You are on page 1of 94

Murathan Mungan'n Setikleriyle Erkeklerin Hikyeleri

NDEKLER
MURATHAN MUNGAN nsz I 9 CESAREPAVESE Kendini ldrenler I 13 HENRY MILLER Madmazel Claude I 29 VLADIMIR NABOKOV Sesler I 38 BERNARD MALAMUD Meslek Seimi I 51 JOHN CHEEVER Merhem I 66 RAYMOND CARVER Kameriye I 77 ALBERTO MORAVIA Fazla Kartrma I 84 HANIF KUREISHI Gn Boyu Gece Yars I 90 TRUMAN CAPOTE Benim Anlatm I 107 CHARLES BUKOWSKI Buluma I 118 PAUL BOWLES taen'le Hdr'n yks I 124 JORGE LUIS BORGES Araya Giren I 133 MILAN KUNDERA Otostop Oyunu I 138 BERNHARO SCHLINK Benzin istasyonundaki Kadn I 157 KAZUO ISHIGURO Bir Aile Yemei I 175 ERNEST HEMINGWAY Aydnlk ve Temiz Bir Yer I 185

MURATHAN MUNGAN I nsz

Elinizde tuttuunuz kitabn, anlam esneklii bakmndan yorumlamaya ak olan ad, "Bu da erkeklerin hikyeleri," diye okunabilir. Ya da erkeklerin nasl grd, nasl hissettii, nasl yaad ve nasl anlatt zerine olan bu hikyeler iin "bir de erkeklerden dinleyelim bakalm," denebilir. Yazarlarn yalnzca erkeklerden seildiine baklrsa, "erkek yazarlarn hikyeleri" diye de yorumlanabilir. Bir kitabn ad, hemen her kitapta olduu gibi, okurun kulanda asl okunup bittikten sonra yanksn bulur; okurun kendi okumasnn, kendi anlamlandrmasnn tnsn tar. Bana yle geliyor ki, sonuta ad erkeklerin hikyeleri olsa da daha ok kadnlar okuyacak bu kitab. liki kurmada ya da srdrmede, birlikte yaamann ortak dilini tutturmada eitli glkler yaayan; kadnlar tarafndan kapana kstrlma, tuzaa drlme, kafeslenme kukular tayan erkeklerin ilikiden anladklaryla kadnlarnki birbirinden farkl olmu tarih boyunca. Anlald kadaryla yzyllar dolduran btn bu hikyelerin, oyunlarn, romanlarn, filmlerin grlts de buradan kyor. Erkeklerin bamszlk meraklan, serven tutkular, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, balanma korkular, toplumsal rolleri ve birlikteliin tuzaklarndan kalkarak oaltlabilecek nice durumun yaratt iki cins arasndaki ezeli sorunlar iinde skp kalm bu hikyeler toplu olarak okunduunda baka bir boyut kazanyor.

Okuduunuz onca hikye arasndan bir gn bir tanesi ne karak size iinizi kamatran yeni bir kitap dncesi esinler. Hemen ardndan hzl bir armla aklnza den ilk birka yk kendi aralann-da eleerek birbiri ardna dizilmeye balar ve birka dakika iinde

ERKEKLERN HKAYELER

NSZ

kitab kafanzda neredeyse yarlam olursunuz. O hikyelerin sizde, iinizde bir yerlerde bunca zaman bir sakl su gibi beklemi olduunu fark eder, edebiyatn saklama gcne duyduunuz hayranlkla bir zamanlar tanm, tanm olduunuz, bir biimde hayatnza karm kiileri anar gibi o hikayelerdeki kiileri anarsnz. Sanatn hayatn nne getii anlardr bunlar. Sonuta sanat, hayat oaltmak iin deil midir? Oluturduunuz bu balam erevesinde kuracanz kitaba uygun yeni hikyelerin avna kar, her eyi neredeyse bu gzle okumaya balar, kendinizi birdenbire bir tutkunun izinde hikye kitaplarna gmlp gitmi bulursunuz. lk armlarla hemen anmsadnz hikyelerin yan sra, bir zamanlar okuyup unuttuunuz, aklnzda kalan solgun imgelerden yola karak ardma dtnz, sizi yeniden okumalara aran hikyelerle, bu alma srasmda kefedeceiniz hikyeler i ie geerek bal bana bir serven oluturur. Bir kitabn yazlma serveni gibi, bir kitabn yaplma serveni de vardr. Birikimine, belleine, edebiyat beenisine gvendiiniz ve bu kitap iin seferber ettiiniz baz arkadalarnzn nerileriyle srmeye baladnz izler, sizi baka konaklamalara karr; baz yazarlara yeniden urar, kimi kitaplar yeni kefedersiniz. Btn bu sre, farknda olmasanz da sizi yeniden yk sanatnn eitiminden geirir; sizi yeniden hikye anlatmak, hikye kurmak zerine dnmeye, derinlemeye; nceki bilgilerinizi gzden geirmeye ynlendirir. Bir hikye sekisi hazrlama srecinin benim iin ayn zamanda byle bir anlam da vardr. Her seferinde kendi atm bir okula yeniden renci yazlrm. Raslantlar, birikimlerin kvlcmlardr; bazen balatmak, bazen sonulandrmak iin - bazen de bir dngy yeniden katetmek iin. Bu kitabn ilk yksndeki Pavese'nin yakc, sade anlatm, koyu bir yalnzl seyreltmeden sadeletirme gc olmasayd, bu kitap ortaya kar myd, bilmiyorum. Bu rnekte olduu gibi, o gne kadar erkekler, kadnlar, ilikiler, roller zerine dndnz, biriktirdiiniz her eyin nda bir yk birdenbire kendinden daha geni bir alan aydmlatmaya balar. Kitaba kadar giden bir alan. Belki de bu nedenle ilk hikyenin tad temel duygu, kitabn btnn de kurmaya balar. Ardna dlen hikyelerde yalnzca konu ve izlek benzerlii deil, duygu benzerlii de aranr. Nitekim
10

bu kitaptakilere topluca bakldnda, hepsinin de erkeklere zg belli bir bak asnn, bir yaklamn, bir tutumun benze zelliklerini tad grlr. Sylediim gibi, bu kitabn fikri Cesare Pavese'nin yksnden yola kt. Ben de bu nedenle kitab onunla amak istedim. Yazk ki, byle dergilerde kalm, unutulmu nice gzel yk vardr. Belki de bu eit sekilerin bir hizmeti de, onlar yeniden suyzne karmak, yeniden okumaya amak oluyor. Pavese'nin yksnn bendeki akmnn hemen ardmdan Henry Miller'n, Bernard Malamud'un, John Cheever'n, Nabokov'un, Raymond Carver'n belleimde tazeliklerini koruyan ykleri neredeyse ayn anda tler kafama. Birden kitap zihnimde atlm oldu. in bu yan, yeni bir oyun renmeye benzeyen hmzr bir sevin ve heyecan kaynadr. Size yeni bir kitap yapmann heyecann, telam yaatan canl bir sre balar. Her ne kadar bir yanyla benzese de, her eyini sizin uydurduunuz bir kitab sfrdan yazyor olmaktan farkl bir sretir bu; en azndan oyun kurma duygusu farkldr. Bu srecin sonunda, birbirinden farkl yazarlarn elinden km paralardan yeni ve btnlkl bir yap kartacaksnzdr ortaya. ster yazlm, ister yaplm olsun, bir hikye kitabnda benim iin btnlk, tutarllk, sreklilik, izlek birlii salanm olmas nemlidir. Bu yklerin art arda gelileriyle kitabn genel havas, kazand tempo, yaratt sreklilik duygusu, kitabn toplamnn alt st cmle nemlidir. Her kitap aslnda bir st cmleye alr. Tek tek anlattklarndan bamsz, ama hepsinin toplamndan ortaya kan bir st cmledir bu. Her zaman sylediim gibi, dilerim bu kitap okuru, baka kitaplardaki baka yklerin varln kefetmeye, edebiyatlar baka sekiler iin baka toplamalar yapmaya kkrtmay baarm olsun. Erkek yalnzln en iyi anlatan hikyelerden biri olduunu dndm Hemingway'in yks ile kapatmak istedim bu kitab. Her zaman olduu ve hepimizin bildii gibi, btn grltlerden sonra geriye yalnzlk kalr. Mays - Haziran 2004

11

CESAREPAVESE l Kendini ldrenler

i. BAZI gnler oluyor, yaadm ehir, gelip geen insanlar, arabalar, aalar, sabah tuhaf bir grnmle uyanyor her ey, her zamanki gibi ama tannamaz bir biimde, insann aynaya bakp da "Bu da kim?" diye kendi kendine sorduu anlarda olduu gibi. Benim iin, yln tek sevilecek gnleri bunlar. Byle gnler biraz erken kayorum iten, becerebilirsem, sokaklara inip kalabala karyorum, yoldan geen herkesi gzlemekten alamyorum kendimi, sanrm, bazlarnn da bana bakt gibi, bu anlarda gerekten pervasz oluyorum, baka bir insan oluyorum nk. Yaamdan daha deerli bir ey alamayacama inanyorum, bu anlarn bana verdii tattan daha deerli bir ey. Bazen uzatma yolunu buluyorum bu anlar, birka kez baardm bunu, caml aydnlk bir kahveye oturarak, sokan, geli gidilerin grltsn, parldayan renklerle sesleri ve ierinin btn bu uultuyu dengeleyen dinginliini alglayarak. ok hayal krklna uradm, ok vicdan azab ektim birka yl iinde, yine de en iten istediim eyin bu susku, bu dinginlik olduunu syleyebilirim. Frtnalara, kavgalara gre deilim ben: Baz sabahlar tir tir titreyerek insem de sokaklar dolamaya, meydan okur gibi atsam da admlarm, yine sylyorum, tek istediim u yaamdan, braksn gzleyeyim onu. Ama bu alakgnll zevk bile bazen bir kusur acl brakyor bana. Farkna ilk dn varmadm insann yaamak iin bakalarndan nce kendisine kar kurnaz olmas gerektiinin. nceden, yaptklarn kendi bilinlerine kar doru gsterecek bir nedenler zinciri hazrlayp kt bir davranta bulunmay, bir hakszlk yapmay ya da 13

ERKEKLERN HKAYELER

KENDN LDRENLER

yalnzca bir kaprislerini yerine getirmeyi baaran insanlar -zellikle kadnlar bunlar- kskanyorum. Byk kusurlarm yok -bu, gvensizlik yznden savatan ekilip sessiz bir yalnzlk aramak kusurlarn en by deilse- ama bana verilen o pek az eyin tadn karrken kendimi kurnazca kullanmay, kendime sahip olmay bile beceremiyorum. Sonunda ne oluyor, bazen caddede duruyor, evreme bakmyor, bu pervaszlktan tat almaya hakkm olup olmadn soruyorum kendi kendime. zellikle, klarm daha srekliletii zamanlar oluyor bu. imden zaman alyorum anlamna gelmesin: Rahat geiniyor, annem denilen o yal kadnn evde istemedii tek yeenimi yatl okulda okutuyorum. Kendi kendime sorduum, o cokulu gezintilerde gln olup olmadm: gln ve iren. nk gerekte buna demediimi dnyorum arada bir. Ya da, geen sabah olduu gibi, bir kahvede, balangta kiilerinin olaanlyla beni aldatan bir sahneyi ihtiyatszca izlemem, sulu bir yalnzlk duygusunun iine, ne kadar uzaklarlarsa, korkun anlamlar, kmltsz yaamlar iinde kvrm kvrm o kadar ortaya kan nice skc anya dmem iin yetiyor. Yannda arkada olan ak renk pardsl gen bir mteriyle kasadaki gen kz arasnda be dakika sren bir akalamayd bu. Delikanl bararak kasadaki kzm kendisine yz liretin stn vermesi gerektiini sylyor, eliyle kasaya vuruyor, antasn, ceplerini arayacan ne sryordu. "Mteriye byle davranlmaz kk hanm," diyordu, sklgan arkadana gz krparak. Kasadaki kz glyordu. Delikanl o yz liretle birlikte bir otelin asansrnde yapacaklar bir yolculuk hikyesi uydurdu. Glkle durdurulan nee patlamalar arasnda o paray, ellerine getii zaman, bir bankaya yatrmaya karar verdiler. "Allahasmarladk, kk hanm," diye bard sonunda, karken. "Beni dn bu gece." Kasadaki kzsa, kkr kkr glerek, garsona, "Amma tip," diyordu. Baka sabahlar da gzlemitim bu kz, bazen bakmadan glmsyordum ona, bir unutu annda. Ama dinginliim ok oynaktr benim, bir hiten yaplmtr. Sonunda, her zamanki gibi piman oldum. 14

"Hepimiz irenciz bu dnyada, ama bir glmseyen, glmseten, iten bir irenlik var, bir de evresinde boluk yaratan, baka, yalnz bir irenlik. lki, sonu olarak, en aptalcas da deil." Beni her seferinde yenilenmi yakalayan, byle sabahlar, yaammda su olarak gerekten aptallktan baka bir ey olmad dncesi. Bakalar, hesapla, kendine gvenle, kurban ve oyunla ilgilenerek, esasl bir ktle neden olacaklar belki -bylesine harcanm bir yaamn ok sayda honutluk verebileceinden de kukuluyum-; bana gelince, byk, beceriksizce bir kararszln acsm ekmekten, bakalaryla ilikiye girdiim anda, kendimi budalaca bir acmaszln iine atmaktan baka bir ey yapmadm. Birka saniye yalnzlmn vicdan azabna eilmem -baka are yok- yetiyor nk, nk Carlotta'y dnyorum yine. leli bir yl geti, ansnn beni anszn bastrmak iin geebilecei btn yollan da biliyorum artk. stersem, belirivermelerini hazrlayan, balatan ruh durumunu da tanyabilir, sarsp kurtarabilirim kendimi. Ama, her zaman istemiyorum; hl bir yl ncenin titreyen kukusuyla incelediim karanlk keler, yeni noktalar getiriyor bana o vicdan azab. yle elikili bir biimde gerek oldum ki karsnda, o eski gnlerin her biri, belleime, belirli bir ey deil, benim iin bugnk gerei, ayn gerei tayan aldrmaz yzn sunuyor. Carlotta'nn bir gizem olduu anlamna gelmez bu. Tersine, o bir an kendilerine bal kalmay brakp bir kurnazla sapmaya, nazlanmaya kalktklarnda insan kzdran an basit kadnlardan -zavallcklar- biriydi. Ama basit olduklarndan kimse bakmaz bile. Kasadarlk yaparak yaamaya nasl dayandn hibir zaman anlatmadm. Tam bir kz karde olabilirdi. Bugn hl kkne inemediim ey, o zamanki duygularm, davranm. Carlotta'nn beni iki odal kk dairesinde kabul etmek iin kadife bir elbise giymi olduu -eski bir elbiseydi bu- benim kendisini mayoyla grmeyi istediimi sylediim o akam iin ne demeli szgelimi? Onu grmeye ilk gidilerimden biriydi, daha bir kez bile pmemitim. Neyse, Carlotta bana rkek bir glmseyiten sonra br odaya gemi ve inanlmaz bir ey bu, mayo giyip geri dnmt. O akam oldu, kucaklayp divann stne atmam da, ama, bittikten sonra, se15

ERKEKLERN HKAYELER

KENDN LDRENLER

vimeden sonra yalnz olmaktan holandm syleyip ktm, gn grnmedim, dndm zamansa sizli bizli konuuyordum. Sonra, onun titrek i amalanyla benim tek tk szcklerimden oluan sama bir krtrma balad yeniden; sonra anszn sen diye konumaya baladm ama Carlotta yanamad bu kez. O zaman kocasyla barp barmadn sordum. Alamakl oldu Carlotta. "Asla sizin davrandnz gibi davranmad bana kar," dedi. Bam gsme yaslatmak, okamak, kendisini sevdiimi sylemek kolay oldu - yalnz olduuma gre, bu bir tr dul olan kadn sevemez miydim sanki? Kendisini brakt Carlotta^ iini dkt hafif bir sesle, beni ilk andan beri sevdiini, onun iin olaanst bir adam olduumu, ama imdiden, tantmz bu ksa sre iinde, ona ok ac ektirdiimi, ona btn erkeklerin byle davrandn -neden bilmiyordu- anlatt anlatt. "Bir scak, bir souk", salarnn zerinden glmsedim, "akn srmesini salar." Solgundu Carlotta, yorgunluktan donuklam iri gzleriyle, gvdesi bile solgundu. O gece, geen sefer vcudunu beenmediim iin mi brakp gittiimi sordu, odasnn karanlnda. Ama bu defa da acmadm, geceyars, giyindim, bahane filan ileri srmeden, hareket etmek zorunda olduumu syleyip ktm. Carlotta da benimle kmak istiyordu. "Olmaz, yalnz kalmay seviyorum," diye bir pckle braktm onu.

II. Carlotta'y tandmda, neredeyse yaamma mal olacak bir frtnay atlatmak zereydim; beni sevenden kam, ehrin ssz sokaklarndan dnerken buruk bir sevin duyuyordum. Uzun sre, gecelerimi gndzlerimi bir kadnn kaprisiyle aalanm ve lgna dnm olarak geirmek dmt payma. imdi, hibir tutkunun, o tutkuyu iinde tayan kiinin yapsn deitirecek kadar gl olmadna inanyorum. lnebilir, yine de deimez hibir ey. Cokunun doruu aldktan sonra, yine onurlu 16

kii ya da dolandrc, aile babas ya da ocuk olur insan, daha nce neyse; hayatn yaamay srdrr. Ya da daha iyisi: Kendi gerek kiiliimizi grrz bunalm srasnda, bizi dehete drr bu, olaanlk bktrr, uradmz aalamann arl lsnde lmek isteriz belki, ama kendimizden baka sulayacak kimse de yoktur. Bu yalnz yaam sryorsam, gnlerimi amasz, dnyayla ba kurmakta yeteneksiz yaknlarma sevgi duymadan -dayandm anneme, sevmediim yeenime kar kaytsz- geiriyorsam, ona borluyum btn bunlar: Her eyi ona borluyum, ama baka biriyle daha iyi olmaz mydm acaba? Beni, doamm istedii gibi aalama yeteneinde olan baka biriyle demek istiyorum. Bununla birlikte, bana ktlk yapld, kadnmn beni aldatm olabilecei dncesi biraz rahatlatyordu beni, o srada. Acnn bir derecesinde, haksz olarak ac ekildiinin dnlmesi, kanlmaz bir ey, doal bir uyuturucudur: En kskan isteklerimize gre, yaamn bysne g kazandrr yeniden bu; nesnelerin karsna deerimizi duyurur yeniden; ykseltir. Denedim bunu ve hakszlk, nankrlk daha da vahice olsun isterdim, ayrca. Bir hava ya da n yaylmas gibi gizli, yaygn bir duygu -o uzun gnlerde, o ac dolu gecelerde- anmsyorum: Bir aknlk bu, btn bunlarn byle olmasnn, kadnn gerekten kadn olmasnn, sayklamalarn, kaslmalarn byle olmasnn, i ekilerin, szlerin, olaylarn, benim kendimin gerekten byle olmamn verdii aknlk. te byle, bir hakszla uraynca, ben de bir bakasna, bu dnyada hep olduu gibi, suluya deil bir bakasna hakszlk ederek karlk veriyordum. Doymu, dinlenmi olarak kyordum gece Carlotta'nn dairesinden, zgr, uzayp giden bulvarn tadna vararak, her trl sevgi gsterisinden uzak, ilk genliimin duygulanmalar, dnceleri peinde, tek bana dolamak houma gidiyordu. Gecenin basitlii -karanlk, lambalar- her zaman efkatle almtr beni iine, en sevgili, sama dleri kurdurtmutur bana, kartlyla renklendirmitir onlar, bytm bytmtr. Arzulu alakgnlll yznden Carlotta'ya duyduum hn bile, karsnda duyduum acmann beni iine drd tutukluktan kurtuluyor, yalnzca bir oyun oluyordu burada.
17

ERKEKLERN HKAYELER

KENDN LDRENLER

Ama gen deildim artk. Carlotta'dan daha iyi kopmak iin uzun uzun dnyor, gvdesini, okaylarn inceliyordum. Carlot-ta gibi kocasndan ayrlm, henz gen, ocuksuz bir kadnn benimle avunabilmesi olacak i mi diye dnyordum, acmaszca. Ama ok basit bir sevgiliydi zavallck, belki bunun iin aldatmt ya kocas da. Yar karanlk sokaklardan kol kola geerek sinemadan dndmz akam anmsyorum: "Memnunum. Seninle sinemaya gitmek ok gzel bir ey," demiti Carlotta. "Kocanla da gider miydin?" Glmsyordu Carlotta. "Kskanyor musun?" Omuz silktim. "Kskanmam neyi deitirir?" "Yorgunum," diyordu Carlotta, sk sk koluma girerek, "bizi balayan bu yararsz zincir hem benim hem onun yaamn ykyor, bana yalnz ktl dokunan bir ada sayg gstermek zorunda brakyor beni. nsan hi olmazsa ocuu olmaynca boanabilmeliydi." Uzun lk dokunuun, istein verdii bir yumuaklk vard zerimde o akam. "Ne ok derdin varm!" "Ah sevgilim," dedi Carlotta, "niin her zaman bu akamki gibi iyi deilsin? Dn, bir boanabilseydim." Hibir ey sylemedim. Yine boanmaktan sz ettii bir defasnda patlamtm. "Biraz insafl ol ama, senden rahat var m? Cannn istediini yapyorsun, ayrca, seni aldatt doruysa bile, sen de karln veriyorsun sanrm." "Hibir ey yapmak istemedim," diye karlk vermiti Carlotta. "O gnden beri alyorum." Bana bakarak: "stelik imdi sen varsn, yle bir ey olsa, seni aldatm duyumsardm kendimi." Azn perek kapatmtm o sinema akam. Sonra istasyon kahvesine gtrp iki bardak iki iirmitim. Camlarn buulu nda bir kede iki sevgili gibi oturuyorduk. Ben de epey itikten sonra, yksek sesle: "Bu gece bir ocuk yapalm m, Carlotta?" dedim. Birka kii dnp bakt, eliyle azm kapatmt nk Carlotta, yz kpkrmz, ama glerek.
18

Konuuyor konuuyordum ben. Carlotta filmden sz ediyor, aptalca eyler sylyordu, tutkulu ve aptalca. Ben iiyordum, Carlotta' yi ancak yle sevebileceimi bildiim iin. Darya knca souk canlandrd bizi, eve kotuk. Btn gece onunla kaldm, sabah uyandmda, salar dalm, uykulu, bana sarlmaya alr duyumsadm onu yanmda. tmedim; kalktmda bam aryordu bununla birlikte, Carlotta'nm arklar mmldanarak bana kahve hazrlamasmdaki sevin fke veriyordu. Sonra da birlikte kmak zorunda kalacaktk, neyse kapc kadm anmsad da beni nden gnderdi, kapnn arkasnda sarlp pmeyi unutmadan elbet. O uyantan kalan en canl anm caddedeki aalarn dallar: Odann perdelerinin ardndan, siste belli belirsizdiler. erdeki o lklk, o stme dme, bekleyen sabahn plak havas diriltti beni; istediim tek ey, tek bama, ok baka bir uyan, ok baka bir e dleyerek evreyi seyretmek ve sigara imekti, yalnzca. Carlotta'nm bu durumlarda benden kopard yumuakla, ondan ayrlr ayrlmaz kzmaya balyordum. Onun en zavall ansndan kurtulmak iin ruhumu didik didik ederek, zaten yeterince kat olan yreimi daha da katlatrarak, fkeli anlar geiriyordum. Boluktan ya da ktle eilimli olduumuz iin, ama onun kendini aldatmak istediinden baka herhangi bir nedenle sevitiimiz akt. Sevimeden sonraki ar, mutlu bakn anmsamak fkelendiriyordu beni, yzne bakmak istemiyordum; bu bak istediim tek insansa onu hep esirgemiti benden. "Beni byle olduum gibi kabul edersen et," dedim bir defasnda, "ama yaamma girmeyi kafandan kar." "Beni sevmiyor musun?" diye kekeliyordu Carlotta. "Bir para sevme yeteneim vard, genliimde yok ettim onu da." Bazen de, utan ya da ehvet yznden onu biraz sevdiim iin fkeleniyordum kendime. Carlotta glmsemeye alyordu. "Hi olmazsa iyi birer dostuz, deil mi?" "Bak," diyordum, ciddi, "ireniyorum bu hikyelerden: Sklan bir erkekle bir kadmz biz, yatakta iyi anlayoruz..." 19

ERKEKLERN HKYELER

KENDN LDRENLER

"Ah, bu doru," diyordu trnaklarn koluma geirip yzn saklayarak, "houma gidiyorsun." "O kadar ite." Ondan haftalar boyu kamam, kahvesinden daireye telefon ederse ok iim var diye yantlamam iin, byle bir konumadan sonra zayf davrandm dnmem yetiyordu. lk defasnda darlmay denedi Carlotta. zntl bir akam geirttim o zaman, souk souk divanda oturuyordum, abajurdan dizlerine beyaz bir k dyor, baklarndaki acl titremeyi duyumsuyordum yan glgede. Bu dayanlmaz gerilim iinde, "Teekkr edin bana, signora: Bu oturumu belki de dierlerinden daha ok anmsarsnz," dedim sonunda. Carlotta kmldamad. "Niin beni ldrmyorsun, signora? Bana kadn tavr takndn sanyorsan vakit kaybediyorsun. Ben kendim yaparm kaprisleri." Soluu duyuluyordu. "Mayo bile," dedim, "iine yaramaz bu akam..." Birden nme atld Carlotta, siyah bann atlm bir eya gibi beyaz ktan getiini grdm. Ellerimi ileri uzattm. Ama Carlotta, dizlerime kapanm alyordu. Elimi iki- kez bandan geirdim, sonra kalktm. "Ben de alamalydm Carlotta. Ama bir eye yaramayacan biliyorum. Senin denediin her eyi denedim. Kendimi ldrme derecesine geldim, cesaretim yetmedi ama. Oyun burda ite: Kendini ldrmeyi dnecek kadar zayf olan, ldremeyecek kadar da zayf oluyor... Hadi, kendine gel, Carlotta." "Byle davranma bana," diye kekeliyordu. "Sana byle davranmyorum. Ama yalnz olmaktan holandm biliyorsun. Yalnz gitmeye brakrsan beni, dnerim; yoksa, bir daha grmeyiz. Bak, seni sevmemi ister miydin?" Elimin altnda, bozulmu yzn kaldrd. "yleyse beni sevmeyi brak. Baka yolu yok. Asl avc tavandr." Bu tr sahneler, Carlotta'y, beni brakmay dndrecek kadar sarsyordu. Bir miza benzerliinin belirtileri deil miydi bunlar sonra? Aslnda basit, ok basitti Carlotta, aka gremiyordu bunu, ama seziyordu mutlaka. Beni, ii alaya vurarak balamay deniyor, "Ya20

am byle ite," diyordu arada bir -talihsiz-, arada bir de "Ne kadar zavallym." O zamanlar cesur davransa, beni itmeyi bilseydi, biraz dayanabilirdim ona. Ama beni itmeyi bilmiyordu. ki akam st ste uramasam, gzleri i karlyordu beni. Bazen acma ya da yumuaklk gibi bir nedenle kahvesine urayp birlikte kmamz istediimde hemen alevlenip kalkyor, allak bullak oluyor, hatta gzelleiyordu. Hncm ona kar deil, ilikimizin beni iine sokar gibi grnd snrlamalara, kleletirmelere karyd. Onu sevmediimden, zerimde en kk bir hakk olmas canavarca bir ey gibi grnyordu bana. yle gnler oluyordu ki ona sen demek iime bir irenme, bir aalanma duygusu veriyordu. Koluma girmek iin neyim oluyordu benim bu kadn? Karlk olarak, iimi bitirdikten sonra, gneli, serin havada, ondan, her eyden uzak, gvdem doymu, bir zamanlarn o eski acs yatm, kl yollarda dolaabildiim baz leden sonralar, baz saatler yeniden douyormuum gibi geliyordu bana: gen olduum zamanlardaki gibi grmeye, koku almaya, duymaya hazr. Carlotta'nn benim akm yznden ac ekmesi, gemi aclarm hafifletip zavalllatryor, glnecek bir dnyayla ilgiliymiler gibi bana yabanclatmyordu onlar; kendimi, ondan uzakta, el dememi, daha az grm geirmi buluyordum. Beni temizleyen bir sngerdi, sk sk byle dnyordum onu.

m.
Baz akamlar konuuyor konuuyor, oyunun iinde erimi, yeniden ocuklayor, hncm unutuyordum. "Carlotta," diyordum, "nasl k olunur? Uzun sredir k deilim. Gzel bir ey olmal, diye dnyorum. yi giderse tad karlr, kt giderse umulur. Gn gnne yaandn sylediler bana. Nasl oluyor, Carlotta?" Carlotta glmseyerek ban sallyordu. "Sonra ne gzel dncelerimiz oluyor Carlotta. Sevdiimiz, a21

ERKEKLERN HKYELER

KENDN LDRENLER

kmzn lafn bile duymak istemeyen kii, hibir zaman bizim kadar mutlu olamaz. Yalnz," glmsyordum, "bakalaryla yatp ii alaya almasn." Carlotta kalarn atyordu. "Gzel ey ak," diye bitiriyordum szlerimi, "Kimse kaamaz aktan." Herkes gibi bana da iecek bir ey veriyordu Carlotta. Kendi adma konuuyordum byle akamlar. En gzel konumaktr bu. "Ak da vardr, aldatma da. Gerekten akn tadn karabilmek iin, aldatmann da olmas gerekir. Genlerin anlamad ey de bu ite. Siz kadnlar daha abuk reniyorsunuz bunu. Sen hi kocan aldattn m?" Carlotta kzararak glmsemeye alyordu. "Biz erkekler daha aptaldk. Bir oyuncuya ya da bir kadn arkadamza k oluyor, en iyi dncelerimizi sunuyorduk ona. Yalnzca, sylemeyi unutuyorduk bunu. Akn bir kurnazlk sorunu olduunu bilmeyen bizim yamzda tek kz tanmyorum. Erkeklerin genelevlere gidip sonra dardaki kadnlarn farkl olduu sansna varmalar olacak i deil. On alt yanda sen ne yapyordun Carlotta?" Ama Carlotta'nn baka bir dncesi vard. Yantlamadan nce gzleriyle kendisinin olduumu sylyordu bana; bense baklarnda parlayan o stme dmenin katlndan nefret ediyordum. "On alt yanda ne yapyordun?" diye yineliyordum yere bakarak. "Hi," diye yantlyordu, ar. Ne dndn biliyordum. Sonra balamam diliyor, zavallnn biri olduunu sylyor, bir hakk olmadn kabul ediyordu. Ama, gzlerindeki o parlt yetmi oluyordu. "Aptaln biri olduunu biliyor musun? Benim iin nemli olan ey yznden kocan yeniden alabilirdi de seni." Soma, rahatlam, ekip gidiyordum. Ertesi gn rkek bir telefon geliyor, kuru bir yant veriyordum. Akama gryorduk. Carlotta, kolejdeki yeenimden sz ettiim zaman eleniyor, asl annemi koleje kapatp ocukla birlikte yaamak isterdim, dediim zaman, inanmaz bir tavrla ban sallyordu. Bizi, dayyla yeenmi
22

gibi davranan, ama gerekte, kendilerini honut eden, iinde eridikleri bir gizler ve alaylar dnyas olan ayr iki varlk olarak dlyordu. Benim kzm olup olmadn soruyordu, ters bir tavrla. "Tabii, doduunda on alt yandaydm. Bana inat sarn oldu. Nasl olur da sansn doulur? Sarnlar hayvandr benim iin, maymun ya da aslan gibi bir eydir. Hep gneteymiim gibi gelirdi bana." "Ben kkken sarndm," diyordu Carlotta. "Bense keldim." Bu son sralarda, Carlotta'nn gemiine kar, zaman zaman bana daha nce anlattklarn unutturan, skc bir merak duyuyordum. Bir tarih inceler gibi inceliyordum onu. Onunla oynuyor, garip klarla deiyor, acmasz sorular sorup yantlarm kendim veriyordum. Gerekte, kendimden bakasn dinlemiyordum. Ama Carlotta beni anlamt. "Kendinden sz et bana," diyordu baz akamlar, kolumu skarak. Beni kendimden konuturmann, dostu kalmam iin tek yol olduunu biliyordu. "Sana hi anlattm m, Carlotta?" dedim bir akam, "birinin benim iin kendini ldrdn?" Glerek, ama arm, bakt bana. "Glecek ne var," diye srdrdm. "kimiz birlikte denedik kendimizi ldrmeyi, o baard. Genlikte olur byle eyler." Garip, diye dnyordum o zaman, bunu hi kimseye anlatmamtm: Anlatacak tam da Carlotta'y buldum. "Bir arkadam, sarn bir ocuk. Gerek bir aslana benziyordu. Siz kzlarn byle arkadalklarnz olmaz. O yata ar kskan olursunuz. Okula birlikte gider, ama hep akamlar grrdk. ocuklarn hep yapt gibi, pis eyler konuurduk, ama bir hanma k olmutuk. Bizim ilk akmzd bu, Carlotta. Akamlar aktan, lmden sz ederek geirirdik. Hibir k, arkadann kendisini anladna bizden daha ok gvenmemitir. Beni utandran, atak bir hzn vard Jean'n - ad Jean'd. Siste gezdiimiz o akamlarn btn hznn o yaratrd. Bu kadar ac ekilebileceine hi inanmazdk..." "Sen de k miydin?" "Jean'dan daha az hznl olduum iin ac ekiyordum. Sonunda kendimizi ldrebileceimizi buldum, ona da syledim bunu. Her zaman bir hayalci olan Jean bu dnceyi yava yava benimsedi. Bir tek tabancamz vard. Patlayacak m diye denemek iin tepeye

23

ERKEKLERN HKAYELER

KENDN LDRENLER

ktk. Ate eden Jean oldu. Gzpek bir ocuktu, kadn sevmekten vazgese ben de vazgeerdim, inanyorum. Denemeden sonra -plak bir keiyolundaydk, kt, kyya yakn- hl patlamann iddetini dnyordum ki Jean namluyu azna koyup: '...yapanlar da var...' derken ate ald tabanca, ldrd onu." Carlotta, dehet iinde, bana bakyordu. "Ne yapacaim bilemedim ben, katm." O akam, "Gerekten seviyor muydun o kadn?" diye sordu Carlotta. "O kadn m? Jean' seviyordum ben, syledim ya." "Sen de kendini ldrmek istiyor muydun?" "Elbet. Bir aptallk olacakt tabii. Yapmamaksa byk bir alaklk oldu ama. Bazen vicdan azab ekiyorum." Carlotta bu hikyeyi sk sk anmsyor, Jean'dan sz ediyordu bana tanm gibi. Bana onu tanmlattryor, o zamanlar benim nasl olduumu soruyordu. Tabancay saklayp saklamadm sordu. "Kendini ldrme sakn. Hi kendini ldrmeyi dndn m?" derken bir yandan inceliyordu beni. "Her k olan dnr bunu." Carlotta glmsemiyordu bile. "Hl dnyor musun bu olay?" "Jean' dnyorum, ara sra."

IV. len daireden kp kahvesinin camlarnn nnden geerken, girip onunla konumak zorunda kalmamak iin saklandmda ok acyordum Carlotta'ya. lenleri eve dnmyordum, o bir saatik, bir lokantada, gzlerim yar kapal sigara ierek oturmak ok houma gidiyordu. Carlotta, iskemlesinde, oturduu yerde, makinalam biimde fi kesiyor, bayla iaretler yapyor, glmsyor, kalarn atyordu, birka mteri de ona taklyordu bu arada. Sabahn yedisinden leden sonra drde kadar orda oluyordu. Mavi bir giysi oluyordu stnde. Ayda drt yz seksen liret alyordu.
24

alma saatlerini ara vermeden doldurduu iin memnundu. len yemeini, yerinden ayrlmadan, byk bir fincan stle yiyordu. Gelip gidenlerin srekli kap arpmalar olmasa kolay bir i olduunu sylyordu bana. Sanki beynine tokmakla vurulur gibi oluyormu bazen. O zamandan beri, kahveye girince yavaa kapatrm kapy. Mterilerin yaptklarn bana anlatmaya alrd Carlotta, ama benim gibi konumay baaramazd, baz yal mterilerin yapt nerilerden st kapal sz ederek sarsmay da baaramad gibi. "Sen de kabul et," dedim ona, "yalnz bana gsterme. Tek sayl gnlerde kabul edersin onu. Hastalk almamaya dikkat et." Carlotta azn bzyordu. Birka gnden beri bir dnce kemiriyordu iini. "Yeniden k m olduk, Carlotta?" dedim bir akam. Dayak yemi bir kpek gibi bakyordu bana. Bense yine sabrszlanmaya balyordum. Akam, yar karanlk odada, o kl gz atlar, o el sklar fkelendiriyordu beni. Hep Carlotta'yla balanmaktan korkuyordum. Yalnzca dnmekten bile nefret ediyordum bunu. Sessizletim yeniden, kabalatm. Ama Carlotta bir zamanlarki alakgnll cokuyla karlamyordu artk sarllarm. Kmltsz kalyor, donuk bir bakla bakyordu bana; arada bir, efkatli bir davranla, onu dinginletirmek iin uzattm okaylarma katlyordu. Bu, daha da az houma gitti. Ona sahip olmak iin kur yapmak zoruma gidiyordu. Ama olanlar birdenbire olmad. Carlotta: "Bam ok aryor... o kap! Bu akam oturalm. Bir eyler anlat bana," diyordu. Carlotta'nn ciddi olduunu, kendine ykma uram havas verdiini, pimanlklar yarattn fark ettiim zaman, ben de, eskisi gibi sarlmadm artk: Basit bir ekilde aldattm onu. Bir zamanlarn, bir randevuevinden dnerken, sevinsiz ve hznsz, bunalm bir kahvede oturup dinlendiim donuk akamlarn yeniden yaadm. Bunun doru olduunu dnyordum: Ya btn tehlikeleriyle kabul edilir ak ya da fahielere gitmekten baka yol kalmaz. Bunun Carlotta'nn kskanlk yapma gsterisi olduunu dnyor, glyordum. Ama ektii acdan yararlanabilmek iin ok basit25

ERKEKLERN HKYELER

KENDN LDRENLER

ti. Tersine, gerekten ac ekenler gibi, irkinleiyordu. zlyor, ama onu brakmak zorunda olduumu duyumsuyordum. Carlotta darbeyi nceden sezdi. Yatakta olduumuz, igdme uyarak konumaktan sakndm bir akam, beni birden itip duvarn dibine bzld. "Ne var?" diye sordum, fkeyle. "Ben yarn kendimi vursam," dedi birden bana dnerek, "senin iin hi nemi olur mu bunun?" "Bilmem," diye kekeledim. "Ya seni aldatsaydm?" "Yaam batan sona bir aldatmadr." "Ya kocama dnseydim?" Ciddi konuuyordu. Omuz silktim. "Zavall bir kadnm ben," diye yeniden balad Carlotta. "Seni aldatmaya yeteneim de yok. Kocam grdm." "Nasl?" "Kahveye geldi." "Peki Amerika'ya kamam myd?" "Bilmiyorum," dedi Carlotta. "Kahvede grdm onu." Belki sylemek istemiyordu ama azndan kat: Kocasnn yannda krkl bir bayan varm. "yleyse konumadnz m?" Carlotta duraksad. "Ertesi gn yine geldi. Benimle konutu ve eve kadar getirdi sonra." Kendimi sklm duyumsuyordum, kabul etmeliyim. Hafif bir sesle, "Buraya m?" dedim. Carlotta btn gvdesiyle sarld bana. "Ama ben seni seviyorum," diye fsldad. "Sanma ki..." "Buraya m?" "nemli deil sevgilim. lerinden sz etti bana. Yalnz, onu yeniden grmekle seni ne kadar ok sevdiimi anladm, bana yalvarsa bile dnmezdim artk ona." "Demek sana yalvard?" "Hayr, bir daha evlenmek zorunda kalsa, yine benimle evleneceini syledi bana." "Sonra yine grdn m onu?" 26

"Kahveye geldi yine o kadnla..." Carlotta'yla geirdiim son gece oldu. Gvdesine veda etmeksizin, yaknmasz, onu aramay, evine gitmeyi kestim. Bana telefon etmesine, kahvede beklemesine izin veriyordum, her akam deil ama, ara sra. Her defasnda geliyordu Carlotta, gzleriyle paralyordu sanki beni. Ayrlacamza yakn, sesi titriyordu. "Onu bir daha grmedim," diye fsldad bir akam. "yi yapmyorsun," diye karlk verdim, "onu yeniden elde etmeye almalydn." Carlotta'nn kocasn kaybettiine zlmesi -yzde yz zlyordu buna- fkelendiriyordu beni, bu konumalarla beni kendine balayacan ummas da fkelendiriyordu. Ne Carlotta'nn vicdan azab ekmesine, ne benim kendimi tehlikeye atmama deerdi bu beyaz ak. Bir akam evine urayacam syledim ona telefonda. nanmaz, kukulu bir tavrla at kapy. Salonda, biraz kukuyla, evreme bakndm. zerinde kadife bir giysi vard. Nezle olduunu, elinde mendilini buruturup durduunu, arada bir de kzarm burnuna gtrdn anmsyorum. Anlam olduunu grdm hemen. Uysal, sessiz, zavall baklarla karlk veriyordu szlerime. Mendilin zerinden kaamak bakarak her eyi sylemeye brakt beni. Sonra ayaa kalkt, karma gelip gvdesini yzme dayad, sarlmak zorunda kaldm. Hafife, "Yataa gelmiyor musun?" dedi her zamanki sesiyle. Gittim yataa, yattmz srece nezleden alev alev yanan, nemli yz sinirime dokundu. Geceyars yataktan atlayp giyinmeye baladm. I yakp bir an bakt Carlotta. Sonra sndrd ve "Git, git," dedi. Ne diyeceimi bilemeyerek, yolumu el yordamyla bulup ktm. Sonraki gnlerde telefon etmesinden korkuyordum, ama hi rahatsz etmedi beni. Haftalarca dinginlik iinde altktan sonra, bir akam Carlotta'y arzuladm yine, ama utancm gitmeme engel oldu. O kapy alsam mutluluk gtreceimi de biliyordum oysa. Hep kesinlikle bildiim bir eydi bu. Gitmedim, ama ertesi gn kahvesinin nnden getim. Kasada bir sarn vard. Saatlerini deitirmi olmalyd. Akam da grme27

ERKEKLERN HKYELER

yince, hasta ya da kocasna dnm olabileceini dndm. Bu dnce canm skt. Ama, kapc kadn sert, kt kt bakan gzleriyle beni szerek, onu bir ay nce yatamda l ve gaz ak bulduklarn sylediinde, o zaman bacaklarm titredi.

HENRY MILLER I Madmazel Claude

E V R E N:

EGE ME N

B E R K Z

BU YKY ilk yazmaya baladmda, Madmazel Claude'un orospu olduunu syleyerek sze girmitim. Orospu tabii, yadsmaya almyorum, ama demek istediim u: Madmazel Claude orospuysa, tandm br kadnlara ne demeli? Nedense, orospu szc yeterince kapsaml deil. Madmazel Claude orospudan te bir ey. Onu nasl tanmlayacam bilemiyorum. Belki yalnzca Madmazel Claude diye. Soit.1 Onu her gece oturup bekleyen bir teyzesi vard. Bunu pek yutmamtm, dorusu. Teyzesiymi! Byk bir olaslkla, maquereau' suydu2 bekleyen. Ama bu da ondan baka kimseyi ilgilendirmezdi... Gene de bozuluyordum bu ie - o pezevengin onu beklediini, paralan sklmezse belki de bir tane patlatverdiini dnyordum. Ve Claude ne denli sevecen olsa (yani Claude, gerekten sevmesini biliyordu), kafamn iinde, aslan payn alan o kan emici, aalk piin imgesi vard. Kendinizi aldatmayn orospular konusunda - ne denli cmert olurlarsa olsunlar, kendilerini ne denli verirlerse versinler, onlara bin frank bile verseniz (kim verir? O baka), arkada bekleyen bir herif vardr hep, sizin aldnz da bir tadmlktr ancak. Aslan payn arkadaki alr hep, bundan emin olabilirsiniz! Ama bouna heyecanlanp fkelendiimi sonradan anladm. Ortada maquereau falan yoktu - Claude'un maquereau 'su yoktu yani. Claude'un ilk maquereau'su benim. Kendime maquereau da demiyorum stelik. Pezevenk diyorum. Onun pezevengi benim imdi. Tamam.
1. Olsun. 2. Pezevenk.

29

ERKEKLERN HKYELER

MADMAZEL CLAUDE

Onu odama ilk getiriimi ayrntsyla anmsyorum - nasl rezil etmitim kendimi. in iine kadnlar girdi mi, hep rezil ederim kendimi. Sorun, benim kadnlara tapmamdan kyor, kadnlar da kendilerine taplmasn istemiyorlar. Onlarn istedikleri... Her neyse, o ilk gece, ister inann ister inanmayn, sanki mrmde hibir kadnla yatmamm gibi davrandm. Bugne dek de anlayamadm niin yle olduunu. Ama yle oldu ite. Anmsyorum, daha stndekileri karmaya bile balamadan yatan yannda durup bana bakt; bir ey yapmam bekliyordu herhalde. Titriyordum. Kahveden ktmzdan beri titriyordum. Hafife ptm - dudaklarndan galiba. Bilmiyorum -belki de alnndan pmmdr- beklenir benden byle eyler... in iinde kadnlar oldu mu, bilemiyorum. Bana ok byk bir iyilik yapt duygusu vard iimde nedense. Bir orospu bile bir adama bu duyguyu verebilir bazen. Ama dediim gibi, yalnzca bir orospu deil Claude. Daha apkasn bile karmadan gitti, pencereyi kapayp perdeleri ekti. Sonra yle bir yan gzle bakt bana, glmsedi ve soyunmakla ilgili bir eyler mrldand. O, muslukla har neir olurken, ben de soyundum. Sinirliydim aslnda. Onu seyredersem, utanacan dndm, onun iin de masamn stndeki ktlar kartrdm biraz, anlamsz birka not yazdm, yaz makinesinin stn rttm. Dndmde musluun yannda kombinezonuyla duruyor, bacaklarn siliyordu. "abuk! Yataa gir!" dedi. "Ist!" Ve biraz daha sildi orasn burasn. Her ey ylesine doald ki, huzursuzluum, sinirim gemeye balad. oraplarn zenle yuvarlam olduunu grdm. Belinden jartiyer gibi bir ey sarkyordu, onu da az sonra kanp iskemlenin arkalna ast. Oda gerekten souktu. Bir sre, uzunca bir sre, birbirimize sokulup sarldk ve sessizce yattk, birbirimizi sttk. Bir kolumu boynuna dolam, bryle de kendime ekmitim onu. Odaya ilk girdiimizdeki o bir eyler uman bakn gzlerime dikiyordu durmadan. Titremeye baladm gene. Franszcam yok olmaya balyordu. Onu sevdiimi hemen o anda syleyip sylemediimi anmsayamyorum. Sylemiimdir herhalde. Her neyse, sylediysem de, he30

men unutmutur. Giderken de ona, okumadn syledii "Afrodit" romann ve bir bakas iin aldm bir ift ipek orab armaan ettim. oraplar beendii belliydi. Onu bir daha grdmde otel deitirmitim. O aceleci, hevesli bakyla ortala bir gz att ve durumun pek parlak olmadn kavrad hemen. yi beslenip beslenmediimi sordu, byk bir saflkla. "Burada uzun sre kalmamalsn," dedi. "ok hzn verici buyer buras." Hzn verici szcklerini kullanmad belki, ama anlatmak istedii oydu, eminim. Oda hzn vericiydi gerekten de. Eyalar dklyordu, pencere camlan krkt, hal yrtk ve pisti, su akmyordu. Ik da soluk, yatak rtsne gri, kfl bir renk veren soluk, san bir kt. Nedense o gece beni kskanyormu gibi davrand. "Sevdiin bir bakas var," dedi. "Hayr, baka kimse yok," dedim. "p beni yleyse," dedi ve scak, diri gvdesi sevgiyle sanld bana. Etinin scaklnda yzyor gibiydim... Yzyor deil, bouluyordum, zevk iinde bouluyordum. Sonra Pierre Loti'den, stanbul'dan sz ettik. Bir gn stanbul'a gitmek istediini syledi. Ben de istediimi syledim. Sonra birdenbire galiba yle dedi: "Sen ruhu olan bir adamsn." Yadsmaya almadm - ok mutluydum herhalde. Bir ruhunuz olduunu bir orospu syleyince daha anlaml oluyor nedense. Orospular genellikle ruhtan falan sz etmezler. Sonra tuhaf bir ey daha oldu. Para almad benden. "Paray dnmemelisin," dedi. "Yoldaz imdi. Ve sen ok yoksulsun..." Onu kapya kadar yolcu etmek iin yataktan kalkmama izin vermedi. antasndan birka sigara dkp baucu masasnn zerine yerletirdi; birini dudaklarmn arasna koyup, birisinden armaan kk bronz bir akmakla yakt. Beni pmek iin eildi. Kolundan tuttum. "Claude," dedim, "vous etes presque un ange"3
3. Siz bir meleksiniz, neredeyse.

31

ERKEKLERN HKYELER

MADMAZEL CLAUDE

"Ah, non!"4 dedi hzla; acya, ya da dehete benzer bir ey vard gzlerinde. O "presque"5 szc mahvetti aslnda Claude'u, eminim. Hemen anladm bunu. Bir de, ksa bir sre sonra ona verdiim mektup mrmde yazdm en gzel mektuptu, Franszcasnn tm berbatlna karm. Her zaman bulutuumuz kahvede, birlikte okuduk mektubu. Dediim gibi, Paul Valery'den yrttm bir-iki paragraf dnda, mektubun Franszcas irenti. O paragraflara geldiinde bir an duralad. "ok gzel yazmsn!" dedi. "Gerekten ok gzel!" Sonra da bana tuhaf tuhaf bakp yeniden okumasna dnd. Valery deildi ona koyan. Valery'siz de idare edebilirdim. Hayr, ona koyan o meleklikle ilgili szlerdi. Ayn numaray ekmitim gene - ama bu kez elimden geldiince ince ve inandrc bir biimde sslemitim konuyu. Oysa, mektubun sonuna geldiimizde olduka huzursuz olmutum. Ondan bylesine yararlanmak boktan bir iti. Yazdklarmn iten olmadn sylemiyorum, ama o ilk, iten yaztan sonra - ne bileyim, yalnzca edebiyatt, geriye kalan. Sonradan yataa birlikte oturup Claude da srarla mektubu yeniden okuyarak bu kez dil yanllarn dzeltince, durum daha da boktanlat. Biraz sabrsz davrandm ona kar, o da alnd. Ama gene de ok mutluydu. Mektubu mr boyu saklayacam syledi. Tan yeri aarrken gitti. Teyze sorunu gene. Almaya balamtm bu teyzeye. Hem de, gerekten bir teyze yoksa ortalkta, nasl olsa yaknda renirdim. Claude gizli kapakl ilerde baarszd - sonra bir de o meleklik sorunu... yice koymutu. Yataa uzanp onu dnyordum. Gerekten ok iyi davranmt bana. Ya maquereaul Onu da dndm, ama pek deil, endie kayna olmaktan kmt artk. Claude'u - yalnz onu ve onu nasl mutlu edebileceimi dndm. spanya... Capri... stanbul... Onu, tembel tembel gnein altnda dolaarak gvercinlere ekmek krntlar atp ykanmalarn seyrederken, ya da elinde bir kitapla -benim ona salk vereceim bir kitapla- bir hamaa uzanm yatarken getiriyordum gzlerimin nne. Kim bilir, yavrucak mrnde Versailles'dan teye gitmemiti belki de. Trene binerken yzndeki bak
4. Hayr. 5. Neredeyse.

grr gibi oluyordum, sonra da bir yerlerde, bir eme banda... Madrid ya da Seville'de. Onun yanmda yrdn iimde duyuyordum; yaknd, hep yakmd bana, nk bir basma kalrsa ne yapacan bilemeyecekti ve bu, salaka bir dnce de olsa, houma gidiyordu. Allahn belas bir kaltaktan, yannda yatarken bile seni en ksa yoldan ekmeyi dnen kubeyinli bir rfntdan ok daha iyiydi tabii. Hayr, Claude'a gvenebilirdim. Somadan can skc olabilirdi bu - sonradan... somadan. Bir orospu semi olmaktan mutluluk duyuyordum. Sadk bir orospu! Bu szleri benden duysalar, kahkahalarla glecek bir yn insan biliyorum. Her eyi en kk ayrntsna dek tasarlyordum: duracamz yerleri, giyecei giysileri, konuacamz eyleri... Her eyi..: her eyi. Katolik olduunu sanyordum, ama iplediim yoktu. Aksine, houma bile gidiyordu. Kiliseye Tanr'ya yakarmak iin gitmek, mimarlk renmek ya da benzeri boktan bir gerekeyle gitmekten yedi. stese ben de Katolik olurdum... Ne olacak! Houna gittii srece, ne istese yapardm. ounun olduu gibi, onun da bir yerlerde bir ocuu olup olmadn dndm. Dnn, Claude'un ocuu! Kendi ocuumdan da ok severdim onu. Evet, bir ocuu olmal Claude' un - zerine eilmem gerek bu iin. Bir gn, balkonu, rmaa bakan bir odas, pencere kenarnda iekleri olan ve akyan kularla dolu bir evimiz olacan biliyordum. (Elimde bir ku kafesiyle eve girerken gryorum kendimi. Tamam. Yeter ki o mutlu olsun.) Ama rmak aslnda birok rmak olmas gerekli. Baylrm rmaklara. Anmsann, bir seferinde, Rotterdam'da... Ama o sabah uyanma dncesi, gne pencerelerden ieri dolmu, yannda seni seven, lesiye seven, iyi, sadk bir orospu, kular akyor, sofra kurulmu, ve o ykanp, salarn tarar ve eskiden birlikte olduu tm erkekleri aralarndan atarken, imdi sen, yalnz sen, ve gemiler geiyor tekneleri ve direkleriyle, yaam akp gidiyor iinizden, onun iinden, senden nceki tm heriflerden ve belki sonrakilerden, iekler ve kular ve gne doluyor ieri ve bu koku bouyor seni, bitiriyor. Ulu Tanrm! Hep, hep bir orospum olsun! Claude'a birlikte yaamamz nerdim, reddetti. Ykm bu benim iin. Yoksul olduumdan deil bu, biliyorum - Claude parasal durumumu, yazdm kitab falan biliyor. Hayr, daha baka, daha derin
33

32

ERKEKLERN HKYELER

MADMAZEL CLAUDE

bir nedeni olsa gerek. Ama ne olduunu sylemiyor. Sonra bir ey daha var - ermi bir adam gibi davranmaya baladm. Tek bama uzun yrylere kyorum, u yazdklarmn da kitabmla hi ilgisi yok. Sanki evrende tek bamaym, sanki yaamm bir heykelinki gibi btn ve ayr. Yaradammn adn bile unuttum. Sanki tm yaptklarm ykseklerden bir yerlerden esinleniyor, sanki bu dnyaya srf iyilik etmek iin gelmiim gibi bir duygu var iimde. Kimsenin onayn beklemiyorum. Claude'dan yardm kabul etmiyorum artk. Ona olan her borcumun etelesini tutuyorum. zgn grnyor bugnlerde Claude. Bazen, oturduu kahvenin terasnn nnden geerken, gzlerinin yal olduuna yemin edebilirim. O da bana k imdi, biliyorum. Dehetli seviyor beni. Saatlerce, saatlerce oturuyor kahvenin terasnda. Ben de onu alp gtryorum bazen, nk orada, tek bana, hzn iinde beklerken, beklerken, beklerken grmeye dayanamyorum... Baz arkadalarma ondan sz ettim, kulaklarna fsldadm bir bakma. Evet, ne de olsa, Claude'u orada oturup beklerken, beklerken grmekten iyidir. Orada tek bana otururken neler dnyor? Bir gn gidip ona bir bin franklk veriversem ne der acaba? Gzleri o hznl bakla doluyken, yanna gidip, "Void quelque chose quej'ai oublie I'autre jour" 6 diyeyim. Bazen, birlikte yattmzda, o uzun, dolu sessizliklerden biri oluuverince, soruyor: "Que pensezvous mainteriant?"1 Ben de hep, "Rien,"8 diye karlk veriyorum. Ama aslnda iimden geirdiim, "Void quelque chose que.." 9 L'amour a credit'nin10 gzel yan bu. Benden ne zaman ayrlsa, anlar lgnca alyor. imdeki her eyi ylesine gzelletiriyor ki. Srtm yasta verip bana brakt hafif iimli sigarann keyfini karyorum. Hibir ey iin kmldamama gerek yok. Eminim, azmda takma di olsa, baucu masamn stne, alar saatin, kibritin ve br zrltlarn arasnda duran bardan iine koymay unutmayacaktr. Pantolonlarm zenle katlanm,
6. te geen gn unuttuum bir ey. 7. imdi ne dnyorsunuz? 8. Hi. 9. te geen gn... 10. Taksitle ak.

paltomla apkam kapnn yanma asl. Her ey yerli yerinde. Harika! nsann bir orospusu olsun, milyon borcu olsun... En iyisi de, bu gzel duygunun srmesi. Mistik bir duygu bu, mistik olmak da yaamn btnln kavramak demek. Ermi miyim, deil miyim, pek iplemiyorum artk. Ermiler fazla aba harcyorlar. Ben iyilik, bar, huzur sayorum. Claude'a gittike daha ok mteri buluyorum, yanndan getiimde de o hznl bak yok artk gzlerinde. Hemen her gn birlikte yemek yiyoruz. Beni hep pahal yerlere gtrmekte direniyor, ben de artk nazlanmyorum. Yaamn her evresinden keyif alyorum - pahal yerlerden de, ucuz yerlerden de. Claude mutlu olsun da... Pourtantje pense quelque chose.n Kk bir ey tabii, ama kafamda gn getike nem kazanyor. nceleri bununla ilgili hibir ey sylemedim. stenmedik bir incelik diye dndm kendi kendime. ok hotu stelik. kinci seferinde - incelik mi, dikkatsizlik mi? Gene de, rien dire11. kinciyle nc arasnda, denebilirse, aldattm onu. Evet, bir akam, biraz sarho, Grands Boulevards'daydm. Place de la Republique'den Le Matin'e. dek her yere girip ktktan sonra, olaan halimde zerine iemeyi bile istemeyeceim koskoca, banlarla dolu bir akbaba kapt beni. Elenceli bir olayd. Dakika ba kapmz alan konuklar. yi yrekli msynn kendilerine bahi vermesini isteyen zavallck Folies Bergeres kzlar, ok deil -otuz frank kadar. Peki, ama niin? Pour rien... pour le plaisirP Acayip, gln bir gece. Biriki gn sonra da kant. Endie. Amerikan Hastanesini acele bir ziyaret. Kapkara puntolaryla Ehrlich geliyor gzmn nne. Ama bir ey yok. Yalnzca endie. Konuyu Claude'a atmda, bana hayretle bakyor. "Bana sonsuz gvenin olduunu biliyorum, Claude, ama..." Claude zamann byle bir konuya harcamay reddediyor. Bir kadna bile bile hastalk geiren bir adam katildir. Claude durumu byle gryor. "C'est vrai, n'est-ce pas?"H diye soruyor. Vrai15 tabii. Gene de... Ama konu kail. Oysa bir ey dnyorum.
12. 13. 14. 15. Diyecek bir ey yok. Hi... zevk iin. Doru, deil mi? Doru.

34

35

ERKEKLERN HKYELER

MADMAZEL CLAUDE

panmtr. Byle bir ey yapan adam katildir. Bugnlerde her sabah parafin yam yutarken -yannda bir de portakal yiyorum hep- kadnlara hastalk bulatran katilleri dnyorum. Parafin ya, ka yap yap ediyor. ok iyi ykamak gerek. Ba ve ka byk bir zenle ykyorum. Her eyi zenle yapyorum - yaradlm byle. Yzm ykadktan sonra havluya bakyorum. Otelin sahibi haftada havludan fazlasn vermiyor; sal gn le gibi oluyor hepsi. Ba ve ka havluya siliyorum, yzm kurulamak iin de yatak rtsn kullanyorum. Silmiyorum yzm - yatak rtsnn ayakucuna yakn bir kesini hafife yzme basyorum. Hippolyte Mandron soka iren grnyor gzme. Bu evredeki pis, dar, kargack burgack, romantik adl sokaklarn tmnden nefret ediyorum. ri, irkin bir bana benzetiyorum Paris'i. Sokaklar kangren olmu. Herkes hasta - ya belsoukluu, ya frengi. Avrupa'nn tm hasta ve tmn hasta eden de Fransa. Voltaire'le Rabe-lais'ye hayran olursa insan, byle olur ite. lk niyet ettiim gibi, Moskova'ya gitmeliymiim. Rusya'da pazar gn yokmu, ne olacak? Pazarlar da br gnler gibi imdide, yalnz sokaklar daha kalabalk oluyor, daha ok sayda garip ortalarda dolap birbirine hastalk bulatryor. Yanl anlalmasn, Claude'a kar deil fkem. Claude bir harikadr, un ange,16 bu iin presque'i11 falan da yok stelik. Ku kafesi pencerenin dna asl, iekler de var - ama Madrid ya da Seville deil, emeyle gvercinler de yok. Hayr, her gn klinie gidiliyor. Bir kapdan o giriyor, bir kapdan ben. Pahal lokantalar bitti. Her akam sinemaya gidilip huzursuz olmamaya allyor. Dme'u ya da Coupole'u grmeye bile dayanamyorum artk. Kahve teraslarnda salkl grnmleri, bej takmlar, kolal gmlekleri ve kolonyalanyla oturan o pi kurulan. Su yalnz Claude'un deil. Bu k giyimli putlara dikkat etmesini sylemitim ona. Ama ok gveniyordu kendine - alar, malar. Ondan sonra da her gelenle... Tam da yle oldu ite. Bir orospuyla yaamak -dnyann en iyi orospusu bile olsaglklerle dolu. Her ne kadar bazen can skyorsa da, adamlarn
16. Bir melek. 17. Neredeyse.

says deil nemli olan; bitmek tkenmek bilmeyen temizlikler, nlemler, ykanmalar, incelemeler, endieler, korkular. Sonra da, her eye karn... Claude'a sylemitim oysa... Ka kez sylemitim "Dikkat et bu bitirimlere!" Hayr, olanlarn hepsi benim suum. Ermekle yetinmeyip bir de ermiliimi kantlamaya kalktm. Kii bir kez erdiini fark edince, durmal orada. Kk bir orospuya ermilik taslamak, cennete arka merdivenlerden kmak gibi bir ey. Bana sokuluverdii zamanlar her zamankinden ok seviyor imdi beni- ruhuna ilemeyi baarm boktan bir mikropmuum gibi geliyor bana. Bir melekle birlikte yayor olsam bile, kendimi adam etmem gerektiini dnyorum. Bu iren izbeden kp gnete bir yerde, bir rmaa bakan balkonlu bir odada yaamalyz, kular, iekler, yaam, akp gitmeli nmzden, yalnz o ve ben, baka kimse olmamal.

E V R E N :

S NA N

F E K

36

37

SESLER VLADIMIR NABOKOV I Sesler

PENCEREY kapatmak gerekiyordu: Yamur pervaza arpp parkeyle koltuklarn stne sryordu. Dev gm hayaletler canl, hrtl sesler kartarak bahede, yapraklarn arasnda, portakal renkli kumlarn stnde kouuyorlard. Yamur oluu takrdyor, boulurcasna gurulduyordu. Sen Bach alyordun. Piyano cilal kanadn kaldrmt, kanadn altnda bir lir vard ve kk ekiler teller zerinde dalgalanyordu. Brokar rt kaba kvrmlar oluturarak yarma kadar piyanonun kuyruundan aa kaym ve sayfalar ak bir nota defterini de beraberinde srklemiti. Haziran saana durmadan, grkemle camlar dverken fgn cokusu arasnda tulara arpan yznn tkrts duyuluyordu. Ve sen, almaya ara vermeksizin, ban hafife geri atarak, ritme ayak uydurarak haykryordun: "Yamur, yamur... Onun sesini bastracam..." Ama bastramyordun. Masann stnde kadife tabutlar gibi duran albmlerden bam kaldrm, seni izliyor, fg ve yamuru dinliyordum. imi her yandan, raflardan, piyanonun kanadndan, avizenin uzun prizmalarndan szlen slak karanfillerin kokusuna benzer bir ferahlk kaplad. Gms yamur hayaletleri ile harelenen ltya parmaklarn bastrdnda rperen eik omuzlarnn arasndaki mzikal ba duyumsadmda esrik bir dengelenmitik duygusu sard beni. Ve kendi benliimin derinliklerine ekildiimde btn dnya da yle grnd bana: trde, uyumlu, armoni yasalarna bal. O anda sen, ben, karanfiller, hepimiz porte zerinde dikey notalar oluverdik. Evrendeki her eyin -aalarn, suyun, senin- zde tanecikler arasnda farkl farkl titreim uygunluklar oluturan bir etkileimden iba38

ret olduunun ayrdna vardm. Her ey bir, eit ve kutsald. Sen yerinden kalktn. Yamur hl gn n bimekteydi. Su birikintileri koyu renkli kumlar zerinde birer delik, yeraltndan szlp geen baka gkkubbelere alan birer menfez gibiydiler. Bir srann zerinde Danimarka porseleni gibi parlayan raketin unutulmu duruyordu; telleri yamurdan kahverengilemiti, kasna sekizgen biiminde idi. Patikaya girdiimizde alacal glgeler ve rm mantar kokusu bam dndrd. Seni gnein tesadfen stne vurduu bir andaki halinle anmsyorum. Dirseklerin sivri ve solgun, baklarn bulankt. Konuurken kk elinin kemikli kenaryla ve ince bileindeki bileziin pnltsyla havay yarardm. San eriyerek evresinde titreen ltl havayla kaynard. Sinirli sinirli ok miktarda sigara ierdin. Duman her iki burun deliinden fleyip, kl bir fiskeyle yana silkerdin. Kumru grisi maliknen bizimkinden be verst uzaklktayd. erisi yankl, tumturakl ve serindi. Gsterili bir metropol dergisinde fotoraf kmt. Hemen her sabah bisikletimin deri selesine atlayp patika boyunca ormandan, sonra anayol boyunca kyn iinden, derken bir baka patikadan rzgr gibi geerek sana gelirdim. Sen kocann eyllde gelmeyecek olmasndan cesaret alyordun. Hibir eyden korkumuz yoktu, senin ve benim - ne hizmetkrlarn dedikodularndan, ne de benim ailemin kukulanmasndan. Her ikimiz de farkl biimlerde kadere gveniyorduk.

Akn da sesin gibi biraz pes perdedendi. Gz ucuyla sevdiin sylenebilirdi ve asla aktan sz etmezdin. Sen suskunluklarna hemen allan her zaman ketum kadnlardandn. Ancak, arada bir iinde bir ey patlayverirdi. te o zaman kocaman Bechstein'n gmbrderdi ya da buulu gzlerini dosdoru ileri dikerek bana kocandan ya da onun blkteki yoldalarndan dinlediin son derece gln fkralar anlatrdn. Ellerini anmsyorum - mavimsi damarlaryla uzun, solgun eller.

39

ERKEKLERN HKYELER

SESLER

Yamurun kam gibi saklad ve senin artc bir ustalkla piyano aldn o mutlu gnde akmzn ilk haftalarnn ardndan aramzda belli belirsiz oluan tanmsz bir ey zmleniverdi. Benim zerimde bir gcn olmadn, sevdiimin yalnzca sen deil, tm dnya olduunu ayrmsadm. Sanki ruhum her yana saysz duyargalar uzatmt ve ben ayn anda hem okyanusun tesinde, ok uzaklarda grleyen Niagara elaleleri'ni, hem de patikada hrdayp tprdayan uzun altrns yamur damlalarn alglayarak her eyin iinde yayordum. Bir kayn aacnn parlayan gvdesi iliti gzme ve anszn kollarmn yerine kk slak yapraklarla rtl eik dallarm, bacaklarmn yerine topran iine bklm bklm uzanarak onu emen binlerce narin kkm olduunu duyumsadm. Tm doayla bylece hemhal olmak, sngerimsi sar alt yzeyli olgun bir mantar, bir yusufuk ya da gne kre olmann neye benzediini yaamak istiyordum. yle mutluydum ki, birden kahkahalarla glmeye baladm ve boynunla kprck kemiinden ptm seni. Sana bir iir bile okuyabilirdim, ama sen iirden hi holanmazdn. Yznde cansz bir glck belirdi ve "Yamur sonras ne ho," dedin. Sonra, bir an dnp ekledin: "Biliyor musun, imdi aklma geldi - bugn aya davetliyim, eye, ad neydi... Pal Pali'e. Skc adamn biridir. Ama, anlarsn ya, gitmem gerek." Pal Pali'i eskiden beri tanrdm. Birlikte bala kardk ve anszn, durup dururken gcrtl tenor sesiyle "Akam anlar" arksn sylemeye balard. Onu pek severdim. Ateten bir damla bir yapraktan dudaklarmn tam stne dt... Sana elik etmeyi nerdim. rpererek omuz silktin. "Orada can skntsndan leceiz. Ne korkun." Bileine bir gz atp gs geirdin. "Gitme zaman. Ayakkablarm deitirmeliyim." Puslu yatak odanda inik jaluzilerin arasndan szan gn yerde iki altn merdiven oluturmutu. Pes sesinle bir eyler syledin. Pencerenin dnda aalar honut bir hrtyla soluklanp zerlerinden sular damlatyorlard. Ve ben bu hrtya glmseyerek sana hafife, tutkusuzca sarldm.

Olay yle geliti. Irmarn bir kysnda senin parkn, senin ayrlarn, kar kyda ise ky vard. Ana yolda yer yer derin tekerlek izleri olumutu. amur canl bir meneke moruydu ve tekerlek izlerinin ileri stl kahverengi suyla doluydu. Ktklk kara aalarn eik glgeleri zellikle belirgindi. Glgelerin altnda sk kullanlan bir patikay izleyerek yrdk, bir manavn, levhas zmrt yeili bir hann, buram buram gbre ve taze saman kokan gneli avlularn nnden getik. Okul binas yeniydi, tatan yaplmt ve evresine akaaalar dikilmiti. Okulun eiinde bir kyl kadn bezini bir kovaya skarken beyaz baldrlar parlyordu. Sen sordun: "Pal Pali evde mi?" illi, rgl sal kadn gnee kar gzlerini kst. "Evde, evde." Topuuyla ittirdiinde kova ngrdad. "eri buyrun, hanmefendi. likte olmallar." Gcrtlar arasnda karanlk bir holden, derken ferah bir derslikten getik. Giderayak gzm gk mavisi bir haritaya takld ve ite btn Rusya byle, diye geirdim iimden - gn ve ukurluklar. Bir kede ezilmi bir tebeir paras ldyordu. Daha ilerde, kk ilikte ho bir marangoz zamk ve am tala kokusu vard. Ceketsiz, iriyar ve terli Pal Pali sol ayan ne uzatm, inildeyen beyaz bir keresteyi itah kabartacak biimde planyalamaktayd. Nemli, plak kafas tozlu bir k demetinde ileri geri sallanyordu. Tezghn altnda, yerde talalar clz sa lleleri gibi kvrk kvrktlar. "Pal Pali, konuklarn var!" diye seslendim. rkildi, annda eli ayana doland, uzattn eline tandk bir hareketle son derece kaytszca edepli bir pck kondurdu, sonra nemli parmaklarn bir an avcumun iine boaltp benimle tokalat. Sarkk byklar ve alas derin izgili yz tereyams kilden biimlendirilmi gibiydi. "Kusura bakmayn - gryorsunuz ya, henz giyinmedim," dedi sulu bir glmsemeyle. Pencere pervaznda yan yana iki silindir gibi duran bir ift gmlek manetini kapp alelacele kollarna geirdi. 41

40

ERKEKLERN HKAYELER

SESLER

"Ne zerinde alyorsunuz?" diye sordun sen, bileini bir an ldatarak. Pal Pali elini kolunu savurarak ceketini giymeye abalyordu. "Hi, yalnzca oyalanyordum," dedi tkrkler saarak ve dudaksl nszlerde hafife dili dolanarak. "Bir eit kk raf. Henz bitmedi. Daha zmparalanp cilalanacak. Ama una bir bakn -ona Sinek adn verdim..." Avularnn arasnda srterek hz verdii minyatr bir tahta helikopteri havalandrd, ara vzldayarak ykseldi, sonra tavana arpp yere dt. Senin yznde nazik bir glcn glgesi grnp kayboldu. "Ah, ne aptalm!" diye yeniden sze balad Pal Pali. "Dostlarm, yukarda bekleniyordunuz. Bu kap gcrdyor. Kusura bakmayn. zninizle nden gideyim. Korkarm odam ok dank..." "Beni davet ettiini unutmu galiba," dedin sen, ngilizce konuarak, gcrtl basamaklar kmaya baladmzda. Senin srtn izliyordum, bluzunun ekose ipeini. Aada bir yerlerden, herhalde avludan, nlayan bir kyl kadm sesi ykseldi: "Gerosim, hey Gerosim!" Ve anszm dnyann yzyllardr srf u anda aada nlayan sesi, senin ipeklere brnm kprck kemiklerinin devinimini ve am kerestelerinin kokusunu birletirip tek bir dikey akor halinde kaynatrmak amacyla aarak, solarak, dnerek deitiini kavrayverdim apak. Pal Pali'in odas gneli ama olduka skkt. Ortasna san bir aslan ilenmi kpkrmz bir hal yatan stndeki duvara ivilenmiti. Bir baka duvarda Anna Karenina'nn erevelenmi bir blm aslyd ve yle dzenlenmiti ki koyu ve ak renkli harflerin dizilileriyle satrlarn ustalkl yerleimi Tolstoy'un yznn resmini oluturuyordu. Ev sahibimiz ellerini ovuturarak sana yer gsterdi. Bunu yaparken ceketinin eteiyle bir sehpann stnde duran bir albme arpp onu yere drd. Albm yerden kaldrd. ay, yourt ve birtakm yavan biskviler kt ortaya. Pal Pali bir bfenin ekmecesinden iekli bir Landrin ekerlemesi kutusu kartt. ne eilince yakasnn arkasndan sivilceli bir deri kvrm prtlad. Pencere pervazmdaki bir rmcek ann ince telleri arasnda sar, l bir yabanars vard. Sen bir koltuun stnden kaytszca alm olduun bir gazetenin yapran hrdatarak anszn, "Saraybosna nerede?" diye sordun. Pal Pa42

li bardaklara ay koyarken seni yantlad: "Srbistan'da." Ve duman tten gm zarfl barda eli titreyerek, dikkatle sana uzatt. "Buyrun. Size bir para biskvi ikram edebilir miyim? Hem ne diye bomba atyorlar ki?" diye sordu bana bakp omuzlarn serte silkerek. Ben kocaman cam bir kt arln belki de yznc kez incelemekteydim. Camn iinde pembeye alan bir gk ve altn rengi kum tanecikleriyle nokta nokta bezenmi Aziz shak Katedrali bulunuyordu. Sen gldn ve yksek sesle okudun: "Dn kinci Esnaf Birlii yelerinden Yeroin adl bir tccar Quisisana Lokantas'nda tutuklanmtr. Yeroin'in yalan vaatlerde bulunarak..." Yeniden gldn. "Yo, gerisi pek yakksz." Pal Pali telaland, yz kahveye alan bir kzlla brnd ve kam drd. Pencerenin hemen dibinde akaaa yapraklan prldad. Bir yk arabas takrdayarak geti. Bir yerlerden kederli, dokunakl bir feryat ykseldi: "Dondur-maa!.."

Pal Pali okuldan, sarholuktan, rmakta beliren alabalklardan sz etmeye balad. Ben de onu incelemeye koyuldum ve eski tan olmamza karn onu gerekte ilk kez gryormuum duygusuna kapldm. lk karlamamzda bende oluan imgesi, benimsenip alkanla dnm bir ey gibi beynime kaznp hi deimeden kalmt sanki. Pal Pali'i ne zaman zihnimde canlandrsam her nedense yalnz koyu sar byklar deil onlara uyan kk bir sakal da varm gibime gelirdi. D rn bir sakal pek ok Rus ehresinin karakteristiidir. imdi ona, deyim yerindeyse, isel gzmle zel bir bak atnca gerekte enesinin yuvarlak, tysz ve hafife ukur olduunu grdm. Burnu etliydi ve sol gz kapann stnde seve seve kesip alabileceim sivilcemsi bir et beni arpt gzme - ama bu beni kesmek onu ldrmek olurdu. Tam anlamyla, benzersiz bir biimde onu ieriyordu ben. Bunlarn tmnn ayrdma vanp onu bir btn olarak inceledikten sonra yoku aa kaymasn salamak iin ruhumu drter gibi belli belirsiz bir hareket yaptm ve Pal Pali'in iine szlverdim, onun iinde rahata yayldm ve adeta iinden kurk
43

ERKEKLERN HKAYELER

SESLER

gzkapann stndeki o knty, yakasnn kolal ularn, kafasnn kelinde yrmekte olan sinei duyumsadm. Onun her yann devingen, kuru gzlerle inceledim. Yatam stndeki san aslan imdi ocukluumdan beri benim duvarmda duruyormu kadar tandkt. Dbkey camn arkasndaki renkli kartpostal olaanst, zarif, keyifli bir eye dnt. nmde, srtmn artk benimsedii o alak hasr koltukta oturan artk sen deil, okulun bir hamisi, hemen hi tanmadm suskun bir hanmefendiydi. Annda ayn kolaylkla senin de iine szldm, dizinin stnde jartiyerinin kurdelesini ve onun hemen stnde ince patiskann gdklayn algladm ve senin yerine, havann ok scak, ok skc olduunu, insann cannn sigara ektiini dndm. Tam o anda antandan altm bir tabaka karttn ve azlna bir sigara taktm. te ben her eyin iindeydim - senin, sigarann, azln, beceriksizce kibriti yakmaya alan Pal Pali'in, cam kt arlnn, pervazdaki l yaban arsnn. Aradan yllar geti, rkek, tombul Pal Pali'in imdi nerede olduunu bilmiyorum. Yine de bazen, aklmn ucundan bile gemezken, onu o andaki yaantmn mekn ve zamanna aktarlm olarak dmde gryorum. Elinde rengi solmu Panama apkas, telal ve gle, bir odaya giriyor, yrrken eilerek selam veriyor, kocaman bir mendille kafasnn kelini ve pembe ensesini siliyor. Ve ne zaman onu dlesem sen srtnda dk belli bir ipek bluzla, tembelce dmn iinden geiyorsun.

ye bu yzden onun yannda tedirginlie kapldm sanyordun. Se-, nin byle sanman beni elendiriyordu. Kastl olarak kocandan ve kocann ilerinden sz ettiinde Pal Pali'in hafife ve kederle kzarmas da beni elendiriyordu.

Okulun nnde gnein scak sars akaaalann altma salmt. Eikte Pal Pali uradmz iin teekkr ederek nmzde eildi, sonra kap aralnda durup bir kez daha eildi ve d duvarda bir termometre, cam beyaz ldad. Ky geride brakp, kprden geip evine giden yokuu kmaya baladmzda seni dirseinden tuttum ve sen mutlu olduunu gsteren o zel arpk glcn patlattn. Birden Pal Pali'in kk krklarndan, pullarla bezenmi Aziz shak Katedrali'nden sz etmek istedim sana, ama daha konumaya balar balamaz azmdan yanl szcklerin dkld, garip eyler sylediim duygusuna kapldm ve sen sevecenlikle, "Gariban," deyince konuyu deitirdim. Nelere ihtiya duyduunu biliyordum: basit duygulara, basit szcklere. Suskunluun kendiliinden ve durgundu, bulutlarn ve bitkilerin suskunluu gibi. Her suskunluk bir gizemin kabuldr. Sende gizemli grnen pek ok ey vard.

O olaanst mutlu gnde konukanlm stmde deildi. Stn kaygan kesmiklerini yudumlayp her sese kulak kabartyordum. Pal Pali sustuunda karnnn mrldann duyabiliyordum - hafif bir gcrt ve ardndan minnack bir gurultu. Bunun zerine alayili bir biimde boazn temizliyor ve alelacele herhangi bir konuda konumaya balyordu. Taklyor, doru szc bulmaya alarak kalarn atp parmaklaryla masann stnde tempo tutuyordu. Sen alak koltua gmlm, aldrmaz ve suskun oturuyordun. Ban yana evirip sivri dirseini kaldrarak ensendeki firketeleri dzeltirken kirpiklerinin arasndan bana bir bak atyordun. kimiz birlikte geldiimiz iin Pal Pali'in ilikimizi anlam olabileceini dndm
44

Kabark gmlekli bir ii oran nlata nlata, serte biliyordu. Biilmemi uyuzotu ieklerinin stnde kelebekler uuuyordu. Omuzlarna ak yeil bir barts atm, koyu salarnn arasna papatyalar takm bir gen kz yoldan bize doru geliyordu. Onu daha nce -be kere grmtm ve gne yan ince boynu belleimde yer etmiti. Kz geerken hafife ekik gzleriyle sana dikkatle bakt. Sonra hendein stnden dikkatle srayarak kzlaalarn ardnda gzden kayboldu. Mat dokulu allarn arasndan gms bir titreim geti. Sen, "Bahse girerim, benim parkmda ho bir gezintiye km. Bu tatilcilere yle sinir oluyorum ki..." dedin. Bir av kpei, yal, iman bir dii, sahibinin ard sra yolda koturuyordu. Sen kpeklere baylrdn. Kk yaratk karnnn stnde srnerek, kulaklar geriye yapk, kuyruk sallayarak yanmza geldi. Uzattn

ERKEKLERN HKYELER

SESLER

elinin altnda srtst yuvarlanp sana haritams gri beneklerle kapl pembe gbeini at. "Ay, ne eker eysin," dedin o zel okayan tyleri kartran sesinle. Av kpei bir sre yuvarlandktan sonra nazike cyaklad ve hendei bir kou ap yoluna devam etti. Alak park kapma yaklatmzda sen cannn sigara ektiine karar verdin, ama antann iini kartrnca hafife dilini aklattn. "Ne aptalm. Azlm Pal Pali'te brakmm." Omzuma dokundun. "Hayatm, bir kou gidip getiriver. Yoksa sigara iemem." Ben senin krpan kirpiklerini ve tutuk glcn pp kahkahayla gldm. Arkamdan seslendin: "Acele et!" Komaya baladm - acele etmemi gerektiren bir ey olduundan deil, yalnzca evremde her ey -allarn yanardner ltlar, nemli imenlerde bulut glgeleri, imen bime makinesinin akan imei nnde can havliyle kendilerini bir hendee atan morumsu iekler- koturduu iin.

On dakika kadar sonra kan ter iinde okulun basamaklarn kyordum. Kahverengi kapy yumrukladm. erde bir ilte yay gcrdad. Kapnn kolunu evirdim ama kilitliydi. Pal Pali'in, "Kim var orada?" diyen telal sesi duyuldu. "Haydi, a kapy!" diye bardm. ilte yine ngrdad ve plak ayaklarn aprts iitildi. "Kapy neden kilitledin ki Pal Pali?" Bunu syler sylemez gzlerinin kzarm olduunu fark ettim. "Gel, gir ieri... Seni grdme sevindim. Grdn gibi, uyumuum. Haydi, gir ieri." "Burada bir azlk unutmuuz," dedim baklarm "kararak. Sonunda yeil mineli tp koltuun altmda bulduk. Onu cebime tktm. Pal Pali mendiline smkryordu. Durup dururken, "O harika bir kadn," dedi, kendini yatan stne atarak. Gs geirdi ve gz ucuyla beni szd. "Rus kadnlarnda yle bir ey var ki, belirli bir..." Yz izgi izgi krklarla doldu ve alnn ovuturdu. "Belirli bir..." Azndan hafif bir homurtu dkld, "...zveri ruhu. Dnyada bundan daha yce bir ey yoktur. Olaanst incelikli, olaanst yce bir zveri ruhu." Ellerini ba46

run arkasnda kavuturdu ve yzne cokulu bir glck yayld. "Olaanst..." Sustu, derken bambaka bir ses tonuyla, sk sk beni gldrmek iin kulland tonla sordu: "Pekl, bana baka neler syleyeceksin dostum?" imden ona sarlmak, ihtiya duyduu smscak szckleri sylemek geldi. "Yrye kmalsn Pal Pali. Ne diye havasz bir odada oturup somurtuyorsun?" Elini, bo ver dercesine sallad. "Grlecek ne varsa grdm. Darda scaktan bunalmaktan baka ne yaplr ki..." i gzlerini ve byn svazlad. "Belki bu akam bala kanm." Gzkapandaki sivilcemsi et beni seyirdi. Ona unlar sormak gerekiyordu aslnda: "Sevgili Pal Pali, demin neden yzn yastklara gmp yatmtn? Saman nezlesi mi oldun, yoksa byk bir derdin mi var? Sen hi bir kadma k oldun mu? Hem darda prl prl bir gne ve su birikintileri varken bylesine gzel bir gnde neden alyorsun?.." "Neyse, kamalym, Pal Pali," dedim, kendi hallerine braklm bardaklara, tipografik olarak yeniden yaratlm Tolstoy'a, masann altndaki, ilik halkalar kulaklar andran postallara gz gezdirerek. Krmz zemine bir ift sinek kondu. Biri tekinin stne bindi. Vzldap ayrldlar. Pal Pali soluunu ar ar koyverdi ve "Krlmak yok!" dedi. "Glmseyip sineye ekeceim - git, seni tutmayaym."

Gene patikada kzlaalarn yan sra kouyordum. Sanki bir bakasnn zntsyle ykanmtm, onun gzyalaryla prl prl olmutum. O gn bugndr pek ender yaadm bylesi bir mutluluu: yalnzca yerlere eilmi bir aacn, delik bir eldivenin, bir atn gzlerinin karsnda... Herhangi bir devinim ya da ma nasl mutlu olursa, yle bir mutluluktu bu. Bir zamanlar milyonlarca varla ve nesneye blnmtm. Bugn birim. Yarm yine blneceim. Evrendeki her ey bu biimde damtlp dzenlenir. Ben o gn bir dalgann tepesindeydim. evremdeki her eyin tek bir armoninin notalar olduunun bilincindeydim; iten ie, bir anlna bir araya gelen seslerin kaynan ve kanlmaz zlmn ve drt bir yana dalan nota47

ERKEKLERN HKYELER

SESLER

larn her birinden doacak yeni akorlar da biliyordum. Ruhumun mzik kula her eyi bilip anlyordu.

Beni bahenin talk blmnde, verandaya kan basamaklarn nnde karladn. Ve sylediin ilk sz u oldu: "Ben yokken kocam ehirden aram; On treniyle geliyor. Herhalde bir ey oldu. Belki de tayini kmtr." Bir kuyruksallayan gri-mavi bir rzgr gibi kumlarn stnde hzla sekmekteydi. Duraklyor, iki- adm sekiyor, yine duraklyor, birka adm daha sekiyor... Kuyruksallayan, elimdeki azlk, senin gzlerin, elbisenin stnde gne benekleri... Baka trls olamazd. "Aklndan geenleri biliyorum," dedin kalarn atarak. "Birilerinin ona her eyi anlatacan filan dnyorsun. Ama fark etmez... Biliyor musun, ben..." Dimdik yzne baktm. Btn varlmla, dosdoru baktm. Seninle arptm. Gzlerin, deerli kitaplardaki resimleri korumakta kullanlan incecik ipek kt tabakalar zerlerinden kaldrlmasna duruydular. Sesin de ilk kez duruydu. "Ben neye karar verdim, biliyor musun? Dinle. Sensiz yaayamam. Kocama aynen bunu syleyeceim. Beni hemen boayacaktr. te o zaman, diyelim sonbahara, biz..." Suskunluumla szn kestim. Sen hafife geri ekilince bir k benei eteinden kumlarn stne kayd. Sana ne diyebilirdim? zgrlkten, tutsaklktan dem vurup seni yeterince sevmediimi mi syleseydim? Yoo, bu ok yanl olurdu. Bir an geti. Bu an sresince dnyada pek ok ey oldu: Bir yerlerde dev bir gemi denizin dibini boylad, bir sava ilan edildi, bir dhi dodu. An geip gitti. "te azln," dedim. "Koltuun altndan kt. Ne oldu biliyor musun? Ben ieri girdiimde Pal Pali..." "Tamam, artk gidebilirsin," dedin sen. Dndn ve basamaklar hzla koarak ktn. Caml kapnn kolunu tuttun ama bir an aamadn. Senin iin tam bir ikence olmalyd.
48

Tatlms slakln ortasnda bahede bir sre durdum. Sonra ellerimi ceplerime daldrp evin evresini dolanan alacal kumluk boyunca yrdm. n balkonda bisikletimi buldum. Gidonun alak kollarnn stlerine eilerek park yolunda srdm. Sada solda kara kurbaalar vard. Elimde olmadan birini ezdim. Lastiin altnda "poff' etti. Yolun sonunda bir sra vard. Bisikleti bir aa gvdesine yasladm ve davetkr beyazlkta tahtann stne oturdum. Birka gne kadar senden bir mektup alacam, beni aracam, ama sana geri dnmeyeceimi kurdum. Kuyruklu piyanosuyla, Sanat Dergisi'nin tozlu dilleriyle, yuvarlak ereveler iindeki siluefleriyle birlikte evin harikulade, hznl bir uzakla doru szld. Seni yitirmek harikayd. Caml kapy serte ekitirerek gittin. Ama bir baka sen, cokulu pcklerimin altmda soluk gzlerini aarak baka trl ayrldn.

Akama kadar orada ylece oturdum. Tatarcklar grnmez ipler tarafndan ekitiriliyormu gibi aa yukar zplyorlard. Anszn yaknlarda bir yerde parlayan bir leke iliti gzme - senin elbisendi ve sen... Son titreimler durulmam myd? Bunun iin bir kez daha buraya gelmen, yan tarafta bir yerde, gr alanmn dnda durman, yryor, yaklayor olman beni tedirgin etti. Kendimi zorlayarak bam evirdim. Gelen sen deildin, u yeilimsi bartl kzd anmsadn m, hani yolda karlatmz kz? Bir de onun u komik gbekli av kpei... Yapraklarn arasndaki boluklardan geip gitti ve renkli camlan olan kk bir kameriyeye uzanan kpry geti. Kzn can sklyor, senin parknda geziniyor, herhalde bir ara onunla tanrm. Yavaa yerimden kalktm, bisikletimi ar ar srerek kprtsz park geip anayola, doruca grkemli bir gnbatmna ktm ve bir dnemecin sonuna doru bir at arabasn getim. Bu tngr mngr istasyona gitmekte olan arabacn Semyon'du. Beni grnce yavaa kasketini kard, banm arkasndaki parlak sa tutamlarn svazlad ve yeniden bana geildi. Oturma yerinin stnde ekose bir diz 49

ERKEKLERN HKAYELER

rts katlanm duruyordu. Siyah beygirin gznde artc bir yansma akt. Hareketsiz pedallarla rmaa doru yoku aa uarcasna indiimde kprnn stnden aada avcunda bir balk oltasyla plaj kabininin bir uzants zerinde oturan Pal Pali'in Panama apkasm ve yuvarlak omuzlarn grdm. Frene basp elimle kpr korkuluuna tutunarak durdum. "Hey, hey, Pal Pali! Oltaya geliyorlar m?" Yukarya bakt ve sevimli, iten el sallad. Gl rengi aynams yzeyin stnde bir yarasa ok gibi havaland. Yapraklarn yanslar siyah danteli andryordu. Pal Pali uzaktan bana sesleniyor, el ediyordu. kinci bir Pal Pali kara dalgacklarn arasnda titreiyordu. Bir kahkaha savurarak korkuluun yanndan ekildim. Zemini iyice sktrlm patika zerinde bir tek sessiz savrulula ktklk aalarn nnden getim. Donuk havada asl inek brtleri uzaklat. Bir-iki yaban kuu gaklayarak havaya ykseldi. Derken, daha ilerde, anayolda, gnbatmnn usuz bucakszlnda, hafife puslu tarlalarn arasnda, sessizlik.

BERNARD MALAMUD l Meslek Seimi

E V RE N:

S E N H A

AKAR

CRONIN, kars Marge'n kendisini bir arkadayla aldattn fark ettikten sonra aylar sren bir bunalma girdi. Marge' sevmiti ve onu deliler gibi kskannt. Bir sre kendisini aalanm hissetti ve ac iinde kvrand. Boanmasndan birka ay sonra, Chicago'daki kazanl iini brakt ve retmenlie balad. Her zaman retmenlik yapmak istemiti. Kuzey California'da kk bir niversite kasabasnda kompozisyon ve edebiyat dersleri vermeye balad. Balangta bu i ona heyecan veriyordu, ancak bir sre sonra sklmaya balad. Bu durum onu kayglandryordu, nk iinde huzur bulmay ummutu. Bu gerek bir can sknts myd, yoksa hayatmn geri kalan ksmnda retmenlik yapmay isteyip istemediini bilmemek miydi, bundan emin deildi. Onu daha ok dersler dmdaki angarya iler skyordu; okunacak ve notlar hesaplanacak bir sr snav kd vard, kendisinin de srekli ders almas gerekiyordu. retmenlik mesleinden ok ey umduunu fark etti. retmenlii her zaman kutsal bir i olarak dnmt, hl da yle dnyordu. retmenlik, bir bakma kendini bakalar iin feda etmekti; bu, evliliinde hibir zaman baaramad bir ey olmutu. Cronin, uzun boylu ve geni omuzluydu; duyarl gzleri ve kahverengi sk byklan vard. ok fazla sigara iiyordu; srekli fralad pantolonlar sigara kllerine bulanm oluyordu. Son zamanlarda bir sre kendi kendisiyle sava vermi, ama ne yazk ki daha sonra iki imeye de balamt. rencilerin dnda evresinde evli olmayan birka bayan vard, ama genellikle yalnzd. Balangta onu okul partilerine davet ediyorlard, ancak Cronin, meslektalarnn eleriyle vakit geirmek istemiyordu. 51

50

ERKEKLERN HKYELER

MESLEK SEM

Sonbahar geip gitti. Cronin, k tatili iin bir plan yapmamt ve kasabada kald. Bahar dneminde edebiyat derslerine ya byke olan bir kz renci girmeye balad, br kzlarn aksine, bu kz ekici parlak elbiseler ve yksek topuklu ayakkablar giyiyordu. Cronin, onun parlak salarn dank topuz yaptn, ancak bununla beraber, zarif ve olgun bir bayan olduunu fark etti. Aslnda pek sevimli deildi, ama temiz yzlyd ve ekiciydi. Cronin, onun anlaml gzlerine ve dolgun gsl vcuduna hayran kalmt. Yuvarlak omuzlan, kaim ama biimli bacaklar vard. Balangta onun, hocalardan birinin ei olabileceini dnmt, ancak o kadnlardaki cretkr ve ekingen havay tamyordu ve byk bir ihtimalle evli deildi. Bu kzn derslerde kendisini dinlemesi de houna gidiyordu. Cronin ders anlatrken rencilerin yz ifadeleri uykulu, sersemlemi ya da heyecanl olurdu ama, o, Cronin'i sanki ondan bir mesaj beklermiesine ya da mesaj almasna bir ciddiyetle dinliyordu. Cronin, snftaki br rencilerin iiri dinlemediini, ama onun kendisini dinlediini fark etti. Kzm ismi olduka sradan bir isimdi: Mary Lou Miller. Mary Lou kendisine baktnda, kendisini tam bir erkek olarak hissediyordu. Tedirgin geen uzun bir sre sonunda o da Mary Lou'ya bir kadn olarak bakmaya balad. rencilerle ilikiye girmeyi dnmedii halde, zaman zaman "neden olmasn" diye dnd de oluyordu; ancak prensipte buna karyd. Akta baz kurallar olsun istiyordu, ama bir renciyi sevmek kural saylmazd. Cronin, Mary Lou'ya ilgi duyuyordu. Kz da zaman zaman derslerden sonra onu bekliyor ve ofisine kadar ona elik ediyordu. Cronin, her defasnda onun kendisine syleyecei zel bir eyler olduunu hissediyordu, ama kz konutuu zaman u ya da bu iirin kendisini nasl etkilediini anlatyordu. Cronin'e gre olduka geni kapsaml bir zevke sahipti. Mary Lou snfta nadiren konuuyordu ve birlikte be dakikadan fazla konutuklarnda biraz skc oluyordu ama bu durum iten ie Cronin'in houna da gidiyordu, nk onu olduka ekici buluyordu ve bu durumu bir garanti olarak gryordu. Bir sabah bo bir saatinde bir eyleri bahane edip kayt brosuna gitti ve onunla ilgili notlara bakt. Mary Lou yirmi drt yandayd ve hl birinci snf rencisiydi. Onun hakknda rendikleri Cronin'i olduka artmt. Zaman zaman kendisini krklarnda hissetmesine 52

ramen henz yirmi dokuz yandayd. Malum sebeplerin yan sra, yalarnn birbirine denk olmasndan dolay ona kma teklif etmeye karar verdi. Ayn gnn akam, Mary Lou onun kapsn ald ve henz rendii bir snav sonucu hakknda grmeye geldi. C almt ve bu da kendisini olduka zmt. Cronin kzm sigarasn yakt ve snavda neler yazmas gerektiini aklarken onun kendisini, gzlerini, byn, ellerini dikkatle izlediini fark etti. Birbirlerine yakn oturuyorlard ve Mary Lou topuzunu dzeltmek iin kollarn kaldrdnda, elbisesinin altmda belirginleen gs ular dikkatini ekti. Cronin, hafta sonu bir akam arabayla gezintiye kmay teklif etti. Mary Lou bir yerlerde oturup bir eyler iebileceklerini de syleyerek kabul etti. Karar verilmiti. Tm bu konumalar srasnda kz ona derinlerden bir yerlerden bakyordu, ancak Cronin iten ie onun yzeysel bir insan olduunu dnyordu. O gece ktklarnda, Mary Lou, Cronin'e olduka yakn oturdu. lk nce kap kenarnda oturmutu, ama sonradan Cronin, onun hareket ettiini fark etmedii halde yannda scakln hissetmeye balad. Gne batarken yola kmlard ve bir saattir yolda olmalarna ramen gkyz hl aydnlkt. Kuzey California'nn klar Chicago'dakilere gre daha lman geiyordu. Geri Cronin burada km daha souk geeceini ummutu, ama hayatndan memnundu, nk burada bahar hissedebiliyordu ve uzun gnleri severdi. O gece tekrar bir kadnla beraber olmak onu rahatlatmt. Daha nce hi grmedii kasabalardan getiler; hepsi de neon klaryla aydnlatlmt. nlerinden getikleri otellerin aralklarla yanan kl tabelalar vard. Cronin bir yandan hayatnda yeni bir dnemin baladn hissediyor, bir yandan da bu durum kafasn kurcalyordu, ama sonunda tasalanacak bir ey olmadna karar verdi, nk Mary Lou kendisinden faydalanlacak on sekiz yanda bir ocuk deildi, aksine yetikin bir kadnd; kendisi de ne evliydi ne de zina yapmak zereydi. Ona daha da yaknlatn hissediyordu. Arabayla yaptklar bu ho gezinti mart balarnda bir akama rastlyordu. Dnte, Red Bluff da bir barda mola verdiler; buras okula krk mil uzaklktayd ve burada onlar kimsecikler gremezdi. Garson ikilerini getirdi. Mary Lou kendininkini bitirince izin istedi, tuvalete gitti ve dnnde sek bir viski smarlad. zerinde olduka 53

ERKEKLERN HKYELER

MESLEK SEM

ksa parlak mavi bir elbise vard ve orap giymemiti. Daha nce hi ruj ya da oje gibi kozmetik rnleri kullanmad halde, o gece her ikisini de srmt. Ancak Cronin, onun sade haliyle daha ho olduunu dnyordu. Mary Lou glmsyordu; ikinci ikiden sonra yz kzarmt. Glmsemesinde alayclkla katk derin bir ac ifadesi vard ve Cronin bunun sebebini merak etmiti. Arabada kendilerinden bahsetmilerdi; Cronin ak vermemeye gayret etmi, Mary Lou ise az konumutu. Mary Lou, Idaho'da bir iftlikte bymt. Cronin ise hayatnn byk bir ksmn bykbabasnm protestan bir papaz olarak yaad ve vaaz verdii Illinois, Evanston'da geirmiti. Babas, o on drt yandayken lmt. Mary Lou ona, bir zamanlar evli olduunu, ama sonradan boandn anlatt. Cronin onun farkl bir hikyesi olduunu hissediyordu ve kendisinin de boanm olduunu syledi. Masann altnda Mary Lou'nun bacann kendisininkine dediini hissediyordu ve bunu onun bilerek yaptn fark etti. Cronin birinci ikiyle, Mary Lou ise ikincisiyle gevemiti; Mary Lou ncy smarladnda, Cronin daha birincisini bitirmemiti. Mary Lou bir an suskunlat, ama gz gze geldiklerinde tekrar glmsedi. "Sana Mary Louise diyebilir miyim?" diye sordu Cronin. "Eer istiyorsan tabii ki," dedi, "ama benim gerek ismim Mary Lou. Nfus czdanmda yle yazar." Cronin ona, ne kadar evli kaldn sordu. " sene kadar. Bir senesinde ayr yaadk. Peki ya sen?" "ki," dedi Cronin. Mary Lou ikisinden bir yudum ald. Gemiini ok fazla kurcalamamas Cronin'in iine gelmiti. Birbirlerinin srlarn bilmek iin daha ok erken olduunu dnyordu. Cronin bir sigara yakt; geldiklerinden beri bu ikinci oluyordu. Mary Lou ise birini sndrp dierini yakyordu. Cronin, onun niye bu kadar gergin olduunu merak ediyordu. Cronin, "Mutlu musun?" diye sordu. "yiyim, sa ol." Yeni yakt sigaray sndrd, biraz dnd ve bir tane daha yakt. Bir eyler sylemek ister gibiydi, bir an duraklad ve, "Ne kadar zamandr retmenlik yaptn sorabilir miyim?" dedi. 54

Cronin, onun aklndan neler getiini merak ediyordu. "ok uzun zamandr deil," diye yantlad. "lk senem." "Kesinlikle iyi bir hocasn." Cronin, Mary Lou'nun bacaklarnn kendisine scack srtndn hissediyordu. Mary Lou evredekileri gzetmeden, dikkatsizce davranyordu. Cronin, "Senden ne haber?" diye sordu. "Ne bakmdan?" "Nasl oldu da bu faklteye bu kadar ge baladn?" Mary Lou ikisini bitirdi. "Liseyi bitirdiimde devam etmeyi hi istemedim. Onun yerine birka sene altm, sonra da orduya katldm." Suskunlat. Cronin, bir iki daha isteyip istemediini sordu. "Henz deil." Mary Lou dikkatle Cronin'in yzne bakyordu. "nce sana kendim hakknda baz eyler anlatmak istiyorum. Duymak ister misin?" "Tabii, eer anlatmak istiyorsan." "Gemiim hakknda," dedi Mary Lou. "Ordudayken Rhode Island blgesinde T-5 olarak grev yapan bir adamla tantm; ad Roy A. Miller idi. Bir sre sonra gizlice Las Vegas'ta evlendik. Birinci snf bir ba belasyd." Cronin ona bakt, daha baka eylerin de olup olmadn merak ediyordu; o anda kalkmalarn nermeyi dnd, ama Mary Lou paketteki son sigaray ierken orada ylece oturuyordu ve anlatmaya devam ediyordu. "Ona ba belas dedim, nk gerekten yleydi. Benimle sadece benden faydalanmak iin evlendi. Bana ne istiyorsa yaptryordu; ben de hayr diyemeyecek kadar aptaldm nk o zamanlar onu seviyordum. Ordudan ayrldktan sonra beni San Francisco'da pire dolu gzl bir daireye tkt, orada telekzlk yaptm. O sefasn suluyordu, ben de cefasn ekiyordum." "Telekz m?" diye inledi Cronin. "Fahie de denebilir." Cronin'in bandan aa kaynar sular dklmt. O anda kalbinin sktn hissetti; bir yandan korkuyor, bir yandan da tuhaf bir ekilde kskanyordu. Ardmdan iini hayal kmkl ve umulmadk 55

ERKEKLERN HKYELER

MESLEK SEM

bir boluk duygusu kaplad. "zldm," dedi. Mary Lou'nun baca Cronin'inkine yapmt. Cronin kendi bacaklarnn titrediini hissediyor, ancak onlar kprdatamyordu. Sigarasnn kl dklmt ve kl silkelerken bacaklarn ekmeyi baard. Mary Lou'nun yz donuklamt. Mary Lou usulca topuzunu dzeltti; tokalarn kartt, sonra hepsini skca geri takt. "Herhalde u anda hakkmda kt eyler dnyrsndr..." diye sordu san dzelttikten sonra. Cronin yle bir ey dnmediini syledi, ama aslnda dnyordu. "Sadece byle eyler yaadna zldm." Mary Lou dikkatle ona bakt. "Bilmeni isterim ki, artk yle bir hayatm yok. O tr bir hayat ilgimi ekmiyor. O i olacaksa olur, ama artk para iin yapmam. Bir daha bana byle eylerin olmasna izin vermeyeceim." Cronin byle bir eyin nasl olabileceine ardn syledi. "Bu bir iti ve yapmam gerekiyordu," dedi Mary Lou. "Hep bir i olarak dndm. Yaptm nk Roy'un beni terk etmesinden korkuyordum. O hep ne istediini bilirdi, ama ben bilmiyordum. O glyd, ben ise deildim." "Seni terk mi etti?" Mary Lou ban sallayarak onaylad. "Paray ne yapacamz konusunda kavga ederdik. Hep bir i kuracan sylerdi, ama hi yapmad." "Sen de ii braktn?" Mary Lou baklarn yere evirdi. "Tam olarak deil. Bir sre devam ettim. Faklteye balamam iin para gerekliydi, ama yeterince param yoktu. Ben de bir kafeteryada almaya baladm." "Tam olarak ne zaman baladn?" " ay sonra tutuklandmda." Cronin bu konu hakknda her eyi bilmek istiyordu. "Daireme iki San Francisco polisi baskn yapt. Ama ilk suum olduu iin artl tahliye edildim. Gzetimim bunun dnda bir sene daha srecek." "Anladm kadaryla byk skntlar geirmisin," dedi Cronin gzlyle oynayarak... "Tabii ki geirdim," diye yantlad Mary Lou, "ama artk eski 56

ary Lou deilim. ok ey rendim." "Kalkmadan nce son bir iki alr msn?" diye sordu Cronin. |5e oluyor; daha bir saatlik yolumuz var." "Hayr, gene de sa ol." "Ben son bir iki daha ieceim." Garson Cronin'e bir viski getrdi. "Bana bunlar niye anlattn syler misin?" diye sordu ikisini yudumladktan sonra. "Emin deilim," dedi. "Belki biraz seni beendiim iin. Snfta ders anlatn houma gidiyor. Bir bakma sana almamn sebebi bu." "Ama tam olarak neden?" "nk imdi her ey daha farkl." "Gemite yaadklarn seni rahatsz etmiyor mu?" "Pek deil. Sana bunlar daha nce de anlatmak istedim, ama Ofisinde olmazd. Hem iki ierek daha rahat konuabileceimizi dndm." "Senin iin yapabileceim bir ey var m?" diye sordu Cronin. "Ne gibi?" dedi Mary Lou. "Birileriyle konumak istersen sana bir psikiyatrist ayarlayabilirim." "Sa ol," dedi. "Buna ihtiyacm yok. Birisiyle konuacam zaman bunu gerekten istediim iin yaparm, laf olsun diye deil." Mary Lou bir sigara istedi ve Cronin ikisini yudumlarken o da sigarasn iti. Kalkmak iin hazrlanrlarken Mary Lou, "Bunlar tam olarak benim hatam deildi. Her ey yaand ve bitti. Artk geleceimi dnmeyi hakediyorum," dedi. "Tabii ki ediyorsun," dedi Cronin. Yolda Cronin Mary Lou'ya daha tarafsz bir gzle bakabildi ve hatta onun neler hissedebileceini dahi anlamaya alt. Ama hl hayal krkl iindeydi ve zaman zaman kendi kendine kzyordu. "Olan olmu," dedi Cronin, "bundan sonra yeni bir hayat kurmaya alrsn." "Eitim grmek istememin sebebi de bu," dedi Mary Lou.

57

ERKEKLERN HKAYELER

MESLEK SEM

Cronin, Mary Lou'nun anlattklar yznden byk bir hayal krklna uramt ve bunu atlatmas olduka uzun zaman ald. Onu hep, birlikte ho vakit geirebilecei bir kadm olarak hayal etmiti, ancak Mary Lou'nun itiraflarnn yaratt aknlk ve hayal krkl o kadar uzun srd ki, Cronin'in tm planlan altst oldu. "Bu da ne byle, baka bir Marge daha m?" Daha nce yaadklarn bu kzla yeni batan yaamak istemiyordu. Onu eskiden olduu gibi haftada kere derslerinde gryordu. Mary Lou, kendisini ayn ilgiyle dinler grnyordu, belki biraz hevesi krlmt, ama artk ona yaklamyordu ve ofisine kadar elik etmek iin onu kapda beklemiyordu. Cronin tm bunlarn ne demek olduunu anlamt ve ilk adm kendisinin atmas gerektiini de biliyordu, ama yapmad. O ne diyebilirdi ki, tm bunlar bilmemesinin daha iyi olacan m syleseydi? Ama artk her eyi biliyordu ve zaman zaman derste Mary Lou'ya baktnda, onu yatt son adamdan parasn alrken gryordu. Zamannn byk bir ksmn onu dnerek geiriyordu. Eer Mary Lou ona bu itirafta bulunmasayd, beraber neler yaayabileceklerini hayal ediyordu. Acaba yataktaki halinden onun bir profesyonel olduunu anlayabilir miydi? Onunla birlikte olduunu hayal ediyordu ve kimi zaman bu hayaller yznden o kadar yorgun dyordu ki, derslerde onun yzne bakamyordu. Arzular o kadar iddetlenmiti ki, artk dayanamaz hale gelmiti, ancak bir ay sonra hepsi tkendi. Artk Mary Lou'ya ilgi duymuyordu, hatta kzn ifadesindeki iticiliin bile farkna vard. Cronin, Mary Lou iin zlyordu, zaman zaman ona selam bile veriyordu ve hatta bir keresinde o da ona alayc bir ifadeyle karlk verdi. Cronin, George Getz adnda bir ressamla arkada olmutu. Sanat blmnde asistan olan George olduka hareketli bir yapya sahipti ve salar erken yata dklmt. George genellikle cumartesi veya pazar akamlar resim yapabilecei bir yerler arar, Cronin de ona elik ederdi. Ressam bir eyler izip boyayla su renklerini elde etmeye alrken, Cronin de bir aaca yaslanp sigarasn ierdi. Bazen nehir kenarnda ya da ormanda dolarlard. Gen yata evlenmi olan ressam, imdi kz ocuu babasyd. George hafta sonlar megul olduunda, Cronin ya tek bana arabayla gezinir ya da yrye kard; ama aslnda kasabada dolamaktan pek holanmazd ve ne ya58

pacan bilemezdi. Nisan aynda gzel bir pazar gn George ailesi ile birlikteydi; Cronin ise yrye kt, ancak bir sre sonra sklp evine geri dnd ve yatana uzand. Bir arkadaa ihtiyac vard, ama bu kim olabilirdi? Biraz tereddt ederek Mary Lou'nun telefon numarasn buldu ve evirdi. Aslmda ok ekiniyordu ve bunu neden yaptndan pek emin deildi. "Buyrun?" Mary Lou, Cronin'in sesini duyduunda bir an duraksad, ama sonra olduka samimi bir ifdeyle konutu. Cronin ona arabayla dolamay teklif etti; o da kabul etti. Mary Lou arabaya geldiinde biraz mesafeli davranyordu, ancak olduka ekiciydi. Cronin, Mary Lou'dan ok etkilenmiti ve onun scak havalarda daha tatl grndn dnd. "ler nasl gidiyor?" diye sordu Cronin ona kapy aarken. "Sanrm iyi, ya seninkiler?" "yi," dedi Cronin. "retmenlik nasl gidiyor?" "Olduka iyi. imden eskisine gre daha ok zevk alyorum." Aslmda ok da zevk alyor deildi, ama imdi bunun sebebini aklamak olduka zor olurdu. Mary Lou rahat grnyordu. Cronin'in daha nce George ile kefettii yollardan geerek dalara doru gittiler ve sonunda uan bir ku eklindeki uzun mavi bir gle geldiler. Cronin arabay park etti ve beraber am aalarnn arasndan geip gl kenarna geldiler. Cronin'in istei zerine gl kenarnda biraz yry yapp geri dndler. Bu yry bir saatten fazla srmt ve Mary Lou yllardr bu kadar ok yrmediini syledi. "Hayattan zevk almak kolaydr," dedi Cronin. "Hayr, deildir," diye karlk verdi Mary Lou. Cronin bu konu zerinde pek fazla durmad. Her ikisi de daha nceki grmeleri hakknda konumak istemiyordu; aslnda sylenecek pek bir ey de yoktu. Her eyin yolunda gitmesi Cronin'i keyif lendirmiti; daha bir gece nce Mary Lou'yu hayal etmi ve huzursuz bir gece geirmiti. Ama u bir gerekti ki, Mary Lou ile arkadalk etmekten ve onunla beraber gl kenarnda yry yapmaktan byk keyif duymutu. Mary Lou vcut hatlarn belli eden pamuklu sar bir 59

ERKEKLERN HKYELER

MESLEK SEM

elbise giymiti ve salarn ensesinde byk ve ilk kez dzgn bir topuzla toplamt. Olduka sessizdi; sanki hata yapmaktan korkar gibiydi ama zamanla rahatlad ve tatl bir sohbete koyuldular. Cronin, Mary Lou'nun yannda gle bakarak ylece otururken, onun imdiye kadar tand kadmlardan ok farkl olmadn dnyordu. Aslnda Mary Lou hatalarnn kurban olmutu. Cronin de kendi hatalarnn kurban deil miydi? Mary Lou'nun gemii hakknda bildiklerini unutmaya alyordu, ancak onun bir zamanlar fahielik yapt gerei Cronin'i rahatsz etmeye devam ediyordu. Birok erkekle yatp kalkmt; Cronin onun ka kiiyle beraber olduunu dnmek bile istemiyordu. Daha nce byle biriyle hi beraber olmamt ve imdi Mary Lou ile arkadal kendisine tuhaf geliyordu. Ama gene de Cronin o anda yaadklarnn ok olaand olduunu dnyordu. nk bir insan gemite yaadklarna gre deerlendirilmemelidir. nemli olan, gemite deil, u anda nasl bir insan olduunuzdur. Mary Lou, zerinde sar elbisesi, dolgun ancak biimli bacaklaryla Cronin'in yannda oturuyordu ve gen adam onun ait olduu yerde olduunu hissediyordu. Cronin, bu durumun kendisi iin ilgin bir ders olduunu dnyordu. Kendi gemii kiiye zarar verebilir; insanlar gemilerinden ekinirler nk gemi gelecein belirleyicisidir. Ancak yaamn ne kadar deiken olduunun farkna varr, onu ne ekilde deitirebileceinizi dnr ve bunu yaparsnz, gemiiniz geleceinizin belirleyicisi olmaktan kar. Cronin, Mary Lou ile tekrar arkada olabileceklerine inanmaya balad. Mary Lou elbisesindeki am aac ineciklerini silkeleyerek ayaa kalkt. "Hava ok scak," dedi. "Soyunup suya girmemin sence bir sakncas var m?" "Hayr, yok," diye yantlad Cronin. "Neden sen de geliniyorsun?" diye sordu Mary Lou. "stemiyorsan amarlarn karmazsn, nasl olsa gnete kururlar." Cronin, "Yok, istemem," dedi. "Pek iyi bir yzc saylmam." "Ben de deilim," dedi Mary Lou, "ama suyu seviyorum." Mary Lou fermuvarn indirdi ve elbisesini kafasndan kard. Sonra ayakkablarn kard, kombinezonundan syrld ve son olarak beyaz klotunu kard. Vcudunun gzellii ve gslerinin dolgunluu Cronin'i etkilemiti. Mary Lou suya girdi, nce tyleri 60

rperdi, ama sonra zevkle yzmeye balad. Cronin bir sigara yakt ve onu seyretmeye koyuldu. Mary Lou bir sre yzdkten sonra sudan kt. plak vcudu gnete parlyordu. amarlarn giydi. Bir yandan slak salarn topluyor, bir yandan da gnete kurumaya alyordu. Kzn slak vcudu Cronin'i heyecanlandrmt. Mary Lou giyindiinde, Cronin ona akam yemeini birlikte yemeyi teklif etti; o da kabul etti. "Ama nce bir eyler imek iin daireme gel, sana oray nasl dzenlediimi gstermek istiyorum." Cronin bu teklifi memnuniyetle kabul etti. Dn yolunda Mary Lou olduka konukand. Cronin'e ocukluunu anlatt. Babas Idaho'da bir buday iftisiydi. Evli bir kz kardei ve evli iki erkek kardei vard. Byk aabeyinin tam bir pi kurusu olduunu syledi. "imdi ok zengin," dedi, "srekli Tanr'nm rahmetinden bahseder ama gerekte tam bir pi kuruudur. On yandayken beni ahrda yakalad ve zorla benimle ilikiye girdi." "Aman Tanrm," dedi Cronin, "yani siz ensest ilikide mi bulundunuz?" "Evet, ama o zamanlar daha ocuktum." "Neden bunlar kendine saklamyorsun?" diye sordu Cronin. "Btn bunlar duymak istediimi de nereden karyorsun?" "Sanrm sana gvenebileceimi hissettim." "Bana sakm gvenme," diye bard Cronin. Cronin arabasyla Mary Lou'yu evine kadar gtrd ve onu kaldrmn kesinde indirdi. Daha sonra da ekip gitti. Ertesi sabah Mary Lou, Cronin'in dersine girmedi; birka gn sonra da onun dersi brakt haberi geldi.

Aradan bir hafta gemiti ki, bir gn Cronin, Mary Lou'yu George Getz ile beraber yrrken grd ve birden iini byk bir kskanlk duygusu kaplad. Ona kar hissettii arzulardan arndn hissediyordu; ama ite Mary Lou ressamn yan banda yrrken neeyle konuuyordu ve George da onu ilgiyle dinliyordu. Mary Lou zerindeki yazlk beyaz elbiseyle ok ho grnyordu ve Cronin'siz de her ey yolunda gidiyordu. Grdkleri Cronin'de byk bir boluk ve 61

i1

ERKEKLERN HKYELER

''

MESLEK SEM

kskanlk duygusu uyandrd ve hatta Mary Lou'ya k olabileceini dahi dnd. Cronin, onlarn sanat binasmn merdivenlerinden kn seyretti ve birdenbire onlar George'un stdyosundaki kanepede rlplak birbirlerinin kollarnda grr gibi oldu. Hayalinin kendisi zerinde brakt etki dehet vericiydi. "Aman Tanrm," dedi Cronin, "ite Marge iin hissettiim sefil duygulan Mary Lou iin tekrar hissediyorum. Ayn eyleri tekrar yaamak istemiyorum." Mary Lou'yu aklndan karmaya alyordu. Acaba o ve ressam arasnda bir iliki olabilir miydi? Mary Lou'nun gldeki slak vcudunun hayalini hatrlamak, yabanc erkeklerle yaad tecrbeleri hayal etmek; mesela George'la neler yaptn ve eer sevgili olsalard, kendisiyle neler yapabileceklerini dnmek Cronin'i ileden karyordu. Bu kzla yaadklar Cronin iin srekli kanayan bir yaraya benziyordu ve bu yarann sancs ancak baka bir yara kanamaya balarsa unutulabilirdi. Cronin sadece sarho olduunda teselli buluyordu, ama kendine geldiinde daha da kederleniyordu. Bir sabah, youn bir kskanlk duygusu Cronin'in iini kemirmeye balad. Aslnda bu ok yersiz bir duyguydu; Mary Lou'nun kendisi iin hemen hemen hibir ey ifade etmediine inand bir srada niye byle hissediyordu ki? Hem kzn gemii kendisinin tm inan ve iyi niyetine ramen kabul edilir gibi deildi. Ama gene de onlar saatlerce sanat binasmn kar tarafndaki mimarlk blmnn nnde bekledi. Cronin ilk bata niye ve neyi beklediini bilmiyordu, ama beklemek zorunda olduunu hissediyordu, nk onlarn gerekten bir iliki yaayp yaamadn renmesi gerekiyordu. Fakat o gn ikisi de grnmedi. Ertesi akam Cronin, ressam uzaktan Mary Lou'nun apartmanna kadar takip etti ve saat bee birka dakika kala onun ieri girdiini grd. George, on buukta Mary Lou'nun apartmanndan ktnda Cronin hl umutsuzca caddenin karsnda bir aacn altnda bekliyordu. O gece hi uyuyamad. Cronin, bu duruma daha fazla katlanamayacan hissederek k yollar aramaya koyuldu. Acaba Mary Lou'yu aramal ve ona dersini tekrar almasn m teklif etmeliydi; bylece ilikileri bir kez daha dzelebilirdi. Ama kayt brosu bu durumu kabul etmeyebilirdi. Belki de onu arayp davran iin zr dilemeliydi, daha sonra da 62

tekrar arkadalk teklif ederdi. Yoksa Mary Lou'nun gemiinden bahsedip George'un gzn korkutmak daha m iyi olurdu? Ressam saygn bir aile babasyd ve ayet Mary Lou ile ilikisi fark edilirse, bu ii hemen bitirirdi. Cronin bundan emindi. Ne de olsa baklacak kz vard. Ancak ona Mary Lou'nun gemiini anlatmak aalk bir davran olurdu ve Cronin byle bir ey yapamazd. Bununla beraber her ey yle sarpa saryordu ki, Cronin en sonunda George ile konumaya karar verdi. Ressamn Mary Lou ile ilikisi olmadn renecek olursa, kskanlnn geeceini ve kzn kendi hayallerinden silineceini dnyordu. Cronin, George'un kendisini bir akam gezintiye davet etmesini bekledi. Onunla ofiste ya da stdyoda konumaktansa, konuyu byle bir ortamda amak daha iyi olurdu. Cronin Mary Lou'dan bahsedip, George'a onun San Francisco'da birka sene fahielik yaptm bilip bilmediini sorduunda ormandaydlar ve George resim yapmaya alyordu. George bir bez parasyla frasn kurulad ve Cronin'e bu bilgiyi nereden edindiini sordu. Cronin, Mary Lou'nun kendisinden rendiini syledi. "Onu bu ite kullanan herifin tekiyle evlenmi, adam btn paray alm, sonra da ekip gitmi. Adamn kendisini terk etmesinden bir sre sonra Mary Lou da ii brakm." "Vay orospu ocuu vay," dedi George. Bir sre almaya devam etti, sonra Cronin'e dnp sordu: "Bana bunlar niye anlatyorsun?" "Bilmen gerektiini dndm." "Neden bilmem gerekiyormu?" "Senin rencin deil mi?" "Hayr, deil. Ofisime geldi ve bana modellik yapabileceini syledi. Buralarda plak poz verecek birilerini bulmak olduka zor oluyor, o yzden ben de kabul ettim. Aramzdaki tek iliki bu." George duyduklarna arm grnyordu. Cronin kafasn evirdi. "Zaten aranzda bir ey olduunu dnmemitim. Sadece rencin olduuna gre bilmek isteyeceini dndm, tabii rencin olmadn bilmiyordum." "Evet," dedi George, "artk biliyorum, ama gene de onu model olarak kullanmaya devam edeceim."
63

ERKEKLERN HKYELER

MESLEK SEM

"Neden olmasn ki?" "Gene de sylediin iin sa ol," dedi George. "Zaman zaman o kzda hafif bir srtklk havas seziyordum. Aman canm bo ver, uramaya demez." Cronin, kendinden biraz da tiksinerek: "Dorusunu sylemek gerekirse George, bu konuda ben de ok masum saylmam. Kz yataa atmak istemitim." "Attn m?" "Hayr." "Ben attm saylr," dedi George. Cronin, ressamn bu ii yapp yapmadndan emin deildi, ama kesinlikle emin olduu bir ey vard; artk Mary Lou'ya yaklamaya asla cesaret edemezdi. Eve dndnde utanla kark bir rahatlama hissediyordu ve bir sre kendi kendine sylendi, ama o gece ok daha iyi uyudu.

Birka gece sonra, Mary Lou Cronin'in kapsn ald, merdivenleri kt ve dairesine girdiinde onunla konumak istediini syledi. Cronin pijamasn giymiti ve bir eyler okumaya alyordu. Mary Lou'ya bir iki ikram etti ama o kabul etmedi. Mary Lou'nun yz solgundu ve ifadesi aclyd. zerinde kot pantolon ve sarkm bir kazak vard; topuzu darmadan olmutu. Mary Lou, Cronin'e, "Bana bak," dedi. "Buraya seninle sohbet etmeye gelmedim. Profesr Getz'e bama gelenleri anlattn m? Yani San Francisco'da olanlar..." "Anlattm m syledi?" diye sordu Cronin. "Hayr, ama onunla tam dost olmaya balamtk ki, birdenbire bana kar deiiverdi. Ben de birilerinin ona bir eyler anlatm olabileceini tahmin ettim. Bu da ancak sen olabilirsin, nk senin dnda kimse bir ey bilmiyor." Cronin, George'a her eyi anlattn itiraf etti. "Bu artlar altoda bilmesi gerektiini dndm." "Hangi artlar?" diye sordu Mary Lou yzn asarak. Cronin bir an duraksad. "O, evli ve ocuklu bir adam. Ciddi sorunlar kabilirdi." 64

"Bu onun problemi." Cronin ona hak vermiti: "zgnm, Mary Lou. Syleyebileceim tek bir ey var; o da hayatmn son zamanlarda ok karmaklat ve zorlat..." "Peki ya benimki?" Mary Lou sandalyede oturuyordu, kafasm evirdi ve alamaya balad. Cronin ona bir iki hazrlad, ama Mary Lou imedi. "Sana bunlar anlattm, nk sana gvendim, hatta arkada olabileceimizi dahi dndm. Ama yanlmm. Anlattklarm seni sktysa zr dilerim, ama dahas da var ve bilmeni isterim ki, artk bunlar beni zmyor, nk hayatla bark olmay rendim." "Ama ben renemedim," dedi Cronin inleyerek. "Bunlar duymak istemiyorum," diye yantlad Mary Lou ve Cronin ondan kalmasn rica ettii halde ekip gitti. Mary Lou gittikten sonra, Cronin kendi kendine dnd. Mary Lou yaadklarndan birok ey renmiti, ama Cronin kendi yaadklarndan hibir ey renememiti ve Mary Lou'ya yaptklarmdan dolay pimanlk duyuyordu. Ahlakl olmak kolay deil, diye dnd Cronin. Yatana girmeden nce bir karar verdi; gz dneminde okula geri dnmeyecekti ve retmenlii brakacakt. Diploma gn Cronin yolda Mary Lou ile karlat; Mary Lou' nun zerinde sar elbisesi vard. Her ikisi de konumak iin durdu. Mary Lou kilo almt ve pek iyi grnmyordu. Konuurlarken midesi guruldad, o da utanarak karnn tuttu. "ok almaktan," dedi. "Finallerim iin ok endieleniyorum. Revirdeki doktor kendime dikkat etmemi yoksa lser olabileceimi syledi." Cronin de ona, kendisine dikkat etmesini tledi: "Salk her eyden nce gelir." Vedalatlar. Cronin Mary Lou'yu bir daha hi grmedi, ama bir sene sonra Chicago'da ondan bir kart ald. Mary Lou kartta hl okula devam ettiini, eitim konusunda uzmanlatn ve bir gn retmen olmak istediini yazmt.

E V R E N :

Y A S E M N

G N Z

S E R T E L

65

MERHEM

JOHN CHEEVER l Merhem

MD anlatacaklarm, yazn oldu. Hava ok scakt, anmsyorum. New York'ta da boucuydu, bizim oturduumuz banliyde de. Karmla kavga ettik, o da ocuklar alp steyna atlad, gazlad gitti. Dikizci, onlarn gidiinden iki hafta sonraya kadar grnmedi - ya da ortalktayd da ben grmedim - yine de Rachel'n gidiiyle onun gelii arasnda bir balant vard. Rachel geri dnmeyecekti. Daha nce de iki kere beni terk etmiti -ikincisinde boandk, sonra yine evlendikve ben her keresinde, pek mutluluk saylmasa da ac bir gerekle yzlemenin dl olan eski saygnlma ve salam sinirlerime kavuma duygusunu yaamtm. Dediim gibi mevsim yazd, karmn ngar karmak iin bu mevsimi semesine bir bakma sevinmitim. Ayrlmz bir an nce yasallatrma telandan kurtuluyorduk. Birka kopukluk saylmazsa, on yl birlikte yaamtk, ocuumuz, birtakm ortak banka hesaplarmz vard. Onun da benim gibi, eylle ya da ekime kadar resmi ileri savsaklamaktan yana olduunu dnyordum. Ayrln yaza denk gelmesine sevinmemin nedeni, yln o mevsiminde ilerimin younluuydu, o kadar ki akamlar kolumu kaldramayacak kadar yorgun olurdum; bir baka neden de yaz, tek bama en kolay geirdiim mevsimdir, nceki deneylerimden biliyorum. Ayrca, dava sonulandnda evin Rachel'a kalacan seziyordum, evimizi ok sevdiimden nmdeki gnlere orada geireceim son gnler gzyle bakyordum. Evde birka nemsiz huzursuzluk kmad deil. nce kpek kat, sonra da kedi. Derken bir gece eve geldiimde hizmetimiz Mrs. Maureen'i zil zurna sarho buldum. 66

Bana kocasnn gal Ordusu'yla Almanya'da grev yaparken baka bir kadna k olduunu anlatt. Hngr hngr alyordu. nmde diz kt. kimizin, iinde kadm ve ocuk yokken pssz grnen bir evde bir yaz akam ba baa kalmamz, hi olaan deildi, bu tr grotesk olaylarn kiinin kararlln sfra indirdiini grmmdr. Ona kahve yaptm, iki haftalk cretini pein verip arabamla evine gtrdm, birbirimize iyi geceler dilerken, kendini toparlam, olduka aylm grnyordu, demek grotesk durumlar unutulabiliyordu pekl. Bu olaydan sonra, sonbahara kadar uygulayacam basit bir program izdim kendime. Kii, duygusal adan romantik, cinsel adan azgn bir evliliin belalarndan pekl kurtulabilir, dedim kendime, ama tpk bakm srecinin sanclarn eken bir baml gibi attn her adm ok ince hesaplamalsn. Gelen telefonlar amamaya karar verdim, nk Rachel'n pimanla kaplma olasl vard, bizi yeniden bir araya getirebilecek eylerin boyutlar ve zellikleri artk apakt gzmde. Diyelim yamur be gn boyunca yasa, ocuklardan birinin atei ksa, ald mektupta zc bir haber okusa, bu tr olaylarda Rachel hemen telefona sarlrd, ben de bu berbat ilikiyi srdrmeye kkrtlmak istemiyordum. lk aylar merhem gibi gelecek dncesiyle zamanm dzene oturttum. Sabahlar sekizi on gee treniyle kente inip akamlar alt otuz treniyle dndm. Yaz alacakaranlnda bombo bir eve girmenin iyi gelmeyeceini bildiimden, istasyona park ettiim arabama atlayp Orpheo'nun Yeri denilen k bir lokantaya gidiyordum. Orada konuacam biri naslsa kyordu, birka martini itikten sonra bifteimi yiyordum. Sonra, Stony-brook Akhava Sinemas'nda iki film izliyordum pe pee. Btn bunlardan -yani martiniler, biftekler, sinemalar falan- bir eit uyuturucu ilevi bekliyordum, oluyordu da. yerimdekilerin dnda kimseyi grmek bile istemiyordum artk. Ne yazk ki bombo bir yatakta kolay kolay uyuyamam, imdi bama bir de uykusuzluk sorunu kmt o yetmezmi gibi. Sinemadan dndmde hemen uyuyordum ama birka saatliine. Ben de uykusuzluun tadn karmaya karar verdim. Yamur yayorsa, yamura, gkgrltsne kulak kabartyordum. Yamyorsa, turnikeden geen kamyonlarn uzaktan gelen seslerine kulak kabartyor67

ERKEKLERN HKYELER

MERHEM

dum, bana Bunalm Dnemi'ni anmsatan bir sesti, o aralar bota geziyordum. Kamyonlar -tavuklar, konserveler, sabun tozlar ya da mobilyalarla tepeleme dolu olarak- dalyorlard turnikeye. O ses, karanlk demekti benim gzmde, karanlk ve serven duygusu - bir de genlik herhalde, kulaa iyi geliyordu nk. Ara sra ya yamurun sesi, ya trafiin grlts ya da ona benzer bir ey aklm elince yeniden uyuyabiliyordum, ama bir gece hibirinin yarar dokunmad, sabahn nde aaya inip okumaya karar verdim. Oturma odasndaki yaktm, Rachel'm kitaplarna bir gz attm. Lin Yutang adl bir yazarn yaptn setim, sedire n altna kurulup okumaya baladm. Oturma odamz ok rahattr. Kitap da ilgin gibiydi. n kaplarn ounun kilitlenmedii bir mahallede, yaz geceleri pssz kalan bir sokaktaydm. Btn hayvanlar evcilletirilmitir burada, seslerini geceleri duyduum tek kularsa, istasyon yaknlarndaki baykulardr. Yani ok sessizdi ev. Barstow'larrn kpeinin, bir karabasandan uyanmasma kesik kesik havladn duydum, sonra sustu. Her ey yine sessizlie gmld. Sonra ok yaknmda bir ayak sesi, bir ksrk duydum. Tylerim diken diken oldu -o duyguyu bilirsiniz- yine de bam kitabmdan kaldrmadm, izlendiimi hissetsem de. Sezgi denilen trden eyler belki gerekten vardr da ben yok saynca daha mutlu oluyorum, yine de gzlerimi kitabmdan kaldrmadan yalnzca izlendiimi deil, oturma odasnn br ucundaki geni pencereden beni zellikle dikizleyen, dpedz kiisel yaamma el atan biri tarafndan izlendiimi anlamtm. Parlak bir n altnda karanlk bir odada oturmak, silahlarm elimden alyordu. Bir sayfa evirip okur gibi yaptm. Derken mthi bir korku, pencerenin dndaki kan duyduundan ok daha beter bir korkuya kapldm. O ksrk, o ayak sesi, o izleniyormuluk duygusu benim kuruntum muydu yoksa. Bam kaldrdm. Onu grdm grmesine, o da zaten grmemi istiyordu ki srtyordu. I sndrdm ama dars ok karanlkt, gzlerim parlak okuma na o kadar almt ki camn dndaki herhangi bir karalty seemezdim. Sofaya koarak n kapdaki fenerleri yaktm (klar parlak deildi ama imenlii geen birini grmeme yetiyordu), gelgelelim pencerenin bana dndmde imenlik bombotu, 68

onun durduu yerde kimse yoktu kesinlikle. Gizlenebilecei sryle yer vard tabii. Yolun ucunda bir adam rahata gzden gizleyecek bir ful beiyle leylak dallar var, bir de yapraklar atall bir akaaa. Yok canm, samurai klcm ekip onun peine decek deildim. Bana gre i deil. Yine fenerleri sndrdm, karanlkta durup kim olabilir acaba diye dndm. Gece kularyla hibir ilikim olmamtr, ama yle birilerinin varlndan haberim var; bu da demiryolunun oradaki dknt kulbelerden birinden gelme atlak bir ihtiyar olsa gerek, diye dndm, belki de her eyi gler yzle -en azndan anlayla- karlama kararm ya da gereksinimimden tr onu o yata evinden atlm, gece-yans yabanc bir semtte kpeklerle polislerin insafna braklm, btn bunlarn karlnda da Lin Yutang okuyan bir adam, hasta ocuuna ila veren bir kadn ya da buzdolabndaki kymal fasulyeyi attran birinden baka hibir ey dikizleyememi bir zavall ihtiyar olarak grp acmay bile baardm ona. Karanlk basamaklardan karken gkgrltsn duydum, bir saniye sonra da bir yaz yamuru boald, ortal seller gtrd, ben de zavall dikizcinin o frtnada uzaktaki evine nasl yryeceini dndm. Saat drd gemiti, karanlkta yatamda yamurun, erkenci trenlerin seslerini dinliyordum. Buffalo'dan, Chicago'dan, Bat'dan gelir, Albany'den geerek sabahn erken saatinde rmak boyunca yol alrlar, ounda yolculuk etmitim, karanlkta yatarken, Pullman'lardaki ac esinti, pijamalarn kokusu, yemekli vagondaki suyun tad, Cleveland'de ya da Chicago'da bir gn bitirip New York'ta yeni bir gne balama duygusu -hele birka yl uzakta kaldktan sonra, hele mevsim yazsa- nasld, bir bir anmsadm. Karanlkta, trenin ksz vagonlarn, kahvalt masalarn, kokularn getirdim gzlerimin nne. Ertesi gn uykumu alamamtm ama ilerimi bitirdim, eve dnerken trende uyukladm. O anda yatsam uyurdum belki ama riski gze alamazdm, Orpheo'nun Yeri'ne, oradan da sinemaya gitme dngsn srdrdm. Feci iki film seyrettim art arda. Serseme dndmden olacak, yataa yatar yatmaz uyudum, bir ara telefonun ziliyle uyandm. Saat ikiydi. Telefonun zili durana kadar yataktan k69

ERKEKLERN HKYELER

MERHEM

madm. Gece sesleri -rzgr ya da trafik uultusu- beni uyutamazd artk, uykum kamt bir kere, aa indim. Dikizci'nin dneceini sanmyordum, yine de okuma lambamn karanlk mahallede gz alyordu, ben de kapdaki fenerleri sndrp Lin Yutang'n kitabn okumaya koyuldum yine. Barstow'lann kpeinin havladn duyunca kitab elimden braktm, Dikizci'nin gelmediine iyice inanmak iin geni cama diktim gzlerimi -bylelikle gelse bile- o beni grmeden ben onu grebilecektim. Geri hibir ey grmedim ama birka dakika sonra yine kaskat kesildim, biri mutlaka gzlyordu beni. Kitabm yine elime aldm, okuyacamdan deil, ona geri gelmesini umursamadm gstermek amacyla. Tabii odada bir sr pencere vard, bir an onun hangisinin arkasnda pusuya yatm olabilecei dt aklma. Birden anladm, tam arkamda durduunu kavramak, beni o kadar ileden karmt ki sndrmeden ayaa frladm, piyanonun stndeki darack pencerede grdm yzn. "Defol git burdan!" diye bardm avaz avaz. "Rachel gitti! Seyirlik hibir ey yok! Git bamdan!" Pencereye kotum ama gitmiti. Sonra, bombo bir evde byle avaz avaz bardm iin acaba aklm m karyorum diye dndm. Belki de penceredeki yz benim kuruntumdu, hemen feneri kapp dar ktm. Dar pencerenin altmda bir iek tarh vardr? Fenerin altnda tarh inceledim, evet, kesinlikle gelmiti. Toprakta ayakizleri vard, ieklerin bazlarn ezmiti. Tarhtan imenliin kysna kadar uzanan ayakizlerini srdm, rugan bir erkek terlii duruyordu karmda. Azck eskiydi, derisi atlamt, belki de ihtiyar bir adamn terliiydi, ama temizlik ileri gren birinin terlii olmad kesindi. Galiba Dikizci, komularmdan biriydi. Terlii benim itin tesine, Barstow'lann gbre ynna doru savurdum, eve girip klar sndrdkten sonra yukar ktm. Ertesi gn birka kere polise haber vermeyi dndm ama kesin bir karara varamadm. Akam, Orpheo'nun Yeri'nde barda durup bifteimin pimesini beklerken de dndm bir ara. Geri durum ilk bakta glnt, o kadarn biliyordum, ama onun yzn yine penceremde grme korkusu hem gerekti hem de giderek byyp katlanyordu, peki neden, zellikle de btn yaamm yeniden rayna
70

oturtmaya altm bir srada buna gs gerecektim ki? Hava kararyordu. Bir telefon kabinine gidip polisi aradm. Ara sra istasyonda trafik memuru olarak alan Stanley Madison at. Mahallede kukulu birinin dolatn ihbar ettiimde, "Ya," dedi. Rachel evde mi diye sordu. Sonra da kasabamz 1916'da anonim irket kapsamna gireli beri polis kaytlarnda byle bir ikyete rastlanmadn belirtti. Hepimizin yaadmz mahalleden duyduumuz o anlalr gurur vard sesinde konuurken. Geri kendimi g bir duruma sokacam kestirmitim, ama Stanley yredeki emlak fiyatlarn zellikle krma abasna girimiim gibi konuuyordu. Be kiilik bir polis timinin yetersiz olduunu, zaten az para karlnda ok ar koullarda altklarn, kapmda bir beki istiyorsam, nmzdeki kurul toplantsnda polis rgtnn geniletilmesini nermem gerektiini belirtti. Sesinin dmanca kmamasna zen gsteriyordu, konumay Rachel'la ocuklarn hatrlarn sorarak bitirdi, yine de ben kulbeden ktmda, bir yanl yaptm biliyordum. O gece filmin ortasnda mthi bir frtna koptu, yamur sabaha kadar yad. Galiba Dikizci frtna yznden dar kamad, ne yzn grdm, ne sesini duydum. Ama ertesi gece skn etti yine. Saat sularnda geldiini, bir saat sonra gittiini duydum, gzlerimi kitabmdan ayrmadm. Zararsz bir ba belasyd herhalde, yalnzca kim olduunu bilsem -adn bilsem- sinirlerimi bozamayacakt bence, iyileme programn baaryla srdrecektim. Kim olduu stne kafa yormaktan vazgemeden yukar ktm. Bizim ordan olduu kesin gibiydi. Acaba arkadalarmdan ya da komularmdan birinin yaz geirmek iin evlerine gelen atlak bir akrabalar m vard? Tandm herkesi tek tek gzden geirdim, onlara atlak bir amca ya da dede yaktrmaya abaladm. Yabancy geceden, u karanlktan ekip karrsam, her ey yoluna girecekti. Sabah istasyonda, perondaki kalabaln arasna karp sank aday yabanc bir yz aradm. Geri yzn yle bir grmtm ama tanyacamdan emindim. Derken buldum aradm adam. Hem de p diye. Hepimizle birlikte sekizi on gee trenini bekliyordu, ama yabanc falan deildi. Blenhollow Yolu'ndaki kocaman sar evde oturan Herbert Marston'du. Bata ufak bir kukum olsa bile, onu tandm fark ettii an71

ERKEKLERN HKYELER

MERHEM

da yznn nasl bozulduunu grdmde sinirli, korkmu, sulu bir hali vard. Ona doru yrdm, aklmdan geenleri syleyecektim. Tam tersine duyabilecei bir sesle, "Geceleri pencerelerimden evimi dikizlemenize itirazm yok da karmn ektii iekleri ezmese-niz Mr. Marston," demeye hazrlanrken durdum. Durdum nk yalnz deildi. Kars ve kzyla birlikteydi. Arkalarndan yrdm, bekleme salonunun kesinde durup aileyi gzden geirdim. Mr. Marston'm yz izgilerinde de bir gariplik yoktu -belki yakasn brakacam anladndan- davrannda da. Ak sal, uzunca boylu bir adam, genliinde yakkl olduu, kemikli yznden belli. Dzenbazln, inmeler, seyirmeler ve benzeri salkszlk belirtileriyle kendini ele verdii inanc kolay kolay pes etmiyor. O sabah onun yznde bu tr bir belirti ararken ben pes ettim ama. Kararl, dingin, drst grnyordu - hele bir trl i bulamayan Chucky Ewing'den, olu ocuk felcine yakalanan Larry Spencer'dan, peronda tren bekleyen dzinelerce erkekten kesinlikle stnd. Sonra kz Lydia'ya baktm. Lydia bizim orann en gzel kzlarndan biridir. Biriki kere trende karlatmzda Kzl Ha iin gnll olarak altn, yazmalar yrttn renmitim. O sabah mavi bir giysi vard stnde, kollar plakt, o kadar krpe, o kadar tatl ve gzeldi ki onu incitecek, zecek hibir ey yapmak gelmezdi elimden. Sonra Mrs. Marston'a baktm, aradm iaret onun yzndeydi nedense, her ne kadar kocasnn serkeliinin ona bulamasna akl er-diremedimse de. Hava ok scakt, Mrs. Marston'sa kahverengi bir tayyr giymi, omuzuna krk bir etol almt. Yz, karasar, kaba bir yzd, yine de sabah trenini beklerken bile yaltlanm bir glmsemeyle iiyordu. Uzun yllar nce izgileri iddetli, hatta kara bir tutkuya gre biimlenmi bir yzd. Ama yllarca sren sofuluk ve perhiz sonucu, iddet belirtileri silinmiti bence, geriye kala kala azn ve gzlerin evresindeki birka irkin izgi kalmt, Mrs. Marston'a kat bir hogrszlk, eki bir sevimlilik havas katan. Herhalde kocas evlerin arka bahelerinde bornozuyla dolanrken bu kadn onun iin dua ediyordur, diye dndm. Dikizcinin kimlii kafam ok kurcalamt, ama artk renmeme karn dzeldiim sylenemezdi. Salar aklaan ihtiyarn gzel kzyla ve o kadnla yan yana durular, iimi bsbtn karartt.
72

O gece kentte kalp bir kokteyl partiye gitmeye karar verdim. Dev otellerin birinin st katndaki bir dairedeydi parti - ta tepede. Daha gider gitmez, benimle akam yemeine gelmeye raz olacak birini ayarlamak zere taraaya ktm. Gnlmde yatan, yeni pabularn giymi gzel bir kzd, ama btn gzel kzlarn ktlna kran girmiti sanki. Az tede ak sal bir kadn duruyordu, eski psk bir apka giymi bir kadn daha, bir de daha nce birka kere karlatm Grace Harris - nl oyuncu. Grace Harris, solgun dilberlerdendir, daha nce birbirimize syleyecek fazla bir eyimiz olmamt ama o akam bana itenlikle glmsedi. ten, yine de hznl bir glmsemeydi, herhalde Rachel'm beni terk ettiini renmi diye geirdim iimden. Ben de ona glmsedim aynen, bara yrdmde Harry Purcell kt karma. Onunla -be kadeh iip lafladm. Odaya her gz atmda Grace Harris beni o koyu, hznl baklaryla szyordu. Nedenini merak ettim, galiba beni biriyle kartryordu. Yalarn belli etmeyen bu meneke gzl dilberlerin ou yar krdrler, bilirim: Ola ki odann br ucunu gremiyordur. Ge olmutu ama naslsa zamanm kstl deildi, imeyi srdrdm. Bir ara Harry tuvalete gitti, ben de birka dakika barn banda yalnz kaldm, nedense ok uzun geldi bu sre. O srada odann br ucunda birileriyle konuan Grace Harris yanma yaklat. Burnumun dibine kadar sokulup kar beyaz elini koluma dayad. "Zavall ocuk," diye mrldand, "zavallck." Ne ocuum ne de zavall, bir an nce defolup gitse dedim iimden. Grace'in yznden zek fkrr ama ben o gece o yzde byk bir hzn ve mthi bir ktcllk okudum. "pe gidiyor gibisin," dedi hznl bir sesle. Sonra elini, ceketimin yeninden ekip odadan kt, galiba evine gitti, nk bir daha grmedim onu. Harry tuvaletten dndnde olup bitenden sz etmedim, ben de fazla kafa yormamaya karar verdim. Umduumdan uzun kaldm partide, eve ge trenlerden biriyle dndm. Banyo yaptm, pijamam giyip yattm anmsyorum. Gzlerimi yumar yummaz sz edilen ipi grdm. Ucunda cellatn ilmii vard, zaten Grace Harris'in ne demek istediini batan anlamtm: Kendimi asacam iine domutu. p ar ar bilincime iniyordu sanki. Gzlerimi atm, sabah yapacam zorunlu ileri dndm,
73

ERKEKLERN HKYELER

MERHEM

gzlerimi yine kapadmda, bir anlk bir boluktan sonra ip, bir kiriten savrulmuasna nme sarkt, bolukta asl kald. O gece, uyumak zere gzlerimi her yumuumda, uyku krln aresizliini devralmm gibi geldi bana. Gzle grlr dnya yittiine gre, dsel ipin o karanl kaplamas engellenemezdi. Yataktan kalkp aa kata indim, Lin Yutang' atm. Daha birka sayfa okumutum ki Mr. Marston'n ieklerin arasnda yrdn duydum. Galiba neyi seyretmek istediini anlamtm artk. rktm. I sndrp yerimden kalktm. Pencerenin dars karanlkt, onu gremiyor-dum. Acaba evde ip var myd? Aklma olumun kk kaynn halat geldi - kayk aadaki yklkteydi. Ykle indim. Testere tezghnn stndeydi kayk, halat uzundu, birinin kendini asmasna yetecek uzunlukta. Doru yukar, mutfaa kotum, bir bak alp halat kestim. Sonra bulduum gazeteleri frna tkp havalandrmay altrdm, halat yaktm. Daha sonra da en st kata koup yatama girdim. Kurtulmutum. Byle deliksiz bir uyku ekmeydi ne kadar olmutu bilmem. Yine de sabahleyin bir tuhaflk vard stmde, pencereden baktmda hava ok gzeldi ama ben isteksizdim. Gk, gne , her ey bulank ve uzak grnyordu, hepsine ok uzaktan bakyormuum gibi. Marston ailesine bir daha rastlamak iime hi gelmiyordu, o yzden sekiz on treninden vazgeip daha ge saatteki bir trene atladm. p imgesi, kafamn bir yerindeydi hl, yolculuk srasmda bir-iki kere grdm. Sabah zar zor atlattm da len iten karken sekreterime ikindide dnmeyeceimi bildirdim. Nathan Shea ile niversite Kulb'nde buluacaktk, ben erken gidip barda bir martini itim. Arkadana alkanlklarnn hi sekmediini anlatan yal bir beyin yannda duruyordum, iimden onun bana bir anak dolusu patlam msr geirmek geliyordu ama ikimi usulca yudumladm, barmenin saatine baktm, beyaz menta kremi iesinin boynunda aslyd. Shea geldiinde onunla da iki kadeh yuvarladm. Cinin uyuturmas sayesinde le yemeini baaryla atlattm. Park Caddesi'nde vedalatk. Martinilerim o anda ihanet ettiler bana, ipi yine grdm. Gneli bir ikindinin saat ikisiydi olsa olsa, ama hava bana karanlk geliyordu. Corn Kambiyo'ya gittim, be yz dolarlk bir ek bozdurdum. Sonra Brooks Brothers'dan eitli bo74

yunbalan, bir kutu puro alp yukar kata, takm elbiselere bakmaya ktm. Maazada topu topu birka mteri vard, onlarn arasnda yalnzm izlenimini uyandran bir gen kz ya da kadn dikkatimi ekti. Galiba kocasna bir eyler almak iin bakmyordu. Salar ak kumrald, teni incecik ktlar andrr duruluktayd. Hava ok scakt ama o scaktan etkilenmemi grnyordu, Rye'dan ya da Greenwich'ten trenle gelirken evde yapt banyonun tazeliini naslsa koruyabilmi gibiydi. Kollaryla bacaklar ok gzeldi, yzndeyse akll bal, akac, hatta ev kadnms bir hava vard ve bu hava, kollaryla bacaklarnn ekiciliini pekitiriyordu sanki. Yrd, asansr ard. Ben de koup yannda dikildim. Aa birlikte indik, onun ardndan Madison Caddesi'ne kadar yrdm. Kaldrm kalabalkt, yannda yryordum. Bana bir kerecik bakt, onu izlediimi anlad, yine de ben onun kolay kolay evreden yardm istemeyecek bir kadm olduundan emindim. Kede durdu, trafik lambasnn deimesini bekledi. Ben de yamnda usulca bekledim. Ona ok ama ok usul bir sesle, "Madam, ltfen elimi ayak bileinize dolamama izin verir miydiniz? Tek isteim bu madam, hayatm kurtaracaksnz," dememek iin kendimi nasl tutabilirdim? Bir daha ban evirmedi, ama korktuunu sezmitim. Kar kaldrma geti, ben de getim, bu arada kafamn iindeki bir ses yalvarp duruyordu. "Ltfen elimi ayak bileinize dolamama izin verin. Hayatm kurtaracaksnz. Yalnzca elimi ayak bileinize dolamak istiyorum. Bedelini demeye hazrm." Czdanma davranp kt paralar kardm. Derken kulamn dibinden birinin bana seslendiini duydum. Bizim iyerine girip kan bir satcyd, bir reklam ajansnda alyordu, onun bildik gevrek sesiydi bu. Czdan cebime sokup sokan kar kaldrmna getim, kalabala karmaya altm. Park Caddesi'ne, Lexington'a yrdkten sonra sinemaya girdim. Havalandrma aygtndan gelen pis, souk esinti, Chicago'dan ya da Uzak Bat'dan gelen erkenci trenlerin nicedir kulak verdiim uultusuna benziyordu. Giriteki salon botu, bir saraya ya da bir kiliseye adm atm gibiydim. Yukar kan dar merdiven birdenbire grkemle ilikisini kesti, yana kvrld. Sahanlk kirli, duvarlar plakt. Merdivenden knca balkona saptm, orada karanlkta artk hibir eyin beni kurtaramayacan, hibir gzel kzn yeni pabula75

ERKEKLERN HKYELER

ryla yoluma kmayacan dndm. Eve trenle dndm ama Orpheo'nun Yeri'ne, sonra da sinemaya katlanamayacak kadar yorgundum. stasyondan arabamla dndm eve, arabay garaja park ettim. Ta ordan evdeki telefonun aldgm duyuyordum, bahede durup zil sesinin kesilmesini bekledim. Oturma odasna girdiimde ocuklarn gitmeden nce duvarlarda braktklar kirli el izlerini grdm, izler yere yakn olduklarndan pmek iin meldim. Sonra uzun sre oturma odasnda oturdum. Uykuya dalmm, uyandmda saat epey geti, br evler karanlkt. I yaktm. Dikizci bu saatte terliklerini, bornozunu giyiyor olsa gerekti, arka avlularda, bahelerde sinsice dolamaya balamadan nce. Mrs. Marston dizst km dua ediyordu herhalde. Ben de Lin Yutang'm aldm, okumaya baladm. Barstow'lann kpeinin havladn duydum. Telefon bir daha ald. Rachel'n sesini duyar duymaz "Sevgilim!" diye haykrdm. "Sevgilim! Birtanem!" Alyordu. Seal Liman'ndaym. Bir haftadr yamur yayormu, Tobey'nin atei krka km. "u anda yola kyorum," dedim. "Yarn orada olurum. Yarn sabah varm olurum. Sevgilim!" Hepsi bu. Bitmiti ite. Hepsi gemiti. Bir valiz hazrladm, buzdolabn zp btn gece araba srdm. O gnden beri mutluyuz. Bildiim kadaryla Mr. Marston hava karardnda evimizin nnde bir daha grnmedi, ama ben onu istasyonda ve ehir kulbnde sk sk grdm. Kz Lydia gelecek ay evleniyor, karasar suratl kars da hayr ilerinde gsterdii baardan tr yaknlarda dllendirildi. Yani herkes iyi.

RAYMOND CARVER Kameriye

EVREN:

TOMRS

UYAR

O SABAH Teacher's' gbeime dkyor ve yalayp iiyor. O gn leden sonra kendini pencereden aa atmaya kalkyor. Diyorum ki, "Holly, bu byle devam edemez. Artk sona ermeli." Yukardaki sit odalarndan birinde oturuyoruz. Seebileceimiz baka bo odalar da vard. Ama bizim bir site ihtiyacmz vard, iinde rahata hareket edebileceimiz ve konuabileceimiz bir yere. Bu yzden sabah otelin ofisini kilitleyip yukarda bir site tandk. O diyor ki, "Duane, bu beni mahvediyor." Buz ve su ile Teacher's iiyoruz. Sabah ile len aras bir sre uyumuuz. Sonra o kalkyor ve i amarlaryla pencereden aa atlamakla tehdit ediyor beni. Kalkp onu tutmam gerekiyor. Sadece iki kat yukardayz. Ama hi belli olmaz. "Yetti artk," diyor. "Daha fazla dayanamayacam." Elini yanana koyup gzlerini yumuyor. Ban ileri geri sallyor ve inliyor. Onu byle grmek beni ldrecek. "Neye dayanamyorsun?" diyorum, kukusuz bildiim halde. "Bunu sana bir kere daha anlatmam gerekmiyor," diyor. "Kontrol kaybettim. Gururumu kaybettim. Bir zamanlar gururlu bir kadndm." Otuzunu henz doldurmu, ekici bir kadn. Uzun boylu, siyah salar ve yeil gzleri var, tandm tek yeil gzl kadn. Eskiden ona yeil gzleri hakknda bir eyler sylerdim ve o da bana gzleri yznden kendisinin zel bir eyler yapmak iin yaratlm olduuna inandn sylerdi.
77

76

ERKEKLERN HKYELER

KAMERYE

Bilmez miyim! Her ey yznden kendimi kt hissediyorum. Aada ofiste alan telefonun sesini duyuyorum. Btn gn boyunca ald durdu. Kestirdiim zamanlar bile aldn duyuyordum. Gzlerimi ap tavana bakyor ve aln dinliyor ve bize neler olmakta olduunu dnyordum. Belki de yere bakmam gerekiyordu. "Kalbim krld," diyor. "Ta kesildi. Hi iyi deilim. Bundan kts de olamaz, yani hi mi hi iyi deilim." "Holly," diyorum. Buraya ilk tandmz ve ynetici olarak ie alndmz zaman, yrttk diye dnmtk. Kira vermeyecek, eyalar bedava kullanacak ve stelik ayda yz dolar kazanacaktk. Byle bir teklif geri evrilmez. Holly muhasebe ilerine bakyordu. Rakamlarla aras iyiydi ve kulbeleri kiralama iini de o stlenmiti. nsanlar seviyordu, insanlar da onu seviyordu. Ben saha ilerine bakyor, imleri biip yabani otlar ayklyor, yzme havuzunu temizliyor, ufak tefek tamir ileriyle ilgileniyordum. lk yl her ey yolunda gitti. Baz geceler baka ilerde alyordum ve yol almaya balamtk. Planlarmz vard. Sonra bir sabah. Bilmiyorum. u ufak tefek Meksikal hizmeti temizlik yapmak iin ieri girdiinde, kulbelerden birinin banyosuna henz birka karo demitim. Onu ie alan Holly'ydi. Karlatmz zamanlar konuurduk ama bu ufakln daha nce hi farkna varmamtm. Hatrlyorum, bana Baym derdi. Her neyse, yle ya da byle. te o sabahtan sonra ona dikkat etmeye balamtm. Dzgn beyaz dileri olan, derli toplu, ufak tefek bir eydi. Azn seyrederdim. Bana admla hitap etmeye balamt. Bir sabah banyo musluklarndan birinin lastiini deitiriyorum, o ieri girip her hizmetinin yapt gibi TV'yi ayor. Yani temizlik yaparlarken. Yaptm ii brakp banyodan ktm. Beni grnce ard. Bana glmsyor ve adm sylyor.
78

"Holly, sen hl gururlu bir kadnsn," diyorum. "Sen hl bir numarasn. Haydi Holly." Holly bam sallyor. "imde bir eyler ld," diyor. "lmesi uzun srd ama sonunda ld ite. Sen her eyi ldrdn, tpk bir balta alp kesmisin gibi. Her ey kirlendi artk." kisini bitiriyor. Sonra alamaya balyor. Ona sarlmaya kalkyorum. Ama fayda etmiyor. kilerimizi tazeliyorum ve pencereden dar bakyorum. Ofisin nnde yabanc eyalet plakas tayan iki araba park etmi, srcleri kapda durmu konuuyorlar. Biri tekine syledii eyi bitiriyor ve kulbelere bakp enesini ekitiriyor. Aada bir de kadn var, yzn cama yaslam, ellerini gzlerine siper ederek ieri bakyor. Kapy zorluyor. Aadaki telefon almaya balyor. "Biraz nce benimle seviirken bile onu dnyordun," diyor Holly. "Bu ok ac, Duane." "Holly," diyorum. "Gerek sylediim Duane," diyor. "Benimle tartma," diyor. Odann iinde bir aa bir yukar yryor, stnde klotu, sutyeni ve elinde ikisi var. Holly diyor ki, "Sen evliliin dna ktn. ldrdn eyse gven." Dizlerimin stne kp yalvarmaya balyorum. Fakat Juanita' yi dnyorum. Korkun bir ey bu. Bana ya da elleme ne olacak bilmiyorum. Diyorum ki, "Holly, tatlm, seni seviyorum." Park yerinde birisi korna alyor, duruyor ve ardndan tekrar alyor. Holly gzlerini siliyor. yle diyor: "Bana bir iki hazrla. Bu ok sulu olmu. Brak o lanet olas kornalarm alsnlar. Umurumda deil. Ben Nevada'ya tanyorum." "Nevada'ya tanma," diyorum. "Sama sapan konuuyorsun," diyorum. "Sama sapan konumuyorum," diyor. "Nevada'nn nesi sama 79

ERKEKLERN HKYELER

KAMERYE

sapan? Sen burada temizliki kadnnla kal. Ben Nevada'ya gidiyorum. Ya oraya giderim ya da kendimi ldrrm." "Holly!" diyorum. "Holly'ymil" diyor. Kanepeye oturup dizlerini enesinin akma ekiyor. "Bana baka bir iki hazrla, orospu ocuu!" diyor. Diyor ki, "Siktir et u korna alanlar. Gitsinler pisliklerini Travelodge'da yapsnlar. Senin temizliki kadnn imdi orada m temizlik yapyor? Bana baka bir iki hazrla, orospu ocuu!" Dudaklarn gerip o bakyla bakyor bana. mek tuhaf i. Geriye baktmda btn nemli kararlarmzn ierken alnm olduunu gryorum. kiyi brakmak konusunda konutuumuz zaman bile mutfak masas ya da piknik masasma altlk bira paketi ya da viskiyle otururduk. Buraya tanp ynetici olarak ie balamaya karar vereceimiz zaman birka gece boyunca oturup iki imi, iin artlarn ve eksilerini tartmtk. Teacher's'm sonunu bardaklarmza boaltp buz ve su ekliyorum. Holly kanepeden kalkyor ve boylu boyunca yataa uzanyor. Diyor ki, "Bu ii onunla bu yatakta m yaptn?" Syleyecek szm yok. imdeki btn szcklerin bittiini hissediyorum. Ona bardan uzatp sandalyeye oturuyorum. kimi iiyor ve hibir eyin artk asla eskisi gibi olamayacan dnyorum. "Duane?" diyor. "Holly?" diyorum. Yreim daralyor. Bekliyorum. Holly benim gerek akmd. Juanita ile yaptm ey haftann be gn saat on ile on bir arasnda oluyordu. Temizleme ii srasnda hangi kulbedeyse orada oluyordu. alt yere giriyor ve arkamdan kapy kapatyordum. Fakat ounlukla on bir numarada oluyordu. ansl odamz on birdi. Birbirimize kar sevecendik fakat hzlydk. yiydi. Holly'nin bunu hogrp geitirebileceini dnyordum. Tek
80

yapmas gereken bir kere denemek, diye dnyordum. Ben kendimi gece iine vermitim. Bu ii bir ebek bile becerebilirdi. Fakat iler hzla yoku aa inmeye balamt. Artk iimizde hi istek kalmamt. Havuzu temizlemekten vazgemitim. i yeil yosun ile dolmu ve bu yzden mteriler artk havuzu kullanmaz olmutu. Artk musluklar tamir etmez, karolar deitirmez, gereken yerlere boya ile yama yapmaz olmutum. in gerei u ki, ikimiz de kendimizi iyice ikiye vermitik. Kafan bir kere takmaya gr, alkol ok zaman ve emek alr. Holly de mterileri doru drst kaydetmez olmutu. Ya gerektiinden fazla para alyor ya da almas gerekeni almyordu. Bazen iinde yalnz tek yatak bulunan bir odaya kii yerletiriyor ya da ift kiilik byk yatakl bir oday tek kiiye veriyordu. ikyetler kesilmiyor, bazen kfrlemeler oluyordu inann. nsanlar, bavullarn toplayp baka yere gidiyorlard. Demeye kalmad, yneticilerden bir mektup geldi. Sonra bir tane daha, bu seferki taahhtlyd. Telefonla aryorlar. ehirden birileri buraya gelecek. Biz artk umursamyorduk; gerek bu. Gnlerimizin sayl olduunu biliyorduk. Hayatmzn bokunu karmtk ve iyice bir silkelenmeye hazrlanyorduk. Holly akll kadndr. Bunu ilk o fark etti. Derken o cumartesi sabah, durumumuza yenilik getirmeyen tartmalarla geen bir geceden sonra uyandk. Gzlerimizi atk ve birbirimize yle iyice bir bakabilmek iin yatakta yz yze dndk. O zaman ikimiz de anladk durumu. Bir eyin sonuna gelmitik ve yapmamz gereken, her eye yeniden balayabileceimiz bir nokta bulmakt. Kalktk, giyindik, kahve itik ve bu konumay yapmaya karar verdik. Hibir ey bizi engellememeliydi. Ne telefon zili ne de mteriler. Teacher's' o zaman kardm ortaya. Kapy kilitledik; buz, bardaklar ve ieyle yukar kata ktk. nce renkli TV izledik, biraz glp elendik ve aada alan telefonlara kulak asmadk. Yemek
81

ERKEKLERN HKYELER

KAMERYE

iin dar kp otomattan peynirli cips aldk. Matrak bir "her ey olabilir" noktasna gelmitik, her eyin olup bittiini fark ettiimiz u anda. "Hatrlyor musun?" diyor Holly. "Evlenmeden ncesini, daha ocuk olduumuz zamanlan? Byk planlarmz ve umutlarmz olduu zamanlan?" Dizlerini ve ikisini tutarak yatakta oturuyor. "Hatrlyorum, Holly," diyorum. "Sen benim iin ilk deildin, biliyorsun. lk Wyatt vard. Dnebiliyor musun, Wyatt. Senin admsa Duane. Wyatt ve Duane. O yllarda kim bilir nelerin zlemini duyuyordum? Sen benim her eyimdin, tpk o arkdaki gibi." Diyorum ki, "Sen muhteem bir kadnsn, Holly. Karna baka frsatlar ktn biliyorum." "Ama onlar kullanmadm!" diyor. "Evliliin dna kamazdm." "Holly, ltfen," diyorum. "Artk kapatalm tatlm. Birbirimize eziyet etmeyelim. imdi ne yapmamz gerekiyor?" "Dinle," diyor. "Yakima dnda Tenace Tepeleri'ni getikten sonra geldiimiz o eski iftlik yerini hatrlyor musun? Araba ile yle dolayorduk. O dar toprak yolda ilerliyorduk, hava scak ve tozluydu. Gittik, gittik, o eski eve geldik ve sen bir bardak suyunuz var m diye sordun. Ayn eyi imdi yapabileceimizi dnebiliyor musun? Bir eve gitmek ve bir bardak su istemek?" "O yal insanlar artk lm olmal," diyor, "bir mezarda yan yana yatyor olmallar. Bizi pasta yemek iin ieri davet etmilerdi, hatrlyor musun? Ve sonra bize evreyi gstermilerdi. Arkada bir yerde karmza kan kameriyeyi. Arkalarda, aalarn altndayd. Hafife bombeli bir dam vard, boyas solmutu ve basamaklarn yosunlar kaplamt. Kadn demiti ki, yllar nce, yani uzun bir zaman nce, pazar gnleri oraya mzik almak iin adamlar gelirmi ve insanlar oturup onlar dinlermi. yice yalannca bizim de onlar gibi olacamz dnmtm. Onurlu. Ve bir arada. nsanlar bizim kapmza geleceklerdi." Hemen bir ey sylemiyorum. Sonra diyorum ki, "Holly, bunlara, biz de dnp bunlara bakacaz. Diyeceiz ki, 'Havuzu bir sr
82

pislikle dolmu o moteli hatrlyor musun?'" Diyorum ki, "Ne dediimi anlyor musun, Holly?" Fakat Holly elinde barda ile yatakta yle oturuyor. Anlamadn grebiliyorum. Pencereye gidiyorum ve perdenin arkasndan bakyorum. Aada birisi bir eyler sylyor ve ofis kapsn sarsyor. Olduum yerde kalyorum. HoUy'den bir iaret gelsin diye dua ediyorum. Holly bu iareti versin diye dua ediyorum. Bir arabann altn duyuyorum. Ardndan bir bakasnn. Farlarn binaya doru yakyorlar ve geri geri gidip trafiin iine kanyorlar. "Duane," diyor Holly. O, bu konuda da hakl kt.

EVREN:

ZAFER

ARACAGK

83

FAZLA KARITIRMA

ALBERTO MORAVIA l Fazla Kartrma

AGNESE, "Cehennemin dibine kadar yolun var!" bile demeksizin byle ekip gitmektense bana haber verebilirdi. Kusursuz olduumu iddia etmiyorum, ama bana neyin zlemini duyduunu syleseydi, zerinde konuabilirdik. Oysa tam tersine, iki yllk evlilikten sonra bir tek kelime bile etmeksizin, stelik bir sabah benim evde olmadm bir an kollayarak gizlice ekti gitti, tpk daha iyi bir ev bulan hizmetilerin yapt gibi. ekti gitti ve ben hl beni brakp gittikten alt ay sonra bile nedenini anlam deilim. O sabah, semt pazarnda alveri yaptktan sonra (alveri yapmak benim ok houma gider, fiyatlar renirim, ne istediimi bilirim, pazarlk etmek ve konumak, yiyeceklerin tadna bakmak, onlara dokunmak bana keyif verir, biftein hangi hayvandan, elmann hangi baheden geldiini bilmek isterim), yemek odasndaki perdeye dikmek iin bir buuk metre pskl almak zere yeniden dar ktm. Gerektiinden fazla harcamak istemediimden, Umilt sokandaki kk bir dkknda aradm pskl bulmadan nce epey dolamtm. On biri yirmi gee eve dndm, yemek odasna girdim, amacm pskln renginin perdeye uyup uymadna bakmakt, girer girmez masann zerindeki mrekkep hokkas, kalem ve mektubu grdm. Doruyu sylemek gerekirse, ilk fark ettiim ey masa rtsndeki leke oldu. "uraya bak, ne pasakl... rty lekelemi," diye dndm. Hokkay, mektubu ve kalemi kaldrp rty aldm, mutfaa gittim ve limonla bastra bastra ovalayarak sonunda lekeyi kardm. Sonra yemek odasna dndm, rty yerine koydum, ancak o anda mektubu hatrladm. Bana yazlmt: Alfredo. Mektubu atm ve okudum: "Temizlik yaptm. len yemeim kendin piir, 84

naslsa alksn. Elveda. Ben annemin evine dnyorum." Bir an hibir ey anlamadm. Sonra mektubu tekrar okudum ve en sonunda anladm: Agnese iki yllk evlilikten sonra beni terk etmi, ekip gitmiti. Her zamanki alkanlmla, mektubu dier mektuplar ve faturalar koyduum komodinin ekmecesine koydum, pencerenin yannda bir sandalyeye oturdum. Ne dneceimi bilemiyordum, buna hazr deildim ve olan bitene inanamyordum. Bunlar dnrken, gzm yer demesine takld ve kk beyaz bir ty grdm, herhalde Agnese toz alrken fradan kopmu ve yere dmt. Ty aldm, pencereyi atm ve dar attm. Sonra apkam aldm ve evden ktm. Yrrken kt bir huyum vardr, kaldrmn bir karesine basar, dierine basmadan geerim, yine byle yaparak bir yandan yryor, bir yandan da kendi kendime, Agnese'nin beni yaralamak ister gibi, haince ekip gitmi olmas iin ona ne yapm olabileceimi soruyordum. lk aklma gelen, Agnese'nin ufack bile olsa beni ihanetle sulayp sulayamayaca oldu. Hemen cevapladm: Asla. Zaten kadnlarla ok fazla ilikim yok, onlar anlamam, onlar da beni anlamazlar, stelik evlendiim gnden beri, benim iin artk var olmadklar sylenebilir. Bu konuda Agnese beni sk sk kkrtmaya alrd: "Eer baka bir kadma k olursan ne yaparsn?" diye sorard. Ben de, "mknsz; seni seviyorum ve bu duygu mr boyu srecek," diye yantlardm. imdi, tekrar dndmde, o "mr boyu" szcnn onu mutlu etmediini, aksine, suratn astn ve suskunlatm hatrlar gibi oldum. Konuya tamamen farkl bir adan bakmay deneyerek Agnese'nin beni para yznden, yani para konusundaki davran biimim yznden brakm olup olmadn irdelemek istedim. Ama bu kez de vicdanmn rahat olduunu fark ettim. Para sz konusu olduunda, doru, ona ok fazla para vermiyordum ama paraya ne ihtiyac vard ki? Ben her zaman yanmdaydm, demeye hazrdm. Davran biimime gelince, pek de kt saylmazd: Siz deerlendirin biraz. Haftada iki kez sinema, iki kez kafe, stelik ister dondurma yesin, ister sadece kahve isin, bunun hi nemi yoktu, ayda iki tane magazin dergisi, her gn gazete; kn opera bile; yazn Marino' ya, babamn evine sayfiyeye. Bunlar elence iin harcananlar; elbi85

ERKEKLERN HKYELER

",

FAZLA KARITIRMA

selere gelince, Agnese'nin bu konuda ikyet etme ihtimali daha azd. Herhangi bir eye ihtiyac olduunda, bir sutyen, bir ift orap ya da bir earp ben hep hazrdm. Onunla birlikte maazalara gider, onunla birlikte gerekeni seer, hi itiraz etmeksizin demeyi yapardm. Ayn ey terziler ve apkaclar iin de geerliydi. Bana, "Bir apkaya ihtiyacm var, bir elbiseye ihtiyacm var," dediinde, "Hadi gidelim, sana elik edeyim," diye yantlamadm an olmamtr. Ayrca, Agnese'nin g beenir bir tip olmadn da kabul etmek gerekir: Evliliimizin ilk ylndan sonra, kendine elbise yaptrmaktan neredeyse tamamen vazgeti. Hatta bazen, o ya da bu giysiye ihtiyac olduunu hatrlatan ben olurum. Ama o geen yl aldklarnn yeterli olduunu, eksik eyleri umursamadn sylerdi, yle ki ben sonunda, bu yn ile dier kadnlara benzemediini, iyi giyinmek gibi bir kayg tamadn dnmeye baladm. Yani gnl ve para ii deildi bu i. Bir tek avukatlarn karakter uyumazl dedikleri seenek kalyordu. Kendi kendime, iki yl iinde tek bir tartma bile yaamadmza gre, bir tek ksknlk bile olmadna gre, ne tr bir karakter uyumazlndan sz edilebileceini sordum. Her zaman birlikteydik, eer byle bir uyumazlk sz konusu olsayd, ortaya kard. stelik Agnese bana hi itiraz etmezdi, hatta hi konumad bile sylenebilir. Bazen kahvede ya da evde olduumuz gecelerde, g bela azn aard, hep ben konuurdum. nkr etmiyorum, konumak, dinlenmek benim houma gider, zellikle ili dl olduum biriyle birlikteysem. Sakin, dzgn, inisiz ksz, aklc, akc bir biimde konuurum ve ele aldm konuyu batan sona tm ynleriyle deerlendiririm. Tercih ettiim konular ise ev ileriyle ilgili olanlardr. Fiyatlar, mobilyalarn dzeni, mutfak, termosifon, zetle sama sapan eylerden sz etmekten holanrm. Bunlardan sz ederken hi yorulmam; ylesine byk bir keyifle konuurum ki, sk sk ayn ynleriyle konuyu en bandan tekrar ele aldm fark ederim. Bir kadnla konuulmas gereken konular bunlar deil midir? Baka neden sz etmek gerekir ki? Ayrca Agnese beni dikkatle dinlerdi, en azndan bana yle gelirdi. Sadece bir kez, ona elektrikli ofbenin nasl altn anlatrken uyuyakaldn fark ettim. Onu uyandrarak, "Ne oldu? Sklyor musun yoksa?" diye sorduumda, "Yok, yok, yorgunum, dn gece hi uyuma86

dim," diye cevaplamt. Genellikle kocalar ya ofislerine, ya dkknlarna giderler, yapacak hibir ey bulamazlarsa arkadalaryla gezintiye karlar. Ama Agnese benim iin her eydi, ofisim, dkknm, arkadalarm. Onu bir dakika dahi yalnz brakmyordum, belki aracaksnz, ama yemek yaparken bile yanndan ayrlmyordum. Mutfak ilerini ok severim ve her gn, her nden nce, bir nlk takar ve Agnese'ye yardm ederdim. Hemen hemen her iten birazck yapardm: Patatesleri soyar, fasulyeleri ayklar, sebzeleri ve etleri dorar, yemeklere bakardm. Ona ylesine kusursuz bir biimde yardm ediyordum ki, bana, "Bak, sen yap... bam aryor... biraz uzanacam," derdi. O zaman yemei kendi bama piirirdim, hatta yemek kitab sayesinde yeni eyler denemeye de balamtm. Ne yazk ki Agnese itahl biri deildi; hatta son gnlerde itah iyice kesilmiti ve neredeyse yemeklere hi dokunmuyordu. Bir kez bana aka olarak, "Erkek domakla yanl yapmsn... sen bir kadnsn... stelik tam bir ev kadn," demiti. Bu sylediklerinde doru bir yan olduunu kabul etmem gerek: Gerekten de yemek piirmenin dmda, ykamak, tlemek, diki dikmek ve hatta bo zamanlarmda tlbentlerin kenarlarm oyalamak ok houma gider. Daha nce de sylediim gibi onu hi yalnz brakmyordum: Bir arkada ya da annesi geldiinde bile; hatta nereden aklna geldiyse bilmiyorum, ngilizce dersleri almaya karar verdiinde bile, ben de bu zor dili renmeye abalamtm. Ona o kadar yapmtm ki, bazen kendimi gln hissettiim bile oluyordu; bana bir kafede, alak sesle syledii eyi iyi anlamadan, onun peine takldm ve girmeye altm yerin kadnlar tuvaleti olduunu bana grevlinin hatrlatt o gn olduu gibi... Sk sk bana, "uraya gitmem gerekiyor... Seni ilgilendirmeyen falanca kiiyi grmem gerekiyor," derdi. Ama ben ona, "Ben de geliyorum... Zaten yapacak bir eyim yok," derdim. Bu yant zerine, "Benim iin, gelsen de gelmesen de fark etmez, ama seni uyaryorum, sklrsn," derdi. Oysa hayr, hi sklmazdm, sonra ona bunu sylerdim: "Grdn *' m, sklmadm." Uzun lafn ksas, yapk ikizler gibiydik. Bunlar dnerek ve Agnese'nin beni niin terk ettiini kendi kendime sorarak, babamn dkknna vardm. Minevra Meydan yaknlarnda kutsal eyalarn satld bir dkkndr. Babam hl gen

ERKEKLERN HKYELER

FAZLA KARITIRMA

bir adam: siyah kvrck sal, kara bykl bir adam ve byklarnn altmda asla ne anlama geldiini zemediim bir glmseme. Kim bilir belki de rahipler ve dindar kiilerle birlikte olmaya altndan, tatl m tatl, sakin ve iyi huyludur. Onu iyi tanyan annem aslnda ok sinirli olduunu, ama gstermediini syler. Her neyse, kutsal cppeler ve ayin talaryla dolu vitrinlerin arasndan geerek dorudan yaz masasnn bulunduu depoya girdim. Her zaman olduu gibi, byklarn srarak ve dnerek hesap yapyordu. Ona nefes nefese, "Baba, Agnese beni terk etti," dedim. Gzlerini kaldrd, bana byk altndan glmsyormu gibi geldi; ama bu bir kuruntudan ibaret olabilir. "zldm, ok zldm... nasl oldu?" dedi. Ona neler olduunu anlattm. "Tabii ki ok zgnm... Ama tek bilmek istediim beni niin terk ettii," diyerek szlerimi bitirdim. arm bir halde, "Anlamyor musun?" diye sordu. "Hayr." Bir an sessiz kald ve bir solukta, "Alfredo, zgnm, ne syleyeceimi bilemiyorum... Sen benim olumsun, senin gereksinimlerini karlyorum, seni seviyorum... Ama karnla ilgili sorunlar kendin zmelisin," dedi. "Evet ama niin beni terk etti?" Kafasn sallad: "Senin yerinde olsam bu ii fazla kartrmam... Bo ver... Nedenlerini bileceksin ne olacak?" "Benim iin ok nemli... Her eyden ok." O anda ieriye iki rahip girdi; babam ayaa kalkt ve onlar karlamaya gitti, bu arada bana, "Daha sonra gel... Konuuruz... imdi iim var," dedi. Ondan baka bir ey bekleyemeyeceimi anladm ve ktm. Agnese'nin annesinin evi uzak deildi, Vittorio Caddesi'ndeydi. Ayrlnn srrn bana aklayabilecek tek kiinin Agnese'nin bizzat kendisi olduunu dndm ve ona gittim. Merdivenleri koarak ktm, beni salona aldlar. Agnese'nin yerine annesi geldi, tahamml edemediim bir kadndr, o da esnaf, siyaha boyanm salar ve al yanaklanyla sahte, sinsi glmsemesiyle tahamml edilmez bir tip. Sabahlklayd. Gsnde bir gl vard. Beni grdnde sahte bir kibarlkla, "Ooo, Alfredo, hangi rzgr att seni buralara?" dedi. "Neden geldiimi biliyorsunuz anne. Agnese beni terk etti."
88

O sakin bir biimde: "Evet, burada... Evladm: Elden ne gelir, byle eyler oluyor." "Nasl byle syleyebilirsiniz?" Bir an bana bakt ve, "Sizinkilere syledin mi?" diye sordu. "Evet, babama." "O ne dedi?" Babamn ne syledii onu ne ilgilendirirdi ki? Keyifsizce yantladm: "Babam bilirsiniz... Fazla kartrma, diyor." "Doru sylemi evladm... Fazla kartrma." "Ama," dedim, yaram yeniden depremiti. "Niin beni brakt? Ona ne yaptm? Niin sylemiyorsunuz?" Sinirden titreyerek konuurken, gzm masanm zerine takld. Masann zerinde, tam ortas beyaz nakl bir rt ve naksn zerinde krmz karanfillerle dolu bir vazo vard. Ancak rt iyi ortalanmamt. Ne yaptm dnmeksizin, mekanik bir biimde, vazoyu kaldrdm ve rty ortaladm. Bu srada Agnese'nin annesi bana g lmseyerek bakyor, soruma yant vermiyordu. Bu hareketi yaptktan sonra: "Bravo... imdi rt ortaland... Ben farkna varmamtm bi| le, ama sen hemen grdn... Bravo... imdi gitsen iyi olur evladm." ,j Ayaa kalkt, o arada ben de kalktm. Agnese'yi grp gremeyeceimi sormak istiyordum, ama faydasz olduunu anladm; onu grrsem, serinkanllm yitirip aptalca bir ey yapmaktan ya da sylemekten korkuyordum. Sonunda oradan ayrldm ve o gnden beri karm grmedim. Kim bilir belki bir gn, benim gibi bir kocann kolay bulunmayacan anlayarak geri dner. Ama neden beni terk ettiini sylemeden, eikten admn atamaz.

E V R E N:

B E T L

P A R L A K

GN BOYU GECE YARISI

HAKIF KUREISHI l Gn Boyu Gece Yars

IAN Paris'teki odada, odadaki tek koltukta arkasna yaslanm oturuyor, Marina'nn banyoda iini bitirmesini bekliyordu. Biraz zaman alacakt bu, nk Marina kremleniyordu -tam yedi deiik krem kullandn sylemiti Ian'a- her yanma ovutura ovutura sryordu. Bedeni onun iin deerliydi. Birka dakika yalnz kalabildiine memnundu lan. Son zamanlarda epeyce nemli gnler geirmiti; en nemlisinin bugn olacan ve geleceinin bugne bal olduunu dnyordu. Son birka sabahtr, kahvalt iin dar kmadan nce Schubert'in Si bemol majr sonatn dinlemiti, bu paray eskiden bilmezdi. Birka pop mzik kaseti dnda Anthony'nin evindeki tek mzik buydu. Bu evdeki ilk gnlerinde lan onu iltenin altndan bulup karmt. CD'yi almak zere ayaa kalktnda gz gardrobun aynasndaki yanssna iliti ve kendini Lucian Greud'un tablolarndaki insanlardan birine benzetti: ince, kahverengi bir yamurluk giymi orta yal bir adam, benzi kl rengi, saksdaki solmu iein yannda dikiliyor, an kilolu; gzlerindeki o tuhaf umut ifadesi ya da karsndakinin houna gitme arzusu insan artyor. Mizah duygusunu yitirmemi olsa glebilirdi lan. Mziin sesini at. Yakndaki bir okuldan gelen sesleri bastryordu mzik. ocuk sesleri ona kzn hatrlatt, kz u srada Londra'daki bykannesinin yannda kalyordu. Ian'n kars Jane hastaneye yatrlmt. Bunu Marina'yla konumas gerekiyordu; Marina'nn bu olaydan henz haberi yoktu. Ian'n karsnn lafn duymak istemiyor, o da bu konuyu amak istemiyordu. Ama konumadka 90

katsnn glgesi zerinden -her ikisinin zerinden- eksik olmayacak ve her eyin zerine kecekti. lan bir pop ocuuydu, klasik mzii dnmek onu rktrd, ama yine de Schubert'in sonatn istekle dinliyor, ara sra odada bir aa bir yukar yryordu. Bu sonat sk sk dinliyor olsa da mziin almn hatrlayamyordu; mziin kendisine ne sylediini de bilemiyordu, nk sonatn yaratt belirgin bir izlek yoktu. Bunun kendisinin asla anlayamayaca bir mzik olduunu dnmek houna gidiyordu; sanki byle olmas mziin nemli bir parasyd: Hem zihninin uyarlmas ve megul edilmesi hem de sakinleebilme yeteneini hl koruyor olmak Ian'n iini rahatlatyordu. Baz sabahlar uyandnda o mzii dinlemek isteiyle dolup tayordu. Ian'n en yakn arkada ve i orta Anthony'ye ait olan bu dairede Marina ile birlikte on gn geirmilerdi; Anthony'nin de bir Fransz sevgilisi ya da metresi vard. Rue du Louvre'da bulunan daire, yrylere kmak, mzelere ve barlara gitmek iin ok uygun bir konumdayd, ama altnc kattayd. Darack, eri br ahap basamaklar trmanmak Marina'ya gitgide g geliyordu. Aslnda gnde bir kereden ok kmyorlard dar. Hava temiz ve prl prld, ama dondurucu bir souk vard. Bir tek yeri dnda ev souktu, o yer de evdeki tek koltuun durduu, duvara bitiik elektrikli minenin yanyd. Marina ile arasnda ne vard? Birbirlerini yalnzca istemiler miydi? Bilmiyordu bunu, imdi bile bilmiyordu. Elinden gelen tek ey, bu budala, harika, bencil aklarnn her i ekiini, her haykrn alabildiine yaayp bu soruya yant bulmakt. Her ikisi de ancak o zaman devam edip edemeyeceklerini reneceklerdi. Marina rlplak, eliyle midesini tutarak ieri girdiinde lan so nat iki kez dinlemiti bile. Marina giyinmek zere ilteye oturdu. lan gnlerce, aylarca, yllarca Marina'nn zlemini ekmiti, imdiyse o srada konumakta olup olmadklarn bile hatrlayamyordu. |^ "yeceksin," dedi Marina'ya. '' "Giyecek bir eyim yok!" Marina gebe olduundan eteklikleriyle pantolonlarnn iine samaz olmutu. lan da Londra'dan ayrlrken yanna iki pantolonla gmlek almt, bunlardan biri genellikle Marina'nn srtnda oluJl

9i

ERKEKLERN HKAYELER

GUN BOYU GECE YARISI

yordu. Karsyla paylat evden eyalarm alp gitmeyi dnmek zellikle de kars evde yokken- kendisini hrsz gibi hissetmesine neden olmutu. Yirmi yl nceki rencilik gnlerinde sahip olduundan daha az eye sahipti imdi. "st ba almamz gerek," dedi lan. "Ne kadar paramz kald?" "Kredi kartlarndan biri hl geerli. En azndan dn gece yleydi." "Sonra nasl deyeceiz onu?" "Ben ie girerim." ; Marina homurdand. "yle mi?" Londra'dan ayrlmadan nce bavurduu bir iten gebelii yznden geri evrilmiti Marina. "Belki ruhsatsz iki satan bir dkknda. Neden glyorsun?" "Sen -ki o kadar kibar, o kadar gururlusun- birayla fndk fstk m satacaksn?" "Seni g durumda brakmamak nemli benim iin." "Ben her zaman bamm aresine baktm," dedi Marina. "imdi bakamazsn." "Bakamam m?" "Anthony'den bor alabilirim. Bugn leden sonra geleceini unutmadn, deil mi?" dedi lan. "Durmadan ondan para isteyemeyiz." "Seni seviyorum," dedi lan. Marina ona bakt. "Ne iyi." Dn akam Luxembourg Baheleri yaknndaki bir lokantaya yryerek gitmiler ve Parislilerin yemekleri ne kadar ciddiye aldndan sz etmilerdi. Garsonlar renci deil, profesyonel garsonlard, yemekler de bol kepe ve eski modayd, seyretmek iin deil de gerekten yenilsin diye hazrlanmlard. Yallar gslerine kocaman peeteler takyorlar, ocuklar da sandalyelerin zerine konulan minderlere oturuyorlard. "Gen kzken hayalim buydu," demiti Marina, "yaamak ve almak zere Paris'e gelmek." lan da, "Paris'te yayoruz imdi," diye yantlamt onu. "Yani yle saylr." 92

"Byle olacan hi dnmemitim. Bu koullar altnda," dedi Marina. Marina'nn sesindeki burukluk Ian'a onu tuzaa drm olduunu hissettirdi; belki Marina da ayn eyi hissetmiti. Hi konumadan geri dnerlerken lan onun kim olduunu, her katmann merak etti. Her ikisi de altndaki insan bulup ortaya karmak iin birbirlerini tabaka tabaka soyuyor, kazyorlard, sanki byle yaparlarsa ie yarar tek gerek ortaya kacakt. Oysa sonunda bir bakasmn her eyiyle birlikte yaamak zorunda kalyordunuz. lan ile Marina, bir yl kadar nce bir i gezisi bahanesiyle Paris'e gelmilerdi, bunun dnda yalnzca ara sra bulumulard. Bu on gn, birlikte geirdikleri en uzun sreydi. Marina baka genlerle birlikte kald evdeki odasn hl tutuyordu. Onun gebelii o evdeki kadnlar kskandryor, kafalarn kartryordu, erkekler de ocuun babasnn adn gizledii iin meraktan lyorlard. lan karsn terk edince Marina ile birlikte Anthony'nin Londra' daki evinde birka gn birlikte kalmlard. Anthony yalnz yayordu; evi ferah ve beyaz boyalyd, zemini son moda uzun parke deliydi. Ak renkli, pahal birka kanepe dnda ev bo saylrd, oyuncularn az sonra boy gsterecei bir sahneye benziyordu. Ama lan kendini davetsiz konuk gibi hissetti ve Anthony'ye oradan gitmek istediini syledi. Be yl nce ikisi bir film yapm irketi kurmulard. Ancak lan neredeyse ay ie gelememiti. Anthony'ye maan dondurmasn sylemi, kentte sarho dolam, kendisini tanmayan kaklarla serseriler dnda kimseyle konumamt. Kendinizi onulmaz derecede hasta ederseniz ancak imdide yaayabilirsiniz; gidecek baka yeriniz yoktur. Ama insann kendini tketmesi gtr, zaman alr; Anthony de onu bundan vazgeilmiti. lan yeniden ie dnp dnemeyeceini bilmiyordu. Ne yaptnn farknda deildi. Anthony'nin Paris'e gelmesinin bir nedeni de buydu, lan'n karann renmek istiyordu. lan, Anthony'nin kendisine ne kadar cmert davranm olduunu unutmamt. lan ile Marina onun sraryla ve masraflar demesi sayesinde Paris'e gelebilmi ve evinde kalabilmilerdi. "Gidin grn bakalm, birlikte olmak istiyor musunuz?" demiti onlara. "stediiniz kadar kaln orada. Sonra da bana haber verin." 93

ERKEKLERN HKYELER

GN BOYU GECE YARISI

"Herkes bana Marina'y terk edip Jane'e dnmemi tledi. Jane'in ne kadar iyi biri olduunu syleyip duruyorlar. Bunu yapamam, ama herkes benim budala olduumu dnyor..." "Budalaysan budalasn, herkesin can cehenneme," demiti Anthony. imdi Marina giyinirken, lan birbirlerinden kopmalarnn yakn olduunu biliyordu. Paris'te yaayacaklarn yaamlard, aralarnda hatr saylr bir soukluk vard. Son birka gndr Marina Londra'ya dnmekten, kendine kk bir daire bulmaktan, ie girmekten ve ocuunu tek bana yetitirmekten sz eder olmutu. Bunu pek ok kadn yapyordu artk; bir gurur meselesi gibi olmutu bu. lan isiz olacakt. Ian'sz da idare edebileceini bilmek nemliydi Marina iin; lan anlyordu bunu. Ama eer aklar, belli bir adan bakldnda, tehlikeli bir bamllk gibi grnyorsa, kendisi her zaman buna inanmasa bile birlikte bir anslar olduuna Marina'y ikna etmesi gerekiyordu, lan tartmak istemiyordu; her ey berbat gidiyordu ve alnnda yazl olan buydu. Ama bir yanyla pes etmeye hazr deildi. Kadere inanmak, kendi iradesinin olmadna inanmaya almakt; lan bunu da istemiyordu. "Karnm a," dedi Marina. "Yiyelim o zaman." Onun ayaa kalkmasna yardm etti. "Bam dnyor," dedi Marina. "Oturmak istediin zaman hemen bana haber ver, sana iskemle getiririm." "Olur. Teekkr ederim." lan onu tuttu, karnnn zerinden ne eildi. "Yanmda olduun iin ok memnunum," dedi Marina. "Beni istediin srece yannda olacam." Marina aynada kendine bakt. "Penguene benziyorum." "O zaman tundrann karsna yollanalm." "Benimle alay etmesene." "ncittiysem zr dilerim." "Yine balamayalm," dedi Marina. Gsleri dolmu, yanaklar kzarm, kollan, bacaklar ve kalalar kalnlamt, Ian'n yalnzca inceliini ve genliini sevmi 94

olmasndan korkuyordu. Kendini bitkin de hissediyordu, yirmili yalarnn sonunda, istei dnda yaamnn bir baka blmne gemi gibiydi. Genellikle uzanp yatmak istiyordu. Bacaklarnn solgun cildinin altndan damarlar grnyordu; her akam lan'dan aryan ayak bileklerini ovmasm istiyordu. Ama cildi przsz, uzun salar prl pnld. Etleri sarkmyordu. Gergindi, sonuna kadar gerilmiti; ve salklyd. Merdiveni indiklerinde Marina soluk solua kalmt, ama dar ktklar iin ikisi de memnundu. lan Paris'te dolamaktan holanyordu; galerilerin sraland sokaklar, kk objelerle dolu dkknlar, duyularna nem veren insanlarn kenti. Sakin grnyordu, Londra'nn, yeniden moda olan kalitesiz tela, taknl ve fiyatlaryla karlatrnca ince bir zevke boulmu gibiydi buras. Londra'daki ajanslann duvarlarnda, yeni sanatlarn, oyun yazarlarnn, ark sz yazarlannn, oyunculann, danslarn, mimarlarn tamtmlaryla dolu dergiler ve afiler dizilmi olurdu; insann gzne sokarcasma, kinik, rahatsz edici ve kavgac zellikleriyle ngilizlerin yeni tarzyd bu. Orada lokantalar her gn ak olurdu, abalan da nl. Gece yans Soho'da ve Covent Garden'da kalabalklar yararak ilerleyebilirdiniz ancak, tpk karnavaldaym gibi. Bir sevgilisi olup da yerleik dzene geene kadar lan bunlarla hi ilgilenmemiti. lan yrrken kardan iyi giyimli, orta yal bir adamn geldiini grd, kz yanda bir gen kz elinden tutmutu. Konuup glyorlard; lan kzn okula ge kalm olduunu, babasnn da onu okula gtrmekte olduunu tahmin etti; bu adam iin dnyada daha nemli bir ey yoktu. lgili, yreklendirici, cmert, her zaman mevcut; lan byle bir baba olmak isterdi. ocuklar kendilerine kulak verilmesine gereksinim duyarlard, bunu biliyordu. Ama Ian'n bu dncelerini deitirmesi gerekecekti; imdi, bir baka kuakta, kendi kendisinin babas olamazd. Bir mesafe olurdu. Kznn, "Babam ekip gitti. Zaten hibir zaman burada olmamt," dediini duyar gibi | oldu. Elinden geleni yapacakt, ama bu ayn ey deildi; istemeden baansz olmutu. lan dnd ve Marina'nn kendisine yetimesini bekledi. Marina, sk sk yapt gibi ban nne emiti, banda ponponlu bir gri

95

ERKEKLERN HKAYELER

GN BOYU GECE YARISI

yn apka vard. Uzun siyah giysisinin zerine bileklerine kadar uzanan krk yakal bir manto alm, ayaklarna lastik ayakkablar geirmiti. Marina yanna gelince lan onun koluna girdi. Marina'nn cssesine almt. Bir ocuklar olacan gnlerce unutur gibi olmutu, ama sonra, durup dururken, bunun insan nasl da etkileyebileceini dnnce dehete kaplmaya balamt, birbirlerinden kaamayacaklar gerei de vard bunun yannda. Balangta krtajdan sz etmilerdi; ama ikisi de umudun byle kaba bir biimde yok edilmesinin ykn tayamazd. Birbirlerini seviyorlard, ama birlikte yaayabilirler miydi? te bu dnce, Ian'n hayatn cehenneme eviriyordu. Eer bu ite baarl olamazsa yalnzca yuvasm bir hi uruna ykm olmakla kalmayacak, elindeki her eyi yitirecekti, kendisi dndaki her ey. Marina'nn neleri stlenmek zorunda kaldn dnd: Her eyin ne kadar korkun olduunu syleyip homurdanan, hortlaklarn saldrsna uram gibi uykusunda inleyip baran Ian' stlenmiti; Ian'n korkularn ve kukularn; apansz sevinlerini; budalalklarn, bilgeliklerini, bilirbilmezliini; kendisini ne kadar gldrdn ve ne kadar fkelenebildiim. Bakalarnn ne ok eyini stleniyorduk! Karmzdaki insann gzmze ilimesi k olmak saylabili-yorsa, tutkumuzun hedefi kimdi peki? Marina ile lan uzun ve yakn bir bak yayorlard. Her gn gittikleri kafede Marina masaya otururken lan gidip kahvalt smarlad. Franszca konumaya almamasna Marina kzmasn diye alak sesle ngilizce konuuyordu. Franszcay yirmi be yl nce renmiti, imdi konumak iin abalamas ve beceriksizlii gurur krcyd. Kafeye giren Parislileri, kahvelerini kafalarna dikip rekleri midelerine indirmelerini, ilerine komalarn seyretti Ian. Marina ellerini karnnn altna dayam oturuyordu. Bebek uyank olmalyd, nk olan -bebein erkek olacan renmilerdi- karnn tekmeliyordu. Kimi zaman -kanmn derisi ylesine incelmi ve gerilmiti kiatlayacak gibi oluyordu Marina, sanki olan tekmeleye tekmele-ye dar kacakt. Baka korkular yannda -bebek kr ya da otistik olabilirdi- karnnda yeni yeni sanclar, titremeler ve zonklamalar da oluyordu. Bunlar sradan korkulard; lan btn bunlar bir baka ka96

dnla birlikte bir kez daha yaamt, ama bunu Marina'ya anmsatmak istemiyordu. Yerine otururken, "Bugn her gnknden daha gzel grnyorsun," dedi. "Gzlerin epeydir bu kadar parlak olmamt." "Hayret," dedi Marina. "Neden?" "ok g geiyor." "Biraz yle," dedi lan. "Ama kolaylaacak." "yle mi?" Elbette ki yeni bir ocuk sahibi olmak kark duygular douruyordu Ian'n iinde. Hastaneden kzlaryla birlikte dndkten sonra Jane'le evlerinde oturmalarn hatrlad. inden bir hafta izin alm ve Jane'le kendisinin son be yldr birbirleriyle ne kadar az zaman geirmi olduklarnn farkna varmt. Bir zamanlar ayn korkular tamlard; bu akt, bir sre iin. Birbirlerinden holanmamaya balamamak iin uzak durmaya altklarn imdi anlyordu. lan, Jane'in szcklerini kullanmak istemiyor, Jane de onun grlerini benimsemek istemiyordu. Kzlar, zellikle de hiddetlendiinde, onlarn geimsizliklerini, aralarndaki kapatlmaz uurumu syleyen, anmsatan biri olmutu ve yle de kald. Kzn, yannda Jane olmadan grmek iin sabrszlanyordu lan. "Bugn neden byle huzursuzsun?" dedi Marina, kahvelerini ierlerken. "Gzlerini uzaklara dikip bakyorsun. Sonra da karatavuk gibi kafam saa sola savuruyorsun. Acaba ne tr bir solucan grdn? Oysa bir ey yok, yle deil mi?" "Yok. Yalnzca... Bugn leden sonra Anthony ile konumalym... ve ne syleyeceime karar veremedim." "Ya da ne yapacana." "Haklsn." "Geri dnmek istemiyor musun?" "Bilmiyorum." Hi konumadan reklerine ya srdler. "Burada her ey biraz anlamsz grnmeye balad. Anthony deimi," dedi lan. "Ne anlamda?" "Bu konuya devam etmemi istemiyorsun, yle deil mi?" "Ama sohbetlerimizden zevk alyorum ben," dedi Marina. "Sesini duymak houma gidiyor... Her szcne kulak vermesem de." 97

ERKEKLERN HKYELER

GUN BOYU GECE YARISI

lan ona irketi kendilerinin, keyif olsun diye altrm olduklarn anlatt. Mesai saatleri dnda almak ya da salt para iin proje kabul etmek istememilerdi. Son be ylda tane konulu film yapmlard, bunlardan biri baarl olmu, yatrdklar paray geri almlard. Televizyon iin birka belgesel ekmilerdi. Ama son zamanlarda, Ian'la bu konuyu tam olarak grmeden, Anthony pahal bir Amerikan komedi projesini stlenmiti, Londra'da ekilecek olan filmi huysuz ve yeteneksiz biri ynetecekti. Anthony filmcilikte ve televizyonda yeni arkadalar edinmiti. Manchester United'n kendi sahasndaki malarn seyretmeye uakla gidiyor ve yneticinin locasmda oturuyordu. New Labor'm akam yemeklerine katlyordu; lan onun Parti'ye para yardmnda bulunduunu tahmin ediyordu. Bahesinin bir ucundaki rmakta alabalk reten yeni arkadayla bbrleniyordu Anthony, ancak lan onun, tabanda nne piirilmi olarak gelmedike alabal tanyacandan kukuluydu. Son yirmi yldr lan mesleindeki insanlarn ouyla tanmt. Tipik bir evlatt, dinlemekten, beenmekten zevk alyordu; akl hocalar vard. Bu arkadalarndan ou, ki ounluu basit ailelerden geliyorlard, imdi on dokuzuncu yzyln byk sanayicileri gibi gz alc bir lks iinde yayorlard. Gazete editrleri, film ynetmenleri, yaynevlerinin ynetim kurulu bakanlar, televizyon irketlerinin patronlar, kdemli gazeteciler ve profesrlerdi bunlar. Bo vakitlerinde, ki bolca bo vakitleri vard, eitli tiyatro, film ve sanat etkinliklerinin ynetim kurullarna bakanlk ediyorlard. Erkeklerin ellili yalarnn balar, akllarna geleni yaptklar, meraklarn gelitirmekle, zamanlarn kendi isteklerine adamakla geirdikleri bir dnemdi. Ian' artan, kendisinden on ya byk olan bu kuan huysuz, muhalif, bana buyruk kiiler oluuydu. Nasl olduysa Thatcher onlara iktidar kazandrmt. Thatcher'n peinden gidenler saa ynelmiler ve kendilerini merkezde bulmulard. Solcu politikalarnn sonucunda, toplumsal hogr ve uyum eksiklii olumutu. Bunun dnda puro iiyorlar, hafta sonlarnda kent dmdaki evlerine ofrleri tarafndan arabayla gtrlyorlard; manzaraya kar dostlaryla otururken o yrenin kadnlar mutfakta alyorlar, kendileriyse 98

valyelikleri konusunda syleniyorlard. Kendilerini gazetelerde grdklerinde yeniyetmeler gibi zevk alyorlard bundan. Vali olmak istiyorlard. "Entelektel cesaretlerini yitirmiler," dedi lan. "Sen bazen btn bunlar geleceimiz olarak gryorsun," dedi Marina. "Yeni eyler bulunmas gerektiinin farkndaym," dedi lan. "Ama bunlarn ne olduunu bilmiyorum." lan Marina'ya bakt. Karsnn szn amaya hazr hissediyordu kendini. "Eninde sonunda Londra'ya dnmemiz gerekecek," dedi. "Herhalde pek yaknda ve... her eyle yz yze geleceiz. Bunu hem yapmak istiyorum hem de yapmak istemiyorum." "Nereye gideceiz?" dedi Marina. "Benim hibir eyim yok, senin paran karnn evinde, stelik isizsin." "Eh..." Marina'nn kendisine gvendiine ve her eye karn ne yaptn bildiini dndne emindi lan. imdi onun sevimli yzne, reini didikleyen uzun parmaklarna bakarken Marina'nn i gururunu dnd. Marina'nn muhteem olduunu dnyorsa bunun nedeni onun dediim dedik olmas deil, sakin olmasyd. Asla huzursuzluk karmazd; yapt hibir eyde gereksiz bir yan yoktu. Gelecekten ve kendilerine ortak bir yaam kurmak iin yapabilecekleri eylerden sz etmeyi brakmlard; sanki birer ocuk olmulard ve kendilerine bunun anlatlmasn bekliyorlard. Paris'te, ilerinden geldii gibi bo bo dolayorlar, ellerindeki kent rehberlerine bakyorlar, galerileri, mzeleri ve parklar geziyorlar, akamlar da restoranlara gidiyorlard. Eer Marina'y sevecekse, Jane'le byle bir ey yapamayacak bir adam olmaktan kurtulup Marina'yla yapabilecek bir adama dnmeliydi. Ve ok hzl olmalyd bu dnm. Marina'y kaybetmeden olmalyd. Eer bu kadnla geinemezse hibir kadnla geinemeyecek demekti, o zaman ii bitmiti. "Gidelim mi?" dedi Marina. Ian onun ceketini giymesine yardm etti. Seine'in zerindeki tahta kprden karya geerken banklardan birine oturup Pont Neuf 99

ERKEKLERN HKYELER

GUN BOYU GECE YARISI

seyrederek manzarann tadm kardlar. Karsndan sz amak iin en uygun zamann gelmi olduunu dnd lan; ama vazgeip Marina'nm koluna girdi, yollarna devam ettiler. Musee d'Orsay'n nndeki merakllarn oluturduu kuyruun ksa srede ilerleyeceini biliyorlard. nsanlarn gzel eyler grmek iin duyduklar bu alk Ian' artmt. eride Marina dolarken lan kendini, Rodin'in Cehennemin Ka-plar heykelinin yan bamdaki Balzac'n beyaz mermer heykelinin nnde buldu. Delikanllndan beri pek ok kez grmt bu heykeli, ama imdi birden glmesi geldi. Balzac kendine bakmayan, sa ba darmadank biri olmalyd, paraya tutkundu mutlaka, yoksa Rodin'in yapt gibi gzlerini lmszle dikmemiti. Ian'n hatrlayabildii kadaryla Balzac hzl yaam, pek mutlu olmamt; tutkusu biraz glnt; ya da belki dar grl ve dncesizdi. Ama yine de bo durmam, deneyimini gl ve duygulu bir eye evirmi bir adamd o. Rodin'in Balzac' gl bir adam olarak canlandrd su gtrmezdi, lan grltsnn ve enerjisinin kendi rkek annesini ne kadar korkutmu olduunu dnd; Ian'a durmadan "sakinle" derdi. lan' m hayatta olmas bile dehete dryor gibiydi kadn. Marina'nn yanndayken de lan kendi fkesinden rkerdi, kendi gcnden, bir erkek olmann dourabileceine inand zarardan ve bu yzden Marina'nn akn geri ekebileceinden. Saldrgan erkekler yirminci yzylda ne kadar ok ktle neden olmulard! Kendisi de karsna zarar vermemi miydi? Yine de, imdi Rodin'in gznden Balzac'a bakarken yle dnd: Hadm edilmi bir melek olmaktansa canavar olmak daha iyi. Yirminci yzyln trajedisi faizm ve komnizm idiyse, her ikisinin de malup edilmi olmas bir zaferdi. nsanlmz sululuk hissetmeden kaybederiz, ama dozu fazlaysa telafisi olanakszdr! Mzeden karken ne kadar hzl yrdn fark etti ve ne kadar evik ve evkli olduunu. Rodin ile Balzac kendisine iyi gelmilerdi. Restorana girerlerken Marina burasnn pahal bir yer olduunu iaret etti, ama lan onu ieri itip, "Bo ver, gel yiyip ielim imdi!" dedi.

Marina ona soran gzlerle baktysa da lan, Rodin'in heykelini bir muska gibi ya da ocukluunda bastrlm kalan bir cokunun ans gibi aklnda tutarak konumak istiyordu. Dnyay zorlayabilir ve dnya hayatta kalabilirdi. Herhalde genken fazla Beckett okumutu. Joyce okumu olsayd daha iyi olurdu kendisi iin. "Bunu duymak istemediini biliyorum ama," dedi, "karm..." "Evet? Konu ne?" Marina'y huzursuz etmiti bile. "Hastanede. Hapla birlikte alkol alm... ve baylm. Sanrm bunu ben ona bebekten sz ettikten sonra yapm. Bizim bebeimizden. Anlarsn." "ld m?" "lmesi kurtulu gibi grnebilirdi belki. Ama hayr. Hayr. ok korkun bir ey bu yapt, herkese kar, zellikle de kzmza kar. Ben de ok ardm, nk benden holandn sanmyordum. O anda kafas karm olmal. Sonsuza kadar bana yapp kalamayacan anlamak zorunda. Bu konuyu uzatmak istemiyorum. Sadece senin bilmeni istedim." Marina bir sre konumad. "Ona acyorum," dedi sonra. Alamaya balad. "Hi bitmeyeceini sandn bir ak kaybetmek ve bu darbenin altndan kalkmak zorunda olmak. Ne korkun, korkun, korkun!" "Evet, ama..." "Ayn eyi bana yapmayacana nasl emin olabilirim?" "Anlamadm?" "Onu terk ettiin gibi beni de terk etmeyeceini nereden bileceim?" "Ben byle bir eyi... alkanlk haline mi getireceim?" "Bir kez yaptn. Belki birka kez. Nereden bileyim?" lan hakaret etmemek iin kendini g tuttu. Azn asayd korkun eyler syleyebilirdi ve birbirlerini anlamazlard. Ama Marina ile konumaya devam etmek zorundayd. "Srekli olarak," diye szn srdrd Marina, "benden bkp karna dnmenden korkuyorum." "Asla byle bir ey yapmam, asla. Neden yapaym?" "Birbirinizi tanyorsunuz siz." 101

100

ERKEKLERN HKYELER

GN BOYU GECE YARISI

"Belli bir yatan sonra," dedi lan, "her ey sonsuzluk burcuna girer, herhalde en iyi davran yolu da budur. Artk tereddtlerle yitirecek zamanm yok benim." "Ama sen zayfsn," dedi Marina. "Kendin mcadele etmiyorsun. nsanlarn seni ynetmesine izin veriyorsun." "Kimin?" "Benim. Anthony'nin. Karnn. Sen karndan hep korkardn." "Haklsn," dedi lan. "imden hep bakalarnn gsterecekleri iyilie srtm dayamak geliyor." "Salt byle yaparak hayatta kalamazsn." Ian'a bakmyordu Marina. "Senin zayfln insanlarn akln kartryor." "Ben bir hayal rn deilim, herkes gibi zayf yanlan -ayrca da gl yanlan- olan sefil bir insanm. Ama seninle olmak istiyorum ben. Bundan eminim." Hesab dedi. "kp biraz yrmek istiyorum," dedi. "Anthony'ye ne syleyeceim zerinde biraz dnmek ihtiyacndaym. Sonra evde grrz." Marina onun elini tuttu. "Aklnn ve zeknn ve... dncelerinin ziyan olmas ok yazk olur. Haydi p beni." lan dan kt, Marina'y not defteriyle ba baa brakt. Souk havada amaszca dolat. ok gemeden Anthony ile buluaca kafeye vard, bulumalarna daha bir saat vard; bira ve kahve iip oturdu. Bir kadnla birlikte olmann zorluklarn Anthony'nin anlayacan dnyordu. Ama bir i orta olarak Anthony'nin sabrl olacandan pek emin deildi. lan pervaszca davranmt; hatta lgnca. imdi Anthony'nin ona pek ihtiyac yoktu. lan kendi karsn hayatndan nasl karp attysa, imdi Anthony de ona ayn eyi yapabilirdi. Kafede otururken Anthony'nin, ofrnn kulland Mercedes' le geldiini grd. Anthony arabasn gnderdikten sonra salarn dzeltti, zerindeki tozlar silkeledi. Yannda gen bir kadn vard, ona birtakm talimatlar veriyordu. Herhalde yeni asistanyd. Kz kaldrmda bir aa bir yukar yryerek telefonla konuurken Anthony kafeden ieri girdi. zerinde iyi kesimli koyu renk bir takm elbise vard; salar boyalyd. Uzun boylu ve zayft; pek bir ey imedi. Kafasnn kark olmas ve kadnlarla nasl geineceini bilememesi dnda pek bir
102

kusuru yoktu. lan onu birka kadnla tantrmay denemiti. Anthony bir kez ecstasy hap (hap lan vermiti, ona da postacs) kullandktan sonra uyuturucuya balamlard - ounlukla da ecstasy almlard, yannda da kokain, havalarn bulmak iin; sonra da Ca-nabis, sakinlemeleri iin; bu i bir yl srmt, ta ki ilk gece duyduklar zevki bir daha asla tadamayacaklann anlayana kadar; lan imdi sakinletiriciden baka bir ey kullanmyordu. "Nerede o?" diye sordu Anthony, evresine baknarak. "Nasl grnyor?" "Evde. Harika grnyor. u var ki... ona Jane'den sz ettim." Anthony oturup bir omlet smarlad. "Lanet olas antajc bir ba belas," diye homurdand. "Ona nasl syleyeceim diye korkmaktan deli oluyordum," dedi lan. "Jane'in nasl olduunu bana syleyebilir misin?" Anthony'den bu olayla ilgilenmesini istemiti. Anthony nasl reneceini bilirdi. "Bedensel olarak bir rahatszl yok," dedi Anthony. "Elbette ok zgn ve morali bozuk, ama atlatacaktr. Bugn hastaneden kyor." "Ne dersin? Gidip greyim mi onu?" "Bilmiyorum." "u sra fazlasyla aklm banda. Sakinletiricilerim nerede?" "arlatana haplarn kendim iin olduunu syledim. Vermek istemedi. Yeterince sakin olduumu syledi." "Demek getirmedin?" "Hayr," "Ah, Anthony." Anthony antasn ap iinden kard kk bilgisayara masann zerinde yer at. "Dinle," dedi. i vard. Ian'n son gnlerdeki uyuukluu Anthony'ye uygun deildi. "ime... iimize yarayacak bir ynetmen konusunda senin tavsiyene ihtiyacm var. Galiba onu tanyorsun." lan dncesini sylerken Anthony bilgisayara geirdi, lan onun pek de dzgn yazmadn fark etti; Anthony'nin parmaklar tulara gre fazlasyla tombuldu. lan bu aleti hibir zaman anlayamayacan biliyordu, tpk annesinin, videolarla ve bilgisayarlarla uraama-

103

ERKEKLERN HKYELER

GUN BOYU GECE YARISI

yacak kadar yalandna karar vermi olmas gibi. lan yine de, sanmak istediim kadar budala mym acaba, diye dnd. Fikirleri pek de kt deildi. lan ile Anthony abucak konu deitirip Ian'n holand futbola getiler. lan ngiliz gazetelerini takip edememiti; sonular renmek istiyordu. Anthony, Manchester United ile Chelsea'nn man izlemek iin Stamford Bridge'e gittiini anlatt. "Galiba beni kskandrmak istiyorsun," dedi lan. "Gelecek sefer sen de gelsene." "Dorusu Londra'y zlyorum." Uykusu katmda lan bir taksiye binip Londra'da dolatn hayal etmekten holanrd. Yolu West End'den ve Trafalgar Meydan'ndan geerdi, Mall'den aa iner, Buckingham Saray'nn nnden geerdi, sa tarafnda bir yeralt maaras gibi aydnlatlm olan Green Park olurdu; Hyde Park Corner'n tehlikelerini atlatp Minema' dan (gizemli bir spanyol filmi oynard orada) ve Harvey Nichols'un vitrininin nnden geerdi. in asln bilmese, Londra'nn liberal ve zel bir yer olduunu dnebilir insan! lan bu ksa srgn dneminin getirdii yoksunluklardan usanmaya balamt. Marina uyuyor mu yoksa Paris'te geziniyor mu diye merak etti. Birden aklna onun Paris'ten ayrlp Londra'ya dnm olabilecei geldi. Acaba bu dncem, duyduum tedirginlie bir son vermek iin kapldm bir dilek mi, diye dnd, inden eve koup Marina'y avutmak geldi. "Amerikan projesi nasl?" diye sordu lan. "Yazn ekilecek." "Sahi mi?" "Elbette. Sana sylemitim, paray bulmak g olmad." Anthony'nin kendisini hor grdn hissediyordu ama ayn zamanda ona kar teklifsizdi de. "Benim holandm filmleri neden ekmediini hi bilmiyorum," dedi. "Boanyordun. Sonra da ortadan kayboldun. imdi neden yapmyorsun onlar? Gelitirecek para var." "Marina ile benim oturacak yerimiz yok." Anthony, hl kaldrmda bir aa bir yukar dolamakta olan
104

asistanm camdan iaret etti. "O sana bir ev bulur. Londra'ya dnersen seni yarn bir otele yerletiririm, evin de pazartesi gn hazr olur... Tamam m?" lan yant vermedi. "Ayrlmakla doruyu yaptn," dedi Anthony, "hem Jane'den hem de Londra'dan ayrlmakla." "Jane hep benim yeteri kadar gayret gstermediimi sylerdi. Bazen, aklmn baka yerde olduu... doruydu aslnda. Ama Jane'le alt yl yaadm ben." "Birisiyle birlikte olup olmayacana karar vermek iin yeterince uzun bir sre olduu kesin. Sen yaptn bunu. Bitti. zgrsn," dedi Anthony. Anthony'nin bu olay byle drst bir ereveye oturtma biiminden holanyordu lan. "Bunca zaman o kadar mutsuz geirdiim iin iim pimanlk dolu," dedi. Anthony iini ekti. "Sonsuza kadar o mutsuzlua tutunamazsn." "Hayr," dedi lan. "Romantik aka da inanyorum artk. Byle dndm iin de kendimi budala gibi hissediyorum. Karndaki-ni yceltmenin nesi yanl? Mastrbasyon yerine Rembrandt, ne dersin?" "Neden hem yceltip hem de dzmeyesin?" dedi Anthony. "Picasso'ya baksana." Masann zerinden Ian'a doru eildi. "Marina ile nasl gidiyor?" "Hayatmn ikencesi. Souk hindi, psikoz ve lm - hepsi birden. Ben de kendimi anlamaya alyorum ve elimden ne gelebileceini. imdi kafam o kadar kark deil. Pes etmek istemiyorum." "Neden pes edesin? Sana nasl hayran olduunu grmek iin ona bir bakman yeterli. Byle apak belli olan eyleri insann grememesi ne tuhaf. lan, irkette pek ok ey oluyor. Geri dnmene ok sevinirim. Hemen. Pazartesi diyelim istersen." Anthony ona bakyordu. "Ne dnyorsun?" "Gerekten bilmek istiyor musun?" "Evet." lan bu konudan Marina'ya hi sz etmediinin farkna vard. Onun grn pek sormazd zaten. Her eyi tek bana yapmaya 105

ERKEKLERN HKYELER

almt. Belki onun yardmn isteyebilse, belki ona bavurmay renebilse Marina da kendini daha ok her eyin iinde hissederdi. Belki de ak, sorunlarn dei tokuuydu. "Marina'nn grn alrm." "yi," dedi Anthony. Ian konumay srdrmek istiyordu ama Anthony bir randevusuna ge kalmt. Daha sonra da sevgilisiyle buluacakt. lan gitmek zere ayaa kalkt. "u sralar biraz para sknts ekiyorum." "Tamam." Anthony ek defterini kartp bir ek yazd. Sonra da Ian'a biraz nakit para verdi. Dar knca Anthony Ian' asistan olan kzla tantrd, lan kzn Anthony hakknda ne bildiini merak etti. Anthony kza, Ian'n pazartesi gn iine dneceini syledi. Anthony ile gen kadn arabaya bindiklerinde lan onlara kaldrmdan el sallad. Geri yrrken lan evde olmak istediini dnd, beendii bir evde, sevdii kadn ve ocuklarla birlikte. Gnlk, sradan eylere vermek istiyordu kendini. Belki de artk elinin altmdayd bu eyler. Bunlar elde edince baka eyler dnebilirdi ve yararl olabilirdi. Anahtar kilide soktu, binaya girdi, merdivenleri koarak kt. Zile st ste bast. Hava souktu ama o terliyordu. Bir daha ald zili. Cebinde anahtarlarn arad. Sonunda kapy ap koridorda ilerledi. Oda karanlkt. I yakt. Marina yatan zerine uzanmt. Dorulup oturdu.

TRUMAN CAPOTE l Benim Anlatm

E V R E N :

L K N U R

Z D E M R

BLYORUM, ok kt eyler sylyorlar benim iin; ister benden yana km, ister onlardan, oras kendi bileceiniz i. Ben sadece Eunice ile Olivia-Ann'a kar syleyeceklerimi yazyorum; iki salam gz olan herkes kimin akll, kimin deli olduunu kolayca grr sanrm. Benim istediim ABD halknn olan biteni bilmesi, o kadar. Olan biten: Pazar gn, 12 Austos, bu yl, Eunice babasnn Sava'tan kalma klcyla beni ldrmeye kalkt, Olivia-Ann da otuz santimlik bir domuz bayla nne gelen her eyi kesti, dorad. Buna gelene kadar daha neler neler var. Talihsizliim alt ay nce Marge'la evlendiim zaman balad. Yaptm ilk yanl hareket de budur zaten. Mobile'de, drt gnlk bir arkadalktan sonra evlenmitik. kimiz de on alt yandaydk; Marge, amcamn kz Georgia'ya konuk gelmiti. imdi dnyorum da, yle bir kz nasl beenmiim, sevmiim, aklm almyor. Gzel deil, vcut yok, stelik de kafasz m kafasz. Ama Marge sarndr, doutan sarn, herhalde buna, sarnlna kaplm olacam. Evet, evlenmemizin stnden ay geti gemedi, bir de baktm, Marge frlverdi; gebe; yaptm ikinci yanl hareket. Sonra barp armaya, eve, annemin yanna gideceim diye diretmeye balad ama annesi yoktu, yalnz bu iki halas vard, Eunice ile Olivia-Ann. Sonunda beni Cash and Carry'deki gzelim iimden karp buraya, Admiral's Mill'e, bu kt, pis yere getirdi. L-N istasyonunda trenden indiimiz gn bardaktan boanrcas-na yamur yayordu; bizi karlamaya kan oldu mu sanyorsunuz? stelik krk bir sent verip bir de telgraf ekmitim. Dnn: Karm gebe, yamur altnda tam on kilometre yol yrmek zorundayz. 107

106

ERKEKLERN HKYELER

BENM ANLATIIM

Marge'n can kt, nk srtm ard iin ben pek az ey tayabiliyordum. Bu evi ilk grdm zaman ok beenmitim dorusu; saklayacak deilim. Kocaman, san bir ev, nnde sra sra stunlar, baheyi evreleyen, krmz beyazl japonglleri, btn bunlar gz alc eylerdi. Eunice ile Olivia-Ann geldiimizi grm, bizi karlamak iin hole kmlard. Ah, bir kerecik olsun grebilseydiniz onlar. nann akkadak dp lrdnz! Eunice yle koskocaman, yal, iman bir ey, yalnz poposu yz kilo gelir. Hava yamurlu da olsa, ak da olsa, evin iinde hep eski moda bir gecelikle dolar, adm kimono takm onun, ama pis bir fanile gecelikten baka bir ey deil. Sonra ttn iner, te yandan kibarla da pek dkn olduu iin azndaki ttnleri kimseye gstermeden tkrmeye alr. kide bir okumuluundan, bilgeliinden sz aar, beni kk drmek, zmek isteiyle yapar bunu, ama ben hi aldrmam, nk onun her szc teker teker hecelemeden ocuk dergilerini bile okuyamadn pek iyi bilirim. Yalnz unu da sylemeli: karma toplama yapmakta, para saymakta kimse yanamaz Eunice'le; Washington'un D.C. blgesindeki iyerlerinde alm bir insann baka trl olmas da beklenemez zaten. ok paras yoktur demek istemiyorum bu szle! Kendisi yok der, ama var, biliyorum, iyice biliyorum, nk bir gn yan verandadaki iek sakslarnn birinde bin dolara yakn para buldum, oraya saklam. Bir sentine bile dokunmadm, ama Eunice yz dolar alm olduumu sylyor; yalan, hem de kuyruklu yalan. Admiral's Mill'de herkes Eunice'in azndan kan szleri tepeden gelen birer emir gibi karlar, nk herkes ona borludur; Eunice tutup Charlie Carson'un (gzleri kr, doksanlk, yatalak bir adam, 1896'dan beri yerinden kprdayamyor) kendisini srtst yere ykp bilmem ne halt ettiini sylese, btn kasaballar ncil'e el basp Eunice'in doru sylediine yemin ederler. Olivia-Ann daha da kt; bu bir gerek! Yalnz, Eunice kadar sinirli deil; anadan doma aptal nk, tavan arama kapatlp stne kilit vurulacak yarm aklllardan. Soluk renkli, sska m sska, stelik bykl bir kadn. ou zaman bir kenara oturup elindeki otuz santimlik domuz bayla sopa yontar, ya da birine bir hnzrlk eder, Mrs. Harry Steller Smith'e yapt gibi. Bunu kimseye sylemeyece108

ime sz vermitim, ama insann hayat tehlikeye girince szn filan bir deeri kalmyor. Mrs. Harry Steller Smith, Eunice'in kanaryasyd; ad, kocakar ilalan yapp satan Pensacola'l bir kadndan geliyordu; Eunice her hastal geiren bir ila alrd ondan. Bir gn oturma odasnda bir grlt duydum, kapy ap baktm, ne greyim istersiniz. OliviaAnn eline koca bir tavan sprgesi alm, Mrs. Harry Steller Smith'i pencereden dar kklyor, kafesin kaps ise ardna kadar ak. O anda ieri girmemi olsaydm, bu ii onun yaptn kimse bilmeyecekti. Eunice'e syleyeceimden korkarak iyice ald bana, zavall bir hayvan byle kafese tkmak ho bir ey deilmi, stelik Mrs. Harry Steller Smith'in t de sinirine dokunuyormu. Sonunda ben onun haline acdm, o da bana iki dolar verdi; ikimiz bir olup Eunice'e syleyecek bir yalan uydurduk. Paray kabul etmezdim ama, baktm, almazsam ii rahat etmeyecek, zlecek, eh, ne yapaym, ister istemez aldm. Bu eve geldiim gn Eunice'in syledii ilk szckler unlar olmutu: "Demek bununla evlenmek iin katn bizden, ha, Marge?" Marge yle dedi: "ok yakkl, hem de gzel, deil mi, Eunice Hala?" Eunice beni tepeden trnaa bir szd: "Syle, arkasn dnsn." Ben arkam dnk dururken, Eunice, "Yazk," dedi, "sprntnn en ktsn semisin. Buna erkek bile denmez." Hayatmda kimse beni bu kadar aalamamt! Dorusu pek salam yapl, etli canl bir insan saylmazdm, ama daha iyice bym, gelimi deildim ki. "Neden denmesin! Elbette erkek," dedi Marge. Olivia-Ann'n az bir kar akt, neredeyse sinek kaacakt iine; birden canlanp atld: "Ablamn sylediini duydun. Erkek bile denmez buna. u sprntye bak, erkeim diye dolayor! Ne erkei! Dii bu, dii!" Marge yle dedi: "Unutuyorsunuz, Olivia-Ann Hala, bu benim kocam, doacak ocuumun babas." Eunice irkin bir ses kard, sonra, "yi," dedi, "iyi ya, ben senin yerinde olsam, byle bir kocayla hi de vnmezdim." Ne ho bir karlama, deil mi? Hem de Cash and Carry'deki g109

ERKEKLERN HKYELER

BENM ANLATIIM

zelim iimi brakm gelmiim! Ama o akam olanlarn yannda bunun sz bile edilmez. Bluebell sofray topladktan sonra, Marge sesini elinden geldiince tatllatrarak, otomobili alp Phoenix City'ye sinemaya gidip gidemeyeceimizi sordu. "Sen akln karm olmalsn," dedi Eunice; sanki srtndaki kimonoyu istemitik. "Sen aklm karm olmalsn," dedi Olivia-Ann. "Saat alt," dedi Eunice, "hem sen benim bu erkek bozmasna, bu sprntye, yepyeni gibi elden drdm 34 model Chevrolet'mi kullandracam sanyorsan, iyice akln karm olmalsn." Bu gibi szler Marge' hemen alatr. "zlme, ekerim," dedim, "aldrma, ben zamannda ne Cadillac'lar kullandm." "Hh," dedi Eunice. "Elbette," dedim. "Deil otomobil kullanmak," dedi Eunice, "bir sabann ucundan tuttuysa bu sprnt, ben oturup tam bir dzine, neft yamda kzartlm fare yerim." "Kocam iin byle szler sylemenize gz yumamam," dedi Marge. "ok ayp ediyorsunuz! Biliyorum, btn bunlar yabanc bir yerde, yabanc bir adamla evlendim diye." "Sana uygun zaten, tam sana gre," dedi Eunice. "Byle eyler syleyerek aklmz eleceini sanma, ikier tane gzmz var bizim," dedi Olivia-Ann; sesi tpk iftlemeye hazrlanan eeklerin anrtsna benziyordu. "Biz yle kolay kolay kandrlacaklardan deiliz," dedi Eunice. "Ben sadece unu anlamanz istiyorum," dedi Marge, "bu adamla, lnceye kadar ayrlmamak zere evlendim, tam buuk ay nce. Kime isterseniz sorun. Sonra, Eunice Hala, karnzdaki zgr bir insan, bir beyaz, stelik daha on alt yanda. Sonra George Far Sylvester babas iin bu gibi szler sylenmesinden hi de holanmaz sanrm." George Far Sylvester doacak ocuumuzun adyd. Yaman bir ad, deil mi? Ama u anda hibirine ilgi duymuyorum, hibiri yok gzmde.
110

"Bir kzn baka bir kzdan ocuu olur mu?" dedi Olivia-Ann; aka hakaret ediyordu bana, erkeklik gururumla oynuyordu. "Her gn yeni yeni eyler gryor insan hayatta." "Ah, sus artk," dedi Eunice. "Sinemadan da Phoenix City'ye gitmekten de umudunuzu kesin, bouna ene yormayalm." Marge hkrd: "Oh-h-h, ama Judy Garland oynuyor." "zlme ekerim," dedim, "aldrma, ben o filmi on yl nce grdm, Mobile'de." "Yalann daniskas denir buna," diye bard Olivia-Ann. "Ah, sen ne ahlakszsn, sen. Judy film evirmeye balayal on yl olmad daha." Olivia-Ann elli iki yllk hayat boyunca (kendisi ka yanda olduunu kimseye sylemez, ben Montgomery'deki nfus memurluundan mektupla edindim bu bilgiyi), bir tek film grm deildir, ama tam sekiz sinema dergisine abone. Postanede alan Mrs. Delancey'nin dediine gre, Sears and Roebuck firmasndan postayla yapt alveri bir yana braklrsa, Olivia-Ann'a sinema dergilerinden baka hibir ey gelmezmi. Gary Cooper'n hayrandr; hayranlk ama ne hayranlk, hastalk gibi; yalnz bu artistin fotoraflaryla dolu bir sand, iki de bavulu var odasnda. Masadan kalktk; Eunice yuvarlana yuvarlana pencereye gidip bahedeki tespihaacma bakt: "Kular tnemeye balam - yatma zamanmz geldi demektir. Sen odana k, Marge, bu centilmenin yata arka verandada." Eunice'in ne demek istediini anlayabilmem iin tam bir dakika dnmem gerekti. Sonra yle sordum: "Yani beni karmla bir odada yatlmayacak msnz imdi?" Bunun zerine ikisi birden haykrmaya baladlar. Derken Marge'n sinirleri bozuldu, bast l: "Susun, susun, susun! Daha fazlasna dayanamam artk. Haydi, benim kk sevgilim - haydi, git, nerede derlerse orada yat. Yarn bir eyler dnrz..." "Anlalan," dedi Eunice, "hi akl kalmam bu kzcazda, iyice oynatm." "Zavall yavrucak," dedi Olivia-Ann; kolunu Marge'n beline dolad, sonra kz kapya doru gtrd; "zavall yavrucak, bylesine
111

ERKEKLERN HKYELER

BENM ANLATIIM

gen, bylesine gnahsz. Haydi, gidelim de, ban gsme dayayp doya doya bir ala." Mays, haziran, temmuz aylarn, austosun da aa yukar ilk yarsn, arka verandada, akta geirdim, ne bir cibinlik, ne bir ey. Marge derseniz - bir kerecik bile azm ap da beni odasna istediini sylemedi! Alabama'nn bu yanlar bataklk; bir sokuta manday ldrecek sivrisinekler var; ya bcekler, kanatl hamam bcekleri; ya koca koca tarla fareleri, hani ilerinden birini tutup bir marandizin nne balasanz, ektii gibi gtrr; buradan ta Timbuctoo'ya kadar. Ah, o kk, domam George olmasayd arada, ben oktan kam gitmitim bu evden. lk geceden bugne dek yle be saniye yalnz kalamadm Marge'la. Birinden biri hemen koar yanmza; geen hafta az kald salarn balarn yolacaklard; Marge odasna kapanp kapy kilitlemi, beni de ortalarda grememiler, lgn gibi saldrdlar saa sola. Oysa ben aada pamuk balyalarn hazrlayan zencileri seyrediyordum, ama inadma sesimi karmadm, Eunice kilitli odada Marge'la ikimizin bir iler becerdiimizi sanp sinirinden atlasn patlasn diye. O gnden sonra gzcler kadrosuna Blue-bell'i de kattlar. stelik bu buuk ay be parasz geildim; u anda sigara alacak param bile yok cebimde. Eunice ie girmemi istedii iin her gn bamn etini yedi, sylendi durdu, bir gn olsun brakmad arkam. "Bu sprnt neden gidip kendisine yle doru drst bir i bulmuyor?" Siz de dikkat etmisinizdir herhalde, bana hi dorudan doruya sz sylemez, yksek huzurlarnda yalnz bile olsam, o gene yanmzda nc bir insan varm da onunla konuuyormu gibi davranr. "Erkekliin kysndan gemise, gidip karsnn ekmeini kazanmaya baksn, srtn bana dayayp yan gelmeye utanmyor, bir de onu besliyorum." Sras gelmiken unu da syleyeyim bari: Tam ay on gndr halama patatesle, yemek artklaryla yayorum; iki kere Dr. A. N. Car-ter'a gittim. skorpit hastalna yakalanm olup olmadm, o da kestiremedi bir trl. almama gelince, sorarm size, benim gibi yetenekli bir adam, Cash and Carry'de alm, baar gstermi bir adam, Admiral's
112

Mili gibi bir yerde ne i tutabilir? Tek, bir tek dkkn var burada, onun da sahibi Mr. Tubberville admda, tembel mi tembel, maln satmaya bile enen bir herif. Morning Star Baptist Kilisesi'nin papazl da bo deil aksi gibi, iren, moruk bir papazlar var, ad Shell; geenlerde Eunice ona urayp benim ne zaman leceimi sordu. Kulaklarmla duydum verdii cevab, mrmn ounu yaamm, yle dedi. Ama beni en fazla zen ey, Eunice'in Marge' kandrm olmas. Kz baya dman etti bana, hem de szcklerle anlatlamayacak bir dmanlk. yle ki yanna gittiim zaman beni itelemeye filan balad, ama yle bir-iki tokat yiyince, akl bana geldi. Karm bana saygszlk, terbiyesizlik edecek de, ben hi sesimi karmayp ylece duracam, olacak ey mi! Dmanlar drt bir yan evirmi: Bluebell, Olivia-Ann, Eunice, Marge, sonra btn Admiral's Mill halk (342 kii). Dost: hi yok. te dn, 19 Austos, Pazar gn, beni ldrmeye kalktklarnda durum byleydi. Her yan boucu bir sessizlik sarmt, hava son derece scakt. Kavga tam saat ikide balad. Bunu iyice biliyorum, nk Eunice'in bir guguklu saati var, her tnde aklm bamdan alyor. Oturma odasndaki piyanoda bir ark bestelemekteydim, kimseye bir zararm dokunmuyordu; bu piyanoyu Olivia-Ann iin satn alm Eunice, bir de retmen tutmular, her hafta ta Georgia'dan, Columbus'dan gelirmi adam. Benimle arkadalk etmenin kendisi iin tehlikeli olacan hissettii gne kadar, postanedeki Mrs. Delancey ile pek iyiydi aramz; onun anlattna gre, bu Georgia'l piyano retmeni, derse geldii gnlerden birinde, sanki arkasndan Adolf Hitler kovalyormu gibi, bir frlam bu evden dar, atlam Ford'una, kam gitmi, gidi o gidi, bir daha hi grnmemi Admiral's Mill'de. Dediim gibi, oturma odasnda, kimseye bir zarar vermeden, kendi kendime serinlemeye alyordum; birden Olivia-Ann dald ieri; salarna bigudiler sarmt; barmaya balad: "Kes u grlty! Bir dakika rahat brakmaz msn sen insan? Hem kalk benim piyanomun bandan. Senin piyanon deil ya, benim piyanom, u anda kalkmazsan, eyll aynn ilk pazartesi gn kendini yargcn karsnda bulursun."
113

ERKEKLERN HKAYELER

BENM ANLATIIM

Ne olacak, kskanyor ite, anadan doma mzisyenim diye, birebirinden gzel arklar uyduruyorum diye, kskanyor beni, ekemiyor. "Bak, ne hale sokmusun fildii tularm, Mr. Sylvester," diyerek piyanoya doru atld, "hepsi gevemi, yerlerinden oynam, gm gm vuruyorsun sersem gibi, beendin mi yaptn imdi!" Ben bu eve geldiim zaman piyano oktan kln bulmutu, o da bunu pek iyi bilirdi ya, neyse. yle dedim: "Bakyorum da sizden hibir ey gizlenmiyor, Miss Olivia-Ann, ama hani benim de, kendime gre, bildiim baz eyler var da, tuhaf deil mi, bana onlar hatrlatyorsunuz. Belki de o benim bildiim eyleri bakalar pek merak ediyorlardr, renmek isterler. Ne oldu acaba Mrs. Harry Steller Smith, nereye gitti dersiniz?" Mrs. Harry Steller Smith'i hatrladnz m? Bir an durdu, bo kafese bakt. "Bana sz vermitiniz," dedi; sonra birden mosmor oldu yz. "Belki vermiimdir, belki de vermemiimdir," dedim, "Eunice'i yle aldatmakla ok kt bir i yapmtnz, aramzda sk bir dostluk var diye sustum ben imdiye kadar, dostluumuz sona ererse, belki de bundan sonra susmam." Evet, efendim, grltsz patrtsz, gzel gzel kp gitti. Ben de piyano almay brakp odann ortasndaki kanepeye uzandm; korkun bir eydir o kanepe; Eunice onun takmn 1912'de, Atlanta'da, tam iki bin dolara alm, hem de pein para - kendisi yle der. Yar kara, yar zeytin yeili pelle kapldr bu takm; slak tavuk ty kokar. Odann kelerinden birinde kocaman bir masa durur; stnde de Miss E ile O-A'nn sevgili anneleri ile sevgili babalarn gsteren iki fotoraf vardr. Baba yakkl bir adam dorusu, ama, aramzda kalsn, bana ailesine zenci kan karm gibi geliyor. Sa-va'ta yzbaym, bunu hibir zaman unutmayacam, nk kaputunun yannda sallanan kl hayatmda nemli bir rol oynad. Anne tpk Olivia-Ann gibi yarm akll bir kadn, fotorafndan yle anlalyor, ama kzndan ok daha ho. Tam uykuya dalacam srada Eunice'in sesini duydum; "Nerede? Nerede?" diye haykryordu. Sonra birden onu kapnn nnde
114

grdm, ellerini koca kalalarna dayam, gzlerini bana dikmiti; yardaklar arkasna toplanmlard: Bluebell, Olivia-Ann, bir de Marge. Birka saniye Eunice kocaman, plak ayan hzl hzl, kzgn kzgn yere vurdu; stnde Niagara alayam'nm fotoraf olan bir kartpostalla iman yzn yelpazeledi. "Nereye saklam paray?" dedi. "Kendisine gvenmemden, evimin iinde serbeste dolamasna gz yummamdan yararlanp ard yz dolarm nereye saklam?" "Bu kadar da ok fazla artk," dedim; ama scaktan bunalmtm, bitkindim, yerimden kprdayacak halim yoktu. "Fazla m, eksik mi sonra grrz onu," dedi, konuurken gzleri yuvalarmdan frlayacakt nerdeyse. "Benim cenaze paramd o, param isterim. Sen bunun llerin cebinden para alacak kadar dk bir insan olduunu anlayamam miydin?" "Belki de o almamtr," dedi Marge. "Sen hi karma bu ie, km," dedi Olivia-Ann. "O ald param, yzde yz eminim," dedi Eunice. "Grmyor musun gzlerini - nasl kara kara, sulu sulu bakyor!" Esneyerek yle dedim: "Yasalarn sylediine gre, bir insan baka bir inam haksz yere sularsa, kendi sulu der, hem de kodese tklr bu yzden." "Tanr bilir hrszlara verecei cezay," dedi Eunice. "Ah, abla," dedi Olivia-Ann, "Tanrya brakmayalm onu cezalandrmay." Bunun zerine Eunice benim stme doru yrd; kirli, fanile geceliinin etei yerde srnyordu. Olivia-Ann hemen onun arkasna taklmt; Bluebell sanki bir yerine bir ey olmu gibi keskin bir lk att, hani belki ta Eufala'dan bile duymulardr o l; Marge ellerini kenetlemi, inliyor, tuhaf sesler karyordu. "Oh-h-h," diye hkrd, "ne olur, geri ver u paray, kk sevgilim." "Et tu Brute?" dedim; William Shakespeare'dendir bu sz. "Haline bakn unun," dedi Eunice. "Btn gn byle aylak aylak yatyor, hi yormak istemiyor kendini." "Acnacak ey," diye gtgtlad Olivia-Ann.
115

ERKEKLERN HKAYELER

BENM ANLATIIM

"Sanki u zavall kzcaz deil de bu douracak." Eunice'di konuan. Bluebell yz paralk aklyla atld: "Yalan m?" "Kendi hallerine bakmadan bana sz sylyorlar," dedim. "Evimde ay yan gelip oturduktan sonra, bu sprnt bir de bana hakaret mi ediyor?" dedi Eunice. Kolumdaki sigara klne bir fiske vurdum, sonra ar ar unlar syledim: "Dr. A. N. Carter'n dediine gre bende iskorpit varm, ok tehlikeli bir hastalk, en kk bir heyecanlanma bile yasak yoksa azmdan kpkler saarak drt bir yana saldrr, nme geleni srrmm." Bunun zerine Bluebell yle dedi: "Neden gitmiyor geldii ple, Mobile'e, Miss Eunice? Canm kyor ona hizmet etmekten, bktm artk." Kmr karas zenci iyice tepemi artrmt, bir an gzlerim karard. Sonra hi heyecanlanmadan yerimden kalktm, gidip asklktaki emsiyeyi aldm, alr almaz da dnp Bluebell'in kafasna indiriverdim, bir daha, bir daha, emsiye iki para oldu. "Benim ipek emsiyem, japon emsiyem," diye haykrd OliviaAnn. Marge l bast: "Bluebell'i ldrdn, zavall Bluebell'i ldrdn!" Eunice, Olivia-Ann' kapya doru itti: "Akln kard, ekerim! Ko! Ko, Mr. Tubberville'i ar!" "Ben hi sevmem Mr. Tubberville'i," diye kestirip att OliviaAnn. "Gidip kendi domuz bam getireceim." Tam kapdan kaca srada bir kaleci gibi atlp sarldm beline, yere yuvarlandk, ocuk oyunca deil bu, lm var iin ucunda. Ama srtm hl aryor. "ldrecek onu!" diye bir haykrd Eunice, btn ev zangr zangr sarsld. "Hepimizi ldrecek! Ben syledim sana bunu, Marge. abuk, kzm, abuk babamn klcn getir!" te byle, Marge koup klc getirdi, Eunice'e verdi. Bir de kadnlarn kocalarna ballndan sz aarlar! Bu yetmezmi gibi, Olivia-Ann karnma bir diz atmaz m, gzlerimde imekler akt, kollarm gevedi. Az sonra Olivia-Ann'n bahede bara bara ilahiler sylediini duyduk. 116

Gzlerim grkemli geliini grd Tanr'nn; Gazap zmlerinin yld babozumunu ineyerek... Bu srada Eunice babasnn klcn savura savura odann iinde drt dnyordu; ben nasl olmusa olmu piyanonun tepesine trmanmtm. Derken Eunice bana doru gelip piyanonun iskemlesine kt, o titrek, her yan ayr oynayan iskemle onun gibi bir canavar nasl ekti, bir trl akl erdiremedim. "n oradan aa, pis korkak, ikiye blvereceim imdi," diyerek klc savurdu; bu sylediklerimi her zaman kantlayabilirim, tam bir santim derinliinde yaram var, kl yaras. O arada Bluebell kendine gelmi, usulca kapdan karak n baheye, Olivia-Ann'n yanna komutu; ilahileri birlikte okumaya baladlar. Anlalan, beni ldrmek iin ayin yapyorlard, hani Marge dp baylmasayd, ldreceklerdi de. Marge'm bana yapt tek iyilik de bu oldu zaten. Sonrasn pek iyi hatrlayamyorum; bir ara kapda Olivia-Ann' grdm, elinde otuz santimlik domuz ba vard, arkasnda bir yn insan, komular duruyordu. Birden yerde yatan Marge' grdler; herkes onun bana topland; derken kz kaldrp dar kardlar, odasna, yatana gtrdler galiba. Her neyse, onlar dar kar kmaz kapy kapatp arkasna eyalar ydm. Btn pel koltuklar, kocaman maun masay -yalnz o bir-iki ton gelir- askl, daha bir sr eyi ydm st ste. Pencereleri srmeledim, perdeleri kapattm. Bu ileri yaparken koca bir Sweet Love kutusu geti elime, be dolarlk kutulardan; azna kadar da dolu, eit eit eker; u anda, ikolatadan yaplma, ii kremal bir kiraz inemekteyim. Arada bir gelip kapy yumrukluyor, haykryor, syleniyorlar. Ah, evet, bambaka bir ark sylemeye baladlar imdi. Bana gelince - zaman zaman piyanonun bana geip neeli arklar alyorum, kendilerinden korktuumu sanmasnlar diye.

E V R E N :

M E M E T

FUAT

117

BULUMA

CHARLES BUKOWSKI I Buluma

RAMPART duranda otobsten inip Coronado'ya yrdm, sonra yokuu trmanp evimin n kapsmm nnde durdum. Kollanm stan gnein altmda ylece durdum bir sre. Sonra anahtar bulup kapy atm ve st kata kmaya baladm. "Kim o?" diye sordu Madge. Cevap vermedim. Ar ar kmay srdrdm. ok solgun ve gszdm. "Kim o? Kim var orada?" "Telalanma benim Madge." Merdivenin st basamanda durdum. Yeil, ipekten yaplm eski bir elbise giymi, kanepeye oturmutu. Elinde bir bardak arap, buzlu, yle severdi. "Canm!" diye stme atld. Sevinmi grnyordu, pt beni. "Oh Harry gerekten sen misin?" "Belki. Dayanabilirsem. Yatak odasnda kimse var m?" "Samalama! ki ister misin?" "emezsin dediler. Halanm tavuk, rafadan yumurta yemem gerek. Liste verdiler." "Orospu ocuklar. Otur. Banyo yapmak ister misin? Bir eyler ye." "Hayr, dur biraz oturaym." Koltua ktm. "Ne kadar para kald?" diye sordum. "On be dolar." "abuk harcamsn." "ey-"
118

"Kira durumu nedir?" "ki hafta. bulamadm Harry." "Biliyorum. Arabay gremedim. Araba nerde?" "Kt haber. Birine dn verdim, nn arpmlar. Sen dnmeden yaptrtmay dnmtm. Kedeki tamircide." "Araba alyor mu?" "Evet, nn dzeltsinler istedim." "n arpk olsun. Radyatre ve farlara bir ey olmamsa yle kullanrsn." "Allahakna Harry! Doru olan yapmaya alyordum!" "imdi dnerim." "Harry, nereye gidiyorsun?" "Arabaya bakacam." "Yarn bakarsn. yi grnmyorsun Harry. Otur konualm." "imdi dnerim. Beni bilirsin. Yarm kalan ilerden holanmam." "Of Harry!" Merdivenlerden inmeye baladm. Sonra tekrar yukar ktm. "On be dolar ver." "Of Harry. Off!" "kimizden biri bu gemiyi batmaktan kurtarmal. Bu sen olmayacana gre!" "Yemin ederim Harry. Her sabah yataktan kalkp i aramaya gittim. Hibir ey yok." "On be dolar ver." Madge antasn alp kartrmaya balad. "Bu akam iin bir ie arap alacak kadar para brak bana, bu ie bitmek zere. Senin dnn kutlamak istiyorum." "Biliyorum Madge." antasndan bir onluk drt birlik karp uzatt. antay elinden kapp ters yz ettim. inde ne varsa yataa sald. Bozuk paralar, kk bir ie porto, bir birlik bir de belik. Belie uzand ama ondan hzl davrandm. Dorulup yzn tokatladm. "Orospu ocuu! Hi deimemisin. Pis herifin birisin hl." "O yzden lmedim ya." "Bir daha bana vurursan giderim."

119

ERKEKLERN HKYELER

BULUMA

"Sana vurmaktan holanmadm bilirsin gzelim." "Bana vurmak kolay, gidip bir erkee vursana, vuramazsn deil mi?" "Ne ilgisi var imdi?" Belii alp aa indim. Tamirci kedeydi. Ben ieri girerken Japon bir herif arabaya yeni taklm n kafese yaldz boya sryordu. Basma dikildim. "Tanrm, gerek bir Rembrandt olmu bu," dedim. "Araba sizin mi baym?" "Evet. Borcum ne?" "Yetmi be dolar." "Ne?" "Yetmi be dolar. Bir bayan getirdi arabay buraya." "Orospunun biri getirdi onu buraya. Bana bak, arabann kendi yetmi be dolar etmezdi, hl etmez. Bu kafesi hurdacdan be dolara kaptn." "Bakn baym, bayan dedi ki-" "Kim?" "ey, kadn dedi ki-" "Ben ondan sorumlu deilim. Hastaneden yeni ktm. Sana ara da srada deyebilirim, ancak henz bir iim yok ve arabaya ihtiya cm var. imdi hemen ihtiyacm var. bulursam sana deme yapabilirim. Bulamazsam yapamam. Bana gvenmiyorsan araba sende kalsn. Gidip ruhsatn getiririm. Nerde oturduumu biliyorsun. ster sen ruhsat getireyim." "imdi ne verebilirsin?" "Be dolar." "ok az." "Syledim ya! Hastaneden yeni ktm. bulunca derim, ya kabul edersin ya da arabay sana brakrm." "Peki," dedi. "Sana gveniyorum. Belii ver." "Bu belii ne kadar zor kazandm bir busen." "Nasl?" "Bover." O belii ald ben de arabay. alt. Yarm depo benzin bile

vard. Yan, suyunu dert etmedim. Tekrar araba kullanmak nasl olacak diyerek biraz turladm. yi bir duyguydu. Sonra iki satan dkknn nne ektim. "Harry!" dedi pis nlkl yal adam. "Oh, Harry!" dedi kars. "Nerelerdeydin?" diye sordu pis nlkl yal adam. "Arizona. Toprak ileri ile ilgili." "Grdn m Sol," dedi kadn, "zeki biri olduunu sylemitim sana. Kafas alan adam belli olur." "Tamam," dedim, "iki altlk Miller ie bira istiyorum, hesaba yazn." "Bir dakika," dedi yal adam. "Problem ne? Hesabm her zaman demedim mi? Canm skmayn." "Senden ikyeti deiliz Harry. Senin kadn. 13,75'lik alveri yapt." "13,75 mi? Laf bile edilmez. Ben daha nce hesab yirmi sekiz dolara karp sonra kapatmadm m?" "Evet Harry, ama-" "Ama ne? Alveriimi baka yerden mi yapaym? Bu hesab takaym m? Allann cezas iki altlk iin deer mi?" "Peki Harry, tamam," dedi yal adam. "yi, poete koy. Bir paket Pall Mall iki de Dutch Masters." "Tamam Harry, tamam..." Sonra tekrar basamaklar kyordum. st kata vardm. "Oh Harry, bira almsn! me Harry. lmeni istemiyorum yavrum!" "Biliyorum Madge, istemezsin. Ama bu doktorlar bir boktan anlamazlar. imdi bana bir bira a. Yorgunum. ok koturdum. Allann cezas hastaneden kal daha iki saat oldu." Madge bir ie bira ve bir bardak arap ile dnd. Topuklular ayandayd ve bacak bacak stne atnca donu grnd. Sk hatundu. Yzn hesaba katmazsan. "Arabay aldn m?" "Evet."
121

120

ERKEKLERN HKYELER

BULUMA

"O ufak tefek Japon iyi bir ocuk deil mi?" "yi olmak zorundayd." "Ne demek istiyorsun? Arabay tamir etmemi mi?" "Tamam, tamam, iyi ocuk. Buraya getirdin mi onu?" "Harry, mesele karma. Ben o Japonlarla dzmem!" Ayaa kalkt. Karn hl dzd. Kalalar, bacaklar, k tam sevdiim gibiydi. Ne kanck! Yarm ie biray bama diktim, ona doru yrdm. "Senin iin ldrdm biliyorsun Madge, bebeim. Senin iin katil olurum, biliyorsun deil mi?" yice yaklamtm ona. Hafife tebessm etti. Bira iesini frlatp ayaa kalktm, elindeki arap bardan aldm gibi bir dikite itim. Haftalardr ilk kez kendimi iyi hissediyordum. Birbirimize yaklatk. Krmz, vahi dudaklarn yalad. Sonra iki elimle serte ittim onu. Kanepeye yld. "Seni orospu! Goldbarth'da 13,75'lik bir hesap atn, deil mi?" "Bilmiyorum." Elbisesi kalalarna kmt. "Seni orospu!" "Bana orospu deme!" "13,75!" "Benim bir eyden haberim yok!" stne ktm, yzn yakalayp dudaklarndan pmeye baladm. Gslerini, kalalarn, bacaklarn okadm. Alyordu. "Bana... orospu... deme... deme, deme... Seni sevdiimi biliyorsun Harry!" Sonra ayaa frlayp halnn ortasnda durdum. "Seni paralayacam yavrum!" Madge gld. Onu kaldrp doru yatak odasna tadm, yataa frlattm. "Harry, hastaneden daha yeni ktn!" "yi ya! ki haftalk sperm birikimimi sana nakledeceim demektir." "Azn bozma!" "Siktir!" Yataa sradm, elbiselerimi syrmtm.
122

Elbisesini yukar kaldrdm, bir yandan onu pp okayarak. Etli kadnd. Kilotunu kardm sonra. Eskiden olduu gibi, ierdeydim. Sekiz, on kere, ar, yumuak vurdum. Sonra "O pis Japonla dztm dnmyorsun deil mi?" diye sordu. "Sen pis olan her eyi dzersin diye dnyorum." Kendini geriye ekip beni dar att. "Azna saym!" diye bardm. "Seni seviyorum, Harry, seni sevdiimi biliyorsun; byle konutuun zaman beni zyorsun!" "Tamam, yavrum, pis bir Japonu dzmeyeceini biliyorum. aka ediyordum." Madge bacaklarn at, tekrar ieri girdim. "Oh! Erkeim, ok uzun zaman oldu!" "Emin misin?" "Ne demek bu? Yine mesele mi karmaya alyorsun!" "Hayr, hayr! Seni seviyorum gzelim." Dudaklarndan ptm, alttan almay srdryordum. "Harry," dedi. "Madge," dedim. Haklyd. ok uzun zaman olmutu. htiyara 13,75 art iki altlk art sigara art puro borcum vard. Los Angeles hastanesine 225 dolar ve o pis Japona da 70 dolar ayrca ufak tefek gaz, elektrik, su faturalar ve birbirimize kenetlendik ve duvarlar stmze kapand. Oradaydk.

E V R E N :

AV

P A R D O

123

LAEN'LE HIDIR'IN YKS

PAUL BOWLES I Laen'le Hdr'n yks

K ARKADA, Laen'le Hdr, Merkala'daki plajda yryorlard. Kayalarn yannda bir kz duruyordu; rzgr djellaba'sm* savuruyordu. Laen'le Hdr onu grnce durdular. ylece kalp kz seyrettiler. Laen, "Tanyor musun bunu?" dedi. "Hayr. Onu hi grmedim." Laen, "Hadi yanna gidelim," dedi. Belki kzn yannda bir adam vardr diye gzleriyle plaj taradlar ama kimseyi gremediler. Laen, "Bir yosma," dedi. Kzn yanna iyice yaklatklarnda, ok gen olduunu grdler. Laen gld. "Kolay i," dedi. Hdr, "Yannda ne kadar para var?" diye sordu. Laen, "Ona para deyeceimi mi sanyorsun?" diye bard. Hdr, Laen'in kz dvmek niyetinde olduunu anlad. ("Bir yosmaya parasn demezsen onu dvmen gerekir.") Hdr bu fikirden hi holanmad, nk bunu daha nce de birlikte yapmlard; sonrasnda balar hep derde girmiti. Kzn ablas ya da ailesinden baka biri polise gidip ikyette bulunuyor, sonunda herkes hapsi boyluyordu. Hapiste kapal kalmak Hdr' ok sinirli yapyordu. Bundan kanmaya alyordu; ou zaman da baaryordu bunu. Laen'le Hdr arasndaki fark, Laen'in iki imekten, Hdr'nsa keyif imekten holanmasyd. Keyif tiryakileri kafalarnn sakin kalmasn isterlerdi; oysa ikiciler byle deildi. Her eyi krp dkmek isterdi onlar. Laen kasklarn ovuturdu, yere tkrd. Hdr onun, biraz sonra kzla oynayaca oyunun provasn yaptn, kz ne zaman, nerede yere yatracan planlamakta olduunu anlad. Endielenmeye
* Balkl stlk; balkl pelerin, (.n.) 124

balad. Kz ban br yana evirdi. Djellaba'smm eteini eliyle tutup bastrarak rzgrda savrulmasn engellemeye alyordu. Laen, "Sen bekle burda," dedi. Kzn yanna gitti; Hdr, konuurken kzn dudaklarnn oynadn grd nk kzn peesi yoktu. Kzn btn dileri altndand. Hdr altn dili kadnlardan nefret ederdi, nk on drt yandayken Zehra adnda, kendisine hi nem vermeyen altn dili bir yosmaya tutulmutu. Kendi kendine, "Kz Laen'in olsun," dedi. stelik, mesele kt zaman onlarn yannda bulunmak istemiyordu. Laen slkla kendisini armcaya kadar hareketsiz bekledi. Sonra onlarn bulunduu yere gitti. Laen, "Hazr msn?" diye sordu. Kz kolundan kavrayp kayalarn yanndan yrmeye balad. Hdr, Laen'e, "Ge oldu. Benim gitmem gerek," dedi. Laen armt ama bir ey sylemedi. Hdr, Laen'e bakp onu uyarmaya alarak, "Baka zaman," dedi. Kz, sanki Hdr' utandrarak onun da gelmesini salayabilirmi gibi hnla gld. Hdr, gitmemeye karar verdii iin memnundu. Mendoub'un incir bahesinin oradan geerken kendisine bir kpek havlad. Kpee ta att; ta kpee isabet etti. Ertesi sabah Laen, Hdr'n odasna geldi. Gzleri itii araptan kan anana dnmt. Yere oturdu, kesi dmlenmi bir mendil kard. Dm at, kucana bir altn yzk dt. Yz alarak Hdr'a uzatt. "Senin iin. Ucuza aldm." Hdr, Laen'in bu yz gerekten almasm istediini anlad; yz parmana takt, "Allah sana uzun mrler versin," dedi. Laen eliyle enesini kayarak esnedi. Sonra, "Bana baktn grdm; yryerek ta ocana geldiimizde orann en uygun yer olacan dndm. Ama sonra polisin bizi alp Bou Ha Ha'a gtrd geceyi anmsadm; bana bakn anmsadm. Dnp geldim, kz orada braktm. Sprnt!" "Demek hapse girmedin, bu yzden de sarho oldun?" dedi Hdr; sonra gld. Laen, "Bak bu doru," dedi. "te sana yz bunun iin verdim." Hdr bu yzn en azndan elli dirhem edeceini biliyordu; ok parasz kalrsa yz satabilirdi. Bunu yaparsa Laen'le olan arkadal da sona ererdi ama baka ne are var ki! Bazen Laen eline bir ie arap alp akamlar onu ziyarete ge125

ERKEKLERN HKYELER

LAEN'LE HIDIR'IN YKS

lirdi. dris keyif ubuunu tttrrken o da arabn ierdi; saat on ikide program bitinceye kadar radyo dinlerlerdi. Sonra, ok ge bir saatte Dradeb sokaklarndan geerek Laen'in bir arkadann gece bekilii yapt garaja giderlerdi. Dolunay olduu zamanlarda, ortalk sokak lambalarnn verdii aydnlktan daha parlak bir a brnrd. Ay olmaynca sokaklarda da kimsecikler olmazd; birka akamc kahvesinde insanlar birbirlerine hrszlarn eskiden yaptklarn, imdi hrszlarn saysnn nasl da artm olduunu anlatrlard. Bunun nedeni, hibir yerde hemen hemen hi kimsenin i bulamamas, kyllerin vergilerini verebilmek iin ineklerini, koyunlarn satmak, sonra da kente g etmek zorunda kalmasyd. Laen'le Hdr, yaplacak bir i kt zaman, arada srada alyorlard. Biraz paralar vard; her zaman karnlarn doyuruyorlard; sonra Laen, kendisine bazen bir ie spanyol arab alacak paray bile karabiliyordu. Hdr'n keyfi daha byk bir sorun yaratyordu; nk polis keyife kar kard yasay ne zaman uygulamaya kalkacak olsa, keyif bulmak zorlayor, fiyat ykseliyordu. Sonra polis keyif yerine silahlarn ve asilerin peine dt iin piyasada keyif bollanca, ykselmi olan fiyat inmiyordu. Hdr itii keyfi azaltmyordu; ama artk odasnda kendi basma iiyordu. Kahvede imeye kalkarsan, her zaman keyfini evde unutmu, seninkinden imek isteyen biri kyordu. Hdr, Cafe Nacah'taki arkadalarna keyif imeyi bnaktn sylemiti; kendisine bir ubuk uzatld zaman da hep reddediyordu. Akam, erken saatte odasma dndnde pencereyi at; kentin uykulu sesleri ieriye doluyordu; yaz olduu iin insanlarn sesleri sokaklar doldurmutu; Hdr satn alm olduu iskemleye oturdu, ayaklarn kaldrp pencerenin pervazna dayad. Byle oturunca keyfini ierken gkyzn seyredebiliyordu. Laen gelirdi, konuurlard. Arada srada birlikte Emsallah'a, orada mezbahann yannda, iki kz kardein yarm akll anneleriyle birlikte oturduu barraca'ya* giderlerdi. Anneyi sarho edip ierideki odaya yatrrlard. Sonra da kzlar sarho eder, hi para vermeden geceyi onlarla geirirlerdi. Konyak pahalyd ama gene de yosmalara deyecekleri para kadar pahalya oturmuyordu onlara.
* Baraka; oluklu sacdan yaplm gecekondu, (.n.) 126

Yaz ortasnda, Sidi Kacem gelince, hava birden ok snd. nsanlar evlerinin atlarna araflardan adrlar kurarak yemeklerini orada piirip orada yatmaya baladlar. Geceleyin Hdr btn atlar grebiliyordu; her atda rzgrda ierek sallanan araflardan olumu bir kubbe vard; arafn arasndan tenekenin iinde yanan atein krmz grnyordu. Gndzleri, beyaz araflarn oluturduu bu denizin zerinde parlayan k Hdr'n gzlerini kamatryordu; odasnda dolarken, pencerenin nnden getiinde artk darya bakmamay renmiti. Daha pahal bir odada, kesecek gnelik perdeleri olan bir odada oturmay isterdi. Darda, gkyzn dolduran parlak ktan korunmann hibir yolu yoktu; Hdr alacakaranl zlemle bekliyordu. Gn batmadan keyif imek deti deildi. Keyif imeyi gndzleri hi sevmiyordu; her eyden ok da havann scak, n parlak olduu yaz gnlerinde imeyi hi sevmiyordu. Yeni gelen her gn bir ncekinden daha scak olmaya balaynca, kendisine birka gn yetecek keyif ve yiyecek almaya, hava serinleyinceye kadar odasna kapanmaya karar verdi. O hafta iki gn limanda almt, biraz paras vard. Yiyecekleri masann stne koyup kapy kilitledi. Sonra anahtar kilitten kard, masann ekmecesine att. Pazar sepetinin iindeki paketlerin, konserve kutularnn arasnda gazeteye sarlm kocaman bir keyif destesi duruyordu. Gazeteyi at, bir dal ekip koklad. Ondan sonraki iki saat boyunca yere oturdu; yapraklar dallardan kopard, ekmek tahtasnn stnde kyd, kartrd, harmanlad, sonra gene kyd; bunu tekrar tekrar yapt. Bir keresinde, gne tam stne vurunca, scaktan kurtulmak iin yerini deitirmek zorunda kald. Gne indiinde kendisine -drt gn yetecek kadar keyif hazrlamt. Yerden kalkt, kucanda kesesi ve ubuuyla iskemlesine oturdu, imeye koyuldu; bu arada radyoda, o saatte hep olduu gibi Soussi bakkallar iin lh mzii alnyordu. Kahvelerde insanlar ou zaman yerlerinden kalkp radyoyu kapatrlard bu m-zc ald zaman. Oysa hep ayn aksak tempoyu srdren naqous* nedeniyle keyif tiryakileri severlerdi bu mzii. Mzik uzun sre ald; Hdr, Tiznit'teki pazar ve kerpi duva* Vurmal mzik yapmakta kullanlan yuvarlak madeni nesne (ou zaman bir fren kasna), (.n.) 127

ERKEKLERN HKYELER

LAEN'LE HIDIR'IN YKS

rndan darya aa gvdeleri taan camiyi dnd. Gzlerini yere indirdi. Odann iinde hl gn vard. Gzleri fal ta gibi ald. Demenin zerinde kck bir ku sessizce yryordu. Hdr yerinden frlad. Keyif ubuu yere dt ama llesi krlmad. Ku daha kprdamaya vakit bulamadan Hdr avucunu stne kapad. ki avucuyla birlikte kavrad zaman bile ku hi hareket etmedi. Hdr kua bakt, onun imdiye dek grd en kk ku olduunu dnd. Ba griydi, kanatlan siyahbeyazd. Ku kendisine bakyordu, hi de korkmu gibi grnmyordu. Hdr kuu kucana koyarak iskemleye oturdu. Ellerini stnden kaldrdktan sonra bile ku ylece, hareketsiz durdu. "Bir yavru ku bu, umay bilmiyor," diye dnd Hdr. Art arda birka ubuk dolusu keyif iti. Ku yerinden hi kprdamad. Gne batmt, akam nda evler yava yava mavileiyordu. Baparmayla kuun ban okad. Sonra kk parmana takl olan yz karp kuun bandaki yumuack tylerin zerinden geirdi. Ku buna hi tepki gstermedi. "Kularn sultanna altndan bir yaka," dedi Hdr. Biraz daha keyif iip gkyzn seyretti. Sonra karn ackmaya balad; kuun da biraz ekmek krnts yemek isteyebilecei geti aklndan. ubuunu masann stne brakt, yz kuun bandan karmaya alt. Yz darya doru ekti; ku kanatlarn rpt, direndi. Hdr bir an iin yz brakt, o anda ku kucandan dosdoru gkyzne uuverdi. Hdr srayp ayaa kalkt, kuu seyre koyuldu. Uup btnyle gzden kaybolunca glmsedi. "Pi kurusu!" dedi fsldayarak. Yemeini hazrlayp yedi. Bundan sonra iskemlesine oturup ubuunu iti, kuu dnd. Laen geldiinde olanlar ona anlatt. "O sre boyunca hep bir ey alma frsatn yakalamak iin bekliyormu!" dedi. Laen biraz ikiliydi, bunlara kzd. "Demek yzm ald!" diye bard. "Ah," dedi Hdr. "Senin yzn m? Onu bana verdiini sanyordum." Laen ona, "Ben daha delirmedim," dedi. Hl kzgn bir durumda kp gitti; bir haftadan uzun bir sre hi uramad. Laen'in odaya girdii sabah Hdr onun gene yzkten sz aacandan emindi; bir gn nce bir arkadandan satn alm olduu bir ift ayakkaby hemen ona doru uzatt. "Bunlar ayana oluyor mu bak bakalm?" diye sordu. Laen iskemleye oturdu, ayakkablar ayana geirdi,
128

bakt ki tam oluyor. Hdr ona, "Altlarn deitirmek gerek ama stleri yeni gibi," dedi. Laen de "stleri iyi," dedi. Deriyi yoklad; baparmayla br parmaklan arasnda sktrp ezerek bakt. Hdr, "Al senin olsun," dedi. Laen buna sevinmiti; o gn yzkle ilgili hibir ey sylemedi. Ayakkablan odasna getirdiinde dikkatle inceledi; pene yaptrmak iin gerekecek paray gzden karmaya karar verdi. Ertesi gn bir spanyol ayakkabcya gitti; adam ayakkablan on be dirheme onarmay kabul etti. "On," dedi Laen. Uzun bir pazarlktan sonra ayakkabc fiyat on e indirdi; Laen de ayakkablar orada brakarak bir hafta sonra gelip alacan syledi. Ayn gn leden sonra Sidi Bouknadel'den geerken bir kz grd. ki saat ya da daha uzun bir sre konutular; duvarn yannda birbirlerine ok yakn durmamaya dikkat ediyor, konutuklarn kimse anlamasn diye baklarn yere indirmi, yle duruyorlard. Kz Meknes'liydi; Laen bu yzden onu daha nce grmemiti. Kz o mahallede oturan teyzesini ziyarete gelmiti; ksa bir sre sonra kz kardei de Meknes'ten oraya gelecekti. Bu kz Laen'e, o yl grd en iyi ey gibi grnd; gene de kzn burnundan ve azndan emin olamazd nk peesi her eyi rtyordu. Kz ertesi gn ayn yerde kendisiyle bulumaya ikna etti. Bu kez Hafa boyunca uzun uzun yrdler; Laen k-zm bu ie gnl olduunu anlad. Ama kz teyzesinin evinin nerede olduunu Laen'e bir trl sylemiyordu. Laen kz odasna ancak iki gn sonra getirebildi. Bekledii gibi ok gzel kt. O gece ok mutlu oldu Laen, ama sabahleyin kz gidince, onun yanndan hi ayrlmak istemediini anlad. Teyzesinin evinin nasl bir yer olduunu, btn bir gnn nasl geireceini bilmek istiyordu. Bylece Laen iin kt bir sre balam oldu. Yalnzca onunla birlikteyken, onu yataa soktuu zaman, bir yannda kz, bir yannda, yastnn yan banda, kolayca ulaabilecei bir yerde de konyak iesi varken mutlu oluyordu. Her gn, kz gittikten sonra, yeniden ona dnmeden nce kzn buluabilecei btn erkekleri aklndan geirerek ylece yatyordu. Bundan sz ettii zaman kz gld, btn vaktini teyzesi ve artk Meknes'ten gelmi olan kz kardeiyle geirdiini syledi. Gene de Laen bu konuda endielenmekten kurtaramyordu kendini. 129

ERKEKLERN HKYELER

LAEN'LE HIDIR'IN YKS

' Ancak iki hafta getikten sonra anmsayabildi gidip ayakkablarn almay. Ayakkabcya giderken yolda bu sorununu nasl zebileceini dnyordu. Hdr'n kendisine yardm edebilecei geti aklndan. Kzla Hdr' bir araya getirip ba baa brakabilirse, Hdr olanlar daha sonra ona anlatrd. Kz, Hdr'n kendisini yataa atmasna izin verirse, o zaman kesinlikle bir yosmayd; o zaman ona bir yosma gibi davranmak gerekirdi. Laen de onu nce iyice bir dver, sonra da banrd; nk kz btnyle bir yana atlamayacak kadar iyiydi. Ama gerekten kendisine mi ait, yoksa bakalaryla da yatp kalkyor mu, Laen'in bunu bilmesi gerekti. Ayakkabc ayakkablarn eline verdii zaman yepyeni olduklarn grp sevindi. On dirhemi deyip ayakkablar evine gtrd. O gece, kahveye gitmek zere darya karken giymeye altnda, ayana olmadklarn grd. ok dar geliyordu ayakkablar, yeni tabanlar dikerken ayakkabc kalb daraltmt. Eski ayakkablarn giydi, darya kp kapy ardndan arparak kapatt. O gece kzla kavga etti. Kzm alamasm durdurabilmek iin afak sknce-ye dek urat. Gne doduunda kz hl uyuyordu; Laen kollarn bann altnda kavuturmu tavan seyrediyor, ayakkablarn kendisine on dirheme patladn, imdi btn gnn onlar satmaya alarak geireceini dnyordu. Kz erkenden bandan savd; elinde ayakkablarla Bou Araqia'ya girdi. Ayakkablara kimse sekiz dirhemden fazla vermiyordu. leden sonra Joteya'ya gidip bir asmann glgesine oturdu, satclarla alclarn gelmesini bekledi. Dal bir adam sonunda on dirhem teklif etti, Laen de ayakkablar ona satt. Paray cebine yerletirirken, "Bou bouna dirhem kaybettim," dedi. Kzmt, ama ayakkabcy sulamak yerine, kabahatin Hdr'da olduunu dnyordu. O gn leden sonra Hdr'la grt; ona, akam yemeinden sonra yannda bir arkadayla odasna geleceini syledi. Sonra eve dnp konyak iti. Kz geldiinde ieyi bitirmiti; sarho olmutu, kendini hi olmad kadar mutlu hissediyordu. Kz peesini karmaya balaynca, "karma," dedi. "Dar kyoruz." Kz hibir ey sylemedi. Arka sokaklardan dolaarak Hdr'n odasna vardlar. Hdr iskemlesine oturmu radyo dinliyordu. Bir kzm geleceini hi ummamt; kzn peesini kardn grnce kalbi bam a130

ntacak kadar hzl arpmaya balad. Kza iskemlesini verdi ama dnp bir daha hi bakmad; yatan stne oturup yalnzca Laen'le konumaya balad; Laen de kza hi ilgi gstermiyordu. Biraz sonra yerinden kalkt. "Sigara almak iin darya gidiyorum," dedi. "Hemen dnerim." Kapy arkasndan kapad; Hdr hemen koup kapy kilitledi. Kza glmsedi, sonra kzn yanma, masaya oturdu, yzne bakt. Arada, bir ubuk keyif iiyordu. Laen'in neden bu kadar geciktiini merak ediyordu. Sonunda kza, "Geri dnmeyecek, biliyor musun?" dedi. Kz gld, omuzlarm silkti. Hdr yerinden frlad, kz elinden tutup yataa gtrd. Sabahleyin giyinirlerken kz ona Otel Sevilla'da kaldn syledi. Medina'nn tam ortasnda bir Mslman oteliydi bu. Hdr kz oraya gtrp brakt. Kz ona, "Bu gece gelecek misin?" diye sordu. Hdr kalarn att. Laen'i dnyordu. "Gece yarsndan sonra beni bekleme," dedi. Eve dnerken Cafe Nacah'a urad. Laen oradayd. Gzleri kan ana gibiydi; btn gece uyumama benziyordu. Hdr, onun kendisini beklemekte olduu duygusuna kapld nk o kahveye girer girmez Laen hemen yerinden kalkp qahouaji' nin* parasn demiti. Dradeb anacaddesi boyunca bir tek sz etmeden yrdler; Merkala plajna kvrlan yola gediklerinde, gene hi konumadan o tarafa yneldiler. Sular ekilmiti. Islak kumlarn stnde yrdler; ayaklarn kk dalgalar yalyordu. Laen bir sigara iti, suya talar att. Sonunda konutu: "Nasld?" Hdr omuz silkti, sesini olabildiince titreimsiz tutmaya alyordu. "Bir gece iin fena deildi," dedi. Laen, dikkatsiz davranarak, "ki gece iin de," demek zereydi. Ama sonra Hdr'n o geceden sz etmek istemediini anlad; demek ki Hdr iin ok nemliydi bu. Yzne bakt zaman Hdr'n kz kendine almak istediini kesinlikle anlad. Kz oktan kaybettiinden emindi artk, ama bunu ta bandan niin dnemediini bilemiyordu. Kz Hdr'a gtrmek isteyiinin gerek nedenini anmsayamyordu imdi. "Srf sana iyilik etmek iin mi getirdiimi sanyorsun onu?" diye bard. "Yok sidil** Senin gerekten dost olup olmadn anla* Kahveci, (.n.) ** Efendim, (.n.) 131

ERKEKLERN HKYELER

mak iin braktm onu seninle. imdi gryorum ite ne biim arkada olduunu! Akrepsin sen!" Hdr' giysilerinden yakalayp suratnn ortasna yumruunu indirdi. Hdr arkaya doru sarslarak birka adm att, dvmeye hazrland. Laen'in gerei anladn, artk sylenecek hibir eyin kalmadn, dvmekten baka are olmadn anlyordu. kisi de kanlar iinde, soluk solua kaldklarnda, Hdr yldrm akmas kadar ksa bir anda Laen'in yzn grd; bann dnmekte olduunu, gzlerinin iyi grmediini anlad. Geri ekildi, ban edi, btn gcyle Laen'e doru kotu; Laen dengesini kaybetti, kumlara yld. Sonra Hdr ayakkabsnn topuuy-la onun bana abucak bir tekme indirdi. Onu orada yatar durumda ylece brakarak evine dnd. Ksa sre sonra Laen yan banda, kumlarn zerinde krlan dalgalarn sesini duydu. "Onu ldrmeliyim," diye dnd. "Yzm satt. imdi gidip ldrmeliyim onu." Ama bunu yapmak yerine, giysilerini kard, denize girdi; ykanmay bitirince btn gn kumlara yatp gnelendi, uyudu. Akam olunca gitti, iyice sarho oldu. Saat on birde Hdr, Otel Sevilla'ya gitti. Kz, n kapya yakn bir yerde, hasr koltua oturmu onu bekliyordu. Hdr'n yzndeki yaralara dikkatli dikkatli bakt. Hdr, peesinin altndan onun glmsediini grd. "Dvtnz m?" Hdr bayla evet iareti yapt. "O nasl?" Hdr omuzlarn silkti. Bu kzn glmesine neden oldu. "Hep sarhotu zaten," dedi. Hdr onun koluna girdi, birlikte caddeye ktlar.

JORGE LUIS BORGES I Araya Giren

...kadnlarn akna deip geerken... 2 Samuel 1:26 BU HKYEY ilk olarak Nilsenler'in k Eduardo'nun 1890'larda Moron havalisinde bir yerlerde uykusunda len aabeyi Cristin'n ls banda beklerken anlattn sylerler (Bence uzak bir olaslk). Gerekte, hikyeyi o bir trl sabaha ermek bilmeyen, hayal meyal gecenin bir saatinde, iki yudum mate arasnda biri bir bakasndan duymu, sonra da Santiago Dabove'ye anlatm olmal; ben de ondan dinledim. Ayn hikyeyi yllar sonra, olayn getii Turdera'da bir kere daha duydum. Hikyenin ikinci ve daha ayrntl biimi, kk eitlemeler ve elimeler dnda, Santiago'nun anlattna ok uyuyordu. Hikyeyi aktarmamn nedeni u: Bence hikye, geen yzyln sonlarnda Buenos Aires'in kenar mahallelerinde yaayan o yumruuna tkrm kabadaylarn kiilik zelliklerini yanstan ksa, ama trajik bir belge nitelii tayor. Olduu gibi anlatacam umut ediyorum, ama daha balamadan gryorum ki, gene yazarlm tutacak, kimi yerlerini vurgulamaktan ya da belli ayrntlar eklemekten kendimi alamayacam. Oturduklar yer olan Turdera'da Nilsenler denirdi onlara. Orann rahibi bana, kendisinden nceki rahibin bu insanlarn evinde koyu renk ciltli, kara matbaa harfleriyle dizilmi, okunmaktan lime lime olmu bir ncil grdn -ok am buna- sylemiti. ncil'in arka i kapak sayfasnda elyazsyla yazlm ad ve tarihler olduu da ilimi gzne. Evdeki tek kitapm bu ncil; Nilsenler'in bir gn her eyin yitip gittii gibi yitip gidecek olan geliigzel aile tarihesi... oktan yklan o eski, drt bir yne doru ban alm genileyen ev, 133

E V R E N :

Y U R D A N U R

S A L M A N

132

ERKEKLERN HKAYELER

ARAYA GREN

svasz tuladand. Kemerli giriten bakldnda krmz talarla denmi bir avlu, onun ilerisindeyse ikinci, toprak bir avlu grnrd. urasn belirtmek gerek, pek az kii evden ieri admn atabilmiti. Nilsenler pek kimseyle grmezlerdi. Hemen hemen hi eyas olmayan odalarnda ranzalarda yatarlard. Paralarn atlara, kenarlar gm ilemeli koum takmlarna, ksa kabzal kamalara, bir de kesenin azn iyice atktan sonra sarho kavgalar kardklar cumartesi gecesi elentileri iin giyinip kuanmaya harcarlard. Her ikisinin de uzun boylu olduklarn biliyorum, kzl salydlar. Byk olaslkla adm bile duymadklar Danimarka ve rlanda'nn kan dolard bu iki Arjantinli kardein damarlarnda. Mahallelerinde bu "Kzl-kafalar"dan korkulurdu; kardelerden hi deilse birinin kavgada adam ldrdne kesin gzyle baklyordu. Kk kardein Juan Iberra'yla baya sk bir dv yapt sylenir ki, bu da bu ilerden anlayanlara baklrsa az ey deildir. Hayvan tccar, arabac, at hrsz, ara sra da profesyonel kumarbazd bu iki karde. ki iip kumar oynadklarnda har vurup harman savurmalar dnda cimrilik-leriyle nlydler. Kimlerden olduklarn, nereden geldiklerini bilen yok. Bir yk arabalar, bir de kz iin boyunduruklar vard. D grnleri Costa Brava'nn adn ktye karan teki kabadaylarnkinden farklyd. Bu ve bilmediimiz daha bir sr baka ey, aralarndaki sk ba anlamamza yardmc oluyor. Kardelerden biriyle aray bozmak iki dman birden gze almak demekti. Nilsenler kadnlarla dp kalkmay severlerdi, ama o zamana kadar, kadn kaamaklarm karanlk kelerde ya da kerhanelerde srdrmlerdi. Bu yzden Cristian, Juliana Burgos'u eve getirdiinde bu olay uzun sre dillerden dmedi. Doruya doru, bylece bir hizmeti kazanm oluyordu, ama parasn ona dnyann en irkin taklit mcevherlerini almaya ve elentilerde onunla gsteri yapmaya harcad da bir gerekti. O zamanlar ucuz kiralk evlerde dzenlenen, hi kimsenin manidar ayak figrleri yapmasna kesinlikle gz yumulmayan ve gene o zamanlar, iftlerin birbirlerinden en az on-on iki santim uzak durarak dans ettii kytrk elentilerdi bunlar. Juliana, esmer, gzleri hafife ekik bir kzd; bir bakmanz yeterdi, hemen glmseyiverirdi. Hoyratln ve ilgisizliin kadnlar ypratt bu yoksul mahalle iin hi de fena saylmazd Juliana gibi bir kz. 134

nceleri, Eduardo da onlarla birlikte uraya buraya gitti. Daha sonra bir aralk Kuzey'e, Arrecifes'e bir i yolculuu mu ne yapt, oradan gelirken de yanmda bir kz getirdi. Ama kz bir-iki gn sonra sepetledi. Surat asld; kedeki meyhanede yalnz bana iki imeye balad, kimselerle konumaz oldu. Cristin'm kadnna yakmt abay. Olup bitenleri belki de ondan nce fark eden mahalleli, ellerini ovuturup iin iin sevinerek iki kardein birbirlerine dmesini beklemeye koyuldular. Bir gece ge saatte kedeki meyhaneden eve dnen Eduardo, Cristin'm iri doru atnn evin nndeki diree bal olduunu grd. eride avluda, aabeyi pazarlk elbiselerini giymi, onu bekliyordu. Kadn girip kyor, mate getirip gtryordu. Cristin, Eduardo'ya, "Fariaslar'a gidiyorum, bu gece orada byk elence var. Juliana burada seninle kalacak; istersen onu kullanabilirsin," dedi. Sesinin tonu yar buyurgan, yar dostayd. Eduardo aabeyine gzlerini dikip bir sre hi kprdamadan durdu, ne yapacan armt. Cristin ayaa kalkt, "Allahasmarladk," dedi -yalnzca erkek kardeine; eyadan baka bir ey olmayan Juliana'ya deil- atna bindi ve hi istifini bozmadan yola koyuldu. O geceden sonra Juliana'y paylatlar. Costa Bravallara bile "bu kadar olmaz" dedirten bu garip ortakln ayrntlar neydi, bunu kimse bilemeyecek. Bu dzen haftalarca srd, ama daha fazla sremezdi. ki karde kendi aralarnda, seslenmek iin bile olsa kadnn adn azlarna almyorlard. Buna karn srekli tartma nedenleri aryor ve buluyorlard. Birka para derinin sat yznden tarttlar, ama aslnda baka bir ey iin tartyorlard. Cristin sesini gitgide ykseltirken Eduardo sustu. Farknda olmadan birbirlerini kolluyorlard. Kabaday ksm arasnda, erkek, hi kimseye -kendine bilekadnn, ehyet ve sahiplenmenin tesinde bir nemi olduunu itiraf edemez, oysa iki karde k olmulard. Bu onlar utandryordu ne de olsa. Bir gn leden sonra Eduardo, Lomas'taki alanda Juan Iberra'ya rastlad. Iberra onu eline geirdii dilberden dolay kutlad. te, Eduardo galiba o zaman dersini vermi onun. Hi kimsenin -kendi yzne kar- Cristin'la alay etmesine gz yumamazd. Kadm her iki erkein isteklerini de bir hayvann yumuakbal135

ERKEKLERN HKYELER

ARAYA GREN

lyla yerine getiriyordu; ama kardelerden birini, byk olaslkla kn yelediini de pek gizleyemiyordu. Ne de olsa, kendisini paylamay reddetmemekle birlikte paylama nerisini ilk getiren o deildi. Gnn birinde, Juliana'ya birinci avluya iki iskemle karmasn, sonra da bir sre ortalarda grnmemesini sylediler, konuacak nemli eyleri vard. Juliana, erkeklerin konumasnn uzun sreceini dnerek yle bir kestirmek zere uzand, ama ok gemeden gelip onu uyandrdlar. Bir uvala, cam boncuklu tespih ve anasndan yadigr kalan ha da dahil olmak zere btn eyalann doldurmasn sylediler. Hibir aklamada bulunmadan onu kz arabasna bindirdiler ve uzun, yorucu, sessiz bir yolculua ktlar. Yamur yamt; yollar amurluydu. Moron'a yaklatklar srada afak skyordu. Onu orann kerhanesini ileten kadna sattlar. nceden anlamlard zaten; Cristin paray alp cebine koydu, sonra da kardeiyle paylat. Turdera'ya geri dndklerinde, o zamana kadar bu korkun akn amda (ayn zamanda yerleik bir dzendi de bu) tutsak olan Nilsenler, erkekler arasnda kendi erkeke yaamlarn yeniden srdrmeye baladlar, cumartesi gecelerinin iki lemlerine dndler. Belki de zaman zaman kurtulduklarn sandklar oluyordu, ama sk sk -her biri kendi bana- anlalmaz ya da ok anlalr bir biimde ortadan kayboluyorlard. Yl sonuna doru, kk karde kentte ii ktn syleyerek gitti. Bunun zerine Cristin hemen Moron'a yolland; Eduardo'nun alacal ksrann kerhanenin nndeki diree bal olduunu grd, eriye girdi Cristin; evet, ite kardei buradayd, srasn bekliyordu. Cristin'n, kardeine, "Byle giderse atlar ok yoracaz. Onu elimizin altnda tutalm daha iyi," dedii sylenir. Kerhanenin sahibiyle konutu, kemerinin cebinden bir avu para karp verdi ve iki karde kz alp gtrdler. Juliana, Cristin'n atna binmiti. Eduardo onlar birlikte grmeye dayanamad iin atn mahmuzlad. Yukarda anlattm yaama dndler yeniden. Bulduklar zm baarszlkla sonulanmt, birbirlerini aldatyorlard nk. Neredeyse Kabil'in glgesi karacakt ie ya, Nilsenler'in arasndaki sevgi ba ok bykt -birlikte ne skntlar, ne tehlikeleri gs136

lemislerdi kimbilir!- kzgnlklarn bakalarndan karyorlard. Yabanclardan, kpeklerden, aralarna ikilik sokan Juliana'dan. O yl mart ay sona ererken scaklar henz hafiflemi deildi. Bir pazar gn (pazarlar erken yatlr) Eduardo kedeki meyhaneden dnerken, Cristin'n kzleri boyundurua aldn grd. Cristin, "Hadi gel. Pardo'nun oraya birka para deri gtrmemiz gerek. Arabaya ykledim derileri, gece serinliinden yararlanm oluruz," dedi. Pardo'nun dkkn Gney'de, ierilerde bir yerdeydi yanlmyorsam; nce eski kan yolundan gittiler, sonra baka bir yola saptlar. Gece km, manzara yaylm, genilemiti sanki. Boylar olduka yksek bir saz beinin evresinden dolatlar; Cristin daha yeni yakt sigaray yere frlatt ve sakin bir sesle, "Haydi ie koyulalm kardeim," dedi. "Birazdan akbabalar doluur buraya. Bugn leden sonra ldrdm onu. Btn incik boncuuy-la uraca brakverelim. Artk bize zarar dokunamaz." Alamamak iin kendilerini zor tutarak kucaklatlar. Aralarnda bir ba daha vard artk - acmaszca kurban ettikleri kadn ve onu unutmak iin duyduklar ortak istek.

E V R E N :

F AT H

Z G V E N

137

OTOSTOP OYUNU MILAN KUNDERA I Otostop Oyunu

1. Benzin gstergesinin ibresi birdenbire sfra doru gitti ve spor arabann gen srcs arabann amma da benzin yediini syledi. "nallah geen seferki gibi benzinimiz tkenmez," diye belirtti gen kz (aa yukar yirmi iki yandayd) ve srcye bunun daha nce nerelerde balarna geldiini anmsatt. Gen adam bundan kayg duymad karln verdi, nk onunla birlikte bana gelen her ey onun iin bir servenin ekiciliine sahipti. Gen kz bu grte deildi: Bir anayolda ne zaman benzinleri tkense, hep kendisi iin ve yalnzca da kendisi iin bir serven oluyordu, nk gen adam gizleniyor ve gen kadn da diiliin verdii ekicilii kt yolda kullanmak zorunda kalyordu; el sallayarak bir arabay durduruyor, kendini en yakn benzin istasyonuna gtrtyor, soma bir baka arabay durduruyor ve bir kutu benzinle dnyordu. Gen adam onu arabalarna alan srclerin ok antipatik olmu olmalar gerektiini, nk grevinden bir angaryaym gibi sz ettiini belirtti. Gen kz (beceriksiz bir cilveyle) srclerin bazen ok sempatik olduklarn, ama yannda benzin kutusu olduundan ve hibir ey yapmaya giriemeden onlardan ayrlmak zorunda bulunduundan bundan hi yararlanamad karln verdi. "Domuz," dedi gen adam. Kz, eer bir domuz varsa, bunun kendisi deil, o olduu yantn verdi. Arabasnda tek bana olduunda yollarda Allah bilir ka kadn durdurmutu onu! Gen adam arabay,srerken, kolunu kzn omzuna att ve onu alnndan nazike pt. Kzn kendisini sevdiini ve kskandm biliyordu. Kskanlk pek ho bir karakter zellii deildir, ama arya kalmazsa (ve yannda alakgnlllk de olursa), b138

tn sakncalarna karn, dokunakl bir yan vardr kskanln. En azndan byle dnyordu gen adam. Yalnzca yirmi sekiz yanda olduu iin, kendini yal biri olarak gryor ve bir erkein kadnlar zerine bilebilecei her eyi bildiini dnyordu. Yannda oturan gen kzda deer verdii ey, gerekte, imdiye dein kadnlarda en ender olarak bulduu ey, yani saflkt. Gen adam yolun sanda be yz metre tede bir benzin istasyonu olduunu gsteren levhay fark ettiinde, ibre sfra gelmiti bile. Kz gnlnn ne kadar rahatladn henz sylememiti ki, gen adam sola sinyal verdi ve arabay benzin pompalarnn bulunduu toprak sekiye doru srd. Ancak pompalarn nnde byk bir petrol tankeri duruyor ve geni apl bir hortumla pompalan dolduruyor-du. "Beklememiz gerekecek," dedi gen adam ve arabadan indi. "ok vakit alr m?" diye bard benzinci rana. "Bir-iki dakika," diye karlk verdi benzinci. "Biliriz biz bu bir-iki dakikalar," dedi gen adam. Dnp yeniden arabada oturmak istiyordu, ama gen kzn teki kapdan inmi olduunu fark etti. "yle bir tur atacam," dedi kz. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu gen adam, onu kasten g duruma drmek iin. Onu tanyal bir yl olmutu, ama gen kz nnde hl kzarrd ve onun bu utanga halinden pek holanyordu; ncelikle, bu utanga halleri onu daha nce tand kadnlardan ayrd iin, ikinci olarak da, kzn utangaln bile kendisi iin deerli klan evrensel gelip geicilik yasasndan haberli olduu iin.

2. Gen kz ona bir aa kmesi nnde durmasn rica etmek zorunda kalmaktan (birka saat boyunca durmadan araba sryordu) nefret ediyordu. Adam, yapmackl bir aknlkla, niin durmas gerektiini sorduunda, hep kzyordu. Utangalnn gln ve modas gemi olduunu biliyordu gen kz. inde birok kez utangal yznden onunla alay ettiklerini ve onu kasten krdklarn gzlemlemiti. Yznn kzaraca dncesine kaplr kaplmaz yz hemen kzarveriyordu. Arkadalk ettii kadnlarn ounun baard gibi, kendini gvdesinde kayg tasa duymadan rahat hissetmeyi ar139

ERKEKLERN HKAYELER

OTOSTOP OYUNU

zu ediyordu. Hatta kendince, zgr bir kendini inandrma yntemi bulgulamt: Her insann douta tpk byk bir binadaki yzlerce odadan kendine ayrlm olan bir tanesini almas gibi milyonlarca mevcut gvdeden birisini aldn yineliyordu kendi kendine. Demek oluyor ki gvde rastlantsal ve kiisel olmayan bir eydi; dn alnan hazr giysi gibi bir eydi. Bunu kendine bin bir biimde durmadan yineleyip duruyor, ama byle hissetmeyi bir trl baaramyor-du. u ruh ve gvde ikilii ona yabancyd. Gvdesiyle o denli ok bir aradayd ki onu kayg duymadan hissedemiyordu. Ayn kaygy, bir yldr tand ve birlikte mutlu olduu gen adamn yannda bile duyuyordu; hi kukusuz bu mutluluk, adamn onun ruhunu gvdesinden hi ayrmamasndan ve kendisinin de onunla gvde ve ruh bir btn olarak yaamasndan ileri geliyordu. Mutluluk ikiliin olmamasndayd, ancak mutlulukla kuku arasnda yle pek ok uzaklk yoktur, ve gen kz kukularla doluydu. Szgelimi, aklna ou kez daha ekici kadnlarn olduu (bunlar kayg duymuyorlard) ve bu tr kadnlardan birini tanyan ve tandm da gizleyemeyen gen adamn gnn birinde bunlardan biri iin kendisini terk edecei geliyordu. (Elbette, gen adam, bu tr kadnlardan yaad yllar boyunca yeterince tandn belirtiyor ama gen kz onun sandndan daha da gen olduunu biliyordu.) Onun tmyle kendisinin olmasn istiyor ve kendisini btn varlyla ona vermek istiyordu, ama ona her eyi vermeye ne kadar ok abalarsa, pek derin olmayan, yzeysel bir akn ya da flrt etmenin gerektirdii eyleri gen adamdan esirgedii duygusuna da o kadar ok kaplyordu. Kendisini ciddilii hafiflikle birletirememekle knyordu. Ama imdi kayglanmyor ve byle dnceleri aklna hi getirmiyordu. Kendini iyi hissediyordu. Tatillerinin ilk gnyd (btn bir yl boyunca dleyip durduu on be gnlk tatil), gk maviydi (btn yl kaygyla gn gerekten mavi olup olmayacan merak etmiti) ve gen adam onunla birlikteydi. Adamn, "Nereye gidiyorsun?" demesi zerine, yz kzard ve tek bir szck sylemeden arabay terk etti. Anayolun kenarnda tam bir yaltlmlk iinde bulunan benzin istasyonunun evresini dolat; yz metre kadar tede (daha sonralar gidecekleri dorultuda) bir koru vard. Bu yne doru atld ve kendini bir huzur duygusuna brakm olarak, bir alnn
140

ardnda gzden kayboldu. (Sevilen kiinin varlnn verdii sevinci bile, btnl iinde, duymak iin yalnz olmak gerekir.) Derken korudan kt ve yeniden yolda yrmeye balad; bulunduu yerden benzin istasyonu grnyordu; koca petrol tankeri gitmiti bile. Spor araba benzin pompasnn krmz eridine doru ilerledi. Gen kz yol boyunca yryor ve zaman zaman da arabann gelip gelmediini grmek iin arkasna bakyordu. Sonunda arabay fark etti; durdu ve mehul bir arabaya el sallayan bir otostopu gibi elini sallad. Spor araba fren yapt ve tam kzn yannda durdu. Gen adam cama doru eildi, cam aa indirdi, glmsedi ve "Nereye gidiyorsunuz, kkhanm?" diye sordu. "Siz Bystrica'ya m gidiyorsunuz?" diye sordu kz da cilveli bir glmsemeyle. "Ltfen binin," dedi adam, kapy aarak. Gen kz bindi ve araba yola koyuldu.

3.

Gen adam kzn keyifli olduunu grmekten her zaman honutluk duyuyordu; bu pek sk olmuyordu; kzm olduka ar ii (ho olmayan bir ortam ve cret almadan yapt, saatler sren fazla mesailer) ve stelik evde hasta bir annesi vard. ou kez yorulduu iin, sinirleri salam deildi, gven duygusu eksikti ve kendini kolaylkla korkuya ve i skntsna kaptryordu. Bu nedenle gen adam onun her nee belirtisini bir aabeyin sevecen ilgisiyle karlyordu. Ona glmsedi ve "Bugn talihliyim. Be yldr araba kullanyorum, ama bylesine gzel bir otostopuyu hi arabaya almadm," dedi. Gen kz arkadandan gelen en kk iltifat minnet duygusuyla karlyordu; bu duygunun scakln biraz olsun muhafaza etmek iin, "Yalan sylemeyi iyi biliyorsunuz," dedi. "Yalancya benziyor muyum ben?" "Kadnlara yalan sylemekten holanr grnyorsunuz," dedi ve farknda olmadan szlerine eski kaygsndan bir eyler kart, nk arkadann kadnlara yalan sylemekten holandna gerekten inanyordu. Kzn kskanlk nbetleri ou kez cann skyordu, ama bu kez szlerini kolayca duymazdan geldi, nk bu sz ona deil mehul
141

ERKEKLERN HKYELER

OTOSTOP OYUNU

bir srcye ynelmiti. Beylik bir soru sormakla yetindi: "Cannz m skyor bu?" "Kz arkadanz olsaydm canm skard," dedi. Szleri gen adam iin incelikli ve retici bir mesaj ieriyordu; ancak sznn sonu yalnzca mehul srcye ynelmiti: "Canm skmyor, nk sizi tanmyorum." "Bir kadn yabanc biri hakknda bir eyi, kendi erkek arkada hakkndaki bir eyden her zaman daha kolayca balar." Bu da gen adamn kza verdii incelikli ve retici mesajd. "Birbirimize yabanc olduumuza gre iyi anlaabileceiz demektir." Gen kz bu szdeki rtl didaktik nans anlamam gibi yapt ve szn yalnzca mehul srcye yneltmeye karar verdi. "Birbirimizden birka dakika sonra ayrlacamza gre, neye yarar bu?" "Neye yaramayacakm?" diye sordu gen adam. "Bystrica'da ineceimi pekl biliyorsunuz." "Peki ya sizinle birlikte inersem?" Bu sz zerine gen kz gzlerini gen adama doru kaldrd ve onun en yrek paralayc kskanlk saatlerinde kafasmda canlandrd gibi olduunu fark etti. Adamn kendisine (mehul otostopuya) kar taknd ve kendisini o denli ekici klan gnl okayc tavrdan rkntye kaplmt. Bu nedenle meydan okuyan bir kkrtclkla karlk verdi: "Beni ne yapacanz ok merak ediyorum?" "Bu kadar gzel bir kadnla ne yapacam ok dnmem gerekmez," dedi adam apknca ve bu kez de szn otostopudan ok gen kza yneltir gibiydi. Bu gnl okayc szler onun iin gen adam sust yakalam olmak gibi, azndan hileyle bir itiraf koparmak gibiydi, kendini ani ve youn bir nefret duygusuna kaptrd ve: "Kendinizden biraz fazla emin deil misiniz siz?" dedi. Adam gen kz inceliyordu: Gen kzn inat yz bzlmt; onun iin garip bir acma duydu ve onun her zamanki bildik yz ifadesini (ocuksu ve saf dedii yz ifadesini) yeniden bulmasn diledi. Ona doru eildi, kolunu omzuna att ve oyuna bir son vermek istediinden yavaa adn syledi.
142

Ama gen kz kendini adamm kolundan kurtard ve: "Biraz fazla ileriye gidiyorsunuz!" dedi. "Afedersiniz kkhanm," dedi adam, terslenmi bir halde. Sonra, tek szck sylemeden gzlerini nndeki yola dikti.

4.
Gen kz kendini bu kskanlktan ona kaptrd kadar abuk kurtard. Btn olup bitenlerin bir oyundan baka bir ey olmadn bilecek kadar saduyu sahibiydi; hatta arkadan bir kskanlk nbeti yznden tersledii iin kendini biraz gln bile buluyordu. Arkadann bunun farkna varmasn istemiyordu. Bereket versin ki, eylemlerinin anlamn eylem olup bittikten sonra deitirebilmek gibisinden mucizevi bir yetenee sahipti ve bu yetenei kullanarak gen adam kzgnlktan deil de, gelge, yani tatillerinin ilk gnne bylesine uyan bir oyunu srdrebilmek iin terslemi olduu hkmne vard. Bylelikle, yeniden, az nce fazla atak srcy terslemi olan, ama bunu srf ele geirilmeyi geciktirmek ve onu daha heyecanl klmak iin yapan otostopu kimliine brnd. Gen adama doru hafife dnd ve gnl alc bir sesle, "Sizi krmak istememitim, beyefendi," dedi. "Balayn, bundan sonra size dokunmayacam," diye srdrd szn. Kendisini anlamad ve onu arzulad anda kendisi olmaya kar kt iin gen kza kzyordu adam. Kz roln srdrmekte srar ettii iin de, adam fkesini gen kzn temsil ettii otostopudan kard; birdenbire kendi rolnn gerektirdii kiilie brnd: Gen kzn houna gitmek iin dolambal bir biimde syledii apknca szlerden vazgeti ve kadnlarla ilikilerinde, irade gc, si-nizm, kendine gven gibi erkekliin en kaba yanlarn vurgulayan sert erkei oynamaya balad. Bu rol, gen kz iin duyduu sevecen ilgiyle tmyle eliiyordu. u bir gerek ki, onu tanmadan nce, kadnlara kar incelikten ok kabaca davranmt, ama o zaman bile kat ve eytani fikirli bir adam olmamt, nk ne bir irade gc ne de acmaszlk gster143

ERKEKLERN HKAYELER

OTOSTOP OYUNU

misti. Bununla birlikte, bu tip bir adama benzemiyorsa da, eskiden, bu tip bir insana benzemeyi ok arzu etmiti. Bu kukusuz olduka naif bir arzuydu, ama elden ne gelirdi: ocuka arzular yetikin zihninin btn tuzaklarndan kaarlar ve kimi zaman yalln ge dnemlerine dein srerler. Bu ocuka arzu da kendisine sunulan rolde cisimleme frsatn yakalamt. Gen adamn alayc mesafelii kza ok iyi uyuyordu; bu mesafelilik onu kendisinden kurtaryordu. nk kz, her eyden nce, kskanln ta kendisiydi. Gen adam yalnzca kapal ehresini gstermek zere batan karclk yeteneklerini sergilemeyi brakt an, kzn kskanl yatt. Kendini unutabilir ve rolne verebilirdi. Rol? Rol neydi onun? Kt edebiyattan karlm bir rol. Arabay durdurmutu, ama uraya ya da buraya gitmek iin deil, direksiyonda oturan adam batan karmak iin durdurmutu; ekiciliklerinden yararlanmay ustalkla bilen adi bir otostopudan bakas deildi. Gen kz, bu gln roman kahramannn kimliine kendisini de artan ve byleyen bir kolaylkla brnverdi. Bylelikle birbirlerinin yarandaydlar: bir src ve bir otostopu; yani birbirlerini tanmayan iki kii.

5. Gen adamn hayatta bulamadna en ok yerindii ey, tasaszlkt. Hayat yolu acmasz bir kesinlikle izilmiti: i gnde sekiz saatini almakla kalmyor, toplantlarn ve ev almasnn neden olduu zorunlu sknt da gnn geri kalan saatlerine szyordu; hatta bu sknt, ok sayda meslektann baklar altnda, hibir zaman gizli kalmayan ve birok vesileyle de dedikodularn ve tartmalarn hedefi olan zel hayatna ayrd snrl zamana da szyordu. ki haftalk tatil bile hibir kurtulu ya da serven duygusu salamyordu; sk skya planlar yapmann gri glgesi buraya da dmt; tatil yerlerinin azlndan tr, Tatras'taki bir oday alt ay nceden tutmak zorunda kalm ve bunun iin de, her yerde var olan ruhu btn yapp ettiklerini izlemekten bir an bile geri kalmayan alt firmann sendika komitesinden bir tavsiye mektubu almas gerekmiti. 144

Sonunda btn bunlar kabullenmiti, ama kimi zamanlar gzlerinin nne, btn baklar altmda takip edildii ve hibir zaman uzaklaamad bir yolun korkun grnts geliyordu. u anda bu grnt yeniden belirdi ve garip bir fikir armayla, dsel yol onun iin arabasn srd gerek yolla kart; bu garip ve ksa arm onu aniden lgnca bir davrana srkledi: "Nereye gittiinizi sylemitiniz?" "Bystrica'ya." "Peki, orada ne yapacaksnz?" "Randevum var." "Kiminle?" "Bir beyle." Spor araba byk bir kavaa yaklayordu. Gen adam iaret levhasn okuyabilmek iin yavalad; sonra saa sapt. "Peki randevunuza gitmezseniz ne olur?" "Bu sizin hatanz olur ve benimle ilgilenmeniz gerekir." "Nove Zamky yoluna saptm grmediniz mi?" "Doru mu bu? Aklnz m kardnz siz!" "Korkacak bir ey yok! Sizinle ilgileneceim," dedi gen adam. Oyun birdenbire yeni bir nitelik kazand. Araba yalnzca dsel hedeften -Bystrica'dan- deil, sabahleyin gitmek zere yola kt gerek hedeften de uzaklayordu; yani Tatras'tan ve ayrtlm olan odadan. Bylece kurmaca yaant gerek yaantnn snrlarn ayordu. Gen adam hem kendinden hem de hl hi sapmam olduu o acmasz dz yoldan uzaklayordu. "Ama bana Tatras'a gittiinizi sylemitiniz," dedi kz ararak. "Gitmek istediim yere giderim ben, kkhamm. zgr bir insanm ve istediimi ve houma gideni yaparm."

6.
Nove Zamky'ye vardklarnda gece olmaya balyordu. Gen adam daha nce burada hi bulunmamt ve kentin yollarn renmesi biraz vaktini ald. Yoldan gelip geenlere otelin nerede olduunu sormak iin birka kez durdu. Sokaklar kazlmt ve 145

ERKEKLERN HKYELER

OTOSTOP OYUNU

birok kez yanl sokaklara saptktan ve yollarn yitirdikten sonra kendilerine soru yneltilen yoldan geenlere inanlacak olursa- aslnda olduka yakn olan otele sonunda varmalar bir eyrek saatlerini ald. Otelin ekici hibir yan yoktu, ama kentteki tek oteldi ve gen adam da araba srmekten bkp usanmt. Kza, "Beni burada bekleyiniz," dedi ve arabadan dar kt. Arabadan bir kez lanca, yemden kendisi oldu. Birdenbire, hi mi hi aklna getirmedii bir yerde kendini bulmak cann skyordu; bunu yapmaya onu hi kimse zorlamad ve dorusunu sylemek gerekirse bunu kendisi de istemedii iin can sknts daha da artyordu. Yapt lgnca davran iin kendisini knyordu, ama bir sre sonra artk kayglanmamaya karar verdi: Tatras'taki oda ertesi gne kadar bekleyebilirdi ve tatillerinin ilk gnn biraz allmadk buseyle kutlamada da hibir ktlk yoktu. Dumanl, kalabalk ve grltl yemek salonunu geti ve danma masasn sordu. Ona, merdivenin yanndaki, holn sonunu gsterdiler; burada anahtarlarla kapl bir levhann altnda solgun sar sal bir kadn oturuyordu. G bela son bo odann anahtarn elde edebildi. Gen kz da, bir kez yalnz kalnca, rolnden syrld. Ama o bu yol deiikliine kzm deildi. Arkadama ylesine balyd ki, onun yapt hibir eyden kukulanmyor ve yaamnn her ann ona gvenle veriyordu. Derken, gen adamn yolculuklar srasnda karlat baka gen kadnlarn onu, imdi kendisinin yapt gibi, bu arabada beklemi olduklarn aklndan geirdi. Gariptir ki, bu dnce onu zmyordu; glmsyordu; bu kez, bu yabancmn kendisi olmas, gzel bir ey gibi grnyordu ona. O kadar kskand, u sorumsuz ve uygunsuz yabanc kadnlardan birisiydi kendisi imdi. Bylelikle onlar yenilgiye urattna, silahlarn eline geirme frsat bulduuna ve onun da erkek arkadama, ona vermeyi henz baard eyleri, yani hafiflii, tasaszl, tretanmazl verdiine inanyordu. Btn kadnlarn yerine yalnzca kendisinin geebileceini ve bylelikle de sevdiinin btn dikkatini (yalnzca kendisinin) stne ekip onu tmyle kendine saklayabileceini dnnce ilgin bir tatmin duyuyordu. Gen adam arabann kapm at ve gen kz otelin yemek sa146

lonuna gtrd. Grlt patrtnn, kirin pasn ve sigara dumanlarnn ortasnda, bir kede, bo olan tek masay fark etti.

7.
"Bakalm imdi benimle nasl ilgileneceksiniz?" diye sordu gen kz, kkrtc bir ses tonuyla. "Bir aperitif alr mydnz?" Gen kz alkole pek dkn deildi; ara sra biraz arap iiyor ve porto arabn ok seviyordu. Ama bu kez mahsus, "Votka," dedi. "Mkemmel," dedi gen adam, "umarm sarho falan olmazsnz." "Peki ya olursam?" dedi gen kz. Gen adam karlk vermedi ve garsonu ard, iki votka ve iki biftek sipari etti. Birka dakika sonra, garson iki bardak getirdi ve bardaklar nlerine koydu. Gen adam bardan kaldrd ve, "erefinize!" dedi. "Daha esprili bir kutlama bulamaz mydnz?" Gen kzn oyununda, onu kzdrmaya balayan bir eyler vard; imdi yz yze otururlarken, onu bir yabancya dntren eyin yalnzca szleri olmadn, onun btn kiiliinin davranlarna ve mimiklerine vanncaya deitiini anlad. ok iyi tand ve bir eit tiksinti duyduu u tr kadnlara, yerinilesi bir tpatplkla benziyordu gen kadn. Bu nedenle (barda ileriye uzatt elinde hl tutarak) kutlama szn deitirdi. "Pekl, size imiyorum," dedi, "ama hayvanlarn en iyi niteliklerini insanlarn en kt nitelikleriyle birletiren sizin trnze iiyorum." "Benim trmden sz ettiinizde, btn kadnlardan m sz etmek istiyorsunuz?" diye sordu gen kz. "Hayr, yalnzca size benzeyenlerden." "Ancak, bir kadn bir hayvana benzetmek bana pek de esprili bir ey gelmiyor." "Pekl," diye karlk verdi gen adam, bardam hl ilerde tu147

ERKEKLERN HKYELER

OTOSTOP OYUNU

tarak, "o zaman sizin benzerlerinize deil, sizin ruhunuza ieceim; kabul m? Kafanzdan karnnza indiinde yanp tutuan ve karnnzdan kafanza tekrar ktnda snen ruhunuza." Gen kz bardan kaldrd. "Kabul, karnma inen ruhuma." "Kk bir dzeltme daha yapmak istiyorum," dedi gen adam, "daha ok ruhunuzun indii karnnza ielim." "Karnma," dedi gen kz ve karn (onu adyla andklarnda) bu arya adeta karlk verdi; gen kz karnnn her bir santimini hissediyordu. Derken garson biftek getirdi. kinci bir votka ve soda sipari ettiler (bu kez gen kzn gslerine itiler) ve konumalar bu garip ve ciddilikten uzak minvalde srp gitti. Gen adam arkadann hafifmerep bir kadn gibi davranmay bu kadar iyi baarmasna gitgide daha ok kzyordu; bunu bylesine iyi yapabildiine gre, diyordu kendi kendine, gerekte kendisi de onlardan biri. Aslnda, iine szm olan, bir yerlerden kp gelmi bir bakasmn ruhu deildi; gen kzn bylelikle cisimletirdii kii, kendisiydi; ya da en azndan varlnn kilit altnda tutageldii ama bu oyun bahanesinin kafesinden kard parasyd. Kukusuz bu oyunu oynarken kendini yadsdna inanyordu; ama aslnda olan bunun tam tersi deil miydi? Onu kendisi klan, onu kurtaran bu oyun deil miydi? Hayr, onun karsnda oturan, arkadann gvdesini tayan bir baka kadn deildi; arkadann ta kendisiydi, oydu tam tamna. Ona gitgide artan bir tiksintiyle bakyordu. Ama bu yalnzca tiksinti deildi. Gen kz erkek arkadana zihnen ne kadar yabanc olursa, gen adam fiziksel olarak onu o kadar ok arzuluyordu. Kzn ruhunun yabancl dikkatleri onun kadn gvdesine ekiyordu. Dahas, bu yabanclk gvdesini, sanki bu gvde imdiye kadar onun iin yalnzca acma, sevecenlik, ilgi, sevgi ve heyecan sisi iinde var olmu gibi; sanki bu sis iinde yitip gitmi gibi (evet, sanki gvdesi yitip gitmi gibi!) yeniden bir gvde klyordu. Gen adam hayatnda ilk kez kz arkadann gvdesini grdne inanyordu. Sodal nc votkadan sonra, gen kz kalkt ve cilveli bir glmsemeyle, "Afedersirz," dedi. 148

"Nereye gittiinizi sorabilir miyim, kkhanm?" "zin verirseniz, ieyeceim," dedi ve masalarn arasndan geerek restoranm dibindeki kadife perdeye doru yneldi.

8. Gen kz adam azndan kan bu szckle -elbette olduka zararsz ama gen adamn imdiye dein ondan hi iitmedii bu szckle- afallatm olmaktan memnundu. Oynad kadnn kiiliini hibir ey bu szcn zerine cilveyle konulan vurgu kadar dile getirmiyordu; evet, memnundu, keyfi yerindeydi; oyun onu bytyordu; ona imdiye dein hi duymad yepyeni heyecanlar veriyordu; szgelimi, sorumsuz bir tasaszlk duygusu. Ataca her admda tedirginlik hisseden o, birdenbire tmyle rahatlam duyuyordu kendini. Kendini aniden dalm bulduu bu bakasnn hayat, edep duygusundan uzak, yaamyksel zellikleri olmayan, gemisiz ve geleceksiz, balanmasz bir hayatt; grlmedik biimde zgr bir hayatt. Otostopu olunca, her eyi yapabilirdi; her eye izin vard onun iin; her eyi syleyebilir, her eyi yapabilir, her eyi duyabilirdi. Salonu geerken btn masalardan kendisini gzledikleri dikkatini ekti; bu da tanmad yeni bir heyecand: Gvdesinin ona verdii edep d zevkti bu. u ana dein, gslerinden utanan ve onlarn gvdesinde bir knt yaptklarn ve grlebilir olduklarn dnnce ho olmayan bir terbiyesizlik duygusuna kaplan on drt yanda bir yeniyetme olma kimliinden kendini hibir zaman tmyle kurtaramamt. Gzel olmaktan ve biimli bir vcuda sahip olmaktan gururland halde, bu gurur edep duygusuyla hemen bastrlyordu: Kadn gzelliinin her eyden nce cinsel kkrtma gcyle harekete getiini ok iyi hissediyordu ve bu da onun iin ho olmayan bir eydi. Gvdesinin yalnzca sevdii adama hitap etmesini diliyordu: Erkekler sokakta gslerine baktnda, ona bu baklar yalnzca kendisine ve sevdiine ait olan en gizli yaknlk duygusunu biraz lekeliyormu gibi geliyordu. Ama imdi, otostopuydu, yazgs olmayan kadnd; kendini aknn sevecen zincirlerinden kurtarm ve 149

ERKEKLERN HKAYELER

OTOSTOP OYUNU

gvdesinin bilincine youn biimde varmaya balyordu. Onu gzleyen baklar kendisine ne kadar yabanc olurlarsa, bu gvde de o kadar kkrtya kaplyordu. Son masann yanndan geiyordu ki, hi kukusuz insan sarraflyla gsteri yapmak isteyen sarho bir adam, ona Franszca olarak: "Kkhanm, kaa?" diye seslendi. Gen kadm bu szn ne anlama geldiini anlad. Gslerini ileriye doru kard ve kalalarn bir o yana, bir bu yana sallayarak bu am youn biimde yaad ve sonra da perdenin ardnda kayboldu.

9.
Garip bir oyundu bu. Gariplik de, szgelimi, gen adamn mehul src roln ok iyi oynamasna karn, bir an olsun kz arkadanda otostopuyu grmekten kendini alamamasndan ileri geliyordu. Gerekte dayanlmaz olan da buydu. Kz arkadan bir adam batan karmakla megulken gryor ve bu sahneye katlmann; kendisini aldatrken (ve ilerde aldataca zaman) neye benzeyeceini, neler syleyeceini yakmdan grmenin hznl ayrcaln yayordu. Kz arkadann sadakatsizliine kendisi de bir bahane olmann elikili onurunu duyuyordu. in kts, gen adam onu sevmekten ok ona tapyordu. Kendine hep gen kzn sadakat ve saflk snrlar iinde bir gereklii olduunu ve bu snrlarn tesinde hi var olmadn syleyip durmutu, bu snrlarn tesinde o, suyun kaynama noktasnda su olmaktan kmas gibi, kendisi olmaktan kard. Onun bu korkun snr bu kadar doal bir zarafetle am grrken, fkesinin kabardn hissediyordu. Gen kz tuvaletten dnd ve "Adamn biri bana, 'Kkhanm, kaa?' dedi," diyerek yaknd. "Bunda alacak bir yan yok! Bir fahieye benziyorsunuz." "Bana vz geldiini biliyor musunuz bunun?" "O zaman gidin o adamla!" "Ama burada sizinle olduuma gre."
150

"Onun yanma daha sonra gidebilirsiniz. Gidin de anlan onunla." "Houma gitmiyor o." "Ama bir gecede birka adama sahip olmak sizi hi rahatsz etmez ki." "Niin etsin? Eer yakkl adamlarsa onlar." "Onlara art arda m, yoksa hepsine bir arada m sahip olmay yelersiniz?" "Her ikisini de yelerim." Konuma gitgide kabalayordu; kz buna biraz armt, ama kar kmyordu. nsan oyunda bile zgr deildir, oyuncu iin oyun bir tuzaktr. Eer yalnzca bir oyun sz konusu olsayd ve onlar da birbirleri iin iki yabanc kii olsaydlar, otostopu oktan kendini hakarete uram hisseder ve ekip giderdi; ama bir oyundan kamann aresi yoktur. Bir takm, man sonundan nce sahadan kaamaz, satran tahtasndaki talar tahtann karelerinden dar kamazlar; oyun sahasnn snrlar saptanmtr. Gen kz, srf bir oyun sz konusu olduu iin, her eyi kabul etmek durumunda olduunu biliyordu. Oyun ne kadar teye gtrlrse, oyunun o kadar oyun olacan ve kendisinin de bu oyunu uslu uslu oynamak zorunda kalacan biliyordu. Akl yardma arp akma dnm ruhunu oyuna mesafe koymak ve onu ciddiye almamakla uyarmak da hibir ie yaramyordu. Bu bir oyun olduu iin, ruhu korkuya kaplmyor, kendini savunmuyor ve kendini bir uyuturucuya brakr gibi oyuna brakyordu. Gen adam garsonu ard ve paray dedi. Sonra, kalkt ve "Gidelim," dedi. "Nereye gideceiz?" diye sordu kz, anlamam gibi yaparak. "Soru sormay brak da gel!" "Benimle nasl konuuyorsun byle!" "Bir fahieyle byle konuurum."

151

ERKEKLERN HKYELER

OTOSTOP OYUNU

10. yi aydnlatlmam merdiveni ktlar; sahanlkta, biraz akrkeyif bir grup adam tuvaletin nnde bekliyordu. Gen adam kolunu uzatp kz arkadan kavrad, yle ki eliyle kzn bir gsn avcunun iine ald. Tuvaletin yanndaki adamlar bunu fark ettiler ve ak sak szler fsldamaya baladlar. Gen kz kendini arkadann kolundan kurtarmak istedi, ama gen adam ona, "Sakin ol!" diye bard. Adamlar bu durum karsnda hep birlikte bir amata kopardlar ve gen kza aza alnmayacak birka laf attlar. Gen adamla kz birinci kata vardlar. Adam odann kapsn at ve yakt. inde bir masa, bir sandalye ve bir de lavabo bulunan iki yatakl kk bir odayd. Gen adam kapnn srgsn itti ve gen kza doru dnd. Gen kz adamn karsnda, gzlerinde kstaha bir ehvanilik parltsyla, meydan okuyan bir tavrla duruyordu. Gen adam ona bakyor ve bu ehvet dkn yz ifadesinin ardnda, sevecenlikle sevdii o bildik yz izgilerini kefetmeye abalyordu. Bu ayn objektiften iki grntye bakmak gibiydi, birinin arasndan brnn grld st ste konulmu iki grnt. st ste konulmu bu iki grnt ona arkadanda her eyin bulunabileceini, ruhunun korkun derecede amorf olduunu, bu ruhta sadakatsizlik kadar sadakatin, masumluk kadar ihanetin, iffetlilik kadar hoppaln yer alabileceini sylyordu. Bu vahi karm ona bir p ynnda bulunabilecek alacal renkler kadar iren geliyordu. ki grnt hl birbirinin iinde grnmeyi srdryor ve gen adam arkada ile teki kadnlar arasndaki farkn tmyle yzeysel bir fark olduunu, ve arkadann, gnlnn ta derinliklerinde, btn dnceleri, btn duygular, olas btn kt yanlaryla teki kadnlara benzediini anlyordu. Bu ise gizli kukularn ve kskanlk nbetlerini doruluyordu. Kimi d izgilerin onun kiiliini da vurur gibi bir izlenim yaratmas, ona bakan baka bir kimsenin, yani kendisinin kapld bir yanlsamadan baka bir ey deildi. Sevdii kadn arzularnn, soyut dncelerinin, besledii gvenin yalnzca bir rnym gibi geliyordu ona; oysa, imdi nnde duran gerek kadn, insan umutsuzlua srkleyecek kadar baka, insan umutsuzlua srkleyecek

kadar yabanc ve okbiimliydi. Ondan nefret ediyordu. "Ne bekliyorsun? Soyunsana!" dedi. Gen kz cilveyle ban edi ve "Gerekli mi bu?" diye karlk verdi. Bu sz syleyiindeki ton kulana ok bildik geldi, sanki baka bir kadn bu sz ona yllar nce sylemiti, ama artk kim olduunu anmsamyordu. Onu aalamak istiyordu. Otostopuyu deil, onu, arkadam. Oyun sonunda hayatla karyordu. Otostopuyu aalamay oynamak, artk arkadan bir aalama bahanesinden baka bir ey deildi. Bunun bir oyun olduunu unutmutu. nnde duran kadndan nefret ediyordu. Gzlerini ona dikmiti, derken, czdanndan elli kronluk bir banknot kard ve onu kza uzatt. "Yeter mi?" Gen kz elli kronu ald ve "Pek cmert deilsiniz," dedi. "Daha fazlasna demezsin," diye karlk verdi gen adam. Kz kendini gen adama yaslad: "Bana kar iyi davranmyorsun. Daha kibar olman gerek. Biraz aba harcasana!" Gen kz kollarn adamn omuzlarna att ve dudaklarn onun dudaklarna gtrd. Ama gen adam parmaklarn azna koydu ve onu yavaa itti. "Ben yalnzca sevdiim kadnlar perim." "Peki beni sevmiyor musun?" "Hayr." "Kimi seviyorsun?" "Seni ilgilendirir mi bu? Soyun!"

11. Daha nce hi byle soyunmamt. Utangalk, panik duygusu, ba dnmesi, gen adamn nnde soyunduunda duyduu (ve karanlkta gizleyemedii) her ey kayboluvermiti. Onun nnde kendinden emin, kstah, klara brnm bir halde duruyordu ve o zamana dein bilmedii yava, kkrtc bir soyunmann jestlerini byle birdenbire kefetmi olmasna armt. Gzlerini adamn gzle153

152

ERKEKLERN HKYELER

OTOSTOP OYUNU

rinden ayrmadan, giysilerini tutkulu bir tavrla bir bir karyor ve bu soyunma eyleminin her bir aamasnn tadn karyordu. Ama sonra, gen adamn nnde birdenbire rlplak kaldnda, kafasndan bu oyunun daha fazla srdrlmeyecei; stndeki giysileri karmakla maskesini de karm olduu ve plak kald dncesi geti; bu da artk kendisi olduu ve gen adamn imdi ona doru bir adm atp, bir el hareketi, her eyi silecek ve kendisinden sonra yalnzca en mahrem sevime anlar gelecek bir el hareketi yapmas gerektii anlamna geliyordu. Bylelikle onun nnde plakt ve oyun oynamay brakmt; kendini utanm hissediyordu ve yznde imdi gerekten kendisine ait olan glmseme, utanga ve akn glmseme belirdi. Ancak gen adam kmldamadan duruyordu, oyunu ortadan kaldrmak iin hibir jest yapmyordu. Gen kzn bu denli bildik olan glmsemesini grmyor; nnde yalnzca nefret ettii arkadann gzel yabanc gvdesini gryordu. Nefret ehvet duygularn her trl duygusallk klfndan artyordu. Gen kz ona yaklamak istedi, ama adam ona, "Olduun yerde kal, seni iyice grmek istiyorum," dedi. Gen adam imdi yalnzca tek bir eyi, ona bir fahieymiesine davranmay arzuluyordu. Ama imdiye dein hibir fahieyle ilikisi olmamt ve fahieler zerine edindii bilgileri de okuduu kitaplardan ve surdan burdan elde etmiti. Bu nedenle gznn nne gelen ilk grnt, bir piyanonun parlak kapa zerinde dans ederi, siyah i amarl plak bir kadn oldu. Otel odasnda hi piyano yoktu, yalnzca duvara dayal ve st rtl kk bir masa vard. Gen adam arkadana oraya kmasn emretti. Gen kz yalvarr gibi bir hareket yapt, ama adam ona, "Sana para dedik," dedi. Gen kz arkadann baklarnda okuduu sarslmaz karar nnde, oyunu srdrmeye abalad, ama artk bunu yapamyor ve nasl yapacan da bilmiyordu. Yal gzlerle masann stne kt. Masa ancak bir metreye bir metre boyutlanndayd ve topald; bu masann stnde ayakta dururken dengesini yitirmekten korkuyordu. Ama gen adam bu plak gvdeyi nnde dikilir grmekten memnundu ve kzn utanga gvensizlii adam daha da buyurgan klyordu. Baka adamlarn da bu gvdeyi grm olduklarn ve g154

receklerini aklndan geirdii iin, kzn gvdesini tm pozisyonlarda ve tm alardan grmek istiyordu. Kaba ve ehvet dknyd. Gen kza daha nce azndan ktn hi iitmedii szler sylyordu. Gen kz direnmek, oyundan kamak istiyordu. Onu ilk adyla ard, ama gen adam kendisiyle byle senli benli konumaya hakk olmadn syleyerek kz susturdu. Gen kz sonunda lgna dnm bir halde ve gzlerinde yalar boyun edi. ne doru eildi ve adamn arzusuna gre meldi, asker selam verdi, sonra bir twist numaras yapmak zere kalalarn bir o yana, bir bu yana sallad; ama yapt ani bir hareketle masa rtsn yere kaydrd ve az daha dyordu. Adam gen kz yakalad ve yataa srkledi. Onunla cinsel ilikide bulundu. Gen kz bu talihsiz oyunun sonunda bitmi olduunu, yeniden nceki gibi olacaklarn ve birbirlerini gerekten seveceklerini dnnce sevindi. Dudaklarn adamnkine bastrmak istedi, ama gen adam onu itti ve yalnzca sevdii kadnlar ptn yineledi. Gen kz hkra hkra alamaya balad. Ama adam alamasna bile izin vermedi, nk adamn gitgide artan fkeli tutkusu, kzn sonunda ruhunun iniltilerini boan gvdesini yava yava ele geiriyordu. Ksa bir sre sonra yatam zerinde, birbiriyle mkemmelen birlemi, ehvetten kvranan ve birbirine yabanc iki gvde vard. imdi olup bitenler, dnyada her eyden ok korktuu, her zaman kayg duyarak kanmaya alt eydi; duygu ve sevgi olmadan sevimek. Gen kz yasak snr atn ve bu snrn tesinde bundan byle en kk kar koyma duygusuna kaplmadan ve tam bir ruh birlikteliiyle ilerlediini biliyordu. Yalnzca zihninin uzak bir kesinde, imdiye dein bylesine bir zevki, bu seferki kadar youn bir zevki duymadn dnnce bir eit dehet duygusuna kaplyordu.

12. Derken her ey bitti. Gen adam kendini kzdan uzaklatrd ve yatan zerinde asl duran uzun kordonu ekerek sndrd. Kzn yzn grmek istemiyordu. Oyunun sona ermi olduunu biliyordu ama her zamanki ilikilerinin dnyasma geri dnmeyi hi mi
155

ERKEKLERN HKYELER

hi arzu etmiyordu. Bu dnten korkuyordu. Kzn gvdesiyle her trl temastan kanarak, onun yannda karanlkta yatyordu. Bir sre sonra bouk hkrk sesleri iitti; gen kzn eli, ekingen ekingen, ocuka bir tavrla kendi eline dokundu. Kz elini geri ekti, tekrar dokundu ve sonra yalvarp yakaran, hkrklara boulan ve onu ilk adyla ararak, "Ben benim, ben benim..." diyen buses iitildi. Gen adam susuyor, kmldamyor ve arkadann iddiasndaki bilinmeyenin yine bir bilinmeyenle tanmland hznl dayankszl gayet iyi anlyordu. Hkrklar yerini uzun bir alamaya brakt; gen kz gene uzun zaman bu, "Ben benim, ben benim, ben benim..." diyen heyecan verici totolojiyi yineleyip durdu. Derken adam gen kz avutabilmek iin yardma acma duygusunu ard (bu duyguyu uzaktan armas gerekmiti, nk elinin altnda, yaknlarda hibir yerde yoktu). nlerinde hl on gnlk bir tatil vard.

BERNHARD SCHLINK Benzin stasyonundaki Kadn

l Bu ryay bir zamanlar gerekten grm myd, yoksa batan beri sadece hayalinde mi canlandrmt, artk bilmiyordu. Onu hangi resmin, hangi hikyenin ya da hangi filmin yarattn da bilmiyordu. On be, on alt yalarndayken olmu olmalyd; o zamandan beri rya ona elik ediyordu. Eskiden okuldaki bir ders ya da anne babasyla geirdii bir tatil gn skc geldiinde, sonralar i grmelerinde ya da tren yolculuklarnda kendisini yorgun hissettii anlarda, dosyalarn bir kenara koyup ban arkaya yaslar ve gzlerini kapatarak onu hayalinde canlandrrd. Ryasn birka kez bir-iki arkadana ve birbirlerini sevip ayrldktan yllar sonra yabanc bir kentte karlat, gn birlikte dolaarak ve gevezelik ederek geirdii bir kadna anlatmt. Ryasnn gizli kalmasn istediinden deildi bu. Onu daha sk anlatmas iin bir sebep yoktu. Ayrca ryann ona niin elik ettiini de bilmiyordu; kendisiyle ilgili bir eyi aa vurduunu biliyor, ama bunun ne olduunu bilmiyor ve ryay baka birinin grebilecei dncesi cann skyordu.

E V R E N :

S E R D A R

R F A T

K I R K O G L U

2
Ryada, bir otomobille usuz bucaksz, ssz bir dzlkte yol alyor. Yol dz; kimi zaman bir ukurlukta ya da bir tepenin ardnda kayboluyor, ama o, yolu ufuktaki dalara dek gzyle izleyebiliyor. Gne tam tepede duruyor ve kzgn hava asfaltn zerinde dalgalanyor. 156 157

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

Uzun sredir kar ynden hibir ara gelmiyor ve onun da nne sollayaca bir ara kmyor. Karayolu tabelalarna ve haritaya gre bir sonraki yerleme 60 mil ileride, dalarda herhangi bir yerde ya da dalarn tesinde, sanda solunda, grebildii mesafe dahilinde hi ev yok. Ama sonra, yolun sol tarafnda bir benzin istasyonu beliriyor. Byk, kumlu bir alan, ortada iki benzin pompas, onlarn arkasnda st kapal verandasyla iki katl ahap bir ev. Fren yapyor, benzinciye doru kvrlyor ve benzin pompasnn nnde duruyor. Arabasnn arkasndan ykselen toz bulutu yeniden dalyor. Bekliyor. Tam inip evin kapsn almak istedii anda kap alyor ve dar bir kadm kyor. Ryay hayalinde canlandrmaya baladnda kadn henz bir kz ve yllar iinde, otuzu ile krk arasnda yalanmas duruncaya dek, gen bir kadm oluyor. Kendisi krkn ve ellisini getii halde, o ayn gen kadm olarak kalyor. ou zaman kot pantolon ve kareli bir gmlek, kimi zaman da ayak bileklerine dek inen, aarm kot mavisi ya da rengi atm mavi iek desenli, dalgalanan bir elbise giyiyor. Orta boylu, gl kuvvetli, ama iman olmayan, yz ve kollan illerle kapl, kumral sal, akr gzl ve geni azl bir kadn. Kararl admlarla geliyor ve kararl hareketlerle sol eliyle benzin tabancasm kavryor, sa eliyle pompann kolunu eviriyor ve depoyu dolduruyor. Sonra rya bir srama yapyor. Onun kadn, kadnn onu nasl selamladn, nasl baktklarn, birbirleriyle ne konutuklarn, kadnn onu kahve ya da bira imek iin davet edip etmediini ya da ona kalp kalamayacan sorup sormadn, nasl olup da kadnn onunla yatak odasna ktn, btn bunlar hibir zaman hayalinde canlandrmad. Onu ve kendisini, sevitikten sonra dank yatakta yatarken gryor, hepsi de ak yeile alan maviye boyal duvarlar, yeri, dolab ve komodini gryor, demir yata ve bir jaluzinin yine yeile alan mavi renkteki ahap eritleri arasndan gnein duvarlara, yere, mobilyalara, arafa ve ikisinin bedenine yanstt aydnlk eritleri gryor. Bu sadece bir resim, hareketli ve szl bir sahne deil, sadece renk, k, glge, arafn beyaz ve bedenlerinin biimi. Rya kald yerden ancak akam devam ediyor. Arabasn evin kenarna, kadnn ak kasal kamyonetinin yanna park etmi. Evin arkasnda da st kapal bir veranda, domates ve
158

kavun yetien birka sebze tarh ve kadnn kumdan korunmak iin ina ettii ve iinde ilek, brtlen tr meyveler yetitirdii bir sera var. Serann arkasnda, bek bek allklar ve onlarca ya da yzlerce yldr km tad suyla tal zemini -drt metre andrm kuru bir dere yatayla l uzanyor. Kadm bunu ona, suyu derin bir kuyudan kan tulumbaya gtrdnde gstermi. imdi verandada oturuyor ve havann kararmasn seyrediyor. Kadnn mutfakta i yaptn duyuyor. Eer bir araba gelirse yerinden kalkacak, evin iinden geecek ve benzin pompasn kullanacak. Kadn mutfakta lambay yaksa da, ak kapdan verandann zeminine k dse de ayaa kalkacak; evin holndeki, iki benzin pompas arasnda duran ve alan aydnlatan lambann dmesini aacak. Lambann btn gece yanp yanmayacan ve yatak odasm aydnlatp aydnlatmayacan soruyor kendisine, bu gece ve ertesi gece ve gelecek tm geceler boyunca.

3 Bize elik eden ryalar ou zaman srdmz hayatn zdddr. Maceraperest biri evine dnmenin, kklemi biri ise yola koyulmann, uzak lkelerin ve byk eylemlerin ryasn grr. Bu ryann sahibi sakin bir hayat sryordu. Sradan, skc bir hayat deildi; ngilizce ve Franszca biliyor, yurt iinde ve dnda baarlara kouyor, kar klmasna ramen inanlarna sadk kalyor, zor durumlarn ve atmalarn stesinden geliyordu ve ellilerinin sonundayken hayat dolu, baarl ve dnyaya ayak uydurmu biriydi. ster ite, ister evde, ister tatilde olsun, hep biraz gergindi. Yaplmas gerekeni telala ya da batan savma yaptndan deildi bu. Grevine konsantre olmasnn ve dncede zm ile gerekte zmn asla ayn anda gereklememesinden kaynaklanan sabrszlnn bir sonucu olarak, birini dinlerken, cevap verirken ve alrken sknetinin altnda bir gerilim titreiyordu. Gerilimi bazen azap verici bir ey, ama bazen de bir enerji, canlandrc bir kuvvet olarak hissediyordu. Cazip biriydi. nsanlarla ve nesnelerle uratnda, sevimli bir
159

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

biimde dalgn ve sakar olabiliyordu. nsanlara ve nesnelere dalgm ve sakar davranmasnn doru olmadn bildiinden, bir glmsemeyle af diliyordu. Bu, yzne yakyordu; aznn evresinde krlgan, gzlerinin evresinde mahzun bir eyi ortaya karyor ve af dilediinde bir dzelme vaadi olmayp bir beceriksizlik itiraf olduundan, glmsemesi sklgan ve kendisine ynelik bir alayla dolu oluyordu. Kars, cazibesinin ne lde doal olduunu, dalgn ve sakar tarzyla cilveleip cilvelemediini, glmsemesinin sahte olup olmadn, krlganlk ve mahzunluunun dierinde onu avutma arzusu uyandrdn bilip bilmediini kendisine sorup duruyordu. Ama cevabn bulup karamyordu. Gerek uydu ki o bunun farknda deilmi gibi grnrken, cazibesi ona doktorlarn, polislerin, sekreterlerin ve tezghtarlarn, ocuklarn ve kpeklerin sempatisini kazandryordu. Cazibesi artk karsn etkilemiyordu. Kars, uzun sre insann elinin altnda olan bir ey nasl ypranrsa, onun cazibesinin de yle yprandn dnyordu. Ama gnn birinde onun cazibesinden bktn fark etti. Bkmak. Kocasyla Roma'da tatildeydi, onunla Navona Meydan'nda oturuyor ve kocas, bazen onun da ban okad, ayn sevecen ve dalgn hareketlerle, srtnen, sevilmek isteyen bir kpein ban okuyor ve bu arada karsn okarken taknd, el hareketlerine elik eden o sevecen-utanga glmsemenin aynn taknyordu. Onun cazibesi, sadece bir kendisini saknma ve yoksun brakma yntemiydi. Kocasnn, taciz edildiini bildirme yoluydu bu. Kocasma bundan dolay sitem etmi olsayd, bu sitemi anlamayacakt. Evlilikleri alkanlklarla ve kurallarla doluydu ve baarl olmasnn nedeni tam da buydu. Btn iyi evlilikler alkanlk ve kurallardan beslenmez mi? Kars doktordu. ocuklar kkken de hep alm, bydklerinde, kendisini aratrmalara vererek profesr olmutu. Onun ya da kocasnn ii asla aralarna girmemiti; btn zaman darlna ramen, kutsal zamanlar, ocuklara ayrdklar zamanlar ve birbirlerine ayrdklar zamanlar olarak paylatrmlard gnlerini. Her yl yaptklar iki haftalk tatile de, ocuklar her zaman emanet ettikleri dadya brakp birlikte kyorlard. Btn bunlar, zaman kavramyla disiplin altna alnm, kurallara balanm bir iliki gerektiriyor ve
160

kendiliindenlie fazla yer brakmyordu; bunu gryorlard, ama arkadalar arasnda, kendiliindenliin birbirlerine daha ok deil, daha az zaman ayrmalar sonucunda ortaya ktn da gryorlard. Hayr, onlar hayatlarn, alkanlk ve kurallar iinde bsbtn makul ve tatmin edici biimde dzenlemilerdi. Sadece sevime alkanlklar ortadan kalkmt. Ne zaman ve niin, bilmiyordu. Uyand, yatakta yannda karsnn imi yzn grd, terinin keskin kokusunu koklad, slkl nefesini iittii ve bunlar itici bulduu sabah hatrlad. Kapld deheti de anmsyordu. Eskiden onun imi yzn irin, terinin keskin kokusunu heyecan verici ve nefesinin sln elendirici bulurken, birdenbire btn bunlar nasl itici gelebilirdi? Kimi kez sla, karsn uyandrrken ald bir melodinin cantus firmus'u* olarak katlanrd. Sevimeleri o sabah deil, ama onu izleyen herhangi bir zamanda bitmiti. kisi de dierinin ataca bir ilk adma yanamaktan haz duyaca halde, byle bir adm ikisinden de gelmedi. Azck haz, ancak ikinci adma yetecek kadar, ama birincisine yetmeyen azck haz. Bununla birlikte ayn odada yatmaya devam ettiler. Kadn kendi alma odasnda, erkek de bo duran ocuk odalarndan birinde yatabilirdi. Ama birlikte soyunma, uykuya dalma, uyanma ve kalkma alkanlklarndan dolay, byle bir kopua ikisi de hazr deildi. Erkekten daha sert, temkinli, atik, ama ayn zamanda biraz ekingen bir yan olan kadn da deildi. Artakalan alkanlklar da yitirmek istemiyordu. Ortak yaamlarn yitirmek istemiyordu. Yine de gnn birinde bitmiti. Gnn birinde evliliklerinin gm yldnmn, konuk listesini, konuklarn kalaca yerleri, lokantada yiyecekleri yemei, vapurla yapacaklar geziyi planlyorlard. Birbirlerine baktlar ve yaptklarnn doru olmadn anladlar. Kutlanacak bir eyleri yoktu. On be yllk evlilii, belki yirmi ylln da kutlayabilirlerdi. Ama bilmedikleri herhangi bir tarihte aklar yok olmu, buharlamt ve yaam birlikte srdrmek bir yalan olmasa da, kutlamak bir yalan olurdu.

(Lat.) Sabit, deimez ark, (.n.) 161

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

4
nsan birine ikinci kez k olabilir mi? ikincisinde onu, fazlasyla yakndan tanmyor mudur? k olmak, tekini henz tanmamay, tekinde, insann kendi arzularnn izini drecei beyaz alanlarn olmasn gerektirmez mi? Yoksa izdmn gc, gerektiinde, idealindeki imgelerin izini tekinin sadece beyaz alanlarna deil, tersine onun bitmi renkli haritasna da yanstacak kadar kuvvetli midir? Yoksa izdmsz ak var mdr? Adam bu sorular soruyordu kendisine, ama bunlar onu artmaktan ok elendiriyordu. Sonraki haftalarda basma gelenler, ister izdm olsun ister deneyim, gzeldi ve o da bundan zevk almt. Karsyla sohbetten, bir film ya da konser iin randevulamaktan ve yeniden baladklar akam yrylerinden zevk alyordu. lkbahard. Bazen karsn enstitden alyor, onun kendisine doru geliini seyretmekten holandndan, onu dorudan girite deil, elli metre ileride, sokan kesinde bekliyordu. Kars geni admlarla yryor, kocasnn gzlerini dikerek geliini izlemesinden skld iin acele ediyor, sol eliyle tuttuu salarn utanga bir tavrla kulann arkasna atyor ve rkek, tuhaf bir tebessmle glyordu. Adam, bir zamanlar k olduu gen kzn utangaln yeniden fark ediyordu. Duruu ve yry de deimemiti ve eskiden olduu gibi, her admda kazann altnda memeleri hopluyordu. Bunu yllar boyunca niye grmediini sordu kendisine. Neler karmt! Gzlerindeki perdenin tekrar kalkm olmas ne kadar iyiydi! Soma onun bu kadar gzel kalm olmas. Onun kendi kars olmas. Hl sevimiyorlard. En bata vcutlar birbirine yabanclamt. Ama birbirlerine yeniden alrken de, uyandklar, yrye ktklar, yemekte kar karya ya da sinemada yan yana oturduklar anlarda da ilikileri sevecen dokunularn tesine geemiyordu. Erkek, nceleri sevimenin de sras geleceini ve bunun mutlaka gzel olacan dnyordu. Sonra buna gerekten sra gelip gelmeyeceini, gerekten gzel olup olmayacan ve aslnda ikisinin de hl bunu isteyip istemediini sordu kendisine. Yoksa artk yapamaz myd? Evliliin kt gittii yllarda baka kadnlarla, bir keresinde
162

bir evirmenle, bir keresinde de bir meslektayla, her ikisi de bol alkolden sonra ve ertesi sabah tamamen yabanclk ve utan duyduu iki gece ve arada bir, genellikle yolculuklar srasnda, otellerde keyifsiz mastrbasyon anlar yaamt. Sevme, arzulama ve sevime arasndaki doal ilikiyi unutmu muydu? ktidarn m kaybetmiti? Cinsel gcn kendisine kantlamak iin mastrbasyon yapmaya kalktnda baaramad. Yoksa karsnn ve onun yapmas gereken, kendilerine biraz zaman m tanmakt? Acele etmeleri iin bir nedenleri olmadn ve bir ay sonra, bir hafta sonra ya da bir gn sonra seviebilecekleri gibi, bunun bir yl sonra da olabileceini sylyordu kendisine. Ama hissettikleri bakayd. Sevime sorununu zmek istiyordu ve bunun dncede zm ile gerekte zm ayn anda gereklemediinden bu konuda da sabrszd. Aslnda yalandka sabrszl artyordu. nnde zlmemi olarak duran ey, kolayca zebileceini bilse bile rahatsz ediyordu onu. nnde duran her ey, gelecek hafta ve gelecek yaz, yeni bir araba alm ve ocuklarn Paskalya ziyareti, biraz zlmemitik ve huzursuzluk barndryordu iinde. Amerika yolculuu bile. Karsnn fikriydi bu. kinci bir balay; yaadklar ey ikinci bir evlilik deil miydi? Genlik yllarnda Kanada'y, Quebec'ten Vancouver'a ve daha da ileriye Seattle'a kadar trenle gemeyi, sonra arabayla Los Angeles ve San Diego'ya kadar kydan aa inmeyi dlemilerdi. nceleri yolculuk onlara pahal gelmi, sonralar haftalar srecek byle bir tatili ok uzun bulmular ve uzun tren ve araba yolculuunun ocuklar iin skc olacan dnmlerdi. Ama imdi ba baa yola kabilirler, drt ya da be ya da alt hafta tatil yapabilirlerdi ve keseleri her trl yatakl vagona ve her trl lks otomobile uygundu; eski d gerekletirmenin zaman gelmemi miydi?

163

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

5 Mays aynda yola ktlar. Quebec'te nisan havas vard; yamur ksa aralklarla yayor, arada bulutlar hzla dalyor ve slak damlar gnete ldyordu. Tren Ontario Ovas'nda yeryz ile gkyznn bulutuu yere kadar uzanan yeil tarlalardan, yeil ve mavi bir dnyadan geiyordu. Kayalk Dalar'daki bir kar frtnasnda, tren bir kar ynna sapland ve kar temizleme arac gelene kadar bir gece geti. O gece sevitiler. Trenin hareketi ve salimini, tpk scak bir gnn ya da lk bir banyonun etkisi gibi, bedenlerini hazr hale getirmiti. Yol ortasnda durduklarnda kaloriferin ss dyor, vagonun evresinde frtna uulduyor ve zemin ile pencereden kompartmana souk szyordu. Birlikte yataa sokuldular, bir scaklk kozasna brnnceye kadar gldler, titrediler, sarldlar ve ylece kaldlar. Arzu erkein stne apansz ulland ve arzusunun geecei korkusuyla aceleci davrand ve sevimeleri bittiinde mutluydu. Kars gecenin ortasnda onu uyandrd; sevimeleri sakin bir soluma gibiydi. Sabahleyin, yaklaan kar temizleme aracn selamlayan lokomotifin ddyle uyand. Pencereden karlara ve gkyzne, mavi ve beyaz bir dnyaya bakt. Mutluydu. Birka gn Seattle'da kaldlar. Konaklama cretine kahvaltnn da dahil olduu ev, Kralie Anne Tepesi'nin kente ve krfeze bakan yamacnda yer alyordu. ok katl binalarn arasndan, gndzleri rengrenk, akamlar yanan farlaryla dip dibe dizilen aralarn oluturduu youn trafiin seyrek de olsa hzland, ok eritli bir otoyol gryorlard. Bir yanyla yukarya, br yanyla aaya akan bir rmak gibi diye dnd. Kimi zaman bir polis arabasnn ya da ambulansn, teki arabalar kenara iten sirenlerinin sesi odalarna kadar geliyordu ve uyuyamad ilk gece, tepesinde yanp snen krmz ve mavi klaryla kendisine yol aan arac grmek iin, her seferinde kalkm ve pencereden bakmt. Kimi zaman bir geminin limana girerken ya da limandan karken ald ddn sesi de duyuluyordu odalarndan. Bunlar, rzgrdan imi rengrenk yelkenleriyle irili ufakl yelkenlilerin sard, eitli renklerde konteynerlerle dolu
164

yk gemileriydi. Srekli gl bir rzgr esiyordu. Uyku tutmaynca, uyumakta olan karsn seyre dald. Onun yan, krklarn, gdsnn, kulaklarnn ve gzlerinin altndan sarkan derileri grd. imi yz, keskin koku ve slkl nefes ona artk itici gelmiyordu. Trendeki son sabah, karsn eskiden olduu gibi slk alarak uyandrm, mutlulukla yzn ellerinin arasna alm, avularnda hissetmi ve sevitikten sonra da, yorgann altndaki ak ve ter kokusunu mutlulukla koklamt. Karsn tekrar byle uyandrabilmesi, ak yaamlarnn alkanlklarn unutmam olmas ve bunlardan keyif almas, karsnn da hibir eyi unutmam olmas ne gzeldi! Dnyalarnn yeniden aydnlanmas! Sevgilerinin, birbirleri iin hissettiklerinden daha fazlasn ieren bir dnya yaratm olduunu kavrad. Birbirleri iin hissettiklerini yitirdiklerinde de, o dnya orada duruyordu. Renkleri siyahbeyaza kamt, ama rengi kaan dnya, onlarn dnyas olarak kalmt. O dnyann dzeni iinde ve onun sayesinde yaamlard. Ve imdi o dnya yeniden renklenmiti. Planlar yapyorlard. Bu da karsnn fikriydi. Evde deiiklik yapsalar myd? ocuklarn gittike seyrekleen ziyaretleri ve gnn birinde balayacak olan torun ziyaretleri iin, ocuk odas yerine bir oda yetmez miydi? Kocas, kitaplarn okuyabilecei ve yllar nce planlad, malzeme de toplad kitabn yazabilecei byk bir odas olmasn istememi miydi hep? Artk iddial birer oyuncu olacak halleri olmasa da, birlikte tenis renseler miydi? Kocasnn szn etmi olduu, alt ay Brksel'de alma teklifi ne durumdayd, hl geerli miydi? inden izin alsa da birlikte alt aylna Brksel'e tansalar myd? Adam karsnn aklna gelen fikirlere ve cokusuna seviniyordu. O da fikirlerini sylyordu. Ama aslnda hayatlarnda hibir eyin deimesini arzu etmiyor, ancak bunu sylemek istemiyordu. zlmemi olan karsnda duyduu ve anlamnn ne olduunu, nereden geldiini, yalandka neden bydn bilmedii o korkusundan sz etmek istemiyordu. Deiimleri reddetmesinde yatyordu bu; zlmemi olan eyin yknn, her deiimle birlikte arlatn hissediyordu. Ama neden? Deiimlerin zaman almasndan, zamann da srekli artan bir hzla akp gitmesinden ve elinden 165

ERKEKLERN HKAYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

kamasndan m? Zaman niin srekli artan bir hzla akp gidiyor? u anda yaanmakta olan zaman, bitmeye yaklamas nedeniyle birinci yarsndan daha hzl gemesi gibi, insann mr azaldndan, ya arttka zaman daha m hzla akp gider? Yoksa bu hedeflere mi baldr? nsan sabrszlkla en sonunda baarl olmay, sayg grmeyi, zengin olmay bekledii iin midir ki genlik yllarnda zaman ona fazla uzun gelirve sonraki yllarda, beklenecek hibir ey kalmad iin delice bir hzla akar gider? Yoksa, bir yoldan ne kadar sk geilirse o kadar hzl geilmesi gibi, insan btn gnlerin seyrini zaten bildii iin midir ki ilerleyen yala birlikte gnler daha hzl geer? Ama yleyse, aslnda deiimleri istemi olmalyd. Ya da kalan mr deiimlerle yitirilmeyecek kadar azalm myd? Ama o kadar da yal deildi ki! Kars, itirazlarnn gerisinde genel bir ret olduunu fark etmedi. Ama zellikle anlamsz bir itiraz zellikle inatla srdrnce, kars sinirli bir glle, aslnda ne istediini sordu. Son yllardaki gibi yaamaya devam etmeyi mi?

6 Byk bir araba, klimal, CD alarl ve her trl elektronik zrval olan bir spor araba kiraladlar. Bir ksmn severek dinledikleri, dierlerini geliigzel setikleri bir yn CD satn aldlar. Pasifik'i ilk kez grdkleri buruna ulatklarnda, kars Schubert'in bir senfonisini koydu. Ona kalsa, niversitede rencilik yllarnn mziini alan Amerikan radyosunu dinlemeye devam ederdi. Karsyla birlikte yamurda inip ayakta dikilmek yerine, arabada oturmay tercih ederdi. Fakat senfoni yamura, gri gkyzne ve yuvarlanan kuruni dalgalara uyuyordu ve karsnn iine dald bu sahneyi bozmaya hakk olmad duygusuna kapld. Arabay kars kullanm ve kumsala giden kk yolu bulmutu. Bagajda mavi bir muamba rt olduu aklna gelmi, kocasn ve kendisini bununla sarmalamt. Kumsalda duruyor, denizi kokluyor, Schubert'i, martlar ve rtnn stne den yamuru dinliyor ve batda, yamur bulutlarnn gerisinde, batmaya yz tutmu gnein yla aydnlanan bir para gkyz
166

gryorlard. Hava serin olmasma ramen nemli ve ard. Bir sre sonra muambann altnda kalmaya daha fazla dayanamad, bir an yamurda kararszca durdu, kumda yryerek denize gitti ve suya girdi. Su souk, slanan ayakkablar ard, slak pantolon bacaklarna ve karnna yapyordu; vcudun sudaki hafifliinden eser yoktu, yine de o kendisini hafif hissediyor, elleriyle suya vuruyor ve kendisini dalgalara brakyordu. inden geldii gibi davranmasnn karsnda yaratt hayranlk, akam yataa girdiklerinde hl sryordu. O ise, daha ok rkm ve utanmt. Her gn aa yukar 100 mil gneye indikleri bir yolculuk ritmi yakaladlar. Sabahlar tembellik ederek geiriyor, sk sk duruyor, ulusal parklar ve balk alanlar geziyor ve saatlerce kumsalda yryorlard. Akamlan karlarna ne karsa raz oluyorlard, kh otoyolda byk odal, kokusundan dezenfekte edildii anlalan, televizyonun insan boyunda bir yere vidalanm olduu sala bir motele, kh gecelemeye kahvaltnn da dahil olduu mahalle iinde bir eve. Akamlan ikisi de erkenden halsiz dyordu. Her defasnda bir kitapla ya da bir ie arapla erkenden yataa girmeleri, adamn gzlerinin kendiliinden kapanmaya yz tutmas ve baucu lambasn sndrmesi bitkinliklerini doruluyordu. Ancak bir akam gece yarma doru uyandnda, karsnn hl kitap okumakta olduunu grd. Adam bazen bir yerde beklerken, karsnn ona doru geliini seyredebilecei sahneler yaratyordu. Gittikleri bir lokantann nnde arabadan iniyor, arabay park eden karsn lokantann giriinde bekliyordu. Ya da kumsalda nden kouyor, dnyor ve onun yolunu gzlyordu. Karsnn endamn ve yryn grmek her zaman gzeldi, ama bu onu hznlendiriyordu.

7
Oregon'da ky ve yol sis iindeydi. Sabahlan havanm le vakti daha iyi olacam umut ediyor, akamlar ise umutlann ertesi gne brakyorlard. Ama sis gene yolu kaplam, ormanlar ve iftlikleri brm oluyordu. Eer harita, iinden getikleri, ou kez birka ev167

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

den oluan yerlemeleri gstermemi olsayd, onlar rahatlkla gzden karabilirlerdi. Bazen bir-iki saat boyunca, tek bir eve rastlamadklar, kar ynden kimsenin gelmedii ya da nlerine sollanacak bir aracn kmad ormanlardan geiyorlard. Bir keresinde indiler ve alan motorun grlts, yolun iki yanndaki sk aalarn arama dald, yitip gelmedi, orada kald ve sisin iinde bouldu. Motoru susturdular ve hibir ey duyulmaz oldu, ne fundalktan bir trt, ne bir ku, ne bir araba, ne de deniz. Son yerlemeyi epeyce geride braktklarnda ve bir sonraki yerlemeye 30 mil kaldnda, tabelann biri bir benzin istasyonunu haber verdi. te, istasyon oradayd, akl kapl byk bir alan, iki benzin pompas, bir lamba ve alann arkasnda belli belirsiz bir ev. Adam frene bast, benzinciye doru kvrld ve benzin pompasnn nnde durdu. Beklediler. Adam evin kapsn almak iin arabadan indiinde kap ald ve dar bir kadn kt. Alan geerek geldi, selam verdi, benzin tabancasna el att, pompa kolunu evirdi ve depoyu doldurmaya balad. Arabann yannda duruyor, sa elinde benzin tabancasn tutuyordu ve sol elini kalasna dayamt. Kadn, adamn gzlerini kendisinden ayrmadn grd. "Benzin tabancas bozuk, onun iin brakamyorum. Ama camlar hemen temizlerim." "Buras ssz deil mi?" Kadn ona aarak ve dikkatle bakt. Artk gen deildi ve dikkati, fazla sk ilikiye girmi ve fazla sk hayal krklna uratlm bir kadnm dikkatiydi. "Son yerleme 20 mil geride kald ve bir sonraki 30 mil ileride; bu durumda... Demek istiyorum ki kendinizi burada yalnz hissetmiyor musunuz? Burada tek banza m yayorsunuz?" Kadn onun bakndaki ciddiyeti, dikkati ve efkati grerek glmsedi. Bakndan bylenmemek iin alayla glmsedi. O da bu gle neeyle ve bir sonra syleyecei szn mahcubiyetiyle glerek karlk verdi. "Gzel bir kadnsnz." Yzndeki illerden pek anlalmasa da kadn biraz kzard ve glmsemesi dondu. Birden ciddileti. Gzel mi? Her ne kadar erkeklerin hl houna gitse de, onlarda hl arzu ve gurur uyandrsa
168

da ve onlar hl rktebilse de, gzellii gemiti ve o bunu biliyordu. Kadn onun yzne dikkatle bakt. "Evet, buras ssz, ama ben buna altm. Ayrca..." Duraklad, gzleri aaya, benzin tabancasna gitti, yeniden ban kaldrd ve onun yzne bakt, artk yz iyice kzarmt, dimdik duruyordu ve inat bir ifadeyle zlemini aa vurdu. "Ayrca hep yalnz kalacak deilim." Bir an ylece, dimdik, yz kzarm halde onunla gz gze kald. Sonra depo doldu, kadn depoyu kilitledi, arabadan geri gekildi ve benzin tabancasn yerine ast. Eildi, kovadan bir snger ald, silecekleri yukar kaldrd ve cam temizlemeye balad. Adam onun, kucandaki haritay inceleyen, ona selam vermek ve glmsemek iin ksaca ban kaldran ve tekrar haritasna dalan karsn nasl merakla szdn grd. Kadn camlan temizlerken yannda aylak aylak durmak ho deildi. Ama ayn zamanda ona bakmak, onu seyretmek houna gitmiti. Kadn ne kareli gmlek ve kot pantolon, ne de aarm mavi renkli bir elbise giymiti, zerinde petrol irketinin ambleminin renginde koyu mavi bir tulum, tulumun iinde de beyaz bir tirt vard. Gl kuvvetliydi, ama hareketleri yumuakt. Hareketlerinde, vcudunun gcnden ve yumuaklndan ald zevki yanstan bir zarafet vard. Tulumun asks omzundan kayyor, parmayla tekrar yukar itiyor ve bu onu mahrem bir hareket gibi etkiliyordu. Camlarn temizlii bitip de kadna paray verdiinde ve kadn parann stn getirmek iin eve yrdnde, o da kadnla birlikte yrd. Gcrdayan akllarn stnde birlikte atlan birka admdan sonra kadn elini onun koluna gtrd. "Benimle gelmenize gerek yok, parann stn getiririm."

8 Bylece alann ortasnda, arabas ile kadnn evinin arasnda kalakald. Kadn ieri girdi, kap kapand. Karar vermek iin ne kadar zamanm var, diye dnd. Bir dakika? ki dakika? Parann stn ne kadar zamanda hazr edecek? Ne 169

ERKEKLERN HKYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

kadar dzenli biri? Kt ve bozuk paralan zenle yerletirdii ve bir gznden birka bozukluk, dier gznden birka kt para alaca bir kasas m var? Acele mi ediyor, yoksa bir dakika, sonra bir dakika daha uzarsa sevineceimi biliyor mu? Yere bakt ve akllarn sisten slanm olduunu grd. Ayakkabsnn burnuyla bir ta ters evirdi; tan altnn da slak olup olmadm bilmek istiyordu. Islakt. Yannda alanlara, dnme ile karar vermenin ayr eyler olduunu, dnmenin ne doru bir karar, ne de herhangi bir karar dourmasnn art olmadm, karar vermenin, insann elini kolunu balayacak kadar karmak olabileceini ve zor durumlara sokabileceini retmiti. Her zaman, dnmek zaman ister, karar vermek ise cesaret derdi ve u anda eksikliini duyduu eyin dnecek zaman deil, aksine karar verme cesareti olduunu biliyordu. nsann verdii kararlar gibi, vermedii kararlarn, hayatn bir yerlere kaydettiini de biliyordu. Burada kalmaya karar vermezse, yola devam etmeye karar vermemi bile olsa, yola devam edecekti. Burada kalmak; ona ne demeliyim? Ona, burada kalp kalamayacam m sormalym? O ne cevap vermeli? Can evet demek istese bile, sorumun ona ykleyecei sorumluluu reddetmesi gerektii iin, hayr demek zorunda kalmayacak m? O, kapdan tekrar dar karken, ben antam ve bavulumla burada durmalydm ve araba ekip gitmi olmalyd. Ama ya beni istemezse? Ya da beni imdi ister de sonra istemezse? Ya da ben daha sonra artk kalmak istemezsem? Hayr, byle bir ey olmaz. Eer birbirimizi imdi istersek, daima isteriz. Arabaya gitti. Karsna, yanldklarn, gnlden isteseler bile artk evliliklerini yoluna sokamayacaklarn sylemek istiyordu. Son haftalarda sevincinin iinde hep bir hzn olduunu ve yaamn bu hznle srdrmek istemediini. Kadn tanmad, kadn da onu tanmad halde, bu kadn iin her eyi gze almasnn delilik olduunu. Mantkl ve mahzun olmaktansa, deli olmay tercih ettiini. Arabaya varmasna birka adm kalmken, kars ban kaldrd. Onun geliini izledi, src koltuuna uzanarak cam aa indirdi ve bir eyler syledi. Ama o ne dediini anlamad. Kars haritada byk kumullar bulduunu tekrarlad. Kahvalt ederken, byk kumullarn bir zamanlar grm olduklar fotoraflarn hatrlamlar,
170

onlar haritada aramlar ve bulamamlard. Kars imdi bulmutu onlar. Fazla uzakta deillerdi ve akama oraya varm olurlard. Karsnn yz l sld. Karsnn kk eylerden duyduu sevin; bununla ne kadar sk hayrete drm ve mutlu etmiti onu. Ve sevincini yanstan sokulganl! Karsndakilerin iyi olduu, iyi olan eye sevinecekleri ve iyilikle tepki verecekleri beklentisiyle dolu, ocuka bir sokulganlkt bu. Karsn yllardr byle grmemiti, sokulganl ancak son haftalarda geri gelmiti. Karsnn sevincini grd. Kars ona hayranlkla bakyor, baklaryla onu kuatyordu. Acaba tamam myd? Acaba gidebilirler miydi? Kafasn sallad, komak istiyormuasna hzla yrd, arabaya bindi ve motoru altrd. Arkasna bakmadan benzin istasyonundan uzaklat.

9 Kars, kumullar haritada nasl bulduunu, sabah neden bulamadklarn anlatyordu. Akam ne zaman varacaklarn ve nerede kalabileceklerini. Ertesi gn ne kadar yol almalar gerektiini. Kumullarn ne kadar yksek olduunu. Bir sre sonra bir eylerin yolunda gitmediini fark etti. Kocas arabay yava sryor, dikkatle sise bakyor, sylediklerine arada bir onaylayc ya' da yreklendirici bir homurtuyla elik ediyordu; konumamas sorun deildi, ama kilitlenmi az ve kaslm yanaklar bir sorun olduunu gsteriyordu. Kars, "Bir ey mi var?" diye sordu. Motorda ya da tekerleklerde? Sisli havada ve yolda? Bunlardan baka bir ey mi? nce sakin sakin, cevap alamaynca endieyle sordu. Kendisini iyi hissetmiyor muydu? Ars m vard? Arabay saa, imenlerin stne ekerek durduunda, kars, kalbinde ya da kan dolamnda bir sorun olduundan emindi. Kaskat kesilmi halde, elleri direksiyonda, baklar dosdoru karya dikili, ylece oturuyordu.
171

ERKEKLERN HKAYELER

BENZN STASYONUNDAK KADIN

"Brak beni," dedi ve "Sadece bir dakikaya ihtiyacm var," diye devam etmek istedi, ama konumas, azm kapatmasna, yanaklarn kasmasna ve gzyalarn tutmasma neden olan gerginlii zmt. Onlarca yldr hi alamamt. Hkr bomak istiyordu, ama boma iniltiye, inilti feryada dnt. Kollaryla, zr dilediini, gsteren; gafil avlandn ve alamak istemediini, ama baka trl yapamadn aklayan hareketler yapt. Ama ardndan, gzyalar zr dileme ve aklama ihtiyacm alp gtrd ve orada ylece, elleri kucanda, ba nnde ve gvdesi sarslarak oturdu, hngr hngr alad. Kars onu kollarna ald, ama o kendisini onun kollarna brakmad, nasl oturuyorsa ylece oturdu. Alamas bitmek bilmeyince, kars bir sonraki kasabada bir otel ve belki de bir doktor aramaya karar verdi. Onu kaldrmak ve yan koltua itmek istiyordu, ama o yan koltua kendiliinden geti. Kars direksiyonda yola koyuldular. O alamaya devam ediyordu. Ryas iin, hayatn ona yapt teklifler iin, bu teklifleri reddettii ve onlardan kat iin, hayatndaki geri getirilemez ve telafi edilemez eyler iin alyordu. Hibir ey geri gelmez, hibir eyi telafi edemezdi. stediini daha srarla istemedii ve ou zaman neyi istediini bilmedii iin alyordu. Evliliinde zor ve kt olan kadar, gzel olan eyler iin de alyordu. Birbirlerinde yarattklar hayal krklklar ve son haftalarda paylam olduklar umutlar ve beklentiler iin alyordu. Gzel olan ve mutlu eden her eyde nasl geicilikten baka bir ey grmyorsa, aklna gelen hibir eyin zntsz, acsz bir yan yoktu. Ak, iyi gittii dnemde evlilik, ocuklarla geen gzel yllar, meslekten alman keyif, kitaplardan ve mzikten duyulan coku, btn bunlar geip gitmiti. Anlar, gznn nne pe pee resimler getiriyor, ama o bir resme doru drst bakamadan, resmin stne bir damga vuruluyor ve damgada kaln harflerle ve kaim bir ereve iinde u yaz yer alyordu: "Geti." Geti? yle basit bir ekilde, onun haberi olmadan ve o iin iinde olmadan gememiti. Sevgileriyle yarattklar dnyay bizzat o parampara ediyordu. Bundan sonra dnya olmayacakt, renklisi yerine siyahbeyaz bir resim de deil, hi resim olmayacakt. Gznde ya kalmamt. Tkenmiti ve ii bombotu. Sanki geip gitmi olan evlilii, sanki kaybettii kars uruna alam oldu172

unun bilincine vard. Kars kardan ona bakt ve glmsedi. "Ee?" Yerin adn, nfusunu ve deniz seviyesinden yksekliini gsteren bir tabelay getiler. Birka yz kiinin yaad kk bir yer, diye dnd. Denizden ykseklii sadece birka metre; sisten grlmese de deniz yalanda olmal. "Durur musun ltfen?" Kars kenara yanat ve durdu. imdi, diye dnd, imdi. "Ben burada ineceim. Seninle devam etmiyorum. Davranmn ok tuhaf olduunu biliyorum. Daha da iyi bilmem gerekirdi. Ama daha da iyi nasl bilebilirdim, bunu da bilmiyorum. Ykntlar iinde dorulmaya alyoruz. Ben seninle ykntlar iinde dorulmak istemiyorum. Sadece bir kere daha denemek istiyorum." "Neyi? Neyi denemek istiyorsun?" "Hayat, ak, yeni bir balangc, her eyi ite." Karsnn yadrgayan, incinmi baklar karsnda, syledikleri kendisine bile ocuka geliyordu. Kars ona ne yapacan, burada ne yapacan, neyle geineceini, evdeki hayatnn ne olacam sorsayd hibir cevap veremeyecekti. "Hadi kumullara gidelim. Cann istedii zaman ekip gidebilirsin. Seni tutamam. Eer ok derin bir kuyuya dmediysen, brak konualm. Belki haklsn ve aramzda olanla ya da artk olmayanla henz gerekten yzlemedik. yleyse yzleelim." Kars elini onun dizine koydu. "Tamam m?" Haklyd. Hi olmazsa kumullarn yaknndaki kasabaya gidip her eyi konuamazlar myd? En azndan karsna, onu burada brakarak yola devam etmesini, sadece tek bana kalaca birka gne ihtiyac olduunu ve en ge uak kalkana kadar geleceini syleyemez miydi? Ayrca karsna ryasn ve benzin istasyonundaki kadn anlatmas gerekmez miydi? Bu drste olmaz myd? "Ancak imdi ekip gidebilirim. Ltfen bagaj aar msn?" Kars kafasn iki yana sallad. Arabadan indi, teki tarafa geti, karsnn oturduu src koltuunun kapsn at ve kap ile koltuk arasndaki kk kolu ekti. Bagaj kapa ald. Bavulunu ve antasn karp yere koydu. Sonra bagaj kapan kapatt ve kapya yaklat. Kap hl akt. Kars 173

ERKEKLERN HKAYELER

ona bakt. Kapy hafife ve sakin bir ekilde kapatt, ama karsnn yzne arpyormu gibi geldi. Kars ona bakmaya devam etti. Bavulunu ve antasn ald; yrmeye hazrd. Bir adm att ve ikinci adm atp atamayacan bilemedi ve ikinci adm attnda bir adm daha, sonra bir adm daha atp atamayacan bilemedi. Durursa arkasna dnmek, arabaya yrmek ve binmek zorunda kalrd. Kars gazlayp gitmezse yrmeye devam edemezdi. Git, diye rica etti, git. Sonra kars motoru altrd ve hareket etti. Ancak arabann sesi duyulmaz olduunda arkasna dnd. O anda zaten sis de arabay yutmutu.

KAZUO ISHIGURO I Bir Aile Yemei

10 Bir motel buldu ve bir aylna ucuz bir kira iin pazarlk etti. Byk bir tezgh, resopal masalar, plastik oturma yerleri ve mzik dolab olan bir lokanta buldu. ok iki iti, zaman zaman ar neelendi, zaman zaman da, kendisine bir gn iin yeterince alam olduunu sylemese yeniden alamaya balayacak gibi oldu. Buras kasabann tek lokantasyd ve btn akam bir kula kirite bir arabann gelmesini, birinin inmesini ve akllarn zerindeki yrynden gelenin kars olduunu anlamay bekledi. i zlem ve korkuyla dolu olarak bekledi bunu. Ertesi sabah denize yrd. Kumsalda yine sis vard, gkyz ve deniz kuruni, hava scak, nemli ve bunaltcyd. Sanki nnde daha ok zaman varm duygusuna kapld.

E V R E N :

AL

Z D A M A R

FUGU, Japonya'nm Pasifik kylarnda avlanan bir balktr. Annem bu balktan yiyerek ldnden beri Fugu'nun benim iin zel bir nemi var. Zehir, baln cinsel salg bezlerinde, kolayca zedelenebilen iki ince kesenin iinde bulunur. Balk temizlenirken bu iki kesenin dikkatle karlmas gerekir, nk en ufak bir dikkatsizlik sonucu zehir baln damarlarna szar... Ne yazk ki bu ilemin baaryla yaplp yaplmadn syleyebilmek kolay deildir. Bu iin kant yemein sonunda ortaya kar. Annemin bana geldii gibi. Fugu zehirlenmesi ok ac verir; ounlukla lmcldr. Balk akam yemeinde yenmise, ac uykusunda yakalar insan. Kurban birka saat acyla kvranp durur ve sabah olurken lr. Bu balk Japonya'da savatan sonra ok sevilir oldu. Sk kurallar uygulamaya konulana dek, bu tehlikeli kese karma ilemini insanlarn kendi mutfaklarnda yapp komularn ziyafete armalar moda olmutu. Annem ldnde Kaliforniya'da yayordum. O sralar anne ve babamla ilikilerim biraz gergindi; bu nedenle iki yl sonra Tokyo'ya dnnceye kadar annemin lmne ilikin ayrntlar renemedim. Annem hi fugu yemezdi, fakat hatrn kramad eski bir okul arkadann ars zerine bir seferliine bozmutu kuraln. Havaalanndan eve giderken babam yolda anlatt bu ayrntlar. Eve vardmzda gneli bir sonbahar gn sona eriyordu. "Uakta yemek yedin mi?" diye sordu babam. ay odasnda yerde oturuyorduk. "Hafif bir yemek verdiler," dedim. "A olmalsn. Kikuko gelir gelmez yemee otururuz." Babam geni, keskin hatl enesi ve atk siyah kaslaryla gr175

174

ERKEKLERN HKYELER

BR ALE YEME

ns heybetli bir adamd. imdi gemie dnp dndmde onu u-En-Lay'a ok benzettiimi anmsyorum. Babam byle bir benzetmeden holanmazd herhalde, nk ailedeki saf samuray kanndan gurur duyard. Karlkl konuma ortamndaki genel grn, insann rahat bir biimde konumasna cesaret veren trden deildi. Yorumlad her eyi konumaya nokta koyar havada syleme huyu ii daha da zorlatrrd. Karsnda otururken o anda bir ocukluk ans canland belleimde: "Yal bir kadm gibi drdr ettiim" iin birka kez kafama vurmutu. Konumamz havaalanndan bu yana kanlmaz biimde uzun suskunluklarla blnyordu. Bir sredir ikimiz de konumuyorduk. "irketin bana gelenlere zldm," dedim. Dnceli biimde ban sallad. "Aslnda irketin yks orada bitmedi," dedi, "irket battktan sonra Watanabe intihar etti. Onursuz yaamak istemedi." "Anlyorum." "On yedi yldr ortaktk. lke ve onur sahibi bir insand. ok sayg duyardm ona." " dnyasna geri dnecek misin?" "Emekliliimi yayorum. Yeni giriimlere atlamayacak kadar yalym. Bugnlerde i yaam ok farkl. Yabanclarla i yapmak, onlarn yolunu izlemek... Bu noktaya nasl geldik, anlamyorum. Watanabe de anlamamt." ekti. "yi adamd, ilke sahibi bir insand." ay odas baheye bakyordu. ocukken hayaletli olduuna inandm eski kuyuyu oturduum yerden, yeillik katmanlar arasndan grebiliyordum. Gne iyice alalm ve bahenin byk bir blmn glgede brakmt. "Her neyse, eve dnmeye karar vermene sevindim," dedi babam, "umarm ksa bir ziyaret olmaz bu." "Ne yapacam tam olarak bilemiyorum." "ncelikle gemii unutmaya hazr olduumu bilmeni isterim. Annen de hep geri gelmeni istemiti. Davrann huzursuz etmiti onu." "yi dileklerin iin teekkrler; dediim gibi, ne yapacamdan henz emin deilim." "Dndke aslnda kt niyetle hareket etmediin kansna 176

vardm," diye srdrd babam konumasn. "Baz etkileimler seni yolundan saptrd; birok gencin bana geldii gibi." "nerdiin zere bunlar unutsak daha iyi." "Nasl istersen. Biraz daha ay?" Tam o srada bir kz sesi yankland evin iinde. "Sonunda Kikuko geldi," dedi babam ayaa kalkarak. Aramzda ya fark olmasna karn, kz kardeim ve ben her zaman birbirimize yakn olmutuk. Beni yeniden grmek onu ok heyecanlandrma benziyordu, nk sinirsel bir kkrdama atana kapld bir sre. Fakat babam onu Osaka ve niversite yaamna ilikin soru yamuruna tuttuunda biraz yatt. Ksa ve biimci yantlar verdi sorulara. Sonra bana dnp birka soru sordu, fakat sorularnn istenmeyen konulara yol aacandan korkarak saknr gibi bir hali vard. Az sonra karlkl konumalar Kikuko'nun geliinden nceki dakikalara oranla daha da azald. Babam ayaa kalkarak, "Yemekle megul olmam gerekiyor," dedi, "bu iler bana kald, balayn. Kikuko ilgilenir seninle." Babam odadan knca kz kardeim grnr biimde gevedi. Birka dakika sonra Osaka'daki arkadalarndan ve niversitedeki derslerinden sz ederek diledii gibi konuuyordu. Sonra birden bahede yrmemizi nererek verandaya doru yrd. Orada, bir kenarda braklm saman rgl sandallar ayaklarmza geirip baheye ktk. Gne batmak zereydi. "Yarm saattir sigara iin kvranp duruyorum," dedi bir sigara yakarak. "Neden imedin yleyse?" Eve doru bir el hareketi yaparken yaramazca srtt. "Evet, anlyorum," dedim. "Biliyor musun, bir erkek arkadam var artk." "yle mi?" "Fakat ne yapacam konusunda duraksyorum. Henz kararm vermedim." "Anlalr bir durum bu." "Amerika'ya gitmek iin planlar yapyor. Ben niversiteyi bitirince beni de gtrmek istiyor." "Anlyorum. Peki sen gitmek istiyor musun?" 177

ERKEKLERN HKYELER

BR ALE YEME

"Gidersek birilerine taklacaz, yani otostop yapacaz." Baparman sallad Kikuko. "Bunun tehlikeli olduunu sylyorlar, ama ben Osaka'da yaptm, bir ey olmad." "Senin duraksamann nedeni ne?" "Osaka'da ok arkadam var. Orada yaamaktan holanyorum. Bunlarn tmn arkamda brakp gidebilir miyim, henz bilmiyorum. Erkek arkadam Suichi'ye gelince, evet, holanyorum ondan, ama zamanmn ounu onunla geirmeyi istediimden emin deilim. Anlyor musun?" "Hem de ok iyi." Tekrar srtt, sonra nmden yryp kuyuya varncaya kadar ilerledi. Ben arkasndan yetitiimde dnp, "Bu kuyunun hayaletli olduunu sylerdin, anmsyor musun?" dedi. "Evet, anmsyorum." kimiz de kenarndan kuyunun iine baktk. "Annem o gece grdn eyin sebze pazarndaki yal kadn olduunu sylerdi bana," dedi Kikuko, "fakat ben ona hi inanmadm ve hibir zaman tek bama gelmedim buraya." "Annem bana da ayn eyi sylerdi. Hatta o yal kadnn o geceki hayaletin kendisi olduunu kabullendiini de sylemiti bana. Szm ona kestirmeden gitmek iin bizim baheyi semi. Bu duvarlar aarken epey zorlanmtr herhalde." Kkrdayarak gld Kikuko, sonra kuyuya srtn dnp baklarn bahede dolatrd. "Annem seni hi sulamad; biliyor musun?" dedi deiik bir ses tonuyla. Yant vermedim. "Seni iyi yetitiremedikleri iin kendilerini, yani kendisini ve babam kusurlu bulduunu sylerdi bana hep. Beni bytrken daha dikkatli olduklarn, bu nedenle de benim ok iyi bir evlat olduumu da anlatrd." O yaramaz srtmas gene geri gelmiti yzne. "Zavall annem," dedi. "Evet, zavall annemiz." "Kaliforniya'ya dnecek misin?" "Bilmiyorum; dnmem gerek." "Kz arkadana ne oldu? Vicky'ye?" "likimiz hepten noktaland," dedim. "Kaliforniya'da pek bir ey kalmad benim iin."
178

"Sence benim oraya gitmem gerekir mi?" "Bilmem; neden olmasn? Oray seversin herhalde." Eve doru baktm. "Az sonra ieri girsek iyi olur," dedim, "babamn yardma ihtiyac olabilir." Fakat kardeim bir kez daha kuyunun iine bakyordu. "Hayalet falan gremiyorum," dedi yanklanan sesiyle. "irketin batmas babam sarst m?" "Bilmiyorum. Kapal kutudur babam, belli etmez." Sonra birden doruldu ve bana dnp, "Yal Watanabe'nin ne yaptndan sz etti mi sana?" dedi. "Onun intihar ettiini syledi." "Hepsi bu deil, ailesini de gtrd yannda; karsn ve iki kk kzn." "Sahi mi?" "Hepsi uykudayken havagazm am, sonra da bir et ba saplam karnna." "Evet, babam az nce Watanabe'nin ilke sahibi bir adam olduunu sylyordu." "Hastalkl bir dnce," dedi kardeim kuyuya arkasn dnerek. "Dikkat et! Kuyuya deceksin." "Hayalet falan yok bunun iinde; hep yalan syledin bana." "Hayaletin kuyuda olduunu sylemedim ki!" "Nerede yleyse?" kimiz de aalara ve allara baktk. Baheye karanlk kmek zereydi. Birka metre ilerdeki kk bir akl gsterdim. "te, tam orada grmtm." "Neye benziyordu?" "yi seemedim, karanlkt." "Fakat bir ey grm olmalsn." "Yal bir kadnd; orada durmu bana bakyordu." pnotize olmu gibi o yere bakyorduk. "Beyaz bir kimono giymiti," dedim, "sann bir ksm dalm, uuuyordu." Kikuko dirseiyle koluma vurdu. "Sus artk! Gene beni korkutmaya alyorsun." Yere att sigarasna bast; izmaritin zerine amlarn ine yapraklarn ittirdi ayayla. O yaramaz srtmasn 179

ERKEKLERN HKAYELER

BR ALE YEME

tekrar taknarak, "Yemek hazr m, bakalm," dedi. Babam mutfaktayd; bize yle bir bakp yapt ii srdrd. "Babamz tek basma yaamaya baladndan bu yana iyi bir a oldu," dedi Kikuko glerek. Babam dnd ve souk baklarla szd onu. "Hi de gururlandm bir beceri deil bu," dedi, "gel de yardm et." Kardeim bir an hareketsiz kald, sonra ilerleyip bir ekmecede asl duran bir nl ald. "Sadece u sebzeler piecek, brleri tamam," dedi babam. Sonra birka saniye bana bakt. Elindeki ubuklar tezgha brakarak, "Umarm evi gezmek istersin," dedi arkasndan. "Grmeyeli epey oldu." Mutfaktan karken dnp Kikuko'ya baktm, fakat arkas dnkt. "yi bir kz o," dedi babam yavaa. Odadan odaya babam izledim. Evin ne kadar byk olduunu unutmutum. Kayar kaplar alyor, odalar ortaya kyordu, bo odalar. "Bu ev tek bana yaayan biri iin ok byk," dedi babam, "odalarn ounu kullanmyorum artk." Derken babam bir odaya daha girdi. Gazete ve kitaplarla doluydu buras. Duvarlarda tablolar, vazolarda iekler vard. Odann bir kesinde, alak bir masanm zerindeki bir ey dikkatimi ekti; yaklatmda bunun ocuklarn yapt trden plastik bir sava gemisi modeli olduunu grdm. Bir gazetenin zerinde duruyordu. evresinde saa sola alm irili ufakl gri plastik paralar vard. Babam gld; masanm yanma gelip gemiyi eline ald. "irketin batmasndan bu yana ok bo zamanm oluyor," dedi, tekrar gld; bu kez biraz tuhaft gl. Bir an ho bir durgunluk kaplad yzn. "Daha ok bo zaman." "Bu garip geliyor bana," dedim, "sen her zaman ok megul biriydin." "Belki de gereinden fazla megul biriydim," dedi glmseyerek bana bakarken, "belki de daha dikkatli bir baba olmam gerekirdi." Gldm. Babam dnceli bir tavrla bir sre daha gemi modeline bakmay srdrd, sonra ban kaldrarak, "Sana sylemeyi d180

nmemitim, ama sanrm sylesem daha iyi olacak," dedi. "Annenin lmnn kaza olmadna inanyorum. Onun zld ok ey vard; baz hayal krklklar da." kimiz de plastik gemi modeline bakyorduk. Sonunda, "Herhalde," dedim, "annem sonsuza dek burada yaayacam beklemiyordu." "Anlamadn belli. Baz ana babalarn nasl dndn anlamyorsun. Olay sadece ocuklarndan ayr kalmaya katlanmak zorunda kalmalar deildir; bu zorunlu ise, kendilerinin anlamad eyler yznden ayr kalmay tercih ederler." Sava gemisini elinde evirdi, evirdi. "Buradaki u kk gambotlar daha iyi yaptrlabilirdi, deil mi, ne dersin?" "Belki, bence iyi grnyor." "Sava srasnda bir sre buna benzer bir gemideydim. Oysa benim gzm hep hava kuvvetlerindeydi. yle dnrdm: Dman gemimizi vurduunda yapabilecein tek ey suda rpnp kurtarlmay beklemekti, fakat uakta her zaman i bitiren bir silah vard." Gemiyi masaya koydu. "Sava yanls olduunu sanmyorum." "Hayr, sava bir ey ifade etmiyor bana." Odaya gz atarken, "Yemek hazr olmal," dedi, "asndr herhalde." Yemek, mutfan yanndaki lo bir odada bekliyordu bizi. Tek k kayna masann zerinde asl byk bir lambayd; odann dier keleri glgede kalmt. Yemee balamadan nce ba eerek birbirimizi selamladk. ok az konuuluyordu. Yemee ilikin nazik bir yorum yaptmda kardeim kkrdad. Daha nceki sinirsel hali geri gelmi gibiydi. Babam birka dakika konumad; sonunda, "lkeye dnnce kendini bir garip hissetmi olmalsn," dedi. "Evet, biraz." "Belki de Amerika'dan ayrldn iin imdiden pimansn." "Biraz, fazla deil. Arkamda pek bir ey brakmadm; sadece birka bo oda." "Anlyorum." Babamn yzne baktm. Lo kta ta gibi ve rktc grnyordu. Sessizlik iinde yemeyi srdrdk.
181

ERKEKLERN HKAYELER

BR ALE YEME

Bu arada gzm duvarda asl bir fotorafa takld. Babamn omzunun zerinden karanla bakyordum. "u fotoraftaki kim? Beyaz kimonolu olan?" Babam elindeki ubuklar masaya brakt. nce fotorafa, sonra bana bakt. "Annen," dedi, "anneni tanyamadrn m?" "Annem mi? Karanlkta iyi gremedim." Birka saniye sessizlik oldu. Sonra Kikuko ayaa kalkt, fotoraf duvardan alarak elime verdi. "ok yal grnyor," dedim. "lmnden ksa bir sre nce ekilmiti," dedi babam. "Karanlkt, iyi seemedim." Babam elini uzatt. Fotoraf ona verdim; dikkatle bakt, sonra Kikuko'ya verdi. O da boyun eercesine bir kez daha ayaa kalkarak fotoraf duvardaki yerine geri koydu. Masann ortasnda kapa henz almam bycek bir kap duruyordu. Babam eilip kapan kaldrd. Bir buhar bulutu kt ve kvrlarak lambaya doru ykseldi. Babam kab bana doru iterek, "A olmalsn," dedi; yznn bir yan glgede kalyordu. "Teekkr ederim," diyerek ubuklarmla uzandm. Buhar elimi yakt. "Nedir bu?" "Balk." "ok gzel kokuyor." orbann iinde erit biiminde kesilmi balk dilimleri vard; neredeyse top olacak gibi kvrm kvrmdlar. Birini alp kseme koydum. "Daha alsana, ok var." Biraz daha alp kab babama doru ittim. Birka para alp ksesine koyarken izledim onu. Sonra ikimiz de Kikuko'nun kendi ksesine balk koymasn izledik. Babam hafife ban edi. "A olmalsn," dedi gene. Balktan bir para alp yemeye balad. Ben de bir para seip azma gtrdm. Yumuak ve ho bir et dokusu duyumsadm dilimde. "ok gzel," dedim, "ne bal bu?" "Sadece balk." "ok lezzetli."
182

mz de sessizlik iinde yemeyi srdrdk. Birka dakika geti. "Biraz daha?" "Yeterince var m?" "Hepimize yeter." Babam kabn kapam kaldrd. Buhar bir kez daha ykseldi. Eilip kselerimize biraz daha aldk balktan. "Bu son para," dedi babam, "sen al." "Teekkr ederim." Yemei bitirdiimizde babam doygun bir tavrla kollarn aarak gerindi. "Kikuko," dedi, "ay yapsana." Kardeim ona bakt; hibir ey demeden odadan kt. Babam ayaa kalkt. "Buras scak oldu; yan odaya geelim." Ben de ayaa kalkp ay odasna geerken onu izledim. Byk, kayar kaplar ak brakldndan baheden hafif bir esinti geliyordu. Bir sre sessizce oturduk. "Baba," dedim sonunda. "Evet?" "Kikuko bana Bay Watanabe'nin kendisiyle birlikte ailesinin de canna kydn syledi." Babam ban eerek gzlerini indirdi. Birka dakika dnceye dalm gibi durdu. Sonra, "Watanabe iine ok balyd," dedi, "irketin batmas ok sarst onu. Sanrm bu olay onun dnme yetisini zayflatt." "Yapt hata myd sence?" "Kukusuz hatayd. Sen aksini mi dnyorsun?" "Hayr, elbette hayr." "nsann ii dnda baka eyler de vardr." "Evet, yle." Tekrar sessizlik kt. Baheden ekirgelerin sesi geliyordu. Karanla doru baktm. Kuyu artk grnmyordu. "imdi ne yapmay dnyorsun?" diye sordu babam. "Bir sre lkede kalacak msn?" "Doruyu sylemek gerekirse o kadar uzun vadeli dnmedim." "Kalmak istersen, yani bu evde demek istiyorum, kaplar sana ak. Tabii yal bir adamla birlikte oturmaya aldrmazsan."
183

ERKEKLERN HKAYELER

"Teekkr ederim. Dnmem gerek." Bir kez daha dardaki karanla baktm. "Fakat hi kukusuz bu ev artk ok kasvetli," dedi babam, "ok gemeden Amerika'ya dnersin herhalde." "Belki; henz bilmiyorum." "Kukusuz dnersin." Babam bir sre ellerinin zerini inceledi, sonra bam kaldrp i ekti. "Kikuko baharda okulunu bitiriyor," dedi, "belki o da eve dner. yi bir kz o." "Belki de." "ler yoluna girer o zaman." "Evet, eminim girer." Bir kez daha sessizlik kt. Kikuko'nun aylarmz getirmesini bekliyorduk.

ERNEST HEMINGWAY l Aydnlk ve Temiz Bir Yer

E V R E N :

H A L U K

E RD E M O L

SAAT epey geti; kahvede, elektrik nn altndaki aacn yapraklarnn glgesinde oturan yal adamdan baka kimse kalmamt. Sokak gndzleri tozlu olur, ama akamn iyi tozlar yattrrd. Yal adam sar olmasna ramen gecelerin sessizliini gndzn grltsnden ayrt edebildii iin, ge saatlere kadar orada oturmaktan holanrd. Kahvenin iki garsonu adamn hafif akrkeyif olduunu ve aslmda iyi bir mteri olduu halde ok sarho olduunda para vermeden kp gittiini bildikleri iin onu gzetlemekteydiler. Biri dierine, "Geen hafta intihara kalkt," dedi. "Neden?" "Umutsuzlua dm." "Neden ama?" "Nedeni yok." "Nedeni olmadn nereden biliyorsun?" "Paras ok da ondan." Kapnn yanndaki bir masann bana oturmular, rzgrn hafife sallad aacn yapraklarnn glgesinde oturan yal adamnki dnda bo masalarn doldurduu teras seyrediyorlard. Sokaktan bir kzla bir asker geti. Sokak lambasnn bir an askerin yakasndaki pirin numarann stnde parlad. Kz acele admlarla askerin yannda yryordu. Ba akt. "Devriyelere yakalanacak." "stediini elde ettikten sonra varsm yakalansn, ne fark eder ki?" "Akl varsa hemen bir yere girer. Devriyeler geceli be dakika oldu. Mutlaka enselenir yoksa." Glgede oturan yal adam kadehiyle tabaa vurdu. Garsonlar185

184

ERKEKLERN HKYELER

AYDINLIK VE TEMZ BR YER

dan genci adamn yanna seirtti. "Buyrun?" Yal adam garsona bakt. "Bir brendi daha." "Sarho olacaksnz," dedi garson. Yal adam garsona bakt. Garson ekildi. Arkadana, "Btn gece oturacak galiba," dedi. "Benim de uykum geldi dorusu. Saat ten nce yataa girmek ksmet olmuyor. Keke geen hafta ldrseydi kendini." Garson ierden brendi iesiyle yeni bir kadeh alp yal adamn yanma gitti, kadehi doldurdu. "Geen hafta ldrecektin kendini," dedi sar adama. Yal adam parma ile iaret ederek, "Biraz daha," dedi. Garson barda taana kadar doldurdu. "Teekkr ederim," dedi yal adam. Garson ieyi ieri gtrd. Sonra arkadann yanma dnp oturdu. "Kafay bulmu," dedi. "Her gece sarho zaten." "Kendini neden ldrmek istediini biliyor musun?" "Nereden bileyim?" "Nasl yapm?" "Kendini asm." "pi kim kesmi?" "Yeeni." "Neden kesmi?" "Ruhunun selameti iin." "Ka paras var adamn?" "ok." "Sekseninde falan olmal." "yle sanrm." "Artk evine gitse. Saat ten nce yataa girdiim olmuyor. Bu saatte de yatlr m yani?" "Holand iin byle ge saatlere kadar oturuyor." "Yalnz da ondan. Ben yalnz deilim ama. Yatakta beni bekleyen bir karm var." "Onun da zamannda bir kars vard." "Kadn artk onun iine yaramaz." "Belli olmaz. Kars olsayd daha iyi olurdu." 186

"Yeeni bakyor adama." "Biliyorum. pi onun kestiim syledin ya." "Bu kadar yalanmak istemezdim. Berbat bir ey yallk." "Her zaman deil. Bu temiz bir adam. Bak, ierken ikisini dkmyor. Hem de sarho olduu halde. Bak." "Bakmak istemiyorum. Evine gitse artk. alan insanlar u kadarck dnd yok." Yal adam ban kaldrp meydana bakt, sonra garsonlara dnd. Bardan gstererek, "Bir brendi daha," dedi. Acelesi olan garson, adamm yanna gitti. Aklsz insanlarn sarholara ya da yabanclara kar sergiledikleri bir tavrla, "Bitti," dedi. "Bu akam tamam. imdi kapatacaz." "Bir tane daha," dedi yal adam. "Olmaz. Bitti." Garson elindeki bezle masann kenarn silerek bam sallad. Yal adam kalkt, nndeki tabaklar sayd, cebinden mein bir czdan kard, itiklerinin parasn dedi. Yanm peseta da bahi brakt. Garson, adamn sokakta yrmesine bakt. Sendeleyerek ama dimdik yryen ok yal bir adam. Acelesi olmayan garson, "Neden biraz daha oturmasna engel oldun?" diye sordu. Kepenkleri indiriyorlard. "Saat daha iki buuk bile deil." "Gidip yatmak istiyorum." "Bir saat ne fark eder ki?" "Benim iin ok nemli." "Bir saat sadece bir saattir." "Sen de yalymsn gibi konuuyorsun. Bir ie alp evinde isin." "Ama bu ayn ey deil ki." Kars olan garson, "Doru, ayn ey deil," dedi. Adamn hakkn yemek istemiyordu. Yalnzca acelesi vard kendisinin. "Ya sen? Her zamanki saatinden nce evine gitmeye korkmuyor musun?" "Bana hakaret mi ediyorsun?" 187

ERKEKLERN HKAYELER

AYDINLIK VE TEMZ BR YER

"Ne mnasebet, sadece aka ettim." Acelesi olan garson, "Hayr," dedi. "Gvenim var." Yalca garson, "Gensin, gveniyorsun ve bir de iin var," dedi. "Her eyin var senin." "Ya senin neyin eksik ki?" "ten baka her eyim." "Bende olan her ey var sende de." "Hayr. Benim hi gvenim olmamt. Gen de deilim artk." Yal garson, "Ben de o ge saatlere kadar kahvede oturmak isteyenlerden biriyim," dedi. "O, yatmak istemeyenlerden biri. Geceleyin a ihtiyac olanlardan biri." "Ben eve gidip yatmak istiyorum." "kimiz farkl insanlarz," dedi yal garson. Giyinmiti. "Gzel eyler olsa da bu yalnzca bir genlik ve gven sorunu deil. Her akam kepenkleri istemeye istemeye indiriyorum. Belki bir ihtiyac olan kar gelir diye dnyorum." "Sabaha kadar ak olan barlar var ya!" "Anlamyorsun. Buras temiz ve ho bir yer. yi aydnlatlm bir yer. I ok gzel, sonra yapraklarn glgesi de var." "yi geceler," dedi gen garson. "yi geceler." Yal garson sndrp kendi kendine konumaya devam etti. Ik ok nemli, ama meknn da temiz ve ho olmas gerek. Mzie gerek yok. Mzik kesinlikle olmamal. nsan bir bar tezgh nnde btn kiiliiyle ayakta duramaz. Oysa bu saatlerde yalnzca oralar ak. Neden korkuyordu? Aslnda bu korku deildi. ok iyi bildii bir hilikti bu. nsan da bir hiti. Gereken yalnzca buydu: k, biraz da temizlik ve dzen. Bazlan bunun iinde yaarlar ve bunu hissetmezlerdi. Ama kendisi her eyin nada y pues nada y pues nada y pues olduunu biliyordu. Hilikle olan hiimiz, senin adn hi olsun, hiin hi yaplacak hi krallnda. Bugn gnlk hiimizi ver ve bize hilerimizi bala, bizim bize kar hi ileyenlerin hilerini baladmz gibi. Bizi hilie terk etme, fakat bizi hiten kurtar. Hibir ey olmayan hibir ey, adn kutlu olsun. Yal garson parl parl bir buharl kahve makinesi grd bir barn nnde glmseyerek durdu. Barmen, "Ne istemitiniz?" diye sordu.
188

"Nada. Hi." Barmen, "Otro loco mas," diyerek srtn dnd. "Bir kak daha." Garson, "Bir fincan kahve," dedi. Barmen kahveyi verdi. Garson, "Ik ok parlak ve gzel, ama barn st parlatl mam," dedi. Barmen adamn yzne bakt ama yant vermedi. Konumak iin ok geti. "Bir fincan daha ister misiniz?" diye sordu. "Teekkr ederim, istemem," diyen garson dar kt. Barlardan nefret ederdi. Temiz ve iyi aydnlatlm bir kahve bambaka bir ey di. Artk daha fazla dnmeden evine, odasna gidecekti. Yatana yatacak ve ancak gn rken dalabilecekti. Kendi kendine, belki de uykusuzluk hastaldr, dedi. Herhalde bunu eken ok insan vardr.

E V R E N :

M E H M E T

H A R M A N C I

189

You might also like