You are on page 1of 25

SAĞLIK BİLİMLERİ

FAKÜLTESİ

EBELİK BÖLÜMÜ

EBE404-Transkültürel Bakım

Dr. Öğr. Üyesi Emine KOÇ


İNFERTİLİTEDE
KÜLTÜREL YAKLAŞIMLAR
EBE404-Transkültürel Bakım

Hafta-12
İnfertilite
İnfertilite en az 1 yıllık korunmasız cinsel ilişki olmasına
rağmen, gebeliğin gerçekleşmemesi olarak tanımlanır.

Tümüyle fertil populasyonda yapılan bir çalışmada


çiftlerin
% 6.6’sının gebe kalmak için 2 yıla ihtiyaç duydukları
gösterilmiştir.

Çocuk sahibi olma evlilik kurumunun beklenen ve


neredeyse kaçınılmaz sonucudur.Evli olan çiftlerin hemen
hepsi çocuk sahibi olmayı planlamaktadır.

A.B.D’de yapılan ulusal bir çalışmada kadınların %2.8’i ve


erkeklerin %3.5’i çocuk sahibi olmayı planlamadıklarını
bildirmişlerdir
İnfertilite
İnfertilite reprodüktif yaş grubundaki (18-45)
çiftlerin %10-15 kadarını etkilemektedir.Son
yıllarda bu oranın % 30’lara kadar arttığı
bilinmektedir. Bu artıştaki en önemli faktör,
çiftlerin konuya daha çok ilgi göstermeleri ve
daha fazla sayıda kadının toplumsal şartlar
nedeniyle evlenme ve doğurma yaşını
geciktirmeleridir.

Normal ve sağlıklı çiftlerde 1 yıl içinde beklenen


kümülatif gebelik oranı %93 olup yaş ilerledikçe
fertilitede belirgin azalma meydana gelmektedir
. TC’de yaklaşık olarak 1.5-2 milyon çiftin kısır
olduğu tahmin edilmektedir.
İnfertilite
İnfertilite nedenleri %40 kadından, % 40
erkekten, % 20 her ikisinden kaynaklanır.
İnfertil çiftlerin yaklaşık %10-20’si nedeni
açıklanamayan infertiliteye sahiptir.
Etyolojisi belirlenememiş tipte çiftlerin 3-5 yıl
içinde fertilite şansı %56’dır. 5 yıldan sonra bu
oran %30’a düşer.
İnfertilite nedenleri arasında primer infertilite
sebeplerinin %55-75, sekonder infertilite
sebeplerinin %25-40 olduğu bildirilmiştir.
İnfertilite kliniklerine başvuran çiftlerin %70’inde
organik bir köken saptanır.
Tarihi ve Antropolojik Yönleriyle İnfertilite
İlk defa eski Mısırda gebeliğin erken tanısı ve kısırlığın
önlenmesiyle ilgili reçeteler kullanılmıştır.

İncil'de Rachel ve Leah'ın hikayesi anlatılır: Rachel güzel


ve çekiciyken Leah da o kadar çirkin ve iticidir; ancak
Tanrı Leah'ı doğurganlıkla ödüllendirmişken Rachel'i kısır
kılmıştır. Yıllarca süren umudun sonunda Rachel bir erkek
çocuğu doğurmayı başardığında Tanrıya" Tanrım sana
şükürler olsun ,beni yüzkarasından kurtardın" diye dua
etmiştir. Rachel'in inancına göre, kısırlık yüzkarasıyken bu
düşünce kadınlar arasında yüzyıllarca aynı kalmıştır.

Günümüzün gelişmiş tıbbi bilgisine, bilgi çağına, gelişmiş


sosyal ilişkilerine rağmen infertilite hala kadınlar için utanç
verici, küçük düşürücü bir deneyimdir.
Tarihi ve Antropolojik Yönleriyle
İnfertilite
Küçük düşürülme acı verici bir deneyimse, kısır
kadınlara tarih boyunca verilen cezalar kadar acı verici
olamaz. Bazı kadim kültürlerde eşlerine kısır karılarını
asma hakkı verilirdi.
Kraliyet İngilteresi'nde eşlerin kısır karılarını boşama
hakları vardı .
Daha yakın zamanlarda Kızılderili geleneklerine göre
erkeğin kısır eşini mutfakta bir sandalyeye bağlayarak
etrafında ateş yakarak işkence yapma hakkı vardı
Fransa kralı 16.Louis'in karısı Mary Antoinette de
kısırdı. Louis'in spermlerinin penetrasyon problemi
vardı. Ancak Fransızlar Antoinette'i suçlamış, hatta
onun lezbiyen olduğu dedikodularını yaymışlardı.
İnfertilite günümüzde hala stigmatizasyon olma
özelliğini korumaktadır.
Tarihi ve Antropolojik Yönleriyle
İnfertilite
Rönesans İngiltere'sinde doktorluk işlevi de gören kuaförler
çocuğu olmayan kadınlara , yaşam iksiri olan kısrak sütü , tavşan
kanı, idrar içmelerini öğütlerlerdi.Bazıları kadınlara şifalı sulara
girmelerini tavsiye ederlerdi.
ABD'de yeni yapılmış ulusal bir çalışmaya göre, 1980'den beri
çoğul gebelik oranı % 340 artmıştır ve bunda yardımcı üreme
teknikleri en büyük role sahiptir.

Hindistan’da Kerala Nayar kabilesinde fertilite ve cinsiyet


arasındaki ilişki incelenmiştir. Doğurganlık tanrısına çocuk
büyütmek asli bir görevdir. Bu sosyal toplumda çocuk doğurmak
en büyük amaçtır ve doğurgan olmayanlar doğurganlık tanrıları
tarafından tüm nesli lanetler.”Pampin tullal” ritüelinde tanrıların
gönlünü almak için dul ya da ayrılmış, kısır olan kadınlar vekil
olarak doğurganlar için sembolik bakireler aracılığıyla onların iyi
olup neslin devamı için dua ederler. Fertilite kavramı evlilik
anlaşmaları, iş bulma, diğer sağlık ve ekonomik iyilik için
toplumda kullanılır
Tarihi ve Antropolojik Yönleriyle
İnfertilite
Freud bazı psikojenik kısır ve cinsel soğukluğu olan
kadınlarda Yunan mitolojisinde Euripides’in anlattığı
masaldaki “Medea fantazisi” ile benzer özellikler olduğunu
görmüştür.

Erken seksüel fantaziler, annenin depresyonu gibi erken


obje ilişkilerindeki travmalarla ilgili bastırılmış anılar vücutla
ilgili fantazilerle kombine olarak bilinçdışı “Medea
fantazisini” oluşturur
Toplum ve İnfertilite
İnsanda temel içgüdülerden biri üreme içgüdüsüdür.

Çocuk sahibi olma evlilik kurumunun beklenen ve


neredeyse kaçınılmaz bir sonucudur.

Bu nedenle insan neslinin devamının sağlanmasında


ve toplumun beklentilerine uygun bireylerin
yetiştirilmesinde aile büyük önem taşır.
Toplum ve infertilite
 Geleneksel toplumlarda kadının aile ve toplum içindeki rolü,
doğurganlık ve çocuk bakımı ile bağlantılı olarak ele alınmıştır.

 Kadın üreme organları doğumla birlikte bireye kadınlık rolü


kazandırır ve kız çocuğu geleceğe bu rol ile hazırlanır.

 Üreme organları sağlıklı oldukları sürece kadının yaşantısına


anlam verirken, aksi bir durum söz konusu olduğunda kadının
sosyal ve psikolojik dengesini tehdit eder, bozar.

 Bu süreçte cinselliğin üreme fonksiyonun ötesine geçmesi,


üreme aşamasında başarısızlık, yetersizlik duyguları yaşatması
ve yaşamın bir çok alanına yayılan sorunlar oluşturması
kaçınılmazdır.
Toplum ve infertilite
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de kadın ve anne
sözcükleri eş anlamlı kullanılmakta ve böyle bir kültürel yapı
içinde çocuksuzluk kadın için oldukça statü düşürücü bir durum
olmaktadır.

Modern toplumlarda infertil aileler rahatlıkla kabul edilmelerine


karşın, yinede üzerlerinde sosyal baskı hissettikleri
görülmektedir.

Ülkemizde kırsal kesimde çocuğu olmayan çiftler toplum


tarafından dışlanmakta, suç daha çok kadının üzerine
omuzlarına yüklenmekte, kadın eşinin çocuk sahibi olması için
kumayı kabullenmek zorunda kalmaktadır.
Toplum ve infertilite
Toplumumuzda, birçok bölgede çocuğun
olmamasının kadına ait bir sorun olduğuna, hatta
doğan çocuğun cinsiyetinin bile kadına bağlı
olduğuna inanılmaktadır.
Doğum kadın için toplumda bir suç olarak kabul
gören ‘kısır kadın’ damgasından kurtulmanın,
toplumda yer edinebilmenin tek yolu olarak
görülebilmektedir.
Erkek için ise, soyadının devamının sağlaması ve
geleceğe güvenle bakabilmesi açısından önemli bir
olay olarak görülebilmektedir.
Toplum ve infertilite
Güçlü aile bağları olan Türk toplumu içerisinde infertil çiftler
sosyal baskıya maruz kalmaktadır. Bu da çiftlerde çocuk
sahibi olamama nedeniyle yetersizlik ve değersizlik duygusu
oluşturmaktadır.

Bu sosyal baskı infertil çiftlerde düşük benlik saygısı, üzüntü,


depresyon, sorunlu evlilik ve somatik semptomlar gibi belli
başlı psikolojik semptomları da ortaya çıkarmaktadır.

Ülkemizde, çocuğu olmayan kadın aile ve komşuları


arasında hor görülmekte, kendisine ‘sonsuz’, ‘meyvesiz
ağaç’ erkeğe ise ‘kısır’, ‘dölsüz’, ‘köse’, ‘hadım’
denilebilmektedir.
İnfertilite Danışmanlığı

Yurt dışında çoğu ülkede infertilite kliniklerinde


psikolojik destek ekibi de bulunmaktadır.

Kişileri bilgilendirmek amacıyla internette de pek


çok site bu tür hizmetlerle birlikte eğitici bilgiler de
vermektedir.

Amerikan Fertilite Birliği’nin bu amaçla oluşturulmuş


Psikolojik Özel İlgi Grubu vardır.
İnfertilite Danışmanlığı
Psikolojik desteğin yalnızca başlangıçta değil, tüm tedavi
boyunca hatta sonrasında da devam etmesinin yararlı
olduğu anlaşılmıştır. Bu servisler infertil çiftlere
değerlendirme ve konsultasyon, psikodinamik tedaviler,
gevşeme ve stresle başa çıkma, seksüel ve eş terapisi,
destek grupları, kognitif-davranışçı değerlendirme, yasla
başa çıkma, kriz çözümleri konusunda hizmet vermektedir.
Ülkemizde ise tedavi alan çiftlere profesyonel olarak
psikolojik destek verilmesi henüz yaygın değildir.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ancak kendi klinik
görüşleri doğrultusunda gerek gördükçe vakaları
psikiyatristlere ya da psikologlara yönlendirmektedirler. Oysa
infertil gruba verilecek psikolojik destek uzmanlık gerektiren
bir durumdur.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
İnfertil çiftler arasında emosyonel olarak bazı
farklılıklar yaşanmaktadır.
330 çifte yapılan bir araştırmada erkeklerin ve
kadınların % 30’unda tedavi yöntemi ne olursa
olsun klinik olarak, endişe artışı gözlenmekle birlikte
tedavinin yenilendiği kadınlarda şiddetli depresyon
riski %25’den daha yüksek bulunmuştur.
Ayrıca kadınların erkeğe göre yaşadığı keder
düzeyindeki önemli farklılıklar depresyon yerine
evliliği psikososyal yönüne daha fazla önem
verilmesi gerektiğini düşünmektedir.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
Bazı olgularda, erkekler tedaviyi planlama
ve randevuların kontrollerini alırlar. Bazı
erkekleri eşleri sakin kalırken kendilerini
aşırı heyecan yaşadıkları görülmüştür.
Tedavi gören çifte, her iki eşin aynı tedavi
planına aynı yanıtı vermeyeceği göz önüne
alınarak bakım verilmelidir.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
İsrailde’ki ilginç bir araştırmada, bakımın
kadınlar üzerine odaklanmasının erkeklere
karar alma sürecinde güçsüz bir pozisyona
soktuğu ve kendilerine ortalıkta kötü bir
pozisyonda hissedebildikleri saptanmıştır.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
• İnfertilite bakımı, üzerine yapılmış iyi bir
planda, bütün işlemler, mektuplar,
randevular ve karar verme-yapma
süreçlerinde her iki eş de gözetilmelidir. Bu
onların iletişimini kolaylaştırarak ortaya bir
sorun çıktığında onunla baş etmelerine
olanak sağlayacaktır.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
İnfertilite tedavisi gören çiftler, tedavilerine eski
problem çözme deneyimlerine dayalı savunma
mekanizmalarını kullanarak yaklaşan çok azimli ve
eğitimli bir gruptur.
Bu çiftlerden bazılarına sağlıklı savunma
mekanizmalarından yoksun olanlar infertilite ve
tedavinin, aşırı stres haline getirmekte aşırı
kızgınlık ve düşmanlık göstermektedir.
Bazıları ise sessiz ve gizlice acı çekmekte cesur ve
acılara gık demeden katlanan kişi görüntüsü
sergilemektedir.
İnfertil Çiftlere Kültürel Yaklaşımlı
Uygulamalar
Çiftler etkin savunma mekanizmaları geliştirmişlerse
stresli durumda bunları yeniden uygulamaya
koyabilmektedirler.
Bir araştırma tedavinin YÜT son evrelerinde olan 155
çifti yeniden gözden geçirmişler ve genelde çiftlerin
tedaviye uyumlu göründüklerini ve tedavi sırasında
yeterli savunma mekanizmaları geliştirdiklerine ortaya
koymaktadır.
Aynı araştırmada çiftler eski başarısız deneyimlerinden
etkilenmediklerini söylemişlerdir. Araştırmacılar bu
kararlığın kısmen de olsa kendi seçimlerini belirleme
sürecine bağlı olduğunu söylemektedirler
İnfertil Çiftlere Kültürel
Yaklaşımlı Uygulamalar

Sağlık personeli çiftlerin karşılaştığı


emosyonel sorunlar ve karar verme
aşamasındaki zorluklar nedeniyle bakım
planında danışman ve destekçi olarak
yerini almak zorundadır.
KAYNAKLAR
• Seviğ Ü. Ve Tanrıverdi G.(2012). Kültürlerarası Hemşirelik
Bolsoy , N. Ve Sevil, Ü.,(2006). Sağlık-Hastalık Ve Kültür
Etkileşimi. Atatürk Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi
• Bekar, M.,(2001). Kültürler arası (transkültürel) hemşirelik.
Toplum ve Hekim 6(2):136-141
• Temel A.(2008). Kültürlerarası (Çok Kültürlü) Hemşirelik
Eğitimi, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu
Dergisi, 11(2).
• Pinikahana J, Manias E, Happell B (2003) Transcultural nursing in
Australian curricula. Nursing and Health Sciences, 5:149-154
• Bates D. (2009) 21. Yüzyılda Kültürel Antropoloji. İstanbul: İstanbul
Bilgi Üniversitesi Yayınları
Teşekkürler

You might also like