You are on page 1of 68

;:::::;:;::::::::···::::::::::::::::::::::::::::;:;:;···· ··.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·-·-·.·.·.·.·.·.·.·.·.

BAŞAK YAYINLARI
"Kitabı Okurla Buluşturan Kuruluş"
BEN DEVLETİM BAŞAK KÜLTÜR SETİ-1
1. 1 �73 AMELE BIRLIGI- Mete Tunçay 1. DİROKA KÜRD U KÜRDlSTAN- A. Tigıis- A. Germiyanı
2. TURKİYE'NİN İNSAN HAKLARI SORUNU- Bülent Tanör 2. GRAMERA ZIMANE KURDİ- Qamate Kurdo
3. iKTiSAT VE SiYASET ÜZERiNE AYKIRI YAZILAR 3. SİLTAN SALAHADDİN U MALSATA EYYUSİ- Toıi
Korkut Boratav 4. KijRT-İSLAM AYAKLANMASI 1919-1.925-Uğur Mumcu
4. 1917 EKiM DEVRiMi -Rosa Luxemburg 5. K�TLER-2(MEHABAD'DAN 12 EYLUL'E)- Hıdır Göktaş
5. HORZUM LABiRENT- Atilla Akar 6. KURTLER(İSYAN-TENKiL)
6. Bl.z CUMHURiYETi ÇqK SEVMiŞTiK - Regis Debray 7. BEN DEVLETiM ÇEVREYİ KİRLETIRİM B. Öcal-Koray Düzgören
7. GOZETIMEVI- Mustafa Ozturanlı 8. BEN P.EVLEn.M fŞKENCE YAPARIM- Hüseyin Kıvanç
8. ULUSAL SORUN- Zafer Üskül 9. ZERDUŞT VE ÖÔREnsı- Dr. A. Medyalı
9. HAPiSHANEDE BİR KÜÇÜK BURJUVA- Regis Debray 10. MEMUZİN- EHMEDE XANI
1 O. TIP TARtHI 1- M. Ali Aybar 11. BiR BARIŞ VE DİYALOG iNSANI- Abdurrahman Kagsemlu
11. TIP TARnrı 2- M. Ali Aybar 12. ŞEREl�lA�- M. Eı:nin Bourslan
12. TIP TAR1HI 3- M. Ali Aybar 13. BiR KURDUN EYLUL DEFTERLER!- Yılmaz Odabaşı
13. BEN DEVLETiM iŞKENCE YAPARIM- Hüseyin Kıvanç 14. SAID-1 KURDİ- Rohat
14. BEN DEVLETiM PASAPORT VERMEM- Halil Nebiler 15. DoGU ANADOLU'NUN HİKA YESI- Mustafa Sönmez
15. BEN DEVLETiM FİŞLERİM- Halil Nebiler 16. BEN DEVLE11M ZAM YAPARIM- Rafet Erdem
16. BEN DEVLETiM SUÇLARIM- Halil Nebiler 17. DiYARBAKIR GERÇEGI- Edip Polat
17. BEN DEVLETiM SAKAT BIRAKIRIM- Halil Nebiler 18. BEN DEVLETiM İNSAN HAKLARI TANIMAM
18. BE� DEVLETiM ÇEVREYi KIRLETIRIM İnsan Hak.lan Derneği
B. Ocal Düzgören- K...Düzgören .. 19. ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI- Adnan Yücel
19. BEN DEVLETİM KOLELEŞTIR!RlM 1-2 S. Kecenci- Onder Aker 20 . DAGLARIN ARDI IÇİMfN YURDU- Adnan Gerger
20. BEN DEVLETiM iNSAN HAKLARI TANIMAM 21. 1946 MEHABAD KURT CUMHURİYET!- William A egleton
Insan Hak.lan Derneği . 22. SEVR-LOZAN-MUSUL ÜÇGENİNDE KÜRDISTAN- Hakan Yıldız
21. BEN DEVLETiM IŞKENCEYI SEVERiM- Hüseyin Kıvanç
22. BEN DEVLETİM ZAM YAPARIM- Rafet Erdem PEŞiN VADELi PEŞİNAT TAKSiT VADE
23. BEN DEVLETiM ASARIM- Reha Öz 600.000 795.000 75.000 90.000 8 AY
24. BEN DEVLETİM ÖLDÜRÜRÜM- Reha Öz
25. NAZIM HiKMETiN SIRRI- Avşar Timuçin
26. NEDEN SOSYALİZM- M. Ali Aybar
27. DEVRiM DEVRiM- Regis Debray BAŞAK KÜLTÜR SETİ-2
28. SAGLIK AÇISINDAN iŞÇİLERİMİZİN DÜNÜ BUGÜNÜ
Dr. S. Dosdoğru- Dr. M. H. Dosdoğru 1. KÜRTLER ÜZERiNE TEZLER- Yalçın Küçük
·

29. GAZETECiLERE SALDIRILAR- A. TEVKiF BERBER- H. Nebil 2. ORKESTRA l1iNl �Z<J.İLER ÇALACAK- Sedat Yurtdaş
30. THKP-C VE KIZILDERE- Koray Düzgören 3. V AHŞETlN GUNLUGU- Mehdi Zana
4. KÜRı DİLi VE SÖYLENCELERİ- Gürdal Aksoy
PEŞİN VADELi PEŞiNAT TAKSiT VADE 5. KÇRT KÖKEM BÜYÜK BOYLAR- Welate- Nergiza Tori
550.000 670.000 110.000 70.000 8 AY 6. KURT UYGARLIGINDA ALEV1L1K- Cemşid Bender
7. GENELKURMAY BELGELERiNDE KÜRT İSYANLARI 1
8. GENELKURMAY BELGELERiNDE KÜRT ISYANLARI 2
9. NEYROZLADIK ŞAFAKLARI- Edip Polat
BAŞAK FİKİR _ 10. K�T TARIHI VE UYGARLIGI- Cemşid Bender
1. iKTiSAT TARIHINlN DOGUŞU -Orhan Kurmuş il . KURDlSTANDA KİŞİLiK SORUNU- Ali Fırat
2. OSMANLI DEVLETiNDE TIMAR- Niconna Beldiceanu 12. DİYARBAKIR GERÇEGI- Edip Polat
3. GREV- Ahmet Makal 13. BEN DEVLE11M İŞKENCE YAPARIM- Hüseyin Kıvanç
4. DEVLET VE DEMOKRASi- Server Tanilli 14. BEN DEVLEnM SAKAT BIRAKIRIM- Halil Nebiler
5. YQZYILIMIZIN GERÇE I VE MiRASI 1- Server Tanilli Ç 15 ŞEYH SAİD .!S'(ANI- Yılmaz Odabaşı
6. Yl]ZYILIMIZIN GERÇEGI VE MiRASI 2- Seıver Tanilli 16. �KJ;;YE DONUŞ- Hasan Bildirici
7. Y�ZYILIMIZIN GERÇEGI VE MİRASI 3- SeıverTanilli 17. KUÇUK PEŞMERGE- Selahattin Erdem
8. Yl]ZYILIMIZIN GERÇEGI VE MiRASI 4- Server Tanilli 18. DAGLARIN ARDI KiMiN YURDU- Adnan Gerger
9. DUNY A TARiHi- William H. Mcneil 19. BİRLiKTE OLDUGUMUZ HAKLAR- Welate Tori
1 O. DIV AN-1 HÜMAYUM- Ahmet Mumcu 20. OLAÔANÜSTÜ HAL BÖLGE RAPORU 1991
1 !. QEVLETIN EKONOMiYE MÜDAHA�ESI- Kemali Saybaşılı 21. GQRÜŞLER-GÖRÜŞMELER- Şahap Balcıoğlu
12. URETIM TARZLARIN EKLENMESi UZERINE- Melih Ersoy 22. KURTÇE DILBILGISI (TURKÇE AÇIKLAMALI) -Raimana Kürdi
13. UYGARLIK TARiHi- Seıver Tanilli
14. ŞERiAT VE KADIN-ilhan Arsel PEŞiN VADELi PEŞl'.\AT TAKSiT VADE
15. KAPiTALiZM ÇELiŞKi VE ENFLASYON- Bob Rowthom 600.000 795.000 75.000 90.000 8 AY
16. RUSYA'NIN ENDÜSTRİLEŞMESi -M. E. Falkus
17. FİNANSAL KURUMLAR- Ozcan Ertuna
18. L1.USLARIN ZENGINLIGl- Adam Sınıth
19. iLK SINIFLI TOPLUMLAR ASY AGIL ÜRETiM TARZI VE .

DOGC DESPOTiZMİ- Jean Suret


20. DÜNYA KAPITALIZMIMI\ BU\ALI\11 - :\ail Satlıgan
2 !. OSMA�'LI DEVLETiNDE SIYASETEN KATI- Ahmet Mumcu
22. FEODALiZMiN EKONOMiK TEORiSi- Witold Kula
23. SOSY ALIST ÜLKELERDE YÖNETiME KATILMA
Yavuz Sabuncu
24. iKTISADI FELSEFE- Juan Robinson BAŞAK BASIN YAYIN LTD. ŞTI.
25. iLKEL TOPLULUKTAN UYGAR TOPLCMA- Alaeddın Şenel SACLIK SOK. 2. KISIM 63/1 YENiŞEHiR ı ANKARA
TEL: 434 76 95- 434 51 81 FAX: 433 61 54
PEŞiN VADELi PEŞiNAT TAKSiT VADE
925.000 1.080.000 75.000 115.000 8 AY
il� W//H///H//H////./HAKiPAKWh

• TUrklye-lran savaşını kı·


zıştıran CIA ekibi. ABD'nin Or­
zirvesi öncesinde. Birlik süreci
gecikirse Almanya ve Fransa,
BeNe Lüks ülkeleri ile birl ikte
'Mini AT' oluşturacak. ltalya ve
tadoğu senaryosu doludizgi n. lspanya'da bölünme tar-

:.iL=,,,.Jl]
Karargah, Amerikan-Türk Dost- tışmaları. Maastricht'e soOuk
luk Konseyi... Ekibin üyeleri.. . bakan lngi ltere yeni üyelerin alı­
ABD'nin Güney'i un ufak etme mını hızlandırmak istiyor. İn·
11 EKİM 1992 planı. .. 'Neo Osman lı lar'ın ilham g iltere'de Alma n aleyhtarııgı. 42
perisi kim . . ? Eşref Bitlis, jan­
YIL: 6 I SAYI: 41 / 10.000 TL
Güney Y a �·ı ncılık Tic. ,., San. A.Ş. Adına darmanın hazırladıgı 'PKK'ye W./././././././././././././././/././././.b.TOPLUM�
Sahibi: Mehmet Sabuncu ABD yardımı raporu'nu nasıl de­
• ''Tiyatro sahnesi gibi." Avu­
Genel Ynın Yönetmeni: Ferit llse\'er
Y az:ı işler f Yönetmeni: Serhan Bolluk Oişti rd i . . ? 'An kara'nın rüyası:
Sorumla Müdür: Hale SoysU Kerkük'e garantörlük. ' 8 katlar icrayı anlattı. ·o oyu n u
Ankara Tems ilci si: Hikmet Çiçek
Haber Müdürü: Adnan Akfırat
profesyonelce müvekkil im adı na
işçi-Sendika : Ruhsar Şenoğlu
�././././././././././././././././././A: PoLİ'l'IXA �./h oynuyorum.' 'Dava seçmek eko­
Toplum: Şule Perinçek
Kültür-Sanat: Tunca Arslan
nomik nedenlerle güç.' 'Bahşişi
Arıiv-Araşhrma: Fahir Özel • Slkorsky'ya çaoıar karıştı. ancak avukatlar ö nleyebilir.· 46
Teknik Sekreter: Fethi Özalp Black Hawk helikopterleri alı­
BÜROLAR
ar
lstanbul: Derya Ç ağl , Kamil &doğdu, Funda Öz, mının perde arkası . Bush'un özel .. K· o ı
,,,-,...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,.n. ..rb:S.ABAT wh
Maiç özeller, Oğuz Sakallı. Emsal Şahin, Dilek Uğuz ricası. Neden genel maksat he­
Ankara: Soner Yalçın (Şef), Nail Bulut.
K. Deniz Öğüt likopterleri alınıyor? En iyi pazar
Diyıorbakır: Ha lit Güngen. Ahmet SUmbill Türkiye ve Brezilya. Türkiye ba-
lzmir: Namık Alkan
Adana: Tel: (71) 593 960 sı nında kan lı reklam. 16
Zonguldak: Niyazi Işık Tel: (381) 20083 • 'Sorun piyasa egemenliOi. •

YURTDIŞI
Almanya: Frankfurt Bürosu: Mehmet Salih Çevilcer
TIB'nin 'saQlı k krizine' çözüm
T el : (49/69) 7075514 Fax: 7075524 önerileri. ·saglıkta eşitsizlikler
Haınburg: Işık Soner Tel: (49/ 40) 810927
Fransa: Ali Rıza Taşdelen CParis) azaltılmalıdı r· kampanyası. 20
Tel: (33/ l) 50340683 Fax: 50340849 e Aziz Nesin'le TKP, iP, PKK,
Hollanda: Ali Dcvelioğlu <Rotterdam)
Tel: ( 31/ 10) 4140487
Mao ve lngilizler'in zekası üze­
bveç: Erol Sever Tel: (46 / 8)531 72729 rine. 'Komünizmin en büyük ya-
ls'içre: Hasan Karateke Tel: (41/61) 8215402 rarı milliyetçilikten kur­
Yunanistan: Andonis Zikas IAtina)
Tel: (30/!)3251143 (Adres: P.O .B . 3738/10210> tarmasıydı. Sınıfsal olan gül­
Danimarka: Şevki Nart (Kopenhagl mece kalıcıdır... işçi yürüyor
Tel: (45 ! 1) 869402
lngi lte re: Murat M etin (londra) ama bu zeka mı, kurnazl ık mı..?
Tel: (44 /71) 9231937 Türk milletin aptaıııoına da-
Norveç: Özcan Buze (Oslo) Tel: (47 / 2) 904671
Daiıtım-Pıızıırlama: Alaaddin Oğuz yanamıyoru m.· 22
lstanbul ilan: Alev Üst. Sevtap ôzmen • Radar 26

İsCiS:umIXA
Tel: (1) 5 1396 77
Ankara ilan: DöndU Karakul (4) 2298380
Teknik Hizmetler: SiSTEM OFSET V///./////////.///h Vh
Tel: (IJ 5206627 Fax: 5113432 • Anadolu'da savaşçı ve sa­
BasıldıAı Yer: Serlcr Matbaacılık A.Ş. ISTANBUL natçı bir halk: Galatlar. Anadolu
a
D j!ıtım: Birleşik Basın Dağıtım A.Ş. • En dUşUk .Pcrel, en yüksek
tarihinde bıraktıkları iz. Düzen li
ADRES ve TELEFONLAR
Yönetim Yeri: Nuruosmaniye Cad. 19/2 34410
kir MESS'le. Ozçelik-lş ve DiSK ordu ve paralı askerlik. Tipleri.
Cağaloğlu /ISTANBUL araştırmaları. MESS'in bir hilesi,
karakterleri, alışkanlıkları. Kybe-
Tel: (!) 5138352-5138353 Fax: 5139676 reel ücret artışlarını hesaplarken
Ankara: Necatibey Cad 94/15 Kızılay/ANKARA
30 le, Ankara ve Galata. 48
Tel: (4} 2294280 Fax: 2298380 1970 yılını temel alması.
Diyarbakır: Ekinciler Cad. Kışla Slc. Çalışkanlar • İlk kurultay An kara'da. 'işçi
eKbp �
2 Ap. Daire:9 Ofıs/DIYARBAKIR 32 • Sinema. Uygunsuz Yollar.
SeçeneOi' bölge kurultayları.
Tel:(832) 45715 Fax: 45715
Uyuşturucun u n 'en alttakiler'i.
Fııuarurt: Kassekr Sır. 1 a (/XJ) FRA."'KFURT CX> • 'Kürt sorununda işçi al­
Tel: (49/69) 7075514 Fax: 7075524 Beko için Bir Türkü. Festival ler
ternatifi ni harekete geçirelim.·
2000't Dogru Basın Mcslel bktleıiııı: uymayı ıaahhül eder.
arasında bir Kürt filmi. 54
Sendika kongrelerinde tar­
ABONE KOŞULLAR! • Her Telden 56
tışılıyor. 'Kürt sorununu işçi sı­
\'URTİÇI:
nıfı çözecek.' 34 • Müzik. Val la helal olsun. 59
6 Aylık 240.000 TI. 1Ydlılc450.000 TI.
Abone bedellerinin Mehmcı Sabuncu. Tütlci}oe 4 • M uhalifler başkan adayı çıkar­
eTV 60
Bankası uğaloj!lu Şul:ıc•i 346 497 no.lu hesaba • Spor. 'Yalan da yazıyoruz.'
madı. Petrol-İş, Deri-İş ve Ta­
yahnlmaşı rica olunur.
Fotospor gazetesi Genel Yayın
YURTDIŞI: rım-iş kongreleri. 35 Yönetmeni Ersan Çelik. 'Biz şov
Avrupa"<� 6A}ik tıODM, 1 Ydhlc3XDM • Kıdem tazminatını kaldıracak
Aın<rika ve Avusınlya 6 A}iık: 80 $, 1 Ydlık: 150 S gazetesiyiz. Fotosporu fa-
AmeriJıa uçak ile 6 Aylık: 11 O$, 1 Yıllık: 200 $ tasarı üçl ü zirvede. işsizlik si­
Avusınılya uçak ile 6 A)lık: 130 S, 1 Yıllık: 220 $ 36 natiklere satıyoruz.· 64
gortası çalışmaları hızlandı.
Yundı.şı abone bedellerinin; Dilber Tütilncü�ı.
•Vard iya 37 • Bul maca 65
Posıgirokonıo 5547 30-609 Posıgiroamı: Franl<furt
am Main Baııkleiaahl: 500 100 60 • Rüzgargü l ü 38
Holllllda abone bedelinin; Gülıta Kazanl<aya,
Vekmıııgum 3822201 S 3 • Selim Ustu. Aydın borsası 41
hviçrc abone bedel inin; Ha.an KMaırl<r Scheiz
Bankvercin 4002 Buol Konıro Nr. 10.185. 141.0
hesabına transferlerini rica ederiz. V.//./././/././///.////H////.D. J>oiT.A.Wh • Semih Balcıogıu: Karikatür 6
Almanya S DM, lıviçrc 5 F. lngilrrre f 2, lsveç 25 Kr. • Ferit llsever: Körebe 7
Duıimaıb 28 Kr. Norwç 28 Kr. Hollanda 6 A.
A•,,.rurya 40 Ş. Belçika 100 F. Fransa 20 F.
• Avrupa haritasında kaos. AT e Dr. Şü krü Günbulut: Kafka 66
P
lVL:K•roLAB .
Marks posterindeki 2DDO'e Doğru amblemi deyince, Emeltten arkadaş
önce o posterin başka bir
Antalya'da Emek dergi- Dogru dergisinin verdiği posterin sağ alt köşesindeki poster olduğunu, posteri
sinin bürosuna yaptığım zi- poster mi diye. Hayalimi mevcut zemin rengi olan ressam bir arkadaşlarının
yarette sohbet ederken gö- zorladım ve çalıştığım sü- siyahın daha koyu bir to­ yapUğını söyledi. Bu, pek
züme birden karşı duvarda rece sürekli yüz yüze oldu- nun<la bir karartı gördüm. tutmayınca (galiba kendi
asılı bulunan ve fotokopi ğum derginin posterini d ü - "Çok ayıp, neden de inanmadı) başka bir ka­
ile büyütülmüş Marks pos- şündüm ve derginin verdi- 2000'e Doğru dergisinin rakalem çalışmasından
teri ilişt i. Tekrar tekrar bak- ği poster olduğu konusun- adını karalıklıruz? Bu yapı­ çektirildiğini söyledi, daha
tım acaba o poster 2000'e da emin oldum. Ancak lan devrimciliğe sığmaz" sonra da kimin karaladığı­
nı bilmediğ ini, yapı1anın
Pülümürlüler'in can güvenliği yok! da çirkinlik olduğunu güle ­
Pülümür'de askeri cun­ olarak köye gerillanın gel­ ber alınamayan bir gencin rek kabullendi.
ta işbaşında Yapılan bas­
. diği ve askerlere bildiril­ akıbeti bilinemiyor. Pülü­ BAYRAM ATASOY/ANTALYA
kılar 12 Eylül'ü andırıyor. mediği gösteriliyor. mür köylerinde yaşayanlar
Özellikle köylerde uygula­ Kabadal köyü Kamis­ kendi hayatları k onusunda Edebiyat lobileri
n an baskı ve işkence köy han mezrasında oturan iki da endişeliler.
Lider ve şair bollu­
halklarını göçe wrluyor. aileden birine ağır işkence­ Şimdi Tunceli milletve­
ğundan sonra şimdi de,
Son bir hafta içinde uygu­ ler yapıldı ve haftada beş killerine soruyoruz. Hani
yazıncılar arasında bir
lanan politikada gerçekten kez sorgulamaya alındılar. bu halka sahip çıkacaklar­
"lobi oolluğu" oluştu.
başarılı oldu askeri cunta. Kamishanlı Cemal Gül. ya­ dı. Biz onları birer umut
ol arak gönderdik Meclis'e. önce "İstanbul" ve
Bir hafta içersinde göç pıları işkence sonucu Sağlık
edenlerin sayısı 50'yi geçti Ocağı'na getirildi, ama vü­ Sayın Sinan ve Sayın Ka­
n Anadolu" diye bölündü.
ve göçün arkası gelecek. cudundaki darp izlerine rağ­ mer Bey'ler, kabuğunuz­ yazıncılanmız. İstanbul.
men doktorlar rapor verme­ dan çıkıp gelin halkınızın kendini .0Merlrez" kabul et­
Dereboyu köyünün
mezrasında çalışan işçilere diler Daha sonra biıbiri ar­
. halini görün. Bwıları ince­ tiğinden her şeyi bildiğini
yapılan işkence sonucu iş­ dına gelen tehditler yüzün­ lemek ve bildirmek sizin ve hiç .yanılmadığını iddia
çiler işi bıraktılar. Vücutla­ den o iki aile de göç ettiler. görevinizdi. Ne oldu size, ederek. Anadolu'yu dışlı­
.

rında kırıklar olduğu tespit Kavuklu köyünden as­ yoksa sizler de mi cuntanın yordu.. Anadolulu yazıncı­
edildi. İşkenceye gerekçe kerler tarafından alınan ve bir parçası oldunuz? lann kendilerini duyurmak
iki haftadır kendisinden ha- PÜLÜMÜR GENÇLIG/ için İstanbul'a gelmekten
başka çareleri kalmıyordu.
Sonra bu yetmedi. Bir
süreliğine düşünsel lobiler
çıktı. ortaya.. . Bu da yet­
medi... 12 Eylül faşist dar­
besinin "Para kazan, köşe­
yi dön" gerisine boşver"
düsbmmdan yola çıkan
·

yazınc� büyük bır


bölümü, "Para"nın ağır
bastığı loliılere yerleştiler.
Bu arad3 "Eş-dost lo­
bileri" de oluştu. Haşır
haşır kaşıma sesleri için­
de. "Sen �o.büyük yazar­
sın" övgülerinin yayıldığı
bu kokteyl !�bilerinin ar­
dından şimdi ,de, işi gücü
olmayan, kendilerine ye­
ni eğlenceler arayan
"High Society lobileri"
doğmaya başladı.
15 E�M 1070. GISLAVED DiRENiŞiNDEKi iŞÇiLERE POLiS SALDIRISI SONUCU iKi lfçl Bu lobilerin egemenli­
OLDU. Ekim ayında Glslaved fabrikasındaki 1200 lffl, pallı ve hlplı ..hıltlertM lıllak
asmayarak fabrikayı lffal ettiler. Makineler hlık ve lzgllrllk lpn dlrdl. 15 Eldm Perı..ıbe ği engellenmedikçe, bir
sabahı polis ve askeri komandolar Glslaved lffllerlne aldmll. Bıldozerter ve IHlıllrlı süre sonra Türkiye'de,
. .

fabrika duvarlarım yıldılar. Afılan deliklerden fabrikaya glr1n tQJ1111 polllltrl Yt üzeri yazılı tişörtlerle,
komandolar, lffllerln kararlı dlrenlflerlyle ka'flllfblar. Hlltyln Çapkan, pells üzeri yazıh ·spor ayakka­
·

lıll'flnlanyla V1rulup ıehlt dlfll. ltçllerden Koreli H111n da laıl'flll yanı11 ılarak lf gln bılarının dışfn:da okuna­
sonra aldl. 250 lffl Eyip karakolunda dövlldl. lffllere, patron ıpOı san Kaıpk-lf't lyt
cak bir şey kalmayacak.
olmal'an lfln baskllar yapıldı.
BÜLENT HABORA

4 e IKlBIN'E DOGRU • 1 1 EKiM 1 992


Kıvılcımh Vakfı
haberi için
Derginizin 4 Ekim tarihli
KiBINDfN
sayısında yer alan "Kıvıl­
cımlı Vakfı kwuluyor" baş­
Sır yok
K Türkiye'nin içine çekilmekte olduğu girdabı anlamak için bir kılavuz niteliğinde. Son
lıklı haberiniz eksik ve yan­ apak sayfalarımızda bazı 2000'e Doğru kupürleri göreceksin iz. Bu haberlerin her biri
lış bilgiler içeriyor. Haberde
yetkili kişilerle görtişme ya­ olarak 13 Eylül tarihli sayım ızda geçen hafta ilan edilen Federe Kürt devletinin haberi var­
pılmamışur. Vakıf girişimi­ dı. En yetkili iki isi mden birinin, Barzani'nin ağzından. 2000'e Doğru okurları için son ge­
nin " 1991 yılırun Aralık lişmeler sürpriz değildi. Bundan sonra olacaklar da. . Gelişmeleri öngörebilmenin sırrı
.

ayında bir araya gelen ve şu aslında basit: Olgulara halklar cephesinden ve em peryalizme karşı saftan bakabilmek.
anda aktif politikanın dışın­ * * *
da olan insanlardan geldiği" Bu sayıdan itibaren Her Telden sayfalarımızda yeni bir köşe açıyoruz: "Gençler!" i lk,
yolwıdaki anlaumıruz ilk gi­ orta, lise ve ün iversite öğrencilerine seslenen bu köşede sizlerle ilgili "her konu"ya, sizle­
rişimde bulwıan 14 kişi için rin göndereceği yazılara, haberlere, önerilere yer vereceğiz. Bize, okulunuzdaki tuvaletle­
geçerli bir bilgi değildir. Va­ re lavabo ya da musluk taktırmak için açacağınız imza kampanyalarından, yayımlayacağı­
kıf kwuluşunwı adı eksiktir. nız dergilere, düzenleyeceğiniz imza günlerine, söyleşilere kadar her şeyi yazabilirsin iz.
Doğrusu: "Kıvılcımlı Bilim Bu köşenin hem bir "rehber' görevini görmesini hem de bir iletişim kanalı olmasını isti­
Araşurma - Yaygınlaşurma - yo ruz.
Geliştirme Vakfı"dır. Vakıf * * *
girişimince "Akademik ko­ Değerli okurumuz Metin Gön arkadaş, dergimizin Ankara bürosuyla ilişkiye geçmeni
misyon" ismi alunda bir ko­ bekl iyo ruz.
misyon "öngörülmüş" değil­ * * *
dir. Böyle bir komisyon için
27 Eylül 1 992 tarihli say ı m ızda 'Adalet Bakanlığı'ndan Kayseri DGM 'ye soruşturma·
Sayın Sedat Özkol, Sayın başlıklı .�aberde emekli müftü Ali Bozkurt'un sözleri Kayseri I HD Ş ube Başkanı Avu kat
Ümit Hassan, Sayın Emin
Ahmet Oktem ' in sözleri gibi yayım landı. Şu sözler gerçekte Ali Bozkurt'a ait: 'Sohbet sa­
Karaca, Sayın Atila Türk'ün lonunda d üzenlediğmiz toplantılara Kayseri'deki Vali Muavini, Emniyet M ü dü_ r ü, hakim­
onayı da alırunış değildir. ler, savcılar ve okul müdürleri sürekli g elirler. Kayseri DGM Başkanı Durd u Ozer, DGM
Vakıf kwuluşundan sonra Hakimi Rasim Tekin de toplantılara sürekli katılırlar."
oluşturulacak olan "Danışma SERHAN BOLLUK
Kurulları" için şu anda bir.

belirleme ve çalışma olmadı­


ğı halde spekülatif bir açık­ cımlı. Türkiye halkına ve
lama yapılması girişim ko­ dünya emekçilerine malol­ O, nesli tükenmiş ve yeni bir neslin
mitemizi wr durumda bırak­ muş bir değerdir. Bu değerin
mıştır. Latife Fegan tarafın­ kıymetini bilenler, Vakıf insanıydı. Mülkiyet, para,
dan Amsterdam'daki Ulusla­ amaçlarını benimseyen her­ bencillik ona yabancıydı.
rarası Sosyal Tarih Enstitüsü kes çalışmalara kaulabilir.
Müdürü Prof. Eric .Fischer'le 10-11 Ekim 1992 tarihinde Dostluğun, sınırsız özverinin,
imzalanan bir sözleşmeyle düzenlenen etkinlikler Kıvıl­
, militanlığın, yiğitliğin,
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'ya ait cımlı'nın 90. doğum ·yıldö­
belge ve yazılar onanm ve nümü etkinlikleri kapsamın­ bağlılığın örneği

Osman
korum aluna ıiulli
al şur. Bu da değildir. Bu etkinlikler
belgelerin "elde edilmesi" Kıvılcımlı'nın 21. ölüm yıl­
gibi bir sorwı söz konusu de­ dönümü nedeniyle düzen­

B.Aydoğan
ğildir. Mikrofişler, Vakıf gi­ lenmiştir. 90. doğum yılı et­
rişimince istenildiği zaman kinlikleri Vakıf yetkili or­
alınabilmektedir. Adı geçen ganları tarafından ayrıca ka­
Enstitü Kıvılcıirilfnın seçil­ muoyuna açıklanacaktır.
miş yazılarının çeyrilip ya­ HAŞMET ATAHAN arkadaşımızı geçirdiği böbrek
yınlanması için'de mali katkı NİZAMITTİN ÜSTÜNDAG.
taahhütünde bulunmuştur. ALAA TTIN ORHAN I hastalığı sonucu kaybettik.
Vakıf çalışmaları içinde
VAKIF GİRİŞİM KOMİTESİ Acımız çok büyük. Sevgili eşine,
"tüm doktorcu" çevrelerin
bulwıduğu iddiası da spekü­ KANAL 6 çocuklarına, yakınlarına ve
latif niteliktedir. "Doktorcu­
11PANOROMA bütün devrimci arkadaşlarına
luk" gibi sığ bir tanımlama
ve sınırlamayı anlaşılır bul­
PROGRAMl11 başsağlığı diliyoruz.
muyoruz. Kıvılcımlı'nın ta­ işçi Partisi Genel Baş­
kipçileri olduğwıu söyleyen kanı Doğu Perinçek ile
grupların tümü bu çalışma­ Kuzey lrak'taki durum
larda yer almadığı gibi; Va­ konulu röportaj Mehmet Ulusoy, Hakan Altepe,
kıf çalışmalarında grupların Saadet Altepe, Nesrin Taş, Kemal
1 1 Ekim Pazar
bir araya gelmesi gibi bir dü­
şüncemiz de yoktur. Kıvıl-
saat 15.30'da Koç, Rüknettin GençoQlu

1 1 EKiM 1992 e 1KtB1N ' E DOGRU • 5


SmH BALCıoöLu
FERİT İLSEVER BAŞYAZI

Körebe
örfez Savaşı 1 992 Ekim'inde Kürt'le Kürdün savaşı yesi altında açıldı. Washington'da alınan federe devlet kara­

K
olarak sürüyor. Bağdat bombalanırken bir Türk­ rı, Kürdün Kürdü kırdığı savaşta açıklanıyor. Kuzey lrak'ta
Arap çatışmasının kıyısında.r geçtik. O zaman ka­ Kürtler aç, perişan ve mutsuz. Halk, savaşlardan yorgun ve
muoyunun tepkisi sonucu Ozal'ın lrak'a müdahale bıkkın. Şimdi bir de iç savaşta eziliyorlar. Milletler kendi ka­
planı suya düşmüştü. Kuzey lrak'taki son gelişmeler bu iki derlerini tayin hakkına sahiptirler. Ama. Kuzey ırak'ta Kürt­
milletin çatışması olasılığını yeniden gündeme getiriyor. Bir ler ne ölçüde kaderlerine hükmedebiliyorlar?
Arap-Kürt savaşı, Körfez Savaşı'nın ertesinde ortaya çıkan Bu savaştan Türkiye ve lrak'ın da bir yarar elde etmesi
ilk olguydu. Aynı tehlike bugün de var. Devletin Kürt soru­ mümkün değildir. Kuzey lrak'taki PKK varlığı son bulursa
nunda şiddeti tırmandırması, Türkiye'yi doğusuyla batısıyla Türkiye, kendi Kürt sorunundan sanki kurtulacak. Kürt so­
bir Türk-Kürt kavgasının eşiğine getirdi. Bu çatışmanın Ku­ rununun kaynağını dışarıda gören ve onu askeri yöntemler­
zey lrak'a yayılması tehlikesi de yeni bir olgu. Yanı sıra, le çözmeye çalışan mantık en sonunda emperyalist senar­
Türkiye-İran savaşı olasılığı da artıyor. lran-lrak savaşı ise, yoların aleti olmaya mahkOmdur. Kendi Kürdünü döven
hep kapıda. Körfez Savaşı'ndan Türk-Kürt-Arap ve İran Türkiye hükümetleri, Kuzey lrak'taki 'Kürt kardeşlerini" çok
halkları arasında düşmanlıkların 'seviyorlar'. Peşmerge ordusu­
geliştiği bir tablo ortaya çıktı. nu eğitip donatacak kadar onla­
Türkiye ve İran, bugün Ku­
AB D yeni dünya i mparatorluğunu ra arka çıkıyorlar. Bugüne ka­
zey lrak'taki savaşın görünme­ güney halklarmm ezilmesi dar bu politika Türkiye'deki
yen iki tarafıdır. Aslında Peş­ Kürt sorununu ağırlaştırmaktan
merge-PKK çatışmasında Kür­
temelinde kurmaya çahşıyor. başka sonuç vermedi. Bugün
tü'yle, Türkü 'yle, Arapı'yla ve Peş merge-PKK çatışmasmda ise gelinen yer çıkmaz sokaktır.
iranıı·sıyla bölgedeki herkes Daha önemlisi, bu politika, Tür­
var. Ancak yakın geleceği gören
Kürtü1yle, Türkü1yle, Arapı•yıa ve kiye'nin 'Amerika sorunu"yla
bir göz bu çatışmada özellikle iranh'sıyla bölgedeki herkes var. daha çok yüz yüze gelmesine
Türkiye ve İran'ı saptar. Aslında yol açmaktadır.
bugün Türkiye-Suudi Arabistan
Ancak yakm geleceği gören bir Amerikan emperyalizminin
ikilisi, Ortadoğu'da, Balkan­ göz bu çatışmada özellikle Türkiye hegemonya yöntemlerini artık
lar'da ve Orta Asya'da lran'la yerçekimi kanunu gibi ezbere
karşı karşıyadır. Bu ikiliye bir de
ve iran•ı saptar. Kuzey lrak1taki biliyoruz. Bu yöntemlerin birin­
lsrail'i de eklersek, ABD'nin böl­ PKK varhğı son bulursa Türkiye, cisi, uıusaı boğazlaşmadır. ABD
gedeki sacayağı ortaya çıkar. yeni dünya imparatorluğunu
ABD'nin Asya'dş.k� iki stratejik
kendi Kürt sorunundan sanki güney halklarının ezilmesi te­
hedefi, doğuda· Çin'i, batıda kurtulacak. Kürt sorununun melinde kurmaya çalışıyor.
iran'ı dize getirmektir. CIA uz­ Washington'un ulusal sorunla­
manı Graham Fuller'in Türki­
kaynağını dışarıda gören-ve onu ra yaklaşımı bunları çözme
ye'ye 'llımlı lslam"ı önermesinin askeri yöntemlerle çözmeye amacı taşımıyor. Tersine, so­
bir nedeni, İran·a seçenek ya­ runları çözümsüzlüğe itiyor. Bu
ratmaktı. 1 986'da Türkiye' nin
çallşan mantık en sonunda yüzden bölgemizde de halklar
önüne konan Pentagon senar­ e mperyalist senaryolarm aleti birleşerek ve cephelerini
yosunda, lrak'ın ·gerilediği ko­ ABD'ye dönerek bağımsızlıkları­
şullarda bir Türkiye-İran savaşı olmaya mahkumdur. nı koruyabilirler.
öngörülüyordu. O günkü Ameri­ Türkiye'nin özel olarak çı­
kan planının özünü oluşturan, ·ırak üzerinden Türkiye-lran kartacağı ders, 'Mazlum ülkeler' politikasına sımsıkı sarıl­
savaşı· serTaryosu bugün de gündemdedir. Bütün bu geliş­ maktır. Komşularıyla sorunlarını çözen ve Ortadoğu, Orta
meler Körfez SavaŞı'nda ABD'nin başını çektiği emperyalist Asya ve Balkan ülkeleriyle eşitlik-karşılıklı yarar temelinde
koalisyonun eteğine yapışarak menfaat sağlamaya çalışan iyi ilişkiler geliştiren Türkiye'nin önünde güzel bir gelecek
güçlerin ne büyQk bir kumar oynadığını gösteriyor. lrak'ın var. Aksi, ulusal kavgalardır, kandır, Yemenlerde yeniden
ezilmesinden yarar uman ve 'Bir koyup üç almayı· düşleyen askerlik görevidir. Bunun için ABD jandarmalığına hayır di­
güçler, bölge halklarının birbirini boğazlayacağı kanlı bir yoruz. Topraklarımızdan Çekiç Güç'ün ve Amerikan üsleri­
tabloya yatırım yaptılar. Şimdiyse bir halkın ezilmesini des­ nin sökülüp atılmasını istiyoruz.
tekleme eylerı:ıi geri tepti ve bütün bölge halklarını vurdu. Türkiye Kürt sorununda debelenip duruyor. Olaya bir de
Kuzey lrak'taki çatışmadan hiçbir bölge gücü yarar um­ dışarıdan, yaşadığımız coarafyanın penceresinden bakınca
masın. En başfa Kürtler! Birbirini kırarak özgürlük ve ba­ bütün olgular bu sorunda demokratik çözümü daha da zo­
ğımsızlık kazanılir mı? ABD Körfez Savaşı'ndan sonra Sad­ runlu kılıyor. Kuzey lrak'taki gelişmelerden irkiliyoruz. Bir
dam'a yeşil ışık yakarak büyük göçe yol açtı. Sonra Sad­ Türkiye-İran savaşını düşünmek bile istemiyoruz.
dam'a 'Dur· diyerek, Kürtlerin 'Hamiliğine· soyundu. Bugün Hükümet içerde almadıOı dersleri çevremizdeki koşullar­
ilan edilen Kürt federe devletinin yolu, Çekiç Güç'ün şemsi- dan alabilir mi? Almalı, almak zorunda.
ABD'NİN ORTADOGU

S ENARYOSU DOLUDİZG İN

Türkiye·lran savaşını
kıskırtan CIA ekibi

Am erika l ı gazeteci 2000'e Doğru'ya an latıyor: "ABD, Türkiye i le l ran'ı savaştı rmak
istiyor." Karargah , Ameri kan-Tü�.k Dostluk Konseyi . Eki b i n üye leri: "Karan l ı klar
Pre n s i" Rich ard Perle, Pentagon Oze l Operasyonlar Bö lümü' n den emekl i general
James Vaught, Barış Suyu projesin i n yı l d ızı Joyce Starr. Amerikan-Türk Dostl u k
Konseyi' n i n Ankara tem silcis i , S i korsky hel i kopterlerin i n de Türkiye Direktörü .
Savunma Kom ites i Başkan ı ise eski JUS M MAT başkanı. ABD ' n i n Güney'i u n ufak
etme plan ı . l slamcı ayd ı n lar ne diyor? ABD , Muavenet ' i n ed en vurd u? Batı
bas ı n ı nda anti-lran kam panya. "Neo Osman l ı lar"ın i l ham perisi kim? Eş ref Bitli s ,
jan darman ı n hazırlad ığı "P KK'ye ABD yardı mı raporu"nu nas ı l değişti rd i?

hizenin i "Ankara'n ı n rüyası : Kerkük' e garantörlük."


Wash ng ton'daki Konseyi içinde faaliyet yürüten bir çabalar için hazırlwıan bir kapan ol­

A
ucunda bulunan deneyim­ ekip var. A13D eski Savunma Bakan duğunu belirtiyor. Görüşü net: "Bu
li ABD'li gazeteci 2000'e Yardımcısı Richard Perle. Penta­ senaryo içinde Türkiye'nirı felaketi
Do,�rılya şu bilgileri ulaş­ gon Special Operations departma­ hazırlanıyor."
tırıyor: "ABD. Türkiye ile İran'ı sa­ nından emekli general James Va­

e
"BAŞROLDE
va�tırrnak istiyor. ABD yönetiminin ught ve 'Barış Suyu' projesinin yıl­
KARANLIKLAR PRENSİ"
bu senaryosunu h ayata geçirmek dızlarından Joyce Starr ilk elde sa­
için çalışan Am ri kan-Türk D o stlu k yı l anl ar." Richard Perle'ün ABD'deki adı
ABD'nin uluslarara­ "Karanlıklar Prensi". Reagan'ın
EK iBİN BAŞINDAKİ "KARANLIKLAR PRENSiM RİCHARD sı gizli faaliyetlerini ya­ Savunma Bak;ını Caspar Wein­
PERLE. F-16 projesinin de mimarlarından. kından takip eden gaze­ berger'ın Türkiye'den sorumlu yar­
Demirel muhalefetteyken Perle'Un glzll görüşme
teci. CIA Ortadoğu dımcısıydı. 1 985'teki SEİA anlaş­
talebini basına sızdırmıştı.
Masası eski şefi Gra· maları görüşmelerini yürüttü. Çe­
ham Fuller ' in 'Türki­ kiç Güç'ün Türkiye'ye yerleşmesi­
ye artık bir alt süper nin, Körfez Savaşı'nda ABD uçak­
devlettir" görüşüne dik­ larının Türkiye'deki_ üsleri kullan­
kat çekiyor. 'Türki­ masının yasal zeminirıi hazırladı.
ye'ye sürekli olarak, SEIA'ya ek gizli protokolde, üsle­
'Sovyetler Birliği'nin rin kullanımı yenidyn düzenlenmiş­
çöküşünden sonra bü­ ti. Perle, şimdi ABD ,Kongre üyele­
tün Orta Asya ve Bal­ rine lobi faaliyeti yürüten bir şir­
kanlar Türkiye'nin poli­ kette. Türkiye'nin milyonlarca do­
tik, ekonomik ve askeri lar ödediği bir resmi lobici. Bu ka­
etkisine açık hale gel­ dar da değil, aynı zamanda
miştir' tezi telkin edili­ ABD'nin büyük silah tröstlerinden
yor. Amerikalı politik FMC'nin danışmanı. Türkiye'de
çevreler. 'Türkiye bu zırhlı taşıyıcılar üretmek üzere Nu­
boşluğu doldurmak is­ rol Holding'le birİikte kurulan
terse. İran tehlikesinin FMSS şirketinin yönetim kurulu
bertaraf edilmesi için üyesi. Bir Türk generalinin "Sö­
sonuna kadar destekle­ mürge anlaşması" dediği F-16 pr o·
riz' diyorlar." Amerika­ jesinin de mimarlarından.
lı gazeteci, "Neo Os­ Perle, daha 1985 yılında Türki­
manlılık" fikrinin bu ye'ye, Amerika'nın Sesi radyosunun

8•1K1B1�'E DOGRU e 11 EKiM 1992


"GELECEGİ
2000'E
DOGRU'DAN
OKUYUN"

ııiİıııı
. -
..... ..,.,Giı'"J!- ......
irrMM · UIU · llBOI
ŞEYTAN U�GElll
SSCB'nin güneyine Türkçe
yayın yapacak bir röle is­
tasyonu kurulmasını dayatı­
yordu. Savurana ve işbirliği
Anlaşması'nın kabul edil­
mesi için Perle. radyo tekli­
fmi bölgeye Amerikan pro­
pagandası değil. Türk pro­
pagandası yapmak diye su­
nuyor. Perle'ün ofisi o dö­
nemde Asya'daki Türk
cumhuriyetlerindeki ge­
lişmeleri yakından· izli­
yor. Perle. Türkiye'yi Lüb­
nan'a ABD müdahalesi ve
Süveyş Kanalı'nın mayın­
lardan temizleme girişimi­
ne ortak eunek için ne ka­
dar çok çaba 'harcadığını
·

bizzat anlatıyor.·

EKlP 1SRA1L'EYAKIN

Perle'ün şimdi üzerinde


durduğu konu ise Türkiye-İran iliş­ ger'ın yakın ekibinden. Pentagon veleri Şirketi"nin başında olan Dr.
kileri. Special Operations Department Joyce Starr, GAP'ta elektrik üreti­
CIA ekibi üyelerinin ortak nokta­ Başkanlığı'nda bulunuyor. Va­ mine geçiş için geçtiğimiz yaz dü­
sı, lsrail'e çok yakın olmaları. Bir di­ ugbt'u Kuzey Irak ve Türkiye'deki zenlenen törenin konukları arasın­
ğer ortaklıkları' da Kürt sorunuyla operasyonları yürüunek üzere daydı. Starr, ertesi günlerde baş­
yakından ilgilenmek. kağıt üzerinde emekli etmişler. kentte Başbakan Demirel'le de bir
1970'1i yıliann sonlarına doğru Vaugbt Amerikan-Türk Dostluk görüşme yapıyordu. 2000'e Dogru,
lzmir'deki NA:TO Karargfilıı'rida Konseyi'nde yönetim kurulu üyeli­ GAP töreninin hemen arkasından
görev yapan emekli general James ği de yapmış. Starr'la görüşmek istedi, ancak
Vaugbt da Perle gibi Weinber- Washington'da kurulu "Su Zir- Dr. Starr törenden hemen sonra

1 1 EKiM 1992 e 1KİBİN'EDOGKU•9


TALABANl-EŞREF BiTLiS GiZLi GÖRÜŞMESi

"Pefmerge genelkurmayı"nı
Türk subaylar yönetiyor
K Celal
ü rd istan Yurtseverler Birliği lideri
Talabani Temmuz ayında
Ankara'da çok gizli bir görüşme yap­
tı. Basın, bu görüşmenin 'üst düzey­
de askeri yetkililer ile" yapıldığını yaz­
dı. Heyet, generaller, albaylar ve is­
tihbarat uzmanlarından oluşuyordu.
Talabani ile g örüşen heyetin başında
Jandarma Genel Komutan ı Orgeneral
Eşref Bitlis vardı.
Orgeneral Bitlis'in, Kürdistani
cephe liderleriyle yaptığı ilk görüşme
değil bu. 21 Şubat 1 992'de KOP lide­
ri Barzani de Türkiye'ye geldiğinde
Genelkurmay Başkanı DoOan Gü­
reş'le görüşmek istem iş, ancak gö­
rüşme Bitlis ile gerçekleşmişti.
2000'e Doğru 29 Mart 1 992 tarihli
sayısında bu görüşmeyi yazmıştı.
Barzani 'nin programında görülme­
yen bu görüşme. gazeteciler "atlatıla­
rak' yapılmıştı. Barzani'nin yeğeni ve
uluslararası ilişkiler danışmanı Hoş­ GÜREŞ, BiTLiS, ÖZAL. Kürt l iderler Özal ve Bitlis'i• görlftller.
yar Zebari. askerlerle yapılan görüş­
meyi soran gazetecilere, "Sorun uzu subayları Kuzey lrak'taki seçimlerden da. Buna karşılık Oiyarbakır'da da Cep­
ne onaylıyorum ne de reddediyorum' hemen sonra bölgeye geldiler. Bitlis­ he'nin askeri temsilcisi var.
yanıtını vermişti. Ta labani görüşmesi sonrasında Kuzey
BiTLiS, ÖZEL HARP UZMAN!
Talabani-Bitlis görüşmesinde iki lrak'a giden, başlarında bir generalin
önemli konu g ü ndeme geldi. Birinci­ olduğu askeri heyet 'aşağıya inen' ilk Neden Orgeneral Bitlis? Genelur­
si, peşmergelerin PKK'ye karşı geçti­ subay grubu değil. Bundan önce de gi­ may'ın görüşmeler için BHlla'i seçmesi
ğimiz g ü nlerde başlattıkları saldırının diş-gelişler oldu. Son heyetin görevi bir rastlantı değil. Eıref Bitlis, Bolu'da
ön hazırlıkları planlandı. i kincisi daha PKK'ye karşı başlatılan peşmerge saldı­ komando tugay komutanlığı ve Kıbrıs 'ta
önemli. Genelkurmay, peşmergelerin rısını yönetmek. TSK ile peşmerge ara­ Barış Kuvyetleri Ko111 utanlığı yaptı. Her
d üzenli orduya dönüşmesinde yar­ sındaki koordinasyonu sağlamak. iki yer de Ozel Harp d oJ<trinini gerektiren
dım önerisinde bulundu! TSK'nın muhtemel kara ve hava ha­ komutanlıklar. Bitlis, gayri n izami harp,
rekatında yön ve hedef tayininde yar­ gerilla ve kontrgerilla savaşında dene­
TSK-PEŞMERGE KOORDiNASYONU
dımcı olmak. Şaklava'da üslenen Türk yimli bir komutan .. Gerillanın yapısını,
KOP ve YNK ile ortak çalışan Türk irtibat subayı, askeri temsilci konumun- eğitimini, sevk ve ida �e.si n i, avantaj ve

tsrail'e gitmişti. ri. ticari ve kültürel olarak önemli Dünya ülkesi değil . Dikkate.alınması
bir role sahiptir. ABD için de strate­ gereken bir ülke. Türkiye'nin Aıneri­
BÖYLE DOST
jik olarak güvenilir bir müttefiktir" kalı Dostları demek pek uygwı olmu­
DÜŞMAN BAŞINA
diyordu. Geleneksel olarak her yıl yor. Eşit bir ilişkiyi" ç$ştırmıyor.
Türkiye'nin Amerikalı Dostları şubat ayında Washington'daki top­ İkinci olarak. eskiden' yıllık toplantı
D em egi geçtiğimiz yıl adım değiş­
, lantıda bir araya gelen üyeler. bu yıl etrafında, onu temel almı bir çalışma
tirdi. 1982 yılında Türkiye'de görev 13-15 Şubat tarihleri arasında "Tür­ yürütülüy ordu Şimdi ise çok daha
.

yapmış ABD a'ikeri personeli ve dı­ kiye'nin bölgedeki kuvveti, bu kuv­ fazla şey yapacağız. Çalışmalarımız
şişleri mensupları tarafından kuru­ v etin getirdiği istikrar ve gelişme" bütün bir yıla yayılacak Üç komite­
.

lan demek 1991 Kasımı'nda Ö7Jll la ' konusunu görüştü. miz var. Birincisi. Savumna Komite­
Bush ·arasında varılan stratejik iş­ Konsey'in Ankara'daki temsilci­ si. Amerikan savunma şirketleriyle
birliği arılaşmasına dayarıarak Kon­ si. Sikorsky helikopterlerini üreten Türk hükümetleri arasındaki konular­
sey olduğunu Ankara'da bir basın United Technologies'in Türkiye Di­ l a ilgileniyor. İkincisi, ticari, finansal
toplantısıyla duyurmuştu. Ameri­ rektörü Thomas G. Johnson. konularla ilgileniyor, ·üçüncüsü de
kan-Türk Dostluk Konseyi'nin baş­ Johnson. 2000'e Dognlya Kon­ kültürel alarıda çalışıyor ."

kanı. emekli general Fred G. Hay­ sey'in işlevini şöyle anlatıyor: Konsey'in Savunma Komitesi
nes. 'Türkiye artık hir Üçüncü Dün­ "Başkan Bush Yeni Dünya Dü­ Başkarıı. JUSMMAT eski başkanı
ya ülkesi değildir. Dünyanın bu çok zeni'nde Türkiye'nin rolünü güzel Elmer Pendleton 2000'e Dogru'ya.
önemli bölgesinde. ekonomik. aske- vurguladı. Türkiye artık bir Üçüncü F-16 projesinin kendisi tarafından

10 • İKİBİN'E DOGRU • 11 EKiM 1992


dezavantajını bilen biri. Bir gerilla gücü­ bir yardım talebinde bulunurlarsa, yar­ ler, Viyana Konferansı'nda temsil
nün düzenli orduya nasıl dönüştürülebi­ dım ederiz" sözleri bunu doğruluyor. edildiler. Kurulması düşünülen 1 rak
leceğini de en iyi Bitlis biliyor. Genelkurmay ·yardıma hazır·. fakat muhalefetini temsil edecek parlamen­
"Peşmerge, düzenli orduya geçiyorsa Dışişleri farklı düşünüyor. Dışişleri'nde, toda da yerleri hazır. Partinin Genel
ona en güzel yardımı Bitlis'in nezaretin­ Ta labani ve Barzani ile ilişki kurulması ­ Sekreteri Dr. Muzaffer Arslan 2000'e
deki heyetler yapabilir. Peşmergenin or­ na başından beri soğuk bakanlar gide­ Doğru'ya, ·ırak' ın toprak bütünlüğü,
dulaşmasına yardım edecekler deyince, rek devre dışı kalıyorlar. Müsteşar Yar­ tamam biz de d iyoruz ama yetmiyor.
Türk subayları bunlara eğitim yaptıracak­ dımcısı ve Basın Sözcüsü Büyükelçi Fi­ Ben orada ezileceksem, kesileceksem
lar, 'yanaşık düzen' denilen yürüyüşleri liz D inçmen, ABD'nin Ortadoğu politi­ bana ne lrak'ın toprak bütünlüğün­
öğretecekler anlamına gelmesin. Kürt­ kasına kuşkuyla yaklaşanların ve 'pa­ den. Sadece biz söylüyoruz. Araplar
ler'in elindeki silah dökümünü çıkarırlar. ğım sızlıkçı şahinler· olarak anılan ekibin bile toprak bütünlüğünde bu kadar ti­
Mevcut malzeme, silah, araç ve gereçle başında geliyor. tiz değiller· d iyor.
ve eldeki personelle düzenli m uharip bir Amerika'nın Yeni Nizamı' nda "ga­
KERKÜK GENE iŞTAH KABARTIYOR rantörlük' önemli bir işlev görüyor.
birlik nasıl kurulur, bunu öğretirler. Si­
lahlı Kuwetler'de TMK dediğ imiz, kuru­ Türk[ye-lran sınırının 'doğal olmadı­ Türkiye'nin hayali, Kerkük'ün garan­
luş çalışmasını ve çağdaş silahları iyi bi­ ğı" fikri Oza l , Demirel ve generaller ta­ törlüğünü üstlenebilmek. Türkiye,
len subaylardan oluşan bir ekip bu işi ra­ rafından uzun süredir dile getiriliyordu. Arap dünyasından gelecek büyük tep­
hatça yapabilir." Emekli bir general duru­ Şimdi Demirel Kuzey lrak' ın "Osmanlı kilere karşı lsrail'e yaklaşıyor. Türkiye
mu böyle özetliyor. eyaleti' olduğunu hatırlatıyor! Türkiye, Cumhuriyeti tarihinde lsrail ile ilişkile­
Güney'e kaymanın yollarını ararken, ri en sıcak düzeye oturtmuş bir hükü­
"YARDIMA HAZIRIZ"
Kürt Meclisi de ilan ettiği yapı içersinde met var şimdi. Turizm Bakanı Abdül­
Kürdistani Cephe yetkilileri Türki­ Kerkük'ün de bulunduğunu açıkladı. kad ir Ateş'in gezisiyle başlayan ilişki­
ye'den silah istiyorlar. Daha doğrusu Kerkük, Türkiye'nin isteği üzerine fede­ ler, Genelkurmay Başkanı'nın 500. Yıl
Körfez Savaşı sonrasında meydana ge­ ral sınırlar içine alındı. Geçm işte 'lrak'ın Vakfı etkinliklerine katılmasıyla de­
len göç sırasında peşmergelerden top­ toprak bütünlüğünü" sürekli vurgulayan vam etti, silah sanayisindeki ilişkilerle
lanan silahlarını geri istiyorlar. Bu tale­ Milli Türkmen Partisi'nin, şimdi fede­ güçlenerek sürüyor.
be ilk zamanlar sıcak bakmaya.() Genel­ rasyon ilanına evet demesi, Kerkük üze­ KOP Ankara Temsilcisi Sefir Dı­
kurmay şimdi daha yumuşak. ünümüz­ rinde bir pazarlığın yürütüldüğünün zal, Orgeneral Bitlis ile Cephe yetkili­
deki günlerde bu kararın çıkabileceği ipuçlarını veriyor. Geçmişte Kürtler'in lerinin h içbir zaman görüşmediğini
bekleniyor. Orgeneral Güreş'in, "Böyle ·saddamcı· olarak gördükleri Türkmen- söylüyor. Kürdistan ordusunun kurul­
masında ne kendilerinden bir talep ol­
duğunu, ne de Türkiye'nin böyle bir
öneri getirdiğini belirtiyor. Dıza i , peş­
mergelerin PKK'ye saldırısı konusun­
da Türkiye'ye bilgi verilmediğini, ama
Türkiye' n in kendi istihbaratıyla bunun
haberini almışsa onu bilemeyeceğini
söylüyor. "Biz gerilla savaşını biliriz.
Bu meseleyi kendimiz hallederiz ve
hallediyoruz" diyor.
Genelkurmay'dan üst düzey bir
yetkili de 2000'e Doğru'ya aynı yanıtı
veriyor. 'Hayır, böyle bir görüşme ol­
madı. Böyle bir gelişme yok. Bunu, ya­
zana, Hasan Cem a l 'e sormak gerek!"
HiKMET ÇiÇEK

Yunanistan, Akdeniz'de dengeler de­


ğişti . 1973'te Yunanistan\ia Papado­
TALABANI VE BiR KOMUTAN! GEÇiT TÖRENiNDE. pulos, AB D'yle artan çelişmelerin
sonucu, krallıgı lağvedip cumhuriyeti
gerçekleştirildiğini söyledi . Özel Yunanistan da sıcak olaylara sahne ilan edeceğini, seçimlere gideceğini
Harp D a ires i'n in, ABD'nin ve olacak. Türkiye. Türki Cumhuriyet­ ilan etti. Yunanistan askeri polis şefi
JUSMMAT'ın desteğinde faaliyet ler birliği yaratmaya çalışırken, ABD Yuannid�'in darbesini hazırl ayan
yürüttüğünü de söyleyen Pendle­ bu cumhuriyetlerin arasına da nifak ABD, darbeden altı ay önce ise Fran­
ton'un Türk generalleri hakkındaki sokmuş durumda. Kuzey Irak'ta Kürt sa'da sürgünde olan Karamanlis'i.
değerlendinnesi de ilginç: "Hepsi devlet inin ilan edilmesi de ABD se­ iktidara getireceğine ikna etmişti .
Amerikan hayranıdır." naryosunun bir parçasıdır. Kürt dev­ Fransa'nın da teşvikiyle Yuannidis
leti bu kadarla kalmayacaktır. Sat­ darbe yapıp ilctidara geldi ve Enosis'i
GÜNEYİ ÜN UFAK ETME
rançta önemli bir hamle yapıldı. Böl­ ilan etti. Ywıanistan'da sokaktaki ço­
Uluslararası il i şkiler uzmanı. gede daha geniş değişikli.leleri bera­ cuk dahi Enosis ilanının Türkiye'yle
"ABD, Balkaİılar ve doğusunda par­ berinde geti recek . Türkiye'nin ABD savaş demek olduğunu bilir. Türki­
ça parça edilmiş bir dünya i stiyor. planlarına nasıl sürüklendiğine Kıb­ ye'nin müdahalesinin Yuannidis'in
Asya'daki ilci önemli hedef İran ve rıs savaşı bir örnektir. Türkiye'nin sonu olacağı belliydi. ABD, Kıbrıs
Çin. Balkanlar, ABD'nin yönlendir­ Kıbns'a müdahalesi adım adım ger­ çıkarmasına göz yun1du. Türkiye çı­
mesiyle hızla parçalanıyor. Yakında çekleştirildi. Bir hamleyle Türkiye, karmayı istemiyordu. Resmen sürük-

1 1 EKiM 1992 e İKİBİN'E DOGRU e 1 1


2000'E DOGRU BAG DAT'TAYD I
"Bugünkü sıkıntlların bir gün
faydasını göreceğiz"
S rak ara verilen 'Uluslararası Babil
avaş nedeniyle iki yıl zorunlu ola­ Salih ile yaptığı görüşmede; 'Irak, BM
Güvenlik Konseyi'nin kararlarına uydu­
Festivali·nin dördüncüsü 22 Eylül-6 ğu için ambargonun devam etmesinin
Ekim tarihleri arasında· Babil 'de, 1 5 hiçbir haklı gerekçesi olamaz' diyordu.
kadar ülkenin katı!Jmıyla gerçekl eşti. Irak Ticaret Bakanı Ahmet Mehdi Sa­
Arap ü l kel erind e n Urdün, Yemen, Su­ lih'in basın toplantısında verdiği m esa­
dan, Cezayir. Tunus, Libya ve Filistin; jın dikkate alındığı görülüyor: "Irak pet­
ayrıca ltalya, Almanya, Ermenistan, rol rezervleri bakımından dünyanın ikin­
Gürcüstan, Kazakistan, Litvanya ve ci büyük ülkesidir. Bir gün ambargo kal­
Rusya festivale katıldılar. Türkiye'nin kacaktır. O zaman herkesin Irak petrolü­
festivale katılacağı söyleniyordu, an­ ne ve pazarına ihtiyacı olacak. Ama
cak daha sonra katılacak ekibin hükü­ ,bug ün dünya ölçeğinde önemli hale ge­
met tarafından engellendiği öğrenildi. len ambargo uygulaması, o zaman pet­
ilk festivale 40'ın üzerinde ülkenin rol üreticisi ülkeler ile dünya pazarı ara­
AMERiKAN-Ti.İRK oosnuK DERNEGİ katıldığı düşünülürse, ABD ambargo­ sındaki ilişkileri etkileyecek: Irak Ticaret
ŞAŞKANI FRED HAYNES. lstediQi zaman sunun etkisinin boyutları açıkça görü­ Bakanı ayrıca, ABD ' nin lrak'ın bu ülke
Dzal ve Demlrel'le görüşüyor. lebiliyor. Bununla birlikte bazı Avrupa bankalanndaki para varlığını dondurma­
ü lkelerinin lrak'a karşı izlenecek poli­ sının, petrol üreticisi ülkelerin paraları­
lendi. O sürükleniş başka sürüklen­
tika konusunda Amerika'dan ayrıldık­ nın bu ülkeden diğer Batılı ülkelerin ban­
melerin de kapısını açu" diyor. ları gözleniyor. ltalya ve Almanya fes­ kalarına kayması sonucuna yol açabile­
Uluslararası ilişkiler uzmanı. tivale katıldılar. Aynı günlerde bir ltal­ ceğine dikkat çekti. ·çünkü b ugün
dünyayı parça parç a haline getirme yan parlamento heyeti de lrak'taydı. lrak'ın başına gelen, yarın bu ülkelerin
senaryosunu icra etmek üzere şu an­ Heyet başkan ı Avrupa Parlamentosu
, de başına gelebilir: Ambargo ise Enfor­
da Türkiye'de aktif olarak faaliyet Başkan Yardımcısı Roberto Formico­ masyon Bakanı Hamit Yusuf Hamma­
yürüten üç ayn güç tanımlıyor. ni, Irak Ticaret Bakanı Ahmet Mehdi di 'nin deyişiyle 'kendi kendini yemeye
ABD. İsrail. Suudi Arabistan. "lsrail
malum. Görülmeyen ise Suudi Ar a­ Muavenet zırhlısının Amerikalılar may ve Türk yetkililerinin bu kadar
bistan. Faysal Krallığı. ABD'nin ka­ tarafından vurulması olayı için "Ka­ sinirli ve kapalı olmalarının nedeni
radaki Saratoga uçak gemisidir Su­ . za olduğuna inanmak güç" demişti. de bu. Basının bu konunun üzerine o
udi ler Orta Asya'nın yanı sıra Bos­
. Genelkunnay çevreleriyle de yakın kadar şiddetle gitmesi de bir hesap
na Herse k Romanya. B ulgaristan.
- . ilişkisi bulunan uzman, "NATO sü­ olduğunu gösteriyor."
Makedonya. Batı Trakya'da akıl al­ per eşkıyadır" diyor ve ekliyor:
PENTAGON'UN KÜRT
maz bir faaliyet içinde. Riyad'ın As­ "Araştırdım. Kesinlikle kaza değil.
SENARYOSUNUN lRAN AYAÔI
ya ve Bal k an l ar dak i faaliyetinin ana
' Çünkü bu füzelerin ikisinin aynı an­
üssü ise İstanbul.'' da ateşlenmesi mümkün değil. Kaza Amerika. "KW'.ey lrak'a hamilik"
olsa bir füze gider. Kazanın iki kez rolünü Türkiye'ye l 986'da biçti. Da­
" MUAVENETE FÜZE.
tekrarlanması mümkün değil. Bu, ha lran-Irak savaşı sürerken, Türki­
TÜRKİYE'YE GÖZDAÔI "
ABD'nin bir gözdağıdır. Sanınrn, ye'nin Musul-Kerkük'ü de içine alan
Genelkurmay Başkanı Doğan Türkiye'den bir şey istediler, alama- bu bölgeye, "İran tehlikesine karşı"
Güreş. 8 Ekim tarihli gazetelerde. dılar. Onun için bir uyarı. Genelkur- nasıl müdahale edeceğinin planları­
nı, zamanın kıdemli ABD Savunma
AMERIKAN-TÜRK DOSTLUK KONSEYl'NİN YÖNETiCiLERi. (Soldan) Ganal Sakratar
Charles R. Jonston, Ticaret Komitesi Başkanı Carolyn B. Lamm ve Savunma Komitesi Bakan Yardımcısı William Taft 7
Başkanı Elmar Pendlaton. Kasım 1 986'da Türkiye'ye yapuğı
"yıldırım ziyaret"le getirmişti.
2000'e Dogru 6- 1 2 Mart 1 988 tarihli
"Pentagon'un Kilit senaryosu" baş­
lıklı kapak haberiyle, bir Türk-Kürt
Federasyonu'nu da içeren bu planı
kamuoyuna açıklamışu.
Sovyetler Birliği'nin dağılma sü­
recine girmesiyle birlikte, Ortado­
ğu'ya ek olarak Orta Asya Cumhuri­
yetleri'ne yönelik koçbaşı misyonları
hazırlandı. CIA'nın Ortadoğu Masası
eski şefi Graham FuUer, "Yurtta
sulh, cihanda sulh" ilkesinden başla­
yarak politikalarını değiştirmesi ge-

12 • İKİBİN'E DoGRL • 1 1 EKiM 1 992


başlamıştır. Giderek azalacak ve bite­ tığı bir alan haline dönüşmüş. Resmi makyaj malzemeleri, şampuan, ziynet
cek". kurda bir dinar 3 dolara eşit. Savaştan eşyaları, m üzik aletleri, video cihazları ,
Uluslararası Babil Festivali, "Nabu­ hemen önce serbest piyasada 1 dolar 4 dondurma imal aletleri, termos, çak­
kad nezar'dan Saddam H ü seyin'e, Babil dinar civarındaydı, Birleşm iş Millet­ mak, fotoğraf ve film makineleri, albüm,
Yen iden Canlanıyor· sloganı altında ger­ ler'in, lrak'ın dış ülkelerdeki 1 milyar kravat. kullanılmış araba lastiği, zeytin.
çekleştirildi. Tarihi Babil bug ü n yeniden dolarına el koyduğunu açıklamasından kurutul m uş meyveler ve taze meyveler­
restore ediliyor. 4 bin kişilik amf itiyatro­ hemen sonra 1 dolar 40 dinara yüksel­ den m uz ve elma, ithalatı yasaklananlar.
nun restorasyonu yıllar öncesinden ta­ di. Gümrüksüz olarak ithal edilebilecekler
mamlanmış. Festival şenlikleri de bura­ Bu durum fiyatlarda da kendisini ise; buğday, un, pirinç, şeker, çay, sıvı
da yapılıyor. M ezopotamya tarihi, dans gösteriyor. Aylık enflasyon yüzde 17 ci­ yağlar, bakliyat ürünleri , çocu k maması,
ve bale gösterileriyle canland ırıldı. Yara­ varında. Ortalama maaşın 250 dinar ol­ et, canlı balık (süs balıkları hariç), yu­
dılış Hikayesi, G ılgamış ve Enkidu Des­ duğu lrak'ta bir araba lastiği 2000 di­ m u rta, bulgur, arpa, salça, kibrit, jilet,
tanı, Aşk ve G üzellik Tanrıçası lstar, nar! deterjan. sabun, patates ve tavuk.
Hammurabi, Nabukadnezar ve adına Asgari temel i htiyaçlar karne siste­ Mal darlığı stokçuları harekete geçir-
Babil'in ünlü asma bahçelerini yaptırdı­ miyle karşılanıyor. Bu alanda fiyatlar de­ miş. Geçtiğimiz aylarda vurgunculuk su­
ğı karısı, Pers ve Roma saldırıların ı püs­ ğişmemiş. Hatta benzin ve mazotta ol­ çundan 49 idam olmuş. lrak'ın d ış dün-
kürten Hatra, Bağdat'ın kuruluşu, Harun duğu gibi bir ucuzluk bile söz konusu. yayla ticaret bağlantısı esas olarak Tür-
Reşit ve karısı Zübeyde, Halife Mansur Benzinin litresi.yaklaşık 20 TL civarında. kiye üzerinden gerçekleşiyq.r. BM 'nin
Mezopotamya tarihinin dön ü m noktala­ Karne sistemi ile dağıtılan pirinç, un, yoğun denetiminden dolayı Urdün üze­
rını simgeliyorlardı. şeker vb. zorunlu ihtiyaç maddelerinde rinden gelen fazla mal yok. Amman­
Irak, festivale ülkede bulunan bütün de durum farklı değil. Bütün sıkıntılara Bağdat arasında iki kez yaptığımız yol­
halklardan topluluklarla katıldı. Araplar, rağmen Bağdat caddelerinde çok fazla culukta gördüğür:ı:ıüz kamyon sayısı 1 5-
Kürtler, Türkmenler ve Süryaniler kendi dilencinin görülmemesi, madalyonun 20'yi geçmiyor. U rdün 'den lrak'a giden
folklor ekipleriyle gösteriler yaptılar. diğer yüzü. bütün kamyonlar BM görevlileri tarafın-
Dinarın dolar karşısındaki değeri, Petrol ihracatının yapılamaması ve dan tek t�k yükleri boşaltılarak kontrol
ambargonun.. etkisini açık bir şekilde lrak'ın dış ü l kelerdeki para varlığının ediliyor. Ote yandan Türkiye üzerinden
gösteriyor. Ozel şahıslarca daha önce dondurulması sıkıntıları büyütüyor. Hü­ özellikle gıda maddeleri akı m ı büyük bo­
gizli yapılan döviz ticareti, bugü n açıkça kümet Kasım ayından itibaren geçerli yutlarda. ABD 'nin ambargo politi kasını
yapılıyor. Bağdat fuarının bulunduğu olmak üzere bir kısım malların ithalatını enformasyon eski bakanlarından ve
yöre, yüzlerce kişinin döviz ticareti yap- yasaklamış durumda. Kolalı içkiler, şimdi Baas Partisi Dışilişkiler Bölümü
B aşkan Yardımcısı Latif El-Casim şöyle
açıklıyor. "ABD 'nin elinden gelse solu- ->­
duğumuz havaya da ambargo koyacak.

Almanya'nın kartları farklı. Iran, iki


şer kuvvetten ehven-i şer olanı ter­
cih ediyor, Almanya'ya yaklaşıyor.
Iran içinde güçlü bir muhalefet yok.
temsilcileri parlamentoya giremedi­
ler. Rafsancani hala tek adam . An­
cak lran'ın problemleri var. Ameri­
ka, Azerbaycan konusunu kaşıyabi­
lir. Federe Kürt Devleti lran'dan
toprak talebinde bulunabilir. Bu za­
IRAK ENFORMASYON BAKANI YUSUF HAMMADI VE MEHMET BEDRi GÜLTEKiN.
aflarına karşı lık, lran da PKK'yi ar­
rektiğini söyleyerek, Türkiye'nin Iran sınırındaki Alan Karakol u'nu kal ayabilir. Peşmerge bölgeye h a­
ABD'nin bölgedeki "s üper gücü" ol­ ziyareti sırasında Jandarma Genel kim olursa, PKK'nin İran'dan başka
mak için neler · yapması gerektiğini Komutanı Eşref Bitlis'e söylediği gidebileceği bir yer yok. Yani, böl­
açıkladı. lrariın faaliyetlerine karşı . "Buraya zırhlı araç, hatta tank geti­ gede karışık denklemler var. lran'la
"Ilımlı İslam" rolü de bunlardan bi ­ rin. ileride çok lazım olacak" sözle­ bir çatı ş ma, lokal gerginlik, hatta bir
riydi . rini haurlattıktan sonra, "ABD kay­ savaş muhtemeldir."
ABD'nin Irak'a saldırısından naklı lran'ı bölme senaryoları"na
lRAN'IN LOBU..ER1
sonra ise İran'a karşı Türkiye-lsrail­ işaret ediyor. Bunun anlamı, Türki­
Suudi Arabistan mihveri oluşturul­ ye-Iran savaşı demek. Bu açıdan ba­ Amerika'nın amacının bölgede
du. Mihver, Orta Asya'ya uzandı . kılınca Azerbaycan sorununun Kürt yeni yaralar açmak ve bunları kaşı­
Uluslararası : gelişmeleri yakından sorunundan daha hassas olduğunu mak olduğuna vurgu yapan Hüner
izleyen Ankaralı bi r gazeteci Ona bel irten Tosun, "Suud'la işbirliği dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ya­
Asya'daki durumu şöyle özetliyor : yaparak Irak'ı safdışı bırakmaya ça­ şar Kaplan. ABD'nin daha faal ol ­
"Suudiler ve dolarlar c irit atıyor. " lışırken. sıranın kendisine geleceği­ maya zorlamasına rağm en Türki­
ni görmüyor mu?" sözleriyle lran'ı ye' nin geleneksel dış politikası gere ­
1SLAMCI AYDINLAR NE
da eleştiri yor. ği ağır kaldığına dikkat çekiyor.
DİYOR?
İslamcı aydınlardan Mehmet Kaplan. benzer bir "atalet" in. İran
Yönlnge dergisinin Genel Yayın Metiner'in değerlendirmesi de şöy­ tarafında da görüldüğünü belirtiyor.
Yönetmeni Resul Tosun. Özal ' ın le: "Kürt meselesinde ABD'nin ve İran açısından ye ni ol ans a, tı m1 an an

1 1 EKiM 1 992 e IKIBIN'E DOÜRU e 1 3


Çünkü biliyorsunuz ülkem izde atmos­ berini veriyordu . Kamyonun adı Al­ hale getirme çabası içine çekiyor.
ferdeki hava hareketi, kuzeyden ve gü­ Jihra. Al-Jihra, bir Kuveyt kasabasının Bağdat 'tan Basra'ya doğru giderken,
neyden l rak'a doğru olur." adı. Kamyon için yapılan isim seçimi, Kut ve Amara kentlerinden itibaren
'Bir atasözü var: ' Bu g ü n çektiğimiz lrak'ın Kuveyt'e ilişkin iddialarını devam kontrol noktaları sıklaşıyor, askeri birl ik­
sıkıntıların bir g ü n faydasını görece­ ettirdiğinin kanıtı. Yönetim tarıma özel lerin etrafındaki savunma tedbirleri artı­
ğiz. · Ekonomide revizyon yapıyoruz. bir öncelik veriyor. Yağ ışların bu sene yor. G üvenlik Konseyi'nin lrak'a, 32. pa­
Uretim i yeterli seviyeye çıkarmak ama­ bol olması, tarım alanında durumu nis­ ralelin güneyine uçuş yasağı koyması­
cındayız. Sadece petrole dayanmak is­ peten iyileştirmiş. El-Cumhuriye gazete­ nın ardından Basra'ya bağlı Kurna ve
tem iyoruz. Birçok ü lken in petrolü yok, sinden Ali El-Şerifi, l rak'ta durumu en Misa n 'a bağlı Mudeyne'de meydana ge­
ama ekonomileri gelişmiş." Enformas­ iyi olanların arasında köylülerin bulun­ len olaylar, Batılılar'da kuzeydekine ben­
yon Bakanı H am i t Yusuf H a mm ad i 'nin duğunu söylüyor. zer bir durumun g üneyde de olacağı
bu sözleri, l rak'taki durumun bir başka Irak, Mayıs ayında başladığı büyük beklentisi yarattı.
cephesini açıklıyor. 1 rak, yıkılan tesis­ bir su kanalı projesini yakında bitirmek Bağdat'ta görüştüğümüz yet kililer
leri nin yüzde 80'ini yeniden yap m ış üzere. 550 kilometre uzunluğundaki Kurna ve M udeyne'de m eydana gelen
duru mda. Başkent Bağdat ve çevresin­ 'Saddam Hüseyin Nehri' Bağdat hiza­ olayların l ran'dan sızan birtakım gru p­
de h içbir yıkıntının izi kalmamış. Sade­ sından Körfez'e kadar uzanıyor. Yetkili­ larca çıkarıldığını, ama bun ların halk ta­
ce tamam en yıkılmış olan El­ ler bu kanalın aç ılmasının esas amacı­ rafından püskürtüldü klerini söylediler.
Cumhuriye köprüsünün yen iden yapım nın sulama değıl, toprağın tuzunu al­ "Güneyde belli bir hoşnutsuzluğun oldu­
çalışmaları devam ed iyor. Güneyde ise mak olduğunu söylüyorlar. Yeni kanal ğu bir gerçek. Ancak 32. paralel kararı,
durum biraz daha farklı. Savaşın yıkın­ projesinden yararlanacak toprak miktarı Batılılar ve Amerika' nın umduğunun ter­
tıları, yeniden yap ım çalışmalarına rağ ­ 6 milyon dönüm. s ine, halk arasında yönetime olan deste­
m e n hala d u rı.ıyor. Petrol gelirlerindeki büyük düşüş, ği kuwetlendirdi. Halk, Amerika'nın ve
2 2 Eylül tarihli I rak gazeteleri, lrak'ı, kendi gücüne dayanma ve petrol d iğer d üşman güçlerin bu kararla l rak'ı
l rak'ın kendi ü rettiği ilk kamyonun ha - dışı alanlarda lrak'ı kendine yeterli bir parçalamak istedi k lerini anlad ı ve buna
karşı tavır geliştiriyor. H ü kümet şimdi
güneyde halka silah dağıtıyor.· Bağ­
dat'takilerin değerlendirmesi özetle böy­
le.
Mudeyne'ye bağlı Um Suve9 köyüne
gidiyoruz. Köy, 1 800 kişilik Şiı Sewaid
kabilesine ait. Güneydeki bataklık köyle­
rinden biri. Şeyh Mezi f' in kon u kevinde
şeyhin kardeşi Falih Es Sowelim bizi

tikleri iddiası Meclis'te soru önerge­


si oldu. Jandanna'dan görüş istendi.
Yardımın tespit edildiği şeklindeki
raporu Eşref Bitlis kendi el yazısıy­
la değiştirdi. Yardım yapılmamıştır
diye rapor hazırlattı."
Albay, ordunun lsrail'e bakışı
konusunda ise şunları söylüyor:
"TSK'nın yüzde, ·75'i Doğan Gü­
reş in 500. Yıl Vakfı etkinliklerine
'

MUDEYNE'DE UM SUVEÇ KÖYÜ. Şii Şeyhi Mezlf'ln konukıvl ininde Sıddım lehinde katılmasına karşı. Astsubayları da
gösteri . Şeyh Mezlf'in ka rdeşi , "Uçuş yasanı konmasından sonra, lran'dan gelen katarsanız bu oran yüzde 90 olur.
birtakım kişiler karışıklık çıkarmak istediler. Bunları halk kovdu• diyor. 'Generaller eşittir ordu' değildir. Or­
dunun duygularına, . düşüncelerine
gerginlik karşısında "lobicilik" faa­ olursa. Musul-Kerkük'e uzanırsa en uzak olanlar generallerdir. Gene­
liyetine başlamiş olması . lran'da, durum gerginleşir. Ardından Sad­ ral, bir KlT'in başın,a siyasi iktidar
görevleri Arnerika'ya karşı Avrupa dam gider, İran Kürtleri de kaşınır­ tarafından atanmı ş . genel müdüre
başta olmak üzere "yandaşlar" bul­ sa sıkıntı doğar. ABD'nin ve benzer. Yabancıdır .onlar." Türki­
mak olan çeşitli lobiler kurulmuş . Özal'ın politikası bunlar." ye'nin F- 1 6'ların elektronik dona­
Yaşar Kaplan. Kürdistan devleti­ "Azerbaycan konusunun Türki­ nım sistemlerini lsrail'den almaya
nin İran'ı rahatsız ettiği kadar Türki­ ye-İran kapışması için yeterli ne­ başladığını da kaydeden Albay, bu
ye'yi de rahatsız ettiği ölçüde ABD den olduğunu" söyleyen Ankaralı yüzden yakınlığın arttığını sözlerine
için değerli olduğunu belirtiyor. gazeteci, "Çankaya'daki adamın ekliyor.
"Bakarsınız ABD yarın bu devleti Kerkük iştahının, buranın garantör­
45 Mtt..YAR DOLARLIK SU..AH
gereksiz görür. Bunlar. çıkarları ne­ lüğünün Türkiye üzerinde dönme­
yi gerektiriyorsa onu yaparlar çün­ sinden kaynaklandığını " belirtiyor. Norveç Afte11post�;,
gazetesinin
''
kü . Washington muhabiri Per A.
" TSK'NIN YüZDE 75'1
Refah Partisi Güneydoğu eski Cbristiansen'e göre, ''.ABD, Orta­
lSRAIL'E KARŞI"
müfettişi Altan Tan. " K ısa vadede doğu'da bölgesel istikrar yaratma
Türkiye-İran savaşı olmaz" diyor Genelkurmay'da görevli Albay. çabalarından vazgeçmişe benziyor.
ve ekliyor: "Kürt devleti konusu 2000'e Dogru'ya şunları anlauyor: B aşkan Bush 6 Mart 1 99 1 tarihin­
netleşir ve Türkiye oranın vasisi "Arnerikalılar'ın PKK'ya yardım et- de, yani Körfez Savaşı'nın hemen

14 • İKİBİN'E DOGRC • 1 1 E K i M 1992


ağırlıyor. Şeyh, işleri dolayısıyla şehir­ lehinde ve ABD aleyhinde sloganlarla anahtarını verecek bir hükümet isti·
deymiş. Kon u kevinde köyl üler de var. yarım saat süren bir gösteri yapıyorlar. yorlar. Tabii, bütün bunlar demokrasi
Bir gazeteci, köylülerden durumlarının Iraklı yetki liler ABD'nin 'Yeni Dün­ adına yapılıyor.'
nasıl old u ğ u n u öğren mek istediğini ya D üzeni"n in kendileri açısından ne Yetkil iler Kürt sorununu da bu
söylüyor. Şeyh in anlattıkları özetle şöy­ anlama geldiğ ini anlatmaya özel bir çerçeve içinde açıklamaya özen gös­
le: önem veriyorlar. Yugoslavya'daki ve teriyorlar. Gerek Hammadi gerekse
'Uçuş yasağı konmasından sonra, Kafkaslar' daki gelişmelere atıfta bulu­ Enformasyon eski bakanlarından La·
lran'dan gelen birtakım kişiler karışıklık n uyorlar. Hamit Yusuf Hammadi 'ye lif El·Casim aşağı yukarı aynı şeyleri
çı karmak istediler. Bunları halk kovdu . göre bütün dünyada gerçekte söz ko­ söylüyorlar: "Temel sorun şudu r:
Uçuş yasağı kararı Irak halkına karşı iş­ nusu olan 'Yeni Dü nya Düzensizliği". Ameri ka ve lngiltere'nin politikası,
lenen savaş suçu n u n bir devamıdır. Halkları ve ü l keleri parçalayarak em· Kürt bölgesinin hem l rak'ın bir parça·
Hükümet bölgede 60 bin kadar silah peryalizmi n hegemonyasını gerçekleş­ sı olmasını önlemek hem de Kürtler' in
dağıttı. Biz daha almadık. Yetkililer ya­ tirmek; "Amaç budur" diyor. ·sutros ayrılmalarını önlemektir. D u ru m bu
kında dağıtacaklarını söylediler. Ama G a l i bir kon uşmasında '2000 yılından şekilde çözümsüz olarak devam etsin
geleneksel olarak bizim kendi s i lah ı m ız sonra dü nyada 400 devlet olacak' de­ istiyorlar. Biz Kürd istani Cephe ile an­
var. H ü kü metten iyi m uamele gördük. mişti. Bu durumda ne büyü k problem­ laşmaya varm ıştık. Bi rkaç gün içinde
Am bargo boyunca i htiyaçlarımızı karşı­ ler çı kacağı n ı düşünün. Ekonomik, böl· anlaşmayı i mzalayacaktık. Ama
ladı. işsizlere yardım yaptı. M ütJefikler gesel, siyasal sorunlar ve halklar arası ABD ' n in adamı Talabani aldığı direk­
ise bize a m bargo uyg u l uyor. Ulkenin çatışmalar büyüyecek. Bize düşen gö­ tifle buna engel old u . Kürd istani Cep­
diğer yerlerindeki Irak vatandaşları ile rev emperyal izmin bu oyun larına karşı he'yi de kendi peşine taktı. Amerika
duru m u m uz aynıdır. Bataklı k bölgesin­ gözümüzü açmaktır. Çünkü halklar şöyle düşündü. Anlaşma eğer imzala­
de hırsızlar, soygu ncular var. Bu n lar parçalanırsa kontrol kimde olacak? Ta­ nırsa bu Saddam Hüseyin'e ve l rak'a
zaman zaman yağmalamak amacıyla bii ki sanayisi en güçlü olan kontrolü kuwet verecektir. Onun için engelle­
saldırıyorlar. D ü nyanın her yerinde h ır­ eline geçirecektir.' diler ve bugünkü durumu yarattılar.
sızlar var. Amerika'da yok m u ? Biz Hammadi, Batı'nın Irak üzerinde bu Bu tehlikeli bir durumdur. Kürtler'in
Sii'yiz. D uyguları mız Saddam Hüseyin kadar çok oyun peşinde olmasını ise de bu ndan bir yararı olmayacak.'
il e beraber.' şöyle açıklıyor: "Batılılar'ın en çok iste· I raklı yetkililere göre "Irak Kürdis­
Şeyh konuşması nı bitirdi kten sonra diği şey petrol ve stratejik konumundan tan ı' ndaki $eçimler, parlamento ve
gazeteciler için küçük bir gösteri başla­ dolayı l rak'ın kontrol üdür. Saddam Hü­ h ü kümet yasadışı . Amerikan silahları­
tıyor. Şeyhin ilk sloganı ndan sonra ko­ seyin esas sorun değildir. Ama Sad· nın gölgesinde gerçekleşen fiili bir
nukevinin önü nde çoğunluğunu köyün dam Hüseyin ve onun rejimi Batıl ılar'ın d urum var. Ne yapacağına oradaki
çocukları n ı n ve gençlerinin oluşturd uğu yolu üzerinde bir taş olarak duruyor. Kürt halkı karar verecek". •
yaklaşık 50 kişilik bir topluluk, Saddam Onlar, kendilerine bölgede petrolün MEHMET BEDRi GÜLTEKi N

ardından Kongre'de yaptığı konuşmada, bölgeye silah

KENAN KARATA$
satışı ne kadar çekic i olursa olsun. buna karşı dunnak
gerektiğini söylüyordu. Ancak o zamandan beri bölge­
ye 45 m ilyar dolarlık silah akt ı . The Washington Post
gazetesinin 4 Ekim 1 992 tarihli sayısında yayımlanan
bir rapora göre. bu silahl arın yarısı ABD tarafından sa­
tıldı ".
Geçtiğimiz hafta geleneksel Arap-Fars rekabetini sı·
cak çatışmaya tırmandıran Ebu Musa Adaları anl aşmaz­
lığı da. A BD'nin "Ortadoğu'yu istikrarsızlaştınna" poli­
tikasının bir sonucu. Suudi Arabistan'ın. Katar'ın bir sı­
nır karakoluna baskın yapması Iran'ın sert tepk isine ne­
den oldu.
lRAN'A KARŞI KAMPANYA TIRMANIYOR

Turkish Daily News gazetesi de 5 Ekim tarihli sayı ­


sında, Ankara'nın. "1ran'ın askeri gücünü sağlamlaştır·
ma ve bölgesel bir güç ol arak konumunu gözle görülür
bir şekilde yükselune çabalarını dikkatle izlediğini" be­ (1 972 - 1 992)
lirtiyor. Haberde. Türkiye'nin lran'ı yakın takibe alma­ Can kardeşi m, sarı şahinim
sında Pentagon istihbaratının rolü de anlatılıyor. Ayrıca. üç haftad ı r , e m in olduğum ölümüne hala
lran'ın son bir yıldaki silahlanmasına dikkat çekiliyor. i nanam ı yo ru m . Benim güçlü olduğuma
Son bir aydır ise Batı basını lran'ın Rusya, Çin ve Ku­ ilişkin sözlerinde yan ı ld ı n , haberin olsun ,
zey Kore'den aldığı silahların dökümünü yapıyor.
firari gözyaşları m , lanet o lası e rkeklik
Turkish Daily News. Demirel'in bu ay sonunda ya­
gu rurumu taş ıp geçt i . içimdeki çığlık meğer
pılması planlanan lran ziyaretinin ertelenmesine dikkat
bir k ı rlang ıç s ü rüsüym ü ş ,
çekiyor ve Cumhurbaşkanı Özal'ın son İran ziyareti sı­
s a n a g ö ç ediyo rlar.
rasında iki ülke arasında soğuk rüzgarlar estiğini hatırla­
tıyor. Seni unutmayacağ ı z
Telefonda görüştüğümüz ABD'li gazeteci. "Neo Os-
manlı rüyası tam bir kabusa dönüşüyor" diyor. • A{J abey ln Feyzi Karataş

1 1 EKiM 1992 e İKİBİN'E DOGRU e 1 5


OLITIKA �

B LAC K HAWK H E LİKOPTERLERİ A L i M iNiN PERDE ARKAS I

Sikorsky'ye Çağlar karıştı


Bush'un özel ricası. Fi rma yöneticilerinin Devlet Bakan ı Çağlar' la Ameri ka'daki
görüşmeleri . Neden genel maksat heli kopteri al ı nıyor? Dünyada heli kopter ü reti m inde
d üşüş var. En iyi pazar Tü rkiye ve Brezilya. Tü rkiye basınında kanl ı reklam .
oalisyon hükümetinin dolar komisyon verdiği, Körfez Sa­ likopteri 1 60 adet. Açıkça söylemek

K
bakanları arasındaki i lk vaşı sonrası çok zor duruma düşen gerekirse PKK ile yapılan savaşta
tartışma Başbakan De­ ENKA'nın da Sikorsky için çok bu helikopterler iş görüyor. Aynı işi
mirel'in ABD gezisi ön­ çaba harcadığı kulaktan kulağa ya­ alınca Black Hawk'lar da yapacak.
cesi başladı. Geziye Devlet B akanı yılıyor. ENKA, Sikorsky helikop­ Peki, o zaman 1 O kişi değil de 20
Tansu Çiller mi, yoksa Cavit Çağ­ terlerinin yapımcısı United Techno­ kişi taşımak için mi bu kadar mas­
lar mı katılacaktı? Tartışma Çağ­ logies'in Türkiye temsilcisi . raf? Kimse sormuyor mu ne gereği
lar'ın ABD'ye, Tansu Çiller'in ise Savunma Sanayi Müsteşarlığı var diye? Anlamak zor. PKK ile sa­
aynı tarihte Libya'ya gitmesiyle so­ (SSM), ihale ve komisyon "dediko­ vaşta ihtiyaç, Kobra, Apaçi gibi ta­
nuçlandı. Çağlar ABD'ye gitmeyi dularının" yoğunlaşması üzerine en arruz helikopteridir."
çok istiyordu . . . geç Eylül ayına kadar yeni teklifle­ Neden, hem de ihtiyaç fazlası
Başbakan Demirel ve 50 kişilik rin daha açık yapılarak getirilmesi­ genel maksat helikopteri tercih edil­
Türkiye heyeti, 1 0 Şubat günü ni firmalardan istiyor. Helikopter mişti? Askeri uzman açıklıyor:
Washington'da törenle karşıl andı. ihalesini Sikorsky'nin kazanamadı­ "Bunu şimdiye kadar bana izah
1 1 Şubat günü Demirel, Bush ile ğını da el altından yayıyor. Uzman­ eden bir yetkili çıkmadı. Türkiye
Beyaz Saray'da bir saat görüştü. lar bunu, "komisyon isteyenlerin önümüzdeki yıllarda ABD'nin Pa­
Bush'un istekleri arasında, 200 he­ sayısında artış olacak" diye yorum­ nama ve Grenada'da kullandığı
likopter alımı ihalesi de var. United luyorlar. Black Hawk'larla bir yeri işgal ede­
Technologies grubunun bir alt ku­ 21 Eylül günü Başbakan Demi­ cekse tamam. Ancak bunu yapmak
ruluşu olan Sikorsky Aircraft'ın rel başkanlığındaki Savunma Sana­ için de, eğitilmiş uçar birliklerin ol­
ihaleyi almasını Bush özel olarak yi İcra Komitesi kararını "nezake­ ması lazım. Yarın bu tür birlikler
rica ediyordu. ten" açıklıyor: "Proj e bedeli 855 için de çalışma yapılırsa anlayaca­
Aynı gün öğle yemeğinden sonra milyon dolar olan Black Hawk heli­ ğız ki hesap başka! "
Başbakan Demirel, bu kez ABD Sa­ kopterleri için ABD'nin Sikorsky Jaınes Satterwhite Sikorsky
vunm a Bakan Vekili ile görüşüyor. firmasıyla kontrat görüşmelerine Black Hawk helikopterlerini üreten,
Helikopter ihalesi yine görüşmenin geçilebilir. İlk etapta 25 helikopte­ United Technologiecs şirketinin
başlıca konuları arasında. ABD iha­ rin acil ihtiyaç için doğrudan alımı, başkan yardımcısı. 27 Haziran
leye özel önem veriyor. 50 helikopterin de Türkiye'de üre­ 1 990'da İstanbul'da düzenlediği
tim yoluyla tedariki kararlaştırıldı." basın toplanusında 2000'e Dogru
HELİKOPTER UZMANI
muhabirinin sorusuna verdiği yanıt:
ÇAÖLAR'A BRİFİNG GENELKURMAY'IN DEÖİŞEN
"Malta ve New York zirvelerinden
GÖRÜŞÜ
Bu arada Sikorsky şirketinin yö­ sonra dünyada bölgesel savaşların
neticileri de boş durmuyor. Aynı Helikopter ihalesi sonuçlanma­ önem kazandığı açıkur. Türkiye
günün akşamı şirket yöneticileri, dan önce tartışılan konu, Türki­ komşularına karşı güçlü olmalıdır.
Devlet Bakanı Çağlar'ı kaldığı ye'nin ihtiyaç önceliği. 1 0-20 asker Herhangi bir taarruza en seri ve en
otelde ziyaret ediyorlar. Sıcak bir yaralı taşıyan genel maksat helikop­ sert yanıu verebilmelidir. Türki­
görüşme yapılıyor. ÇaAlar'a Black teri mi. yoksa sadece nişancıları, ye'nin bir helikopter endüstrisine
Hawk'ların üstün teknolojisi konu­ silah unsurl arını taşıyan taarruz he­ sahip olması isteğimizin bu kadar
sunda brifing veriliyor ... likopteri mi? güçlü olmasının nedeni budur."
Bu görüşmelerin duyulmasından Genelkurmay ile SSM önce
TEKNOLOJİK YENİLEŞTİRME
sonra savunma sanayi bürokratları farklı düşünüyor. Genelkurmay ta­
YAPILABİLİR Mİ?
ve uzmanlar helikopter ihalesi için arru z helikopterlerine öncelik veril­
bahse giriyorlar. Bahis konusu iha­ mesini istiyor. Fakat daha sonra 'Taarruz helikopteri alınmalıdır"
leyi kimin kazandığı değil ! Si­ Genelkumr ny'ın da görüşü değişi­ diyenlere verilen yanıt; B lack
korsky'nin kazandığı konusunda yor. Genel maksat helikopterlerinde Hawk'larda 1 2.7 mm. seri atışlı ma­
herkes hemfikir. Uzmanlar "Kaç karar kılınıyor. kineli tüfek olduğu şeklinde. Heli­
helikopter alınacak?" diye bahse tu­ Bu arada görüşü değişmeyen kopterler konusunda uzman bir yet­
tuşuyor. Bu arada Sikorsky'nin iha­ sivil ve askeri uzmanlar var: kili, bunun bir iş0e yaramadığını
leyi kazanabilmek için 3 milyon "TSK'nın elindeki genel maksat he- söylüyor: "Bir kere bu savunma için

1 6 • 1K1B1N'E DOGRU e 11 EKiM 1992


dele yapılıyor. 25 yıldır sivil amaç­
lar için kullanılan Amerikan Exim­
bank kredisi bile Sikorsky'nin iha­
leyi kazanm ası için Beyaz Saray
tarafından devreye sokuluyor.
F- 1 6'nın ikinci paket anlaşma­
sının imzası, insansız hava aracı
ve Black Hawk helikopteri alımı
için kontratın yapılacağının açık­
landığı gün, Türkiye ''Kanlı rek­
lam"a sahne oluyor. Gerek basın
gerek Genelkurmay İkinci Başka­
nı Korgeneral Fikret Küpeli,
Şemdinli olayında uçak ve heli­
kopterlerin "maharetlerini" öve
öve bitiremiyorlar. Aynı gün
ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa
İşleri Sorumlusu Bakan Yardım­
cısı Tbomas Niles, 'Teröre karşı
Türkiye'nin yanındayız. Türkiye
teröre karşı kendini savurım alıdır"
diyor.
MUZ CUMHURİYETİ GİBİ
GENEL AMAÇLI BLACK HAWK.
SSM yetkilisi yapılan anlaşmayı
monte edilmiş. İkincisi. sabit. He­ beklentilerinin fazlalaşması nedeni şöyle değerlendiriyor: "fmalat için'
defi vurmak için silah yerinden ile yeni taarruz helikopterlerinin si­ 75 helikopter çok azdır. Çürıkü eko­
çevrilemediğinden helikopterin ma­ lahlı olarak tasarım ve üretimi. nomik değildir. Tedarik için alınan
nevna yapması zorunlu. Sen ma­ 1 990'lı yıllarda ise envantere yeni 25 helikopter ise fazladır. Bu kadar
nevra yapana kadar karadaki gerilla girmiş bulunan, taarruz helikopterle­ sayıda alınmasının bir tek nedeni
işini bitirir. Halbuki taarruz heli­ rinin geliştirilmesi. Alınan ve ortak var: ABD baskısı. Bu ortak üretim­
kopterlerinden Apaçi'de tilin silah­ imalatı yapılacak - Black Hawk'ların de de diğerleri gibi teknik ve mali
lar elektronik savaş sistemlerine takvimdeki yeri 1 960'lı yıllar. birçok problemler çıkacak. Daha
bağlı. otomotik. lazer güdilinlü. şimdiden başladı bile. Helikopterler
HELİKOPTERE ALICI YOK
Süper Kobra da öyle. Sadece lazer nerede üretilecek? TAi deniyor,
güdümlü değil. Madem Güneydo­ Dünyada helikopter üretiminde ama burada yeni imalat hatları yap­
ğu'da bir savaş var. ayaklanma var büyük düşüş var. Omeğin, 20 ay mak gerekiyor. Aynca helikopter
diyorsun. neden taarruz helikopter­ önce ABD ordusu için açılan heli­ montaj ı uçak montajından zordur.
leri almıyorsun? Biz hala eski heli­ kopter ihalelerine 13 firma talipken 90 1 . uçak ana depo fabrikasında da
kopterleri satın alıyoruz." bu sayı bugün dörde düşmüş du­ aynı durum var. Herhalde imalat
Emniyet Genel Müdürlüğü l 988 rumda. ABD helikopter ihtiyacında konusunda da yine bir özel şirket
yılında Fransa'dan dört adet Puma 1/5 oranında indirim yaptı. Alman­ para kazanacak! "
helikopteri aldı. Fransa bu yıl Tür­ ya ise az indirim yaptığı için çok Kanadı arızalı F- 1 6'Jarın ve mo­
kiye'ye sattığı helikopterlerin seri eleştirildi, oranı yüzde 12. Belçika toru eski Cobralar'ın alınması; batık
üretimine son verdi. önümüzdeki yıllarda alacağı heli­ ABD şirketi ETV'yi kurtarmak için
TSK'nın :eEnde l OO'ün üzerinde kopter sayısını 8, Hollanda ise 1 2 çok namlulu roket ihalesinin veril­
Amerikan Bell firmasının ürettiği olarak açıkladı. ABD'de fazla işçi mesi, su sızdıran, gece görüş siste­
UH serisinden helikopterler var. çıkarmak zorunda kalınan sektörle­ mi bozuk, yeterli hıza ulaşamayan,
Bell. bu helikopterlere daha fazla rin başında Savunma Sanayi geli­ kuleleri dönmeyen zırhlı muharebe
teknoloj ik yeniieştinne yapılama­ yor. Şirketler sivil pazarlara yöne­ aracının hem de birim fiyatın 700
yacağı gerekçesi yle üretimini dur­ lik helikopter üreuneye başladılar. bin dolar olması gerekirken, 2 mil­
durdu. Şirketlerin imdadına Türkiye ve yon dolara çıkmasına rağmen üreti­
Askeri uzmanlar helikopter tek­ Brezilya yetişiyor. Rotor and Wing mine devam edilmesi, zırhlı perso­
nolojisi geljşimini özetleyen bir tak­ lnternational De/ence dergisi birkaç nel taşıyıcı alıyoruz diye bankaların
vim çıkarıyorlar. Takvime göre; helikopter satmak için bile fınnala­ para taşımak için kullandığı araçla­
1 960'lı yıllru .. genel maksat helikop­ nn birbirinin gırtlağına sarıldığını rın alınması, mermisi namluya gir­
terlerine silah takılması, 1 970'lı yıl­ hatırlatarak, "Türkiye'nin 200, Bre­ meyen toplar, ABD'den getirilen
lar, keşif ve gözetleme helikopterleri zilya'nın ise 300 helikopter alacağını zırhlı araç motorunun önce ihraç ,
silahlandınlırken aynı zamanda açıklaması fınnaların gözlerini parıl­ sonra ithal edilişi. Daha niceleri . . .
genel maksat helikopterlerinden üre­ dattı. Kıran kırana mücadele edile­ Savunma sanayisinin hali içler
tilen yeni- taarruz helikopterlerinin cek" diye yazıyordu. Gerçekten de acısı.. •
geliştirilmesi. ı 980'li yıllar da taktik şirketler arasında kıran kırana müca- SONER YALÇIN

1 1 EKiM 1 992 • IKIBIN'E DOGRU e 1 7


S ENDİKA KONGRE LERİNDE TART I Ş I LIYOR

"Kürt sorununda isci alternatifini • •

harekete gef irelim"


Tü m Bel-Sen ve Tüm Maliye-Sen kongreleri nde n sonra Petrol-iş , Deri - i ş , Tarı m - iş
kongre leri n de d e Kürt soru n u gün deme geldi . Bazı delege l er Kürt soru n u na
işçi s ı n ıfı çözü m ü n ü gü nde m e getirdi ler; " Kürt sorununu, işçi sın ıfı çözecek11 fikri n i
vurgu ladı lar. 2000 'e Doğru işçi önderleri ve se ndikacı lara bu fikri sordu .
ongrclcrde, işç i toplantı­ bakır Ş ube Başkanı Ahmet Tey­ Kardeşliği savunmaktır. Istanbul­

K
larında Kürt sorun u tar­ murtaş'ın aşağıdaki görüşleri . 3 Diyarbakır ara�ında köprüler kur­
tışılıyor. B ir memur Ekim g ün ü kongrede yaptığı ko­ maktır.
sendikasında 3 Ekim'de nuşmadan alındı. Münir Ceylan "Türk halkı ge­
yapılan " K ürt sorun u ve sendika­ ridir, ahmaktır" yaklaşımın ı da
" iŞÇİ AÇIK TUTUM KOY ARS A
lar" kon u l u tartışma toplantısını iz­ eleştirdi ve bir halkı diğerine üstün
ÇÖZÜLÜR "
ledik . Yine geçtiğimiz hafta yapı­ gören yaklaşımların m i l l iyetç i . şo­
lan Petrol- İ ş . Deri - İ ş ve Tarı m - İ ş MÜNİR CEYLAN ( Petrol - İ ş ven duygulara seslendiğini, ne bir
kongrelerinde kon u g ündeme gel­ Sendikası Genel Başkanı): Kürt halka. ne ötekine bir yarar getirece­
di. i şçi ve memur önderleri. Kürt soru n u bir insanlık sorunu. Kürt ğ i ni söyledi : "Benim açımdan ' B ir
sorununun çözümünde sınıfın ağır­ sorun u Kürtler'in sorunu olmaktan Türk dünyaya bedeldir' anlayışı ne
lığını harekete geçirmek için adım ziyade Türkler'in sorunu. Demok­ kadar yanlışsa, Türk halkı aptaldır'
atmaya ba�ladılar. rasi sorun u . Kürt sorunu çözülme­ yaklaşım ı o kadar yanlış. Bir halkı
Mem urların toplantısında. K ürt den Türkiye'de demokrasi yerleş­ ahmak gönnek. o halkın esas dina­
sorununa sendikaların nasıl yakla­ mez . İşçi sınıfı açık tutum koyabil­ m iklerine güvensizliktir. Dünya
şacağı konusu somu t önerilerle t ar­ diği taktirde Kürt sorun u çözüme halkları nın eşitliğine, kardeşliğine
tışıldı . Sendikaların bu soruna ilgi­ kavuşacaktır. Kürt sorununun çö­ i nanıyorum . "
sinin ve devlet terörüne karşı tavrı­ zümünde belirleyici güç de. K ürt YURDAL ŞENOL (TÜMTlS
nın sürmesi istendi. "Kürt halkının halkının kendisidir. Ben iki halkın Genel Sekreteri) : Kürt ve Türk hal­
mücadelesine e n büyük katkı, sen­ birlikte yaşamasından yanayım . kının birlikte mücadelesinden ya­
dikaların kendi örgütlülüğünü ge­ Ama dayatmayla birlikte yaşama nayı m . Bu noktada işçi sınıfının ro­
nişletip. iktidara baskı gücü oluştur­ olmaz. K ürt halkına yapılan baskı­ lü büyük. Çünkü üretimden gelen
malarıyla olur" anlayışı genel kabul yı. zorbalığı kabul etmemek. elin­ gücü var.
gördü. "Orada demokrasi olmazsa, deki demokratik haklarla. demok­
"ÖLEN DE EMEKÇi .
burada da olmaz " . " K ürt sorun u de­ ratik silahlarla karşı çıkmaktır.
ÖLDÜREN DE"
mokrasi m ücadelesinden ayn düşü­ MÜNiR CEYLAN. "işçi sınıfı a çık tulum
nülemez " . " B iz dcmokrJ.Si mücade­ koyabildiQl takllrde KUrt sorunu çözüme AHMET TEYMURTAŞ (Pet­
lesine ne kadar katkı sağ larsak K ürt kavuşaca ktır.• rol-İş Diyarbakır Ş u be Başkanı):
sorununun çözümüne de o kadar Türk ve Kürt halklarının kardeşçe
katkı saglam ış oluruz" . "Sendikalar yaşadığı bir ortamı yaratmanın yol­
kitlesel leşmeli ve baskı arac ı olma­ larını tartışmalıyız. Türk ve Kürt
lılar" fikirleri dile getirildi . Toplantı halklarını birbirine düşürmeye çalı­
sonunda herhangi bir karar alı nma­ şıyorlar. Ölen de emekçiler. öldü­
dı. Ancak Kürt meselesinin tartışı­ ren de emekçiler. E m peryalizmin
lacağı daha geniş ıoplamılann dü­ Ortadoğu'daki sömürüsünün deva­
zenlenmesinin yanı.rlı olacağı fikri m ında Türkiye'ye jandann a lık rolü
benimsendi. Bu konuda sendikanın veriliyor. B un u g izlemek için bir
adım atması istendi . kaos yaratılıyor. " Kökü dışarda"
Son zamanlarda yapılan sendi­ diyorlar. Emperyalizmin kucağına
ka kongrelerinde de bazı delegeler oturan kim? Kendi Kün kimliğ i ne
Kürt soru n u na işçi sınıfı çözümü­ SL.J1ip ç ıkmak isteyen Kürt halkı de­
nü g ündeme getird i : işç inin bu me­ ğ i l ! Ş iddet. baskı ve zor kimden
seleye el koyması istendi. 2000'c gel irse gelsin . işçi sınıfı bunun kar­
Doğru, işçi önderleri ve sendikacı­ şısında olmalı. Gencecik i nsanlar
lara bu fikri sordu. Petrol-lş Diyar- öldürülüyor. sanki düşman askerle-

18 • lKlBl:\'E DO(; R t: e 1 1 EKiM 1 992


(Petrol-İş Aliağa Ş ube Başkanı):
Demokratikleşme sağlanamayınca
işçi sınıfının yaşam ve çalışma
koşullarında iyileşme olmayacağı­
na göre. Kürt sorunu bir yönüyle
de sınıf mücadelesinin önündeki
engellerden biridir. Dolayısıyla
Kürt sorunu çözülmeden ne de­
mokratikleşme sağlanacak ne de
sınıf mücadesinde sağlıklı geliş­
meler olacaktır. Onun için Kürt
sorunu hiçbir kısıtlamaya maruz
kalmadan ve tüm önyargılardan
arındırılarak özgürce tartışmaya
açılmalı ve herkesin kendi özgür
iradesiyle karar vermesi sağlan­
malıdır. Bu tartışma ortamını da
ancak toplumun örgütlü kesimleri
sağlayabilir. Örgütlü kesimin en
başında da sınıf örgütleri yani
AHMET TEYMURTAŞ. •işçi sınıfı olarak YURDAL ŞENOL. "KDrt ve TDrk halkının
alternatif çözümü yaratmak zorundayız.• sendikalar gelmektedir. B ununla blrllkle mDcadeleslnden yanayım .
ilgili olarak da sendikalar derhal Bu nolılada IHI sınıfının rolO büyük.
riymiş gibi halka alkışlattınyorlar. bir konferans düzenleyip, sorunun ÇDnkD Dretlmden gelen gOcU var.•
Sorun Milli Güvenlik Kurulu'nda üyeleri arasında sağlıklı bir şekil­
tartışılıyor. parlamentoda tartışıl­ de tartışılmasını sağlamalıdırlar. yor sermaye: demokrasinin
masına izin verilmiyor. Şırnak'ı Bunlar yapıldıktan sonra işçi sını­ karlarını düşüreceğini düşünüyor­
yerle bir ediyorlar, Ş ırnak. Türki­ fının üretimden gelen gücünün lar. Buna göre hareket ediyorlar.
ye'nin bir parçası! kullanılması gündeme getirilmeli
"EMPERYALlZMDEN
"Devletin ve PKK'nin savaş ve ve sorunun barışçı yollardan çö­
B AÔIMSIZ,
kan çözümü dışında çözüm yok­ zümü mutlaka sağlanmalıdır.
DEVRİMCİ ÇÖZÜM"
·

tur" dayatması yapılıyor. Biz işçi


"İKTİDARA YÖNELEN İ SMET ÇALIŞKAN (General
sınıfı olarak alternatif çözümü ya­
BİR 1ŞÇ1 SINIFI ÇÖZER"
ratmak zorundayız. Bu sorunu biz Elektrik temsilcisi): Kürt sorunu,
çözeceğiz mantığını benimseme­ MEHMET AŞKIN (Edimeka­ işçi sınıfının iktidar olmasıyla çö­
miz ve kabul ettirmemiz lazım. pı Belediyesi Trafik Atölyesi baş­ zülür. Kürt sorununun çözülebil­
Sendikalarda. işçi sınıfı içinde bu temsilcisi): Kürt sorununu işçi sı­ mesi için, işçi sınıfıyla birlikte mü­
sorun karşısında ne yapacağını bi­ nıfı çözer. Bu, temelde doğru. Sı­ cadele etmek gerekiyor.
lememe. örgütü bölme korkusuyla nıf mücadelesi ülke politikasının HASAN O G UZ (İstanbul
tartışmaktan kaçma anlayışı gelişi­ gündemine damgasını vurmuş ol­ Eminönü Belediyesi'nde memur):
yor. Hedefi belli olmayan bir anla­ saydı. ulusal sorun ikinci plana Kürt sorununun çözümü, esasta
yış bu. B iz işçi sınıfı olarak ege­ düşerdi. Türkiye farklı. ama ulu­ Kürt ulusunun mücadelesiyle ola­
men güçlerin ekonomi modelini. sal hareketler dünya çapında caktır. Ancak Türk halkının ve iş­
serbest piyasanın alternatifsiz ol­ önplana çıkarıldı. Bu sorunu ülke­ çi sınıfının desteği olmadıkça em­
duğunu da kabullenmiş durumda­ nin iktidarına yönelen bir işçi sı­ peryalizmden bağımsız bir rota iz­
yız. Tabanın söz ve karar sahipliği­ nıfı çözer. Milliyetçi yaklaşımla leyerek devrimci bir çözüme ka­
ni sözde bıraktığımız için hayata ulusal sorun çözülür, ama sömürü vuşması olanaksızdır. İki halkın
geçirememişiz. Onlar lzmir İktisat ortadan kalkmaz. Kürt devletinin kardeŞliği bilinci ve Kürt ulusal
Kongresi topluyorlar diye kızama­ kurulması da sorunu çözmez. Bir direnişinin gelişmesi aynı ve tek
yız. Bu bir sınıf mücadelesi. Kız­ yandan da işçi sınıfı iktidarı bu ortak noktada buluşabilmelidir. lş­
mak yerine işçi iktisat kongresi sorunu çözer dedik, ama Sovyet­ çi sınıfının damgasını vurmadığı
toplayamaz mıyız? ler B irliği'nde çözülmedi. Emper­ hiçbir hareket sosyalizm kanalın­
M Ü RSEL TAŞCI (Ağaç-İş İs­ yalistler. Kürtler'in ulus olma tale­ da gelişmez.
tanbul Şube Başkanı): Şimdiye ka­ bini revize etme çabası içinde. HAMİT ÖZDEMİ R (IGDAŞ
dar Türk-Kürt omuz omuza çalış­ Ulusal mücadele de işçi sınıfını işçisi): Türkiye'de tüm emekçiler
tık. Aynın işçi sınıfına yaramaz. beklemez. Ama işçi sınıfı da ağır­ eziliyor. Bugün gündemde Kürt so­
Ayrım olmaması gerekir, olursa lığını koymak zorunda. Bu, milli­ runu var. Bütün bunlar özünde sı­
zarar verir. yetçi bir şeye dönüşürse hem Kürt nıf mücadelesiyle çözülür.
hem Türk halkı için büyük yaralar NEBAHAT Şİ ŞMAN (Carlo
"SENDiKALAR
açar. Halkı kimse düşünmüyor. Erba baştemsilcisi): Çalışanlar ara­
KONFERANS DÜZENLESİN"
Oradaki demokratikleşmenin bü­ sında Kürt-Türk aynını yok. Halk
MUSTAFA ÖZTAŞKIN tün Türkiye'yi etkileyeceğini bili- birlik olursa çözülebilir. •

1 1 EKiM 1 992 e İKİBİN'E DoGRU e 1 9


TTB ' N İ N "SAGL I K KRİZİ N E" ÇÖZÜM Ö N E R İ LER İ

"Sorun piyasa egemenliği"


TI B Merkez .Konseyi, "Sağlı kta eşitsizlikler azaltıl mal ı d ı r" kam panyası başlattı.
"Sağlı kta g ü ndem: herkese eşit fı rsat m ı? Piyasa egemenl iği m i?" adl ı

. tirle Tabipler
b i r kitap hazı rlan d ı .
Birliği eşitsizlikleri kademeli olarak azalt­ noktada Dünya Bankası'run sundu­

T
(TTB) Merkez Konseyi mayı hedefleyen bir ittifak çizgisi ğu çerçeve ile uyum içindedir.
l O Ekim'deki basın top­ izlenecektir. "Taslak dokümanının ortaya
lantısı ile "Sağlıkta eşit­ "TTB, ülke gerçeklerini, alt sı­ koyduğu tercihler, sermaye çevrele­
sizlikler azaltılmalıdır" kampanyası nıfların taleplerini dikkate almalı, rinin örgütü durumundaki Dünya
başlath. TTB tarafından hazırlanan eşitsizlikleri onlar lehine değiştir­ Bankası'nın politikalan ile uyum
"Sağlıkta gündem: Herkese eşit fır­ meyi hedeflemelidir." halindedir. Devlet kaynaklarının ye­
sat mı? Piyasa egemenliği mi?" adlı tersizliği nedeniyle hastanecilik hiz­
"ÖZELLEŞTİRME
kitap tanıtıldı. TIB, Sağlık Bakanlı­ metlerinin özelleştirilmesi önerisini
HEKİM DEÖERLERlYLE
ğı'nın gündeme getirdiği "Ulusal getirmektedir. Şişkin bulduğu dev­
BAÔDAŞMAZ"
Sağlık Politikası Taslak Dokümanı" let elindeki sektörlerde işçi çıkart­
ile ilgili tutumunu açıkladı. DYP-SHP hükümetinin reform mayı önermesi de bundandu'.
TTB'nin basın toplantısında adı altında sağlıkta piyasayı ege­ "llaç tekellerinin giderek palaz­
açıklanan alternatif politikaların men kılma çabaları TTB'nin uzun landığı Türkiye'de, işçi ye emekçile­
oluşturulmasına aktif olarak l OO'ü zamandır sonuçlandırmaya çalıştığı rin sırtından oluştuiulacak sigorta
aşkın doktor katıldı. Üç büyük ilin alternatif sağlık politikasının ortaya fonu, sermayeye ucuz faizle kredi
tabip odalarının yöneticilerinin de çıkmasını sağladı. Bakanlığın tasla­ sunmanın yolu olacaktır. SSK'da
yer aldığı komisyonun hazırladığı ğına temel eleştiriler şu noktalarda: yaşanan· bunun sağlık alanındaki ör­
taslak, Eylül ayında 40 odanın tem­ "Genel Sağlık Sigortası (GSS) neğidir.
silcilerinin katıldığı toplantıda ke­ sağlıkta finansmanı doğrudan bir "Kapitalist ekonominin, tekelleş­
sinleşti. biçimde toplumun çalışan kesimle­ meye mahkôm olduğunu ve denet­
TTB, "sağlık krizi"ne çözümü rinin üzerine yıkmayı hedeflemek­ lenemez pazar güçleri yarattığının
amaçlayan uzun soluklu bir kam­ tedir. GSS , ek vergi demektir. atlanması, bu tezlerin başlıca eksiği­
panya başlatıyor. Sağlıkta yaşanan "Demirel hükümeti devlet büt­ dir. Sağlıkta öı.elleştirme eşitsizli­
saldırılan göğüslemeyi hedefleyen, çesiyle ancak ekonomik durumu ğin tam kendisidir. Parası olanın is­
çözüm için kısa, orta, uzun vadede kötü olanlara sağlık hizmetini öde­ tediği sağlık kurumuna başvwma
gerçekleşebilecek bir sağlık politi­ yebileceğini beyan eunektedir. Bu özgürlüğüne sahip olması temel he­
kası öneriyor. Önümüzdeki hafta­ kimlik değerleriyle bağdaşamaz."
larda hastanelerdeki toplantıların
SAQLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA.
·Saa1ı1ı ı&nlrtslnl dahi da artıracak TEMCiT Ptt..AVI: GSS
hemen sonrasında, kesimlere yöne­ olan genel sallık slgorta•na Ilı"'
lik afiş. broşürler çıkarılacak. çıkmalı bir prlllYerlllı glrerlllr. • 20 Ekim seçimlerinde siyasi par­
tiler sa�lıkla ilgili büyük vaatler ve­
"DOKTORLARIN TEMEL
riyor. Çünkü halkın büyük tepkisini
MÜTTEF1K1 DARGELlRLlLER"
çeken sorunlardan biri de sağlık...
TTB Merlcez Konseyi, Sağlık DYP Genel Başkanı Süleyman
Bakanlığı'nın hazırladığı "Ulusal Demirel'in seçim öncesinde dilin­
sağlık politikası taslak dokümanı" den "Yeşil kart" sö-zü düşmüyor. 23
ile ilgili mücadele stratejilerini şöy­ Eylül 1 99 1 'de "Na�ıl bir sağlık sis­
le belirtiyor: "Türkiye'nin 70 yıllık temi getireceksiniz?" sorusuna şu
mücadelesinin sonucunda kazanıl­ yanın veriyor: "Sistem, parası olma­
mış ve dezavantajlı sosyal sınıfların yana devletin bakmasıdır. Herkese
lehine olan sağlık alanındaki kaza­ yeşil kart verilecektir. Kişi yeşil
nımların korunması hedeflenecek­ kart alırken parasını ödeyecek. iste­
tir. Kamu hastanelerinin genel büt­ yen herkesin yeşil kartı olacak. Eğer
çeden finansmanı SSK'nın varlığı­ geliriniz o parayı ödeyecek durum­
nın devamı gibi... daysa yeşil kart idaresine prim öde­
"TTB toplumsal ittifaklarını yeceksiniz. Hastane de yeşil kart
gözden geçirecek ve netleştirecek­ idaresinden parayı alacak."
tir. Köklü reformu gerçekleştirecek Yeni hükümet halkın sağlıkla il­
toplumsal kuvvetlerle sağlıktaki gili beklentilerine yetersiz de olsa

20 • İKİBİN'E DOGRU • 1 1 EKi M 1 992


" Koalisyon protokolü" ve "Hükü­
met programı"nda yanıt veriyor.
Ocak ayında "Ekonomik paket"
açıklanıyor. değişen bir şey yok.
Sağlık Bakanlığı "Ekonomik pa­
ket"ıen çıkanları. "Reform" adı al­
ımda Türk.iye kamuoyuna sunuyor.
Genel Sağlık Sigortası'nın oluşturu­
lacağı söyleniyor. Genel Sağlık Si­
gortası tartışmaları ilk olarak 1 968
yılında ortaya çıkıyor. Tartışma
1 972 ve 1 975'te de tekrarlanıyor.
Bu yıllarda hükümetin başında Sü­
leyman Demirel yer alıyor. O yıl­
larda. bu girişimlere karşı demokra­
tik sağlık hareketinin tepkisi olduk­
çe net ortaya çıkıyor. Tabip odaları,
"Sağlık sömürüsünü daha da artıra­
cak olan genel sağlık sigortasına
karşı çıkmak bir yurtseverlik göre­
vidir" sloganı ile tepkisini belirti­
yor.
Sağlık hizmetlerinin özelleştiril­ SaOlık hizmetlerini özelleftlrmenln faturası hem dargellrlllere hem doktorlara
mesi, 1980 sonrası TÜSlAD raporu çıkartılıyor.
ile gündeme geliyor. 1 983 yılında
hazırlanan "Kamu bürokrasisi" ra­ "Güneydoğu ve Doğu'da barışı "Tüm hekimlere ve sağlık perso­
porunda "kamu hizmetlerinin sürat­ sağlamalıdır. Barış ve huzur olma­ neline toplupazarlık ve grev hakkı
le özelleştirilmesi" isteniyor. Özel dan hiçbir sağlık organizasyonun­ tanınmalıdır."
kesime devredilmesi istenen hiz­ dan söz edilemez. Bölgede yapılan
"ÇALIŞANLARDAN S İGORTA
metler ise sağlık, ulaşım. enerji ve tüm askeri harcamalar, sağlık har­
PR1M1 KESİLMEMELİ..."
eğitim olarak sıralanıyor. camalarına dönüştüıiilmelidir.
Sağlık Bakanlığı'nın getirdiği re­ "Toplumdaki 1 8 yaş altı ve 60 Reform içeren orta vadede çö­
form paketi, özünde yeni projeler yaş üstündeki nüfusun tüm teşhis zümler ise altı maddede sıralanıyor:
içermiyor. TfB'nin hazırladığı kita­ ve tedavi giderleri devlet bütçesin­ 1 . Sağlık sektöründeki tüm kamu
bın önsözünde reformlar şu cüm­ den karşılanmalıdır. kaynaklarını ve sağlık örgütlerini
leyle anlamını buluyor: "Sağlık Ba­ "Tıp fakültelerine alınan öğrenci halkın geniş kesimlerine. sağlık ça­
kanlığı'nın reform sürecinde öne çı­ sayısı azalulmalı, yeni fakülteler lışanlarına devredin. Somut özerk­
kardığı eğilim. sağlıktaki buhranın açılmamalı, eğitimi yetersiz olanlar leşme bu yoldan yapılmalı, ulusal
serbest piyasa egemenliğindeki çö­ kapatılmalıdır. sağlık meclisi kurulmalıdır. 2. Vergi
zümlerle aşılabileceğini yaygınlaş­ "Kamuya ait sağlık klll1Jmların­ reformu yapılmalı, belli bir gelirin
tırmaktır.
ti
daki vakıflar kapaulmalı, tüm var­ üstünde olanlara toplumsal sağlık
lıkları karnulaşunlmalı ya da döner vergisi konulmalıdır. Kaynak, temel
"SOSYAL GÜVENLİK
sermayeye bağlanmalıdır. Döner sağlık hizmetlerine aktarılmalıdır.
KURUMLARI.
sermaye denetimi çalışıµılara bıra­ 3. Tıp eğitimi ve üniversite düzeyin­
PRİM ÖDEYENLERE
kılmalıdır. de ciddi bir eğitim reformu yapıl­
DEVREDİLMELİDİR"
"Sosyal güvenlik kurumları malıdır 4. Ulusal ihtiyaçlara göre
Var olan hukuki koşullarla ya da SSK. Emekli Sandığı vb. kaynakla­ sağlık teknolojisinin yurtiçinde ge­
hükümetin hemen alabileceği karar­ n sağlanmalı, yönetimleri, güç ve lişmesi ve üretilmesi sağlanmalıdır.
larla uygulanabilecek çözümler de yetkileri prim ödeyenlere devredil­ 5. Çalışanlardan sağlık için sigorta
var. TfB'nin reformu amaçlayan melidir. primi kesilmemelidir. Kesilen prim­
acil çözüm önerileri de şöyle sırala­ "Mecburi hizmet kaldırılmalıdır. ler ulusal bütçeye eklenmeli, SSK
nıyor: Kamu sağlık kurumlarında baskı, ulusal sağlık sistemine katılmalıdır.
" 1 O büyük şehirde birinci basa­ rotasyon, süıii lme ve angarya gibi 6. Çalışanların ulusal gelirden aldığı
mak sağlık hizmetleri için hemen uygulamalara son verilmelidir. pay artırılmalıdır.
kiralama yapılarak yeterli sayıda " 1984 yılında çıkarılan ilaç ge­ Türk Tabipler Birliği'nin hazırla­
sağlık ocağı. sağlık merkezi açılma­ nelgesi kaldırılmalı, ilaç fiyatları dığı "Sağlıkta eşitsizlikler" metni şu
lıdır. Hemen hekim. personel ve belli bir süre için dondurulmalıdır. çağrı ile bitiyor: "Sağlık alanında
alet sağlanması için gerekli önlem­ " Herkese yeşil kart yerine. her­ sosyal devlet ilkesi ciddi bir saldırı
ler alınmalıdır. Sağlık ocaklarının kese üzerine başvurması gereken altındadır. Bu saldırıyı etkisizleştir­
öngörüldüğü şekilde çalıştırılması temel sağlık organlarının ismi ya­ mek için var olan kazanımlarımızı
gereklidir. zan bir kart verilmelidir. koruyalım. " •

1 1 EKiM 1 992 e lKlB1N'E DOGRU e 21



AZİZ NES İ N ' LE

TKP, iP, PKK, Mao ve


lngiliıler'in ıekisı üıerine


"Ko m ü n izmin e n b üyük yararı m i l liyetç i l i kten kurtarmasıydı. M i l l iyetçil i k fe lakete
götü rüyo r. B u n un karş ı l ı ğ ı köle o lmak d eğ i l . Kü rtle r' i n hakl ı o l d u ğ u n o kta b u . . .
S ı nıfsal olan g ü l m ece kal ıcıd ı r. . . işçi yü rüyo r, ama bu zeka m ı kurnaz l ı k m ı . . ?
i leriyi e n gö rmeye n , e n az eğ iti l m iş insan işçi s ı n ıfıdı r. . . Tü rk m i l letin i n aptal l ı ğ ı na
dayanamıyoru m . . . Ası l nam uslu sosyal istler şimdi be l l i o l uyo r. . .

2 netmeni
Batı ; zarif, üst d üzeyde alçak." .
OOO'e DoOru Genel Yayın Yö·
Ferit lısever ve Şu·
dir, kuşaklar boyu iyi beslenme. İkin·
cisi, eğitim-öğretim. Yüzyıllardan be-
denidir. Bugün, milletler buna dört el-
le sarıldılar. Türkiye'de bunu bile söy-
le Perinçek, Aziz Nesln'le ri çağdışı bir öğretim yapıyoruz. Kül- lemek zordur. Künler'e karşı söyle-
sen gü nlerde tartışmalara yol tüıü de yanlış kullanıyoruz. Kültürlü mek zordur. Çünkü, bunu söylediği-
açan açıklamalan üzerine g örüştüler. adam demek, çağcıl kültüıü olan niz zaman Künler'in şuur özgürlüğü-
-J 5-20 yıldır eski üretkenliginizde adam demektir. Kültürsüz adam ol- nü istemiyor gibi yorumlanabilir.
degilsiniz. maz ki. İlkel insanın da bir kültüıü Doğru değil. Daha önce de Türk mil-
-Yazar olarak çok dağıldım Kitle- var. Aptes etmek, şarap içmek birer liyetçiliği vardı. Felakete doğru gidi-
sel etkinlikler arttı. Bunlara zaman kültürdür. 1 992 yılında 1 800'ü yaşı- yor dünya. İşte Bosna-Hersek, S ırp-
ayınyorum. Asıl nedeni bu. Özellikle yorsa aptaldır, geridir ve ilkeldir. lar, Arnavutlar, Künler, Türkler. 1 8.
son yıllarda, kalp olayından sonra İnançlara bağlı insanın kültüıü inanç yüzyıldakinden daha kötü bir milli-
enerjimin kalmadığını, azaldığını du- kültüıüdür. çağa! kültür değildir. yetçilik var. Esasında milliyetçiliğin
yumsuyorwn. Böyle birtakım ölçütler ortaya koyun- savunulacak bir kavram olduğuna
-Eski heyecanınızın ya da yazma ca Türk milletinin ne kadar kültürlü, inanmıyorum Ama çaresi yok. Oraya
şevkinizin azalmasıyla ilgisi yok di- zeki olduğu ortaya çıkar. lyi beslen- sarıldı artık insanlar. Neden sarıldı?
yorsunuz . . . memiş bir insanın akıllı olmasının Sanıyorum ki d aha önceki enternas-
-0 zamankinden daha çok coş- olanağı yoktur. Bir insan burnunun yonalizm namuslu ve düıiis t uygulan-
kum var. Yazacağım güzel şeyleri so- ucunu göıüp daha ilerisini görmüyor- madı. Abhazalar, gazete haberlerine
na bırakmıştım Yemekte en son tatlı sa, uzak göıüşlü değilse, günü günü- göre 1 00 bin kişiymiş. 100 bin kişi bir
yendiği gibi. Şimdi de yazamaz hale ne yaşıyorsa, bu insan da çağcıl ola- milliyet, 50 bin kişi bir milliyet Bun-
geldim. maz. Yeni c addeler açıyoruz, ortaçağ ların kültürel gelişmelerine olanak ve-
-Tatlıların reçetelerinden birkaç caddeleridir, daracık daracık. Kışın rilecek mi verilmeyecek mi; nasıl ola-
örnek verir misiniz? ağacı kesip yakıyorsa, insan uzağı cak? 70 yıl birlikta yaşamışlar. Özde
-Oyun yazmak istiyorum Ancak görmüyor, 10-20 yıl sonrasını görmü- olmasalar bile biçimsel olarak kardeş
bugüne kadar yazamadım Zaten be- yor demektir. Dünyanın en aptalı de- gibi olmuşlar. Şimdi kan düşmanı ha-
nim sevdiğim oyunlar oynamıyor. ğiliz çok şükür. lindeler. Peki, sonra bunun tortulan
Asıl y azmak istediğim, "tut elimi vur Kahramanlıklar da böyle, biz kor- kalmaz mı tarihte? Komünizmin en
· beni" gibi oyunlıµ-. Halkımızın o yü- kak milletiz. Türk milleti kendini dur- büyük yararı, bu türlü aşın milliyetÇi-
züne söylediğim nedenden ötürü az madan dolandırıyor. Baktım ki, tari- !ileten kurtarmaya çalışmasıydı insan-
seyirci gidiyor. Halle aptallaştırılmış. himizden böyle geliyor. Birinci ne- ları. Şimdi aynı batağın içindeyiz. Bu-
0 başka şey. aptal başka şey tabii. den. "totaliter bir merkezi yönetim". na tabii, en çok karşı gelecek olan
- Yıllar boyu emek verdiniz, çok da Sizin yerinize ister istemez başkaları Künler'dir. Çünkü onlar bunu yaşı-
çi/e çektiniz. Aptal olarak gördügü- yapıyor, yani " tek adam", yani Allah, yorlar. Ama Türk milliyetÇileri bir sa-
nüz bir halk için bu deger mi? Geçmi- peygamber, halife, padişah, vali... vaş içinde olmadıkları halde onlardan
şe baktıgınızda bir pişmanlık duyuyor Karşı geliyorsunuz, sizi yok ediyor- daha azgın haldeydiler. Bugün en bü-
musunuz? Anlaşılamadıgınız gibi... lar. Bu Mla süıüyor. Her yerde, Kürt yük felaket milliyetçiliktir, yaşıyoruz
-Hayır, tabii yüzde 50-70 aptaldır sorununda da bu var. Sanki dünya işte. Yaşamadığımız yerler daha uy-
denemez, kamuoyu yoklaması yapıl- milliyetçiliğin zararlarını çekmemiş gar ülkeler. İrlanda, İngiltere, birçok
madığına göre. Türk olduğum için il- gibi bugün yeniden milliyetçilik akı- yerde de var, ama bu ölçüde değil ta-
timas ediyorum, yüzde 70'ten çok mı başladı. Komünizmin fiilen ifla- bil. Bizde, Balkanlar'da milliyetçiliğin
fazla tabii. Bugün Oktay Ekşi'ye ya- sından sonra milliyetçilik akımı alev- ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkıyor
nıt verdim. Her millet aynı zekada di- lendi. Oysa akıl gösteriyor ki, enter- günden güne. İnsanlar öldükten sonra
yor. Öy le şey olur mu? Zekanın öl- nasyonalist olmak gerekiyor. o milliyetçilik neye yarayacak. ben
çütleri var. B irinci ölçütü beslenme- Din de, milliyetçilik de savaş ne- onu anlamıyorum Ha, bunun karşılığı

22 • IKIBIN'E DOGRU • 1 1 EKiM 1 992


AZIZ NESiN, ŞULE PERiNÇEK, FERiT ILSEVER. "Zonguldak'ta heyecandan aQladım, fOk gOzeldl. Ama bar bar baQırdım neredesiniz diye.•
köle olmak değil. Kürtler'in haklı ol­ Dünya Savaşı'run son bulduğu za­ nun zeka mı, kurnazlık mı olduğunu
duğu nokta bu. mandır. Gülmece yazan aşağılık duy­ düşünmek gerekiyor. Çünkü bakın
"Türkler'den daha aptal milletler gusu taşımalı. Soma onu kanalize ayru adamlar, Evren'e yüzde 92 oy
var· dediniz . . . ediyor, yerine oturtuyor. Başlangıçta verdi. Bizim işçi sınıfı kadar laçka,
-Milletlerin adım söylemeye ge­ gelişigüzel, her yere saldıran bir dünyada az bulunur. 500 bin üyeli
rek yok. Bizden daha az beslenen, ta­ adamdır. DISK'te liderleri idamla yargılanırken
rih bilinci daha az olan. -Gülmecenin daha iyi beslenmiş, ne yapu Türk işçisi? Orada bir çıkarı
-Mizah alanında ve diger alanlar­ daha gelişmiş toplumlarda degil, da­ yoktu çünkü .. Ama Ankara'ya gitmek­
da ülkenin yetiştirdigi dünya çapında ha geri koşullarda dogabilecegini te çıkan vardı.
ünlüler var. Sizler böyle bir toplum­ söylüyorsunuz. 1 5 - 1 6 Haziran'da arkadaşlarımız
dan nasıl çıktınız ? Sizin esin kaynagı­ -Halka yararlı gülmece böyle yer­ apanmandan seyredip ağladılar. Türk
nız, kültürel kaynaklarınız nelerdir? lerde onaya çıkar. işçileri coştu diye. 12 Eylül'den sonra
Sizin çıkmanız bir rastlantı mıdır? -1989'da halk sokaga çıkıyor. Yü­ kaç profesör cüppelerini giyip yürü­
-Özellikle gülmecede önemli bir rümek, grev yasak. SSK'ya vizite dü? Üç büyük gazete "üç gün çıkmı­
yere gelmişse, hiçbir zaman rastlan­ ktigıdı almaya giaryor, yürüyüşünü, yoruz" deseydi ne yaparlardı?
uyla olamaz. Gülmecenin bireysel ve grevini yapıyor. Zonguldak'tan Anka­ Umutsuz değil, gerçekçi ve ka­
toplumsal koşullan var. Bu koşullar ra'ya yürürken "Ben dilekçe getiriyo­ ramsarım. Göbek atıp sevinemiyo­
çıkarsa ortaya, gülmece yazan da çı­ rum " diyor. insanın zekasının harekete rum. İşçi sınıfı işimize yaradığı za­
kar. Sınıf çatışmasının doruk noktası­ geçtigi bir dönem. Halklann zekasını man devrimci, yaramadığı zaman ge­
na varması gerekiyor. Nasrettin Ho­ somut, elle tutulur bir şekilde ortaya rici oluyor. Kanlı Pazar'ı yapanlar da
ca'nın gülmecesi baştan aşağı sınıf­ koydugu dönemler yok mudur? işçi sınıfının sağ tarafta yer alanları.
saldır. Bektaşiler hem bağnazlığa kar­ -Tabii vardır. Kimi zaman bilinçli, -işçi sınıfı hep Zonguldak'ta ger­
şı hem de sınıfsaldır. Benim gülmece kimi zaman bilinçsiz. Gülmece aslın­ çekleştirdigi düzeyde kalacak olsa,
yazarı olmam da baştan bilinçli olmu­ da korkaklığın ürünüdür. Demin ver­ ilerleme ve gerilemeler olmasa, o za­
yor tabii. Fakat bilinçli olmayıp da diğiniz örnekler gibi işte. Sigorta man size bize hiç gerek kalmaz zaten.
büyük gülmece yazan olanlar var. iyi kağıdı alıyor, ama o yüzden mahke­ Son 30 yıla baktıgımızda toplumun
kanalize etmedikleri için de bir yanla­ meye gittneyeceğini garantiliyor. Bi­ ileri atıldıgı ve geriledigi dönemler
n eksik kalıyor. Bu yazarlar da iyi zim anladığımız siyasal anlamda gül­ oldu. Genel bir degerlendirme yaptı ­
gülmece yazarları, ama herkesi, her mece aslında budur. Gülmece aslında gımız zaman Türk ve Kürt halkı bir
şeyi alaya alınca kalıcı olmuyor. dağa çıkamayan, silah kullanamayan ilerleme içinde. Türkiyeyi degiştirme
-Siz, halkta böyle bir birikim, böy­ insanların kullandıkları bir araçur. ör­ istegini görüyoruz. Bu nedenle de sos­
le bir cevher görebildiniz mi? neğin. ben Marko Paşa'yı çıkaracağı­ yalizme olan inancı taşıyoruz. "Laç­
-Ha. bunun koşullan var. Öyle bir ma, bir askeri birliğe sahip olmuş ol­ ka, korkak, tembel" diye tarif ettiginiz
dönem geliyor ki toplwn sizden gül­ saydım Marko Paşa'yı çıkannazdım. halkla sosyalizmi nasıl gerçekleştire­
mece istiyor. Bireysel yetenekler de -Gücü yetmedigi halde daga çıkan cegiz?
cevap veriyorsa o zaman çıkıyor. Me­ birçok insan başarılı olamadı. Aslın­ -Ben sosyalizme çok az insanın
sela, Aristofanes. Atina'run emperya­ da bu da bir akıl meselesi. Akıl, mev­ inandığı bir dönemde de inanıyorum.
list savaşlar güttüğü dönemde ortaya cut güç dahilinde yapmaya çalışır. Ama sosyalizmi bu halkın, bu koşul­
çıkmış. Nasrettin Hoca, Moğol isti­ Ömegin , ZonguJ4ak yürüyüşü Özal'ı larda gerçekleştirebileceğine de inan­
lasına karşı Selçuklu'nun ezilmişliği, götürdü . . mıyorwn . Bu halkın sosyalizme ne
perişanlığı, ahlaksızlığı ... Ben, Marko -Söyledikleriniz çok önemli. Ya­ katkısı oldu? İşçi sınıfının önüne ge­
Paşa döneminde ortaya çıkum. 2. pılanlardan sonuç alındığına göre bu- çecek aydını da yoktur. En korkağı

1 1 EKi M 1 992 e İ KİBİN'E DOGRU e 23


aydınlar. Neden sosyalizmi bu kadar kendine. Her gün bir iki sendika yü­ mu?
kolay bıraktı işçi sınıfı? Neden sol rüseydi. Kesin kazannu ş tı. Ben heye­ -Neden İngiliz milleti çok akıllı,
partiler canlanamıyor? Sol partilerin candan ağladım, çok güzeldi. Ama zeki, zarif. Babaları dünyanın ilk soy­
yetkilileri halkın aptallığına inanmaz. bar bar bağırdım neredesiniz diye. Si­ guncusudur da ondan. Bizde Koç'un
O z aman o halkla nasıl bir iş yapa­ zin o zafer diye gördüğünüz işçi sınıfı çocuğu da harika bir çocuk. İki üç ya­
cak? Benim gibi partili olmayan in­ hareketi bence işçi sınıfına ihanettir. bancı dil bilir. Kızı piyano çalar, oğlu
sanlara onun için ihtiyaç var. Ne za­ Başan değildir. tenis oynar. Benim çocuğum, Koç'un,
man solun zaferi dünyada başlar, Tür­ -Daha sonraki birçok direnişte iş­ Sabancı'nın çocuğu gibi olabilir mi?
kiye halkı da inanır. çiler şunu söyledi: "Eger Zanguldak Böyle incele incele rafine oluyor. Pen
Asıl namuslu sosyalistler şimdi grevi sırasında biz de kendi fabrika­ Kulüp'ün davetlisiyim. gittim Beni ln­
belli oluyor. Hiçbir avantanın olmadı­ mızda bayragı açsaydık, şimdi bu du­ giltere'ye üç saat geç· aldılar. Konuş­
ğı dönemde "sosyalizm gerçektir" di­ rumda olmazdık. " Burjuvazi bize iyi mamda "Siz dünyanın en zarif insan­
yenler. egitim verecek, kültürümüz artacak, larısınız, en kibarlarısıinz, çürıkü ba­
-Kitaplarınızı gençligimizde oku­ zekdmız gelişecek, devrimi öyle yapa­ balarınız soyguncuydu. Bütün As­
dugumuzda düzenin aşagılara bastır­ cagız diye bekleyecek miyiz? Bu da ya'yı, dünyayı soydunuz. Ama eski
dıgı insanları sevdik. Sosyalizme ba­ işçi sınıfının egitimi degi/ mi? Z.On­ soygunculuğunuz, bazılarınızın içinde,
samak yaptık. O yıllardaki vurgu/arı­ guldak'ta hata yaptılar. Paşabah­ ruhunda yaşıyor. Arada bir canavarlık
nız başkaydı. Şimdiki halk tanımınızla çe'deki, Sinop'taki işçi de bir şey ög- patlak veriyor" dedim
bir çelişki yok mu? Dünya görü­ -Kuzey'i Güney'e tercih eı­
şünüzde bir degişiklik mi oldu? ,..._...,. ..-..r-
� --. mek, ya da Türkiye burjuvazisini
-Hiçbir değişme olmadı. En halka tercih etmek gibi bir sınıf­
.
sevilenler aptal insanlardır. Be­ sal tercih degil de, b ir niteleme
g _
enmiyorum, ama seviyorum yapryorsunuz
.

Oy külerimde hep aptallıklan ya­ -Bir karşıtlığı belirtiyorum.


·

zılıdır. Zavallı insanlara neden Bugün kibar, ince olmak, baba­


böylesin diye kızıyorum. Baştan sının babasının soyguncu olm'a­
aşağı Üçüncü Dünya böyle. Be­ sına bağlıdır.
nim asıl söylemek istediğim, -Aziz Nesin degişti mi deni­
"Anık kendine gel ! " demek. in­ ,. yor?
sanları sarsmak istiyorum. Türk -Çağrılı olarak İngiltere'ye
milletinin aptallığına dayanamı­ gidiyorum, üç saat bekletiliyo­
yorum. Karanlık olduğu için ka­ rum Geri döneceğim diye kıya­
ramsarız, yani gerçekçiyiz deyip meti koparıyorum Kendime ha­
brrakınak doğru değil. karet ettirmek istemiyorum Ev·
Ben bir kamçı olsun istiyo­ ren Paşa ettiriyor. NATO için
rum Hepimize. Yoksa neden Belçika'ya gidiyor, bavulunu ka­
kendimi bu kadar kötü göstere­ nşt.ınyorlar Genelkuımay Baş­
yim Çok akılsızlık olur. Ben kanı'nın. Sesini çıkannıyor.
akılsız değilim Telgraflar geldi. Ben bayılıyorum İngilte­
"Defol git memleketten" diye. re'ye. Kolay değil güneş batma­
Bunlan neden söyleteyim ken- yan imparatorluk olmak. Böyle
dime. 1kUdara yakin olanlar arasında tutmam gerekirse namussuzluklardarı geçiyor.
-Yapıt/arınızdaki aptallar Demlrel'I tutmak zorunda kalacaDım.• Başka türlü olabilir mi? Osman­
yeri geldigi zaman Zonguldak lı'nın namussuıluğu az mı? Haıa
yürüyüşünde, 15-16 Haziran 'da akıllı rendi, Ege'deki köylü de, Kürt de ög­ çekiyoruz.
ve güzel örnekler sergiliyor. Toplum­ rendi. -Hatırlıyorum, 1976'da Halkın Se­
sal bir akıldan mı söz edecegi::? -Bu idealizm. Taa, tramvay işçile­ si dergisine her türlü emperyalizme
-Ben bunların hepsinde bulun­ rinin grevinden bu yana diğerinden karşryım diyordunuz. Bu düşünceniz
dwn. Askerin durdurduğu yere kadar ders almadı. Bugün işçi sınıfıyla bir degişti mi?
yürüdüm. şey yapmanın koşulları yok. Her za­ -Tabii değişmedi.
-Bunlar sizi heyecanlandırmıyor man değil, tabii. İleriyi en görmeyen, -Zekd meselesine tekrar dönersek,
mu? en az eğitilmiş insan işçi sınıfıdır. acaba yalnızca beslenme ve egiıim
-Müthiş bir mutluluk veriyor. İçinden 5 tane, 1 00 tane adam sayma­ mi? Türkiye toplumuna bakıyoruz;
Ama hemen görüyorum ki, bu sürme­ yın Ben çoğunluğu sayıyorum. Eğer burada yaşanan dinamizm, degiştir­
yecek. Bu, gündeliği anırmak. Zonguldak yürüyüşü bilinçli olsaydı, me taleb i, direnişler, tartışma, durgun
- "Özal istifa, yolumuz Ankara" di­ bütün yollardan Ankara'ya yürürlerdi. lngiliz toplumundan farklı. Zeka ça­
ye yürüdüler. Siyasi sloganlardı. Yal­ Bu aslında bir dünya sorunu. Sosya­ lışhkça bilenmez mi?
nızca para, pul için degi/. lizm gerçi dünyada şaha kalktığında -Doğru, bu dinamizm yok orada.
-Y ığırun sözlerine tam inanmıyo­ da işçi sınıfı bizde böyleydi, başka, Ama bizim zek!ınız ·üç yüzyıl geri
rum örgütleyip güçlendirmedikçe ama şimdi daha da geri çekildi. kalmış.
gelip geçici. Bakın, Mengen'e geldi­ - "Akıllı millet kim?" diye soruyor -Ancak kapitalizm öyle bir yere
ler, silahlar filan önleri ukandı. Kaç Leyla Umar., lngilizler diyorsunuz. gelmiş ki, tek tip insan yaratmaya
tane sendika var Türkiye'de. Yardım lngilizler'i tüm dünya soguk, bencil, başlamış. Mekanizmanın bir vidasını
grevleri başlasaydı. Her yerden yü­ kibirli diye tanımlar. Sizinki Tanzimat sıkan insanlar. Yaratıcılık ve zeM
rünseydi. Alçaklık yaptı işçi sınıfı aydını nı n bakışına denk düşmüyor orada ölmüş.

24 • İKİBİN'E DoGRU • 1 1 EKi M 1 992


-Aynen katılıyorum. Haklarını İyi ki p arti politikası yapmamı ­ PKK... Mücadele olmaz demiyo­
arama, çauşma. tarbşma. . bunları ya­
. şım, yoksa beni perişan ederlerdi. rum. ama yöntemleri... Aslında bu ko­
pıyoruz. Ama bu nedenle sevinme­ Hiçbir sözüm geçmezdi bu dünyada. nuda konuşmak istemiyorum Bir
mek gerekiyor. Bunu üç yüzyıl önce O partileri başından bu yana gördüm. Kürt kurultayı yapmak istiyoruz. Bu
yapmışlar. Bana ait kusurlar var. Belli bir parti­ kurultayda mümkün olduğu kadar
-Düzenin tek tek bölt:ıgü, insanca nin görüşüne sahip çıksaydım, başka herkes konuşsun. Bir sonuç belgesi
duygulardan uzaklaşan insanlar. Bu, bir insan olacaktım. Şimdi yaptığım çıkarmayalım. çünkü çıkmaz. Değişik
zeka geri/igine yol açmaz mı? işler de benim işim değil. Aydınlar düşünceler ortaya çıksın. Yol gösteri­
-Türk milleti aptaldır derken. baş­ dilekçesi de değildi. Ama Türkiye'nin ci olur belki bir ölçüde.
ka milletler akıllıdır demek istemiyo­ sesi çıkmıyor, gürültüsü çıkıyor. Ta­ Maocular'a gelince. Bana en aykı­
rum Onların alçaklıkları. kurnazlıkla­ bii. her ağız.dan bir şey çıkacak da. rı gelen yanı. sanatçı yoktur da Teşvi­
n' ayn bir konu. Evet. akıllı. ama bazı nereye varacak. bu yok. kiye karikatürcüleri vardır örneğin.
konularda alçak. -Türkiye halkı bunun bir yolunu Rütbe. teifi yok. Nasıl ölüme gönde­
Köıfez Savaşı Avrupalılar'm baş­ bulmayacak mı? receksin? Tiyatto yapıyorlar. Rejisörü
ka anlamda aptal olduğunu ortaya çı­ -Bulunan bir yolu taklit edecek. yok. Var da. 20-30 kişi, adlan yazıl­
kardı. Ameıika'nın kuyruğwıda Al­ Bir ülke düşünün ki; rönesansı, sana­ mıyor.
manya savaşa gin1i. Savaştan sonra yi devrimini yaşamamış. bu açığı ka­ -Türkiye'de böyle şeyler hiç yapıl­
Almanya'nın Irak'a kimyasal silah patamaz. Şimdi çağlar 10- 15 yıl sürü­ madı.
fabrikaları yaptığı ortaya çıktı. Al­ yor. Ayak uydunna olanağımız yok. -En çok tiyatroda yapıldı. AST bu­
manya fiilen savaşa girseydi. kendi Bir ooroolabına değişik kulp takama­ nu uyguladı. Beğenmediğim en
yaptığı silahlarla öldürülecekti. yız. Şimdi own tabakası delindi di­ önemli yanı budur. Kişiliği kırmak;
İngiltere. Irak Kuveyt'e girdikten yorlar. Türk insanına ne anlatır. Bu bireyi. bireyciliği kırmak değil Ama
üç gün sonrasına kadar nükleer silah zeki, kahraman milletime. O ayakka­ her yerde bir Mao vardır. Mao çok
parçalarını satmış. Bu aptallık değil bısının. pantolonunun. cebinin deliği­ önemli bir adam Ama Kültür Devri­
hainlik. İşçi sınıfının haberi yok bun­ ne bakar. mi sırasında eski ne varsa yıkıp yak- ·
dan. Medya yoluyla uyunıluyor. Ama Avrupa'da kalanlar, okuyan­ mak da bana doğru gelmiyor.
1sviçre'ye son gidişimde büyük lar o bilim kaynağından yararlanıyor­ -Kültür Devrimi 'nde aŞmlık/ar
kentlerin sokaklarında afişler vardı: lar. Demek ki bizim insanımıulaıı vardı, ama esas yönü Sovyetler Birli­
"Ordu istemiyoruz";"Silah istemiyo­ gelmiyor. Allah tarafından zeki. akıllı gi'nden çıkan/an dersle parti ve dev­
ruz". Hayran oldwn Gerçekten. uy­ olunmaz. Belki bir iki kuşak sonra let iktidarında bürokrat/aşmayı, ka­
gar insanlar yahu! Türkiye Kuzey Almanya'dakiler bir şeyler yaparlar. buk baglamayı engellemek için aşagı­
lrak'a saldıracağı konusunda laflar -Alman burjuvazisi de işçisine, ka­ dan bir kitle inisiyatifi yaratmasıydı.
çıktı. TV haberi: "İsviçre, Türkiye'ye fanı ozon tabakasının de/igine tak, -Olabilir, ama bir yanlışı başka bir
silah ambargosu koydu." Koydu, kal­ pantolonuna bakma diyor. yanlışlıkla düzelunek gibi geliyor ba­
dırdı. Hangi İsviçre? Tarihi boyunca -Doğru, ben kapitalist ülkelerin na. Her şeye karşın Mao öyle şeyler
savaşmamış, halkının silah istemediği sistemlerini aklamıyorum Şimdi ken­ yapmıştır ki şimdi hele bu dönemde
bir İsviçre. Ben silah fabrikası oldu­ di sorunlanmla. kendi işçi sınıfımla. daha iyi anlaşılır. Çin'e gidenler her
ğunu bilmiyordum Yalnız satmakla aydınımla. kendimle uğraşıyorum şeyin dolarla alınıp sauldığını söylü­
kalsa neyse, ambargo koyuyor. kaldı­ Gerektiği zaman onlara yanıtımı veri­ yorlar. O da gidiyor yani.
nyor. İncelikleri zarif. Üst düzeyde yorum Honecker'e karışıyorum -Demirel'i Demokrasi izleme Ko­
alçaklıkları. Orada bir insanlık namussuzluğu var. m itesi'nin toplantısına çagırmıştımz.
Türkler'de daha kaba. Gitsin Zon­ Parayla adam satıyorlar. O zamandan bu yana degerlendirir
guldak işçisi kapıya dayansın, işçi sı­ -TKP, TIKP, bugün işçi Partisi, misiniz?
nıfının kılı kıpırdamasın Onlar orada kuruluşunda yer aldıgımz SBP ve bir -İlginç bir adam İsmet 'ya bir an­
tek başına kalsın, böyle şey olur nnı? de PKK var. Bu partiler hakkında de­ lamda benziyor. Şimdi demokratik
-Bu tür hatalar önderlikle, öncüy­ gerlendirmelerinizi alabilir miyiz? davranışlarıyla anımsanıyor. Oysa
le, partiyle buluşamamak/an kaynak­ -Aslında oo beş parti hakkında açık bir diktatördü. Demirel böyle bir
lanıyor. işçinin bir genelkurmaya ih­ pek konuşmak istemiyorum TKP. diktatörlük dönemi yaşamadı. Şimdi
tiyacı yok mu? Siz de hiçbir örgüte Başından oo yana olumsuzlukları çok kemini tazeleyen bir politikacı. Söz­
üye olmadınız şimdiye kadar. fazla. Ben OOııu zamanında yazma­ cükten ne anlaşılıyorsa öyle. Eski tu­
-Ben oo işi yapacak adam mıyım. dım. ama söyledim TKP çok suçlu­ tumunda direnmiyor. Gene yanlışlar
değil miyim diye de düşünmek gere­ dur. Dolaylı bağlananlar da. Suçun en yapıyor. Kürt sorununda. televizyo­
kir. İşçi sınıfına değil tüın Türkiye'ye büyük payı TK.Pnin göbekbağı oldu­ nunda Öl.81 doğruyu, o yanlışı söylü­
çabyorum önderlik iddiam yok, ça­ ğu Sovyetler'in Komünist Par­ yor. Ama eski Demirel değil. Hiç de­
pım da uygun değil Yalnız sanatla ti'sinindir. Belgeler ileri süremeyece­ ğilse demokratik görünpşlü. Benim
uğraşmak istiyorum. Başkaları oo iş­ ğim için konuşmak istemiyorum As­ puanım Demirel'e demek değil, ama
lerle uğraşsa ben oo kadar kanşmaya­ lında bir kitaplık: konudur. Yazmak var olanlar, iktidara yakın olanlar ara­
cağım. Transatlantikte yolcular gidi­ istiyorum Sizler de kızıp darılabilir­ sında tutmam gerekirse Demirel'i tut­
yorlar. Keman çalan adam gemide siniz bana. ama öyle bir adamı öldü­ mak zorunda kalacağım. Bütünüyle
delik açıldığını, su girdiğini görüyor. ğü zaman lanetlemek gerekirken. an­ beğeniyorum anlamına gelmez. Grafi­
Hanımlar. beyler kalkmış güz.el güzel ma toplantıları düzenleniyor. ği iyiye doğru gidiyor gibi gözükü­
dans ediyorlar. Kemanı bırakıp Uka­ Öteki partiler bunun yanında ço­ yor. Ama ·ôyle olumsuz şeyler çıkan­
mak gerekir. Birini tıkayınca bir tane cuk oyuncağı gibi kalıyor. Türki­ lır ki önüne, tam tersine de gidebilir.
daha açılıyor. İşte biz delik tıkayan ye'nin içinde küçük dalgalanmalar. Ö:zellikle Kün sorununda böyle bir
insanlarız. Yanlışları olacak. yanlışlık yapılabilir. •

1 1 EKi M 1 992 • İKİBİN' E DOGRU e 25


lı. IMf İş,i Partisi Riıı
[,f).,.' �
il örgütünden
kültür atağı

I
şçi Partisi Rize il örgütü tar�·
fından düzenlenen ilk kültür et­
kinliği 3 Ekiİn'de Rize Kültür Met­
kezi salonunda yapıldı. Etkinliğe
bazı siyasi parti temsilcileri, çevre
il ve ilçelerden işçiler ve köylülerin
yanı sıra Zümrüt Rize gazetesi tem­
silcisi katıldı.
Gecenin açış konuşmasını yapan
İşçi Partisi Rize İl Başkanı Metin
Sina Kan "Bizler tilin haksızlıkla­
,.

rın karşısında, halkların özgür ve


eşit haklarla bir arada yaşamasından
Süresiz açlık grevine başlayan tutuklu yıkınlırınılan Ana Aksu, Hınım Özmen,
Sekine Alpuğa, Fehima Sayhan ve Sema Şahin. yanayız ve kavgamızı bu uğurda
yılmadan sürdüreceğiz" dedi. Ser­

Buca Ceıaevi'ndı a,hk grevi best piyasa ekonomisinin iflas etti­


ğini, halktan toplanan vergilerin

devam ediyor mermiye, dikenli tele, kelepçeye,


copa ve daha önemlisi yeğenlere ve

B uc a Cezaevi'nde 14 Eylül'de 1HD İzmir Şube Başkanı Dr. Ye· biraderlere g ittiğini de belirten İP
havalandırma sürelerinin kısıt­ şim İşlegen, "Cezaevinde yaptığı­ Rize İl Başkanı, "Fakat okul ve yol
lanmasını protesto eden tutuklula­ mız incelemeden sonra gördük ki gibi hiıınetleri yapmak kimsenin
ra, cezaevi idaresinin polis, jandar­ tutukluların özel eşyalarına, mek­ aklına gelmemektedir" dedi. Metin
ma ve gardiyanlarla saldırması tuplarına, paralarına el konmuş, Sina Kan sözlerini şöyle bitirdi:
üzerine başlayan açlık grevi de­ koğuşlar talan edilmiş" dedi. Özel­ "Bizler paranın satın alamayacağı,
vam ediyor. 1 00 tutuklunun süre­ likle kadın tutukluların durumları­ paraya teslim olmayan değerlerin
siz, 50 tutuklunun l O'ar günlük sü­ nın kötüleştiğini ve ishal salgınının partisiyiz. Bağımsız, kendi gücüne
relerle katıldığı açlık grevinde du­ başladığını da belirten İşlegen, du­ güvenen, planlı emekçi ekonomisi­
rumları kötüleşen 7 tutuklu Yeşil­ rumu ilettikleri İnsan Haklarından ne evet. ABD jandarmalığı için si­
yurt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı . Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet lahlaıunaya hayır diyoruz. Özlemini
Hastaneye kaldırılan tutukluların Kahraman'ın, konuyu Adalet Ba­ yakından hissettiğimiz bir dünya
adları şöyle:Deniz Keskin, Recep kanlığı'na havale ettiğini de belirti­ için mücadelemizi hep birlikte hız­
Aşkm, Vedat Savaş, H üseyin yor. landıralım."
Kurt, Tevfik Durdemir, Faruk 2000'e Doğru'nun görüştüğü tu­ Yaklaşık 1 50 kadar emekçinin
Tarla ve Filiz Üstünalan. tuklu yakınları ise Türkiye'de bulu­ kaulırnı ile coşkulu bir şekilde ger­
Ailelerin başlattığı açlık grevi nan Helsinki İzleme Komitesi'nden çekleşen gecede aynca, videoviz­
ise 2 1 . gününe girdi . Buca HEP il­ bir heyetin cezaevinde inceleme yon gösterisi yapıldı, İşçi Parti­
çe merkezinde sürdürülen açlık yapmasını istiyor. si'nin çalışmalarından örnekler ve­
grevine 23 tutuklu yakını katılıyor. NAMIK ALKAN rildi.

Yarbay Yüısüren'in ölümünde kuşkular


25 Eylül'de denetleme için git­ rak Genelkurmay Başkanlığı'na
yönelttiğimiz sorular şunlar:
yola çıkmıştır? Böyle bir izin varsa
kim tarafından verilmiştir?
tiği İdil'den Cizre'ye döner­
ken uğradığı silahlı saldırıda ölen Bilgilerimize göre Doğu ve Gü­ Basında çıkan haberlerde "iki er
Yarbay Muammer Yüzsüren'in neydoğu'da görev yapan subay, ve yarbayın şehit olduğu" ibareleri
ölümüne ilişkin olarak 2000'e astsubay ve erlerin saat 1 6 .00'dan yer almıştır. Bu haberlerden Yar­
Dogru'ya bazı iddialar ulaştı. Söz sonra çok acil bir olay olmadığı bay Yüzsüren'in beraberinde kaç
konusu iddiaları Genelkurmay sürece yola çıkmamaları gerektiği, kişi ve araçla döndüğü anlaşılama­
Başkanlığı'na 29 Eylül'de yazılı bu saatten sonra ancak özel izinle mal."tadır. Müteveffa Yarbay Mu·
olarak ilettik. Ancak bugüne kadar yola çıkılabileceği talimnamelerle ammer Yüzsüren olay sırasında
herhangi bir yanıt gelmedi. Yarbay belirlenmiştir. Hal böyleyken Yar­ kaç kişi ve araçla seyahat etmek­
Yüzsüren'in ölümüne ilişkin ola- bay Yüzsüren neden gece vakti teydi?

26 e İKİBİN'E DO(;RU • 1 1 EKiM 1 992


Welarıa Cin Devrimi ,
daki benzerliğe vurgu yapılıyor.
Çin Devrimi, Kürtler'in mücade­

H aftalık Kürtçe yayımlanan


We/at gazetesinin 27 Eylül-3
çirdiği belirtiliyor. Çin'in sosya­
lizmi seçmesiyle özgürlük yolu­
lesinde önemli bir örnek olarak
değerlendiriliyor ve kurtuluş için
Ekim 1 992 tarihli sayısında Çin nu açtığının belirtildiği yazıda, böyle bir devrimin gerekli olduğu
Devrimi ve önderi Mao Z e ­ Özgür Çin ve Kürt halkı arasın- belirtiliyor.
dung'a ilişkin bir yazı yayımlan­
dı. "Çin kölelikten halk oldu" Guıman'a özgürlük kampanyası
başlığıyla yayımlanan yazıda,

P Abimael
"Devrimci Başkan Mao Zedung eru Komünist Partisi Başkanı luğa müdahale eden polis altı kişi­
Çin'in koşullarını iyi tahlil etti . Guzman'ın . serbest yi gözaltına aldı. Fahri Konsolo­
Bunun sonucunda da başkaldırıyı bırakılması için başlatılan kam­ sun kabul etmemesi nedeniyle,
köylülerle yaptı ve bu kesim ara­ panya devam ediyor. Abimael gruptakilerin vermek istedikleri
sında devrimci fikirleri geliştirdi, Guzman'a Özgürlük Komitesi ta­ imzalar ve mektup APS aracılığıy­
mücadeleyi kırsal alandan başlat­ rafından açılan imza kampanya­ la gönderildi. Komite ayrıca, önü­
tı " deniyor ve Kürdistan ulusal sında toplanan 5200 imz'a ile ekin­ müzdeki günlerde uluslararası de­
kurtuluş mücadelesinin de bu deki bir mektubu Peru Fahri Kon­ legasyona katılmak üzere Peru'ya
stratejiyi benimseyip, hayata ge- solosluğu'na vermeye giden toplu- iki kişi gönderecek.

Perin�ek ve Yazar Ankara DGM'de



I Perinçek
şçi Partisi Genel Başkanı Doğu ğil, sosyolojinin ve ta­
ve HEP eski Genel rihin konuları olduğu­
Başkanı Feridun Yazar Ankara nu söyleyerek, en te­
DGM'de yargılandı. Davanın ko­ mel ilke olan "kanun­
nusu "bölücülük". Dava, 20 Mart suz suç olmaz" ilkesi­
1 992'de Perinçek ile Yazar'ın nin çiğnendiğini belirt­
yaptıkları ortak basın açıklamasın­ ti. Milleti yasaların
dan dolayı açılmıştı. Feridun Ya­ belirleyemeyeceğini
zar 1 l HEP yöneticisi ile birlikte de belirten Perinçek,
gözaltında olduğu için duruşmaya "Kanun, Fransız mille­
gelmedi. Perinçek, aynca 20 ti yoktur dese Fransız­
Ekim 1991 milletvekili genel se­ lar yok olur mu? Bir
çimleri sırasında yaptığı konuşma­ milletin olup olmadığı­
lar dolayısıyla da yargılandı. Du­ na insanlar kendileri
ruşmada Perinçek ve Yazar'ı karar verir. Mesela biz
avukatlar, Mehmet Cengiz, Nus­ kendimizi Türk kabul
ret Senem, Ali Kalan, Hüseyin ediyoruz. Dünya yıkıl­
Gökçearslan, Kenan Uluda� ve sa bu gerçek değişmez.
Faik Candan savundular. Kürtler de kendilerini
Suçu tanımlayan kanun madde­ Kürt olarak kabul edi­
lerine rastlanmayan iddianamede yorlarsa bunu kabul et­
özetle şu görüşlere yer verilmişti : mek dışında, kanunla­
"Sanıklar, 20 Mart 1 992 tarihinde rın yapacakları bir şey
ÇGD lokalinde yapılan ortak basın yoktur" dedi. İddiana­
toplantısında bölücülük propagan­ menin kendilerini ırk­
dası yapmışl ardır. Anayasaya göre çılıkla da suçladığını
Türkiye'de Türk milleti yaşar. Di­ belirten İşçi Partisi Ge-
ğer etnik gruplar da Türk sayılmış­ nel Başkanı, "Ben en-
DOCU PERiNÇEK ANKARA DGM' DE.
tır. Tarafsız tarihçilerin yorumuna temasyonalistim, kapi-
göre Kürtçe, Orta Asya kökenlidir. talizmin aksine, kardeşliği savunu­ duğu zaman biz bu topraklarda mi­
Türkler ve Kürtler aynı etnik gru­ yorum" dedi. Türkler'in Anado­ safir gibi oluruz" dedi . Duruşma 1 6
bun mensubudurlar. Taraflar, lu'ya 1071 yılında geldiğini belir­ Kasım tarihine ertelendi.
Newroz'dan bir gün önce basın ten iddianamenin Anadolu'nun Bu arada Ankara DGM tarafın­
açıklaması yaparak bölücülük yap­ 1 07 1 'den önceki tarihini yok saydı­ dan 2. Olağanüstü Kongre ile ilgili
mışlardır." ğını da belirten Perin�k. "Anado­ olarak gözaluna alınarı 1 1 HEP yö­
"Bu basın açıklaması doğru­ lu, çeşitli halkların geldiği ve ka­ neticisinden HEP Genel Sekreter
dur" diyerek sözlerine başlayan vimlerin yaşadığı bir coğrafya ol­ Yardımcısı Kemal Okutan, eski
Perin�k. savcının politik ve aka­ muştur. Böyle kabul edilmediği za­ Genel Sekreter Yardımcısı Harun
demik bir tartışma açtığını belirte­ man burası kan deryası olur. Esas Çakmak ve MYK üyesi Cabbar
rek bunların Ceza Kanunu'nun de- bölücülük bu teoridedir. Böyle ol- Gezici tutuklandı.

1 1 EKiM 1 992 • lK1B1N'E DOCRU • 27


tir. Bunun inaıxiıncıhğı yoktur. Di­
Gürbüz Çapan'dan basın a�ıklaması siplin kurulwıa sevkimin gerçek ne­
• stanbul Esenyurt Belediye Baş­ deni, partiden ayrılabileceğim ihti­
I kanı Dr. Gürbüz Çapan bir ba­
durumdadır. Aynı mahallede imar maline karşı, n Başkanı Yüksel
pl anımızın öngördüğü üç cami yeri Çengel'in şark kurnazlığı yapmaya
sın açıklaması yaparak son günlerde bulunmaktadır ve bunların her biri çalışmasıdır. Bu tür bir anlayışın
hakkında çıkan bazı yayınlara yanıt üçer dönümliık alanlar ii7.erindedir. sosyaldemokrat bir politikayla bağ­
veıdi. Çapan açıklamasında şunları hışaaı sahipleri keOOilerine önerdi· daşmayacaği açıktır.
söyledi: "Son günlerde beldemizde ğimiz ve çok yakındaki bu alanlar­
ilci üzücü olay birden yaşandı. Bun­
lardan birincisi, beldemiz sınırlan
dan birini kullanmayı reddetmişler,
görevlerini yapmaya giden zabıta Divriği' de
içinde Doğan Araslı caddesi üurin­
de bulunan kaçak olarak temeli abl­
çalışanlarımıza ve bana sözlü ve taş­
lı saldırı yöneltmişlerdir. Bu çabala­ köylülere
mış cami inşaatı sorunu ve bununla
ilgili bazı basın organlarında yer
rın bazı çevrelerin politik mevzi ka­
zanma çabalarından başka bir nede­ asker baskısı
alan gerçekdışı haberlerdir. Doğan
Araslı Bulvan'nı 40 metreye kadar
ni olamaz.
İkincisi, SHP n Yönetim Kuru· S Daruşment
ivas'ın Divriği ilçesine bağlı
bucağının Ankbaşı
genişletme çalışmalarımızı yaklaşık lu'nun olağanüstü bir toplantısıyla köyü karakolundaki askerler köylü­
iki aydır sürdürmekteyiz. Bulvarın ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na leri "Gece saat 20.00'den sonra so­
hemen yanında bulunan henüz su sevk edilmem olayıdır. Gerekçe kağa çıkmayacaksınız. Çıkarsanız
basmanına bile ulaşmamış cami in­ olarak, İl Yönetim Kurulu üyesine öldUrürUz" diyerek tehdit ediyorlar. .
şaatı Botaş boru hatb üzerinde ve hakaret etmek suretiyle parti yöneti­ Askerler, ayrıca köyün onnanını da
1 66 metrekarelik bir alana sıkışmış mini küçük düşümıem gösterilmiş- yakıyorlar. Köyün içinde üstleri ç ıp­
lak bir şekilde dolaşan askerler, abş
·
... Kısa kısa . . • talimi yaparken de köylülere her­
hangi bir uyarıda buluıunuyorlar.
• Deniz Göıünke, 1 4 yaşında. Bundan altı yıl önce mii'jonda bir görülen Oxala­ Köylülere yönelik bu baskıların
sis hastalı!)ına yakalanmış. Karaci!)er ve böbrekleri tutan hastalı!)ın tedavisi için aile­ Divriği Jandamıa Bölük Komutanı
si, altı yıldır bütün yollan denemiş. Ancak bir sonuç alamamış. Bunun üzerine dost­ İsmail üsteğmenin bilgisi dahilinde
lan bir kampanya başlatıp, gerekli olan 200 bin dolan toplamayı hedeflemişler. Bu­ gerçekleştiğini belirten köylüler, üs­
nun için bir de telefon nu marası veriyorlar:272 46 55. teğmenin, köyün minibüsçüsünü as­
• Yeni Ülke gazetesi lstanbul DGM'de devam eden dört ayn davada beraat etti.
kerleri bedava taşmıadığı gerekçe­
Söz konusu yazı ve haberler nedeniyle açılan davalarda 371 3 sayılı yasanın 6 ve 8.
siyle arabasından indirip dövdüğü­
maddelerinin 1 . ve 2. fıkralarına göre ceza verilmesi isteniyordu.
nü anlatıyorlar. Karakoldaki baskı­
• Mezopotamya Kültür Merl<ezi tarafından yayınlanan basın bildirisinde, kültür
lar dolayısıyla köylülerden Bayram
merl<ezine baOlı olarak faaliyet gösteren müzik gruplanndan Koma Çi'fa'nın HEP 2.
oıaoanüstü Kongresi'nde verdiOi konser nedeniyle gözaltına alınmak istenmesi kı­ Albayrak'ın bazı askerler aleyhine
nanarak, tüm demokrat kamuoyu duyarlı olmaya ve tepki göstermeye çaOnldı. açtığı davada mahkeme Bayram
• işçilerin Sesi gazetesi Yazıişleri Müdürü ümit EnlotdU tarafından yapılan Albayrak lehine karar vermiş.
açıklamada, gazetenin 2 Ekim tarihli 40. sayısının 'Kürt sorunu, Türl< sonınuduf
başlıklı yazı nedeniyle toplatılmasının, koalisyon hükümetinin 'demokratldeşme pa­
ketinin' aslında 'pandoranın kutusu· olduQunu gözler önüne serdij)i belirtildi.
Almanya'nın yeni
• işçi Partisi Adana il örgütü tarafından yapılan basın açıklamasında 4 Ekim'de
demokratik kitle örgütleri yöneticileri ve aileleriyle sosyalist dergi çevrelerinden in­
eyaletlerinde
sanlann katıtdıOı pikniOin jandarmalar tarafından saldırıya uoraması kınanarak, olay­
da kışkırtıcılık yapan Jandarma Binbaşısı hakkında savcılıkça soruşturma açılması
oturma yasağı
istendi.
• lstanbul Barosu Genel Kurulu 1 1 Ekim' de yapılıyor. Genel Kunıl'da başkanlık
kalktı
F ya'nın birleşmesi ile ilgili anlaş­
için ÇaQdaş Avukatlar Gnıbu'ndal). Necla Fertan. Liberal Avukatlardan Semt &il­ ederalAlmanya ve Doğu Alınan­
ler, Ça!)n Avukatlar Gnıbu 'ndan Unal Emiroğlu adaylıklannı koydu lar. Halen Baro
Başkanlı!)ı_görevini sürdüren Turgut Kazan ' ın da yeniden aday olduOu belirtiliyor. mayla getirilen yeni eyaletlerde onır­
Bu arada Ozgür Avukatlar adıyla da!)�ılan bir bildiride ise avukatlar boş '1f atmaya ma ve çalışma yasağı 2 Ekim'de kalk­
ça!)nldı. n. Koouyla ilgili olarak bir değerlen­
• Yeminli Mali Müşavir ve Serbest Muhasebeciler DemeOi 3. Olai)an Genel Ku­ dirme yapan Türkiye Araştınnalar
rulu 3-4 Ekim tarihleri aı:;ısında Ankara'da yapıldı. Yapılan seçimler sonucunda ge­ Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk
nel başkanlı!)a Mustafa Ozyürak seçildi. Yönetim kuruluna da ÇaQdaş Demokratlar Şen, yeni eyaletlerde öngörülen geliş­
Grubu 'ndan Masum Türker, Uğur Büyükbalkan, Mehmet Kutlay, Ali Rıza Yurtn­ melerin sağlanamaması yüzünden bu­
var, Mahir Yalçınkaya, Adnan Onünnan ve Musa Pifkin seçildiler.
ralarda ırkçılık eğiliminin arttığını be­
• Partizan dergisi Yazıişleri Müdürü Kemal Bozlaf'ın basına ve kamuoyuna
lirtti. Yasağın kalkmasından sonra bu
yaptı!)ı yazılı açıklamada, Partizan dergisinin yayımlanan ilk üç sayısındaki yazıların
üçte biri hakkında dava açıldıO ı belirtilerek dördüncü sayının da sudan bahanelerle
eyaletlere çalışmak için gidecek Tilik
toplatıldıQı söylendi. vatandaşlarının ırkçı saldmlann hede­
fi olabileceğini söyledi
28 • İKİBİN'E DOGRU • 1 1 EKİM 1 992
riliyordu. Özellikle Newroz'dan son­
Fethiye olaylarında devletin rolü raki dönemde devlet, Batı'da ve iç
Anadolu'da cenazeleri de propaganda
F ethiye merkeze bağlı Esen kö­
yünden Ali Galip M et'in Gü­
neydoğu'da bir çatışmada öldürülme­
Fethiye'ye giderek incelemelerde
bulunan siyasi parti temsilcileri ve yet­
amaçlı kaldırmaya başladı. Bu cena­
zede de yapılan şaşaalı devlet töreni
kililerle görüşen işçi Partisi Başkanlık ve konuşmalar tansiyonu yükseltmiŞ
sinin ardından yapılan cenaze töreni Kurulu üyesi Adil Arslan, 2000 'e ve Türk milliyetçiliğini kışkırtmıştır.
Fethiye olaylarının başlamasına ne­ Doğru'ya şu açıklamaları yaptı: "Kürt­ "Olayların daha da büyümeden
den olmuştu. Garnizon Komutanı ler'e yönelik saldırının bir boyutu ara­ durdurulmasında Fethiye halkının
Albay Cemali Yıldırım törende yap­ zi mafyası denilebilecek bazı çevrele­ sağduyusu ve olgunluğu tayin edici
tığı konuşmada "Şehitlerin kanı yer­ rin olayları fırsat bilip Kürtler'i, v�rdik­ olmuştur.
de kalmayac;ak. Sakarya'da, Dlunlu­ leri arsalardan atmak için devreye gir­ "Fethiye olaylarının ve yaşadığı­
pınar'da, Çanakkale'de nasıl kazan­ mesidir. Yine aynı şekilde Kürt çevre­ mız ı.orluklann dayattığı bir başka çıp­
dıysak burada da öyle kazanacağız" leriyle, yerli halk arasındaki bazı lak gerçek de şudur: Bugün kardeşlik
demiş, Fethiye müftüsü de benzer kişisel ve ticari anlaşmazlıkların da bu politikasına sıkıca sarılmak ve milli­
içerikte bir konuşma yapmıştı. Bu olaylarda rolü vardır. yetçiliği reddetmek, Batı'daki işçiyle
konuşmaların yapıldığı sırada bir "Bu olaylarda en önemli faktör ve yoksul Türk halkıyla birleşmek,
grubun "Kahrolsun PKK, Küıtler dı­ ise devletin cenaze törenlerini Gü­ Kürt için de hayati bir ihtiyaçtır."
şarı, zafer lslam'ın" şeklinde slogan neydoğu'daki şiddet politikasına ka­
attığı görtllmüştti. Olayı yakından iz­
leyen Fethiyeliler'e göre bu sloganla­
muoyu desteği sağlamak için kullan­
maya başlamasıdır. Güneydoğu'da
Kiılp'a yardım
rı atanlar eskiden MHP içinde yer
alan ancak bugün değişik partilere
öldürülen askerlerin cenazeleri eski­
den birliğinde veya ilçesinde yapılan komitesi kuruldu
dağılmış durumda olan ülkücüler. daha sade törenlerle köylerine gönde- T\iyarbakır'ın Kulp ilçesinde 3
UEkim'de PKK gerillalarının bir
astsubay ve iki eri öldürdükleri gerek­
çesiyle başlatılan operasyonlarda hal­
kın uğradığı maddi ve manevi zarann
tazmini amacıyla Kulp'a Yardun Ko­
mitesi adıyla bir komite kuruldu. Ko­
mite Başkanlığı'na Özgür Gündem ga­
zetesi Diyarbakır temsilcisi Raif Türk
getirildi. Raif Türk imzasıyla yapılan
basın açıklamasında operasyon sırasın­
da ilçenin top ve havan atışlarıyla
bombardıman edildiği, tüm dünyayla
ilişkisinin kesildiği belirtiliyor. Bom­
bardıman sonucu yıkılan evlerin yanı
sıra 70'e yakın evin de benzin döküle­
DEV�IS GENEL BASKANI HASAN SARICA, 2000'E DOCRU LEFKOŞE MU HABiRi iZZET rek yakıldığının belirtildiği açıklama­
AYDIM'LA. •Kıbrısfı Türk va Rum emekçileri emperyalist komplolara birlikte meydan da, "görgü tanıklarının ifadelerine göre
okumuııardır. • Narin Oteli'nin işletmecisi Abdülvahit
Narin işyerinde tarandıktan sonra ya­

Kıbrıs sorununa Dev·lş'in �özümü kılmıştır" deniyor.


Halkın uğradığı maddi ve manevi

K
ıbrıs Devrimci işçi Sendikaları neklerin katılımı ile bir miting ve zararın karşılanması, benzeri uygula­
Federasyonu (Dev-iş) Başkanı grevle, Kıbns sorununun çözümüne maların bir daha tekrarlanmaması ve
Hasan Sarıca, "Kıbns'ta federal bir ilişkin toplantılar düzenlediklerini yapılanların sonırnlularının belirlene­
çözümün Kıbrıslı Türk emekçilerinin belirtti . Sendikal faaliyetleri sırasında rek hesap vennelerini sağlamak için
siyasi, ekonomik· ve demokratik çı­ karşılaştıkları güçlükleri de anlatan �şitli mesleklerden 1 2 kişilik bir ko­
karlarına hizmet edeceğine inanıyo­ Hasan Sanca, sorunların işyerine mite oluşturulduğunwı belirtildiği
nun" dedi. 2000'e Doğru Let'koşe grev parıkartı asmaktan başlayıp, sen­ açıklamada. insan sevgisi taşıyan her­
muhabiri İzzet Aydm'ın sorularını dika üyesi olan işçinin işten atılması­ kes yaşananları gönnek için Kulp'a da­
yanıtlayan H�n Sarıca, "Kıbrıs'ta na kadar uzadığını belirtti. vet ediliyor.
Tilrkler ve Rumlar yüzyıllarca bera­
ber yaşadılar. işçi ve çiftçi birlikle­
rinde ortak çıkarlar ve daha iyi hayat DR. FRITZ
şartlan için birlikte mücadele ettiler,
düğünlerde birlikte eğlendiler. Em- · KÜRTLERİN TARİHİ
peryalist komplolara meydan ok-urca­ Türkçesi: Sinan Şanher
sına 1 Mayıs gösterilerine yığınsal Türkçede ilk kez çıktı
. olarak katıldılar" dedi. Kıbns'taki ça­

Genel Dağıtım: Kabalcı Dağıtım, Başmüsahip Sok . Talas


lışmaları hakkında bilgi de veren Sa­
Han Kat . 1 , Tel : 522 63 05 CAGALOÔLU-İSTANBUL
rıca, 1992 yılı içinde 21 Şubat ve 1 5
Temmuz'da tüm sendikaların ve der- Yayınlayan: Hasat Yayınları P.K. 1 384 SİRKECİ-İSTANBUL

1 1 EKiM 1 992 • lK1B1N'E DOCRU • 29


ENDIKA �

ÖZÇ E Lİ K-İŞ VE DİS K ARAŞTI RMALA R I

E n düşük ücret,
en yüksek kir MESS'te
E n büyük yalan ı , en yüksek kar ve en düşük ücretle çal ışan işverenleri n to pland ı ğ ı
kur u l uş söylüyor. �.ESS'in b i r h i lesi , reel ücret artışları n ı hesapla rken
1 970 y ı l ı n ı temel a l ması . Ucretteki yüzde 3 T l i k eri men i n yüzde 2 5 ' i enflasyondan ,
yüzde 1 2 'si işçi çıkarmalardan kaynaklanıyo r.
ESS Başkanı Hulusi sı'nın. hem DlS K'in araştınnaları Araştınn al ar, borsada yer alan

M Çetinoğlu 1 990-92 farklı bir tablo çiziyor. :MESS üyesi işyerlerinin bilançola­
döneminde işçi ücret­ lşte gerçek: Tüm sanayi sektö­ rına, lSO ve DlE'nin rakamlarına
lerinin arttığını. "aşın" rüne göre m e tal işkolu daha düşük dayanıyor. En büyük yalanı, en
ücretler nedeniyle "çok zorlandık­ ücret, daha düşük faiz, daha yük­ yüksek kar ve en düşük ücretle ça­
larını" söylüyor ve işçilerin kendi­ sek kar ile çalışıyor. 1983 - 1 990 lışan işverenlerin toplandığı kuru- ·

lerine borçlu oldu�unu iddia edi­ arasında, metal işkolunda çalışan luş söylüyor: MESS !
yor. Devam eden toplusözlcşmede başına kar 35 kat, katma değer 29
HESAPTA HİLE
eşel mobil sistem i dayatılıyor. kat, üretimden satışlar 27 kat, satış
Bazı ME S S işverenleri "sıfır hasılatı 27 kat arttı. Aynca 1 99 1 MESS 'in bir hilesi, reel ücret
zamla" sözleşme teklif edi yor: yılının ikinci yarısından itibaren artışlarını hesaplarken 1 970 yılını
"Yoksa batarız. bütün işçiyi atmak metal işkolunda satışlar artıyor, temel alması. 1 970, reel ücret dü­
zorunda kalırız" diyorlar. lşç i üc­ stoklar eriyor. Kapasite kullanım zeyinin düşük olduğu bir yıl oldu­
retlerinde gerçek durum ne? İşlet­ oranlan yükseliyor, elektrik tüketi­ gu için MESS'in ücret hesabı yük­
melerin durumu gerçekten kötü mi artıyor. Satış fiyatları artarken sek çıkıyor. Özçelik-tş
mü? Hem Özçelik-lş Sendika- hammadde fiyatları düşüyor. araştırmasında, ücretlerin en yük­
sek olduğu 1 977 yılının temel alın­
ması gerektiği vurgulanıyor. 1977
yılı 100 alındığında 1989'da 7 1 .6
(TABL0-1 )
olan ücret endeksi, 1 989 zamlarıy­
ÜCRET VE KAR AÇISINDAN la 1 990'da 140.Tye yükseliyor.
1 99 l 'de ise 1 09.9'a, 1 992'de 93 .5'e
SANAYİ İÇİNDE METAL İŞKOLUNUN DURUMU düşüyor. Bunun anlamı şu: 1 990
sözleşmesi ile elde edilen ücret ar­
ÖZSE RM AYE KARLILIG I İŞÇİ ÜCRETİ PAYI tışları 1 990-92 arasında yüzde 37
oranında geriledi.
Yı l To plam M eta ı Toplam Meta ı İkinci önemli nokta şu: MESS
Sanayi İşkol u Sanayi İşkolu ğ
sözleşmesi gere i l 992'de olması
gereken ortalama saat ücreti 1 8 bin
1 983 5 3 .06 49.8 43.0 40.5
48 lira iken , gerçekleşen ücret 1 5
1 984 44.02 46.35 38.0 36.0 bin 282 lira. Ücret 1 8 bin 48 lira
36.1 olarak gerçekleşseydi, ücret erime­
1 985 52.59 56.45 39.0
si yüzde 37 değil, yüzde 25 olacak­
1 986 49.50 48.33 33.0 30.4 tı. Yüzde 1 2'lik fazla erime nere­
1 987 66.22 67.83 30.0 29.1 den kaynaklanıyor?

1 988 66.27 68.24 32.0 30.4 ÇIKARILAN 48 1ŞÇ1N1N


YERİNE 33 YENİ 1ŞÇ1
1 989 57.23 5 7 . 94 39.0 36.9
Enflasyon dışındaki erimenin
1 990 54. 1 4 77.64 48.0 44.0
nedeni işçi çıkarmalar! Metal sana­
(KAYNAK: İSO) yi işverenleri 1 99 1 Körfez krizi dö­
neminde yogun olarak işçi çıkardı-

30 • İKİBİ�'E DoGRU • 1 1 EKi M 1 992


1 991Fiyatı 1 992Fiyatı
(Bin TL) (Bin TL)
1 . 975 3 .400
3 . 250 5 .490
3 . 450 5 .490
1 . 675 2.885
3 . 500 5 . 640
650 1 . 1 40
38.001 70.384
1 0 .81 8 1 5. 282

Ölümünün 2 1 . yıldönümünde

H i KMET KIVI LC IMLl 'yı


İŞÇİ PARTİSİ
ISTANBUL iL ÖRGÜTÜ ANMA TOPLANTISI
- Yarım Yüzyıllık Devrimci Yaşam -
Konuşmacılar
• Doğu Perin,ek Yer: İşçi Partisi İl Merkezi
ilk Belediye Cad. Küçüktünel Apt. No: 5 I 2

T. i,n
Bey�lu / lst. Tel: 244 1 2 94 Fax: 249 74 86
• Tarih : 1 1 Ekim 1 992 Pazar Saat: 1 8.00

11 EKi M 1 992 e İKİBİN'E DOGRU e 31


11 İŞÇ İ S EÇENEG İ " BÖLGE KURULTAYLAR !

İlk kurulta y Ankara'da


işçi Seçeneği Koo rd i n asyon Kuru l u , Tü rkiye çap ında bütün send i ka ş u be le ri ne
b i n adet çağ rı m e ktu b u g önderd i . An kara ve lzm i r ' de koo rd i n asyon ku ru l u n u
send i ka ş u beleri o luştu rd u . Bölge kurultayları n ı n g ü ndem i i ki baş l ı kta toplan ıyo r.
B i ri ncis i , S e n d i kŞ,larda işçi Seçe neğ i ' n i n örgütlen mesi ve çalışmaları n ı n
plan lan m as ı . O rg ütlenecek i l k çal ışma Tü rk-iş kong resi n e yönel ik.
i kincisi ise, bölge d üzeyinde tes pit edilen görevleri yeri ne geti recek
bölge ko mitesi seçi m i n i n planlanmas ı .
endikalarda İşçi Seçeneği kurultayların koordinasyon kurulu­ rafından oluşturulan İşçi Seçeneği

S
bölge kurultaylarının ilki nu sendika şubeleri oluşturdu. Böl­ Koordinasyon Kurulu, merkezi gö­
olan İç Anadolu Bölgesi ge kurultaylarının gündemi ortak rev olarak "Türk-İş'te işçi seçeneği
kurultayı, 18 Ekim'de An­ ve iki başlıkta toplanıyor: Birinci­ örgütlenmesini yaratmayı" belirle­
kara'da toplanıyor. Daha sonra sı­ si, Sendikalarda İşçi Seçeneği'nin mişti. Bu amaçla 24 maddelik,
rasıyla: Ege Bölgesi, İstanbul Ana­ örgütlenmesi ve çalışmalarının "Sendikalarda İşçi Seçeneği Progra­
dolu ve İstanbul Rumeli yakalan planlanması. örgütlenecek ilk ça­ mı" ve "Alternatif Sendika Tüzüğü"
ve Çukurova Bölge kurultayları lışma Türk-İş kongresine yönelik. hazırladı. Bunları tartışmaya açtı.
yapılacak. İşçi Seçeneği Koordi­ İkincisi ise, bölge düzeyinde tespit
"DÜZEN SENDİKACILIGI
nasyon Kurulu, Türkiye çapında edilen görevleri yerine getirecek
YERİNE. SINIF VE KİTLE
bütün sendika şubelerine bin adet bölge komitesi seçimi.
SENDİKACILIGI"
çağn mektubu gönderdi. 27-28 Haziran tarihlerinde İstan­
Ankara ve İzmir'de, bölgesel bul'da toplanan 2. İşçi Kurultayı ta- Ankara bölge kurultayı koordi-

iŞÇi SEÇENEGI EGE BÖLGE KURULTAY! KOORDiNASYON KOMiTESi ÜYELERiNDEN TEK BORNOVA 18YERI TEMSiLCiSi MEHMET
ZERGER, TEKEL iÇKi FABRIKASI i ŞÇiSi MEHMET ÖZGÜL, OTOMOBiL-iŞ IZMIR ŞUBE E�ITIM SEKREfERI IBRAHIM fENGÜRLE,
OTOMOBiL-iŞ IZMIR ŞUBE BAŞKANI COŞKUN YILMAZ, TÜM SAGLIK·SEN lZMİR ŞUBE ÖRGÜTlENME SEKRETERi ALI GUL (Soldan saQa).
"TOm sendika yönetıcilerlnl, işçi temsllcl lerlnl , işçi önderlerini se�enek etrafında toplanarak görev almaya, Ege bölge işçi
kurultayına katılmaya �aQırıyoruz.•

32 . İKİBİ\'.'E oo{; R t; . 1 1 EKiM 1 992


nasyon komitesinde şu adlar yer atölye temsilcisi Atilla Pasinler. rahim Şengürle, Türk-İş içindeki
alıyor: İşçi Seçeneği Koordinas­ Petkim işçisi Zafer Dönmez. Te­ muhalefetin sınıfı birleştirecek or­
yon Komitesi üyesi Tayfun Ta· kel içki fabrikası işçisi Mehmet tak bir program ve alternatif bir tü­
bakoğlu. Tarım -İş eski Genel Özgül. TEK işçisi Hüseyin Kor­ zükten yoksun olduğunu vurguladı
Sekreteri Mehmet Cevlan, Pet­ kankorkmaz. ve şunları söyledi. "İşçi seçeneği
.
rol-İş Şube İdari S ekre teri Musa Otomobil-İş İzmir Şube Eğitim alternatif program ve tüzüğü. tüm
Özkan. Dev-Maden-Sen Örgüt­ Sekreteri İ brahim Şengürle. bölge sendikalardaki muhalefeti birleşti­
lenme S ekreteri Tayfun Görgü. kurultayıyla ilgili bir açıklama ya­ recek belgedir. 25 Ekim Pazar gü­
Otomobil-İş Şube Sekreteri Veli parak "Dünya Bankası'nın ülkemi­ nü toplanacak Ege bölgesi kurulta­
Beysülen. Şekerbank işyeri baş­ ze dayattığı acı reçeteye karşı bir yı bu programı tartışıp, kısa vade­
temsilcisi Peyman Terzi. kara­ emekçi barikatı kurulmasının zo­ de, yaklaşan Türk-İş kongresine
yolları işçisi Cemal Uludağ. bele­ runlu olduğunu" belirtti. Şengürle, muhalefetin örgütlenmesi için ya­
Fikret Aya z . metal
diye işçisi iş­ "Mevcut sistemin bir parçası haline pılacak çalışmaları karara bağlaya­
çisi Hüseyin Tuncel. mobilya iş­ gelmiş olan sendikal anlayışların . caktır. Mevcut devlet sendikacılı­
çisi Tuncay Karataş. sınıfın bugün karşı karşıya bulun­ ğından rahatsız olan tüm sendika
İzmir'de de koordinasyon ko­ duğu büyük sorunları göğüslemesi yöneticilerini, işçi temsilcilerini, iş­
mitesi işyerlerine gönderdiği çağrı mümkün değildir" dedi. Şengürle. çi önderlerini seçenek etrafında
mektubunda, " İşçi Seçeneği'nin Türk-İş'in 24 maddelik programına toplanarak görev almaya, Ege böl­
amacına ulaşması için aktif çaba karşı İşçi Seçeneği'nin 24 maddelik ge işçi kurultayına katılmaya çağı­
harcamaları ve kurultaya delege programıyla çıktıklarını belirtti. İ b· rıyoruz." •
göndermeleri" isteniyor. İzmir'de

BÖLGE KURULTAYLARININ
oluşan koordinasyon komitesinde
de şu adlar yer alıyor: Tayfun
Tabakoğlu, Selüloz-İş
kanı Kamuran Zınk,
Ş ube Baş­
Otomobil­ TARİH VE YERLERİ
İş İzmir Ş u be Başkanı Coşkun
Yatmaz, Petrol-İş Aliağa Şube İ Ç ANADOLU BÖLGE KURULTAYI:
Mali S ekreteri Yakup Fidan.
Tarih:1 8 Ekim 1 992.
Otomobil-İş İzmir Şube Eğitim
Sekreteri İbrahim Şengürle. Katı lacak iller: Ankara, Eskişehir, Kırşehir, Çankırı, Yozgat,
Tüm Sağlık-Sen İzmir Ş ube Ör­ Ko nya, Sivas, Bolu , Düzce, Bilecik, Kı rıkka le, Antalya,
gütlenme S ekreteri Ali Gül, Tekel Çoru m, Kayseri , Niöde, Karaman.
içki fabrikası işçisi Zaman Su· Yer: AltındaO Beled iyesi Yu n us Emre Kü ltür Merkezi
yer, TEK Bornova işyeri temsilci­
D ışkap ı-Ankara Saat: 1 0.00- 1 8.00
si Mehmet Zerger, Troleybüs
EGE BÖLGE KURULTAYI:
Tarih: 25 Ekim 1 992
Katı lacak i ller: lzmir, Ayd ın, Man isa, Den izli, MuQ la,
Kütahya, Uşak, Balıkesir.
Yer: Bornova Beled iyesi Çamdibi DüQün Salonu, lzmir.
Saat: 1 0.00
İSTANBUL ANADOLU YAKASI BÖLGE KURULTAYI:
Tarih: 7 Kasım 1 992
Katılacak iller: lstanbul Anadolu yakası , B u rsa, Kocaeli.
Yer: Pendik Kültür Merkezi, Pend ik- lstanbul. Saat: 1 3.00
İSTANBUL RUMELİ YAKASI BÖLGE KURULTAYI:
Tarih: 8 Kasım 1 992
Katıl acak iller: lstanbul Rumeli yakası, TekirdaO. Kırklareli,
Ed i rne, Çanakkale.
Yer: Sepetçi Kasrı U luslararası Basın Merkezi,
Sirkeci- lstanbul. Saat: 1 0.00
ÇUKUROVA BÖLGE KURULTAYI:
Tarih: 22 Kasım 1 992.
Katılacak iller: Adana, lske nderu n , Mersin, Gaziantep.

11 EKiM 1 992 e 1KJBİN'E DOGRU e33


DOG U PERiNÇEK
Lenin Stalin Mao'nun
ORPA
ORHAN ELEKTRiKLi EV

Türkiye Yazılan
ALETLERi VE PAl. LTO. ŞT1.

B u kitap. Lenin. Stalin. Mao ve Dimitrov' un


20. yüzyıl başlarından 1 960 yılına kadar
Türkiye üzerine yazdıklarını ve
söylediklerini
-�ı'!!:��i��:.::
bir oraya getiriyor.
DoQu Perinçek ayrıca kitabın
başına. Marksist önderlerin
Akdeniz. Ege ve Karadeniz bölgelerinde yazdıklarını bir s�.teme sokarak
çalıştırılmak üzere onlara göre bir Ozet Türkiye
Tarihi ekledi.

SATIŞ ELEMANLARI
20. yüzyılın başında Osmanlı
lmparatorıugu nun despotik ve
yort-sömürge karakteri
1 908 Jön Türk devriminin niteligi.
zaaflon. sorunlan ve bırokhgı miras.
alınacaktır. Balkanlar'da Osmanlı hôkimiyeti.
emperyalist çıkar çahşmalan
ve milli hareketlerin gelişmesi.
Elemanlarda aranacak özellikler: Türkiye'nin paylaşılması hedefi ve
Birinci Dünya Savaşı. MilIT Kurtuluş
Savaşı Kemalist Devrim. Kurtuluş
1- Askerliğini yapmış olmaları Savaşı'nın genel karakteri. Sovyet
Rusya'nın Kurtuluş Savaşı Türkiyesi ile
2- Seyahate mani halleri olmamaları ilişkileri ve dayanışması.
3- Asgari lise mezunu olmaları Kemalist devrimin zaoflon. Türkiye'de sosyalist ve işçi
hareketi. Milli Kurtuluş Savaşı sonrasında emperyalist
4- Teminat verebilecekler tercih sebebidir komplolar ve Bogazlar sorunu. Hitler Almanyası ile ilişkiler.
5- Ücret dolgundur. ikinci Dünya Savaşı. Boyar-Menderes rejimi

Adres: Ayvalı Cad. 7 / A Aşağı Eğlence - Ankara


3 . B A S K / S i
Nuruosmaniye Cad. 1 9i3 344 1 0 ti Ç
Vl\Vl\11\V
l'Y'\T 1 �
I K T I

-YAYINLARI
caoaıooıu-lstanbul Tel 5 1 3 8 3 52-53
Tel: 323 83 37 - 323 83 38 Tek isteklerde l<AYNAK
Fax: 322 59 29 ederi kadar posta pulu gonderıniz

Radi Fiş Yannis Ritsos


Ben de Halimce SEÇME ŞÜRlER
BEDREDDİNEM Howard Zinn • Manning Marable • Mike Davis


Murat Çelikkan • Veli Yılmaz
SEÇME şHını:m
StO"',; FATİHLER YARGILANIYOR
500. Yılında Amerika

İyi Bir Kızılderili, Ölü Bir Kızılderilidir

"Bizim gerçeğimiz, 500 yıldır sistemli bir şekilde yokedilen 50 .


milyon Kızılderi lidir. Bizim gerçeklerimizi kavrayabi lmek için,
Kürtlerle Filistinlilerin gerçeği ni iy; izlemek gerek. Bizim ta­
20.000.· TL.
rihimizi yazanlar, şimdi de Ortadoğu ve benzeri yerlerin ta­
2. Baskı, 55.000.· TL. Yorgo Seferis rihini yazmaya kalkıyorlar. Tabii yerli halklan, oraların esas sa­
hipl erini yokederek ... "
SEÇME ŞİİRLER
Kapitalizm. daha şafağında sadece kendi anavatanında değil,
Yorgo Seferis
Atlantik Otesinde de kan banyosu içersinde d o ğu m yaptı.
·

Kan banvosu ile avakta duruvor. Columbus'un torunları, 500


SEÇME ŞİİRLER
� YÖN YAYINCILIK
yıl sonra· Halepçe mezarl ıklarİna, Kürdistan dağlarına 'ölü ele
ti§B geçirme' opera syonl a n ile 'uygarlık' taşıyor.
Her doğum bir şiddettir.
Cağaloğlu Yokuşu Evren Her ölüm de, ancak bir şiddetin, bir karşı-şiddetin ürünü ola­
Han, Kat: l No: 29/30
bilir.
Cağaloğlu-1ST.
Tel: 5 1 1 79 1 6
t ü m z a m a n l a r y a y ı n c ı l ı k

Not:Tek isteklerde ederi


kadar posta pulu Genel Dağıtım : Akyüz Kitabevi
gönderilmesi rica olunur
Neşet Ömer Sokak. No: I 0/ 1 2.J
Tel: 347 08 27 - 349 .J3 1 4
20.000.· TL. Kadıköy - ISTANBUL
PETRO L- İ Ş , D E R İ - İ Ş VE TAR I M- İ Ş KONG RELE R İ

Muhalifler başkan adayı �ıkarmadı


" i şvere n l e ri n b ize karşı yü rüttüğü sendikasızlaştı rma çal ışmalarına karşı bizi m d e
m ücadele etme m iz gere ki r. işçi sınıfı yapmak istedikten sonra yapamayacağ ı h i ç b i r
şey yo ktu r. Biz devlet yı kar, devlet kurarız. Ç ü n kü biz güçl üyüz."
2 -3 Ekim günlerinde lstan­ eleştirmiyorlar. Bazıları o ya da bu şe­ sekreterliğe İbrahim Kızıltan yeni­
bul'da Petrol-iş ve Deri-iş, kilde bir yerlere gelme düşüncesinde." den seçildi. Eski başkanvekili
M un­
Ankara'da Tannı-İş olmak Delegenin tepkisi, sonuca şöyle zır Pekgüleç'le Ömer Ergül eşit oy
üzere üç sendikanın genel ku­ yansıdı: Şubelerin adaylarından yal­ aldılar, kura sonucu Ömer Ergül
rulu daha tamamlandı. Petrol-İş Ge­ nızca genel sekreterliğe aday olan başkanvekili oldu.
nel Başkanlığı'na Münir Ceylan, De­ Bayram Ylldmm seçildi. Ankara Delegelerden Süleyman Longur­
ri-İş Genel Başkanlığı'na Yener Ka­ Şube Başkanı olan Yıldırım'ın karşı­ lar. "İşverenlerin bize karşı yürüttüğü
ya, Tarım-İş Genel Başkanhğı'na sında başka aday yoktu. Eski genel sendikasızlaştırma çalışmalanha karşı
Sabri Özdeş yeniden seçildi. Petrol­ sekreter Hüseyin Doğdu ve genel bizim de mücadele etmemiz gerekir.
lş tüzüğünde bazı değişiklikler de mali sekreter Tekin Akın, aday ol­ İşçi sınıfı yapmak istedikten sonra ya­
gerçekleşti. Her üç kongrede de işçi madılar. 93 delege Tekin Akın'ın pamayacağı hiçbir şey yoktur. Biz
sırufının içinde bulunduğu durwn. so­ aday olması için imza topladı, sonuç devlet yıkar, devlet kurarız. Çünkü
runlar, politikalar tartışılmadı: karar değişmedi. Tekin Akın bir konuşma biz güçlüyüz" dedi.
alınmadı. K ongrelerin bir onak özel­ yaparak. 1 986'da Ankara Şube Baş­ Petrol-İş ve Deri-iş kongrelerinde
liği de "muhalif liste "lerin başkan kanı'yken kendisinin de bu göreve şu­ kadın işçiler söz alarak konuştular.
adayı çıkarrnarnal an. Perrol-İş'te Yu­ belerin kararıyla geldiğini belirtti. Petrol-iş Carlo Erba delegesi Neba­
suf Ziya Kfilıyaoğlu genel başkanlı­ Akın, "Karara saygılıyun, aday olına­ hat Şişman, kadın işçilerin sorunları­
ğa liste dışı aday oldu. Yönetim kuru­ yacağun" dedi. Tekin Akın'ın yerine, nı dile getirdi ve büyük alkış aldı. De­
lu üyeliklerinde değişiklikler oldu. şube başkanlarının adayı Ahmet Tey­ ri-İş delegesi, Humanic direnişçisi
murtaş değil; sürpriz aday, Boğaziçi Müye�r Kahraman, sömürünün,
PETROL-İŞ
Şube Başkanı Adnan Özcan seçildi. kadının üzerindeki çifte sömürünün
Fikir dolu, canlı konuşmalarla Kocaeli delegesi Yusuf Ziya bilincine, işçilik yaşamı başladıktan
açılan Petrol-İş Kongresi. ne yazık Kahyaoğlu, Münir Ceylan'ın yeri­ sonra vardığını söyledi.
ki aynı şekilde devam etmedi. Geçen ne aday oldu. Sağı temsil ettiği belir­
TARIM-iŞ
dönemlerden farklı olarak, bu kong­ tilen Kahya<>elu'nun aldığı oy bek­
rede sendikanın kısa ve uzun vade­ lenenin üzerinde: 63. 250 delegenin Tarım-iş Kongresi'nde eski genel
deki hedeflerini, srratejisini onaya kauldığı kongrede Münir Ceylan sekreter, muhalif aday Mehmet Cey­
koyan "kararlar ve sonuç bildirgesi" 153 oy aldı. Mansur Burgucu ve lan'ın bölgesi olan 4 bin 500 üyeli
yayımlanmadı. Mustafa Çavdar, yerlerini korudu­ Ceylanpınar Şubesi'ne 22 delegelik
Petrol-İş'in 20 şubesinden sol bili­ lar. Petrol-iş B aşkanlar Kumlu'nun verilmişti. 2 bin 500 üyeli Ankara
nen 1 6'sı. kongre öncesi bir dizi top­ hazırladığı tüzük değişiklik önerge­ Şubesi'ne verilen delegelik sayısı ise
lantı yaptı. Ağırlıklı görüş. yönetim leri de kabul edildi. Temsilcilerin se­ 26'ydı. Kulislerde muhalif delegeler
laırulu değişikliğiyle sorunların çö­ çimle belirlenmesine, yalnızca iki hakkında "Bunlar PKK'li" propagan­
zülmeyeceği şeklindeydi. Kaldı ki. delege karşı oy kullandı. dası yapıldı. Oylama yapılırken şu­
aday da çıkmıyordu. Uzun tartışma­ Adaylar dışında İstanbul delegele­ beler sandık sandık aynldı; sayım so­
lar, toplantılar sonunda şubeler, genel ri Salman Uluhanlı, Nejat Elibol, nucu kimin nereye oy verdiği aşağı
başkanlık dışındaki yönetim laırulu Mehmet Turp, Erol Koca ve Kırşe­ yukarı ortaya çıkacaktı !
üyeliklerine onak aday çıkardı. hir Petlas işyeri temsil,cisi Savaş Ek­ 225 delegeyle toplanan kongrede.
Petrol-lş'ıe söz konusu geleneksel mekçioğlu konuştu. Bir grup delege- · muhalefet listesi genel başkan adayı
uygulama, bu dönem delegeler arasın­ nin yazılı olarak divana verdiği metin çıkarmadı. Muhalif adaylar 90-92 oy
da tepkiyle karşılandı. Wyeth llaç tem­ okundu. Delegeler konuşmalarında aldılar. Eski genel eğitim ve araştırma
silcisi Mehmet Turp. delegelerin he­ "Emperyalizmle ve düzen güçleriyle sekreteri Mustafa Yaprak, muhalefe­
men hepsinin. şubelerin liste hazırla­ uzlaşmayı redde.den, işçi sınıfının tin listesinden yeniden seçildi. Muha­
masından rahatsız olduğunu belirtti. ekonomik-demokratik hakl arını her lefetin genel teşkilatlanma sekreteri
Mehmet Turp konuyla ilgili olarak alanda arayan sınıf ve kitle sendikacı­ adayı İstanbul Şube Başkanı Yılmaz
şunları söyledi: "Bizler niye buradayız. lığını" benimsediklerini ilan ettiler. Şentürk'ün temsilcilerin seçimle gel­
koyun muyuz? 50 bine yakın üye için mesi tüzük önergesi kabul edilmedi.
DERİ-İŞ
şube başkanları karar alıyor! Delegenin Yılmaz Şentürk, geliri giderini karşı­
ne düşündüğü sorulmuyor! 'Nasıl bir Deri-İş, 24. genel kurulunu 2 1 2 lamayan şubelerin kapatılmamasını.
Perrol-İş?' tartışılmıyor. Üç yıl boyun­ delegeyle yapu. Yönetim için iki lis ­ genel merkezin bu şubelere destek
ca ne yapıldı ne yapılmadı. ortaya koy­ te çıktı. Her iki listenin de başkan vermesini önerdi. Şentürk, "Sendika­
ma anlayışı yok. Merkez yönetimine adayı Yener Kaya ydı. Genel sekre­
' lar Vehbi Koç'un fabrikaları gibi kar
aday oluyorlar. merkezin politikalarını terliğe Selahattin Gökpmar ve mali amacıyla kunılmarnı"şur" dedi. •

11 EKiM 1 992 e İKİBİN'E DOGRU e 35


İ Ş S İZL İ K S İ GORTAS I ÇALIŞMALAR I H IZLAN D I

Kıdem taıminatını kaldıracak


tasarı üclü ıirvede ,

işsizlere d e ğ i l , yasa çıktıktan son ra iş-ten atılanlara . . . işveren kıdem taz m i n atı
y ü kü n de n kurtarı l ıyor. . . Uygu lama pilot bölgelerden d eğ i l b ütün ü l ke çapında
başlatıl ıyo r. Yen i taslak işten atılana ödenece k m i ktarı d a azaltıyor.
işs izli k sigortası primi: işçiye yen i yü k.
ükümet, işsizlik sigortası artırırken, işçinin de kıdem tazmi­ taşıyor. 2000'e Doğru'nun 29 Aralık

H ve "kıdem tazminatı san­


dığı" konusunda yasa
hazırlıklannı sürdürü­
yor. Çalışma Bakanlığı prim esası­
natını alabilmesi olanağını zayıf­
latmıştır. İşçi için kıdem tazminatı
hakkı adeta riske ginniştir." İşve­
renlerin kıdem tazminatının yü­
199 1 tarihli sayısında "İşsizlik sigor­
tası adı altında kıdem tazminatı kal­
dırılıyor" başlıklı bir haber yayım­
lanmıştı. Haberde �izlik sigortası­
na dayalı bir işsizlik sigortası yasa künden kurtulmak için kaçak ve ta­ nın, işçi çıkarmanın işverene mali­
taslağı hazırladı. TİSK, TOB B . şeron işçi çalıştırdığı, düşük ücretli yetini sıfırladığı rakamlarla ortaya
Türk-İş. Hak-İş v e DİSK, Çalışma işçileri tercih ettiği ve kısa süreli konmuştu. Yeni taslak Mehmet Dö­
Bakanlığı tarafından bir araya geti­ işçi çalıştırdığı söyleniyor. Bu du­ nen'in hazırladığı taslakla karşılaştı­
rildi ve ilk toplantı yapıldı . rumun da işçinin kıdem tazminatı­ rıldığında, işçi haklan açısından bu­
İşsizlik sigortası. kıdem tazmi­ nı almasını tehlikeye soktuğu be­ dandığı ortaya çıkıyor. Eski taslakta
natı hakkını ortadan kaldırıyor. İş­ lirtiliyor. Nasıl olsa alamayacaksı­ işsize günlük brüt kazancının yüzde
sizlik sigortasının kurulmasıyla kı­ nız, en iyisi devlet kaldırsın! 50'si tutarında ödeme yapılacağı be­
dem tazminatının. kıdem tazminatı Çok vurgu yapılan diğer bir lirtilirken , yeni taslakta günlük net
sandığı şeklinde yeniden düzenle­ nokta da, bu uygulamanın "işve­ kazancın yüzde 45'i tutarında ödeme
neceği belirtiliyor. Yani işsizlik si­ renler açısından mükerrer ödeme­ yapılacağı açıklanıyor.
gortası uygulaması geldiğind<! kı­ lerle yeni külfetlere neden olmaya­ İşsizlik sigortası primi, sigorta­
dem tazminatı işlevini tamamlamış cağı". Bir süredir TİSK, "potansi­ lının prime esas kazancının yüzde
olacak! Kıdem tazminatı kaldırılır­ yel kıdem tazminatı ödemelerinin" 6'sı şeklinde belirlenmiş. Prim öde­
ken "Kazanılmış haklarda bir kay­ çok arttığı, bunların sanayiyi çö­ mesi, sigortalı, işveren ve devlet ta­
ba yol açılmayacağı" özellikle vur­ kerteceği konusunda yoğun bir ya­ rafından eşit şekilde paylaşılıyor.
gulanıyor. Geçici olduğu anlaşılan yın faaliyetine girişmişti. İşsizlik sigortasının ilk kuruluşu sı­
bir kıdem tazminatı sandığı, yasa­ rasında ise devletin genel bütçeden
4-8 AY ÖDENECEK
nın çıktığı tarihe kadar hak edilen işsizlik sigortasına 300 m ilyar lira
kıdem tazm inatlarını veya en azın­ İşten atılana "sürekli bir gelir" kaynak aktarması öngörülüyor.
dan bir kısmının ödenmesini üstit­ olduğu SÖylenen işsizlik sigortası, Mehmet Dönen 'in hazırladığı
necek. Böylece eski işçilerin itiraz­ sadece belli bir süre için verilecek. taslakta, işsizlik sigortasının belli
larının önüne geçilmek isteniyor. Yasa taslağına göre işçi işten ayrıl­ pilot sektörlerden başlayarak yay­
Kıdem · tazminatının kaldırılması dıktan ya da "kendi kusuru olma­ gınlaşUnlması öngörülüyordu. Ye­
konusunda kamuoyunda birkaç dan" atıldıktan sonra belli bir süre ni taslakta, "İşsizlik sigortası bütün
kez tartışma açılmış, işçilerin tep­ bu haktan yararlanabilecek. Yarar­ ülke düzeyinde ve kapsama giren
kisi üzerine konu kapatılmıştı. lanma koşullarından biri, "20 ay si­ işyerlerinde aynı anda başlayacak­
gortalı olarak bir işyerinde çalış­ tır" deniyor. 1475 sayılı İş Kanunu,
"KIDEM TAZMİNATI
mış olmak ve ayrılmadan önce 6 854 sayılı Deniz İş Kanunu ve
İŞLETMENİN YÜKÜNÜ
ay işsizlik sigortası primi ödemiş 5853 sayılı Basın Mesleğinde Çalı­
ARTIRIYOR"
olmak." 20 ay çalışmış olan sigor­ şanlarla Çalıştıranlar Arasındaki
İşsizlik sigortasına neden ihti­ talı işsizlere 1 20 gün, 30 ay çalış­ Münasebetlerin Düzenlenmesi
yaç olduğu. gerekçede şöyle açık­ mış olana 1 80 gün, 36 ay çalışmış Hakkında Kanun kapsamında çalı­
lanıyor: "İşsizlik sigortası uygula­ olana 240 gün işsizlik ödeneği ve­ şanlar işsizlik sigortası uygulama­
masının 30 yıldır konuşulup bir o rilmesi öngörülüyor. sına tabi tutulacak.
kadar da yasa tasarısı hazırlanmış Taslak, daha önce SHP Hatay İşsizlik sigortası uygulamasıyla
olmasına karşın yaşama geçirilme­ Milletvekili Mehmet Dönen tara­ İş ve İşçi Bulma Kurumu yeniden
miş olması, kıdem tazminatının iş­ fından hazırlanan işsizlik sigortası düzenlenecek ve Türkiye İş Kuru­
letmeler üzerindeki yükünü hızla yasa taslağıyla büyük benrerlikler mu adıyla yapılanacak. •

36 • İKİBİN'E DOGRU • 1 1 EKiM 1 992


'��'�
·

Kısa kısa... Kısa kısa. ..


Ağn B e l e d iye ••. ... ) ·.

• lstanbul'da kurulu Sümerbank • Emek- i ş Sendikası 4 Ekim Pa­


Başka nı Bakırköy Hazır Giyim Müessesesi'nde zar günü dayanışma gecesi d üzenle­
çalışan 1 350 işçi, Sümerbank'ın özel­ di. Gecede bir konuşma yapan Genel
sen d i ka leştirilme kapsamına alınmasını pro­ Başkan Muzaffer Unlü, Türkiye 'de
testo etmek için imza topladılar. imza­ emeğe, alınterine saygı gösterilmedi­
yöneticisi n i ları Başbakan, Başbakan Yard ımcısı ğini, kend ilerini 281 4 sayılı kanunun
ve Tansu Ç i l ler 'e gönderdiler. imza 2. maddesiyle cezalandırd ıkları nı
i şten attı metninde, "KIT'in devletin sırtında vurguladı . 2 . maddede şöyle deniyor:

B kongresi
eled i ye - İ ş Sendikası Ağrı şube
5 Eylül'de yapıldı .
kambur olduğu iddiasıyla özelleştiril­
mesi, em peryalistlere peşkeş çekilme­
işten atılan bir kapıcı noterden ihtar
çekilerek kaymakam lığa verilir. Kay­
makamlık bir hafta içer�inde kapıcıyı
Yönetimi. m u ha le fe t listesi kazan­ sidir. Sizler ANAP' ın yağmacı politika­
dı. Kongrede iki liste ç ıktı . 258 de­ larına alternatif olarak geldiniz. Ama dairesinden çıkarır. Unlü, "Alevi,
görd ü k ki hiçbir açıklama yapılmadan Sünni, Türk, Kürt diyerek bizi ayır­
legeden. m u h alefe t 1 1 7 oy alırken.
onbinlerce işçinin yarın ne olacağım maya çalışanlara gereken dersi vere­
Belediye Başkanı'nın da destekle­
sorusuyla karşı karşıya kalması sizleri ceğiz" dedi.
diği merkez liste l 06 oy aldı.
hiç ilgilendirmiyor· deniliyor. • lstanbul Kam u Çalışanları Plat­
Kongreden sonra yeni yönetimi
• lstanbul Küçükçekmece Beled i­ formu ' nda yer alan sendikalar, TCD D
kabul etmek istemeyen Belediye
yesi işçileri, toplusözleşme farklarını Adana bölgesinde çalışan T ü m Ray­
Başkanı feyzi Bulut. Şube Mali
alamadıkları için, 24 Eylül-6 Ekim ta­ Sen 'e üye işçilere yapıla n baskı ve
Sekreteri Ali Arslan'ı işten atU.
rihleri arasında iş bıraktılar. 1 500 işçi­ sürgünleri kınayarak, çalışan arkadaş­
Diğer yöneticileri de işten atmakla larını destekleyeceklerini bild irdiler.
nin çalıştığı belediyede, bir işçinin or­
tehdit ediyor. Şubenin olağanüstü
talama 13 milyon lira alacağı var. 6 • Görgülü Pastaneleri grevi 228.
kongreye gidip, yönetime tekrar
Ekim günü Belediye-iş Sendikası, "Bu gününü doldururken, hiçbir gelişme
kendi denetiminde olan kişilerin bir uyarı eylemiydi" diyerek eyleme yok. i şçiler, ·sendika yöneticileri bir
gelmesini istiyor. Ağn Belediye­ son verdi. Belediye Başkanı da sözlü gün olsun gelip bizi sormadılar, biz
si'nde çalışanların çoğu sözleşmeli, olarak alacaklarının üç ay içinde öde­ unutulduk, bizi soran yok" d iyor. i şve­
sendikalı ve kadrosuz. Belediye neceğini söyledi. ren ise görüşmelerden kaçıyor.
Başkanı ise S HP'li.

KAMU
ÇALIŞANLARI
SENDiKALAR
PLATFORMU'NDAN
BALONLU
PROTESTO
(7 EKiM).
Kamu Çalışanları
Sendikaları
Plattormu'nda
yer alan
TDm SaQlık·Sen
daha ince aldıQı
bir gOnlOk
iş bırakma
eyl emini ,
öQlen arasında
basın açıklaması "
feldlndı
gerçekleştirdi .

ft
350

U
sendika Uyeslnln
bulunduQu
lstanbul
Cerrahpaşa
Hastanesl'ndı
basın
açıklamasına 50 memur katıldı. Hastanı ilnllndı basın açıklaın1sı yapan memurlar, Uzerlerlnde "Grevll toplusözlefmıll sendika
hakkı•, "Yaşasın halkların lıardefllll•, "Yapsın grev, yaşasın toplusözlepne• yazılı balonlar uçurdular. Sendika Genel Başkanı
Fevzi Gerçek, daha önce aldıkları karann "lıaflnlabllıcek koşullar yaratılamadıQı• ıçln gerçeldef111 e d1Qlnl bellrttl . Balon uçurma
eylemını dlQer memur sendikasına Dye memurlar da lfYerlerl lnDnde yaptılar. Bayrampaşa Vergi Dairesi önDnde yapılan eyleme
500 civarında memur klbldı. TDm Haber-Stn'ln Gıyrettıpı Telefon BışmOdUrlDOO önOnde yaptıkları balonlu eyleme de
bin dolaytnda m emur kabldı. Belediye memarlan dı b1Z1 beledlyelerde bir saat lf durdurdu. Samsun'da Kamu Çalışanları
PlaHormu'nun organize ettlQI eyleme kablanlardan 15 memur dört saat gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
PlaHorm ayrıca mllletvıklllerlnı taleplerlnln yerine gıUrllmesl için açık mektup giinderdller.

11 E Ki M 1 992 • İKİBİN' E DoGRll • 37


ŞULE PERİNÇEK BÜZGABGÜLÜ
"Gece so n vap ur11 hakkı bir şey daha öğrendik. B asından
arayıp duruma itiraz eden tek biz ol­

K vapur seferleri
ış tarifesine göre şehir hatları rufu ,insan ve makine amortismanı muşuz. Araba "illeti" anlaşılan ga­
saatlerinde de­ açısından da İstanbul'un şansı olan zetecileri de iyice sarmış. B aşka
ğişiklikler oldu. Gece en son v apur denizden neden daha çok yararla­ arayanlar olmuş, ancak ada vapur
Kadıköy'den 22.30. Karaköy'den nılmaz diye yazar, söyler dururuz. saatlerini eleştirmişler.
23.00'e alındı. Oysa kış mevsimin­ Son hafta okuyucularımızdan da Vapur ücretlerinde şimdilik bir
de İstanbul o saatte daha yaşar. Ge­ epeyce tepki aldık. Aynca 24.00 "ayarlama" yokmuş. Arka kıç ve or­
ce sinema, tiyatrodan dönenler vapuru geç saatlere kadar Cağaloğ­ ta salon lüks mevki olacak. Yeni
24.00 vapuruna güvenirler. Karayo­ lu'nda çalışan gazeteciler açısından özel koltuklar yapılıyormuş. Oranın
luna göre hem daha ucuz, hem daha da önemlidir. ücretinin 7000 liraya çıkacağı söyle­
kısadır. Çevre kirliliği, yakıt tasar- Şehir hatları yetkilneriyle görüş­ niyor. Bu bölümün özel korunacağı
.. tüğümüzde bu konuyu yeniden in­ bilgisinin ise doğru olmadığı, yal­
AZ-OZ celeyeceklerini söylediler. Bu arada nızca dedikodu olduğu belirtiliyor.

BENZERS İZ! MİT müsteşa n ol masa da o l uyormuş


Kimi yayın organlarına göre, ü l­
• ki aydır MİT'in bir müsteşarı
I yok. Hiç öyle bir eksiklik hisse­
kemizde verece�i konser son anda konu var. Paylaşıl am amasının ne­
iptal edilen Maykıl Ceks ı n , ne tanrı deni orada. Hizmette o üç kişiden
ne insan, ne dişi ne erkek, ne siyah dilmedi. Tepedeki üç beş kişi dışın­ kime öncelik verecek. Diyelim ki,
ne beyazmış. da telaş eden, kafa yoran, birbirine bir " istihbarat" aldı. İlk duyuruyu
Desen ize, o da tıpkı bizim de­ giren kimse yok. Asker olmuş, sivil kime yapacak? Yapacak mı yap­
mokrasi gibi, h içbir şeye benzemi­ olmuş ya da hariciyeci olmuş ne mayacak mı?
yor! fark eder! Hatta olmuş ya da olma­
DÖNÜM YA DA?
mış .. . MİT halka "hizmet veren" bir
1 Kası m mahalli seçimleri, koa­ kuruluş değil ki. Halk "hakkında"
lisyon hükü meti için dön ü m nok1a­
tepedeki üç beş kişiye veriyor. Kim
sı olacakmış.
gelse aynı görevi başarıyla yerine
Ölüm nok1ası olması n sak ı n !
OFLAZ getirecektir. Orada bir kuşku yok.
Ancak o üç kişi için önemli bir

Altta ka lanlann canı ne olacak?


2 Ekim günü TOBB eski başka­
·

oldukça karamsar bir tablo çizdi:


nı A li Coşkun'un başkanı ol­ "Ekonomi ürkütücü bir durgunluğa
duğu İş Dünyası V akfı'run Conrad gidiyor. Bütçe açıklan tahammUI
Oteli'nde yemeği vardı. Turgut edilmez boyutlara ulaştı. önümüzde­
Özal "Dünyadaki Gelişmeler ve ki yılın da fevkalade sıkıntılı geçece­
Türkiye" konusunda bir konferans ğinin işaretleri v eriliyor . Demokra­
verdi. Yemek ANAP, MSP ve tikleşmede adımlar atı lmıyor. D ı ş ve
MÇP Jğırlıklıydı. Özal'ın "salıne­ resmi ideolojinin baskı l arı yla karşı
ye çıkışı" olarak nitelenen to p l an ­ karşıya kalıyoruz. Kültür yozlaşmas ı
ALI COŞKU N
tıya Zaman, Türkiye ve Tercüman tahrik ediliyor. Sosyal dengel erin
dışında gün lük basının köşe yazar­ sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gün hepini z i n cebinde kredi kartı
ları, s ah ipleri pek ilgi gösterme­ gerekir . " Coşkun, Ort a Asya Cum­ var. ltalya ' dan , Fransa'dan daha ser­
mişti. Ô7.al'ın masasında oturan huri y etleri 'ne ilişkin olarak "Düşma­ best kambiyo rejimimiz var. . . 80'de
Veh bi Koç ve Memduh Hacıoğ­ na ayak değil , dosta baş olmak isteti­ City B ank'a yalvardık gelin diye. 1
lu 'nd an başka, TÜSİAD çevresi yoruz. Yiği t bin yaşar. fırsat bir dü­ milyon dolara beş şube açtırdık. Ba­
işadamlanndan Nuh Kuşçulu ve şer . Umarım bu fırsau iyi değerlen ­ tarız dediler. Şimdi yabancı banka­
Feyyaz Berker görebildiklerimiz­ diririz" deyince, uzun sakallarını sı ­ larda çalışanların çoğu bizim ele­
di. Yalnızca meyve suyu ve ayran vazlay an çoğu konuktan "İnş allah . . ! " manlarunız. . . Turistik tesisler çok
içilen yemekten sonra küçük bir sesleri duyuldu . gelişti . . . 83'te siy ah - be y az tek kanal
saz eserleri konseri dinledik. Tan­ Ôı.al ise ABD'de Reagan, lngil ­ TV vardı. Şimdi 1 2 kanal. . . Aksaray
buri Necdet Yaşar yönetimindeki tere'de Thatcher'ın uyguladığı deği­ taraflarına 900 bin B u lgar, 750 bin
topluluk 1 6, 1 8 ve 2 0'nci yüzyıl­ şlın politikalarının TUrkiye'dek i ka­ Rom any a lı ge liyor . İstanbul merkez
dan yapıtlar sundul ar. dar başarılı olmadığını söy l ed i . 80 haline geldi . . . " Özal, konuşmas ının
Daha çok küçük ve orta sanayi­ sonrası Türkiye'deki "değişim ve b ı­ ikinci bölümünde önümüzde pro b­
cilerin üye olduğu İş Dünyası şanlan" bir bir saydı: "B atı medeni­ lemlerin o lduğunu , ancak bunları bü­
Vakfı adına konuşan A li Coşkun yetlerine maddi olarak y akl aş tık. Bu- yütmememiz gerektiğini söyleyerek

38 • İKİBİN'E DOCRU • 11 EKiM 1992


TRT p rotoko l RüzGABGÜLÜ
s ı rası n ı değ iştirdi
Demirel "Ordu arkasındaki ada­
ma neden darbe yapsın. önün­
dekine yapar" diyerek darbe ol ası­
lığına bir açıklık getirdi. Durumun
böyle olduğunu derhal dikkate alan
TRT Haber Merkezi bir süredir
Genelkurmay B aşkanı'na ilişkin
haberleri birinci, B aşbakan'ın ha­
berlerini de ikinci haber olarak ver­
meye başladı.

"Kaza" o l d u ğ u
tesp it ed i l d i !
A Muavenet muhribine atılan fü ­
merikan gemisi Saratoga'dan

ze konusunda tartışmalar sürüyor.


B asın soruyor. Parlemento'da mil­
letvekilleri soruyor, hukuki soruş­
turma yürüyor. K aranlık birçok
nokta v ar. Ancak TRT muhabiri
daha ilk günden "müthiş bir haber­
cilik" örneği göstererek araştınna­
sıru ve soruşturmasını tamamlayıp.
hukuki kararını da verdi. Muavenet
gemisinde yaralanan ve hastanede
yatan a skerin ağzına mikrofonu
dayamış soruyor: " Kaza nasıl ol­ O, artık bir "kaz" değil!
du? K a za sırasında . . . v b."

ikinci bir değişim politikası açıkladı: toplusözleşme yapılıyor, bilmem ne­ ye'de gelir dağılımı önemli ölçüde
"Devlet tilin KİT'lerden çekilmeli. . . reye varacak. Böyle bir işletme des­ bozuldu. Bu artık Dünya B anka­
Sosyal güvenlik sistemi devletin teklenebilir mi? ... Terör ve Güney­ sı'nın raporlarına bile y ans ıdı. İşçi­
elinden çıkmalı. Bırakalım insanlar doğu meselesi birbirinden ayndır. nin işveren karşısında haklarını sa­
kendi geleceklerine kendileri karar Terörle mücadelede bizden şahini vunm a olanakları tek tek yok edil­
versin. Kızını, kansını dev le t besle­ yoktur. Helikopterleri aldıran benim. di. Köylü, üreticilikten tarım işçisi­
mesin. .. Eğitime rekabeti sokalım. Özel harp dUzeninin kurulmasında ne dönüşüyor. Küçük ve orta esnaf
Neden paralı üniversite olmasın? Ku­ ı sr ar eden benim. En gelişmiş, en zor durumda . Bu ikinci değişim
sura bakmayın, Türkiye'de parayı ve­ güçlü özel silahlar kullanılmalıdır. programıyla "gelişme"nin faturası
recek insanlar var. Harçların 200 bin Bu maksatla yetiştirilmiş profesyo­ gene bu kesimlerin sırtına yükle­
lira olması utanılacak bir rakamdır. . . nel insanlar olmalıdır. Teröristle ora­ nirse bir sosyal patlama endişesi

Özal'ın
Ö ğretim üyelerinden de kim iyi çalı­ nın insanını birbirinden ayıracak ye­ duyulmuyor mu?
şıyorsa o kalır. Gayet güzel güvence­ tenek kimsede yok . MUınktin olduğu sonunuza yanıtı şöyle
niz, Danıştay'ınız var. Hiç kimsenin kadar ayırabilmeli. Terörle topyekfuı oldu: "Ben gelir dağı lımının bozul­
güvencesi olmaması lazım. Memu­ mücadele olmalı .. . Federasyon olur­ duğuna inanmıyorum. Gelin gece­
run da. öğretmenin de . .. Gelir ve k u ­ sa buraya gel der miyim? Onır otur­ kondulara gidelim. Evinde ne var
nunlar vergisi yüzde 20, h att a yüzde duğun yerde derim. Orada yaurun, diye soralım. Biz bunun rakamları ­
l S'e düşürülmeli. Herkes bildiği gibi subvansiyon yapılır mı? Hepsini ke­ nı biliyoruz. İstatistikler doğru de­
harcasın, yatının yapsın. KDV yüzde serim. . . Orada petrol çı.kannasam da­ ğildir. Doğu'nun en ücra uçlarına
1 5'e çıkarılmalı . . . Devletten istihdam ha karlıyım aslında. Oyle büyük ma­ elektrik, telefon götürdük. Bunla­
beklemeyin. İki kaynak özel teşeb­ denler de yok . " rın sübvansiyonlarını hesaplıyor
büs ve yabancı sennayedir. . . Ağır sa­ Çikita geleli, mis kokulu, benekli musunuz? Yılda o kadar araba üre­
nayi çok enerji kullanıyor. Yüksek Anamur muzunun artık Türkiye'de timi yapılıyor. Zenginler evlerine
teknolojili başka tür sanayilere yöne­ sizlere ömür olduğunu bildiğimiz­ alıp depo mu yapıyorlar? Herkesin
lelim ... Tarımda seracılığa gidelim . . . den . bu program çerçevesinde altta evinde bir de ğil iki televizyon, her
Muz ith al at ına izin venneseydik. kalanın canı ne olacak diye Sayın evin önünde araba var. Vaktiyle
Anamur muzu dilzelmezdi. Gidin ba­ Özal'a bir soru yönelt tik: söylesek bunları, iktidardayız diye
kın düzelmiştir. . . Zonguldak'ta greve Konuşmasında değinmediği bir kimse aldırmazdı. Ama şimdi s öy­
bir tek ben karşı çıktım. Yen iden gerçek vardı. 80'lerden sonra Türki- lüyoruz. "

1 1 EKiM 1 992 e İKİBİN'E DOCRU • 30


RüzalıGÜLÜ
Ayd ı n l l işsizler Bay B i l g i n
Bozkurt haberine sevinmiş 1. nterstar'la Sabah gazetesi ara­
sında izleyici lere anlamsız ge­

A
ydın Ses gazetesi, 2000'e Dognlnun Ali Rım Bozkurt'la ilgili kapak ha­ len ancak kendilerince bölüşeme­
berini oJ.aıyuculanna manşetten duyurdu. Başlık şöyle: "Müthiş Türk'le" dikleri ne varsa o açıdan belki an­

r---�ifffifiiiii�l---l
Aydınlı işsizlere gün doğdu." İsmet Sezgin'in kardeşi Mukadder Sezgin'in lamlı olan bir atışma ve sataşma­
Bozkurt'un şirketlerin- dır gidiyor. İnterstar, Sabah'ın
de müdür olması Ay- patronu Dinç Bilgin'den söz
dınlılar'a iş umudu ya­ ederken sürekli " B ay B ilgin" for­
ratmış. Dergiyi okuyan mülünü kullanıyor. Böyle bir ay­
birçok Aydınlı İsmet
rıntı ya vaktiyle azınlıklardan bir
Sezgin'e "torpil" ıçın
dostumuz dikkatimizi çekmişti.
başvuruyormuş.
Neden kendis inden s öz edilirken
bey denmez de, bir ayrım yapa­
rak, sanki yabancı g ibi, sıfatı adı­
nın önüne eklenir diye alınınnış.
Mösyö Agop, Bay George denir ·
de Vitali Bey, Yorgo Bey den­
mez gerçekten.
İnterstar da meğer bunu, Bilgin
ailesinin Selanikli ve dönme oldu­
ğunu vurgulamak için kasıtlı ola­
rak yapıyonnuş.

Bası nda uyuşturucu GÖZLEMNAME


K
imi ticaretini yapar. o nedenle nun taruUrnı yapılıyor, üçü "fakirler
uyuşturucunun yaygınlaşması için" başlığı altında ayrılmış. Kul­ Neler yediğimiz
için yollar arar. Kimi siyasal ve lanma talimau, etkileri, müzikal tari­ hakkmdad1r .•

ekonomik düzenleri yürüsün, in­ hi gibi maddeler halinde yapılan ta­ Atakôy denen semtin en I O ks f ı­
sanl ar durumlarına boyun eğsin di­ nıtımdan sonra hepsine artistik puan rınında yapılan ekmeklerde koli ba­
ye uyuşturucudan medet umar. veriliyor. En yüksek puana altı yıl­ sili bulunduQu meydana çıkarıldı da
Özellikle de toplumun en dinamik dızla Amfetarnin Sülfat, diğer adıyla ortalık birbirine girdi. Acaba der,
ve değişmeden yana olan kesimini, Hızlı Billy sahip. "Darling Let's Ha­ Dede, bu felaket bize daha başka
gençleri bağımlı kılmaya çalışırlar. ve Another Baby" ve Sex Pistols'ın neler yedirildiQini düşü ndürmüş
müdür?
Kapitalist sistemin çarklarının bü­ arkasındaki gücün bu uyuşnırucu ol­
Çekirdeksiz bostan patlıcanı,
tün ağırlığıyla üzerinde döndüğü, duğu bir gerçekmiş, fazla söze ne kocaman dolmalık biber, kıpkırmızı
altında kalanları ezip un ufak ettiği gerek varmış ... "Kim ne derse desin. domates, kütür kütür h ıyar, göbekll
B atı toplumlarında uyuşturucu bir bütün zamanların en popüler uyuştu­ marul, meyveleri hiç sormayın bu
kaçış, kurtuluş olarak sunulur... rucusu. Bob Dylan'ın tercihi esrarın" kadar ucuza akıllara seza.
Hiçlik, yokluk, umutsuzluk, çö­ k"Ullanma talimatı şöyle: "Kolay. Si­ Bunların ucuzlu Q u na bakıp ka­
küntü ortamında anlık uçuşlar. garaya sarılarak kullanılır ve ciğerle­ pış kapış götürmekteyiz ama yer­
ken midemize ne kadar kimyasal ve
Bizim gibi toplumlarda arz ve re çekilir. Pipoda da kullanılabilir.
sentetik madde indiOi hiç aklımıza
talep bu anlamda o kadar çakışmı­ Hash kahvesi ya da keki de yapılır." gelmemektedir.
yor. Canlı, kıpırtılı, olanakların ve LSD: "Yut ve iyisi için dua et" "Bir Tavuk eti n isbeten ucuzdur am­
çıkış yollarının, enerjilerin tüken­ yolculuğa çıkalım / Evet! Yolculuğa ma o da şişirllmiş piliçtir. Yumurta­
mediği. insan ilişkilerinin o denli çıkalım! / Müzik gürültülü olacak / sın ı sorarsanız, sarısı g riye dön­
yabancılaşmadığı bir toplumuz. Sadece sevdikleriniz olacak / Evet / müştür ki, onu yutarken beraberin­
Talep henüz çok yüksek değil. Sinir bozukluğuna son / Hayat boyu de de ne kadar hormon yuttuou­
muz hiç belli deOildir.
Ancak arz? O boş dunnaz. bir tatil / Yolculuğa çıkalım .. " Mari­
Ucuza diye biz yuttukça daha
Aktüel dergisinde geçtiğimiz haf­ huana: "James Taylor'ın zengin ve da ucuzlayan ham meyve sebze fi­
ta "Hangi rock'çı neyle uçtu?" baş­ ünlü olmasının nedeni." Ecstasy: yatlarındaki düime, enflasyonun
lıklı bir yazı vardı. Müzik ve uyuştu­ "Çılgın gençlerin 'akşam keyfi." aşaoı çekildiQi � işinmelerine yara­
rucu hep ayrılmaz bir çift olmuş. "Kullanan. bir taraftan sallanırken mıştır. Oysa işın aslı, tabii yolla
Yaratıcıların kafası kıyak olmasay­ bir taraftan da pantolonunun içinde üretilen gıdaların ihraç edlldiQi, şi­
mış o müthiş besteler yapılabilir çalan çana şaşırır." Magic Mushro­ şirilenlerin ise bize yedirildiQidlr.
Artık ayvayı bile hormonlu yiyo­
miymiş acaba? Bu işlerden anlayan­ om: "Kullanıcıya, çıurdayan bir ateş
ruz . . .
lar "çoğu yapılamazdı" diyormuş ... etrafında oturarak Faust dinlemek DEDE ÇELEBi
Yazıda sırayla 1 8 adet uyuşturucu- tavsiye edilebilir. "

40 • İKİBİN'E DOG RU • 1 1 E KiM 1 992


Ayd ı n bo rsası
K Elimde kadeh salon un bir kö­
okteyldeyim .

şesine kon umlanmış, dalgalanan


kalabalıQa bakıyorum . Kokteyller
bana hep, aydınların öpüşme top­
lantıları olarak görü n d ü . O g ru ptan
bu g ru ba durmadan gidip gelen şu
kravatlı insanlar, şık bayanlar her
fırsatta birbirlerini yeniden yeni­
den öpüyorlar. başlarını birbirleri­
ne yakınlaştırıp fısıldaşıyorlar. vü­
cutlarını bellerinden geriye doQru
gerip gülüşüyorlar, son ra yen iden
yaklaşıyorlar. Topluluk adeta, bir
kocaman d udak ve i ki kocaman
yanak biçiminde i kiye bölün üyor;
o kocaman dudak, o kocaman ya­
nakları durmadan öpüyor. Daha iki
saat önce birlikte olmuş insan ların
bile, yıllardır görü ş m üyorlarm ış
gibi ikide bir öpüşmekten kendile­
rin i alamamaları kokteyllerin özel­
liQi oluyor. Sanırım öpüşme. bir
tü r özür dileme işlevi görüyor. 'Bi­ best piyasanı n dalgalanmasına çok çalıştığı benim b u lu nduğum yer­
raz önce sizin hakkınızda kötü ko­ benzer. den bile rahatça anlaşılabiliyor.
nuştum� ama ne yapayım usul Şu ·gayrimen kul' sözü üzeri ne Daha iyi bir teklife kapılarının ardı­
böyle. ben i baQışlayın ız.' Nitekim d üşünüyorum . Marx' ın işçiler üzeri­ na kadar açık olduğu belli. i şçi de
kokteyl boyu nca bilgi biçimine gir­ ne söyled iQi o ü n l ü sözü evirip çevi­ daha iyi iş peşinde koşar kuşku­
miş dedikodu bütü n salonu kucak­ riyorum zihnimde: 'Zincirlerinden suz, patron una yaranmaya da çalı­
layarak, akla gelebilecek her yöne başka kaybedecek şeyleri yoktur! · şır. Ama ne yapsa işçidir sonu nda.
·doQru akıp d urur. Herkes birbiri­ Devrim , işçiyi zincirinden kurtarır bi­ Bir bütünsel satılmış oluşun , satıl­
n i n kuyusunu kazdığına göre çimindeki klasik anlam ıyla değil. mış küçük bir parçası ! Bu konumu
öpüşme, bir bakıma da kazıcı ma­ Ben , aydının özg ürlüğ ü ile işçinin onu, diQer işçilerle birleştirir, baQ­
kinelerin yağlanması gibidir. zincirini karşılaştırıyorum . Aydın , lar. Zincir böylece tanrıların lütfu
Toplumsal düzleme yerleştirdi­ zinciri olmayan okumuş adam olarak olup çıkıyor. Şöyle de söylenebilir
Oimizde ise kokteyl , bir tür gayri­ beliriyor. Zincirinin olmayışı , onu bir mi acaba: işçi zincirinden kurtul­
menkut kıymetler borsası olarak tür yerçekiminden yoksun bırakıyor . maya çalışan adam gibi d ururken ,
görülebilir. Borsadaki kıymetli Kokteyllerde. ziyafetlerde, alanı ge­ aydın kendine sürekli olarak zincir
kağıtların yeri n i burada aydın kişi­ nişlettiğimizde bütü n yaşam boyun­ aramaya mahkum edilmiştir. Onun
likleri almıştır. Gerçekten birçok iş ca kendisini çekip baQlayacak gücün içindir ki, ey işçiler. aydı n kardeş­
kokteyllerde ayarlanır. Beled iyelere özlemiyle yanıp tutuşuyor. Diyelim lerinize acıyın . Onlar böyle kokteyl
danışman lık, bakanlıklara memuri­ ki, Sovyetıer Birliği dünyaya kafa tu­ kokteyl dolaşıp duruyorlarsa, zen­
yet, şirketlerde iş, hatta gazeteler­ tan bir güç olarak belirmişse onun ginin ve güçlün ün yanına koşuyor­
de muhabirlik, yazarl ı k . . . Ayn ı za­ yörüngesine giriyor, Sovyetler sö­ larsa, bu işten zevk aldıkları için
manda istihbarat alışverişi yapılır nünce yeni güç odaklarının kendisini deQil, işte o mahkumiyet yüzün­
ki, bu da sonuç olarak gayrimen­ çekip alması için iradeden yoksun dendir.
kul niteliği taşır ve aydın kişiliQinin bir kuru yaprak gibi ortalıkta uçuşu­ Kokteylden çıkıyorum . alnımda
önemli bir işlevinin ürünü d ü r. i ki yor. Satılmak, satılmışken bile yeni­ Ankara· nın akşam soğuQu . Metin
üç saat boyunca sadece ü rü nler, den satılmak üzere hazır durmak. Bir koşturuyor arkamdan. Boynuma
yani bizzat kendini pazarlayanlar gayrimenkul gibi, borsada olmak sü­ sarılıyor. 'Bıktım buralardan Selim
değ i l , kom isyoncular da yoğ un bir rekli. Aydın. tanrıların gazabına uğra­ Abi, ne olur bir şey söyle, ne yapa­
faaliyet i çinde ter dökerler. Komis­ mış adam gibi görünüyor şimdi ba­ bilirim ben· d iye soruyor. O mzuma
yoncu ile iş görmek, h er zaman ol­ na. Şu karşıda, Genel Müdür'ün kar­ yaslanmış başını tutuyoru m . 'Ge­
duğu g i bi kendi malını pazarla­ şısında durup bir şeyler anlatmakta çer zavallı çocuğum· diyorum
maktan daha karlı sonuçlar verir. olan l lhami 'yi alalım. Bir şirkette ça­ içimden, 'içkinin tesiri geçince her
Kokteyli n , baş döndürücü kaynaş­ lışıyor, iyi işi var. Ama gene de Ge­ şeyi u nutursun·. Alkol vicdanı can­
ması, gelg iti. o dalgalanma. ser- nel Müd ür'e kendini beğendirmeye landırır.

1 1 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOGRU • 41


AT Zİ RVES İ ÖN CES İ N D E

Avrupa haritasında kaos


Eğer b i rl i k s ü reci gec i ki rse Alm anya ve Fransa, BeNelüks_ ü l keleri i le b i rl i kte b i r
11 M i n i AT11 ol uştu racaklar. AT b i rl i ğ i n i n önceden. öngörü ld ü ğ ü şeki lde y ü rü memesi
Almanya ' n ı n 11Doğu 'ya açılma11 pol itikasına daha fazla ağı rl ı k ve rmes i n i g ü ndeme
geti recek. Fransa yeniden NATO ' n u n askeri kanad ı na dönmek istiyo r. O rtak aske ri
siste m l e r sayesinde Fransa' n ı n n ü klee r s i lahları ve BM G üvenlik Konseyi ' n de ki
dai m i sandalyesi üzeri nde Alm an etkisi. Almanya i l k kez resmen dai m i temsi lcil i k
talep etti . R usya talebi destekliyor. ltalya ve ispanya' da bölünme tartışmaları .
Belçika i kiye bölünebi l i r. Maastricht'e soğu k bakan l n g i ltere yen i üyeleri n al ı m ı n ı

16 Ekim'de
h ızlan d ı rmak istiyo r. l ng i lte re 'de Al man aleyhtarlı ğ ı .
İngiltere'nin
Birmingham kentinde
da veto hakkı var. Bu durumda yü­
rütme organı yasama organından
Geçen hafta İngiltere Başbakanı
John Major, Fransa Devlet Başka­
yapılacak olan AT zir­ daha güçlü. nı François Mitterand ile görüş­
vesi bir kriz toplantısı 16 Ekim'deki AT zirvesinde tükten sonra Fransa'dan anlayış
niteliği taşıyor. Toplantıda Alman­ Maastricht sözleşmesinin daha gördüğünü söyledi. Yine geçen
ya-Fransa bloku ile İngiltere bloku kabul edilebilir bir hale getirilmesi hafta Danimarka Başbakanı Poul
arasındaki çelişkilere bir çözüm için bazı rötuşlar yapılabileceği Schlüter ve D ışişleri B akanı UtTe
bulunmaya çalışılacak. Arıcak top­ bildiriliyor. Bu çerçevede en çok Ellemann-Jensen, Almanya Baş­
lantının krizi çözmek yerine daha s0zü edilen konulardan biri "yerel­ bakanı Helmut Kohl ile görüştü­
da derinleştirmesi ihtimali mevcut. lik prensibi". Yerellik prensibi, bir ler. Bu görüşmeden sonra da görüş
Bir yandan Maastricht sözleşmesi­ karar alınacağı zaman bunun bazı birliği konusunda yuvarlak laflar
nin imzalandığı şekliyle uygulana­ durumlarda merkezi olarak değil edildi. Ancak Kohl'ün Danimar­
mayacağı , öte yandan sözleşmenin yerel düzeyde, yani duruma göre ka'nın taleplerine fazla anlayış gös­
değiştirilmesinin söz konusu olma­ bölgesel ya da ulusal düzeyde alın­ termekten yana olmadığı biliniyor.
dığı söyleniyor. ması şeklinde tanımlanıyor. Söz AT komisyonundaki Alman üye
Bonn'dan yapılan açıklamada konusu prensip gazetelerde yerel Martin Bangemann daha da ileri
Maastricht sözleşmesi için yeniden ihtiyaçları dikkate alan demokratik giderek, AT birliğine " hayır" diyen
görüşmelere başlanmasının söz ko­ bir prensip şeklinde yansıtılıyor. Danimarka gibi ülkelerin atılması­
nusu olmadığı belirtildi. A Tnin Ancak pratikte Almanya­ nı istedi.
geleceği büyük ölçüde Alman­ Fransa'nın söz sahibi olacağı mer­ İngiltere'de özellikle Muhafa­
ya'nın tavrına bağlı olacak. kezi politikalarla çelişen çıkarlar zakar Parti çevrelerinde giderek
Maastricht sözleşmesi hazırla­ anlamını taşıyor. Bu prensip ile daha fazla Almanya aleyhtarı bir
nırken AT içindeki 200 kadar çoku­ Danimarka ve lngiltere'nın sözleş­ hava oluşuyor. Hükümet içinde
luslu şirket yoğun lobi faaliyetleri meyi onaylamaları sağlanmaya ça­ sözleşmenin onaylanıp onaylanma­
yürütmüştü. Sözleşme de bu faali­ lışılacak. 16 Ekim toplantısında ması konusunda derin görüş ayn­
yetin izini taşıyor. Çokuluslu şir­ muhtemelen AT üyeleri için bağla­ lıkları var. B aşbakan Jobn Major
ketler yalnızca ulusal para birimle­ yıcı olacak yeni bir Avrupa dekla­ siyasi hayatının en ciddi krizini ya­
rinin yerine ortak bir paranın rasyonu kabul edilecek. şıyor. lki yıl önce iktidarı Marga­
konulmasını değil, aynı zamanda reth Thatcher'dan devraldığında
YUVARLAK LAFLAR
ulusal düzeyde seçilen karar or­ Almanya-Fransa ile sorunları çöz­
ganlarının yerine AT düzeyinde Ancak AT içindeki çelişkilerin mek için işe başladığı söylenmişti.
merkezi organların konulmasını giderilmesi pek kolay olmayacak. Ancak AT içindeki çelişkiler buna
talep ediyorlar. Ortak para ile ulu­ Zirve toplanusı öncesinde yoğun izin vermiyor.
sal parlamentolar bağımsız bir bir görüşmeler trafiği oldu. Bu gö­
AYAK UYDURANLARLA
ekonomi politikası yürütme olana­ rüşmelerden sonra hep liderlerin
BİRLİKTE
ğını kaybediyorlar. B unun yerine görüş birliği içinde oldukları söy­
Brüksel'deki bürokratlar ve AT ba­ lendi. Ama görüş birliğinin hangi Almanya'nın uzun süre AT birli­
kanlar konseyi geçiyor. AT parla­ konuda olduğu hakkında somut ğinin engellenmesini beklemeyece­
mentosunun ancak bazı durumlar- olarak hiçbir şey belirtilmedi. ği herkes tarafından biliniyor. Eğer

42 • İKİBİN'E DoGRU • 1 1 EKiM 1 99;>


AVRUPA'DA SON SİYASİ DURUM



�ar::
ka, ���.�olWıda, Belçi-
LOksemburg)

rmm
UllllJ (halya, Belçika, ispanya)
BÖLÜNME TEHUKESI

"llAASTitlcKrE HAYIR'"
GOçl.ENIYOR
(Nofwç, lsveç. Avusluya)

- PARIS.BONN-MOSKOVA EKSENi

Moskova

birlik süreci gecikirse yeni bir alter­ cağından fazla değişiklik talepleri lardan haberdar olduğunu ve ken­
natif gündeme gelebilir. Bu. önceki olursa, Almanya yola kendisine disinin de bu planı desteklediğini
hafta Avrupa gazetelerine yansıdığı ayak uydurabileceklerle devam söyledi. " Mini AT" planları önceki
gibi, Almanya-Fransa'nın BeNe­ etmek üzere hareket edecek. hafta da Die Welt ve The Europe­
Lüks ülkeleri ile birlikte bir "Mini "Mini AT" söylentilerini doğru­ an gazeteleri tarafından yazılmış­
AT" oluşturmaları. layan kannlar birbiri ardınca ona­ tı. Financial Times gazetesi bir
"Mini AT" ihtimali Kohl tara­ ya seriliyor. Der Spiegel "Mini başyazısında, kendisini ekonomik
fından yalanlandı. Fakat bu ihtima­ AT" planlarının aynntılanyla hazır birlik kuracak ve ortak para oluştu­
lin güçlü bir kart olarak elde tutu­ olduğunu yazdı. Buna göre ortak racak kadar güçlü hisseden AT
lacağı anlaşılıyor. Kullanılıp Almanya-Fransız parası çıkarıla­ üyelerinin mümkün olduğunca
kullanılmayacağını 1 6 Ekim' de cak, bir ortak merkez bankası ku­ çabuk işe başlamalarını tavsiye
Birmingham'da yapılacak toplantı rulacak. Hükümet çevreleri planın etti. AT Komisyonu Başkanı Jac­
belirleyecek. Sözleşmeyle öngörü­ varlığını inkar ederken, Alman ques De lors un da aynı görüşü ta­
'

len hıza bütün üyeler ayak uydura­ merkez bankası Bundesbank'ın şıdığı biliniyor. Delors, "Eğer ba­
mıyor. Ama Almanya'nın razı ola- eski başkanı Kari Otto Pöbl plan- zıları Maastricht sözleşmesini

1 1 EKiM 1 992 e İKİBİN'E DOGRl.' e 43


geciktirme� için bahane arıyorlar­ sı düşünülüyor. Bu durumda Fran­ Buna karşılık İngiliz Thom, Vic­
sa başkaları da farklı bir girişimde sa'nın nükleer silahlan ve BM Gü­ kers, Westland ve Rolls Royce da
bulunur" dedi. Fransa'nın AT işle­ venlik Konseyi'nde sahip olduğu askeri alanda söz sahibi. İtalyan
rinden sorumlu bakam Elisabeth sandalye, merkezinde Almanya'nın Fiat Aerospaziale de bu alanda adı
Guigo, başta İngiltere olmak üzere olduğu "Mini A T"nin olacak. Öte geçen şirketlerden.
diğer ülkelerin Maastricht sözleş­ yandan Almanya Dışişleri Bakanı
MAASTRICIIT BÖLÜYOR
mesini onaylamalarını beklemenin Klaus Kinkel iki hafta önce ülke­
de bir sınırı olduğunu söyledi . sinin Güvenlik Konseyi'nde san­ AT birliğini öngören Maas tricht
Mitterand'a yakın olduğu bilinen dalye istediğini ilk kez resmen dile sözleşmesinin birlikten çok bölün­
Guigo "farklı ritimlerde" hareket getirdi. Bu istek, AT'nin ortak bir me getirdiği tek tek ülkeler zemi­
eden bir A vrupa'dan söz etti. askeri ve dış politika oluşturmama­ ninde de görülüyor. ATde yer al­
AT birliğinin önceden öngörül­ sı ve İngiltere'nın Güvenlik Konse­ manın ekonomik koşulları
düğü şekilde yürümemesini , Al­ yi'ndeki sandalyesinin Fransa'nınki bölünme eğilimlerini güçlendiri­
manya'nın "Drang nach osten" po­ gibi ATnin malı haline getirilme­ yor. Belçika'nın bölünmesi ihtimali
litikasına daha fazla ağırlık mesi ihtimaline karşı yapılmış bir öteden beri tartışılıyordu. Ancak
vermesini de gündeme getireceği girişim olarak değerlendiriliyor. bu sorun artık fantezi değil. Belçi­
belirtiliyor. Hatta bazı siyasal göz­ Almanya Dışişleri Bakanı Klaus ka Dışişleri Bakanı Willy Claes iki
lemciler ikinci bir Rapallo anlaş­ K i nkel'in hafta içinde Moskova'ya hafta önce konuyu tekrar gündeme
masının dahi gündeme gelebilece­ yaptığı ziyaret sırasında Alman­ getirerek "Belçika haritadan silin­
ğini yazıyorlar. Bilindiği gibi ya'nın Güvenlik Konseyi'ne daimi meye mahkum mu?" sorusunu or­
Avrupa'da l . Dünya Savaşı'ndan üyeliği ele alındı. Rus tarafının Al­ taya attı.
sonra kurulan statükodan memnun manya'nın isteğini anlayışla karşı­ Belçika'daki siyasi partiler ara­
olmayan Almanya ile SSCB ara­ ladığını söylediği bildirildi. Rusya sında, ülkenin bir bütün olarak var­
sında 1 6 Nisan 1 922'de Cenova ya­ Dışişleri Bakanı Andrey Kozırev, lığını tehdit eden sorunun dil fark­
kınlarındaki Rapallo'da bir anlaş­ Kinkel'in ziyareti öncesinde lılığı olmadığı konusunda görüş
ma imı.alanmıştı. Böylelikle Alman gazetesi Frankfurter Allge­ birliği var. Sorun Flamanlar'la Va­
Versay anlaşmasıyla kurulan düze­ meine 'ye verdiği demeçte de Al­ lonlar'ın yoğun olduğu bölgeler
ne ilk karşı çıkış gerçekleşmiş olu­ manya'nın daimi üyeliğini olumlu arasındaki ekonomik farklılıklar­
yordu. 2. Dünya Savaşı'nın biti­ karşıladığını söyledi. Böylece bir dan kaynaklanıyor. Avrupa para
minde Yalta'da kurulan Avrupa Paris-Bonn-Moskova hattı da be­ birliği EMU'ya dahil olmanın son
düzeni Malta'da yıkıldı, ama yeni lirginleşiyor. derece güç yerine getirilen birta­
statüko henüz kurulmuş değil. kım koşullan var. B u koşulları ye­
ALMAN ASKERİ S ANAYİSİ
ABD ile SSCB arasındaki büyük rine getirnıek için hükümet bütçe­
BÜYÜYOR
silahsızlanma anlaşmaları da Avru­ de ciddi kısıntılara gitti. ·Bu
pa haritasındaki değişikliklerle bir Alman silahlı kuvvetleri şu öncelikle Valonya'daki sanayi mer­
bakıma hükümsüz kaldı. anda modem tarihin tanık olduğu kezlerini etkiliyor. Buradaki işsiz­
en büyük yeniden yapılanma süre­ lik Flamanya'dakinden (Flandem)
FRANSIZ NÜKLEER
ci içinde bulunuyor. Almanya çok daha yüksek.
SİLAfil...ARI "MİNİ AT"NİN
bunu fazla dikkat çekmeden yap­ Belçika'da iki bölge arasında
Askeri alandaki dikkate değer mak istiyor. Alman Genelkurmay varılan anlaşma uyarınca anayasa­
bir gelişme, Fransa'mn yeniden yetkililerine göre yeniden yapılan­ da değişiklik yapılarak federal dev­
NATO'nun askeri kanadına dönme ma birkaç yıl alacak. İspanya, Bel­ let yapısı doğrultusunda köklü bir
ihtimalinin belirmesi oldu. . istek. çika ve Lüksemburg'un da katıla­ adım atıldı. Ancak aşın sağcı Fla­
Savunma Bakanı Pierre Joxa tara­ caklarını söyledikleri onak Alman­ man örgütleri Vlaams Blok ile
fından açıklandı. Kohl ile Mitte­ Fransız ordusu 1995 yılına kadar Volksunie, Çekoslovakya gıb i Bel­
rand Fransa'daki Maastricht oyla­ hazır olacak. Bu nedenle küçük çika'nın da ikiye bölünmesini isti­
masının hemen ardından ama hızlı adımlar atılması gereki­ yor. Bu talep ilk bakışta küçük
görüştükleri sırada, iki ülkenin ge­ yor. Savunma Bakanı Volker aşın sağcı partilerden gelse de
nelkurmay başkanları da Paris'te Rube bir süre önce iki Alman ta­ bütçe düzenlemeleri fiiliyatta bö­
bir araya gelmişlerdi. Görüşmenin burunun NATO'nun eski sorumlu­ lünme yönünde yol alındığını gös­
konusunun Fransa'nın nükleer kuv­ luk alanı dışındaki operasyonlarda teriyor. Şimdiden bölünmenin nasıl
vetleri olduğu tahmin ediliyor. kullanılmaya hazır olarak bulundu­ olacağı da tartışılıyor. Getirilen
Fransa'nın NATO'ya dönme is­ rulacağını açıklamıştı. Taburlar 1 önerilerden biri, Kral Baudoui n 'in
teğinin, Almanya'nın silahlanma Ekim'de göreve başladılar. iki bağımsız devletin de kralı olma­
ihtiyacı ile ilgili olduğu ortaya çı­ Bu arada Fransa-Almanya'nın sı şeklinde.
kıyor. İki ülke ortak ordu kuruyor­ askeri sanayisi de giderek büyü­
"SİY ASİ KRİZ
lar. Ortak ordunun kuruluşu daha yor. En büyük şirketlerin askeri
İTAL Y A'YI BÖLER"
Maastricht sözleşmesi imzalanma­ üretim yapan kısım lan da var.
dan Kohl ile Mitterand tarafından Bunlar arasında ilk akla gelenler Th e Economisı dergisi ltal­
geçen yılın ekim ayında açıklan­ Alman Daimler Benz ve Messersc ­ ya'nın bölünmesinin de ihtimal dışı
mıştı. Bu ordunun gelecekteki bir hmidt-Bolkow-Blohm. Fransız olmadığını yazdı. Buna göre İtalya
Avrupa ordusunun çekirdeği olma- Matra-A vions, Marcel Dassault. ikiye bölünecek ya da kuzeyle
44 • lKlBlN'E DOGRU • 1 1 E K i M 1 992
güney arasında bir federasyon AT taleplerini yerine getirmek cikmesinden rahatsız olduğu,
oluşturulacak. Buna yol açan geliş­ amacıyla uygulanan uyum prog­ çünkü gecikmenin Avusturya halkı
me yeni bir siyasi kriz olabilecek. ramlarının büyük sıkıntı yarattığı içindeki hayır eğilimini güçlendir­
Siyasi krizin en önemli nedeni ise ülkelerden bir diğeri Yunanistan. diği bildiriliyor. Avusturya'nın bir
Başbakan Guiliano A m ato nun ' Hükümet bütçede çok ağır kısıntı­ süre önce göreve başlayan Devlet
ATye yapısal uyum program ı. İk­ lara gitti . Kamu harcamaları büyük Başkanı Thomas Klestil Brüksel'e
tidardaki koalisyon hükümeti ölçüde azaltıldı. Bunun yanı sıra yaptığı ilk resmi ziyarette konuyu
geçen hafta İkinci Dünya Sava­ özelleştirme programları da uygu­ gündeme getirdi. Başbakan Franz
şı'ndan sonraki en kısıntılı bütçeyi lanıyor. Bir ay kadar önce kamu Vranizki Pazartesi günü, yani Bir­
hazırladı. Bütçe tasarısının parla­ mülkiyetindeki şehiriçi taşımacılık mingham zirvesinden dört gün
mentodan nasıl geçirileceği bilin­ özelleştirilince, şoförler ve diğer önce Major ile Londra'da görüşe­
miyor. Ülkeyi bir süredir grev dal­ çalışanlar greve gitmişler, gösteri­ cek. 16 Ekim'deki zirve sırasında
gası etkiliyor. Grevcilerin en çok lerde olaylar çıkmıştı. ATnin tale­ üyelik için bekleyen ülkelerin du­
kullandığı slogan. başbakanın bi üzerine getirilen düzenlemeler rumunun da ele alınması bekleni­
"sevmek" fiilinden gelen adına iza­ yüzünden emeklilik sistemi büyük yor. Danimarka Dışişleri Bakanı
feten "çok nefret ediliyor. az sevi­ yaralar almış durumda. Emeklilik Uffe Elleman-Jensen önceki hafta
liyor!" Kısıntılar, EMU koşulları­ sistemine yönelik saldırılar büyük İsveç gazetesi Svenska Dagbla­
nın yerine getirilmesini hedefliyor. grev dalgalarına yol açtı. Yunanis­ det'e aralarında İsveç'in de bulun­
,

Kuzey İtalya'daki yerel seçim­ tan'ın AT üyeliği için uygun olma­ duğu müracaatçı ülkelerle resmi
ler The Economist'in işaret ettiği dığı yolundaki kanıların Brüksel görüşmelere bu sonbaharda başla­
doğrultuda bir gelişmenin ipuçları­ çevrelerinde güç kazanmaya başla­ nacağını söylemişti. İngiltere de
nı vermişti. Seçimlerde koalisyonu dığı belirtiliyor. Drahmi zayıf ol­ bunu istiyor. Böylelikle yeni ülke­
oluşturan hükümet partileri büyük duğu için Avnıpa döviz kurları lerle yapılacak görüşmeler sonu­
oy kaybına uğrarken, bölgenin İtal­ mekanizmasına sokulmamıştı. İtal­ cunda, geçen Haziran'da Porte­
ya'nın geri kalan yoksul kesimle­ ya ve İngiltere gibi merkezi AT kiz'in başkenti Lizbon'da kabul
rinden ayrılmasını savunan Lega üyelerinin mekanizma dışına çık­ edilen bildirinin değiştirilmesi gün­
Lombarda ve Lega Alpina partileri mayı seçtikleri bir durumda Yuna­ deme gelebilecek. Lizbon bildirisi,
oylarını büyük ölçüde artırmıştı. nistan'ın sisteme dahil edilmesi yeni üye alımlarından önce 1 2 AT
Bu iki partinin toplam oyları bazı beklenmiyor. üyesinin Maastricht sözleşmesini
yerlerde, sözgelimi Po vadisindeki onaylamış olması koşulunu getiri­
NOR VEÇ'TEN HAYIR
Mantova'da yüzde 40'ın üstüne çı­ yor. Eğer değişiklik yapılırsa Dani­
kıyor. Batı Avrupa birliğinin AT yo­ marka ile lngiltere'nin üzerindeki
luy la sağlanacağı yolundaki iyim­ onay baskısı büyük ölçüde ortadan
İSPANYA VE
ser retorikler artık üyelik için bek­ kalkmış olacak.
YUNANİSTAN ZORDA
lemekte olan ülkeleri de daha az
MALİ BLITZKRIEG
Zengin bölgelerin yoksul böl­ etkiliyor. Avusturya, İsviçre,
gelerden ayrılmak istediği AT ül­ İsveç, Norveç, İzlanda ve Finlandi­ İngiltere'de sözleşmenin onay­
kelerinden biri de İspanya. Barse­ ya'dan oluşan EFfA ülkeleri AT lanması hiç de kolay olmayacak.
lona, İspanya'nın ekonomik ile özel anlaşmalar yapmışlardı. İktidardaki Muhafazakar Parti
olarak en gelişmiş bölgesi. Bütçe Bu anlaşmalarla elde edilen içinde, sözleşmeye muhalefet
kısıntıları, ekonomik olarak zayıf konum "üyelik öncesi bekleme güçlü. Eski başbakan Tbatcher'ın
bölgeleri son derece zor durumda odası" olarak niteleniyor. Ancak fraksiyonu bu muhalefetin başını
bırakıyor. Hükümet aslında bu po­ Maastricht'in birleşme yerine bö­ çekiyor. Muhafazakar Parti'nin bu
litikayla uzun süre devam edeme­ lünme getirmesi bu ülkelerde sı­ hafta toplanan kongresinde yapılan
yeceğinin farkında. Bunun için kıntıyla izleniyor. İsveç ve Nor­ konuşmalarda Almanya aleyhtarı
erken seçime gitme plan ları için­ veç'te AT üyeliğine karşı çıkan tavır açıkça ortaya kondu. Bazı ko­
de olduğu söylen iyor. Fakat Ame­ kesim giderek güçleniyor. Nor­ nuşmacılar Bundesbank'ın döviz
rika'nın keşfinin 500. yıldönümü veç'te " Hayır" cephesi son derece operasyonlarını 1ngiltere'ye karşı
dolayısıyla Sevilla kentinde dü­ güçlü. 1972 yılında üyelik konu­ girişilmiş bir "mali blitzkrieg" ola­
zenlenen Expo Dünya Sergisi ve sunda üyelik konusunda yapılan rak nitelendirdiler. Tbatcber'ın en
diğer programların bitmesi bekle­ halk oylamasına Norveçliler hayır sadık müttefiki kabul edilen eski
niyor. Fakat en geç bir yıl içinde demişti. Tekrar bir oylama yapılır­ parti başkanı Norman Tebbit'in
erken seçim olacağı tahmin edili­ sa sonucun aynı olması muhtemel. Başbakan Major'ı top anşına tuttu­
yor. Sol İttifak üyesi Nicholas Ancak 20 Kasım'da doğrudan bir ğu konuşması şiddetli alkışlarla
Sartorius, Başbakan Felipe Gon­ başvurunun olması bekleniyor. karşılandı. Maasnicht aleyhtarı
zales'in halkın güvenini tamamen İsveç de konuyu halkoyuna sun­ grup, sözleşmenin halkoyuna su­
kaybettiğini söylüyor. Ülkedeki madan üyelik başvurusunda bulun­ nulmasını talep ediyor. Yapılan bir
yabancı diplomatlar da sokaktaki muştu. kamuoyu araştırmasına göre lngil­
adamın Gonzales'in politikalarına Üç yıl önce üyelik başvurusu tere'daki seçmenlerin yüzde 62'si
tahammülü kalmadığı görüşünü yapan Avusturya'nın, Maastricht sözleşmeye karşı. •
paylaşıyorlar. sözleşmesinin onaylanmasının ge- ÖZCAN BUZE

11 EKiM 1 992 e İKİBİN'E DOGRU e 45


OPLUM �

AVUKATLAR İCRAYI ANLATTI

"Tiyatro sahnesi gibi"


S evi n Kanatger: "O oyu nu p rofesyonelce müvekkilim ad ına oyn uyo ru m . "
B ü lent Utku : " l stan b u l şartlarında dava seçmek e kon o m i k nede n l e rle g üç .
icra kısa yo l d an para kazand ı rıyo r. " Meh met Eratl ı : " Bahşişi ancak avu katlar
ö n l eye b i l i r. H e rkes kendi çapında mafya o l d u . " Ayd ı n Şah i n : " icra b i r çeşit
alacağ ı zorla almak. Bu rada sizin ad ı n ıza devlet al ıyo r."
'' slında bir tiyatro icraya da bakıyorum" diyor. İcra raşmayı sevmemem . Bah şiş var;

A
sahnesi . . . Oyun var avukatlığının sevimsiz geldiğini yapacağı iş için teşvik niteliğinde.
ve oynuyorsun . Ka- belirten Utku, "Bir kere sadece ic­ Avukatlığa fiilen başlayalı beş yıl
pıdan çıkınca sah­ ra ile hukukun tadına varılmıyor. oldu. tık zamandan bu yana bahşiş
neden iniyor ve o an kendim olu­ Monoton bir olay: İcra takibi, ta­ vermekte zorluk çekiyorum . Ger­
yoru m . " Avukat Sevin Kanatger kip kesinleşince gidiyorsun, haczi çekten dürüst, işini iyi yapan icra
icraya gittiğinde sahip olduğu ruh yapıyorsun. Genellikle tatsız or­ memurlarına da rastladım ama çok
halini böyle özetliyor. . . tam larla karşılaşıyorsunuz. Keyfin­ az. Olayın yarı yarıya suçlusu da
den değil de. ekonomik nedenler­ avukatlar. Ancak avukatlar, daya­
"DUYAR GİBİYİM"
den ödeme zorluğu olan insanlara nışma göstererek kaldırabilir."
Kanatger yedi yıllık avukatlık hukuki yaptırım uyguluyorsunuz. Eratlı, icraları hukukçuluk ola­
yaşamında yalnızca icra takipleriyle Ağlayanlar, yalvaranlar çıkıyor. rak değil, iş takibi olarak değerlen­
ilgilenmiş. "Hukuku isteyerek seç­ Bu insanlarla karşılaşmak hoş ol­ diriyor. Ama genç ve bürolarını
tim, üniversiteyi bitirince icra işleri muyor" diyor. ayakta tutmak zorunda olan avu­
olan bir avukatın yanında çalışmaya Utku'ya "Neden icra davalarını katların icra yapmalarını doğal kar­
başladım" diyor. İlk işine Kartal'da alıyorsunuz" diye soruyoruz. " İs­ şılı yor. Günümüzde de hukuk fa­
gitmiş. " Kadın, çocuk vardı, hiçbir tanbul şartlarında dava ayırt etmek kültesini bitirip stajını yapan bir
şey hissetmedim. Bilincinde de de­ ekonomik nedenlerle güç. İcra kısa avukaun bürosunu döndürmesi an­
ğildim. Zamanla da etkilenmedim . yoldan para kazandırıyor. Birçok cak kısa yoldan gelir getirecek icra
Duvar gibiyim. Önümde eşya par­ dava da icradan geçiyor. Örneğin, işlerine bakmakla oluyor.
çalandı, karısı ağladı . . . Kanlı bıçak­ herhangi bir davayı ·kazanıyorsu­ kra memurlarının tavırlarından
lı da olsam kapıdan çıkışta her şey nuz, icraya koymanız gerekiyor. yakınan Eratlı konuyla ilgili çö­
bitiyor" diyor ve ekliyor: "O oyunu İster istemez yapıyorsunuz" yanıtı­ züm önerisinde de bulunuyor: "Ba-
profesyonelce müvekkilim adına nı veriyor.
oynuyorum. O an duyguları yaşı­ Şirket avukatlığı yapan Meh­
yorsunuz, ama her şey o anda." met Eratlı icra davası almaktan
Kanatger icranın kurallarının memnun olmayanlardan. "Mesleğe
belirli olduğunu ve cezada avukatın başladığımda ev geçindirmek gibi
sorumluluğunun olmadığını vurgu­ bir ekonomik kaygım olmadığın­
larken. yapılabileceklerin fizik for­ dan icra davalarını almadım. An­
mülü gibi net olduğunu açıklıyor. cak şirketlerin önemli icraları
"Cezada, manevi rahatsızlık var. olunca alıyorum. En kötü tarafı
'Kusura bakma çıkartamadım' diye­ olan mal kaldırmayı ben yapma­
mezsin. Aslında icra en rahat" di­ yıp, avukat arkadaşlarıma devredi­
yen Kanatger farklı bir noktaya da yorum" diyor.
değiniyor: "Hakim, savcı ismi kul­
BAHŞ İŞ MİKTARLAR!
lanmak gerekmiyor. Kendi meslek­
taşlarına kara süremiyorsun. Yani Eratlı icrayı sevmemesini ŞÖY­
hakim, savcı satın alınmıyor. Kim­ ie özetliyor: "Gittiğin evlerde kim ­
seye muhtaç değilsin." s e istemeden ödememezlik yapmı­
yor. Son dönemde zaten işyeri ic­
"HUKUKUN
raları çoğaldı, dolandırıcı çok art­
TADINA VARILMIYOR"
tı. Diğer bir önemli etken de icra
Avukat Bülent Utku "Maalesef daireleri ve icra memurlarıyla uğ-

46 • İKİBİN'E DOGRU • 1 1 EKiM 1 992


rolar eğitim seminerleri düzenle­ ni. "İcra memurları da onurlu bir çok kralcı" olduklarını söylüyor.
meli. İcra memurları ve diğer mah­ olay olarak kabul etmiyorlar. Ger­ Şahin'in verdiği örnek: "Mannara
keme kalemlerinde işe başlama dÖ­ çekte maaşları yeterli olsa da, bu Bankası'nın Romen Şirketler Gru­
neminde ya da ara devrelerde se­ tür olayları yaşamasalar" sözleriyle bu'nun Antalya'daki turistlik tesis­
minerler olmalı. Meslektaşlarımın dile getiriyor. lerine haciz gelmişti. Orada tüm
arasında icra memurlarıyla senli yatak çarşafları, yataklar ve diğer
"REİS İCUMHUR BİLE YAPAR"
benli ve laubali olanları görüyo­ malzemeler yağmur altında taşın­
rum . Baronun tepki göstermesi ge­ 2000 'e Doğru, bahşiş konusu­ dılar. Hacizde amaç, borcun öde­
rekli." nu İstanbul'da görev yapan bir icra nebilmesidir. Ödeme yapılabilme­
İstanbul'daki bahşiş rayici şöy­ dairesi müdürüne de sordu. Yanıt si için de işletmenin çalışması ge­
le: Tebliğ çıkartmak: 5 bin lira. şöyle: rekir. lcra avukatlığı size felaket
Hiç bir işlem yapılmasa dahi hacze "İstisnai saygısız memurlar çı­ tacirliği olanağı da verir."
gitmek: 50 bin lira. Tezkere çıkart­ kabilir. Ama normalde memur har­ Şahin hacizlerde evlere gitme­
mak: 5 bin lira. Bir kalemde birden cırahını alır. Son günlerde TV'de meyi tercih ettiğini belirtirken bir
fazla dosya çıkartmak: 5 -20 bin li­ Kemal Sunal'ın bir mübaşir filmi anısını da şöyle anlatıyor: "Bir eve
ra arasında. Evin tümden tahliyesi: var. Buradaki olaylan kabul etmi­ gittim . Çocuklar ağladı, televizyo­
500 bin veya bir milyon lira. yorum . Hayali. Rüşveti önleye­ nu iade ettim. 'Küçük çoc uklarım
Avukat Aydın Şahin bahşiş mezsiniz. Birçok memur da aç kal­ var. Nasıl çamaşır yıkayacağım?'
vermeden de haciz işlemlerinin mamak için ikinci bir işte çalışı­ dedi, çamaşır makinesini bıraktım.
yapılabileceğini belirtiyor. Şahin, yor. Reisicumhur bile yapmak iste­ Buzdolabını almıştık. Yaşlı nine
"Siz verirseniz verirsiniz. İ nsani se yapar. 'ilaçlarım orada duruyor' deyince
diyalog kurmak önemli. Gelin altı "Maaşlarımız 2.5-3 milyon li­ kamyondan indirdik."
ay hiç bahşiş vermeden hacizlere ra. Maaşın bir, bir buçuk katı da
DAYAK YİYEN AVUKATLAR
gidelim . Altı ay sonra da güler­ harcırah alınır. Bu harcırah da ya­
yüzlü olarak icra dairelerinde kar­ sal, makbuzludur. Ele geçen pa­ Başka bir örneği de Utku veri­
şılanacağımı garanti edebilirim" rayla tasarru f edilse normal bir yor: "Bakırköy'de hacze gitmiş­
diyor. Şahin sohbet sırasında yaşam sürdürülür. Bol para kaza­ tim. Evde bayan vardı. Eşi yoktu.
"Benim memurum işini bilir" sö­ nıyoruz diye savcılar dahi bizi Biz, 'Eşini bul, ödeyin' dedik. Bu­
züyle zaten işaretin alındığını da kıskanıyorlar. Günde 30-40 hacze lamadı. Üst kattan apartman sahi­
anımsatıyor. gidiyoruz. Bir gidişte 45 bin lira bi indi. 'Siz buraya polissiz gele­
İcradaki bahşişi, kolaylık bedeli harcırah alınıyor. 27 yıllık icra mezsiniz' diyerek müdahalede bu­
olarak niteleyen Şahin, rüşvetten memuruyum, kimseye yağcılık lundu. Olay hakaret davasına gi­
tamamen farklı olduğunu belirtir­ yapma, olayı sak.lama gibi bir der­ recek boyutlara geldi. Uyardık,
ken "Rüşvette haksız bir . kazanç dim de yok." gitti. Eşyaları toplayıp kamyona
vardır. Ama icrada para ile karar yüklüyorduk. Ekip otosu geldi.
"AL SANA TELEVİZYON"
alınamaz" diyor. Şahin aynı za­ Ev sahibi 'Tanımadığımız şahıslar
manda icra memurlarının gelirleri­ İcraya giden avukatları ilginç geldi, evden mal kaçırıyorlar' de­
nin yetersizliğinin de bahşişi meş­ sürprizler de bekliyor. Dayak yi­ miş. Olay anlaşıldıktan sonra biz
rulaşurdığını düşünüyor ve tepkisi- yen, ölümle tehdit edilen avukat­ işimizi yapabildik. Yaralanan, da­
Haclzll mallar yedieminde satış gOnDnU ların sayısı hiç de az değil. Bir yak yiyen arkadaşlarımız da olu­
bekliyor. avukat anlatıyor: "Eski polis yor. "
emeklisi birine hacze gittiğimde Avukatların ortak tespiti icra
araya tabancasını koydu ve 'bu davalarında görülen artış. S on yıl­
aramızdayken konuşup halledece­ larda sahte çek-senet olaylarının
ğiz' dedi. O silah tam da haciz yoğunlaşmasıyla icra davaları da
miktarını karşılıyordu. Nasıl hac- çoğaldı. Ağustos'un son haftasında
zedebilirdim ki? " . kendilerine bir günde 42 ayn evra­
Kanatger de, Beşiktaş'taki bir kın geldiğini belirten Kanatger,
haciz olayını aktarırken polisin de "42 evrak. 42 ayn kişi. Her geçen
konuya pek hakim olmadığını ör­ gün artan evraklarla tahsilat mikta­
nekliyordu: "Eve gittik, borçlu eş­ rı da azaldı Ödeme zorluğu çok
.

yaları kırmaya, koltuklan bıçakla yoğun" d iyor .

kesmeye başladı. 'Televizyonu mu Utku, eskiden gelen çek­


istiyorsunuz, alın' diyerek ayağı­ senetlerde borçluyu aradıklarında
mın ucuna bıraktı. Tüm eşyaları anlaşmanın olabildiğini hatırlatır­
parçalıyordu. Polise 'müdahale et' ken, günümüzde bunun yaşanma­
dediğimde 'Abla, bıçağı sana sap­ dığını belirtiyor. Davalardaki artış­
lamadı ki' deyiverdi." ların toplumdaki genel ekonomik
Aydın Şahin ise haksız buldu­ bozukluğun bir göstergesi olduğu­
ğu bir olayı aktarırken, bazı avu­ nu da vurguluyor. •
katların haciz olayında "kraldan · EMS A L ŞAHİN
1 1 EKiM 1 992 e 1K1B1N 'E DOGRU e 47
.ANAT �

GALATLAR

Anadolu'da
savaş,ı ve sa n a ı , ı bir halk
l sa' n ı n doğ u m u n dan önceki 300 yıll ı k s ü re içipde Anadol u 'ya gelerek,
Kızı l ı rm ak yay ı , An kara ve Alah isar yörel erine yerleştiler. Anado l u tari h i n d e
b ı raktı kları i z . D üze n l i o rd u v e paralı aske rl i k. Tipl eri , karakte rle ri . a l ı ş kan l ı kları .
Kybele, An kara ve Galata. Yazar Osman Şah i n , 1 979 y ı l ı nda Tü rk Tarih K u ru m u
yayı nları arası nda çı kan , Fernand LeQuenne ' n i n S uzan Al bek çevi ri si Galatlar
kitabı ndan da yararlanarak kal e m e ald ı .

·.jı.
öz kamaştırıcı, ateş­ lanks" dedikleri zırhlı piyade-

G
li, verdikleri sözden !erden oluşan derinlemesine
asla caymayan.
yaptıkları işi tam
'f 1 6 asker sımsıkı dizilirdi . Öyle
ki, üçüncü sıradakilerin mız­
ı .

yapan, şaşırtıcı savaş ilahları­ raklarının uçları, birinci sırayı


nın -Galyalılar'ın- peşinden iki adım öne geçerdi. Her sü­
koşmayan tek bir kral, hüküm­ varinin yanında iki yaya asker
jar yoktu. "Galyalı" adının ya­ bulunurdu ki; atlı süvari çarpı­
ratuğı dehşet ve silahlarının şırken düşer, yaralarıır veya
olağanüstülüğü o dereceydi ki. ölürse, yedek askerlerden biri
onlar olmadan hiçbir kral ken­ ata birıerek savaşa devam ede­
folİ güvencede hisseunez; düş­ bilsirı. Bu nedenle Galat süva­
müş krallar tahtlarını tekrar ele rilerinin savaştaki hızları hiç
geçirebilmek için .onları düşün­ düşmezdi . Savaşa girdiklerin­
mek zorunda kalırlardı. Bu de, garip biçimli aletleriyle ce­
yüzden krallar onların orduları­ herınemi gürültüler çıkarırlar,
nı almak, onları kiralamak için bronz veya boynuzdarı borula­
külçeler dolusu alon verirdi rını üfleyerek düşmanl arının
Yüzyıllar boyunca karışma­ moralini bozmaya çalışırlardı.
dıkları tek bir savaş, tek bir ta­ İyi dövülmüş kalın mızrakla­
rihi olay yoktu. Tarihin en eski rıyla düşmanlarının zırhlarını,
askerleri sayılan bu büklüm atlarını, varsa fillerinin karın­
büklüm uzun san saçlı, mavi larını rahatlıkla deşebilirlerdi.
gözlü, düz burunlu savaş devle­ Ele geçirdikleri tutsakların ta­
ri, dövüşçülükleriyle öylesine mamını mızraklarla öldürürler,
tanınmışlardı ki, savaşa girme­ genç tutsakları ise savaş tanrı­
den önce krallık tarafından se­ ları adına kurban ederlerdi; ta­
çilmiş seçkin askerlerin simge­ ze kanı, yaşama kurban etme
si olan bol, kırmızı mantolar gi­ töıeni ydi bu.
yerlerdi. Poturları; sivri tepelik­ Yalnızca tutsakları değil,
li, boynuzlu, kanatlı başlıkları, savaşta ağır yaralarıan kendi
sihirli biçimde oyulmuş zırhlan komutanlarını da öldürürlerdi.
ile hemen dikkati çekerlerdi. Çürıkü bu, savaşa girenirı, sa­
Savaştan önce kendilerince kut- vaşa kendi bedenleriyle kefil
GALATA KULESi. Günümüz lstanbul'unun önemli
sal sayılan üçlü ri tirn dansı ya-
mahallelerinden biri olan Galata, adını onlardan alır. olmalannın yasasıydı. Kendi
parak kan yemini ederler, kor- Galata Ku lesi'ni yapanlar da onlardır. dinamizmlerini, kabilelerinin
k."U nç naralar atarlardı. gürlüğünü, mistik atılımını
bi girerlerdi. Yanlarda rahatça ma­ simgelemekteydi .
TESLİM ALMAK YOK
nevralar yapabilmek içirı hafif piya­ Yendikleri düşmanlarındarı al­
Savaşlara, Büyük İskender'in de ve süvariler yer alır, ortada ise dı.klan haracın adına "Galatika"
kullandığı düzenli ordu birlikleri gi- dikdörtgen bloklar halirıde. "Fa- derlerdi. İnsarı kellesi onlar için ay-

48 • 1KlB1N'E DOGRU • 1 1 EKiM 1 992


ASTERIKS.
En ünlü Gılyı
kahnımını!

nca büyük önem taşıyan mistik bir satarlardı kendilerini. Kanlarını, isteyen her insan, lsa'nın doğu­
savaş ganimeti yerine geçerdi. Sa­ çocuklarını da hesaba katarak; "Ki­ mundan önceki 300 yıllık süre
vaşçılar ellerine geçirdikleri kafa­ şi başına şu kadar altın" derlerdi. içinde Anadolu'ya gelerek, Kızılır­
ları sandıklarında aziz heykelleri mak yayı, Ankara ve Pessinus (bu­
gibi saklardı. Çünk-ü bu ölü başlan, SAVAŞÇI, TARIMCL SANATÇI
günkü Alahisar) yörelerine yerle·
yeryüzündeyken sahip oldukları Asla kapalı kentlerde, evlerde şerek, Anadolu tarihinde derin iz­
gücün kendilerinde toplanacağı yaşamazlardı. Günümüzün göÇebe ler bırakmış, etkin olmuş bu savaş­
inancından doğmaktaydı. Ve bu Yörükleri gibi açık, yaylalık yerleri çı ulusu bilmek zorundadır. Kızı­
güç, onu elde edenin olurdu. severlerdi. Toprağı süriip işlemeyi lırmak yayı ile Ankara yöresindeki
biliyorlardı. Doğuştan tarımcı ve bölgeye eski tarihçilerin "Galat
İYİMSERDh..ER
sanatçıydılar. Sapından tutularak yaylası" demeleri boşuna değildir.
Vücutları ve salınışlan muhte­ savrulan büyük urparu, dört teker­ Bugün Ankara'nın 60 km. kuzey­
şemdi. Şaşırtıcı tasarılarla doluydu­ lekli demir çemberli aıeş arabaları­ batısındaki Karalar yakınında Ga­
lar ve iyimserdiler. Paralı asker ol­ nı, yine dört tekerlekli ve çok de­ lat Kralı Deitaros Pbiloromai­
dukları halde kendiierine özgü si­ mirli saba.olan, tarla sürgüsünü, os'un, MÖ 43 'te ölen oğlu Deiota­
lahlan, boynuzlu veya boynuzsuz merdaneyi, tahıl çalkalamakta ve ros'un mezarı bulunmaktadır. Ve
miğferleri (boynuz iktidar işaretiy­ elemekte kullandıkları at ve domuz bu mezar çeşitli dönemlerde mezar
di); ayak bileklerinden sıkılı. büz­ kılından elekleri, araba yapımcılığı­ hırsızları tarafından yağmalanmış­
gülü, kalın. şalvardan ponırlan, alt­ m, demirciliği ve kunduracılıkları, tır. Deiotaros'un mezarından ele
lan çivili ayakkabıları. ellerinde üç fıçı ve çocuk beşiği yapmaktaki us­ geçen Yunanca yazılmış mezar ki­
köşe yüzlü kısa. güçlü kılıçlan. or­ talıklarıyla bilinirlerdi. tabesinde mezarın, adı geçen krala
tası çizgili, bedenlerini çok iyi örten İndo-Avrupa kavimlerinden bi­ ait olduğu belirtilmiştir.
kalın İber kalkanları ve biçici zırhlı ri sayılan Galatlar'ın izlerine MÖ Dönemin ünlü başkenti sayılan
savaş arabaları vardı. Özgürlükleri­ 600 yıllarında Güney Fransa'da Pessinus da çok önemli bir Galat
ne fazlasıyla düşkün. süt gibi beyaz rastlanır. Hellenler, Keltler diye kentiydi. Yapılan kazılarda Galat
derili. içki ye düşkw. her an gülme­ anılan Galatlar'a, "Keltai" veya seramiği olarak bilinen vazolar, fi­
ye hazır. konuşkan. aile yaşamını. "Keltoi": Romalılar da "Galli" ya bulalar, kılıç, mızrak ve miğfer
doğayı. çocukları ve hayvanları se­ da "Gallus" derlerdi. türlerine rastlanmıştır. Aynı miğ­
ven koca savaş şeytanlanydı bun­ Güney Fransa'dan İspanya, İtal­ fer, kalkan, zırh, mı7l'ak ve kılıçla­
lar. Nereye giderlerse kanlarını ve ya, Orta Avrupa, Tuna boyları, Bal­ ra, Bergama'da bulunan Athena ta­
çocuklarım da yanlarında götürür­ kanlar, Trakya, Anadolu, Pontus, pınağında da rastlanır.
lerdi. Kışın kalın yünden giysiler Suriye, Kilikya ve Mısır'a kadar ya­ Galatlar, Anadolu'ya ayak bas­
giyerlerdi. Kadınlan alçakgönüllü yılan Galatlar'ın üç büyük kol halin­ madan önce Trakya ve Yunanis­
ve gösterişsizdiler. Dalgalı pilelerle de Anadolu'ya ilk ayak basışları tan'ı ele geçirmişler, ünlü Delphoi
aşağı inen dikişsiz l'lll11aş parçala­ MÖ 278 yıllarına rastlar. tapınağını yağmalanuşlardır. Ağzı­
rıyla örterlerdi bedenlerini. na kadar altın, gümüş, kıymetli taş
Savaş bilimini çok iyi bildikleri "TANRILAR FAZLA ZENGİN"
ve sikkelerle dolu Delphoi tapınağı­
için anlaştıkları krallara pahalıya Ülkemizin geçmişini öğrenmek m yağmalarken, Yunanlılar'a söyle-

1 1 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOCRU • 49


YARALI GALAT H EYKELi . Gelibolu ve Gıliçyı, ıdını anlardın ı ldı. Ankara Kılesi'ni onlar yıptı.

dikleri şu sözler ilginçtir: "Sizin Kybele tapınağının bulunduğu ünlü


tanrılarınız fazla zengin. Bundan Pessinus'u gölgede bırakmışu. Gü­
sonra herkes için daha eli açık ola­ nümüz Ankara'sının dış mahalleleri-
cak.1ırlar. Hem de biz.den başlaya­ nin birinde Galatlar'dan kalma ta­
rak. Çünkü tanrıların olan herke­ pınakların bir bölümü hfila ayak­
sindir. Ve sizin bir sürü şey bi­ tadır. Bu duvarlardan birinin üs­
riktirmenize onların ihtiyacı tüne Latin harfleriyle "Ancyra
yok."tur. Zaten tanrıların her Vasiyettıamesi" denilen bir
günkü işi. kendilerine cömert­ metin yazılmıştır.
çe sunulan bu nimetleri insan­
NOEL AGACI VE
lar arasında bölüştünnektir."
BOÔA GÜREŞİ
GALİÇYA, GELİBOLU,
Gökten düşmüş siyah ebonit
ANKARA
taştan yapılmış, yığın yığın me-
Yunanistan'dan sonra Çanak­ meli Tanrıça Kybele'nin yeri Pes­
kale Boğazı'ru geçerek Troya'ya sinus'nı. Kybele kültü, çok saf bir
ulaşırlar. Gelibolu ilçesinin ilk k.'l­l tapınma biçimi olduğu, fazla ayrın­
rucuları onlardır ve "Galliopoli" adı tıları olmadığı, kadını yücelten bir
onlardan gelir. Yine Romanya'run tapınma biçimi olduğu için Galatlar,
BOLU HIDIRŞAHLAR TÜMÜLÜSÜNDE
sınırları içinde kalan ''Galica" (Ga­ Kybele dinine inandılar. Meşe, çam
BULUNMUŞ GALAT TASViRLi ALTIN
liçya) bölgesi, adını onlardan alır. BROŞ. ve selvi, Kybele Ana'ya adanmış üç
Galatlar daha sonra yüzyıllarca ağaçtan biriydi. Kybele kültii , Ga­
kalacakları Ankara yöresine gelip mallar, baharat ve fildişi taşıyan latlar'ın doğaya ve hayvanlara olan
yerleşirler. O zamanlar İç Anadolu kervanların yoluydu. Galatlar, böy­ alışkanlıklarına uyuyordu. Bu yüz­
ve Ankara yöresi günümüzdeki gibi lesine önemli bir bölgeye yerleşti­ den ilkbaharın gündönümü olan 22
çıplak, bozkır değildi. Geniş orman­ ler. Asıl adı Ancyra olan Ankara Mart'ta Ana Tannça'run aşkına ha­
lıklar, çayırlıklarla örtülüydü. Galat­ kalesini onlar yapnuşlardır. Ancyra dım olan Galli rahiplerin buyruğun­
lar'ın pek sevdiği meşe ve çam or­ onların döneminde güzel bir kent da kesilmiş çam ağaçlarını Kybele
manlarıyla kaplıydı. Geyik ve yaban olmuş, tiyatrolar, hamamlar, kaldı­ tapınağına götürürlerdi. Çam ağacı,
domuzu çok.1u. Ve bunlar, onlar için nm taşlarıyla döşenmiş yollar inşa Attis'in, alunda erkekliğini kurban
kutsal hayvanlardı. Ayrıca Bitinya, edilmiştir. Ana tanrıça Kybele ile ettiği ağaçtı. Galatlar, saçları başlan
Karadeniz, Pontus, Kafkasya, Ege, yaşam güçlerini canlandıran ağaç dannadağın, yas işareti olarak gö­
Akdeniz'den gelen yollar İç Anado­ boynuzlu geyikler ve öküzlerle süs­ ğüslerine vurarak, çam kozalakla­
lu'dan geçerdi. İpek yolu; değerli lüydü Ancyra O denli ki, Ancyra, nyla kan çıkıncaya değin bedenleri-

50 • İKİBİN'E DOCRU • 1 1 EKiM 1 992


şu" anlamında "Anatole" di­ İş yine kiralık Galyalı lejyonerlere
yenler yine onlardır. Anado­ düşer. B izans imparatorl arı, bu ku­
lu'dan sonra Suriye, Filistin ve şaunayı yine onların dövüşçülük­
Mısır'a kadar gider Galatlar. leriyle önlemeye çalışırlar.
Hangi kral veya hükümdar ça­ Sonra tarih sahnesine Selçuklu
ğınr kiralarsa oraya giderler. Türkleri çıkar. 1 07 1 Malazgirt
İncil'in bir bölümünde, Anti· Meydan Savaşı'ndan sonra Anado­
ochos'un 1 2 bin askerine karşı, lu'nun içlerine değin yayılan Türk­
Babilonya'dan gelen 120 bin ler'in Galatlarla tanışmaları başlar.
Galat askerinden söz edilir. Fi­ Her iki halk da birbirinden hoşla­
listin'e karşı Galat yürüyüşü nır. Çünkü her iki halk da hoşgö­
öylesine korkunç boyutlarda rülü ve disiplinlidirler. İnandıkları­
olmuştur ki, bundan kutsal ki­ na bağlanmasını bilirler. İyi savaş­
tabın, tarihin en büyük olayla­ çıdırl ar. Göğüslerini gere gere öl­
rından biri diye söz eunesi bo­ mesini bilirler. Açık, hareketli
şuna olmasa gerek. yaylaların, dağların insanları ol­
360 yılında Anadolu'yu dukları için yerleşik düzeni pek
baştan başa istila euneye çalı­ sevmezler. Bu gibi benzerlikleri
şan Persler'i, Bizans impara­ nedeniyle çabuk kaynaşırlar. Türk­
torlarının, Galyalı lejyonerler ler çok beğendikleri bu savaşçı
sayesinde güçlükle durdurduk­ Galatlar'ı zamanla kendi orduları­
larını kimi tarihçiler yazarlar. na asker olarak alırlar. Böylece
İstanbul kentini kuran Bi- Türk-Galat kardeşliği başlar.
GALAT TASViRLİ YÜZÜK TAŞI.
zans İmparatoru Constanti· Anadolu Selçuklu sultanları. ta­
ni yaralar. arka arkaya üç gün üç ge­ nus, kimilerine göre Galyalı eski rihimizde "Babailer İsyanı" olarak
ce uywnadan gözyaşları içinde ha­ bir han hizmetçisinin, kimilerine bilinen Türkmenler'in isyanını, ki­
zin cenaze töreni yaparlardı. Kybele göre de Galatalı bir hancının piç raladıkları 5 bin kişilik Galat aske­
tapınağının çevresinde heyecanlı çocuğu olarak dünyaya gelmiş. rinin ön saflarda çarpışmalara gir­
çalgılar çalarlar. gezegenler gibi dö­ Ana yanı İlliryalı bir Helen olan mesiyle bastırabilir ancak.
ne döne dans ederler, git gide hızla­ Constantinus, baba yanıyla Gal· Osmanlılar, Trakya ve Balkan·
narak sonra birden sıçrarlardı . Ulur yalı kanı taşır. lar'daki Hıristiyan çocuklarından
gibi bağırırlar. yalvarır yakarırlar, devşirdikleri çocuklardan yeniçeri
TÜRKLERLE TANIŞMA
sonra da bedenlerinden çıkan kan adı altında müthiş askerler yap­
damlalarını çam dallarının üstüne Yıllar geçer. masını bilirler. Fatih İstanbul'u
serperlerdi. Coşkwıun en yüksek İslam dininin verdiği coşkuyla kuşattığında yeniçerilerin içinde
noktasına erişmiş biri birden ortaya Araplar'ın Anadolu'yu istilası baş- Müslümanlaşıp Türkleşmiş bin­
atılır, taş bıçağı eline alır, Kybele !ar. Denizden İstanbul'u kuşatırlar. lerce Galat asıllı yeniçerinin oldu-
sunağının üstünde kendi er- . ğu söylenir.
ARTViN KAF.KASÖR ŞENLIK.L� Rl'NDE BOGA GÜREŞi .
kekliğini J...-urban ederek "Gal"
. .
ispanya dakı boğa gureşlerının, Galatlar aracılığıyla
Günümüz İstanbul'unun
o1ur, KYbele Ana ı.1e so zde b ır- An ıdolu'd an gittiği söylen önemli mahallelerinden biri
..
ir.
leşirdi. Hıristiyanlar'ın m>eller- olan Galata, adını onlardan
de evlerine çam dalları taşıyıp alır. Galata Kulesi'ni yapan­
dikme adetinin, Galatlar'ın lar da onlardır.
Kybele Ana'ya olan bu tapın­ Galata sakinleri İstan­
ma biçiminden geçtiği söyle­ bul'un kuşatılmasında Bizans­
nir. lılar'ın yanında yer almamış­
Galatlar'ın sevdikleri bir lar, onların yardımlarına koş­
başka şey de. vahşi lx:ığa ve . mamışlardır.
;.
manda koşularıydı. Vahşi hay- Galatlar sonradan Anado­
vanları kovalarken, hayvanın ._.,� lu halklarıyla öylesine bütün­
ensesindeki hayat düğümü de­ leşmiş, kaynaşmıştır ki, artık
nilen yere kutsal mızrağı sap­ bunlara günümüzün Anadolu­
layarak öldünncye çok merak­ lusu demek daha doğru olur.
lıydılar. İspanya'daki boğa gü­ Modem çağımızda Ana­
reşlerinin asıl kökeni bu yüz­ dolu'yu gezip dolaşan kimi
den Anadolu'dur. Anadolu gezginci, araştırmacı ve tarih­
Galatları'nın İspanya'ya taşı­ çiler, ülkemizin şurasında bu­
dıkları söylenir. rasında sarışın, dev yapılı.
düz burunlu Galat tiplerine
GALAT YÜRÜYÜŞÜ
hfila rastlandığını söylerler ki.
Anadolu'ya "güneşin doğu- �-------' doğrudur. •

1 1 EKiM 1 992 e 1K1BİN'E DOGRU e 51


TUNCA ARSLAN

İdealiıe edilmis
Abuzer
,

Vatandaf
Abuzer.
(YOcal
oman, ayrıntı, randevu yerinde yanlış­ Sarpdırı,

R
imgeleme ve be­ lıkla, bir "lider" sanılarak Evrensel Yay. ,

timlemeye da­ yakalanıyor. Emniyette 306 s.)


yanır. Anlatım üç ay işkenceye direni­
sanatıd1r roman. Yücel yor. Cezaevinde yıllarca.
Sa rpder e nin Vatandaş
'
·
arkadaşlarıyla birlikte tü­
Abuzer romanı baştan so­ nel kazıp kaçana dek di­
na diyaloglar üzerine ku­ renişlere katılıyor. Ko­ yaşı-
rulmuş. Daha çok bir ti­ nuşkan, esprili ve soğuk­ yor?
yatro oyununu andırıyor. kanlı. Cezaevi komutanı­ Roman. Abuzer gibi, Mehmet
Mekan ve tipleme yok nı. yardımcısını, gardi­ kimi sorulan karşılıksız Ali ve Gökhan tiplemele­
sayılır. yanları ince bir alaya bırakan bir yapıya sahip. ri de yeterince işlenme­
Abuzer adındaki va­ alıyor, mahkumlara mo­ Anlaşılan Abuzer emniyet miş, derinlikleri, geçmiş­
tandaş ablukaya alınmış ral veriyor. ve ceı.aevine düşmeden leri yok. Bu durumda
önce. hertıangi bir politik Abuzer, idealize edilmiş
YENi ÇIKANLAR örgütün adamı değil. bir kahraman olarak çıkı­
Emekçi bir insan olarak yor karşımıza.
Şehir Düftü! (Yeorgios Francis, iletişim Yay., Çev: birçok iş değiştirmiş. Sis­ Bir roman çalışması
Kriton Oinçmen, 109 s.) temin çelişkilerinin az çok olarak bu tür soruların
Yeorgios Francis, dünyanın önemli olaylarından biri­
farkında gibi. Ama kim oluşmasına olanak tanı­
nin, lstanbul'un Türkler tarafından fethinin 'görgü tanı­
ğı'dır. Bizans'ın son im paratoru Konstantin'in sadık ada­ Abuzer? Emniyette ve ce­ mamalıydı Vatandaş Abu­
mı Francis. sevgili şehrini fetheden 'imansızlar·a karşı zaevinde örnek sayılabile­ zer. Siz yine de elinize
nefretine rağmen olayların nesnelliğini görmezden gelme­ cek direnişler sergileme­ alın. Esprileri zevkle oku­
miş, hem tarafı hem de tanığı olduğu ölüm-kalım kavga­ sindeki gücü nereden alı­ yacaksınız en azından. •
sının hikayesini bugün bizler için değerli bir bilgi kaynağı yor'? Cezaevinde nasıl bir H AYATİ ÖZEN
olacak şekilde yazabil miştir. Fn::=i�is'in m etninde, kaçınıl­
maz öznellikler ve değer yargıları çıkarıldığında, geriye,
savaşın nesnel ve olgusal bir anlatımı kalmakta. Stefan
Zweig ın 'tarihte yıldızın parladığı anlardan biri' diye nlte­
'

lediği olayın, tam göbeğinden bir anlatım. Çok ilginç . . .


Kara ayrıntılar
Farabundo Marti S a n Salvador'da / iç_ Savaıtan Si­
lahlı Barııa . (Derleyen ve Çeviren: Oğuz Onderer, Belge A seyin
yrıntı Yayınlan, Hü­
Boysan yöneti­
çekleştiren yargıçlar" ola­
rak iyi anlatabildikleri
Yay., 283 s.) minde yeni bir dizi başla­ oranda var olabilecekler.
Elimizdeki derleme, dünyadaki devrimci m ücadele de­ tıyor: Kara Ayrıntı. Önce­ Ya da "atmosfer"in ken­
neyimlerinden birine, Salvador iç :,..:.ıcı�ının farklı özellik­ likle yayınevi yöneticile­ disi kahramandan daha
lerine ışık tutmayı amaçlıyor. Salvador'un toplumsal yapı­ rinin klasik polisiye me­ önde olacak. Olayın ken­
sı yanında sınıf mücadelesinin özelliklerini tartışan, çatı­
tinlere yönelik hoşnut­ disinden çok gerekçeleri
şan taraf ve toplumsal güçlerin iç savaş sürecindeki özel­
liklerini ve bunların dönüşümünü ele alan katkılarda, Sal­ suzluğu ve bu metinleri üzerinde · durulacak.
vador solu yanında, sağ güçlerin, ordunun yapısını da karakterize eden ögelerin "Suç" diye adlandırılan
yakalamak müm kün. Şu anda Salvador'da gerillalar, meş­ yetersizliği yol açmış bu durumla "insani zaaf'
ruiyetlerini hükümete 'silahlı barış' süreci içinde kabul et­ diziye. ilişkilendirilecek. Ve ba­
tirmiş d urumdalar. Bir yandan ölüm mangalarının faali­ Kara Aynntı'nın en te­ zen failler yakalanmaya­
yetleri sürerken, öte yandan FMLN 'siyasal partiye' dö­ mel özelliği, olabildiğince bilecek.
nüştüğünü ilan ediyor. kahramansız metinler se­ Yayınevinin notunda,
Aydınlanma Şehveti / Budizm ve Seks. (John Ste­ çilmesine dikkat edilmesi. "Hemen itiraf edelim:
vens, Oharma Yay., Çev: Serdar Erişen. 187 s.) Faillerini yakalamakta uz­ Maalesef bu tip metinleri
Budacılık, cinselliğe yüzyıllar boyunca pek çok şaşırtıcı manlaşmış roman tipleri bulmakta çok zorlanıyo­
yollarla yaklaşmış; bazen cinsel dürtüyü baskı altına almış, (komiser. dedektif, savcı. ruz" deniliyor.
bazen yüceltmiş, bazen de onu en yüksek düzeyde geliştir­
gazeteci ... ) dizide çok az Dizinin ilk kitabı Çin
m iştir. Bu kitap, Shakyamuni Buda nın kendinden başlaya­
Gölü Cinayerleri, Robert
'

rak, Budacılar'ın tüm insanlığı yönlendirdiğini iddia ettikleri olacak. Kimi zaman bu
'içsel ateş·e karşı nasıl yaklaştıklarını anlatıyor. tiplere yer verilse bile. van Gulik imzalı. Gulik,
kendilerini "adaleti ger- 1 2 dil konuşan. yedi telli

52 • İKİBİN'E DOGRU e 1 1 EKi M 1 992


Ol ya da öl
P apirüs Yayın lan 'nın
"Bütün Eserleri" dizi­
kitabı
Durbaş.
Canfeda. Refik
"Yine Dalgasını
İŞÇi PA R T i S i YAY I N O R GA N I
sinden beşinc i Can Yücel Geç miş" başlıklı sunu ya­
zısında şöyle diyor: "Bir
EKİM 1 99 2 34. SAYI ÇIKTI :'
karşı koyuşun, susmayı-
sarsmanın ve sal-
dırmanın
O,
şiiri . . .
'anlama­
Hasan yalçııı
dım hiç' de­
se de şiiri
DEVRiMCi •

anlaşılıyor. .."
Yücel'in. biri­
YOL'DAKI
lerine "Ya mut­
lu göründüğün
TARTIŞMA
UZE R I N E
•• •

gibi ol / Ya mut-
suz göründüğün
g ibi öl" diye ses­
endiği; Rıfat 11- Dr. Ş ükrü Günbulut
ga z 'a, "Ilgaz, Anado­ Turan Dursun
lu'nun sen yüce bir da­

BA YiLERDE:
Doğu Perinçek .
ğısın / Eteklerinde ki-
taplar. . . " dediği; "Afrika Kıvllcımll Hepimizin
gibi bir kıta yazaydım / T. lçli
Hiç dunnaz ölürdüm . . . " Dr. Hikmet Kıvllumh'nın
Canfeda. kararım verdiği kitap. İş­ Yaşamı, Mücadelesi ve Yapıtlar1
(Can Yücel , ... .
____
te o kitap ! •
Papirüs Yay. , 1 02 s.) O Hüseyin Kaı.ancı. ismet Kerpal Karadayı, Ôzcan Buze, Ali

�•
Kocaoğlu. İlyas Soylu Netle• IHI P•rtlıl?
Avrup•'tl• Devrimci Mic•tl•le Penpektlfl
!:J ;\li Mercan
ve IHI P•rtlıl'•• Deıtek Km•,.•J•••
Çin lavtasını ustaca çalan . YAZIŞMA ADRESi:
• Evrensel Kültür ü n TÜN EL, İLK BELEDiYE CAO. KÜÇÜK TÜNEL APT. NO 5 KAT 1
kitap resimleyen. kaligrafi BEYOOLU / IST ANBUL TEL: 244 1 2 94
bilen. Çinliler'in ortaçağ Ekim sayısında Ce m
yasaları kadar cinsel ya­
Yalın, 'Bruegel Bize Ba­
şam larıyla da ilgilenen bir
sinolog: Romanları entrika
kıyor" adlı yazısında, ya­
pıtlarında ironik, saçma. Gündemdeki Yazı
trajikomik ve çirkin ola­
konulu edebiyatın en çar­
pıcı örnekleri arasında sa­
yılıyor. B u kitaptaki olay­
nı ortaya döken, ayrıntı
ustası Flaman ressamı
kon u ed inmiş. Orhan
Doğu Perinçek
lar da ortaçağ Çin'inde ge­
çiyor. Çeşitli eğlencelerin
Gökdemlr ise 'Mitoloji,
Teknoloji ve M itsel ide­
ULUSAL SORUN U N •• ••
düzenlendiği çiçek gemi­
lerinde aşk satan, güzelliği
ile bütün erkekleri büyüle­
oloji' baş lıklı makalesin­
de, ilkel i nsanın ü rkek
tavrından başlayarak.
BUGUNKU ANLAMI
yen Badem Çiçeği'nin modern insanın derin
yabancı laşmasına uza­
dansıyla başlayan olay,
nıyor. Derginin bu ayki
Teori E y lül 1 992
kanlı mahzenlerde, puslu
sokaklarda ve esrarengiz
·oosya·sı teknoloji­ 33. Sa y ısında
sanat ilişkisine ayrılmış.
dama problemlerinde geli­ 'Sosyalist Sanatın Tari-
şerek egzotik bir Doğu hinden' bölümünde
entrikasına dönüşüyor. . . Anatoıı Lunaçarskl, isteme Adresi :
İkinci kitap. Michel del Asım Bez lrcl ' n i n çeviri­ Nuruosmaniye Cad. 1 9/3 344 1 O
Castillo'dan Şairin Ölümü. siyle 'Marksçılık ve Ede­
biyat'ı ele alıyor.
Cağaloğ lu- istanbul Te l : 5 1 3 83 52-53
Orta Avrupa ülkelerinden
birinde geçiyor. •

1 1 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOGRU • 53


Uyuşturucunun "en alttakiler"i
Uygu nsuz Yol l a r ( R ush ). ı Yönetme n: Li l i Fi n i Zan uck ı
Sena ryo: Pete D exter / Müzik: Eric Clapton / Oyu ncu l a r: Jason Patri ck,
Jen n ifer Jason Lei g h , Sam E l l i ot.
agazin bas ınımızın revleri, bölgedeki uyuşturucu sel eğilimlerinin açı ğ a çıkışına

M
yemek tarifi yapar trafiğinin içine g irmek, çaktır­ tanık olan polis memuru gibi,
gibi �yu � turucu tarifi madan sorumluların yakasına ya­ Uygunsuz Yollar'ın narkotikçileri
yaptıg ı , . uçuran ama pışmaktır. " Hepsi yakalanmadan de kendi kendileriyle de yüzleş­
zarar v ermeyen" kokteyller pe- hiçbiri yakalanmayacaktır. " mektedirler aslında. Filme kay­
şinde koştuğu ş u günlerde, uyuş- Amirlerinin direktifleri doğru ltu­ naklık · eden Kim Wozencraft
turucu bağımlılığını konu alan sunda ana hedef, karda yürüyüp imzalı kitap hakkında konuşacak
bir film v ar sinemalarımızda: ardında iz bırakmayan Gaines'tir. durumda değiliz, ama Zanuck bu
R ush . Filmin bir u yuşturucu Kolay lokma değildir Gaines. değişimi -biraz hızlı olmakla bir­
maddeye k arşılık gelen orij inal Öyle ki film boyunc a aj anlarımız likte - izleyiciyi cezbeden bir dil­
adı pek uygun bulunmamı ş ola- gibi bizler de Gaines'in hiçbir le aktarıyor.
c ak ki, Lili Fini Zan uck 'un ilk açığını yakalayamayız. Kötü adam Gaines ! Kanımız­
yönetmenlik denemesini Uygun- Buraya kadar anlattıklarımız. ca Gaines üzerinde -finale rağ­
suı Yollar ol arak i zl i yoruz. filmin geliştiği birinci kulv ara men- hep soru işareti bırakmakla
K ı saca konuyu anl atalım. ai t. İkinci kulvarda ise bir aşk da iyi bir iş yapmış Zanuck . " Ya
kahramanlarımızı tanı yalım ön- öyküsü; ü stelik de "görevleri ge- adam gerçekten suçsuzsa? " gibi
ce . . . Hemen her zaman olduğu reğ i " uyuşturucuyla fazlasıyla basit bir soru. filme yabana atı l­
gibi yine A B D'dey iz. 1 9 74'ün haş ır neşir olan iki gizli aj anın maması gereken bir geri lim kat­
son günleri . N arkotik büronun aşk öyküsü geliş iyor. Raynor, mış. Öyle ya, adamcağı z hakkın­
deneyimli ama bi raz " dağıtmış" gerçek bir bağıml ıdır. Onun için da tek bir kanıt yok, ü stelik orta­
aj anı Jim Raynor, kendine ortak narkotik büro camiasının el ele da düzmece bir rapor ve bu rapo­
aramaktadır. Bula bula bir güzel tutuşup tanrıya dua etmesinden run düzmece olduğunu Gaines'in
bir "çaylak" o l an Kristen Gates'i başka yapılacak bir şey yoktur! yarg ılandığı mahkemede itiraf
bulur. Gates. kendisini bekleyen Gates i se direkten döner. eden bir aj an v ar. Filmi henüz i z ­
işin ne kadar bel al ı , korkutucu ve Neresinden bakılırsa bakılsın lememiş olanların kevfini kaçır­
pis bir iş olduğu, iyi düşünmesi ilginç bir öykü v ar ortada. B i raz m am ak için fi nali fazla kurcala
gerektiği konusunda yoğun bir da William Friedkin'in Devri­ m ayalı m ; ama eğer Gates u y uştu
bombardımana uğrar. Fakat v az - ye'sini çağrıştıran bir öykü . . . ruc u meselesini bir kenara atıp
geçmez. Raynor ve G ates artık Gizl i bir görevle eşcinsel lerin yalnızca "ortağın öldürül ürse isi
iyi bir ekip oluşturmuşlardır. Gö- dünyasına dalan ve kendi eşcin­ hakimlere bırakma kuraıının ge­
UYGUNSUZ YOLLAR. Kendine özgü bir gerilime sahip ama "kekeme•. reğini yerine getirdiyse, "Ameri ­
kan adaleti"nin u yuşturucuyla
mücadelesinde c iddiye alınacak
ne kalıyor elimi zde?
Uyuşturucu, tıkır tıkır i ş leyen
mekanizma ve düzen üzerine tar­
tışılabilecek bir tez getirmi y or
Uygunsuz Yollar. Bu açıdan ba­
kıldığında fazl asıyla " kekeme''
bir filmdi izlediğimiz. Gariban
aracı l ardan ötesini söyleme ye di­
li varmıyor sanki . Zanuck, "ge­
nel" lafl ar etmekten açıkça ka­
çınm ı ş .
Her i k i tarafta y e r a l an "en
alttakileri " konu edinen, " bü yük­
ler" le didişmeye yanaşmayan bir
fi lm. İster kullanın, ister kullan­
mayın! •
TUNCA ARSLAN
54 • İKİBİN'E DOGRU e 11 EKiM 1992
N IZAMETTIN
ARIÇ (BEKO)
VE
emRA
ARSEN (ZlNE) ,
BEKO iÇiN BiR
TÜRKÜDE.

Festivaller arasında bir Kürt filmi


Beko İçi n B i r Tü rkü . ı Yönetm en: Nizam ettin Ari ç ı Senaryo: N izam etti n Ari ç ,
C h ristin Ke rnich ı Müzi k: N izam ettin Ariç ı Oyuncular: Nizam etti n Artç,
B ezara Ars e n , L u s i ka H es e n , Cemale J o ra, Fila Tital , N u riye Tital , Tem O re J o ra ,
Berivan Ari ç, Ş i rine Si nco, Xaseya Rızg o .
önetmenliğini Nizamet· da söyleniyor. ko. Bu çocuklar Kürt olmanın ne

Y
tin Ariç 'in gerçekleştirdi­ Kürdistan'da başlayan ve bir demek olduğunu kendisinden da­
ği Beka için Bir Türkü ad­ Alman iltica kampında son -bulan ha iyi biliyorlardır. Beko ile kü­
lı film, arka planına Sad· bir öykü anlatılıyor Beka için Bir çük yetim kız Zine arasında sıcak
dam H üseyin in 1 988'de gerçek­
' Türkü'de. Beko, Türk Özel Ti­ bir ilişki başlar.
leştirdiği Kürt kırımını alarak, bir mi'nin bir baskınında, asker kaçağı İran-Irak savaşında varılan ateş­
Kürt gencinin tehlikelerle dolu kardeşinin yerine tutuklanı p götü­ kesin ardından, köylüler barış umu­
yolculuğunu anlatıyor. Bir Alman­ rülür. B ir fırsatı değerlendiren Be­ duyla köylerine dönerler. Zlne,
Ermeni ortak prodüksiyonu olan ko kaçar ve Türkiye'den çıkar. Be­ kendisiyle beraber gitmesini iste­
Beko için Bir Tiirkü'de Nizamet­ ko, son olarak Irak'taki kurtarılmış mektedir Beko'dan. Kardeşinden
tin Ariç başrol oyunculuğunun ya­ Kürt bölgelerine gideceğini söyle­ haber alamayan Beko, köylülerle
nı sıra,Christin Kernich ile bir­ yen kardeşi Cemal'i aramaya baş­ gitmeye karar verir. Beko, Zine ve
likte filmin senaryosunu yazmış lar. diğer çocuklar, yıkık bir evi oturu­
ve müzik çalışmasını da yapmış. Beko kardeşini ne Suriye'de, ne lacak bir hale getirmek için çalış­
Filmde Bezara Arsen, Lusika de Irak Kürdistanı'nda bulur. Bu maya başlarlar.
Hesen Cemale Jora'nın yanında
. arada İran-Irak savaşının etki ala­ Aradan daha tek bir gün geç­
çocuk oyuncular olarak Fila Tital. nındaki bir dağlık bölgeye varır. mişken, Beko, Irak uç;aklarının kö­
Nuriye Tital, Temure Jora, Beri­ Bu Kürt yaylası biraz ötedeki köy­ yü zehirli gazla bombalamasına ta­
van Ariç, Şirine Sinco ve Xaseya leri bombal anmı ş insanları, anası nık olur. Kendisi ve Zine dışında
Rızgo rol alıyor. babası ölmüş çocukları barındırır. herkes ölür. Beko ağır yaralı çocu­
Ermenistan. Hamburg ve Ber­ Beko, Kürt gerillaların önerisi üze­ ğu alır ve dağların arasından lran
lin'de çevrilen, diyalogların bü­ rine kardeşinden bir haber alabil­ s ınınna doğru yola koyulur.
yük bölümü Kürtçe olan 1 00 da­ mek için bekler. Sonra Zine ve Beko tedavi için
kikalık film, şimdiye kadar altı Bu bekleyiş süreci Beko'yu bir Avrupa'ya gelirler. Zine, kör ol­
film festivaline davet edildi. Bun­ yandan belirsiz geleceği ile uğ­ muştur. Ailesini ve kardeşini tekrar
ların arasında son Venedik Fi lm raştırırken. öte yandan özellikle görebilme umudunu yitirmeyen
Festivali de v ar. Filmin altı yedi çocukl arın aracı lığıyla gönlük ya­ Beko, hemşerisi Kürtler'le ilişkiye
festivalden daha davet alacağı da şamın içine girer. Küçüklerin geçer ve kardeşinin kaçamadığını,
gelen haberler arasında. B u arada üzerinde savaşın izlerini, onların öldürüldüğünü öğrenir. Beko'nun
İstanbul Film Festivali için Fikri yaşam arzularını, sevinçlerini ve umutları kırılır. Bir tek Zlne kal­
Sağlar'la bir görüşme yapıldığı zulme alı şmı şlıklarını görür Be- mıştır ona. •

1 1 EKiM 1 992 • lKlBlN'E DOCRU • 55


llEB TELDEN

lstanbul Devlet Opera ve


Balesi'nde bu haf ta
• stanbul Devlet Opera ve
I Balesi. 1 992-93 sezonu ­
l stanbul D evlet Opera
ve Balesi ' n i n bilet satışla­
nu açtı. 1 3 Eki m Salı günü rıyla ilgili bir de açıklaması
saat 20.00'de C. Orlf'un Car­ var: "Bakanlığımızla genel
mina Burana'sı, 1 4 Ekim saat m ü d ü rlüğ ü m üzün m erkez
20.00'de R. Rodgers'in Ne­ ve taşra kuruluşlarındaki
şeli Günleri, 1 5 Ekim saat mensu pları ile eş ve çoc u k­
20.00'de G. V erdi 'nin Na­ ları. emekliler, basın men­
bucco'su, 1 6 Ekim saat s upları, öğretmen ve öğ­
1 9.00'da G. C. Monetti ' ni n renciler, çocuklar, vatani
Medyum·u v e Chr. W. görevini yapmakta olan er­
Gluck ' ı n Kadmm Fendi Kadtyı ler m erkez ve taşra gösteri­
Yendlsi, 1 7 Ekim saat lerimizde yüzd e 50 indirim­
1 1 .00'de T. Egner in Karanfil
' den yararlanırlar. 65 yaşını
Köy'ü ve aynı g ü n saat dolduranlar, malul ve m u­
1 5.30'da P. 1. Çaykovs ki nin' harip gaziler ile bedensel
Fmdıkkıran'ı Büyük Salon 'da özürlüler oyu n larımızı üc­
sah neleniyor. retsiz izleyebilirler.·

5. Devlet Fotoğraf Yar1şması


Phlllppe Favler'ln sergide yer alan bir �alışması.

Eski pullar, renkli kağıtlar ve


sonu�landı
kartpostallarla süslenen resimler
K d üzenlenen 5. D evlet Fo­
ü ltür Bakanlığı tarafından paylaştılar. Ayrıca 68 siyah­

A Merkezi' nde
beyaz ve renkli yapıt sergi- nkara'da, Fransız Kültür çıkarak cam altı resmini ge­
toğraf Yarışması'nda derece­ 1.�nmeye değer bulundu. Philippe liştiren Favier, resim !erinde
ye giren yapıtlar belli oldu. Odü ller, Kasım ayının ilk haf­ Fav ier 'in toplam 70 yapıtın­ kullandığı bu teknikle her se­
78 sanatçının 1 90 yapıtla ka­ tasında düzenlenecek bir tö­ dan oluşan sergi 29 Ekim· e ferinde değişik bir manzara­
tıldığı Siyah-Beyaz Baskı da­ renle verilecek. kadar sürüyor. Sanart 92 ya açılan hayali pencerelere
unda birinciliğ i T ile Tahir Derneğ i ' nin etkinlikleri çerçe­ benzeyen gizemli kompozis­
Un, ikinciliği ' i simsiz' ile A.
Selim Sabuncu, üçüncülüğü
5. Matbaae1hk vesinde düzenlenen karma
sergiye de Fransa'yı temsilen
yonlar ü retiyor. Yapıtlarına
eklediği eski pullar, yapıştır­
"Metris" ile Alper Fidaner ka­
zandı. 1 46 sanatçının 372 Fuar1 katılacak olan sanatçı, gerçe­
küstücü ve sıradışı bir res­
dığı renkli kağıtlar ve kart­
postal parçalarının ayrıntıla­
T rayı'nda '5. Matbaacılık
çalışmayla katıldığı Renkli Ü YAP lstanbul Sergi Sa­ sam olarak tanınıyor. Yüzyıl­ rını camın renkli tarafına iş­
Baskı dalında i se ilk üç sırayı lardır Orta Avrupa' nın birçok leyen sanatçı, resmindeki
"Labirent" i le Selim Aytaç, Fuarı' açılıyor. 1 7 Ekim 'de ülkesinde 'halk ifadesi' ola­ değişik ifade şekli ile dikkat
'Denizci' ile Yıldırım Arıcı ve açılacak sergi 21 Ekim'e ka­ rak gelişen bir tekni kten yola çekiyor.
'Birazdan' i le Erol Turgut dar sürecek.
GENÇLER!
Ölümünün
5. yllında
Bu haftadan itibaren "Her Telden· sayfalarında yeni bir kö·
şe var: Gençler' ilk, orta, lise ve üniversite öğrencilerine ses­
lenen bu köşede sizlerle ilgili 'her konu'ya, sizlerin göndere­
Behice Boran ceği yazılara, haberlere, önerilere yer vereceğiz. Bize, okulu­
nuzdaki tuvaletlere lavabo ya da musluk taktırmak için açaca­
B beşinci yılında 1 O Ekim
ehice Boran, ölümünün ğınız imza kampanyalarından, yayımlayacağınız dergilere, dü­
zenleyeceğiniz imza günlerine, söyleşilere kadar her şeyi
saat 1 2 .00'de Zincirlikuyu yazabilirsiniz. Bu köşenin hem bir "rehber" görevini görmesini
Mezarlığı ' nda anıldı. 1 1 hem de bir iletişim kanal ı olmasını istiyoruz. i lk hafta Anka­
Ekim saat 1 4.00'te Sepetç i ra'daki üniv�rsitelerin çıkardığı dergileri d uyuralım istedik.
Kasrı 'nda 'Tanıyanların Gö­ Ankara Universitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi öğrencileri Si­
züyle Beh ice Boran' konulu yasal 8.f!lten' i çıkarıyor. Yeni çıkan yasa ile i letişim Fakültesi
panele Aziz Nesin, Prof. Ce­ olan AU Basın Yayın Yük�.ekokulu öğrencileri Görünüm'le
vat Geray, Fatmagül Berk­ seslerini duyuruyorlar. ODTU'de Abra, Bilkent'te Değişim, öğ­
tay, Murtaza Çelikel, Nihat rencilerin çabalarıyla çıkan dergiler. SBF öğrencileri aynı za­
Sargın, Oya Baydar, Rutkay manda Sine-i Millet adlı bir de mizah dergisi çıkarıyorlar. Bey­
Aziz, Prof. Sadun Aran, tepe'de Makine Mühendisliği öğr.enç.ileri Çökertme'yi, Y�r Bi­
Suphi Karaman. Şükran Kurdakul ve Uğur Mumcu katılacak. lim i öğrencileri Diskordans'ı, HUTFODE�. ise kendi bültenini
12 Ekim saat 20.00'deki Kültür ve Sanat Gecesi' ne Emin lgüs, yayımlıyor. iletişim ve Gazi'nin Sesi de GU BYYO öğrencileri­
Işık Yenersu, Yaman Okay, Hasad Qans Topluluğu katılıyor. nin yayın organı.
Gecede ayrıca film ve slayt gösterisi de yapılacak.

56 • İKİBİN'E DOGRU e 1 1 EKiM 1 992


Bornova Belediyesi'nde Başkentte
İrfal Ertel'in resim sergisi sanat geceleri
• A yatçılar, geçtiğimiz hafta
n karalt sanatçı ve edebi·
I
zmir Bornova Sanat Galerisi, 1 992-93 sanat sezo­
nunu ressam i rfan Ert e l ' in resim sergisi ile açtı.
içinde d üzenlenen gecelerde
Bornova Belediyesi Sanat Danışmanı Alime Mitap,
buluştu.
halkın sanata olan ilgisini ca n lı tutmaya ve artırmaya
Karikatürcüler Derneği
çalıştıkları nı söylüyor. Ankara temsilciliğince Shera­
Sosyal içe ri kli figüratif resimlerden oluşan sergi­ ton Oteli'nde gerçekleştirilen
de, sanatçının 26 yağlı boya tablosu yer alıyor. Kendi­ ve 2. Geleneksel M izah Gece·
si de ressam olan Alime M itap, irfan E rte l ' in resim­ si adını taşıyan geceye Tur­
lerinin halkın yaşadıklarını, topl umum uzun bir gerçe­ han Selçuk, llyas Salman,
ğini yansıttığını söylüyor. Halka sanatı sevdirmeye Erdal lnönii , Deniz Baykal,
çalıştıklarını söyleyen Mitap, belediye bünyesinde re­ Dolan laf.delen, Cem Kara­
sim kursu açtıklarını d a bel irtiyo r. ca, lsmaıl Gülgeç, Kemal
Gökhan, Adnan Kahveci, Se·
Atatürk Kitaphğı'nda mlh Balcıoaıu, Hasan Yal·
çın, Emin Çölaıan, Mustafa
se,tiğiniı filmleri izleyin Ekmekçi, Nehar Tüblek,
Necmi Rıza, Hikmet Çetin
• stanbul Büyükşehir Beledi­
CHARLIE CHAPl..I N. Madım Zaman/afla ve Ercan Akyol gibi sanatçı­

I yesi'ne
E k im ' d e Peter Fon - AtatDrk KHaplı Oı'nda .
lar ve politikacılar katıldı. Ka­
bağlı Atatürk Ki· da ve Dennis Hop-
rikatüre emek vermiş sanat·
taplığı'nda Ekim ayında video per' lı Easy Rider var. Yönet· verebilsin diye ilk listeyi biz
çılara ödüllerinin dağ ıtıldığı .
film gösterimleri yapılıyor. men D ennis Hopper, lngiliz­ seçtik' diyen Atatürk Kitaplığı
gecede Akbaba dergisi çizer­
Atatürk Kitaplığı Toplantı Sa­ ce-Türkçe altyazılı. 1 6 ve 20 yetkilileri şunları söylüyor:
lerinden Necmi Rıza ' nın
lonu'nda saat 1 9 . 00' da ilk ola­ Ekim 'de gösterilecek Stal· "Gösterim salonunun girişin·
ödülünü CHP Genel Başkanı
rak 1 3 Eki m ' de R. W. Fass­ ker' ı n yönetmeni A. Tarkovs­ de bulacağınız kartoteksler­
b inder ' i n Despair adlı filmi
Deniz Baykal, Turhan Sel­
ki. Türkçe d u blajl ı filmde den görmek istediğiniz filmleri
çuk ' un ödülünü Ankara Valisi
var. 23 Ekim 'de tekrar göste· Aleksander Kaidanovski ile seçerek gelecek ayın progra·
rilecek olan film Nabakov' un
EnloGan ŞahinoGlu, dergi­
N ikolaj Grinko ro l alıyor. mına katkıda bulunabilirsiniz.
m iz çizeri Semih BalcıoO·
yapıtından sinemaya uyarian­ Ekim ayının son filmi 1 7 ve Ayrıca 1 O ki ş i den fazlaysanız
mış. lngilizce-Türkçe altyazılı
lu ' nun ödülünü Çankaya Be­
1 9 E k i m' d e gösterilecek olan ve kartotekslerdeki filmlerden
lediye Başkanı Dolan Taıdı­
filmde D irk Bogart ve Andrea After Hours. Yönetmen Mar· birini özel olarak görmek isti­
Ferrcol rol alıyor. 14 ve 22 t in Scorsese. Oyuncular: len ve Nehar Tüblek'in ödü­
yorsanız Atatürk Kitaplığı da­
lünü Azerbaycan Müsteşarı
Ekim 'de gösterilecek Modern Griffin Dunne, Rosanna Ar· nışmasına randevu almak için
Zamanlar'ın yönetmeni . Char· quatte . l ngilizce-Türkçe altya­ lımail lımailollu verdi.
başvurun. Kartotekslere sık
Gecede bir konuşma ya­
lie Chaplin. 1 936 yapımı film­ zılı. sık bakmayı ihmal etmeyin,
pan Karikatürcüler Derneği
de Chaplin, "zor zamanlarda ·2oo ·ü aşkın video film ve biz arşivimizi genişletmeye
şarkı söylüyor". . . 1 5-2 1 Ankara temsilcisi Metin Pe­
arşivimizden sizlere b i r fi ki r devam ed iyoruz. '
ker, Ankara'yı sanat merkezi
yapmak istediklerini belirtti.
"Mekin" ve Sinema sanatçısı llyas Sal­

"hacim"in 4eşitli '!r-- - Ankara' dan


kısa kısa ...
man ise 'içimden komiklik

&
yapmak gelm iyor. Zaten bu­

/ f1
raya çok yakın mesafedeki
görünümleri j
• "Yine Sanart 92 Etkinlikle­
ri' çe rçeve si n de gerçekleşti­ yerlerde yeterince yapılıyor"
·1 dedi.
üzerine rilen Evgan Bavcar·ın 'Ay­
• stanbul Yapı Kredi Kazım dınlatılmış Görüntüler" fo­ Ankara'da Sanat Yapım

I Taşkent ve Beyoğlu sanat


toO raf sergisi TCDD Sanat Galerisi'nde gerçekleştirilen
1
. ' Galerisi'nde sürüyor. 'Edebiyatçıların Gecesi"ne ise

\\'\,· \\\ ,
galerilerinde 1 2 Ekim 'de açı- \ e AFSAD'ın demek lokalin· Anayasa Mahkemesi Başkanı
lan ve Herbert Enz Enzner' in . \. . \\ de 1 7 Ekim'de 'Eller" konulu Yelda GDngör Özden ile Ede­
\
J\
resimlerinden oluşan serg i 6 fotoğraf sergisinin açılışı ve biyatçılar Derneği Başkanı Ah- ·

Kasım'a kadar süre ce k . Sa- \ . saat 1 6.00'da Kaya Oisez­ met Say, şair Ahmet Erhan,
natçı nın çalışmaları nın ko nu - \ ..�·· gl n' l e söyleşi var. Behçet Aysan, Hüseyin Ata­
sunu 'mekan'lar oluşturuyor. \ • Alman Kültür Merke­ baf, Matwnut Makal, Emin
'Mekan' v e "hacim"in ç eş itli ' - zi ' n de , Bavyera eyaletindeki Özdımlr, Burhan GOnel gibi
görünümleri üzerine çalışan ı..::�--�:.....-----ı belediyelerin kültür bölümle­ edebiyatçılar katıldı. Dernek
Enzn er , sadece bir m imari HERBERT ENZ ENZNER'IN BiR rince düzenlenen, çevre tah· Yönetim Kurulu üyesi Hüu·
taslağ ın s ını rla r ı içinde kal - ÇALIŞ MASI. ribatını protesto eden grafik yin Atabaf, geçen yaz düzen­
mayıp o layı sanatsa l boy u tla - ve sanatsal ağır1ıklı afişlerin
ledikleri "Edebiyat Akşamla·
v.er al dıOı "Dünyayı Sadece
·

rı ile ortaya koyuyor. Sanatçının resimleri 27 Kasım-22 Aralık rı·nı önümüzdeki günlerde de
Odünç Aldık" adlı sergi 28
tarihleri arasında Adana'daki Yapı Kredi Kemal Satır Sanat Ga­ Ekim ' de sona erecek. sürdüreceklerini söyledi.
lerisi'nde Adanajılar 'a s u nu la c ak . AYLIN ÖZDEMIR
1 1 EKiM 1 992 • tKIBİN'E DOGRU • 57
• •
İÇ ANADOLU BÖLGESİ
I SC I KU RU LTAYI
# #

(SEÇENEK)
Ankara, Eskişehi r, K ı rıkkale, Kırşehir, Çankırı , Yozgat, Konya, Sivas, Bolu,
Düzce, Bilecik, Çorum, Kayseri, Niğde, Karaman, Antalya illerinden
tü m sendikacı ve işçi arkadaşlarımızı davet ediyoruz.

Tayfun Tabakogıu işçi Seçeneği Koordinasyon Kurulu üyesi


Mehmet Ceylan Tar ı m - i ş eski Genel Sekreteri
Musa Özkan Petrol - iş Ankara Şubes i idari Sekreteri
Tayfun GOrg ü n Dev Maden - Sen Örgütle nme Se�reteri
Veli Beysü len Otomobil - iş Şube Sekreteri
Peyman Terzi Şekerbank işyeri baştemsilcisi
Cemal Uludag Karayolları işçisi
Fikret Ayaz Beled iye işçisi
H üseyin Tuncel M etal işçisi
Tuncay Karataş Mob i lya işçisi

iRTi BAT: Te l : 9 (4) 435 63 8 8 Yazışma adresi: P K 1 28 Beyo{J l u / IST.


TOPLANTI YERi: Altı nda� Bel ediyesi Y u n u s Emre K ü ltür Merkezi D ı şkapı / ANKARA
TARiH: 1 8 Ekim 1 992 Pazar
SAAT: 1 0 . 00- 1 8 . 0 0

AVRU PA KON F E RANSLARI


Konuşmacı
HASAN YALÇIN
(işçi Partisi Genel Sekreteri)

Solun İHİ Partisi'nde Birliği


DEVRİM İÇİN ÖNCÜ PARTİ
LONDRA, 1 7 Eki m , saat 1 5 .00
Asien Cent re , Coxton road N 22 (Kütüphane n i n arkas ı )
ROTTERDAM, 1 8 Eki m , saat 1 9 .00
Wijkg ebouw 1 Klaoster Afrikaande rplein 7
G RONOB LE, 24 Eki m saat 1 4. 00
Arleq uia Villeneuve 381 00 Salle 1 50
PARIS, 25 Ekim, saat 1 4. 30
Salle LSC 69 ter, Rue dela Chapelle, 751 8 Paris. ( Metro Port de la Chapelle)
ISVIÇRE, 3 1 Eki m
STUTTGART, 1 Kasım
B ER LIN, 6 Kasım , saat 1 8 .00 , Linkstreff, Wedd ingstr. 6, 1 Berlin 65
KÖLN, 7 Kasım
FRANKFURT, 8 Kasım, saat 1 4. 00 , Frankf u rt ü n iversitesi
ORHAN KAHY AOGLU lVfüzix
eleştiriler getiriyor. özellikle
'entel'lere yöneltilenler, en

Va l l a h e l a l o lsu n çok haklılık payına sahip


olanlar bizce.

1 991 , pop müzik ortamı­


na, müzikal boyutta bir
Aynı tür bir mizah çizgisi
Şifa Niyetine kasetinde de
geçerli. Eleştirel yaklaşım­
sıçrama sayılamayacak il­ larda Grup Vitamin ' le b_µ luş­
ginç çeşniler taşımıştı . Yeni tukları noktalar var. Orne­
ve farklı bir müzik türü çık­ Qin, 'entel'lere ve 900 ' 1 ü te­
mamıştı, ama birkaç yeni lefonların ü rettiği kültür kar­
kuşak müzisyen adayı ilginç maşasına bu kasette de açı k
deneylere sıvan mışlard ı. eleştiriler geliyor. Uf-E r'in
Parçalarına kattıkları yeni lik, kasetinde Grup Vitamin 'den
şarkı söz.1.erindeki farklılıkla bir adım i leri g iden boy_µtları
ilgiliydi. Orneğin, Bol Vita­ yakalamak mümkün. Orne­
min. . . ğin, 'Ha Kıro Ha Entel' ad lı
Ü lkemizdeki kozmopolit parçada aynı bağlamda geti­
kent kültürüyle h esaplaşma­ rilen eleştiriler var. Buna
yı odak alan küçük temalar­ benzer b irçok parçada biraz
dan oluş uyordu parçalar. daha politi k ve h ü manist
Müzikal yan ıysa bu eleştirel yanların ön plana çıktığını
yaklaşımın altyapısın ı sim­ vır, birkaç kat daha suland ı­ bestecilik yanlarının d ikkati­ görüyoruz. 'Futbol' bu nok­
geliyordu. B i rço k tanınmış rıldığında, tuzu, biberi son mizi özellikle çektiği n i vur­ tada tipik ve etkileyici bir
pop parçaya yazılan yeni derece dengesiz bir karışım­ gulamak istiyoruz. 'Vita­ parça. Süleyman Deml­
sözler ortaya farklı bir çehre la karşılaştık. Başlangıçtaki min'de yalnız şarkı sözleriy· rel ' in 'romantizmi'yse farklı
çıkardı . Daha çok rap müziği 'Vitamin' sempatisi baygın­ le tanıdığımız müzisyenler, bir keyif ve ince alayı d inle­
merkez alınmıştı. Rap' i n lık getirmeye başlad ı. aynı d üzeyde birer besteci yene hemen iletiyor.
özün ü oluşturan isyankar Bol Vitamin de sözleriyle
' olarak da serüvenlerini sür­ Bu i ki albüm de geçiş dö­
ruh, bu yen i isimleri çokça tanıdığımız üç isim vardı: dürüyorlar. Özledim adlı ça· nemini büyük sancılarla ya­
etkilemiş görünüyo rd u. Bu Gökhan Semiz. Ercan Saat­ lışmanın değerlendirmesini şayan bir toplumun bireyleri­
yüzden müzikal açıdan rap ' e çi ve Ufuk Yıldırım. Bu üç bir başka yazıya bırakıyoruz. nin ve toplu msal nabzının
sadık bir sentez arayışınday­ ismin daha sonra neler ya­ Grup Vitamin'de Gökhan prototipini çiziyor. Alay dolu
d ıl ar. Tek ol u msuz yan öz­ pacağ ını uzu n süre merak Semlz'in yanında Selçuk Ak· bir göstermecilikleri var.
gün bir müzik oluşturama­ edip d urdu k. Vitamin müzi­ soy, Sertaç Demlrtaı ve Merak ettiğ imiz nokta
malarıydı. Yalnızca özgün ğ i n in bu ilk yaratıcıları karşı­ Emrah Anıl adlı üç üye daha ise sanatçıların kend ilerini
bir müzik çorbası yapılmıştı. mıza bakalım nasıl çıkacak­ var. Albüm, Bol Vitamin' e nereye koyd ukları. O kara
G ü ndelik hayatın, kent lardı? oranla fazlasıyla olgun bir ni­ mizahta, o küçük ve karma­
kültürü n ü n ülkemizdeki akıl Uzun bir . beklentiden telik taşıyor. Günümüzün ki­ şık kültürel katmanlarda hiç­
almaz kesitleri, kente · öç g son ra, bu isimlerle üç ayrı mi sosyal takıntılarını 'ti'ye bir yerleri yok mu? Çünkü
ederek deQ erleri, di lleri dar­ kaset yoluyla tekrar karş ı­ almayı sürdürüyorlar. Rap bu tür bir kozmopolit i lişki
madağ ı n olan insan larımızın laştık. Ama an lad ığımız ka­ yine old ukça belirleyici. Şarkı ağında bahsettiği miz komik
trajikomik yanları ön plana darıyla 'Bol Vitami n'ciler iki­ söyleyişlerinde bu hemen or­ hayat kesitlerine çarpmayan
çıkıyordu. Kaset inanılmaz ye ayrılmıştı . Gökhan Semiz taya çıkıyor. Müziklerdeyse bir insandan söz etmek
bir ilgi odağı oldu. Ortalama "Vitamin'i sürdü rüyor. Bu pop, rock ve reggae'ye kadar mümkün değil.
insan yakalanmıştı. Sözler­ kez Grup Vitamin olarak uzanan farklı parçaların haki­ B u n u n yan ı nda, bu mü­
deki 'mizah', sanatçıların ka­ Yandık Desene ad l ı bir çalış­ miyeti var. Vitamin'in en bü­ zisyen lerin özg ü n bestele­
ramsar ruh halinin de yansı­ ma yayı nlamışlar. Uhık ve yük takıntılarından olan Ka· riyle şarkı sözlerini buluş­
masıydı. Bol Vitamin le baş­
' Ercan ikilisiyse farkl ı b ir ça­ yahan müziği, ilk parça olan turmalarını arzu ed iyoruz.
layan bu tepkici, alaycı hare­ l ışmada buluşmu şlar. Albü­ 'ls�il'de hemen yakalanı­ Çünkü rahatça m üzi k ü rete­
ket bir 'protesr tavrın öncü­ mün kapağ ında _ 'Vitamin yor. işlenen 'Kıro' tipiyle Ka­ b.ilecek d üzeyde görün üyor­
sü niteliğindeydi . Değil' ibaresinin altında Şifa yahan' ın bazı şarkı sözleri il· lar.
S u landırılmışlık yok Niyetine d iyor. ginç bir şekilde kesişiyor. Bu müziğe g ü lüp geçen ;
muydu bu şarkılarda? Vardı . Bu isimleri anarken dik­ 'Helal Olsun' kültür hayatımı­ g en iş bir kitle sempatik
Ancak o güne kadar benzeri­ katimizi çeken bir başka ka­ za ilginç bir biçim veren (!) baktığı için tepki g österip,
ne rastlanmamış bu tepkici­ setse lzel·Çellk·Ercan üçlü· OOO'lü telefonlarla kurgula­ bu tür çalışmaları bir ka­
likte, doğaldı bu. Kaseti ol­ sünün son haftalard� sıkça nan para kazanma çabaları­ lemde silip atanlar var.
dukça geniş bir kitle sempa­ anılan çal ışmaları Ozledim na karşı geniş bir eleştiriyi Ama bu küçük kesimin tep­
tiyle karşıladı, herkes d inle­ oldu. Uf-Er'in Ercan Saat­ içeriyor. 'Rambo' adlı parça­ kiciliğinin nedeni, sözlerin
di. Taksiler, minibüsler de­ ç l si, bu üçlü �ün arasında
' daki kara mizah, asıl medya­ aynası nda ken d ilerini de
vamlı tüketti. Kaçınıl maz da bulunuyor. işin ilginç ve ların büyük biçim kazand ırdı­ b ulmaları. Yen i bir müzikal
olarak 'Vitamin'ler h ızla ço­ sevindirici yanı, bu albümün ğı 'magandalar'ı gırgıra alı­ altyapıyla ve beste ler b ütü­
Oald ı, sayısız "Vitamin' çeşiti 'Vitamin' tarzıyla hiç ilgisi yor. Albümdeki 1 1 parça g ü­ n üyle söz ko nusu kesimin
çıktı ortaya. Yapısında zaten olmayan bir çalışma olması. nümüzün birçok ilginç ama d e kolayca susturu labi lece­
'su landırılmışlık' olan bu ta- Uf- Er'in müzikal yaratı ve o denli de itici ayrıntısına ğ i n i sanıyoruz. •

1 1 EKiM 1 992 • tK1BfN'E DOGRU • 59


MURAT ÖZER •ı•Y SBÇMBT.BB
Ölüm Oyunlar1 Kahraman Babam
ROAD GAMES. Oyuncu lar : MON PERE, C E HEROS. Oyuncular:
Stacy Keach. Jamie Lee Curtis. Ma­ Gerard Depardieu. Marie Gillain, Patrick
rion Edward ... Yönetmen: Richard Mille ... Yönetmen: Gerard Lauzier, 1 99 1
tr
Frankl in, 1981 Avu s alya yapımı, Frans a yapımı, 103 dakika.
100 dakika. Kızıyla tatile çıkan bir babanın kızının
Bir katilin peş inde olan bir kam­ gelişimine karşı duyarlılığının perdeye geti­
yon sürücüsünün öyküsüne otostopçu rilmesinden oluşan bu Fransız komedisi, us­
bir kız da katılır. Alttan alta Hitc­ ta oyuncu Depardieu'nun varlığıyla ve genç

hcock ögelerinin işlendiği bu Richard Marie Gillain'in güzelliğiyle izlenebilir


.___-________......__ özellikler içeriyor. Yönetmen Gerard Lauzi­
Franklin filmi, düzeyli bir gerilim öy- JA M
IE L E E C URTIS
küsü olarak perdeye geliyor. Avust-
_ __,
er'nin kendi kızlarına ithaf e niğ
i Kahraman
ralya'dan gelen Ölüm Oyunları, "thriller" geleneğinin takipçisi, ol ­ Babam, derinlemesine gözlemlere kapalı bir
dukça etkili. o yuncularıyla da izlenmeyi hak eden bir yapım. yapım.
12 Ekirh Pazartesi, Kanal 6, 21.30
14 Ekim Çarşamba, Show TV, 21 .35

Bardağın d i bindeki o za n " "

BAR KELEBEGİ (BARFLY) fil" bir yaşamı seçtiği gerçeğinden


/ Yönetmen: Barbet Schroeder / yola çıkılarak kotarılan yapım. şünrneyen. ötesinde istemeyen
Senaryo: Charles Bukowski / Gö­ adının duyulmasını istemeyen, da­ ozan, kısımısız bir yaşamın takipçi­
rüntü Yönetmeni: Robby Muller hası bundan nefret eden bir insa­ sidir aynı zan1anda. "Diken üstün­
/ Oyuncular: Mickey Row-ke, Pa­ nın "günü yaşama" felsefesine uy­ delik", onun görüşünün merkezidir.
ye Dunaway, Alice Krige, Frank gun bir ritimle karşınuza geliyor. Filmde Mickey Rourke'u bir
Stallone, Jack Nance / 1 987 ABD Yalnızlığın belirleyici bir etkisinin kez daha bu perfo nnans
a ulaşama­
yapınu / 1 1 O dakika. gözlemlendiği filmde bu ögenin yacağına inandığınuz ve şimdiye
Amerikalı "marjinal" ozan yabancılaşma olgusuyla birlikte değin de ulaşamadığı bir kompo­
Charles Bukowski'nin özyaşamsal kullanıldığını da belirtelim. i i ru
zisyonda zl yo z . Bukowski evre­
senaryosuna dayanan Barbet Charles Bukowski'nin çevresini nini bire bir yansıtan dışav cu urum
Schroeder filmi Bar Kelebegi hiçleyen, yaşamı son kertede öznel oyunuyla Bar Kelebeg n de t
oyun­
(Barf/y), sinema salonlarında yüre­ bir bakış açısıyla "okuma" tutumu­ irv
culuğunun z esine yerleşen Rour­
ğimizin odağına yerleştikten sonra nu bire bir yans ıtan Bar Kelebegi, ke, Faye Dunaway'in de kendisine
şimdi de televizyon ekranlarında. benzersiz tatlar içeren bir başyapıt. yakın bir inand ırıcılığı sergilediği
Film, "salaş" mekanlarda, daha Zaman zaman "hastalıklı" bir ruh rolüyle "destekçi" olduğu yapımda
çok: barlarda kendine yer edinen hali içinde yazıldığı izlenimi edini­ sınırlan zorlayan bir izlenim bıra­
bir ozanın kendisi gibi "yitik" sev­ len şiirlerinin evreninde yaşamı ku­ kıyor.
gilisi, yayıncısı ve çevresiyle olan caklayan bir tavn var Bukows­ Barbet Schreeder'in oyuncu yö­
ilişkileri çerçevesinde gelişiyor. ki'nin. Yaşamının hiçbir anında netimi ve mekan kullanımı açıla­
Ozanın düzenle uyuşmayan, "se- "kuş tüyü" yastıklarda yatmayı dil- rından ku sur u
s z olduğu Bar Kele­
begi, Robby Muller'in karam­
sar görüntü çalışmasının da
yardımıyla amacına ulaşıyor.
Genellikle caz parçalarından
oluşan filmin müzikal yanı
ise bütünleyici bir çabanın
ürünü olarak �öze babyor.
Charles Buk:owski'yi sine­
mada belki de en iyi anlatan
yapıt olarak gördüğümüz Bar
Kelebegi, hüzünlü bir atmos­
ferin kapıp kavradığı, ancak
"özgürlük:" kavramına yeni
anlamlar getiren, zaman za­
man insanı . cqşkuya süriilde ­
yen bir Schroeder başyapıtı.
Kaçırmayın!
16 Ekim Cuma,
Show TV, 21.35
80 • 1K1B1N'E DOCRU e 1 1 EKlM 1 992
•ııV SEÇMELER
Fa nny ve o l ay l arı Bergman'a öz­
gü karamsar. "pastel "
filmlerin izleneceği haf­ dan ölümüne değin ge­
çen sürede yaşadıkları­
tanın diğer bir başyapı­
Alexander bir sinema diliyle getiri­ tı . Mutlaka izleyin ! nın trajedi boyutlarında
FANNY OCH ALE­ yor. Olay l arı küçük bir 15 Ekim Perşembe, perdeye gelmesiyle olu­
XANDER. Oyuncular: çocuğun gözünden akta­ TRTl , 22.20 şuyor. Son kertede yet­
Pemilla A llwin. Bertil ran yapıt. bu yanıyla na­ kin bir s inema diliyle
Guve, Gunn Wallgren. if yak l aşımlara da "ge­ Rem betiko sunulan bu etkileyici
Erland Josephson . . . Yö­ be " gibi görünürken, başyapıt, zamanında ü l ­
Oyuncular: Satiria
netmen: Ingmar Berg­ Bergm an ' ı n uzun diya­ kemizde sansür engel ine
Leonardou, Nikos Kalo­
man, 1 983 İsveç yapımı. l og larla belirlenmiş, en­ takılmış, daha sonra fes­
geropoulos, Themis Ba­
1 97 dakika. telektüel sinemasının tivalde ve ardından tica­
zaka. . . Yönetmen: Cos­ ri sinemalarda gösteril­
İsveç'in yetiştirdiği belirleyici olduğu bir
ve dünya sinemasına ar­ tas Ferris, 1 983 Yunanis­ me ol anağ ını bu l m u ştu .
başyapıt olu yor sonuç
mağan ettiğ i en önemli o l arak . Zamanında en tan yapımı, 1 20 dakika. İçten, duygulu, ç oğu
s inemacı o l an Ingmar iyi yabancı film oscarı­ Anadolu'dan göçen anında Türk insan ına
Bergman'ın başyapıtla­ nı kazanan Fa1111y ve Yunanhlar'ın hüzün, yakın bir atmosferin hü­
rından b i r i y le karşı kar­ A lexa 11 der de
' Sven c oşku , şiirsellik dolu küm sürdüğü Rembeti­
şıyayız; Fa111ıy ve Ale­ Nykv i st'in kamera çalış­ müzikleri Re mbeti ­ ko, başroldeki Satiria
xander. Film, bizl ere ması. her türlü öv günün ko'nun çevresinde geli­ Leonardou'nun olağa­
İsv eç ' tek i büyük bir ai­ ötes inde özell ikler taşı­ şen film, bir Rembetiko nüstü duyarlı oyunuyla
lenin içinde gelişen yor. Değişik ülkelerden şarkıcısının doğumun- da ritmini s on ana değin
koruyor. Film, birçok
festivalde gösterilmiş ve
bu fe sti va l lerden ödül­
lerle ayrılmıştı. Televiz­
yonda haftanın "kaçır­
mayın "larından.
11 Ekim Pazar,
Kanal 6, 22.00

Çocuk Oyunu
CHILD'S PLAY.
Oyuncular: C atheri n e
Hicks, Chris Sarandon,
Alex Vincent. . . Yönet­
men: Tom Holland,
1 988 ABD yapımı , 87
dakika.
Azılı bir cani, ölürken
ruhunu bir oyuncağa
"nakleder" . Caninin ru­
huyla önü alınamaz bir
"kıyım makinesi"ne dö­
nüşen Chuky adlı oyun­
cak, birbiri ardına cina­
SEAN CON N ERY. Asla Asla Demtde yeniden James Bond karakterine dönüyor.
yetlerini sıralamaya baş­
sında da görüyoruz. Con­ lar. Gerilim sinemasının
Asla Asla Deme nery'nin 20 yıl sonra rolü­ bu etkili örneği, özgün
NEVER SAY NE· nin unutulmaz aktörü Se­ ne bir dönüş yapuğı ya­ bir öyküyü " olabildiğin­
VER AGAIN. Oyuncu· an Connery 'nin yine aynı pım, daha önce çevrilen ce" inandırıcı kılıyor. Tü­
lar: Sean Connery, Klaus role dönüş yaptığı film James Bond filmi Thun­ rün gediklilerinden Tom
Maria Brandauer, Max Asla Asla Deme. İngiliz derbalfun u zunc a bir ver­ Holland'ın imzasını taşı­
von Sydow, B arbara Car­ gizli ajan James Bond'un siyonu. Ünlü oyunculara yan Çocuk Oyunu nun '

rera, K im Basinger . . Yö­


. " inanılmaz" öykülerinin Barbara Carrera ve Kim daha sonra ikinci ve
netmen: lrv i n Kershner, aktarı ldığı bu dizide B as inger' ın güzelliği de üçüncü bölümleri de çe­
1 983 ABD yapımı, 1 3 7 Bond'u tehlikelerin için­ eklenmel i . ki1mişti.
dakika. de izlediğimiz kadar. gü­ 14 Ekim Çarşamba, 11 Ekim Pazar,
James Bond filmleri- zel kızların kolları ara- interstar, 20.45 Show TV, 21.25
1 1 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOôRU • 61
•ıı\T SEÇMELEB

Sjöberg için işkenceler


lngma r Berg m a n (1918- . . . ) adlı bir senaryo yazan
sinemacı, ard ından i lk

K ki görkemli temsilcisi. . .
aramsarlığ ın sinemada­ lik bir anlayış ... Bağırıp çağır­ filmi Bunalım' ı çeker.
mayan. fısıltılı. ama "konuş­ Bu sıralarda tiyatro ile
Yitik zamanların sinemacı­ kan· bir biçem . . . 'Çığlıklar ve olan ilişkisini sürdüren
sı... içe dönük, soru nlu in­ fısıltılar'. Bergman, radyo için de
san ların gözlemcisi. . . Bu­ l n g mar Bergman, 1 91 8 bazı oyu n lar hazırlar. Ti­
nalımlı yaşamların izleyici­ yılının 1 4 Temmuz'unda yatro oyu nlarında Ca­
si. .. Çözü msüzlüğün yansı­ Stockh olm yakınlarındaki mus, Pirandello, Strin- "
tıcısı... Sanatçı vicdanının Uppsala kentinde doğar. Lut­ berg, lbsen. Williams,
emrinde bir yönetmen ... heryan bir papazın oğlu o lan Anouilh, Goethe. Çehov.
Rahatsızlığın, yaralayıcılı­ Bergman, bu d insel altyapısı­ Brecht ve Moliere gibi
ğın asıl olduğu bir sinema nı daha sonraları filmlerine de yazarları uyarlar. Kendi
tadı... "Pastel" sinema ya­ yansıtacaktır. 1 937'de Stock­ oyu nlarını da sah neye
par, 'parlak' değil. .. Uzu n , holm'de tarih ve edebiyat koyan yönetmen , sine­
yaşamsal d iyalogların tartı­ oku mak üzere üniversiteye mada da başyapıtlarını
şılmaz ustası... Kusursuz yazılan sanatçı, bir süre son­ arka arkaya sıralamaya •

bir atmosfer yaratıcısı... in­ ra tiyatro yönetmenliğine başlar. Bir ara mali po­
san ilişkilerin in 'dikenli' bö­ başlar. Birçok tiyatro oyu n u lisle başı derde g iren sa­
lü mlerin i yansıtmaya yöne- sah neye koyd uktan sonra Att natçı, yurtdışına çıkar ve
bir süre Münih'te kalır.
• ••••••••••••••••••• Geriye döndüğünde ise Fanny mak istediOini açıklayabili­
ve Alexander adlı uzu n ve yor: 'Elimden gelenin e n

INGMAR BERGMAN FİLMOGRAFİSİ


görkemli başyapıtını gerçek­ iyisini anında yapmaktan
leştirir. başka bir ahlaki kaygım
Kris / Bunalım ( 1 945). Det Regnar pa Var Kör/ek Başından altı evlilik geçen yok. Korku, kararsızlık ya
/ Aşkımızm Üstüne Yağmur Yağıyordu (46), Skeep ın.ıı mar Bergman, Fanny ve da fosilleşme, özellikle sa­
Till bıdialand / Hindistan 'a Giden Gemi (47), Musik I Alexander in ard ından söyle­ nat alanında yeteri kadar
Mörker / Celıe1111emi Karanlıkta Müzik (47), Hamn­
diği şu sözlerle san ırız artık şeye damgasını vu ruyor, ya
sinemadan neden uzak kal- da çarpık teoriler doğuyor.'
stad I liman Kenti (48), Fangelse I Zindan (48), Törsı
· / Susuzluk (49), Ti!/ Gladje I Neşeye Doğru (49), Som­
marlek / Yaz Oyunları (50), Sanı Hander lnte Har /
Burada Yapılmayan Türden Bir Şey (50), Kvinners
VCl/Uan I Kadmlarm Bekleyişi (52), Sommaren Med
Fı rtma l ı Hayatlar G ü na h Tohumu
Monika / Monika (52), Gycklamas Afton I Gezginci­ LES PARENTS CARRIE. Oyuncu­
/erin Gecesi (53), En lektion I Kar/et I Bir Aşk Dersi TERRIBLES. Oyuncu­ lar: Sissy Spacek, Piper
(54), Kvinnodröm / Kadm Diişleri (55). Sommarnat­ lar: Jean Marais, Josette Laurie, William Katt.
tens leende I Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri (55), Day, Yvonne de Bray ... John Travolta, Amy Ir­
Det Sjıuıde lnseglet I Yedinci Mühür (56), Smultrons­ Yönetmen: Jean Cocte­ ving... Yönetmen : Brian
tallet / Yaban Çilekleri (57), Nara livet / YaşCllnCl/Ull au, 1 948 Fransa yapımı, De Palma. 1 976 ABD y a­
Eşiğinde (57), Ansiktet / Yiiz (58), Jungfrukallen I 98 dakika. punı, 97 �ak.ika.
Kaynak (59). Djavıılens Öga / Şeytanm Gözü (fıO), Bir aile içinde gelişen Okulunda sürekli dışla­
Sasom I en Spegel / Aynadaki Gibi (61 ), Nattvardsga­
"uygunsuz" olayların ak­ nan bir genç kız, "telekine­
tema / ibadet Edenler (62), Tyst11ade11 / Sessizlik (63),
tarılmaya çalışıldığı Fır­ tik" bir gücünün olduğunu
För Att bıte Tala Om Alla Dessa Kvimıor / Bütün O
t111alı Hayatlar, Jean öğrenince kendisini dışla­
Kadmlar (64), Daniel (66), Persona (65), Vargtim­
Cocteau'nun tipik Fran­ yanlardaİı birer birer inti­
men I Kıırt/arın Saati (67), Skammen I Utanç (68), Ri­
ten / Ayin (68), En Passion I Tutku (69), Tlıe Touclı I sız duyarlılığıyla sundu­ kam almaya başlar. Brian
Temas (70), Visloıingar oclı Rop / Çığlıklar ve Fısıltı­ ğu bir yapıt. Cocteau'nun De Palma'run gerilim sine­
lar (72), Scener ur Ett Mtenskap / Evlilik Yaşam111- kendi oyunundan uyarla­ masına bir annağaru olan
da11 Salıneler (73). Trolljlöjten / Sihirli Fliil (74), An­ dığı senaryosuna daya­ Günah Tohumu, içerdiği
sikte mot Ansikte I Yiiz Yiize (75). Das Sclı!Cllıgenei I nan film. bir miktar teat­ "gizemli" gerilimi dakika­
Yılanm Yumurtası (77), Aııtıumı Sonata / Sonbahar rallik içerse de bu özelli­ lar boyunca tırmandıran
Sonatı (78), Farö-Dokiime11t / Farö Adası (79), Aus ğini dezavantajdan avan­ bir yapıya sahip. Genç
dem leben der Marionetten / Kııklalarm Yaşam111da11 taja yönlendirebiliyor. İz­ oyuncuların yanı srra de­
(80), Faıuıy oclı Alexander / Famıy ve Alexander lerunesi gereken bir neyimli oyuncu Piper Lau­
(83), Efter Repetitioııe11 I Provadan So11ra (84). Fransız melodramı. rie'nin "anne " kompozis­
16 Ekim Cuma, yonu, filmin kozlan ara­
• •• •••••••••••••••••
interstar, 10.40 sında. Stephen King'in ro-
62 • İKİBİN'E DO<iRU e 1 1 EKİM 1 992
PROGRAM ÖZETİ
manından uyarlanan ya­ söyleyen bir kadını bekli­
pım, gerilim filminin nasıl yor. Kadın gelmiyor ve
yapılabileceğine en güzel Zebercet sorunları. buna­
1 1 EKiM PAZAR TELE ON
örneklerden biri. lımları içinde giderek eri­ 22.25: Çarşambanın Gelişi
TRTl
16 Ekim Cuma, yor. ruhsal sağlığını yitiri­ SHOW TV
10.25: Tüketicinin Sesi
interstar, 23.40 20.45: Uzlaşma (Mini Dizii
yor. .. Ömer Kavur'un bir 14.00: Pazar Konseri
19.10: Bizimkiler (Yerli Dizi) KANAL 6
numaralı başyapıtı olan 20.40: Spor Stüdyosu 20.30: Hadi Gel ( Yerli Dizi)
Anayu rt Ote l i A nayurt Oteli. Yusuf Atıl­ 21AO: Yağmur Beklerken
1 5 EKiM PERŞEMBE
23.35: Suçlu Kim? (Dizi)
Oyuncular: Mac it gan'ın varoluşçu ögelerle TRT2 TRTl
Koper, Şahika Tekand. yüklediği romanının belki 15.50: Sonsuza Yolculuk (Belgeul) 21.00: 4 ıo; 2 1 -Doludizgin
18.35: Sineflash TRT2
Orhan Çağman. Serra de romandan daha başarılı 20.05: Kamuoyu
19.20: Tıp Dosyası
Yılmaz... Yönetmen: uyarlaması. Macit Koper 22.40: tıaıyan Ligi
20AO: Avrupa 'dan Futbol
Ömer Kavur. 1 987 yapı­ ve Serra Yılmaz'ın unutul­ TRT3 21.25: Bizim İnsanlarımız
22.20: Festivallerden TRT3
mı. 1 1 O dakika. maz oyunlarıyla da değer­ INTERSTAR 20.05: Ünlil Kişilerin Yaşamları
Küçük bir kasabada lenen film. gösterildiği yıl 12.05: Kımuzı K oltuk INTERSTAR
13.05: Murphy Brown (Dizi)
küçük bir otel: Anayurt birçok festivale katılmış 17.00: Pazar Şöleni
18.30: Miami Vice (Dizi)
20A5; Yeniden Olacak O Kadar
Oteli ... Ve otelin hem sa­ ve bu festivallerden azım­ TELEON Televizyonu
hibi, hem resepsiyon isti sanamayacak ödüllerle 21AO: Pazarlık TELE ON
SHQW TV 2t..IO: Yüksek Ökçeler
Zebercet. .. Tutk.'U lu. so­ dönmüştü. 23.10: Komiser Colombo (Dizi)
12.00; Aranıyor (Dizi)
runlu, içe dönük... Otele 17 Ekim Cumartesi, 18.00: Süperpop SHOW TV
19.00: Genç lndiana Jones (Dizi)
gelip yeniden geleceğini TRT l , 17.45 00.15: Cinayet Saati (Dizi)
18.55: Roseanne
22.15: Arena
KANAL 6 23.30: Anılar
13.00: Bizim Koltuk 1 6 EKIM CUMA
18.30: Club M agazin
ll.00: Kamera 6
TRTl
18.10: Genç Göıilş
01.10: Pop Caz Konsai
21.00: Bir Başka Gece
12 EKiM PAZARTESi TRT2
TRTl 19AO: Genç Sinemacılar
l0.05: Dünya Listelerinden
18.10: Video Mix 20.30: Yeşi l Enerji
13.00: Eirisiyle Dotrusuyla ll.40: Mozaik
24.00: Alacalwanlık Kuşaiı (Dizi)
TRT3
TRT2
1 8.45: Müzik Dünyasından
l0.20: 25. Kare 21.25: Ekinoks (Belgesel)
TRT3 22.20: Video Müzik Tilrkiye
l0.05: Caı TELE ON
INTERSTAR 20A5: Cuma Postası
22.00: Cinayet Dosyası (Dizi) SHOW TV
TELEON 20A5: Konser (Ajlcın Nur Yengi)
22.30: Gecenin Konuklan KANAL 6
13 EKiM SALI 20.30: Sadri Alışık Talk Show
21.30; Karşı Şov
TRTl
22.00: Ateş Hattı 17 EKiM CUMARTES i
TRT2 TRTl
ll.05: CNN Dünya Raporu 14.05: tık Uçuşlar (Belgml)
23.30: İkinci Lig Dosyası 15.10: Hafta Sonu
TRT3 19.25: Umut Taksi {Yerli Dizi)
22.15: Vahşi Dola (Belgml) TRT2
22.50: TV'dc Tiyatro (Macbeth) 13.20: Bir İnsan Yetişiyor
INTERSTAR 13.50: Parantez
16.20: Evrensel Bilim (Belgesel)
20.45; Taşların Sırrı (Yerli Dizi)
18.30: Sanat 2000
ll.35: Salı Pazarı
19.15: İngiltere Lig Maçları
23.35: Laf Lafı Açıyor 20.50: Okudukça
SHOW TV ll.40: İspanya Ligi
Aşk Daki ka ları 18.55: Cosby Show (Dizi)
22.20: Zeki-Metin'ce
TRT3
l0.05: Hayvanların Dünyası
i L FRl1LLO DEL 23.15: 3. Devre
rılı olur. Gianfranco Min­ 13AO: Pop Saati
KANAL 6 INTERSTAR
PASSERO. Oyuncular: gozzi'nin filmi Aşk Daki· 22.30: Tempo 20.45: Saygılar Bizden
Philippe Noiret. Omella kalan, tutkunun belirle­ 1 4 EKiM ÇARŞAMBA (Komedi Dizisi)
Muti . . . Yönetmen: Gi­ yici olduğu bir öykünün 21.25: Bir Cumartesi Eğlencesi
TRTl 00.50: Otostopçu (Dizi)
anfranco Mingozzi, 1 989 sinemasal tatlarla bütün­ 18.10: Alunct Tan'la 20 Dakika TELE ON
İtalya yapırru, 96 dakika. lenmiş bir bileşimi. Phi­ 21.00: Ekonomi Dosyası 22.25: Ebna
00.05: Hisseli Hariblar
Gerçek anlamda aşkı l ippe Noiret ve Omella K umpanyası {Yerli Drama) SHOW TV
08.55: Çizgi Klasik (Odyssey)
hiç tadamamış bir kadın­ Muti'nin inandırıcı oyun­ TRT2 12.00: Başlama Vuruşu
1 9.50: Tele Müzik
la yaşlı bir adamın "il­ l arıyla da " yükselen" ya­ 13.50: Galatasaray-Bursaspor
20.20: 25. Kare Futbol Karşılaşması
ginç" ilişkileri . Adam. pım. sinemalarımızda Aş­ TRT3 17.10: Konser (Senab Erener)
yaşadığı deneyimleri an­ ka Susayan Kadın adıyla 20.05: Klasik Müzik 1 8.50: Top- 1 0
22.45: Glasnost Film Festivali 1 9.20: Varsayalım İsmail
latarak kadının gerçek gösterilmişti . INTERSTAR KANAL 6
aşkı tatmasını sağlamaya 1 7 Ekim Cumartesi, 16.35: Charles İş Başında (Dizi) 1 8.30: Kilçük Şeyler (Yerli Dizi)
23.00: Teleobjatif 1 9.00: Burnumu Keser misiniz?
çalışır ve bunda da başa- Show TV, 01.10
1 1 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOCRU • 63
FOTOSPOR GAZETES İ G EN E L YAYI N YÖN ETMEN İ

"Yalan da yaııyoruı"
E rsan Çelik: " B iz şov gazetes iyiz. Fotospor u fanatiklere satıyo ruz . . .
Eski futbolcuları n spor yazarı olmaları gereksiz ve saçma . . .

IG
"

l
id i n ! Ananızın da­ daha çok ilgi uyandırıyor.
m ına kadar yol u ­ Belki bir hizmet değil ama
n u z var ! · , 'Polon- şov. Bu şova ayak uydunn a­
yalı inek hakem mız gerekiyor. Özel TV'lerin
kasesine kına yaktı', 'Top ha­ her gün evimizde yaptıkları­
kem', 'Var mı len Fener' den nın yanında bizimkiler zem­
daha baba takım ! ' , 'Nataşa zem suyuyla yıkanmış kalı­
Yataşağ ! ' , 'Amcam ı (Botev yor. Biz bu gazeteyi insanla­
kalecisi) iki kere deld i m . Ama ra satmak zorundayız. Sat­
akı l lan madı', ·şerefsiz kom ­ mak için de ilgi uyandıracak
ş i " . Bu sözler bir sokak kav­ yollar bulmal ıyız. Mecburuz
gasından değ i l , spor gazete­ buna. Ciddi olsak 150 değil
lerinin manşetlerinden alındı . ancak 50 bin satarız.
Spor gazeteleri nden birinin -Spor basını ilgi uyandı­
yetkilisi ayaküstü sohbet sıra­ rayım derken yalan haber de
sında ken disini eleştiren m u­ yazmıyor nm?
habiri mize hak verirken, -Tabii yazıyor. Yalan ha­
"Hayvan lara gazete yapıyoruz· berin olmadığı ülke yok.
ERSAN ÇELiK. •özaı TV'larln yanında biz zemzemle yıkanmış
ded i . Spor bas� nın � a argola- gibiy iz . • Feldkampf bile geçen gün
.
şan manşetle r uzerıne Fotos- Alman gazetecilere 'Türk
. por gazetesi Genel Yayın Yönetm eni Bazen stresli bir iş · yaptığımda, te­ basınını geçtiniz ! " diye isyan etmiş.
Ersan Çelik ile 2000'e Doğru'dan lefonda konuşurk�n tepkimi küfürle Bizim gazetemizde de zaman za­
Kamil ErdoQdu görüştü . dile getiriyorum. O da bundan ister man abartmalı haberler yer alıyor.
-Son günlerde spor basınının istemez etkileniyor. Ama yadırga­ Bunda haber alma zorluklarının da
manşetlerinde argo sözlere daha mıyorum. Günümüzde böyle şeyler etkisi var. Bizi çoğu zaman yöneti­
sık rastlamaya başladık. Bu konuda oluyor, dünya değişiyor, sınırlar ciler ters köşeye yatırıyor. Ama ya­
ne diyorsunuz? kalkıyor, devletler yıkılıyor. lan haberden pek kimsenin zarar
-Gazetelerimizde argo kullanıl­ En ciddi gazete de�ilt�n Milliyet gördüğünü sanmıyorum, hatta işle­
dığı, ileri gidildiği söyleniyor. Tür­ bile "Baykal ciyac�!." diye manşet rine bile geliyor.
kiye'de evlerde tutti frutti'ler, hatta atıyor, yadırganmıyor. Biz "Fener­ -Spor basını içinde yazarlarla
onu bile aratacak şekilde ileri giden bahçe oyacak" deyince yadırganı­ muhabirler arasında kazanç ve ola­
filmler seyrediliyor. Bunlar yadır­ yor. Ben ahlak, nanius satmıyorum, naklar açısından büyük bir uçurum
ganmıyorsa, bizim "Fenerbahçe bu değerleri yıkmaya da çalışmıyo­ var. Bunu nasıl degerlendiriyorsu­
oyacak, takacak" gibi başlıklarımı­ rum. Zaman zaman kullanılan ifa­ nuz?
zın eleştirilmesi yanlış. Ben doğru deleri abartılı olarak veriyorum. Bu -Eski futbolcuların spor yazan
yaptığımıza inanıyorum. Biz şov tür yazılarla hakaret ettiğimizi dü­ olmaları bana göre son derece ge­
gazetesiyiz. Fotospor'u tribündeki ­ şünmüyorum. Öfkemi, Avrupalılar reksiz ve saçma. Burada gazeteciliği
lere, fanatiklere satıyoruz. Onların tarafından yıllardır hor görülmilşlil­ profesyonel meslek olarak seçmiş
kullandığı birtakım ifadeleri kullan­ ğe duyduğum tepkiyi bir yolla dile Sarih SarınlioAlu gibi isimleri ayrı
mamız anormal değil. Bu tür · baş­ getirmem gerekiyor. tutuyorum. Ancak Can Bartu, Tur­
lıkları özellikle Avrupa Kupala­ -Bu tür yazıların spora, futbola gay Şeren. Coşkun Öı.arı, Ziya
n'ndaki başarılarımızdan sonra kul­ bir katkısı oldugu11u düşünüyor mu­ Şengül gibi isimlere anormal para­
lanıyoruz.Tabii ki dozunu da kaçır­ swıuz? lar veriliyor. büyük imkanlar tanını­
mayacağız. Şov kavramına uygun -Bugün özellikle özel televizyon yor. Bu çok yanlış. Spor basınına
davrandığımızı sanıyorum. kanalları Türk futbolunu öldürmek maddi olarak zarar verdiği gibi, ön­
-Ga/atasaray'ın Katowice'yi ele­ istiyor. Naklen yayın olduğu zaman lerini tıkadığı için gençleri motive
mesinde11 so11ra Polonyalılar için Fenerbahçe'nin maçına bile 3 bin edemiyor. Biz bu tür imzalara yer
"A11amz111 damına kadar yolunuz 500 kişi gidiyor. Biz öyle ya da vermeyi, başımıza çok sorun çıkar­
var! " diye başlık attınız. Evde çocu­ böyle birtakım ifadeler kullanarak dığını gördüğümüz için tamamen bı­
gu11uz bu şekilde konuşsa hoş karşı ­ heyecanı uyandırmak durumunda- . raktık. Bırakın antrenmanları, maç­
lar mısınız? yız. Fenerbahçe yenecek değil de lara bile doğru dürüst gitmezler. Gö­
-Benim beş yaşında oğlwn var. oyacak, takacak dediğimiz zaman rüşlerini ise başkaları yazar. •

64 • 1K1BİN'E DOGRU e 1 1 E Ki M 1 992


LEVENT U LUÇ ER BULMACA

ven Spielberg ' ü n bir filmi). ı Tırpana


1
balığı. 7)Psikanaliz kuram ına göre ço­
2 cuk gelişim inde kızların babalarına.
3 erkeklerin annelerine cinsel ağırlıklı
aşırı ilgi ve sahiplenme isteği duyma­
4
sı ve bu nedenle kızların anneyi, er­
5 keklerin babayı rakip olarak görme­
6 �p;;;;;;p;;:::;;;,..;;. siyle ortaya çıkan süreç. / B i r yumurta
p işirm e çeş iti. &)Telefon sözü. ı Pers
_

7
ı---ı---ı--- n:ıımarlıgında, çatı örtüsü çok sayıda
8 ayakla taşınan büyük salon , taht salo­
t--+--+--
9 nu. 9)Rusça 'ever. ı Kusturucu ilaç ni­
t--6---6--- teliQi taşıyan bazı bitkilere verilen ad. I
10
t--+--+-- Devletin 1V kuruluşu. 1 D)Yeniçeri ma­
11 aşı. I Utanılacak durum. I Güç, ku wet.
t--6---
12
1 1 )1ran'ın Umman Körfezi kıyısında bir
t--+-- �enti. /Hint-Avrupa ailesinden olan. ı
13
ı---ı--- Oç, intikam. I lridyumun simgesi.
14 1 �}"Takım'ın kısa yazılışı. / (1 905) Aile­
�' fspanyol Se�arad Yahudileri' ndendir.
15
lspanyolca ve l ngilizce'nin yanı sıra ya­
tından konuşulan ve son kökleri Balı­ pıtlarını üçüncü dili olan Almanca'da
S OLDAN SAGA yazdı. Körleşme, Kitle ve Göç, Kurtanl­
kesir' in bir köyünde yaşayan bir Kaf­
1 )(1 888-1 980) 1 945 Devrim i ' nin ar­ mış Dil, Sözcüklerin Bilinci önemli ya­
kas halkı. ı Yelkenlere açılan delikle­
dından i ktidara gelen Ha Şi Minh ' in pıtıarındarı bazılarıdır. 1 981 'de Nobel
re ve halat ilmiklerine geçirilen halka.
önderli�indeki Viet-Minh hareketi ı Uzakl ık anlatır. 1 1 }Dürülerek yuvar­
Edebiyat Odülü'nü almıştır. Yapıtların­
içinde önemli g örevler üstlendi . da kit1elerin duygularını ve çevresiyle
lak biçim verilmiş deri veya kağıt. ı
1 946-54 arasında Çinh indi ' nde uyumsuzluk içindeki bireyin konumu­
Bir nota. I Olmüş koyunun baş koyu­
Fransa'ya karşı direnişte Lien Viet' in nu araştıran, saQ alt köşede fotoQrafı
na e md iri l e n yavrusu. 1 2)Tümör. ı
başkanlığını yürüttü . Cenevre Konfe­ görülen roman ve oyun yazarı.
Rehin sened i. ı Bir hükümdarın yö­
ransı'nın ardında n . Lien Viet ile Viet 1 3)0lgunlaşmamış. ı Peygamberleri
netimi altında bulunan halk.
Minh'i n işlevlerini üstlenen Anava­ Hud'u dinlemedikleri için tann tarafın­
1 3}Letonya·nın başkenti. I Yönetim.
dan yok edilen kavim. ı Kiloamperin
�n Cephes i ' n i n başkanlığ ın� getiril­ ı "Aptal Kutusu·nun kısa yazılışı.
simgesi. ı Eski bir Fransız halk dansı.
dı. 1 967'de Len i n Barış Od ü l ü ' ne 1 4)G �_n işl ik. ı Em ile Zola'nın bir kita­
değer görüld ü . 1 969'da Ho Şi 1 4)Matematik dünyasına adıyla anılan
bı. ı Uç tam tondan meydana gelen
Minh ' in yerine Vietnam Demokratik birçok teorem veren, çözümlerinin me­
aralık, artık dörtl ü . 1 5)Büyük balıkçı
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, kanik problemlerine uygulanmasının
kayığı. ı Eleş ti ri
en iyi örneklerini veren ve genç bir ma­
.

1 976'dan sonra da Vietnam Sosya­


list Cumhu riyeti Cumhurbaşkanı ol­ YUKAR I D AN ASAG IYA tematikçi kuşaQının yetişmesine katlcı­
muştur. Vı etn a m l ı komü nist önder. ı da bulunan r.ahit önadlı matematikçi­
1 }Fransa'nın denizaşın topraklannın miz. I Nazi Hücum Kıtası. / At yavrusu .
Avru pa Topluluğu . 2}Şaşma ve he­
yecan belirten bir ünlem . ı İ lg i . ı Pu­
gelece(Jini bel i rle mek için 1 958'de ya­ I Nikelin simgesi. 15)Kalite. ı Ateşin
laterina. 3)Davranış. ı Akı l . ı Su ka­ pılan halkoylamasında bağımsızlık yö- parıldayarak yükselen ateşi.
n ünde başarılı bir kam panya yürüttü. 1 6)Norveç'te bir ırmak: I En küçük İZCİ
bı. 4) 1çel 'in bir ilçesi . ı Enerji cinsin­
den tanımlanan ışınım m iktarı ı Bir Gine'nin 2 E ki m 1 958'de baQımsızlıQı- birliği. 17)Namus. ı Dişi geyik.
nı elde etmesinden kısa bir süre son- 1 8)Bulmaya çalışmak. / Radyumun
.

mastar eki. 5}Destan. ı Sohbet et­


ra devlet başkanlıQına seçildi. iç poli­ simgesi. 1 9)Bir seslenme ünlemi. / Be­
�ek, _konuşmak. 6)Europyum u n
tikadaki sertliğine karşın uluslararası re. 20)Demir sarnıç. ı Japon yazısında
sımgesı. I Egemen kon u mdaki kişi­
lere ödenen o rtaçağ Avrupa'sında ilişkilerde ılımlı bir önder olarak öne hece imi.
toplanan bir vergi . ı Değerli bir cins çıktı . Devrim ve Ha/km Birli4i ile şiirte­
G E C E N HAFTAN I N Ç ÖZ Ü M Ü
taş. 7}Aksaray dolaylarında, biçilen rini topladığı Militan Şiirleryayımladı-
ekini harman yerine taşımakta kulla­ Qı iki kitabıdır. Sol üst köşede fotoğ-
nılan arabaya veri len ad . / Japon­ rafı görülen Gine Devrimci Halk Cum­
lar'ın u lusal çiçeğ i . ı Spor karşılaş­ � u�iyeti' nin (bugün Gine Cumhuriye- 1

maların ı n sonucu . ı Sodyumun sim­ tı) ılk devlet başkanı. 2)Bir gemici dü­
·
gesi . &)Herkes. I Genellikle pamuk­ ğümü. 3)Gerekli. 4)Eski dilde ·o·. ı
�� sık bir şekilde dokunmuş düz­ Küba'nın başkenti. 5)Hafif ıslaklık. ı
gun _be� . I Ağ�ca_ Tüneyen . . .. ( itala Bulmaca tanrısı. ı Amerikanyumun
Calvıno nun bır kıtabı) . 9)Bir kümes simgesi. 6)Andre Gide'in 1 942'den
hayva n ı . ı Yunanistan'da bir yarıma­ savaş sonuna deOin yaşadığı Kuzey
da. I Kalsiyumun simgesi. ı Al ev. Afrika'da, edebi bir vasiyet niteliğin­
1 D)Dili, bugün yal nızca bir kişi tara- deki son büyük yapıtı. ı . Yıllar (Ste-
..

11 EKiM 1 992 • İKİBİN'E DOGRU • 65


ŞÜKRÜ GÜNBULUT OB'l'ADOGU lVLvisbmmı

Kafka
K
afka' n ın kişiliOi ve düşüncelerini doOru­ açılınca: 'Ben politik gelişmelerden habersizim.
dan veren bir kitap okudum: Kafka ile Dostum Max Brod bana sabaha kadar anlatır'
Konuşmalar. Bu kitap beni eski Kafka diyor. Bilgisizliğini sevimli. h oppa, entelektüel
araştırmalarına götürdü. Epeyi uğraşmı­ bir bilgisizlik olarak görüyor. Kaygılanmıyor.
şım Kafka'yla. AnımsadıOım kadarıyla bir dökü· Küçük d ünyası kendine yetiyor. Belki de ·rafi­
münü yaptım: Dava, Şato, Amerika, Milena 'ya ne· olmayan gereksiz bir bilgi g ib i düşünüyor
Mektuplar, Değişim, Günlük, Ceza Sömürgesi, çevresinde oluşanların bilgisini... Bu bilgiç gö­
Bir Savaşın Tasviri (Buradaki bir öykünün adı ne zükapalılık tiksindiriyor beni. ..
u n utulmazd ı: Bir Köpeğin Araştırma/an. Ben de Kafka, düzenin yanında oluş u n u , konfor­
araştırmalarıma b u adı koymak isterdim). Tür1<­ mistliğini, tutuculuğunu entelektüel/sanatçı bir
çe'ye çevrilmeyen lerden de okumuşum: Babaya eda ile kişisel avantajı haline dönüştürüyor. Ya­
Mektup, Seyirler, ilk Acı, Perhiz Şampiyonu, Bir nında kır1< g üçlü kırk g üçsüzü dövüyor olsa dö­
Küçük Kadın, Felice ·e Mektuplar. . . nüp de bakmaz bu ince ruhlu bayımız ... 'Ne
Kafka, içinde yaşadıOımız saçmalığı ince, ke­ oluyor yahu" d iye şöyle bir merak buyurmaz.
sin bir d ille ve yaralı bir biçimde ne güzel anlatır. Nedensiz Olsa olsa çok 'düzeyli', anlaşılması kolay olmayan bir kelam
suçluluk duyg u muzu, yabancılığımızı, atılmışlığımızı . . . Ama bu eder. Duru ma ince ruhlu, zeki bir yorum getirmiş gibi görü n ü r.
son kitap bana Semitik Kafka'yı, Kafka'nın kendisini verir gi­ Tutucuyu ve döveni okşayan bir yorum . . . Nasıl olsa kurbanlar
bi ... Sessiz dururmuş Kafka ... Gözleri, yüzü, elleri ve tüm varlı­ 'seçilmiş halk' (Yahu d i) değil. .. Böyle mendebur ve kötü n iyetli
ğı ile g ü rü ltüsüzce an latırmış kendini. Bir yerde b u n u bilinçli bir kişilik yayılıyor kitaptan.
yaptığ ını söylüyor. Sessizliğin g üçlülük olduğu n u , özgürlük ol­ Kafka, bilimsel gelişmelere öylesine ilg isiz ki nerdeyse Ya­
d u ğ u n u söylüyor. hudi Kutsal Kitabı'ndaki gibi Dünya'nın Evre n ' in mer1<ezinde
Kon uşurken sık sık şaşırtıcı, kendini hemen ele vermeyen , olduğunu söyleyecek ... Yakın çevresi tuhaf Ortaçağ kokularıyla
ama anlaşıldığ ında d a pek öyle d erin olmayan cümleler yapı­ dolu. Schlaf diye bir dostları Kafka ve arkadaşını evine götürü­
yor. Kafka'yla birlikte olunca insan, edebiyatı "açıklık" olarak yor. Eski, küçük bir teleskopla G ü n eş lekelerine bakarak, Yer' in
değil de "kapalı sözler b içimi" olarak algılıyor. ilk başta, söyle­ Evren'in mer1<ezi olduQunu ispata çalışıyor (s. 44). Şu Semitik
yene bir tuhaf yücelik kazandıran bu kapalılığın, anlaşıldığında kültür, bin yıldır bilime bir türlü ısınamadı gitti.
öyle eme varar bir şey olmadığı görülüyor. Kafka'nın davranışı Hani 'entel', 'derin', 'rafine', 'ince duyarlıklı', kaprisli, tin­
b izim şeyhlerin "orası derin'lerle etkili olmalarına benziyor. Ne sel, 'izm'lerin üstünde, materyalist olmayan, angaje olmayan
de olsa Kafka da, şeyh de aynı Semitik kültüre bağ lı. Kafka, bu şanatçılar vardır. Temelde uyu mlu, ama uyumsuz gibi d u ran . . .
yön üyle tutmad ığım tarafta. . . ilg ililik (afinite) kuralına göre bu Ozgürlüğü yapma sorun larda arayan . . . Kafka sanki onlardan .
tarafa bağlı başka özellikleri d e olması gerekir. Gerçekte sağa angaje, felsefi anlamda idealist. Evre n ' i kavra­
Var Kafka' da b u n lar: Kafka tutucu, gerici . . . i k i lafının biri yışta sığ ve züppe: Kapalı kon uşmaya, dil ve sözcük oyun ları­
g ü nah . . . Yah u d ici, S iyon ist, Tevratçı , statükocu. Genelde na, espriye aşırı düşkün. Bu son üç özellik, sığlığın, gönül ve
rahat. . . Burj uva ah lakı , davra n ışları ve muaşeret k u ralları kafa darlığın ın, yani sağcılığın genel özellikleridir.
içinde balığ ı n s u da oluşu g i b i . . . Kafka, yaln ızca kendi kabi- Kafka' n ın özellikleri kabile çevresindeki Semitik (Yahudi,
. les i n i kollayabilen bir b e n merkezcilikte . . . G üçlüye yakın , Arap) kültürünün özellikleri. Kafa darlığı b u kültürden kaynak­
g ü çs üze soğ uk. S e ri n açıklığa değil, nemli karan lığa yatkı n . lanıyor. Ama Semitik halkın yetiştirdiği Manc·a, Freud 'a, Eins­
Devrimcilere karşı kuşkulu (kapitalizme a z kuşk u l u ) , haksız­ tein'a ve daha nicelerine ne demeli?
lıkları, z u l m ü , sömü rüyü o lağan ve katlanı l ması gereken Semitik kültürün önemli büyükleri olarak gösterilen bu
şeyle r olarak g ö r e n , o n lara içi n d e isyan ve öfke duymayan adamlar gerçekte Semitik kabile kültürü n ü n e n karşıtlandırlar.
b i ri. B ir tek isya n ı va r: Yah u d iler' i n 1 920 '1erdeki (kendi ya­ Semitik kültürce en çok lanetlenenlerdir. Freud, özellikle Hz.
şad ı ğ ı yıllardaki) d u ru m u . Musa ve Tel<tanncllık ile Totem ve Tabtlsunda Semitik kültür­
Filistin'e göç eden Yah u d ilik'le derinden ilgili. Yahudiler den bağımsız, onu bir kenara iten , ona karşı çıkan sonuçlara
ona göre 'kişisel bir Alla h ' ı n seçkin halkı' (s. 96). "Yurda, Filis­ varmıyor mu? Marx'ın üstündeki Semitik laneti an latmaya ge­
tin 'e gidiyoruz. Köklerimize . . . Çevremizde Yahudi d üşmanlığı rek var mı? Einstein Evre n ' i n mistik yalınkat kadrolarla açıkla­
büyüyor. Ama b u , iyi bir şey. Talmud der ki: Biz Yah udiler zey­ namayacak enginliğini, ele avuca gelmezliğini söylemiyor
tine benzeriz. Ezilince veririz en iyimizi' (s. 98). 'Gittikçe daha muydu? Madde ile enerjinin aynı şeyler olduğ u n u , maddenin
çok Vah i.i d i genci dön üyor Filistin'e. Kendi kaynağına. büyü­ enerjiye dönüşüm formülünü (E=mxC2) b u larak: elle tutulama­
meye dönüş bu' (s. 58). 'Kutsal Kitap, geçmişte kalmamıştır. yanda, maddi olmayanda yani enerjide bir medet arayan Senıi­
Baştan aşağı çağdaş olan Yahudi halkının sesidir o· (s. 97). tik anlayışı n lanetini çekmedi mi? Bu bilimadamlarının ortak
Kabilesiyle böylesine ilgilenen Kafka, daha geniş insan lığı özelliği Semitik soydan gelmelerine karşm bilimin yollarında
ilg ilend iren bir sorun oldu mu "Ben politikayı bilmiyorum· de- · ister istemez Semitik kültürden kopmaları ve ona karşı çıkma
yip arkasını dönüyor. Kab u ğ u içinde tıslan l:löceği gibi oluveri­ zorunda kalmalarıdır. Bu adamlar, Semitik kültürd e kalındıkça
yor. Politik bir tek ilgisi var: Siyonizm. Bunun dışında bütün in­ özgür bilim olamayacağının kanıtlarıdır. Kafka ise ne denli en­
sanlar ona pek b u lanık bir cam ardından görünüyor. Yahu­ der yeteneklerle bezenmiş olursa ols u n Semitik kabile kültürü
d i ' n i n d ışındaki insan ın yarası ona h içbir şey söylemiyor. sınırları içindeki birinin dar kafalılıOa ve aşiretçiliğe meylettiği­
Kafka' n ı n 'silindir şapkalı adam·a (kapitaliste) öfkesi yok. ni bize gösteriyor.
84 ve 85. sayfalar boyu nca onu duyar.ılıkla anlayıp çözümlü­ Semitik kültür bir zamanlar bütün Evren 'i kucaklamayı he­
yor. O na sıcak. Oysa yaşad ığı günlerin büyük Rus Devrimi'ne defleyen kurgular yapacak kadar parlaktı. G ü n ümüzde geride
kapalı. Buz gibi. .. (s. 66, 67, 68). Rus Jevrimi'nden, 1 922'1erin kalan bu kültür, insan kişiliğ ini eğip bükerek, gen işlikten alıko­
Almanya ve Çekoslavakya 'sından, Marxçı hareketlerden söz yarak onu çirkin leştiriyor. Kafka, bu açıdan n e öğretici. . .

66 • lKtB l\''E DOGRU • 11 EKİM 1 992


A L O A R K A DA Ş
ŞİMDİYE KADAR
ÇO K ZORDU,
O ÖZ E L
İ NSAN LARA
U LAŞMAK. ..
ŞİMDİ
ON LAR DA S İ Z İ
BU LMAYA
ÇALIŞIYOR ...
SICAC I K VE
SAG LAM
DOSTLU K LAR
KU RMAK,
YALN I Z L I K LARA
SON VE RM E K
İ Ç İ N ÖNCE ... 900 901 91 1 \ ÇEVİRİN,SONRA.
ilgi lendiğ iniz yaş ve ci nsiyet grubunu bel i rti n . 4" Bı rakı lan mesa j ları d i n leyip istedi kleri n izi
cevaplayı n . Kendi mesa j ı n ı zı b ı ra k ı rken ad ı n ızı ve adres i n izi ve telefon numara n ızı kesi n l i kle
açı_ klamayı n . 4" Size gelen mesa j la rı d i n leyebi l mek iç in şi fre nu ma ran ızı un utmayı n . Size gelen
cevapları sadece siz dinleyebilirsin iz. Amac ı na uygun tüm mesa j lar 24 saat içi nde yayınlanacaktı r.

Tü rkiye ' n i n her yerinden Alo Arkadaş serv i s i m i z i n 1 d a k i kası 5833 TL, Alo Evlenmek İstiyorum servi s i m i z i n
1 da k i kası 1 7. 500 T L . d ı r. Ortalama servis süresi 2 - 5 dakikadır. ��

You might also like