You are on page 1of 34

GELENEKSEL EL SANATLARI

Somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasında


taşıyıcı işlevi gören unsurlardan birisi el sanatları geleneğidir.
Yüzyıllar boyunca sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu’da
büyük bir kültür çeşitliliği oluşmuştur
El sanatları, toplumların yaşam biçimlerini, gelenek ve görenekleri
yaşamak ve yaşatmak için gösterdikleri çabanın sonucunda ortaya
çıkmıştır.
Toplumların yaşam biçimleri, inançları, ekonomik olanakları,
kültürleri hakkında bilgi veren el sanatları halk kültürü ile bir bütünlük
halindedir
Halk kültürünün bir öğesi olan el sanatları, kültür değerlerin
yaşatılması ve korunmasında rol üstlenmekte, toplumların yaşayışları,
inançları ve ekonomik olanakları hakkında bilgi vermekte ve özgün,
otantik ve yöresel özellikler bulundurmaktadır.
Bu sanatdalları içine çinicilik, oymacılık, bakırcılık, halıcılık, kilimcilik,
el işi çeyiz işlemeleri girer.
El sanatları bütün halk sanatları gibi, bir ulusun ulusalkişiliğinin en
canlı ve en anlamlı belgeleridir.
• El sanatları bireylerin bilgi ve becerisine dayanan,çoğunlukla doğal
hammaddelerin kullanıldığı,el ile ve basit araçlarla yapılan, üretimi
yapan bireylerin duygu düşünce katarak yaptığı ürünlerdir.
• Yazılı kaynaklar kadar el sanatlarıda geçmiş kültürlerin gelecek
nesillere aktarılmasında rol oynar.
• El sanatları ürünleri, üretildikleri bölgelerin iklim şartları, bitki örtüsü,
kolay elde edilebilen hammadde kaynaklarına göre farklılık gösterir.
• bu nedenle zengin el sanatları ürünleriyle geniş bir yelpazeye sahip
olan Anadolumuzun her bölgesinde farklı özelliklere sahip el sanatları
görülür.
• El sanatları ustadan çırağa, babadan oğula,anneden kızına aktarılan
yaşayan bir gelenektir.
• El sanatlarımız geleneksel yapıda yöresel çeşitlilik gösterir.
• Hayvancılığın geliştiği yerlerde halıcılık kilimcilik,
• Taş ve ağaç olarak zengin olan yerlerde taş ağaç işlemeciliği, gibi
HALICILIK

Geleneksel El Sanatlarımızdan olan halıcılık bugün Türkiye’de turizm


sektörünün vazgeçilmez ve en önemli potansiyellerinden birisi
olmuştur. Halılarımız ekonomik potansiyeli yanında kültürümüzü de
dünyaya tanıtan önemli bir araçtır.
 
MİLAS- HEREKE-ISPARTA HALILARI

• Muǧla Milas yöresi kendine özgü renk, desen ve oldukça zengin


örneklere sahiptir. Hereke halısı Türkiye’de Kocaeli’ne baǧlı bir kıyı
şehri olan Hereke’de üretilen halıdır. Ham madde olarak ipek, yün ve
pamuk kullanılır.
• MİLAS HALISI
• HEREKE HALISI
HALI DOKUMA TEZGAHI

Anadolu Kilimlerinin, halılarının


dokumasında kullanılan
araçlar;
Istar tezgah, sarma tezgah,
germe tezgah gibi dikey
tezgahlar, üç ayak yer tezgahı
(yatay tezgah), kirkit, gücü
ağacı, varangelen/gelenvaran,
çımbar kullanılmaktadır.
ISPARTA HALISI
Geleneksel Isparta halısı desenleri ağırlıkta gül ve diğer çiçek yaprakları kullanılarak yapılsa da zamanla modern halı çizgisine dönmüştür.
KİLİMCİLİK

• Günümüzde, milli kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan kilimler,


kolay taşınabilir ve az zamanda dokunabilmesi nedeniyle yaygın
kullanılır
Afyon Bayat Kilimleri
Uşak Eşme Kilimleri

Afyon-
Kütahya
Bölgesi,
Parmaklı
Mihraplı
Kilim
Silifke İç Anadolu,
Yöresi Konya, 19.
Kilimi, Yüzyıl,
19. Gülgönen
Yüzyıl Koleksiyonu
ÇİNİCİLİK

Bilindiği gibi(14. yy'da) çinliler Porseleni bularak seramik tarihinde


önemli bir ilerleme kaydetmişlerdir. Türkler ise çiniyi bularak seramik
sanatının varacağı en yüksek zirvesine ulaştırmışlardir.
«çini» kelimesi Osmanlılar zamanında çin'den gelen Porselenlere
verilen addır.
17. yy'da Evliya Çelebi iznik işleri için «kaşi «Kütahya işleri için «çini»
demiştir. Daha sonra kaşi unutulmuş ve kiymeti kapkacak için çini
denilmeye başlanmıştır..
Osmanlı dönemi çini ve seramik sanatı, köklerini Büyük Selçuklular
ve Anadolu Selçukluları’ndan aldı. Kendine özgü renk ve desenlerle
gelişti, beslendi ve önemli farklarını ortaya koydu. Çok çeşitli tekniklerle
uygulandı;
Kullanılan toprağı, pişirmesi vs. özellikleri açısından iznik çinisi alite
olarak Kütahya çinisinden daha kalitelidir.
Kütahya Çini Örnekleri
İZNİK ÇİNİSİ ÖRNEKLERİ

Resim 1: Mimar Hacı Musa’nın yaptığı İznik Çandarlı Kara Halil Paşa Camii (Yeşil Cami) minaresinde sırlı tuğla bezeme
(1391). Sırlı tuğla, Anadolu Selçuklular’ındaki çini mozaik tekniğine bir aşamadır. (Res.:
Kamacıoğlu,tarih yok:270).
Resim 2: Konya-Karatay’da Lüster tekniğin- de yapılmış Kubad-Abad Büyük Saray çinileri Av partileri, çeşitli işler yapan
insan figürleri gibi serilerinden ve diğer çeşitli desenlerden meydana gelmiştir. Anadolu Selçuklu figürlü çini bezemeleri,
kökeni Uygurlar’a dayanan bir resim sanatı geleneğini yansıtır. Resim “Sfenks figürlü yıldız çini” ve etrafında ko- balt mavi
sır altı siyah desenli çiniler görülür.
(Arık, 2000: 124)
BAKIRCILIK

“Kem âletle kemâlat olmaz” demiş büyüklerimiz. Medeniyetlerin


avlusu olan Anadolu’da tarihi İsa’dan Önce (İ.Ö) 9. yüzyıla kadar uzanan
bakırcılık sanatı, günümüzde yok oluyor gibi gösterilse de, bugün hâlâ
önemini korumaktadır.
İnsanlığı taş devrinden alıp maden devrine geçirmiştir.ilk olarak saf
halinde kullanılmıştır.
daha sonra bakır kalay ile eritilmiş bronz olmuş.
sonrasında bakır ile çinko alaşımından pirinç elde edilmiştir.
Hitit, Urartu, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde
Anadolu’da çeşitli tekniklerle çalışan bakır atölyelerinin bulunduğu,
günümüze kadar gelen birçok sayıdaki eserden anlaşılmaktadır.
Osmanlı döneminde Anadolu’da, bakır yataklarının işletilmesi
sonucunda bakır işçiliği bir çok şehrimizde zirveye ulaşmış ve atölyeler
açılmıştır.
Günümüzde modern çağın ve yaşam koşullarının birçok şeyi kendi
içinde eritmesine karşı duran ve oldukça büyük zahmetlerle katlanarak
bakır işlemeciliğinde hizmet etmeye gayret eden
zanaatkârlarımız/sanatkârlarımız halen bulunmaktadır.
Bakır madeni açısından Türkiye de en zengin bölge doğu karadenz
ve geney doğu Anadoludur.
bakırcılık sanatın da Urfanın dayandığı köken yapılan kazılarda
ortayaçıkmıştır.
Bakırın işlenmesinde çeşitli teknikler vardır:
Dövme Tekniği Kazıma Tekniği
AjurTekniği Boyama Tekniği
 
Bakırcılık sanatı 1960’lı yıllara kadar önemini korurken, Urfa’daki
Kazancı Pazarı ve Hüseyniye Çarşılarındaki dükkânlarda ustalar
tarafından devam ettirilmiş- tir. 60’lı yıllarla birlikte plastik, alüminyum
ve çelikten üretilmiş mutfak gereçlerinin yaygınlaşması sonucu bu sanat
gördüğü ilgiyi yitirmiş olsa da günümüzde Anadolu’da geleneksel el
sanatları bakır işlemeciliği olarak devam etmektedir
Her ne kadar günümüzde özelliğini kaybetmiş olsa da Bakırcılar
Çarşısı’nda bakır süs ve ev eşyası üretimi yapılmaya devam etmektedir.
Dövme çekiç tekniği ile ün salan Urfa bakır işlerini 1887 yılında
yapılan ve günümüzde bakırcı esnafının kullandığı Hüsey- niye Çarşısı’na
girdiğinizde bulabilmek mümkündür
OYMACILIK

Ağacın oyularak, yontularak, işlenerek süs ve kullanım eşyası biçimi


almasına ahşap işçiliği yada oymacılık denilmektedir.
Ahşap sanatı Anadolu’da, özellikle Selçuklular döneminde gelişerek bu
coğrafyaya has bir üslup kazanmış ve bu dönemde daha çok mimari
eserlerde kendini göstermiştir.
Selçuklu dönemini de kapsayan zaman diliminde, cami minberleri,
kapı ve pencere kanatları, sandukalar Kur’an mahfazaları ve rahleler
ahşap işçiliğinin çok gelişmiş olduğunu göstermektedir.
Türk ahşap sanatında malzeme olarak en çok ceviz, elma, armut,
abanoz, gül ve sedir ağaçları kullanılarak çok değişik teknikler
uygulanmıştır

El oymacılığı, ahşap oymanın başlangıcından günümüze kadar


devam eden, ustalık emek yoğun uygulamayı gerektiren bir oyma
tekniğidir. Günümüzde el oymacılığı oldukça azalmıştır. Bunun en
önemli nedeni, işçilik maliyetlerinin yüksek olması ve kalifiye eleman
yetiştirmedeki zorluklardır.
Ağacın oyulması(Kültür Müdürlüğü 2016)
Mevlana
Müzesi
ağaç
oymacılık
örneği
EL İŞİ ÇEYİZ İŞLEMELERİ

Değişime uğrayan geleneksel tekstil el sanatları günümüzde artık


turistik bir değer kazanmış ve çeşitli yorumlarla kültürün temsili rolü
yüklenen hediyelik eşya sektörünün malzemesine dönüşmüştür.
Kadınların el becerileriyle çeşitlenen el işi örgü, keçeden yapma çeşitli
ürünler, giyim- kuşam parçaları gibi kimi ürünler, beceri konusunun
üretim isteği ile yakın ilişkisinin devam ettiğini gösteren, yeni bir gelişimi
işaret etmektedir.
Zonguldak kent merkezinde uzun soluklu bir atölye çalışması olarak
devam eden Zonguldak Yayla Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin
Yaşam Boyu Öğrenme Projesi kapsamında açılan Nakış Atölyesine
devam eden kadınlar, çeşitli nedenlere bağlı olarak bu kursa
gelmektedir (Şahin, 2016, 66). Burada yaşatılan, geleneksel işleme
teknikleri ve işlemenin ürün halidir. İşlentinin kullanım alanları ve
kullanım şekilleri değişmiştir.
Replikalar, işleme teknikleri, renkler ve kompozisyon bakımından
neredeyse asıl örneğin aynısı olarak üretildiğinden bir değer
kazanmaktadır.
Zonguldak işlemelerinden örnekler
 
Bu işlemeler, nadiren çeyiz için,
çoğunlukla hatıra eşya olmak üzere
yüksek değerden satışa sunmak
amaçlı yapılmaktadırlar. İ
İşlemeciliğin geleneksel haliyle yaşamasına katkı sağladığı bir diğer
alan ise bez dokumacılığıdır.
Batı Karadeniz bölgesindeki köylerden el dokuma tezgâhlardan
işleme için bez alan işlemeci kadınlar, bu üretim biçiminin yaşamasına
olanak tanımaktadırlar.
Kaş Kekova da tespit edilen tekstil el sanatları ise, oyalar ve
oyalardan yapılan kolye, bileklik, şal, eşarp vb. aksesuarların yanı sıra
yazlık giysilerdir. Kaş Kekova Üçağız köyünde köye özgü olarak
belirtebileceğimiz deniz kabuğundan yapılma yazma oyaları, zamanla
oya teknikleri ile zenginleşmiş ve takılara dönüşmüştür
Deniz kabukları ile yapılan oyalı
yazmalar ve çeşitli tığ işi takılar
Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı olan Yeşil Üzümlü beldesinde dokunan
ve hâlâ dokunmaya devam edilen dastar dokumacılığı güzelliği ve
kullanışlılığı ile incelenmeye değer bir gelenek olmaktadır. Hala devam
eden bir el sanatıdır.
DastarDokuma İşleminin
Yapılışı
 

You might also like