You are on page 1of 68

BEZ EPİTELİ (SALGI EPİTELİ)

Prof.Dr.Emel KOPTAGEL
www.doktorlarsitesi.net
BEZ EPİTELİ

 Kan ve hücrelerarası maddeden farklı özellikte


olan salgı maddesini üretmek üzere farklanmış
epitel dokusuna bez (salgı) epiteli denir.

 Protein (pankreas),
 Lipid (adrenal ve yağ bezleri),
 Karbonhidrat+protein (tükrük)
 içerikli salgılar yaparlar.
Bezlerin Sınıflandırılması

 Örtü epitelinin proliferasyonu ve altındaki bağ dokusu


içine invazyonu ile ortaya çıkar.

 Dış salgı (ekzokrin) bezleri:

 Yüzey epiteli ile bağlantılarını sürdürür.


 Bağlantı, epitel hücreleriyle döşeli duktuslarla sağlanır.

 İç salgı (endokrin) bezleri:


 Yüzey epiteli ile bağlantıları kopar.
 Bu bezler, salgılarını (hormon) direkt olarak kana
aktarırlar.
BEZLERİN GELİŞİMİ
MEME BEZLERİNİN GELİŞİMİ

 A-4.hafta

 B-6.hafta
Endoepitelyal bezler

 Örtü epiteli içinde yer alan


bezler endoepitelyal bezler dir.

 Bunlar genellikle tek tek


dağılmış halde veya gruplar
halinde bulunurlar.

 Solunum yolları ve bağırsak


epiteli hücreleri arasında yer
alan cellula caliciformis’ler
caliciformis
örnek olarak verilebilir
Ekzokrin bezler
Tek hücreli bezler
 Örtü epiteli içine yerleşik izole salgı hücreleridir.

 En tipik örneği goblet hücreleridir (cellula caliciformis=kadeh


hücresi). Kadeh biçimlidirler.

 Muköz tipteki salgıları solunum ve sindirim yollarını


kayganlaştırır ve korur.

 Dar alt kısımları bazal lamina üzerine oturur.

 Theca olarak adlandırılan genişlemiş apikal kısımları ise lümene


bakar.

 Theca bölümü membranla çevrili salgı ürünleri ile dolu olduğunda


çekirdek bazale doğru itilir.

 Musinojenin serbestlenme süreçi kimyasal ve parasempatik


innervasyonla düzenlenir ve uyarılır.

 Tüm salgı içeriği ekzositoz ile atılır.


GOBLET HÜCRESİ
ENDOEPİTELYAL ÇOK HÜCRELİ BEZ
Ekzoepitelyal bezler
 Örtü epiteli altındaki bağ dokusu içine yerleşmiş olan bezler
ekzoepitelyal bezler dir.

 Ekzokrin bezlerin çoğu bu tiptedir.

 Salgıları, bezin boşaltım duktusları aracılığı ile örtü epiteli


yüzeyine salınır.

 Bu tür bezler özel düzenlenme gösterirler.

 Salgı yapıcı son kısımlar, salgıyı taşıyacak olan duktuslar ile


devam eder.

 Küçük salgı duktusları birleşerek daha geniş boşaltım


kanallarını ve onlar da birleşerek ana boşaltım duktuslarına
açılırlar.
Çok hücreli bezler
 Salgı yapan hücreler gruplar halinde toplanmıştır.

 Salgı hücreleri tek ve bağımsız olarak hareket etmezler, salgı


organları olarak davranırlar.

 Endoepitelyal olanlar genellikle küçük gruplar halinde organize


olmuşlardır.

 Yapısal düzenlenimlerine göre çok hücreli bezler salgı ve kanal


yapıları ve salgı ünitelerinin yapısına göre alt gruplara
sınıflandırılır.

 Daha büyük çok hücreli bezler genellikle bağ dokusu kapsül ile
çevrilidirler.

 Septumlar organı lobüllere ayırır.


Çok hücreli bezler

 Bez epiteline desteklik yapan kapsül, trabekül


ve septumlar ise bezin stromasını oluşturur.

 Kan damarları ve sinirler de bağ dokusu içinden


beze girerek dallanırlar.

 Salgı üreten birimler ve duktuslar ise


parankima olarak adlandırılır.
SALGI YAPAN SON KISMIN ŞEKLİNE VE BOŞALTIM
KANALLARININ DALLANIP DALLANMADIĞINA GÖRE BEZLER
SALGI YAPAN SON KISMI ŞEKLİNE VE BOŞALTIM
KANALLARININ DALLANIP DALLANMADIĞINA GÖRE BEZLER
Ekzokrin Bezler
Tübüler Bezler

 Basit Tübüler Bezler

 Düz Tübüler
 Lieberkühn kriptaları
 Mide fundik bezleri

 Dallanmış tübüler
 Mide pilorik bezler

 Spiral tübüler
 Endometriyal bezler

 Glomerular
 Ter bezleri

 Bileşik Tübüler Bezler

 Midede kardiyak bezler

www.doktorlarsitesi.net
KOLONDA LİEBERKÜHN KRİPTALARI
(BASİT DÜZ TÜBÜLER BEZ)
BASİT TÜBÜLER SPİRAL BEZ (ENDOMETRİUM-menstrual
faz)
Basit Dallanmış Tubuler Bez
(mide pilor bezleri)
Alveolar (Asiner) Bezler

 Basit Alveolar:
 Bir boşaltım duktusuna açılan birkaç
alveolden oluşan bezlerdir.
 Yağ bezleri (Gld. Cebacea).

 Bileşik Alveolar:
 Çok sayıda boşaltım kanalları vardır.
 Son kısımlar genişleyerek alveolar şeklini
almıştır.
 Meme bezleri (Gld.mammaria).
BASİT ALVEOLAR BEZ
BASİT ALVEOLAR BEZ
(GLD.CEBACEAE)
MEME BEZİ VE MYOEPİTELYAL HÜCRELER
Tübülo-Alveolar Bezler

 Basit Tübülo-Alveolar:
 İnsanda azdır.
 Ağız mukozası ve solunum yollarındaki küçük sero-
mükoz bezler, Littre bezleri (Gld. Uretrales) örnek
olarak verilebilir.

 Bileşik Tübülo- Alveolar:


 En sık ve en yaygın bez tipidir.
 Büyük tükrük bezleri, pankreas ve solunum
yollarındaki büyük sero-muköz bezler, prostat,
meme bezleri, Brunner bezleri örnek olarak
verilebilir.
Basit Tubulo-alveolar Bez
Bileşik tubuloalveoler bez- Gld.submandibularis
BİLEŞİK TUBULO- ALVEOLAR BEZ (PROSTAT)
PROSTAT TAŞI
SERÖ-MÜKOZ KARIŞIK TUBULO-ALVEOLAR BEZ
Seröz (Albuminöz) Bezler
 Seröz salgı, berrak, sulu ve protein yapısındadır.

 Çoğu seröz glandlar, sindirim enzimlerinden bir veya birkaçını


içerirler.

 Asinuslardaki salgı hücreleri genellikle piramidal şekilli, yuvarlak


nukleuslu hücrelerdir.

 Bazal infranükleer bölgeleri GER+polizomlardan dolayı yoğun


bazofili gösterir (muköz bezlerden ayırma ölçütü).

 Apikal kısımda iyi gelişmiş Golgi kompleksi ve yuvarlak


membranlı salgı granüllerini içerir.

 Sindirim enzimleri üreten hücrelerde salgı granülleri enzim içerir


ve zimojen granüller adını alır (Parotis, ekzokrin pankreas, mide
fundik bezleri).
PROTEİN SALGILAYAN HÜCRE
SERÖZ ASİNÜS
Müköz Bezler

 Müköz salgı glikoprotein yapısındadır.

 Yapışkan, akışkanlığı az, kayganlaştırıcı jel kıvamındadır.

 Hücrenin apikal kutbunda iri, açık renk boyanan kuvvetli hidrofilik


glikoprotein yapıda musin granülleri yer alır.

 Nukleus genellikle hücre tabanında yer alır. Bu bölge GER’den zengindir.

 Golgi kompleksi nukleusun hemen üst bölgesinde yer alır ve iyi


gelişmiştir.

 Salgı ile dolduklarında nukleus iyice bazale itilip yassılaşır.

 Örnek olarak, cellula caliciformis, dil kökünde Weber bezleri, mide,


tükrük bezleri, solunum sistemi ve genital sistemindeki bazı bezler
verilebilir.
MÜKÖZ SALGILAYAN HÜCRE (CC)
SERÖ-MÜKÖZ KARIŞIK BEZ-GİANUZZİ YARIMAYLARI
BOŞALTIM DUKTUSLARI
SALGILAMA TİPLERİ
Salgının Hücreden Atılışına Göre Bezler

 Merokrin:

 ekzokrin pankreas
 tükrük bezleri
 ter bezleri

 Apokrin:

 meme bezleri
 koku bezleri

 Holokrin:

 yağ bezleri
MEROKRİN BEZLER

 Bezlerin çoğu bu tiptedir.

 Salgı granülleri hücre apikal membranına kaynaşıp, o


noktanın açılmasını sağlar.

 İçeriğini eksositozla dışarı aktarır.

 Hücrede sitoplazma kaybı olmaz.

 Tükrük bezleri, ter bezleri, ekzokrin pankreas bu tip


salgılama yapar.

www.doktorlarsitesi.net
TER BEZLERİ
APOKRİN BEZLER

 Salgı ürünü, apikal


sitoplazmanın bir kısmı ile
birlikte atılır.

 Kayıp, yeni bir salgılama


siklusu başlamasından önce
rejenere edilir.

 Örnek, süt bezleri,


koltukaltı koku bezleri.
GLANDULA MAMMARİA
BASİT ALVEOLAR-HOLOKRİN BEZ (GLD.CEBACEAE)
TİROİD FOLLİKÜLLERİ
(ENDOKRİN BEZ)
Pankreas
İyon Transportu Yapan Epitel Hücreleri

 Bütün hücreler ATP’yi kullanarak kontsantrasyona ve


elektriksel güç gradyanına karşı belirli iyonları taşırlar (Aktif
transport).

 İyon transportu ve onu izleyen sıvı akımı çeşitli epitel


hücrelerinde zıt yönlere olabilir.

 Sıkı bağlantılar hücrenin apikal kısmını kapatarak iç ve dış


doku kompartmanlarını oluşturur.

 Sıkı bağlantılar, epitelden geçmiş materyelin geriye


diffüzyonunu engeller.

 Böylece enerji daha az harcanır.


İyon Transportu Yapan Epitel Hücreleri
İyon Transportu Yapan Epitel Hücreleri

 Aquaporin ya da aquaporin-benzeri
proteinler, tüm canlı organizmalarda
bulunmuştur.

 İnsanda en azından 11 farklı aquaporin-


benzeri protein ve bu proteinlere bağlı
çeşitli hastalıklar vardır.
Pinositozla Transport Yapan Epitel Hücreleri

 Hücre membranı yüzeyinde


oluşan çok sayıda pinositotik
vezikül, makromoleküllerin
plazma membranından
transportunu sağlar.

 Endotel, mezotel gibi tek katlı


(organel azdır) yassı epitelde
belirgin olarak gözlenir.

 Taşıma her iki yönde 2-3


dakika içinde gerçekleşir.
Pinositoz ile Transport Yapan Hücreler
Pinositoz ile Transport Yapan Hücreler
Hücrelerarası İletişim

 Press Release: The Nobel Prize in Chemistry 2003

 The Royal Swedish Academy of Sciences has decided to award


the Nobel Prize in Chemistry for 2003 “for discoveries
concerning channels in cell membranes”, with one half of
the prize to Peter Agre

 Johns Hopkins University School of Medicine, Baltimore, USA


 “for the discovery of water channels”

 and one half of the prize to Roderick MacKinnon Howard


Hughes Medical Institute, The Rockefeller University, New York,
USA

 “for structural and mechanistic studies of ion channels”.


Protein Sentezleyen Hücreler
 Her hücre protein sentezler. Bazıları ise çok fazla protein sentezler.

 Polizomda sentezlenen proteinler sitoplazmada kalırken (tümör


hücreleri, hemoglobin), GER’ de sentezlenenler membranla
çevrelenir.

 Bir bölümü hücre içi sindirim için sitoplazmada tutulur (lökositler,


makrofaj).

 Diğerleri ise sekresyon denilen işlemle hücrelerarası alana atılır


(fibroblast, plazma hücreleri, ekzokrin pankreas).

 Bazı hücreler (plazmositler, fibroblastlar gibi) salgılarını hiç


biriktirmeden hemen dışarı aktarır. GER’ den Golgiye aktarılır.
Ardından ekzositozla dışarı verilir.

 Bazı hücrelerde salgı hücre apikalinde biriktirilir ve daha sonra özel


uyarı ile dışarı verilir.
Protein Sentezleyen Hücreler
MUKUS SALGILAYAN HÜCRELER
Steroid Salgılayan Hücreler
 Testisler, ovaryumlar, adrenallerde steroidleri hormonal
aktivite olarak salgılayan ve sentezleyen özelleşmiş
endokrin hücrelerdir.

 Yuvarlak ya da ovoid biçimli olan bu hücrelerde çekirdek


merkezde yerleşiktir.

 Sitoplazma eozinofiliktir.

 Sitoplazmada;

 lipid damlacıkları,
 bol agranüler endoplazmik retikulum
 tubuler tipte kristalı mitokondriler bulunur.
Steroid Salgılayan Hücreler

 Kolesterol sentezi

 Pregnenolon’un
 androjenler
 östrojenler
 projestojenlere
dönüştürülmesini sağlar.

www.doktorlarsitesi.net
Salgılama Tipleri
Kimyasal Haberci Üreten Hücrelerin Salgılama Tipleri

 Otokrin:
 Sinyal hücrenin hedefi kendisidir ve hücre kendisini uyarır.

 Nörokrin:
 Nöronlar, impulsları sinapslar yolu ile diğer hücreye
aktarırlar.

 Parakrin:
 Hücreler mesajı çevrelerindeki hücre dışı sıvısı içine
yayarlar, komşu hedef hücreleri etkiler.

 Endokrin:
 Haberci bileşikleri direkt kana aktarırlar.
 Dolaşımla uzaktaki hedef organlara taşınırlar.
Kimyasal Haberciler
 Amino asit türevleri
 epinefrin / adrenalin-norepinefrin / noradrenalin-Tiroksin

 Küçük peptidler
 Ensefalin, vazopresin, TRH

 Proteinler
 sinir büyüme faktörü, epidermal büyüme faktörü, insülin,
büyüme faktörü, parathormon, TSH

 Steroidler
 kortizol
 projesteron
 estradiol
 testosteron
Salgılama Aktivitesinin Kontrolu

 İÇ FAKTÖRLER

 Spesifik bileşik ya da maddelerin


sentezinden sorumlu bir ya da daha çok
sayıda genin ekspresyonu etkilidir.

 DIŞ FAKTÖRLER

 Nöroendokrin sistem etkilidir.


Kimyasal Haberciler
DİFFÜZ NÖROENDOKRİN SİSTEM HÜCRESİ
DİFFÜZ NÖROENDOKRİN SİSTEM HÜCRESİ
ETKİ MEKANİZMASI
ÜRETTİĞİ
MAJÖR ETKİSİ NÖROKRİ ENDOKRİ PARAKRİ YERLEŞİMİ
HORMON N N N

Gastrik antrum,
Gastrik asit ve pepsin
Gastrin
salgılanmasını aktive eder  duodenum (G
h)
Pankreas enzimlerinin Duodenum,
Kolesistokinin
salgılanmasını aktive eder   jejunum (I h.)

Pankreas bikarbonatlarının Duodenum,


Sekretin
salgılanmasını aktive eder  jejunum (S h.)
Gastrik İnsülin salınmasını artırır,
inhibitör
polipolipeptit
mide asit salgılanmasını
inhibe eder
 İnce bağırsak

Düz kasların gevşemesine


Vazoaktif
neden olur, pankreas Pankreas (D1
intestinal
polipeptit
bikarbonat salgılanmasını  h.)
stimüle eder
Bağırsak motilitesine neden İnce bağırsak
Motilin
olur  (EC2 h.)

Çok sayıda inhibitör etkisi Mide, duoden-


Somatostatin
vardır   um, pankreas

Kalsiyum metabolizmasını
Kalsitonin
düzenler  Tiroid (C h.)

Glukoz metabolizmasını
İnsülin
düzenler  Pankreas (B h.)
Epitel Hücrelerden Gelişen Tümörler
 Epitel hücrelerinin yüksek mitotik indeksleri vardır ve yüzeye açık
olduklarından patojenler ve karsinojenlerin girişi için uygundurlar.

 Erişkinlerdeki en yaygın kanseröz tümörler (malign=neoplaziler)


epitel hücrelerinden köken alır.

 Bu tümörler, uzak doku ve organları istila ederler veya metastaza yol


açarlar.

 Yavaş büyüyen neoplaziler benign tümörlerdir ve epitel yüzeyinden


uzanan papillomları ve bez epiteli kaynaklı adenomları içerirler.

 Yüzey epitelinin malign neoplazileri karsinomalardır ve bunlardan bez


epiteli kökenli olanları adenokarsinomlardır.

 Bir tümörün histolojik özelliğini bilmemiz, sıklıkla tanıya, evrelemeye ve


tedaviye yardımcı olur.

 Sitokeratin boyaması ile tanı konur.

You might also like