You are on page 1of 4

HATI-ı HÜMAYU N

dişahı ayrıca Lehistan kralına da mektup Rus Çarlığı'na karşı savaşlarda genellikle
HATMÜ'l-EVLİYA.'
yollayarak(Si lahdar. r. 565-566) hatmanı yenik düşmüş, Pottava Savaşı'ndan son-
(~~_,yı~ )
rahatsız etmemesini, Ukrayna ile barış ra XII. Şarl ile birlikte istanbul'a gelerek
içinde bulunmasını tavsiye etti. Fakat Kı­ Osmanlı Devleti'nin desteğin i almaya ça- Hakim et-Tirmizi'nin
rım Ham Adil Giray, Potkah Kazakları'n­ lışmıştır. Orlik ise Ukrayna'nın anayasa- (ö. 320/932)
dan Hanenka'yu Ukrayna hatmanı ilan tasavvuf tarihinde
sını hazırla mış. yeni kanunlar tertip et-
peygamberlik ve velilik konusunu
edince iki hatman arasında mücadele miş. ülkesinin Kırım Hanlığı ile her za- ilk defa geniş olarak ele alıp
başladı. Bundan faydalanmak isteyen Leh man dostluk içinde bul un ması tar aftarı incelediği eseri
kralının müdahalesi üzerine de Osmanlı olmuştur. (bk. HAKiM et-TiRMizi).
padişahının Lehistan seferine çıkması
L _j
1918 yılında kurulan Ukrayna milli dev-
gündeme geldi. Ordu Edirne'de toplan-
letinin b aşkanı Skoropadski son Ukrayna ı
dığı sırada AdilGiray hanlıktan alındı: Do- HA.TT
h atm a nıdır. Skoropadski, 1Z Ekim 1918
roşenko da Osmanlı ordugahına gelerek
tarihinde Osmanlı elçisi Ahmed Murad (bk. HAT).
sadrazam ve padişah tarafından kabul L _j
Bey'i gösterişli bir t örenle kabul etmiş­
edildi: kendi sine hil'at giydirilerek altın
bir topuz ve at hediyesiyle onurlandırıl­
tir. Ukrayna 'nın 1919 yılından itibaren _ ı -,
Bolşevikl er tarafından işgali üzerine hat- HATT-ı HÜMAYUN
d ıkta n sonra (a.g.e., ı. 588 vd ) Lwow (İl­ (..;ı~l..wı..!:.>)
manlık ka ldırılmış. fakat toplumdaki mil-
bov) Kal esi'nin fethiyle görevlendirildi
ll uyanış devam etmiştir. Sovyetler Birli- Osmanlı diplomatiğinde
( 1672). Leh kralının em an dilemesiyle sa-
ği'nin dağılmasından sonra Ukrayna'nın padişahın kendi el yazısı ile yazılmış
vaş sona erdi, böylece Doroşenko bir sü- emirleri için kullanılan bir tabir.
bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkma ­ L _j
re Leh sal dırılarından kurtuldu (Defter-
sını h azırlayan en önemli unsurlardan bi-
dar Sarı Mehmed Paşa , s. 26 vd.) Bir
ri hatmanlıktır. Ba zı istisnai haller dışında padişahın
müddet sonra Doroşenko'nun kararg a hı
BiBLiYOGRAFYA : bizzat kaleme aldığı h att- ı hümayunlar,
olan Çehrin'e Rus sal dırıları başlayınca
unvanına, beyaz üzerine ve telhis veya
Osmanlı hükümeti hemen Kırım hanını BA. ibnülemin- Hariciye, nr. 52; Evliya Çelebi,
Seyahatname, VII, 526-527; Defte rdar Sarı takrir üzerine yazılanlar olmak üzere üç
ona yardıma gönderdi. Osmanlı yardı ­
Mehmed Paşa . Zübde-i Vekayiat (nşr. Abdü lka- grupta toplanabilir.
mından haberdar olan Ru slar'ın Çehrin'-
dir özcan). Ankara ı995, s. ı9, 25 vd ., 5ı, 56,
den çekilmesinden sonra bir defa daha Unvanına Hatt-ı Hümayunlar. Ferman
8ı, ı03; Dimitri Kantemir, Osmanlı İmparator­
Osmanlı padişahının huzuruna çıkan Do- ve beratların önemli olanlarında tuğra­
luğu'nun Yükse/iş ve Çöküş Tarihi (tre. Öz-
nın üst, sağ veya sol tarafında padişahın
roşenko yine sarnur kürk, değerli bir ok- demirÇobanoğlu). Ankara ı980, lll, 2, 9 -ı O, ı7-
25, 3ı-32, 357, 372-375; Silahdar, Tarih, I, 565 h attıyla, "MGcebince amel oluna" ve "MG-
luk (tirkeş) ve at ile taltif edildi (a.g.e., s.
56) Fakat daha sonra Ruslar'ın Çehrin
vd., 588-590, 621-624, 642-643, 663; Daniş­ cebince amel ve hilafından hazer oluna"
mend, Kronoloji, lll, 440-444, 446-447; Uzun- gibi, ferman veya beratta yer alan husus-
Kalesi'ni kuşatmala rı, Doroşenko' nun da çarşılı. Osmanlı Tarihi, 111/1, s. 422, 424, 426,
ların kusursuz yerine getirilmesini bildi-
Osmanlı Devleti'nden yüz çevirerek Çeh- 429-430; 111/2, s. ı9 , ı ıo-ı13, ı60-161, ı83-
ren em re denir. Bunlardan başka gelişti­
rin'i Ruslar'a teslim etmesi üzerine Os- ı84; M. Gruşevski, lstoriya Ukrayini -Rus i,
New York 1953, IX, tür. yer.; V. Dal. Tolkoviy So- rilmiş. "MGcebince am el ve hareket olu-
manlı hükümeti onu hatmanlıktan ala-
var Jivogo Velikorusslcogo Yaz ı/ca, Moskva nup hilafından hazer ve mücanebet olu-
rakyerine o sırada istanbul'da Yedikule'-
1955, I, 349; R. Giraud. L'empire des turcs ce- na" (TiEM, nr 2319); "Emr-i şerifim mG-
de mahpus bulunan Yorgi ihmilikçi'yi (Ge- lestes, Paris 1960, s. 59, 77, ı54; Abdülkadir cebince amel olunup hilaf- ı inhadan ha-
orges Chmielnicki) getirdi; ayrıca Özi Bey- Donuk, Es/ci Türk Devletlerinde İdar1-Asker1 zer eyleyesin" vb. kalıplara, hatta bazan,
lerbeyi Şeytan (Uzun) İbrahim Paşa ku - Un van ve Terimler. istanbul 1988, s. 37; Akdes
"MGcebiyle amel olunup tebdil ve tağyi ­
mandasındaki O s manlı ordusu 1677'de Nimet Kurat. Türkiye ve Rusya, Ankara ı990,
s. 8-9, 385 vd.; 1. Kri pyal~eviç, lstoriya Ukrayi-
rine sebep olanlar, 'fe- m en beddelehG
Çehrin Seferi'ne çıktı (DİA, VIII, 249-250). ba'dema semiahG fe-innema ismuhG
ni, Liviv ı990, tür.yer.; L. Zaporojets, "Karpo-
Dimitri Kantemir'e göre, hatmanın isyan ale'liezine yübeddiiGnehG inne'llahe se-
vets " , Mazepa, Kiev ı993; G. Holimonenko, Turs-
sebebi Lehistan seferinde Osmanlı padi- ka Viyslcova Lelcsika movlenni Ukraynskogo mlun alim' na ss- ı kerimin e ma-sadak
şahının Doroşenko'nun yardım teklifini Kozatstva, Kiev ı993, s. ı8; Ferhad Gardaşka­ olup hüsran edeler, mücazat oluna" gibi
reddederek ülkesine dönmesini emret- noğlu , "Osmanlı-Ukrayna Münasebetleri" , Ta-
dua cümleciği bulunan şekillerine rastla-
mesi, onun da bunu gururuna yedire- rih ve Medeniyet, sy. 13, istanbul ı995, s. 43-
nır. Unvanına hatt- ı hümayunlarda, em-
45; a.mlf., ":Ukrayna, Osmanlı Himayesinde",
memesidir (Osmanlı İmparatorluğu 'nun rin yerine getirilmesini bildiren kı sımd an
a.e., sy. ıs ( 1995); s. 40-43;"Hetman", TA, XIX,
Yükseliş ve Çöküş Tarihi, lll, 9-1 O, I 7) _ 195; Abdülkadir Özcan, "Çehrin Seferi", DİA, önce ferm anın gönderildiği grup hakkın­
Ancak bu ilk seferden olumlu sonuç alı ­ VIII , 249-251. da taltif edici sözlerin yazıldığı da vakidir
namayın ca Vezlriazam Merzifonlu Kara Iii FERHAD NAGIYEV (BA, Müzehheb Ferman/ar, nr. 68/1 ).
Mustafa Paşa kumandasınd aki ikinci se- Nadir olmakla beraber unvanınahatt-ı
ferde Çehrin Rus işgalinden kurtanimış ı -,
HATMİYYE hümayunlarda "B a şın gerek ise mGce-
ve 1678'de yeni hatman Ukrayna tahtına biyle amel oluna" (aslı istanbul Deniz
oturtulmuştur (Defterdar Sarı Mehmed
(bk. DETERMiNiZM).
L _j Müzesi'nde bulunan bu ferman için bk.
Paşa, s. 103). Schwa rz, LXXVIIII987J. s. 81) veya, "Mu-
ı -, kaddem ettiğin gibi bir türlü taksiratın
ivan Mazepa ( 168 7-1 709) ve Pilip Orlik HATMİYYE
de ( ı 71 O) ünlü Ukrayna hatmanlarından ­ zuhur eder ise sağ kurtulman muhaldir,
(bk. MIRGANİYYE).
dır. Mazepa. Ukrayna'nın bağ ımsızlığı için L _j gözün açıp refakatinde bulunan guzat-ı

485
HATI-ı HÜMAYUN

fermanların mühimme defterlerindeki elkab, "Sen kivezir-i a'zam ve vekı1-i mut-


suretleri üzerinde de unvanınahatt-ı hü- lak-ı hamiyyet -alemim ... paşasın" (BA.
mayun bulunduğu hakkında kayıt düşü­ HH, nr. 51177) vb. diğerlerinden farklı
lür, hatta bazan hatt-ı hümayun aynen olurdu. Sadrazarnın serdar-ı ekrem sıfa­
buraya geçirilirdi(BA, MD, m. ı5 3, s. 24ı) . tıyla sefere gittiği zaman gönderilen be- .

Beyaz Üzerine Hatt-ı Hümayunlar. Pa- yaz üzerine hatt-ı hümayunlar, "benim
dişahın bir arz veya telhis olmaksızın her- serdar-ı ekremim ~ gibi basit elkablar ya-

hangi bir konuda re'sen verdiği emirlere nında, "Sen kivezir-i a'zam ve vekil-i mut-

denir. Bunlar devletin iç işleriyle ilgili ola- lakım ve bi'l-istiklal serdar-ı zafer- reh-

bileceği gibi yabancı bir devlet mensu- berimsin" vb. uzun ve tekellüflü elkab-
buna yazılacak bir name hakkında (BA. larla da başlatılabilirdi.
HH, nr. 5 ı 113). halkın iaşesi (III. Selim'in Padişah, sadrazamdan başka çeşitli
bu konuyla ilgili pek çok hatt-ı hümayıi­ meselelerde ilgili şahıslara da beyaz üze-
nundan biri için bk. BA, HH, nr. 9372), rine hatt-ı hümayunlar gönderirdi. Bun-
bir şehzade veya sultanın doğumu dola- lar genelde "sen ki" ile başlar ve " ... valisi
yısıyla şenlikler yapılmasını (BA. HH, nr. ... paşasın", "kaptan-ı derya ... paşasın",
51095 , 51132). birinin nefyini (BA. HH, " bostancıbaşısın" yahut "kethüda kadın­
nr. 5 ı ı ı 5) veya idamını (BA, HH, nr. sm" şeklinde hatt-ı hümayunun yazıldığı
5 ı ı 39. 5 ı 166) bildirmek, sarayın tamir şahsın vazifesi eklenerek devam ederdi.
edilmesini emretmek (BA, HH, nr. 51117) Sıfattan sonra hatt-ı hümayun gönderi-
için sadrazam ve sadaret kaymakamına len şahsın isminin yazıldığı da olurdu.
yazılanlar dışında , hazineden para çek- Şeyhülislama ve padişah hocalarına ise
mek (TSMA. nr. E 7041/1). yahut Darus- sade ve hürmetkar elkablar kullanılırdı .
saade ağasına veya haremde kahya ka- Bundan sonra konuya geçilirdi.
dına direktif vermek (TSMA. nr. E 703 ll Alenen okunacak hatt-ı hümayunlarda
5) gibi hususlarda da olabilirdi. elkabdan sonra hemen konuya geçilme-
Sadrazama yazılan hatt-ı hümayunlar- sine karşılık kılıç ve kaftan gönderilenler-
da çok defa kullanılan elkab "benim vezi- de, "Seni selam-ı şaMnemle teşrif eyle-
rim" şeklinde basit ve kısa idi. "Benim diğimden sonra malumun ola ki" (BA,
IV. Mustafa'nın berat üzerine hatt- ı hümayunu
vezir-i gayret-semirim" (TSMA. nr. E HH, nr. 5 ı 099) vb. selama da yer verilirdi
(TiEM, nr. 2263)
8393/46) gibi biraz daha uzunlarİ da kul- (Feridun Bey, s. 2 ı O). Serdar-ı ekreme
lanılırdı. Sadaret tevcihini bildiren beyaz yazılan hatt-ı hümayunlarda selam kul-
üzerine yazılmış hatt-ı hümayunlardaki lanılabildiği gibi (Suver-i HutCıt-ı Hüma-
yun, vr. 7•. ı ı•ı selamsız da yazılabilirdi.
Kırım haniarına yazılanlarda da selam
kullanılırdı .
muvahhidin kullarıma hizmet-i muhafa-
Sistemdeki değişikliğe , yani genelde
zada kıyam edesin" (Hatt-ı Hümayun SCı­
padişahla sadrazam arasındaki resmi
retleri, vr. 7•) vb. tehdit unsuruna da
rastlanmaktadır. Tuğranın değişik yerle-
muhaberede araya Mabeyn-i Hümayun
Kanüni Sultan Sül eyman'ın beyaz üzerine hatt-ı hümayunu
başkatibinin girmesine rağmen Tanzi-
rine yerleştirilen bu hatt-ı hümayunlar
bir çerçeve içine alınarak etrafı tezhip mat'tan sonra da padişahlar, yüksek ka-
yapılabilc!iği gibi tuğranın tezhipli kısmı
demedeki tayin ve tevcihler gibi mühim
içinde dE! bulunabilir. Tezhibi bulunma- konularda beyaz üzerine hatt-ı hümayun-
yan tuğralarda ise hatt-ı hümayunun sa- lar yazmaya devam etmişlerdir (BA, ira-
de bir şekilde kenara yazıldığı görülmek- de-Dahiliye, nr. 32464; BA. YEE. nr. 23-
tedir.· 1802-1 ı-71. 27-2605-14-75). Geç devir
hatt-ı hümayunlarının çoğunda iradeler-
Bir ferman veya berat, unvanınahatt-ı
de olduğı:ı gibi tarih de bulunmaktadır.
hümayun keşide olunmak için sadraza-
ll. Abdülhamid'in geç devirlerdeki hatla-
rnın bir telhisiyle padişaha gönderilir ve
rında imzası da vardır.
ne sebepten hatt-ı hümayun. istendiği
de izçıh edilirdi (BA, HH, nr. 16287). Sad- ı Telhis, Takrir ve Arz Üzerine Hatt-ı Hü-
razam, bazan nasıl bir hatt-ı hümayun ya- mayunlar. Çeşitli meselelerle ilgili olarak
zılmasının uygun olacağına da telhisinde sadrazarnın sunduğu telhis üzerine pa-
işaret ederdi (BA. HH, nr. 53187). Bütün dişahın yazdığı emir veya kararına denir.
hatt-ı hümayunlar belli kalıplara göre Telhisler, sadrazam veya sadaret kayma-
yazılır ve öğretici mahiyetteki münşeat kamı tarafından yazıldığı için üzerindeki
mecmualarında bu nevi telhislerin nasıl hatların elkabı da yazan hangisi ise ona
.yazılacağını gösteren örnekler bulunur- olur ve "benim vezirim" veya "kaymakam
du (Münşeat Mecmuası, vr. 136b). Bu gibi paşa" gibi kısa bir elkab kullanılırdı. Tel-

486
HATI-ı HÜMAYUN

gelen kaime. tahrirat veya şukkanın üze-


rine kime ait olduğunu ve belgenin cin-
sini yazarak, bazan da belgedeki olayın
geçmişini kısaca özetteyerek padişaha
sunardı. Bu tip belgelerde padişahın ko-
nuyla ilgili karar veya görüşünü bildiren
hatt-ı hümayun takrir 1 kaime 1 şukka
üzerinde yer alırdı.
Arzuhal Özetleri Üzerine Hatt-ı Hüma-
yunlar. Padişahlar cuma selamlığı veya
başka bir münasebetle saray dışına çık­
tıklarında halk tarafından kendilerine ve-
rilen arzuhaller ilgili divanlarda görüşü­
lerek karara bağtanır ve alınan kararlar
arzuhal özetleriyle birlikte aynı kağıt üze-
rinde bend bend yazılarak padişahın tas-
dikine sunulurdu. Padişah da her bend
hakkındaki emir veya görüş bildiren hatt-ı
hümayununu, telhis veya takrirde oldu-
ğu gibi kağıdın üst tarafına "manzürum
olmuştur" ibaresinden sonra kaçıncı ben-
de ait olduğunu belirtmek suretiyle ya-
zardı. Hatt- ı hümayunun yerini Mabeyn
katibinin yazdığı iradelerin almasından
sonra artık arzuhal özetleri üzerinden de
ı. Abdülhamid'in
padişahın hattı kalkmış; karar, sadraza-
takrir üzerine
hatt-ı hümayunu
rnın ayrıca yazdığı arz tezkiresi altına
hepsi için birden bildirilir olmuştur.
. his üzerine yazılmış hatt- ı hümayunların rine özetiernekle beraber bazan da def- Hatt-ı Hümayunların Bazı Özellikler-i.
bir kısmında ise hiç elkab bulunmaz; terdar veya seraskerin takriri, taşradaki Hatt-ı hümayunların büyükekseriyeti pa-
hatt-ı hümayunun muhtevası da bazan bir vali, nazır yahut başka bir yetkiliden dişahların kendi el yazısı olmakla bera-
"verdim/verilsin", "olmaz", "varsın", "ya-
zılsın" gibi tek kelimelik; bazan da "ma-
' ' o

Iüm oldu 1 ma!Omum olmuştur", "teda-


rik edesin", "manzürum oldu 1manzürum
olmuştur", "cevap verile", "mukayyet ola-
sın", "tedarik görülsün", "berhürdar ol-
sunlar" gibi ikişer kelimelik olurdu. Padi-
şah, ihtiyaç duyduğu takdirde telhis edi- .
ten mesele hakkındaki görüşünü çok da-
ha tafsilatlı olarak da bildirirdi.
Sadrazarnın telhisi üzerine hatt-ı hü-
mayun, Il. Mahmud'un saltanatında,
1832-1834 yılları arasında yerini yavaş
yavaş Mabeyn-i Hümayun başkatibinin
padişahın iradesini bildirmesine bırak­
mıştır. Nadir olmakla beraber bu tarih-
ten sonra da sadrazamların padişaha hi-
taben yine "şevketlü , kerametlü, meha-
betlü, kudretlü veünimetim efendim pa-
dişahım" hitabıyla takrir gönderdikleri
ve bunların cevabının da bizzat padişah
tarafından yazıldığı (hatt-ı hümayun) bilin-
mektedir. Bu hatt-ı hümayunlara tarih
de konulmuştur (BA, irade-Dahiliye, nr.
18202, 32463).
Alt kademe yetkililerinin takrir ve ben-
zeri yazılarının padişaha bildirilmesi her
11. Mahmud'un
zaman ayrı bir telhisle olmazdı. Sadra- telhis üzerine
zam, çok defa konuyu ayrı bir kağıt üze- hatt - ı hümavunu

487
HATT-ı HÜMAYUN

ber zaman zaman Mabeyn-i Hümayun BİBLİYOGRAFYA : Tefsir, hadis, fıkıh, usul, tasavvuf, sarf ve
başkatibi yahut sarayda bir vazifelinin BA, HH, nr. 9372, 16287,51095, 51099, nahiv ilimlerinde derin bilgi sahibi olan
hattıyla kaleme alınmış olanları da var- 51113, 51115, 51117, 51132, 51139, 51166; ve Hicaz Maliki imamlarının sonuncusu
dır. Devlet işleriyle ilgili mühim mesele-
51177, 53187, 55665; BA, İrade- Dahiliye, hr. kabul edilen Hattab, yaşadığı dönemde
18202,32463,32464,32564;BA. VEE,n~23-
lerde yazılan hatt- ı hümayunların müs- 1802-ll-71, 27-2605-14-75; BA, Müzehheb İslam dünyasının yetiştirdiği en önemli
veddeleri ise relsülküttab, kaptanpaşa Ferman/ar, nr. 68/1; BA, MD, nr. 98, s. 1; nr. simalar arasına girdi. Aralarında oğlu
gibi önemli mevkileri işgal edenlerce ha- 153, s. 241; TSMA, nr. E 806/38, 7020, 7031/ Yahya ei-Hattab, Abdurrahman b. Hac
zırlanırdı (Suver-i Hutat-ı Hümayun, vr. 5, 7041/1, 8393/46, D 2175; TİEM, nr. 2247, Ahmed et-Tacurl, Muhammed ei-Mekkl
2291, 2304, 2319, 2352; Hatt-ı Hümayun Su·
67'-b). Bununla birlikte başka bir elden ve Muhammed el-Kaysi gibi önemli alim-
ret/eri, İÜ Ktp., TV, nr. 6094, vr. 7', 25•, 26•-27';
çıkanların da hiç değilse zaman zaman Suver· i Hutat-ı Hümayun, İÜ Ktp., TV, nr. lerin bulunduğu birçok talebe yetiştirdi.
padişahın kontrolünden geçmiş olduğu 6110, vr. 7", ll', 29•-•, 67·-~ Münşeat Mecmu· Trablus'a yerleşen Hattab 9 Reblülahir
muhakkaktır (III. Selim'in tashihinden ası, Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 954 (29 Mayıs 1547) tarihinde burada ve-
geçen böyle bir hatt-ı hümayun için bk. 5867, vr. 136•; Feridun Bey, Münşeat, ll, 175, fat etti.
187, 210; Enver Ziya Karaı. 1//. Selim'in Hatt-ı
TSMA, nr. E 806/38). Bazılarında ise hatt-ı Hümayunları: Nizam-ı Cedid 1789-1807, An· Eserleri. 1. Mevahibü'l-celilli-şer]J.i
hümayunun kimin eliyle sactır olduğuna kara 1946, tür.yer.; Cengiz.Orhonlu, Osmanlı Mu{ltaşan Ijalil. Halil b. İshak ei-Cün-
dair belgenin arkasında kayıt bulunmak- Tarihine Ait Belgeler, Te/his ler: 1597-1607, İs­ dl'nin Maliki fıkhının önemli kaynakların ­
tanbul 1970, s. XIX; Süha Umur. Osmanlı Padi-
tadır (TSMA, nr. E 7020). dan olan el-Mu{ltaşar'ının şerhidir. Çok
şah Tuğraları, İstanbul1980, s. 157,218, 249,
Hatt- ı hümayunlarda genellikle tarih 261, 265, 281, 286-287, 292; Mübahat S. Kü- · -veciz ve kısa olduğu için birçok şerhe
bulunmaz. Telhisler de tarihsiz olduğu tükoğlu. Osmanlı Belgelerinin ·Dili: Diploma- konu olan bu eserin en önemli şerhlerin­
için bu durum çok defa belgenin değer­ tik, İstanbul 1994, s. 172-183; İ smail Bcıykal, den biri Hattab'ın kitabı kabul edilir. Ese-
"Hazine-i Hümayun ile Bağdad Köşkü ve Re- rin müsveddeleri Hattab'ın oğlu Yahya ta-
lendirilmesinde zorluklarla karşıtaşılma­
van Odası Saray Kütüphaneleri Hakkında İki
sına sebep olur. Ancak hazineden para rafından dört büyük cilt halinde tertip
Hatt-ı Hümayun", TV, ll/9 (1942). s. 190-191;
çekilmesi için yazılmış bazı hatt- ı hüma- a.mlf., "Silahdar-ı Şehriyari ve Darüssaade edilmiştir. İmam Malik'in hayatının anla-
yunlarda olduğu gibi bunun istisnaiarına Ağası Thyinieri Hakkında Hatt-ı Hümayunlar", tıldığı bir mukaddime ile başlayan eser

da rast! anmaktadır (TSMA, nr. E 704 ı 1 a.e., ll/11 (1943), s. 338-339; Klaus Schwarz, alt ı cilthalinde yayımlanmıştır (Kahire
"Zur Blackade der dardaneHen Wahrend des
ı ) . Pek fazla olmamakla beraber telhis ı328-ı329, ı33ı). z. Ta]J.rirü'l-keWm ii
Venezianisch -Osmanischen krieges um kreta
ve arz üzerindeki hatt-ı hümayunlarda da im Jahre 1650", WZKM, LXXVII ( 1987). s. 81. mesa'ili'l-iltizam . iıtizam* hakkında ya-
zılmış ilk eserlerden biridir. Malikller'in
tarih görülür.
Iii MüBAHAT s. KüTÜKOGLU
temel kaynaklarına dayanılarak hazırla­
Sultan ı. Abdülhamid'in. diğer padişah­
nan kitap bir mukaddime, dört bölüm ve
lara nazaran tarih atma konusunda ol- · ı ı
dukça hassas davrandığı, gerek beyaz HATT-ı osMANi bir hatimeden meydana gelmektedir.
( ~Lo.!all ~') Müellif eserin mukaddimesinde Maliki fı­
(TSMA, nr. D 2 ı 75) gerekse telhis üzerin-
kıh kitaplarında iltizamla ilgili müstakil
deki hatt-ı hümayunlarının bir kısmında Hz. Osman zamanında bir bölüm bulunmadığını, temel kaynak-
tarih bulunmasından anlaşılmaktadır. Zeyd b. Siibi~ başkanlığında kurulan
larda dağınık halde bulunan meseleleri
Onun son. lll. Selim'in ilk sadrazamı Ko- Mushaf lstinsah Heyeti'nin
kitiibette uyguladığı toplayarak hükümlerini açıkladığını be-
ca Yusuf Paşa ise bu usulü bir teamül ha-
usuller hakkında kullanılan bir tabir lirtmektedir. 130S'te (1888) Fas'ta bası ­
line sokmak istemiş, lll. Selim'e cülusunu
(bk. MUSHAF). lan eser, daha sonra Abdüsselam Mu-
müteakip gönderdiği takririnde. takrir- L _j
hammed eş-Şerif tarafından tahkik edi-
lere ve beyaz üzerine yazacağı hatt-ı hü-
lerek yayımlanmıştır (Beyrut ı404/1984).
mayunlara ne vakit sudur ettiğinin bilin- ı ı
HATTAB 3. Kurretü'l-'ayn şer]J.u Vara]sati İma­
mesi için tarih atması tavsiyesinde bulun-
( yıi.:i.ıl ) .mi'l-l:faremeyn. İmamü'I-Haremeyn ei-
muşsa da (BA, HH, nr 55665) pek rağ­
Cüveynl'nin fıkıh usulüne dair eserinin
bet görmemiştir. Ebu Abdiilah Şemsüddin
şerhi olup Muhammed b. Hüseyin et-Tu-
Muhammed b. Muhammed
Hatt-ı hümayunlar daima telhis ve tak- nisl'nin l:faşiye 'ala Kurreti'l- 'ayn' ı ile
.b. Abdirrahman ei-Hattab er-Ruayni
ririo üst tarafına yazılmakla beraber ya- (ö. 954/1547) birlikte basılmıştır (Tunus I 299, 131 O-
zının istikameti padişaha göre değişiklik ı 3 ı 2). 4. Mütemmimetü'l-Acurrumiy-
Maliki fakihi.
göstermiştir. Uzun hatt-ı hümayunlarda L ye ii 'ilmi'l-'Arabiyye. İbn Acurrum'un
yazının paragraf aralarına taştığı da va- nahivle ilgili eserinin bir nevi şerhidir.
kidir. Kaligrafi ve imialar ise çok kere bo- 18 Ramazan 902 (20 Mayıs 1497) tari- Müellif bu kitabını, el-Acurrumiyye'nin
zuktur. Özellikle IV. Murad ve IV. Meh- hinde Mekke'de doğdu. Endülüs'ten Mağ­ muhtevasını tamamlayıcı mahiyette ve
med gibi çocuk yaşta tahta çıkanların ya- rib'e göç eden bir aileye mensup olan ba- nahiv ilmine bir giriş olarak hazırladığını
zılarında bu husus daha açıktır. IV. Mus- bası Hattab ei-Keb'ir 877'de (1472) Mek- belirtmektedir. Mütemmimatü Acurru-
tafa'nın yazısı sadece iri yazılmış olma- ke'ye yerleşmişti. Hattab Kur'an'ı ezber- miyye, Afifüddin Abdullah b. Ahmed ei-
sıyla değil okunaksızlığıyladadikkat çek- ledikten sonra bir ilim adamı olan baba- Fakihl'nin el-Fevakihü'l-ceniyye (Kahi-
mektedir. lll. Selim'in yazısında ise za- sından, İzzeddin İbn Fehd, Ahmed b. Mu- re ı 298, I 302, I 304, 1306, I 309) ve Mu-
man zaman Imla yaniışiarına rastlanmak- sa b. Abdülgaffar ve Ebü'I-Feth Burha- hammed b. Ahmed ei-Ehdel'in el-Keva-
tadır. Hattatlıkları dolayısıyla III. Ahmed neddin İbrahim b. Ali b. Ahmed ei-Kalka- kibü'd-dürriyye (Kahire I 302; Bulak
ve Il.· Mahmud'an yazıları padişah yazıla­ şend'i gibi alimlerden ders aldı. Mısır, Hi- ı3ı2; Beyrut 1410/1990) adlarıyla bu ese-
rı içinde belki de en güzelleridir. caz ve Trablus'a çeşitli seyahatler yaptı. re yazdıkları şerhlerle birlikte basılmış-

488

You might also like