You are on page 1of 9

METİN ŞERHİ

*Çeviri değildir, ilgili maddelerin açıklamasıdır.


368-369
1. Kuduri’de gayrimüslimlerin meselesi cizye ile başlar çünkü vergi günümüzde bile en önemli vatandaşlık
görevidir. Klasik metinlerimizde de hem Müslümanlar açısından hem gayrimüslimler açısından vergi çok
önemlidir. Mesela zekât konusu ibadetin bir konusu gibi ele alınır, halbuki zekât, oluşumu ve tarih boyunca
uygulanması itibariyle vergi konusudur. Gayrimüslimlerden bunun karşılığı olarak alınan cizye de o
derece önemlidir.
Karşılıklı anlaşma esasına bağlı olarak tespit edilen cizye: Demek ki savaş yapılmamış anlamına gelir.
(Önce İslam’a davet edilir, sonra cizye teklif edilir, kabul ederlerse o halde onlara cizye vaz’edilir.) Miktarı
da karşılıklı rızaya göre olur, çünkü onlar kendileri teslim olmuşlar, bu durumda adeta bir cezaya ihtiyaç
kalmıyor.
2. İbtidaen cizyenin vaz edilmesidir. Yani onlarla anlaşma yapmadan kendimiz vaz ediyoruz, savaşıyoruz ve
onları yeniyoruz.
3. Diğerinde bir ölçü belirtmemişti ama bunda bir ölçü var. Bu taksitle ödeme işlemine “müneccem” denir.
4 dirhem çok cüz’i bir miktar. Klasik İslam hukukundaki vergi anlayışıyla günümüz vergi anlayışını
mukayese ettiğimizde klasikte çok daha müsamahakâr bir vergi anlayışı olduğu söylenebilir, hem çok
cüz’i hem senelik, hem de kolay olsun diye taksitli.
4. Orta halli = Fakir olmayan. Bunun ölçütü yani fakir olmamanın ölçütü 200 dirhem, fakirlik ölçütü nisap
miktarına göre belirlenir.
5. Fakir ve “çalışan” olması önemlidir. Müslüman fakir ise hiç alınmaz, gayrimüslim fakir ise çalışıyorsa
alınır, çalışmıyorsa alınmaz.
6. Ehl-i kitaptan ve mecusilerden cizye alınması hususunda ittifak vardır. Ama Arap olmayanlardan puta
tapanlar (Mesela o donemde Müslüman olmayan Türkler bu gruba girer) Hanefilere göre zimmi
olabilirken Şafiilere göre zimmi olamıyor. Sebebi; Şafiiler ayette ehli kitabın açıkça zikredilmesinden
ötürü ona tahsis ediyorlar, Hanefiler ise maksadın müşrik Araplar dışındaki herkes olduğunu ifade ederek
ayeti geniş yoruma tabi tutuyorlar.
Demek ki Arap olanlar zaten cizye ödeyemiyorlar, müşrik Arapların önündeki tek seçenek Müslüman
olmak.
7. Her ikisi için de tek seçenek Müslüman olmak.
8. Cizye ödemekle mükellef olmayanlar sayılıyor. Bu sınıfların ortak özelliği; savaşta öldürülmesi yasak
olanlar ve savaşmak ile mükellef olmayanlar. Dolayısıyla bu anlamda cizye, savaşabilecek durumda
olanlardan alınır. Cizyeyi, bir kişinin savaşma eylemini engelleme anlamında alırız. Mesela fıtır
sadakasında kişi ailesinde kaç kişi varsa hepsi adına öder, ama cizyede savaşacak durumda olan adamlar
bizzat kendileri için cizye öder.
9. Özel hukuk borçları sabittir ama cizye kamu borcudur ve bizim amacımız zaten adamın Müslüman
olmasıdır, o halde borç olarak var olan cizye, düşmüş olur.
10. Ceza hukukunda verilen cezalar, henüz yargılama yapılmadan tekrar ederse bunlar tedahül edilir, yani bir
adam yargılanmadan beş defa hırsızlık yapsa, bir had cezası uygulanır. Ceza hukukunda genel bir ilkedir,
cizye de bir ceza gibi görülür.
Tedahül: Cezaların iç içe geçmesi, tek cezaya dönüşmesi.
Buraya kadar konu vergiydi, buradan sonra gayrimüslimlerin toplumsal statüleri ve davranışlarıyla alakalı
birtakım hükümler geliyor.
11. Kenise, klasik literatürde daha çok Yahudi mabedi için kullanılır.
Bîa: kilise
12. Yenisini yapamıyorlar, sadece mevcudu koruyabiliyorlar.
13. Dış görünüşleri itibariyle ayırt edilmeleri gerektiğine dair hükümlerdir. “Yapılsa iyi olur” anlamında
değildir, mecburiyettir.
NOT: Sınavda “gayrimüslimlerin İslam hukuku açısından konumu sorulsa, bu maddelere binaen ikinci sınıf
vatandaş oldukları temasını vurgulamak gerek” dedi hoca.
Şimdi, zimmi olmaktan yani cizye ödeme yükümlülüğünden ne zaman çıkılır onu anlatacak.
14. Hangi durumlarda cizye bozulmazın cevabı. Çünkü bunlar ceza hukuku kapsamında ayrıca
cezalandırılacak şeylerdir Hanefilere göre. Şafiiler ise bunlarım zimmet akdini bozacağını düşünür.
15. Zimmet ahdinin sona erdiği durumlar.
348-349 (Hakimin Hasletleri)
2384: vedia; emanet mal olarak bırakılan şey. Örneğin mahkemenin bir vasinin elinde bıraktığı büyük
miktarda mal.
2387: evlenme engeli olacak kadar yakın akraba kastedilir.
2389: ikisini bir arada çağırabilir, özel muamelede bulunmamak esastır.
329-330 (Dava)
2261: müddei, olayı mahkemeye intikal ettirmek istemezse zorlanmaz. Davalı (müddea aleyh) ise bu durumda
zorlanır.
2262: aksi takdirde iddiası dinlenmez.
2264: yani hem iddia etmesi hem istemesi lazım.
2265: deyn genelde para borcunu ifade eder.
2267: müddei şahit getirirse, müddei lehinde hüküm verilir.
2269: Bir şahit bir yemin meselesi. Müddei “Benim tek/1 şahidim var, (2 tane yok), bunun üzerine bir de
yemin edeyim.” derse Ebu Hanife’ye göre ona yemin hakkı verilmez. Haber-i vahid-meşhur hadis çatışması
söz konusudur. Şafiiler haber-i vahidi kabul ederler. Bu sebeple Şafiilere göre bir şahit bir yemin mümkündür,
Hanefilere göre ise 2 şahit şarttır.
2270: Yemin sorumluluğu müddeiye çevrilmez, yani roller değişmez.
2271: Çünkü malı elinde bulundurmaktan daha güçlü bir delil yoktur. Şahitler, zahirin aksini gösterir.

You might also like