You are on page 1of 40

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA

GERÇEKLEŞTİRİLEN DEVRİMLER

Doç. Dr. Fevzi ÇAKMAK


• Eğitim ve öğretimde ilk amaç; Bilgisizliğin giderilmesi olacaktır.

 “Bütün köylülere okumak yazmak ve vatanını, ulusunu, dinini,


dünyasını tanıtacak kadar coğrafya, tarih, din ve ahlak bilgisi
vermek ve dört işlemi öğretmek, milli eğitim programımızın ilk
ereğidir”

3 Mart 1924 Tevhidi Tedrisat Kanunu


 Tüm eğitim ve öğretim tek çatı altında birleştirilerek, bütün
eğitim işleri Milli Eğitim Bakanlığına bırakılmıştır.

• Rasyonalist, Pozitivist, Pragmatist, laik eğitim anlayışı temel


alınmıştır.
Geleneksel
Eğitimden

HEDEF

Modern
Eğitime
HARF DEVRİMİ 1 KASIM 1928
 Geçmiş idareden devralınan düşük sayıdaki okuma-yazma oranı (yaklaşık % 10)

Harf Devriminin Amaçları

 Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak

 Yazı dili ile konuşulan dil arasındaki uçurumu kapatmak

 Yöneticilerle yönetilenler arasında anlaşmayı sağlamak

 Toplumsal anlayışı sağlamak

 Okuma yazmayı kolaylaştırarak, yaygınlaştırmak

 Vatandaşların yönetime katılımlarını kolaylaştırmak

 Dili zenginleştirmek ve güzelleştirmek

 Düşünceyi kolaylaştırmak, yaratıcılığı artırmak

 Türkçeyi bir bilim ve kültür düzeyine yükseltmek


Okuma yazma
bilmeyen nüfus
HARF DEVRİMİ NEDEN YAPILDI?
1 Kasım 1928

 Okuma yazmayı kolaylaştırarak, yaygınlaştırmak

 Düşünceyi kolaylaştırmak, yaratıcılığı artırmak


«Muallim Arkadaş, Bütün memleket
evlatlarını bir an evvel yeni harflerle
okutarak Türkiye'de okuma-yazma
bilmeyen bir fert bırakmayacak kadar
geniş bir azimle çalışmak
Milli Eğitim Bakanı mecburiyetindesin»
Mustafa Necati Bey
1894-1929

Mustafa Necati, Harf Devrimi sürecinde görev alan Milli Eğitim Bakanıdır.
20 Aralık 1925 – 01 Ocak 1929 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanı olduğu
dönemde eğitim alanında pek çok önemli girişimde bulundu. Yeni harfleri
öğretmek için Millet Mektepleri kuruldu, okuma-yazma seferberliği
başlatıldı.
Başöğretmen
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
UNESCO – 1981
ATATÜRK
The Father Of Modern Turkey
Ocak 1929

Ocak 1929

13 Ekim 1928 TURKEY GOES TO SCHOOL


By MAYNARD OWEN WILLIAMS
MİLLET MEKTEPLERİ - 1929
HALKEVLERİNİN KURULMASI - 1932
1932 yılında kurulan Halkevleri, her türlü kültür ve sanat etkinliklerini
içeren gerçek anlamda birer kitle eğitim kurumlarıydı.
 Dil –Edebiyat-Tarih
 Güzel Sanatlar
 Tiyatro
 Spor
 Sosyal Yardım
 Halk dershaneleri ve Kurslar
 Kütüphane ve Yayın
 Köycülük
 Müze ve sergiler
YÜKSEKÖĞRENİM ALANINDA
YAPILAN DEĞİŞİMLER

1925 yılı “Ankara Adliye Hukuk Mektebi” açılışı


(Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi)
Üniversite Reformu - 1933

• Cenevre Üniversitesi öğretim


üyelerinden Prof. Albert Malche,
hükümet tarafından Türkiye’ye davet
edildi. Prof. Malche, İstanbul’daki
Darülfünun bünyesinde yapılacak
değişimler için rapor hazırladı.

• 1933 yılında «Darülfünun» Kurumu


kaldırılarak yerine “Üniversite” kuruldu.

• 1 Ağustos 1933’te bu düzenleme


ışığında İstanbul Üniversitesi açıldı.

23
• Ankara Üniversitesi bünyesinde, 1933 yılında
Yüksek Ziraat Enstitüsü;

• 1935 tarihinde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi,


kurulmuştur.
ÖĞRETİM ÜYESİ KAYNAĞI

 Yurt dışına gönderilen öğrenciler


 Darülfünundan gelen bir kısım
öğretim elemanları
 Yurtdışından gelen özellikle Nazi
Almanya'sından kaçan bilim
adamları
İktisat profesörleri: W. Röpke, A. Rüstow, G. Kessler, F.
Neumark
Kimya profesörleri: F. Arndt, F. Haurowitz, E. M. Alsleben
Tıp profesörleri Philip Schwartz, R. Nissen, A. Eckstein
Müzik profesörleri: P. Hindemith, C. Ebert, E. Zuckmayer
Hukuk profesörü: Ernst Hirsh;
Kent bilimci: Prof. Ernst Reuter.
Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti-1931

• Türk tarihinin kaynaklarını araştırıp, bastırmak

• Türk tarihini aydınlatmaya yarayacak belge ve malzemeyi elde etmek için


gereken yerlere araştırma ve keşif kurulları göndermek

• Tüm bu çalışmaları her türlü yollarla yaymaya çalışmak.


Türk Dili Tetkik Cemiyeti-1932

• Temel görevi, Türkçenin bir bilim ve kültür dili haline getirilmesi amacıyla,
yeni araştırmalar yapmak, sonuçlarını yayınlamak, dilin zenginleşmesi ve
geliştirilmesi için çaba göstermekti.

• Türk dilini, ulusal kültürümüzün eksiksiz bir anlatım aracı durumuna


getirmek

• Türkçeyi, çağdaş uygarlıkların önümüze getirdiği tüm gereksinimleri


karşılayabilir yeterliliğe getirmek.
Bergama - 13.5.1934
İlk Arkeolojik kazı Alacahöyük’te yapıldı. (1935)
Müzik Çalışmaları

1826’dan itibaren Bando “Muzika-i Hümayun” adı ile kuruldu.


* 1932’de de Milli Eğitim Bakanlığı”na bağlı olarak “Cumhurbaşkanlığı
Filarmoni Orkestrası”, 1957’de “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” oldu.
Mustafa Kemal Atatürk Dolmabahçe Sarayı'nın bir bölümünde açılan İlk Devlet
Resim ve Heykel Müzesi'ni gezerken, ressam İbrahim Çallı'dan bilgi alıyor.
(20.09.1937)
KÖY ENSTİTÜLERİ 1940
• Köy Enstitüleri, ülke genelinde sayısı 40 bini bulan her Türk köyüne bir öğretmen
gönderme projesidir.

• Bilgisizliği tümüyle giderebilmek adına köy çocuğunu köyünden alıp, onu parasız eğitip,
sonrasında kendi köyüne yada başka bir köye öğretmen olarak gönderme projesidir.

• Bu amaç etrafında kısa sürede köye yönelik öğretmen yetiştirilmesini için enstitüler
çeşitli bölgelerde açılmıştır.
• Tamamen Türkiye'ye özgü bir eğitim projesi olan Köy
Enstitüleri’nin mimarları arasında dönemin Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel
Müdürü İsmail Hakkı Tonguç yer almaktaydı.

İsmet İnönü

Hasan Ali Yücel İsmail Hakkı Tonguç


• Toplam dört yıl süren öğretim zamanının yarısı kültür derslerine, yarısı da uygulamalı
tarım/el sanatları, marangozluk, inşaat gibi teknik derslere ve çalışmalara ayrılıyordu.
• Enstitülerde sadece öğretmenlik değil aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik,
terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konuları da uygulamalı olarak öğretiliyordu.

• Gerektiğinde bu öğretim kurumlarında köy sağlık memuru ve köy ebesi gibi diğer meslek dallarında
da eleman yetiştirilebilecekti.
• Öğretmenler gittiği köyde kendi okullarını köylülerin işbirliği ile inşa ediyor
ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.
• Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı.
• Bütün derslerde ve çalışmalardaki temel yöntem 'yaparak öğrenme'
ilkesiydi.

You might also like