You are on page 1of 5

03.03.

2009
YENİ EKONOMİ / 2. DERS
*Ekonomi dünyanın her yerinde ekonomidir. ABD, İngiltere’de tasarruf
etmek anlamında da kullanılır. Ama genel olarak bir sistemin isminden
bahsediyoruz. Ticari ilişkilerin yürütüldüğü, para vb değerlerle ifade
edilebilen bir değer. Kıt kaynaklar para, sermaye, ekmek, buğday
olabilir. Bunların hepsinin genel bir ismi olarak ekonomiyi
kullanabiliyoruz. Ekonomik birtakım faaliyetler dünyanın her yerinde
var. Çok küçük kitlelerle meydana gelmiş bir totale baktığımızda tüm
duvarların yıkıldığı bir ortamda herkesin kullandığı bir sistem haline
gelmiştir.

*Ekonominin devamının sağlanması için üretim gerekir. Üretim olmadan


ekonomik faaliyetlerden bahsetmek mümkün değildir.
*Üretimin devamı için gereken faktörler ise:
Sermaye/Emek/Girişimci/Doğal Kaynaklar.
*Ekonomi anlamında baktığınız zaman bu dört faktörün bir araya gelmesi
gerekiyor.

YENİ EKONOMİ: *Yeni sıfatını eklediğimizde ne oluyor?


*Bu yeni nedir?
*Bilgi, teknoloji ve dönüşümü düşünürseniz, çocukluğumuzdan itibaren her
şey dönüşüyor ve değişiyor. Bu dünya düzeninde kaçınılmaz bir olgudur.
Savaşma stratejileri dünya politikalarına dönüşüyor. Dinlediğiniz
müzikler, aile ilişkileriniz, kadın erkek ilişkileri dönüşüyor. Ekonomik
sistemlerin de dönüşümü kaçınılmaz. Çünkü dünyada genel olarak bir
dönüşüm var.
*Bu dönüşüm de kaynağını, gücünü, ivmesini teknolojiden alıyor.
Teknolojinin değişmesiyle beraber işin içine bilginin kullanımının
girmesiyle beraber bir şeyler değişiyor.
*Zamanında savaşlar oku alıp atma şeklindeydi, birisi teknolojiyi
keşfedince savaşın şekli değişti çünkü daha büyük kalelere saldırma
imkanı ortaya çıktı. Yine dönüştü, roketler icat edildi. Dönüşmeyi
sürdürdü. Uydu sistemleriyle beraber daha kolay savaşlar ortaya çıkmaya
başladı. Bu kez insansız savaşlar olmaya başladı.
*Ekonomik sistemlerde de öyledir. Çok ufak değiş tokuşla başlayan
ekonomik ticari sistemde paranın kullanılmasıyla paranın çok değerli
olduğunu anlaşıldı. Banka, kredi, finans sistemi ortaya çıkmaya başladı.
Geliştikçe bugünkü hale geldi.
*Teknoloji nerede devreye girdi? Ticaret noktasında internetin
keşfedilmesiyle beraber ekonomik, faaliyetler de birtakım dönüşüme
uğradılar. Aslında ekonominin bu saydığımız dört üretim faktörünün temel
niteliği değişmedi. Bunlar hep aynı şeklide varlığını koruyor. Bunlar
olmadan zaten üretim olmamaktadır. Bunun içine başka bir faktör daha
girmeye başladı. Güncel ekonomi kitaplarında üretimin faktörlerine bilgi
ve teknolojiyi de ekliyorlar.
*Ekonomi dediğimiz sistem de dönüşmeye başladı. Bu dönüşüm de kaçınılmaz.
*1960-70’li yıllarda bundan da bahsediliyordu. Var olan ekonomik ve
ticari sistem de dönüşecektir deniliyordu.
*Bu anlamda bahsettiğim bütün kavramların yanına ve başına elektroniği
simgeleyen e harfini getirmeye başladılar. E fakülte, e iş, e devlet.

1
*Demek ki hayatın her noktasında bir takım e harflerini (elektronik,
dijital kavramları) görmeye başladık.
*Fakat, genel olarak bakınca bu sadece teknik bir kavram olmaktan çok
uzaktadır. Buna sadece teknoloji ile birlikte birtakım kavramların
değiştiğinden söz etmek haksızlık.
*Teknolojinin değişmesini sağlayan insan ve toplum faktörüdür. İnsanın ve
toplumun olmadığı bir yerde dönüşüm mekanizması işlemez. Önce insan ve
toplum değişmiştir.
*Genel anlamıyla bütün yaşamsal faaliyet ve fonksiyonlarını web üzerinden
gerçekleştiren insanlar da var! Bu bir dönüşümün ifadesidir. Bu sözünü
ettiğim dönüşüm ivmesiyle beraber bütün hayattaki her aşamadaki
faaliyetlerle beraber ekonomik faaliyetler de dönüşüyor.
*Yenisi olmayan ekonomi ile yeni ekonomi arasındaki farkları da ileride
konuşacağız. Aslında ortaya çıkan temel olarak çok farklı bir şey yok ama
bir başka açıdan bakınca bütün sistemin tamamen değiştiğini yeniden
çarkın döndüğünü görüyoruz.
*Yeni kavramına negatif bir yaklaşımla bakmak gerekirse onun da farklı
noktaları var. “Semantik=Gösterge Bilimi”
*Çevremizde gördüğümüz her şeyin (yazının, hareketi, olgunun, olayın)
altında onu oluşturan onu etkileyen, ona farklı anlamlar katan birtakım
kavramlar var. Bir A harfi çizip çengelini uzattığımızda bakınca hiçbir
anlama gelmez ama semantik yaklaşımla bakınca a çengelden başka şeyler
üretebilirsiniz. Semantik bilimi gördüğünüz her şeye daha eleştirel farklı
bakış açılarıyla bakmanızı savunur. Semantik yaklaşım tuvaletlerdeki kadın
erkek figürlerinden türemiştir. Gösterge bilimsel olarak topuklu ayakkabı
kadını simgeler. İlişkilendirdiğiniz zaman topuklu ayakkabı kadını
simgeler. Genel olarak semantik bilim budur ve bununla uğraşanlar da ilginç
insanlardır.

*Gazi Üniversitesi’nden Prof. İrfan Erdoğan ve Korkmaz Alemdar’ın “Öteki


Kuram” kitaplarında yeni ile ilgili eleştirel bir yaklaşım getiriliyor.
“Bir şeyin başına yeni kelimesini koymakla yeni olmaz. Yeni dediğimiz şey
gereksiz bir kavramdır. Nitelendirdiği şey havada kalmaktadır. Eskinin
yerine ikame edilmiş bir haldir” yaklaşımını getiren ikili de semantik
olarak yola çıkmıştır.
*Bir başka kaynakta tam tersi açıklamalar var. Örneğin bir ekonomi
düşünün. Bu kendi halinde işliyor. Anlaşıldığı üzere Korkmaz Erdoğan ve
İrfan Erdoğan’ın savunduğuna göre yeni kavramı bunun dışında olmalı. Ak
ve kara gibi düşünün. Eski bir tarafta ise yeninin bir başka tarafta
olduğu gerçeği ortaya çıkar. Birisi birinin zıttı gibidir.
*Ama bizim yeni ekonomide savunduğumuz yeni böyle bir ayrılığın sembolü
değildir ve olmamıştır! Bizim savunduğumuz yeni sıfatı bunu da içine alan
genel bir yenidir. Eskinin üzerine inşa edilir. Eskinin bütün
elementlerinden onun bütün gerçekliğinden etkilenir ve onun üzerine
kurulur. Onu reddetmez.
*Yeni ekonomi eski ekonominin tüm kalıplarını ya da geleneksel-klasik
ekonominin tüm kalıplarının yok edildiği, onun dışlandığı anlamını
getirmeyin. Ekonomi dediğimiz kavrama eski diyorsak yeni ekonomi
dediğimiz kavram bundan da eskidir.
*Yeni ekonomi temellerini ekonominin genel dinamiklerinden alır.
Ekonomiyi dışlamaz ekonominin uzağında değildir.

2
*Yeni ekonomi eski ekonominin bütün üretim faktörlerini getirir. Yanına
bilgiyi ve teknolojiyi ekler! Dolayısıyla yeni ekonomi dediğimiz kavram
bu dördünü de içselleştiren daha geniş bir bütündür.
*Yeni dediğimiz kavramın felsefi çerçevesini çiziyoruz. Gözünüzde eski
ekonominin dışında bambaşka bir kalıp gibi oluşmasın.
*Yeni ekonomi eski ekonominin bütün dinamiklerini beraberinde getiren bir
sistem, ona güncelleştirmeler getiriyor.
*Peki dönüşümün sonunda neler olacak? Dönüşüm bize neler getiriyor?
İnternetten pizza söyledik, taksi söyledik, bilet aldık. Genel olarak
dönüşüm kavramının hayatımıza girmesiyle bizde ne dönüştü? Ne değişti?
Hayatımıza ne eklendi? *Anti sosyal mi olduk?

*Herkes burada internet kullanıyordur hemen hemen hepinizde belli bir


dönüşmüşlük var. Şöyle düşünün, internette forumlara giriyor musunuz?
*Forumların alt başlıkları var. Birçok insan oraya girip bir şeyler
söyler. Televizyon almadan önce markasını yazıp o televizyonla ilgili
görüntüsü şöyle, pixeli böyle şekline bilgilere ulaşabilirsiniz. Orası
genel olarak bakınca bir komünitedir.
*Bu adamlar kim? Bu adamlar sokağa çıkmıyor, yaşamıyor gibi düşünmeyin.
Bunlar gayet düzgün kişiler. Çok sağlam pozisyonları olan insanlar da var
ama normal reel hayatın dışında da orada kendilerine second life (ikinci
bir hayat) yaratmışlar.
*SL aslında internette bir oyun. Girdiğiniz zaman ücretli içeriği vardır.
Abone olursunuz orada hayat satarlar. Yaşam tarzı vs. orası sanal bir
alemdir. Oranın kendine ait bir para birimi vardır. SL doları ile ABD
doları arasında bir parite vardır. Buraya para ödeyince buradan birtakım
ticari faaliyetler yürütürsünüz.
*Anti sosyallik de kendi içinde sosyallik doğurur.
*Asosyalleşme bu hayat için geçerlidir ama dönüşmüş insanlar için dijital
ortamda da birtakım sosyalleşme alanları vardır. Yüzünü görmez. Bu
platformda dolaşan kişiler kendi kimliklerini gizlerler farklı bir
karakterle orada var olmayı seçerler. Belki bastırılmış duyguları vardır
ama bu asla bir anti sosyallik anlamına gelmez. Facebook da bir dijital
ortamda sosyalleşmedir.

*Dönüşüm insan hayatına ne getiriyor? Yeni dediğimiz kavramla bizim


dünyamıza girmiş en önemli kelime ETKİLEŞİM’dir. Ekonomide de
yansımalarını görüyoruz.
*Etkileşim nedir?
*Hepinizin bildiği *Shenon ve Weaver’in Matematiksel İletişim Kuramı:
KAYNAK Mesaj-Kanal- ORTAM ALICI

Diyelim ki kaynak televizyon. Mesajı gönderdi siz aldınız kafanızda


kodladınız ve iletişim süreci gerçekleşti. Baktığınız zaman iletişim
gerçekleşti.
*Yeni ortamların özelliği buna, feedback’i eklemektir! O zaman kaynak ile
alıcı bir anda etkisizleşiyor, yer değiştiriyor. Kaynak alıcı, alıcı
kaynak olmaya başladığı nokta etkileşimin başladığı nokta!
*Mesaj gitti geriye feedback geldi.
*Dijital platformda olur.
*Örneğin Digitürk’te ankete katıldınız. Anket sonuçlarıyla size geri
gelir.
*Cep telefonu ile sınırsız bir etkileşim var.
3
*Peki hayatta etkileşmemek mümkün mü? Hiçbir etkileşimin olmadığı bir an
mümkün müdür?
*Etkileşimin olması için ne gerekir?
*İnsan tek başına etkileşebilir mi?
*Etkileşimde kaynak ya da duruma göre değişen kaynak-alıcı, gönderilen
mesajın anlamlı hale gelmesi için ne gerekir?
*Algılamak için ne gerekir?

*Bilgi ile ortak bir yaşanmışlık gelir.


*Etkileşmemenin mümkün olmadığı hiçbir durum yoktur!
*Kuramcılar etkileşim konusunda ikiye ayrılır.
*Korkmaz Alemdar ve İrfan Erdoğan etkileşimi reddeder.
*Emel Dilmen ise etkileşmemek mümkün değildir der.
*Örneğin bir Japon bana gelip Japonca bir şeyler söyleyip gitti.
Etkileşim oldu mu? Meğer adam küfrediyormuş...
*Adamın bana küfrettiğini ben anlamamış olabilirim ama adamın söylediği
kelimelerden ben bir şey algıladım. OBu adam manyak dedim. Bir etkileşim
var mı ? Var.
*SİNYALİN BOZULMASI diye bir kavram var. Algılarınız önemli değildir.
Asıl önemli olan onun bana söylemek istediği gerçektir der.
*İletişimin ve etkileşimin olabilmesi için o küfrü benim algılamamı
söyleyenler var. Ama diğer tarafta duranlar algılamana gerek yok sende
uyanan şey de önemli diyenler de var.
*Karanlık bir odada kendi kendine etkileşimden de bahsedilir. Durduğun
yerde duruyorsun ama düşünüyorsun. Karanlığın içinde hiçbir şey görmemek
de aslında bir mesaj anlamı taşır. Kendi kendine etkileşmeye
başlıyorlar. Bunlar tartışmalarla devam eden etkileşim kuramlarıdır.

*Ben etkileşim olmaması mümkün değildir diyorum. Etkileşim her ortamda


her zaman devam eder. Ben söylenene bir anlam yüklüyorum. Bu yüklediğim
anlamla bir takım hareket mekanizmaları geliştiriyorum. “Adam manyak ya”
deyip gidebilirim. Anlamadım ama kendi geçmiş kültürüme, kendi
yaşanmışlığıma dayanarak bir şey değiştirdim.
*Mesajın kaynağa nasıl gittiği önemli değildir. Kaynaktan alıcıya bir şey
gönderiyorsunuz. Kimileri der ki burada önemli olan kaynaktır kimi der ki
burada önemli olan kanaldır, alıcıdır.
*Dönüşümün bize getirdiği en önemli hayata katkı etkileşimdir.
Etkileşmemek mümkün değildir. İşin içinde teknoloji ve bilgi var ise yeni
ekonomik düzende etkileşmemenin mümkün olmayacağını söyleyebiliriz.
Daniel Bell diye biri var. 1973’te The Coming of Post İndustrial Society
kitabında, bilgi ve enformasyondan bahsediyor. Gelecekte bugün
kullandığınız üretim kalıpları, ticaret kalıpları tamamen bambaşka bir
ortam üzerinde gerçekleşecek ve o zaman dükkanlarınız, fabrikalarınız,
sanayileriniz dünya üzerinde yer değiştirecek ve el değiştirecek. 1973’te
bu bir öngörü!
* Bugün geldiğimiz nokta bilgi ve teknolojinin sınırlarını kapılarını
açtığı bir nokta. Artık tamamen bilgi ve teknoloji odaklı birtakım ticari
sistemlerden bahsediyoruz. Yeni de bu kavramlardan bahsediyor!

4
*İnternette aradığınızda yeni ekonomi: Bilgi ekonomisi ya da dijital
ekonomi olarak da karşılığını buluyor.
!Yeni ekonomi / bilgi ekonomisi / dijital ekonomi da denir.
*Yeni dediğimiz kavramın eskiyi reddetmek-eskinin dışına çıkmak-eskiden
uzaklaşmak olmadığını eskiyi de içine alan eskiye birtakım yeni
kriterler, değerler, özellikler ekleyen bir kavram olduğunu ve üretim
faktörlerinin çeşitlendirdiğini görüyoruz.
*Bir akademisyen gelir, yıllar önce Kıtlık Kuramı’nı ortaya atar! Bu
akademik çevrelerce tartışılır. İnsanlar makaleler yazar, kitaplar
yayınlar. Bu onlarda olgunlaşır. Bir kuram halini alır. Kuram halini
aldıktan sonra iktisat kitaplarına girmeye başlar. Öğrenciler tarafından
üniversitelerde alınır, okunur. Üniversitelerde okuyanlar ileride yönetici
olurlar. Yönetici olduklarında bu kıtlık kavramını kendi şirketleri için
yönettikleri firmalar için ya da ülkeler için bunu kullanmaya başlarlar.
Ekonomide kanunları, kuramların gerçek hayata adapte olması böyle bir
süreçte gerçekleşir.
*Ekonomi eğitimi almış öğrencilerin gelecekte yönetecekleri firmaların
yeniye ayak uydurması kolay değildir. Çünkü hep bu standart formasyon
üzerinden işlenir. Mezun olduktan sonra tekrar literatürü taramadıkları
için firmaları da kendi okudukları kitaplar ya da kavramlar çerçevesinde
yöneteceklerdir!
*İktisat formülleri, kuramları çok uzun yıllar içinde şekillenir ve bunu
aldıktan sonra bunu birden bire değiştirmek çok zordur.
*Ama yeni ekonomi üniversitelere girdikten sonra yavaş yavaş bununla hayata
bakan, kendi firmalarını bu anlayışla yönetecek yöneticiler de yetişmeye
başladı ve bundan sonra çevrenizde dijital ekonomik faaliyetlerin daha da
arttığını göreceksiniz. Bunlar daha da çeşitlenecek.

You might also like