You are on page 1of 1

HUZUR DERSLERİ

BİBUYOGRAFYA : toplanan mürafaa davalarına karar verir- (a.g.e., vııı. 128). Huzur mürafaaları.
TSMA, nr.E. 10891, 16801; lll. Mustafa Ruz- di. Bu davalar. Divan-ı Hümayun'un hafta- 1864'te Mecelle Cemiyeti'nin teşkili ve
namesi, TSMA, nr. 12358, 12359; Huzür-ı Hü- da dört gün toplandığı zamanlar divanda, bir nizamnamenin hazırlanmasıyla dava-
ma.yan Müderrisleri Defteri, İstanbul Müftülü- bazan da sadrazamın ikindi divanında gö- lara "bidayeten ve istinafen" nizami mah-
ğü, Meşihat Arşivi, nr. 172; Huzür-ı Hümayün
rül ürken xvıı. yüzyılın ikinci yarısından kemelerin bakması kararlaştırıldığından
Ders Takriri Defterleri, İÜ Ktp., TY, nr. 4167,
6708, 7297, 7311, 7312, 7316, 7317, 7318, sonra Divan-ı Hümayun seyrek toplanma- dolayı kaldırıldı. Fakat Şeyhülislam Bod-
7320, 7321, 7322, 7323, 7324, 7325, 7326, ya başlayınca tamamen Sadaret Dairesi'- rumlu Ömer Lutfı Efendi'nin meşihati za-
7328, 7329, 7331, 7332, 7333, 7334;Selaniki, ne intikal etti. Sadrazam davaları bizzat manında ( 1889- ı 89 ı) Mecelle Cemiyeti
Tarih (İpşirli). 1, 135-136; Abdurrahman Abdi dinler. hüküm verir. bazan da kazaskerle- lağvedilerek huzur mürafaaları yeniden
Paşa. Vekayi'name, Beyazıt Devlet Ktp., nr.
5154, vr. 135•·"; Raşid, Tarih,!, 161; Çelebizade
re veya diğer kadılara dinletirdi (Tevkil Ab- ihdas edildiyse de Ömer Efendi'nin azlin-
Asım, Tarih, İstanbul 1282, s. 131-133, 259-260, durrahman Paşa. s. 501-503). Nitekim 1. den sonra davalar yeniden nizami mah-
370-371, 557-558; Şem'danizfıde. Müri't-teva- Abdülhamid zamanında Şahin Ali Paşa'­ kemelere intikal etti.
rih (Aktepe). 11-A, s. 56; Sadullah Enveri. Tarih, nın sadaretinde, Konya'da Mevlevi şeyhi BİBLİYOGRAFYA :
İÜ Ktp., TV, nr. 2437, vr. 68•·h; Vasıf, Tarih,!,
olmak isteyen çelebilerin davaları sonun- Abdullah Lebiba, Tarih, Süleymaniye Ktp.,
157-158, 204, 285; Mütercim Asım Efendi, Ta-
rih, İstanbul, ts., il, 114; Ata Bey. Tarih, ı, 212-
da huzur mürafaasını gerektirmiş. sadra- Esad Efendi, nr. 2158, vr. 12"; Tevkii Abdurrah-
zam önce şeyh olmak isteyen mesnevi- man Paşa. Kanunname (MTM, 1/1 (13311 içinde),
214; Cevdet, Tarih, VII, 101-103; Lutfi, Tarih,
ili, 170; Vildan Faik (Debreli). el-Mevaizü '1-hisan, han ile Karaman şeyhini mürafaa etmiş. s. 501-503; Lutfi, Tarih, V, 14; Vlll, 128; Uzun-
çarşılı, İlmiye Teşkilatı, s. 153, 211 vd.; Paka-
İstanbul 1330; Lütfi Simavi, Sultan Mehmed Re- mesnevınanın mal düşkünü olduğundan,
lın. ı. 865.
şad Han 'ın ve Halefinin Sarayında Gördükle-
rim, İstanbul 1340, s. 72-73; Tahsin Paşa, Ab-
Karaman şeyhinin de zalim tabiatlı olup !il MEHMET İPŞİRLİ
dülhamid'in Yıldız Hatıra/an, İstanbul 1931, s.
ülü'l-emre itaat etmediğinden dolayı her
129; Halid Ziya Uşaklıgil. Saray ve Ötesi: Son ikisinin de şeyh olamayacağını kendileri- r
HÜBEL
Hatıralar, İstanbul 1941, il, 129-141; Uzunçar- ne bildirdikten sonra Şeyh el-Hac Meh-
şılı, İlmiye Teşkilatı, s. 215-222; Ebül'ula Mar- med Efendi'ye "müstakim" bir kimse ol- (~)
din, Huzür Dersleri, İstanbul 1951, 1, 69, 84-87; duğunu söyleyerek feraceyi giydirip şeyh­ İslam'dan önce
a.e. (nşr. ismet Sungurbey). İstanbul 1966, ll-lll; müşriklerce Kabe'de bulundurulan
liğe tayin etmiştir. Sadaret Arz Odası'ndan
a.mlf., "Huzur Dersleri", İÜ Hukuk Fakültesi putlardan biri.
Mecmuası, XVl/3-4, İstanbul 1950, s. 993-1053; çıktıktan sonra mesnevlhan taraftarları­ L _J
XVll/1-2 ( 1951). s. 239-282; XVll/3-4 ( 195 l). s. nın münasebetsiz sözler söylediğini işiten
731-785; XVlll/1-2 ( 1952). s. 296-453; XVIll/3- sadrazam bunların hepsini Manisa'ya sür- İslam öncesi dönemde Kabe'nin içinde
4 ( 1953), s. 988-1040; XIX/3-4 ( 1953), s. 821- müştür (Abdullah Leblba, vL 12°; Uzun- ve çevresinde bulunan putların en büyü-
868; ismet Sungurbey - Semiha Omay, Huzur
çarşılı, s. 212). ğü olan Hübel kırmızı akikten yaP.ılma bir
Dersleri ile İlgili Konuşmalar, İstanbul 1965; Pa-
kalın, 1, 860-865; il, 570-571, 576-578; a.mlf.• il. Mahmud zamanında 1838'de sada- insan şeklinde tasvir edilmiş, sağ kolu kı­
"Huzür-ı Hümiiyün Dersleri", Edebiyyat-ı Umü-
ret başvekalete çevirilip Dahiliye Nezare- rık olarak Kureyş'e intikal eden bu puta
miyye Mecmuası, IV/74, İstanbul 1918, s. daha sonra altın bir kol takılmıştır (Ce-
816-819; Necdet Sakaoğlu, "Huzur Dersleri",
ti'nin de başvekalete bağlanması üzerine
başvekilin vazifesinin yoğunlaşması hu- vad Ali. vı. 250-25 ı ). Hübel'in Mekke'ye
DBİsLA, iV, 98; Osman Öztürk, "Ramazan Mü-
biihaseleri: Huzur Dersleri", Diyanet Dergisi, X/ zur mürafaasında makam değişikliğine nereden ve kimin tarafından getirildiği
112-113, Ankara 1971, s. 331-333; Fikret Sön- yol açtı. Başvekil bulunan Koca Rauf Pa- tartışmalıdır. Bir rivayete göre Arap yarı­
mez. "Saray Çatısı Altında İlmi Faaliyetler: Hu- şa'nın huzur mürafaasının alakası sebe- madasına putları ilk defa soktuğu söyle-
zur Dersleri", İlim ve Sanat, 11/7, İstanbul 1986, nen Amr b. Luhay, milattan önce ili. yüz-
biyle şeyhülislamın huzurunda yapılması
s. 25-28. r:;:ı
~ MEHMET İPŞİRLİ talebi uygun görüldü. Ancak buradaki hu- yılın ilk yarısında onu el-Cezire' deki Hit
zur mürafaalarının çoğunluğu. "müste'- şehrinden getirerek Kabe'nin içinde Hz.

r min" denilen eman sahibi yabancı tüccar- İbrahim tarafından kazılan kuyunun üze-
HUZUR MÜRAFAASI larla ilgili davalar olduğundan Divan-ı De- rine dikmiştir (Ezraki, ı. 65, ı 00, 117). Di-
Osmanlılar' da avl nazırının haftada iki gün şeyhülisla­ ğer bir rivayete göre ise Amr b. Luhay,
itiraz edilen bir davanın mın huzurunda bakılan davalarda hazır bir seyahati sırasında Suriye'nin Belka böl-
sadrazamın huzurunda bulunması kararlaştırıldı (Lutfi, V. 14). gesindeki Meab'da halkın putlara taptı­
yeniden görülmesini ifade eden ğını görmüş, sebebini sorduğunda, "Bun-
Şeyhülislam başkanlığındaki huzur mü-
bir tabir.
L _J rafaalarına fetva emini. Rumeli ve Ana- lar bizim tanrılarımızdır. düşmanlarımıza
dolu kazaskerleri. İstanbul kadısı. Evkaf-ı karşı zafer kazanmak için onlardan yar-
Anadolu ve Rumeli kazaskerleriyle İs­ Hümayun müfettişi, fetvahane·müsevvi- dım isteriz. bize yardım ederler; kuraklık­
tanbul, Üsküdar, Galata ve Eyüp (İstanbul di katılırdı. Davanın daha önce görüldü- ta yağmur isteriz. yağdırırlar" cevabını al-
ve bilact-i selase) kadıları huzurunda bakı­ ğü mahkemenin hakimi iki tarafı sorgu- mıştır. Bunun üzerine onlardan Hübel ad-
lan bir davayı taraflardan biri kabul et- lar. hazır bulunan heyet ise mütalaasını lı bir put alarak Mekke'ye getiren Amr b.
mezse davanın sadrazamın huzurunda bildirir, ona göre mahkeme sonuçlanırdı. Luhay'ın teşvikiyle Araplar arasında Hü-
yeniden görülmesi gerekir ve buna "hu- Mürafaa davaları ayrıca Rumeli ve Aİla­ bel'e tapınma başlamıştır (İbn Hişam. ı.
zur mürafaası" veya "huzur muhakeme- dolu kazaskerleri daireleriyle İstanbul ka- 76-77; Ezraki, ı. ı 17). Fakat İbnü'l-Kelbl,
si" denilirdi. Huzur mürafaası cuma günü dılığında da görülmeye başlandı. Rumeli Hübel'in ilk defa Huzeyme b. Müdrike ta-
kazaskerlerin. çarşamba günü bilad-ı se- kazakerliğindeki davalar Anadolu'ya oran- rafından Kabe'nin içine dikildiğini. hatta
lase kadılarının Paşakapısı'nda (Sadaret Da- la daha yoğun olduğundan Rumeli kazas- ona "Huzeyme'nin Hübel'i" denildiğini
iresi) hazır bulunmalarıyla haftada iki de- keri ne ve İstanbul kadısına yardımcı ol- kaydeder (Kitabü'l-Esnam, s. 36). Yaküt
fa olurdu. Sadrazam kendi başkanlığında mak üzere birer müsteşar tayin edildi ise Hübel'in Beni Kinane'nin putu olduğu-

444

You might also like