You are on page 1of 10

II.

Abdülhamid Döneminde Genel Durum


• II. Abdülhamid, tahta çıktığı 1876 yılından 1877-1878 Osmanlı Rus
Savaşı’nın bitimine kadar olan dönemde, Tanzimat devrinin farklı
ekollerine mensup olan mevcut kadro ile işlerini yürütmüştür.
• 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı
İmparatorluğu’nun mağlubiyetiyle sonuçlanmış, savaşın ardından 3
Mart 1878 tarihinde Osmanlı Devleti açısından ağır koşullar içeren
Ayestefanos Antlaşması imzalanmıştır.
• Batılı devletlerin devreye girmesi ile aynı yıl imzalanan Berlin
Antlaşması’nda Ayestefanos’un bazı maddeleri hafifletilse de ciddi
toprak kayıplarının önüne geçilememiştir.
II. Abdülhamid Döneminde Genel Durum
• Berlin Antlaşması’nda Sırbistan ve Karadağ Ayestefanos
Antlaşması’nda olduğu gibi bağımsız­lıklarını kazanmış, ancak Sırbistan
ve Karadağ’ın toprak ka­zançları azaltılmıştır.
• Ayestefanos Antlaşması ile Rusya’ya bağlı büyük bir Bulgaristan
kurulurken; İngiltere ve Avusturya’nın çabalarıyla Berlin
Antlaşması’nda Bulgaristan’ın özerk bir devlet olması, ancak Doğu
Rumeli, Batı Trakya ve Makedonya’nın Osmanlı’ya geri verilmesi
kararlaştırılmıştır.
• Ayestefanos Antlaşması’na yönelik müdahalelerinin bir anlamda
karşılığı olarak Avusturya Bosna-Hersek’i, İngiltere ise Kıbrıs’ı işgal
etmiştir.
II. Abdülhamid Döneminde Genel Durum
• Berlin Antlaşması imparatorluğun nüfus yapısında da ciddi bir
değişikliği beraberinde getirmiştir. İmparatorluk, Hıristiyan nüfusun
çoğunluk olduğu vilayetlerini kaybettiği ve önemli miktarda
Müslüman göçü aldığı için, gayrimüslimlerin toplam nüfus içindeki
payı % 20’ler civarına inmiştir.
• Nüfus yapısında yaşanan dönüşüm, Abdülhamid döneminde
Tanzimat döneminin “ittihad-ı Osmani” (Osmanlıcılık) siyasetinden
“ittihad-ı İslâm” siyasetine doğru geçişte de etkili olmuştur.
• Tanzimat padişahlarından farklı olarak Bâb-ı Âli (hükümet ve
bürokrasi) üzerinde mutlak bir kontrol kuran Abdülhamid, hükümet
işlerini sadrazam ve nazırlara bırakmamıştır.
İttihat ve Terakki’nin Kuruluşu ve Güçlenmesi
• Abdülhamid karşıtı muhalefet, 1889’da İttihad-ı Osmani Cemiyeti
adıyla örgütlenmiş, cemiyetin önde gelenleri 1892 yılında
tutuklanmışlardır.
• Cemiyet üyelerinin bir bölümü serbest bırakılmalarının ardından
Avrupa’da faaliyet göstermeye başlamış, muhalefet Osmanlı Terakki
ve İttihat Cemiyeti çatısı altında sürdürülmüştür.
• İttihat ve Terakki’nin kurucuları, devletin içinde bulunduğu durumdan
rahatsızlık duyan Askeri Tıbbiye öğrencileri İshak Sükûti, İbrahim
Temo, Abdullah Cevdet ve Mehmet Reşit’tir. Hareketin yayın organı
olan «Meşveret» ise Ahmet Rıza Bey tarafından çıkarılmıştır.
İttihat ve Terakki’nin Kuruluşu ve Güçlenmesi
• İttihat ve Terakki, temel hedef olarak Kanuni Esasi’nin yeniden
yürürlüğe konmasını ve bu şekilde II. Abdülhamid’in iktidarını
sınırlandırmayı benimsemiştir.
• 1902’de Paris’te toplanan Birinci Jön Türk Kongresi’nde, Meşrutiyet’in
yeniden ilanı için askeri kuvvetlerin de devreye sokulması gerektiği
konusunda fikir birliğine varılmıştır.
• Kongre’de devrimi gerçekleştirmek için dış destek alınıp alınmaması
konusunda görüş birliğine varılamamış; cemiyet üyelerinden Prens
Sabahaddin «hür ve demokrat hükümetlerle» beraber hareket
edilebileceği yönünde görüş bildirmiştir.
İttihat ve Terakki’nin Kuruluşu ve Güçlenmesi
• 1902 yılına gerçekleşen kongrede Ahmet Rıza Bey ile Prens
Sabahaddin çevresi arasındaki bir diğer önemli anlaşmazlık konusunu
merkeziyetçilik tartışmaları teşkil etmiştir.
• Ahmet Rıza grubunun merkeziyetçilik konusundaki hassasiyetine
karşın Prens Sabahaddin devlet merkezinin gücünün azaltıldığı ve
yerel yönetimlerin yetkilerinin artırıldığı «adem-i merkeziyetçilik»
görüşünü savunmuştur.
• Bu fikir ayrılığı, Prens Sabahaddin ve çevresindekilerin 1906 yılında da
Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet adlı yeni bir cemiyet
kurmalarıyla neticelenmiştir.
İkinci Meşrutiyetin İlanı
• Osmanlı’da 2. Meşrutiyet’e giden yolu açan gelişme, 3 Temmuz 1908
tarihinde Kolağası Resneli Niyazi Beyin isyan başlatarak asker ve
sivillerle birlikte Ohrid yakınlarında dağa çıkmasıdır.
• İttihat ve Terakki’nin stratejisi çerçevesinde başlatılan bu isyanı
tetikleyen önemli bir gelişme, 1908’in Haziran ayında İngiltere ve
Rusya’nın «Makedonya Sorunu»nun çözümü için yaptığı görüşmeydi.
• Bu iki devletin, Osmanlı’nın Makedonya’daki egemenliğini ortadan
kaldıracağı iddia edilen bir reform paketi hazırlamaya girişmeleri, Jön
Türkleri, devletin bütünlüğünü korumakta yetersiz kaldığını
düşündükleri İkinci Abdülhamid rejimine karşı ayaklanmaya sevk etti.
İkinci Meşrutiyetin İlanı
• 23 Temmuz 1908 tarihinde İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından
meşrutiyet yönetiminin ilan edilmesinin ardından, II. Abdülhamid 24
Temmuz 1908’de Kanun-ı Esasi’yi yeniden yürürlüğe koymak
durumunda kaldı.
• İkinci Meşrutiyet’e giden süreçte, Hükümet'in, 'Şahsi Vergi' ve
hayvanlar üzerine konulan 'Hayvanat-ı Ehliye Rüsumu' adında iki yeni
vergiyi yürürlüğe koymasının ardından 1906 yılında patlak veren vergi
ayaklanmalarının da önemli etkisi oldu.
• En büyükleri Kastamonu ve Erzurum’da gerçekleşen vergi isyanları
esnasında ülkenin pek çok yerinde sivil itaatsizlik eylemleri
düzenlenerek artan vergiler protesto edildi.
31 Mart Vakası
• İkinci Meşrutiyet’in ilanının ardından İttihat ve Terakki yönetimde
etkin hale geldi. İttihatçılardan memnun olmayan gruplar, 1909
yılında (eski takvimle 31 Mart’ta), İstanbul’da bir silahlı ayaklanma
başlattılar.
• İsyancıların talebi, mevcut sadrazam ile harbiye ve bahriye
nazırlarının görevden alınmasıydı. Ayrıca, bazı İttihatçı subaylar ile
milletvekillerinin görev yerlerinin değiştirilmesi de talepler
arasındaydı.
• İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra ordudan uzaklaştırılan ya
da ordu içerisindeki etkinliği azaltılan alaylı askerler, isyancılar
içerisindeki önde gelen aktörler arasındaydı.
31 Mart Vakası
• İttihatçıların çıkardığı yeni yasalardan hoşnut olmayan İttihad-ı
Muhammedi Fırkası çevresi de isyan hareketinin içerisinde yer
almaktaydı.
• İsyancı grupların talebi ilk başta kabul edilmiş ve kabine değişmiş;
sonrasında Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu’nun
İstanbul’a girmesiyle ayaklanma bastırılmıştır.
• Ayaklanma sona erdirildikten sonra kurulan askeri mahkemelerde pek
çok isyancı için idam kararı çıkarılmış; ayrıca 27 Nisan 1909 tarihinde
alınan parlamento kararı ile II. Abdülhamid tahttan indirilmiştir.

You might also like