You are on page 1of 54

• Güvenli bir dalış için dalmanın fizik ve fizyolojisini bilmek

gereklidir.
• Dalış derinliği, basınçlar, gaz hacimleri, ve dalış sırasında
kullanılan gazların potansiyel toksik etkileri ve
karşılaşılabilecek sorunlardır
• Su altında daha derinlere ulaşma ve daha uzun süre
kalmayı sınırlandıran başlıca iki faktör:
– yüksek hidrostatik basınç

– yüksek gaz basınçları

• Dalma için 22-35 yaşlar arası en uygun yaşlardır. 50


yaştan sonra problemler daha da artar.
Dalma yöntemleri

• Tek solukla dalma


• Şnorkelle dalma

• Çan (caisson) içinde dalma


• Sert başlıkla dalma
• SCUBA

• Satürasyon dalışı
Dalış derinliği ve basınç hacim ilişkisi

• Su yüksek yoğunluğu nedeniyle


sıkıştırılamadığı için basıncı derinlik arttıkça
doğru orantılı olarak artar.
• Dalış sırasında artmış eksternal basıncı iki
kuvvet sağlar
 Dalgıcın üstünde kalan su sütununun ağırlığı
(hidrostatik basınç)
 Su yüzeyindeki atmosferin ağırlığı
Dalış derinliği ve basınç hacim ilişkisi

• Deniz suyunda her 10 m’de (33 feet) 1 atmosfer basınç


artar, bu artış tatlı suda 34 feette gerçekleşir.
• Böylece deniz seviyesinde 1 atm olan basınç 10 m’de 2 atm,
20 m’de 3, 30 m’de 4 atm….
• Vücudun büyük kısmı sudan oluştuğu için vücut dokuları bu
artan basınçlarda sıkıştırılamaz ve dalış sırasında oluşan
eksternal basınca yatkın değildir
• Vücudun boşluklarında (akciğer, solunum yolları, sinüsler,
orta kulak) bulunan hava basıncı da dalış derinliğiyle paralel
olarak değişir
• Hiperbarik
çevrede ortaya
çıkan basınç
değişiklikleri
dengelenmezse
ağrı, hasar ve
hatta ölüme
neden olabilir.
Dalış derinliği ve basınç hacim ilişkisi

Derinlik (m) Basınç Akciğer İnspirasyon


hacmi havası
Atm mmHg mL PO2 PN2
Deniz seviyesi 1 760 6000 159 600
10 2 1.520 3.00 318 1.201
20 3 2.280 2.000 477 1.802
30 4 3.040 1.500 636 2.402
40 5 3.800 1.200 795 3.003
50 6 4.560 1.000 954 3.604
60 7 5.320 857 1.113 4.204
90 8 7.600 600 1.590 6.006
120 9 9.880 461 2.068 7.808
150 10 12.160 375 2.545 9.610
180 11 14.400 316 3.022 11.412
Dalış derinliği ve gaz hacmi

• Boyle kanununa göre sabit sıcaklıkta bir gazın hacmi basıncıyla ters
orantılıdır. Basınç iki katına çıktığında hacim yarıya iner
• Dalan bir kişi akciğerlerini 6 L hava ile doldurup dalarsa akciğerlerindeki
hava hacmi 10 m’de 3 L’ye, 20 m’de 2 L’ye 90 m’de 0,6 L’ye düşer
Yüzeye dönerken hava hacmi tekrar eski hacmine döner
• 90 m Üzerinde olan dalışlarda toraks üzerinde oluşan kompresyon, kosta
kırıklarına neden olabilir.
• Bir SCUBA dalgıcı basınçlı hava soluduğundan 10 m derinlikte soluduğu
hacmi dışarı atmadan su yüzeyine çıkarsa akciğer hacmi deniz
seviyesinde 12 L’ye çıkar. (50 m’de 6 L deniz seviyesinde 36 L)
• Yüzeye çıkarken gazların çıkışına izin vermemek akciğer rüptürüne
neden olur
Serbest Dalış-Şnorkelle dalış-Nefes tutarak

• Eğlence, spor, avcılık amacıyla yapılır.


• Şnorkel kişinin sürekli nefes alabilmesini
sağlar
• Uzun şnorkelle derine dalınamaz, iki faktör
şnorkel uzunluğu ve hacmini kısıtlar
 Su altına dalınca toraks üzerinde oluşan basınç

 Şnorkelin hacminin artmasıyla artan ölü boşluk


Serbest Dalış-Şnorkelle dalış-Nefes tutarak

 1 m derinliğe inince toraks üzerinde oluşan


basınç inspirasyon kaslarının kasılarak göğüs
kafesini genişletmesine izin vermez.
 Solunum devam edebilmesi için göğüs
kafesinin genişlemesine izin verecek
yükseklikte basınca sahip hava solumak
gerekir (SCUBA’nın temeli)
Şnorkel ölçüsü ve ölü boşluk

• Normal sakin solunumda 150 mL hava, hava


değişimine katılmaz ve ölü boşlukta kalır.
• Kullanılacak olan şnorkelin ölçüsü ilave ölü
boşluğu minimal artırmalıdır.
Serbest dalış

• Serbest dalışın (nefes tutarak) süresini iki faktör belirler.


 Arteryel CO2’nin yükselerek soluk tutmayı sonlandıracak düzeye
ulaşma süresi
 Dalgıcın total akciğer kapasitesi ve rezidüel volümü arası oran

• Antrenmanla 1 dk kadar nefes tutulabilir genelde üst limit 2


dakikadır.

• Maksimum nefes tutma sırasında PO2 60 mmHg’ya

düşerken PCO2 50 mmHg’ya yükselerek acil bir nefes alma


dürtüsünü başlatır.
• Fiziksel efor da soluk tutma süresini kısaltır.
Hiperventilasyon ve soluk tuma

• Soluk tutmadan önce yapılan hiperventilayon


(PaCO2<40 mmHg) soluk tutma süresini uzatırken dalgıcın
risklerini artırır.
• Soluk tutmayı sonlandırmaya neden olacak PCO2
kırılma noktası 50 mmHg’dır.
• Baygınlık, bilincin aniden kaybı dalış süresini
normalin üstünde uzatmaya çalışanlarda görülür.

• PO2’nin kritik bir düzeyin altına düşmesi


bayılmaya neden olur.
Hiperventilasyon ve soluk tutma

• Dalmadan önce hiperventilasyon, soluk tuma ve egzersiz


yapma üçlüsü ciddi riskleri de beraberinde getirir.

• Hiperventilaston…. PCO2 ..Dalış……….Alveoler O2 gittikçe

azalır……Düşük PCO2 nedeniyle soluk alma dürtüsü


oluşmaz….derine indikçe toraksa olan basınçla akciğer içi gazların
basıncı da artar…O2 sürekli kana geçip Hb’le birleşir…Nefes alma
ihtiyacı hissettiğinde yukarı çıkış…akciğerdeki basınçlar azalmaya
başlar… Yüzeye yakınken PO2 difüzyonun gerçekleşmeyeceği
düzeye iner hatta tersine difüzyon gerçekleşir…Hipoksi….SIĞ SU
BAYILMASI
Hiperventilasyon ve soluk tuma

• Genellikle, PO2’nın 40 mmHg’nın altına düşmesinde ve

PCO2’nın 60 mmHg ‘nın üzerine çıkmasında bilinç kaybı


meydana gelmektedir.
• Bu nedenle, tek soluk ile dalmadan önce en fazla dört
hiperpne hareketine izin verilmelidir.
Dalış öncesi hiperventilasyonun diğer riskleri

• pH 

• Normal arteryel PCO2 serebral arteriol


vazodilatasyonuna neden olur.

• PCO2’deki azalma beyin kan akımını


azaltır…sersemlik hissi, baş dönmesi, bayılma
Serbest Dalışın derinlik limitleri-Lung Squeeze

• Vücut boşlukları daha derinlere indikçe ciddi baskıya


maruz kalır.
• Akciğerlerin fonksiyonu bozulmadan küçülebildiği en
küçük hacim 1,5 L’dir. (RV)
• Genellikle akciğerler 1-1,5 L’nin altına komprese
olduğunda (RV’e) iç ve dış basınçlar eşitlenemez ve
akciğer sıkışması (lung squeeze) ortaya çıkar.
• Akciğer hacmine baskı yapan ciddi hidrostatik basınç
nedeniyle yoğun hasara uğrar
Serbest Dalışın derinlik limitleri

• Serbest dalışta akciğer sıkışması olmayacak güvenli


derinlik kişiler arası farklılık gösterir. Dünya rekoru
yaklaşık 150 m. Bu derinlikte göğüs çevresi 127
cm’den 51 cm’ye düşer.
• Deniz seviyesindeki TAK/RV oranı genellikle
akciğer ezilmesi olmadan ulaşılabilecek kritik
derinliği belirler. Örn: TAK: 6 L, RV: 1,5 L, Boyle
kanununa göre 4 atm’de yani 30 m’de TAK RV
düzeyine inecektir.
Serbest Dalışın derinlik limitleri

• Akciğerlerin RV üstündeki bir değere kadar sıkışması, hala


basıncı dengeleyecek hava bulunması nedeniyle bir hasara
neden olmaz
• Eğer akciğer hacmi RV’ün altına inerse pulmoner basınç
eksternal basıncın altına düşer.
• Bu durum akciğerlerde vakum etkisi yaparak kanın alveollere
geçmesine neden olur ve dalan kişi kendi kanında boğulur.
• Daha derinlere inmek kosta kırıklarına neden olur.

• TAK/RV oranı ne kadar büyük akciğer sıkışması


olmadan derine dalma olasılığı o kadar büyük
Diğer problemler

• Orta kulak-kulak zarı. Hava akciğerdeki havayla dengelenmezse ve


inflamasyon nedeniyle orta kulakta hapsolursa kulak zarı içe itilir.
Ağrı..yırtılma
• Sinüsler dengelenmezse…vakum etkisi
• Nörolojik sendrom; yüksek hidrostatik basıncın özellikle
nörotransmitterlerin depolanması, salgılanması ve yıkımında,
membranın iyon hareketlerinde, enzim aktivitelerinde, genel protein
ve yağ metabolizması üzerindeki etkileriyle ortaya çıkmaktadır.
• Daha düşük hidrostatik basınçlar sinir hücreleri üzerine uyarıcı bir
etkiye sahiptir; daha yüksek basınçlarda aksiyon potansiyellerinin
amplitüdü düşer ve süresi uzar.
Dalma Refleksi

• Apne
• Bradikardi

• Kalp debisi 
• Periferik Vc
• Laktat birikimi
• Soluk frekansı 
• TV 

• Kan basıncı 
• Atım hacmi değişmez

• Yüzü suya daldırmak, nefes tutarak yüzü daldırmak, ılımlı seviyelere dalma, soğuk su
• Vagal aktivite artar

• Serbest dalışla laktat artışı, Vc nedeniyle kaslara kan akımı azalması-anaerobik


metabolizma
• Kan hayati organlara yönlendirilir. Vc
SCUBA

• Self Contained Underwater Breathing Apparatus


• 1 m derinliğe dalınca inspirasyon kaslarının
kuvveti suyun göğüs kafesine uyguladığı
kompresif kuvveti yenemez
• Eksternal hidrostatik kuvvet ancak basınçlı hava
solunarak yenilebilir ve inspirasyon gerçekleşir
 Açık devreli SCUBA

 Kapalı devreli SCUBA


SCUBA

• Açık devreli SCUBA tüpleri 2000 L hava içerir


ve 3000 psi basınçlıdır (1atm: 14,465 psi)
• Daha derine dalmak için 3500 L hava içeren
tüpler
• Donanım derinlik ve basıncı gösteren
göstergelere sahip
SCUBA

• Suya ekspire edilen hava %17 O2 içerir. Dolayısıyla


tüpteki O2’nin %75’i kaybedilir.
• Derine indikçe ventilayonu sağlayacak tidal volüm
artar
• 90 m’de 5 L volüm inhalasyonu, deniz seviyesinde
50 L volüme karşılık gelir. Derine indikçe tüp daha
hızlı boşalır.
• Tüp nemsiz hava içerir. Dolayısıyla tüpteki havanın
solunması sıvı ve ısı kaybına neden olur
SCUBA

• 2000 L’lik 3000 psi basınçlı tüple yüzeye yakın (1


atm) 80 dk
• 2 atm, 20 m’de…….40 dk
• 3 atm, 30 m’de 27 dk

• Scuba dalışta zaman sınırları dalgıcın vücut ölçüleri,


fiziksel aktivitenin tipi ve yoğunluğu, fitness (form)
düzeyi ve deneyimine göre değişir. Çünkü bu
faktörler egzersizin enerji bedelini ve solunum
hacimlerini değiştirir.
Su altında yüzmenin enerji karşılığını etkileyen faktörler

• Cinsiyet (kadınlar daha az enerji harcar)


• Donanım ve tüp sayısı (2 tüple %25 artar)
• Palet tipi (esnek paletle daha az)

• Dalgıcın deneyimi
Kapalı devre SCUBA

• CO2 absobe eden bir sistemle dalgıca saf O2 sağlar.

• Hava kabarcığı çıkarmaz (askeri kullanım)


• Gaz karışımları kullanılabilir
• Yüksek derecede profesyonellik gerektirir.
• İki medikal acil durum oluşturabilir

• CO2 çıkışı absorpsiyonu aşarsa veya absorbsiyon yapan kısım arızalanırsa, dalgıç

yüksek CO2’yle anesteziye olup, uyarıcı sinyalleri alamadan boğulabilir

• Yüksek O2 konsantrasyonu özellikle su altındaki yüksek basınçlarda toksik olabilir.

• Riskler derinlik ve zamanla orantılı artar

• Bu şekilde 7,6-15,24 m aralığına dalınır. Daha derinlerde O2 toksisitesi

• Dekompresyon riski yok çünkü inert gaz yok

• Ölü boşluk fazlalığı ve solunuma olan direnç nedeniyle yoğun iş yapılmasını


kısıtlar
Yüksek basınçlı gaz solumanın oluşturduğu problemler

• Henry kanununa göre belli bir sıcaklıkta bir sıvıda


eriyen gazın miktarı
• Sıvı ve gaz arasındaki basınç farkına
• Gazın sıvıda eriyebilirliğine bağlıdır.

• Su altı soluma sistemleri hava, O2 ve diğer gazları


yeterli basınçta sağlamasıyla solunum mümkündür.
• Örneğin 20 m’de (3 atm) solunan gazın basıncı 2280
mmHg, 30 m’de (4 atm), 5320 mmHg olmalıdır.
• Bu basınçlar da belli riskleri beraberinde getirir.
Yüksek basınçlı gaz solumanın oluşturduğu problemler

• Hava embolisi
• Mask squeeze
• Aerotitis

• Aerosinüzit
• Azot sarhoşluğu (narkozu)
• Dekompresyon hastalığı

• CO zehirlenmesi
Hava Embolisi

• 10 m’de solunan havanın akciğerlerde tutulup su


yüzeyine çıkılması hacminin 2 kat artmasına neden olur.
• Su altında alınan hava solukla dışarı atılırsa bir soruna
neden olmazken soluk tutularak su yüzeyine taşınırsa
akciğerde rüptüre neden olur.
• Özellikle deneyimsiz dalgıçlar risk altındadır.
• 2 m derinlikte nefes alıp bu havayı içerde tutup su
yüzeyine çıkmak emboli oluşturmak için yeterlidir.
• Eğlence amaçlı dalanlarda ölümün 2. nedenidir.
Hava Embolisi

• Rüptür sonucu hava kabarcıkları pulmoner


venöz dolaşıma geçer. Kalbe ve sistemik
dolaşıma ulaşarak kan dolaşımını engeller
• Konfüzyon, güçsüzlük, bulanık görme,
sersemlik hissi,bilinç kaybı, kollaps, ölüm
• Tedavisi dekompresyonla gazları erimeye
zorlama
• Hızlı tedaviyle bile %16 ölüm
Mask Squeeze_Maskeye bağlı göz travması

• Dalmadan önce maske içindeki basınç deniz seviyesi


basıncına eşit
• Derine indikçe maskenin içi ve dışı arasında basınç farkı
oluşur ve nisbi vakum etkisiyle göz membranlarındaki
damarların kanamasına, ciddi durumlarda göz küresinin
yerinden çıkmasına neden olur.
• Risk 4 m’de başlar
• Yüz maskesiyle dalışta ara ara burundan solumak
basıncı dengeler
Aerotitis-Orta kulak barotravması

• Östaki borusu nazofarinksle orta kulağı bağlar


• Sağlıklı kişilerde kanal temizdir ve basınç
kapalı glottise karşı nefes vererek dengelenir
• Özellikle ÜSYE’lerde basıncın
dengelenememesi ağrı, hatta kulak zarı
yırtılması
• Dalarken kulak tıkacı kullanılmamalıdır!!!!
Aerosinüzit-Sinüs barotravması

• İnflamasyonlu, konjesyonlu sinüsler sinüs


boşluğundaki havanın dengelenmesini
engeller
• Dalış sırasında sinüslerdeki basınç yüksek
basınca eşitlenemezse sinüs membranları
kanayarak basıncı dengeler
Azot Sarhoşluğu

• 10 m’de azot basıncı iki katına (1200 mmHg)çıkar ve


her 10 m’de 600 mmHg kadar artar
• Her ilerleyen derinlikte azotun kana difüzyonunu
sağlayan gradyan artarak difüzyonu kolaylaşır.
• 20 m’de vücut dalış öncesine göre 3 kat fazla azot
içerir
• Doku perfüzyonu, dokuda eriyebilirlik katsayısı, vücut
kompozisyonu ve sıcaklık doku düzeyinde azot alımını
etkiler
Azot Sarhoşluğu

• 90 m’de vücutta biriken azot deneyimli


dalgıçların bile anlamlı iş yapmasını engeller.
• Amerikan ordusu için sıkıştırılmış havayla
maksimum dalış derinliği 190 feet (57,91
m) olarak belirlenmiştir.
• Vücutta erimiş azotun basınç ve miktarının
artması bir takım fiziksel ve mental değişikliklere
neden olur ve azot sarhoşluğu olarak adlandırılır.
Azot Sarhoşluğu

• Genellikle etkisi 30 m’de başlar

• Azot dalış süresince yavaş hızda kana difüze olduğundan etki dalış
süresi ve derinliğine bağlıdır.
• Eğlence amaçlı dalanlar için maksimum derinlik 40 m’dir.

• Uyku isteği, kendini iyi hissetme, aşırı güven duygusu, şuur kaybı,
hafıza kaybı, karar değişiklikleri….ölüm
• Tedavi dalgıcın daha sığ seviyelere çıkması
• Vücut yağ oranının azot sarhoşluğuna etkisi tartışmalıdır.
• Azotun narkotik etki mekanizmasının diğer bütün gaz anestetiklerle aynı olduğu; vücuttaki yağ
dokusunda ve özellikle nöronların büyük oranda yağ içeren miyelin kılıf ve membranlarında serbest
olarak eriyen azotun, membranlardaki iyon geçişini değiştirmek suretiyle sinirsel eksitabiliteyi düşürdüğü
kabul edilmektedir.
Azot Sarhoşluğu

• Bu derinlikle ilgili endişeliyim fakat gerçekten harika


hissediyorum,. Acayip sonsuz mutluluk hissediyorum. Sarhoşum
ve kaygısızım. Kulaklarım uğulduyor ve ağzımda acı bir tat var.
Şu anki baş dönmem çok fazla alkol aldığımı düşündürüyor.
Bottaki Jacque ve diğer arkadaşları unuttum. Gözlerim yorgun.
Dip hakkında düşünmeye çalışıyorum fakat düşünemiyorum.
Uyuyacağım fakat bu sersemleşmiş halimle uykuya dalamam.
• Frederic Dumas (1940, 240 feet: 73 m)
• Martini kuralı: her 50 feet (15 m) 1 martini
Dekompresyon Hastalığı

• Hızlı su yüzeyine çıkışlarda dalgıcın maruz kaldığı hidrostatik


basınç dramatik olarak azalır
• Vücutta aşırı çözünmüş azot gaz haline (hava kabarcığı)
dönüşmeye başlar.
• Dekompresyon hastalığı erimiş azotun vücut sıvılarında ve
dokularında gaz haline geçmesi sonucu ortaya çıkar.
• Uzun süreli ve derin dalışlar sonrası hızlı su yüzeyine çıkışlar
hastalığın nedenidir.
• Azot pek çok dokuda yavaş dengeye ulaşır (özellikle yağ
dokusunda) ve vücudu yavaş terkeder. Yağ oranları yüksek
olanlar (kadın veya obez) daha fazla risk altındadır.
Dekompresyon Hastalığı

• Sıkıştırılmış havayla 30 m derinlikte 30 dk kadar kalmak


dekompresyon oluşturmak için sınırdır. Bu süre 20 m için 1 saat,
40 m için 18 dk’dır.
• Eğer dalgıç derinlikte kalmak için önerilen süreleri aşarsa su yüzeyine
çıkış belirli bir şekilde yapılmalıdır.
• Ana kural su yüzeyine çıkışın azotun atılmasına yetecek sürede olmasıdır.
• Dalış sonrası uçak yolculuğu riski artırır

• 60 m derinlikte basınçlı hava soluyarak bir saat kalan bir dalgıcın vurgun yemeden
yüzeye çıkabilmesi için çeşitli derinliklerde toplam üç saat kadar bekletilmesi
gerekmektedir. Genellikle, her 40 ft bir dakika içinde çıkılmalıdır. 12 metreye kadar
yapılan dalışlarda ise bir dalgıç hiçbir tehlikeyle karşılaşmaksızın su yüzüne
beklemeden çıkabilir.
40
41
42
Uygunsuz dekompresyon sonuçları

• Dekompresyon kurallarına uyulmaması ile belirtiler yüzeye çıkar


çıkmaz başlar. Sonuçlar da hızlı ortaya çıkar
• Sersemlik hissi, kaşıntı, kol ve bacaklarda ağrı (özellikle sıkı
dokularda ligament ve tendonlarda) en sık görülen karakteristik
belirtileridir.
• Vücutta oluşan hasar, oluşan hava kabarcıklarının miktarı ve nerede
oluştuğuna bağlıdır.
• Akciğerde oluşan kabarcıklar boğulma ve asfiksiye
• Beyin ve koroner damarlarda oluşanlar kan akımlarının azalmasına
sonuçta hücresel hasar ve ölüme neden olur.
• SSS hasarına neden olabilecek durumlarda kalıcı hasarlar bırakabilir.
Uygunsuz dekompresyon sonuçları

• Tedavi hızla basınç kamarasında rekompresyon ile yapılır.. Yüksek


basınç azotu tekrar erimeye zorlar, sonra kademeli
dekompresyonla azotun atılması sağlanır.

• Rekompresyon ne kadar çabuk yapılırsa oluşacak hasar o kadar


azalır.

• Patent foramen ovalesi olanlar daha büyük risk altındadır.


Sağ atriyumdan sol atriyuma kaçan kan akciğerlerde filtre olamaz.
Açıklanamayan dekompresyon hastalıklarında PFO düşünülmelidir.
Oksijen Zehirlenmesi

• Derine inildikçe O2 basıncı artacağında toksisite olasılığı artar.

• Özellikle kapalı devre SCUBA’larda O2 toksisitesi dalış süresi ve


derinliğini kısıtlar.
• O2 toksisitesi 60 m’den itibaren başlar (Açık devreli) kapalı
devreli de 7,6 m de risk başlar
• Yüksek O2 vücut fonksiyonlarını üç şekilde etkiler
– Solunum yollarını irrite eder ve sonuçta maruziyet uzarsa bronkopnömoniye neden olur
– 2 atm üzerindeki basınçlarda serebral damarlarda vazokonstriksiyona neden olarak
santral sinir sistemi fonksiyonunu bozar

– CO2 eliminasyonunu bozar (Hb O2’den ayrılması zorlaşır dolayısıyla CO2’nin Hb’le
taşınmasını azaltır)

• Tedavi deniz seviyesi havası soluma


CO Zehirlenmesi

• Derin dalışlarda özellikle önemlidir çünkü parsiyel basıncı artar


• Özellikle çevre kirliliği olan yerlerde doldurulan tüplerde risk artar

• Tedavi: Hiperbarik O2
Aşırı derinliklerde-Gaz karışımlarıyla dalış

• Ticari, askeri, bilimsel, kurtarma ve teknik dalışlar genellikle 168


feetten daha derine (>50 m)
• Daha düşük derinliklerde sıkıştırılmış havayla dalış mümkündür.

• Derinlik artınca artan O2 ve azot toksisitesi riski nedeniyle gaz


karışımları kullanılır

• Gaz karışımlarında her zaman O2 bulunur. Ancak karışım

hazırlanırken O2 miktarının doğru ayarlanması gerekir.


Helyum-O2 karışımları (Heliox )

• Helyum bilinen en hafif ikinci elementtir ve en sık kullanılan


inert gazdır.
• Renksiz, kokusuz, tatsız, nispeten nontoksik olup patlayıcı
değildir ve herhangi bir basıncında norkoz etkisi yoktur.
• 90-850 m dalışlarda dalgıçlar helioxla mide bulantısı, kas
tremorları ve bazı SSS semptomları yaşarlar. Bu duruma yüksek
basınç sinir sendromu (high pressure nervous syndrome) denir.
• Sebebi olasılıkla ekstrem hidrostatik basınçlarda uyarılabilir sinir
dokusuna etkisi
• Derine inme hızının azaltılması ve karışıma bir miktar narkotik
gaz (azot) ilave edilmesi (trimix) HPNS tremoru önler
Helyum-O2 karışımları (Heliox )

• Helyumun diğer negatif yan etkileri


• Ses karakteristiklerinde değişiklikler (ince ses). Dolayısıyla bu
derinklikte sesli iletişimi bozar, iletişim araçlarına eklenen
düzelticilerle ses normale çevrilir
• Helyumun yüksek termal iletkenliği nedeniyle havanın 6 katı
sıcaklık kaybına neden olur. Oluşan termal stres kilo kaybına
neden olur
• Helioxla 120 m’den derine dalınamaz
• Trimixle 180 m’den derine dalınamaz
Su Altında Görme, İşitme ve Denge Duyusu
 
Işık şiddeti, su altında derinlere doğru inildikçe hızla azalır. Bundan dolayı, 100 metrenin altına güneş ışığı geçemez ve
buraları zifiri karanlıktır. Suya çıplak gözle dalmada, normalde kornea-hava kırıcı yüzeyi, çok farklı bir kırıcı özelliğe sahip
kornea-sıvı kırıcı yüzeyine dönüştüğünden sadece göze yakın cisimler net olarak görülebilir. Gözlükle dalma bu etkiyi ortadan
kaldırır, ancak, ışınların keskin bir açıda kırılmaları nedeniyle cisimler daha yakın ve daha büyük olarak görülür. Bundan dolayı
da su altında görme alanı daralmaktadır.
 
Suda ses dalgaları havaya oranla çok hızlı yayıldığından, su altında ses kaynağı gerçeğine göre çok daha yakındaymış
gibi algılanmaktadır. Aynı zamanda, hızlı iletim nedeniyle kulaklar arasındaki gecikmenin kısalması, kulaklar yoluyla ses
kaynağının lokalizasyonunu imkansız hale getirir.
 
Merkez sinir sistemi, denge duyusu ile sağlanan bilgilere göre, vücut durumu ve hareketlerini düzenlemektedir. Bu amaçla
merkez sinir sistemine impulslar, labirintustan, gözlerden ve kas, eklem ve kirişlerdeki proprioseptörlerden sağlanır. Bu üç
duysal kaynak, üçlü sistem halinde integre olmuştur ve denge triadı olarak adlandırılır. Dengenin korunmasında bu üçlü sistem
birlikte çalışmaktadır. Kulak zarında bir yırtılma var ise soğuk çevre suyu orta kulağa geçerek horizontal yarım daire kanalının
kalorik reaksiyonuna ve dolayısıyla dengede oriyantasyonun bozulmasına neden olur. Sağır ve dilsiz olarak tanımladığımız
kişilerde iç kulak, dolayısıyla denge duyu organı bulunmaz. Bunlarda denge, genel propriyoseptörler ve görme duyusu
yardımıyla sağlanmaktadır. Böyle kişiler, suya daldıklarında görme duyusu zayıfladığı ve vücudun her bölgesine aynı basınç
uygulandığı için, su altında denge ve oriyantasyon sağlayamazlar.
 
Ancak yakındaki cisimlerin net ve daha büyük olarak görülebildiği ve görme alanının daraldığı su altında, gerek ses
kaynağının yakında ve arkadaymış gibi algılanması gerekse dengede oriyantasyon bozukluğu, dalgıçlarda son derece tehlikeli
paniğe yol açabilmektedir. Bu nedenle, bir dalgıç asla tek başına dalmamalıdır.
 
Derin suya dalmada bir başka problem hipotermi olayıdır. Suyun ısı iletimi havaya göre 30 kat; birim hacimde ısı
kapasitesi ise 4000 kat daha fazladır. Derin sulara dalmada, düşük çevre ısısı nedeniyle vücuttan çok hızlı ısı kaybı, vücut ısısının
korunmasında önemli bir problemi oluşturmaktadır.
PNEUMOTHORAX AND EMBOLI
FORMATION
Yüksek Hidrostatik ve Gaz Basınçlarının
Organizma Üzerine Etkileri(1)
• Yüksek Hidrostatik Basınç
Nörolojik Sendrom
• Yüksek Gaz Basınçları
– Yüksek Azot Basıncı
• Azot Narkozu = Derinlik Sarhoşluğu
(Dalgınlık, konsantrasyon ve koordinasyon bozukluğu, mental aktivitelerde yavaşlama,
reaksiyon zamanında uzama, sorumsuzluk ve aşırı güven (öfori)
• Dekompresyon (Vurgun) Hastalığı
(Hiperbarik artralji, ekstremitelerde paraliz, konvülsiyon, dispne, öksürük, göğüs ağrısı,
şok, akciğer ödemi ve ölüm)

 P1-47/P2-472.3
50-100 m: threemix:40 % N2–40 % He–20 % O2
 100 m : Heliox : 80 % He – 20 % O2

52
Yüksek Hidrostatik ve Gaz Basınçlarının
Etkileri(2)
• Oksijen Zehirlenmesi
-Akut oksijen zehirlenmesi
(dudaklarda titreme, baş dönmesi, bulantı, konvülsiyonlar)

-Kronik oksijen zehirlenmesi


(havayolu irritasyonu, pulmoner ödem, fibrosis, koma)

• Karbondioksit Zehirlenmesi
(>76 mm Hg/ağır respiratuar asidoz: solunum merkezlerinin depresyonu, baş
ağrısı, bulantı, uyuklama, bilinç kaybı, konvülsiyon, koma ve ölüm)

53
Sualtında Oriyantasyon

• Görme
• İşitme
• Vestibuler sistem

54

You might also like