Professional Documents
Culture Documents
KURAMI
■ Birey, belli bir zaman ve yerde öğrendiği bilgiyi, istediği yer ve zamanda uygulama yetisine sahiptir. Bu
durum bireyin öğrenilen bilgileri belli yerde depolama kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir.
■ Bilginin depolanması süreci doğrudan gözlemlenemez. Bu süreçle ilgili psikologlar hipotez ve kuramlar
geliştirmiştir. En çok kabul gören kuram ‘Bilgiyi İşleme Kuramı’ olmuştur.
Sayıltı: Bir araştırmada, mevcut araştırma sürecini ve sonucunu önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen,
araştırıcının gerekçeli kabulleri.
Bilgiyi İşleme kuramı temel olarak şu dört soruyu cevaplamaya
çalışmaktadır:
1. Duyusal Bellek
■ Çevremizden gelen uyarıcıları (yemek kokusu, sıcak bardak, kedi miyavlaması. vb) beş
duyu organımızdan biri tarafından alınarak sinirleri uyarır. Bu sırada uyarıcının izi
yaklaşık 1-3 saniye duyusal belleğe kayıt olur.
■ Kayıtlar çok kısa sürede silinir. Bundan dolayı Anlık Bellek olarak da isimlendirilir.
■ Duyu organlarımız - organik bir bozukluk yoksa - sürekli çalıştıkları için duyulara çok
sayıda uyarıcı kayıt edilir. Bundan dolayı duyusal kaydın kapasitesi çok geniştir.
■ Duyu organlarımıza gelen uyarıcılar, alındığı duyu organına bağlı olarak farklı biçimlerde
depolanırlar. Görme duyusu – fotoğraf biçiminde, işitme duyusu – ses örüntüleri
■ Bilginin duyusal kayıtta korunma süresi duyu organına göre farklılık gösterir. Görme duyusu 1
saniyeden az, işitme duyusu 2-3 saniye kalabilir.
■ Sınıf ortamında öğrencilerin duyularına gelen çok sayıda uyarıcı vardır. Duyu organlarımız
tarafından alınarak duyusal belleğe kaydedilir. Ancak çoğunun farkında değilizdir. Sadece bir
kısmı bilinçli yapılır.
■ Duyulara kaydolan bilgiler bilinçli ve anlamlı bir hale dönüşebilmesi için kısa süreli belleğe
geçmesi gerekir.
■ Uyarıcılardan hangilerinin kısa süreli belleğe geçeceğini ise ‘tanıma’, ‘dikkat’ ve ‘algı’ süreçleri
belirler.
Duyusal belleğimizi test edelim