You are on page 1of 20

Z Q  Z IIIin .Z 0  175.

100  132,3ohm

Bu hat içinde  p faz hızı biliniyorsa hattın boyu belirlenebilir.


Dolayısıyla sadece frekansın verilmiş olması transformatörün boyunu
belirlemek için yetmeyecektir.
Şekil 6.28

 4 transformatörler sıkı bir şekilde frekansa bağlıdır ve (6.67)


bağıntıları sadece tek bir frekansta geçerlidir. Bu transformatörlerin
bant genişliği VSWR ’i frekans üzerinden çizerek bulunabilir.
Bu tip transformatörleri daha geniş bantlı yapmanın bir yolu,
empedansları adım adım değişen ve peşpeşe bağlanmış birden fazla
transformatör kullanmaktır. Şekil 21’de 75ohm yükü ve 300ohm
karakteristik empedansına uydurmak için kullanılan 3 kademeli  4
transformatörleri gösterilmiştir.
Şekil 6.29
Şekilde tek ve iki lademeli transformatörler de gösterilmiştir. Tek katlı
transformatörün tasarımı basit olup sadece Z QI  300.75
formülüne dayanır. İki kademeli transformatörlerde empedans uyumu
koşulu;

Z Q 2  Z Q1 Z 0 RL (6.69)

dir. Bu formül, (6.69) eşitliği sağlanmak koşuluyla Z Q1 ve Z Q 2 için


sonsuz sayıda çözüme olanak verir. Önemli olan duran dalga oranını
minimum yapacak bir takım bulmaktır.
Üç kademeli transformatör için empedans uyumu koşulu;

Z Q1 .Z Q 3  Z Q 2 Z 0 RL  150 Z Q 2 (6.70)

dir. Z Q1 , Z Q 2 , Z Q 3 takımı için sonsuz sayıda çözüm vardır. Bunların


arasından birini seçebilmek için ek kriterler getirilebilir.  4 hatlar
içinde duran dalga oranının minimum olması bu kriterlerden biridir.
Pek çok tasarım algoritmaları vardır. Bunlardan biri Z Q 2 empedansını
eşleyecek iki empedansın, yani 300ohm ve 75ohm ’un geometrik
ortalaması ( Z Q 2  300.75 ) olarak almaktır. Bu seçimle tüm
transformatörlerde duran dalga oranı 1,26’nın altında kalır. Şekil
22’de tek, çift ve üç kademeli empedans uydurma için hattan
transformatörlere doğru bakıldığında gerilim, hat üzerindeki duran
dalga oranının frekansla değişimi verilmiştir.
Şekil 6.30
Şekilden görüldüğü gibi tek kademeliden iki kademeli düzeneğe
geçildiğinde bant önemli bir şekilde genişler. Daha sonra eklenen
kademelerle bant genişlemeye devam ederse de 4 kademeden
sonrasında elde edilen düzelme pratik olarak ilginç olmaktan uzaktır.

6.31
 4 transformatörlerde empedans uydurma Smith abağı yardımıyla
da yapılabilir. Aşağıda bir örnek verilmiştir.

Örnek 11: Karakteristik empedansı Z 0  120ohm olan bir hat çeyrek


dalga boyunda bir transformatör kullanılarak Z L  72  j 96ohm
yüküne uydurulmak isteniyor. Bu transformatörü tasarlayınız.

ZL
Çözüm: zL   0,6  j 0,8
Z0
Buna karşı gelen nokta A noktasıdır. Hattın giriş empedansı gerçel
oluncaya kadar kaynağa doğru hareket ederek B noktasına gelelim.
Smith abağında B noktasına gelmek için gerekli olan dönme
0,125 ’dır. Dolayısıyla  4 transformatör hat sonundan 0,125
kadar uzağa yerleştirilmelidir. Bu uzaklık hattın giriş empedansı
Şekil 6.31

zinI  3,0  j 0,0  Z inI  360ohm dur.


 4 transformatörün, karakteristik empedansının
Z QII  Z 0 Z inI  120.360  208ohm olması gerektiğini
biiyorsunuz. Bu nedenledir ki B noktası Z 0  120ohm olan bir hattan
Z QII  208ohm olan bir ortama geçtiğinde, normalize empedansın
zinI 3,0
zII  3,0  j 0,0 ’dan zII (d1 )  Z0  .120  1,73
Z 0 II 208
normalize empedansına kayacaktır. Bu nokta şekilde C ile
gösterilmiştir.  4 kayarak kaynağa doğru dönersek D noktasına
geliriz ki bu bize transformatörün girişinden bakıldığında görülen
empedansı verir ve abaktan zinII  zII (d 2 )  0,58 bulunur.
Şekil 6.32
Orijinin üzerine gelmeyi bekliyordunuz zira bu empedans uyumu
demek olacaktı. Nerede hata yaptık diye düşünmeyiniz. Tek yapmak
zorunda olduğunuz, transformatörün çıkışında Z 0  208ohm olan
hattan çıkıp Z 0  120ohm olan hatta gireceğinizi hatırlamaktır.
Bundan dolayı zinII normalize empedansı 0,58 değerinden;

Z 0 II 208
zI (d 2 )  zII (d 2 ).  0,58.  1,0
Z0 120
değerine kayacaktır ki bu empedans uyumunun başarılmış olmasıdır.

Örnek 12: 900 MHz ’de çalışan bir sistemde R L  25ohm olan
yükün VSWR, 800  1000 MHz aralığında 1,1’den küçük olacak
şekilde Z 0  50ohm olan hatta uydurulması istenmektedir.

6.32
a) 900 MHz ’de çalışacak şekilde bir  4 transformatör
tasarlayınız. Kablolarda dielektrik havadır.
b) Yüke paralel bağlanacak sonu kısa devre yapılmış  4
uzunluğundaki bir yan sayesinde önceki şıkta tasarlamış
olduğunuz transformatörün bandının genişletilip
genişletilmeyeceğini tartışınız.

Çözüm:
Şekil 6.33
Önce hat sonuna paralel bağlanacak olan yan hattı göz önüne
almayalım. İstenen empedans uyumunu sağlaması için  4 ’lük hattın
karakteristik empedansı;

Z 0 I  Z 0 II .RL  50.25  35,4


olmalıdır.
Kablolarda dielektrik hava olduğuna göre;
 ph  c
olduğundan 900 MHz ’de dalgaboyu;
1
   p f  3.10 8 9.10 8  m
3
1 1 1
dir.  4 transformatörün uzunluğu .  m olacaktır.
3 4 12
900MHz ’de transformatörün giriş empedansı 50ohm ise de
herhangi bir f frekansında;

 1
R L  jZ 0 I tan 2  f  
  c  12 
Z inI (d )  Z 0 I (6.71)
 1
Z 0 I  jR L tan 2  f  
  c  12 
olur.
d   4 arayüzünde;
 Z (d )  Z 0 II
 ( )  inI   e j (6.72)
4 Z inI (d )  Z 0 II

1 
VSWR  (6.73)
1 
olacaktır. VSWR ’in f ile değişimi aşağıda verilmiştir. Görüldüğü
gibi VSWR frekansa sıkı bir şekilde bağlıdır ve söz konusu olan
800  1000 MHz bandında istenen koşul olan VSWR  1,1 ’i
sağlamaktan çok uzaktır.
Şekil 6.34

6.33
Sorular
6.1. Sayfa 14’de verilen örneği kullanarak duran dalga minimumlarının,
maksimumlarından daha keskin olduğunu gösteriniz. Bunun için
minimum ve maksimum yakınlarında birkaç noktada gerilim
fazörünün genliğini hesaplayıp, gerilimin konum üzerinden
değişimini çiziniz.
6.2. Zayıflatmasız bir hatta duran dalga oranı 3 olarak ölçülmüş olup ilk
minimumun hat sonuna uzaklığı 0,15 ’dır. Yük empedansını
bulunuz.
( Yanıt: 0,66  j1,15 )
6.3. 250  j 50 kompleks sayısının resipsokunu Smith diyagramını
kullanarak bulunuz. Hatanın küçük olması için normalizasyonu nasıl
yapmanız gerektiğini düşününüz. ,
6.4. Dielektrik olarak hava kullanılmış bir iletim hattında hat sonundan
8,75 cm uzaklıkta gerilimin minimumu bulunmuştur. Duran dalga
oranı ise 8dB ’dir. Hattın karakteristik empedansı 50ohm gerçel
olup, hat 800 MHz ’de kullanılmaktadır. Hat hangi empedansla
sonlandırılmıştır?
( Yanıt: 117  j25ohm )
6.5. 25 Smith diyagramında u  0 ekseni (yani j ) ekseni üzerindeki
noktaların empedansının genliğinin bire eşit olduğu noktalar
olduğunu gösteriniz.
6.6. 7,96 MHz ’de çalışan bir generatörün bağlandığı hat 50ohm ’luk bir
direnç ile buna seri olarak bağlanmış 1H ’lik bir bobinle
sonlandırılmıştır. Z 0  50ohm olduğuna göre yansıma katsayısını
bulunuz. Hat sonu paralel bağlanmış 100ohm ’luk bir direnç ve
200 pF ’lık bir kapasiteyle sonlandırılmış olsaydı, yansıma
katsayısını bulunuz. Yansıma katsayıları Smith abağı kullanarak
bulunacaktır.
Şimdi siz 75  j75ohm ’la sonlandırılmış bir hattın yansıma
katsayısı ile eş yansıma katsayısına sahip olacak şekilde paralel bağlı
elemanlardan oluşan yükün nasıl olması gerektiğini bulunuz.
6.7. 7,96 MHz ’de hat sonu empedansı 1  j1 olan hattın karakteristik
empedansı 50ohm ’dur.   c olduğuna göre hattın uzunluğu ne
olmalıdır ki hat yansımasız olsun.
Bu soruyu bir kere de admitans abağını kullanarak çözünüz.
Hattın, uzunluğundan bağımsız olarak, yansımasız olması isteniyorsa,
ne yapılabilir?
6.8. Z L  100  j100ohm ile sonlandırılmış bir hatta bu seri yük yerine
hangi paralel yük yerine hangi paralel yük bağlanmalıdır ki yansıma
katsayısının genliği değişmesin? Birden fazla çözüm var mıdır?
Neden?

25
İleri düzey

6.34
6.9. Z L  25  j100ohm ile sonlandırılmış hattın uzunluğu 0,18m olup,
dalganın frekansı 300 MHz ve faz hızı c ’dir. Hat zayıflatmasızdır.
a) Hat sonundan yansıma katsayısını bulunuz. ( Z 0  50ohm )
b) Hattın giriş empedansı ve admitansını bulunuz.
c) Hat başındaki yansıma katsayısını bulunuz.
d) Yaklaşık olarak gerilim fazörü genliğinin hat boyunca
değerini çiziniz.
e) Duran dalga oranını hesaplayınız.
f) İlk gerilim maksimumu ve minimumunun hat sonuna
uzaklığını hesaplayınız.
( Yanıt: a) 0,82  51 b) 11,8  j 59,6ohm ;
3,2  j16,2mS c) 0,82  79 d) Şekil e) 10 f) d mak  7,1cm ;
d min  32,1cm )
6.10. Bir önceki soruda verilen hatta, yüke seri olarak 10,6 pF
bağlanıyor. Önceki soruda istenen büyüklükleri hesaplayınız.
( Yanıt:  L  0,62  83,5 ; Z i  20  j 40ohm )

6.11. Z 0  75ohm olan bir hat 40  j80ohm ile sonlandırılmıştır.


Giriş empedansının saf omik olmasını sağlayacak minimum hat
uzunluğunu ve bu empedansın değerini bulunuz.
Şekil
26
6.12. Aşağıda verilen hattın giriş empedansını Z L , kısa ve açık
devre iken bulunuz.
Şekil
27
6.13. Aşağıda verilen bağlantılarda kullanılan hatların karakteristik
empedansı 50 ohm’dur. Hattın giriş empedansını bulunuz.
Şekil
6.14. Aşağıda verilen hattın giriş empedansını hesaplayınız.
Şekil
6.15. Aşağıda verilen hatta seri yan hat empedans uyumu için
kullanılmıştır.   20cm olduğuna göre l y ’yi minimum yapacak olan
l uzunluğu ne olur?
Şekil
6.16. 28 Aşağıda verilen düzenekte tüm hatlarda   10cm olduğuna
göre yükü hatta uyduracak l ve l y uzunluklarını hesaplayınız.
Şekil

26
Kaynak 7’den alınmıştır.
27
Kaynak 7’den değiştirilerek alınmıştır.
28
Kaynak 7’den değiştirilerek alınmıştır.

6.35
6.17. 29 Aşağıda verilen düzenekte işaret frekansı 3GHz ’dir. Bu
frekansta empedans uyumunu sağlayacak l y uzunluğunu bulunuz. Hat
üzerinde 2GHz frekansında duran dalga oranını bulunuz.
Şekil
30
6.18. Aşağıda verilen devrede yan hatların karakteristik
empedansları da 50 ohm’dur. Bir sonu kısa, diğeri açık devre olan iki
yan hat aynı noktada hatta paralel bağlanmıştır.
a) Bunların yüke hangi uzaklıkta bağlı olduklarının bir önemi
var mıdır?
b) f 0 , 3 f 0 ve 5 f 0 frekanslarında ana hat üzerinde duran
dalga oranını hesaplayınız.
c) Böyle bir düzenek hangi amaç için kullanılabilir?
Şekil
31
6.19. Aşağıda verilen devrede tüm hatların karakteristik
empedansları 50 ohm’dur. f  800 MHz ’de ana hat üzerinde duran
dalga oranını hesaplayınız.
6.20.32 50 ohm’luk bir iletim hattına giriş empedansı bilinmeyen bir
anten bağlanmıştır. Hat üzerinde duran dalga oranı 3,2 ve dalga boyu
20 cm’dir. Bir gerilim maksimumunun uzaklığı 74 cm olduğuna göre
antenin giriş empedansını hesaplayınız.
Şekil

6.21. Aşağıda verilen devrede tüm hatlar için Z 0  50ohm ’dur. Ana
hat üzerinde VSWR  1 olacak şekilde yan hatların uzunluklarını
belirleyiniz. Bu koşulu sağlayan başka l1 , l 2 değerleri var mıdır?
Varsa hesaplayınız.
Şekil
6.22. Aşağıda verilen devrede yan hatların karakteristik empedansı
75, ana hattın ise 50ohm’dur. Sonu açık devre bir yan hat kullanarak
empedans uyumu sağlanacaktır. Yan hattın yerini ve uzunluğunu
bulunuz.
(Yanıt: Hattın uzunluğu 0,151 , konumu d  0,071 )
6.23. Karakteristik empedansı 75 ohm olan 2m uzunluğundaki kayıplı
bir hattın sonu kısa devre edildiğinde giriş empedansı
45  j225ohm ’dur.  ve  sabitlerini bulunuz.
(Yanıt:   0,029 nepar m ,   0,2 rad m )

29
Kaynak 7’den değiştirilerek alınmıştır.
30
Kaynak 7, sayfa 235’den alınmıştır.
31
Kaynak 7, sayfa 235’den alınmıştır.
32
Kaynak 7, sayfa 236’dan alınmıştır.

6.36
EK 1 – Fazörler
Doğrusal ve zamandan bağımsız elemanları kapsayan bir devrenin
girişine sinüsaoidal bir işaret uygulandıktan sonra geçici rejim
zayıflayıp ortadan kalkıncaya kadar beklenilirse devredeki tüm akım
ve gerilimlerin frekansı girişe uygulanan kaynağın frekansına eş olan
sinüsoidaller büyüklerdir. Devrede reaktif elemanlar varsa çeşitli
noktalardaki akım ve gerilimler aynı frekansla olmakla birlikte bunlar
arasında faz farkları doğar.
Şüphesiz ki devrelerin girişine sadece sinüsoidal işaretler
uygulamasak da tüm periyodik işaretleri bir dizi sinüsoidal işaretlerin
toplamı olarak ifade edebiliriz. Bu, matematikten tanıdığımız Fourier
serilerine karşılık gelir. Aslında terimlerin sayısı sonsuz ise de çoğu
kere sınırlı sayıda terimi almakla yeterince iyi bir yaklaşıklık elde
edilir. İşaret periyodik olmasa da işareti Fourier serisi yerine Fourier
dönüşümünü kullanarak, yine de sinüsoidal işaretlerin toplamı olarak
ifade etmek olanaklıdır.
İşte fazör kavramı bu olgudan kalkınarak önerilmiştir. Eğer devrenin
(veya sistemin) tek bir frekanstaki sinüsoidal işarete cevabını (nasıl
davranacağını) bulursak benzer cevabı birçok başka tekil frekanslar
için de yaparak, devrenin herhangi bir işarete tepkisinin ne olacağı
hesaplanabilir.
Niçin fazörlere gerek var diye diye soracaksanız yanıt fazörlerle hesap
yapmanın kolay olduğudur. Devrelerdeki farklı noktalardaki akım ve
gerilimler aynı frekansta olmakla birlikte bunların genlikleri farklı
olduğu gibi aralarında faz farkı da olabilir. Dolayısıyla sinüsoidal bir
işaretle uyarılmış bir devrede bir akımı veya gerilimi tanımlamak için
hem genliğini hem de bir referansa göre fazını bilmek gerekir.
Dolayısıyla her büyüklük için iki parametre vermek zorunludur. Bir
kompleks sayı her iki parametreyi birden kapsayabilir ve devredeki
akım ile gerilimlerin gösteriminde kullanılabilir, zira kompleks
sayıların hem genlikleri hem de açıları vardır. İşte gerilim ve
akımların genlik ve fazlarını göstermek için kullanılan kompleks
sayılara fazör adı verilir.
Devrenin herhangi bir elemanından geçen akım;
i (t )  I m cos(t   I ) (E1.1)

ise, ki burada I m akımın genliği,  açısal frekansı ve  I fazıdır. Bu


akımın fazörü ise;
I I
Iˆ  m  I  m e j I (E1.2)
2 2
dir. Bu kitapta fazörler üzerilerine bir şapka ( ) konulan büyük
harfler ile gösterileceklerdir. Fazörlerin birimi gösterdikleri
büyüklüğün birimine eştir. Dolayısıyla Iˆ ’nin birimi amperdir.
Fazörler kompleks düzlemde Şekil E1.1’de olduğu gibi gösterilirler.

K1
jI m


 I Re
Şekil E1.1: Kompleks düzlemde fazör
Devrenin veya sistemin LTI33 olması halinde, uygulanan işaret 
açısal frekanslı sinüsoidal bri işaret olduğuna göre, zaman domeninde
bu fazöre karşı gelen akımı arayalım.
Fazörler kompleks büyülükler olduğuna göre, zamanı ve frekansı da
kompleks büyüklükler olarak alacak olursak, bu size çok yadırganacak
bir şey olarak gelmeyecektir. Fazörü e jt terimi ile çarparak;

iˆ(t )  2 Iˆe jt (E1.3)


şeklinde, zamana bağlı bir fazör tanımlayalım. Bu fazörü;

iˆ(t )  2 Iˆe jt  I m e j I e jt  I m e j (t  I ) (E1.4)

biçimine sokacak olursanız, zaman ilerledikçe Iˆ fazörünün saat


ibrelerinin dönme yönünün tersine yönde dönmekte olduğunu
göreceksiniz (Şekil E1.2).
jI m

I m sin(t   I ) iˆ(t )

Im
Fazör
t   I I m cos(t   I )
Diyagramı 
Şekil E1.2: i (t ) zamana bağlı fazörü  açısa frekans ile saat

ibrelerinin hareketine ters yönde dönmektedir.


Kompleks düzlemde verilen bu diyagrama fazör diyagramı adı verilir.
Zaman zaman bu tür diyagramlarda fazörler bir vektör olarak
gösterilseler de biz bunu tercih etmeyeceğiz, zira vektörel
büyüklüklerinde fazörleri tanımlanabilir. Burada ele aldığımız akım,
gerilim ise skaler büyüklüklerdir. Skaler büyüklüklere ilişkin fazörlei
vektör olarak göstermeyeceğiz.

Zamana bağlı iˆ(t ) fazörünün reel eksen üzerindeki izdüşümü


I m cos(t   I ) olup, i (t ) ’ye karşı gelir34.

33
LTI (Lineer Time Invariant) işlemler doğrusaldır. Bu ise girişin n katına çıkarılması halinde çıkışın da n katına
çıkacağı anlamına gelir. Sistemin “invariant” (zamanla değişmeyen) , zamandan bağımsız olması ise giriş t 0
kadar geciktirildiğinde çıkışın da t 0 kadar gecikmesi demektir.
34
Tabii ki, i (t ) sinüs fonksiyonu da olabilirdi. Bu durumda fazörün reel kısmını değil de sanal kısmını almak
gerekirdi. Her iki seçim de olanaklıdır. Fakat işin başında hangisi ile çalışacağınıza karar vermeli ve bir daha
değiştirmemelisiniz.

K1
i (t ) ’nin zaman üzerinden değişimi Şekil E1.3’de verilmiştir.
i (t )
Im

0 I
T

I

Şekil E1.3: i(t) fonksiyonu

Bu şekli bir kere dikkatlice incelemeniz, özellikle  I ’nin doğru bir


yorumunu yapmanız önerilir.  I ’nin birimi radyan olduğuna dikkat
ediniz.
Fazör kavramı bizi hemen empedans kavramına götürür. Bir LTI
devresinden Iˆ akımı akarken (dikkat fazör), uçlarında ortaya çıkacak
olan gerilimin de Û gibi bir fazörle gösterilebileceği açıktır.

Soru: Neden?

İşte devrenin uçlarındaki gerilimle içinden geçmekte olan akım


arasındaki ilişki;

Uˆ  Z .Iˆ (E1.5)
35
Empedans şeklinde verilir ve Z devrenin empedansı olarak isimlendirilir .

Soru: Yukarıdaki ifade ile tanımlanan Z empedansının zamandan


bağımsız olduğu açıktır. Fakat Z,  ’ya bağlı mıdır?

Böyle olup olmadığını bu tanımdan görmek zorsa da şöyle düşünün.


U m ve I m ’in  ’ya bağlı olmalı beklenir. Devrenin u (t ) ile
uyarıldığını ve buna karşı gelen akımın u (t ) kaynağının frekansına
bağlı kolayca anlaşılır (şayet devre de reaktif elemanlar –kapasite ve
bobinler- varsa). Benzer şekilde akımın, gerilime göre fazının da
frekansla değişebileceği açıktır.
Daha matematiksel bir açıklama isterseniz (bu daha “derin” bir
kavramaya götürmese de daha az tartışmalıdır!). Herhangi bir LTI
devresinde, akımla gerilim arasındaki ilişki zaman domeninde,
devreler dersinden hatırlamanız gerektiği gibi;

35
Zamana bağlı büyüklüklerle değil de fazörlerle çalışıldığının şüpheye yer vermeyecek şekilde belirgin olduğu
yerlerde fazörleri üzerilerinde “  ”olmamaksızın sadece büyük harflerle gösterme yoluna gidilir. Biz de zaman
zaman bu yolu izleyeceğiz.

K1
dn d n 1 d
a n n u  a n 1 n 1 u  ...  a1 u
dt dt dt
m m 1
(E1.6)
d d d
 bm m i  bm1 m 1 i  ...  b1 i  bo i
dt dt dt
şeklindedir. Bundan u ,devrenin uçlarındaki gerilim, i ise geçen
akımdır. a i ve bi katsayıları devredeki elemanlarca belirlenirler.
İşlemleri basitleştirmek için;
d
D (E1.7a)
dt
ve buradan;
dn
Dn  (E1.7b)
dt n
tanımlarını kullanacak olursak, yukarıdaki denklem;
(a n D n  a n 1 D n 1  ...  a1 D  a 0 )u (t )
(E1.8)
 (bm D m  bm1 D m 1  ...  b1 D  b0 )i (t )
şeklinde yazılabilir ki, D’yi bir değişken gibi yorumlayacak olursanız;
A( D)u (t )  B ( D)i(t ) (E1.9)
şekline sokulabilir. Sinüsoidal büyüklüklerle uğraştığımızı varsayarak
bu eşitliği fazörler cinsinden;

A( D)Uˆe jt  B ( D) Iˆe jt (E1.10)


olarak yazalım. D operatörü için;
d
D  D  je jt (E1.11)
dt
olduğunu gözönüne alarak;

A( j )Uˆ  B ( j ) Iˆ (E1.12)
elde edilir. Şimdi bu ifadeyi ve empedans için daha önce verilen
tanımı kullanarak;

Uˆ B( j )
Z  (E1.13)
Iˆ A( j )
yazacak olursanız, Z ’in  ’ya bağlılığı ortaya çıkar. Empedans
tanımı;


Z (E1.14)

şeklinde yazacak olursanız, boyutunun ohm olması gerektiğini ve;

Uˆ  u  Z  z Iˆ  I (E1.15)

K1
şeklinde yazacak olursanız, buradan empedans ve açısı için36;
U U Um
Z    (E1.16a)
I I Im

Z   Z  U   I (E1.16b)
bağıntılarının geçerli olduğunu görürsünüz. Elemanların tanım
eşitliklerinden kalkınarak R, L ve C’ nin empedansı;
ZR  R (E1.17a)

Z L  jL (E1.17b)

1
ZC  (E1.17c)
j C
olarak bulunur. Bu eki okumaya başladığınıza göre, büyük bir
olasılıkla fazörler konusunda bildiklerinizi tazelemek istiyorsunuz.
Öyleyse zahmete katlanıp yukarıdaki ifadeleri kendinizin elde etmesi
akıllıca olacaktır. Şekil E1.4’te bu elemanların akım, gerilim fazörleri
gösterilmiştir.
jI m jI m ileri jI m

U U  geri I
I I
Re Re Re
U I
a)Direnç b)Endüktivite U
U m  RI m U m   LI m
c)Kapasite
R,L,C
1
akım-gerilim U   I  U   I  90  Um  I
C m
fazörleri
 U   I  90 
Şekil E1.4: R, L ve C için akm gerilim fazörleri
Şekilden görüldüğü gibi direncin uçlarındaki gerilim ile içinden
geçmekte olan akım aynı fazdadır, dolayısıyla akım maksimum
olduğunda gerilim de maksimumdur. Buna karşın bobin ve
kondansatörde akım ve gerilim aunı fazda olmayıp aralarında 90  faz
farkı vardır. Şekil E1.5’de bir bobinin içinden geçmekte olan akımla
uçlarındaki gerilimin zamanla değişimi gösterilmiştir.

36
Û ’nın genliği zaman zaman U , Iˆ ’nin genliği ise I ile gösterilecektir. Dolayısıyla U m  2U ,
I m  2 I ’dir.

K1
U,I
I
U I I U

t

U
Şekil E1.5: Bobin uçlarındaki gerilim ve içinden geçen akımın değişimi
Gerilim ve akım ifadelerini;
u ( t )  U m . cos(  t   U ) (E1.18a)

i ( t )  I m . cos(  t   I ) (E1.18b)

dir.  U ve  I , şekil E1.5’de gösterilmiştir. Siz de böyle olduğunu


düşünüyor muydunuz?
Gerilim maksimum değerine, akım maksimum değerini almasından
önce erişir. Bu nedenle gerilimin akımın ilerisinde olduğunu söyleriz
(şekil ilk başta size tersi bir izlenim verecek olsa da bu noktayı bir
kere daha gözden geçirip doğru anladığınıza emin olun). Eğer bu
tanım sizin için yeterince açıksa, şimdi şekil E1.4’de verilen
endüktivitenin fazör diyagramına baktığınızda gerilimi akımın
ilerisinde olduğunu (veya buna özdeş olarak akımın gerilime göre
geride olduğunu) hemen görebilmelisiniz. Benzer yorumla
kondansatörün akımının, gerilimine göre ileride olduğunu da
görebilmelisiniz. Siz de, kondansatör için verilmiş olan fazör
diyagramından hareketle kondansatörün gerilim ve akımının zaman
üzerinden değişimini çiziniz.
Faz Farkı
 U ile  I arasındaki fark  ile gösterilmiştir ve bu iki büyüklüğün faz
farkı olarak isilendirilir. Güç elektroniğinde faz farkının işaretinin tek
bir şekilde belirli olması için akım fazörü referans alınır ve gerilimin
akıma göre ileri olduğu durumda (bobinde olduğu gibi)  pozitif,
tersi olduğunda (kondansatörlerde olduğu gibi)  negatif alınır. Bir
başka değişle;
  u  I (E1.19)
olarak tanımlanır.
E1.13 eşitliğinden bilindiği gibi kompleks bir büyüklük olan Z
empedansı frekansa bağlıdır;
Uˆ B ( j ) (E1.20)
Z    Z ( j )
Iˆ A ( j )
olup, reel ve sanal parçaları cinsinden ifade edecek olursak, en genel
şekliyle;

K1
Z ( j  )  R ( )  jX ( ) (E1.21)
Direnç
Reaktans yazılabilir ki burada R direnç (resistans), X ise reaktans olarak
isimlendirilir.

Zaman zaman empedansa ek olarak 1 büyüklüğünün kullanılması


Z
işleri kolaylaştırır ve;
1 Iˆ (E1.22)
Y  
Z Uˆ
şeklinde tanımlanan ve  ’ya bağlı olan bu kompleks büyüklüğe
Admitans admitans (admittance) denir ki gerçel ve sanal parçaları cinsinden
Y ( j  )  G ( )  jB ( ) (E1.23)
dir. G ( ) iletkenlik ve B ( ) ise suseptans (susceptance) olarak
isimlendirilir.
Gerilim ve akımın sinüsoidal olması bunların çarpımı olan gücün
zaman üzerinden değişmesini birlikte getirir ki bu güç hesaplarını
zorlaştırır. Üzerinden i (t ) akımı akan bir direnç üzerinden harcanan
güç;
p ( t )  u ( t ) i ( t )  Ri 2 ( t ) (E1.24)
ve akımın sinüsoidal olması halinde;
p ( t )  RI m2 cos 2 ( t   I ) (E1.25)

olacaktır. u (t ) ve i (t ) aynı fazda olduklarından  I  0 almakta bir


sakınca yoktur. Görüldüğü gibi gücün ani değeri zamanla
değişmektedir. Dolayısıyla bir direnç üzerinde harcanan gücü
belirtmek istiyorsak yukarıda verilen ani gücü kullanmak pek fazla bir
şey söylemeyecektir. Direnç üzerinde harcanan güç direncin
ısınmasına neden olur. Eğer sinüsoidal akım yerine I doğru akımı
akmış olsaydı direnç üzerinde harcanan güç RI 2 olacaktı ve
zamandan bağımsızdır. İşte buna benzer bir ifade elde edebilmek için
sinüsoidal akım nedeniyle dirence aktarılan gücün ortalama değerini
hesaplayalım;
T
1 (E1.26)
p (t )   Ri
2
( t ) dt
T 0

I doğru akımının neden olduğu güce eş güç yaratacask olan


sinüsoidal akım;
T
1 (E1.27)
I2  i
2
( t ) dt
T 0

Efektif Değer bağıntısını sağlamalıdır. Bu büyüklük akımın efektif değeri olarak


tanımlanır. Öyleyse I eff olarak göstereceğimiz bu büyüklük;
T
1 (E1.28)
I eff  i
2
dt
T 0

şeklinde tanımlanır. Bu kitapta efektif büyüklükler büyük harflerle


gösterilmiştir.

K1
Yukarıdaki tanım herhangi bir i (t ) fonksiyonu için geçerlidir ve
akımın sinüsoidal olma zorunluluğu yoktur. Benzer şekilde gerilim
için de efektif değer tanımlanır. Akımın (veya gerilimin) sinüsoidal
olması durumunda
T 2
1 1
I eff   i ( t ) dt  I cos 2 ( t ) dt
2 2

2
m
T 0 0 (E1.29)
2
1  2  I
 I t dt  m  0 , 707 I m
2
cos 2 
2
m
0  T  2

bulunur. İşte buradaki 2 nedeniyledir ki (E1.4) eşitliği ile verilen


fazör tanımında da 2 yer almaktadır. Başka bir değişle fazörün
genliği söz konusu olan büyüklüğün efektif değeridir37. Bunun
nedenini az sonra güç ifadelerini ele aldığımızda anlayacaksınız.
Efektif değerin işaretin şekline bağlı olduu açıktır. Alternatif
büyüklükleri (AC) ölçen ampermetre ve voltmetreler efektif değerleri
gösterirler. Bunlardan basit olanları çoğu kere işaretin dalga şeklinin
sinüs olduğunu varsayarak tepe değeri ölçerek bunu 0,707 ile
ölçeklendirip efektif değer olarak gösterir. Dalga şekli sinüsten farklı
olduğunda veya harmonikler varsa bu tip ölçü aletleri yanlış değer
gösterirler. Gerçek efektif değer gösteren aletler ise efektif değeri
(E.1.28) eşitliği ile verilen tanıma dayanarak ölçerler.
Devrede bobin ve kondansatör gibi enerji depolayan elemanlar (ki
bunlara reaktif elemanlar deriz) varsa akımla gerilim arasında faz farkı
olduğunu biliyorsunuz. Bu faz farkı nedeniyle ani güç belli zaman
aralıklarında negatif olabilir ve güç hesabını zorlaştırır. Gücün negatif
olması, devrenin kaynaktan güç çekmeyip kaynağa güç vermesi
demektir. Genel şekliyle güç;
p ( t )  u ( t ).i ( t )
(E1.30)
 U m cos(  t   u ). I m cos(  t   I )
ve burada;
u ( t )  U m cos(  t   u ) (E.1.31)
ifadesinde (E1.19) eşitliği ile tanımlanan faz farkını kullanarak;
u ( t )  U m cos(  t     I ) (E1.32)
yazıp, bunu;
cos( A  B )  cos A . cos B  sin A . sin B (E1.33)
özdeşliğinden yararlanarak;
u ( t )  U m cos  . cos(  t   I )  U m sin  . sin(  t   I )

(E1.34)
biçimine sokacak olursak ilginç bir yoruma olanak verir. Gerilimin bu
ifadesindeki ilk terim, gerilimin akımla aynı fazda ikinci terim ise
90  faz farkı olan bileşenine karşı gelir. İkinci terim “in phase
quadrature” bileşeni adı ile de bilinir. u (t ) ’nin biri akımla aynı fazda,

37
Bazı kaynaklarda fazörler, 2 olmaksızın tanımlanır. Yani fazörün genliği olarak efektif değer değilde tepe
değeri alınır.

K1
diğeri akımla 90  faz farkı olan iki bileşenine ayrılması şekil E1.6’da
verilen fazör diyagramından da kolayca görülür. Siz de bu
diyagramdan hareketle (E1.34) ifadesini çıkarın.
jI m

Û Iˆ
U m sin  U m cos 
Re
 I
Şekil E1.6: Û fazörünün akıma paralel ve dik bileşenlerine ayrılması
Gerilimin bu bileşenleri cinsinden güç;
p ( t )  U m I m cos  cos 2 ( t   I ) (E1.35)
 U m I m sin  sin(  t   I ) cos(  t   I )

ve ara işlemlerden sonra38;


Güç 1 (E1.36.a)
P  U m I m cos 
2
ve;
1 (E1.36.b)
Q  U m I m sin 
2
tanımlarını kullanarak;
 
p ( t )  P 1  cos 2 t  2 I   Q cos  2 t  2 I  
 2
(E1.37)
elde edilir.
Eğer ortalama gücü hesaplayacak olursanız cos 2  t  2 I  teriminin
T üzerinden entegrali 0 olacağından ilk terim P ortalama değeri
verirken ikinci terim hiçbir katkıda bulunmaz. Dolayısıyla;
p (t )  P (E1.38)
dir. P , eleman üzerinde harcanan güce karşı gelir veya bir iş
Reaktif Güç yapılmasında kullanılır. Bu nedenle aktif güç olarak isimlendirilir.
Aktif Güç İkinci terim ise kaynaktan alınarak depolanan ve sonra yeniden
kaynağa geri verilen güce karşı gelir. Q büyüklüğü reaktif güç olarak
isimlendirilir. P aktif gücünün birimi W iken, bununla karıştırılmasını
önlemek için Q ’ün birimi VAR’dir.
Güç hesabı söz konusu olduğunda39 hem bir dizi trigonometri
özelliğinin bilinmesi gerektiği hem de karmaşık entegrallerle
uğraşmak zorunda olduğunuzu gördünüz. Neyse ki bunları her

38 1
cos 2
(1  cos 2 x ) ve sin 2 x  2 sin x cos x özdeşliklerinden yardımıyla işlemler yapılmıştır.
x 
2
39
Biz burada sadece akım ve gerilim aynı frekansta olduğu özel durum için güç hesabı yaptık. Eğer farklı
frekansta akım ve gerilim bileşenleri varsa güç hesabı çok daha karmaşıklaşır ve yorumu da dikkatli olmayı
gerektirir.

K1
seferinde tekrarlamanıza gerek yok. Ayrıca fazörleri kullanacak
olursanız formülleri hatırlamaya da gerek kalmaz. Sorunun çözümü;
S  Uˆ . Iˆ * (E1.39)
ile tanımlanan kompleks güç büyüklüğünde yatar. Fazörlerin bilinen
ifadelerini kullanarak;
Um Im
S  e j u e  j I
2 2
1 1
 U m I m cos(  u   ı )  j U m I m sin(  u   ı )
2 2
1 1
 U m I m cos(  )  j U m I m sin(  )
2 2
(E1.40)
ve burada (E1.36a) ve (E1.36b) eşitlikleriyle verilen tanımları göz
önüne alarak;
S  P  jQ (E1.41)
bulunur. S , görünür güç olarak isimlendirilir ve diğer güç
tanımlarıyla karıştırılması önlemek için VA birimi ile birlikte
Görünür kullanılır.
Güç Böylece fazörleri kullanırsanız, entegrallere gerek kalmadan görünür,
aktif ve reaktif güç bileşenleri kolayca hesaplanır.
Reaktif güç bir iş yapmayan güç olmakla birlikte güç üreteçlerinin
daha büyük boyutlandırılmalarına ve enerji iletim hatlarında
kayıpların artmasına neden olduğu için istenmeyen güç bileşenidir. Bu
nedenle enerji üreticileri ve dağıtıcıları, maliyetlerini düşürmek
amacıyla kullanıcılardan reaktif güç çekmelerini ister ve bu güç bir iş
yapmasa da bu güç için de ücret talep ederler. Fakat kullanıcının yükü,
işin gereği olarak reaktif ise bu güç bileşeni kaçınılmaz olarak ortaya
çıkar. Şekil E1.7a da akım, gerilim ve görünür güç fazörleri
gösterilmiştir.
jI m

Û Iˆ
jQ Ŝ
  P Re
Şekil E1.7a: Akım, gerilim ve görünür güç fazörleri

1
S  UmIm Q
2
(VAR )
(VA)

  Z P (W )
Şekil E1.7b: Görünür güç ve bileşenleri
Şekil E1.7b’den görüldüğü gibi;

K1
P P (E1.42)
cos   
S P  Q2
2

olup reaktif güç büyüdüğü oranda cos  küçülür ve cos  çekilen


Güç
reaktif gücün bir ölçüsüdür. Bu büyüklük güç faktörü olarak
Faktörü isimlendirilir. Hiç reaktif güç çekilmediğinde güç faktörü bir olur.
Şebekeye bağlanan yüklerin reaktif bileşenleri varsa güç faktörü
küçülür. Güç faktörünü düzeltme, yani bire yaklaştırma işlemi
kompanzasyon olarak bilinir. Endüktif yükler için  ’nın pozitif,
kapasitif yükler için negatif olduğu daha önce belirtilmişti. Eğer yük
endüktif ise (motorlarda olduğu gibi) çekilen reaktif gücü azaltmak
için yüke paralel olarak uygun değerde kondansatör bağlanması yeterli
olacaktır. Reaktif güçler zıt işaretli olacaklarından birbirini kompanze
edeceklerdir.
Bu noktada akla, niçin enerjiyi AC gerilim, akımlarla taşıyıp reaktif
güç sorunu ile uğraşmak zorunda kalıyoruz diye bir soru gelebilir.
Sorunun yanıtı AC işaretler için gerilim veya akım bileşenlerinden
birini istediğimiz gibi ayarlamamıza kolay ve ucuz bir şekilde olanak
veren transformatörlerdir. Hat üzerindeki kayıpları azaltmak için
enerji yüksek gerilim fakat düşük akımlarla iletilir. Kullanıcıya
vermeden önce gerilim istenen değere düşürülür. Bu üstünlüğü
nedeniyledir ki diğer sakıncalarına katlanılır.
Son olarak bir yüke aktarılabilecek gücün hangi koşullarda maksimum
olacağını irdeleyelim. Güç aktarımı sorunu her zaman şekil E1.8’de
verilen basit devreye indirgenebilir.

Zg ZL

U g

Şekil E1.8: İç direnci Z g olan generatöre bağlı Z L yükü

U g
generatör gerilimi, Z g ise generatörün iç direnci (empedansı)dır.
Z L , generatör uçlarına bağlı yükü göstermektedir. Şüphesiz ki
generatör ile yük arasında yine bir empedansa karşı gelen iletim hattı
varsa da bunun seri gelen empedansı Z g veya Z L ’e katılarak şekil
E1.8’de verilmiş olduğu gibi sadeleştirilebilir.
Z g ve Z L ’i gerçel ve sanal parçalarına ayırmak istersek;

Z g  R g  jX g  Z g  g (E1.43a)

Z L  R L  jX L  Z L  L (E1.43b)

yazabiliriz. Akımın tepe değeri;


U gm (E1.44)
Im 
R g  R L   X
2
g  X L 
2

ve dolayısıyla yüke aktarılan güç;

K1
2
I m2 1 U gm R L
PL  RL 
2 2 R g  R L 2  X g  X L 
2

1
2
U gm Z g cos  g

 g L L g g L  
2 Z cos   Z cos  2  Z sin   Z sin 
g L 2

(E1.45)
olur.
Yüke aktarılan gücün maksimum olması istendiğinde, öncelikle hangi
parametrelerin seçilebilir olduğunu belirlemek gerekir. Önce generatör
parametrelerinin sabit olduğunu ve sadece X L ’in değiştirilebilir
olduğunu varsayalım. (E1.45) eşitliğinden hemen görüldüğü gibi
X g  X L (E1.46)

koşulu sağlanırsa yüke aktarılan güç en büyük değerine ulaşır.


Eğer X L değil de R L değiştirilebiliyorsa PL ’yi maksimum yapan
dPL
RL değeri  0 ifadesinden;
dR L

R L  R g2  X g  X L 
2
(E1.47)

olarak bulunur.
Hem R L hem de X L istenildiği gibi seçilebilirse;

X 0  X L (E1.48a)

R0  R L (E1.48b)
koşulları birlikte sağlanmalıdır. Bu koşul sağlandığında kaynağın bir
yüke aktarabileceği en büyük güce ulaşılmış olur.
Bu;
Z L  Z g* (E1.49)

olması demektir.
Pratikte zaman zaman Z L değiştirilebilirse de  L sabit kalmalıdır. Bu
dPL
durumda  0 eşitliğinden yüke aktarılan gücü maksimum
dZ L
yapacak olan Z L için;

Z L  Zi (E1.50)

koşulu bulunur. Bu koşul empedans uyumu olarak bilinir. Empedans


uyumu özellikle elektronik sistemlerde sıkça karşımıza çıktığı gibi
düşük güçlü kaynaklara uyum sağlamak için de kullanılır. Fakat güç
sistemlerinde pratik bir anlamı yoktur, zira kaynak üzerinde de büyük
güçlerin harcanması dolayısıyla kötü bir verim demektir. Örneğin,
kaynak ve yük sadece omik iseler ve empedans uyumu sağlanmışsa

K1
gücün yarısı kaynakta diğer yarısı ise yükte harcanacaktır. kW veya
MW’lar söz konusu olduğunda buna izin verilmeyeceği açıktır.

K1
Kaynakça
1. J. F. White; High frequency techniques, Wiles Interscience, 2004.
2. J. D. Kraus; Electomagnetics, McGraw – Hill International
Editions, 4. Baskı, 1992.
3. D. M. Pozar, Microwave Engineering, John Wiley & Sons, Inc, 2.
Baskı, 1998.
4. W. H. Hayt, Jr. ; J. A. Buck; Engineering Electomagnetics,
McGraw – Hill, 6. Baskı, 2000.
5. C. T. A. Johnk; Engineering Electomagnetic Field and Waves.
6. R. A. Chipman; Theory and Problems of Transmission Lines,
Schaum’s Outline Series, McGraw – Hill, 1968.

K1

You might also like