Professional Documents
Culture Documents
Makro iktisat alanında ortaya atılan ilk eser David Hume tarafından kaleme alınmıştır. 1752
yılında yayımlanan Ticaret Dengesi Üzerine isimli kitabında Merkantilistlere karşı gelmiştir.
Eserinde ekonomideki para arzı, ticaret dengesi, fiyat düzeyi, faiz - sanayi ilişkisi ve para bol-
luğu ile faiz haddi arasındaki ilişkileri incelemiştir.
Makro iktisadı modern bilim hâline getiren ise 1936 yılında yayımladığı istihdam, Para ve Fa-
izin Genel Teorisi isimli eseri ile J. Maynard Keynes'tir.
99 Devlet; vergilerden elde ettiği gelirle toplumun sosyal faydasını maksimize etmeye çalışır.
99 Hanehalkı; mal ve hizmetleri belirli bir bütçe ile kullanarak kendi faydalarını maksimum
kılmayı amaçlarlar. Tüketicilerin standart davranışları bir malın fiyatı yükseldiğinde talep
ettikleri miktarı azaltmak veya fiyatı düştüğünde ise artırmaktır. Toplumun içinde yer alan
her aktör aslında birer tüketicidir.
99 İş Alemi (Firmalar); müteşebbisin emek, sermaye ve doğal kaynağı bir araya getirerek
minimum maliyetle maksimum kârı hedeflediği aktördür. Ancak bu hedefine her zaman
ulaşamayabilir. Bundan ötürü üretim faktörü olan müteşebbisin getirisi zararda olabilir ve
bu yönüyle diğer üretim faktörlerinden ayrılır.
99 Dış Alem; dış ticaret ve dış alem ilişkileri olarak ikiye ayrılır. Ülkelerin birbirleriyle yapmış
oldukları ithalat ve ihracat sonucunda dış ticaret ilişkileri kurulmuş olur. Vatandaşlarımızın
üretim faktörleri olarak yurt dışında kazandıkları dövizleri ülkemize aktarmasıyla da dış
alem ilişkileri kurulmuş olur.
Makro iktisadi ekollerin ikincisi ise piyasaların sürekli temizlenmediği varsayımına dayanan
teorilerdir. Buna göre emek ve mal piyasaları mükemmel işlemez ve daima dengede değiller-
dir. Devletin müdahaleleri ile piyasalarda denge sağlanabilir. Eğer piyasalar serbest bırakılırsa
dengeye ulaşılamayacağı ücret ve fiyat haddinin bozulacağı savunulur. Bu modeller katı fiyatlı
modeller olarak da bilinir.
İKTİSADİ EKOLLER
♦ Fizyokratlar ♦ Merkantilistler
♦ Klasikler ♦ Keynesyen iktisat
♦ Neo-klasikler ♦ Yeni keynesyenler
♦ Monetaristler ♦ Post keynesyenler
♦ Yeni klasikler
♦ Arz yanlı iktisat
♦ Reel konjonktür teorisi
Merkantilizm ulusal devletlerin gelişmesi ve uluslararası ticaretin önem kazanması ile ortaya
çıkmıştır.
Özellikleri
Özellikleri
¾ Ülkelerin zenginliğini toprak belirler. Çünkü; tek faaliyetler modelin en önemli parçasıdır.
Buna göre toplamlar verimli, verimsiz ve dağıtıcı olmak üzere üçe ayrılmıştır.
9 Verimli sınıf içerisinde üretken faktörle uğraşanlar yani çiftçiler yer almaktadır.
Klasik Okul'un en önemli temsilcileri ise A. Smith başta olmak üzere, David Ricardo, Thomas
Robert Malthus, John Stuart Mill, Jean Baptiste Say ve Nassav William Senior'dur.
Özellikleri
¾ Devlet sadece adalet, güvenlik ve savunma gibi hizmetler yerine getirmeli ekonomiye
müdahale etmemelidir.
¾ Ekonomide "görünmez el" hâkimdir. Yani hiç bir müdahaleye gerek kalmaksızın sistem-
ler kendiliğinden dengeye gelir.
¾ "Klasik Miktar Kuramı (Dikotomi)" geçerlidir. Yani para yansızdır, ekonomideki reel de-
ğişkenleri etkileyemez, para arzındaki değişmeler sadece enflasyona sebep olur. GS-
MH'yi etkileyemez.
Klasik miktar denklemine göre paranın dolaşım hızı ve ekonominin işlem hacmi sabit
olduğu için para arzındaki değişmeler sadece fiyatlar genel seviyesine yansır.
¾ "Say Kanunu (Mahreçler Kanunu)" geçerlidir. "Her arz kendi talebini yaratır." (J. B. Say)
Bu ifadeden anlaşılacağı üzere ekonominin talep koşulları dışlanmıştır.
¾ "Emek değer teorisi" (yani üretim faktörünün sadece emek olduğu) geçerlidir.
¾ "Nüfus teorisi" geçerlidir. T.R. Malthus'a göre ülkelerdeki nüfus artışı geometrik dizi biçi-
minde (2, 4, 6, ...) iken gıda maddeleri artışı ise aritmetik dizi (1, 2, 3, ...) şeklindedir. Bu
yüzden oluşan fark sonucunda bazı insanlar açlıktan ölecektir.
4. Neo-Klasikler
Neoklasik iktisat 1870'lerde İngiltere, İsviçre ve Avusturya'da gelişen bir iktisadi akımdır. Ge-
tirdikleri en büyük yenilik değeri marjinal faydaya indirmeleridir. Bu yönüyle marjinalist devrim
olarak da bilinir. Faydayı esas almışlardır. Piyasaların tam rekabete ulaşmadığını aksak reka-
betin varlığını ortaya atmışlardır.
İsveç Okulu"
5. Keynesyen İktisat
1929 büyük buhranı ile beraber klasik iktisadi sisteminin geçerliliğini kaybetmesi sonucu eko-
nomiler yeni bir arayışa girmişlerdir.
J.M. Keynes'in 1936 yılında yayımladığı "İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi" isimli ese-
riyle Keynesyen iktisat başlar. Keynes bu kitabı ile Modern Makro İktisadın temellerini atmıştır.
Keynes Klasik sistemin aksine piyasaların sürekli temizlenmediği ve devletin ekonomide dâhil
olması gerektiği üzerinde durmuştur. Tam istihdamın geçici eksik istihdamın ise kalıcı oludğu-
nu eksik istihdamdan kurtulmanın yolunun ise devletten geçtiğini savunmuştur.
Özellikleri
¾¾ Hane halkı rasyonel değildir. Para yanılması (yani tüketicilerin ve işçilerin nominal ücret-
lere bakması reel ücreti dikkate almaması) geçerlidir.
6. Neo-Keynesyenler
Neo Keynesyen iktisadın savunucuları J. Hicks, F. Modigliani, A. Lerner, A. Hansen, P. Samu-
elson gibi ünlü iktisatçılardır.
Bu teoride kısa dönemde Keynesyen model uzun dönemde ise klasik modelin varsayımlarını
birleştirerek keynesyen iktisadın açıklayamadığı olguları dinamik bir şekilde açıklamıştır. Bun-
dan ötürü bu modele "Hidrolik Keynescilik" ismi de verilir.
Neo keynesyen iktisadın makro iktisada yaptığı en önemli katkı ise "IS-LM Modeli" ile makro-
ekonominin talep yaratmada keynesgil üç görüşü açıklamıştır. IS-LM Modelini 1937 yılında J.
Hicks ortaya atmış, F. Modigliani geliştirmiş ve A. Hansen tanıtımını yapmıştır.
Monetarizmin temel çıkış noktası maliye politikasının etkili bir araz olduğunu eleştirmekle
başlar. Bunun yerine Para Politikalarının etkisinden ve öneminden bahseder. Bu yüzden bu
sisteme parasalcı yaklaşım denilmektedir.
Özellikleri
8. Yeni Klasikler
En önemli temsilcileri; R. Lucas, J.F. Muth, R. Barro olan bu akım keynesyen görüşe tep-
ki olarak oluşturulmuştur. İktisadi akımın en önemli özelliklerinden birisi rasyonel beklentileri
içermesidir. Geleceğe yönelik bazı tahminler yapılır ve hata payı çok düşüktür, hata yapılırsa
da bu hatalar tekrar etmeyecektir.
Özellikleri
Özellikleri
¾¾ Asimetrik bilgi geçerlidir. (Yatırımcıların şirketlerin durumları ile ilgili net bilgi sahibi ola-
mamaları yani hangisi iyi şirket hangisi kötü şirket ayrımını yapamamaları)
"Piyasada iyi ve kötü (limon) otomobiller vardır. Alıcılar otomobil hakkında net bilgiye sahip
değildir. Dolayısıyla ortalama kaliteye göre bir fiyat belirler. Bu durum kötü otomobil satıcıları-
nın işine gelir ama iyi otomobil satıcıları piyasadan çıkar. Sonuç olarak piyasada sadece kötü
(limon) otomobiller kalır. Bu da hem kaliteyi hem fiyatları etkiler." şeklinde 1970 yılında George
Akerlof tarafından "The Market For Lemons" isimli makalede ters seçim (limon problemi) açık-
lanmıştır. Bu da 2001 yılında peşinde nobeli getirmiştir.
1. Enflasyon
Bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinde meydana gelen sürekli yükselişe denir.
Pt - Pt - 1
Enflasyon oran› (r) = $ 100 ile en basit anlamda hesaplanabilir.
Pt - 1
2. Deflasyon
Bir ekonomide fiyatlar genel seviyesindeki sürekli düşmeye deflasyon denir.
3. Dezenflasyon
Fiyatlar genel seviyesindeki artış hızında meydana gelen azalıştır.
4. İş Gücü
15 ile 65 yaş arasında çalışabilecek durumda (engelli, tutuklu, asker vb. olmayan) olan emek
miktarıdır. İş gücüne çalışanlar ve çalışmayanlar dâhildir.
5. İşsizlik (U)
Cari ücret düzeyinde çalışmak isteyip de iş bulamayanlardır.
7. Stagflasyon
Bir ekonomide enflasyon ve durgunluğun (fiyat artışları ve üretim azalışları) bir aradan görül-
mesidir.
8. Resesyon (Durgunluk)
Ekonominin reel gayrisafi yurt içi hasılasının en az iki çeyrek üst üste negatif büyüme (gerile-
me) göstermesidir.
Ekonominin küçülmesi daha yüksek rakamlarda (%10'un üstünde) daha uzun süreli gerçekle-
şirse buna "depresyon" denir.
70
70 kural› =
Büyüme oran›
ÖRNEK
Büyüme oranı %7 olan bir ülke kaç yıl sonra iki kat büyür?
ÇÖZÜM
70
= 10 y›l sonra
7
72
Eğer büyüme oranı %10'un üzerindeyse formülü kullanılır. Bundan dolayı da 72 ku-
Büyüme oran›
Nominal De€er
Reel de€er = şeklinde hesaplanır.
Fiyatlar
Örneğin; cebimizdeki 1000¨ nominal değerdir her yerde aynıdır. Ancak 1000¨ ile Zongul-
dak'ta yaklaşık 2 ton kömür alınabiliyorken Ankara'da 1,5 ton kömür alınabiliyor olması ise
reel değeri temsil eder.
B. MAKROEKONOMIK GÖSTERGELER
1. Makroekonomik Politikalar
99 Tam istihdamı sağlamak
Amaçlarıyla seçilmiş uygun araçları kullanarak, sistematik bir biçimde ekonomiyi yönlendirme,
şekillendirme işlemidir. Bunun için de iki temel araç kullanılır.
a. Para Politikası
Merkez bankası kanalıyla ekonominin likiditesini değiştirmek suretiyle üretim hacmini artırmak
ya da azaltmaktır.
99 Üretim (gelir) hacmini artırma amacı güdülüyorsa para arzı artırılır buna da genişletici para
politikası denir. Tersi durumuna ise daraltıcı para politikası adı verilir. Merkez bankası bu
para arzını artırma veya azaltma işlemlerini belli araçlar yardımıyla yapar.
99 Reeskont politikası
b. Maliye Politikası
Hükûmetin belirlenen makro iktisadi amaçlara ulaşmak için kullandığı bir diğer politikadır.
¾¾ Harcama politikası
¾¾ Vergi politikası
¾¾ Borçlanma politikası
2. Enflasyon Hesaplamaları
Enflasyon bir ekonomideki fiyatlar genel seviyesinde meydana gelen sürekli yükseliştir. Bu
tanımda yer alan fiyatlar genel seviyesi kavramı fiyat endeksi ile ölçülür.
Baz (temel) yıl ağırlıklı sabit sepete dayalı endekstir. Sabit sepete dayalı olduğu için statiktir
ve gerçekçi değildir.
P 12018 .Q 2003
1 + P 22018 .Q 2003
2
Laspeyres F.I = $ 100
P 12003 .Q 2003
1 + P 22003 .Q 2003
2
f p
2018: Cari y›l
Cari yıl ağırlıklı, değişken sepete dayalı endekstir. Değişken sepet olduğu için daha gerçek-
çidir.
P 12018 .Q 20
1
18
+ P 22018 .Q 20
2
18
Paasche F.I = $ 100
P 12003 .Q 20
1
18
+ P 22003 .Q 2003
2
ÖRNEK
1990 yılının temel yıl olduğu varsayımında elde edilen tablo aşağıdaki gibidir.
Fiyatlar Miktarlar
Mallar 1990 2018 1990 2018
Buğday 20 35 5 10
Ekmek 30 45 10 30
ÇÖZÜM
Belirli bir dönemde tüketcilerin satın aldığı tüketim kalıplarını yansıtan endekstir. Hesaplama-
ları tüketimin baz yılına göre yapılır.
Belirli bir dönemde baz alınan sepeti ara mallarından ve makine teçhizat gibi yatırım malların-
dan oluşturulan sepete verilen isimdir.
e. GSMH Deflatörü
Cari yılın fiyatlarıyla hesaplanmış bir iktisadi büyüklüğün baz alınan bir yılın fiyatına göre he-
saplama yapmak için kullanılır.
Nominal GSMH
GSMH Deflatörü = $ 100
Reel GSMH
Tüfe Deflatör
Sadece tüketim mallarını kapsar. Tüketim, yatırım ve kamu mallarını
Laspeyres fiyat endeksi ile hesaplanır. kapsar.
Sadece fiyat değişimleri hakkında bilgi Paasche fiyat endeksi ile hesaplanır.
verir. Fiyat ve üretim değişmesi hakkında
Sabit sepete dayalıdır gerçeği bilgi verir.
yansıtmaz. Değişken sepete dayalıdır, daha
İthal mallar dâhil edilir. gerçekçidir.
Sadece yurt içi üretim hesaplanır.
3. İktisadi Büyüme
Bir ekonomide üretilen mal miktarının zaman içinde artmasına büyüme denir. İktisadi olarak
üretim imkânları eğrisinin sağa doğru kayması şeklinde söylenebilir.
Net büyüme oranı = Büyüme oranı – Nüfus artış hızı şeklinde bulunur.
4. İktisadi Dalgalanmalar
H
SM
lG
ee Reel GSMH
R trend eğrisi
a
m
tl a
Pa
e
em
GSMH
işl
en
ü
nt
G
kü
e
Çö
rv Toparlanma
Zi
az
ip
m
D
al
ar
D
Zaman
0
İktisadi dalgalanmaları (konjonktürel, devresi dalgalanmaları) gösteren eğri ise her yıl gerçek-
leşen reel GSMH değerlerini temsil eder.
Şekilde de görüldüğü gibi reel GSMH olağan bir seyir izlemez bazı dönemlerde zirveler bazı
dönemlerde dipler yaşamaktadır.
Zirveden dibe geçtiği yani reel GSMH'nin azaldığı dönemlere daralma, dipten zirveye geçtiği
yani reel GSMH'nin yükseldiği dönemlere ise genişleme (canlanma) dönemleri adı verilir.
Dipten zirveye geçerken yani trend eğrisinin altında seyreden reel GSMH artışlarına topar-
lanma denir.
İktisadi dalgalanmanın genişleme aşaması alışılmışın dışında gerçekleşirse (olağan dışı bü-
yürse) buna patlama (boom) adı verilir.
Eğer daralma aşamasında gerçekleşen düşüş alışılmamış düzeyde olur ve uzun sürerse
buna da çöküntü (depresyon) adı verilir.
5. Gelir Dağılımı
Bir ülkede kişi başına düşen gelir (gelir dağılımı) toplam GSYİH'nin ülke nüfusuna bölünme-
siyle bulunur.
Toplam GSY‹H
Kifli bafl›na düflen gelir =
Toplam Nüfus
Ancak bu hesaplama yöntemi gerçeği yansıtmaz. Çünkü gelir daima adil bir şekilde kişiler ara-
sında dağılmaz. Bu gelir dağılımındaki adaleti ve Lorenz eğrisi ve Gini kat sayısı açıklamaya
çalışmaktadır.
Lorenz Eğrisi
Lorenz eğrisi
80
60 A
50
40
20
3
0 Nüfus (%) dağılımı
20 40 60 80 C
Düşük gelir grupları Yüksek gelir grupları
Şekildeki mutlak eşitlik doğrusu (|OB| köşegeni) gelirin her kesime eşit bir şekilde dağıldığını
gösterir. Lorenz Eğrisi ise gelirin adil dağılmadığını düşük gelir gruplarının GSYİH'den en
düşük payı, yüksek gelir gruplarının GSYİH'den en yüksek payı aldığını gösterir. Yani gelirin
büyük kısmının yüksek gelir grupları arasında dağıldığını gösterir.
Max Lorenz'in geliştirdiği bu gelir adaleti sorununu rakamlarla ifade edebilmek için İtalyan
iktisatçı Corrado Gini Lorenz eğrisini modifiye etmiştir, Gini kat sayısını ortaya atmıştır.
Gini kat sayısı mutlak eşitlik doğrusu ile Lorenz eğrisi arasında kalan alanın b A _ A il , Mutlak
&
eşitlik doğrusu altında kalan üçgenin alanına (A (OBC)) oranlamasıyla bulunur.
A (A)
Gini Kat say›s› =
&
A (OBC)
Bulunan bu değer daima 0 < Gini kat sayısı < 1 aralığındadır. Sonucun sıfıra yakın olması
ülkede gelirin adil dağıldığını bire yakın olması ise gelirin adil dağılmadığını gösterir. Türkiye
bu oran 2016 yılında 0,397 olarak açıklandı.
İki tanım arasındaki temel ayrım vatandaşlık kimliği ve coğrafi sınır kavramıdır.
Bir Türk vatandaşı dünyanın neresinde üretim yaparsa yapsın GSMH kavramı içinde yer alacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun veya olmasın (Örneğin Alman vatandaşının Türkiye'deki firması)
ülke sınırları içerisinde yaptığı her üretim GSYİH kapsamında hesaplanacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti 2007 yılından bu yana tüm hesaplamalarını GSYİH cinsinden hesaplamaktadır.
O hâlde GSMH ile GSYİH arasındaki ilişkinin temel belirleyicisi NFG değeridir.
şeklindedir.
Üretim yöntemiyle gelir hesaplanırken ekonomideki tüm sektörlerin ürettiği mal ve hizmetlerin
parasal değerleri ile üretim miktarı çarpılarak toplanır.
Ancak bu hesaplama şekli çifte sayım sorununa yol açar. Yani yoğurt, su, tuz kullanılarak
yapılan ayranın gelire dâhil edilme şekli üretimin her aşamasının parasal değeriyledir. Şöyleki
su 0,50 krş, yoğurt 0,75 krş, tuz 0,25 krş ve ayran 2¨ şeklinde iken her aşamanın toplamı 3,5¨
olarak çıkar. Oysa ki nihai ürün olan ayran 2¨'dir.
İşte bu Çifte Sayım Sorununun çözümü ve GSYİH'nin gerçekçi sonuç vermesi için Katma
Değer Yöntemi kullanılır.
Tabloda üretimin her aşamasının hesaplanmasıyla bulunan GSYİH değeri 125¨ çıkmaktadır.
Oysaki nihai ürünün (deri ceket) fiyatı 70¨'dir. Bu duruma çifte sayım sorunu adı verilir.
Ancak katma değerler (her ilavenin getirisi) toplandığında nihai ürünün fiyatına eşit olan 70¨
çıkmaktadır. Bu da üretim yöntemiyle gelir hesabının doğru olmasını gösterir.
Bir ülkede belirli bir dönemde üretim sürecine katılanların (üretim faktörlerinin → emek, ser-
maye, toprak, girişimci) üretimden aldıkları payın ne olduğunu gösterir.
Dolayısıyla gelir yöntemi ile GSYİH hesaplanırken öncelikle üretim faktörlerinin getirileri topla-
nır. Bunlara da sermaye stoğunda bir yılda meydana gelen yıpranma payı (eskime) ve devle-
tin üretilen her birim malın piyasa fiyatı üzerinden aldığı dolaylı vergiler de dâhil edilir.
c. Harcama Yöntemi
Bir ülkede bir yılda üretilen nihai malları satın almak için o yıl yapılan harcamaların toplanma-
sıyla GSYİH bulunur.
Y = C + I + G + NX
i. Tüketim (C)
Hane halkının mal ve hizmet alımı için yaptığı harcamalara tüketim denir.
Hane halkının konut alımı için yaptığı harcamalar tüketim değil yatırım harcamasıdır.
İş aleminin (firmaların) bina, makine-teçhizat ve stoklar için yaptığı harcamalarla, hane halkı-
nın konut alımları brüt yatırım olarak değerlendirilir.
9 Sabit yatırım, firmaların makine-teçhizat vb. alımları ile hane halkının konut alımları top-
lamından oluşur.
9 Stok yatırım, firmaların stoklarında bir yılda meydana gelen değişmeyi gösterir.
Bir ülkede tüketim (C), sabit yatırım (If), hükûmet alımları (G) ve net ihracat (NX) toplamına
"nihai satışlar" denir.
Nihai satışlar = C + If + G + NX
O hâlde stok yatırımı (Is), GSYİH ile nihai satışlar arasındaki farka eşittir.
GSYİH = Nihai Satışlar ise üretilen tüm mallar o yıl satın alınmış demektir.
GSYİH > Nihai Satışlar ise üretilen malların bir kısmının o yıl satın alındığı anlamına
gelir. Yani firmaların stokları artar.
GSYİH < Nihai Satışlar ise üretilenden daha fazla malın satın alındığındı gösterir.
Dolayısıyla stoklarda azalma oluşur.
Bireylerin hisse senedi, tahsil, altın vb. mali getirisi olan varlıklar alması yatırım değildir. Çünkü eko-
nominin sermaye stoğunu artırmazlar.
Bu tür faaliyetlere portföy (veya plasman) yatırım adı verilir.
Hükûmetin, kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için aldığı mal ve hizmetlere yapılan har-
camalardır. Maliye politikası aracıdır. Kamu harcamaları artarsa genişletici maliye politikası,
azalırsa daraltıcı maliye politikası uygulanmış demektir.
Ekonominin gerçek üretim gücünü gösterir. Sermaye mallarının yıpranma paylarının (amortis-
man) GSMH’den çıkartılmasıyla elde edilir.
Üretim faktörlerinin (emek, sermaye, doğal kaynak) getirilerinin (ücret, faiz, rant, kâr) toplan-
ması yoluyla elde edilir.
Millî Gelir = Ücret + Faiz + Rant + Kâr
veya
Millî Gelir = SMH – Dolaylı Vergiler + Sübvansiyonlar
KG = M
G – (Sigorta primleri + Kurumlar vergisi + Dağıtılmayan kârlar + Bağkur öde-
meleri) + Transfer ödemeleri + Faiz
Kişilerin tasarruf edebileceği veya harcayabileceği son geliri ifade eder. Gelir kavramlarının
en son hâli ve en küçük olanıdır. Kişisel gelirden dolaysız vergilerin çıkartılmasıyla bulunur.
– Amortismanlar
= SMH
– Dolaylı vergiler
+ Sübvansiyonlar
– MG
– Kurumlar vergisi
– Dağıtılmayan kârlar
– SGK kesintileri
– Bağkur ödemeleri
+ Transfer ödemeleri
+ Faizler
Y = C+ I
C: Tüketim
I: Yatırım
veya kullanım yönünden bakarsak
Y = Yd = C + S olarak da gösterilebilir.
O hâlde
Y=C+I
Y=C+S
olduğuna göre,
C+I=C+S
Devletin ekonomiye dâhil olduğu ancak dış ticaretin olmadığı bu modelde devletin yapmış
olduğu kamu harcamaları (G) da gelire dâhil edilir.
Y = C+ I + G
< 5
Özel Kamu
kesim kesimi
Devletin ekonomiye müdahalesinin yanı sıra dış ilişkilerinde gelire eklenmesi ile oluşur.
Y = C + I + G + NX
NX = X - M
Daha önce de belirttiğimiz gibi harcanabilir kişisel gelir elde kalan en son gelirdir. Çeşitli şe-
killerde hesaplanabilir.
Yd = Y - T + Tr
Toplam gelirden devlete ödenen vergilerin çıkartılıp, devletin ekonomiye katkısı olan trans-
fer harcamalarının eklenmesiyle bulunur.
c) Yd = C + S S: Tasarruf
Ülkenin gelir kalemini temsil eden ihracat (X) ile gider kalemini temsil eden ithalat (M) arasın-
daki fark dış ticarette meydana gelen açık veya fazlayı gösterir.
f. Bütçe Dengesi
Devletin ekonomiye kanalize etmiş olduğu kamu harcamaları (G) ve transfer harcamaları (Tr)
ile oluşan gider bütçesi ile vergilerden (T) oluşan gelir bütçesi arasındaki farka bütçe dengesi
denir. Burada dikkat edilmesi gereken devlet bütçesinde önce giderlerin sonra gelirlerin belir-
lenmesidir.
(G + Tr) > T & (G + Tr) – T > 0 ise bütçe açığı
(G + Tr) < T & (G + Tr) – T < 0 ise bütçe fazlası
(G + Tr) = T & (G + Tr) – T = 0 ise bütçe dengede
Devlet bütçesi dengede olduğunda;
Y = C + I + G & Harcamalar yönüyle gelir.
Y = C + S + T & Kullanım yönüyle gelir.
eşitlersek her iki tarafı
C+ I+ G = C+ S+ T
I+ G = S+ T
0 = I- S
I = S olarak bulunur.
g. Sızıntılar-Enjeksiyonlar Denkliği
Toplam harcamaları (getiri) artıran unsurlara enjeksiyon (şırınga), azaltan unsurlara ise sı-
zıntı denir.
Tasarruf (S)
Sızıntılar Vergi (T)
İthalat (M)
S + T + M = _ G + Tr i + I + X
bu daimî denkliği düzenleyelim. Yatırım ve tasarrufu sol tarafa diğerlerini sağ tarafa taşırsak,
Bu denklem ekonomideki tüm sektörlerin dengeye geldiğini gösterir. Eğer bir ekonomide eşit-
liğin sağ tarafı yani kamu ve dış kesim sektörü açık verirse bu duruma “İkiz Açık”, hepsi birden
açık verirse “Üçüz Açık” denir.
6. Ulusal Tasarruf
S + T + M = (G + Tr) + I + X
S + T - _ G + Tr i = I + _ X - M i
14 4 4 424 4 4 43 >
Ulusal tasarruf NX
Ulusal tasarruf = I + NX
demek ki bir ekonomide ulusal tasarruflar aynı zamanda yatırım ve dış ticaretin toplamına
eşittir.
Modelin Varsayımları
99 Fiyatlar genel seviyesi sabittir.
Temel iki varsayımdır.
99 Faiz oranları sabittir.
Burada dikkat etmemiz gereken tüm bu denklemlerin gerçekleşen yatırımlar üzerinde kurulu
olduğudur. Çünkü dönem sonunda planlanan yatırımlar hedefe ulaşamayabilir. Dolayısıyla
planlanan tasarruflara eşitlik sağlamayabilir.
B. TÜKETIM FONKSIYONU
Hane halkının, reel GSYİH'den satın almak istedikleri kısım için yapmış oldukları harcamalara
tüketim denir.
Keynes'e göre tüketimi belirleyen en önemli unsur harcanabilir gelirdir. Harcanabilir gelirde
meydana gelen yükselişler tüketimi de artıracak yani harcanabilir gelir ile tüketim arasında
doğru yönlü ilişki vardır.
a. Tüketim Fonksiyonu
C = f(Yd) şeklinde ifade edilir. Bu da gelir ve tüketim arasındaki doğru yönlü ilişkiyi gösterir.
Fonksiyon düzeltildiğinde
C = Co + cYd şeklindedir.
Co: Otonom tüketim
Yd: Harcanabilir gelir
c(MPC): Marjinal tüketim eğilimi
cYd: Uyarılmış tüketim
Gelirden bağımsız yapılan tüketimdir. Yani harcanabilir gelir sıfır olsa dâhi tüketicilerin yaptığı
harcamaları temsil eder.
Harcanabilir gelirde meydana gelen bir birimlik değişmenin tüketim harcamalarında meydana
getirdiği değişmeye denir. Marjinal tüketim eğilimi, tüketimdeki değişmenin harcanabilir gelir-
deki değişmeye oranlanmasıyla belirlenir.
Bu nedenle marjinal tüketim eğilimi sıfırdan büyük ancak birden küçüktür (0 < c < 1).
Örneğin; marjinal tüketim eğiliminin 0,8 olduğu bir durumda harcanabilir gelirde meydana ge-
len 100 birimlik artış tüketimi 80 birim artırır. C = Co + cYd fonksiyonunda otonom tüketim sabit
olduğu için ve sadece gelir değiştiği için denklemi C = c.Yd şeklinde yazabiliriz.
O hâlde; C = 0,8.100 = 80 olduğu görülür. Gelirdeki 100 birimlik artış c = 0,8 olduğu durumda
tüketimi 80 birim artırmıştır. Yani tüketim gelirden daha az artmıştır.
Harcanabilir gelire bağlı olan tüketimi temsil eder. Esasen tüketimin temel önermesidir. Har-
canabilir gelir ile tüketim arasındaki doğru yönlü ilişkiyi, tüketimin harcanabilir gelirden etki-
lendiğini gösterir.
Uyarılmış tüketimdeki değişim marjinal tüketim eğilimine bağlı olduğu için gelir artınca uyarıl-
mış tüketim daha az artar ve böylece tüketim daha az artmış olur.
Yd
0
C DC
Tüketim fonksiyonunun eğimi tan a = de-
C = Co + c.Yd DY
ğerine eşittir. Bu da aynı zamanda marjinal tü-
C1 ketim eğilimini verdiği için eğrinin eğimini belirle-
yen unsur doğrudan marjinal tüketim eğilimidir.
DC
a
DC
Co DY tan a = = MPC
DY
Yd
0 Y1
C = Co + c.Yd
C1
C
Co
b
Yd
0 Y1
Y
Ortalama tüketim eğilimi ve marjinal tüketim eğilimi gelir arttıkça tüketim daha az artacağı için sü-
rekli olarak azalmaktadır.
C Co Yd
= = c$
Yd Yd Yd
C Co
= +C ifadesine ulafl›l›r.
Yd Yd
Co
APC = + MPC Bu eşitliğe baktığımızda ortalama tüketim eğilimi daima
Yd
marjinal tüketim eğiliminden büyüktür (APC > MPL).
C = Co1 + c.Yd
C = Co + c1.Yd
Co2
Co
Co1
Yd Yd
0 0
E. GELİR-TÜKETİM İLİŞKİSİ
C 45 derecelik açıortay her iki eksene eşit
C = Yd uzaklıkta olduğundan (MPC = 1) bu doğru
üzerindeki her noktada tüketim harcanabilir
C<Y gelire eşittir.
C = Co + c.Yd
E
E noktasında yani tüketim fonksiyonu ile 45
C1
derece doğrusunun kesiştiği noktada tüketim
Co Y ve harcanabilir gelir eşittir |0C1| = |0Y1|.
C>
E noktasının sağındaki noktalarda ise örneğin Y3 gelir düzeyinde tüketim harcanabilir gelirden
küçüktür.
Tüketimin gelirden büyük olması kişilerin tüketim harcamalarını geçmiş dönemlerin tasarruflarını kul-
lanarak finanse ettiklerini, tüketimin gelirden küçük olması ise bireylerin gelirin tüketimi aşan kısmını
tasarruf ettiğini gösterir.
F. TASARRUF FONKSİYONU
Harcanabilir gelirin tüketim için kullanılmayan kısmına tasarruf adı verilir.
1. Tasarruf Fonksiyonu
Tüketimde olduğu gibi tasarrufta da belirleyici en önemli unsur harcanabilir gelir düzeyidir.
S: Toplam tasarruf
So = - Co
Marjinal tasarruf eğiliminin 0,2 olduğu bir ekonomide harcanabilir gelirin 100 br artması sonu-
cunda S = s.Yd olduğu için 0,2.100 = 20 br tasarruf artışı görülür. Marjinal tasarruf eğilimi gelire
duyarlılığı gösterdiği için uyarılmıştır.
Ayrıca harcanabilir gelir tüketim ve tasarruftan oluştuğu için basit Keynesci varsayımından ötürü
marjinal tüketim eğilimi (MPC) ve marjinal tasarruf eğiliminin (s) toplamı bire eşittir (c + s = 1).
Yd = C + S iken
Yd = Co + cYd + So + sYd
Yd = Yd (c + s)
1 = c+ s sonucuna ulafl›l›r.
Dolayısıyla marjinal tasarruf eğilimi de birden küçük olmak zorundadır (0 < s < 1).
♦♦ S = So + sYd
♦♦ S = –Co + (1 – c).Yd
G. TASARRUF EĞRISI
S Otonom tasarruflar negatif otonom tüke-
S = –Co + sYd
tim kadar olduğu için dikey eksenin nega-
Co
tif bölgesinden başlar. Harcanabilir gelir
S>0 arttıkça toplam tasarruflar arttığı için pozi-
S=0
tif eğim yaparak ilerler. Yo gelir düzeyinde
0 Yd
Yo Y1 sıfırlanarak artan her bir birimlik gelirle
<0
S
pozitif değerler almaya başlar (Y1).
–Co
S
APS = Yani toplam tasarrufun gelir içindeki payını gösterir.
Y
S
S = So + sYd Ortalama tasarruf eğilimi toplam tasarruf eğrisi
üzerindeki herhangi bir noktanın orijine birleştiril-
mesiyle oluşan açının tanjantına eşittir.
S
S
0
a
Yd
tan a =
Yo Y1 Y
So
♦♦ Yd = C + S K
eynesyen harcanabilir gelir denkleminin her iki tarafını da gelire böldü-
ğümüzde
Yd C S
= +
Yd Yd Yd
C S
1= + denkli€i elde edilir.
Yd Yd
1 = APC + APS O hâlde ortalama tüketim ve tasarruf eğilimlerinin toplamı da daima bire eşittir.
Bundan dolayı gelir arttıkça ortalama tüketim eğilimi azalırken ortalama tasarruf eğilimi de
artacaktır.
↑APC + APS↓ = 1
Hem marjinal tasarruf eğilimi hem de ortalama tasarruf eğilimi sıfır ile bir arasında değerler
almaktadır.
S So s Y
= +
Y Y Y
So
APS = +s eşitliği elde edilir.
Y
Fonksiyondaki otonom tasarruf (So) değeri negatif olduğu için ortalama tasarruf eğilmi marji-
nal tasarruf eğiliminden küçüktür (APS < MPS).
0 Yd 0 Yd
(–Co) So
Tüketim fonksiyonlarını gelirin harcanan kısmını gösterirken tasarruf fonksiyonları gelirin bi-
riktirilen kısmını gösterir. Harcanabilir gelirin tüketim ve tasarruftan oluştuğu temel basit var-
sayımdan hareket edersek eğer.
Yd = C + S ➠ Yd = Co + cYd + So + sYd
Bu son eşitlikte tüketim ve tasarrufun daima birbiri ile ters çalıştığını gösterir.
C S
S = So + s1.Yd
C = Co + c1.Yd
S = So + s.Yd
c↑, s↓ s↑,
c↓
C = Co + c.Yd
0 Yd
Co
(–Co) So
Yd
0
C S
C = Co2 + cYd S = So1 + sYd
Co↑
0 Yd
Co2
Co↑
(–Co1) So1
Co1
(–Co) So2
Yd
0
Otonom tüketimde meydana gelen değişmeler hem tüketim hem de tasarruf fonksiyonunu
etkiler. Otonom tüketimdeki artışlar tüketim eğrisini paralel yukarıya kaydırırken, tasarruf fonk-
siyonunu ise aşağıya doğru kaydırır. Çünkü otonom tasarruflar otonom tüketimin negatif de-
ğerler almış hâlidir.
H. YATIRIM
Ekonominin net sermaye stoklarına yapılan ikamelere yatırım denir.
Planlanmış Planlanmamış
Stok Yatırımları Stok Yatırımları
Firmanın bir sonraki Firmaların
yıl satmak üzere satamadığı
ürettiği mamullerdir. ürünlerdir.
1. Yatırım Fonksiyonu
Devletin dâhil edilmediği gelirin tüketim ve yatırımdan oluştuğu basit keynesyen modelde ya-
tırımlar genellikle gelire duyarlı değil, otonomdur (Y = C + Io).
¾¾ kâr beklentileri
¾¾ faiz
¾¾ kapasite kullanımı
kavramlarıdır.
R1 R2 Rn
YP = + + ... + eşitliği ile bugünkü değer bulunur.
(1 + r) 1
(1 + r ) 2 ( 1 + r) n
İskonto oranı ile faiz oranı ilişkisine
bakılır.
Rn : n yılındaki değer
r : İskonto oranı
i : Faiz oranı
3. Faiz Oranları
Yatırımın temel belirleyicilerinden biri de faiz oranlarıdır. Faiz oranları düştüğünde yatırımın-
dan maliyetleri düşer. Dolayısıyla diğer şeyler sabitken yatırımın kârlılığı artar. Bu durumda
bize faiz oranları ile yatırım arasında ters yönlü ilişki olduğunu gösterir.
Yukarıdaki denklemde Io otonom yatırım miktarını yani her şeyden bağımsız olan değişmeyen
yatırımı gösterir. Denklemdeki "b" parametresi ise faiz oranlarındaki bir birimlik değişmenin,
yatırım harcamasında ne kadarlık bir değişme yaratacağını gösteren katsayıdır. Yani yatırımın
faize duyarlılığıdır.
O hâlde yatırım eğrisini elde etmek istersek I = Io – bi denkleminden yola çıkarak faiz ve yatı-
rım arasındaki ters ilişkiyi gösteren negatif eğimli bir doğru şeklinde çizilir.
i
I
0 I1 I2 I0
∆i
a DI
i2 Yatırımın faize duyarlılığı ise b = olduğuna göre
∆I Di
1
tan a = şeklinde kolaylaştırılabilir.
b
I
0 I1 I2 I0
I
0 I0
Otonom yatırım düzeyi
I = Io1 – bi I = Io2 – bi
I
0 Io1 Io2
Gelirde meydana gelen bir birimlik değişmenin toplam yatırım miktarını ne kadar değiştirece-
ğini gösteren kat sayıdır.
DI
e=
DY
↑I = eYd↑ eşitliğinde de görüldüğü üzere gelirde meydana gelen artışlar toplam yatırımı da
artırmaktadır.
Ancak 0 < e < 1 olduğu için diğer şeyler sabitken yatırımdaki artış gelirden daha çok olamaz.
Io Io
Io
Y Y
0 0
Otonom yatırım Toplam yatırım
(Gelire duyarsız) (Gelire duyarlı)
(Otonom ve uyarılmış yatırım)
Aksi belirtilmedikçe Keynesyen Modelde yatırımlar otonomdur. Çünkü depresyon içindeki bir ekonomi
incelenmiştir.
I. YATIRIM TEORİLERİ
1. Tobin'in q Teoremi
Piyasa de€eri
q=
Sermaye yenileme maliyeti
_
q > 1 & yat›r›m yap
b
bb
q < 1 & yat›r›m yapma ` q -" I -
b
q = 1 & farketmez b
a
9 Piyasa değeri: Hisse senetleri fiyatları (faiz ile ters çalışır).
¾ Kurumlar vergisi↓ & Firmanın kârı↑ & Hisse senedi fiyatları↑ & Piyasa değeri & q↑ & I↑
¾ Para Arzı↑ & Faiz↓ & Hisse senedi fiyatları↑ & q↑ & I↑
CK = Bugünkü maliyet
H = Hurda değeri
R1 R2 Rn H
PC = - C K + + + ... + +
(1 + i) 1
(1 + i) 2 (1 + i) n (1 + i) n
PV = 0 & Farketmez
R1 R2 Rn
CK = + + ... +
(1 + r) 1
(1 + r) 2 (1 + r) n
r = i & Farketmez
K *t = v.Yt
¾ t – 1 dönemindeki (K *t- 1 )
K *t- 1 = v. (Yt - 1)
¾ Yatırım
I NET = K * - K *t - 1
♦ Net yatırımın temel iki belirleyeni vardır. Birincisi; sermaye hasıla katsayısı, ikincisi; iki
dönem geliri arasındaki fark.
Kamu harcamaları reel çıktıyı doğrudan etkiler dolayısıyla transfer harcamaları ve faiz ödeme-
leri kamu harcamasına dâhil edilemez.
Kamu harcamaları daima otonomdur. Yani gelirden bağımsızdır. Gelir değişiklikleri kamu harcamasını
etkilemez ancak kamu harcamasındaki değişiklik geliri etkiler.
G0 G
Y
0
Tr0 Tr
Y
0
L. VERGİLER (T)
Devletin egemenlik gücüne dayanarak karşılıksız olarak aldığı parasal değerlere vergi denir.
Kamu gelirlerinin büyük bir bölümünü oluşturur (2017 için Y.87).
T= TO + tY
. .
Otonom Marjinal
vergi vergi
oran›
Tüketim, yatırım ve tasarruf fonksiyonlarında olduğu gibi vergilerde aynı şekilde çalışır. O
hâlde vergi fonksiyonu çizmek istersek dikey eksenden (otonom) başlayan pozitif eğimli bir
doğru elde edilir.
T
T = f(y)
T0
Y
0
1. İhracat (X)
Yurt dışına yapılan mal ve hizmet satışlarıdır.
X0 X
Y
0
2. İthalat (M)
Yurt dışından yapılan mal ve hizmet alımlarıdır. Otonom ve uyarılmış şekilde ithalat gerçek-
leşebilir.
a. İthalat Fonksiyonu
nom ithalattan başlayıp gelir arttıkça artan pozitif eğimli bir doğru çizilir. Bu doğrunun eğimini
de yine marjinal ithalat eğimi (m) belirler.
M
M = M0 + mY
(M = M0 + mY)
m↑
M0
Y
0
NX = X - M
NX = X 0 - _ M 0 + mY i
NX
99 İthalat fonksiyonu
M = M 0 + mYd
99 Otonom ithalat (M0): Gelirden bağımsız olarak yapılan ithalattır. Sabit döviz kurunun ol-
duğu durumlarda yapılır.
M
M0 M
Y
0
9 Marjinal ithalat eğilimi (m, MPM): Gelirde oluşan bir birimlik değişmenin, ithalatta kaç
birimlik değişme yarattığını gösterir.
DM
m=
DY
9 Uyarılmış ithalat (mY): Gelire bağlı olan gelir arttıkça artan ithalattır.
m = f(Y)
Y
0
C + I + G + NX C + I + G + NX
AE
AE = Y (45° doğrusu) → TOPLAM ARZ
Ao
45°
Yo → AE = Y = C + I + G + NX
AE = Y = C + I + G + NX
& Co + Io + Go + Xo - Mo = Ao dersek
En küçük ekonomiden en geniş ekonomiye doğru sıralanmış sorularla denge millî gelir hesaplanacak.
ÖRNEK
Bir ekonomide C = 200 + 0,8 Yd iken ekonomiye 200 br tüketim ilave edilirse;
b) Yorumlayınız.
ÇÖZÜM
b) AE
¾¾ T.P. Harcama doğrusu bütü-
AE = Y
nüyle paralel yukarı kayar.
400 + 0,8 Yd
¾¾ 45° doğrusu üzerinde yuka-
200 + 0,8 Yd rı hareket meydana gelir.
400
200
45°
Y
Yo 2000
ÖRNEK
C = 200 + 0,8 Yd olan bir ekonomiye 300 birimlik otonom yatırım ilave edilirse;
b) Yorumlayınız.
ÇÖZÜM
b) AE
¾¾ T.P.H doğrusu bütünüyle
AE = Y
paralel yukarı kayar.
500 + 0,8 Yd
200
45°
Y
Yo 2500
ÖRNEK
C = 300 + 0,7Yd olan bir ekonomiye I = 200 + 0,2Yd kadarlık yatırım enjekte edilirse;
b) Yorumlayınız.
ÇÖZÜM
b) AE
¾¾ T.P.H doğrusu DİKLEŞE-
AE = Y
REK yukarı kayar.
500 + 0,9 Yd
300
45°
Y
Yo 5000
SONUÇ
ÖRNEK
olan bir ekonomiye 500 birimlik kamu alımı uygulanırsa yeni denge millî gelir kaçtır?
ÇÖZÜM
C = 400 + 0, 8Yd
İlk durum
I = 300 + 0, 1Yd Y = 1200 + 0, 9Y
AE = Y = 700 + 0, 9Yd
0, 1Y = 1200
G = 500
Y = 1200 + 0, 9 Yd Y = 12000
6
Y - T + Tr
ÖRNEK
C = 500 + 0,8Yd, I = 300, G = 200 olan bir ekonomiye 100 birim vergi uygulanırsa;
b) Yorumlayınız.
ÇÖZÜM
b) AE
¾ T.P.H doğrusu paralel
Y = AE
aşağı kayar.
1000 + 0,8 Yd
920
45°
Y
4600 Yo
Vergiler ekonomide sızıntı niteliği taşıdığı için vergi artışları gelir azaltıcı etki yapar yani ters çalışır.
ÖRNEK
C = 500 + 0,8Yd, I = 200, G = 600 olan bir ekonomiye T = 100 + 0,1Y kadarlık vergi uygula-
nırsa;
b) Yorumlayınız.
ÇÖZÜM
Y = 1220 + 0, 72Y
0, 28Y = 1220
1220
Y= = 4357
0, 28
b) AE
¾¾ T.P.H doğrusu yatıklaşa-
AE = Y
rak aşağı kayar.
1300 + 0,8 Yd
1200
45°
Y
4357 Yo
SONUÇLAR
99 Otonom harcamadaki artışlar toplam planlanan harcama doğrusunu sağa (yukarı) kaydırır.
To↓, Mo↓
AE3
c↑, e↑
AE1 t↓, m↓, s↓
0 Y
SIRA SİZDE
1) C = 200 + 0,8Yd olan bir ekonomide denge millî gelir düzeyi kaçtır?
2) Bu ekonomiye 100 birim yatırım, 200 birim kamu harcaması, 400 birim ihracat, 500 birim
ithalat eklenirse yeni denge millî gelir?
3) Birinci ekonomiye 300 birim Tr, 100 birim T ilave edilirse yeni denge millî gelir?
b) Gelirdeki değişim?
c) Yorumlayınız.
1. Sızıntı-Enjeksiyon
S, I, T, M
S, T
Io, Go
0 Y
Yo
2. Tasarruf Paradoksu
S, I
S = f(Y1)
S = f(Y)
Bireylerin tasarruflarındaki artışın geliri
azaltmasına tasarruf paradoksu denir. Ta-
Io
sarruf artışı bireyler için iyi bir durumken
ekonomi için kötü bir durumdur. Bu yüzden
0
Y1 Yo
Y tasarruf paradoksu TERKİP HATASI olarak
da değerlendirilir.
(–) So1
(–) So
1. Aşamalar Hipotezi
d n $ DY
1
n. Aşama 0
Çarpan 1-c
ÖRNEK
Marjinal tüketim eğilimi (c)'nin 0,8 olduğu bir ekonomide G = 100 br artırılırsa
Aşamalar DAE DY
1. Aşama DAE = 100 DY = 100
2. Aşama c.DAE = 0,8.100 = 80 (1 + c). DY = (1 + 0,8).100 = 180
3. Aşama c2.DAE = (0,8)2.100 = 64 (1 + c + c2). DY = (1 + 0,8 + 0,64) = 244
PRATİK
1
kG =
1 - c (1 - t)
99 Soruda marjinal vergi oranı (t) verilmişse ve vergiler değişirse;
-c
kT =
1 - c (1 - t)
1
kS =
1- c- e
DİPNOTLAR
1 1
kG = =
1-c s
99 Bir ekonomide, kamu harcamaları ve vergiler aynı oranda, aynı yönde değişirse; gelir kamu
harcaması kadar değişir.
1 -c 1- c
Çünkü; + = =1
1- c 1- c 1- c
99 Bir ekonomide, transfer harcamaları ve vergiler aynı oranda, aynı yönde değişirse; gelir
değişmez.
c -c c- c
Çünkü; + = =0
1- c 1- c 1- c
ÖRNEK
c = 0,8 olduğu bir ekonomide kamu harcaması 10 br artırılırsa gelir nasıl değişir?
c = 0, 8
DG = 10 br -
1 1 1
kG = = = = 5. (10) = 50 -
1-c 1 - 0, 8 0, 2
ÖRNEK
c = 0, 75
DG = 10 br -
1 1 1
kG = = = = 4. (10) = 40 br -
1-c 1 - 0, 75 0, 25
ÖRNEK
c = 0, 6
DTr = 40 br -
c 0, 6 0, 6 6
k TA = = = = $ 40 = 60 br -
1-c 1 - 0, 6 0, 4 4
ÖRNEK
c = 0, 8
DT = 50 br .
-c - 0, 8 - 0, 8
kT = = = = - 4.(- 50) = 200 br -
1-c 1 - 0, 8 0, 2
ÖRNEK
C = 200 + 0,8Yd, I = 100, G = 400 olan bir ekonomiye 70 birim transfer harcaması ilave
edilir ve bunun tamamı vergilerle finanse edilirse gelir nasıl değişir?
4
Tr = 70 br -
DY
T = 70 br -
99 Transfer harcamaları ve vergiler aynı oranda ve yönde değiştiği için gelir değişmez.
ÖRNEK
I. yol:
c = 0, 8
4 DY = DG -= 20 br -
G = 20 br -
T = 20 br -
II. yol:
_
1 1 1
kG = = = = 5.(20) = 100 br - b
1- c 1 - 0, 8 0, 2 bb
` 20 br -
-c - 0, 8 b
kT = = = - 4.(20) = - 80 br . b
1- c 0, 2
a
ÖRNEK
c = 0, 8
t = 0, 25
DG = 40 br -
1 1 10
kG = = = $ 40 = 100 br -
1 - 0, 8 (1 - 0, 25) 0, 4 4
144 4244 43
0, 75
14444244443
0, 60
1444442444443
0, 40
ÖRNEK
c = 0, 8
t = 0, 25
DT = 12 br .
-c - 0, 8 - 0, 8
kT = = = = - 2.(- 12) = 24 br -
1 - c (1 - t) 1 - 0, 8 (1 - 0, 25) 0, 4
144 4244 43
0, 75
14444244443 soruda vergiler
0, 6
1444442444443 azaldığı için (–)
0, 4
ÖRNEK
c = 0,8, denge millî gelir = 300 iken, G 30 birim artırılırsa yeni denge millî gelir?
c = 0, 8 DY = Y2 - Y1
DG = 30 150 = Y2 - 300
Y = 300 Y = 450
2
Y2 = ?
1 1 1
= = = 5.30 = 150
1-c 1 - 0, 8 0, 2
ÖRNEK
c = 0,75, S = 100, millî gelir = 200 ve denk bütçedeki bir ekonomide I = 20 birim artırılırsa;
1 1
a) = = 4.20 = 80 br -
1-c 1 - 0, 75
DY = Y2 - Y1 & 80 = Y2 - 200 & Y2 = 280
b) Denk bütçe;
G=T
I=S
100 100
20 20
120 120
1. Enflasyonist Açık
Gerçekleşen harcamaların planlanan harcamalardan büyük olması durumudur. Bu durumda
toplam talep, toplam arzı aşar ve enflasyonist açık oluşur.
AE Y > YN
Y = AE (ARZ) Talep > Arz
AE (TALEP)
Tüketim Fazla
İST
SYON
ENFLA AÇIK
Stoklar erir
P↑
45° Çözüm
Y
0 Yn Yo
Y = YN
A0
45°
Y
0 YN Y0
2. Deflasyonist Açık
Deflasyonist açık durumunda tam istihdam gelir seviyesi gerçekleşen gelirden büyüktür. Yani
ekonomide toplam arz toplam talebi aşmıştır.
AE Y < YN
AE = Y (ARZ)
Arz > Talep
DEFLASYONİST
AÇIK Üretim çok
AE (TALEP)
Stoklar artar
P↓
45° Çözüm
Y
0 Yo YN
AE
Y = AE
AE1
Y = YN
AE
A0
G.M.P
AE0
45°
Y
0 Y0 YN
ÖRNEK
Bir ekonomide denge millî gelir = 1000, tam istihdam millî gelir = 1200, c = 0,8 ise;
a) Ekonomide ne yaşanmaktadır?
a) Yn = 1200
1 1
kG = = = 5.DG = 200 -
1-c 1 - 0, 8
40 br↑ artırılmalıdır.
D. PARA
Para: Değişim aracıdır.
Exojen
Endojen
♦ Para miktarının faizlerden etkilenmediği durumdur. ♦ Para arzı ve faiz arasındaki pozitif ilişkidir.
GSMH
v=
MS
¾¾ M - . V = P - . T
M - .V = P - .Y
1
v=
k Fisher denklemiyle özdeşliği sağlayan kat sayıdır.
Marshall'ın K'sı
M.V = P.Y
1 Para hem işlem hem servet güdüsüyle talep edilir.
M$ = P.Y
k
M = k.P.Y
5 =
Para Nominal
arz› para talebi
Md
Para miktarı
0
c. Likitide Tuzağı
i i
i1
i2
e=3
i3 Md Md
eğim = 0
Son
nokta Likitide
tuzağı
Para Para
0 0
miktarı miktarı
99 Faiz oranları düşebileceği son noktaya düştüğünde hane halkının bankayla tüm ilişkisini
keserek sonsuz para talep etmesine Likidite Tuzağı denir.
MS 2 kat↑
Klasik Sabit Sıfır Dikey
Enf. 2 kat↑
MS 2 kat↑
Monetarist İstikrarlı Düşük Göreli olarak (oldukça dikey)
Enf. 3 kat↑
5. Dengenin Değişmesi
ÖRNEK
Gelir artması sonucunda para talebi artarsa faiz, Tobin'in q'su ve yatırım nasıl değişir?
i
MS
Y↑ $ Md↑ $ i↑ $ Hisse senedi fiyatları↓ $ q↓ → I↓
i1
i0
Md
1
Md
Para miktarı
0 MS
o
İki değişken arasındaki ilişki genellikle tek yönlüdür. Yani ilk söylenenin tersi geçerlidir.
i↓ Md↑
M d↑ i↑
ÖRNEK
i2
Md
Para miktarı
0 MS MS
1
Faiz değişimi para arzı değişimini etkilemez ama MS değişimi faizi etkiler.
IS - LM ANALİZİ
A. IS ANALIZI (MAL PIYASASINDA DENGE)
S1 S1
3 2
So So
Y I
0 Yo Y1 0 Io I1
i i
io io
4 1
i1 i1
IS I = I(r)
0 Y 0 I
Yo Y1 Io I1
99 Önce negatif eğimli yatırım eğrisi çizilir, sonra S = I'yı sağlayan hayali 45° çizilir. Amaç faize
denk gelen tasarruf seviyesini bulmaktır.
Daha sonra gelire bağlı tasarruf eğrisi çizilir. Amaç gelire denk gelen tasarruf düzeylerini
bulmaktır. Daha sonra faizlerin yatırımdan, gelirin tasarruftan alınarak elde edilen noktalar
birleştirildiğinde I = S'yi sağlayan IS eğrisi elde edilir. Buna 4'lü grafik yöntemi denir.
Tanım: Her denge faiz oranı ve gelir seviyesinde tasarrufların yatırımlara eşit olduğunu gös-
teren negatif eğimli doğruya IS eğrisi denir.
99 Tasarruf, yatırım, gelir ve faiz oranındaki tüm değişmeler analizde reel değişmelerdir. Fi-
yatlar genel düzeyi ve analizde yer alan tüm fonksiyonların parametreleri sabit kabul edil-
mektedir.
1) Yatırım talep eğrisidir. (Yatırım harcamaları faiz oranlarıyla ters yönde değişir.)
2) 45° doğrusu orijinden geçer, üzerindeki tüm noktalar yatırım-tasarruf eşitliğini gösterir.
Ao AE = Ao – bio
1
E1
Ao
45°
0 Y
E1′
i1
IS
0 Y
Yo Y1
9 Herşey otonom faizler yatırımına duyarlı iken çizilen gelir-harcama grafiğinde denge Eo'da
sağlanmıştır. Faizlerin düşüp yatırımın artması ile AE yukarı kaymış ve yeni denge E1'de
sağlanmıştır.
9 Bu faiz ve gelir değişimleri alt diyagrama aktarıldığında negatif eğimli IS elde edilir. O hâlde
IS üzerindeki her noktada mal piyasası dengededir.
9 O hâlde toplam harcama doğrusunu etkileyen her şey IS eğrsini de etkiler.
3. IS'nin Hareketi
Otonom harcamalar ve maliye politikalarından etkilenir.
a. Sağa Kaydıranlar
IS üzerinde kamu harcaması, vergi ve transfer harcaması sabittir (G, T, Tr). Şöyle düşün bunlardan
birisi değiştiğinde IS hareket eder. O hâlde üzerindeyken sabit kalması lazım.
4. IS'nin Eğimi
1
. tan a -=
. k.b -
1 i
tan a .=
k.b -
IS
i↓
kliğ ei = 0
ne
es
aiz
f ↑
↓, ↑ ,m
,k ,t
c↓ s↑
IS
ei = 3
0 Y
A′ D′ A D
io io
C′ B′ C B
i1 i1
I>S
(TALEP
I IS
FAZLASI)
I=S Y
S1 I=S I=S S2 Yo Y1
I>S S>I
99 IS'nin solunda kalan i1 faizi Yo gelirini gösteren C noktası soldaki diyagrama aktarıldığında
yatırımın gerisinde kalan tasarrufu (S1) gösterir. Bu da IS'nin solunda I > S yani talep fazlası
olduğunu gösterir.
99 IS'nin sağında kalan io faizi Y1 gelirini gösteren D noktası soldaki diyagrama aktarıldığında
yatırımı aşan tasarrufu gösterir. Bu da IS'nin sağında S > I yani arz fazlası olduğunu gös-
terir.
LM eğrisi denir.
1. LM'nin Hareketi
99 Ekonomideki para miktarına bağlıdır.
a. Sağa Kaydıranlar
99 MS (Para stoğu)↑ i
b. LM'nin Eğimi
99 Neye duyarsızsan ona paralel çiz 99 Neye duyarlıysa ona dik çiz
¾¾ Para talebinin faiz esnekliği sıfırsa ¾¾ Para talebinin faiz esnekliği sonsuzsa
(duyarsız) (duyarlı)
i i
LM
LM
Y Y
¾¾ Para talebinin gelir esnekliği sıfırsa ¾¾ Para talebinin gelir esnekliği sonsuzsa
(duyarsız) (duyarlı)
i i
LM
LM
Y Y
LM
ei = 0 Yatıklaştıkça;
ey = 3 Faiz esnekliği artar.
Gelir esnekliği azalır.
LM
ei = 3
ey = 0
0 Y
io io
i2 i2 B
Md > MS
Md
Para Para
0 MS (Yo) 0
o miktarı miktarı
99 LM'nin solunda kalan yüksek faizi gösteren A noktasında yükselen faizler para talebini
azalttığı için para arz fazlası vardır.
99 LM'nin sağında kalan düşük faizi gösteren B noktasında para talep fazlası vardır.
SONUÇ
IS LM
i LM
Arz fazlası
S>I
Arz fazlası
Talep fazlası
Talep fazlası
I>S
Y
C. İÇ DENGE
i
LM
io
PARA VE MAL PİYASASI DENGESİ
IS
Y
Yo
1. Dengenin Değişmesi
ÖRNEK
Bir ekonomide kamu harcamaları artırılırsa; faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik nasıl
değişir?
i
LM
G↑ ➠ IS sağa kayar.
i1
IS sağa kaydıkça;
io
i↑ $ I↓
IS1
Y↑ $ C↑, U↓
IS
Y
Yo Y1
ÖRNEK
Bir ekonomide para talebi artarsa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik)
i
LM
i1
io
IS
Y
Y1 Yo
ÖRNEK
Bir ekonomide para arzı artırılırsa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik)
i
LM
LM1
io MS↑ $ LM sağa
i1 i↓ $ I↑ $ Y↑ $ C↑ $ U↓
IS
Y
Yo Y1
ÖRNEK
Bir ekonomide kamu harcamaları ve para arzı artırılırsa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir,
yatırım, tüketim, işsizlik)
Md↑ $ LM sağa
oran vermemiş
i G↑ $ IS sağa
LM
LM1
eşit gibi çiz
io değişmeyen belirsizdir.
i belirsiz
I belirsiz
IS1
IS Y↑ $ C↑ $ U↑
Y
Yo Y1
ÖRNEK
Bir ekonomide vergiler ve para talebi aynı oranda artarsa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir,
yatırım, tüketim, işsizlik)
i
Md↑ $ LM sola
LM1 oran vermiş
LM
T↑ $ IS sola (aynı oran)
i sabit
io
I sabit
Y↓ $ C↓ $ U↑
IS
IS1
Y
Y1 Yo
ÖRNEK
Likitide tuzağındaki bir ekonomide genişletici para politikası uygulanırsa X nasıl deği-
şir? (X = faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik)
i
LM LM1
G.P.PoI $ LM sağa
i Y
io
IS
Y
Yo
♦♦ LM yatay
Ara bölge
Keynesyen
¾¾ Monetanist ➠ Para işlem ve tahvil amaçlı
Likidite Tuzağı
para talebinin faiz esnekli-
ği düşük LM göreli olarak
Y
(oldukça) dik, IS göreli
olarak (oldukça) yatık
ÖRNEK
Klasik bölgede para arzı artarsa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik)
i
LM LM1
MS↑ $ LM sağa kayar.
i↓ $ I↑
io
Y↑ $ C↑ $ U↓
i1
IS
Y
Yo Y1
ÖRNEK
Bir ekonomide yatırımların faiz esnekliği sıfırken genişletici maliye politikası uygulanır-
sa X nasıl değişir? (X = faiz, gelir, yatırım, tüketim, işsizlik)
i
IS IS1
LM G.M.P. $ IS sağa kayar.
i$ I
i1
Y↑ $ C↑ $ U↑
io
Y
Yo Y1
Yatırımın faiz esnekliği sıfırken (IS düşeyken) faiz ve yatırım arasında ilişki kurulamaz. Yatırımlar sa-
bittir.
ÖRNEK
NX↑ $ IS sağa
i$ I
io LM
Y↑ $ C↑ $ U↑
IS IS1
Y
Yo Y1
LM
i1 Kısmi dışlama
G↑ ➠ IS sağa
io
A B I↓ $ Y↓
IS1
IS
Y
0 Yo Y1 Y2
¾¾ Kamu harcamasının artmasıyla IS sağa kaymış, faizler ve gelir yükselmiştir. Artan faiz
oranları özel kesim yatırımlarını azalttığı için gelir olması gerekenden az artmıştır.
Bunu görmek için ilk denge noktasından IS'ye çarpana dek gidilir (B noktası). Eğer faiz
değişmeseydi gelir Y2 kadar artacaktı. O hâlde Y1-Y2 arası dışlanan kısımdır.
♦♦ Özel durumlar hariç (eğrilerin dikey, yatay olması) her koşulda kısmi dışlama vardır.
ÖRNEK
Y↑ = Dışlama yok
LM
IS IS1
Y
0 Yo Y1
ÖRNEK
Para talebinin faiz esnekliği sıfırken kamu harcamaları artarsa?
i
LM
i1
G↑ ➠ G.M.P. ➠ IS sağa kayar.
Y ➠ Tam dışlama
io
IS1
IS
Y
0 Yo Y1
Dışlanan kısım
ÖRNEK
Yatırımların faiz esnekliği sıfırken Tr artırılırsa?
i
IS IS1
LM
Tr↑ ➠ IS sağa kayar.
i1
Y↑ ➠ Dışlama YOK
io
Faizler
değişmeseydi de
bu kadar artardı.
Y
0 Yo Y1
ÖRNEK
Yatırımın faiz esnekliği sonsuzluğu geliştirici maliye politikası uygulanırsa?
i
LM
G.M.P. ➠ IS sağa
io IS Y ➠ Tam dışlama
Y
Yo
ÖZET
Dışlama LM dikleştikçe
ARTAR
IS yatıklaştıkça
2. Politika Etkinliği
99 Politika başarısıdır.
¾¾ G.M.P. ➠ Y↑ ➠ etkin
D.M.P. ➠ Y ➠ etkisiz
ÖRNEK
MS↑ ➠ LM sağa
io IS
Y↑ ➠ etkin
Y
Yo Y1
ÖRNEK
LM
.
.P
LM1
.P
i2 Y ➠ etkisiz
D
.
.P
.P
G
io
i1
0 Y
Yo
ÖRNEK
io IS Y ➠ etkisiz
Y
Yo
ÖRNEK
IS2 IS IS1
LM
Y↑↓ ➠ etkin
io
Y
0 Y2 Yo Y1
SONUÇ
ÖRNEK
Yatırımların faiz esnekliği para talebinin faiz esnekliğinden büyükse hangi politika daha
etkili?
i
II. yol:
LM
i
M.P. LM1 LM
P.P.
Para Maliye
io
Politikası Politikası
Etkinliği Etkinliği IS
IS1
IS
Y Y
0 Yo Y1 Y2 0
Ieş > Leş
M.P.
P.P. IS eğimi < LM eğimi
P.P. etkinliği > M.P. etkinliği
3. Politika Karması
i
LM
LM1
¾¾ İki politika beraber uygulanmalıdır.
E1
IS
Y
P
AD ile talep eğrileri arasında
hiç bir ilişki YOK
Eo′ Para ve mal
piyasası
E1′ dengededir.
AD
Y
Yo Y1
99 Fiyatların düşmesiyle reel para arzı artmış LM sağa kaymıştır. Bu değişen denge alt diyag-
rama aktarıldığında elde edilen eğri AD eğrisidir.
Tanım: Her gelir düzeyi ve fiyat seviyesinde para ve mal piyasasını dengeye getiren (IS = LM)
negatif eğimli doğruya toplam talep denir.
P -$d n . $ LM sola $ i - $ I . $ Y .
M
P-
c. Uluslararası Etki
2. AD'nin Hareketi
99 IS ve LM sağa kayarsa AD sağa kayar.
3. AD'nin Eğimi
IS ile doğru orantılı $ IS dikse AD dik
ÖRNEK
Bir ekonomide kamu harcaması artarsa faiz, gelir ve fiyatlar genel seviyesi nasıl deği-
şir?
IS-LM AD-AS
i P
Bağlantı KURMA!!!
LM AS
i1 P1
io Po
IS1 AD1
IS AD
Y Y
0 0 Yo Y1
ARADA
GEÇİŞ YOK!
G↑ → IS sağa G↑ → IS sağa → AD sağa
& i↑ & P↑ Y↑
Eğer soruda faizler sorulmuşsa IS-LM çizilerek, fiyatlar sorulmuşsa AD-AS çizilerek çözülür.
ÖRNEK
Para talebinin faiz esnekliği sıfırken para arzı artırılırsa faiz, fiyat ve gelir nasıl değişir?
i P
LM LM1
io Po AD
i1
IS
Y Y
0 Yo 0 Yo
ÖRNEK
Para talebinin faiz esnekliği sonsuzken ATM'lerin yaygınlaşmasıyla beraber fiyatlar ge-
nel seviyesi, gelir, paranın dolaşım hızı nasıl değişir?
P
AD AD1 AS
P↑, Y↑
Md↓ $ V↑
Y
0 Yo Y1
Çıktı
Üretim
0 Y Çıktı-Hasıla
GSMH
Tanım: Her denge fiyat düzeyi ve hasıla bileşimlerinde ekonomideki tüm firmaların üretip
satmak istedikleri miktarı gösteren eğriye toplam arz denir.
a. SRAS'nin Hareketi
99 Sağa kaydıranlar;
¾¾ Teknolojik yenilik
¾¾ Nüfus artışı
b. LRAS'nin Hareketi
P TT
LRAS LRAS1
0 Y 0 BB
YN
ÖRNEK
Petrol fiyatlarının aniden ve büyük ölçüde yükselmesi ile fiyatlar genel seviyesi ve çıktı
düzeyi nasıl değişir?
P
AS1
AS
Petrol fiyatları↑ $ AS sola kayar.
P1
P↑ Y↓ ➠ Stagflasyon
Po
ÖRNEK
Po AD1
AD
Y
0 Yo
1. Klasik Modelde AS
99 Tam istihdam P
AS
99 Tam rekabet Sebebi
P
AS
Po AD1 MS↑ ➠ P↑
ADo
Y
0 Yo
Bugünkü tasarrufu↑
Denklik değişmeyecek
2. Keynesyen Model
9 Eksik istihdam P
AS Y↑ $ Etkin
AD1
AD
Y
0 Yo Y1
AD
Y
Yo YN
Ekonomiler tam istihdama veya döneme gelince AS dik çizilir. Bu yüzden Keynes bile olsa uzun dönem-
de politikalar etkisizdir.
¾ Likidite tuzağı sebebiyle: LM yatay
¾ Hane halkında para yanılması söz konusudur.
♦ Emek arzı nominal ücretin artan fonksiyonudur.
♦ Emek talebi (firmalar) reel ücretin azalan fonksiyonudur.
Politika Etkinliği
P
LRAS
SRAS1
P2 SRAS
P1
G.P.P $ AD sağa kayar.
Po
AD1 Kısa dönemde (SR) & Y↑ P↑ & Etkin
99 Genişletici para politikası sonucu toplam talep sağa kaymış ve gelir Y1'e, fiyat P1'e yüksel-
miştir. Fiyatlardaki yükseliş beklenen enflasyonu yükselterek AS'yi sola kaydırmış ve yeni
denge P2, YN seviyesinde gerçekleşmiştir. O hâlde;
¾¾ Kısa dönemde $ Y↑ ➠ U < UN (Yani işsizlik doğal işsizliğin altına iner.)
P P
LRAS LRAS
SRAS1 SRAS1
P1 SRAS P1 SRAS
1 2
Eşanlı 1
Po 0 Po 0
AD1 AD1
AD AD
Y Y
YN YN
9 Eksik rekabet
¾ Çünkü ekonomide;
♦ Toplu iş sözleşmeleri
♦ Menü maliyetleri
♦ Kösele maliyetleri
♦ İçerdekiler-dışardakiler modeli
♦ Sendikalar
a. İçerdekiler-Dışardakiler Modeli
Emeğin verimi ile ücret arasında doğru orantı vardır. Ücretler düşürülürse verim düşer. Dola-
yısıyla çıktı düşer.
Klasik Model
P 99 G.P.P. uygulandı
AS
¾¾ P↑ Y → Etkisiz
Keynesyen Model
P 99 G.M.P. uygulandı
¾¾ P , Y↑ → Etkin
¾¾ Enflasyon yok
Po AS
¾¾ Kısa dönemli analiz
P2
¾¾ Uzun dönem ➠ P↑, Y ➠ Etkisiz
0
Y ♦♦ Kısa dönem ➠ P↑, Y↑ → Etkin
YN
P > Pe ➠ U < UN
P < Pe ➠ U > UN
P = Pe ➠ U = UN
P2
¾¾ Uzun dönem ➠ Etkisiz (P↑, Y )
Klasik Model
P 99 D.P.P. uygulandı
AS
¾¾ P↑ Y & Etkisiz
P1
AD
Po
AD1
Y
0
Keynesyen Model
P
99 D.M.P. uygulandı
¾¾ P , Y↓ & Etkin
Po AS
AD1 AD
Y
0 Y1 Y0
P1
P2
AD
AD1
Y
0 Y1 YN
P 99 D.M.P. uygulandı
LRAS
SRAS ¾¾ Kısa dönem ➠ Etkisiz
AD
AD1
Y
YN
AÇIK EKONOMİ
A. DÖVIZ PIYASASI
Kur (Parite): Para birimlerinin birbiri cinsinden değeri
99 Sabit Kur: M.B'nin kur düzeyini belirli bir orana sabitlemesidir (Müdahaleci)
1$ = 2¨
99 Esnek (Dalgalı, Serbest) Kur: Kur seviyesinin döviz arz ve talebine göre piyasada belir-
lenmesidir.
99 Gözetimli Dalgalı Kur (Tünelde Gezinen Yılan): Kur rakamlarının belirli aralıklarla ser-
best bırakılıp aralık dışına çıktığında M.B'nin müdahale etmesidir.
1$ = 3¨
1$ = 2¨
1€ = 2,0871$
P* → Dünya fiyatları
R = e$
P → Yurt içi fiyatları
1$ = 1¨
1000$ $ ABD $ 500 kg muz
1000$ $ TR $ 300 kg muz
Kur hesaplanırken nominal rakamlara değil satın alınan mal miktarlarına bakılır. O hâlde enf-
lasyon oranı düşük ülkelerin satın alma gücü yüksektir.
¾ İhracatın artması
1. Marshall-Lerner Koşulu
Devalüasyonun hangi koşullar altında olumlu etki yaratacağını açıklar. Bu koşula göre;
em : İhtalat esnekliği
ex : İhracat esnekliği
em + ex = 1 ➠ Fark etmez
2. J Eğrisi
Devalüasyon dış ticareti
önce olumsuz sonra olumlu
Fazla
etkiler, yani devalüasyonun
Denge 0 t (zaman)
olumlu sonuçlarının belirli bir
zamanda görülmesine denir.
Açık
su
i
e
m
tk
ze lu
tki olu m
B. ÖDEMELER BILANÇOSU
Ülkelerin diğer ülkelerle yapmış oldukları her türlü ticari faaliyetin gösterildiği çift taraflı kayıt
esasına dayanan bilançodur. 4 kalemden oluşur. Akım değişkendir.
1. Cari işlemler hesabı
1+ 2+ 3+ 4 = 0
99 Karşılıksız transferler
99 Hibe ve bağışlar
ÖRNEK
Ali LİBOR → Faizler yüksek (BİS’e gitmek yerine Londra borsasından aldı)
Ser (Yurt içi faizler yüksek)
m a y e çı kı şı
99 Gümrük kaçakçılığı
9 IMF kredisi
Altın
ed
e ¾ Her denge faiz oranı ve gelir seviyesinde
g
en ödemeler bilançosunu dengeye getiren pozi-
D
su
n ço tif eğimli doğruya BP eğrisi denir.
Bila
d.
Ö ¾ Net ihracat doğrusundan elde edilir.
9 Gelir arttıkça ithalatın artması cari işlemlerde açığa sebep olur. Bu açığın sermaye hesa-
bında dengelenmesi için faizler yükseltilerek sermaye hesabında fazla yaratılır. Böylelikle
ödemeler bilançosu dengede kalır.
7. Dengesiz Durumlar
i
LA
AZ
IK
BP
Ç
,F
,A
X↑
X↓
N
N
↓,
↑,
,M
,M
Y↓
Y↑
Y
Y2 Yo Y1
8. BP'nin Hareketi
Reel döviz kuru↑ $ BP sağa
9. BP'nin Eğimi
99 Marjinal ithalat eğilimi (m)↑ ➠ BP'nin eğimi↑ (dikleşir)
Yurt içi
faiz FAZLA
i* = i BP
Dünya
faiz
oranı AÇIK
Y
0
Sermaye hareketlerinin
FAZLA AÇIK faize duyarlılığı arttıkça
BP YATIKLAŞIR.
Y
0
BP
FAZLA
AÇIK
Y
0
C. DIŞ DENGE
İç denge ➠ IS = LM
Dış denge ➠ IS = LM = BP
i
LM
BP
IS
Y
0 Yo
IS ve LM hareket etse bile her koşulda tekrardan BP'nin üzerinde kesişecektir. Yani daima 3 eşitlik
arayacağız.
R =d n- R=d n-
i* i*
i. i.
Yerli para değersiz Yerli para değersiz
Yerli tahvil talebi↓ Yerli tahvil talebi↓
Sermaye çıkışı yaşanır M.B. müdahale eder.
Yerli mallar ucuz TL alır, döviz sürer.
İhracat↑
M S↓
ÖRNEK
Esnek döviz kurunda tam sermaye hareketliliğinde geliştirici maliye politikası uygula-
nırsa?
i G.P.P ➠ LM sağa
LM ¾¾ i > i*
LM1
¾¾ Ödemeler Bilançosu Açık
¾¾ R = d n-
i*
i.
i* = io BP
♦♦ Yerli para değersiz
i1
♦♦ Yerli tahvil talebi↓
IS1
♦♦ Sermaye çıkışı yaşanır.
IS
Y ♦♦ Yerli mallar ucuzlar
Yo Y1
♦♦ İthalat↑ $ IS sağa
♦♦ Y ↑ ➠ ETKİN
ÖRNEK
¾¾ R = d n.
i1 i*
i-
i* = io BP
♦♦ Yerli para değerli
IS1
♦♦ Yerli tahvil talebi↑
IS
Y ♦♦ Sermaye girişi yaşanır.
♦♦ İthalat↑ $ IS sola
♦♦ Y ➠ ETKİSİZ
ÖRNEK
¾¾ R = d n.
i1 i*
i-
i* = io BP
♦♦ Yerli para değerli
IS1
♦♦ Yerli tahvil talebi↑
IS
Y ♦♦ M.B. müdahale eder.
Yo Y1
♦♦ TL sürer, döviz alır.
MS↑ ➠ LM sağa
♦♦ Y↑ ➠ ETKİN
ÖRNEK
Tam sermaye hareketliliğinde sabit döviz kurunda geliştirici maliye politikası uygula-
nırsa?
i G.P.P ➠ LM sağa
LM
LM1 ¾¾ i* > i
¾¾ Ö.B. AÇIK
¾¾ R = d n-
i*
i* = io BP i.
i1
♦♦ Yerli para değersiz
MS↓ ➠ LM sola
♦♦ Y ➠ ETKİSİZ
SONUÇ
ÇALIŞMA SORUSU
ÖRNEK
Esnek döviz kurunda tam sermaye hareketliliğinde geliştirici maliye politikası uygula-
nırsa?
i D.P.P ➠ LM sola
LM1
¾¾ i > i*
LM
¾¾ Ö.B. FAZLA
¾¾ R = d n.
i1 i*
i-
i* = io BP
♦♦ Yerli para değerli
IS
♦♦ Yerli tahvil talebi↑
IS1
Y ♦♦ Sermaye girişi yaşanır.
Y1 Yo
♦♦ Yerli mallar pahalı
♦♦ İthalat↑ ➠ IS sola
♦♦ Y↓ ➠ ETKİN
ÖRNEK
¾¾ Ö.B. AÇIK
¾¾ R = d n-
i*
i* = io BP i.
i1
♦♦ Yerli para değersiz
♦♦ İhracat↑ ➠ IS sola
♦♦ Y ➠ ETKİSİZ
ÖRNEK
¾¾ Ö.B. AÇIK
¾¾ R = d n-
i*
i* = io BP i.
i1
♦♦ Yerli para değersiz
MS↓ ➠ LM sola
♦♦ Y↓ ➠ ETKİN
ÖRNEK
Tam sermaye hareketliliğinde sabit döviz kurunda geliştirici maliye politikası uygula-
nırsa?
i LM1 D.P.P ➠ LM sola
LM
¾¾ i > i*
¾¾ Ö.B. FAZLA
¾¾ R = d n.
i1 i*
i-
i* = io BP
♦♦ Yerli para değerli
MS↑ ➠ LM sağa
♦♦ Y ➠ ETKİSİZ
ENFLASYON VE İŞSİZLİK
A. ENFLASYON
a. Talep Enflasyonu
AS
b. Arz Enflasyonu
Y1 Y*
Y Nedeni ➠ Arz Enflasyonu
c. Maliyet Enflasyonu
Girdi maliyetlerinin yükselmesi veya piyasada rekabetin bozulmasıyla toplam arzın sola kay-
masıdır.
d. Stagflasyon
e. Sürünen Enflasyon
g. Hiperenflasyon
Aylık enflasyon rakamları 3, yıllık enflasyon rakamları 4 basamaklıdır. Enflasyon gün aşırı
hatta gün içinde değişebilir. Hiperenflasyonun nedeni sürekli parasal genişlemedir.
i. İthal Enflasyon
İthal girdi fiyatlarının yükselmesine bağlı olarak maliyetlerin artması ve bu şekilde ekonominin
dışarıya bağımlı olması nedeniyle ortaya çıkan fiyat artışlarıdır.
Piyasada rekabetin aksamasıyla birlikte fiyatlarını yükselterek kâr marjlarını artıran firmaların
neden olduğu enflasyondur.
Fiyat artışlarının yıllar hatta on yıllar boyunca çift haneli rakamlarla ifade edildiği enflasyon
türüdür.
2. Kavramlar
99 Stagnasyon: Durgunluk
99 Slumpflasyon: Bir ülkede enflasyonla mücadele edilirken reel olarak daralmış küçük bir
ekonomide eş zamanlı olarak ekonomiyi canlandırmaya çalışmaktır.
99 Deflasyon: Toplam talebin toplam arz karşısında yetersiz kalması nedeniyle ekonominin
durgunlaşması ve fiyatların gerilemesidir.
a. TÜFE
Tüketim mallarından oluşturulan bir sepetin laspeyres fiyat endeksi ile hesaplanmasıdır.
Ülkedeki tüketim, üretim, yatırım, ihraç ve kamu mallarından oluşan bir sepetin Paasche Fiyat
endeksiyle hesaplanarak ülkenin fiyatı ve reel GSMH'sindeki değişmeyi gösteren endekstir.
Nominal GSMH
Deflatör = $ 100
Reel GSMH
ÖRNEK
ÇÖZÜM
a) Deflasyon yaşanmaktadır.
Nominal GSMH
b) Deflatör = $ 100
Reel GSMH
480
80 = $ 100 & Reel = 600
Reel
TÜFE DEFLATÖR
Sadece tüketim mallarını kapsar. Tüketim, yatırım ve üretim mallarını kapsar.
İthal mallar dâhil edilir. SADECE yurt içi üretim hesaplanır.
Laspeyres F.I. ile hesaplanır. Paasche F.I. ile hesaplanır.
SADECE fiyat değişmeleri hakkında Fiyat ve üretim değişimi hakkında bilgi
bilgi verir. verir.
Sabit sepete dayalı olduğu için gerçeği Değişken sepete dayalı olduğu için
yansıtmaz. gerçekçidir.
4. Enflasyon Maliyetleri
99 Gelir dağılımını bozar. (Sabit ücretlinin aleyhine)
Enflasyonla Mücadele
%12 %3 %12 %9 %6 %3
Verginin tahakkuku ile tahsilatı arasında geçen zamanın uzamasıyla paranın yaşadığı reel
değer kaybına denir.
5. Laffer Eğrisi
Vergi hasılatı
Vergi oranı
a. Emisyon
b. Senyoraj Geliri
Devletin para basma tekeline sahip olmasından sağladığı gelirdir. Yani para basma maliyetiyle
paranın değeri arasındaki farktır.
c. Konvertibilite
B. İŞSİZLİK
1. İradi İşsizlik
Cari ücret düzeyinde çalışmak istemeyenler.
2. Gayri-İradi İşsizlik
Cari ücret düzeyinde çalışmak isteyip iş bulamayanlar.
Ü
AN
ÜNT
L
ÖK
AN
VE DA Ç
İR
C
Z RA
LM
A
P
Dİ
Zaman
0
Maksimum 6 ay
5. Yapısal İşsizlik
Teknolojik gelişmeye ayak uyduramamadan kaynaklanan işsizlik (Daktilo $ Phillips Eğrisi)
6. Doğal İşsizlik
Friksiyonel ve yapısalın toplamından oluşan ve enflasyonu hızlandırmayan %4-%6 arasında
değişen işsizliktir. Tam istihdam seviyesi olarak kabul edilir. Friedman ortaya atmıştır.
7. Gizli İşsizlik
Bir iş yerinde çalışan işçilerden bir kısmının işe gelmemesi üretilen mal miktarında değişikliğe
yol aşmıyorsa gizli işsizlik söz konusudur. Yani emeğin veriminin sıfır olduğu çalışanlardır.
a. Phillips Eğrisi (PC) r (Enflasyon oranları)
¾ Lapreys'in geliştirdiği PC
♦ Son hâlidir.
i. Sağa Kaydıranlar
PC2
PC1
ÖRNEK
Bir ekonomide para arzı artırılırsa Phillips eğrisi (PC) nasıl değişir?
r
MS↑ $ r↑
r2 Phillips Eğrisi değişmez. Eğri üzerinde hare-
ket olur.
r1
U
UN
LRPC
U
UN
LRPC
%9
%6
B C
%3
A PC3(re = 6)
PC2(re = 3)
U1 UN U2 U
PC1(re = 0)
99 Hükûmet işsizliği doğal işsizliğin altına indirmek için para arzını artırsın, enflasyon yükselir.
Yükselen enflasyon beklenen enflasyonu artırır ve uzun dönem Phillips Eğrisi sağa kayar.
Eğer hükûmet işsizliği U1 düzeyinde tutmada ısrarcı olursa bu silsile devam eder. Sonuç ola-
rak doğal işsizliğin altında kalmasında ısrar edilirse yükselen enflasyona razı olunmalıdır.
B noktası ➠ r = re ➠ U = UN ➠ Y = YN
ÖRNEK
= %6, 25
C. TÜKETİM TEORİLERİ
APC = d n.
c
Y-
9 Düşük gelir gruplarında gelir arttıkça azalmakta, yüksek gelir gruplarında sabittir.
9 Kuznets'e göre uzun dönemde ortalama tüketim eğilimi 1'e eşittir. (APC = 1)
Y Yani (Sınıf 2 - C ol )
Y2 Yo Y1
Kişinin geliri yükseldiğinde, artan tüketimin geliri düştüğünde, azalan tüketimden daha çok
olmasına yani tüketimin geriye gidememesine denir.
ÖRNEK
Ömer, 20 yaşında işe başlar, yılda 30.000¨ kazanır, 65 yaşında emekli olur, 80 yaşında ölür.
Servet ağacı
20 65 80
yaş emekli ölüm
Kişinin tüketimini sağladığı sürekli geliri belirler. Geçici gelirden etkilenmez. Çünkü tüketim
düzleşmesi vardır.
Kişinin tüketim harcamalarının değişmesine neden olan gelirdeki tesadüfi değişiklikler yani
gelirde yaşanan şoklardır.
99 Gelir beklentileri
99 Fiyat beklentileri
99 Faiz↑ $ S↑ $ C↓
¾¾ Aksi durumlar için;
İkame etkisi: –
‹.E + G.E = T.E
Gelir etkisi: + .
(i, C)
29 Krizi Sebebi Reel ücretlerdeki artış Efektif talep yetersizliği MS'nin kontrolsüz artırılması
Kısa: Etkin,
Politika etkinliği Etkisiz Etkin
Uzun: Etkisiz
Kısa: Geçerli,
PC – Geçerli
Uzun: Geçersiz
A) %60 B) %90
A) Emek piyasası dengesi
C) %61 D) %65
B) Tüm üretim faktörlerinin etkin ve
tam olarak kullanılması E) % 100
bilir.
A) 1000 B) 1500
C) 2000 D) 2500
E) 10.000
6. I. Harcama Yöntemi
A) I ve II B) II ve III
A) 1250 B)1475
C) I ve III D) Yalnız II
C) 1375 D)750
E) Yalnız III
E) 500
A) 3700 B) 3200
C) 4240 D) 4540
E) 4840
isemkitap.com
A) 20 B) 40
C) 60 D) 80
E) 400
siyonudur?
aşağıdakilerden hangisine eşit olur?
A) Nominal faiz oranı
A) 0,9 B) 0,8
B) Beklenen enflasyon
C) 0,75 D) 0,7
C) Sürekli gelir
E) 0,6
D) Harcanabilir gelir
E) Beklenti
A) Ortalama tüketim eğilimi 1'den bü- tüketim eğilimi 0,8 ise otonom tü-
E) II ve III
D) Vergi oranları
E) Ulusal gelir
isemkitap.com
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Yalnız III D) I ve II
E) II ve III
32. LM eğrisinin eğimi ve konumu ile 34. Sermayenin marjinal etkinliği (MEC)
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi değerinde meydana gelen artış IS
söylenemez? eğrisinde aşağıdakilerden hangisine
sebep olur?
A) Para talebinin gelire duyarlılığı art-
tıkça eğri dikleşir. A) IS eğrisi paralel sağa kayar.
36. Uygulanan genişletici para politikası 38. IS eğrisi aşağıdakilerden hangisi so-
sonucunda hem faiz oranları hem de nucunda daha dik hâle gelir?
hasıla düzeyi düşmüşse aşağıdaki-
lerden hangisi bu durumun nedeni A) Yatırımların faize duyarlılığının yük-
olarak gösterilebilir? sek olması
43. Klasik yaklaşıma göre kamu harca- 45. Monetarist analize göre para arzının
malarının, kişi ve firmalardan finan- düşmesi sonucu uzun dönemde fi-
se edilmesi durumunda etkisini kay- yatlar genel düzeyi ve denge hasıla
betmesinin nedeni aşağıdakilerden düzeyi nasıl değişir?
hangisidir?
Fiyatlar Genel Denge Hasıla
Düzeyi Düzeyi
A) Klasik Dikotomi
A) Artar Artar
B) Dışlama Etkisi
B) Artar Azalır
C) Gelir Etkisi C) Azalır Değişmez
47. Lucas arz eğrisi yaklaşımına göre 49. Toplam talepte meydana gelen artı-
aşağıda verilen durumların hangisin- şın fiyatlar genel düzeyinde herhan-
de işsizlik oranı artar? gi bir etki yaratmaması aşağıdaki
durumların hangisinde söz konusu
A) Beklenen enflasyon, gerçekleşen olur?
enflasyonu aştığında
A) Ekonomi tam istihdamda iken
B) Gerçekleşen enflasyon, beklenen
enflasyonu aştığında B) Ekonomi eksik istihdamda iken
E) Nominal ücretlerde artış beklenti- E) Para talebi - para arzı eşitliği sağ-
sinde landığında
51. İktisadi görüşlere göre uzun dönem 53. Aşağıdaki durumlardan hangisinde
toplam arz (LRAS) eğrisinin şekli na- nisbi olarak toplam arz (AS) eğrisi-
sıldır? nin eğimi artar?
C) Maliye politikası uzun dönemde ha- Faiz oranı Hasıla Döviz kuru
düzeyi
sılayı etkiler.
A) Artar Artar Artar
D) Parasal ücretler kısa dönemde sa-
B) Artar Artar Azalır
bittir.
C) Azalır Azalır Azalır
E) Kısa dönemde işçi yanılma modeli D) Azalır Azalır Artar
geçerlidir. E) Azalır Artar Artar
isemkitap.com
C) Talep enflasyonu A) 3 B) 5
D) Aşırı enflasyon C) 6 D) 12
E) İthal enflasyon E) 14
E
isemkitap.com
2. Kısa dönem makro ekonomik hedefler içerisinde 4. Reel Faiz Oranı = Nominal Faiz Oranı – Beklenen
değerlendirilen ekonomik istikrar olgusunun önemli Enflasyon oranı ise
unsuru olan tam istihdam kavramı iki şekilde yo-
Ancak faiz veya beklenen enflasyon oranı %10'un
rumlanabilir.
üzerinde olursa
Dar Anlamda Tam İstihdam: Ekonomide iş ara- i+ 1
r= - 1 formülü kullanılır.
yan herkesin iş bulabildiği, doğal işsizlik dışında re + 1
işsizliğin ortaya çıkmadığı durumdur.
O halde
Geniş Anlamda Tam İstihdam: Tüm üretim fak- i+ 1
törlerinin tam ve etkin olarak kullanıldığı durumdur. 0, 15 = -1
0, 4 + 1
Çağdaş iktisadi yorumda tam istihdamı, toplam iş i+ 1
1, 15 =
gücünün tamamının istihdam edilmesi şeklinde yo- 1, 4
rumlamak hatalıdır. Zira günümüzde birçok ekono-
i + 1 = 1, 61
mist, bir ekonomideki geçici veya yapısal unsurlara
bağlı olarak makul bir işsizlik çizgisi belirleyip bunu i = 0, 61
tam istihdam olarak açıklamaktadır.
C
B
T = _ 0, 6 i .Y
isemkitap.com
T = 0, 6Y
Transfer harcaması (Tr) verilmediğine göre hasıla
(Y) buradan,
Y = Yd + T - Tr
6. Katma değer yöntemi olarak da ifade edilen üre-
tim yöntemine göre GSYİH hesaplamasında, nihai Y = 1000 + 0, 6Y
malların üretim miktarları ile fiyatlarının çarpılma-
0, 4Y = 1000
sı usulü ile bulunacak üretim değerlerinin toplamı
esas alınır. Y = 2500 bulunur.
E Yd = C + S
S = Yd – C
S = 1500 – 1000
S = 500 bulunur.
E
Millî Gelir
_I - Si + _X - Mi = _T - Gi
- 14444244443 14444244443
D›fl ticaret Bütçe
Kurumlar Vergisi fazlas› fazlas›
NFG = 540
GSMH = 4540
Net Yat›r›m = Brüt Yat›r›m - Amortismanlar
MG = 3700 bulunur. Y = C+ I+ G
Y = 2500 bulunur.
Y
d
>
C = 220 olarak hesaplanır.
C
S>0
0 Yd
Buradan da toplam tasarruf hacmi, S<0 S=0
Yd = C + S
S0
800 = 220 + S
S
Reel GSMH = 200 ●● APS - & S < 0 & APS < 0
Yd
Amortismanlar 50 birim olduğuna göre sabit fiyat-
larla SMH değeri A
SMH R = GSMH R - A
SMH R = 200 - 50
c = 0, 9 bulunur.
●● q>1 ➠ F
irma yatırım yapar ve sermaye
stoku artar. Yatırım kararı, rasyonel
E2
A0 – b.i davranıştır.
A0 – b.i
●● q<1 ➠ F
irma yatırım yapmaz ve sermaye
Hasıla Açığı stoku düşer. Yatırım kararı, rasyonel
Y davranış değildir.
0 Y1 YN
Denge Potansiyel
E
(Fiilî) (tam istihdam)
Hasıla Hasıla
E C
isemkitap.com
E C
D
31. Yeni klasik yaklaşım, rasyonel beklentiler varsayı-
mı olarak da adlandırılır. Bu okulun en temel var-
sayımı “iktisadi ajanların rasyonel beklentilere sa-
hip olmasıdır” ve bu sebeple bu ajanlar sistematik
hata yapmazlar. Yani ekonomideki tüm gelişmeler
konusunda mevcut tüm bilgilerden yararlanırlar. Ve
isemkitap.com
A İ1
İ2 IS1
IS2
Y
0 Y2 Y1
i1 LM
IS2
IS1
0 Y
Y1 Y2
İ0 İ
LM Ge
li
IS1 Fai re d
IS0 ze u
Y du y
0 Y0 Y1 y
ar ılık ↑
lılı
ar
k↓
l
Genişletici maliye politikası → IS sağa
i↑ I↓
Y↑ Hasıla artar
E
isemkitap.com
1
38. IS eğrisinin eğimini formülü verdiğinden IS eğ- 40. Keynesyen bölgede spekülasyon güdüsüyle para
kb
talebi faize tam duyarlı hale gelir ve LM eğrisi yatay
risinin eğimi çarpan değerine (k) veya yatırımın fa- bir şekildedir.
ize duyarlılığına (b) bağlıdır.
İ
Çarpan ve yatırımın faize duyarlılığı formülde pay-
da da yer aldığından IS’nin eğimi ile ters yönde
hareket eder (k↑, b↑ ➠ eğim↓).
Çarpan değeri azaldıkça eğri dikleşir. Ancak çar- İ0 LM
panında belirleyicileri vardır, dolayısıyla çarpanı
belirleyen parametrelerde IS’nin eğimini etkiler. O
halde;
k azaldıkça eğri dikleşir. Y
0
↓
i0 faiz düzeyinde para talebinin faiz esnekliği son-
1
k- & c . $ k . $ IS dikleflir. suz, LM eğrisinin eğimi sıfırdır.
1- c
1 A
k= & t - $ k . $ IS dikleflir.
1 - c_1 - ti
1
k= & m - $ k . $ IS dikleflir.
1- c+ m
●● c: Marjinal tüketim eğilimi
●● t: Marjinal vergi oranı
●● m: Marjinal ithalat eğilimi
i & I
Y- & c-
C
isemkitap.com
46. Kısa dönemde toplam arz (AS) eğrisi farklı iktisadi 48. Toplam talep eğrisinin negatif eğimli olması 3 ayrı
modellere göre farklı şekiller alır. etkiyle açıklanır;
●● Keynesyen toplam arz (AS) yatay eksene pa- 2. Keynes (Faiz Oranı Etkisi)
raleldir.
3. Dış Ticaret Etkisi
●● Eğimi sıfır, esnekliği sonsuzdur.
Servet
Pigou Etkisi ➠ Ücretler↓, P↓, ↑, c↑, y↑, IS
●● Ekonominin eksik istihdam düzeyinde olması-
nı açıklar. sağa kayar, istihdam↑
m
●● Uygulanan genişletici politikalar fiyatlar genel Keynes Etkisi ➠ Ücretler↓, P↓, - , LM sağa ka-
P
düzeyini etkilemez, hasıla düzeyini artırır.
yar, i↓, I↑, y↑, İstihdam↑
P m
Dış Ticaret Etkisi ➠ Ücretler↓, P↓, - , ihracat↑,
P
ithalat↓, NX↑, y↑, İstihdam↑
Ke Kla ist
n
es k
ni ni tar
ye
yn si
Keynesyen Bölge
Ye Ye one
M
P1 AS Y
0
B
isemkitap.com
Y
0
B Gelir
0
Tam sermaye hareketsizliği
BP = 0
BP > 0
54. Monetarist görüşe göre kısa dönemde toplam arz
eğrisi firma yanılma modeli sebebiyle pozitif eğim-
BP < 0
lidir. Ancak adaptif beklentilerin geçerli olmasıyla
uzun dönemde ekonomi tam istihdama ulaşır ve
uzun dönem toplam arz (LRAS) eğrisi dikey ekse- Gelir
0
ne paralel olur. Kısmi sermaye hareketliliği
B D
isemkitap.com
BP > 0
Y
0 Y Y1
i = if BP = 0
BP < 0 B
Gelir
0
Tam sermaye hareketliliği
(if = Yabancı ülkelerin faiz oranı)
tansiyel üretim seviyesinin altında olmasına karşı- dönemde Phillips eğrisi, doğal işsizlik oranı seviye-
lık, fiyatlar genel seviyesinin yükseldiği durumdur. sinde yatay eksene dik bir hâl alır.
Stagflasyon ortamında, ekonomide durgunluk hâ- Rasyonel beklentiler varsayımı, yeni klasik iktisada
kim olduğundan işsizlik ve enflasyonun birlikte ya- aittir.
şanması gerekir. Bu nedenle stagflasyonda ortaya
çıkan enflasyon, maliyet (arz) enflasyonudur. E
P
AS2
AS1
E2
P2
E1 60. Öncelikle işgücünün içerisinde yer aldığı hâlde is-
P1
tihdam edilemeyenlerin sayısı bulunur.
B C