Professional Documents
Culture Documents
SOSYOLOJİYE GİRİŞ
• Aile, dayanışmaya bağlı grupların bulunduğu bütün toplumlarda var olan, çocuklarda dâhil,
insanları birbirlerine bakmaları için bir araya getiren sosyal kurumdur.
• Aile bağları, ortak soy, evlilik veya evlat edinmeye dayalı sosyal bağ olan akrabalık olarak
adlandırılır.
• Aile bütün toplumlarda bulunmasına rağmen, ailenin tanımlanması her toplumda tarih boyunca ve
kültürden kültüre farklılık göstermiştir. Bir kişi büyüyerek içine doğduğu aileden ayrıldığı zaman aile
de değişir.
• Türkiye’deki geleneksel inançlara göre, çocuk sahibi olabilmek için evlenmek gerekir ki, bu durum
evlilik şeklinde ifade edilir.
pinarergunes@gau.edu.tr 3
Küresel Çeşitlilikler
• İnsanların kendilerini aile olarak addetmeleri için ne kadar yakın bağları olması gerekir?
• Sanayi öncesi toplumlarda insanlar yaygın olarak genişletilmiş aile halinde yaşıyorlardı, bu aile
ebeveyn ve çocukların yanı sıra diğer akrabaları da kapsıyordu. Her biri diğerine "kan bağı" ile bağlı
olduğundan soydaş aile olarak da tanımlanıyordu.
• Ancak sanayileşme ile birlikte artan sosyal hareketlilik ve coğrafi göç bir veya iki ebeveyn ve onların
çocuklardan oluşan çekirdek ailenin ortaya çıkmasına neden oldu. Çekirdek (anlamı evliliğe dayalı
olmasıdır) aile evlilik ailesi olarak da adlandırılır.
• Türk toplumunda birçok kişi akrabaları genişletilmiş aile olarak düşünse de, insanların birçoğu
çekirdek aile içinde günlük rutin yaşayışını sürdürmektedir.
pinarergunes@gau.edu.tr 4
Evlilik Modelleri
• Kültürel normlar ve sıklıkla da yasalar evlilik açısından uygun olanı ve uygun olmayanı tanımlar.
• Bazı evlilik normları, aynı sosyal kategorideki insanların evlenmesi olan endogamiyi (içeriden evlenme)
teşvik eder.
• Endogami de insanların potansiyel eşleri aynı yaş, ırk, din ya da sosyal sınıf ile sınırlıdır.
• Tersine ekzogami (dışarıdan evlenme) farklı sosyal kategorilerdeki insanların evlenmesidir. Örneğin
Hindistan'ın kırsal kesimlerinde insanlar aynı kasttan (endogami) biriyle fakat farklı bir köyden
(egzogami) evlenebilmektedirler.
• Benzer pozisyondaki insanlar var olan geleneksel sosyal hiyerarşiyi çocuklarına aktararak sürdürmek
amacıyla endogamiyi tercih ederler.
• Diğer yandan ekzogami de topluluklar arasındaki bağlantıyı kurarak kültürün yayılmasını sağlamaktadır.
pinarergunes@gau.edu.tr 5
Evlilik Modelleri
• Yüksek gelirli ülkelerde yasalar monogamiye (tek eşlilik) (Yunancadaki anlamıyla "tek birlik"),
sadece iki eşi birleştiren evlilik, izin verirler.
• Afrika ve Güney Asya'da, poligamiye (çok eşlilik)(Yunanca anlamıyla"çok birlik"), iki veya daha fazla
eşten oluşan evlilik, izin vardır.
• Çok eşliliğin iki biçimi vardır.
• Yaygın olarak örüleni, bir erkek ve iki veya daha fazla kadının yaptığı evlilik, poligini (Yunanca
anlamıyla "çok kadın") dır. Örneğin Orta Doğu ve Afrika'daki bazı ülkelerde erkeklerin dört kadınla
evlenmesine izin vardır. Buna rağmen ailelerin çoğu tek eşlidir, çünkü çok kadına ve çocuğa bakacak
kadar gücü olan erkek sayısı azdır.
pinarergunes@gau.edu.tr 6
Evlilik Modelleri
• Poliandri (çok kocalılık) (Yunancadaki anlamıyla "çok erkek" veya "çok koca") bir kadın ve iki veya
daha fazla erkeğin yaptığı evliliktir. Son derece nadir görülen bu aile biçimi Tibet'in tarımın zor
yapıldığı dağlık arazilerinde bulunmaktadır. Topraklar küçük parsellere ayrılamadığı için zorlaşan
tarım işlerini erkeklerin yapması gerektiğinden dolayı poliandri vardır.
• Dünyadaki toplumların çoğu bir zamanlar bir evlilik modelinden fazlasına izin veriyordu. Öyle
olsa da, evliliklerin çoğu tek eşlidir.
• Tarihsel açıdan tercihin tek eşlilikten yana olması iki gerçeği yansıtmaktadır: Bir çok eşe sahip
olmak çok masraflıdır ve çoğu toplumda kadın ve erkek sayısı aşağı yukarı eşittir.
pinarergunes@gau.edu.tr 7
Soy Modelleri
pinarergunes@gau.edu.tr 8
Soy Modelleri
• Sanayi toplumlarında toplumsal cinsiyet eşitliği daha fazla olduğundan anne-baba soyu ("iki
taraflı soy"), kadın ve erkek tarafından akrabalığın izlendiği sistem olarak kabul edilir. Bu model
de çocuk hem annenin hem babanın yakınlarının arasında bulunur.
pinarergunes@gau.edu.tr 9
Ailelerin Kuramsal Analizi
pinarergunes@gau.edu.tr 10
Ailelerin Kuramsal Analizi
pinarergunes@gau.edu.tr 12
Ailelerin Kuramsal Analizi
pinarergunes@gau.edu.tr 13
Ailelerin Kuramsal Analizi
pinarergunes@gau.edu.tr 14
Ailelerin Kuramsal Analizi
• ABD’li gazete köşe yazarı Ann Landers; evliliğin yirmisinde harika; yirmi beşinde iyi; otuzunda
iyice; kırkından sonra ‘’sadece cehennem’’ olduğunu belirtmiştir. Aileler neşe kaynağı olabilir
ama bazıları için idealin çok gerisindedir.
• BOŞANMA
• Son yüzyıl içinde Türkiye'deki boşanma oranlarının sürekli olarak arttığını göstermektedir.
Dünyadaki en yüksek boşanma oranı ABD'dedir; Kanada' da ve Japonya'da 1.5 kat ve ondan dört
kat daha yüksek İtalya ve İrlanda'dadır.
• Boşanma oranlarının yüksek olmasının bazı sebepleri aşağıdaki gibidir:
pinarergunes@gau.edu.tr 16
Geçişler ve Aile Hayatı Sorunları
• 1. Yükselen bireycilik. Günümüzde aile üyeleri birlikte çok az vakit geçirmektedirler. İnsanlar,
çocuklarının ve partnerlerinin mutluluğundan daha çok kişisel mutluluk ve gelir kazanmayı
düşünen bireyselciler haline gelmektedirler.
• 2. Romantik aşk zayıflıyor. Romantik aşk hakkındaki inanışa göre cinsel tutku azaldıkça evlilik
başarısız olabilir. Birçok insan, heyecan ve romantizm arayışı içerisinde yeni ilişkilere girip
evliliklerini sonlandırmaktadırlar.
• 3. Kadınların erkeklere olan bağımlılığı azaldı. Kadınların iş gücüne katılımının artması,
kocalarına olan ekonomik bağımlıklarını azaltmıştır. Böylece, kadınlar mutsuz olan evliliklerini
kolayca terk edebilmektedirler.
pinarergunes@gau.edu.tr 17
Geçişler ve Aile Hayatı Sorunları
• 4. Bugünkü evliliklerin birçoğu gergindir. Çoğu durumda her iki eş evin dışında çalıştığından, işleri aile
hayatına ayıracakları enerjiyi azaltmaktadır. Çocukların yetiştirilmesi durumunda iş daha da zorlaşır.
Çocuklar bazı evlilikleri dengeler, fakat boşanmalar genellikle çocukların küçük yaşta olduğu evliliklerin ilk
yıllarında olur.
• 5. Boşanma toplumsal olarak kabul edilebilir hâle gelmiştir. Boşanma birkaç kuşak önce güçlü bir
damgalanma olarak kabul ediliyordu. Aileler ve arkadaşlar artık çiftleri boşanmaktan vazgeçirmek için
daha az çabalıyorlar.
• 6. Yasal olarak boşanma kolaylaşmıştır. Geçmişte mahkemeler, çiftlerden birinin veya ikisinin, zina, fiziksel
istismar gibi davranış suçları olması durumunda boşamaya karar veriyordu. Bugün ise tüm toplumlarda,
çiftlerin boşanması için evliliğin başarısız olduğunu bildirmeleri yeterli oluyor.
pinarergunes@gau.edu.tr 18
Geçişler ve Aile Hayatı Sorunları
pinarergunes@gau.edu.tr 19
Geçişler ve Aile Hayatı Sorunları
• Geçmişte yasalar kadınları erkeklerin malı olarak tanımlamıştır, dolayısıyla hiçbir erkek karısına
tecavüzle suçlanamamaktaydı.
• Halbuki bugün ABD'nin tüm eyaletlerinde evlilik içi tecavüz yasası yürülüğe girdi. Bu yasa aile içi
şiddet konusunu özel bir aile meselesi olaral ele almayarak, kurbanlarına daha fazla seçenek sunar.
Yasal bir ayrılık veya boşanma olmadan, eş taciz ediyorsa kadın mahkemeden koruma isteyebilir,
tüm devletler taciz yasası ile taciz eden veya tehdit eden eski eşi uzaklaştırabilir.
• Üzücü bir şekilde Türkiye’de bu yasa henüz yürürlüğe girmemiştir.
• Sonuç olarak, aile içi şiddetle verilen zarar, fiziksel yaralamaların ötesindedir. Kurbanlar genellikle
başkalarına güvenlerini kaybederler.
pinarergunes@gau.edu.tr 20
Geçişler ve Aile Hayatı Sorunları
pinarergunes@gau.edu.tr 21
Alternatif Aile Biçimleri
• Birçok aile çocuk yetiştiren evli çiftlerden oluşmaktadır. Fakat son yıllarda dünya genelinde aile
yaşantılarında çeşitlilik artmıştır.
Tek Ebeveynli Aileler
• Tek ebeveynli aileler; boşanma, ölüm veya çocuk sahibi olmak için evli olmayan kadının kararı
sonucu olmaktadır.
• Tek ebeveynlik kadının fakirlik riskini artırmaktadır; çünkü onun çalışma yeteneğini ve eğitimini
ilerletmesini kısırlaştırmaktadır.
• Tam tersi de geçerlidir; fakirlik genç kadının bekar anne olasılığını da artırmaktadır.
pinarergunes@gau.edu.tr 22
Alternatif Aile Biçimleri
Birlikte Yaşama
• Birlikte yaşama; evli olmayan çift tarafından bir evin paylaşılmasıdır. Ailenin uzun vadeli formu
olarak, çocuklu veya çocuksuz, birlikte yaşama özellikle İskandinav ülkelerinde yaygındır.
• Birlikte yaşama, daha çok cinsiyet eşitliğini savunan bağımsız fikirli bireylerin ilgisini çekmektedir.
• Pek çok çift birkaç yıldan fazla beraber yaşamamaktadır, yarısı evlenmeye karar vermektedir;
diğer yarısı ise ayrılmaktadır.
• Yapılan araştırma sonuçlarına göre; birlikte yaşamak gerçekten evlilikten vazgeçirebilmektedir;
çünkü eşler daha az bağlılıklı ilişkilere alışkındırlar.
pinarergunes@gau.edu.tr 23
Alternatif Aile Biçimleri
pinarergunes@gau.edu.tr 24
Alternatif Aile Biçimleri
Bekarlık
• Genellikle 10 kişiden 9’u evlendiği için, toplum bekarlığı hayatın geçici bir evresi olarak görme
eğilimindedir. Ancak artan sayıda insan yalnız yaşamayı tercih etmektedir.
• Özellikle son 20 senedir; bekar genç kadınların sayısı artmıştır. Bu eğilimin altında yatan şey ise
kadının iş gücü içinde yer almasıdır.
• Bu kadınların çoğu ilerde evlenecek olsalar da, ekonomik güvencesi olan kadınlar kocayı mali bir
gereklilik yerine bir tercih meselesi olarak görmektedir ve daha sonra evlenmekte veya bazı
durumlarda hiç evlenmemektedir.
pinarergunes@gau.edu.tr 25
DİN
Temel Kavramlar
• Fransız sosyolog Emile Durkheim, dinin ‘’bilgimizin sınırlarını aşan şeyler’’i kapsadığını söyler.
• Pek çok nesneyi, olayı veya tecrübeyi profan (kutsal olmayan) (Latince’de ‘’ibadethanenin
dışında kalan’’ anlamındadır) yani gündelik hayatın sıradan unsurlarını içerir şeklinde
tanımlamaktayız.
• Diğer taraftan bazı şeyleri ise kutsal (sacred) yani olağanüstü, büyük hayranlık ve huşu
uyandıran şeyler olarak ayırmaktayız.
• Bu anlamda dini inanışın esası, kutsalı kutsal olmayandan ayırmaktır. Öyleyse din, kutsalı kabul
etme üzerine kurulu, inanç ve pratikleri kapsayan toplumsal bir kurumdur.
pinarergunes@gau.edu.tr 27
Dinin Kuramsal Analizi
• 3. Anlam ve gaye katmak. Dini düşünce insana, hayatının daha büyük amaçlara hizmet ettiği
duygusunu verir. İnsanlara güç veren bu duygular değişim ve felaketler karşısında insanları daha
metanetli kılar. Bu nedenle insan hayatındaki önemli anlarda -doğum, evlilik, ölüm vs.- dini
geleneklere uygun davranılır.
pinarergunes@gau.edu.tr 30
EĞİTİM
Eğitimin İşlevleri
Toplumsallaşma
• Teknolojisi basit toplumlar beceri ve değerlerin öğretilmesi ve bunların bir yaşam biçimi olarak gelecek kuşaklara
aktarımı için aileye başvurur. Toplumlar daha gelişmiş teknolojiye sahip oldukça, yetişkinlerin iş yaşamında yer
alma gereksinimini karşılayacak daha uzmanlaşmış bilgiyi geliştirip aktarmak için eğitilmiş öğretmenleri devreye
sokar.
• İlkokulda çocuklar dil ve temel matematik becerileri öğrenirler. Ortaokul bunun üzerinden gelişir ve birçok
öğrenci için daha ileri uzmanlaşmayı üniversite sağlar. Buna ek olarak, okul kültürel değerleri ve normları öğretir.
• Örneğin, yurttaşlık dersleri öğrencilere politik yaşam biçimimizi ve vatanseverliği teşvik eden bayrağı selamlama
gibi âdetleri öğretir. Benzer biçimde heceleme yarışması rekabetçi bireyciliği ve hilesiz oyun duygusunu geliştirir.
pinarergunes@gau.edu.tr 32
Eğitimin İşlevleri
Kültürel Yenilik
• Üniversiteler ve yüksekokullar kültür yaratırlar, bunun öğrencilere aktarımını da sağlarlar. Pozitif
bilimlerdeki, toplumsal ve beşeri bilimlerdeki araştırmalar ve güzel sanatlardaki yeniliklere
öncülük eder ve yaşam biçimimizi değiştirirler.
• Örneğin, tıbbi araştırmalar yaşam beklentisini artırırken, bu uzun yaşamdan yarar
sağlayabilmemiz için sosyolog ve psikologlar yaşamdan daha fazla nasıl zevk alacağımızı
öğretirler.
pinarergunes@gau.edu.tr 33
Eğitimin İşlevleri
Toplumsal Bütünlük
• Eğitim, farklı toplumsal grupları normları ve değerleri paylaşan tek bir topluma dönüştürür.
• Dış göçün en yüksek noktasına eriştiği yüzyıl önce ABD'nin zorunlu eğitim yasasını çıkarmasının
bir nedeni de budur.
• Kentsel alanlardaki etnik çeşitliliğin bilincinde, okul bu amaca hizmete devam etmektedir.
pinarergunes@gau.edu.tr 34
Eğitimin İşlevleri
Toplumsal Konumlanma
• Okul, becerileri açığa çıkarır ve bilgi ile yeteneği eşleştirir.
• Eğitim, toplumsal kökene bakmaksızın yetenek ve sıkı çalışmayı ödüllendirerek işte liyakat esasını
(meritokrasi) geliştirir ve yukarı doğru toplumsal hareketliliğe yol açar.
pinarergunes@gau.edu.tr 35
Eğitimin İşlevleri
pinarergunes@gau.edu.tr 36