You are on page 1of 7

ABDÜLAZiZ

Tomar'da bildirildiğine göre Sivasiyye BİBLİYOGRAFYA: vuz gibi görmekte ve saltanata geçme-
tarikatı. devrinin önde gelen mutasav- S. Ezgi, Türk Musikisi, 1, 257·260, 262 : lll, sini beklemekte idiler. Abdülmecid'in
vıf ve alimleri arasında yer alan AbdOla- 146·149 ; IV, 2, 239·240 : T. Kip, TSM Sözlü son yıllardaki sefahatinden ve israfın­
Eserler Repertuuarı, s. 52, 203, 227; T. Yılmaz
had Nuri'ye nisbet edilmektedir. O ayrı­ dan memnun olmayan yenilik taraftar-
öztuna. "Abd-ül-Ali", iTA, ll, 371·372.
ca tasawutT şiirler ve ilahiler yazmış, ları bile Abdülaziz'in. kardeş i nin ölümü
çoğu risale hacminde, dini-tasawutT ~NURİ ÖzcAN üzerine 25 Haziran 1861 ·de tahta çıkı­
muhtevalı Arapça birçok eser kaleme şını memnuniyetle karşıladılar. Avrupa
almıştır. Mürettep divanının istanbul ABDÜIAZİZ
adetlerinden hoşlanmayan Abdülaziz'e,
kütüphanelerinde çeşitli nüshaları var- Avrupa taklitçiliğinden uzak duracak ve
(,:n_:,all~)
dır (mesela bk . iü Ktp ., TY. nr. 1350 ; Se- imparatorluğu kurtaracak yegane kişi
lim Ağa Ktp , HüdayT, nr. 1875 / 21) Se- (1830-1876) gözüyle bakılıyordu.
finetü '1-evliya · ve Osmanlı Müellifle- Osmanlı padişahı Abdülaziz'in tahta çıktığı günlerde
ri'nde otuza yakın eserinden bahsedil- (1861-1876). Osmanlı Devleti'nin durumu son derece
L _j
mektedir. Eserlerinden bazıları şunlar­ karışıktı. Mali buhran son haddine var-
dır : Riyaiü'l-e?kar; Mevcizatü'l-fıase­ ll. Mahmud'un oğlu ve Abdülmecid'in mış , Karadağ isyanı savaşa dönüşecek
ne; Mir, atü 'l -vücud ve mirkatü 'ş-şü­ kardeşi olup annesi Pertevniyal Valide bir hal almıştı. Hersek eyaleti de büyük
hud fi'l-meratibi'l-kü11iyye ve'l-Jıaie­ Sultan'dır. 718 Şubat 1830 gecesi doğ­ bir karışıklık içindeydi. Avrupa devletle-
rat (AbdülganT en-NabiOsT tarafından Ri· du. Kardeşi Abdülmecid'in saltanatı ri bunları bahane ederek müdahaleleri-
sale·i fjaierat·l ljams adıyla şer h ed ilmi ş­ süresince oldukça serbest bir hayat ya- ni arttırıyor ve aracılık teklifinde bulu-
tirl ; Risale ii cevazi devrani 's-sufiyye; şadı ve itinalı bir eğitim gördü. Akşehir­ nuyorlardı. Abdülaziz'in Tanzimat'tan
Risaletü's-semaiyyeti'n-Nuriyye; Red- li Hasan Fehmi Efendi'den Arap dili ve vazgeçmesinden endişe eden büyük
dü asari'l-mütemerridin. Son üç eser edebiyatı ile şer'i ilimleri tahsil etti. devletler daha da ileri gitmek eğilimin­
Türkçe'dir. Neyzen ve bestekar Yusuf Paşa'dan de idiler. Abdülaziz. tahta çıktıktan bir-
BİBLİYOGRAFYA : mOsiki dersleri aldı. Aynı zamanda kaç gün sonra bu endişeleri gidermek
Nazmi. Hediyyetü 'f.ihuan, Süleymaniye Ktp., sporla da ilgilendi ve Kurbağalıdere'de­ için bir ferman neşretti. Sadrazama hi-
Reş id Efendi, nr. 495, vr. 147 '; Abdülahad ki köşkünde ava gitmek. güreşmek, taben yazılan bu ferman Babıali ' de
Nüri Silsilenam e, Süleymaniye Ktp., Çelebi yüzrnek ve cirit atmak gibi faaliyetlerle törenle okundu. Padişah, fermanında,
Abdu llah, nr. 172, vr. 86 '; Hüseyin Vassaf, meşgul oldu. Kardeşinin aksine içki ve Tanzimat'a devam etmek istediğini ve
Se{fne, lll , 358·370; Sicili· i Osmanf, lll, 204: sefahatten hQşlanmayan ve sade bir buna bir delil olmak üzere eski hükü-
Osmanlı Müelli{leri, ı, 121 ·122; Sadık Vicda-
tıayat yaşayan Abdülaziz, veliahtlığında­ meti aynen iş başında bıraktığını bildi-
ni. Tomar·Hal vetiyye, s. 116·117: S. Nüzhet
ki . bu mazbut haliyle halkın sevgisini riyor. bilhassa devletin mali itibarının
Ergun , Anto/oj i, istanbul 1942, 1, 55, 87, 103,
kazandı. Güçlü, sağlıklı ve gösterişli ya- iadesi. ırk ve mezhep farkı gözetilrnek-
107: TYDK, lll , 345.
pısı. halkın kendisine duyduğu güveni sizin bütün tebaanın adli eşitlikten fay-
Iii ABDULLAH UÇMAN arttırıyordu. Abdülmecid'in taklitçiliğe dalanması gereğini dile getiriyordu. Bu
varan aşırı yenilik düşkünlüğünden hu- ferman. Batılı büyük devletlerin Tanzi-
zursuz olanlar. onu müstakbel bir Ya- mat konusundaki endişelerini kısmen
NÜRİ TEKKESİ
1 1
ABDÜIAHAD de olsa ortadan kaldırdı.
(bk. SİVASI TEKKESİ). Karşılaşılan en büyük güçlük mali sı­
L _j
kıntı olduğu için, Abdülaziz hükümet-
ten. önce bu konunun ele alınmasını is-
ABDÜIALİ EFENDi Sultan Abdülaziz tedi. Kendisi de aynı gaye ile ilk zaman-
larında tahsisatının ve saray masrafla-
XVI. yüzyılda _ yaşadığı tahmin edilen
rının azaltılmasına razı oldu. Tek ha-
Türk bestekarı.
L _j nımla yetineceğini, harem kurmayaca-
ğını da vaad etti. Bu vaadlerine uyarak
Hayatı hakkında bilgi yoktur. El yaz- sarayda bol maaş alan gereksiz me-
ması güfte mecmualarında rastlanan murları uzaklaştırdı. Altın, gümüş ve di-
eserleri. "şeyh " ve "hace-i sani" unvan- ğer kıymetli eşyarün sarayda kullanıl ­
larıyla kaydedilmiştir. Bunlardan, ken - masını yasakladı. Hassa hazinesinin ge-
disinin bir tarikat şeyhi olduğu ve Türk lirinden üçte birini devlet hazinesine bı­
mOsikisinde "hace" unvanı ile tanınan rakacağını ilan etti. Siyasi mahkumlar
Abdülkadir Meragi'ye nisbetle de "ikinci için genel af çıkardı. Rüşvet ve irtikap
üstat" kabul edildiği anlaşılmaktadır. işine karışanları cezalandırdı. Nezaret-
Eserlerinin bir kısmının unutulduğu, bir lerde ve özellikle Serasker Kapısı'ndaki
kısmının da Abdülkadir Meragi'ye mal memurlarda da azaltmaya gitti. Alınan
edildiği söylenmektedir. "Hace-i sani" bu tedbirlerle devletin mali durumu bi-
olarak vasıflandırılması, bestekarlıktaki raz düzeldi.
kudretini göstermeye yeterlidir. Eserle- Abdülaziz. Fuad Paşa'nın yerine sad-
rinden ancak dört tanesinin notası za- razamlığa getirdiği Yusuf Kamil Pa-
manımıza ulaşabilmiştir. şa'nın teşvikiyle 3 Nisan 1863 tarihinde

179
ABDÜLAZiZ

Mısır'a bir seyahat yaptı. Burada büyük devletlerin tahrikiyle Lübnan'da Dür- di. An Paşa'nın gayretleriyle Girit'i özel
bir tezahüratla karşılandı. Padişah, Ka- zller'le Maraniler arasında yeniden kan- bir yönetime kavuşturan nizarnname
valalı Mehmed Ali Paşa isyanından beri lı mücadeleler başladı. Bütün bu olay- neşredildi ( 1867) . Ruslar'ın tesiriyle Rum
adeta ayrı bir devlet halini almaya baş­ larla sarsılmış olan devlet otoritesini Ortodoks kilisesinden ayrılmak iste-
layan bu Osmanlı vilayetine gitmekle kuwetlendirmek için yoğun çaba har- yen Bulgarlar'ın arzusu kabul edilerek
Mısırlılar'ın Osmanlı Devleti'ne bağlılık­ candı. Bağımsızlık için 1862'de Kara- 1870'te bağımsız Bulgar kilisesinin ku-
larını kuwetrendirmeyi amaçlıyordu. Mı­ dağ'da çıkan ayaklanma bastırıldı. Fa- rulmasına izin verildi. Böylece Bulgar-
sır Valisi İ smail Paşa, tertipiediği muh- kat benzer olayları önlemek için alınan lar'ın muhtariyet yönünde bir adım da-
teşem eğlence alemleriyle padişahın tedbirlere Rusya ve Fransa karşı çıktı­ ha atmalarma zemin hazırlanmış oldu.
gözüne girmeyi başardı. Daha sonraki ğından 1864'te bunlardan vazgeçildi. Bu Avrupa'da meydana gelen siyası ge-
tarihlerde Mısır'ın Osmanlı Devleti'nden durum, kısa süre sonra Sırbistan, Ro- lişmeler, bilhassa Fransa'nın Almanya
ayrılmasını kolaylaştıracak imtiyazları manya ve Girit'te de yeni olayların çık­ karşısında yenilgiye uğraması Osmanlı
koparmak için uygun ortamı sağlamış masına sebep oldu. Fransa ve Rusya ta- Devleti'ni de etkiledi. Bu şekilde Babıali.
oldu. Diğer taraftan, Abdülaziz'in sefa- rafından da olaylar desteklenmekte idi. reform programının uygulanışında en
hat ve israfa düşmesinde Mısır'daki bu Fransa imparatoru lll. Napolyon, Mil- büyük destekçisi olan Fransa'yı kaybet-
eğlence alemlerinin de büyük rolü oldu- letlerarası Paris Sanayi Sergisi'nin açı­ tiği gibi, Rusya da 1856 tarihli Paris
ğu ileri sürülmektedir. 28 Mayıs 1866'- lışı münasebetiyle Sultan Abdülaziz'i Muahedesi'nin kendisini bağlayan hü-
da Mısır veraset usulünün değişmesini Fransa'ya davet etti. Bu vesile ile genel kümlerini tanımadığını ilan etti ( 1871 ı.
sağlayan İsmail Paşa, 2 Haziran 1866'- barışı kuwetlendirecek fikir alışverişin­ Böylece Osmanlı Devleti için Rus tehli-
da padişahtan "hidiv" unvanını aldı ve de bulunulabileceğini de İstanbul'daki kesi yeniden kendini gösterdi; Rusya
hidivliğin babadan oğula geçmesi esası­ elçisi vasıtasıyla bildirdi. Bu sırada İngi­ Balkan milletleri üzerindeki tahrikleri-
nı da kabul ettirdi. Hatta daha da ileri liz Kraliçesi Viktorya da padişahı Lond- ni yoğunlaştırdı. Muhtariyet ve istiklal
giderek padişahtan izin almadan dışarı­ ra 'ya davet edince Abdülaziz her iki da- yönünde ilk hareket 1875'te önce Her-
dan borç para temin etme, harp gemi- veti de kabul ederek 21 Haziran 1867 sek'te başladı, sonra Bosna'ya yayıldı.
si satın alma ve Süveyş Kanalı'nın açılı­ tarihinde Avrupa seyahatine çıktı. Böy- ' isyancıları Rusya, Sırbistan ve Karadağ
şına kendi adına yabancı devlet adam- lece Osmanlı tarihinde yabancı ülkele- destekliyordu. Rusya'nın Balkanlar'ı ele
larını davet etme gibi bağımsız davnı­ re seyahate çıkan yegane padişah ve geçirmesini 1Stemeyen Avusturya Baş­
nışlara kalkıştı ise de All Paşa'nın gay- hıristiyan dünyasına dost olarak giden vekili Kont Andraşi'nin hazırladığı ısia­
retleriyle buna engel olundu. ilk halife Abdülaziz oldu. Fransa ve hat projesi. isyanın 1876' da Bulgaris-
Bu sırada karşılaşılan ikinci önem- İngiltere'yi ziyaret eden. bu arada Belçi- tan'a da sıçramasına engel olamadı. Bu
li mesele, dış müdahalelerin artması­ ka, Prusya ve Avusturya'ya da uğrayan sırada Selanik'te çıkan bir olayda iki

na yol açan iç ayaklanmalardı. Tanzi- padişah 7 Ağustos 1867 günü istanbul'a konsolasun öldürülmesi Batılı devletleri
mat ve Isiahat fermanları ile kendileri - döndü. harekete geçirdi. Batılı devletler "Berlin
ne tanınan haklardan memnun olma- Abdülaziz'in bu gezisi genel barışın Memorandumu" denilen muhtırayı Bil-
yan gayri müslim tebaanın ayrılıkçı faa- sağlanmasında önemli rol oynadı. Avru- bıali'ye vermeyi kararlaştırdılar. Ancak
liyetleri gittikçe artmakta idi. Büyük pa ile olan ilişkiler iyi bir duruma girdi. muhtıra verilmeden Abdülaziz tahttan
devletler, Osmanlı İmparatorluğu üze- Ancak Batılı devletlerin destek ve hi-' indirildi.
rindeki emellerine ulaşmak için bunları mayesine güvenen isyanc ı larla yapılan Abdülaziz'in. böylesine yoğun dış me-
vesile sayıyor ve Babıali'ye karşı müda- uzun mücadele ve müzakereler sonun- selelerle geçen saltanatı döneminde iç
halelerini arttırıyorlardı. Rusya'nın Bal- da Romanya'da Karorun prensliği ta- meselelerin halledilmesinde de pek ba-
kanlar'da yaşayan Slavlar'ı kışkırtması nındı; Sırbistan kalelerinden Türk ordu- şarılı olduğu söylenemez. Isiahat ve kal-
sonucu çıkan olaylar giderek diğer dev- sunun çekilmesi de kabul edildi ( 1867). kınma alanlarında yapılan işler, daha
letlerin müdahalesine de yol açtı. Batılı Girit'in Yunanistan'a ilhakı ise reddedil- çok sadrazamlığa getirdiği kişilere gö-
re değerlendirilmelidir. Bu bakımdan
Abdülaziz devri iki döneme ayrılabilir.
Tahta çıkmasından 1871 'de All Paşa'­
nın ölümüne kadar olan birinci dönem-
de yönetim All ve Fuad paşaların elinde
kaldı. Birinci dönem. Tanzimat ve Is-
Iahat'ın devamı , yeni bazı müessese-
ler kurulması ve oldukça başarılı bir dış
politika uygulanmasıyla geçti. An Paşa'­
nın vefatından padişahın tahttan indi-
rildiği 1876'ya kadar devam eden ikinci
dönemde idarede daha çok Mahmud
Nedim ve Midhat paşalar söz sahibi ol-
Sultan dular.
Abdülaziz'in
Abdülaziz Osmanlı Devleti'nin deva-
askeri
birlikleri mını.Rusya'ya karşı kuwetli bir askeri
te.ftisi güce sahip olmakta görüyordu. Bu se-

180
ABDÜLAZİZ

geçsin de isterse sırtımdan geçsin " di- oldu. 1862'de, devlet daireler ine katip
yerek konuya verdiği önemi gösterdi. yetişti rme k üzere, rüşdiyeyi bitirenlerin
Bu yolun Sofya'ya kadar olan kısmı gidebileceği Mekteb-i Mahrec-i Aklarn
1874'te işletmeye açıldı. Diğer taraftan kuruldu; bu mektep 1874'e kadar f aa-
bütçenin elverdiği oranda devlet eliyle liyetini sürdürdü. 1864'te bir dil okulu
de demiryolu inşasına başlandı. Bunlar- açıldı. 1858'de kurulan İnas Rüşdiyesi
dan ilki olan 99 kilometrelik Haydarpa- 1861'de faaliyete geçti. 1867'den itiba-
şa-izmit hattı 1873'te açıldı. Anado- ren hıristiyan çocukları da Türkçe imti-
lu'da yabancıların yaptıklarıyla birlikte hanını vermek şartıyla rü şdiyelere alın­
demiryolU, uzunluğu bu dönemde 329 maya başlandı. Fransa ' nın 1867'de ver-
kilometreye çıktı. 1862'de de mevcut diği bir nota ve sürekli ıs rarları sonucu
karayollarının tamiriyle yenilerinin ya- 1868'de, tamamen Frans ı z eğitim sis-
Fransa seyaha tinde Su ltan Abdü laziz'i n Lyon Ga rı ' n da kar- pılması işi ele alındı. 1863'te Niş, Bosna temine göre öğ retim yapan Mekteb-i
s ılan ı s ı
118671 ve Vidin'de yeni yollar açıldı. Anadolu'da Sultani (Galatasaray Lisesi ) açıldı. Bu
da Amasya, Samsun ve Kastamonu'da okulda müslüman ve gayri müslim ço-
yeni yollar yapıldı. Fakat yabancı ser - cukları karışık olarak okuyacaklar. eği ­
mayenin kara yoluna ilgi göstermemesi tim Fransızca , yönetim de Fra n s ı zlar'ın
beple saltanatı
süresince kendi tahsisa- ve bütçe imkanlarının da kısıtlı oluşu , elinde olacaktı. 1869'da Maarif-i Umü-
tından ve borçlanmalarla düzenlenen bu işin planlı ve süratli bir şekilde ele miyye Nizamnamesi neşredilerek maa-
devlet bütçesinden milyonlarca lirayı bu alınmasını engelledi. Diğer yönden. üze- rif teşkilatı yeniden düzenlendi. İl k
uğurda harcadı. Avrupa'dan pek çok rinde en çok durulan ve başarılan bir öğretim mecburiyeti getirildi. Milli eğ i­
yeni model silah satın aldı. Satın alınan başka iş de telgraf şebekesinin bütün tim hizmetlerinin bir devlet görevi ol-
büyük çaplı toplarla Boğazlar ve sınır vilayetlere yaygınlaştırılması çalışma­ duğu kabul edildi. Dini eğitim yapan
boylarındaki kaleler tahkim edildi, top- larıdır. Abdülmecid zamanında başla­ müesseselerin dışında çeşitli tahsil ka-
hane modernleştirildi. Prusya'dan uz- mış olan telgrafçılık gittikçe gelişerek demeleri teşkilatını kurmak ve yürüt-
man subaylar getirtilerek Mekteb-i Har- 1864'te 76 merkez faaliyete geçirilmiş­ mek üzere. maarif nazırının baş kanlı­
biye yeniden düzenlendi ( 1866). Aske- tir. Abdülaziz'in saltanatı sonunda ise ğında bir Meclis-i Kebir-i Maarif kurul-
ri kanunlar günün şartlarına göre ye- kazalara varıncaya kadar bütün impa- du. 1870'te bu nizamnamenin büt ün vi-
niden ele alındı ( 1869) Askeri rüşdiye­ ratorluk telgraf şebekesi ile birbirine Iayetlerde uygulanmas ı için yönetmelik
Ier açıldı. Taşkışla, Gümüşsuyu Kışlası , bağlanmıştı. Tuna ve Dicle'de gemi işle­ hazırlandı. Aynı yıl telif ve tercüme ni-
Taksim Kışiası gibi yeni kışialar inşa tilmesi teşebbüsüne de Sultan Aziz za- zamnamesi neş redild i. 1870'te Dar ül-
edildi. Bugün İstanbul Üniversitesi ola- manında başlanmıştır. Yine bu dönem- muallimat adıyla ilk kız öğ retmen okulu
rak kullanılan bina da Harbiye Nezareti de istanbul, Köstence. Varna limanlarıy­ açıld ı. 1867'deki Fransız notasında açı l­
olarak Abdülaziz tarafından yaptırıldı. la İzmir rıhtımının inşası yabancı şirket­ ması tavsiye edilen dar ülfünun, bu t a-
Abdülaziz denizciliğe de büyük önem lere ihale edildi. İdare-i Azi ziyye adı ile rihten iki yıl sonra neş redilen Maarif-i
verdi. İngiltere ve Fransa ayarında bir bir "seyr-i sefain idaresi" kurulduğu gi- Umümiyye Nizamnamesi'nde yer almış­
donanmaya sahip olabilmek için bütçe bi, Boğaziçi'nde gemi çalıştırmak üzere tı r. Uzunca süren çalışmalardan sonra
gücünün üstünde paralar harcadı. Ter- Şirket-i Hayriyye'ye imtiyaz verildi. Bir ilk üniversite olan Darülfünun-ı Osmani,
saneler ıslah edildi. Yerli tersanelerde yabancı şirkete ihale edilen Galata Çemberlitaş ' ta yeni inşa ettir ilen bina-
yapılması mümkün olmayan zırhlı ge- Tüneli 1874'te işletmeye açıldı. Aynı yıl da (bugünkü Basın Müzesi) 8 Şubat
miler dışarıdan satın alındı. Deniz suba- bir Macar uzmana istanbul'da itfaiye 1870'te resmen a ç ıldı. Fakat 187 1 yı lı
yı yetiştirmek üzere İngiliz Hubart Paşa teşkilatı kurduruldu. sonuna doğru yine Abdülaziz tarafın­
Mekteb-i Bahriye'ye tayin edildi. Bahri- Abdülaziz'in saltanatı
süresince milli dan kapatıldı. Cevdet Pa şa 'n ın maarif
ye Nezareti kuruldu. Böylece padişahın eğitim alanında da önemli gelişmeler naz ırlı ğı zamanında 1874'te Mekteb-i
merak ve hevesiyle meydana gelen
Türk deniz kuweti dünyada üçüncü sı­
rayı aldı. Abdülaziz'in saltanatı sonunda
deniz gücü yirmi zırhlı, dört kalyon, beş
fırkateyn, yedi korvet ve kırk üç nakliye
gemisinden oluşmaktaydı.
Abdülaziz döneminde ulaşım ve ha-
berleşme alanında da önemli ilerleme-
ler kaydedildi. Toplam 452 kilometre
olan demiryolu şebekesi onun zamanın­
da 1344 kilometreye çıktı. istanbul'u
Paris'e bağlayacak olan 2000 kilomet- Sultan
relik demiryolu imtiyazı Avusturyalı Ba- Abdülaziz'in
Paris't e
ran Hirsch'e verildi. Bu hattın saray
lll. Napolyon· u
bahçesinden geçmesi çeşitli itirazlara ziyareti
sebep olduysa da Abdülaziz, "Demiryolu 118671

181
AB DÜlAZiZ

Sultani binasında darülfünun tekrar fa- MAHKEMELERi). Kanunun esas huküm- rihli Isiahat Fermanı ' nda temas edilen
aliyete başladı. lerine göre halk, vilayetlerdeki meclisle- bu mesele, Batılı devletlerin uzun süren
Abdülaziz devrinde teknik ve mesleki re üye seçmek suretiyle vasıtalı da olsa · baskıları sonunda. 1O Haziran 1868'de
eğitimde de ileri adımlar atıldı. Midhat yönetime katıldı. 1868'de Meclis-i Va- beş maddelik bir kanunla halledildL Bu-

Paşa Niş valisi iken 1860'ta orada ilk la-yı Ahkam-ı Adliyye, ŞOra -yı Devlet ve na göre yabancılar, Hicaz bölgesi hariç,
defa bir sanat okulu ·kurdu. Kimsesiz Divan-ı Ahkam-ı Adliyye olmak üzere Osmanlı ülkesinde mülk edinme hakkı­

ve yetim _çocukların alındığı bu okula ikiye ayrıldı. Böylece bu meclis bünye- nı elde ediyorlardı. Yine Batılı sermaye-

"ıslahhane" adı veril~i. 1864'te Sofya ve sindeki idari ve adli işler birbirinden ta- darların en çok şikayet ettikleri "evka-

Rusçuk'ta da ıslahh~neler açıldı. Aynı yıl mamen ayrılmış oldu. Bu arada padişa­ fın mülke tahvili" konusu da 1873'te çı­

İstanbul'da Maarif Nezareti'nin idare- hın bazı yetkileri de daraltıldı. Bu. Os- kan bir irade ile çözüme kavuşturuldu.
sinde bir sanayi sergisi tertipiendi ve manlı İmparatorluğu'nda meşrutiyete Böylece vakıf mallarının yabancılara sa-
doğru atılmış önemli bir adımdı. Vilayet tılmasını engelleyen eski kanun orta-
bu vesileyle bir de sanayi ıslah komis-
yonu kuruldu. Yerli malların Avrupa meclislerinden gelen üyelerle adeta bir dan kaldırılmış oldu.
mallarıyla rekabet edebilmesi için ye- temsilciler meclisi hüviyeti verilmek is- Abdülaziz döneminde bankacılık ala-
terli bilgiye sahip eleman yetiştirmek tenen ŞOra-yı Devlet'e eski Meclis-i Vala nında da önemli adımlar atıldı. Midhat
azaları da katılacaktı. ŞOra-yı Devlet, Paşa'nın zirai kredileri teşkilatlandır­
amacıyla Sultanahmet'te bir sanayi
mektebi açılmasına karar verildi. Bura- yasama yetkisinin yanı sıra bütçenin mak ve çiftçiyi desteklemek amacıyla
da çeşitli meslekler öğretildL 1869' da hazırlanması ile de görevli idi. Meclis. 1863'te Niş'te başlattığı çalışmalar so-
kız sanayi mektebi, ertesi yıl Heybelia- 10 Mayıs 1868 günü padişahın yaptığı nunda, 1867'de "memleket sandıkları " .
da'daki Mekteb-i Bahriye içinde sivil bir konuşma ile açıldı. Abdülaziz konuş­ yine onun gayretleriyle 1868'de Emni-
kaptan mektebi açıldı. 186S'te Yusuf masında, hangi milletten olursa olsun yet Sandığı kuruldu. Ayrıca. Fransız ve
Ziya Paşa, Gazi Ahmed Muhtar Paşa ve söz sahibi olanların bu meclise katılma ­ İngiliz ortak grubuna 1863'te Bank-i
Tevfik Paşa tarafından kurulan ve Ka- larını ve devlet yöneticilerine yardımcı Osmani-i Şahane (Osmanlı Bankası) adıy­
olmalarını arzu ettiğini belirterek, yeni la bir banka kurulmasına izin verildi. Bir
palıçarşı esnafının çıraklarına serbest
teşkilatın yürütme kuwetiyle yargı kuv- ticaret bankası olarak kurulan bu ya-
dersler vermeye başlayan Cem'iyyet-i
vetini birbirinden ayırma esasına da- bancı sermayeli bankaya daha sonra
Tedrisiyye-i İslamiyye'nin fazla rağbet
yandığını söyledi. Divan-ı Ahkam-ı Adliy- banknot çıkarma yetkisi de verildi. 1930
görmesi üzerine. cemiyet üyeleri yalnız
ye .ise bir yüksek mahkeme niteliği ta- yılına kadar Türkiye'de Merkez Banka-
yetim müslüman çocukların okutulması
şıyordu. Müslüman ve gayri müslim sı'nın görevini bu banka yaptı.
için Darüşşafaka'nın kurulmasına karar
verdiler. Başta Abdülaziz olmak üzere üyelerden oluşuyor ve teşkilat yönün- Sultan Abdülaziz zamanında birbiri
den iki kısma ayrılıyordu. Bunlardan il- arkasına yapılan bu yeniliklerio birço-
devlet büyükleri, Mısır hidivi ve bazı ku-
ki, şer'i mahkemelerin dışında kurulan ğu Batılı devletlerin baskıları sonucu
ruluşların verdiği otuz beş bin altın ile
mektebin inşasına başlandı. 1873'te li- nizarniye mahkemelerinin ceza ve hu- .gerçekleştirilmiştir. Ancak bunları ye-
kuk davaları ilamlarını temyizle görevli tersiz gören bazı Türk aydınları bir mu-
se derecesinde eğitime başlayan bu
Mahkeme-i Temyiz, diğeri ise Mahke- halefet cephesi oluşturdu . Bu cephenin
müessese de böylece memlekete ka-
me-i İstinaf idi. Divan-ı Ahkam-ı Adliy- hükümetin · icraatına karşı başlattığı
zandırılmış oldu. Damad Ahmed Fethi
ye kararlarına hiçbir suretle müdahale tenkitler, bu sırada oldukça gelişen ba-
Paşa'nın gayretleriyle 1847'de kurul-
muş olan ilk müze, 1869'da Müze-i Hü- edilemez ve mahkeme kararı olmadan ,sına da yansıdığı için, ilk sansür nizam-
üyeleri değiştirilemezdi. Bu suretle yü- namesi sayılan Kararname-i Ali neşre­
mayun adıyla geliŞtirildL Osmanlı ülke-
rütme kuweti karşısında yargı kuweti- dildi (5 Mart 1867). Bunun üzerine başta
sinde eski eser araştırmaları Maarif Ne-
nin bağımsızlığı güçlendirilmiş oluyordu Ziya Paşa, Namık Kemal ve Ali Suavi
zareti'nin iznine bağlandı. Yapılacak ka-
(bk. DIVAN-I AHKAM-I ADLİYYE). olmak üzere devrin bazı aydınları Avru-
zılardan çıkacak eşyanın üçte biri mem-
pa'ya kaçarak faaliyetlerini orada sür-
lekete ait olacaktı. 1866'da Mekteb-i Öte yandan Tanzimat'tan beri yürü- dürdüler. Mısırlı Mustafa Fazı! Paşa'nın
Tıbbiyye-i Şahane adı ile ilk sivil tııf oku- tülen Batı usulünde kanuniaştırma faa- desteklediği bu aydınlar Yeni Osmanlı ­
lu açıldı ve Askeri Tıbbiye binasında ayrı liyetleri bu dönemde de devam etti. Os- · lar adı ile tanındı.
bir dershanede öğretim e başladı. 1867'- manlı Medeni Kanunu ' n;;ı hazırlık olmak
Abdülaziz devrinde pek çok önemli
de de eczacılık mektebi açıldı. üzere, Fransız elçisinin tavsiyesiyle ku-
yapı inşa edildi. Bunların başında Çıra­
. Abdülaziz zamanında idari ve hukuki rulan bir komisyon Fransız Medeni Ka-
ğan Sarayı gelmektedir. Avrupa'daki
alanda da önemli adımlar atıldı. Mad- nunu'nun (Code civil) tercümesine baş­ · emsallerinden üstün olan bu saray dört
delerinin çoğu Fransız sisteminden alı­ ladı. Buna karşı çıkan Cevdet Paşa ' nın .
milyon Osmanlı altınına mal olmuştur.
nan idari teşkilat kanunu, önce Midhat teklifi üzerine, fıkıh kitaplarından fay- Beylerbeyi Sarayı da yine bu devirde ya-
Paşa tarafından Tuna vilayetinde uy- dalanmak suretiyle muamelata dair ve pılmıştır. Bunlardan başka Kağıthane
gulandı. Aksayan yanları düzeltilerek zamanın icaplarına uygun bir kanun ha-
Kasrı tamir edildiği gibi, Çekmece ve
zırlamak için Mecelle Cemiyeti kuruldu.
1864'te ilk vilayet kanunu çıkarıldı. Bu İzmit av köşkleri de yine bu dönemde
tarihe kadar Osmanlılar'da uygulanan Bu cemiyetin on yıl süren çalışmaları inşa ettirilmiştir. Abdülaziz'in annesi
eyaJet teşkilatı terkedilerek vilayet sis- sonunda medeni kanun vazifesi görecek Pertevniyal Valide Sultan tarafından
temine geçildi. Bu mülki taksimatın her olan Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye hazırlan­ yaptırılan Aksaray'daki Valide Camii
bir derecesinde. üyelerinin çoğu seçim- dı (bk. MECELLE-İ AHKAM-1 ADLİYYE). 1871 'de tamamlandı. Kasımpaşa'da bir
le tayin edilen bir meclis ve şer' iye mah- Abdülaziz devrinde yapılan diğer bir yangın sonucu harap olan Cami-i Kebir
kemelerinin yanı sıra görev yapacak ye- yenilik de yabancılara mülk edinme de yine Abdülaziz tarafından iki mina-
ni mahkemeler kuruldu (bk. NİZAMİYE hakkının tanınmış olmasıdır. 1856 ta- reli olarak yeniden yaptırıldı.

182
ABDÜLAZiZ

Abdülaziz zamanında borçlar 200 sadrazarnın aziedilmesini istediler. Ab- yatağın üzerine yatırılıp üzerine bir per-
milyon altına ulaşmıştı. Bir yılda borç dülaziz 12 Mayıs cuma günü, sadrazam- de örtüldü. Haberi daha sonra öğrenen
ve faiz olarak ödenen · miktar ise on lığa Mütercim Rüşdü Paşa 'yı, şeyhülis­ diğer devlet ricali de Fer'iye Sarayı'na
dört milyon altına çıktı . O sıralarda Os- lamlığa Hasan Hayrullah Efendi"yi. ser- gelrneğe başladıla r.
manlı Devteti"nin takip ettiği mali politi- askerliğe de Hüseyin Avni Paşa'yı tayin Elçilik hekimlerinin de katıldığı on
ka, borcu borçla ödemek ve bütçe açığı­ ettiğini , Midhat Paşa'nın da Meclis-i Vü- dokuz kişiden kurulu bir doktorlar he-
nı yeni borçlarla kapatmaktı. Dışarıdan kela üyeliğine memur edildiğini ilan etti. yetinin Abdülaziz'i muayene ederek bir
borç alma imkanı olmadığı durumlarda Böylece talebenin gösterisi son buldu. rapor hazırlaması kararlaştırıldı. Ancak
da Galata sarraflarından yüksek faiz- Mütercim Rüşdü , Midhat ve Hüseyin Marko Paşa başta olmak üzere bazı
lerle borç alma yoluna gidiliyordu. Bu Avni paşatarla Hasan Hayrullah Efendi doktorlar, eski hükümdarın naaşının
mali politika. sonunda devleti iflasın ekibi iş başına geldikten sonra planları ­ karakolda bulunduğu durumdan müte-
eşiğine getirdi. nın ikinci safhasını. yani Abdülaziz'in essir olarak. muayeneye fiilen katılma­
1875 yılı bütçesinde beş milyon altın hal'ini ele aldılar. işe devrin anlayışına dılar. Ayrıca. Hüseyin Avni Paşa, doktor-
lira açık vardı ve artık iç ve dış borçlan- göre şeriata uygun bir şekil vermek ge- ların naaşı etraflı şekilde muayene et-
ma imkanı da kalmamıştı. Sadrazam rekiyordu. Bunun için Fetva Emini Kara melerine mani oldu.
Mahmud Nedim Paşa, Rus elçisi Gene- Halil Efendi, şeyhülislam vasıtasıyla Doktorlar heyeti bunun üzerine sathi
ral lgnatiyef'in tavsiyesine uyarak. bü- Midhat Paşa ' nın konağına davet edildi. bir muayeneden sonra. kendilerine gös-
tün Avrupa'nın hışmını Osmanlı Dev- Midhat Paşa kendisine, "Padişah mülk terilen makasın bu yaraları vücuda ge-
leti üzerine çeken bir tedbire başvurdu . ve milleti tahrip ve müslüman beytül- tirebileceği kaydıyla iktifa ederek müp-
6 Ekim 1875 tarihli bir kararla , devletin malini israf etti. Halkın halini ıslah için hem ifadeler bulunan bir rapor hazır­
borç taksidi ve faiz olarak ödediği yıllık tahttan indirilmesi düşünülüyor. Buna ladı. Raporun tanıiminden sonra. eski
on dört milyon liranın yarısının beş yıl şer' an cevaz var mıdır?" diye sordu. Ka- padişahın naaşı Topkapı Sarayı'na nak-
için kesile~ği , buna karşılık yüzde beş ra Halil Efendi de, "Bu hayırlı işe çarşaf ledilerek. burada yıkandı ve ll. Mahmud
faizli · esh m " verileceği ilan edildi. Bu kadar fetva veririm " dedi. Bunun üzeri- Türbesi"ne defnedildi. Vefat haberi 6
eshama gü . rük. tuz, tütün gelirleriy- ne Hüseyin Avni Paşa'nın, Daimabahçe Haziran 1878 tarihli Ceride-i Havô.dis
le Mısır vergisi karşılık gösterilmişti. Sarayı ' nı askerle sarıp veliaht Murad gazetesinde intihar olarak ilan edildi.
Hükümet bu yedi milyonun beş milyonu Efendi'yi alarak Serasker Kapısı'na ge- Diğer gazeteler de hemen aynı mealde
ile bütçe açığını kapatacak, iki milyonu tirmesine ve orada Murad'a biat edilip yazılar yazdılar.
ile de Rumeli'deki askeri harekat mas- Abdülaziz'in hal'edilmesine karar veril-
Abdülaziz karakter itibariyle istibda-
raflarını karşılayacaktı. di. Olayların yatıştığını zanneden Ab-
da ve israfa meyyaldi. Saltanatının ilk
Karar içte ve dışta büyük yankı uyan- dülaziz ise bütün bu olup bitenlerden
döneminde Ali ve Fuad paşalar onun bu
dırdı. Avrupa'da. ellerinde Osmanlı tah- habersizdi.
eğilimlerini mümkün olduğu kadar diz-
vili bulunanlar Türk elçilikleri önünde Hal' kararının uygulanması. Hüseyin ginlemişlerdi. Fakat bu iki devlet ada-
gösterilere başladılar. Avrupa gazetele- Avni Paşa'nın Paşalimanı'ndaki yalısm­ mının ölümünden sonra Mahmud Ne-
rinde Türkler aleyhine ağır yazılar çıktı. da toplanan kumandanlar arasında 26 dim Paşa ' nın sadrazamlığa gelmesi, Ab-
Bu durum devletin itibarını düşürdüğü Mayıs 1876 günü tekrar gözden geçiril- dülaziz'de büyük değişiklikler yapmiş
gibi, ingiliz ve Fransız halkını da Os- di. Tarih olarak 31 Mayıs kararlaştırıldı : ve gerçek eğiliminin ortaya çıkmasına
manlılar' a düşman yaptı. Esasen Rus fakat beklenmedik bazı olaylar yüzün- sebep olmuştur. Saltanatının ilk yılların­
elçisinin amacı da buydu. Diğer taraf- den 30 Mayıs'a alındı. Sultan Abdülaziz da başlattığı tasarruf tedbirlerini daha
tan Hersek'te gelişen olaylar Avrupa önce Daimabahçe Sarayı ' ndan Topkapı sonra terkederek israfa başlamıştır.
devletlerini yeni kararlara itti. Devlet Sarayı'na getirildi. Burada kendisine lll. Abdülaziz'in Batılı yanı hiç yoktur. Fran-
adamları arasındaki mücadele de gün- Selim'in dairesinin ayrılmış olduğunu sızca öğrenmemiş, Avrupa ilim ve kül-
den güne artmaktaydı. görünce müteessir oldu. "Beni de am- türü ile temas etmemişti. Türk müsiki-
Midhat ve Hüseyin Avni paşalar Ab- cam Sultan Selim gibi burada bitirmek sini çok iyi bilir, mükemmel ney ve tav-
dülaziz'i hem devlet için, hem de ken- istiyorlar" dedi. üstelik dairede otura- ta çalardı. Yalnızca iyi bir icracı olmakla
dileri için za rarlı gördüklerinden düş­ cak yer yoktu. Kendisinin ve çocukları­ kalmayan Abdülaziz. Osmanlı padişah­
manca bir tavır içinde idiler. Bu arada nın o sırada yağan yağmu rdan sırılsı k­ ları arasında bestekar olarak da yerini
istanbul medreseterindeki talebeleri de lam olmuş bir halde ortada kalması . es- almıştır. Hicazkar ve şehnaz makamla-
e·ı altından kışkırtıyorlardı. 1O Mayıs ki hükümdan büsbütün incitmişti. Bir rını çok sevdiği için, zamanındaki birçok
1876 günü Fatih, Bayezid ve Süleyma- müddet sonra hazırlanan odaya geçin- şarkı ve marşın bu makamlarda beste-
niye medreseleri talebeleri dersteri boy- ce de Sultan Murad'a bir mektup yazdı lendiği bilinmektedir. Eserlerinden bir
kot ederek gösterilere başladılar. Bun- ve kendi isteğiyle Fer'iye Sarayı'na nak- hicaz sirto ile iki şarkısı günümüze ulaş­
lara Şirvanizade Ahmed Hulüsi ve ledildi (ı Haziran ı 876). Fakat 4 Haziran mıştır. Padişah olduktan sonra. Abdül- .
Gürcü Şerif Efendi gibi üst rütbede ba- 1876 günü odasında bilek damarları mecid'in kurdurduğu saray orkestra ve
zı alimler de katıldı. Harekat planı . bu kesilmiş bir vaziyette bulundu.
bandalarını kaldırarak yerine Türk mü-
sırada görevinden aziedilmiş bulunan Devlet ricalinden olay yerine ilk önce sikisi saz takımını koydurması. pek çok
Midhat Paşa ' nın Topkapı dışındaki ko- serasker Hüseyin Avni Paşa geldi ve ilk Türk bestekar ve hanendeyi koruması .
nağında yapılmıştı. Midhat Paşa, tate- işi hala bağınşarak ağlamakta olan sa- opera ve tiyatro yerine orta oyunu sey-
belere verilmek üzere para da gönder- ray halkını susturmak oldu. Yine onun retmesi . milli kültürü ihya edeceği ko-
mişti. Nümayişçiler Yıldız Sarayı'nın emriyle Abdülaziz'in naaşı Fer'iye Kara- nusundaki ümitleri kuwetlendirmişti.
önüne kadar gelerek şeyhülislam ile kolu'nun kahve ocağına taşındı. bir ot Fakat Avrupa'ya gidip geldikten sonra

183
ABDÜlAZiZ

onun bu yönünün de değiştiği görül- med Efendi, Abdülaziz'in öldürüldüğü


mektedir. Avrupa'da gördüğü servet ve konusunda Sultan ll. Abdülhamid'e bir
refahın nasıl elde edildiğine bakmaksı­ ariza takdim ettiler. Mahmud Celaled-
zın sadece dış görünüşünün cazibesine din Paşa'nın gelini olan saraylı Pervin
kapılan Abdülaziz, onları taklide özen- Felek Hanım'ın Abdülaziz'in öldürüldü-
di. Bir yandan Avrupa'daki emsallerini ğüne dair ifşaatma dayanan bu ariza
aratmayacak saraylar ve köşkler yaptı ­ üzerine padişah tahkikat açtırdı.
rırken diğer yandan da sarayda tekrar Sultan Abdülaziz'in hal'inde ve hal'in-
orkestra ve banda takımı kurdurdu, or- den sonra korunması görevinde bulu-
du bandalarını çoğalttı. nanlarla hizmetine tayin edilen şahıs­
Zeki bir insan olan Abdülaziz, memle- lar tesbit edilerek teker teker sorguya
ketin tam bir dikta rejimiyle yönetile- çekildiler. Neticede Abdülaziz'in ölümü-
meyeceğini biliyordu. Kanun hakimiye- nün intihar olmayıp katil olduğu kanaa- Sultan Abdülaziz'in tuğrası

tinin esas kılınması, hükümet işlerinin tine varılınca, ll. Abdülhamid "veli-i mak-
hükümet adamlarına bırakılması ge- tü!" sıfatıyla dava açmak zorunda kaldı.
rektiğine inandığı halde, hükümdarların Padişah , öldürme emrini veren Sultan
düşünce ve kararlarında serbest ve ba- Murad hakkında şer'an ve kanunen ne
ğımsız olmasının saltanat icabından ol- yapılması gerektiğini Şeyhülislam Ur- meclis toplanması gerektiğini hüküme-
duğu fikrinden de kendisini alamıyor­ yanizade Ahmed Esad, Dahiliye Nazırı te bildirdi.
du. Devlet işleriyle kafa yormak isteme- Mahmud Nedim, Tunuslu Hayreddin Başvekil Said Paşa'nın başkanlığında
yen, her güçlüğe devlet adamlarının ça- paşalarla Mahmud Celaleddin Paşa ' dan sarayda toplanan vekiller heyeti, sanık­
re bulması gerektiğine inanan Abdüla- müteşekkil bir heyetin kararına havale lardan bazılarını getirtip dinledi. Niha-
ziz. boş zamanlarında resim de yapar- etti. Heyet, 16 Nisan 1881 tarihinde, yet, Malta Karakolu yanına bir büyük
dı. Topkapı Sarayı Müzesi, Kahire Men- Sultan Murad ' ın derhal tutuklanmasına çadır kurularak halka açık yargılamanın
yel Sarayı Müzesi ve Aksaray Valide Ca- ve fevkalade bir mahkeme kurularak orada yapılmasına karar verilerek du-
mii ',nde bulunan yazılarına bakarak ce- yargılanmasına karar verdi. rum padişaha bildirildi ( 14 Haziran 188 1).
li-sülüste iyi bir hattat olduğu söylene- Abdülhamid, bundan sonra ne yapıl­ Bu sırada Aydın valisi bulunan Mid-
bilir. ması gerektiğine Başvekil Said Paşa, hat Paşa gelişmelerden haberdar ol-
Alafrangalığı dinsizlik sayan Abdüla- şeyhülislam. dahiliye nazırı ve Hariciye muş ve Fransız konsolosluğuna sığın­
ziz iyi niyetli, dindar, her sabah Kur' an-ı Nazırı Asım Paşa ' nın karar vermesini is- mıştı. Adiiye Nazırı Cevdet Paşa'nın ser-
Kerim okuyan, son derece vakar sahibi tedi. Onlar da meseleyi inceledikten best olarak sorgulanacağını bildirmesi
bir kimse idi. Ara sıra devrin alimlerini sonra 30 Nisanda. Abdülaziz'in suikasta üzerine Midhat Paşa 19 Mayıs 1881
huzurunda münakaşa ettirir ve kendisi kurban gittiğine ve cinayetin faillerinin günü hükümete teslim edilmişti. Cev-
de bu ilmi tartışmalara katılırdı. ortaya çıkmış olduğuna işaret ederek det Paşa bir heyetle birlikte izmir'e gi-
Abdülaziz'in Ölümü Meselesi. Abdüla- derhal yargılanmalarına . mahkeme ye- derek Midhat Paşa 'yı vapurla istanbul'a
ziz'in intiharı veya öldürülmesi hadisesi rinin de padişahın iradesiyle belirlen- getirdi (22 Mayıs). Manisa'da oturmak-
günümüze kadar devam eden ve ara mesine karar verdiler. Bunun üzerine ta olan Mütercim Rüşdü Paşa ise hasta
sıra çeşitli sebep ve vesilelerle aktüel Abdülhamid, hükümet üyelerinin emin olduğu için sorgulaması izmir'de yapıla­
hale gelen bir konudur. Bu mesele olmaları için öldürme olayına karışmak­ rak tekrar Manisa'ya dönmesine izin
olaydan hemen sonra başlamış ve bu la itharn edilen ve bu sırada tutuklu verildi.
konuda pek çok şey söylenmiş ve yazıl­ bulunan kimselerin vekiller heyeti hu- Yıldız Mahkemesi olarak tarihe geçen
mıştır. Söylentilerin arttığı bir sırada, zurunda da dinlenmelerini, ayrıca bu iş­ ve 27 Haziran 1881'de Yıldız Sarayı için-
Şüra-yı Devlet Tanzimat Dairesi reisi le ilgili oldukları anlaşılan Rüşdü ve Mid- de kurulan çadırda çalışmalarına baş­
Mahmud Celaleddin ve Mabeyinci Ragıb hat paşaların da tevkifleriyle muhake- layan mahkemenin başkanlığına isti-
beylerle sorgu hakimi Fındıklılı Meh- melerinin yapılması için olağan üstü bir naf Mahkemesi Başkanı Ali Sürüri, ikin-
ci başkanlığa aynı mahkemenin ikinci
başkanı Hiristo Forides efendiler. müd-
deiumumiliğe Latif Bey. azalıklara da
Alman mühtedisi Emin, Tevfik ve Hüse-
yin beylerle Takavur Efendi tayin edildi-
ler. Muhakeme üç gün içinde altı celse
devam etti ve sanıkların temyiz etme
hakları saklı kalmak üzere sona erdi.

Mahkemenin kararına göre Pehlivan


Mustafa, Hacı Mehmed ve Cezayirli Mus-
tafa ile Mabeyinci Fahri Bey bilfiil taam-
müden öldürme olayına katıldıklarından
Sultan dolayı; Midhat. Mahmud, Nüri paşalarla
Abdülaziz'in
Binbaşı Necib ve Binbaşı Namık Paşa­
tü rbesi
cemberlitas · zade Ali beyler de suç ortağı sayıldıkla­
istanbul rından idama. diğerleri ise çeşitli ceza-

184
ABDÜLAZlZ b. ABDÜ LVEHHAB

lara çarptırıldılar. rvlidhat Paşa'nın Tem-


ABDÜIAZİZ b. ABDÜLVEHHAB
248·271; Reşid ibrahim. Tarihin Unutulmuş 1 1
yiz Mahkemesi'ne yaptığı itiraz da ince- Sahifeleri, Sultan Aziz'in Şehildetine Asıl Se·
bep 1'/e idi?, Berlin 1333 ; Henri Elliot. intih ar
lenerek reddedildi (8 Temmuz I 88 I).
mı, imate mi? yahut Vak'a·i Sultan Aziz, istan ·
Sultan Abdülhamid, kan dökmekten bul, ts .; A. Ayhan [Oruç] , Sultan Abdülaziz 1'/a· Hoca Abdülaziz adıyla tanınan
son derece sakındığı için. elindeki şer'i s ıl Hat' Edildi, Nasıl intihar Etti?, 1, istanbul XVI. yüzyıl Safevi devri
ve kanuni i'lamlara rağmen hükmü tas- 1927 ; ibnülemin, Son Sadrazam/ar, istanbul tasvir sanatçısı.
1940·53, 1·111; a.mlf.. Hoş Sa dil, s. 19·23; L _j
dik veya cezayı hafitletmeden önce bir a.mlf.. "Hatıra-i Atıf", TTEM, sy. 7 (84} 11926),
kere de askeri. mülki ve ilmiye ricalinin s. 40·54 ; a.mlf., "Sultan Abdülaziz'e D air" , Ali onun isfahanlı. Kadi Ahmed ise
fikirlerini öğrenmek istedi. Bu maksat- a.e., sy. 9 (86). s. 177 vd.; a.mlf.. "Abdülha-
Kaşan lı olduğunu kaydeder. Doğum ve
la 20 Temmuz 1881 günü Yıldız Sara- mid-i Sani'nin Notları", a.e., sy. 13 (90), s.
60·68; sy. 14 (91). s. 89·95; sy. 15 (92). s. ölüm tarihleri belli değildir. Şah Tah-
yı'nda, emekli olan ve görevde bulunan
152·159; A. Kemali Aksüt. Sultan Aziz'in Mısır masb'ın Tebriz'deki saray nakışhane­
devlet adamlarından ve askerlerden ue Aurupa Seyahati, istanbu l 1944; Haluk sinde yetişti. Şaha resim ve nakış ders-
oluşan yirmi beş kişilik olağan üstü bir Şehsuvaroğlu, Sultan Aziz, Husüsf, Siyasi Ha·
leri vererek onun bu sanatla daha çok
meclis topladı. On beş kişi idam hük- yalı, De u ri ue Ölümü, istanbul 1949 ; S. Ezgi.
Türk Musikisi, V, 491 ·492 ; Mahmud R. Gazi ilgilenmesini sağladı. Belki de bu se-
münün tasdikini. on kişi de cezanın ha-
Mihal. Türk Askeri Muzıkalan Tarihi, istanbul beple Hoca Abdülaziz ismiyle anıldı ve
fitletilmesini istedi. Mahkeme kararları­ 1955, s. 59·81; i. H. Danişmend, Kronoloji, bu imzayı kulland ı. "Behzad'ın talebesi"
nın tamamen uygulanmasını isteyenler istanbul 1961, IV, 197, 256·264; ibretnümil,
(Şakird-i Behzad) imzalı tasvirinden do-
arasında Zabtiye Nazırı Hafız Ahmed Milbeynci Fahri Bey'in Hatıralan ue ilgili Bazı
Belgeler (nşr. Bekir Sıtkı Baykal). Ankara layı onu büyük minyatür sanatkarı Beh-
Paşa, Erkan-ı Harbiyye reis vekili Müşir
1968; i. H. Uzunçarşılı. Midhat ue Rüştü Paşa· zad'ın öğrencisi kabul etmek mümkün
Edhem Paşa, Maarif Nazırı Kamil Paşa , /ann Tevkiflerine Dair Vesikalar, Anka ra olduğu gibi. sanatında usta ve eşsiz bir
Adiiye Nazırı Cevdet Paşa, eski serasker 1987 ; a.mlf.. Midhat Paşa ue Yıldız Mahkeme·
musawir olduğu konusunda birleşen
Hüseyin Hüsnü Paşa ve Plevne kahra - si, Ankara 1967; a. m if .. "Sultan Abdülaziz
Vak'asına Dair Vak'anüvis Lütfi Efendi'nin kaynakları da göz önüne alarak, kendi-
manı Serasker Gazi Osman Paşa da bu-
Bir Risalesi", TTK Bel/eten, Vll /28 (19431. s. sini sanatta Behzad'a en yakın sanatçı
lunuyordu. Padişah yaveri Gazi Ahmed
349·373; Kara i, Osmanlı Tarihi, VII, 1·348 ; saydığı veya onun çok fazla tesirinde
Muhtar Paşa, eski sadrazamlardan Kad- a.mlf.. "'Abd al- 'Aziz", E/ 2 (i ng}. 1, 56·57 ;
kaldığı da düşünülebilir.
ri PaŞa, Arifi Paşa ve Tunuslu Hayred- Necib Asım, "Sultan Aziz'in Avrupa Seyaha-
din Paşa, Başvekil Said Paşa ve yine ti" , TOEM, XLIX (1916} ; Abdurrahman Şeref, işlediği bir suç yüzünden Şah Tah-
eski başvekilierden bu toplantıya baş ­ "Sultan Abdülaziz'in Vefatı intihar mı, Katil masb tarafından burnu ve kulakları ke-
mi?", TTEM, sy. 6 (83). (1926}, s. 321 ·335; B.
ka nlık eden Safvet Paşa gibi ünlü dev-
Şehsuvaroğlu. "Sultan Abdülaziz'in Avrupa
silerek cezalandırıldı. Kadi Ahmed, su-
let adamları da cezanın hafitletilmesini Seyahati", Belgeler/e Türk Tarihi Dergisi, sy. çunun kötü niyetli kişilerle iş birliği ya-
isteyenler arasında idiler. Abdülhamid. 1, istanbul 1967, s. 41 ·51 ; Efdalüddin-T. Yıl­ parak şahın mührünü taklit etmek ol-
cezaların aynen uygulanmasını isteyen- maz Öztuna, "Abdülaziz", iTA, ll , 332·347; A. duğunu bildirir. Ali ise. talebesi Molla
H. Ongunsu. "Abdülaziz", iA, 1, 57·60.
ler ekseriyette olmalarına rağmen , idam Ali Asgar ile birtakım kötülüklere ka-
cezalarını müebbet küreğe çevirdi. Mah- ~ CEVDET KüçüK rıştıkları için. şahın hareminde hizmet
küm ların cezalarını Taif'te çekmelerine
karar verildi.
BİBLİYOGRAFYA:
Cevdet Paşa, Tezilk ir (nşr. M . Cavid Bay- Abdülaziz b. Abdülvehhab tarafından resimlenmis olan Şah Tah masb Albümü'nde bir Safevi su ltanı ve bir genç k ı z
sun). Ankara 1986, IJ.IV; a.mlf., Ma'rüzilt (nşr. tasviri ITopkapo Sa.ayo Müzesi Ktp ., Hazine, m. 2161 , VL 52 '· 53 ' )
Yusuf Ha laçoğ lul . istanbul 1980, s. 22·41, 56·
60, 196·206, 222·236; Ahmed Mi d hat. Üss·i
inkılilb, istanbul 1294, Ks. 1, s. 66·226, 294·
296, 398-401; istanbul 1295, Ks. ll , s. 254·
272; a.mlf.. De ur· i Sultan Abdülaziz, istanbul
131 9; Mahmud Celaleddin Paşa , Mir'ilt·ı Ha·
kikat (haz . ismet Miroğlu). istanbul 1983, s.
37·127; Mehmed, Hakaiku'l·beyiln {i hakkı
Abdi/aziz Han, istanbul 1324 ; Tevfik NGred-
din. Sultan Aziz'in Ha/'i ue intihan, 1293 Ve·
kayi'i, istanbul 1324 ; M id hat Paşa , Mir'ilt-ı
Hayret, Sultan Abdülaziz Han Merhümun Es·
bilb·ı Ha/'i (nşr. Ali Haydar Midhatl. istanbul
1325; Ali Haydar Mid hat. Midhat Paşa, istan·
bul 1325, s. 133·169; Süleyman (Paşa). Hiss-i
inkılilb yahut Sultan Aziz'in Ha/ 'i ile Sultan
Murild·ı Ham is 'in Cülüsu, istanbu l I 326; Hay-
reddin, Vesilik·i Tarihiyye ue Siyilsiyye Teteb·
builtı, istanbul 1326, V, 82·85; Hüseyin Hıfzı,
Sultan Aziz Deu ri, istanbul 1326 ; Ahmed Saib,
Vak'a·i Sultan Abdülaziz, Kahire 1326 ; Ed.
Engelhardt, Türkiye ue Tanzimat (tre. Ali Re-
şad). istanbul 1328, s. 169·247; Mehmed
Memduh (Paşa), Mir'ilt·ı Şuünilt, izmir 1328 ;
a.mlf.. Esuilt·ı Sud ür, izmir 1328 ; a.mlf.,
Ha/'ler ue ictaslar, istanbul 1329 ; E. Driault,
Şark Meselesi (tre . NafizJ. istanbul 1328, s.

185

You might also like