You are on page 1of 3

CEZOLI. Muhammed b.

Süleyman

biyye adıyla anılmıştır) ve Hansaliyye (ku- meydi'nin bıraktığı tarihten başlayarak


CEZzAR
rucusu SaTd b. Yüsuf el- HansalT [ö. 1 114 / yaklaşık 1SO yıllık bir döneme ait 750
17021) gibi koliara ayrılmıştır (diğer tali biyografiyi de ilave etmek suretiyle Ce?- (bk. KASAP).
L ~
kollar için bk. Trimingham, s. 276-277). vetü'l-mu~tebis'e zeyil olarak Bugye-
BİBLİYOGRAFYA: tü '1- mültemis adlı eserini yazmıştır.
İbnü ' I- Kadi, Ce?vetü ' l-i~tibas, Rabat 1973- CEZzAR AHMED PAŞA
ilim tahsili için Bağdat'a giden Humey-
74, I, 241, 319; Ahmed Baba et-Tinbükti, Ney- (ö. 1804)
di burada halkın isteği üzerine. hocası
·lü ' l-ibtihac ( İbn Ferhün, ed-Dibacü 'l-m~heb
içinde), Kahire 1329-30, s. 317; Muhammed Ebü Muhammed Ali b. Ahmed'in riva- XVIII. yüzyıl sonlarında
Mehdi el-Fas!, Mümti'u'l-esma' tr zikri'l -Ce· yetleri ve Endülüs'ten ayrılmadan önce Suriye bölgesinin idaresinde
zülf ve't -Tebbti', Fas 1313, s. 2-33; Keşfü'?· edindiği bilgilere dayanarak hiçbir kay- önemli rol oynayan,
?unan, ı, 759; Harfrfzade, Tibyan, ı, vr. 217b- nağa bakmadan Mfızasından kaleme al-
Akka müdafaasıyla meşhur
222•; Ahmed b. Halid en-Nasıri, el-isti~şti, Ka- Osmanlı valisi.
dığı Ce?vetü1-mu~tebis'te Endülüs'ün L ~
hire 1312, ll, 161 ; lll, 7; L. Rinn. Marabouts et
Khouan, Alger 1884, s. 269-270, 303; A. Le 92'de (711) fethinden 450 {1058) yılına
Chatelier, Les Confreries Musulmanes du Hed· kadar gelen siyasi tarihi hakkında bilgi Bosnalı olup çeşitli kaynaklarda 1720,
jaz, Paris 1887, s. 100- 107; Brockelma nn, GAL, verir, daha sonra da Endülüs'te yetişen 1722 veya 1735 'te doğduğu ileri sürül-
ll, 252; Nebhanf, Kertimtitü 'l-evliya' , ı , 165; J.
muhaddis, fakih, edip ve şairlerin biyog- mektedir. Hayatının ilk yılları adeta ef-
S. Trimingham, The Su{i Orders in Islam, Oxford
1971 , s. 84-86, 216, 240, 276·277; Zirikli, el· rafilerinden bahseder. Bunların ataları, sanelerle süslüdür. Kesin olarak bilinen
A' lam, VII, 21; İbrahim Harekat. el -Magrib 'ab- nisbeleri, beldeleri, hocaları, seyahatleri husus, Bosna Valisi Hekimoğlu Ali Paşa'­
re't· ttirfl), Darülbeyza 1984, s. 89-90; Vincent J. ve eserleri hakkında açıklamalarda bu- nın hizmetine girip onunla birlikte Mı­
Cornell, "The Logic of Analogy the Rol e of lunur. Bazan biyografisini yazdığı şahsa sır'a gittiğidir (1756) . Orada iken mem-
the Sufi Shaykh", IJMES, XV / 1 (1983), s. 85·
93; Moh. Ben Cheneb, "Cezılli", iA, lll, 155·
dair kendisine ulaşan muhtelif bilgileri lük* grupları arasındaki çekişmelere ka -
156; a.mlf., "al-Qiaziili", E/ 2 (İng.). ll, 527. isnad zinciriyle nakleder. Zaman zaman tılmış, kendine yer edinme gayretleri do-
şiirlerden örnekler .verir ve bazı hikaye- layısıyla Mısır'ın sosyal ve idari yapısını
~ SüLEYMAN ULUDAÖ
ler anlatır. yakından tanımış ve bu durum ona ha-

Humeydf Hz. Peygamber'e saygısın­ yatının ileriki yıllarında karşı karşıya kal-
CEZÜLİYYE dan dolayı önce Muhammed ve Ahmed dığı meselelerin hallinde büyük tecrübe
(~1) adlı alimierin hayatından bahseder, daha kazandırmıştır. Sayda ve Şam valilikleri
sonra alfabetik sıraya göre diğerlerini sırasındaki faaliyetleriyle, bu topraklar-
Şazeliyye'nin
EbU Abdullah Muhammed anlatır. İsimlerini tesbit edemediği şahıs­ da merkezi idareyi kuwetlendirmek is-
b. Süleyman el-Cezı1li'ye ları meşhur oldukları künye ve nisbele- teyen Osmanlı hükümetine genel olarak
(ö. 870/1465) riyle ele alır. Son bölümde de Endülüslü bağlı kalıp nüfuzunu arttırmış ve karışık
nisbet edilen bir kolu meşhur kadınlar hakkında bilgi verir. bir sosyal yapıya sahip iktisadi bakım­
(bk. CEZÜLİ, Muhammed b. Süleyman). dan son derece önemli bu geniş bölgeyi
L ~ NeiJ:ıu't-tib min gW?ni'l-Endelüsi'r-
ratfb adlı eserin müellifi Makkarl ve da- otuz yıl gibi uzun bir süre idare etme ba-
1 ha birçok Endülüs tarihçisinin fayda- şarısını göstermiştir.
CEZVETÜ'l - İKTİBAS
landığı Ce?vetü'l-muJ:r.tebis'i ilk defa Mısır'da bir müddet Ali Paşa'nın ya-
(c!"'t;:i~l;;_,~)
Muhammed b. Tavit et-TancT neşretmiş­ nında kalan ve bu sıralarda Boşnak la-
İbnü'l-Kadi'nin tir (Kahire ı 372/ ı 952). Eser daha sonra kabıyla anılan Ahmed Bey, 1758'de EmT-
(ö. 1025/1616) bir komisyon (Kahire 1966) ve İbrahim rülhac Salih ei-Kasımi'ye kapılanıp onun-
Fas'ta yaşayan meşhur şahıs ve ei-EbyarT tarafından yayımianmış (Bey- la birlikte hacca gitti. Ardından Mısır Ka-
bilginiere dair biyografik eseri
rut ı 983 ), ayrıca Müessesetü'r-risale'nin hire şeyhülbeledi Bulutkapan Ali Bey'in
(bk. İBNÜ'I-KADI).
L ~ hazırlattığı indeksi de neşredilmiştir (Bey- nüfuzlu adamlarından Buhayre kaşifi
rut 1986). (sancak beyi) Abdullah Bey'in hizmetine
BiBLİYOGRAFYA : girdi. Onun Hunadi urbanına karşı yap-
CEZVETÜ'l- MUKTEBİS
Humeydf, Ce?vetü 'l·mu~tebis (nşr. Muham- tığı seferde öldürülmesi üzerine Mısır'­
(._,...;:.<JI;;_;~)
med Tavit et-Tanci). Kahire 1372/1952, Mu· da bağımsız bir idare kurmaya çalışan
Muhammed b. Fütı1h el-Humeydi'nin kaddime, s. 6·10; a.mlf., Ce?vetü'l·mu~tebis, Ali Bey tarafından Buhayre kaşifliğine
(ö. 488/1095) Kahire 1966, Mukaddime; Yaküt, Mu 'cemü'l- getirildi. Bazı kaynaklara göre Hunadi
Endülüs'ün vali, muhaddis, fakih, üdebti', XVlll, 284-285; Zehebi, A' lamü 'n·nü-
urbanı ile yaptığı savaşlarda birçok kişi­
edip ve şairlerine dair eseri. belti', XIX, 121; Safedf, el· Vti{f, IV, 317; Mak-
L ~ kari, Nefl:ıu't-!fb, ll, 113; Keşfü'?·zunan, 1, 581; yi develeriyle birlikte öldürdüğü için ken-
Brockelmann, GAL, I, 412; Suppl., I, 578; Zi- disine "deve kasabı" anlamına gelen "Cez-
Tam adı Cezvetü'l-muktebis fi zikri riklf, el·A'lam, I, 254; VII, 218-219; el-Kama- zar" lakabı verildi. Ayrıca bu lakabın, kor-
vülati '1- Endelüs ve es~a 'i ruvdti 'I- sü'l-islamf, I, 587; IV, 394-395; Ma'a'l-Mek· ku ile karışık takdir hislerini belirtmek
tebe, s. lll; isam Salim Sisalim, Cüzürü'l·En-
hadis ve ehli'l -hkh ve'l-edeb ve zevi'n- için kendisine halk tarafından verildiği,
delüsi'l · Mensiyye, Beyrut 1984, s. 544·546;
~ebdhe ve'ş-şi '~olup İbnü'I-Far~dT'nin Muhsin Cemaleddin, "el -Humeydi", Mecelletü çok önceden beri bu şekilde anıldığı, hat-
(ö 403 / 1013) Taril]u 'ulema'i'l-Ende- Külliyyeti'l-tidtib, sy. 10, Bağdad 1967, s. 179; ta düşmanlarını sindirmek, askeri mezi-
lüs'üne yazılan zeyillerin ilkidir. Daha M oh Ben Cheneb, "Humeydi", iA, V11, s. 587; yetlerini ifade etmek ve kendi adamları
sonra Dabbi (ö 599 / 1203) Ce?vetü'l- C. F. Seybold, "al-l)abbi, Abü J2i'far", E/ 2 (İng.). üzerindeki otoritesini yerleşt!rmek için
ll, 72 ; A. Huici Miranda, "al-Humaydi", a.e., lll,
mu.f:debis'teki biyografilerin 82S'ini ay- özellikle bu lakabı kullandığı da ileri sü-
573 -574.
nen almış, 140 tanesini çıkarmış ve Hu- liJ ABDÜLKERİM ÖzAYDIN rülür. Nitekim onunla ilgili resmi kayıt-

516
CEZZAR AHMED PAŞA

larda, hatta lll. Selim'in hatt-ı hümayun- le takip etmeye çalışacaktı. Osmanlı hü- tiren ve Avrupalı tüccarların gözde mal-
larında sadece Cezzar veya Cezzar Paşa kümeti ise bölgenin karışık sosyal yapı­ ları olan pamuklu, hububat ve ipekli ti-
olarak adından bahsedildiği dikkati çek- sı ve nüfuzunun zayıflığı yüzünden onun caretini tekeline geçirdi. Bu iktisadi güç
mektedir. giderek güçlenip örneklerine sık rastlan- siyasi kudretinin de anahtarı oldu. Onun
Kısa zamanda büyük şöhret kazanan dığı gibi müstakil bir devlet kurmaya bu faaliyetleri özellikle Fransızlar'ı çok
Cezzar, Bulutkapan Ali Bey'in yakın adam- çalışacağından endişe ediyor, onun ha- ürküttü; ticari menfaatleri zedelenen
larından biri oldu; hatta onun on sekiz reketlerini zaman zaman şüphe ile kar- Fransızlar, ileri gelen zengin hıristiyan

has memlükü arasına girdi. Bundan son- şılıyordu. Öte yandan Cezzar'ın açıkça Arap burjuvaları, daha alt kesimi oluş­
ra Memlük beyleri arasındaki entrikala- merkezi idareye baş kaldırmamasının, turan müslüman grubun büyük desteği­
ra karıştı, Kah i re· de barınamaya cağını sürekli olarak Osmanlı idaresine bağlı ni kazanmış olan Cezzar hakkında men-
anlayınca istanbul'a kaçtı; ardından giz- kaldığı ve Osmanlı gücünün bölgedeki fi propagandaya giriştiler. Hatta bizzat
lice Kahire'ye döndüyse de Ali Bey'in bas- temsilcisi olduğu şeklinde yorumlanma- istanbul' daki Fransız elçisi Cezzar' ı lll.
kısı sonucu orada da fazla kalamayarak sı (E/ 2 Suppl. [İng . i, s. 269) pek doğru ol- Selim'e şikayet etmişti. Bir süre sonra
Halep ve Şam taraflarına geçti. Önce böl- mamalıdır. Nitekim o kendi şahsi gücü Fransızlar karşılıklı menfaat çerçevesin-

gedeki güçlü hanedanlardan Şihaboğul­ ve nüfuzu sayesinde ölümüne kadar bu de onunla iyi münasebetler tesisine ça-
ları'na sığındı, sonra da Şam muhafızı bölgeyi idare edebilmiş, Osmanlı hükü- lışmaya mecbur oldular. Nitekim 1782-

Osman Paşa'nın hizmetine girdi. Bölge- metinin bu gücü sınırlama çabaları bir 1785 yıllarında yeni Fransız konsolosu
de büyük bir isyan çıkaran Zahir el-Ömer sonuç vermemiştir. Renaudot zamanında münasebetlerde
ile yapılan mücadelelere katıldı. Zahir Boşnaklar, Arnavutlar ve Kuzey Afri - kısmi bir iyileşme görülmüş, yeni Fran-

el-Ömer'in müttefiki olup Akdeniz'de fa- kalılar' dan teşkil ettiği memlükleriyle sız kolonileri kurulmuştu. Fakat bu ya-

aliyet gösteren Ruslar'ın Beyrut'u topa kınlaşma Napolyon Banapart' ın cüretkar


güçlü bir askeri kuwet kuran Cezzar böl-
tutması üzerine hemen buranın imda- gedeki asi urban ve aşiretlerle mücade- siyasetiyle yepyeni bir şekil kazandı.
dına koştu ve Şihaboğulları'ndan Beyrut leye başladı; uyguladığı sert tedbirlerle Mısır' ı işgal eden Napolyon'un bu ha-
hakimi Emir Yusuf tarafından Beyrut onları iyice sindirdi. Daha o sıralarda gi- reketine büyük bir tepki gösteren Os-
mütesellimliğine getirildi. Cezzar'ın ni- riştiği bu faaliyetler istanbul'da endişe manlı hükümeti, yapılan müzakereler
yeti Beyrut'a hakim almaktı, hatta bu ile karşılanmış, hatta emirülhaclık gö- sonucu, Mısır'ı çok iyi tanıyan Cezzar 'ı
maksatla bazı hareketlere de teşebbüs reviyle Şam valiliğine tayini için yapılan Mısır seraskeri olarak tayin edip gerekli
etmişti. Onun davranışlarından şüphe­ müzakerelerde bu makama gelmesi du- asker ve malzeme yardımı göndermeyi
lenen Emir Yusuf Beyrut'u terketmesi- rumunda o yöredeki eyaletleri kendi kararlaştırdı. Cezzar yeni kazandığı Mı­
ni istediyse de Cezzar bunu kabul et- adamlarına vereceğinden korkulmuştu. sır seraskerliği unvanının önemini ve ken-
meyip savunma hazırlıklarına başladı. Nihayet Mısır'ın durumu hakkındaki ra- dine sağlayacağı avantajları çok iyi bili-
Emir Yusuf önce eski düşmanı Zahir el- porları devlete bağlılık şeklinde yorum- yordu. Fransızlar ' ın Mısır 'da n çekilme-
Ömer'den yardım istedi, daha sonra da lanarak Şam valiliğine getirildi (1780) sinden sonra tamamıyla buraya hakim
Ruslar'a başvurdu. Karadan ve denizden Daha sonra da Mısır'da durumun karı ­ olacağından endişe eden hükümet mer-
kuşatılan Beyrut'ta bir müddet dayanan şıklığı göz önünde tutularak yeniden o kezi ise çaresizlik içinde onu yetkili kıl­
Cezzar gizlice Zahir el-Ömer ile anlaştı tarafa yakın bulunan Sayd:!ı eyaletine makla birlikte Mısır seraskerliği unvanı­
ve teslim şartlarını da Şihaboğulları'na nakledildL Bundan sonra Osmanlı hükü- nı geniş anlamda yorumlayıp nüfuzunu
bildirdi. Teklifin kabulünden sonra Bey- metinin onun hakkındaki tereddütleri- daha da genişletmesini önleyici tedbir-
rut'tan çıkarak Mısır'da iyice kuwetle- ne rağmen birkaç defa emirülhaclık gö- ler almaktan da geri durmamıştı. Niha-
nen Ebü'z-Zeheb Muhammed'e karşı revi Şam valiliğiyle birlikte kendisine ve- yet Mısır'da sıkışan Napolyon Banapart
kendisinden faydalanmayı düşünen Za- rildi. Gerek Şam gerekse Sayda valilik- Suriye bölgesine ilerleyip bu bölgenin ki-
hir el-Ömer'in yanına gitti. Fakat burayı leri sırasında sürekli olarak Akka'da otu- lidi durumundaki Akka'yı zapta karar
da kendisi için tehlikeli gördüğünden ran Cezzar, baskısı altında bunalmış olan verdi. 19 ve 20 Mart 1799'daki hücum-
gizlice Akka'dan kaçıp Şam Valisi Osman memlük gruplarının çıkardıkları isyanı larla başlayan Akka muhasarası sırasın­
Paşa'ya sığındı. bastırdıktan sonra Akka ·daki mevkiini da İngiliz dananınasından da yardım gö-
Gerek burada gerekse daha önce Bey- daha da güçlendirdi. Bu durumdan en" ren Cezzar bunlara şiddetle karşı koy-
rut'ta Osmanlı hükümetine bağlılık bil- dişe eden Osmanlı hükümeti bir ara onu du. Kuşatmada yeni kurulmuş Nizam-ı
dirmiş olduğundan onun bu sadakatinin uzaklaştırmak isteyip Bosna'ya tayin et- Cedid askerine mensup bir kuwet Ak-
karşılığı olarak kendisine Rumeli beyler- tiyse de bölgeyi zapturapt altına alabi- ka'da bulunduğu gibi İstanbul'dan da
beyiliği payesi ve ardından Karahisar lecek tek adam olarak görüldüğünden donanma ile yeni askeri kuwetler gön-
mutasarrıflığı verildi; 177S'te Zahir el- bundan vazgeçildi. Gerçekten Cezzar Say- derilmişti. Birbiri ardınca yaptığı saldırı­

Ömer'in bertaraf edilmesinden sonra da da kıyılarında yoğun ticari faaliyeti en- lardan bir sonuç alamayan Bonapart,
vezirlik rütbesiyle Sayda valiliğine geti- gelleyen Şii Muteval (Mitvali) aşiretiyle yardım kuwetlerinin yetişmesinden bir

rildi. Böylece Cezzar'ın hayatında yeni Kuzey Filistin dağlarındaki asi kabilele- süre sonra 20 Mayıs'ta kuşatmayı kal-
bir dönem başlamış oldu. O artık bulun- ri sindirdi, Lübnan dağlarındaki Şihab dırıp geri çekilmeye mecbur oldu.

duğu mevkii sürekli olarak koruyup böl- emirleriyle mücadele etti, onların siyasi Fransızlar'ın bu başarısızlığı istanbul'-
gedeki asi aşiretler, nüfuzlu yerli bey- güç ve yetkilerini kırdı, Maruni- Dürzi çe- da büyük bir sevince yol açmış, Cezzar
ler, hatta valilerle mücadele ederek oto- kişmesinden de kendi lehine istifade et- ve adamlarına, savaşta yararlılığı görü-
ritesini kabul ettirmeye, bunu yaparken ti. Akka, Sayda ve Beyrut'ta ticari faali- leniere dağttılmak üzere çeşitli hediye-
de Osmanlı hükümet merkezini dikkat- yetleri kontrolü altına aldı, çok gelir ge- ler gönderilmişti. Fakat Osmanlı hükü-

517
CEZZAR AHMED PAŞA

metinde, dolayısıyla da lll. Selim'de Mı­ faaliyetlerini, askerlerinin özelliklerini. ı 1


CEZzAR AHMED PAŞA CAMİİ
sır'ın Cezzar tarafından ele geçirileceği dindarlığını, idaresi altındaki şehirlerin
endişesi hakimdi. Nitekim Mısır ' a sad- durumunu, adaletini konu alan risaleler Akka 'da
razam ve serasker Yusuf Ziya Paşa or- kaleme aldırarak (bk. TSMA, nr. E. 4029) XVIII. yüzyılsonuna ait cami.
L _j
du ile gönderilmiş, kendisine büyük yet- manevi nüfuzunu ve kutsl bir şahsiyet
kiler tanınacağını ümit eden Cezzar ise olduğunu yayıp bölgedeki otoritesini sü- Bugün İsrail sınırları içinde kalan eski
bu durumdan huzursuz olmuştu. Hatta rekli kılacak bir zemine oturtmaya ça- Osmanlı vilayeti Akka'nın Cezzar Ahmed
Yusuf Ziya Paşa merkeze gönderdiği bir lışmıştır. Paşa (ö. 1804) tarafından medrese, ha-
raporda Mısır işinin hallinden sonra "ha- BiBLiYOGRAFYA : mam, çeşme ve sebil gibi eserlerle imar
baset"inden bahsettiği Cezzar'ın işini bi- Cezzar Ahmed Paşa, Nizarnname-i Mısr (n ş r. edilişi sırasında 1196 ( 1781 -82) yılında
tireceğini yazmış (TSMA, nr. E. 3402 / 6-8). Sta nfo rd Shaw, Ottoman Egypt in the Eighte- yaptırılmıştır. 1897'de büyük bir onarım
Cezzar da Yusuf Paşa'dan şikayet eden enth Century : The Nizarnname- i M1sr). Oxford geçiren ve halen Akka 'daki en büyük ca-
arz*lar göndermişti (TSMA, nr. E. 3402 / 1962; TSMA, nr. E 1274, 1425, 3402 / 2·5, mi olan yapı. kale içinde Sukulebyaz'ın
3402 / 6·8, 3402 / 9·10, 3790, 4029, 5478, 8610, sonunda yer almaktadır. Medrese, kü-
9) Fakat bu siyası mücadele bir so·nuç
9767, 10326 ; BA. MD, nr. 207, vr. 4 b, 13b, 46 ' ;
vermedi. Yusuf Ziya Paşa'nın dönüşün­ tüphane. şadırvan ve türbe ile birlikte
nr. 209, s. 116 ; BA. HH, nr. 1695, 1775, 7425,
den sonra Cezzar'ın Yafa 'yı ele geçirip 7515, 7516, 7517, 7518, 7519, 7520, 7550, külliye düzeni gösterir.
( 1802) Na bl us emTriyle mücadeleye giriş­ 7573, 7574, 7580, 7799, 8137, 8185, 8246, ·Tek kubbeli ve merkezi planlı olan ca-
mesi alenT isyan olarak yorumlandıysa 9146, 9534, 10483, 11670, 11755 ; BA. Ali Emi- minin harimine beş sivri kemerli, altı sü-
ri-III. Selim, nr. 206, 210, 315, 1695, 11336; tunlu bir son cemaat yerinden geçilerek
da, Vehhabl tehlikesi yüzünden affedi-
Çeşmizade. Tarih ( n şr. Be kir K ütü koğ lu). istan-
lerek Hicaz seraskerliğiyle Şam valiliği ­ girilir. Son cemaat mahallinin üstünü
bul 1959, s. 83-84 ; Asım, Tarih, istanbul, ts.
ne getirildiği gibi Mısır işleri de kendisi- (Ceride -i Havadi s Matbaa s ı). 1, 90·91 ; Vasıf, kapatan beş kubbeden ortadaki büyük,
Tarih (i lgüre l), s. 44, 221·224, 248·249, 263, diğerleri küçüktür. Kare şeklindeki ana
ne bırakıldı. Artık Osmanlı hükümeti bu
sıralarda oldukça yaşianan Cezzar'ı bir
270-271, 341 ; Said Efendi, Tarih -i Vas{-ı Cez· mekan. içten yüksek sivri kemeriere otu-
zar Ahmed Paşa, iü Ktp. , TY, nr. 6206 ; Valney, ran büyük bir kubbe ile örtülüdür. Mun-
tehlike olarak görmemeye başlayıp bu
Tra ve ls throug h Syria and Egypt in the Yea rs tazam kesme taş örgülü dış cephelerde
bölgede ondan sonraki durumu ve takip 1783, 1784 and 1785, London 1787, ll, 53·59,
kubbenin oturduğu sivri kemerler bü-
edilecek siyaseti belirlemeye çalışacak­ 181·187, 267 ; NOri, Tarih, iü Ktp., TV, nr. 5996,
vr. 273 •·b, 287b ; Ceberti, 'A ca 'ibü ' l-aşar, ll, yük birer niş olarak belirtilmiş ve içleri-
tt. Böylece Cezzar. iyice yaşlandığı bu ta-
224, 274, 287·288; lll , 47·50; TannOn eş - Şid­ ne altta iki sıra, üstte bir fevkanT olmak
rihlerde istiklale kadar gidebilecek çok
yak. Al]barü 'l·a 'yan {i Ce beli Lübnan, Beyrut · üzere pencereler yerleştirilmiştir. Du-
geniş bir nüfuz sahasını idare fırsatını
1859, s. 360, 392·402, 417 vd.; E. Lackroy, Ah- varlar en üstte binayı dolaşan bir silme
yakalamış oluyordu. Fakat bu elverişli med le Boucher; la Syrie et l 'Egypte au IBe ile sınırlanmakta, . bunun üzerinde kü-
durum fazla sürmedi. Cezzar Ahmed Pa- siecle, Paris 1888 ; Cevdet. Tarih, VI , 18·28, 35,
çük payandalarla desteklenen ve pen-
şa bir süre sonra her bakımdan gelişti­ 37·47, 268·270; Haydar Ahmed Şihab. Ta ril]u
Af:ımed Başa e/-Cezzar (n ş r. Ah med Şiblil. Bey-
cereli bir kasnağa oturan kurşun kap-
rip kendisine merkez yaptığı Akka'da lamalı kubbe yükselmektedir. Caminin
rut 1955, tür. yer.; "Siretu Ahmed Cezziir Pa-
vefat etti (2 3 Nisan 1804) içinde görülen ve onarım sırasında bazı
şa" , Fundgruben des Orien ts (ed. Ha mmer).
Cezzar Ahmed Paşa, özellikle Batı kay- IV, Wien 1818, s. 289 ; H. Lammens, La Syrie, değişikliklere uğradığı anlaşılan süsle-
naklarında ve bir kısım Arap ve Osman- precis historique, Beyrouth 1921, ll, 110, 112· meler daha çok barok özelliktedir. Sağ
132; Fr. Charles- Raux, Les Echelles de Syrie
lı tarihlerinde son derece zalim, gaddar köşede son cemaat yerine bitişik olarak
et de Palesiine au XVIII' siecle, Paris 1928, s.
bir insan olarak gösterilir. Bu çok karı­ 105-106, 133; Enver Ziya Karai, Selim ll/'ün inşa edilen ince ve yüksek minare son
şık bir sosyal yapıya sahip coğrafyada Hatt-ı Hümayunlan: Nizam-ı Cedfd 1789-1807, derece zarif olup sade görünümlüdür;
kendisine karşı sürekli olarak düşman ­ Anka ra 1946, s. 153·154; Uzunçarşılı, Osman· külahı kurşun kaplamalı, şerefesi demir
lık besleyen aşiretler, nüfuz sahibi yerli h Tarihi, IV, 451 , 510, 605·607 ; a.mlf. , "B aŞ­ parmaklıklıdır.
vekalet Arşivi'nde Banapart'ın Akka Mu-
gruplar. ticarı menfaatleri zedelenen Av- Caminin içinde bulunduğu dikdörtgen
hasarasına Dair Bir Vekayiniime", Tarih Se-
rupalı devletler, hatta nüfuzunu kısıtla­ planlıavlu üç tarafından, kubbeleri Sur
mineri Dergisi, ll , istanbul 1938, s. 3 ·31; a.mlf..
maya çalışan Osmanlı hükümeti karşı­ "Bonapart'ın Cezziir Ahmed Paşa 'ya Mekj:u- ve Kayseriye ·den getirilen m ermer ve
sında uzun müddet hükmünü yürütme- bu ve Akka Muhasarasına Dair Bir Deylş", granit sütunlar üzerine oturtulan revak-
si, ilk kesimlere karşı oldukça sert ve TTK Beliete n, XXVlll / 111 ( 1964 ), s. 451 · 457 ;
A. Cahen. Palesiine in the Eighteenth Century,
acımasız idaresi, diğerlerine karşı ise
Patterns of Gavernment an d Administralion,
ustalıklı siyaseti sayesinde mümkün ola-
Jerusalem 1973 ; Şehabettin Tekindağ, "Yeni
bilmişti. Cezzar bu sert siyasetiyle asa- Kaynak ve Ye sikaların Işığı Altında Bana-
yişi temin ederken Akka. Sayda, Beyrut part'ın Akka Muhasarası", TO, XX ( 1965). s.

gibi önemli merkezlerin iktisadi bakım­ 1-20 ; a.mlf.. "XVIII. Yüzyılda Akdeniz'de Rus
Donanınası ve Cezzar Ahmed Bey 'in Beyrut
dan gelişmelerini sağlamış ; Akka'da bi-
Savunması", BTTD, 1/ 5 (1968). s. 37·45 ; a.mlf..
ri kendi adını taşıyan altı cami, iki çarşı "Cezziir'ın Mısır'daki Hayatı Hakkında Bir
ve birçok han. hamam, çeşme , yedi su Araştırma" , TO, XXVI ( 1972 ). s. 123-128; a.mlf..
değirmeni yaptırmış, surları esaslı şekil­ "Cezzar Ahmed Paşa", iA, lll , 156·158; G. Nas-
de onartmıştır. Ayrıca bir taraftan Mısır si. "1799 Akka Savunması ve Cez.ziir Ahmet Cezzar
Paşa", TT, XIV / 82 (1990). s. 24-28 ; Karnal S. Ahmed
ahvaline olan vukufunu her vesileyle Os-
Salibi. "al-Q.iazziir Pasha", Ef 2 ·Suppl. (İng .). s. Pa şa ca mii -
manlı hükümetine gösterirken (bk. 1'/i- Akka 1
268·269.
zamna me·i fl1ısr) diğer taraftan giriştiği ~ FERİDUN EME CEN isra il

518

You might also like