You are on page 1of 17

11

SOĞUK ESPRİLERDE SOĞUKLUK NOKTALARI VE DERECELERİ

Prof. Dr. Ünsal Özünlü1

Gülmece en önde gelen türlerinden olan fıkralar yüzyıllardan beri gülmecenin başlıca çeşitli
dallarında ele alınmış, gerek yapılarındaki nitelikler, gerek işlevlerindeki değişik özellikler incelenerek
insanlar arası iletişimdeki yeri belirtilmeye çalışılmıştır. Gülmece yalnız fkraları değil, iletişimin başlıca
ortamı olan dilde yer alan, gülmeye neden olan her türlü yapıyı da içermektedir. Bu yapılar kümesi içinde
insanları gülmekle gülmememek arasında bırakan 'soğuk espriler' adı verilen küçük metin parçacıkları da
bulunmaktadır. Yapıları fıkraların yapılarında bulunan birtakım ögeleri içeriyor gibi görünse bile, bu ögelerin
fıkra yapılarındaki ögelerden farklı olması gerekir, çünkü fıkraları okuyanlar ya da dinleyenler gülmelerine,
en azından gülümsemelerine karşın, 'soğuk espriler'in sonunda gülme olayı pek sık görülmemektedir. 'Soğuk
espriler'in iç yapılarındaki ögeler fıkraların iç yapılarında gülmeye neden olan yapılara benzemese bile bazı
bakımlardan bu ögelerin yerini tutmak üzere yer almış varsayılabilir. Bu yapıların gülme olayına ne derece
katkıda bulunabileceği irdelenmelidir.

Bu araştırmada, 'soğuk esprilerin' yapılarında bulunduğu varsayılan güldürme ögeleri fıkralarla diğer
gülmece ürünlerindeki güldürme noktaları ile karşılaştırılmakta, 'soğuk esprilerin' güldürme ögeleri
dilbilimsel bir sınıflandırmaya ayrılmaktadır. Bu çalışma, 'soğuk esprilerin' yapılarındaki soğukluk dereceleri
gibi, bu yapılarda bulunduğu öngörülen gülmece ögelerinin de güldürme derecelerinin saptanabileceği
varsayımıyla yapılmış, bu varsayım dil felsefesi, dilbilim yöntemleriyle kanıtlanmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: espri, soğuk espri, fıkra, gülmece, gülme, güldürme, güldürme yapıları.

Abstract: The small texts which are called short anecdotes in humour have been so far analyzed by
many disciplines and some inner structures within the anecdotes that caused the laughter have already been
found out. On the other hand, other short texts that are called witty remarks have not yet got their share of
analysis of this kind. In this study, the inner structures of these short texts, the witty remarks have been taken
from the angle of linguistics and a sort of 'similar' buch of structures that resemble the inner structures of the
anecdotes are tried to be found out.

Key Words: witty remarks, witty but cold remarks, anecdotes, humour, laugh, causing to laugh,
structures that cause to laugh.

İnsanoğlunun deri, kas, kemik gibi temel yapıları hayvanların temel yapılarına benzer olduğundan,
bilimsel görüşler insanlara bitkiler, hayvanlar ayrımı içinde hayvanlar bölümünde yer vermiştir. Ancak bilim
dünyası insanoğlunun bazı yönlerden hayvanlardan farklı olduğunu önemle vurgular: İnsanlar hayvanlar
dünyası içinde konuşan, gülen, ağlayan tek hayvan türüdür. Konuşma, gülme, ağlama yeteneklerini toplum
içinde sürdürdüğü iletişim eylemlerinde değişik türlerde sergileyen insanoğlu, duygularını, düşüncelerini,
sevincini, öfkesini, çeşitli gülmece türleriyle biribirlerine iletir. Gülmece türlerinin en yaygını, kuşkusuz,
fıkra türündeki küçük metin parçalarıdır. Hızlı yaşam akışı içinde, fıkraların yerine bazen ‘espri’lerle
yetinilir. Fransızca aslından Türkçe'ye alınmış, i nce anlamlı, düşündürücü, şakalı söz, nükte anlamında,
çoğu kişinin hoşlandığı bir tür olan ‘espri’, insanı güldürmese bile gülümseten bir gülmece türüdür.
Kendi kültürümüzde cumhuriyet öncesi yüzyıllarında bu tür gülmece araçlarına, Arapça'dan alınan
'nükte' adı vermişler. Gülmece kültürün her katmanından gelen deneyimlerin, bilgilerin,
düşüncelerin, görüşlerin ürünü olduğundan, nükteler (espriler) de gülmece ürünlerinin bir türü
1
Prof. Dr. Ünsal Özünlü Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Fen-Ed. Fak. İngiliz Dili-Edebiyatı Bölümü Bşk.
Lefkoşa KKTC e-mail: unsaloz@ciu.edu.tr
12
olarak kültürün her katmanından gelen etkilerle değişik yönler, çeşitli amaçlar kazanır. Kimi
espriler güldürme amacıyla var olurken, kimi espriler de düşündürmek amacıyla yapılır.
Kültürlerarası başkalıkları taşıyan bazı espriler ise ne düşündürücü, ne de güldürücü espriler olarak
görülürler. Onların yalnızca 'espri olsun' diye söylendikleri varsayılır. Boşluk doldurmak üzere
ortaya atılan sözcük kümeleri olarak görülürler. Bu tür gülmece araçlarının 'güldürme dereceleri',
'güldüren espriler'e göre daha düşüktür. 'Güldürme', 'gülme' dereceleri kültürden kültüre değiştiği
gibi, yere, zamana, kişiye göre de değişir. Gülme amacıyla söylenmeyen esprilere 'güldürmeyen
espri' denildiğinin bir varsayım olarak düşünülebileceği gibi, yapılarındaki çelişme bölümlerinin
çok zayıf olması nedeniyle güldürme yönlerinin çok sınırlı olduğunu saptamak daha gerçekçi bir
yoldur. 'Gülme', 'güldürme' dereceleri gibi kavramların pozitif bilim dallarındaki derecelendirmeler
gibi somut boyutlara taşınılabileceği düşünülemez. Daha iyimser bir yaklaşımla, belki de, 'güldüren
esprilerin' ne çeşit yapılarında, hangi bölümlerinde gülünme olasılığı bulunduğu, hangi yapılardaki
'güldürmeyen esprilerin' güldürmeme özelliği bulunabileceği araştırılabilir. Ancak, gülme, güldürme
dereceleri her kişiye, her çağa, her yöreye göre değiştiği için böyle bir girişim çok boyutlu bir
araştırma, çok yönlü bir çalışmayı gerektirir. Gene de ortaya çıkan sonuçlarda bilimsellikten daha
çok bir genellemenin varlığı göze çarpar, çünkü insanın kişisel her yönünden, her türlü ruhsal
durumundan, kişisel, ulusal, evrensel her türlü dünya görüşünden kaynaklanan gülme eylemindeki
dereceleri bulmaya çalışmak ortaya değişik sonuçlar çıkaracağından, elde edilecek sonuçlar dağın
fare doğurmasına benzeyecektir. Bunun yerine, esprilerin güldüren yapılarıyla birlikte güldürmeyen
yapılarını dilbilim açısından ele almak, olası büyük bir çalışmaya yön gösterebilir. Güldüren
yapıların ne olduğu ortaya çıkarılabilirse, güldürmeyen yapıların ne olabileceği de saptanabilir.
Gülme olaylarına neden olan yapıların kültürün her boyutundan etkilendiği göz önünde
bulundurulursa kültür etkileşiminin oluştuğu kültürler içinde bir espriye bir kültürün insanları
gülerken, diğer kültürün insanlarının neden gülmediği ortaya çıkabilir. Yapılacak etkili bir çalışma
gene de dilbilim alanını, çünkü her türlü kesimsel dil yapılarının olduğu gibi, her türlü kültür
etmenlerinin verdiği her tür düşünce insanlar arasında, toplumlar arasında bir iletişim aracı olan dil
ile yansıtıldığı için, yapılacak etkili bir çalışma dilbilimsel bir incelemeyi içermelidir, çünkü dil,
düşüncenin, bir başka deyişle, kültürün fiziksel giysisidir. Bu fiziksel giysinin yapısı 'güldürme
olgusunu' bizlere veren 'düşünce yapısını', 'gülme kültürü'nü de gösterebilir. Bu yazıda işte böyle bir
çalışma yapılmaktadır. Espriler konusunda bu araştırma, çoğunlukla internet sayfalarında bulunan
esprileri ele almakta, göreceli olarak az da olsa, basılmış kitaplardaki esprileri incelemektedir.

Dilin canlı olarak kullanıldığı internet ortamında 'espriler' adı altında değil de, ‘soğuk
espriler’ olarak oldukça ilginç betimlemeler, bölümler bulunmaktadır, çünkü her şeyden önce,
'soğuk espriler'in tanımları konusunda bireylerin kendi aralarında bir söz birliğine varamadıkları
görülür. Internet sayfalarında yeralan kimilerinin görüşlerine göre 'soğuk espriler' aşağıdaki
tanımlardaki gibidir: 2

*' Genelde adamın biri, diye başlayan esprilerdir; 'aayyyy, iğreeeenç' diye karşılık alınır; ama bu esprilerde
gerçekten güzel olanlar da vardır.'

* 'Yeterince komik olmayan esprilerdir bunlar; bazen sadece yapan kişinin aptallığı yüünden gülünür'.

* 'Uzun süre gündemde olmayan. 'difrize' konulmuş ve aradan uzun süre geçtikten sonra tekrar gündeme
gelen, yerine ve zamanına uymayan yakışıksız esprimsi madde...'

*'Yapıldığında yapan kişiye derin bir nefret beslemenize rağmen, dudağımıza küçük de olsa bir tebessüm
konduran, her bünyenin kaldıramayacağı, ishal olmaya sebebiyet veren olay....'

* 'Soğuk espriler, insanı üşüten esprilerdir.'

2
Bkz. Kaynakça’da verilen internet siteleri. Bütün tanımlar, espri örnekleri, bu kaynaklardan alınmıştır.
Güncellemeler nedeniyle bir bölüm sayfalarda değişiklikler olabilmektedir. Diğer kaynaklar ayeıca belirtililmiştir.
13
* 'Yapan kişinin dışında kimsenin keyif almadığı, yapıldığı ortamda soğuk rüzgarlar estiren espriler..'

İnsanların 'soğuk espriler' konusundaki değişik tepkileri bu tür esprilerin tanımlarını da


değiştirmektedir. Bireysel tanımlar değişik de olsa, her tanım 'soğuk' olarak nitelendirilen esprilerin
ayrı bir yönünü ele alabileceği için, genel bir 'soğuk espri' tanımını, bütün bu özellikleri içine alacak
biçimde düşünerek yapmak gerekecektir. Ama böyle bir 'espri' tanımında ise gülme olayının, bazı
kültürlerin düşündürdüğü olgularda, yeri yok, gibi görünmektedir.

Yukarıdaki betimlemeler ışığında tanımlanmaya çalışılırsa, 'soğuk espriler', uzun süre kullanıla
kullanıla herkesin bıktığı, bu nedenle de bazılarınca 'iğrenç' olarak nitelenen, yerine, zamanına göre
yapılmayan, yeterince komik olmayan, söylendiği zaman espriye değil de yapan kişinin aptallığına
gülünen, yakışıksız, espriye benzemesine karşılık espri olarak değerlendirilmeyen bir dil
kullanımıdır. Kuşkusuz böyle bir tanım da görece olmaktadır. Kültür canlı bir plazma gibi her an
değişiyorsa, gülmece ögeleri de bu değişmeden payını almakta, bu durumda 'soğuk esprilerin' de
tanımı kültüre, zamana, yere, duruma, kişiye, vb. Her türlü etmene, etkiye göre değişebilir. Yukarıda
ele alınan özellikler, düşünülmesi gereken birçok konudan yalnızca bazılarıdır.

Adnan Ersan (2007:5) ise, espriyi yalnızca güldürme yönünden ele alarak kitabında şöyle
der: "Mizahın bir başka türü de bu kitapta "espri"olarak adlandırdığımız türdür. Daha çok Batı ülkelerinde
marjinal kesimin ürettiği bu espriler, ülkemizde kendine özgü renkler kazanıyor. ... ... ... ... Esprinin
haini, küçük düşürücüsü, hor görücüsü, hakaret edicisi, edepsizi, intikamcısı olduğu gibi ruhu okşayan, sevgi
yaratan, hoşgörüyü geliştirenleri de vardır. Denilebilir ki sosyal yaşamın, insan ilişkilerinin kaçınılmaz bir
sonucudur espri.' (Ersan:2005:5) Ersan’ın dediği gibi ‘sosyal yaşamın sonucu’nda beliriveren bir
gülümseme, ya da kahkahanın kaynağı olan esprilerin soğuk olabileceği düşünülemez bile.. Ancak belki de
gülümsemeleri kısıtlayabilen birtakım özellikler olabilir. Bu nedenle esprilerin içecek türleri gibi ‘soğuk’,
‘sıcak’ olmak üzere türlere ayrılması bilimsel düşüncelerle birlikte elde edilen veriler doğrultusuna uygun bir
yöntem olarak görülmemektedir.

Internetteki tartışmalarda, 'espriler'deki amacın insanları güldürme olmasına karşın, bazı


esprilerde güldürme yönlerinin zayıf olduğu, yeterince komik olmadıkları, uzun süre kullanılmaya
kullanılmaya bayatladıkları, ya da çok kullanıldıkları için güldürme özellikleri kalmadığı, espriyi
yapan kişinin dışında da bunlardan kimsenin keyif almadığı anlaşılmaktadır. Gülme, güldürme
eylemleri kişilere göre göreceli olmasına karşın, Adnan Ersan’ın 'Güldüren Esprileri'nde gülme,
güldürme dereceleri düşük olan espri türleri de bulunmaktadır. Bir başka deyişle, kitaptaki 'güldüren
espriler'in içine insanları güldürmeyebilen bazı 'soğuk espriler'in de karışmış olması düşünülebilir.
Güldürme dereceleri göreceli olduğundan, gülme, güldürme eylemlerini pozitif bilim alanlarında
olduğu gibi bir derecelendirme işlemine girişmek çoğu kez pek geçerli bir sonuç vermekten uzak
kalacaktır.

Kültürlerarası etkileşim de toplumlardaki yönelimleri, değer yargılarını, genel tanımları,


değer birimlerini değiştirmektedir. Bu duruma göre, insanların nelere gülebildiği, nelere gülemediği,
çağlar boyunca olduğu gibi kalmaksızın her çağa, her yere, her topluma, her topluluğa, her dine, her
millete, her bireye göre değişmeler göstermiştir. (Kasnak, 1987:10) Bununla birlikte güldüren
esprilerin güldürme noktaları, bireyler ile onların oluşturduğu toplumların yargı değerlerinde
bulunan ortak noktalardır. Bu ortak noktalara değinmeyen 'espriler' de 'soğuk espriler' olarak
kalırlar, onlara gülünmez. Bir zamanlar Amerikan Esprileri adı altındaki esprilere toplumumuzda
kimseler gülmezdi, çünkü bu espriler hepimizin değer yargılarımızdaki ortak noktaları okşamayan
esprilerdi.

Bugün internet ortamında olduğu gibi günlük yaşamın çeşitli olaylarında, espri en çok lise
düzeyindeki gençler ile üniversite öğrencileri tarafından sevilmektedir. Amerikan kültüründe
kızların espri yapan erkeklere daha çok sevdalandığını öğrenen ülkemiz delikanlıları durmadan
espri yapmaya başlamış, bizim internet sitelerini de sıra sıra espri dizileri kaplamıştı. İyiden iyiye
14
aşırıya kaçan bu durum yerli yersiz espri yapanların yerli yersiz esprilerinin her yerde boy
göstermesine neden olmuştu. Bu durum çoğu sitede hala da geçerliğini korumaktadır. (Bkz.
Kaynakça: Internet Siteleri) Pek çok esprinin artık bayatladığından, sıkıcı, tekdüze durumlara
düştüğünden yakınan bir genç, çoğu kimsenin sanki doğuştan espri uzmanı gibi yarıştığı internet
sitelerinin birisinde, 'soğuk espri' yapan erkeklere artık yüz vermemelerini genç kızlardan rica
ediyordu.

Aslında güldürme amacıyla yapılan espriler olan 'soğuk espriler'e 'soğuk' ' denmesinin
nedeni, yukarıdaki betimlemelerde görülmüş olduğu gibi, ya söylene söylene bilgi verme işlevleri
yitip gittiği için insanların bunlara kanıksadığı, ya da olaylardaki çelişki noktalarını iyice
kavrayamadıkları için güldürme derecelerinin düşük olmalarıdır. Her ne kadar soğuk olsalar bile bu
çeşit espriler insanlara buruk da olsa birkaç neşeli an yaşatabilmektedir. Bu nedenle bu tür esprilerin
nereye kadar, hangi nedenle güldürdükleri incelenebilir. Güldüren esprilerin de ögeleri incelenerek
insanları hangi nedenlerle güldürdüğü ortaya çıkarılabilir. Böyle bir çalışmada matematiksel kesin
bir sonuçtan daha çok bireylerin gülme sınırlarındaki ortak odak noktalarını ele almak en doğal, en
doğru bir sosyal bilim yöntemi sayılmalıdır. Esprilerin de çeşitleri olabileceği görülüyor. Ölü
eğretilemelerin, söylene söylene bayatlamış, kanıksanmış, ölmüş sayıldığı gibi, çok söylenen
esprilerin de, ölü olmasa bile, kuru, bayat espri sayılabileceği, bunlardan da insanların
hoşlanmadığı görülüyor. Ülkemizde espri adı altında söylenenlerin çoğunun gülümsetme yetisi
olduğu gerçeği bize insanımızın yaşamındaki çeşitli çelişkinin ayırdında olduğunu, ayrıca, kendisini
artık güldürmeyen esprilere neden 'soğuk espri', 'bayat espri' adını verdiğini de açıklayabilmektedir.

Esprilere oranla daha fazla metin ögelerini içerdiği için fıkralar esprilerden uzun, esprilere
göre daha kapsamlı, daha ayrıntılı metin türlerindendir. Klasik çağlardan günümüze kadar fıkralar
üzerinde birçok tartışmalar yapılmıştır. Günümüz dilbilim kuramcıları da gülmece konuları üzerinde
birçok incelemeler yapmış, fıkralara ilişkin kuramlar da ortaya çıkarmışlardır. Gülmece ögelerini
The Language of Humour başlıklı kitabında dilbilim yapılarını ele alarak inceleyen Walter Nash
fıkralarda üretim yöntemi, kaynak, kültür ögelerini içeren bir gücün varlığıgibi, kurgunun, bir
üçüncü olarak da çelişme noktasının çok önemli olduğunu belirtir (Nash:1985:9-10). Bu savını
kitabın birçok yerinde ele aldığı örneklerle açıklar. belirtir.

Fıkraların metinsel yapıları üzerindeki düşüncelerini bir kuram biçiminde açıklayan bir
bilimadamı da Victor Raskin'dir. Gülmecenin dilbilimsel olduğu gibi dilbilimsel olarak incelediği
Semantic Mechanisms of Humor kitabıyla, fıkraları basit fıkralar, bileşik fıkralar olarak yapı
bakımından ikiye ayıran Raskin, fıkraların anlambilim yapılarının çok önemli olduğunu söyleyerek,
basit fıkraların yapısında iki ayrı metin olduğunu varsayar; böylece iki metin çelişmesinden ortaya
çıkan çelişkinin insanları güldürdüğünü savlar. Bileşik metinlerde ise, Raskin'e göre ikiden daha
fazla metin bulunmakta, bu metinlerin çelişki noktalarına da gülünmektedir. (Raskin: 1987:134) Bu
görüşler doğrultusunda yaklaşılınca, hemen her fıkrada iki çelişkili metin oluştuğu görülür. Bu
çelişki gülmeye neden olabilen önemli ögedir. Aşağıda verilen örnekle bu nitelik açıklanmaya
çalışılırsa:

*Çocuk, simitçiye sorar:


-Simitin ortasındaki delik parayla mı, amca?
Simitçi yanıtlar:
-Hayır, parasız yavrum.
Çocuk sevinçle el çırpar:
-Öyleyse bana bir delik ver amca; çevresinde de bir simit olsun.
Yukarıdaki örnekte, gerçek metinde simit ile ortasındaki delik ele alınmakta, simit parayla, delik de
parasız verilmektedir. Para karşılığında simitin satılmasıyla, ortadaki deliğin parasız verilmeden
simitle birlikte gideceği doğaldır. Çocuğun kendi düşüncesine göre kurmaya çalıştığı dünyada ikinci
metinde delik parasız verildiğinden, deliği alırsa çevresindeki simit de ona gelecektir. Bu mantığa
15
göre kurulan simitçi-gerçek dünya–simit-delik gibi ögeleri içeren ilk metin ile, çocuk-kurmaca
dünya-delik-simit gibi ögeleri içeren, çocuğun kurmaya çalıştığı dünya, simit-delik ile delik-simit
gibi ögelerin oluşturduğu ayrımda çelişmektedir. Birçok kişi çocuğun bu çelişkiyi bilmeyerek
yarattığını varsayar; çocuğun böyle safça bir öneride bulunduğunu düşünerek güler. Bazı kimseler
ise, çocuğun bu tür bir öneride bulunmasını onun kurnaz, düzenbaz olarak gösterdiğini düşünerek
gülmez. Fıkra metin yapısı yönünden ele alındığında, çelişmekte olan iki metin görülebilmektedir.

Yukarıdaki fıkra, espri yapısına uygun olarak da verilebilir:

*-Simitin ortasındaki delik parayla mı, amca?


-Hayır, parasız yavrum.
-Öyleyse bana bir delik ver amca; çevresinde de simit olsun.

Fıkraların pek çoğunda yukarıdaki örnekte olduğu gibi, fıkra-espri arasındaki yakın ilişkinin
var olduğu görülecektir. Örnekten anlaşıldığı gibi, fıkralarda dinleyenleri/okuyanları fıkra
dinlemeye yönlendiren, olayın ayrıntılarını açıklayan metin ögeleri bulunmaktadır. Espriler
(nükteler) ise yalnızca çelişkiyi önce hazırlayan, daha sonra da onu oluşturan ögeleri içermektedir.

Espriler belki de, 'fıkraların özetlerine benzerler', denilebilir. Başlangıçla birlikte bitiş
tümceleri arasındaki bağdaşma, ya da çelişme, gülmeye neden olabilir. Gülme eyleminin varlığının
birçok etmene göre değiştiği gözönüne alındığında, esprilerin güldürme-güldürmeme özelliklerini
etiket ararmış gibi bir devinimle aramak gereksizdir.

İletişim, karşılıklı en az iki kişinin birbirlerine yeterli bilgi vermelerini içeren söz
eylemleriyle yapılır. Bilgi vermeyen, yetersiz bilgi veren gülmece türleri kurgu, yapı, anlam gibi
önemli özelliklerden birinin ya da birkaçının noksan olmasından dolayı yetersiz görülürler. Böyle
eksiklikleri olan gülmece türlerinin gülünme olasılığı çok az olmaktadır, çünkü yapılarında metin
özelliklerinden biri, birkaçı olmadığı gibi, çelişme noktaları da belirgin değildir. Bazı gülmece
türlerinin de klasik estetik kurgu yapıları olan giriş-gelişme-düğüm-sonuç lişkisi içerisinde, giriş-
geişme ögelerinin bulunmasına karşın düğümle birlikte sonuç bölümlerinin bulunmadığı görülür.
Böyle metinler tam bir metin oluşturamadıkları için gülmeceye neden olacak çelişki niteliğini
gösteren bir metin ögesi yoktur. Çelişkisi olmayan, sonucu bulunmayan metinlere
gülünmemektedir.

Gülmece türlerinin güldürme özelliği dilin işlevleri çerçevesinde de tartışılabilir. Konuşanın


ya da yazarın amaçları doğrultusunda işlevler kazanan dil kullanımı eğer güldürme gibi bir amaçla
ortaya konuyorsa, o dil kullanımına gülünür; amaç güldürme değilse, o dil kullanımını taşıyan
işlevler sonucunda ortaya konan gülmece türlerine gülünmez. 3 Bu doğrultuda, gülmece türlerinin dil
kullanımlarıyla ilgili amaç – kullanım – işlev arasındaki yakın ilişkileri ortaya çıkmaktadır. Bazı
kültürlerdeki insanların gülmeceyi her zaman güldürebilen tür olarak görmeme eğilimlerini böyle
bir yaklaşım açıklamaya çalışır. Amerikan çağdaş düşünürlerinden Shibles'a göre, insanlar
düşünceli, ciddi olduklarında gülmezler. Bazen de gülünmeyecek yerde gülerler, çünkü sinirlidirler.
Gülmek için bir neden olsa bile buunları gözardı ederler. Shibles bir başka örneği 'ciddi gülmece'
adını verdiği örnekle açıklar. İnsanların tartışılması bazı yerlerde, topluluklarda, değişik dinlerde
tartışılması yasak olan konuları açtıkları zaman görülebilen sinirli gülme işlemlerini gülmece
saymaz, çünkü gülmecede ince bir zekanın, varlığı, dil kurgusu, söz sanatları bakımından uğraşılmış
bir yaratıcılığın bulunması gerekir. Gülmece sıkıntılı anlardaki söz kısıtlılığını, olması gereken
olağan davranışların yerine başgösteren bozuklukları örtmek için yaratılan bir başvuru aracıdır.
(Shibles:2008:87-91) Shibles, tartışmalarında, gülmecenin amacının insanı her zaman güldürmek
olmadığının altını çizer. Gülmecenin konularıyla ilgili, ama güldürmeyen türleri ele alan Wikpedia,
(Anti-humor) başlıklı maddesinin (saçma espriler) altbaşlığında ilginç örnekler bulunmaktadır.
3
Gülmecedeki dil işlevleri konusu için bknz. Ünsal Özünlü, (1999:49-52). Gülmecenin Dilleri.
16
Saçma esprilere belirsizlik, saçmalık içerdikleri için gülündüğünü yazar.(Wikipedia.2010)
Ansiklopedinin verdiği örnekler bizim kültürde gülünmeyen espri türleridir. Bu tür esprilerin
bazıları aşağıdadır:
*-Bir ördeğin arasındaki fark nedir? -Bacaklarından bir tıpkı diğerine benzer.
*-Bir telefon direği ile motosiklet arasında ne fark vardır? -24, çünkü dondurmanın kemikleri
yoktur.
Görüldüğü gibi, bu tür örneklerde ögelerden ya bir tanesi eksiktir, ya da yanıtın soru ile hiçbir ilgisi
bulunmaz. Bu örneklere gülenler, bu espriler yalnızca saçma oldukları için gülerler, anlamlarına
değil.

Diller arasındaki farklar ile kültürler, milletler, iklimler arası başkalıklar, gülme, güldürme
ile yakından ilgilidir. (Bknz. Özünlü. (1999:35-44) İnsanlar arası ilişkilerde oluşan sayısız fark, çok
sayıdaki toplumun çok sayıdaki insanları arasında elbette kendini gösterecektir. Bu nedenle,
genelleme yaparak, bir espriye 'bu espriye gülünür, şu espriye gülünmez' biçiminde bir etiket
koymanın bugünün gülmece tartışmalarında yeri yoktur. Ancak belli bir grubun, kesimin, toplumun,
yada benzer görüşleri olan bir öbeğin anlaştığı ortak noktaları okşayan esprilerde gülme olayı
görülebilir, biçiminde bir savlama yapılabilir.

Aşağıdaki inceleme, internet'te 'soğuk espriler' adı altında toplanan esprileri önce yapısal,
daha sonra da çeşitli dilbilimsel nitelikleri ele alarak incelemeye çalışıyor. Bu inceleme esprileri
önce yapı, kurgu bakımından ele almakta, sonra da dilbilim yönünden incelemektedir:

1- Yapı (Structure) – Kurgu (Construction)

Bazı esprilerin yapılarında önce bir giriş, ya da başlangıç tümcesi görülmekte, daha sonra da
bu tümceyi başka bir tümce izlemekte, ya da yarım kalan ilk tümceyi tamamlamaktadır: Konuşan
ile dinleyen arasındaki bir iletişim devresinde, konuşmacının, kendisini dinleyeni vereceği mesajın
bağlamına yönlendirmesi için asıl mesaj tümcesinden önce konuyla ilişkili bir soru tümcesi kullanır;
soruya aldığı yanıttan sonra da asıl mesajını espri olarak verir. Soru-yanıt yöntemiyle yapılan
‘soğuk espriler’ kapsamındaki bu tür espriler çok sayıdadır. Bu incelemede soru-yanıt biçimindeki
esprilere yer verilmiştir:

*- Muhtarın görevleri nelerdir? Çoktur.


*- Erkek ata ne denir? -Bayat.
*- Biz mutfağa niçin gideriz? -Mutfak bize gelemediği için.
*- Fil ile pirenin arasındaki fark nedir? -Filin piresi olur; pirenin fili olmaz.
*- Yarım piliç neye benzer? -Diğer yarısına.
*- Kral tahta çıkınca ne yapmış? -Oturmuş. (ya da: -Tahtayı çakmış.)
*- Dünyanın en ünlü tablosu nerede asılıdır? -Duvarda.
*- Hiç solmayan çiçek hangisidir? -Yapma çiçek.
*- Karadenize kırmızı bir taş atarsanız ne olur? -Batar.
*- Nezaket insana ne kaybettirir? -Otobüsteki yerini.
*- Ayda 10 milyar kazanmak ister misin? -Evet. O zaman aya git.
*- Yangın dolabını açmışlar, ne olmuş? -Yang çok kızmış.
*- Yeni bir araba aldım. Güzelim, seni gezmeye götüreyim mi? -Aaa, neden araba aldın; kendine
alsaydın ya?
Yukarıdaki örneklerde soru-yanıt türü biçimndeki espriler dilin çeşitli alanlarındaki özellikleri
kullanılarak oluşturulmasına karşın, soru – yanıt türünden espriler olarak, aynı tip yapıyı içerirler.

Aşağıdaki örneklerde önce bir başlangıç tümcesi bulunur. Bu tümce(ler) Walter Nash'in sözünü
ettiği ortamı hazırlama dinleyeni yönlendirme görevini yüklenir. Daha sonra ise çelişmeyi taşıyan
nükte bölümü gelir. Aşağıdaki örneklerde, espriler konuşanın ortamı hazırlayan başlangıç
17
tümcelerinden sonra nüktelerin birer öneri biçiminde verilmesiyle oluşturulmuştur:

*- Evli bir erkekseniz, karınızdan şikayetçiyseniz, ‘-Karım evlenmeden önce çok güzeldi. Şimdi
güzel olması için biraz zaman alıyor.’ deyin.
*-İş aradığını söyleyen birine, ‘-İş aramaya utanmıyor musun? Gidip dilensene..!’ deyiniz.
*-Balık tutarken ‘-Balıklara acımıyor musunuz?’ diye soran çevrecilere, ‘-Sanki onlar oltanın
ucuna taktığım solucanlara acıyorlar mı?’ yanıtını veriniz.
*-Her şeyi çift gördüğünü söyleyen bir sarhoşa, ‘-Sen de tek gözünü kapat.’ deyiniz.
*-Lokantada ‘imam bayıldı’ istemek için garsona kibarca: ‘-Bana bir posiyon imam fenalık geçirdi
getirir misiniz?’ deyiniz.

Başlangıç tümcesi, ya da sözcük öbeğinden sonra gelen tümce, esprinin gereği, öneri, ders verme,
öğüt verme, yol gösterme gibi amaçlar taşıyabilir. Bu tür espriler espri olarak nitelense bile, en
azından iki kişi arasında süren bir iletişimi içermedileri için espriden daha çok graffiti özelliklerini
taşırlar, duvar yazıları örnekleri arasına girerler. Bu inceleme, iki kişi arasındaki – simgesel bile olsa
– karşılıklı konuşmayı içeren bir iletişim devresindeki esprileri inceleyeceğinden, yukarda örnekleri
verilen espri türlerini ele almamaktadır.

2- Sesbilgisi (Phonetics)

Her biri çekirdek bir iletişimi ele alan aşağıdaki örneklerde, başlangıçtaki tümce soru
amaçlıdır; sonraki söz, ya da tümce ise yanıt amacıyla verilmiştir. Yanıtta, soru tümcesinin
sonundaki sözcük ile uyaklı bir sözcük olabilir:

* -Can'ın sana selamı var. ' '-Hangi Can'ın? -Patlıcanın.


* -Ali'nin sana selamı var. -Hangi Ali'nin? -Şehirlearası otobüs terminalinin.
* -Seni Ersin sordu. -Hangi Ersin? -Pardon, affedersin.’
* -Sizin araba ne malı? -Alman malı. -Bizimki de klimalı.

Şarkı adlarının, ya da ilk satırlarının anımsatılmasıyla espriler yapılabilir. Bunlar da


yukarıdaki örneklerde olduğu gibi uyaklıdır. Örneklerdeki gibi bir espri kullanımı, dil estetiğinin
uyak, ölçü, ritim gibi özelliklerinin yanı sıra, dilbilimin sesbilgisi, ayrıca deyişbilim konularından
ele alınabilir: Yukarıdaki örneklerde görülebileceği gibi, estetik yönünden hoş olsa bile, yanıtlarda
üretilen metin konuları sorulardaki metin konularıyla tam bir karşıtlık göstermediğinden, böyle
esprilerin güldürme olasılığı az olmaktadır. Bu olgu, aşağıdaki örnekler için de geçerlidir:

* '-Sana dayının selamı var.' -'Hangi dayımın?’–'Görünmez akşamın ufkundayım’.


* ‘-Dün akşam beni dayım aradı.’ ‘-Hangi dayın?’ ‘-'Uzun ince bir yoldayım.’
* '-Muazzez Abacı sahnede kıprdayamıyormuş.' -'Neden?' -'Çünkü 'Hatıralar Sarmış Dört Yanını'.

Benzer sesleri olan, ama değişik tonlama ile değişik vurgu nedeniyle ayrı anlamlar oluşturan
sözcükleri söz oyunları olarak birbirinin yerine kullanmak. (Bknz. Ross:2005:22) Benzer sesleri
olan sözcüklerle yapılan espriler oldukça yaygındır:

*-'File çorap aldım'. –'File neden aldın? Kendine alsaydın ya?'

Yukarıdaki örneklerde kimi esprilerin herkesin yanıt olarak anımsayabileceği, ama bu yanıtın
yöneltilen sorunun doğru yanıtı olarak düşünemeyeceği basit bir yanıt, kimi tersten bir yönlenme
eylemi, kimi de iki konunun karşılaştırılması için umulmayan bir ölçüt ortaya atılarak o ölçüte göre
yapılan değerlendirme işlemidir. Bazen bir sözcüğün değişik okunuşuyla ayrı bir anlam kazanma
özelliğiyle rahatlıkla 'soğuk' espriler yapılabilmektedir. Yukarıda yalnızca tek örneği verilen bu
esprilerin sayıları oldukça çoktur. İleride görüleceği gibi, anadildeki bir ya da birkaç sözcüğün
18
seslerinin yabancı bir dildeki sesler gibi ele alınmasından yararlanan bir kaynak da söz oyunları
biçiminde ortaya çıkabilir.

3- Sesbilgisi – Biçimbilgisi (Morphology) – Sözcükbilgisi (Lexicology)

Espriler sesbilgisi ile sözcükbilgisi alanındaki bazı özellikleri de taşıyabilir. A şağidaki örneklerde,
sözcüklerde hem yanlış tonlama, hem de yanlış vurgu kullanmanın sonunda ortaya çıkan çelişkileri
konu alan, biçimbilim alanında özellikleri olan espri türleri bulunmaktadır:

*'-Birinci Viyana Kuşatması neden bitmiş? -Etrafta atacak kuş kalmadığı için..
*'-Erkek ata ne denir? -Bayat.
*'-Düşünce suç olmasın.! -'Kalkınca mı olsun?'

4- Biçimbilgisi (Morphology)

Aşağıdaki örnekte ise, Türkçe’de bir yemek adı olan bileşik bir ad, İngilizce’nin hem
sözcükbilgisi dizgesi gibi, hem de başka bir sözcüğün yapısal özelliğiyle anlam alanında
kullanılmak istenmiştir.

*-Temel İdris’e sormuş:


-'Ula İdrus, erkek erkeğe yenen yemek nedur?' –'Ula, ne pileceğum ki?' –'Ula, ne pilemeysun ki,
menemen denur daaa...'

Burada Ingilizce ‘man’ (erkek) sözcüğü Türkçe yemek adı ile bağdaştırılarak, bir yemek adı olan
menemen sözcüğünün biçimbilgisel yapısı, aynı kurallar içinde ‘erkek erkeğe gibi açıklanmıştır.
Metinler arasında bir çelişki olmasına karşın, buna benzer esprilerin ancak İngilizce bilenler
arasında güldürme olasılığı bulunmaktadır

Sözcüklerin kendi türlerinin dışındaki türler olarak kullanılmasından da espriler


türetilebilmektedir. Bu tür esprilerin güldürme olasılıkları zayıftır. Aşağıdaki esprilerde bu özellikler
görülür.

* -'O paketi aldın mı?' –'Evet, aldım. Çok makbule geçti; şimdi de Ayşeler geçiyor.'
*- 'Akrep burçlular kaça ayrılır?' –'İkiye. Kara akrep, ak akrep.'
*- 'Ders çalışırken kaç saat dinlenirsin?' -'15, ya da 20 dakika..' –'Yahu seni kim dinler ki?'

Sözcük ekleriyle oynayarak üretilen esprilerin bazıları da aşağıdadır. Çelişkiyi tam


gösterdikleri için bu yöntemle yapılan esprilerin güldürme özelliği vardır:

* '-Tem yoluna muz düşerse ne olur?' –'Temmuz olur.'


* -'Tomi’nin annesi kimdir?' –'Anatomi.'
* -'Uçan köpeğe ne denir?' –'Havuç.'
* -'Fransızların nesi eksiktir?' -'Franları.'

5—İkidillilik (Bilingualism) – Sözcükbilgisi (Lexicology) – Sapmalar (Deviations)


Yabancı dillerdeki sesbilgisi ile biçimbilgisi özelliklerini içeren sapmaların kullanılması ilginç
espriler oluşturur. Aşağıda espride İngilizce’nin sesbilgisiyle biçimbilgisi Türkçe’nin sözcükleriyle
bağdaştırılmak istenmiştir. Böyle bir dil kullanımı hem yaratıcılığı, hem de dilde yapılan sapmaları
göstermesine karşın, güldürme olasılığı azdır; çünkü ne İngilizce’de, ne de Türkçe’de tam bir
metinler çelişkisi yaratmazlar.

*- John Wayne’in ebesi kimdir? –Ebeveyn!


19

6- Biçimbilgisi (Morphology) – Sözdizim (Syntax) – Sloganlar (Slogans) - Sapmalar


(Deviations)
Bazen herhangi bir ürünün slogan biçiminde kullanılan yorumları da yanlış bağlamlardaki
birliktelikler olarak dilin yanlış kesimlerinde kullanılır. Bağlamları, yorumları herkes tarafından
bilinen esprilerin güldürme şansı yok denecek kadar azdır.

*-'Anneler mutfakta hiç birşey düşünmesinler.' –'Neden?' –'Çünkü Tefal herşeyi düşünür.'
Yukarıdaki örnekte bir firmanın sloganı anımsanıyor.

*-'Solgun görünüyorsun. Neyin var?' –'Başımda ağrı, gözümde Silifke...'


*-'Üç kişi sırayla uçaktan atlamış. Sonra ne olmuş?' –'Üçü de ölmüş. Sıra da parçalanmış.'
*-'Adam sudan çıkmış. Islakmış. Saatlerce beklemiş. Kurumamış. Neden?' -'Çünkü o gün adamın
yaş günüymüş.'
Yukarıdaki son üç örnekte ses benzerliğinden, ayrıca sözcükleri başka sözcük türleri alanına
kaydırmaktan kaynaklanan biçimbilgisel sapmalardan oluşan espriler görülmektedir.

Biçimbilgisi alanında sözcüksel sapmalar olarak aşağıdaki örnek de ele alınabilir. Tam bir
çelişki yaratan böyle esprilere gülünebilir:

*-'Küçük su birikintisine ne denir?' –'Sucuk.'

Betimlemelerin yanlış yerlerde kullanılmasından üretilen espriler de vardır:

*-İki acı biber evlenirse ne olur? -Acıların çocuğu olur.

Bazen de kalıplaşmış bazı sözler sorunun yanıtı içinde kullanılır, ancak bu kalıplaşmış
sözlerle yapılan yanıtlar sorunun beklenen yanıtı değildir:

*- Fransız İhtilali neye karşı yapılmıştır? Sabaha karşı.


*- 4.Murat neden intihar etmiş? -İlk üçe giremediği için.

Bazı espriler bir sözcüğün uygun görülen hecelere bölünerek her hecenin anadildeki
karşılığına uygun bir mantıkla anlam kurarak yapılabilmektedir:

*- Hangi çiçek hem kafaya takılabilir, hem de içinde çamaşır yıkanabilir? Fesleğen.
Yukarıdaki sorunun yanıtında, bölünmemesi gereken fesleğen sözcüğü fes, leğen sözcüklerine
bölünerek, bu iki sözcüğün anlamlarını içeren bir yanıt verilmiştir. Yanıt kuşkusuz yanlıştır; espri
çelişkiyi yaratan bu yanlışlık üzerine kurulmuştur.

Bazı esprilerin soru bölümlerinde bir sözcüğün sorudaki anlamıyla yanıttaki anlamı arasında
bir çelişki yaratılır. Esprinin çelişme noktası, soruda (ad), yanıtta (nesne) olarak iki anlam
arasındadır. Bu tür bir espri belli bir bağlam içinde kullanılırsa gülünme şansı olur; bağlam içinde
değilse böyle esprilere pek gülünmemektedir; çünkü oranı pek yüksek değildir.

*-'Ağzımdan ateş çıkarayım mı?' -'Çıkar.' -'Ateeeşşş!!!'


110
7- Biçimbilgisi (Morphology) – Anlambilim (Semantics) – Terimsöz (Terms)– Kalıpsöz
(Expressions)
Bazı esprilerdeki gülme noktaları soruya verilebilecek en basit olmakla birlikte herkesin
bildiği yanıtlarda saklıdır. Bunların bir soru olarak sorulması beklenmediği için, ayrıca yanıttaki
düzanlamı herkes bildiği için şaşırılır. Metinler arasındaki çelişki keskin değildir. Yapılan espri çok
bilinen terimler arasındaysa, bunların da güldürme olasılığı azdır.

*-'İnsanları neden kafalarına su dökerek uyandırırlar?' -'Çünkü suyun kaldırma kuvveti vardır.'

8- İki Dilden etkileşim (Bilingual Interaction) – Sapmalar (Deviations)


Yabancı dillerin etkisinin çokça görüldüğü ortamlarda, yabancı dilden alınan bazı ses,
biçimbirim, anlam özelliklerinin anadildeki benzerlikleriyle bağdaştırılarak yapılan espriler oldukça
çok yer kaplar. Aşağıdaki ilk örnekte, sesbilim alanında, anadile göre yapılan bir vurgunun İtalyanca
bir özel adın, anadildeki vurgu biçimi gibi algılanarak, hem sesbilim, hem de biçimbirim sapma
özellikleriyle yapılan bir espri görülmektedir:

*-'Ben kamyonu sürdüm.' –'Leonardo da Vinci!...'

Benzer bir örnek de:

*'-Ne diyon?' –'Celin Dion.' (Bir marka)

Yukarıdaki örnekte Dion markasının okunuşu, Türkçe bir aksanda (diyorum) sözcüğünün (diyom,
diyon) biçiminde söylenmesiyle benzeştirilmek istenmiştir. Aynı biçimde, Türkçe (boş) sözcüğüyle
Almancabir beyazeşya markası olan (Bosch) sözcüğü çağrıştırılmak isteniyor:

*-'Bugün ne yapıyorsunuz?' –'Bugün dersimiz boş.' (Bosch. –Bir buzdolabı markası). -'Yarın
Arçelik.'
*-'Hangi pansiyonda kalıyorsunuz?' –'Süspansiyonda!'
Yukarıdaki örnekte, Türkçe (Süs Pansiyon) ile yabancı dillerden alınan bir motor terimi olan
(süspansiyon) bağdaştırılmak isteniyor. Çelişki burada kaynaklanıyor. Kullanılan yabancı dilin iyi
bilinmesi esprinin güldürme şansını yükseltir.

Yabancı bir dilden etkileşim, sözcüklerin yazımsal (graphology) alanında da ortaya çıkar; bu
konu da espri konusu olabilir:

*-'Hep bilen ördeklere ne denir?' -'Blendax.'

Yukarıdaki son örnekte Blendax markasının sözde Türkçe açıklaması, İngilizce (blen-) eki, Türkçe
(bilen) sözcüğüyle bağdaştırılmış, (ördek) sözcüğünün İngilizce karşılığı olan duck sözcüğü
İngilizce’nin çoğul eki (-s) ile birleştirilerek espri, (bilen ducks)* (bilen ördekler) biçiminde
yapılmıştır. Olası bir gülme eylemi de biçimbirimsel olduğu gibi bu tür anlamsal yanlışlardan da
kaynaklanmaktadır. Yabancı dilin Benzer espriler aşağıdaki gibidir:

*'-Hep dönen ördeklere ne denir?' -'Fırıldak'.


*-'Yıkanan tona ne denir?' -'Washington.'
*-'77’yi bugüne kadar kimse ayıramamış. Neden?' –'Seven’leri ayırmak günah da ondan.'
*-'Aaa, bukalemun!!' -'Bu kalem un değil, kurşun!'

Yabancı bir dilden gelen bir sözcüğü Türkçe’ye uygun, anlamlı hecelere bölerek, geri kalan
heceyi başka bir Türkçe kelimeyle birleştirerek yeni bir sözcükten türeyen bir örnek de aşağıdadır.
111
Yabancı dilden anadile geçen sözcükler çok fazla bilinmiyorsa, böyle yama yöntemiyle yaratılan
sözcüklerle yaratılan esprilerin güldürme şansı, dinleyenlerin kaynak dili bilmeleri koşuluyla,
vardır:

*-'Eskiden gerçekten dinozor yaşadı mı?' -'Hayır; dinokolay yaşadı.'

9-Sesbilgisi (Phonetics) – Anlambilim (Semantics)


Sesbilgisi ile anlambilim alanındaki etkileşimden oluşan sapma olayı biçiminde ele
alınabilecek bir espri de aşağıdadır:

*-'Cin Ali mavi mürekkebe düşerse ne olur?' –' Blue Cin olur!'
İngilizce ile Türkçe arasında sözcükbilgisi ile sözdizim alanlarında sapmayı ele alan, sonunda
anlambilimi etkisi altına alan esprilerden biri de aşağıdadır:

*- 'Boşluktaki file ne denir?' –'Fill in the blanks.'


Tam bir çelişki metni bulunmadığı için yukarıdaki espri türlerinin güldürme niteliği, kaynak dili
bilenler dışında, pek azdır.

10- İkidillilik – (Bilingualism) – Birliktelik (Collocation)


Özellikle Arapça, Farsça gibi dillerden alınan adların fiilleştirilmesi için olmak, gelmek,
yapmak, vb. gibi yardımcı eylemlerin çok kullanıldığı dilimizde, deyimleşmiş sözcük öbeklerinin
bir bölümünün başka kullanım alanında yanlış birliktelik özelliği gösterecek biçimde kullanılması
ile espriler oluşturulabilmektedir:

*- 'Bir aile her gün patates yiyormuş. Bir gün kapı çalmış. Kim gelmiş?' –'Gına gelmiş.'
Sözcüklerin birlikte kullanılma niteliklerinin dışına taşan bir durumu gösteren bir espri de aşağıdaki
biçimde türetilmiştir:
*- 'Adamın biri kalemini yere atmış. Kalem yere düşmemiş. Neden?' –'Çünkü kalem pilot kalemmiş.'
Burada bir kalem markası olan (Pilot) sözcüğünün asıl anlamı ele alınıyor.

11- Sözcük Oyunu (Puns) - Sözdizim (Syntax)


Yanıtları beklenmeyecek kadar basit yanıtlar olan sorular büyük bir olasılıkla gülünmeyen
soğuk esprileri oluştururlar:

* -'Kırmızı mendil mavi denize düşerse ne olur?' – 'Islanır.'


*- 'Sütten ağzı yanan ne yapar?' –'Yoğurdu ayran yapar.'
* -'Bir elmanın içinden bir kurt çıkmasından daha kötü şey nedir?' –'Yarım kurt çıkması.'
* -'Adamın biri bir masaya oturmuş. Garson gelmiş, “Lütfen masadan kalkın!”, demiş.' -'Neden?'
-'Çünkü adam masanın üstünde oturuyormuş!'

12- Anlambilim (Semantics)


Bazen de esprinin ikinci bölümünde, ilk bölümündeki kalıplaşmış anlamı değil, düzanlamı
çıkar. Bu çelişkiden de espri doğar:

*-'Bozuk paran var mı?' -'Var. Ne olacak?' -'Git, yaptır o zaman!..'


*-'Eyvah, kitabım evde kaldı.' -'Aaa, ben kitabın evli sanıyordum; evlenmemiş miydi?'

Yukarıdaki örneğe benzer bir durumda da deyimleşmiş bir sözcük öbeğinin deyimleşmiş
anlamıyla düzanlamı arasında bir çelişki yaratılmak istenmiş, esprinin gülme noktası bu çelişkiye
odaklanmıştır:

*-'Adamın biri, 'Denize girmek için ölüyorum, demiş; denize girmiş, ölmüş.'
112
Burada küçük bir metin oluşturma özelliği görülmektedir. Bu metinde ilk tümce ile ikinci tümce
anlam bakımından benzer olduğundan, metinde bilgi değeri yoktur. Metin oluşturma çabası yarım
kalmıştır. Güldürme çabası da 'metin oluşma' 'çelişkili metin oluşmama' çelişkisinden doğmaktadır.
Metin dilbilim açısından 'eşsöz'leri içermektedir. Aslında böyle bir metin 'boşsözler'(!)le bezelidir',
demek daha doğrudur. Tümcenin gülme değerinin varlığından sözetmek boşunadır.
Aşağıdaki örneklerde deyim anlamlarıyla düzanlamlar arasındaki çelişki görülmektedir:

*'-Ben sünnete karşıyım.' -'Neden?' -'Çünkü gençlerin önünü kesiyoruz.'


*-'Bir adam karısını dövüyormuş. Kapı çalınınca dövmeyi bırakmış.' -'Neden?' -'Çünkü eşek sudan
gelmiş.'
*- 'Bir elma diskoya gitmiş'. -'Neden?' Elma diskoya gider mi?' - 'Gider, gider... Kurtlarını dökmeye
gider.'
*- 'Adamın biri kitap okurken ölmüş.' -'Neden?' -'Satır başına gelmiş.'
*-'Can neden boğazdan gelir?' -'Emirganda oturduğu için.'

Aşağıdaki örneklerde sözcüklerin çokanlamlı olmalarından yaratılan düzanlam – çokanlam


çelişkisini veren espriler bulunmaktadır:

*-'Bu soğuk, iğrenç esprilerin hepsini kanalda gördüm.' -'Hangi kanalda?' -'Süveyş Kanalı'nda..'
*-'Ne zamandır görüşemiyoruz. Zayıflamışsın.' -'Öyle mi, sağol.' -'Evet, ama kişilik olarak...'
*-'Nasılsın Seyfettinciğim? Uzun zamandır görüşemedik. İyi misin?' -'Allah 'Yürü ya kulum!' dedi...
Ben de arabayı sattım.'
*-'Hayrola, neden üzgünsün?' -'Dün bir espri patlattım. Sonuç: üç ölü, onüç yaralı...'
*-'Nasılsın? İyi misin? Ateşin var mı?' -'Yok. Sigara içmiyorum.'
* -'Oğlum, hiç saç ıslatmadan şampuanlanır mı?' -'Ama üzerinde 'Kuru saç içindir.' yazıyor.'
*-Bir zencinin koluna düşen karınca ne demiş?' -'Eyvah! Gene karakola düştük.' demiş.'
*-'Bir zenci kız koluna baka baka makyaj yapıyormuş.' -'Neden?' -'Çünkü karakolda ayna varmış.'
*-'Canım çok sıkılıyor. Ruhum bedenime dar geliyor..!' -'Bir üst bedeni yok mu?'
*-'Şu duyuruyu okusana..! Ne diyor?' -'1970 yılında içilmiş kahvelerin hatırı bu yılın sonunda
bitiyor.' diyor.'
*-'Bu dükkanın sahibi nerede?' -'Kim vurduya gitti. Biraz sonra gelecek.'
*-'Bu kışta kıyamette neden dışarılardasınız?' -'Fırında patates yiyorduk. Fırın sıcak geldi.
Dışarıya çıktık.'
*-'Yalancının mumu neden yatsıya kadar yanar?' -'Çünkü mum o zaman biter.'
*-'Arkadaşına kızan kanguru nasıl küfreder?' -'Nasıl küfreder?' -''Ananın cebi!' der.'
Düzanlam – çokanlam ilişkisinin çok belirli yansıdığı espri metinlerinin güldürme olasılığı
büyüktür.

Dil işlevlerinde olabildiğince sakınılması gereken kullanımlardan birisi bilgi verme


işlevindeki belirsizliktir. Belirsizlik (ambiguity), yanlış anlamalarla birlikte gülme nedeni de
olabilir:

*-'Neler yapıyordun öyle?' –''Telefonla konuşuyordum.' –'Aaa, sizin telefon konuşuyor mu?'
Yukarıdaki örnek dil kullanımında amaç saptırması olarak da ele alınabilir. Çok basit bir eylemi
anlatan bir yanıt, daha değişik bir düşünme biçimiyle belirsizliğe büründüğü için gülünç duruma
gelmekte, gülme eylemi oluşmaktadır. Bu tür yanıtlar çoğu kez böyle dil kullanımlarında kişinin
saflığını, akıl yürütme eylemlerindeki yetersizliğini çağrıştırdığı için eylem, gülmeye neden olan bir
eylem olarak düşünülmektedir. Böyle amaç saptırması biçiminin saflıkla birlikte kullanıldığı
esprilerin güldürme şansı olabilmektedir.

Genelgeçer düzanamlı sözcüklerle, olduğu gibi yansıtılan gerçek değerlere yaslanan


esprilerin güldürme dereceleri çok düşük olmaktadır. Gülme eylemi en sık çelişkiler karşısında bir
113
tepki olarak ortaya çıkmasına karşın, bu tür esprilerde tam çelişkinin yokluğu gülme eylemiyle
sonuçlanmamaktadır. Ayrıca, daha önce de görüldüğü gibi, bu tür esprilerin bir metin oluşturma
çabaları de başarısızdır.

*- 'Çakmağınız var mı?' -'Var.' -'Verir misiniz? Canınızı yakacağım da..'


*- 'Adamın biri çok şanslıymış.' -'Ne olmuş şanslıysa?..' -'Ambulansın altında kalmış.'
*-'Bir adam varmış......' -'Ne olmuş bir adam varsa?...' -'Ölmüş.'

13- (Grace'in) Bilgi Verme İlkesinden Sapmalar (Deviation from Informativeness)


Esprilerin bazılarında yanlış bilgi vermekten yararlanılır. İletişim sırasında doğru bilgi
verme ilkesine uyulmaması bir yanlışlıktır. Gülme olayı da bu yanlışlığın verdiği çelişkiden ortaya
çıkar:

*-'Gökdelenlerin üzerindeki kırmızı ışığın yanıp sönmesi neyi gösterir?' -'Şarjının bitttiğini
gösterir.'
*-'Kötü yola düşmüş üzüme ne denir?' -'Şarap denir..'
*-'Suya rakı katarsan ne olur?' -'Su sarhoş olur.'
*-'Sağduyulu olmak için ne yapmalı?' -'Sol kulağı kapatmalı.'
*-'Mevlana neden dönüp duruyormuş?' -'Oyunda çift okey gelmiş de ondan.'
*-'Çekyata neden 'çekyat' denir?' -'Çünkü 'itotur' diyemeyiz de ondan.'
*-'İlk görüşte aşka inanır mısın?' -'Hayır, inanmam.' -'O zaman yeniden gidip geleyim mi?'

14- Yanlış Akıl Yürütmeler (Wrong Analogy) - Yanlış Yargılar (Wrong Judgement)
Yanlış yargılar, yanlış önermeler de yanlış bilgi veren espriler gibi gülmeye neden olurlar,
çünkü oluşturdukları çelişki düzeyi oldukça yüksektir:

*-'Armudun iyisini ayı yerse, bu bir haber değildir.' -'Neden? Çünkü armudun birisi ayı yerse, bu
bir haberdir de ondan.'
*-'Almanya'da Almanlar yaşarsa, Sakarya'da sakarlar mı yaşar?' -'Hayır. Alanya'da alanlar yaşar.'
*-'Taşıma suyla neden değirmen dönmez?' -'Çünkü Taşımasu bir Japon kızıdır. Değirmenci
değildir.'
-'Peki Taşımasu annesinden nasıl su ister?' -'Matarama Suko!'

15- Kibarlık İlkelerinden Sapmalar – (Deviations from Maxims of Politeness)


Kibarlık ilkelerine çok fazla uyularak yapılan istekler de bazen espri kaynağı olabilir, çünkü
bu tür aşırıya kaçma eğilimi normal koşullarauyulmadığından sapma olarak nitelendirilirler. Böyle
eğilimlere de genellikle gülünür. Ancak kibarlığın pek fazla dikkate alınmadığı toplumlarda böyle
örnekler çok fazla görülmemektedir:

*-'Menüye bakar mısın? Ne istiyorsan, söyler misin, canım?' -'Lütfen bir porsiyon 'imam fenalık
geçirdi', alabilir miyim?'
Yukarıdaki örnek dil felsefesi alanında tartışılan kibarlık ilkeleri konusuyla olduğu kadar,
dilbilimsel deyişbilim alanıyla da ilgilidir, çünkü istekte bulunan konuşmacı, kullandığı dilde belli
bir deyiş biçimi yapılandırmaktadır.

16- Girişik Önermeler (Synaesthetic Propositions)


Önermelerin, yargıların, akıl yürütmelerin öncelendiği espri oluşumlarında yanlış önermeler
bazen girişik özellikler gösterebilir. Böyle esprilerin güldürme dereceleri daha fazladır, çünkü
çelişkileri daha belirli bir biçimde gösterirler. Mantıksız espriler olarak da ele alınabilen girişik
espriler, birkaç tartışma ile birkaç anlam alanının birbirlerine karıştırılmasıyla yapılabilmektedir:

*-'Domates mi daha kırmızıdır, biber mi daha yeşildir?' -'Patlıcan daha mordur.'


114
*-'Yerin kulağı vardır. Benim de kulağım var. O zaman ben yer miyim?' -'Hayır, yemezsin!'

17- Kesimsel Dil (Registral Language) – Yanlış Bilgi Verme (False Information)
Bazen kesimsel dil birimlerinin yanlış yerde kullanımlarından doğan espriler oldukça
yüksek oranda gülmeye neden olurlar. Aşağıdaki örnekte, günlük ortamda, günlük anlamda
kullanılması gereken 'çarpmak' sözcüğü, matematikte kullanılan anlamıyla ele alındığı zaman
ortaya çıkan durumu göstermektedir:

*-'Basamakta durmayın!' -'Neden?' -'Çünkü kapı çarpar, böler, çıkarır, kare kökünü alır!!..'.

18- Kurgu (Structure) – Yapı (Construction) – Metindilbilim (Textlinguistics)


Bazen, fıkra anlatırken, fıkra henüz başlamadan, fıkra başlıyormuş gibi bir ortam yaratılarak
başka bir bağlamda espri yapmak istenir. Anlatımdaki espride bulunması gereken iki çelişkili metin
yerine daha ilk metin henüz tamamlanmadan bitiverir. Asıl çelişki, metni birdenbire bitivermekle
yaratılır. Böyle esprilerin güldürme şansı azdır:

*-Temel trene binmiş. Kompartmanda karşısında bir İngiliz, bir Fransız, bir de Alman
oturuyormuş. Temel onlara bakmış, bakmış:
-'Uyyy, gene bir fıkra olacağuz, daa.' demiş.

Yukarıdaki örnekte, başlamış olan fıkranın birdenbire bitirilivermesiden oluşan, ama beklentiyle
çelişen espri görülmektedir. Güldürme olasılığı, dinleyen kimselerin sezgilerine bağlıdır. Buna
benzer bir fıkra esprisi de aşağıdaki gibidir:

*- Temel trene binmiş. Kompartmanlardan birine girmiş. Bakmış, bir Eskimo, bir Kızılderili, bir de
Avustralyalı aborigin yerli oturuyor.
-Uyyy, olamaz.... Yanlış fıkraya cirmişuz, demiş, kompartmandan çıkıp trenden inmiş.

Bazen de metin başladığı gibi bitiverir:


*-Temel bir gün evden çıkıp gitmiş.. Gitmiş ama, gidiş o gidiş...
Buna benzer bir anlatım da fıkra olmadan bir olayın başlangıcını anlatıp susmaktır:

*-Bir adam varmış... Varamamış.

Sonuç (Conclusion)

Gülmece türlerinden olan esprilerin 'güldüren', 'güldürmeyen' adları altında türlere


ayrılmasının doğru olmadığının tartışmasıyla başlayan bu incelemede öncelikle internet sitelerinde
üretilmekte olan espri örnekleri ele alınmış, bunların içinden en az iki kişinin arasındaki iletişimi
örnekleyen soru – yanıt türündeki espriler, ayrıca bilmece biçimindeki örnekler seçilmiştir.
Esprilerin güldürme dereceleri konusu ise oldukça ilginç konuları yanında getirmiştir. Gülme
işlevinin varlığıyla derecesi yöreden yöreye, milletten millete, coğrafya bölgelerine, iklime, eğitime,
kişiye, insanın cinsine, yaşına göre değişmektedir. Ayrıca insanın her an değişen ruhsal durumu da
bu değişmede kendi payını almaktadır.

Bu yazıda önce, internette sözleri yayımlanan kişilerin 'soğuk espriler'e ilişkin tanımları verilmiş,
daha sonra bu betimlemelerin çoğunu kapsayacak bir biçimde 'soğuk espriler'in tanımı yapılmaya
çalışılmıştır. Daha sonra soğuk espriler ile fıkralar karşılaştırılmış, esprilerle fıkraların yapılarında
benzerlikler, ortak noktalar bulunduğu, her ikisinde de güldüren ögenin iki metin arasındaki
çelişme noktasında yer aldığı görülmüştür. Yazının asıl konusu 'soğuk espriler' olduğundan, internet
sitelerinden toplanan 'soğuk' espriler dilbilimsel bir incelemeye alınmıştır.
115
Esprilerin incelenmesinde Victor Raskin’in birbiriyle çelişen çift metin kuramı temel
alınmıştır. Bu kuramın uygunluğunda, esprilerde metinlerin birbiriyle çelişen noktalarında bulunan
nükte çekirdekleri gözlenerek bunların hangisinde güldürme olasılığı bulunduğu çıkarılmaya
çalışılmıştır. Gülmece gibi engin, yaygın, insanın her yönünü, tüm kültürleri içine alan böylesine
geniş bir alanda gülme – güldürme işlevlerini birkaç kuralla sınırlandırmak doğru bir yol gibi
görünmemektedir, çünkü kültürün her ögesini kapsayan yapılara ilişkin kurallar çıkarırken, her tür
yapıyı kapsayan kuralları bulmak neredeyse olanaksız gibidir.

Espriler önce kurguları, yapıları ile, daha sonra da dilbilim özellikleri gözönüne alınarak
incelenmiştir. Bu bağlamda, esprilerin temel amacının topluluklarda bireyler arasında sıcak bir
ortam yaratmak olduğu düşünülerek, yapı yönünden soru – yanıt, ya da bilmece biçiminde yazılmış
olanları incelemeye alınmıştır. Gülmece metinlerinin güldürme yetisi, Raskin’in pekiştirdiği Metin
Kuramı’na göre, birbiriyle çelişen çift metin varlığıdır.

Yukarıdaki incelemeden elde edilen sonuçlara göre, metin kurgularında başlangıç, gelişme gibi
metinsel ögeleri olan, ama düğüm, sonuç gibi bölümleri bulunmayan esprilere gülünmemektedir,
çünkü böyle metinlerde tam bir çelişki yoktur. Amacı güldürmek olmadan tasarlanan metinlerin de
güldürme şansları yoktur..Bağlam burada çok önemlidir, ama soruyla ilgili yanıtlar çoğu kez
güldürmez.. Kurgularıyla yapıları, anlam alanındaki ögeleri tam olmayan esprilerin güldürme
nitelikleri de zayıftır. Ayrıca, aşağıdaki yöntemlerle oluşturulan esprilerin de güldürme nitelikleri
yok denecek kadardır: Uyaklı, ama anlamsız espriler; şarkı sözleriyle uyak oluşturanlar; sözcüklerin
birbirleriyle çelişki yaratmayan kendi türlerinin dışındaki türler gibi kullanılması; kullanıcıların
dışındaki kimseler tarafından bazı iki dilli sözcüksel sapmalarla yapılan espriler; bilinen sloganların
yanlış bağlamlarda birlikte yanyana kullanılması; sorudaki anlamıyla yanıttaki anlamı değişik iki
işlevli, iki anlamlı sözcüklerle yapılan espriler; yanıtlarını herkesin bildiği soruların oluşturmaya
çalıştığı espriler; iki dilin etkileşiminden kaynaklanan sapmalar; yabancı markaların anadildeki
sözcüklerle bağdaştırılmasıyla yapılan espriler; yabancı dillerden alınan sözcüklerin temel
alınmasıyla yapılan espriler; yabancı dillerdeki sesbilgisi, sözdizim, anlambilim kurallarıyla
özelliklerini anadile uyarlayarak yapılan espriler; çok ilgisiz, başka kavram alanlarına yönelen
espriler; yanıtları beklenmeyecek kadar basit olan soruların içerdiği espriler; bilgi değeri
bulunmayan metinler; çelişki metninde belirsizlık özelliğinin espri oluşturma amacından sapması...

Güldüren, güldürmeyen, soğuk, ya da sıcak espriler dilin her alanında, toplumsal, ruhbilimsel,
dilsel, kültürel etmenlerle yoğrularak insanın zekasıyla biçimlendiği için her türlü etmenin
etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, canlı bir plazma gibi her an değişebildikleri için, belki
de her zaman bilimsel incelenme konusu olarak varlıklarını sürdüreceklerdir. Bu incelemenin asıl
amacı gülmece yazarlarının, radyo, televizyon sanatçılarının, oyun yazarlarının bu incelemede ele
alınan konular gibi diğer bilimsel araştırmaları gözönüne alarak, gösterileri için seçtikleri konuları
kültürümüze göre gerçekten gülmeye yer verecek biçimde düzenlemeleridir; çünkü gülmece çok
önemli, çok ciddi, üzerinde çok durulması gereken bir bilim dalıdır.
116

KAYNAKÇA

1-Ermida, Isabel. (2008). The Language of Comic Narratives. Walter de Gruyter. Berlin.
Deutschland.

2-Ersan, Adnan. (2007). Güldüren Gülmeceler. Arkadaş Kitabevi. Ankara.

3-Kasnak, Erendiz. (1987). Dünya Mizahından 300 Fıkra. Kastaş A. Ş.Yayınları. Stanbul.

4-Nash, Walter. (1985). The Language of Humour. Longman Group Limited. London. England.

5-Özünlü, Ünsal. (1999). Gülmecenin Dilleri. Doruk Yayınevi. Ankara

6-Raskin, Victor. (1985). Semantic Mechanisms of Humor. D. Reidel Publishing Company. USA.
(1986). 'Language, Linguistics, and Humor'. WHIMSY IV. ArizonaState University. USA. (1987).
'Linguistic Heuristics of Humor: a Script-based Semantic Approach.' International Journal of the
Sociology of Language. Vol. 65.

7- Ross, Alison. (2005). The Language of Humour. Routledge. London. England.

8- Shibles, Waren. (2008). Humor Reference Guide. http://facstaff.uww.edu/shiblesw/humorbook

9- Wikipedia. (2010). http://en.wikipedia.org/wiki/Anti-humor

Internet Siteleri:

http://www.facebook.com/pages/SOGUK-ESPRILER/51025905755

http://guncelyazi.blogcu.com/igrenc-espiriler-birbirinden-kotu-soguk-espiriler/2334654

http://www.so.gen.tr/komik-seyler/106553-soguk-espriler.html

http://www.maxicep.com/mizah-eglence-fikra/komik-espiriler-136843.html

http://www.supermeydan.net/forum/forum215/thread4078.html

http://www.loadtr.com/b-101968-trkçe.gif

http://www.uludagsozluk.com/k/g%C3%BCld%C3%BCren-so%C4%9Fuk-espriler/

http://forum.kanka.net/archive/index.php/t-58797.html

http://www.webhatti.com/komik-seyler/489952-soguk-espriler-xd.html

http://www.neleryokki.com. biliyormusunuz/soguk_espiri.htm

http://www.meyilli.com/soguk_espriler.php
117

http://yenikomedi.sitemynet.com/comedy/

http://www.enguzelsozler.com/soguk-espriler.htm

http://www.izafet.com/komikler/4390-en-soguk-espiriler-komik.html

http://www.erenet.net/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=353

http://www.haydi.net/komik+yazilar.asp?yazi=425&baslik=Sıcak+Gündüz+Espirileri

You might also like