You are on page 1of 26

Gloom Rate

Ayaküstü yemek sisteminin sağlık için sakıncalı boş gıda (junk


food) olarak tanımlanması üzerine beslenme uzmanları bu
sistemde yer alan yiyecek ve içecekler için bir puanlama sistemi
geliştirmişlerdir.
"Gloom Rate" (GR) olarak adlandırılan bu değerlendirmede,
ürünler; içerdikleri yağ, kolesterol, sodyum ve şekerin kalp
hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet, diş çürükleri ve bazı
kanser türleri üzerinde olumsuz etkileri göz önüne alınarak
puanlandır­maktadır.
 Kullanılan katsayı 0.5 ile 1.5 arasında değişen bir
değerdir ve besin yoğunluğunu göstermektedir.
Besin yoğunluğu yüksekse, içinde bol vitamin,
mineral ve protein var demektir.
 Yiyecek, bu öğeler açısından ne kadar zenginse
çarpan o kadar büyük olmaktadır. Böylece GR ne
kadar düşükse ürün o kadar sağlıklı demektir.
GR hesabı için aşağıdaki değerler kullanılmaktadır;

1 g çoklu doymamış (polyunsaturated) yağ için 0.9 puan,


1 g doymuş (saturated) yağ için 1.1 puan
20 mg kolesterol için 1.0 puan
133 mg sodyum için 1.0 puan
10 g şeker için 1.0 puan

Yiyecek ve içecek bu bileşenler için değerlendirildikten


sonra elde olunan toplam puan GR'yi vermektedir.

Günlük toplam GR; 15-50 yaş arasındaki erkekler için


120, kadınlar için ise 90 olarak önerilmektedir.
Geleneksel Gıdadan Hazır Gıdaya

 Beslenme canlıların yaşamı için temel bir ihtiyaçtır.


 Ortalama bir insan ömrünün yaklaşık beş yılı yemek yemek ile geçer.
 Tarih boyunca temel besin maddeleri aynı olmakla birlikte, bunların tüketim
ve hazırlama teknikleri oldukça değişiklik geçirmiştir.
 Ancak insanlar toplu yemek yeme alışkanlıklarından pek
vazgeçmemişlerdir.
 Bu durum günümüzde toplu tüketim (catering)
endüstrisinin doğmasına yol açmıştır.
 Gelişmiş ülkelerde, ülkenin % 15-20 kadarı toplu
tüketim yapılan yerlerde beslenmektedir. Yani
beslenme yeri alışkanlığı, evlerden dışarıya doğru
taşınmaktadır.
 Bu hususta, evlerde yiyecek hazırlama ve sunma
süresinin uzun olması ve ekonomik nedenler rol
oynamaktadır.
 Ayrıca çalışma hayatı, yemek yeme süresini kısaltıcı bir
etmen görünümündedir.
 Bu süre artık o kadar kısalmıştır ki; ayak-üstü (fast-food)
adı verilen hazır ve hızlı gıda sektörünün doğmasına ve
hızla yayılmasına neden olmuştur. Artık yemek yeme
alışkanlığının bile, gelişmiş ülke ve çok uluslu şirketler
tarafından yönlendirilmesi aşamasına gelinmiştir.
Endüstrileşme ile birlikte bütün dünyada yiyecek-içecek
kültürünün farklılaştığını görülmektedir.
Toplumların tüketim alışkanlığı ve damak lezzeti pek
değişmediğine göre bu devrim nereden
kaynaklanmaktadır? Yiyecek içecek geleneğinin de
teknolojik gelişmeden etkilenmesi kaçınılmazdı.
Örneğin; gıda koruma yöntemlerindeki buluşlar, tüketim
şekillerini değiştirmiş; dondurulmuş gıdalar ve hazır
yemek tüketimini yaygınlaştırmıştır. Bu gelişme aynı
zamanda bir evrim niteliğindedir.
 Öte yandan, zaman içinde; ayaküstü ve tek yönlü
beslenen, zayıf, çelimsiz ve sağlıksız nesiller de
yetişebilir.
 Gıda teknolojisindeki bu devrimi başlatan ve sürdüren
şüphesiz hamburgerdir.
 Nedir hamburger?
 Amerika'ya göç eden Hamburgluların getirdiği bir
ürünün, teknoloji sayesinde, yaygınlaşan, bir tat ve
lezzet aldatmacasıdır.
 Bu üründe insan damak zevki öyle bir sırayla, üst
üste konmuştur ki, bunu algılayanlar yanılgının
farkına bile varmadan tüketip giderler.
 İnsanlar asırlar boyu süren yeme
alışkanlıklarından ayrılarak neden hazır gıdalara
yönelmektedirler? Bunda günlük zorunluluklar
olduğu kadar, araştırma ve geliştirme
çalışmalarının rolü de büyüktür.
 Sonuçta çok pratik ve çekici bir ürün ortaya
çıktığından, özellikle gençler tarafından sürekli
tüketilmektedir.
 Bilindiği gibi ABD'de kurulmuş bir Hamburger
üniversitesi vardır ve Hamburgeroloji alanında
diploma bile vermektedir.
 Bu tip hazır yiyeceklerin yurdumuza uyumu da
kolay olmuştur. Çünkü benzeri, köfte, pide,
lahmacun vb. sevilen gıdalarımız vardır.
 Aynı çalışma ve tanıtım bu ürünlerimiz üzerinde
yapılsaydı, dünyada döner gibi yaygın bir tüketim
alanı bulunurdu.
 Hazır gıdalar günümüzde önemli bir endüstri
ve işkoludur. Bu tip beslenme yerlerine
özellikle gençlerin rağbet etmeleri, akla
beslenme sorunlarını getirmektedir.
 Beslenme her yaşta ve durumda ayrı bir
önem taşır. Kişinin besin ihtiyaçlarını
bilmesi, buna göre seçmesi hem kendi, hem
de toplum sağlığı açısından önemlidir.
 Ancak toplu beslenme yapan kurumlarda
seçenekler çok fazla değildir. Kişiler kendilerine
sunulanı yemek zorundadır.
 Halbuki toplu tüketimlerde; besin ihtiyaçlarının
karşılanması açısından, yeterli ve dengeli,
psikolojik ve doyum sağlayan, ekonomik ve
eğitici bir yemek servisi yapılmalıdır.
 Kar amacı ile çalışan kuruluşların bu konulara
ilgi göstereceği çok fazla düşünülemez. Yani bu
tip yerlerde besleyici bir menü sunulması söz
konusu değildir.
 Buna karşın okul, yuva, hastahane ve işyeri gibi
toplu tüketim yerlerinde, günlük menüler,
beslenme kurallarına göre düzenlenmelidir.
 İnsanların besin ihtiyacı; yaşına, cinsiyetine,
çalışma ve özel durumuna göre değişir.
 Günlük yenilen ve içilenler kişilerin enerji
harcamasına uygun olmalıdır. Ayrıca enerji
ihtiyacı yanında, protein, vitamin ve minerallere
olan gereksinimi de karşılanmalıdır.
 Dengeli bir beslenme için, günlük besinlerin üç
öğünde alınması, her öğünde, her gruptan gıdanın
bulundurulması ve yiyecek miktarının enerji
harcamasına göre ayarlanması gerekir.
 Doğal olarak beslenmenin bir sofra geleneği ve
kültürü olduğu da hatırdan çıkarılmamalıdır.
 Günümüzde iş yemeği şekline dönüştürülen
sofralar, işin özünde yatan; ikram zevki, sevgi ve
dostluğu pekiştirici özelliğini maalasef ortadan
kaldırmaktadır.
Yiyecek içecek geleneğinin geleceği hazır gıda ve
hamburgere dayalı gibi görülmekle birlikte, sevgiye
giden yol mideden geçtiği sürece yemek ve mutfak
kültürü saltanatını sürdürecektir.

You might also like