You are on page 1of 128

Bismillahirrahmanirrahim erh-i Mesnev Tahir-l Mevlev TEBRK VE TEEKKR Prof. Dr.

Ali Nihat TARLAN Konyal mnevver bir gen, merhum Tahir Olgunun Mesnev tercme ve erhini taba baladklarn bana mjdeledii zaman ne kadar sevindim. Bugnn genlii artk bu muazzam eseri okuyabilecek, zerinde dnme imknn elde edecekti. Bu, hakikaten mbarek bir teebbst. Senelerden beri Konyada Mevlna iin tertip edilen ihtifaller, en payidar ve en olgun semeresini imdi veriyordu. Kanaatimce ark, Mevlnay kfi derecede tanmamtr. Ve bunda mazurdur. nk Mevlna, beerin gr hudutlarn aan bir irtifadr. Yalnz, itiraf etmeli ki garp Mevlnay hakikaten anlamaya alyor. Ve buna ihtiya hissediyor. Ve ona yaklaanlar, hidayete eriyor. Hidayete eriyor, diyorum. Bu hidayet, ya hem ekil ve hem ruh veya sadece ruh bakmndan olur. Yalnz eklen ve ismen Mslman, eer onun ruhunu kendine sindirmemise, hakiki Mslmanla ok uzaktr. nsan, belki kendisini aldatr, fakat Allah ve Resuln aldatmak kabil midir? Mevlnada hakiki Mslmanlk, belagatin en yksek derecesi ile ifade edilmitir. Ve bu Mslmanlk, eklin deil manann Mslmanldr. Basar basireti ak olanlar, sadece yaratln bal bana bir mucize olduunu ayan beyan grrler. O cepheden kr olanlar, bu nizam iindeki insicam ile ikinci bir mucize olan yaratl iinde o nizam alt-st eden mucizeler arayacak derecede idraksizdirler. te hilkat bir Mevlna yaratmtr ki, nizam kinata halel gelmeden zuhur eden bu mucize karsnda, o krler ve idraksizler dahi imana gelmelidirler. Arzn ve dalarn yklenemedii byk irfan emanetini, parmann ucunda oynatan bahtiyarlardan biri de ite bu Mevlnadr. Onun azameti ve kudretini ve kudretinin azametini, irfann mahiyetini, onun nasl bir mcahede ve tefekkr ile elde edilebileceini bir para sezenler anlar. Mesnevye mahz- Kuran yani Kurann ii ve z derler. Eer byle bir tebihe cevaz verilirse, Kuran bir gl bahesi, Mesnev ise gl yadr. Gl yanda gln ekli, zarafeti, harikulade tenasp ve ahengi yoktur. Fakat onun ruhu vardr. Birincisi Tanr, ikincisi kul iidir. Gl, ekil ile ruhtur. Gl ya, yalnz bir ruhtur. Birka damla glyanda bir glistan mucizesini grebilecek gzler, onun zerine eilebilirler. Demek ki, bu gre doru bir hareket balamtr. Kr ve idraksiz madde medeniyeti, btn tahribatn yaptktan sonra, artk asil insan ruhlarnda iflasa doru gidiyor. Hayvan ehvet ve ihtiraslar hibir hudut tanmadan alabildiine koturan ve medeniyet kisvesine brnen vahet, beeriyeti uurumun kenarna getirmitir. nsandaki hayvan ehvet ve ihtiras, insan denen harikulade sanat eserinin bir piyedestalidir. Bu hayvan kudret, insan denen erefli mahluu mukadder menziline iletecek binek atdr. Bu canavar ve hudutsuz kudret, gemi azyla ald m, binicisinin akbeti hsran ve lmdr. Bu dizginlere hakim olan svari, bu hakimiyetini ancak bileindeki mana kudretine borludur. Demek ki Trk genlii, mensup bulunduu camiann bu hakiki insan idrak iinde yaamasn istiyor. Bu idrak, cemiyeti huzura kavuturan bir ahlak nizamdr. Ve bunun tek meyvesi, ileri medeniyettir. Din, her eyden evvel bir ahlak nizamdr. Btn uzviyetinin saadetine matuf olan bu ahlak hissinin uzv ve fan zevklerin ok stnde olduunu dnen ve bu hissin neticesinde kendini saran kaytlarn engin saadetini duyan insan, hakikaten hr insandr. Dinin metafizii tasavvuftur. Hakiki tasavvuf, bir taraftan idrakin btn ihtiyalarn karlar, dier taraftan cemiyet hayatna ideal bir nizam verir. Mesnev, bu yolun en stn eseridir. Trbesine klar kalesi ad verilen Mevlna, peygamber deildir, fakat kitab vardr. te aziz Konyal genler, byle bir insann, byle deerde bir eserini kardelerine sunuyorlar. Bu eser, bugnn genliinin anlayabilecei sade ve metin bir Trke ile yazlmtr. Tercme ve erh eden Tahir-l Mevlev (Tahir Olgun), kalemine stadane tasarruf eden ok deerli bir edebiyat hocas idi. mrn mensup olduu tarikatn pirine balam, ruhen Mesnevye ok nfuz etmi, salahiyetli

bir zatn, bir mr mahsul olan byk eserini ihya eden genlerin baardklar bu hizmet, btn bir yurda, btn bir Trklk lemine amil, mbarek bir hizmettir. Konyann aydn genliini btn kalbimle tebrik eder ve bir Trk sfat ile kendilerine sonsuz kranlarm arz etmeyi zevkli bir vazife bilirim. Aziz Tahir Olgun, Trk genliine hediye ettii parlak istikbalin nurlar iinde ebediyen yaasn. Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN

TASAVVUFUN MERHALELER VE MEVLNA Nureddin TOPU Mevlna Celaleddinin, biroklarnn meftun olduu sanatkr taraf, onun zahiridir. Ahenk ile kafiyenin, gzel sz ile gzyann muhteem terkibi olan sanat, kabuktaki parltdan ibarettir. Ancak halk kitlesi ekle dkn, airde de sanat taassubu hakim olduundan, vahdet deryasnn btnnden ayrlmaz damlas olan Hazreti Mevlnay byk air diye vmek adet olmutur. Gnei gzel bir amdan gibi, yldzlar birer inci tanesi halinde tasavvur etmekten holanan gzlerimiz, her byklkte bir sanat aryor. Sonsuzluu bile sanat lleri ile dnebiliyoruz. Tasavvufta sanat, olsa olsa derviin deneidir, biz onun derviliini bu denekle anlyoruz. Mevlnann, din tecrbeyi btn derinlii ile yapm bir mutasavvf olduunu dnmek, onu gerek ehresi ile tanmak olacaktr. Tasavvuf, esasnda bir ahlak temizlenme yoludur. Bu temizlenme ii, insan olan varlmzdan hareket ederek Allaha kadar gtren bir yolculuun sonucudur. Bu yolculuk, sonu olan varln daha yaarken sonsuzlua atlaydr; fenadan bekaya sraydr. Ruh dnyasnda tam manasyla bir atletizm denebilecek olan bu sray, geliigzel yaplan bir hamle ile olmuyor. Onun adab, erkn, usul vardr. Tasavvufun, bizi insan olan varlmzdan karp, Allaha yaklatran, bazlarnn tabiri ile Allahla birletiren hareketleri, safhadan gemek suretiyle yaplmaktadr. Birincisi hazrlk safhasdr. Bu, tasavvufun riyazet ve feragat devresidir. Allah yolcusu, bu hazrlanmada terk veya inkr basamaklarn atlayacaktr. Kendinde dnya yk diye ne varsa hepsini birer birer ve uurlu bir teslimiyetle terk edecektir. Terk hali, onun ruhunda nce bir istek, bir itiyak, bir irade halinde parlar. lk riyazetlerle ie balayan dervi, bu yolun bitiminde sonsuzluun temaas ile karlar. Manzara yok, ekil ve suret yok. Lakin derun bir ihtiam, manzara imi gibi etrafa yaylan bir mana, dnyamz karartda brakan isel bir aydnlk, btnn fertlerine ayrlmaz muhteem ve sarsc ifadesi, ruh atletini kendinden geirir. Onda inkr sevgisi balar, dnya ykn inkr sevgisi. Bu akn ilk hamlesi, servetten ve devletten geme evki ile kanatlanacaktr. Bu inkr zor olmaz. Bilakis dervite bir nevedir. Mal ile mevki hrslarn ve bu varlklarn ar ykn, kirlerden temizlenir gibi kendinden atar, uzaklatrr. Artk Allah yolculuuna kann geri dnmesi yoktur. Bu yolda ilerledike glk artar, evk de beraber oalr. Temaa edilen mana lemi, basamak basamak ilerledike; daha geniler, enginleir, sonsuzlar, sarho edici olur. Dervi olgunlatka, daha etin inkrlar, evvelkini takip eder. kinci basamakta evlattan ve irattan geme hali gerekleir. Evlattan geme bir gnl yaksdr, irattan geme ise akl yaks. Onlar yaralarna yaptrr eker, koparr. Bylelikle ifa bulur. Evlat, Allahndr. rat ise, btn kibirlerin hamal olan zavall akln herzeleri Btn lem, btn akl, btn hikmet, derviin barnda parlayan ak gneinde, atee den bir kar damlas gibi eriyecektir. evkindeki lezzet hibir eyde bulunmaz: Lezzet, hikmete deitirilmez. Tasavvuf, hikmet deildir; ilah hazdr. Onun yannda, felsefe ile beraber btn ilimler ve btn kaideler hakikatin posas hkmndedirler. ster tatl, ister ac, hepsi de deersizdir. Dervi bunlara itibar etmez. Mevlna; evini, ailesini bir zaman ihmal etmi. Bundan ne kar! Terk libasn o oktan giyinmi ve benimsemitir. Akn ummannda akln irad da lzumsuz bir klfet saylr. Sadece akn bir nevi tortusu, duman veya ondan fkran bir alev kalr ki, o da darya knca volkan atei gibi donup kalmaktadr: Bu iirdir, neydir, semadr, her eit ifadedir. Akn kendisi deildir. Belki de ona

yabanc bir unsurdur; zira donmu ve dnyev hviyet kazanmtr. Bu basamakta duran derviin gznde, evladn, amurun iine atlan altndan; ilmin de, sahte bir mankeni andran hretle devletten fark kalmamtr. Terk yolculuu burada da nihayetlenmez. lim denen kendindeki bulank ve tatsz suyu bir bataa boalttktan sonra, hayallerle, hatralardan syrlmaya balayacaktr. Dervi, kendi ruh dnyasn dolduran yzlerce hayali benliinde bulacaktr veya onlar kendinde eritip yok edecektir. Onlar unutarak, deerlerini inkr edecek, uurunda bu okluk resminin mtemadiyen raksetmesini bylece nleyecektir. Onda bizim dnyamza kar bir nevi yabanclk, hatrlama iradesini yok edici sanki yeniden bir dou hali peyda olacaktr. Bu isel dou, bir nevi istifardr; tvbe ile temizlenmedir. Daha sonra, duygulardan temizlenme kendini gsterir. Bu hal, bir nevi mahiyet deitirmedir. Dervi, din denemenin bu basamanda, bizim ok ve rengrenk duygularmza yabanclar. Dnyamz dolduran bunca duygu verici hadiselerin karsnda duygusuz kalr; adeta kaskat bir varlk kesilir. Bizim sevindiimize sevinmez; bizi yakan aclarla yanmaz olur. Onu bizim duygularmzn terennmcs zannederek airler arasna koymak gaflettir, anlayszlktr. Tasavvuf, sanat deildir. Hazreti Mevlnay ve Yunus Emreyi iirlerindeki ahenkte arayanlar, kabuu z zannedenlerdir. Nihayet iradeden syrlma, duygusuzluk blgesine varan dervii varlk kbusundan kurtarr; selamet denizine srkler. Burada benlik gayyaya gmlr, lmle dirim bir olur. Bedene ballk iradesi de kalmaz. stekler sahibine iade edilir. Bu zirveye trmanan dervi, zaferi kazanmtr. ile bitmi, kulun ii tamam olmutur. Terk mntkasnn bu zirvesinde umak iin, hidayetten baka bir ey olmayan, kanat beklenir. Terk blgesi sonuna kadar bylece aldktan sonra, tasavvufun ikinci safhas olan vecd, istirak balar. Bu safhada, varla ait btn vehim ve ilelerden, sylediimiz sra ile birer birer boalan ruha, hakikat dolacaktr. Boalmadka dolma yok. Dnyasndan boalmayan kaba ukba dolmuyor. Dnya heveslerinden ve varlk vehimlerinden tamamyla syrlan bu kap ve kalp, ancak bylelikle tam manas ile Allahn emrine girebilir. Tad safray btn btn atan varlk, dnyev muvazenelerden halas olarak bir ba dnmesine tutulur. Vecd, ruhta ba dnmesi halini andrr. Vecd denen bu ba dnmesi, ruhu mutlak lemine ykseltir; onunla birletirir. Bu birleme iki krenin arpmas gibi bir sarsnt ile balar. Uluhiyetle temasa geen ruh, tahamml g olan sonsuz bir zevkin kucanda sarho olur. Burada ebedlik ve sonsuzluk meknsz bir an iinde gerekleir. stirak denilen ar vecd hali, derviin miracdr. erisinde byk huzura doru ykseliin hissedildii bu hal, frtnaldr; kendinden tam geme halidir. Varln bsbtn ortadan kalkarak, sadece hazzn kald haldir. Onda Allaha temas hazz dile gelir. Temasn iddetli olduu anlar, dervie Enel-Hakk dedirtir. Bu ann sarholuunu btn hayatlarna yayarak vecd zevkini akln anahtar yapanlar, bu dsturu hakikat diye kabul ettiler. Damla, denizden kendisini nasl ayrsn? Ancak din deneme, vecd ile de bitmiyor. Vecd, kendi kendinin gayesi deildir. O sadece gayeye gtren geittir. Onun gayesi, huzura ulatrmaktr. Tasavvufun nc ve son merhalesi, huzur safhasdr. Vecd ve istirak kemal haline geldi mi; dervi huzur denizine ykseliyor, varl, mutlak huzur kaplyor. Vecd iinde balayan frtnann feryatlaryla terennmleri, huzurda tam skna kavuur. Zira huzur, iddetli frtnay takip eden ruhtaki tam ve mutlak skndur. Huzurda frtna durur, ak devam eder. Ancak damarlara siner. Feryat iken hayat olur. Gerein temaas ile yaanmas birleir. Ruh btn eyaya ve varlklara dalr; hepsi ile birden birleir. Engel olan okluk ortadan kalkar. Murat olan vuslat hasl olur. Vecdden huzura gemekle, ak ihzar eden vecdin yok olduu zannedilmesin. Baz anlarda yaanan vecd, huzur halinde derviin varlnda eriyerek hayatnn btn anlarna ve varlnn btn zerrelerine yaylmtr. Feryat ve sarholuk yerine, varln dilinden anlayan ve varlkla hem-bezm olan bir ahenk meydana gelmitir. Huzur halinde vecd, derviin varlndan taarak, btn varlklar iba etmitir; sonra da her eyden ayn ahenkle tamaktadr. Huzur, doyulmayan bir sevdadr. Gze muhta olmadan grmedir; uzuvlardan mstani bir yaaytr. Huzur, Allah'n huzurudur. Ondaki varlklar ve manzaralar anlatmak, dardan imknszdr. O, isel keifler yapma halidir; byk dost ile sohbet halidir. Onda, varlna esir insann hi bilmedii ltuflar, lemler ve muradlar sakldr. Bu hale ulaan derviin iradesi ve dilekleri bizimkinden bsbtn baka olur. Onda bizimkinden baka mahiyette olan dilek ve hayat, bir ve ayn eydir. Gerekle temaas birbirinden ayrlmaz.

Devaml hasret olan vecd ile niha vuslat hali yaatan huzur, acaba birbirinin zdd haller midir? Grnte yle olmakla beraber, hakikatte vecd ile huzur, birbirine zt ve aykr davranlar deildir. Tasavvufun gayesi olan huzura, vecd yolu ile ulamak zarurdir. Ancak, huzura ulatktan sonra, dervite vecd yok olmuyor. Ayn huzur mertebesinin, hayatnn her annda bozulmadan, zayflamadan devam mmkn olmadna gre, dervi huzura ykselmek iin her defasnda vecdin kanatlarn amaya muhta oluyor. Vecd, onu tekrar huzura ykseltiyor. Huzur zamanla geveyince, yine vecdin kuvvetiyle havalanmak zorundadr. u halde, vecd ile huzur mtemadiyen birbirlerini kovalyorlar. Ancak, bazlarnda vecdin iddetine nispetle huzur zayftr. Bazlarnda ise vecdin iddetinden ziyade, huzurun enginliine ahit oluyoruz. Yunus Emre ile Mevlna gibi vecd istirakn en takn kahramanlar, bize en kuvvetli feryatlarn ulatrm olanlardr. Bunlarda dile gelen Allah sevgisi, iir halinde bize nfuz edecek yolu bulmutur. Mutasavvflarn vecd derecesini, terennmleri ile lerek az ok bilmekteyiz. Ancak, huzur mertebelerini bilmemize imkn yok. O mahrem mntkaya, yabanc nfuz edemedii gibi, iki dosttan bakas, onda olup bitenleri bilemez. Tasavvufu bir cevize benzetirler. Dtaki soyulup atlan ac kabuklar, hazrlk devresinin riyazetleri ile feragatleridir. teki kat kabuk vecdi dndrr. Asl meyve olan huzur, en ite barnan, cevizin kendisidir. Bu kabuklar krp attktan sonra meyveyi yiyebilenler, bahtiyarlardr. Mevlna Celaleddinin, biz, vecdinin feryatlarn dinledik. Dald huzur denizinin derinliklerini grmemize imkn yok. Denizin ta dibinden syrlp da suyun yzne ne vurdu ise onu gryoruz, Biz, Hazreti Mevlnann akn deil, sadece aknn dile gelen ifadesini elde ettik. Peltek dilimizle anlatmaya altmz btn bundan ibaret. Huzur denizine yalnz o dald, bize vecdinin frtnasndan kan sesler kald. Heyhat! Onu, Mevlna zannediyoruz. TAHiR-L MEVLEV, HAYATI VE ESERLERi Sadi Aytan Devrimizin byk airi, aziz stadmz merhum Tahir-l Mevlev, 20 Haziran 1951de hayata gzlerini yummutu. Tahir-l Mevlev, 1294 Ramazannn beinci ve 1177 Eyllnn 13. Perembe gn, stanbulda domutur. Pederi, Elhac Mustafa Saffet Bey de stanbulludur. Validesi, Emine Emsal hanmdr. Takasap'ta, Molla Gran mahallesinde kin Hekimba mer Efendi Mekteb-i ptidasinde, bilahare Glhane Asker Rtiyesinde ve daha sonra Mene Kitab- Askeriyede okumu, Bab- Ser Asker Piyade dairesine Haziran 1308de tayin edilmitir. Vazifesine devamla beraber, Fatih Camii ba imam Filibeli Mehmed Rasim Efendi ile Mesnevhan Mehmed Esad Dedenin derslerine devam etmi ve Esad Dede'den Mesnev icazetnamesi almtr. Byk validesinin pederi Hattat Tahir Efendinin Mevlev olmas ve mumaileyhann Yenikap Mevlevhanesi eyhi Osman Selahaddin Efendinin st hemiresi bulunmas, bilhassa Hazreti Mevlna'ya ve Mevlevlie kar bir cazibe duymas dolaysyla, eyh Selahaddin'in mahdumu eyh Mehmed Celaleddin Efendi'den sikke giymi ve Mevlevlie intisap etmitir. 1310/1312de (henz 18 yanda iken), hocas Esad Dede'nin delalet ve refakatiyle skenderiye, Kahire, Svey, Yanbu tarikiyle Medine-i Mnevvere, Ravza-i Mutahhara ve Hcre-i Muattara ziyaretiyle merref olmu; yine Yanbu, Cidde yoluyla Mekke-i Mkerreme'ye giderek, Ramazan- erifi orada karm, hacdan sonra, Svey - skenderiye tarikiyle dnmt. Evvelce kendi kendine sema ederken, Hicaz'dan avdetini mteakip Yenikap Mevlevhanesi semazen bas Karamanl Halil Dede'den sema mek etmi ve semazenler arasnda hret kazanmt. Fakat Mevlev muhipliini kfi grmeyerek, ile karmak ve hizmet etmek isteyen merhum, vazifesinden istifa edip aban 1313te Yenikap Mevlevhanesinde ilekelie balam ve Hicri 1316da mukannen, hizmeti hitama ermiti. Bu mnasebetle u tarihi sylemiti: Mutbahnda illeke bir caniken Kld sahib-hcre Mevlna beni! (1316) Bununla beraber: Ederken Mevlevnin illesin itmam bin bir gn Bizim bak ille-i ak ire bir miadmz yoktur... diyerek huzuru Mevlna'ya yz srmek arzusunu gsteriyordu. Nihayet eyhinden ald msade zerine yola kt. Evvela Eskiehire, sonra Karahisara ve Konyaya gitti. Uak, Manisa, zmir

tarikiyle avdet etti. Bu ziyaretten sonra, Tahir-l Mevlev, Yenikap Mevlevhanesindeki hcresine ekildi ise de, kendi tabiriyle Orada oturup vakf lokmasna gz dikmektense, ekmeini kazancndan yemek istedi. Bir ktphane amak ve urda-burda zamann tahrip ve imhasna maruz kalm Mevlev asarn bastrmak istedi. Evvelce tedarik ettii ve bilahare Hicaz'dan getirdii kitaplar, bir sahaf dkknna sermaye olabilecek kadar bulunduu iin, evvela Beyazt'ta, tramvay caddesinde bir dkkn tuttu ve kitaplarn oraya nakletti. Fakat Beyazt'ta sat olmamas yznden, kitaplarn Bab- li caddesindeki, imdiki Medreset-l Hattatinin karsndaki dkknlardan birine gtrd. Yine o tarihlerde, haftalk bir gazete karmak hevesine kapld. O zamanlar gazete ve mecmua imtiyaz almak pek mkl, hatta gayr-i mmkn olduundan, kitap Karabet'in Resimli Gazetesini kiralad ve ilk nshasn kard. Mecmuann kabna, evvelce neretmi olduu ve Mevlev muhiplerinden Vasf Efendi tarafndan toplanp, Hazreti Mevlna hakknda sitayikarane birok manzumeyi havi Mecmua-i Medayih-i Mevlnann ilanyla beraber, bir Mevlev sikkesi resmini bastrmt. Fakat bu ilan, o devirdeki jurnalciler iin Bu meyanda Malumat Gazetesi sahibi Baba Tahir ile Nazif Sruri isminde biri tarafndan frsat addedilerek, Resimli Gazetenin kapatlmasna dair irade alnm; sebep olarak, veliaht Mehmed Reat Efendi (V. Mehmed) Mevlev muhibbi olmas dolaysyla, veliaht namna propaganda yapld ileri srlmt. Ayrca Bab- linin muhafz polis komiseri, mehur MektepIi Ahmed Efendi, ktphanenin tarassuduna memur edilmiti. Zaptiye Nazr efik Paa tarafndan celp ve sorguya ekilen Tahir-1 Mevlev, thmeti mucip bir hareketi grlmediinden, serbest braklmt! Maruz kald bu tazyikler karsnda kitaplktan ekildi ve memuriyet hayatna atlmaya mecbur kald. 1319/1903te Orman-Maden ve Ziraat Nezareti muhasebesinde alan bir imtihanda muvaffak oldu ve 370 kuru maala Defter-i Kebir kalemine ktip tayin edildi. Derece derece terakki ederek, 1334/1918de Maden Mdriyyet-i Umumiyesi ruhsatnameli maden baktibi, Tevhid-i Mubayeat komisyonu tahrirat mmeyyiz-i evveli oldu. Bu komisyonun lavedilmesine kadar orada kald. Bilahare Ticaret ve Ziraat Nezareti ktisat heyeti ba kitabetine 1336/1920de tayin olundu. Uhdesine Kalem-i Mahsus baktiplii de ilave edilmi ise de, Kuvay-i Milliye taraftar olmasndan dolay azledildi. 1337/1921de li sat komisyonu baktibi, bilahare eski kalemi olan Maden Mdriyyet-i Umumiyesinin fermanl Maden Mmeyyizliine naklolundu. 1319/1903te muallimlie intisap etti. Evvela Burhan- Terakki ve sonra Rehnmay-i Fyuzat mekteplerinde Faris okuttu; ikincisinde slam Tarihi tedrisine balad. Tarih tedrisine balamas, o dersi okutan mektep mdrnn Amr bnil-As ismini Amiru diye okumas ve okutmas zerine olmutu. 1325/1909da Darafakada edebiyat ve Usul- Tahrir derslerine muallim tayin edildi. 15.8.1929da Maltepe Askeri Lisesi edebiyat muallimliine ve bu vazifede gsterdii liyakat dolaysyla bir sene sonra, Austos 1931de terfian Kuleli Askeri Lisesine naklolundu ve ya haddine tabi tutuluncaya kadar orada vazife grd. Son memuriyeti, Milli Eitim Bakanl Ktphaneler Mdrl Tasnif-i Ktb Komisyonu azal idi. lm hayatna gelince: Merhum, bizdeki erbab- kalemin ekserisi gibi Hday-i Nabit olarak yetimi ve malumatn zat mesaisiyle elde etmitir. Arab ve Farisyi iyi bilirdi, bilhassa Farisnin btn inceliklerine vakft. Franszcay da kendi kendine renmi, biroumuzun yapamayaca kuvvetle tercmeler yapmtr. Fransz edibi Tlmaque'n Fnon ismindeki mehur eserinin Mahfel mecmuasnda nerolunan ksmlar, bunu pek gzel ispat etmektedir. nceleri mtekelliffane yazard; fakat sonralar herkesin anlayabilmesi iin, ok sade yazmay iltizam etmitir. Makalelerini, imdiki tabir ile akc bir slup ile yazard. Bunlar, bugn dahi merakla, zevkle okunmaktadr, Yapt tercmeler ok gzeldir. Kedisinin dedii gibi: Tercme edilmi bir eserde, tercme kokusu bulunmamaldr. Gerek nazmnn, gerek nesrinin mmeyyiz vasf, samimiliktir. O, kanaati hilafna ne bir sz sylemi, ne de bir satr yazmtr. nandna sonuna kadar sadk kalmtr. Resul- Ekrem Efendimize, pek nadir kimseye nasip olan, sarslmaz bir iman ve sonsuz bir ak ile bal idi. O, hassas bir air idi. Duymadan tek bir msra sylememitir. Gayr-i matbu divannn mukaddemesinden, u gzel paray okuyalm: uara iin, fart- hassasiyet mahsul denir. Tehasssdeki ifratn hastalk olduu, o nevi mtehasssn hasta bulunduu sylenir. u kavle gre, en hisli airler, en ziyade merz insanlardr. Maalesef ben de o zavalllardan biriyim. nk hassasiyet denilen deva napzeyr bir illetin, ifa na

mid mbtelsym. Bu hasta, dhil ve haric birtakm alam ve esbabn tazyikiyle inler, hatta nalezenlii bazen de yllarca srer. itenleri acndrmakla beraber, usan verdii de olur. Hasta, verdii melali, pekl takdir eyledii halde, iniltilerini kesemez. Zira o, tellmat ile ztrabatnn hafiflediini tevehhm eder. Belki aks-i feryadn duymakla teselli bulur. Benim de, Divan namna tertip eylediim u mecmua, bu trl tavsiyeleri muhtevidir ki, her biri enfs ve afak muhtelif teessratn kalb ve ruh iveleridir. lerinde glmsemeyi andranlar varsa, o gibileri baz mesaib karsnda gayri ihtiyari salverilmi zehrin handeleridir, dedikten sonra: Medid ve mkerrer akislerini yalnz kalbimin duyaca o iniltiler, ben ldkten sonra da felek kubbesini nlatsnlar. htimal ki, birinin bir tahmini, insafl bir samiin merhameti hissini galeyana getirir de, sahibi hakknda Allah rahmet eylesin duasnda bulunur. Bir tarafa gitmi olanlarn, burada kalanlardan bekledikleri de ancak budur. Tahir-l Mevlev, divan edebiyatnn en son mmessillerinden biri idi. Bugn artk hemen hemen mntesibi kalmam olan, bu sahada geni bilgisinin muhassalasn Edebiyat Kamusu ismindeki ok kymetli bir eserinde toplamtr ki, bunun baslmas, memleket ilim ve irfan namna ne kadar ayan- arzudur demitir. Merhum ok ince ruhlu bir air olmakla beraber, esiz bir muallimdi. Takrirleri esnasnda gzel fkralar, ince nktelerle talebesine ders dinletir, en ar bahisleri bile hemen orada retirdi. Sleymaniye ve son zamanlarda Laleli Camiindeki Mesnev Derslerine devam edenler, ne kadar ak bir lisan, ne kadar gzel bir ifade ile tasavvufun en derin bahislerini izah ettiini grmlerdir. Meclisinde bulunanlar slam tarihine, tasavvufa ve edebiyat tarihine dair bilmedikleri birok eyi renir, vaktin nasl getiini anlayamazlard. Sohbetine doyum olmazd. Eserlerine gelince: Bunlar 60 mtecavizdir. BASILMI VE BASILMAMI KTAPLARI Baslmlar: 1 - Mirat- Hz. Mevlna 2 - Divane-i Tahir 3 - Nazm ve Ekli Nazm 4 - Edebiyat Lgati 5 - Teebbs-i ahs 6 - eyh Celaleddin Efendi Merhum 7 - Cengiz ve Hlagu Mezalimi 8 - eyh amilin Gazevat 9 - slam Medreseleri Talebelerine Tarih Hlasalar 10 - eyh Sadinin Bir Sergzeti 11 - muzgri Faris 12 - Destaviz Faris Hann 13 - Afgan Emiri Abdurrahman Han 14 - Hindin Mool Hkmdarlar 15 - Hind htilali 16 - kufe-i Baharistan 17 - Hazreti Peygamber ve Zaman 18 - Hind Masallar 19 Fuzuliye Dair 20 - Nevi ve Suriye Kasidesi 21 Bakiye Dair 22 Mslmanlkta badet Tarihi 23 - slam Askerine 24 - Manzum Bir Muhtra 25 - Mesnev'nin Eski ve Yeni Muterizleri 26 - Mesnev'nin En Son Muterizine 27 - XII - XVI. Asr airlerinin Divanlar Katalogu 28 - Aylk Mahfel Mecmuas

29 - Tarih-i slam Sahifelerinden Baslmamlar: 30 - Tefsir-i Hseyn Tercmesi (Na-tamam) 31 - Siyer-i Peygamberi (Bedir Gazasna kadar yazlmtr) 32 - Tarih-i Enbiya 33 - Asr- Saadette Mslmanln Medeniyete Hizmetleri 34 - air Giritli Ali ffet Merhum 35 - Kameri Aylara Dair Malumat 36 - Byklerimizden Baz Zevat 37 - Tercmelerim 38 - Manzum Bir Muhtrann Zeyli 39 - Matbuat lemindeki Hayatm 40 Nedimin Kk Kasidesi ve erhi 41 - Snbllzade Vehbinin Tanne Kasidesi ve erhi 42 - bni Kemalin Yavuz Mersiyesi ve erh 43 - Bursal Gazali 44 - ki Mektup ve Sruri ile Gubr 45 Bakinin Kanun Mersiyesi ve erhi 46 Bakinin Snbl Kasidesi ve erhi 47 - Yahya Bey'in ehzade Mustafa Mersiyesi ve erhi 48 - Nefnin Hotin Kasidesi ve erhi 49 erif Sabrinin Ebu Said Kasidesi ve erhi 50 Fuzulinin Badat Kasidesi ye erhi 51 Fuzulinin ikyetnamesi ve erhi 52 - Kudemay-i Mevlevye 53 - Veliyddin Olu Ahmet Paa Divannn Nesre evrilii 54 - Divan- Tahir-l Mevlev -kinci Divan55 - Divane-i Faris Tahir Bu eserlerden maada aylk Mahfel Mecmuas (168) numara, Beyanlhak, Srat- Mstakim, Sebilrread mecmualarnda ve en son olarak slamn Nurunda ve dier dergilerde din, tarih, edeb birok makale. Merhum; 75 senelik hayatnn elli yln tetkik ve tetebbuatda bulunmak bildiklerini usanmadan, bkmadan ve hibir maddi menfaat gzetmeden retmek ile geirerek, memleket ilim ve irfanna ok byk hizmetlerde bulunmutur. Bizde baz kymetli bilginler, didaktik yani talimi eserler neretmek istemedikleri ve bilgilerini kskandklar iin, baz sahalarda geri kalmamza sebep olmulardr. Hlbuki yukarda saydmz eserlerinde grlecei vehile, Tahir-l Mevlev, hibir vakit bildiklerini retmekten ekinmemi; bunu mill ve din bir vazife telakki etmitir. retmek, ilmin zektdr derdi. Her biri byk emek ve uzun bir sabr ile meydana gelen eserleri meyannda, bilhassa ikisi zerinde durmak istiyoruz. Ktphaneler Mdrlne bal Tasnif-i Ktp komisyonuna aza tayin edildiinden itibaren, stanbul ktphanelerinde bulunan Trke yazma divanlar tetkike balayan merhum, 20. asra kadar divan sahibi airlerin yazma divanlar katalogunu, vefatndan ksa bir zaman evvel ikmale muvaffak olmu ve bu katalogun 12/16. asra ait birinci cildi, 1947de Milli Eitim Bakanlnca neredilmitir. kinci cildin de matbaaya verildiini ve yaknda yaynlanacan memnuniyetle renmitik. Edebiyat tarihimizde aratrmalar yapacaklar iin ok byk deer ve ehemmiyeti haiz olacak bu eser, stadn ilim ve fazln ispata kfidir. Fakat bizce en olgun ve mhim eseri, Mesnev Dersleri nam altnda Mesnevye yazd erhtir. Tefsir, hadis, slam tarihi, tasavvuf sahalarnda btn mktesebatnn muhassalas olan bu erhin, Mesnev-i Manevyi bugnk nesle izah edecek bir bilgi hazinesidir. Merhumun hocas Mehmet Esad Efendi, yarm asra yakn Fatih Camiinde Mesnev okutmu, onun vefatndan sonra Karahisarl Ahmet Efendi oraya Mesnevhan olmutu. Onun vefatndan sonra bu ders Tahir-l Mevlevye verilmi, haftada bir gn 20 Austos 1339/1923ten 7 Aralk 1341/1925 tarihine kadar Mesnev takrir etmitir. Derste syleyeceklerini hatrlamak iin hazrlad notlarn tevsiye ederek Mesnevnin birinci cildinin drtte n tercme ve erh etmi, bilahare ehibba ve talebesinin ricas zerine birinci cildini tamamlamtr. Sleymaniye Camiinde,

Kubab avu namndaki bir zatn vakfetmi olduu Mesnevhanlk cihetinin 1948 ylnda stada tevcih edilmesi zerine 29 Mays 1948den itibaren bu camide, mteakiben Ragp Paa Ktphanesinde Tasnif-i Ktp komisyonundaki vazifesine yakn olmas dolasyla cumartesi gnleri Laleli Camiinde Mesnev takririne balam ve muntazaman derslerine devam ederek bir taraftan Trke yazma divan katalogunu hazrlamak, dier taraftan Mesnevnin tercme ve erhini tamamlamak iin, ya 70i mtecaviz olduu ve mide lserinden mustarip bulunduu halde geceligndzl almtr. Malumdur ki, Hazreti Mevlnann mbarek ve lmez eseri, smail Ankarav merhum tarafndan erh edilmi ise de, stadmzn dedii gibi, bu erh bugn anlalmayacak bir hale gelmi olan bir slup ile yazlmtr. Son senelerde nerolunan tercmeler ise okuyucular tatmin edici mahiyette deildir. te bu vaziyeti gz nnde bulunduran merhum, Mesnev Derslerini yazmak istemitir. Mesnevyi okuyup anlamak, ancak Mesnev Derslerinin mtalaas ile mmkn olacaktr. Tahir-l Mevlevnin vefat, memleket iin ok byk bir kayptr. Brakt boluun kolay kolay doldurulacan tahmin etmiyoruz. Belki gn getike deerinin bykl anlalacaktr. Tahir Hoca yalnz ilmen deil, ahlaken de yksekti. Merhum, daima fakirlerin, kimsesizlerin yardmna komu ve hibir zaman maddiyat iin almamtr. nk ehl-i dnya deildi, hakiki bir Mslman, asil ruhlu, uluvvicenab sahibi ve tam manasyla kmil bir insand. Rahmetllahi aleyhi rahmeten vsia. Fotoraf alt yazs Merhum stad Tahir-l Mevlev, pek sevdii kitaplar arasnda, Mevlev kyafeti ile.

Tu megu. mr bedan eh br nist, Ba keriman kar h dvr nst Cenab- Hakk, Kur'an- Keriminde Nahl suresinde, Habib-i Necibine hitaben: * Yani: (nsanlar) Rabbinin yoluna hikmetle, gzel tle davet et. Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz de Allah'n bu emrini kemal ile ve tamamyla ifa eylemitir. Mrikleri byle hikmet ve mevza ile imana davet eyledii gibi, mminlere de ayn surette nasihatlerde bulunurdu. Hatta haftada bir gn kadnlara mahsus olmak zere, bir vaaz tertip etmiti. Bu emr-i lah, Hazreti Peygambere farz- ayn idi. mmet-i Muhammed'in limleri ve arifleri de lisanla olsun, kalemle olsun, halk bu ekilde uyarmaktan geri durmadlar. nk Al-i mran suresindeki: * Ey Mslmanlar; Sizden bir cemaat olsun ki, halk hayra davet etsinler; hayrla ve iyilikle emredip ktlkten ve gnahtan nehyeylesinler ayet-i kerimesiyle, vaaz-u nasihat ve hayrl ilere davet, kendilerine farz- kifaye olmutur. Din limlerinin birer vazife olarak bizzat yerine getirdikleri bu emri; padiahlar, vezirler ve emirler yle dursun, halk tabakasndan biroklar da benimsemi ve vastal olarak bunu yerine getirmek iin camilere, mescitlere vaazlar tertip etmiler, Allah rzas iin vakflar tahsis eylemilerdir. Din byklerinden, hem de eriat ve tarikatn en byklerinden olan Hazreti Mevlna da, bu ilah emri yerine getirmek iin, Konya camilerinde vaazlar yapt gibi, eriat hkmlerini ve tarikat adabn halka retmek iin Mesnevyi nazmetmitir. Bu mbarek kitap, slam leminin her tarafnda byk bir hrmet kazanm ve Mslman mabetlerinde, yakn zamanlara kadar takrir oluna gelmi; Trke, Arapa, Acemce erhleri yazlm ve birok yabanc dillere tercme edilmitir. Hocam Mehmed Esad Dede, yarm asra yakn, Fatih Camiinde Mesnev okutmu, onun irtihalinden sonra, Karahisarl Ahmed Efendi merhum, oraya Mesnevhan olmutu. Onun vefatnda bu ii, abd-i acize teklif ettiler. Aczimi syledimse de dinlemediler. Adeta zorla gtrp, hocamn yerine

oturttular. Haftada bir gn ders yapmak zere, 20 Austos 1339dan 7. Kanun-u evvel 1341 tarihine kadar Fatih Camiinde, ikindi namazndan sonra, Mesnev takrir ettim. Sonra bu iten ekildim. Daha sonra, Sleymaniye Camiinde Kubad avu namnda bir zatn vakfetmi olduu Mesnevhanlk ciheti layk olmadm halde, cizane bendenize teklif ve tevcih olundu. Bakalarnn yzme vurmasndan evvel, kendimin itiraf eylediim acz ve noksanm size kar da ikrar ederim: Hususiyle Mesnev gibi pek derin bir kitab anlayp anlatabilmekte! Pekiyi takdir edersiniz ki sz, dinleyenin anlayna gre sylenir. Muhatap ne kadar anlayl olursa; konuan da o nispette yksek sz syler. Mesnev yle bir kitaptr ki, syleyen Mevlna; dinleyen ve yazan ise halifesi bulunan Hsameddin elebidir. ki arif arasnda geen o yksek konumann incelikleri, benim gafil idrakime tenezzl etmez de anlatamazsam, tabii grmeli ve beni mazur tutmalsnz. uras da, var ki, Hazreti Mevlna, Mesnevde bir bahis am ve: Cenab- Hakk, dinleyenlerin himmetleri kadar, vaizlerin lisanna hikmet telkin eder Dinleyenler ne kadar dikkatli dinlerlerse, vaizler de o kadar hikmetli sylerler szn erh eylemitir. HAZRET MEVLNA KMD? Hazreti Mevlna Celaleddin-i Rumi Kaddesallah srrahu, Hicr takvimin 604 Rebiulevvelinde; Horasan'n Belh ehrinde domu, 68 yanda ve 672 Cemziyelahirinde Konya'da irtihal eylemitir. Kendisine Rum denilmesi, o vakit Diyar- Rum tabir edilen, Anadolu'da yerlemi olmasndandr. Babas Sultan-l Ulema Muhammed Bahaeddin Veled, onun babas Hseyn-i Hatibi, onun babas Ahmed-l Hatibi, onun babas Mahmud, onun babas Mevld, onun babas Sabit, onun babas Mseyyeb, onun babas Mutahhar, onun babas Abdurrahman, onun babas da Hazreti Ebu Bekir radyallah anh'dir. u hesapa Hazreti Mevlna, Hazreti Ebubekir'in onbirinci torunudur. Sddk- Ekber neslinden gelen Mevlna'nn, anne cihetinden de seyyitlii vardr. nk ecdadndan Ahmed-l Hatibi; ems-l Eimme Abdullah-i Serahsnin kerimesi Firdevs Hatunu alm; cedd-i Mevlna Hseyn-l Hatibi, ondan domutur. ems-l Eimme ise Slale-i Nebeviyyeden idi. Keza ecdadndan Mutahhar, mehur brahim Edhemin; cedd-i Mevlna Hseyn-i Hatibi de; Harzem ah Alaeddinin kzn alm olduklar iin, o neseb-i kerime suri bir asalet de karmtr. Hazreti Mevlna be yanda iken, babasyla birlikte Belh'ten km, Hacca gittikten ve biraz seyahat ettikten sonra, bir mddet Erzincan'da oturmu, daha sonra Larende yani bugn Karaman denilen ehre gelmi, nihayet Konya hkmdar Alaeddin-i Seluknin Sultan-l Ulemay daveti zerine, Konya'da yerlemiti. Konya'da, Halep'te, am'da eyh-l-Ekber Muhyiddin-i Arab hazretleriyle grt. Pederinden sonra, pederinin halifesi Seyyid Burhaneddin-i Muhakkk- Tirmizden sluk grd ve Hazreti Seyyid'den hilafet ald. Konya'da ders okutur, halka-i tedrisinde yzlerce talebe bulunur, asrndaki limlerin en stn tannr ve Mevlna-y Rum diye anlrd. Daha sonra ems-i Tebriz hazretleri ile grt. ems namna birok gazeller ve manzumeler syleyerek o mm arifin namn ebediletirdi. yle rahendeki ol ema-i nur, ems-i Tebriz ona pervane olur! eitli eserlerinin en mehuru Kitab- Mesnevdir. Yirmibe binden fazla beyti ihtiva eden bu eser-i celil, Hsameddin elebinin talebiyle meydana geldii iin, bir ismi de Hsaminamedir. Nitekim altnc cildin banda: Senin gibi bir allamenin cazibesiyle dnyada bir Hsaminame dolamaya balad demitir. Hsameddin elebi, Hazreti Pirin halifesidir. Mevlnann irtihalinden sonra, onun makam- iradna oturmutur. Mesnevnin tanziminden evvel, Mevlev mntesipleri eyh Attarn Mantk-ut Tayr ile nazm- kmiline tercih eylerdi. Hsameddin elebi, o iki kitap tarznda bir eser tertibini Hazreti Mevlnaya rica etti. O da: Bana da yle bir fikir ilham olmutu, diyerek sarnn arasndan kard bir kd elebiye uzatt. Bu ktta, Mesnevnin ba tarafndaki onsekiz beyit yazl idi. Sonra Mevlna tarafndan sylenilmek ve elebi tarafndan yazlmak zere tanzim ve tahire devam edildi. Birinci cilt 660 tarihinde hitam buldu. O srada Hsameddin elebinin cezbe halinde bulunduu iin yazmaa devam edemedi. ki sene sonra, yani 662 senesinde, ikinci cilde balanld. Altnc cildin sonralarna kadar sylenilip yazld. Fakat o ciltteki ehzadean hikyesi tamam olmadan, Hazreti Mevlna

sustu. nk mrnn sona erdii kendisine malum olmutu. Byk olu Sultan Veled, Mesnevye bir hatime yazd ve hadiseyi anlatt. Altnc cildin bandaki: Pke mi remet ey manev, Ksm- sdis der tamam- Mesnev... beytinden de anlalaca zere Mesnev kitab, alt cilt yahut alt defterden ibarettir. Sonra yedinci cilt diye bir kitap meydana km, arih-i Mesnev eyh smail Ankarav tarafndan da erh edilmitir. Ankarav merhum; ya mecburen yahut hsn- tevil gayretiyle erh ettii bu uydurma Mesnevyi, 1035 tarihinde sahaflardan aldn ve 814 tarihinde istinsah edildiini syler. Fakat eserin nazm malum deildir. fadesine nazaran, tasavvuf dman bir mutaassp olduu anlalr. O kadar ki, Muhyiddin-i Arab gibi ekbir-i mmetin en byklerinden olan bir zat iin: eyh-i ekber nst eyh-i ekferest Byk eyh deil, en byk bir kfirdir... demek kstahlnda bulunmu; zavall, ne maksatla yazmsa, eseriyle namn ibka edememitir. Tarik-i dnya papazlar hakknda nazil olan; * * Yani: Kendileri muhakkak iyi yapyorlar sanarak, dnya hayatnda sayleri boa gitmi olanlar size haber vereyim mi? ayeti, o nazm hakknda da okunabilir. MESNEVDE TAHKYE USUL Okumu olanlarn malumudur ki, Mesnevde birtakm hikyeler vardr. Fakat onlarn dercedilmesi, masal sylemi olmak iin deil, o ksalardan hisse alnmak dncesiyledir. nk yksek bahisler ve derin hikmetler, byle misallerle bir dereceye kadar anlalabilir. Mesnevye, kurttilki masal diyen beyinsizlerin terbiyesizlii, maksadn ulviyetini kavrayamam olmalarndandr. Mesnevde lafzdan ziyade, manaya ehemmiyet verilmi; bir iir kitab yazmak deil, okuyanlara hakikati anlatmak gayesi hedef ittihaz edilmitir. Bundan dolay avam tabakas, iindeki hikyeleri dinler ve holanr. Havastan olanlar, ifade eyledii hakikatten hisse ve feyiz alr. Onun iin, cahiller mstesna olmak zere, her snf arasnda okunur ve dinlenir. Hazreti Mevlna, bazen bir hikye nakline balar; fakat onu hemen tamamlamaz. Mnasebet dolaysyla baka frkalara, onlardan yine bilmnasebe baz hakikat ve bilginlerin nakline geer; sonra dnp evvelki kssay bitirir. Bazen de iddial bir hikye syler. ki taraf mbahasede bulundurur ve taraflara fikirlerini o kadar kuvvetli delillerle mdafaa ettirir ki, hangi tarafn sz okunsa ve dinlense, insan o taraf hakl demeye mecbur kalr. Onun iin, bir taraf dinleyip de hkm vermee kalkmamal, bizzat nazm- lisinin verecei hkm beklemelidir. u da hatrda bulunsun ki, Mesnevde baz hezlmiz (alayc- ak) fkralar vardr. Bunlar, yalnz zahiri grenler nazarnda nezih grlmese bile, basiret sahipleri nezdinde hal ve makama mnasip olduklar iin, fasih ve beli saylrlar. Hazreti Pir: Beyt-i men byt nst iklimest, Hezl-i men hzl nst talimest. Benim her beytim, beyit deil, bir mana iklimidir. Hezlim de hezl deil, talim iin sylenilmi szlerdir beytiyle, bundaki hikmeti beyan eder. uras da unutulmamaldr ki, Mesnev ekseriyeti itibaryla Hsameddin elebinin anlayna gre sylenilmitir. Nitekim: u sylediklerim, senin anlayna gredir. Doru ve yksek bir muhatap bulamadm iin lyorum buyrulmutur. Acaba Hazreti Mevlna, Hsameddin elebiden daha kavrayl bir muhatap bulsayd, neler syleyecekti? Bazen da Hazreti Pir, kendi makamndan sylemi mazhar olduu ilhamlarn beyanna yol vermitir. Kendini, sylediklerini deil; Hsameddin elebiye hitaplarn bile laykyla anlamak, bizim gibi aciz ve gafil olanlarn kar deildir. Hepsi anlalmasa bile, hepsi terk edilmez diye, Arapa bir sz vardr. Biz de Mesnevnin mbarek beyitlerini dikkatle okuyup anladmz kadarndan istifade etmeliyiz. Daha fazlasnn anlalmasn ltf-u ilahden temenni eylemeliyiz. Ata-y Rabbande cimrilik yoktur. Sdk-u ihlas ile istenilen eyleri esirgemez. Ekrem-l Ekremin olduu iin, kerem- inayetiyle ihsan eder. unu da belirtmeden geemeyeceim ki, baz cahiller ve yar aydnlar: Mevlnann felsefesi deyip duruyorlar. Bilmiyorlar ki Mevlna, filozof deil, sofidir.

10

Mesnevde felsefeden deil tasavvufun hakikatlerinden bahsedilir. Felsefenin mehaz akl, tasavvufun memba nakildir. Akllar farkl olduu iin, felsefede knlikten Reyblie kadar tam bir muhalefet vardr. Tasavvufta ise istidat fark dolaysyla teferruatta basit farklar grlse bile, esas meselelerde btn tasavvuf ehli mttehiddir. MESNEVNN DBACES Haza kitab-l Mesnev u Mesnev kitabdr. Haza kelimesindeki (h), harf-i tembihtir; (za) ise, ism-i iarettir. sm-i iaretler iin bir marnileyh lazmdr. u adam dediimiz vakit adam kelimesi unun marnileyhi olur. nk onu gsterir. Acaba burada marnileyh hangi kelimedir? phesiz ki, Kitab- Mesnevdir. nk dibace, birinci hitamndan sonra yazlmtr. O halde, u defter, birinci cildi hitam bulunan Mesnev kitabdr, demek olur. Mesnev: Her beyti ayrca kafiyeli olan manzume, demektir ki, nazm ekillerinin tertip ve tanzim itibaryla en kolaydr. Mesnev, bu ekilde vcuda gelmi yirmibe bin kadar beyitli bir manzumedir. Nazm ekliyle hret almtr. Vaka, Hazreti Mevlna, Hsameddin elebiye hitap ettii: Senin gibi bir allamenin cazibesiyle dnyada bir Hsaminame dolamaya balad mealindeki beytinde, Mesnev iin Hsaminame tabirini kullanm ise de, o tabir, reva bulmamtr. kisi her yerde, biri Konyada olmak zere Hazreti Pire ihtisas peyda etmi kelime vardr ki Mevlna, Mesnev, Trbe lafzlardr. Malumdur ki Mevlna, efendimiz mealinde tazim ifade eden bir kelimedir ve limlere mahsustur. Mevlna Celaleddin ve Mevlna Cami gibi. Mesnev tarif edildi. Trbe lafz ise, kabir ve mezar demektir. Hal byle iken Mevlna ve Mesnev denilince her yerde Celaleddin-i Rumnin kendisiyle kitab- celili hatra gelir. Trbe denilince Konyada merkad-i Mevlna anlalr. Mesnev sarihleri, Mesnev kitabnn ismindeki lgat manasndan latif bir nkte karmlardr. Malumdur ki Mesnev; lugatta iki katl, katmerli gibi manalar ifade eder. Bundan dolay Fatiha suresine de yedi ayetli olmas ve iki defa nzul etmi bulunmas dolaysyla Seb-ul Mesn denilmitir. Fatiha-i erifeye Suret-l Mesan de tabir olunur. nk namazlarda tekrar tekrar okunur. Mesnev erifin beyitlerinde de ift eylerden ve birbirine zt hallerden bahsedildiine iaret vardr. Mahsusattan makulata varncaya kadar btn mahlukatn ift ve mtekabil olduu da: * * * Yani: Yerin bitirmekte olduu eylerden, (insanlarn) kendilerinden ve daha bilemeyecekleri nice eylerden btn iftleri yaratan Allahn an ne kadar ycedir, mnezzehtir ayet-i kerimesinde beyan buyrulmutur. Ve hve usl usliddini fi kefi esraril vusli velyekni Yani: Mesnev, vsul ve yakin srlarnn kef ve izahnda, dinin asllarnn asllarndan bahseder. defa tekrarlanan Usuln mahiyetine dair arihler tarafndan birok tevcihler yaplmtr ki hlasas udur: Dinin usul ve esas eriattr, nk ona dayanr. eriatn esas da tarikattr, nk nasihatten ve bilmekten garaz: tatbiktir. limden maksat: amel olduu gibi, eriattan matlup olan da tarikattr. Zira eriat renmek; tarikat ise yapmaktr. Mesela namaz klarken, bana bir ey giymenin snnet olduunu bilmek, eriattr; ba kapal namaz klmak ise tarikattr. Resulullah Efendimiz, ihramda bulunduklar zamandan baka vakitlerde, ba ak namaz klmamtr. Tarikatn esas maksad ise hakikattir. Zira tarikattan gaye hakikate ermektir. Mesnev ise, bu esasn nden de bahsetmektedir. Kef, Seyyid erifin Tarifattaki beyanna gre: Gaflet perdesinin almas, gizli manalarn ve hakikat nurlarnn grlerek ve tadlarak anlalmasdr.

11

Esrar, herkesin kavrayamayaca gizli manalardr. Vusl, hicrann, yani ayrln zttdr. Trke de buna, Ermek denir. Erenler de ondandr ki Hakka vasl olanlar demektir. Vusl: lmin hakikat mertebesine erimesi, * Yani: Biz insana ah damarndan daha yaknz nktesine tam idrak husule gelmesidir. u ayet-i kerimenin bildirmesi ile Cenab- Hakkn bize, bizden pek ok yakn olduunu biliyor ve inanyoruz. Fakat bu ilim ve iman, hakikat mertebesini bulamamtr. Onu ne vakit zevken, yani tadarak ve huden yani grerek anlarsak, vusln ne demek olduunu da o zaman anlarz. Hallac- Mansur (k.s.) demi ki: Allaha vasl olmak iin, iki adm atmal, ncde vusl tahakkuk eder. Birinci adm dnyadan, ikinci adm ahiretten kaldrmal, nc admda Allaha varlr. Sylenmesi ne kadar kolay; fakat yaplmas ne kadar g bir tavsiye deil mi? Dnya ve ahiretten adm kaldrmak: Gerek dnyev, gerek uhrev btn geici arzulardan vazgemek, olanca emelini Allaha hasreylemektir. Yakin bir eye kar insann ek ve pheden kurtulmas, anlaynn tam bir itminan bulmasdr. Yakin iin lmel yakin, Aynel yakin, ve Hakkel yakin diye derece itibar edilmitir. eyh-ul Ekber (k.s.), bir adamn Kbeyi iitmek suretiyle bilmesini ilmel yakine, Mekkeye gidip Kbeyi grmesini aynel yakine, Kbenin halka metaf (tavaf yeri) ve Beytullah diye Hakka muzaf olmasndaki hikmeti, ilham- ilah ile renmesini, Hakkel yakine misal olmak zere gsteriyor. Vehve fkhullahil ekberu ve erullahil ezheru ve burhaneullahil ezheru. Yani: Mesnev; Allahn fkh- ekberi, Allahn er-i ezheri, Allahn burhan- ezheridir. Fkh: Lgatte ilim demektir. Istlahta, ilm-i frua alem olmutur. Fakat bu tahsis sonradandr. Evvelce fkh lafzyla din ilmini kastederler ve din limi olana Fakih derlerdi. Nitekim: * (Bununla beraber) mminlerin hepsinin (topyekn) savaa kmalar, layk deildir. O halde, ilerinden her snfn birer ksm dinde fakih olmay (dinin ince bilgilerini) renmeleri iin (Peygamberin yannda kalmalar) din ve eriat ilimlerini iyice renmeleri ve kavimleri (savatan) dnp kendilerine geldikleri zaman onlar Allah azabyla korkutmalar iin- (gitmeyip kalmaldrlar). Olur ki, (bu suretle mminler aykr hareketlerden) kanrlar. Bu ayet-i celiledeki Liyetefekkah, Liyeteallemu ile tefsir edilmitir. Bu emr-i ilahnin nzul sebebi udur: Hicretin 9. senesi iinde idi ki, Rumlarla Hristiyan Araplarn Medineye doru yrmek istedikleri iitilmiti. Onlar gelmeden nce, stlerine gidilmek lazm geldi. Hava scakt, etraf kurakt. Bu yzden de ktlk vard. yle dar bir zamanda, Hazreti Peygamber s.a.v. Efendimizin himmeti ve ashabn yardm ile 30.000 kiilik bir ordu hazrland. Bizzat Resul-i Ekremin kumandasnda olarak Suriyedeki Tebk mevkiine kadar gidildi. Orada gnlerce oturulup beklenildii halde, dman grnmedii iin geri dnld. Hazrlanmas glkle olduu iin Cey-l Usre denilen bu ordudan ashabn bazlar geri kalmt, onlar tevbih eden baz ayetler nazil oldu. Allahn itab dolaysyla, ehl-i imann hepsi de, bir daha harp olacak olursa geri kalmamaya karar verdiler. O mnasebetle, bu ayet nazil oldu: Btn mminlerin muharebeye gitmesine lzum yoktur. Onlarn her frkasndan bir taifenin kmas, dierlerinin kalp din ilmini renmesi ve harpten dnen kavimlerine Allahn emirlerini bildirmesi, onlarn da Allaha isyan etmekten saknmas daha iyidir buyruldu. tiraz kabul etmeyecek bir hakikattir ki, bir kitabn erefi ve bykl, bahsettii ilmin; o ilmin erefi de, malumun byklne gredir. Mesnevnin mevzusu ise, ilm-i hakikat olduu iin, vasfnda nazm- ekmeli tarafndan fkhullah-il ekber tabiri kullanlmtr. erullah-il ezher: Allahn ak ve parlak yolu manasndadr. nk eriatn tatbik ciheti demek olan tarikattan bahseder. Burhanullah-ul ezher: Allahn apak delili ve hcceti mealindedir. Zira Mesnevde gsterilen

12

deliller, inkr kabul etmez ve itiraz gtrmez birer hccettirler. Onlar okuyup da doru ve gerek olduklarn teslim etmemek imkn yoktur. Fakat insaf elden brakmamak inada kalkmamak artyla! Mesel nurihi kemikatin fh misbh, yriku irkan envera minel isbahi Yani: Mesnevnin nuru, iinde kandil yanan bir hcre gibidir. yle parlaklk verir ki, o sabahlarn aydnlndan daha nurlu ve daha nurlandrcdr. Erbabnn malumudur ki fikir, ya hakikat yahut mecaz ve kinaye olarak ifade edilir, usul- tebliin en ziyade ve herkes tarafndan kullanlan tebih ile istiaredir. Tebih: Bir eyi, bir eye benzetmek suretiyle onu, muhatabn gz nne getirmektir. Bu hal, maksad kolayca anlatr. Konuan uzun uzadya tarif etmekten kurtarr. Mesela, bir zatn salahndan, takvasndan bahsetmek iin sz sylemektense, Melek gibi bir adam diyerek o adam melee benzetmek; kendisinin melek gibi masum ve gnahsz bulunduunu, muhataba kolaylkla anlatr. Akl, duygu derecesine; maneviyat maddiyat mertebesine indirir. Manay anlamayanlara, aa yukar bir eyler ifham eder. Onun iin Hazreti Mevlna, Mesnevnin manev nuraniyetini, iinde yanm bir kandil veya ampul bulunan mikatn madd parlaklna benzetiyor. Mikat, duvara hususi olarak yaplm ve ierisi cilalanm bir kavuktur. Cilal bir hcre iindeki ktan, o hcre, ne kadar aydnlk grnrse; Mesnev de, metnindeki nurlu fikirler, nurlandrc hakikatler dolaysyla o derece parlaktr; hatta ona da, sabahlarn gz kamatran na da faiktir, diyor. u tebih ile de, hem manadaki parlakl, maddi bir aydnlk ile temsil ederek gz nne getiriyor; hem de: * Yani: Nur suresi 35e, Allah gklerin ve yerin nurudur ayetine iaret ediyor. te burada da bir tebih vardr. Nur, nasl karanl giderir ve mevcudat meydana karp gsterirse; Allah da mahluklar yokluk karanlndan varlk sahasna getirmi ve gstermi bir Haliktr, demek oluyor. kinci fkradaki irak, parlatmak ve aydnlatmak manalarndadr, (yeriku-irakan) cmlesiyle aydnlatmann okluu beyan ediliyor. Mesnevnin okunmas yahut dinlenmesi, okuyup dinleyenlerin gzlerini parlatr. lham merkndan fkrp gelen ualar, istidatl kalpleri, sabahlarn nurundan fazla nuran ve ruhan bir hale getirir, deniliyor. Hlasa Mesnev: Sabahlardan daha nurlu ve daha nurlandrcdr. nk sabah, gecenin karanln aydnlatr. Mesnev ise, okuyann ve dinleyenin kalbindeki sknt ve karanlklar giderip aydnlatr. Vehve cinnl cinni, zl uyuni ve esni Yani: Mesnevnin ksm ksm bahisleri yahut ayr ayr ciltleri, kalb ve ruh birtakm cennetlerdir. Cennette nasl nehirler ve aalar varsa, bunlarn da rmaklar, dallar ve budaklar vardr. Cinan: Cennetin cemidir. Cenan ise, kalp manasndadr. kisinin yan yana gelmesinden bir cinas- hatt teekkl etmitir. Yazllar bir, fakat stn, esre, tre farkyla okunular ayr kelimelerin, birlikte zikrine cinas- hatt denilir. Zl Uyun-i vel-esan: Irmakl ve dall-budakl mealindedir ki, cinann vasflardr. Cinann cemi olarak gsterilmesinde, Mesnevnin mteaddit bahislerine ve ciltlerinin alt olduuna iaret vardr. Nebiyy-i Ekrem s.a.v. Efendimiz: Cennet bahelerinden istifade ediniz, buyurdu. u dnyamzda cennet baheleri nedir? sualine de: lim meclisleridir cevabn verdi. Demek ki faydal olmak artyla her ilim meclisi, manev bir cennet, onlardaki ilm bahisler de cennet nimetleri oluyor. O halde Mesnev, faydal telkin ve talimleri ile o manev cennetlerin en ykseklerindendir. yle zannediyorum ki, ilim renilen mektepler, talim yaplan klalar, insanlara faydal eylerin yaplp satld dkknlar ve fabrikalar, hatta saban tutulmasna ve toprak srlmesine

13

altrlan tarlalar, u hadis-i erife nazaran o manev cennetler cmlesindendir. Fakat dans evleri ve bale mektepleri onlardan mdr, deil midir? Erbab takdir etsin... Bir ey, mutlak zikredilince, kemaline masruf olur. Mesela, adam denilince, azas tamam bir insan akla gelir. Gz kr, kula sar, eli olak, aya topal bir kaytlar dnlemez. Bunun gibi, ilim denilince de onun dnya ve ahiret iin faydal olan bilgi olduu anlalr. Hrszlk, yankesicilik de birer bilgidir ama faydal deil, bilakis zararldr. Peygamber Efendimiz: Cennet aalarndan bir aaca rast geldiinizde, glgesinde oturun, meyvelerinden de yiyin, buyurdu. Biz dnyada iken u hal, nasl mmkn olur? suali zerine: Bir lime rast gelince, cennet aalarndan birine tesadf etmi olursunuz diye izahat verdi. te Hazreti Mevlna da, o cennet aalarnn en ok glgeli ve meyveli olanlarndandr; Sultan-l Ulema olu Hnkr- Urafadr. Kendisi cennet aac, eserleri cennet meyveleridir. Binaenaleyh onlardan istifade edip feyizlenmeliyiz. Yalnz biz, arta riayet gstermeliyiz ki, o da talebimizde sadk olmaktr. Sdk-u talebi yle tasavvur edelim: Bir yaz gn krda, bayrda dolamz. Gmleimiz terden srtmza, dilimiz hararetten damamza yapm. Gneten beynimiz kaynyor, derken yol kenarnda ulu ve meyveli bir aa gryoruz. Etrafa dal budak salvermi, yapraklar genie bir sahay glgelendirmi, o glgeliin stnde latif imenler bitmi ve orasn llerdeki vahalar haline getirmi. Aacn sahibi yok. Gelen geen meyvesinden yesin diye, bir hayr sahibi tarafndan dikilmi. Yorgunluk ve susuzluk dolaysyla ona doru koarz. Hararetimizi teskin iin meyvelerden koparp yeriz, imenlerinde oturup dinleniriz. u hareketlerimizde hi de isteksizlik gstermeyiz; hatta riya ve gsteri de yapmayz. Bir dnya aacndan istifade hususunda nasl byle samimi isek, cennet aalar olan din alimlerine ve cennet meyvesi bulunan eserlerine kar da ylece sdk-u samimiyetle talip olmalyz ki, kendilerinden ve eserlerinden istifade edebilelim. Minh aynn tsemm inde ebni hzessebili sesebilen ve inde eshbil mekmati ve kermati hayrun mekmen ve ahsen mekl. Yani: Mesnevde bir feyiz emesi vardr ki, tevhit yolunun yolcular tarafndan Selsebil diye adlandrlr. Mesnev, makam ve keramet sahiplerince makamlarn en hayrls ve istirahat edilebilecek yerlerin en gzelidir. Birinci fkra: * Cennette selsebil denilen bir pnar vardr mealindeki ayet-i kerimeden iktibas edilmitir. Bu fkra ile demek isteniliyor ki, ahiret cennetinde selsebil denilen bir memba olduu gibi, manev cennet olan Mesnevde erbab- sluk arasnda da selsebil tabir edilen bir feyiz emesi vardr. Ebna-i sebil: Yolcular demektir. Ebna-i hazes-sebil: Yani, bu yolun yolcular terkibindeki yolcularn, Mevlevlik ile Mevlevler olduu baz arihler tarafndan sylenilmise de, Mesnevden yalnz Mevlevler deil, btn tarikat ricali ve hatta btn insanlk feyiz almaktadr. Mesela Dede mer Ruen, eyh brahim Glen, eyh smail Hakk Celvet, eyh Abdurrahman- Talaban-i Kadir gibi arifler, Mesnevden feyz alan tarikat byklerindendir. Hele Mevlna Cami-i Nakibend: Mesnev-i Mevlev-i manev Hest Kuran der zebn- pehlev. Yani: Hazreti Mevlnann Mesnev-i Manevsi, Pehlev, Yani Faris lisannda Kuran mealidir diyerek Mesnev ile nazm- ekmeline hrmet ve hayret gstermitir. Hlasa, fkradaki Ebna-i hazessebil -tercme edildii gibi- btn tarik-i tevhid salikleri ve belki de btn insanlardr. kinci fkrada: * O gn ehl-i cennet olanlarn karargahlar hayrl ve istirahat yerleri ok gzeldir ayet-i kerimesinden iktibas olunmutur.

14

Bu fkra ile ima ediliyor ki; dnyada eceli ile lp, ahirette dirilenlerin ve kendilerine cennet mjdesi verilenlerin, kyamette ve cennetteki yerleri ok hayrl ve ok gzel olduu gibi, kendi gayreti ile mevhum varln burada feda eyleyen ve: Fena bahrimde gark oldum, ebed lmem diri oldum! gibi szler syleyen makam ve keramet sahipleri iin de Mesnev, makamn hayrls ve ahsen-i mekildir. Mekil: Kaylule yaplacak, yani leden sonra yatlp istirahat yaplacak yer demektir. Arabistanda bir adet vardr. Herkes, sabah namaz vaktinde kalkar. Namaz kldktan sonra iine balar, leye kadar megul olur. Ondan sonra evine ekilir, gnn en scak vaktini serin bir yerde istirahatla geirir. kindi vakti yine iiyle, gcyle itigal eder. te bu istirahata Kaylule, onun yapld yere Mekil denir. Makamat: Seyr- sluktaki dereceler manasndadr. arih-i Mesnev eyh smail-i Ankaravnin Minhac-l Fukara ismindeki mhim eserinde, bunlardan yz tanesi tarif edilmitir. Keramat: Harikulade haller demektir. Hemen ayn manada olan Mucize ile keramet arasndaki fark: mucizenin peygamberlerden, kerametin velilerden zuhur etmesidir. akkulkamer Ayn ikiye ayrlmas bir mucizedir. nk peygamberlerin en by olan Resulullah Efendimizden zuhur etmitir. Hazreti merin Medine minberinde hutbe irat ederken, slam ordusunun Krdistanda muhasara edilmek tehlikesinde bulunduunu grmesi ve Ya Sariye el cebel yani, Ey Sariye! Daa k diye seslenmesi, sesini de o Mslman kumandana duyurmas, bir keramettir. nk bir veliyy-i kmilden sudur etmitir. Erbab- makamat: Temkin derecesine vasl olanlar; Eshab- keramat: Henz telvinden kurtulamayanlar, terakki ve tennden hali kalmayanlar, yani birincilerin derecesine vasl olamayanlardr. Bunlara Ehl-i hal de denilir. Hazreti Mevlna: Sofiler arasnda ehl-i hal olanlar oktur. Fakat ehl-i makam olanlar nadirdir der. Tarikat byklerinden bazlar, keramet izharnn pek de ho grmemi, hatta bazlar byle kerametler gstermeye: Hayz- rical ve Melabe-i etfal yani, Erkeklerin adet grmesi ve ocuk oyunu demitir. El ebraru minh yeklune ve yerbun, vel ahraru minh yefrahune ve yetribun. Yani: Ebrardan olanlar, Mesnevnin manev nimetlerinden yerler ve ierler. Ahrardan bulunanlar da onun verdii neve ile ferahlanp oynarlar. Ebrar: Berrin cemidir. Onlar karncay bile incitmeyenler ve er ileri yapmayanlardr diye tarif olunmulardr. Nitekim Cenab- Hakk, bu durumdaki kullarn, Kuran- Hakiminde u ayetlerle mjdelemitir: * Yani: Fakat Rablerinden korkanlar (yle mi ya?) Altlarndan rmaklar akar cennetlerkendileri iinde ebed kalmak, Rableri katndan verilecek nice ziyafetlere de konmak zere- hep onlarn, Allahn nezdinde olan (nimetler) iyiler iin daha hayrldr. Mesnev sanki gkten gelmi ilah bir sofradr ve ebrar- mmet, onun manev nimetleriyle doyarlar. Ahrar ise, nefs-i emmaresini ayakaltna alm, onun heva ve hevesinden yakasn kurtarm, dnya kaytlarndan ve beeriyet esaretinden halas olmu zevat- azadedir. Hersekli Arif Hikmet merhumun: Yare kul olmakla buldum, devlet- hrriyeti. htiyarmla esaret geldi kendimden bana! diye bir beyti vardr ki, her trl esaretten kurtulmu ve yalnz hakkn kulu olmakla hrriyet devletini bulmu Ahrar- mmet lisanndandr. Hafz iraz: Hner ve marifetten uzak bir ahsn stndeki atlas elbiseye, tarikat mcerretleri, yani hr olanlar, bir para vermez beytiyle bu gibi erbab- hrriyeti anlatmak ister. Mesnev-i erifin:

15

Oul! Ban kr ve hrriyetini bul. Ne vakte kadar gm ve altn kaydyla balanp kalacaksn? diye talimat ve: Kalbi nurlu bir stad- kmilin bendesi olman, padiahlarn ba tac olacak kadar ykselmenden daha iyidir gibi telkinat, istina-merep olanlara hrriyetin zevkini ve azadeliin evkini getirir. Vehve ke Nili Msra erbn lissbirine ve hsratn ala li Firavne vel kfirn. Yani: Mesnev, Msrdaki Nil nehri gibidir. Sabr ve mcahede erbabna ab- hayattr. Firavun ve etba gibi kfr ve dalalet ashabna da ayn-i hasrettir. Bu fkralar Sure-i Araftaki: * * * * Yani: Bunun zerine biz de, ayr ayr mucizeler olmak zere balarna tufan, ekirge, haarat, kurbaalar ve kan gnderdik. (Byle iken) yine (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar yle gnahkarlar gruhu idiler. zerlerine o azab knce: Ya Musa, dediler, bizim iin Rabbine- sana olan ahdi hrmetine- dua et. Eer bu azab bizden ayrp, syrrsan, ant olsun, sana katiyen iman edeceiz. Vakta ki biz, kendilerinin eriecekleri bir mddete kadar, onlardan azab giderdik, bir de ne bakarsn: Onlar, yeminlerini bozuyorlar bile. Artk biz de bunca ayetlerimizi yalanladklar, onlar umursamadklar iin, kendilerinden intikam almak istedik de hepsini denizde boduk ayetleri ile hikye buyrulan kssaya iarettir. Malumdur ki Hazreti Yusuf Aleyhisselamn davetiyle Kenan ilinden Msra gelen Yakup (a.s.) ile evlad ahfad, balangta orada muazzez ve mkerrem tutulmulard. O vakit Msr hkmetindeki Firavunlar-Hiksoslardan, onlar ise Amalika Araplarndan idi. Sonra yerli Firavunlardan olup 18. slaleyi tekil eden Amozis yahut Firramotozis Hiksoslar cenuptan imale doru srd. Halefi Totmozis ise onlar bsbtn karp, Msr tamamyla idaresine ald. Araplk ve branilik akrabal dolaysyla Hiksoslar, Beni sraile hrmet ediyorlard. nk Araplar, smail; braniler, shak Peygamber neslinden idiler. Msrl Firavunlar ise onlara esir muamelesi yapmaya ve onlar angarya ilerde kullanmaya baladlar. Hatta oalmalarndan ekindikleri iin, erkek ocuklarn kestiler. Nihayet Hazreti Musa, peygamber oldu. Kelimullah Hazretleri, iki vazife ile mkellefti. Biri, Msr halkn imana getirmek, dieri Beni sraili Arz- Mevuda, yani Filistin cihetine gtrmek, orada bir idare tekil etmekti. Hazreti Musa bunlar Firavuna syledi. Firavun imana gelmedii gibi, bedava amele demek olan Beni sraili de karmak istemedi. Baz kitaplarda bu Firavunun ad Velid bin Reyyan diye gsterilmitir. Fakat doru deildir. nk Velid, Arap addr. Hazreti Yusuf zamanndaki Firavun, Araplardan idi. Lakin Musa (a.s.) devrindeki Firavun, Arap deildi, tabiatyla ad da Velid olamazd. Hazreti Mevlna: Bi-renklik, renk esiri olunca Musa, Musa ile kavgaya balad beytinde, Musann Firavunu olan ahsn adnn da Musa olduunu sylyor. te bu Firavun, Hazreti Musann tekliflerini reddedince, Kelimullahn duas ve mucizesi eseri olarak Msrllar birtakm belalara uradlar. Bu belalara Tevratta Mesaib-i aere deniliyor ki, eitleri unlardr: 1-Nil sularnn kan renginde grnmesi, 2.3.4- Her tarafa bit, kurbaa ve haarat mesi, 5- Hayvanlarn vebaya uramas, 6- nsanlarn banlara tutulmas, 7- Dolu yap ekinlerin mahvolmas, 8- ekirge yamas, 9- Sis basmas, ortaln gn kararmas, 10- nsanlardan ve hayvanlardan ilk doan ocuun lmesi. Kuran- Kerimde, bu musibetlerin hepsi zikredilmemitir. nk Kuran, tarih kitab deildir. Tarih baz vakalardan bahsetmesi, onlarn insanlara ibret olmas iindir.

16

Nihayet Firavun, Beni srailin Msrdan kmasna izin verdi. Musevler, Milattan 1641 yl evvel, Nisann 12. gecesi yola ktlar. Hatta o gece, aceleden mayasz ekmek yediler. Yahudilerin imdiki hamursuz bayram, Msrdan klarnn hatra-i krandr. Firavun, verdii izne piman oldu. Beni sraili geri evirmek iin, ordusuyla beraber onlar takibe kt. Svey krfezinin Msr sahilinde onlara yetiti. Hazreti Musa ile mmeti, mucize olarak denizi geti. Firavun ile ordusu boulup gitti. Bazlar, Beni srail, denizin cezir halinden istifade ederek karki sahile geti(!) diye bunun bir mucize olduuna inanmak istemezler. yle de olsa, hareketin cezir zamanna tesadf ettirilii, Firavun ile ordunun denizdeki yollara girince meddin balamas ve onlar bomas da yine bir mucizedir. Nilin kan renginde grnmesi; Kptlere, yani Msr halkna mahsus bir bela idi. Sbtler, yani Beni srail, su olarak iiyorlard. Hatta bir Kpt ile bir Sbtnin bir kaptan beraber imek istedii, Sbtnin taraf su, Kbtnin taraf kan grnd rivayet olunur. Hazreti Mevlna da: Manev hayat veren u szler, Nil suyu gibidir. lah onu Kbt siret olanlara kan gibi gster diyerek Mesnevyi bu itibarla Nil nehrine benzetiyor. Onun erbab- ihlasa ab- hayat geleceini, dinsizlerin ve mnkirlerin ise nefretini ve istifadesizliini mucip olacan haber veriyor. Hakikaten byledir. Kuran- Kerim iin Esatir-l Evvelin yani Eski masallar hezeyann edenler olduu gibi, Mesnev iin de kurt-tilki masallar diyenler vardr. Cenab- Hakk, Kelam- Kadimi hakknda: * Yani: Allah onunla birounu artr, yine onunla birounu yola getirir buyuruyor. Kuran dolaysyla insanlardan ounun delalete deceini, ounun da hidayet bulacan bildiriyor. Kuran yle olduu gibi, Mesnev de yledir. Nitekim sahib-i arifi de: Kuran gibi bizim Mesnev de bazlarn hidayete, bazlarn dalalete sevk eder diyor. Ve innehu ifassuduri, ve cilal ahzni, ve kefl Kurani Yani: Mesnev, kalplerdeki marazlarn ifas, dnyann varna-youna ehemmiyet vermekten ileri gelen hznlerin cilas, Kuran- Kerimin de zahir ve batn apak manasdr. Bu fkralarn ikisiyle Sure-i Yunustaki: * * Yani: Ey insanlar; Rabbinizden size vaaz-u nasihat ve iinizdeki illetlere ifa, bir de mminlere hidayet ve rahmet olmak zere Kuran- Kerim gelmitir. Habibim; haber ver ki u geli, Allahn fazl-u rahmetiyledir. te bundan dolay ferahlasnlar. Kuran, bakalarnn toplad mal ve servetten hayrldr ayetlerine iaret olunmutur. Hak Sbhanehu ve Teala, Kitab- Mnzelinin ifa-i sudur, bais-i ferah ve srur olduunu ve bu ayetlerle beyan buyurmu, onun tefsir-i mebanisi ve keaf meanisi olan Mesnevnin de o hassaya mazhar olduunu nazm- ekmeli ifade eylemitir. Veseatl erzki, ve tetybl ahlaki Yani: Mesnev, rzklarn genilemesine, ahlakn da iyilemesine sebeptir. Fakr-u halinden ikyet eden bir sahabeye, taraf- Risaletten: Daima abdestli bulun, rzkn geniler buyrulmutur. Mesnev de okuyan ve dinleyenlerine, madd ve manev temizlie kavuup, kt huylardan saknmay hemen her sahifesinde tavsiye eylemektedir. Hatta ilk hikyesinin mevzusu: Nefsin tezkiye ve tasfiyesine dairdir. Binaenaleyh, tavsiyesiyle amel edenler iin rzk artrc ve ahlak iyiletiricidir. Bieyd seferatin, kiramim beraratin yemneune bi ell yemesshu illel mtahherun. Tenzlm mirrabbil lemin. Yani: Mesnev, kerim ve salih olan ktipler eliyle yazlmtr, temiz olanlardan bakasn Mesnevye temas eylemekten menederler. Mesnev, Rabbl-leminden ilham olunmu bir kitaptr. Bu fkralar ile Sure-i Abesedeki:

17

* * * * * * Yani: nk o (Kuran) bir ttr. Binaenaleyh dileyen onu beller. O, (Allah indinde) ok erefli, kadri yce, tertemiz sahifelerdedir. Kymetli, sevgili, takva sahibi ktiplerin elleriyle (yazlmtr). Sure-i Vakadaki: * * * * Yani: Muhakkak o, elbette ok erefli bir Kurandr ki syanet edilmi bir kitapta yazldr. Ona tam bir surette temizlenmi olanlardan bakas el sremez.(O) lemlerin Rabbinden indirilmedir ayetlerine iaret edilmitir. Sefere-i kiram yani: Kuran yazan ktipler, onu levh-i mahfuzdan istinsah eyleyen meleklerdir denilmi, vahiy ktiplii hizmetinde bulunana ashab- kiram olduu sylenilmitir. Bu takdirde, suhufu merfua ve mutahhara, zerlerine Kuran ayetleri yazlan ve tabii yksek yerlerde muhterem tutulan ulvi sayfalardr. Kitab- Meknun iin, mfessirlerden bazlar levh-i mahfuz demi, bazlar lyemesshudaki zamiri, levha irca ile levh-i mahfuza melike-i mutahharadan bakas temas edemez ve oradaki esrara muttali olamaz tefsirini yapm; bazlar da zamiri, Kurana irca ile Kelam- ilahye, yani Mushaf- erife pak ve abdestli olmayan dokunamaz manasn vermitir. Hseyin Vaiz, tefsirinde Bahr-l Hakaiktan naklen diyor ki: Buradaki mesden maksat: Kuran esrarnn inkiafdr. u halde, ayet-i celilenin manas Gayr ve gayrlk vehminden kurtulamayan, Hakk halk aynasnda, halk da mirat- Hakkta gremeyen kimse, Kurana temas edemez, yani ondaki ilah esrara muttali olamaz demektir. Mesnev de ilham yoluyla Canib-i Hakktan nazil olmutur. Hsameddin elebi ve imdiye kadar istinsah- Mesnev hizmetinde bulunan salih ktipler eliyle yazlm ve her yerde yksek ve muhterem tutulmutur. Taharet ve salah erbabndan maadasnn ona temas, yani mtalaasyla dinlenmesinden feyz- i marifet almas kabil deildir. nk yle na-pak olanlar Samir hilkat bir takm ahslardr ki, lmisas tehdidiyle Mesnevye yaklamadan uzaklatrlrlar. Samir: Beni srailden olup, altn buzay yapan ve Yahudileri ona taptran adam idi ki, Hazreti Musa tarafndan lanetlenmi ve kavim arasndan kovulmutu. Biri, yanna gelse ikisini de dehetli stma tutar ve titretirdi. Onun iin bir insan grecek olsa, lmisas yani, yaklama, dokunma, diye barrd. L yethil batl mim beyni yedeyhi vel min Halfih Vallah yersidhu ve yerkubhu vehve hayrun hfizan vehve erhmrrahimin. Birinci fkra: * * Yani: Kfirler, kendilerine gelen zikr-i ilahyi, (Kuran- Kerimi) inkr ettiler. Hlbuki o, hakikaten bir Kitab- Azizdir. Onun evvelinden de sonundan da batl zuhur etmez. O (Kitab- Kerim) hakim ve hamid olan Cenab- Hakk tarafndan gnderilmitir ayetlerinden iktibas edilmiti. nc fkra da aynen Kelam- ilahden muktebesdir. Hazreti Mevlna bu fkra ile diyor ki: Canib-i ilahden vahy-i mnzel olan Kuran- Kerim, nasl avn-i samedanide ise, onun evvelinden de, sonundan da batl zuhuruna imkn ve ihtimal yoksa Mesnev de yledir. lham- Rabban eseridir. Kendisinden sapklk zuhuruna imkn yoktur. Hatta iptali ve tahrifi de kabil deildir. Nitekim yedinci cilt namyla bir ilave yaplm ve lim bir Mevlev eyhine erh ettirilmise de umumun makbul olamam, Mesnevnin saffeti asliyesi bozulmamtr. Ve lehu el kaabn haru lekkabehllh Teala bih. Yani: u saylan eylerden baka, Mesnevnin bir takm lakaplar daha vardr ki, onlar da Allah tarafndan ihsan buyrulmutur. Lakap bir eyin asl ismine ilaveten verilen vasftr ki terif, tarif ve teshif diye derece itibar olunur. Lakab- terif: sme eref verir. Nazm- Mesnev gibi ki, Hazreti Mevlna Celaleddin-i Rum demektir. Lakab- tarif: smi anlatr. arih-i Mesnev smail Ankarav gibi. Lakab- teshif: smi, tahkir eder. Mehur, cinci hoca gibi

18

* Yani: Birbirinize hoa gitmeyecek ve gcendirecek lakaplar takmaynz nehyi, bu nc ksm iindir. Mesnevnin saylan ve saylmayan lakaplar, terifiyye kabilindendir. Saminame, Hsaminame ve Mahz-i Kuran gibi. Hazreti Mevlna bunu haber vermekle beraber, buyuruyor ki: Vektesarn ala hzel kalli velkall yedll alelkesiri vel crat tedll alel gadri ve hafnet tedll alel beyderil kebri. Yani: Biz, u birka lakab sylemekle sz ksa kestik. Az, oa; bir damla su, bir gle; iki avu dane, byk bir harmana delalet ettii gibi, saydmz Lakaplar ve hassalar da dierlerine iaret olabilir. Yekull abdzzafl muhtac il rahmetillahi Teala Muhammedbn Muhmmedibnl Huseynil Belhy tekabbelallh minh. Yani: Allah Tealann zayf bir kulu ve ilah rahmetin muhtac bulunan Muhammed bin Muhammed bin-il Hseyn-il-Belh- ki, Mesnevnin nazm hususundaki mesaisini Allah kabul etsinder ki Dergh- ilah yaknlarnn en ziyade arzu ettii ve nailiyeyetile iftihar eyledii mertebe-i ulya abdiyet = kulluk makamdr. Allahn en ziyade sevdii ismin Abdullah olduu bir hadis-i erifte beyan buyrulmutur. Sultan-l-Enbiya Efendimiz, seyyid-i kinat ve server-i mahlukat olduu halde, lisan- ilah, Hakk- Risalet-penahisinde abd tabirini kullanm. * Yani: Kulunu (Muhammed s.a.v) bir gece Mescid-i Haramdan (alp) Mescid-i Aksaya kadar gtren (zat-i ecelle ve l her trl nakiysalardan) mnezzehtir buyurmutur. Keza Ruhullah ve Kelimetullah derecelerine ykselmi olan Hazreti sa, daha beikte iken: * * Yani: (sa dile gelip) dedi ki: Ben hakikat Allahn kuluyum. O, bana kitap verdi. Beni peygamber yapt. Beni mbarek kld diyerek Allahn kulu olmakla iftihar etmiti. Hristiyanlar, Hazreti say Allahn olu, hatta Allah yaparlar; bunu yapmakla da Ben Allahn kuluyum demi olan Hz. say tekzip ederler de, ka yapaym derken gz karm olduklarnn farkna varmazlar. Byklerin huzurunda tekebbr deil, tekebbre az da olsa, delaleti olan tabirlerin bile kullanlmas, nezakete aykr saylr. Onun iin Ben diyecek yerde, Bendeniz, duacnz ve fakiriniz gibi szler sarf olunur. Vaktiyle saraya mensup olmak, imzann stne Bendegn- Hazreti ehriyariden tabirini kondurmak iftihara vesile olurdu. Kibriya-y lah ise tabii bizim bildiimiz byklerin azametine asla benzemez. Byksn lah, byksn byk, Byklk, yannda kalr pek kk! te o kibriya-y bi-tenahiyi daha iyi idrak eden bykler, ona kar tezelll ve ihtiya ile mftehir bulunur. Binaenaleyh kendilerinden abd-i zaif, hakir- fakir gibi evsaf ile bahsederler. Hazreti Mevlnann: Men bende dem, bende dem, bende dem, Men bende behaclet beser-efgende dem, Her bende eved d ki zad eved, Men d eznem ki tr bende dem, Yani: Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum, Ben abd-i zaif, kulluumu laykyla ifa edemediim iin utandm ve bam nme edim; her kle, azat edilince sevinir. lah; ben ise, sana kul olduum iin seviniyorum.

19

Rubaisi, bu makamda sylenilmi olan en stn szlerdendir. uras da bilinmelidir ki, sureta mtevaz, lakin manen pek yksek olan bu zevat- kiramn ibadetleri gibi, ubudiyetleri de mabud-i yegneye mnhasrdr. Onlar: una-buna, huluskarlk iin arz- hrmet etmezler. Belleri ekbire reverans yapmak iin deil, namaz esnasnda rk iin eilir. Elleri, zenginlerden sadaka almak iin deil, nimet sahibi olan Allaha dua etmek iin alr. Hakim-i Sena hazretleri, kendisini ziyarete gelip de bir kese altn brakmak isteyen Behramaha: Altn ahaliden toplayp da samaktansa, onu almamak daha iyi deil midir? mealinde bir beyit okuyup, kaseyi reddetmiti. Hazreti Mevlna da, sallanan hkmetiyle bbrlenmek isteyen Konyadaki Seluk hkmdarna: Ben tahttan inip tabuta binen ahlardan deilim, Benim manev saltanat fermanmn unvan (Halidne ebeden) ayetidir buyurmutu. Hlasa, evliyaullah hazeratnn iar: Allaha kar kendilerini fakir grmek, insanlara kar da minnet etmemektir. ctehedt fi tetvtil Manzumil Mesnevyyil mtemili alel arbi vennevdiri ve uraril meklti ve dreriddellti ve tarikatizzhdi ve hadkatil ubbdi kasiratil mebn kesiretil men Yani; Hazreti Nazm buyuruyor ki: Garib ve nevadiri amil, parlak makaleleri, kar dellileri havi, zahitlerin yolu, abidlerin sevin yeri olmak; bir de elfaz az, manas ok bulunmak zere Mesnevyi nazm iin uzun uzadya uratm. Zhhat zahitin, ubbad abidin cemidir. Devr-i ashabdan sonra ki zevata Tabin, daha sonrakilere Tebe-i tabin denir. Bunlarn arasndan zhd- taat ile temayz edenlere Zahit ve Abid tabir olunur. Bu snf arasna baz riyakrlarn da katlmasna mebni, hakik zahitler ve abidler Sofi unvann kabul ettiler. lk defa sof adn alan ve Remle kasabasnda ilk zaviyeyi aan Ebu Haims-Sufi kuddise sirruhudur. Zahit ile abidin tarifinde: Allahn farzlarn eda et, abid olursun. Allahn verdii ksmete nefsini raz kl, zahit olursun denilmitir. u halde, Hakkn farzlarn tamamyla ve kemaliyle ifa eyleyen abid, az-ok her ne ise, mukadder olan ksmete rza gsteren de zahittir. Zhdn esas: Gnay- kalb ve kanaattir. Onu haiz olmayanlar; zahit deil, fask- mahrumdur. Bykler: Bulmamak da ksmetten saylr demilerdir. Bulmaz, yemezdir ekser erbab- iffetin, Grdk zamanenin nice perhizkrn! Kibar- mmetten akik-i Belh (kuddise srruh) mehur brahim Edhem (kuddise srruh) tarafndan stadsn diye eli plmtr bir defa Badat halifesinin huzuruna karlm. Halife: akik-i zahit sen misin, diye sormu. O da: akik benim amma, zahit sensin, cevabn vermi. Halife: Bu kadar debdebe iinde, ben nasl zahit olurum, sualinde bulunmu; akik de: Cenab- Hakk, meta dnya iin Kalil demitir. Sen o kalile aza kanaat etmisin; zahit ise aza kanaat eyleyendir, deyince, Halife alamaya balam. akik-i Belh ile brahim Edhem, bir gn bulumu. akik: Ne yapyorsunuz? diye sormu, brahim Edhem: Bulursak kr, bulamazsak sabrediyoruz. demi. akik: Horasann kpekleri de byle yaparlard deyince, brahim Edhem: Siz ne yapyorsunuz? sualinde bulunmu. akikin: Bulursak datyoruz; bulamazsak krediyoruz demesi zerine, brahim Edhem: stadsn diyerek akikin elini pmtr. te Mesnev-i erif, riyakr abid ve zahitlerin deil, akik ve brahim Edhem gibi hakik zht erbabn seyrinden ve siyerinden bahsettii gibi, garip ve nadir fkralar, parlak ve airane tasvirleri, gayet vazh ve kavi, akl ve nakl delilleri havi bir eserdir. Hem de Bana az kelime ile ok mana ifade etmek hassas verildi buyuran Peygamber-i Ekberimizin veraset-i kmilesi eseri olarak, az kelime ile ok manay ifade etmitir. imdiye kadar okuyabildiimiz fkralardaki lafzlarn azlna kar, onlar cizane erh iin sylediim szlerin okluu, bu hususta en parlak bir burhandr. Listid-i seyyid ve sened ve mutemed ve meknerruhu min cesed ve zehirati yevm ve adi.

20

Yani: Ruhum mesabesinde olan, bugn de, yarn da manev zahirem bulunan seyyidim, senedim, mutemedim Hsameddin elebinin talebiyle Mesnevyi tanzim eyledim. elebi Hsameddin hazretleri, aadaki fkralarda beyan buyrulaca zere, aslen Krttr, yani Trk rkndandr. Konyann eraf ve ayanndan iken, yalnzl ihtiyar eylemi, Hazreti Mevlnaya intisap ederken on seneden fazla hizmet-i Mevlnada bulunmu, Mesnevyi yazmak vazifesi ile adnn ebediyen anlmasna muvaffak olmutur. Hazreti Pirin kendisine fevkalade tevecch ve muhabbeti vard. O tevecch sayesinde kmil ve mkemmel olarak yetien elebi, daha Hazreti Mevlnann hayatnda ve eyh Selahaddin Zerkub-i Konevnin vefatndan sonra, mntesibin-i Mevlevyyenin teslik terbiyesiyle megul olur, adeta Tarikat dedelik vazifesini grrd. Hazreti Mevlnann vefatndan sonra, Sultan Veledin sraryla makam- Pire gemi, 12 sene Mesnev okutmak ve halk irat etmekle megul olmutur. elebi Hazretlerinin nazar- Mevlna ile nasl yetitiini ve eyhinden nasl ve ne derece mstefit ve mstefiz olduunu, bizzat Hazreti Pirin gerek bu mukaddimede, gerek sras geldike Mesnev metninde grlecek iltifatndan anlamaldr. Vehveeyhu kudvetl arifn, ve immlhd velyekn, mgsl ver eminl kulubi vennh. Yani: Hsameddin elebi; ariflerin muktedas, hidayet ve yakin erbabnn rehberi, kalp ve akl sahiplerinin emini, acizlerin imdadna yetien bir eyh-i kmil ve mrid-i mkemmildir. Vedatullahi beyne halkatih ve saffetih f berraytehu ve vesayah linebiyyih ve habbyah nde safiyyih. Yani: Hsameddin elebi, mahlukat arasnda Allahn emaneti, insanlar iinde Allahn gzidesi bir zat-i ali olduu gibi; hrmetlerini Allahn Resul-i Ekreme tavsiye eyledii zevat- erifeden, kadr- ann esfiyay- mmetten gizledii mesturin-i ilahyyedendir. Vesayah linebiyyih: Yani Allahn peygamberine tavsiye eyledii zevat kudemay- ashabn fukara snfnda bulunanlar idi. Kureyin eraf- ayan, Resul-i Ekrem Efendimize: Eer meclisindeki fukara takmn defedecek olursan, biz de geliriz, konuuruz, belki de anlarz demiler ve Aleyhissalat Efendimiz tarafndan: Onu yapamam, cevabn almlard. yle ise, biz gelince onlar ekilsinler, teklifinde bulundular. Sallallah aleyhi ve sellem Hazretleri, Ayan- Kureyin imana gelmesi arzusuyla, muvafakat etmek istedi. Zat-i akdesi Risaletin bu arzusu, pek tabi bir eydi. nk kendisi Hadi isminin mazhar- tamm idi. Semay- hidayetin, parlak gnei bulunuyordu. Gne, nasl lem-i emsnin her noktasn aydnlatmak isterse, Afitab- Risalet Efendimiz de muzlim bir kalp, karanlk bir beyin kalmamasn, beeriyet idrakinin hakikat ziyas ile mnevver olmasn isterdi. Nitekim u hali, Kelam- lahde: * Yani: Andolsun, size kendinizden yle bir peygamber gelmitir ki, sizin skntya uramanz, ona ok ar ve g gelir. stnze ok dkndr. Mminleri cidden esirgeyicidir, balaycdr ayetiyle haber veriliyor. Hlbuki Resul-i Ekrem, Kurey zenginlerine cevap vermeden evvel: * Yani: Sabah, akam Rabblerine, srf onun cemalini dileyerek, dua edenleri (huzurundan) kovma * Yani: Sabah, akam Rablerine (srf) onun cemalini dileyerek dua edenlerle beraber candan sabr(u sebat) et. Gzlerini onlardan ayrma ayetleri nazil oldu. Sureta fakir, fakat manen her biri bir emir olan o zevat- kirama iltifat buyurmas Aleyhissalat Vesselam Efendimize emredildi. nk onlar, fakr- zaruretleri dolaysyla Kurey zenginlerinin menfuru olsalar da, sdk- niyetleri ve safvet-i kalbiyyeleri cihetiyle Allahn makbul idiler. Hsameddin elebi de o sahabe-i kiramn izinde yryen bir zat- erif olduu iin, Allahn peygamberine tavsiye etmi olduu zevat- aliyye cmlesindendir.

21

Ve Habayah inde safiyyihe gelince. Evliyaullahtan bir ksmnn vilayeti, vilayet-i hafiyyedir. Onlarn mahiyet-i manevyye ve kurbiyyet-i ilahyyesini Zat- Bariden baka kimse bilmez. Evliya tahte kub, l yarifhm ayr Yani: Velilerimizin bazlar, grnmeyen kubbelerimizin altnda gizlidir. Onlar benden baka kimse tanyamaz hadis-i kutsisinde bildirilen rical-i mesturinin derecesi, hatta Melek-i Mukarreb ve Nebiyy-i Mrselin malumu deildir. Hsameddin elebi de o mesturin-i ilahyeden biridir. Hazreti Mevlna, bir gazelinde: Mealen: Cemal-i manev ashabnn husus kadehle izaz eyledikleri halvet-i hassa, yabanc giremez. Ruh-l- Kuds, Yani Cebrail, o meclis-i nsn dnda kalr, Hzr ise ancak perdedar olabilir buyurmutur. Mevlna Cami kuddise srruhunun Nefehat-l ns tercmesinde, Lami elebi der ki: Hak sbhanehu ve Teala nbvvet burhann kyamete dek baki eylemi ve evliyay ol burhan izharna sebep klmtr. Ta peyveste ayat- Hak ve huccet-i sdk- Muhammed s.a.v. zahir ola ve onlar lemin valileri etmitir. Asmandan yamur, anlarn ekdam berekatnda nazil olur ve zeminden otlar anlarn safay- himmetleriyle biter ve kfirlere Mslmanlar anlarn takviyeleriyle nusret bulurlar. Ve onlar drt bin kimesnedir ki, mektumlardr ve birbirini anlamazlar ve suret-i hallerini bilmezler ve cemi-i ahvalde kendilerinden ve halayktan mestur olurlar. Nefehat-l ns tercmesinde, evliyaullahn envana ve derecelerine dair epeyce malumat vardr. Miftahu hazinil eri, emin knuzil feri, ebl fedali Hsml hakki veddini Hasen ibni Muhammed ibni Hasenil Marufi bi ibni Eh Trk. Yani: elebi; ar hazinelerinin anahtar, fer, yani yer definlerinin emini, zahir ve batn birok fazilet sahibi, hakkn ve dinin keskin klcdr. smi: Hasan bin Muhammed bin Hasandr. bn-i Eh Trk denilmekle tannmtr. u sfatlardan elebinin kutub olduu ve sema ve arzn manev idaresinin ona verilmi bulunduu anlalyor: Ebu yezidil vakti ve cineydzzemani, Sddk bnissddk Razyllh anh ve anhm. Yani: Hsameddin elebi; vaktin Bayezid-i Bestamsi, zamann Cneyd-i Badadsidir. Sddk olu Sddk olu Sddktr. Allah, kendisinden ve b v ecdadndan raz olsun. Bayezid-i Bestam Kuddise srruhu hazretleri, kibar- evliyaullahtandr. Horasann Bestam ehrinde domu, bir asr kadar yaam, 260 tarihinde irtihal etmitir. smi: Tayfur bin sa idi. Sofiye kitaplar menakb- liyesiyle doludur. Ezcmle u fkras mehurdur: Mritlerden biri: Krknzden bir para ltfetseniz de teberrken stmde tasam demi. Hazreti Bayezid de: Olum; sen al da adam ol. Yoksa Bayezidin krkn stnde tamak deil, derisini yzp ierisine girsen bile fayda olmaz cevabn vermitir. eyh-l Ekber Muhyiddin-i Arab kuddise srruhu, Fthatnda buyuruyor ki: Makam- Muhammed fyuzatndan Bayezide, bir ine ucu kadar verilmiti. Tahamml edemedi: Sbhani ma azame an demeye balad. Bana ise bir ara, Yani kl kadar feyz-i Muhammed ihsan olundu. eyhin u ifadesinden, feyz-i Muhammeddeki sonsuzluu ve Zat-i akdes-i Risaletteki bykl dnmeli! Hazreti Cneyde gelince: Badatta yetimi bir arif-i ekmeldir. mam- afii ve Sfyan- Sevrden ders okumu, days Hazreti Sakatden sluk grmtr. Meslek-i tasavvufu, muntazam ve mazbut bir hale getirmi; birok urefay-i mmet kendisinden feyz almtr, Turuku aliyyeden ekserisinin silsilesi kendisine varr. Safiyye arasnda Seyyid-t taife unvanyla yd olunur. Rivayete gre, 207 tarihinde domu, 298te irtihal eylemitir. Bayezid-i Bestam ile muasr idi. Hazreti Sakat ile birlikte metfun bulunduu trbe, Badatta mehur ve ziyaretgh imi. Cneyde nispet edilen ta basmas Faris bir divan, onun deildir. nk nazm- Farisye drdnc asr iptidalarnda balanlmtr. te Hazreti Mevlnann ifadesinden anlaldna gre, Hsameddin elebi de bu iki zat- linin derecesine ykselmi ve soyca sddkiyyet mertebesini bulmu bir arif idi!

22

Elmerviyyl aslil mntesibi ileeyhil mkerremi bim kle emseyt krdiyyen ve esbaht arabiyyen kaddesAllah ruhh ve ervha ehlafihi fenmesselef ve nimel halef. Yani: Hsameddin elebinin asl, Urmiyyelidir. Emseyt krdiyyen ve asbaht Arabiyyen demekle mkerrem olan eyh Ebl-Vefa-i Krd neslindendir. Allah, eyhin ve haleflerinin ruhlarn takdis etsin. Ne gzel bir selef ve ne gzel bir halef eyh Eblvefa: Aslen Krt ve mm olduu halde, Badatta nispet-i sofiyyesiyle hret almtr. Baz kimseler, kendisini mkl bir mevkide brakmak iin: Bir gn bize vaaz etsen dediler; o da: nallah, yarn cevabn verdi. Ertesi gn krsye kp Emseyt Krdiyyen ve asbaht Arabiyyen, yani Gece Krt idim, sabahleyin Arap oldum diye, sze balad, o kadar hakayk ve maariften bahsetti ki, cemaati hayretlere drd. Mesnev arihlerinden Sar Abdullah Efendi, eyh Eblvefann Davud-i Tai ile muasr olduunu sylyor. u halde, hicretin ikinci asr ricalindendir. Hasan-i Basrnin halifesi ve Davud-i Tai nin eyhi bulunan Habib-i Acemi Hazretlerinin de, byle bir sz vardr. Hazreti Habib, Arapay laykyla syleyemedii halde, Kuran dinlerken alam. Sen Acemsin, Arapadan ne anlyorsun ki Kuran dinlerken alyorsun, diye sormular. Ben Acemim ama kalbim Araptr, cevabn vermi. Hazreti Pirin, Hsameddin elebi hakknda, Sddk bin Sddk buyurmas, elebinin Ebl-Vefa gibi bir eyh-i mkerrem neslinden olmasndandr. Lehu nesebn elkatiems aleyhi rideh ve hasebn erhatinncum aleyhi edveh. Yani: Hsameddin elebinin bir nesebi, bir silsilesi var ki, Gne onun stne ridasn atm, yani uasn aksettirmi; keza bir hasebi var ki, onun yannda yldzlarn nuru snk kalmtr. Bundan maksat: elebinin asaletindeki parlakl anlatmaktr. Lem yezel finhm kbletel ikbli yetevecceh ileyh benlvtali ve kabetel mli yetuf bih vfudl ufti. Yani: Hsameddin elebi ile ona mensup olanlarn dergh, mera zadelerin kble-kbali ve mecd- azamet murahhaslariyle lutfu ihsan talipleri cemaatinin tavaf edecei Kbe-i amal olmaktan hali kalmasn. Bu fkra ile dnya halknn her snf, yani meras, fukaras, elebinin kapsna mracaatla ondan feyiz alsn demek isteniliyor. Vel zle kezalike m talea necmn ve zerra rikun liyekune mutesamen lilil besiri rabbniyyer ruhaniyyines semiyyinel areyynen nuriyynes skketin nzzril uyyebil huddaril mluki tahtel etmri, erafil kabili, efdalil fedali, enverid delili, min, ya Rabbel lemin. Keza; elebinin kaps, gece-gndz basiret sahiplerinin, ruhanlerin, semavilerin, arlerin, nurlerin, hem sakit, hem nazr, hem gaib, hem hazr olanlarn, eski-psk libaslar iindeki saltanat sahiplerinin, kabileler erafnn, faziletler ashabnn, delalet nurlarnn sarlaca ve tutunaca bir makam olsun, min ya Rabbel lemin. Bu fkra ile de semavlerin, o lemin kutbundan istifazas temenni edilmektedir. El mluk- taht-el atmar terkibindeki atmar, tmrn cemidir ki, eski-psk elbise demektir. O halde, o terkip Palaspareler iinde padiahlar mealini ifade eder. Allahn mezellet setri altnda bir taifesi vardr ki, onlar fakr zaruret abas iinde gizlemitir. O zevat- kiram, meskenet palasparesi arasnda birer hkmdardr ki her biri, mertebe-i ulyas dolaysyla gk kubbesi stnde eteini srr. Szyle tarif edilmek istenilen mesturini ilahyye zmresine iarettir. Hazreti mer (r.a.), ran devletini mahvetmi ve Bizans imparatorluunu yerinden oynatm, li kadr bir halife olduu halde, giydii gmlekte onyedi yama bulunduunu saymlard. u dua reddolunmayacak bir istirhamdr. nk mahlukatn her snfna amildir. Bir duann mstecap olmas artlarndan biri de, onun nefse mnhasr olmamas ve umuma amil bulunmasdr. *

23

Yani: Ey Rabbimiz, (kyamette) hesap ayaa kalkaca gn beni, ana ve babam ve btn iman edenleri yarla gibi Kurandaki dualar bizim iin mnacat numunesidir. Hazreti Pirin u dua hakknda reddolunmayacak bir duadr buyurmas, hkmnn arz ve sema ehli hakknda hayr temennisi olmasndandr. MESNEV - 1 - u neyin nasl ikyet etmekte olduunu dinle. Onun nevas ayrlk hikyesidir. diye intiar ve itihar etmi olan bu beytin yazma ve eski nshalara muvafk ekli bataki gibidir. Hazreti Pirin Kitab- Mnifine Binev, yani Dinle emriyle balam olmasn tevcih iin arihler birok sz sylemilerdir. Onlarn hepsini nakle zemin- zaman msait deildir. u kadar sylenilebilir ki, tasavvufta art- azam ve sebebi-i akdem: Sylemek deil, dinlemektir. Gr zahidi kim sahib-i irad olaym der, Dn mektebe vard, bugn stad olaym der. merebinde bulunanlar, dinleyemedikleri iin renemezler. Suri ilimler gibi manev marifetler de, kulak vastasyla fem-i muhsinden telakki olunur. HazretiMusaya vaki olan tecelli-i kelamide: ARAPA, Sure Taha ayet 13 imdi vahyolunacak eyleri dinle buyrulmutur. Enbiya ve evliya hazaratnn yksek szleri, mahz- nasihattir. Onlardan feyiz alabilmek iin insanda iitir kulak ve mteessir olur kalp bulunmaldr. Tufanda helak olanlar, Hazreti Nuhun davetine kar kulaklarn tkayanlar idi. Cenab- Hakk, onlarn bu halini: ARAPA, Sure Nuh ayet 7 Kulaklarn parmaklaryla tkadlar, libaslaryla rtndler; kfrde kalmak iin srar ettiler ve kibr- azamet gsterdiler ayetiyle bildiriyor. Kuran- Hakimde: ARAPA, Sure Araf ayet 204 Kuran okunduu vakit, onu dinleyin ve skt edin. Ta ki (Allahn rahmetiyle) esirgemi olasnz tembihi ile bize dinlemek dersi veriyor. Sylemek: itmek ve renmenin neticesidir. Anadan doma sarlar, ses ve sz duymadklar iin dilsiz kalyorlar. Ku yavrular bile bir mddet susuyorlar; analarn, babalarn dinliyorlar da, rendikten sonra tyorlar. Binev in ney, yani: u neyi dinle emriyle Hazreti Mevlna, okuyanlarn ve dinleyenlerini sema yapmaya tevik ediyor. nk sema, gzel ses dinlemek heyecana gelmek ve vecde kaplmaktr. Ekbir-i evliyaullahn ou gibi, Hazreti Mevlnann meslei de semadr. Hazreti Mevlna bir rubaisinde, mealen der ki: Sema, Allah yolunun bir ahbaz, ykseklerde uan ve uuran bir doandr. Sema, ehli hal olanlarn kalplerini tenvir ve tezyin eder. Sema, mnkirler mezhebinde haram, klar mezhebinde helaldir. Semann helal ve haram olmas Hakknda tafsilat almak isteyenler, mam- Kueyrinin mehur risalesiyle, mam- Gazalinin hya-i Ulumiddin isimli eseri ve Kimya-y Saadetine, Abdlgani-yi Nablusinin zah-u Delalatna, arih-i Mesnev Seyh smail Ankaravnin Minhac-l Fukaras ile Huccet-s Semana bakmaldr. NEYDEN MURAD Merhum stadm Mehmed Esad Dede Efendi ikmaline muvaffak olamad Mesnev erhinde der ki: Neyden murad: Enaniyeti, yani benlii fani ve mertebe-i beka billahta baki olan veli-yi kmil ve mridi agahdildir. Ya da bildiimiz neydir, tevile hacet yoktur. Hoca merhumun bu ifadesi, bir erh-i camidir. Zaten ney ile insan- kmil, yekdierinin misali ve mmessilidir. nk ney, yetitii kamlktan kesilip ayrlm, gsne atele delikler alm,

24

bana ve ayana hatta boumlar arasna madeni halkalar ve teller taklm, koparld yerdeki rutubetten mahrum kalm, bundan dolay kupkuru ve sapsar kesilmitir. erisi tamamyla botur. Ancak neyzenin nefesiyle dolar. Kendi bana kalrsa ne sesi kar, ne sedas. Vazifesi, neyzenin dudaklaryla parmaklarna alet, onun istedii namelerin zuhuruna vasta olmaktr. Hazreti Mevlna, dier bir rubaisinde: Neyi dinle ki, neler, neler sylyor. Allahn gizli srlarn tekellm ediyor. Yz sararm, ii boalm, ba kesilmi yahut neyzenin nefesine terkedilmi olduu halde dilsiz ve kelamsz, Hda, Hda diyor buyurmutur. nsan- kmil de byledir. Neyistan- ezelden, yani ayan- sabite leminden, daha a lem-i ilahdeki mevkiinden kader sevkiyle u dnyaya getirilmi, beeriyet kaydna ve anasr- tabiat bendine vurulmu, ayrlk ateiyle bar erha erha olmu, makam- kadimindeki feyizden mahrum kalm; kalbini nefsin heveslerinden, zihnini hesti-i mevhum, yani u vehimden ibaret varlktan tahliye etmi, kendini Allahn kudret ve dzenine terk etmi, Messir-i Hakikinin iradesine vasta olmaktan baka bir vazifesi kalmam, nefha-i ilahye hangi perdeden zuhur eylerse, o nameyi icra ediyor. Mahlukattan her birinin asl vatanna kar muhabbeti olmas ve onun hasretiyle alayp inlemesi ve ikyette bulunmas tabidir. Neyden maksat, bildiimiz ney olsa da, mecazen insan- kmil bulunsa da, her ikisinde de bu vatan hasreti bulunduundan, hikyelerinin dinlenilmesi faydaldr. nk Kuranda: ARAPA, Sure Zariyat ayet 55 Sen (sade Kuran ile) vaz et. nk phesiz t mminlere fayda verir buyrulmutur. Hazreti Pir, u emr-i ilahye ittiba etmi olmak iin vatan- aslyi hatrlyor ve: Neyi dinle, onun ikyetamiz hikyelerini anla! diyor. Ariflerden biri: Nereden geldiini biliyor musun? Harem-i Sbhannin mahremiyeti makamndan, yani ilm-i ilah leminden gelmisin. Dn, o ho ve ruhan makamlar hi hatrlyor musun? buyurmutur. Dn, o ho ve ruhan makamlar hi hatrlyor musun? buyurmutur. Ayrlktan ikyete gelince: Malumdur ki bu hal, mahrumiyet-i visal neticesidir. Bu ise, bekabillah mertebesine vasl olmu insan- kmil iin, muhaldir. eyh Attar Kuddise srruhu, der ki: Allahtan bir an gafil olursan, o anda eytann hemdemi olursun. Kemal-i vsul erbab iin bu gaflet ve ondan mtevellit firkat mutasavver deildir. O halde vasl- kmil olanlarn ikyeti nedendir? Bunu izah iin deniliyor ki: Kinatn yaratlndan evvel mkevvenatn ayan- sabitleri, ilm-i ilahde mevcut ve her biri iin kemal-i vusul hasld. Mesela Sleymaniye Camii ina edilmeden evvel, onun suretinin, Mimar Sinann zihninde mevcut olmas gibi Bu bahisler iin sofiye kitaplarna, ezcmle Mevlna Cami Kuddise srruhunun Levayih ve erh-i Rubaiyyat isimli eserlerine bakmaldr. rade-i ilahye, o suver-i ilmiyenin zuhura gelmesini icap etti. Ekmel-i mahlukat olan insan, devr-i makamat ederek beeriyet lemine kadar geldi. ARAPA, Sure Tin ayet 5-6 Sonra onu aalarn aasna evirdik. Ancak, iman edip de gzel gzel amellerde bulunanlar baka. nk onlar iin (bitmez) kesilmez mkafat vardr tarifine mazhar oldu. Vaka, ayetin alt ksmndaki beyan- Rabban vehile, esfel-i safilinden lay- lliyine celbedildi. Bekabillah harim-i hasna getirildi. Lakin dnyada bulunmak ztrar tamamyla kesilmi olmad iin kurbiyet-i sabka, yani ilm-i ilah bulunmak yaknl husule gelmedi. te erbab- kemalin ikyet-i bundandr. Bir de kurbiyet-i ilahyenin hadd- payan yoktur. Ne kadar takarrp hasl olursa olsun, ondan ilerisi, hem pek ok ilerisi vardr. Hazreti Mevlna: Birader! Harim-i ilah, nihayetsiz bir derghdr. O derghda her nereye vasl olursan oyalanma; Allah rzas iin ileri git. demitir. Efdal-l kmilin ve ekmel-l vaslin olan Hazreti Peygamber s.a.v. Efendimizin gnde yetmi yahut yz defa istifar eyledii, hadis kitaplarnn hepsinde rivayet edilmitir. Nebi-yi masum olan Aleyhisselam Efendimizden gnah sduruna ihtimal yoktu ki, zat-i akdesi istifara mecbur olsun. Her gn, kendisi iin o kadar derece kurbiyet-i ilahye husule gelirdi ki, terakkiden nce bulunduu makam, terakkiden sonraki bulunduu makamn dununda

25

olduu iin, evvelce orada bulunuundan istifar eder. Bazen de: Keke anam beni dourmasayd diye, vuslat ve kurbiyetin derece-i ulyasnda iken, bitip tkenmeyen firkatlerden ikyet eylerdi. irazl Hafz, bir gazelinde diyor ki: Bir blbl grdm, gl yapran gagasnda tutmutu. Hazin hazin tyordu. Ayn-i visalde, yani gl yapra gagasnda iken feryat etmene sebep ne, diye sordum. Maukun cilvesi bize byle yaptryor, cevabn verdi. te erbab- vusuln ikyetamiz hikyede bulunmalar, uzak bir tebih ile gl yapran gagasnda tutan blbln feryad gibidir. Ney, u suretle ikyetamiz hikyelerde bulunur: - 2- Beni kamlktan kestiklerinden beri feryadmdan erkek ve kadn mteessir olmakta ve inlemektedir. Neyistan: Kamlk demektir ki, neyin yetitii ve ter- taze durduu yerdir. Ney yaplacak kam oradan karrlar. Kfi derecede kuruyunca, lsne gre iki ucundan keserler. Boazn ayklayp gsne ve arkasna kzgn demirle yedi dane delik aarlar. Bana ba pare, ayana paraz avna takarlar. Boumlarna tel sararlar ve flemeye balarlar. Hal-aina olanlar, ondan kan messir sesten, ayrlk ekvas ve teellm sedas duyarlar. Nefs- heva esiri bulunanlar bile, o messir sedadan az ok mteessir olurlar. nsan- kmil de, mene-i feyzi olan ayan- sabite leminden ayrlp u beeriyet sahasna geldii ve firkatin ackl strabn ektii iin, yreinden fkran tesirli szler, kim olursa olsun dinleyenleri, kabiliyetleri derecesine gre mteessir eder. Fakat teessrden teessre fark vardr. Onun iin ney yahut firkate uram insan- kmil, der ki: - 3- tiyak derdini erh edebilmem iin, ayrlk aclaryla erha erha olmu bir kalp isterim. Bundan evvelki beyitte neyin yahut insan- kmilin firakl enininden herkesin mteessir olduu sylenilmi; tafsilinde ise, teessrden teessre fark bulunduu beyan edilmiti. Bu beyitte de, ayrlk nevhalarndan en ziyade kimlerin teessr duyaca ifade klnm, dert orta olacak kimsenin derdi bulunmas lazm geldii bildirilmitir. Geri insan, mkedder bulunduu bir srada, hasbhal etmek, derdini dkp hafiflemek iin bir arkada arar. Eer o arkada, hal-aina ise, konuann dediklerini iyice anlar, onun anlamas ve elemine itirak etmesi de kederli iin, olduka teselli yerine geer. Tok bir adama alktan, kana kana su imi bir kimseye susuzluktan bahsetmek, beyhude ene almak olur. nk onlar, alk ve susuzluk strabn duymadklar iin, an ve susuzun halinden anlamazlar. eyh Sadi, der ki: llerde yaplm olan sarn ve havuzlar, lde yolunu arm olan kervan halkasna sor. Sen Frat nehrinin kenarnda iken suyun kymetini ne bilirsin? Ondan dolay: ltica etmeyesin namerde Kef-i hal etmeyesin bi-derde nasihati, bu makamda en doru bir szdr. Ehlullah, ektikleri ayrlk aclarn ve itiyak, yani grecei gelmek ateini syleyip de, hem kendileri mteselli olmak, hem de muhataplarnda evk-i talep uyandrmak iin, kalbi mahabbet ateiyle yanm kimseler ararlar. te Hazreti Mevlnann yukardaki beyti sylemi olmasndaki hikmet budur. - 4- Aslndan, vatanndan uzaklam olan kimse, orada geirmi olduu zaman tekrar arar. nsann doup byd, hoa demler srd yeri, arayp zlemesi tabiat icabdr. Bu zlemin ilerledii, sla hastal haline geldii de vakidir. Vatan muhabbeti denilen, Hakknda her trl fedakrlk ihtiyar edilen hiss-i necib, incizab haletinin tezahrnden baka bir ey deildir. Bir adamn, domu-bym olduu iki evli bir kye bile, ne kadar merbut olduu, frsat bulunca slaya gitmek, o mtevaz kyceizi grmek dncesinden hali kalmad herkesin malumudur. Bu hal

26

dnlmeli de, yksek bir ruhun, hassas bir kalbin vatan- asl ve mene-i ezelye ne kadar mtak ve mtehassir bulunaca ondan istidlal edilmelidir. Ey Sadi! Vaka, hubb-l vatan minel iman, yani vatan muhabbeti imandan gelir hadisi sahihtir. Lakin ben burada dodum diye insann tevellt ettii yerde hakaretle lmesi doru deildir demitir. eyhin bu sz sylemesi, hadisteki vatan, mene-i asl manasna alm; muhabbeti, imandan olan vatann buras deil de oras olduunu anlatmak istemi olmasndandr. Yoksa kendisi, krk sene seyahat etmi bir arif-i cihangerd olduu halde, memleketi olan iraza dnm, son zamanlarn orada geirip vatannn toprana gmlmtr. Yine firkatzede kmil lisanndan deniliyor ki: - 5- Ben her cemiyette, her mecliste inledim, durdum. Bedhal -kt huylu- olanlarla da, hohal -iyi huylu- olanlarla da dp kalktm. Hazreti Mevlna, bir gazelinde: Hayrl bir i iin dnya hapishanesinde kaldm. Yoksa zindan nerede, ben nerede? Kimin maln almm? diyor. Mene-i ezelden ayrlm, hak-i sfliye getirilmi, tedricen terakki ederek fena ve beka mertebelerine vasl olmu, sonra halkn irad vazifesiyle mahvden sahve icra olunmu zevat- kiram, byledir. Onlar, dmleri kaldrmak, gaflette olanlar uyandrmak, nefs- heva eserilerini kurtarmak vazifesiyle mkelleftirler. Hasb-el vazife, her yerde grnrler, salihler ile de, fasklar ile de grrler. Hatta fisk-u fcur erbabyla daha ziyade megul olmak isterler. Nitekim Hazreti Mevlna da beyt-i erifinde Bedhalan, Hohalana takdim ile buna iaret etmitir. nk fasklar, salihlerden ziyade, tembih ve ikaza muhtatr. Ariflerden birinin: Ya Rabbi! Ktlere merhamet et. yilere zaten ltfetmi, onlar iyi yaratmsn, dedii Glistan kitabnda yazldr. Merhum Mehmet Akifin bir mnacatndaki u beyit ne kadar gzeldir: Mminlere imdat yeti merhametinle, Mhidlere lakin daha ok merhamet eyle! Hazreti Pirin Menakbnamesinde yle bir fkra vardr: Mevlnann bana toplananlar fask, facir bir takm kimselerdir, demiler. Bu sz zerine Hazreti Mevlnadan da, Salih olsalard, benim onlara mrit olmam lazm gelirdi cevabn almlar. Nebiy-l Hda Aleyhi Ekmel-t tehaya Efendimiz, sahabe topluluunda talim-i ahkam eyledii gibi, mriklerim meclislerine de gider, onlarla grp konuur, kendilerini imana davet ederdi. Hele hac mevsimlerinde Minaya kar, adrlar dolar, iindekileri doru yola getirmeye urard. Bundan baka, kemal sahiplerinin bedhal ve hohal olanlarla grmesi, her birini, Allahn esma ve sfatndan birinin mazhar grmemelerinden ileri gelir. Batl inkr etme. Zira, o da zuhurat- ilahyedendir denilmitir. Hafz iraz, der ki: Ak fabrikasnda kfrn bulunmas da zaruridir. Ebu Leheb olmasa, ate kimi yakar? Malum ya Ebu Leheb, Resul-u Ekrem s.a.v. Efendimizin amcalarndan idi. Kardeinin oluna tabi olmay azametine yediremedii iin onu tasdik etmek yle dursun, dmanlar gibi eza ve cefa etmekten geri kalmazd. Bu mnasebetle Tebbet suresi onun ve onun gibi hain olan kars mm Cemil Hakknda nazil olmutur. Dnya lemi, ztlar lemidir. Onun iin, stnde kfrn de, imann da, fskn da, salahn da bulunmas zaruridir. Her ey, ztt ile anlalr. Nurun mahiyeti zulmetle anlalaca gibi, salihlerin kymeti de, fasklarn mevcudiyetiyle takdir olunur. Hlasa, arifler her eyi Hakkn mazhar bilir ve o mazhariyet dolaysyla onu nazar- itibar ile grr. eyh Sadinin: Btn leme am, nk btn lem, Hakkn eser-i hilkatidir demesi; bir Trk arifinin de: Elif okuduk tr, Pazarlk ettik gtr, Yaratlm ho grdk, Yaratandan tr!

27

sz, bu nokta-i nazara gredir. uras da hatra gelir ki, evliyaullahn ara sra fasklar arasnda bulunmalar, onlar Allahn azabndan muhafaza etmek iindir. Nitekim Cenab- Hakk, Mekke mrikleri iin: ARAPA, Sure Enfal ayet 33 Hlbuki sen ilerinde iken (Habibim), Allah onlar azaplandrc deildi buyurmu. Saye-i Muhammedde emn- eman iinde yaayan Kureyliler, hicretten sonra malubiyet, ktlk vesaire gibi, kahr- ilahye uramlard. - 6- Herkes kendi anlayna gre benim yarim oldu. imdeki esrar aratrmad. Sath nazar olanlar, bir eyin darsn grmekle iktifa ederler, srlarn ve hakikatini renip anlamaya lzum grmezler. Mana ehli ise, suretten ziyade manay tetkik ve anlamaya alrlar. Mesela, herhangi bir mimari eseri, bir cami-i erifi bizim grmz, sath ve sur bir grtr. Fakat mahir bir mimarn tetkik ve tetebbuu, fenn ve manev bir mahededir. Vaka, cami-i erifin ina tarzna biz de hayran olur ve severiz, onu tetkik eden mimar da... Lakin iki gr arasnda, yerden ge kadar fark vardr. Bunun gibi, avamdan biri ney flendii vakit dinlerse, onun muhtelif makamlardaki namelerinden holanr. Ald zevk ve lezzet ise, o holuktan ibaret kalr. Fakat bir arif, onu iitirse pek baka bir surette dinler ve bizim anlayamadmz manalar anlar. Mesela, Hazreti Mevlna, eng ve ud sesinden Ente hasbi, ente kfi ya Vedud kelimelerini duyduunu sylyor. Keza, leylein lahi! Hamd senin, kr senin, mlk de senindir! demekte olduunu haber veriyor. Hazreti Ali Kerremallah vechenin iittii nakus sesini, Sbhanallahi hakka, innel mevla yebka diye anlam ve anlatm olduu rivayet edilir. Nakus sedasndan Hakka ve Yebka gibi kafl kelimeler iitilmesine almasn. Evvelce kiliselerde maden anlar yoktu. Onun yerine bir tahta ile bir omak kullanlr, o tahtaya nakus, o omaa da vebil denilirdi. Nitekim ezan meru olmadan evvel, Ehl-i iman mescide davet iin ne yapalm? diye mzakere edildii srada, bazlar Nakus alalm teklifinde bulunmutu. O zaman ise, Medinede maden an bulunmad gibi, bulunmasna da imkn yoktu. Buna dair mufassal malumat almak iin Mslmanlkta badet Tarihi isimli eserimizin Ezan bahsine baklmaldr. Demek ki bizim laklaka ve taktakadan ibaret sandmz sesler bile, kibar- mmete baka trl manalar ifham ediyor. Gr mahdut olanlar da, grdkleri ve grtkleri insan- kmilin yalnz zahirine bakarlar, baz haller ve szleri holarna gittii iin ondan holanrlar. Fakat hakikatini renmeye ve ondaki esrar- hakayk anlamaa almazlar. - 7- Benim srrm, feryadmdan uzak deildir. Lakin her gzde onu grecek nur, her kulakta onu iitecek kudret yoktur. Filvaki, neyin srr, hakikat ve mahiyeti, feryadndan uzak deildir. Belki ona pek yakn olan ve tepesinden fleyen nefhadr. Ney, kendisini alp da ba paresinde fleyen, perdelerini ap kapamak suretiyle onu syleten neyzene vasta olmaktan baka bir ey deildir. Neyzen hangi makamdan, ne trl name yapmak isterse, neyden kan sesten o makam ve name anlalr. Fakat bunu anlayabilmek iin kulakta musiki makamlarna alklk hassas bulunmaldr. Bu olmaynca, yle kulaklara kar neyin enini ile srr, cehil ile irfan kadar birbirine uzak bulunur. Keza veli-yi kmilin szleri de, kalbindeki esrara yabanc deildir. Her kap, iindekini szdrr derler. Kalbini heva ve hevesten uzak klanlarn: ARAPA, Sure Necm ayet 34 Kendi (rey-) hevasndan sylemez o. O, kendisine (Allah tarafndan) ilka edilegelen bir vahiyden bakas deildir mazhariyetinde bulunanlarn, kurb-i feraiz ile Hakka yaklama ve efal-i ilahyenin zuhuruna vasta olanlarn beyanat da Hakkan ve ilham olur. O hak beyanlarda, bir takm esrar ve hakikatler bulunur. Bundan baka,

28

Grldkleri zaman, Allah hatra gelen kimseler, Allahn velileridir mazmununca, o zevat- kiramn nuran ve Rabban bir simas vardr ki, onunla avam- halk iinden ayrt edilirler. Lakin yzlerindeki nuru grmek iin grr gz, szlerindeki manay anlamak iin de, iitir kulak lazmdr. Cafer-i Sadk Razyallah anh: Allah, mahlukatna kelamnda tecelli etmitir. Lakin onlarda kalp gz olmadndan gremiyorlar demektedir. - 8- Benden ruhtan, ruh bedenden gizli deildir. Lakin herkesin, ruhu grmesine ruhsat yoktur. Ruhun mahiyeti hakknda lisan- eriat susmu, daha dorusu soranlara o hakikati idrak edemeyecekleri iin anlayacaklar tarzda cevap verilmitir. Nitekim Arap mrikleri, Kamer, ay iptidalarnda klyor, ay ortalarnda byyor, ay sonlarnda yine ufalyor, bunun sebebi nedir? diye Aleyhisselat Vesselam Efendimize sormulard. Heyet ilmini bilmekle anlalabilecek olan u tabiat hadisesinin fenn sebepleri izah olunca, Arap cahillerinin zihnine girmeyecekti. Onun iin: ARAPA, Sure Bakara ayet 189 De ki: O, nsanlarn faidesi iin vakit llerdir cevab verildi. Bunun gibi Yahudiler de, Sallallah Aleyhi Vesellemden ruhun hakikatini sormular, cevap verilmemesini kendilerince Nbvvet-i Muhammediyenin doruluuna delil tutmulard. nk Tevratta da ruha dair malumat yoktu. ARAPA, Sure sra ayet 85 Sana Ruhu sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emri(cmlesi)ndendir. (Zaten) size az bir ilimden bakas verilmemitir ayetiyle hem ruhun hakikati, Allahn emri cmlesinden olduu, topluca bildirildi; hem de Yahudilerin o anlalmas g hakikati idrak edecek ilimleri olmad beyan edildi. Nazm- Celilin delaletine gre, ruhun mahiyetinin aklanmas, herhalde soranlarda ilim ve o hakikati idrake kabiliyet bulunmamasndan ileri gelmitir. arih-i Mesnev smail Ankarav Kuddise sirruhu, der ki: Hakikati cihetinden ruh, bu gzle grlmez. Velakin Hakk gz ile grebilmekten men olunmaz. Zira Hakk gzetleyen, ruhu da mahede eyler. Bu ruha, ruh-u sultan yahut ruh-u insan derler ki, insana mahsustur. Bir de ruh-u hayvan vardr ki, btn canllarn sebeb-i hayatdr. Diyanet leri Reisi merhum Ahmed Hamdi Efendinin ruha dair vaktiyle Mahfile mecmuasnda neredilmi mufassal bir tetebbunamesi vardr. Tafsilat almak isteyenler, oraya mracaat buyursunlar. - 9- u neyin sesi atetir; hava deildir. Her kimde bu ate yoksa o kimse yok olsun. Neyi syleten messirin havadan, yani sade bir nefesten ibaret olduu zannedilmesin. Belki onu inleten, neyzeninin hazin ve atein hissiyatdr. Bunun gibi, veli-yi kmili syleten de heva ve heves deil, kalbinden feveran eyleyen ve mauk-u hakikden bakasn yakp bitiren aktr: Ak bir uledir ki, parlaynca mauktan maadasn yakar, mahveder. Ahbap, ahbabn sesini tanr denilmitir. Neyin sesini, insan- kmilin nefesini de laykyla anlayabilmek iin onlardaki ak ateinin bir kvlcmna olsun mazhar bulunmaldr. Daha dorusu, muhabbet ateiyle yanp kl olmaldr. Bunun iin Hazreti Mevlna, Ak ateini haiz olmayan, yok olsun diyor ve inkisar deil, dua ediyor. nk bu cmle, ehl-i tarik indinde pek makbul bir duadr. Allahn hazinesi, tezgh yokluktadr. u mevhum varlna aldanan, yokun ne olduunu ne bilir? denilmitir. Allahn hazinesi, tezgh yokluktadr denilmesi, btn mahlukatn, yoktan var edilmi olduuna iarettir. Kemal sahiplerinin maksad, varlk gstermek deil, Allahn varl karsnda kendi mevhum vcudunu mahvetmek ve yok olmaktr. - 10- Neydeki ate ile meydeki kabar, hep ak eseridir. Knt kenzen mahfiyyen...

29

Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeye muhabbet ettim ve bilinmek iin halk yarattm diye, ehl-i tasavvuf arasnda pek mehur bir hadis-i kutsi vardr. Bu hadisin delaletine gre, muhabbet, iptida Hakktan zuhur eylemi ve btn kinatn icadna sebep olmutur. Binaenaleyh, mevcut lemler iinde, akn yabancs olabilecek bir zerre dahi yoktur. Herkesin halince vardr bir tecelligah- ak, Bistun Ferhada kuh-i Tur eklin gsterir. Fakat her mahlukatn ak, kendisinin istidadna ve zevkine gredir. Bir blbln gl yapraklar arasnda gizlenerek hazin hazin tmesi, ak eseri olduu gibi; bir merkebin tozlarda yuvarlanarak ac ac anrmas da ak eseridir. Keza, bir arifin halvethanesinde mest-i cemal olarak tatl tatl alamas, zil zurna sarhoun fuhuhane kapsnda naralar atmas yine ak eseridir. Fakat tabir caizse birinciler, ak- hezar, ikinciler ak- himardir. Ak, mir mana-y layuraf ki, cmle lemi, Zevki miktarnca sekran-u huruan eyliyor. Ak bir, lakin anlay fark dolaysyla sevgili eitlidir; daha dorusu, o eitli sevgililer, mauk-u yegnenin muhtelif surette cilvesi ve tecellisinin mazharlardr. Beyt-i erifin mutasavvifane tevili lazmsa: Arifin kalbini yakp inleten ve kalbindeki esrar cu-u hurua getiren de aktr, denilebilir. Malumdur ki, ak lafz, sarmak demek olan k kelimesinden alnmtr. Sarmak, sarld yeri nasl istila ederse, ak da girdii kalbi, hatta insann vcudunu ihata etmesi dolaysyla ak tesmiye edilmitir. Bu kelimeyi Ik okumak, benim zevkime uygun dmyor. Bana yle geliyor ki, onu Ak okumal; manas, kalbi dolduran o kelimenin lafzyla da az dolmal! Ak lafz, Kuran- Kerimde, eyh-i Ekber Kuddise srruhunun beyan vehile kinaye yoluyla irad olunmutur. Hazreti eyh, Fthatnda buyuruyor ki: Ak, muhabbetin ifratdr. Kuranda: ARAPA, Sure Bakara ayet 165 Mminlerin Allaha kar pek iddetli bir muhabbeti vardr. Ve: ARAPA, Sure Yusuf ayet 30 Yusufun muhabbeti, Zleyhann kalbini bir zar gibi ihata etti. Ayetlerinde, kinaye suretiyle zikredilmitir. Ak; muhabbetin, seveni kavramas, btn vcuduna yaylmas, adeta onu sarmak gibi sarmasdr. Hazreti eyh, tarifine misal olmak zere Zleyhadan kan alnd vakit srayan kann Yusuf ismini nakettiini, Hallac- Mansurun elleri, ayaklar kesildii zaman kannn Allah lafz- erifini yazdn naklediyor. - 11- Ney, yarinden ayrlm olann arkadadr. Onun makam perdeleri, bizim nuran ve zulman perdelerimizi; vuslata mani olan perdelerimizi yrtmtr. Hazreti Mevlna, ney iin, Yarinden ayrlann arkadadr buyuruyor. Zevk-i selim ve tab- mstakim erbab iin musikinin ruhun gdas olduu malumdur. Hayvanlara varncaya kadar btn canllarn duyguland gzel sesten zevk almayan insann -bilmem amma- insanlktan pek az nasibi olmak lazm gelir. Bir adam gerek sevinli, gerek kederli zamanlarnda iittii gzel bir sesten inirah duyar, mteselli olur. Bu hal, mspet bir hakikattir. Binaenaleyh, ney sesi de, erbab- istidada inirah verir, dost sesini duyurur, ayan- sabite lemini, yani hepimizin ve btn kinatn zuhura gelmeden evvel ilm-i ilahdeki bulunuunu, Elest bezmini, yani Allah, ben sizin Rabbiniz deil miyim, diye sordu. Ruhlar, evet dediler. konumasn hatrlatr ve Biz mest-i akz, ta ezel, Serhu-i hak mestanemiz! Humhane-i bezm-i Huda, Olmu bizim meyhanemiz!

30

dik o bezm-i nevede, Ruhen sebu sebu meyi, Saki bize Allah idi, Oldu gnl peymanemiz! Bir byle sagar nu eden, El mi sunar gayri meye, Dnya arabndan kaar, Keyfiyet-i rindanemiz! tarznda szler syletir. O hatrlatma dolaysyla dinleyen, mene-i aslye doru heyecanla ynelir. Hi olmazsa dinledii andaki duygu ve cezbe ile gaflet perdelerinden bir ka olsun aradan kalkar. te o perdelerin kalkmasna, neyin perdelerinden kan nameler sebep olur. u tevcih, neyin hakiki manasna alnm olmasna gredir. Mecaz mana verildii ve ondan maksat da insan- kmildir, denildii takdirde; o insan- kmil de yarinden ve diyarndan ayrlm gurbetzedelerin arkada ve gam gidericisidir. O gibileri, teselli ederek ve Hakk yolunda yrterek asllarna irca etmek ister. Bu maksatla perde perde ykselterek ve derece derece derinletirerek syledii messir szler, muhatabn gzn kaplam olan gaflet perdesinin yava yava syrlmasna, kalp gznn tedrici suretle almasna sebep olur. - 12- Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsaz bir eyi kim grmtr? Ney, dinleyenin kabiliyetine gre hem zehir, hem panzehir tesiri gsterir. Heva ve heves erbabndan olanlara, phesiz zehir gibidir. nk kendisindeki ehvaniyet ve hayvaniyeti artrr. Fakat grlp iitilen her gzellikten Allah hatrlayanlar iin de, phesiz, panzehir gibidir. nk kalpteki gaflet zehrini giderir. Keza, ney iyi bir arkadatr ve dinlenilmeye mtaktr. Zira neyin mahiyeti torba iinde asl yahut bir keye dayal durmakta deil; flenip dinlenmekle meydana kar. Ricalullah hazarat da ney gibidirler. ekavet-i ezelye erbabna kar, zehir-zemberek olurlar. Saadeti ezelye ashabna ise, ifa tesiri gsterirler. Cenab- Hakk, kmiller zmresinin bu halini Sure-i Fetihdeki ARAPA, Sure Fetih ayet 29 Muhammed, Allahn Resuldr. Maiyetindeki ashab, mrik ve mnkirlere kar gayet edit, aralarnda ise son derece merhametli ve efkatlidirler ayeti kerimesiyle tarif ediyor. Nebi-yi Erham s.a.v. Efendimiz, rahmeten lil lemin olduu gibi, varis-i kmili bulunan ehlullah hazarat da rahmetli ve efkatlidirler. Fakat icap edenlere kar sert ve iddetlidirler. Buna da verasetle memurdurlar. nk Cenab- Hakk, Habib-i Edibine: ARAPA, Sure Tevbe ayet 73 Ey Peygamber-i ekber! Kfirler ve mnafklarla ura ve onlara kar sert davran buyurmutu. Zira onlar, nezaketten anlayacak kabiliyette deildirler. O gibilere kar gsterilecek mlyemet, kendilerinin kabaln artrmaktan baka bir ie yaramayacaktr. Kerim olan, keremin, ihsann, iyiliin ne demek olduunu anlayan bir kimseye ikram edersen onu kendine kul, kle yapm olursun. Lakin bir leime, bir alaa ikram gafletinde bulunursan marr, bsbtn temerrt ve taannt gsterir Binaenaleyh: Kl kullanlacak yerde ihsan edilmesi, ihsan edilecek yerde kl kullanmak kadar zararldr. te bu gibi hikmetlere mebni, evliyaullah hazarat, ezel akilere kar zehirdir. lmen, amelen, itikaden zehirlenmi, lakin manev hastal tedavi kabul edecek dereceyi gememi olanlar iin de panzehirdir. Keza evliyaullah, kabil-i hitab olanlarla ve terakkiye istidad bulunanlara sohbet edip arkada olurlar, hatta ylelerine mtaktrlar.

31

Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, rast geldii ashap ile durup konuur ve iltifat buyururdu. Konutuu kimse ekilmeyinceye kadar yoluna devam etmezdi, kendisiyle musafaha eden brakmaynca kadar elini ekmezdi. Bazen de: Kardelerimi ne kadar greceim geldi diye sonradan gelecek arifler iin itiyak gsterirdi. eyh-i Ekber Kuddise srruhu hazretleri bu hadisi yazdktan sonra, Asr- saadetteki bahtiyarlar ashap idi. Biz ve bizim gibiler de ihvanz buyuruyor. - 13- Ney, kanl bir yoldan bahseder, Mecnunane aklar hikye eyler. Mesnevnin banda, neyin ayrlklardan bahsettii sylenilmiti. u halde o yol, neyin kamlktan kesilmesi, barnn atele delinmesi gibi deiiklie urad esnada getii kanl yoldur. Madde erbabnn kabul ve tahamml edemeyecei mecnunane muhabbetlere tutulanlarn ve: Ney gibi ban kes, sinemi oy, barm del, Ben senin hizmetine besteniyanm neysem! diyenlerin hali de, benim gibidir, demek ister. Neyin temsil ettii insan- kmil de byledir. O da kanl ve tehlikeli bir yoldan bahseder. Ak ve muhabbet mecnunlarnn akl kabul etmeyecek kssalarn anlatr. Hareketlerinin taklit edilmesini tavsiye eyler. nsan- kmil, gerek mebdeden u leme gelirken, gerek u lemden meada giderken kanl ve meakkatli yollardan gemi, gelirken ayrlk aclaryla mteellim olmu, giderken de birok mcahedelere gs germi, nihayet: Mutu, kable en temutu. lmeden evvel lnz emrine uyarak ihtiyar ve iradesini, hatta mevhum varln feda eylemitir. Cemal-i ilahi klar, visal-i ebediye ve hayat- cavidaniye nail olmak evkiyle, u fani hayattan usanrlar. Hallac- Mansur gibi: Ey benim itimat ettiim dostlar! Benim nefsimi ldrn ki, hayatm katlimdedir derler. nk: ARAPA, Sure Tevbe ayet 111 phesiz ki, Allah, mminlerden nefislerini ve mallarn cennet mukabilinde satn almtr ayet-i kerimesinin delaleti mucibince, can metann mterisinin bizzat Allah olduunu bilirler. Beeriyetin en aklls ve en mkemmeli bulunan Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimize, Kurey mrikleri, mecnun demek kstahlna bulunmulard da: ARAPA, Sure Kalem ayet 26 Rabbinin nimetiyle sen mecnun deilsin. Senin iin elbette tkenmez bir ecir vardr. Sen, ahlakn en gzeline ve en ycesine sahipsin. Hangimizin mecnun ve meftun olduunu yaknda sen de greceksin, onlarda greceklerdir ayetlerinin nzulne sebep olmulard. te insan- kmil, ehl-i istidada, mebde ve meadn, yani balang ve sonun kanl yollarndan bahseder, fedakrlarn hikyelerini nakil ile onlar gibi olmay tavsiye eyler. - 14- Dile kulaktan baka mteri olmad gibi, maneviyat idrak etmeye de bi-hu olandan baka mahrem yoktur. Akl, mea ve mead namyla ikiye ayrmlardr. Akl- mea, dnya ilerine vakf olan idraktir ki: Dnya ilerini siz daha iyi bilirsiniz hadisi erifiyle buna iaret buyrulmutur. Akl- mead, ahiret ve aslnda avdet umurunu arif olan idraktir. Bunun inceliini akl- mea kavrayamaz. Onun iin Hazreti Mevlna, akl- mead erbab olan evliyaullahn szlerini akl- mea ashab anlayamaz, diyor. O szleri akl- meatan tecerrt eylemi olanlarn kavrayabileceini sylyor. Fakat akl- meatan tecerrt eylemi, sz yanl anlalmasn; deli olmu deil, yakasn akn penesine kaptrm olanlar murat ediliyor. Bunu temsil iin de, syleyen dile ancak dinleyen

32

kulan mteri olacan, yani gz, burun, el, ayak gibi aza iinden yalnz kulan, lisandan kan kelimeleri idrak eyleyebileceini bildiriyor. - 15- Gaml geen gnlerimiz uzad ve sona ermesi gecikti. O gnler, mahrumiyetten ve ayrlktan hasl olan atelerle arkada oldu. atelerle, yanmalarla getiKonuann bakasna syleyecei sz ve edecei szlan, nefsi iin sylyormu gibi beyanda bulunmasna edebiyatta slub-u hakim derler ki, maksat muhatab kzdrmakszn mtenebbih klmaktr. Kuran- Kerimde de bu yolda baz ifadeler vardr. Ezcmle mehur Habib-i Neccarn Antakya ahalisine: ARAPA, Sure Yasin ayet 2225 Ben, beni yaratana neden kulluk etmeyecekmiim? Siz (hepiniz) ancak Ona dndr(lp gtr)leceksiniz. Ben Ondan baka tanrlar edinir miyim? Eer O ok esirgeyici (Allah), bana bir zarar (yapmak) isterse onlarn (iddia ettiiniz) efaati bana hibir faide vermaz. Onlar beni asla kurtaramazlar. phesiz ben o takdirde mutlak apak bir sapklk iindeyim(demek)dir. Gerek, ben Rabbinize iman ettim. te bunu benden duyun dedii Kuranda hikye buyrulmutur. Buradaki Bana ne oluyor ki, beni yaratan Allaha ibadet etmemeyiyim? demek, Size ne oluyor ki, sizi yaratan Allaha ibadet etmiyorsunuz? demektir. Habib-i Neccar, serzeniini hafifletmek iin Allaha iman ve ibadet etmemek gafletini nefsine isnat eylemitir. Hazreti Mevlna da, henz akl- mead lisann anlayacak idrake nail olamayan, lakin olmak iin ltf-u ilahyi bekleyen talep erbabn mitsizlie drmemek emeliyle, kendisini onlara benzetiyor, fyuzat- ilahye talebiyle, geen gnlerin, atein bir surette getiini sylyor. - 16- Gnler geip gittiyse varsn, gesin. Ey pak ve mbarek olan insan- kmil; hemen sen var ol! mrnn ksm kllisini boa geirmi, bir taraftan da marifet zevkinden nasip alamam olmasna teessf edenlere teselli vermek iin, Hazreti Mevlna buyuruyor ki: Hayatn birok gn geip gittiyse, olan oldu, biten bitti... Gemie teessf etmenin faydas yoktur. Hali, nazar- dikkate almal, kmil bir mridin elini tutmaldr. Geen gnlerin hie inkilap etmesi ehemmiyetli bir ey deildir. Mrid-i kmil ve onun nazar- terbiyesi var olsun. O sayede matlup husule gelir. Hatta: Der dem-i ahir dem-i ahar bved yani: Son nefeste bile kemalat kesbedilecek baka bir dem ve lem olur. Maziye bakarak mitsiz olmamal, halde ve istikbalde almaldr. slam tarihinde Yermk Muharebesi diye mehur ve kanl bir muharebe vardr ki, Sddk- Ekber Radiyallah anhin devr-i hilafetinde Rumlarla Mslmanlar arasnda vukua gelmitir. Dmann mkemmel ve mcehhez ordusu 240.000den fazla idi. Halid bin Velid Radiyallah anhin kumanda ettii slam ordusu ise, ancak 40.000 kadar vard. Rumlar, harbin balangcnda bakumandan adrna kadar ilerlemiler, fakat orduda bulunan mcahit kadnlarn sopalarla ve adr direkleriyle mdafaalar neticesinde pskrtlmlerdi. Dmann pek kanl hezimetiyle, slamn da pek anl muzafferiyetiyle neticelenen bu muharebede Rum kumandanlarndan General Yorgi, Halid bin Velid ile karlam, onun feyz-i nazaryla Mslman olmu, Halid ile beraber Rumlara kar bir iki saat kl sallam, nihayet ehadet nimetine ve hsn- akbete mazhar olmutu. Radyallah anh ve rahmetullahi aleyh Dikkat buyurulsun, General Yorgi, phesiz yal bal bir adamd. mrnn birok gnlerini teslis akidesiyle ve Hristiyan olarak geirmi ehl-i tevhid ile harp etmek zere Yermk mevkiine gelmiti. Lakin Halid bin Velidin feyz-i nazarna uramas, kendisini muvahhitlik derecesine getirdikten sonra ehadet rtbesine eritirdi. Binyz u kadar sene sonra, hakknda rahmet okunmak saadetini kazandrd. Rahmetullahi aleyh Byle bir vaka, devr-i Peygamberde de olmutu. Medinede Usayrim namnda birisi vard. Hicretin nc senesine kadar Mslman olmamt. Uhud Muharebesi esnasnda Allahn hidayeti eriti. Silahn kapt, harp meydanna kotu. Peygamberimizin huzurunda Mslman olduktan sonra, fedakrane harp etti; mrnde bir defa olsun namaz klmadan ehit oldu. Radyallah anh

33

- 17- Balktan bakas onun suyuna kand. Nasipsiz olann da rzk gecikti. Cenab- Hakkn zat- ecel- las gibi fyuzat da nihayetsizdir. Fakat o fyuzatn mazhar olan insanlar, nevi itibar edilmitir: Birinci nevi: mmetin kmil ve mkemmil olanlardr ki, ne kadar fyuzata nail olsalar tahamml ederler ve daima artmasn isterler. Hakk Sbhahnehu ve Teala, Kuran- Keriminde: ARAPA, Sure Kaf ayet 30 O gn, cehenneme, doldun mu, diyeceiz. O da, daha var m, diyecektir buyuruyor. Cehennem, celal-i ilahnin mazhar- tamm olduu iin, dolmasna ve doymasna imkn yoktur. Rahmet-i ilahyenin mazhar tamm bulunan Aleyhissalat Efendimiz de, Hakkn o kadar fyuzatna nail olduu ve her gn yetmi yahut yz derece terakki eyledii halde, Ya Rabbi! Sana kar olan hayretimi artr diye dua ederdi. Zevk-i hayret, ekmel-i ezvak imi, Hace- icaz- gu Zidn demi. Muallim Naci Merhum Keza, mirata Hazreti Peygambere delalet hizmetinde bulunan Cebrail Aleyhisselam Sidretl Mntehada kalm ve: Parmak ucu kadar yaklarsam yanarm demi. Ger geem, bir zerre denlu ileru, Yanarm badan ayaa ey ulu mealini sylemiti. Yengane-i Enbiya Aleyhi ve Alihi Efdal-t-tehaya Efendimiz ise: n ezelden bana ak oldu delil, Yanar isem ben yanaym ey Halil! dncesiyle ilerlemiti. Evet. Nebi-yi Ekrem s.a.v. Cebraili, Sidret-l Mntehada brakm, makam- kurbe doru ilerlemiti. Nereye kadar gitmiti? Oraya kadar ki, orada yer tabirine yol yoktur. Allahn kamer-i nurundan baka bir ey mevcut deildir. Cenab- Hakkn habibi ve halkn Halika en ziyade yakini bulunan Peygamber-i Ekberin varis-i kmili olanlar da byledir. Onlar da ak yolunda rey, yani suya kanmak, harareti gemek yoktur derler. Ne kadar fyuzata mazhar olsalar, daha ziyade itiyak gsterirler. Hazreti Mevlna: Kum suya kand halde, ne acayip ki, ben kanmadm. u dnyada benim yayma layk bir kiri yoktur buyuruyor. Sofiye meayihinden Yahya bin Muaz- Raz, Bayezid-i Bestamye gsterdii bir mektupta: Muhammed kadehinden o kadar itim ki, nihayet mest oldum demiti. Hazreti Bayezid ise, cevaben: Muhabbet arabn kse kse itim. Lakin ne arap bitti, ne de benim hararetim geti beytini yazp yollamt. Bayezid-i Bestamden evvelce bahsedilmiti. Yahya bin Muaz ise, Reylidir. Hicri 258te, yani Bayezidden 2 yl nce vefat etmitir. Arifane szleri vardr. Ezcmle: Bazlar, biz bir makama vardk ki namaz klmaya ihtiyacmz kalmad diyorlarm. Evet, bir makama varmlar amma cehenneme dedii, sofiye kitaplarnda yazldr. Rahmetullahi Aleyhi ve Kadessallah srrahu Fyuzat- ilahye mazhar olanlarn ikinci ksm: Czi bir neveye kanaat gsterenler ve: Allahn ak kadehinden o kadar itim ki, bir yudum daha iecek olsam yok olacam diyenlerdir. nc ksm ise: rfan zevkinden, ezelden nasibi olmayanladr ki, o gibilerin feyz-i Mevladan, ebediyen nasipleri yoktur. Hazreti Mevlna, Mahi tabiriyle, birinci ve ikinci ksmlar; Biruzi ile de nc ksm murat eylemitir. - 18- Ham ervah olanlar, pikin ve yetikin zevatn halinden anlamazlar. O halde sz ksa ksa kesmek gerektir vesselam. Kmili, kmilden bakas anlamaz. Ta ki, seyr- sluku, onun mertebesine erimeyince demilerdir. Kadr- shan- airi, ari bilir ancak; Ruhlkudsn srr Sirafile yandr!

34

Bir ilm meslek ashabnn deil, basit ve adi bir sanat erbabnn bile sanata mteallik szlerini, o sanata hizmet etmemi olanlar anlayamazlar. O lisan anlayabilmek, sanatlarna intisap ve hizmet ederek onlar gibi olmaya mtevakkftr. Tasavvuf mesleinin ince nktelerini, sofiye hazaratnn manas pek derin szlerini idrak edebilmek de, o meslek-i celile bir kmil vastasyla intisap etmekle olur. Zaten tasavvuf, szle deil hal ile ilgili bir meslektir. Mesnevnin Binev emriyle balayan birinci beytinden buraya kadar olan onsekiz beyit, evvelce de sylenildii gibi, bizzat Mevlnann kalemiyle yazlm, bundan sonrakiler ise, Mevlna tarafndan sylenilmi ve Hsameddin elebi tarafndan yazlmtr. Baz arifler, onsekiz beyti Mesnevnin mukaddimesi, sonraki beytleri de onun devam ve erhi saym, hatta arih-i Mesnev eyh smail Ankarav onsekiz beyte Fatih-l Ebyat isimli ayrca bir erh yazmtr. Hazreti Mevlna, onsekizinci beyti de pikin ve yetikin zevatn szlerini ve hallerini anlayabilmek iin onlar gibi olmak lazm geldiine iaret ettikten sonra, hr ve kmil ricalin derecesine varmann, bir takm kaytlardan kurtulmaya bal olduunu beyan iin buyuruyor ki: - 19- Oul; ban kopar ve kurtul. Ne vakte kadar altn ve gm kaydnda kalacaksn? nsanlardan mal toplamak, servet cemetmek iin tabii bir hrs vardr. Nitekim bu hal: ARAPA, Sure Ali mran ayet 14 Kadnlara, oullara, kantar kantar altn ve gme, asil ve alametli atlara, ehli hayvanlara, ekin ve tarlalara malik olmak arzusu insanlara mzeyyen ve mahbup klnmtr. Bunlar dnya hayatnn (geici) birer faidesidir. Allah(a gelince) nihayet dnp varlacak yerin btn gzellii Onun nezdindedir ayet-i kerimesiyle beyan edilmi, ondan sonra da: ARAPA, Sure Ali mran ayet 15 Habibim de ki: Size bunlardan daha hayrlsn haber vereyim mi? Takvaya erenler iin, ind-i ilahde altndan nehirler akan cennetler vardr ki, o mttekiler, orada daimi kalacaklardr. Keza, tertemiz zevceleri vardr. Bunlara ilave olarak, Allahn rzasn bulacaklardr. Cenab- Hakk, kullarn hakkyla grcdr ayetiyle, Dnya metana ehemmiyet vermeyenlere, onlara balanp kalmayanlara verilecek manev mkfat bildirmitir. Bu ayetlerde ima yoluyla: ARAPA, Sure Ali mran ayet 92 Siz, sevdiiniz eylerden (Allah yolunda) harcayncaya kadar asla iyilie ermi olmazsnz. Her ne infak ederseniz phesiz Allah onu bilicidir ayetinde sarahaten beyan buyrulduu zere, Allahn rzasna nail olabilmek iin, o uurda fedakrlk edilmek, sevilen eylerden onlarn infak suretiyle vazgeilmek lazmdr. Bu fedakrl gsteremeyenler, rzay- ilahye nail olmayacaklar gibi -sureta hr olsalar bile- hakikatte hrs ve tamah esiri ve altna, gme bal bulunduklarn ispat etmi olurlar. Allah yolunda yryecek olann ise, ayaklar bal deil, serbest bulunmak gerektir. Nak tarikatnn pir-i lisi Muhammed Bahaeddin ah- Nakbend Kuddise srrhuya, Silsilei ma, begca mresed? diye, silsilesinin nereye ve kime mntehi olduunu sormular; Kes besilsile becayi nemi resed, yani Silsileye- zincire- bal olan bir yere gidemez cevab arifanesini vermi. Demek ki altn, gm, kadn, oul gibi maddi eyler yle dursun, tarikat ve siyadet silsilesi gibi manev mebrutiyetler bile, baz ahvalde, Hakk yoluna salik olacaklar iin ayak ba oluyormu. Tecerrd leminde ine ucu kadar iliik, kolay bir ey deildir. stnde bulunan bir ine, Hazreti sann yolunda, demirden bir set olmutu diye bir sz vardr. Hazreti Ali Kerremallah veche ve Raziyallah anhin: Ey altn ve ey gm! Benden bakasn avutun ve aldatn dedii rivayet olunmutur. uras da hatrda bulunmaldr ki, hadis-i erifte mealen: Helal mal, salih kimse iin ne iyidir buyrulmutur. Hazreti Mevlna, bu hadisin tefsirinde: Mal dine hizmet iin hamil olursan, yle hamule ve hamil hakknda Resul- Ekrem: Helal mal, salih kimse iin ne iyidir buyurmutur dedikten sonra, Su, geminin iine girerse onu batrr. Altnda bulunursa onu yzdrr beytiyle bir temsil yapm, mal ve servet hrsyla kalbi dolan

35

kimseyi, iine su giren gemiye, mevcut servetine ehemmiyet vermeyen, o servetin bulunup bulunmamas indinde msavi olan zat da, derin bir su stnde selametle yzen gemiye benzetmitir. Hlasa, hr olanlar derecesine varabilmek iin onlar gibi hr olmaya almal, maddi ve manev ayak ba olacak her eyi koparmal ve esaretten kurtulmaldr. Dehrin meta ve dnya mal, ocuk aldatan oyuncak kabilindendir. Ona mptela olanlar ve onunla oyalananlar ise, idrak-i ricale vasl olmam aklszlardr. - 20- Denizi bir kaseye dkecek olsan, ne kadar sar? Ancak bir gnlk rzk miktar... Baz kimseler vardr ki, Kanaat, tkenmez bir hazinedir hikmet-i nebeviyesini nazar- dikkate almaz, barnacak kadar meskeni, doyacak kadar yiyecei, rtnecek kadar giyecei bulunduunu kfi grmez; daha iyisini, daha ziyadesini elde etmek iin didinir, zlr, durur. Hlbuki insan, fevkindekileri brakp da dunundakilere bakacak ve onlardan ibret alacak olsa, mevcuduna kanaat gsterir, kendi kendine teselli bulur. Nabi merhum, u beytini ne gzel sylemitir: Senden ednay grb kr ile demsaz olmak, Senden lalara rikeylemenin merhemidir! eyh Sadi Kuddise srruhu, bir seyahati esnasnda, pabusuz bulunuyor, yaln ayak yrdne can sklyormu. Sonra, ayaklar kesik birinin dizleriyle srndn grm, kendisinin yalnz pabucu olmadn kretmi. Fakat insanlarn pek ou, bu hakikati anlamak istemez, beer ihtiyacndan ok fazla heves peinde koar. htiras, ihtiyacyla nispet kabul etmeyecek derecelere varr. te bu gaflet ile onun faydaszln anlatmak iin Hazreti Mevlna, Faraza bir denizi, bir kseye dksen ne kadar su sar? diye soruyor ve Servetin deniz gibi de olsa, ondan istifaden, mideni bir gnlk dolduracak miktardan ibarettir cevabn veriyor. - 21- Hrs ve tamah ehlinin gz doymaz. Hlbuki sedef, kanaat gsterip kapanmaynca iinde inci olmaz. Hadis-i erifte mealen: Ademolunun iki vadi dolusu altn ve gm olsa, mutlaka onlara ilaveten nc bir vadi olmasn ister. Ademolunun iini ancak toprak doldurur buyrulmutur. Naklolunan hadis-i erifin mealini Hazreti Mevlna baka bir tarzda ifade ediyor. Haris olanlarn kselerinin daima bo kalacan, karnlar tok olsa da gzlerinin a bulunacan sylyor. Sedefin iinde inci hasl olmas iin, onun kanaat gstermesi ve kabuklarn kapamas lazm geldii gibi, kalbinde marifet cevherleri husule gelmesini isteyenler de, hrs ve tamah azn kapamaldr diyor. ncinin nasl hasl olduunu bilmiyorum. airane, yani hayal ve efsane olmak zere yle bir sz vardr: Gya Nisan yamurlar yaarken, denizde istiridye, kabuunu; karada ylan azn aarm Yamur damlalar istiridye iine dnce inci, ylann azna girince de zehir olurmu. Lakin incinin husule gelmesi iin istiridye kabuklarnn kapanmas, yamur damlalarnn deniz suyuna karmamas lazmm. Hazreti Pirin bu misali irat etmesi, onu hakikat olarak kabul etmesinden deil, hretine mebni olmaldr. - 22- Her kimin elbisesi, akn penesiyle paralanrsa, o kimse; hrstan da, btn ayplardan da temizlenir. Hazreti Mevlna, bu beyit ile bir suale cevap vermi oluyor. Hrsn, tamahn fenaln anladk. Gerek onlardan gerek dier ahlaki ayplardan kurtulmak iin ne yapmaldr, sualine kar, ak tavsiye ediyor. Ak, bir adamn yakasndan tutup da kendine doru ekmeye balaynca, onu elbise gibi kaplam olan hrs ve tamah da; mala, servete olan ballk da, hatta btn ahlaki ayplar da syrlr, kar, diyor. - 23- Ey kast -yahut faydas- ho olan ve btn illetlerimizin hekimi bulunan ak; ad ol. Hazreti Pir, bu ve aadaki beyit ile akn ahlaki ve ruhani hastalklar iin hem bir tabib-i hazk, hem de bir deva-y muvafk olduunu anlatyor.

36

- 24- Ey kibr- azametimize ila ve bize Eflatun ve Calinus olan ak, yaa! Akn insan btn ayplardan temizleyecei bildirilmiti. Bu beyitlerde ona hitaben ho sevda deniliyor, kibir ve azamet hastalklarnn ilac olduu syleniyor, hatta ona Eflatun ve Calinus tabir ediliyor. Malumdur ki, Eflatun Yunan feylezoflarndandr. Hikmet-i irak erbabndan ve rakiyyunun reislerindendir. Hikmet-i irak: Felsefi bir meslektir ki, riyazetler, mcahedeler ile Allaha vasl olmay gaye edinmitir. Hakikat udur ki, tasavvuf ile felsefe ayr ayr eylerdir. nk felsefenin menei akldr. Tasavvufun mehaz ise nakil, yani Kuran ve hadistir. Akllar farkl olduu iin felsefede Reybye ve kaniye gibi biribirine zt dnceli meslekler vardr. Tasavvuf da ise, byle ayrlk, gayrlk yoktur. Mevlna Cami Kuddise srruhu: Yunanllarn felsefesi, nefs- hevann ifadesinden ibarettir. Ehl-i imann hikmetleri ise, Hazreti Peygamberin buyurduklardr demitir. Hazreti Mevlna, Mesnevde, feylezoflar tenkit eder ve onlarn fikirlerini rterek reddeder. Hlasa, feylezoflarn hangisi olursa olsun, tasavvuf erbab, onlarla hemfikir deildir. Gelelim Calinus yahut Galinosa: Bu adam, Milattan sonraki 131 senesinde Bergamada domu, 200 tarihinde lmtr. Hipokrattan sonra hekimliin mucidi saylr. Eserlerinin ou Arapaya tercme edilmitir. Hazreti Mevlna, ak biri hakim, biri hekim iki zata benzetiyor. Bu tebih ile de akta yle icazkar bir kudret vardr ki, Eflatunun felsefeyle, Calinusun tababetle yapamad ruhani ve cismani tedaviler icra eder; a, her trl ayp ve noksandan temizlenmi bir hale getirir, demek istiyor. - 25- Topraktan yaratlm olan insan cesedi, ak tesiriyle semalara kt, eflak oldu. Da bile o tesir altnda eviklik bulup oynamaya balad. Hazreti Mevlna, bundan evvelki beyitte akn, ayplar temizlemek kudretini sylemiti. Bu beyitte diyor ki: Ak, yle bir mucizedir ki, an topraktan olan cismini semalara karr ve eflaki yapar; cansz bir ktle olan da da, kmldatr ve oynatr. Kuran- Kerim, dris Aleyhisselam hakknda: ARAPA, Sure Meryem ayet 57 Onu li bir mekna ref eyledik diyor. sa Aleyhisselam iin de, mealen: Allah onu nezdinde ykseltti buyuruyor. nsan olmalar itibaryla cisimleri toprak olan bu iki nebi-yi ziann gklere karldn haber veriyor. Keza Ekmel-l Enbiya Efendimiz, Mira gecesinde semaya, oradan da ar- alaya gtrlmt. ARAPA, Sure Kehf ayet 110 Ben ancak sizin gibi bir beerim, ancak bana vahyolunur ayeti delaletince, Resul-u Ekrem Efendimiz de, dier iki peygamber de beer idi; onlarn vcudunun mayas da toprakt. yle iken akn feyzi, her n de gklere ve bizim bilemeyeceimiz makamlara gtrd. Akn tesiriyle dan oynamasna gelince, Hazreti Musaya Tur danda vaki olan tecelliye iarettir ki, izah edilecektir. - 26- Ey k! Ak, Tur dana ruh gibi tesir etti. Tur, mest oldu. Musa da kendinden geti ve dt. Malumdur ki, Musa Aleyhisselam, Beni sraili Firavunun elinden kurtam, Msr ktasndan karp ap Denizini geirmi ve Sina lne nakleylemiti. Kendisine semavi bir kitap verilecei de, evvelce vaat olunmutu. Binaenaleyh, Allahn emriyle krk gn oru tuttu. Dervilik tabirince bir ile, yani erbain kard. Sonra kardei Harun Aleyhisselam vekil brakp Tur dana gitti. Orada tecelli-i Rabbani vukua geldi. Bu hl, Kuran- Kerimde yle ifade buyruluyor:

37

ARAPA, Sure Araf ayet 143 Vaktaki Musa, tayin ettiimiz vakitte Tura geldi, Rabbi ona ilah szn syledi. Musa: Ya Rabbi! Bana kendini gster, seni greyim dedi. Cenab- Hakk: Sen beni hibir vakit gremezsin, buyurdu. Ehl-i snnet ulemas, beer iin Allah grmenin mmkn olduunu Hazreti Musann ryet talebi ve Ayn on drdnc gecesi kameri grdn gibi Rabbinizi greceksiniz hadisi ile istidlal etmilerdir. Mutezile ise, Len terani sigasnn tekid-i nefy-i istikbal olmasndan, Allah grebilmek muhaldir, neticesini karmlardr. Urefa-y sofiye indinde, iki cihetin anlay da birer cihetten dorudur. Yani ryetullah mmkndr, fakat insann varl ve benlii baki olduka, o erefe nail olma imkn yoktur. Nitekim Kelam- ilahde, Len terani, yani Sen, sen olduka, sende senlik bakiyesi bulunduka, beni ebediyen, asla ve kata gremezsin buyrulmutur. Bylece ince ve mulak bahislerin ilim ve akldan ziyade, zevk ile anlalabileceini hatrdan karmamaldr. Yine Cenab- Hakk, buyuruyor ki: ARAPA, Sure Araf ayet 143 Lakin u daa bak, eer yerinde durabilirse, sen de beni grrsn. Vaktaki Musann Rabbi, daa tecelli ve da para para etti; Musa da kendinden geip dt. Tecelli: Hakkn zuhuru demektir. Tecelli-i efal, tecelli-i sfat ve tecelli-i zat diye derecedir. Tecelli-i efal, salikin efal ve harektnn; tecelli-i sfat, salikin sfatnn; tecelli-i zat ise, salikin zatnn, Allahn efalinde, sfatnda ve zatnda fena bulmasndan ibarettir. Mesela meneke ieinin bir yapra, gl yann ierisine konsa nce rengi, sonra da kendi yok olur. te u haller uzak bir tebih ile tecelli-i efali, tecelli-i sfat ve tecelli-i zat andrr. Uzak bir tebih ile dedim nk bunda meneke ve gl ya diye bir ikilik, sonra menekenin yaa girmesinde bir hulul vardr. Allahn tecellisi ise, bu ikilikten ve hululden mnezzehtir, yani orada salikin varl ve benlii kalmaz ki, ikilik ve hulul tevehhm edebilsin. te o srada, Hazreti Musaya tecelli-i zat vukua gelmi, onun beeriyetini ifna etmi, hatta o tecellinin bir ziyas, bir yn ta ve topraktan ibaret olan da da oynatm ve paralamt. ARAPA, Sure Araf ayet 143 Ayrlnca dedi ki: Seni tenzih ederim, sana tevbe ve istifarm arzeyledim. man edenlerin ilki benim. Byle ince ve derin bahislerin anlalabilmesinin zevk ve kefe ait olduunu tekrar hatrlayalm ve laykyla anlayamaymz yle bir zevkimizin olmadna atfedelim ve o zevkin ihsan buyurulmas iin niyazda bulunalm. - 27- Arkada ve hemraz srda olan yarimin dudayla birlemi olaydm; ben de sylenebilecek eyleri ney gibi sylerdim. - 28- Konutuu dili anlayan kimseden ayrlan, yzlerce lisan ve name bilse de yine susar. Malumdur ki sylemek, bir meseleyi anlatmak iindir. Bundan dolay muhatapta anlay istidad ne kadar ok olursa, konusanda konuma kabiliyeti de o nispetle olur. Dinleyenin anlamay, syleyenin sylemesine manidir. Bu mnasebetle Hazreti Mevlna, bu iki beyitte demek istiyor ki: Hemraz ve demsazm olabilecek bir muhatap bulabilseydim, ben de ney gibi namelerde bulunurdum, daha yksek bahislere giriirdim. Fakat o muhatab bulamadm iin nameyi deitirmeye, pek derinlere dalmakszn bahsi s gemeye mecbur oldum. Byle olmas da zaruridir. Velev ki, yz trl nameye muktedir ve birok lisan ile konuan bir kimse olsun Karsndaki, o nameleri ve dilleri anlamazsa, pek tabii olarak o adam susmaya mecbur olur. - 29- Gl mevsimi geip de gl amas bitince, artk blbln kane sergzetini servenini- dinleyemezsin.

38

ark airlerinin tahavvlne gre, gl ile blbl arasnda kane bir irtibat vardr. airlere nazaran blbl, ancak gl iin ve gle kar syler. Onun dediklerini de bakalar deil, yalnz gl anlar. iir ve hayal bak, gl yapraklar stndeki i damlalarn, blbln iniltisine kar gln gzyalar eklinde grr. Sirik-efan olur gl, naliinle jale eklinde, Ne ksn ki olmu gl dahi nalann ey blbl. Fakat vaktaki: Figan naliinle sen sarardn goncalar soldu Bitirdi hem gl, hem kendini efgann ey blbl! levhas teressm eder, yani bahar mevsimi geer, gln almas devri biter. O vakit blbl de sesini, sedasn keser. nk kendisini dinleyecek olanlar bulunsa bile, anlayacak bulunmaz. - 30- Gl bitip de gl bahesi harap olunca gl kokusunu nereden arayp bulalm? Gl suyundan! Evet. Gln alma mevsimi geip, glistandaki fidanlar dikenli birer aldan ibaret kalnca, gl rayihas ancak gl yandan ve gl suyundan duyulabilir. Bunun gibi urefa-y mmetin ekmel ve efdali bulunanlar ekilip gidince, onlardaki rayiha-i marifeti, varisleri bulunan ve kendilerine nispetle gl yannda gl suyu gibi kalanlardan aramak lazm gelir. Mesnev arihlerinden Sar Abdullah Efendinin telakkisine gre, Hazreti Mevlna, ems-i Tebriz ile Hsameddin elebi arasndaki fark sylemek, ems-i Tebriz Hazretlerinin yannda Hsameddin elebinin gl suyu gibi kaldn bildirmek istiyor. ems gibi bir musahib-i ekmelim bulunsayd, onun geni idraki beni nameperdaz etseyedi, ben de ney gibi rakik terennmlerde bulunurdum. O demsaz ve hemrazm geip gitti. Bana laykyla muhatap olabilecek kimse kalmad. Onun iin ben de szlerimi slatrmaya mecbur oldum. Bereket versin ki, karmda Hsameddin elebi gibi mstait bir muhatap var. emsin irfan- rayihasn onda bulmaya ve bu suretle avunmaya alyorum diyor. Mesnevnin dier bir yerinde ise, Hazreti Mevlna: u sylediklerim yok mu? Onlar, senin fehmine gredir. Doru anlayl bir muhatap hasretiyle lyorum buyuruyor. Burada bir sual hatra gelebilir: Dibacede Hsameddin elebinin kutup olduuna delalet eder, vasflar bulunduu halde burada ondan daha anlayl bir muhatap aranyor, iki ifade arasnda tenakuz yok mudur? Evet, Hsameddin elebi, hem asrnn kutbu olur, hem de zevken ve irfanen ems-i Tebriz derecesinde bulunmayabilir. Hacc- Veda esnasnda: ARAPA, Sure Maide ayet 3 Bugn sizin dininizi ikmal ettim, hibir eksiini brakmadm ayeti nazil olunca, ashab- kiram sevinmi ve glmt. Yalnz Sddk- Ekber Radiyallah anh, dinin kemale gelmi, ikmale muhta bir ciheti kalmam olduunu bildirdiini iitince, Hazreti Peygamberin irtihaline ima edildiini anlam ve kemal-i teessrle alamlard. Hazreti Ebubekir de, sair sahabe-i kiram da Hazreti Peygamberle sohbet etmek erefine nail olmulard. Fakat ondaki feyz-i nebevi, dierlerinde grnmemi, onun gsterdii anlay isabetini brleri gsterememiti. Demek ki velilik bir, fakat velilerin zevki ve derecesi farkl; nk Allah, tecellisini tekrar etmez. - 31- Cmle, mauktan ibarettir, k perdedir. Diri olan ancak mauktur, k ldr. Tecrbe ile anlayanlar vardr ki insan, bir gzeli severse ve sevgisi, ak derecesine varrsa, lemin her zerresi ona sevgilisini hatrlatr. Gndzlerin nuraniliinden onun parlak yzn, gecelerin zulmani renginden onun siyah salarn hatrlar. Rzgrn hafif hafif esmesinden, onun teneffsn, imek ziyasnn ufuklar stnde grnmesinden onun tebessmnn parltsn mahede eder de:

39

Kaklnden eb, cebininden seherler mevc-hiz, Zulmet envar olur senden hveyda reng reng! der. Hlasa, nazarnda kinat, ondan ibaret grnr; hatta kendini bile mauu olarak tahayyl eder. Ben ben deilim, ben dediim sensin hep, Canm dediim, ten dediim sensin hep... beytini syler. Fuzulinin Mecnun lisanndan Leylaya hitab gibi: Gel sen sen isen, neyim men-i zar, diye sorar. Deriden, etten, kemikten mteekkil fani bir varla kar olan muhabbetin insan bu dereceye getirdiini dnmeli de, o vcudun ve btn mevcudatn Halik bulunan Mauk-u Ecel- Alaya olan akn, a ne hale getireceini kyas etmelidir. te o ilah ak, an nazarnda btn mkevvenat hi gsterdii gibi, Mauk-u Hakikinin hep ve cmle olduunu, kendisinin de arada bir perde bulunduunu gsterir. Hmam- Tebriznin: Benimle sevgilim arasnda Hmam, perde olmaktadr. Artk o perdeyi bertaraf etmenin sras gelmitir mealindeki beyti, bu gerei ifade eder. te o benlik perdesi kaldrlrsa, mauun cmle ve zinde; an da, berde ve mrde olduu anlalr. - 32- kta, akn elemlerine sabr-u tahamml bulunmayacak olursa; o, biare kanatsz ku gibi kalr. Vay onun haline! Akn kudret-i icaz, ad ba ey ak- ho sevda-y ma beytinde sylenilmi; Eflatunun felsefe ile Calinusun tababetle yapamayaca ruhani ve cismani tedaviyi, akn yapt beyan edilmiti. Evet Ak, salik iin icazkar bir kuvvettir. Zhde, tarik-i ilahnin seyyaresi demek caizse, aka da feza-y tekarrbn tayyaresi denilebilir. Fakat tayyareye bineceklerin cesur ve mtehammil olmas icap ettii gibi, ak kanadyla ykselmek isteyenler iin de cesaret, metanet, sabr ve tahamml lazmdr. O lzuma ehemmiyet verilmez, hayata ballk dncesi bertaraf edilmezse, matlup olan ykselme husule gelmez. nk tayyareye benzettiimiz ak, o tahammlsz kimse iin, kanatlar yolunmu ku gibi olur, uamaz. Onun sahibi ve binei de, saksaan kargas gibi, ileri-geri sramaktan baka bir ey yapamaz. Fuzuli ne gzel syler: Ak resmim, k renmek gerek pervaneden, Kim yanar grdkte emin ate-i suzanna! Cann canane vermekdi kemal-i an, Vermeyen can, itiraf etmek gerek noksanna! - 33- Yarimin nuru etrafmda bulunmazsa ben nasl nm, ardm idrak edebilirim; yarimin nuru ilk ve sonla mukayyet olmaynca, ben nasl balang ve son ile kaytlanabilirim. ki trl tercme edilen bu beyit, iki nevi sualin cevabdr. Evvela: Akn kanada tebihine mukabil, akl da ayak mevkiinde kalr. Aka tabi olamayan, akl ile hareket edemez mi, sualine cevaben deniliyor ki: Evet. Akl, ayak gibidir. Fakat o ayakla adm atabilmek iin, insannn basaca yeri grmesi lazmdr. O gr ise, ancak yarimin bir nuru olan ak ile kabildir. Ak nuru ile nurlanmaynca, ben nasl nm, ardm grr ve admm atabilirim? Keza, Ey Mevlna! Derin bahislere girimeyeceini evvelce sylediin halde, imdi bahsi derinlere gtryorsun ihtarna cevap veriliyor. Geri birka beyit evvelce sylenilmiti. Fakat yarimin ilk ve son kaytlardan mnezzeh olan nuru, beni tenvir ediyor ve endieyle, ballktan vareste klyor. - 34- Ak bu szn meydana kmasn istiyor. Ayna, koucu olmaz da ne olabilir?

40

Demek isteniliyor ki: Mauun cilvesi ve akn esrar, gnl aynasna aksedip duruyor. Cilal bir ayna, sathna akseden sureti gstermez olur mu? Benim de kalp aynamda beliren srlar, ihtiyarm elimde olmakszn lisanmdan dklyor. - 35- Senin ruhunun aynas niin o yansmay haber vermiyor biliyor musun? Sath -yzpastan hali deil de onun iin. Bu beyitte aynann pasndan bahsedilmesi, eski aynalarn camdan deil, maden levhalardan yapld iindir. Maden levhalarn rutubet vesaireden pasland, byle olunca da sathna akseden eyleri gstermedii gibi, gnl aynas da nefis pasyla cilasn kaybederse, feyz-i ilahye makes olmak nimetinden mahrum kalr. Binaenaleyh, ilk nce gnl aynasndaki pas temizlemek ve cilalamak lazmdr. Mncel ayine-i dilde nuku-i kinat, o mirat- musaffaya cila vermektedir! Her eyin bir cilas vardr. Kalplerin cilas da zikrullahtr hadis-i erifin mucibince, o pasn giderilmesi, ancak Allah zikretmek ve yadeylemekle olur. Dil hanesi pr nur olur, envar- zikrullah ile! Nefsin bulankl gitmez, kalp aynasnn pas almazsa, ruh da Allahn tecellisine mazhar olamaz. Nefsin tasfiyesi ve kalbin cilalanmasnn ne ile olabileceini bildirmek ve dolaysyla birok hisse retmek iin Hazreti Mevlna bir kssa nakline balyor ve diyor ki: BR PADAHIN BR CARYEYE IK OLUP ONU SATIN ALMASI VE CARYENN HASTALANMASI. PADAHIN DA ONU TEDAV ETTRMEK N TEDBRDE BULUNMASI HKAYES - 36- Ey dostlar; u hikyeyi dinleyin ki hakikatte bizim halimizin ayndr. nk anlatlacak olan padiah ile cariye, ruh ile nefsin temsilidir. - 37- Bundan evvel bir padiah vard ki hem dnya mlk, hem de din mlk onundu. Hem dindar hem dnyadar bir hkmdar idi. - 38- Tesadfen padiah bir gn avlanmak iin maiyetiyle ata bindi. - 39- Padiah, yolda bir cariye grd ve can o cariyenin kulu, klesi oldu. - 40- Can kuu, benden kafesinden rpnnca mal verdi ve o cariyeyi satn ald. - 41- Cariyeyi ald ve ondan saadet duydu. Fakat kazara cariye hastaland. - 42- Birinin merkebi vard, palan yoktu. Palan buldu; lakin merkebi kurt paralad. - 43- Dierinin kasesi vard, su bulamyordu. Suyu bulunca da kse krld. Palan bulunca merkebini kurt paralayan, su bulunca ksesi krlan kimseler gibi, padiah da cariyeyi ald ama hastalanmas dolaysyla zevki srekli olmad.

41

- 44- Padiah; sadan soldan, yani her taraftan hekim toplad. Onlara: -kimizin hayat da sizin elinizde ve hazakatinize ustalnza- baldr, dedi. Ve ilave etti: - 45- Benim canmn tedavisi kolaydr; o, iyileirse ben de iyi olacam. nk ruhumun ruhu odur. Ben dertliyim, hastaym; dermanm da odur. - 46- Her kim ruhumu, yani Mercan ismindeki cariyemi tedavi edecek olursa, inci ve mercan hazinemi alp gtrecektir. - 47- Hekimlerin hepsi dediler ki: Hastay tedavi iin canla, bala alalm. Anlaymz bir yere toplayalm, yani gr alverii edelim, sonra mterek bir tedaviye balayalm. - 48- Bizim her birimiz, hasta tedavisinde lemin sas gibiyiz. Elimizde her derdin merhemi ve devas vardr. - 49- Hekimler, kibir ve azametlerinden, Allah isterse, yani inallah demediler. Cenab- Hakkta onlara insanln aciz olduunu gsterdi. Cariyenin hastalanmas zerine padiah, her taraftan hekim getirtmi, onlara nakit ve mcevher vaadinde bulunmu; onlar da, sanatlarna gvenmiler, her derdin devas bizim elimizdedir demiler, Allah muvaffak ederse demeye lzum grmemiler. Hazreti Mevlna, her iin Allahn iradesiyle husule geleceini bilerek daima nallah, yani Allah isterse demenin lazm olduunu beyan iin diyor ki: - 50- stisna, yani inallah demeyi terk etmekten muradm kalbe arz olan kasvet ve gaflettir. Yoksa kalben gaflet halinde, lisanen inallah demekten ibaret olan halet-i arzay kastetmiyorum. - 51- stisnay -inallah- lisanen sylemeyen niceleri de vardr ki, onlarn can istisnann ruhu, yani hakikatiyle mttehittir. Hazreti Mevlna bu beyti ile Risaletpenah Efendimize ve onun varis-i kmili bulunan ehlullah hazaratna iaret etmitir. Yahudilerin retmesi zerine Kurey mrikleri Aleyhisselat Efendimize ruhun hakikatini, bir de Ashab- Kehf ve Zlkarneyn kssalarn sormulard. Resulullah Hazretleri, Yarn gelin de haber vereyim dedi, lisanen inallah demedi. Hazreti Peygamberin inallah demeksizin, yarn gelin de, haber vereyim buyurmas, phe yok ki ilah iradeden gaflet yahut Allaha kar nefsine kudret isnad deildi. Belki buna dair vahy-i Rabbaninin geleceine itminan- kalb neticesi idi. Hazreti Mevlna, tabiri vehile onun can istisnann ruhuyla ift ve mttehit idi. Fakat tevhid-i efal mertebesine varmam olan bir ksm mmetin ilah iradeden gafil olmamalar, teebbslerinde hatrlamalar iin inallah demelerinin lzumunu fiilen bildirmek, Allahn iradesi olmaynca hibir eyin yaplamayacan gstermek iin vahiy birka gn gecikti. Resul-u Ekrem Efendimiz skld. Sonra verilecek cevap, vahyen bildirdii gibi sahib-i eriata ve dolaysyla efrad- mmete hitaben: ARAPA, Sure Kahf ayet 2324 Hibir ey hakknda, ben bunu herhalde yarn yapcym, deme! Meerki (szn) Allahn dilemesi (ne balam olasn.) talim-i Rabbanisi varit oldu.

42

Vaadi ve taahht havi szlerle inallah demenin lazm olduu bildirildikten sonra, hikyenin nakline dnlp deniliyor ki: - 52- Hekimler, ilatan ve tedaviden ne verdilerse ve ne yaptlarsa hastalk artt, matlup olan ifa hasl olmad. - 53- O cariye hastalktan kl gibi zayflad. Padiahn gzleri de alamaktan rmak halini ald. - 54- Sirkencubin -sirke, bal ve rek otu karm- urubu, kaza-y ilah ile safray artrd. Badem ya da kabz verdi. Hlbuki bunlardan birincisi safray, ikincisi de kabzl tedavi iin kullanlrd. Sirkengebin: Sirke ile bal ve rek otundan ibaret bir urup imi. - 55- Kara halileden srgn kesildi, kabz hasl oldu. Su bile harareti kesecek yerde, neft ya gibi atei artrd. Hikyenin buraya kadar olan ksmnda birka ahsiyet peyda oldu ki, biri padiah, dieri cariye, brleri de iddial hekimler Padiah ve cariyeden maksadn, ruh ile nefis olduu sylenilmiti. Hekimlerden murat da, tabib-i manevi olmalar lazm gelen eyhlerin, mukallit olanlardr. Ehlinin malumudur ki, insan denilen mahluk ruh ile nefisten mrekkeptir. Ruhun ykselmesi iin nefsin temizlenmesi arttr. Hikyemizde ruhu temsil eyleyen padiah, nefsi temsil eyliyen cariyenin hasta bulunduunu grnce, hekimlere, yani tabib-i ahlaki olacak eyhlere mracaat ediyor. Mracaat ettikleri eyh deil, eyh mukalliti olduklarndan kendilerinde hekimlik namna nabzgirlikten baka bir ey yok. yle iken insaf gsterip de, ehline mracaat tavsiye etmiyorlar. yle yaparz, byle ederiz, diye atp tutuyorlar. Dnyada en byk musibet, cahilin ilim davasnda bulunmas, o davann da cahillerce doru zannolunmasdr. nsan bilmediini aka itiraf edecek olursa, hem vebal altna girmekten kurtulur, hem de hulus-u niyeti dolaysyla Allahn ilham ve talimine mazhar olur. Kendilerine eya ilimleri sorulan meleklerin, bilmiyoruz dedikleri gibi, sen de bilmediini itiraf et ki (Vema allemtena) destgirin (arkadan) olsun. Allah, o isimleri Adem Aleyhisselam vastasyla meleklere talim eyledii gibi, sana da bilmediklerini retsin. Tabiinden ve ulemadan abiye bir mesele sormular, Bilmiyorum. demi. Sen ulemadan olduun halde bilmiyorum demeye utanmyor musun, demiler. Melekler, Allahn yakini iken (la ilme lena) demeye utandlar m? demi. Keza mam- Ebu Yusufa -ki Harun Reidin ba kads, bizim tabirimizce eyhlislam idiHalife, bir ey sormu. O da, Bilmiyorum cevabn vermi. Banabeynci lakrdya karm, Emirl Mminin, sana bu kadar para verdii halde sualine bilmiyorum cevabn veriyorsun. Bu, yakr m? deyince, Ebu Yusuf: Emir-l Mmininin bana verdii para, bildiklerime gredir. Bilmediklerime gre verecek olsa hazinesi kfi gelmez demi. Bizim en byk kusurumuz Bilmiyorum demek fedakrln gstermeyiimizdir. Bunu yapacak kadar insafmz yahut yeni tabir ile cesaret-i medeniyemiz bulunsayd, memleketi imdikinden pek baka bir halde grrdk. nk en ehemmiyetsizlerinden, en mhimlerine varncaya kadar btn vazifeler, Bilmiyorum diyeceklere deil, Biliyorum diyenlere ve hakikaten bilenlere, sznn eri ve iinin ehli olanlara verilirdi. Evet. Hikyemizdeki hekimler de, Cariyenin hastaln tehis edemedik, tedavisinden aciz kaldk, baka ve hazk birini bulun diyecek kadar hakinaslk gsterebilselerdi, hem hasta fazla zahmet ekmez, hem de beklenilen afiyetin vrudu gecikmezdi.

43

CARYENN TEDAVSNDE HEKMLERN ACZ KALDIKLARININ PADAHA ZAHR OLMASI, DEGAH-I LHYE TEVECCH EDEREK RYASINDA GAYBE MENSUP BR MJDEC GRMES VE TABB- LHY BULUP MURADININ HUSULE GELMES - 56- Padiah, hekimlerin o aczini grnce, yalnayak mescide kotu. Evet Padiah, cariyenin tedavisinden hekimlerin aciz kaldklarn grnce, nefsin tasfiyesi iin mracaat eyledii mukallit eyhlerin terbiye-i nefse ehliyetleri olmadn grnce, onlardan midini kesiyor; dorudan doruya, dergh- ilahye tevecch ediyor. Sebeb-i ifay Msebbib-l Esbab olan Kadir-i Mutlaktan istiyor. ARAPA, Sure Bakara ayet 186 Kullarm (Habibim) sana beni sorunca (haber ver ki) ite ben muhakkak yaknmdr. Bana dua edince, ben o dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime (itaatle) icabet ve bana iman (da devam) etsinler. Ta ki, (o sayede) doru yola ulam olalar. ayet-i kerimesi mucibince, Cenab- Hakk dilekleri duyan ve istekleri yerine getirendir. Dergh- uluhiyetine arz olunan dualar reddetmez, kula hayrl olacak surette kabul eyler. Fakat icabet ve kabuln baz artlar vardr. Ezcmle insan, herkesten ve her eyden midini kesmeli, maksadnn husuln ancak Vahid-i Mutlakn ltfundan beklemelidir. Nitekim ayet-i kerimede: ARAPA, Sure ura ayet 28 O, (insanlar) mitlerini kestikten sonra, yamuru indirmekte, rahmetini yaymakta olandr. O, hakiki yar, her hamde sezavardr buyruluyor. te Hazreti Mevlna da duann bu byk artn ima eylemi olmak iin, hekimlerin aczini gren padiahn mescide doru yalnayak kotuunu hikye ediyor. Padiahn yalnayak gitmesi, yine dua artlarndan bulunan yalvar izhar iindir. Malumdur ki, bir adamn dua etmesi, az ok bir ey istemesi demektir. steyen kimsenin, verecek zata kar, derecesine gre yalvarp yakarmas tabii bir haldir. Bir maksadn husul iin bir mahluun karsnda yalvarmak icap edince, matlabn da, matlubun da, talibin de Halik ve Razk bulunan Zat- Ecel- lann huzurunda, o istein daha da samimi olmas gerekir. Zaten ibadat dediimiz hareketler ve onlarn efdali dediimiz namaz nedir? Mahluun, Halik karsnda eilmesi, eref-i azas bulunan yzn yere srmesi, Allahn huzurunda yalvarp yakarmas deil midir? Hazreti Musaya vuku bulan tecellide, Fahla naleyk, yani Pabularn kar buyrulmu, Kelimullah Hazretleri makamn gerektirdii edebe davet olunmutu. Urefay- sofiye, Fahla naleykten maksat: Dnya ve ahiretin kalpten karlmasdr demiler. - 57- Padiah mescide gidip mihrapta secdeye kapand. Secde yeri, gzyalarndan srlsklam oldu. Zamanlarn ve meknlarn mbarek olanlar vardr. Mesela Cuma geceleri, seher vakitleri, Ramazan ve bayramlar, Cuma gnnn icabet saati mbarek zamanlar cmlesindendir. Mekke, Medine, Kuds harem-i erifleri, enbiya ve evliya trbeleri, camiler, mescitler de mbarek meknlardandr. Hikyemizdeki padiah, bunlar bildii cihetle dua iin yalnayak mescide komu, mihraba secdeye kapanm, gzyalaryla secdegah slatmt. - 58- stirak ve fena halinden, yani kendini kaybetme durumundan uur lemine gelince, gzel bir ifade ile Allah medh-u senaya balad. Hayrl ilerin hepsinde olduu gibi, dua ederken de besmele, hamdele, salvele ile balamak, yine salat ve hamd ile bitirmek, arada Cenab- Hakkn medh-u senasna dair dili dnd kadar sz sylemek lazmdr. Allah, bunlar kabul eder. Onlar arasnda edilen duaya da icabet buyurur. nk

44

kulunun isteklerinden bir ksmn kabul eyledii halde, dier ksmn reddetmeye, kerem-i ilah msait deildir. Allah, kendisine hamdedilmesini sever hadis-i erifi mucibince, insanlarn Rabb-i ekreme hamd- sena etmeleri lazmdr. Fakat u kulluk vazifesinin eksiksiz olarak ifas, eyh Sadinin dedii gibi: Kimin elinden ve dilinden gelebilir? Hazreti Sadi, Glistan kitabnn mukaddimesinde der ki, nsann nefes almas, hayatnn uzamas; nefes vermesi de zatnn ferahlanmas gibi nimetleri ihtiva eder. Demek ki bir nefes alp vermekte iki nimet vardr. Her nimete ise bir kr vaciptir. Bu neticeye gre insan, hayatn bir kere nefes alp vermesinin krne hasredecek olsa, yine de minnetdarlk vazifesini ifa edememi olur. Nefes almann sonunda edilecek bir kr de bir kulluk vazifesinin ifas olduu iin, bir nimettir. O nimetin kr de vaciptir; nimete kredebilmenin kr de lazmdr. O halde Allaha kar nimetlerinin krnden, hamdinden aciz kaldn itiraf eylemek, Ya Rabbi! Verdiin nimetlerin krnden acizim demek icap eder. Hadis-i erifte: Ya Rabbi! Ben sana kar hamd- senay sayp dkemem! Sen, zat- ecel- lana sena ettiin gibisin buyrulmu, Allahn senasn saymak hususunda lisan- beli-i Muhammednin aciz kald beyan olunmutur. - 59- Padiah, diyor ki: Ey en az ihsan dnya hkmdarl olan vehhab- kerim, ben ne syleyim? Sen btn kalplerde gizli olan bilirsin. - 60- Lakin sen srlarn bildiin insana: Geri srrn bilirim; lakin sen de o srr abucak izhar eyle demisindir. - 61- Ey daima hacetlerimize melce olan Allah! Biz, tekrar yolumuzu ardk. Padiah, duasna medh- sena ile baladktan, makam- senada Cenab- Hakkn kaytsz, artsz vehhab olduunu, en byk bir ey zannedilen dnya hkmdarlnn, atay- ilahye nispetle naiz ve deersiz bir ey bulunduunu sylyor. ARAPA, Sure Taha ayet 7 Sen sesini ykseltsen (de, ykseltmesen de birdir.) nk o gizliyi de, gizlinin daha gizlisini de bilir nazm- celili muktezasnca Zat- Akdes-i Kibriyann en gizli srlarn dahi bilici olduunu itiraf ediyor. Sonra Ona mnacat etmenin yine ilah bir emre: ARAPA, Sure Mmin ayet 60 Bana dua ediniz, icabet edeyim fermanna ittiba eylemekten ileri geldiini ifade ediyor. Cenab- Hakkn, srlarn bilicisi olduunu bilenler, o Kerim-i lime alenen arz- hacete lzum grmezler. Yani Halimi biliin, benim isteyiimden ziyade bana kafidir derler: Syleyemem derdimi hemderdim olan aha bile, Belki ol sinedeki nale-i cangaha bile! Kendi bi phe bilir, rz- derunu yoksa Ehl-i dil syleyemez derdini agaha bile! Fakat daha kmil olanlar, duni emr-i celiline ittiba etmi olmak iin o Kerim-i Layezale dua edip dileklerini arz etmekten geri kalmazlar. te padiah da, o emre itaat ve erbab- kemalin edebine riayet etmi olmak emeliyle Huda-y Mteale dua ediyor, o Zat- Ecell- Akdesin, mahluklarn ihtiyac iin daimi bir melce olduunu, kendisinin bir takm arlatan hekimlere yahut mrayi ve mukallit eyhlere kaplmak suretiyle yolunu arm bulunduunu sylyor.

45

- 62- Padiahn samimi ruhundan cu-u huru peyda olunca, Allahn ltf-u ata deryas da cotu. Gazab sakin olur Rahmann Mznibin nale-i cangah ile. Kulzm-i merhamet- mafireti, Cu eder bir kulunun ah ile! - 63- Padiah alayp dururken kendisini uyku istila etti. Ryasnda bir pirin zuhur eylediini grd. - 64- O pir, diyordu ki: Ey ah, sana mjde. Hacetlerin reva grld; yani, muradn olacaktr, yarn nezdide bir garip gelirse bilesin ki o, bizdendir, bizim tarafmzdan gnderilmitir. - 65- Gelince onu bil ki, hazk bir hekim ve sadk bir emindir, br arlatan doktorlar gibi yalanc doktor ve hilekar deildir. Hakiki bir tabipte bulunmas lazm gelen hazakat, emanet ve sadakat sfatlarn haizdir. - 66- Onun verecei ilacda sihr-i mutlak tesirini, mizacnda ise Hakkn, kudretini mahede eyle. Malumdur ki, rya herkese vaki olur. Vukuu umumi olmakla beraber, hkm muhtelif, adeta hususidir. Ryalarn bazlar manasz eylerdir. mam- Buhari Rahimehullah, Ebu Said-l Hudri Radiyallah anhten, u hadis-i erifi tahri eylemitir: Biriniz, houna giden bir rya grrse, o Allahtandr. Ondan dolay Allaha hamdeylesin ve ryasn sylesin. Houna gitmeyen bir ey grrse o, eytandandr. eytan ile errinden Allaha snsn, yani euz billahi mineeytanirracim desin. Grdnden de bir kimseye bahsetmesin. Onun kendisine zarar olmaz mealindedir. Ryann bir ksm da, hayaller ve ihtiyalar neticesidir. Zrt bir adamn hazineler grmesi, tuzlu yemekler yemi bir kimsenin ryasnda subalarnda bulunmas gibi Rya-y saliha denilen bir ksm da vardr ki, Hazreti Peygamber, bunlar iin Mbeirat, yani Mjdeciler tabir etmi ve Mbeirat nedir? sualine, Salih bir adamn grd, ryalardr cevabn vermitir. Seyyid erif-i Crcani Tarifatnda ve Nebi lafznn izahnda Nebi, kendisine melek vastasyla vahiy gnderilen yahut kalbine ilham vaki olan yahut rya-y saliha ile tembih edilen zattr diyor. Evet. Enbiya-y zam aleyhimsselamdan bazlarnn vahiy telakkisi, rya vastasyla olurdu. Efdal-l Enbiya Efendimizin nbvveti de rya-y sahiha ile balam ve uykudaki ilhamlar alt ay srmt. Bundan dolay, Rya-y sahiha, nbvvetin 46 cznden bir czdr buyrulmu; bu hadis-i erif, 23 senelik nbvvet mddeti iinde sadk ryalarla geen alt ay, o mddetin 46 cznden biridir diye muhaddisler tarafndan izah olunmutur. Hazreti Aie Radiyallah anhadan mervi olan ve Resul-u Ekrem s.a.v. Efendimize vahyin balangc, rya-y saliha ile olmutu. Nebi-yi Azamn grd her rya, sabah aydnl gibi parlak bir surette zuhur ederdi mealinde bulunan hadis, Sahih-i Buharide mezkurdur. Cibrilin nzulnden sonra Resulullahn ryalar ya aynen yahut tevilen zuhura gelir; arabuk vuku bulur yahut bir mddet gecikirdi. Nitekim Uhud muharebesine giderken, stne zrh giydiini, klcnda gedik husule geldiini, bir takm srlarn kesildiini grm; zrh Medine ile gedii ehl-i beytinden birinin ehadetiyle, kesim hadisesini de ashabndan bazlarnn ehit olmasyla tabir ve tevil buyurmulard. Ertesi gn amcas Hazreti Hamza ile ashaptan 69 zat ehit dm, slam mcahitleri, zrh mesabesinde olan Medineye dnmlerdi. Hudeybiye Antlamasndan evvel de, ryasnda ashap ile Mekkeye gidildiini, orada kiminin ban tra ettirdiini, kiminin salarn kestirmediini grm; bu ryann hkm de aynen, fakat bir sene sonra vukua gelmiti.

46

Hazreti Peygamber s.a.v. Efendimiz, kendi grd ryalar haber verdii gibi, ashabn ryalarn da dinler ve onlar da tabir ve hsn tevil buyururdu. Sahabeden ou, hususiyle Sddk- Ekber, ilm-i tabire aina idi. Bir defa Hazreti Aie, tane ayn hcresine gurup ettiini, ryasnda grp babasna sylemi; o vakit bir ey sylemeyen Hazreti Ebubekir, Peygamberimizin mukaddes cesedinin hcre-i Aieye defninden sonra kzna: te o grdn aylardan biri demiti. Sonra oraya kendisi ve Hazreti mer de defnedildii cihetle Hazreti Sddkn tabiri doru kmt. Gelelim sihre Malum ya sihir nfus ve eya zerinde tasarruf suretiyle harikulade baz haller gstermektedir. bni Halduna gre, rabt- kalp ve sarf- himmetle yaplr. Sihrin vukuu Kuranla sabit olduu gibi, tevatren de malumdur. Hintdeki Mecusi fakirlerinin gsterdikleri garibeler, iitilip duruyor. Sihrin kerametten fark: Sahibinin Mslman olup olmamas, bir de sihrin mucize ve keramet karsnda bozulmasdr. Nitekim Firavunun toplad sihirbazlarn gsterdikleri ipten ve denekten ylanlar, Hazreti Musann asa-y mucizesi yutmu, mahvetmiti. Mucize ile kerametin fark ise: Birinin nebiden, birinin veliden zuhur etmesidir. Bazen fevkalade messir sze de sihir tabir olunur. nne minelbeyani lesihran hadis-i erifinde olduu gibi ki: Sihir kadar tesir yapan ifadeler vardr demektir. Yine de tesir itibaryla edebiyatta Sihr-i helal unvan verilmi bir sanat- bedia vardr ki, sz arasnda hem nceki kelimenin sonu, hem sonraki kelimenin balangc bir kelime yahut bir cmle irat etmektir. Muallim Naci merhumun: Grdm olmu pr kevakib asman, Hlk- ecram tebcil eyledim. Doldu gnlm nur ile bi-ihtiyar, Sure-i (Vennecmi)i tertil eyledim! ktasnn nc msradaki Bi-ihtiyar lafz gibi. Gelecei, padiahn ryasnda haber verilen Hekim-i gaybinin ilacndaki ifa verici tesir de fevkalade olduu iin sihre benzetilmi; hem birok klfetlerle mukayyet ve haram bulunan sihre deil, her trl kayttan azade ve mutlak olan bir sihr-i helale tebih edilmitir. - 67- O vaat edilen zaman gelip de gndz olunca ve gne fezada doup da yldzlar snk braknca. - 68- Padiah, kendisine gizli olarak gsterilen eyi aka grmek iin pencere nnde beklemeye koyuldu. - 69- Fazilet sahibi bir zat grd ki, glge arasnda gne gibi parlyordu. Cismi, zayflndan glge haline gelmi; ruhu ise, gne gibi ziya samakta idi. - 70- Hilal gibi uzaktan grnr-grnmez bir halde geliyordu. Adeta yok denilecek ve hayal saylabilecek bir halde idi. - 71- Ruhtaki hayal, sureta yok gibidir. Lakin sen btn cihan halkn birer hayal peinde gider gr. Dnyada herkes, bir hayale balanp kotuu halde, ruhunda mutasarrf olan o hayal, dtan grnmez. Fakat o grnmeyen hayalin mevcudiyeti, sahibini bir takm ilere sevk etmesiyle ve insanlar zerinde mutasarrf olduu eseriyle sabittir. O insanlarn: - 72- Sulhu da, cengi de, iftihar ve hayas da hep hayalden mtevellittir.

47

Evet, hakikat-aina olmayanlar, yakalarn hayalin penesinden kurtaramazlar. Onun gtrmek istedii cihete gitmekten kurtulamazlar. Mesela kimi ilmine, kimi servetine, kimi kuvvetine marur olur. Esas hayal olan u lemin birer nmayii bulunan o hayalat, hakikat vehmeder; onlarn sahibi olmakla iftihar eder, durur. Kendisinden stn bir lim, bir zengin, bir babayiit bulunursa can sklr ve adeta utanr. Dnmez ki, bir unutkanlk o ilmi, bir iflas o serveti, bir hastalk o kuvveti mahvetmek iin kfidir. Sonra hayali bir sebeple kavga karr, hiten bir mnasebetle bara rza gsterir. Hlasa, hayal btn hareketlerine hakim olur. Acaba evliyaullah hazarat da byle midir? Hazreti Mevlna, bu suale cevap olmak zere diyor ki: - 73- Evliyaullaha tuzak olan hayaller ise, Huda bahesindeki ay yzlerin yansmasndan ibarettir. Bu beyit, Mesnevnin g anlalan beyitlerindendir. arihler, diyorlar ki: Bostan- Hudadan maksat, mertebe-i vahidiyet; Mehryandan murat da, Allahn esmas ve sfatdr ki, vahidiyet mertebesinde temayz ederler. Binaenaleyh, beyt-i erif, Evliyaullahn ayaklarna tuzak ola esma ve sfat- ilahyenin tecelliyatdr. O tecelliyat ise, hakikati grmeyen halka hayalat kabilinden gelir eklinde de aklanabilir. - 74- ahn ryasnda grd hayal, gelen misafirin yznde aynen zuhur etti. - 75- Padiah kapc ve perdecilerin yerine ilerledi, gelen misafirini karlamaya gitti. - 76- Her ikisi, yekdierini tanm ve renmi birer denizdi. Her iki ruh dikilmeksizin birbirine merbut bulunuyordu. Ruhlar, mrettep ve mcehhez ordular hlinde idi. Ezelde tanm ruhlar arasnda dnyada dostluk husule geldi. Tanmam bulunanlar arasnda da anlamazlk zuhur etti mefhumunca padiah ile hekim-i gaybi arasnda, ezel bir yaknlk vard. O iki ruh arasnda, tam bir irtibat mevcuttu. Binaenaleyh, ilk grte ezel lfet tesirini gsterdi; ikisini yekdierine sevdirdi. Harem-i manada biganeye yol vermezler, Ainay- ezel, yar-i kadim isterler! - 77- Padiah: Sevgilim cariye deil, sendin. Lakin dnyada i, iten husule gelir dedi. Dnya, sebepler lemidir. Sebeplerin yaratcs olan Allah, btn ilerin husule gelmesini bir takm sebeplere balamtr. Nitekim hikyedeki hekim-i gaybinin gelmesine, cariyenin hastalanmas ve onun tesiriyle padiahn alamas sebep olmutu. - 78- Ey hekim-i gayb! Sen bana Hazreti Mustafa Aleyhisselamn varisisin. Ben de senin hizmetinde kemer balam mer mevkiindeyim. Padiah, maukasnn cariye deil, kendisi olduunu hekim-i gaybiye syledikten sonra, Hazreti mer slam kabul ediinden sonra, huzur-u Nebevide nasl her vakit, hizmete ve emre amade bulunmusa, tavsiyesine gre, ylece hareket eyliyeceini ifade ederek mridane, bir edep gstermi oldu. Hazreti merin mebbehnbih olarak irat edilmesi, Faruk-u Azamn slamn yaylmasna kemal-i ihtimam ile alm olduuna iarettir. Kemer besten, i grmek, hizmet etmek demektir. Vaktiyle uzun etekli elbise giyerler, bir i grecekleri srada, ya kemer yahut kuak balayp eteklerini onlara ilitirirlerdi. Nitekim Trkede Bel balamak tabiri vard. u beyt-i erif dolaysyla hatra gelen bir meseleyi arz etmeden geemiyeceim: Mesnevnin ikinci cildinde: Pes beher veli-i kaaimest, Azmaye ta kyamet daimest

48

Pes imam- hayy- kaaim an velist Haz ez nesl-i mer, haz en alist. beyitleri vardr ki, Her devirde bir veli-yi kaim, bir sahib-i zaman, bir gavs-i azam vardr. mtihan- ilah kyamete kadar srecektir. ster mer neslinden, ister Ali silsilesinden olsun, imam- hayy- kaim, o velidir demektir. Mevlnann maksad: Veliliin mutlaka Hazreti Peygamber ve Hazreti Ali slalesine mnhasr olmadn anlatmaktr. Hl byle iken baz irfansz ve ahlaksz kimseler, bu beyitlerin ikincisinden Faruk-u Azam hakknda tahkir manas karmak habasetine kalkrlar. Hazreti Piri, haa halifeden yz evirmi bir kimse olarak gstermek ve baz gafillerin zihnini alp dalalete drmek isterler. Mereb-i Mevlnaya vakf olmayanlar renmelidir ki, Hazreti Hudavendigar ii deildir. Tarik- celiline mntesip olanlarn da iilikle alakalar yoktur. Zaten Snnilik ve iilik gibi ikilik itibar ve aryar- Gzin Radiyallah anhm hazaratnn yekdierinden tefriki, meslek-i tevhide giremez. Vaktiyle Tebdilekil lieclil ekil, yemek iin ekil deitirmek kabilinden, Mevlevilie intisap ve kisve-i Mevlnay muhafaza eyledikleri halde, gidip Bektai olan baz soysuzlar vard. Bundan elli sene kadar evvel Manisa Mevlevihanesini ziyaret ettiimde orann a dedesi bulunan Mehmed Dede ile grtm. Merhum Hemdem elebi dervilerinden, mmi-arif takmndand. Kendisine o soysuzlardan bahsettim ve bu hususta reyini sordum. Olum! Onlar Mevlnann kapsndan karnlarn doyurup da, Hac Bektan kapsnda uluyan kpeklerdir, dedi. Sonra bu sz Galata Mevlevihanesinin son eyhi Ahmed Celaleddin merhuma syledim. Szn sahibini medhetmekle beraber, sz iin de: Pek doru sylemi, diye tasdik etti. Mevlevilikle Bektailik ve iiliin katiyen alakas yoktur. Nitekim abd-i aciz bir aryar naatmda: Bihamdillah ki Tahir Mevleviyim, Ebubekr olunun bir peyreviyim! Ne Bektai, ne ii gaviyim, Benim fikrimce fikre hayret avar: Ebubekr- mer, Osman- Hayder! demitim. Mevlnaya ait Divan- Kebirin ve Mesnev^nin mteaddit yerlerinde Hulefay- Raidin rdvanullahi aleyhim ecmain hazaratnn medhine, hususiyle Muharrem mateminin manaszlna dair bahisler vardr. Mevlevlerin her sabah okuduklar evradn, Radit billahi rabben, ve bil slami dinen, ve bi Muhammedin sallallah aleyhi vesselleme nebiyen, ve bi Sddki vel Faruki ve zinnureyni vel Murteza rdvanullahi aleyhim ecmeine eimmeh. Allahn, Rabbim; slamn, dinim; Hazreti Muhammedin, Peygamberim; Kurann, imamm; Sddk, Faruk, Zinnureyn ve Murtaza Hazaratn imamlarm olmasna razym ibaresi, hakiki Mevlevileri bu zevat- kirama ne kadar hrmetkar olduklarn gsterir. Maksad- mahsus gzetenlerden bazlar: Teberra kl eya mollay- Rum, Teberra klmayanlara beladr! diye manasz bir beyit okurlar ve onu sylemi diye Mevlna-y Rumye iftira ederler. Hazreti Mevlnann zamann, 700 sene evvelki Konya Selukilerinin Trkesini hatrlatmak, bu beytin asar Mevlnadan olmadna hkm vermek iin kfidir. Hlasa, Ebu Bekir, mer, Osman, Talha, Zbeyr, Aie ve saire raziyallah anhmden uzak olmak ve onlara kar husumet ve tecavzde bulunmak demek olan Teberra Hazreti Mevlnann merep ve mesleinde cari deildir. Bahis mevzu olan: Ey mera tu Mustafa men n mer. beytinde hekim-i gaybi, Resul-i Ekreme; padiah da, Faruk-u Azama tebih edilmek suretiyle kendilerine tazimkarane bir hrmet gsterilmi, mritlik ve mritlik edebi muhafaza edilmiti. Bu mnasebetle Hazreti Pir, edebe riayetin lzumunu ve edepsizliin vehametini beyan balayp buyuruyor ki:

49

KULLARINA TEVFK- HDAYET VEREN ALLAHTAN HER HALDE EDEBE RAYET HUSUSUNDA MUVAFFAKYET TALEB VE EDEPSZLN VEHAMETNN BEYANI - 79- Cenab- Hakktan bizi edebe muvaffak klmasn dileyelim. nk edebi olmayan, Allahn ltfundan mahrum kalr. Edep kelimesi lgatta, zarafet kibarlk- ve hsn- muamele demektir. Istlahta ise, sahibini, utandracak eylerden muhafaza eden salam bir his ve iradedir ki, Edebdders ve Edebnnefs diye ikiye ayrlr. Bir insann, sznde olsun znde olsun, kibarlkta bulunmas ve utanacak eylerden uzak olmas ancak edep sayesindedir. Peki, edep nereden renilir? Dnyevi edep, her milletin kendisine gredir. Mesela, bizde byk bir zatn huzurunda eller nne kavuturmak terbiye icab idi. Garpllarda ise, elleri arkasna balamak adaptan saylyor. Din edebe gelince, onun esas Kuran ve snnetle, urafay- mmetin sz ve halleridir. Cenab- Hakk: ARAPA, Sure Har ayet 7 Peygamber size ne verdi ise onu aln, size ne yasak ettiyse ondan saknn ayet-i kerimesi ile din edep renilmesini Resulullahn szne ve fiili talimatna brakm; ARAPA, Sure Ahzap ayet 21 Andolsun ki, Resulullahta sizin iin, Allah ve Ahiret gnn umar olanlar ve Allah ok zikredenler iin gzel bir (imtisal) nmune (si) vardr ayetiyle de Peygamber-i Ekberin her cihetle rnek edinilmesini tembih buyurmutur. Hakk Sbhanehu, habib-i edibini maddi ve manevi her trl adap ile edeplenmi olarak gndermitir ki, bu hal: Rabbim beni terbiye etti ve edebimi gzelletirdi hadisinde beyan olunmutur. Resul-u Ekrem Efendimize sonsuz ball bulunan evliyaullah hazarat da, edebe riayet hususunda fevkalade dikkat gstermiler: Ey klar! Nefsinizi edeple tezyin edin. Ak yollarnn hepsi de edepten ibarettir demilerdir. Din byklerinden Ebu Hafs- Kebir Kuddise srruhu, tasavvufu edeple tefsir etmi ve Tasavvuf tamamyla edeptir. Her vaktin, her hlin, her makamn edebi vardr demitir. Hazreti Mevlna ise: Ayet ayet hemegi mani-i Kuran edebest. msrasyla, Kuran ayetlerinden hepsinin birer edep tarifi olduunu beyan etmitir. Biz de o msray ihtiva eden gazel-i liyi teberrken okuyalm: Hace deryab ki can, der ter-i insan edebest, Hace envar- dil-u dide-i merdan edebest. Efendi! Bilmi ol ki edep, insann bedenindeki ruhtur. Efendi! Edep, Allah adamlarnn gz ve gnl nurudur. Adem ez lem-i ulvist, ne sfli der yab, Revnak-i gerdi-i gnbed-i devran edebest. nsan sfli lemden deil, ulvi lemdendir. Bunu anla ki, u dnen felein dnndeki gzellik de edeptendir. Ger t hahi ki kadem ber ser-i iblis nehi, Dide bka v bibin kaatil-i eytan edebest. Eer eytann ban ezmek dilersen, gzn a ve gr ki, eytann katili edeptir. nk edepsizlik ondan zuhur etmi, Ya Rabbi! Beni azdrn hakk iin diyerek, azdrmay Cenab- Hakka isnat eylemiti. Ademi zade eer bi edebest, adem nist, Fark der cism-i beni adem- hayvan edebest. nsanolunda edep bulunmazsa, o insan ve insanolu deildir. nk cesedimiz olan Hazreti Adem, urad kk bir hata hususunda, Ya Rabbi! Biz, emrinin hilaf olarak yasak aatan yemi

50

olduumuz iin nefsimize zulmeyledik demi, o hatay nefsine isnat eylemiti. nsan ile hayvan cisimleri arasndaki fark, edep iledir. em bika v bibin cmle kelamullah ra, Ayet ayet hemeg mani-i Kuran edebest. Gzn a ta batanbaa Allah kelam olan Kurana bak! Kurann btn ayetleri edep taliminden ibarettir. Gerden ez akl sali ki i baed iman, kl der gu-i dilem guft ki iman edebest. man nedir, diye aklmdan sordum. Akl, kalbimin kulana syleyerek iman, edeptir dedi. ems-i Tebriz hamu kn ki tyi srr- Huda, Enver-u efdal in em-i emistan edebest. Ey ems-i Tebriz! Sen srr- ilahsin, sus. Dnya gecesini aydnlatacak klarn en parla edeptir. Hazreti Mevlna, evvelce Hamu mahlasn kullanrd. ems-i Tebriz ile grtkten sonra, ona kemal-i muhabbetinden, iirlerinde ems mahlasn kulland. Klliyat- ems-i Tebriz denilen muazzam ve hacimli divan, ems-i Tebriznin deil, Hazreti Mevlnanndr. Yine Hazreti Mevlna, Mesnevsinin dier bir yerinde edebi, Zahir ve Batni diye ikiye ayryor. Ehl-i zahire kar, edeb-i zahirnin; ehl-i batn huzurunda da, edeb-i batnnin muhafazas lzumundan bahsediyor ve Ehl-i suret indinde edep, zevahiri muhafazadan ibarettir. nk Allah, onlardan gizli eyleri saklar. Gnl sahipleri, yani arifler nezdindeki edep ise, batn hfzeylemektir. Zira onlar, kalpteki srlar kefederler diyor. Hazreti Mevlna, Allahtan daima edebe muvaffak klmasn temenni etmek lazm geldiini syledikten sonra, edepsizliin vehameti ve zarar bahsine geip buyuruyor ki: - 80- Edepsizin zarar, yalnz kendisine dokunmaz; belki btn afaka ate vermi olur. Sure-i Enfalde de: ARAPA, Sure Enfal ayet 25 Bir de yle bir fitneden saknn ki, o iinizden yalnz zalimlere mnhasr kalmaz, (umumi belalar halini alr). Bilmi olun ki Allah azab etin olandr buyrulmutur. Bir orman tutuunca ierisinde ne ya aa kalr, ne de kuru, hepsi yanar. Bunun gibi, Allah bir kavme, bir millete bela gnderince, o bela zalimleri de mahveder, mazlumlar da! Nitekim Kuran- Kerimde: ARAPA, Sure Hud ayet 113 Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ate arpar buyrulmutur. Demek ki bir edepisizin zarar, ufuklar kaplayacak kadar yaygnm! Hazreti Mevlna, bu hakikati, tarih bir misal ile ispat iin diyor ki: - 81- Zahmet ve ba ars olmakszn; alm-satm yorgunluu bulunmakszn gkten sofra iniyordu. Sure-i Arafta: ARAPA, Sure Araf ayet 160 Onlar stlerindeki bulutla glgelendirdik; onlara kudret helvas ile bldrcn indirdik. Size rzk olarak verdiimizin en temiz ve gzellerinden yiyin (dedik). ayet-i kerimesiyle beyan buyrulan kerem-i ilahye iarettir. Malum ya, Hazreti Musa, Beni sraili Msrdan karm, ap denizinden selametle Sina tarafna geirmiti. Oralarda ise, ok miktarda bldrcn kuu, bir de aalar ve allar stnde Menn denilen kudret helvas bulunuyordu. Yahudiler, bunlar avlamak ve toplamak suretiyle geiniyorlar, tuzlusuyla, tatlsyla karnlarn doyuruyorlard.

51

- 82- Musann kavmi arasndan birka edepsiz: Hani sarmsak, hani mercimek? diye edepsizce sylendiler. - 83- Semadan gelen sofra ve ekmek, kesildi. Bldrcn kuuyla kudret helvas bulunmaz oldu. Bize ziraat, apa ve orak meakkati kald. Bu iki beyit ile yine Sure-i Bakaradaki: ARAPA, Sure Bakara ayet 61 Hani siz: Ey Musa! Bir eit yemee (Kudret helvasyla bldrcn etine), mmkn deil dayanamayz. O halde bizim iin Rabbine dua et de, yerin bitirdii eylerden sebze, acur, sarmsak, mercimek ve soan karsn demitiniz (Musa da): O hayrl olan u daha aa olanla deitirmek mi istiyorsunuz? (yle ise) bir ehre inin, nk (orada) size istediiniz (sebzeler) var, demiti ayet-i kerimesine telmih ediliyor. Evet. Yahudiler -semavi bir sofra demek olan- bldrcn ve kudret helvasyla zahmetsizce ve mkemmel surette karnlarn doyurup dururken, ilerinden bir kann salatalk isteriz, sarmsak isteriz diye edepsizlie kalkmalar zerine, o kerem sofras kesildi. Birka edepsizin arszl dierlerinin de ksmetine mani oldu. - 84- Tekrar Hazreti sa efaat edince Allah, sofra ve tabak iinde ganimet gnderdi. Bu beyt ile de: ARAPA, Sure Maide ayet 114 Meryem olu sa, dedi ki: Ey bizim Rabbimiz olan Allah! Bize gkten bir sofra indir ki evvelimize de, ahirimize de bayram olsun ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rzklandr. Sen rzk verenlerin en hayrlssn ayetini ima ediyor. sa Aleyhisselamn duas zerine, mucize olarak gkten bir sofra geldi. Lakin ondan bir ey alp saklamalar men edilmiti. - 85- Kstahlar tekrar edepsizlik ettiler. Yasak hilafna kn kn yiyinti alp saklamaya baladlar. Hem yiyip karnlarn doyuruyorlar, hem de kn yapp evlerine gtryorlard. - 86- Hazreti sa, onlara yalvarrcasna dedi ki: Bu sofra daimidir. Arz zerinden eksilmeyecektir. - 87- Byk bir zatn sofrasnda bulunup da doyulmayacak diye sui zanna dmek, hrs ve tamah gsterip a gzllk etmek, kfran- nimet olur. Evet. Kerim ve gani bir kimsenin misafiri olup da, doyulmayacak yahut akama, ertesi gne sofra kmayacak endiesine dmek, o endie ile birka lokma fazla grmek iin inemeden yutmaya kalkmak yahut birazdan ackrsam yerim diye sofradan teberi kaldrmak, mnasebetsizlikte bulunmak olur. Allah, Ekrem-l Ekremindir. hsan sofras, mahlukata aktr. eyh Sadinin dedii gibi: Yeryz, Allahn umumi bir sofrasdr. Hem de o sofrada dost, dman ayrt etmez. Byle bir Rabb-i Ekremin, sa gibi bir nebi-yi azama mucize olarak gnderdii semavi bir sofraya oturup da, onun yetimeyeceinden yahut kesileceinden endieye dmek, elbette ve elbette edepsizliin katmerlisidir.

52

- 88- O dilenci suratl, grmemi adamlarn hrs yznden, kendilerine o ilah rahmet kaps kapand. Kfran- nimet kstahlna cret eyleyen birka edepsizin uursuzluu, bakalarna da tesir etti. Onlar da, nimet-i Rabbaniyeyi tatmak saadetinden mahrum brakt. Hazreti Pir, yine bu bahsi geniletmek iin bir hadis-i erifin mealine telmihan buyuruyor ki: - 89- Zekt verilmedii iindir ki; bulut gelip yamur yadrmaz. Zinadan da etrafa veba zuhur eder. Hadis-i erifte: Be crme mukabil, be ceza vardr: 1- Bir kavim ahdini bozarsa, Allah onlara dmanlarn Musallat eder. 2- Allahn emrileri hilafna hkm verirlerse, aralarnda fakr-u zaruret yaylr. 3- lerinde fuhu yaylrsa, lm de oalr. 4- Kileyi, teraziyi eksik ler ve eksik tartarlarsa, memleketlerinde bitki bitmez; ktla urarlar. 5- Zekt veremeyecek olurlarsa, beldelerine yamur yamaz. buyrulmutur. Yine bir hadis-i erifte, mealen: Yamurun yamadn grnce, insanlarn zekt vermediklerini; Allahn da hazine-i ilahyesindeki rahmeti gndermediini anlaynz. Keza veba gibi bulac hastalklarn yayldn grnce, zina rezaletinin meydan aldn bilmi olunuz buyrulmutur. - 90- Zulmetten, gamdan, kederden sana her ne arz olursa, onun sebebi kaytszlk ve kstahlktr. nsann bazen nuraniyeti, zulmaniyete; kalb safas, gam ve kedere tahavvl eder. Dier tabirle, kalbinde sebepsiz bir sknt peyda olur; insan manevi bir sknt kaplar. te o hl Allahn yasaklarndan kanlmam, ktlklerden birinin irtikp edilmi olmasndan husule gelir ki, o hle vicdan azab denilir. Byle bir hale urayan kimsenin hemen sdk-u ihlas ile gnahlarna tevbe etmesi lazm gelir. Nitekim Mesnevnin dier bir yerinde: Kendinden gam hisseyleyince hemen istifar et. Gam, emr-i ilah ile messir olur denilmitir. Bundan baka, bir kimsenin ilah emir ve yasaklara kar kaytszlk gstermesi kabahati, nefsine de mnhasr kalmaz. Nitekim: - 91- Dost yolunda kaytszlk eden, bakalarnn da yolunu vurmu olur. yle bir ahs mert deil, namerttir. Evet Bir kimsenin ilah emir ve yasaklar mhimsememesi bakalar iin kt rnek tekil eder. Hususiyle o kimse, hoca ise talebesinin; eyh ise, dervilerinin; amir ise, maiyetindeki memurlarn aile reisi ise, ev halknn yol kesicisi olur. nsann tabiatinde taklit hassas vardr. Hem de en ziyade byk tannm olanlar taklit etmek ister. Bunun iin reis olanlarn, ef olanlarn maiyetlerini ve kendilerine tabi olaplar dnmesi, onlarn taklide yeltenecekleri hareketlerini slam esaslara tatbik etmesi lazm gelir. Aksi halde hem sapk, hem de saptm olur. - 92- Felek, edebi dolaysyla, nurlu melek de, yine edebi yznden masum ve temiz olmutur. Cenab- Hakk felei de, melei de, sair mahlukat da yaratm; onlarn devam ve bekas iin de, ilah bir nizam koymutur. nsandan baka hibir mahluk, o nizam haricine kmak ve Allahn emrine kar koymak edepsizliinde bulunmamtr. Binaenaleyh, emre itaat ve edebe riayet; felekleri nurlu, melekleri temiz bir hale getirmi ve melekler hakknda: ARAPA, Sure Tahrim ayet 6 Allahn kendilerine olan emirlerine isyan etmezler mehdi sadr olmutur.

53

- 93- Gnein tutulmas, kstahlk neticesidir. Azazil, yani eytann rahmet-i ilahye kapsndan kovulmas da edepsizce olan cretindendir. Buradaki kstahlk, gneten ziyade insanlarda, hususiyle onu mabut tanyp doarken, zevale gelirken ve batarken yerlere kapanp secde eyleyen insanlarda olsa gerektir. Gnein tutulmas da, ona tapanlara, Mabut diye taptnz gnei gryor musunuz? Ay kresinin araya girmesi, sizi onun ziyasndan mahrum etti. Onu da, sizin nazarnzda snk brakt mealinde manevi bir ihtar olmaldr. Baz arihler: Bed zi gstahti ksuf-i afitab msrasna Gnein parlaklna gvenmesi ve kendisini beenmesi kstahlndan tutulur da, bir mddet ziyasndan mahrum kalr. diye mana vermilerse de, uzak bir tevcih yapmlardr sanrm. nk gne tutulmasnn fenn sebebi malumdur. Ayn, gne ile dnya arasna girmesinden olur. Ksuf esnasnda, gnein ziyas snmez; ayn mani olmasyla o ziya, ya ksmen, ya tamamen dnyaya vasl olmaz. Azazilin merdudiyetine gelince Melekler, Halifetullah olan Adem Aleyhisselama, aldklar emre uyarak, secde ettikleri hlde, eytan kibir ve gururundan secde etmemi, taraf- ilahden sebebi sorulunca da: Beni ateten, onu topraktan yarattn. u halde ben ondan hayrlym diye bir mantk kyas yapmt. lah emre kar ilk defa kyas yapann eytan olduunu Hazreti Mevlna beyan eder. eytan, bu cevabndan sonra: ARAPA, Sure Hicr ayet 39 Ya Rabbi! Beni azdrn Hakk iin diyerek saptma fiilini Allaha isnat etmek kstahlnda bulunmutu. te o itaatsizlik ve o kstahlk, kendisinin ebedi reddedilmi ve lanetlenmi olmasn icap eti. GRECEN, RYASINDA TEBR ETTKLER TABB- LAH LE PADAHIN MLAKATI - 94- Elini, kolunu at ve onu kucaklad. Ona ak gibi kalbinde ve ruhunda yer verdi. Padiah, manevi doktor ve kmil eyh denek olan o hekim-i ilahyi grnce, koup elini skmak ve boynuna sarlmak suretiyle ihtiramda bulundu. Bunlar yapmakla hem mridane bir edep gsteriyor, hem de Resul-u Ekremin iki snnetini icra ediyordu. Cafer bin Ebu Talib -ki Hazreti Ali Raziyallah anhn byk biraderi ve Aleyhisselat Efendimizin amcazatesidir- Habeistana giden slam muhacirleriyle birlikte Mekkeden km. Habe diyarnda ve Necai huzurunda Mslmanlar mdafaa etmi, hicretin yedinci senesine kadar orada oturmutu. O sene Habeistandaki btn Mslmanlar kalkp Medineye geldiler. Fakat Resulullah Hazretleri Hayber Gazasna gitmiti. Onlar da oraya gittiler. Haybere varlar fetihten sonraya tesadf etmiti. Hazreti Peygamber, Caferi kucaklamak, alnndan pmek, Yaratl ve ahlak itibaryla bana benzersin demekle taltif buyurdu. Cafer de bu hitap ve iltifatn evkinden bila ihtiyar oynamaya balad. Resul-u Ekremin o neeli hareketi men buyurmamas, sema, deveran, kyam gibi zikir harektnn cevazna sofiyece delil sayld. Ebu Hreyreden rivayet edildiine gre Nebi-yi Efak Efendimiz, torunu Hazreti Hasan ile de kucaklamt. Musafaha ise, Hazreti Caferle birlikte gelen Yemenli Mslmanlarn hem selam verip, hem el skmalar zerine taraf- Nebeviden Yemenliler Musafahay size snnet yaptlar buyurmasyla snnet-i seniye arasna girdi. - 95- Padiah, tabib-i ilahinin elini ve alnn pmeye, makamndan ve yolundan, nereden bulunduunu ve ne taraftan geldiini sormaya balad.

54

- 96- Sora sora meclisin ba sedirine kadar gtrd ve Nihayet sabr ile manev bir hazine buldum dedi. - 97- Allahn hediyesi ve zahmetin, meakkatin gidericisi, Essabr miftah-ul-ferec hadis-i erifinin mcessem manas dedi. Essabr miftah-ul-ferec bir hadis-i eriftir ki, Sabr, sevin anahtardr mealindedir. Tabibi ilahnin gelii, padiah sevindirdii ve o sevince sabr ile eritii iin, Hazreti Mevlna ona miftah- ferec hadisinin manas demitir. - 98- Ey grn her sualin cevab olan hekim-i ilah! Sual ve cevaba hacet kalmakszn, insann mkl, seni grmekle halloluverir. Hakiki mritler, irada muhta olanlar, her vakit szle deil; bazen de fiilen ve halen irat ederler. Nitekim Aleyhisselat Efendimizin sade szleri deil, fiileri ve halleri de mmetin iradna sebep olan snnet cmlesindendir. Ulemadan, meayihten bir zatn dersinde yahut meclisinde bulunulduu vakit, baz mkllern sorulmakszn hallolunuverdii hepimizce de tecrbe edilmitir. Byle bir ey olunca, tesadf der geeriz. Evet, tesadfdir fakat her vakit olmaz. nk her zaman kendimizde o sdk- leb, kalbimizde yle bir safvet bulunmaz. Malumdur ki iki ayna karlar, ikisinin de sath temiz ve parlak olursa birindeki akis, brne de inkas eder. Evliyaullah hazaratnn kalp aynas, daima nurlu ve cilaldr. Onun iin talibin mkln kefeder, onun kabiliyetine gre o mkl ya szle yahut fiil ile halleder. Yine padiah, dedi ki: - 99- Ey tabib-i ilah! Sen, kalbimizdeki srlarn tercman, amura saplanp kalm, aciz ve muhta kimselerin arkada ve yardmcssn. - 100- Ey mcteba ve mrteza olan tabib-i ilah! Merhaba, ho geldin. Sen kaybolursan kaza gelir, feza daralr. Merhaba, ho geldin, safa geldin makamnda kullanlmas lazm gelen bir tabirdir. Gelen tarafndan ve selam mevkiinde sylenilmesi doru deildir. Her nedense, kimin tarafndan sylenilmesi icap ettii dnlmeksizin syleniliyor. Merhaba tabiri, hadiste de varit olmu, Hazreti Alinin hemiresi mm Hani ile Ebu Cehilin sonradan slama gelmi olu krimeye huzur-u Nebeviye geldiklerinde irat buyrulmutur. Mrteza ise, kendisinden Allahn raz olduu zat manasnadr. Bilhassa Hazreti Ali KerremAllah vechenin lakab- lisidir. Bu beyitte, Kaza gelince, feza daralr meseline ve: ARAPA, Sure Enfal ayet 33 Hlbuki sen ilerinde iken (Habibim), Allah onlar azaplandrc deildi ayetine iaret vardr. Mekke mrikleri, Resul-u Ekrem tarafndan ilah azap ile tehdit edildike: u azab getir de grelim derlerdi. Onun zerine, bu ayet nazil oldu. Rahmetenlillemin olan Peygamber, aralarnda bulunduka onun yz suyu hrmetine Allah, mriklere azap gndermeyeceini beyan etti. Vaktaki, hicret vuku buldu. Mekke mriklerinin rahat kat. Ktla uradlar, Medineye adam gnderip Resul-u Ekremden dua istediler. Nihayet Mekkenin fethiyle istilaya dar oldular. Aleyhissalat Efendimizin mevcudiyeti, dmanlar iin bile siper-i kaza yerine gemiti. Onu varisleri bulunan limler ve arifler de byledir. Onlarn da bir memlekette bulunmalar, kaza ve belaya engel tekil eder. Kayplar ise, azabn gelmesini kolaylatrr.

55

- 101- Sen, kavmin seyyidisin, senden holanmayan o tabiattan vazgemezse helak olur. Mevla kelimesi, hem azatl kle, hem de azat eden efendi manasna gelir. Hazreti Ali Kerremallah veche, klesi bulunan Kanber Raziyallah anhi azat etmi, azatnamesine mealen u ibareyi yazmt: Ey Kanber! Dn benim klemdin, bugn benim gibi hr oldun. Bana ne verilmise, onlardan sana verdim. u azatnameyi Ali yazmtr. Mevla lafz, sonra byk ve efendi manasnda kullanlm, bu mnasebetle ve Efendimiz demek olmak zere ulemaya Mevlna denilmitir. Hl Fas hkmdarlnda bulunanlara Mevlay tabir edilmektedir. Evet Allahn sevgilisi bulunanlar sevmemek, insann maddeten deilse bile, manen helakini mucip olur. Hakknda Allahn gazabn celbeder. nk iki dosttan birinin dman, dierinin de dman olur. Asr- saadetteki Medine Yahudilerinden bazlar, Muhammede vahiy getiren Cebrail, ecdadmzdan bazlarna azap getirmiti. Onun yerine Mikail vahiy tepli eylemi olsayd biz de Muhammedi tasdik ederdik demilerdi de; ARAPA, Sure Bakara ayet 97-98 (Habibim) de ki: Kim Cebraile dman olursa (kahrndan gebersin). nk kendinden evvelki(kitap)lar tasdik edici (ve dorultucu) ve mminler iin ayn- hidayet ve mjde olan(Kuran) Allahn izni ile senin kalbinin stne o indirmitir. Kim Allaha, meleklerine, peygamberlerine, Cebraile, Mikaile dman olursa, phesiz Allah da o (gibi) kfirlerin dmandr ayetleri nazil olmutu. Habib-i necib-i ilahnin en ziyade dman bulunan, hatta dmanln Resul-u Ekremin hayatna kasdetmek derecesine karan Ebu Cehil, meyye bin Halef, beyy bin Halef ve emsali, kemal-i zillet ve hakaretle ldrdkleri gibi, kyamete kadar da mmetin nefret ve hakaretine maruz kaldlar. Peygamberin dmanlarndan Ebu Sfyan vesaire gibi bazlar da, sonradan dmanl braktlar. Resul-u Ekrem Efendimizin uluvv- cenabna ve lemumul rahmetine iltica ederek ebedi hsrandan kurtuldular. Aleyhissalat Efendimizin dman byle olduu gibi, veraset-i Muhammediye dolaysyla Allahn dostlar srasna geen evliyaullahn dmanlar da byledir. Onlar da fasit fikirlerinden vazgemezlerse, kendilerini, Allahn gazap ve kahrna uratm olurlar. Hazreti Mevlna, Mesnevde: Allah, bir ahsn namus ve haysiyet perdesini yrtmak ve onu rezil etmek dilerse, o ahs pak ve mukaddes olan zevatn ayplamasna sevk eyler der. - 102- Mlakat ve yemekten sonra padiah, tabib-i ilahnin elinden tuttu ve harem dairesine gtrd. HASTANIN HALN GRMEK N PADAHIN TABB- LAHY ONUN BAUCUNA GTRMES - 103- Hastann ve hastaln gemiini anlatt. Sonra hekimi, hastann karsna oturttu. Cariyenin nasl alnp ne suretle hastalandn ve ne yolda tedavi edildiini etraflca anlatt. Nefsini tedavi ettirmek isteyen bir ruhun, daha akas nefsan hastalklardan kurtulmak ve hakiki ifa bulmak isteyen bir insann, manevi doktor demek olan mrid-i kmil huzurunda hibir eyi gizlememesi lazm geldiini Hazreti Pir, bu beyti ile ima ediyor. Nasl ki hastalk araznn bir hekimden saklanmad gibi... nk saklanlrsa tedavi tamam olmaz! - 104- Tabip, hastann benzini, nabzn ve idrarn grp muayene etti. Hastaln hem alametlerini, hem sebeplerini sorup dinledi.

56

Eski tpta idrar tahlili iin fenn vastalar olmadndan hekimler idrarn renginden, duru yahut bulank oluundan ve kokusundan hastaln nevini kefe alrlard. Tabib-i ilah de, hekimlerin deti vehile hastann yzne bakyor, ehresinin sararm olmasndan zaafn anlyor, nabzn muayene edip darbelerin hafif ve iddetli oluundan bir eyler anlamak istiyor, idrarn grp oradan hastaln nevini tehise alyor. Ondan sonra da, hastaln neden zuhur ettiini ve seyri esnasnda ne gibi alametler gsterdiini sorup reniyordu. Bundan sonra: - 105- Dedi ki: br hekimlerin yaptklar tedavi, yapc ve ifal bir tedavi deildir. Hastay harap etmiler ve zayf drmler. - 106- Hastann hallinden haberdar olamamlar. Ettikleri iftiradan, yani bilmedikleri halde Biliriz diye eyledikleri davadan Allaha snrm. - 107- Tabib-i ilah hastal grd. Gizli hastalk ona belli oldu. Lakin bildiini gizledi, padiaha sylemedi. Bu hadis-i erifte: Allahn bir takm kullar vardr ki, insanlarn ahvalini alametlerinden bilirler buyrulmutur. Dier bir hadis-i erifte de: Mmin firasetinden, iyi kavrayndan ekininiz. Zira o, Allahn nuruyla bakar ve grr denilmitir. Azck dikkat ve zek sahibi olanlar, grdkleri ve grtkleri kimselerin ne halde bulunduklarn, aa-yukar bir isabetle tahmin edilebilirler. Bir parack zek ile karsndakinin -az da olsa- hviyet ve mahiyetini anlamak mmkn olursa, Allahn bir nuru olan firasetle bakanlarn neler grebilecei dnmeye bile demez. Tabib-i ilah de, bu kabil firaset erbabndan, halk dosdoru anlayabilecek keif ashabndan olduu iin, cariyenin hastaln tehis hususunda glk ekmedi. Lakin tehisini padiaha bildirmedi, bir mddet gizli tutuldu. - 108- Cariyenin hastal, sarfadan ve sevdadan deildi. Her odun kokusunun dumanndan belli olduu gibi, hastaln mahiyetini de baz arazndan anlamt. Evet, bir odun paras yand vakit duman kar. Onun burnumuza aksetmesiyle yanan cismin ne olduu fark edilir. Marskla, daac kokusunu ayrt etmeyen bir burnun, burun olmamas lazm gelir. - 109- Tabib-i ilah, cariyenin zaafndan anlad ki o, kalben zayftr. Vcudu afiyettedir; fakat gn hastadr. - 110- klk derdi, kalbin inlemesinden bellidir. Hibir hastalk, gnl hastal gibi deildir. Buradaki Bimari-i dil, tababete malum olan kalp hastal zannedilmesin. Vaka, o da mhim belki de tehlikeli bir hastalktr. Fakat Hazreti Mevlnann Bimari-i dil demekten maksad, o deildir. Zaten tababetle tasavvuf ve iirde kalp ve dil kelimelerinin manas ayrdr. Hekimlik, kan deveranna hizmet eden uzva kalp der ki, onun Trkesi yrektir. Tasavvuf ve iirde ilhamlarn ve duygularn zuhur yerine kalp ve dil tabir edilir ki, onun da Trkesi gnldr. te bu gnln hasta olmas, hibir hastal benzemez. Gnl, insann his merkezi olduu iin, onun strab dier uzuvlar da rahatsz eder. Gnlden maksat, tababete belli olan kalp olmad iin, hislerin merkezi kalp midir, dima mdr mnakaas almaz.

57

Evet Gnl hastal dier hastalklara benzemez. Onun zuhuru da, seyri de, straplar da bambakadr. Onun iin erbabnca kolay tehis olunur. Hekim-i ilah de firaset ve keif erbabndan olduu iin, cariyenin kalb iniltisini duyunca, onun gnl hastas olduunu anlayverdi. - 111- Akn derdi, dier dertlerden ayrdr. Ak, Hudann srlarn belli eden bir usturlap ve vastadr. Gnl hastal, baka hastalklara benzemedii gibi, klk ve ak derdi de dier dertlerin gayridir; tedavisi, dier dertlerin tedavisi gibi deildir. Yine o ak, ilah esrarn usturlabdr. Usturlap: Mneccimlerle muvakkitlerin kullandklar irtifa aletidir ki, onunla zaman tayin ederler. Minare, kule, da, tepe gibi yksek yerlerin yksekliini, kuyu gibi ukur yerlerin de derinliini anlarlar. Daha baka hususlarda kullanrlar. O yoldaki tabiat srlarnn anlalmasna usturlap vasta olduu gibi, ilah srlarn idraki de, ancak ak vastasyla olur. - 112- klk, gerek bu batan, gerek br batan olsun; akbet, bizi o tarafa gtrecek klavuzdur. Bu beytin izahnda, arihlerin mteaddit kavilleri deyimleri- vardr. Bazlar Zin ser ile Zan seri hakikat ve mecaz ile tevil etmiler; Ak, ak olduu cihetle, gerek hakikat ve mana tarafndan olsun, gerek mecaz ve suret cihetinden zuhura gelsin, Mecaz, hakikatin kprsdr sznce, neticede bizi o hakikat makamna ve vahdet noktasna iletir demilerdir. Allah kullarn sever, onlar da Allah severler nazm- celili mucibince, seven ve sevilen cemil-i mutlak, yani Hazreti Hakktr. Bazlar, o cemil-i mutlakn muhtelif ekillerde grnen tecellilerini mahede edince, dorudan doruya tecelli edene ynelirler ve mazhar deil, onlardaki zahiri severler. Bunu anlayabilmek iin ayna ile ondaki aksi gz nne getirmelidir. Kinatn her zerresi, Allahn tecelli aynasdr ki, onlara Mazhar ve Hakkn tecellisine Zahir denilir. Erbab- kemal, her yerde ve her eyde zahir olan o cemali sever. Bazlar ise, bu kemal derecesine vasl olamadklar iin aynaya bakan deil de aynay sevmek kabilinden olmak zere zahirden gaflet ve mazhara muhabbet beslerler. Muhabbet ve merbutiyetlerinden kendilerini kaybedecek; kinat, hatta kendilerini maukundan ibaret grecek bir hle gelirler. Mecnun diye hret alm olan Kays, ite bu ksm klardan idi ki, son zamanlarnda ziyaretine gelen Leylay tanyamam, Fuzulinin tasviri vehile: Bende olan kar sensin, Ben hod youm, ol ki var sensin! Ger ben, ben isem; nesim sen ey yar! Ver sen, isen; neyim men-i zar? demitir. Yunus Emre ise, Mecnunun nihayet Leylaya olan ilgisinden kurtulduunu ve mecaz kprsn geip hakikati bulduunu onun lisanndan syledii: Yr Leyla ki ben, Mevlay buldum, Leyla Leyla derken, Allah buldum. beytiyle anlatr. te zahir sevenlerin akna, hakiki; mazhar sevenlerin akna da, mecazi denilir. mam- Suyut, Cami-s Sagir isimli eserinde, bir hadis-i erif nakleder ki, manas Bir kimse k olsa, iffetini mhafaza edip srrn saklam olsa ve o halde iken lse, ehit olarak vefat etmi olur demektir. Mevlevi ariflerinden ehidi Dede, bu hadisi u surette iktibas tazmin eylemitir: Mirat- Musaffa m deil ruy-i dilkiral Kim; grmeyesin anda bugn Hakk hveyda! Bu pendimi gu eyle gnl kim budur evla, Dil verdiine sdk ile ver cann zira: Men mate minel ak fekad mate ehida. Mecaz, hakikatin kprsdr sz, hakikat semtine mecaz kprs vastasyla geilebileceini, ak- mecaziye tutulanlarn neticede ak- hakikiye geeceklerini anlatr.

58

Nakledilen hadis-i erifte ise, k olup da iffetini muhafaza ve akn gizleyerek len kimsenin, ehit olaca beyan buyruluyor. Demek ki, iffet ve ismeti muhafaza etmek, ehvani ve nefsani bir emel beslememek artyla, ak- mecazi derdinden lenler de ehit hkmndeymiler. Acaba niin? Malumdur ki ak, bir yere balanmak, bir cemale tutulmak demektir. Bir cisim bir yere balanacak olursa geri serbestsini kaybeder, fakat mteaddit balara tutulmaktan kurtulur. Velevki mecazi olsun temiz bir k da, sevgilinin kulu, klesi olur; dier balardan kurtulup her trl kayttan azade bulunur. Ey yar! Senin esirin oldum, her rabtadan halas buldum, diyebilir. Allah yolunda ilerlemek isteyen kimsenin, her eyden nce kendisine ayak ba olacak kaytlrdan kurtulmas, kalbinde ballk adna zerre kadar bir ey bulunmamas lazmdr. ki kimse tasavvur edelim. Birinin muayyen bir sevgilisi yok. Fakat canl-cansz sevmedii bir ey de yok. Dnde zurnaya, hamamda kurnaya k kabilinden her eye bir ball var. Dieri ise, ak- mecaz ile birini sevmi, dnyay ve tesini kalbinden karm, yalnz dildarna rabt- kalp ve hasr- fikreylemi. Her eyden kurtulmu, ancak bir rabta ile bal kalm. Acaba bir badan m kurtulmak kolaydr; yoksa inceli, kalnl yzlerce, binlerce krdml rabtalardan halas olmak m? Elbette tek badan kurtulmak kolaydr ki, o yegne ba da, bir mrid-i kmilin himmetiyle zlverir. te ak- mecazinin hakikat kprs olmas, Hazreti Pirin de: klk, ne suretle olursa olsun bizim iin rehber-i hakikattir buyurmas, bu itibar ile olsa gerektir. Yoksa Hazreti Mevlna: Renge incizab dolaysyla husule gelen aklar, ak deildir; neticesi utanp arlanmaya varan bir hevesten ibarettir buyuruyor. uras da vardr ki, erbab- kemal, mecazi bir muhabbetle mptela-y cemal olanlar eksik ve o yoldaki nazarlar manevi cnplk sayarlar. Nitekim Mevlna Cami Kuddise srruhu: Namahrem yzne bakmakla gzn cnp olunca, ona nedamet yalaryla guslettir demitir. Ay leende mahede ediyorum, yani Cemal-i Hakk gzellerin yznde gryorum diyen Fahrddin-i rakye ems-i Tebriz Hazretleri, Ensende ban m kt ki, ban kaldrp gkyzne nazar etmiyorsun da suya bakyorsun? tarizinde bulunmutu. Baz arihler zin ser ve zan er lafzlarndan salik-i meczub ve meczub-i salik murattr demilerdir. Burada biraz tafsilat vermek lazmdr. Sofiye kitaplar, ehl-i tariki, salik, meczub, salik-i meczub, meczub-i salik diye drt snfa ayrrlar. Salik, tarikate yeni girmi, benlii henz zail olmam dervitir. Meczup, Allahn cezbesine kaplm, fena ve istirak denizine dalp aylamayan ve kendine gelemeyen zattr. Salik-i meczub, sluk ederek bir hayli mcahedelerden sonra cezbeye tutulan, arasra kendine gelse bile, manevi sarholuk hli galip olandr. Meczub-i salik ise, cezbesi slukten nce olan, belki de o cezbe sevkiyle sluke girendir. Erbab- tarikatin kmilleri ve kendilerine uyulmaya layk olanlar bunlardr. Dier snfa uyulamaz; uyulsa da beklenilen terakki husule gelemez. nk salik mbtedi yani acemidir; meczup da kendinde deildir. Salik-i meczubun ise, uur ve iradesi bazen yerindedir. Sluk ve irat iin ise, uur ve idrak arttr. Ak kelimesinin zikrolunmas dolaysyla Hazreti Mevlna, ona dair baz hakikatleri bildiriyor; akn mahiyetinin akl ile kavranlmayacan beyan ediyor: - 113- Akn erhi iin ne trl beyanatta bulunsam, aka gelince; akn tesirini hissedince sylediklerimden mahcup olurum. - 114- Lisann tefsir ve tavzihi parlak olsa da akn sylenilmemi kalmas, yani sylenilmesi deil, hissedilmesi daha parlaktr. Hazreti Pir, bir beytinde, Biri klk nedir, diye sordu. Benim gibi olursan anlarsn cevabn verdim dediini bildirir. te bu tarif hem veciz, hem de belidir. nk sayfalar dolusu yazlar yazlsa, saatlerce sz sylenilse yine an ne olduu tarif edilemez. Hatta o tarifler akn hakikatine muvafk olmad iin syleyeni mahcup eder. Onun iin akn tesirine giriilmeden, onun hissen ve zevkten anlalmasna allmas daha parlak ve daha mnasip olur.

59

- 115- Kalem ki arabuk yazp gidiyordu. Akn tefsiri bahsine gelice, tahamml edemeyerek yarld. - 116- Akl, akn erhinden amura batm merkep gibi aciz kald. Akn da, kln da erhini yine ak syledi. - 117- Gnein delili yine gnetir. Onun varlna dair sana delil lazmsa ondan yz evirme. Lisandaki tavsir kuvveti, kalemdeki yaz kudreti ne kadar fazla olursa olsun, akn hakkyla tarifinde lisan yorulur, kalem yarlr yahut krlr; hatta lisan ile kalemi harekete getiren fikir de, akn anlatlmas yle dursun, anlalmasnda bile aciz kalr. Binaeleyh ak anlatacak olan, yine akn kendisidir. Nitekim gnein delili yine gnetir. Onun n grmek, scakln duymak, yuvarlakln ve hacmini mahede etmek, elbette hakknda yazlm tarifnameleri okumaktan yahut Gne bir krredir ki, dnyadan ap olarak 109 defa, hacim olarak 1279 kere byktr. Sekiz tane yldz, muhtelif mesafelerde idare eder diye ona dair yaplan tarifleri dinlemekten daha ziyade, gnei insana retir. - 118- Glge, gneten nian verse de; gne her an, can nurunu nereder. Glgenin mevcudiyeti, gnein varlna delalet ederse de bu delalet pek snktr. Ruhu nurlandran, vcudunu parlak bir srette gsteren gnein kendisidir. Bunun gibi akn varln ve nasl bir tatl bela olduunu akl da bir dereceye kadar grr ve gsterebilir. Fakat onun gsterip anlatmaya almas, glgenin gnee varlk delili olmas kabilindendir. - 119- Ayn ikiye ayrlmas mucizesi gne gibi zuhura gelince, glge sana masal gibi uyku getirir. Hazreti Pir, bu beyt ile: ARAPA, Sure Kamer ayet 1 Kyamet yaklat ve ay (ikiye) ayrld ayet-i kerimesine ve onun delalet eyledii mucizeye iaret ediyor. Nbvvetin sekizinci senesinde ve Zilhicce aynn onundan sonraki mehtapl gecelerden birinde Resul-u Ekrem s.a.v. Mekke civarndaki Minede bulunuyordu. Mrikler, bedir hlinde olan yahut o hle yaklam bulunan ayn ikiye ayrlmasn istediler. Aleyhissalat Efendimiz mbarek parmayla iaret edince ay ikiye ayrld ve biraz sonra birleti. Mrikler, Muhammed bize, by yapt, gzmz balad dediler. Fakat o esnada yolda bulunup, bir iki gn sonra Mekkeye gelen kafiledekiler de ayn yarldn grm olduklarn sylediler. Bu kati mucizeye, bazlar inanmak istemeyerek Ayn ikiye ayrlma hadisesi vuku bulmu olsayd, dnyann her tarafnda grlrd demilerdi. Lakin iddialar doru deildir. Bu hadise, ani olarak vuku bulmutur. Evvelce haber alnm yahut ilan edilmi deildi ki, o anda dnyann her tarafndan tarassuda klsn da vukuu btn insanlarca grlm olsun. Filan gece ay tutulacaktr diye gazetelerde ilan edildii hlde, gkyzne bakmayan ve ay tutulmasnn farkna varmayan insanlar yok deildir. Arzn krev olmas, her noktasnda ayn ayn saatte grnmesine manidir. u halde ay, Peygamber Efendimizin iaretiyle iki para olmu, lakin ani olduu iin, baka memleketlerde nazar- dikkati celbetmemitir. nikak suresi Mekkede nazil olmu, Mslmanln en zorlu dmanlarna kar okunmutu. Byle bir hadise olmam olsayd, acaba o dmanlar ne yaparlard? Maamafih, inikak- kamerin vukuu, in tarihlerinde de yazldr.

60

Gelelim beytin mealine: Hazreti Mevlna bundan evvelki beyitte akl glgeye, ak gnee benzetmiti. Bu beyitte de ayn tebihi tekid ediyor. Ak, ayn sathn ikiye ayran mucize kuvvetine benzetiyor. Gnee nispet kabul etmeyecek kadar parlak olan akn yannda, akln pek snk kalacan ve adeta masal gibi uyku getireceini sylyor. - 120- Hakikaten dnyada, gne gibi acayip bir ey yoktur. Fakat can gnei ondan daha acayiptir ki, cihan gnei fani olduu halde, can gnei bakidir. Onun iin dnn, yani gemi zamann itibar olmaz. Hazreti Pir, bundan evvelki beyitlerde ak gnee benzetmiti. Bizim lemimizde, yani gne sisteminde en parlak cisim gne olmakla beraber, aka nispetle onun da fersiz kaldn anlatmak iin dnyada gne kadar acayip bir ey olmadn fakat canlar parlatan ak gneinin ondan daha acayip olduunu; zira onun baki bulunduunu ve dn, bugn gibi itibar kaytlara bal bulunmadn bu beytinde ifade ediyor. - 121- Gne, harite tek olmakla beraber onun tasvirini yapmak mmkndr. - 122- Can gnei ki, lem-i esirin haricindedir. Onun zihinde de, harite de benzeri yoktur. Evet Ak, nce gnee benzetilmi, sonra benzetmenin yceliini gstermek iin tebihten rcu edilmiti. nk gne, gney manzumesi denilen ve bizim dnyamzla birlikte srklenen birka seyyareden ibaret ve nuraniyetiyle beraber, bir dereceye kadar, onun tasvirini yapmak imkn dahilindedir. Muktedir ressamlar ve fotoraflar yle dursun, mektep ocuklar bile bir daire izmek ve kenarlarna ualar resmetmekle, gnei gz nne getirebilirler. Ak gnei ise, esirin haricinde ve tabiat leminin fevkindedir. Binaenaleyh, o tabiat lemi dahilindekiler iin can ve ak gneinin, ne harite benzeri bulunabilir, ne de zihninde! - 123- Can gnei, zihinlere smaz ki, onun misli tasavvur ve tahayyl edilebilsin. Bu beyit: Nebude der zihn der haric nazir. msras dolaysyla varit olacak bir sualin cevabdr. Faraza biri kp diyebilir ki: Can gneinin harite misali olmadn kabul edelim; fakat zihinlerde suretinin bulunmasna ne mani vardr? Cevap veriliyor ki: Can gnei zihinlere smad iin misli tasavvur edilemez. nk can gnei denilen ak, esasen sfat- ilahyedendir. Sfat ise, bir itibara gre ayn-i zattr. Bundan dolay, onun tasavvuru muhaldir. Zihinde ve harite misalinin bulunmas da gayr-i mmkndr. - 124- Bahis, emseddinin cemaline gelince, drdnc kat gn gnei uup gitti! Hazreti Mevlna, ems lafznn zikri dolaysyla bahsi ems-i Tebriz Hazretlerine intikal ettiriyor, o manevi gnein benzersiz ziyasna kar, cihan gneinin mahcup olduunu sylyor. ems-i arm asman denilerek, gnein drdnc kat semaya nispet edilmesi, eski heyetilere Asronomlara- gredir. Hazreti ems, nispetinden de anlalaca zere Tebrizlidir. Evliyaullah Hazaratnn Maukin ksmndadr. Hazreti Mevlnann byk olu Sultan Veled diyor ki: Allahn klaryla mauklarnn derecesi vardr: Hallac- Mansur birinci derecedeki klardandr. kinci mertebe bunun, nc mertebede onun fevkindedir. Bu mertebe erbab, halk tarafndan bilinir. Maukin-i ilahyeden birinci derecede olanlar, klarn nc derecesinde bulunanlar yalnz ismen bilirler. kinci ve nc derecede olanlar tanyamazlar. Hazreti ems ise Maukin-i ilahyenin son derecesinde bulunanlard. Evet, Hazreti ems, evliyaullahn Mesturin, yani gizli olanlarndan idi. Mevlnann menakbn yazm olan Feridun Sipehsalar: emsi Mevlnadan baka kimse anlamad diyor. Hazreti ems, srf Mevlna ile grmek zere Konyaya gelmi, Piriniler Hanna inmi, ertesi gn han kapsnn nndeki bir peykeye oturmu, emsin geliini kefeden Hazreti Mevlna da oraya

61

gitmi, dier peykede ve emse kar oturmu. Her ikisi de bir mddet skt etmi ve lisan- hl ile konumu. Bir zaman sonra Hazreti ems: Bayezid-i Bestam, karpuzun nasl yenilmesinin snnet olduuna dair kendisine haber vasl olmadndan onu yemeyecek kadar peygambere ballk gstermiti. Fakat Zat- Risalet gnde yetmi defa istifar ederken, Bayezid: Sbhani ma azame ani, yani Ben kendimi tenzih ve takdis ederim, benim anm ne byktr demi. Bunun sebebi nedir? diye sordu. Hazreti Mevlna da: Bayezid, bir veli-yi kmil olmakla beraber Resul-u Ekrem s.a.v. kadar mtehammil deildi. Onun iin mazhar olduu tecelliyyat dolaysyla yle demeye balad. Aleyhisselat Efendimiz ise, her gn 70 yahut 100 kere mazhar- tecelli olur ve her birine tahamml gsterirdi. stifar da, terakki eyledii dereceye nispetle evvelki derecenin aa bulunmasndan ileri gelirdi buyurdu. Bunun zerine ikisi de yerlerinden kalktlar ve birbirlerine sarldlar. lk mlakatn, yolda ve Mevlnann dersten avdetinde vuku bulduu da rivayet edilmitir. Hazreti Pir ile Hazreti emsin sohbeti alt ay kadar devam etmi ve bu mddet halvet ve riyazetle gemiti. Hazreti Mevlna, evvelce pederinin halifesi bulunan Seyyid Burhaneddin Muhakakkk-i Tirmizden hilafet almt. ems Hazretleri de kendisine sema etmeyi tavsiye eyledi. Hazreti Pir talim ve tedrisi brakt. Onun feyz-i irfanndan mahrum kalanlar, ems aleyhinde sylenmeye baladlar ve onu ama gitmeye mecbur ettiler. ama gidiinin asl sebebi, oradaki bir Frenk gencinin Mslman oluu, onun manevi makamlara ykseltilmesi iindi. emsin gaybuyeti, Mevlnaya ok tesir gsterdi. Halkla temastan ekildi. Gnn birinde emsin bir mektubu geldi. Hazreti Pir, sevincinden sema etmee ve tesirli gazeller sylemeye balad. Hem de o gazelleri, ems-i Tebriz namna nazmeyledi. Nihayet olu Sultan Veledi ama gnderip emsi davet etti. O da icabet gsterip yola kt. amdan Konyaya gelinceye kadar Sultan Veled, emsin arkasnda yayan yrd. u edebi dolaysyla Hazreti emsin tevecchn kazand ve halifesi oldu. Burada bir hususu bildirmek lazm geldi. Hazreti Pirin meslei, Peygamber Efendimizin snnetine kemaliyle uymaktr. u halde Mevlevilik, snnet yolu demektir. Nitekim kendisi: Men bende-i Kuranem, eer can darem, Men Hk-i reh-i Muhammed muhtarem. Ger nakl kned cz in kes ez gftarem, Bizarem ez v zin shan bizarem. Ben, kul, kle isem; Kurann bendesi ve Muhammed-l Muhtarn yolunun topra, yani, ayann tozuyum. Eer biri, benim szlerimden bundan baka bir ey naklederse; ondan da, naklettii szden de rahatsz olurum buyurmutur. Hl byle iken, baz Bektai merep Mevleviler, Mevlevilik: Veledilik ve emsilik namyla iki koldur. Velediler zhd, emsiler ak ihtiyar etmilerdir derlerdi. Bu sz, hezeyann ta kendisidir. Syleyenlerin maksad, kt ilerini ve Mevlna mesleiyle telifi kabil olmayan hareketlerini rtmek iindir. Bilinmelidir ki, Mevleviliin kolu, ubesi yoktur. Kurtulu tarihinden, zamanmza kadar yetien Mevlevi arifleri, ems-i Mevlnann cazibesine tutulmular ve: Peykiz, dneriz bir gne etrafnda, Manzume-i emsiye-i Mevlnayz! demilerdir. Bilfarz o vahdet yolunda bir ikilik bulunmu olsayd, ikisinin de Sultan Veledde birlemesi lazm gelirdi. nk arzettiim gibi Sultan Veled, Hazreti emsin halifesi idi. Gelelim bahse Hazreti ems, Konyaya ikinci geliinde evlenmi, Mevlnann harem dairesinde bym Kimya isimli bir kzcaz almt. Yine baz kimseler emsin aleyhine kyam ettiler. Gariptir ki bu kimseler, Mevlnann dersinden ve sohbetinden istifadeye alanlar ve onu tekrar tedris rahlesine oturtmaya alanlard. Nihayet bir gece ems kayboluverdi. Aradlar, taradlar, izini bulamadlar. Bu defa Hazreti Mevlna da emsi aramaya kt. ama ve Tebrize kadar gittiyse de bulamad. Fakat avdetinde: ems menem, Kamer menem! gazelini inat etti. Demek ki emsin Maukiyet makam Hazreti Pire verilmiti. Konyada ems namna bir dergh ve bir trbe vardr. emse bir suikast yapld, Mevlnann kk olu Alaeddinin de katiller arasnda bulunduu baz kitaplarda, ezcmle Eflaki Ahmed Dedenin Menakb-

62

l Arifin isimli eserinde yazldr. Bilmemiz gereken udur ki, Hazreti Pirin gz kamatran parlakl, ems ile mlakatndan sonra zahir olmutur. Mamafih: yle rahende ki ol sema-i nur, ems-i Tebriz ana pervane olur! - 125- emsin nam zikredilince, onun nimet ve ihsan iaretinden bir miktarn aklamak vaciptir. kram ve inam eyleyen kimseye teekkr etmek, inam ve ikram gren kimseye vaciptir. Bir de: Grlen nimetin aklanmas; Allah raz olsun, filan zat bana u iyilii yapt, denilmesi de nimetin kr cmlesindendir. Hazreti Pir de, bu lzuma binanen Hazreti emsin namn kemal-i hrmetle yadetmekle, teekkr vecibesini yerine getirmi oluyor. - 126- Bu srada can, Yusufun gmleinin kokusunu ald iin, eteimden yakalamtr. - 127- Yllarca olan sohbet hakk iin, o ho hallerden, bir hali olsun izah et demekte ve ilave etmektedir ki: - 128- Ta ki yer ve gk glsn. Akl, ruh ve gz de, arz ve semann yz misli sevinsin. arihlerin beyanna gre buradaki Candan maksat: Hsameddin elebidir ki, Mesnev mukaddimesinde: Ve meknnerruhu min cesedi buyrulmutu. Hakikaten, Hazreti Pirin ruhu kadar muazzez bir vcud-u mkerrem idi. Zaten Mevlevilikte ileye girmi ve hizmete balam olan yeni dervilere Can tabir ederlerdi ki, bedenin kesafetinden kurtulmas ve ayn- ruh olmas iin bir hayra yormaktan ibaretti. te Hsameddin elebi, Hazreti Pirin ems ismini yd etmesi zerine, Yusufun gmleinden Hazreti Yakupun duyduu kokuyu hissetmi, Ya Mevlna! ems ile geirdiimiz ho hllerden birin olsun izah buyurun ki, hem afak, hem enfs, nur-i srur ile dolsun temennisinde bulunmutu. Buy-i pirahan- Yusuf yaftst. msra ile Sure-i Yusufdaki: ARAPA, Sure Yusuf ayet 93-96 u benim gmleimi gtrn de, onu babamn yzne koyun. yice grr (bir hale) gelir. Btn ailenizi de bana getirin. Vakta ki kafile (Msrdan) ayrld. (teden) babalar (Yakup) dedi ki: Bana bunak demezseniz, inann ki, (imdi) Yusufun kokusunu duyuyorum! (Yanndakiler) dediler: Allaha yemin ederiz ki, sen hala eski yanllnda(berdevam)sn. Fakat mjdeci gelip de onu (Yakupun) yzne koyduu, o da derhal (yeni batan) grr bir hale geldii zaman dedi ki: Ben size bilmeyeceiniz eyleri Allahtan muhakkak biliyorum demedim mi? eklindeki ilah beyana iaret olunmutur. eyh Sadi Kuddise srruhu, Glistannda der ki, Biri, olunu kaybetmi olan Yakup Aleyhisselamdan sordu: Ey cevheri mnevver, akll ihtiyar! Yusufun gmleinin kokusunu Msrdan duydun da, onu Kenan kuyusunda iken niin grmedin? Hazreti Yakup da, cevap verdi ki: Bizim hlimiz, akan imek gibidir. Bazen ak, bazen kapal olur. Bazen gklerin stne kar, otururuz; bazen da ayamzn stn gremeyiz. Hsameddin elebinin recasna kar, Hazreti Mevlna itiraz ederek: - 129- Ey Hsameddin! emsin ahvalini izah etmek hususunu bana teklif etme. Zira ben manev yokluk halindeyim. Anlaym ve anlatm azalmtr. Onun senasn sayp dkemem. -

63

130- Akl banda olandan bakasnn, yani yokluk denizine gark olmu olan zatn syledii her sz, zahmet de olsa, vnmek de olsa, doru olmaz. - 131- ems gibi ei ve benzeri bulunmayan bir dostun ahvalini izah iin ben ne syleyim ki! Bir damarm bile uur halinde deildir. - 132- Cierimi kan eden bu hicrann erhini; imdilik, baka bir zamana brak. Hazreti Pirin yokluk hlinde bulunduuna ve emsi ahvaline dair malumat vermenin, o halde iken, gayr-i kabil olduuna dair zr beyan etmesi zerine, Hsameddin elebi, - 133- Dedi ki: Beni doyur nk am. Hem abuk ol ki vakit, kesin kl gibidir. - 134- Ey arkada, sof bn-l Vakt olur. Yarn ve yarna demek, tarikat artlarndan deildir. Her ii vakit geirmeden tam zamannda yapana tasavufta bn-l Vakt denilir. Bir de bnz Zaman tabiri vardr ki, rzgr ne taraftan eserse, o cihete dnen dalkavuk manasnadr. - 135- Yoksa sen sof deil misin? Veresiye dolaysyla, mevcuda yokluk arz olur. Hsameddin elebi, kendisinin hakikat zevkince ackm olduundan bahisle, izahn tehir edilmemesini ve bugnk iin yarna braklmamasn rica eyledikten sonra, sofinin bn-l Vakt olduunu; yani gemiten gelecekten sarf- nazar eyleyerek, hl neyi icap ediyorsa onu yaptn sylyor. Ya Mevlna! Sen sofi deil misin ki, n zaman bzgr ta vakt-i dier, buyuruyorsun. Pekala bilirsin ki, veresiye veri ve gelesiye gnderi, mevcut sermayeyi yok haline getirir diyor. Hsameddin elebinin bu suretle srarl istirham zerine Hazreti Mevlna da: - 136- Ona dedim ki: Dostun srrnn gizli kalmas, daha hotur. Ona vakf olmak iin sen hikyeye kulak ver ve manasna dikkat et. cevabn veriyor. Buna kar Hsameddin elebi: - 137- Dedi ki: Ey fazilet sahibi Mevlna! Beni batan savma; aktan aa ve hibir ey saklamakszn syle. - 138- Perdeyi kaldr ve ak syle ki ben, gmlekli bir gzel ile yatmam. Hsameddin elebi, hakikatin srlarna vakf olmak iin, bahsin tam bir vzuhla aklanmasn rica ediyor. Kendisinin kapal ve imal szlere kanaat etmeyeceini bildiriyor. Mevlna ise, elebinin makam- emse henz istidad olmadn haber vermek zere: - 139- Dedim ki: Eer o, dnyada kare olursa, ne sen kalrsn, ne ucun, ne ortan kalr. - 140- Arzu gster, lakin o arzu lne ve tahammlne gre olsun. Bir saman p bir da kaldramaz. - 141- Gnei ki lemi aydnlatmaktadr. Yrngesinden yarlp biraz yaklaacak olsa, her eyi yakar, kl eder.

64

- 142- Fitne, karklk ve kan dklmesini isteme. Bundan fazla da ems-i Tebrizden bahsetme. - 143- Bu bahsin sonu gelmez. Sen balangca dn de hikyenin tamamn syle. CARYENN DERDN ANLAYABLMEK N O TABB- VELNN PADAHTAN HALVET STEMES - 144- Tabib-i ilah, dedi ki: Padiahm! Akrabay da, yabancy da uzaklatrmak suretiyle saray tahliye ettir. - 145- Kimse koridorlarda bulunup dinlenmesin ki, bu cariyeye baz eyler soracam. - 146- Ev boald. inde hekim ile o hastadan baka kimse kalmad. nsan, emin olduu ve ifa etmeyeceine itimat eyledii bir kimse ile yalnz kalnca, esrarn ona aabilir. Hekim-i gaybi de cariyenin ak mptelas olduunu, tabir-i dierle, nefsin heva ve heves giriftar bulunduu anlalmt. Lakin o hevesin kime kar olduunu tayin etmek iin hastay konuturmaya lzum grm, bundan dolay yalnz kalnmasn teklif etmiti. Vaktaki; sarayda, cariyenin yatt dairede hekim, hastann yanna girdi. - 147- Tabib-i ilah, hastaya yava yava ve nezaketle Nerelisin? diye sordu ve Her memleket ahalisinin ilac bakadr dedi. Rfk-u mlyemet yahut yerine gre nezaket, insanlarn bir ksmna Allah tarafndan verilmi bir nimettir. Bir hadis-i erifte, mealen: Cenab- Hakk, rfk sahibidir ve rfk sever. Sertlikle vermediini de rfk ve mlyemetle verir buyurmutur. Musa ve Harun Peygamber a.s. mebus- ilah olarak Firavunu davete gidecekleri srada: ARAPA, Sure Taha ayet 44 (Gidin) ona yumuak sz syleyin. Olur ki nasihat dinler yahut (Allahdan) korkar emrini almlard. Rfk-u mlyemet, kalpleri celbetmek hususunda ne kadar tesir gsterirse, iddet ve sertlik de o nispette aks-i tesir yapar. Edebin en ycesine sahip olan Peygamber Efendimize hitaben Kuranda: ARAPA, Sure Ali mran ayet 159 (O vakit) sen Allahtan bir esirgeme sayesindedir ki, onlara yumuak davrandm. Eer (bilfarz) kaba, kat yrekli olsaydn onlar etrafndan herhalde dalp gitmilerdi bile. Artk onlar bala (Allahdan da) gnahlarnn yarglanmasn iste. hususunda onlarla mavere et. Bir kerre de azmettin mi artk Allaha gvenip dayan. nk Allah kendine gvenip dayananlar sever buyrulmutur. Ayet-i celiledeki hm zamiri, Uhud muharebesinde bulunan, hususiyle onlardan, bozulup dalanlara racidir. Hicretin nc senesinde, Mekke mriklerinin Medineye hcumlar dolaysyla vukua gelen Uhud muharebesinde, slam mcahitlerine bir hezimet arz olmutu. Bu da fikr-i peygamberi hilafna, meydan muharebesi yapmaya kalkmaktan; bir de en mhim bir mevkiye yerletirilmi olan okularn mevkilerini kendi kendilerine brakmalarndan ileri gelmiti. Halid bin Velidin, slam ordusunun arkadan kuatmas zerine iki kl arasnda kalan mcahitler bozulmu, hatta bir ksm

65

Medineye kadar savumutu. Msademe esnasnda bizzat Resul-u Ekrem s.a.v. Efenimiz yaralanm, Hazreti Hamza ile 69 ashap ehit olmutu. Dn srasnda taraf- Risaletten, bozulmu olanlara ask yz gsterilmek yle dursun, halleri, hatrlar sorulmak, kendilerine, teselli olunmak zere nezaket ve mlyemet gsterilmiti. Bahsolunan ayet-i kerimede Habib-i Edib-i lahnin u hareketi takdir buyrulmakla beraber, aksi suretle davranlm, yani kaanlar tekdir edilmi olsayd o kimselerin dalmalarna meydan verilmi olaca bildirilmitir. Demek ki rfk-u mlyemet, kalplerin birlemesine; iddet ve hiddet de, bilakis nefretine sebep olurmu. Ayet-i kerimede bir nkte daha vardr. Tevekkl meselesi... Bu mesele, gayr-i mslimler ve onlarn mukallitleri tarafndan Mslmanlarn ittihamna medar olan eylerden biridir. Fakat bu thmeti yapanlarn ve bazlarmzn vehmi gibi, tevekkl, srtst yatp gkten zenbil ile ekmek inmesini beklemek deildir. Nazm- celilin beyan vehile bir ie, mavereden sonra karar verip teebbs etmek ve kemal-i husuln Allahn, tevfnden ummak demektir. nk azim, bir ii yapmaya kastetmek ve ciddi bir ihtimamla gayret gstermektir. Hazreti Mevlna, yine Mesnevde: Eer tevekkl edeceksen, ie baladktan sonra et. Ekini ek, ondan sonra Allaha tevekkl ve itimad gsterip bereketi ondan bekle demitir. Hlasa, almal ve muvaffakiyeti Allahtan beklemelidir ki, tevekkl bu demektir. Her ehir ahalisinin ilac ve tedavisinin baka olmasna gelince Tedavide iklim ve itiyadn nazar- dikkate alnmas tbbi kaidelerdendir. lde doup bym bir bedevi ile buzlar arasnda yetimi ve yaam bir eskimonun tedavileri her halde bir olamaz. ehr-i t kcast, yani Nerelisin? suali de, tevile muhta grlrse, nefsin emmare ve levvame sfatlarndan hangisinde bulunduunu yoklamaktadr, denilebilir. Tabib-i ilah, suallerine devam ederek dedi ki: - 148- O ehirde kime yaknln vardr, akrabaln ve balln kime ve neyedir? Hekim-i gaybi, bunlar sormakla beraber: - 149- Elini cariyenin nabzna koydu ve felein cevr- cefasndan birer birer sual etti. Tabibin sual ederken cariyenin nabzn tutmas, alaca cevaplar esnasnda nabzn hareketlerinden bir eyler anlamak iindi. Yani hangi memleketin ve hangi bir eyin zikri esnasnda darbeler iddetlenirse; onun hastalk sebebi olduunu anlayacakt. Burada bir sual sorulabilir. Tabip Mademki bir hekim-i ilah idi, bir nazarla cariyenin hastal sebebin kefetmeli, bu gibi tehis-i istidlali ile uramamalyd denilir. Hazreti Mevlna, buna cevaben diyor ki: - 150- Bir kimsenin ayana diken batnca, onu dizinin stne kor. - 151- ne ucu ile dikenin ban arar; bulamazsa, diken batan yeri tkr ile slatr. - 152- Ayaa batan diken byle g bulunursa, gnldeki diken nasl bulunur? Cevap ver? Evet Ayaa batan diken, deriye saplanp kaybolsa bile, gz nndeki bir uzva girmi olduu iin, karlmas mmkn iken; bulunmas ve karlmas insan bu kadar uratrr. Gnl ki, gzle grnmez, hatta gayr-i maddi ve manevidir, ona saplanan ak dikenini, sevda okunu bulup karmak iin elbette daha fazla almak ve uramak lazmdr. Ona da keskin bir nazar ve mahir bir el ister. Hazreti Pir, u hakikati bir misal ile anlatmak iin diyor ki: - 153- Eer gnldeki dikeni herkes grebilseydi; gamlarn, kederlerin bir adama galabe almas nasl mmkn olurdu?

66

- 154- Mesela biri, bir merkebin kuyruunun altna bir diken kor. Merkep onu nasl karacan bilmez, sramaya balar. - 155- Sradka diken daha ziyade batar. Akll bir adam lazmdr ki o dikeni eksin karsn. Yoksa diken kmaz, bilakis daha ziyade saplanr. - 156- O diken karacak hekim, stat idi. Elini gezdiriyor, taraf taraf tecrbede bulunuyordu. Hekimin el gezdirmesi, muhtelif suallerle cariyenin derdini yoklamas demektir. - 157- Hikye yoluyla o cariyeden, dostlarnn halini sordu. Hekim-i ilah, cariyenin kalbine saplanm olduunu kefettii sevda dikeninin ucunu bulmak iin onu gizlice aratryor; bandan geenlere dair, hastaya hissettirmeksizin, soruturmalar yapyordu. - 158- Cariye, memleketine, efendilerine ve hemehrilerine dair hekime, ak -yani, izaha muhta olmayacak surette- hikyeler sylyordu. - 159- Hekim, bir taraftan cariyenin hikye sylemesine kulak veriyor, bir taraftan da nabza ve nabzn atna dikkat ediyordu. - 160- Hastann nabz, hangi isim sylenildii srada hzlanrsa, cariyenin dnyada, cannn ne istedii anlalacakt. - 161- Cariye, dostlarn ve memleketini saydktan sonra baka bir ehir ismini syledi. - 162- Hekim, Memleketinden nasl ktn, evvelce hangi ehirde idin? diye sordu. - 163- Cariye, bir ehir ad syledi ve geti. Yznn rengi ile nabznn hareketi deimedi. - 164- Efendilerini ve o ehirde bulunanlar birer birer anlatt ve tuz, ekmek yedii yerleri syledi. - 165- Memleket-memleket; ev- ev hikye ettii halde, ne nabz hzland, ne de yz sarard. - 166- Hekim, tatl bir glmseme ile Semerkantl birinden soruncaya kadar, cariyenin nabz tabi bir surette ve zararsz bir halde atyordu.

67

- 167- Fakat Semerkanttan sorunca nabzn hareketi artt, yz kzarp sararmaya balad. nk Semerkantl bir kuyumcudan ayrlmt. Hekim-i ilah, birok sual ve cevaptan sonra cariyenin Semerkantl bir kuyumcudan ayrlm ve sevdii o kuyumcunun ayrlyla tutuup yanmakta olduunu anlad. Yani mrid-i kmil, terbiyesine ald salikin nefsindeki heva ve heves iptilasnn nevini kefetti. - 168- O hekim, o hastadan bu srr anlaynca; o derdin, o belann asln ve sebebini bulmu oldu. - 169- Hekim, Kuyumcunun mahallesi hangi yoldadr? diye sordu. Cariye de, Kpr banda, Gatfer mahallesindedir cevabn verdi. - 170- Hekim, cariyeye: Hastalnn ne olduunu anladm. Seni arabuk bu hastalktan kurtarmak iin himmet gstereceim dedi. Ve u nasihatleri de ilave etti: - 171- Sevin, dnmekten vazge. Muradna ereceine emin ol. Sana yamurun emene yaptn yapacam, yani sana adeta yeniden hayat vereceim. - 172- Ben senin gamn, kederini dnr; aresine bakarm. Sen zlme. Benim sana olan efkatim, babann evlada olan efkatinden yz kat fazladr. Cenab- Hakk, Kuran- Keriminde: ARAPA, Sure Tevbe ayet 128 Andolsun, size kendinizden yle bir peygamber gelmitir ki, sizin skntya uramanz ona ok ar ve g gelir. stnze ok dkndr. Mminleri cidden esirgeyicidir, balaycdr o buyurmutur. Allah- Zlcelalin, bu ayet-i kerimede zat- akdesinin vasfeylemi olduu Rauf ve Rahim sfatlaryla zikreyledii Peygamber Efendimiz, Rahmeten lil lemin olmak haysiyetiyle, umumen mahlukata, hususiyle ehl-i imana kar merhamet ve muhabbet hisleriyle dopdoludur. Onun varis-i kmili bulunan evliyaullah da, kendilerinde bulunan nispet-i Muhammediye derecesinde, rahim ve efkatli olurlar. Buna iaret olmak zere Hazreti Mevlna, hekim-i ilah lisanndan cariyeye kar mfikane szler syletiyor, kendisindeki merhamet ve muhabbetin, baba efkatinden yz derece fazla bulunduunu ifade ediyor. - 173- Padiah, senden sk sk sorup anlamak istese bile, bu srr kimseye syleme. Hazreti Mevlna, bahis dolaysyla sr saklamann lzumundan bahsediyor: - 174- Kalbin srrnn mezar olursa, muradn abucak husule gelir. - 175- Hazreti Peygamber buyurmutur ki: Her kim srrn gizlerse, muradna abucak erer. Hazreti Mevlna, bir beyit evvelinde kalbi, sr mezarna benzetmekle: Sudur-l-ahrar, kubur-ul-esrar.

68

Hr olanlarn kalbi, esrar mezarlardr meselini ima etmi; kabre konulan bir ceset, orada nasl gml kalrsa; hr insanlarn kalbindeki srlar da, o suretle gizli bulunur, demek istemitir. kinci beyit ile de: Hacetlerinizin husule gelmesi iin, sr saklamak hassasndan yardm talep ediniz. nk nimet sahibi olan her kimseye haset edilir hadisine telmih eylemitir. Mesnevnin dier bir yerinde: Gidiin, altnn ve mezhebin Hakknda dudan kmldatma ve onlardan bahsetme buyurmutur. Sr saklamann lzumunu bildirdikten sonra, bunun faydasnn olacan da temsil iin Hazreti Pir diyor ki: - 176- Tohum, toprak iinde kalp da bir mddet geince; onun srr, bostann yeermesi olur. Fuzulnin: Dane toprak ire zahmet eketiin nice dem; Ba eker, harmanlanr, arayi-i bostan olur! beyti, Mesnevnin bu beytinden alnm gibi geliyor. Dier bir misal: - 177- Altn ve gm gizli bulunmasalard, maden iinde nasl terbiye bulurlard? Mevlna Cami, Lccet-l Esrar isimli kasidesinde der ki: Altn ve gm nedir? Gnein terbiyesiyle renk alm topraktan ibarettir. O hlde halis altndan ta yaptran kimsenin, toprak bana olmu demektir. Hlasa, nce gizli kalan ey, sonunda matlup vehile inkiaf eder. Ehl-i tarikin halvetleri ve erbainleri hep bu maksada mebnidir. Halvet de, erbain de, tenha bir yerde oturmaktr. Fakat halvet, mddetle mukayyet deildir. Erbain ise, krk gn inziva etmektir. Mualim Naci merhum, der ki: Zir-i tak- serde olmu, akl- vahyaver nihan, Sanki etmi kendini gar ire peygamber nihan! Evet. Akl, dima mahfazas iinde gizlidir. Fakat idrakinin asar meydana kar. Keza Nebi-yi Ekrem s.a.v. Efendimiz, nce Hira, sonra Sevr maaralarnda gizlenmiti. Lakin sonra, olanca parlaklyla meydana kt ve btn dnya halknn gzlerini kamatrd. Hazreti Mevlna sr saklamak Hakkndaki tavsiyesinden sonra, doru vaatlerle yalanc vaatleri ve onlarn nfuz zerindeki tesirini anlatyor: - 178- Hekimin vaatleri ve ltuflar, o hastay korkudan emin kld. - 179- Vaatler vardr ki hakik olduklarndan kalbe itminan verirler. Yine vaatler vardr ki, mecaz, yani yalan bulunduklarndan insana sknt ve tasa getirirler. - 180- Kerem sahiplerinin vaadi, seyyar bir hazine ve cari bir nakit gibidir. Na ehil olann vaadi ise, infaz ve icra edilmedii iin, daim bir hastala benzer. nsan, ya ettii vaadi tutmal yahut kimseye bir vaatte bulunmamaldr. O VEL HEKMN HASTALII TEHS VE PADAHA ARZ ETMES - 181- Hekim-i ilah, cariyeden bu malumat aldktan sonra, kalkt; padiahn huzuruna kt. Ona, cariyenin ahvalinden bir para malumat verdi. -

69

182- Dedi ki: imdi lazm gelen tedbir, bu derdin tedavisi iin o adam getirtmenizdir. - 183- Altn ve ziynetli elbise gndermekle kuyumcuyu avutup, o uzak ehirden davet et. - 184- Padiah, hekimin bu tavsiyesini iitince onun nasihatini candan, gnlden kabul etti. - 185- Sonra o tarafa hazk, kafi ve gayet adil bir iki daveti gnderdi. Hazreti Mevlna, mhim bir nkteye temas ediyor: Gnderecein yere akll birini yolla da, ona tavsiyede bulunma derler. Bir i grdrmek iin gnderilen kimselerde hazakat, kifayet ve adalet bulunmas elzemdir. Bunlardan biri bulunmazsa, matlup iin husule gelmesi yle dursun, bsbtn aksi zuhur eder. Kifayetli bir sefirin devletine pek ok hizmet edecei, ehliyetsiz bir hariciye memurunun da hkmetin bana gaile getirecei phesizdir. Sefaret vazifesine Peygamberimiz tarafndan ok ehemmiyet verilmi, hicretin altnc senesinde hkmdarlara ve emirlere davetnameler yazld srada onlar gtrecek sefirler, gidecekleri yerlerin lisannn bilen kimselerden intihap edilmiti. Mslmanlktan evvelki cahiliyet devri Araplarnn da sefaret vazifeleri vard. Bu ile mkellef olan kimse, kabileler arasnda adeta siyasi konumalar hizmetini ifade ederdi. slamn zuhurunda bu vazife, Hazreti mer Radiyallah anhin uhdesinde bulunuyordu. Bundan dolay idi ki, Hudeybiye seferinde Peygamberimiz tarafndan Hazreti Faruk Mekkeye gnderilerek, harp iin deil, ziyaret iin gelindii bildirilmek istenmiti. Fakat Hazreti mer, kendisinin Mekkede de birok dman olduunu, Osman bin Affann ise hsm, akrabas bulunduunu, o gnderilirse daha iyi i grleceini arzettii iin sefaret vazifesini ifaya Hazreti Zinnureyn memur buyrulmutu. Gelelim bahse: - 186- O iki emir, padiahtan mjdeci olarak Semerkanta ve kuyumcunun yanna vardlar. - 187- Dediler ki: Ey marifet ve sanatta kmil olan nazik stat! Senin hret ve sanatn ehirlere yaylm ve herkese duyulmutur. - 188- te filan padiah, seni kuyumcu bala seti. nk sen byk bir statsn. - 189- u gzel elbiseyi, altn ve gm al. Padiahn nezdine gelince de has bendelerinden ve nedimlerinden olacaksn. Elilerin mjdesi zerine: - 190- Kuyumcu birok mal ve elbiseyi grnce onlara kapld, memleketinden, oluundan ocuundan ayrld. - 191- ahn canna kastettiinden haberi olmayan adamcaz, sevinle yola kt. - 192- Arap atna bindi ve sevinerek srd. Kan bedeli olan hediyeyi, elbise zannetti. Hikyenin bandaki ahsiyetlerden, padiahn = ruhu; cariyenin = nefsi; evvelki hekimlerin = mukallit eyhleri; tabib-i ilahnin = mrid-i kmili temsil eylemekte olduklar sylenilmiti. Sonradan zuhur eden elinin = akl ve fehm; kuyumcunun = heva-v heves mmessili olduklarn, arih-i Mesnev eyh smail Ankarav beyan ediyor.

70

Sddkiyet mertebesine varanlardan bile en son zail olan ey, byklk arzusu ve baa gemek hevesidir denilmitir. Evet. Bbrlenmek hissi ve tahakkm hevesi, insann tabiatna yle kk salmtr ki onlarn koparlp karlmas, kudret-i ilahyenin vastas bulunan mridi-i kmilin iradyla mmkn olabilir. Yoksa en aa bir mevkide bulunan insanlarda bile kendi dunundakilere bbrlenmek merak vardr. te bunun iin, eriat-i Muhammediye, o aciz insanlardaki bbrlenme fikrini baltalam, bir seyyid-i Kurey ile bir abd-i Habenin hukuka msavi olduklarn bildirmi, teHakkm heveslisi cebbar ve zalimlerin burunlarn yerlere srtm, Gassaniye hkmdar Cebele bin Eyhemi bir bedevinin burnuna yumruk vurduu iin, ayn yumruun kendi burnuna inmesine mahkum etmiti. Suriyedeki Gassan mevkiinde slamn zuhurundan 400 sene evvel bir Arap hkmeti teekkl etmi ve Gassaniye Devleti namn almt. Sonra bu hkmet, Bizans hkmdarlarnn tabiiyetine ve dinine girmeye mecbur oldu. 27 hkmdarndan sonucu olan Cebele bin Eyhem, Hazreti mer zamannda Medineye geldi ve Mslman oldu. Sonra Hac iin Mekkeye gitti. Kbeyi tavaf ederken bedevinin biri, bunun ipekli ihramna bast. Cebele, buna hiddetlendi, bedevinin burnuna bir yumruk indirdi. Bedevi, halife Hazreti mere mracaat ve dava etti. Hazreti Faruk, Cebeleye: Ya hasmn raz et yahut o da senin burnuna vurup Hakkn alacaktr dedi. Cebele: Ben hkmdarm, o adi bir bedevidir dediyse de, Hazreti mer: Mslmanlk hukukunda bunun ehemmiyeti yoktur buyurdu. Cebele: yle ise msade et de, bu gece dneyim dedi. Hazreti mer, msade etti. Cebele, birka para vermekle bedeviyi raz etmeyi kendisi iin bir zl sayd iin, o gece maiyetiyle beraber kat. Bizansa iltica ve orada irtidat etti. Dinden kt. Hl byle iken, baz gafiller, bir klah kapmak, bir mevkiye geip birka kiiye kafa tutmak iin can atarlar. ou defa da o uurda bir musibete urarlar. Hazreti Mevlna, bu hakikati beyan iin diyor ki: - 193- Ey yz trl rza ile candan, gnlden raz olarak sefer kan ve sulkazaya doru giden! Sul Kaza: Bir musibete uramak demektir. Malum ya, bir ecel-i msemma, bir de ecel-i kaza vardr. Halk arasnda ecel-i msemma: Bir insann yatanda lmesi, ecel-i kaza ise bir kaza neticesinde vefat etmesi diye anlalmtr. Hlbuki ecel-i msemma, bir kimsenin yaayaca mddet demektir. Ecel-i kaza ise, hkm-i ilah mucibince hayat mddetinin bitmesi manasnadr. Hkm- ilahden hari bir ey olmadndan, her canlnn hayat mddeti ve onun bitmesiyle o canlnn lmesi, ecel-i kazadr. lm sebepleri eitlidir: Kimi yatanda lr; kimini tren yahut otomobil iner, kimi denizde boulur, kimi bakla, kimi kurunla vurulur. Bu sebeple muhtelif olduu halde- lmn kendisi birdir. - 194- Kuyumcunun hayalinden, izzet, mal ve byklk sahibi olmak geiyordu. Azrail ise ona: Git bakalm, getirirsin, gtrrsn diye tariz ediyordu. Rtbe ve mevki hevesiyle yaplm baz yolculuklar olur ki, o yolculuk, yolcu iin cehennem olmutur. Hrsla, byklk ve zenginlik arzusuyla yola klr. Fakat kann eceli gelmi olduundan ona Azrail sorar: Git bakalm, muradna erebilir misin? der. - 195- O garip kuyumcu, yoldan gelince hekim-i ilah onu padiahn huzuruna gtrd. - 196- O Traz mumunu, yani cariyenin, ba ucunda yansn diye kuyumcuyu, izzet- ikram ile padiahn yanna gtrdler. Tiraz: Trkistanda bir memleket imi ki, gzelleriyle mehur imi sfahanda da Tiraz isminde bir mahalle varm. Tirazn gzelleri mehur olduu iin, cariye oraya nispet edilmitir. - 197- ah onu grnce tazimde bulundu. Altn hazinesini ona teslim etti.

71

- 198- Ondan sonra hekim-i ilah, padiaha dedi ki: Ey byk sultan! O cariyeyi bu efendiye ver. - 199- Ta ki bunun visaliyle cariye iyilesin, ab- visali onun hasret ateini sndrsn. - 200- Padiah o ay yzyle cariyeyi ona balad ve iki hasretzedeyi birletirdi. - 201- Alt ay mddet bermurad oldular. Cariye de tamamyla iyileti. Cariyenin kuyumcuya nikh edilmesi, nefsin bir mddet iin heva ve hevesine braklmas demekti. nk birdenbire konan yasak, nefsin hrsn artrr. Onun iin yeni salikler, bir mddet heva ve hevesine terkedilir de onlar, o heveslerin mnasebetsiz olduunu anlarlar ve onlardan bkp vazgeerler. Nitekim feth-i Mekke esnasnda Resulullah s.a.v. Efendimiz, ahaliye msade vermiti. Fakat Mekkelilerden bazlar bu msadeye itimat etmedikleri iin kamlard. Ebu Cehil olu krime Yemene doru, meyye bin Halefin olu Safvan da Ciddeye firar etmiti. krimeyi, ailesi mm Hakim gidip getirdi. O da huzur-u Peygamberide Mslman oldu. Safvan da, kabilesinden Umeyr bin Vehb gidip getirdi. Safvan huzur-u Nebeviye girince: Bana msade vermisin, doru mu? diye sordu. Resulullah: Dorudur buyurdu. Safvan: yle ise Mslman olmak iin bana iki ay mhlet ver dedi. Hazreti Peygamber: Drt ay muhayyersin msadesinde bulundu. te Safvana verilen bu drt ay mhlet, nefsin bir mddet heva ve hevesine terki demekti. Safvan, kfr ve irkin ktln anlad. Daha mhleti bitmedi Evvel slama geldi. - 202- Ondan sonra hekim, kuyumcu iin bir erbet yapt. O da iince kzn gz nnde erimeye, hastalanp zayflamaya balad. - 203- Kuyumcunun hastalk tesiriyle gzellii kalmaynca, ona kar cariyenin de ilgisi kalmad. Kuyumcunun gzellii, grnte yakkl olmasndan ibaretti. Huy ve tutum itibaryla kendisinde hibir ey yoktu. Cariye ise, da bakp iten gafil bulunanlardand. Kuyumcunun d gzelliine tutulmu, yznn biimine, gznn rengine meftun olmutu. Fakat itii erbet zerine tutulduu hastaln tesiriyle o sathi gzellik soluverince, cariye nazarnda onun, pejmrde bir iek gibi, kymeti kalmamt. Hazreti Mevlna, mnasebet dolaysyla zahir gzellii kar olan aklarn devam edemeyeceini anlatmak iin diyor ki: - 204- Renk cazibesiyle husule gelen aklar, hakiki ak deildir, hevesten ibarettir. yle heveslerin sonu rsvala mncet olur. Evet. Sarn yahut budays bir yzn; mavi yahut siyah ve mahmur bir ift gzn, suret iptilasndan kurtulamam olanlara mhim tesiri vardr. Siyah ve yumuak bir zlfn ihtizaz, alm bir goncaya benzeyen iki dudan latif ve fitnekar avaz, olduka temkinli kalpleri bile titretir. Lakin dudan latif ve fitnekar avaz, olduka temkinli kalpleri bile titretir. Lakin onlardaki bu cazibe, kendilerindeki gz aldatc rengin muvakkat devam mddetincedir. Bir arza dolaysyla o renk zail oldu mu, evvelce teshir etmi olduklarn, nefret ettirmeye balarlar. Evvelce onlar grmek iin can feda etmeye gze alacak derecede fedakrlk gstermek isteyenlere Bana grnme de kime istersen grn dedirtirler. Byle muvakkat bir gzellie k olanlar, sonra o vakit ki hllerinin lgnlk olduunu itiraf ederler; hatta nadim ve mahcup olurlar. Demek ki renk ile balayan sevgiler, mahcubiyetle hitam buluyormu.

72

- 205- Keke o kuyumcu da irkinlik timsali olayd da o kt hkme uramasayd. Yani mahut kuyumcunun helakine teebbs edilmesi, onun yzne balanan cariyenin ilgisini gidermek iindi. O alaka ise d gzelliinden hasl olmutu. Keke yle gzel olacana batan aa irkin bulunsayd da kakknda yle bir hkm verilmi ve yle bir teebbs icra edilmemi olsayd. - 206- Onun gzlerinden dere gibi kanl yalar akyordu. nk yznn gzellii, cannn dman olmutu. Gzellii dolaysyla hayatna kastedilmiti. Her nimet sahibi hasede urar hadisi muktezasnca servet gibi, saadet gibi, genlik ve gzellik gibi nimetler dolaysyla insan hasetten kurtulamaz. Bazen bu nimetler, sahibi hakknda korkun bir ceza olur. Mesela Yusuf Aleyhisselamn senelerce Msr zindannda kalmasna, Zleyhann sabrn tketen gzelliinden baka sebep yoktu. Hazreti Mevlna bu nkteyi beyan iin de diyor ki: - 207- Tavus kuunun kuyruu ve kanad, kendisinin dman olmu; birok hkmdar, kuvvet ve evketi ldrmtr. - 208- Kuyumcu diyordu ki: Ben bir ahuyum ki gbeimdeki miski almak iin bu avc, benim saf ve temiz kanm dkt. - 209- Ben o kr tilkisiyim ki, postumu alp krk yapmak iin pusuya saklandlar. Beni yakalayp bam kestiler. - 210- Ben o filim ki, dilerimi almak iin filcilerin, avclarn vcudumda at yaralar kanm dkmtr. Kuyumcu, u taslanmasnda kendisini ahuya, tilkiye, file benzetiyor. Misk gbei alnmak iin ahunun; pstekisi yzlmek iin tilkinin; dileri kesilmek iin de filin avlanp ldrlmesini, kendi haline benzetiyordu. Ondan sonra da diyordu ki: - 211- Beni madunum iin ldren, kanmn uyumayacan; intikamsz kalmayacan bilmiyor mu? Buradaki madundan maksat: Kuyumcunun aklna ve ruhuna nispetle baya kalan gzelliidir denilmitir. Bana yle geliyor ki, kuyumcunun madunun demekten murad, geici gzelliine k olacak kadar idraksiz bulunan cariyedir. Daha dorusu kendisini heva ve hevese kaptracak derecede himmeti aa olan nefs-i emmaredir. Hazreti Mevlna: Midaned ki nehusbed hun-i men msrayla da: Beirikatil bir katil Katili, katl ile mjdele hadisine iaret etmitir. ahsi menfaat yahut nefsan garaz ile bir adam ldren, dier tabirle Allahn binasn ykmaya cret gsteren bir bedbahtn layk olduu ceza ya hkmetin idam sehpas yahut baka bir intikam aletidir. - 212- Bugn bana ise yarn onadr. Benim gibi bir adamn kan nasl heder olur?

73

Kuyumcu, diyordu ki: Bugn beni gnahsz olarak ldryorlar. Fakat yarn yahut br gn onlarn bana da gelecektir. Benim gibi susuz bir adamn mesulleri, cezasz ve intikamsz kalamaz, elbette bu hak alnacaktr. - 213- Duvarn glgesi bir mddetik uzasa bile, yine o glge duvarn dibine dner. nsann kat amelinin cezas, Allahn iradesiyle bir mddet gecikse bile, zaman gelince o ceza gelir; yapann ayaklarna dolar ve yakasna yapr. Nitekim Kuran- Kerimde: ARAPA, Sure Zilzal ayet 78 te kim, zerre kadar bir hayr ilemi ise, onun mkfatn grecek; kim de zerre kadar ey yapm ise onun cezasn grecek buyrulmutur. ayet o mkfat ve o ceza, dnyada verilmezse, ahirette mutlaka ve mutlaka grlecektir. - 214- Bu dnya; daa, ilerimizde seslenmeye benzer. Akis o sesleri bize iade eder. nsan dalk bir yerde seslenince aks-i seda husule gelir; ses, sylenen kimsenin kulana akseder. Seslenen iyi sylemise, iitecei akis de iyidir; kt sylemise duyaca seda da ktdr. Dnya ise insanolunun yapt ilerin aksinden ibarettir. O ilerin mkfat ve cezalarn ilerin nevine gre aksetirir. Kuranda: ARAPA, Sure Fussilet ayet 46 Kim iyi amel (ve hareket)de bulunursa (bu), kendi lehine, kim de ktlk ederse, bu da kendi aleyhindedir buyrulmutur. Dnyada byle olduu gibi ahirette de byledir. Cenab- Hakk; mealen: Bugn, yani, Kyamet gnnde her ahs, dnyada kazanm olduuna ve yapm olduu ilere gre mkafat ve ceza grecektir. Bugn zulm yoktur. nsanlar kl kadar zulme uramayacaklardr buyuruyor. - 215- Kuyumcu bunlar syledi ve hemen lp toprak altna girdi. Cariye de aktan ve hastalktan kurtuldu. - 216- nk llerin ve leceklerin, fani olanlarn ak baki deildir. Zira l, bizim tarafmza gelmez. Ve bizim aramzda mauk ve muteber olamaz. - 217- Hayy- layezal olan Mauku Hakiknin, yani Allahn ak, ruhta olsun, gzde olsun, her an goncadan daha ter- taze olarak durur. Kuyumcunun yzndeki pembeliin solmasyla, ona kar cariyede olan akn zeval bulmasna benzemez. Allah sevenlerin muhabbeti, hibir vakit pejmrde olmaz. Daima ak bir gonca gibi gzelliini muhafaza eder. Hazreti Mevlna bu beyanattan sonra hem li bir nasihat, hem de evvelce geen Ak kelimelerine kfi ve kati bir tefsir olmak zere buyuruyor ki: - 218- O zat- ecel alann akn ihtiyar eyle ki, btn enbiya ve evliya hazarat Onun ak- feyziyle saadet ve erefe nail olmulardr. Hem de bu hususta mitsizlii dme.

74

- 219- Bizim iin O hakikat sultannn, yani Allah Celle anhunun huzuruna kmaya izin yoktur, deme. Kerim olanlarla i grmek zor deildir. Allah ise Ekrem-l Ekremindir. Fevkalade mit ve mjde verici olan bu beyt-i erifin, Mesnev derslerine balarken okunmas ve dersin: n nin fermud Mevlnay- m, Kif-i esrarhy-i Kibriya. n ne mecmest ne remlest ne hab, Vahy-i Hak, vallah alem bissavab. beyitleriyle bitirilmesi Mesnevhanlarca adettir. KUYUMCUNUN ZEHRLENEREK LDRLMESNN, LAH ARETLE OLDUUNU BEYANI - 220- O kuyumcunun hekim-i ilah elinde lmesi, ne bir mit ile ne de bir korku dolaysyla idi. - 221- Allahn emr- ilham gelmeden, yani padiahn hatr iin onu ldrmedi. - 222- Hzr Aleyhisselamn, bir ocuun boazn kesip ldrmesinin srrn avam- nas anlayamaz. Kuyumcunun hekim-i ilah tarafndan zehirlenmesinin; padiahn arzusu zerine deil, Allahn emir ve ilhamiyle olduunu Hazreti Mevlna ifade ettikten sonra, Hzr Aleyhisselamn bir ocuk ldrm olduunu ve ondaki hikmeti herkesin anlayamayacan sylyor. Burada: ARAPA, Sure Kehf ayet 74 Yine gittiler. Nihayet bir olan ocuuna rast geldikleri zaman o, hemen bunu ldrd nazm- celiline iaret ediyor. Kelimullah Hazretleri, ilm-i lednniye mazhar olan Hzr Aleyhisselam ile mlakata memur edilmiti. Bulutular ve grtler. Hazreti Musa arkadalk teklif etti. Hzr ise, grecei eylere itiraz etmemesini art kotu. Deniz kenarna inip bir gemiye bindiler. Gemiciler bunlardan para almadklar halde Hzr, geminin bir tahtasn kopard. Musa Aleyhisselam: yi etmedin, gemiyi sakatladn, iindekileri tehlikeye koydun dedi. Hzr: Ben sana benimle arkadalk edemezsin demedim miydi? deyince, Hazreti Musa zr diledi. Gemiden karaya ktlar. Bir ocua yahut bir gence rast geldiler. Hzr, onu ldrverdi. Musa tahamml edemedi. Sonra gene zr diledi. Bir keye geldiler. Kyller, bunlar misafir kabul etmediler. Hzr, bel vermi bir duvar grd. Elini srp duvar dzeltti. Hazreti Musa: Bari bir cret makabilinde ve karnmz doyurmalar bedeli olarak dzelte idin deyince, Hzr: Ya Musa! Artk ayrlmamzn zaman geldi. imdi sana yaptklarmn sebebini anlataym: Gemi, bir takm fakir kimselerin mal idi. Bizi de, bedava olarak gemiye almlard. Onlara bir iyilik olsun diye gemiyi sakatladm. nk ileride zalim bir hkmdar vard. Ne kadar salam gemi ve kayk grrse zaptediyordu. ldrdm ocuk byynce kfir olacak, salihlerden olan babasyla annesini de kfre sevk edecekti. Ona mani olmak iin kendisini katlettim. Duvarn altna bir define vard ve iki yetimin mal idi. Bydkleri vakit defineyi bulsunlar diye duvar dzelttim, bunlarn hi birini de kendiliimden yapmadm; Allahn emriyle icra ettim dedi. - 223- Allahtan ilham ve cevap alan kimse, her ne buyurursa, doruluun ta kendisi olur.

75

Binaenaleyh, Hzrn o ocuu ldrmesi gibi, tabib-i ilahnin kuyumcuyu zehirlemesi de, ilah ilhamla olduu iin doruluun ve isabetli hareketin ta kendisi idi. - 224- O zat- erif ki, manev hayat vermek kudretini haizdir, biiznillah onu ldrm olsa da layktr. nk Allahn halifesi ve naibi, yani vekilidir. Onun eli, Hakkn yed-i kudretinde demektir. Hazreti Mevlna, Mesnevnin dier bir yerinde: Allah, aka grnmedii iin Peygamber onun naibidir der. Naip ise, vekil demektir. Silsile-i nbvvet devam ettii mddete niyabet vazifesi peygamberlerin uhdesinde idi. Peygamber Efendimizle, peygamberler silsilesine nihayet verildi. Nihayet vazifesi ise, varis-i kmil-i Muhammed olan evliyay- kiram hazaratna tevcih edildi. Binaenaleyh Allahn nebileri, Hakkn iradesinin zuhuruna nasl vasta ise, evliyaullah da yledir. Onlar da Allahn kudretini, yine Kudretullah ile gsterebilirler. Hareketleri tenkit ve itirazdan uzaktr. - 225- Sen de ey salik! Hazreti smail gibi o vastann ve onu vasta klan Allahn hkm huzurunda ba e! Kahr ve celal klc nnde sevine sevine can ver. Hazreti Mevlna bu beyt ile Saffat suresindeki u ayetlere iaret ediyor: ARAPA, Sure Saffat ayet 101105 Biz de ona ok uysal bir oul mjdesini verdik. Artk o(oul brahimin) yannda komak ana erince (babas): oulcazm, dedi, ben seni ryamda boazlyorum gryorum. Bak artk ne dnrsn. (Olu) dedi: Babacm. Sana edilen emir ne ise yap. nallah beni sabredenlerden bulacaksn. Vakta ki bu suretle ikisi de (Allahn emrine) ram oldular, (brahim) onu aln zere ykt. Biz ona: Ya brahim! Ryana sadakat gsterdin. phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz, diye nida ettik Bu vaka: lah emre kar beeriyetin gsterdii fedakrane itaatin en stn derecesidir. nsanlar arasnda, maln, mlkn, hatta hayatn feda edebilecek olanlar ok deilse de, yok da deildir. Fakat hayatnn mahsul olan evladn yatrp kendi eliyle onun boazna bak ekmek, yle zannederim ki, ancak brahim Aleyhisselamn, bir de Peygamberimizin dedesi olan Abdlmuttalib Hazretlerinin ellerinden gelebilirdi. Keza, babasnn arzusuna itaat ve onun rzasn almak iin lm bana boynunu uzatmak harikasn, ancak, smail Aleyhisselam, bir de Hazreti Peygamberin s.a.v. muhterem babas Hazreti Abdullah gsterebilirlerdi. Hazreti smail torunlarndan olmas ve Hazreti Abdullahn olu bulunmas dolaysyla, Aleyhisselat Efendimize (bnzzebhayn) yani, Boazlanmasna teebbs edilmi iki zatin olu denilmitir. smail Aleyhisselamn kurban edilme vakas mehurdur. Fakat Hazreti Abdullahn kurban edilme hadisesi pek malum olmadndan bir para olsun ondan bahsedeceim: Mekkedeki Zemzem suyu, Hazreti smailin yatt yerde kaynamaya balam, sonra o kaynak suyu haline getirilmiti. Yemenden hicret eden Crhm kabilesi Mekkeye gelip yerleti. Zemzemden istifade ettiler. Zamanlar getike ahlakszla dtler, Huzaa kabilesinin hcumuna uradlar ve yurtlarndan ekilip gitmeye mecbur oldular. Giderken son bir ktl de yaptlar. Zemzem kuyusunu doldurdular, belirsiz ettiler. Huzailer Mekkeye girdiler. Lakin Zemzem kuyusunun yerini bilmedikleri iin uzak mesafelerden deve srtlarnda su getirmeye baladlar. Neden sonra Abdlmuttalib Hazretlerine ryasnda Zemzem kuyusunu kaz denildi ve yeri tarif edildi. Abdlmuttalibin o vakit Haris namnda bir olu vard. Onunla birlikte kazmaya baladlar. Fakat Mekkeliler buna raz olmadlar. O esnada Abdlmuttalib, Eer on tane erkek evladm olursa birini Allah rzas iin kurban edeyim diye adak adad. Sonra, mani olmak isteyenlerle uyutu. Zemzem kuyusunu temizledi ve suyu meydana kard. Ondan fazla olu olduu bir srada, ryasnda adann ifas emredildi. O da, oullarna ryay anlatt. Kura ektiler. Hazreti Abdullah namna isabet etti. Abdlmuttalib, uysal evladn Harem-i erifte kurban etmeye gtrd. Yatrp boazna ba ekecei srada kayn biraderi geldi, elinden ba ald. Bir bilene gidip danmasn tavsiye etti. Gittiler. O adam: Sizde bir adamn diyeti ne kadardr? diye sordu. On devedir, dediler. On deve ile Abdullah namna kura ekiniz. Develere

76

karsa onlar kurban ediniz. Abdullaha isabet ederse on deve ilave ediniz. Bylece develere isabet edinceye kadar onar onar artrnz dedi. Develerin says yz bulunca kura onlara kt ve onlar kurban edilip Hazreti Abdullah kurban olmaktan kurtuldu. Hazret-i Mevlna, buyuruyor ki: Hazreti smail, hkm- ilahye nasl boynunu uzattysa sen de ylece teslimiyet gster. - 226- Sen, padiah gnahkarlk etti sanyorsun. Szme ameliyesi, saf suda tortu brakr m? Padiah iin, kuyumcunun ldrlmesi ehvet muktezas deildir. Bunu yaptrmakla gnaha girmemitir. nk onun temsil ettii ruh mrid-i kmil mmessili bulunan tabib-i ilahnin terbiyesi szgecinden gemi, kesafeti zail olmu, tertemiz bir hl almtr. Kendisinde tortu mesabesinde olan nefsan ve ehvani bir heves kalmamt. Zaten ortada ldrm ve lm kimse de yoktu. Kuyumcu, nefsin heva ve hevesini temsil ediyordu. Ortadan kaldrlan o hevesti. Ondan kurtulan ve ruha layk bir hl bulan da nefs idi. - 227- Bu riyazet ve bu cefa, ocakta gmn eriyip crufunun ayrlmas iindir. - 228- yinin, ktnn imtihan edilmesi; altnn kaynayp kpn atmas, halis ayar kalmas iindir. Altn ve gm gibi madenler bir takm karmlardan tasfiye edilmek iin nasl potaya ve ocaa konulur, eritilir ve temizlenirse, ruhu insani de halis ayar olabilmek iin bir takm mcahede ve riyazete tabi tutulur. Nitekim Cenab- Hakk: ARAPA, Sure Mlk ayet 2 O, yle bir Allahtr ki, sizi imtihan etmek iin lm ve hayat yaratmtr. buyurmutur. Mcahede ve riyazet neticesinde ruhun ehvani ve nefsan, olanca hevesi zail olur, tertemiz bir cevher hlini alr. te bahsedilen padiah, yani insani ruh da yle olmutu. - 229- Padiah; ehvetten, hrstan, heva ve hevesten pak idi. Kuyumcunun, yani heva ve hevesin giderilmesi hususunda iyi hareket etti. Fakat bu iyilik, ktlk gibi grnen bir iyilikti. Ktlk gibi grnen bu iyilie, Hazreti Mevlna bir misal gsteriyor: - 230- Eer Hzr, denizde gemiyi sakatladysa; o sakatlkta yzlerce drstlk ve menfaat vard. Biraz evvel de sylenildii zere, o sakatlk dolaysyla gemi, bir zalimin eline gemekten kurtulmu; geminin sahipleri bulunan fakirler de, yegne geimlerini salayan o tekneyi zalime kaptrmamlard. - 231- O kadar marifet nuruyla beraber Musa Aleyhisselamn vehmi, Hzrn hareketlerindeki hikmeti anlayamad. O halde sen kanatsz umaya kalkma. Musa Aleyhisselam Ull azm bir peygamberken, ocukluunda Firavunun sarayna alnp orada terbiye ve tahsil grmken, sonra, o tahsile Allahn vahiy ve ilham da eklenmiken; Hzrn yapt ilerin hikmetini anlayamam nceleri itiraza kalkm, sebeplerini anlaynca susmaa mecbur olmutu. Hazreti Musa, sahib-i eriat bir peygamberdi. eriatte hkm, zahire gre olur. Onun iin Kelimullah Hazretleri, Hzrn ilerinde zahire muhalif grd eylere kemal-i salahiyetle itiraz etmiti. Ey gafil itirazc! Senin itirazn ise o salahiyeti haiz olmadn iin kanatsz umak sevdasna dmek gibidir.

77

Sylenilen szlerden Hzrn Hazreti Musadan byk olduu vehmedilmesin. Musa Aleyhisselamn Ull azm peygamberlerden olduunda phe yoktur. Kelimullah unvanna haiz bir Resul-u ziandr. Hzra gelince: Musa ile mertebe bakmndan yksek, hatta msavi olmas yle dursun; nebi yahut veli olduu ihtilafl bir meseledir. Fakat her eyde, hususiyle ilim ve marifette bir ihtisas meselesi vardr. Mesela Sleymaniye Camiinin mermerlerini yontup cilalayan tann, bu sanat, caminin mimarndan daha iyi bilmesi, kendisinin Mimar Sinandan byk olmasn icap etmez. Bunun gibi Hzrn lednni ve ilah bir ilme mazhar olmas, o ilim dolaysyla, kendisinin derece itibaryla Musadan stn olmasn gerektirmez. - 232- Kuyumcunun kan, hakikatte krmz gl gibidir. Ona kan deme. Ruhu temsil eden padiah ise mest-i kidir, ona da mecnun deme. Malumdur ki akl, insan iyilie sevkeylemek ve tehlikelerden men etmek ister. u hl, hikmetin ta kendisidir. Fakat bu hikmeti herkes gremez. Hususiyle sonradan husule gelecek menfaatleri takdir edemez. Onun iin bir iin bandan, sonunu grp de ona gre davranan kimseleri baz budalalar, lgnlkla ittiham ederler. Lakin asl lgn, ittiham edilenler deil, edenlerdir. te burada da tabib-i gaybinin ihtar ve teebbsyle padiah kuyumcuyu zehirletmi yahut akln tavsiylerine tam olarak uyan ruh, nefsini olun elinden kurtarm, terakki ve tekml yolunu amtr. - 233- Eer padiahn murad, bir Mslmann kann dkmek olsayd, onun adn andndan dolay benim kfir olmam lazm gelirdi. - 234- Bir aknin methi dolaysyla ar- ilah titrer, muttaki olanlar da fask methetmek yznden su-i zanna der. Hazreti Mevlna, kuyumcunun katlinden maksadn, nefsin heva ve hevesten kurtulmas olduunu ve bu heva ve hevesin de ortadan kaldrlmas gerektiini sylemiti. Meselenin ehemmiyetini anlatmak iin buyuruyor ki: Evet Kuyumcunun zehirlenmesi, heva ve hevesin giderilmesi demektir. Yoksa ortada bir ldrme hadisesi yoktur. Byle olmayp da padiah bir Mslmann kann dkmekle rahatlayan bir zalim olsayd, tabii ben de onu medh-u senaya kalkmazdm. nk bir fasn medhi, ar- lay titretir; mtteki bir zat da, o medheden kimse hakknda su-i zanna drr. Cami-us Sairde Enes bin Malik Raziyallah anhten rivayet edilen bir hadis-i erif vardr: Bir fask medhedilince Allah gazaba gelir, bundan dolay da ar- ilah sarslr mealindedir. Acaba niin byledir? Yani fask, facir bir herifin medhedilmesi Allah neden gazaba getirir? nk medh edilecek kimsede esasen iyi ahlakl bulunmal ki, yaplan medih doru olabilsin. Yoksa ahlaksz bir ahsn ahlakl oluundan bahsedi, phesiz ki yalandr. Yalan ise, her vakit ve herkes iin haram olduu gibi, yalanc da daima Allahn gazabna urar. Bir de harama ve ktle sapanlarn hareketlerini medhetmek, Allahn yasak ettii eyleri beenmek ve beendirmek demektir ki; bu hl de, phesiz ilah emrin aksini yapmak ve dolaysyla Allahn gazabn istemek olur. Bundan baka, yalan yere medih, medheden hakknda takva erbabnn su-i zannna sebebiyet verir. nk medhedeni, menfaat mukabilinde bir akiyi medhedecek kadar vicdansz, ahlaksz grr. Hadis ise, Thmet isnat edilecek yerlerde bulunmaktan saknnz buyrulmutur. - 235- O padiah gayet anlayl bir hkmdar idi. Byle olmakla beraber mmetin mmtaz insanlarndan ve Allahn has kullarndand. Hikyedeki padiah, ruhu temsil ediyordu. Ruh ise: ARAPA, Sure Hicr ayet 29 Ademe ruhumdan nefheyledim nazm- celilince Allaha izafe olunmutur. u halde, havas ilahye cmlesindendir.

78

- 236- Bir kimseyi ki onu byle bir padiah ldrr, saadete ve en yksek mertebeye ekip ykseltir. - 237- Eer padiah, kuyumcunun kahrnda, onun faydasn grmeseydi; kendisi ltfun ta kendisi iken nasl kahra kalkar ve onu zehirletirdi. Tekrar tekrar sylenildi ki kuyumcu, heva ve hevesi temsil ediyordu ve nefsin temsilcisi bulunan cariyeye ayak ba oluyordu. Onun kahr, cariyeyi kurtaracak, nefis iin ykseli yolunu aacakt. Demek ki, heva ve hevesin giderilmesinde bir fayda husul muhakkakt. Padiah, yani ruh hakknda ltf-u mutlak deniliyor. yle bir zat, byle bir kan dklmesini emrediyor, diye varit olacak bir suale cevap olmak zre Hazreti Mevlna diyor ki: - 238- ocuk, hacamat neteri karsnda titrer. efkatli annesi ise evladnn o gaml zamannda memnun bulunur. Bir annenin ocuuna kar olan efkatli, sz gtrmedii halde, onun vcudundan kan alnmasna rza gstermesi, hatta yavrusu alar ve barrken memnun bulunmas phesiz evladnn faydas iindir. Shhatinin avdeti iin yavrusunun bedeninden birka damla kan kmasna, gznden de birka damla ya akmasna muvafakat etmitir. Hlasa, anne efkati mehurdur. Fakat Allahn merhameti, ondan ok byktr. Resulullah s.a.v. bir gn baz ashap ile otururken, kucanda ocuk bulunan bir kadn gemi. Aleyhissalat Efendimiz: Bu kadn, bu ocuu atee atabilir mi? diye sormu. Atamaz ya Resulullah, efkati mani olur demiler. Zat- Akdes-i Risalet de: Allah ondan daha merhametlidir buyurmu. Bu hadis-i erifin bizim gibi gnahkrlar iin ne byk bir mjde olduunu dnelim de, o Erhamrrahimine hamd- senada bulunalm. te o merhametli padiah da nefsi ve dolaysyla ruhu kurtarmak iin heva ve hevesin giderilmesine rza gstermitir. - 239- nsana ruhu nefhetmi olan Allah, yarm can alr, karlnda yz can verir; hatta vehm- hayale gelmeyecek eyler ihsan buyurur. Evet. Cenab- Hakk, bir Kerimdir ki, insann cismani haytn -ki tam bir hayat deildir nk fanidir- alr; karlk olarak ebedi nimetler ve sermedi ltuflar ihsan eder. Kuran- Kerim: ARAPA, Sure Tevbe ayet 111 Allah, cennet mukabilinde mminlerin canlarn ve mallarn satn alr diyor. Bir nefes almakla vermekten ibarettir hayat, Dikkat et, bir dem deil mi mddet-i mr- beer beytinde hlasa edilen fani hayat, Allah satn alp, ona mukabil cennet ihsan ediyor. Hem yle bir cennet ki, a gzllerin tahayyl ettikleri gibi demesi ekmek kadayfndan, svalar tavuk gsnden olan, nice kkleri havi bir bahe deil; gzlerin grmedii, kulaklarn iitmedii, kimsenin tasavvur edemedii ilah nimetlerle dopdolu bir yer! - 240- Sen kendine gre kyas ediyorsun. Hlbuki hakikatten ok uzak dnyorsun, iyice bak. Hazreti Mevlna, diyor ki: Ey gafil insan! Sen gerek Allahn, gerek ehlullahn ilerini kendi ilerine kyasen anlamaya ve ona gre hkm vermeye kalkyorsun. Fakat byle yapmakla hakikaten fersah fersah uzaklayorsun. Gzn a ve dikkatle bak ki, mesele, senin bildiin gibi deildir. BAKKAL LE TUTSNN VE TUTNN BAKKAL DKKNINDA YA DKMESNN HKYES

79

- 241- Bir bakkal ve onun bir tut kuu vard. Gzel sesli, yeil renkli ve sz syler bir hayvand. Tuti, papaan gibi baz kularn ufak tefek sz syledikleri malumdur. Fakat onlarn o szleri sylemeleri, anladklarndan deil; iittikleri sesi taklit etmek kabiliyetinde olduklarndandr. Bu kulara sz retmek iin kafeslerine bir ayna koyup aynann arkasndan sz sylerlermi. Tuti, aynada aksini grnce onu baka bir tuti sanr, iittii sz o sylyor zannyla taklit edermi. Bu mnasebetle Hafz iraz: Beni tut gibi ayna karsna koydular. stad- Ezel her neyi syletiyorsa onu sylyorum. demitir. Fatihin kk ve talihsiz olu Sultan Cemin bir tutisi varm. Kendisine retilen Allah yensur Cem duasn tekrarlar, dururmu. Cemin vefatnda bu hayvan Bayezid aldrtm. Onun karsnda -yine retilmi olan- Allah yerham Cem duasn etmi. arkta tutilerin konumas hakknda mbalaalar yaplm, hatta Tutname isimli kitaplar yazlp, onlara hikyeler syletilmitir. Hazreti Mevlna bahsettii tutiye dair vasflar da, o mbalaalara gredir. - 242- Dkknda bekilik eder, ardaki esnaf ve tccara nkteler sylerdi. - 243- nsanlarla konuurdu; tutlere mahsus t stata idi. - 244- Efendisi bir gn eve gitmiti. Tut dkkna nezaret ediyordu. - 245- Bir kedi, fare yakalamak iin birdenbire dkkna atld. Tut de can korkusundan... - 246- Srad, dkknn bir kesine kat. Lakin glya ielerini devirdi, yalar dkt. - 247- Efendisi evden geldi. Dkkna geip patron tavryla oturdu. - 248- Bakt ki, dkkn ya iinde... Elbisesi de yaa bulanm. Tutnin yaptn anlad. Bana vurup tylerini dkt, kafasn kel hale getirdi. - 249- Tut, birka gn konumay kesti. Bakkal da piman olup Ah! demeye balad. - 250- Bakkal sakaln yoluyor: Eyvah, nimet gneim bulut altna girdi, diyordu. - 251- Elim krlsayd, o tatl dilli tutnin bana nasl vurdum? diye teessf ediyordu. - 252- Tutyi tekrar konuturmak iin fakirlere hediyeler ve sadakalar veriyordu. - 253- gn, gece sonra bakkal, dkknda hayran ve alamakl bir halde oturuyordu. - 254- Bu ku ne vakit syleyecek? diye binlerce gam ve keder ile vakit geiriyordu.

80

- 255- Tut sze balasn diye, ona trl trl acayip ve garip eyler gsteriyordu. - 256- Ba plak bir dervi geti ki, kafas, tas ve leen gibi cascavlakt. - 257- O srada, tut de dile geldi ve: Ey falan! diye dervie seslendi. - 258- Ey kel! Neden kellere kartn? Yoksa sen de ieden ya m dktn? dedi. - 259- Tutnin aba sahibi dervii, kendi gibi sanmasndan ve nefsine kyas etmesinden halk glmeye balad. Cavlak, Trke bir kelimedir. plak manasna gelir. Bazen cascavlak diye tekit olunur. Bu umumi manasndan baka bir de hususiyeti vardr ki, ba sasz demektir. Cevlek-i serbrehne terkibindeki cevleki ite bu cavlak, yani sasz manasnadr. Geen derviin cavlaklnn tabii olmak ihtimali olduu gibi, melmet mesleine sluku dolaysyla ar darb yapm olmasndan ileri gelmi olmak imkn da vardr. ar darb, san, kan, byn, sakaln tra edilmesidir ki hretten ve halkn tevecchnden uzak kalmak yahut nefs-i emmareyi ve gururu krmak iin melmete sluk edenler yaparlarm. Mesnev arihlerinden Sar Abdullah Efendi, cavlak kelimesi iin diyor ki: Cavlak, Bektai, Kalenderi ve Haydarilerden sakal, byk, ka ve kirpiklerini tra edenlere derler. Trke dazlak derler. Kirpiini ve kan tra etmeyip de ancak sakaln tra edenlere de, torak derler. Hazreti Mevlna, buyuruyor ki: Halk arasnda mehur olmak ve onlarn hrmetini kazanmak, seyr- slukta pek salam bir benttir ki, salikin manen ilerlemesine mani olur. Sluk yolunda o ba, demir bir prangadan farkszdr. Fakat bu benlikten kurtulmak bahanesiyle bu merebi istismar edenler de oktur. Melamiler iinde, bu ad taknp da her trl ktlkte bulunanlar grlmtr ki, bunlarn iki dsturu vardr: Allahn emirleri iin stek art; yasaklar iin de, stek hak tabirlerini kullanrlar. Mesela: Erenler! Ezan okunuyor, camiye gidelim mi? denildiinde: stek arttr, biz de o istek hak vere, derler; Dem ekmek haram deil mi? Neden iiyorsun, denilince de: stek haktr, hakkn istediini yerine getirmeli! Hezeyannda bulunurlar. Gelelim bahse: Hazreti Mevlnann gayesi, dervilerin kyafeti ve merebi hakknda malumat vermek deil; herkes hakknda nefsine kyasen hkm vermenin doru olmadn anlatmaktr. Kyas- nefs, ok kere insan aldatr. Bazen da gln bir hale getirir. Tutinin sasz dervii grnce, kendisi gibi glya ielerini devirmi ve dayak yeyip de kafas kel olmu sanmas gibi. Hazreti Pir, hikyenin naklinden sonra nasihate dnerek diyor ki: - 260- Arslan ve st manalarna gelen ir lafz, yazda birbirine benzerse de mana ynnden ayrdr. Bunun gibi sen de, mmetin sekinlerinin halini kendine kyas etme. ir kelimesi, Fariside hem arslan, hem de st manasna gelir. ir-i alem: Sancak arslan. ir-i mader: Ana st terkiplerinde olduu gibi. ir-i alem: Sancaklardaki aslan ekli manasn ifade etmekle beraber, bizim Gemi aslan mealinde de kullanlr. Hlasa, ir kelimesinin delalet ettii eyler, bambaka ve ayr ayrdr. Kendilerine delalet eyleyen lafzn bir olmas, o eylerin de bir olmasn gerektirmez. Binaenaleyh, bir kimsenin grdklerine bakp da, onlar da benim gibi insan, o halde onlar da benim gibidir diye, nefsine kyasen hkm vermesi doru deildir.

81

- 261- Btn lem, bu kyas- nefis sebebiyle saptt. Abdal-i ilahden, yani Allahn sekin kullarndan pek az kimse haberdar olabildi. - 262- Peygamberlerle eitlik davasna kalktlar; velileri de kendileri gibi sandlar. - 263- te biz de insanz, onlar da. Biz de yemeye ve uyumaya mecburuz, onlar da dediler. - 264- Krlklerinden unu bilmediler ki, arada ucu buca bulunmaz bir fark vardr. Gaflet sahiplerinin, peygamberleri ve velileri, kendileri gibi sandklarn Kuran- Kerim haber veriyor: ARAPA, Sure Furkan ayet 7 Bu nasl peygamber? (Bizim gibi) yemek yiyor, arda, pazarda geziyor dediklerini; keza: ARAPA, Sure Yasin ayet 15 Siz de ancak bizim gibi insansnz. Allah kitap diye bir ey inzal etmemi ve sizin vastanzla gndermemitir. Siz yalancdan baka bir ey deilsiniz diye yalan isnat ettiklerini Kuranmz bildiriyor. Aradaki bu byk fark grmemenin manevi krlkten ileri geldiini ve sapkln bu cihetten zuhur ettiini de Hazreti Mevlna anlatyor. Evet Elmasla kaldrm ta da, ta olmak itibaryla birdir ama biri yzk yaplp parmakta tanr, br yollara denip ayaklar altna inenir. Abdal-i ilahye: Evliyaullahtan bir taife imi ki, yedi kii olurlarm. ler, yediler, krklar diye saylanlardan yediler herhalde bunlar olacaktr. ler ise, kutup yahut gavs ile imamandan ibaret imi ki, kutup yahut gavs, o sradaki velilerin sekini, imaman da onun muavinleri demekmi. Abdala (abdal) denilmesinin sebebi; gnahlarnn sevaba, suretlerinin manaya deimi olmas imi Suretleri bir olan insanlarn manaca farkl bulunacan laykyla anlatmak iin Hazreti Mevlna birka misal getirip buyuruyor ki: - 265- Her iki ar, bir yerden yedii halde birinde yalnz ine bulunur eek arsnda-, dierinden bal hasl olur. - 266- Her iki eit ahu da ot yer ve su ier. Lakin birinden yalnz gbre, brnden halis misk husule gelir. - 267- ki eit kam, bir dereden su itii halde biri botur, dieri ekerle doludur. - 268- Byle yz binlere misal mevcuttur ki, aralarnda yetmi yllk fark vardr. u misalde insan arya, ahuya ve kama benzetilmitir. Arlar arasnda bal yapan olduu gibi, sade insan sokan da vardr. Ahular arasnda misk gbeine sahip olan olduu gibi, ondan mahrum olan da mevcuttur. Kamlar arasnda ekerlisi ve ii bo olan vardr. Btn bunlarn cinsleri bir, fakat nevileri ayrdr. nsanlar da ekil, suret ve tabii ihtiyalarna gre birbirlerine benzerler. Fakat mana ve hakikatlerine nazaran aralarnda bal ars ile eek ars, misk ahusu ile miski olmayan ahu, eker kam ile ekersiz kam arasdaki fark kadar ayrlk vardr. Onun iin, d grnne bakarak kfir ile mmini, hatta avam ile sekini birbirine benzetip mukaayese etmeye kakmamaldr.

82

- 269- Bu, yani avamdan biri yer, yedii posa olarak kendisinden ayrlr. br, yani havastan olan yer, yedikleri btn ilah nur olur. - 270- Avamdan olan yer, yedii hasislik ve haset olur. Havastan olan yer, yediinden Allah nuru husule gelir. Avamn yedii, cismini kuvvetlendirdii gibi kt huylarn da takviye eder. Fakat havasn yedii, ilah nurlarn husulne sebep olur. nk vcudu takviye edecek olan yiyecein azaltlmas, oruca ve riyazata devam olunmas neticesinde ruh, manevi gda almaya ve ilah olarak doymaya balar. Biraz izahat verelim: Orucun eitleri arasnda bir visal orucu vardr ki, iftar etmeksizin birka gn ulama oru tutmaktr. Aleyhisselat Vesselam Efendimiz, ashab- kiram zayf dmemeleri iin bundan men eder ve bir gn yeyip bir gn oru tutmak demek olan Davut orucuna tevik ederlerdi. Sahih-i Mslimde, Amr bin Astan naklen deniliyor ki: Benim iftar etmeksizin oru tuttuum, btn gece uyumakszn namaz kldm Resulullaha s.a.v. haber verilmi. Kendilerine rast geldiim vakit, Yapma, senin gznn de hakk vardr, nefsinin de hakk vardr. Oru tut ve iftar et. Namaz kl ve uyu. On gnde bir saim ol, dokuz gnn de sevabn bul buyurdu. Ya Resulullah; ben kendimde daha fazlas iin kuvvet buluyorum dedim. O halde savm- Davut tut! emrini verdi. Davut nasl saim olurdu? diye sordum. Bir gn oru tutar, bir gn iftar ederdi. Dmanla karlanca da kamazd diye izahat verdi. Sonra da, Her gn oru tutan, oru tutmamtr buyurdu ve bunu defa tekrarlad. Yine Sahih-i Mslimde deniliyor ki: Sallallah Aleyhi Vesellem Hazretlerinin savm-i visalden men etmesine kar, ashaptan biri, Ya Resulullah, sen aralksz oru tutuyorsun ya dedi. Aleyhissalat Efendimiz: Hanginiz benim gibisiniz? Ben Rabbimin indinde gecelerim. Beni manevi nimetlerinden yedirir ve iirir buyurdu. Verese-i Muhammediye olan evliyaullahtan bazlar da, bu manevi gdaya nail olduklar iin savm-i visale devam ederler, fakat o husustaki Peygamberimizin yasaklarna da uymak iin akamlar bir iki yudum su ile orularn bozarlar. lahi! Seni yd etmek, klarna en hayrl bir araptr. O araptan gayrisi, muhabbet ve ayrlk ateini sndrmek hususunda serap gibidir. Keza Hazreti Pir, buyuruyor ki: - 271- Bu -yani mmin-, temiz ve ziraata kabiliyetli bir arazidir. br -yani kfir-ise, orak ve kt bir yerdir. Yine mmin, melek gibi masumdur, kfir ise eytan ve canavar misalidir. Hazreti Mevlna, u misal ile Kurann bir tebihine telmih ediyor: ARAPA, Sure Araf ayet 57 O, rzgrlar rahmetinin mjdecisi olarak gnderir. O rzgrlar, ar bulutlar yerinden oynatnca da onlar lm, (rahmete muhta bir hle gelmi) olan memlekete sevk ederiz. O bulutlar vastasyla suyu intizal ve yine o vasta ile her trl meyveleri yetitiririz. Byle yaptmz gibi, lleri de kabirlerinden byle karacaz biz. Umulur ki bunlar iyi dnp ibret alnrsnz. ARAPA, Sure Araf ayet 58 (Topra verimli) gzel memleketin nebat, Rabbinin izniyle (bol) kar. Fena olandan ise faidesi pek az bir eyden bakas kmaz. te kredecek bir kavim iin ayetleri byle eitli olarak aklarz buyruluyor. Mevakib tefsirinin asl olan Mevahib-i Aliyede, mfessir Hseyin Vaiz diyor ki: Cenab- Hakk, u misalde mminin kalbini temiz bir yere, kfirin kalbini de kirli bir yere benzetmitir. Allah kelamnn bulutlarndan yaan vaaz- nasihat yamur, mminin kalbine isabet eyleyince orada husule gelen taat ve ibadet nurlar, dier uzuvlarna da yaylr. Kfirin kalbine isabetinde ise, oras nurlanmaya kabiliyetli olmadndan, iinde olsun, dnda olsun ie yarayacak bir salah zuhura gelmez.

83

Yine Hazreti Mevlna, diyor ki: - 272- ki taraf suretinin birbirine benzemesi caizdir. Ac suyun da, tatl suyun da duruluu vardr. Yani, yz ve gz itibaryla, kfir mmine, mmin de kfire benzeyebilir. Nitekim ac su da berrak olur, tatl su da Fakat iki suyun berrak olmas, tatlarnn bir olmasn gerektirmez. Bunun gibi, suret itibaryla benzeyen mmin ve kfirin hakikatte bir olmas gerekmez. - 273- Bilmi ol ki, tatl suyu ac sudan ayrt edecek olan zevk sahibidir. Bir suyun tatl, ac yahut tuzlu bulunduunu, ancak tatma duygusu salam olan kimse ayrt edebildii gibi; kfir ile mminin, hatta avam ile havasn benzerliine kaplmayp, onlarn hakikatlerini ayrt edecek de manevi zevki yerinde olan ariflerdir. Yoksa zevk-i manevi sahibi olmayanlar: - 274- Sihri, mucizeye benzetirler. Her ikisinin de hile zerine, yani hokkabazla dayandn sanrlar. Nitekim: - 275- Musa ile imtihan olmaya kalkan Msr sihirbazlar, inat ve mcadele fikriyle onun asas gibi birer denek yakalamlard. nk balangta, o peygamberi de kendileri gibi sihirbaz ve hokkabaz sanmlard. Hlbuki: - 276- Bu asa ile onlarn asas arasnda derin bir fark, Musann mucizesi ile onlarn sihri arasnda uzun bir yol vard. - 277- Sihir iinin sonunda Allahn laneti, mucize iinin sonunda ise Allahn rahmeti vard. Hazreti Musann asasyla baz harikalar izhar ettiini gren Msr sihirbazlar, balangta Musann mucizelerini de kendi sihirleri gibi sandklar iin, onun asas gibi birer denek yakalayp meydana kmlard. Lakin o asa ile daha dorusu onu kullanan el ile sihirbaz denekleri arasnda, Hazreti Musann ii ile sihirbazlarn hareketleri arasnda derin farklar ve uzak mesafeler vard. Hazreti Musann ilerine ilah yardm vefakr oluyor ve onu teyit ediyordu. Sihirbazlarn hareketlerini ise, ilah lanet karlyordu. Geri Musann asas da denek, sihirbazlarn asalar da denekti ama biri Musann elinde, brleri bir takm hokkabazlarn elinde bulunuyordu. Bahis dolaysyla hatra gelen bir nkteyi bildirmeden geemeyeceim: Eski kitaplarda, Hazreti Musa iin bir terceme-i hl yazlmtr. ahslardan ziyade, eyaya ehemmiyet verecek kadar gaflet gstermi baz melliflerin beyanna gre: Hazreti Adem cennetten karken, bir denee dayanarak km ve o denei mr olduu mddete kullanm. Vefatnda it Peygambere, ondan da dris Peygambere intikal eden bu asa, dne dolaa uayb Peygambere kadar gelmi. O da bir mddet kullandktan sonra, oban olarak ald Hazreti Musaya vermi. Bunlar, masal diye sylediimi ihtara lzum grmyorum. Hazreti Musa, uayb Aleyhisselamn koyunlarn gdecekti. Bir obana bir denek lazmdr. O denei nereden ve hangi adan isterse keser ve kullanr. Dnya koyunlarn sevk- idare iin, cennetten asa getirmeye lzum yoktur. phesiz ki, Hazreti Musa da byle yapmtr. Keramet asada deil Musada idi. Hazreti Musa bugn mevcut olsa da, bir mucize izhar iin birimizin emsiyesini yahut bastonunu yere atsayd, yine yapacan yapard. Bilakis, Musann asas bulunsa da, bugn bizim elimize geseydi, hepimiz de onu birer defa atsaydk, nihayet krlrd. Asadan baka bir ey olmazd. Melliflerimiz olsun vaizlerimiz olsun, ta, aac ykseltelim derken, koskoca bir peygamberi kltyorlar, maalesef yaptklarnn farkna da varmyorlar. Bahse girelim:

84

- 278- Kfirler, mcadele ve inat hususunda maymun tabiatldrlar. Gs ierisindeki tabiat, bir afettir. Sohbet tesir eder, tabiat da grdn ve iittiini kapar derler. Yani insann tabiatnda bir meyil vardr ki, yasak eylere de akt iin bir afet gibidir. ARAPA, Sure Bakara ayet 10 Onlarn kaplerinde bir maraz vardr. Allah da marazlarn artrmtr. Yalan sylemekte olduklar iin onlara ackl bir azap vardr buyrulmutur. Tabiat balarna smsk bal olan kfirler, meyil dolaysyla, grdklerini maymun gibi taklide kalkrlar. te moda, ite onun mukallitleri! Msr sihirbazlar da, Hazreti Musann hareketlerini taklide yeltenmiler, ierisine civa doldurduklar bo denekleri gnee kar brakmlar, hararetin tesiriyle civann kzmasn ve deneklerin kmldamasn halka ylan diye gstermilerdi. Sonra Hazreti Musa, asasn yere brakt. Asa kocaman bir boa ylan oldu. Meydanda kmldayan denekleri ve ipleri yuttu; ortada bir ey brakmad. Bunun zerine sihirbazlar, Musann yaptnn sihir deil, mucize olduunu anladlar. nk sihir olsayd, kendi hileleri meydana kacak, fakat deneklerle ipler ortada kalkacakt. Bundan dolay secdeye kapandlar ve lemlerin Rabbine iman ettiler. - 279- nsann yaptn maymun da yapar, insandan ne grrse onu taklit eder. - 280- Maymun, Ben de insan gibi yaptm sanr. O inat hayvan, aradaki fark nasl tanr? - 281- Bu -yani mmin-i kmil- mahza emre itaat iin yapar; dieri yani kfir ve fask ise, mcadele ve gsteri olsun diye yapar. O gibi inat ve takliti adamlarn bana toprak sa. Malumdur ki, insanlarn birbirlerine kar vazifeleri olduu gibi, Rablerine kar da vazifeleri vardr ki, o da kulluk ve onun nianesi olan ibadettir. nsanlarn avam gruhu, bu vazifeyi cennet arzusuyla ve cehennem korkusuyla yapar. Fakat mmetin sekinlerinin ise, taat ve ibadeti, ancak emre itaat etmi olmak iindir. te ibadetin yksek ve kullua layk olan da budur. Mamafih, ibadetin hangi ekli olursa olsun, halisane ve muhlisane olursa, yine sahibi hakknda faydaldr. Fakat grnmek ve gsteri yapmak iin yaplan mnafka hareketlerin, faydas olmak yle dursun, byk zararlar vardr. Kuran- Kerim buyuruyor ki: ARAPA, Sure Kehf ayet 110 Artk kim Rabbine kavumay mit (ve arzu) ediyorsa salih amellerde bulunsun ve ettii ibadete (kimseyi) Rabbine ortak etmesin demektir. Mnasebet dolaysyla Hazreti Mevlna, mnafklarn hlinden bahsediyor: - 282- O mnafk, gerek mminle beraber namaza gelirse de, ibadet iin deil, gsteri iin gelir. - 283- Namazda, oruta, hacda, zektta mminler; mnafklarla urarlar. - 284- Sonunda mminler, mnafklara galebe ederler. Mnafklar ahirette mat olurlar, yani kaybederler.

85

- 285- Her ikisi, yani mmin ile mnafk, bir oyun banda bulunuyorlarsa da, birbirlerine nispetle Merveli ve Reyli gibidirler. - 286- Her biri kendi makamna ve kendi namna icap ettii yere doru gider. u be beyitte denilmek isteniyor ki: Gerek mmin de namaz klar, gsterii mnafk da Fakat her ikisinin kl arasnda, nispet kabul etmez fark vardr. Mmin namazn Allah rzas iin eda eder. Mnafk ise, Hakkn emrini deil, halkn tevecchn ve hsn- zannn dnr. u dnce ve hareket, namaza da inhisar etmez. Oru da, hac da, zekt da, Allahn dier emirleri de de byledir. Onlarn ifas iin de mnafklar, mminlerle beraber urarlar, didinirler, yorulurlar. Lakin neticede, yani ahirette mminler kazanrlar, mnafklara ancak uramalarnn yorgunluu ve nifaklarnn nedameti kalr. Mminle mnafn bir araya gelmesi, mesela namaz klarken bir safta, belki de yanyana bulunmas, birisi Mervli, dieri Reyli iki adamn, bir oyun esnasnda kar karya oturmasna benzer. Oyun masas, Merv ile Rey ehirlerini ve Mervli ile Reyliyi birbirine yaklatrmad gibi, namaz saf da iman ile nifak ve mmin ile mnafk birletirmez. Oyun bitince, oyuncularn ayrlp ilerine, glerine gittii gibi, namaz bitince de mmin ile mnafk ayrlr. Birisi imann, dier nifan gtrecei yola gider. - 287- Birine mmin deseler, ruhen mtelezziz olur, houna gider; fakat mnafk diyecek olsan hiddetlenir, ate kesilir. - 288- Mmin lafznn sevilmesi, zat- mminin yahut zat- imann mahbup olmasndandr. Mnafk lafzna buzedilmesi de nifakn afetleri dolaysyladr. - 289- Mmin kelimesini tekil eden (m, , m, i, n) harflerinde erafet yoktur. Mmin lafz, ehl-i imann tarifinden baka bir ey deildir. - 290- Birisine mnafk deyince, bu kt lafz, akrep gibi onun ierisini sokar. - 291- Eer bu mnafk lafz cehennemden gelmiyorsa, onda neden cehennem bir tat vardr? Malum ya, iman inanmak demektir. Allahn varln ve birliini peygamberinin sdk-u nbvvetini, tepliatnn doruluunu kalp ile tasdik ve dille ikrar eden bir kimse, mmin sfatn kazanr. Nifak ise, inanm grnmektedir. Eski mnafklar byle idi. Bir de yeni mnafklar var ki, eski mnafklarn tam tersi. Eskiler, inanmazken inanr grnrlerdi. Yeniler, inanyorken inanmaz gibi davranyorlar Moda dinsizlerin bak hepsi, Eski erbab- nifakn tersi! Kad Beyzavi merhum, ehl-i nifak hakknda: Mnafklar, kfirlerin en habisi ve Allahn en ziyade gazap ettiidir diyor. Peygamberimizin asrndaki mslmanlar, itimaiyat bakmndan tetkik edecek olursak, tekilat itibaryla drt fkradan ibaret grrz. Bunlardan biri Muhacirindir ki, Mekkeden vesair taraflardan gelip de, Medinede yerleen kimselerdir. kinci ve ncleri: Medinenin yerlileri bulunan Evs ve Hazre kabileleridir ki, bunara Mslmanln intiarna yardm ettikleri iin, Ensar denilmitir. Drdncler ise: Medineli Abdullah bin beyy bin Seluln idaresindeki mnafklardr. Evvelkiler ne kadar halis ve muhlis mmin iseler, bu drdncler, o nispette mrayi ve mnafk kfirlerdi. Fakat Hakkn vahdaniyetini ve peygamberin sdk-u nbvvetini dilleriyle ikrar etmekte

86

olduklarndan, kendilerine bir ey yaplamyordu. Onlar ise, resmen Mslman grndkleri halde, holarna gitmeyen cihetlere itiraz ediyorlar, ellerinden geldii kadar slam ykmaya alyorlard. Mesela, Uhud harbine giderken, mnafklarn reisi bn-i Selul, kendisine tabi 300 mnafkla ordudan kam ve slamda ilk harp kaa nvann kazanm, lakin u hareketiyle slam ordusunu maddeten zayflatmt. Keza, Mreysi gazvesinden dnlrken Cehcah- Gfar namnda bir muhacirle, Sinan bin Ferve isminde bir ensari arasnda kan bir kavgay vesile ederek, Aleyhisselat Efendimizin ve bil cmle muhacirinin Medineden karlmasn tevie kalkm, Sure-i Mnafikunda hikye buyrulduu zere: ARAPA, Sure Mnafikun ayet 8 Eer Medineye dnersek, and olsun, en erefli vek uvvetli olan (mz) oradan en hakir (ve zayf) olan muhakkak kartacaktr diyerek, aziz olarak kendisini, zelil olarak da, haa, Hazreti Peygamberi ve muhacirleri kasteylemiti. Gariptir ki bunun olu, ve pak-halis bir Mslman olan Abdullah babasnn u hezeyan zerine, onun devesini kertmi, kendisinin rezil ve Resulullahn aziz olduunu itiraf etmiti. Keza bu herif, bir gn Hazreti Ebu Bekir, Hazreti mer, Hazreti Osman ve Hazreti Aliye yolda rast gelmi ve her birinin elini tutarak, dalkavuklukta bulunmu ve kendilerine yalandan hrmet gstermi, onlarn: Allahtan kork, mnafklk etme, demelerine cevaben, kendisinin halis bir mmin olduunu sylemek yalancl irtikp etmi, dolaysyla da Sure-i Bakaradaki u ayetler nazil olmutu: ARAPA, Sure Bakara ayet 816 nsanlar arasnda bir takmlar var ki, Allaha ve kyamet gnne iman ettik diyorlar; hlbuki onlar mmin deillerdir. Akllarnca Allah ve iman edenleri aldatmak istiyorlar; lakin nefislerinden bakasn aldatmyorlar ve byle olduunu anlamyorlar. Onlarn kalplerinde nifak hastal vardr. Allah da onlarn hastaln artrmtr. Yalanclk ettiklerinden, onlar iin ac ve dehetli bir azab vardr. Onlara: Yeryznde, mfsitlik etmeyin denilince, biz hakikaten salih ve muslih kimseleriz, derler. Malum olsun ki, onlar yok mu? te onlar, hakikaten mfsitler; lakin mfsit olduklarn da bilmezler. Kendilerine, herkes gibi siz de iman edin denildii vakit: Bir takm aklszlarn iman ettikleri gibi, biz de mi inanalm, derler. Malum olsun ki, asl sefih ve aklsz olanlar hakikaten kendileridir. Lakin byle olduklarn bilmezler. Mminlere rastgeldikleri vakit, biz de mminiz derler. eytanlaryla yalnz kalnca da: Biz, emin olun sizinle beraberiz; mslmanz diyerek, mslmanlarla hakikaten eleniyoruz, derler. (Asl) Allah onlarla istihza eder ve taknlklar, azgnlklariinde serseri dolamalarna mhlet veririr. Onlar, o kimselerdir ki, hidayeti brakp, dalaleti almlar da, al verileri kar vermemitir ve kendileri doru yolu bulamamlardr. Bunlarn sureta Mslman grnmelerinin, mslmanl kendilerine siper yapmak emeliyle olduu, ARAPA, Sure Mnafikun ayet 2 manlarn kendilerine kalkan yaptlar ayetiyle bildirmi; ARAPA, Sure Mnafikun ayet 4 Onlar dmandr, kendilerinden sakn emriyle de, mahiyetlerinin dmanca olduu aklanm; ARAPA, Sure Mnafikun ayet 6 Onlar hakknda, Allahtan mafiret talep eylesen de, eylemesen de msavidir, Allah onlar hibir vakit affetmeyecektir ayetiyle, bunlarn mafur olmayaca; ARAPA, Sure Nisa ayet 145 phesiz mnafklar, cehennemin en derin tabakasndadrlar vaadiyle de, etin bir azaba arplacaklar beyan buyrulmutur.

87

te bu vasflarla muttasr olan mnafklardan her biri, o vasflarn hepsini cami bulunan mnafk lafzna muhatap olunca kzar ve hitab irkin grrler. Hlbuki: - 292- Mnafk lafznn irkinlii, lafznn ve harflerinin tesirinden deildir; nitekim deniz suyunun acl da konulduu kaptan deildir. - 293- Harf, zarf gibidir. Mana, o zarfn ierisindeki suya benzer. Mana denizi ise Allahn yannda sabit olan mm-l Kitaptr. Birka beyit evvel sylenilmiti ki, bir adama mmin denilince, houna gider, mnafk denilince de can sklr. Hlbuki mmin lafznn tekil eden harflerde bir iyilik olmad gibi, mnafk kelimesindeki harflerde de bir ktlk yoktur. Harfler, manalarn kalb ve kab mesabesinde kalr. Bir kelimedeki iyilik ve ktlk, harflerin deil, manann tesiriyledir. Mesela, toprak bir anaa konulmu eker erbetinin tatll ile kristal bardak iindeki deniz suyunun acl ve tuzluluu, anan ve bardan tesirinden deil, erbetin ve deniz suyunun aslndaki tatllk ve aclktandr. Evet, harfler ve onlarn tekil ettii kelimeler, mana zarfdr. Hem de onu tamamyla dolduramayan bir zarftr. Mesela su lafz, kinatn hayat sebebi olan bir mayii hatrlatr. Nevini ve lezzetini gstermemekle beraber, o mayii gzmzn nne getirir. Demek ki su lafz, suyun manasna zarf ve bardak gibi oluyor. O bardan bize gstermek istedii suyun memba ve denizi ise, Allah yannda sabit olan mm-l Kitaptr. mm-l Kitap nedir? Bu tabir Sure-i Raddeki: ARAPA, Sure Rad ayet 39 Allah dilediini mahveder, istediini sabit klar. mm-l Kitap ise onun indindedir kerimesinde vakidir. Ayetin st tarafnda ise: ayeti

ARAPA, Sure Rad ayet 38 Nazm- celili vardr ki: Hibir peygamber, Allahn izni olmakszn herhangi bir ayet getirmez (yahut bir mucize izhar edemez.) Her vaktin yazlm bir hkm vardr mealindedir. eyh Ruzbihan-i Bakli Kuddise srruhu, demitir ki: Evliyann kerameti de byledir. Hibir veli, Allahtan mezun olmadka, bir keramet gsteremez. mm-l Kitap: Mfessirlerin kavline gre Levh-i mahfuzdur ki, ilah takdir ile olmu ve olacak ilerin tafsil levhas, tabir caizse cetveli yahut tarifesi demektir. Bu levha stnde mahv- ispat suretiyle baz deiikliklerin vukua geldiini, Cenab- Hakk, u ayetle haber veriyor. Lakin bu haber, ARAPA, Sure Fetih ayet 23 Allahn snnetinde asla deiiklik bulamazsn ayetiyle mntenakz gibi grnyor. Bu cevap veriliyor ki, ilah takdir ya mutlak yahut mukayyet ve muallk olur. Mutlak olursa, hibir suretle deimez. Mukayyet ve muallk bulunursa, tebeddl edebilir: Sadaka belay def eder hadis-i erifinde olduu gibi Mesela, ezelde bir kimse iin, filan vakit u belaya urayacaktr diye takdir edilmi, fakat sadaka verecek olursa, o belaya uramayacaktr, diye de kayt altna alnm. Sonra o adam sadaka verdii iin, mukadder belaya uramaktan kurtuluyor; mm-l Kitaptaki ona ait madde de mutlak deil, mukayyet olduu iin deiiyor. Dier cihetten: Sait olan, anasnn karnnda iken, yani daha domadan saittir. aki olan da, anasnn karnnda iken akidir. nsanlarn saadet ve ekaveti, evvelden mukadderdir hadis-i erifi delaletince de, mutlak olan takdirat- ilahye deimiyor. O halde, zarf olan harflerin ve kelimelerin ihtivaya altklar manalarn asli menba, Allahn indinde mm-l Kitap oluyor. Orada sait yahut aki; yani mmin yahut mnafk olarak yazlm ahslar, burada sureta bir arada bulunuyor. Lakin ezel takdir, onlarn hakikaten birlemesine engel tekil ediyor. Hazreti Mevlna da bu hakikati beyan iin, yle diyor: -

88

294- Dnyada ac ve tatl denizler vardr. karmazlar. Sure-i Rahmandaki:

Aralarnda bir berzah haildir ki, birbirine

ARAPA, Sure Rahman ayet 1920 (Suyu ac ve tatl) iki denizi birbirine kavumak zere salvermitir. (Byle iken) aralarnda yekdierine tecavz etmeye mani bir perde vardr ayetlerine telmih ediyor. Bu ayetlerdeki bahreynden maksadn, hangi denizler olduunda mfessirler ihtilaf etmi; kimi at nehriyle Basra krfezini tekil eden Bahr-i Faristir. Nehrin tatl sular epeyce bir mesafeye kadar, denizin tuzlu suyu ile karmaz, demi kimisi, bahreyn ile ap ve Faris denizleri kastetmitir manasn vermi; kimisi de ifadeyi mecaze hamlederek: Bahreyn, zevceynin nutfeleridir ki, onlardan inci ve mercan gibi, kz ve olan ocuklar doar manalarn karmlardr. Hazreti Mevlna, o denizleri ehl-i nar ile ehl-i nur, yani cehennem ve cennet halk diye tevil ediyor. Sonra da yle diyor: - 295- Malumun olsun ki bu iki deniz; bir asldan, bir membadan zuhur eder. Sen ikisinden de ge. Onlarn kaynana kadar git. Cenab- Hakkn Hadi ismi de vardr. Mudil ismi de Bunlarn her ikisi iin mazhar, yani hkmlerinin zuhur edecei yer lazmdr. Hadi ismi mminde tecelli eder, onu hidayete gtrr. Mudil ismi, mnafk ve kfirde zuhur eder ve onlar dalalete sevk eyler. Ey salik! Sen bu mazharlara deil, onlardaki zahire bak. - 296- Kalp (sahte) altn da, halis altn da mihenk tana vurmaynca, anlayamazsn. - 297- Allah, her kimin ruhuna mihenk ta koymusa, o kimse, yakini pheden ayrt eder. Malumdur ki altnn sahte yahut kark olup olmadn, ayarnn ne kadar bulunduunu anlamak iin, mihenk ta lazmdr. O ta ve stne dklen asit olmaynca, en mtehasss tahminciler bile aldanr. Hele bu ile megul olmayan kimse, bazen parlaka bir madeni bile altn sanr. Bunun gibi, mmin olsun, mnafk olsun, muhakkk olsun, mukallit olsun, dem evlad, suret itibaryla birbirlerine benzer. nsanlarn mihenk ta da, ilm ve marifettir. Bir kimsenin iman ve nifak, mihenk ile yani ahkm- eriate ve adab- taikate tatbik ile anlalar. O tatbik de, ancak ilim ile olabilir. Hususiyle Cenab- Hakk, bir kimsenin kalbine, insanlarn i yzlerini ve hakiki hallerini kef edebilmek hassasn ihsan eylerse; o zat, grd ehrenin halis mi, yoksa kalp m olduunu anlayverir. Nitekim hadis-i erifte mealen: Mminin firasetinden kavrayndan saknn. nk Allahn nuruyla nazar eder buyrulmutur. - 298- Diri bir adamn, hatta hayvann azna bir p kaacak olsa, onu karmadan rahat edemez. - 299- Binlerce lokma arasnda, ufak bir p paras aza girince, canlnn hissi onu bilir ve bulur. Bir insan yemek yerken, bir hayvan da yemini kestirirken, azna bir p paras girecek olsa, mteaddit lokmalar arasnda onu bulur ve karr. Grmedii ve azna girdiini bilmedii o p, ancak hissinin yardmyla anlayabilir. Bunun gibi, bir mmini kmil de, birok fertler arasna karm bir mnaf, kalbindeki manevi hissin sevkiyle kefeyler. - 300- Dnya ile ilgili his, bu cihann; din ile ilgili his ise, asumann (gn) merdivenidir.

89

nsandaki tabii hisler, sahibini dnya ile ilgili isteklere ykseltebilir. Mesela gzdeki grme hissi, insana selamet yolunu gsterir. Kulaktaki iitme hissi, tehlike seslerini duyurur. Azdaki tatmak hissi acy, tatly, tuzluyu, ekiyi ayrt ettirir. Dnyevi hislerle, byle iler grld gibi, din ve manevi hisler vastasyla da maneviyatta terakki husule gelir. - 301- Bu hissin shhatini hekimden, teki hissin shhatini dosttan talep ediniz. nsann tabii hislerinden birine bir hastalk arz olsa, mesela gzlerine zaaf gelse yahut kula arlasa, tedavi iin bir gz hekimine, bir kulak mtehasssna mracaat lazm gelir. Hasta olan uzvun afiyet bulmas iin o hekimden ila istenir. Tabii hisler byle olduu gibi, manevi hislerin de hastaland vardr. Mesela bir takm kimseler grlr ki, kl krk yaracak, ine gznden Hindistan seyredecek kadar gzlerinde grme hissi vardr. Bununla beraber hakikatler ve manevi hikmetler karsnda anadan krler gibi kalrlar. Ve: ARAPA, Sure Araf ayet 179 Onlarn gzleri vardr. Lakin onunla girmezler nazm- celilindeki hakikati tecessm ettirirler. Arapa, Sure Bakara ayet 7 Allah onlarn kaplerine de, kulaklarna da, mhr basmtr. Gzlerinin zerinde bir perde vardr. En byk azap onlardr. Hazreti Mevlna, Mesnevnin dier bir yerinde bu perdenin ne olduunu bildiriyor: Garaz gelince hner ve marifet rtl kalr. nk zuhur eden yzlerce perde gz nnde geriliyor diyor. Nefsan ve ehvani bir takm garaz perdesi gz nne gerildi mi, grme sahas daralr; hakikatler o perdenin arkasnda kalr. Fldr fldr bakan gzler, o hakikatleri grmez olur. te asl kaldrlmas lazm gelen bu perdelerdir. Hazreti Pir, dnyevi ve din hissiyatn shhat ve selametinin ne ile husule geleceini de beyan iin diyor ki: - 302- Tabi hissin shhati, bedenin afiyetindedir. Din ve manev hissin shhati ise cismin tahribindedir. nsan afiyette olur, vcudu hastalktan salim bulunursa, o kimsenin tabii hisleri de, shhat ve selametini muhafaza eder. Fakat manevi hisler denilen hallerin zuhuru ve shhati, ibadet ve riyazet ve mcahede ile mmkndr. Mesela oru tutmak, a kalmak ve mideyi bo brakmak demektir. Baklrsa alk, insan zayf drr ve cismi harap eder gibi grnr. Hlbuki hi de byle deildir. Keza hepimiz ok defa tecrbe etmiizdir ki, orulu bulunduumuz Ramazan gnlerinde, ruhumuzun kuvvetlendiini, maneviyatmzn ykseldiini fark ederiz. Hele iftar sofrasna oturup da top atlmasn beklediimiz birka dakika zarfnda, fevkalade bir nee duyarz. Demek ki, oruca devam etsek, gndz yemediimiz iftarda ve sahurda orulu bulunsak, manevi zevklerimiz artacak, hem de shhatimiz dzelecektir. Hazreti Mevlna, bahis mnasebetiyle riyazat ve mcahede de bulunmann faydalarndan bahis aarak diyor ki: - 303- Meal ve mana akyla hanmann, maln, mlkn harcayp tasadduk eden cana ne mutlu! Cenab- Hakk, mealen: Bizim iin mcahede edenleri, yollarmza elbet de hidayet ederiz vaad-i keriminde bulunuyor. Demek ki, mcahede etmenin, Allah yolunda fedakrlk gstermenin neticesi, hidayete vsul oluyor. Mcahede nedir? Uramak manasnadr ki, nasl olaca, ahsa gre deiir. Dmanla uraacak bir askerin vazifesi, kumandan tarafndan; dertle uraacak bir hastann hareketi, hekimi tarafndan tayin edildii gibi; Hakk yolunda ilerleyecek bir salikin mcahedesi de, mrid-i kmil tarafndan tarif olunur. Kendi kendine ve kitaptan okumak suretiyle mcahedeye kalkan bir kimse, aklna estii gibi hareket eden bir askere, kendi kendini tedaviye alan bir hastaya benzer ki, tehlikeli

90

bir ie girimek, belki de tehlikenin tam ortasna dmek olur. Bir salikin mcahedesinin mrit emriyle olmas lzumunu anlatmak iin, Hazreti Pir: Ne mutlu o cana diyor. Can, Mevlevilik stlahlar cmlesindendir ki, Nevniyaz, yani yeni dervi olmu kimse demektir. Sebebi de udur; malum ya, ilm-i beyanda bir kevniyet alakas vardr. Bir eyi, ya evvelki, ya sonraki haliyle zikretmeye kevn-i sabk ve Kevn-i lahik alakas tabir ederler. Mesela bir anne sal, sakall oluna: Bizim ocuk! der. Onu evvelki haliyle zikreder. Keza, Hicaza gidecek bir mslmana Hac derler. Onu da, sonra alaca vasf ile zikrederler. Bir derviin intisab neticesinde, kesafet-i cismaniyeden kurtulmas ve letafet-i ruhaniye kazanmas, belki de batan aa ruh kesilmesi lazmdr. te slukun balangcnda dervie can tabir edilmesi, mecazi ve teberrk bir adlandrmadr. Gelelim ak- meale Hazreti Mevlna, Mesnevnin dier bir yerinde: Rabb-l leminin manalar denizi ve dinin eyhi El mana Hvallah demitir. Bunu syleyen eyh Attar Kuddise srruhudur ki, Esrarname nvanl kitabnda ve mealen bir beytinde, yle demitir: lahi! Sen manasn. Senden baka her ey isimdir ki, sana delalet eder. Sen bir hazinesin, btn lem de tlsmndr. Malum ya, harflerden teekkl eden kelimeler, birer manaya delalet ederler. Mesela Cami kelimesi, birok slam mabetlerini hatra getirir. Keza sanat eserlerinin her biri, kendi messir ve saniine delalette bulunur. u varlklar ve u mahluklar da phesiz ki, Sani-i Azama delalet eder. te lafzlar, kelimeler gibi olan u yaratklarn her biri, varlna ve birliine delalet ettii iin, Hakk Sbhanehu ve Tealann birer ismi, Cenab- Hakk da onlarn meali olmu olur. Bir salikin; ARAPA, Sure Ali mran ayet 92 Sevdiklerinizden infak ve tasadduk etmedike (iyilie) bir hayra katiyen nail olamazsnz nazm- kerimi muktezasnca, maln, mlkn, hatta cismini ve hayatn feda etmekten geri durmamas ne mutlu bir eydir! Mcahede esnasnda, vcudun zayf dmesinin ruhun kuvvetlenmesine vesile olacan, fedakrlk mukabilinde hem de byk mkfat bulacan izah iin Hazreti Mevlna, birka misal irat ediyor: - 304- Mesela biri, define iin evini harap eder; lakin bulduu hazine ile o harabeyi eskisinden daha mamur yapar. - 305- Biri de suyu kesip, derenin yatan temizler; ondan sonra, temiz ve iilecek suyu salverir. - 306- Biri de deriyi yarar, saplanm oku ekip karr. Ondan sonra iyileir, yeni deri peyda olur. - 307- Biri de -mesela bir hkmdar-, kaleyi tahrip ederek kfirden alr; sonra onu tamir ederek yzlerce bur ve set ilave eder. Hazreti Mevlna, mcahedenin lzumundan bahseyledikten, neticesi hakknda birka misal irat ettikten sonra, ilah rzaya erimenin mutlaka mcahedeye bal olmadn beyan iin de diyor ki: - 308- Kendisine nasl ve niin? denilemeyen Allahn iine kim keyfiyet vaaz edebilir? u sylediklerim zaruret icabdr. Salik-i meczub ve meczub-u salik hakknda, evvelce izahat verilmiti. Burada da hlasa olarak syleyeyim ki, salik-i meczub, nceden sluk eden ve sonradan cezbeye tutulan zattr. Meczub-u salik ise, cezbesi nce olan, belki o cezbe vastasyla slukte balayandr. te bu, tekinden yksektir. Demek ki, Cenab- Hakk; bir kulunu, mcahede ve riyazat neticesinde rzasna nail klyor; bir kulunu da onun mcahedesiyle deil, kendi fazl-u atasyla rzasna vasl ediyor.

91

- 309- Bazen yle, bazen de byle grnr. Onun iin din ii, hayretten baka bir ey deildir. Cenab- Hakkn esmas ve sfat karlkldr. Mesela Muhyi ismi hayat verir, Mmit ismi ldrr. Esma-i ilahyenin zuhuru da, tezatl ve karlkldr. Mesela: Baran iledir feyzi bu ba- khenin; erh alamadka glemez ruy-i zemin! Evet. Yeryznn glmesi, yani yeerip ot bitmesi, gkyznn alamasna, yani yamurun yamasna baldr. Bu iki zt fiilin tek messiri ise Faaln lima yrid Hazretleridir. u hakikati bilen kimse, kudret-i Rabbanye karsnda hayran olup kalr. Hayret ve hayrandan maksat: - 310- Bir kimsenin, hakiki kbleye srtn evirmek suretiyle hayran olmas deil; belki dostun mest ve mstarak olmak suretiyle hayretidir. Malum ya, hayrann aka manas, arm demektir. Bu da, ya bir eye akl erdirememekten husule gelir yahut grmek ve phesi kalmamak neticesinde olur. Din ilerinde makbul olan hayret, bu ikinci ksmdr. Dinin emir, yasak ve hkmlerinin faydalarn rendike, hatta yakini artarak aynel yakin ve Hakkel yakin derecesine ykseldike, hayran olmaktr. Yoksa mesela, be vakit namazn farziyetindeki hikmeti anlayamamak neticesinde hayrete dmek, onun neticesinde de namaza omuz verip dalalet ukuruna yuvarlamak deil! Hazreti Mevlna, bir ayrm daha yapyor: - 311- Birinin yz dost tarafna mteveccihtir. Dierinin yz ise, hakikatte onun yznden ibarettir. Buradaki ruy-i ust terkibinin zamiri hakknda arihlerin ihtilaf vardr. Ankarav Hazretleri, Pti Hakka ve ruyi halka olan hayrann yz, hod ann yzdr. Yani kalp hod vech-i mahlukiyeti ve beeriyeti canibindedir; Hakk canibine mteveccih deildir demitir. Sar Abdullah Efendi ise, Hazreti arihin ifadesini kabul etmekle beraber, gark ve mesti dost olanlarn iki ksm olduunu, birinin seyr-i vasattaki talipler, dierinin nihayet-i sluktaki maltuplar bulunduunu sylyor. Demek isteniliyor ki: Dostun hayran, mstarak ve mesti olanlar iki ksmdr; birinin yz, dost ynne ynelmitir, dierinin yz ise, dostun yz olmutur. - 312- Her birinin yzne bak ve onlarn evsafn hfzet. htimal ki hizmet vastasyla sen de ruinas olursun, yani yzne baktn kimselerin manev hviyetlerini anlarsn. Hazreti Mevlna, buyuruyor ki: Mana cihetine srtn evirmi yahut o tarafa tevecch eylemi ve yahut fenay- tam ile fani olarak yz, vech-i hakikinden ibaret kalm olan zevatn evsafn sana syledim. Bu evsaf zapt eyledikten sonra, o zevatn yzne bak, onlarn hal ve hareketlerini, sylediklerime tatbik et. Tatbikat neticesinde ruinas olman, yani o yzlerin, sylediklerimden hangisine uygun olduunu anlaman mmkndr. - 313- Mademki insan yzl birok eytan vardr. O halde, her ele el vermek; yani intisap ve biat etmek caiz deildir. Hazreti Mevlna salike, mcahedenin lzumlu ve mcahede iin emriyle amel edilecek bir mridin elzem bulunduunu beyan eyledikten sonra, o mridin kmil ve mkemmil bulunmas lzumunu da sylyor. nsan suratl eytanlar, yani insan eytanlar olduu iin, dervilik kisvesinde ve eyhlik davasnda bulunan her ahsn eline el verilmenin, yani biat edilmenin doru olmadn bildiriyor. Cenab- Hakk, Habib-i Ekremini Vesvas-i Hannas olan eytann errinden Allaha snmaya memur etmi, o vesvasn hem eytan, hem insandan olduunu da: ARAPA, Sure Nas ayet 5-6

92

Gerek cinden, gerek insandan (olsun) (o eytan) insanlarn gslerine daime vesvese verendir ayeti kerimesinde beyan buyurmutur. Hazreti Mevlna, byle saf kimseleri avlamaya alan eyh taslaklarn kubazlara benzeterek, diyor ki: - 314- nk kuu aldatp tutmak iin, avc slk alar ve ku gibi tmeye alr. - 315- O ku, hemcinsinin sesini iitince, havadan iner ve tuzaa tutulur. Malumdur ki ku mevsiminde, bir takm kimseler dikselerini, kselerini yerletirirler, kapancalarn kurarlar, bir kenara ekilirler, kularn gemesini beklerler. Kular geerken de saka kuu gibi, skete kuu gibi, Florya kuu gibi tmeye urarlar. O sese aldanp da kmeden inen kular, kseye yaprlar, kapancaya tutulurlar. te hakikaten eyh olmadklar halde, o kisveye girip de irat davasna kalkanlar, bir takm safdilleri yakalamaya km insan avclardr. Dikseler, kseler, kapancalar, slklar nasl kubazlarn av aletleri ise, alar, hrkalar, kemerler, tespihler, iler, topuzlar, hatta ezberleme yahut tekerleme baz szler de taslaklarnn av aletleridir. Yunus Emre, der ki: Dervilik olsayd tac ile hrka Ben dahi alrdm otuza, krka! Kubazn sln ku zanneden zavall bir ku, onu dinlemek iin nasl kseye yakalanrsa, evliyaullah kelamn iitmek iin, bunlarn yanna gelen saf kimseler de tuzaklarna dp kalrlar. - 316- Alak bir herif, birtakm saf kimseleri kandrmak iin, dervilerin kelimelerini alar. Onlar kendi malym gibi satar. Yani halinin ve makamnn ifadesi olmayan baz beyanlar benimser, kendi szym gibi satmaya, onlar vastasyla evliyalk taslamaya ve kalbi saf kimseleri aldatmaya balar. - 317- Erkeklerin, yani tarikat ricalinin sz de, ii de parlak ve scaktr. Alaklarn ii ise, hile ve hayaszlktr. - 318- Dilenmek iin ynden arslan yaparlar, Mseylemet-l Kezzaba Ahmed lakabn takarlar. - 319- Hlbuki Mseylemenin lakab, kezzab; Muhammed Aleyhisselati Vesselamn lakab da Server-i Ull elbab kalmtr. Mteyyihlerin, yani eyh taslaklarnn tarikat ehli kisvesine brnmesi, ynden, keeden yaplm bir aslan timsalinin grnmesine benzer. Bu sahte aslanlar, ancak halk aldatp yolmak iin, o kyafete girerler. Byle ahslara eyh ve mrit nam verilmesi, Mseylemet-l Kezzabn, haa Ahmed ve Rahman-l Yemane diye adlandrlmas gibidir. Ehlinin malumudur ki, Peygamberimizin vefatn mteakip Medine, Mekke, Taif ve Yemen'deki Cvasa beldeleriyle, Abd-l Kays kabilesinin bir ksmndan baka, btn Ceziret-l Arap halk irtidat etmiti. O Ceziret-l Arap ki, daha asr- saadette, halknn ou iman etmi, Akabe krfezinin imalinden Basra krfezinin imaline kadar ekilen mevhum bir hattn cenup ciheti tamamen slam memleketi olmutu. Peygamber Efendimizin ahireti teriflerinden hemen sonra, buralarda umumi bir irtidat ba gsterdi. Mrtetler, balca ksma ayrld: Bir ksm, btn btn dinden, imandan kt. Bir ksm, yalanc peygamberlere uydu. Bir ksm da, Mslman kalmakla beraber, dinin baz hkmlerini kabul, bazsn da reddetmeye, mesela namaz klarz, oru tutarz ama zekt vermeyiz demeye balad. Birinci ve ikinci ksma ibret olacak derecede iddetli bir ceza vermek iin tereddte mahal yoktu. Fakat nc ksmn tedibi, Hazreti mer gibi, ashabn uluIarn bile dndryordu. Sddk- Ekber;

93

dinin baz ahkmn kabul etmemenin, btn ahkmn tasdik etmemek demek olacan syledi; ashaptan bazlarnda vukua gelen tereddt kati suretle izale etti. Binaenaleyh, taraf taraf frkalar sevkiyle, irtidat gailesi yattrld. Zamanmzda, ukaladan bazlar da, dinde bir reform, yani slah ve tadilat yapmak, baz ahkmn terk etmek ve yeni baz ahkm vazetmek istiyorlar. Bunlarn yapmak istedikleri, Luter denilen papazn Katolik mezhebine itiraz etmesini ve Protestanl meydana getirmesini taklit etmekten baka bir ey deildir. Dinin baz ahkmn kabul, baz ahkmn reddetmenin, Mslmanl tamamyla inkr demek olacan Sddk- Ekber HazretIeri beyan buyurmu ve btn sahabece kabul edilmi olduundan, bu hususta icma- mmet vukua gelmitir. Binaenaleyh, o ukalann yapmak istedikleri de bir din olur ama din-i slam olmaz. Avrupa medeniyetinin kabul bahsinde; ya hepsini almal yahut hibirisini almamal diyorlar. Acaba Mslmanlk, ondan aa mdr ki bir ksm alnp, bir ksm braklsn? Mrtetler gailesinin vukua gelecei, Kuran- Kerim'de ve Maide Suresinde, u ayet-i celile ile haber verilmiti. ARAPA, Sure Maide ayet 54 Ey iman edenler! inizden kim dininden dnerse, Allah -mminlere kar alak gnll, kfirlere kar vakarl ve zorlu, kendisinin onlar sevecei, onlarn da kendisini sevecei- bir kavim getiririr ki, onlar Allah yolunda savarlar ve hibir knayann, knmasndan ekinmezler. Bu, Allahn ltfu inayetidir ki, onu kime dilerse ona verir. Allah, ihsan bol olan, en ok bilendir. Esved-i Ansi, Tuleyha bin Huveylid-il-Esedi, Lakit bin Malik-il Ezdi gibi tenkil edilen yalanc peygamberlerden biri de, Mseylemet-l Kezzap idi ki, ad Mseyleme bin Habib idi. Yemamede oturan Beni Hanife kabilesine mensuptu. Medineye her taraftan murahhas heyetler gnderildii srada, bu da kavminin murahhas olarak gelen bir cemaat arasnda, huzur-u Nebeviye km ve arkadalaryla beraber, 200 dirhem gm ihsan almt. Herif, atifet-i peygamberiden yz bularak, veliahtlk temennisinde bulundu. Fakat taraf- Risaletten: u elimdeki hurma daln bile istesen vermem cevabn ald. Fakat memleketine dnnce: Peygamberlikte, Muhammed'in orta oldum! diye, peygamberlik davasna kalkmt. Bana epeyce kalabalk toplad. Sonra, Arzn yars bizimdir. Fakat Kurey adil bir kavim deildir mealinde olmak zere, taraf- Risalete mektup gnderdi. Bu mektup, Min Mseylemet-i Rasulillah, illa Muhammedi Resullillah diye balyordu. Resul-u Ekrem s.a.v. Hazretleri, mektubu getirenlere: Siz de Mseylemenin dediklerini diyor musunuz? O fikirde misiniz? diye sordu. Evet cevabn alnca da, Elilerin katli caiz olsayd, boynunuzu vurdururdum buyurdu. Sonra u cevab yazdrp, gelenlerle gnderdi: Bismillahirrahmanirrahim. Min Muhammedi ResulilIah, ila Mseylemetl kezzab... u mektup, Allah'n peygamberi Muhammed tarafndan yalanc Mseylemeye gnderilmitir. Hidayete gelenler selamette olsunlar. Arz, Allah'n mlkdr. Onu kullarndan dilediine verir. Akibet-i umur ise, mttekilerindir. te, Risaletpenah Efendimizin u adlandrmas dolaysyla, o yalanc herifin ad Mseylemet-l Kezzap olarak kald. Bunun iki lakab daha vardr ki, Arap Mslmanlar tarafndan taklm olan Nbey lafzdr. Peygamberlik manasna olup, tahkir makamnda kullanlr. Mseylem, gelen cevabnameyi saklad. Peygamberlikte ortak olduklarna dair taraf- Muhammedden gelmi gibi, bir mektup yazdrd. Onu halka gstertip, peygamberlik etmeye balad. Tabilerinin arap imesine izin verdi. Sonra Secah namnda bir kadn da, nbvvet davasna kalkm, toplad kalabalkla, Mseyleme'nin stne gelmiti. Mseyleme, krmz sahtiyandan bir adr kurdurup, peygamber hanm (!) oraya davet etti. Yekdierini tasdik eylemek zere, izdiva teklifinde bulundu. Kar-koca peygamberler, gn gece orada kaldlar. Sonra mmetlerinin bana gitmek iin ayrldlar. Secahn, mmetinden sabah ve yats namazlarn afv, peygamberlerinin mehri olmu, Yemame, haslatnn yarsn alan Secah, yurduna dnmt. Bu kadnn, sonradan Mslman olduu rivayet edilir. Yemame'de bir kezzap (yalanc) zuhur edecei ve katledilecei, evvelce taraf- Risaletten haber verilmi, kimin tarafndan ldrlecek, diye soran Halid bin Velide, Senin ve arkadalarn tarafndan denilmiti. Uhud gazasnda bulunup da, peygamberin urunda erkekesine harbeden mm mare Radiyallah anhann Habib bin Zeyd ismindeki olu, Mseyleme tarafndan yakalanm, herifin peygamberliine inanmad iin elleri, ayaklar kesildikten sonra, cesedi yaklmt.

94

Halife-i peygamberi Sddk- Ekber Hazretleri, Mseylemenin tenkiline, Halid bin Velidi tayin etti. Halid ile frkas, Mseyleme ile mmetini, bir bahe ierisinde sktrd. Herifler, cansiperane harp ettiler ve 20.000 kadar l verdiler. Habib bin Zeydin anas mm mare de bu frka arasnda gelmi, yalnkl olarak baheye girmi, arkadan vurulan bir klla sol eli bileinden kesilmiti. Yarasndan kanlar fkrd halde, ehemmiyet vermiyor, olunun intikamn almak iin Mseylemeyi aryordu. Dier olu Abdullah bin Zeydin, maktul bir ceset yannda durduunu ve klcnn kann sildiini grd. O ceset, Mseylemet-l Kezzapn idi. Herif, Hazreti Hamzay Uhudda ehit eden Vahi-i Habeinin darbesiyle devrilmi, Abdullah bin Zeydin klcyla da kafas kesilmiti. Hazreti Mevlna, erbab- tarik arasndaki mukallitleri, Mseylemeye; muhakkikleri de veraset yoluyla Aleyhisselat Hazretlerine tebih eyledikten sonra, dier bir misal veriyor ve diyor ki: - 320- arab- ilahnin mhr, halis misktir. Malum olan arabn sonu ise azaptr. Sure-i Mutaffifinde buyruluyor ki: ARAPA, Sure Mutafifin ayet 2228 phesiz o iyiler (Cennet) nimet(leri) iinde, ssl tahtlar zerinde (kendilerine verilen nimetleri) temaa edeceklerdir. yle ki, sen o nimetin (herdem taze) gzelliini yzlerinde (grnce) tanrsn. Onlara mhrl, halis bir araptan iirilecek ki onun (iiminin) sonu bir misktir. O halde, nefaset isteyenler bunu arzu etmelidirler. (O arabn) katgs Tesnimdendir. (O), bir pnardr ki mukarrebeler (yalnz) ondan ierler. Tefsir-i Mevahibde deniliyor ki: Mukarrebeler halis olarak, ebrar da kark olarak, o meruptan ieceklerdir. nk mukarrebine nispetle ebrarn Allaha olan muhabbetinde, bir bulank eseri kalm, mukarreplerindeki kadar safvet kesbetmemitir. Yani iecein halisini ienler bakadr, tortusunu ienler yine bakadr. Mevahib sahibi Hseyin Vaiz Rahimehullah Bahr-l Hakayk isimli tefsirden naklen diyor ki: Ayet-i celiledeki rahik: dnya ve ahiret mahmurluundan kurtaracak olan halis iecee; mhrl zarflar: enbiya ve evliyann kalplerine; miskten mhrler: mahabbetullaha iarettir. Tesnim ise, muhabbetin las olan muhabbet-i zatiyeye imandr. Mukarrebin fena fillah ve beka billaha nail olan rical-i kiramdr. Bu hle ermeyen ve bu zevki tatmayan kimseler; u szlerin, manas bir tarafa, elfazn bile anlayamazlar. ki cihannn zevk sermayesi ilah ak sarholuudur. O merubu tatmam olanlar, bu zevki ne bilirler? Mnafk ve mrayi olanlarn, neticede helak olacaklarn, bir de batl mdafa urunda taassubu kalkanlarn, o uurda gideceklerini anlatmak iin, Hazreti Mevlna, bir kssa nakline balyor ve diyor ki: KEND MLLET VE MEZHEBNE TAASSUBU LDREN YAHUD PADAHININ HKYES DOLAYISIYLA HIRSTYANLARI

- 321- Yahudiler arasnda zalim, sa dman ve Hristiyan ldren bir hkmdar vard. - 322- Peygamberlik zaman ve nbeti, sannd. Musa devri gemiti. yle olmakla beraber o, Musann; Musa da onun ruhu mesabesindeydi. Nakline balanlan u hikye, tarih gibi grnyorsa da, deildir. Zaten onun nakledilmesinden maksat da tarih vaka nakletmek deil, okuyan ve dinleyenlere ibret vermek iindir. Hazreti Mevlna, mnafklarn hem sapk, hem de bakalarnn saptc olduunu temsil yoluyla anlatmak iin bir hikye sylyor. Yahudiler arasnda mteassp ve Hristiyan dman bir hkmdar tasvir ediyor. O hkmdarn Hazreti sann peygamberlii devrinde bulunduunu haber veriyor. Sonra Hazreti Musa ile Hazreti sa arasnda:

95

ARAPA, Sure Bakara ayet 385 Allahn peygamberinden hibirini dierinden ayt etmeyiz nazm- celili mucibince ayrlk, gayrlk olmadn bildiriyor. Vaka: ARAPA, Sure Bakara ayet 253 O peygamberler (yok mu?) Biz onlarn kimine, kiminden stn meziyetler verdik. Allah onlardan biriyle sylemi, birini de birok derecelerle ykseltmitir. Meryemin olu saya o beyyineleri (ak ayetleri, burhanlar, mucizeleri) biz verdik ve onu Ruh-l Kuds (Cebrail) ile destekledik ayet-i kerimesinde sureta muhalefet var gibi grnyor. nk birinde peygamberler, birbirinden ayrt edilmiyor, dierinde aralarnda mertebe itibaryla fark bulunduu haber veriliyor. Fakat dikkat edilirse, tevehhm edilen muhalefet ve tenakuz yoktur. Zira Hazreti demden, son peygamber olan bizim Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa s.a.v.e kadar, btn peygamberlerin, din-i tevhidi tebli etmeleri dolaysyla, aralarnda fark bulunmamaktadr. Bunun iin, mesela dem ile Nuh ve Musa ile sa, birbirinden tefrik edilmez. Hazreti Pirin: Han- Musa, o v Musa han- demesi, bu cihettendir. Yoksa peygamberlerin Mrselin ve Ull azm gibi dereceleri vardr. - 323- O a hkmdar, Allah yolunda iki demsaz ve hemdem olan Musa ile say birbirinden ayr grd. ARAPA, Sure Ali mran ayet 19 Allah indinde din, slamdan ibarettir nazm- celili mucibince, Musa da esas itibaryla tevhidi ve slam tebli ediyordu, sa da! Hususiyle Hazreti sa, Musann dinini deitirmeye gelmediini syleyip duruyordu. Vaktiyle Kiyork Terzibayan Efendi isminde bir Katolik papaz ile grm, ona 9 ders Fuzul Divan mzakere etmitim. nk o, divan Ermeniceye eviriyordu. Bir gn kendisine: Hazreti sa, ben Musann dinini deitirmek iin gelmedim demi, doru mu, diye sordum. Dorudur, ncilde vardr dedi. Musann dini tevhit mi idi? Teslis mi? sualinde bulundum. Tevhitti, yalnz Yahyaya iman edilirdi, cevabn verdi. Peki, sann deitirmediini, siz niin deitirdiniz de tevhidi teslis yaptnz, deyiime kar, skta mecbur oldu. Evet. Musa ve sann teblileri arasnda fark yoktu. kisi de Allah birdir, diyordu. Fakat Yahudi hkmdar, manen a olduu iin, Musa ve say ayr gryor, grndeki hata dolaysyla sevilere eziyet ediyordu. Hazreti Mevlna; biri iki grmenin, yani aln, bir nevi hastalk olduunu, bir fkra ile beyan ediyor ve diyor ki: - 324- Usta a rana: eriye gir, raftaki ieyi dar kar, dedi. - 325- a rak: O iki ieden hangisini getireyim? yice anlat, dedi. - 326- Usta: O iki ie deildir. al brak, fazla grc olma, dedi. - 327- a rak: Usta, beni tekdir etme, deyince, ustas: O iki ieden birini kr, emrini verdi. -

96

328- rak, ielerden birini krnca ikisi de gznn nnden kayboldu. nsan, meyl ve gazap dolaysyla a olur, biri iki grr. - 329- ie birdi. Lakin ran gzne iki grnyordu. Birini krnca, br de yok oldu. Hazreti Mevlna, bu fkrada, Yahudi hkmdar a raa, ran ieyi iki grmesini de Musa ile say ayrt etmesine benzetiyor. Ortada ve hakikatte bir ie vard ki, o da asrn iktizasna gre, vcudu lazm gelen bir peygamber, yani Hazreti sa idi. rak, ienin birini, daha dorusu ieyi krnca, ikisi birden krlverdii gibi, Yahudi hkmdar da say krmasyla Musay da krm oluyordu. u creti, biri iki grmesinden ileri geliyordu. Garazkrl, Yahudilik lehine ve Hristiyanlk aleyhine pek fazla bir taassup gstermesinden douyordu. - 330- Gazap ve ehvet gibi haller, insan a yapar ve ruhun istikametini deitirir. - 331- Garaz gelince, yani insan garazla baknca, hner gizlenir. Gnlden kalkan yzlerce perde, gz nne gerilir. Rza ile bakan bir gz, hibir ayp grmez, nitekim garazla bakan bir gz de, olanca ktlkleri meydana karr. Evet. Bir ahs yahut herhangi bir ey iin insanda bir garaz peyda oldu mu, o garaz kaln perdeler eklinde insann gz ile bakt o ahs yahut o ey arasna gerilir. Gerek ar sevgi ve gerek ar nefret yznden olsun, o perdeler, hakikatin grlmesine mani olur. Onun iin bir ey hakknda hkm verilecek mi, nce ona kar olan hislerden, mmkn mertebe tecerrt etmeli, kabil olduu kadar tarafsz bulunmal, ondan sonra hkm verilmelidir. - 332- Kad, kalbinde rvet almaya karar verince zalimi, zavall mazlumdan nasl ayrt edebilir? nk alaca rvet gznne dikilir. Mazlumun uram olduu ve aleyhinde hkm verilmesiyle urayaca maduriyeti nasl grr? O hlin fecaatini ve Allah katnda vehametini nasl dnr? - 333- Yahudi hkmdar, ftlk kini ile o kadar a oldu ki: Aman Ya Rabb! Sana sndk! - 334- Ben, Musa dininin hami ve yardmcsym diye, yzbinlerce mazlum mmini ldrd. Yahudi hkmdar, kendisini Yahudiliin hamisi addediyor ve o vehim ile birok iman ehli Hristiyan ldryordu. Ehl-i iman, Hristiyan tabiri belki garip grlr. Fakat grlmesin. nk din-i sa da, din-i Musa ve din-i Muhammed gibi, tevhit zerine messesti. lk Hristiyanlar, phesiz muvahhit idiler. Vaktaki Hristiyanlk, Roma ve Yunanistan gibi putperest memleketlere girdi. Oralarda yzlerce puta tapanlar, bir Allaha ibadet etmeyi akllarna sdramadlar. Binaenaleyh, ekanim-i selase, yani Baba, oul ve Ruh-l Kudsten, daha a, Allah ve olu sa ile Cebrailden ibaret olmak zere, yzl bir tevhit meydana karld. Bir tr, birdir inanc etrafa yayld. Tabi, Hazreti Mevlnann: Sad hezaran mmin-i mazlum ket demesi, sonraki Hristiyanlara ait deildir. HIRSTYANLARIN KALDIRILMASI N, VEZRN PADAHA HLE RETMES

97

- 335- Yahudi hkmdarn sapk ve hileci bir veziri vard ki, hile ile suyun stne dm vururdu. - 336- Bu vezir dedi ki, Hristiyanlar canlarn kurtarmak iin, dinlerini hkmdardan gizlerler. - 337- Onlar ldrme ki, ldrmenin faydas yoktur. Din, misk ve d aac deildir ki kokusu olsun da ondan anlalsn. - 338- Hkmdar, vezire sordu: O halde ne tedbir alalm? Bu hilenin, bu yalann- yani sevliin- yaylmasna mani olmann aresi nedir? - 339- Ta ki dnyada Nasranliini ilan eden yahut gizli din kullanan bir Hristiyan kalmasn. - 340- Vezir dedi ki: ahm, kulam ve elimi kestir ve ac bir hkm ile burnumu ve dudam yardr. - 341- Ondan sonra beni, daraacnn altna getir. O srada bir efaati ksn ve senden affm dilesin. - 342- Bu ii tellal arlan ve kalabalk olan drt yol az bir meydanda yaptr. - 343- Ondan sonra beni yanndan uzaklatr ve uzak bir ehre sr ki, Hristiyanlar arasnda ser ve fitne karaym. HIRSTYANLARA KAST N, O IFIT VEZRN EYTANLII VE ONLARIN HALN HKMDARIN HUZURUNDA ARZETMES - 344- Gizli olarak diyeyim ki: Ben, srren Hristiyanm. Ey srlarn alimi olan Rabbim, sen bilirsin. - 345- ah, benim imanma vakf oldu. Yahudilik taassubu dolaysyla canma kastetti. - 346- Dinimi gizlemek, ahn dinini izhar etmek istiyordum. - 347- ah, esrarmdan koku ald. Szlerim onun nezdinde thmetli tutuldu. - 348- ah bana dedi ki: Senin szn, iinde ine bulunan ekmek gibidir. Senin kalbinden benim kalbime pencere vardr.

98

- 349- Ben o kalp penceresinden, senin halini grdm. Halini grp anladm iin, dedikoduna kulak asmam. - 350- Eer sa dini yardmcm olmasayd, ah beni ftasna paralatacakt. - 351- sa iin canm feda eder, bam veririm. Hatta bundan dolay kendimi yzbin kere minnettar sayarm. - 352- sadan canm esirgemem; lakin onun dinine dair iyiden iyiye malumatm vardr. - 353- O pak dinin birtakm cahiller arasnda kalp, ziyana urayacana hayflanyorum. - 354- Allaha ve saya kr ki biz, bu hak dinin rehberi olmuuz. - 355- Yine krolsun ki, o fttan da, ftlktan da kurtulmu, Hristiyanlk znnarn belimize balamz. - 356- Ey insanlar! Zaman sa devridir. Onun dinine ait esrar candan, gnlden dinleyiniz. - 357- Vezir, bu hileyi sayp dknce, hkmdarn kalbindeki endieyi tamamyla izale etti. - 358- Hkmdar, vezirin dedii siyaseti, onun hakknda yaptrd. Ahali ise vezirin crm ve cezas karsnda hayran kald. - 359- Hkmdar, veziri Hristiyanlarn bulunduu memlekete srd. O da, gittii yerlerde onlar davete balad. VEZRN HAL GZL VE KENDLERNN DRAK ZAYIF HIRSTYANLARIN ONU KABUL ETMELER VE REHBER BLMELER OLDUUNDAN,

- 360- Yava yava mezhebine girmek suretiyle yzbinlerce Hristiyan, vezirin bana topland. - 361- Vezir, o cemaate ncilin, znnarn, namazn esrarn gizlice anlatyordu. Engilyun: ncil demektir. Kuran beyan ve bilumum ehl-i slamnda, iman ettii vehile, Hazreti saya Kitab- ncil nazil olmutur. Malum ya, semavi kitaplar hakknda nzul tabiri, vahiy ve ilham manasnadr. Yani o kitabn mnderecat, peygambere vahiy ve ilham yoluyla bildirilmi demektir. Yoksa kalemle veya kudret eliyle yazlm yahut da gkteki bir matbaada baslm da aaya sarktlm demek deildir. Nitekim Kuran- Kerim de, lzum grldke ayet ayet yahut sure sure olarak, Resul-u Ekreme s.a.v. inzal edilir. Ve taraf- risaletten okunup yazdrld.

99

Kurann zabtna edilen himmet, ncil hakknda gsterilmedii iin, ncilin ayetleri, Hazreti sa zamannda toplanamad. Hazreti sann Hakk katna refolunmasndan sonra, onu grm yahut grenlerle grm olanlar, iittikleri ve belledikleri baz kelimeleri havi olmak zere, ncil adyla bir takm kitaplar yazdlar. Bunlar, din birer kitap olmaktan ziyade, pek iptidai bir tarihe eklinde grnyordu. Bu kitaplar o kadar oald, meallerinin ihtilaflarndan, seviler o kadar ard ki, Havarilerden Pavlos mdaheleye kalkt. Yeni yaplan ncilleri ne abuk kabul ettiniz? diye, Hristiyanlara kt. Binaenaleyh, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adl drt kiinin yazm olduu drt risaleyi, sahih ncil olmak zere kabul eylediler. Bunlara mal-i Rusl, Resail-i Havariyun ve Epokalips nvanl eserleri de ilave eyleyerek, hepsine birden Ahd-i Cedit dediler. Bir de Ahd-i Atik vardr ki, Tevrat ile ilavelerini havidir. Bu iki ahdi, bir arada toplayan kitaba Kitab- Mukaddes tabir ederler ve her lisana tercme ettirip bedava verircesine satarlar. En sahih saydklar drt ncil de, malumat itibaryla birbirinden ok farkldr. Bunlarn en eskisi Matta ncilidir. Zannedildiine gre, Hazreti sann refolunmasndan 8 yahut 12 sene sonra, Sryani yahut brani yahut Keldani yahut Arami lisanyla yazlm. Sonra Yunancaya, daha sonra dier lisanlara tercme edilmi. Hangi dilde yazld belli olmayan bu ncilin asl da kaybolmutur. Dikkat buyruldu mu? En sahih ncil diye ayrlm olan drt kitaptan, Hazreti saya 8 yahut 12 sene kadar yakn Matta ncilinin hangi dilde yazlm olduu dahi bilinemiyor. nk asl kaybolmu. Yunanca bir tercmesi var. Bunun da, aslna ne kadar uygun olduunu Allah bilir. Dier dillere, bu Yunancadan tercme olarak nakledilmiti. Gya sahih ncillerin ikincisi Markosundur. Matta, son zamanlarda Hazreti saya ittiba etmitir. O, Havari olduu halde, Markos deildir, tabiindir. Yani Hazreti say grmedii halde, Havariyun reisi Butrus, yani Sen Piyerle Romaya gitmi, ondan iittiklerini Yunanca yazmtr. Yaz tarihi, sann ref olunmasndan 10 sene sonra diyorlar. nc sahih ncil Lukanndr. Bunun yazar da, Havari deildir. Sen Piyerin tabilerindendir. Drdncs Yuhanna ncilidir. Bu adam, Havari ve Hazreti sann teyzesinin olu imi. Lukann da, Yuhannann da ncilleri, Yunanca yazlm. Yuhannann ncili, Hazreti sann refolunmasndan krk bu kadar sene sonra kaleme alnm! nsaf edelim. itilen bir szn, annda bile, baka birisine naklederken aynen sylenemeyecei, aa yukar tenzil ve ilave yaplaca, pek tabii bir hl iken; bir adamn, iittii szleri, krk bu kadar sene sonra oturup yazmas, ne kadar doru olabilir? te Hristiyanlarn en doru din kitab olmak zere kabul ettikleri drt ncilin mahiyetleri! Tekrar tekrar hamdederiz ki, Kuran byle deildir. Kuranmzn ayetleri nazil olduka, taraf risaletten okunur, vahiy ktipleri tarafndan yazlr, ashab- kiram tarafndan ezberlenir ve okunurdu. Peygamberin irtihalini mteakib, Kuran sayfalar cemedildi. Hafz- Kuran olanlardan Zeyd bin Sabitin kalemiyle her sure, ayr ayr olarak yazld. Ana metnin sayfalaryla karlatrld ve sahabenin huzurunda okunup tasdik edildi. Sonra, Hazreti Osman zamannda yazld. Binaenaleyh, Resulullah s.a.v. Efendimizin okuduu Kelamullah, bugn mushaflarmzda mevcut ve mahfuzdur. nk Allah: Arapa, Sure Hicr ayet 9 Kuran hakikaten biz inzal ettik ve onu mutlaka muhafaza edecek olan da biziz buyurmu ve Kuran- Kerimin muhafazasn garanti etmitir. Hikyedeki Yahudi vezir de, bana toplad Hristiyanlara, ncilden bahsediyordu ama drt ncilin hangisini izah ediyordu, artk bilmiyorum. - 362- Vezir, zahirde din hkmlerinin vaizi idi. Lakin batnda ve hakikatte kubazlarn sl ile tuza gibiydi. - 363- Bundan dolay, ashaptan bazlar, Resul-i Ekremden s.a.v., insan azdran nefsin hilesine dair malumat isterlerdi.

100

- 364- Nefis, ibadetlere ve ruh ihlaslara ne gibi fasit ve gizli garazlar kartrr, diye sorarlard. - 365- Ondan, ibadet ve taatin fazilet ve sevabn aramazlard. Zahir ayplara dair malumat ver, derlerdi. - 366- Kl ayrr, zerre tefrik eyler ve gl ile kerevizi ayrt eder gibi, nefsin hilelerini bilirlerdi. - 367- Ashabn aratrc olanlar, nefsin hilesi hususundaki Peygamberin beyanlar karsnda, hayran kalrlard. HIRSTYANLARIN VEZRE TAB OLMALARI - 368- Hristiyanlar, tamamyla o vezire tabi oldular. Zaten avam insanlarn taklit kuvveti nedir ki? Taklit, hayvanlar iinde en fazla maymunlarda vardr. Yaplan hareketin iyi mi, kt m olduunu dnmeksizin, moda diye onu taklide kalkanlar da maymun tabiatl ahslardr. - 369- Vezirin muhabbetini kalplerine ektiler. Kendisini sann vekili farz ettiler. - 370- O vezir hakikatte tek gzl ve melun bir deccal idi: Ey nimel muin olan Allah! mdada yeti... Hazreti Mevlna, veziri, yalancl ve hilekrl dolaysyla deccala benzetiyor. Deccal: Decel maddesinden mtaktr ki, svamak, rtmek, yaldzlamak manalarna gelir. Devenin uyuzuna katran srp, yarasn kapatmak manasn da ifade eder. Mecazen yalan ve yaldzl szlerle hakikati rtmek manasnda kullanlr. O halde deccal: Yalanc, mrai ve tezvir edici demek olur. Ebu Hreyrenin rivayet ettii bir hadiste, mealen: Ahir zamanda, bir takm yalanc deccallar kacaklar, ecdadnzn da, sizin de iitmediiniz szleri, gelip size syleyeceklerdir. Onlardan saknnz. Sizi dalalate drmesinler ve fitneye uratmasnlar buyrulmutur. Bir de, kyamete yakn kacak olan yalanc bir melunun vasfdr. te o vezir de, hakikatte yol vurucu olduu halde, yol gsterici olarak grnmeye kalkm bir deccal idi. tek gzl olmas, d gz salamken, kap gznn kr bulunmas idi. Hazreti Mevlna, bu vesile ile bir mnacata balyor. Vezir gibi sapklardan ve sapk yollara arclardan insanlar korumas iin, Allaha dua ediyor ve yle diyor: - 371- lah, dnyada yzbinlerce tuzak ve dane vardr. Biz ise a ve haris kular gibiyiz. - 372- Biz, doan kuu da olsak, Zmrd- Anka kuu da olsak, her vakit yeni bir tuzaa tutuluyoruz. Simurg: Trkede Zmrd- Anka denilen, mevhum kuun addr. Gya kularn padiah olup, yuvas Kaf danda imi... Buna Sirenk de derler. Tylerinde otuz trl renk bulunmas bu ismi anlamasna sebep olmu. Galiba Abdulvasi elebinin olacak, mealen yle bir beyit vardr: nsanlk yok oldu. Vefa ortadan kalkt. Simurg ile kimya gibi ikisinin de ancak ad kald. Bu beyitte de sylenildii zere, simurg diye bir ku mevcut deildir, mevhumdur.

101

- 373- Bizi her an bir tuzaktan kurtaryorsun. Lakin ey l olan Allah, biz dier bir tuzaa gidiyoruz. - 374- Biz bu dnya ambarnda buday topluyoruz. Fakat topladmz budaylar kaybediyoruz. Senelerden beri az ok bir takm taat ve ibadette bulunuyoruz; topluca kalsalard epeyce bir ey olmalar lazm gelirdi. Lakin bir taraftan toplamaya altmz o iyi ameller, bir taraftan kayba uruyor. Sevab da, iyi tesiri de kaybolup gidiyor. - 375- Bir gn aklmz bamza alp da, budayn byle kayba uramasnn, farenin hilesinden ileri geldiini idrak etmiyoruz. - 376- Fare ambarmz delmi, onun hilesinden ambarmz harap olmutur. Evet. Yllarca almamzn semeresi olmak lazm gelen gnl zevki ve kalp huzuru adna bir ey bulamyoruz. nk gsmze vesvas hannas olan eytan, fare gibi girmi, at delikten ambar da, iindekileri de berbat etmitir. Malumdur ki delik bir ambarn, evvela deliini tkamak, ondan sonra iine teberi doldurmak lazmdr. Delik kapatlmazsa, doldurulan eyler heder olur. Bunun gibi, kalp ambarnn delii demek olan vesveseyi ve o delii aan eytan, evvela defetmek icap eder. Bunun beyan iin, Hazreti Mevlna buyuruyor ki: - 377- Ey can! Evvela farenin defi aresine bak, ondan sonra buday toplamaya al. - 378- lerin ii ve byklerin by olan sevgili Peygamberimizin hadisleri cmlesinden olan: Namaz, ancak kalp huzuru ile tamam olur mealindeki haberi iit. Bu hadis-i erif esasen La salalet illa bi huzuril kalp eklinde ve Namaz ancak kalp huzuru ile olur mealindedir. Ehlinin malumudur ki, bazen mutlak bir eyin zikrinden mukayyet bir mana yahut mukayyet bir eyin zikrinden onun sfat- kemaliyesi kastolunur. Bu hadis-i erifte de yle yaplm: Kalp huzuru olmadan namaz olmaz buyrulup, Kalp huzuru olmadan klnan namazn kemali bulunmaz ve yle namaz, tam ve hakiki bir namaz olmaz manas murat edilmitir. Hazreti Pir, bir temm kelimesi ilavesiyle hem hadis-i erifi vezne sokmu, hem de kastolunan manay meydana karmtr. Temm kelimesi kamusta tam olan nesnelere denir diye tarif edilmitir. Bazlar bunu fiil-i mazi eklinde teme olarak okumularsa da, faili olan salt, mennes-i semai olduundan, o kelime fiil-i mazi olsayd temmet olmas lazm gelirdi. - 379- Eer bizim ambarda hrsz bir fare bulunmasayd, krk yllk amel buday nereye giderdi? - 380- Her gnk sdk-u istikamet, velev ki azar azar olsun, ambarmzda niin toplanmyor? Damla damla stne gelince nehir; nehirle nehir birleince deniz olur derler. Damlaya damlaya gl olur sz de mehur bir meselemizdir. Bunun gibi, her gnk iyi amellerimizin doruluk ve sevab ne kadar az olursa olsun, toplana toplana epeyce bir yekn tekil etmek lazmd. Fakat toplanamad ve toplanmyor. nk ambar delik Oradan hrsz bir fare girmi. Bulduunu alp gryor, gelenin toplanmasna meydan vermiyor. u girip kmadan, ambarn delik dei olduu gibi; o meydan vermiyor. u girip kmadan, ambarn delik deik olduu gibi, o iyi amelin ifasna

102

almaktan da bedenimiz yoruluyor ve ypranyor. Kazanc, kusur ve eksikleriyle ancak farz eda etmekten ibaret kalyor. Manevi zevk ve hakikat neesi adna bir ey elde edilemiyor. Maksadm yanl anlalmasndan. Mademki ibadetlerden zevk alnmyor, beyhude yorulmaktansa, onu terk etmek ve rahat rahat oturmak evladr, neticesini karmak istemiyorum. Bir ii yapamayacam diye yan gelip oturmaktansa, onu elden geldii kadar yapmaya abalamak lazmdr. Mesela, bir ktibe verilen bir defterin iki gnde bitirilmesi emrulunur. Ktip, Bu emir tatbik edilir ey deil, koca defter iki gnde yazlp bitirilir mi? diye oturur, keyfine bakarsa, tekdire urar, ceza grr; belki de memuriyetinden karlr. Fakat dier bir ktip o defteri, alr ve urar da muayyen mddet zarfnda ksmen yazabilirse, hareketi pek takdir olunmamakla beraber, alp abalad iin, berikinin urad cezaya uramaz. Allahn emirlerini kusurlu da olsa yerine getirmesi iin gayret eyleyenler de, defteri muayyen mddet iinde ksmen bitirebilen ktip gibidirler. Hlasas, bir ii olmuyor diye brakmamal, elden geldii kadar oldurmann aresine bakmal. Nitekim Mevlna da yle sylyor: Evvel ey can, def err-i mu kun!. Msrayla: badeti zedeleyen vesveseyi ve onu veren eytan def etmenin aresine bak diyor. - 381- Demir, yani akmaktan birok kvlcm srad. Uyank gnl de o kvlcm ekti ve kabul etti. - 382- Lakin karanlkta gizli bir hrsz var ki, kvlcmlar sndrmek iin stlerine parmak basyor. - 383- Felekte, yani dnyada bir kandil yanmasn diye, o karanlktaki hrsz, kvlcmlar sndryor. Malum ya, eskiden kibrit yoktu. Ate yakmak iin akmak akarlar, kav ve saireyi tututururlar, o vasta ile mum ve kandili yakarlard: Arapa, Sure Yasin ayet 80 O, yemyeil aatan sizin iin bir ate karandr nazm- celilinde iaret edildii zere iki aa daln bir birine kuvvetle srmek suretiyle onlar tututurduklar da olurdu. Hazreti Pir, bir kalbin aydnlanmasn, bir kandilinin uyandrlmasna; taat ve ibadeti de akman aklp o aydnl meydana getirecek kvlcmn kmasna ve fitilin tutumasna benzetiyor. Hlbuki kav daha mumun yahut kandilin fitiline dokundurlmadan evvel karanlkta grnmeyen bir hrsz, yani eytan, parmaklaryla onu sndryor ki, sndren parmaklar, eytann verdii vesvelerdir. Hazreti Mevlna, u malumat verdikten sonra duaya balayarak diyor ki: - 384- lahi! Sen bizimle beraber olup, bizi muhafaza edince, ayakaltnda yzbinlerce tuzak olsa da ehemmiyeti yoktur. - 385- Ya Rabbi! Senin inayetlerin bizimle beraber olunca, o alak hrszdan, yani eytandan ne korkumuz olur? - 386- lahi! Sen her gece ruhlar, ceset tuzandan kurtarr ve onu balayan levhalar, balar koparrsn.

103

- 387- Ruhlar her gece ten kafesinden kurtulurlar. Kimsenin hakimi ve mahkumu olmakszn azade bulunurlar. Diyorlar ki, insanda bir ruh-u insani bir de ruh-u hayvani vardr. Bu ikincisi, btn hayvanat ile insanlarda mterektir. Birincisi ise, insanlara mahsus bir Rabbani ltuftur. te o ruh-u insani ve o ltfu Rabbani, uyku galebe edince beden hapsinden kurtulur. Hr ve kaytsz olarak lem-i ervaha ykselir. Ryalar o serbest ruhun madehelerinden doar. Ruh-u hayvani ise, beden makinesini hareket ettiren kuvvettir. Onun iin bir yere gidemez. Gidecek olursa, hayat makinesi ilemez. Uyku ile edilen istirahatin ruh-u insaniye mnhasr olmadn, Allahn o kereminden ruh-u hayvaninin ve btn bedenin istifade edip dinlendiini beyan iin Hazreti Mevlna diyor ki: - 388- Zindandaki mahpuslar, gece uyuyunca zindanda bulunduklarndan habersizdirler. Devlet ve hkmet ricali de, uyuyorken vazife ve memuriyetten haberdar deildirler. - 389- Uykuda ne kazanmak, ne de kaybetmek endiesi vardr. Ne de bu filandr, u falandr dncesi mevcuttur. Cenab- Hakk, Nebe suresinde ilah ltuflarn sayarken: Arapa, Sure Nebe ayet 910 (Ey insanlar) uykunuzu istirahatinize sebep, geceyi de (sizin iin) elbise kldk. Evet Uyku hakikaten istirahati muciptir. Yorgun bulunan d uzuvlar dinlendirdii gibi duygu ve fikirlere de istirahat verir. - 390- Arif olan zatn hali, uyankken de byledir. Cenab- Hakk, Ashab- Kehf hakknda Hm Rukud tabirini kullanmtr. Bundan rkme. Hazreti Mevlna, Ashab- Kehf kssasna, u ayet-i kerimeye telmih ediyor: Arapa, Sure Kehf ayet 18 (Habibim;) onlar greydin uyank sanrdn. Hlbuki onlar uykuda idiler. Biz onlar (gah) sa yanna, (gah) sol yanna eviriyorduk. Kpekleri de (maarann) giri yerinde iki kolunu uzat(p yat)makta idi. Ashab- Kehf hakknda Yahudilerin suali zerine Kuran- Kerimde muhtasar malumat verilmi, ka kii olduklar Allahn ilmine havale edilmitir. En mehur rivayete gre bunlar yedi kii imiler. Ktmir namnda bir de kpekleri varm. Dinlerini muhafaza iin zalim ve putperest bir hkmdardan kamlar, bir maaraya kapanmlar. Orada 309 sene uyuduktan sonra uyanmlar, sonra da vefat etmiler. Bunlarn zulmnden katklar Dakyanos adndaki kraln kim olduunu, maaralar civarndaki Efsos ehrinin neresi bulunduunu tahkike satrlarmzn msadesi yoktur. Uyank gibi grndkleri halde, tasarruflar kendiliklerinden deildir. Onlar hareket ettirip bir halden dier bir hale deitiren Allahtr. Ktmirden murat ise nefistir ki, onlarn kaps nnde boynu bkk yatmaktadr. Hazreti Mevlna da bunlara tebih ettii arifin halini, tarife devam ederek buyuruyor ki: - 391- Arif, dnyaya ait ilerde, gece gndz uykudadr; uyuyan bir adamda nasl irade ve tasarruf kalmazsa arif de yle olmutur. O, kalem gibi Allahn yed-i kudretindedir. - 392- Yaz yazan eli, grmeyen kimse, kalemin hareketini mahede edince yazma iini kalemden sanr. Yazy kalem yazyor zanneder. Hlbuki onu yazan kalem deil, kalemi kullanp idare eden kalem sahibidir. Czi iradesini Allahn klli iradesine terk eylemi olan urefay- mmeti idare

104

eyleyen de Allahn yed-i kudretidir. Ashab- Kehfin uyuduklar srada haberleri olmakszn sadan sola, soldan saa evrilmeleri gibi - 393- Halkn uykuya dalmasyla, yani uyuyunca istirahata nail olmasyla Allah, arifin ahvalinden bir miktar numune gstermitir. Bir adam uyuduu vakit dnmez, didinmez, istirahat iinde bulunur. Arif-i Rabbani olanlar, uyankken de byledir. Onlarn uyankken olan hareketler kendilerine adeta rya gibi gelir. - 394- Halkn canlar, nedeni ve niini olmayan bir sahraya, yani lem-i ervaha gider. Orada ruhlar da, yattklar yerdeki bedenleri de, istirahat eder. - 395- lahi! Bu iaretle btn ruhlar tekrar tuzaklarna, yani cesetlerine getirir, hepsini adalet ve hkmle mukayyet klarsn. Malum ya, akl olmayan bir ahs, hareketlerinden mesul deildir. Uykuda bulunan bir adam da byledir. Yatp uyumu olan kimsenin ruhu uyku mddetince mutlak kalr; fakat uyanma zaman geldi mi onun da beden tuzana dmesi, mkellefiyet altna girmesi gelmi demektir. - 396- Vaktaki seherin nuru grnr, felek akbabas altn kanatlarn rpar; sabah olur, gne doar. - 397- Sabahn Falk ve Halik olan Allah, srafil gibi btn ruhlar, ruhlar leminden suret lemine getirir. - 398- Mnbast ve mcerret olan ruhlar ten eyler, cesetle balar. Bedenleri de tekrar ruhlara ykl klar. - 399- Can atlarnn eerini alr. u hal, Ennevm ehul mevt hadisinin srrdr. S.a.v. Efendimiz, bu hadis-i erifte uykuyu, lmn kardei olarak tarif etmi, yani uykuyu lme benzetmitir. Kk lm demek olan uykuda, insani kuvvetlerin bir ksm tatile urar. nk ruh-u insann beden zerinde tasarrufu kalmaz. Byk uyku demek olan lm de byledir. Yalnz o uykuda insani kuvvetlerin hepsi tatile urar. Yatma mddeti ise, birka saate mnhasr deildir. nsan uykudan uyand vakit nasl ruhu yine bedende tasarrufa balyorsa, o uzun uykudan uyannca da yle olacak. te Ennevm ehulmevt hadisinin srr budur. - 400- Lakin sabahleyin tekrar gelmeleri ve cesetle alakadar olmalar iin ruhlarn ayana uzun bir ip balar. - 401- O ayrdan ve meradan, lem-i manadan sabahleyin tekrar ekip getirmek iin... Biraz evvel uyumak, ruh atnn salverilmesidir denilmiti. Burada o salvermenin mutlak olmadn, yani henz byk uykuya yatmayan bedenlere ait ruhlarn o bedenlerden ayrlmasnn klli deil, czi bulunduu; ruh ile beden arasnda bir nevi rabta kaldn beyan iin deniliyor ki: Allah ruh atlarnn eerini karmakla beraber, ayaklarna uzun ve manevi bir kstek takar; sabahleyin onunla ekip ruhlar tekrar yk altna, yani beden kaydna ve teklif altna sokar. Tabiidir ki, kstein uzunluu, uykunun devam mddetidir. Hazreti Mevlna, bu ifadeleriyle:

105

Arapa, Sure Zmer ayet 42 Allah (lenin) lm zamannda, lmeyenin de uykusunda, ruhlarn alr. Bu suretle hakknda lm hkmettii (ruhu) tutar, dierini muayyen bir vakte (eceli gelinceye) kadar salverir ayet-i kerimesine telmih etmitir. Hazreti Pir, bundan sonra bir temennide bulunuyor: - 402- Keke Cenab- Hakk, bu ruhu da Ashab- Kehf gibi yahut Nuhun gemisi gibi muhafaza edeydi de, - 403- Bu uyanklk ve idrak tufanndan u kalbi, u gz ve u kula kurtarm olayd. - 404- Cihanda hala ne kadar Ashab- Kehf vardr ki, belki senin yannda ve karndadr. - 405- Maara da, yar da onunla nameler terennm etmektedir. Ne faydas var ki, senin gzn ve kulan gafletle mhrl olduu iin, onu grp iitemiyorsun. Ashab- Kehfin varl, gemi zamana mnhasr deildir. Hala da Ashab- Kehften saylacak kimseler vardr ki, hem maaras, hem yri, onunla beraberdir. Lakin onlar grecek gz lazmdr. Evet Gzden gze fark vardr. Bazs sureti, yani eyay mahede eder de, manaya kar kapal kalr. Sonra muhabbet ve nefret gibi hisler de hakiki gre mani olur. Rza gz ve muhabbetle bak, her trl ayb grmekten acizdir. Nitekim gazap gz de btn ktlkleri grr ve meydana kor. Hazreti Pir, bu nkteyi anlatmak iin buyuruyor ki: HALFENN LEYLAYI GRMES HKYES - 406- Halife, Leylaya dedi ki: Mecnunun perian olmasna ve saptmasna sebep olan Leyla, sen misin? - 407- Sen, dier gzellerden fazla bir ey deilsin? Leyla da cevap verdi ki: Sen, Mecnun olmadn iin, sus! eyh Sadi: Leylann gzelliine, Mecnunun gz penceresinden bakmaldr. der. Evet, Leylay grebilmek, onun gerek yzn mahede eylemek iin, Mecnun gibi sadk ve k olmaldr. Yoksa o aka mazhar olmayan bir ahsn nazarnda, Leyla denilen kadn, kara-kuru bir cisimden ibaret grnr. Bunun gibi, Ashab- Kehf gibi olan gizli veliler de, gz nnde gezer durur. Lakin hvviyet ve mahiyetlerini grecek bir gz ve irfana sahib olmayan nazarlara kar, o mbarek zevat da basit insanlar gibi grnr. Hazreti Pir, birka beyit yukarda ve Ashab- Kehfden bahsettii srada: Keke Cenab- Hakk, bu ruhu da Ashab- Kehf gibi yahut Nuhun gemisi gibi muhafaza edeydi temennisinde bulunmutu. Yine o bahse dnyor. Ashab- Kehfin hfz- ilahde uyumas gibi, evliyaullah da ilah bir istirak iinde bulunur. Bu istiraka nail olamayan, ebedi gaflet uykusundadr mealini anlatmak iin diyor ki: - 408- Uyank olan daha ziyade uyumu demektir. ylesinin uyankl, uyumuluundan

106

beterdir. Baz kimseler vardr ki, eytanlk hususunda fevkalade uyanklk gsterirler. Bu gibiler, fena ve istirak zevkinden mahrum olduklar iin, ebedi bir gaflete dmlerdir. Zaten o yoldaki gafillerin uyankl, uykularndan beter; uykular uyanklarndan zararszdr. Hi olmazsa uyurken, kimseye zararlar dokunmaz. eyh Sadi, Glistannda der ki: Zalimin biri, bir arife: badetlerin hangisi daha ziyade sevap kazandrr, diye sordu. Arif de: Senin iin le uykusu. nk uyuduun bir iki saat iinde, kimseye zulmetmezsin, cevabn verdi. - 409- Ruhumuz, Allah ile uyank olmaynca, o zahir uyanklk, bizim iin bend ve maniadr. Hakiki uyanklk, ruhun hak ve hakikatten agh olmasdr. O ilah aghlk olmaynca, insann uyank durmasyla gznn bakmas, uykuda rya grmesine benzer. Rya, hayal bir mahededir. Fakat o mahede, rya grenin gzlerini kapatr. Zahirdeki eyay grmesine mani olur. Bunun gibi, ilah olmayan uyanklk da, grnrdeki eyay gsterse bile, hak ve hakikatin mahedesine engel tekil eder. - 410- Btn gn hayalin tekmelemesinden; kar, zarar ve eldeki maln zevali korkusundan. - 411- Ruhun ne safas, ne letafet ve nuraniyeti, ne de yksek leme gidecek yolu kalr. nsan, gndzleri uyank bulunur. Hayal bir takm fikirlerle cismen ve zihnen yorulduu gibi, ruhen de ypranr. Kazandm, kaybettim yahut elimdeki nimet kaybolacak kuruntular iinde rpnr durur. u yorucu hayaller, ruhu o kadar ezer ve safiyetini o kadar bozar ki, safasn da, letafetini de, hatta ulviyet ve ruhaniyetini de ziyana uratr. te byle uyank grnenler, hakikatte uyumu olanlardan farkl deildir. - 412- Uyumu o gafildir ki, her hayale kar mide der ve onunla konumaya kalkar. - 413- Ryasnda eytan huri gibi grr ve ona ehvet suyunu aktr. - 414- Nesil tohumu, nutfesini orak yere dknce uyanr, kendine gelir: o vakit de hayal, gznn nnden kaar. - 415- Uyannca, ihtilam oluundan banda yorgunluk, vcudunda mlevveslik grr. Ah o grlen ve grlmeyen naktan ah! Dnyada uyank geinenler, ryada grdkleri hayale vcut verip de onunla muhasebe, hatta mcamaa edenlere benzerler. htilam olan kimse, uyannca hayalin katn, o yaknlk neticesi bandaki ar ile cismindeki ve elbisesindeki yalktan baka bir ey kalmadn anlad gibi, dnya uykusuna dalp da hayalleri hakikat zannedenler de, lmn ikaz ile uyandklar vakit, o tatl ryann, yani hayatnn elim bir ba ars vereceini anlayacaktr. Hakikaten dnya, rya gibidir. Onda beka hayaldir; lakin onda bulunan mddetin hesab verilecei ve o hesap esnasnda bir takm mlevvesliin meydana kaca hakikattir. Hazreti Mevlna, baka bir misal getiriyor: - 416- Bir ku yksekten uar. Glgesi de toprak stnde ku gibi koar. - 417- Budalann biri, o glgeyi avlamak ister; arkasndan o kadar koar ki, takati kesilir.

107

- 418- O budala, o glgeye ok atar da; arayp taramaktan ok torbas bo kalr. Tirke: erisine ok doldurulan ve meinden yaplan bir torba idi ki, kemerin sol yanna taklr ve icabnda oradan alnp yayla ok atlrd. - 419- Glge avlamak iin srat ve hararetle komaktan ve uraya buraya ok atmaktan mr tirkei boalm ve hayat heder olmu olur. arihler, diyorlar ki: Bu misalde beyan edilen kutan maksat, Allahn esmas ve sfatdr. Glge ise, onlarn mezahiri bulunan eyadr. Kuu brakp glgeyi tutmaya alanlar, zahire deil mazhara ehemmiyet verenlerdir. Glge avcsnn komas neticesi, nasl cisminde yorgunluk ve tirkei de boluktan ibaret kalrsa, mazhara tapanlarn, yani dnyaya gnl balayanlarn encam da yle bir mahrumiyete mncer olur. Zahir ve mazhar nedir? Cenab- Hakkn bitmez tkenmez, saylara gelmez isimleri ve sfatlar vardr. Bunlardan 99 tanesi Esma-i Hsna diye mazbut ve mehurdur. Esma-i ilahyeden her birinin, tesir gstermesi zaruri olan yerler vardr. Bir ismin tesir gsterdii yerlere ve eylere Mazhar derler. Mazharda tesiri grlen esma-i ilahyeye de Zahir tabir ederler. Mesela, Cenab- Hakkn Halik ve Razk isimleri vardr. Onlarla mahlukat yaratr ve rzklandrr. u halde, mahlukat zerinde tesiri grlen o isimler zahirdir; mahluk ve merzuk olanlar da, onlarn mazharlardr. - 420- Allahn manev glgesi, o glge avcsnn mrebbisi olursa, onu hayal ve glge peinde komaktan kurtarr. O halde, saye-i Yezdan kimdir? - 421- Saye-i Yezdan, yani zll-i ilah, Allahn o makbul kuludur ki, bu leme nispetle ldr ve Allaha nispetle diridir. Saye-i Yezdan ve zll-i ilah: Allahn glgesi demektir ki, mecazen vekil manasnadr. Yoksa Allah, cismin deildir ki glgesi olsun. Bir hadis-i erifte, mealen: Sultan, yeryznde Allahn vekil-i adaletidir. Her zulm gren, ona iltica eder buyrulmutur. Burada mevzubahis olan, bilinen hkmdar deildir; manevi sultan olan insan- kmil ve mkemmeldir ki, yeryznde Hakkn halifesidir. Olanca irade ve arzusunu, ilah rzaya kar yok eylemi ve Allahn bahsettii ilah dirilie nail olmutur. te bu zat- erif, bir kimsenin mrebbisi ve mridi olursa, o kimse, glge peinde koup yorulmaktan kurtulur. Mrde-i in lem, yani Bu leme nispetle ldr terkibine gelince, u hadis-i erif meali, onu tarif eder: Yeryznde gezer l grmek isteyen Ebu Bekire baksn. Sddk- Azam Radiyallah anh Hazretleri, olanca iradesini irade-i ilahyede ifna eylemi olduu iin, Meyyit-i seyyar haline gelmi ve Resulullahn o iltifatna mazhar olmutu. - 422- O insan- kmilin eteini geciktirmeksizin yakala ki, ahir zaman fitnelerinden kurtulasn. - 423- Keyfe meddezzil nazm- kerimi, evliyann nak ve miridir. Onlar, Allah gneinin nuruna delildir. Sure-i Furkandaki: ARAPA, Sure Furkan ayet 4546 (Habibim;) Rabbi(nin sununa ve kudreti)ne bakmadn m? Glgeyi nasl uzatmtr. steseydi onu sakin klard. Sonra gnei, o glgeye delil ittihaz ettik. Daha sonra da onu, (uzanan o glgeyi) azar, azar kendimize ektik ayetine iarettir.

108

Bu ayet-i kerimede, gnein hareketiyle glgenin uzayp ksalmas ve gnein glgeye delil olmas gibi, tabii kanunlardan bahsediliyor. Hazreti Mevlna ise, buradaki Zlli, evliya zmresi diye tevil ediyor. Hakkn halifesi olanlar, hakikat gneinin glgesidir, diyor. Tevil-i Kuran: Kelamullahdaki lafzlarn mehur manalarnda fazla olarak, onlardan bir takm latif ve rakik nkteler karmaktr. Tevili, sofiye de yapar; batni mlhitler de. u fark ile ki sofiye, mehur ve zahiri manay da kabul eyledii halde; batniler o cihete yanamazlar. Mana-y batni diye hezeyan eder dururlar. Hazreti Pir, o gibilere kar: - 424- Kurann bikr olan harfini ve lafzn tevil ediyorsun. Kuran deil, kendini tevil etmenin aresine bak. te ey salik! Keyfe medde zzill ayetinin delalet ettii, Allah glgesinin himayesine iltica et. - 425- Bu vadide yle delisiz gitme. Halil brahim Aleyhisselam gibi La hibbl afilin de. Bu beyit ile de, Hazreti brahimin Kuranda hikye buyrulan bir szne telmih edilmitir. Malumdur ki, Halilullah Aleyhisselam, Irakta doup bymtr. Zamannda orada, Keldaniler vard ki, yldzlara taparlard. Hazreti brahim, hemehrilerini ilzam edip susturmak iin yldza, aya ve gnee bakm, onlarn domalarndan sonra battklarn grnce: La uhibbl afilin, yani Ben batanlar sevmem; Arapa, Sure Enam ayet 79 phesiz ki ben yzm, gkleri ve yeri yaratm olan Allaha ynelttim. Ben mriklerden deilim demitir. - 426- Git, glgenin delaletiyle gnei bul ve ah ems-i Tebrizinin eteine sarl. Allaha delalet etmek hususunda veliler, gnein varlna delil olan glgeye benzetilmiti. Burada da buyruluyor ki, glgeye iltica et de, o vasta ile hakikat gneine vasl ol. Glgelerin en parla bulunan ems-i Tebriz Hazretlerinin irat eteine sarl. Hazreti ems hakknda ah ems-i Tebriz buyrulmas, onun ve emsali kibar- evliyaullahn manevi saltanatna ve ind-i ilahdeki yksek mertebelerine iarettir. Zaten eyhler hakknda ah tabirinin kullanlmas, ran ve Hint adetlerindendir. ah ca-i Kirmani, ah Veliyyullah-i Dehlevi ve emsali zevat gibi Bu usl, bize de Sultan ve Hnkr tabirlerini kullanmak zere gemitir. Ya Hazreti Sultan Abdulkadir-i Geylani, Ya Hazreti Hnkr Hac Bekta- Veli gibi levhalar, hala grlp durmaktadr. Hazreti Mevlnaya iaret olan Molla Hnkr tabiri de, Hazreti Pirin hem ulemadan, hem urefadan olmas dolaysyladr ve Hnkr tabiri, Hudavendigar kelimesinden gelmedir. eyh Galip, Hsn- Aknda der ki: Devretti enbiyay Allah, Geldi bize evliyay- agh. ehdir o gruha Molla Hnkr, Besdir bu cihana bir hkmdar. - 427- Eer bu sur-i sruru, yani ems-i Tebrizi Hazretlerine giden yolu bilemez ve bulamazsan, Allahn hidayet olan Hsameddin elebiden sor. Yukarda bildirdii zere, Hsameddin elebi Hazretleri, Hazreti Pirin halifesidir. Mesnevnin tanzimine sebep olan bu zat-i li, Hazreti Mevlnann hayatnda bile, mritlerin sluk ile megul olurdu. Her cihetle muktedir bir zat- erif olduu iin, Hazreti Pir, mritleri kendisine tevdi ederdi. Burada da, ems-i Tebrizye gtrecek yolu bilemez ve bulamazsan, Hakkn ziyas olan Hsameddin elebiye sor ki, seni emsin musahibi olan Mevlnaya sevk eylesin diyor.

109

- 428- Eer, Hsameddin elebiye intisap iin giderken; haset, yani kskanlk, boazna sarlrsa ki eytann hasette fazla tecavz olur. - 429- eytan, Ademe olan hasedinden, ona secde etmeye utand. Yine o eytan, hasedinden saadetle cenk etmeye kalkt. - 430- Sluk yolunda hasetten daha zor ve daha tehlikeli bir geit yoktur. Hasut olmayan kimseye ne mutlu... - 431- Bu ceset hasethanedir. Malumun olsun ki hasetten, btn bir hanedan bulam olur. Bir hanedan efradndan birinin, hasetle yapm olduu ktlk, o hanedan bulaturaca gibi, hasedin tabiat dolaysyla, btn beden hanedan da mlevves olur. - 432- nsann cismi, hasethane olmakla beraber, Cenab- Hakk, o cisimlerden bazlarn iyice temizlemitir. - 433- Tahhira beyti, ayet-i kerimesi, temizlik niandr. Asl toprak olmakla beraber, insan cesedi nur hazinesidir. Bu beyitle, Kuran- Kerimdeki: ARAPA, Sure Bakara ayet 125 Beytimi titizlikle temizleyin diye, brahim ve smaile de kuvvetli emir vermitik ayet-i kerimesine telmih ediliyor. Bu ayet, Kbe-i Muazzamay bina etmi olan Hazreti brahim ile olu Hazreti smailin, o muhterem mabedi tavaf edecekler, itikfa girecekler, rk ve scut suretiyle ibadette bulunacaklar iin, temizlemeleri hakknda ise de, sofiye hazarat, bundan, baka manalar da karmlar. Kbenin temizlenmesinden maksat: Kalbin nefsan emellerden, eytani vesveselerden temizlenmesi demektir, demilerdir. Hazreti Pir de, bu manay ihtiyar ediyor, insan cesedi, hasethane olmakla beraber, bazlarnn ki, Allahn tevfikiyle, tertemiz ve nur hazinesi halini alr, diyor. - 434- Eer, hasut olmayan bir zata hile ve haset etmeye kalkarsan, o haset dolaysyla kalbine zulmetler arz olur. Karanlkta kalan bir kalbe ise, marifet nuru giremez. - 435- Allah adamlarnn altnda toprak gibi ol. Onlara kar haset etmek bir tarafa fevkalade tevazu gster. Hasetin de, bizim yaptmz gibi, bana toprak sa ve ayaklarnn altnda onu zelil et. YAHUD VEZRN HASEDN BEYAN - 436- O alak vezirin asl ve mayas, haset idi. Onun iin kulan ve burnunu batl yere ve bedava olarak verdi.

110

- 437- O mit ile ki, hasedinin inesinden bir takm zavalllarn canlarna zehir aksn. Baz kimseler, hatta baz mahluklar vardr ki, haset onlarda hlki ve cibilli bir tabiat halindedir. Bir nimette nail olmu zevatn nimetini ekemezler de, onun zevalini isterler. Recaizade Ekrem Bey merhum, demiti ki: Hasedperverlerin hali yamandr, Ki yoktur bir bela bedter hasedden. Sarlm nefse mzi bir ylandr, Ki kmaz kmaynca can cesedden. Evet. Hasudun nefsine sarlm olan haset ylan, sahibinin lmne kadar onu brakmaz. Brakmad iin de haseti, yaad mddete strap iinde kalr; herkesi kskanr, herkesin nimet ve devletinden ezalanr. - 438- Her kim haset yznden burun koparmaya kalkrsa -vezir gibi- kendini burunsuz ve kulaksz brakr. Din kardeini drmek iin kuyu kazan hain mutlaka kazd kuyuya kendi der denilmitir. Halka eziyet eden, er-ge bir zarara urar. Burun koparmak sevdasna denin de, vezirde olduu gibi, kendi burnu ve kendi kula koparlr. te Yahudi vezir, byle muzr bir mahluk idi. Binaenaleyh, bakalarna zarar vermek isterken, kendisi zarar grd. - 439- Burun, koku alan bir uzuvdur ki, ald koku, onu bir mahalle gtrr. Onun iin, abdest esnasnda burna su verilirken: - 440- Koku almayan kimsenin burnu yok demektir. Koku da dnyaya deil, dine ve ahirete mteallik rayihadr. ki beyit evvel, Her kim haset yznden burun koparmaya kalkrsa -vezir gibi- kendisini burunsuz ve kulaksz brakr denilmiti. Tabi buradaki burun koparmak, bir kimsenin irfan rayihasndan mahrum kalmasna sebep olmaktr. Bunun iindir ki, manevi koku alamayan kimse, burunsuz demektir. te, halkn maddi ve manevi koku almasna haset edenler, onlar irfan kokusundan mahrum etmek isteyenler, evvela kendi koku alma zevklerini kaybederler. Bu hissi kaybetmenin asl sebebi, haset olduu gibi, manevi koku duymak nimetine kretmemek de, onun zevaline vesile olur. - 441- Bir kimse, manev koku duyup da o nimetin krn ifa etmezse, kfran- nimet gelir, onun burnunu yer ve drr. Her nimete mukabil kretmek lazm olduu gibi, koku alma nimeti iin de kr vaciptir. Bu saadete mazhar olan kimse kretmeyecek olursa, kfran- nimet, mthi bir illet gibi onun burnunu yer, yani koku alma zevkinden onu mahrum eder. Kfran- nimet hakknda: Kfran- nimet olma. Zira dikkatli bakarsan kfrann iki kfr olduunu, yani Arapa tesniye sigas bulunduunu anlarsn derler. Evet Baz gzlere kar gizli kalan manevi nimetleri inkr etmek, kfrdr; fakat her gzn grebildii nimetlere kretmemek kfrandr, yani katmerli kfrdr. - 442- kret ve kredenlerin kulu, klesi ol. Onlarn huzurunda l gibi teslimiyet gster ve neticesinde beka bul. Nimetler, kr bereketiyle devam eder buyrulmutur. Manevi bir feyze nail olan arifler, ona krederler. krleri yznden o nimet devam eder. Nimetin devam, arifin krden aciz kalmasn salar. Aczini anlamak da en byk bir irfandr. yle irfan sahibi olan kredicilerin bendesi olmak ise, insan ebedi saadete kavuturur.

111

Hazreti Mevlna, kssaya dnerek diyor ki: - 443- Vezir gibi, halk saptmay kendine sermaye yapma ve herkesi namazdan, niyazdan ve ibadetten alkoyma. - 444- O kfir vezir, din nasihatisi klna girmi, hile ile badem helvasna sarmsak kartrmt. Hak szler arasnda, batl fikirleri de bir takm gafil kimselere yutturuyordu. Batln, batl olarak zuhuru ehemmiyetsizdir. Onu herkes anlayabilecei iin, o kadar kt tesiri olmaz. Asl mkl ve muzr olan, hak ve hakikat imi gibi meydana atlandr. Mesela, baz hayrhah ve merasimperver grnmek isteyen huluskarlarn, Byk bir zatn huzuruna girdiimiz vakit, apkamz karyoruz. Allahn huzuruna ktmz, yani namaz kldmz zaman, niin bamz amayalm? demeleri, ve Hristiyanlarn kilise dahilinde ba ak bulunduunu misal gstermeleri, batln hak suretinde zuhurudur. Mademki din ve dnya ileri ayrlmtr, dnyevi nezaketi, din ibadete kyas etmeye kalkmak doru deildir. Mslmanlar, din hususlarda, Avrupallarn ve gayri mslimlerin edep ve terbiyelerini taklitle deil, Nebi-yi Ekrem Efendimizin hareket ve snnetini tatbik etmekle mkelleftir. Hazreti Peygamber, Sallu kema raeytmuni usalli yani Beni nasl klyor grd iseniz, namaz yle klnz buyurmutur. Aleyhissalat Efendimiz, ihramda bulunduu zamandan baka vakit de, ba ak namaz klmamtr. Vaka, namaz esnasnda farz olan setr-i avret, yani rtlmesi lazm gelen yerler, erkeklerde gbekten diz kapaklarna kadar olan mahallerdir. Bu kadarck mesturiyetle farz ifa edilmi, fakat snnete ittiba edilmemi olur. Hususiyle nassa, yani Kitap ve snnete mukabil olan itihada mes yoktur. Bir i hakknda ayet ve hadis varken, onlar braklp da, ind dncelerle itihada kalklamaz. Mademki Sall kema raeytmuni usalli hadisi vardr; mademki Resul-u Efham, ihramda bulunduundan baka vakitlerde ba ak namaz klmamtr, bizim de Resulullahn emrine, snnetine uyarak, namaz klarken bamza bir ey giymemiz gerekir. Huza zinetekm inde klli mescidin yani Her namaz kldnz da temiz ve ziynetli elbisenizi giyiniz ayet-i kerimesi de bu hususta hatra gelir. Allah, namaz klarken soyunmay deil, giyinmeyi emrediyor. Bundan altm, yetmi sene kadar evvel Evliya Hoca isminde, gayet lim, fakat o nispette saf bir zat varm. Yenikap Mevlevihanesinin mehur ve fazl eyhi Selahaddin Dede Efendiye ders okutmu ve icazet vermi olan bu zat, devlet adamlarna varncaya kadar herkes tanr ve hrmette bulunurmu. Bu zat, bir gn eyhlislamn huzuruna girmi, lakin bini denilen bol kollu cbbesi srtnda deil, elinde bulunuyormu. eyhlislam: Hoca efendi! O binii niin tayorsun, diye sormu ve eyhlislamn huzuruna ilmiyeden olanlarn binile girmeleri lazm geldiini hatrlatmak istemi. Evliya Hoca: Bazen byk bir yere gidilmek icap ediyor da onun iin, demi. eyhlislam: Mesela ne gibi byk yere, diye sual edince, Hoca: Camiye gittiim vakit, diyerek, eyhlislam skta mecbur eylemi. Baz tatlsu Frenki (!) grnmek isteyenlerin, cenaze geerken, apka karmalar da lzumsuzdur. Dinimizde, lye edilecek hrmet, ona kar apka karmakla deil, teyiinde bulunmak, tabutunu omuzlamak ve ruhuna Fatiha okumakladr. HIRSTYANLAR ARASINDA, ANLAMALARI AKLI BAINDA OLANLARIN, VEZRN HLESN

- 445- Kuvve-i zaikas olanlar, yani aznn manev tad yerinde bulunanlar vezirin szlerindeki lezzet arasnda bir de aclk duyuyorlard.

112

- 446- Vezir, nkteli szler sylyordu. Lakin o szler, iine zehir kartrlm eker erbeti gibiydi. - 447- Vezirin zahir kelam: Hakk yolunda gayretli ol, diyordu. Zmmen ve fiilen ise, ruha atalet ve miskinlik tavsiye ediyordu. Evet. Vezirin ifadesinin zahiren yaldzl bulunmas, gaflet erbabn aldatyor ve oyalyordu. Hazreti Mevlna, bunu birka misal ile izah iin diyor ki: - 448- Gmn sath, beyaz ve yeni olmasna ramen, eli ve elbiseyi kirletir. - 449- Ate ulesi itibariyle krmz grnr. yle iken sen, onu kvlcm ile yakt yeri simsiyah etmesine bak. - 450- imek, nazara nur grnrse de, onda gz kamatrmak hassas vardr. Gmn beyaz ve parlak grnp de el ve elbiseyi kirletmesi; atein rengi krmz olduu halde, kvlcmn isabet ettii yeri yakmas ve karartmas, imein aydnlatmakla beraber, gz kamatrmas gibi, o Yahudi vezirin szleri de sureta hak, fakat manen batl idi. - 451- Veziri dinleyenlerden her kim anlayl ve zevk sahibi deilse, vezirin szleri, onun boynuna halka gibi geiyordu. Tavk: Vaktiyle esirlerin boynuna taklan bir halka imi. - 452- Hkmdardan ayr olarak, vezir alt sene mddetle sevilerin penah ve muktedas oldu. - 453- Hristiyan halk, dini de, kalbi de ona teslim ettiler, onun emrine ve hkmne kar can feda edecek dereceye geldiler. HKMDARIN VEZRE GZLCE HABER GNDERMES - 454- Vezir ile hkmdar arasnda gizli muhabere oluyordu. Vezirin vaatlerinden, hkmdarn kalbi rahatlyordu. - 455- Hkmdar, ona: Ey benim makbulm, zaman geldi. Kalbimdeki endieyi abucak gider, diye bir mektup yazd. - 456- ahm, imdi sa dinine fitne drmek iiyle megulm, diye cevap gnderdi. HIRSTYANLARDAN ONK FIRKANIN BEYANI

113

- 457- sa kavminin rabt- zabt hususunda, oniki hakimi vard. - 458- Her frka, ayr bir beye tabii idi ve tamahkarlk sevkiyle onun kulu ve klesi olmutu. - 459- Bu oniki bey ile onlarn kavmi, o nian, kt vezirin itaatine girmi ve bendesi olmutu. Yukarda da sylenilmiti ki, bu kssadan maksat, baz yksek hisseler beyan etmektir. Tarih rivayette bulunmak deildir. Onun iin, u beyanlara bakp da tarihe uymuyor diye itiraza kalkmak doru olmaz. Ehlinin malumudur ki, romanclk sanatnda, bir tarih roman yazmak ubesi vardr. Bu yolda yazlan roman ve hikyelerin baz ksmlar tarihe uygun, ok yerleri ise romancnn muhayyilesine gre yazlr. Bu hikye de, o kabileden saylabilir. Mesela, buradaki Yahudi vezirin ahvali ve aada anlatlacak mevve akvali, Hristiyan azizlerinden Pavlosu andryor. nk o da Yahudi ve devlet memurlarndan idi. Sonra memleketlerde beyannameler datt ve mektuplar yazd. Hepsinde, ayr ayr lisan kulland. Hatta kendi say grmedii, havari tabii olduu hlde, havarilerle mnazaaya kalkt. Nihayet Hristiyanlarn nakline gre Romada Sen Piyerle beraber idam edildi. Aksini syleyenler de var. Binaenaleyh, bahsi dinlerken, bir kssay dinlemekten ziyade, hisse almaya bakmaldr. Hazreti Mevlna, batl bir itikad ve fasit bir fikri muhafazaya alan mtaassp bir adamn, ne gibi ktlkler yapabileceini anlatmak istiyor. - 460- Hristiyan beyleriyle tabilerinin hepsi de vezirin szlerine kanmlar, ahval ve harekatna ballk gstermilerdi. - 461- Vezir leceksin, demi olsayd; o beylerden her biri, her an ve saat, huzurunda can verirdi. VEZRN HIRSTYANLARA KARI, NCLN HKMLERN KARITIRMASI - 462- Vezir o beylerden her birinin namna bir tomar tanzim etti ki, tomarlarn hepsi de meslek ve mezhep itibaryla bambaka idi. - 463- O tomarlardan her birinin hkmleri baka trl ve biri, bandan sonuna kadar bir dierine aykr idi. ncilde, daha dorusu sa Aleyhisselamn beyanatnda nasih, mensuh bulunduu yahut mevkiin iktizasna ve ahsn istidadna gre varit olduu veyahut havariler tarafndan doruca zaptedilemedii iin, birbirine zt ve aykr grnen hkmler vard. Yahudi vezir, bu mtenakz hkmleri toplad, Hristiyan beylerinden her birinin namna yazd tomarlara ki onlar birer vasiyetname ve talimatname demekti- o muhalif hkmlerin, birer ikier tanesini dercetti. Neticesinde, Hristiyanlar frka frka oldular. Din, dnyevi mnazaaya, hatta muharebeye kalktlar. Tarihte Sen Bartelmi Vakas denilen bir hadise vardr ki, mezhep taasubu yznden, Katoliklerin Protestanlar katliam etmeleridir. Burada izah lazm gelen bir bahis vardr. Semavi dinlerin hemen hepsinde, birbirine muhalif grnen hkmler mevcuttur. Bu da, ya nesihten yahut iktiza ve istidattan veyahut doru anlalamamaktan ileri gelmitir, denilmitir. Acaba bu hller, Mslmanlkta da var mdr? Evet efendim. Nasihiyet ve mensuhiyet itibaryla ksmen vardr. Mesela, Aleyhissalat Vesselam Efendimiz, hicretten evvel, Kudsdeki Beyt-l Makdise mteveccihen namaz klmaya memur idi. nk oras, ehl-i kitabn, yani hem Yahudilerin, hem de Hristiyanlarn kblegah idi.

114

Medine civarndaki Yahudiler, Muhammed, dinimizin mensuh olduunu syledii halde, kblemize kar namaz klyor dediler. Beri taraftan Kurey mrikleri de: Siz, brahimin kblesini brakyorsunuz da, Yahudilerin kblegahna tevecch ediyorsunuz diye sylendiler. Hicretin ikinci senesi Recep aynda idi ki Bera bin Marurun zevcesi ve Bir bin Beran validesi mm Bir Radiyallah anhm, biraz yemek piirmi, Aleyhissalat Efendimizi davet etmi, Peygamber Efendimiz de ashaptan bazlaryla icabet buyurmu, Medine haricinde ki Beni Seleme yurdunu ereflendirmiti. Yemek ve istirahatten sonra le vakti oldu. Mevcut cemaatle namaza duruldu. kinci rekttan sonra, Resul-u Ekreme, namaz iinde olan vahiy zerine Beyt-l Makdisten Kbe-i Mkerremeye dnld, namaz o suretle ikmal edildi ve Beyt-i Muazzam, Mslmanlarn kblegah olarak kald. Bunun zerine Yahudiler: Muhammed ne yaptn bilmiyor. Bugn byle, yarn yle diyor! deme kstahlnda bulundular. Dolaysyla: Arapa, Sure Bakara ayet 106. Biz bir hkm nesh eder yahut unutturursak, ya ondan hayrlsn yahut onun benzerini getiririz ayet-i celilesi nazil oldu. Yahudiler, buna da itiraz ettiler: Semavi bir dinde, nesh ve tebdil olur mu? demeye de cret gsterdiler. Hlbuki ellerindeki Tevrat, iyice bir tetkik edilseydi, birok nesh ve birok tebdil ile dolu bulunduu grlrd. bni Hazmn Kitab- Fisaline mracaat edilirse, Tevratn ve ncilin bu yoldaki ahkm anlalr. te, u kble deiiklii hadisesi, iktizaya gre idi. Bir de istidada gre suret-i muhalefet vardr. Tenakeh tenasel ve Hayrukm baddel mieteyn, Hafiflhaz hadisleri arasndaki sri muhalefet gibi... Resul-u Ekrem Sallallah Aleyhi ve Sellem Efendimiz, birinci hadiste: Evlenin, oluk ocuk sahibi olun emrini verdii hlde, ikinci hadiste: Bundan ikiyz sene sonra, en hayrlnz hafiflhaz olannzdr demi; Hafiflhaz nedir? sualine de, oluu ocuu olmayandr cevabn vermitir. Sathi bir nazarla baklrsa, bu iki hkm, mtenakzdr. Lakin hakikati gren bir gze kar hi de yle deildir. Umumiyet itibaryla, Mslmanlarn evlenmesi, oluk, ocuk sahibi olup, ehl-i slamn oalmas matluptur; hatta Peygamberimizce iftihar muciptir. Fakat ahlakn bozulduu, geinmenin pek zor olduu bir zamanda, hususiyle kadnlarn her istediini tedarik edemeyecek kimselerin bekr kalmas hayrldr. Alp da geinemeyerek boamaktan, boayamamaktansa almamak, mcerret kalmak, elbet de evladr. Demek ki u iki hadis arasnda tenakuz yokmu. Onlar zt gibi grmek, anlayamamaktan ileri geliyormu. Lehlhamd, Mslmanlkta yanl zaptedilmekten ileri gelen yanllklar yoktur. Kuran- Kerim, asr- saadette gayet doru olarak mteferrik surette zaptedildii ve baz sahabe tarafndan ezberlendii gibi, Sddk- Ekber devrinde, ashabn ittifakyla cem olunmutur. Binaenaleyh, fkh mezheplerindeki baz czi ve feri ayrlklarn esbab- mucibesi, rivayetin ekli deil, dirayetin, yani ayet ve hadisin manasn anlayabilmenin neticesidir. te bu hkmler gibi, tahrif edilmemi Hristiyanlkta da, iktizaya ve istidada gre verilmi hkmler vardr. Yahudi vezir, onlardaki hususiyeti nazar- dikkate almad. Muhalif hkmlerin bir ksmn, bir tomarda, dier ksmn br tomarlarda toplad ve bunlar umumi hkmler eklinde gsterdi. Mesela: - 464- Tomarn birinde, riyazet ve alk yolunu, tevbenin ve gnahlardan dnn rkn klm... Bir gnahkr, riyazet ekmeyince ve a durmaynca, tevbesi kabul olmaz, demiti. - 465- Tomarn birinde de demiti ki: Riyazetin faydas yoktur. Bu yolda cmertlikten baka kurtulacak cihet bulunmaz. - 466- Tomarn birinde de demiti ki: Senin aln da, cmertliin de, mabuduna kar irk koman olur.

115

- 467- Gamda olsun, rahatta olsun, tevekkl ve teslimden baka, amellerin hepsi hile ve tuzaktan ibarettir. uraya kadar saylan amellere dikkat edilmitir ki, hepsi de sluk yolunda elzem ve ehem olan eylerdir. Mesela tevbe lazmdr. Hem de yaptklarndan nedamet duyup rcu etmek, bir daha yapmamaya azm- cezm gstermek ister. Sonra sehavet, her dinin, her tarikatin icabdr. Hasislik ise, kt huylarn banda gelir. Sonra tevbe, riyazet, sehavet, tevekkl ve teslim gibi hareketlerde bulunabilmenin ancak tevfik-i ilah ile myesser olduunu bilmek gerektir. Onlar ben yapyorum diye nefsine kudret isnat eylemek, gizli irkte bulunmak demektir. Her hususta azim ile beraber tevekkl, say ile birlikte teslimiyet lazmdr. yle temsil edilebilir ki, bunlar adeta tbbi ilalardr. Bir insan hastalannca onu muayene eden doktor, hastaln iktizasna gre reete yazar, o reete eczaneye gtrlp yaptrlr; kullanan hasta da iyileir. Kemal sahibi olmayan insanlar da manen hastadrlar, hem de hastalklar muhteliftir. Kendilerini bir manevi doktor, bir mrid-i kmil muayene ederse, hastann derdine gre ila verir. Mesela bir ahs gayet cimri, dini dinarndan ibaret, pintilik illetine mptela... te onun ilac cmertliktir. Bir dieri mesela oburdur. Yemekten, imekten ve yatp uyumaktan baka dnd yok Bunun ilac riyazettir, oru tutmaktr. Baka birinde mesela benlik var, kibir var. Ben yapyorum, ben ediyorum diye adeta, Kul fiilinin halikdr demeye kadar kyor. Bunun ilac da, o gizli irkten perhiz ettirmektir. Birisi de bir i yapmak istiyor, teebbse davranyor. Fakat muvaffak olabilir miyim, olamaz mym, kazanr mym, kaybeder miyim, diye mtereddit Bir adm ileri, iki adm geri atyor. Bunun ilac da tevekkl ve teslimiyettir. Anlalyor ya. Bunlar ahsa ve mizaca gre kullanlacak ahlaki ilalardr. Bu ilalardan birini seip dierini inkra kalkmak mesela eczahanelerdeki karbonatlar dursun da, dier ilalarn hepsi satlsn demek gibi olur. - 468- Tomarn birinde demiti ki: Vacip olan hizmettir. Yoksa tevekkl dncesi bais-i thmettir. - 469- Tomarn birinde demiti ki: Dinde varit olan emirler ve nehiyler vardr. Fakat onlar yaplmak iin deildir; bizim aczimizi, onlar yapamayacamz bize anlatmak iindir. - 470- Ta ki o emir ve nehiylerde kendi aczimizi ve Hakkn kemal-i kudretini grp anlayalm. Bu fikir de baz sofiye ile baz kelamclara gre dorudur. Onlar: Allah, emirlerinin tutulmasna ve yasaklarndan kanlmasna insanda kudret halk etmedike bir kimsenin, bunlar yapmasna imkn yoktur derler. u mtalaa, Mutezile mezhebinde olanlarn fikrine aykrdr. Onlar, Kul, fiilinin halikdr iddiasnda bulunurlar. Hlbuki bu iddia, irke gtrc olduu kadar da samadr. nk Cenab- Hakk: Arapa, Sure Saffat ayet 96 Sizi de, (elinizle) yapageldiiniz eyleri de Allah yaratmltr buyuruyor. Mutezilenin iddias Kelamullaha muhaliftir. ran airlerinden Enver: Dnyadakileri hlden hle deitiren Allahn kazas deilse, ahval niin rza hilafna cereyan ediyor? der. Eer kul, fiilinin halik olsayd, yani her istediini yapmaya muktedir bulunsayd, istenilmeyen hadiselerin vukua gelmemesi lazm gelirdi. Mesela ticaret ilerinde zarar, ilm sahalarda hata olmamak icap ederdi. nk hibir tacir zarar etmeyi, hibir lim hataya dmesiyi istemez. Her ikisi de balad ticarete ve ilme, zarar ve hata etmemek zere balamtr. Demek ki, kudret-i ilahye karsnda mahlukatn aczi tahakkuk ediyor. Cenab- Hakk da:

116

Arapa, Sure Saffat ayet 96. ayetiyle gerek insanlar, gerek onlarn fiil ve hareketlerini yarattn haber veriyor. Mamafih insann aczini bilmesi, her ii Halikna brakp da srt st yatmas demek deildir. Nebi-yi Ekrem Efendimiz: Sbhaneke ma aabeydnake Hakka ibadetike Ya Mabud, yani Ey Allahm! Seni tenzih ve takdis ederim. Senin an- Uluhiyetine layk ibadette bulunamadk hitab- edibanesiyle, beer aczinin nasl itiraf edileceini bize retiyor. Yani hem mbarek ayaklar iinceye kadar ayakta durmak suretiyle namaz klyor ve ibadette bulunuyor; hem de laykyla ibadet edemediini Halik- Zianna arzeyliyor. te Allaha kar beyan- acz budur. Acz-i beer byle bilinir. Kudret-i ilahye byle anlalr. Yoksa Yahudi vezirin tezvirat gibi deil! - 471- Tomarn birinde demiti ki: Kendi aczini grme, akln bana al. Kendinde acz grmek, Allahn nimetine kfran gstermektir. - 472- Kendi kudretini gr ki, bu kudret ondandr. Kendindeki kudreti Allahn bir nimeti bil. Evet nsanlarda atiye-i ilahye olmak zere bir kuvvet ve kudret vardr ki, medar- teklif olan da budur. nsanlar, Allah vergisi olarak muktedir bulunmasalard, mkellef de olmazlard. Mamafih bu kudretin bulunmas, insan Allaha kar aczden kurtaramaz. Vezirin yanl anlatmak istedii buras idi ki; kendini muktedir bil, kendini azamet-i ilahye karsnda aciz fark etme, demek istiyordu. - 473- Tomarn birinde demiti ki: Bu ikisinden, yani kendinde acz ve kudret grmekten ge. Nazara san, grlebilen her ne varsa tevhit yolunda manev put saylr. Nefsini aciz grmek de, muktedir vehmeylemek de, henz ek ve pheden kurtulamamak demektir. Binaenaleyh, bunlar gren hatta kendini var farzeden kimse tevhit neesinin hakikatine varamamtr. Onun grd her ne olursa olsun puttur, didar- ilah nne gerilmi bir perdedir. Fena fillah mertebesine varan zevat hakknda doru olan bu szn yanll, vezirin onu avam tabakasnda bulunanlara sylemesi ve ehl-i olmayanlar bu szle ifal etmesi idi. - 474- Tomarn birinde demiti ki: Bu mumu sndrme. nk nazar ve istidlal, bir meclisin mumu gibidir. Vezir bundan evvelki tavsiyesinde Hakktan gayrisini grmenin put olduunu, binaenaleyh nazar ve istidlal yolundan vazgemenin elzem bulunduunu sylemiti. Burada ise, bilakis ryete, tedkike ve istidlale tevik ediyor. Nazar, bir meclisi aydnlatan muma benzetiyor. Sonra da: - 475- Nazar ve istidlalden geersen, vuslat gecesinin yarsnda mumu sndrm, karanlkta kalm olursun. nsanlar, balangta nazar ve istidlal ile memurdur. Kuran- Kerimde: Arapa, Sure Rum ayet 50. Allahn rahmeti eserlerine bak ki arz, lmnden sonra nasl diriltiyor buyrulmu; arzn lmden sonra ihyas, dirilerin ldkten sonra tekrar dirileceine delil gsterilmitir. Kuran- Kerimde nazar ve istidlali tavsiye eden baka ayetler de vardr. Fakat bu tavsiye, ek ve pheden kurtulamayanlara, inanmak iin delil ve hccet arayanlara gredir. limlerden biri: Allahn varln ve birliini yz kadar delil ile ispat ederim demi. Ariflerden biri de: Demek ki Hakkn vcuduyla vahdaniyeti hakknda o kadar pheniz var! cevabn vermi. Evet, o gibileri; itminan kesbetmekten, imknlar yakin derecesini bulmadan nazar ve istidlali terk edecek olursa, gece yars mumu snm, kendisi karanlkta kalm olanlara dnerler. Vezir, bu tavsiyede de durmam:

117

- 476- Tomarn birinde demiti ki: Korkma nazar ve istidlal mumunu sndr. Messiri bulmak iin esere bakmaktan vazge ki, ona mukabil yzlerce nur grm olasn. - 477- Mum sndrlnce can eminin nuru artar. Senin Leylan, senin sabrndan Mecnun olur. - 478- Her kim zhd- kanaat gsterip de dnyay terk edecek olursa, dnya ona doru ziyadesiyle yaklar. Dnyay glgeye benzetirler. Yz evirilince arkadan kotuunu, arkasna dlnce yetiilemediini de vech-i ebeh, yani sebeb-i tebih olarak irat ederler. Fakat dnya nedir? Mkerreren sylenildii zere, insann serveti yahut onu kazanmak iin say- gayreti deildir. Belki kalbin Cenab- Hakktan gafletidir. Nitekim Hazreti Mevlna da bunu yle ifade etmitir: Dnya nedir? Allahtan gafil olmakdr. Yoksa kuma, gm, oul ve yal sahibi olmak deildir. Eer mal, Allah rzas iin, fukaraya bakmak, kpr, eme, hastahane ve mescit inas gibi, Hakkn raz olaca eyleri yapmak iin biriktirdin ise, yle mal hakknda, Resul-u Ekrem, helal bir maln, salih bir kimse iin hayrl olduunu sylemidir. Her eyden el etek ekmekle, dnyay terk edebilmek, bir marifet olsa da, her eyin iinde iken hibir eye balanmamak, servet ve saman ile debdebe ve servetin varlyla yokluunu msavi grmek, elbette berkinden ok yksek bir fazilettir. Dnya, insanlarn mesaisiyle mamur olur. Beer, bu vazife ile mkelleftir. Bunu yapmayanlar, vazifesini ifa etmeyenler demektir. Cenab- Hakk, Salih Aleyhisselamn kavmi olan Semudlere peygamberleri lisanndan: Arapa, Sure Hud ayet 61. (Salih) dedi ki: Ey kavmim! Allaha ibadet ediniz. Sizin iin ondan baka hakiki bir mabut yoktur. O, sizi topraktan meydana getirdi, sizi orada mr geirmeye memur etti. O halde, Ondan mafiret isteyin, sonra ona tevbe edin, (hep ona dnn) denildii hikye buyrulmutur. Semud kavminin, arz imara vesile olmak zere yaratldklar sylendikten sonra, kendilerine tevbe ve istifar tavsiyesi, Allah- alem, onlarn dnyann imar vazifesini ifada kusur eylemi, hatta terk-i vazife dolaysyla gnaha girmi olduklarna iaret olsa gerektir. Keza, Hakk Sbhaneh ve Teala: Arapa, Sure Enbiya ayet 105. Andolsun, Tevratdan sonra Zeburda da yazmdr ki, arza (ancak) salih kullarm miras olur buyuruyor. Buradaki salih kullar, phesiz ki arz imara salahiyetli olanlardr. Nitekim Mslmanlar, ilk asrlarda, Osmanllar da Kanuni devrinde, dnyann pek ok yerini istila ve oralar imar etmilerdi. Demek ki salahiyetleri varm. Sonra tembellie vurmular, kendilerinde imar salahiyeti kalmam. Aldklar yerleri vermeye balamlar! Peygamber-i Ekber Efendimiz, Medineyi terif buyurduktan sonra, Mescid-i erif ile birka oda yaptrd. Geri mescit olsun, odalar olsun, klfetsiz ve muhtasar tutulmutu. Mescidin demesi olmad gibi, odalardan bazlarnn kaps yoktu. Perde ile rtlyordu. Fakat bunlarn byle olmas, hem ehemi mhime takdim etmek, hem de almayan yahut alp da artramayan fakirlere medar- teselli olmak iindi. Mescid-i erif, asr- saadette evvela toprak, sonra ufak akl ta ile deliydi. Hazreti mer zamannda, hasr yayld. Hazreti Osman zamannda mkemmel surette tamir, tevsi ve tezyin edildi. Cennetle mjdelendiklerini bildiimiz ve her birini hrmetle yadetdiimiz Aere-i Mbeereden bazlarnn, sonradan yaplm konaklar vard. Fakat o mal ile o konaklar ve saraylar, onlarn kalbine girmemi, bilakis o zevat- kiram, onlarn iine girmi, oturmutu. Ulemay- din diyor ki, Atzzekah yani Zekt verin emrinde, alp kazanmaya da tevik vardr. nk zekt vermek iin servet sahibi olmak, servet sahibi olmak iin de alp, helalinden kazanmak lazmdr. Fakat yz kurua alnm bir mal, bin kurua satp intikar yapmakla kazanlan yahut haram yollardan elde edilen bir servet, helal olur mu, olmaz m? Orasn, yle yapanlar dnsn!

118

Hlasa, Allahtan gafil olmamak artyla, alp helalinden kazanmak ve servet sahibi olmak, dindarla mani deildir. yi bilmelidir ki, muhta bir avuca birka para koyabilmek, bakalarna el amaktan ok hayrldr. Aleyhisselat Vesselam Efendimiz: El yed-l ulya hayrun min Yedissfla, yani: steki el, altdaki elden fazla hayrldr buyurmutur. stteki el, veren; alttaki el de, alan el demektir. - 479- Tomarn birinde demiti ki: Allah, sana ne vermise, onu icat ederken sana irin klmtr. - 480- Cenab- Hakkn sana myesser kldn holukla kabul et. Kendini zahmet ve meakkate drme. Yahudi vezir, evvelki tomarda dnyay terke, zht ve kanaate, dolaysyla iddet ve azimete tevik etmiti. Sonraki tomarda ise, azimet yoluna deil, ruhsat tarikine gidilmesini tavsiye ediyor. Allah sana her ne vermise o, senin nasibindir. Ondan nefsini mahrum etmek iin skntya katlanma diyor. Geri eriatin msadesinden istifade etmek vardr. Hazreti mer Radiyallah anh: Dinde pek ince eleyip sk dokunmaktan saknnz. Zira ifa ediniz hadisini rivayet eylemitir. Mesela, namazda huzur-u kalb lazmdr. Yani namaz klann, baka yerleri hatrndan karp, yalnz Allah ile megul olmas icap eder. Fakat hasbelbeeriye o saadet, oumuza nasip olmaz. Binaenaleyh, mmkn olduu kadar huzur ile namaz klvermek, elbette klmamaktan hayrldr. te, mmkn olduu kadar huzur ile namaz klmak, dinin ruhsatndan istifade etmektir. Yoksa o istifade, baz mlhitlerin dedikleri gibi, emirlerde istek art, yasaklarda istek hak dsturuna uymak demek deildir. Evet. Dervilii kendi heva ile heveslerine uydurmak isteyen bir takm dinsizler, emirlerden birine, mesela: Ezan okunuyor, namaz gidelim, tekliflerine maruz kalnca: Yoo, erenler stek arttr. Fakirde ise Hakk vere? Eer benim namaza gitmem Hakkn matlubu olsayd, bana da istek verirdi, hezeyann edeler. Keza: ki kullanmak haram deil mi, sualine muhatap olunca: manm, istek haktr. Dem kullanm Allah istemeseydi, bana da o istek gelmezdi, samasn yuvarlarlar. Evet, istek haktr sz dorudur ama benim ve senin gibilerin deil... Cenab- Hakk, peygamberi iin: Arapa, Sure Har ayet 7. Peygamber size ne verdiyse onu aln buyuruyor. Keza: Arapa, Sure Ali mran ayet 31. (Habibim; onlara) de ki: Eer Allah seviyorsanz, bana tbi olun ki Allah da sizi sevsin emrini veriyor. Resul-u Ekrem Sallallah Aleyhi ve Sellem de: Bana itaat eden, Allaha itaat etmi, bana isyan eden, Allaha isyan etmi olur buyuruyor. Demek ki, peygamberin her emri, Allahn emri ve her istedii, Allahn isteidir. O halde istek hak sz Resulullah Hazretlerine ait bir szdr. O Peygamber-i Ekber, yle bir zat- mukaddes ve mualldr ki: Rizay-i pakine hizmet, rizaullaha hizmetdir; Ubudiyet ona aynile Allaha ibadettir. Bilverase ve bittebeyye de, kmmelin-i evliyay- kiram hazaratna mahsustur. Hazreti Mevlna: Allahn vahy- hitabna mahzar olan zatn her buyurduu, ayn sevaptr buyuruyor. Yoksa eriatte kaytsz, tarikatte irfansz bir takm adamlarn, bu vadideki szleri hezeyandr, hatta imana aykrdr.

119

Hlasa, Dinde glk yoktur muktezasnca Mslmanlk, zorluk dini deildir. Allah azimetlerine riayet edilmesini sevdii gibi, ruhsatlarna ittiba olunmasn da sever hadisi, yerine gre hem ruhsatn, hem azimetin makbul- ilah olduunu haber veriyor. Ramazanda yola kan bir mslmann iftar ile sonra kaza etmesi, ruhsattr. Hem yolcu, hem orulu olmas ise, azimettir. Bir Mslman, bu husustaki ruhsat- ilahyeden sonra kaza etmek, yani gne gn tutmak artyla istifade edebilir. Fakat Allah, bana yiyecek, iecek vermi diye, mukim ve salam bir Mslmann oru yemesi caiz deildir. Asr- saadette, bir Ramazan iinde harbe gidiliyordu. Mcahitlerden oru tutanlar olduu gibi, sonra kaza etmek zere iftar eyleyenler de vard. Menzile gelince orulular serilip yattlar. Oru olmayanlar su tamak, adr kurmak vesaire gibi hizmetlerde bulundular. Bunun zerine, Resul-u Ekrem Efendimiz: ftar etmi olanlar sevaba nail oldular buyurdu. Orulu olanlar azimeti, orusuzlar ruhsat iltizam eylemilerdi. - 481- Tomarn birinde demiti ki: Kendi isteini brak. nk senin tabiatnca makbul olan, kt ve merdut bir harekettir. - 482- Muhtelif ve mteaddit yollar, tabiata kolay gelmi, onlardan her birine bir millet ve bir din, can gibi olmu; yani ona sarlm kalmtr. - 483- Eer Hakkn myesser etmesi, kar bir yol olsayd; her Yahudi, hatta her Mecus, arif-i billah olurdu. Vezir, bir tomarda byle demi, azimeti ruhsata tercih eyliyerek, eer ruhsat yolu salikini hakikate gtrseydi, Yahudiler de, Mecusiler de Allaha vasl olurdu neticesini karmt. - 484- Tomarn birinde demiti ki: Allahn myesser kld eyler, icrasn kolaylatrd hareketler, kalbin hayat ve ruhun gdasdr. - 485- Tabiata zevk veren bir ey geince, artk o tabiatta feyiz husule gelmez. Nebat yetitirmeyen, orak yere dner. - 486- yle bir adamn hasl, pimanlktan; alm-satm da zarardan baka bir ey douramaz. - 487- Byle bir hareket, ibadet ve taat -yahut onlar yapan- myesser deildir. Belki onun ad muasser olmak lazm gelir. Yahudi vezir, bir tomarnda diyordu ki: Taat ve ibadetin myesseri ve muasseri vardr. Myesser, yani insana kolay gelen hl ve hareketler, tabiate evk ve etaret verir. Kalbe hayat, ruha gda olur. Bundan dolay, o gibi eyler zevk ile neve ile yaplr. Zorla ve isteksizlikle taat ve ibadette bulunmak, orak ve talk bir yere tohum samak gibidir. orak bir yerde ot bitmeyecei gibi, isteksiz ibadetten hayr gelmez. Byle bir ibadetin yorgunluktan baka faydas olmaz. Binaenaleyh, byle zorla ve istemeyerek yaplan ibadetler ve onlar icra edenler, myesser deildir, muasserdir. O halde: - 488- Sen muasserle myesseri ayrt et ve bununla onun, son haline bak. Bir hadis-i erifte: aln, salih amellerde bulunun. Herkes ne gibi bir amel iin halk edilmise, o amel kendisine kolay gelir buyrulmutur; kelam- Nebevi: Arapa, Sure Leyl ayet 510

120

ayet-i kerimesiyle izah olunmutur. Bu nazm- celilin st tarafnda: Arapa, Sure Leyl ayet 4 (Ey insanlar;) sizin mesainiz (ve amelleriniz) hakikaten eit eittir denildikten sonra, buyrulmutur ki: Arapa, Sure Leyl: 510 Bundan sonra kim verir ve saknrsa, o en gzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazrlarz. Ama kim cimrilik eder, kendisini mstani grr ve o en gzeli yalan sayarsa, biz de ona en g olasn kolaylatrrz. Evet. nsanlar olsun, taat ve ibadetler olsun, myesser ve muasser namyla iki ksmdr. Hulusu iman ve zevk-i ikan olanlara ibadet, gayet kolay gelir. man ve itikad rk olanlara da, mesela iki rekt namaz klmaktan, fakirlere on para sadaka vermekten daha ar bir ey olamaz. Garipdir ki, o gibi adamlar, iki rekt namaz klmaya enirler de saatlerce dans etmekten yorulmazlar. Yine o gibileri, nefs urunda avu avu sarfiyatta bulunurlar da, Allah yolunda on para vermeye kyamazlar. Bu, byle olmakla beraber, Allahn istedii peygamberin tarif ettii yola gitmek bana g geliyor, diye yaylp oturmak, lde giden bir kafileden ayrlp yolda kalmak demektir. Artk yle bir adamn halinin ne olacan siz tasavvur edin. Hlbuki insann atalet ve betalete, alma ile galebe almas, nefsinin istek ve heveslerini ayakaltna almas lazmdr. Bir hadis-i erifte: Cennet, taba ar gelen eylerle ihata edilmitir; cehennem de, nefse ho gelen eylerle ihata edilmitir buyurulmutur. O halde, tabiattaki arla ve neesizlie bakmamal, elden geldii kadar iyi amellerde bulunmaya almaldr. - 489- Tomarn birinde demiti ki: Kendine bir stat bul. Hasep ve nesep dolaysyla akbet-i umura vkf olamazsn. - 490- Her millet; fikrince, gelecei gren kimseleri alarak geinmek istemediler. Kendi dnceleriyle hareket ettikleri iin, zillete ve felakete uradlar. - 491- Akbeti grebilmek, el rgs ve oyuncak kabilinden bir ey deildir. yle olsayd, din ve mezheplerdeki bunca anlamazlk nasl meydana gelirdi? Yahudi vezir, bu tomarda, bir stat ve mride balamann lazm olduunu sylyor. Filancann olu yahut torunu olmakla gelecei grmenin mmkn olmayacan, nk bunun oyuncak kabilinden bir ey olmadn, peygamberlere tabi olmayp da kendi fikrine gre hareket etmek isteyen eski mmetlerin, kahr-i ilahye uradklarn sylyor. kinci bir tomarda nakzetmemi olsayd, bu tavsiye pek doru bir eydi. Cenab- Hakk, ins- cinni, ancak zat- ecell- akdesine ibadet etmeleri iin yaratm olduunu: ARAPA, Sure Zariyat ayet 56 Ben cinleri de, insanlar da (baka hikmetlerle deil) ancak bana kulluk etsinler diye yarattm ayet-i kerimesiyle haber vermitir. te, ne iin yaratlm olduunu bilmek ve sebeb-i hilkat olan ibadeti hakkyla ifaya almak, gelecei grmek demektir. Kulluk vazifesinin hakkyla ifas iin, bir mrid-i kmile ihtiya vardr. Burada, Canm! Mslmanlk kitaplarda yazl, onlar okuyup anlayabilen, pekala tatbik edebilir. Ayrca bir mride ne lzum vardr? diye bir sual varit olabilir. Buna kar gerek nakl, gerek akli cevap verilir. Hakk Sbhanehu ve Teala: Arapa, Sure Maide ayet 35. Ey iman edenler, Allahtan korkun, Ona (yaklamaya) vesile arayn ve Onun yolunda savan. Ta ki, muradnza eresiniz buyuruyor. Erbab- hakikat, bu ayetteki Vesileden maksadn, mrid-i kmil olduunu sylyor.

121

Hseyin Vaiz tefsirinde, Bahr-l Hakayktan naklen diyor ki: Bu ayet-i kerimede, insanlarn felah bulmas iin, drt art gsterilmitir. Birincisi; Ya eyyhellezine amenu hitabesiyle ilk art olarak iman gsterilmitir. O olmaynca, insann irkin ve karanlk perdelerinden kurtulmas mmkn deildir. kincisi: tteku denilerek, takvann lzumuna iaret olunmutur. eriat hkmlerinin, gzel huylarn menei takvadr. Onsuz gnahtan kurtulunamaz. ncs: Vebteu ileyhil vesilete denilmitir. Vesile, cismin ruhta fani olmasdr. Arif bu vasta ile varlk perdelerinden kurtulur. Drdncs: Vecahidu denilmitir. Mcahede, benliin izmihlali ve hviyetin ispatdr. Mcahit bununla vcut zulmetinden kurtulur, envar- uhuda vasl olur. Keza Kuran- Kerimde: Araa, Sure Nahl ayet 43. Eer bilmiyorsanz, zikir ehlinden sorun buyruluyor. Vaka nzul sebebine gre, buradaki ehl-i zikrden maksat: Ehl-i kitabdr. Fakat ayetin hususiyeti ondan umumi bir meal karmaya mani deildir. rfmzde ise, ehl-i zikr, eyhler ve derviler demektir. Bir de baka cihetten mtalaa edelim: Bugn beden ilminin limleri olan doktorlar, ihtisasa fevkalade ehemmiyet veriyorlar. ubeleri dhilinde alp baka cihetlerle megul olmuyorlar. Byle yaptklar iin de muvaffak oluyorlar. Mesela bir mtehasss, tbbi ilalarn eitlerini, faydalarn, hangi hastalklarda ne kadar kullanabileceini biliyor ve sylyor. st tarafna karmyor. Dier mtehassslar ise, o ilalar hastann mizacna ve hastalnn iddet ve derecesine gre tertip ve tatbik ediyor. Sonra her doktorun tehisi bir olamyor. Bazlar, bir hastaln nevini tayin ederken yanlyor. Yanl tedaviye kalkt iin, hastaln artmasna sebep oluyor. Byle bir hl vukuunda, tp statlarna mracaat mecburiyeti hasl oluyor. Baz defa onlar da labaratuar muayeneleriyle rntgen filmi alnmasna lzum gsteriyor da, yle tedaviye balyor. te Mslmanlktaki itikat ve amelden bahseden kitaplar, tamamyla tbbi eserler gibidir. Onlar okuyan ve bilenlerle tababet hasl etmi olanlar, bilmek itibariyle msavidir. Fakat bir doktor iin, sade tbbi tavsiyeleri bilmek kfi deildir. Uzun uzun tatbikat ve tecrbe ile tehiste meleke peyda etmek arttr. Bir din limi iin de yalnz din kitaplar okumak, onlarn mnderecatn herkese salk vermek kfi deildir. Halkn mizacn da bilmek, ahlaki hastaln ona gre tedavi etmek gerektir. te bu suretle ahlak tedavisi yapacak kimse, hoca olsun, eyh olsun, mrid-i kmil ve tabib-i manevidir. Gznde zaaf olup da gzlk kullanmayanlar, vesileye, vastaya, mride muhta bulunduunu anlamayanlardr ki; o gibilerin gr her hlde dumanldr. - 492- Tomarn birinde demiti ki: stad tandn iin, stat sensin. - 493- Adam ol da, bir takm kimselerin tabi olma. Git, bann aresine bak, serseriyane dolama. Vezir, bir evvelki tomarda, mride mracaat lzumundan bahsettii halde, burada onun lazm olmadn sylyor ve mugalta yapyor. Vaka, tarikatta bir veysilik vardr. Nitekim skdari eyh Osman ems merhum, bir ilahisinde: Gnlde buldum esrar- veysi, veysiyim, veysiyim, veysi. Ki oldum aknn Leyla v Kays, veysiyim, veysiyim, veysi. der. veys-l Karani Radiyallah anhn, Resul-u Ekrem s.a.v.den vastasz feyz almasna binanen, zat-i risaletten yahut evliyaullahtan birinin ruhaniyetinden istifade etmi olanlara veysi denilir. eyh Attar, Hallac- Mansurun; Ebul Hasan-i Harakani, Bayezid-i Bestamnin; Muhyiddin-i Arab, Abdulkadir-i Geylaninin maneviyatnden istifade etmilerdir. Maamafih, veysiler de ya evvelce yahut sonra yaayan mride intisap ederler. Nitekim Hazreti veys, Sffin muharebesinde, Hazreti Alinin maiyetinde bulunmu ve ehit dmtr. Zaten fena fieyh mertebesinin ilerisi fena

122

firresuldr ki, vesilik demektir. Mamafih bu inayet-i ilahye, yle herkese nasip olmaz. veysi olacak zatn olduka kemal kesbetmi, manevi yceliklere istidat peyda etmi olmas lazmdr. Vezirin bunu tavsiyedeki tezviri, veysilii umumi bir ekilde gstermi olmasndandr. - 494- Tomarn birinde demiti ki: Bunlarn hepsi birdir. ki gren, a bir zavalldr. - 495- Tomarn birinde demiti ki: Yz, nasl bir olur? Byle dnen delidir. - 496- Her biri dierine zt bir szdr. Nasl olabilir ki, biri zehir, br ekerdir? Yahudi vezir, son iki tomarda, vahdet ve kesret ile vcut ve zuhur bahislerini kartrm; birinde, arayacan stad da, sen de birsiniz, ondan baka bir ey deilsiniz, demi; dierlerinde ise, bir ile doksan dokuz arasndaki fark ileri srm; Biri zehir, biri eker olan iki ey, nasl bir olur? sualini irat eylemitir. Yzn, bir olmayaca msellem olmakla beraber; yzn, birden husule geldii de malumdur. Vcut, yani varlk; fakat ezel ve ebedi olup da bir mucidin icadna muhta olmayan varlk, birdir ki, o da Hakkn varldr. te bizim gibilerin anlayabilecei Vahdet-i vcut bu kadardr. Eyann vcudu, daha dorusu zuhuru ise, kendiliinden deildir. Mucid-i vahidin icat ve izhar eseridir. Bunu mmkn mertebe anlatabilmek iin, deniz ile dalga ve kpklerini misal getirirler. Sakin bir havada deniz, dz bir sathtan ibaret grnr. Fakat bir frtna esnasnda, o dz sath grnmez olur. Onun yerine, kpkl kpkl dalgalar mahede edilir. Dalgalarn arpp kprmesi bir mddet srer. Hava sakinleince, dalgalar ve kpkler kaybolur. Ortada kalan denizden ibaret olur. te, tamamyla benzememek artyla deniz: Vcud-u Mutlak; dalgalar ve kpkler de: Eyann zuhuru! Benim ifade edip anlatabileceim bu kadardr. Bahsi merak edenler, erbabna mracaatta bulunmaldr. Mamafih bunlarn sadece lafzlaryla uramak, vahdeti kesretten, kesreti vahdetten ayrt etmek de zevki vahdete engel tekil eder. Bunu beyan iin, Hazreti Mevlna diyor ki: Sen zehirden ve ekerden vazgemeyince, vahdet bahesinden nasl koku alabilirsin? nsann beyni, zehirin acl ve ekerin tatll ile megul olmamal ki, burnunun duyaca bir kokuyu alabilsin. Bunun gibi, vahdet kokusu almak isteyenler, o kokunun koklanmasna mani olacak her dncenden can burnunu temizlemelidir. Dolmu bir kaba konulacak bir ey oraya smaz, dklr. - 497- sa dininin dman olan o Yahudi vezir, bu tarzda ve eitte, on iki tomar yazd. Vezirin tezvir ve saptmak iin kulland hkmler arasndaki ayrln, hakiki olmayp, suri ve sathi nazarlara gre olduunu anlatmak iin, Hazreti Mevlna buyuruyor ki: BU HTLAFLARIN GRNNN SURETTE OLUP, HAKKATTE OLMADIININ BEYANI - 498- Yahudi vezir, sann tek renkliliinden koku almam olduu gibi, sa kpnn mizacndan da huy edinmemiti. - 499- Yz renkteki elbise, o safi kpte, saba rzgr gibi, sade ve tek renk olurdu. Hazreti Pir, u iki beyit ile tarihi vakalardan ve Hazreti sann mucizelerinden birine iaret ediyor. Hazreti sann hayatnn nasl gemi olduu, pek de malum deildir. Kendisini Allahn olu, hatta Allahlk derecesine karan Hristiyanlar bile, onun Arz zerindeki 33 senelik hayatn, nerelerde ve nasl geirmi olduunu laykyla bilmezler. Buna ramen, nerelerde ve nasl geirmi olduunu laykyla bilmezler. Buna ramen, Hayat- Muhammediye, doumu anndan vefatna kadar,

123

mkemmelen mazbutur. Peygamberimizin nasl ve nerede doduunu, nerelere ve ne suretle gittiini, kimlerle grp ne gibi din talimatta bulunduunu, biz Mslmanlar, hamd olsun bildiimiz iin Resul-u Ekrem s.a.v. Efendimize Abdullah, Resulullah, Habibullah demekle iktifa ederiz. Hlbuki Hristiyanlar, hayatnn bir ksmn nasl geirdiini bilmedikleri Hazreti saya, Allahn olu ve Allah (!) demeye kadar ii ileri gtrrler. Hazreti sa, Kudste Beytllahimde, babasz, olarak domutu. Geri tabiaten babasz ocuk olmaz. Fakat mucize tabiatin stnde olan, benzerini yapabilmekte insanlar aciz brakan hadise demektir. sann babasz olduunu garip grenlere, Hazreti Kuran, Adem Aleyhisselamn yaratln gsteriyor. yle ya! sann, hi olmazsa anas vard. Ademde ise, o da yoktu. Mehur Darvin, insanlarn maymundan azma olduunu, insanlarn babasnn da bir maymun yavrusu olduunu sylemi. Muvakkaten kabul edelim; fakat o nazariyeye inanm insanlara soralm: nsanlarn asl maymun ise, maymunlarn asl ve onlarn da asl nedir? Bu birok asrlar hangi mahluktan neet ettiler? O mahluk, ilk defa ne suretle vcuda geldi? Zannederim ki Darvin ile taraftarlarndan, ikna edici bir cevap alamayz. Binaenaleyh, Hazreti Adem ile Hazreti sa haklarnda, Allahn ve Peygamberimizin bize telkin ettii itikad deitirmeyiz. Yahudiler, sann douundaki mucizeyi kafalarna sdramadklar iin, Zekeriyya Aleyhisselam zina isnadyla ehit ettiler. Hazreti Meryemi recmetmeye, yani tala ldrmeye kalktlar. Lakin Hazreti sa, kundakta ve beikte iken konumaya balad. Kendisinn Abdullah ve Resulullah olduunu syledi. Bunun zerine Yahudiler, Hazreti Meryemden ellerini ektilerse de, dillerini tutamadlar. Hazreti Meryemin Yusuf Neccar diye mehur bir amcazedesi vard. Dedikodunun nn almak iin Hazreti Meryemle Hazreti say Msra gtrd. 1213 sene orada oturdular. Msrda Kalyubiye mdriyeti dhilindeki Matariye merkezinde, bir aa varm ki, ona erceret-l Azra denilir; Hazreti Meryem ile Hazreti sann o aa altnda oturmu olduklarna itikat olunur ve o mnasebetle hala ziyaret edilirmi. Aile-i seviyenin, bu mddet zarfndaki hayatna dair hibir malumat yoktur. Sonra, Akka vilayetindeki Nasra kyne gelmiler, orada yerlemiler. Gya Hristiyanln bu kyden km bulunmas, sevilere Nasran nispetini kazandrm. Kad Tefsiri haiyesinde, eyhzade merhumun da yazd vehile, Hazreti Meryem, olunu bir boyacnn yanna rak vermi; fakat Msrda m, Nasrada m? Belli deil. Her neredeyse, bir gn ustas, Hazreti saya, birka kuma vermi, renklerine gre batrlacak boya kplerini de gstermi ve iine gitmi. Mesih Aleyhisselam, o kumalarn hepsini bir kpe daldrm, brakm. Ustas gelip ii anlaynca, hiddetlenmi. Fakat Hazreti sa, bir boya kpnden istenilen renge boyanm kumalar karm. te Hazreti Mevlna, bu mucizeye iaret ediyor. sann kpnden rengrenk kumalar kt gibi, vahdet kpnden de byle trl trl renk ve ekilde mahluklarn zuhur eylemi olduunu, eyadan grlen u kesretin yegne menbann, vahdet bulunduunu anlatmak istiyor. Lakin Yahudi vezirde, Ruhullahn feyzi ve nevesi bulunmad iin, ncildeki hkmlerin nevilerine bakt; fakat menba itibaryla onlarn bir olduunu idrak edemedi, diyor. Hazreti Mevlna, bundan sonra vahdet lemindeki tek renklii beyan ediyor: - 500- O tek renklik, usandracak bir ey deildi. Belki balk ile tatl su gibidir. nsann tabiat halden hale, ekilden ekile deimeye meyyaldir. Daima bir renge bakmaktan usanr. Fakat vahdet lemindeki tek renklik, daha dorusu renksizlik; yle usandracak bir ey deildir. Su da tek renktir yahut renksizdir, ama balklar ondan usanmazlar. nk hayatlar onunladr. Hava ile karadaki hayvanlar da byledir. - 501- Karada binlerce renk olmakla beraber, balklarn kurulukla cenkleri vardr. Denizdeki renksizlie mukabil, karada andan koyusuna, parlandan donuuna kadar saysz renkler vardr. Lakin o renkler, denizdeki mahluklara hi de ho gelmez. nk onlar, karada yaayamazlar. Bunun gibi, vahdet deryasnn bal olan zevat- kiram da, bu kesret leminden kanrlar. - 502- Balk kimdir, deniz nedir ki; misal yoluyla Hda-yi azze ve cel, onlara benzesin?

124

Hazreti Mevlna, vahdet lemi ile ilah vahidi, bizim gibilere anlatmak iin, vahdet lemini denize, o leme mensup olanlar da bala benzetmek suretiyle bahsi izah etmek istemiti. Bu beyt-i erif ile misalin benzetilene mutabk olmadn bildiriyor. Evet, bir eyi kolayca gz nne getirmek, bahsi muhataba mmkn mertbe anlatabilmek iin tebih ve temsil yaplr. Ekseriya maneviyatn anlalmas iin, bu usule mracaat olunur. Zaten, Mesnev-i Manevinin anlalmas iin, bu usule mracaat olunur. Zaten, Mesnev-i erifin herkese makbul olmas, fehmine gre anlalmasndan, bu anlayta tebihlerin okluundandr. Maamafih hibir vakit tebih, tebih olunann; misal de misal verilenin ayns olmaz. Filan, aslan gibidir tebihinden, bir adamn yiitlii anlalmakla beraber, o adamn tamamyla bir aslan olduu, kimsenin hatrna gelmez. Maddiyatta ve gz nnde olan eylerde byle olunca, maneviyatn maddiyat ile temsili, o kadar uzaktr. Hususiyle ei ve benzeri olmayan Allah tebih ile hatta tenzih ile temsil edebilmek mmkn deildir. O Allah ki: - 503- Bu vcut leminde, yzbinlerce deniz ve balk, o ikram ve ltuf sahibinin huzurunda secdeye kapanr. - 504- Ne kadar kerem yamuru yamtr ki, onun feyziyle denizler inci yetitirmitir. - 505- Hakkn keremi, gnei ne kadar k samtr ki, bulutlar ve denizler ondan cmertlik renmitir. - 506- O kerem gneinden bir ilim parlts, suya ve amura aksetmi de toprak, taneyi kabul eylemi ve yetitirmitir. Eski airler, namna kaside yazdklar bir kimsenin cmertliinden bahsetmek iin, onu buluta ve denize benzetirlerdi. Hazreti Pir de, bir ka beyit evvel, vahdet lemi ile ora mensuplarn bala benzetmi, sonra bu tebihinin pek uzak olacan sylemiti. Daha sonra, cevad- mutlak olan Allahn cmertliine hibir eyin misal olamayacan bildirmiti. Cmert insanlar denize benzetirler. Fakat Allahn cmertlii huzurunda yz binlerce deniz, secde-i takdise kapanr. nk o denizlerin inci yetitirmesi, yine rahmet-i ilahyenin eseridir. Keza, cmert kimseleri buluta benzetirler. Lakin buluta yamur yadrmak hassasn verip, reten de Allahtr, buyurmutu. e o kerem ve o atfet cmlesinden biri de, suya ve amura kabiliyet vermesi ve slak topran sinesine gmlen tohumu yetitirmesidir. - 507- Toprak emindir. Ona her ne ekersen hyanetini grmezsin. Ektiin eyin cinsini ziyadesiyle alrsn. - 508- Allahn adalet gnei, topran stnde parlam; toprak, bu eminlii, o adalet gneinin emanetinden bulmutur. Topraa ekilen bir tohum rk olmadka yahut karnca ve bcek gibi haarat tarafndan ziyan edilmedike, topran barnda sakl kalyor. Kemal-i emniyetle muhafaza ediliyor. Hatta bir mddet orada durduunun mkfat olmak zere bire be, bire on yahut daha da fazlasyla iade olunuyor. nsan bankalar, yz kurua mukabil senede ancak be-alt kuru faiz verdii halde; toprak bankas yahut Allahn hazinesi, bire yediyz mkfatyla mevduat iade ediyor. Bunu ben syleniyorum, kelam- ilah beyan ediyor. Kuran- Kerim buyuruyor ki: Arapa, Sure Bakara ayet 261 Mallarn Allah yolunda harcayanlarn hali, yedi baak bitiren, her baakta yz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah kime dilerse ona kat kat verir.

125

Demek ki, ziraatte bire yediyz mahsul almak, hatta murad- ilah taalluk ederse, daha fazlasn kaldrmak imkn varm. Bizim iftlerin byle bir bereketi ryalarnda bile grmemeleri, ziraati dedelerinden, babalarndan grdkleri gibi yapmalarndaki kusurdan, fennin icaplarna riayet etmemelerinden ileri gelir. te topraktaki u eminlik, u feyz ve bereket, ancak ve ancak, stndeki adl-i ilah gneinin parlamasndan mtevellittir. Yoksa bir yn topran byle bir cmertlik gstermesi ne haddidir? - 509- Bahar mevsimi, Hakkn fermann getirmeyince toprak, dahilindeki srlar izhar etmez. Nian: Hkmdarlar tarafndan verilen ferman demektir. Onu yazana da Nianc derler. Buradaki Nian- Hakk, Allahn emri ve iradesi manasnadr. Evet. Sonbaharda ve ka doru tarlalar srlr, tohumlar atlr. K gelir; yamurlar, karlar yaar. Taneyi saklayan topraklar karla rtlr. Nihayet bahar mevsimi hulul eder. Baharn gelmesi, nebatlarn zuhura kmas iin izin verilmesi demektir. Arapa, Sure Rum ayet 50 (Ey insanlar;) rahmet-i ilahyenin eserlerine baknz ki, lm olan arza nasl hayat veriyor nazm- celilinde beyan buyrulduu zere, Allahn rahmet ve inayeti, zemine yeniden hayat verir. Adeta, ldkten sonra dirilmeyi hatrlatr. Canlandnn alameti olmak zere emenler ba gstermee, topran sath yeermeye balar. Dane toprak ire zahmet ekdiin nice dem, Ba eker, harmanlanr, arayi-i bostan olur. Ekinler davranr, tarlalar yeil bir deniz gibi dalgalanr. Sinsesine ekilen bir tohumu, topran bir mddet saklanmas, emr-i ilahyi almakszn onu meydana karmamas da, yine eminliinden ve Hakkn fermanna gerei gibi itaatindendir. - 510- O sahiy-yi mutlak olan Cenab- Hakk, toprak gibi bir cansza, bu haberleri anlamak ve bu kadar emin ve doru olmak hassasn vermi; onu canszlara mahsus bir idrak ile yaratmtr. - 511- Fazl-u kerem ile cansz habir ve mdrik klan Allah, kahr-u celaliyle de baz akllar kr eder. Onlar en ak hakikatleri grmez bir hale getirir. Hakikaten byle deil mi? Bu gn insan zeks sayesinde telefonla konuuluyor; hatta konuanlarn hayalini bir levhaya aksettiriyorlar. Avrupadan Amerikay, Amerikadan Avrupay grp gsterebilenler arasnda, Onun birliini grmeyenler bulunuyor. - 512- Canda, gnlde, o cu-u hurua takat yoktur. Kime syleyim ki, dnyada istidatl ve kabiliyetli bir kulak mevcut deildir. Yani neden bu byle oluyor, denilecek ve izah istenilecek olursa, ondaki hikmetin anlalmasna herkesin cannda ve gnlnde, tahamml edebilecek kadar takat yoktur. Bu gibi anlalmas g hakikatleri iitmeye istidatl kulak bulunmaldr. O ise, maalesef yok denilecek derecede nadirdir. Binaneleyh hikmetini sormamal: Hikmet ne ise, kendi bilir hikmetin ancak deyip gemelidir. Hazreti Mevlna, Ba ki guyem der cihan yek gu nist msra dolaysyla kulan ehemmiyetinden ksacas bahsetmek iin diyor ki: - 513- Nerede bir kulak bulunduysa, ondan Allahn inayetiyle gz oldu. Nerede bir ta bulunduysa, yine inayet-i Hakk ile yeim derecesine kt.

126

Malumdur ki, tebliin vastas lisan, tebelln vastas kulaktr. Daha akas, dilin sylediini kulak iitir. Erbab- ilim arasnda bir sz vardr: Fem-i muhsinden telakki lazmdr derler ki, Bir ilmi, erbabndan renmek gerekir demektir. Her ilimde bu lazm olduu gibi, mesela ilm-i kraat gibi hususiyeti olanlarda elzemdir. O fem-i muhsinden sudur edecek sesleri ve lafzlar iitebilmek iin, kulakta shhat ve selamet bulunmaldr. Gz grmeyen bir adam, kula vastasyla hafz olabilirse de, bir sar, hususiyle anadan doma sar, konumay bile renemez de, dilsiz kalr. Bir kulan maddi ve uzvi kusuru, sahibini, nasl konumaktan bile mahrum ederse maneviyatndaki noksan da, yine sahibini, manay anlamaktan ve hakikati idrak etmekten geri brakr. Zaten o gibiler, her ynden ekavete uram olanlardr. Onlara kar sylenilecek szlerin faydas yoktur. nk kalpleri olsun, kulaklar olsun, ekavet damgasyla mhrlenmitir. Binaenaleyh: Naye dedim, yare kar ah- efgan eyleme Bir kulandan girerse bir kulandan kar tasvirine uygundurlar. ylelerine hakikatten ve marifetten bahsetmek, ehliyetsiz olanlara hikmet talimine kalkmaktr ki; o zaman, hikmete zulmedilmi olur. Fakat iitme zevki kusursuz olan bir kimse, kulayla fem-i muhsinden ve insan- kmilden iitecei szleri iyice duyup anlar, sohbetin feyzi ve Allahn tevfikiyle eyann hakikatini, grr gz derecesine karr. Ehlinin malumudur ki, tarikatte iki esas vardr: Biri hizmet, dieri sohbettir. Hatta hizmet de, sohbet feyzine nail olabilmek iindir. Hazreti Mevlna: Evliyaullah ile bir an birlikte bulunmak, kendisine yz sene takva zerine yaamaktan hayrldr der. Sohbet-i Nebeviye erefini iktisap etmi olan bahtiyarlara Ashap deniliyor. Mbarek isimleri, her vakit hrmetle Radiyallah anhm duasyla yadediliyor. Hlbuki onlarn iinde, o ereften pek az istifade etmi, hatta slama girip de bir vakit namaz klmadan ehadete ermi olanlar da vardr. Hazreti Mevlna, Hakkn feyziyle msteid bir kulan, grr gz derecesine, bir ta parasnn da cevheriyet mertebesine ykselebileceini syledikten sonra, lah senaya dnerek diyor ki: - 514- Allah, kimya yapcdr. Ona kar kimyann ne ehemmiyeti vardr? Allah peygamberlerine mucize ihsan edicidir. Ona kar simyann ne deeri olabilir? Malum ya, eskiden bakr altn yapmak sanatna kimya denilirdi. Bir takm ecza kartrlp bulunacak iksir ile altn yaplabilir vehminde bulunur, bunun iin birok paralar sarfolunurdu. Hazreti Pirin burada, o kimyadan bahsetmesi, ona inandndan deildir. hretine binanen, misal olarak irat eylemitir. Kimya sanatn bilenler, madenlerin mahiyetlerini deitirebilirlermi; bu kudreti de, kimya sayesinde bulurlarm. O kimyann shhati farzolunsa ve o ilim, hakiki itibar edilse bile, kudret-i ilahye karsnda ehemmiyeti yoktur. Kudretullah temsil iin misal olamaz. Keza, simya denilen bir ilim varm. Bunu bilenler, hokkabazlk kabilinden bir takm hnerler yaparlarm. Hlbuki simya ve sihir gibi eyler, peygamberlerin mucizesi ve evliyann kerameti karsnda, sner gider. Msr sihirbazlarnn, ylan eklinde gsterdikleri ip ve deinekleri, asay- Musann yutmas gibi nsanlarn harikulade bulduklar simyay da, sihri de tesirsiz brakan mucize ve keramet, phesiz ki nispet kabul etmeyecek derecede, onlarn fevkindedir. O fevkalade kudret ve kuvveti, kullarndan bazlarna ihsan buyuran ise, Hakk Sbhanehu ve Tealadr. O halde kimya ve simya gibi mevhumlarn, o Hakikat-i Mutlak huzurunda ne deeri olabilir? - 515- Benim bu senakarlm, terk-i sena demektir. Zira varlk delildir, darlk ise hatadr. Hazreti Pir Efendimiz, Hakkn senasna ve hamdine dair baz hakikatler sylemiti Burada da dier bir hakikatin beyan iin buyuruyor ki: Benim bu szleri syleyiim, senay terk demek olur. Nitekim Aleyhisselat Vesselam Efendimiz de, mealen: Ya Rabbi! Ben sana layk medh-u senay yapamam. Sen zatn nasl sena etmisen ylesin buyurmutur. Allaha kar hamdden acz, en byk hamd olduu gibi; senadan acz de, en byk senadr. Bundan baka Biliyorum ki, sen ylesin; anlyorum ki, sen bylesin vaadinde senalara girimek; nefsine ilim ve idrak hatta vcut vermek

127

vehmine dmek olur. Hlbuki: Senin varlk vehminde bulunuun yle bir gnahtr ki, ona baka hibir gnah kyas edilemez kaidesince, en byk hata varlk vehmine kaplmaktr. - 516- Cenab- Hakkn varl huzurunda yok olmak lazmdr. u varlk dediimiz mevhum vcut, ona nispetle arta kalm, menfaatsiz ve ehemmiyetsiz bir eydir. - 517- Eer vcut dediimiz, kr ve gayri mdrik olmasayd, hakiki varlk gneinin hararetini hisseder ve o hararetle erirdi. - 518- Yine o vcut dediimiz matemzede bulunmasayd, bu nahiyede nasl buz gibi donard. Seyyid-tTaife Cneyd-i Badadi Kuddise srruhu: Hadis, kadime yaklanca eseri kalmaz demitir. Denize den bir damla suyun eseri kalmad gibi Hazreti Mevlna, Allahn varl huzurunda yok olmak lazm geldiini beyan ettikten sonra, bizim varlk dediimiz eyin vcud-u ilahye nispetle hi hkmnde bulunduunu sylyor. Eer byle bir ey olmasayd, yani halk varlk vehmi istila edip de Hakktan gafil brakmasayd, onlar canszlar halinde kalmazlard, buyuruyor. Bundan sonra da, vezir hikyesine dnerek diyor ki: ---------------------------------------Birinci cildin sonu------------------------------

128

You might also like