You are on page 1of 39

Hidroelektrik Santraller

HAZIRLAYANLAR:

AZİZ KARATAŞ :160503004


BERK YÜZER :150503015
ANNAMYRAT AGAMYRADOV :901500834
Hidroelektrik Santralların Tarihsel
Gelişimi
Hidroelektrik eski zamanlardan beri unu öğütmek ve diğer
görevleri yerine getirmek için kullanılmaktadır. 1770'lerin
ortalarında, Fransız mühendis Bernard Forest de Belidor , dikey ve
yatay eksenli hidrolik makineleri tanımlayan Architecture
Hydraulique'i yayımladı . 19. yüzyılın sonlarına doğru, elektrik
jeneratörü geliştirildi.
1878 yılında dünyanın ilk hidroelektrik güç düzeni geliştirildi.
20. yüzyılın başlarında, metropol alanlarına yakın dağlarda ticari
şirketler tarafından birçok küçük hidroelektrik santrali inşa edildi.
Hidroelektrik santraller, 20. yüzyıl boyunca daha da büyümeye
devam etti.
Hidroelektrik, gücü ve bol olduğu için beyaz kömür olarak
anılıyordu . Hoover Barajı’nın ilk 1.345 MW'lık elektrik santrali,
1936'da dünyanın en büyük hidroelektrik santraliydi. Niagara
Şelalesinden Amerika 1881 yılında ilk elektrik üretmeye başladı.
Türkiye’deki Tarihi

İlk hidroelektrik üretim 1902 yılında Tarsus’ta küçük ölçekli


hidroelektrik santral ile başlamıştır. Büyük ölçekli ilk güç santrali ise
1913 yılında İstanbul’da inşa edilmiştir. 1933’te Hidroelektik enerji
ile işleyen aydınlatma ve elektrik şebekesi ilk kez Ödemiş’te kurulmuştur.
1935 yılında elektrik üretimi ile ilgili birkaç devlet kuruluşu tesis
edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zamanki toplam kurulu kapasitesi 29.66
MW ve bu yıllardaki yıllık üretimi ise 45 GWh mertebesindeydi.
Ancak bugüne kadar ülke ölçeğindeki mevcut potansiyelin yalnızca %21'i
kullanılabilmiştir. Avrupa Komisyonu tarafından AB stratejilerine entegre
edilen eylem planı uyarınca, 2010 yılı itibari ile elektrik enerjisi üretimine,
yenilenebilir enerji kaynaklarının katkısının %6'dan %12'ye çıkarılması
öngörülmekteydi. Bu çerçevede, Türkiye’nin hidroelektrik üretimine
öncelik ve ağırlık vermesi gerektiği açıktır.
Hidroelektrik Santrali Nedir?
Hidroelektrik santrallar (HES) akan suyun gücünü elektriğe
dönüştürürler. Akan su içindeki enerji miktarını suyun akış veya
düşüş hızı tayin eder. Büyük bir nehirde akan su büyük miktarda
enerji taşımaktadır. Ya da su çok yüksek bir noktadan
düşürüldüğünde de yine yüksek miktarda enerji elde edilir. Her iki
yolla da kanal yada borular içine alınan su, türbinlere doğru akar,
elektrik üretimi için pervane gibi kolları olan türbinlerin dönmesini
sağlar. Türbinler jeneratörlere bağlıdır ve mekanik enerjiyi elektrik
enerjisine dönüştürür.
Su Döngüsü

Yeryüzünde bulunan sular, sıcaklığın


etkisiyle buharlaşarak atmosfere karışır ve
buradaki bazı faaliyetler sonucunda yağış
olarak tekrar okyanus ve denizlere döner.
Buharlaşan suların bir kısmı da rüzgarlarla
taşınıp karalara yağmur, kar ve dolu olarak
düşer. Yağışlarla yeryüzüne ulaşan suyun bir
kısmı, buharlaşarak tekrar atmosfere
dönerken bir kısmı da yüzeysel akış veya
yer altı akışı ile göl ve denizlere ulaşır.
Yeryüzünde bulunan sular; hidrosfer,
litosfer, atmosfer ve biyosfer arasında
sürekli yer değiştirir. Suyun sıvı, katı ve gaz
halde yeryüzü ile atmosfer arasında sürekli
yer değiştirmesine hidrolojik döngü ya da su
döngüsü denir. Bitki ve hayvanlar da
terleme yoluyla su buharının atmosfere
ulaşmasını sağlayarak su döngüsüne
katkıda bulunur.
Hidrolik güç

Hidrolik güç ya da su gücü düşen veya hızlı akan suyun enerjisinden elde
edilen, faydalı bir amaç için kullanılabilecek güçtür. Antik çağlardan beri
hidrolik güç bir yenilenebilir enerji kaynağı olarak birçok türde su
değirmeninde, sulamada ve farklı türde mekanik cihazları; buğday
değirmenleri, hızarları, dokuma fabrikalarını, liman vinçlerini, cevher
ufalayıcılarını, büyük güçlü çekiçleri, asansörleri, endüstriyel merdaneleri ve
tamburları çalıştırmak için kullanılmıştır. Basınçlı hava üretmek için düşen
suyla çalışan pompalar, kimi zaman başka mekanizmalara belli mesafeden
güç vermek için kullanılmıştır.
19. yüz yılın sonlarına doğru, hidrolik güç elektrik üretmek için bir kaynak
haline gelmeye başladı.

20. yüz yılın başlarıyla, hidrolik güç terimi hemen hemen sadece
hidroelektrik gücünün modern gelişimiyle birlikte kullanılıyordu.
Hidroelektrik Santral Çeşitleri
Üzerine kuruldukları suyun özelliğine, suyun düşü yüksekliğine, baraj yapım malzemesine,
santral kapasitesine, santral yapım yerine ve üretilen enerjinin karakter ve değerine göre
çeşitlere ayırabiliriz. Hidroelektrik santrallerin üzerine kuruldukları suyun özelliğine göre
çeşitleri;
Akarsu Tipi (Barajsız) Hidroelektrik Santraller
Elektrik üretmek için baraj yapılmaz. Akarsu, bir kanal veya tünele alınarak belli bir meyil
kazandırılır. Türbin ise bir köprü gibi kanalın üzerine kurulur. Barajsız hidroelektrik santrallerin
kurulacağı akarsuyun türbin milini çevirebilecek potansiyele ve yıllık debisinin asgari elektrik
üretimine yetecek kadar olması gerekir. Ülkemizde Dicle nehri Botan kolu üzerinde bu tarz bir
sistem bulunmaktadır.
Depo tipi hidroelektrik santral (BARAJLI)
Akarsu üzerine barajlar yapılarak, önce büyükçe bir yapay göl meydana getirilir
ve burada su biriktirilir. Bu suyun belli bir potansiyel enerjisi vardır. Dolayısıyla,
kurak geçen yıllarda bile bu tip hidroelektrik santrallerde elektrik üretilebilir.
Dünyada en yaygın kullanılan hidroelektrik santral çeşididir. Türkiye'de bugüne
kadar uluslararası ölçütlere göre baraj niteliğinde olan 504 adet depolama
tesisinin yapımı gerçekleştirilmiştir. Atatürk, Keban, Altınkaya, Karakaya
hidroelektrik santralleri ülkemizin önemli depo tipi (barajlı) santrallerindendir.
Med-Cezir (Gel-Git) tipi Hidroelektrik Santraller
OKYANUSLARDA MEYDANA GELEN GEL-GİT OLAYINDAN FAYDALANARAK ELEKTRİK ÜRETEN
SANTRALLERDİR.
Med esnasında su yükselir ve türbinden geçerek baraja dolar. Cezir esnasında ise
barajdaki su tekrar türbinden geçerek denize geri döner. Bu olaylar süresince türbin
çalıştığı için elektrik üretilmiş olur.
Med-cezir enerjsinden faydalanılabilecek yer sayısı Dünya üzerinde çok azdır. Ancak
yeni teknolojik gelişmeler sayesinde verimlilik arttırılmaya çalışılmaktadır. Elektrik
üretiminin sürekli olmaması Med-Cezir enerjisi santrallerinin dezavantajıdır.

Fransa’nın Atlantik sahilinde her biri 10 MW gücünde 24 adet santral vardır.


Depresiyon Hidroelektrik Santraller
Denizden alçakta olan çöllerde veya denize kıyısı olan çok sıcak bölgelerde, suyun
fazla buharlaşmasından yararlanılarak elektrik üreten santrallerdir.
Sıcak bölgedeki uygun bir koy, duvarlar vasıtasıyla
denizden ayrılır. Denizden ayrılarak oluşturulan
göldeki su, sıcaklığın etkisiyle hızla buharlaşır ve su
seviyesi deniz seviyesinin altına düşer günlük
ölçümlerle, buharlaşan su miktarı tespit edilir. Daha
sonra, günlük olarak buharlaşan su miktarına eşit
debide deniz suyu, bu koya (göle) tünel yardımıyla
akıtılır. Tünelden gelen su, belli bir düşü ile türbine
verilerek elektrik üretilir. Oluşturulan suni gölün,
zamanla deniz suyundan toplanacak tuzu da
alabilecek kapasitede olması gerekir. Bir diğer
yöntem ise; çöllerdeki deniz seviyesinden alçakta
bulunan çukurlara, deniz suyunun taşınmas ve aynı
yöntemle elektrik üretilmesidir. Uygulanması
planlanan en büyük proje, kattara çukurunda bu
yöntemle elektrik üretme projesidir. Kattara çukuru
(mısır-kahire) deniz seviyesinden 135 m alçaktadır.
Akdeniz'in suyu, 80 km uzunluğundaki tünellerle bu
çukura taşınacak ve 60 m düşü yüksekliği ile elektrik
üretilebilecektir.
Hidroelektrik santrallerinin ana bölümleri
1. Su tutma yapısı
Rezervuarlı santrallarda baraj, kanal tipi santrallerde tünel ya da açık kanal, nehir tipi
santrallerde ise regülatör şeklinde olabilir.

2. Su alma yapısı
İletim hattına suyun giriş yaptığı yapıdır. Izgaralar, kapak ve kapak açma-kapama
mekanizmalarından oluşur. Rezervuarlı santrallarda su girişi, yüzen cisimlerin borulara
girmemesi için baraj gövdesinin orta kotlarında yapılırlar.

3. İletim kanalı
Hidroelektrik tesisin işletmede öngörülen debideki suyu iletmesinde kullanılır. Trapez,
duvarlı, kapalı duvarlı, tünel, veya doğrudan cebri borularla iletilebillir. Kanal sonu yükleme
odasına bağlanır.
4. Cebri (basınçlı) borular
İletim hattı ile santral arasında , ölçüleri debi ve düşü ye göre hesaplanan kalın etli
büyük çaplı çelik ya da CTP (Cam elyaf Takviyeli Plastik) borulardır. Santralın jeolojik
yapısına göre gömülü oldukları gibi, görünür olanlarıda vardır. Türbin çarkını çeviren
suyun geçişine olanak sağlar.
5. Salyangoz

Cebri boru sonuna monte edilen, salyangoz biçimindeki basınçlı su haznesi, suyun
çarka çevresel olarak ve her bir noktadan eşit debide girmesini sağlar. Çevresel
olarak sabit kanatçıkları suya yön verir, açılıp-kapanabilir kanatçıkları ise çarka
verilen suyun debisini ayarlar.

6. Transformatörler
Gerilimi yükseltme ya da alçaltma işlevini üstlenmişlerdir. Tek fazlı, üç fazlı
olabilirler. Her üniteye bir transformatör olabileceği gibi birden fazla üniteye bir
transformatör de olabilir. Ana gövde, soğutma sistemi, yangın sistemi, koruma sistemi
bölümlerinden oluşur.
7. Şalt alanı
Transformatörlerden çıkan yüksek gerilim enerjinin iletim hatlarına bağlantı
noktasıdır.
TÜRBİNLER
Su yüksek bir yerden akıtılarak bir kanal veya cebri boru vasıtası ile
türbinlere gönderilir. Suyun akış enerjisiyle türbinlerden mekanik enerji elde
edilir, daha sonra türbin milinin dönmesiyle jeneratörler tahrik edilerek elektrik
enerjisi elde edilmiş olur. Bu enerjinin elde edilmesi için suyun mutlaka belirli
bir düşü (yükseklik) ve debiye (hıza) sahip olması gerekmektedir.
Debi: Su iletici bir borudan veya nehirlerin belirli bir yerinden saniyede akan
su miktarıdır. m3/sn olarak ifade edilir.
Düşü: Baraj gölünde birikmiş olan suyun üst seviyesi ile türbin çıkışındaki yükseklik
arasındaki farka geometrik düşü denir.
Baraj gölündeki su alma ağzı ile türbinden çıkan su arasındaki yükseklik farkına faydalı
düşü denir.
Hidroelektrik santrallerinde baraj gölündeki su yüzeyi ile su alma ağzı arasındaki yüksekliğe
net düşü denir.
Türbinler suyun akış doğrultusu, suyun etki şekli, düşü ve türbin milinin durumuna göre
sınıflandırılır. Bu ölçütler temel alınarak genel olarak 2 ana kola ayrılır.

1-Aksiyon (Etki Tipi) Türbinler

Bu tip türbinlerde akışkan çarklara atmosfer basıncında girip, atmosfer basıncında


çıkmaktadır. Bu sebeple eş basınçlı türbinler olarak da adlandırılabilir. Aksiyon türbinleri
yüksek düşülerde ve düşük akışkan hızlarında daha çok tercih edilmektedir. En yaygın
kullanılan aksiyon tipi türbinler ise: Pelton , Turgo ve Banki türbinleridir.
2-Reaksiyon Tipi Türbinler

Reaksiyon tipi türbinler, basıncın ve hareketli suyun etkisiyle kombine olarak elde
edilen güçle çalışırlar. Akışkan (su) türbinlerde bulunan bıçakların(kanatların) her birine
çarparak hareket enerjisini artırır. Aynı düşü ve debi değerlerinde bu tip türbinler
aksiyon tipi türbinlere göre daha hızlı dönerler. Ayrıca reaksiyon tipi türbinlerin yapısı
oldukça komplekstir ve imalatı zordur. Reaksiyon tipi türbinlere örnek vermek
gerekirse: Francis, Kaplan, Uskur oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Net düşü ve
özgül bakımından oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan reaksiyon türbinleri
suyun hem kinetik hem de potansiyel enerjisinden faydalanmaktadır.
Günümüzde hidroelektrik santrallerde yaygın olarak kullanılan üç çeşit türbin vardır:

*Kaplan türbini *Pelton türbini *Francis türbini

1913 yılında Prof. Viktor Kaplan tarafından patenti alınan bu türbin tipi eksenel olarak
dönmekte etki türbinleri sınıfına girmektedir. Yani suyun girişi ile çıkışı arasında basınç
farkı vardır. Bu çarkların özgül hızları büyük olup, yüksek debilerde ve buna karşılık düşük
düşülerde çalışırlar. Bu tip türbinlerin verimli olabildiği ortalama düşü değerleri 80 m’nin
altındadır. Kaplan türbinleri ya salyangoz gövdeli veya boru tipi olarak imal edilirler.
Bugüne kadar imal edilen en büyük kaplan türbininde elde edilen güç 100 MW olup dönel
çark çapı 10 metre’nin üstündedir. Kaplan tipi türbinler klasik nehir türbinleri olarak ta
ifade edilirler.
Francis türbini
Bu türbin tipini ilk kez 19. yüzyılda Amerikalı Howd ile Francis geliştirdiklerinden
Francis adı verilmiştir. Francis türbinine su, yöneltici çarktan dönel çarka dıştan girip,
çark kanatları boyunca aşağıya doğru giderek çarkı terk eder. Türbin tipi karşı
basınçlıdır.
Francis tipi türbinler 600 metre düşüye kadar çalışabilirler ve 500 MW’a kadar güç
üretebilirler. Ülkemizde Devlet Su İşlerinin (DSİ) denetiminde bulunan su türbini
tesislerinin büyük çoğunluğunda Francis tipi türbinler kullanılmaktadır.
Küçük güçlerde örnek olarak 200 kW’a kadar olan güçlerde ve 5 m düşüden daha az
yerlerde kamara tipi denilen ve düşey eksenli Francis türbini kullanılır.
Pelton Türbini
Pelton türbinleri hız çarklarından çıkan suyun çark kepçelerine çarparak
yaptığı etki ile çarkın dönmesinin sağlandığı türbinlerdir. Pelton türbinleri
genellikle büyük güçlerde düşey, küçük güçlerde yatay eksenli olarak
tertiplenmektedir. Dakikada 32 devire kadar dönebilir.
150m düşünün üzerindeki hidroelektrik santrallerde kullanılması
uygundur. Bu tip türbinler düşey ve yatay olarak konumlandırılabilir.

Güç artıkça bu tip türbinlerin çarkının çapı büyür ve türbin yavaş döner.
Eğer çarkın çapı ve düşük hızı bir problem olarak kabul edilmezse Pelton
türbini rahatlıkla alçak düşülerde kullanılabilir.
Türkiye ve Dünyada Hidroelektrik
Santralleri Ve Enerji Üretimindeki Payı
 Elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların oranı her
geçen gün artmaktadır. Bu kaynakların AB bölgesinde
kullanımına baktığımızda önemli artışlar dikkat çekmektedir.
Eurelectric tarafından yayınlanan verilere göre 2015 yılında
AB’de elektriğin %29’u yenilenebilir enerji kaynaklarından
%56’sı ise düşük karbon kaynaklarından üretildi.
 Dünyada 24 ülkede toplam ulusal elektrik üretiminin
%90’ının ve 63 ülkede %50 sinin hidroelektrik santrallerden
elde ediliyor olması bu yapıların enerji sağlamada önemini
göstermektedir.
 Elektrik üretimine ilişkin bazı ülkelerin verileri;
Ülkemiz arazisinin %64’ünün eğimi %12’nin üzerindedir. Ortalama
yüksekliği bir kilometrenin üstünde olan ülkemizde akarsu eğimleri
de fazladır. Bu topoğrafik yapı ve hidrolojik koşullar ülkemizi
hidroelektrik enerji üretimi açısından avantajlı kılmaktadır.
Türkiye’nin teknik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyeli
dünya teorik potansiyelinin %1.5’u, Avrupa potansiyelinin ise
%17.6’sıdır. Ülkemiz bu potansiyeli ile Avrupa ülkeleri içerisinde
Norveç’ten sonra en büyük potansiyele sahip ikinci ülke konumunda
olmasına rağmen bu potansiyelinin gelişim oranı açısından iyi bir
durumda değildir.
Ülkemizde Hidroelektrik enerji potansiyeli ülkemizde topoğrafik ve
hidrolojik özellikler açısından tüm yurda eşit olarak dağılmamıştır. Bu
dağılımda Dicle ve Fırat havzası ve dolayısıyla GAP bölgesi barajları
ağırlıklı bir yer tutmaktadır.
Türkiye de 2018 Haziran ayı sonu itibarıyla, işletmede bulunan
27.912 MW'lık kurulu güce sahip 636 adet hidroelektrik santral vardır.
Türkiye’nin HES ve Baraj Haritası
Türkiye’deki
Önemli
Hidroelektrik
Santralleri
Atatürk Barajı Hidroelektrik Santrali

 Tek başına elektrik


enerjisinin % 7 sini karşılayan
dünyanın sayılı, Türkiye’nin de
en büyük barajı
konumundaki Atatürk Barajı
Hidroelektrik
Santrali’nde (HES) 2405 MW
Kurulu güce sahiptir.
 Atatürk HES, yaklaşık olarak
2.207.034 konutun elektrik
enerjisi ihtiyacını
karşılayacak kadar elektrik
üretimi yapmaktadır.
Karakaya Hidroelektrik Santrali

 6 adet 300 MW’lık türbini ile toplam 1800


MW’lık kurulu güce sahiptir.
 Fırat Nehri üzerinde kurulu olan
Karakaya HES, Türkiye’nin ikinci büyük
Hidroelektrik santralidir. 2.133.335
konutun elektrik ihtiyacını
karşılayabilecek kapasiteye sahiptir.
 Ardından yine fırat nehrine kurulu olan
ve 3. büyük hes olan keban barajı
gelmektedir. Üretim kapasitesi 1330MV
dır.
 Altınkaya Barajı ve HES Samsun - 703 MW
 Deriner Barajı ve HESArtvin - 670 MW
Dünyadaki
önemli
Hidroelektrik
Santralleri
Üç Boğaz Barajı(Three Gorges Dam)
 Üç Boğaz Barajı Çin'in Hubei
eyaletinde bulunan, Yangtze Nehri
üzerine kurulmuş bir barajdır.
Elektrik üretimi açısından ise
dünyanın en büyük hidroelektrik
barajıdır. Büyük tesis 22500 MW’a
kadar elektrik üretebiliyor.
 En şaşırtıcı detay ise
barajın, rezervuarının ezici kütlesi
sayesinde dünya'nın rotasyonunu
gerçekten yavaşlatmasıdır.
 Bu santral 2,5 milyar dolara mal
olup, 22.500MW kurulu güce sahip
ve 15 nükleer reaktörün gücüne
eşittir. Devasa büyüklüğünde olan
bu santralin gölü ise İSVİÇRE
kadardır.
Itaipu Barajı-Brezilya-14.000 MV
 Three Gorges Barajı inşa edilmeden
önce en güçlü baraj ünvanını elinde
bulunduran Itaipu Barajı Brezilya-
Paraguay sınırında 1984 yılında
tamamlandı. $18 milyar’a inşa edilen
baraj bugüne kadar en fazla elektrik
üreten (2,6 milyar MWh) hidroelektrik
santrali ünvanını da elinde
bulunduruyor. Yıllık 103 milyon MWh
enerji üretimi kapasitesine sahiptir.
 Xiluodu Barajı-Çin-13,860 MW
 Guri Dam-Venezuella-10,300 MW
 Tucuruí Barajı-Brezilya-8.370 MW
 Grand Coulee Barajı-ABD-6.809 MW
Diğer Santrallere Göre Avantajları
 Hidroenerji diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına oranla bazı
teknik üstünlükler sunmaktadır. Öncelikle hidroelektrik enerji
güvenli bir enerjidir. Bir diğer üstünlük, depolamalı HES`lerde.
Düşük kapasitedeki enerjinin kolayca depolanması ve ihtiyaç
duyulduğunda kullanılabilmesidir hidroelektrik santrallerin
birkaç saniye içinde yüksek kapasiteye dönüştürülebilmesi
önemli avantajlardan birisidir. Hidroelektrik enerji şebekelerin
stabilitesinde hayati rol oynar. Şebekede sık sık görülebilecek
yük değişiklikleri ve frekans değişikliklerine anında müdahale
ederek şebekenin işleyişini düzenleyerek vatandaşların sıklıkla
karanlıkta kalmalarını ve elektrikli cihazların bozulmalarını
önler. Şebekedeki reaktif gücü kontrol eder ve böylece
elektriğin üretim noktasından tüketim noktasına düzgün akışını
sağlar. Hiçbir yabancı güç kaynağına ihtiyaç duymadan sıfırdan
üretime geçebilir ve böylece başlaması uzun zaman alan diğer
enerji kaynaklarına yardımcı güç sağlayarak onların üretime
geçmelerini sağlar.
Çevreye Olan Etkileri
 Faydaları:
 HES kurulumu ile akarsulardaki suların boşa akması önlenmekte ve bu
akış enerjiye dönüştürülerek ülkenin enerjideki dışa bağımlılığını azaltmaktadır.
 Enerji üretiminin yanı sıra Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama, Sel ve
taşkınları önleme, Tarım arazilerini sulama, turizme katkı gibi yararlarıda
bulunur.
 HES’ler UNESCO ve Avrupa Birliği tarafından çevre dostu olarak
tanımlanmaktadır. Kuruldukları alanlara yeni istihdam olanakları yaratan
HES’ler aynı zamanda o bölgenin kalkınmasını da sağlamaktadır.
 Hidroelektrik Santrali atık oluşturmamakta bu sayede çevreyi
kirletmemektedir. Ayrıca HES’ler yüksek verim sağlayan, yenilenebilir, temiz
yapılardır. Uzun ömürlüdürler aynı zamanda HES’lere yapılan yatırımların
karşılığı kısa vadede geri alınmaktadır.(5 - 10 yıl arasında) Ve kullanım süresi
oldukça uzundur.(200 yıl)
 Suda karbon olmadığı için havayı kirletmez ve uzun ömürlü bir maddedir.
Hidroelektrik santraller, termik santrallerinin iki misli olan %85–90 verimlilikle
çalışırlar.
Zararları:
 Faaliyeti sırasında çevre dostu olarak ifade edilen HES’ler inşa edilme
sürecinde çevreye büyük zararlar verebilmektedir. Yapım aşamasında,
üzerine inşa edilecek dere, kanallar ile başka bir yöne akıtılmaktadır
ki bu işlem sırasında da çevre ormanlara zarar verilmesi söz
konusudur.
 HES'ler, suyun akış hızını, akış miktarını, akarsuyun derinliğini ve
taban yapısını önemli ölçüde değiştirir. Bunlar nehir ekosistemlerinin
sağlığı için kritik unsurlardır. Akarsu yatağına bırakılan suyun
miktarı(can suyu), doğal hayatın sürekliliği açısından hayati öneme
sahiptir. HES‘lerden nehirlere az oranda su bırakılması sucul canlıların
yok olmasına, beslenme, üreme ve göç davranışlarında kısıtlamalara
neden olur. Akış rejiminin değişmesiyle; suyun sıcaklığındaki artış
canlı yaşamını, akış hızında artma suyun kalitesini, ortam nemi
azalmasıda yeraltı sularının olumsuz şekilde etkilemektedir.
 Barajlarda meydana gelecek buharlaşmadan dolayı topraktaki tuzluluk
oranı artacak verimli tarım arazilerimizi yavaş yavaş yok edecektir.
 Sismik hareketlerde ve erozyon, sel gibi doğa olaylarında olası bir
artış söz konusudur.
KAYNAKÇA:
 https://www.enerji.gov.tr/File/?path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fEnerji
%20ve%20Tabii%20Kaynaklar%20G%C3%B6r%C3%BCn%C3%BCm%C3%B
C%2fSayi_15.pdf
 http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/17665_46_27.pdf
 http://hidroelektrik-santrali.nedir.org/#hidrolik-santrallarin-artilarieksileri
 http://www.patikaa.com/yanlisiyla-dogrusuyla-hidroelektrik-santralleri/
 https://www.elektrikport.com/makale-detay/dunyanin-en-buyuk-
kapasiteli-21-baraji/21609#ad-image-0
 https://www.enerjiatlasi.com/hidroelektrik/
 https://www.wwf.org.tr/ne_yapiyoruz/ayak_izinin_azaltilmasi/su/yenilene
bilir_enerjinin_surdurulebilirligi/cevresel_akis_nedir/

You might also like