You are on page 1of 13

MODERN TÜRKİYE TOPLUMU

Dersi veren: Prof. Dr. Suavi Aydın

23-24 eğitim yılında, vizeye kadar derste tutulmuş notları içerir


1. HAFTA (5 Ekim)
“Derse Giriş”

-Modern Türkiye Toplumu nasıl oldu? Modern toplum olabildik mi? Biz nasıl bir toplumuz?
-Osmanlı modernleşmesinin temel katkıları, Cumhuriyet dönemi toplumsal yapısı
-Toplum nedir? Nasıl varsayıyoruz?
Ulus-toplum özdeşliği ideolojik varsayım

Antropoloji -> kültür üzeri ortaklık Sosyoloji -> sosyal problemleri çözme
ülke sınırları önemsiz ulusal sınırlar içindeki yaşayan
insanlar toplumu oluşturur

20. yy itibariyle post yapısalcı sosyoloji (süreçseldir, yapının sürekliliği yoktur)

Tanzimat (II. Mahmut)


Osmanlı modernleşmesi ne zaman başladı?

Batılılaşma avrupalılaşma (hangi batı? Fransız/ Alman)

*Fransız modeli > Osmanlı bürokratik sınıfı


I. Abdülhamit’e kadar geri gider.

1839-1876 Tanzimat Dönemi


Osmanlı modernleşmesi: idareyi merkezileştirme, askeri gücü düzenleme, dini
homojenleştirmeye çalışma (nakşibendi?)
1- Askeridir.
2- Hegemonik
"Hegemonik," bir kişi, grup veya devletin, belirli bir
alanda diğerlerine üstünlük kurma eğiliminde
olduğunu ifade eder. Bu terim, genellikle siyasi,
ekonomik veya kültürel alanlarda baskın bir konumda
olmayı ve etki alanını genişletmeyi belirtir.
Hegemonik güç, diğer aktörleri yönlendirme veya
kontrol etme kapasitesine sahip olan güçlü bir lider
veya sistem olarak nitelendirilebilir.

Gülhane Hatt-u Hümayun (Tanzimatın ilan metni) metninin yarısı dini referanslara dayanır.
Laiklik ve sekülerleştirme derdi yoktur. Sadece dini açıdan gayrimüslim ve müslümanlara eşit
davranılacağını söylüyor.

1. Müslümanlar
2. Rum Ortodoks
3. Ermeni
4. Yahudi

Tanzimat; hukuk birliği, idarenin birliği ve güçlü orduyla her yere hakim olabilecek duruma
gelmek.

1840-45: Anadolu Osmanlı ordusu Kürdistan’a sefer > Askeri motivasyon - hukuki nosyon ve
bunları destekleyecek okullar. Bürokrasi değişiyor.
2. HAFTA (12 Ekim)
“Batı’nın Etkisi ve İlk Modernleşme Girişimleri”

1908 dönüm noktası

Türkiye’deki ilk özel metin: Mecelle


Çalışma hayatına ilişkin konular da ele alınmıştır. Medeni kanun niteliği taşımaktadır.
Mecelle'de işçi işveren ilişkileri de ele alınmıştır. İş hukuku açısından da oldukça önemli bir yere
sahiptir.

*Borç ilişkilerini de düzenliyor.

Yerleşme rejimi sırası (vilayet nizamnamesi)


•Vilayet (vali) : il
•Sancak (liva, mutasarrıf) : günümüzde artık yok
•Kaza (kadı, kaymakam) : ilçe
•Nahiye: bucak, günümüzde artık yok
•Kusa (?) (Karye) : köy

Fırka-i ıslahiye: bir askeri harekat (konar göçerlere karşı)

! pamuk, tütün ve şeker üretimi başlayan ve büyük miktarda üretimi yapılan ürünler.

Provizyonizm stratrejisinde, tüm strateji İstanbul’un beslenmesine dayanır. Roma


imparatorluğunda da aynı şey vardır. Merkez beslenmezse yöneticinin değiştirilmesinden korkulur.

Osmanlı iktisat ideolojisi aslında esnaf ideolojisidir. Yani ser vet birikimine karşıdır bu durumda
kapitalizmle çok uzak noktada bulunmaktadırlar.

Türk Modernleşmesi kitabından okunacaklar;


H
A
“Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma”
F “Mecelle’nin Kaynakları Üzerine Açıklayıcı Notlar”
T
A Modernleşen Türkiye’nin Tarihi kitabından 1. kısım okunacak.
L
I
K Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi kitabından okunacaklar;
“2. Meşrutiyet ve Vatandaşın ‘İcadı’”
3. HAFTA (19 Ekim)
“Batı’nın Etkisi ve İlk Modernleşme Girişimleri (devam)”

-Giyim kuşam modernleşmesi (padişah)


-Fotoğraf Albümleri
-Telgraf/ postahaneler
-Demir yolları az ve yetersizken telgraf hatları daha fazla

Demir Yolları
*Abdülhamit demir yollarını Asya hattında (anadoluda) geliştirmiştir.
*Almanlarla demir yolu için anlaşılıyor.
> Berlin - Bağdat demiryolu
*Demir yollarıyla beraber osmanlıda batılılaşma başlıyor (saat kullanımı, inme-binme gibi
olaylarla adabı muaşeretin ortaya çıkması)

Gazetecilik
*1 Kasım 1831 yılında çıkan Takvim-i Vekayi, ilk Türkçe gazetemizdir. Aynı zamanda Resmi
Gazetedir.
(bugünkü resmi gazeteye ek olarak günlük haberleri de yayımlar)

*Tellahlar azalmaya ve yok olmaya başlıyor.


*Sivil yayımcılık 1840’tan itibaren başlıyor (Tasvir-i Efkar gibi) bununla birlikte sansür başlıyor
(çünkü muhalefet bu yolla kişiler tarafından yapılmaya başlıyor)

Okullaşma
*İlk Türkçe roman ermeni alfabesiyle Vartan Paşa’nın yazdığı Akabi Hikâyesi’dir.
*Dergiler basılmaya başlanıyor. İlk dergi olan Mecmua-i Fünun başka ülkelerde olan bilimsel
gelişmeleri vs halka haber veriyor.

Göçler
Yapılan zorunlu ya da zorunlu olmayan göçler sayesinde bugünkü Türkiye’nin nüfus yapısı büyük
çoğunlukla oluşuyor.
Göçlerin getirdiği nüfus sayesinde;
1- Büyük alanlar çiftlikler olarak tarıma açılmıştır.
2- Altyapı, konut, ulaşım ve sosyal hizmetler gelişmiştir (?)
3- Tüccarlar ortaya çıkmıştır.
4. HAFTA (26 Ekim)
“Çok Göç, Modern Türkiye’nin Temelini Oluşturan Toplumun Temelleri”

1908? resmen başlayan reform tarihi. 1839 Gülhane Hattı ing. ticaret anlaşması

II. Abdülhamid Dönemi


Osmanlı X Rusya
İngiltere müdahalesi var. Ayastefanos antlaşması (daha sonra anlaşma hükümleri Berlin
anlaşmasıyla değiştirilecek) I. Dünya Savaşına kadar İngiltere müttefik.

Kırım savaşı sonucunda anayasacı hareket kuv vetlenmiştir. Mutlak monarşiden meşruti
monarşiye, parlementer rejime geçiş. Bürokrasi önemli
Osmanlıyı bu meşruti monarşiye geçişe Tanzimat dönemi düzenlemeleri götürüyor.

Fermanlardan kanunlara geçiş. Anayasaya doğru gidiş.


>1876 Anayasası - 1. Meşrutiyet (parlementolu rejim temeli)
Bir sene sonra Rusya savaşı nedeniyle anayasa yürürlükten kaldırılıyor. Monarşist rejime geri
dönüş.

-Anayasanın kaldırılmasıyla Tanzimat dönemi durakladı. Tanzimat kanunları hala yürürlükte


olsa da yönetim saraydaydı.
-II. Abdülhamid tarafından despotik idare. Abdülhamit: jurnal rejimi, sansür rejimi.
"Jurnal rejimi" terimi, genellikle muhasebe veya
finansal yönetimle ilgili bir terim olarak kullanılır.

-Vilayet gazeteleri çıkmaya başladı ve 1880’lerden I. Dünya Savaşına kadar devam etti. Yani
basın hayatı taşraya sıçradı.
-Abdülhamid eğitimde modernleşmeyi ilerletmiş ve yaygınlaştırmıştır. Eğitim reformları. İptidai
mektepleri.
İptidai mektepleri: ilkokul düzeyindeki medrese sistemi dışında olan resmi eğitim veren kurumlar

-Orduyu modernleştirmek için açılan okullar, dışarıdan gelen özellikle Alman uzmanlar.
(Cumhuriyetin kurucu kadrosu da bu okullarda yetişmiştir.)
-İmparatorlukta Fransız ve İngiliz etkisi yerini Alman etkisine bırakıyor.

!! 1826 - herkesi asker yapma, zorunlu askerlik, Fransız kura sistemi.

-Nizamiye ordusu / redif asker


Rus yenilgisi, Filibe (Bulgaristanın güneybatısında bir şehir), Balkanlar

-Berlin antlaşması (1878 Kongresi)


Vilayat-ı Sitte: 6 Vilayet (Erzurum, Van, Bitlis, Trabzon, Diyabekir, Elazığ (Elazığ-el-aziz)
Ermeni nüfusunun yoğun olduğu altı vilayette reformlar ve daha özerk vilayet yönetimi
isteniyor. Abdülhamid idaresi bu reformlara direniyor.

Bu yüzden Abdülhamid yönetimini yıkmak için Jön Türk grubu oluşuyor (Osmanlı toprakları
dışında örgütlenme) Vilayet-i Sitte’nin uygulanmasını istiyorlar.

* İttihad-ı Osmani Cemiyeti (anayasacı ve osmanlıcı) (ileride İttihat ve Terakki)


* Abdülhamid rejimine silahla direnen Ermeniler dışında diğer direnişler daha bürokratik.
*1894’ten itibaren Ermeni Direniş Örgütlerine karşı Hamidiye Alayları kuruluyor. Kuv vetli
aşiretlerin askerileşmesi ters tepiyor ve 1895-96 yıllarından itibaren doğuda büyük olaylar çıkıyor.
*Osmanlı bankasının basılması ve cuma selamında padişahı bombalama. Hınçak örgütü

Hınçak Örgütü, Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar
faaliyet göstermiş olan bir Ermeni siyasi örgütüdür. Bu dönemde, örgüt, Ermeni halkının haklarını
savunma ve Osmanlı İmparatorluğu'nda daha geniş bir özerklik talep etme amacı gütmüştür.
Ancak, özellikle bu hedeflere ulaşmak için şiddetli yöntemlere başvurmuş ve bir dizi eylem
gerçekleştirmiştir.

Hınçak Örgütü'nün eylemleri arasında şunlar yer almıştır:

1. **Osmanlı Yetkililerine Suikastlar:** Örgüt, Osmanlı yöneticilerine ve yetkililere karşı


suikastlar düzenlemiştir. Bu saldırılar, Osmanlı yönetiminin Ermenilere yönelik baskıcı
politikalarını protesto etme amacını taşımıştır.

2. **Banka Soygunları ve Hazine Baskınları:** Hınçak Örgütü, finansal kaynaklarını


güçlendirmek ve faaliyetlerini finanse etmek için banka soygunları ve hazine baskınları
düzenlemiştir.

3. **Propaganda ve Ayaklanmalar:** Örgüt, Ermeni halkı arasında bilinç oluşturmak ve destek


kazanmak için propaganda faaliyetleri yürütmüş, aynı zamanda bazı bölgelerde ayaklanmalara
öncülük etmiştir.

Hınçak Örgütü'nün faaliyetleri, dönemin siyasi ortamının karmaşıklığını ve Osmanlı


İmparatorluğu'ndaki etnik gerilimleri yansıtan bir örnektir. Bu faaliyetler, Osmanlı yönetiminin
Ermenilere yönelik baskıları ve Ermeni halkının talepleri arasındaki gerginliği artırmıştır.

Bu dönemlerde Balkanlar da karışık

İttihat Terakki C.’de görüş ayrılıkları var (anayasacı entellektüeller vs genç subaylar)
subay örgütlenmesi daha güçlü
Abdülhamid sertleştikçe İttihatçıların kararlılığı artıyor.
1908 - savaş ya da anayasa
iki tarafta ortak düşüncede

20 Temmuz Bayramı - Anayasanın tekrar yürürlüğe girmesi. Baskı rejiminin daha fazla devam
etmeyeceğine karar verilmesi.
Abdülhamid despotizmi genel olarak şiddete yönelik değildi.

II. Meşrutiyet - 1908 devrimi


Geçiş hükümetleri kurulmaya başlanıyor. İlk iki hükümet olaylı.

1 1909 (31 Mart olayı): Abdülhamid’e bağlı hassa takımları ve dinci gruplar ayaklanıyor ve
bastırılıyor. Abdülhamid tahttan indiriliyor. Selanik’e sürülüyor.

2 Adana’da Ermenilere karşı yerlilerin kalkışması


Ermeni X İttihatçılar yumuşak ilişki
Meşrutiyetten rahatsız olan kesimin örgütlenmesi ve isyanı. Ermenilere dönük olsa da özü
meşrutiyete karşı.

İttihatçılar devlet içine giriyor.


1909-13 Ara Dönem
İttihat ve Terakki gücünü arttırıyor. Görece en büyük özgürlük dönemi. Gazeteler her dil ve
görüşte. Yerel gazeteler.
Ne zaman yüksek özgürleşme varsa karşı baskı oluşuyor.
Aralığın kesintiye uğraması İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tam iktidar olmaması ve muhalif
gazetecilerin öldürülmesi. (İttihatçılar öldürülüyor) Aynı zamanda ittihatçıların içinde de bölünme var .
“Osmanlı mı olacağız yoksa topraklar bölünecek Türkçü mü olacağız” Türkçülük yükseliyor.

1912-1913 Balkan Harbi

I. Balkan Savaşı
“Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ X Osmanlı”
Osmanlı direniyor, Selanik düşüyor. Selanik İttihat ve Terakki‘nin en güçlü olduğu yer
olduğundan buradaki kayıp yıkıcı.
İkinci bir tehdit ise Edirne. Edirne Bulgarların eline geçer ve Edirne’den sonra hedefin
İstanbul olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Selanik üzerine kapışma büyüyor.


Bulgarlar, Edirne antlaşması - 1913 Kamil Paşa’nın başarısız olduğu
gerekçesiyle Edirne‘yi Bulgarlara
vermemeleri için Edirne anlaşması
üzerine yapılan askeri darbe

Babıali Baskını, Şubat 1913 (askeri darbe)

Yakup Cemil öldürülünce İttihat Terakki diktatoryal yönetimi başlıyor.

Enver Paşa, en hızlı rütbe alan Harbiye Nazırı (milli savunma bakanı). Balkan Harbinin ana
nedeninin alaylı ve yaşlı subaylar olduğu analizini yapar. Ender’in askeri müdahalesinin bir kısmı
doğru ama gözden kaçırdığı şey “ordu içindeki politika“dır .
Ordudaki subayların çoğu artık İttihatçılarlardan oluşuyor .

1913 - İttihat ve Terakki‘nin mutlak iktidarı

Onlara sempati duymayanların orduda yeri yok. Önemli yazar tayfanın sürgüne veya
cezaevine gönderilmesi. Büyük özgürleşme döneminin sonuna gelinmesi.
! Darbe geleneği başlamış durumda .

Ordunun özerkliği: ordu kendisini siyasi iktidardan özerk görür

1913’e kadar bedel ???


1909 -> eşit yurttaşlık fikri

Herkese askere alma isteği = sürekli asker edilen halk


Bir takım kapitülasyonlar çıktı .
H
A
F Savaş, Devrim ve Uluslaşma - Erik Jan
T
A
Zürcher
L 2. Bölüm 10 ve 11. kısımlar
I
K
5. HAFTA (2 Kasım)
Ders iptal edildi.

6. HAFTA (9 Kasım)
“I. Dünya Savaşı Yılları”

I. Dünya Savaşı Osmanlıda genel olarak ‘Cihan Harbi’ olarak geçer.


Halk arasında ‘Seferberlik’, resmi olarak ‘Umumi Harp’ olarak geçmektedir.

ÖNCEKİ DERSTEN Balkanlar Osmanlı için önemli


Balkan savaşları ikinci bir 93 harbi topraklar olduğundan dolayı bu
gibiydi Bulgarlar Edirne’den Çatalcaya toprakların kaybedilmesi sonucunda
çok büyük bir buhran ve travma
kadar ilerlediler. oluştu.
Balkan savaşları dönemlerinde
resmen olmasa da adalar fiili işgal Bu travmayı edebiyatta da görürüz
altında. ve bunu en iyi yansıtan en önemli
yazar Ömer Seyfettin’dir.

Balkan savaşları Türkçülüğün oluşumunda en büyük sebeplerden olmuştur.


!! Hükümet I. Dünya Savaşı sonuna kadar açık açık Türkçülük yapmaz diğer müslüman olmayan
milletler de ayrılıkçı hareketlerde bulunmasın diye (ermeniler, süryaniler vs.)

.
Enver Paşa Balkan travmasından sonra orduda yeniliğe gidip yaşlı ve İttihatçı olmayan
askerleri tensikat etmiştir.
açığa almak, emekli etmek ya da
ettirilmek
Temmuz-Ağustos 1914’te savaş başlar. Osmanlı belli bir süre tarafsız kalmayı tercih eder.
Ancak özellikle genç subay kadrosunda tarafsız kalınamayacağı düşüncesi hakimdir. Çünkü savaşa
girilirse kaybedilen topraklarda geri alınabilir.

Maliye nazırı (bakanı) Cavit Bey İngilizlerin, İttihatçı Cemal Paşa da Fransızların yanında
savaşa girilmesi gerektiğini savunmuştur. (Fransızlarla görüşmeye de gitmiştir.)

Basında ise Abdülhamit döneminde bile görülmeyen bir sansür vardır. Kafkas ve Kanal
harekatlarının sonuçlarından halkın haberi yoktur.

Dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churchill, Osmanlı’nın bu mağlubiyetlerini görerek


Çanakkele savaşıyla İstanbul’u alıp Osmanlıyı saf dışı bırakmak amacıyla İngilizleri bu savaşa ikna
etti.

Kanal ve Kafkas harekatlarının başarısızlığından sonra Kanun-u Muhakkak ile (meclise dayalı
bir kanun değil hükümetin tek başına aldığı ve yürürlüğe soktuğu bir kanun) tehcir kararı alınır.

Bunun açık olmayan sebepleri; Ermenilerin de kaybedilmekte olan topraklarda tıpkı


Balkanlarda olduğu gibi ayrılıkçı hareketler izleme korkusudur.
Ancak hükümetin kanunu Ermeniler üstünde uygulama gerekçeleri Ermenilerin Ruslarla birlikte
Osmanlıya karşı işbirliği yaptığıdır.
Tüm bunlara karşın aslında kanun içerisinde Ermeni adı dahi geçmemiştir ama kanun örtülü
şekilde sadece Ermenilere uygulandı. (900 bin kişi)
Hatta güneydoğuda bazı aşiretler kanunda özellikle bir millet belirtilmemesinden dolayı
Süryanilere yönelikte baskı uygulamıştır. Bunun üstüne kanunu hazırlayan Dâhiliye Nazırı Talât Bey
telgrafla net bir şekilde Süryanilere yönelik bir şey yapılmaması gerektiğini iletmiştir.

İttihat hükümetinden sonra gelen hükümet tehcirin sonuçlarını telafi etmek için kanun çıkartır
ve Ermenilere geri dönebilecekleri, mallarının iade edileceği söylenir.
Ancak daha sonra bu malların hazineye geçmesi söz konusu olunca bazı Ermeniler geri dönmüş
ve çatışmalar bu dönemden sonra başlamıştır.

Orduda savaşmaktan bıkan ve ailesinin ona ihtiyacı olduğunu düşünen askerler firar etmeye
başlar. Osmanlı ordusunun %20’si firar etmiştir ve bu o dönemdeki en çok firar oranıdır.

!! Kurtuluş savaşı döneminde de bu firarlardan dolayı İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.

Osmanlı’da açlık ve enflasyon hat safadadır. Kara borsadan satılan ihtiyaç ürünleri sayesinde
savaş zenginleri ortaya çıkmıştır.

Kurtuluş savaşının ortaya çıkması ve kazanılmasında başka devletlerde


meydana gelen gelişmeler çok önemli etkilere sahiptir.

Ör: Sovyet Sosyet Cumh. Birliğinin kurulmasıyla Rusların Kafkasya’daki


ilerlemesi durmuş ve Kurtuluş Savaşının kazanılmasına etki eden düzenli
ordunun (o zamanın kol olurdusu) korunup kendini toplamasına imkan
sağlamıştır.

Fransa’da demokrasinin olgunlaşması, Kilikyaya ilerleme konusunda


başarısız olan hükümetin değişimine sebep olmuş ve yeni hükümetle Ankara
anlaşması imzalanıp müttefik olunmuştur. (aynı zamanda İtalyanlarla da)

İngilizler Türkiyede yeni bir rejimin kurulacağından emin olunca


Türkiye’nin Sovyet Sosyet’e yaklaşmasını engellemek adına İstanbul’dan
çekilmiş Yunanlardan desteğini örtülü olarak çekmiştir.
(Atatürk bu durumu önceden tahmin ettiğinden dolayı Sovyet Sosyetle
ilişkileri iyi tutmuştur.)

I. Dünya Savaşından sonra kurulan tek cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti olmamıştır. (hatta
savaştan önce kurulan cumhuriyetlerde vardır.)

1810’lardan itibaren Latin Amerika Cumhuriyeti


1912 - Çin Cumhuriyeti
1918 - Weimar Cumhuriyeti (almanya)
1918 - Çekoslavakya Çumhuriyeti
1919 - Avusturya Cumhuriyeti
1922 - Sovyet Sosyet Cumhuriyetler Birliği Emperyalizm, yayılmacılık veya
ekspansiyonizm, bir devletin veya
I. Dünya Savaşı sonucunda emperyalizmin sonu gelmiştir. ulusun başka devlet veya uluslar
üzerinde kendi çıkarları
Genç emperyalistler olan Almanya ve doğrultusunda etkide bulunmaya
Japonya ise II. Dünya Savaşına sebep çalışmasıdır. Etkileyen devlet,
etkilenen devletin kaynaklarından
olmuştur zaten II. Dünya Savaşından "yararlanma" hakkına sahiptir.
sonra emperyalizm kalmamıştır
I. Dünya Savaşından sonra barışın devamlılığının sağlanacağına dair umut;
*müzik ve sanat alanı
*bilim
*düşünür sayısı ‘nda patlamalara neden olmuştur.

H Suyu Arayan Adam - Şevket Süreyya Aydemir


A (aydemir bölümüne kadar)
F
T Zeytindağı - Falih Rıfkı Atay
A
L Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbulda Ramazan -
I François Georgeon
K

7. HAFTA (16 Kasım)


“Erken Cumhuriyet Dönemi”

1923- 1950 arası dönem erken cumhuriyet dönemi olarak geçer, 40-50 yılları arası II.
Dünya savaşından dolayı karışıktır.

II. Dünya savaşı yıllarında gelen dünya çapında demokratlık Türkiyeyi


de etkiler çok partili yaşama geçilir.

> Milli mücadele


!! Milli mücadelede dışarıya karşı mücadele verdiğimiz gibi bir de komutanların yerel güçleri
kontrol altına alıp milli mücadeleyi yönetme çabaları ve buna karşılık yerel güçlerin direnmeleri
(ör: çerkez ethem) de bir mücadele yaratmıştır.

Milli mücadeleyi yöneten meclis aslında yeni kurulmamıştır. 1919 yılında Meclis-i Mebusan
İstanbul’da yenilenme kararı almışken İstanbul işgal edilince Atatürk’ün mebusları Ankaraya
daveti sonucunda meclis Ankaraya taşındı.

!! Misak-ı Milli kararını (haritasız bir şekilde) Meclis-i Mebusan almıştır. “Arap toprakları
dışında kalan Türklere ait Asya toprakları”

Ankaraya taşınan meclis Büyük Millet Meclisi adını aldı.

Bu meclise karşı olan ayaklanmalar sanıldığının aksine sadece hilafet yanlılarından dolayı
ortaya çıkmadı. Meclis İttihatçılardan oluştuğu ve halk savaşları İtthatçılardan bildiği için ortaya
çıktı. (Balkanlardan beri)
Bazen İstanbul hükümeti de işine geldiği için bu isyanları teşvik etmiştir. (gavur ittihatçılar)

! Ayrıca Balkan göçmenlerine duyulan memnuniyetsizlik de bu başkaldırılara önemli bir


başka sebeptir.

II. Abdülhamitten beri devletin başında güçlü bir padişah yoktu bu durumda da çoğu kararı
zaten diplomatlar alıyordu. Sadece padişaha imzalatmaları gerekiyordu.

Bu yüzden aslında pek çok kişi padişahın varlığını gereksiz buluyor ve cumhuriyet rejimi
zaten konuşuluyordu. Bu durumda cumhuriyetin kurulması aslında sürpriz olmadı.
Sadece bazı ittihatçılar (özellikle paşa çocuğu olanlar) en azından hanedanın kalması
gerektiğini. vs savunmuşlardır.
Bazıları da Atatürk’ün devletin başına geçmesini istemediğinden (Atatürk işini gördükten sonra
çoğunu tasviye ediyor ve aslında inkılaplarına karşı çıkabilecek insanları ortadan kaldırıyordu) daha
cumhuriyetin kurulmasına zaman olduğunu düşünüyorlardı.

Yani aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı’nın rejimi değiştirilmiş bir devamıdır.

Cumhuriyetle beraber gelen ve Türkiye Devletini Osmanlıdan ayıran ve rejim değişikliğinin en


önemli iki sonucu şunlardır.
1- Açıkça ve tam laiklik
2- Açıkça Türkçülük
*Türkçülük 1924’te anayasada açıkça belirtilir. Türk adı geçer. “Vatandaş Türktür.”
Yani ittihatçıların ve İstanbul Hükümetinin daha önceden imparatorluk düzeninde bazı etnik
grupları kışkırtmamak için örtülü şekilde yaptıkları Türkçülük açık bir biçimde yapılır.

1924’ten sonra, Lozanda bahsedilen Türk-Kürt beraberdir algısı yıkılacak ve Türkleştirme


(asimile etme) politikaları başlayacaktır.

Bu bakımdan bazı olaylar daha gerçekçi açıklanabilir. Örneğin esasında Şeyh Said isyanı sadece
dini ve hilafet yanlısı bir isyan değil (halkın desteğini alabilmek için bunlar da kullanılmıştır) Kürt
isyanıdır.

!! Çok yaygın bir diğer yanlış ise İngilizler Şeyh Said isyanını destekleyemez (ki bunu
gösterebilecek bir belge yoktur) Çünkü Musul’da Kürtlerle başları derttedir.
Hatta 1925 sonrasında İngilteredeki anti-türk hükümet gittikten sonra Türk-İngiliz
yakınlaşması tekrar başlamıştır.

Kürtleri ve diğer Türk olmayan etnik grupları Türkleştirmede transkültürasyon kullanılmıştır.


Buna yönelik bazı politikalar vardır.

• Dilini ve dili öğrenebileceği/hatırlayabileceği şeyleri yasaklamak (şarkı, kitap vs)


• Türkçe olmayan tüm yer/şehir isimlerinin değiştirilmesi (1914’ten itibaren Rumca gibi
dillerden başlanarak tüm Türkçe olmayan isimler değiştirildi)
• Türkçe olmayan kişi isimlerinin değiştirilmesi/ kabul edilmemesi
• Sürgün ya da mübadele
• Devletin çerçevesini belirlediği bir sünnileştirme
İnsanlar buna teşvik edildi ve sünni olmayanlar mümkün olduğunca görmezden gelindi
ve asimeleşmeleri beklendi.
Tek bir tefsir yaptırıldı. Din adamları memurlaştırıldı.
Medeni ve meşru bir din yaratıldı (Türk Sünniliği) Ulus millet-devlet yaratabilmek için
insanların aynı dini aynı şekilde yaşaması da önemli. Bu da bir duygusal birlik
sağlamakta.
Anglasakson düzene ve batıya aykırı bir laikliktir.

Sünnileştirme de diğer modernleşmeler gibi Abdülhamit zamanına dayanır. Köy


camiileri Abdülhamit zamanında yaptırılmaya başlanmıştır.
II. Mahmut Vaka-i Harbiyeyle beraber Bektaşi evlerini başkalarına devrediyor ya da
yıkıyor. Bu durum Tanzimat’ta düzelse de Abdülhamit döneminde yine Kızılbaşlara yönelik
olarak tekrar başlıyor.
Cumhuriyet rejimi kabul edildikten sonra gizli bir “Türklük Sözleşmesi” ve Türk olma zorunluluğu
var. Bu da ikili kimlik oluşumuna sebebiyet veriyor. Resmi ve gayriresmi kimlikler. (Kafkas Türkleri,
Balkan Türkleri vs gibi her millete siz aslında Türksünüz diyerek ona göre bir isimlendirme veriliyor)

1860’lardan beri devam eden yerleşikleştirme (Konar göçerliğin bitirilmesi) politikası


Cumhuriyet döneminde daha da önem kazandı.
İskan kanunlarında özel hükümlerle konar göçerlik 1950 yıllarında artık çok önemli oranlarda
azaltılmış hale gelmiştir.

> 1924-25 Kritik Yıllar


*Anayasa
1921 yılı Teşkilat-ı Esasiye (geçici anayasa) kanununun yerini aldı. Bu kanun oldukça liberal
(sovyet tarzında)
1925 Şeyh Said ayaklanması idarenin anayasanın dışına çıkmasını gerektirecek ve takrir-i
sükun kanunu çıkarılacak (27’ye kadar yürürlükte kaldı)

Takrir-i Sükun kanunu üç maddeliktir ve en önemlisi birinci maddesidir.


“irtica ve isyana, toplumsal düzenin, huzur, güvenlik ve asayişin bozulmasına neden olacak tüm
davranışlar, kuruluşlar ve yayınlar cumhurbaşkanı onayı ile hükümet tarafından yasaklanabilir”

*Nüfus Sayımı
1927 nüfus sayımında meslek meselesi ortaya çıkmıştır. Toplum kapitalist anlamda zayıftır.
8. HAFTA (23 Kasım)
Ders iptal edildi.

9. HAFTA (30 Kasım)


Vize

You might also like