ve sivil bütün okullara girme hakk›n› vermifl, devlet memurluklar›nda görev al-
malar›n›n önünü açm›flt›r. Ferman, Müslüman olmayan Osmanl› vatandafllar›na da
askerlik zorunlulu¤u getirmifl ancak “bedel” vermek kofluluyla askerlikten muaf
olabilme imkân›n› da tan›m›flt›r. Müslüman halka böyle bir hak tan›mayan Ferman,
Müslüman olmayan vatandafllar›n mülki memurluklarda görev almas›n›, küçük dü-
flürücü s›fatlar›n yasaklanmas›n› öngörmektedir. Yabanc› devlet vatandafllar›na Os-
manl› ülkesinde gayrimenkul alma hakk›n› da tan›yan Islahat Ferman›, iltizam usu-
lünün sona ermesi, maafllar›n düzgün ödenmesi gibi Tanzimat Ferman›’nda belir-
tilen baz› hükümleri de tekrarlamaktad›r.
Fermana Tepkiler
Islahat Ferman› Bat›’n›n zorlamas›yla ilan edilmifl, Paris Anlaflmas›’nda yer alarak
her ne kadar iç ifllerine kar›fl›lmayaca¤› belirtilmesine ra¤men, Osmanl› Devleti’nin
iç ifllerine kar›flmak için bir bahane teflkil etmifltir. Islahat Ferman›’na tepkiler ge-
cikmemifl, bu tepkiler 1858 y›l›nda Cidde’de yaflanan olaylarla fliddete dönüflmüfl-
tür. Cidde’de hac mevsiminde baz› tahrikler sonras› harekete geçen Müslümanlar
Hristiyan tüccarlara sald›rm›fl, kar›fl›kl›kta Frans›z ve ‹ngiliz konsoloslar› da hayat›-
n› kaybetmifltir. Bu olay üzerine ‹ngiliz ve Frans›z gemileri Cidde’ye asker ç›kart-
m›fl ve suçlu gördüklerini idam etmifltir. Benzer olaylar Lübnan ve Suriye’de de ya-
flanm›fl, bu olaylarda Frans›z müdahalesi güçlükle önlenmifltir. Sonuçta Lübnan,
bafl›nda Hristiyan bir yöneticinin bulundu¤u imtiyazl› bir sancak hâline getirilmifl-
tir. Rumeli’de de huzursuzluk bafl göstermifl, S›rbistan’da, Karada¤’da, Bosna’da
yer yer çat›flmalar yaflanm›flt›r.
SIRA S‹ZDE Devletin Müslüman olan ve olmayan tebaas› aras›ndaki çat›flmalar›n sebebi sadece d›fl mü-
SIRA S‹ZDE
3 dahaleye tepki olarak de¤erlendirilebilir mi? Tart›fl›n›z.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 33
Vilayet Meclisi üyeleri, tabii üyeler ile seçimle belirlenen dört kiflidenD oluflmaktayd›.
‹KKAT Mül- D‹KKAT
ki amir ve memurlar ile ruhani reisler tabii üyelerdi. Seçimle belirlenen dört üyenin ise
ikisi Müslüman ikisi de gayrimüslimdi. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
1868 y›l›nda kurulan fiura-y› Devlet halk›n yönetime kat›l›m›nda katk› sa¤layan
AMAÇLARIMIZ mukabil
di¤er bir meclistir. Padiflah›n ve hükûmetin kendilerini k›s›tlamalar›na
bunu sadece yemin ve iyi niyetle garanti alt›na alan (fiiliyatta alamayan) Tanzi-
N N AMAÇLARIMIZ
mat’tan sonra fiura-y› Devlet’in kuruluflu ve Sultan Abdülaziz’in burada yapt›¤› ko-
nuflma, devlet adamlar›n›n anlay›fllar›nda meydana gelen de¤iflim K ‹ Tve A geliflimi
P gös- K ‹ T A P
memiflse de halk›n hukukunun temini ve istisnas›z her s›n›f halktan oluflan bir
meclis olarak vas›fland›rd›¤› fiura ile bir ölçüde “bir Meclis-i Mebusan ve meflruti-
yet idaresi için küçük bir tecrübe” gerçeklefltirdi¤ini söyleyebiliriz.
‹ N T E RAncak
NET fiura’n›n ‹NTERNET
idare aleyhine verece¤i karar›n, Sadrazam’›n onay› ile geçerli olmas›, üyelerinin
Padiflah taraf›ndan atanmas› demokratik de¤erini azaltmaktad›r.
Bu y›llarda Basiret Gazetesi’nde hükûmet flekillerinin halk›n M Ae¤itim
K A L E seviyesine MAKALE
göre belirlenece¤ine dair ilginç bir yaz› ç›km›flt›r. Halk›n cahiliyeti hâlinde kat›
mutlakiyet, biraz bilgililer varsa ›l›ml› mutlakiyet söz konusu olaca¤›n› belirten ga-
zete, “Ayd›nlardaki anlay›fl ve bilginin halka inmesi durumunda” Meflrutiyet idare-
sinin kurulaca¤›n› ifade etmifltir. Basiret Gazetesi “tüm halk›n bilgili ve cesur olma-
s› hâlinde cumhuriyetin kendili¤inden kurulaca¤›na” dikkat çekmektedir.
34 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
AMAÇLARIMIZ
N N Sultan AMAÇLARIMIZ
Abdülaziz Dönemi’nde donanma güçlendirilmifl, Dünyan›n say›l› do-
nanma güçlerinden biri hâline getirilmifltir. Bahriye Nezareti kurulmufl, askerî ya-
p› yenilenmifltir.
K ‹ T A P Osmanl›K Devleti’ndeki
‹ T A P Bat›l›laflma çabalar› as›l etkisini e¤itim alan›nda göster-
mifltir. Bat›l›lar gibi bir e¤itim sistemine ulafl›lmaya çal›fl›lm›fl ancak bunda istenilen
baflar› elde edilememifltir. II. Mahmut Dönemi’nden itibaren bafllayan ilkö¤retimin
TELEV‹ZYON zorunlulu¤uT E L Eilkesi
V ‹ Z Y Oülke
N çap›nda yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. 1846 y›l›nda Mec-
lis-i Maarif-i Umumiye kurulmufl, Bahriye, Harbiye ve T›bbiye d›fl›ndaki okullar
buraya ba¤lanm›flt›r. 1848 y›l›nda ‹stanbul’da ö¤retmen yetifltirmek amac›yla ö¤ret-
men okulu “Darülmuallimin” aç›lm›flt›r. Ortaö¤retim seviyesinde olan Rüfltiyelerin
‹NTERNET ‹NTERNET
aç›lmas›na h›z verilmifl, 1858 y›l›nda ilk k›z rüfltiyesi aç›lm›flt›r. 1859 y›l›nda Mek-
teb-i Mülkiye kurulmufl, Frans›zca e¤itim veren Galatasaray Sultanisi 1868’de e¤iti-
me bafllam›flt›r. E¤itimde Fransa etkisi kendisini 1827 y›l›ndan itibaren göstermeye
MAKALE MAKALE
bafllam›fl, bu y›l içinde aç›lan T›bbiye’de e¤itim Frans›zca dilinde yap›lm›flt›. Bu
okulda Türkçe e¤itime ancak 1870’den sonra geçilebilecektir. Frans›z etkisi 1869
y›l›nda yay›nlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde de görülmektedir. Bu ni-
zamname Frans›z e¤itim sistemini örnek alarak haz›rlanm›flt›r. Bu dönemde k›z ö¤-
retmen okulu Darülmuallimat da aç›lm›flt›r.
Mali alanda ise köklü bir ›slahata gidilmifltir. Tanzimat Ferman› gere¤ince ilti-
zam usulü kald›r›ld›. Tanzimat Ferman›’n›n mimar› Mustafa Reflit Pafla yeni vergi
sisteminin takipçisiydi. Ancak yeni kurulan Muhass›ll›k Meclisleri beklenen baflar›-
y› sa¤layamad›. Bunda eski devrin al›flkanl›klar› etkili oldu. 1841-1842 y›l›nda büt-
çe haz›rland›, 1847 y›l›nda ise ilk modern bütçeye geçildi. K›r›m Savafl› esnas›nda
Fransa ve ‹ngiltere’den borç para al›nmas› ile bafllayan d›fl borçlanma zamanla ar-
tarak devam etti. Devletin gelirleri harcamalara yetmedi¤i için Devlet, a盤›n› ka-
patmak amac›yla s›k s›k d›fl borçlanma yoluna gitti. Bu durum devletin mali iflas›-
na sebep oldu.
Tanzimat Ferman›’n›n ilan›ndan 7 ay sonra 1840 y›l›nda Ceza Kanunnamesi ya-
y›nland›. Bu kanun 1851’de Kanun-› Cedit’in yay›nlanmas›na kadar yürürlükte kal-
d›. Kanun-› Cedit, 1840 kanunnamesine göre daha genifl kapsaml› olup, bu kanun-
da sarhoflluk, k›z kaç›rma, sahtekârl›k gibi yeni suçlar tan›mlanm›flt›. Kanun-› Ce-
dit’te daha genifl fler’i hükümlere yer verilmifltir. Bu kanun da yeterli olmay›nca
1810 tarihli Frans›z Ceza Kanunu’nun neredeyse tamamen tercümesi olan yeni bir
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 35
birli¤ini kurma yolunda Avusturya ve Fransa ile girdi¤i savafllar› kazanm›fl, Fran-
sa’y› a¤›r bir yenilgiye u¤ratm›flt›r. ‹talya’da ise ‹talyan birli¤i kurma yolunda Piye-
monte oldukça ileri ad›mlar atm›flt›r. Rusya bu kar›fl›k durumdan istifade ile garan-
tör devletlere bir nota vererek Karadeniz’in tarafs›zl›¤›n› tan›mad›¤›n› bildirmifl,
h›zla silahlanmaya bafllam›flt›r. Garantör devletler içinde tek kalan ‹ngiltere Os-
manl›’n›n toprak bütünlü¤ünü garanti etmekle birlikte yaln›z kalman›n etkisiyle so-
runlar› bar›flç› yoldan çözme çabas›na girmifltir. Asl›nda 1815 Viyana Kongresi’nde
gündeme gelen “hasta adam” art›k yaflat›lacak m› yaflat›lmayacak m› sorusu ceva-
b›n› bulmak üzeredir. Bu sorunun cevab› 93 Harbi ile verilecektir.
Rusya, Osmanl› topra¤› olan Balkanlar’da ortaya ç›kan ayr›l›kç› hareketleri des-
teklemifl, K›r›m Savafl› sonras› uygulamaya koydu¤u Panslavizm politikas›na h›z
vermifltir. Bu politika gere¤i S›rbistan, Karada¤, Bulgaristan bölgelerinde isyanlar›
desteklemifl, Osmanl› yönetimi bunlar› bast›rmakta s›k›nt› yaflam›flt›r. Rusya’n›n
devreye girmesi ile Balkan sorunu iç sorun olmaktan ç›km›fl, ‹ngiltere’nin de yer
almas›yla d›fl sorun hâline gelmifltir. Sorunun bar›flç› yoldan çözümlenmesini iste-
yen daha do¤rusu ç›karlar› gere¤i Osmanl› Devleti’nin Rusya egemenli¤ine girme-
sini istemeyen ‹ngiltere, Almanya ve di¤er devletlerin deste¤ini alarak konunun bir
konferansta görüflülmesini sa¤lam›flt›r. 23 Aral›k 1876 tarihinde ‹stanbul’da Haliç
Tersanesi’nde toplanan “Tersane Konferans›” Balkan sorununu bar›flç› yoldan çöz-
meye çal›flm›flt›r. Asl›nda Konferans sonras› al›nan kararlara bak›ld›¤›nda sorunun
ne kadar bar›flç› yoldan çözümlendi¤i ya da çözümlenmek istendi¤i ortaya ç›k-
maktad›r. Karar gere¤i S›rbistan, Karada¤ ve Romanya’ya ba¤›ms›zl›k verilecek,
Bulgaristan özerk hâle gelecek, Osmanl› bu kararlar› kabul etmezse zorlamayla bu
kararlar hayata geçirilecektir.
Osmanl› Devleti’nin Tersane Konferans› kararlar›n› kabul etmemesi üzerine
bafllayan 93 Harbi, a¤›r bir yenilgiyle sonuçlanm›flt›r. Rusya, Balkan ve Kafkasya
üzerinden harekete geçmifl, Balkanlar’dan h›zla ilerleyerek ‹stanbul-Yeflilköy’e ka-
dar gelmifltir. Do¤u’da ise Erzurum Rus iflgaline u¤ram›fl, destanlaflan Nene Hatun
direnifli sayesinde bu flehir Rus iflgalinden kurtar›lm›flt›r. Bu durum karfl›s›nda ça-
resiz kalan Osmanl› Devleti, Rusya ile Ayastefanos (Yeflilköy) Antlaflmas›’n› imza-
lamak zorunda kalm›flt›r. Anlaflma gere¤ince S›rbistan, Karada¤, Romanya ve Bul-
garistan ba¤›ms›z olacak; Kars, Ardahan, Artvin ve Do¤u Beyaz›t Rus egemenli¤in-
de kalacakt›r. Ayr›ca Osmanl› Devleti a¤›r bir savafl tazminat› ödemek zorunda b›-
rak›lm›flt›r. Ayastefanos Antlaflmas› baflta ‹ngiltere olmak üzere Osmanl› Devle-
ti’nin Avrupa’daki topraklar› üzerinde ç›kar› olan devletleri harekete geçirmifl ve
Berlin’de yeni bir anlaflma imzalanmas› sa¤lanm›flt›r. Berlin Anlaflmas› öncesi dev-
reye giren ‹ngiltere’ye iyi bir anlaflma imzalanmas› karfl›l›¤› olarak K›br›s’a yerlefl-
mesi tavizi verilmifltir. ‹mzalanan Berlin Antlaflmas› ile Ayastefanos Antlaflmas› ra-
fa kald›r›lm›fl, Bulgaristan hariç, ba¤›ms›z devletlerle ilgili maddeleri aynen kalm›fl-
t›r. Bulgaristan, Osmanl›’ya ba¤l› bir prenslik hâline getirilmifl, Do¤u Rumeli ve
Makedonya Osmanl›’ya b›rak›lm›flt›r. Do¤u’da ise Do¤u Beyaz›t Osmanl›’ya veril-
mifl, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum Rus iflgalinde kalm›flt›r. Ermeni sorununun ilk
defa gündeme geldi¤i geçerli anlaflma olan Berlin Anlaflmas› ile Osmanl› Devleti
savafl tazminat› olarak Ayastefanos’ta ödeyece¤inin iki kat› bir mebla¤› ödemek
zorunda b›rak›lm›flt›r.
Berlin Konferans› esnas›nda Osmanl› Devleti’nin mali durumu da gündeme gel-
mifl, Rusya’n›n savafl tazminat› iste¤ine karfl› ç›k›lm›flt›r. Rusya, Osmanl› maliyesi-
nin kötü yönetildi¤inden bahisle, Osmanl›’n›n borçlar›n› ödeyecek güçte oldu¤u,
yap›lacak düzenlemelerle gelirinin iki kat›na ç›kar›labilece¤ini belirtmifl, savafl taz-
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 37
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
38 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
MAKALE MAKALE
da yay›lmaya devam etti¤i gibi, devlet adamlar› ve askerler aras›nda da taraftar bul-
mufltu. Sonuçta Abdülaziz, Serasker Hüseyin Avni Pafla’n›n önderli¤inde bir aske-
rî darbe ile tahttan indirildi, yerine V. Murat tahta ç›kar›ld›. 30 May›s 1876 tarihin-
de tahta ç›kan yeni padiflah, rahats›zl›¤› nedeniyle yerini 31 A¤ustos’ta II. Abdül-
hamid’e b›rakmak zorunda kald›.
Resim 2.4
V. Murad ve Yeni
Osmanl›lar.
Kaynak: Le Monde
Illustre’nin
kapa¤›nda V.
Murad ve Genç
Osmanl›lar.
Yaflamlar› ve
Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Foto¤raf 2.3 Padiflah Abdülhamid de halk› mefl-
ruti idare için yeterli bulmayan devlet
Osmanl› son
S O R U
döneminin en çok S O R U adamlar›na hak vermekle birlikte, yi-
tart›fl›lan devlet ne de Meflrutiyet’in devletin köklü
adam› II. dertlerine deva olaca¤› beklentisine
D‹KKAT
Abdülhamid,(1876 D‹KKAT
-1909)’in saltanat sahipti. Meflrutiyet, devleti medeni
döneminde iki memleketler seviyesine ç›karacak,
SIRA S‹ZDE ilan›
meflrutiyet SIRA S‹ZDE mevcut bütün idari, siyasi ve sosyal
yap›lm›flt›r.
problemleri çözecek adeta mucize bir
AMAÇLARIMIZ
N N AMAÇLARIMIZ
ilaç gibi görülüyordu. Fakat bunun
sa¤lanmas› halk›n ve hükûmetin va-
zifelerini hakk›yla yapmalar›na ba¤-
K ‹ T A P K ‹ T A P l›yd›. Meclisin, vatandafl›n görevini
yapmas›nda devlet ile millet aras›nda
bir köprü vazifesi görmesi beklentile-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON rin en baflta geleniydi. Dolay›s›yla
meclis, devletin topluma ulaflmas›nda arac› bir kurum olarak kabul edilmifltir.
“Devletin sa¤lam bir düzene ba¤lanmas›” olarak anlafl›lan Meflrutiyet’ten, Avrupa
devletlerinin az›nl›klar nedeniyle yapt›¤› bask›lar› hafifletmesi beklentileri bizzat
‹NTERNET ‹ N T E R N E Tda aç›kça ifade edilmifltir. Ayr›ca devletin de¤iflen iç ve d›fl flart-
Padiflah taraf›ndan
lara ayak uyduramamas› Meflrutiyeti zorunlu k›lmaktayd›. Meflrutiyetle Hilafet ve
Saltanat makam›n›n haklar› korunacak, Osmanl› vatandafllar›n›n hürriyet ve eflitli-
MAKALE MAKALE
¤i sa¤lanacakt›.
Foto¤raf 2.4
Midhat Pafla hususi
kâtibi Vas›f ile
Viyana’da
bulundu¤u s›rada
Kaynak: Yaflamlar›
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.
Sait Pafla’n›n haz›rlad›¤› taslak ise Frans›z Anayasas›’n›n Türkçeye çevirisi idi.
12 bölümden oluflan taslak Mithat Pafla’n›n tasla¤›na göre daha sistemli ve genifl
kapsaml›yd›. Tasla¤a göre, do¤rudan do¤ruya millet taraf›ndan seçilen 750 kiflilik
bir meclis öngörülüyordu. Ancak seçimin kura usulü ile yap›lmas› isteniyordu. Ya-
sama yetkisi “Millet Meclisi” ad›n› tafl›yan bir meclise veriliyordu.
Komisyonun 140 madde olarak haz›rlad›¤› taslak Heyet-i Vükela’da hararetli
tart›flmalardan sonra 119 maddeye indirilmifl ve Padiflaha sunulmufltur. Nihayet ta-
rihteki ilk Türk Anayasas› “Kanun-i Esasi” 23 Aral›k 1876 tarihinde ilan edilmifltir.
Kanun-i Esasinin ilan› Osmanl› Devleti’nin Balkan meselelerini konuflmak için top-
lanan uluslararas› Tersane Konferans›’n›n aç›l›fl›na denk getirilmiflti. Kanun-i Esasi-
nin bu konferans s›ras›nda ilan edilmesinin sebebi, “yabanc› güçleri, reformlar› ta-
kip maskesi alt›nda devletin iç ifllerine müdahaleden al›koymakt›”. Bu anayasa sa-
yesinde Rusya Osmanl›’ya karfl› besledi¤i düflmanl›ktan vazgeçecek, memleketimiz
“tarihte okudu¤umuz” ‹ngiltere gibi güçlü olacakt›!
Ancak, beslenen ümitler çok k›sa bir süre sonra bofla ç›kt›. Devletler bu çabay›
dikkate almad›¤› gibi 1877-78 Osmanl›-Rus savafl›, Osmanl› Devleti’nin a¤›r yenil-
gisi ile sonuçland›. Devlet, Balkanlar’daki topraklar›n›n büyük bir k›sm›n› kaybe-
derken, Ruslar ‹stanbul önlerine kadar gelmiflti. Böylesine kar›fl›k bir ortamda mec-
lis kapat›ld› ve Anayasa da bu durumdan pay›n› alarak rafa kald›r›ld›.
AMAÇLARIMIZ
N N Halk›n seçti¤i temsilcilerden oluflan Heyet-i Mebusan’›n bulunmas›na ra¤men, pa-
AMAÇLARIMIZ
diflah, yürütme ve yasama yetkilerinden hiç ödün vermemifltir. Bununla birlikte yi-
ne de 1876 Kanun-i Esasisi, padiflah›n yetkilerinin k›s›tlanmas› yönünden Sened-i
‹ttifaktan itibaren bafllayan geliflmenin bir ileri ad›m›d›r. Anayasa, ferman fleklinde
K ‹ T A P K ‹ T A P
ilan edilmifl olsa bile, halk›n temsilcilerini ilk defa genifl çapl› bir flekilde, bir araya
getirecek olmas› bak›m›ndan önemlidir.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Seçimler
Anayasan›n ilan›ndan sonra s›ra meclisi oluflturacak seçimlerin yap›lmas›na gel-
miflti. Seçimler sürenin yetersizli¤i nedeniyle geçici olarak ç›kart›lan “Seçim Tali-
‹NTERNET mat›”na göre‹ N T Eyap›lm›flt›r.
RNET Talimata göre 80’i Müslüman, 50’si gayrimüslim olmak
üzere 130 mebusun seçilmesine karar verilmiflti. Ancak seçimler zaman yetersizli-
¤i nedeniyle tam olarak yap›lamad›. 1876 y›l›na ait olmak üzere vilayet meclisleri
MAKALE üyeleri ikinciM seçmen
A K A L E say›larak, mebuslar› bunlar›n belirlemesine karar verildi.
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 43
Birinci mecliste 69’u Müslüman, 46’s› gayrimüslim olmak üzere toplam 115 me-
bus bulunuyordu. ‹lk Osmanl› Meclisi, 19 Mart 1877 Pazartesi günü Dolmabahçe
Saray›’nda yap›lan bir törenle aç›ld›. Meclisin aç›l›fl gününde tüm resmî daireler ta-
til edilmiflti. Meclis-i Mebusan ilk toplant›s›n› 20 Mart 1877 tarihinde Sultanah-
met’teki Darülfünun binas›nda yapm›fl, 28 Haziran 1877 tarihinde ilk toplant› y›l›-
n› tamamlam›flt›r. Meclis-i Âyân için ise 21’i Müslüman, 5’i gayrimüslim olmak üze-
re 26 üye seçildi.
Meclis-i Mebusan›n 13 Aral›k 1877-14 fiubat 1878 tarihleri aras›nda geçen ikin-
ci döneminde 106 mebus görev yapm›flt›r. Bunlar›n 59’u Müslüman, SIRA S‹ZDE47’si gayri- SIRA S‹ZDE
müslim idi. Müslümanlarla gayrimüslim mebuslar›n oran›na bakt›¤›m›zda %56’ya
%44 oran› ortaya ç›kmaktad›r. Bu oran Müslim ve gayrimüslim D Ü fimebuslar›n
ÜNEL‹M nere- D Ü fi Ü N E L ‹ M
deyse eflit oranda temsil edildiklerini göstermektedir. O dönemde gayrimüslim hal-
k›n toplam nüfus içindeki oranlar›n›n 1/4 oldu¤u düflünüldü¤ünde, mebus say›s›
S O R U S O R U
ile nüfuslar›n aras›nda bir denge olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r.
N N
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908)
AMAÇLARIMIZ 45
AMAÇLARIMIZ
Kaynak: Yaflamlar›
MAKALE MAKALE
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.
Foto¤raf 2.6
Meflrutiyetin
ilan›ndan
beklentileri gösteren
iki kartpostal.
Foto¤raf 2.7
Özet
Türk modernleflmesinin en önemli aflamalar›ndan biri Tanzimat Dönemi’nin bafl›ndan itibaren ayd›nlar›n ›s-
olan Tanzimat Ferman› daha önce yap›lanlar›n yeterli rarla ifade ettikleri “halk›n hakimiyete hakk›” devlet
olmad›¤› görüldükten sonra bütün tebaaya vatandafl adamlar› taraf›ndan da kabul edilmifl olmakla beraber
statüsü tan›yan, herkesin kanun karfl›s›nda eflit, can, daha zaman›n gelmedi¤i yorumlar› öne ç›kmaktad›r.
mal ve namusunu korumaya alan bir anlay›fl getirmeyi Yeni Osmanl› düflüncesinin esaslar› da vatandafl›n her
hedeflemifltir. Devletin hedefinin sadece dini ve devle- kademede kendini yönetecek kadrolar› lay›k›yla seçe-
ti korumaktan ç›kar›l›p vatandafl› kalk›nd›rmak ve ülke- bilecek kabiliyette oldu¤una dayanmaktayd›. Padi-
yi imar etmek oldu¤unun alt›n› çizen bir ideal ortaya flah’tan ayd›nlara, bürokrasi ve halka kadar her kesim
koymufltur. Ferman›n kendisi devlet ve hükûmet adam- s›n›rs›z bir iyimserlik içinde anayasan›n kabul ve mefl-
lar›n›n yetkilerini kendi istekleriyle k›s›tlad›klar› bir sü- rutiyetin ilan edilmesinin devletin neredeyse bütün ida-
rece iflaret etmektedir. Müslim, gayrimüslim bütün va- ri, siyasi ve askerî meselelerini çözece¤i beklentisine
tandafllar›n devletin her kademesinde yer alabilmesine kap›ld›¤›n› ifade edebiliriz. Padiflah vekillerden, onlar
olanak tan›yan bu dönem anlay›fl› devletin maruz kal- bürokrasi ve vatandafltan vazifelerini lay›k›yla yerine
d›¤› s›k›nt›lar› gidererek eski kudretine kavuflturmay› getirmelerini bekliyorlard›. Ancak unutulmamas› gere-
amaçlamaktayd›. Tanzimat, devlet idaresine getirilen ken bir husus vard›. Anayasa mevcut durumu yasal hâ-
yenilikler, idari ve mali reformlar ile yeni bir ça¤dafllafl- le getirmifl, köklü bir idari, siyasi ve sosyal de¤ifliklik
ma hamlesi olarak tan›mlanabilir. getirememiflti. K›saca, kavram›n içi gerekti¤i gibi doldu-
Tanzimat Meclisleri ile halk›n her aflamada yönetime rulamad›¤› için beklentilerin gerisinde kal›nm›flt›r. Bi-
girmeye bafllamas› sürecinin dinamiklerini de¤erlendi- rinci Meflrutiyet’teki s›k›nt›lar›n benzeri ikinci dönemde
rebilecek, Tanzimat Dönemi’nin âdeta tan›t›c› simgesi de yaflanacakt›r. Ancak bu defa farkl› yönde siyasilerin
olan meclisler yoluyla devletin milletiyle bütünleflmesi, kendi aralar›ndaki çekiflmeler ve gerçekçi verilere da-
vatandaflta devlete sahip ç›kma bilincinin uyand›r›lmas› yanmayan tahminler yüzünden hayal k›r›kl›¤› yaflan-
hedeflenmifltir. Muhass›ll›k meclislerinden bafllayarak m›flt›r. Anayasan›n yeniden hayata geçirilmesi ile ayr›l-
her kademede temsil organlar›na dahil olan vatandaflla- mak isteyen az›nl›klar›n bu beklentilerinden vazgeçe-
r›n meflrutiyet dönemleri için âdeta staj ifllevini yerine cekleri ümit edilmifltir. K›sa bir süre sonra ortaya ç›kan
getirdi¤i söylenebilir. Vilayet meclislerinde eflit oranda ittifaklar ve savafllar teori ve gerçe¤in siyasette ayn› düz-
yer alan vatandafllar›n bir bütün hâlinde devletin deva- lemde geliflmedi¤ini gösterecektir.
m›na hizmet edecekleri bunun da d›fl müdahaleyi en
aza indirece¤i ümit edilmekteydi.
Daha geliflme ça¤lar›nda olan sanayini Balta Liman› An-
laflmas› ile Bat›l› devletlerin pazar yeri hâline getirmek
durumuna düflen Osmanl› yönetimi Galata bankerlerin-
den borç almaktayd›. Ancak Bat›l› devletler ile birlikte
giriflilen K›r›m Savafl›’n›n masraflar›n› gidermek için ‹n-
giltere ve Fransa’dan borç al›nd›. Bu süreç k›sa sürede
katlanarak geliflti ve 1875’teki isyanlar s›ras›nda devleti
s›k›nt›ya düflürdü. Al›nan kredilerin verimli bir flekilde
kullan›lamamas› miktar›n h›zla artmas›na yol açt›. Borç
faizlerinin ödenememesi ve 93 Harbi’nde gelen yenilgi-
nin mali yükü alacaklar›n› garantiye almak isteyen dev-
letlerin Umumi Borçlar ‹daresi’ni kurmalar›na imkân ta-
n›d›. Devlet içinde devlet hâline gelen Borçlar ‹daresi-
nin sadece varl›¤› bile Osmanl› yönetiminin ba¤›ms›zl›k
iddialar›n› bofla ç›karacak mahiyette olmufltur. Devletin
tekel gelirleri önemli gelir kaynaklar› bu idare taraf›n-
dan kontrol edilir hâle gelmifltir.
48 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Kendimizi S›nayal›m
1. Osmanl› Devleti’nde Tanzimat Ferman› yeni bir dev- 6. Afla¤›dakilerden hangisi Tanzimat döneminin e¤itim
rin bafllang›c›n› temsil eder. Gülhane Hatt-› Hümayunu alan›ndaki uygulamalar›ndan biri de¤ildir?
da denilen bu ferman hangi tarihte ilan edilmifltir? a. Meclis-i Maarif-i Umumiye’nin kurulmas›
a. 8 Eylül 1808 b. ‹lkö¤retimin ilk defa zorunlu hâle getirilmesi
b. 3 Kas›m 1839 c. Galatasaray Sultanisi’nin aç›lmas›
c. 23 Aral›k 1876 d. Darülmuallimin’in aç›lmas›
d. 23 Temmuz 1908 e. ‹lk k›z Rüfltiyesinin aç›lmas›
e. 17 Aral›k 1908
7. Afla¤›dakilerden hangisi Tanzimat döneminde görü-
2. “Bütün tedbirler al›nd›¤› takdirde verimli co¤rafyas› len bir düzenleme de¤ildir?
ve yetenekli halk› sayesinde Osmanl› Devleti’nin “5-10 a. Darülmuallimat’›n aç›lmas›
sene zarf›nda” eski kudretine kavuflabilece¤i” beklenti- b. Nizamiye Mahkemelerinin kurulmas›
sinin dile getirildi¤i Ferman afla¤›dakilerden hangisidir? c. Meclis-i Mebusan’›n aç›lmas›
a. Tanzimat Ferman› d. Meclis-i Ahkam-› Adliye’nin kurulmas›
b. Islahat Ferman› e. Askerlik süresinin 5 y›l olmas›
c. Sened-i ittifak
d. Kanun-i Esasi 8. Osmanl› Devleti Balkan sorunlar› yüzünden tarihte
e. Meflrutiyetin ‹lan› 93 Harbi diye an›lan 1877-78 savafl›nda Rusya ile sa-
vaflmak zorunda kalm›flt›r. Bu savafl sonras› ilk önce
3. Tanzimat Ferman› ile Islahat Ferman› maddeleri ara- Ruslarla Ayastefanos (Yeflilköy) Antlaflmas› imzalan-
s›nda afla¤›dakilerden hangisi bulunmaz ? m›flt›r. Afla¤›daki maddelerden hangisi bu Antlaflmada
a. Herkes kanun önünde eflittir. yer almaz?
b. Hiç bir kimse yarg›lanmadan cezaland›r›lmaya- a. Kars, Ardahan, Artvin ve Do¤u Beyaz›t Rusya’ya
cakt›r. verilecek,
c. Herkesin mal, can ve namus güvencesi devletin b. S›rbistan, Karada¤, Romanya ve Bulgaristan ba-
garantisi alt›ndad›r. ¤›ms›z olacak,
d. Gayrimüslimleri askerî okullara girme hakk› ve- c. Osmanl› Devleti a¤›r bir savafl tazminat› ödeye-
rilmifltir. cek,
e. Halk›n temsilcilerinden oluflan bir parlamento d. Bat› Trakya Yunanistan’a verilecek,
aç›lacakt›r. e. Büyük Bulgaristan kurulacak.
4. Osmanl› Müslüman halk› seçimlerle ilk defa hangi 9. “Muharrem Kararnamesi” ad› verilen anlaflma gere-
olayla tan›flm›flt›r? ¤ince Osmanl› Devleti’nin mali gücünü elinden alan
a. Sened-i ‹ttifak “devlet içinde devlet” durumuna getiren kurum afla¤›-
b. Tanzimat Ferman› dakilerden hangisidir?
c. Islahat Ferman› a. fiura-y› Devlet
d. Muhass›ll›k Meclisleri b. Meclis-i Mebusan
e. Vilayet Meclisleri c. Duyun-› Umumiye
d. Meclis-i Has-› Vükela
5. Afla¤›daki bilgilerden hangisi Tanzimat döneminde e. Meclis-i Vâlâ
askerî alanda yap›lan düzenlemelerden biri de¤ildir?
a. Askerlik yafl› 20 olmufltur. 10. 1876 Anayasas› hakk›nda afla¤›daki bilgilerden han-
b. Askerlik süresi 5 y›ld›r. gisi yanl›flt›r?
c. Yedek askerlik süresi 7 y›ld›r. a. 23 Aral›k 1876 tarihinde ilan edilmifltir.
d. Ordu merkezlerinde “askerî idadi” aç›lm›flt›r. b. Bir komisyon taraf›ndan Avrupa’daki pek çok
e. Yeniçeri Oca¤› kald›r›lm›flt›r. Anayasa incelenerek düzenlenmifltir.
c. 1876 Anayasas› 119 maddeden ibarettir.
d. Padiflah›n yetkilerini çok büyük oranda k›s›tla-
m›fl, meclisi ön plana ç›kartm›flt›r.
e. Tarihteki bu ilk Türk Anayasas›n›n ad› “Kanun-i
Esasi” dir.
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 49
Okuma Parças›
13-27 TEMMUZDA KAYNAYAN ‹STANBUL VE Ve herkes flafl›rm›flt›, çileden ç›km›flt›; alem hürriyet sar-
NÜMAY‹fiLER hoflu olmufltu. Dedi¤im gibi herkes bu coflkunlukta hak-
Her tarafta bayrak, m›z›ka, nümayiflçiler(göstericiler) l› idi, aç kalanlar›n bulduklar› yeme¤e sar›lmas›, zin-
alay›, davul ve zurna dolafl›yor. Sokak nutukçular› ras- danda yaflayanlar›n birdenbire kurtulup ayd›nl›¤a ç›k-
geldikleri yerde durup söylüyor, söylüyor, ba¤›r›yor! Ve mas› ile ‹stanbul halk›n›n hürriyete kavuflmas› aras›nda
halk›n hakk› vard›, tam 33 sene kendi arzusuyla halk fark yoktu. Bu iflin d›flyüzü idi, bunun bir de içyüzü
bayrak açamam›fl, m›z›ka çald›ramam›fl, üç kifli bir ara- vard›.
ya gelip gezememifl. Hele umuma kar›fl söz söylemek Saray›n gazeteler verdi¤i gayet k›sa ilk resmi tebli¤den
nutuk vermek Abdülhamid zaman›nda görülmüfl fley sonra sab›rs›zl›kla daha aç›k ve kat’i ilanlar beklerken
de¤ildi. Ehali öyle coflkun ve heyecanl› surette sokakla- Temmuzun 14.üncü günü Beyo¤lu mutasarr›f› Hamdi
ra döküldükçe, bir araya gelen üç adam› takibe çal›flan Beyin Zaptiye Nezaretine tayin olundu¤una dair bir tev-
polisler, flunun bunun söyledi¤ini gizli dinleyip jurnal- cihat(atama karar›) ç›kt› ve meflrutiyet afl›klar›n›n s›rt›na
lar yazan casuslar flafl›r›p kalm›flt› ve kalabal›¤›n en ko- müthifl bir buzlu dufl yapt›!
yu k›sm› Sirkeci’den Bab›âliye do¤ru ak›yordu. Bab›âli Beyo¤lu mutasarr›f› Hamdi Bey saray›n en sad›k ben-
Sadaret dairesinin tam karfl›s›nda bulunan “Servetifü- delerindendi ve Abdülhamid taraf›ndan gösterilen arzu
nun” matbaas›n›n önü, bafllardaki festen dolay› üstü üzerine Sadrazam Sait Pafla taraf›ndan Zaptiye(Asayifl)
k›rm›z› renkli ve daima dalgalan›r bir adam tabakas› ol- nezaretine getirilmiflti ve muhakkak hürriyet hareketi-
mufltu. Arabalar adam y›¤›nlar›n› kesip yol açam›yorlar- nin üzerine bir mum söndürme külah› vazifesini gör-
d›. Pazar günü akflama do¤ru, hele Temmuzun 14 üncü mek için geliyordu.
(bu tarih Rumidir, 27 Temmuz demektir) nümayiflçiler Hamdi Beyin Zaptiye nezaretine tayinini müteakip Ba-
arabalara da dolmufltu. b›âli bir resmi tebli¤ daha neflreyledi. O zamanki Bab›-
O tarihte baz› perflembe günleri, gelin götüren araba âlinin hâlini ve sarayda hüküm süren ruhu gösterdi¤i
kafileleri görülürdü; gelin arabalar›n›n bir fenerine ara- için resmi tebli¤in bafl taraf›n› afla¤›ya aynen al›yorum:
bac›ya hediye edilen bir iki arfl›nl›k kumafl ba¤lan›rd› “Veliyünnimeti biminnetimiz padiflah›m›z efendimiz
ve kad›nlar›n yaln›z bulunarak bindikleri bu arabalar hazretlerinin tesisi celili cenab› hilafetpenahileri olan
daima kupa idi. Hürriyet nümayiflçileri(göstericileri) ise Kanun-i Esasinin mevkii tatbika vaz’ile meclisi mebusa-
faytonlara dolmufllar, arabalar›n›n fenerlerine Türk bay- n›n küflad›n› emr ü ferman buyurmalar›ndan dolay› te-
raklar›n› asm›fllar, tekerlekleri ve körü¤ü çiçeklerle do- baai sad›kai mülukanelerinin tak›m tak›m Bab›âliye ge-
natm›fllard›. Nümayiflçiler gö¤üslerine de hamayli(en lerek teflekkürat› ubudiyetkaranelerinin arz› haki payi
küçük boyutlarda bas›lm›fl Kur’an-› Kerim) gibi k›rm›z› Hümayun olunmas›n› rica ile olbaptaki arizai teflekküri-
ve beyazl› genifl kordonlar sar›p üstüne “Hürriyet, Mü- yeyi tevdi eylemelerine binaen taraf› Sadaretpenahiden
savat, Uhuvvet” kelimelerini ifllemifllerdi. Nümayiflçi ara- arz u takdim k›l›nm›flt›r.” (Padiflah›n anayasan›n yeni-
balar› saraya kadar gidiyor, Y›ld›z yolunu dolduruyor den yürürlü¤e konmas› ve meclisin aç›lmas›n› emret-
ve taraf taraf dolafl›yor, ücra mahallelere bile giriyor ve mesinden dolay› vatandafllar›n guruplar hâlinde hükû-
tekmil ‹stanbul yerinden oynuyordu. met merkezine giderek samimi teflekkürlerinin Padifla-
Bizim matbaa da yerinden oynam›flt›. Tek taraf basan ha arz edilmesi için dilekçe vermifllerdir. Sadaret bunu
iki makinemiz hiç durmadan gece ve gündüz mütema- Padiflaha arz etmektedir)
diyen bas›yor; 24 saatte ancak 25 bin nüsha ç›kar›yo- Tebli¤i resmî di¤er yerinde “Kanun-i Esasinin ilcaat› za-
ruz, bu kafi gelmiyordu. Matbaan›n kap›s›nda ve kap›- man ile tatbik olunamamas› esas› fikir ve arzuyu Huma-
n›n yan›ndaki tevzi odas›n›n pencereleri önünde mü- yunu mülükane hilaf›nda oldu¤undan!” (Anayasan›n
vezziler k›yamet kopar›yordu. Tevzi(da¤›tma) odas›n›n flartlar›n gere¤i olarak hayata geçirilememesi padiflah›n
demir parmakl›kl› penceresine t›rmanan gazeteciler du- iste¤ine muhaliftir) diyordu.
var› delik deflik etmifllerdi. Matbaadaki adamlar›m›z ba-
s›lan gazeteleri tafl›y›p müvezzilere (gazete sat›c›lar›) Kaynak: Ahmet ‹hsan, Matbuat Hat›ralar›m 1888-
veriyordu. Fakat saymak, hesap etmek yoktu. Sat›fl me- 1923 ‹kinci Cilt, Meflrutiyet ‹lan›ndan Umumi Mu-
murlar›m›zda dahi hesap ve kay›t yoktu. Biz yukarda harebeye Kadar 1908-1914, ‹stanbul 1931, s. 6-9.
gazete yaz›yorduk, makineler bas›yordu, memurlar da-
¤›t›yordu ve halk kap›fl›yordu.
50 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Seçilmifl Bibliyografya
Akçura, Yusuf, Üç Tarz-› Siyaset, Ankara 1991. Karatepe, fiükrü, Darbeler, Anayasalar ve Modern-
Aky›ld›z, Ali, Tanzimat Dönemi Osmanl› Merkez leflme, 2. Bask›, ‹stanbul 1997.
Teflkilat›nda Reform, ‹stanbul 1993. Kayal›, Hasan, Jön Türkler ve Araplar, ‹stanbul 1998.
Akyüz Yahya, Türk E¤itim Tarihi, Ankara 2008. Kaynar, Reflat, Mustafa Reflit Pafla ve Tanzimat, An-
Aydemir, fievket Süreyya, Tek Adam Mustafa Kemal, kara 1985.
Cilt I, 1881-1919, ‹stanbul 1994. Kili, Suna-Gözübüyük, A. fieref, Türk Anayasa Metin-
Bayur, Yusuf Hikmet, Türk ‹nk›lab› Tarihi, C.II, K›s›m leri, Sened-i ‹ttifaktan Günümüze,
I, Ankara 1991. Ankara 1985.
Berkes, Niyazi, Türkiye’de Ça¤dafllaflma, (Yay. Haz., Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Do¤uflu, (Çev.
Ahmet Kuyafl), ‹stanbul 2005. Metin K›ratl›), 3. Bask›, Ankara 1988.
Bozkurt, Gülnihal, Bat› Hukukunun Türkiye’de Be- Mardin, fierif, Türk Modernleflmesi, Makaleler IV, ‹s-
nimsenmesi, Osmanl› Devleti’nden Türkiye tanbul 1991.
Cumhuriyeti’ne Resepsiyon Süreci (1839-1939), Okandan, Recai Galip., Amme Hukukumuzun Ana
Ankara 1996. Hatlar›, ‹stanbul 1968.
Cevdet Pafla, Tezâkir, 40-Tetimme, (Yay. Cavit Bay- Ortayl›, ‹lber, Tanzimattan Sonra Mahallî ‹dareler
sun), Ankara 1986. (1840-1878), Ankara 1974.
Çad›rc›, Musa, “Tanzimattan Cumhuriyete Ülke Yö- Ortayl›, ‹lber, ‹mparatorlu¤un En Uzun Yüzy›l›, ‹s-
netimi”, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye An- tanbul 1983.
siklopedisi (TCTA), C.I, ‹stanbul 1985. Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat Devri ve Sonras› ‹dari Teflkilat”
Davison, Roderic H., Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Re- Osmanl› Devleti ve Medeniyeti Tarihi, I, (Ed.,
form, 1856-1876, (Çev. Osman Ekmeleddin ‹hsano¤lu), ‹stanbul 1994.
Ak›nhay), C.II, ‹stanbul 1997. Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat ve Meflrutiyet Dönemlerinde
Düstur, Birinci Tertip, C.IV. Yerel Yönetimler”, Tanzimat’tan Cumhuriyete
Düstur , ‹kinci Tertip, C.I. Türkiye Ansiklopedisi, C.I, s.234-235.
Eraslan, Cezmi, II. Abdülhamid ve ‹slam Birli¤i, ‹s- Özgüldür, Yavuz-Özgüldür, Serdar, “1876 Anayasas›n›n
tanbul 1992. Haz›rlanmas›nda Mithat Paflan›n Rolü Ve Fonksiyo-
Eraslan, Cezmi, “II. Abdülhamid’in ‹lk Y›llar›nda Meclis nu”, Ankara Üniversitesi Osmanl› Tarihi Arafl-
ve Meflrutiyet Kavramlar› Üzerine Baz› Tespitler”, t›rmalar› Merkezi (OTAM), Say› 5, Ankara 1994,
Türk Kültürü ‹ncelemeleri Dergisi, I,s. 1-12, ‹s- s.311-348.
tanbul 2000. Seyitdanl›o¤lu, Mehmet, Tanzimat Devrinde Meclis-i
Ery›lmaz, Bilal, Osmanl› Devletinde Gayrimüslim Vâlâ (1838-1868), Ankara 1994.
Tebaan›n Yönetimi, ‹stanbul 1996. Shaw Stanford-Shaw, Ezel Kural, Osmanl› ‹mparator-
Georgeon, François, Sultan Abdülhamid, ‹stanbul, lu¤u ve Modern Türkiye, (Çev. Mehmet Harman-
Homer Kitabevi, 2006. c›), C.II, ‹stanbul 1983.
Hanioglu, M. fiükrü, The Young Turks in Oppositi- Tanör, Bülent, Osmanl›-Türk Anayasal Geliflmeleri
on, Oxford Üniv. Press, New York 1995. (1789-1980), ‹stanbul 2006.
‹¤demir, Ulu¤, Kuleli Vak’as› Hakk›nda Bir Araflt›r- Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’de Siyasi Partiler (1859-
ma, Ankara 1942. 1952), 2. Bask›, ‹stanbul 1995.
‹nalc›k, Halil, “Sened-i ‹ttifak ve Gülhane Hatt-› Hüma- Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’nin Siyasi Hayat›nda
yunu”, Belleten, C.XXVIII, Say› 112, Bat›l›laflma Hareketleri, ‹stanbul 2004.
Ankara 1964. Us, Hakk› Tar›k, Meclis-i Mebusan (1293=1877), C.II,
Kafadar, Osman, Türk E¤itim Düflüncesinde Bat›l›- ‹stanbul 1954.
laflma, Vadi Yay›nlar›, Ankara 1997. Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Ça¤dafl Düflünce Tari-
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.VII, Ankara, 1983. hi, ‹stanbul 1979.
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.VIII, Ankara 1988.
3
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N Birinci Meflrutiyet Dönemi’nde devletin siyasi politikalar›n›n reel zeminini
aç›klayabilecek,
N Birinci Meflrutiyet Dönemi’nin simgesi hâline gelen e¤itim ve kültür çal›flma-
lar›n›n boyutlar›n› saptayabilecek,
N ‹kinci Meflrutiyet Dönemi seçimlerini ve oluflan Meclislerin yap›s›n› analiz
edebilecek,
N Trablusgarp ve Balkan Savafllar›n› ana hatlar›yla görerek ad›m ad›m Birinci
Dünya Savafl›’na gidiflin zeminini de¤erlendirebilecek bilgi ve becerilere sa-
hip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Meflrutiyet • ‹slam Âlemi ile ‹liflkiler
• II. Abdülhamid • Balkanlardan Göç
• E¤itim ve Kültür
‹çindekiler
• I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE
S‹YASET
• I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE
Türkiye’de E⁄‹T‹M VE KÜLTÜR
Atatürk ‹lkeleri ve FAAL‹YETLER‹NE GENEL B‹R BAKIfi
‹nk›lap Tarihi-I Meflrutiyet Dönemleri
• II. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹
SEÇ‹MLER‹ VE MECL‹S-‹ MEBUSAN
ÇALIfiMALARI
• ADIM ADIM DÜNYA SAVAfiINA
Türkiye’de
Meflrutiyet Dönemleri
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
58 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Böyle bir zeminde II. Abdülhamid, devletin di¤er unsurlar›n› yok saymadan, si-
yasi sosyal ve ekonomik flartlara uygun olarak ‹slami duygular› beslemek, ön pla-
na ç›karmak amac›na dönük politika takip etmifltir. Bunu yaparken de ‹slam mü-
esseselerinin kuvvetlenmesine ve yayg›nlaflmas›na özel bir gayret göstererek, iç ve
d›fl siyasette ‹slam’a belirleyici bir rol vermek amac›n› gerçeklefltirmeye çal›flm›flt›r.
Elbette ki bütün bu çabalar›n temelinde ana amaç Osmanl› Devleti’ni çöküflten
kurtarabilmektir.
II. Abdülhamid Dönemi’nde gerek Osmanl› gerekse de ‹slam co¤rafyas› gene-
linde ‹slamc› politikalar›n istenilen ölçüde baflar›l› oldu¤unu söylemek mümkün
olmamakla birlikte, ciddi bir Osmanl› ve halife sevgisinin olufltu¤u tespit edilebil-
mektedir. Zira bu politikan›n sonuçlar› daha sonra baflta Balkan Savafl› olmak üze-
re I. Dünya Savafl› ve ‹stiklal Savafl›’nda ‹slam dünyas›n›n maddi ve manevi deste-
¤i olarak somut bir flekilde ortaya ç›km›flt›r.
Bu düflünce ve duygular›n toplumsal zeminde güç kazanmas›nda, ‹slam co¤-
rafyas›n›n büyük ekseriyetinin sömürgelefltirilmesi ve de ekonomik olarak geri
kalmas›n›n yan› s›ra 19.yy. sonlar›ndan itibaren kitle iletiflim ve ulafl›m araçlar›n›n
geliflmesi ciddi olarak tesirli olmufltur. 19. yüzy›l bir iletiflim ve ulafl›m devrimi ol-
mufl, küresel bir de¤iflim yaflanmaya bafllanm›flt›r. Buharl› gemilerin, demiryollar›-
n›n ve telgraf hatlar›n›n yayg›nlaflmas›n›n do¤al bir sonucu olan h›zl› bir küresel-
leflme sürecidir bu. II. Abdülhamid, iktidar›n›n ilk günlerinden itibaren bu tekno-
lojik geliflmelere ciddi destek vermifltir. ‹lk telgraf hatt› 1855’te K›r›m Savafl› s›ra-
SIRA S‹ZDE s›nda aç›lm›fl
SIRAolmas›na
S‹ZDE ra¤men, sadece II. Abdülhamid Dönemi’nde 30 bin km’den
fazla telgraf hatt› çekilmifltir. Bu hatlar, Hicaz’dan Yemen’e kadar uzanmakta olup,
hilafet merkezi Ege ve Akdeniz’deki adalara kadar telgraf hatlar›yla ba¤lanm›flt›r.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Mors iflaretleri seri bir flekilde Türkçeye uygulanm›fl, en son model telgraf makine-
leri getirtilerek, telgrafç›l›k ö¤renimi için Fransa’ya ö¤renciler gönderilmifl, kurslar
S O R U aç›lm›flt›r. S O R U
K ‹ T A P
MerkezîK devlet
‹ T A P
gücünün temininde son derece önemli olan ulafl›m ve haberlefl-
menin ikinci k›sm›n›n telgraf hatlar› ile gerçekleflti¤ini söylemek mümkündür.
Böylece, Osmanl› Devleti yol ve demir yollar›n›n inflas› ile gidemedi¤i yerlere ka-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
dar telgraf hatlar›n› ulaflt›ran ilk ülke olmufltur. Ancak II. Abdülhamid iktidar›n›n
güçlenmesine vas›ta olarak düflünülmüfl olan telgraf, onun y›k›l›fl›na da yard›m
eden araç olacakt›r.
‹NTERNET II. Abdülhamid
‹ N T E R N E T Dönemi’nde Bombay’dan çekilen telgraf ‹stanbul’da; ‹stan-
bul’dan çekilen telgraf Kazan’da okunmaya bafllam›flt›r. ‹slamc› dayan›flma fikirle-
ri, projeler ve haberler telgraf sayesinde h›zl› bir flekilde takip edilmeye baflland›¤›
için paralel bir flekilde ‹slamc›l›k politikas› da giderek güç kazanmaya ve kabul
görmeye bafllam›flt›r. Telgraf devrimi bütün dünya için, ama özellikle de ‹slam
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 59
dünyas› için bu sebeple çok önemli olmufltur. Sömürge hâlindeki SIRA S‹ZDEveya ba¤›ms›z SIRA S‹ZDE
Müslümanlar dünyan›n neresinde olurlarsa olsunlar telgraf sayesinde haberleflerek
birbirlerinden haberdar olmufllard›r. O dönemin ‹stanbul gazeteleri bu flekilde et-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
kili olmufllar, hem Londra parlamentosundaki bütün tart›flmalar› yay›nlarken hem
de Kaflgar’dan, Kalküta’dan, Bombay’dan, Güney Afrika’dan, Cezayir’den gönderi-
len telgraflar› yay›nlayarak bütün Bat›, Türk ve ‹slam dünyas›ndan S O Rhaberdar
U olun- S O R U
mas›n› temin etmifllerdir.
Kitle iletiflim araçlar›n›n yayg›n olarak kullan›lmas›n›n di¤er Dbir‹ K Ketkisi
AT de dergi D‹KKAT
ve gazeteler arac›l›¤›yla kamuoyu denen olgunun ortaya ç›kmas›d›r. 1860’lardan
itibaren gazeteler büyük bir etkiye sahip olmufllard›r. Gazete befl bin gibi düflük bir
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
rakamda satmas›na ra¤men, Yemen’deki bir kahvehanede de K›r›m’da da k›sa za-
man farkl›l›klar› ile ayn› yorum ve haberler okunmakta ve etkili olmaktad›r. ‹nsan-
lar birbirinden haberdar olmaya bafllam›fllard›r. Dönemin gazetelerinde
AMAÇLARIMIZ o dönem
itibar›yla son derece ilgi çekici ve alan›nda ilk olan yaz› dizileri yay›nlanmaya bafl-
N N AMAÇLARIMIZ
lam›flt›r “...Türkistan nas›l bir yerdir, Çin Müslümanlar› ne yapar, Japonya nas›l bir
yerdir, Güney Afrika Müslümanlar›n›n durumu nedir, Malezya’da, K ‹ TEndonezya’da
A P - K ‹ T A P
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
(Kastamonu Rüfldiyesi), Konya Lisesi (Konya ‹dadisi), Kütahya Lisesi (Kütahya Li-
va ‹dadisi), Malatya Lisesi (Malatya ‹dadisi), Samsun Lisesi (Samsun ‹dadisi), Sey-
han-Adana Lisesi (Adana ‹dadisi), Sivas Lisesi (Sivas Nehari ‹dadisi), Trabzon Li-
sesi (Trabzon ‹dadisi), Vefa Lisesi (Mülkiye ‹dadisi, Vefa ‹dadi-i Mülkisi) okullar›
olup hepsi de II. Abdülhamid Dönemi’nde aç›lm›fllard›r.
II. Abdülhamid Dönemi Osmanl› Devleti’nin ekonomik olarak ciddi s›k›nt›lar
yaflad›¤› düflünüldü¤ünde, bu denli yayg›n e¤itim ve ö¤retim seferberli¤i yapabil-
mifl olmas› flafl›rt›c› gelmektedir. Tanzimat Dönemi’nde de benzer flekilde e¤itim
yat›r›mlar› için ciddi kaynak s›k›nt›s› çekilmifltir. Bu sebeple yap›lmas› düflünülen
birçok reform yap›lamam›flt›r. II. Abdülhamid’in e¤itim reformunu çok fazla önem-
semesine en bariz gösterge olarak, kaynak s›k›nt›s›n› aflmak için yo¤un çaba sarf
etmesi ve de bunu baflarmas› gösterilebilir. II. Abdülhamid e¤itim seferberli¤ine
kaynak yaratmak için 1883 y›l›nda, 1866’dan beri Ziraat Bankalar›’na sermaye sa¤-
lamak için aflar vergisine konulmufl olan onda birlik ‹ane Vergisini, % 39’a ç›kart-
m›flt›r. Bu flekilde meydana gelen fonun üçte ikisi tar›msal geliflmeye ayr›l›rken
geriye kalan üçte biri de Maarif Hisse-i ‹anesi ad›yla yeni devlet okullar›n›n yap›-
m›na ayr›lm›flt›r. Zaman zaman farkl› sebeplerle bu flekilde toplanan vergilere iti-
raz edilmifl de olsa, idadilerin yayg›nlaflt›r›lmas› bu ek vergi sayesinde mümkün
olabilmifltir. ‹ptidailer ve rüfltiyeler ise daha çok vak›flar, ba¤›fllar ve yerel kaynak-
larla kurulmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu tür kaynaklar, vilayetlerin imkânlar› ölçüsünde
birbirinden farkl›l›k arz etti¤i için ülke genelinde bu okullar›n da¤›l›m› da de¤iflik-
lik arz etmektedir. Al›nan bu tedbirlerle, e¤itim hamleleri pefl pefle gelmeye bafl-
lam›fl ve h›zl› bir okullaflma sürecine girilmifltir.
Devletin ekonomik olarak d›fla ba¤›ml›, yar› sömürge oldu¤u bir dönemde imkânlar› zor-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
layarak e¤itim ve ö¤retimi gelifltirmeye çal›flmas› neyin göstergesi olarak de¤erlendirilebi- 3
lir? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
tüm imparatorluk sath›nda sadece 6 idadi vard›; 1893’te say›lar› 55’i bulmufltu ve
bu say› 1908’de 98’e ç›kacakt›r. Ayn› dönemde k›z okullar›n›n K ‹ say›s›
T A P da anlaml› K ‹ T A P
bir biçimde artm›flt›r. Buna Hukuk Mektebi, Sanayi-i Nefise Mektebi, Ticaret
Mektebi gibi yeni yüksek okullar›n aç›lmas› ve Mülkiye Mektebi’nin modernlefl-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
tirilmesi eklenmelidir”.
“Bu maarif çabas›ndaki en dikkat çekici özellik ‹stanbul’dan çok vilayetleri he-
def almas›d›r. Örne¤in imparatorlu¤un genelinde idadi say›s› 1876’da 6 iken 1908’de
98’e ç›km›flt›r. Ayn› dönemde ‹stanbul’da 2’den 9’a ç›k›lm›flt›r. ‹ N T EBir
R N Edi¤er
T unsur, ‹NTERNET
1890’lardan itibaren büyük kentlerde meslek okullar›n›n ve yüksek okullar›n aç›l-
64 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
mas›d›r: Her askerî bölgede aç›lan askerî okullar d›fl›nda, fiam’da bir t›bbiye, Sela-
nik, Konya ve Ba¤dat’ta hukuk mektepleri, Selanik’te bir polis mektebi aç›l›r. De-
mek ki Abdülhamid Devri, e¤itimi vilayetlere yayma yönünde bir iste¤e iflaret et-
mektedir; bu da sultan›n modernleflmifl taflra seçkinlerine dayanma yönündeki si-
yasi iste¤inin mant›ki sonucudur. Sultan›n maarif siyasetinin büyük baflar›s› vilayet-
lerde aç›lan idadilerdir; bu e¤itim kurumlar› için güzel tafl binalar infla edilir; elde
yeterli mimar olmad›¤› için, Paris’ten planlar getirtilir, Frans›z mimari modeli takip
edilir. “Maarifperver” diye övgülere bo¤ulan Abdülhamid’in camiden çok okul
yapt›rd›¤›na kuflku yoktur”.
Okullar›n ‹stanbul’da toplanmas›n›n önüne geçmek için ‹ane Vergisi’ni ülke
geneline yayma çal›flmalar› da baflar›l› olmufltur. 1897’de ‹stanbul’da ilkokulla-
r›n % 1’i, Rüfltiyelerin % 7’si ve idadilerin % 3,6’s› bulunmaktayd›. 1897 sonun-
da ‹stanbul’da alt›, di¤er vilayetlerde birer olmak üzere ‹mparatorluk’ta 8247 ö¤-
rencili 29 askerî rüfltiye bulunmaktayd›. Yüksek askerî okullar›n 15.351 ö¤renci-
sinden,15.328’i Müslüman, 11’i Yahudi, 10’u Rum ve 2’si de Ermeni’ydi.
Müslüman olmayan millet topluluklar›n›n da 1897 y›l›nda sahip olduklar› okul-
lar›n dökümü flöyledir: 8.025 ö¤retmen ve 317.089 ö¤rencili 5.982 ilkokul; 2.274
ö¤retmen ve 23.192 ö¤rencili 682 Rüfltiye; 584 ö¤retmen ve 10.720 ö¤rencili 70 ida-
di düzeyinde okul. Devlet okullar› gibi bunlar da imparatorlu¤un her yan›na da¤›l-
m›fl durumdayd›lar. ‹stanbul’da ilkokullar›n % 2,4’ü, Rüfltiyelerin % 14,7’si ve ida-
dilerin % 24’ü bulunmaktayd›”.
E¤itim istatistiklerine göre,1900 y›l› itibar›yla bütün Osmanl› co¤rafyas› gene-
linde tüm e¤itim kademelerinde gelinen durum flöyledir: “1900’de ‹mparatorluk-
taki 29.130 S›byan okulu ya da iptidailerde 899.932 k›z-erkek ö¤renci bulunu-
yordu. 1905-06 ders y›l›nda ‹mparatorluk’ta usul-u cedite göre e¤itim yapan
9.347 resmî ve özel iptidai okulu vard›. 1906-07 ö¤renim y›l›nda ‹mparatorluk’-
ta toplam 619 Rüfltiyede 40.000 civar›nda ö¤renci okuyordu. 1906’da ‹mparator-
luk’ta 109 ‹dadide 20.000 civar›nda ö¤renci bulunuyordu, ‹dadilerin yayg›nlafl-
mas›nda 1884’te ‹dadiler için konulan özel vergi etkili olmufltur. Okul sistemin-
deki yayg›nlaflmaya paralel olarak bunlar›n ö¤retmen gereksinmesini karfl›laya-
cak ö¤retmen okullar›n›n say›s›n›n da art›r›lmas›n› gerektirmifltir. 1908’de Darül-
muallimin’lerin say›s› 31’e ç›km›flt›. Bu dönemde ilk ve ortaö¤retimin yayg›nlafl-
mas›n›n yan› s›ra bir baflka geliflme ilk kez özürlüler için e¤itimin bafllat›lmas›
olmufltur. 1889’da, önce sa¤›rlar ve dilsizler için iki y›l sonra da körler için e¤i-
tim bafllat›lm›flt›”.
II. Abdülhamid Dönemi ‹slamc›l›k siyaseti ve de e¤itim - kültür politikalar› için
sonuç olarak flunlar› söylemek mümkündür. Osmanl› Devleti siyasi flartlar gere¤in-
ce 1517’de Yavuz Sultan Selim ile elde etti¤i bu gücü ancak XIX. asr›n ikinci yar›-
s›ndan itibaren tesirli bir flekilde politika arac› olarak kullanmaya bafllam›flt›r. Bu-
nunla birlikte Bat›l› devletlerin korktu¤u gibi “Pan-‹slamizm” hareketini uygulaya-
bilecek ekonomik, kültürel ve siyasi gücü yoktur. Ancak özellikle Osmanl› co¤raf-
yas› üzerinde emperyalist emelleri olan devletlerin bu husustaki endiflelerini fark
edince bunu bir tehdit ve yapt›r›m arac› olarak kullanmak II. Abdülhamid taraf›n-
dan son derece ak›lc› bir flekilde baflar›lm›flt›r. Bu uygulama tamam›yla içinde bu-
lunulan flartlar›n sevkiyle ortaya ç›km›flt›r. II. Abdülhamid olmasa da devleti yöne-
tenler o günkü flartlarda, ellerindeki imkânlarla ancak bu çerçevede bir politikay›
takip etme durumunda kalacaklard›.
D‹KKAT D‹KKAT
N N
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri
AMAÇLARIMIZ 65
AMAÇLARIMIZ
Foto¤raf 3.1
N N n›yla bugünkü ‹stanbul Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün bulundu¤u Harbiye Nezaretin-
AMAÇLARIMIZ
de yap›lan törenle tahta ç›km›flt›r.
K ‹ T A P K ‹ T A P
Sultan V. Mehmed
Reflad cuma
selaml›¤›nda.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Kaynak: Yaflamlar›
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
‹ NYKY,
T E R N‹stanbul
ET ‹NTERNET
1999.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 67
‹ttihatç›lar için bu olay sanki ‹stanbul’un yeniden fethidir. Böylece yeni padiflah
askerin korumas› alt›na al›nm›fl, Meflrutiyet’in sona erdirilme giriflimlerinin eskiden
oldu¤u gibi kolay olmayaca¤› ifade edilmeye çal›fl›lm›flt›r.
21 A¤ustos 1909 tarihinde 1876 Kanun-i Esasi’sinin 24 maddesi de¤ifltirilmifl, ye-
ni baz› maddeler ilave edilmifltir. Bütün bu düzenlemelerde millet egemenli¤ini
temsil eden “hâkimiyet-i milliye” esas› s›kl›kla vurgulanm›fl, yap›lan de¤iflikliklerde
bu kaide aranm›flt›r. Bu çerçevede 1876 Anayasas›’n›n padiflah›n hak ve yetkileri-
nin s›n›rland›r›lmas›, Meclisin etkinli¤inin art›r›lmas›yla, bas›n-yay›n haklar› husus-
lar›nda ilerlemeler sa¤layan ad›mlar at›labilmifltir. De¤iflikliklerle Padiflah’›n, tahta
ç›k›fl›nda Meclis-i Umumide fier’i fierif ve Kanun-i Esasi hükümlerine uyaca¤›na,
vatan ve millete sadakat edece¤ine dair yemin etmesi flart› getirilmifltir. V. Mehmet
Reflat, Padiflahl›¤› meclis taraf›ndan onaylanan ve mecliste yemin eden ilk padiflah
olmufltur. Anayasa’n›n 113. maddesinde Padiflah›n “hükûmetin emniyetini ihlal et-
tikleri zab›tan›n araflt›rmas› ile sabit olanlar› Osmanl› ülkesinden ihraç ve sürgün”
etme yetkisi kald›r›lm›flt›r. Ancak bu defa da gerek duyulursa s›k›yönetim ilan et-
me yetkisi hükûmete b›rak›lm›flt›r.
Esas itibar›yla II. Meflrutiyet Dönemi’nde yap›lan düzenlemelerin, hâkimiyet
hakk›n› halka vermede büyük ad›mlar teflkil etti¤ini ifade etmemiz gereklidir.
Milletin, hâkimiyetini elleriyle kulland›¤› mebuslar›n, Padiflah taraf›ndan atanan
hükûmet üyelerinden, dolay›s›yla yürütmeden önde gelmeleri, Meclisin sistem
içindeki gerçek yerini almas›nda bir dönüm noktas›d›r. Böylece Meclis, normal
zamanlarda kanun tekliflerini görüflüp karara ba¤layan, ancak be¤enilmedi¤in-
de ›srarc› olamayan, etkisiz bir müessese olmaktan ç›km›flt›r. Meclis milleti ve
memleketi ilgilendiren hemen her hususta söz hakk› olan, sistemin en temel
müessesesi hâline gelmifltir. 1876 Anayasas› fiili durumu kanunlaflt›rmakla yeti-
nip tek adam otoritesini sa¤lamlaflt›r›rken son düzenlemeler ile devlet baflkan›
millet temsilcilerinin kararlar› için bir tasdik makam› konumuna getirilmifltir.
Burada söz konusu edilmesi gereken ancak ayr›ca ve önemle sorgulanmas› ge-
reken bir di¤er husus ise halk›n hâkimiyet hakk›n› kullanmadaki ilgisi veya ilgi-
sizli¤idir. Yönetimde söz sahibi olmas› gerekti¤i bilinci ile çevreden merkeze,
tabandan tavana bask› oluflturmas› gerekti¤i idealize edilen halk›n pasifli¤i ile-
riye do¤ru al›nan mesafenin ilk muhalefet darbesinde kaybedilmesinin en temel
sebeplerinden biri olmal›d›r.
Foto¤raf 3.2
‹kinci Meflrutiyet
Dönemi seçimlerinde
bir Sand›k heyeti.
1912 Meclis-i
Mebusan Seçimleri
Kaynak: Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye
Ansiklopedisi ‹letiflim
Yay›nlar› ‹stanbul
1985.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
K ‹ T A P 1908-1912 KMeclislerinin
‹ T A P oluflumlar›, yap›lar› ve Türk demokrasi tarihi içinde yerini de-
¤erlendirebilmek için Kenan Olgun’un, “1908-1912 Osmanl› Meclis-i Mebusan’›n›n Faali-
yetleri ve Demokrasi Tarihimizdeki Yeri”, (Atatürk Araflt›rma Merkezi Yay›nlar› Ankara
TELEV‹ZYON 2008) adl›Tkitab›n›
E L E V ‹ Z Yokuyabilirsiniz.
ON
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
II. Meflrutiyeti Dönemi’nde kad›n›n sosyal hayatta lay›k oldu¤u yeriD alabilmesi
‹KKAT için ça- D‹KKAT
balar gösterilmifl, dernekler kurulmufl, yasal düzenlemeler yap›lm›flt›r. Ayr›ca, Arap
harflerinde yenilik yap›lmak istenmifl, Millî Kütüphane, Millî Filmcilik, Millî Co¤rafya
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Cemiyetleri kurulmufltur.
silesiyle borç hisselerinin yar›s›ndan fazlas›na sahip oldu¤u için önce Fransa’ya git-
mifl, ancak Frans›zlar ‹ttihatç›lar›n yabanc› hâkimiyetine karfl› fikirlerini ö¤rendik-
ten sonra onlar› Bat›’ya daha çok mecbur etmek için maddi yard›m› en a¤›r flartlar-
da yapmak üzere tav›r alm›fllar ve ‹ngilizleri de ayn› flekilde davranmaya ikna et-
mifllerdir. ‹flte bu s›rada Almanlar devreye girmifllerdir. 7 Kas›m 1910’da 11 milyon
alt›nl›k borç anlaflmas› imzalanm›flt›r.
Ancak böyle bir borçlanma Osmanl› maliyesine geçici bir ferahl›k sa¤lamaktan
ileri gidememifltir. Mali s›k›nt›n›n yan›nda gerek ideolojik gerek flahsi bir tak›m ay-
r›l›klarla baflkentte ve mecliste ‹ttihatç›lara muhalif bir grup oluflmaya bafllam›flt›r.
Böyle bir ortamda Padiflah V. Mehmet Reflat, 5 Haziran’da ‹stanbul’dan hareketle
Rumeli seyahatine ç›km›flt›r. Gezinin amac›, son zamanlarda devaml› kargafla için-
deki Makedonya ve Arnavutluk halklar›n› devlete ›s›nd›rmak, asayifli sa¤lamakt›r.
Çok müspet tesirler yaratan gezi amac›na ulaflm›flsa da hükûmet, merkezdeki olay-
larla ilgilendi¤inden, bundan gere¤i gibi istifade edilememifltir. Zaten Arnavutlar
aras›nda h›zla yay›lan milliyetçilik fikirleri ve ona paralel olarak devletin zay›flama-
s› 1912 y›l›nda kesin ayr›l›k ile sonuçlanm›flt›r.
Trablusgarp ve Balkan Savafllar› s›ras›nda ortaya ç›kan ve y›prat›c› sonuçlar do-
¤uran temel meselelerden biri de subaylar›n aktif siyasetin içine girmeleri olmufl-
tur. Meclis d›fl› muhalefet olarak Halaskar Zabitan Gurubu’nun çal›flmalar› üzerine
Padiflah V. Mehmet Reflat, 19 Temmuz 1912’de orduya hitaben yay›nlad›¤› bir bil-
diride subaylar›n kendisine müracaat edecek kadar siyasete bulaflmalar›n› tenkit
ederek askerin amirlerinden alacaklar› emirlere riayet etmesini ve mesailerini va-
tan müdafaas›na hasretmelerini istemifltir. Siyasi aç›dan da daha önceki sadrazam-
lar›n (baflbakanlar›n) yer ald›¤› bir uzlaflma teflebbüsü; “Büyük Kabine” oluflturul-
mufltur. Ancak huzurun sa¤lanmas›nda beklenen verim al›namam›flt›r.
Uzlaflma yerine çekiflmelerin ha-
Foto¤raf 3.3
kim olmas› bütün ümitleri bitirmifltir.
1877-1878 Sadrazam Ahmet Muhtar Pafla istifa et-
savafl›n›n Do¤u mifl, 29 Ekim 1912’de iflbafl›na getiri-
Cephesi kahraman› len Kâmil Pafla hükûmeti de durumu
Ahmet Muhtar Pafla
‹kinci Meflrutiyet de¤ifltirememifltir. 8 Kas›m’da Selanik’
Dönemi siyasi in iflgale u¤ramas›ndan sonra ateflkes
hayat›nda da yap›lm›flt›r. Aral›k 1912-Ocak 1913 ta-
hizmet etmifltir.
rihleri Londra Konferans› görüflmele-
Kaynak: Yaflamlar› rine sahne olmufltur. Meseleleri gö-
ve Yap›tlar›yla rüflmelerle çözmeye çal›flan Kâmil Pa-
Osmanl›lar
fla’n›n “Saltanat fiuras›”ndan ald›¤›
Ansiklopedisi I,
YKY, ‹stanbul deste¤i uygulamaya koymas›na f›rsat
1999. vermeyen Enver Pafla toplant› hâlin-
deki hükûmeti basarak Sadrazam› zor-
la istifa ettirmifl ve Harbiye Naz›r› Na-
z›m Pafla’y› da vurdurmufltur. Netice
itibar›yla tarihe “Bâb-› Ali Bask›n›” ola-
rak geçen bu olay ile idareyi fiilen ele
alan üçlü yönetim ilk olarak ordunun
durumunu ele alm›fl, 1913 y›l› Aral›k
ay›nda Alman Generali Liman Von San-
ders baflkanl›¤›nda bir askerî heyeti ülkeye getirmifltir. Ordu yönetimi gençlefltiril-
me ihtiyac›ndayd›. 4 Ocak 1914’te Enver Pafla Harbiye Naz›r› olmufl ve 1914 büt-
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 71
Gerçekten de II. Meflrutiyetin ilan›ndan hemen sonra Bat› örne¤ine uygun par-
lamenter bir demokrasi rejimi kurmak için harekete geçen ‹ttihatç›lar, bu çal›flma-
lar›nda 1910 y›l›na kadar baflar›l› olmufl, Meclis-i Mebusan bu y›la kadar oldukça
hür olarak çal›flm›flt›r. Ancak, bu y›lla birlikte ‹ttihat ve Terakki karfl›t› muhalefetin
artmas›, ‹ttihatç›lar›n da sertleflmelerine sebep olmufl, bu durum Meflrutiyet’ten
beklentilerin karfl›lanamamas›nda etkili olmufltur.
Meflrutiyet’in ilan›n› hürriyetin ilan› olarak gören Osmanl› ayd›n›, Meflrutiyet’in
ilan› ile devletin köklü dertlerinin çözümlenece¤i, devletin büyük devletler saf›na
kat›laca¤›n› düflünmüfllerdir. Art›k az›nl›klarla Müslümanlar aras›ndaki mücadele
bitmifl, “hürriyet-adalet-eflitlik-kardefllik” bafllam›flt›r. Rumeli’de da¤larda bulunan
çetelerin flehirlere inip Osmanl› askerleri ile kucaklaflmalar› Meflrutiyet’in ilan› ne-
deniyle, flehirlerde halk›n bir araya gelip kutlama törenleri düzenlemeleri bu dü-
flüncenin Meflrutiyet’in ilk günlerindeki yans›malar›yd›. Hatta bu törenlerde ‹ngilte-
re bir kurtar›c› olarak görülmüfltür.
Meflrutiyet Devri’nde iktidar anlay›fl›, elindeki bütün imkânlar› yasal ya da ya-
sal olmayan yollarla da olsa kullanarak mevkiini elinde tutma fleklinde alg›lanm›fl-
t›r. Buna karfl›n muhalefet anlay›fl› da iktidar› ele geçirmek için her yolu mubah
saym›flt›r. Bu nedenle Meflrutiyet Dönemi iktidar-muhalefet anlay›fl› yap›c› olmak-
tan ziyade y›k›c› yönü a¤›r basan bir mücadeledir. Meflrutiyet Dönemi’nin olumsuz
yönlerinden biri olan iktidar-muhalefet anlay›fl›n›n sadece o dönemle s›n›rl› kalma-
d›¤›n› söylemek yanl›fl bir bilgi olmasa gerektir.
II. Meflrutiyet’in ilan›yla birlikte siyasetin içinde yer alan askerin siyasete müdaha-
lesi 31 Mart olay›ndan sonra daha da artm›flt›r. Hareket Ordusu’nun bafl›nda ‹stan-
bul’a giren Mahmut fievket Pafla, 1913 y›l›nda öldürülünceye kadar daima siyasetin
içinde kalm›flt›r. ‹ttihatç›lar da hiçbir zaman askeri karfl›lar›na almak istememifller, on-
larla birlikte hareket etmeye çal›flm›fllard›r. Asl›nda ‹zmir Mebusu Seyit Bey’in tabiri
ile “‹ttihat ve Terakki ordudan do¤mufltur. ‹ttihat ve Terakki demek ordu demektir”
31 Mart olay› sonras› ilan edilen s›k›yönetim çeflitli zamanlarda uzat›lmak sure-
tiyle 1912 y›l›na kadar devam etmifl bu durum da askerin siyasetteki etkinli¤ini art-
t›rm›flt›r. Mecliste ç›kar›lan kanunlarda özellikle Anayasa, Cemiyet, Toplant› ile Ser-
seri ve Zanl›lar kanunlar›nda bu etkinli¤i net bir flekilde görmek mümkündür.
Mahmut fievket Pafla’n›n iste¤i do¤rultusunda bu kanunlar meclisten h›zl› bir flekil-
de geçmifltir. Mehmet Reflat’›n biat töreninin Saray’da de¤il Harbiye Nezareti’nde
olmas›, askerin siyasetteki etkinli¤ine bir baflka örnektir. O güne kadar padiflahla-
ra sarayda ba¤l›l›k yemini yap›l›rken flimdi bir padiflaha Harbiye Nezareti’nde biat
edilmifltir. Askerlerin yard›m› ile tahtta ç›kt›¤›n›n fark›nda olan Mehmet Reflat bu
gerçe¤i hiçbir zaman unutmam›flt›r.
Bu dönemde en s›k duyulan kelimelerden biri millet egemenli¤i “Hâkimiyet-i
Milliye” sözüdür. Anayasa düzenlemelerinin temel amac›n›n “Hâkimiyet-i Milliye”
oldu¤u, hem komisyon çal›flmalar›nda hem de meclisteki görüflmelerde s›kl›kla di-
le getirilmifltir. Yasama, yürütme ve yarg› güçleri aras›nda denge kurmak amac›yla
hareket etti¤ini belirten komisyon, mebuslar›n da kanun teklif etme haklar›n›n ol-
mas› gerekti¤ini, Meclisin kanun yapamamas›n›n kuvvetler aras›ndaki dengeyi
bozdu¤unu ifade etmifltir. Ayr›ca, bakanlar›n Meclise karfl› sorumlu olmas› gerek-
lili¤i belirtilmifl ve yarg›n›n ba¤›ms›z olmas› istenmifltir.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 73
Foto¤raf 3.6
Mustafa Kemal Derne’de
mücadele arkadafllar›yla
birarada.
Mustafa Kemal’in yak›n
arkadafl› ve bu esnada
Paris Askerî Ataflesi olan
Ali Fethi Bey de “fedakâr
arkadafllar›m, her fleyi
göze alarak oraya
koflarken Paris’teki
vazifeme devam›
mümkün göremedim”
diyerek Tunus üzerinden
Tobruk’a gelmifltir.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
di¤i gibi birkaç ay önce Osmanl›n›n olan yerlere dahi gitmesine engel olunmakta-
d›r. II. Balkan Savafl› esnas›nda Osmanl›, Meriç’in bat›s›nda yer alan Dimetoka’y›
da alarak ilerlemesine son vermifltir. 29 Eylül 1913 tarihli ‹stanbul Antlaflmas› ile
Edirne, K›rklareli ve Dimetoka Osmanl› Devleti’nde kalm›flt›r. Antlaflmaya göre
Bulgaristan’da kalan Türklere eflitlik haklar› verilmifl ve 4 y›l içinde Türkiye’ye göç
haklar› tan›nm›flt›r. Bulgaristan’da kalan Türklerin din ve mezhep hürriyetleri Bul-
gar yönetimince tan›nacakt›r. Müslümanlar kendi aralar›nda yapacaklar› bir seçim-
le müftülerini belirleyecek ve ‹stanbul’daki fieyhülislam’›n onaylayaca¤› bu müftü
ve oluflturaca¤› kadrosu Bulgar Hükûmeti’nce kanunen tan›nacakt›r. Müftünün
Müslümanlar›n dinî ve sosyal yaflant›s›n› belirleyici rolü göz önüne al›nacakt›r. 14
Kas›m 1913 Atina Antlaflmas› ile de Girit Yunanistan’a b›rak›lm›flt›r.
Osmanl› Hükûmeti 30 May›s 1913 tarihli Londra Antlaflmas› ile Adalar Denizi
(Ege) adalar›n›n gelece¤ini büyük devletlerin karar›na b›rakt›¤›n› kabul etmekle
beraber, adalar›n Yunanistan’a b›rak›lmas›ndan endifle ederek 22-23 Aral›k 1913’te
Midilli, Sak›z gibi Anadolu k›y›lar›na yak›n adalar› geri almak için elinden gelen
her fleyi yapaca¤›n› büyük devletlere bildirmifltir. Ancak, Fransa baflta olmak üze-
re gösterilen sert tepki üzerine geri çekilmifltir. Bu konudaki büyük devletler kara-
r› 14 fiubat 1914’te bir nota ile bildirilmifltir. Buna göre Meis hariç 12 ada ‹talya’ya,
Gökçeada ve Bozcaada hariç bütün Adalar Denizi (Ege) adalar› da Yunanistan’a
b›rak›lm›flt›. Osmanl› Hükûmeti büyük bir hayal k›r›kl›¤›na u¤ram›flt›r. 15 fiubat
1914’te büyük devletlere bu durumu kabullenmedi¤ini bildiren bir itiraz notas›
göndermifltir. Ancak olumlu bir netice alamadan I. Dünya Savafl› ç›km›flt›r. 13 Mart
1914 tarihinde S›rbistan’la imzalad›¤› ‹stanbul Antlaflmas› da tafl›nmaz mallar›n du-
rumuna iliflkindir.
Trablusgarp ve Balkan Savafllar›nda u¤ran›lan yenilgiler Osmanl› toplumunun
hemen her kesiminde derin bir hayal k›r›kl›¤› yaratm›flt›. ‹darecilerin kendilerine
ve millete güvenlerini kaybettikleri bu dönemin etkileri I. Dünya Savafl› sonras› or-
taya ç›kan manda ve himaye aray›fllar›na da zemin teflkil etmifltir. Devlet ve top-
lumda ortaya ç›kan bu y›lg›nl›¤›n giderilmesi Milli Mücadele Dönemi’nde ve son-
ras›nda yeni Türk Devleti’ni kuran kadronun u¤raflt›¤› bafll›ca meseleler aras›nda
ilk s›ralarda yer alacakt›r.
78 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Özet
Osmanl› devlet adamlar›n›n Tersane konferans› s›ra- ve özel iptidai okulu vard›. 1906-07 ö¤renim y›l›nda ‹m-
s›nda ilan ettikleri Meflrutiyet ve onu anlaml› k›lan paratorluk’ta toplam 619 Rüfltiyede 40.000 civar›nda ö¤-
Kanun-i Esasi Türk siyasi hayat›nda önemli ve anlam- renci okuyordu.1906’da ‹mparatorluk’ta 109 ‹dadide
l› bir dönüm noktas›na iflaret etmektedir. Devlet ida- 20.000 civar›nda ö¤renci bulunuyordu, ‹dadilerin yay-
resine esas olan kurallar›n ilk defa yaz›l› hâle getiril- g›nlaflmas›nda 1884’te ‹dadiler için konulan özel vergi
di¤i bu dönemde uygulanan politikalar, yöneticilerin etkili olmufltur. Okul sistemindeki yayg›nlaflmaya para-
kiflisel tercihlerinden çok uluslararas› iliflkilerin flartla- lel olarak bunlar›n ö¤retmen gereksinmesini karfl›laya-
r›ndan ilham almaktayd›. Devlet bir anayasa çerçeve- cak ö¤retmen okullar›n›n say›s›n›n da art›r›lmas›n› ge-
sinde yönetilir, toplumun her kesimi kendisini temsil rektirmifltir. 1908’de Darülmuallimin’(Ö¤retmen okulla-
edecek, haklar›n› dile getirecek temsilcileri devletin r›)lerin say›s› 31’e ç›km›flt›. Bu dönemde ilk ve orta ö¤-
meclisine gönderirse d›fl müdahalelerin gerekçeleri retimin yayg›nlaflmas›n›n yan› s›ra bir baflka geliflme ilk
ortadan kalkaca¤›na inan›lmaktayd›. kez özürlüler için e¤itimin bafllat›lmas› olmufltur.
Osmanl› devlet adamlar› da kendilerinden önceki yö- 1889’da, önce sa¤›rlar ve dilsizler için iki y›l sonra da
neticiler gibi devletin mevcut bütün unsurlar› ve en ge- görme engelliler için e¤itim bafllat›lm›flt›”.
nifl s›n›rlar›yla muhafazas›n› esas al›rlard›. Bu çerçevede II. Meflrutiyet Dönemi, yap›lan seçimler, kat›lan partiler
1877-1878 savafl› s›ras›ndaki d›fl politik geliflmeler ve ve vatandafllar›n bu sürece ilgisi ve bak›fl› aç›s›ndan
savafl›n sonucunda ortaya ç›kan manzara devlet yöneti- Cumhuriyet Dönemi’nde yaflananlar›n izah›na yard›mc›
cilerini öncelikler konusunda daha hassas bir hâle ge- olacak en büyük tecrübedir.
tirmifltir. ‹ngiltere ve Rusya’n›n devletin sahip oldu¤u 1908 Meclisinde 157 Türk, 54 Arap, 25 Arnavut, 22
stratejik co¤rafyaya hakim olmak çabalar›na mukabil Rum, 10 Ermeni, 9 Slav (6 S›rp+ 3 Bulgar) ve 4 Yahudi
birli¤ini en son kuran Almanya ile iliflkileri gelifltirmek milletvekili görev yapm›flt›r. Görüldü¤ü üzere ülkede
en emin yol olarak görülmüfltür. Devletin hakim oldu- mevcut her kesimi temsil eden Meclis en verimli döne-
¤u co¤rafya itibar›yla Müslüman ço¤unlu¤un ön plana mini 1908-1909 y›llar› aras›ndaki birinci y›l›nda yafla-
ç›kmas› tabii bir geliflmedir. ‹ç politikada oldu¤u kadar m›flt›r. Bu devrede Cumhuriyet Dönemi’nde de siyasi
d›fl politikada da ‹slami unsurlar›n vurgulanmas› flartla- partiler kanunu olarak uygulanan Cemiyetler (Siyasi
r›n getirdi¤i uygulamalard›r. Almanya’n›n da Orta Do¤u Partiler) Kanunu, Serseri Kanunu ve Toplant› Kanunu
ile ilgili haz›rl›klar› olmas›na karfl›n 19. asr›n son çeyre- ç›kart›lm›flt›r. Aç›k ve kapal› alanlarda yap›lacak top-
¤i itibar›yla ‹ngiltere ve Rusya’ya karfl› anlaml› bir den- lant›lar› düzenleyen Toplant› Kanunu da demokratik-
ge unsuru oluflturmaktayd›. leflme yönünde önemli bir ad›m› oluflturmufltur. 1912
I. ve II. Meflrutiyet devrinde ilan edilen II. Abdülhamid seçimleri gerçek manada ilk çok partili seçim olma
tarih kitaplar›nda en çok elefltirilen, tart›fl›lan bir siyasi özelli¤inin yan›nda, ilk erken genel seçim özelli¤ine
figürdür. K›z›l, müstebit, bask›c› vs. Ancak döneminde de sahiptir. 1912 seçimlerine iki parti, ‹ttihat ve Terak-
yap›lanlara bak›ld›¤›nda Tanzimat döneminde bafllayan ki ile Hürriyet ve ‹tilaf F›rkas› kat›lm›flt›r. Partilerin se-
yenileflme hamlelerini bilhassa e¤itim ve kültür alan›n- çim için ittifak yapt›¤› di¤er siyasi parti ve gruplar bu
da çok daha ileriye tafl›yan hamleler görülmektedir. E¤i- seçimi tam anlam›yla çok partili seçim hâline getirmifl-
tim istatistiklerine göre,1900 y›l› itibariyle bütün Os- tir. Genel seçimler ülke çap›nda ço¤unlukla Ocak-Mart
manl› co¤rafyas› genelinde tüm e¤itim kademelerinde aylar›nda yap›lm›fl, ancak baz› yörelerde seçim ifllem-
gelinen durum flöyledir: “1900’de ‹mparatorluk’taki leri May›s ay›na kadar sürmüfltür. Tarihe “sopal› se-
29.130 S›byan okulu ya da iptidailerde 899.932 k›z-er- çim!” diye geçen bu seçimler sonucunda meclis, ilk
kek ö¤renci bulunuyordu. 1905-06 ders y›l›nda ‹mpara- oturumunu 18 Nisan 1912 tarihinde yapm›flt›r.
torluk’ta usul-u cedit’e göre e¤itim yapan 9.347 resmî
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 79
Kendimizi S›nayal›m
1. Osmanl› Devleti’ni içinde bulundu¤u durumdan kur- 4. Afla¤›dakilerden hangisi II. Meflrutiyet döneminde
tarmak amac›yla XIX. Yüzy›ldan itibaren çeflitli fikir hukuk alan›nda görülen geliflmelerden biri de¤ildir?
ak›mlar› ortaya ç›km›flt›r. Afla¤›daki fikir ak›mlar›ndan a. Adliye Mahkemeleri ile S›k›yönetim Mahkemele-
hangisi Padiflah II. Abdülhamid taraf›ndan öncelikli ola- rinin (Divan-› Harp) görev ve yetkileri ayr›lm›flt›r.
rak uygulanm›flt›r? b. fier’i Mahkemeler fieyhülislâml›ktan ayr›larak
a. Osmanl›c›l›k, Adalet Bakanl›¤›’na ba¤lanm›flt›r.
b. Türkçülük, c. Divan-› Ahkam-› Adliye kurulmufltur.
c. ‹slamc›l›k, d. ‹sviçre Medeni Kanunu 1912 y›l›nda Türkçeye
d. Bat›c›l›k, tercüme edilerek Ceride-i Adliye Dergisinde ya-
e. Turanc›l›k, y›nlanm›flt›r.
e. Hukuk-› Aile kararnamesi ç›kartm›flt›r.
2. II. Abdülhamid dönemi e¤itim politikalar›na bak›ld›-
¤›nda, afla¤›dakilerden hangisi söylenemez? 5. 1876 Anayasas›n›n 1909 y›l›nda yap›lan düzenleme-
a. Bat› tarz› e¤itim veren yeni okullar kurulmufltur. lerinde “Hakimiyet-i Milliye” anlay›fl› ön plana ç›kmak-
Rüfltiye, ‹dadiye ve Sultaniye okullar›n›n say›s› tad›r. De¤iflikliklerle Padiflah›n, tahta ç›k›fl›nda Meclis-i
ço¤alm›flt›r. Umumide fier’i fierif ve Kanun-i Esasi hükümlerine uya-
b. Medreseler ›slah edilmifl, co¤rafya ve tarih gibi ca¤›na, vatan ve millete sadakat edece¤ine dair yemin
ilimlerin medreselerde okutulmas› sa¤lanm›flt›r. etmesi flart› getirilmifltir. Buna göre Padiflahl›¤› meclis
c. ‹lkö¤retimin gerili¤iyle ortaö¤retimin geliflmesi taraf›ndan onaylanan ve mecliste yemin eden ilk padi-
aras›ndaki uçurum e¤itim gören kuflaklar üze- flah hangisidir?
rinde sars›c› bir tesir b›rakm›flt›r. a. II. Abdülhamid
d. ‹lkö¤retimde dinî ve geleneksel e¤itim anlay›fl b. V. Mehmet Reflat
ile yetiflen çocuklar›n, orta e¤itimde o havan›n c. VI. Mehmet Vahdettin
karfl›t› bir e¤itim havas›yla karfl›laflt›klar›nda ka- d. Halife Abdülmecit Efendi
falar› kar›flm›flt›r. e. Abdülaziz
e. ‹stiklal Savafl›n› gerçeklefltiren ve de Türkiye
Cumhuriyeti Devletini kuran kadrolar bu okul- 6. Osmanl› Devleti’nde meclislerin ömrü çok uzun sür-
lardan yetiflmifltir. memifl, hepsi fesihler yoluyla kapat›lm›flt›r. Afla¤›daki
meclisler içinde en uzun ömürlü olan Meclis hangisidir?
3. Osmanl› Devleti’nde II. Meflrutiyet döneminde olu- a. 1877 Meclis-i Mebusan’›
flan Meclisler seçimler yoluyla halk taraf›ndan belirlen- b. 1908 Meclis-i Mebusan’›
mifltir. Afla¤›daki seçimlerden hangisi “sopal› seçimler” c. 1912 Meclis-i Mebusan’›
ad›yla da an›lmaktad›r? d. 1914 Meclis-i Mebusan’›
a. 1908 Seçimi e. 1920 Meclis-i Mebusan’›
b. 1912 Seçimi
c. 1914 Seçimi 7. Afla¤›dakilerden hangisi Trablusgarp Savafl›n›n so-
d. 1919 Seçimi nuçlar›ndan biri de¤ildir?
e. 1920 Seçimi a. Trablusgarp savafl› Ufli Anlaflmas› ile sona er-
mifltir.
b. Osmanl› Devleti Bingazi ve Trablusgarp üzerin-
deki egemenlik haklar›ndan vaz geçmifltir.
c. Kuzey Afrika’daki son Osmanl› topra¤› elden
ç›km›flt›r.
d. Balkan savafl›n›n bafllamas›nda etkili olmufltur.
e. ‹talyanlar iflgal ettikleri 12 Aday› geri vermifltir.
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 81
Yaflam›n ‹çinden
geçirdikleri ilk savafl staj›” olarak say›labilir? Türkiye’nin dünyaca tan›nm›fl tarihçisi Kemal
a. Trablusgarp Savafl› Karpat’tan ezber bozan aç›klamalar geldi. Kar-
b. I. Balkan Savafl› pat, Türkiye’yi Cumhuriyete haz›rlayan ismin 2.
c. II. Balkan savafl› Abdülhamid oldu¤unu vurgulad›. Habertürk’te
d. I. Dünya Savafl› Balçiçek Pamir’in sorular›n› cevaplayan Karpat
e. Kurtulufl Savafl› flu aç›klamalar› yapt›: “2. Abdülhamid Cumhuri-
yetin haz›rlay›c›s›yd›”
B.P: fieriat gelecek, Türk toplumu fleriata haz›rla-
9. Osmanl› Devleti’ne karfl› Balkan devletleri ittifak
n›yor gibi korkular ve özellikle AK Parti’nin çevre-
hâlinde savafla girmifllerdir. Afla¤›daki devletlerden han-
sinde geliflen korkular bunlar, gerek yok diyorsu-
gisi I. Balkan savafl›nda yer almam›flt›r?
nuz siz. Türk toplumu mümkün de¤il fleriat› kabul
a. Romanya
etmez.
b. Bulgaristan
K.K: Ben bir toplumun inançs›z yaflayaca¤›na inanm›-
c. S›rbistan
yorum. Ne kadar iptidai olursa olsun, ne kadar geliflmifl
d. Karada¤
olursa olsun her toplumun bir inanca ihtiyac› vard›r. Bu
e. Yunanistan inanç ihtiyac›n› din, baz› zamanlarda maalesef ideoloji
besler ama sonunda daima inanü ihtiyac› vard›r. ‹nsan-
10. Balkan Savafllar› hakk›ndaki afla¤›daki bilgilerden l›k kurulduktan beri dinsiz yaflamam›flt›r. Dini mutlak
hangisi yanl›flt›r? olarak al›rsan›z, insandan ve dünyadan ay›r›rsan›z, yal-
a. I. Balkan Savafl› Londra Anlaflmas› ile sona er- n›z öbür dünyaya haz›rl›k olarak al›rsan›z ve bunun d›-
mifltir. fl›nda baflka bir düflünce kabul etmezseniz, o zaman bu
b. II. Balkan Savafl› Bükrefl Anlaflmas› ile sona er- dindarl›k olmaktan ç›kar yobazl›k olur. Böyleleri de
mifltir. vard›r. Ama bugün Türkiye’de bu gibi kimseler az›nl›k-
c. Osmanl› Devleti Bulgaristan ile ‹stanbul Anlafl- tad›r. Hiç bir zaman bu gibi düflünceler toplumun ço-
mas›’n› imzalam›flt›r. ¤unlu¤u taraf›ndan kabul edilmemifltir. Baflta insan›m›-
d. Osmanl› Devleti’nin s›n›rlar› Dimetoka hariç Me- z› toplumumuzu anlamam›z gerekiyor. 3-5 kiflinin he-
riç nehri olmufltur. zeyanlar›yla bu toplum yobazlaflmaz. Zaten Osmanl›
e. Yunanistan Midye-Enez hatt›na kadar gelmifltir. devrinde de görünüflte fleriatla idare edilir gibi gözüken
toplum asl›nda çok daha dünyevi idi, çok daha hayata,
insana yak›nd›.
B.P: Peki, Osmanl› döneminde de din ad›na yap›-
lan ama dinle pek ba¤daflmayan hareketler yok
muydu?
K.K: Vard› tabii. Osmanl› Devleti’ni düzenleyen 3 temel
unsur vard›r. fieriat, kanun ve örf. Bunlar›n içinden iki-
si laiktir. Kanunname yani padiflah›n emri ve örf. Örf
dinlerden evvel mevcut halk aras›ndaki adetlerdir. 17
yy büyük alimlerinden Katip Çelebi bu noktay› ileri sür-
müfltür. Halk›n örfüne, adetine hürmet etmek laz›md›r.
Bu dinden evveldir ve dinden üstündür diyor. Dini in-
kar etmiyor, din manevidir, ruhanidir ama dünyevi ihti-
yaçlar›m›z› insanlar›n yapt›¤› kanunlar, ölçüler tayin
eder. Bunlar çat›flm›yor. Yani ‹slam’›n özünü al›rsan›z,
82 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
görürsünüz ki; ‹slam temelde çok güncel, pratik, haya- senin ç›kmas›yd› halifelik. Buradan teokrasi manas›n›
ta dönük bir dindir. ‹slam’›n baflar› gösterdi¤i 400 küsur ç›karamazs›n›z. Teokrasi tamam›yla dini kurallara göre
sene ‹slam’da bu fikirlerin hakim oldu¤u devirdir. Ser- din adamlar› taraf›ndan idare edilen bir rejimdir. Dün-
best düflünce, toplumun ihtiyaçlar›n› karfl›lamak gibi yan›n hiçbir yerinde olmam›flt›r. Belki Tibet’te vard›.
bugün normal gördü¤ümüz düzenlemelerdir. Sonra Orada da tart›flmal›d›r. Bugün baz›lar› ‹ran’› teokrasi
bunlar kapan›yor. Literatürde içtihat kap›s›n›n kapan- olarak model veriyor. ‹ran meselesi çok kar›fl›kt›r. Çok
mas› gibi fleyler söyleniyor. 16. yüzy›lda devlet, Osman- farkl› bir flekilde ele al›nmas› gerekiyor.
l› dini emrine al›yor. Gene dünyevi maksatlarla. Düze- B.P: ‹zleyicilerimiz cumhuriyetin haz›rlay›c›s› 2. Ab-
ni sulh hâlinde tutmak, afl›r› cereyanlar› ünlemek gibi dülhamid’tir dedi¤iniz için, Cumhuriyetin kurucusu
birçok fleyler mevcuttur. Osmanl›’da da Kad›zadeler de- Atatürk de¤il midir diye soruyorlar tam bir aç›kl›k ge-
di¤imiz bir cereyan vard›r. Bilhassa 16. yüzy›lda. Afl›r› tirir misiniz?
dinci dedi¤imiz, Vahabilik tarz›nda bir gruptu. Onun K.K: Mesele gayet basit. Cumhuriyeti haz›rlayan baz›
karfl›s›nda ve onlar›n düflman› oldu¤u grupta sufilerdi. önemli temeller Abdülhamid devrinde at›lm›flt›r. Bun-
Bildi¤imiz sufiler. Devlet onlar›n ikisini bir arada yaflat- lar›n aras›nda en önemlilerinden biri ilkokul sistemi-
t›. Kad›zadeler ileri gidince, devlet onlar›n bafl›n› ald›, nin yayg›nlaflmas› mesleki okullar›n kurulmas› ve ora-
K›br›s’a sürgün etti. Fakat cereyan› tamam›yla yok et- da Cumhuriyeti kuracak kimselerin e¤itilmesidir. Bun-
medi. Osmanl› Devleti bunlar›n üstünde, bütün dinleri lar›n aras›nda Atatürk de vard›r. Ama ayn› elitler Ab-
koruyan, onlar›n üzerinde bir flemsiye gibiydi. Ondan dülhamid’in siyasi iradesine karfl› gelmifller. Nihayet
sonra de¤iflmeye bafllad›. Cumhuriyeti onlar kurmufllard›r. Atatürk dahil. Bu her
B.P: Bitmek bilmeyen laiklik tart›flmalar› aç›s›n- yerde görülen bir olayd›r. ‹sterseniz Frans›z ‹htilali’ni
dan soruyorum Osmanl›’da ordu ile dinin iliflkisi al›n›z bu böyledir. Hiçbir zaman Abdülhamid cumhu-
nas›ld›? riyeti kurmufltur diye saçma bir fley olmaz. Ama baz›
K.K: Ordu normal dindard›. Ama onun ötesine Yeniçe- temellerin sosyal ekonomik kültürel de¤erlerin o de-
ri’ye bakarsan›z, Yeniçeriler dinin emrini dinlemekle virde at›ld›¤›n› 500 sayfal›k bir kitapta anlatt›k. Bunu
beraber, padiflah›n emrini dinlemekle beraber, Yeniçe- ilk söyleyen ben de¤ilim. Bir tart›flmada Prof. Bernard
rinin kendi hayat›nda pek de dinle ba¤daflmayan hare- Levis vard›r benden yafll›d›r iyi dostumdur. Bu mese-
ketler vard›r. fiarap içmek falan vard›. Sadece Yeniçeri- leyi onunla tart›flt›k. Bunu ben de söyledim dedi. Ne
lerde de¤il, Osmanl›’da bir tarafta çok dindar bir hayat var. Sen bu ifli çok daha etrafl› anlatt›n diye bana komp-
görüntüsü var, çok fley din ad›na yap›l›yor. Fakat per- liman yapt›. fiekillere bakarak anlamak laz›m. Abdül-
denin öbür taraf›nda nispeten hür, herkesin bildi¤ini hamid’in yeri ayr› Atatürk’ün yeri ayr›. Gene baz›lar›n
okudu¤u flekilde bir hayat var. Reformlar bafllay›ncaya öfkesine yer verece¤im. Düflünce flekilleri memleket
kadar o kadar da büyük dindarl›k yoktu. 19. yüzy›lda meseleleri ve dünyay› görme anlam›nda benzerlikler
reformlar bafllay›nca adeta onlara karfl› müdafaa fleklin- vard›r. Devlet adaml›¤›, d›fl dünyay› görüflleri bu ba-
de bir dindarl›k seferberli¤i oluyor. Çünkü her aksiyo- k›mdan benzerlikleri var. Bir de onlar›n baz› mesele-
nun bir karfl›l›¤› vard›r. Ordu ile din çekiflmesi diye bir lerin ak›fl›n› görmeler ve anlamalar›. Ama baz›lar› bu
fley yoktur. benzerlik de¤il, tesadüf diyebilir. Ben benzerlik diyo-
B.P: Baz› önemli tarihçilerimiz de Osmanl›’n›n te- rum. Karfl›laflt›klar› meseleler ayn›. Bir devlet siyasi
okratik bir devlet oldu¤una dair kitaplar yaz›yor- fleklini de¤ifltirebilir. Rejimini de¤ifltirebilir. Fakat baz›
lar. Ne düflünüyorsunuz? temel konular ayn› kalmakta devam eder. Bugün Tür-
K.K: Herhalde teokrasi tarifi farkl›d›r onlara göre. Çün- kiye’nin dünya çap›nda ünemini veren haz›rlayan co¤-
kü her fley ‹slam ad›na yap›l›yor. Padiflah halifedir ayn› rafi konumudur. Bo¤azlar› kontrol etmesi. Bu Abdül-
zamanda ve halife oldu¤una göre halife dini temsil etti- hamid devrinde de Atatürk devrinde de bugün de var-
¤ine göre onun idare etti¤i devlet de teokratiktir. Hata d›r. Ve etkisini de devam ettirmektedir. Bu meseleler
bafltan bafll›yor. Halifelik dini bir makam de¤ildir, siya- karfl›s›nda devletin varl›¤› söz konusu oldu¤u zaman o
si bir makamd›r. Kuran’›n hemen hiç yerinde halife sö- kadar büyük fikir ayr›l›klar› göremezsiniz. Mesele Bo-
zü yok. Ve hiçbir zaman halifelik anlam›na gelmez. Ha- ¤azlar›n bizim kontrolümüz alt›nda kalmas›yd›. Abdül-
lifelik normal flartlar›n gerektirdi¤i bir makamd›r. Pey- hamid devrinde bu vard›. Bo¤azlar meselesi Türki-
gamberin ölümünden sonra ümmeti idare edecek kim- ye’nin politikas›n› etkileyecekti.
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 83
B.P: Az önceki konuya gelmek istiyorum. Tarih- fesine ne tecrübelere dayanmaz. ‹ktidarda kalmak emir
çiler niye Osmanl› Devleti’ni teokratik olarak ni- vermek sevdas›n›n parças›d›r. Demokrasiyle asla ba¤-
telendiriyor? Yabanc› kaynaklardan falan m› al›- daflmaz.
yorlar. B.P: Bu oyuna gelmeyen oldu mu flimdiye kadar?
K:K: Maalesef siz benim aç›mdan çok temel bir mese- K.K: Evet. Cevap vermek güç. Mesela Özal’› al›yorum,
leye temas ettiniz. Benim tüm hayat›m boyunca Türk Demirel’i iyi tan›d›m. Özal’la da tan›fl›¤›m bunlar halk-
tarihini siyasi geliflmeleri, de¤iflmeleri, Türkiye’nin için- tan gelmifl ve halk ruhunu muhafaza etmifl. Farklar var.
den bakarak anlamak ve öyle çözmek. Bunun için bü- Ama unutmam›fl. Ama onlar da elittir. Süleyman Bey Su
yük u¤rafla ihtiyaç vard›r. Ana kaynaklara inmek teker ‹flleri Genel Müdürü, büyük ifller yapm›fl. Rahmetli Özal
teker incelemek vs. Mesela ben TBMM zab›tlar›n› oku- Dünya Bankas›’na çal›flm›fl, tecrübesi olan rahat bir
yarak çok fley ö¤rendim. Bu aylarca çal›flmaya ihtiyaç adamd›. Ve dindard›. Nakflibendi oldu¤unu aü›küa söy-
gösterdi. Ve ben oradan hareket ederek Türkiye’yi ken- ledi. Ama ondan kimse çekinmedi. Çünkü rahmetli Özal
di içinden görerek öyle anlatmaya çal›flt›m. Uzun süre elitizmi, halkç›l›¤›, ilerlemecili¤i hepsini bir arada alm›fl-
bu yap›lmam›flt›r. Yap›lan birisi yazm›fl... Avrupa tarih- t›r. Yeni bir tip yaratm›fl. Yeni idareci tipi yaratm›flt›r.
çisi yahut da Avrupa turisti gelmifl bir ay kalm›fl ve ki- Kimse onun dincili¤inden flüphe etmezdi.
tap yazm›fl teokrasi demifltir. Bunlar›n aras›nda sa¤lam B.P: Halk›n dini vurgulara çok önem veren partileri seç-
yazarlar da var. Birço¤u d›fl görünüfle bakarak, siyasi mesinin ard›nda sen benim inanc›ma sayg› göster anla-
maksatlarla oldu¤undan çok farkl› göstermek için hat- y›fl› m› var
ta modernistlere cesaret vermek için böyle yapm›flt›. K.K: Evet. Bunu ben de öteden beri söyledim yazd›m.
Yani Türkiye teokrasidir bu rejim devrilsin gitsin diye Mesele dindar olmak de¤il. Halk dindar olmay› istemi-
bizim de onaylad›¤›m›z bir rejim koysun diye olabilir. yor. Benim anlad›¤›m kadar halk diyor ki benim inan-
Bilhassa Frans›z tarihçisi, ‹ngiliz tarihçisi böyle derse c›m budur. Bu inanç benim hakk›md›r. Ben bunu din
mesele kalm›yor. Bugün de bu devam ediyor Türki- ad›na de¤il demokrasi ve özgürlük ad›na istiyorum di-
ye’de flu veya bu flekilde. Bak›yorum Türkiye’ye yeni yor. Fark buradad›r. fiüphesiz ki laik bir kavram ad›na
yeni mallar geliyor ona bir Türk ismi bulmaktansa ona istiyorum diyor. Din hürriyetini din ad›na de¤il özgür
derhal Frans›z, ‹talyan yahut ‹ngiliz ismini koyuyor ve demokratik yaflamak ad›na istiyorum bunu diyor. Ve
bu art›k tart›fl›lmaz bir fley oluyor. Art›k bundan kurtul- bu meseleyi yeni bir kal›ba sokmaktad›r. Böylece laik-
mam›z laz›m. leflme oluyor.
B.P: Türk eliti, Türk ayd›n› halk›ndan biraz kopuk. B.P: Peki cumhuriyetin din karfl›t› olarak gösteril-
Yanl›flsam düzeltin cümleyi... mesi zaman›nda halifeli¤in kald›r›lmas›na yöne-
K:K: Bu yine temel baz› meselelere ba¤lan›yor. Bir ke- lik tepkilerden mi oluyor?
re her yerde her toplumda en küçük bir iflletmede de K.K: Bu çok söylendi. Çok tart›fl›ld› bir bak›ma dini re-
dahil elitler ünde gelir. Elitler idare eder. Bunlar› elit ya- aksiyonu yönetecek güçlendirecek bir gücü olarak gö-
pan nedir? Onlar›n bilgisi becerisi vs. Elitler her yerde rüldü¤ü için halifelik kald›r›ld› diyenler var. Mesele as-
her zaman önder olmufllard›r flüphe yok. As›l mesele l›ndan çok daha genifltir. Türkiye bir cumhuriyet olarak
elit kültürüdür. Bir elit kendini idare etmek için ebedi kurulunca belirli s›n›flara sahip belirli halka sahip bir
olarak daima üstte olmak için yarat›ld›¤›na inan›r ve bu ülke olarak ortaya b›km›flt›r. Bir milli devlet olmufltur.
konu üzerine bir kültür yarat›rsa o zaman elitler ilerle- O devlet içinde herkes o milli s›n›rlar içinde yaflayan
menin engeli hatta bir memleketi felakete götüren un- kimseler ad›na konuflabilir. Onlar›n haklar›n› müdafaa
surlar olabilir. Bunu tarihte de görebiliriz. edebilir. fiimdi halifeli¤e gelince. Müslüman ümmetin
B.P: Cumhuriyet elitleri nas›ld›? bafl›d›r. Nerede olursa olsun bütün Müslümanlar›n bafl›-
K.K: Çok halkt›r. Halktan gelmifltir. Birçok cumhurbafl- d›r. Halifenin mutlaka ve mutlaka ger yerde Müslüman-
kan›m›z› alal›m bunlar›n içinde aristokrasiden gelen bü- lar› korumas› onlar›n ad›na konuflmas› gerek. O zaman
yük aileden gelen yok. Köyden gelmifl. fiimdi bizim bir milli s›n›rlar içinde böyle bir makam›n bulunmas› milli
yerde gücümüz budur. Temelden halktan yo¤rularak ç›karla ve milli hakimiyetle nas›l ba¤dafl›r meselesi or-
tepeye ç›k›yoruz ondan sonra halk› unutarak halk›n bi- taya ç›kt›. Bu milli devlet devrinde üniversal ümmetçi-
ze hizmet etmesini ileri sürerek hakim olmaya çal›fl›yo- likle hareket etmek büyük çeliflki yarat›yor. Bir bak›ma
ruz. Bir de bu halk cahildir diyoruz. B›rak›rsan›z mem- halifeli¤in kald›r›lmas› buraya dayat›ld›. Di¤er yandan
leketi felakete götürür. Bu tip düflünceler ne halk felse- acaba halifelik milli s›n›rlar içinde kalacak milli menfa-
84 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Kaynak: Habertürk.com
”
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 85
Seçilmifl Bibliyografya
cadelesi hâkimiyetin sahibinin k›sa sürede yaflad›¤› çok Akyüz Yahya, Türk E¤itim Tarihi, Ankara 2008.
yönlü ve ö¤retici deneyimleri iyi kullanarak hâkimiyeti- Aslan, Taner, “Osmanl› Devleti’nin Siyasi ve ‹dari Tari-
ni kendi eline alabilece¤ini dosta düflmana göstermifltir. hinde Adalet ve Müsavat Meselesi”, Akademik Ba-
Bütün bu olumlu geliflmelere mukabil toplumun gele- k›fl Dergisi, Say› 21, Temmuz - A¤ustos - Eylül -
neksel anlay›fl› dolay›s›yla köklü de¤iflim ve dönüflüm- 2010.
lerde yap›lmak istenenlerin aç›k, sade ve samimi bir fle- Aydemir, fievket Süreyya, Tek Adam Mustafa Kemal,
kilde topluma anlat›lmas›na ihtiyaç oldu¤unu geliflme- Cilt I, 1881-1919, ‹stanbul 1994.
ler ortaya koymufltur. Bayur, Yusuf Hikmet, Türk ‹nk›lab› Tarihi, C.II, K›s›m
I, Ankara 1991.
Berkes, Niyazi, Türkiye’de Ça¤dafllaflma, (Yay›na Ha-
S›ra Sizde 6
z›rlayan, Ahmet Kuyafl), ‹stanbul 2005.
1877-1878 savafl›ndan beri kaynayan Balkanlar co¤raf-
Bozkurt, Gülnihal, Bat› Hukukunun Türkiye’de Be-
yas›ndaki ittifaklara karfl› devletin asker, lojistik ve siya-
nimsenmesi, Osmanl› Devleti’nden Türkiye
set olarak haz›rl›ks›z yakalanmas› devleti yönetenlerin
Cumhuriyeti’ne Resepsiyon Süreci (1839-1939),
bölgedeki geliflmeleri takip edememesi, anlayamamas›
Ankara 1996.
ile aç›klanabilir. Hakikaten Balkanlar ve Orta Do¤u böl-
Cevdet Pafla, Tezakir, 40-Tetimme, (Yay. Cavit Bay-
gesinde yay›lmac› emelleri olan devletlerin buraya
sun), Ankara 1986.
hakim olma planlar› XIX.asr›n ortalar›ndan itibaren be-
Çad›rc›, Musa, “Tanzimattan Cumhuriyete Ülke Yöneti-
lirgin bir flekilde ortaya ç›km›flt›r. ‹ngiltere’nin Arap ya- mi”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansik-
r›madas› ve Basra Körfezi’nde ad›m ad›m iliflkilerini ge- lopedisi (TCTA), C.I, ‹stanbul 1985.
lifltirmesi, Rusya’n›n deste¤iyle Balkan milletlerinin ön- Davison, Roderic H., Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Re-
ce tek tek ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmalar› devleti yöneten form, 1856-1876, (Çev. Osman Ak›nhay), C.II, ‹s-
kadroyu yeterince uyaracak geliflmelerdir. Trablusgarp tanbul 1997.
Savafl› ç›kt›¤›nda sadrazam olan ‹brahim Hakk› Pafla’n›n Düstur, Birinci Tertip, C.IV.
bir önceki görevinin Roma Sefirli¤i oldu¤unu hat›rlar- Düstur , ‹kinci Tertip, C.I.
sak ‹talyan baflkentinde siyasi geliflmeleri takip etmek- Eraslan, Cezmi, II. Abdülhamid ve ‹slam Birli¤i, ‹s-
ten baflka ifller ile meflgul oldu¤unu düflünebiliriz. Ayn› tanbul 1992.
flekilde Balkan milletlerinin Rusya ile yapt›¤› görüflme- Eraslan, Cezmi, “II. Abdülhamid’in ‹lk Y›llar›nda Meclis
ler ve var›lan anlaflmalardan Osmanl› d›fl ifllerinin ha- ve Meflrutiyet Kavramlar› Üzerine Baz› Tespitler”,
bersiz olmas› en basit hâliyle gaflet olarak nitelenebilir. Türk Kültürü ‹ncelemeleri Dergisi, I, ‹stanbul
Trablusgarp’tan II. Abdülhamid Dönemi’nde y›¤›lan si- 2000.
lah ve kuvvetleri baflka yerlere kayd›rmak kadar Bal- Eraslan, Cezmi,-Olgun, Kenan, Osmanl› Devleti’nde
kanlarda asayifl var diyerek buradaki birliklerin tecrü- Meflrutiyet ve Parlamento, ‹stanbul 2006.
beli askerlerini toptan terhis etmek devletin bekas› ad›- Erdo¤an, Aynur, “Prof. Çetinsaya: Halen Tanzimat’› ya-
na anlafl›l›r ifllerden de¤ildir. K›saca devletin, yönetici- fl›yoruz”, Dünya Bülteni, 12 Aral›k 2011 Pazartesi,
leri elinde zaman›n geliflmelerini anlama, gereken ted- http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&Artic-
birleri alma ve yaflama kabiliyetini büyük oranda kay- leID=97909,(09- 01-2012’de indirildi)
Ery›lmaz, Bilal, Osmanl› Devletinde Gayrimüslim
betti¤ini gösteren geliflmeler söz konusudur.
Tebaan›n Yönetimi, ‹stanbul 1996.
Fortna, Benjamin C. Mektebi Hümayun: Osmanl› ‹m-
paratorlu¤unun Son Döneminde ‹slam, Devlet
ve E¤itim, ‹stanbul, ‹letiflim Yay›nlar›, 2005.
Georgeon, François, Sultan Abdülhamid, ‹stanbul,
Homer Kitabevi, 2006.
Hanioglu, M. fiükrü, The Young Turks in Oppositi-
on, Oxford Üniv. Pres, New York 1995.
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 87
‹¤demir, Ulu¤, Kuleli Vak’as› Hak›nda Bir Araflt›r- Özgüldür, Yavuz-Özgüldür, Serdar, “1876 Anayasas›n›n
ma, Ankara 1942. Haz›rlanmas›nda Mithat Paflan›n Rolü Ve Fonksiyo-
Kafadar, Osman, Türk E¤itim Düflüncesinde Bat›l›- nu”, Ankara Üniversitesi Osmanl› Tarihi Arafl-
laflma, Ankara, Vadi, 1997. t›rmalar› Merkezi (OTAM), Say› 5, Ankara 1994,
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.VIII, Ankara 1988. s.311-348.
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.IX, Ankara 1996. Pamir, Balçiçek, Kemal Karpat ile Röportaj; 8 Tem-
Karatepe, fiükrü, Darbeler, Anayasalar ve Modern- muz 2009, Habertürk.com.
leflme, 2. Bask›, ‹stanbul 1997. Sevil, Hülya K., ‹ttihat ve Terakki Döneminde ‹slam-
Kayal›, Hasan, Jön Türkler ve Araplar, ‹stanbul 1998. c›l›k Hareketi (1908-1914), Ankara Üniversitesi
K›rz›o¤lu, M. Fahrettin, Kaz›m Karabekir, Ankara 1991. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bas›lmam›fl Doktora Tezi,
K›z›ltan, Y›lmaz, Birinci Meflrutiyetin ‹lan› ve ‹lk Os- Ankara 2005.
manl› Meclis-i Mebusan›, Gazi Üniversitesi Sosyal Shaw Stanford-Shaw, Ezel Kural, Osmanl› ‹mparator-
Bilimler Enstitüsü, Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Anka- lu¤u ve Modern Türkiye, (Çev. Mehmet Harman-
ra 1994. c›), C.II, ‹stanbul 1983.
Kili, Suna-Gözübüyük, A. fieref, Türk Anayasa Metin- Tanör, Bülent, Osmanl›-Türk Anayasal Geliflmeleri
leri, Sened-i ‹ttifaktan Günümüze, Ankara 1985. (1789-1980), ‹stanbul 2006.
Kodaman, Bayram, Abdülhamid Devri E¤itim Siste- Tekeli, ‹-‹lkin, S., Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda E¤i-
mi, Ankara 1991. tim ve Bilgi Üretim Sisteminin Oluflumu ve Dö-
Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Do¤uflu, (Çev. nüflümü, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1999.
Metin K›ratl›), 3. Bask›, Ankara 1988. Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’de Siyasi Partiler 1859-
Mardin, fierif, Türk Modernleflmesi, Makaleler IV, ‹s- 1952, 2. Bask›, ‹stanbul 1995.
tanbul 1991. Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’nin Siyasi Hayat›nda
Okandan, Recai Galip., Amme Hukukumuzun Ana Bat›l›laflma Hareketleri, ‹stanbul 2004,
Hatlar›, ‹stanbul 1968. Türk Silahl› Kuvvetleri Tarihi, Osmanl› Devri, 1911-
Okyar, Fethi, Üç Devirde Bir Adam, (Yay›na Haz›rla- 1912 Osmanl› ‹talyan Harbi Deniz Harekât›,
yan: Cemal Kutay), ‹stanbul 1980. C.III, Ankara 1980.
Olgun, Kenan, 1908-1912 Osmanl› Meclis-i Mebu- Us Hakk› Tar›k, Meclis-i Mebusan (1293=1877), C.II,
san’›n›n Faaliyetleri ve Demokrasi Tarihimiz- ‹stanbul 1954.
deki Yeri, Ankara 2008. Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Ça¤dafl Düflünce Tari-
Olgun, Kenan, “Asker-Siyaset ‹liflkilerinde Bir Dönüm hi, ‹stanbul 1979.
Noktas›: Halaskar Zabitan Grubu ve Faaliyetleri”, ‹l- Yel, Selma, “Kendi Eserleri Ifl›¤›nda ‹brahim Temo’nun
mi Araflt›rmalar, Say› 7, ‹stanbul 1999. Atatürk ve Milli Kimlik Hakk›ndaki Duygu ve Dü-
Olgun, Kenan, “II. Meflrutiyet Dönemi Seçim Sistemi ve flünceleri”, 7. Uluslararas› Atatürk Kongresi, Ma-
1912 Seçimlerinde ‹zmit Sanca¤›nda Uygulan›fl›”, ‹s- kedonya, 17-22 Ekim 2011 Manu, Bas›lacak tebli¤
tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Yelkenci, Ömer Faruk, Türk Modernleflmesi ve II.
Dergisi, Say› 39, ‹stanbul 2004. Abdülhamid’in E¤itim Hamlesi, Kaknüs Yay›nla-
Ortayl›, ‹lber, ‹mparatorlu¤un En Uzun Yüzy›l›, ‹s- r›, ‹stanbul 2011.
tanbul 1983. Yerlikaya, ‹lhan, XIX. Yüzy›l Osmanl› Siyasi Haya-
Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat Devri ve Sonras› ‹dari Teflkilat” t›nda Basiret Gazetesi ve (Pancermenizm - Pa-
Osmanl› Devleti ve Medeniyeti Tarihi, I, (Ed., nislamizm - Panslavizm - Osmanl›c›l›k Fikirle-
Ekmeleddin ‹hsano¤lu), ‹stanbul 1994. ri), Yüzüncü Y›l Üniversitesi Yay›nlar›, Van 1994.
Ortayl›, ‹lber, Tanzimattan Sonra Mahalli ‹dareler
(1840-1878), Ankara 1974.
Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat ve Meflrutiyet Dönemlerinde
Yerel Yönetimler”, Tanzimat’tan Cumhuriyete
Türkiye Ansiklopedisi, C.I, s.234- 235.
4
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N Avrupa’n›n büyük devletlerinde XIX. yüzy›lda hakim olan zihniyeti ve bunun
uluslararas› iliflkilere yans›mas›n› aç›klayabilecek,
N Sanayi ‹nk›lab›’n›n deniz afl›r› sömürgecilik faaliyetlerini nas›l h›zland›rd›¤›n›
ve dünyay› flekillendirdi¤ini aç›klayabilecek,
N Avrupal› büyük devletler aras›ndaki sömürge rekabeti ve ç›kar çat›flmalar›n›n
Osmanl› Devleti’ne etkilerini de¤erlendirebilecek,
N Birinci Dünya Savafl› y›llar›nda cephelerde Osmanl› varl›¤›n›n nas›l eridi¤ini
analiz edebilecek bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Sanayi ‹nk›lab› • Misyoner Faaliyetleri
• Deniz Afl›r› Sömürgecilik • I. Dünya Savafl›
• Millî Devletlerin Oluflumu • Ermeni Meselesi
‹çindekiler
• 1838-1914 SÖMÜRGEC‹L‹KTEN
DÜNYA SAVAfiI’NA AVRUPA
• EMPERYAL‹ST REKABET VE
Atatürk ‹lkeleri ve Avrupa ve Türkiye KUVVETLER ÇATIfiMASI
‹nk›lap Tarihi-I (1838-1918) • OSMANLI DEVLET‹’N‹N ÇÖKÜfiÜ:
I. DÜNYA SAVAfiI
• I. DÜNYA SAVAfiI’NDA CEPHELER
Avrupa ve Türkiye
(1838-1918)
de kayna¤› ve pazar olarak kullan›lan, ucuz ifl gücünden yararlan›lan bölgeler ha-
line gelmifllerdir.
19. yüzy›l›n sonlar›ndan itibaren do¤uda zengin petrol, kömür ve sanayi için
gerekli di¤er ham madde kaynaklar›n›n bulunmas›, sanayileflmifl devletlerin politi-
kalar›n› bu yönde flekillendirmifltir. Avrupal› devletler, ham maddelere sahip olan
Do¤u milletlerini sanayiden mahrum b›rakacak politikalar›n› sürdürürken do¤u-
nun bakir sahalar›n› ayn› zamanda ürettiklerini satacak iyi bir pazar olarak görmüfl-
lerdir. Baflta petrol olmak üzere zengin madenlerin yer ald›¤› co¤rafyalar› ele ge-
çirmek isteyen devletler aras›ndaki mücadele 20. yüzy›lda do¤uya kaym›flt›r. Hem
pazar hem de ham madde kaynaklar›na sahip co¤rafyan›n en önemli devleti ise
Osmanl› Devleti idi. Dolay›s›yla Bat›l› devletler politikalar›n› bu flekilde sistematik
hale getirirken Osmanl› Devleti, sanayileflmifl güçlü devletler için verimli bir yat›-
r›m bölgesi, zengin ham madde kayna¤› ve iyi bir pazar durumunda idi.
Venedik, Portekiz ve Fransa’dan sonra ‹ngilizler de ham madde temini ve ma-
mul madde ihrac› için önemli gördükleri Yak›n Do¤u co¤rafyas›na yönelmifllerdir.
19. yüzy›l›n bafllar›ndan itibaren savafllar sebebiyle tüketim maddelerine olan talep
azal›rken bir taraftan da iflsizli¤in artmas›, Fransa, Almanya ve Rusya gibi devletle-
rin gümrüklerini yüksek tarifelerle korumalar› ‹ngiltere’nin yeni sahalara yönelme-
sine sebep olmufltur. ‹ngiltere, yaln›z üretilmifl madde sat›fl› bak›m›ndan de¤il,
ham madde bak›m›ndan da önemli gördü¤ü Osmanl› Devleti’ne yönelmifltir. Avru-
pa pazarlar› kendilerine kapanm›fl olan ‹ngilizlerin Osmanl› ülkesinde serbest tica-
ret yapabilmeleri ise ticareti k›s›tlay›c› nizamlar›n kald›r›lmas›na ba¤l› idi. Venedik
ve özellikle Frans›zlar›n muafiyetlerine ra¤men Osmanl› ülkesinde kendi bayrakla-
r› alt›nda ticaret yapmak isteyen ‹ngilizler, 1580 tarihînde ilk ticaret imtiyaz›n› al-
m›fllard›. Bu imtiyazla ‹ngilizler, bafllang›çta di¤er milletler gibi gümrük vergisini %
5 oran›nda öderlerken çok geçmeden bunu % 3’e indirmeyi baflarm›fllard›. Zaman-
la fiyatlarda görülen yükselifller dolay›s›yla gümrük vergileri bir hayli azalm›fl %1-
1,5’e kadar düflmüfltür. 1834 tarihînde süresi sona erecek olan gümrük tarifelerinin
yenilenmesi için teflebbüste bulunmufltur. Bu tarihlerde Avrupal› devletler, yüksek
gümrük vergileri koyup çeflitli mallar› yasaklarken ‹ngiltere, tarifenin yenilenmesi
yoluna gidilmeyece¤ini aç›klam›flt›r. Bafllang›çta ‹ngiliz teklifleri kabul edilmek is-
tenmemiflse de bir taraftan hazinenin u¤rad›¤› zarar›n artmas›, di¤er taraftan da M›-
s›r Valisi Kavalal› Mehmet Ali Pafla’n›n isyan› sebebiyle düflmüfl oldu¤u siyasi buh-
ran, Osmanl› Devleti’ni serbest ticaret prensiplerini içeren Balta Liman› Antlaflma-
s›’n› imzalamak zorunda b›rakm›flt›r. 1838 y›l›nda imzalanan bu antlaflma ile ‹ngi-
liz tüccar› en imtiyazl› millet oldu¤u gibi di¤er ülkelerden getirilen mallar›n da ser-
bestçe ticaretini yapma imtiyaz› elde etmifltir. Anlaflmaya göre vergi ihracatta % 9
olurken ithalatta % 2 olarak belirlenmifltir.
AMAÇLARIMIZ
N N AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
92 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
dikkatle bak›ld›¤› zaman aç›kça görülen odur ki Osmanl›lar az olan pazarl›k gücü-
nü ithalat› de¤il ihracat› s›n›rland›rmak ve vergilendirmek için kullanm›fllard›r. Os-
manl› ticari ve iktisadi hayat›nda önemli de¤iflikliklere yol açacak olan bu antlafl-
ma, Osmanl› Devleti’nin y›k›l›fl›n› haz›rlayan sebeplerden birisi olacakt›r.
Bu arada hangi din ve mezhepten olurlarsa olsunlar az›nl›klar›n iktisadi alana
yönelmeleri ve burada baflar›l› olmalar› 18. yüzy›ldan itibaren tedricen büyüyen
az›nl›k sermayesini ortaya ç›karm›flt›r ki bu husus, zaaflar içinde bulunan Osmanl›
Devleti’nde iktisadi yap›n›n siyasi güce do¤rudan etki etmesine yol açm›flt›r. 1838
ticaret sözleflmesi ve bunu takip eden baz› Avrupa devletleriyle yap›lan ticaret söz-
leflmelerinden sonra Osmanl› sanayi ve ticareti h›zla çökmeye bafllam›flt›r. Bu ta-
rihlere kadar sanayileflmifl Bat›l› devletlerin üstün rekabet gücüne ra¤men ayakta
durabilen Osmanl› Devleti, kendi ticareti ad›na her türlü korumay› kald›r›nca mev-
cut sanayi ve ticareti bütünüyle çökmüfltür. ‹ngiltere karfl›s›nda yeterli pazarl›k gü-
cüne sahip olmayan Osmanl› Devleti ekonomik ç›karlar›ndan ziyade askerî ve si-
yasi ç›karlar›n› gerçeklefltirmek istemifltir. M›s›r meselesi halledilmifl ise de devletin
gelirleri giderlerini karfl›layamaz bir hale geldi¤i için 1854 tarihînde d›fl borçlanma
bafllam›flt›r. Bundan sonra yeni borçlanmalar yap›lm›fl ve çok k›sa bir süre sonra
devlet borçlar›n› ödeyemez bir duruma gelmifltir. 1881 tarihînde yay›mlanan Mu-
harrem Kararnamesi ile Duyun-› Umumiye ‹daresi (Genel Borçlar ‹daresi) kurul-
mufl ve alacaklar›n tahsili için Osmanl› maliyesi büyük devletlerin kontrolü alt›na
girmifltir.
Burada Osmanl› Devleti’nce Bat›l› devletlere verilen kapitülasyonlardan da k›-
saca bahsetmekte yarar vard›r. Bilindi¤i gibi daha 1507’de Sultan II. Bayezit tara-
f›ndan Fransa’ya ticari kapitülasyon bahfledilmifl, 1536’da Kanuni Sultan Süley-
man taraf›ndan da I. Fransuva’ya öncekinden daha genifl kapitülasyon verilmiflti.
Böylece Frans›z tüccar, özgürce can ve mal güvenli¤i içinde ticaret yapabiliyor-
du. Di¤er Avrupal› tüccar ise gemilerinde Frans›z bayra¤› ile ticaret yapabiliyor-
du. Osmanl› Devleti, Karlofça Antlaflmas›’ndan (1699) sonra Avusturya, Venedik,
Leh ve Macar vatandafl› olan tüccar›n; Küçük Kaynarca Antlaflmas› (1774) ile de
Rus tüccar›n kapitülasyonlardan yararlanmalar›na izin vermek zorunda kalm›flt›r.
Anlaflmalar›n bir parças› hâline gelen kapitülasyonlar yabanc› devletlerin himaye-
sindeki Osmanl› tebaas›n›n haklar›n› koruyan bir yasaya dönüflmüfltür. Anlafl›la-
ca¤› gibi Osmanl› Devleti’ni zor duruma sokmak isteyen devletlerin kapitülasyon-
lar ile tan›nm›fl olan haklar› istismar etmelerine bir engel yoktu. Nitekim himaye
alt›ndaki kifli olarak tan›nma yetkisi verilen konsoloslar sayesinde Osmanl› tebaa-
s› olan Hristiyanlar da kapitülasyonlar ile tan›nm›fl olan ayr›cal›klardan yararlana-
biliyorlard›. Tabiat›yla Osmanl› hukuku karfl›s›nda Hristiyan tüccar dokunulmaz-
l›k elde etmifl oluyordu. Osmanl› Devleti’nde ticaretin gayrimüslimlerin (Rumlar,
Ermeniler ve Yahudiler) elinde bulunmas› ve bu unsurlar›n kapitülasyonlardan
da yararlanmalar›, devletin ekonomideki gücünü iyice k›rm›flt›r. Devletin güçlü
oldu¤u dönemlerde baflta Fransa olmak üzere di¤er Avrupa devletlerine bafllan-
g›çta ticari alanda verilen imtiyazlar (Kapitülasyonlar) zaman içerisinde siyasi,
idari, dinî, adli, e¤itim vb. alanlarda genifllemifller ve devletin aleyhinde bir güç
hâline gelmifllerdir.
Bu bilgilerden anlafl›laca¤› gibi Balta Liman› Antlaflmas›’ndan sonra ithalat ve
ihracat dengesini kaybeden Osmanl› Devleti’nde gerek iç ve d›fl borçlar gerekse
kapitülasyonlar sömürgeci devletlerin çok rahat hareket etmelerine sa¤lam zemin
haz›rlam›flt›r.
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 93
Sanayi ‹nk›lab›
18. yüzy›ldan itibaren tekni¤in, s›nai üretimin ve ulaflt›rma imkânlar›n›n geliflmesi Sanayi ‹nk›lab›: 18.
ile ça¤dafl dünyada ortaya ç›kan de¤iflimi ifade eden kavram “Sanayi ‹nk›lâb›”d›r. yüzy›ldan itibaren tekni¤in,
s›nai üretimin ve ulaflt›rma
1815’ten sonra devletler aras›nda meydana gelen mücadelelerde, sanayilefl- imkânlar›n›n geliflmesi ile
me temeline dayal› politikalar›n hakim oldu¤u görülmektedir. Bu itibarla Sana- ça¤dafl dünyada ortaya
ç›kan de¤iflimi ifade
yi ‹nk›lab›’n›, salt bir teknik olarak de¤il bir iliflkiler dizisi olarak ele almak ge- etmektedir.
rekmektedir. Zira teknik alandan bafllayarak ekonomik ve sosyal alanlar› da et-
kileyen de¤ifliklikler sonucu statik bünyeli tar›m toplumundan, büyümeye yete-
nekli, dinamik sanayi toplumuna dönüflüm söz konusudur. Tabiat›yla 19. ve 20.
yüzy›llarda Sanayi ‹nk›lab›’n› gerçeklefltiren devletlerin takip ettikleri politika-
lar, sanayinin ihtiyaçlar› ve ekonomik büyüme ekseninde geliflecektir. Avru-
pa’daki denge ve ittifak çabalar›, asl›nda dünya üzerindeki askerî ve ekonomik
savafl›n arka plan›ndan baflka bir fley de¤ildir. Ancak politik çabalar sonuç ge-
tirmeyecek ve bir paylafl›m savafl› olarak nitelenen I. Dünya Savafl› kaç›n›lmaz
bir hâle gelecektir.
teyiz. Baflta Orta Do¤u olmak üzere Osmanl› topraklar› üzerinde ‹ngilizlerin takip
ettikleri politikalar da Fransa’y› yak›ndan ilgilendirmekte idi. Bu sebeple Osmanl›
topraklar›, Fransa ve ‹ngiltere gibi güçlü emperyalist devletlerin ç›kar çat›flmalar›-
na sahne olacakt›r.
Yaflanan baz› olumsuzluklara ra¤men Osmanl› Devleti’nin Fransa’daki ihtilal ile
sonras›nda ortaya ç›kan fikir ve geliflmelerden etkilendi¤i görülmektedir. Napol-
yon’un M›s›r seferine kadar süren bar›fl döneminde Fransa ile ifl birli¤i içinde
önemli ›slahatlar yap›lm›flt›r. Bu dönemde Fransa’n›n özellikle hukuk, e¤itim ve
politik alanda etkili oldu¤u görülmektedir. Aç›lan yeni okullarda Frans›zca dersler
okutulmufl ve Fransa’ya ö¤renciler gönderilmifltir. Bu dönemde Frans›z düflüncesi-
nin Osmanl› Devleti ve toplumu üzerindeki etkilerini görmek mümkündür.
Bununla birlikte önemli bir güç hâline gelen Fransa’n›n da Osmanl› toprakla-
r› üzerindeki emellerini askerî güç ile halletmekten çekinmedi¤i görülmektedir.
III. Selim Dönemi’nde Fransa ile dostane iliflkiler devam ederken Napolyon Bo-
naparte, 1 Temmuz 1798’de M›s›r’› iflgal etmifltir. Akka Kalesi’ni kuflatan ancak
Cezzar Ahmet Pafla karfl›s›nda yenilen Fransa, Rusya ile ittifak oluflturmufltur.
1827 y›l›nda Navarin’de Osmanl› donanmas›n›n yak›lmas›nda ‹ngiltere ve Rusya
ile birlikte hareket eden Fransa, Yunanistan’a ba¤›ms›zl›k verilmesi yönündeki
Londra Antlaflmas›’n› da imzalam›flt›r. Osmanl› donanmas›n›n Navarin’de yak›l-
mas›ndan da istifade ile 1830’da Cezayir’i iflgal eden Fransa, M›s›r Valisi Mehmet
Ali Pafla’n›n isyan›n› da desteklemekten çekinmemifltir. Bu olaylar Fransa’n›n hiç
de iyi niyetli olmad›¤›n› ve Osmanl› ülkesi üzerinde emperyalist emelleri oldu-
¤unu göstermekteydi.
Almanya: 1870-1871 Savafl›’nda Fransa’y› yenen Almanya, 1871’de birli¤ini ta-
mamlayarak bir güç olarak ortaya ç›kt›ktan sonra Avrupa’da güçler dengesi de de-
¤iflmifltir. 1871 y›l›nda Alman, Avusturya-Macaristan ve Rus ‹mparatorlar› bir araya
gelerek “Üç ‹mparatorlar Ligi” olarak bilinen bir toplant› yapm›fllar ve sözlü olarak
üç devletin Avrupa’da ortak politika takip etmeleri karar› alm›fllard›r. Ancak 1877-
1878 Osmanl›-Rus Savafl› geliflirken Osmanl› Devleti’nin Balkan topraklar›n›n pay-
lafl›lmas› konusunda Avusturya ile Rusya’n›n anlaflamamalar› üzerine Üç ‹mpara-
torlar Ligi da¤›lm›flt›r. 1879 y›l›nda Almanya ile Avusturya-Macaristan ittifak› kuru-
lurken Rusya’n›n baflvurmas› üzerine 1881 y›l›nda “‹kinci Üç ‹mparatorlar Ligi” ger-
çekleflmifltir. Muhtar bir eyalet hâline gelen Bulgaristan’› kendi kontrolleri alt›na al-
mak isteyen Avusturya ile Rusya’n›n aras› yine aç›lm›fl ve bu Lig de da¤›lm›flt›r. Bü-
yük devlet olman›n flart›n› sömürgecilikte gören ‹talya’n›n teflebbüsüyle 1882 tari-
hînde Almanya, Avusturya ve ‹talya aras›nda bir ittifak› anlaflmas› yap›lm›flt›r. 1887
tarihînde Rusya ile yeniden bir ittifak anlaflmas› yapan Almanya, Avrupa’da kesin
bir üstünlük kurmufl oluyordu. Bismarck’›n Alman Baflbakanl›¤›ndan ayr›lmas›n-
dan sonra Alman ‹mparatoru II. Wilhelm, ‹ngiltere’yi yan›na çekemedi¤i gibi 1890
y›l›nda süresi biten 1887 Rus-Alman Anlaflmas›’n› da yenilememifltir. Yaln›z kalan
Rusya ile 1894 y›l›nda Almanya’ya karfl› resmî ve askerî bir ittifak antlaflmas› imza-
layan Fransa, 1904 y›l›nda M›s›r’› tamamen ‹ngiltere’ye b›rakmak, buna karfl›l›k
Fas’› almak üzere bir anlaflma yapmay› baflarm›flt›r. Bu anlaflma, iki devletin sömür-
gelerde meydana gelen çat›flmalar›n› sona erdiriyor ve iki devlet aras›nda yak›n
iliflkilerin kurulmas›n› sa¤lam›fl oluyordu.
Anlafl›laca¤› gibi hakimiyet sahas›n› güçlendirip dünyada söz sahibi bir devlet
hâline gelen ‹ngiltere’den sonra Fransa da Türk topraklar› üzerindeki emperyalist
çat›flmada yerini alm›flt›r. Osmanl› siyasetinde Frans›z dostlu¤unun tarihî ve de¤er-
li bir gelenek olarak görülmesi, Fransa’n›n as›l niyetinin anlafl›lmas›n› geciktirmifl-
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
tir. Fransa’n›n gayr› Müslim unsurlar›n hamili¤ini sa¤lamak suretiyle Osmanl› Dev-
leti üzerindeki siyasi bask›lar›n› art›rmak istedi¤i hemen herAMAÇLARIMIZ
bette görülecektir.
diplomatik münase-
N N AMAÇLARIMIZ
‹stanbul’da Sadrazam Said Halim Pafla, Dâhiliye Naz›r› Talat Bey ve Harbiye
Naz›r› Enver Pafla ile Alman Büyükelçisi’nin kat›ld›¤› gizli bir toplant› yap›lm›fl
ve 28 Temmuz’da ittifak tasla¤› Berlin’e gönderilmifltir. Neticede 1 A¤ustos 1914
günü yap›lan gizli anlaflma ile Osmanl› yönetimi kendisine bir müttefik bulmufl
oluyordu. Anlaflmaya göre Almanya, Osmanl› topraklar› tehdit edildi¤i takdirde
gerekirse silahla savunma yükümlü¤ünü kabul ediyordu. Buna karfl›l›k Osman-
l› Devleti, S›rbistan ile Avusturya-Macaristan aras›ndaki çat›flmada tarafs›z kala-
cak; Osmanl› Devleti savafla, Rusya’n›n Avusturya-Macaristan aleyhine askerî
müdahalesi üzerine Almanya’n›n savafla girmesi hâlinde kat›lacak ve ‹stan-
bul’daki Alman Askerî Islah Heyeti’nin ordunun sevk ve idaresinde fiili yetkisi-
ne izin verilecekti. Bu bilgilerden de anlafl›laca¤› gibi tarafs›z kalma imkân ve
ihtimali kalmayan Osmanl› Devleti, ‹tilaf Devletleri blokuna kat›lmak için yap-
t›¤› teflebbüsler de gerçekleflmeyince, Almanya’n›n saf›nda yer almak zorunda
kal›yordu.
SIRA S‹ZDE Birbiriyle
SIRA savaflan
S‹ZDE rakiplerin art›k, Türkiye’nin paylafl›lmas› meselesini anlafla-
rak hep birlikte halletmek istedikleri anlafl›lmaktad›r. Zira Üçlü ‹tilaf, ta Güney
Amerika hükûmetlerine var›ncaya kadar her tarafta kendine müttefikler ararken
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Türkiye’yi ittifak dairesine sokmak için herhangi bir teflebbüste bile bulunmam›flt›.
Aksine ‹tilaf Devletleri bu savafl›n, Türkiye ile olan derin ve hayati alakas›n› gizle-
S O R U S O R yaln›z
mek ve Türkleri U ve çaresiz b›rakabilmek için her fleyi yapm›fllard›.
Osmanl› Devleti’nin Almanya ile yapt›¤› ittifak, kendisini savafla girmeye mec-
K ‹ T A P K ‹ T A P
bur etmiyor olarak de¤erlendirilmifltir. Osmanl› Devleti, her ne kadar savafl karfl›-
s›nda tarafs›zl›¤›n› ilan etmifl ise de Akdeniz’de ‹ngiliz donanmas› taraf›ndan takip
edilen Goben ve Breslav adl› iki Alman savafl gemisinin, takipten kurtularak Ça-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
nakkale Bo¤az›’ndan içeri girmesi Almanya yan›nda savafla girilmesi mizansenini
tamaml›yordu. Yavuz ve Midilli adlar› verilen bu gemilere, Türk bayra¤› çekilip En-
ver Pafla’n›n emriyle Amiral Souchon komutas› alt›na verilmiflti. Kamuoyuna ‹ngil-
‹NTERNET tere’nin el ‹koydu¤u
N T E R N E T Osmanl› savafl gemilerinin yerine Almanya’n›n hediyesi fleklin-
de sunulan bu gemiler 29 Ekim 1914’te Karadeniz’de Odesa, Sivastopol ve Novo-
rosisk limanlar›n› bombalam›fllar, Rus donanmas›yla savaflm›fllard›r. Bu savafla Ha-
MAKALE midiye gemisi M A Kile
A L baz›
E Türk savafl gemileri de kat›lm›flt›.
Bu olay Osmanl› Devleti’nin fiilen harbe giriflinin tarihîdir. Bu gemilerin Os-
manl› Hükümeti’nce sat›n al›nd›¤›, isimlerinin Yavuz ve Midilli olarak de¤ifltirildi¤i
ilan edilmifl ise de bu karar Osmanl› Devleti’nin tarafs›z kald›¤› fleklinde de¤erlen-
dirilmeyecektir. 5 Kas›m 1914 tarihînde ‹tilaf Devletleri, Osmanl› Devleti’ne resmen
harp ilan etmifllerdir. 11 Kas›m 1914’te de Osmanl› Devleti ayn› devletlere resmen
harp ilan›nda bulunmufl, 14 Kas›m’da ise bütün ‹slam âlemine hitaben ‹tilaf Dev-
letlerine karfl› cihad-› ekber ça¤r›s› yap›lm›flt›r.
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 103
Kafkas Cephesi
1 Kas›m 1914’te Ruslar›n Do¤u Beyaz›t’tan sald›r›ya geçmeleri ile Kafkas Cephesi
aç›lm›flt›r. Osmanl› ordular› Rus sald›r›s›n› baflar›yla durdurmufl ve karfl› harekâta
geçmifllerdir. Harbiye Naz›r› ve Baflkomutan Vekili Enver Pafla Kafkasya’y› zapt
ederek Ruslar› bu bölgede çökertmeyi düflünmüfltür. Böylece Orta Asya Türk dün-
yas› ile do¤rudan temasa geçmek ve hatta Hindistan’a kadar ilerlemek mümkün
olacakt›. Bu düflüncelerle Bo¤azlar ve Trakya’da tutulmas› gereken kuvvetlerin bir
k›sm› Kafkas Cephesi’ne kayd›r›lm›flt›r. Enver Pafla Erzurum’a gelerek 3. Ordu Ko-
mutan› Hasan ‹zzet Pafla’dan askerlerine taarruz emri vermesini istemifltir. Hasan
‹zzet Pafla, k›fl mevsiminde giriflilecek olan taarruzun do¤ru olmayaca¤›n› ve ilkba-
har›n beklenmesi gerekti¤ini bildirmesi üzerine görevinden al›nm›flt›r. Ordunun
komutas›n› bizzat eline alan Enver Pafla ani bask›nlarla Rus ordusunu da¤›tmay›
planlam›flt›.
Ancak Türk ordusunun bir k›fl boyu yetecek yiyecek, giyecek malzemesi ve
askerî mühimmat› yoktu. Buna ra¤men 22 Aral›k’ta giriflilen Sar›kam›fl Harekâ-
t›’nda Allahuekber Da¤lar› geçilmifl ise de 9. Kolordu Ruslara esir düflmüfltür. Ay-
r›ca Kafkas Cephesi’ne gönderilmek üzere yolda bulunan 3. Ordu birliklerinin bir
k›sm›n›n Irak Cephesi’ne sevk edilmesi Kafkas Cephesi’ni iyice zay›flatm›flt›r. En-
ver Pafla komutas›ndaki ordu birliklerinin giriflti¤i bu harekât 25-26 Aral›k 1914’de
durdurulmufl ve büyük kay›plar verilmifl ise de 28 Aral›k 1914’te Sar›kam›fl kufla-
t›labilmifltir. Askerlerin yetersiz bir say›ya düflmesi üzerine harekâttan bir netice
al›namam›fl ve Enver Pafla 2 Ocak 1915 tarihînde cepheyi terk etmifltir. 17 Ocak’a
kadar mücadele devam edecekse de büyük ümitlerle giriflilen Sar›kam›fl Harekâ-
t›, Türk ordusunun yenilgisiyle sonuçlanm›fl oldu. Bütün güçlüklere ra¤men hiç-
bir zaman y›lg›nl›k göstermeyen 3. Ordu’nun kay›plar› büyük olmufltur. Kuflatma-
y› gerçeklefltiren 9. ve 10. Kolordular›n 55 000 kiflilik mevcudundan geriye sade-
ce 3000 kifli kalm›flt›r. 11. Kolordu’nun kay›plar› ile birlikte toplam zayiat 75.000
kifli kadard›r.
104 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Foto¤raf 4.4
Sar›kam›fl
da¤lar›nda flehit
olan askerleri
simgeleyen bir
çal›flma: Karda
Açan Çiçekler.
Kaynak: Cezmi
Eraslan, 2009.
SIRA S‹ZDE Sar›kam›fl da¤lar›na kardan yap›lm›fl bu heykeller sizce neyi ça¤r›flt›rmaktad›r? Tart›fl›n›z.
SIRA S‹ZDE
3
Bu harekât s›ras›nda 3. Ordu’nun neredeyse tamam›n›n kaybedilmesi Anado-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ Mkarfl› savunmas›z b›rakm›flt›r. Ayr›ca Sar›kam›fl yenilgisini f›rsat
lu’yu Rus istilas›na
bilen Ermeni çeteleri taflk›nl›klar›n› art›rm›fllar ve Rus ordusunu Anadolu’ya girme-
S O R U ye teflvik etmifllerdir.
S O R U Özellikle 1915 Nisan’›nda Van vilayetinde bafllayan isyan›n
büyümesi üzerine bu uygun ortamdan yararlanmak isteyen Ruslar gönüllü Ermeni
birliklerinin öncülü¤ünde Van bölgesini iflgal etmifllerdir. Ruslar›n Van’›n yönetimi-
D‹KKAT D‹KKAT
ni Ermenilere b›rakmas› üzerine Van merkezli devlet ilan›na kalk›flan Ermeni çete-
leri de kaçamayan Müslüman halk› katletmeye bafllam›fllard›r. Osmanl› yönetimi-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
nin bu aflamada Ermeni çetelerine ve onlar› destekleyen vatandafllar›na karfl› ald›-
¤› tedbirleri ayr› bir bafll›k alt›nda inceleyece¤iz.
AMAÇLARIMIZ
N N Rus iflgalleri Van ile s›n›rl› kalmam›fl, Do¤u Anadolu’da h›zla ilerleyen Ruslar,
AMAÇLARIMIZ
16 fiubat 1916’da Erzurum’u, 18 Nisan’da Trabzon’u, 16 fiubat’ta Mufl’u, 3 Mart’ta
Bitlis’i, 15 Temmuz’da Bayburt’u, 25 Temmuz’da Erzincan’› iflgal etmifllerdir. Bu
cephede Miralay Mustafa Kemal Bey komutas›ndaki 16. Kolordu, Mufl ve Bitlis’i
K ‹ T A P K ‹ T A P
Rus iflgalinden kurtarm›flt›r. 1917 y›l›nda Rusya’da Bolflevik ‹htilali’nin ç›kmas› üze-
rine Rusya ile 3 Mart 1918 tarihînde Brest-Litovsk Antlaflmas› imzalanm›flt›r. Anlafl-
ma gere¤i geri çekilen Rus kuvvetleri a¤›r silahlar› ve malzemelerini ifl birli¤i yap-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
t›klar› Ermeni çetelerine b›rakacaklard›r.
Ruslar›n yerini alan Ermenilerin katliam tehditlerine karfl› 1918 Mart’›nda Kâz›m
Karabekir Pafla’n›n kumandas›ndaki Kafkas Kolordular› taraf›ndan Erzincan ve Er-
‹NTERNET zurum kurtar›lm›flt›r
‹ N T E R N E T (12 Mart 1918). Ayastefanos Antlaflmas› ile Ruslar›n eline geç-
mifl olan Elviye-i Selase (Üç Vilâyet: Kars, Ardahan, Batum) kurtar›ld›¤› gibi Ruslar,
Do¤u Anadolu’da iflgal ettikleri topraklardan çekilmeyi de kabul etmifllerdir. Bun-
MAKALE dan sonra Azerbaycan’daki
MAKALE kardefllerinin yard›m iste¤ini karfl›lamak üzere Kafkas-
ya içlerinde ilerleyerek geçici bir süre için de olsa Bakü’yü alan Osmanl› ordusu
Hazar k›y›lar›na ulaflm›flt›r.
Henüz savafl›n bafllar›nda giriflilen Sar›kam›fl Harekât›, Osmanl› ordusunun bir
dünya savafl›nda etkin bir varl›k gösteremeyece¤ini ortaya ç›kard›¤› gibi iyi plan-
lanmadan ve zamans›z giriflilen bir harekât›n verdi¤i kay›plar› göstermesi bak›m›n-
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 105
dan önemli olmufltur. Kafkas Cephesi’nde Ruslara karfl› mücadele verilirken, Erme-
nilerin de Rus ordusunda savaflmalar›n›n yan› s›ra Türklere karfl› girifltikleri katli-
amlar burada belirtilmelidir. Böyle bir zamanda Ermenilerin taflk›nl›klar› Osmanl›
Devleti’ni Ermeni vatandafllar›n› ülkenin baflka yerlerine nakletme (tehcir) karar›
almaya zorlayacak ve Rus tehlikesi ortadan kalkt›ktan sonra da Ermeni çetelerinin
terörü, devleti bir hayli u¤raflt›racakt›r.
Kanal Cephesi
1 Kas›m 1914’te ‹ngilizlerin Süveyfl Kanal›’nda Akabe Liman›’n› bombard›man etmele-
ri ile Filistin-Suriye cephesi aç›lm›flt›r. Akabe’nin bombalanmas›ndan hemen sonra En-
ver Pafla, Miralay Cemal Bey’den 8. Kolordu Kumandanl›¤› görevini kabul ederek Ka-
nal Seferi için haz›rl›klar› tamamlamas›n› istemifltir. Esasen Almanlar taraf›ndan planla-
nan ve tatbiki istenen Kanal Seferi için Cemal Pafla, 21 Kas›m 1914 tarihînde törenle ‹s-
tanbul’dan yola ç›km›flt›r. Cemal Pafla, Sina çölünü büyük zorluklarla geçmifl ve 2-3 fiu-
bat 1915’te Süveyfl Kanal›’na ulafl›lm›flt›r. ‹ngilizlerin bölgeye y›¤d›¤› 150.000 kiflilik
kuvvetine karfl› 35.000 kiflilik bir Türk kuvveti vard›r. Ayn› gece taarruz edilmifltir.
Osmanl› kuvvetlerinin bir k›sm› kanal› geçmeyi baflarm›fl ise de ‹ngiliz birlikle-
ri kanal›n bat› yakas›na geçmifl olan Türk kuvvetlerini tesirsiz hâle getirmifller, ka-
nalda bulunan tombaz ve sallar› bat›rm›fllard›r. Kanal›n geçilerek burada hakimiyet
kurman›n eldeki imkânlar ölçüsünde mümkün olmayaca¤› görülmüfl ve 3-4 fiubat
1915 günü çekilme karar› al›nm›flt›r. Böylece baflar›s›zl›kla sonuçlanan Birinci Ka-
nal Harekât›’na neden giriflilmifl oldu¤u ve neden baflar›s›z olundu¤u konusuna 4.
Ordu Kurmay Baflkan› Frankenberg’in flu sözleri aç›kl›k getirmektedir. Franken-
berg 1923 y›l›nda yapm›fl oldu¤u aç›klamada, “Bu taarruzun Türk-Alman ç›karlar›-
na fazla bir yarar sa¤lamam›fl olmas›n›n nedeni bence harekât›n bafl›ndan sonuna
kadar iflin yar›m yamalak yap›lm›fl olmas›d›r. Neyin elde edilmek istendi¤i aç›kça
bilinmiyordu ve bu yüzden de amaçla araç hiç bir zaman birbirine uymad›. ‹ngiliz
âlemini en duyarl› yerinden a¤›r flekilde yaralamak istiyorduk ama az›c›k g›d›kla-
makla yetinmek zorunda kald›k. ‹ngiliz ‹mparatorlu¤u’nun Hindistan’a giden ana
damar› kesilmek isteniyordu ve harekât›n politik hedefi Hindistan-M›s›r-Malta ba¤-
lant›s› yerine Hamburg-‹stanbul-Kuveyt yolunu kurmak suretiyle Süveyfl Kanal›’n›
devreden ç›karmakt›. Ama kimse bu giriflimin bedelini ödemek istemiyordu.”
16 Temmuz 1916 tarihînde çok say›da Alman askerînin de ifltirak etti¤i ikinci Kanal
harekât›nda da Türk ordusu büyük zayiatlar verip çekilmek zorunda kalm›flt›r. Daha
sonra 4-5 A¤ustos’ta Romani ve Katya bölgelerinde ‹ngilizlerle yeniden karfl› karfl›ya
gelinmiflse de sonuç yine ayn› olmufltur. Almanlar›n savafl planlar›na uygun olarak ya-
p›lan bu harekâttan da bir netice al›namamas› M›s›r’›n tamamen kaybedildi¤i anlam›n›
tafl›yordu. Nitekim 1916 y›l›n›n sonunda kuvvetlerini takviye etmifl olan ‹ngilizler kar-
fl› harekete geçerek Sina yar›madas›n› ele geçirip Suriye s›n›r›na dayanacaklard›r.
Çanakkale Cephesi
‹ngiliz Bahriye Naz›r› Winston Churchill, ‹stanbul’un ele geçirilip Osmanl› Devle-
ti’nin savafl d›fl› b›rak›lmas›n› savunuyordu. Çanakkale Savafllar›nda al›nacak so-
nuçlar›n u¤ran›lacak kay›plar› göze ald›racak kadar önemli oldu¤unu düflünen
Churchill’e göre, Bo¤azlara giriflilecek bir harekâtla, ‹stanbul Müttefiklerin kontro-
lü alt›na girecek, Asya Türkiye’sindeki kuvvetlerin Avrupa Cephesi’nde faaliyet
gösteren kuvvetlerle ba¤lant›s› kesilecek ve böylece Kafkas Cephesi’nde bulunan
Rus kuvvetlerinin yükü hafifletilerek Osmanl› Devleti bar›fl yapmaya mecbur edi-
lecekti. Ayr›ca, henüz savafla girmemifl Balkan Devletleri de Müttefik Devletler sa-
f›na çekilebilecekti. Osmanl› Devleti’nin Almanya yan›nda savafla kat›lmas›yla zor
106 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
durumda kalan ‹ngiltere ve Fransa, Rusya ile do¤rudan temasa geçip savafl güçle-
rini art›rmak, Osmanl› Devleti’nin Süveyfl Kanal› ve Hint Yolu üzerindeki bask›s›n›
kald›rmak, ayr›ca Orta Avrupa’ya s›zan Alman-Avusturya ordular›n› arkadan çevi-
rebilmek için bu harekât› gerekli görmüfllerdi. Dolay›s›yla, Almanya karfl›s›nda bu-
nalan Çarl›k Rusya’s›n›n savafl gücünü takviye etmek amac›yla ulaflt›r›lmak istenen
yard›m yine bo¤azlardan yap›labilecekti.
Müttefik Devletler, Bo¤azlardan rahatl›kla geçebileceklerinden o kadar emindi-
ler ki Alman Askerî Heyeti’nin yaveri, ‹ngiliz birliklerinin muzafferane ‹stanbul’a
girmelerini bekleyenlerin Beyo¤lu’nda haz›rl›klar yapt›klar›n› ve yollar› görecek
pencerelerin flimdiden kiraland›¤›n›, ‹ngiliz sefaret binas›n›n da flimdiden tanzim
edilip yataklar›n bile haz›rland›¤›n› bildiriyordu.
Çanakkale üzerindeki mücadele, Düvel-i Muazzama kuvvetlerinin 3 Kas›m
1915’te Seddülbahir ve Kumkale istihkâmlar›n›n bombalanmas› ile bafllam›flt›r. Bu
kuvvetler içinde ‹ngiliz ve Frans›z birlikleri ile birlikte Rum ve Yahudi gönüllüler,
Anzaklar (Avustralyal›, Yeni Zelandal› askerler), Sihler, Gurkalar, Sudanl› zenciler,
Senegalli, Fasl› askerler de bulunuyorlard›. Çeflitli dil, din ve ›rklardan oluflan bu
insanlar, kendilerinin olmayan bir savaflta bir araya gelmifllerdi. Anlafl›lan odur ki
emperyalist devletler Mehmetçik’e karfl› dünya savafl›na yak›fl›r bir biçimde (!) bü-
tün akvam-› befleri Gelibolu’da toplam›fllard›.
As›l Çanakkale Muharebeleri 19 ve 25 fiubat 1915 tarihînden itibaren bafllam›fl ve
8,5 ay sürmüfltür. 18 Mart 1915 tarihînde 18 Müttefik gemisi bo¤azlar› zorlam›fl ve ge-
çebileceklerini düflünmüfllerdi. Müttefiklerin 6 gemisi bat›r›lm›fl ve “Çanakkale geçil-
mez” hükmü ile geri dönmek zorunda kalm›fllard›r. Bu olaydan sonra karaya asker
ç›karmak suretiyle hedeflerine ulaflmaya çal›flacaklard›r. Çanakkale Muharebelerinin
ikinci safhas›, düflman›n karaya asker ç›kar›p karadan ‹stanbul’a ulaflmak istemesiy-
le bafllar. 25 Nisan’da Saros’a, 26 Nisan’da Kumkale’ye, 27 Nisan’da Seddülbahir ile
Tekeburnu aras›na ç›karma yapm›fllard›r. Çanakkale Muharebelerinde “Kitre Muha-
rebeleri” diye isimlendirilen bu savafllar destanlarla doludur. Di¤er bir Seddülbahir
Muharebesi de “Z›¤›ndere Muharebesi”dir ki 6 Temmuz’a kadar sürmüfltür. 8 A¤us-
tos’ta Anafartalar Grup Komutan› olan Miralay (Albay) Mustafa Kemal ile 9 A¤us-
tos’ta Kocaçimen, Conkbay›r, Kanl›s›rt’ta cereyan eden muharebelerde I. Anafartalar
Zaferi kazan›lm›flt›r. 10 A¤ustos’ta Conkbay›r› Muharebelerinde Mustafa Kemal’in
gö¤süne bir flarapnel parças› isabet etmifl ancak gö¤sündeki saat onu korumufltur.
Foto¤raf 4.5
Mustafa Kemal
cepheyi ziyarete
gelen Meclis
üyelerine siperleri
gösterirken
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 107
konma faaliyetlerine giriflilmifl ancak hemen her seferinde konu ‹stanbul ve Bo¤az-
lara geldi¤inde, paylaflma flekli üzerinde anlaflmaya var›lamam›flt›. D ‹ KBo¤azlar
KAT üzerin- D‹KKAT
de emelleri olan devletler bu kez birlikte hareket etmifllerdi. Ancak, Liman Von
Sanders’in dedi¤i gibi düflman, Türk birliklerinin fliddetli karfl› SIRA
koymas›n›
S‹ZDE önceden SIRA S‹ZDE
hesap edememiflti. Bu hususta Churchill, “Türkler öyle bir savunmaya giriflmifller-
di ki canlar›n› veriyorlar ama vatan topraklar›ndan bir kar›fl yer bile vermiyorlard›”
demifltir. AMAÇLARIMIZ
Çanakkale’de kazan›lan zafer ile Müttefiklerin bütün hesaplar› bozulmufltur.
N N AMAÇLARIMIZ
Çanakkale Zaferi üzerine Rusya’ya giden yolu açamad›klar› gibi, Balkan devletle-
K ‹ T A P K ‹ T A P
rini de yanlar›na çekememifllerdir. Henüz tarafs›z durumda bulunan Bulgaristan,
Osmanl› Devleti’nin yan›nda savafla kat›lm›flt›r. Gelibolu Muharebeleri bafllad›¤›n-
da, Yunanistan ve Romanya, Müttefikler taraf›na meyletmifllerse de muharebelerin
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Müttefikler lehine geliflmedi¤ini görünce tarafs›z kalm›fllard›r.
Çanakkale’de 200.000-250.000 Türk flehit, yaral› ve kay›p vard›r. Bu rakam-
lardan da anlafl›laca¤› gibi insanl›k tarihînde hiç bir zafer bu kadar pahal›ya mal
olmam›flt›r. ‹NTERNET ‹NTERNET
Liman Von Sanders, Çanakkale’de Türk askerînin tükenmez azmini, vatan sev-
gisinin derecesini, cesaret ve fedakârl›klar›n› flu flekilde anlatmaktad›r:
“Ço¤u yar› ç›plak, yar› açt›lar. Haftada bir ö¤ün kemikli birMparça A K A L E et verilebili- MAKALE
yordu. Nebat ya¤›nda hafllanm›fl bu¤day k›r›¤› yiyorlar, s›hhi vas›flardan mahrum
su içiyorlar, tafl üzerinde yat›yorlar, günefle, f›rt›nalara, so¤u¤a, ya¤mura karfl› ko-
runmam›fl siperlerde, çamur ve toz içinde günler geçiriyorlar. Fakat dünyan›n bü-
tün vas›ta ve imkânlar›na sahip düflmanlar›n› bulduklar› zaman aslanlar gibi dövü-
flüyorlard›. Bu ne gösteriflsiz, nümayiflsiz bir yurt sevgisiydi. Arkalar›nda fakir bir
vatan topra¤› duran bu insanlar savafl boyunca birer kahramand›lar. Ölüme güle-
rek giden bir baflka millet yoktur. Bu hasletleri sebebiyledir ki hürriyetlerini en a¤›r
bedelle ödüyorlar, esaret bilmiyorlard›”.
“‹stila ordusunun gerisinde bütün dünya kaynaklar› aç›k bulundu¤u hâlde
Türkler harp malzemesi bulabilmek için ‹ngilizlerden ganimet almay› bekliyorlar-
d›. Kum torbalar› çok azd›. K›talara bu amaçla çuval gönderildi¤i zaman askerler
bunu elbiselerini yamamak için kullan›yorlard›.”
Pek çok Bat›l› gibi Amerikal› gazeteci Schriner’in de raporunda Türk askerleri-
nin iyi ve haysiyetli savaflç›lar olduklar›n› yaz›yordu. Müttefikimiz olmas›na ra¤-
men Çanakkale Muharebelerine hiç bir Alman birli¤inin kat›lmam›fl olmas› da dü-
flünülürse bu mücadelenin zorlu¤u ve büyüklü¤ü daha iyi anlafl›l›r.
108 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Anafartalar
kahraman›
karargahtaki
çal›flma
arkadafllar›yla.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Irak Cephesi
‹ngiltere, Basra Körfezi’nden kuzeye do¤ru ç›k›p Rusya ile irtibat kurmak, Türk
kuvvetlerinin ‹ran’a girip Hindistan yolunu tehdit etmesini önlemek istiyordu. Ay-
r›ca Orta Do¤u’nun zengin petrol kaynaklar›na sahip olan bu bölgede hakimiyet
kurmak düflüncesinde olan ‹ngilizler, harekete geçerek 1 Kas›m 1914’te Basra Kör-
fezi’ne asker ç›karm›fllar, 22 Kas›m’da da Basra flehrini ele geçirmifllerdir. Aral›k ay›
bafllar›nda tekrar ileri harekâta kalkan ‹ngilizler, Kurna mevkiini ele geçirmifller,
burada 38. F›rka Komutan› Albay Suphi Bey ile çok say›da subay ve askerî esir al-
m›fllard›r. Bunun üzerine Basra Valisi ve kumandan› olarak Basra’n›n geri al›nma-
s› için görevlendirilen Kurmay Binbafl› Süleyman Askerî Bey, k›sa bir süre sonra
yarbayl›¤a yükselmifl ve Irak ve Havalisi Komutanl›¤›na atanm›flt›r. Mahalli gönül-
lü kuvvetlerle hareket etmek zorunda kalan Süleyman Askerî Bey, 11 Nisan 1915
günü bafllayan ve üç gün süren taarruzda baflar›l› olamay›nca intihar etmifltir.
‹ngilizler, bir y›la yak›n bir süre bölgeyi kontrol alt›na alm›fllarsa da Ruslarla
birleflmeleri mümkün olmam›flt›r. 1915 y›l› Kas›m ay› sonlar›nda ‹ngilizleri yenen
Türk kuvvetleri Selman-Pak’ta kuvvetli bir savunma hatt› oluflturmufllard›r. 29 Ni-
san 1916 tarihînde Kutü’l-Ammare’de, ‹ngiliz kuvvetlerini kuflatan Türk birlikleri
‹ngilizlere a¤›r kay›plar verdirmifllerdir. Kuvvetlerinin üçte birini kaybeden ‹ngi-
lizler çekilmek zorunda kalm›fllard›r. Bu kuflatmada ‹ngiliz komutan General
Tawnshend ile 20.000’e yak›n ‹ngiliz askerî esir al›nm›flt›r. Ancak bu baflar› uzun
sürmemifl, takviye birlikler getiren ‹ngilizler 1917 y›l› bafllar›nda karfl› taarruza
geçmifllerdir. Ba¤dat Muharebesi’nde Türk kuvvetlerinin yenilmesi üzerine 11
Mart 1917’de Ba¤dat da ‹ngilizlerin eline geçmifltir. Kafkaslarda so¤uktan k›r›lan
Türk askerî, Irak cephesinde ise s›caktan, kolera ve açl›ktan k›r›lm›flt›r. ‹laç ve
cephane yoklu¤u Türk kuvvetlerinin azmini k›rarken ‹ngiliz alt›nlar›na ve ba¤›m-
s›zl›k vaatlerine kanan pek çok Arap kabilesinin tutumu cephenin kaderini belir-
lemifltir. Ba¤dat’›n düflmesinden sonra 1917 y›l› içinde baflka ciddi bir sald›r›da
bulunmayan ‹ngilizler, 30 Ekim 1918’de mütareke imzaland›ktan sonra 8 Ka-
s›m’da Musul’u iflgal edeceklerdir.
Galiçya Cephesi
Rusya ve Avusturya cephesinin önemli ve stratejik bir noktas›nda bulunan Roman-
ya di¤er Balkan Devletleri gibi tarafs›z kalmak istiyordu. Rusya ise Balkanlar’da et-
kin bir üstünlük sa¤lamay› düflünüyor ve Romanya’n›n kendi yan›nda savafla kat›l-
mas› için çal›fl›yordu. Romanya’n›n Çanakkale’de devam eden savafl›n sonuçlan-
mas›n› beklemekten baflka çaresi yoktu. Zira bo¤azlar aç›l›rsa savafl için kendisine
gerekli olan silah ve cephane kolayca sa¤lanabilirdi. Bu arada Rusya, Bukovina ile
Galiçya’y› ele geçirerek önemli bir etki sa¤lam›flt›r. Avusturya ise Romanya’n›n ‹ti-
laf Devletleri saf›nda yer almas›n› istemiyordu. Bu karars›zl›k içerisinde ‹tilaf blo-
kuna meyletti¤i anlafl›lan Romanya ile Rusya ve Fransa aras›nda görüflmeler baflla-
m›fl ve 17 A¤ustos 1916 tarihînde ‹tilâf Devletleri ile Romanya aras›nda bir antlafl-
ma imzalanm›flt›r. Romenler savafl ilan eder etmez Avusturya-Macaristan s›n›r›n›
geçerek Transilvanya’n›n bir bölümünü ele geçirmifllerdir. 1917 y›l› bafllar›nda ise
Avusturya, savafl›n bafl›nda ele geçirdi¤i Belgrad’› koruyamam›fl ve S›rplara kapt›r-
d›¤› gibi Galiçya Cephesi’nde de Ruslara karfl› beklenen baflar›y› gösterememifltir.
‹flte bu zamanda Alman ve Türk birlikleri Avusturya’ya yard›m etmek amac›yla Ga-
liçya Cephesi’ne gönderilmifllerdir. 33.000 kiflilik Türk kuvveti burada çetin savafl-
lar yapm›fllar, a¤›r kay›plar vermifllerdir.
110 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Hicaz Cephesi
Osmanl› Devleti dünya savafl›na girdikten k›sa bir süre sonra fieyhülislâm Mustafa
Hayri Efendi’nin haz›rlad›¤› “Cihad-› Mukaddes” fetvas› ilan edilerek K›r›m, Türkis-
tan, Hindistan, Afganistan ve Afrika Müslümanlar›n› ‹ngiltere, Fransa ve Rusya’ya
karfl› savafla davet edilmiflti. Cihad ilan edilince özellikle ‹ngiliz ‹mparatorlu¤u ve
Rusya’da yaflayan Müslümanlar›n ayaklanacaklar›, ‹tilaf Devletlerinin bafl›na gaile-
ler ç›karacaklar› düflünülmüfltü. Osmanl› padiflah›n›n, ayn› zamanda halife olmas›,
bu devletlerin egemenli¤inde yaflayan Müslümanlar›n ilan edilen cihada uymalar›-
n› mümkün k›labilirdi. Oysa Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde müessir hâle ge-
len halifeli¤e karfl› ‹ngilizlerin 20-30 y›ld›r yapt›klar› propagandalar ile Balkan ve
Trablusgarp Savafllar›nda devletin yenilgilere u¤ramas›, Müslüman topluluklar›n ci-
hada beklenen ilgiyi göstermeleri ihtimalini ortadan kald›r›yordu. Balkanlar’da ve
Anadolu’daki gayr› Müslim unsurlarda oldu¤u gibi Araplar da Osmanl› Devleti’ne
karfl› baflkald›rman›n zaman›n›n geldi¤ini düflünmüfllerdir. Dolay›s›yla mukaddes
Cihad ça¤r›s›ndan beklenen sonuç al›namam›flt›r.
‹ngiltere’nin görüflüne göre: ‹stanbul tehdit alt›nda tutuldu¤u ve Türk ordusu-
nun ana k›sm› bu sebeple meflgul edildi¤i takdirde Araplar, ‹ngilizler aleyhinde ol-
mayacaklard›r. Türklerin ana kuvvetleri serbest kal›rsa veya ‹ngiltere’nin Mezopo-
tamya’daki gücü azal›rsa Araplar›n büyük bir k›sm› ‹ngilizlerin aleyhine dönebilir.
Böyle bir durumda ise Trablusgarp’ta ayaklanmalar bafllar ve bütün Afrika’ya yay›-
labilir. Bu da yaln›z M›s›r’› de¤il, Tunus ve Cezayir’i de tehlikeye sokar. Oysa Arap-
lar Türklere karfl› ba¤›ms›zl›k ilan›na flimdiden teflvik edilirlerse hem M›s›r ve Me-
zopotamya’daki ciddi tehdit ortadan kalkar hem de Türkler Müslüman dünyas›nda
itibar kaybederler. Ayr›ca Hindistan, Avusturya, Do¤u Afrika ve Uzak Do¤u yolu-
nun güvenli¤i teminat alt›na al›nm›fl ve Türk kuvveti hissedilir bir flekilde zay›fla-
t›lm›fl olurdu. ‹ngilizlerin bu politikas› çerçevesinde geliflen ‹ngiliz-Arap iliflkileri 23
May›s 1915 tarihli fiam Protokolü ile ifl birli¤i fleklinde sonuçlanm›flt›r. fiam Proto-
kolü’yle gelecekteki Arap Krall›¤›’n›n s›n›rlar› belirlendi¤i gibi 7 Haziran 1916’da
‹ngiltere’nin istekleri do¤rultusunda yap›lan anlaflma ile de ‹ngiltere’nin destekle-
riyle Arap Devletinin kurulmas› planlanm›flt›r.
Hicaz Valisi Galip Pafla’n›n, Araplar›n isyana kalk›flabilece¤ine ihtimal vermedi-
¤i için a¤›r hareket etmesinden yararlanan fierif Hüseyin, ‹ngilizlerin de yard›m›y-
la haz›rl›klar›n› tamamlayarak 9 Haziran 1916 tarihînde Cidde, Mekke ve Taif’te is-
yan› bafllatm›flt›r. ‹syan karfl›s›nda Türk kuvvetleri önemli baflar›lar göstermiflse de
Hicaz’daki bu yerlerin fierif Hüseyin’in eline geçmesine mani olamam›fllard›r. ‹ngi-
liz Kraliyet donanmas›n›n sa¤lad›¤› destekle Cidde bir hafta içinde Araplar›n eline
geçmifltir. Mekke’nin bütün mahallelerine hakim bir tepede bulunan Ecyad Kalesi
25 gün süren muhasara ve muharebeden sonra düflmüfltür. Haziran ay›n›n ortala-
r›nda ‹ngiliz donanmas›n›n yard›m›yla Cidde’yi, bir müddet sonra (19 Eylül) Taif’i
ele geçiren fierif Hüseyin, Lavrens’in yard›mlar›yla K›z›ldeniz k›y›s›ndaki limanlar›
da ele geçirince Medine’ye sahip olman›n art›k zor olmayaca¤›na inanm›flt›r.
27 Haziran 1916 tarihînde yay›mlad›¤› bildiri ile Osmanl› Devleti’ne karfl› bir ihti-
lal yapacaklar›n› ilan eden fierif Hüseyin bildirisinin sonunda flunlar› söylemekte idi:
“Biz flimdi hâlâ ‹ttihat ve Terakki Hükûmeti’nin boyunduru¤u alt›nda inleyen
topraklardan tamamen ayr›lm›fl durumday›z. ‹stiklalimiz mükemmel ve kelimenin
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 111
tam manas›yla tamamlanm›fl olup her türlü yabanc› müdahale veya kontrolünden
tümüyle masun durumday›z”. Bu bildiri ile Osmanl› Devleti’ne savafl ilan eden fie-
rif Hüseyin, Ekim ay›nda da kendisini Arabistan Kral› ilan etmifl, ‹ngiltere de bunu
hemen kabul etmifltir.
Osmanl› Devleti, Padiflah ve Halife’ye karfl› bafllat›lan bu isyan› ‹ngiltere’nin
deste¤inde giriflilmifl bir hareket olarak ‹slam dünyas›na duyurmaya çal›flm›flt›r.
Esasen bu, ‹ngiltere’nin bekledi¤i ve korktu¤u bir geliflmeydi. Bu itibarla ‹ngiltere
propaganda faaliyetleri için kendini haz›rlam›flt›. Nitekim Arap Ayaklanmas›’ndan
sonra, hatta savafl›n sonuna kadar Osmanl› Devleti ile ‹ngiltere aras›ndaki propa-
ganda savafl› sürüp gidecektir. Gerçekten de fierif Hüseyin’in bildirisindeki ‹ttihat
Terakki karfl›tl›¤› ‹ngiliz propagandas›n›n da temel arac› olarak Hindistan Müslü-
manlar›n› bu savafla dahil etmek için kullan›lm›flt›r. “Dinsiz ittihatç›lar›n elinde esir
olan Halife-Padiflah› kurtarmak için savafl›yoruz” propagandas› oldukça etkili ol-
mufltur. Cephede Türk taraf›nda ezan okundu¤unu duyan baz› sömürge askerleri-
nin Türk taraf›na geçti¤i bilinmektedir.
Mekke, Cidde ve Taif’in düflmesinden sonra mücadele Medine çevresinde ce-
reyan etmifltir. ‹syanc›lar›n hedefi Medine’nin bir an önce ele geçirilmesi oldu¤un-
dan flehrin etraf› kuflat›lm›flt›r. ‹ngilizler ise Türk kuvvetlerini bulunduklar› yerde
tutmak ve Medine’nin can damar› olan demir yoluna sald›rmak istiyorlard›. Türk
kuvvetlerinden önemli bir k›sm› Hicaz’a gönderilmifl oldu¤undan as›l cephe olan
Sina cephesinde etkili olmay› hesap ediyorlard›. Medine’yi sonuna kadar savunma-
y› düflünen Fahrettin Pafla’n›n görüflüne karfl› Almanlar ise Medine’nin elde tutul-
mas›n›n anlams›z ve gereksiz oldu¤unu düflünüyorlard›.
Her türlü imkâns›zl›k ve olumsuzluklara ra¤men “çöl ortas›nda Plevne kahra-
manlar›” olarak tarihe geçen Medine müdafileri büyük bir flecaatle Medine’yi sa-
vunmufllard›r. Mondros Mütarekesi imzalan›nca mütareke namenin 16. maddesine
uyularak Haflimi Hükûmeti ad›na Emir Ali, ‹tilaf Devletleri ad›na ‹ngiliz Yüzbafl›
Gerland ile Türk heyeti aras›nda Medine’nin boflalt›lmas› ve teslimine dair bir flart-
name imzalanm›flt›r. Mondros Mütarekesi’nden sonra imzalanan böyle bir flartna-
menin hükümlerini tahmin etmek hiç de zor de¤ildir. fiartnamenin daha ilk cüm-
lesinde Osmanl› askerlerinin memleketlerine gönderilmeleri kararlaflt›r›lm›fl oldu-
¤u hâlde askerlerden hiç biri memleketlerine gönderilmemifl, hepsi M›s›r’daki ‹n-
giliz esir kamp›na götürülmüfllerdir. Buradaki Seydi Beflir kamp›nda tutulan Türk
esirlerine yap›lan her türlü insanl›k d›fl› muamele TBMM’de k›nanm›flt›r.
Filistin Cephesi
Mekke Emiri fierif Hüseyin’in isyan› ve ‹ngiliz deste¤iyle Hicaz’da önemli baflar›-
lar elde etmesi ile Kanal Harekât›’ndan istenen neticenin al›namamas› ‹ngilizlere
Orta Do¤u’da istedikleri stratejiyi uygulama imkân› vermifltir. 1916 y›l› sonunda
‹ngilizlerin Süveyfl Kanal›’ndan Suriye’ye kadar olan bölgede taarruza kalkmalar›
üzerine Türk cephesi 17-18 Mart 1917 tarihînde Gazze-Birüssebi hatt›na al›nm›fl-
t›r. 26 Mart’ta Birinci Gazze ve 17-20 Nisan’da ‹kinci Gazze muharebelerinde çok
üstün kuvvetlere ra¤men ‹ngilizler püskürtülmüfllerdir. Bu arada Ba¤dat’›n geri
al›nmas› için Suriye bölgesinden düflünülen harekât için Y›ld›r›m Ordular› Grubu
ad›nda bir kuvvet oluflturulmufl ve bu ordunun bafl›na Alman Genel Kurmay Bafl-
kan› General Falkenhayn getirilmifltir. Y›ld›r›m Ordusu’nun henüz teflkil edildi¤i
bir zamanda, 31 Ekim’de, ‹ngilizler, üstün kuvvetlerle Gazze-Birüssebi cephesine
karfl› üçüncü sald›r›y› bafllatm›flt›r. Zaten ‹ngilizler hücuma kalkarsa Türk mevzi-
lerini yar›p Filistin ve Suriye’yi geçerek Ba¤dat’la bütün ulaflt›rma yollar›n› kese-
112 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
bilirdi. Bu muharebe sonras›nda 7 Kas›m 1917 tarihînde Gazze düfltü¤ü gibi Türk
kuvvetlerinin boflaltt›¤› Kudüs de 9 Aral›k 1917 tarihînde ‹ngilizlerin eline geçmifl-
tir. Kudüs’ün düflmesi Hristiyan dünyas›nda, hatta Osmanl› Devleti’nin müttefiki
olan Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u’nun baflkenti Viyana’da bile bir haçl›
zaferi gibi kutlanm›flt›r.
Foto¤raf 4.8
Mustafa Kemal
II.ordu
komutanl›¤›na
atand›¤› zaman
fiark Ordusu
komutan› Ahmet
‹zzet Pafla’y›
ziyaret etmiflti.
fiubat 1917 Halep.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
‹ngilizler, k›fl gelmeden Osmanl› Devleti’ni saf d›fl› etmek istedikleri için esas
sald›r›n›n Filistin’den bafllat›lmas›n› planlam›fllard›. Buradan Suriye’ye yürüyerek
Anadolu’ya girilebilece¤i düflünülüyordu. Eylül ay›nda bafllayan ‹ngiliz sald›r›s› ge-
liflmifl ve Türk kuvvetleri geri çekilmek zorunda kalm›flt›r. Üstün ‹ngiliz kuvvetleri
karfl›s›nda bölgede bulunan iki Osmanl› ordusu yenilmifltir. Bölgede bulunan 7.
Ordu komutan› Mustafa Kemal Pafla ise savafl›n art›k uzun süre devam edebilece-
¤ine inanm›yor ama gerçek Türk vatan› olan yerleri istiladan düflman iflgalinden ve
parçalanmaktan kurtarmak istiyordu. ‹flte bunun için ‹ngiliz kuvvetleri 18 Eylül’de
Yafa k›y›s›ndan ilerlemeye bafllad›klar›nda 7. Ordu bu sald›r›ya karfl› koymufltur.
Mevcut askerî kuvvetlerin gerçekte göründü¤ünden zay›f bir durumda olmas› uzun
süreli ve genifl bir cephede savafl›n baflar›l› olmas›na imkân vermeyecekti. Filistin
Cephesi Komutan› Cemal Pafla ile Mustafa Kemal Pafla Ba¤dat projesine karfl› ç›k-
m›fllar, eldeki kuvvetleri Halep’le fiam aras›nda toplamak ve duruma göre nereye
gerekirse oraya göndermek istiyorlard›. Bu görüflü kabullenmeyen Enver Pafla ise
Sina çölü üzerinden bir sald›r›ya giriflilirse ‹ngilizlerin Süveyfl’e kadar sürülmeleri-
nin mümkün olabilece¤ini düflünüyordu. Mustafa Kemal Pafla, 1917 y›l› Eylül ay›n-
da Talat ve Enver Paflalara ayr›nt›l› bir rapor göndererek mevcut flartlar›n bir de-
¤erlendirmesini yapm›flt›r. Genelkurmay’a hakim olan anlay›fla ve haz›rlanan plan-
lara kat›lmayan Pafla, 7. Ordu Komutanl›¤›’ndan istifa etmifltir.
Filistin Cephesi’ndeki geliflmeler Mustafa Kemal Pafla’n›n görüfllerini do¤rular
mahiyette olmufltur. Bölgedeki muharebelerde 1 Ekim’de fiam, 27 Ekim’de de Ha-
lep ‹ngilizlerin eline geçmifltir. Ancak fiam’›n düflmesi ve bir gün sonra da Beyrut’a
girmelerinden hemen sonraki günlerde Talat Pafla Hükûmeti istifa etmifltir. Bu ara-
da ‹ngiliz-Hindistan birlikleri Mezopotamya’da Dicle boyunca ilerlemeye devam
etmifllerdir.
Osmanl› askerleri I. Dünya Savafl› süresince sadece bu cephelerde savaflmam›fl,
1916 y›l›nda Ruslar›n Alman kuvvetlerine karfl› yapt›klar› taarruzlardan s›k›nt›ya
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 113
düflen Almanlar›n iste¤i üzerine 15. Türk Kolordusu 535 subay ve 32.018 askerle
Galiçya’ya gönderilmifltir. Bir y›lsonunda bu cephedeki Türk askerînin say›s›
12.000’e düflmüfltür. Galiçya Cephesinden baflka Romanya’n›n savafla girmesi ve
Avusturya-Macaristan s›n›r›na sald›rmas› üzerine General Falkenhayn komutas›nda
oluflturulan müttefik orduya kat›lmak üzere 6. Türk Kolordusu Dobruca bölgesine
gönderilmifltir. Gerek Galiçya gerekse Dobruca cephelerinde cereyan eden savafl-
larda Türk askerleri imkânlar›n›n çok ilerisinde baflar›l› olmufltur. Bununla birlikte
I. Dünya Savafl› süresince Osmanl› Devleti’nde silahalt›na al›nan üç milyondan faz-
la Türk askerînden 550.000’i cephelerde flehit düflmüfltür. 2.167.841 yaral›n›n, yar›-
ya yak›n› sakat kalm›flt›r. 103.731 kay›p ve 129.644 esir olmufltur. Esaret alt›nda
ölenlerle birlikte flehit say›s› 600.000 civar›ndad›r.
Bir kaç cephede birden savafl hâlinde olan bir devletin rakipleriyle SIRA
ifl birli¤i
S‹ZDEyapan kendi SIRA S‹ZDE
vatandafllar›n› ikaz etmesi nas›l bir düflünce tarz›n›n ürünü olabilir? Tart›fl›n›z. 5
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Bu s›rada 3. Ordu Kumandan› olan Mahmut Kamil Pafla, olaylar›n önlenebilme-
si için Ermenilerin baflka yerlere nakledilmelerini teklif etmifltir. Devlet her cephe-
de savafl hâlinde bulundu¤u için vuku bulacak bir ayaklanma herhangi S O R U bir savun- S O R U
ma cephesinin güvenli¤ini ihlal edebilirdi. Bu konuda Ahmet ‹zzet Pafla da “Erme-
nilerin ayaklanma ve isyanda devam edecekleri ortaya ç›kt›¤›ndan, D ‹ K K Ahükümet
T için D‹KKAT
göçe teflebbüs zorunluydu. Bu tedbirin büyük bir araziye yay›lmas›nda, çepeçevre
tehdit alt›nda bulunan bir memleket için mecburiyet vard›” demektedir.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
N N AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
114 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Baflkumandan Vekili Enver Pafla 2 May›s 1915 tarihînde Dâhiliye Naz›r› Talat
Pafla’ya gönderdi¤i yaz›da Ermenilerin isyan ç›karamayacak flekilde da¤›t›lmalar›-
n›, uygulaman›n yaln›z isyan ç›kar›lan bölgelerdeki Ermenilere uygulanmas›n› iste-
mifltir. Bu yaz›da Enver Pafla’n›n Ermenilerin isyanlar›n› sürdürebilmek için toplu
ve haz›r bir hâlde bulunduklar›n› söylemesi tehcirin kaç›n›lmaz oldu¤unu göster-
mektedir. 27 May›s 1915 tarihînde ç›kar›lan geçici bir kanunla asayifli bozan silah-
l› sald›rgan ve direniflçilerin tecavüz ve direniflleri s›ras›nda imha, casusluk ve va-
tana ihanet eden köy ve kasaba halk›n› baflka yerlere sevk ve iskan etme yetkileri
orduya devredilmifltir.
Üç maddeden oluflan kanun flöyledir:
1. Seferde ordu, kolordu, f›rka kumandanlar›, bunlar›n yard›mc›lar› ve ba¤›m-
s›z bölge komutanlar› halk taraf›ndan herhangi bir surette hükûmetin emir-
lerine ve ülkenin savunmas›na, güvenli¤i korumaya iliflkin uygulamalara
karfl› koymak, silahla sald›r› ve direnme görülürse hemen askerî kuvvetle
fliddetli biçimde cezaland›rmaya ve sald›r›y› bütünüyle yok etmeye yetkili ve
zorunludur.
2. Ordu ve ba¤›ms›z kolordu ve f›rka kumandanlar› askerî kurallara ayk›r› ve-
ya casusluk ve ihanetlerini hissettikleri köy ve kasabalar halk›n› ayr› veya
topluca di¤er yerlere sevk edilebilir ve yerlefltirebilirler.
3. Bu kanun yay›n tarihînden itibaren geçerlidir.
Ermeniler, kendilerine yap›lan uyar›lara ra¤men Van, Bitlis vilayetleriyle fiarki-
karahisar (fiebinkarahisar) ve Amasya flehirlerinde ayaklanm›fllard›r. Bu ayaklanma
hükûmet ve ordu aleyhinde olmakla kalmay›p ayn› zamanda Türk ve Müslüman
ahaliye yönelikti. Askerlik ça¤›ndaki Ermenilerin ço¤u davete uymayarak saklan-
m›fl, bir k›sm› da orduya gittikten sonra silahlar›yla kaçarak köylerine dönmüfller
ve bütün eli silah tutanlar›n orduya kat›lmas›yla savunmas›z kalan halka sald›rarak
›rz, can ve mallar›na tecavüz etmifller, köy ve mahalleleri yak›p y›km›fllard›r.
Devlet savafl flartlar›na ra¤men sevkiyat›n düzen ve emniyet içinde yürüme-
si ve kafilelerin herhangi bir zarara u¤ramamas› için elindeki bütün imkânlar›
kullanm›flt›r.
Ermeni vatandafllar›n baflka yerlere nakledilmesi (tehcir), cephelerin güvenini
sarsacak bölgelerde uygulanm›flt›r. Bunlar, Kafkas ve ‹ran Cephesi’nin gerisinde
bulunan Erzurum, Bitlis ve Van bölgeleri ile Sina Cephesi gerisinde bulunan Mer-
sin ve ‹skenderun bölgeleridir. Daha sonra isyan ç›karan ve Ermeni komitecilerine
yatakl›k yapan di¤er vilayetlerdeki Ermeniler de tehcire tabi tutulmufllard›r.
Kanunun ve daha sonras›ndaki talimatnamelerin uygulanmas›yla ilgili olarak
Osmanl› Devleti, Dâhiliye, Hariciye, Harbiye, Maliye ve Adalet Bakanl›klar› görev-
lendirmifltir. Muhacirin Komisyonu, ‹skân-› Aflâir ve Muhacirin Müdüriyeti ve Em-
val-i Metruke Komisyonlar› ile baz› mahallî komisyonlar oluflturulmufltur. Göç
eden Ermenilerin geride b›rakt›klar› eflyalar›n de¤eri hükûmetçe sahiplerine öde-
nece¤inden Emval-i Metruke’nin korunmas› ve sahipleri ad›na sat›lmas› ve yoksul
kad›nlarla askerî imalathanede çal›flanlar›n sevklerinin ertelenmesi hususunda, 10
Haziran 1915’te, 34 maddelik ikinci bir talimatname daha yay›mlanm›flt›r.
Ayr›ca, bu talimatname ile tehcire tabii tutulanlara ait içinde eflya bulunan bi-
nalar mühürlenip koruma alt›na al›nm›fl, sat›lmas› gerekli eflya ve hayvanlar sat›la-
rak bedeli hak sahibine ödenmifl, göç edenlere ait emlak ve arazinin cinsi, mikta-
r› ve k›ymeti belirlenerek kay›t alt›na al›nm›flt›r. Yürütülen tüm nakil olaylar›nda
devlet 115 milyon kurufl harcam›fl ayr›ca iafle bedeli olarak da 150 milyon kurufl
harcanmas› öngörülmüfltür. Bu s›rada tüm Ermenilerin sevk edilmedi¤i görülmek-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
S O R U S O R U
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
KSIRA S‹ZDE
‹ Thakk›nda
Osmanl› Ermeni vatandafllar›n›n yeniden yerlefltirilmeleriyle ilgili süreç A P ayr›nt›- KSIRA
‹ T S‹ZDE
A P
l› bilgi için Bülent Bakar’›n “Ermeni Tehciri” (Atatürk Araflt›rma Merkezî Yay›n› Ankara
2009) adl› bilimsel çal›flmas›n› okuyabilirsiniz.
AMAÇLARIMIZ
TELEV‹ZYON
Göçe tabi tutulan Ermenileri gerek nakilleri s›ras›nda gerekse konaklama yerle-
N N AMAÇLARIMIZ
TELEV‹ZYON
Özet
Bu dönemde Avrupal› devletlerde zenginlik anlay›fl›, endüstri üretimini daha da h›zland›rarak artt›rm›flt›r. Si-
toprak sahibi olmak düflüncesinden, de¤erli madenlere yasi birli¤ini 1870’de kurmas› dolay›s›yla sanayileflme-
sahip olmak düflüncesine dönüflmüfltür. Bu düflünce, ti- sini geç gerçeklefltirmifl olan Almanya’n›n da ekono-
caret yaparak bu de¤erleri kazanan ve flehirlerde yafla- mik-siyasi mücadeleye kat›ld›¤› bu dönemde dünya ti-
yan bir tüccarlar zümresinin, burjuvazinin ortaya ç›k- caret hacmi bu tarihlere kadar düflünülemeyecek bo-
mas›n› sa¤lam›flt›r. Avrupa toplumlar›nda meydana ge- yutlara ulaflm›flt›r. Bunda demir yolu ulafl›m› kadar yel-
len de¤ifliklikler, büyük devletler aras›nda rekabetin kenli gemilerin yerini alan buharl› gemilerin pay› bü-
do¤mas›na yol açm›fl ve bunlar›n daha zengin olma ar- yük olmufltur. Süveyfl ve Panama Kanallar›n›n aç›lmas›
zular›n› da kamç›lam›flt›r. Ayr›ca, ticari hayat›n geliflme- da dünya ticaretine önemli bir ivme kazand›rm›flt›r. Bu
si de¤erli madenlere olan ihtiyac› da artt›rm›flt›r. geliflmeler d›fl yat›r›mlar›n da h›zl› bir art›fl göstermesi-
Avrupa devletlerinde görülen geliflmeler, devletin siya- ne yol açm›flt›r.
si oldu¤u kadar ekonomik bir yönünün oldu¤unu da Avrupa’n›n endüstrileflmifl ülkeleri, kendi nüfus ve top-
göstermifltir. Art›k bütün iktisadi güçler millilefltirilecek; rak büyüklü¤üyle orant›lanamayacak kadar büyük top-
iç ticaret ve yerli endüstri gelifltirilecek; d›fl ticaret ülke- raklar› sömürge yönetimleri alt›na sokmak suretiyle sa-
nin ç›karlar›na uygun olarak yap›lacak; hatta elçiler yal- nayileflmenin gere¤ini yerine getirmifllerdir. ‹ngiltere’nin
n›z siyasi de¤il, iktisadi ve ticari iliflkileri de ustal›kla sömürge topraklar›, anavatan topraklar›n›n 94 kat› idi.
yürütecek kiflilerden seçilecektir. Böylece devletin var- Fransa’n›n % 5’i; Almanya’n›n % 16’s› anavatan toprak-
l›¤›n›n devam›n›n yaln›z askerî güce de¤il, ekonomik lar›yken geri kalan› koloni topraklar›d›r. 1914’te sömür-
sa¤laml›¤a da ba¤l› oldu¤u görüflü kabul görecektir. Bu geci ülkeler d›fl›nda kalan dünyan›n % 68’i sömürge; %
görüfle ba¤l› olarak Avrupa’da yeni pazar ve ham mad- 11’i yar› sömürge topra¤› iken ba¤›ms›z devletlerin top-
de kaynaklar›na duyulan ihtiyaç sebebiyle daha fazla raklar› ise sadece % 21’dir. Yine sömürgelerde yaflayan
kazanmak ve bunun için her türlü yola baflvurmak dü- nüfus % 60, yar› sömürgelerde yaflayan nüfus % 22, ba-
flüncesi ekonomik hayata hakim olmufltur. Yeni zen- ¤›ms›z devletlerde yaflayan nüfusun da % 18’lerde kal-
ginlik kaynaklar› arayan bu düflüncedeki Avrupal› dev- mas› dünyan›n yar›dan fazlas›n›n sömürülmekte oldu-
letlerin, dünya ticaretinde tarihî transit yollar d›fl›nda ¤unu gözler önüne sermektedir.
yeni yollar aramalar›, co¤rafi kefliflerin yap›lmas›n› da Orta Do¤u’da zengin petrol yataklar›n›n bulunmas›yla
sa¤lam›flt›r. Devletler aras› iliflkilerde temel hareket nok- birlikte Osmanl› hakimiyetindeki bu yerlerde etkisini
tas› ticari kazanç ve ham madde ve pazar temini hâline art›rmak ve hatta buralarda egemenlik kurmak ‹ngiliz
gelmifltir. Klasik devlet anlay›fllar› bu de¤iflime ayak uy- politikas›n›n ana stratejisini oluflturmufltur. Bu ayn› za-
durabildikleri ölçüde yaflamay› baflarm›fllard›r. De¤ifli- manda geleneksel ‹ngiliz politikas› olan Hindistan yo-
me uyum sa¤layamayan toplumlar ve devletler önce lunun güvenli¤i için de gerekli idi. Bütün Orta Do¤u’yu
sömürge olmufl, akabinde yok olup gitmifllerdir. içine alan bölgede büyük bir Arap Devleti’nin kurulma-
Sanayileflen Avrupal› büyük devletlerin, öteki k›talar s› fikrini Araplara afl›layan ‹ngilizler, Rusya’n›n Akde-
üzerinde gerek egemenliklerini kurarken ekonomik niz’e inmesi ihtimaline karfl› da Ermenileri Osmanl› Dev-
flartlar ve istekler her zaman ön planda olmufltur. Bafl- leti’ne karfl› tahrik etmifllerdir.
ka bir ifade ile Avrupa’da biriken sermaye fazlas›na ye- Görüldü¤ü gibi ‹ngiltere’nin Osmanl› toprak bütünlü-
ni yat›r›m alanlar› bulma iste¤inin yan›nda ham madde ¤ünü savunur olmas›n›n as›l sebebi Hindistan ve Uzak
ihtiyac›n› karfl›lama iste¤i kadar üretim fazlas›na yeni Do¤u’daki sömürgelerine giden yolun Osmanl› Devle-
pazarlar bulma iste¤iyle oluflturulan büyük deniz güçle- ti’nin elinde olmas› ve zengin Orta Do¤u co¤rafyas›n›
riyle yeni sömürgeler oluflturulmufltur. ele geçirmek istemesine dayanmakta idi. Osmanl› Dev-
19. yüzy›l›n bafllar›nda ‹ngiltere, dünya ticaretinin % leti’nin ‹ngiltere için genifl bir pazar olmas› da ‹ngiliz
50’sini elinde tutarken Fransa’n›n pay› ise sadece % 8 politikas›na yön veren di¤er bir husustur. ‹ngiltere’nin
kadard›r. ‹ngiltere’nin bu tart›flmas›z üstünlü¤ü I. Dün- takip etti¤i bu politika 20. yüzy›l bafllar›ndan itibaren
ya Savafl›’n›n bafllad›¤› tarihlerde de söz konusudur. de¤iflmifltir. ‹ngiliz politikas›ndaki bu de¤iflikli¤in temel
19. yüzy›lda bilim ve üretim tekniklerindeki geliflmeler sebebi yine emperyalist devletler aras›ndaki ç›kar çat›fl-
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 117
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi Sanayi ‹nk›lab›n›n sonuçla- 6. Afla¤›dakilerden hangisi sömürgecilik yar›fl›na en
r›ndan de¤ildir? son kat›lm›flt›r?
a. Geliflmifl ülkelerin ham madde ihtiyac› artm›flt›r, a. ‹ngiltere
b. Geliflmifl ülkelerin pazar ihtiyac› artm›flt›r b. Fransa,
c. Geliflmifl ülkelerin azgeliflmifl ülkelere demokra- c. Almanya
si götürme d. Hollanda
d. uluslararas› iliflkilerin temelini ticari iliflkiler olufl- e. Rusya.
turmufltur
e. Sömürgecilik faaliyetleri büyük oranda azalm›flt›r. 7. Osmanl› Devleti Afla¤›daki yerlerden hangisini I.
Dünya Savafl›’nda kaybetmifltir?
2. Co¤rafi keflifler afla¤›dakilerden hangisi ile iliflkili a. Kars
de¤ildir? b. Ardahan
a. Amerika’n›n alt›n ve gümüflünün Avrupa’ya c. Batum
getirilmesi d. Arnavutluk
b. Dünya ticaretinin geçifl yollar› de¤iflmifltir, e. Irak
c. Akdeniz dünya ticareti ve siyasetindeki belirle-
yicili¤ini kaybetmifltir 8. Ermeni Tehciri karar›n›n al›nmas›n› gerektiren ko-
d. Osmanl› devletinin hakimiyet alan› dünya tica- flullar afla¤›daki cephelerden hangisinde yaflananlardan
retindeki önemini artt›rm›flt›r. sonra oluflmufltur?
e. Uzak do¤unun ham madde kaynaklar›n›n gelifl- a. Kafkas
mifl ülkelerce sömürüsü mümkün hale gelmifltir. b. Çanakkale
c. Suriye-Filistin
3. Ermeni Tehciri karar› hangi tarihte al›nm›flt›r? d. Yemen-Hicaz
a. 24 Nisan 1915 e. Irak
b. 30 Ekim 1918
c. 15 May›s 1919 9. I- Orta Asya Türkleri ile birleflmek
d. 18 Mart 1915 II- Turan idealini gerçeklefltirmek
e. 27 May›s 1915 III- Ortado¤u petrollerini ele geçirmek
IV- Türkistan’a ulafl›p büyük bir Türk Devleti
4. Osmanl› Devleti I. Dünya Savafl›’nda afla¤›daki Cep- kurmak
helerden hangisinde Rusya’ya karfl› savaflm›flt›r? V- Ruslar› Kafkaslardan atmak
a. Filistin Cephesi Yukar›dakilerden hangisi Osmanl› Devleti’nin Kafkas
b. Galiçya Cephesi Cephesi’ni açma nedenlerinden biri de¤ildir?
c. Irak Cephesi a. I
d. Kafkas Cephesi b. II
e. Çanakkale Cephesi c. III
d. IV
5. I- Yunanistan e. V
II- Bulgaristan
III- Almanya 10. Mustafa Kemal Pafla afla¤›daki cephelerden hangi-
IV- Avusturya-Macaristan sinde savaflmam›flt›r?
V- Fransa a. Kafkas cephesi
Yukar›daki Devletlerden hangileri I. Dünya Savafl›’nda b. Suriye-Filistin cephesi
Osmanl› Devleti’nin müttefikidir? c. Kanal cephesi
a. I ve II d. Çanakkale cephesi
b. I, III ve V e. Sakarya muharebesi
c. Yaln›zca III
d. II ve V
e. II, III ve IV
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 119
Okuma Parças›
Çanakkale fiehitlerine Sar›l›r, indirilir mevki-i müstahkemler,
fiu Bo¤az harbi nedir? Var m› ki dünyada efli? Beflerin azmini tevkif edemez sun’-i befler;
En kesif ordular›n yükleniyor dördü befli. Bu gö¤üslerse Hudâ’n›n ebedi serhaddi;
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- ‘O benim sun’-i bedi’im, onu çi¤netme’ dedi.
Kaç donanmayla sar›lm›fl ufac›k bir karaya. As›m’›n nesli...diyordum ya...nesilmifl gerçek:
Ne hayâs›zca tehaflflüd ki ufuklar kapal›! ‹flte çi¤netmedi nâmusunu, çi¤netmiyecek.
Nerde-gösterdi¤i vahfletle ‘bu: bir Avrupal›’
Dedirir-Y›rt›c›, his yoksulu, s›rtlan kümesi, fiühedâ gövdesi, bir baksana, da¤lar, tafllar...
Varsa gelmifl, aç›l›p mahbesi, yâhud kafesi! O, rükû olmasa, dünyâda e¤ilmez bafllar,
Vurulup tertemiz aln›ndan, uzanm›fl yat›yor,
Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvam-› befler, Bir hilâl u¤runa, yâ Rab, ne günefller bat›yor!
Kayn›yor kum gibi, mahfler mi, hakikat mahfler. Ey, bu topraklar için topra¤a düflmüfl asker!
Yedi iklimi cihan›n duruyor karfl›na da, Gökten ecdâd inerek öpse o pâk aln› de¤er.
Avustralya’yla beraber bak›yorsun: Kanada! Ne büyüksün ki kan›n kurtar›yor tevhidi...
Çehreler baflka, lisanlar, deriler rengârenk: Bedr’in arslanlar› ancak, bu kadar flanl› idi.
Sade bir hâdise var ortada: Vahfletler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazs›n?
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! ‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, s›¤mazs›n.
Herc ü merc etti¤in edvâra da yetmez o kitâb...
Ah o yirminci as›r yok mu, o mahlûk-i asil, Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakk›yle, sefil,
Kustu Mehmedci¤in aylarca durup karfl›s›na; ‘Bu, tafl›nd›r’ diyerek Kâ’be’yi diksem bafl›na;
Döktü karn›ndaki esrâr› hayâs›zcas›na. Ruhumun vahyini duysam da geçirsem tafl›na;
Maske y›rt›lmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nam›yle,
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâm›yle;
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb, Mor bulutlarla aç›k türbene çatsam da tavan,
Öyle müdhifl ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Yedi kandilli Süreyyâ’y› uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin alt›nda, bürünmüfl kan›na,
Öteden sâikalar parçal›yor âfâk›; Uzan›rken, gece mehtâb› getirsem yan›na,
Beriden zelzeleler kald›r›yor a’mâk›; Türbedâr›n gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Bomba flimflekleri beyninden inip her siperin; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Sönüyor gö¤sünün üstünde o arslan neferin. Tüllenen ma¤ribi, akflamlar› sarsam yarana...
Yerin alt›nda cehennem gibi binlerce la¤am, Yine bir fley yapabildim diyemem hât›rana.
At›lan her la¤am›n yakt›¤›: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; Sen ki, son ehl-i salibin k›rarak savletini,
O ne müdhifl tipidir: Savrulur enkaz-› befler... fiark›n en sevgili sultân› Salâhaddin’i,
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, K›l›ç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Boflan›r s›rtlara vâdilere, sa¤nak sa¤nak. Sen ki, ‹slam’› kuflatm›fl, bo¤uyorken hüsran,
O demir çenberi gö¤sünde k›r›p parçalad›n;
Saç›yor z›rha bürünmüfl de o nâmerd eller, Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâm› ad›n;
Y›ld›r›m yayl›m› tûfanlar, alevden seller. Sen ki, a’sâra gömülsen taflacaks›n...Heyhât,
Veriyor yang›n›, durmufl da aç›k sinelere, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Sürü hâlinde gezerken say›s›z teyyâre. Ey flehid o¤lu flehid, isteme benden makber,
Top tüfekten daha s›k, gülle ya¤an mermiler... Sana â¤ûflunu açm›fl duruyor Peygamber.
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Mehmed Akif Ersoy.
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasm›ndan;
Al›n›r kal’â m› gö¤sündeki kat kat iman? Kaynak: Mehmed Ertu¤rul Düzda¤’›n Mehmed Âkif
Hangi kuvvet onu, hâflâ, edecek kahr›na râm? Hakk›nda Araflt›rmalar, (Marmara Üniversitesi ‹lahi-
Çünkü te’sis-i ‹lahi o metin istihkâm. yat Fakültesi Vakf›-Mehmed Âkif Araflt›rmalar› Merkezî
Yay›n›, ‹stanbul 1987) adl› kitab›ndan al›nm›flt›r.
120 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Seçilmifl Bibliyografya
Akda¤, Mustafa Türkiye’nin ‹ktisadi ve ‹çtimai Tari- Kandemir, Feridun, Medine Müdafaas›, Peygamberi-
hî, C. II, (1453-1559), Ankara 1999. mizin Gölgesinde Son Türkler, ‹stanbul 1991.
Armao¤lu, Fahir 19. Yüzy›l Siyasi Tarihî, (1789- Karabekir Kâz›m, Birinci Cihan Harbine Neden Gir-
1914), Ankara, 1997. dik ? C.I, ‹stanbul 1994.
Armao¤lu, Fahir 20. Yüzy›l Siyasi Tarihî (1914-1980) Karabekir, Kâz›m, Birinci Cihan Harbini Nas›l ‹dare
Ankara 1992. Ettik, C. III-IV, ‹stanbul 1994.
Armao¤lu, Fahir “Çanakkale Muharebelerinin Rusya Kelefly›lmaz Vahdet, “Çanakkale Muharebeleri Hakk›n-
Üzerindeki Etkileri”, Çanakkale Muharebeleri Se- da Bir Rapor ve Bir De¤erlendirme”, Atatürk Arafl-
bep ve Sonuçlar› Uluslararas› Sempozyumu, Ça- t›rma Merkezî Dergisi, C. XV, S. 43 (Mart, 1999).
nakkale, 14-17 Mart, 1990, Ankara 1993. Kennedy Paul, Büyük Güçlerin Yükselifl ve Çöküflle-
Atefl, Toktam›fl Siyasal Tarih, ‹stanbul 1994. ri, (Çeviren Birtane Karanakç›) Ankara, 1990.
Aydemir, fievket Süreyya Tek Adam, Mustafa Kemal, K›c›man, N. Kâflif Medine Müdafaas›, ‹stanbul 1972.
C. I, 1881-1919, ‹stanbul 1976. Kocabaflo¤lu, Uygur “Do¤u Sorunu Çevresinde Ameri-
Bayur Hikmet, XX. Yüzy›lda Türklü¤ün Acun Siyasas› kan Misyoner Faaliyetleri”, Tarihî Geliflmeler ‹çin-
Üzerindeki Etkileri, Ankara 1989. de Türkiye’nin Sorunlar› Sempozyumu (Dün-
(Bilsel), M.Cemil, Lozan, C. I, ‹stanbul 1933. Bugün-Yar›n), Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 8-9
Cem ‹smail, Türkiye’de Geri Kalm›fll›¤›n Tarihî, Mart, 1990, Ankara, 1992.
5.Bask›. ‹stanbul 1975. Kocatürk Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düflünceleri,
Collas, Bernard Camille 1864’te Türkiye Tanzimat Ankara, 1999.
Sonras› Düzenlemeler ve Kapitülasyonlar›n Kodaman Bayram, “1876-1920 Aras› Osmanl› Siyasi Ta-
Tam Metni, (Çev. Teoman Tunçdo¤an), Ankara rihî”, Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slâm Tarihî,
2005. C. XII, ‹stanbul, 1993.
Çelik Hacer, “Ermeni Tehciri ve Tehcirden Dönen Er- Kohn, Hans Panislavizm ve Rus Milliyetçili¤i, (Çevi-
menilerin ‹skân Sorunu”, Ça¤dafl Türkiye Tarihî ren. A¤ah Oktay Güner), Ankara, 1991.
Araflt›rmalar› Dergisi, VII/16-17, Bahar-Güz Kressenstein Kres Von, “Sina Çölünde Türkler”, (Çevi-
2008. ren. Osman Öndefl), Hayat Tarih Mecmuas›, C.
Darkot Besim, “Çanakkale Muharebeleri”, ‹slâm An- IX, S. 9 (Ekim, 1966).
siklopedisi, C. III, ‹stanbul, MEB, 1988. Kütüko¤lu, Mübahat S. Osmanl›-‹ngiliz ‹ktisadi Mü-
Dumont, Paul, Mustafa Kemal Atatürk, (Çev. Zeki Çe- nasebetleri, C. II, (1838-1850), ‹stanbul, 1976.
likkol), Ankara 1993. Kurat, Akdes Nimet Türk-‹ngiliz Münasebetlerinin
Eraslan, Cezmi “I. Dünya Savafl› ve Türkiye”, Türkler, Bafllang›c› ve Geliflmesi (1553-1610), Ankara
Yeni Türkiye Yay›nlar›, C. XIII, Ankara 2002, s. 339- 1953.
360. Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve Rusya, Ankara, 1990.
Ercan, Yavuz “Bloklar aras› Çat›flmalarda Osmanl› Devle- Kurflun, Zekeriya, “Çanakkale Muharebeleri”, TDV ‹s-
ti Topraklar›n›n Stratejik Önemi”, Beflinci Askerî Ta- lâm Ansiklopedisi, C. VIII, ‹stanbul, 1993.
rih Semineri Bildirileri I, De¤iflen Dünya Denge- Külünk, Mehmet Emin, Kapitülasyonlar›n Kald›r›l-
leri ‹çinde Askerî ve Stratejik Aç›dan Türkiye (23- mas› (1914), ‹stanbul, 2011.
25 Ekim 1995-‹stanbul), Ankara, Gn. Kur. Bflk. Yay. Kürkçüo¤lu, Ömer, Türk-‹ngiliz ‹liflkileri (1919-
1996, 1926) Ankara, 1978,
Fromk›n Dav›d, Bar›fla Son Veren Bar›fl, Modern Or- Kürkçüo¤lu, Ömer, Osmanl› Devleti’ne Karfl› Arap
tado¤u Nas›l Yarat›ld›?, 1914-1922, (Çeviren: Ba¤›ms›zl›k Hareketi (1908-1918), Ankara, 1982.
Mehmet Harmanc›), ‹stanbul 1989. Lord K›nross, Atatürk, Bir Milletin Yeniden Do¤uflu,
Genç, Mehmet Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Devlet (Terc. Necdet Sander), ‹stanbul, 1990.
ve Ekonomi, ‹stanbul 2000. Mevlanzade R›fat, Türkiye ‹nk›lâb›n›n ‹çyüzü, (Ha-
Kabacal› Alpay, Yak›n Tarihîmizden Büyük Döne- z›rlayan Metin Has›rc›), ‹stanbul, 1993.
meçler, ‹stanbul 1995.
4. Ünite - Avrupa ve Türkiye (1838-1918) 123
Onay, Yaflar, Bat›’ya Direnen Devlet Rusya, Rus Dev- Tütüncü, Mehmet “Çanakkale Muharebelerinin Osman-
let Gelene¤i ve Kutsal Devletin Meflruiyeti, 1. l› Devleti Ve D›fl Dünya Bak›m›ndan Sonuçlar›”, Mil-
Bask›, ‹stanbul, 2008. li Kültür, S. 82, (Mart, 1991).
Ortayl›, ‹lber, ‹mparatorlu¤un En Uzun Yüzy›l›, ‹s- Uzman, Nasrullah “I. Dünya Savafl› Öncesinde Osmanl›
tanbul, 2006. Devleti ve Rusya’n›n Yak›nlaflma Çabalar›”, II. Ulus-
Ö¤ün, Tuncay, “Kafkas Cephesinde Kader An›. Sar›ka- lararas› Kafkasya Tarih Sempozyumu, Kars
m›fl Harekât› ve Sonuçlar›”, Türkler, C. XIII, Anka- 2009, s. 391-400.
ra, 2002, s.401-406. Wallach, Jehuda L Bir Askerî Yard›m›n Anatomisi,
Özkan Salih, “Tehcir Harici Tutulan Ermeniler”, Pers- (Çeviren. Fahri Çeliker) Ankara 1985.
pectives on Ottoman Studies, (Ed. Ekrem Cause- Y›lmaz Veli, 1. Dünya Harbi’nde Türk-Alman ‹ttifa-
vic ve di¤erleri), Berlin 2008, s. 189-207. k› ve Askerî Yard›mlar, ‹stanbul 1993.
Palmer, Alan, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Son Üç Yüz
Y›l Bir Çöküflün Yeni Tarihî, (Çev. Belk›s Çorak-
ç› Diflbudak), 2. Bask›, Ankara, 1992.
Soy, H.Bayram, “II. Wilhelm, Weltpolitik ve II. Abdül-
hamid”, Türkler, C. XIII, Ankara, 2002.
Sabis, Ali ‹hsan, Birinci Dünya Harbi, C. II, Ankara,
1951.
Said Halim Pafla, Buhranlar›m›z ve Son Eserleri, (Ha-
z›rlayan. M. Ertu¤rul Düzda¤), ‹stanbul, 1991.
Sander, Oral, Siyasi Tarih, ‹lkça¤lardan 1918’e, An-
kara, 1997.
Sanders Liman Von, Türkiye’de Befl Y›l, (Çeviren. M.
fievki Yazman), ‹stanbul, 1968.
Sar›nay, Yusuf “24 Nisan 1915 Ermeni Tutuklamalar›”,
Cumhuriyet Tarihî Araflt›rmalar› Dergisi, Y›l: 2,
S. 4, Güz 2006, s. 23-38.
Selçuk, Mustafa “Çanakkale Savafllar› S›ras›nda Osman-
l› Hükümeti’ni Ve Padiflah› ‹stanbul’dan Tafl›ma Plan-
lar›”, Atatürk Araflt›rma Merkezî Dergisi, Say› 70,
Cilt: XXIV, Mart, 2008.
Süslü, Azmi “Çanakkale Savafllar› Ve Önemi”, Atatürk
Araflt›rma Merkezî Dergisi, C. VII, S. 20, (Mart,
1991).
fiakir Ziya, Yak›n Tarihîn Üç Büyük Adam›: Talat,
Enver, Cemal Paflalar, ‹stanbul, 1943.
Tansel, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar,
C. I, Ankara, 1993.
Turan, Mustafa, “Birinci Dünya Savafl›na Giden Yolda
Osmanl› Devletinin Tasfiyesi”. G.Ü. Gazi E¤itim
Fakültesi Dergisi, C. XXIX/Özel Say›-II,
Turan, Mustafa “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Türk ‹stik-
lal Harbi”, Türk Tarihçili¤i ve Prof. Dr. Ayd›n Ta-
neri Arma¤an›, Ankara, 1998.
Turan, Mustafa “20. Yüzy›l Bafllar›nda Osmanl› D›fl Po-
litikas›nda Orta Do¤u’nun Önemi ve Hicaz Demir
yolu’na Dair Bir Belge”, Türkiye Sosyal Araflt›r-
malar Dergisi, 1997, S. 3.
5
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Mondros Mütarekesi’nin Osmanl› Devleti ve Türk milletinin varl›¤› için nas›l
N
bir tehlike oluflturdu¤unu aç›klayabilecek,
Asker ve sivil Türk milletinin ülkenin dört bir yan›nda bu tehlikeye karfl› ne
N
tür tedbirler ald›¤›n› aç›klayabilecek,
Mustafa Kemal Pafla ve Millî Mücadele önderlerinin Mücadeleyi dünyaya du-
N
yururken hangi demokratik esaslardan hareket etti¤ini aç›klayabilecek,
Türk ‹stiklal Harbi’nin safhalar›n› takip edecek ve verdi¤i lojistik destek ile
milletin fedakarl›¤›n›n s›n›rlar›n› ay›rt edebilecek bilgi ve becerilere sahip
olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• ‹stiklal Harbi • Kuva-y› Milliye
• Muhafaza-i Hukuk • Tekalif-i Milliye
• Kongre ‹dareleri
‹çindekiler
• fiARK MESELES‹’N‹N UYGULAMAYA
KONMASI:MONDROS
MÜTAREKES‹
• TÜRK M‹LLET‹N‹N MÜTAREKE VE
Atatürk ‹lkeleri ve Mondros’tan ‹fiGALLERE TEPK‹S‹: M‹LLÎ
‹nk›lap Tarihi-I Lozan’a Türkiye TEfiK‹LATLANMALAR
• M. KEMAL PAfiA’NIN SAMSUN’A
ÇIKIfiI, TEfiK‹LATLANMA VE
KONGRELER
• ASKERÎ GEL‹fiMELER
Mondros’tan
Lozan’a Türkiye
de bir Ermeni Devleti kurma niyetleri sakl› bulunuyordu. Nitekim ateflkesin ‹ngi-
lizce metninde söz konusu 6 vilayetten alt› Ermeni Vilayeti olarak bahsedilmiflti.
D Ü fi Ü N E L ‹ M
Aç›kça Danlafl›laca¤›
Ü fi Ü N E L ‹ M
üzere, Osmanl› Devleti savafl sonras›nda bir taraf ve bir
devlet olarak görünmesine ra¤men Mütareke hükümlerine göre, fiilen devlet ol-
S O R U ma özellikleriniS O R kaybetmifl
U yani yok say›lm›fl durumdad›r. E¤er ‹tilaf Devletleri
gerekli gördükleri vakit, istedikleri yerleri iflgal edebilme hakk›na sahip ise o
D‹KKAT devletin elindenD ‹ K K Aordusu
T yani kendini savunma kudreti al›nm›fl, haberleflmesine
el konulmufl, ekonomisi denetim alt›na al›nm›fl ise art›k o devletin hükümranl›k
hakk›ndan yani bir devlet olmas›ndan bahsedilemez. ‹flte Mütareke ile Osmanl›
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Devleti’nin hukuki durumu ve içinde bulundu¤u fiilî durum bu idi. Türk mille-
ti flimdiye kadar tarihinde görmedi¤i flekilde devletsiz ve vatans›z b›rak›lma ile
AMAÇLARIMIZ karfl› karfl›yayd›.
AMAÇLARIMIZ
Nitekim mütareke sonras› iflgaller bafllad›. Asl›nda bu iflgaller daha önce de
bahsedildi¤i gibi, savafl s›ras›nda yap›lan gizli antlaflmalar›n da bir bak›ma uygula-
K ‹ T A P maya konmas› K ‹ T anlam›
A P tafl›yordu. 400.000 kiflilik Osmanl› Ordusu, baflta Mustafa
Kemal Pafla olmak üzere baz› paflalar›n karfl› ç›kmas›na ra¤men 50.000’e indirildi.
Önce ‹ngilizler, Musul ve ‹skenderun’u iflgal ettiler, Bo¤azlar ve ‹stanbul’a ‹tilaf do-
TELEV‹ZYON
nanmalar› Tdemir
ELEV‹ZYON
att›. K›sa sürede iflgaller geniflledi. ‹ngilizler; Batum, Kars, Antep,
Marafl, Hatay ve Konya’y›, Frans›zlar; Dörtyol, Adana, Mersin ve Afyonkarahisar is-
tasyonunu, ‹talyanlar ise; Antalya, Burdur, Mu¤la, Marmaris, Bodrum, Fethiye ve
‹NTERNET Konya istasyonunu
‹ N T E R N E T iflgal ettiler.
Daha önce 1915 Londra ve 1917 St. Jean de Maurienne gizli antlaflmalar›yla
‹talyanlara vaat edilen ‹zmir ve Menderes’in kuzey k›s›mlar›na Yunanlar›n ç›ka-
r›lma hesaplar› bafllad›. Yunan Baflbakan› Venizelos da 18 Ocak 1919’da Paris’te
toplanan Bar›fl Konferans›’nda Wilson Prensiplerine dayanarak Bat› Anadolu’nun
Yunanistan’a verilmesini istedi. Amerika, ‹ngiltere ve Fransa 6 May›s’ta Yunanis-
tan’›n bu iste¤ini kabul ettiler. Öyle anlafl›l›yor ki, o günlerde ‹tilaf politikas›na
yön veren ‹ngiltere, kendi menfaatinin de bir gere¤i olarak Do¤u Akdeniz’de
güçlü bir ‹talya istemedi¤inden Yunanlar› tercih ediyordu. ‹talya’n›n karfl› ç›kma-
s› sonucu de¤ifltirmedi ve 15 May›s 1919’da arkalar›nda ‹ngiliz ve Frans›z deste-
¤i oldu¤u hâlde Yunan kuvvetleri ‹zmir’e ç›kt›. ‹zmir Metropoliti Hrisostomos
elinde büyük bir haçla Yunan komutan ve askerlerini kutsad› ve onlar› Türk ka-
n› dökmeye ça¤›rd›. Ancak Türk halk› bu iflgale büyük tepki gösterdi. Gazeteci
Osman Nevres (Hasan Tahsin) taraf›ndan s›k›lan ilk kurflundan sonra benzer di-
renifller devam etti. Bu direnifller karfl›s›nda panik yaflayan Yunan iflgal kuvvetle-
ri ‹zmir’de asker- sivil, çoluk çocuk demeden katliama giriflti. Osmanl› vatandafl›
Rum ve Ermeniler’in büyük bir bölümü de iflgallere alk›fl tuttu. Daha düne kadar,
as›rlar süren Osmanl›-Türk idaresinde varl›klar›n› ve kimliklerini koruyagelen
Yunanlar›n Anadolu’daki Türk varl›¤›na kast eden ve günden güne iç k›s›mlara
yay›larak katliama dönüflen iflgal hareketleri bütün yurtta büyük bir üzüntü ve in-
fial yaratt›. ‹tilaf Devletleri sözde ateflkes antlaflmas›n›n hükümlerini uygulad›kla-
r›n› söyleseler de asl›nda gerçek hedef, fiark meselesi yani Anadolu’da Türk siya-
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 127
si hâkimiyetine son vermek idi. ‹zmir’in iflgali bu gerçe¤i bütün ç›plakl›¤› ile or-
taya seriyordu. Mütareke ve sonras› bafllayan iflgaller özellikle ‹zmir’in iflgali,
Türk düflmanlar›n› ümitlendirirken, Türk milletinin ba¤›ms›z yaflama ve millî mü-
cadele azmini kamç›lad›.
Foto¤raf 5.1
Mütareke döneminin
padiflah› ve
sadrazam› da
mütareke sonras›nda
elde edilecek ‹ngiliz
dostlu¤undan
ümitliydiler.
S. Mehmed
Vahidüddin H.1341
M. 1918-1922
55x65 Tuval/Ya¤l›
Boya
Kars Milli ‹slam fiuras›; 9. Ordu Komutan› Yakup fievki Pafla’n›n destek ve yar-
d›m› ile 5 Kas›m 1918’de kurulmufl ve yap›lan kongreler sonras›nda 17 Ocak
1919’da Cenubî Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkatesi ad›yla geçici bir hükûmet
oluflturulmufl ise de bu hükûmet, Nisan’da Kars’› iflgal eden ‹ngilizler taraf›ndan
da¤›t›lm›flt›r.
Yine Do¤u Anadolu’yu savunma amaçl› olarak 4 Aral›k 1918’de Vilayat-› fiar-
k›yye Müdafaa-i Hukuk-› Milliye Cemiyeti kurulmufltur. Merkezi ‹stanbul’da olan
bu cemiyet Erzurum ve di¤er do¤u illerinde flubeler açm›flt›r.
Trakya’da Yunan iflgal haz›rl›klar› ve Mavri Mirac›lar›n iddialar›na karfl› Cafer
Tayyar Bey’in yard›m ve deste¤i ile 1 Aral›k 1918’de Trakya Paflaeli Müdafaa-i He-
yet-i Osmaniye Cemiyeti kuruldu.
‹zmir’in Yunan’a verilme tehlikesine karfl›, 17. Kolordu Komutan› Nurettin Pa-
fla’n›n yard›m ve deste¤i ile Türk ayd›nlar› taraf›ndan 1 Aral›k 1918’de ‹zmir Mü-
dafaa-i Hukuk-› Osmaniye Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet, ‹zmir’in Türklü¤ü konu-
sunda dünya kamuoyunu ayd›nlatma gayreti içinde olmufltur. Mart 1919’da düzen-
ledi¤i kongre ile ‹zmir ve vatan üzerinde oynanan oyunlara karfl› gerekirse silahl›
mücadeleye gireceklerini ‹tilaf Devletleri’ne ve kamuoyuna duyurmufltur. Bu cemi-
yetle ifl birli¤i hâlinde Redd-i ‹lhak prensibini savunan ‹zmir Müdafaa-i Vatan He-
yeti de kurulmufltu. ‹zmir’in iflgalinden önce büyük bir miting düzenleyen bu ce-
miyet Bat› Anadolu’da millî direnifl ruhunun oluflmas›nda öncülük etmifltir.
Yunan iflgaline karfl› Bat› Anadolu’da bu teflkilatlanmalar olurken, Trabzon
merkezli bir Rum Pontus devleti tehlikesine karfl› Trabzon Muhafaza-i Hukuk-›
Milliye Cemiyeti, Çukurova bölgesinin Frans›zlara verilece¤i tehlikesine karfl› bu
bölgenin haklar›n› savunmak amac›yla Adana Müdafaa-i Hukuk-› Milliye Cemiye-
ti kurulmufltu.
Mütareke sonras› iflgal veya iflgal tehlikesi karfl›s›nda oluflan hareketleri bir ara-
ya getirmek amac›yla 29 Kas›m 1918’de Millî Kongre ad›yla yeni bir teflkilatlanma
ortaya ç›km›flt›r. 6 Aral›k 1918 ve Ocak 1919’da genifl kat›l›ml› kongreler düzenle-
yen ve yay›n faaliyetlerine önem veren Millî Kongre, ‹zmir’in iflgaline yönelik ya-
p›lan protesto ve mitinglerin organizasyonunda rol alm›flt›r.
Atatürk’ün Nutuk’ta bahsetti¤i bu cemiyetlerin yan› s›ra, iflgaller ve özellikle ‹z-
mir’in iflgalini müteakip, iflgal tehlikesine yak›n yerlerden bafllamak üzere, Anado-
lu’nun hemen her il ve ilçesinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmufltur. Sivas
Kongresi kararlar› çerçevesinde tek bir çat› alt›nda toplanan bu cemiyetler içinde
Anadolu kad›nlar› da teflkilatlanmaya gitmifllerdi. Türk tarihinin bütünlü¤ü içinde
bakt›¤›m›zda, Bac›yân-› Rum Anadolu’nun vatan olmas›nda ne yapm›flsa Anadolu
Kad›nlar› Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin de Anadolu’nun vatan kalmas›nda ay-
n› fleyi yapt›¤›n› rahatl›kla ifade edebiliriz.
Türk milleti bir taraftan teflkilatlan›rken bir taraftan da iflgallere karfl› fiilî olarak
tepkisini göstermekte gecikmedi. Mütareke sonras› bafllayan iflgaller, iflgal bölgele-
rinde tabiî ki kayg› ve endifle yaratt›. Yukar›da bahsi geçen cemiyetler vas›tas›yla
tepkiler ortaya konmaya baflland›. Ancak ‹zmir’in iflgali atefllenmeyi bekleyen fitili
hemen atefllemifl oldu.
‹zmir’in iflgal edilece¤i haberi bile büyük infiale yol açm›fl ve her taraftan tep-
kiler gelmeye bafllam›flt›. Bu tepkileri, Yzb. Smith raporunda flu ifadelerle dile ge-
tiriyor; “Sabah saat iki, May›s 15’te Yunanlar›n karaya asker ç›karacaklar› haberi
Türkler aras›nda duyuldu. Haber kudurmufl bir alev gibi yay›ld›”. ‹flgalle birlikte
baflta ‹zmir’e yak›n ve haberi erken ö¤renen Bat› Anadolu’daki flehir ve kasabalar
olmak üzere Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu’ya var›ncaya kadar miting ve protesto-
130 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
lar ile tepkiler 盤 gibi artarak devam etti. ‹flgalden henüz 4 saat sonra Denizli san-
ca¤› topyekûn aya¤a kalkm›fl idi. Denizli müftüsü Ahmed Hulusi Efendi’nin cihat
ilan etmesi Anadolu ayd›n›n›n art›k ‹stanbul’dan pek bir fley beklemedi¤inin de
iflareti olmufltur. Bu tepkilerle bir taraftan, Mondros mütarekesi ve iflgallerin Türk-
leri vatans›z b›rakmay› amaçlad›¤› hususu vurgulanarak Türk milleti Millî Mücade-
le yönünde fluurlan›rken bir taraftan da ‹tilaf Devletleri’ne ve dünyaya Türklerin
u¤rad›¤› haks›zl›k duyurularak kamuoyu oluflturulmaya çal›fl›l›yordu.
SIRA S‹ZDE Devlet merkezinde bir hükûmet varken böyle bir beyanname ne ifade eder? tart›fl›n›z.
SIRA S‹ZDE
2
Türk ‹stiklal Savafl›’n›n ve ink›lap tarihinin çok önemli bir belgesi say›lan Amas-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L‹stiklal
ya Genelgesi’nde, ‹M Savafl›’n›n gerekçeleri ve yöntemi ortaya konmufltur. “Mil-
letin istiklalini yine milletin azim ve karar›n›n kurtaraca¤›”, “millî heyet”, “millî bir
S O R U kongre”den Sbahsedilmesi,
O R U Türk tarihinde ilk defa millî iradeye yani demokrasiye
dayal› yeni bir yap›lanman›n ve geliflmelerin habercisi olarak da karfl›m›za ç›k›yor.
Bu bak›mdan, söz konusu belge, Millî Mücadele tarihinin önemli bir belgesi olmak-
D‹KKAT D‹KKAT
la birlikte Türk Demokrasi Tarihi aç›s›ndan da ayr› bir de¤er tafl›maktad›r.
Tabii ki bu genelge ‹stanbul Hükûmeti’ni, oldukça rahats›z etmiflti. Mustafa Ke-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDEaflt›¤› düflüncesi ile ‹stanbul’a geri ça¤›r›ld›. Mustafa Kemal ve
mal Pafla yetkilerini
kadrosu bu s›rada toplanacak Kongre için Erzurum’a gelmifl bulunuyorlard›. 7-8
Temmuz gecesi Saray taraf›ndan makine bafl›nda resmî görevinden azledilmesi
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
üzerine Mustafa Kemal Pafla askerlikten de istifas›n› bildirdi. Mustafa Kemal Pafla
asl›nda üzgündü. Çünkü bafllam›fl oldu¤u mücadele yar›da kalabilir miydi? Acaba
K ‹ T A P komutanlarK ve ‹ Tarkadafllar›
A P kendisinden ayr›labilirler mi idi? Nitekim karargâh›n›n
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 133
Kurmay baflkan› Kâz›m (Dirik) Bey, koltu¤u alt›ndaki dosya ile odaya girerek “Pa-
flam, askerlikten istifa etti¤inize göre, bundan sonra benim göreve devam etme im-
kân›m kalmad› evrak› kime teslim etmemi emir buyurursunuz” diyerek ilk örne¤i-
ni vermiflti. Ama bu örnek iki olmad›. Aksine, arkadafllar› ona ba¤l›l›klar›n› ortaya
koydular. 15. Kolordu Komutan› Kâz›m Karabekir Pafla, Mustafa Kemal Pafla’y› zi-
yarete geldi. Haz›r ol durumunda selam verdikten sonra “Kolordum ve ben emri-
nizdeyim Paflam” diyerek yüksek bir karakter örne¤i sergiledi.
Foto¤raf 5.4
Mustafa Kemal
Pafla, ‹zmir’e
geliflinde 1923,
Yan›nda Kaz›m ve
Fevzi Paflalar ile.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Erzurum Kongresi
Erzurum Müdafaa-i Hukuk-› Milliye Cemiyeti Mustafa Kemal Pafla’y› “Heyet-i Faa-
le” Baflkanl›¤›’na getirdi. Bu durum Mustafa Kemal Pafla’y› çok duyguland›rd›. Çün-
kü bu cemiyet O’nu ba¤r›na basan belki de ilk sivil kurulufl idi. Bundan sonra,
Kongre’ye kat›lma problemi yafland›. Cevat Dursuno¤lu ve Kâz›m (Yurdalan)Bey-
ler merkez delegeli¤inden istifa ederek yerlerini Mustafa Kemal Pafla ve Rauf (Or-
bay) Bey’e b›rakt›lar.
Foto¤raf 5.5
Cevat Dursuno¤lu
Kaz›m Yurdalan
134 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Baz› muhalif çabalara ra¤men Kongre, Mustafa Kemal Pafla’y› baflkan seçti. 23
Temmuz 1919 günü bir okul binas›nda toplanan Kongre, çal›flmalar›n› 7 A¤ustos’ta
tamamlad› ve çok önemli kararlar ald›. Bu kararlar, ülkenin her taraf›na ve ‹stan-
bul’daki iflgal kuvvetlerine gönderildi. Al›nan temel kararlar özetle flöyle idi;
1. Mevcut s›n›rlar› ile vatan bir bütündür, hiçbir sebep ve bahane ile birbirin-
den ayr›lamaz.
2. Vatan bütünlü¤ünün, millî istiklalin, hilafet ve saltanat›n korunmas› için
Kuva-y› milliyeyi âmil, millî iradeyi hakim k›lmak esast›r.
3. Hristiyan unsurlara millî birlik ve beraberli¤imizi ve sosyal dengemizi bozacak
ayr›cal›klar verilemez. Ancak kazan›lm›fl haklara da sayg› duyulacakt›r.
4. ‹tilaf Devletleri’nin, 30 Ekim 1918’de imzalanan mütareke tarihindeki s›-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
n›rlar›m›z içinde kalan topraklar› bölmeye çal›flmalar›na karfl› ç›k›lacakt›r.
5. Memleketimize karfl› iflgal emeli beslemeyen herhangi bir devletin fenni, s›-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
nai ve ekonomik yard›m› memnuniyetle karfl›lanacakt›r.
D Ü fi Ü N E L ‹ M
6. Milletlerin kendi kaderini tayin etti¤i bu tarihi devirde, merkezî hükûmetin
de millî iradeye tabi olmas› zaruridir. Hükûmet, derhal Meclis-i Mebusan›
S O R U S O R Uhükûmet ifllerinin meclisin denetimine al›nmas›na çal›fl›lacakt›r.
toplayarak
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Kongrece, al›nan kararlar›n son maddesi gere¤ince ayr›ca bir temsil heyeti olufl-
turulmufl ve baflkanl›¤›na da Mustafa Kemal Pafla seçilmiflti.
AMAÇLARIMIZ Kongre, amac› ve toplan›fl flekli mahallî olmakla birlikte ald›¤› kararlar aç›s›n-
AMAÇLARIMIZ
dan millî özellik tafl›maktayd›. Al›nan kararlar, ‹stiklal Mücadelesinin amac› ve yön-
teminin ana hatlar›yla ortaya kondu¤u ve özellikle Misak-› Millî’nin flekillendi¤i bir
K ‹ T A P program› ifade
K ‹ T ediyordu.
A P Bunun da ötesinde, metin içinde zaman ve flartlar›n ge-
re¤i olarak “saltanat ve hilafet” kavramlar› geçmekle birlikte, metnin bütününe ba-
k›ld›¤›nda millî iradenin hakim olaca¤› yeni bir yönetim ve gelece¤in arzu edildi¤i
TELEV‹ZYON aç›kça görülmektedir.
TELEV‹ZYON
Sivas Kongresi
Amasya Genelgesi’nde, Sivas’ta millî bir kongrenin yap›laca¤› bildirilmiflti. Musta-
‹NTERNET ‹NTERNET
fa Kemal yan›nda Temsil Heyeti’nden de baz› üyeler oldu¤u hâlde 2 Eylül’de Si-
vas’a geldi. Kongre, 38 delege ile 4 Eylül 1919 günü Mekteb-i Sultanî binas›nda
aç›ld›. Yap›lan oylama sonucu Mustafa Kemal Pafla, kongre baflkanl›¤›na seçildi.
Aç›l›fl konuflmas›nda Mondros Mütarekesi sonras› ülkenin içinde bulundu¤u du-
rumu ve muhtemel tehlikeleri dile getiren Mustafa Kemal Pafla, vatan›n ve mille-
tin bölünmez bütünlü¤ü üzerinde durdu. Çünkü baz› ayd›nlarda bile ümitsizlik
hakim olmaya bafllam›flt›. Hatta bu yüzden manda meselesi kongrenin en önem-
li tart›flma konusu haline gelmiflti. ‹leride Ankara Hükûmeti’nin ve Milli Mücade-
le’nin önemli isimleri aras›nda yer alacak baz› flahsiyetler bile bu günlerde “eh-
ven-i fler” olarak Amerikan mandas›na taraftar görünmüfllerdi. Kongre üyeleri ara-
s›nda uzun süre tart›fl›lan manda konusu hakk›nda Mustafa Kemal’in düflüncesi
ise aç›k ve kesin idi. Erzurum Kongresi’nde de dile getirildi¤i üzere, manda asla
kabul edilemezdi. Uzun tart›flmalardan sonra, Mustafa Kemal Pafla, gerekti¤inde
Kongre üyeleriyle tek tek görüflerek, istiklalin baflkas›na emanet edilemeyece¤ini
anlatt› ve delegeleri ikna etmeyi baflard›. Sonuçta Sivas Kongresi manda rejimi dü-
flüncelerine son verdi.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 135
Dönemin asker ve sivil önemli bir k›s›m flahsiyetlerinin baflka bir devletin himayesine gir-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
me iste¤ini tart›fl›n›z 3
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Sivas Kongresi ülke sath›ndaki bütün millî kurulufllar› tek bir çat› alt›nda
D ‹ K K Ave
T tek bir ülkü D‹KKAT
etraf›nda toplamaktad›r.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
N N
SIRA S‹ZDE SIRA
Foto¤raf 5.6S‹ZDE
Mustafa Kemal
K ‹ T A P K ‹ T A P
Pafla kongre
AMAÇLARIMIZ günlerindeAMAÇLARIMIZ
yak›n
çal›flma
arkadafllar›yla.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
K ‹ T A P K ‹ T A P
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
T ‹ENLTEEVR‹ ZNYEOT N T‹ENLTEEVR‹ NZ YE OT N
‹NTERNET ‹NTERNET
Sivas Kongresi, her fleyden önce kat›lan delegeler ve bütün ülkeyi kapsayan
kararlar›yla, millî bir nitelik tafl›maktad›r. Amasya Tamimi ve Erzurum Kongre-
si’nde al›nan kararlar burada geniflletilmifl ve Millî Mücadele’nin program› niteli¤in-
de olan “Misak-› Millî” ana hatlar›yla burada flekillenmifltir. Millî Mücadele’nin
amaç ve hedeflerinin ortaya kondu¤u Kongre’de, millî iradeye s›kça yap›lan at›flar,
“‹rade-i Milliye” adl› gazetenin ç›kar›lmas›, Temsil Heyeti’nin geniflletilmesi uygu-
lamalar›, Türk Demokrasi tarihinde önemli bir geliflmeyi de ifade etmektedir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
kongre cephenin iaflesi ve lojistik destek konular›nda çal›flmak üzere bir heyet seç-
ti. 23 Eylül’de Nazilli’de ikinci bir kongre daha topland›. Civar sancak, kaza ve na-
AMAÇLARIMIZ hiyelerdenAMAÇLARIMIZ
delegelerin kat›ld›¤› bu kongrede 45 kiflilik bir heyet oluflturularak cep-
henin lojistik iflleriyle ilgili görev taksimi yap›ld›.
K ‹ T A P Bal›kesir kongreleri
K ‹ T A hakk›nda
P genifl bilgi için Mücteba ‹lgürel’in “Millî Mücadele’de Bal›kesir
Kongreleri” (Atatürk Araflt›rma Merkezi Yay›n›, Ankara 1999) adl› kitab›na bakabilirsiniz.
Mütareke
döneminde
Anadolu
hareketiyle yak›n
iliflkiler kuran
baflbakan› Ali R›za
Pafla ve Salih Pafla
Kaynak: Yaflamlar›
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi I-II,
YKY, ‹stanbul
1999.
Tarihe Amasya Protokolü olarak geçen bu kararlar›n en baflta gelen neticesi, ‹s-
tanbul Hükûmeti’nin Heyet-i Temsiliye’yi resmen tan›m›fl ve kararlar›n› dikkate al-
m›fl olmas›d›r. Protokole göre, Paris Bar›fl Konferans›’na gidecek heyetin seçimin-
de Heyet-i Temsiliye’nin tercihleri dikkate al›nacak, Meclis-i Mebusan’›n bir an
önce toplanmas› sa¤lanacak, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ‹stanbul Hükûmetince
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 137
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
138 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Bu kararlar tabii ki baflta ‹ngilizler olmak üzere ‹tilaf Devletleri’ni oldukça ra-
hats›z etti. Yap›lan bask›lar sonucu Ali R›za Pafla Hükûmeti istifa etti. Yerine 8
Mart’ta, yine ‹ngilizlerin hofl karfl›lamad›¤› Salih Pafla kabinesi kuruldu. Bunun üze-
rine, 16 Mart 1920 sabah› ‹stanbul resmen iflgal edildi. Ya¤ma ve soygunlar›n yan›
s›ra fiehzadebafl›’nda karakolda uyuyan 15 silahs›z Türk askeri flehit edildi. Milli-
yetçi mebuslar tutuklanarak Malta’ya sürüldü. Baz› mebuslar kaçarak Ankara’ya
geldiler. ‹stanbul’un iflgali bütün vatan sath›nda üzüntü ve tepkilerle karfl›land›, ül-
ke çap›nda yap›lan mitinglerle iflgal protesto edildi.
Sevr tasla¤›na
göre Orta
Anadolu’da
küçük bir bölge
Türklere
b›rak›lmaktayd›.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 141
Sözde “bar›fl antlaflmas›” ad› alt›nda yer alan bütün bu hükümler, Türk milleti için
bir ölüm ferman›ndan baflka bir anlam ifade etmiyor idi. Bu yüzden, Ankara Hükû-
meti, ‹stanbul Hükûmeti’nin imzalayaca¤› hiçbir antlaflmay› kabul etmeyece¤ini ilan
etmiflti. Ankara Hükûmeti’nin “Misak-› Millî” d›fl›nda bir çözümü kabul etmesi müm-
kün de¤ildi. Asl›nda Misak-› Millî, o zaman›n flartlar›nda kolu kanad› budana buda-
na, yaln›zca gövdesi kalm›fl ve gövdesinin de parçalanmas›yla yok olacak bir mille-
tin feryad› ve hakl› direniflinden baflka bir fley de¤ildi. Sevr Antlaflmas›’n›n yaral› ve
mazlum bir milleti ölüme mahkûm etmekten baflka bir anlam› yoktu.
ASKERÎ GEL‹fiMELER
Amasya’dan bafllay›p TBMM’nin aç›lmas›yla sonuçlanan ülkeyi kurtarmaya yönelik
siyasi geliflmeler ve bunun karfl›s›nda ‹tilaf Devletleri’nin ve ‹stanbul Hükûmeti’nin
çeflitli siyasi manevralar› sürerken, Mondros Mütarekesi sonras› bafllayan iflgaller
de geniflleyerek devam ediyordu. Afla¤›da ayr›nt›l› olarak ele al›naca¤› üzere, Do-
¤u’da Ermeni, Güney’de Frans›z, Bat›’da da Yunan iflgallerine karfl› mücadele veri-
liyordu. Öte yandan ‹talyan ve ‹ngiliz iflgalleri de yay›l›yordu. Bilindi¤i üzere, Türk
ordusu I. Dünya Savafl›’nda a¤›r kay›plara u¤ram›flt› ve geride kalan kadro da Mü-
tareke gere¤ince terhis edilecek idi. Yani bu günlerde iflgallere karfl› koyabilecek
güçlü bir ordu ve Mütareke flartlar›ndan dolay› hukuki zemin de bulunmuyordu.
Gerçi baz› komutanlar, gelecek tehlikeyi fark edip, mütareke hükümlerini müm-
kün oldu¤unca uygulamay› erteleyip baz› tedbirler alm›fllard›. Ancak, eldeki kuv-
vetlerle yeterince savunma yap›lamayaca¤› ortada idi. ‹flte Türk milleti çaresiz kal-
d›¤› böyle bir ortamda, ülkenin hemen her yerinde kendili¤inden gönüllü milis
kuvvetler oluflturarak silahl› savunma iradesini ortaya koydu. Millî Mücadele tari-
himizde “Kuvâ-y› Milliye olarak adland›r›lan bu silahl› gönüllü kuvvetlerin teflek-
külünde, baz› yöneticilerin ve subaylar›n önemli rolleri oldu. Osmanl› Genelkur-
may›’n›n da deste¤iyle Düzenli Ordu’ya geçifl zaman›na kadar yani Ekim-Kas›m
1920’ye kadar afla¤›-yukar› 1,5 y›ll›k sürede, iflgallere karfl› koyan belki de tek güç
“Kuvâ-y› Milliye” idi.
Do¤u Cephesi
Mondros Mütarekesi’nin ilgili hükümlerine göre da¤›lmayan tek ordu, Kâz›m Ka-
rabekir Pafla’n›n komutas›ndaki 15. Kolordu idi. Karabekir Pafla, bölge üzerinde
Erivan merkezli Ermenistan’›n emellerini bildi¤inden askerlerini terhis etmemifl ve
savunma tedbirleri almaya bafllam›flt›. Bilindi¤i üzere, fiark meselesi çerçevesinde
‹tilaf Devletlerinden destek gören Ermeniler, I. Dünya Savafl› s›ras›nda Ruslarla ifl
birli¤i içinde Do¤u Anadolu’da baz› yerleri iflgal etmifl, Türk-Müslüman köy ve ka-
sabalar›n› yak›p y›km›fllard›. Bunun da ötesinde Paris Bar›fl Konferans›’na baflvura-
rak Giresun-Mersin çizgisinin do¤usunda kalan Anadolu co¤rafyas›n›n neredeyse
tamam›n›n kendilerine verilmesini istemifllerdi. Ermenilerin bu emelleri do¤rultu-
sunda, sald›r›lar›n›n ve bask›lar›n›n artmas› üzerine 9 Haziran 1920’de TBMM “se-
ferberlik” ilan etmifl ve 15. Kolordu, fiark Cephesi Komutanl›¤›na çevrilmifltir. Ol-
142 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
tu’yu iflgal edip sald›r›lar›na art›ran Ermenilere karfl› Kâz›m Karabekir Pafla komu-
tas›nda taarruza geçen Türk ordusu 28 Eylül’de Sar›kam›fl, 30 Ekim’de Kars’› iflgal-
den kurtar›p 7 Kas›m’da Gümrü’ye girmifltir. Türk ordusundan büyük darbe yiyen
Ermeniler ateflkes istemek mecburiyetinde kalm›fl ve 3 Aral›k 1920’de yap›lan
Gümrü Antlaflmas›’yla, Türkiye’nin isteklerini kabul etmek durumunda kalm›fllar-
d›r. Türkiye aç›s›ndan Ermeni meselesini kapatan ve TBMM’nin ilk askerî baflar›s›
olan Gümrü Antlaflmas› ile 1878’den itibaren Rus iflgalinde kalan Kars ve havalisi
geri al›narak Türkiye’nin Do¤u s›n›rlar› güvenlik alt›na al›nm›fl oldu. Böylece, Do-
¤u’daki kuvvetlerimizin Yunan kuvvetlerine karfl› kayd›r›lma imkân› da do¤mufl
oldu. Bu antlaflmadan hemen sonra TBMM Gürcistan’a bir nota vererek, bir Türk
yurdu olan üç sanca¤›n (Kars, Ardahan, Batum) Türkiye’ye iadesini istedi. Görüfl-
meler sonunda Gürcü hükûmeti bu sancaklar› Türkiye’ye b›rakmak zorunda kald›.
Ancak k›sa bir süre sonra Bolflevik Rusya’n›n Gürcistan ve Ermenistan’› iflgal etme-
si üzerine durum de¤iflmifl ve 16 Mart 1921 Moskova, 13 Kas›m 1921 Kars Antlafl-
malar›yla, Batum d›fl›ndaki yerler Türkiye’ye kat›lm›fl oldu. Do¤u Cephesi’nde bu
askerî faaliyetler devam ederken ayn› zamanda Türk e¤itim tarihinde iz b›rakacak
derecede yo¤un bir e¤itim-kültür faaliyeti de yürütülmüfltür. TBMM’ne ilk zaferle-
ri hediye eden ve Do¤u Anadolu’da “fiark Fatihi” olarak an›lan Kâz›m Karabekir
Pafla, cephe komutan› olarak askerî faaliyetlerinin yan› s›ra bölgenin e¤itim ve kül-
tür alan›nda kalk›nmas› için de fevkalade hizmetlerde bulunmufltur. Savafl ve Er-
meni terörü sonucu yetim-öksüz kalm›fl binlerce Türk-Müslüman çocu¤unun e¤i-
timini sa¤layarak onlar› hayata kazand›rm›fl idi.
Güney Cephesi
Mütareke sonras›, 1919 Ocak ay›ndan itibaren Frans›zlar Çukurova bölgesini, ‹ngi-
lizler ise Antep, Urfa, Marafl’› iflgale bafllad›lar. 15 Eylül 1919 tarihinde vard›klar›
anlaflmaya göre ‹ngilizler Filistin ve Irak’a, Frans›zlar da Suriye ve Lübnan’a man-
dater devlet olarak yerleflme karar› al›nca ‹ngilizler iflgal ettikleri yukar›daki Türk
flehirlerini Frans›zlara b›rakt›lar. Ekim sonu ve Kas›m’›n bafl›nda Marafl, Urfa ve An-
tep’te Frans›z iflgali bafllad›. Frans›zlar iflgal ettikleri yerlerde halka görülmedik zu-
lüm yap›yordu. Özellikle yerli Ermenilerin f›rsat› ganimet bilip, silahl› çetelerle
Türklere yönelik katliamlar›na Frans›zlar›n göz yummas› hatta el alt›ndan teflvik et-
mesi, Türkleri nefs-i müdafaaya mecbur etti. K›sa sürede Ermeni ve Frans›zlara
karfl› Kuva-y› Milliye teflekkül etti, millî cepheler kuruldu. Ermeni çetelerine ve
Frans›z iflgaline karfl› halk yediden yetmifline mücadeleye bafllad›.
Adana’da “Tufan Bey” unvan›yla Yüzbafl› Osman, millî kuvvetleriyle Frans›zla-
ra karfl› önemli baflar›lar kazand›. Marafl’ta Sütçü ‹mam, Türk kad›nlar›na sark›nt›-
l›k etmeye kalkan Frans›z askerlerine silahla karfl›l›k vererek Marafll›lar›n mücade-
le bayra¤›n› açt›. Antep’te “fiahin Bey” takma adl› te¤men Said ve daha sonra K›l›ç
Ali Bey komutas›ndaki Kuva-y› milliye kahramanl›klar sergiledi. Frans›zlarca 10 ay›
aflk›n süre kuflatma alt›nda tutulan Antep âdeta destan yazd›. 11-12 yafl›ndaki ço-
cuklar bile vatan savunmas›nda fiilen görev ald›lar. Bu mücadelede 6000 evlad›n›
kaybeden Antep, 9 fiubat 1921’de çaresizlikten teslim oldu. Anteplilerin gösterdi¤i
tarihte örne¤i az bulunan bu direnifli TBMM 6 fiubat 1921’de ç›kard›¤› kanun ile
“Gazi” unvan› vererek takdir etti. Urfal›lar›n da Yüzbafl› Ali Saib Bey’in komutas›n-
da verdikleri mücadele Frans›zlara bu topraklar›n sahipsiz olmad›¤›n› gösterdi.
Frans›zlar 10 Nisan 1920’de Urfa’y› boflaltmak mecburiyetinde kald›lar. Gazi An-
tep’in yan› s›ra Marafl ve Urfa’n›n kahramanl›klar› da Cumhuriyet Türkiye’sinde,
Marafl’a “Kahraman”, Urfa’ya “fianl›” s›fatlar› takdir edilerek tarihe geçmifl oldu.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 143
Bat› Cephesi
Yukar›da bahsedildi¤i üzere, ‹tilaf Devletleri’nin himayesinde ‹zmir’e ç›kan Yunan
kuvvetleri bu hattan Anadolu içlerine do¤ru iflgallerini geniflletirken, 29 May›s
1919’da da Ayval›k’› iflgal ederek Bat› Anadolu’nun kuzeyinden ikinci bir kol ile
ilerlemeyi planlad›lar. 18 May›s akflam›na kadar ‹zmir ve Urla yar›madas›na hakim
olan Yunanlar 26 May›s’ta Manisa’y› iflgal edip Gediz vadisi istikametinde iflgalleri-
ni geniflletmeye bafllad›lar. Takip eden günlerde Turgutlu, Tire, Saruhanl› Yunan-
lar›n eline geçti. Hedef Ayd›n flehri idi. ‹ngilizlerin de onay› ile 27 May›s’ta Ayd›n
iflgal edildi. 4 Haziran’da da Yunan kuvvetleri Nazilliye girdi. Nazilli’deki yerli
Rumlar, Yunanlar› karfl›lad›lar ve “Kahrolsun Türkler” diye sokak sokak ba¤›rd›lar.
Zaten ‹zmir’in iflgalinden itibaren, ‹zmir, Ayd›n ve di¤er iflgal edilen yerlerde yerli
Rumlar›n büyük bölümü Yunanlarla ifl birli¤i içindeydi.
Yunan kuvvetleri bu iflgallerinde, güçlü bir direniflle karfl›laflacaklar›n› tahmin
etmiyorlard›. Fakat daha ‹zmir’e ayak bast›klar›ndan itibaren silahl› direniflle karfl›-
laflm›fllar, Türk milletinin hemen teflkilatlanarak vücuda getirdi¤i gönüllü millî kuv-
vetler ve say›lar› çok azalm›fl elde mevcut baz› askerî birlikler Yunan hesaplar›n›
altüst etmiflti. Ayval›k’ta 172. Alay Komutan› Ali Bey (Çetinkaya) komutas›ndaki
Türk kuvvetleri büyük direnifl gösterdiler. Bu direnifl, ‹stiklal Savafl›’nda bir ordu
birli¤inin ilk silahl› mukavemeti olarak kabul edilir. Bergama’da Albay Kaz›m Bey
(Özalp) Yunan kuvvetlerini uzun süre oyalad›.
Foto¤raf 5.12
Kaz›m Özalp
Atatürk, Latife
Han›m, Kaz›m
Karabekir ve ‹smet
‹nönü ile birlikte
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Sarayköylü Molla Bekir etraf›na toplad›¤› vatanperver köylü gençlerle ileride Sa-
rayköy Müfrezesi olarak geliflecek milis kuvvetin temelini att›. Korkuteli, Haf›zpafla,
Bucak kaza ve nahiyelerinden cepheye gönüllüler kofltu. Mu¤lal›lar da Mutasarr›f
Hilmi Bey’in deste¤iyle gönüllü birlik oluflturarak Ayd›n cephesine gönderdiler. De-
nizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi, Mutasarr›f Faik Bey ve 57. Tümen Komutan› M.
144 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
fiefik Bey’in (Aker) bölgede çok önemli hizmetleri oldu. Ispartal›lar da Haf›z ‹bra-
him’in (Demiralay) öncülü¤ünde oluflturduklar› Isparta Mücahitleri’yle Ayd›n cep-
hesine kofltular. 27 Haziran (1919) günü Umurlu’da toplanan millî kuvvetlerin say›-
s› 2500’ü bulmufltu. Say›lar› 5000 civar›nda olan ve silah yönünden de üstün bulu-
nan Ayd›n’daki Yunan iflgal kuvvetlerine karfl› 29 Haziran’da bafllat›lan taarruz 30
Haziran’da Ayd›n’›n geri al›nmas›yla sonuçland›. Bu baflar› modern silah ve techiza-
ta sahip üstün say›l› Yunan iflgal kuvvetlerine karfl› Bat› Anadolu’da Kuva-y› Milli-
ye’nin ilk zaferi olmas› dolay›s›yla fevkalade önemlidir. Fakat takviye birlikler geti-
ren Yunanlar daha sonra Ayd›n’› tekrar iflgal ettiler. Bütün bu geliflmelerden sonra,
Kuva-y› Milliye Nazilli istikametine çekildi. Yunanlar›n Buldan’a kadar ilerlemeleri
Kuva-y› Milliye ruhunu iyice alevlendirdi. Umurlu’da yeni bir cephe oluflturuldu.
Demirci Mehmet Efe ve di¤er baz› efeler vatan savunmas› için cepheye kofltular.
Temmuz ortalar›nda Yunan ilerleyifli durduruldu. A¤ustos ortalar›nda Deniz-
li’nin bat›s›nda Yunan’a karfl› güçlü bir cephe kuruldu. Buradaki Türk kuvvetleri-
nin say›s› 2900’ü bulmufltur. Bunun %80’inden fazlas›n› gönüllüler oluflturuyordu.
Bu gönüllüler; Tavas, Arpaz, Çal, Nazilli, Yenipazar, Karacasu, Honaz, Koçarl›, Ka-
rahay›t, Buldan, Kuyucak, Ortakç›, Pirlibey, Bademiye, Mendegüme ve civardan
gelen gönüllüler idi. Ayr›ca Yörük Ali Efe, Sökeli Ali Efe, ‹smail Efe, Mestan Efeler
de k›zanlar›yla mücadeleye kat›lm›fllard›. Yunanlar›n Denizli’yi tehdit etmeye bafl-
lamas›yla Anadolu’nun daha iç k›s›mlar›ndan gönüllüler ak›n ak›n cepheye koflma-
ya bafllad›. Bunlardan Isparta, Burdur, Afyon m›nt›kalar›ndan gelen Isparta Müca-
hitleri, Demiralay, Çelikalay gönüllüleri, Emirda¤ civar›nda teflekkül eden Elmas
Pehlivan Müfrezesi, ad›ndan cephede s›kça bahsedilenlerdir. Tabi ki burada gö-
nüllü milis kuvvetlerin isimlerini tek tek verme imkân› yoktur. Ancak flunu rahat-
l›kla ifade edebiliriz ki cephe gerisindeki hemen bütün il ve ilçelerde, “millî tabur”,
“millî bölük” ve baflka adlarla millî kuvvetler kurulmufltur.
Ayd›n-Denizli istikametinde bu geliflmeler olurken bir baflka iflgal kolu Ayval›k-
Bergama-Soma istikametinde gelifliyordu. 5 Haziran’da Akhisar’›n, 13 Haziran’da
Bergama’n›n iflgal edilmesi üzerine, bu m›nt›kada da yeni bir cephe olufltu. Baflta
Bal›kesir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri olmak üzere 61. Tümen Komutan› Al-
bay Kaz›m (Özalp), Akhisarl› Parti Pehlivan, Haf›z Hüseyin ve yöredeki di¤er niza-
mi birlik komutanlar›n›n bu bölgede millî direnifl ruhunun oluflmas›nda fevkalade
hizmetleri oldu. Temmuz 1919’dan sonra Soma-Bergama ve Akhisar cephelerinde
Kuva-y› Milliye’nin etkisi gittikçe artmaya bafllad›. Kuva-y› Milliye Yunan kuvvetle-
rine büyük darbeler vurdu. Ancak flu bir gerçek idi ki düzensiz kuvvetlerle, niza-
mi bir birlik karfl›s›nda uzun süre mücadeleyi sürdürmek pek mümkün de¤ildi. Ni-
tekim 1920 ortalar›na gelindi¤inde Yunan iflgalleri Bursa-Uflak-Denizli hatt›na ka-
dar ilerlemifl bulunuyorlard›.
Foto¤raf 5.13
‹ki cephe komutan›,
baflkomutan›n iki
yan›nda
Kaynak: ATAM
Arflivi.
Mustafa Kemal, her iki cephe komutan›na “süratle muntazam ordu ve büyük
süvari kütlesi vücuda getirmek” için kesin emirler verdi. Takip eden günlerde, Et-
hem Bey gibi baz› direnifller olmakla beraber Kuva-y› Milliye tasfiye edilip düzen-
li ordu geliflmeye bafllad›. Düzenli ordu ile Yunan kuvvetlerine karfl› Bat› Cephe-
si’nde baflar›lar gittikçe artt›. fiimdi, henüz yeni kurulan ordunun muharebelerini
k›saca ele alal›m.
‹nönü Muharebeleri
Ethem Bey ayaklanmas›n› f›rsat bilen Yunan kuvvetleri, ‹tilaf Devletleri’nin dayatt›k-
lar› Sevr’i kabul ettirebilmek ve bu antlaflmadan paylar›na düfleni alabilmek için 6
Ocak’ta (1921) Bursa-Uflak bölgelerinden Eskiflehir-Afyon istikametine harekete
geçti. Türk kuvvetleri kendisinin üç kat› civar›nda olan Yunan birliklerini 9 Ocak’ta
‹nönü civar›nda karfl›lad›. Yunan kuvvetleri burada çetin Türk direnifli karfl›s›nda du-
ramam›fl ve zayiat vererek 11 Ocak’ta eski mevzilerine geri çekilmek mecburiyetin-
de kalm›flt›r. Bu baflar›, TBMM’de ve baflta Nutuk olmak üzere dönemin kaynakla-
r›nda I. ‹nönü Zaferi olarak adland›r›lm›flt›r. Yunanlar ise bunu bir yenilgi olarak ka-
bul etmeyip, bu harekâta “taaruzi keflif” ad›n› vermifllerdir. Fakat ortada, inkâr edi-
lemeyecek bir gerçek vard› ki o da bu harekâtta Yunanlar›n 8 subay ve 49 eri ölmüfl,
9 subay ve 145 eri de kaybolmufltu. Düzenli Türk ordusunun Bat› Cephesi’nde ilk
baflar›s› olarak kabul edilen bu muharebe ve zaferin Türk ve dünya kamuoyunda
fevkalade etkisi oldu. Bu zaferle 2. Viyana yenilgisinden itibaren sürekli geri çekilen
bir milletin ve ordusunun asla hak etmedi¤i bir eziklik psikolojisini üzerinden atma
f›rsat› do¤mufltu. Anadolu’da coflkulu kutlamalar oldu, ülkenin her taraf›ndan
TBMM’ne tebrik telgraflar› ya¤maya bafllad›. Moral ve psikolojik getirilerinin yan› s›-
ra bu baflar› ile TBMM Hükûmeti’nin Londra Konferans›na daveti sa¤lanm›flt›r.
146 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Foto¤raf 5.14
Türk askeri savafl›n her aflamas›nda büyük fedakârl›klar göstererek yurdunu düflman iflgalinden
kurtarmay› baflarm›flt›r.
Bu savaflta Türk ordusu 7’si tümen komutan› olmak üzere 3282 flehit, 13.618
yaral› ve 415 esir; Yunanlar ise subay ve er 15.000 ölü ve 25.000 civar›nda yaral›
vermifllerdir. Türk ordusunun flehitleri aras›nda çok say›da subay ve özellikle ye-
dek subay bulunuyordu.
Sakarya Zaferi’nin Türk ve dünya kamuoyunda fevkalade yank›lar› oldu. Zafer
Anadolu’nun her taraf›nda coflkularla kutland›. Milletin ve ordunun sars›lm›fl olan
morali yerine geldi. Bu asl›nda 1683’ten beri haçl›lar karfl›s›nda yaflanan geri çekil-
menin durmas› anlam›na geliyordu. Tabii ki bu tablo, Sevr’i gerçeklefltirmek iste-
yenlerin ümitlerinin de k›r›lmas› demekti. Bu yüzden Fransa, ‹tilaf devletleri için-
de ilk önce Ankara Hükûmeti’nin baflar›lar›n› kabul eden ülke oldu ve 20 Ekim
1921’de imzalanan Ankara Antlaflmas› ile savafltan çekildi. Frans›zlarla imzalanan
bu antlaflma ile Hatay meselesi hariç afla¤›-yukar› bugünkü Suriye s›n›rlar› çizilmifl
oldu. ‹ngiltere’nin 22 Ekim 1921’de esirlerin mübadelesi antlaflmas›n› imzalamas›,
Ankara Hükûmeti’ni resmen tan›mas› anlam›na geliyordu. Öte yandan Sakarya Za-
feri ile Türklerin son zaferi kazanacaklar› hakk›nda kuflkular› kalmayan Sovyet fiu-
ras›na ba¤l› Kafkas Devletleri (Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan), Sovyet Rus-
ya’n›n arac›l›¤› ile 13 Ekim’de Kars Antlaflmas›n› imzalad›lar. Zaferin bir sonucu
olarak Mustafa Kemal Pafla’ya 19 Eylül 1921’de “Gazi” unvan ve “Mareflal” rütbele-
ri verildi.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 149
Foto¤raf 5.16
Baflkomutan, Büyük Taarruz öncesinde süvari kolordusunu ziyaretinde (At üstünde kolordu
komutan› Fahrettin Altay)
‹tilaf Devletleri zarar›n neresinden dönülürse kâr misali bir an önce sözde bar›fl plan-
lar› ile Türkiye’yi anlaflma zeminine çekmek istiyorlard›. Bu maksatla 22 ve 26 Mart
1922’de her iki tarafa da mütareke teklifinde bulundular. Kendilerine toparlanma im-
kân› verecek bu teklifi Yunanlar hemen kabul etmifl, Türkiye ise prensip olarak ba-
r›fltan yana oldu¤unu belirtmekle birlikte, mütareke için hakl› olarak Anadolu’nun
boflalt›lmas›n› flart koflmufltur. fiuur alt›na Sevr hedefi yerleflmifl olan ‹tilaf Devletleri
ise bu flart› kabul etmemifllerdir.
Foto¤raf 5.17
Mustafa Kemal
Pafla ve ‹smet Pafla
Akflehir’de Rus ve
Azerbaycan
elçileriyle birlikte
Kaynak: ATAM
Arflivi.
Türk ordusunun taarruz için haz›rl›klar› bütün h›z›yla devam ediyordu. Yunan
kuvvetlerinin önemli bir bölümü Afyonkarahisar-Dumlup›nar aras›nda bulunuyor-
du. Bir di¤er kuvveti ise Eskiflehir bölgesindeydi. Bunun d›fl›nda Menderes bölge-
sinde ve ‹znik Gölü civar›nda kuvvetleri vard›. Yani düflman kuvvetleri Marma-
ra’dan Menderes’e kadar uzan›yordu. Mustafa Kemal Pafla, daha önce ça¤›rm›fl ol-
du¤u Genelkurmay Baflkan› Fevzi Pafla ile 27 Temmuz akflam› Akflehir’de bulufltu.
Yap›lan görüflmede haz›rlanan plan gere¤ince 15 A¤ustos’a kadar taarruz haz›rl›k-
lar›n›n tamamlanmas› kararlaflt›r›ld›. Ama dikkat çekmemek için 28 Temmuz günü
yap›lacak bir futbol maç› vesilesiyle di¤er komutanlar da Akflehir’e ça¤›r›ld›. Taar-
ruzun bütün ayr›nt›lar› görüflülerek karara ba¤land›.
Foto¤raf 5.18
Baflkomutan ve
Komutanlar
Akflehir’de
karargâhta 28
Temmuz 1922
Kaynak: ATAM
Arflivi.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 151
Foto¤raf 5.19
Büyük Taarruz’da
ordunun bütün
komuta kademesi
bir arada.
Kaynak: ATAM
Arflivi.
Yunan ordusu 5 gün gibi k›sa sürede bozguna u¤rad›. Periflan olan düflman›n
durmas›na ve toparlanmas›na f›rsat vermemek için BaflkomutanD ÜMustafa
fi Ü N E L ‹ M Kemal Pa- D Ü fi Ü N E L ‹ M
fla, 1 Eylül 1922’de herkesçe bilinen o meflhur emrini verdi: “Ordular ilk hedefiniz
Akdeniz’dir, ‹leri!”. Türk ordusu, ‹zmir’e do¤ru h›zla çekilen Yunan ordusunu ta-
S O R U S O R U
kip etmeye bafllad›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Yunan kuvvetleri bu çekilifl s›ras›nda, geçti¤i bütün yerleri yak›p y›k›yor ve ço-
luk çocuk demeden sivil halk› katlediyordu. Hatta s›rf bu maksatla yerli Rum ve Er-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
menilerden oluflan ve say›s› 3000’i bulan tahrip taburlar› oluflturmufllard›.
Yunan ordusunu takip eden Türk kuvvetleri 1 Eylül 1922’de Uflak’a girdi. Arka-
K ‹ T (3
s›ndan Eskiflehir (2 Eylül), Nazilli, Simav, Salihli, Alaflehir, Gördes A PEylül), Kula K ‹ T A P
(4 Eylül), Bal›kesir, Bilecik (6 Eylül), Ayd›n (7 Eylül), ve Manisa (8 Eylül) Yunan ifl-
galinden kurtar›ld›. Nihayet Türk süvarileri 9 Eylül ö¤leden önce ‹zmir’e girdi. Bir
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
152 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
gün sonra 10 Eylül’de Bursa Türk kuvvetlerinin eline geçti. Takip eden günlerde
Bursa civar› ve Marmara Bölgesi’ndeki Yunan iflgal kuvvetleri Türk kuvvetleri
karfl›s›nda geri çekilmek ve iflgal ettikleri yerleri boflaltmak mecburiyetinde kal-
d›lar. Anadolu’da hiç ümidi kalmayan ve bir an önce kaçman›n hesab›n› yapan
Yunanlar bu s›rada çekildikleri yerleri atefle vermekten de geri durmad›lar. Ma-
nisa’da 18.000 yap›dan ancak 500’ü ayakta kalabildi, gerisi kül oldu. ‹zmir’de ate-
fle verilmiflti.
Türk milletinin ola¤anüstü fedakârl›¤› ve Baflkomutan’›n üstün baflar›s›yla kaza-
n›lan bu Türk zaferinin insan mant›¤›n› zorlayan yönleri vard›r. Bugün Afyonkara-
hisar-‹zmir karayolu 325 km. kadard›r. Taarruz istikameti dere-tepe hesapland›¤›n-
da ‹zmir’e olan uzakl›k 350 km.yi geçer. Türk ordusu bu yolu afla¤›-yukar› 11-12
günde kat etmifltir. Bu da günde ortalama 30 km. yol al›nd›¤›n› gösterir. Üstelik as-
la yeterli g›das› ve giyece¤i olmadan, Yunan ordusuyla savafla savafla. Do¤al ola-
rak insan mant›¤› bu süratin ve baflar›n›n s›rr›n› çözmekte zorlanmaktad›r. Tek bir
izah yolu olabilir o da Türk askerinin vatan›n› ve istiklalini koruma aflk›yla neleri
yapmaya muktedir oldu¤udur.
Büyük Taarruz’un baflar›yla sonuçlanmas›ndan sonra, Anadolu’da Yunan as-
keri kalmam›flt›. Ancak, Trakya hâlen iflgal alt›ndayd›. ‹tilaf Devletleri’nin araya
girmesi ile ateflkes görüflmeleri 3 Ekim 1922’de Mudanya’da bafllad›. Sert tart›fl-
malar ile geçen görüflmelerden sonra 11 Ekim günü Mudanya Mütarekesi imza-
land›. Buna göre; 15 Ekim’den itibaren çat›flmalar duracak, Yunanlar 15 gün için-
de Do¤u Trakya’y› boflaltacaklar ve 30 gün zarf›nda Trakya Türk memurlar›na
devredilecekti. Bar›fl antlaflmas› imzalan›ncaya kadar ‹tilaf kuvvetleri miktarlar›n›
art›rmamak flart›yla bulunduklar› yerlerde kalabileceklerdir. Mudanya Mütareke-
si, Türk ‹stiklal Savafl›’n›n Türk zaferiyle sonuçland›¤›n› gösteren ilk diplomatik
ve siyasi belge olmas› bak›m›ndan fevkalade önemlidir. Mütareke yurt içinde bü-
yük coflku ile karfl›lanm›flt›r.
na ulaflm›flt›r. Büyük Taarruz’dan hemen önce gelen bu paran›n çok az bir mikta-
r›n› kullanan Mustafa Kemal, geri kalan›n› Cumhuriyet’in ilan›ndan sonra kurulan
ilk millî banka olan Türkiye ‹fl Bankas›na sermaye olarak tahsis etmifltir.
Üçüncü önemli d›fl yard›m ayn› zamanda Ankara Hükûmeti’ni ilk tan›yan galip
devlet olan Fransa’dan gelmifltir. Mütareke döneminde iflgal etmifl olduklar› Antep,
Urfa, Marafl, Adana ve Mersin’de Müslüman-Türk halk›n millî direnifli ile karfl›lafla-
rak büyük kay›plar veren Frans›zlar, ‹ngiltere ile nüfuz bölgelerinin paylafl›m›ndan
da zararl› ç›kt›¤› için savafl› durdurup bar›fl görüflmelerinin bafllat›lmas›n› istemifl-
lerdi. Sakarya Zaferi’nden sonra Frans›zlar ile 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaflmas›
imzaland›. Frans›zlar Anadolu’dan çekilirken önemli miktarlarda silah ve cephane-
yi Ankara Hükûmeti’ne teslim etti. Bunlar aras›nda 10089 tüfek, 1505 sand›k tüfek
SIRA S‹ZDE mermisi veSIRA 10 S‹ZDE
adet uçak vard›. Daha sonra Fransa, Ankara’n›n piyasa koflullar›
içinde her türlü silah ve malzemeyi sat›n almas›na kolayl›k gösterdi.
Türk dünyas›ndan Azerbaycan ve K›br›s Türkleri de ellerinden gelen yard›m›
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
yapmaya çal›flt›lar. Ba¤›ms›zl›¤›n› elde eden Azerbaycan Cumhuriyeti 2 y›la yakla-
flan ba¤›ms›zl›k süresince ve daha sonra Sovyetlere ba¤land›ktan sonra, de¤iflik za-
S O R U S O R U
manlarda yard›mlar gönderdi. 2 Ekim 1920’de toplam de¤eri 1.500.000 Frans›z
frang› civar›nda bir yard›m›n Ankara’ya ulaflt›r›ld›¤›n› biliyoruz. Bunun d›fl›nda
D‹KKAT Azerbaycan,DErzurum’da
‹KKAT yetim Türk çocuklar›na harcanmak üzere 500 adet yüzlük
Osmanl› alt›n› daha gönderdi. Bu günlerde, kendileri de atefl hatt›nda olmalar›na
ra¤men K›br›s Türkleri de kar›nca karar›nca toplad›klar› yard›mlar› Hilal-i Ahmer
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
vas›tas›yla Ankara’ya ulaflt›rd›lar.
Bütün bunlar›n ötesinde, Ankara Antlaflmas› ile savafltan çekilen Fransa ve Yu-
AMAÇLARIMIZ nanlarla menfaat
AMAÇLARIMIZ çat›flmas›na giren ‹talya, de¤iflik zamanlarda Ankara Hükûmetine
askerî araç-gereç ve malzeme yard›mlar›nda bulunmufllard›r.
‹NTERNET ‹NTERNET
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 155
Özet
Mütareke hükümlerine göre; ‹tilaf devletleri, Çanakka- Atatürk’ün Nutuk’ta bahsetti¤i bu cemiyetlerin yan› s›-
le ve ‹stanbul Bo¤azlar›yla Toros tünellerini iflgal ede- ra, iflgaller ve özellikle ‹zmir’in iflgalini müteakip, iflgal
cekti (md:1,10). Osmanl› sular› ve Karadeniz’de bulu- tehlikesine yak›n yerlerden bafllamak üzere, Anado-
nan torpiller gösterilecek ve temizlenecekti (md:2,3). lu’nun hemen her il ve ilçesinde Müdafaa-i Hukuk Ce-
‹tilaf Devletleri’ne mensup savafl esirleri ve Ermeni miyetleri kurulmufltur. Sivas Kongresi kararlar› çerçeve-
esir ve tutuklular derhal teslim edilecek (md:4), Os- sinde tek bir çat› alt›nda toplanan bu cemiyetler içinde
manl› Ordusu terhis edilecek, eldeki silah ve mühim- Anadolu kad›nlar› da teflkilatlanmaya gitmifllerdi. Türk
mat teslim edilecek, küçük gemiler d›fl›nda donanma tarihinin bütünlü¤ü içinde bakt›¤›m›zda, Bac›yân-› Rum
‹tilaf Devletleri gözetimine b›rak›lacakt› (md:5,6). Ku- Anadolu’nun vatan olmas›nda ne yapm›flsa, Anadolu
zeybat› ‹ran ve Kafkasya’daki Osmanl› kuvvetleri sa- Kad›nlar› Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin de Anado-
vafltan önceki s›n›rlara çekilecek, güneydeki ateflkes lu’nun vatan kalmas›nda ayn› fleyi yapt›¤›n› rahatl›kla
s›n›rlar› d›fl›ndaki Osmanl› kuvvetleri derhal ‹tilaf kuv- ifade edebiliriz.
vetlerine teslim edilecek (md:11,16, 17) ve bütün ha- Çabalar› hem ülkeye hem de dünyaya duyurmak ge-
berleflme a¤› ‹tilaf memurlar›n›n kontrolüne b›rak›la- reklili¤inden hareketle bütün milleti içine alacak millî
cakt› (md:12). Antlaflma’n›n en a¤›r maddesi ise ‹tilaf bir kongrenin toplanmas›n› gerekli gören Mustafa Ke-
Devletleri’ne “güvenli¤i tehdit edecek bir durum orta- mal, 21-22 Haziran gecesi bir genelge haz›rlad›.
ya ç›kt›¤›nda” ülkenin diledi¤i yörelerini iflgal imkân› Amasya Genelgesi flu esaslar› tafl›yor idi;
tan›yan ve Osmanl› Devleti’nin hükümranl›k hakk›n› 1. Vatan›n ve milletin istiklali tehlikededir.
fiilen bitiren yedinci maddesi idi. 2. ‹stanbul Hükûmeti üzerine ald›¤› sorumlulu¤un ge-
Öte yandan, 24. maddeye göre; 6 vilayette (Vilayât-› sit- reklerini gere¤i gibi yerine getirememektedir, bu du-
te: Osmanl› dönemi idari taksimat›nda Van, Elaz›¤, Di- rum milletimizi yok olmufl göstermektedir.
yarbak›r, Erzurum, Sivas ve Bitlis, vilayetleri;günümüz- 3. Milletin istiklalini yine milletin azim ve karar› kurta-
de Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu’nun hemen tamam›n› racakt›r.
içine alan co¤rafya) kar›fl›kl›k ç›kt›¤› takdirde bu vila- 4. Milletin içinde bulundu¤u durum ve flartlara göre
yetlerin herhangi bir k›sm› iflgal edilebilecekti. Asl›nda harekete geçmek ve haklar›n› yüksek sesle cihana
bu maddenin arkas›nda “fiark Meselesi”nin hedeflerin- duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak
den biri olarak ‹tilaf Devletleri’nin Do¤u Anadolu Böl- millî bir kurulun varl›¤› zarurîdir.
gesi’nde bir Ermeni Devleti kurma niyetleri sakl› bulu- 5. Anadolu’nun her bak›mdan en güvenli yeri olan Si-
nuyordu. Nitekim ateflkesin ‹ngilizce metninde söz ko- vas’ta millî bir kongrenin acele toplanmas› kararlafl-
nusu 6 vilayetten alt› Ermeni Vilayeti olarak bahsedil- t›r›lm›flt›r.
miflti. Dolay›s›yla Mondros mütarekesi Türklerin Avru- 6. Bunun için bütün illerin her sanca¤›ndan milletin
pa yakas›na geçmelerinden itibaren bafllayan ve son güvenini kazanm›fl üç temsilcinin mümkün oldu¤u
dönemde flark meselesi olarak adland›r›lan Türkleri As- kadar çabuk yetiflmek üzere yola ç›kar›lmas› gerek-
ya’n›n içlerine geri göndermek projesinin uygulamaya mektedir.
konmufl olmas› demektir. 7. Her ihtimale karfl› bu meselenin millî bir s›r halin-
Mütarekenin imzalanmas›n› takiben hemen her tarafta de tutulmas› ve temsilcilerin lüzum görülen yerler-
özellikle iflgal tehlikesi bulunan yörelerde, genel ad› de seyahatlerini kendilerini tan›tmadan yapmalar›
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri olan millî teflkilatlar ku- laz›md›r.
rulmaya baflland›. Millî Mücadele hareketinin zeminini 8. Do¤u ‹lleri ad›na 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kon-
oluflturacak olan ve zaman içinde hemen her il ve ilçe- gre toplanacakt›r. Bu tarihe kadar di¤er illerin tem-
de bazen farkl› isimlerle kurulan bu cemiyetler mahalle silcileri de Sivas’a gelebilirlerse, Erzurum Kongresi
ve köylere var›ncaya kadar teflkilatlanm›fl idiler. “Müda- üyeleri de Sivas Kongresi’ne kat›lmak üzere hareket
faa-i Hukuk” kavram›ndan da aç›kça anlafl›laca¤› üzere, edecektir.
bu teflkilatlanma hareketi, savunma amaçl› olup her fle- Türk ‹stiklal Savafl›’n›n ve ink›lap tarihinin çok önemli
yin bafl›nda hür ve ba¤›ms›z yaflama hakk›n›, vatan› ko- bir belgesi say›lan Amasya Genelgesi’nde, ‹stiklal Sava-
ruma gayesini tafl›yordu. fl›’n›n gerekçeleri ve yöntemi ortaya konmufltur. “Mille-
156 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
tin istiklalini yine milletin azim ve karar›n›n kurtara- Ardahan, Batum) Türkiye’ye iadesini istedi. Görüflmeler
ca¤›”, “millî heyet”, “millî bir kongre”den bahsedilmesi, sonunda Gürcü hükûmeti bu sancaklar› Türkiye’ye b›-
millî iradeye yani demokrasiye dayal› yeni bir yap›lan- rakmak zorunda kald›. Ancak k›sa bir süre sonra Bolfle-
man›n ve geliflmelerin habercisi olarak da karfl›m›za ç›- vik Rusya’n›n Gürcistan ve Ermenistan’› iflgal etmesi
k›yor. Bu bak›mdan, söz konusu belge, Millî Mücadele üzerine durum de¤iflmifl ve 16 Mart 1921 Moskova, 13
tarihinin önemli bir belgesi olmakla birlikte Türk De- Kas›m 1921 Kars Antlaflmalar›yla Batum d›fl›ndaki yerler
mokrasi Tarihi aç›s›ndan da ayr› bir de¤er tafl›maktad›r. Türkiye’ye kat›lm›fl oldu. Do¤u s›n›r›ndan sonra bütün
Türk Milleti çaresiz kald›¤› böyle bir ortamda, ülkenin gücünü bat›ya yönelten Türkiye, ‹nönü Savafllar›yla bafl-
hemen her yerinde kendili¤inden gönüllü milis kuvvet- latt›¤› düzenli ordu döneminin sonunda Sakarya ve Bafl-
ler oluflturarak silahl› savunma iradesini ortaya koydu. komutanl›k meydan muharebeleriyle iflgal kuvvetlerini
Millî Mücadele tarihimizde “Kuvâ-y› Milliye olarak ad- denize dökerek mücadelenin askerî k›sm›n› baflar›yla
land›r›lan bu silahl› gönüllü kuvvetlerin teflekkülünde, sona erdirmifltir.
baz› yöneticilerin ve subaylar›n önemli rolleri oldu. Os-
manl› Genelkurmay›’n›n da deste¤iyle Düzenli Ordu’ya
geçifl zaman›na kadar yani Ekim-Kas›m 1920’ye kadar
afla¤›-yukar› 1,5 y›ll›k sürede, iflgallere karfl› koyan bel-
ki de tek güç “Kuvâ-y› Milliye” idi. Öncelikle iflgal teh-
likesine yak›n yerler olmak üzere hemen ülkenin her
taraf›ndan teflekkül eden bu kuvvetlere; “kuvâ-y› milli-
ye”, “müfreze”, mücahidîn”, “gönüllü”, “alay”, “millî ta-
bur”, “millî bölük” gibi isimler verilmifltir. Düzenli ordu-
ya geçiflle birlikte bu kuvvetlerin bir k›sm› düzenli ordu
içine al›n›rken baz›lar› da kendili¤inden da¤›lm›flt›r.
Mondros Mütarekesi’nin ilgili hükümlerine göre da¤›l-
mayan tek ordu, Kâz›m Karabekir Pafla’n›n komutas›n-
daki 15. Kolordu idi. Karabekir Pafla, bölge üzerinde
Erivan merkezli Ermenistan’›n emellerini bildi¤inden
askerlerini terhis etmemifl ve savunma tedbirleri almaya
bafllam›flt›. Bilindi¤i üzere, fiark meselesi çerçevesinde
‹tilaf devletlerinden destek gören Ermeniler, I. Dünya
Savafl› s›ras›nda Ruslarla ifl birli¤i içinde Do¤u Anado-
lu’da baz› yerleri iflgal etmifl, Türk-Müslüman köy ve
kasabalar›n› yak›p y›km›fllard›. Ermeniler’in bu emelleri
do¤rultusunda, sald›r›lar›n›n ve bask›lar›n›n artmas› üze-
rine 9 Haziran 1920’de TBMM “seferberlik” ilan etmifl
ve 15. Kolordu, fiark Cephesi Komutanl›¤›’na çevrilmifl-
tir. Oltu’yu iflgal edip sald›r›lar›na art›ran Ermenilere
karfl› Kâz›m Karabekir Pafla komutas›nda taarruza ge-
çen Türk ordusu 28 Eylül’de Sar›kam›fl, 30 Ekim’de
Kars’› iflgalden kurtar›p 7 Kas›m’da Gümrü’ye girmifltir.
Türkiye aç›s›ndan Ermeni meselesini kapatan ve
TBMM’nin ilk askerî baflar›s› olan Gümrü Antlaflmas› ile
1878’den itibaren Rus iflgalinde kalan Kars ve havalisi
geri al›narak Türkiye’nin Do¤u s›n›rlar› güvenlik alt›na
al›nm›fl oldu. Böylece, Do¤u’daki kuvvetlerimizin Yu-
nan kuvvetlerine karfl› kayd›r›lma imkân› da do¤mufl
oldu. Bu antlaflmadan hemen sonra TBMM Gürcistan’a
bir nota vererek bir Türk yurdu olan üç sanca¤›n (Kars,
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 157
Kendimizi S›nayal›m
1. ‹zmir daha önce gizli antlaflmalarla ‹talya’ya b›rak›l- 4. - TBMM’nin üstünde hiçbir güç ve makam yoktur.
mas›na ra¤men, Paris Bar›fl Konferans›’nda ‹ngiltere’nin - TBMM kanun yapma ve yürütme yetkisine sa-
çabalar› sonucu Yunanistan’a verilmifltir. hiptir.
‹ngiltere’nin böyle bir politika izlemesi, afla¤›dakilerden Bu bilgilere bakarak afla¤›dakilerden hangisi söylene-
hangisinin bir göstergesidir? mez?
a. ‹zmir’in stratejik öneminin azald›¤›n›n a. Kabine sistemine geçildi¤i
b. Güçlü bir ‹talya yerine kolayca yönlendirebile- b. Saltanat›n yok say›ld›¤›
ce¤i bir devletin ‹zmir’i almas›n› istemesinin c. Yasama, yürütmenin TBMM’ ye ait oldu¤u
c. ‹talya’n›n ‹tilaf Devletleri’nden ayr›lmas›n›n d. Halifenin yok say›ld›¤›
d. Yunanistan’› korumak istedi¤inin e. ‹stanbul hükûmetinin yok say›ld›¤›
e. Mondros Mütarekesi’ne göre hareket etti¤inin
5. Son Osmanl› Mebusan Meclisi 28 Ocak 1920’de Mi-
2. Türk ‹stiklal Savafl›’n›n ve ink›lap tarihinin çok önem- sak-› Millî’yi kabul etmifltir.
li bir belgesi say›lan Amasya Genelgesinde, ‹stiklal Sa- Al›nan kararlar›
vafl›’n›n yöntemi afla¤›dakilerden hangisinde do¤ru ola- I. S›n›rlar, ‹stanbul ve Marmara’n›n güvenli¤i
rak ifade edilmifltir? II. Az›nl›klar, Anadolu d›fl›ndaki Türk ve Müslü-
a. ‹stanbul hükûmeti üzerine ald›¤› vazifeyi yerine manlar›n durumu
getirememektedir. III. Ekonomik hedefler
b. Vatan›n ve milletin istiklali tehlikededir. fieklinde grupland›rd›¤›m›zda afla¤›dakilerden hangisi
c. Hristiyan az›nl›¤a milli varl›¤›m›z› bozacak ayr›- ekonomik hedefler aras›nda gösterilebilir?
cal›klar verilemez a. Siyasi, adli ve mali alanda geliflmemizi önleye-
d. Yap›lacak her türlü faaliyette Mondros Mütare- cek bütün s›n›rlamalar kald›r›lmal›d›r.
kesine ba¤l› kal›nmal›d›r. b. Bat› Trakya’n›n, Paflaeli’nin hukuki statüsü de
e. Milletin istiklalini yine milletin azim ve karar› bölge halk›n›n oyu ile tespit edilmelidir.
kurtaracakt›r. c. Elviye-i Selase (Kars, Ardahan, Batum)’de tekrar
halk oyuna baflvurulabilir.
3. ‹stiklal Savafl› y›llar›n›n olumsuz ve a¤›r flartlar›nda d. Mütareke s›ras›nda düflman ordular›n›n iflgali al-
baz› vatanperver ayd›nlar bir baflka güce dayanarak ül- t›nda bulunan k›s›mlar›n gelece¤i halk›n›n ser-
keyi kurtarmay› amaçlam›fllard›r. Ancak Sivas Kongresin- best oyu ile tespit edilecektir.
de “Manda ve himaye kesinlikle kabul edilemez.” mad- e. Az›nl›klar›n haklar› civar ülkelerde bulunan Müs-
desi ile bu durumla ilgili olarak son karar verilmifltir. lüman halk›n da ayn› haklardan faydalanmas›
Buna göre, manda ve himaye fikrinin kesin dille reddi flart›yla taraf›m›zdan korunacakt›r
afla¤›daki yarg›lardan hangisine ulaflt›r›r?
a. Bölgesel kurtuluflun 6.
b. Toprak bütünlü¤ünün TBMM’nin
c. Milli birlik ve beraberli¤in
Son Misak-› Milli ? aç›lmas›
d. Tam ba¤›ms›zl›¤›n Kararlar›n›n
Osmanl›
e. Uluslar aras› bar›fl Mebusan Kabul
Meclisinin Edilmesi
Aç›lmas›
7. 23 Nisan 1920 de aç›lan TBMM’de flu temel ilkeler 9. - I. ‹nönü Savafl›’ndan sonra Moskova Antlaflmas›,
benimsenmifltir: “Mecliste toplanan milli iradenin vata- - Sakarya Meydan Savafl›’ndan sonra Ankara Ant-
n›n gelece¤ine hakim olmas› esast›r. Türkiye Büyük Mil- laflmas›,
let Meclisi’nin üstünde bir kuvvet yoktur.” Bu durum ‹s- - Baflkomutanl›k Meydan Savafl›’ndan sonra Mu-
tanbul Hükûmeti ve Padiflah aç›s›ndan düflünüldü¤ün- danya Ateflkes Antlaflmas›, imzalanm›flt›r.
de ne anlama gelmektedir? Bu geliflmelerin tümü birlikte düflünüldü¤ünde afla¤›-
a. Yeni Meclis Padiflaha sadakatle ba¤l›d›r. daki yarg›lardan hangisine var›labilir?
b. Art›k ‹stanbul, Anadolu’ya hakim de¤il tâbi ol- a. Ankara Antlaflmas› Fransa ile imzalanm›flt›r.
mak durumundad›r. b. Her antlaflmadan sonra bir savafl yap›lm›flt›r.
c. Saltanat idaresiyle Meclisin beraber çal›flaca¤› c. TBMM hükûmeti bar›fl› devaml› ön planda tut-
vurgulanmak istenmifltir. mufltur.
d. Anadolu’da yap›lacak faaliyetlerde söz hakk› ‹s- d. Savafl alan›nda kazan›lan zaferler siyasi baflar›-
tanbul Hükûmeti’nindir. larla tamamlanm›flt›r.
e. Yeni bir Padiflah seçilmesi için çal›fl›lmaya bafl- e. Yeni bir devlet kurulmufltur.
lanacakt›r.
10. “Türk ‹stiklal Harbi yaln›zca Anadolu Türklü¤ünün
8. de¤il tüm Türk âleminin, mukaddesat›n›n ortak bir mü-
Okuma Parças›
YEN‹ GÜN, ESK‹ GÜN Fakat idrakiniz yaln›z midenizde, akl›n›z yaln›z asab›-
Müvezziin, keskin ve tan›nan sesi ba¤›r›yordu: n›zda, vicdan›n›z yaln›z etinizde de¤ilse duda¤›n›zdan
- Yeni Gün, Yeni Gün!.. dökülecek flükran cümlesi, eminim ki; flu kelimelerdir.
Pek yak›n›mda oturan tan›mad›¤› iki kifliden biri, befl “Oh yeni günler”
kurufl verip bir Yeni Gün ald›. Öteki arkadafl› galiba O eski günlerin bütün siyaseti yaflamak imkan›n› bizim
nükte(flaka) yapmay› seven bir zatt›: kuvvetlenmemizde de¤il, bizden kuvvetlilerin bizi ez-
- Befl kurufla bir Yeni Gün ! Ah, bana bir “Eski gün” ve- memesinde görmekti. O zaman “Aman yaflayal›m” yeri-
riniz, size befl yüz kurufl vereyim! ne “Aman öldürmesinler” diyen bir siyasetimiz vard›.
Gazeteyi alan zat arkadafl›n›n bu nüktesini ikmal etti: Bir siyaset ki itimad›(güvenini) nefsinden(kendinden)
- Abdülhamid dirilmez ki o eski günleri görelim! de¤il, ümidi hariçten al›yordu.
‹flte bir kahvehane önünde geçen, fincan içi kadar kü- Halbuki yeni günlerin siyasetini gördük: Bu “Aman öl-
çük bir muhavere(sohbet) ki, içinde ufuksuz bir deniz dürmesinler” diye korkaca¤›na, “Mutlaka yaflayaca¤›z”
kadar genifl bir facia sakl›! diyen bir hayk›r›flt›. Kuvveti hariçten de¤il kendi ruhu-
Ah, o eski günler, Meflrutiyetten evvelki o Abdülhamid muzda arad›k ve kendi ruhumuzda bulduk.
zaman›, o ne sakin, ne asude(mutlu) bir devirdi: Hayat Eski günlerde önümüzde kara ve ümitsiz bir ati(gele-
ucuz, yaflamak kolay, ortal›k sükunetti. Ne f›rka(parti) cek), içimizde ölüm hissi veren bir tarih, vatan›m›zda
mücadeleleri, ne mebusan(meclis) gürültüleri, ne mat- batakl›k taaffünüyle(bozulmufl, kötü kokan) esen bir
buat(bas›n) flamatalar› vard›. hava vard›.
Siyaset yapamayaca¤› için herkes ifliyle meflgul, f›rka Halbuki flimdi, önümüzde aç›k ve nihayetsiz bir ati,
mücadelat› olmad›¤› için herkes yekdi¤eriyle(birbiriyle) vatan›m›zda hür ve müstakil bir hava, içimizde, etraf›-
bar›fl›k, memleket iflleriyle kafa yormak kimsenin sala- m›zdaki bodur tepelere bakarak “Ben yükse¤im” di-
hiyetinde(yetkisinde) olmad›¤› için herkes kendi zev- yen, bafl› bulutlara kar›flm›fl bir flahikan›n(zirvenin) gu-
kinde idi. Ne harplerin hezimetleri, ne hezimetlerin mu- ruru var!
haceretleri(göç), ne muhaceretlerin sefaletleri vard›. Yeni Gün: (Her gün bir düflünce): 4 Ocak 1922, No:
Uzun bir sulh, kolay bir maiflet, sakin bir yaflay›fl, iflte 662.
on befl sene evvelki devir!
Halbuki bir de Meflrutiyetten sonraki devri düflününüz: Kaynak: ‹smail Habib Sevük, O Zamanlar (1920-
S›ra s›ra tünele rast gelmifl bir tren gibi bir harpten ç›- 1923), Kültür Bakanl›¤› yay›nlar›, Ankara 2001, s. 155-
karken di¤erine tutulduk. Her harpten kurtulunca “Oh, 157.
biraz ziya(›fl›k) ve biraz hava” derken, bakt›k ki etraf›-
m›z› yine duman ve yine barut sarm›fl. F›rka kavgalar›
kardeflleri yekdi¤erine muar›z(muhalif), gazete müna-
kaflalar› dostlar› birbirine düflman yapt›. Art›k ne zevk-
lerde eski halavet(incelik), ne insanlarda eski fletaret(ne-
fle, mutluluk) kald›. Mideler bol g›dalara, kulaklar sesli
paralara hasret çekiyor. E¤lence bir efsane, kahkaha bir
s›r›tma, hayat bir yük oldu. ‹flte on befl senedir yaflad›-
¤›m›z devir!
Evet, tasdik ederim. insan ruhu elbette gürültüyü süku-
ta, pahal›l›¤› ucuzlu¤a, mütevali(devam edip giden)
harpleri mütemadi(devaml›) sulha tercih edecek de¤il-
dir. Yaln›z hissiyle, yaln›z asab›yla, yaln›z midesiyle dü-
flünenler “Ah eski günler” demekte hakl›d›rlar.
160 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
S›ra Sizde 4
Ülkenin varl›¤›na, s›n›rlar›na sahip ç›kmakla birlikte tar-
S›ra Sizde Yan›t Anahtar› t›flma olacak yerlerde halkoyunu belirleyici kabul eden
S›ra Sizde 1 yaklafl›m son derece demokratiktir, ça¤daflt›r.
Mondros Mütarekesi’nin flartlar› galip devletlerin fiilen Misak-› Millî Türk milletinin vermekte oldu¤u var olufl
Osmanl› Devleti’ni yok sayd›klar›n›n aç›k göstergesi- mücadelesindeki k›rm›z› çizgilerini ifade etmektedir.
dir. Ancak devleti yönetenlerin bunu düflünecek du- ‹stiklal Harbi’nin sonuna kadar da ›srarla takip edil-
rumda olmad›klar› da aflikârd›r. Ne olursa olsun kendi mifltir. Türk milliyetçileri ülkenin bütünlü¤ünü koru-
pozisyonlar›n› devam ettirmek için bu flartlar› kabul et- ma ad›na son derece hassas olduklar› kadar dünyan›n
mek ve sonras›nda galiplerin hoflgörüsüne s›¤›nmak geçerli sayd›¤› evrensel kavramlara da son derece afli-
amac›nda olduklar› görülmektedir. Bu anlay›flta bir si- na olduklar›n› göstermektedirler. Self determinasyon
yasi idarenin de ba¤›ms›z yaflama gibi bir probleminin ilkesi gere¤i milletlerin kendi kaderleri ile ilgili karar-
olmayaca¤› kolayl›kla anlafl›l›r. Devletin bir flekilde ad›- lar› kendi verecekleri anlay›fl›na uygun olarak nüfus
n›n devam› mevcut idareciler için yeterli görülmüfltür. bak›m›ndan homojen olmayan yerlerde oluflturulacak
Dolay›s›yla Mondros Mütarekesi Osmanl› Devleti’nin yap› ile ilgili karar› orada yaflayan insanlar›n verecek
fleklen mevcudiyeti üzerinde uygulanacakt›r. Devlet olmas› günümüzde dahi son derece demokratik bir
fiilen bitmifltir. davran›flt›r.
5. Ünite - Mondros’tan Lozan’a Türkiye 161
Seçilmifl Bibliyografya
Akb›y›k, Yaflar Milli Mücadelede Güney Cephesi Köstüklü, Nuri “Milli Mücadele’de Akflehir”, Atatürk
(Marafl), Ankara 1990. Araflt›rma Merkezi Dergisi, Temmuz 2008, Say›
Atatürk, Kemal Nutuk, (Haz. Zeynep Korkmaz), Ata- 71, s.299-318.
türk Araflt›rma Merkezi Yay›n›, Ankara 2000. Köstüklü, Nuri “Bat› Cephesi M›nt›kas›nda Milli Müca-
Atay, Falih R›fk› Hâkimiyeti Milliye, 5 Nisan 1926. dele Karfl›t› Ermeni-Rum Faaliyetleri”, Ermeni Arafl-
Baykal, Bekir S›tk› “‹zmir’in Yunanl›lar Taraf›ndan ‹flga- t›rmalar› I.Türkiye Kongresi Bildirileri, C.I, An-
li ve Bu Olay›n Do¤u Anadolu’daki Tepkileri”, Bel- kara 2003, s.529- 542.
leten, C:XXXIII, Say› 129-132, Köstüklü, Nuri, “Milli Mücadele’de Türk Çocuklar› ve
Cebesoy, Ali Fuad, Milli Mücadele Hat›ralar›, ‹stan- Bir Destan”, Atatürk Araflt›rma Merkezi Dergisi,
bul 1953. Mart 1997, Say› 37, s.249-264.
Gaulis, Berthe George, Kurtulufl Savafl› S›ras›nda Köstüklü, Nuri “K›br›s Türklerinin Milli Mücadele’ye
Türk Milliyetçili¤i, (Çev. C. Yazansoy), ‹stanbul Katk›lar›”, II. Uluslar aras› K›br›s Araflt›rmalar›
1981. Kongresi 24-27 Kas›m 1998, Gazimagusa, KKTC.,
Gökdemir, Ender Cenubî Garbî Kafkas Hükûmeti, Bildiriler Kitab›.
Ankara 1989. Meclis-i Mebusan Zab›t Ceridesi, 17 fiubat 1336 in’ika-
Jaeschke, Gotthard Kurtulufl Savafl› ‹le ‹lgili ‹ngiliz d›; ATASE Arflivi; Klasör:21, Dosya:1336/6, Fihrist:2,
Belgeleri, (Çev. Cemal Köprülü), Ankara 1991. 2-5:9;
Karabekir, Kaz›m, ‹stiklal Harbimiz, ‹stanbul 1960. Özalp, Kaz›m, Milli Mücadele (1919- 1922), C.I, An-
K›rz›o¤lu, Fahrettin (yay. Haz.), Bütünüyle Erzurum kara 1985.
Kongresi, Ankara 1993. fiahingöz, Mehmet, “Milli Mücadele Esnas›nda Güney-
Koca, Salim “Mustafa Kemal’in 9.Ordu Müfettiflli¤ine do¤u Anadolu Bölgesinde Yap›lan Milli Birlik ve
Tayininde Vahideddin’in Rolü Var m›yd›?”, Milli Beraberlik Mitingleri”, Atatürk Araflt›rma Merkezi
Kültür, Say›:50, Ankara 1985. Dergisi, Temmuz 1995, Say› 32.
Kocao¤lu, Osman, “Rus Yard›m›n›n ‹çyüzü”, Yak›n Ta- Tansel, Selahattin Mondros’tan Mudanya’ya Kadar,
rihimiz, C.1, Say› 10, (3 May›s C.I, ‹stanbul 1991.
1972). TBMM Gizli Celse Zab›tlar›, C.1, Ankara 1999.
Köstüklü, Nuri, Yeni ve Yak›nça¤da Kurulan Türk Türk ‹stiklal Harbi, (Genelkurmay Harp Tarihi Daire-
Devletleri, Konya 2011. si Yay.), C.2, K›s›m:1-3, Ankara 1963.
Köstüklü, Nuri, Milli Mücadele’de Denizli Isparta ve Türk ‹stiklal Harbi- ‹dari Faaliyetler-, (Genelkurmay
Burdur Sancaklar›, Ankara, Kültür Bakanl›¤› Yay., Harp Tarihi Dairesi yay.,) C.7, Ankara 1975.
1990; ikinci bask› Atatürk Araflt›rma Merkezi Yay., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Komisyon, Atatürk
Ankara 1999. Araflt›rma Merkezi Yay›n›, Ankara 2000.
Köstüklü, Nuri Kaz›m Karabekir ve E¤itim, 5. Bask›,
Konya, Çizgi Kitabevi Yay., 2009.
Köstüklü, Nuri Milli Mücadele’de Manisa- Uflak- Af-
yonkarahisar-Konya Hatt›, Atatürk Araflt›rma
Merkezi Yay›n›, Ankara 2009.
Köstüklü, Nuri, “Büyük Nutuk’ta Atatürk’ün ‘Kuvâ-y›
Milliye’ye Bak›fl›”, Yetmifl beflinci Y›l›nda Büyük
Nutuk’u Anlayarak Okumak Sempozyumu, Ata-
türk Araflt›rma Merkezi Yay., Ankara 2003, s. 15- 29.
Köstüklü, Nuri, “Birinci ‹nönü Muharebesi ve Siyasi So-
nuçlar› Üzerine Baz› Düflünceler”, Atatürk Araflt›r-
ma Merkezi Dergisi, Temmuz 1991, Say›21, s.603-
608.
6
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Osmanl› Meclisi Mebusan›ndan Büyük Millet Meclisine geçifl sürecindeki ge-
N
liflmeleri aç›klayabilecek,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyelerinin sosyal ve e¤itsel yap›s›n› de¤er-
N
lendirebilecek,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya ç›kan gruplar hakk›nda fikir sahibi
N
olabilecek,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk döneminde kurulan siyasi partileri ta-
n›mlayabilecek bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Türkiye Büyük Millet Meclisi • Anayasa
• Siyasi Guruplar ve Partiler • Millî ‹rade
• Bolflevizm • Kuvvetler Birli¤i
‹çindekiler
‹stanbul iflgal alt›nda oldu¤u için meclisin toplanaca¤› yer baflta olmak üzere
millî teflkilat›n durumu ve Paris Bar›fl Konferans›’ndan ç›kacak karar›n olumlu ya
da olumsuz olmas›na karfl› al›nacak tedbirlerin görüflüldü¤ü Heyet-i Temsiliye ile
komutanlar aras›ndaki Sivas Toplant›s› (16-29 Kas›m)’nda önemli kararlar al›nm›fl-
t›. Bu toplant›da Kongrelerde ortaya konan temel ilkelerin korunmas›, ordunun
millî iradenin emrinde olmas›, mali sorunlar›n millî mücadeleyi engellemeyece¤i
konular›nda görüfl birli¤i sa¤lanm›flt›r.
Ülkenin kaderini belirleyecek bu seçim karar› bafllang›çta olumlu bir yank› ya-
ratt›. Ancak yüzlerce y›ldan beri Türklerle birlikte yaflayan Müslüman olmayan ke-
simler farkl› amaçlar peflinde olduklar› için bu seçimlere kat›lmayacaklar›n› belirt-
tiler. Hürriyet ve ‹tilaf Partisi ile onun yan›nda yer alan baz› partiler de Kuva-y›
Millîye güçlerinin seçimlere müdahale edece¤ini dolay›s›yla serbest bir seçimin
yap›lamayaca¤›n› öne sürerek seçimlere so¤uk durdular. Bunlara ra¤men seçim-
ler yap›ld›.
Mustafa Kemal Pafla da Erzurum’dan mebus seçildi. Seçim sonuçlar› baflta pa-
diflah ve hükûmet olmak üzere milliyetçi güçlere karfl› olanlar› memnun etmedi.
Meclisin aç›lmas› engellenmeye çal›fl›ld› ise de baflar›l› olunmad›. 12 Ocak 1920’de
Meclis-i Mebusan ‹stanbul’da aç›ld›. Padiflah aç›l›fl törenine kat›lmad›.
K›sa süre çal›flm›fl olan Meclis-i Mebusan›n yapt›¤› en önemli ifl 28 Ocak 1920’de
kabul etti¤i ve 17 fiubat 1920’de Meclis kürsüsünden aç›kça okunup oylayarak
tüm dünyaya aç›klanan ve tarihe Misak-› Millî (Millî Ant) olarak geçen belgeyi ka-
bul etmesidir.
Karfl› harekete geçen ‹ngilizler 15 Mart’ta 150 kifliyi tutuklad›lar. 16 Mart 1920’de
de fiilen ‹stanbul’u iflgal ettiler. Tüm devlet kurumlar›n› denetim alt›na ald›lar.
Meclisi basarak baflta Rauf Bey, Kara Vas›f Bey olmak üzere baz› mebuslar› tutuk-
lad›lar. Böylece devletin ba¤›ms›zl›¤›na büyük bir darbe vurdular. Bir bildiri ya-
y›nlayarak sözde iflgalin geçici oldu¤unu, amaçlar›n›n Saltanat›n etkinli¤ini k›r-
mak olmay›p, Osmanl› idaresinde kalacak yerlerde güçlendirmek oldu¤unu, tafl-
rada isyan ç›kt›¤› ya da katliamlar yap›ld›¤› takdirde ‹stanbul’un Türklerden al›na-
ca¤›n›, herkesin saltanat merkezi olan ‹stanbul’dan verilecek emirlere uymas› ge-
rekti¤ini belirttiler.
Mustafa Kemal Pafla;bu geliflmeler üzerine ‹stanbul ile iletiflimin kesilmesini,
iflgalci güçlerin Anadolu’ya asker göndermesini sa¤layacak stratejik noktalar›n tu-
tulmas›n›, belirli noktalarda demiryollar›n›n bozulmas›n›, Anadolu’daki ‹tilaf Dev-
letleri subaylar›n›n tutuklanmas›n›, ‹stanbul’a para ve k›ymetli eflya ak›fl›n›n dur-
durulmas›n› istedi. ‹flgalin protesto edilmesini istedi. ‹stanbul’daki ‹ngiliz, Frans›z,
‹talyan, Amerikan temsilcilerine, tarafs›z devletlerin D›fliflleri Bakanl›klar›na, ‹ngil-
tere, Fransa ve ‹talya parlamentolar›na iflgali protesto eden birer telgraf gönderdi.
Ayr›ca 19 Mart 1920’de Ankara’da bir meclisin toplanaca¤›n› belirten bir de genel-
ge yay›nlad›.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
tan›n yazg›s›na el koymufl oldu¤unu kabul etmek temel ilkedir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin üstünde bir kuvvet yoktur. 4- Türkiye Büyük Millet Meclisi yasa-
ma ve yürütme yetkilerini kendisinde toplar. Meclisten seçilecek ve vekil olarak
görevlendirilecek bir heyet hükûmet ifllerine bakar. Meclis baflkan› bu heyetin de
baflkan›d›r.
N N
SIRA S‹ZDE
baflkanl›¤a,SIRA S‹ZDE
Abdulhalim Çelebi Efendi de birinci baflkan vekilli¤ine seçildi. ‹kinci
baflkanvekilli¤ine ise 25 Nisan’da Cemalettin Efendi seçilecekti. Daha sonra kâtip
AMAÇLARIMIZ üyeler seçilerek baflkanl›k divan› oluflturuldu.
AMAÇLARIMIZ
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
Foto¤raf 6.4
‹kinci ‹nönü Zaferi
münasebetiyle
yap›lan törende
Meclis balkonunda.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bir de Teflkilat-› Esasiye Kanunu (Anayasa) yapa-
rak kurulacak devletin dayanaca¤› temel ilkeleri belirledi.
Anayasa bir devletin temel yap›s›n›, devlet örgütlerinin birbirleriyle olan iliflki-
lerini, bireyin temel hak ve özgürlüklerini belirleyen pozitif hukuk metinleridir.
Türk toplumu Anayasa kavram›yla 1876’da Kanun-i Esasi ad›yla tan›flt›. Millî
Mücadele bafllad›¤› s›rada da II. Meflrutiyet Dönemi’nde yap›lan de¤iflikliklerle bu
anayasa yürürlükte idi. Ancak 16 Mart 1920’de ‹stanbul’un iflgalinden sonra bu
anayasan›n pek de ifllevi kalmam›flt›. Zira 23 Nisan 1920’de Ankara’da çal›flmalar›-
na bafllayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, ola¤anüstü yetkilerle donat›ld›¤› için
kendi kurallar›n› kendisi koymaya bafllad›.
Foto¤raf 6.5
Mustafa Kemal
Pafla ve vekiller
Meclis önünde 23
Nisan Bayram
kutlamas›nda
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
SIRA S‹ZDE
168 SIRA
Atatürk ‹lkeleri S‹ZDE Tarihi-I
ve ‹nk›lap
Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama, yürütme zaman zaman da yarg› görevle-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
rini üstlenerek güçler birli¤i ilkesini benimsemiflti. Misak-› Millî ile belirlenen vatan
topraklar›n› ‹tilaf Devletleri’nin iflgalinden kurtarmay›, Türk milletini ba¤›ms›zl›¤a
S O R U ve özgürlü¤eS Okavuflturmay›
R U amaçl›yordu. Bu amaca ulaflmak için, bir yandan iflgal-
ci güçlere karfl› verilen savafl› yönlendirirken öte yandan da ad›m ad›m yeni dev-
D‹KKAT leti oluflturacak
D ‹ K Kdüzenlemeleri
AT yap›yordu.
Yeni devletin dayanmas› gereken temel unsurlar konusunda gerek Meclis için-
de gerekse Meclis d›fl›nda kimi çal›flmalar›n yap›ld›¤›, programlar›n haz›rland›¤›
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
gözden kaçm›yordu. Bu programlar›n haz›rlanmas›nda yurt d›fl›ndan esen ideolo-
jik rüzgârlar›n da etkisi vard›. Mustafa Kemal Pafla (Atatürk) Mecliste yapt›¤› konufl-
AMAÇLARIMIZ malarda yeni devletin dayanaca¤› temel düflüncenin “halkç›l›k” oldu¤unu belirte-
AMAÇLARIMIZ
rek yeni aray›fllarda bulunanlar› uyar›yordu.
K ‹ T A P Halkç›l›k kavram›n›n
K ‹ T A P fikrî geliflimi ve Atatürk’teki anlam› hakk›nda genifl bilgi için Cezmi
Eraslan’›n “Yak›n Dönem Türk Düflüncesinde Halkç›l›k ve Atatürk” (‹stanbul 2003) adl›
çal›flmas›na bakabilirsiniz.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Nitekim 13 Eylül 1920’de kendi imzas› ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Baflkanl›-
¤›’na 31 maddeden oluflan ve Vekiller Heyeti’nin siyasi, toplumsal, idari ve askerî gö-
rüfllerini özetleyen ve idare teflkilat› hakk›ndaki kararlar›n› yans›tan bir öneriyi sun-
‹NTERNET ‹NTERNET
du. Bu belge 18 Eylül 1920’de Meclis gündemine al›nm›fl ve uzun uzun tart›fl›lm›flt›r.
Tart›flmalar sonunda tasar› kimi ufak de¤iflikliklerle 20 Ocak 1921’de kabul edilmifl-
tir. 24 maddeden oluflan bu anayasa siyasi yap› ve idari yap›y› belirlemek üzere iki
MAKALE MAKALE
ana bölümden olufluyordu. Siyasi yap› bölümünde (1-10. madde) egemenli¤in kay›t-
s›z flarts›z millette oldu¤u düflüncesi anayasal hüküm hâline getirilmiflti. Yürütme gü-
cü ve yasama yetkisinin milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Mecli-
sinde topland›¤› kabul edilmiflti. Böylece Büyük Millet Meclisi aç›ld›¤› andan o güne
kadar yapt›klar›n› yasal bir çerçeve içine oturtarak egemenlik anlay›fl›nda köklü bir
dönüflümü gerçeklefltirmiflti. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Mutlak/Meflruti Monarfli
anlay›fl› yerine demokrasinin temel ögesi olan millet egemenli¤i anlay›fl›n› oturtmufl-
tu. Anayasa Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi taraf›ndan idare olunur ve hükû-
meti Büyük Millet Meclisi hükûmeti unvan›n› tafl›r hükmünü getirerek Osmanl› Dev-
leti’nin art›k tarihe kar›flt›¤›n› onun yerine Türkiye Devleti’nin geçti¤ini belirtmifltir.
Türkiye Devleti Hükûmeti’nin de Büyük Millet Meclisi Hükûmeti ad›n› tafl›yaca¤›n›
vurgulayarak Osmanl› Hükûmeti’nin yok oldu¤una dikkati çekmifltir. Anayasa Bü-
yük Millet Meclisi üyelerinin vilayet halk›nca seçilece¤ini seçimin iki y›lda bir yap›-
laca¤›n› seçilen milletvekillerinin seçildi¤i ili de¤il tüm milleti temsil edece¤ini, hü-
kûmet üyelerinin kendi içlerinden birini “‹cra Vekilleri Reisi” olarak seçece¤ini, “‹c-
ra Vekillerinin” görev ve yetkilerinin bir yasa ile belirlenece¤ini, Meclis Baflkan›n›n
“‹cra Vekillerinin” kararlar›n› onaylayaca¤›n› belirtiyordu. Anayasa fleriat hükümleri-
nin yürütülmesi, genel yasalar›n de¤ifltirilmesi, kald›r›lmas›, anlaflma ve bar›fl yap›l-
mas›, yurt savunmas› gibi görevlerin de Büyük Millet Meclisine ait oldu¤unu vurgu-
luyordu. Tüm bu hükümler Meclis Baflkan›n› devlet baflkan› konumuna getiriyor ve
yeni devlet de padiflah›n yerinin olmad›¤›n› örtülü bir flekilde benimsemifl oluyordu.
‹dari yap› bölümünde ise (11-23.madde); Anayasa ülkeyi vilayetlere, vilayetleri
kazalara, kazalar› da nahiyelere ay›r›yordu. Vilayetlere ve Nahiyelere “Muhtariyet”
veriyordu. Ancak d›fl ve iç politika, fler’i, adli ve askerî konularda, uluslararas› ikti-
sadi iliflkiler d›fl›nda ç›kar›lacak yasalar çerçevesinde vak›flar, medreseler, e¤itim,
sa¤l›k, iktisat, ziraat, bay›nd›rl›k ve sosyal yard›m ifllerinin düzenlenmesinde Vila-
6. Ünite - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Siyasi Yap›lanma (1920-1923) 169
yet fiuralar›na yetki veriliyordu. Vilayet fiuralar› seçimle oluflacakt›. Vali, Büyük
Millet Meclisinin temsilcisi olarak vilayette bulunacak ve devletin genel ve ortak ifl-
lerini yerine getirecekti. Kazalar valinin emri alt›nda kaymakamlarca yönetilecekti.
Nahiyeler nahiye müdürlerince yönetilecek. Nahiye Müdürünü Nahiye fiuras› seçe-
cekti, Nahiye fiuras› da do¤rudan do¤ruya nahiye halk›nca seçilecekti. Nahiyenin
idare heyetini de Nahiye fiuras› seçecekti. Nahiye fiuras› ve idare heyetinin yarg›-
sal, iktisadi ve mali yetkileri olacak bunlar›n s›n›rlar› yasalarda belirlenecekti. 1921
Anayasas›n›n öngördü¤ü devlet düzeni, yerel yönetimlere ve yerinden yönetim il-
kesine büyük bir önem veren ad› konmam›fl bir cumhuriyetti.
Meclise verilecek ad konusu daha Meclis aç›lmadan 11 Nisan 1920 günü Vila-
yet’te yap›lan toplant›da gündeme getirildi. ‹slamc›lar meclisin ad›n›n “Meclis-i Ke-
bir” veya “Meclis-i Kebir-i Milli”, Türk Oca¤› yanl›lar› “Kurultay” Osmanl›c›lar ise
“Meclis-i Mebusan” olmas›n› istiyordu. Milliyetçi ve ink›lâpç› milletvekilleri ise
Meclisin ad›n›n “Büyük Millet Meclisi” olmas›n› istiyorlard›. fierif Bey de Meclisi
aç›fl konuflmas›nda “Büyük Millet Meclisini aç›yorum” cümlesini kullanm›flt›. Bu-
nunla birlikte, Meclis “Hukuk-u Esasiye Encümeni”, haz›rlad›¤› raporda, Meclisin
tan›m›n› yapt› ve Büyük Millet Meclisi ad›n› benimsedi (15 A¤ustos 1920). Daha
sonra da buna Türkiye eklenerek meclisin ad› Türkiye Büyük Millet Meclisi oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisine kat›lan üyelerin; %34,2’si sivil bürokrasiden,
%24’ü serbest meslek sahiplerinden, %13,2’si askerlerden, %8,6’› din adamlar›n-
dan, %12,7’i yerel yönetimlerde görev alm›fl üyelerden, %4’ü doktor ve eczac›lar-
dan, %1,2’si afliret reislerinden, %1’i teknik elemandan olufluyordu. Bu da TBMM’nin
tüm halk kesimini temsil etti¤ini gösteriyordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi genç ve e¤itim düzeyi yüksek bir meclisti. Üyelerinin
%39,4’ü yüksekö¤retim, %27’si ortaö¤retim ve %22’si medrese, %3,8’i meslek okulu
mezunudur. Milletvekillerinin %45’i fesli, %22’si kalpakl›, %18’i sar›kl›, %12,5’inin bafl›
aç›k, %1,2’si yöresel bafll›kl›yd›. Türkiye Büyük Millet Meclisine kat›lan milletvekilleri-
nin %50.1’i Türkçe d›fl›nda bir yabanc› dil biliyordu. 30 yafl grubunda Frans›zcan›n, 40
ve 50 yafl grubunda ise Arapça ve Farsçan›n belirleyici oldu¤u dikkati çekiyordu.
d›r. Zira üyeler “kellelerini koltuklar›na alarak” Ankara’ya geldiklerini ifade etmifl-
lerdir. Daha ilk günlerde benimsedikleri Meclisin üstünde bir güç S Oolmad›¤›
R U düflün- S O R U
cesini 20 Ocak 1921’de ç›kard›¤› Anayasada egemenli¤i kay›ts›z flarts›z millete ve-
ren hükmü benimseyerek, Hilafetle Saltanat› birbirinden ay›r›p alt› yüz y›ll›k Os-
D‹KKAT D‹KKAT
manl› Saltanat›n› 1 Kas›m 1922’de kald›rarak bu özelli¤ini aç›kça göstermifltir.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi kendinden öncekilerle ve kendinden son-
N N
SIRA S‹ZDEZira de¤iflik
rakilerle karfl›laflt›r›lamayacak kadar demokrat bir özellik sergilemifltir. SIRA S‹ZDE
siyasi düflüncelere sahip olan milletvekilleri ülkenin ve ulusun kurtuluflu için ön-
gördükleri tüm düflünceleri meclis kürsüsünden aç›kça savunabilmifllerdir.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Türkiye Büyük Millet Meclisinde etkili siyasal partiler oluflmam›flt›r. Küçük kü-
çük gruplar oluflmufltur. Türkiye Büyük Millet Meclisine Türk ve Müslüman olma-
yanlar›n d›fl›nda kimse kat›lmam›flt›r. Bu nedenle gerek oluflum K ‹ T biçimi
A P gerekse K ‹ T A P
amaçlar› bak›m›ndan tam bir Millî Meclistir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri, Meclisten izin alarak Müdafaa-i Hukuk
derneklerinde çal›flm›fl, elde silah cepheye koflup askerlerle birlikte
T E L E V ‹ vuruflmufl,
ZYON köy TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
170 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
köy, kasaba kasaba dolaflarak meclisin amaçlar›n› halk›na anlatm›fl, köylülerin üç-
ler mahkemesi olarak adland›rd›¤› ‹stiklal Mahkemelerinde görev alarak halk›n hu-
zurunu bozmaya kalkanlar› cezaland›rm›flt›r.
Milletvekilleri gaz lambas›yla ayd›nlanan, saç sobayla ›s›t›lan, çevredeki okul-
lardan getirilen tahta s›ralarla donat›lan, gaz tenekesini masa olarak kullanan bir
Mecliste çal›flm›fllar, 100 lira maafl alm›fllard›r. Milletvekillerinin bir bölümü ö¤ret-
men okulunda yatm›fl, bir bölümü de otel odalar›nda, hanlarda kalm›fllar, sabah,
ö¤le, akflam tabldottan yemek yemifllerdir.
Farkl› toplum kesimlerinden, farkl› kökenden, farkl› dünya görüflüne sahip in-
sanlardan oluflan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, farkl›l›klar› derinlefltirme-
den Mustafa Kemal Pafla’n›n etraf›nda toplanarak iflgalci güçleri yurttan kovmufl,
ömrünü tüketmifl Saltanat› kald›rarak cumhuriyete giden yolu k›saltm›flt›r. Millet
egemenli¤ine dayanan yeni bir devlet kurmufltur. 1 Nisan 1923’te yeniden seçim-
lerin yap›lmas› karar›n› alarak 16 Nisan 1923’te çal›flmalar›n› bitirmifltir.
Yeflil Ordu
‹tilaf Devletleri’nin Osmanl› topraklar›n› ad›m ad›m iflgal etmeleri, bir k›s›m Osmanl›
ayd›n›n›, Bat› emperyalizmine karfl› savaflan Bolflevizm’e (sosyalizme) yöneltmifltir.
Sivas Kongresi’ne kat›lan üyelerden baz›lar› gelece¤in flarkta oldu¤unu düflüne-
rek, Anadolu’da Rusya’n›n yard›m›yla bir devrim yapmay› tasarlam›fllard›. Bunlar›n
öncülü¤ünü de Hakk› Behiç Bey yap›yordu. Sivas Kongresi sonras›nda gizli örgüt-
lenmeye geçen bu kifliler, Millet Meclisi aç›ld›ktan sonra Yeflil Ordu ad›n› alm›fllar-
d›r. On dört merkez üyesi milletvekili olan bu örgüt k›sa sürede büyümüfltür. Mil-
letvekilli¤i ve ‹cra Vekilli¤i yetkilerinden yararlanarak rahatça çal›flan örgüt üyele-
ri, örgütlerini daha da gelifltirmek için, Mustafa Kemal Pafla’n›n ismini de kullan-
maktan çekinmemifllerdir. Örgütlerinin kuruluflunu gösterir resmî bir belgeyi hü-
kûmete vermedikleri için Yeflil Ordu Cemiyeti gizli örgüt olarak nitelenmifltir. Ye-
flil Ordu Cemiyeti’nin Ankara ve Eskiflehir’de de birer merkezi vard›.
‹slamc› sosyalizmi savunan Yeflil Ordu Cemiyeti, Haziran ortalar›nda “Nizamna-
mesini” yay›nlam›flt›r. III. Enternasyonale baflvurmufl fakat olumlu-olumsuz yan›t
alamam›flt›r. Haziran ay›ndan itibaren komünizm cereyan› Anadolu’ya yay›lm›flt›r.
Yeflil Orducular, Ethem Beyle (Çerkez Ethem) iliflki kurmufllard›r. Bu durum Mus-
tafa Kemal Pafla taraf›ndan hofl karfl›lanmam›flt›r. Mustafa Kemal Pafla cemiyetten
eylemlerini durdurmas›n› istemifltir. Sosyalizmi tek kurtulufl yolu olarak gördü¤ü-
nü söyleyen Ethem Bey, bu do¤rultuda kamuoyu oluflturmak için A¤ustos sonla-
r›nda “Seyyare-Yeni Dünya” adl› bir “‹slam Bolflevik Gazetesi” ç›kararak Yeflil Or-
du Cemiyeti’nin propagandas›n› sürdürmeye devam etmifltir.
Mustafa Kemal Pafla’n›n 14 A¤ustos’ta Mecliste yapt›¤› konuflmadan sonra, sol
kesim aras›nda bir ayr›l›k bafllam›flt›r. Bu ayr›l›k, Yeflil Ordu’ya da s›çram›fl, bir k›s-
m› Sovyet Devrimi’ne benzer bir devrim modeli gelifltirmeye çal›fl›rken bir k›sm› da
ulusçu-halkç› bir düzen kurma modeli oluflturmaya yönelmifltir.
1920 Eylül’üne gelindi¤inde gizlilik temeli üstüne kurulan Yeflil Ordu Cemiyeti
tümüyle parçalanm›flt›r. Genel merkezi oluflturan bir iki üye d›fl›nda üyelerin ço¤u
hükûmetçe kurulan Türkiye Komünist F›rkas›’na (T.K.F.) girmifltir. Mustafa Kemal
Pafla, Ethem Bey’e de mektup yazarak, hem onun bu f›rkaya girmesini hem de de-
netiminde ç›kan Yeni Dünya gazetesini Ankara’ya tafl›yarak, f›rkan›n yay›n organ›
yapmas›n› istemifltir.
6. Ünite - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Siyasi Yap›lanma (1920-1923) 171
Yeflil Ordu’nun sol kanad›n› oluflturanlardan Naz›m Bey (Tokat) ise Yeflil Or-
du’nun Türkiye Komünist F›rka’ya dönüflmesine karfl› ç›km›fl ve bu konuda çeflitli
bildiriler yay›nlam›flt›r. Naz›m Bey ve baz› arkadafllar› Yeflil Ordu’nun Türkiye Halk
‹fltirakiyun F›rkas›’na dönüfltü¤ünü belirtmifllerdir.
Halk Zümresi
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplan›nca kimi milletvekilleri Rusya’da oldu¤u gibi
Anadolu’da da bir Bolflevik devrim gerçeklefltirmek için çal›flmalara bafllad›. 1920
A¤ustos’undan bafllayarak ortal›kta çeflitli programlar dolaflmaya bafllad›.
Mustafa Kemal Pafla’n›n sosyalizme karfl› fakat “kuvvetin, kudretin, hâkimiyetin,
idarenin do¤rudan do¤ruya halka verilmesini” öngören halkç›l›k yanl›s› olmas› ve
“bizim nokta-i nazar›m›z halkç›l›kt›r” diyerek TBMM Hükûmeti’nin ideolojisini Mec-
liste aç›kça ortaya koymas› bu milletvekillerinin halkç›l›k düflüncesi çerçevesinde
örgütlenmelerini gündeme getirdi. TBMM’de 60-70 kifliden oluflan bir grup millet-
vekili “Halk Zümresi” ad›yla ortaya ç›kt›(Eylül 1920). Yunus Nadi, Hakk› Behiç, Mu-
hittin Baha, Dr. Adnan Bey gibi tan›nan isimler de bu zümre içinde yer ald›.
Yeflil Ordu’nun milliyetçilere ters düflmeye bafllad›¤› ve Türkiye sosyalizminden
söz edildi¤i bir s›rada ortaya ç›kan Halk Zümresi; bir de siyasi program yay›nlad› (8
Eylül 1920). Bu programa göre Halk Zümresi’nin amac›; ülkede kay›ts›z koflulsuz
halk› egemen k›lmak, ça¤›n koflullar›na ve halk›n ihtiyaçlar›na göre gerekli olan ye-
nilikleri yapmak ve gerekli kurumlar› oluflturmak, ‹slamiyet’in kutsal esaslar›na da-
yanarak halk› Asr›saadetteki mutlulu¤a ulaflt›rmakt›. Halk Zümresi; yürütme gücü-
nü ve yasama yetkisini halk›n büyük fluras›nda toplayacak, Büyük fiura 18 yafl›n› bi-
tirmifl Liva halk›nca genel oy ile seçilecekti. Programa göre ülke; co¤rafi durumu ve
iktisadi konumu itibar›yla nahiye, kaza ve livalar marifetiyle idare olunacakt›. Halk
Zümresi; e¤itimin paras›z olmas›n›, kütüphanelerin ve okullar›n yayg›nlaflt›r›lmas›-
n›, ülkede okumam›fl kimsenin kalmamas›n› hedefliyordu. Vergi oranlar›n›n adalet
ölçüsünde belirlenmesini, iflçi ve köylülerin vergi yükünden kurtar›lmas›n› istiyor-
du. Topra¤›n denetiminin devlete ait olmas›n›, topra¤› olmayanlara hükûmetçe ye-
terince toprak verilmesini savunuyordu. Emekçilerin evlerinin sa¤l›k koflullar›na uy-
gun hâle getirilmesini, eczane ve hastanelerin hükûmetin idaresi alt›nda bulundu-
rulmas›n›, fakir çocuklar›n 16 yafl›na kadar hükûmetin denetimi alt›nda tutulmas›n›
öngörüyordu. Adaletin; üyeleri halk taraf›ndan seçilecek Halk Mahkemeleri taraf›n-
dan yerine getirilmesini istiyordu. Halk Zümresi ‹ttihatç›-‹slamc›-Sosyalist görüflleri
birlefltirmeye çal›flan siyasi bir oluflum olarak görülüyordu.
Islahat Grubu
Islahat (Reform) Grubu, egemenli¤in kay›ts›z flarts›z millete verilmesini, halk›n ken-
di ifllerini do¤rudan do¤ruya kendisinin yürütmesini amaçlamaktad›r. Yasama ile
yürütme yetkisinin Büyük Millet Meclisinde toplanmas›n›, Türkiye devletinin, Bü-
yük Millet Meclisince yönetilmesini, Büyük Millet Meclisinin de iller halk›nca do¤-
rudan do¤ruya seçilmesini, yasalar›n konulmas›, de¤ifltirilmesi, kald›r›lmas›, antlafl-
ma ve bar›fl›n yap›lmas› ve vatan savunmas› gibi temel yetkilerin Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmesini istemektedir. Bu grup Türkiye’nin co¤rafi ve iktisadi ilifl-
kilerini göz önüne alarak ülkenin illere, illerin ilçelere, ilçelerin de bucaklara ayr›l-
mas›n›, vergilerin, olanak ölçüsünde azalt›lmas›n›, tutumlulu¤a (tasarrufa) en genifl
ölçüde özen gösterilmesini ve bütçenin denk olmas›n› istiyordu. En k›sa sürede ulu-
sun bütün bireylerini okuryazar duruma getirmeyi, her ilde bir ö¤retmen okulu aç-
may›, ivedi olarak köylere ö¤retmen göndermeyi tasarl›yorlard›. K›zlar›n ö¤renimi-
ne ‹slam gelenekleri çerçevesinde, erkeklerinki kadar özen gösterilece¤ini belirten
172 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Islahat Grubu, Sultanî okullar› kald›r›p il merkezlerinde yedifler y›ll›k idadi okullar›
açmak ve bu idadilerin son iki y›l›nda meslek okullar›na iliflkin program uygulamak
istiyordu. ‹llerin elveriflli görülenlerinde, uygulamal› tar›m okullar› ile ebe ve diflçi
ve küçük sa¤l›k memuru okullar› aç›lacakt›. K›y› ulafl›m› ve bu ulafl›m› güvenli bir
duruma getirmeye, madenlerden gere¤i gibi yararlanmak için iflçi örgütlenmesine
iliflkin yasalar ç›kar›lacakt›. Mülkiyet ve tasarruf hakk›n› her türlü sald›r›dan koruya-
ca¤›n›, genel ihtiyaçlar› yerli sermayelerle karfl›lamak için her türlü ortakl›klar› ko-
ruyaca¤›n›, gerek üretim, gerek tüketim için kooperatifler kurulmas›na yard›m ede-
ce¤ini söylüyordu. Bar›flta askerlik hizmeti olanak ölçüsünde az bir zamana s›¤d›r›-
lacakt›r. Savafl durumunda halk›n bütün bireyleri vatan savunmas›yla ilgili ödevleri
en büyük bir özveriyle yerine getirmeye ça¤r›lacakt›r.
‹stiklal Grubu
Mecliste Mustafa Kemal Pafla’ya hayranl›k duyan, ileri görüfllü 30-40 kadar millet-
vekili bir araya gelerek ‹stiklal Grubu’nu kurdular. Bunlar Mecliste “Terakkiperver-
Milliyetperver” ak›m› temsil edeceklerini aç›klad›.
Tesanüd Grubu
Mazhar Müfid (Hakkâri), Ferid (Çorum), ‹smail Suphi (Burdur), Mustafa (Dersim),
Rasim (Sivas), Yusuf ‹zzet Pafla (Bolu), Dr. Suat (Kastamonu), Tahsin (Marafl), fiev-
ket (Sinop), Abdulkadir Kemali (Kastamonu), Yusuf Ziya (Bitlis) beylerin ‹dare
Heyeti’ni oluflturdu¤u Tesanüd Grubu “Mutedil milliyetperver” milletvekilleri tara-
f›ndan kurulmufltu. Amaçlar›; ad›ndan da anlafl›laca¤› gibi mecliste milletvekilleri
aras›nda dayan›flmay› sa¤lamay› amaçlam›flt›r.
Mecliste en örgütlü grup olarak tan›nm›fl, partileflmeyi düflünmemifltir. Bu ne-
denle de siyasi program yapmam›fllard›r.
milletvekilinin kat›l›m› ile ilk toplant›s›n› yapt›. Mustafa Kemal Pafla Grup baflkan-
l›¤›na seçildi. Gruba kat›lanlar›n say›s› giderek artt›.
Grubun bir baflkan›, iki baflkan yard›mc›s› ve on iki üyeden oluflan bir idare he-
yeti olacakt›. Bunlar grup genel kurulunca gizli oy ile seçilecekti. ‹dare heyeti
grupta görüflülecek konular› belirleyecek, üyeleri toplant›ya ça¤›racak ve toplant›
zab›tlar›n› tutacakt›. Bunlar alt› ayda bir yinelenecekti. Grup, masraflar›n› karfl›la-
mak üzere her üyeden iki lira ödenti alacak, grup üyelerinin yar›dan bir fazlas›
mevcut olmad›kça görüflmelere bafllan›lmayacakt›. Az›nl›k, ço¤unlu¤un karar›na
uyacakt›. Gruba girmek isteyenlerin baflvurusu idare heyetinde görüflülecekti.
Grup genel kurulu en az on befl günde bir kez toplanacakt›.
Grubun iki maddeden oluflan bir program› vard›:
1. Büyük Millet Meclisinde oluflan “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Gru-
bu”nun temel amac› millî mücadelenin bafl›ndan beri Erzurum, Sivas Kon-
greleri’nde saptanan ve son Osmanl› Meclis-i Mebusan› ile Büyük Millet
Meclisi taraf›ndan kabul edilen Misak-› Millî esaslar› içinde vatan›n tamam›-
n› ve milletin ba¤›ms›zl›¤›n› sa¤layacak bar›fl› elde etmektir.
Grup bu amaca ulaflabilmek için milletin tüm maddi ve manevi gücünü ge-
rek görülen hedeflere yöneltecek ve kullanacak, ülkedeki resmî ve özel tüm
örgütleri ve kurulufllar› bu amaç do¤rultusunda kullanmaya çal›flacakt›r.
2. Grup, bu amac› gerçeklefltirmeye çal›flmakla beraber devlet ve milletin tefl-
kilat›n›, Teflkilat-› Esasiye Kanunu dairesinde bölüm bölüm tespit edecek ve
haz›rlamaya çal›flacakt›r.
Böyle bir grubun kurulmas› ve baz› kiflilerin grup d›fl›nda b›rak›lmas› Gruba
karfl› tepkilere yol açt›. Hüseyin Avni Bey (Erzurum), Grubun benimsedi¤i progra-
ma karfl› ç›kt›. 1922 y›l› ortalar›nda Mecliste oldu¤u gibi Müdafaa-i Hukuk Grubu
içinde de tam bir dayan›flma yoktur. Grup ileri gelenleri Gruptaki da¤›n›kl›¤› gide-
rebilmek için; Grupta kararlar›n oy çoklu¤u ile al›nmas›n›, herkesin düflüncesini
aç›kça söylemesini, yap›lacak oylamada oy çoklu¤u ile benimsenen karar›n mec-
listeki tart›flma ve oylamalarda da geçerli k›l›nmas›n›, hükûmet üyelerinin tümünün
de Gruba kat›lmas›n› zorunlu gördüler. Bu da baz› hükûmet üyelerinin tepkisine
yol açt›. Örne¤in fier’iye Vekili bu karara uymad›.
Mecliste âdeta bir siyasal parti ifllevini gören Birinci Grup, 1923 seçimlerinden
sonra siyasal parti biçimine dönüfltü ve Halk F›rkas› olarak ça¤dafl Türkiye’nin olu-
flumuna damgas›n› vurdu.
‹kinci Grup
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Mustafa Kemal Pafla liderli¤inde Anadolu ve Rume-
li Müdafaa-i Hukuk Grubu (10 May›s 1921) kurulduktan sonra meclisteki milletvekil-
leri üçe bölünmüfltü. Hükûmete yak›nl›klar›yla tan›nan milletvekilleri sa¤ tarafta, hü-
kûmete karfl› olanlar sol tarafta, yafll› ve tarafs›z gözükenler de ortada oturmaya bafl-
lam›flt›. Sa¤ yanda oturanlar Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’na ba¤l›
olan milletvekilleri olduklar› için örgütlü hareket ediyorlard›. Sol yanda oturanlar ise
örgütsüz olduklar›ndan 1921 ortalar›nda mecliste fazla bir etkinlik gösteremiyorlard›.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu içinde yer alamayan kimi milletvekille-
ri Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni ve Necati Bey, Samsun Milletvekili Emin Bey,
Kastamonu Milletvekili Besim Bey, Kayseri Milletvekili R›fat Bey, Mersin Milletvekili
Selahattin Bey, Sivas Milletvekili Vas›f Bey, bir araya gelerek Meclis’te yeni bir grup
oluflturmaya çal›flt›. Bu çaba sonuç verdi ve 1921 sonlar› 1922 bafllar›nda muhalefet
daha örgütlü bir flekil ald›. Böylece Mecliste bir muhalefet grubu do¤du.
174 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
s›n›rlar içinde ba¤›ms›z bir devlet olarak varl›¤›n› sürdürebilmesini sa¤lamak için
Millî Kurtulufl Savafl›’n› bafllatt›. Bunun için Ankara’da 23 Nisan 1920’de Türkiye
Büyük Millet Meclisini kurarak yeni bir devletin temelini att›. Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Türkiye Komünist F›rkas› (Partisi) Türkiye Halk ‹fltirakiyun F›rkas› (Par-
tisi) gibi etkisiz k›sa süreli baz› partiler kuruldu. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hu-
kuk Cemiyetine ba¤l› milletvekillerinden oluflan bu mecliste; zaman içinde çeflitli
hizipler olufltu. Bu geliflmenin, amac›n gerçeklefltirilmesini engelleyece¤ini düflü-
nen Mustafa Kemal Pafla, kendi liderli¤inde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Grubu ad›yla Meclis içinde yeni bir siyasi örgüt kurdu. Birinci Grup olarak adlan-
d›r›lan bu örgüte karfl›, Meclisteki iktidar karfl›t› milletvekilleri ‹kinci ad›yla yeni bir
siyasi örgüt oluflturdular. Bunlardan Birinci Grup iktidar›, ‹kinci Grup muhalefeti
temsil etti. Kurtulufl Savafl› baflar›ya ulaflt›ktan sonra Mustafa Kemal Pafla’n›n, 6 Ara-
l›k 1922’de ülkenin ça¤dafl dünyada sayg›n bir yere ulaflacak at›l›mlar› yapabilme-
si için Halk F›rkas› ad›yla bir parti kuraca¤›n› belirtmesi, bir süreden beri geri pla-
na itilmifl parti tart›flmas›n› yeniden alevlendirdi. 1 Nisan 1923’te Türkiye Büyük
Millet Meclisi seçimlerin yenilenmesi karar›n› al›nca Mustafa Kemal Pafla 8 Nisan
1923’te bir seçim bildirisi yay›nlad›. Bu bildiride lideri oldu¤u Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Grubunu (Birinci Grubu) Halk F›rkas›na (Partisine) dönüfltüre-
ce¤ini belirtti. Nitekim 9 Eylül 1923’te Halk F›rkas› kuruldu.
Sakarya Savafl›’n›n zaferle bitmesinden sonra ülke içinde ve d›fl›nda gücünü iyi-
ce pekifltirmifl olan TBMM Hükûmeti, May›s ay›nda hükûmeti devirmek suçuyla tu-
tuklanan sol düflünceli kifliler için bir af ç›kard›. Hapisten kurtulan bu kifliler k›sa sü-
re sonra tekrar örgütlenmeye yöneldiler. 18 Mart 1922’de ç›karmaya bafllad›klar› Ye-
ni Hayat Dergisi ile kamuoyu oluflturmaya çal›flt›lar. III. Enternasyonale ba¤l› olduk-
lar›n› aç›klad›larsa da partiyi canland›ramad›lar. Hükûmet baflkan› olan Rauf Bey 21
Temmuz’dan itibaren sosyalistlerin çal›flmalar›n› yasaklad›. 2 Ekim 1922’de de ‹cra
Vekilleri Heyeti karar›yla Türkiye Halk ‹fltirakiyûn Partisi tümüyle kapat›ld›.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
178 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
da bunu zorunlu k›l›yordu. Nitekim Mustafa Kemal Pafla, 6 Aral›k 1922’de Halk F›r-
kas› ad›yla bir parti kuraca¤›n› aç›klad›.
Atatürk böyle bir parti kurmaktaki amac›n› flu noktalar üzerine oturtmufltu: Kur-
tulufl Savafl› baflar›s›n› siyaset, yönetim ve ekonomi alan›nda yap›lmas› gereken in-
k›laplarla tamamlamak, yap›lacak ink›laplar› bir programa dayand›rmak, bu prog-
rama halk› da katmak, kurulacak partiyi halkç›l›k esas›na göre yap›land›rmak.
Mustafa Kemal Pafla’n›n parti kuraca¤›n› aç›klamas› çeflitli tepkiler do¤urdu. Özel-
likle Halkç›l›k düflüncesine farkl› anlamlar yüklenmeye çal›fl›ld›. Mustafa Kemal Pa-
fla ülkenin düflünen kiflilerini kurulacak partinin altyap›s›n› haz›rlamaya ça¤›rd›.
Onlar›n düflüncelerinden yararlanaca¤›n› aç›klad›. Bunun yan›nda kendisi de yurt
gezisine ç›kt›. Eskiflehir’de, ‹zmit’te, Bursa’da, Bal›kesir’de ve ‹zmir’de halkla görü-
flerek bu konuda görüfllerini aç›klad›. Bal›kesir’de Pafla Camii’nde, kurulacak parti
hakk›nda flunlar› söyledi:
“Bu milletin siyasi partilerden çok can› yanm›flt›r. fiunu aç›klayay›m ki baflka
ülkelerde siyasi partiler ekonomik amaçlarla kurulmufl ve kurulmaktad›r. Çünkü
o memleketlerde farkl› s›n›flar vard›r. Bir s›n›f›n ç›karlar›n› korumak için kurulan
siyasi partiye karfl›l›k öteki s›n›f›n ç›karlar›n› korumak için bir baflka parti kurulu-
yor. Bu da do¤ald›r. Bizim ülkemizde de ayr› ayr› s›n›f varm›fl gibi kurulan siyasi
partiler yüzünden karfl›laflt›¤›m›z olaylar bilinmektedir. Halk F›rkas› dedi¤imiz
zaman bunun içinde bir k›s›m de¤il, bütün millet dâhildir. Bir defa halk›m›z› göz-
den geçirelim. Memleketimiz çiftçi memleketidir. O hâlde milletimizin büyük ço-
¤unlu¤u çiftçi ve çoband›r. Bu böyle olunca buna karfl› büyük arazi ve çiftlik sa-
hipleri akla gelir. Bizde büyük araziye kaç kifli sahiptir? Bu arazinin miktar› ne-
dir? ‹ncelenirse görülür ki memleketimizin büyüklü¤üne nazaran hiç kimse büyük
araziye sahip de¤ildir. Bu arazi sahipleri korunacak insanlard›r. Sonra sanat sa-
hipleriyle kasabalarda ticaretle u¤raflan küçük tüccarlar gelir. Kuflkusuz bunlar›n
ç›karlar›n›, geleceklerini korumak zorunday›z. Çiftçilerin karfl›s›nda oldu¤unu
düflündü¤ümüz büyük arazi sahipleri gibi bu ticaretle u¤raflanlar›n karfl›s›nda da
büyük sermaye sahibi insanlar yoktur. Kaç milyonerimiz var? Hiç. Biraz paras›
olanlara da düflman olacak de¤iliz. Tam aksine memleketimizde birçok milyoner-
lerin hatta milyarderlerin yetiflmesine çal›flaca¤›z. Sonra amele(iflçi) gelir. Bugün
memleketimizde fabrika, imalâthane vesaire gibi kurulufllar çok azd›r. ‹flçi say›-
m›z yirmi bini geçmez. Hâlbuki ülkeyi kalk›nd›rmak için daha çok fabrikaya ihti-
yac›m›z var. Bunun için de iflçi lâz›md›r. O nedenle iflçiyi de korumam›z gerekir.
Bundan sonra ayd›n ve ulema denilen kifliler gelir. Bu ayd›n ve ulema kendi ken-
dilerine toplan›p halka düflman olabilir mi? Bunlara düflen görev halk›n içine gi-
rerek onlar› ayd›nlatmak ve onlara ilerleme ve uygarlaflmada önder olmakt›r.
Farkl› meslek gruplar›n›n ç›karlar› birbiriyle iç içe girmifl oldu¤undan onlar› s›n›f-
lara ay›rmak olas› de¤ildir. Onlar›n tümü de halkt›r. Halk Partisi halk›m›za siya-
si e¤itim vermek için bir okul olacakt›r”.
Atatürk yurt gezilerini tamamlad›ktan sonra Meclisin yenilenmesi konusundaki
düflüncelerini hükûmet üyeleriyle de paylaflt›. Ancak bu konuda karar› Meclisin
vermesi gerekiyordu. Nitekim 1 Nisan 1923’te Ayd›n milletvekili Esat Efendi ve 120
arkadafl›n›n verdi¤i seçimlerin yenilenmesini öngören bir yasa teklifi, uzun ve flid-
detli tart›flmalardan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf›ndan kabul edildi ve
seçimlerin yenilenmesi kararlaflt›r›ld›.
6. Ünite - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Siyasi Yap›lanma (1920-1923) 179
Umde 9. Ülkenin h›zl› bir flekilde onar›lmas› için özel flirketlerin kurulmas› da
özendirilecektir. Mali, iktisadi, idari ba¤›ms›zl›¤›m›z› sa¤lamak kofluluyla bir bar›fl
ortam›n›n oluflturulmas›na çal›fl›lacakt›r. Bu koflullar› sa¤lamayan bar›fl antlaflmas›-
n› kabul etmeyece¤iz.
Seçimler bittikten sonra Mustafa Kemal Pafla, 4 A¤ustos 1923’te “A¤ustos’un ye-
dinci Sal› günü Halk F›rkas›na mensup yeni üyelerin baz› konular›n müzakeresi
için Meclis binas›nda ö¤leden sonra saat üçte haz›r bulunmalar›n› isteyen bir du-
yuru yay›nlad›. 7 A¤ustos 1923’te Müdafaa-i Hukuk Grubu’na ba¤l› milletvekilleriy-
le yapt›¤› toplant›da uzun bir konuflma yaparak ulusal mücadelenin bafllang›c›n-
dan Millet Meclisinin kurulufluna kadar Müdafaa-i Hukukun ve Halk Partisi’nin ku-
rulma haz›rl›klar›n› anlatt›. Haz›rlanan 106 madde ile bir ekten oluflan tüzük tasa-
r›s›n› tart›flmak üzere milletvekillerine da¤›tt›. Bu tasar›n›n ilk maddelerinde flöyle
deniyordu:
Madde l. Halk F›rkas› (Partisi); Cemiyetler Kanunu’na göre kurulmufl siyasi bir
cemiyettir. Amac›, millî egemenli¤in halk taraf›ndan ve halk için icras›na k›lavuz-
luk etmek ve Türkiye’yi ça¤dafl bir devlet hâline yükseltmektir.
Madde 2. Halk Partisi bir ihtilal partisi de¤il bir ink›lap partisidir. Tüm siyasal
mücadelesini yasalar çerçevesinde yapacakt›r. Türkiye’de tüm yasalar›n üstünde
yasan›n otoritesini egemen k›lmaya çal›flacakt›r.
Madde 3. Halk Partisine göre halk kavram›, herhangi bir s›n›fa özgü de¤ildir.
Hiçbir imtiyaz iddias›nda bulunmayan ve genellikle yasa karfl›s›nda mutlak eflitli¤i
benimseyen tüm bireyler halktand›r. Halkç›lar, hiçbir ailenin, hiçbir s›n›f›n, hiçbir
cemaatin, hiçbir ferdin imtiyazlar›n› kabul etmeyen ve yasalardaki mutlak hürriyet
ve ba¤›ms›zl›¤› tan›yan bireylerdir.
Madde 4. Halk Partisine her Türk ve d›flar›dan gelip Türk vatandafll›¤›n› ve uy-
garl›¤›n› kabul eden her birey girebilir.
Madde 5. Halk Partisi Genel Baflkan›n› Büyük Kongre seçer.
Bu tasar›y› incelemek üzere bir komisyon kuruldu. Tasar›n›n incelenmesi 9 Ey-
lüle kadar sürdü ve 9 Eylül 1923’te Parti kuruldu. 11 Eylül 1923’te toplanan Halk
Partisi üyeleri Mustafa Kemal Pafla’y› Parti Baflkanl›¤›na, Baflvekil Ali Fethi Bey’i
Parti Grup Baflkanl›¤›na, Recep Bey’i de (Peker’i) Genel Sekreterli¤e seçti.
Foto¤raf 6.7
Mustafa Kemal
Pafla hükûmet
üyeleriyle
(F.Çakmak,R.Peker,
K.Özalp) bir arada.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
6. Ünite - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Siyasi Yap›lanma (1920-1923) 181
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Özet
Osmanl› Meclisi Mebusan›ndan Büyük Millet Meclisine lerde, toprak rejiminde, e¤itimde, idari yap›da reform-
geçifl sürecindeki geliflmelere ana hatlar›yla bak›ld›¤›n- lar yaparak ülkeyi ça¤dafllaflt›rmak, bunun yan› s›ra
da Osmanl› toplumunun demokratik bilinç seviyesini gruplar›n önemli bir k›sm›n›n Rusya’da ortaya ç›kan
giderek art›rd›¤›n› göstermektedir. Gerçekten de Birin- Bolflevik devriminden etkilendiklerini görmekteyiz. Bu
ci ve ‹kinci Meflrutiyet Dönemlerinde edinilen tecrübe aç›dan milletvekilleri aras›ndaki guruplaflmalar›n kes-
birinci dönem Büyük Millet Meclisinde net bir biçimde kinleflti¤ini söylemek mümkün olmakla beraber, süre-
kendini göstermektedir. Mebusan Meclisinin mutlaka cin geliflmelerini mutlaka kontrol etmek mevkiinde olan
toplanarak milletin meseleleri hakk›nda karar vermesi Mustafa Kemal Pafla’n›n jeopolitik, stratejik ve uluslara-
konusundaki ›srar Osmanl› Hükûmeti’ni ve Padiflah› se- ras› dengeleri dikkate alarak komünist partisini bile ar-
çimleri yaparak meclisi toplamak hususunda harekete kadafllar›na kurdurarak kontrol etmeye çal›flt›¤›n› söyle-
geçirmifltir. Bu seçimlerde oluflan son Osmanl› Meclisi mek mümkün görünmektedir.
Mebusan› da milletin ba¤›ms›zl›k arzusunu ortaya ko- Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk döneminde kurulan
yan Misak-› Millî’yi kabul ederek bütün dünyaya ilan et- siyasi partileri tan›yacaks›n›z. Cumhuriyet’in ilan›na ka-
mifltir. Meclis böylece temel sorumlulu¤unu yerine ge- dar olan dönem içerisinde Türkiye Halk ‹fltirakiyyun
tirmifl say›lmal›d›r. ‹stanbul’un fiilen ve resmen iflgalin- F›rkas›, Türkiye Komünist Partisi ve Halk F›rkas› faali-
den ve Meclisin feshinden sonra Erzurum milletvekili yet göstermifltir. ‹lk ikisi Bolfleviklik fikri etraf›nda top-
s›fat›yla Mustafa Kemal Pafla’n›n yapt›¤› ça¤r›ya uyan lanan partiler dönemin flartlar› çerçevesinde belli bir
milletin temsilcileri Ankara’da Büyük Millet Meclisini süre faal olmufl, bilahare kapat›lm›fllard›r. Halk f›rkas›
oluflturmufllard›r. Bu esnada ‹stanbul’daki meclisten ge- ise Gazi Mustafa Kemal idaresinde Meflrutiyet Dönem-
len vekillerin kat›l›m› ve ‹stanbul’daki son gündemi de lerinin de birikimine sahip olarak s›n›f fark› gözetme-
dikkate alarak çal›flmalar yapmas› bu fikri devaml›l›¤›n den, tamamen millî düflünceler ile Türk milletinin siya-
ve tecrübe birikiminin en aç›k göstergesidir. si kültürüne katk› sa¤layacak bir okul olarak de¤erlen-
Osmanl› Devleti’nin sonunda 1920’li y›llar itibar›yla okur dirilmifltir. Dikkat edildi¤inde Halk F›rkas›’nda ve za-
yazar oran›n›n %6-10 aras› oldu¤unu dikkate almal›y›z. man zaman Mustafa Kemal Pafla’n›n söylemlerinde de
Bu durumda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin Rusya deneyiminin etkileri görülecektir. Arada kurulan
%39,4’ü yüksekö¤retim, %27’si orta ö¤retim ve %22’si ve k›sa ömürlü olan iki parti d›fl›nda Halk F›rkas› top-
medrese, %3,8’i meslek okulu mezunu olmas› dikkat lam 27 y›l iktidarda kalarak üstlendi¤i görevi yerine ge-
çekicidir. Türkiye Büyük Millet Meclisine kat›lan millet- tirmeye çal›flm›flt›r.
vekillerinin %50.1’i Türkçe d›fl›nda bir yabanc› dil bili-
yordu. 30 yafl grubunda Frans›zcan›n, 40 ve 50 yafl gru-
bunda ise Arapça ve Farsçan›n belirleyici oldu¤u dikka-
ti çekiyordu.
3-Türkiye Büyük Millet Meclisine kat›lan üyelerin;
%34,2’si sivil bürokrasiden, %24’ü serbest meslek sa-
hiplerinden, %13,2’si askerlerden, %8,6’› din adamlar›n-
dan, %12,7’i yerel yönetimlerde görev alm›fl üyelerden,
%4’ü doktor ve eczac›lardan, %1,2’si afliret reislerinden,
%1’i teknik elemandan olufluyordu. Bu da TBMM’nin
tüm halk kesimini temsil etti¤ini gösteriyordu. Meslek
ve e¤itim aç›s›ndan bak›ld›¤›nda ülkenin alt› yüz y›ll›k
bir dünya devletinin ortaya ç›karabildi¤i bir elit tabaka
oldu¤unu göstermektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya ç›kan gruplara
bak›ld›¤›nda hemen pek ço¤unda Osmanl› Devleti’nin
son yüzy›l›nda ortaya ç›kan meselelerin çözümüne
odaklanm›fl olduklar› dikkat çekmektedir. Adli mesele-
184 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Kendimizi S›nayal›m
1. Büyük Millet Meclisinin kabul etti¤i anayasal sistem 6. Osmanl› toplumunda okur yazar oran›n›n düflük ol-
afla¤›dakilerden hangisidir? mas›na karfl›n Büyük Millet Meclisi üyelerinin e¤itim se-
a. Kuvvetler ayr›l›¤›, viyesinin yüksek oluflu neleri mümkün k›lm›flt›r?
b. Parlamenter Sistem, a. Toplumun her kesiminden ayd›nlar›n Millet Mec-
c. Kuvvetler Birli¤i, lisi fikrine sahip ç›kmalar›n›,
d. Meclis hükûmeti sistemi, b. ‹stiklal mücadelesini toplumun her kesiminin
e. Meflruti Monarfli, benimsenmesini
c. Milletin iradesine sahip ç›km›fl bilincine ulafl-
2. Büyük Millet Meclisinin yapt›¤› ilk anayasa hangi- mas›n›,
sidir? d. Milletvekillerinin hem Meclis’te hem cephede
a. Kanun-i Esasi, hem de halk aras›nda çal›flmas›yla Meclis-halk
b. Teflkilat-› Esasiye Kanunu, bütünleflmesinin fiilen gerçekleflmesini,
c. Sened-i ‹ttifak, e. Hepsini.
d. Misak-› Milli,
e. Misak-› ‹ktisadi, 7. Afla¤›dakilerden hangisi Türkiye Cumhuriyetinin ilk
partisidir?
3. Teflkilat-› Esasiye Kanununun temelinde afla¤›daki- a. ‹ttihat ve Terakki
lerden hangisi yer almaktad›r? b. Halk F›rkas›,
a. Mustafa Kemal Pafla’n›n haz›rlad›¤› halkç›l›k c. Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas›
program›, d. Serbest Cumhuriyet F›rkas›
b. Misak-› Milli, e. Demokrat Parti,
c. Kanun-i Esasi,
d. Bolflevik fiura Sistemi, 8. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde bol-
e. Erzurum Kongresi Kararlar›. flevizme yönelen gurup afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Halk Zümresi,
4. Afla¤›dakilerden hangisi yasama, yürütme ve yarg›- b. Yeflil Ordu,
n›n Meclis’te toplanmas›n›n sebeplerinden olamaz? c. Islahat Grubu,
a. Savafl hali dolay›s›yla millet ifllerinin süratli gö- d. Tesanüt Grubu,
rülme ihtiyac› e. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu.
b. Millet iradesini temsil eden Meclisin millet iflleri-
ni de kendi görmesi gerekti¤i 9. ‹kinci dönem TBMM’de kurulan Halk F›rkas›n›n kö-
anlay›fl› keni meclisteki hangi guruba dayanmaktad›r?
c. Mustafa Kemal Pafla’n›n millî mücadele geliflme- a. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Gurubu
lerinin meflru müesseseler eliyle (Birinci gurup)
yönetilmesi gerekti¤i inanc› b. ‹kinci Gurup,
d. ‹stanbul’daki hükûmetlerin millî mücadeleyi en- c. Halk Zümresi,
gelleme giriflimlerine karfl› koymak d. ‹stiklal Gurubu
e. Cumhuriyet kuram›na göre bunun bir zorunlu- e. Yeflil Ordu.
luk olmas›
10. Mustafa Kemal Pafla, Halk F›rkas›n› kurarken toplu-
5. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni oluflturan milletve- mun hangi kesimin temsilcisi olmay› hedeflemifltir?
killerinin ço¤unlu¤u hangi meslek gurubundand›r? a. Çiftçiler,
a. Din adamlar›, b. ‹flçiler
b. Serbest meslek sahipleri c. Askerler
c. Askerler d. Türk halk›n›n tamam›
d. Sa¤l›k görevlileri e. Büyük sermaye sahipleri.
e. Sivil bürokrasi.
6. Ünite - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Siyasi Yap›lanma (1920-1923) 185
Okuma Parças›
MECL‹S‹N KIYMET‹ Ehliyetsizlerin ikbali yeni intihab(seçim)la kalkacak-
Bu günlerde tarihi karar›n› verecek olan meclis hak- m›fl, demek ki o ikbal en ziyade mecliste göze bat›yor.
k›nda dahil ve hariçte tarihi ta¤lit edecek(yan›ltacak) Fakat flimdi, davan›n sonunda pek cazibeli görünen
mütalaalar serdedildi¤ini(düflünceler ifade edildi¤ini) bu ikbal, davan›n bafl›nda herkesin geçmek istemedi-
görüyoruz. ¤i tehlikeli bir s›ratt›. bu günün ikbal cennetine giren-
‹stanbul’da meclisi içinde ve ruhundan tan›mayan baz› ler o k›ldan ince ve k›l›çtan keskin yoldan geçtiler, o
kalemler meclis için i¤neli sütunlar, ecnebi(yabanc›) cennete girenlere g›pta ederken o yoldan geçenlere
memleketlerinde meclisi ifline geldi¤i gibi tan›mak, ta- hürmet edelim.
n›tmak isteyen baz› gazeteler de meclis hakk›nda mu- Demiyoruz ki, meclisimiz hatas›zd›r, meclisin bütün
galatal›(yan›lt›c›) makaleler yazd›lar. azas› kemale ermifltir. Fakat flunu diyoruz ki, bu mecli-
‹kinciler için reddiyelere ihtiyaç yoktur: Meclisteki iki sin bütün noksanlar›n› örtecek ve bütün aksakl›klar›n›
gurubu mecliste ikilik zanneden, istiklal karfl›s›nda mec- unutturacak büyük bir meziyeti vard›r. O meziyet bu
liste iki grup de¤il iki mebus bile olmad›¤›n› bilmeyen meclisin ruhundaki muhasaladan (bileflke)do¤uyor, o
baz› ecnebi mehafil(çevreler) ve ceraid(gazeteler), ce- ruh hamasetten(yi¤itlik) bir flelale gibi coflkundur, o
hillerinin(bilgisizliklerinin) cevab›n› bu günlerde mec- ruh Sakarya’n›n kara günlerinde fennin tereddüdünü
listen fiilen alacaklard›r! yendi ve hesab›n sesini bo¤du. Sakarya’n›n kara günle-
Bizi ecnebilerin cehlinden ziyade kendi içimizdekilerin rinden fleref günlerine geçerken dehan›n kumandas›,
aldan›fl› müteessir ediyor (üzüyor). Meclisi kendimiz iyi zabitin kan›, Mehmet’in kahramanl›¤› kadar o ruhun da
bilmezsek harice nas›l bildirece¤iz. hizmetini gördük.
Yedi tepenin üstünden baz› sadalar iflitiyoruz: Diyorlar ‹stilan›n ordusu galip ve ma¤rur Ankara’ya ilerlerken
ki, meclisin ilmi seviyesi yüksek de¤ilmifl, cahiller alim- “ille burada müdafaa edece¤iz” diye ayak depreyen(di-
lerden daha çok ve münevverler(ayd›nlar) ehliyetsizler- reyen) mebuslar›n hamaseti yan›nda “Mirabo”nun mefl-
den daha azm›fl. hur celadeti fanus karfl›s›nda gece kandili gibi sönük
Hayata giden cehil hayat› götüren ilimden hay›rl›d›r. kal›yor.
Allahtan ki, meclis yüreksiz âlimlerle dolu olmad›, Meclisteki bu ruhu ve bu ruhtaki kurtar›c› hamaseti gör-
iflimiz böyle âlimlere kalayd› bugün elimizde vatan memek için insanda mutlaka o ruhun z›dd› bir ruh ol-
kalmayacakt›! mak laz›m gelir!
Diyorlar ki, meclis alelâcele topland› ve her yer o buh- K›ymetine emin oldu¤umuz kalemlerden rica ederiz;
ranl› devrede en ak›ll› adam›n› göndermedi. yaz› yazmadan evvel düflünmüyorlarsa, bari yaz›lar›n›
‹yi amma biz ne ak›ll› adamlar biliriz ki, ak›llar›na o za- basmadan evvel düflünsünler!
man bu davan›n baflar›laca¤›n› s›¤d›ramam›fllard›: Çok Yeni Gün: (Hergün bir düflünce): 1 Mart 1923. ‹smail
ince düflündükleri için meclis azal›¤›n› kabul etmeyen- Habib.
lerin durendifl zekalar›ndaki hotkâml›k (bencillik), ati-
nin (gelece¤in) makus (olumsuz) ihtimallerini düflün- Kaynak: ‹smail Habib Sevük, O Zamanlar, 1920-/1923
meyerek büyük sadaya(ça¤r›ya) koflanlar›n tecellüdün- Ankara 2001, s. 229-231’den al›nm›flt›r.
deki feragatten daha k›ymetli midir?
Diyorlar ki, vatan›n münevverlerinden büyük bir k›sm›-
n›n ecnebi iflgaliyle vatan›n haricinde kal›fl› vatan›n da-
hilindeki ehliyetsizleri ikbal sahibi yapt› ve bu hâl an-
cak yeni intihabat yap›l›nca mündefi olacakt›r (ortadan
kalkacakt›r).
Vatan›n dahilindeki ehliyetsizlerin vatanla beraber va-
tan haricindeki o büyük bir k›s›m münevverleri de kur-
tar›fl› ehliyetsizlikse kurtar›lan münevverlerin kurtaran
ehliyetsizlere bu suretle flükran› kendi ehliyetlerine bir
niflane midir?
186 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Seçilmifl Bibliyografya
den haberdar insanlar›n bir arada oldu¤u meclisin ne- A¤ao¤lu, Samet, Kuva-y› Milliye Ruhu, Birinci Türki-
den Türk demokrasi tarihinin en demokrat meclisi ola- ye Büyük Millet Meclisi, ‹stanbul 1973.
rak adland›r›ld›¤›n› da izah etmektedir. Arar, ‹smail, Atatürk’ün Halkç›l›k Program›, ‹stanbul
1963.
S›ra Sizde 3 Atay, Falih R›fk›, Çankaya, ‹stanbul 1969.
Mecliste oluflan gruplar›n Bolfleviklik ve ‹slam esaslar› Balkanl›, Remzi., Mukayeseli Bas›n ve Propaganda,
a¤›rl›kl› guruplar oluflturmas› tamamen mücadelenin Ankara, 1961.
geliflti¤i flartlarla ilgilidir. ‹ngiliz emperyalizmine karfl› Cebesoy, Ali Fuat, Moskova Hat›ralar›, ‹stanbul 1955
ortak güç olarak ortaya ç›kan Rusya’daki bolflevik dev- Cebesoy, Ali Fuat, Millî Mücadele Hat›ralar›, ‹stanbul
rimi ilan etti¤i esaslar dolay›s›yla tabii bir sempati ile 1968.
karfl›lanm›flt›. Buna ilaveten Nisan 1920 itibar›yla baflla- Demirel, Ahmet, Birinci Meclis’te Muhalefet: ‹kinci
t›lan görüflmeler sonunda k›t imkânlara karfl›n sa¤lanan Gurup, ‹stanbul 1994.
para, silah ve cephane yard›m› kendi ülkesinde baflar›- Dumont Paul., “Revolution Imposible les Counants
ya ulaflan Bolflevik rejimine öykünmeyi art›rm›flt›r. Tür- d’opposition en Anatolie 1920-1921”, Cabiers du
kiye Büyük Millet Meclisi hükûmetinin de Bolflevik yö- Monde Russe et Sovietique, VoL XIX, 1-2.
netimi ile iyi geçinmeyi politikalar›na uygun görmesi Eraslan, Cezmi, Yak›n Dönem Türk Düflüncesinde
bu süreci desteklemifltir. Halkç›l›k ve Atatürk, ‹stanbul 2003.
Buna ilaveten ülkedeki toplumun en temel ortak pay- Günefl, ‹hsan., Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi-
das› ‹slam dinidir. Daha 1880’li y›llardan bafllayarak ge- nin Düflünsel Yap›s› (1920-1923), Eskiflehir, 1985.
liflen bu e¤ilimin de siyasi programlarda yer almas› son Hâkimiyet-i Milliye, 3 A¤ustos 1336.
derece anlafl›l›r bir durumdur. Kandemir, Feridun, Atatürk’ün Kurdu¤u Türkiye Ko-
münist F›rkas› ve Sonras›, ‹stanbul 1966.
S›ra Sizde 4 Kansu, Mazhar Müfit, Erzurum’dan Ölümüne Kadar
Halk partisi tüzü¤ünün genel esaslar›nda bilhassa vur- Atatürk’le Beraber, c.1-2, Ankara 1968.
gulanan cumhuriyetçilik, laiklik, halkç›l›k ve milliyetçi- Karabekir, Kaz›m, ‹stiklal Harbimizin Esaslar›, ‹stan-
lik ilkeleri ekonomik ihtiyaçlardan da beslenerek parti bul 1969.
hayat›n›n tamam›nda belirleyici olan hususlard›r. Karal, Enver Ziya, Atatürk’ten Düflünceler, Ankara
Halk F›rkas›’n›n tüzük esaslar› olarak ifade edilen ilke- 1982.
ler asl›nda Türkiye’nin son yüzy›l›na etki eden kavram- Karpat Kemal, Türk Demokrasi Tarihi, ‹stanbul 1967.
lar›n birikimi olarak görülebilir. Zira 1860’l› y›llardan Sonyel, Salahi.R. Türk Kurtulufl Savafl› ve D›fl Politi-
beri tart›fl›lan cumhuriyet kavram›n›n ayd›nlar aras›nda ka I, Ankara 1973.
edindi¤i yer kadar ‹slamc›l›k politikalar› da 1880’li y›l- Toprak, Zafer, “II. Meflrutiyette Solidarist Düflünce:
lardan itibaren toplumda önemli yer edinmiflti. ‹stiklal Halkç›l›k”, Toplum ve Bilim, 1977. Say› 1, s. 92-
Harbinin verildi¤i y›llarda toplumun flartlar›n› ve anlay›- 123.
fl›n› dikkate alarak belirlenen ilkeler bir bütün hâlinde Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’de Siyasi Partiler (1859-
elde edilen kazan›mlar›n muhafazas›n› hedeflemifltir. 1952), ‹stanbul 1952.
Süreci toplumla beraber yaflayarak ö¤renen Halk F›rka- Tuncay, Mete, Türkiye’de Sol Ak›mlar, Ankara, Bilgi
s› yöneticilerinin de bu birikimi toplumun her kesimine Yay›nevi, 1978.
uygulamal› olarak ö¤retmeyi onlara okul olmay› hedef- Yunus Nadi, Büyük Millet Meclisinin Aç›l›fl› ve ‹s-
lemesi iddial› olmakla birlikte pragmatik bir yaklafl›m yanlar, ‹stanbul 1955.
olarak görülebilir. Zira son otuz y›l›n geliflmeleri sade-
ce ayd›n kesim aras›ndaki tart›flmalar çerçevesinde olu-
flan afaki fikir tart›flmalar›yla de¤il toplumun her kesi-
minin y›llar süren savafllar ile birlikte art›s› ve eksisine
katlanarak idrak etti¤i bir zaman diliminde olmufltur.
Yaflayanlar yeni yetiflenlere bu birikimi aktararak vatan-
dafll›k görevini de yerine getirmifl olacaklard›r.
7
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Osmanl› Devleti’nin son döneminde tar›m, sanayi ve ulafl›m sektörünün du-
N
rumunu aç›klayabilecek,
Osmanl› yönetiminin d›fl ticaret durumunu, para ve bankac›l›k sistemine ba-
N
k›fl›n› analiz edebilecek,
Yirminci yüzy›l›n bafllar›ndaki durumu ile Osmanl› toplumunun Millî Müca-
dele’yi nas›l finanse etti¤ini aç›klayabilecek bilgi ve becerilere sahip
olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Tar›m Toplumu • Millî Banka
• Sanayileflme • Tekalif-i Milliye Emirleri
• D›fl Borçlar
‹çindekiler
• OSMANLI
‹MPARATORLU⁄U’NUN SON
YILLARINDA EKONOM‹K DURUM
Atatürk ‹lkeleri ve Osmanl›’dan • OSMANLILARDA PARA VE
Cumhuriyet’e BANKA
‹nk›lap Tarihi-I Ekonomik Geliflmeler
• M‹LLÎ MÜCADELE’N‹N
F‹NANSMANINDA ‹Ç
KAYNAKLAR
Osmanl›’dan Cumhuriyet’e
Ekonomik Geliflmeler
N N
devlet arflivlerinin tasnifinin bitmemifl olmas›d›r. Eldeki bilgiler da¤›n›k ve s›n›rl›-
d›r. Örne¤in Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun son y›llar›nda toplam nüfus ve nüfusun
di¤er özellikleri hakk›nda elimizde güvenilir veriler yoktur. Kullanaca¤›m›z
AMAÇLARIMIZ
veriler AMAÇLARIMIZ
genellikle baz› araflt›r›c›lar›n yapt›¤› tahminlerdir. 1919 y›l›nda Millî Misak’›n çizdi-
¤i s›n›rlar içinde kalan Osmanl› Devleti’nin nüfusu için elimizde güvenilir bir kay-
nak vard›r. Bu kaynak 14 Nisan 1919 y›l›nda yay›mlanm›fl bir belgedir.
K ‹ T A P Bu kaynak- K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
190 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
tan elde edilen bilgilerle çeflitli düzeltmeler yap›ld›ktan sonra ‹mparatorluk’un bü-
yük kentlerinin nüfuslar›n› hesaplamak mümkün olmufltur.
1914 y›l› sonuna göre bafll›ca büyük kentlerin nüfuslar› flöyledir: ‹stanbul
1.122.000, ‹zmir 198.000, Bursa 76.000, Adana 64.000, Konya 49.000 ve Ankara
27.000. Görülüyor ki ‹mparatorluk’un bugünkü anlamda tek büyük kenti vard› o
da ‹stanbul idi.
Bu kentin özelli¤i devletin baflkenti olmas› yan›nda d›fl ticaretin de merkezi ol-
mas› idi. ‹kinci s›rada yer alan ‹zmir de daha küçük çapta olmak üzere ithalat ve
ihracat›n yap›ld›¤› ikinci büyük liman kent özelli¤ini tafl›maktayd›. Di¤er bir deyifl-
le ülkenin Avrupa’ya aç›lan k›y›lar› kentleflmifl ve geliflmifl iken ‹ç Anadolu ve Do-
¤u Anadolu bütünleflme d›fl›nda kalm›flt›. Bat› Avrupa’da kentleflmeyi belirleyen ol-
gu sanayi yat›r›mlar›n›n bafllamas› ile ortaya ç›kan ifl gücü talebidir. Oysa Osmanl›
Devleti ça¤dafl sanayi süreci d›fl›nda kald›¤›ndan ‹stanbul ve ‹zmir’de görülen
kentleflme iç ve d›fl ticaret yan›nda kamu hizmetlerinin yo¤unlaflmas› ile oluflmufl-
tur. I. Dünya Savafl› sonras›nda bu kentlerin nüfuslar› tahmin edebilece¤imiz ne-
denlerle çok azalm›flt›.
Tar›m
‹stiklal Harbi öncesi Osmanl› Devleti’nde özellikle Do¤u ve Güney Do¤u Anado-
lu’da toprak - insan iliflkileri feodal düzen içindeydi. Aflar Vergisi ve bu uygulama-
n›n ortaya ç›kard›¤› mültezimlik tar›mda modernleflmeyi engellemiflti. Ulafl›m ve
haberleflme yetersizli¤i çiftçinin içe dönük üretimle yetinmesine yol açm›flt›. Bitlis
ve Diyarbak›r’da 51 ve daha büyük dönüm topra¤› iflleyenler egemen iken Bat›
Anadolu da ise iflletme büyüklükleri küçülmekte ve piyasaya yönelik üretimde ar-
t›fl görülmektedir. Miras yoluyla topra¤›n paylafl›lmas› nedeniyle ekilebilir toprak-
lar küçülmekteydi.
Hemen her bölgede tah›l ekimi bitkisel üretimde belirleyici durumdayd›. Eki-
lebilir alanlar›n bir k›sm› mera, bir k›sm› da bak›ms›zl›ktan batakl›k hâldeydi. Me-
ra alan›n›n genifl olmas› hayvanc›l›¤› kolay ve yayg›n hâle getirmiflti. Do¤al güb-
re büyük çapta yak›t olarak kullan›ld›¤› hâlde, ekim alanlar› s›n›rl› oldu¤undan
gübreleme yeterli düzeydeydi. Muhtemelen bu yüzden, hektar bafl›na verim yük-
sek gözüküyordu.
Geleneksel Osmanl› toprak düzeni Devlet’in çökmesiyle ifllemez hâle gelmiflti.
Bu boflluktan yararlanan derebeyleri, a¤alar, tefeciler özellikle Do¤u ve Güney
Do¤u Anadolu’da, köylüyü üzerinde çal›flt›¤› toprakla birlikte sahiplenmifltir. Köy-
lü “maraba”, yani yetifltirdi¤i ürünün toplam› üzerinden pay alan üretici durumun-
dayd›. Toprak mülkiyetini düzenleyen sistem karmakar›fl›kt›. Bu kar›fl›kl›ktan dola-
y› kendini güçlü hisseden her kifli ve grup Hazine’nin topraklar›na el koyabiliyor-
du. Merkezî idare aciz kal›nca valiler, mutasarr›flar, kaymakamlar, jandarma gibi
devlet memurlar› da topra¤a el koyarak toprak a¤as› hâline gelebiliyorlard›.
20. yüzy›l›n bafl›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u içinde yaflayan insanlar›n ço¤un-
lu¤u k›rsal alanlarda tar›mla u¤rafl›rken kentlerde yaflayanlar memuriyet, askerlik
ve ticaret yapmaktayd›. Ticaret ile ço¤unlukla az›nl›klar u¤raflmaktayd›. Ancak
kentlerle k›rsal alan aras›nda iktisadi, sosyal ve kültürel iletiflim ve etkileflim yok-
tu. Örne¤in büyük kentlerin tah›l ihtiyac› iç piyasa oluflmad›¤› için ithalatla kar-
fl›lan›yordu.
1838 Ticaret Anlaflmas› sonras›nda baflta ‹ngiliz mallar› olmak üzere her türlü
tar›msal ürün kentlerde yerli ürünlerin yerini alm›flt›. Zira Hükûmet tar›m kesimini
veya çiftçiyi koruyacak önlemler alam›yordu. Kapitülasyon rejimi alt›nda olan ül-
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ekonomik Geliflmeler 191
ke, 1878-1913 döneminde her y›l ortalama 75 bin ton un, 65 bin ton pirinç ve 10
bin ton bu¤day ithal etmek zorunda kalm›flt›r. Bu yüzden her y›l yaklafl›k 12 mil-
yon alt›n lira d›flar›ya ödenmifltir. Devletin koruyuculu¤undan ve kentlerin olanak-
lar›ndan uzak yoksul Anadolu halk› tar›mda kurakl›k ve k›tl›k yafland›¤› y›llarda aç-
l›kla savaflmak ve ölümü kabullenmek zorunda kalm›flt›r.
Foto¤raf 7.1
Tar›ma elveriflli
topraklar› art›rmak
için millete
önderlik
gerekiyordu.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Nüfusun %80’den fazlas›n›n tar›m ile u¤raflt›¤› bir ülkenin önemli SIRA
miktarda
S‹ZDEtar›m ürünü SIRA S‹ZDE
ithal etmek zorunda kalmas› ne ile aç›klanabilir? Tart›fl›n›z 2
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
I. Dünya Savafl› y›llar›nda tar›m kesiminde üretime katk›da bulunan insanlar as-
kere al›n›rken büyükbafl hayvanlar da askerî birliklerin emrine verilmiflti. Bu olgu
tar›msal üretimin an›lan y›llarda azalmas›na yol aç›nca devlet “tar›mda
S O R U çal›flma, ek- S O R U
me yükümlülü¤ü” getirmiflti.
Bu uygulama Kurtulufl Savafl› y›llar›nda da önemini korumufltur. D‹KKAT
Özellikle Ana- D‹KKAT
dolu’da hayvan ve orman varl›¤› savafl y›llar›nda büyük tahrip görmüfltür. Henüz
kömür ve petrolü tan›mam›fl olan k›rsal kesim insan› enerji üretmek için ormanla-
N N
r› bilinçsiz biçimde kesmifl, ya¤ma etmifltir.
‹lkel tar›m teknolojisi kullanarak ve hava koflullar› uygun gitti¤i y›llarda üreti-
len pamuk, tütün, afyon, tiftik, f›nd›k, üzüm, incir gibi geleneksel tar›m ürünleri ih-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
raç edilmekteydi. Özellikle pamuk ekim ve üretiminde miktar ve kalitenin artt›r›l-
mas›nda önce ‹ngilizler sonra Almanlar etkili olmufllard›r. Fakat yabanc›lar “sömür-
ge tipi çiftlikler” kurmaya gitmemifl ticaret ve ulaflt›rmay› eldeK tutmakla
‹ T A P yetinmifl- K ‹ T A P
lerdir. Toprak al›m sat›m›n›n serbest olmas›ndan ve Türklerin yoksullaflmas›ndan
yararlanan Rum ve Ermeni cemaati genifl topraklar sat›n alm›fllard›r. Böylece Müs-
lüman Osmanl›, az›nl›klar›n iflçisi durumuna gelmifltir. Kurtulufl
T E L E VSavafl›
‹ Z Y O N öncesine TELEV‹ZYON
kadar Türk köylüsü devletin sadece “vergi ver asker ver” yönündeki isteklerine
muhatap olmufltur. Bu yüzden köylü, devlet yerine, “ayan” veya “a¤a”n›n himaye-
sine s›¤›nm›flt›r.
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
192 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Sanayi
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun 20. yüzy›l›n bafl›nda bile henüz sanayileflme yolunda
ciddi kararlar almad›¤› bilinmektedir. Devletin özellikle Saray’›n ve Ordu’nun ihti-
yaçlar›n› karfl›lamak için kurdu¤u birkaç fabrikadan ve ülkede yabanc› sermayenin
kurdu¤u küçük ölçekli ve az say›da sanayi tesislerden baflka s›nai faaliyet yoktu.
Devlet sermayesiyle 1810 y›l›nda kurulan ve askerî kundura, çizme, palaska, fi-
fleklik gibi mallar› imal eden Beykoz tesislerinden sonra, 1835 de çuha, fes, batta-
niye imal etmek üzere ‹stanbul’da Feshane Tesisleri kuruldu. Kadife, ipekli kumafl,
saten ve tafta üretmek için 1845’te Hereke Fabrikas› tesis edildi. Yine devlet eliyle
1850’de pamuklu dokuma ürünleri imal etmek üzere ‹stanbul Bak›rköy Bez Fabri-
kas› faaliyete geçti. Son olarak 1892’de Y›ld›z Çini Fabrikas› kuruldu. Bu büyük te-
sisler Cumhuriyet’ten sonra da faaliyetlerine devam ettiler. Ancak ülkenin her ka-
sabas›nda küçük atölyelerin, sanatkârlar›n var oldu¤unu belirtmek gerekir. Fakat
bu konuda resmî, ayr›nt›l› ve yeterli bilgi üretilmifl de¤ildir. Ülke içinde gümrük
birli¤i oluflmas› ve ulusal düzeyde pazar genifllemesi, 1873 y›l›nda ancak mümkün
olabilmifltir.
Parasal olanaklar› elveriflli ve tasarruf edebilen kesim genellikle asker ve sivil
bürokratlard›. Bu yüksek memurlar›, o zamanki ülke koflullar›na göre ald›klar› üc-
retler nedeniyle bugünün büyük zenginleri gibi görmek mümkündür. Günümüze
dek gelen ve hepimizin güzelli¤ini kabul etti¤imiz ‹stanbul yal›lar› zaman›n büyük
asker-sivil bürokratlar› taraf›ndan yapt›r›lm›flt›. Bu yüzden Müslüman-Türk ayd›n-
lar, genellikle devlet memuru veya asker olmay› tercih etmifllerdi. Ayr›ca ça¤dafl
geliflmelerin d›fl›nda kalm›fl olan e¤itim sistemi üretime yönelik ifl gücünün olufltu-
rulmas›na olanak vermemifltir.
Büyük kentlerdeki az say›da s›nai faaliyetler yabanc›lar›n ya da ülkede yaflayan
az›nl›klar›n elindeydi. Müslüman Türkler, gerçek anlamda ekonomik faaliyetlerle
ancak II. Meflrutiyet’ten (1908’den) sonra ilgilenmeye bafllam›fllard›. Hristiyanlar
askere al›nmazlar bedel öderlerdi. Böylece yerleflme, ifl kurma veya meslek sahibi
olma zaman› bulurlard›. Oysa Müslümanlar seneler süren askerlik hizmeti veya sa-
vafllar nedeniyle sürekli ve düzenli ifl güç sahibi olma flans›na sahip de¤illerdi. F›r-
sat bulanlar genellikle bakkall›kla ifle bafllard›.
1913 ve 1915 y›llar›nda düzenlenen sanayi say›mlar› sonuçlar›na göre bugünkü
Türkiye s›n›rlar› içinde kalan s›nai tesislerinin da¤›l›m› faaliyet alan›na göre flöyleydi:
20 un de¤irmeni, 2 makarna fabrikas›, 1 bira fabrikas›, 6 konserve fabrikas›, 1
buz imalathanesi, 3 kireç-3 tu¤la imalathanesi, 7 kutu imalat›, 2 ya¤ imalat›, 2 sa-
bun imalat›, 2 porselen imalat›, 11 tabakhane, 7 marangoz ve do¤rama atölyesi, 7
yünlü dokuma fabrikas›, 2 pamuk iplik ve dokuma fabrikas›, 30 ham ipek atölye-
si, 1 ipekli dokuma fabrikas›, 5 çeflitli dokuma fabrikas›, 35 matbaa, 8 sigara k⤛-
d› fabrikas›, 5 madeni eflya fabrikas› ve 1 kimyasal ürün fabrikas› gibi...
Tüm s›nai faaliyetlerin ‹stanbul’da toplanmas›n› büyük ölçüde Saray’›n ve yük-
sek memurlar›n ‹stanbul’da uygun bir piyasa yaratmas›yla aç›klamak mümkündür.
Ayr›ca kamunun ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›n›n temel hedef al›nd›¤›n› da unutma-
mak gerekir. ‹stanbul d›fl›nda h›zl› büyüme ve flehirleflme, ticari faaliyetlerin yo-
¤unluk derecesine göre ‹zmir, Selanik ve Beyrut’ta olmufltur.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u imzalad›¤› uluslararas› antlaflmalar ve kapitülasyonlar
nedeniyle, Bat› Avrupa ülkelerinin tar›msal ve s›nai ürünlerinin tam bir pazar› hâ-
line dönüflmüfltü. Eskiden ülke ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›nda büyük pay sahibi
olan küçük aile iflletmeleri ortadan kalkm›flt›. Yine de y›k›c› rekabete dayanarak
hal›c›l›k, bak›rc›l›k, silah imalat›, saraçl›k ve dokumac›l›k gibi alanlarda ayakta kal-
may› baflaran küçük iflletmeler vard›.
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ekonomik Geliflmeler 193
Foto¤raf 7.2
Zaten çok az
say›da olan
fabrikalar›n
artmas› için
devletin önderli¤ine
ihtiyaç vard›.
(Nazilli dokuma
Fabrikas›nda
1937)
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
S O R U S O R U
N N
l›flt›ran ifl yerleri bu kanunun getirdi¤i kolayl›klardan yararlan›yordu. Kanun vergi
muafiyeti, bedava arazi, geçici gümrük muafiyeti, kamunun öncelikle bu tesislerin
ürünlerini sat›n alma zorunlulu¤u gibi hükümler getirmifltir. Ancak bu yasadan ço-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
¤unlukla az›nl›klar ve yabanc›lar yararlanm›flt›r.
‹lk elektrik enerjisi istasyonu 1902’de Adana’da kuruldu. 1913 y›l›nda benzer bir
istasyon ‹stanbul’da faaliyete geçti. Cumhuriyet Dönemi’nde ilk elektrik santrali
1948’de Etibank taraf›ndan kuruldu. Ba¤›ms›zl›k Savafl› bafllarken ülkenin her köfle-
sinde maden arama ve iflletme imtiyaz› yabanc›lara verilmifl durumdayd›. Kömür ifl-
letmelerinin %50’den fazlas› Frans›z ve ‹talyanlar›n kontrolündeydi. Ergani bak›r
madeni de yabanc›lar›n elindeydi ve imalat›n tamam› ham olarak ihraç ediliyordu.
‹mparatorlu¤un ihtiyac› olan bak›r, levha hâlinde ‹ngiltere’den ithal ediliyordu.
1921 y›l›na göre toplam 1298 maden iflletme imtiyaz›n›n sadece 259’u devlete aitti.
Ulaflt›rma
Avrupa’da Sanayi Devrimi 1750- 1820 aras›nda ulafl›m sektöründe de büyük yeni-
likler getirmifltir. 19. yüzy›l›n birinci yar›s›nda buharl› gemiler ve lokomotiflerle in-
san ve yük tafl›yan ve ülkeleri yak›nlaflt›ran yeni bir ulafl›m sistemi egemen olmufl-
tu. Ancak Osmanl› Devleti’nin ça¤› izleyen bir sanayileflme politikas› olmad›¤› için
ulaflt›rma sektörünü yenileme ihtiyac› öne ç›kmam›flt›. Millî Mücadele’nin bafllad›¤›
günlerde Anadolu’da üç ulafl›m yolu vard›: Demir yolu, kara yolu, deniz yolu. Her
üçü de çok ilkel ve ihtiyac› karfl›lamaz durumdayd›. Ülke özellikle ça¤dafl anlamda
kara yolu ve deniz yolu tafl›tlar›na sahip de¤ildi. Deve, kat›r, at ve merkep tafl›ma-
c›l›kta belirleyici araçlard›. Ba¤›ms›zl›k Savafl› s›ras›nda kullan›labilir tek ulafl›m ara-
c› demir yoluydu. Bunlar›n yap›m› ise yabanc› sermayenin denetiminde ve kendi ç›-
karlar›na göre olmufltur. Örne¤in demir yolu hatlar› kurulurken hep k›y›lar yani Ak-
deniz ve Ege tercih edilmifl ve buradaki hatlar baflkent ‹stanbul’a ba¤lanmam›flt›r.
Böylece merkezî yönetimin ülkenin tümüne ulaflmas› ve güçlenmesi önlenmifltir.
Osmanl› Dönemi’nin sonunda mevcut bafll›ca demir yolu hatlar› flöyleydi:
1. Anadolu demir yolu (‹stanbul, ‹zmit, Eskiflehir, Ankara),
2. Ba¤dat hatt› (Eskiflehir, Afyon, Konya, Adana, Halep),
3 Mersin, Tarsus, Adana,
4. ‹zmir, Band›rma,
5. Band›rma, Bursa,
6. ‹zmir, Ayd›n, Afyon.
Bu hatlar›n tamam› yabanc› flirketlerce iflletilmekteydi. ‹lk demir yolu imtiyaz›
1856’da ‹ngiltere’ye ‹zmir-Ayd›n hatt› için verildi. Kömür sa¤lanamad›¤›ndan odun
Foto¤raf 7.3
Mustafa Kemal
Pafla’n›n Mersin
ziyaretinde Tarsus
istasyonunda
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e
SIRAEkonomik
S‹ZDE Geliflmeler 195
SIRA S‹ZDE
kullan›l›yordu, çok ilkel bir düzen içindeydi. ‹ngiliz flirketleri 1866 y›l›na gelindi-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
¤inde 608 kilometre demir yolu hatt›n›n yönetimini ellerine alm›flt›.
Bir Avusturya flirketi “fiark Demir yolu” hatt›n›n yap›m›na 1871’de giriflti. Al-
manlara ilk demir yolu imtiyaz› 1888’de verildi. II. AbdülhamidSKonya, O R U Ba¤dat ve S O R U
Basra Körfezi aras›nda demir yolu yap›lmas›na iliflkin imtiyaz› 27 Kas›m 1899’da
Deutsche Banka vermiflti. Bu imtiyaz› k›sa bir süre sonra 1902’de Anadolu Demir-
D‹KKAT D‹KKAT
yollar› Osmanl› fiirketi devralm›flt›. Bu flirket yine ayn› bankan›n denetimindeydi ve
o tarihte Haydarpafla-Eskiflehir-Ankara ve Eskiflehir-Konya hatlar›n› iflletmekteydi.
N N
Demir yolu a¤›n›n denetimi ancak Millî Mücadele Dönemi’nde Ankara
Hükûmeti’nce sa¤lanm›flt›r. Bu kapsamda 19.7.1920 tarihinde Ankara Hükûmeti’nce
bir ‹flletme Umum Müdürlü¤ü kurulmufltur. Daha sonra cumhuriyet AMAÇLARIMIZ idaresi bir ya- AMAÇLARIMIZ
sayla demir yolu iflletmelerini devlet tekeline alm›flt›r.
Anadolu’da mevcut
yollar›n ço¤u ham
halde olup ço¤u
k›fl›n geçit
vermezdi.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Di¤er yollar iklim flartlar›n›n müsaadesine göre geçit veren ilkel yollard›. 1919’da
Türkiye’de 1000 civar›nda otomobil vard›. Bunlar›n 800 tanesi ‹stanbul’dayd›.
Dünya deniz tafl›mac›l›¤›nda kullan›lan buharl› gemileri, Osmanl› ‹mparatorlu-
¤u ilk kez 1826’da ‹ngiltere’den sat›n ald›¤› gemiyle tan›m›flt›. Padiflaha Bo¤az’da
196 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
gezmesi için al›nm›flt›. ‹ngiliz ve Ruslar›n Bo¤az içinde ifllettikleri vapurlar vard›.
Osmanl›lar 1844 y›l›nda iki vapuru Bo¤az’da sefere koydu. “Fevaid-i Osmaniye”
ad› verilen deniz yolu iflletmesinin yönetimi Mustafa Faz›l Pafla ile Bogos Bey’e ve-
rilmiflti. 1851 y›l›nda Üsküdar’a günde dört sefer yapan Vesile-i Ticaret ve Girit va-
purlar› sefere bafllad›. Yolculardan 25 para ücret al›n›yordu. 1849 y›l›na kadar ‹s-
tanbul flehir hatt› vapurlar›na kad›n yolcu al›nmazd›. Türk bayrakl› gemilere de bu
tarihten sonra al›nmaya baflland›. “fiirket-i Hayriye” kurulduktan sonra ‹ngiltere’ye
6 gemi siparifl edildi ve bu gemiler 1854’den itibaren sefere bafllad›.
Kabotaj hakk›na sahip olmayan Osmanl›larda dolay›s›yla deniz ticaret filosu ge-
liflmedi. Sahip olunan mevcut c›l›z filoyu ise I. Dünya Savafl› olumsuz etkiledi. De-
niz ulafl›m› taka ve küçük motorlarla yap›l›yordu. Savafl sonunda sadece 6 gemi
kalm›flt›. 1920’lerde ithal mallar› genellikle deniz yoluyla ve yabanc› gemilerle ‹s-
tanbul, Mersin ve Trabzon limanlar›na gelirdi.
Türk tersaneleri gemi yap›m›na bafllay›nca Bo¤aziçi’nde yabanc› bayrakl› gemi-
lerin çal›flmas› sona erdi. 1923 y›l›nda ülkede 35 DW ton gibi küçük bir deniz tica-
ret filosu vard›.
‹stanbul içinde ulafl›m› sa¤layan temel tesislerden biri olan Galata Köprüsü de-
mir köprü olarak 1878 y›l›nda II. Abdülhamid zaman›nda yapt›r›lm›flt›. Bugünkü
Galata Köprüsü hâline gelmesi 1912 y›l›nda bir Alman flirketi taraf›ndan gerçeklefl-
tirilmifltir. Hâlâ ‹stanbul halk›na hizmet veren Karaköy-Tünel aras›nda iflleyen ye-
ralt› treni 1874 y›l›nda hizmete girmifltir.
Türkiye’de ilk düzenli posta teflkilat› Ekim 1840’da kuruldu. Bir kamu hizmeti
olarak devletçe yürütülmeye baflland›. 1840’da posta, 1855’te telgraf ve 1908’de de
telefon hizmetleri bafllat›ld›.
D›fl Ticaret
Osmanl› ‹mparatorlu¤u yönetimi kapitülasyonlar nedeniyle serbest d›fl ticaret reji-
mini benimsemek zorunda kalm›flt›r. Bu durum d›fl ekonomik iliflkilerde oldu¤u
kadar siyasette de ülkenin güçlü devletlerin denetimine girmesine yol açm›flt›r.
19.yüzy›lda imzalanan ticaret anlaflmalar›yla durum daha da kötüleflmifltir. Örne¤in
ülkede zaten son derece yetersiz olan yerli sanayii gümrük vergileriyle korumak
mümkün de¤ildi. Zira devlet 1838 anlaflmalar›ndan bafllayarak ithal mallar için
gümrük vergilerini %3 den yukar› ç›karma hakk›na sahip de¤ildi. Buna mukabil ih-
raç mallar› için gümrük bu miktar›n üç kat› idi. Bunal›m›n giderek büyüdü¤ü y›l-
lar olan, Düyunu Umumiye ‹daresi’nin kuruldu¤u y›l ile I. Dünya Savafl›’n›n baflla-
d›¤› y›l aras›nda (1881-1914), ülkenin d›fl ticaret göstergeleri flöyledir:
Ele al›nan dönemde d›fl ticaret a盤› süreklidir ve ihracat›n ithalat› karfl›lama
oran› yaklafl›k %55 düzeyindedir. D›fl ticaretin di¤er yönüne, ithalat ve ihracat›n ül-
kelere göre da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda, an›lan dönemde siyasi geliflmelere paralel
olarak ortaya ç›kan ilginç bir geliflmeyle karfl›lafl›yoruz. 1890 y›l› sonuna göre Al-
manya’n›n gerek ithalat ve gerekse ihracat içindeki pay› yaklafl›k %2 civar›nda ol-
du¤u hâlde; 1913 y›l›na gelindi¤inde bu oranlar büyümüfl; ithalatta %17,6 ve ihra-
catta %8,3 düzeyine ç›km›flt›r. Buna karfl›l›k ‹ngiltere’nin pay› her iki yönde de
azalm›fl; ithalatta %50,6’dan %33,6’ya, ihracatta da %49,7’den %31,6’ya düflmüfltür.
Bir baflka deyiflle 1900-1913 y›llar› aras›nda Osmanl› d›fl ticareti içinde ‹ngiltere ve
Fransa’n›n paylar› düflerken; Avusturya-Macaristan, Almanya ve ‹talya’n›n paylar›
yükselmifltir. Zira ‹ngiltere ve Fransa an›lan dönemde Rusya’y› da itilaflar›na dahil
ederek Osmanl› Devleti üzerindeki paylafl›m anlaflmalar›n› flekillendirmifllerdi. Bu
geliflmeye karfl›n II.Abdülhamid de millî birli¤ini yeni sa¤lam›fl olan Almanya’y› bir
denge unsuru olarak d›fl iliflkilerinde önemli bir noktaya getirmifltir.
Osmanl› Devleti tar›m ürünleri ve baz› madenler ihraç eden; temel tüketim mal-
lar›, di¤er sanayi mallar› ile demir yolu malzemesi ve silah-cephane ithal eden bir
d›fl ticaret yap›s› içindeydi. ‹thalat ve ihracat büyük çapta deniz tafl›mac›l›¤› ile ger-
çeklefltiriliyordu. Deniz ticareti ise ‹ngiliz ve Frans›zlar›n elindeydi. Anadolu d›fl ti-
careti ‹stanbul d›fl›nda ‹zmir, Mersin, ‹skenderun, Samsun ve Trabzon limanlar›n-
dan gerçeklefliyordu.
Osmanl›-Alman ticari iliflkilerinde dönüm noktas› say›lacak olay, 1898 sonbaha-
r›nda II. Wilhelm’in II. Abdülhamid’i ‹stanbul’da ziyaret etmesidir. Bu görüflmeler-
de Alman ‹mparatoru iki ülke aras›nda ortak giriflimler önerirken d›fl al›mlarda Al-
man mallar›n›n tercih edilmesini istemifltir. Bu ziyaretten sonra Alman giriflimcile-
rine verilen yat›r›m ve iflletme imtiyazlar›, özellikle demir yolu alan›nda, büyük bo-
yutlara ulaflm›flt›r.
Alman sermayesi, demir yolu d›fl›nda Konya ve Adana ovalar›n›n sulama proje-
leriyle ilgilenmifltir. Özellikle tah›l ve pamuk üretiminde verimi artt›rmay› öngören
projeler, I. Dünya Savafl› nedeniyle uygulanamam›flt›r. Savafl sonras› dönemde An-
kara Hükûmeti, emekli amiral Colby M. Chester’in bafl›nda bulundu¤u bir Ameri-
kan flirketine, Nisan 1923’te befl bin km’lik demir yolu ve maden imtiyaz› verdi.
Cumhuriyet yönetimine haz›rlanan Ankara Hükûmeti ABD ile yak›nlaflmay› askerî
ve siyasi yönden uygun görmüfltür.
Osmanl› Devleti’nde ilk k⤛t para uygulamas›, yani “Kaime”, 1840 y›l›nda ger-
çekleflti. Devletin piyasaya sundu¤u bu Kaimeler geri ödemeli ve %8 faizliydi. Bir
çeflit borçlanma arac› durumundayd›. Kaimeler alt›n veya gümüfl paralara irtibatl›
de¤ildi. ‹lk on y›l içinde miktar s›n›rl› tutuldu¤u hâlde, daha sonra miktar önemli
oranda artt›. Art arda gelen savafllar nedeniyle Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun büyük
mali s›k›nt› içine girmesiyle, “kötü para iyi paray› kovar” kural›na uygun olarak
“Akçe’ler piyasadan çekildi yerine “Kaime’ler egemen oldu. Ülke I. Dünya Sava-
fl›’na girdi¤inde tedavülde egemen para “kaime” idi. Savafl y›llar›nda Almanya ve
Macaristan’dan sa¤lanan alt›n karfl›l›¤› kredi Düyunu Umumiye ‹daresine devredil-
mifl ve ‹darenin garantisi alt›nda 6,5 milyon liral›k kaime piyasaya sürülmüfltür. Sa-
vafl y›llar› boyunca alt›n sikkeler piyasaya ç›kmad›. Toplam para hacmi 5-6 milyar
kurufl civar›ndayd›. Ayr›ca depo edilmifl alt›n 2-3 milyon kurufl de¤erindeydi. 1 Al-
t›n lira 100 kurufl, 4,3 dolar, 18 mark idi. ‹stanbul’dan uzak illerde ulusal para ya-
n›nda yabanc› paralar da kullan›l›yordu. Örne¤in Hicaz’da Riyal, Trabzon’da Rub-
le, Do¤u illerinde ‹ran paras› tedavül ediyordu.
I. Dünya Savafl› öncesinde Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun para sistemi üç farkl›
para biriminden olufluyordu. Alt›n ve gümüfl sikkeler ile konvertibl banknotlar do-
lafl›mdayd›. Osmanl› Bankas›n›n ç›kard›¤› banknotlar yard›mc› para niteli¤indeydi.
‹lk k⤛t para 1915’te tedavüle ç›kt›. 1918’de mütareke imzaland›¤›nda 1 alt›n lira,
333 kurufl idi. Ba¤›ms›zl›k Savafl› sonunda 625 kurufl oldu. 1930 y›l›nda 1567 say›-
l› Yasa yürürlü¤e girdi¤inde kur 930 kurufl civar›ndayd›.
Osmanl› Devleti, Bat› Avrupa’da yaflanan geliflme, sanayileflme ve d›fla aç›lma
sürecini yaflamad›¤› için, benzer bir bankac›l›k sistemine ihtiyaç duymam›fl ve tefl-
vik de etmemifltir. Sadece Hazinenin iç ve d›fl borçlanmas›n› kolaylaflt›rmak ve sür-
dürmek yönünde, özellikle yabanc› bankalar›n hizmetine ihtiyaç duyulmufltur.
K›r›m Savafl›’ndan sonra Tanzimat Ferman›’na ek olarak ç›kar›lan 18 fiubat 1856
tarihli “Hatt› Hümayun”da, ekonomik ve mali sistemi yönlendirmek ve canland›r-
mak için bir banka kurulmas›n›n önemine iflaret edilmifltir. Bu karar›n ilan›ndan
çok k›sa bir süre sonra bir ‹ngiliz sermaye grubuna 500 bin ‹ngiliz liras› sermayeli
ve Bank-› Osmanî (Ottoman Bank) ad›n› tafl›yan bir banka kurma izni verildi. Ku-
ruluflundan 7 y›l sonra 1863 y›l›nda Banka, Bank-› Osmanî-i fiahane’ye kat›larak fa-
aliyetine son verdi. Günümüze Osmanl› Bankas› olarak gelen bu Banka, Frans›z-
‹ngiliz ortak sermayesiyle ve 30 y›l süreyle imtiyaz alm›flt›. Ancak bu imtiyaz süre-
si dönem dönem uzat›lm›flt›r. Bankaya Hazine ifllemleri yapma ve banknot ç›kar-
ma yetkisi verildi. Ayr›ca tüm ticari bankac›l›k ifllemleri yapma hakk› verilirken her
türlü vergi ve resimden muaf tutuldu. Banka 1863-1914 aras›nda alt›n karfl›l›kl›
konvertibl banknotlar ç›karm›flt›.
‹kinci yabanc› banka, merkezi Paris’te olan Kredi Lyone’dir. Bu banka faaliyet-
lerine 1933 y›l›na kadar devam etti. 19. yüzy›l›n sonuna do¤ru ve 20. yüzy›l›n ba-
fl›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ‹ngiliz ve Frans›zlarla ekonomik ve mali iliflkile-
ri bozulurken Alman ve ‹talyanlarla h›zla geliflmiflti. Bu çerçevede Alman sermaye-
li iki banka; Deutsche Orient Bank 1906’da, Deutsche Bank 1909’da ülkeye geldi-
ler ve II. Dünya Savafl› sonuna kadar da kald›lar. Alman bankalar›n› iki ‹talyan ban-
kas›, 1911’de Banco Di Roma ve 1919’da Banco Commerciale ‹taliana izledi. Birin-
cisi halen faaliyetini sürdürmekte olup, di¤eri 1977’de Türkiye’deki flubelerini tas-
fiye etmifltir. Daha baflka yabanc› bankalar da gelmifl fakat uzun ömürlü olamam›fl-
lard›r. Gelen yabanc› bankalar, ülkeleriyle Osmanl› Devleti aras›nda özellikle tica-
ri iliflkileri gelifltirmeye çal›flm›fllard›r. Ayr›ca madencilik ve ulaflt›rma alan›na yat›-
r›m yapmay› tercih etmifllerdir.
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ekonomik Geliflmeler 199
Kamu Maliyesi
Osmanl› Devleti bir ‹slam devleti olarak kuruldu¤undan, devletin yönetiminde di-
nî kurum ve kurallar egemendi. Bu özelli¤e uygun olarak devletin temel gelir kay-
na¤› fleri vergilerdi. Ancak zaman içinde örfi vergilere de yer verilmifltir. Ülkede
“Tek Hazine”, “Tek Bütçe” ilkeleri 1856 y›l›ndan itibaren yürürlü¤e kondu. 1876
Meflrutiyet Anayasas› ile vergilemenin kanuna dayal› olmas› ilkesi getirildi.
Osmanl›larda devletin “Bat›” anlam›nda bütçe haz›rlamas› 1909’dan sonra ol-
mufltur. Gelir-gider tahminlerinde büyük yan›lmalar oldu¤undan devlet yönetimi
büyük zorluklarla hatta krizle karfl› karfl›ya kal›yordu. Örne¤in, I. Dünya Savafl› y›l-
lar›nda bu tahminlerdeki büyük dalgalanmalar ve büyük bütçe aç›klar› devleti
borçlanmaya zorlam›flt›. Osmanl› maliyesi 1881 y›l›nda yürürlü¤e giren “Muharrem
Kararnamesi’ ile Düyun-u Umumiye ‹daresinin denetimine girmiflti. 1876-1909 y›l-
lar› aras›nda Osmanl› Devleti’ni yöneten II. Abdülhamid’in bu kararnameyi imza-
lamas›yla ülke resmen yar› sömürge hâline gelmifl oldu.
Düyun-u Umumiye ‹daresi yabanc› alacakl›lar› temsil eden befl ülke temsilci-
si ile yerli alacakl›lar› ve Galata bankerlerini temsil eden 2 temsilcinin kat›lmas›y-
la 7 üyeden meydana geliyordu. Tarihçiler bu idareyi ikinci bir Maliye Bakanl›¤›
olarak dünyada benzeri az görülebilecek bir uygulama biçiminde nitelemektedir-
ler. Osmanl› Devleti’nin ekonomik ve mali kaynaklar›n› denetim alt›na alan ida-
re, gerek gördü¤ünde haciz yoluyla tahsilat yapabiliyordu. Böylece ba¤›ms›z
devlet olman›n belki de en önemli unsuru olan vergileme hakk› devletin elinden
al›nm›flt›. On civar›nda vergi çeflidinin gelirlerini do¤rudan Düyun-u Umumiye
‹daresi topluyordu. Birinci Dünya Savafl› öncesinde “vergilerin %5’i devletçe
do¤rudan toplan›rken %95’i mültezim (vergi gelirlerini devlet için toplayan me-
murlar)ler arac›l›¤›yla toplanmaktayd›.
I. Dünya Savafl› sonras›nda galip devletlerin iflgaline u¤rayan Osmanl› Devleti
ikinci bir yabanc› yönetimin denetimine girmiflti. Buna karfl› bafllat›lan Millî Müca-
200 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
dele ile Osmanl› topraklar› üzerinde siyasi ve iktisadi yönden üç ayr› karar merke-
zi do¤du; Anadolu’da Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, ‹stanbul’da Padiflah
Hükûmeti ve ‹flgal Kuvvetleri. Osmanl› Devleti ekonomik olarak ça¤›n gerisinde
kalm›fl, borçlar›n›n taksit ve faizlerini ödeyemeyen, ekonomik ba¤›ms›zl›¤›n› kay-
betmifl, topraklar› paylafl›lm›fl bir devlet durumundayd›.
1919 Y›l› Bütçesi, Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclisi toplanamad›¤› için onayla-
namam›flt›. Bu yüzden 1918 y›l› Bütçe Kanunu’nun 1919 y›l›nda da uygulanmas›
kararlaflt›r›ld›. 1920 y›l› bafl›nda toplanan Mebusan ve Ayan Meclisi bütçe çal›flma-
lar›n› yapmadan ‹ngiliz iflgal kuvvetlerince da¤›t›ld›. Ortaya ç›kan yasal ve mali
boflluk “avans kanunlar›” yoluyla doldurulmaya çal›fl›ld›. Meclis onay görevini an-
cak 28 fiubat 192l’de yapabildi. Onaylanan 1920 y›l› bütçesi 11,6 milyon lira aç›k-
la kapanm›flt›. Aç›k Osmanl› Bankas›ndan al›nan avanslar ve Hazineye ait tafl›nmaz
mallar›n sat›fl›yla kapat›lm›flt›. 1920 y›l› Bütçe gelirlerinin da¤›l›m›; %30 Aflar, %23
gümrük, %11 a¤nam, %9 tuz vb. vergi gelirleri biçimindeydi.
Osmanl› Devleti borçlanarak yaflamaya al›flm›fl bir idareye sahipti. Birinci Dün-
ya Savafl› öncesinde devletin birikmifl borç miktar› 180 Milyon Osmanl› liras› ka-
dard›. Bu borcun en önemli k›sm› d›fl borçlard›. 6 A¤ustos 1924’de yürürlü¤e gi-
ren Lozan Antlaflmas› ile toplam d›fl borç miktar› 161,3 milyon lira olarak belirlen-
di. Ancak borcun Osmanl› ‹mparatorlu¤u s›n›rlar› içinde olup da Lozan Antlaflma-
s› ile ayr›lan ve ba¤›ms›z hâle gelen ülkelerce de ödenmesi kararlaflt›r›ld›. Sonun-
da Osmanl› borcu olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne düflen pay 85 milyon lira oldu.
Buna ek olarak 30 milyon kadar faiz hesap edildi, yani toplam 115 milyon lira
borç ortaya ç›kt›. Cumhuriyet Hükûmetleri borcu ödemeyi kabul etmifllerse de za-
man› ve taksitleri üzerinde alacakl›larla uzun görüflmeler olmufltur. Kesin çözüme
193l’de Paris’te var›lm›flt›r. Bu antlaflmaya uygun olarak yap›lan ödemeler 1954 y›-
l›nda sona ermifltir.
Ankara’da Büyük Millet Meclisi Hükûmeti kurulduktan sonra, ilk mali karar ola-
rak, Anadolu halk›n›n Osmanl› Hükûmeti’ne ödedi¤i vergilere el konulmufltur.
Özellikle “Düyun-u Umumiye” ve Tütün Rejisi ‹daresi gibi örgütlerin toplad›¤› dev-
let gelirlerinin Ankara Hükûmeti Hazinesine nakli sa¤lanm›flt›r. Bu aflamada, an›-
lan hükûmetin henüz bir devlet bütçesi yoktur. Yaflanan ola¤anüstü koflullar için-
de gelir ve giderleri tahmin etmek mümkün de¤ildi.
Kurtulufl Savafl›’yla düzenli bir ordunun günü gününe ihtiyaçlar›n› karfl›lamak
durumunda olan Ankara Hükûmeti, ayn› zamanda örgütlenme ve yerleflme gider-
leri için de kaynak bulmak zorunda kalm›flt›. 5 A¤ustos 1921’de Büyük Millet Mec-
lisinin ç›kard›¤› ola¤anüstü bir yasayla Mustafa Kemal Pafla’ya baflkomutanl›k gö-
revi verilmifltir.
Bu amaçla Mustafa Kemal Pafla 7-8 A¤ustos 1921 tarihinde yay›nlad›¤› Tekâlif-i
Milliye Emirleri ile savafl›n gerektirdi¤i mal ve hizmetlerin teminine çal›flm›flt›r. Bu
emirler;
“1. Her ilçede birer ulusal vergi kurulu kurulacak, bu kurullarca toplanan fley-
ler ordunun çeflitli bölümlerine da¤›t›lacakt›r.
2. Yurtta her ev, birer kat çamafl›r, birer çift çorap ve çar›k haz›rlay›p Vergi Ku-
ruluna verecektir.
3. Tüccar ve halk elinde bulunan çamafl›rl›k, bez, kaput bezi, patiska, pamuk,
y›kanm›fl ve y›kanmam›fl yün ve tiftik, erkek elbisesi, dikmeye elveriflli her
türlü yazl›k ve k›fll›k kumafl, kal›n bez, kösele, vaketa, taban astarl›¤›, sar› ve
siyah meflin, sahtiyan, dikilmifl ve dikilmemifl çar›k, potin, demir, kundura
çivisi, tel çivi, kundura ve saraç ipli¤i, nall›k demir ve yap›lm›fl nal, m›h, yem
torbas›, yular›, belleme, kolan, kafla¤›, gebre, semer ve urganlardan %40’›na
paras› sonra ödenmek üzere el konulacakt›r.
4. Eldeki bu¤day, saman, un, arpa, fasulye, bulgur, nohut, mercimek, kasapl›k
hayvanlar›, fleker, gaz, pirinç, sabun, ya¤, tuz, zeytinya¤› çay ve mumlar›n-
da yine %40’›na, paras› sonra ödenmek üzere teslim al›nacakt›r.
5. Ordu için halktan alman tafl›tlardan geriye kalanlar›n da ayda bir kez ve pa-
ras›z olarak 100 km’lik bir uzakl›¤a dek askerî ulaflt›rma ifllerinde çal›flt›r›la-
cakt›r.
6. Ordunun yedirilip giydirilmesine yarayacak bütün sahipsiz mallara el konu-
lacakt›r.
7. Halk›n elinde bulunan savafla elveriflli bütün silah ve cephane üç gün için-
de hükûmete verilecektir.
8. Benzin, vakum, gres ya¤›, makine ya¤›, don ya¤›, saatçi ve taban ya¤lar›, va-
zelin otomobil ve kamyon lasti¤i, lastik yap›flt›r›c›, buji, so¤uk tutkal, Fran-
s›z tutkal›, telefon makinesi, kablo, pil, ç›plak tel, yal›tkan ve bunlara ben-
zer gereçlerin ve gaz ya¤›n›n %40’›na el konulacakt›r.
9. Demirci, marangoz, dokumac›, tesviyeci, saraç ve arabac›larla bunlar›n ifllik-
lerinin ifl ç›karma giderinin; kasatura, k›l›ç, m›zrak ve e¤er yapabilecek us-
talar›n adlar›yla say›lar›n›n ve durumlar› tespit edilecektir.
10. Halk›n elinde bulunan dört tekerlekli yayl› araba, dört tekerlekli at ve öküz
arabas›yla ka¤n› arabalar›n›n bütün donat›m ve hayvanlar›yla birlikte, binek
hayvanlar›, topçeker hayvanlar, kat›rlar, yük hayvanlar›n›n, deve ve eflekle-
rin %20’sine el konulacakt›r.”
Baflkomutan Mustafa Kemal Pafla’n›n yay›mlad›¤› bu emirlerin “kanun kuvve-
tinde” oldu¤u hususu, Ankara’da 9 Ocak 1920’den itibaren ç›kan Hâkimiyet-i Mil-
liye gazetesi arac›l›¤› ile halka duyuruldu. Oysa 28 fiubat 1921’de yürürlü¤e konan
202 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
SIRA S‹ZDE Ülke içinde kendi vatandafllar›n›n mali s›k›nt›lar›, d›flar›dan al›nan borçlar dolay›s›yla ma-
SIRA S‹ZDE
3 li ba¤›ms›zl›¤›n ortadan kalkm›fl olmas›na karfl›n milletin elindeki malzemenin % 20 ila
%40’›n› devlete ve orduya tahsis etmeyi kabullenmesini nas›l yorumlayabiliriz? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
N N
destek, ba¤›ms›zl›k için her fleyi feda etmeyi bir vatan görevi sayan Anadolu insa-
n›n›n gönüllü katk›lar›ndan ve yard›mlar›ndan sa¤lanm›flt›r.
AMAÇLARIMIZ
Anadolu halk› ard› ard›na gelen Balkan Savafl›, Birinci Dünya Savafl› ve Kurtu-
AMAÇLARIMIZ
lufl Savafl› nedeniyle insan›n›, hayvan›n› ve mal›n› kaybetmifl, yoksul ve çaresizdi.
Halk›n %80’den fazlas› geçimini tar›ma dayal› faaliyetlerden sa¤lamaktayd›. Ülke-
K ‹ T A P de yetiflmiflK ifl‹ gücü,
T A P deneyimli giriflimci, sermaye ve altyap› olmad›¤› gibi, yol gös-
terecek düzenli çal›flan kamu kurum ve kurulufllar› da yoktu.
17 fiubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde ‹zmir’de toplanan Türkiye ‹ktisat Kongre-
TELEV‹ZYON si’nde al›nan
T E L Ekararlara
V ‹ Z Y O N uygun olarak, hükûmet ilk ulusal ticaret bankam›z olan Tür-
kiye ‹fl Bankas›’n›n 1924’te faaliyete geçmesini sa¤lam›flt›r. Ard›ndan sanayi alan›n-
da kredi vermek üzere 1925 y›l›nda Sanayi ve Maadin Bankas› kurulmufltur. Çiftçi
kesiminin iste¤ine uyularak, yaklafl›k devlet gelirlerinin %30’unu sa¤layan Aflar
‹NTERNET ‹ N T E R N E T kald›r›ld›. 1927 y›l›nda “Teflvik-i Sanayi Kanunu” ile s›na-
Vergisi yürürlükten
i yat›r›mlar özendirilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda yani ulusal ekonomiye geçifl süreci içinde Hükûmet
MAKALE M A K A L E öncellikle ele alm›flt›. Kamu kaynaklar› çok yetersiz olmakla
demir yolu yap›m›n›
birlikte yabanc› flirketlerin millilefltirilmesi bafllat›lm›flt›. Devlet d›fl ekonomik iliflki-
leri denetim alt›na almaktan uzakt›. Birinci nedeni ülkenin bir ‘merkez bankas›’
yoktu. ‹flleri yabanc› bir banka olan Osmanl› Bankas› yürütüyordu. Ayr›ca Lozan
Antlaflmas›’na ba¤l› “Ticaret Sözleflmesi”ne göre 1929 y›l›na dek Türkiye gümrük
tarifelerini de¤ifltirme hakk›ndan yoksundu.
Ana hatlar›yla belirlemeye çal›flt›¤›m›z bu olumsuz koflullar, ‘ulusal ekonomiye
geçifl dönemi’ diye niteledi¤imiz (1923-1930) dönemde at›l›m yapmay› engellemifl-
tir. Gazi Mustafa Kemal ve arkadafllar› ‘Modern Türk Devleti Projesi’ne uygun ola-
rak laik Türkiye Cumhuriyeti’nin yaflamas›n› sa¤layacak kurum ve kurulufllar›n ya-
salar›n› yürürlü¤e koydular. Ana hedef halk egemenli¤ine dayanan, ça¤dafl ve bi-
limi rehber alan yeni bir devlet düzeni kurmakt›.
Ülke içinde siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlar afl›lmaya çal›fl›l›rken
“1929 Büyük Buhran›” patlak verdi. Dünyay› sarsan bu ekonomik kriz özellikle ta-
r›m ürünleri piyasalar›nda fiyatlar›n h›zla düflmesine neden oldu. Geleneksel tar›m
ürünleri ihracatç›s› olan Türkiye’nin döviz gelirleri h›zla düfltü. Dolay›s›yla tar›msal
ürünlerin üreticileri büyük bir yoksullaflma süreciyle karfl› karfl›ya kald›lar. Ulusal
ekonomik düzenini kurmaya çal›flan genç Türkiye Cumhuriyeti ‘ekonomik sefer-
berlik’ ilan etmek zorunda kald›. Atatürk’ün önderli¤inde baflar›yla yürütülen siya-
sal, toplumsal ve kültürel reformlar yan›nda, bu kez h›zl› ve köklü iktisadi reform-
lar bafllat›ld›.
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ekonomik Geliflmeler 203
Özet
Osmanl› Devleti’nin son dönemine ait çok güvenilir is- bafllad›¤› günlerde Anadolu’da üç ulafl›m yolu vard›:
tatistiki verilerin olmamas› dönemi de¤erlendirmede bir Demir yolu, kara yolu, deniz yolu. Her üçü de çok ilkel
eksikliktir. Osmanl› Devleti’nin son döneminde tar›m, ve ihtiyac› karfl›lamaz durumdayd›. ülke özellikle ça¤-
sanayi ve ulafl›m sektörlerinin durumu hiç de iç aç›c› dafl anlamda kara yolu ve deniz yolu tafl›tlar›na sahip
bir durumda de¤ildi. Ancak genele bak›ld›¤› zaman de¤ildi. Deve, kat›r, at ve merkep tafl›mac›l›kta belirle-
özellikle Do¤u ve Güney Do¤u Anadolu’da toprak - in- yici araçlard›. Ba¤›ms›zl›k Savafl› s›ras›nda kullan›labilir
san iliflkilerinin feodal düzen içinde oldu¤unu söyle- tek ulafl›m arac› demir yoluydu. Bunlar›n yap›m› ise ya-
mek mümkündür. Aflar Vergisi ve bu uygulaman›n or- banc› sermayenin denetiminde ve kendi ç›karlar›na gö-
taya ç›kard›¤› mültezimlik tar›mda modernleflmeyi en- re olmufltur. Örne¤in demir yolu hatlar› kurulurken hep
gellemiflti. Ulafl›m ve haberleflme yetersizli¤i çiftçinin k›y›lar yani Akdeniz ve Ege tercih edilmifl ve buradaki
içe dönük üretimle yetinmesine yol açm›flt›. Devletin hatlar baflkent ‹stanbul’a ba¤lanmam›flt›r. Böylece mer-
do¤usunda 50 ve daha büyük dönüm topra¤› iflleyenler kezî yönetimin ülkenin tümüne ulaflmas› ve güçlenme-
egemen iken Bat› Anadolu da ise iflletme büyüklükleri si önlenmifltir.
küçülmekte ve piyasaya yönelik üretimde art›fl görül- Ele al›nan dönemde d›fl ticaret a盤› süreklidir ve ihra-
mektedir. Miras yoluyla topra¤›n paylafl›lmas› nedeniy- cat›n ithalat› karfl›lama oran› yaklafl›k %55 düzeyinde-
le ekilebilir topraklar küçülmekteydi. dir. D›fl ticaretin di¤er yönüne, ithalat ve ihracat›n ül-
Hemen her bölgede tah›l ekimi bitkisel üretimde belir- kelere göre da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda, an›lan dönemde
leyici durumdayd›. Ekilebilir alanlar›n bir k›sm› mera, siyasi geliflmelere paralel olarak ortaya ç›kan ilginç bir
bir k›sm› da bak›ms›zl›ktan batakl›k hâldeydi. Mera ala- geliflmeyle karfl›lafl›yoruz. 1890 y›l› sonuna göre Al-
n›n›n genifl olmas› hayvanc›l›¤› kolay ve yayg›n hâle manya’n›n gerek ithalat ve gerekse ihracat içindeki pa-
getirmiflti. Nüfusun %80-85 ‘i tar›m alan›nda çal›flmakta y› yaklafl›k %2 civar›nda oldu¤u hâlde: 1913 y›l›na ge-
ve geçimini sa¤lamaktayd›. lindi¤inde bu oranlar büyümüfl; ithalatta %17,6 ve ihra-
Devletin özellikle Saray’›n ve Ordu’nun ihtiyaçlar›n› catta %8,3 düzeyine ç›km›flt›r. Buna karfl›l›k ‹ngilte-
karfl›lamak için kurdu¤u bir kaç fabrikadan ve ülkede re’nin pay› her iki yönde de azalm›fl; ithalatta %50,6’dan
yabanc› sermayenin kurdu¤u küçük ölçekli ve az say›- %33,6’ya, ihracatta da %49,7’den %31,6’ya düflmüfltür.
da sanayi tesislerden baflka s›nai faaliyet yoktu. Bir baflka deyiflle 1900-1913 y›llar› aras›nda Osmanl›
Devlet sermayesiyle XIX. as›rda kurulan tekstil ve ordu d›fl ticareti içinde ‹ngiltere ve Fransa’n›n paylar› düfler-
ihtiyac›n› karfl›lamaya yönelik büyük tesisler Cumhuri- ken; Avusturya-Macaristan, Almanya ve ‹talya’n›n pay-
yet’ten sonra da faaliyetlerine devam ettiler. Ancak ül- lar› yükselmifltir.
kenin her kasabas›nda küçük atölyelerin, sanatkârlar›n Osmanl› Devleti, Bat› Avrupa’da yaflanan geliflme, sa-
var oldu¤unu, belirtmek gerekir. Ülke içinde gümrük nayileflme ve d›fla aç›lma sürecini yaflamad›¤› için, ben-
birli¤i oluflmas› ve ulusal düzeyde pazar genifllemesi, zer bir bankac›l›k sistemine ihtiyaç duymam›fl ve teflvik
1873 y›l›nda ancak mümkün olabilmifltir. de etmemifltir. Sadece Hazinenin iç ve d›fl borçlanma-
Büyük kentlerdeki az say›da s›nai faaliyetler yabanc›la- s›n› kolaylaflt›rmak ve sürdürmek yönünde, özellikle
r›n ya da ülkede yaflayan az›nl›klar›n elindeydi. Müslü- yabanc› bankalar›n hizmetine ihtiyaç duyulmufltur.
man Türkler, gerçek anlamda ekonomik faaliyetlerle I. Dünya Savafl› öncesinde Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun
ancak II. Meflrutiyet’ten (1908’den) sonra ilgilenmeye para sistemi üç farkl› para biriminden olufluyordu. Al-
bafllam›fllard›. Hristiyanlar askere al›nmazlar bedel öder- t›n ve gümüfl sikkeler ile konvertibl banknotlar dola-
lerdi. Böylece yerleflme, ifl kurma veya meslek sahibi fl›mdayd›. Osmanl› Bankas›n›n ç›kard›¤› banknotlar yar-
olma zaman› bulurlard›. Oysa Müslümanlar seneler sü- d›mc› para niteli¤indeydi. ‹lk k⤛t para 1915’te teda-
ren askerlik hizmeti veya savafllar nedeniyle sürekli ve vüle ç›km›flt›.
düzenli ifl güç sahibi olma flans›na sahip de¤illerdi. F›r- Osmanl›lar›n ulusal bankac›l›k giriflimi Mithat Pafla Dö-
sat bulanlar genellikle bakkall›kla ifle bafllard›. nemi’nde 1863’de Ziraat Bankas› ve 1868’de ‹stanbul
Ulafl›ma gelince Osmanl› Devleti’nin ça¤› izleyen bir sa- Emniyet Sand›¤› ile bafllam›flt›r. Mithat Pafla Nifl Valili¤i
nayileflme politikas› olmad›¤› için ulaflt›rma sektörünü s›ras›nda Ruscuk-Pirot yöresinde kurdu¤u “Memleket
yenileme ihtiyac› öne ç›kmam›flt›. Millî Mücadele’nin Sand›¤›” ile Ziraat Bankas›n›n temelini atm›flt›r. Bu san-
204 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Kendimizi S›nayal›m
1. Birinci Dünya Savafl› y›llar›nda tar›m kesiminde üre- 5. Osmanl› Devletinde ‹lk elektrik enerjisi istasyonu
time katk›da bulunan insanlar askere al›n›rken, büyük- 1902’de nerede kuruldu?
bafl hayvanlar da askerî birliklerin kullan›m›na verilmifl- a. Adana’da
ti. Bu olgu tar›msal üretimin an›lan y›llarda azalmas›na b. ‹zmir’de
yol aç›nca, devlet afla¤›daki uygulamalardan hangisini c. ‹stanbul’da
yapm›flt›r? d. Mersin’de
a. Tar›mda çal›flma, ekme yükümlülü¤ü getirdi e. Tarsus’da
b. Vergileri art›rd›
c. Toprak al›m sat›m›n› serbest b›rakt› 6. ‹lk demir yolu imtiyaz› 1856’da ‹zmir-Ayd›n hatt› için
d. Her türlü tar›msal ürünün ithalat›n› serbest b›rakt› hangi ülkeye verildi?
e. Tar›m ürünlerine el koydu a. ‹ngiltere’ye
b. Almanya’ya
2. Osmanl› Devleti’nde ülke içinde gümrük birli¤i olufl- c. Fransa’ya
mas› ve ulusal düzeyde pazar genifllemesi hangi tarihte d. Rusya’ya
mümkün olabilmifltir? e. ‹talya’ya
a. 1850 y›l›nda
b. 1835 y›l›nda 7. Osmanl› Devleti’nde ilk ka¤›t para uygulamas›, “Kai-
c. 1845 y›l›nda me” hangi y›l gerçeklefltirildi.?
d. 1873 y›l›nda a. 1453
e. 1892 y›l›nda b. 1801
c. 1840
3. Osmanl› Devletinde büyük kentlerdeki az say›da s›- d. 1856
nai faaliyetler yabanc›lar›n ya da ülkede yaflayan az›n- e. 1876
l›klar›n elindeydi. Müslüman Türkler, gerçek anlamda
ekonomik faaliyetlerle ancak ne zaman ilgilenmeye bafl- 8. Osmanl› Devletinde 1917 y›l›nda yerli sermayeyle
lam›fllard›? kurulan ilk banka afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Tanzimat Döneminde a. ‹tibar-› Milli Bankas›
b. Birinci Meflrutiyet Döneminde b. Bank-› Osmani
c. II. Meflrutiyetten (1908’den) sonra c. Bank-› Osmani-i fiahane
d. Balkan Savafllar›ndan sonra d. Milli Ayd›n Bankas› (Tarifl Bank)
e. Birinci Dünya Savafl›ndan sonra e. Türk Ticaret Bankas›
4. Küçük sanayii teflvik ve yerli mal›n› koruma amac›y- 9. Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclis’inin toplanamama-
la 1913 y›l›nda ç›kar›lan “Geçici Sanayi Kanunu” nda s› nedeniyle hangi y›l›n bütçesi onaylanamam›flt›r?
afla¤›daki hükümlerden hangisi yer alm›yordu? a. 1916
a. Vergi muafiyeti, b. 1917
b. Bedava arazi, c. 1918
c. Geçici gümrük muafiyeti, d. 1919
d. Kamunun öncelikle bu tesislerin ürünlerini sat›n e. 1920
alma zorunlulu¤u
e. Az›nl›klar ve yabanc›lar öngörülen yeni ayr›ca- 10. Lozan Antlaflmas› ile Osmanl› borcu olarak Türkiye
l›klardan yararlanmaz Cumhuriyeti’ne düflen pay ne kadard›r?
a. 55 Milyon lira
b. 75 Milyon lira
c. 95 Milyon lira
d. 115 Milyon lira
e. 145 Milyon lira
206 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Okuma Parças›
Milliyet Fikrinin Do¤uflu, Uykusu, 1898’de Göz Aç›fl›, kiye’de yaflarlard›. Ve bunlar›n her birinin o zamanki
Meflrutiyetin ilan› da Türklerin iktisat gözlerini kapayan hayat› ve imtiyaz› bugünkü ecnebi elçileri mertebesin-
kal›n perde tam kald›rmam›fl ise de o karanl›k perdenin deydi. Onlara “Firenk” derlerdi. ‹zmir’de Firenk mahal-
aras›n› 1908 ink›lab› açm›flt›r ve Cumhuriyet devri bu lesi bile vard›r. Beyo¤lu onlar›n saltanat sürdükleri mu-
perdeyi s›y›rm›flt›r. Perde s›yr›l›nca etraf›m›z› saran ate- hitti. Haraç veren sade Türklerdi. ve biz bu hali tabi-
fli çok iyi gördük, anlad›k. Tehlike anlafl›ld›ktan sonra i bulurduk. Bizi sömürüp yiyen hastal›¤›n hiç fark›nda
çaresini bulmak mümkündür. U¤rafla u¤rafla, s›k›nt›lar de¤ildik. Haz›r yiyicilikte devam eder giderdik.
çeke çeke mutlaka bu f›rt›nadan kurtulaca¤›z, benim ‹flte dedi¤imiz gibi bu iktisadi körlü¤ümüzün ilk ›fl›¤›
itikad›m budur. 1855’te parlam›fl 1897’de Ermeni isyan›nda ilk eserini
fiimdi gelelim eski halimize ve eski duygumuza: vermifltir. O tarihte Saray bile ürktü, Mihran’›n “Sabah”
‹stanbul Bafldefterdarl›¤›nda bulunmufl olan büyük ba- gazetesini muvakkaten kapad›. Bu sayede “‹kdam” için-
bam Muhtar Efendiden kalma Vaniköyü’ndeki yal›m›z- de ç›rp›nd›¤› s›k›nt›dan kurtulmufltu. Halk art›k bir Tür-
da ben dünyay› ilk görüp anlamaya bafllad›¤›m vakit ai- kün ç›kard›¤› gazeteye heves eyledi¤i için Sabah’›n ka-
le doktorumuzun ad› Andonaki, eczac›m›z›n ismi Petra- pal› kald›¤› günlerde ‹kdama al›fl›verdi ve ‹kdam› yaflat-
ki idi. Babam›n sarraf› Artin di. Bakkal›m›z Bodosaki , t›. Gene 1897’de ilk Türk eczanesi aç›ld›. fiehzadebafl›n-
terzimiz Karnik, kuyumcumuz Garpis, berberimiz Yani da idi. Hamdi isminde idi.
idi. Yal›n›n önünden kay›kla geçen tefeci Miflon, gev- fiimdi burada bir mühim noktaya temas edece¤im:
rekçi Yanko, yemiflçi Vasil bize her gün mal satard›. Ya- Ben bu hali gençlere, eski iktisadi körlü¤ümüzü anlat-
l›da sandalc›m›z Dimitri idi. Ayvaz›n ad› ‹stipan idi; eve mak için yaz›yorum. As›rlarca iktisat hayat›nda kör ya-
gelen bohçac› kad›n Mannik dudu idi. flayanlar gözlerini açar açmaz derhal tacir, esnaf ve
Biz, bu bir sürü yabanc›lar›n al›flveriflini çok tabii bulu- san’atkâr oluvermezler ve böyle zanne düflüp reaksiyo-
yorduk. Paralar›m›z› onlara düflünmeden verirdik. Çün- na kalkmak daha tehlikelidir. Ve ifl “fiövenlik” flekline
kü ‹stanbul’un Türkleri ya Mevleviyet tahsisat› veya Ar- döner. Gençler haz›r yiyicili¤imizi göz önünde tutup ik-
pal›k paras› alan bafl› sar›kl›lardan, yahut maafll› olarak tisat hayat›nda “milliyet” ruhunu ve çal›flkanl›¤›n› yedi-
kalemlerdeki memurlardan ve zabitlerden ibaret idi ve re yedire getirmek gibi çok zor bir vazife bafl›na geli-
ticarete, sanayie esnafl›¤a hakaretle bakard›k. Bu iflleri yorlar. Bunu unutmas›nlar.”
‹stanbullu beyler kendilerine lay›k görmezdi. ‹stanbul
Türkleri hemen hep haz›r yiyici idi. Anadoludan ve Ru- Kaynak: Ahmet ‹hsan (Tokgöz), Matbuat Hat›rala-
meliden flehre gelen Türkler ise hamal, küfeci ve renç- r›m (1888-1923) ‹kinci cilt Meflrutiyet ‹lan›ndan
berlikten ileri geçmezlerdi ve bu zavall›lara “kaba Türk”, Umumi Muharebeye Kadar 1908-1914, Ahmet ‹hsan
“Leblebici Türk” derlerdi. Matbaas›, ‹stanbul 1931, s. 111-114.
Bo¤aziçinden ‹stanbula bizi indiren vapurlar›n kaptan-
lar›n›n hiç birisi Türk de¤ildi. fiimendifer idarelerinde,
bankalarda, karantina ve fener idarelerinde tek bir Türk
görülmüfl de¤ildi.
Kitab›m›n birinci cildinde yazd›¤›m üzre gazetecilik ve
kitapç›l›k ve matbaac›l›k dahi her fley gibi Türk olma-
yanlar›n elinde idi. Günlük gazetelerin sahipleri Çörçil,
Filip, Mihran, Nikolaidi adl› idi. Mecmualar› Karabetler
ve Gasparlar, Ohannesler ç›kar›rd›. Türk tebaas› oldu¤u
halde Türklük ile alakas› hiç mesabesinde olan bu gü-
ruhun yan›nda daha ac›kl› bir güruh daha vard›. Bu da
‹stanbul veya ‹zmir’de belki yüz seneden beri yerlefltik-
leri ve ifller tuttuklar› halde ceplerinde, belki hiç tan›-
mad›klar› bir memleketin, ecnebi pasaportunu tafl›yan
Levantenler idi. Kapitülasyon rejiminden istifade eden
levantenler cennette imifl gibi vergisiz, kontrolsüz Tür-
7. Ünite - Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ekonomik Geliflmeler 207
Seçilmifl Bibliyografya
Aysan, Mustafa, Atatürk’ün Ekonomi Politikas›, ‹s-
tanbul, 1980.
Berkes, Niyazi, Türkiye ‹ktisat Tarihi I, II, Gerçek Ya-
y›nlar›, ‹stanbul.
Çavdar, Tevfik, Milli Mücadele Bafllarken Say›larla
Vaziyet ve Manzara-i Umumiye, Milliyet Yay›nla-
r›, 1971.
Eldem, Vedat, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Ekonomisi,
Türk Tarih Kurumu Yay›n›, 1994.
F›nd›ko¤lu, Z.F., Türkiye’de ‹ktisat Tedrisat› Tarih-
çesi, ‹Ü ‹ktisat Fakültesi Yay›nlar›, 1946.
Kuruç, Bilsay, Belgelerle Türkiye ‹ktisat Politikas›,
SBF Yay›nlar›, Ankara, 1988.
Ökçün, Gündüz, Osmanl› Sanayii 1913,1915, SBF
Yay›nlar›, 1970.
Pamuk, fievket, Osmanl› D›fl Ticaret ‹statistikleri,
D‹E Yay›nlar›, 1995
Toprak, Zafer, Türkiye’de Milli ‹ktisat (1900-1918),
Yurt Yay›nlar›, 1982.
Tezel, S. Yahya, Cumhuriyet Döneminin ‹ktisadi Ta-
rihi, Yurt Yay›nlar› Ankara, 1986.
Ülken, Yüksel, Atatürk ve ‹ktisat, Türkiye ‹fl Bankas›
Kültür Yay›nlar›, 1982
Yeniay, ‹.Hakk›, Yeni Osmanl› Borçlar›, ‹ktisat Fakül-
tesi Yay›n›, 1964.
8
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Askerî geliflmelerden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin dip-
N
lomatik görüflmeleri nas›l idare etti¤ini aç›klayabilecek,
Lozan Bar›fl Konferans›’nda Türk heyetinin hangi konularda büyük tart›flma-
N
lar yaflayarak Türk tezini kabul ettirmeye çal›flt›¤›n› aç›klayabilecek,
‹kinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni devletin oluflumunu ta-
N
mamlayan kanunlaflt›rma faaliyetlerinin gerekçelerini aç›klayabilecek,
Mustafa Kemal Pafla’n›n yönetiminde Cumhuriyet’in ilan›na nas›l ad›m ad›m
gidildi¤ini aç›klayabilecek bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.
Anahtar Kavramlar
• Tam Ba¤›ms›zl›k • Millî Devletin Oluflumu
• Az›nl›klar Meselesi • Cumhuriyetin ‹lan›
• S›n›rlar›n Belirlenmesi
‹çindekiler
• YEN‹ TÜRK DEVLET‹’N‹N ‹LANI:
LOZAN’DAN CUMHUR‹YET’E
• LOZAN KONFERANSININ
TOPLANMASI
Atatürk ‹lkeleri ve Yeni Türk Devleti’nin
‹lan›: Lozan’dan • SINIRLARIN TESP‹T‹
‹nkilap Tarihi-I Cumhuriyet’e • AZINLIKLAR ‹LE ‹LG‹L‹ MESELELER
• ‹KT‹SAD‹ VE MAL‹ MESELELER
• ADIM ADIM CUMHUR‹YET’E G‹D‹fi
• CUMHUR‹YET‹N ‹LANI
Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›:
Lozan’dan Cumhuriyet’e
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
t›flmalar›n durdurulmas›, Do¤u Trakya’n›n Yunan kuvvetleri taraf›ndan boflalt›larak
Türklere teslimi ve yap›lacak bar›fl antlaflmas› için zemin haz›rlanmas› oldu¤unu ifa-
AMAÇLARIMIZ
de etmifltir.AMAÇLARIMIZ
Müttefik devletlerin temsilcileri, ‹smet Pafla’n›n Do¤u Trakya’n›n Yunan-
l›lar taraf›ndan terk edilmesi iste¤ini de kabul etmek zorunda kalm›fllard›r. 10
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Ekim’de bütün konularda anlaflmaya var›lm›fl, 11 Ekim 1922 günü mütareke imza
K ‹ T A P edilmifltir. ‹mza
K ‹ T edilenA P protokole göre Do¤u Trakya’n›n tahliyesine, sözleflmenin
D Ü fi Ü N E L ‹ M yürürlü¤e Dgirdi¤i tarihten
Ü fi Ü N E L ‹ M itibaren bafllanacak ve 15 gün içinde tamamlanacakt›r.
Yunanl›lar çekildikçe idareyi Müttefiklere, onlar da Türklere b›rakacaklard›r. Yunan
T ESL OE VR‹ ZUY O N k›talar›n›n Tçekilmelerinden
ESL OE VR‹ ZUY O N sonra 30 gün içinde Müttefikler de Trakya’y› tamamen
boflaltacaklard›r. Mütareke 15 Ekim 1922 tarihinden itibaren yürürlü¤e girecektir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Mudanya Mütarekesi’nin yap›lm›fl olmas› ile BMM ‹tilaf Devletlerince resmen
MAKALE M A K A L E Trakya’n›n bar›fl antlaflmas›na b›rak›lmadan hemen boflalt›lma-
tan›nm›fl oluyordu.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
s› ile hukuken de facto (fiilî) bir durum önlenmifl oldu¤u gibi bu süre zarf›nda
Trakya’n›n da Yunanl›lar taraf›ndan tahrip edilmesinin ve Yunan mezaliminin önü-
ne geçilmifl oluyordu. Köklü bir bar›fl yap›labilmesi için gereken zemin de Mudan-
K ‹ T A P K ‹ TileA haz›rlanm›fl
ya Mütarekesi P oluyordu.
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
214 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
dederek toplant›y› terk etmifl ve Türkiye’ye dönmüfltür.
Lozan’dan dönen Türk heyeti Türkiye Büyük Millet Meclisinde a¤›r elefltirilere
AMAÇLARIMIZ muhatap olmufltur.
AMAÇLARIMIZ Olumsuz sonuçlanan görüflmelerle ilgili TBMM’de Misak-› mil-
lî’den tavizler verildi¤i ve ‹smet Pafla’n›n Konferans’›n yükünü kald›ramad›¤› nok-
talar›nda yo¤unlaflan tart›flmalar yaflanm›flt›r. Di¤er taraftan mevcut durumda da-
K ‹ T A P yatmalar› kabul
K ‹ T etmeyece¤i
A P anlafl›lan Meclis içinde de farkl› yaklafl›mlar ortaya ç›k-
m›flt›r. Yurdun düflmandan temizlenmesi ile Meclisin asli görevini tamamlad›¤› be-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 215
lirtilerek bar›fla karar verecek Meclis için millet iradesine baflvurulmas› istenmifltir.
Bu esnada Meclisteki muhalif gurubun önemli ismi Ali fiükrü Bey’in bir cinayete
kurban gitmesi büyük tepki do¤urmufltur. Yap›lan görüflmelerden sonra 1 Nisan
1923 tarihinde Büyük Millet Meclisi büyük bir ço¤unluk ile seçimlerin yap›lmas›
karar›n› alm›flt›r.
Konferans’›n ilk döneminde en ciddi tart›flmalar ‹ngiliz donanmas›n›n ‹stan-
bul’da ve ‹ngiliz kuvvetlerinin Musul’da bulunmas› nedeniyle ‹ngiltere ile yaflan-
m›flt›r. Konferans’›n ilk k›sm›nda ‹ngiltere ile olan anlaflmazl›klar üzerinde durul-
mufl ve bu meseleler k›smen de olsa çözülmüfltür. Fransa’y› ilgilendiren mali ve ik-
tisadi meseleler çözümlenememifltir. ‹talya’ya On ‹ki Ada verilmek suretiyle Türki-
ye üzerindeki istekleri itibar›yla tatmin edilmifltir.
‹smet Pafla, taraf devletlerin D›fliflleri Bakanlar›na, 8 Mart 1923 tarihli bir mek-
tupla müracaat etmifl ve antlaflma üzerinde Türk Hükûmeti’nce yap›lmas› istenen
de¤ifliklikleri bildirmifltir. Devletler bu notaya 28 Mart 1923 tarihli bir nota ile ce-
vap vermifller ve 4 fiubat’ta kabul edilen baz› fleylerin tekrar ele al›nmas›ndan flikâ-
yet etmekle beraber bar›fl› elde edebilmek için görüflmelere haz›r olduklar›n› bil-
dirmifllerdir. Bu geliflmelerden sonra heyetlerin Lozan’a gelmesi ile 23 Nisan 1923’te
Konferans’›n ikinci dönemi bafllam›flt›r. Bu görüflmelerde Türkiye’yi yine ‹smet Pa-
fla temsil etmifltir. ‹ngiltere’yi Sir Horace Rumbold, Fransa’y› General Pelle, ‹talya’y›
ise Montagna temsil etmifllerdir.
SINIRLARIN TESP‹T‹
Türkiye’nin s›n›rlar› meselesinin görüflülmesine 22 Kas›m 1922’de Lord Curzon’un
baflkanl›¤›ndaki Arazi ve Askerlik Komisyonunda bafllanm›flt›r. Suriye s›n›r›n›n, 20
Ekim 1921’de Fransa ile imzalanan Ankara ‹tilafnamesi’nde belirlenen haliyle aynen
kabul edilmesi ve ‹skenderun ve Antakya’daki Türklerin kendi kültürlerini koruma-
lar› konusunda Ankara ‹tilafnamesi’nin hükümlerine uyulmas› kararlaflt›r›lm›flt›r.
‹skenderun Sanca¤›, Misak-› Millî s›n›rlar› içinde mütalaa edilmesine ra¤men
Ankara ‹tilâfnamesi’nde millî s›n›rlar d›fl›nda kalm›flt›. Ankara ‹tilafnamesi ile Fran-
sa, her ne kadar ‹skenderun Sanca¤›’n›n Misak-› Millî s›n›rlar› içine al›nmas›n› ka-
bul etmemifl ise de özel bir statüyü kabul etmekle ileride Türk vatan›na ilhak›na
zemin haz›rlam›flt›r. Böylece ‹skenderun Sanca¤›, Suriye ile birlikte Frans›z manda-
s› alt›na girmifltir. Fransa daha sonra Suriye içinde Sancak bölgesi için özerk bir yö-
netim tesis etmifl, ‹skenderun Sanca¤›’n› da Halep’e ba¤lam›flt›r.
Bu arada 1923 y›l›nda Tayfur Sökmen’in baflkanl›k etti¤i “Antakya-‹skenderun
ve Havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” kurulmufl ve kurulan bu cemiyet, bölgenin
Türkiye’ye kat›lmas› yönünde faaliyetlerini sürdürmüfltür.
Karadeniz’de Rezve deresi s›n›r›na kadar gelen 1913 s›n›r› aynen kabul edilmek
suretiyle Bulgaristan s›n›r› belirlenmifltir.
Do¤u Trakya s›n›r›n›, Mudanya Mütarekesi’nde tespit edildi¤i flekilde Meriç
Nehri’nin teflkil etmesi ve Edirne ile birlikte (Harp tazminat› olarak) Karaa¤aç’›n da
Türkiye’de kalmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. M›s›r ve Sudan’da ‹ngiliz hâkimiyeti kabul
edilmifl, Trablusgarp üzerindeki haklardan da vaz geçilmifltir.
Konferans’ta Türkiye-Irak s›n›r›n›nda çözümü mümkün olamam›fl ve meselenin
Lozan’dan sonra dokuz ay içinde Türkiye ile ‹ngiltere aras›nda dostça belirlenmesi
kararlaflt›r›lm›flt›r. Böylece Musul meselesi Konferans’ta çözülememifl ve ileriye b›-
rak›lm›flt›r. Konferans’tan sonraki süreçte 1926’da imzalanan Ankara Antlaflmas› ile
Musul’un ‹ngilizlerin manda yönetimi alt›nda Irak’a b›rak›lmas›na karar verilecektir.
216 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Türkiye için hayati bir öneme sahip olan ve asgari vatan s›n›rlar›n› ifade eden
Misâk-› Millî’nin vazgeçilmez bir parças› Musul, ‹ngiltere için de gerek zengin “pet-
rol kaynaklar›” gerekse “Hindistan yolunun emniyeti” bak›m›ndan ele geçirilmesi
zorunlu görülen stratejik ve iktisadi öneme sahip bir bölgeydi.
Musul Meselesi’nde Türkiye, Musul’un bir Türk topra¤› oldu¤u tezini siyasi, ta-
rihî, etnografik, co¤rafi, ekonomik ve askerî gerekçelere dayand›r›larak ‹ngilte-
re’nin ortaya koymaya çal›flt›¤› iddialar çürütülmüfltür. Ortaya koyulan siyasi, tari-
hi, etnografik, co¤rafi, ekonomik ve askerî gerekçelere delillere ve ‹smet Pafla’n›n
bölgede “plebisit” yap›lmas› yönündeki teklifine ra¤men Lord Curzon Musul me-
selesinin Milletler Cemiyetine havalesi ve karar›n cemiyet taraf›ndan verilmesini
teklif etmifltir. ‹smet Pafla bu teklifi kabul etmemifl ve yaz›l› bir teklif yaparak Mu-
SIRA S‹ZDE sul meselesini
SIRA Türkiye
S‹ZDE ile ‹ngiltere aras›nda bir y›l içinde ortak bir anlaflmayla çö-
zümlemek üzere Konferans program›ndan ç›kar›lmas›n› istemifltir.
Lozan’da halledilemeyen Musul meselesinin, Lozan sonras›ndaki dokuz ay zar-
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
f›nda Türkiye ile ‹ngiltere aras›nda görüflmeler yoluyla halledilmesi, bu mümkün
olmad›¤› takdirde meselenin Milletler Cemiyetine havale edilmesi kararlaflt›r›lm›fl-
S O R U t›r. Lozan’danS Osonra
R U 19 May›s 1924 tarihinde ‹stanbul’da bafllayan ikili görüflmeler-
de ‹ngiltere’nin Hakkari üzerinde de hak iddia etmesi üzerine bir sonuç al›nama-
D‹KKAT m›fl ve ‹ngiltere
D ‹ K Kmeseleyi
AT 6 A¤ustos 1924’te Milletler Cemiyetine götürmüfltür. Türk
taraf› burada da plebisit teklifinde bulunmufl ancak ‹ngiltere bu teklifi bölgede ya-
flayan halk›n cahil oldu¤u ve s›n›r ifllerinden anlamad›¤› gerekçesiyle reddetmifltir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Musul meselesinin Milletler Cemiyetinde görüflüldü¤ü bir zamanda Türkiye’de ç›-
kan fieyh Sait isyan› Musul’un Türkiye’ye verilmesi tezini zay›flatm›flt›r. 5 Haziran
AMAÇLARIMIZ 1926’da imzalanan
AMAÇLARIMIZ Ankara Antlaflmas› ile Musul’un ‹ngilizlerin manda yönetimi al-
t›nda Irak’a b›rak›lmas›na karar verilecektir.
Bo¤azlar
‹NTERNET ‹ N T E R N E T en zor geçen görüflmelerinden biri Bo¤azlar meselesi üzerin-
Lozan Konferans›’n›n
de olmufltur. Ruslar›n Bo¤azlarla ilgili görüflmelere kat›lmalar› ve Türk görüflüne
yak›n bir tav›r izlemelerine karfl›l›k ‹ngilizler, kendi isteklerini müttefiklerin iste¤iy-
MAKALE mifl gibi ileriMsürmüfllerdir.
AKALE Anlafl›laca¤› gibi Bo¤azlarla meselesinde sert tart›flmala-
r›n yaflanmas›n›n as›l nedeni Bo¤azlara, Karadeniz’e komflu olmayan devletlerin de
meseleye kar›flmalar›d›r.
Konferans’ta bo¤azlarla ilgili üç farkl› görüfl ortaya ç›km›flt›r:
1. ‹tilaf Devletlerinin görüflü: ‹stanbul ve Çanakkale Bo¤azlar›n›n, hem ticaret
hem de harp gemileri için kesin olarak aç›k olmas›; bu aç›kl›¤›n güvencesi
olarak Bo¤azlar›n iki taraf›n›n askersizlefltirilmesi ve milletleraras› bir idare
kurularak bu idarenin kontrolünde yönetilmesi. ABD temsilcisi de hiçbir
millet için özel ayr›cal›k olmaks›z›n tam bir serbestlik olmas›n› ve dünya ti-
caretini hiçbir milletin engellememesi gerekti¤ini savunmufltur.
2. Rusya’n›n görüflü: Bo¤azlar, ticaret gemilerine ve bar›flç› gemilere daima
aç›k bulundurulmal›, ‹stanbul’un güvenli¤i Karadeniz’in bar›fl› ve k›y›lar›n›n
güvenli¤i sürekli güvence alt›na al›nmal›, Bo¤azlar gerek savaflta gerekse
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 217
silahtan ar›nd›r›lacakt›.
Lozan’da Bo¤azlar meselesi her ne kadar çözülmüfl ise de Bo¤azlar›n
D‹KKAT ve Mar- D‹KKAT
mara Denizi’ndeki adalar›n askersizlefltirilmesi Türkiye’nin egemenlik haklar›n› s›-
n›rland›r›yordu. Bir süre sonra Lozan Antlaflmas›’nda öngörülen garanti ile haklar›-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
n›n korunamayaca¤›n› anlayan Türkiye, flartlar›n de¤iflti¤inden bahisle Bo¤azlarla
ilgili statünün de¤iflmesi yönünde birtak›m teflebbüslerde bulunmufl ve 20 Tem-
muz 1936 y›l›nda Montreux Bo¤azlar Sözleflmesi imzalamak suretiyle AMAÇLARIMIZ Bo¤azlar me- AMAÇLARIMIZ
selesini iste¤i do¤rultusunda çözülecektir.
N N
raf›ndan Türklere ve mallar›na verilen zararlar›n tümünün tazmin edilmesi husu-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
sunda ›srar etmifltir.
‹ngiltere ve Yunanistan Musul, ‹stanbul’un boflalt›lmas›, Osmanl› borçlar› ve ka-
AMAÇLARIMIZ
pitülasyonlar meselelerinde Türk heyetine çok zorluk ç›karm›fllard›r. ‹ki hafta dost- AMAÇLARIMIZ
ça süren görüflmeler, ikinci haftadan itibaren ç›kmaza girmeye bafllam›fl, anlaflmaz-
l›k had safhaya gelince Türk heyeti 4 fiubat 1923’te Ankara’ya dönmüfltür.
K ‹ T A P K ‹ T A P
20 Kas›m 1922- 4 fiubat 1923 aras›ndaki Lozan Konferans›’ndan ‹ngilizlerin Yu-
nanistan’› aç›kça himaye etmesi ve Türkiye üzerindeki bask›s›, Bat› Trakya’n›n Yu-
nanistan’a kalmas›na ve milyarlarca lira maddi ve ondan daha ac› manevi zararlar
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
vererek Bat› Anadolu, Marmara ve Do¤u Trakya’y› harabeye çeviren Yunanl›lardan
harp tazminat› al›nmas›n› imkâns›z hâle getirmifltir.
Konferans s›ras›nda bütün Osmanl› borçlar›n› Türkiye’ye ödetmek isteyen müt-
tefiklere karfl› sürülen teze karfl› Osmanl›lar bu borçlar› ald›¤› zamanki
‹ N T E R N Etopraklar›n›n
T ‹NTERNET
tamam› Türkiye’de olmad›¤›na göre Türkiye de bütün borçlardan mesul olamazd›.
Türk tezi “Ya o topraklar› bize verin bizde bütün borçlar› kabullenelim veya o borç-
lardan bugün elimizde kalan topraklara göre hissemize düfleni öderiz” M A K A L E fleklinde ol- MAKALE
mufltu. Müttefiklerin söz konusu topraklar› Türkiye’ye vermeye yanaflmalar› müm-
kün de¤ildi. O zaman da ikinci fl›kk› kabul etmek zorunda kald›lar. Fakat eski Os-
manl› topraklar› üzerinde kurulan yeni devletler bunu kabul etmediler. Zaten Bat›-
l›lar›n onlara böyle bir konuda ›srar› da beklenemezdi. Antlaflmada al›nan karara
göre Osmanl› Borçlar›, Osmanl› Devleti’nden ayr›lan ülkeler aras›nda paylafl›lacak
ve Türkiye’nin pay›na düflen borçlar›n ödenmesi belirli taksitlere ba¤lanacakt›r.
Lozan’da Osmanl› d›fl borçlar› d›fl›nda ‹tilaf Devletleri’nin devam›nda çok ›srar-
c› olduklar› Kapitülasyonlar›n bütün sonuçlar›yla kald›r›lmas› mümkün olmufltur.
Ancak baz› Bat›l› uzmanlar Türk adliyesini düzenlemek için 5 y›l süreyle Türki-
ye’de dan›flmanl›k görevi yapacaklard›r.
143 maddeden oluflan Lozan Bar›fl Anlaflmas›, 24 Temmuz 1923’te Türkiye, ‹n-
giltere, Fransa, ‹talya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçi-
ka devletleri aras›nda imzalanarak yürürlü¤e girmifltir. Bo¤azlara ait bölümünü ise
Sovyet Rusya temsilcisi ‹stanbul’da imzalam›flt›r. ABD Lozan’a gözlemci olarak ka-
t›lm›fl, bu nedenle Antlaflma’y› imzalamam›flt›r. Antlaflma 23 A¤ustos 1923 tarihin-
de TBMM’de onaylanm›fl ve 6 Haziran 1924 tarihinde yürürlü¤e girmifltir.
Türkiye’nin istiklal harbini kazanmas›na karfl›n görüflme masas›nda bu baflar›-
n›n görmezden gelinmeye çal›fl›lmas› ve Misak-› Millî’de ortaya konan esaslardan
baz› noktalarda tavizler vermek zorunda kalmas› hiç flüphesiz iç ekonomik, sosyal
ve askerî flartlardan kaynaklanm›flt›r. Türkiye’nin istediklerinin hepsini alamamas›
durumunda savafla devam edebilme gibi bir seçene¤inin olmamas› kazan›mlar›n
belli bir düzeyde kalmas›na ve II. Dünya Savafl›’na giden y›llar›n uygun uluslarara-
s› ortamlar›nda tamamlanabilmesine yol açm›flt›r.
220 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
Sonuç olarak; Türk milleti I. Dünya Savafl›’ndan sonra kendisine hayat hakk› ta-
n›mayan Sevres Bar›fl Anlaflmas›’n› kabul etmemifl, iflgallere karfl› ‹stiklal mücade-
lesine girmiflti. Kazand›¤› askerî zaferler sonunda imzalad›¤› Lozan Bar›fl Antlaflma-
s› ile de ba¤›ms›zl›¤›n› tüm dünyaya ilan etmifl oluyordu. Misak-› Millî’nin gerçek-
lefltirilmesi ve tam ba¤›ms›zl›¤›n sa¤lanmas› yolunda büyük bir kararl›l›kla yürütü-
len millî hareketin siyasi ve hukuki alanda bir baflar›s› olarak kabul edilmesi gere-
ken Lozan Bar›fl Antlaflmas› yeni, ba¤›ms›z ve güçlü bir Türk devletinin kurulmas›-
n› sa¤layan bir antlaflma olmufltur.
‹tilaf Kuvvetleri
subaylar›n›n Türk
Sanca¤›n›
Selamlayarak
‹stanbul’dan
Ayr›l›fl› 5 Ekim
1922
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
Ankara’da meclisin hükûmet baflta olmak üzere çal›flma organlar›n› teflkil etti¤i
14 A¤ustos’ta Salahaddin Âdil Pafla da ‹stanbul komutanl›¤›na atand›. 23 A¤ustos
1923’te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Lozan Antlaflmas›’n› tasdik etmesiyle
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 221
N N
SIRA S‹ZDE ile meflhur
Rauf Bey’in seçimini karar alt›na ald›rm›fllard›. Sabit Bey’in ittihatç›l›¤› SIRA S‹ZDE
olmas›n›n Mustafa Kemal Pafla’y› rahats›z etti¤i ifade olunmaktad›r.
Bu durumda Mustafa Kemal’in daha seçimlerin hemen ertesinde haz›rl›¤›n›
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
yapt›¤› projeyi uygulamaya koydu¤unu görüyoruz: Cumhuriyeti ilan etmek. 25 ve
26 Ekim günlerinde Hükûmeti Çankaya’da toplayarak son geliflmeler üzerine Hü-
kûmetin istifa etmesi gerekti¤ini belirten Mustafa Kemal Pafla, mevcut Hükûmet
K ‹ T A P K ‹ T A P
üyelerinden hiç kimsenin yeni kurulacak kabinede görev kabul etmemesini iste-
mifltir. Böylece Meclisteki muhalefet grubuna bir Hükûmet kurma imkân› tan›mak-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
222 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I
tayd›. Asl›nda bu ayn› zamanda bir iktidar mücadelesi, aç›ktan a盤a bir güç göste-
risiydi. O zaman di¤er Hükûmet üyeleri gibi Meclis taraf›ndan seçilen Genelkur-
may Baflkan› d›fl›nda bütün Hükûmetin istifas› ile muhalefet, kendi düflünceleri
çerçevesinde bir Hükûmet kurmak ve memleketi yönetmek flans›na kavufluyordu.
Bununla birlikte Mustafa Kemal Pafla, onlar›n uyumlu bir hükûmet kuramayacak-
lar›na, kursalar bile memleketi idare edemeyeceklerine inan›yordu. Burada Musta-
fa Kemal Pafla’n›n haz›rl›klar›n› çok yönlü gerçeklefltirdi¤ine iflaret etmeliyiz. 27
Ekim 1923 tarihli istifa yaz›s›nda Hükûmet, Türkiye Devleti’nin karfl› karfl›ya bulun-
du¤u mühim iç ve d›fl meselelerin kolayca hâlli için “Meclisin tam deste¤ine sahip,
gayet kuvvetli bir hükûmet’in kurulmas›na hizmet”in amaçland›¤›n› belirtmektey-
di. Bu geliflme üzerine Mecliste çeflitli hükûmet listeleri oluflturulmaya bafllanm›fl,
ancak muhalefet grubu bir türlü tek bir liste üzerinde birleflememiflti. Yap›lan lis-
telerde muhakkak Mustafa Kemal Pafla’n›n ekibinden bir veya birkaç bakan yer al-
d›¤› ve bunlar da yeni kabinede görev almay› reddettikleri için netice al›nam›yor-
du. Di¤er yandan ‹stanbul’daki muhalif bas›n organlar› da Rauf, Kaz›m ve Ali Fuat
Paflalar ile Dr. Adnan Bey’i ön plana ç›karan yay›n yapmaktayd›.
28 Ekim akflam›na kadar bir netice al›namay›nca Mustafa Kemal Pafla, Çanka-
ya da toplad›¤› arkadafllar›na “yar›n Cumhuriyeti ilan edeceklerini” bildirmifl ve
meselenin hâlli için kendisinin Meclis’e ça¤›r›lmas› talimat›n› vermifltir. Mustafa
Kemal, kendisiyle “zaten ve tabiaten hemfikir olduklar›na flüphe etmedi¤i” Anka-
ra’daki bütün arkadafllar›na dan›flmak lüzumunu hissetmedi¤ini belirtirken ‹smet
Pafla ile birlikte daha Temmuz ay›nda haz›rlatt›¤› metni yeniden gözden geçir-
mifltir. Buna göre, Teflkilat› Esasiye Kanunu’(Anayasa)nun birinci maddesine
“Türkiye Devleti’nin idare flekli cumhuriyettir” cümlesi ilave edilmifl ve dördün-
cü madde “Türkiye Devleti TBMM taraf›ndan idare olunur, Meclis, Hükûmet’in
yükümlülü¤ündeki görevleri Bakanlar Kurulu vas›tas›yla yerine getirir” flekline
getirilmiflti. Onuncu ve on birinci maddeler Cumhurbaflkan›’n›n konumunu belir-
lerken mevcut krizin hâlline yönelik düzenleme 12. maddede görülmektedir:
“Baflbakan, Cumhurbaflkan› taraf›ndan ve Meclis üyeleri aras›ndan seçilir. Di¤er
bakanlar baflbakan taraf›ndan yine Meclis üyeleri aras›ndan seçildikten sonra ta-
mam› Cumhurbaflkan› taraf›ndan Meclis’in tasvibine arz olunur. Meclis, toplant›
hâlinde de¤il ise onay için Meclisin toplanmas›na b›rak›l›r”. Kabine sistemine ge-
çifli sa¤layan bu düzenlemelere Meclis Anayasa Komisyonunda “Türkiye Devle-
tinin dini ‹slam, resmî lisan› Türkçedir” maddesi de ilave olunmufltur. Bu madde
Anayasa’n›n ikinci maddesi olarak kanunlaflacakt›r.
29 Ekim günü Meclis yine eski hükûmetin yerine daha kuvvetli bir hükûmet
kurmaya çaba harcam›flt›r. Ancak bütün giriflimlerin sonuçsuz kalmas› üzerine
Çankaya’da al›nan karar gere¤i Meclis Baflkan›’n›n bu konuda kendilerini ayd›nlat-
mak ve yol göstermek üzere ça¤›r›lmas› teklifi yap›lm›flt›r. Davet üzerine Meclise
gelen Mustafa Kemal Pafla, Anayasa’n›n baz› maddelerinin aç›klama ve düzeltilme-
si için haz›rlad›¤› metnini vermifl ve Anayasa Komisyonunda müzakere edilmesini
istemifltir. Burada Anayasa de¤ifliklikleri yerine düzeltmeleri tabirinin kullan›lmas›
olaya nas›l bak›ld›¤›n› göstermesi bak›m›ndan dikkat çekicidir. Kanun de¤ifliklikle-
rinin tamam› hakk›nda konuflulmaya baflland›¤›nda söz alan Anayasa Komisyonu
Baflkan› Yunus Nadi Bey Mustafa Kemal’den gelen teklifleri küçük düzenlemeler-
le Meclise arz ettiklerini belirterek fleklî de¤ifliklik isteklerinin zaten var olan duru-
mun ilan› olaca¤›na dikkat çekmifltir. Yunus Nadi Bey, en çok tepki çeken madde-
nin; “Türkiye cumhurbaflkan› Devlet’in de baflkan›d›r. Bu s›fatla lüzum gördükçe
Meclise ve Bakanlar Kuruluna baflkanl›k eder” fleklinin asl›nda tadil dahi olmad›¤›-
n›, zira as›lda da bu yetkinin Meclis Baflkan›’na verilmifl oldu¤unu belirtmifltir.
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 223
Kaynak: Atatürk
Araflt›rma Merkezi
Arflivi.
sonra yap›lmas› gerekti¤i iddias›yla muhalefet edenlere karfl› yine Mustafa Kemal
Pafla, “bir toplumda bir ink›lap yap›ld›¤› zaman elbette onun sebepleri vard›r. An-
cak o ink›lab› yapanlar, inanmak istemeyen anut (inatç›)has›mlar›n› iknaya mecbur
mudur?” diye sormakla olaya nas›l yaklaflt›¤›n› aç›k bir biçimde ortaya koymufltur.
Cumhuriyetin Manas›
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 29 Ekim 1923 tarihinde ilan› ile alt› as›rl›k bir dün-
ya devleti resmen y›k›lm›fl; ayn› millete dayanmakla birlikte anlay›fl›, sistemi ve ide-
alleri farkl› bir kadronun idaresinde yeni bir devlet do¤mufltur. Cumhuriyet’in ila-
n›ndan amaç, medeni ve modern dünya ile Türkiye aras›nda aç›lan bofllu¤u bir an
evvel kapatmak, hatta muas›r medeniyet seviyesinin üzerine ç›kmakt›r. Hemen ifla-
ret edelim ki kavram ve sistem olarak Cumhuriyet gerek son as›r Türk düflüncesin-
de gerekse Atatürk’ün düflüncesinde yeni ortaya ç›km›fl bir fley de¤ildi. Cumhuri-
yet Yeni Osmanl› düflüncesinde 1860’l› y›llardan itibaren tart›fl›ld›¤› gibi Atatürk’ün
de 1923’ten çok daha önceleri Türkiye’nin kurtuluflu için meflruti-monarfli tarz› bir
yönetimin yeterli olmayaca¤› fleklindeki düflünceleri bilinmekteydi.
Daha Erzurum Kongresi toplanmadan evvel mücadele baflar›ya ulaflt›¤›nda dev-
let fleklinin cumhuriyet olaca¤›n› yak›n arkadafllar› kadar o süreçte temas etti¤i Er-
zurum gençleriyle de paylaflt›¤›n› biliyoruz. Millî Mücadele’yi yürüten Türkiye Bü-
yük Millet Meclisinin aç›l›fl›ndan itibaren bütün geliflmelerin bu hedefe yöneltildi¤i
anlafl›lmaktad›r. Bununla beraber toplumdaki genel kanaat ve mücadelenin baflar›-
s› garantilenene kadar cumhuriyetin ilan› hakk›ndaki düflünceler aç›kça dile getiril-
memiflti. Bu, Mustafa Kemal Atatürk’ün her fleyi yeri ve zaman› geldi¤inde uygula-
maya koyma tarz›ndaki ‹nk›lapç›l›k anlay›fl›n›n da bir gere¤i idi. ‹stanbul’da iflgal
kuvvetlerinin kontrolündeki Halife-Padiflah’›n millî mücadeleyi baltalay›c› mahiyet-
teki faaliyetlere ra¤men halk gerçek durumu bilmedi¤i için eski sistem ve müesse-
seler hakk›ndaki kesin hükümleri tam olarak aç›klamak faydal› görünmüyordu.
Her türlü iyi niyet ve samimiyetlerine mukabil Meclisteki milletvekilleri aras›n-
da da birbirinden çok farkl› düflünceler ve beklentiler hakim durumdayd›. Memle-
ketin düflman iflgalinden, halife-padiflah›n esaretten kurtar›lmas› herkesin birleflti¤i
ana hedefti. Bununla birlikte Mondros Mütarekesi ile âdeta idam ferman› imzala-
nan Osmanl› Devleti’nden yeni bir devlet ç›karmak sürecinin önderleri aras›nda da
fikir ayr›l›klar› daha mücadele tamamen sona erdirilmeden önce ortaya ç›kmaya
bafllam›flt›r. Gerçekten de Millî Mücadele’yi baflar›ya ulaflt›ran Türkiye Büyük Mil-
let Meclisinde halk hâkimiyetine dayanan yeni bir devlet kurmay› hedefleyen ve
Mustafa Kemal’in etraf›nda toplanan milletvekillerine mukabil mücadelenin bafla-
r›lmas›ndan sonra Halife-Padiflah›n yeniden millet ve memleketin kaderine hakim
olaca¤› eski flekle dönülmesini savunanlar da vard›.
20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen Teflkilat-› Esasiye Kanunu’nun birinci
maddesiyle hâkimiyetin kay›ts›z flarts›z millete verilmifl olmas› eski rejim taraftarla-
r›n› rahats›z etmiflti. Millî Mücadelenin önemli isimlerinden Kaz›m Karabekir de bu
kesimin cumhuriyet aleyhtar› birtak›m tahriklerine maruz kalarak Mustafa Ke-
mal’den izahat istemiflti. Kaz›m Karabekir’e verilen cevapta amac›n cumhuriyet de-
¤il, padiflah›n yetkilerini k›s›tlayarak milletin haklar›n›n sa¤lama al›nmas› oldu¤u
belirtilmiflti. Hâlbuki hâkimiyetin kay›ts›z ve flarts›z millete verildi¤inin belirtilmesi
o günlerin anlay›fl› ile zaten cumhuriyet demekti. Meclisin en yafll› ve hat›r› say›l›r
üyelerinden Abdurrahman fieref Efendi de cumhuriyetin ilan› günü bu maddeye
temasla gösterdi¤i manaya iflaret etmiflti.
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 225
Özet
26 A¤ustos 1922 tarihinde bafllayan Büyük Taarruz ile meleri süresince Türkiye’yi yaln›z b›rakmaya azami gay-
30 A¤ustos’ta Yunan ordusu tamamen kuflat›lm›fl ve bü- ret gösterecektir. Böyle bir anlay›fl ve politik bir tav›r
yük bir k›sm› imha edilmifltir. Türk kuvvetleri 9 Eylül’de karfl›s›nda Lozan’dan beklenen neticenin ç›kmayaca¤›
‹zmir’e girmifltir. ‹zmir’in kurtar›lmas›ndan sonra Türk da tabii idi.
kuvvetleri, ‹stanbul ve Çanakkale yönünde ilerlemeye Nitekim antlaflma tasar›s›nda, Ermenilere toprak veril-
bafllam›flt›r. ‹ngiltere, bu bölgenin Müttefikler taraf›n- mesi, kapitülasyonlar›n devam ettirilmesi, Osmanl› d›fl
dan beraberce korunmas› istemiflse de mütareke süre- borçlar›n›n tamam›n›n Türkiye’ye ödetilmek istenmesi,
cinde yaflanan gerginlikler dolay›s›yla Fransa ve ‹talya savafl tazminat› ve tamirat bedeli, bo¤azlar›n statüsü gi-
bu ça¤r›ya itibar etmemifllerdir. 19 Eylül’de Frans›zlar bi meselelerde anlaflmaya var›lamayacakt›r. Türk heye-
askerlerini bölgeden çektikleri gibi ‹ngiltere Baflbakan› ti görüflmeleri terk ederek ülkeye dönecektir.
Lloyd George’un, dominyonlar›ndan yard›m kuvveti ge- Yeni dönem çal›flmalar›na bafllayan Meclis bar›fl anlafl-
tirmek teflebbüsü de sonuçsuz kalm›flt›r. Art›k diploma- mas›n› tasdik ettikten sonra ilk ifl olarak yeni devletin
si sahne alacakt›r. Nitekim, ‹tilaf Devletleri, 23 Eylül merkezini belirlemekle ifle bafllam›flt›r. ‹stanbul’da he-
1922 tarihinde verdikleri nota ile ‹zmit veya Mudan- nüz Halife’nin olmas› ve Lozan’da elde edilebilen flart-
ya’da bir toplant› yap›lmas›n› teklif etmifllerdir. lar›n ülke emniyeti aç›s›ndan yeterli bulunamamas› bafl-
‹tilaf Devletlerine verilen cevabi notada, Müttefiklerin kent seçiminde Ankara’n›n jeopolitik konumunu güç-
verdikleri güvence karfl›s›nda Türk Ordusu’nun ‹stan- lendirmifltir. Böyle bir teklif ile düflman iflgalinden kur-
bul ve Çanakkale yönünde ilerlemeyecekleri belirtil- tulmufl dahi olsa ‹stanbul’un merkez olarak kabul edi-
mifltir. Ayr›ca, Edirne dahil olmak üzere, Trakya’n›n Me- lemeyece¤i tarafl› tarafs›z herkese gösterilmiflti. Zira
riç Nehri’nin Bat›s›na kadar derhâl boflalt›lmas› flart ko- merkezî ve yürütme organlar› ile her fleyden önemlisi
flularak, mütareke görüflmelerine 3 Ekim’de Mudan- eskisinden tamamen farkl› esaslara dayanan millî hâki-
ya’da bafllanaca¤› ifade edilmifltir. miyet anlay›fl› ile yeni bir devlet, bütün kurumlar› ile fle-
Mudanya Konferans›’nda Türkiye’yi ‹smet Pafla, ‹ngilte- killeniyordu. Nitekim 13 Ekim 1923’te Meclis’te görüflü-
re’yi General Harrington, Fransa’y› General Charpy, ‹tal- lerek kabul edilen ve Anayasa’ya dahil edilen madde
ya’y› General Mombelli temsil etmifltir. Konferans’a Yu- ile “Türkiye Devletinin baflflehri Ankara flehri” olarak
nanlar kat›lmam›fllard›r. Yunan delegeleri General Ma- belirlenmifltir.
zarakis ile Albay Sar›yannis de Mudanya’ya gelmifller, Cumhuriyetin ilan›n› sa¤layan Anayasa düzenlemeleri
ancak limanda bir Yunan gemisinde kalmay› tercih et- kendine has flartlar ve mülahazalar ile gerçeklefltirilmifl-
mifllerdir. Savafl alan›nda galip olman›n ilk neticesi ola- tir. Muhaliflerin kendilerini en kuvvetli hissettikleri s›ra-
rak Türkiye Do¤u Trakya’n›n hemen boflalt›lmas›n› mu- da haz›rl›ks›zl›klar›n› ve fikrî uyumlar›n›n tam olmad›¤›-
hataplar›na kabul ettirmifltir. n› fark eden Mustafa Kemal Pafla harekete geçmifltir.
‹tilaf Devletleri’nin eski düzenin bir flekilde devam etti- Mustafa Kemal Pafla Erzurum Kongresi toplanmadan
rilmesini istemeleri, Türkiye’nin ise kay›ts›z flarts›z ba- evvel mücadele baflar›ya ulaflt›¤›nda devlet fleklinin
¤›ms›z bir devlet olarak yaflamakta ›srarl› olmas› üzeri- Cumhuriyet olaca¤›n› yak›n arkadafllar› kadar o süreçte
ne konferans kesintilere u¤rayacak ‹tilaf Devletleri tem- temas etti¤i Erzurum gençleriyle de paylaflm›flt›r. Millî
silcilerinin beklentilerinin aksine sekiz ay kadar süre- Mücadele’yi yürüten Türkiye Büyük Millet Meclisini de
cektir. aç›l›fl›ndan itibaren bu hedefe yöneltmiflti. Bununla be-
Konferans’ta Türk heyeti Misak-› Millî’nin gerçeklefltiril- raber toplumdaki genel kanaat ve mücadelenin baflar›-
mesi için gayret gösterirken ‹tilaf temsilcileri Yunanis- s› garantilenene kadar Cumhuriyet’in ilan› hakk›ndaki
tan’a karfl› kazan›lan zaferi pek de hesaba katmadan düflünceler aç›kça dile getirilmemiflti. Bu, Mustafa Ke-
Sevr’i esas alarak Türkiye’yi yenik bir devlet olarak gör- mal Atatürk’ün her fleyi yeri ve zaman› geldi¤inde uy-
mek istiyorlard›. Türklerle yap›lacak bar›fl antlaflmas›- gulamaya koyma tarz›ndaki ‹nk›lapç›l›k anlay›fl›n›n da
n›n esaslar›n›n tespit edilece¤i konferansta esasen Os- bir gere¤i idi.
manl› Devleti’nin y›k›lmas›yla ortaya ç›kan as›rl›k mese- Her türlü iyi niyet ve samimiyetlerine mukabil Mecliste-
leler görüflülecekti. I. Dünya Savafl›’ndan Avrupa’n›n en ki milletvekilleri aras›nda da birbirinden çok farkl› dü-
güçlü devleti olarak ç›km›fl olan ‹ngiltere, Lozan görüfl- flünceler ve beklentiler hakim durumdayd›. Memleketin
8. Ünite - Yeni Türk Devleti’nin ‹lan›: Lozan’dan Cumhuriyet’e 227
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›daki devletlerden hangisi Lozan’a sadece Bo- 6. Afla¤›daki devletlerden hangisi Mudanya Konferan-
¤azlar konusunu görüflmek için kat›lm›flt›r? s›na kat›lmam›flt›r?
a. ‹ngiltere a. Fransa
b. Fransa b. ‹talya
c. Sovyet Rusya c. Yunanistan
d. Yunanistan d. ‹ngiltere
e. Amerika e. Amerika
Okuma Parças›
‹K‹NC‹ ‹ST‹DÂ Yoktur senin gibi Türk’ü anlayan...
Gazi Pafla Hazretleri’ne Bilen, ancak yapabilir bir hizmet,
Sen deyince “Sulhtan sonra isterim; Sensin asr› bilen, mülkü anlayan.
Herkes gibi bir fert olmak, hür olmak”
Hepimizde do¤du büyük bir vehim; Bu milletin sen tutmazsan elinden,
Gerçekten mi bu k›yamet kopacak? Yanl›fl yola gidebilir cehlinden...
Sen yaln›z bir büyük insan de¤ilsin;
Yeniden mi bafllayacak felâket? Sende sakl› nice meçhul kuvvetler...
Düflecek mi yine derde memleket?
Hay›r, asla! Yoktur buna bir imkan; Yaln›z dâhi ve kahraman de¤ilsin;
Fert olamaz bir milletin beflîri, Hep sendedir bize mevhub nusretler;
Türk feyzinin kayna¤›s›n, tafl durma!
Hürdür belki mefkuresiz bir insan, ‹çten gelen hamleleri durdurma!
Hür olamaz vazifenin esiri...
Kimse yar›m b›rakamaz bir ifli, Tekâmülün zembere¤i dehand›r,
Eserinin borçlusudur her kifli... Tali’imiz sende etmifl tecelli...
Bizi mev’ud terakkiye ulaflt›r;
Gazi Pafla! Gerçi fazla yoruldun,
‹htimal ki rahata da muhtaçs›n, Bu da senin vazifendir besbelli...
Lakin Türk’ün t›ls›m›n› sen buldun Türk, hars›n› Garp’tan ödünç alamaz;
‹ksir gibi bu millete ilaçs›n... Nurlan›rken cihan nursuz kalamaz.
Ziya Gökalp
Türk çocuktur yaflayamaz babas›z, (Küçük Mecmua, Diyarbak›r, nr.21, 30 Teflrin-i evvel
Karanl›kta k›lavuzsuz lambas›z... 1338/1922, s. 14)
Art›k çiftlik de¤il bir hür memleket,
“Malikane” yaz›lamaz tafl›nda... Kaynak: Atatürk Devri Fikir Hayat› I, Haz›rlayanlar
Mehmet Kaplan ve di¤erleri, Ankara 1992, s. 36-38
Kahramanlar soyu olan bu millet,
Arslanlar› görmek ister bafl›nda...
Tehlikeli anda o kim himmet
Eylemiflse odur ancak mutemet...
Seçilmifl Bibliyografya
Akçora, Ergünöz, “Hatay’›n Anavatan’a ‹lhak›n›n Türk Meray Seha, L., (Çeviren) Lozan Bar›fl Konferans›,
D›fl Politikas›ndaki Yeri”, Atatürk Araflt›rmaMer- Tutanaklar, Belgeler, C. I, ‹stanbul, 1993.
kezi Dergisi, C. XI, S. 32, (Temmuz, 1995), s. 379- Orbay, Rauf, Cehennem De¤irmeni, Siyasi Hat›rala-
404. r›m, C. II, ‹stanbul, 1993.
Armao¤lu, Fahir, 20. Yüzy›l Siyasi Tarihi, 1914-1980, Özalp, Kaz›m, - Özalp, Teoman., Atatürk’ten An›lar,
Türkiye ‹fl Bankas› yay›n›, Ankara, 1984. Ankara, 1992.
Atatürk, Kemal Nutuk,1919-1927, Atatürk Araflt›rma Sar›nay, Yusuf, “Atatürk’ün Hatay Politikas›-II- (1938-
Merkezi yay›n›, Ankara, 1989. 1939)”, Atatürk Araflt›rma Merkezi Dergisi, C.
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri III, Ankara, 1997. XII, S. 35 (Temmuz, 1996).
Atay, Falih R›fk›., Çankaya, ‹stanbul, 1969. Shaw, Stanford J. - Shaw, Ezel Kural, History of the
B›y›kl›o¤lu, Tevfik Trakya’da Milli Mücadele, C. I, Ottoman Empire and Modern Turkey II, Cam-
TTK yay›n›, Ankara, 1987. bridge 1985.
Bilsel, M. Cemil, Lozan, C. I-II, ‹stanbul, 1933. Sonyel, Salahi R. Türk Kurtulufl Savafl› ve D›fl Politi-
Demirel, Ahmet., Birinci TBMM’de Muhalefet, ‹stan- ka, C. II, Ankara, 1986, s. 317
bul, 1994. Sonyel Salâhi R., “Lozan’da Türk Diplomasisi” Belle-
Dumont, Paul, Mustafa Kemal, (Çeviren. Zeki Çelik- ten, C. XXXVIII, S. 149, (Ocak 1974).
kol), Ankara, 1993. Soyak, Hasan R›za., Atatürk’ten Hat›ralar I, ‹stanbul
Eraslan, Cezmi, “Atatürk ve Cumhuriyetin ‹lan› Üzerine 1973.
Düflünceler” Yeni Türkiye, Cumhuriyet Özel Sa- fiimflir, Bilal N. Lozan Telgraflar› I (1922-1923), TTK
y›s› I, say› 23-24 Ankara 1998, s.278-283. yay›n›, Ankara, 1990.
Erkin, Feridun Cemal, Türk-Sovyet ‹liflkileri ve Bo- Turan, Ömer “Lozan Bar›fl Görüflmelerinde Ermeni So-
¤azlar Meselesi, Ankara, 1968. runu”, Osmanl›’n›n Son Döneminde Ermeniler,
Ero¤lu, Hamza., “Türkiye Cumhuriyetinin ‹lan›”, Atatürk Ankara, 2002.
Araflt›rma Merkezi Dergisi, VI, say› 16, s.7-26. Türkiye Büyük Millet Meclisi Zab›t Ceridesi, devre
Gazi Mustafa Kemal, Nutuk II (1920- 1927), Devlet Mat- 2, içtima senesi 1, cilt 1-3.
baas›, ‹stanbul, 1934. Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zab›tlar›,
Gönlübol, Mehmet - Sar Cem, Atatürk ve Türkiye’nin C. III,
D›fl Politikas›, (1919-1938), AAM yay›n›, Ankara, Türk ‹stiklal Harbi II. cilt, Bat› Cephesi, 6. K›s›m
1990. IV. Kitap ‹stiklal Harbi’nin Son Safhas› (18 Eylül
Göztepe,Tar›k Mümtaz Osmano¤ullar›n›n Son Padi- 1922-1Kas›m 1923), Ankara 1969.
flah› Vahidettin Gurbet Cehenneminde, ‹stan- Uçarol, R›fat, Siyasi Tarih, 1789-1999, ‹stanbul, 2000.
bul, 1978.
Güneri, Süleyman Necati., Hat›ra Defteri (yay›na ha-
z›rlayan Ali Birinci) ‹stanbul 1999.
Günefl, ‹hsan., Birinci Türkiye Büyük Millet Mecli-
sinin Düflünsel Yap›s› (1920-1923), Eskiflehir, 1985
Jaeschke, Gotthard Türk Kurtulufl Savafl› Kronoloji-
si II, (Mudanya Mütarekesi’nden 1923 Sonuna Ka-
dar), Ankara, 1989.
Kansu , Mazhar Müfit., Erzurum’dan Ölümüne Kadar
Atatürk’le Beraber I, Ankara 1966.
Karacan Ali Naci, Lozan, ‹stanbul, 1971.
Kili, Suna- Gözübüyük, fieref, Türk Anayasa Metinle-
ri, Ankara 1985.
Melek Abdurrahman, Hatay Nas›l Kurtuldu?, TTK ya-
y›n›, Ankara, 1986.