You are on page 1of 122

Clive Cussler _ Girdap

www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yuklediim e-kitaplar Asaida Adi Geen Kanuna Istinaden
Grme zurluler Iin Hazirlanmistir
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplari Dinliyoruz
Amacim Yayin Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarin Yerini Tutmayacaindan
Kitaplari Beyenipte Engelli Olmayan Arkadaslar Sadece Kitap Hakkinda Fikir
Sahibi Olduunda
Asaida Adi Geen Yayin Evi, Sahaflar, Kutuphane, ve Kitapilardan Temin
Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi ikarim Yoktur Byle Bir Seyide Dusunmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir Sekilde Ticari Amali Kullanilamaz
Bilgi Paylastika oalir
Yasar Mutlu
Not: 5846 Sayili Kanunun "altinci Blum-esitli Hukumler " blumunde yeralan "EK
MADDE 11. - Ders kitaplari dahil, alenilesmis veya yayimlanmis yazili ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin uretilmis bir nushasi yoksa hibir
ticar ama gudulmeksizin bir engellinin kullanimi iin kendisi veya uuncu
bir kisi tek nusha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakif veya dernek gibi kuruluslar tarafindan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltilmasi veya dun verilmesi bu Kanunda
ngrulen izinler alinmadan gereklestirilebilir."Bu nushalar hibir sekilde
satilamaz, ticarete konu edilemez ve amaci disinda kullanilamaz ve
kullandirilamaz. Ayrica bu nushalar uzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmasi
ve oaltim amacinin belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yayinina geilmistir.
T.C.Kultur ve Turizm Bakanlii Bilgi Islem ve Otomasyon Dairesi Baskanlii
Ankara
Bu kitaplar hazirlanirken verilen emeye harcanan zamana saydi duyarak
Lutfen Yukaridaki ve Asaidaki Aiklamalari Silmeyin
Tarayan Yasar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com
Yazarin Yayinevimizde ikan Dier Kitaplar
BUZDAGI ENKAZ
LNETLI GEMI KR DALIS
Attin Kitaplar Yayinevi
PACIFIC VORTEX CLIVE CUSSLER
YAYIN HAKLARI (C): ALTIN KITAPLAR
YAYINEVI KESIM AJANSI 1. BASKI - MAYIS 1983
KAPAK RESMI: YKSEL ETIN KAPAK FILMI : KOMBI GRAFIK DIZGI - BASKI: ALTIN
KITAPLAR MATBAASI
CLIVE CUSSLER
GIRDAP
Turkesi :
Hasan KARABULUT
GIRIS
Her okyanus, geis ucreti olarak zaman zaman insan ve gemiler yutar, ama hibiri
Pasifik'in doymak bilm'eyen buyuk istahiyla yuta maz. Bounty gemisindeki
ayaklanma Pasifik'te olmus ve isyancilar gemiyi Pitcairn Adasinda yakmislardi.
Melville'nin Moby Dick adli yapitina konu olan ve bir balina tarafindan
batirildii bilinen tek gemi Essex de Pasifik dalgalarinin altinda yatmaktadir.
Bunlardan baska teknesinin altinda bir sualti yanardainin patlamasi sonucu
parampara olan Ha Maru da vardir.
Tum bunlara karsin yine de dunyanin en buyuk okyanusu sakin bir blge olma
eilimindedir. Gerekten efe adi bile sakin ve yumusak huyiu anlamina gelir.
Belki de bu nedenle Komutan Felix Dupree havanin kararmasindan kisa bir sure
nce nukleer denizalti Starbuck'in kprusune tirmanirken, ktu bir faciayla
karsilasma dusuncesini aklindan tumuyle atamiyordu. Dupree nbeti subayina bir
bas isareti yapti ve gemisinin pru-
vada dalgalan kolayca yarip ilerlemesini izlemek iin yandaki parmakliklarin
uzerine eildi. Denizciler genellikte denize saygi duyarlar, hatta onun sakin
olusundan da gizli bir korku duyarlar. Ne var ki, Dupree birok denizciden
farkliydi, tekilerin kapildii bos inanlar onu hibir zaman etkilememisti.
On drdu de-nizaltilarda olmak uzere toplam yirmi yilini denizde
geirmisti ve hl denizle ilgili daha birok sey renmek iin buyuk bir alik
duyuyordu. O anda dunyanin en yeni ve en gelismis denizaltisinm komutaniydi ama
yine de yeterli deildi bu. Daha ounu istiyordu.
Starbuck bastan sona tumuyle San Fran-cisco'da yapilan ilk gemiydi. Yuksek
basinca dayanikli geminin her birimi, her sistemi bilgisayarlarca
hesaplanip izilmisti. Sualti gemiciliinde yeni bir kusain
ilki... deniz yuzeyinden alti yuz metr'eye dek her derinlikte saatte yuz
yirmi bes deniz miii hizla seyredebilecek guteki bir sualti kentinin
baslangiciydi. Starbuck ilk gsterisinde yeteneklerini ortaya koymaya hazir
v'e gulukle kontrol edilebilen safkan bir yaris ati gibiydi.
Ne yazik ki, Starbuck'in ilk gsterisinde hibir izleyici olmayacakti. Sualti
Savas Dairesi denemelerin tam bir gizlilik iinde ve Pasifik'in uzak bir
blgesinde, yaninda koruyucu gemi bulunmadan yapilmasini emretmisti.
Bilinen unu nedeniyle deneme seyrinde Starbuck'a komuta etmesi iin Dupree
seilmisti. Annapolis'd'eyken (*) arkadaslari ona Bilgi
(*) ABD Deniz Harp Okulu
^ Q _t
Bankasi derlerdi. Dupree'ye elinizdeki kanitlari syleyin, sonra da azindan
mantikli yanitlari elektronik beyinden bosalir gibi izleyin, derlerdi.
Dupree'nin bu yetenei denizalticilar arasinda iyi bilinirdi ama Deniz
Kuvvetlerinde yukselebilmek iin kisilik, baskalarini etkileyebilmek ve sosyal
iliskilerde basarili olmak da gerekirdi. Dupree'deyse bu zelliklerden hibiri
olmadiindan yukselebilmesi olduka gecikmisti.
Bir zil sesi duyuldu. Uzun boylu, kapkara sali bir yuzbasi olan nbeti subayi
kprudeki telefonun almacini kaldirdi. Bir sure konusup iki kez de basini
salladiktan sonra yine yerine koydu.
Nbeti subayi kisaca, Kontrol odasi, dedi, Sonar deniz tabaninin son bes
milde drt yuz elli metre yuksekliini gsteriyormus. Dupree dusunceli
dusunceli yavasa geriye dndu. Belki de kuuk bir sualti da dizisidir.
Altimizda hl bir mil derinlikte su var. Sonra da siritarak ekledi. Karaya
oturmayiz kaygilanma.
Yuzbasi da ona siritti. Yine de guvence olarak altimizda birka metre su
bulunmasi iyi olur.
Dupree yeniden denize doru dnerken gzlerinin evresindeki izgiler kiristi.
Boynunda asili duran durbunu gzlerine gturerek ufku dikkatle arastirdi. Bu
davranisi yalnizliktan okyanuslarda seyreden teki gemileri arastirarak
geirdii binlerce saatten kaynaklaniyordu. Yoksa tumuyle yararsiz bir
davranisti, unku Star-buck'daki karmasik radar sistemi iplak gzle
grulemeyecek uzakliktaki nesneleri kolayca belirleyebilecek guteydi. Dupree de
bunu biliyordu ama yine de denizi kendi gzleriyle a-rastirmasi iin rahatlatmis
oluyordu.
Dupree bir sure sonra i ekti ve durbunu. yere indirdi. Yemek iin asaiya
iniyorum. Saat 21.00'de dalis iin kpruyu sikica kapatin.
Dupree u katli kumanda ya da modern deyisle seyir kulesinin iindeki borudan
kayarak kendisini kontrol odasina birakti. O anda ikinci komutan basini
kaldirarak Dupree'ye bakti.
Sasirtici okumalar elde etmeye basladiimizi saniyoruz, efendim.
Koskoca bir gunun sona ermesinden daha sasirtici bir sey olamaz, diye Dupree
neseyle
karsilik verdi.
Dupree daha sonra iki adamin arasina sokuldu ve masa lambasinin buzlu camindan
yayilan zayif bir isiin aydinlattii ayrintili haritanin uzerine eildi.
Haritada birbirlerini kesen bir dizi kisa izgi vardi ve bunlarin yanlarinda da
bir suru rakam, matematik formulu dikkatsizce karalanmisti.
Ne elde ettiniz? diye Dupree sordu. Seyir subayi yavasa anlatmaya basladi.
Deniz dibi sasilacak bir hizla yukseliyor. Eer ilk yirmi bes mude zirvesi
grunmezse, kendimizi buralarda olmamasi gereken bir adaya ya da adalar grubuna
bindirmis bulacaiz. Su anda nerede bulunuyoruz? Burada, efendim, diye
seyir subayi elindeki kalemle haritada bir noktayi gsterdi. Oahu'nun
Kahuku Noktasindan sifir-sifir-yedi
__, -m__
l \J
derece kuzey dorultusunda ve alti yuz yetmis mil uzaklimdayiz.
Dupree hizla bir kontrol panosuna do/u dnup bir mikrofonun dumesini ati.
Radar, ben komutan. Ekranda bir sey grunuyor mu? Hayir, efendim, diye robot
gibi bir ses hoparlrden yanit verdi. Ekran bombos... bekleyin .. duzeltiyorum,
efendim. Ufukta tam o-numuzde ve yirmi u mil uzaklikta beili belirsiz bir sey
var.
Bir cisim mi?
Hayir, efendim. Daha ok alak bir bulutu andiriyor. Ya da bir duman izini.
Kesin olarak anlasilmiyor.
Pekala, ama ne olduunu anlar anlamaz hemen rapor et. Dupree mikrofonu yerine
koyarak harita masasindaki iki adama dndu. Ee, baylar, sizin dusunceniz
nedir?
Ikinci komutan basini iki yana salladi. Duman olan yerde ates de vardir. Ve
ates varsa bir sey yaniyor demektir. Bu bir petrol tabakasi olabilir mi, ne
dersiniz?
Nereden kaynaklanabilir bu petrol tabakasi? diye Dupree sabirsizca atildi.
Kuzey deniz trafiinin getii bir blgede deiliz. San Francisco'dan
Honolulu'ya, oradan da Asya'ya uzanan deniz trafii drt yuz mil guneyimizden
geiyor. Burasi okyanusun en issiz blgelerinden biri. Starbuck'in ilk
denemeleri iin Deniz Kuvvetlerinin bu blgeyi semesinin de nedeni buydu.
Merakli gzlerden uzak olsun diye. Dupree basini iki yana sallayarak
konusmasini surdurdu. Yanan bir petrol tabakasi akla yatkin deil. Pasifik
tabanindan yukselen yeni bir
11
yanarda dusuncesi daha mantikli olur, sanirim. Ve tabii bu yalnizca bir
varsayimdan teye
gitmez.
Seyir subayi radar bulgusunu nundeki haritada isaretledi, sonra da evresinde
bir daire izdi. Ve kendi kendine yuksek sesle dusunmeye basladi. Deniz
yuzeyinde ya da yuzeye yakin bir yerde alak bir bulut olmasi son derece
olaandisi bir sey, unku byle bir olay iin blgedeki atmosfer kosullari
tumuyle elverissiz.
Hoparlr takirdadi. Komutanim, burasi radar.
Evet, radar. Ben komutan. Dinliyorum. Gruntuyu belirledim, efendim.
Hoparlrdeki ses devam etmeden nce sanki bir an ne diyeceini bilemedi. Bu,
api asai yukari u mil olan youn bir sis bulutu, efendim. Emin misin?
Kesinlikle, efendim.
Dupree mikrofonun dumesini kapadiktan sonra kprunun telefonunu ati. Yuzbasi,
tam numuzde bir radar gruntumuz var. Bir sey grduunuz anda bana rapor edin.
Dupree telefonu kapatip ikinci komutana dndu. Simdi
derinlik ne?
Deniz tabani hl yukseliyor. Sekiz yuz kirk metre oldu ve hizla artiyor.
Seyir subayi arka cebinden bir pamuklu mendil ikararak boynundaki teri
kuruladi. Beni ates basiyor. Daha nce duyduum buna benzer tek deniz dibi
yukselmesi Peru-Sili ukurunda vardi. Deniz yuzeyinden yedi bin bes yuz metre
derinlikte baslar ve her milde br mi!
-12-
yukselir. Su ana dek, Peru-Sili ukurundakt bu yukseltinin dunyadaki en
olaanustu sualti eimi olduu kabul edilirdi.
yle, diye ikinci komutan homurdandi. Deniz jeologlari bu kuuk bulusla ok
iyi vakit geireceklerdir, deil mi?
Bes yuz elli bes metre, diye sonardan tekduze bir ses duyuldu.
Aman Tanrim! dedi seyir subayi saskinlikla. Yarim milden daha az bir
uzaklikta u yuz metrelik bir yukseklik artisi. Byle bir sey olamaz!
Dupree kontrol odasinin iskele ynune gitti ve iinde sonar bulunan cam
koruyucuya burnunu iyice dayadi. Aygitin gsterge tablosuna gre, deniz dibini
simgeleyen kivrimli uzun siyah izgi, gstergenin en ustundeki kirmizi renkli
tehlike noktasina doru hizla yukseliyordu. Dupree elini sonar operatrunun
omzuna koydu.
Dupree, Aygitin ayarinda bir bozukluk o-labilir mi? diye sordu.
Sonar operatru bir dumeyi evirdi ve yaninda ailan bir pencereden ieriye
bakti, Sonra da, Hayir, efendim. Ayri bir sistemden de ayni sonulari elde
ediyorum. diye aikladi.
Dupree sonar aygitinin gsterge tablosunda dikine ikan siyah izgileri bir sure
daha izledikten sonra hizla geriye dnup harita masasinin yanina giderek deniz
tabaninin yukselmesiyle ilgili olarak gemisinin yerini belirleyen kursun kalemle
isaretli noktalara bakmaya basladi.
13
Kpru konusuyor, diye robot gibi bir ses duyuldu. Gruyoruz onu. Kisa bir
duraksama oldu. Bildiim kadariyla, karsimizdaki seyin New England'da grulen
sis bulutlarinin daha kuuk bir rnei olduunu syleyebilirim.
Dupree mikrofonun dumesine dokunarak, Anlasildi, dedi. Ve nundeki haritaya
bakmaya devam etti; yuzunden bir sey belli olmuyordu, gzieriyse dalgindi.
Peari Harbour'a mesaj gnderilim mi, e-fendim? diye seyir subayi sordu.
Arastirma iin belki bir kesif uai gnderirler.
Dupree hemen yanit verm'edi. Bir eli ya-nmda hareketsiz dururken, teki eliyle
masanin kenarini dusunceli dusunceli tikirdatti. Dupree ani kararlar verebilen
biri deildi. Zorunlu o-larak ani karar vermesi ok ender bir olaydi, Dupree'nin
her hareketi kurallara uygun olurdu.
Starbuck'in murettebatindan birou daha nce de Dupree'nin emrinde grev
yapmislardi. ona kru krune bali deillerse de onun yetenek ve kararlarina
saygi ve hayranlik duyuyorlardi. Insan olarak ona guveniyor, yasamlarini
tehlikeye sokacak ktu bir hata yapmayacaina inaniyorlardi. Baska bir zaman
olsa belki hakli olabilirlerdi. Ama bu kez tumu de buyuk bir yanilgi iindeydi.
Su sis bulutu neyin nesiymis, bir bakalim, dedi Dupree yavasa.
Bu szler uzerine ikinci komutanla seyir subayi birbirlerine anlamli anlamli
baktilar. Verilen emirler Siarbuck'la ilgili denemelerin yapilmasiydi yoksa
ufukta hayalet gibi beliren sis
14
bulutlarinin pesinden gitmek deildi.
Hi kimse Komutan Dupree'nin byle ansizin kisilii disina ikmasinin ve verilen
emirlerden sapmasinin nedenini renemedi. Belki komutanin bilinmeyeni renme
tutkusu ustun gelmisti. Belki de kendisini bir an iin o gune dek elde edemedii
buyuk bir basariya doru yol alan bir ksif olarak hayal etmisti. Neden ne
olursa olsun Starbuck'in koku almis bir tazi gibi yeni rotasina ynelip lu
dalgalar arasinda ileri atilmasi buyuk bir kayipti.
Starbuck'in o hafta pazartesi gunu Pearl Harbour'a demirlemesi bekleniyordu. Ama
o gun ortalikta grunmeyince, karadan ve denizden yapilan youn arama
alismalarinda da gemiden arta kalacak tek bir petrol ya da enkaz izine
rastlanamaymca, Deniz Kuvvetlerinin en yeni denizaltiyla birlikte yuz altmis
murettebatinin kaybolduunu kabul etmekten baska seenei kalmadi. Olaydan
saskina dnen kamuoyuna yapilan resmi aiklamadaysa, Starbuck'in Kuzey
Pasifik'in usuz bucaksiz bosluunda bir yerlerde kaybolduu bildirildi.
Denizalti tum murettebatiyla birlikte ve buyuk bir gizemle yok olmustu. Zamani,
yeri ve nedeni bilinmiyordu.
*
**
15
BIRINCI BLM
Hawai'nin kalabalik kumsallarinda insan hl basini dinleyebilecei bir
kse bulabilir. Bir boksrun sol yumruu gibi Kauai Kanalina doru duz bir
ikinti olusturan Kaena Burnu da, iste byle insanin dinleyip bombos bir
kumsalin tadini ikarabilecei az bilinen birka yerden biridir. Guzel bir
kumsal olmasina karsin bu guzellii aldaticidir. unku nundeki denizde ok sik
olusan ters akintilar, asiri dikkatli yuzuculer disinda denize girenler iin son
derece tehlikelidir. Her yil, sanki nceden belirlenmis bir lum programina
uyuyormus gibi, kimlii bilinmeyen herhangi bir yuzucu kumsalin issizliina ve
yumusak dalgalarin ekiciliine kapilarak denize girer birka dakika iinde de
ters bir akintiyla aik denize surukleniverir.
Kumsaldaki bir metre doksan santim boyunda, guneste iyice bronzlasmis ve
ayainda kisa beyaz mayo olan gen adam, bambudan yapilmis plaj yaygisinin
uzerine uzanmis yatiyordu. Soluk aldika hafife kabaran killi genis
16
gsundeki ter damlaciklari yiian gibi kivrila kivrila suzulup kuma karisiyordu.
Gzlerini kizgin gunesin zararli etkisinden korumak iin yuzunu rttuu kolu
adaleliydi, ama top gibi yuvarlak boum boum siskinlikler yoktu. Siyah sik
salari dainikti, bir blumu de sert izgili ama dost canlisi bir yuzu
evr'eleyen alnina dkuluyordu.
Dirk Pitt hafif uykusundan kipirdanarak u-yandi ve dirseklerinin uzerinde
dorularak parildayan koyu yesil gzleriyle denizi uzun uzun suzdu. Pitt
yalnizca gunes banyosu yapip evreleriyle ilgilenmeyen kisilerden deildi. Ona
gre kumsal yasayan, hareket eden, ruzgrin ve dalgalarin surekli etkisiyle
biim ve zellik deistiren bir seydi. Denizde binlerce mil tedeki firtinalarda
olusan ama kiyiya varana dek -lu dalgaya dnusen kabarikliklarin si dibi
hissedince daha ok kabararak hizlarini arttirmalarini izledi. yle ki, yaklasik
u metre yuksekliindeki bu kirilmis dalgalar birbiri ardina devrilirken buyuk
bir gurultuyle kiyida patliyor, evrelerine su saarak bembeyaz kpukler o-
lusturuyorlardi, sonra da denizin bittii yerdeki kuuk girdaplarda yok olup
gidiyorlardi.
Pitt'in gzlerine ansizin kiyidan yuz metre ilerde, kinlan dalgalarin ardinda
renkli bir parilti ilisti. Bir an sonra da bir dalga ukurunda gzden kayboldu.
Pitt israrla renk pariltisini en son grduu noktaya bakmaya basladi. Ikinci
dalga da yukselip ne doru devrilirken guneste parildayan o seyi yine grdu.
Biimi bulunduu yerden belli olmuyordu, ama kesin o-larak belirledii bir sey
varsa o da grduu pa-
-17
Girdap
F ; 2
nltinin sari renkte olusuydu.
Pitt o andaki en akillica davranisin sirt ustu yatmak ve dalgalarin grduu
nesneyi kiyiya getirmelerini beklemek olacaini dusundu, ne var ki bir an
sonra ani bir kararla yerinden firladi ve yavas yavas denize doru yurumeye
baslads. Dizboyu derinlie ulasinca nundeki dalgayi zamanladi
ve iine doru a-tildi, yle ki dalganin uzerine devrildiini suyu dven
ayaklariyla hissetti. Su bir otel odasindaki banyo kadar ilikti, asai yukari
kirk bes derece olmaliydi. Sudan basini ikarir ikarmaz da ters akintinin
kendisini derin sulara ekmesine izin vererek kpuklu denizde rahat bir tempoyla
kuia atmaya basladi.
Dakikalar sonra bir an durakladi ve gzleriyle san nesneyi arastirdi. Sol
tarafinda ve yirmi metre ilende olduunu grdu ve gzlerini olabildiince o
nesneden ayirmadan o ynde yuzdu. Bu arada nesne de dalgalarin hareketiyle
bir grunuyor bir kayboluyordu. Pitt akintinin kendisini sa tarafindan aik
denize doru ektiini hissedince yuzme aisini da ona gre a-yarladi ve lum
tehlikesinden kurtulmak iin de kulalarini gittike hizlandirdi.
Pitt bir sure sonra nesneye ulasti ve parmaklari, altmis santim uzunluunda, on
bes santim eninde ve u kilo airliinda silindir biimindeki san nesnenin
kaygan yuzeyine dokundu. Nesneyi kaplayan sugeirmez sari plastik kabin uzerinde
ve her iki uta buyuk harflerle, 'U.S. NAVY' (*) yaziliydi. Kollarini nes-
(*} ABD Deniz Kuvvetleri
18
nenin evresinde dolayarak kisa bir sure dinlendi ve bu arada drt bir yanma
bakarak tehlike iinde bulunduu yeri iyice gzden geirdi.
Pitt, denize girdiini gren kimse olmus mudur, diye gzlerini kumsala
dolastirdi, ama millerce uzunluundaki kumsal bombostu. Pitt kendisini yorup
kumsalin ardindaki sarp kayaliklara bakmadi bile. unku hafta iinde bu
kayaliklara tirmanan kisiler olabileceini dusunmek umutsuz bir davranis
olmaktan teye gidemezdi.
Pitt bir an iin neden byle aptalca ve delice bir tehlikeye atildiini dusundu.
Dalgalarin arasinda yuzen gizemli sari nesne bu anla simaz davranisi iin iyi
bir zurdu ve o gune dek bir ise baslayinca asla geri dnus yapmamisti. Ama ne
var ki, o anda acimasiz deniz kendisini kiskivrak yakalamisti.
Pitt'in kafasinda kiyiya dumduz bir izgide geri dnme dusuncesi belirdi. Ama
belirmesiyle kaybolmasi bir oldu, tipki akip snen bir simsek gibi. unku byle
bir isi Mark Spitz olsa belki basarabilirdi, ama Pitt ok iyi biliyordu ki,
gunde bir paket sigara aksamlari da surekli viski itiinden kendisi Mark
Spitz'in Olimpiyatlarda kazandii o altin madalyalari dunyada kazanamazdi. Bu
nedenle de, Pitt tabiat anayi kendi oyunuyla nasil yenebileceini dusunmeye
karar verdi.
Pitt deniz yuzeyindeki ve dibindeki akintilar konusunda eski kulai
kesiklerd'endi, senelerce dalgalar uzerinde tahta ile kiyiya doru-kayma sporu
yaptiindan bilmedii sey yoktu. Ayni kumsalda denize giren yetiskin biri akin-
19
tiyla aik denize suruklenirken onun yuz metre tesinde hibir akinti
olmayabilir ve orada denize giren kuuk ocuklar dalgalar arasinda
birbirleriyle sakalasip oyunlar oynayabilirler. Bir ters akintinin acimasiz
gucu, kiyidaki akintinin kiyidan uzak sualti siliklari arasinda firtinalarin
olusturduu dar kanallardan geip a-ik denize geri dnerken olusuyordu. O anda
kiyiya yaklasan dalga saatte alti mil gibi buyuk bir hizla ansizin yn
deistirir ve dalganin burnu aik denize dner. Pitt de tam akintinin yayildii
yerde bulunuyordu. O nedenle de silik blgeden ikana dek kiyiya paralel bir
izgide yuzmek zorunda olduunu anladi, yuzme ynunu kiyiya doru ancak ondan
sonra yneltebilirdi.
Pitt'i kaygilandiran tek sey, kpek baliklari tehlikesiydi. Denizin lum
makineleri olan bu baliklar avlarina yaklasirken kendilerini her zaman denizi
yararak yaklasan kuyruklariyla belli etmezlerdi. Suyun altindan ve habersizce de
saldirabilirlerdi. Pitt ise deniz gzluu olmadiindan sualtindan yapilacak
byle bir saldiriyi nceden gremeyecekti. Tek umudu kpek baliklarina yem
olmadan kiyi dalgalarinin bulunduu guvenli blgeye ulasabilmekti. unku ok iyi
biliyordu ki, ok a olanlari disinda kpek baliklari genellikle kiyiya
yaklasmazlardi. Nedeniyse kiyidaki kuuk akintilarin kaldirdii dip
kumlarinin baliin solungalarina kamasiydi. O anda tum gucunu harcamaktan
kainacak zaman deildi. Pitt sanki Pasifik Okyanu>-su'nun butun kpek
baliklari kendisini kova-iiyormus gibi olanca gucuyle kula atti. Bu s'e-
20
kilde asai yukari on bes dakika hizla yuzdukten sonra burnu kiyiya ynelik ilk
dalgaya ulasti. Yn deistirdi, kiyiya doru yuzmeye basladi. Bu arada uzerinden
dokuz dalga geti, onuncu dalgada gucu tukendiinden yanindaki silindir
biimindeki nesneye samandira gibi asildi. Bylece kiyiya suruklenmeye devam
etti. Dizleri kumu hissedince de bir deniz kazazedesi gibi tukenmis bir durumda,
olduu yerde doruldu ve dulunu de ardi sira surukleyerek sendeleye sendeleye
sudan ikti. Sonra da buyuk bir minnetle kendini gunesin isittii kumlara
birakti.
Pitt yorgun yorgun dulu olan silindir biimindeki kutuyla ilgilenmeye basladi.
Plastik kabin altindaki nesne pek sik rastlanmayan turde bir aluminyum kutuydu.
Kutunun evresi kuuk bir demiryolu hattini andiran birok kuuk aluminyum
ubukla kapliydi. Kutunun bir ucunda vidali bir kapak vardi. Pitt kapai
gulukle ve birok kez denedikten sonra aabildi. Kutunun iinde sikica sarili
bir kait tomarindan baska birsey yoktu. Pitt kait tomarini ati ve uzerinde
tarihler bulunan, titiz bir biimde el yazisiyla kaleme alinmis sayfalan
incelemeye basladi.
Pitt sayfalari okuduka, o andaki eli sekiz derecelik asiri sicaa karsin sanki
souk bir e! kendisine dokunmuscasina tum bedenindeki tuyleri bir anda diken
diken oluverdi. Gzlerini birka kez elindeki sayfalardan uzaklastirmaya alisti
ama beceremedi, unku ellerinin arasinda tuttuu facia haberinden saskina
dnmustu.
Pitt kitlardaki son tumceyi de okuduktan 21
sonra tam on dakika bos gzlerle okyanusa bakarak ylece oturdu kaldi. Yazilarin
en sonunda bir ad vardi: AMIRAL LEIGH HUNTER. Pitt yavas hareketlerle ve
dikkatle kit tomarini yine kutunun iine yerlestirdi, kutunun vidaii
kapaini kapadi ve yine buyuk bir dikkatle en ustteki sari sugeirmez
koruyucusunu geirdi. Kaena Burnuna insana korku veren bir sessizlik kmustu.
Kirilan dalgalar birbiri ardina devriurken ikardiklari gurultu sanki
sessizce birseyler anlatmak istiyor gibiydi. Pitt yerinden doruldu. Islak
bedenine yapisan kumlan silkeledi, sonra da silindir kutuyu koltuunun altina
sikistirarak kumsalda hafife kosmaya basladi. Plaj yaygisinin yanina varinca da
elindeki kutuyu abucak yaygiyla sardi ve kumsalin ardindaki yola uzanan
patikada hizli hizli yurudu.
Parlak kirmizi renkteki A Ford Ccbra'si yolda terkedilmis gibi durmaktaydi.
Pitt hi zaman harcamadi. Elindeki yuku arabanin koltuuna firlatti ve hizla
direksiyona geip kontai evirdi.
Pitt'in arabasi jet gibi ileriye atildi. nce Waialua'dan, sonra da guzel
manzarasi bulunan, ama genellikle kurumus olan Kaukomahua ayi boyunca uzanan
ara yoldan ilerleyerek 99 sayili karayoluna ikti. Schofield Kislasi Askeri
Blgesi de dikiz aynasinda geride kaldiktan sonra Pitt Waialua yoluna sapti
ve gezici karayolu devriyesiyle karsilasma tehlikesine aldirmadan son hizla
Pearl kentine doru yneldi.
Solunda, tepeleri surekli kara yamur bulutlariyla kapli Koolau siradalari
yukseliyordu
22-
Bu dalar boyunca da, zengin ve kirmizi renkler toprakla canli bir
tezat.olusturan bakimli ve yesil ananas tarlalari uzanmaktaydi. Pitt ani
baslayan bir saanakla karsilasti ve hemen arabanin sileceklerini alistirdi.
Sonunda Pearl Harbour'un ana kapisi grundu. niformali bir nbeti burodan
ikarken Pitt de arabayi yavaslatti. Sonra da cuzdanindan surucu belgesiyle
kimliini ikardi ve konuk defterini imzaladi. Tum bu islemler olurken nbeti
deniz piyadesi hi konusmadi, is bitince de selam vererek gemesi iin eliyle i-
saret etti.
Oysa Pitt geip gitmeden nce nbetiye Amiral Hunter'in kararghina nasil
gidebileceini sordu. Deniz piyadesi gus cebinden bir bloknotla bir kursun
kalem ikardi, bir kida izleyecei yolu izerek kidi Pitt'e uzatti. Ve bir
kez daha selam verdi.
Pitt elindeki izime gre ilerledi ve rihtim yakininda gze arpmayan bir beton
binanin nunde durdu. Binanin nunden kolayca geip gidebilirdi de, ama kapinin
yaninda asili madeni levhayi grdu. zerinde, 101. KURTARMA FILOSU KARARGHI,
yaziliydi. Kontai kapadi, iinde metal kutu bulunan islak paketi aldi ve
arabadan indi. Binaya girerken de aklindan, keske kumsala giderken, yanimda spor
bir gmlekle bir pantolon gturseydim, diye geirdi ve daktilo yazmakta olan
beyaz uniformali bir denizcinin oturduu masaya doru ilerledi. Masanin uzerinde
kuuk levhada, ER YAGER, yaziliydi.
Afedersiniz, diye Pitt utanga bir tcvir-
23
la mirildandi. Amiral Hunter'i grmek istiyordum.
Daktilo yazmakta olan er doal bir davranisla basini kaldirdi ama grduu
manzarayla neredeyse gzleri yuvalarindan firliyordu.
Aman Tanrim, ahbap, ne o yoksa banyodan mi katin? Mayodan baska bir sey
giymeden bu kilikta gelmekle ne yapmaya alisiyorsun? Bizim ihtiyar seni byle
yakalarsa kendini lmus bil. Onun iin simdi hemen toz ol, yoksa kodesi
boylarsin!
Bir kokteyl partisine katilacak kilikta oi-madiimi ben de biliyorum, tabii,
dedi Pitt tatli tatli. Ama ne var ki bu is son derece ivedi. Amirali kesinlikle
ve hemen grmeliyim.
Er kipkirmizi kesilen bir yuzle masada doruldu ve yuksek sesle, Bu kadar
maskaralik yeter. Ya kuzu kuzu gidersin ve ben de herseyi unuturum, ya da Kiyi
Devriyesini airirim, diye bairdi.
yleyse hemen air onlari! diye Pitt
ansizin sertl'esiverdi.
Bak, ahbap, diye sze baslayan er fkesini kontrol etmeye alisiyordu.
Kendine bir iyilik yap. Hemen evine dn ve Amirali grmek iin normal
hiyerarsik yollardan resmi basvuruda bulun.
Buna gerek kalmayacak, Yager. Arkalarindan gelen seste asfalt bir yolu kaziyan
buldozer incelii vardi.
Pitt geri dndu ve bir i buronun kapi esiinde dimdik duran uzun boylu, yasli
birinin uzerine dikilmis bakislariyla karsilasti. Adam tepeden tirnaa beyaz
giyinmisti ve uniformasi
24
r
kollarda, omuzlarindaki ispaletlerde san sirmalarla bezenmisti. Aklasmis gur
salari yorgun ve soluk yuzuyle iyi uyusuyordu. Adamin yuzunde canli grunen tek
sey gzleriydi ve bu gzler Pitt'in elindeki kutuya merak dolu bakislarla
dikilmisti.
Amiral Hunter benim, koca olan. Sana yalniz bes dakika ayiracaim. Umarim
bu sansini iyi deerlendirirsin, dedi ve eliyle silindir kutuyu isaret ederek
ekledi. Ayrica ieri gelirken o nesneyi de yaninda getirmeyi unutma. Pitt
gulukle, Peki, efendim, diyebildi. Oysa o anda Hunter hizla geri dnmus
burosuna girmek uzereydi. Pitt de ardindan yurudu ve burodan ieriye girerken,
her ne kadar yle ok sikiimamissa da yine de iinde bulunduu durumun
kendisini huzursuz ettiinden hi kuskusu yoktu. Ierde, kusursuz denecek
denli guzel cilali konferans masasinda Hunter-' den baska u deniz subayi daha
oturmaktaydi. Kolundaki garip grunuslu paketle yari iplak Pitt'i grunce
tumunun de yuzlerini buyuk bir saskinlik kapladi.
Hunter, Pitt'e teki subaylari tanistirdi. A-ma Pitt bu yalanci kibarlia
aldanmadi, gayet iyi anlamisti ki amiral teki subaylarin rutbelerini ve
mevkilerini belirterek bir yandan kendisini korkutmaya alisiyordu, te yandan
da tepkisini izlemek iin Pitt'in gzlerini inceliyordu. Pitt'e tanistirildiina
gre, John Kennedy'! andiran uzun boylu sarisin Binbasi Paul Boland 101.
Filo'nun Kurmay Baskaniydi. Orly Cinana diye garip bir adi olan ve ok terleyen
sisko albay, Hunter'in kuuk kurtarma filosundaki ge-
25
milerinden birinin komutaniydi. ne atilarak Pitt'in elini itenlikle sikan kisa
boylu, cuceye benzeyeniyse kendisini Hunter'in yardimcisi Yarbay Burdette Denver
olarak tanitti, sonra da sanki animsamaya alisiyormus gibi Pitt'e dik dik
bakmaya basladi.
Pekl kocaolan, diye Amiral Pitt'e yine ayni biimde hitap etti. Pitt o anda
yumruunu Hunter'in azinin tam ortasina indirebilmek iin bir aylik maasini
seve seve verirdi. unku Hunter'in sesi alay doluydu. Simdi bize lutfedip kim
olduunu ve gelis nedenlerini anlatirsan hepimiz sana minnettar kaliriz.
Bu kutuyu neden tasidiimi renmek iin can atan biri olarak ok kabasiniz,
diye Amirali yanitlayan Pitt kendini masadaki bos koltuklardan birine birakti ve
szlerinin uyandiracai tepkiyi beklemeye basladi.
Yuzu haince duygularla burusan Cinana masanin te tarafindan Pitt'e fkeli
fkeli bakti. Pis herif! Buraya gelip bir subaya hakaret etmeye nasii curet
edebilirsin!
Deli olmali, diye Boland araya girdi. Sonra da Pitt'e doru eilerek souk ve
sinirleri gergin bir biimde bakarak ekledi, Seni gidi aptal pi seni kiminle
konustuunu biliyor musun, sen?
Cinana'nin terli yumruu hizla masaya indi. Tanrim, hemen Kiyi Devriyesini
airmali. Yager'e syleyeyim de Kiyi Devriyesini airsin ve bu herifi kodese
attirsin.
Hunter uzun bir sigara yakti, kibriti kul tablasinda sndurdu ve dusunceli
dusunceli Pitt'e bakti. Bana baska bir seenek birakmiyorsun,
26
koca olan. Ardindan Boland'a dndu. Yarbay, Yager'e Kiyi Devriyesini
airmasini sy-Je.
Ben olsam airmazdim, Amiralim, diyen Denver koltuundan doruldu, Pitt'i
tanidii yuzunden belli oluyordu, Kiminizin pis ve pi diye nitelendirdii
sonra da kodese attirmak istedii bu adam gerekte Ulusal Sualti ve Denizcilik
rgutu (NUMA)'nin zel Projeler Muduru Dirk Pitt olup babasi da Deniz Kuvvetleri
Onay Komitesi Baskani olan California Senatru George Pitt'dir.
Cinana kisa ve sunturlu br kufur savurdu.
Kendini toparlayan ilk kisi Boland oldu. E-min misin?
Evet, Paul. Hem de kesinlikle. Denver masanin evresinde dolandi ve Pitt'in
yanina geldi. Onu yillar nce babasiyla birlikte bir NUMA konferansinda
grmustum. Bundan baska, yine NUMA'da grev yapan yeenimin de arkadasi olur.
Yeenimin adiysa Yarbay Rudi Gunn.
Pitt tatli tatli siritti. Taniyorum onu. Birok projede Rudi'yle birlikte
alistik. Aranizdaki benzerlii simdi grebiliyorum. Tek belirgin ayrilik
Rudi'nin komik ereveli gzluklerinin ardindan bakmasi.
Denver gulerek, ocukken ona Kunduz Gzlu derlerdi, dedi.
Pitt de gulumsedi ve Ilk karsilasmamizda ona bundan sz ederim, dedi.
Umarim... biraz... nce... sylediklerimiz... sizi... gucendirmez, diye Boland
kekeledi.
27
Pitt Boland'i en alayli bakisiyla suzdu ve yalnizca, Hayir, dedi.
Hunter'le Cinana bakistilar ve bunu fark-eden Pitt bu bakislardaki gizli anlami
zmekte guluk ekmedi. Ikisi de aralarinda bir Birlesik Devletleri senatrunun
olunun bulunmasindan duyduklari huzursuzluu gizlemeye a-listilarsa da bunda
basarili olamadilar.
Ben yalnizca tatilini geirmeye alisan birisiyim, dedi Pitt yavasa. Bu
nesneyi bugun leden sonra kumsalda guneslenirken kesfettim. Kutu size ait.
Sey, diye Hunter air air sze basladi. Onur duydum. Ama neden ben?
Pitt teki u adama dusunceli dusunceli bakti ve silindir kutuyu masanin uzerine
koydu. Iinde bir suru kit bulacaksiniz. Bir tanesinde de sizin adiniz
yazili.
Hunter'in bakislarinda en kuuk bir merak kipirtisi bile olmadi..
Bunu nereden buldunuz? Kaena Burnunun ucuna yakin bir yerde. Denver ne
doru eilerek, Kiyiya, kumlarin uzerine mi vurmustu? diye sordu.
Pitt basini salladi. Hayir. Kirilan dalgalarin tesine yuzerek kiyiya ekip
ikardim.
Denver sasirmisti. Yani Kaena Burnundaki kirilmis dalgalarin tesine mi
yuzduunu syluyorsunuz? Byle bir seyin olabileceini dusunemiyorum bile?
Hunter Pitt'e inanmamis gibi bakti ama pek uzerinde durmadan sordu,
Orada bulduunuz su nesneye bir gz atabilir miyiz? Pitt sessizce basini
salladi ve masaya d-
28
kulen islak kumlara aldirmadan silindir kutuyu ortaya koydu ve Hunter'e doru
uzatti.
Ilgimi eken de bu sari plastik kabi olmustu.
Hunter silindir kutuyu eline aldi ve teki subaylarin da iyice grebilmesi iin
havaya kaldirdi. Ne olduunu anladiniz mi, beyler?
Tumu de baslarini sallayarak anladiklarini belirttiler.
Daha nce bir denizaltida hi grev yapmamis olmalisiniz, Bay Pitt. Yoksa bir
haberlesme kapsulunun neye benzediini bilirdiniz, diyen Hunter kutuyu masaya
koyarak eliyle de kutuya hafife dokundu. Bir denizalti su altinda seyrederken
kendisini izleyen bir su ustu gemisiyle haberlesmek isterse gnderilecek mesaj
byle bir aluminyum kapsulun iine konur. Hunter konusurken bir yandan da
kapsulun sugeirmez plastik kabini ikardi. Kirmizi isaret boyasi ilistirilen
kapsul denizaltidan basinli bir tup kanaliyla disariya firlatilir. Kop-sul
deniz yuzeyine erisince boya serbest kalir ve denizaltiyi izleyen geminin
kolayca grebilecei biimde binlerce metre karelik blumu renklendirir.
Pitt yavasa, Kapaktaki ince lifler de, dedi ve devam etti, Yuksek basin
altinda iine su sizmasini nlemek iin konulmustur.
Hunter bu szler uzerine Pitt'in verecei yaniti tahmin ederek sordu.
Iindekileri okudunuz mu?
Pitt basini salladi, Evet, efendim.
Odada bulunan teki u subay o anda Hunter'in gzlerinde beliren aci ve umutsuz-
29
luu farketmedi, hatta hi grmediler bile.
Okuduklarinizi bize birka szcukle zetleyebilir miisniz? diye soran Hunter,
verilecek yanitin ne olacaini anlamisti ve bundan da buyuk bir korku
duymaktaydi.
Kisa bir sessizlik oldu. Bu arada Pitt iinden, keske o melun kapsulu hi
grmemis olmayi geirdi. Ama kais yoktu. Simdi tek bir cumle syleyecek ve tum
bu sikintidan kurtulacakti. Pitt derin bir soluk aldi ve yavasa konustu.
Iinde size yazilmis bir not t/ar ve bundan baska nukleer denizalti Starbuck'in
seyir gunluunden yirtilmis yirmi alti sayfa bulacaksiniz, Amiralim.
-30-
IKINCI BLM
Amiral Hunter'in derledii Komutan Dup-ree'nin seyir gunluu syleydi:
Besgundur iinde bulunduumuz bu cehennemi anlatmaya szcukler yetmez. Gemimin
ve adamlarimin, garip ve o denli de korkun byle bir sona suruklenmesine yol
aan rota deisikliinden yalnizca bert sorumluyum. Bunun tesinde, basimiza
neler geldiini elimden geldiince anlatmaya alisacaim... unku kafam artik
eskisi gibi alismiyor, aklim basimda deil,
Dupree'nin akli yeteneklerini kontrol edemediini belirtmesi bilgisayar gibi bir
beyine sahip olmakla un yapan byle biri iin sasirtici bir itirafti.
14 Haziran saat 20.00'de sis bulutuna girdik. Kisa bir sure sonra da, deniz gibi
yalnizca: on kula altimizdayken
31
duyulan buyuk bir patlama geminin pruvasini paraladi ve ieriye hizla dolan su
n torpido blumunu bir anda kapladi.
Dupree patlamanin Starbuck'm iinde mi yoksa disinda mi olduunu gerekte
biliyor-duysa bile bu noktayi aika belirtmemisti.
Tum murettebattan yirmi altisi ilk anda lecek kadar sansliydi. Bunlardan uu
patlama aninda kprude bulunan Yuzbasi Carter, Er Farris ve Metford'du. Onlarin
gemi dalmadan nce kpruyu terkedecek-lerini umuyorduk. Oysa ansizin baslayan
uzucu olaylar onlari kprude yakalamisti.
Dupree'nin yazdii gibi eer Starbuck su ustunde seyrediyor idiyse, Carter,
Farris ve Metford'un kpruyu otuz saniye iinde terk-ederek asaiya inememis
olmalari garip grunuyor. Dupree'nin kpru kapaklarini kapatip adamlarini ktu
sonlarina terketmis olduuna, ya da adamlarini kurtarmak iin yeterli zamani
olmadiina inanmak ok gutu, yoksa Star-burck'in bir tas gibi dibe hizla
battiini kabul etmek gerekirdi ki, byle birseyse olanaksizdi... dusunulemezdi
bile.
Bu arada kapaklan ve ikislari kapattik. Sonra da geminin hizla su yuzeyinin
uzerinde yukselmesi iin tum safranin disariya firlatilmasini emrettim. Ama is
isten gemisti, n taraftan duyulan paralanma sesleri ve insan iliklari
geminin burun ustu diklemesine deniz dibine doru hizla battiini gsteriyordu.
32
Tum safra tanklarinin bosaltilmasiyla gemi burnunun suya yalnizca kirk sekiz
metre gmuleceini ve doksan alti metre uzunluktaki Starbuk'in ki blumunun su
yuzeyi uzerinde kalacaini dusunmek akilci grunuyor. Ne var ki gerekte yle
olmamisti.
Su anda dipte yatiyoruz. Gemi asai doru iki derecelik bir dik aiyla sancak
ynunde sekiz derece yan yatti. n torpido odasi disinda katan tum blumler
salam ve su basmamis durumda. Daha simdiden tumuyle lu sayiliriz. Adamlarima
kaybettiimizi kabul etmelerini emrettim. Yaptiim aptallik sonumuza neden odu.
Iste en anlasilmaz nokta da buydu. Gemi - murgasinin en alt ucuyla en ust ucu
arasinda yedi buuk metre olduu dusunulurse, geminin ki kais kapisi su
yuzeyinden kirk metre derinlikte olurdu. Bu durumda da, her de-nizaltida
murettebat iin bulundurulan soluma aygitlariyla insan rahatlikla su yuzeyine
ikabilirdi. Ikinci Ounya Savasi sirasinda sekiz kisi batik denizalti Tang'tan
yalnizca kendi cierlerinin gucuyle elli drt metre yukseklikteki su ' yuzeyine
ikmislardi.
Ne var ki son birka tumce yazilanlarin en sasirtici olaniydi. Dupree'nin
ilginliini arttiran acaba ne olmustu? Yoksa onu bu denli etkileyen sey
karabasan gibi olaylar dizisinin yarattii sinir gerginlii miydi? Nitekim
Dupree gereklerden sapmakta daha da ileri gidiyordu.
33
Girdap
F : 3
Yiyeceimiz bitti. Hava en iyi olasilikla ancak birka saat daha yeter. Ime su-
yurruzsa drduncu gun tukenmisti bite.
Olamaz! Hem de isler durumdaki bir nukleer reaktrle... bunun aksini
dusunmek iin hibir neden yok... murettebat aylarca yasayabilirdi. Su aritma
birimleri gerekenden ok ime suyunu kolayca temin edebilirdi. Bundan
baska, birka geici nlemle denizaltinin havasini temizleyip oksijen ureten
yasam sistemi de islerliini yitirene dek altmis u kisiye gerekli oksijeni
salayabilirdi. Kaldi ki, szu geen yasam sisteminin islerliini yitirme olayi
da olmayacak bir seydi. Yalnizca yiyecek uzun surede ortaya ikacak bir sorun
olusturmaktaydi. Yine de Starbuck uzun seyir grevinde bulunduundan yeterli
yiyecek stoku olmaliydi. Bu durumda da idareli kullanildiinda yiyecek
stoku ancak doksan gunde tukenirdi. Her sey reaktre baliydi. Reaktr durursa,
adamlar da lurdu.
Kendimi sasilacak derecede huzurlu hissediyordum. Adamlarimin ektikleri aciya
son vermesi iin gemi doktoruna emir verdim. lecek son kisi de ben olacaim,
kuskusuz.
Tanrim! Dupree'nin yasayan adamlarinin toplu lumleri iin gerekten de emir
verebilmis olmasi mumkun mudur?
Yine geldiler. Carter gemiye disaridan vuruyor. Meryem Ana Askina! Car-
34
ter'in ruhu neden bize byle iskence ediyor?
. Dupree artik tumuyle ildirmisti. Nasil o-iur? Aradan yalnizca bes gun
gemisti.
Onlara ancak birka saat daha karsi koyabiliriz. Ki kais kapisini kirmak
uzereler. Bosuna, tum abamiz bosuna... (Bu blum okunmuyor) Bizi ldurmek
istiyorlar, ama sonunda biz galip geleceiz. Sevin yok, zafer de yok. Nasilsa
tumumuz leceiz.
Onlar demekle Dupree acaba kimi kastediyordu? Murettebati kurtarmaya alisan
baska bir gemi, belk de bir Rus casus gemisi olabilir mi?
Su anda yuzeyde hava karanlik ve bize saldirmayi durdurdular. Bu mesajla
birlikte gemi seyir gunluunun son sayfalarini da haberlesme kapsulunun iinde
gndereceim. Sukurler olsun ki kapsulu gece karanliinda bulamayacaklar.
Gemimizin bulunduu koordinatlari: (Ilk rakamlar karalanmis) 3243'15 K
16118'-22.B.
Verilen koordinatlar akla yakin deil. unku koordinatlarin gsterdii blge
Starbuck'm son mevkii raporunda belirtilen blgeden bes yuz mil uzaklikta.
Yapilan son telsiz haberlesmesinden sonra Duoree'nin yukarida koordinatlarini
verdii blgeye Starbuck'm tam hizla gitse bile ulasabilmesi iin aradan yeterli
zaman gememisti.
-35-
, Bizleri aramayin, yoksa bosa kurek ekmis olursunuz. Geride bulabileceiniz
bir iz birakmayi gze alamazlar. Bizi ktu faka bastirdilar. Oynanan oyunu bir
bile-bilseydim su anda pekl da gunesi hisseden canlilar olabilirdik. Lutfen bu
mesaji Pearl Harbour'de Amiral Leigh Hun-er'e tdastirin.
Iste, bu da anlasilmayan son nokta. Neden ben? Bildiime gre Komutan Dupree'yle
daha nce hi karsilasmamistim. yleyse Star-buck'dan gnderilen son mesajin
alicisi olarak beni neden semisti?
*
*
36
NC BLM
Pitt eski Royal Hawoi Otelinin barinda ne eilmis oturmaktaydi. O anda gunduz
basindan geenleri dusunuyor ve bombos gzlerle elindeki ikisine bakiyordu'.
Gunun anilari kirpmadii gzlerinin nunde canlaniyor, sonra da birer birer yok
oluyordu. Ama bir sahne vardi ki hi yok olmuyordu. O da kapsulun iindekileri,
yani Starbuck'in uzucu sonuyla ilgili korkun samalii ve Komutan Dupree'nin
insani saskina eviren delice szlerini okurken Amiral Hunter'in solgun yuzunun
anisiydi.
Hunter okumayi bitirdikten sonra yavasa basini kaldirmis ve Pitt'e doru basini
sallamisti. Pitt amiral'in uzattii kayis gibi sert eii sessizce sikmis ve sanki
hipnotize edilmis gibi teki subaylara birer veda szcuu mirildanarak odayi
air adimlarla terketmisti. Nimitz karayolunun kivrimli trafik akisinda
arabasini nasil kullandiini o anda animsamiyordu. Daha sonra odasina ikisini,
dus alisini, giyinerek belirsiz ve bilinmeyen bir -hedefi aramak iin odasini
terkedisini de animsamiyordu. Hatta
37
o anda biie bardaki viski dolu bardaini yavas yavas dndururken bulunduu
kokteyl salonunda evresinde geen konusmalardan hibirini duymuyordu.
Pitt, Starbuck^m son mesajini bulmasinda bir uursuzluk olduunu seziyordu.
Beynindeki derinliklerden yuzeye ikmak iin umutsuzca irpinan uyanik ve
gemisle ilgili bir dusunce vardi. Ama ne var ki bu dusunce tam yuzeye ulasip
belirlenmek uzereyken, ansizin zayifliyor ve sonra da yine geldii boslua
dusuyordu.
Pit'in gzune barin teki uunda oturmus elindeki iki bardaini kendisine
doru kaldirarak iki ismarlamak istediini anlatmaya alisan birisi ilisti.
Adami hemen tanidi, Albay Orl Cinana'ydi. O da Pitt gibi gunluk pantolon ve
iekli Hawai gmlei giymisti. Cinana yerinden kalkti, Pitt'in yanina geldi.
Hl terliyordu ve mendiliyle de surekli olarak alnini, avularini kuruluyordu.
Size bir iki ismarlayabilir miyim? diye sahte bir itenlikle sordu.
Pitt dolu bardaini kaldirdi. Tesekkur e-derim, benimki daha olduu gibi
duruyor.
Pitt o gun Pearl Harbour'dayken Cinana'ya pek dikkat etmemisti. Oysa o anda daha
nce farkedemedii bir seyi grunce olduka sasirdi. Cinana'nin gbei nedeniyle
Pitt'den daha kilolu olduu gznune alinmazsa onlari g-* ren baska biri
ikisinin kuzen olduklarini rahatlikla syleyebilirdi.
Cinana, Pitt'in uzerine dikilen anlamsiz bakislarindan sinirli sinirli
kainarak ikisindeki
38
buzu dndurerek oyalandi.
Cinana, Bu leden sonraki yanlis anlama nedeniyle bir kez daha zur dilerim,
dedi.
Unutun gitsin, Albayim. Hem ben de yle tam bir nezaket rnei deildim.
Starbuck'm kaybolmasi tatsiz bir is. Cinana ikisinden bir yudum aldi.
En gizemli olaylar bile erge aia ikar. rnein Thresher, Bluefin, Scorpion
gemilerini ele alin... Deniz Kuvvetleri tum kazazedeler bulunmadan
arastirmalarim isona erdirmemis-ti.
Ama bu kez ayni seyi yapamiyoruz, diyen Cinana aci aci siritti. Bu kez asla
bulamayacaiz.
Hibir zaman asla demeyiniz.
Szunu ettiiniz u uzucu kayip da At-lantik'de olmustu, Binbasi. Starbuck'msa
Pasi-fik'de kaybolmak gibi ktu bir sansizlii oldu. Bir an duraksadi,
boynundaki terleri sudi. Pa-sifik'de kaybolan gemiler iin sylenen, Deniz
Kuvvetlerinin yaygin bir deyisi vardt.
Atlantik Okyanus'unun derinliklerinde
yatanlar
Anitlar, elenkler ve siirlerle animsanir, Oysa Pasifik Okyanusu'nda yataniar
Sonsuza dek unutulurlar.
Ama elimizde Dupree'nin mesajinda be-irtilen yer koordinatlari var, dedi
Pitt. Sansiniz da yardim ederse sonar aygitinizla deniz dibinde yapacainiz bir
haftalik bir aramada Starbuck'i kolayca bulabilirsiniz.
39
Denizler gizemlerinden kolayca vazgemezler, Binbasi, diyen Cinana, bos
bardaini barin uzerine koydu, Artik gitmem gerekiyor. Bir bayanla bulusacaktim
ama atlatildiim aika belli oluyor.
Pitt Cinana'nin uzanan elini sikti ve siritarak, Su anda neler hissettiini
anliyorum, dedi.
Hosakal, Iyi sanslar. Size de, Albayim.
Cinana dndu ve salondaki kalabalii yara yara lobiye doru ilerledi. Bir sure
sonra da surekli hareket eden bir bas denizinin ardinda gzden kayboldu.
Pitt ikisine hl dokunmamisti. Cincna gittikten sonra evresindeki samataya
karsin buyuk bir yalnizlik hissetti.
Pitt o anda krkutuk sarhos olmak iin benliinde nune geilmez bir istek
duydu. Star-buck adini unutmak, onun yerine seksle ilgili tum ekingenliini
geride. Omaha'da, Nebras-ka'da birakarak tatilini geirmeye gelen bir sekreter
kizi tavlamak gibi daha nemli konularla ilgilenmek istedi. Ikisini bir dikiste
bitirdi ve yenisini ismarladi.
Pitt aklindan geenleri uygulamaya ve bu arada tatli dilli nezaketini de
gstermeye kendini tam hazirlamisti ki iki yumusak kadin gsunun sirtina
delecek gibi dayandiini hissedip bir ift bembeyaz elin de beline dolandiini
grdu. Acele etmeden yavasa geri dndu ve Adrian Hunter'in afacan ocuklarda
rastlanan cin gibi gzleriyle karsi karsiya geldi.
Selam, Oirk, diye Adrian kisik sesle mi-
40
rildandi. Iki arkadasi ister misin?
Olabilir. Bundan benim ikarim ne olur? Adrian, Pitt'in beline doladii
ellerini sikti. Birlikte evime gidebilir, sonra da muzik dinler, not tutariz.
Olmaz. Annem eve erken dnmemi istiyor.
Oh, tatlim, hadi gel. Felekten bir gece almak isteyen eski bir dostunu
kirmazsm sanirim. Dei! mi?
Eski dostlar ne ise yarar ki? diye Pitt aiayli alayli sylendi. Bunun uzerine
Adrian'in elleri Pitt'in kasiklarina doru kaydi, Pitt de kizin ellerini
yakalayip kendinden uzaklastirdi. Kendine yeni bir uras bulmalisin. Garip
zevk-erine gsterdiin bu asiri duskunluk gz nune alinirsa su ana dek nasil
olup da iskartaya ikmadiina sasiyorum.
Szlerin ilgin. Adrian gulumsedi ve devam etti. O dediin isi her zaman
parayla da yapabilirdim. Ama ucretim ne olurdu, diye merak ediyorum.
Belki de iyice kullanilmis bir fahise kadar olurdu.
Gen kadin gsunu ileri attirip yalanciktan somurttu. Bence tek yaptiin sey
sevdiin birini kirmak oluyor.
Adrian'in gece yasantisindaki hizli tempo gz nune alindiinda onun hl ok
guzel bir kadin olduunu dusundu ve onunla son kez sevistiinde kadinin iplak
bedeninin yumusak dokunuslarini animsadi. Bundan baska, kadinla ne denli ok
atesli sevisirse sevissin, tekniinin de ustalii ne denli buyuk olursa olsun,
onu yine de bir turlu tatmin edemediini de a-
nimsadi.
Heyecanli sylesimizi bozmak istemezdim, ama bugun ilk kez babanla
karsilastim,
dedi Pitt.
Pitt bir an iin kadinda bir saskinlik belirtisi greceini sandi. Ama Adrian
hi de sasirmis grunmuyordu. Aksine, olduka ilgisizdi. yle mi? Yasli Lord
Nelson seninle neler konusmak zorunda kaldi?
ncelikle, giyinis tarzimla hi ilgilenmedi
bile.
Dert etme. O benim giyinis tarzimla da
hi ilgilenmez.
Pitt, sko viskisinden bir yudum aldi ve bardain uzerinden kadini suzdu. Senin
durumunda onu sulayamam. unku hibir erkek kizinin bir sokak fahisesi gibi
giyindiini grmekten hoslanmaz.
Adrian, Pitt'in son szlerini duymazdan geldi. Kaldi ki, babasinin bir suru
asiindan yalnizca biriyle yuzyuze gelmis olmasi da Adrian's hi
ilgilendirmemisti. Oturduu taburede syle bir kimildandi ve bir omuzuna dkulen
uzun simsiyah salariyla daha da etkili olan gzleriyle Pitt'e bastan
ikarircasina bakmaya basladi. Teniyse, salonun yan aydinliinda bronz bir
heykel gibi parliyordu.
Adrian, ikim ne oldu? diye sordu. Pitt, barmene isaret etti. Seye... yani,
hanimefendiye bir Brandi.
Adrian onae kaslarini atti, sonra da gulumsedi. Hanimefendi szcuunun
modasinin oktan getiini yoksa bilmiyor musun?
42
Ne yapayim, eskiden kaima bir aliskanlik bu. Tum erkekler evlenecekleri kizin
bir hanimefendi olmasini ister. Tipki sevgili ihtiyar babanin bir zamanlar
evlendii kiz gibi.
Annem sikici biriydi, dedi gen kadin kayitsizca.
Ya baban?
Babam da insunm guvenecei biri deildi. Hibir zaman evde olmazdi, ya denizde
terkedilmis pis kokulu eski bir teknenin ya da unutulmus bir gemi enkazinin
pesinde olurdu. Okyanusu kendi ailesinden daha ok severdi. Doduum gece orta
Pasifik'de batmakta olan .bir petrol tankerinin murettebatini kurtarmaya
alisiyormus. Liseyi bitirdiimde diploma trenim sirasinda yine denizdeydi, bir
kayip uai ariyordu. Daha sonra annem lduundeyse saygideer amiralimiz Eaton
Denizbilim Okulunun birka uzun sali hilkat garibesiyle birlikte Grnland
aiklarindaki buzdalannm yerlerini ibelirlemekteydi. Adrian o anda gzlerini
hizla Pitt'in bakislarindan kairdi, ama Pitt onun yarali noktasina dokunduunu
anlamisti. Adrian devam etti. O nedenle bizim baba-kiz iliskisine gzyasi
dkmeye kalkma. Amiral ve ben bir-toirimize yalnizca sosyal nedenlerle
katlaniyoruz.
Pitt dik dik Adrian'a bakti. Buyudun artik. Evi neden terketmiyorsun?
Adrian barmenin uzattii ikiyi aldi ve yu-dumladi. Kadin olarak bundan daha
iyi bir anlasma olur mu? Her zaman evremde dolanan uniformali erkekler var.
Elimdeki su ustunlue Wr bak. Binlerce erkek var ama hibir kadin
43
rakibim yok. Bu durumda niye evimi terkedip baskalarinin artiklarini toplamaya
alisayim ki? Amira! herkese bir aile erkei olduu izlenimini vermek istiyor,
ben de bir amiral kizi olmanin saladii tum imknlardan yararlaniyorum.
Adrian, Pitt'e ekingen ve utanga bir bakis atti. Benim eve mi? Gidelim mi?
diye sordu.
Istediinizi bir sonraki sefere almak zorunda kalacaksiniz, Bayan Hunter, diye
arkalarinda ince bir ses duyuldu. Aibay beni bekliyordu.
Pitt'le Adrian geriye ayni anda dnduler. Karsilarinda Pitt'in o gune dek
grduu en egzotik kadin durmaktaydi. Kadinin gzlen yle griydi ki geree hi
benzemiyordu, bundan baska biimli bedenine oturan doulu tarzi dar ve siki
yesil giysisiyle tam bir tezat olusturan salari buyuleyici kizil bir alayan
gibi omuzlarina dkuluyordu.
Pitt bu kadini daha nce grup grmediini syle bir dusundu, ama yaran yoktu.
unku gzlerini daha nce bu denli guzel bir yaratia hi dikmemisti. Oturduu
tabureden kalkarken kalbinin hizla arpmaya basladiini hissetti ve bundan da
memnun oldu, unku sevisirken av kpei gibi kolunu isiran besinci sinif bir
sarisindan beri daha ilk karsilasmada ' duygularini harekete geirerek bedeninde
arzu uyandiran ilk kadindi.
Sessizlii bozan Adrian oldu. zgunum, tatlim. Ama baskasinin arazisine izinsiz
giriyorsun.
Adrian Iinde bulunduu durumdan eleniyor gibiydi. Ona gre bu davetsiz konuk
ko.-
__44__
layca ustesinden gelebilecei kuuk bir cani sikintisindan baska bir sey
deildi. Arkasini; gen kadina dndu, ikisini yudumlamaya devam etti.
iri gri gzler bir an olsun Adnan'dan ayrilmadi. Kabaliiniz, serseri olarak
yaptiiniz u-nunuzu de asti, Bayan Hunter.
Adrian bozuntuya vermeyecek kadar soukkanliydi. Oturduu yerde istifini hi
bozmadi, yalnizca barin karsisindaki aynadan gen kadina dik dik bakmaya
basladi. Elii dolar yeter mi? diye evreden kolayca duyulabilecek bir sesle
sordu. Amatr grunusunu ve normalin altindaki yeteneini gz nune alirsak bu
ucret senin iin ok bile sayilir.
Barda hemen yakinlarinda oturanlar iki kadin arasindaki konusmalara kulak
kabartmaya basladi. Kadinlar kaslarini atarken, erkekler de siritiyor, bir
yandan da gizliden gizliye urunda arpisan iki kadinin arasindaki kasilip kalan
erkei kiskaniyorlardi. Pitt iinse iki kadinin kendisini ele geirmek iin
birbirlerini inelemesi yepyeni bir seydi. Sesini ikarmadan, bu anin tadini
ikarmaya alisti.
Sizinle zel olarak konusabilir miyim, Bayan Hunter? diye sordu yesil giysili
yabanct kadin.
Adrian basini eerek, Neden olmasin? dedi ve dnerek yavasa tabureden indi.
Sonra da otelin ndeki zel plajina ailan kapisina doru ilerleyen yabanci
kadini izledi. Pitt o anda disarda plajda olacak iki erkei kolayca bastan
ikarabileceini dusunduu ve insanin yureini hoplatan hareketlerle nunde
ilerleyip
45
gzden kaybolan iki nefis kalaya kendinden geercesine uzun uzun bakti.
Pitt i ekip bara yaslandi. Kendisini ainin evresinde dolanan iki sinei
izleyen ama baska bir aa takilmalarini isteyen bir rumcee benzetti. Sonra da
iki kadinin konusmalarini izleyen evresindekilerin saskin bakislarini farketti.
Bunu yuzlerinden anladi ve siritarak basiyla selam verdi, ardindan da yine bara
dndu.
Kendi kendine o gun yeterince surprizle karsilastiini itiraf etti. Acaba tum
bunlar nereye varacakti? Cesaretini arttirmak iin barmene isaret etti, ikisini
tazelemesini istedi. Hf^rn de bu kez duble olarak.
On bes dakika sonra Grr Gzler geri dndu, sessizce Pitt'in arkasinda durdu.
Pitt dusuncelerine yle dalmisti ki kadinin varliin) farkedip aynadan kim
olduunu anlamak iin basini kaldirana dek orcdan saniyeler gemisti.
Kadinin dudaklari gulumseme baslangiciy-mis gibi ok hafif kivrildi. Sonra da
bir an du-raksadi, sanki sze nasil baslayacaini bilmiyordu. Kazananin
serefine mi iiyorsunuz? diye sordu.
Kadinin sa gzunun altindaki bere izi kirmizidan mora dnusmeye baslamisti
bile, bundan baska da alt dudainda kuuk bir yarik vardi. Buradan enesine
suzulen birka damla kan dekolte giysisinin aik kismindan iki gsunun tam
ortasina damliyordu. Pitt kadinin o haliyle bile o gune dek grduu en ekici
kadin olduunu dusundu.
46
Peki, ya kaybeden ne oldu? diye Pitt sordu.
Birka gun koyu makyaj yapmak zorunda kalacak ama ilerde bir gun benimle yine
kapismak iin yasayacaini saniyorum.'
Pitt cebinden mendilini ikardi, bardaindan aldii buzu mendiliyle sardi ve onu
hafife kadinin dudaina dokundu. Bunu al ve dudainin uzerine yavasa
bastirarak tut. Sismesini nler.
Gen kadin bitkin bir durumda gulukle gulumsedi ve basiyla, tesekkur ederim
dedi.
Biraz nceki merakli izleyiciler bu kez geri ekilmisler, sanki szfesinis gibi
her an bir rezalet ikmasini bekliyorlardi. Pitt hemen barmene hesabi dedi ve
gen kadini kolundan tutup surukleyerek salonu getiler, otelin plajina
iktilar.
Bana olanlari anlatmanda bir sakinca var mi? diye Pitt'sordu
Kadin konusmak iin mendili azindan ekti. Her sey ortada deil mi? Bayan
Hunter aklini basina almak istemedi, ben de bunu ona zorla yaptirdim.
Pitt gen kadina dusunceli dusunceli biraz da kuskuyla bakti. Sonra da, neden
beni seti, diye kendi kendine sordu. Daha nce hi grmedii bir erkek iin
neden byle kavga etmisti? Ve en nemlisi, kadinin amaci neydi? Pitt kendini
bosuna aldatmadi, hibir film yapimcisi Don Jucm'in yeni ekiminde basrol
oynamasi iin ona neride bulunmazdi. Evet, kadinlardan payina duseni alirdi,
ama asla suslu kuuk yalanlar sylemek, ufak tefek hilelere basvur-
47
mak gibi biiinen oyunlara kalkismazdi. Pitt yanindaki kadinin kendisini seme
nedenlerini a-rastirmaktan vazgeti, unku o anda isi olur-na birakmaktan baska
yapabilecei bir sey
yoktu.
Plajda yuruyelim mi? diye Pitt sordu. Ben de sizin ayni seyi nermenizi
bekliyordum, diyen gen kadin gulumsedi ve bu davranisiyla da Pitt'in tumuyle
etkisi altina almis oldu. Bunu kendisi de farketmisti, unku o anda erkein
bakislarinin guslerinde dolastiini sonra da asaiya doru yavasa kaydiini
kurnazca izlemisti.
Kadinin gusleri insani sasirtacak kadar kuuk ve sikiydi, yle ki onun bu
zellii bedenin geri kalan yerlerinde cmerte bulunan kivrimlara tezat
olusturuyordu. Ay isiinda ve otelin terasini evreleyen lambalarin hafif
isiinda Pitt, gen kadinin kan damlalariyla benek benek olmus bronz rengi
teninin insani bu-yulercesine giysisinin altinda kaybolduunu grebiliyordu.
Daha asaida kadinin beli tatli bir kivrimla dumduz ve gergin karnina ulasiyor
ardindan da simsiki yesil giysisinin dikislerini patlatmak iin savas veriyormus
gibi grunen bir ift dolgun kalaya ailiyordu. Kadin kizil-deriliye
benziyordu, ne var ki omuzlarina dkulen parlak kizi! salari bu tahminini
dorulami-yordu.
Gen kadin, Bana byle bakmaya devam ederseniz yaninizdan ayrilmak iin
izninizi istemek zorunda kalacaim, dedi.
Bunun uzerine Pitt utanmis gibi bir bakislarini kadindan uzaklastirmaya alisti
ama be-
--48
cerernedi. Sanat galerilerini gezmenin serbest olduunu saniyordum.
Kadin Pitt'in kolunu yakaladi ve sikti. A-ma birseyler satin almak istemeniz
kosuluyla.
Ben sanat eserlerini yalnizca seyretmekten hoslanirim. Onlari satin aldiim ok
enderdir.
yleyse ilke sahibi binsiniz demektir. Birka ilkem vardir, ama onlar
kadinlara uygulanmaz. O anda Pitt'in burnuna gelen kadinin parfum kokusu
nedense ona hi de yabanci deildi.
Gen kadin dayanmak iin Pitt'e tutunarak biran duraksadi, sonra da Waikiki
Plajinin serin kumlarina gmulu ayaklarim hafife oynatarak ayakkabilarini
ikardi. Birka dakika hi konusmadan air air yuruduler, bu arada kadin
Pitt'in kolunu daha da siki tuttu ve Pitt'e iyice sokuldu.
Yari aydinlikta kadinin gzlerinde ansizin bir panfti belirdi ve yavasa, Adim
Summer, dedi.
Pitt kadini kollan arasina alip sis dudaklarindan hafife ptu. Hibir sey
sylememisti. Ve ansizin kafasinda tehlike anlari almaya basladi, ama ok ge
kalmisti. Ilk duyduu siddetli bir aci oldu. Summer'in dizi kasiina gmulurken,
Pitt'in de azi bir karis aildi ve o anda soluunun kesildiini hissetti.
yle ani tepki gstermesi iin beynine neyin emir verdiini Pitt csla
bilemiyeekti, ama bildii tek sey varsa o da duyduu korkun a-ci aninda ani
bir refleksle yumruunu salladii ve yumruunun Summer'in enesinin sa tara-
49
Girdap
F : 4
ima hizla indiini grebumis olmasiydi. Kadin bir an sarhos gibi sallandi, sonra
da kumlarin uzerine yiildi kaldi.
Herhangi bir umutsuzluk aninda yardima hazir bekleyen Pitt'in gizli ve nceden
akla gelmeyen koruyucu guleri onu dusup bayilmaktan alikoydu. Kasiindaki
siddetli aci onu derin soluk almaya zorladi. Iki eliyle kasiini tutup acidan
kivranarak yavasa yerde hareketsiz yatan kadinin yanina diz aktu.
Pitt duyduu acidan ilik atmamak iin dislerini yle sikti ki enesi aridi.
Dizlerini yumusak kuma gmdu, ne arkaya sallanmaya basladi. Baygin yatan bir
kizin yaninda ne arkaya hareket edip elini de sikica bacak arasinda tutarken o
anda bir yakalansa birok sikici soruyla karsilasabilirdi. Bereket versin ki,
altmis metre tesinde kuuk bir atesin evresinde oturan genler ve otel
musterileri disinda plaj bombostu.
Aradan drt dakika geti. Bu sure iinde duyduu siddetli aci gittike azaldi,
zonklamaya dnustu. Ancak o zaman Summer'in elinde parildayan bir sey olduunu
farketti, bu bir cam yansimasina benziyordu. Kadinin uzerine doru yavasa
surundu, sessizce yatan kadinin uzerinde melerek gevsek parmaklari a-rasinda
duran siringayi ekip aldi.
Pitt saskindi. Gecenin yari aydinliinda Summer yirmi besinden daha buyuk
gstermiyordu. Yumusak ve tatli bir grunusu vardi. Elindeki siringayi ceket
cebine dikkatle yerlestirirken iindeki sivinin ne olabileceini merak . etti.
50
Daha sonra Pitt ne eildi, kadini acemice omuzlarina aldi ve sallanarak yerinde
doruldu. Ansizin kadinin evrede pusuya yatmis birka arkadasi olabileceini
dusundu, ne var ki o anda byle seylerle urasacak zamani yoktu. Oteli yalnizca
birka blok tedeydi, o nedenle de yukunu sirtinda iyice dengeledi ve kumda sert
adimlarla yurumeye basladi.
Pitt gece kaldirimlarda dolasan turist gruplarina grunmeden gemeyi umuyordu,
unku otelin arka bahesindeki sik aalarin arasindan gizlenerek ilerlemeyi
dusunuyordu. Yoksa,, devriye dolasan bir polisle ya da sirtindaki kadini
kurtarip kahraman olmak isteyecek iyi niyetli bir turistle karsilasmayi hi
istemiyordu.
Pitt kaldirimdan yuruseydi bes dakikalik, kolay bir yuruyus olacakti, oysa
arka bahedeki sik aalarin arasindan gidince yuruyusu tam yirmi dakika
surdu. Soluk alip dinlenmek, ya da sarhos bir grubun yalpalaya yal-palaya
gzden uzaklasmasini beklemek iin. glgelik yerlerde kisa molalar verdi.
Cummer'-in bedeninden yayilan guzel parfumun tadini iyice ikardi. Bu kez
parfumun Hawai Adalarinda yaygin olmayan bir tur olduunu ikarabildi ama bu
kokuyu bir kadinin kullandiini ilk kez gruyordu.
Oteli caddenin tam karsisindaydi ve otelin lobisinde yanan isiklar Pitt'e
siinilacak emin bir yer gibi grunuyordu. Trafiin uygun olduu bir anda
kosarak caudeyi geti. Kasiindaki zonklamadan yuzu perisandi, sirtindaki lu
gibi airlik da cabasiydi. Bu durumda ve karanlikta yaklasik drt yuz metre
yurumenin ne~
__c-i__
- \j i -
-den olduu fiziksel zorlanma onu soluk solua birakmisti. Kaldirimin kenarinda
park eden arabalarin yanindan dolandi, otel girisinin yanina geldi ve Icbiye
dikkatle bakindi.
Sansi o anda Pitt'i terketmis gibiydi. unku ierde iriyari ve kara derili bir
Hawaili kadin elektrik supurgesiyle asansrun nunu suj purmekteydi. Pitt
kapidan girmekten vazgeti. Binanin ksesinden kivrildi ve alttaki garaja inen
eimli yolda hizli hizli yurudu: Yari aydinlik beton garajda parkedilmis birka
araba disinda bir sey yoktu. Pitt kapisi aik bir asansr grdu, yanina giderek
iine bindi ve katinin dumesine dokundu, sonra da asansr kabinin tik aaciyla
kaplanmis duvarina yaslandi.
Pitt terden sirilsiklam kalmisti. Harcadii gule gecenin nemi birlesmis sonuta
kendisini tukenme noktasina getirmisti. Summer'in airlii altinda ikibuklum
asansrun duvarina yaslanmis beklerken hi olmazsa bir para olsun dinlenebildi.
Asansr yeknesak bir uultuyla yukariya tirmanisini surdurdu ve Pitt'in bastii
kata dek hi durmadi.
Asansrun kontrol panosu 10 rakaminda yanip snmeye basladi. Pitt'in sansi yine
geri gelmis gibiydi. unku koridorda kimsecikler yoktu. Kisa bir sure pantolon
ceplerini el yordamiyla beceriksizce arastirdiktan sonra dairesinin anahtarini
bulabildi ve cebinden ikardii anahtari, uzerinde 1010 yazan islemeli ahsap
kapinin kilidine soktu.
Luks dseli dairesi Pitt'in maasina gre olduka fazlaydi, ne var ki u yildir
ilk kez ta-
52
til yaptiindan byle bir dairede bulunmasini hakli gruyordu.
Pitt yatak odasina girdi, Summer'i yatain uzerine birakti. Baska bir zaman olsa
bu denli guzel bir kadini seyrederken arzu duyardi, kuskusuz. Ama bu gece hibir
sey duymuyordu. Ne dusunceleriyle, ne duygulariyla ne de bedeniyle. O gun
basindan sonuna dek yorucu gemisti. Pitt Summer'i yatain uzerinde hl baygin
durumda birakti ve banyoya girerek soyundu, sonra da dus yapti.
Her sey anlamsizdi Kendisine tumuyle yabanci biri onu neden ldurmek istesindi?
Tek varisi ufak tefek ak sali annesiydi, o da yardim derneklerinin duzenledii
aylara gitmekten ve eusi rguler yapmaktan vazgeip Mafyayla iliski kurmadika
onu ldurtmek istemesi iin hibir nedeni olamazdi. Pitt tum bu dusuncelerin bir
kuruntudan baska bir sey olmadiini anlayip siritti. Kaldi ki, elinde
siringadaki sivinin zehir olduunu kanitlayacak ne vardi ki?
Sivi bir tur uyku ilaci olamaz miydi? Byle bir sey yari yariya olasiydi da. Ama
yine de oyni soruyu soracakti kendisine. Neden? Anim-sayabildiine gre, hibir
askeri sir bilmiyordu. Ve nukleer bombalarla ilgili gizli bilgiler, ne fuze
rampalarinin ysrleri, ne de dunyanin yok edilmesi iin hazirlanan ok gizli
planlar. Bir sure sonra dusunceleri yine Summer'in olaanustu guzelliine dndu.
En sonunda da kendisini zorlayarak dusunmekten tumuyle vazgeti, iinde
bulunduu gerek ana dndu. Musluu kapadi, sirtina bir bornoz geirdi ve yatak
53
odasina dnerek Summer'in alnina islak bir bez parasi koydu. Kadinin sabah
uyandiinda e-nesindeki morluu greceini anlayinca da bundan azicik sadiste
bir zevk duydu.
Pitt Summer'! omuzlarindan tutup hizla sarsti. Gen kadin bayginliktan kurtulmak
istemiyormus gibi yavasa mirildanarak iri gri gzlerini istemeye istemeye ati.
Yabanci bir yerde uyanmak ou kadini urkuturdu. Ama Sum-mer'i deil. ok
guluydu. Kadinin beynindeki devrelerin hemen harekete getiini anladi. unku
gzleri hemen odayi arastirmaya basladi. Bakislari nce Pitt'e sonra kapiya,
daha sonra da balkona, en sonunda da yine Pitt'e yneldi. Aslinda bakislari
normal grunuyordu, ama yine de daha tam olarak ayilmamis gibiydi. Bir sure
sonra elini kaldirdi, enesinde moraran yere dokundu.
Bana vurdun mu? diye sordu. Evet, diyen Pitt siritti. Ve simdi de
getirdiim odamda bulunuyorsun. Sanirim, sana tecavuz edeceim.
Sonunda kadinin gzlen drt aildi, artik kendisine iyice gelmisti. Byle bir
seye cesaret edemezsin.
Peki, daha nce cesaret etmediimi nereden biliyorsun?
Summer Pitt'in szlerine neredeyse inaniyordu. Eli hizla kasiina doru kaydi
ama birdenbire durdu. O denli sapik biri deilsin.1 Sapik olduumu da kim
syledi? Pitt'e ok gario bir bakis atti. Bana dendi ki... Ama hemen
szlerini yarida kesti ve gzlerini Pitt'ten kairdi.
54 -
Pitt azadarcasina, ok dikkatli olmaliydin, dedi. Ktu sylentilere inanman
ve Wa-ikiki Plajinda bir asai bir yukari dolanarak savunmasiz erkeklere siringa
saplaman basini i-yice derde sokabilir.
Summer birka saniye Pit'e dik dik bakts. Dudaklari karsilik vermek iin
aralandi ama tam o anda guze! gri gzlerinde yavas yavas kusku belirmeye
basladi. Sonunda, Ne demek istediini anlamiyorum, diyebildi.
Sen bilirsin. Pitt sirtini kadina dndu ve telefona uzandi. Ne yapmak
istediini biraka-yimda polis rensin. Benim gibi durust vatandaslar polisin bu
tur islerle urasmasi iin para veriyor.
Bir yanlislik odu. Sesi birdenbire deismisti, sert ve buz gibiydi. Telefon
etmeye kalkisirsaniz tecavuze uruyormus gibi bairirim. Yuzumdeki bu yaralarla
da kime inanirlar saniyorsunuz, size mi yoksa bana mi?
Pitt telefonun almacini kaldirdi ve tuslara dokunmaya basladi. Sana
inanacaklarindan hi kusku yok, tabii. Yani, Adrian Hunter .lehimde taniklik
yapana dek. Su anda onun yuzunde de birka 'z bulunuyor olmali. Pi dikkatini
telefona yneltti. bur uta telefona yanit veren ses bes kez alo dedikten sonra
telefonu kapadi. Pitt ancak hattin kapandiini anladiktan sonra konusmaya
basladi. Alo, size bir saldiri olayini bildirmek istiyordum...
Pitt daha fazla devam edemedi. Summer bir anda yataktan firladi, almaci Pitt'in
elinden kapti ve hizla yerine koydu. Lutfen. Anlamiyorsunuz. Sesi bu kez
yumusak ve umutsuz-
55
iuk doluydu.
Son szlerinde tum olanian hafife almis, oldun, diye Pitt fkeli fkeli
sylendi. Sonra da gen kadini omuzlarindan yakaladi, parmaklarini serte sikti
ve gzlerini hi kirpmadan kadinin acidan buyuyen gzbebeklerine iyice
yaklastirdi. Adamin yumurtaliklarina diz atip sirtina siringayi sapla sonra da
irzina geiliyor-mus gibi davran. Simdi anlat bakalim, senin derdin ne, ne
yapmaya alisiyorsun?
Kadin bir an karsi koymaya alisti ama bundan hemen vazgeti. Haydut herif!
Sesi kin dolu bir fisiltiyla ikmisti.
Kadinin o andaki bakislari Pitt'i etkiledi. Summer'in omuzlarini yavasa birakti
ve geri ekildi. Ben buyum iste, buyuk gangster Al Capone'nin adamlarindan
biriyim. Chicago'dan da gemiyle daha yeni geldim.
Ah! seni bir... Ama szlerini yanda kesti, omuzlarinda kipkirmizi iz birakan
Pitt'in tuttuu yerleri ovaladi. Sen bir seytansin.
Pit bu szlere, hi kizmadi, yalnizca parmaklarinin gen kadinin tenine
gmulduu yerlerde olusan kipkirmizi izleri farkedince bir para uzuldu.
Uzun bir sessizlikten sonra Summer yine konusmaya basladi. Ne renmek
istiyorsan anlatacaim. Sesi biraz daha yumusamasina karsin gzlerindeki tuz
gibi bakislarda en kuuk bir deisiklik olmadi. Ama ilkin banyoya gitmeme
yardim edebilir misin? Sanirim... kusacaim.
Pitt elini uzatti, Summer'in bileini yakaladi. Elinin altindaki kadinin
kaslarinin gerildi-
ini hissetti. Ansizin kadin bir ayaini yatain kenarindaki demire geirdi ve
incecik bedeninin tum gucuyle Pitt'in midesine omuz atti. Pitt'in dengesi
bozuldu, gerisin geriye bir sandalyenin uzerine dustu, sonra da sandalyey-ie
birlikte yere yuvarlandi. Duserken yatain yanindaki gece lambasini da
devirmisti. Pitt yerdeki kaba tuylu haliya arptiinda Summer de kapiyi ekerek
ati ve balkonda gzden kayboldu.
Pitt yerden kalkmaya alismadi, aksine sirt ustu yaslandi ve halinin uzerinde
daha rahat bir durum aldt. Aradan on saniye geti. Kendini daha fazla tutmayan
Pitt kahkahayla gulmeye basladi. Bir daha onuncu kattaki bir erkein odasina
girerken yaninda bir de parasut getirmeyi unutmazsin.
Summer yavasa odaya geri dndu. Guzel yuzu fkeden mosmor kesilmisti. Sana su
anda sylenecek ok ktu bir sz var ya!
Pitt kibarca gulumseyerek, Benim aklima bu turden en az bir duzinesi geliyor,
dedi. Summer elverdii lude uzakta durmak iin odanin karsi duvarina yaklasti
ve yavasa bir koltua kerek gzlerini Pitt'inkilere dikti. Sorularinizi
yanitlarsam ne olacak?
Pitt sakin sakin, Hibir sey, dedi. Kolayca kabul edebileceim bir yku
anlattiinda buradan elini kolunu sallaya sallya ikip gidebilirsin.
Sana inanmiyorum. Bak, guzelim. Ben ne Boston Canavari, ne de Karin
Desen Jack'im. Ayrica, seni temin ederim ki Waikiki Plajinda masum bakireleri
ka-
- 56-
57
irma aliskanliim da yok.
Lutfen, diye Summer yavasa yalvardi. Size zarar vermek benim arzum deildi.
Tipki sizin ulkeniz iin alismaniz gibi ben de kendi ulkem iin alismak
zorundayim. Sizde renmem emredilen bilgiler var. Siringadaki sivi da bilinen
skopolamin solusyonu.
Yani gerei syletmek iin kullanilan serum mu?
Evet. Kadinlarla ilgili ununuz sizi en ok kusku duyulan kisi yapti.
Ne demek istediin anlasilmiyor. Birlesik -Devletler Deniz Kuvvetleri
Komutanlii, ya da ona bali haber alma blumu Bayan Hunter'in sevgililerinden
birinin ondan babasinin kurtarma operasyonlariyla ilgili gizli bilgileri elde
etmeye alistiina inaniyor olmali. Bana da sizin Bayan Hunter'la olan
iliskinizi a-rastirmam emredildi. Hepsi bu kadar.
Ama hepsi hi de bu kadar deildi. Kadinin yalan sylediinden Pitt'in kuskusu
yoktu. Bundan baska, kadinin zaman kazanmaya alistiini da biliyordu. Adrian
Hunter'in bildii tek gizli bilgi gelecekteki amirallerin onunla sevisme
yeteneklerine gre nasil siralanmis olmasiydi.
Pitt yerden kalkarak kadinin tam karsisina doru ilerlerken, Summer onun
gzlerindeki a-eimasiz pariltiyi grdu ve urperdi. Pitt'in akli karmakarisikti.
ok da fkeliydi. Ne var ki ansizin kadina karsi buyuk bir aima duymaya
basladiini farketti. Summer'in bir gzu uzerine dusmus dainik kizil salarina
ve insani buyuleyen kucainda gevsek duran ince uzun elle-
58
rine bakti.
Isin bu sekle dnusmesinden uzgunum, dedi Pitt. Hem de ok uzgunum.
Kendisini bir para aptal hissediyordu. Guzel bir iliskiyi bozman ok ktu
oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanlii Haberalma rgutunden deilsin, tatlim.
Ayrica, gerek bir Amerikali bile deilsin. Kaldi ki, bu ulkede Ganster
szcuunu 1930'lardan beri hi kimse kullanmadi. Gizli ajan rolu oynamakla da
basarili olamadin. unku hibir ajan polise yalandan telefon etme hilesini
yutmazdi, oysa sen yuttun. Bunlardan baska, Deniz Kuvvetleri Komutanliinin
tehlike aninda sesi duyulacak denli yakinina tepeden tirnaa silahli adam
takmadan hibir kadin ajanini ktu adamlarin yanma elini kolunu sallaya sallaya
yaklasmasina izin verme gibi bir aliskanlii da yoktur. anta tasimiyorsun,
giysin de isler karisinca beki kpeklerini uyarmakta kullanacain bir
vericiyi gizleyemeyecek denli dar. Pitt'in kadini etkilemek iin uyguladii sok
tedavisi ok ise yaramisti. unku o anda Summer'in yuzunde renk diye bir sey
kalmamisti. Ve bu kez midesi gerekten bulaniyor olmaliydi.
Pitt devam etti. Ve benim senin kadar saf ve temiz olabileceimi dusunuyorsan
buyuk b\r yanilgiya dusuyorsun. Seni plajdan buraya tasidiimda sainin telinden
ojeli ayak tirnaklarina dek tum vucudunu kontrol ettim. zerindeki giysisinin
altinda bulunan tek sey yalnizca sol baldirinin i tarafina bantla tutturduun
kuuk bir siringa kilifi.
Summer'in gzleri ani bir fke dalgasiyla alev samaya basladi. Pitt daha
nce bir ka-
59
dinin kenolsme byle ne zaman baktiini anim-sayamadi. Summer lavaboya mi, yoksa
yerdeki kaba tuylu haliya mi kusmaya karar vermeye alisiyormus gibi bir
lavaboya doru bir de yerdeki haliya bakmaya basladi. Sonunda lavabo ustun
geldi. Dusecek gibi yerinden kalkti, Sallana sallana yuruyerek banyoya girdi,
kapisini hizla kapadi.
Pitt kisa bir sure sonra da kadinin ierde lavaboya kustuunu duydu, ardindan da
musluktan akan su sesi duyuldu. Pitt yuruyerek balkona ikti ve asaida;
uzaklarda okyanus dalgalan kumsala arparken, daha yakininda da Honolulu'nun gz
kirpan isiklarini uzun uzun seyretti. Galiba balkonda gereinden ok durmustu.
Banyodan gelen su sesi Pitt'i daldii duslerden kurtarip geree dnmesini
saladi. Su sesi ok duzenliydi, bundan baska normal kullanma suresini de ok
gemisti. adimda banyo kapisina ulasti. Ama kapi ierden kilitliydi, 'ierde
misin?' diye sormanin sirasi deildi. Tek ayaiyla kendini dengeledi, teki a-
yaiyla da kapi kilidinin bulunduu yere sert bir tekme atti. Kapi hemen aildi,
ama ierde kimsecikler yoktu.
Summer gitmisti. Ondan kalan tek iz bir u-cu dusun perde demirine bali banyo
penceresinden disariya uzanan birbirine duumlu banyo havlulariydi. Pitt korka
korka asaiya gz atinca son havlunun tam altindaki dairenin balkonunda duran
bir sezlongtan yalnizca bir metre yukarda sallandiini grdu. Grunurde
olaandisi bir durum yoktu. Ne fazladan yakilan
- 60-
lambalar, ne a'e otel musterilerinin yardim isteyen iliklari vardi. Bu da
Summer'in sasa-lim katiini gsteriyordu. Pitt kadinin basina ktu birsey
gelmediine sevindi.
Pitt kisa bir sure o!a'uu yerde ylece durarak kadinin yuzunu gzlerinin nunde
canlandirmaya aiisi. Yuzu galiba sevecen, hassas ve canliydi.
Sonra da elinden kamasina gz yumduu iin kendi kendine kufretti.
61
DRDNC BLM
Sabahin erken saatleriydi. Gece bir ara yaan hafif bir yamurdan sonra geride
incecik, hayalet gibi su buhari izleri kalmisti. Aslinda havadaki nem orani ok
boucu olacakti ama esen alize ruzgrlari havayi temizlemis ve asiri nemi
ilerdeki kayaliklarin tesinde uzanan mavi okyanus sulari uzerinde daitmisti.
Elmas Burnundan Reef Oteline dek uzanan kumsal kiyi seridi bombostu, oysa
turistler buyuk cam ve beton yiinlarindan olusan otelleri, kenti gezmek ya da
alisveris merkezlerine gitmek iin yavas yavas terketmeye baslamislardi.
Pitt terden islanmis arsaflarin iinde iplak yatarken, aik pencereden
disariya bakindi ve bir sure yandaki palmiye aacinda kendileriyle hi
ilgilenmeyen disi kus iin dvusen iki kargayi izledi. Daha sonra da tam
kuslarin kavgasi sona ermek uzereyken, kapisinin zili aldi. Pitt istemeye
istsmeye sirtina havlu kumastan yapilmis bir robdsambr geirdi, esneye es-
62
neye kapiyi gidip ati.
Gunaydin, Dirk. Kapinin nunde alev rengi salari olan kisa boylu bir adam
durmaktaydi, insallah bir ask molani engellemiyorum-dur.
Pitt elini uzatti. Hayir, buyurun, girin. Kuuk adam ieri girdi, odaya
syle bir gz gezdirdi. Sonra da disaridaki harikulade manzarayi izlemek
iin disariya ikti. Aik kahverengi takim giysisi iinde sikti. Giysisinin
yeleinde kstekli saati bile vardi. Yuzunu kaplayan biimli kesilmis kizi!
sakali ve bembeyaz grunen enesinin sakalsiz iki yani alisilmadik bir gruntu
yaratiyor, insanin ilgisini ilk anda ekiyordu. Oval biimdeki yuzuyse terden
boncuk boncuktu. Bu denli terlemesine ya havanin nemi, ya iktii merdivenler,
ya da ikisi birden neden olmustu. ou insan basariya uzun ama en kolay yoldan
ulasirken Ulusal Sualti ve Denizcilik rgutunun Baskani Amiral James
Sandecker tam tersini yapmis, en kisa yolu semis ve karsisina ikan her
guluu yenmis, her engeli asmisti.
Sandecker basini omuzunun uzerinden geri evirdi ve disarisini isaret ederek,
Su lanet olasi kargalar kulainin dibinde byle bar bar bairirken, nasil
oluyor da uyuyabiliyorsun? di--ye sordu.
Sansim var ki, gunes yukselene dek deliler gibi uusup durmuyorlar. Pitt
eliyle divani 'isaret etti. Rahatiniza bakin, Amiralim. Bu a-rada ben de gidip
size kahve getireyim.
Kahveye filan bos ver. Dokuz saat nce 'M/ashington'daydim. Uck yolcuiuu
vucudu-
63
mun kimyasal dengesini bozdu. Onun iin de bir duble viskiyi kahveye yelerim.
Pitt dolaptan bir sise Sko viskisi ikardi. Sonra da bardaa doldurdu.
Sandecker'in parildayan mavi gzleriyle karsilasmak iin odanin karsi tarafinda
duran Amirale bakti. Acaba neler oluyordu? lkenin en itibarli resmi
rgutlerinden birinin baskani alti bin millik uak yolculuunu yalnizca zel
Projeler Muduruyle kuslar hakkinda syleside bulunmak iin yapmis olamazdi.
Sandecker'e bardai uzatti ve sordu. Sizi Washington'dan alip buraya suruk-
teyen sey nedir? Derin denizlerdeki akintilara yapilacak yeni bilimsel geziyle
ilgili planlara gmulduunuzu saniyordum. Yaniliyor muyum,
yoksa?
Neden burada olduumu gerekten de bilmiyor musun? diyen Amiral her zamanki
hafif alayli ses tonuyla konusmaktaydi. Onun bu biimde konusmasi Pitt'i elinde
olmadan o gune dek hep korkutmustu. Seni ilgilendirmeyen, baskalarinin isine
burnunu soktuun iin burada bulunuyorum. Seni bir pislikten kurtarip bir
baskasina bulastirmak iin zel bir gezi yapmak zorunda kaldim.
Hibir sey anlamadim.
Biliyorum, bir yeteneksin ama biraz fazla asirisin. Yuzunde alayli bir
gulumsemenin belli belirsiz izi vardi. Sanirim, Starbuck'm haberlesme
kapsuluyle ortaya ikinca, bir esekarisi kovanini rahatsiz etmis oldun. Bilmeden
Pentagon'da buyuk bir deprem baslattin, yle ki sarsintisi taa California'dan
duyuldu. Bundan baska, Deniz Kuvvetlerinde de gunun adami ol-
dun. Onlara gre ben yalnizca iskartaya ikmis bjr emekliyim. O nedenle de neler
olup bittiini perde arkasindan olsun izlememe izin vermediler. Bana yalnizca
Genel Kurmay Baskaninin araciliiyla ve kibarca ricada bulunmakla yetindiler.
Yani, ivedilikle Hawai'ye umam ve sana yeni grevini aiklrnam, sonra da Deniz
Kuvvetlerine dun verilmeni ayarlamam iin. Pitt'in gzlen kisildi. Bu isin
ardindaki .kim?
101. Kurtarma Filosu Komutani Amiral Le-, igh Hunter.
Ciddi olamazsin, deil mi? Seni adini vererek isteyen bizzat kendisiydi.
Pitt fkeli fkeli basini salladi. Aptalca bir sey. Bu isi reddetmekten beni ne
alikoyabilir ki?
Beni, bazi seyleri sana animsatmaya zor-luyorsun, dedi Sandecker, sakin sakin,
Su anda NUMA'da alisiyor olmana karsin kayitlara gre hl Hava Kuvvetlerinde
binbasi rutbesiyle grev yapiyor grunmektesin. Ve senin de ok iyi bildiin
gibi Genel Kurmay Baskani verilen emirlere karsi gelmenden hoslanmaz.
Pitt Sandecker'e gucenmis gibi bakti. Bu is yurumeyecek.
Hayir, yuruyecek, dedi Sandecker. unku ok iyi bir deniz muhendisisin. Hem
de elimdeki muhendislerin iinde en iyisisin. Daha nce Hunter'la tanistim ve
bunu ona da aik aik syledim.
Bilmediin daha baska seyler de var. Pitt
65-
Girdap F : 5
kendinden ok emin grunuyordu.
Yani, Hunter'in kiziyla yattiini mi sylemek istiyorsun?
Pitt dondu kaldi. Bunun size neye mal olacaini biliyor musunuz, Amiralim?
Kurnaz ve basibos bir fahisenin mi? diye Sandecker sordu. Aslinda binbir
gulukle bulup getirdiim Starbuck'in kapsulunden baska daha bilmediin ok sey
var.
Pitt kayitsizca, Ktu haberleriniz varmis gibi grunuyorsunuz, dedi.
Demek istediim su ki diye Amairal ciddi ciddi devam etti. Deniz
Kuvvetleri'ne yeni bir meslek renmek iin katilmiyorsun. Sen yalnizca
Hunter'la aramdaki iliskiyi salayacaksin. Bu is sona ermeden de NUMA isi
kulaina dek bulasmis olacak. NUMA'ya Deniz Kuvvet-leri'nin isteyecei her tur
bilginin verilmesi emredildi.
Ara gere de verilecek mi?
Isterlerse, evet.
Alti ay nce kaybolan bir denizaltiyi bulmak piknie gitmeye benzemeyecek.
Starbuck tum harektin yalnizca yarisi, dedi Sandecker. Deniz Kuvvetleri
Komutanlii son otuz yilda Hawai Adalarinin kuzeyine denk gelen bir blgede
seyred'erken aniden kaybolan otuz sekiz gemiyle ilgili ayrintili bir dosya
derlemis. Iste, simdi de bu gemilerin kaybolma nedenini renmek istiyorlar.
Atlantik v'e Hint Okyanuslarinda da gemiler kayboluyor. Bu tur olaylar
duyulmamis bir sey deil ki?
Haklisin, ama normal kosullar altinda.
66
unku deniz kazalari enkaz paralari, ya lekeleri, hatta irisan luleri gibi
geride izler birakirlar. Bundan baska enkaz paralan ayni zamanda yuzerek kiyiya
vururlar ve kayip geminin basina gelenler konusunda insana ipucu verirler. Oysa
Pasifik Girdabinda yok olan gemilerden bu tur hibir kalinti ortaya ikmadi.
Pasifik Girdabi mi?
Denizcilik Birliindeki denizcilerin ortaklasa verdikleri ad bu. Rotasi bu
blgeden geecek hibir gemide alismayi kabul etmiyorlar.
Otuz sekiz gemi, diye Pitt yavasa mirildandi. Peki, ya telsiz haberlesmesi
ne olmus? Herhangi bir geminin imdat isareti gndermeye bile zaman bulamadan
batmasi iin ancak birka saniye gemesi gerekir.
Bugune dek hibir imdat isareti alinmamis.
Pitt sustu. Sandecker de aiklamalarina son vererek Sko viskisini yudumlamayi
surdurdu. Sanki sira kendilerine gelmis gibi disardaki kargalar da kisa
sessizlii bozan gurultulu kavgalarina yine basladilar. Pitt kuslarin
gurultusune kulaklarini tikadi ve gzlerini yere dikti. O anda kafasindan hizla
geen yuzlerce soru vardi, ama ona gre saat gizem dolu gemi kaybol-malariyla
ilgili varsayimlar dusunmek iin daha ok erkendi.
Sessizlik bir para fazla uzayinca Pitt konusmaya basladi. Pekala.
Dediklerinizden anlasiliyor ki otuz yedi gemi bir daha asla herhangi bir limana
ulasamayacak. Geriye otuz sekizinci gemi kaliyor, yani Starbuck. Kapsulde yazili
koordinatlardan Deniz Kuvvetleri Komutan-
67
lii geminin tam yerini biliyor. Peki, yleyse daha ne bekliyorlar? Gemi
enkazinin yerini belirledikten sonra kurtarma gemilerinin enkazi on kula
derinlikten su yuzeyine ikarabilmek i-in sanirim Tanrinin yardimini
istemeyeceklerdir.
Bu is yle sandiin kadar basit deil. Neden deilmis? Deniz Kuvvetleri F-14
de-nizaltisini tam burada, Oahu adasinin Pearl Harbour girisi aiklarinda
ve altmis kula derinlikten ikarmisti. Hem de 1975 yilinda.
Yalnizca bilgisayarlar araciliiyla dusunen gunumuzun masa basi amiralleri
bulduun mesajin gerek olduuna inanmiyorlar. En azindan mesajdaki yazilarin
Dupree'nin el yazisi kesinlikle belirlenene dek.
Pitt i ekti. Anlasilan kapsulu getiren budalanin bir numara evirdiinden
kuskulaniyorlar.
Onun gibi bir sey.
Pitt istemeye istemeye guldu. Bylece, neden transfer edildiimi anlamis
oluyorum. Demek ki Amiral Hunter beni gzaltinda tutmak istiyor.
Kapsuldeki mesaji okumak hatasini isledin. Yalnizca bu hareketin bile seni hi
iliskisi olmayan masum biri olmaktan ikarip ok -nemli bir durumuna sokuyor.
Bundan baska, 101. Kurtarma Filosu bizim uzun menzil FXH helikopterimizi de
dun istiyorlar. Deniz Kuvvetlerinin hibir pilotu bu helikopterde denenmedi.
Oysa sen denendin. Ve eer bir dusman ulke Sam Amcanin en yeni ve en modern
nukleer denizaltisini bizden nce bulmaya ve kur-
68
tarmaya niyet ederse... ki uluslararasi sularda ilk kez bir gemi kurtarmasi
olacaktir... Star-buck'm yerini renmek iin gizli ajanlarinin kairacai kolay
bir hedef durumundasm.
Taninmak ve sevilmek guzel bir sey, dedi Pitt. Ama unutuyorsunuz...
Starbuck'in bulunduu yeri bilen tek kisi ben deilim.
Evet, ama yanina en kolay yaklasilacak kisi sensin. Hunter ve adamlari guvence
altinda Pearl Harbour'a kapanmis yirmi drt saat durmaksizin bilmeceyi zmeye
alisiyorlar. Amiral biran duraksadi. Cebinden kocaman bir puro ikardi, yakti
ve dumanini dusunceli dusunceli ufledi. Seni benim tanidiim gibi taniyan bir
dusman ajani gu kullanmak zorunda olmayacktir, evlat. Yalnizca gittiin bara en
bastan ikarici Mata Hari'lerini gnderecekler ve senin onu tavlamana izin
vereceklerdir.
Sandecker o anda Pitt'in yuzunde ansizin beliren aci dolu anlatimi farketti ama
bir sey belli etmeden konusmasini surdurdu.
Bilesin diye sana sunu da syleyebilirim ki 101. Filo dunyadaki en iyi gizli
kurtarma birliidir.
Seninle konusmak da kayaliklar uzerinde yurumeye benziyor, dedi Sandecker
sabirla. Amiral Hunter ve adamlari Castro'nun burnunun dibinde, Kuba'dan
yalnizca on mil uzaklikta bir Ingiliz bombardiman uaini kurtardi. Bundan
baska, Libya aiklarinda New Cen-tury'i, Karadeniz'de Southwind'i, in'in
isiklari grulecek denli yakininda da Tori Maru'yu kurtardilar. Tumunde de
gemilerin battii karasulara egemen ulkeler olan bitenf ancak 101.
69
Filo gemileri kurtardiktan sonra rendi. Hun-ter'i ve onun sualti enkaz
avcilarini sakin hafife alma. Bu konuda ellerine su dken yok. islerinde en
iyiler.
Starbuck, diye Pitt sze basladi. Peki yleyse tum bu gizlilik ve fke
neden?
Nedeni, Dupree'nin kapsulde belirlenen yerde olabilmesinin imkansiz olmasi.
unku mesajda belirtilen yerde olabilmesi iin bir gemi olan Storbuck'jn umasi
gerekirdi. Gunumuzun basarili gemi muhendisleriyle byle bir geminin yapimini
henuz gereklestiremedi. Yani, en azindan on bin ton airliindaki elikle.
Pitt gzlerini Sandecker'e dikti. Starbuck okyanusta bir yerlerde olmali.
Sualti arama sistemleri gunumuzde ok gelismis durumda. Storbuck'in tumuyle yok
olduunu, ya da buyuk bir arastirmanin tani bir basarisizlia dnusmesi
inanilacak gibi deil.
Sandecker bardaini kaldirdi ve iine dik bakti. Denizler, gemiler ve insanlar
olduka, zumlenmemis garip ve gizem dolu olaylar da olacaktir. Starbuck
bunlardan yalnizca biri.
***
BESINCI BLM
Pitt dusun altina girdi. Sicak su derisindeki gzenekleri aiyordu. Ardindan bir
de souk dus aldiktan sonra banyodan ikti, havluyla kurulandi ve acele etmeden
yavas yavas nceki geceden beri uzayan sakalini tras etti. Hunter'in kararghina
bulusma saatinin son aninda ulasmak gibi bir niyeti yoktu. Yasli bunak isteki
ilk gununu berbat etmemeli, diye dusundu. Sonra da aynadaki gruntusune bakarak
siritti.
Pitt beyaz bir takimla pembe bir gmlek giymeye karar verdi. Kravatini
balarken aklina kendini korumasi iin yanina bir seyler almasinin hi de ktu
olmayacai dusuncesi geldi. Summer basarili olamamisti, ama yine de Pitt
yaslilia doru ynelen yasantismdaki bazi ustunluklerin her geen saatle
birlikte azaldiini anlamaya baslamisti. Bundan byle iyi yetismis profesyonel
bir gizli ajanla yalniz ellerini kullanarak dvusmeyi gze alamazdi.
712 Schnell Fueur Pistole model 47405 seri
71
numarali Mauser marka tabancayi tanitmak iin onun tam bir kana susamis silah
olduunu sylemek yeterdi. Tek tek, ya da makinali tufek gibi, otomatik olarak
seri atis yapabilen tek tabanca turuydu. Kendisini namlunun karsisinda bulma
sanssizliina urayacak zavallinin yureine korku salacak grunumdeydi.
Pitt silahi yatain uzerine rasgele atti ve yine bavuluyla ilgilenmeye basladi,
iinden tahtadan yapilmis bir koltuk alti kilifi ikardi. Kilifin dar kenarinda
metal bir ray vardi. Bu metal ray, supurge sapi biimindeki bir tutma yerinin
iindeki bir dis uzerinde kayarak uzatiliyor ve silahi uzak hedeflere atis
yapabilen bir karabinaya, yani kisa namlulu tufek durumuna sokuyordu. Bu supurge
sapi biimindeki tutma yeri otomatik atis yapilirken de silahi iyice kavramaya
yariyordu. Pitt silahin atis mandalini seri atisa gre ayarladi ve silahi kilifa
yerlestirdi, sonra da bu irkin ldurme makinesini bir plaj havlusuna sardi.
Asansr lobiye varana dek her katta durarak yeni yolcular aldi, taa ki
kapasitesi tamamlanana dek. Pitt asansrde bulunanlar havluya sarili silahi
farketseler acaba neler dusunurlerde, diye aklindan geirdi. Kalabalik
omuzlarina arpa arpa lobiye bosaldiktan sonra ;| Pitt inmedi, kontrol
panosundaki B dumesine ' basti ve bodrum katindaki garaja indi. A Kobrasini
ati. Mauseri surucu yerinin arkasindaki dar boslua birakti, sonra da
direksiyonun basina geti.
Pitt arabayi garajin rampasindan air air ikardi ve burnunu kentin kuzey ucuna
doru
ynelterek Kalakaua Caddesindeki akan trafie katildi. Caddenin iki yaninda
uzanan palmiye aalari kavisli gvdelerini adas mimari tarzinda yapilan
dukkan ve burolarin uzerine doru emislerdi. Kaldirimlarsa canli renklerde
gmlek ve giysiler iindeki turistlerden olusan youn bir kalabalikla yilan gibi
kivriliyordu. O anda gunes yakiciydi ve asfalt yolda yansiyan gunes isii
Pitt'in nce gzlerini kisarak bakmasina sonra da el yordamiyla dar kontrol
panosunun nundeki gunes gzluunu aramasina neden oldu.
Daha simdiden Hunter'le olan bulusmasina bir saatten ok gecikmisti, ama daha
nce yapmak zorunda olduu bir sey vardi. Bu, kafasinin geri kisminda kendisine
kulak verilerek bir sans taninmasi iin yalvarip duran kuucuk bir nseziydi.
Arabanin lastikleri yolun kenarindaki kirmizi volkanik taslari atir atir
inerken Pitt aslinda ne bulmayi umduunu da pek bilmiyordu. Ama iki mil yol
almisti ki birdenbire aradii seyi grdu. Hemen arabasini park etti, yuruyerek
kuuk ve duzgun oyulmus tahta levhayi geti. Levhada: BERNICE PAUAHI PISKOPOS
POLINEZYA ETNOGRAFYA VE DOGAL TARIHI MZESI, yaziliydi.
Daha yuksek blumlerini evreleyen balkonlari bulunan buyuk salonda uskundrali
kanolar, doldurulmus kuslar ve baliklar, ottan yapilmis ilkel kulubelerin
kopyalari ve eski Ha-wai tanrilarin garip ve irkin oymalari vardi. Pitt am bir
kasa iindeki midye kabuklarindan olusan bir koleksiyonu duzenlemeye alisan
uzun boylu, beyaz sali ve dimdik duran adami
__70__
~ / o -*-~
tanidi. George Papaaloa gerek bir Hawailiydi. Genis kahverengi yuzu, sivri
enesi, kalin dudaklari, dumanli kahverengi gzleri ve estetik bir grunumle
aba sarfetmeden hareket eden bir vucudu vardi. Adam basini kaldirdi, Pitt'i
taniyinca da elini salladi.
Ah, Dirk. Gelisinle gunum senleniyor. GeL rahata oturabileceimiz buroma
gidelim.
Pitt adami izleyerek, temiz ve sade dsenmis bi.r odaya girdiler. Mobilyalar
eskiydi ama vernikle yeniden cilalanmisti. Duvarlari dolduran kitaplardaysa toz
diye bir sey yoktu. Papaaloa masasina oturdu, Pitt'e de Victoria tarzi bir
kanepeye oturmasini isaret etti.
Syle dostum, Kral Kamehameha'nin mezarini bulabildin mi?
Pitt arkasina yaslandi. Geen haftanin buyuk bir blumunu Kona Kiyisi boyunca
dalmakla geirdim, ama bir maara mezarini andiran hibir sey bulamadim.
Efsanelerimiz Kral'in mezarinin sualti maaralarindan birinde olduunu syler.
Bu su belki bir nehir de olabilir.
Benden daha iyi bilirsin ki, George, kurak mevsim boyunca nehirleriniz birer
kuru dereden baska bir sey deildir.
Papaaloa omuz silkti. Belki de en iyisi mezarin hibir zaman bulunmayip Kral'in
kalintilarinin huzur iinde yatmasi.
Kimse Kralinizi rahatsiz etmek istemiyor ki! Isin iinde herhangi bir define
de yok. Kraliniz Buyuk Kamehameha'nin mezari yalnizca nemli bir arkeolojik
bulgu olacak, o kadar. Bir de, kemikleri rutubetli eski bir maarada kala-
-74-
caina Honololu'da insa edilecek yeni bir mezara konacak, sonra da insanlar onu
ziyaret ederek saygiyla anacaklar.
Papaaloa uzgun uzgun bakti. Acaba, ulu kralimiz siz haoles'lerin kendisini
aptal aptal izlemelerinin deerini anlayabilir mi, diye merak ediyorum.
Sanirim, kraliniz gunumuzde ulkesinin yuzde seksenini doulularin olusturduunu
bilseydi ana kara haoles'leri olan bizlere kolayca katlanabilirdi!
zuntu verici bir sey, ama gerek. Japon-lar 1940'larda bombardimanla elde
etmeyi basaramadiklarini yetmisli ve seksenli yillarda parayla elde ettiler. Bir
gun kalktiimda doan gunesin lolani Sarayi uzerinde batidan yukseldiini
grursem hi sasmayacaim. Papaaloa dik dik Pitt'e bakti. Yuzu anlamsizdi.
Halkimin : ok zamani kalmadi. Ancak iki ya da u nesil boyu, ondan sonra da
teki irklar arasinda tumuyle eriyip yok olacaiz. Kendi soyumsa benimle
birlikte sona erecek. Saf kan Hawaili olan ailemden hayatta kalan son kisiyim.
Elini odada syle bir dolastirdi. Bu nedenle de tum yasamimi bu muzenin
kurulmasina adadim. l-mekt'e olan bir irkin, yani kendi irkimin kulturunu
koruyabilmek iin.
Papaaloa sustu ve bos gzlerle kuuk pencereden Koolau Dalarina bakmaya
basladi. Yaslandika daha ok dusunur oldum. Simdi de sanirim bir ihtiyarin
gevezeliklerini dinlemeye gelmemissindir. Bana sormak istediin sey nedir?
Pasifik Girdabi diye adlandirilan denizdeki bir blge hakkinda neler bildiini
renmek istiyorum.
Papaaloa'nm gzleri kisildi. Pasifik Gir... ah, evet. Demek istediin yeri
biliyorum. Birka saniye dusunceli dusunceli bakti. Sonra da nerdeyse fisilti
gibi bir sesle yavasa konusmaya basladi.
A ka makani hema pa
Ka Mauna o Kanoli Ikea
A kanaka ke kauahiwi hoopii.
Hawaice ok ahenkli bir dil, dedi Pitt.
Papaaloa basini sallayarak Pitt'i doruladi. Bunun da nedeni dilimizde yalnizca
yedi sessiz harfin olusu: h, k, l, m, n, p ve w. Bir hecede yalnizca bir sessiz
harf olabilir. Deminki siiri Ingilizceye evirirsek anlami su olur:
Guney ruzgrlari estii zaman
Kanoli Dai grunur
Ve zirvesinde insanlar yasiyor gibidir.
Kanoli mi? diye Pitt sordu.
Evet. Kuzeyde bir efsanevi ada. Syfen-tiye gre yuzyillarca nce bir aile
kabilesi guney batidaki uzak adalardan, olasilikla Tahiti'-den ayrilmis ve
kendilerinden yillarca nce Hawai'ye g eden teki kabilelere katilmak iin
kocaman okyanusta genis bir kanoyla yolculuk yapmislar. Ne var ki tanrilar
halkinin yurtlarini terkedip gitmelerine kizmislar ve gkteki yildizlarin
yerlerini deistirerek kanonun denizde yolunu kaybetmesine neden olmuslar.
Kuzeye doru millerce yol aldiklarindan Hawai'ye
76
ulasamamislar, ama karsilarina Kanoli ikmis. Sonra da orada karaya ikarak
adaya yerlesmisler. Tanrilar bu kabileyi gerekten de ok ktu
cezlandirmislar. unku Kanoli iplak bir adaymis. Yalnizca birka
hindistan cevizi ve meyva aaci, bir de kulkas bitkisi varmis. Souk ve temiz
ime suyu bile yokmus. Kabile halki tanrilara kurbanlar keserek baislanmalari
iin yalvarmislar. Istekleri kabul edilmeyince de acimasiz tanrilarini
firlatip bir kenara atmislar ve Kanoli'yi bir baheye dnusturebil-mek iin
en ktu kosullar altinda buyuk bir urasa girmisler. Bu urasta birou lmus,
ama birka nesil sonra Kanoli halki adanin volkanik kayaliklarinda buyuk bir
uygarlik kurabilmeyi basarmis. Ve bu basarilarindan yle ok mutlu olmuslar ki
kendilerini birer tanri gibi grmeye baslamislar.
Pitt, Bizdeki Pilgrims, Quakers ve Mormons adli tarikatlari andiriyor,
dedi.
Papaalo ayni dusuncede olmadiini be-lirtircesine derin bir i ekti. Aynisi
deil. Sizin halkiniz dayanak noktasi olarak temelde dinlerini korudular. Oysa
Kanoli yerlileri kendi-lerinibir zamanlar taptiklari tanrilardan daha ustun
grduler. Hem ne de olsa cennetlerini eski tanrilari olmadan basarmamislar
miydi? Ondan sonra da lumlu insanlarin sinirini astilar. Kauai, Oahu, Hawai ve
teki adalara baskinlar yapmaya, ldurup talan etmeye, dnuslerinde de
oralardaki en guzel kadinlari kle olarak yanlarinda getirmeye basladilar, lke!
Hawaililerin elinden bir sey gelmiyordu. Kendilerini birer tanri gibi gren ve
tanri gibi dvu-
senlerle nasil basa ikabilirlerdi? Hawaililerin tek umutlari kendi tanrilarina
olan inanlariydi. Tanrilarina, kurtulmalari iin yalvardilar. Tanrilari da
onlarin isteklerini kabul etti. Hawai tanrilari denizi yukseltti. Ve ktu
Kanolileri sonsuza dek sulara gmdu.
Bizde de bunun gibi denizin yuttuu bir adi Atlantis'di. ulkeyle ilgili
benzer bir efsane vardir. O ulkenin
Atlantis hakkinda bi kitap okudum. Eflatun Timaeus ve Critias adli eserinde
Atlantis'-ten olduka duygusal bir biimde sz eder.
Anladiima gre yalnizca Hawai efsane-da bir otoritesin, dedi Pitt, leri
deil, dunyadaki teki efsaneler hakkinda
Papaaloa gulumsedi. Efsaneler bir ip uzerindeki duumlere benzerler: Her biri
bir sonrakine balanir. Sana, Incil'den daha nceki tarihlere denk gelmesine
karsin Incil'deki ykulere neredeys tipatip benzeyen ve ok uzak ulkelerde
yuzyillardir anlatila gelen birok ykuden sz edebilirim.
Kahinler Atlantis'in yine su uzerine ikacaini sylerler.
Ayni sey Kanoli iin de sylenir.
Acaba efsanenin ne kadarinin gerei yansittiini merak eder dururum, dedi
Pitt mirildanarak.
Papaaloa dirseklerini masaya dayadi ve birbirine sikica kenetlenmis ellerinin
uzerinden Pitt'e dik dik bakti.
Garip, dedi yavasa. Hem de ok garip. O adam da aynen byle demisti.
78
Pitt merak dolu bakislarla, O adam mi? diye sordu.
Evet, uzun yillar nceydi. Ikinci Dunya Sa-vasi'ndan hemen sonraydi. Bir hafta
hemen her gun muzeye bir adam geldi, kitapliimizdaki her kitabi ve el
yazmalarini inceledi. Bundan baska, Kanoli efsanesini de arastirmaktaydi.
Aradan geen onca yil boyunca efsaneyi ilgin bulan daha baskalari da olmustur,
sanirim.
Hayir. O adamdan sonra ilgilenen ilk kisi sen oldun.
Yillarca nce karsilastiin birini animsayacak denli ok gulu bir bellein
var, dostum.
Papaaloa birbirine kenetlenmis ellerini zdu ve bir an duraksayarak gzlerini
Pitt'e dikti. O olayi hibir zaman unuutmadim. Nedeniyse ok basit. unku adami
hi unutmamistim. Yani anlayacain, o adam sapsari gzleri olan bir devdi.
Saskinliin tesinde dus kiriklii gelir. Dus kirikliina urayan bir kisi
kendinde deildir, o andaki hareketleri tumuyle iguduseldir. le olmasina
yarim saat kala, muzede George Pa-paalo'anin yanindan ayrildiktan dakikalar
sonra Pitt kendini iste byle bir durumda buldu.
Kafasi karmakarisikti. Arabanin vitesini deistirirken hl umutsuzca bilmecenin
ilk iki parasini birlestirmeye alisiyordu. Muzenin oto parkinda gri renkte
eski bir kamyon da
__ 7Q___
- / v? ^^
harekete geti ve iyice yakindan Pitt'in takildi. Pitt aklindan hep yolda pusuya
yatmis trenkotlu ve ufak gzlu dusman ajanlariyla karsilasacaini geirdiinden
ardindaki kamyonun bir kuruntudan baska bir sey olmadiini kabul etmeye hazirdi.
Ama ne var ki Pearl Har-bour'a doru yol alirken kamyon da sanki kendi arabasina
iple baliymis gibi her virajda ya-nibasindaydi.
Pitt bir viraj daha aldi ve gzlerini dikiz aynasindan ayirmadan hizini biraz
arttirdi. Kamyon da viraji aldi, sonra biraz geride kaldi ve hemen hizlanarak
arayi kapadi, nceki duruma getirdi. Pitt kivrimli trafikte iki mil ilerledi,
daha sonra da Tantalus Dai yoluna sapti. Her dnemete gaz pedalina biraz daha
basarak Koolau Dalarinin sik ormanli tepelerine doru kivrila kivrila ikan
keskin virajlarla dolu yolu kolayca ilerledi. Zaman zaman da dikiz aynasina
bakarak nundeki kuuk kirmizi arabaya yetismek iin direksiyonla bousan kamyon
surucusunu izledi.
Bir sure sonra beklemedii bir sey oldu. Herhangi bir silah sesi duyulmadan
ansizin bir mermi kapinin kenarindaki dikiz aynasina arpti. Ve kuuk yuvarlak
aynayi paralayarak delip geti. Oyun sertlesmeye basliyordu. Pitt gaza basti,
kendisini izleyen Dodge'la arasini biraz ati. Orospu ocuu susturucu
kullaniyor, diye Pitt iinden geirdi. Kent disina ikmasi aptal-ca bir
davranisti. Hi olmazsa kent trafiinde daha guvenceli olurdu. Simdiyse tek
umudu ikinci bir mermi kafasini daitmadan Honolulu'- ] ya geri dnmeyi
basarabilmesiydi. Sansi yaver
80
giderse belki devriye dolasan bir polis arabasiyla da karsilasabilirdi. Ama Pitt
dikiz aynasina ikinci bakisinda soke oldu. Kamyonla arabasinin tamponlari
arasindaki uzaklik on metre bile deildi, kendisine iyice yaklasmisti.
Yol alti yuz metre yukseklikteki bir tepeye ulasmis, bir dizi keskin virajla
asaida grunen kente doru dik inise baslamisti. Pitt nunde bir mil kadar
uzanan dumduz yola hizla atildi, kamyon da arayi kapamaya alisti. Pitt
ilk viraja hazirlikli olmasi iin arabanin hizini ayni tuttu ve hedef kuultmek
iin arabasi elverdii lude koltuuna gmuldu. Kamyon yolun ortasindaki
izgiyi geip kendi arabasiyla yanya-na gitmeye basladiinda Pitt'in gzu
kilometre saatine kaydi. Ibre o anda yuz kilometreyi gsteriyordu. Pitt basini
yana evirdi, camdan disariya bakti. Duzensiz ve tutunden sapsari olmus
disleriyle siritan uzun siyah sali kamyon surucusunu grdu. Bakisi bir an gibi
ok kisa surmesine karsin yine de adamin iekbozuu yuzunde alev gibi
parildayan gzlerindeki ve yanmis ceviz rengi tenini rten kocaman gaga
burnundaki her ayrintiyi grebilmisti.
Pitt buyuk bir fke iindeydi. Kamyondaki serserinin siritan suratini
darmadain etmek iin tabancasiyla ates edememesine ierliyordu. Koltuunun
tam arkasinda duran mukemmel bir otomatik silahi vardi ve ona erisemi-yordu.
Vucudunu istedii biime sokabilen bir metre yirmi santim boyundaki bir akrobat
belki Mauser'i uzanip alabilirdi ama koltuuna iyice gmulen bir metre doksan
santim boyundaki Pitt alamiyordu.
81
Girdap F : 6
Pitt'in elindeki bir baska seenekse arabayi durdurmak, arkaya uzanmak,
koltuun gerisindeki silahi yakalamak, havlu rtuyu ve silahin emniyetini
amak, en sonunda da atisa baslamakti. Tek sorun zamanlamaydi., Eski kamyon ok
yakmindaydi. Pitt daha havlu rtuyu amaya firsat bulamadan gaga burunlu
surucu kamyonu durdurur, tabancasinda kalan teki bes mermiyi Pitt'in karnina
bosaltabilirdi. Yol ilerde sola doru keskin bir dnus yaparak tehlikeli bir
viraj olusturuyordu. Virajin ksesinde sari bir isaret levhasi gze
arpiyordu. zerinde: AZAMI HIZ 30 Km. yaziliydi. Oysa Pitt viraja yetmis bes
kilometre hizla girdi. Kamyonsa viraji alirken merkezka kuvvetine
dayanamadi, bir an iin yoldan ikti, ama surucu kontrolundeki motorlarin buyuk
beygir gucunu kullanarak tehlikeden kolayca siyrildi.
Pitt kafasinda her an surekli olarak yeni yeni planlar yapmaktaydi. nundeki
viraja yaklasirken, hizini biraz azaltmak iin gaz pedalina basarken dikiz
aynasindan da bir kez daha A Cobra'sinin yanina gemek iin hamle yapan kamyon
surucusunu grdu.
Hi olmazsa surucu silahini Pitt'in kafasina nisanlamiyordu, bu nokta kendisi
iin bir avuntuydu. Adamin niyeti Pitt'i korkutup arabasini yoldan ikarmak ve
yolun bir kenarinda dimdik uzanan kayaliklardan asaidaki vadiye
yuvarlanmakti.
Iki yuz metre ilerde yeni bir viraj basliyordu. Pitt'in hiziysa hl ayniydi.
Gri Dodge, Pitt' in arabasinin n amurluuna santim santim yaklasmaktaydi.
Kamyon spor arabanin a-
82
murluuna vuracak olsa, Pitt hemen sarp kayaliklardan asai uacakti. Viraja
yuz metre , kala Pitt gaz pedalini kkledi, ayaini bir sure pedalin
uzerinde ylece tuttu, sonra da birdenbire geri ekip frene basti. Pitt'in bu
ani manevrasi kamyondaki siritan avciyi hazirliksiz yakalamisti. O da hizini
arttirdi, avinin yanina yaklasmaya, daha sonra da arparak uurumdan asaiya
yuvarlamaya alisiyordu. Ama artik ok geti! Duz yol bitmis, viraja
ulasmislardi.
Pitt fren yapmayi surdurdu. Vitesi kuulttu ama yine viraja hizli girdi ve
yoldaki surtunmeden lastikler aci aci ilik atti. Pitt'in AC'si bir sure drt
tekerlei uzerinde suruklendi ve arabanin arkasi yana savrulmaya basladi. Pitt
hemen direksiyonu saa kirdi ve savrulmayi dengeledi, sonra da yine gaz pedalina
basarak viraj bitiminin nunde uzanan dumduz yola hizla atildi. Dikiz aynasina
gz attiinda arkadaki yolun bos olduunu grdu. Gri kamyon yokolmustu.
Pitt yavasladi ve yarim mil kadar ilerledi. Kamyon hl grunurde yoktu.
Dikkatle yolda gerisin geriye dndu ve biraz nce getii viraja doru ilerledi.
Tabii, eski Dodge ansizin ortaya ikarsa hemen o anda keskin bir dnus yapmaya
da her an hazirdi. Viraja geldi. Arabayi durdurdu ve disari ikarak yolun
kenarina yurudu.
Uurumun dibindeki toz bulutu tropik ali-liliin uzerine yavas yavas
inmekteydi. Sarp kayaliin bitim noktasinin hemen yanibasinda motoru parampara
olmus gri kamyondan geride kalanlar duruyordu. Surucu grunurde yok-
83
tu. Pitt surucuyu aramaktan tam vazgeiyordu ki gzleri kamyon enkazinin
yaklasiK otuz metre tesindeki bir telefon direinin tam tepesinde hareketsiz
duran nesneye takildi.
Dehset verici bir grunumdu. Anlasildiina gre, surucu eski Dodge uuruma doru
uusa baslamadan nce atlayip kurtulmaya alismisti. Ama yola denk gelememis,
onun yerine beton zemine tutturulmus bir telefon direine arpmadan nce havada
yaklasik altmis metre takla atarak umustu. Vucudu hat bakimi iin telefon
onarimcilari tarafindan kullanilan madeni bir ayak dayama kancasina gemisti.
Pitt buyulenmis gibi bakarken demir kancanin alt blumu yavas yavas
kahverengiden kizila dnustu. Grunum, tipki kancaya asilmis bir siiri
andiriyordu.
Pitt arabasini Tantalus Daindan asai surmeye devam etti. Manoa Vadisi
gzetleme kulesini geti ve ulastii ilk evin nunde durdu. Ve evin nundeki
asmayla rtulu verandaya ikti, kapiyi aldi. Kapiyi aan yasli Japona bir
kazayi haber vermek iin telefonunu kullanip kullanamayacaini sordu. Daha sonra
da kadin iki buklum eildi ve eliyle Pitt'e mutfakta duran telefonu isaret etti.
Pitt nce Amiral Hunter'i aradi, ona kazayi ve kaza yerini abucak anlatti.
Amiralin sesi telefonda havali klakson gibiydi. Pitt telefon almacini kulaindan
biraz uzaklastirmak zorunda kaldi. Sakin, hemen Honolulu polisi arama, diye
Amiral kukredi, Blge Trafik Ekipleri orasini iyice karistirmadan nce kendi
guvenlik grevlilerimi enkazin
__04__
- \j*i
yanina gnderebilmem iin bana on dakika sure ver. Anladin mi?
Becerebilirim, saniyorum. Guzel! Hunter Pitt'in yanitindaki ince alayi
anlamamis grunerek devam etti. On dakika. Sonra da dosdoru Pearl Harbour'a
gel. Yapacak islerimiz var.
Pitt, Peki, olur, dedi ve telefonu kapadi. Pitt on dakika bekledi, bu arada da
kuuk Asyali kadinin uuruma dustukten sortra hemen yanmaya baslayan kamyonla
ilgili olarak sorduu bir suru soruyu yanitladi. Daha sonra, telefon almacini
eline yine aldi ve santral grevlisinden Honolulu polisini balamasini rica
etti. Polise kazayi ve kazanin yerini anlattiktan sonra telefonda sanki kum
hastaliina tutulmus gibi konusan ses adini sorunca Pitt hibir sey sylemedi,
almaci yavasa yerine koydu,
Pitt kadina tsekkur ederek ayrildi ve arabasina bindi. Tropik sicain neminden
ve ukur koltuunun sert derisinden terleye terleye bes dakika kadar ylece
oturdu.
Bir sey bir turlu biimlenmiyordu; kafasinin iinde daha nce ikaramadii ve ne
olduunu anlayamadii bir nsezi yine geri gelmis kafasini kurcalamaya
baslamisti.
Sonra ansizin ne olduunu anladi. Hemen arabayi alistirdi. Gerisin geriye kaza
yerine doru hizla ileriye atilinca arabanin Goodyear lastiklerinin asfalt yolda
izleri kaldi. Kaza yerinden telefon ettii yere varana dek geen bes dakika,
zaman nemsizmis gibi evde oyalanarak geen yirmi dakika, kaza yerine dnuste
geen u dakika olmak uzere toplam yirmi se-
85
kiz dakika bosa harcanmisti.
Pesinde birden ok kisinin olacaini daha nceden tahmin etmesi gerekirdi. AC
Cobra ani bir durusla yana savruldu ve bir kez daha uurumun yanina yurudu.
Kamyonun enkazi tipki biraktii gibi. yani bir ocuun paralanmis oyuncai gibi
eri 'buru ve paramparaydi, iki yanda uzayip giden telefon tellerini tutan
kollan ve kendisini evreleyen itin tam ortasinda terkedilmis gibi duran
telefon direi de biraktii gibiydi. zerinde ayak basma kancalari da duruyordu.
Ama ne var ki, kancaya asili surucunun lusu yok olmustu. Yalnizca sabah
gunesinin yakicilii altinda pihtilasip kristallesen kirmizi leke duruyordu.
***
- 86
ALTINCI BLM
elik baraka I Savastan beri belki de gel-mts gemis en crcmacak durumdaki
harekt - merkeziydi. Bakimsizliktan iyice dkulen ve insanin ancak ok zorda
kalinca siinabilecei bir yapi grunumundeydi. Pasli demir atisi ve tozlu
atlak pencereleri yabani otlardan olusan bir bitki deniziyle rtulmustu. Ama
boyalari dkulmus eski kapida Pitt'in yolunu silahli bir deniz piyade avusu
kesti. Adamin belinde 45'lik otomatik Colt marka tabanca vardi.
Kimliiniz lutfen, diyen avusun szleri ricadan ok bir emirdi.
Pitt kimlik kartini ikardi. Adim Dirk Pitt. Amiral Hunter'i greceim.
zgunum, ama nce izin belgelerinizi grmeliyim, efendim.
Pitt adamin isguzar davranislarina katlanacak durumda deildi. Hem ne de olsa
deniz piyadeleri kendisini hep sinirlendirirdi. Kabarik gusleriyle her an
kavga etmeye, ya da Deniz Piyade Marsini hep birlikte koro halin-
87
de sylemeye istekliymis gibi dururlardi.
Izin belgelerimi yalniz yetkili subaya gstereceim. Baska hi kimseye
gstermem, dedi Pitt.
Bana verilen emir...
Sana verilen emir kimlik kartlarini binaya girme izni verilen kisilerin adlari
yazili listeden kontrol etmek, dedi Pitt souk bir sesle. Kimse sana kahraman
rolu oynayip izin belgelerini kontrol etme izni vermedi. Pitt eliyle kapiyi
isaret etti. Simdi, lutfen yolumdan ekil.
Kirmizi yuzlu avus kolunu kaldirip Pitt'in azina yumruunu indirip indirmemeye
karar veremiyormus gibi bakindi. Ama bir an durak-sadi, Pitt'in yuzundeki buz
gibi ifadeyi inceledi, sonra da dndu, arkasindaki kapiyi ati ve kendisini
izlemesi iin Pitt'e basiyla isaret
etti.
Barakanin ii bostu, yalnizca devrilmis birka sandalye, tozlu bir dosya dolabi
ve yere dailmis bir suru rengi solmus gazete vardi. Bulunduu yere kuf
kokusu sinmisti. Tavanda da rumcek alari gze arpiyordu. Pitt, avus odanin
bur ucunda durarak ayaiyla tahta dsemeye iki kez vurana dek tam bir
saskinlik iindeydi. avus vurusuna verilen yaniti duyunca dsemeye buyuk bir
ustalikla gizlenmis kapak biimindeki kaniyi ati ve hafife aydinlatilmis los
merdivenlerden inmesi iin Pitt'e eliyle isaret etti. Biraz sonra da gizli
kapiyi kaldirarak kenara ekildi, merdivenleri inen Pitt birka santim
farkla kapinin tepesine inmesinden kurtuldu.
Basamaklarin sonuna ulasinca Pitt nune
ikan kaim perdeyi ati ve kendisini bir anda gurultulu bir hareket ortaminda
buldu. nunde yaklasik altmis metre boyunda bir yeralti siinai uzanmaktaydi.
Tavandaki florsan lam-. balan buyuk bir harekt merkezini ve onun bitiminde de
bir dizi odayi gzler nune sermekteydi. Yerde bir duvardan bur duvara boydan
boya uzanan bej rengi kalin bir hali vardi. zerinde de en luks burolari
susleyebilecek turde masalar, bilgisayarlar ve teletayp aygitlari bulunuyordu.
Masalarin ounda ciddi ciddi alisan beyaz denizci uniformasi giymis guzel
kadinlar vardi. Kadinlarin bazilari fkeli fkeli nlerindeki TV ekranlarindan
bir seyler kopya ediyor, bazilari da kayar gibi yuruyerek salonun ortasindaki
bir dizi bilgisayarin evresinde dolanip duruyordu. Bembeyaz denizci uniformasi
giyen yirmi, kadar erkek subay da ayri ayri gruplar olusturarak ellerindeki
bilgisayar verileri yazili kitlari inceliyor, sonra da duvarlari kaplayan
yesil tebesir tahtalarina kisa kisa bir suru karmasik notlar karaliyordu. O anda
salondaki genel grunum kaliteli bir ifte bahis salonunu andirmaktaydi. Eksik
olan tek seyse at yarislarinin sonularini bildiren spikerin tekduze sesiydi.
Amiral Hunter Pitt'i taniyarak yerinde doruldu, belli belirsiz, gizli bir
gulusle selamladi ve ellerini uzatarak Pitt'e doru hizli hizli yurudu.
101. Filonun yeni kararghina hosgeldiniz. Bay Pitt.
ok etkileyici bir yer.
89
Hunter elini genis salonda syle bir dolastirdi. Ikinci Dunya Savasi sirasinda
insa edilmis. O zamandan beri de hi kullanilmamis. Ziyan olup gittiini grmeye
dayanamadim ve sonunda buraya tasindim.
Hunter, Pitt'i kolundan yakaladi, ekerek siinain bir ksesinde duvarla
blunmus bir buroya soktu. Derin izgilerle dolu yuzu, otoriter ifadesi ve
dikkatli bakislariyla Hunter ufukta grunmeyen bir dusmana saldirmaya hazirlanan
bir birlesik birlik komutaninin tam bir tipik rneiydi. Aslina bakilirsa isin
dorusu da aynen byleydi, unku Hunter de grunmeyen bir dusmana karsi
girisilecek harekta hazirlaniyordu.
Hunter sert bir sesle, Tam iki saat otuz sekiz dakika geciktin. dedi.
zgunum, efendim. Trafik bir para youndu.
Evet, telefonda anlatmistin. Sana bunun iin vgu dolu szler sylemek
isterdim. Ilk nce benimle iliski kurduun iin sana minnettarim. ok iyi
dusundun.
Yalnizca, enkazin basindan ayrilmakla surucunun cesedini elimden kairdiima
uzuluyorum.
Dert etme. Nasilsa adamin kimliinden baska bir sey reneceimizden de
kuskuluyum. Ayrica, kamyondaki adamin bu blgede oturan ve seni mezara gndermek
iin tutulmus bir sokak serserisi olmasi da buyuk bir olasi.
Yine de, belki ipucu ola...
Gizli ajanlar... diye Hunter alayli alayli
Pitt'in szunu kesti. Yapacaklari eylemleri anlatan bir kit parasini parayla
tuttuklari yardimcilarinin gmleklerine ok ender olarak inelerler.
Gizli ajan szuyle Ruslari mi demek istiyorsunuz?
Olabilir. Elimizde henuz kesin kanit yok ama haberalma rgutlerimiz Ruslarin
yakinimizda rgutlendiini, Starbuck'm bilinen son yerini renmeye
alistiklarini saniyorlar. Bu durumda da Starbuck'a ilk ulasan onlar olabilir.
Amiral Sandecker de byle bir olasiliktan sz etmisti.
ok mukemmel biri. Hunter'in sesinde beeni vardi. Bu sabah bana senin
kisisel dosyani gnderdi. Duruste itiraf etmeliyim ki dosyadaki bilgiler beni
iyice hazirliksiz yakaladi. stun Uus Madalyasi, Gumus Yildiz ve bir suru
takdirname. Bunlardan baska bir de Mor Kalp. Bu madalyalar ve takdirnameler beni
ok sasirtti, unku itenlikle syleyebilirim ki seni ilk grduum anda rol
yapan bir aktr sanip kuuk grmustum.
Hunter masasindan bir sigara paketi aldi, Pitt'e sundu.
Ihtiyar kurt anlasilan iltifat etmeye alisiyor, diye Pitt dusundu. Belki siz
de farketmis olabilirsiniz, dosyamda bir Iyi Davranis Madalyasindan hi sz
edilmiyor, dedi ve sigara paketine uzandi.
Hunter Pitt'e inceleyen gzlerle dikkatle bakiyordu. Evet, farkettim, Hunter
da bir sigara aldi ve sigarasini yakti, sonra da masaya eilerek uzerindeki i
haberlesme aygitinin
91
dumesine basti. Yager, Komutan Denver ve Boland'i bul, hemen burcya
gelmelerini syle. Dumeyi birakti ve dnerek bir Kuzey Pasifik Okyanusu duvar
haritasini ekerek ati. Pasifik Girdabini daha nce hi duydunuz mu, Binbasi?
Bu sabaha dek hayir.
Hunter elini yumruk yapti ve bunu haritada Oahu'nun kuzeyindeki bir noktaya
hafife dokundurdu. Burada, drt yuz mil apindaki bu blgede 1956 yilindan
beri yaklasik kirk gemi kayboldu. Yapilan youn arama alismalarinin tumu de bir
ise yaramadi. Daha nceleriy-se, bu blgedeki gemi kaybolmalari yirmi yilda bir,
iki gibi olduka normal duzeydeydi. Hunter basini Pitt'e doru evirdi,
kulaini kasidi. Youn alismalar yapiliyor. Akla yatkin bir zume ulasiriz
umuduyla elde ettiimiz en kuuk bilgi kirintisini bile iyice arastirdik. Bugune
dek yalnizca bilinen garip varsayimlari yeniden canlandirmis olduk, ama elde
ettiimiz salt gerekler ok az ve uzak...
Hunter'in szleri kapinin vurulmasiyla kesildi. Hunter basini kaldirdi ve
Denver'le Bo-land'in ieriye girislerini izledi. Ikisi de Pftt'e nce bos
gzlerle bakti, ama kisa bir sure sonra gzlerinden onu yavas yavas tanimaya
basladiklari anlasildi.
ilk tepki gsteren Denver oldu. Dirk, seni yine aramizda grduume sevindim.
Takima hosgeldin.
Pitt siritti. Ama bu kez giyinmeye firsat bulabildim.
Boland basini hafife eerek Pitt'i selam-
92
ladi ve br iki sz mirildanarak koltuklardan birine oturdu.
Hunter arka cebinden bir ipek mendil ikardi ve dilindeki tutun parasini
almak iin azina gturdu. Sonra da mendildeki kuuk kahverengi nesneye bir gz
atti ve konusmaya basladi. ok iyi rgutlenmeye yetecek denli zamanimiz
olmadi, Bay Pitt, ama yine de epey is basardik. Bilgisayarlarimiz ulkedeki tum
guvenlik rgutleriyle dorudan balantilidir. Sizin de Washington'daki
adamlarinizla bizim aramizda koordineyi salamanizi istiyorum. Bazi
yanitlara gereksinimiz olacak, hem de en kisa sure iinde. Isteyeceiniz bir
sey olursa Komutan Boland'a sylemeniz yeterli. Tek bir sey var, dedi Pitt.
Syle, diye Hunter atildi. Burada totem direine balanmis bir kurban
gibiyim. Bu sabaha dek konu hakkinda hibir sey bilmiyordum. Denizde
gemileri dibe ekip yutan gizem dolu bir gu hakkinda yapilan tum
konusmalardan bir sey anlamazsam size ok az yararim dokunur.
Hunter, Pitt'e dusunceli dusunceli bakti. zur dilerim. Bir an sustu, sonra da
ok yavas bir sesle devam etti. Bermuda Seytan gen'ini duymussundur,
sanirim.
Pitt basini sallayarak duyduunu belirten bir iki szcuk mirildandi.
Hunter, Bermuda Seytan geni, diye basladi. Dunyada aiklanamayan olaylarin
getii tek blge deil. Akdeniz'de de bu tur seyler oluyor. Ayrica pek
bilinmemesine karsin Pasifik Okyanusunda Japonya'nin guneydou-
93
sunda yer alan Romondo blgesinde de son iki yuzyil tum okyanuslarda kaybolan
gemilerin buyuk bir kismindan daha ok gemi kaybolmakta. Iste, simdi de bu tur
olaylar geen en son ve en garip blgeyle karsi karsiya bulunuyoruz, yani
Pasifik Girdabiyla.
Bence tum bunlar ipe sapa gelmez bos seyler, dedi Pitt serte.
Oh, bilmiyorum, diye Boland karsilik verdi. Isin iinde bir seyier olduunu
sezinleyen birok saygin bilimadami var.
Yani inanmadiini mi belirtmek istiyorsun? diye Hunter, Pitt'e sordu,
Is boyunca kesin olarak sizin yaninizdayim. Ama ben yalnizca grduum,
kokladiim ve dokunduum seylere inanirim.
Hunter, Pitt'e boyun emis gibi bakindi. Baylar, kisisel dusuncelerimiz ne
olursa clsun hibir seyi deistirmez. nemli olan yalin gereklerdir. Ve ben
101. Filoya komutanlik ettiim surece izleyeceimiz sey yalnizca gerekler
olacaktir. Su andaki grevimizse Starbuck'i bulmak ve onu kurtarmaktir. Pasifik
Girdabi efsanesine kapilmamizin nedeniyse Komutan Dupree'nin mesajinda szu
edilen garip olaydi. Starbuck'i n kaybolmasindaki gizemi ortaya ikarmayi
alisirken, teki gemilerin de kaybolus nedenlerini ortaya ikarabilirsek deniz
tasima ve ulasimina buyuk bir katkida bulunmus oluruz. Eer Starbuck'a bizden
nce Ruslar ya da Cinliler ulasirsa bu Washington'daki birok kisiyi kizdirir.
zellikle de Deniz Kuvvetleri Komutanliini. diye Boland ekledi.
94
Hunter basini sallayarak Boland'i doruladi. -Deniz Kuvvetleri Komutanliindan
baska yillardir dunyanin en modern nukleer denizalti-sinin planlama ve yapiminda
alisan tum bilimsel arastirma ve muhendislik firmalarini da kizdiracaktir.
Starbuck ola ki Vladivostok limanina demirleyecek olsa Starburck'in yapiminda
terini akitan ve emei geen tum insanlar bu ise ok kizacaktir.
Starbuck'in kaybolmasiyla teki gemi ve uak kaybolmalari arasinda hi benzer
noktalar var mi? diye Pitt sordu.
Sorunuzu ben yanitlayayim, Binbasi, diyen Boland'in sesi sertti. Ilkin
Bermuda Seytan geni'nin aksine Pasifik Girdabinda hibir uak kaybolma olayina
rastlanmadi. Bundan baska, kurtulan insanlar, cankurtaran sallari, cesetler ve
yuzen enkaz paralari olmayinca elimizde olaylar arasinda balanti kurmak iin
hibir ipucu olmuyor. Denizaltiyla teki kayip tekneler arasindaki tek iliski
tumunun de Pasifik Okyanusunun iyi belirlenmis bir blgesinde kaybolmus
olmalari.
Denver ne eildi, Pitt'in koluna dokundu. Kaena Burnu kumsalinda bulduun
mesaj kapsulu disinda insanlar tarafindan tanik olunan tek bir kanit var.
Pitt, Amiral Sandecker de byle bir istisnadan sz etmisti, dedi.
Lulie Marlene, dedi Hunter yavasa, Mary Celeste'den bile daha garip bir
olay. Hunter bir ekmeceyi ati, bir sure et yordamiyla iinde bir seyler
aradi. ok deil, yalniz birka sayfa. Amiral Pitt'e bir dosya uzat-
95
ti, dosyayi verdikten sonra da i haberlesme aygitina dokundu. Yager, Yager,
bizlere kahve getir, dedi homurtuyla.
Pitt koltuuna oturdu, dosyanin basliina bakti ve okumaya basladi.
S.S. Lilue Marlerte'nm Garip Faciasi.
Uluslararasi taninmis film yapimcisi ve geminin kayitli sahibi Herbert Verhusson
ynetiminde ekilen bir filmde geen bir cankurtaran saliyla kurtulma sahnesinin
ivedi ekimi iin eski bir Ingiliz torpido botundan bozma zel bir yat olan S.S.
Lille Marlene, Honolulu limanini 10 Temmuz, 1968 gunu leden sonra terketti ve
Oahu adasinin guneybatisina doru yneldi. Deniz sakin, hava az bulutluydu.
Kuzeybatidan asai yukari saatte drt deniz mili hizinda bir ruzgr esmekteydi.
13 Temmuz gunu saat 20.50'de Makapuu Burnundaki Kiyi Koruma istasyonu ve Pearl
Harbour'daki Deniz Haberlesme Merkezi gemiden imdat isaretleri ve bulunduu
yerin koordinatlarini almaya basladilar. Hikam Field'daki Hava Kurtarma Birlii
alarma geirildi, Deniz Kuvvetleri ve Kiyi Korumanin gemileri de Oa-hu'dan yola
iktilar. Imdat isaretleri on iki dakika surdukten sonra bir sessizlik basladi
ve bu sessizlik Lillie Marlene'den son kez duyulan garip szcuklerle kesildi.
Sisten ikip geldiler. Kaptan ve kaptan yardimcisi lduler. Murettebat
savasiyor. Kurtulus sansi yok. ok kalabaliklar. nce yolculari lduruyorlar.
Herkes, hatta kadinlar bile lduruluyor. Ardindan anlamsiz bir cumle duyuldu.
Guney ufkunda bir gemi grundu. Oh! Tanrim, bir zamaninda ge-
96
lebilse! Bay Verhusson ldu. Simdi de bana doru geliyorlar. Zamanim kalmadi.
Telsizi duyuyorlar. Kaptani sulamayin. Byle olacaini bilemezdi. Su anda
bulunduum odanin kapisini zorluyorlar. ok az zamanim kaldi. Anlamiyorum. Gemi
yine hareket ediyor, imdat! Tanri askina, bize yardim edin! Oh, Tanrim.
Onlar... Son mesaji burada bitiyordu..
Yaklasan gemi bir ispanyol suebi olan San Gabriel'di. Lillie IVIartene'nin imdat
isaretlerini aldiinda yalnizca on iki mil tede bulunmaktaydi. Aslinda geminin
telsizcisi de tumuyle susmadan nce San GabrieTi grduunu belirtmisti, ispanyol
gemisi Lule Martene'nin bordasina yaklasinca murettebati yatin hasarsiz
grunduunu ve arkasinda ince bir iz birakarak ok yavas seyretmekte olduunu
grduler. Ansizin ve aiklanamayaak bir nedenle Lillie Marlene'nin ilerlemesi
durdu. Bu da, San Gab-i-i-el'in kaptaninin yata kesif iin bir ka kisi
gnderebilmesini saladi. Yata ikanlar karsilarinda tum murettebati lu bir
tekne buldular. Yattaki yolcularin, film teknisyenlerinin, tum gemi
grevlilerinin cansiz bedenleri guvertede ve alttaki kabinlerde dainik gruplar
biiminde yatiyordu. Telsiz odasmdaysa telsizcinin cesedi vericinin uzerine
yiilmisti, vericinin alistiini gsteren kontrol panosundaki kirmizi lamba da
hl yanip snmekteydi.
Yata ikan kesif grubunun lideri durumu hemen San Gabriei'in kaptanina telsizle
bildirdi. Yatta bulduklarini anlatirken sesinde korku vardi. Kurbanlarin
vucutlari yesil bir renk almisti, yuzleriyse buyuk bir isiyla karsilasmis gibi
97
Girdap
F : 7
erimisti. Yati kukurt kokusunu andiran pis bir koku kaplamisti. lulerin yatis
sekillerinden anlasildiina gre lmeden nce korkun bir uras olmustu.
lulerin kol ve bacaklari anormal bir biimde kirilmislardi, yanmis korkun,
yuzlerinin tumu de kuzeye dnuktu. Yolculardan birinin oiduu aika anlasilan
kuuk bir kpek bile ayni garip yara izlerini tasimaktaydi.
Adamlar yatin dumen kskunde yaptiklari kisa bir grusmeden sonra San Gabriel'in
kaptanina ekme halati atmasi iin isaret ettiler. Niyetleri denizde
kurtardiklari bir gemi olarak Ltllre Marlene uzerinde hak iddia etmek ve onu
iindeki korkun yukuyle birlikte yedekte ekerek Honolulu'ya gturmekti.
Sonra ansizin, daha San Gabrisl'den ekme halati atilmasi iin gerekli
manevralar bile yapilmadan, Lillie Marlene'i bastan kia boydan boya ikiye
ayiran buyuk bir patlama oldu. Patlamanin siddetinden San Gabriel besik gibi
sallandi ve yatin kopan paralan eyrek mil u-zaklia dustu.
Lilie Marlene'nin paralanmis gvdesi yata ikan kesif grubunun tum uyeleriyle
birlikte suya gmulup gzden kaybolurken San Gabriel'in kaptaniyla murettebati
dehsetten ylece donakaldilar.
Kiyi Koruma Sorusturma Heyeti olayla ilgili kanitlari inceleyip taniklari
dinledikten sonra dosyayi su szlerle kapadi: Lillie Marlene'-in murettebatinin
ve yolcularinin lumlerine, daha sonraki patlamaya ve yatin batmasina bi-
98
linmeyen olaylarin ya da kisilerin neden olduu kabul edilmistir.
Pitt elindeki dosyayi kapadi ve Hunter'in masasina koydu.
Hunter sikintili sikintili konusmaya basladi. Dosyanin kapsami, faciadan nce
imdat isareti gnderip yardim istedii bilinen ve iindekilerin basina gelenler
konusunda grgu taniklarinin raporlari bulunan tek olay olmasi ynunden ok
nemli.
Lillie Morfene'in yata ikanlarin saldirisina uradii anlasiliyor, dedi Pitt.
Boland basini iki yana sallayarak ayni kanida olmadiini belirtti. San
Gabriel'den gnderilen kesif grubunun susuz olduklari belir-Jendi. Telsiz
belirleme aygiti Ispanyol silebinin yattan gnderilen imdat isaretleri
alindiinda olay yerinden on iki mil uzaklikta olduunu be-Jirlemis.
Baska hibir gemi grulmemis mi? diye Pitt sordu.
Denver, Ne dusunduunu biliyorum, diye atildi. Ama aik deni/ korsanlii sona
ereli ok oldu.
Oupree'nin mesajinda bir de sis bulutundan sz ediliyordu, diye Pitt israr
etti. San Gabriel sise benzer bir seyle karsilasmis mi?
Hayir, karsilasmamis, diye Hunter yanitladi, ilk imdat isareti saat 20.50'de
gelmis. Bu enlemde hava o saatte tumuyle kararmaz, alaca karanlik olur. Herhangi
bir sis bulutu olsaydi kararan ufukta kesinlikle belli olurdu.
Bundan baska, dedi Denver. Pasifik Okyanusunun bu blgesinde Temmuz ayinda
sis
99
.olmasi Waikiki Kumsalinda kar firtinasi olmasi kadar ender bir seydir. Kuuk,
blgesel bir sis bulutu ounlukla ruzgrsiz bir gecede durgun sicak havanin
souk bir yuzeyle karsilasinca younlasmasindan olusur. Bu bigedeyse byle
kosullarda hibir yer yoktur. Nerdeyse butun yil boyunca surekli ruzgr eser.
Kirik iki, kirk u derecedeki deniz suyuysa souk bir yuzey olarak kabul
edilemez, sanirim.
Pitt omuz sukti. Peki, yleyse, bir sorun kalmadi.
Hunter yine sikintili sikintili konusmaya basladi. Dosyada bulur.an bir baska
nemli nokta da San Gabriel imdat isaretlerini aldiktan sonra yatin yanina
gitmemis olsaydi bile nasil olsa Lillie Marlene'de yine patlama olacakti ve yat
denizin dibini boylayacakti. Tabii, o zaman da yatin yok olmasi kayitlara teki
gemilerde olduu gibi, yani baska bir gizemli kayip olayi diye gemis olacakti.
Denver dik dik bakti. te yandan, Lillie Martene'ye Dunya disindan gelenler
saldirmis olsa Sen GabriePe de ayni seyi yapmalari gerekirdi, ya da kesif
grubunun yatta arastirma yapmasina izin vermezlerdi. Byle davranmalarinin bir
nedeni olmaliydi.
Boland iki kolunu yana aarak, Iste, yine basliyor, dedi.
Gereklerden ayrilma, Yarbay, dedi Hunter ve Denver'e buz gibi bir bakis atti.
Kurgu bilimle urasacak hi zamanimiz yok.
Adamlar sustu, kaldi. Sessizlii yalnizca pano kapli duvarlarin tesinde alisan
aygitlardan gelen bouk sesler bozdu. Pitt yorgun yor-
100
r &s
dkuldu.
ogzmdan yavasa -'* b" ok,aya
yoksa?
anlatacaksin,
101
dir. Tum yasamlari deniz kuzeyinde yaptiklari seyirle geer. Ama yine de
ilerindeki gizli korku duslerinde grdukleri karabasandir, yani bir gun denizde
boularak lmektir. Kanim su ki, Lillie Marlene'nin murettebatinin ve
yolcularinin korkun cesetlerinin bulunmasi karsimizdaki bilinmeyen caninin
nceden planlayarak uyguladii bir oyundan baska bir sey deildir. yle ki, bu
oyunda kpek bile unutulmamis.
Birka denizciyi korkutmak iin nceden dikkatle hazirlanmis bir plana
benziyor, diye Boland da Pitt'in grusunu destekledi.
Yalnizca birka denizciyi deil, diye Pitt devam etti. Ama tum denizcileri
korkutmak iin. Kisacasi, tum gsteri bu uyari olarak sahneye kondu.
Ne iin uyari? diye 'Denver sordu. Pitt, Okyunusun o blgesinden uzak
durmalari iin, diye yanitladi.
itiraf etmeliyim ki, diye Boland yavasa sze basladi. Lillie Marlene
olayindan beri tum gemiler Girdap blgesinden vebadan kaiyor-mus gibi kamaya
basladilar.
Aiklamam gereken bir nokta daha var, diyen Hunter'in ses tonu garip denecek
kadar yumusakti. Tek grgu taniklari, yani yata ikan kesif grubu da yatla
birlikte havaya utu.
Pitt bunun da yanitini biliyormus gibi siritti. Kolay, ilk plana gre yata
ikan kesif gru~ bu daha sonra San Gabriel'e dnerek szde kaptana grduklerini
rapor edeceklerdi. Oysa dahi canimiz insan yapisindaki agzluluu hesaba
katmamisti. Yata ikan kesif grubu geri
102
dnmekten vazgeti. Yatta kalmayi yelediler ve ekme halati atilmasini
istediler. Tabii, o anda alacaklari kurarmalik dulunu nasil
harcayacaklarini da kafalarinda dusunmeye bas-amislardi bile. Adamlarin
gecikilmeden yatla birlikte yok edilmeleri gerekiyordu. unku Lillie Marfene bir
limana ulasacak olsa bilimsel a-rastirmalar tehlikeli olabilecek bazi
kanitlari ortaya ikarabilirdi. O nedenle de kesif grubu ve Verhusson'un yati
denizin dibini boyladilar.
iyi konustun, diyen Hunter i ekti. A-ma genis dus gucun geree deinmis
bile olsa bizim ana sorunumuz hl Starbuck'in bulunmasi.
Ben de oraya geliyordum, dedi Pitt. Yatin telsizcisinin vo
Dupree'nin gnderdii mesajlari ele alalim. Her ikisinde de ayni kesik
cumleler var. Szcuklerde de ayni yakans gze arpiyor. Telsizci mesajinda,
'Kaptani sulamayin. Byle olacaini bilemezdi' diyor. Kaptan Dupree'nin
mesajinin son blumundeyse, 'Bir bilebilseyo'im' deniliyor. Sinirleri gergin
iki adamin szlerindeki benzerlik. Ben yfe olduunu sanmiyorum. Pitt ne
demek istediinin anlasilmasi iin bir an sustu. Tum bunlar bizi tek bir sonuca
gturuyor: Komutan Dupree'nin son mesaji gerek deil.
Onu biz de dusunduk, dedi Hunter. Dupree'nin mesaji dun gece uakla
Washington'a gnderildi. Deniz Kuvvetleri Haberaima rgutu Sahtekrlik Oairesi
bir saat nce Dupree'nin el yazisinin gerek olduunu doruladi.
Dorudur, tabii, dedi Pitt umursamazca. Ne de olsa hi kimsenin sayfalarca
el yazisini
103
tumuyle taklit edecek denli aptal olabileceini sanmiyorum. Size nerim,
uzmanlariniza kit-lardaki yazilarda yapilan duzeltmeleri inceletmeniz. Buyuk
bir olasilikla szcukler matbaa harfleriyle basilmis, sonra da uzerinden
tukenmez kalemle geilmistir.
ok sama, dedi Boland. Herhangi birinin Dupree'nin el yazisi rneini
ikarabiimesi iin elinde birden ok kopyesi olmasi gerekir. Ellerinde
Dupree'nin doldurduu gemi gunluu, kisisel yazismalar ve belkide kendi guncesi
vardi. Belki de bu nedenle kapsuldeki mesajin bazi sayfalari eksikti. Bazi
belirgin a-nahtar szcukler ve harfler kesiimis, ayri bir yere yapistirilarak
anlamli cumleler olusturulmustur. Daha sonra da yazinin fotorafla kusesi
ikartilmis ve basilmistir.
Hunter'in yuzu dusunceli, sesiyse anlam--sizdi. Bu szlerin Dupree'nin
mesajindaki garip szcuk dizilisini ve konular arasindaki dainiklii aikliyor.
Ama bize Dupree'nin ve a-damlarinin bulunduu yeri aiklamiyor,
Pit yerinden kalkti, duvardaki haritanin basina gitti. Sarbuck'an Pearl
Harbour'a gnderilen mesajlar sifreli miydi?
Sifre makinesi daha takilmamisti, diye Hunter yanitladi. Bundan baska,
denizalti deneme seyri nedeniyle asai yukari kendi sularimizda dolastiindan
Deniz Kuvvetlen ortada ok gizli haberlesmeyi gerektirecek bir durum da
grmedi.
Rizikolu bir sey, dedi Pitt. Sz konusu
olan sey nukleer denizaltilarimizdan birisiydi.
Tam bir gizlilik bir denizaltinin yalnizca
104
devriye seyrinde ya da karakol grevindeyken salanir. Oysa Starbuck yeni ve
denenmem;, bir gemi olduundan herhangi bir mekanik an-zaya karsi nlem oiarak
iki saatte bi'r bulunduu koordinatlari bildirmesi emredilmisti. Bu ilk
denemelerin yalniz bes gun surmesi planlanmisti. Bu sure iinde Ruslar
gnderilen mesajlari izleyip denizaltinin pesine elektronik aygitlarla
donatilmis bir casus gemisi takarsa Starbuck mesaj gndermeyi birakacak ve
Pearl Harbour'a geri dnecekti.
Pitt haritaya bakmaya devam etti. Bu kirmizi isaret neyi gsteriyor;
Amiralim?
Gnderilen mesaja gre Dupree'nin yerini.
Ve belli aralarla birbirini izleyen su siyah isaretler de anladiima gre
Starbuck'm iki sa--atte bir telsiz raporlarinda bildirdii yerleri gsteriyor,
doru mu?
Doru.
Pit devam etti, szcukleri dikkatle seiyordu. yleyse siyah isaretlerin en
ustundeki de Dupree'nin telsizle bildirilen son gerek yerini gsteriyor.
Hunter, evet anlaminda basini sallamakla yetindi.
Pitt Hunter'in masasina yaslandi ve konusmadan uzun uzun haritayi inceledi.
Sonunda yerinden doruldu ve elini Starbuck'in son raporunu simgeleyen siyah
isaretin uzerine koydu, Arama alismalariniz bu noktadan itibaren nereye dek
uzaniyor?-
Yelpaze biiminde kuzeydouda u yuz uzaklia dek, diye Boland yanitladi,
gz-
105
leriyle de Pitt'in haritada ne aradiini anlamaya alisiyordu. Neyin pesinde
olduunu lutfen bize de anlatir misin?
Simdi, lutfen beni iyice dinleyin, dedi Pitt. Arama alismalariniz O(<
youndu. Bu alismalara yirmiden ok gemi ve u yuz uak katilmisti. Ama ne var
ki hibir sey bulamadiniz, tek bir ya izi bile. Bu aramalarda kuskusuz
manyetometreler, hassas derinlik lerler, sualti TV kameralari ve daha baska
her tur bilimsel arama aygiti da kullanilmisti. Ama yine de abalariniz sonuta
bosa ikti. Bu size biraz garip gelmiyor mu?
Hunter'in hl birsey anlamadii gruluyordu. Neden gario gelsin ki? Starbuck
pekala bir denizalti kanyonunun derinliklerinde kaybolmus olabilirdi...
Ya da gvdesi deniz dibindeki yumusak bir tortu tabakasina gmulmus
olabilirdi, diye Denver ekledi. O denli buyuk bir blgede kuuk bir gemiyi
bulmak Salton Denizinde kaybolan madeni bir parayi bulmak kadar gu olur.
Dostum, dedi Pitt gulumseyerek, Biraz nce sihirli szcukleri syledin.
Denver aptal aptal Pitt'e bakti.
Yani? Hunter'in sesi buz gibiydi.
Anlamiyor musunuz? Arama alismalariniz Pasifik Girdabinin tam ortasinda
olmaliydi. Belki Storbuck'a rastlamadiniz, oma yine de bir seye rastlamaniz
gerekirdi. Ne de olsa seim yapacak asai yukari otuz batik gemi enkazi daha
vardi.
Lanet olsun! Hunter'in zguveni sarsti-
106
mis gibiydi. Daha nce akiliniza hi gelmemisti.
Ne demek istediini anliyorum, dedi Bo-!and da. Ama bu neyi kanitlar ki?
Neyi mi kanitlar? Sunlari kanitlar: Bir, yanlis blgeyi aradiniz, iki,
Dupree'nin kapsuldeki mesaji zekice duzenlenmis bir taklitti. , Stcrrbuck'in
telsizle bildirdii son koordinat raporu dahiyane hazirlanmis bir sahtekrlikti.
Kisacasi, Baylar, kayip denizaltiyi bulacainiz yer kuzeydouda deil, tam yuz
seksen derece tersinde guneybati ynundedir.
Hunter, Boland ve Denver saskinliktan Pitt'e bakakaldilar. Kisa bir sure sonra
da yuz-erindeki deisen ifadeden sylenenleri yavas yavas anlamaya basladiklari
gruldu.
ilk konusan Denver oldu. Her sey akla yatkin, dedi yalnizca.
Hunter'in yuzu aylardir duymadii bir heyecani yansitmaya basladi. Duvardaki
haritaya yarim dakika kadar dikkatle ve uzun uzun bakti, sonra da hizla dndu,
bakislarini Boand'a dikti.
Martha seyire ne kadar surede hazirlanabilir?
Guvertesine helikopter yuklenecek, yakit ikmali yapilacak, arastirma
aygitlarinin son kontrolu yapilacak. Bu gece saat 21.00'de hazir olacaini
syleyebilirim, efendim.
Hunter saatine bakti. Demek ki arastirmanin yapilacai blgeyi belirlemek iin
fazla zamanimiz kalmadi. Denver's dndu. Burasi senin blgen, onun iin de
arastirma alisma-
107
larini programlamaya hemen baslamani istiyorum.
Ana veriler daha nceden bilgisayar bantlarina kaydedilmisti, Amiralim. Simdi
yapilacak tek is yalnizca bilgisayara verilen koordinattan deistirmek olacak.
Hunter gzlerini ovusturdu. Pekl, Baylor, bundan sonrasi artik sizleri
ilgilendiriyor. Sizlerle birlikte gidebilmek iin su anda rutbelerimin
yarisindan seve seve vazgeebilirdim. Aklima gelmisken, Bay Pitt, umarim uzun
btr Okyanus yolculuuna ikmaktan kainmayacaksiniz, deil mi?
Pitt Amirale gulumsedi. Su anda nceden planladiim hibir isim yok.
Guzel. Hunter azindaki sigarayi yuvarladi. Bana bir noktayi aikla. Nasil
oldu da Hava Kuvvetlerinin bir subayi olmana karsin ulkenin en nemli denizbiiim
rgutunde Sube Muduru oldun.
Cin denizi uzerinde Amiral Sandecker ve Kurmay Baskaninin bulunduu uai vurup
dusurmustum.
Hunter yuzunde inandiini belirten garip bir anlatimla Pitt'e dik dik bakti. Ne
de olsa Amiral Sandecker kendisine daha nce syle demisti: Bu adamla hemen
hemen herseyi basarmak mumkundur.
* **
108-
YEDINCI BLM
Pitt'in AC'si Honolulu doklarindaki otoparka suzulduunde gunes batali bir saat
olmustu. Arabanin n lastikleri tahta engele dokunurken motoru sustu, farlari da
sndu. Pitt arabanin kapisini ati, limanin tesinde uzanan kapkara denize
gzlerini dikti.
Ruzgr yn deistirdiinden burnuna air bir koku geliyordu. Bu, kiyi pisliini
yansitan bir kokuydu. Iina'e hafif bir deniz suyu kokusu bulunan ya, mazot ve
duman karisimt bir kokuydu. Bu pis koku Pitt'i neselendirdi, ona uzak ve yabanci
limanlarda duyulan yatin zlemini a-nimsatmisti.
Pitt arabadan indi, otoparkta kendisinden baska kimse olup olmadiini anlamak
iin evresine bakindi. Kimsecikler yoktu. Yalnizca bir odun yiinina konmus bir
marti kendisini izlemekteydi. Pitt arabanin iine doru eildi, surucu
koltuunun arkasindaki havluya sarili Ma-user'ini aldi. Sonra da limanin gece
havasini i-cine ekti, silahi kolunun altina sikistirdi ve is-
.109
keleye doru yurumeye basladi.
O anda doklarda aylak aylak dolasan biri olsaydi bile yine de Pitt'in
grunusundeki gariplii farkedemezdi. zerinde iyice eskimis haki renkte bir
gmlek, rengi solmus bir gabardin pantolon vardi. Ayamdaysa kalin iple bali,
topuklari iyice asinmis postallar vardi. 101. Filo guvenlik subayinin hediyesi
olan kullanmadii eski giysiler Pitt'in bedenine kuuk geldiinden dikis yerleri
de iyice gerilmisti. Pitt kendisini bir an iin ya uyusturuculardan geberip
gidecek, ya da pis kenar mahalle meyhanelerinin surekli musterisi olacak bir
serseri gibi hissetti. Eksik olan tek sey de kahverengi kit ambalajli bir sise
misket sarabiydi. Ya da daha iyisi uzerindeki paavralara tam uygun dusecek bir
sise Grand Mernier Sari Kurdele sarabiydi.
Pitt yuz metre ilerledikten sonra durdu ve basini kaldirarak gecenin
karanliinda insana l:orku veren bir biimde yukselen koskoca siyah gemiye
bakti, iskelenin yipranmis ve katran-!i kalaslarini aydinlatan tek isik, eski
bir ambarin oluklu demirle kapli atisinin kenarlarina gelisiguzel asilmis bir
ka yesil glgelikli lambaydi. Lambalardan yayilan korkutucu isik gecenin
lumcul sessizliiyle birlesince, denizdeki canavarin hayaleti andiran
grunumunu daha da korkun yapiyordu.
Burnu yukardan asaiya doru dimdik i-nen, palavra (*) ustundeki blumleriyse
kutu gi-
(*) Bir sava^ gemisinde toplarin bulunduu guvertenin .altindaki guverte.
110
bi kare biiminde yukselen eski bir gemtydi. En tepede de soluk mavi renkte bir
seritin susledii eski moda dikey bir bacasi vardi. Guvertelerden yukselen bir
yiin vin ve direk gze arpmaktaydi. Bir zarrianlar, uzak gemisinde, gemi
siyaha, su kesimi izgisi de bilinen kirmizi renge boyanmis, ama ne var ki
simdi geminin boyasi irkin, pis ve pasli bir grunum almisti. Pitt geminin
ki blumunun altina varana dek iyice yaklasti. Gemi ok buyuktu,
yaklasik on iki bin tonluk olmaliydi. Pitt basini kaldirdi ve kita yazili
kirli beyaz harflere bakti. Geminin adi pastan o denli ok bozulmustu ki los
isikta gulukle okuyabildi: MARTHA . ANN-SEATTLE.
Geminin yanindaki iskelesi issiz ve yasak bir blgeye doru yukselen bir tuneli
andiriyordu. Yalnizca, geminin derinliklerinden gelen bouk jeneratr sesiyle
bacadan kivrila kivrila yukselen ok ince bir duman gemideki insan varliini
ortaya ikarmaktaydi.
Pitt iskelenin yanindaki kaba, halat korkulua tutundu, ikisini kolaylastirmak
iin otuz derecelik bir aiyla ne eildi ve Martha Ann'-in guvertesine ikmaya
basladi. Ambardan gelen solgun isik iskeleye yukseldike azaliyor, son
basamaini da tumuyle karanlikta birakiyordu. Pitt bombos grunen karanlik
guverteye ikip ikmamaya bir an karar veremedi.
Bay Pitt mi? diye karanliin iinden bir ses duyuldu.
Evet. Ben Pitt'im.
Lutfen, kimliinizi grebilir miyim?
Grebilirsin tabii, eer kimliimi kime ver-
111
-eliimi biiiraem.
Lutfen kimlik kartinizi guverteye birakin ve geri ekilin, efendim.
Pitt kendi kendine homurdandi. Alarm ve olaanustu tehlike durumlarinda kimlik
kontrolu yapilmasinin alisilmis bir askeri islem olduunu biliyordu ama byle
perinleri gevsemis hurda bir tekneye binerken de bu denli siki kontroici ne
gerek vardi? Mauser'i yavasa guverteye birakti, cuzdanini ikardi ve iindeki
kimlik kartini aradi. Gzleri daha karanlia alisamamisti, o nedenle de
parmaklan cuzdanindaki bir suru plastik kart uzerinde tek tek dolasti. Sonunda
uzerinde kredi kartlarindaki gibi kabartma harfler olmayan bir karti ekip
ikardi ve bir ka adim nune firlatti. Kursun ka-ie.ni kalinliindaki bir isik
demeti nce kartin '.erinde sonra da Pitt'in yuzunde dolasti.
Sizi sikintiya soktuum iin uzgunum, e-" .indim, arna Amiral Hunter gemi
evresinde ok siki guvenlik emretti. Siyah bir glge kimlik kartini Pitt'e
geri uzatti. Sa tarafinizdaki ilk merdivenden ikarsaniz harita odasinda
Yarbay Denver'i bulacaksiniz.
Tesekkur ederim, diye Pitt homurdandi. Ve yerden silahini aldi, kpruye ikan
merdivenleri tirmanmaya basladi. Tepeye ulastiinda karanlik kaptan kskunun bos
olduunu grdu, iinden geti ve nune ikan kapiyi dikkatle, hafife araladi.
Hi olmazsa sonunda bel parlak isikla karsilasmisti.
Selam, Dirk, dedi Denver itenlikle. Par-| maklarmda yanan bir sigara vardi ve
Pitt'e eliyle selam verirken ucundaki ku! de dailmadan
112
olduu gibi harita masasinin uzerine dustu* Denver'in uzerinde baliki yaka
siyah bir kazak ve kirli bir blucin pantolon vardi. Birlesik Devletlerin yuzen
tek fosiline hosgeldin.
Pitt Denver'i aliskanlikla elini basina gturerek selamladi. Seni burada
bulacaimi sanmiyordum, Burdette. Amiralle birlikte harekt merkezinde
kalacaini dusunmustum.
Denver gulumsedi. Yine oraya gideceim, tabii. Ama Paul'e ve sana iyi avlar
dilemek iin gelmeden yapamadim.
Buna gereksinimiz olacak. Bana kalsa, her gun samanlikta ine aramaktan
kainmam. Bunun garip bir olay olduunu mu dusunuyorsun? diye Denver sordu.
Patronunun da syledii gibi bizim grevimiz Starbuck'i bulmak ve onu su yuzune
ikarmak. Yapilacak herhangi bir hayalet avinmsa yalnizca ek yarari olur.
Bundan baska, MUMA' daki bilim adamlarimizin ve muhendislerimizin de Bermuda
Seytan geni ya da Pasifik Girdabini arastirmak gibi bir aliskanliklari yoktur.
Bu isi, abartma yeteneklerini kullanmalari iirt . dusgucuyle romanlar yazan
kisilere birakiyoruz. Bilimsel olarak aiklanamayan nen'iargi bir bulus
tumuyle sans eseridir ve sorradan dosyalanarak sessizce rafa kaldirilir.
Bir rnek verebilir misin? diye Denver yavasa sordu.
Pitt bos gzlerle masadaki yari aik haritaya bakti.
Dokuz ay nce Jules Verne'yi animsatacak bir olay oldu. Denizbiumi
alismalarinda kullandiimiz iki gemimiz Japonya aciklannda-
113
Girdap F : 8
ki Kuriie ukurunda deniz dibinin altindaki katmanlarin grafiini ikarma
alismalari ve sualti akustik deneylen yaparlarken, gemilerdeki oygitlan ok
derin sularda yuksek hizla seyreden bir teknenin sesini kaydettiler. Her iki
gemi de ruzgri basa alarak tum makinelerini durdurdu ve tum aygitlarini o denli
derinlikte bu--lunan nesneye yneltti.
Aygitlar ya da operatrlerden biri hata yapmis olabilir mi? diye Denver
sordu.
Olanaksiz, diye Pitt karsilik verdi. O o-peratrler kendi uzmanlik dallarinda
en iyilerdi. Bundan baska, iki geminin de ok duyarli aygitlariyla sesini ayri
ayri belirledikleri tekneyi izleyip birbirlerinin aynisi kayitlar yaptiklarini
gznune alirsan o zaman en kuuk bir hata olasiliini bile dusunemezsin.
Belirlenen nesne konusunda hibir hata yoktu, unku ister sey, ister denizalti,
istersen de deniz canavari de, kisacasi ne dersen de, sonunda gerekti ve
-oradaydi. Ve bes bin yedi yuz metre derinlikte saatte yuz on deniz mili hizla
hareket ediyordu
Denver yavasa basini iki yana salladi. Inanilmayacak bir sey. Insanin akli bir
turlu
almiyor.
Bu yalnizca yarisi, dedi Pitt. Kuba a-iklarindaki Cayment ukurunda
alismalar yapan bir baska gemimizin basindan da buna benzer bir olay geti.
Sonradan hem Cayment hem de Kurile ukurlarinda elde edilen verileri grdum.
Sonar grafikleri milimi milimine birbirlerinin tipatip aynisiydi.
Peki, bu konuda Deniz Kuvvetlerine bilgi
verildi mi?
114
Hayir. Hava Kuvvetleri'nin bundan byle UFO'lar konusunda hibir sey duymak
istemedii gibi Deniz Kuvvetleri de garip sualti gzlemleri konusunda hibir
sey duymak istemiyor. Ayrica, elimizde birka grafik kaidini dolduran eri
buru izgiden baska gerek kanit olaruk ne vardi ki? Pitt ayaklarini masanin
u-zerine, basini da arkasinda kenetledii ellerinin arasina koyarak koltuunda
arkaya doru kay-kildi. Ama yine de bir keresinde denizin bilinmeyen
sakinlerinden birini az kalsin videoteybe kaydetmek uzereydik. Bir NUMA zoologu
Izlanda yakinindaki Avrupa anakara sahanlii aiklarinda denizin u bin metre
derinliine bir mikrofon sarkitmis deniz dibinin ender grunen baliklarini
inceliyor, seslerini kaydediyordu. Gunlerce, asai yukari deniz
yuzeyinde yasayan baliklarin ikardii seslere benzeyen alisilmis balik
seslerini ve karideslerin surekli olarak ikardiklari atirti seslerini
kaydetti.
Bir leden sonra ansizin karideslerin atirti sesleri kesildi ve zoolog vurus
sesleri almaya basladi, sanki bir sey sualti mikrofonunu bir kursun kalemiyle
tiklatmaktaydi. Ilk anda daha nce sesini kaydetmedii bir tur balikla
karsilastiini sandi. Ama bir sure sonra yavas yavas tiklatma seslerinin bir tur
sifreye benzediini farketti. Gecikmeden geminin telsizcisini airdi ve
telsizci de tiklatmalari desifre e-derek bunlarin bir matematik formulu olduunu
belirledi. Sonra tiklatma sesleri durdu ve odadaki dinleme hoparlrlerinde o
derinlikteki suyun younluuyla urkutucu sekle dnusen bir kahkaha tufani
duyuldu. Murettebat ilk soktarr
115
kurtulur Kurtuima/i suratie dibe bir TV kamerasi sarkitti. Ne var ki on saniye
gemisti ve ok ge kalmislardi. Bu arada hizla yapilan bir hareket deniz dibini
karistirmis, geride hibir sey grunmeyen koyu bir amur tabakasi birakmisti. Ve
bir sure daha sonra, iste orada, yani TV kamerasinin tam nunde, karanlik
sonsuzlua doru ilerleyen deniz tabanindaki garip izleri grmusler.
Peki, formulden bir sonu ikarabilmisler mi? diye Denver sordu.
Evet, mikrofonun bulunduu derinlikteki suyun basincini hesaplamaya yarayan
basit bir formulmus.
Su basinci neymis, peki?
Asai yukari santimetre kareye iki buuk
ton.
Harita odasina ansizin uzun ve buz gibi bir sessizlik ktu. O anda, Pitt
denizin tekneye aittan hafif hafif arpisini duyabildi.
Kahveniz var mi? diye sordu Pitt.
Denver'in akli hl gizem dolu deniz dibinde dolasmaktaydi. Kendini
zorlayarak dusuncelerinden gulukle siyrilabildi. Var, tabii, de~| di yuzunde
aci bir gulumsemeyle. Martha Ann' le bir okyanus yolculuuna iktiimiz
zamanki Pasifik'teki en iyi servisle karsilasirsiniz. Eski kararmis bir kap
aldi ve yamru yumru olmus teneke bir bardaa kahve doldurdu. Buyurun ve l
yolculuunuzun tadini ikarin, efendim.
Kapi ardina dek ailip ieriye Boland girdiinde ikisi de kahvelerini
yudumlamaya hazirlaniyorlardi. Boland'in uzerinde kirli bir tisrt, rengi solmus
bir Levi's marka blucin pantolon
116
ve Pitt'inkilerden de ktu bir ift postal vardi. Incecik tisrtu Boland'in
adaleli koflarini iyice aia ikarmaktaydi. Ve Pitt ilk kez d anda Bo-iand'in
kolunda bir dvme olduunu farketti. Sa n kolunu susleyen dvmede derisine
saplanan ve kan akitan bir biak resmi vardi, altinda da mavi dvme harflerle
sunlar yaziliydi: SEREFSIZ YASAMAKTANSA LMELI.
Ikiniz de sevgililerinizden veda mektubu almisa benziyorsunuz, diyen Boland'in
sesi sakaci ama sertti. Neler oluyor?
'Evrenin gizemlerini zmeye alisiyorduk, diye Denver karsilik verdi. Al,
Paul, dunyaca unlu ikimin bir tadma bak. Denver buhari tuten bir bardak
kahveyi Boland'a uzatti, bu arada da yere birka damla kahverengi kahveden
dktu.
Boland damlayan bardai Denver'in elinden aldi, dusunceli dusunceli Pitt'e bakti
ve Pitt'in de kendisine dik dik baktiini grunce hafife gulumsedi, sonra da
bardai dudaklarina gturdu iindeki sicak siviyi yudumiadi.
Bizim ihtiyardan yeni bir emir geldi mi? diye Boland sordu.
Denver basini hayir anlaminda iki yana salladi. Hl sana syledii emirler
geerli. Yani ilk tehlike belirtisinde hemen bulunduunuz yerden ayrilin ve son
hizla Pearl Harbour'a geri dnun.
Tabii, kaabilecek denli sansimiz olursa, dedi Boland. teki kayip gemilerden
hibiri imdat isareti bile gnderecek zaman bulamadilar, hatta bairacak
zamanlari bile olmadi.
Ama senin sigortan olarak yaninda Pitt
117
var bu kez. Ve tabii, bir de helikopter.
Bir helikopteri uusa hazirlamak zaman alir, dedi Boland kuskuyla.
O kusu deil ama, dedi Pitt kisaca. Onu tam kirk saniyede
havaiandirabilirim. Ayaa kalkti, kollarini havaya kaldirarak gerindi, yle ki
genis elleri harita odasinin elik tavanina dedi. Kafami kurcalayan bir soru
var. O helikopter yalniz on bes kisi tasiyabilir. Bu durumda, ya Deniz
Kuvvetleri bize bir suru cuce murettebat verdi, ya da eksik murettebatla
seyredeceiz.
Normal kosullar altinda eksik murettebatla seyredeceiz denilebilir, dedi
Denver, Bo-land'a da gulumseyerek gz kirpti. Bitemezsin tabii, Dirk. Ama
Martha Ann grunduu gibi yle yipranmis eski bir duba filan deil. ok sayida
murettebata gerek yok, unku gunumuzdeki suustu gemileri, iinde en modern ve
ileri derecede otomatik merkezi kontrol sistemiyle donatilmis bir gemidir. Isin
aslina bakarsan tumuyle kendi kendine seyrediyor.
Ama teknenin pul pul olmus boyasi. Ya o-
pas...
Bugune dek grduun en ustaca aldatma hilesi, diye Denver itiraf etti.
Akillica uygulanmis bir tur kimyasal boya gemiyi sanki gerekten pas iindeymis
gibi gsteriyor. Gun isiinda otuz santim uzaindan bile gerek pas olmadiini
anlayamazsin.
Peki, ama bu denli zen neden? diye
Pitt sordu.
unku Martha Ann'de grduklerinden ok' daha fazlasi var, dedi Roland alak
gnulliH
i 118
davranmaya alisarak. iplak gzle bakmakla asla bir sey anlayamazsin, ama
omurgasindan bordasina dek her yeri kurtarma ara ve gereleriyle donatilmis
durumda.
Yani, gizli bir kurtarma gemisi mi? diye Pitt yavasa sordu. Yeni bir sey
daha.
Denver gulumsedi, Syle diyeyim, bu gizleme numarasi zellikle baska ulkelerin
karasularinda yapilan ve politik ynden ok tehlikeli kurtarma alismalarinda
ise yariyor.
Amiral Sandecker bana bu tur basarilarinizdan birkaini anlatmisti, dedi Pitt.
Simdi bu isleri nasil becerdiinizi daha iyi anliyorum. Hibir is ne ok
gutur, ne de ok kolay, dedi Board gulerek. Hani bizden isteseler Andre
Doria'yi bile su yuzune ikarabiliriz.
Starbuck'm yerini bulduumuzu kabul e-delim, otomatik aygitlariniz olmasina
karsin yine de onu bu denli az murettebatla su yuzune asla ikaramazsiniz.
Bu konu yalnizca alman bir nlem, dostum, dedi Denver. Amiral Hunter arama
alismalari yapilirken, gemide ok gerekli murettebatin disinda kimsenin
bulunmamasini israrla istedi. unku Martha Ann de teki gemilerin ktu sonuna
urarsa gereksiz yere insanlarin lmesinde hibir anlam yok. Bundan baska,
sansimiz yaver gider de Starbuck'i bulursak hemen o blgeyle Honolulu
arasinda bir mekik seferine baslar kurtarma murettebatini ve gerekli teki ara
ve gereleri helikopterinle tasirsin.
Kuucuk bir paket, dedi Pitt. Yine de, yanimizda bizi koruyacak bir savas
gemisi olsa
119
daha rahat uyurdum.
Denver basini iki yana salladi. Bu tehlikeyi gze alamayiz. Ruslar eski bir
geminin, Donanmanin gudumlu mermi atan bir kruvazru esliinde seyrettiini
renseler daha o anda isin iinde gizli bir plan olduunu hemen anlardi. Sonra
da gun doar domaz pesimize Andrei Vyorg'u takarlardi.
Pitt sorarken kaslari da hafife havaya kalkti. Andrei Vyorg mu?
Deniz Kuvvetleri Haberalma rgutunce bir casus gemisi olarak siniflandirilan ve
denizbi-lim alismalarinda kullandiklari bir Rus teknesi. Alti aydir Starbuck'm
arama alismalarim pesimizden ayrilmadan bir glge gibi izledi durdu. Simdi de
hl okyanusta bir yerlerde deniz-altiyi bulabilmek iin dolanip duruyor.
Ronald kahvesinden bir yudum almak iin bir sure sustu. 101. Filo kimliimizi
ticaret gemisi olarak korumak iin ok uzun bir zaman ve aba harcadi. Simdi tum
bunlarin bir anda bosa gitmesini gze alamayiz.
Anlayacain, Martha Ann Deniz Kuvvetlerinden ilisiini tumuyle kesmis bir
durumda. ABD resmi kayitlarinda bir ticaret g'emisi olarak grunuyor. Ve biz de
bunu byle surdurmeye niyetliyiz, dedi Denver.
Peki Deniz Kuvvetleri Andrei Vyorg'un tek basina dolasip durmasina tumuyle
ilgisiz mi kaliyor?
Tek basina deil, dedi Boland ciddi ciddi. Hl kuzey arama blgesinde
alismalar yapan drt gemimiz var. Durum kazazedeler i-in ne denli umutsuz
olursa olsun Deniz Kuv-,
120 . 1
vetleri aramadan asla vazgemez. Istersen buna Donanmanin bir gelenei deyin.
Binbasi, a-ma bunu bilmek mukemmel bir duygudur, zellikle de seyir sirasinda
gemimiz battiktan sonra denizde bir enkaz parasina tutunmussaniz ve ' ne olursa
olsun sizi kurtarmak iin hibir seyden kainilmayacaini bilirseniz...
Boland'in konusmasi kapinin vurulmasiyla kesildi. Boland, Gir, diye
bairdi.
ieriye on dokuz ya da yirmi yasindan buyuk olmayan gen bir delikanli girdi.
Basinda kasaplarin giydii turden beyaz bir baslik, u-zerinde de mavi bir is
tulumu vardi. Pitt ve Den-ver'i grmezlikten gelerek dorudan doruya Boland'la
konusmaya basladi.
zur dilerim, efendim, ama telefonda bas-arki makine dairesinin harekete
hazir olduunu, porsun astsubayi da adamlarin alargada hazir beklediklerini
rapor ettiler.
Boland saatine bir gz atti. Pekala, alarga etmelerini ve on dakika sonra
hareket etmelerini syle.
Anlasildi, efendim, dedi gen denizci. Sonra da selam verdi, geriye dndu ve
yine dumen kskune giderek gzden kayboldu.
Helikopter balanip guvenceye alindi mi? diye Pitt sordu.
Boland basini evet anlaminda salladi. Merak etme, sikica balanip guvenceye
alindi. Yarin sabah hava aydinlaninca da son uus kon-troNaam yaparsin.
Pitt kalkti, Denver'in sigaralarindan olusan youn dumandan cierlerini
temizlemek iin iumbazin yanina gitti. Limanin pis kokusu bile
121
harita odasindaki boucu havayla karsilastirilinca tertemiz kaliyordu.
Dirk iin gemide bir yer ayarladin mi? diye Denver Boland'a sordu.
Benimkinin yaninda yalnizca ok nemli kisiler iin bos tuttuumuz bir kamara
var, diyen Boland'in dudaklari alayci bir gulumsemeyle kivrilmisti. Ama Pitt
iin bir ayricalik yapacaiz artik.
Pitt, gzlerinde fke ya da dusmanlik belirtisi olmaksizin, kultablasmdan
halkalar biiminde yukselen dumana sanki hipnoz olmus gibi uzun uzun bakti. Ve
koluna konan bir sivrisinei kuuk bir fiskeyle nasil kovalarsa Boland'in
szlerindeki kiskirtmayi da ylesine umursamadi. Hunter ok akilli bir ihtiyar
tilkiydi. Tu-rnuyle farkli yapida iki kisiyi bir araya getirip bir takim
olusturmustu.
Denver hukum suren gergin sessizlii bozarak, Sey, artik gitsem ok iyi olacak,
sanirim,' dedi.
Pitt, Sana arada sirada bir posta karti
atariz, dedi.
Ondan daha ounu yapsaniz iyi olur, diyen Denver'in dudaklari hafif bir
gulumsemeyle kivrildi, ama bakislari sertti. Tam u hafta sonrasi iin Reef
Otelinin barinda yer ayirtacaim. Ve gelmeyen olursa ona yaziklar olsun!
Boland'a dndu. Sende sifre var, Paul. Amiralle birlikte seni uydu araciliiyla
surekli izleyeceiz, Starbuck'i bulduunuzda tek yapacain sey su olacak:
Telsizinle sivil kanaldan yanmis saf yataini onarmak iin tum makineleri
durdurduunuzu bildireceksin. Bir milisaniyede ye-
122
rinizi tam olarak belirleriz.
Denver, Pitt ve Boland'la el sikisti. Iyi sanslar dilemekten baska sylenecek
bir sey yok! Iki adamin daha kendisine karsilik vermesine bile firsat
birakmadan hizla geri dndu ve uzun adimlarla odadan ikti gitti.
Aradan birka dakika getiinde Denver iskelede durmus, bir kazia dayanarak
adamlarin halati gemiye alislarini ve iskeleyi kaldirislarini izliyordu. Martha
Ann sessiz limanin azina doru air air ilerlerken Denver de geminin bulunduu
yerden grunen sancak kanadini aylak aylak seyretti. Gemi makinelerinin
ikardii ses gecenin karanliinda yavas yavas duyulmaz olurken de gzlerini
geminin seyir isiklarindan ayirmadi. Daha sonra da sigarasin durgun ve yali
denize firlatti, ellerini cebine soktu ve otoparka doru iskelede air air i-
lerledi.
***
123-
SEKIZINCI BLM
Pitt geminin arka ucundaki parmakliklara dayanmis aylak aylak Martha Ann'in
uskurlarinin denizi kpurtmesini izliyordu. Kpuren mavi ve beyaz karisimi su
dne dne hizla hareket ediyor, sanki deniz dev bir yarayi kapatiyormus gibi bu
kpuklu kutleyi acimasizca iine tumuyle almadan, geminin gerisinde yavas yavas
gzden kayboluyordu. Hava sicak, gkyuzu aikti. Kuzeydoudan da hafif bir
ruzgr esmeye baslamisti.
Pitt uzgun uzgun son iki gunde tanidii bir suru kaik insani animsadi. Bunlar,
sirtina bir siringa saplamaya alisan aprasik dusunceli bir gen kadin tutun
lekeli disleri olan bir kiralik katil, bir amiral pii, gulun dvmeli bir bin-
bast ve ilerinde en akillilari grunen kisa boylu bir yarbaydi.
Ama yine de bu grup kafasinda karanlikta kalan bir blume ulasamiyordu. unku bu
blum oyundaki bir baska karaktere ayrilmisti, sahneye daha nce adimini atmis
bir karaktere,
124
yani sari gzlu bir dev adama.
O sari gzlu dev adamin o kadar yil nce kayip Kanoli adasmi bulmaya
alismasinin nedeni acaba ne/di? Yalnizca kayip bir uygarlii ortaya ikarmaya
alisan bir bilgin miydi, yoksa mit ve efsaneleri arastiran bir buyucu muydu? Ya
da kafasinda ok daha garip dusunceler olan birisi miydi? Acaba Kanoli
efsanesinde, kayip uike Mu hakkinda yazilan samaliklarda ya da Atlantis
hakkinda yazilan o denli ok romanin hibirinde rastlanmayan ne olabilirdi?
Pasifik Girdabi ve Bermuda Seytan geni gizemleri bir lude gerekti. Ve bu
gizemleri or-, taya ikaracak akilci bir zum bir yerlerde olmaliydi. Bu
zum iin gerekli ipucu herhalde o denli belirgindi ki herkesin gzunden
kolayca kaiyordu.
Bay Pitt?
Pitt'in zihin cimnastii tulum giysili gen denizci tarafindan yarida kesildi.
Pitt gulumsedi. Syle, senin iin ne yapabilirim?
Denizci selam verip vermemekte kararsizdi. Gerekte Deniz Kuvvetlerinin olan
byle bir gemide bulunan bir sivilin karsisinda ne sekilde hareket edecei
konusunda saskinlia dusmustu.
Komutanim, gemiye gelmenizi rica ediyor. Tesekkur ederim. Hemen gidiyorum.
Pitt geri dndu ve katranli tenteyle rtulu ambar kapaklarinin yanindan geerek
elik guvertede boydan boya yurudu. Ayaklarinin altindaki gemi makineleri ritmik
bir sesle alismalarini surdururken, gemi de durgun denizi yara
125
yara ilerlemesine devam ediyordu. Bu arada do makine dairesinden yayilan isi
guvertelerde ve parmakliklarda terlemeye neden oluyordu. Bembeyaz terleme boya
tabakasini damla damla a-kacak islaklikta parildayan bir tabakayla rtuyordu.
Pitt kpruye ikan merdivenleri air air tirmandi. Boland dumencinin nunde
durmus, elindeki durbunle bombos mavi ufka bakmaktaydi. Bir ara durbunu yere
indirdi, tisrtunun, eteiyle merceklerin tozunu sildi. Sonra durbunu yine
gzlerine gturdu ve karsisindaki usuz bucaksiz bosluu yeniden incelemeye
devam etti.
Ne var, ne oldu? diye Pitt sordu. Ardindart da camdan disariya bakti ama
birsey gremedi.
Bilmek istersin diye dusundum, dedi Boland. Biraz nce yeni arama blgesine
girdik. Durbunu blme rafin uzerine koydu, vericinin-dumesine dokundu ve kisa
kisa ama sert olarak konusmaya basladi.
Yuzbasi Harper, ben Komutan. Tum makineler stop. Gemiyi akintiya birakiyoruz.
Pitt'e bakti. Simdi alismaya baslayabiliriz, artik.
Boland, Pitt'e kprunun altindaki dar bir geitte sonulanan ikinci bir
merdivenden inmesini isaret etti. Birlikte birok kamaradan getikten sonra
Boland bir kapinin nunde kisa bir sure duraksadi ve yle ati.
Boland ieriye girerken, Burasi, tum harektin kalbi, dedi. Bizim harikalar
odamiz. Drt ton tutarinda elektronik aygit var. Lutfen, 101. Filonun basardii
bilimsel mucizeleri iyice seyret, diyen Roland yetmis iki metre karelik geni
126
bir blmede yeralan upuzun bir aygit kumesini isaret etti,
Elde ettii lumleri manyetik bir banda sayisal verilerle ve zamani da
belirterek para-metrik olarak kaydeden ses hizini ve ses basincini lmekte
kullanilan bir pano. Deniz dibindeki en kuuk bir demir parasini bile
belirleyebilecek son derece duyarli bir manyetik a-Jici. Sualti TV kameralari
iin monitorlar. Boland aygit kumesinin iinde yer alan drt adet monitru
isaret etti. Makineleri durdurmamizin nedeni de bu. Bylelikle alici aygitlari
ve TV kameralarini akintiyla air air hareket eden geminin kiindan suya
sarkitabilir ve tarama islemine baslayabiliriz.
Pitt ekranlari inceledi. Kameralar suya sar-:kitilmaya baslanmisti bile.
Kameralar suyun altina kayip gunes isiiyla parildiyan ve surekli ihareket eden
sessizlie girerken dalgalarin merceklere arptiini grdu. Kameralardan ikisi
renkliydi. Ekranda sonsuzlua uzaniyormus gibi grunen mavi yesil glgeler
olusturuyorlardi.
Bir sonraki aygit da gelismis bir sonar, diye Boland devam etti. Deniz
tabaninin ve ii-zerindeki herseyin ayrintili 'ses' resimlerini kaydediyor.
Bunlardan baska, geminin her iki yaninda yarim millik bir alani gzetlemeye
yarayan bir de yan-tarama sistemimiz var. Alici aygitlar ayni zamanca geminin
arkasindan yedek te de ekilebilir.
Bir mil genisliinde bir arama kusai, dedi. Pitt Bu da arama blgesinde
olduka buyuk bir dilim olusturuyor.
Pitt, Boland'm aygitlari kullanan grevli-
127
lerden hibirini kendisine tanistirmak gibi bir aba gstermediini farketti.
Boland'da eksik bir sey varsa, o da nezaket denilen seyin kirintisi bile
olmasaydi. Pitt bir an iin Boland'in nasil binbasi yapildiini bile merak etti.
Ve bu kuuk tatli sey de geminin gerek beyni, dedi Boland gururla. Bir
Selo-Ramsey 8300 modeli bilgisayar, diyerek genis bir klavyenin ustunde
yukselen dar, uzun bir isik ve dume panosunu isaret etti. Enlem-boylam, hiz ve
ynlendirme olmak uzere tum gemiyi o* tomatik ynetecek yetenekte. Kisacasi, bu
aygit bir merkezi kontrol sistemi ve su andan i-tibaren Stoitnick'i bulana dek
gemiyi insan olmayan bir transistor kutlesi ynetecek.
Bylesi daha salikli olur, diye Pitt mi* rildandi.
Nasil yani? Insan eli dokunmadan. Boland'in kaslari atildi. Eh! bir yerde
de haklisin.
Pitt bilgisayar operatrunun omuzunun u-zerinden eildi ve bantta ikan yazilari
inceledi. Harika bir duzen. Selco-Ramsey 8300 bir ana kontrol bilgisayarinca
istenildii gibi kontrol altina alinip yeniden programlanabilir. Bu durumda, ana
kontrol bilgisayari Pearl Harbour'daki yeralti harekt merkezindedir, sanirim.
Lillte Marlene'deki insanlarin basina gelenler bizlerin de basina gelecek olursa
bu ona bilgisayar A-miral Hunter'in epey isine yarayacaktir. Basimizin belaya
girdiini belirten ilk isarette Amiral ve Denver ana bilgisayar kanaliyla bu
bilgisayardaki kontrolu eie alacaklar, geminin roto
128-r
l
sini deistirip, limana geri dndureceklerdir. Amiral bu arada belki gemi
murettebatini kaybedebilir ama 101. Filonun super kurtarma gemisini zarar
grmemis bir durumda geri getirmis olacaktir. Gerekten de harika bir duzen.
Elektronikten anliyorsun, demek, dedi Boland yavasa. Yuzunde kusku ve saygi
karisimi garip bir anlatim belirdi.
Bana gemindeki aygitlarin ounu az ok tanidiimi da ekleyebilirsin.
Ne yani, tum bu aygitlari daha nce de grduunu mu sylemek istiyorsun yoksa?
NUMA'nin denizbilim arastirma gemilerinden son uunde. Sizin ana konunuz
kurtarma olduu iin yeteneiniz biraz daha uzmanlasmis durumda, ama bizim
yaptiimiz buluslarin da bilimsel olusu nedeniyle teknolojik uzmanlik a-isindan
genelde sizden biraz daha ilerdeyiz.
zur dilerim, diyen Boland zoraki gulumsedi. Yeteneklerini kuumsedim. Geri
dndu, arastirma odasi subayinin yanina yurudu, o-nunla birka szcuk konustu ve
Pitt'e dnerek, Haydi gel, sana bir iki ikram edeyim, dedi.
Bu, Donanma kurallarina uyar mi? diye soran Pitt siritti, Boland'in ani
dostluk gsterisi dikkatini ekmisti.
Ama Boland siritarak Pitt'in alayli sorusunu kurnazca yanitladi. Unutuyorsun.
Teknik ynden bu bir sivil gemidir.
Ben de kendimi tumuyle teknolojiye adadiimdan gidebiliriz yleyse.
Tam kapiya doru yurumeye baslamislardi ki arastirma odasi subayinin sesi
duyuldu.
129-
Girdap F : 9
TV kameralari ve alici aygitlar istenilen yerlerde, Komutanim.
Boland anladiini gsteren bir bas isareti yapti. Hizli is grdunuz, Yuzbasi.
Hemen harekete geiyoruz...
Bir dakika, diye Pitt szunu kesti. Yalnizca merak ettiim iin soruyorum, su
andaki deniz derinlii nedir, acaba?
Boland soran bakislarla Pitt'e bakti ve geri dndu. Yuzbasi?
Arastirma odasi subayi sonar aygitinin u-zerine oktan eilmis, grafik kidinda
beliren izgileri dikkatle incelemeye baslamisti bile.
Bin yedi yuz bir metre, efendim.
Bunda normal olmayan bir sey mi var? diye Boland sordu.
Daha derin olmaliydi, diye Pitt yanitladi. Okyanus tabani haritalariniza bir
gz atabilir miyiz?
Buyrun, efendim. Yuzbasi uzerinde buzlu cam olan genis bir harita masasinin
yanina gitti, haritalari aydinlatacak tepe lambasini yakti. Sonra da buyuk bir
haritayi ati, kenarlarini masaya tutturdu, Kuzey Pasifik Okyanus tabani
haritasi korkarim ki ok ayrintili deil. Dunyanin bu kesiminde ok az derinlik
belirleme alismalari yapilmis.
Boland ansizin grgu kurallarini animsadi. Dirk Pitt, bu Yuzbasi Stanley.
Pitt basini edi. Pekala, Stanley, haritanda neler var bir bakalim.
Dirseklerini masaya dayadi ve Pasifik Okyanusunun tabanini temsil eden garip
grunuslu izgilere bakmaya basladi. Simdi nerede bulunuyoruz?
130
Tam burada, Binbasim, diyen Stanley haritada bir noktayi gsterdi. 3210'K,
1517'B.
-Demek ki Fullerton Yarii Kusainin tam uzerindeyiz.
Bir futbol kiriini andiriyor, a;yen Boland da masanin uzerine eilmisti.
Hayir. Yarik bir blge, okyanus tabaninda olusan bir atlak ya da okyanus
dibinin yayilma hareketini kolaylastiran bir balanti yeridir. Burasiyla
California arasinda bu yariklardan yuzlercesi var.
Derinlik sormakla ne demek istediinizi anliyorum. Haritaya gre, okyanus
tabani bu blgede drt bin bes yuz metreden daha derinlikte olmali, diyen
Stanley haritada bulunduklari yere en yakin derinlik izgisinin altini izdi.
Bir sualti dainin yakinlarinda olabiliriz, dedi Pitt.
Deniz dibi iskefe ynunde yukseliyor, dedi Boland yavasa.. Bir milde yetmis
bes metre. Bunda garipsenecek hibir sey yok. Pekala kuuk bir sualti dai
olabilir.
Pitit kafasini olumsuzca salladi. Ama haritada grunmeyen bir da olamaz.
Belki de daha derinlii belirlenip, haritada gsterilme alismalari
tamamlanmamistir. yle bile olsa yine de eim yukselmeye byle devam ederse,
dain zirvesi yakinlarda bir yerde olmasi gerekir, ok uzakta olamaz. Gemi
senin, Paul, ama bana kalirsa sualti dainin tepesini arastirsak iyi olur.
Starbuck'in mesaj kapsulu bilinmeyen kisilerce gemi kaybolduktan sonra
gnderilmisti. Bu durumda ge-
131
minin ulasilacak bir derinlikte yattiini dusunmek akla yatkin geliyor.
Boland yorgun yorgun gzlerini ovusturdu. Haklisin, akla yatkin grunuyor, ama
bu da haritada gsterilmeyen blgedeki tek sualti dai da olamaz. Byle daha
elli da olmali.
Bir tanesini bile nemsememeyi gze alamayiz.
Boland dusunceli grunuyordu. Sonra birden doruldu ve Stanley dndu. Yuzbasi,
rotayi deniz dibinin en az olduu yere programlayin. Alici aygitlarin verilerini
bilgisayara verin ve dumeni merkezi kontrola balayin. Derinlikte ani
deisiklikler olunca da bana bildirin. Ben kamaramda olacaim. Pitt'e dndu.
Eh! artik bir ikiye ne, dersin?
TV kamera kizai ve sonar alicilari ekme halatlarina balanarak geminin
arkasindan denize makarayla salindi. Merkezi kontrol sistemi bilgisayara
balandi ve on dakika sonra Martha Ann douya doru air air ve genis bir yay
izerek ilerlemeye basladi. Kprudeki dumenci kapinin yaninda durmus tembel
tembel sigarasini tutturuyordu, o sirada ierdeki dumen dolabi da sanki
grunmeyen bir el eviriyormus gibi saa sola yavas yavas dnuyordu. Gemi
dalgalarin arasinda ilerledi, murettebat da nlerindeki gstergeler, renkli
isiklar ve monitor-lardan olusan bir pano denizini dikkatle izleyip kontrol
etmeyi surdurdu.
Pitt ve Boland leden sonranin yarisini komutan kamarasinda geirdiler. Sonar
aygitlari surekli yukselen deniz tabanini grafik kitlarinda izerken zaman da
insana iskence
132
gibi gelen bir yavaslikla geiyordu. Aradan, nce bir, sonra iki, sonra da
u saat geti. Bu sure iinde Pitt Starbuck'la ilgili raporlara ve eldeki
bilgilere gmuldu. Boland'sa sanslari yaver gider de Starbuck't bulurlarsa
onu nasil kurtaracaklarini planlayip durdu. Bu arada, guvertede ve makine
dairesindeki murettebat a-rasindaki sylesilerin konusu da her zaman
olduu gibi yine kadinlara dnusmustu. Yalnizca arastirma odasindaki adamlar
hi konusmuyorlardi, tum dikkatlerini nlerindeki gstergelerde ve
monitorlorda toplamislardi. Stanley'-in zaman zaman i haberlesme aygitindan
duyulan Dip hl yukseliyor anonsu gemide her-seyin normal gittiini belirten
kanitti. Batik bir gemi enkazini aramaktan daha sikici baska bir is olamazdi.
Ansizin saat beste Stanley'in sesi hoparlrlerde top gibi patladi. Dip son
yarim milde iki yuz yetmis metre yukseldi!
Pitt, BoJand'a dik dik bakti. Ikisi de bir sz bile etmeden hizla firladilar
ve ok kisa bir sure sonra da arastirma odasina ulastilar. Stanley harita
masasina eilmis bir suru isaret yapmaktaydi, inanilmaz birsey.
Komutanim. Byle bir sey daha nce hi grmemistim. En yakin kara parasindan
yuzlerce mil uzaktayiz, ama yine de deniz tabani su yuzeyinden yalnizca u
yuz altmis metre derinlie dek yukseldi. Ve hl yukselmeye devam ediyor.
Bu da arada sirada grulen ani deniz dibi yukseltilerinden biri olsa gerek,
dedi Pitt.
Hawai Adalari grubunun bir blumu ola-
133
bilir mi? diye Boland bir tahminde bulunmaya alisti.
ok fazla kuzeydeyiz aralarinda bir iliski olabileceini sanmiyorum. Bu kuuk
sualti yukseltisi okyanusta tumuyle tek basina, yakinlarinda onunla iliskili
herhangi bir da grubu yok.
yuz otuz metre, dedi Stanley yuksek sesle.
Aman Tanrim! Her metrede otuz santim yukseliyor, dedi Pitt yavasa.
Boland ancak duyulabilecek bir fisiltiyla Eer kisa bir sure zirvesi su yuzune
ikmazsa, karaya oturacaiz.
Boland Stanley' dndu. Gemiyi bilgisayar kontrolunden ikarin, elle kontrola
baslayin.
Stanley konustuunda aradan yalnizca bes saniye gemisti. Elle kontroldayiz,
efendim.
Boland eline i haberlesme aygitinin mikrofonunu aldi. Kpru mu? Ben Boland.
Tam ilerimizde sekiz yuz metre uzaklikta ne gruyorsunuz?
Hoparlrde madeni bir ses duyuldu. Hi-bir sey, efendim. Ufuk tertemiz.
Deniz yuzeyinde herhangi bir ivinti gze arpiyor mu?
Hayir, Komutanim.
Pitt Boland'a bakti. Ona denizin rengini sor.
Kpru. Denizin renginde bir deisiklik var mi?
Kuuk bir duraksama oldu. Pruvanin solunda, asai yukari yuz elli metre ilerde
deniz
134
suyu daha ok yesile dnusuyor, efendim.
Iki yuz kirk metre, hl yukselmeye devam ediyor, dedi Stanley.
Isler atallasiyor, dedi Pitt. Zirveye yaklastiinda denizin ok aik mavi
renkte gruneceini saniyordum. Yesilse sualti bitkilerinin varliini
kanitliyor. Oysa buralarda deniz bitkilerinin yetismesi son derece olaandisi.
Su yosunlan mercanlardan hoslanmazlar, deil mi? diye Boland sordu.
Hem o, hem de okyanusun bu blgesinde havalar genellikle daha sicak geer.
Manyetometrede dikkate deer bir okuma yaptim. Bu szleri syleyen
konsolun -nunde oturan sari kivircik sali biriydi. Nerede? diye Boland
sordu, iki yuz seksen derecelik bir aida ve iki yuz metre tede.
nemli bir sey olabilir, dedi Boland sevinle.
Iki yuz on bes derecelik bir aida ikinci bir okuma. Bunlardan baska, iki tane
daha. Tanrim, bunlar tum evremizi sarmislar.
Pitt siritarak, Zengin bir maden yataini andiriyor, dedi.
Tum makineler stop, diye Soland i haberlesme aygitina bairdi.
Dip izgileri grafik kidinda hizla yukseliyor, dedi Stanley heyecanla.
Yuz otuz bes metrede ve yukselmesi h-l durmadi.
Pitt TV monitorlarina bakti. Ekranlarda henuz hibir gruntu yoktu, atmayacaini
da biliyordu, unku TV kameralarinin gruntu vere-
bilme uzaklii en ok otuz metreydi. O anda neden terlemekte olduunu kendi
kendine sordu. Oysa arastirma odasinda klima vardi. Kuruladii terden islanan
mendili arka cebine rast-gele sokusturdu ve gzlerini monitoriara dikti.
Mikrofon hl Boland'in elindeydi. Pitt Bo-land'm mikrofonu azinc gturduunu
grdu, bir an sonra da geminin her yerindeki hoparlrlerde Boland'in sesi in
in ttu. Ben Bo-land. Ilk atista isabet kaydettik. Tum belirtilere gre su
anda Pasifik Girdabinin mezarlii uzerinde bulunmaktayiz. Gemide bulunan
herkesin ok dikkatli olmasini istiyorum. Burada simdilik herhangi bir tehlike
yok, bu nedenle de gafil avlanmamizi istemiyorum. Bilesiniz diye su noktayi
iyiee belirteyim ki bu sulara sapasalam ulasan ilk gemi belki de biziz.
Pitt'in gzleri monitorlardan bir an olsun ayrilmamisti. Martha Ann'in
ilerlemesi surduunden deniz dibi monitorlarda yavas yavas belirmeye
baslamisti., Gunes isiinin arptii su yuzeyindeki yaygin parlaklik daha sonra
denizin derinliklerine doru inen ve iyice seilmeyen bir renk halisini gzler
nune seren ince, sari isinlara dnusuyordu. O anda ekranda hareket etmeden
duran ve tam tepesinde suruklenen teknenin kocaman glgesine dikkatli dikkatli
bakan bir otira grunuyordu.
Boland elini manyetometrenin basinda duran adamin omzuna koydu. Enkazlardan
ilkinin uzerinden geerken yolumuz uzerinde bulunan bir ikincisinin ynunu
bildir. Stanley's dndu. Makine dairesinden Yuzbasi Harper'a
136
syle gemiyi asgari hizda tutsun.
Arastirma odasindaki hava ok gergindi. iki dakika geti. Uzun zamandir kayip
bir gemiden kalan dipteki lu ve gmulu artiklarin ekranda grunmesini beklerken
geen ve bir turlu bitmek bilmeyen iki dakika.
Simdi deniz tabani monitorlarda net olarak grulebiliyordu. Bitkisel yasam bir
sualti ay yuzeyi gibi kisir olmasi gerekirken garip ve ok bereketliydi. Hibir
mercan belirtisi yoktu, yalnizca kayalikli ve duz olmayan deniz dibine tutunmus
genis bilesik yaprakli deniz algleri ve aik renkli suyosunlari vardi ve
renklerin tonlari deniz yuzeyinden dibe ulasan titrek isinlarla surekli
deisiyordu. Pitt buyulenmisti. Sanki, olduu gibi deniz dibine bakan iyice
gelismis bir sark bahesini izlemekteydi.
Sonari kullanan uzun sali gen denizci heyecansiz bir sesle, Bir enkazin
uzerine geliyoruz, Komutanim, dedi.
Pekala, bilgisayar taramasi iin hazir ol.
Kayitlara gemek iin mi? diye Pitt sordu.
Kimliini belirlemek iin, diye yanitladi . Soland. Bilgisayarin bellek
bankasinda bugune dek kaybolan tum gemilerle ilgili bilgiler var. Enkazdan
elde edeceimiz bilgileri bellek - bankasindakilerle karsilastiracaiz.
Umarim, sonuta denizin birka gizemini ortaya ikarmis oluruz.
Iste, enkaz grunuyor, dedi Stanley.
ift gz kendilerini monitoriara kilitledi. Insana korku veren bir
gruntuydu. Gemi, ya da geriye ne kaldiysa, kalin bir bitki taba-
137
kasiylci rtuluydu. n ve arkadaki iki direi sanki garip ve umutsuz bir
aresizlikle ge yukseliyor gibiydi. Tek bacasi kahverengi pas tabakasiyla
kapli olarak burada metal olduu kolayca anlasilmayan bir suru eri buru yiin
vardi. Ekrani izlerlerken, enkazin lumbuziarin-dan birinden uzun, yemyesil bir
murana fkeyle ikti, azi meydan okurcasina ailip kapaniyordu.
Aman tanrim, suna bak. en az u metre boyunda, diye Boland bir ilik atti.
TV merceklerinin buyutmesini gz nune alirsan, sanirim u buuk metreye
yakindir, dedi Pitt.
Belki, gz yanilgisi olabilir, dedi Stanley. Ama sanirim enkaz arasinda bir
tarim traktru kalintisi grdum.
Adamlarin ekranlara takil! dikkatleri o anda yazili bilgi kitlarini sepete
yimaya baslayan bilgisayarin gurultusuyle sona erdi. Bilgisayarin kit
ikarmasi durur durmaz Boland kidi ekip yirtti ve yuksek sesle okumaya
basladi.
Eldeki bilgilere gre gemi olasilikta Liberya silebi Oceanic Star 5.135 tonluk,
yuku: kauuk ve tarim makineleri. 14 Haziran, 1949'do kaybolduu bildirildi.
Arastirma odasinda bulunan herkes islerini birakmis tam bir sessizlik iinde
Komutarv Boland'm elindeki kida bakakalmislardi. Boland okumayi bitirince hi
kimse birsey sy-
138
iemedi. Hern buna zorunlu da deillerdi.
Pasifik Girdabinin kurbanlari arasinda ilk buluslarini yapmislardi.
ilk tepki gsteren Boland oldu. Hizla mik-rofunu yerinden kapti aldi. Telsiz
odasi. Ben Boland. Sivil denizcilik frekansini a. On alti kod sayili mesaji
ek.
Basarisiz olabileceimizi gz nune alirsan o mesaji gndermek iin biraz erken
deil mi? Daha Starbuck'i bulmus sayilmayiz, dedi Pitt.
Haklisin, dedi Boland kisaca. Acele e-diyorum, ama Amiral Hunter'in tam
olarak nerede bulunduumuzu bilmesini istiyorum, belki...
Belki basimizin belya gireceini mi dusunuyorsun?
Isi sansa birakmanin hibir anlami yok.
Ikinci enkaz, iki yuz seksen yedi derecede, dedi sonar operatru.
'Dnduler ve bir buharli geminin ne eik guvertesi monitorlarda grunene dek
beklediler. Geminin basi mavi yesil derinliklerde kaybolmustu, kiiysa olduka
yuksekte duruyordu. Kamera geminin koskocaman yuvarlak bacasinin uzerinden
suzuldu geti, bu arada da bacanin simsiyah iini grebildiler. Geminin or-a
blumunde yalnizca bir suru valf ve boru gze arpmaktaydi, hibir ust yapi
yoktu, oysa ki tarafinda ust uste insa edilmis ve labirent gibi irkin
havalandirma bacalari ikan birok guverte bulunuyordu. Tum madeni blumlerin,
hatta direkleri evreleyen kablolarin bile, gelismis bir teknoloji urunu olduu
aika grunu-
139
yordu. Birok turde ve alisilmamis renklerdeki baliklar teknenin donatimi iinde
yuzup durmaktaydilar, sanki lu geminin iskeleti onlarin oyun baheleriydi.
Boland bilgisayardan ikan yeni bilgilen o-kumaya basladi.
Japon petrol tankeri. Ishiyo Moru,
8.106 Tonluk. 14 Eylul, 1964'de tum murettebatiyla birlikte kaybolduu
bildirildi.
Tanrim, diye Stanley mirildandi. Burasi gerek bir mezarlik. Kendimi lanet
olasi bir mezar kazicisi gibi hissetmeye basliyorum.
urumus lu gemilerin benzer yoklamasi bir sonraki saatte tam alti kez
yinelendi. Drt ticaret gemisinin, buyuk bir uskunanin ve okyanusta seyredebilen
buyuk bir baliki gemisinin yerleri ve kimlikleri belirlendi. Her yeni enkaz
bulunup kimlikleri belirlendiinde arastirma odasindaki gerginlik de gittike
artti. Ve kafalarindan geirdikleri seyle karsilasmayi bekledikleri son an
geldiinde tumu de buyuk bir saskinlia uradi.
Sonar operatru ansizin basindaki kulakli! iyi duyabilmek iin kulaklarina
iyice bastirdi ve nundeki gsterge panosuna inanmayan sabit bakislarla dik dik
bakti. Yuz doksan derecede bir denizaltinin varliini okuyorum, dedi.
Emin misin? diye Boland sordu.
Hem de annemin namusundan emin olduum kadar. Daha nce de denizaltilarm
okumalarini yapmistim, komutanim. Ve bu buyuk bir denizalti.
Boland mikrofona dokundu. Kpru mu?
140-
Ben isaret verir vermez hemen tum makinaiari stop ettirin ve demir atin. Qok
hizli hareket edeceksiniz! Anladiniz mi?
Anlasildi efendim, diye hoparlrden sert bir yanit duyuldu.
Derinlik nedir? diye Pitt sordu.
Boland basini salladi ve emretti. Derinlik?
Yirmi yedi metre.
Pitt ve Boland birbirlerine baktilar. Gizem gittike artiyor. Sen de ayni
kanida deil misin? diye Pitt yavasa sordu.
Haklisin, diye Boand yavasa yanitladi. Eer Dupree'nin mesaji sahteyse
bulunduklari derinlik neden doru yazilmisti?
Bu isin ardindaki kisi normal dusunen hi kimsenin yirmi yedi metrelik bir
okumaya inanmayacaini dusunmus olmali. Su anda bile iki gzumle gruyorum ama
hl bir turlu inanamiyorum.
Denizalti kameralarin gruntu alanina giriyor, dedi Stanley. Surada... surada
bir denizalti duruyor.
Yavasa hareket eden Martha Ann'nin o-murgasinin tam altinda yatan kocaman siyah
nesnenin gruntusune baktilar. Pitt'e gre bu, banyo kuvetindeki bir gemi
maketine tepeden bakmaya benziyordu. Uzunluu bilinen nukleer denizaltilarm iki
katiydi. Alisilmis yuvarlak burunun yerine bu denizaltinin burnu biraz daha
sivriydi. Geminin tam Dir puro grunumu de yoktu. Onun yerine, teknesi ortadan
iki uca doru simetrik bir biimde gittike inceliyordu. teki denizaltilarda
grulen buyuk sirt yuzgecini andiran kule de yoktu. Yerine, daha kuuk bir yu-
141
vctrlak tumsek vardi. Alisilmis nukleer denizalti-Jarina benzeyen tek sey
yalnizca kitaki dumen ve geminin ince teknesinin altina guzelce yerlestirilen,
iki bronz uskur kanadindan olusan yatay dumen, yani dip dalma dumeniydi.
Denizalti sanki le uykusuna yatmis kocaman bir mesozoik a hayvani gibi rahat
ve sakin grunuyordu. Bu grunum olmasi gerektii gibi deildi. Pitt bir anda
tuylerinin diken diken olduunu hissetti.
Boland, isareti birckin, dedi.
Isaret mi? diye Pitt sordu.
Alak frekansta alisan bir elektronik aygit, diye Boland karsilik verdi.
Blgeyi farket-mek zorunda kaliriz dusuncesiyle periyodik olarak bip-bip-bip
dye sinyaller gnderen bir tur sugeirmez elektronik vericiyi deniz dibine
birakiriz. Bylelikle, geri dnduumuzde yine arama yapmak zorunda kalmayiz.
unku bu vericinin sinyallerini izleyerek ayrildiimiz yeri tam olarak
bulabiliriz.
Geminin burnu denizaltinin uzerinden ayrildi. Komutanim. Konusan sonar
operatruydu.
Sonar i haberlesme aygitinin mikrofonuna bairdi. Tum makineler stop. Demir
atin. Hizla geri dndu, Pitt'e bakti.
Borda numarasini grebildin mi?
Pitt kisaca, Dokuz - sekiz - sifir, dedi.
Evet o, Starbuck, dedi Boland, sesinde bir saygi vardi.
Ya da ondan geriye ne kalmissa, diye Stanley ekledi. Stanley'in beti benzi
atmisti. A-.saidcki teknede canli canli gmulen o zavalli
-142-
insanlari yalnizca dusunmek bile insanin iini ur-pertmeye yetiyor.
Haklisin, insanin ta iinde garip bir duygu uyandiriyor, diye Boland da onu
doruladi. Garip olan tek sey sizin iinizde duyduklariniz deil, dedi Pitt,
ok soukkanliydi. Gemiye daha yakindan syle bir bakin hele.
O anda Martha Ann atilan demirin ekseni evresinde dnmekteydi ve kii bir yay
izerek yavas yavas batik denizaltidan uzakiasiyordu. Boland bir sure televizyon
kameralarinin Star-buck'! yine gruntuleyecek biimde ayarlanmasini bekledi.
Kameralar gruntuyu tam odaklarinda mercekleri kilitlendi ve yakin gzem iin
de gruntuyu yaklastirdilar.
iste orada, gerek ve apaik bir biimde dipteki kumlarin uzerinde yatiyor,
diye Boland ekranlara bakarken, yavasa mirildandi. Burnu Dupree'nin
yazdiklarinda belirtildii gibi gmulu deil. Bundan baska da anormal hibir sey
gremiyorum.
Pitt, Sen Sherlock Holmes olamazsin. A-normal hibir sey yok diyorsun, yle
mi?
Burada hibir hasar belirtisi yok, dedi Boland yavasa. Ama teknenin altinda
gemi kurtarilana dek anlasilmayacak bir delik olabilir. Bunda da garipsenecek
bir sey yok.
Starbuck buyukluunde bir gemiyi yalnizca yirmi yedi metre derinlikteki suya
batirmaya yetecek denli buyuk bir delik amak iin-olduka siddetli bir patlama
gerekir, dedi Pitt. yuz metre derinlikteyken teknesindekf bir atlak onu
batirabilir. Ama yuzeydeyken, genis ve derin bir yaradan kuuk olan her tur
iiasar ona zarar vermez. Bundan baska, bir patlama evreye enkaz paralari
savurur, evreye paralar samadan patlayan hibir patlayici madde yoktur. Oysa
ekranlarda greceiniz gibi geminin evresindeki kumda tek bir perin ivisi
bile yok. Bu da bizi bir baska sasirtici sonuca gturuyor. Bu lanet olasi kum
nereden geldi? Bu sualti dai uzerinde miller-ce ilerledik, ama sivri kayalardan
ve uzerlerindeki bitki rtusunden baska bir sey gremedik. Yine ele, iste
denizaltiniz bugune dek g-debileceiniz en temiz bir kuuk kumlukta yatiyor.
Boland yavasa, Bir rastlanti olabilir, diye usteledi.
Ne yani, Dupree lmekte olan denizatisi-ni buldu buldu da yuzlerce millik bir
alandaki tek yumusak noktaya mi oturttu? Son derece kuskulu bir nokta. Ve simdi
de en akil almaz noktaya geldik. Bu, yle kolay kolay aiklana-mayaak turden
bir gzlem. Pitt monitor ekranlarina daha da yaklasti. Batik gemilerin
enkazlarindan ok sey renilir. Buralari bir deniz biyologuna gre mukemmel
birer laboratu-vardir. Geminin battii tarih bilinirse, bilimada-mi enkazda
farkli turlerdeki deniz canlilarinin gelisme hizini saptayabilir. Lutfen su
noktaya dikkat ediniz. Starbuck'in dis yuzeyi denize indirildii ilk gun gibi
tertemiz ve piril piril.
Arastirma odasindaki herkes baslarini yine nlerindeki aygitlardan evirdi ve
monitorlara bakti. Yalnizca Boland ve Stanley ylece kalakalmis, Pitt'e
bakmaktaydilar. unku Pitt'in
- 144-
hakli olduunu anlamak iin monitorlari incelemeleri gerekmiyordu.
En azindan dis grunusu dikkate alindiinda Starbuck daha dun batmis gibi
grunuyor. dedi Pitt.
Boland yorgun yorgun eliyle alnini ovusturdu. Gel guverteye ikip bu konuyu
temiz havada tartisalim, dedi.
Kprunun sol kanadina ulastiklarinda Boland dndu ve gzlerini denize dikip
bakmaya basladi. Aradan iki saat daha gemisti ve gunes batmak uzereydi, mavi
sularsa gunes isii dalgalara eik arptiindan kararmaya baslamislardi bile.
Boland yorgundu ve konustuunda seni kisikti, szcukler de azindan yavas yavas
dkuluyordu.
Bize verilen emirler Starbuck'i bulmakti. Grevimizin ilk asamasini basariyla
tamamladik. Simdi is onu su yuzune ikarmaya kaliyor. Senden kurtarma ekibini
helikopterinle alip getirmek iin Honolulu'ya umani istiyorum.
Byle bir seyin akillica olacaini sanmiyorum, dedi Pitt yavasa, Henuz
tehlikeden kurtulmus sayilmayiz. Kisa bir sure sonra hava kararacak. Ve
animsayacak olursan, Starbuck da hava karardiinda kaybolmustu.
Panie kapilmamin bir anlami yok. Martha Ann'de her ynden ve her uzakliktan
gelebilecek herhangi bir tehlikeyi belirlemek iin yeterli aygitlar var.
Sizlerde yalnizca tabanca var. dedi Pitt. Elinizde nleyecek gute yeterli
silahiniz olmadiktan sonra tehlikeyi belirlemenizin ne yarari olur ki? Belki
Pasifik Girdabini bulmus ola-
145 -
Girdap F : 10
bilirsin, ama enkazlara neyin ya da kimin neden olduu konusunda en kuuk bir
dusuncsn yok.
Su ana dek seytan ve hayaletler donanmasi grunmediyse, bundan sonra da
grunmezler, diye Boland inat etti,
Bunu sen kendine syle, Paul. unku sen geminden ve murettebatindan sorumlusun.
A-ma ben bir kez helikopterimle geminden ayrilir-sam, tehlike anindaki tek
kurtulus aracini da elinden kairmis olursun.
Pekala, seni dinliyorum, dedi Boland sakin bir sesle. Ne yapmayi
dusunuyorsun?
Bu sorunun yanitini sen de ok iyi tahmin edebiliyorsun ya, dedi Pitt
dayanamayarak. Denizaltiya dalacaiz. Aygitlar ve televizyon kameralari bize
yalnizca belirli bir lude bilgi verirler. Denizaltiyi araci olmadan, dorudan
doruya iplak gzle incelemek gerekir. Yakinda hava kararacak ve asaida berbat
seyler varsa bunu ok ivedi olarak renmek zorundayiz.
Boland ufukta alalan gunese bakti. ok
kalmadi.
Kirk bes dakika da bize yeter.
Bize mi?
Bana ve bir ikinci adama. Eer elinde varsa, bana eski bir denizaltici gerek.
Seyir subayim Yuzbasi March daha nce nukleer denizaltilarda drt yil grev
yapmis usta bir balikadamdir.
Guzel, yleyse yanimda onu gtururum.
Boland Pitt'e dusunceli dusunceli bakti. Olmaz, dedi.
146
Ne o, bir sorun mu var yoksa?
Seni asaiya gndermeye yle pek istekli
deilim. Sana bir sey olursa Amiral Sandecker
sonra beni duman eder.
Pitt omuz silkti. Byle bir sey olmaz, kaygilanma.
Kendinden ok emin grunuyorsun. Neden olmasin? Bana yardimci olarak arkamda
insanolunun bildii en duyarli ve en. gelismis aygitlar bulunuyor. Ve bu
aygitlar Starbuck'in teknesi evresinde hibir sey olmadiini gsteriyorlar.
Byle bir durumda tehlike olabilir mi?
Sana yardimci olmasi iin Yuzbasi Marc'i dalis takimiyla birlikte gnderirim.
Geminin ortasinda sancak tarafinda ve su kesiminin biraz uzerinde bir dalma
kapimiz var, March seninle orada bulusur. Grulecek ne varsa grdukten sonra da
hemen geri dneceksiniz. Szlerini bitiren Boland geri dndu ve kaptan kskune
girdi.
Pitt de yuzundeki aci anlatimi Boland'dan gizlemeye alisarak geride, kaptan
kprusunun dis kisminda kaldi. Kisa bir an kendinde sululuk duygusu hissetti,
ama hemen silkinip bu duygudan kurtuldu. Sonra da, Zavalli Boland, diye kendi
kendine yavasa mirildandi, Ne yapacaim konusunda en kuuk bir dusuncesi bile
yok.
147.
DOKUZUNCU BLM
Batik bir gemiye dalmak hem heyecan ve* rici hem de korkutucudur. Bunu. daha ok
batil inanli kisiler Goliath'in (*} cesedinin urumus kemikleri arasinda
yuzmeye benzetirler. Byle bir ise kalkisan balikadamin kalbi korkun derecede
hizli atmaya baslar, iini de nedenini bilmedii bir korku kaplar. Belki de
neden, o anda kafasinda canlanan hayali gruntulerdir. Bunlar, yelkenli
gemilerde dumen do-Jabi bulunan guverteyi adimlayan ihtiyar ve u-zun sakalli
kaptanlarin, ya da eski buharli gemilerin kizgin kazanlarina ter iinde kmur a-
tarken, bir yandan da kufredip duran atesilerin, hatta tropikal kiyi limaninda
geirilen ilgin bir geceden sonra sarhos bir biimde sen-deleye sendeleye
gemisine dnen gsu dvmeli tayfalarin hayalet gruntuleridir.
Pitt de daha nce batik gemilere daldim-
(*) Hz. Davud'un ldurduu dev gibi adam. 148
da tum bu garip duygulara kapilmisti. Ama bu kez farkliydi. Her ne kadar sualti
dunyasi bir suustu gemisi iin yabanci sayilirsa da, bir denizaltinin kuskusuz
doal evresiydi. Pitt her an ana fanlardan havakabarciklari ikacaini ve
kocaman bronz uskur dnmeye baslayarak uzun, siyah nesnenin hareket edip
canlanacaini sandi.
Pitt'le March denizalti boyunca ve iplak deniz dibinin yalniz birka santim
uzerinden yavasa yuzduler. March Nikonos marka sualti kamerasi tasiyordu ve
zaman zaman dek-fansre basarak film ekmeye baslamisti bile. Kameranin
elektronik flasi uzerlerini rten karanlik sulari hizla hareket eden birer isik
demetleri biiminde aydinlatmaktaydi. Deniz dibindeki sessizlii bozan tek sey
iki adamdan ikan hava kabarciklariydi. Gzalii renkteki balik suruleri de bu
arada oyun bahelerinin dokunulmazliini bozan bu iki yaratiin evresinde
sessizce yuzup durdular.
Siyah ve sari renkli bir maymunbalii merakla iki adama yaklasti. En az kirk
papaan balii zarif kuyruk hareketleriyle yanlarindan geip gitti. Iki metre
boyunda, beyaz yuzgeli kahverengi bir kp'ekbalii da adamlarin tepesinde yuzdu
ama onlara hi aldirmadi bile. unku kpekbalii iin evrede yiyecek ok boldu.
Ama yine de nohut gibi kuuk beyinli kpekbaliinin karnini bu kez insan etiyle
doyurmak isteyebifeceini her an akildan ikarmamak gerekiyordu.
Pitt syle bir silkindi ve evresine hayran hayran bakinmayi birakti. Yapmasi
gereken
149
seyler ne denli oksa. zamani da o denli azdi. Pitt sa elinde tuttuu uzun
aliminyum ubua sikica sarildi.
March bu ubua Sihirli Ejderha Kusturucusu diyordu. Ine gibi sivri ucu bulunan
bir metre boyundaki alimunyum boru Pitt'e arklarda yerlere atilan kitlari
toplamak iin kullanilan, ucunda da sivri demir parasi bulunan sopayi
animsatiyordu. Oysa bu alimunyum boru gerekte o gune dek kesfedilen en ldurucu
kpekbalii silahiydi. Sualti tufekleri, uzaklastiricilar, av tufei mermisi
atan uzun namlulu silahlar hep insanolunun nefret ettii bu dusmanina karsi
kullanilmislar, farkli derecelerde basarili olmuslardi. Ama hibiri de sihirli
Ejderha Kusturucusu gibi guvenilir ve kesin etkili olmamisti. Pitt bu
kpekbalii silahinin ticar modellerini de daha nce grmustu, ama onlar
Deniz Kuvvetlerinin gelistirdii elindeki modelden daha kuuk ve daha az
etkiliydi. Kisacasi, bir silahti ve ldurucu deilmis izlenimi veren aldatici
grunusune karsin bir kpekbaliinin iine disina ikarmakta hi sasmazdi.
Ustura disli canavarlardan biri yanina yaklasacak olsa dalgicin yapacai tek sey
silahin sivri ucunu canavarin zimpara gibi grunen derisine dokundurup
tetii ekmek olacakti. Bylece, hayvanin vucuduna girecek olan karbon diok-
sit kapsulu patlayacak ve kemikleri olmayan canavar baliin tum i organlarini
balon sisirir gibi sisirerek kocaman azindan disariya firlatacaktir. Hayvani bu
bile ldurmeyebilir. O zaman da i organlarini sisiren bu gazin etkisiyle su
yuzeyine ikmak zorunda kalacak ve bu
150
da onun boularak lmesine neden olacaktir. unku kpekbaliklarinin teki
baliklar gibi hava keseleri, ya da solungalari yoktur ve su yuzeyinde
yuzemezler. Her an hareket etmek zorundadirlar, ancak bylelikle aizlarindan
giren sudan gerekli oksijeni alirlar, sonra da suyu dorudan doruya disariya
ailan solunga biimindeki yariklarindan ikarirlar. Yani, bir kpekbalii
hareket etmezse oksijen alamaz.
March kameranin deklansrune yin'e dokundu ve film ekmeyi surdurdu. Sonra
Pitt'e eliyle yukari doru bir isaret yapti. Birlikte isaret ettii yne
yuruduler. nce alt guverteyi, isaret samandirasi birakilan kapali kapiyi, sonra
da balast tanklarini ve palamar balanan ko boynuzlarini getiler.
Pitt March'm maskesi ardindaki yuz ifa* desine bakti. Gen adamin gzlerinde
korku belirmeye baslamisti. Geminin basin kilifi ardinda bulunanlardan
korkuyordu. March kamerayi yukariya kaldirdi, su yuzeyini isaret etti, filmi
azalmisti. Pitt olmaz anlaminda basini iki yana salladi, sonra da belindeki
airlik kemerine asili dikdrtgen biimindeki bir tahtayi eline aldi, yali
kalemle uzerine iki szcuk yazdi: KAIS KAPISI.
Marc mesaj tahtasina dik dik bakti, sonra da kolundaki sualti saatini isaret
etti. Pitt'in bunu animsamasi gerekmiyordu, unku yirmi dakikalik havalan
kaldiinin kendisi de farkindaydi. Pitt elindeki tahtayi havaya kaldirdi ve
March'in kolunu sikica yakaladi. Hatta yle siki yakaladi ki Pitt'in parmaklan
derisine deler-'cesine batan Yuzbasi March, Pitt'in emrinin
151
kainilmazliini hemen anladi ve maskenin ardindaki gzleri faltasi gibi aildi.
Sonra da televizyon kameralanyla izlendiklerini bildiinden basini yukariya,
Martha Ann'in teknesinin glgesine doru kaldirdi. Amaci oyalanip zaman geirmek
ve Pitt'i emrinden vazgeirmeye
alismakti.
Oysa Pitt March'in bu oyununa kanmadi. Parmaklarini March'm koluna daha ok
bastirdi ve elini iyice sikti. Bu davranisi ise yaramisti. March, Pitt'in ne
demek istediini belirten bir bas isareti yapti, sonra da hizla dnerek
Starbuck'm bas tarafina doru yuzmeye basladi. Aslinda Pitt de adamin baska
turlu hareket edeceini hi dusunmemisti.
Pitt, March'in ikardii hava kabarciklarinin arasindan yuzerek Yuzbasinin
ayaindaki paletlerin nerdeyse tam ucundan ayrilmamaya alisti. Iki adamin
glgesi teknenin yanindan surune surune yukselip Starbuck'm ust guvertesine
ulasmasi yalniz birka saniye surdu. Bu arada, kabaca nlerine ikan bir
yengecin gezintisi bozuldu ve hayvan ilgin gibi yan yan kaarak denizaltinin
yuvarlak teknesinin altina doru kayarak uzaklasti ve dipteki kuma sekiz
ayaini aarak kondu. Yenge korkmustu ama March da korku iindeydi. March
Starbuck'in ikis kapisina doru bakip ardindaki korkun grunumu gzlerinin
nunde canlandirirken Pitt onun elinde olmadan korkudan tir tir titrediini
grdu.
Pitt mesaj tahtasina KAPIYI A diye yazdi. March kapiya bakti, yine titredi,
sonra da yavasa eildi, diz kup gu alarak kapinin
152
el arkini evirmeye alisti, ama kimildamadi bile. Pitt elindeki silahin ucunu
hafife kapiya vurdu, ama deniz suyu bir amplifikatr gibi madeni sesin
olduundan ok gulu ikmasina neden oldu. March kapinin el arkini evirebilmek
iin ikinci bir denemede bulundu ve boynundaki damarlari sisene dek zorladi. Ama
yarari yoktu, yine hi kimildamamisti. Durdu ve basini kaldirarak yer yer fke
buruyen gzleriyle Pitt'e soran bakislar atti. Pitt uuncu bir deneme yapmasini
anlatmak iin u parmaini havaya kaldirdi ve el arkini isaret etti. Sonra da
March'in karsisina geen Pitt elindeki Kusturucunun sapini arkin kollari
arasina soktu. March'in harekete gemesi iin basini salladi.
Birlikte evirmeye alistilar. Sonunda ark azicik kimildadi, ama ilk
sikisiklii amayi basardiklarindan daha sonraki denemelerde ar* kin karsi
koymasi gittike azaldi ve arki sonuna dek evirdiler. March kapiyi ati ve
altlarinda beliren hava kilidine dik dik bakmaya basladi. Hava kilidindeki
basinla disardaki su basincinin esit olmasi ktuydu. Pitt yaptii buyuk planin
yavas yavas gume gitmekte olduunu grdu, ama yine de elinde oynamadii bir kozu
daha vardi ve bunun iin de yalnizca bir dakikasi kalmisti.
Pitt mesaj tahtasmdaki yaziyi sildi ve sunu yazdi: ALISTIRABILIR MISIN?
Pitt sorusundan ne demek istediini anlayan March iinde bir urperme duyarak
evet anlaminda basini salladi ve kendi mesaj tahtasini ikarip uzerine sunu
yazdi: AMA BYK
153
G OLMAZSA BR ISE YARAMAZ.
Pitt tahtasina yalnizca: DENERIZ, diye yazdi.
itiraz etmenin yararsiz olduunu anlayan March bir an duraksadi, tum cesaretini
topladi ve alttaki hava kilidi blmesinin urkutucu losluuna daldi. Pitt bir
sure March'in gzlerinin disardan suzulen isikla aydinlanan blmeye alismasini
bekledi. March loslua alisip ierdeki hava valfini yakaladiinda basini
kaldirdi ve Pitt'e isaret etti, Pitt de kendini asaiya birakti, sonra da ikis
kapisini arkasindan kapatip sikistirdi.
Kais blmesi denizaltinin gvdesinde insa edilmis tup biiminde bir odaydi.
Blme alti adam alabilirdi ve denizalti battiinda murettebatin kaip kurtulmasi
iin yapilmisti. Bu is iin adamlar nce blmeye girerler ve i kapiyi
kapatirlardi. Sonra hava valfini kullanarak blmedeki havayi bosaltirken blmeyi
deniz suyuyla doldururlardi. Iteki hava basinci distaki hava basincina gre
esitlenir ve kalan fazla hava da blmeden bosaltilirdi. Son asamada da adamlar
yalnizca dis kapiyi aarlar ve deniz yuzeyine ikarlardi. Pitt'le March'in
yapmaya alistiklariysa iste bunun tam tersiydi, yani hava valfini aip
blmedeki deniz suyunu disari atmak ve Pitt'in umduu gibi denizaltinin tumuyle
kuru i blumune girmekti.
March blmenin karanliinda yerde otururken, iinde bulunduu duruma ancak
ilginlik diyebilirdi, unku i kapiyi aipMeriye girmek ok daha kolaydi. Oysa
denizalti suyla kapli olduuna gre basinli havayla blmedeki su-
154
yun bosaltilmasi gibi yararsiz bir ise kalkisarak neden bos yere zaman
harcanmaliydi? Nasilsa i-erde bulacaklari sey sismis ve urumus cesetlerle dolu
kapkaranlik bir yer olacakti. Kaldi ki, a-cele etmezlerse bu arada kendileri de
leceklerdi. Sirtlarindaki ana tupler her an tukenip iinde kisitli hava bulunan
yedek tuplere geebilirlerdi. March uzgun uzgun yaptiklari isin ilginlik
olduunu bir kez daha dusundu. Olmayacakmis bir sey gibi grunuyordu ama iste
terliyordu. Sonunda March hava valfini ati.
Hava yavasa tislayarak blmeye dolmaya ve ierdeki su da ekilip gitmeye
basladi. Bu bir dus olmali, diye dusundu March. Sanki o-lanlar gerek deil
gibiydi. Ne var ki vucudu i-eriye dolan havanin neden olduu basin a-zalmasmi
hissediyordu ve hava valfini tutan havadaki elinin de su duzeyinin uzerinde
kaldiini hissetti. Sonra yuzune oksar gibi arpan kuuk su dalgaciklarini
hissetti. O anda hava borusunun aiz kismi dislerinin arasina kenetlenmis
olmasaydi, duyduu saskinliktan azi aik kalirdi. Uradii buyuk saskinliktan
kurtulmaya alisti ve blmedeki sugeirmez elektrik salterinin hava valfi
yakinlarinda olduunu animsadi. Hemen salteri el yordamiyla ve buyuk bir a-
celeyle aramaya basladi. Kisa bir sure sonra eli kauuk saltere dokundu ve
elini yukariya doru iterek salteri ainca kais blmesini isikla doldu.
March o anda grduklerinden dondu kaldi. nunde ayakta duran Pitt yuzundeki
maskeyi hava hortumunun aizliini ikarmis ve evresinde olanlara hi
aldirmiyormus gibi olduka
155
rahat bir hareketle blmeye yaslanmis beklemekteydi. Pitt kendisine saskin
saskin bakan March'a yesil gzleriyle karsilik vererek gz kirpti ve bronz rengi
yuzundeki dudaklari hafif bir siritisla kenarlarindan kivrildi.
March aizlii ikardi ve bir solukta, Nasil bilebildin? diye sordu.
Yalnizca bilimsel Wr tahmin, dedi Pitt. Isiklar, pompalama basinci, dedi
March dik dik bakarak. Bu durumda nukleer reaktr hl alisiyor olmali.
yle grunuyor, bir gz atalim mi? March'a gre Pitt'in o andaki
soukkanlilii hayret vericiydi. Marc, Neden olmasin, dedi. Sesinin normal
ikmasina alisti ama szcukler azindan bouk kurbaa sesi gibi dkuldu.
Blmedeki sularin ekilmesi o anda tumuyle tamamlanmisti. March gzlerini yere
dikti, Starbuck'in i kapisina bakti.
Kais blmesinde normal hava olduuna gre denizaltinin iinde de
solunabilir normal hava olacaini kabul ederek iki adam hava tuplerini, yuz
maskelerini ve ayaklarmdaki paletleri ikardi. March blmede kalan ve i kapiyi
rten bir iki santimlik suya diz kerek i kapinin el arkini evirmeye
alisti. Bu el arki birincisi gibi onlari urastirmadi, kolayca dndu ve
denizaltinin iinden gelen hava kapinin kenarinda kuuk hava kabarciklari
olusturdu. March yere iyice eildi ve ierden gelen havayi kokladi. Olduka
normal, kokmuyor. yleyse kapiyi biraz daha a. March el arkini sonuna dek
evirdi vei-erden gelen hava ayainin altindaki su biri-
156
kinlisini iyice karistirdi. Kisa bir sure sonra blmedeki hava basinci
denizaltinin iindeki hava basincina esitlenince ayaklarinin altindaki su ailan
kapaktan akti gitti. March uzuntu verici birseyi sezinledi: Bu kez vucudundaki
islaklia neden gerekten de buz gibi terlemesiydi, bundan emindi. Dikkatle
kapai menteseleri u-zeriride kaldirdi ve hizla yana birakti. Bu korkun yere
ilk nce kendisi girecekti, baska aresi yoktu. Kaygilanmamasi gerekiyordu, ama
tam o anda Pitt hizli bir hareketle yanindan geti ve kendisini asaiya inen
merdivenl'ere birakti, sonra da gzden kayboldu.
Pitt kendisini iyi aydinlatilmis kuuk ve bos n torpil blmesinde buldu. Her
sey yerli yerinde ve duzenli bir biimde duruyordu, sanki sahipleri kisa bir
sur'e iin oyun salonuna kait oyunu oynamaya, ya da yemekhaneye ikindi
kahvaltisina atistirmaya gitmisler gibiydi. Torpil ana blmesinin gerisinde
yukselen ve iinde torpiller bulunan torpil kovanlari sikica kapaliydi,
torpillerin bulunduu kovanlarin arka kapaklarini olusturan pirin kapaklar
piril piril parlamaktaydi. Bundan baska, havalandirma tertibati da normal hizla
alisiyordu. Odadaki tek hareket belirtisi blme duvarinda eilmis bir biimde
hareket eden Pitt'in glgesiydi. Pitt geri dnerek kais kapisina yurudu ve
yukariya bakti.
Burada hi kimse yok, asaiya gel, kusturucuyu da getir.
Aslinda konusmasina da gerek kalmamisti, unku March o anda merdivenleri inmeye
baslamisti bile, elinde de fotoraf makinesi ve
157
kusturucu vardi. Kusturucuyu Pitt'e uzatti ve bu arada da bakislarini gizli
gizli blmede dolastirdi. Pitt blmenin bos olduunu syleyerek kendisini
kandirmadiini grunce March'in duyduu korku bir anda saskinlia dnustu.
Herkes nerede?
Gel, birlikte bulalim, dedi Pitt. March'in uzattii kusturucuyu aldi ve
fotoraf makinesini isaret etti. O da senin silahin mi?
March sonunda azicik gulumseyebildi. E-limde sekiz poz daha kaldi. Komutan
Boland neler bulduumuzu grmek isteyebilir. Ama denizaltinin kapaini aip
iine girdiimize ok kizacaktir, kuskusuz.
Hafife alinip emri inenen bir komutanin fkesi hibir seye benzemez, ama tum
sorumluluu ben uzerime aliyorum, dedi Pitt.
Televizyon monitorlarmda kais kapisindan ieriye girdiimizi grmus
olmalilar, dedi March huzursuzca.
Her seyden nce su anda nemli olan bana denizaltinda rehberlik etmen olacak.
Bir denizaltida grev yapmistim. Starbuck bes yil nce duslerimizde bile
canlandiramaya-caimiz turde bir muhendislik harikasidir. En yakin tuvaleti bile
bulabileceimden kuskuluyum.
Sama, dedi Pitt, kibirli kibirli. Eer bir denizaltiyi grmussen, tumunu
grmus sayilirsin. Burasi nereye ailiyor? diye sorarak ar kadaki blme
kapisini isaret etti.
Sanirim, torpil kovanlarinin yanindan erat yemekhanesine uzaniyor.
Pekala, gidelim yleyse.
158
Pitt blme kapisini ati ve esikten atlayarak hemen hemen Carlsbad Maaralariyla
ayni buyuklukteki bir blmeye girdi. ok buyuktu, en azindan drt guverte
yuksekliindeydi. Bir labirenti andiran istim borulari, enerji nakil
sistemleri, jeneratrler, buhar kazanlari ve dev gibi buyuk iki turbin gze
arpiyordu. Bir enerji santrali, diye dusundu Pitt. Havagazi v e-Jektrik
sirketinin karabasan gibi birbiri ardina uzanan borulardan ve bir suru
makinalardan o-lusan enerji santrallarmdan birini andiriyordu. Pitt blmenin
buyukluu karsisinda saskin saskin bakinirken, March onu iterek yavasa yanindan
geti ve sanki tam bir hipnoz durumun-daymis gibi ellerini aygitlarin uzerinde
dolastirmaya basladi.
Aman Tanrim! diye March bir ilik atti. Basarmislar. Gerekten de makine
dairesiyle reaktrleri bir araya getirmisler ve tumunu geminin n kismina
yerlestirmisler.
Radyasyon tehlikesi nedeniyle reaktrlerin ayri blgelere yerlestirilmesi
gerektiini dusunurdum, dedi Pitt.
Radyasyon kontrolunu gelistirdiler. yle ki, bir reaktrun iinde ya da
evresinde bir yil alisan kisi, hastanelerin rntgen servisinde bir hafta
alisan teknisyenden daha az radyasyona uruyor.
March asai yukari alti metre yukselen genis bir buhar kazani grunumundeki
makinenin yanina yaklasti. Sonra da onu dikkatle incelemeye basladi. Ve istim
borularini izleye izleye ana itici turbinle birestii noktaya dek ilerledi.
Sancak reaktru kapali, dedi March ya-
159
vasa. Ama ubuklar iskele reaktrune sokulu. Sistemin enerji uretmesine de
neden bu.
Pitt, Gemi daha ne kadar sure byle kalabilir? diye sordu.
Alti ay, belki de bir yil. Bu, en yeni sistem ve ok da gelismisti. Hatta daha
da uzun bir sure alisabilir.
Burasinin normal olmayacak denli ok temiz olduunu syleyebilir misin?
March sikintili sikintili arkasina bakmarak, Haklisin, bakim yapilmis, bu
kesin, dedi.
Pitt kisaca, Ilerlesek, iyi olur, dedi.
Baska bir kapiya ulasan bir merdiveni tirmandilar ve kapiyi aarak esii
getiler. Kendilerini bir anda erat yemekhanesinde buldular. Guzelce dsenmis
uzun ve genis blmede uzerleri koyu mavi renkte musambayla kapli uzun yemek
masalari vardi. Bir denizaltinin yemek'-hanesinden ok Holiday Inn'nin kahve
salonunu andiriyordu. Servis tezghindaki yemek izgaralari souktu ve her sey
duzenli, yerli yerindeydi. Ortalikta ne tencere tava yiinlari, ne de .tabak
anaklar vardi. Pitt dikkatle bakinmasina karsin en kuuk bir ekmek kirintisi
bile bulamadi. Bu arada, buyuk ekranli bir renkli televizyon alicisinin ve
kocaman bir stereo muzik dolabinin yanindan gecen Pitt gulumsemekten kendini
alamadi. O ;anda kafasinda bir turlu biimlenmeyen bir sey vardi. Aslinda
kafasinin almadii sey bu deli samasi ve bombos gemide grduu her seydi. Sonra
ansizin yakaladi... sasirtici bulmacanin kuucuk bir parasini yakaladi.
Hi kait yok, dedi uluorta.
160
March Pit'e bakti. Ne yok?
Hibir yerde en kuuk bir kit parasi yok, diye Pitt mirildandi. Burasi
erlerin zamanlarini geirdikleri yer, deil mi? yleyse neden hi oyun
kidi, dergi, ya da kitap yok? Neden hi seker, karabiber, ya da tuz yok...
Birdenbire sustu ve hizla servis tezghinin ardindan yemekhanenin mutfak
blumune geti. Ne kadar yiyecek dolabi varsa ati, ama tumu de bostu. Mutfakta
yalnizca yemek pisirme kaplan ve tabak, anak vardi. Yuzunde aci bir
gulumsemeyle kaplarda kullanmaktan olusan kuuk asinmalari farketti.
March o anda dusunceli dusunceli servis tezghinin arkasindan Pitt'i
izlemekteydi. Ne sonu ikariyorsun?
Daha nce bu blmeyi su basmis. dedi Pitt yavasa.
Olamaz, diyebildi March. Makine ve reaktr dairesi...
Oralarini su basmamis, diye ayildi Pitt. yle olduu da gun gibi ortada.
unku koskoca bir nukleer reaktru amasir kurutur gibi kurutamazsin. Ama su
basmis bir mutfai yine eski duruma kolayca sokabilirsin. Atii yiyecek
dolaplarini buyuk bir dikkatle kapatarak yine bulduu durumda birakti.
Uzun br koridor boyunca hizli hizli yuruduler. Subay salonunu, subay
kamaralarim getiler. Komutan kamarasina gelince, Pitt Komutan Dupree'nin
kamarasinda kisa bir arastirma yapti, ama hibir sey bulamadi. yle ki
Dupree'nin giysileri bil yoktu. Pitt bir an iin kendisini iinde yatan
hastanin daha yeni lduu ve
161 Girdap F : 11
hastabakicilarin da hastanin odada yattiini belirtecek tum esyasini ortadan
kaldirdii bir hastane odasinda duruyormus gibi hissetti.
Pitt hizla ve hi konusmadan yine koridorda ilerlemeye devam etti. Sonra da
doru tahmin ettii gibi ana kontrol odasina ulasti. Elindeki Kusturucuyu sikica
kavradi ve bir dizi e-lektronik aygitin yanindan sessizce ilerledi. Gzleriyle
panolari, paslanmaz elik kapli sayalari, radar ekranlarini, aydinlatilmis
haritalari ve saydam rota perdelerini taradi. Pitt'in o anda Ulusa! Uzay
Merkezinin son derece karmasik komuta merkezi yerine denizin altindaki bir de-
nizaltida olduuna inanmasi ok gutu. Star-buck, kendisini uykusundan
uyandiracak ve yine denizlerde bata ika seyretmeye gnderecek bir emrin
verilecei gunu bekliyormus gibi, iinde insan olmadan bouk bir sesle yavasa
ahsmasma devam ediyordu.
Pitt sonunda aradii seyi buldu: 8u telsiz odasina ailan kapiydi. Telsiz
aygitlari terkedilmis bir durumdaydi, sanki nedense her an telsizcinin geri
dnmesini bekliyormus gibiydi. Pitt oturdu ve en yakin ekmeceyi aarak telsiz
kullanimini anlatan bir kitabi ikardi. Donanmada aygitlarin kullanma el
kitaplarinin hibir zaman o aygitin uzaina konmayacaini a-nimsayan Pitt bu
kurala bir kez daha sukretti. Sonra da vericinin uzerine eildi ve gerekli
dumeleri evirdi. March'a dnerek, Anten kolunu bul ve antenin olabildiince
yukselmesini sala, dedi.
March'in guverte antenini bulup alistirmasi yalnizca altmis saniye surdu. Pitt
vericinin
162-
mikrofunu eline aidi. Pitt denizaltinin garip sesliinde grevine kendisini yle
ok kaptirmisti ki su yuzeyine geri dnmeyi tumuyle u-nutmustu. Vericinin
frekansini sivil denizcilik frekansina ayarladi, bylece mesajinin Pearl Har
bour'daki harekt merkezinden de alinacain! biliyordu. Pitt seytanca, bu
davranisinin birka kisiyi hayaletlere inandirmaya sevkedeceini dusundu. Sonra
da vericinin dumesine dokundu.
Alo, alo. Martha Ann. Burasi Starbuck. Tekrar ediyorum, Starbuck, Beni duyuyor
musunuz? Tamam.
Boland bos durmamisti. Pitt Startouck'in kais kapisindan ieriye girip
ardindan kapiyi kapar kapamaz Boland da en iyi adamlarindan ikisine dalis irn
hazirlanmalarini emretmisti. Adamlar Pitt ve March'in tupleriyle deistirmek
uzere yanlarinda fazla tup gtureceklerdi ve Roland'in hesaplarina gre
Pitt'le Marc da o anda yedek tuplerini kullaniyor olacaklardi. Boland
aresizlik iinde elini harita masasina hizla indirdi, ikisi de ok uzun suredir
denizaltida bulunuyorlardi. Kais blmesine sikisip kalmis olmaliydilar.
Pitt'e de, onun gibi acemi bir pilotu yanimda suruklediim iin bana da
lanet olsun, diye Boland aklindan geirdi.
Boland eline i haberlesme aygitinin mikrofonunu aldi. Dalma kapismdakiler.
Asaidakileri ikarmak iin bes dakikadan az zamaniniz var. O halde kiinizi
kipirdatin biraz.
Boland mikrofunu yerine koydu ve yine te-
163
levizyon monitorlarma dndu. Gzleri buz gibi bakislarla ekranlara kilitlendi.
Ne kadar?
Stanley ellinci kez saatine bakti. Kendileri aba gstermezlerse, yalnizca u
dakikalari kaldi.
Ekranda balikadamlarin suya arpip sert bir biimde hizla denizaltiya doru
yuzuslerini izlerken disardaki koridorda ayak sesleri duyuldu ve ieriye paldir
kuldur porsun astsubayi
daldi.
Duyduk onlari! diye bairdi. Telsizde
Starbuck'i duyduk!
Sen neden sz ediyorsun byle? diye Bo-
land atildi.
Radyoda Starbuck'tan gnderilen bir mesaj duyduk, diye porsun astsubayi bu kez
daha yavas anlasilir konustu.
Telsizci daha Boland uzerine eilmeden porsun astsubayi arastirma odasini
terketmek uzere geriye dnmustur bile, diye aklindan geirdi. Sonra da basini
kaldirdi ve Boland'a bakti.
Ister inanin, ister inanmayin, efendim. Ama Binbasi Pitt bizi denizaltinin
iinden ariyor.
Beni ona, onu da hoparlre bala, dedi Boland. Sesindeki heyecani
gizleyemedi.,. Belki de Pitt olmazi basarmisti.
Starbuck, dedi Boland, Burasi Martha Arar, Tamam.
Boland hoparlre bakti, sanki Pitt'in iinden yuruyerek ikmasini bekliyor
gibiydi.
Martha Ann. Burasi Starbuck. Tamam.
Sen misin, Pitt? Tamam.
164
Hem de etiyle, kemiiyle.
Ne durumdasin?
Ikimiz de iyiyiz. March selam syluyor. Pitt sesini yukseltmek iin bir an
durdu. Starbuck kupkuru. Tehrar ediyorum. Starbuck kupkuru. Yanimizda on kisi
daha olsa onu sasa-iim yuvaya gturebiliriz.
Peki, ya murettebat?
Hibir iz yok. Sanki gemide hi bulunmamislar gibi.
Boland hemen konusmadi. Bir sure kafasinda bos yere murettebatsiz ve ihmal
edilmis bir biimde deniz dibinde yatan terkedilmis bir hayalet gemiyi
canlandirarak Pit'in szlerindeki korkunluu sindirmeye alisti, evresinde o-
lan hibir seyin farkinda deildi. Hatta saskinlik iinde sessizce dikilen
koridora toplanmis Martha Ann'm murettebatinin yarisini bile far-ketmemisti.
nce duyduklarina bir turlu inanamadi, sonra yavas yavas aci veren dayanilmaz
gerei kavradi.
Lutfen, tekrarla!
Tekne tumuyle bombos. En azindan n torpil blmesinden ortadaki ana kontrol
odasina dek. Arka blmeleri daha arastirmadik. Birisi iyilik edip elektrik
faturalarini demis olmali. Iskele reaktru hl enerji uretiyor.
Boland'in dizleri titredi. Bir an duraksadi, boazini temizledi ve konusmaya
basladi. Sen ve March uzerinize duseni basardiniz. Hemen ikis kapisina gelin
ve Martha Ann'a geri dnun. ikis kapisinda fazla tuplerle sizleri bekleyen
adamlar bulacaksiniz. Yuzbasi Mary ya-
165
ninda mi duruyor?
Hayir, arka blmeleri incelemek ve Hyperion fuzelerinin hl yerlerinde olup
olmadiklarim kontrol etmek iin ki tarafa gitti.
Sanirim, bu frekanstan bin millik bir alan iindeki her aliciya yayin yaptiini
biliyorsun-dur.
Alti aydir batik olan bir denizaltidan yayin yapildiina kim inanir ki?
ncelikle Rusya'deki dostlarimiz, dedi Boland. Elindeki mendille alnini
kurulamak iin bir an durdu. Bugunluk bu kadar alisma yeter. March yanina
dner dnmez doruca kais kapisina ynelin. Amiral ayrintili bilgi iin
arayabilir. Ve bu durumda siz oradan konusup yine yayin yapmayacaksiniz. Tamam
mi? Bu bir emirdir.
O anda Pitt'in yuzunde beliren siritisi grur gibi oldu.
Pekl, babaciim, ikileri hazirla. Orada tam...
Pitt'in sesi konusmasinin yarisinda kesildi. Hoparlrden gelen tek ses iki yayin
arasinda duyulan bouk sesti. Boland mikrofonu yine dudaklarina gturdu, gzleri
iten ie kabaran bir fkeyle kisilmisti.
Sizi duyamiyorum. Starbuck. Lutfen tekrarlayin.
Hl hoparlrden ayni bouk ses duyuldu.
Haydi, Pitt, Lanet olsun, neden yanit vermezsin ki?
Ama ne var ki aldii tek yanit sessizlikti.
166
ONUNCU BLM
Pitt telsiz odasinin kapisinda beliren deli bakisli, uzun sakalli hayalete
saskinliktan dili tutulmus gibi aval aval bakarken olduu yerde hi
kimildamadan ylece kalakaldi. Uradii soktan kurtulmaya alisirken bir
yandan da sanri sandii bu iren grunumlu ve ok pis kokulu hayaletin yok olup
yine geldii yere dnmesini bekledi. Pitt gruntu silinir, yok olur u-muduyla
gzlerini kirpistirdi ama gruntu yok olmadii gibi o da Pitt'e gzlerini
kirpistirarak karsilik verdi.
Sonra hayaletin azi kipirdadi ve fisilti seklinde bouk bir ses duyuldu. Sen
kimsin? Onlardan biri deilsin?
Pitt ses tonunu kcntrol ederek yavasa, Ne demek istiyorsun? diye sordu.
Telsizi kullandiini renirlerse seni ldururler. Sesi sanki ok uzaktan
geliyormus gibiydi.
Onlar mi?
Pitt'in eli yavaso Kusturucuya uzandi ve
167
kabzasini sikica yakaladi. Kapidaki sey Pitt'in bu davranisina aldirmadi bile.
Kapidaki gruntu bir erkekti ve uzerinde Deniz Kuvvetlerinde erbaslarin giydii
turden bir isbasi tulumunu andiran pis paavralar vardi, ama giysisinde
hibir rutbe isareti yoktu. Bakislari donuk, vucudu da ok zayifti. Pitt
bir tahminde bulunmaya karar verdi. Sen Komutan Dupree misin? Dupree mi?
diye adam Pitt'in sorusunu tekrarladi. Hayir, deilim. Ben' Farris, kidemu er
Farris'im.
tekiler nerede, Farris? Komutan Dupree, subaylar, gemi arkadaslarin?
Bilmiyorum. Telsize dokunursam onlari ldureceklerini sylediler.
Gemide baska kimse var mi? Her zaman iki nbetileri bulunur. Nerede?
Her yerde olabilirler. Oh, Tanrim! diye Pitt bir ilik atti. Vucudu
birdenbire elik gibi gerildi. March! Hizla geri dndu ve Farris'i ekerek
telsizcinin koltuuna oturttu. Burada bekle. Beni anliyor musun, Farris? Sakin
bir yere gitme.
Farris aptal aptal basini salladi. Peki, e-fendim.
,
Kusturucuyu nde tutan Pitt suratle blmeleri birbiri ardina geti. Bu arada da
birka saniyede bir durup evresini dinledi. March'in varliini belirten hibir
isaret yoktu, duyulan tek ses havalandirma kanallarindan ikan hafif bir
uultuydu. En son girdii blmenin gemi reviri olduunu bir bakista anladi. Bir
ameliyat masa-
168
si, uzerleri guzelce etiketlenmis siselerle dolu dolaplar, ameliyat aygitlari,
bir rntgen aygiti. bir de disi koltuu vardi. Bunlardan baska dipteki
yataklarin arasinda yatan iki buklum olmus bir de vucut gze arpiyordu. Pitt
yanina gitti ye hareketsiz yatanin kim olduunu anlamasina karsin yine de emin
olmak iin uzerine eildi, bakti.
March'in cansiz vucudu yan yatiyordu. Kollan ve ayaklari garip bir biimde
kivriimisti. Akan kani evresinde bir gl olusturmustu. Kani, gsunden girip
duz bir izgide sirtindan ikan iki kuuk yuvarlak delikten akmisti. Yerde,
souk eliin uzerinde yatiyordu. Gzleriyse a-ikt va grmeyen bakislari
damarlarindan akan kana evriliydi. Pitt yasinin verdii igudusel bir
davranisla yavasa March'in gzkapaklari-na dokundu ve gzlerini kapatti.
Guverteyi surune surune geen bir glge blmede dikilip sinsi sinsi
yaklasirken Pitt de ayni anda vucudunu yarim daire izdirerek hizla geri dndu
ve Kusturucunun uunu arkasinda duran adamin karnina dokundurup tetie
asildi. Pitt adamin elinde silah mi, yoksa cop mu olduu pek anlasilmayan
belirsiz bir nesnenin blmenin beyaz duvarina yansiyan siyah glgesini
grmustu ve bir milisaniye bile gecikmis olsaydi o anda March gibi lu olacakti.
Yuzyu-ze geldii ok kisa sure iinde saldirganin uzun boylu, ok killi biri
olduunu, uzerinde yalnizca kasiklarini rten yesil renkte kuuk bir kumas
parasi bulunduunu grebilmisti. Akilli grunen bir yuzu vardi, hani
nerdeyse yakisikli bile sayilabilirdi. unku mavi gzleri bulunan
169
bu yuzu kivir kivir sari salari evreliyordu. Yuzunun geri kalan
zellikleriniyse Pitt kisa surede unuttu. Ama tetii ektii andan sonra
karsilastii gruntu, Pitt lene dek unutamadii kendisine aci veren bir sey
oldu.
Karbon dioksit yumusak insan bedeninde kapsuldeki buyuk basintan serbest
kalirken islik gibi bir ses duyuldu. Adamin vucudu aninda eri buru irkin bir
canavar gibi sismeye basladi. Karni, kaburga kemikleri arasindan pirtlayan ve
bir suru kuuk balonu andiran deri yuvarlaklariyla birlikte sisti. Yuzundeki
dehset dolu anlatim kursuni yesil bir sivinin burnundan ve kulaklarindan
puskurmesiyle bir anda son buldu. Bu puskuren sivi adamin iki yaninda ikiser
metrelik bir alani tumuyle kapladi. Ve i organlarinin olusturduu kanli buyuk
bir kutle kipkirmizi yapiskan bir alayan gibi azindan disariya ikarken
adamin azi genisleyip iki kati buyudu. Bu arada sisen tum bedeniyle birlikte
gzleri de yuvalarindan disariya firladi ve sismis yanaklarinin uzerinde
sallanarak asili kaldi. Adamin kollan yana doru hizla aildi ve son derece
iren bir grunum alan bedeni arka ustu yere devrildi. Karbon dioksik
bedenindeki delik yerlerden disariya iktika bedeni yavas yavas sndu eski
lulerine dndu.
Azina safra gelen Pitt bakislarini adamdan uzaklastirdi. Yere uzandi ve March'i
kucaklayarak yataklardan birinin uzerine dikkatle yatirdi. Sonra da gen
Yuzbasinin cansiz bedenini bir battaniyeyle rttu. Pitt'in gzleri aci ve keder
doluydu. Hareketsiz yatan Yuzbasinin yaninda yere diz ktu, sanki su szleri
sylemek
170
ister gibiydi: 'lmene izin vermemeliydim. Lanet olsun, March. lmene izin
vermemeliydim.'
Pitt ayaa kalkti, dizieri titriyordu. Oyun sertlesmeye baslamisti. Pasifik
Girdabi hedefe ok yaklasmisti. Az kalsin lecekti.
Pitt ldurduu adamin yanina gitti ve elle tutulur iik kanitina bakmakta
olduunu anladi. Bu adam hi de yle uzaydan gelmis olaanustu bir yaratik
deildi. Herkes gibi iki kollu, iki bacakli bir insandi.
Pitt luyu daha ok seyrederek oyalanmadi. Eer yakinlarda gizlenmis onlardan
biri daha varsa Pitt ok iyi biliyordu ki onu da byle ldurebilecek sansi
olmayacakti, unku gaz kapsulu bir atimlikti.
Pitt kendini bir sure aresiz hissetti, ama ansizin animsadi: March'i lduren
ve duvarda glgesini grduu silah vardi. Iki adimda silahi ameliyat masasinin
altinda buldu. Daha nce dikkat etmemisti, unku silah alisilmis bir
tabancadan ok isaret parmai aik kuuk bir eldiveni andiriyordu. Kabzasinda
bas parmain oturduu yuva biiminde oyuklar vardi. Kabza insanin ovucuna tam
olarak uyuyordu, sanki iine kalip gibi dkulmustu. Yalnizca bas parmain
uzerinde ileriye doru ikinti yapan bes santimlik kuuk bir namlu onun atesleme
yeri olduunu gsteriyordu. Normal tabancalardaki gibi bir tetik yoktu, ama
kuuk bir dume vardi ve bu dumeye parmainin hafife dokun-masiyla silah
atisa geiyordu.
Pitt silahi denemekle zaman kaybetmedi. abucak telsiz odasina ulasti, kendisine
karsi koyan Farris'in kolundan sikica yakaladi ve ka-
171
is kapisina doru hizla ilerledi.
Nerdeyse basarili da oluyorlardi. Makine ve reaktr dairesinde on adim daha
atsalar n torpil blmesinin kapisina ulasmis olacaklardi. Oysa birinci adam
gibi uzerine kisa yesil renkte kumas parasi olan ve elinde de Pitt'in sikica
tuttuu garip silahin aynisi bulunan kocaman da gibi bir adamla ansizin yuzyuze
gelen Pitt hemen olduu yerde sert bir biimde durup geri geri gitmeye alisti,
c anda Farris de tam arkasinda kendisini izlemekteydi.
Pitt sansliydi... adamin saskinlii lehineydi. unku Pitt zamansiz bir
karsilasmayi bekliyor ve bundan da korku duyuyordu. Oysa teki adamin byle bir
sey beklemedii ortadaydi. O anda Sen kimsin? ya da Burada ne ariyorsun?
gibi soru sormanin yaran yoktu. Yalnizca Pitt'in parmaklari silahtaki dumeye
syie bir dokundu ve ilk ates eden elindeki silahtan gulukle duyulabilen yilan
tislamasina benzer bir ses ikti.
Pitt'in silahindan ikcn sey... ki hl o incecik namludan ikan seyin ne
olduundan e-min deildi... adamin tam alninin ortasina arpti, yabanci siddetle
gerisin geriye sirayip turbine arpti, sonra da ne doru duserek kafasi ve
gsu hizla yere arpti. Adam daha sonra nefesini bile vermeden Pitt hemen
yanindan dolandi ve Farris'i kapidan n trpu blmesine iterek soktu.
Farris sendeledi ve Pitt'i de beraberinde ekerek boylu boyunca yere serildi, bu
arada a-yaini esikten atmak uzere olan Pitt de dizinin alt kismini blmenin
esiine arpti. Ve elindeki
172
silahi dusurdu. Pitt aya: paralanmis gibi ani: bir aci duydu. Ne var ki yerden
dorulmaya alisirken Pitt'i felce uratan sey ayaindaki aci deildi. Bu, buyuk
bir korku ve n torpil blmesine paldir kuldur dalarak yaptii aptalca davranisi
anlamasiydi. Ama ok ge kaldiini, blmede duran iki adamdan birinin kendisini
rahata ldurebileceini anlayarak dusurduu garip silahi el yordamiyla ilgin
gibi aradi.
Pitt? dedi kisa boylu olani. Pitt kulaklarinin ve saduyusunun kendisine oyun
oynadiindan emindi. Ama bir an sonra gzlerini dikip baktii kisinin Martha
Ann'in. dumencisi olduunu animsadi.
Pitt dusunmeden atildi. Bizi mi izlediniz? Komutan Boland, March'la sizin
havanizin, bitmek uzere olduunu dusundu, dedi dumenci. O nedenle de bizi
fozla hava tupleriyle a-saiya gnderdi. Denizaltiya da kais blmesinden
girdik, ierisini kupkuru bulacaimizi aklimiza bile getiremezdik.
Pitt'in karmakarisik olmus akli yavas yavas normale dnmeye basliyordu. ok
zamanimiz yok. Bu blmeyi suyla doldurabilir misiniz?
Dumenci Pitt'e dik dik bakti. Pitt'in guverte personelinden biri olduunu
anladii teki-adamsa aptal aptal bakmaya basladi. Siz burasini suyla
doldurmak...
Evet, yle. O zaman hi kimse gemiyi en az bir ay buradan baska bir yere
gturerneye-cektir.
Dumenci duraksayarak, Yapamam. , dedi.
173
P
Kaybedecek hi zamanimiz yok, dedi Pitt yavasa. March ldu bile ve acele
etmezsek bizler de leceiz.
Yuzbasi March ldu mu? Anlayamiyorum. Neden su...
Anlasildi, dedi Pitt, dumencinin gzlerinin iine bakarak, Tum sorumluluu
ben uzerime aliyorum. Szcukler daha Pitt'in azindan dkulmeden Pitt daha nce
de March'a uyguladii taktii uyguladi, yani adamin kolunu sikica yakaladi ve
sikti.
teki denizci, yere oturmus bos bos karsiya bakan Farris'i isaret etti. O kim?
Starbuck'm murettebatindan kurtulan biri, diye Pitt mirildandi, Onu da
yanimizda gturmek zorundayiz. ok iyi bir tedaviye gereksinimi var.
Aylardir lu olmasi gereken birisiyle karsilasmak denizciyi sasirttiysa da hi
belli etmedi. Onuh yerine, basiyla Pitt'in yarilan ve kanayan ayaini isaret
etti. Bir blumu kullanman iin sana kalacaa benzer, dedi.
Ayak tum duyu zelliini yitirmisti. Pitt kirildiini belirten bir kemik
ikintisi olmamasina sevindi. lmem, merak etme. Sonra da dumenciye dndu, Bu
blmeyi suyla doldur, dedi.
Tamam, kazandin, dedi dumenci. Ama yine de istemeye istemeye....
Peki, peki, anlasildi, dedi Pitt sabirsizca. Bu isi basarabilir misin?
Ne yaparsak yapalim, iyi bir kurtarma murettebati gemiyi iki gunde temizler.
Herhangi birinin gemiye disardan girebilecei tek yer
_174_
bu blmedeki kais kapisidir, ama denizaltinin enerji uretim merkezine
ulasilmadika onun da bir yarari olmaz. En iyi zum hava basmasini nlemek
iin ivedi durum valflarini kapatip sikistirmak ve torpil kovanlarini aip
sikistirarak ieriye su basmasini salamak. Sonra da disardaki bir gu
kaynainin yardimiyla blmenin temizlenmeye alisilmasi durumuna karsi emme
tulumbalarinin balantisini kesmek. Bu durumda ne yaptiimizi anlamalari
belki bir buuk gunlerini alir, herseyi yine yerli yerine koyup suyu disariya
bcsmak ve ierdeki basinci ayarlamaksa u ya da drt saatlerini a-lir.
yleyse makine dairesinin kapisini iyice kapamanizi neririm.
Onlari birka saat daha oyalayacak bir sey daha var. Nedir?
Reaktrleri kapatmak. Olmaz, dedi Pitt sert bir sesie. Hazir
olduumuzda reaktrleri alistirmakla geirecek kadar bol zamanimiz
olmayacak.
Dumenci Pitt'e anlamsiz anlamsiz bakti. Her seyi bozuyorsan, Tanri yardimcimiz
olsun. teki denizciye dndu. Pompalarin balantilarini kes ve iteki torpil
kovan kapaklarini a. Ben de hava valflarini kapatip distaki torpil kovan
kapaklarini disardan kapatayim. Pitt'e dndu. Pekala, Pitt, istediin yerine
getiriliyor. Ama bir yeniliyorsan, sonra Sam Am-ca'nm Deniz Kuvvetlerinde bu
yaptiklarimizi -deyecek en yasli denizciler bizler oluruz. Pitt siritti.
Biraz sans yardim ederse, bu
isten madalya bile kazanabiliriz.
Dumenci suratini eksilterek bakti. Bundan kuskuluyum, efendim, hem de ok.
Boland adamlarini nasil seeceini biliyordu, iki kurtarma adami islerinin
basina sakin ve kendilerinden emin bir tavirla gittiler. Sanki anma gununde
Indianapolis hiz yolundaki grev yerlerine giden teknisyenlerdi. Her sey
puruzsuzce haloldu. Dumenci distaki torpil kovanlarinin kapaklarini amak ve
egzos ikislarini sikistirmak iin kais kapisindan disariya ikti. Pitt bos bir
yataktan aldii bir para yirtik battaniyeyle ayaini sarma islemini daha yeni
bitirmisti ki, dumencinin disardan kais kapisina vurarak isini tamamladimi
belirten isareti verdiini duydu. Bunun uzerine Pitt Farris'e isaret edip kais
blmesine iktilar. O anda teki denizci de alttaki blmeye deniz suyunu basacak
valfleri amaya baslamisti. Ieriye dolan suyla tavan arasinda kalan altmis
santimetre yukseklikteki havanin besinci esit olduundan denizci suya daldi ve
iteki torpil kovanlarinin kapilanni ati. Kovandan giren deniz suyuyla birlikte
ieriye mavi bir papaan baliinin girdiini grunce de sasirdi.
Pitt hava tupunu ve regulatru takarken, Farris'e karsi gu kullanmak zorunda
kaldi. Sonra da neler olduunu anlamayan bakislarla evreyi suzen gzlerinin
uzerine gzluu takti.
Ona gz kulak olurum, efendim, diyen denizci Farris'in yanina iyice sokuldu ve
kolunu beline dolayip sikica yakaladi.
Farris'in sorumluluunu uzerinden atan
176
Pitt yalnizca bir bas isareti yaparak tesekkur ederim demek istedi. Sonra da
kendi dalis takimlarini giyinmeye basladi. Tabii, iniste bosalan hava tupunu de
deistirerek dolusunu takti, ardindan, denizci biainin sapini kais kapisina
vurarak disardaki dumencinin kapiyi amasini saladi.
Kuramsal olarak drdu de kais kapisi ailinca denizaltidan kaan hava kabarcii
iinde rahatlikla su yuzune ikabilirlerdi. Ama ne var ki bu kural beklenmeyen
durumlarda geerli deildi. Tipki o anda Pitt'in hava valfinin kais kapisi
kenarina takilarak geride kalmasina neden olduu gibi. tekiler Pitt'in hava
kabarciindan olusan bu asansru kairdiini hi far-ketmeden yuzeye doru
ikarlarken, Pitt de onlari arkalarindan, aresiz bir durumda seyrederek
bir dakika kadar ylece asili kaldi.
Pitt'in hava valfi serbest kalana dek tum airliini asaiya doru itmesi bir
dereceye dek kolay olmustu, ama yuzeye doru yuzmeye basladiinda yoluna
baska bir tehlike ikti. Bu bir Sphyrna Levini, yani bir
kpekbalii turu olan bes buuk metrelik bir eki baliiydi. Pitt bir an
iin insanlara saldirdii bilinen bir ka tur kpekbaliindan biri olan bu
kocaman bir tonluk gri kutlenin kendisini umursamadan uzerinden geip gideceini
sandi. A-ma ok kisa bir sure sonra genis ve dumduz kafanin dnerek kendisine
doru yaklastiini grdu. Hayvanin ustura gibi keskin bir suru disten
olusan azi ktu bir niyetle kivrilmisti.
Pitt'in Kusturucusu ise yaramaz bir durumda denizaltinda kalmisti, elindeki
tek silah
-J77 Girdap F : 12
March'i lduren eldiven grunumlu kuuk silahti. Pitt'in yarali bacai
evresinde olusan kan bulutunu hedef aldiktan sonra eki biimindeki kafasinin
uunda bulunan kocaman bir gzu Pitt'e dikerek hafif bir yay izip yok-lasan
kpekbaliini Pitt buyulenmis gzlerle
izledi.
Canavar, Pitt'in evresinde izdii yayi Pitt'e birka santim yakindan
surunup geecek kadar kuulttu, Pitt tam yanindan geerken sol yumruunu hizla
canavarin solungalarina patlatti. Pitt kendi kendine ne yararsiz ve ne gulun
bir davranis diye dusundu. Ama ani dokunusu kpekbaliini sasirtti ve bu
davranis karsisinda hizla dnup uzaklasan kpekbalii-nm neden olduu su
basincini hissetti. Oysa hayvan biraz sonra sert bir dnus yapti ve yine geri
geldi. Pitt yuzu canavara dnuk bir sekilde hayvanin yuzgelerini ilgincasina
tekmelemeye devam etti. Bir an basini kaldirarak hizla su yuzeyine gz atti.
Daha dokuz metreden ok vardi. Anlasilan basaramayacakti. Insan yiyen canavar
ikinci saldirisini yapmak uzereydi. Ve Pitt elindeki son kozu oynamaya
hazirlaniyordu.
Pitt eldiveni andiran silahi dorulttu ve dikkatle nisan aldi. O anda canavarin
azi aikti ve kolu her an canavarin disleri arasinda kalabilirdi. Canavar iyice
yakinina sokulunca Pitt de silahin dumesine dokundu. Ve atisi, canavarin tam da
souk bakisli sol gzune denk geldi.
Kpekbalii ilgincasina yana devrildi ve neden olduu anafor Pitt'i kirilan
bir dalgaya
178
yakalamis gibi hizla geriye atti. Pitt tum gucunu kullanarak kendini
toparladi ve yuzeye doru yuzmeye basladi. Bu arada, bir yandan kpekbaliini
gzluyor, bir yandan da basini Martha Ann'in omurgasina arpmamak iin
yukariya bakmaya alisiyordu. Biraz ilerisine bir glge dustu. Basini
kaldirdiinda alti metre yu-karismdaki dumenciyi grdu. Kendisine o yne
yuzmesini isaret-etmekteydi. Pitt'in o anda bu ariya uymasi iin yaldizli bir
davetiyeye gereksinimi yoktu. Aradaki uzaklii on saniyede aldi, sonra geri
dndu ve canavarin yeni saldirisini bekledi. Kocaman yuzlu genis kafali -lum
makinesi bir an duraksadi ve salam olan sa gzuyle tehdit edercesine dik
dik bakip gulu yuzgelerini kullanarak koca gvdesini yine harekete geirdi.
Nasil olduysa canavar beklenmedik bir davranisla ansizin hizla geri dndu ve
inanilmaz bir hizla yuzerek suyun koyu karanliinda gzden kayboldu.
Tukenmis ve perisan bir durumda bulunan Pitt, daha sonra yardim eden bir suru
elin, uzerindeki dalis takimlarini ikardiklari dalma platformuna ekilip
alinmasina memnuniyetle izin verdi. Pitt tam anlamiyla bitik durumdaydi, dikilen
ve aci dolu bakislarla kendisini izleyen Boland'i grdu.
March nerede? Boland'm sesi buz gibiydi.
ldu, diyebildi Pitt yalnizca. Olur byle seyler, dedi Boland ve yuruyup
uzaklasti.
***
179
Pitt bakislarini elindeki ikiye dikti. Yuzu aklindan geenlerle karmakarisikti,
ama gzleri kipkirmizi ve yorgun grunuyordu. Ufukta batmak uzere olan tropikal
gunesinin son isiklari bir lumbuzdan ieriye suzuluyor, sko vis-, kisindeki
buzda parildiyordu. Ter iinde kalan Pitt ikisini bir dikiste bitirdi. Boland'a
basindan geenlerin tumunu anlatmasi daha yeni bitmisti, simdi de dinlenmesi
gerektii halde her nasilsa son bir saat iinde geen korkun olaylarin, daha da
korkun ve ktu olaylarin yalnizca bir baslangici olduunu hissediyordu.
Boland itenlikle, March'in lumunden kendini sulamamalisin, dedi. Kais
blmesinden ikamasaydiniz ve March da o sirada boulsaydi yine yapabilecein
bir sey olmazdi. Kaldi ki Sarbuck'da bir ift katilin dolastiini nceden
hibir sekilde bilemezdin, bunu yalniz Tanri biliyordu.
Samaiama, Paul, dedi Pitt yorgun yorgun. O genci denizaltiya girmeye ben
zorla-dim. Bir seyler kanitlamak iin o denli istekli olmasaydim simdi yasiyor
olacakti.
Pekl. Bir yasam sona erdi ama rendiklerin tek bir kisinin yasamindan ok
daha nemli seyler. Starbuck'i sasalim Pearl Har-bour'un guvencesine
ulastirabilmek iin murettebatimin tumunu yitireceimi bilsem yine de bu uurda
sen ve ben de dahil herkesi feda etmekte bir an olsun duraksamam, bile.
Ne yapmaya alistiini ok iyi anliyorum, Paul, dedi Pitt.
Boland gulumsedi. Amiraller uzerindeki
180
etkin nedeniyle sana iyi davraniyorum. Bunun tesinde senin acimasiz bir
operatr olduunu dusunuyorum. Sanirim, n torpil blmesini suyla doldurmak gibi
ilginca davranisin gerisinde seytanca bir plan gizli olmali. Bunu bana da
aiklar misin?
Tabii, ok basit, dedi Pitt kisaca. Starbuck'i birka gun daha deniz dibinde
tutabilmek iin ona sabotaj yaptim.
Devam et, dedi Boland ama o anda yuzundeki gulumseme birdenbire yok olmustu.
Baslangi olarak, denizaltida iki silahli adamla aliktan kupkuru olmus ve
ktu davranis grmus denizci Farris vardi. Starbuck Far-ris'in kapatildii bir
tur tutukeviydi. Hibir yere - kaamazdi, unku gidecek baska bir yer yoktu.
Ayrica nbet tutan gzculeri bile vardi. Bu gzculer nereden geliyorlardi
bilmiyorum ama surekli olarak denizaltida yasamadiklari kesindi.
Nasil bu denli kesin konusabiliyorsun? Iimdeki filozof bana yle diyor. Erat
yemekhanesindeki ve Subay salonundaki mutfaklari kontrol ettim. En kuuk bir
yiyecek belirtisi yoktu. Oysa gzculer yemek yemeliydiler. Farris bile hi bir
sey yemeden alti ay yasiyamaz-di. Ya yakinlarda bilmediimiz bir McDonald's (*)
vardi ya da gzculer yemek yemek iin 'evlerine gidiyorlardi. Bence ikinci
olasilik doru. Onlar her kim olurlarsa olsunlar ve nereden
(*)- ABD'de ok unlu bir dizi hamburger dukkni.
181
gelirlerse gelsinler su anda altimizda bir yerlerde pusuya yatmis Manha Ann'i
ele geirmek iin bir firsat kolluyorlardir. Biz de nceki gemiler gibi
kaybolursak o zaman Deniz Kuvvetleri Starbuck'i tumuyle yitirmis olur. Torpil
blmesini suyla doldurtmamin nedeni de buydu. Eer garip dostlarimiz Martha
Ann'in gerek niyetini anlayacak olurlarsa, Donanmanin teki gemileri daha
ufukta bile grunmeden Starbuck'i bu blgeden ikarip ok uzaklara
kairacaklarini dusunmek akilci olur.
Ama kurtarma islemini yapacak murettebati buraya hava yoluyla u saat iinde
tasiyabiliriz.
ok ge kalmis oluruz. Demirlediimiz andan beri zaman aleyhimize isliyor.
teki gemilerin basina ne geldiyse aynisi belki bizim de basimiza gelecek.
Boland inanmamis gibi bakti. Tum anlattiklarin gerek disi gibi grunuyor.
Radara gre bes yuz millik bir alanda bizden baska tek bir gemi yok, ayrica
sonar da hibir denizaltinin varliini gstermiyor. Peki, Tanri askina syle,
nereden saldirabilirfer?
Bu sorunun yanitini bilebilseydim, dedi Pitt sinirli sinirli. Hi durmaz
maasimin yukseltilmesini isterdim... ve bunu elde ederdim de.
Daha inandirici seyler syleyemezsen, burada sabaha dek demirli kalacak, ondan
sonra da safakla birlikte Starbuck'i kurtarma alismalarina baslayacaiz, dedi
Boland.
Sen yle san, dedi Pitt. unku safaktan nce Martha Ann de dipte, Starbuck'i
n yaninda yatiyor olacak.
182
Boland yavasa. Unuttuun bir sey var, diye usteledi. Pearl Harbour'a telsiz
mesaji ekerek karanlik daha tumuyle bastirmadan nce tepemizde hava destei
salayabilirim.
Yapabilir misin bunu? diye Pitt sordu.
Boland iine isleyen Pitt'in yesil gzlerinde o anda gereksiz bir kararlilik
grduunu sandi, ama isin iinde Pitt olduundan grduunun gerek olmadiina
karar verebilmesi ok gu bir isti. Oysa Pitt'in bakislari tumuyle gerekti ve o
anda duygulan neyse yuzundeki anlatim da onu yansitiyordu. Amirale mesaj ektin
mi?
Evet. Senin denizaltidan gnderdiin mesaj grbi yalnizca sivil denizcilik
frekansini kullandik.
Starbuck'in bulunusuyla ilgili olarak Hun-er'm su ana dek hibir mesaj
ekmemis olmasi sana biraz garip gelmiyor mu? Sen kendin sylemistin.
Denizaltidan ektiim telsiz mesaji bin millik bir alanda her alici tarafindan
duyulurdu. Nasil oluyor da hi 'Belanizi versin,' diye kufreden ya da 'Hava
nasil?' diye soran turden bir mesaj bile alamiyoruz? Neden Hunter ya da Gunn
ayrintili bilgi istemediler? Buyuk bir olasilikla Amirale gerekte hibir haber
ulastiramayacaksin, hatta su senin aldatmaca yanit saft yatai mesajini bile.
Pitt bu kez tam hedefi bulmustu. Boland bir kasini kaldirdi ve sessizce nunde
duran i haberlesme aygitinin bir suru dumesinden birine dokundu. Ben Komutan
Boland. Kara Alti Kodunu kullanarak Pearl Harbour'la balan-
183
ti kurun. Ve balanti kurulur kurulmaz da bana bildirin.
Kara Alti Kodu. Tamam, efendim, dedi hoparlrdeki bouk ses.
Boland Pitt'e dndu. Mesajimizin yerine ulasmadiina seni inandiran sey nedir?
Lillie Marlene disinda daha nce kaybolan hibir gemi mesaj gnderebilmeyi
basaramadi. Starbuck bile. Akilci dusunursek, bilinmeyen dostlarimiz bulduumuz
seyleri tum dunyanin renmesine izin vermeyecektir.
Eer hakliysan, bizim yayinlarimizi bozuyor olmalilar.
Bundan en kuuk bir kuskun olmasin, dedi Pitt ciddi ciddi. Neden kayip
gemilerden hibir imdat isareti alinmadii sorusu da bylece yanitlanmis oluyor.
Aslinda onlar imdat isaretleri gndermislerdi, ama hibiri Oahu'da-ki deniz
telsiz istasyonundan alinmamistir. Bundan baska, Starbuck'm szum ona
kaybolmadan nce gnderdii yalanci yer koordinatlarini ieren mesaji da aia
kavusmus oluyor. Bilinmeyen dostlarimiz gizli bir yere ok gulu bir telsiz
vericisi yerlestirmis olmalilar. Belki de Hawai Adalarindan birine. Yalniz bu is
iin onlara denizde seyreden gemilerden gnderilen telsiz mesajlarini toplayacak
yeterince uzun bir anteni dikebilmek iin bir kara ussu
gerekir.
Komutan Boland? diye hoparlrde bir
ses duuyldu.
Boland benim. Syle, ne var?
Hi, yalnizca hibir sey, 'efendim. Telsz
balantisini kurduk ama Kara Alti Kodundan
184
deil. Bu kodu kullanarak onlara tam drt kez mesaj ektim. Ama sanki bu kodu
bilmiyorlarmis gibi tek yaptiklari sey mesaji ekmemi istemeleri oldu. Bu isten
birsey anlamadim. Komutanim. Oysa onlarin gnderdikleri rica mesajlari
kusursuzdu. Birisi saka yapiyor, sanirim.
Boland haberlesm'e aygitini kapadi. Bir sure ikisi de bir sey sylemedi. nemli
olan balanti kurmus olmamiz deil balantiyi yanlis kisilerle kurmus olmamiz,
diye Pitt aklindan geirdi. /
Ktu, dedi Boland, yuzende aci dolu bir anlatim vardi.
Bu sonu yalnizca bir sorumuzu yanitlamis oluyor. Peki, ama alti ay nce
Starbuck'm murettebatina gerekte neler olmustu? Ve Starbuck dipte yle tertemiz
ve duzenli bir durumda yattiina gre, neden alistirilip harekete
geirilmemisti?
Ruslarla ya da herhangi bir yabanci gule kapisabiliriz, dedi Boland. Bu isi
uzun sure gizli tutamazlar.
Sylediin delice bir seye benziyor, dedi Pitt. Starbuck'm ele geirilmesinin
bir tezgah ya da nceden planlanmis bir eylem olduunu sanmiyorum.
Haklisin. Delice bir seye benziyor, dedr Roland da. Bir nukleer denizaltiyi
okyanusun ortasinda nceden planlamadan ele geirmeye alismak dunyanin en kolay
numarasi deildir, kuskusuz.
Bu isi birisi ynetti, diye Pitt karsilik verdi. March'la birlikte Starbuck'm
gerek i-
-185'
cinde gerek de disinda en kuuk bir hasar belirtisi grmedik.
Olamaz. Disardan hikimse denizaltiya zorla giremez. unku gelismis bir suru
aygitin bu tur bir saldiriyi aninda belirlemesi gerekirdi. Starbuck'taki
otomatik uyari sistemleri di-sardaki kapilari ve havalandirma aizlarini amak
iin yapilacak en kuuk bir zorlamada luyu bile yerinden kaldiracak denli
guluydu. Denizaltinin yanina baliklar disinda hibir canli habersiz
sokulamazdi.
Ama hl modern denizaltilar bile guverteye ikilarak yapilacak saldirilari
puskurtebilecek durumda deiller.
Boland tam karsilik vermek uzereyken, a-raya hoparlrden duyulan ses girdi.
Kaptan?
Syle.
Kpruye gelebilir misiniz, efendim. Burada grmeniz gereken bir sey var.
Bir ipucu ver.
Sey... efendim... akil almayacak bir sey...
Hadi, aslanim, ne varsa abuk syle, yle azinda geveleyip durma.
Hoparlrde duyulan adamin sesi bir an du-raksadi. Sis, Komutanim. Sudan bir sis
bulutu yukseliyor ve korkutucu bir sinema hilesi gibi su yuzeyini kapliyor. Daha
nce hi byle birsey grmemistim. Gerek olamaz.
Hemen geliyorum oraya. Boland aci aci Pitt'e bakti. Bundan ne anlam
ikariyorsun?
Pitt yavasa mirildandi. Bence, Dubree'-nin szunu ettii o unlu sisle karsi
karsiyayiz.
*
**
186
ON BIRINCI BLM
Esinti nedeniyle suyun uzerinde dne dne yukselen beyaz renkte kalin bir
yorgani andiran sis youn ve yapiskan islakliiyla bunalticiydi. Kprude
bulunanlar gzlerini dalga dalga yukselen bu sise dikerek bir seyler
anlayabilmek iin bosuna aba harcadilar. Adamlar sisin ardinda bulunan
grunmeyen, dokunulmayan ya da anlasilmayan bir seyden korkuyorlardi. O anda bir
nem rtusu gemiyi yavas yavas kaplamaya baslamisti bile. Batan gunesin kirilan
isiiysa garip bir portakal rengi ve gri karisimina dnusmustu.
Boland alninda boncuk boncuk biriken terleri kuruladi ve kendini rahatlatmak
iin dumen kskunun penceresinden disariya syle bir bakindi. Sonra da, Her sey
yeterince doal grunuyor, ne de olsa havanin younluu biraz yuksek, dedi.
Gunesin aldii renkten baska siste doal olan bir sey yok, dedi Pitt. Grus
uzaklii an-
187
L,
ak Martha Ann'm burnuna dek uzaniyordu. Havanin yuksek isisi, gunun su anda
bulunduumuz saati ve saatte u deniz mili hizindaki esinti doal sis kosullari
deildir. Pitt, Bo-land'in yanindan eilerek yaklasik bir dakika sureyle radari
inceledi, bu arada da kafasindan bir seyler hesaplayarak sik sik saatini kontrol
etti. Sis bulutunda hibir hareket ya da dailma belirtisi grunmuyor. Ruzgar
sis bulutunu kimildatmadi bile. Doa ananin byle bir hilkat garibesi
douracaindan kuskuluyum.
Pitt'le Boland sisin garip isiinda yandaki iskele kpruustu kanadina iktilar.
Gemi yumusak Pasifik dalgalarinin etkisiyle bir iki derece yana kaydi. Sanki
zaman durmus gibiydi. Pitt havayi kokladi. Ilk nce ne olduunu ikaramadi, ama
daha sonra balanti kurmaya alistii seyi buldu: Bu ok eski bir aniydi.
Okaliptus!
Ne dedin? diye Boland sordu.
Okaliptus, dedi Pitt. Kokusunu aimiyor musun?
Boland'in gzleri sorarcasina kisildi. Bir koku duyuyorum, ama ne olduunu
bilmiyorum.
Sen nerede doup buyudun?
Boland Pitt'in israrli sorusu karsisinda tum dikkatiyle Pitt'e bakmaya basladi.
Minnesota* da. Neden soruyorsun?
Aman Tanrim, bu kokuyu duymayali yillar oldu, dedi Pitt. Okaliptus aaci
Guney California yresinde olduka yaygindir. Farkli bir kokusu vardir ve yai
da solunum yolu ilalari
188
yapiminda kullanilir.
Iyi, guzel de, hi bir anlami yok. Haklisin, ama ortada inkr edilemeyecek
t>ir gerek var o da bu sisin Okaliptus koktuu.
Boland Pitt'in yuzune bakmadan konusurken elini aip parmaklarini kasti. Ne
neri-yorsun?
Aikasi, buradan hemen toz olup gitmeyi neriyorum.
Ben de ayni seyi dusunuyordum. Boland yine dumen kskune dndu ve i
haberlesme aygitinin mikrofonunu kapti, dumesine dokundu. Makine dairesi mi?
En abuk ne zaman hareket edebiliriz?
Ne zaman emrederseniz, Komutanim, diye geminin diplerinden gelen ses
madeniydi.
yleyse hemen! dedi Boland. Yanindaki gen nbeti subayina dndu. Demir
alin, Yuzbasi.
Demir al, diye ocuk grunumlu Yuzbasi emri yineledi.
Arastirma odasi mi? Ben Komutan Boland. Anormal bir durum var mi?
Ben Stanley, efendim. Her sey normal. Sancak ynunde yuz metre aiimizda yuzen
bir balik surusunden baska hibir sey yok.
Ona ka tane olduklarini ve buyuklukleri^ ni sor, dedi Pitt asik bir yuzle.
Boland sessizce basini edi ve istediini arastirma odasina sordu.
Asai yukari iki yuzden ok ve u kula derinlikte yuzuyorlar.
189
Buyuklukleri ne, buyuklukleri? diye Bo-land atildi.
Boylari bir buuk iki metre arasinda.
Pitt'in gzleri hizla hoparlrden Boland'a evrildi. Onlar balik deil, insan
onlar!
Pitt'in szleri Boland'da gerekli etkiyi u-yandirabilmesi iin aradan kisa bir
sure gemesi gerekti, insan mi? diye Boland saskin saskin sordu, hibir sey
anlamadan bu szcukleri ezberlemeye alisiyor gibiydi. Bize deniz yuzeyinden
nasil saldirabilirler ki? Martha Ann' m guvertesi su yuzeyinden tam yirmi metre
yukseklikte.
Saldiracaklardir. Bundan hi kuskun olmasin.
Haklisin, saldiracaklar, dedi Boland sert bir sesle. Sonra da yumruunu hizla
pusula dolabina indirdi, bir mikrofon kapti ve Pitt tum gemide in in ten
Boland'm sesini duydu. Yuzbasi Riley; tum murettebata silah dait. Davetsiz
konuklarimiz olabilir.
O denli buyuk bir kalabalii puskurtebilmek iin bize birka tabancadan daha
fazlasi gerekecek, dedi Pitt. Eer guverteye ikmayi-basarabilirlerse o zaman
onbes kisinin iki yuz kisi karsisinda yapabilecei ok az sey olur.
Onlari durduracaiz, dedi Boland kararli kararli.
En ktu olasilikla gemini gzden ikarmaya hazir olsan iyi edersin.
Hayir, dedi Boland sakin sakin. Bu hurda grunumlu eski tekne ok deerli
grunmeyebilir ama yine de hl ABD Deniz Kuvvetlerinin malidir ve ben de onu
baskalarin yle ko-
190
lay kolay teslim etmeyeceim. Amiral Hunter'a burada olanlari anlat. Syle
ona...
Kendin syle. Seni ve murettebatini almadan helikopterimi bu gemiden
havalandirmayacaim.
Boland'm dudaklari aci bir gulumsemeyle kivrildi. Iyi sanslar!
Uus platformunda bulusuruz. Pitt'in tum syledii bu oldu. Sonra da geri
dndu ve kapidan ikti gitti.
**
Pitt helikopterin pilot yerine otururken vin-leks koltuk nemli ve yapis yapisti.
Sis gemi uzerine iyice bastirirken Pitt de uus ncesi son kontrollerim yapti.
Hava boucuydu ve gecenin karanlii iyice kmustu. Geminin disinda hibir sey
grunmuyordu. Denizde, gk de kaybolmustu. Pilot kabininin pencerelerinden
grunen tek sey elli metre karelik kuucuk bir dunyaydi.
Pitt nce yardimci gu unitesini devreye sokacak kontakt anahtarini itti.
Yardimci gu unitesinin elektrik enerjisi helikopterin turbinini iterken bir
inleme sesi duyuldu ve turbin gittike artan bir hizla dnmeye basladi. Pitt
nundeki gstergelerden turbinin yeterli hiza ulastiini anlayinca da onu
pervane dislisine geirdi ve kocaman pervaneler garip bir islik sesi ikararak
yavas yavas sisli havayi dvmeye basladilar.
Aygit kontrol panosundaki gstergelerin ibreleri helikopterin normal alisma
durumuna
191
getiini gsterdiinde Pitt yardimci pilot koltuuna uzandi ve havluya sarili
Mauseri aldi. Silahi kucaina koydu, uzerindeki havluyu ikardi. Sonra da
silahin seri atis mandalini evirdi ve pilot kabininden inerek hayalet gibi
belli belirsiz isia bakmaya basladi. Hibir sey seilmiyordu. Pitt topuklarinin
uzerine me-lerek silahin namlusunu karanlia ynelttiinden arkasinda
bulunduu helikopterin kizai kendisini bir lude korumus oluyordu.
Pitt bulunduu yerde yalnizca doksan saniye beklemek zorunda kaldi. Sonra
birdenbire geminin ki parmakliinda hayalet gibi iki sekil belirdi. Guverteye
atlayan bu iki glge olduu yerde sarsila sarsila alisan helikoptere doru
yaklasmaya basladi. Pitt gelenlerin Martha Ann'in murettebati olmadiklarini
kesin olarak belirleyene dek bekledi. Sonra da Mauseri konusturmaya basladi.
Yari iplak iki sekil sessizce yere devrilir-ken ellerinden firlayan ve Pitt'in
de yabancisi olmadii silahlar elik guverteye arpip ses ikardi. Pitt u yuz
altmis derecelik bir daire i-rek olduu yerde hizla dndu ve evresini
gzleriyle taradi, sonra da yere dusen iki adami kisaca syle bir inceledi.
Yerde yanyana iki buklum yatiyorlardi ve Mauserden ikan mer-mjlerin paraladii
gusleri kan iindeydi. Nerdeyse uzerlerinde hibir sey yok denecek lude
kasiklarini rten incecik yesil renkteki kumas paralari ve tasidiklari silahlar
Pitt'in daha nce Starbuck'da ldurduu adamlarda grduklerinin aynisiydi.
Pitt'in o anda grebildii, daha dorusu denizaltmdayken zamani ki-
192
sitli olduundan gzden kairdii tek fark, her iki adamin da koltuk altlarina
tutturulmus plastikten birer kuuk kutuydu.
Pitt iki cesedi daha ayrintili incelemeye firsat bulamadan gzune parmakliklarda
sessizce yukselen baska bir sekil ilisti. Hemen silahi o yne dorulttu ve
tetie hafife dokundu. Silahin sesi bir an iin helikopterin dnen
pervanelerinin ikardii sesi bozdu ve belli belirsiz sekil gensin geriye hizla
yine sisin iinde kayboldu. Daha sonra Pitt dikkatle parmakliin yanina sokuldu,
elini parmakliin uzerinde gezindirdi. Aradan kisa bir sure geince de aradii
seyi buldu. Bu bir tutunma kancasiydi, tutunmaya yarayan alti cdet kivrik sivri
ucu kalin bir sunger tabakasiyla gizlenmisti. Kancanin teki ucuysa asaida
sisten grunmeyen suya doru uzanmaktaydi. O anda Pitt'in sis bulutuna
gizlenerek denizden gelen bu garip adamlarin hemen hemen yuzden fazla gemiyi ve
binlerce murettebati Pasifik Okyanusunun bu lanet olasi kesiminde dibe sessizce
nasil gnderdiklerini anlamasi kolay oldu.
Pitt'in dusunceleri ansizin youn bir atese baslayan 45'lik otomatik
tabancalarin, arada bir de sesi daha gulu olan 30 kalibrelik karabinalarin
gurultusuyle kesildi. Sesin iinden yaralananlarin attiklari iliklar
yankilandi. Pitt kendisini bir an iin gittike younlasan arpismalardan uzakta
ve tumuyle iigisizmis gibi hissetti.
Serseri bir kursun vinlayarak tam helikopterin yanindan geti ve olduka ilerde
suya dustu. Tanri cezasini versin! diye bairdi. ok
193
Girdap
F : 13
nemli bir yerine denk gelecek serseri bir kursun helikopteri tumuyle bir anda
yok edebilirdi.
Gzleri cam gibi parildayan ve yuzlerinden terler suzulen adamlara dnusen u
sekil sen-deleye sendeleye uus platformuna ulasti,. Haydi, abuk olun! diye
Pitt gurledi. Kimildayin biraz! Pitt konusurken adamlara bakmadi bile.
Gzlerini karanlia dikmis tetikte bekliyordu. Platforma baska bir sekil daha
yaklastiinda yaklasik bir dakika gemisti. Gen denizci panik iinde ileriye
yle bir atildi ki ayai nemli guvertede kaydi ve Pitt tam zamaninda kolundan
yakalamasaydi parmakliklari, asip denize dusecekti.
Yavas ol! diye Pitt genci uyardi. Denize dusersen sonra eve kadar yuzmen
gerekir.
zur dilerim, efendim, dedi denizci dusunmeden. Alak herifleri gremezsiniz,
daha ne olduunu anlamadan hemen burnunuzun dibinde bitiverirler.
Pitt sisin iinden drt adamin daha iktiini grur grmez gen denrzciyi
helikoptere doru itti. Gelenlerden biri yaninda Farris'i tasiyan dumenciydi.
Starbuck'tan kurtulan tek kisi o anda evresinde surup giden arpismanin
farkinda bile deildi. Dalgin bir ilgisizlii simgeleyen donuk bakisli gzlerini
Pitt'e dikti.
Onu yardimci pilot yerine oturtun, sonara da sikica balayin, diye Pitt
dumenciye, emretti. Ardindan da dnerek tum dikkatini geminin bas kismina
yneltti. Bir sey grunme^ yen sisin olduka tesinden bir suru ayak sess
194
geldiini duyunca elini kulaina siper etti ve sesleri dinledi.
Pitt, orada misin? diye bir ses duyuldu.
Pitt de, ilerlemeye devam et, diye karsilik verdi. Ani hareketten kain!
O konuda hi kaygin olmasin, dedi ses. Bir yaraliyi tasiyorum.
Sisin iinden yuz yirmi bes kiloluk arki \Yuzbasi Harper ikti. Omuzunda on
dokuz yasindan daha buyuk olamayacak bir genci tasi-makta'ydi. Gencin yuzu kul
gibiydi, sa bacaindan asai suzulen kalin bir kan sutunu aa kestane renginde
koyu damlalar olusturarak guverteye akiyordu. Pitt hemen atildi ve Yuzbasinin
adaleli kolundan yakalayarak uus platformuna ikmasina yardim etti.
Senden baska geride daha ka kisi kaldi?
Biz sonuncuyuz, dedi Harper.
Ya Komutan Bolanri?
O iplak heriflerin tumu kprunun nunde Komutana ve Yuzbasi Stanley'e
ullandilar. iHarper'in sesi zur diler gibiydi. Korkarim, ikisini de
yakaladilar.
Sen delikanliyi helikoptere bindir ve kanamasini durdurmaya alis, diye Pitt
emretti. Sonra da elinizde kalan silahlarla adamlardan 'toir ates hatti
olustur. Ben son bir kez daha geride yarali kalip kalmadiini arastiracaim.
Kendinize dikkat edin, efendim. Elimizdeki tek pilot sizsiniz.
Pitt karsilik vererek oyalanmadi. Hizla uus platformundan asai atladi ve kisa
kisa soluk
alip nemli guvertede ayaklarini suruyerek bir sey grmeden ilerlemeye alisti.
Sisin arasinda beliren sekilleri Mauserini konusturarak biti geti. Denizden
gelen u adam orak altinda biilen ekin gibi yere serildiler. Pitt nunde bir
koridor olusturmak iin parmaini bir sure tetikten ekmedi. Daha sonra ayai
bir ipe takildi ve guverteye boylu boyunca dustu, yerdeki perin
kabarikliklarina arpan gsu yer yer urudu. Bir sure kimiJdayamadi, ylece
yatti kaldi. unku bu arada yarali ayai da ok siddetli bir aciyla zonklamaya
baslamisti. Her yeri buyuk bir sessizlik kaplamisti, evreden it bile
ikmiyordu. Ne bairma sesleri yukseliyor, ne de patlayan silahlarin,
namlularindan ikan alevler gruluyordu.
Pitt cankurtaran sallarini siper ederek, gzleriyle de kupesteyi izleyerek
guverte boyunca yerde emekleye emekleye ilerledi. Silahinda son birka mermisi
kalmisti, bundan emindi. Bir ara eli kaygan ve nemli bir seye dokundu. Daha
bakmadan bunun ne olduunu anlamisti. Bu islak sey iz biiminde karanliin iine
doru uzaniyordu. Pitt de bu nemli seyi izledi. Bu leke bazi yerlerde damla
damla, bazi yerlerdeyse teki izlerle birleserek kuuk bir glcue dnusuyordu,
iz yerde hareketsiz yatan arastirma odasi subayi Yuzbasi Stanley'in lusunde
sona eriyordu.
Pitt bunu anlayinca buyuk bir fkeden baska birsey hissetmedi, oma bu durumda
bile akli hl basindaydi. Stanley iin bir sey yapamamanin neden olduu fkeden
yuzu kaskati kesildi. Ne var ki kafasinin derinliklerinden ge-
196
len bir ses Boland'm daha lmediini fisildadi ve kendisini Stanley'in yanindan
geip ilerlemeye zorladi. Biraz daha ilerledikten sonra durdu, evresini
dinledi. n taraftan bir inleme sesi geliyordu.
Pitt grmeden neredeyse adamin uzerine ikiyordu. Omuzuna bir metrelik zipkin
saplanmis olan Boland guverteyi enlemesine gemeye alisiyormus gibi vucudunu
karninin uzerinde eke eke surunmekteydi. Basi ne eik, yumruklan da iyice
sikihydi. Gsunu ve omuzlarini kaplayan tisrtuyse islak ve kipkirmiziydi.
Ba-.sini kaldirarak saskin scskin Pitt'e bakti, yuzu duyduu buyuk acidan
arpilmisti. Geri mi dndun?
Pitt zoraki bir siritisla, Ne yaptiimi sasirdim, dedi ve devam etti. Disini
sik, o zipkinin ikmasi gerekiyor. Pitt silahini beline soktu, gzleriyle
evreyi kontrol ederek Bo-iand'i yavasa ekti ve onu daha rahat edebilecei bir
duruma getirdi, iki eliyle zipkinin sapini yakaladi. e kadar sayip ekeceim,
hazir ol.
Su isi bir an nce yapsana, sadist herif, dedi Boland, gzleri aci doluydu.
Pitt parmaklarini biraz daha sikti ve Bir, dedi. Sonra da ayaini Boland'm
gsune dayadi, iki, Pitt tum gucunu kullanarak zipkina hizla asildi. Kandan
kipkirmizi olan zipkin Boland'm omzundan siyrilarak ikti.
Boland ne doru sarsilarak inledi, sonra da yine arkaya kaykildi ve cam gibi
gzlerle Pitt'e bakmaya basladi. Orospu ocuu, diye mirildandi. demedin.
Hemen ardindan
197
da gzleri yuvalarinda yukariya doru kaydi vs kendinden geerek bayildi.
Pitt kan damlayan zipkini yana firlatti ve Boland'm baygin vucudunu sirtlayip
omuzuna aldi. Sonra da yere cmeldi, ambar kapaklarin! ve yukleme vinlerini
kendine siper ederek sirtindaki yukle zonklayan ayainin elverdii lude hizla
kosmaya basladi. Yolda iki kez, o da sisin iinde belirsiz sesler duyduunda
durmak zorunda kaldi. Gucunun tukenmesi, basinin da firil firil dnmesine karsin
helikopteri Martha Ann'm guvertesinden havalandiramaz-sa on bir adamin leceini
bildiinden kendini zorlayarak yoluna devam etmeye alisti. Sonunda, soluk
solua kalmis bir durumda yalpalayarak uus platformunun yanma ulasabildi.
Zorlanan cierlerinin izin verdii lude, Pitt geliyor, diye bairdi.
Yuzbasi Harper'in gulu kollan Boland'i Pitt'in omuzundan ekip aldi ve baygin
durumdaki Komutani helikoptere bindirdi. Pitt belinden Mauseri ikardi. Namluyu
geminin bas kismina dorultarak son kovan da guverteye dusene dek ates etti.
Daha sonra da helikopterin pilot kabinine tirmandi, kendini pilot koltuuna
firlatti.
Pitt emniyet kemerini takmaya alismadi bile, hemen pervanelerin dnusunu
hizlandirdi ve helikopterin inis kizaini uus platformundan yavasa ayirarak
dikkatle dikine havalanmaya basladi. Helikopter sisin iinde iyice yukseldikten
sonra da Pitt onu ileri doru hamle ettirerek Martha Ann'dan uzaklastirdi.
Gemiden ayrilir ayrilmaz Pitt helikopteri
yan eimden kurtario yere paralel duruma sokmaya alisarak gstergedeki
kuuk top tam j ortaya gelip durana dek gzlerini nundeki gs-v tergeden
ayirmadi.
Gk nerede? diye kafasinin iinde kendi kendine bairdi. Nerede?
Nerede?
Ansizin gk grundu. Helikopter gecenin ay isiina ulasti. Helikopterin havayi
dven pervaneleri onu daha da yukseklere ikardiktan sonra bir posta guvercini
gibi tembel tembel hantal gvdesinin aliminyum burnunu ayni yukseklikte tuttu ve
ay isiinda olusan glgesini uzaklardaki Hawai'nin yesil palmiyelerine doru
izlemeye basladi.
* **
-198
ON IKINCI BLM
Henry Fujima drt nesillik bir Japon-Ha-waili ailenin hayatta kalan son
uyesiydi. Kendi gibi babasi, buyukbabasi ve onunda babasi hep balikiydi. Henry
hava iyi olduu surece kirk yildir elde yapilma sampaniyla (*) denize ailarak
inatla kolay bulunmayan orkinos balii avlamaya alisti durdu. Hawai'de uzun
yillar ok yaygin olan sampan filolari artik grunmez olmuslardi. Uluslararasi
balikiliin ve kurallara aykiri yollarla balik tutulmasinin neden olduu
gittike artan bir rekabet sampanla balik tutanlarin a kalmasina yol atiindan
sonuta tek bambu oltasi buyuk Pasifik'in yuzeye yakin sularina firlatan yalniz
Henry kalmisti.
Henry salam kuuk teknesinin arka platformunda ayakta durmaktaydi. iplak
ayaklari yillardir tuttuu binlerce baliin yai sinen tahtaya sikica basiyordu.
Otlasmi sabah erkenden
(*) Uzakdouda kullanilan bir tur dibi duz kayik. 200
atmisti. O anda kafasinda babasiyla birlikte balia iktii gunleri
canlandiriyordu. Filo geceyi geirmek iin bir araya toplanip birbirlerine
balandii zaman iki siseleri sampandan sampana uzatilirken atilan kahkahalari
ve mangallardan yayilan kmur kokusunu buyuk bir zlemle animsadi. Uzun zaman
nce len kisilerin yuzlerini grup artik hi duyulmayan sesleri dinleyerek
gzlerini kapadi. Daha sonra atiinda gzleri hemen ufukta beliren bir dumana
takildi kaldi.
Dumanin gittike yaklasarak bir gemiye, ya da denizi yara yara ilerleyen pas
iindeki eski bir silebe dnustuunu grdu. Henry daha nce buyuk bir ticaret
gemisinin sulan bu denli hizla yararak yol aldiini hi grmemisti. Geminin
nerdeyse oa deliklerine dek yukselen beyaz kpuklere bakarak hizinin yirmi bes
deniz miline yakin olduunu tahmin etti ve dondu kaldi.
Gemi rotasinda ilerliyordu ve Henry de onun tam yolu uzerindeydi. Gmleini
ikararak bambu kamisina baladi, ilgin gibi ileri geri sallamaya basladi.
Dehset iinde geminin burnunun bir sinei yutmak iin azini aan canavar gibi
buyumesini izledi; Henry olanca gucuyle ilik atti, ama kupestede kimse
grunmuyordu. Kaptan kprusu de bostu. Buyuk pasli gemi sampanmi parampara edip
yorgun kuuk teknesini tahta paralarindan olusan bir serpinti biiminde
darmadain ederken aresiz bir saskinlikla bakakaldi.
Henry suyun iinde anini disine takarak gemiden uzaklasmaya alisti, ama
bu arada
201
kayip geen geminin midyeyle kapli sualti kesimli kollarini doradi. Sonra da
geminin uskuru suyu dve dve yanindan geti gitti ve kendisini lumcul bir
biimde dnen uskur kanatlarinin arasina ekilmekten kurtaran tek sey umutsuzca
yaptii irpinislari oldu. Su yuzeyine ulastiktan sonra da dumen suyunun dne
dne ve hizla hareket eden dalgalan arasinda soluk alabilmek iin buyuk bir
savas verdi. Bu arada ayaklarini suyun iinde yavasa hareket ettirdi,
gzlerindeki tuzlu yanmayi ovaladi ve kani da kesiklerle dolu kollarindan akmaya
devam etti. Ama sonunda basini suyun uzerinde tutmayi basardi.
Pitt kendisini en sonunda oteldeki dairesine attiinda saat sabahin onunu
geiyordu. Yorgundu ve kapadii zaman gzleri batiyordu. Hafife
topallamaktaydi. Yarali bacaindaki sargi yenilenmisti ve kuuk bir kasilma
disinda hibir sey hissetmiyordu. O anda dunyada her seyden ok istedii tek sey
kendini yataa atip uyumak ve son yirmi drt saati unutmakti.
Helikopterdeyken Martha Ann'in murettebatini Pearl Harbour'a ya da Hickam
Field'daki helikopter alanina indirmesi iin verilen tum emirleri dinlememisti.
Onun yerine, helikopteri Oahu'nun guney kiyisina yukardan bakan yuksek bir tepe
uzerine oturtulmus buyuk beton bir yapi olan Tripler Askeri Hastanesinin Acil
Servis girisinden en ok el!i metre uzakliktaki
202
imenlik alana yavasa indirmisti. Boland ve yarali gen denizci tekerlekli
sandalyelere konup suratle ameliyat masalarina gturulene dek beklemis, ancak
ondan sonra yardimsever gen bir askeri doktora bacaindaki yarii dikmesi iin
izin vermisti. Daha sonra da gizlice bir yan kapidan ikmis, elini sallayip bir
taksi durdurmus ve Waikiki Kumsalina gelirken arabada yol boyunca kestirmisti.
Birisi kapiyi yumruklamaya basladiinda kendi yatainda alisik olduu rahatlii
iinde yatali yarim saatten ok olmamisti. Bunu ilk nce kafasinin
derinliklerinden gelen bir sese benzettiinden duymamaya alisti ama kapinin
yumruklanmasi kesilmeyince kendini zorlayarak yataktan kalkti, yalpalaya
yalpalaya kapiya ulasti ve ati.
Karsisinda korku nbetine tutulmus bir kadinin alisilmamis bir guzellii
duruyordu, sanki iinde uzun suredir gizli kalmis hayvansal bir durtu onu buyuk
bir istekle yasama baliyor gibiydi. zerinde kalalarini gulukle rten kirmizi
ve sari iek desenleriyle suslu kisacik bir giysi vardi ve korku dolu gzlen
Pitt'in yuzune dikilmisti.
Pitt geri ekilip ieriye girmesini isaret et--meden nce bir sure ylece
kalakaldi. Adrian, aman Yarabbi!
Kadin. Onu ldurduler, dedi iini ekerek.
Pitt kollarini uzatarak onu geriye itti ve solgun nemli gzlerine dik dik bakti.
Neden sz ediyorsun sen?
203-^
Szcukler kadinin azindan birbiri ardina dkulmeye basladi. Orada yatakta
yatiyordum... bir arkadasimla birlikte, ieriye teras penceresinden girmisler.
kisiydiler. yle-sessiz davrandilar ki, is isten geene dek odada olduklarini
bile anlayamadik. Erkek arkadasim onlara karsi koymaya alisti ama ellerinde ses
ikarmayan acayip kuuk silahlar vardi. Arkadasimi vurdular. Tanrim, hem de en
az on kez ates ettiler. Kani her yere saildi. Dehset verici bir seydi.
Kadin titriyordu. Pitt onu kanepeye gturdu, sonra da kollarinin arasina alarak
sikica sarildi.
Bense ilik attim ve kosarak dolaba girdim, kapisini da ierden kilitledim.
Kahkahayla gulduler. Dolabin disinda dikilerek kahkahalar atmaya devam ettiler.
Benim dolapta kapana kisildiimi saniyorlardi, oysa dolap iki ynluydu. Arka
yuzu de konuk yatak odasma ailiyordu. Hemen askidan bir giysi kaptim ve konuk
odasinin penceresinden katim. Polise gitmek istemedim. Korkuyordum. Babama
telefon ettim ama burosundan rahatsiz edilemeyecei sylendi. Panik iindeydim.
Gidebileceim baska hibir yer, ya da yardim isteyebileceim baska hi kimse
yoktu. O nedenle de buraya geldim.
Adrian gzyaslarini sildi. Ayaa kalkarak isiin nunde dikilince de Pitt ince
giysisinin iinde hibir sey olmadiini grdu. Bu bir karabasan, diye
mirildandi, iren ve ktu bir karabasan. Neden byle bir sey yaptilar? Neden?
204
Pitt tatlilikla, Her sey sirayla, dedi. nce doru banyoya git ve yuzunu
duzene sok. Gzundeki boya enene inmek uzere. Ondan sonra da bana onarin kimi
ldurduklerini syleyeceksin.
Kadin hizla geriye ekildi. Hayir, syleyemem.
Pitt, Kafani alistir, diye atildi. Ortada evini susleyen bir lu var. Onu ne
kadar gizli tutabileceini saniyorsun?
Ben... bilmiyorum.
Honolulu polisinin o luyu bulmasi topu topu yirmi dakika alir. Peki, yleyse
kendini neden feda ediyorsun? Yoksa ldurulen evli ve on ocuklu yresel bir
unlu kisi ya da onun gibi birisi mi?
Daha da ktusu. Babamin bir arkadasi. Bakislari yalvarir gibiydi.
Pitt, Adi ne? diye sordu.
Albay Orl Cinana, diye yavasa mirildandi. Babamin filosunda grevli.
Pitt adami tanidiini belli etmeyecek denli okli basindaydi. Aslinda bu is
dusunduunden de daha ktuydu. Kadina eliyle banyoyu isaret etti ve Git! dedi.
Kadin sz dinleyerek sessizce yurudu, banyoya girdi ve geriye dnerek garip bir
biimde beceriksizce gulumsedi, sonra da kapisini kapadi. Pitt lavaboya arpan
su sesini duyar duymaz telefona uzandi. Adnan'dan daha sansliydi. 101. Filonun
santral grevlisine adini syledikten bes saniye sonra Amiral Hunter'in sesi
gurlemeye basladi.
205
Neden hemen bana rapor vermedin? di-ye saldirdi.
Daha sonra uzun uzadiya ayrintili bir rapor verecektim, Amiralim, diye Pitt
karsilik verdi. Ama iyice temizlenene ve birka saatlik uyku ekene dek size
hibir yararim ola-rnazdi. Oysa, kiziniz saolsun, onun sayesinde uyumak kismet
olmadi.
Hunter yine konusmaya basladiinda bu 'kez sesi deismisti. Kizim mi? Adrian
mi? Senin yaninda mi?
Evinde su anda bir lu bulunuyor. Size 'ulasamadiindan buraya, yanima gelmis.
Hunter bir iki saniye duraksadi. Sonra da sesini iyice yukselterek. Bana
ayrintilari anlat, dedi.
Ondan renebildiim kadariyla Pasifik Girdabinda karsilastiimiz dostlarimiz
teras penceresinden ieriye girmisler ve adami ldurmusler. Adrian da iki ynlu
bir dolaptan ka-:mis.
Yarali mi?
Hayir.
Sanirim, polis olanlari biliyordur.
Sansimiz var ki, polise telefon etmemis. Bildiim kodariyla, kurban da
kizinizin halisini "kaniyla kirletmeyi hl surduruyor.
Telefon etmedii iin Tanriya sukurler olsun. Guvenlik grevlilerimi hemen
oraya gnderiyorum. Pitt telefonun basindan ayrilan Hun-ter'in karsi tarafta
bouk bir sesle emirler yadirdiini duydu. O anda gzlerinin nunde emir *alan
herkesin korkutulmus tavsanlar gibi kosusturmaya basladiini canlandirdi. Hunter
bir
206
sure sonra yine telefonun basina geldi ve Pitt sordu. Kurbanin kimliini
belirlemis mi?
Pitt yanit vermeden nce derin bir soluk aldi. Albay Orl Cinana'yrnis.
Hunier mukemmel biriydi. Pitt onun byle biri olduunu daha nce anlayamamisti.
Hun-ter'in saskinlii ok kisa surdu. Adrian ve sen, buraya en abuk ne zaman
gelebilirsiniz?
En az yarim saat sonra. Benim araba h-i Honolulu limaninda park edilmis
durumda bulunuyor. Taksiye binmek zorundayiz.
yleyse olduunuz yerde kalsaniz daha iyi olacak. Bu katiller her yere
dailmisa benziyorlar. Yaniniza hemen silahli koruyucular gnderiyorum.
Pekl. Bir yere ayrilmadan onlari bek-teyeceiz.
Bir sey daha. Kizimi ne zamandan beri taniyorsun?
Tumuyle bir rastlantiydi, efendim. Size Starbuck'in kapsulunu getirdikten
birka saat sonra gittiim bir partide karsilastik, Pitt son derece doal
grunmeye alismak iin buyuk bir uras verdi. Adinizdan sz ettiimi duymus,
yanima gelerek kendisini tanitti. Pitt o anda Hunter'in ne dusunduunu
bildiinden konusmasini surdurdu. Sanirim, sylesi sirasinda Moana Towers
otelinde kaldiimdan sz etmis olmaliyim. O da daha sonra panik iin- . deyken
bunu animsamis ve yanima gelmis.
Adrian yasantisini nasil oluyor da byle bozuyor anlamiyorum. Aslinda ok iyi
bir kizdir, dedi.
Pitt hibir sey sylemedi. Hem insan bir ba- 207
'baya kizinin gunun on sekiz saatini ikiden ya da uyusturuculardan sarhos bir
durumda geiren bir seks delisi olduunu nasi! syleyebilirdi ki?
Pitt'in o anda aklina gelen tek sey, Gndereceiniz koruyucular gelir gelmez
Pearl Har-.bour'a doru yola ikariz, demek oldu. Sonra da telefonu kapadi,
kendisine bir sko viski doldurdu. Ve itii viskinin tadi o anda lavabo aicisi
gibi geldi.
On dakika sonra geldiler, ama onlari Pearl Harbour'daki Amiral Hunter'in
kararghina gturmek iin deil, Adrian'i kairmak ve Pitt'i de ldurmek iin.
Pitt tum dikkatini o anda kanepede bir bebek gibi kivrilmis bir durumda sakin
sakin kestiren Adrian'a ve n kapiya vermisti. Pitt ense kkundekl derisinin
patiaya-cakmis gibi gerildiini hissetti. Telefona atilacak zamani yoktu.
Tepeden sarkitilan iplerle inmislerdi. Bes kisiydiler. Balkondan Pitt'in yatak
odasina sessizce girmisler ve ellerindeki garip silahlarini Pitt'in kalbine
deil, arna dorudan doruya kanepede olanlardan habersiz uyumakta olan Ad-
rian'in beynine dorultmuslardi.
Kipirdarsan kadin lur, dedi ortadaki adam. Bu, piril piril parlayan sari
gzleri olan dev gibi biriydi.
Uradii buyuk saskinliin ilk birka saniyesinde Pitt'in farkinda olduu tek
sey hibir sey hissetmediiydi. Ve bu duyu eksiklii de nasil olduysa onun tum
dusunebilme yeteneini yok etmisti. Ama kisa bir sure sonra yavas yavas aci
gerei anlamaya basladi. Bu ger-
-208-
ek, nunde dikilen iriyari adamin bir haftadir kaderini etkileyen kisi
olduuydu. Bu, duslerinde ve karabasanlarinda grduu sari gzlu adamdi.
Yillarca nce Piskopos Muzesinin arsivlerinden Kanoli'nin gizemini zen
adamdi. Dev adam Pitt'in yanina sokuldu. Yetmisine yaklasmasi gereken biri iin
ok gen grunuyordu Aradan geen yillar ne derisini kiristirmis, ne de
adalelerini prsutmustu. Denize girmek iin hazirlanan herhangi biri gibi
giyinmisti, yani uzerinde sortu, omuzunda da ylesine atilmis bir otel havlusu
vardi. Oysa tekilerin uzerinde gunluk sokak giysileri bulunuyordu. Adamin yuzu
ince ve uzundu, dainik sik salariysa gumus rengindeydi.
Dev yerden iki metre yuksekteki hipnotize edermis gibi bakan sari gzleriyle
Pitt'i suzerken bir barrakuda (*) dostluuyla gulumsedi.
Ulusal Sualti ve Denizcilik rgutunden Dirk Pitt. Sesi sakin ve derinden
geliyordu, ama iinde ktuluk ya da tehdit belirtisi yoktu. Sizinle tanismak
bir onurdur. Benim iin her zaman elde edemediim bir elence kaynai olan
seruvenlerinizi yillardir buyuk bir ilgiyle izledim.
Beni elenceli bulduunuza sevindim. Korkusuz biri gibi konustun. Ben de
senden byle bir davranis bekliyordum. Dev adam basiyle tekilere bir isaret
yapti. Pitt daha ne olduunu bile anlayamadan adamlar kendisini yakalayip zorla
bir sandalyeye oturttular.
(*) ince uzun bir tur yirtici balik- /
_209 Girdap F : 14
Sizi sikintiya soktuum iin zur dilerim, Bay Pitt. Bu pis bir is ve tum pis
isler gibi de zevksiz. Ama ne yapalim ki ayni zamanda da gerekli. Sanssizliiniz
sizi bu ise sokmak zorunda kalisimda. Sizi yalnizca bir kurye olarak kullanmak
istemistim. Ama olaylara bu denli ok karisacainizi hi dusunemedim.
nceden planlanarak sahneye konmus bir oyun, dedi Pitt yavasa, Starbuck'in
mesaj kapsulunun bulunmasinda beni aldatabilmek iin bir firsat kollayarak
evremde ne kadar sure dolandiniz durdunuz? Hem neden ben? On yasindaki bir
ocuk bile o kapsulu kumsaldan alip Amiral Hunter'a ulastirabilirdi.
Etki, Binbasim. Etki ve inanilirlik. Was-hington'da szu geen dostlariniz var.
Ayrica NUMA'daki greviniz de olduka saygi uyandiracak nitelikte. Mesajin
doruluu konusunda kuskular belireceini biliyordum ve o nedenle de mesajin
etkili ve inanilir olmasi iin senin unune guvendim. Hafife gulumsedi ve
-elini dalgali gumus rengindeki sa yiininin arasinda dolastirdi. Ama daha
sonra bunun ok uzucu bir seim olduu anlasildi. unku Amiral Hunter'i Komutan
Dupree'nin mesajinin gerek olmadiina inandiran kisi sen oldun.
Pitt alayli alayli, Yazik olmus, dedi ve bir sondaj yapmaya karar verdi.
Muhbirin de hibir seyi kairmamis.
Evet. Bize zaman zaman buyuk yardimlari oldu.
Uzun bir sessizlik oldu. Pitt basini evirerek Adrian'a bakti. Hl kanepede iki
buklum 'bir durumda sakin sakin yatmaktaydi. Bu du-
210
rumda sansli sayilir, diye Pitt aklindan geirdiL unku hibir seyin farkinda
deildi. Dikkatini yine deve yneltti. Bana adini syleme lutfun-da bulunduunu
animsamiyorum.
Bos ver. Nasil olsa adimin sence bir nemi yoktur.
Eer beni ldureceksen, sanirim bundarv. kimin sorumlu olacaini bilmeye hakkim
vardir.
Dev adam bir an duraksadi, sonra da basini salladi ve yalnizca, Delfi, dedi.
O kadar mi?
Delfi yeter.
Ama bir Yunanliya benzemiyorsun. O1 anda Pitt'in kollan ve elleri
arkasinda kordonla sikica baliydi. Adamlardan ikisi hl silahlarini Adrian'a
dorultmus basinda dikiliyorlardi. teki iki adam da Pitt'i balama isini
bitirmis, geri ekilmislerdi: Delfi disinda tumu de-normaldi. Orta boyda
ve kiloda bronz tenliydiler. zerlerinde de pantolon ve iekli Hawai gmlekleri
vardi. Yuzleri anlamsizdi. Delfi'nin gizli otoritesine sessizce itirazsiz
boyun eiyorlardi. Delfi emrettiinde kendilerini hemen ldureceklerinden
Pitt'in en kuuk bir kuskusir yoktu.
Acimasiz ve isbilir bir rgut kurdun. ain buyuk gizemlerinden birini
olusturdun. Binlerce denizciyi ldurdun. Peki, ama neden?
zur dilerim, Bay Pitt. Bu, sonunda ktu adamin kahramana her seyi aikfadii
bir tiyatro oyunu deil. Gereksiz konusmalarla dolu ne yalanci heyecan
gsterilen, ne uzatilmis dnum noktalari, ne de gerilim dolu aikfama-
211
lor olacak. unku yaptiklarimi bir Lavella, ya da bir Roblemann'dan daha az
akilli herhangi birine anlatmam zamani bosa harcamaktan baska bir sey olmaz.
Peki, beni nasil ldureceksin?
Bir kaza sus vererek. Suyu sevdiin iin lumune de su neden olacak. Banyodaki
kuvette boulacaksin.
Biraz garip grunmeyecek mi?
Pek deil. Niyetim bunu inandirici bir bi-Cimde yapmak. Polis yalnizca banyo
yaparken ayni zamanda da elektrikli makinenle sakal tra-si olduunu sanacak.
Tabi, byle bir seyin aptallik olduu kabul edilecek. Ve makinenin e-linden
kayarak kuvete dustuune inanacaklar. Elektrik akiminin seni bayilttiini sonra
da basinin suyun altinda kaldiini ve boulduunu dusunecekler. Olayi inceleyen
polisler bunun kaza sonucu bir lum olduunu rapor edeceklerdir. Olamaz mi? Daha
sonra da adin gazetelerin lum sutunlarinda yer alacak ve zamanla Dirk Pitt
akrabalari arasinda eski bir aniya dnusecek.
Itenlikle belirteyim ki bu denli abaya dediimi renmek beni ok sasirtti.
Zekice planlanip otuz yildir basariyla uygulanan buyuk bir isi az kalsin
tumuyle bozacak olan birine uygun bir son.
Merakimi baislayin, ama Adrian ne olacak? diye Pitt sordu. Kuvette tras
olurken ikimizde birlikte boulursak o zaman ok sama grunebilir.
Iin rahat etsin. Bayan Hunter'a hibir zarar verilmeyecek. Onu rehine olarak
gture-
212
-ceirn. Bylece Amiral Hunter Pasifik Girdabm-.daki arastirmalari
surdurmeden nce iki kez : dusunmek zorunda kalacaktir.
Byle bir sey Hunter'i iki dakikadan ok etkilemeyecektir. Onun kitabinda grev
ailesinden daha nce gelir. Zamanini bosa harciyorsun. Onu birak, gitsin.
Delfi, Ben ayni zamanda ilkelerine duskun birisiyim, dedi. Bir kez, bir sey
yapmayi tasarladim mi bir daha ondan asla vazgemem. Aslinda benim amalarim ok
basit. Tek istediim komunist ulkelerin yikici planlarindan ve ABD'nin
emperyalist etkilerinden uzak kalmak. Bu iki gu sonunda uygarlii yok
edecekler. A-ma ben yasamaya niyetliyim.
Pitt kendi kendine, zaman kazanmaliyim, diye dusundu. Devi surekli konusturmasi
gere* kiyordu. Birka dakika sonra Hunter'in adam-ari kapida gzukebilirdi. Bu
nedenle de o anda elindeki tek silah konusmakti.
Pitt sert bir s'esie, Delisin sen, dedi. Yasayacaim diye yillardir buyuk bir
toplu kiyim yaptin durdun. Bana komunizm ve emperyalizm gibi eskimis basmakalip
szler syleme. Sen adisi kalmis birisin, Delfi. Senin turun bir-yantinli
salarla ve tek atli arabalarla birlikte oktan tarihe gmuldu. Sen yarim yuz
yildir gmulusun ve bunun farkinda bile deilsin.
Delfi'nin yuzundeki sakin grunus hafife bozuldu. Yanaklari kizardi. Ama hemen
kendisini yine toparladi.
Filozofa szlerini kabaliina veriyorum, Binbasim. Tahrik edici tutumun birka
dakika sonra benim iin hibir anlam tasimayacak.
213
Bir bas isareti yapti ve adamlardan biri kuvete su doldurmak iin banyoya gitti.
Pitt ellerini oynatmaya alisti. Bileklerindeki ip birok kez. sarilmasina
karsin derisinde uruk izi birakmamasi iin ok siki balanmamisti, biraz
gevsekti.
Pitt tam o anda birdenbire koklama organlarinin kendisini aldattiini sandi.
unku daha nce de duyduu o tatli, mis gibi kokuyu duymaya baslamisti. Gerek
olamazdi, ama yine de o kadinin orada olduunu anlamisti. Summer odadaydi.
Delfi sessizce Adrian') isaret etti ve Pitt'i balayan adam cebinden kuuk bir
kutu ikardi. Iinden ikardii siringaya inesini takti ve Adrian'in kisacik
giysisinin uunu kaldirarak ineyi kadinin kalasina pervasizca daldirdi. Adrian
hafife kimildadi, i ekti, kaslarini atti ve sonra da birka saniye iinde
komaya yakin derecede derin bir uykuya daldi. Delfi'nin yardimcisi seri
hareketle siringa kutusunu yine cebine koydu, Adrian'i sirtladi ve efendisinin
yeni emirlerini beklemeye basladi.
Korkarim ayrilma zamani geldi, dedi Dei-fi.
En nemli blumu izlemeden mi gidiyorsun?.
Beni ilgilendiren baska bir sey kalmadi.
Adrian'i bu binadan asla ikaramayacaksin.
Bodrumdaki garajda bizi bekleyen bir araba var, dedi Delfi, kendini
beenmiseesine. Kapiya doru yurudu, hafife araladi ve koridoru gzetledi.
Delfi tam kapidan ikmak uze-
214
reyken Pitt arkasindan haykirdi. Son bir soru daha Delfi. -Dev bir an
duraksadi ve dusunerek Pitt'e .bakmaya basladi.
Adinin Summer olduunu syleyen KIZ neyin nesidir?
Delfi pis pis siritti. Summer benim kizini olur. Eliyle de veda isareti yapti.
Hosa kal. Binbasi.
Pitt umutsuzca son bir tahminde daha bulunmaya alisti. Kanoli'de bulunan
adamian-na selamlarimi gtur.
Delfi'nin bakislari sertlesti. Bir anda kafasinda bir kusku belirir gibi oldu,
ama Pitt'e bakinca bu kusku hemen kayboldu.
Hosa kal, dedi Delfi ve sonra da bir gJ-ge gibi hole suzuldu.
Pitt Delfi'yi daha ok oyalamakta ve Adnan'in kairilisini nlemekte basarili
olamamisti. Banyodaki adam disari ikip Pitt'e basiyla isaret ettiinde ve daha
sonra yine banyoya girdiinde Pitt sandalyesine bali, aci iinde oturmaktaydi.
teki nbeti silahini bir sandalyeye koydu ve Pitt'e yaklasti. Adamin yuvarlak
ve alisilmis yuzunde en kuuk bir sadistlik belirtisi yoktu.
Pitt inen darbeyi grdu ama sakinmasi iin ok ge kalmisti. Yalnizca basini ne
eebildi. Adamin yumruu kafasinin tam tepesine indi ve Pitt' balkon perdesine
doru sandalyesiyle birlikte yere yikti.
Darbenin etkisinden Pitt'in gzleri karardi, bayilmak uzereydi. Ama hizla
silkindi ve sersem gibi ayaklari uzerinde dikilmeye alisti. O an-
215
da hayal meyal yerdeki haliya diz ken adarm grdu, eri buru bileini teki
eliyle tutmus yarali bir hayvan gibi inlemekteydi. Alak herif bileini kirmis
olmali, diye Pitt dusundu ve Pitt'-in yuzune ai bir gulumseme yayildi. unku
kafasindaki ari kirik bir kemiin verdii ai yaninda hi kalirdi.
Pitt hareket etmeden olduu yerde durdu. Sonra perdenin arkasindan uzanan bir el
koluna dokundu. Pitt bir biain ileri geri hareket ederek kollarina ve
bileklerine sarili kordonu kestiini hissetti. O tatli ve mis gibi koku dalga
dalga vucudunu kaplamaya baslamisti. Bir an sonra da kordonun kesilmesi sona
erdi ve iki tarafi da keskin kuuk bir biak dikkatle sa avuna dokundu. Pitt
geri dnmeye ve onu gizleyen perdeyi amaya kalkismadi. Yerine biai sikica
kavradi ve elinin karincalanmasini gidermek iin parmaklarini aip kapadi.
Yerdeki adam derinden derine inlemeyi kesti ve Pitt'e doru halinin uzerinde
surunmeye basladi. Arkadasiysa banyoda kendi isiyle ilgiliydi, kuvete dolan
suyun sesinden hibir seyin farkinda deildi. Odadaki adam kirik bileini
kucaina yerlestirdi, salam eliyle sandalyeye uzandi ve silahi kapti. Sonra da
duyduu acidan ve fkeden Delfi'nin kaza lumu grunmesi konusunda verdii
emirleri bir kenara iterek silahin namlusunu Pitt'e evirdi ve onun tam gsune
nisanladi.
O anda Pitt'in vucudundaki her delikten ter bosandi. Yerdeki adama karsi hibir
hareket yapamazdi, unku adam ok uzaktaydi. Aradaki uzaklii asmak iin ileriye
doru atildii an-
216
da adamin elindeki silah kendisini delik desik edebilirdi. Adam iskence yapar
gibi uzun bir sure Pitt'e yalnizca bakarak ylece bekledi. Sonra da yavas yavas
ilerlemeye basladi, nce bir dizini sonra da tekini ne atiyordu. Her ne
yaptii harekette otuz santim ilerliyordu. Aralarinda daha bir buuk metre
vardi. Yine de ok fazlaydi.
Pitt kahrolasi bir iskence iindeydi. Bir metre; Pitt umut verici bir atak yapip
adami l-durebilmesi iin aralarindaki uzaklik bir metre olmaliydi. Bu bir kol
boyu uzakliiydi. Gereken uzaklii hesap ederken kendi kendine bunun bir kol
boyu olduunu syledi.
Adam daha da yakina surundu. Silahin namlusu Pitt'in gsune evriliydi. Namluyu
zaman zaman da alnina doru yneltiyordu. Bir keresinde de Pitt'in erkeklik
organlarina doru indirince yuzunu yilisik bir gulumseme kapladi.
Sabir, dedi Pitt kendi kendine. Sabir. Kafasinda o an iin en nemli iki szcuu
tekrarladi. Sabir ve umut. Belki basarili olabilirdi, adam istedii uzaklia
hemen hemen girmis gibiydi. Pitt gergin bir biimde iyice kesin olsun diye
birka saniye daha bekledi. Eer acele ederek erken davranirsa, adam ates
etmeden nce Pitt silahi kendi vucudundan yeterince uzaa ite-meyebilirdi. Ve en
kuuk bir hareketinde de a-damin parmaklari silahin kuuk atesleme dumesine
dokunacaindan hi kuskusu yoktu. Tek basari sansi adami sasirtmasiydi. Pitt
serbest kollarini hl arkasinda tutuyordu. Bylece a-dama kurbanini kolay
ldurecei izlenimini ve-
217
riyordu. Bu aldatmacayi surdurmeliydi. Azini iyice ati ve dehset iindeymis
gibi gzlerini drt ati.
Ve Pitt hamlesini yapti. Sol eliyle adamin elindeki silaha yukariya doru vurdu,
omzunun tam yanindan tislayarak geen mermiye aldirmadan, hemen hemen ayni
atakta, sa kolunu kuuk bir yay izdirerek savurdu ve keskin biak adamin
boazini nefes borusuna dek .yardi. Kan gsune, haliya ve Pitt'in kollarina
fiskirirken boazindaki yariktan iren bir hirilti yukseldi. Adamin gzlen
gzkapaklarinin altina doru devrilmeden nce Pitt'e buyuk bir saskinlikla
bakti, sonra da vucudu yavasa yere yiilirken bir kez siddetle kasildi.
Pitt lunun grunusu karsisinda bir an mihlanmis gibi kalakaldi. Ardindan da
yerdeki silahi aldi ve banyoya doru ilerledi. Ierden, -teki adamin Pitt'in
lumu iin hazirladii elek-triikli tras makinesinin sesi geliyordu. Kuvet de
dolu ve kendisini bekliyordu. Pitt sessizce du* var boyunca ilerlerken gzlerini
de banyonun kapisindan ayirmadi.
Tum daireyi ansizin alan kapi zilinin sesi doldurdu. Pitt bu beklenmedik sesle
yerinden siradi, ama hemen silkinip kendine geldi, unku o anda teki adam
banyodan ikmis yerde yatan lu arkadasinin korkun grunumune buyuk bir
saskinlikla bakiyordu. Ardindan adam hemen dndu ve bos gzlerle Pitt'e bakmaya
basladi.
Elindeki silahi at ve sakin kimildama! dedi Pitt sert bir sesle.
218
Delfi'nin celladi kimildamadan durdu ve Pitt'in elindeki kuuk otomatie
gzlerini kisarak hayretle bakti. Kapi zili yine duyuldu. Adam silahini
dorultmaya alisarak yana doru siradi, ama Pitt'in mermisi caninin tam
kaibine saplandi.
Adam Pitt'e saskin ve bos gzlerle bakarak dikiliyordu. Elleri yana dustu,
silahi yavasa halinin uzerine kaydi, vucudu dizlerinin uzerine ktu,sonra da
yana devrildi ve yerde iki buklum kivrildi kaldi.
Pitt bir yandan kapidaki ilgin yumruklamayi dinleyerek bir yandan da
ayaklarinin dibinde yatan luye bakarak ylece hareketsiz kaldi. Odanin drt
duvari uzerine yikilacak gibiydi. Eksik birsey vardi. Akli bir turlu kendisiyle
isbirliine yanasmiyordu, unku son birka dakika kendisini saskin ve duygusuz
yapmistL Odada birisi daha olmaliydi.
Summer!
Pitt hizla balkon perdesini ekip ati ama arkasinda hibir sey yoktu. Kadinin
adini syleyerek ilgin gibi odayi arastirdi, ne var ki kendisine yanit veren
olmadi. Balkon, diye Pitt dusundu. Izlemis olmaliydi. atidan gelen Delfi'-yi ve
adamlarini izlemis olmaliydi. Balkon bostu, ama demirine bali bir ip tam
altindaki dairenin balkonuna uzaniyordu. Yine daha nce katii gibi kamisti.
Daha sonra Pitt'in gzune sezlonglardan birinde duran kuuk bir iek ilisti.
Bu, narin bir pumeria ieiydi, zarif beyaz ieinin i kismi sapsariydi.
iei aldi, baskalarinin en
219
der rastlanan bir kelebei incelemesi gibi, iei dikkatle inceledi. Deifi'nin
kizi, dye dusundu kendi kendine. Byle bir sey nasil olabilirdi?
Hunter'in guvenlik grevlileri kapiyi kirarak ieriye girdiklerinde Pitt hl
bir elinde iek, tekinde silah balkonda durmus ilerde grunen gz alici
renkteki dalgalarla kapli okyanusu seyrediyordu.
*
**
220
ON NC BLM
ekici gen kadin grevli duraksayarak, .Bay Pitt... dedi. Amiral de sizi
bekliyor. Oh! aklima gelmisken, Gen kadin gzlerini yere devirerek ekledi,
Martha Ann'de yaptiklariniz-dan sonra sizi 101. Filoda grmekten hepimiz buyuk
bir onur duyuyoruz.
Amiral kizinin kairilmasini nasil karsiliyor? diye soran Pitt'in sesi elinde
olmadan biraz sert ikmisti.
Amiral gulu bir ihtiyar kurttur, dedi gen kadin.
Su anda burosunda mi?
Hayir, efendim. Toplanti odasinda herkes sizi bekliyor. Gen kadin yerinden
kalkti ve masanin arkasindan dolasarak ne geldi.
Bu ynden, lutfen.
Pitt kadini izleyerek bir koridoru getiler, kadin sadaki bir kapiya vurdu.
Ardindan da kapiyi aarak Pit'in adini syledi ve Pitt yanindan geip odaya
girdikten sonra da arkasindan kapiyi sessizce kapadi.
221
*
Odada drt kisiydiler. Pitt ikisini taniyordu, ama teki iki kisiyi hi
tanimiyordu. Amiral Hunter Pitt'in elini sikmak iin ne doru ilerledi. Pitt
Amirali son grusunden beri daha yalnizca drt gun gemesine karsin Amiral
yasli, hatta ok daha yasli ve ok daha yorgun grunuyordu.
Pitt'i saskina eviren buyuk bir itenlikle Amiral, Kurtulduun iin Tanriya
sukurler olsun, dedi. Ayain nasil oldu?
Iyi, dedi Pitt yalnizca ve gzlerini kaldirip yasli adamin gzlerinin iine
bakti. ok uzgunum, Albay Cinana... ve Adrian iin. Benim hatamdi. Keske biraz
daha uyanik olabilseydim.
Sama! dedi Amiral yuzunde hafif bir siritisla, O alaklardan ikisini
hakladin. Olduka zorlu bir atisma olmustur, sanirim.
Pitt daha karsilik veremeden Denver yanina yaklasarak elini gum diye Pitt'in
sirtina indirdi. Seni grduume sevindim. Ama ok berbat grunuyorsun.
Belki de bitkin olusumdandir. Yirmi drt saat iinde otuz dakikalik bir uyku
tum yakisikliliimi alip gturmustur, tabii.
Bunun iin uzgunum, dedi Hunter. Ama zamanimiz azaliyor. Starbuck'i ok kisa
bir sure iinde kurtaramazsak, onu defterden tumuyle silmemiz gerekecek.
Amiralin iinde bulunduu gerginlik gzlerinin evresindeki izgilerde aika
gruluyordu. Bize zaman kazandirdii iin de Pitt'e tesekkur borluyuz.
[Denizaltinin n torpil blmesini suyla basmasi dahiyane bir davranisti.
222
Pitt siritti. Martha Ann'in dumencisi bu davranis sonucu uranilacak maddi
zararin maaslarimizdan kesilerek bize detileceinden ok emindi.
Hunter dudaklarinin ksesiyle belli belirsiz hafife gulumsedi. Gel, otur. Ama
sana nce Tripler Askeri Hastanesi Arastirma Sefi Dr. Elmer Chrysler'!
tanitayim.
Pitt kerpeten gibi kemikli elleri olan kisa .boylu adamla tokalasti. Adamin
kafasinda hi sa yoktu, usturayla kazinmisti. Kulaklari da kemik ereveli
kocaman gzluklerini tutuyordu. Gzluunun ardindaki kahverengi gzleri boncuk
gibiydi, ama gulumseyisi cmerte ve itendi.
Ve Eton Denizbilim Okulu Deniz Jeolojisi Blumu Baskani Dr. Raymond York. York
bir jeologa benzemiyordu, daha ok iriyari bir kamyon surucusune, ya da dok
isisine benziyordu. Iri yapili, bir metre seksen santim boyunda ve genis
omuzluydu. Azindaki mukemmel denilecek denli duzgun disleri piril pirildi.
Birbirleriyle tanistirilirken de Pitt'in elini o gune dek grmedii buyuklukte
ve etli bes parmaiyla sikti.
Hunter eliyle Pitt'e bir koltuu isaret etti, sonra da Martha Ann'in
yitirilmesi ve otel o-dandaki savas konusunda anlatacaklarini buyuk bir merakla
bekliyoruz, dedi.
Pitt koltua oturdu ve yorgun kafasini zorlayarak tum olaylari olus siralarina
gre dizmeye alisti. O anda azindan ikacak en kuuk bir ayrintiyi bile iyice
duymak iin odada bulunan herkesin kendisini buyuk bir merakla izlediini
biliyordu.
- 223
Denver basiyla bir isaret yapti ve Hi acele etme, arada bir soru sorarak
szlerini kesersek de bizi baisla, dedi.
Pitt yavasa konusmaya basladi. Sanirim her sey sualti topografya
haritalarimizda olmayan deniz dibi yukseltisini bulunca basladi. Ve Pitt daha
sonra her seyi anlatti. Denver konusmayi banda alan teybe arada bir gz atarken
iki bilimadami da surekli not aldilar. Toplanti masasini evreleyen adamlardan
bin arada bir soru sorunca da Pitt bunu en iyi biimde yanitladi. Atladii tek
yer Summer'la ilgili blumdu. Delfi'nin adamlari kendisini balamadan nce eline
bir biak geirip ovucunda gizlediini belirterek bu konuda yalan syledi.
Hunter cebinden yeni bir paket sigara ikardi, uzerindeki selofani yirtti ve
burusturarak kul tablasina atti. Delfi denilen bu adam iin ne diyorsun? Su ana
dek, Binbasi Pitt'in bu a-damla arasinda gecen olay Pasifik Girdabi denilen
yerle ilgili aramizda kurulan tek balantidir.
Dr. Chrysler masanin uzerine eildi. Bu adami ayrintili olarak tanimlayabilir
misiniz?
Asai yukari iki metre boyunda, diye Pitt karsilik verdi. Vucudu da boyuna
gre orantili. O boyda birinin kilosunu kolay kolay tahmin edemem. Puruzlu ve
kirisik bir yuzu, gumus rengi salari ve tabii, en ok gze batan san gzleri
var.
Chrysler'in kaslari atildi. San mi?
Evet, nerdeyse altm gibi.
Byle birsey olamaz, dedi Chrysler. Bir
224
albinonun gzleri ok hafif portakal rengine alan pembe renkte olabilir.
Ayrica, belirli bazi hastaliklarda gzun rengi soluk grimsi sariya dnusebilir.
Ama parlak sariya? Asla. unku gzun irisinde byle bir rengi olusturacak renk
maddeleri yoktur.
Dr. York cebinden bir pipo ikardi ve elinde oynamaya basladi. Sari gziu bir
devi tanimlamaniz son derece garip, unku gerekten de byle biri vardi.
Ruhlar Dunyasinin Kahini, dedi Chrysler yavasa. Dr. Frederick Maron, tabii.
Byle bir adi animsamiyorum, dedi Hunter.
Frederick M o ran ainin unlu antropologlarindan biriydi, insan neslinin
ilerde tumuyle yok olmasindan en neml'i etkinin insan beyni olacaini
savunuyordu.
York basini salladi. Akilli ama ok bencil birisiydi. Asai yukari otuz sene
nce denizde kaybolmustu.
ueifi Klhini, diye Pitt .kendi kendine mirildandi.
Denver Pitt'in ne demek istediini hemen inladi. Haklisin, tabii. Delfi
szcuu eski Yunanistan'daki gaipten haber veren kahinin a-diydi.
Byle birsey olamaz, dedi Chrysler. -?Dr. Moran ldu.
yle mi dersin? diye Pitt sordu. Belki de Kanoli'yi bulmustur.
Bu bir Hawai Dusler lkesine benziyor, dedi Hunter.
Beki de gerekten yledir, dedi Pitt,
225 Girdap F : 15
sonra da kisaca Piskopos Muzesinde George
Papaaloa'yla aralarinda geen konusmalardan sz etti.
Ben hl Dr. Moran gibi bir adamin yillarca hi grunmeyip sonra ansizin bir
cani ve zorla insan kairan biri olarak yine oraya ikmasina bir turlu
inanamiyorum, dedi York.
Bu Delfi denilen adam onun Dr. Moran olup olmadiini anlamamiza yarayabilecek
herhangi birsey syledi mi? diye Chrysler sordu.
Pitt gulumsedi. Yalnizca benim zekamin kim olduklarini bilmediim Lavella ve
Roble-rnann'dan ok geri olduunu syledi.
Chrysler ve York birbirlerine bakistilar.
ok garip, dedi York. Lavella hidroloji konusunda uzman bir fizikiydi.
Ve Roblemann da unlu bir cerrahti, diye devam eden Chrysler'in gzleri aniden
buyudu ve Pitt'in yuzune dikildi kaldi. Roblemann lmeden nce insanlarin da
sudan oksijen alabilmelerini salayacak mekanik bir solunga sistemi uzerinde
deneyler yapmaktaydi.
Chrysler bir sure konusmasina ara verdi. Yerinden kalkti, odanin bir ksesinde
duran bir su soutucusunun yanina gitti, soutucunun ustundeki cam kapta ailti
sesi ikartarak kit bir bardaa su doldurdu, sonra da yine masaya dndu.
Konusmasina devam etmeden nce de bardaktaki suyu midesine indirdi.
Hepimizin de bildii gibi herhangi bir sofunum sisteminin ona grevi canli iin
gerekli oksijeni almak ve disariya karbondioksit atmaktir. Insanlar da ve
hayvanlarda akcier gus kafesinde serbest bir biimde asilidir, di-
-226-
yafram araciliiyla ve hava basincinin etkisiyle de sisip inmesi gerekmektedir.
Hava bir kez akcierlere dolunca da oksijen akcier epitelin-ce emilir, sonra da
kan dolasimina geer. te yandan baliklar oksijeni bir tarain disleri gibi
yanyana siralanmis ailir kapanir levhalardan olusan solungalar araciliiyla
alir ve karbon dioksiti atarlar. Roblemann'in szum ona yarattii aygitsa bir
akcier-solunga karisimi birseydir. Bu aygit ve oksijen naklini salayacak
balanti kanallari ameliyatla gse takiliyordu.
inanilmaz gibi grunuyor, dedi Hunter.
Inanilmaz, evet, dedi Pitt, Ama Martha Ann'a baskin yapan adamlardan hi
birinde neden dalis takimi olmadiini aiklia kavusturuyor.
Chrysler szlerine devam etti. Yalniz bu tur bir aygitla insan suyun altinda
ancak yarim saat kalabilir.
Denver saskin saskin basini iki yana salladi. Belki yarim saat ok uzun bir
sure olmayabilir, ama yine de gunumuzde kullanilan dalis takimlarinin
hamallliini yapmaktan kurtarmis olur.
Baylar, Lavella ve Robiemann'a ne olduunu biliyor musunuz? diye Hunter sordu.
Cyrysler omuz silkti.
Yillar nce lduler.
Hunter bir telefonu kapti. Bilgi Blumu mu? Ben Amiral Hunter. Lavella ve
Roblemann adli iki bilimadaminin lumleriyle ilgili ayrintilari istiyorum. Sonu
alir almaz hemen gnderin. Sey, bu yalnizca bir baslangi. Dr. York, Gir-
227
dap blgesindeki deniz dibi jeolojik yapi konusunda ne dusunuyorsunuz?
York bir antayi ati ve iinden ikardii bir suru haritayi masanin uzerine
yaydi. Hastanede Martha Ann'den kurtulan arastirma o-dasi personelini ve
Komutan Boland'i sorguya, ektikten, Pitt'in de anlattiklarini dinledikten sonra
tek bir sonuca ulastim. Bu da, Girdabin daha nce kesfedilmemis bir sualti
daindan baska birsey olmadiidir.
Peki, yleyse bugune dek nasil kesfedilmemis olabilir? diye Denver sordu.
Karalardaki da zirvelerinin 1940'larin sonlarina doru belirlendiini ve
ayrintilariyla haritasini ikarmamiz gereken okyanus dibinin daha yuzde doksan
sekizi olduunu dusunursen bunun hi de yle olaandisi bir sey olmadiim
anlarsin, dedi York.
ou sualti dalari sualti yanardalarinin kalintilari deil midir? diye Pitt
sordu.
York tutun kesesinden piposuna tulun doldurdu. Bir sualti dai deniz dibinden,
daire biiminde, olduka dik bir yamala ve kuuk bir zirve alani olacak biimde
yukselen baslibasina ayrilmis bir yukselti diye tanimlanabilir. Ama soruna yanit
verirsem, ou sualti dalarinin yanarda kkenli olduunu syleyebilirim. Yine
de, tabii bilimsel arastirmalar aksini kanitlayana dek, konuya baska bir aidan
yaklasmayi nerebilirim. Piposundaki tutunu sikistirmak ve piposunu yakmak iin
bir ara duraksadi.. Bir an iin Kanoli efsanesinin doru olduunu ve korkun
bir felaket sirasinda adanin ve halkinin deniz dibine gerekten de battiini
kabul eder-
228
sek, o zaman adanin yanardadan ok bir fay hareketi sonucu nce yukselerek
ortaya iktiin! sonunda yine batt'i varsayimini kabul e-debiurim.
Yani, bir deprem, dedi Denver, Asai yukari yle denilebilir, diye
York karsilik verdi. Fay yer kabuunda olusan bir -atlaktir. Haritalarda
da grebileceiniz gibi. szunu ettiiniz bu sualti dai Fullerton Yarii
Kusainda bulunuyor. Pekl da buyuk bir deprem hareketi deniz dibinden yuzlerce
metrelik bir yukseltiye neden olabilir, tabii aradan geen binlerce yd
boyunca bu yukselti surekli yukariya itilerek su yuzeyinin uzerine ikmis,
sonunda da bir ka gun iinde yine gerisin geriye batmistir. York o anda
pencereye doru bakiyor ve gzlerinin nunde de anlattiklarini canlandiriyor
gibiydi. Bay Pitt'in sualti daindaki yukselti ve dain evresindeki deniz
suyu isisinin daha dusuk olduu konusundaki szleri de pay varsayimimizi
destekliyor. Souk, derin deniz dibi suyu sik sik deniz yatai boyunca
olusan uzun atlaklardan yukariya doru yuzlerce metre ikarak su yuzeyine
ulasir. Bundan baska, neden hi mercan bulunmadiin! da a-ikliyor. unku
mercanlar otuz sekiz dereceden daha dusuk isisi olan sularda yasayamazlar.
Hunter konusmadan nce dusunceli dusunceli haritalara bakti. Martha Ann'a
saldiran adamlarin mutlaka bir yerden gelmeleri gerektii gznune alinirsa, bu
adamlar sualti daindan gelmis olabilirler mi? Anlamadim, dedi York. Martha
Ann'in radarinda grulen hibir
229
'- *,&!&-" j^^^^^aKJMM
sey yoktu. Bu, blgede baska bir gemi olmadiini gsteriyor. Batik enkazlar
disinda sonarda da hibir belirleme yapilmadi. Bu da evrede hibir denizaltinin
olmadiini gsterir. Geriye iki olasilik kaliyor. Onlar da, adamlar ya insan
yapisi bir sualti yasam odasindan ya da dain iinden geldikleridir.
Sualti yasam odasi dusuncesini hemen bir kenara atmak zorunda kalacaim, dedi
Pitt. Yaklasik iki yuz kisinin saldirisina uradik. Ve bu denli ok insani
alacak buyuklukte bir sualti yasam odasinin yapimi ok buyuk huner ister.
yleyse geriye tek olasilik kaldi, o da sualti dai, dedi Hunter.
Chrysler enesini ellerinin uzerine koydu ve masadan karsisinda oturan Pitt'e
bakti. Bin basim, sanirim gemiyi sis kaplamaya basladiinda okaliptus kokusu
aldiinizi sylemistiniz.
Evet, efendim. yle syledim.
Garip, ok garip, diye Chrisler mirildandi. Sonra da Hunter'a dndu. ok
sasirtici gelebilir, Amiralim, ama sualti dai konusundaki dusunceniz bu durumda
yle pek olaandisi bir-sey gibi grunmuyor artik.
Nasil yani?
Okaliptus yai birka yildir Avustralya'da madenlerdeki havayi temizlemekte
kullaniliyor, Ayrica, kapali bir yerdeki nem oranini dusurdu' u de bilinir.
Telefon aldi. Hunter almaci kaldirdi, hibir sey sylemedi, yalnizca dinledi.
Almaci yine yerine koyduunda yuzunu tatmin olduunu be-
230
irten mutlu bir anlatim kapladi. Dr. Lavella ve Dr. Roblemann Exlorer adli bir
arastirma gemisindeyken denizde kaybolmuslar. Gemi, Pisces Metal Sirketi
tarafindan ve umut vadeden bir maden alismasi konusunda derin deniz jeolojik
incelemelerinin yapilacai bilimsel bir gezi iin kiralanmisti. En son
grulduunde gemi Hawai'nin kuzeyine doru seyrediyormus, tarihse asai
yukari...
Otuz yil nce, diye Denver tamamladi. Gzlerini elindeki bir suru kittan
ayirarak Pitt'e bakti. Exlorer Girdapta kaybolan ilk gemiydi.
Iddiaya girerim ki Frederick Meran da ayni gemideydi, dedi Pitt.
Belki de bilimsel gezinin nderiydi, diye Cyrysler ekledi.
Bitmece ortaya ikmaya basladi, diye York mirildandi. Evet, sukurler
olsun ki sekilleniyor, artik. York koltuunda arkasina yaslandi, sonra da
basini kaldirarak tavani seyrediyormus gibi bakindi. Pasifik yerlilerinin
yasadii adalardan ou maaralarla dolu birer bal peteini andirir. Bu
maaralar ncelikle dini amalarla kullanim Mezar maaralari, tapinaklar, put
odalari ve bunun gibi. Simdi, eer Girdaptaki sualti dai bir yanardasa ve
patlama sonucu paralanip yok olduysa, o zaman yerli medeniyetinden hibir sey
kalmayacai aika ortadadir. Ama, eer ada Fullerton Yariinin bir hareketi
sonucu su yuzeyinin altina dusmusse, o zaman maaralardan ounun olduu gibi
kalmasi ok buyuk bir olasiliktir.
231
Dusunceniz nedir? diye Hunter sabirsizca sordu.
Dr. Lavella'mn uzmanlik alani hidrolojiydi. Ve hidrolloji, Baylar, suyun
karada, havada ve yeraltindaki hareketiyle ilgilenen bir bilimdir. Kisacasi, Dr.
Lavella bir sualti maaralar aindaki suyu pompayla ekip kurutacak bir sistemi
planlayabilecek Bati Dunyasindaki birka kisiden biri olurdu.
Hunter'm yorgun gzleri sabit bakislarlr York'a dikildi kaldi, ama doktor daha
baska aiklamada bulunmadi. Hunter birka kez parmaklarini masada tiklatti sonra
da aycia kalkti.
r. York, Dr. Chrysler, bize buyuk bir yardimda bulundunuz. Deniz Kuvvetleri
size minnettardir... Simdi, bizi lutfen affederseniz...
iki sivil odadakilerie tokalasti, veda szcukleri sylediler ve sonra da
gittiler. Pitt ayaa kalkti ve uzun salonun teki ucundaki buyuk haritaya doru
yavasa yurudu.
Denver koltuunda yayildi. Bundan byle, hi olmazsa neyle karsi karsiya
olduumuzu biliyoruz.
Acaba... dedi Pitt yavasa, haritadaki kirmizi daireye dik dik bakarak/
Acaba, bunu gerekten renebilecek miyiz?
Pitt rahat bir uykudan sonra gzlerini atiinda aradan drt saat gemisti. Bir
an kimildamadan ylece durdu ve gzlerini tum yuzunun nt;nde dimdik duran iki
bronz rengi sutuna dikti. Kafasindaki sis bulutu bir an iin a-
-232-
ralandi ve sutunlarin bir ift duzgun ve guneste iyi yanmis kadin bacai
olduunu anladi. E-lini uzatti ve parmainin dis kismini ncylon orapli
kalalardan biri uzerinde dolastirdi.
Yapma! diye kiz ilii basti. Gen kiz sevimliydi, yuzunde de hafif bir
saskinlik belirtisi okunuyordu. Biraz kiloluydu ve vucudunu bir deniz, subayinin
sik uniformasi, sikica sariyordu.
zur dilerim. Dus gruyordum, sanirim, decli Pitt gulumseyerek.
Kadinin yuzune bir kizariklik yayildi, farkinda olmadan eteini diU-.eltfi ve
gzlerini cilveli cilveli yere dikti. Sizi uyandirmak istememistim. Daha nce
uyandiinizi sanip size kahve getirmistim. Gzlerinin ii aniernli anlamli pa-
nldadi. Ama su anda kahve imek istemediinizi gruyorum.
Pitt kadinin odadan ikarken kalalarini oy-..natisini seyretti, sonra da
gerinerek yattii deri kapli kanepede oturdu, gzlerini Amiralin duvarlari pano
kapli alisma odasinda dolastirdi.
Huner'm ok isi olduu aika gruluyordu. Bir suru harita ve belge masasinda
ve yerde dainik bir biimde duruyordu. Buyuk bir suslu kul tablasi tamamen
sigara izmaritleriyle doluydu. Pitt elini cebine soktu, sigara aradi, a-ma tek
bir sigara bile bulunamadi. Buna sessizce boyun edi ve kahveye uzandi. Kahve
sicakti. Buruk tadi uykusunu hemen hemen tumuyle almisti. Br anda ieriye canli
yuruyusuyle Hunter dadi.
Seni uzun sure uyutmadiim iin beni ba-
___ OQQ ___
- i_iJvJ ~~
isla, hem bu arada biz de bos durmadik. Birka hamle yaptik.
Bundan Delfi'n'in vericisini bukluunuzu
anliyorum.
Hunter'in kaslari hafife yukariya doru kalkti. Derin bir uykudan uyanan biri
olarak ok anlayislisin.
Pitt omuz silkti. Akillica bir tahmindi, o kadar.
Bir kesif uaiyla vericinin yerini belirlemek yalniz iki saat surdu, dedi
Hunter. Doksan metrelik anten direi de yle kolay kolay gizlenemiyor, tabii.
Peki, neredeymis bu verici?
Maui adasinin uzak bir ksesinde. Ikinci Dunya Savasi yillarinda kiyi korumasi
yapacak topuu birlii iin kurulmus ve sonradan terkedilmis eski bir Kara
Kuvvetleri ussunde bulunuyor. Tum kayitlari gzden geirdik. s yillar nce bin
sirkete satilmis, adi da...
Pisces Metal Sirketi, diye Pitt tamamla-di.
Hunter kaslarini hafife atti. Yoksa bu da baska akillica tahmin mi?
Pitt evet anlaminda basini salladi.
Hunter Pitt'e kurnaz kurnaz siritti. Peki, Martha Ann'in yarin bu saatlerde
Honolulu limanina ulasacaini da biliyor muydun?
Pitt bu kez iyice sasirmisti. Byle birsey nasil olabilir?
Sen murettebat dolu helikopterini uus platformundan havalandirdiktan dakikalar
son-, ra bilgisayarlari gemiyi Hawai'ye geri getirecek, biimde
programlamistik, dedi Hunter.
-234
Birka aygiti paralayip, birka kabloyu kesmissinizdir, dedi Pitt. Yoksa
Delfi'nin idamlari gemi makinalarini durdurabilir, ya da kontrol donanimini
devreden ikarabilirlerdi, kuskusuz.
Sen yle san, dedi Hunter. Ama Martha Ann'in kendine zgun kumanda sistemi
akla gelebilecek her tur olasilik gznunde tutularak yapilmistir. Bizler, dost
olmayan yabanci ulkelerin gemiye her an el koyup bir havuza kapatacai
tehlikesiyle is gruyoruz. Yani anlayacain, 101. Filo daha ok gizii kurtarma
c-perasyonlari yapiyor. Makine dairesini ve seyir kumanda kontrollerini
elektronik kumandayla otomatik olarak kapanan ve paralanmasi en az on saat
surecek kalin elik kapilar koruyor. Tabii, bu sure iinde de gemi o ulkenin
karasularindan ikip uluslararasi sulara ulasiyor ve baska bir gun enkaz ikarma
islemine yine devam ediyor.
Su anda Martha Ann murettebatsiz m seyrediyor?
Hayir. Gun aarir aarmaz helikopterle yeni murettebat gnderildi, dedi
Hunter. Bu is ok da yararli oldu. unku helikopter tam Martha Ann'in bir
baliki teknesini paraladii grulduu anda ulasmis. Zavalli balikiyi
kpekbaliklari yutmadan bir iki dakika nce kurtarabilmisler. Nerdeyse lmek
uzereymis.
Demek ki Martha Ann su anda yuvaya dnuyor. Peki, ya Starbuck ne olacak?
Onu gzden ikariyoruz, dedi Hunter
235
bikkinlikla. Bu, Pentagon'un (*) emri. Kurmay Baskanlari verdikleri karari
kesinlestirdiSer. Ster-buck'in en kisa surede yok edilmesi daha iyi olacak,
bylece fuzelerinin firlatilmass, kendisinin de daha sonra yuzduriilmesi
nlenmis olacaktir.
Onu nosi! 'yok etmeyi' dusunuyorsunuz? Yarin sabah saat 05.00'de modern bir
savas gemisi olan Monitr tam Starfoitck'i bulduun yere bir Hyperion fuzesi
firlatacak. Fuzenin savas basliinin olusacak sarsinti su basinciyla da
birlesince denizaliyi yok etmekten baska sualti dainin iinde bulunan turn
hava bosluklarini da yok edecektir.
Ama bylesine buyuk bir yok etme operasyonu ok ktu birsey, dedi Pitt.
Ben de ayni kanidayim. Onlara bir SAS T*) komandosu timiyle saldirip,
denizaltiyi yine ele geirmeyi nerdim, ama kabul edilmedi. Potomac'daki buyuk
patron Korkulu ruya grmektense, uyanik oimak daha iyidir dedi. Del-fi
denizaltidaki fuzeleri firlatmasini renirse, o zaman dunyanin herhangi bir
yerindeki otuz kenti yerle bir edebileceinden korkuyorlar.
Arna bu is son derece karmasik bir islemdir. Fuzeleri Rusya disindaki hedeflere
gnderebilmesi iin yeniden programlamasi gerekir.
Fuzelerin nereye firlatilacaklari hi nem-II deil. Kurmay Baskanlarin asil
korktuklari sey
(*) ABD Milli Savunma Bakanlii (**) Sualti Savas Komandosu.
236
Delfi'nin bu isi nasil yapacaini renebilmesi.
Ayni kanida deilim. Eer Delfi kimseye haber.vermeden alti aydir otuz nukleer
fuzenin uzerinde oturuyorsa, ya da onlari kullanmakla gzdai veriyorsa, bu onun
firlatma sistemlerini daha renmediini gsterir.
Belki de haklisin, ama bu yine de bir seyi deistirmeyecek. Bu konuda emir
atdim ve on-fari uygulamak niyetindeyim.
Pitt uzun uzun Hu.nter'a bakti. stlerin Adricin'm kairildiini biliyorlar
mi?
Hunter yavasa basini hayir anlaminda i-ki yana salladi. Konuyu kisisel
sorunlarimla ikmaza sokmayacaim.
Eer Adrian ve Delfi hl adalardaysa ve yarin sabahtan nce izleri
bulunabilirse...
Neler dusunduunu biliyorum. Delfi'yi yakalariz, sorun da ortadan kalkar. Guze!
bir dusunce, ama hibir ise yaramayacak. unku u-zulerek belirteyim ikisi de su
anda sualti dainda bulunuyorlar.
Bundan emin olamazsiniz. Adamlarim adalardaki lisans'! tum zel
uaklari sorusturdu. Ve Pisces Meta! Sirketine kayitli [et motorlu bir deniz
uai olduunu belirlediler. Bir guvenlik timi uain korunduu doku
kusatti, ama ok ge kalmislardi. Taniklar iki saat nce bir dev adamla siyah
sali bir kadinin uaa bindiklerin; sonra da havalanip gittiklerini
belirttiler. Hemen uai uydu kont-roluna aldik ve onun Starbuck'in
bulunduu yere gittiklerini izledik.
yleyse Adrian'in onunla birlikte sualti
237
**
dainda olduunu dusurebiliriz.
Pitt Hunter'in masasinin karsisina bir san-daiya ekerek oturdu. cStorbuck'i ve
evresindeki deniz gibi grunumunu tumuyle ortadan kaldirmak ok buyuk bir hata.
Delfi ve rgutu konusunda hibir bilgimi?: yok. Dunyanin baska yerlerinde de
usleri olabilir. Acaba, Delfi yabanci bir devletin ajani rni? Peki, ya
Storbuck'in murettebat! sualti dainda hl canli olarak tutsaksa, o zaman ne
olacak? Bunun gibi yanitlanmamis daha bir suru soru var. Yedi bin mi! tedeki
bir grup masabasi akillisi bir ka kit parasina bakarak harekelerimizi
belirlerken, bizim burada neden eli kolu bali sessizce oturmamiz gerektii
konusunda tek bir sey syleyebilir misin? Diyeceim su ki, biz de...
Yeter! Hunter'in sesi emrediciydi. Bana ne sylenirse onu yaparim ve sen de
yle davranacaksin.
Hayir, davranmayacaini! dedi Pitt yavasa. Korkun bir hata islenirken, bos
bos o-turmayi kabul etmiyorum.
Deniz Kuvvetlerinde geirdii otuz yil boyunca Hunter'a kendinden kuuk rutbeli
hibir 'asti karsi ikmamisti. Pitt'e nasil tepki gstereceini bilemedi.
Sakinlesene dek seni bir yere kapatabilirim, dedi yalnizca.
Byle bir seyi yapabilirsiniz, tabii, dedi Pitt, buz gibi bir sesle. Hakliyim
ve bunu siz de biliyorsunuz. Adi ne olursa olsun, Moran ya da Delfi denilen bu
kisiyi ortadan kaldirirsak ve ondan sonra baska bir gemi kaybolursa, o zaman hep
merak edip duracaiz. Ve numuzdeki birka yil iinde daha baska gemi kay-
233
bolmalari da olursa, yine sifirdan baslamamiz: gerekecek, basarisiz olduumuz
konusunda i-imizi bir kuskunun kemirmesi surup gidecek. Hunter dik dik Pitt'e
bakti. Yirmi yil nce olsaydi masanin karsisinda oturan Hunter olurdu. Yasamini
bir inan uruna dusunmeden tehlikeye afar, inandii konuda tum meslek yasamiyla
kumar oynamaya hazir olurdu. Bir gemiden vazgemek, ki bu durumda Starbuck
oluyordu, Deniz Harp Okuluna girdii iik gunden beri tum meslek yasami boyunca
uyduu geleneklere aykiriydi. Ne var ki, yasaminda uymadii hibir emir
olmamasina karsin yine de verilen emre uymamak istedii zamanlar olmustu. Belki
de hemen hemen umutsuz ve gereklesmeyecek kuuk bir sansi daha vardi. Bu da o
anda animsadii ve Amiral Sandeker' in Pitt iin syledii szlerdeydi: Bu
adamla olmaz diye hemen hemen hibir sey yoktur.
Hunter sonunda kararini verdi. Pekala, kendini gsterebilirsin. Washington bunu
bize ok pahaliya detecek ama bu konuda daha< sonra kaygilaniriz. Planin ne
olursa olsun far-ketmez, yeter ki bir ise yarasin.
Pitt rahatladi. Kisaca syle; Sabah saat 05.00'den nce Starbuck'a usta
denizalticilar yerlestireceiz ve bir takim deniz piyadesine de Delfi'nin
vericisini yok etmesini emredeceiz.
Sylemesi ne kolay, diye Hunter mirildandi. Ama on bes saatten az zamanimiz
var.
Pitt birka saniye sustu. Yine konusmaya basladiindaysa sesi iyice kararliydi.
Bir zum var. Vergi verenlere birka de
239
larci mciloicicak bir sey. Ama yuzde elli basari olasilii var.
Pitt planini aiklarken Hunter rahatsiz ol-
bir
mus gibi yerinde kimildandi. Ve planin ya ilginlik olduunu ya da Pitt'in ona
herseyi anlatmadiini dusunerek uygulanmasi iin istemeye istemeye izin verdi.
Hunter daha sonra i-kinci olasiliin doru olduunu tahmin etti.
*
**
ON DRDNC BLM
Eski Douglas G-5 uai burnunu iki yanin--da isaret lambalari yanan siyah asfalt
pistin u-cuna yneltmis uusa hazir bekliyordu. Uain kanatlan ve gvdesi
sarsjla sarsila alisan drt motorun olusturduu senfonide yaprak gibi titriyor
bu arada pervaneleri de yerdeki tozlan savuruyordu. Kisa bir sure sonra uak
harekete geti. Iskence gibi gelen bir yavaslikla hizini gittike arttirirken
kenardaki pist lambalarinin isiklari da uain parlak aluminyum gvdesinde
yansidi, pencereleri kisa surelerle aydinlatti. Sonunda tekerlekleri
pistten kesti, Honolulu'-nun isiklari uzerinde kus gibi suzuldu ve Elmas
Burnu uzerinde sola yatisla genis bir dnus yaparak burnunu kuzeye, esen
alizeye doru yneltti. Daha sonra da Pitt hiz kolunu geriye ekti, motorlarin
devir ve gu lerlerine gz atarken bir yandan da motorlarin sesine kulak
verdi. Ve sonunda titreyen bu gurultulu antikanin kendisini gitmek istedii yere
gtureceine inandi.
.- 2-10
241
Girdap F : 16
Sana sormak istediim birsey var, Kapr-Man. Daha nce bir uai denize
indirmis miydin? Konusan kisi yardimci pilot koltuunda oturan kisa boylu
genis guslu adamdi.
Son zamanlarda hayir, diye Pitt yanit verdi.
Siyah kivircik sali kuuk adam hizla kollarini iki yana ati ve yalandan yuzunu
eksitti. Oh! Tanrim, neden beni de ilginlar komedisine katmalarina izin verdin
ki? Sonra da dndu, Pitt'e dudaini arpitarak hafife gulumsedi. Sanirim,
yle ok yumusak basliyim ki herkes benden yararlanmaya bakiyor.
Bana byle pislik atip durma, diye Pitt ^parlayiverdi. Seni ana okuluna
gittiin gunden beri tanirim... ve hikimse senden yararlanmamistir.
Al Giordino koltuunda syle bir ne doru eildi ve bir gzunun uzerine dusen
siyah bir sa demetini eliyle arkaya atti. yle mi? 'Peki, amigo kizlarin
baskani olan gz kamastirici kuuk sarisini tek lisenin mezuniyet balosuna
gturebilmek iin sokak kselerinde aylarca menekse satmama ne dersin? Ee, ne
derim ki?
Aman tanrim ne kustahlik bu byle... Ee, ,ne derim ki? diye de Pitt'in
taklidini yapti. Ai-cak herif baloya gittiimizde ona b'elsoukluu-,na
yakalandiimi sylemistin... Tabii, byle o-luncada gecenin geri kalaninda onun
isine yaramayacaktim.
Ah! evet simdi animsadim, diyen Pitt ki-"kir kikir guldu. Kendisine evine
gturmemi bile istemisti. Pitt basini geriye atti, gzlerini ka-
242
padi ve kizi gzlerinin nunde canlandirmaya, basladi. Ne de yumusak ve cana
yakin bir yaratikti o yle. Dorusu ikinizin anlasamamis olmasi ok yazik.
Giordino'nun yuzunde buyuk bir saskinlik belirdi. Sen, centilmence
davranisindan sz etsene.
Pitt'le Giordino yakin arkadastilar. Hem lisede, hem de universitedeyken sinif
arkadasiydilar. Giordino kollarini yukariya kaldirip gerindi. Kisa boyluydu,
bir metre altmis bes santimden daha uzun dejldi. Teni esmerdi ve Itat-yan
kkenli olduu kivircik siyah salarindan kolayca anlasiliyordu. Dis grunus
olarak birbirlerinin tumuyle karsitiydilar ama gerekte Pitt'le Gioidino
ideal denilecek lude birbirleriyle iyi anlasiyorlardi ve bu onun zel Projeler
Mudur Yardimcisi olmasi iin Pitt'in israr etmesinde en nemli etkenlerden
biri olmustu. Ikisinin birlikte yasadiklari seruvenler Amiral Sandecker
iin birer uzuntu kaynai olmasina karsin yine de tum NUMA personeli arasinda
birer efsaneye dnusmustu bile.
Hickam Field'in komutani kendi zel uaini aldiimizi renince bir para
kizmayacak midir? diye Giordino sordu.
Bekleyemez. Bu muzelik eski paranin suya indiini renir renmez generalimiz
yeni bir jet motorlu nakliye uai verilm'esini isteyecektir.
Giordino zlemle i ekti. Ah! Insanin kendi uai olmasi ne guzel olur bence.
Iinde kocaman bir yatai ve iki dolu bir bari olan eski bir B-17 Uan Kale'm
olsun istenim.
243
Ve sen de hemen kanatlardaki Hava Kuvvetlerinin isaretlerini sildirir,
yerlerine birer tavsan kiz resmi izdirirsin.
Iyi fikir, dedi Giordino. Ve bu fikrin hatirina belki de uaimi sana arada
sirada kullanman iin izin verebilirim. Tabii, kuuk bir ucret karsiliinda.
Pitt konusmaktan vazgeti. Pilot kabininin yan penceresinden disariya bakti ve
burnunu kuzeydouya yneltmis San Franiso'ya doru seyreden br ticaret
gemisinin isiklarini grdu. Denizde kpuklu dalgalar gze arpmiyordu, sanki
simsiyah okyanus dumduz ve arsaf gibiydi. Sakin bir deniz, uain suya ilk
dokunusu bakimindan en iyi durumdur, ama bu da su yuzeyinin yukseklii konusunda
karar vermeyi gulestiriyor, diye Pitt aklindan geirdi.
Su senin gizemli blgen daha ne kadar uzakta? diye. Giordino sordu.
Bes yuz mil, diye Pitt yanitladi. Demek ki bu yasli balinanin hiziyla iki
saatten nce orada olacaiz. Giordino ayaklarini aygit panosuna dayadi. bin
alti yuz metre yukseklikte uuyoruz. Alalmaya ne zaman baslamak istiyorsun?
Yaklasik bir saat kirk dakika sonra, dedi Pitt. Son bir rota duzenlemesi
yapmak istiyorum. Bu bebei tam istediimiz yere indirmek iin isimi sansa
birdkamam.
Giordino hafif bir islik aldi. Desene ilk denememizde tam yerine inmek
zorundayiz.
yle, unku bir ikinci deneme iin sansimiz olmayacak.
Giordino ne eildi ve eliyle hafife ay-
244
git panosunun ortasindaki genis bir gstergeye vurdu. Denizaltinin yerini
belirten o sualti isaret vericisi sinyal gnderdii surece bu isi
basarabiliriz.
Pit gzlerini rota gstergesine dikti ve yuvarlak camin ardindaki ibre istedii
yere gelene dek uain ynunu deistirdi.
Blgeye yaklastika verilen sinyaller daha da gulenecek.
Yeer ki bizi bes yuz metreden daha yakina ulastirsin, dedi Giordino umutla.
Gerisini de Selma Snoop halleder, diyen- Giordino basiyla koltuunun kol
dayama yerine sikica, tutturulmus kuuk mavi renkteki sugeirmez bir kutuyu
isaret etti. Bu, akuyle alisan bir telsiz sinyalleri yn belirleyicisiydi.
Selma'nm kontrol edildiinden emin misin? diye Pitt sordu.
alisiyor, kaygilanma, dedi Giordino. Dediim gibi, sen tek uai
denizaltinin yerini 'belirleyen isaret vericisine bes yuz metreden daha az bir
yere indir, gerisini dusunme. Ondan sonra ben de denizaltiyi elimle koymus gibi
bulurum.
Pitt gulumsedi. Tembelce davranislarina karsin Giordino hemen her durumda ne
yapar eder ama sonunda o isi en mukemmel bir biimde sonuiandirirdi. Pit'i
de saskina eviren onun bu zelliiydi. Pitt Giordino'ya sessizce bir bas
isareti yapti ve ellerini uain kontrol kolundan ekti. Giordino da ona bir bas
-saretiyle karsilik vererek uain kontrolunu devraldi. Bu arada Pitt de
pilot koltuundan her yeri tutulmus bir durumda kalkti, kabini terke-
245
derek arka taraftaki yolcu blumune girdi.
Generalin zel uainin luks konforu iinde oturmakta olan yirmi adam vardi...
belki de yeryuzunde yazgilarina en ok boyun emis yirmi adam, diye Pitt
aklindan geirdi. Boyun edikleri sey de lumdu. Bunun baska turlu bir tanimi
yoktu. Doruydu tabii, isi gnullu olarak kabul etmislerdi, ama atildiklari
seruvenin grusunu onlarin uzun ve verimli bir yasam zlemlerini silip
supurmustu. Her adamin uzerinde siyah renkte kauuktan dalis giysileri vardi ve
sern hava girsin de derilerinden bosanan teri buharlastirsin diye giysilerinin
fermuarlari aikti. Arkada, yerdeki yuk halkalarina balanrr^s esitli ara ve
gerelerle farkli buyukluklerde paketler duruyordu. Ve uak gvdesinin geri
kismina doru da inis aninda blmede yuvarlanmalari nlenmesi iin sikica
balanip korumaya alinmis bir dizi hava tupu gze arpiyordu.
Iskandinavya zelliklerini animsatan sarisin bir adam olan en yakin dalgi
Pitt'in ieriye girdiini grunce basini kaldirdi, gzlerini Pitt'e dikti. Bu
bir ilginlik. Hem de tam bir ii-ginhk, dedi.
Yarbay Samuel Crowhaven kesinlikle ok mutsuz biriydi. Denizaltilarda parlak
bir geleceim var ve ben simdi tutmus geceyarisi okyanusa arpip paralanarak bu
gelecei br kenera atmak zorunda kaliyorum.
Buyuk bir tehlike yok. Aslinda bir arabays garaja sokmaktan pek de farkli bir
is deil, Pitt, adami yatistirmak istercesine. Ben olsam y!e ok
kaygilanmazdim...
Crowhaven'in saskinlii yuzunden Kolayca
246
okunuyordu. Tipki bir araoayt garaja,,, hadi, canim sen de, saka yapiyor
olmalisin.
Bu kusu yavasa suya kondurmak benim sorumluluumda. Komutan. Senin yerinde
olsam daha sonra neler olacaklardan kaygi duyardim.
Ben de bir denizaltinin arkisiyim, dedi Crowhaven suratini asarak. Komando
rolu oynamaya uygun biri deilim.
Seni ve adamlarini suya iniste ldureceime sz veriyorum, dedi Pitt yavasa,
Gior-dino da sizi doruca Starbuck'in uzerine gturecek. Ondan sonrasiysa size
kaliyor.
Denizaltinin suyla dolu olmadiina emin misin?
Ayrildiimda n torpil blmesi disinda tumuyle kuruydu.
Hibir seye dokunulmadiysa drt saat i-inde on torpil blmesinin suyunu
bosaltir, de-nizaltiyi da yola ikarabilirim.
Programa gre drt buuk saatlik sureniz var. Yani, guvenlik payi olarak
fazladan yarim saatiniz oluyor demektir. ok sayilmaz.
Ne yapalim, tum sureniz bu kadar. Crowhaven uzgun uzgun basini
salladi. Bu bir intihar, baska bir sey deu.
Tabii, denizaltinin iinde karsilasabilecein kisilerle savasmak zorunda
olduunu anli-yorsunsur.
Dediim gibi, ben bir komando deilim. O nedenle de komando birliinden su
grduun sert bakisli savasilari airdim.
Pitt Crowhaven'in parmaiyla gsterdii
247
bes adama bakti. Deniz Kuvvetlerinin sekin guvenlik gucu uyeleriydi. Olduka
etin ceviz olduklari daha ilk bakista anlasiliyordu. Ayri bir grup
olusturmuslar, birlikte oturuyorlar, si-Sahlarmi ve teki donatimlarini surekli
olarak tekrar tekrar kontrol ediyorlardi. Bunlar, karada ve sualtinda savasmak
iin ok iyi eitilmis iriyari, sessiz ve kararli grunen kisilerdi. Pitt,
Crowhave'ne sirtini dndu.
Peki, ya tekiler?
Denizalticilar, dedi Crowhaven gururla. Starbuck buyukluunde bir denizaltiyi
ynetmek iin yeterli sayida deiller, m yine de Stortauck'i Pearl Harbour'a
gturebilecek kimseler varsa, bu kisilerde su grduklerindir. Yalniz, bu is iin
gerekli olan sey reaktrlerden birinin hl alisiyor olmasidir. Yoksa bastan
baslamamiz gerekirse asla basarili olamayiz.
alisir durumda bir reaktr bulacaksiniz, dedi Pitt kendinden emin bir sesle
ve yuzune de sakin bir hava vererek. Oysa gerekte, denizaltinin hl yerinde
durup durmadii, ya da iskele reaktrunun hl alisip alismadii kesin olarak
bilinemezdi. Bekle ve umut et, diye aklindan geirdi. Zamani geldiinde nune
ikacak engellerle karsilasmaktan baska yapabilecei bir sey yoktu.
Ama sorunlarin olursa adamlarini denizal-tidan en ge saat 04.30'da
uzaklastirmayi sakin unutma.
Kahraman deilim, dedi Crowhaven sikintili sikintili.
Pitt omuzunu oksadi, sonra da dndu ve yuruyerek yine pilot kabinine girdi.
*
**
, 248
Amiral Hunter son bir saattir yirminci kez saatine bakti. Sinirli sinirli itii
sigarasini hizla kul tablasina bastirdi ve duvari kaplayan kocaman haritaya gz
atmak iin hareket salonunu karsidan karsiya geti. Arkasinda Denver ayaklarini
nundeki sandalyeye uzatmis bir biimde tahta bir sandalyeye rahata yayilmisti.
Denver o andaki uyuklar grunusuyle Hunterl bir an mesaj aldatamadi, unku
uain gidisiyle ilgili bir mesaj geldiinde Denver hemen hemen ayni anda dimdik
ayaklanivermisti.
Buyuk Baba, ben Evlat. Duyuyor musun? Tamam. diyen Pitt'in sesi telsiz setinin
uzerine asilmis hoparlrden duyuldu.
Pitt daha yanit almadan Amiral Hunter ve Denver telsizcinin uzerine eilmislerdi
bile.
Evlat, ben Buyuk Baba. Devam et. Tamam.
Adamlari ukur durusu iin hazirla. Damali bayrai gzleyeceim. Tamam.
Bu szler Pitt'in sifreli szleriydi, alalmaya basladiini ve uai suaiti
dainin uzerinde suya indirmek iin son hamlesine basladiini anlatmak
istiyordu.
Telsizci mkrofona konusarak karsilik verdi. Kupa sampiyonu bekliyor. Tamam.
Bitis izgisinde grusuruz, Buyuk Baba...
Hoparlrdeki Pitt'in sesleri tam yarida kesildi.
Hunter hizla mikrofonu kapti. Ne oldu, Evlat? Ben Buyuk Baba. Tamam.
Kssa bir sessizlik oldu. Ama hemen sonra ses, tonunda hafif bir deisiklik daha
gulu geldi. Gecikme iin zur dilerim. Buyuk Ba*
249
ba. Emirleriniz nedir? Tamam.
Emirler mi? diye Hunter yavasa sordu. Emirleri mi istiyorsun?
Evet. Syleyin lutfen.
Hunter bir anda hipnotize olmus gibi mikrofonu yere birakti, sonra da yayin
dumesini kapadi.
Aman Tanrim! Bizi farketmisler, dedi robot gibi.
Denver'se uradii saskinlii gizleyemedi. O Pitt'in sesi deildi, dedi
inanmayarak. Delfi'nin vericisi frekansi bularak yaymi ele geirmis olmali.
Hunter yavasa koltua ktu, kaldi. Bu ilginca plana asla izin vermemeliydim.
Bundan byle Crowhaven, Starbuck'a girdikten sonra bir daha bizimle iliski
kuramayacak.
Haberlesme bilgisayarlari araciliiyla sifreli mesaj gnderebilir, diye Denver
atildi.
Unuttun mu? diye Hunter sabirsizca sordu. Haberlesme bilgisayarlari
Starbuck'm denemeleri baslamadan nce gemiye zamaninda monte edilememislerdi.
Telsiz ancak belirli frekanslarda mesaj gndermeye yariyor. Deniz piyadeleri
Delfi'nin vericisini ele geirmedikten sonra havadaki her frekanstan yapian
yayini izleyeceklerdi. Delfi tum planlarimizi simdiye dek renmediyse bile,
Crowhaven denizaiti-dan yayma baslar baslamaz renecektir...
Ve Sarbuck'a saldiracak, ya da onu havaya uuracaktir, diye Denver Hunter'm
szle-rinit amam!ad-i.
Huner'in sesi ne dedii gulukle anlasilacak denli kisildi. Tanri onlara
yardim etsin,
250
diye mirildandi. Su anda onlara yalnizca Tanri yardim edebilir.
*
**
Pitt basindaki kulaklii hizla ikararak yere firlatti. Orospu ocuklari telsiz
balantimizi kestiler, dedi fkeyle. Eer Delfi ne yapacaimizi tahmin ederse,
bize bir tuzak hazirlayacaindan hi kuskun olmasin.
Senin gibi arkadaslarim olduunu bilmek ne harikulade bir sey, dedi Giordino,
yuzundeki alayli gulusle.
Ama sen sanslisin, diyen Pitt'in yuzun-deyse hibir gulumseme yoktu. Sanirim
Amiral Hunter su anda buyuk bir olasilikla grevden vazgeip geriye dnmemiz
iin dua ediyordur.
Byle bir sey olmaz, dedi Giordino ciddi ciddi. Sizler bu sari gzlu
palyaoyu gzunuzde fazla buyuttunuz. Seninle bir kasa viskisine bahse girerim
ki daha Delfi Pasifik'teki en buyuk iki denizalti hirsizinin oyununa geldiini
bile anlayamadan blgeye girip ikmis o-alacaiz.
yle diyorsan.
Dinle, bak, dedi Giordino bilmiscesine. Akli basinda hi kimse gecenin
karanliinda bir uai denize isteyerek indirmeye kalkmaz... yani senin disinda.
Bu Delfi denilen adam da olasilikla bizim bir kesif uusu yaptiimizi sanir. Ve
gun domadan nce herhangi bireyleme girisileceinden de hi kusku duymayacak
tir.
251
Senin bu iyimserliin hosuma gidiyor.
Ne de olsa, annem de her zaman azimin iyi laf yaptiini syler durur.
Peki, yolcular ne olacak?
Kimse onlara gelmeleri iin yaivarmads. Su anda arka tarafta belki de
vasiyetlerini ya-ziyorlardir. Simdi vazgeip de onian dus kirikliina uratmanin
gerei var mi?
Pekl, yleyse devam ediyoruz. diyen Pitt kumanda kolunun yanindan uzandi ve
altimetreye hafife vurdu. Kuuk beyaz ibreler dip izgilerde tembelce
hareketsiz duruyorlardi. Inis projektrlerini yakti ve hiz gstergesinin ibresi
saatte iki yuz yetmis mili gsterirken uain gvdesinin altindan kayip geen
okyanusu izledi. Sonra da ikinci kulaklii basma geirdi ve bir sure dikkatle
dinledi. Sualti isaret vericisinden gelen sinyaller en yuksek gucune
yaklasiyor, dedi. Inis iin son kontrolu yapsak iyi oiur.
Giordino tembel tembel i ekti, emniyet kemerini zdu ve arkadaki uus
muhendisinin yerine geti, sonra da kontrol listesini Pitt'e uzatti. Bana tek
tek oku, ben de kontrolunu yapayim.
Pit, Giordinon'un uzattii matbu listede-- kileri okuduka Giordino da
gerekli kontrolleri yapti.
Erken atesleme selektr anahtarlari.
Yuzde yirmi normal, diye Giordino karsilik verdi.
Karisim dereceleri.
Normal.
Pitt yeknesak bir sesie sikici ama gerek-
252
Ji olan bu isi surdurdu, bu arada da bir iki saniyede bir gzlerini yalnizca yuz
elli metre altindaki okyanusa evirerek dikkatle izledi. Ve elindeki kontrol
listesindeki son maddeye geldi.
Merkez kanat tanki valfi ve voltaj yukseltme anahtarlari.
Kapali, onlar da kapali.
Bu kadar, diyen Pit elindeki kontrol listesini omuzunun uzerinden geriye
firlatti. Nasilsa bir tiaha buna kimse gerek duymayacak.
Giordino kontrol panosunun uzerine eildi ve parmaiyla isaret ederek, Tam
karsi ufku-muzdaki yildizlar... gittike grunmez oluyorlar.
Pitt basini sallayarak onu doruladi. Sis bulutu.
Kisa bir sure sonra simsiyah ufukta uursuz bir leke belirdi. Pitt hiz
gstergesi saatte yuz yirmi mil olduunu gsterene dek motorlarin gazini yavas
yavas kisti.
Iste, simdi sihirbazlik gsterimiz basliyor, dedi Pitt yavasa ve Giordino'nun
siyah gzlerinin iine syle bir bakti... arkadasinin yuzunde her ne kadar
gulumseme yoktuysa da yine de sakin ve korkusuzdu.
Yuz derece flapla, sonra da kontrolu bana birakarak ana blmeye, tekilerin
yanina git ve onlara cani sikilmis bir tramvay bileti-si gibi davran.
Merak etme, onlari en ok esnetecek ykulerimi anlaacciim. Giordino yardimci
pilot koltuunun uzerinden uzanarak flap dumesi-
253
ni evirdi ve gstergedeki ibre yuz dereceye gelene dek dumeyi aik durumda
{uttu. Hosa kal, dostum, inisten sonra yine grusuruz. Pitt'in kolunu hafife
sikti ve dnerek pilot kabinini teketti.
Ruzgr yandan esmekteydi. Pitt C - 54'un ruzgrda suruklenmesini esitlemek iin
uai dumduz deil de, yan yan gturdu. Uak birka metre daha alalinca Pitt
inis projektrlerinin isiinda aydinlanan dalgalarin yuksekliini aika
grebildi. Yavasa bir sesle kendi kendine uai hibir isii grunmeyeek bir
biimde, yani dumduz indirebilmeyi diledi, ama tabii byle bir sey ok zordu.
Daha deil, daha deil, dedi durdu kafasinin iinde. mil sonra Uai isaret
vericisine ve sis bulutuna en yakin yere indirebilmek iin zamanlama ok -
nemliydi. Bu bir an meselesiydi, yoksa her sey bosa giderdi. Suya indikten
sonraysa uain hizi onu istenen blgeye gturmeye hl yeterli olurdu. Hiz
gstergesinde ibre yuz bes milin altina dusmekteydi.
Gayret bebeim. Dusmenin ,daha sirasi gelmedi.
Pitt tum dikkatini kanatlari dalgalara tam tutmaya verdi... eer kanat
ularindan biri bir dalgaya girerse, iste o zaman uak hemen yana doru buyuk
bir takla atardi. Pitt uai ok hafife alaltti ve devrilen bir dizi dalganin
tam arkasina soktu. Niyeti, uai bir dalga a-saiya doru inerken uzerine
oturtmakti, bylece dalganin inme meyili uain ilk arpma etkisini azaltacakti.
Uain pervaneleri suyu motorlarin arkalarina doru siratmaktaydi. Uak
254
suya ilk dokunduunda pilot kabininin pencerelerini de sis bulutu kaplamaya
basladi.
Ilk arpista ikan ses gk gurlemesini andiriyordu, ama ondan daha guluydu.
Yuvarlak ve kirmizi renkteki bir yangin sndurucusu a-sildii yerden firladi,
Pit'in omuzu uzerinden u-arak geti ve nundeki kontrol panosuna arparak onu
darmadain etti. Uak ilk dokunustan sonra suda seken bir tas gibi zipladiinda
Pitt de tam ilk arpma etkisinden kurtulmak uzereydi ki, uain aiimunyum
gvdesi ikinci kez suya buyuk bir gurultuyle arpti. Sonra da uain burnu bir
dalganin arka kismina girdi, ve C - 54 buyuk bir su serpintisinin tam ortasinda
birdenbire durdu kaldi.
Pitt saskin saskin sular damlayan n amdan disardaki sise bakindi. Basarmisti.
Uai paralanmadan bir butun olarak indirebilmisti. Uak o anda dalgalarla
birlikte tatli tatli alalip yukseliyordu. Uak, gvdesinin aldii hasar
derecesine gre suyun uzerinde yuzecekti, belki bir dakika, belki de gunlerce.
Pitt elektrik bataryasinin arpismadan kurtulduuna ve hl kabini aydinlatmaya
devam 'ettiini farkedince derin bir soluk verip rahatladi. Sonra da bataryanin
bosalmasini geciktirmek iin motorlarin atesleme anahtarlarini ve inis
projektrlerini kapadi. Suratle emniyet kemerini zdu ve hizla kapidan ikarak
arkadaki ana kabine geti.
Pitt bu kez karsindaki adamlari kendilerinden ok daha emin buldu. Crowhaven,
Pit'i grunce kalkti, yanma gelerek sirtini oksadi, -iekiler de islik alip
onu alkisladilar. Bu sere-
___ 255
moniye katilmayan yalnizca bes SAS koman-dosuydu. Onlar isbilircesine harekete
gemislerdi bile. Kais kapisini amaya ve teki adamlarin donatimlarini teker
teker kontrol etmeye baslamislardi.
iyi basardin, Dirk, dedi Giordino, azi kulaklarinda siritarak. Ben bile daha
iyisini yapamazdim.
Bunu sen sylediine gre deerli bir vgu olarak kabul ediyorum, dedi Pitt.
Sonra da sirtina hava tupunu, yuzune de maskeyi takarak abucak dalis takimini
kusandi.
Uak byle ne kadar sure yuzecek? diye Crowhaven sordu.
Alt blmeyi kontrol etti, dedi Giordino, bir yadan da Pitt'in sirtindaki hava
tuplerini gzden geiriyordu. Yalnizca kuuk bir sizinti var. o kadar.
Batmasi iin bir delik amamiz gereke-mez mi? diye Crowhaven sordu.
Akillica birsey olmaz, dedi Pitt. Delfi iinde murettebati olmayan
terkedilmis bir u-am yuzduunu rendiinde murettebatinin cankurtaran
sallarina bindiklerini dusunecektir. O nedenle ben de tum cankurtarma donatimini
Hickam'de birakmistim. Bylece uain cankurtaran sallarinin guvencede, salam
ve ailmamis olduklarini renemeyecektir. Insallah, biz asaidayken Deifi bizi
su yuzeyinde a-rar.
Insani Amiral yapmak iin daha kolay bir yol olmali, dedi Crowhaven alayli
alayli.
Pitt konusmasina devam etti. Denizaltiyi alistirip harekete geirdiinde
Amiral Hunter'-
256
a bir iki yuz eui kilosaykil uzerinden balanti kur.
Crowhaven'in gzleri kisildi. Sen beni aldatiyorsun. unku bu frekans ticari
bir frekanstir. Dediin gibi bin iki yuz elli kilosaylki uzerinden haber
gnderecek olursam sonra Federal Haberlesme Komisyonuyla basim belaya girer.
Olabilir, tabii,.> diye Pitt onu yorgun yorgun doruladi. Ama Delfi'nin de
hibir yayini kairmayan ok gulu bir yayin izleme istasyonu var. nceden
planlanmis frekansimizi ele geirdi bile. Sansimiz olur da gunesin dousunu
grebilecek denli yasarsak, ancak ondan sonra dediin sey iin kaygi, duymaya
baslariz.
Pitt paletleri ayaina geirdi ve hava regulatrunu kontrol etti. Ardindan da
aik kais kapisindan disariya doru eildi ve altindaki karanlia bir gz atti.
Uain burnu hafife asai doru bir durum alirken dalgalar da kanatlarin n
taraflarini enlemesine yikiyordu. Gi-ordino'ya dndu.
Sihirli kutunla hazir misin?
Giordino kolunu kaldirarak sinyal bulucusunu gsterdi.
Gidelim mi?
Evet, gidelim.
Haydi, ne ge ve bize bir denizalti bul, dedi Pitt, basiyla da ikis kapisini
isaret etti.
Giordino aizliini duzeltirken sirtini denize dnerek bir an iin oturdu. Sonra
da Pitt'e eliyle kaygisizca bir selam verdi ve geriye doru atlayarak denizde
grunmez oldu.
257 Girdap F : 17
Bes SAS komandosu, Crowhaven ve adamlari sessizce ve teker teker uain
disindaki karanlia atlayarak gzden kayboldular. Kapidan atlarken tumu de
suratlarini burusturmuslardi. Pitt asaiya bakti ve sualtindaki a-damlarm kipir
kipir yanon dalma fenerlerinin isiklarini, sonra da her edamin her feneri,
isiinda bir nundekini grecek biimde ynunu ayarladiini ve ardindan da
denizin derinliklerine doru yuzmeye basladiklarini izledi.
Uakta bir tek Pitt kalmisti. Pitt gzlerini uain iinde syle bir dolastirdi
ve hafta sonu tatilini geirmek iin kent disina giderken evini terkeden
herhangi birinin yaptii gibi kabin elektrik devre kutusunun kapaini ati,,
sonra da ierdeki tum isiklari sndurdu.
258-
ON BESINCI BLM
Karanlik ve ilik Pasifik suyu Pit'in basi uzerinde yine kapandi. Pitt
suya daldiktan sonra kendisini kisa bir sure serbest birakti ve a-irliiyla
gidebildii kadar gitti. Dalma fenerinin yuvarlak isin demeti alti metre
altindaki balikadami aydinlatti, adam Pitt'in ardindan gelip gelmediini
anlamak iin basini omuzunun izerinden evirmis geriye bakmaktaydi. Pitt
birdenbire konvoydaki son kisi olmanin tehlikeli olabileceini farketti. Ve
denizin boucu karanlii buyuk bir kuruntuya kapilmasina neden oldu. Aklina
gelebilecek her turde yirtici canlinin bacaklarindan hizli bir isiris yapacak
biimde yanina sokulmaya basladiklarindan emindi. Birka saniyede bir arkasina
dndu ve dalma fenerinin isiini her ynden dolastirdi, ama hibir gee
canavariyla karsilasmadi. Gruntu alanindaki tek garip grunumlu yaratik
altinda kayitsizca yuzen arkadasi balikadamdi.
Maskesinin ardinda deniz gibi hayal gibi belirmeye baslayinca Pitt'in
kuruntusu da bir
__oca__
L-\J<^J --
para azaldi... unku bildiine gre basasap bir durumda yuzuyor olmalrydi.
Kayalar hayaleti andiran yuzeyleriyle urkutucu sekiller olusturuyorlardi, ama
onlara yaklasip da eliyle kaba ve sert yuzeylerine dokunduunda birer eski dosta
dnusuyorlardi.
Sinirli bir kalamar denizdeki yasamin ilk belirtisi olarak dar grus aisinin
nunden hizla geerek kayboldu. Daha sonra kaya olusumlari gittike azaldi,
kumla kapli deniz tabani grunmeye basladi. Hareket eden bir suru isin demetinin
ardinda kocaman siyah bir sekil belirince de Pitt'in adrenalini vucudunda hizla
yukseliverdi.
Karanliin iinde buyuk bir hayali canavari andiran Starbucfc ayni biraktii
durumda yatmaktaydi. Ayak vuruslarini hizlandiran Pitt tum adamlari geerek
konvoyun en nune u-iasti ve Giordino'nun kolunu yakalayarak gzlerini
arkadasinin maskesinin ardina dikti. Pitt'in dalma fenerinin isiindan rahatsiz
olan maskenin ardindaki Giordino'nun yuzu hafife burustu, ama gzleri piril
pirildi ve aizlii olmasina karsin siritisi Basardik der gibi aik ve
seikti.
Pitt mesaj tahtasina birka szcuk yazdi ve eliyle Crowahven'e isaret ederek
tahtayi yuzune doru kaldirdi.
BURADA AYRILIYORUZ. STARBUCK SZINDIR.
Crowhaven anladiini belirten bir bas isareti yapti, bu arada yuzunun yanindan
kurtulan birka sari sai da suyun iinde dalgalandi. Crowhcven hemen
arkadaslarini daitma-
260
ya basladi. Drt denizaltici ve bir SAS komandosu denizaltiya su basili n
torpil blmesinden girecekler ve daha nce Martha Ann'in a-damlarinin atiklari
valfleri ve kapaklari kapatacaklardi. Geri kalanlar da ki kais blmesinden
denizaltinin kuru blmune girecekler ve ortadaki kontrol odasina doru
ilerleyeceklerdi.
Denizalticilarin korkusu tumuyle kaybolmustu. Bundan byle kendi beceri ve
deneyimlerine guveneceklerdi. nceki adamlar tek bir grup olarak denizaltiya
girdiler, ama kitaki a-damlar kais blmesinin kukluu nedeniyle u gruba
ayrilmak zorunda kaldilar. Pitt ik bes adam denizaltiya girdikten sonra ikis
kapisini arkalarindan kapadi ve kais blmesinden ati-fan suyun aktiini
hissedene dek bekledi. Sonra da biainin kabzasini tekneye u kez vurdu. Hemen
karsiliinda da ierden u bouk vurma sesi geldi, bu 'su ona dek hibir sorun
omadij anlamina gelmekteydi. Pitt dar ust guverte boyunca denizaltinin burnuna
doru yuzdu ve orada da ayni vuruslari yapti. Bu kez aldii yanitlar su basmis
torpil blmesinin akustii nedeniyle hemen hemen duyulmayacak den-fi ok zayif
geldi.
Pitt yine mesaj tahtasina birseyler yazdi ve Giordino'ya gsterdi.
GiRiS BURALARDA. 18 DAKIKA.
Giordino Pitt'in ne demek istediini anladi. On sekiz dakikalik havalari
kalmisti ve sualti dainin girisini arastirmak zorunda olacaklari tum zamanlan
buydu. Pitt, Giordino'nun omuzuna hafife vurdu ve saa doru ileriye
261
atildi. Giordino, Pitt'in kayar gibi ilerleyen seklini izledi ve dalma fenerinin
titrek isiklarinda beliren urkutucu deniz grunumunun uzerinden sessizce kayip
ilerlediler. Getikleri yerleri ezberlemeye urasmadilar, ama onun yerine
havalari tukenmeden nce Starbuck'in yeniden bulmalarini salayacak tek sey olan
Pitt'in so bileindeki aygita guvendiler.
ilk karsilasmalari dalma fenerinin iki sutun gibi uzanan isiinda yavas yavas
sekillesen Girdabin baska bir kurbaniyia oldu. Teknenin yanindaki elik tabaklar
dumduz ve tertemizdi. zerlerinde hibir bitki olusumu yoktu, belli ki yeni bir
kurbandi. Pitt sasirdi, unku kayip gemilerin listesini incelemisti ve Starbuck
disinda son alti ay iinde kaybolduu bildirilen hibir gemi olmamisti. Nasil
olurdu da bu buyuklukteki bir gemi varis limanina geciktii bildirilmeden
ortadan kaybolabilirdi?
Gemi ktu sonunu bir turlu kabul etmek istemiyormus da hl su yuzeyinde
seyrediyor-mus gibi dimdik oturuyordu. Iki adam geminin bombos guverteleri
uzerinden getiler ve bunun bir zamanlar bir baliki teknesi, hem de buyuk bir
baliki teknesi olduunu grduler. ok yazik, diye Pitt aklindan geirdi .Guzel
bir gemiydi, kuskusuz. Kupestesi piril pirildi ve ust yapisinda birok gelismis
elektronik tarayicilar ve antenler gze arpiyordu.
O ana dek Delfi'nin adamlariyla karsilasmamislardi ama yine de bir nlem olarak
kendisi geminin kaptan kprusunu arastirirken Gi-ordino'nun da gzculuk ederek
disarda beklemesini isaretle anlatti. Giordino anladiini be-
262
lirten bir el isareti yapti, sonra da kprunun sancak kanadi altindaki bir
blmenin yanma sokuldu, dalma fenerini sndurdu ve bir anda karanlia gmuldu.
Pitt sessizce dumen kskunun aik kapisindan ieriye suzuldu. Garip grunumlu
evresine tuttuu fenerinin yuvarlak isin demetini drt bir yaninda dolastirdi.
Gzlerine tavana doru yukselen ve sonra da aik bir delikten yok olan irkin,
saydam bir yilan takildi. Bir sure sonra bunu bir baskasi izledi. Bu yilanlar,
nce kabinin tavanina oradan da su yuzeyine ikmak iin aik bir delikte yok
olan kendi hava kabarciklariydi.
Pitt gemide ne renmeyi umduunu bilmiyordu ama bulduu bu gemi yillarca bir
karabasan olarak duslerini susleyecekti. Akintiyla ne arkaya katlanan haritalar
masanin uzerinde duruyordu ve hl dokunulacak denli sertti, hi
bozulmamislardi, sanki gemi daha dun batmis gibiydi. Dumen dolabinin parmaklii
kendisini bundan byle hi kimsenin kullanmayacaini biliyormus gibi insani
etkileyen bir u-mutsuzlukla yanlara doru uzanmaktaydi. Pusula dolabinin pirin
koruyucusu fenerin hafif isiinda parildadi, pusulanin ibresiyse hl buyuk bir
balilikla unutulmus bir rotayi gstermekteydi. Makine telgraf aygitinin okuysa
STOP durumundaydi.
Pitt yakinina eildi, dikkatini eken bir sey olmustu, isaret kolunun altindaki
sayilar ngi-izce deildi. Bir an iin dikkatle inceledi, sonra yine pusula
dolabinin yanina yuzdu, Fenerin isiini pusula kapainin uzerine vidayla tuttu-
263
rulmus geminin adi yazili tabeieya yneltti, Rusa Dilgisi yirmi szcuu asmazdi
ama yine de animsayabildii Rus harfleriyle geminin adini zebildi: ANDREI
VYBORG.
Demek ki Rus casus teknesi Starbuck'i bulmustu, diye Pitt dusundu. Ama bu
yalnizca batirilip Starbuck'm yakinina yatmasina yaramisti, Oelfi ve
korsanlarinin sayesinde, tabii, Pitt'in daha ok dusunecek zamani yoktu. Tam o
anda sol omuzuna arkadan birsey dokundu. Pitt hizla dndu, isii adamin yuzunu
aydinlatti.
Bu yuz korkun derecede olaandisiydi ve ok ktu bir biimde eri buru
olmustu. Aik azindaki beyaz disleri parliyordu ve kirpmadii tek gzuyle
bakiyordu, teki gzundeyse kuuk bir yenge vardi. Yenge gzun yansini yemis,
gz ukurundcki yoluna devam ediyordu. Sessiz ve acimasiz bir akintinin
etkisiyle, sanki sarhos bir sokak serseri el kol isaretiyle airiyormus gibi,
adamin kollari kalkip dustu. Korkun sey bir metre alaldi ve gruntuden olduu
yerde donup kalan Pitt'e doru hareket etti.
Pitt luyu ilgincasina itti, sonra da lunun dumen kskundeki bir i kapi
araliina doru yuzerek karanliin iinde kaybolusunu izledi.
Rus gemisinde daha fazla grulecek bir sey, ya da yapilacak bir is kalmamisti.
Gemiyi bir an nce terketmenin zamani gelmisti. Kendisinin ve Giordino'nun yedek
havaya baslamalari iin ancak birka dakikalari kalmisti.
Giordino uzaktan ses dalgalari geldiini duyduunda hl sancak kanadinin
altindaki
264
L
blmede nbet tutmaktaydi. Hemen yukariya dumen kskune yuzdu ve o anda ierden
ikmakta olan Pitt'e fenerini sndurmesini isaret etti.
Pitt Gicrdino'nun isteini yerine getirdi ve ikisi de umbuzun altina meldi.
nce birka saniye yakasan bir elektrik motorunun gurultusunu dinlediler, sonra
da zayif bir isik belirdi.
ilk bakista garip ve ilkel bir deniz yaratiin.! andiriyordu. Oysa yaklastika
bunun bir yunusbalii biiminde yapilmis, arkasinda kontrol iin yassi bir
kuyruk bulunan bir sualti tasiti olduunu grebildiler. Duzgun ve parlak mini -
tasita iki kisi ata biner gibi binmisti. nde oturani dumeni kullaniyor, arkada
oturaniysa araci ynetip kaptanlik ediyordu. Kitaki kuuk bir pervane suyu
arparak dvuyor ve iki adami .denizin derinliklerinde yaklasik bes mil hizla
gturuyordu. Tasit ve yolculari dosdoru Andrei Vyborg'un kaptan kprusune doru
geliyordu.
Pitt ve Giordino umbuzun altina iyice sokuldular. Soluklarini tutmalari iin
ok ge kal-.mislardi. Hava kabarciklarinin yukariya, tasitin yolu uzerine doru
yukselmelerini aresizce izlemekten baska ellerinden bir sey gelmedi. Sonra da
iki adam tek bir hareketle ayni anda -biaklarini ekti ve kainilmaz atisma
iin beklemeye basladilar... unku hava kabarciklarindan olusan iki izi
kendilerini aia ikarmaya yetecekti.
Tasit n serenin evresinden dolanarak du-men kskune yaklasti. yle yakindilar
ki, Pitt
265
tasittaki adamlarin guslerine tutturulmus kuuk soluma aygitlarini bile aika
grebildi, biai daha siki kavradi. Adamlarin garip silahtarinin kendi kuuk
biaindan ok ustun olduklarini bildiinden ilk atakta basarili olabilmek iin
ileriye atilmaya iyice hazirlandi.
Gerilim dolu an geip gitti. Tasit son anda burnunu birdenbire havaya yneltti,
hava kabarciklarinin iinden geerek kprunun uzerinde gzden kayboldu.
Motorunun sesi yavas yavas duyulmaz oldu. Hemen hemen ayni anda da isii
grunmez oldu, birka saniye sonra da suyu dven pervanesinin sesi kesildi.
Giordino fenerini yakti ve Pitt onun saskin saskin sorarcasina omuz silktiini
grdu. Ve birden Pitt yavas yavas anlamaya basladi. Andrei Vyborg'un hava
bosluklarinin tumu daha bosalmamisti. Teknesi ve ust yapisi boyunca her yerde
kuuk kuuk hava ve ya karisimlari olusuyor, sonra da tembel tembel okyanus
yuzeyine doru yukseliyorlardi. Anlasilan, Detfi'nin adamlari batik bir geminin
iinde hapis olan havayi disariya aylarca hatta bazen de yillarca attiini
bildiklerinden kendilerinden ikan hava kabarciklarina da aldirmamislardi.
Pit saatini hafife tiklatti ve mini - tasitin gittii ynu isaret etti.
Giordino basini sallayarak anladiini belirtti. Geminin parmakliini astilar ve
dipteki bitki rtusunun kendilerini gizlemesi iin deniz tabanina indiler.
Andrei Vyborg'un teknesi gerilerde kalirken Pitt omuzunurt uzerinden son bir
bakis atti. Su anda Amerikalilar onun mezarinin nerede olduunu biliyorlardi ama
Ruslara onu nerede bulabilecekleri;
266
L
hibir zaman sylemeyecekti, Pitt bundan emindi.
Pitt'in derinlik lulerindeki rakamlar yukselmeye basladi, unku Pitt
Giordino'yu sualti daindaki bir yamatan yukariya ikarmaktaydi. Su douktu,
hem de Pasifik'in bu blumunde olmasi gerektiinden ok souktu. Gzleri
fenerlerinin isik uzantilarina dikilmis, dipte herhangi bir hareket belirlemeye
alisiyorlardi, a-ma ne var ki insan yapisi olduunu kanitlayacak hibir
geometrik sekil ya da yapiyla karsilasmadilar. Bir giris olmasi gerekir, diye
Pitt aklindan geirdi. Mini-asit bir yerlerden gelmis olmaliydi.
O anda geriye dnme zamanini amislardi, bir daha Satrbuck'm guvencesine
ulasabilme sanslari kalmamisti. Hava tanklari iyice azalana dek ilerlemek, sonra
da Monitor'dan atilacak fuzenin patlamasiyla vucutlari birer et yiinina
dnusmeden nce kurtarilmak gibi asla gereklesmeyecek bir umutla su yuzeyine
ikmaktan baska yapacaklari hibir seenekleri yoktu.
Pitt ansizin, su isisindaki deisiklii farketti. Su daha sicakti, belki bes
derece kadar. Iste o anda, nunde kuuk kuuk dnen bulutlar biiminde kumu
supuren ve su yosunlarini da yamaca yatay bir biimde yatiran ok gulu bir
akinti yamatan asaiya doru indi. Aniden kopup gelen bu gulu akinti iki adama
hizla arpti ve onlari kasirgaya yakalanmis birer ping-pong toplan gibi deniz
tabanina doru firlatti. Akintinin etkisiyle iki adam su yosunlarindan olusan
bir ormanin iinde suruklendi, yo-
-267-
sunlarm yapraklari yuzlerini izerek yanaklarinda ve alinlarinda birer kirmizi
iz olusturdu.
Pitt bir takla atti ve deniz bitkilerinden olusan kalin bir tabakayla kapli
buyuk bir kaya ikintisina arpti. Yesil bitkiler ellerinin arasinda kaydi ve
kayanin uzerindeki kabukla canlilar topluluunun keskin kenarlari kauuk
balikadam giysisinin iine gmuldu, Pitt bir an iin Kayalara ylece yapisti
kaldi, ama gulu akinti onu yine nune katip suruklemeye basladi. Iste, o anda
bacaini birseyin yakaladiini hissetti. Bu, kasiinin tam altindan bacaina
dolanan ve kendisini bir hidrolik mengene gibi tum gucuyle yakalayan
Giordino'nun kofuydu.
Pitt, Oiordino'nun maskesinin iine bakti ve o anda kahverengi gzlerden birinin
kendisine gz kirptiini grduune bile yemin edebilirdi. !ki adamin birlesik
airlii akintinin suruklenmesini azaltmisti bile, ama bundan da nemlisi
Giordino'nun kendisini yakalamasi kum bulutu ve suyosunlari arasinda dne dne
yaptiklari ilginca yolculuk sirasinda birbirlerinden uzaklasmasini nlemisti.
Pitt hafif bir madeni ses farketti. Bouk bir an sesi gibi tekrarlanan bu garip
ses kayalara arparak ezilen hava tuplerinden ikiyordu. Pitt bir anda arkaya
devrildi ve fenerinin isii yukariyi aydinlatti, bu orada da ok kisa bir sure
isikta beliren yuzeyi izledi. Sonra da dokunmak ister gibi elini uzatti, ama
hemen aklinin basinda olmadiini anladi ve kendisini toparlayip ancak son anda
kolunu yukariya kaldirarak midye kapli buyuk bir kayaya hizla*
arpmaktan yuzunu koruyabildi.
arpmanin sok etkisi yapan ilk birka saniyesinde Pitt'i koruyan sey kauuk
balikadam giysisinin kalinlii oldu. Ama bu bile onu tumuyle korumaya
yeterli deildi. Kayalardaki keskin midyeler kauuu ve iindeki naylon
astan kesip getiler. Pitt'in kolu evresinde kendi kanindan bir bulut
olusurken Pitt de aciyla kivrandi. Sonra da yuzundeki maske paralandi ve bir
anda gzlerine, burnuna hizla dnen kum tanecikleri dolmaya basladi.
Burnundaki kumu disariya atmak iin kuvvetle soluk vermeye alisti, ama bu
davranisi rahatsizliini, daha da arttirmaktan baska bir ise yaramadi. Kum
v'e tuzlu suyun birlikte saldirisindan gzleri yanmaktaydi. Ansizin
gzkapaklarinin kapanmasi da kafasini firil firil dnen bir karanlia itti.
Sonra da Pitt'in kafasi alak bir kayaya arpti ve gzlerinin nunde rengarenk
bulutlar uusarak kendinden geti. Bacaina tutunan Gicrdino Pitt'in vucudunun
gevseyerek kmeye basladiini hissetti, bu arada Pitt'in daima feneri de ailan
elinden kayarak dibe dustu. Pitt'in bayildiini anlayan Giordino fenerini
Pitt'in yuzune tuttu ve aizliinin hl disleri arasinda olduunu grunce de
rahatladi ve kut kollarini yine Pitt'in bacaina sikica dolayarak ona asilmaya
devam en\.
Giordino'nun altindan kumlu bir taslik geiyordu. Giordino ayaklarini uzatarak
umutsuzca fren yapmaya ve akintidan kurtulmaya alisti. Bu arada her iki
ayaindaki palet yirtildi, ayak-larindaki ve topuklarindaki derisi yuzuldu. Gi-
268
269
ordino dislerini hava hortumunun aizliini kesecek denli ok sikti ve kanayan
ayaklarini kuma biraz daha gmdu. Ayaklari tutusunu sona erdirmeden nce de
boyun een deniz tabanin--da oluk gibi iki derin iz olusturdu.
Ansizin, tipki fareyi yaran bir kedi gibi, ha-iin sualti akintisi da kendilerini
yolundan disari--ya atarak terketti. Giordino hizla uzandi ve bir -avu deniz
imenini yakalayarak bilinsiz bedenini dipteki krateri andiran kuuk bir hava
bosluuna doru ekti. Kisa bir sure sonra da ellerini gevseterek sakin suda
asaiya doru ikaydi ve Pitt'i de yavasa yanina ekip yatirdi.
* **
Pearl Harbuor'daki hareket merkezi buyuk 'bir sessizlik iindeydi. Daktilo
makineleri sessizdi, bilgisayarlar alismiyordu, bant makaralari da gzkapaklari
olmayan kocaman birer -gz gibi duruyorlardi. Grevlilerin yarisi telsizin
.evresinde kumelenmisti. Erkekler konusmadan dusunceli dusunceli sigaralarini
tutturuyorlar, solgun ve yorgun grunen kadinlar da sinirli sinirli kahvelerini
iiyorlardi. Havadaki gerginlik iyice artmisti ve bu herkesin sinirlerini
perisan etmisti. Hunter ve Denver telsizcinin iki -yaninda oturmus, kan oturmus
yorgun gzleriyle birbirlerine bakmaktaydilar.
Denver gus cebinden kuuk bir plastik sise rkardi ve masanin uzerinde ileri
geri yuvarlayarak siseyle tembel tembel oynadi. Hun-ier ,bir sure Danver'i
izledi, sonra da sorarcasi-
270
na kaslarini kaldirdi. Nedir o?
Danver plastik siseyi alip Hunter'a gsterdi, iindeki sivinin analiz edilmesi
iin Pitt vermisti. Sivi daha nce bir siringanin iindeydi. Onu sana Pitt mi
verdi? diye Hunter is-raria sordu. Ne var iinde?
DG-10, dedi Denver kisaca. Bilinen en ldurucu zehirlerden biri. Anlasmasi
son dere-'ce gu. Bunun zerkedildii vucut tipki bir kalp krizi belirtileri
gsteriyor.
Pitt bununla ne yapiyordu ki? Denver omuz silkti. Bilmiyorum. Bu konuda azi
ok sikiydi. Bana yalnizca sonunda renebileceimizi sylemekle yetindi.
Hunter'in gzleri uzaklara dafdi. Bir bitmece, o adam basli basina bir
bilmece... Telefon, Amiralim.
Hunter'in konusmasi bir subayin bir telefon almacini uzatmasiyla kesildi.
Kim ariyor?
Subay bir an unutmus gibi grundu, sonra da duraksayarak konustu. POPO radyo
istas-. yonundan sabaha karsi programinin diskcoke-yi Aloha Willie.
Hunter'in azi bir karis aik kaldi. Bu da ne demek oluyor, Bayim? Kahrolasi
hibir disk-cokeyle konusmak istemiyorum. Hem bizim zet haltimiza girebilmeyi
nasil becermis?
Subay son derece huzursuz grunuyordu. ok ivedi olduunu syledi, efendim.
Yarisma bilmecesi de: 'Karatavuk yerlesmek iin yuvaya geldi.' Yanitini
bilirseniz bir dul kazanacaimizi syledi.
271
Ns biim samaiik bu byle? diye Hunter birden fkeyle patladi. O atlak
herife syle de... Ansizin Kunter'in gzlen kisilirken dudaklari da dondu
kaldi. Aman Tamim, Crow-haven.
Hunter hemen almaci kapti ve te yandaki sesle hizli hizli konusmaya basladi.
Sonra da almaci saskin saskin bakan subaya geri u-zatti ve Denver's dndu.
Crowhaven Honolulu radyo istasyonunun frekansi uzerinden mesaj gnderiyor.
O anda Denver'in yuzunde beliren tam bir saskinlikti. Anlamiyorum.
Akillica bir dusunus. Hem de yok akillica, dedi Hunter heyecanli heyecanli.
Delfi bir ticari radyo istasyonunun frekansini izlemeyi dunyada akil
etmeyecektir, hem de Rock-and-Roll programi sirasinda. Sabahin bu saatinde bu
programi dinleyen bir avu genten baska hikimse yoktur. Telsizcinin uzerine
eildi. Frekansi bin iki yuz elli kilosaykila ayarla.
nce beton duvarlardaki hoparlrde orada bulunanlarin kulak zarlarini patlatacak
denli yuksek seste bir muzik duyuldu. Daha sonra da saskin topluluun ilk an
sokundan kurtulup telsizcinin evresine toplanmasina firsat kalmadan hoparlrden
szcukleri makineli tufek gibi birbiri ardina siralayan ok tiz bir ses duyuldu.
Hey, oradakiler, siz sabahin bu erken saatinde kus gzleyenler. Ben Aloha
Willie. alinan plaklari bilmeye alisarak yapacainiz avlariniz iin birka
unlu sarkicinin da syledii en sevilen kirk parayla tropik dalgalari asip
272
sizlere ulasiyorum. Saat su anda tam u elli,. Pekala, hazir misiniz?
Kulaklarinizi bize iyice vererek az sevilen yuzunu alacaimiz Buyuk Baba ve
etesinin syledii en son komik plai dinleyin. Evet, Buyuk Baba seni
dinliyoruz. Hareket merkezindeki telsizci yayin dumesine dokundu ve radyo
yayinini keserek araya girdi. Buyuk Baba eteyi ariyor. Yanit verin, lutfen.
Tamam.
Burasi ete. Buyuk Baba duyuyor musun? Tamam.
Denver hizla yerinden firladi. Bu, Crow-haven. Basarmis! Bizi Starbuck'm
iinden ariyor.
Sizi duyuyoruz ete. Tamam.
Son durumu bildiriyorum. Konuklar: Bir sayi, bir vurus, u hata. Ev sahibi
Takim: Sayi yok, u vurus, drt hata.
Hunter bos gzlerle dik dik hoparlre bakti. Sifre kayiplari bildiriyor.
Gowrhaven deniz-altiyi kontrolu altina almis ama bu ona bir Jii ve u yaraliya
malolmus.
Sonucu aldik ete, dedi telsizci yeknesak bir sesle. Basarilari iin konuk
takimi kutlariz. Sahayi ne zaman terkedebilirler?
Yanit duraksamadan hemen geldi. Oyuncular su anda istim aliyorlar. Soyunma
odasinin da bir saat iinde bosaltilmasi gerekiyor. Otobuse binip saat 04.04'den
nce stadyumu terkedeeiz.
Denver sevinli yuzunde beliren ve azi kulaklarina varan bir gulumsemeyle
yumruunu masaya vurdu. Reaktrler turbinlere istim u-retiyormus, bir saat
iinde de n torpil bl-
_273 Girdap F : 18
mesindeki suya tumuyle bosaltaaklarmis. Tanriya Sukur, programa gre
ilerdeler.
Hunter uzandi ve mikrofonu telsizciden aidi.
ete. Ben Buyuk Baba. Evlat nerede?
Evlat ve arkadasi kayip altin madenini bulmak iin tepeyi arastirmaya gittiler.
O zamandan beri de hibir haber alamadik. lde 'kaybolduklarini ve sularinin
tukendiini saniyoruz.
Hunter mikrofonu sessizce yere birakti. Bu szleri evirmeye gerek yoktu, unku
mesaj ok aikti.
Saat 05.00'de size sporda son haberleri vermeyi yine surdureceiz, diye
Crowhaven'in sesi devam etti. ete'den simdilik bu kadar.
Aloha Willie bir an bile duraksamadan yine ilk yayina dndu.
Iste, aliyoruz. Simdi de listelerde on ikinci sirada para: Avery Anson Pants
syluyor. 'Buyuk Bikini Hirsizlii...'
Telsizci hoparlrun dumesini evirerek kapadi. Saat 05.00'e dek tamam,
efendim.
Amiral Hunter yavasa yuruyerek uzaklasti ve kendini bir koltua birakti. Sonra
da gzlerini duvara dikerek aptal aptal bakindi.
ok yuksek bir bedel, dedi Hunter ya-
-vasa.
Pitt. Crowhaven'le birlikte kalmaliydi,* dedi Denver aci dolu bir sesle.
Kizinizi aramaya asla gitmemeliydi... Denver hemen sustu, ama ok ge
kalmisti.
Hunter basini kaldirarak Denver'a bakti. .Adrian'i aramasi iin Pitt'e izin
vermedim.
274
Biliyorum, efendim, diyen Denver aresizce omuz silkti. Onu bu isten
caydirmaya alistim, ama o bir kez denemekte israr etti. Istedii seyi yapiyor.
Istedii seyi yapti, dedi Hunter ok yavas, bir sesle ve umutsuzca.
Yuruyen lunun ulkesine hos geldin. Pitt gzlerini yavasa yukariya doru
kaldirdi ve Giordino'nun her zaman siritan yuzune bakti.
Yuruyen kim? diye Pitt homurdandi. O anda yine baygin olmayi, yarali kolundaki
yakici alicinin ve arptii kafasindaki zonklamanin baskasinda olmasini isterdi.
Hi kimildamadi, yalnizca olduu yerde ylece yatti ve tum vucuduna yayilan ari
denizini hissetti.
Bir ara sana artik bir tabut gerekeceini" dusundum, dedi Giordino.
Pitt elini uzatti, Giordino da tutup ekerek Pitt'i oturttu. Sonra da Pitt kumu
ve tuzlu suyu ikarmak iin gzlerini kirpistirdi. Hangi cehennemdeyiz byle?
Bir sualti maarasinda, diye Giordino yanitladi. Burasini sen bayildiktan ve
kahrolasi akintidan kurtulduktan hemen sonra buldum. Pitt evresine,
Giordino'nun arpmaktan gmus dalma feneriyle yari aydinlanan kuuk
blmeye bakindi. Asai yukari alti metre genisliinde, dokuz metre
uzunluundaydi ve tavanin yukseklii de iki, u metre arasindaydi. Taban
kisminin drtte uu suyla kapliydi, gen kalaniysa o anda Giordino'nun ve
kendisinin u-
275
zerinde dinledii bir kaya tabakasindan olusuyordu. Maaranin duvarlari dumduzdu
ve korkmus karincalar gibi kaya tabakasindan kaan bir suru yengele kapliydi.
Acaba ne kadar derinlikteyiz? dye Pitt mirildandi.
Derinlik lerim yirmi drt metre derinde olduumuzu gsteriyor.
Pitt o anda bir sigaranin zlemini duydu, Sonra da siyah renkteki kauuk
balikadam giysisini lekeleyen kanina sess-izce, buyulenmis gzlerle bakarak
vucudunu kayaliin uzerinde eke eke bir duvarin yanina ulasti ve sirtini
duvara yasladi.
Yanimda bir fotoraf makinesi olmamasi ok yazik, dedi Giordino. Yoksa buyuk
ilgi uyandiracak bir yku olustururdun.
Aslinda olduundan daha ktu grunuyor, o kadar, diye Pitt yalan syledi.
Sonra da basiyla Giordino'nun ayaklarini isaret etti. Ama senin su bcek
ezicilerin iin ayni seyi syleyemeyeceime uzgunum.
yle, haklisin. Bu kuuk domuzcuklarin bir sure ise yarayacaini sanmiyorum.
Giordino ksurup balgam ikardi ve onu suya tu kurdu. Simdi ne olacak?
Geriye dnup disariya ikamayiz, dedi Pitt dusunceli dusunceli. Bylesine ok
kan-ia on millik bir blgedeki tum kpekbaliklarini uzerimize ekeriz. Bir an
durdu, saatine bakti ve sonra da gzlerini suya dikti. Monitr fuzeyi
firlatmadan nce hemen hemen daha iki saatimiz var. Bunu evreyi arastirarak
geirmeye ne dersin?
276-
Gordino'nun yuzundeki anlatimda heyecanin kirintisi bile yoktu. Hi de maara
kesif-Jeriyle urasacak durumumuz yok, hani.
Ama bos oturup durmaktan ne abuk sikildiimi bilirsin.
Giordino yorgun yorgun basini iki yana sa-ladi. Ne yapalim, arkadas hatiri
iin katlanacaiz. Bir yengeci dikkatle nisanladi, sonra da tukurdu ama
denk getiremedi. Kaldi ki, so-.nunda ne olursa olsun bu yaratiklarla birlikte
bir gece geirmekten daha iyidir, sanirim. Elimizdeki donatimin durumu nedir?
'Bunu sormayacaini umuyordum, dedi Giordino. Elimizdekiler de tipki
benim durumumda. Byle dediim iin beni baisla ama son nefeslerini vermek
uzere olan tanklarimiz disinda tam olarak bir maskemiz, on iki metre naylon
ipimiz, bir tek palet ve bir de pili bitmek uzere olan bu fenerimiz var.
Pitt paleti tek ayaina geirdi ve naylon i-pin bir ucunu beline baladi. Sen
burada dinlenmene bak, bu arada da su ipin teki ucunu tut. kez asilma
hissettiinde buradan elinden geldiince abuk ka. Iki asilma hissettiinde ipi
hizla ekmeye basla. Bir asilma hissettiinde de beni izle.
Burasi sikici olacak, diye Giordino i ekti. Yalnizca ben ve yengeler
olacaiz.
Pitt siritti. Kaygilanma, yalnizliin uzun surmeyecek.
Pi feneri eline aldi ve kaya tabakasinin kenarina oturdu. Vucudundaki tum
karbon di-oksiti atip iyice temizlenmek iin birok kez soluk alip verdi Sonunda
cierlerinin daha ou-
277
nu almayacaina ikna olarak yavasa karanlik suya kaydi, maaranin dibine doru
yuzmeye, basladi.
Pitt mukemmel bir dalgiti. Sualtinda soiu-unu tutarak yaklasik iki dakika
kalabilirdi. Pitt' in adaleleri aridi ve kolundaki kesikler tuzlu sudan yandi,
ama yine de bir eliyle feneri tutup yolunu aydinlatirken teki eliyle de duva-m
dumduz yuzeyine dokuna dokuna dalmaya devam etti. Duvar dar bir aiyla drt
buuk metrelik bir eim olusturdu, sonra da enlemesine yatay olarak uzanan dar
bir boslua dnustu. Pitt'in yoluna bir kaya parasi ikti, az kalsin
ilerlemesini engelleyecekti, ama Pitt bu engelin uzerinden yilan gibi kivrilarak
gemeyi basardi ve bosluun iki yanindaki duvarlarin grus alanindan
genisleyerek uzaklasmaya basladiklarini farketti. Ardindan da ayaindaki paleti
hafife oynatarak yukariya, yeni bir blmeye doru yukseldi.
Pitt birka saniye iinde hos kokulu havasi olan ve yumusak sari renkte bir
parlaklikla aydinlanan bir galeriye ulasti. Burasi sapsari bir dunyaydi.
Glgeleri bile sarinin tonlarindan olusan bir sari renk dunyasiydi. Tavan en az
alti metre yukseklikteydi ve hemen her yere kuuk su damlaciklari damlamasina
neden olan bir suru kuuk sarkitlarla parildiyordu.
Pitt basamaklarinda garip grunumlu ugen biiminde oyuklar bulunan ve uzun
kivrimli bir tunele doru uzanan kayalarin yontul-masiyla olusturulmus buyuk bir
merdiven ynunde sari renkli suda kurbaalama yuzerek i-lerledi. Ayak yerine
balik kuyruu bulunan sa-
278
kollari kseli kesilmis iki erkek haykeli merdiven sahanliinda sfenk gibi
melmis oturuyordu. Heykeller tavandan damlayan sularin etkisiyle ok
asinmislardi ve grunuslerine bakilirsa son derece de eskiydiler.
Pitt kalasini kaldirarak merdiven sahanliin en alt basamaina oturdu. Isiin
garip yabanciliina alistirmak iin gzlerini kirpistirarak yuzundeki maskeyi
ikardi. zerindeki kauuk balikadam giysisi yarali kolunu iyice rahatsiz etmeye
baslamisti. Yavasa ve kolundaki kesiklere dikkat ederek giysiyi ikarmayi
basardi. Beine doladii ipi zduunde geriye ancak iki metrelik bir ip
kaldiini grdu. Ipi gergin duruma getirdi ve bir kez hizla asildi. Sonra da
ipin gerildiini hisseder hissetmez Gior-dino'nun kivircik sali kafasi grunene
dek ipi iki eliyle ekti.
Sapsari bir cehenneme gelmisim, dedi Giordino, azindaki suyu puskurterek.
Gzlerinin nune dusen salarini itti ve elini Pitt'e u-zatti.
Delfi'nin Korku Evine hos geldin, diyen Pitt Giordino'nun elini yakaladi ve
onu sudan ekip basamain uzerine ikardi.
Giordino basiyla heykelleri isaret etti. Karsilama heyeti mi? Sonra da elini
heykellerden birinin sakalinda ve yuzunde dolastirdi. Bu garip isia neyin
neden olduu konusunda bir fikrin var mi?
Grunuse bakilirsa, isik kayalardan yayiliyor.
Haklisin, diye Giodino da onayladi. Su elime bir bak. Avucunu kaldirdi,
derisi ok ha-
279
fif bir isik yayiyordu. Iindeki bilesimin kimyasal analizini tam olarak
bilemem ama fosfor oraninin olduka yuksek olduuna eminim.
Fosforun bu denli ok parladiini bilmezdim, dedi Pitt.
Giordino havayi kokladi. Okaliptus kokusu aliyorum.
Okaliptus yai. Bunu, havanin nemini a-zaltmak ve bayatlatmasini nlemek iin
kullaniyorlar.
Giordino yarali ayaklarina dikkat ederek yavasa uzerindeki balikadam giysisini
ikarmaya basladi. Pitt bu garip isiin altinda Gior-dino'nun ayaklarinin kemie
kadar parampara olduunu ve uzerindekini ikarinca da ayaklarinin evresinde
yayilan bir kan glu olustuunu grdu. Ama hl yuruyebilecek durumda, diye Pitt
aklindan geirdi.
Merdivenin nereye uzandiini syle bir a-rastiracaim. Burada kal ve manzaranin
Keyfini ikar. Olur mu?
Hayir, olmaz, diye Giordino cesurca gulumsedi. Bir arada bulunmamiz daha
akillica olur sanirim. Ben kendimi idare ederim. Sen nden yuru yeter.
Pitt bir Giordino'nun kanayan ayaklarina bir de kendininkilere bakti. Aci
ektii yuzunden okunan bir saldiri gucu olusturduumuza hi kusku yok, diye
dusundu. unku bu ilerlemede ikisinin de cani ok yanacakti.
Pekala, siki adam, ama sakin sessiz kahraman rolu oynamaya kalkma. Pitt bu
szlerin gereksizliini biliyordu. Giordino acidan bayilana dek kendisini
izleyecekti, nasil olsa.
280
Karsilik vermesini beklemeden dndu ve merdivenleri tirmanmaya basladi.
Iki adam bu gerekdisi grunum ortaminda kivrimli tunelin iine doru iskence
gibi gelen bir tempoyla air air ilerlediler. Duyulan tek ses, gulukle soluk
alislari ve tavandan damlayan su damlaciklariydi. Tunel asai yukari bir buuk
metre yukseklie, bir metre genislie dusune dek gittike daraldi. Basamaklar
ansizin kisaldi, bir sure sonra da dumduz birer rampaya dnustu.
Pitt sirtini duvarin nemli yuzune sikica yasladi ve dar geitte ylece santim
santim i-lerlerken basini arpmamak iin de ne eildi. Elindeki dalma fenerinin
pilleri bitmek uzereydi ve ikardii isik fosforun isimasindan a-zicik fazlaydi.
Her on metrede bir durakladi ve Giordino'nun seke seke kendisine bir-kol boyu
kadar yaklasmasini bekledi. Pitt her durusunda Giordino'nun kendisine daha uzun
surede yetistiini farketti. Giordino'nun yakinda dayanamayip bayilacai aika
belli oluyordu.
Bir daha yuruyen merdivenli bir maara bul, diye Giordino soluk solua
sylendi. Bu szleri birbirine iyice kenetlenmis disleri arasindan syleyebilmek
iin azini u kez amak zorunda kalmisti.
Birazcik hareket etmenin kimseye zararr ornaz, dedi Pitt. Giordino'yu ayik
tutmak zorundaydi. Sualti dainin tepesinden su yuzeyine ulasacak bir yol
bulamazlarsa, binlerce tonluk kaya ve su altinda kalarak ktu bir bi--:, imde
leceklerdi.
Pitt ileriye atildi. Fenerin isii belli belir-
281
siz olmustu. Umursamaz bir tavirla parmaklarini gevsetti, fener de elinden
kayarak kaya zemine dustu. Bir an durup tirmandii ynde a-sai doru
yuvarlanisini kayitsizca izledi. Sonra da kendisine doru fenerin tangir tungur
yuvarlandiini grunce Giordino'nun ne dusuneceini merak etti.
Pitt vucuduna ansizin arpan souk hava dalgasiyla tuyleri bir anda diken diken
oldu. I-lerde bir aiklik ya da bir delik olmaliydi. Kisa bir sure sonra tatli
mavilikte bir renk tabakasiyla karsilasti. Mavi renk tabakasi sanki kipirdiyor
ve bulunduu dar gecitin duvarlarinda yumusak hareketli glgeler olusturan
farkli tonlara dnusuyordu. Pitt biraz daha yaklasti. Gzlerinin nundeki sey
kendisine hi de yabanci gelmeyen bir hareketle kivrildi. Onu neden tanimiyorum,
diye saskin saskin bakarak merak etti. Beynini kalin bir sis bulutu kapliyordu.
Yorgunluk damarlarinda hizla yayildi ve tum .dusunebilme islevini durdurdu.
Olduu yerde durdu ve Giordino'yu bekledi ama Giordino gelmedi.
Pitt uzerine iyice sinen ve kendisine evresinden soyutlanan bitkinliiyle basa
ikamadi. Son bir saat iinde ikinci kezdir gzlerinin -nundeki siyah perdeyi
aralamaya alisti. Elini ileriye uzatti ve titreyen mavi renk tabakasina hafife
dokundu. Parmaklan yumusak ve duz bir maddeyle bulustu.
Bir perde, diye kendi kendine mirildandi. Kahrolasi bir perdeymis.
Pitt perdeyi araladi ve sendeleyerek siyah tas yontularla dolu, duvarlari da
mavi kadifey-
282
le kapli bir masal ulkesine girdi. Buyuk oda zarif bir biimde yontulmus siyah
renkte balik yontulariyla doluydu ve bunlar yerdeki kalin, i-vit mavisi halinin
iine gmulmuslerdi. Hali Pitt'in daha nce grduklerinin hibirine
benzemiyordu. Pitt'in ayaklarini bileklerine dek rtuyordu. Basini kaldirdi ve
tum bu fantastik dekorun tavani bir duvardan tekine kaplayan dev bir aynada
yansidiini grdu. Odanin or-ortasinda, sirayan drt ucan balik yontusu u-
zerinde hafife yukseltilmis istiridye biiminde bir yatak vardi. Yatakta da
parlak saten rtunun uzerinde iriliplak bir gene kadin yatmaktaydi. Kadinin
bembeyaz teni odanin,siyah ve mavi renkleriyle canh bir tezat olusturuyordu.
Gen kadin bir dizini yukariya ekmis, bir elini de oksuyormus gibi kuuk beyaz
gsunun uzerine koymus bir biimde sirtustu yatmaktaydi. Yuzu yastikta uzanan
ve odanin i-siinda parlayan uzun, duz salariyla insani bastan ikaracak
biimde gizlenmisti. Soluk a-Iip verisleri de karninin simsiki ve dumduz
olduunu iyice gzler nune seriyordu.
Pitt sallana sallana yatain uzerine eildi ve kadinin yuzundeki salari
temizledi. Dokunusu onu uyandirdi ve kadin hafife inledi. Sonra da gzleri
yavasa aildi ve Pitt'in uzerinde takildi kaldi. Biran iin grmeden, bos bos
bakti, ama hemen sonra uyku sersemi beyni yatainin basinda dikilen kanli
gruntuyu algiladi. Ve sevimli yuzunde buyuk bir saskinlik belirdi, ilik atmak
iin cezbedici dudaklari aralandi ama seni ikmadi, ylece dondu kaldi.
Selam Summer, diyen Pitt yalanci bir
283
gulumsemeyle mirildandi. Bu yreden geiyordum syle bir uruyayim dedim.
Ve o anda Pitt'in kafasinin iindeki kapi gurultuyle hizla kapandi, vucudu arka
ustu haliya devrildi.
* **
284
ON ALTINCI BLM
Pitt karanlik buluttan siyrilip -kurtulmak i-<in ka kez abaladiini unuttu.
Her abasinda tam ayilma sinirina ulasiyor sonra yine gerisin geriye karanlik
boslua yuvarlaniyordu. Firil firil dnen kafasinin iinde birbirleriyle
iliskisiz insanlar, konusmalar ve gruntuler karmasik bir biimde sel gibi hizla
akip geiyorlardi. Bulanik gruntu akisini yavaslatmaya ca-alisti, ama bir
gruntu vardi ki bir turlu kaybol-muyordu. Bu karabasani kafasindan silip atmak
iin gzlerini actiindaysa karsisinda karabasinin gerei durduunu grdu.
Bunlar, Del-fi'nin sari gzleriydi.
Delfi kuru bir sesle, Gunaydin, Bay Pitt, dedi. Ses tonu kibardi, ama
yuzundeki izgilerde buyuk bir kin okunuyordu. Yaralariniz iin uzgunum, ama
bunlar iin bir tazminat isteyemezsiniz, yle deil mi?
Pitt, zerinde GIRIS YASAKTIR yazili levhalar asmayi unutmussun, dedi. Sesi
kulaina sanki bunak bir ihtiyar lmeden nce son sz-
-285
lerini syluyormus gibi geldi.
Bir hata. Ama yine de enerji turbinimizin; ikis akintisina aptalca kapilmaniz
iin sizi davet eden hikimse olmadi.
Enerji turbini mi?
Evet, Delfi Pitt'in sonra bakislarmdarv zevk aliyor gibiydi. Bu kutsal evimin
iinde dolanan drt milden uzun tunel var ve senin de-farkettiin gibi suyu bir
para souk olabilir. O nedenle de yalnizca buharli turbinlerin uretebilecei
lude buyuk isi ve elektrik enerjisine gereksinimiz oluyor.
Tum konforunuz var demek ki, diye Pitt mirildandi, hl tam olarak kendine
gelmeye alisiyordu. Anladiima gre su yuzeyindeki sis bulutunun nedeni de
sizin enerji turbini.
Evet, haklisin. Enerji uretim unitelerinden atilan sicaklik kendisinden daha
souk suyla karsilasinca buu grunumunde younlasmaya neden oluyor. Sonu: Ani
sis bulutu.!
Pitt kendini zorlayarak yerinden dorulup o-turdu ve saatindeki rakamlari
okumaya alisti ama kadrani bulanikti.
Ne kadar suredir baygin yatiyorum?
Kizimin yatak odasinda bulunduundan beri tam kirk dakika geti. Delfi
yuzunden hibir duygu belirtisi olmadan Pitt'in uruklerle v'e kesiklerle dolu
vucuduna dalgin dalgin bakmaya basladi.
Benim ki de ktu bir aliskanlik, dedi Pitt gulumseyerek. Hep en olmayacak
zamanlarda kadinlarin yatak odalarinda ortaya ikiyorum.
Delfi'nin yuzundeki donuk anlatim bozul-
-286-
rrradi. Gumus renkli salari olan dev adam uzerinde kirmizi saten yastiklar
bulunan oyma tastan beyaz bir kanepede oturmaktaydi. Oysa kendisi'souk ve
mermer gibi dumduz yerde o-turuyordu.
Pitt bir an iin Delfi'yi birakti, bakislarini evresinde dolastirmaya basladi.
Bulunduu yer, Dunya fuarlarinda rastlanabilecek turde gelecein yasamini
yansitan bir yere benziyordu. Oda yaklasik sekiz metre kare buyukluunde olduka
ferah bir yerdi. Duvarlarini duzenli bir biimde susleyen deniz manzaralari
islenmis yaliboya tablolar vardi. Odayi aydinlatan kirmizi isik beyaz tavana
siralanmis yuvarlak pirin apliklerden yayiliyordu.
Dipteki duvarin yaninda uzeri kirmizi deri kapli genis bir ceviz masa ve ona
uygun aksesuarlar vardi. Bundan baska, masanin uzerinde modern ve pahali bir i
haberlesme aygiti gze arpiyordu. Ama tum bunlarin tesinde bulunduu odayi her
seyden ayiran en buyuk zellii denize ailan buyuk ve seffaf bir kapinin
olmasiydi. Yaklasik u metre genisliinde ve iki buuk metre yuksekliindeydi.
Pitt kalin ve berrak kristalin ardinda sualti isiklariyla aydinlatilmis kivrimli
ve mantar grunumlu kayalardan olusan aydinlatilmis bir bahe uzandiini
grebildi. metre boyunda bir murana balii kapinin alt kenari boyunca kayar
gibi geip gitti. Bu arada da souk bakislarda odada bu-lunanlan suzdu. Delfi
balii farketmedi bile, yari kapali gz kapaklari altindaki sari gzleri hl
Pitt'e evriliydi.
Pitt'in bakislari yine Delfi'ye yneldi.
287
Bugun pek konuskan deilsin, dedi Defti gulumseyerek. Yoksa arkadasina ne
olduu-r,-u mu dusunuyorsun?
Arkadasim mi? Neden sz ettiini anlamiyorum.
Yarali ayaklari olan adam. Onu terkedilmis bir koridorda birakmistin.
Bugunlerde her yer birbirine karisti.
Bir seyden haberin yokmus gibi davranmakla aptallik etmis oluyorsun. Adamlarim
u-ainizi da buldular.
Ktu bir aliskanliim daha. Her zaman yolun ortasina parkederim.
Delfi duymazliktan geldi. Burada ne aradiini anlatman iin tam otuz saniyen
var.
Pekala. Hepsini anlatacaim. dedi Pitt dusunmeden. Las Vegas'taki bir
kumarhaneye zel olarak gitmek iin bir uak kiraladim, daha sonra da yolumuzu
kaybettik. Hepsi bu. Yemin ederim.
ok komik, dedi Delfi bikkinlikla. Bir sure sonra acimam iin bana
yalvaracaksin.
Iskenceye ne kadar dayanabileceimi hep merak etmisimdir.
Iskence grecek kisi sen olmayacaksin, Pitt. Sana en kuuk bir rahatsizlik
vermeyi bile dusunemem. Geree ulasmak iin bir suru daha zarif yol vardir.
Delfi kanepeden kalkti, masadaki i haberlesme aygitina uzandi. Bana tekini
getirin. Sonra da doruldu, Pitt'e souk bir biimde gulumsedi. Rahatina bak,
nasilsa ok bekleyeceksin.
Pitt sallana saltana ayaa kalkti. Basinin dnmesinden ve bitkinliinden kolayca
yuvar-
288
lamp dusebiJirdi. Ne var ki, anlasilmaz bir nedenle damarlarinda adneralin
yukselmeye basladi ve iyice kendine geldi.
aktirmadan saatine bir gz atti. Saat 04.10'du. Deniz piyadelerinin Maui'deki
vericiye saldirmalarina elli dakika kalmisti. Ayrica, Monitor'un sualti daini
parampara edecek fuzeyi firlatmasina da elli dakika kalmisti. Simdi artik canli
kurtulabilmek iin ok az sanslari kalmisti. Yeter ki, Crow/haven, Starbuck'i
seyir durumuna sokmus olsun, bu kendilerinin kurban olmalarina deerdi, diye aci
aci dusundu. Gzlerini kapadi ve kafatasinda Starbuck'in Hawai'ye doru okyanus
sularini yara yara i-lermesini canlandirmaya alisti, ama nedense gruntu bir
turlu canlanmadi.
*
* *
Crowhaven daha nce ne zaman bu denli ok kan grduunu animsayamadi. Kontrol
odasinin zemini tumuyle kanla kapliydi. Bundan baska, sanki soyut bir tablo
olusturuyormus gibi, elektrik panolari boyunca birok yer de evreye sailan
kanla ilginca bezenmisti.
Ilk nce her sey iyi gidiyordu. Hem de ok iyi. Ki blmeye girdiklerinde hibir
gulukle karsilasmamislardi, hatta uzerlerindeki dalma takimlarini ikarmislar,
kisa bir sure de durarak dinlenmislerdi. Ne var ki, nde ilerleyen SAS
komandolari kontrol odasina girdiklerinde ortalik ansizin cehenneme dnusmustu.
Iste, bunu izleyen drt dakika Croowhaven' in yasamindaki en korkun anlar
olmustu. SAS
_289 Girdap _ F : 19
komandolarinin ellerindeki otomatik silahlarla kulaklari sair edercesine
takirdamasiyla geen drt dakikaydi. Batik denizaltinin elik duvarlarinda
yansiyarak daha da buyuyen iliklar ve inlemelerle dolu drt dakikaydi:
SAS komandolarinin otomatik silahlariyla en az altisar isabet alarak biilene
dek Delfi'n'in, adamlari ellerindeki garip grunumlu sessiz silahlari
ateslemislerdi. Bir insan ildirmadika nasil olur da byle bir cezaya
dayanabilir diye Crowhaven merak etti. adam hemen, teki drdu de Amiral
Hunter'a mesaj ektikten sonra lmustu. Onlari hibir sey kurtaramazdi.
Crowhaven'in ekibindense bir SAS komandosu lmustu. Yerde yatan o alaklardan
biri komandoyu sol sakaindan vurmustu. Ayrica, u SAS komandosu da air
yaraliydi. Adamlar aidan dislerini iyice kenetlemislerdi ve Sihirbaz
Crowhaven'in elikten yapilmis bu buyuk lum kapinin su yuzune ikaracaina
sonra da mermiden daha hizli yol alarak onlari bir hastaneye ulastiracaina
inaniyorlardi.
Ama daha simdiden belirlenen programa gre on drt dakika geride kalmislardi.
Star-buck'i saat 04.00'den nce seyir durumuna sokacai konusunda Amiral
Hunter'a sz verdii iin Crowhaven o anda uzuntu duymaktaydi. Denizalti deniz
dibinden ayrilmiyordu... okyanusun dibinde alti ay ylece yatmis olmakla tekne
deniz tabanina sasilacak lude buyuk bir gule yapisip kalmisti. Denizaltinin
tum balast tanklarini alistirmislar ama yine de deniz dibinin bu siki
kavrayisindan kurtulamamislardi. Ve yavas yavas kendi sonlan da Starbuck'in
290
.murettebatinin sonlarina benzeyip benzemeyeceini Crowhaven dusunmeye
basladi.
Crowhaven'in yanma yardimcisi olan atik kasli basavus yaklasti.
Bosaltacak baska hibir sey kalmadi. Komutanim. Ana balast tanklari bos, ayrica
turn dizel yakiti ve tatli su tanklari da bosaltildi. A-ma hl kimildamiyor,
efendim.
Crowhaven boyun emeyen bir ocuk gibi harita masasini tekmeledi.
Hayir, Tanrini olamaz. Geminin tum i yapisini paralayip atmak zorunda kalsam
bile-yine de hareket ettireceim. Crovhaven basavusa solgun bir bakis atti.
Tam yol tornistan!
Basavusun gzleri buyudu. Efendim? Lanet olsun, tam yol tornistan dedim!
Komutanim beni baislayin, ama byle bir sey geminin perinlerini sker,
efendim. Su anda deniz tabanina yari yariya yapismis durumdalar. Kaldi ki, bu
arada bir saft da kirabiliriz. Crowhaven ters ters, Hi olmazsa tumuyle yok
olmasindan daha iyidir, dedi. Bu de-nizaltiyi, bataa saplanmis bir katiri
tekmele-ye tekmeleye ikarir gibi ekip ikaracaiz. Bes saniye sureyle tam yol
tornistan sonra da bes saniye sureyle tam yol ileri yapacaksin. Bu isi tekrar
tekrar yapacaksin, sonunda ya paralanir, ya da deniz tabanindan kurtulur. Baska
aremiz yok.
Basavus yenilgiye urayarak omuz silkti ~ve hizla makine dairesine doru
uzaklasti.
Turbunler harekete getikten sonra kontrol odasina ilk ktu haber ulastiinda
aradan yal-
nizca yarim dakika gemisti.
Makine dairesi, Komutanim, diyen basavusun sesi hoparlrde duyuldu. Gemi
daha ok dayanamaz. Kuma arpan uskur kanatlarini edik bile. Kanitlarin ayari
bozuldu, ilgin gibi titriyorlar.
Crawhaven hemen atilarak, Devam et, sen, dedi. Basavusun sylemesine gerek
yoktu. Ne de olsa, deniz dibine hizla arpan dev uskurlarin neden olduu
titresimi ayaklarinin altinda hissedebiliyordu.
Crowhaven tavana dek yukselen kontrol panosunun nunde dimdik durmus bir suru
gsterge ve renkli isii dikkatle inceleyen kizil sali, yuzu illi gen bir
adamin yanma gitti. Adamin yuzu bembeyaz olmustu ve kendi kendine bir seyler
mirildanmaktaydi. Adam dua e-diyor olmaliydi. Crowhaven elini adamin omuzu-na
koydu. Bir sonraki torn yo! tornistanda tum n torpil kovanlarini da atesle,
dedi.
Bir ise yarayacaini saniyor musunuz, e-fendim? Adamin sesi yalvarir gibiydi.
Geri tepmeden olusacak basin ok az olacakti, biliyorum. Ama ne yapalim ki
yarari olabilecek her yolu denemekte niyetliyim.
Makine dairesindeki Basavusun sesi yine duyuldu. Sancak safti gitti,
Komutanim. Balanti yerinden paralandi. Iki tane de disli yataini 'daitti..
Ise devam, dedi Crowhaven.
Ama, efendim, Basavusun sesi uzgun ve yalarir gibiydi. Iskele safti da
paralanirsa-sonra ne olur? Dipten kurtulup yuzeye ulassak bile sonra nasil yol
alabiliriz?
292
Kurek ekeriz, dedi Crowhaven sert bir sesle. Tekrar ediyorum, ise devam!
Eer her iki saft da kirilacaksa, bunun -nune geemezdi, sonuta yine
kirilirlardi. Ama iskele safti da sancak safti gibi paralanana dek Starbuck'i
ve murettebatini hl kurtarma sansi olduundan, bu ise devam edecekti. Crowaven
kendi kendine su soruyu sordu: Tanrim, nasil olur da her sey tam son anda bu
denli ktuye gidebilir?
O anda elindeki otomatik tufeiyle bir beton siinaini kisa bir mermi yamuruna
tutan Deniz Piyade Yuzbasisi Robert. M. Buckmaster da kendi kendine ayni soruyu
sormaktaydi. Harekat ok kolay olmaliydi. Ona verilen emir yalnizca suydu:
Vericiyi ele geir. Ve bunun iin de bir grup deniz piyadesi tropik bitki
rtusunde gizlenmeye hl devam ediyorlardi. Vericiyi ele geirdikten sonra da
Buckmaster'in'hibir sey anlamadii sifreli bir mesaj ekilecekti. Deniz
piyade Yuzbasilarina gizli bilgiler ok ender olarak sylenir, diye Buckmaster
kafasindan geirdi. Grevdeyken lurse buna bir diyecei yoktu,, oma bir turlu
kabul edemedii bir sey vardi, o da bunun nedenini bilmemekti.
Maui'nin kuzeybati ucundaki eski Kara Kuvvetleri ussu yeterince bos ve zararsiz
gibi grunuyordu, ama Buckmaster ve adamlari usse sizmaya kalkistiklari anda
Fort Knox'daki alm deposundan daha siki guvenlik nlemleriyle karsilastilar.
Bunlar: Elektrikli teller, ku-
293
laklari sair edecek guteki sirenleri harekete geirecek olan isik demetleri ve
tum ussu gunduz gibi aydinlatan ok gulu projektrlerdi. Grev ncesi yapilan
brifingte byle seylerden hi sz edilmemisti, diye Buckmaster fkeyle aklindan
geirdi. ylesine bir planlamaydi. Karsilasilacak engeller konusunda ayrintili
uyanda bulunulmamisti. Yuzbasi olsa da, olmasa da kisisel olarak bu belayi
atiklari iin dnuste komutanlarina atacakti.
Yalnizca birka dakika ncesine dek bombos grunen pencerelerden, kapi
aralarindan ve atilardan otomatik silahlariyla youn bir atese baslayan us
sakinleri Buckmaster'in komando birliini olduklari yere mihlamislardi. Deniz
piyadeleri de hemen karsi atese baslamis ve atislari ldurucu olmustu. unku us
sakinlerinin cesetleri ustuste yiilmaya baslamisti. atismanin en siddetli
aninda iriyari, kir sa-"li avus projektrlerin olusturduu glgelerin
arasindan kosarak geldi, kendini Buckmaster"-in yaninda yere firlatti atti.
Bir luden kullandiklari silahlardan birini almayi basardim, dedi bairarak.
Bu bir Rus yapisi ZZK Kaleshrev.
Rus mu? diye Buckmaster inanmayarak
sordu.
Evet, efendim. avus otomatik silahi Buckmaster'in gzlerinin nune kaldirdi.
Sovyet ordusunda kullanilan en yeni hafif otomatik silah. Bu silahlari nasil
ele geirdikleri konusu midemi bulandirdi.
Onu Haberalma Blumu iin sakla. Gecenin karanliinda silah sesleri artarken
Buck-
294
master da dikkatini yine verici binalarina yneltti.
Onbasi Danzig ve adamlari bir istinat duvarinin arkasina akilip kaldilar,
diyen avus karsi tarafin ilgisini uzerine ekmek iin bir seri atisa geti. Su
anda bir adet doksan milimetrelik tank imha mermisi iin tum emekli ikramiyemden
vazgeerdim.
Bunun bir surpriz saldiri olduu saniliyordu, animsiyor musun? Bize, air
silahlara gerek duymayacaimizi sylemislerdi.
Ansizin ok gulu bir patlama oldu. Buyuk bir toz bulutu yukseldi ve tum blgeye
dolu gibi beton paralari yadi. Patlamanin sokundan Buckmaster'in soluu
kesildi. Sonra da yavas yavas yerinden doruldu ve verici binalarindan geriye
kalan yikintiya dik dik bakti.
Telsizci! diye bairdi. Lanet olsun, nerede bu telsizci?
Komando giysili ve yuzu siyaha boyali bir deniz piyadesi glgelerin arasindan
kostu geldi. Buradayim, Komutanim.
Yuzbasi Buckmaster sylemek zorunda olduu sifreli szlerden gizli bir korku
duyarak komandonun uzattii vericiyi aldi.
Buyuk Baba... Buyuk Baba. Ben ilgin Balta. Tamam.
Ben Buyuk Baba, ilgin Balta. Devam et. Tamam. Vericideki ses sanki bir
.kuyunun dibinden geliyor gibiydi.
Blokun altindaki ete suratlarimizin tam ortasini daittilar. Tekrar ediyorum.
Suratlarimizin tam ortasini daittilar.
Buyuk Baba anladi. ilgin Baita. zgun
295
olduumuzu syluyor. Tamam. Bu kadar.
Buckmaster vericiyi arparak hizla yerine koydu. ilgina dnmustu ve bu isi
gerekirse taa Pentagon'a kadar gturecekti, umrunda bile deildi. unku bu gece
burada korkun bir hata islenmisti. Bunu havaya sinen uursuz kokudan anliyordu.
Adamlari yine toplamaya baslarken Buckmaster da kendi kendine, aca^ ba bu isin
kimin basinin altindan iktiini hi renebilcek miyim, diye merak etti.
* **
296
ON YEDINCI BLM
Kapi aildi ve iki adam Giordino'yu suruk-leye surukleye ieriye getirdi, sonra
da serte yere birakti. Pitt soluunu tuttu. Al acinacak durumdaydi. Paralanmis
ayaina herhangi bir tedavi yapilmamisti. Ne mikrop ldurucu bir sey surulmus,
ne de bantlanmisti. Sol gzunun uzerindeki bir yariktan akan kan pihtilasip
kalmis, gzunu yan yariya kapali tutacak biimde yapistirmisti. Bu da gzunde
karsi koyma atesiyle yanan korkun derecede ktu bir grunum olusturmustu.
Eee, Bay Pitt, diye Delfi kinayan bir ses-Je konusmaya basladi. ocukluk
arkadasina birsey sylemeyecek misin? Hayir mi? Yoksa adini mi unuttun? Albert
Giordino adi sana bir sey animsatiyor mu?
Adini animsiyor musun?
Elbette. Bu seni sasirtti mi?
Pek de deil, dedi Pitt. Sanirim, Orl i-nana Giordino ve benimle ilgili tam
bir rapor vermistir.
297 -
Masanin ardinda yukselen dev gibi adam bir sure anlamadi. Daha sonra, Pitt'in
szlerini yavas yavas anlamaya basladi ve soru sorarcasina bir kasini havaya
kaldirdi.
Albay Cinana mi? Sesi kaya gibi sertti ama Pitt bu seste belli belirsiz bir
kusku sezmisti. Yanlis yerde balik avliyorsun. Bunu kanitlayacak elinde hibir
kanit...
Kes artik su rol yapmayi, dedi Pitt serte. Cinana albay maasini ABD Deniz
Kuvvetlerinden aliyordu, ama yine de oyunu senin adina oynuyordu. Dorusu karsi
tarafin en ust yetkilileri arasina bir muhbir yerlestirmek ok guzel bir
dusunce. Bylece 101. Filonun harekt planlarini daha kit uzerine gemeden
renmis oluyordun. Cinana'yi nasil elde ettin. Del-fi? Parayla mi? Yoksa
santajla mi? alisma yntemini gz nune alirsak bunun santajla olduunu
syleyebilirim.
ok iyi bir gzlemcisin.
Yok, canim. Aslinda bunu anlamak ok kolay oldu. Muhbir albayinizin artik size
yarari dokunmaz olmustu, bilgi gndermeyi kesmisti. unku daha uzun sure hain
rolu oynamayi surduremezdi. Cinana atirdamaya baslamis ve bir sinir krizi
geirecek duruma gelmisti. Bundan baska, Adrian Hunter'la arasindaki yasak ask
da olunca azindan rgutunuzu ortaya ikaracak bilgiler kairmadan Cinana"mn
ldurulmesi gerekmisti. Ama Cinana'yi ldurme isini yuzune gzune bulastirdin,
Delfi. Hem de tum anlayisin tesinde bir beceriksizlikle ldurdunuz.
Delfi, Pitt'e hafif bir kuskuyla bakmaya
298
basladi, Yalnizca tahminde bulunuyorsun.
Tahmin falan deil, dedi Pitt. Planiniz! ortaya ikaran sey Cinana'-yla
Royal Hawai O-telinin barinda rastlanti eseri karsilasmam oldu. Bara girdiimde
Cinana da Adrian Hunter'i beklemekteydi. Benim de Adnan'in sevgililerinden biri
olduumu bilmiyordu, tabii. Ama yine de yanma gelince Adrian'i bana
tanistirmak tehlikesini gze almadi, unku bir barin karanlik ksesinde
kendinden yirmi yas kuuk bir amiral kiziyla bulusmasi bende hos olmayan
dusunceler uyandirabilirdi. O nedenle de Adrian gelmeden bardan ayrildi.
Bir sure sonra Cinana'yi ldurmeye gelen Summer sahneye iktiinda beni Cinana
sandi. Hem byle sanmamasi iin bir neden varmiydi ki? Ona Cinana
iin sylenen tanimlamaya uyuyordum. O gece ne Cinana, ne de ben uniforma
giyiyorduk. Bunlardan da nemlisi Summer geldiinde olduka samimi bir biimde
Bayan Hunter'la ikilerimizi yudumlamaktaydik. Bizi yle grunce Summer'in
aklina kuskulanmak gelmedi. nce Adrian'm icabina bakti, sonra da ekiciliini
kullanarak kendisini plaja, yani zehir dolu siringayi vucuduma zerketmeye
alistii yere gturmemi saladi. Korkun bir yanilgiya dustuunu ancak
oteldeki odamda gzlerini atiktan sonra anlamaya basladi. Olanlari
zumlemekte dikkatimi eken ilk ipucu Summer'in bardayken bana Albay
demesiydi. Ve daha sonra sen de bir muhbiriniz olduunu itiraf ettiin zaman bu
ipucu iyice kesinlik kazandi, unku birbirini tutan iki sey vardi ve bunun da
yanit! Cinana'ydi. Hepsi bu. Gruyorsun ya, ne denli
299
basit bir sey.
Evet, sen keai soyundan geliyor olmalisin, Delfi. Yoksa kendi soyundan olan
birini ge-ceyarisi cinayet islemesi iin baska kim gnderebilirdi ki? Herhalde
Yilin Babasi gndermezdi. Bir de robot gibi dolasan yardimcilarin var. Onlari
nasil kandiriyorsun, Delfi? Yemeklerine beyinlerini uyusturan ilalar mi
katiyorsun yoksa? Onlari su yalanci sari gzlerinle mi hipnotize ediyorsun?
Delfi, Pitt'e kuskuyla bakti, unku Pitt'in syleyecekleri daha bitmemis
gibiydi.
ok ileri gidiyorsun, diye Delfi ne doru eildi ve bakislarini hipnotize
etmek istermis gibi Pitt'in gzlerinin iine dikti.
Pitt'in koyu yesil gzlerinde en kuuk bir sapma olmadi, aksine Delfi'nin
bakisini fke dolu bir sertlikle karsiladi. Kendini zorlama, Delfi. Bakisindan
hi etkilenmedim. Sylediim gibi o sari gzlerin yalanci. Sari rerrkte birer
kontakt lensten baska birsey deiller. Seninle alay eden birini etkileyemezsin.
unku sen tam bir sahtekrsin. Lavella ve Roblemann'dan sz etmekle sen kimi
kandirmaya alisiyorsun ki! Sen o adamlarin tebesir tahtalarini bile silecek
biri deilsin. Lanet olsun, sen iyi bir Frederick Moran izlenimi bile
veremezsin...
Pitt ansizin szlerini yarida kesti ve fkeden dislerini sikan Delfi masasindan
hizla ati-arak havada yay izen yumruunu sallarken Pitt de kurtulmak iin yana
ekildi. Delfi'nin buyuk gucu tumuyle darbesinde toplanmisti. Ne var ki
gzlerini kr eden asiri fkesi zamanla-
mayi iyi yapamamasina neden olduundan yumruu bosa gitti. Delfi sendeledi,
sonra da dengesini kaybetti, yan tarafina inen Pitt'in tekmesinden aci dolu bir
inlemeyle elleri ve dizleri uzerine yere dustu. Acidan iki yana sallanarak bir
sure ylece kaldi.
Delfi sallana sallana yerinden dorulurken ve air masanin uzerine abanirken
odada da saskinliin neden olduu bir sessizlik hukum surdu. Delfi'nin soluklari
kesik kesikti ve azi da dumduz beyaz bir izgi gibi olmustu.
Pitt kendine fazla guvenip asiri gittiine lanet ederek olduu yerde dondu
kaldi. O anda Delfi'nin kendisini ve Al'i ldurmeye alistii
konusunda kafasinda en kuuk bir kusku yoktu. Odada bulunan herkesin
kafasinda da byle bir kusku olamazdi. Delfi masanin arkasina u-fasti, bir
ekmeceyi ekti, silah ikardi. Bu, daha nce grduu eldiven biimindeki
garip silahlardan biri deildi, ama bir otomatik tabancaydi. Delfi'nin bu tur
silah kullanacaini daha" nce hi aklina getirmeyen Pitt karsisindaki
44.'luk Colt tabancanin koyu mavi eliine rahatsiz olarak bakti. Delfi abucak
silahin iindeki mermileri kontrol etti. Sari gzlerindeki bakislar hi
deismemisti... her zaman olduu gibi duygusuz ve buz gibiydi. Pit basini
evirdi, yerde kendisine hafif bir siritisla bakan Giordino'yla gzgze
geldi. Iki adam kendilerini lume hazirladilar. Ama Delfi'nin sari gzleri
hedefleri uzerinden kaydi, kapiya doru y-neidi.
Hayir, Baba, diye Summer yalvardi. y-!e deil!
301
Summer kapida duruyordu, uzerinde kal-jalarini yarisina kadar rten yesil bir
giysi vardi. Bronz rengi ve dumduz teniyse evresine sicaklik ve kendine guven
duygusu yaymaktaydi, Pitt'in kani damarlarinda daha hizla akmaya basladi. Summer
odanin iine doru ilerledi, Delfi'nin uzerine diktii bakislarinda kendine
guven ve aik bir meydan okuma vardi.
Karisma, diye Delfi fisildadi. Bu is seni ilgilendirmiyor.
Onlari burada ldurmezsin, diye Summer israr etti. Yapamazsin bunu! Iri gri
gzlerindeki bakislari ansizin yumusadi ve yalvarir gibi oldu. Bu duvarlarin
arasinda olmaz!
Kanlan yikanip temizlenebilir.
Yarari olmaz, Baba. Kutsal evimizi korumak iin ldurmek zorunda kalmistin. Ama
o disarda, denizdeydi. lumu kendi evine sokma-malisin.
Delfi duraksadi ve silahi yavasa yere indirdi.
ok haklisin. Kizim. Ve gulumsedi. Mermiyle lmek ok abuk, ok merhametli
ve ok kirli olur. Onlari disariya ikarip su yuzeyine birakacaiz ve yasamalari
iin bir sans vereceiz.
Ne de buyuk bir sans ya! diye Pitt homurdandi. En yakin kara parasi yuzlerce
mil tede. Insan yiyen canavarlarda insan eti yemek iin beklesip duruyorlar.
ok merhametlisin dorusu.
Bu kadar gevezelik yeter. Devin suratinda alayli bir anlatim belirdi. Buraya
nasil geldiini hl renmek istiyorum ve esprilerini
302
f
-f
dinlemekle geirecek zamanim kalmadi.
Bunun uzerine Pitt saatine gz atti. Tam olarak otuz bir dakika kaldi.
Otuz bir dakika mi?
Evet. ok kiymetli evinin basina gemesi, iin yalnizca bu kadar zamanin
kaldi.
Yine espri yapmaya mi basladin, dostum? Dedikten sonra Delfi cam kapinin
yanina yurudu ve bir sure murana baliini izledi, sonra da birdenbire geri
dndu. Uainizda sizden baska daha ka kisi vardi?
Pitt sorusuna soruyla karsilik verdi. La-veia, Roblemann ve Moran'a ne oldu?
Benimle oyun oynamakta hl israr ediyorsun.
Hayir. Son derece ciddiyim, dedi Pitt. Sen birka sorumu yanitlarsan,
karsiliinda ben de sana renmek istediklerini anlatirim. Sz veriyorum.
Delfi dusunceli dusunceli elindeki silaha bakti, sonra da masanin uzerine
birakti. Sana inaniyorum.
Baslangi olarak, Binbasi, adim gerekten de Moran'dir.
Frederick Moran yasiyor olsa su anda seksen bir yasinda olmasi gerekirdi.
Ben cnun oluyum, dedi Delfi yavasa, Dr. Lavella ve Dr. Roblemann'la
birlikte kayip Kanoli adasini aramaya iktiinda ben bir delikanliydim.
Anlayacainiz babam barissever birisiydi. Ikinci Dunya Savasi atom bombasi
cehennemiyle sona erdikten sonra insanliin nukleer bir faciayla kendi kendisini
yok etmesinin bundan byie yalnizca bir za-
303
... .
man sorunu olduunu biliyordu. lkeler savas hazirlii olarak silahlandiinda bu
silahlar sonsuza dek kullanilmadan duramaz, demisti bir kez. Daha sonra da
radyasyondan etkilenmeyecek ve nukleer bombalara hedef olabilecek yerlerden
uzakta guvenceli blgeler aramaya basladi. Sonunda deniz altinda kullanilacak
bir ussun bu amalar iin ideal olduunu anladi, Kanoli odasi yuzyillar
nce denize gmulduunde bu gmulme isi ok ani.olmustu ve buna da ne bir
volkanik hareket, ne de baska bir buyuk afet neden olmustu. Bu da efsanelerinde
szu edilen tren maaralari ve tunellerinin hibir zarar grmemis olabileceini
gsteriyordu. Davella ve Roblemann babamin dusuncelerini benimsediler,
kayip adayi aramak iin babama katildilar. Deniz dibini sonarla u ay
arastirdiktan sonra adayi buldular ve hemen dain iindeki bosluklarin
suyunu pompalayip bosaltmak iin planlar hazirlamaya basladilar. Sualti dainin
iinde kendilerine geici bir yerlesim yeri kurabilmeleriyse yaklasik bir
yillarini aldi.
Bu denli uzun bir sure gizlilik iinde nasil alisabildiler?' diye Pitt sordu.
Kayitlar bilimsel gezi gemisinin limandan ayrildiktan sonra kaybolusuna dek
yalnizca birka ay getiini gsteriyor.
Gizlilik sorun deildi, diye Delfi devarn etti. Geminin teknesinde
deisiklikler yapild, bylece dalgilar ve gerekli donatim denizde kolayca
tasinabildi. Yapilan deisikliklerse: Burundaki adinin deistirilmesi, ust
yapilarin baska bir renkle boyanmasiydi. Sonuta da gemi
304
Bati ticaret yolunda isleyen ve gze arpmayan baska bir gemi olup ikmisti. En
buyuk sorun gizlilik deildi, ama gerekli harcamalon karsilayacak paranin
bulunmasiydi.
Gerisini biliyorum, dedi Pitt. Bu szleri Delfi'nin guvenini kiracak kadar
kendinden emin bir sesle sylemisti.
-Delfi basini kaldirarak bakti. Summer de bir adim ne doru ilerledi, ikisinin
a'e yuzunde ayni saskinlik belirtisi vardi.
101. Filonun, hatta tum Deniz Kuvvetlerinin yaptiklarinizi rendiini
farketmemis olmaniz ok garip.
Yalan sylemekle ulasmak istediin sonu ne? diye Delfi sordu.
Byle bir seyi tahmin etmen gerekirdi, Delfi. Oteldeki odamdan ayrildiin
geceyi animsiyor musun? O zaman sana Kanoii'den sz etmistim, ama sen hi orali
bile olmamistin. Nedeniyse, belki de nasil olsa leceimi ve bildiimin bir
anlam tasimayacaini dusunmus ol-mandi.
Nasil... ama nasil bilebildin?... Piskopos Muzesinin muduru yardimci oldu.
Babani animsiyordu. Ama bu yalnizca baslangi olmustu. Bilmecenin tum paralari
anlattiklari arasindaydi, Deffi, ve bu paralar tum gizemi olduu gibi aia
kavusturdu. Pitt yurudu ve Giordino'nun yaninda diz ktu. Sonra yine Delfi'ye
dndu. Agzluluunden lduruyorsun, yoksa baska bir nedenden deil. Ayni
acimasiz dusuncelerini kendi kizina bile asiladin, Delfi. Belki baban bir baris
sever olabilirdi, ama Dr. Moran'in tumuyle bilimsel ve insancil
-305-
Girdap F : 20,
nedenlerle basladii is farkinda olmadan senin elinde denizcilik tarihinde en
kurnazca yapilan gemi kairma operasyonlarina dnustu.
Kesme, devam et, dedi Delfi acimasizca. Herseyi bilmek istiyorum.
Peki, baska bir bakis aisindan anlatilmasini da dinlemek istiyor musun? diye
Pit tekduze bir ses tonuyla sordu. Ama.de-vam etmeden nce Giordino'yu biraz
daha rahat bir duruma getirirseniz buna ok sevineceimi sylemek istiyorum.
unku bir hayvan gibi yerde yatmak zorunda kalmak onun iin utan verici bir
sey.
Delfi isteksizce odadaki koruyucularina bir bas isareti yapti. Adamlar da
Giordino'yu kollarindan tutup kaldirarak kirmizi yastikli kanepeye tasidilar.
Pitt konusmasina ancak Giordi-no rahata oturtulduktan sonra devam etti. Ilk
birka dakikada anlatacaklari yle pek nemli seyler olmayacakti, ama yine de
Delfi'nin neler yaptiini yeterince doru olarak tahmin edebilmeliydi.
Patlamadan sonra kurtulma sanslari yuzde bir bile olsa Giordino'yu ve Summer'!
o-dadan uzaklastirmak zorunda kalacakti. unku patlamadan sonra ilk paralanacak
olan sey kristal yapiydi ve paralanmasiyla birlikte deniz suyu odayi bir anda
kaplayacakti. Daha sonra, Pitt derin bir soluk aldi ve dus gucunu harekete
geirerek konusmaya basladi.
Bilimadamlari sualti daini iinde yasanacak bir duruma getirdiinde babanin
gemisi Explorer da artik mrunu tamamlamisti. Bundan baska sualti insasina devam
edebilmesini salayacak ara ve gereleri alabilmesi iin
306
Dr. Moran'a para gerekiyordu. O da bunun iin dunyanin en yaygin
dolandiriciliina, yani sigorta dolandiriciliina basvurdu. Sigorta
sirketinin bilim adina birka dolar dolandirilmasi vicdanini rahatlatiyordu.
Geride merak edecekleri ne kalmisti ki? Nasil olsa baban da, Lavella ve
Roblemann da toplumdan kopmuslardi artik. Sonunda baban Explorer'! ABD'ye
gturdu. Ambarlarini deersiz hurdayla doldurdu, tum mali ve gemiyi sigorta
ettirdi. Tabii, butun islemlerde baska bir ad kullandi. Daha sonra da gemiyi
yine Kanoli'ye getirdi, tapalarini active gemiyi batirdi, onu Girdabin ilk
kurbani yapti. Ardindan da hemen sigorta sirketine basvurdu.
Babanin plani ok iyi islemisti, Delfi. yle ki barissever bilimadcmlari
ldukten sonra ayni plani uygulayarak buyuk apta bir ise girismekten kendini
alamadin ve bunu uygularken de sana karsi ikan olmadi. Yalniz bu kez planda
kuuk bir deisiklik yaptin ve bu is iin senin olmayan gemileri kullandin.
Bylece daha ok kazan salamis oluyordun, unku batirilacak gemiyi para verip
almiyordun. ok kazanli bir is olmaliydi. Ve neredeyse gulun denilecek lude
basitti. ABD'den Hindistan'a, ya da Asya'ya doru bati ynunde seyredecek
ticaret gemilerine birka adamini murettebat o-larak yerlestiriyordun. Peki,
neden hep batiya giden gemiler? unku bati deniz ticaret yolu Kanoli'nin ok
yakinindan geiyordu ve tek neden de bu deildi. Ayrica, 'MADE IN THE U. S.A.'
damgali mallarin karaborsada satisi ok daha kolay oluyordu. Murettebatin
arasina yerlestirdiin adamlarinin yapmak zorunda kaldik-
307
lanni tek sey yalnizca gemiyi rotasindan birka derece saptirmak, makine
dairesine Tum Makineler Stop' isaretini vermek, sonra da senin ve sevgili korsan
grubunun gemiye ikarak -murettebatin ldurulmesini beklemekti.
Hibir geminin izi bulunmadi. Nasil bulunabilirdi ki? luler airliklar
balanarak denize atilir, tekne bastan kia dek tumuyle baska bir renge boyanir
ve ust yapilarda da birka kuuk deisiklik yapildi mi hemen yeni bir gemi olur
ikardi. Geriye kalan tek sey de artik gemi yukunun satilmasi olurdu. Yukun
kolayca taninabilecei ve tasimasi ok tehlikeli olduu durumlardaysa bonkrce
bir davranisla tum yuku denize bosaltiyordunuz. Daha sonra, ele geirdiiniz
bu gemiyle, yeni bir ad altinda birka durust sefer yapiyor, ardindan sigorta
ettiriyor ve bir sure sonra sualti dainin zirvesinde batinyordunuz. Bylece
de hem sigortadan parani aliyor, hem de daha sonraki ge-Tnilerde yapacain
aldatici deisikllikler iin elinin altinda her zaman bol yedek
malzeme buluyordun. Tanrim, eski Ispanya korsanlari bu yaptiklarinizi duysa,
sizi ne de ok kiskanirlardi, Delfi. Sana gre onlar birer hirsiz etesinden
baska birsey deillerdi, tabii. Ama siz de tum dunyayi otuz geminin
kaybolduuna inandirdiniz, aslinda 'kaybolan gemilerin gerek sayisi bu
Bayirim yarisi. unku her gemi kayip listesine iki kez geti. Birincisinde
gerek adiyla, ikincisinde de ele geirdikten sonra koyduunuz adla.
ok etkileyici, diyen Delfi'nin sesindeki alayi gzlerindeki ederin
bakislar yalanci ikar-
-di.
308
Pitt sakin bir sesle konusmasini surdurdu. Lulie Marene zekce bir numaraydi.
Sualti da--inin evresinde isler karismaya basliyordu. evrede dolasan zel
yatlarin sayisi iyice artmisti. Kayip gemileri bulmaya alisiyorlardi. Bir
derinlik lerin, ya da sonarin enkazlari belirlemesi artik yalnizca bir zaman
sorunu olup ikmisti. Sen de rgutunu tehdit eden. bu tur aramalardan
kurtulabilmek iin Lilie Martens numarasini duzenledin.
Kiyi Koruma, Deniz Kuvvetleri ve Deniz -Nakliyat Birlii yatin
guvertesindeki garip bulgularla ok ilgilendiler. Sen buyuk bir basin
ajani olabilirsin, Defi. Yatin guvertesinde yatan cansiz bedenlerin yesile
dnustuklerini, yuzlerinin de yanik olduunu sylemekle Pasifik'te seyreden ve
batil inanci olan her denizcinin yureine buyuk bir korku salmis oldun. Adamlar
bu blgeden vebadan kaar gibi kamaya basladilar. Herkesi kandirdin. Hi kimse
bunun basarili bir aldatmaca olduunu dusunmedi. Sonra da LHie Marlene'nin
telsizini kullanarak o gz boyayan mesaji gnderdin. Aslinda mesaji
gnderdiinde yatin gerek telsizcisi oktan lmustu. Onu ve yatta bulunan
herkesi Ispanyol silebi San Gabriel'in murettebati ldurmustu. Pitt szlerini
Delfi'nin iyice sindirmesi iin bir an duraksadi. Ullie Marlene'i ve yata ikan
kesif grubunu havaya uurup batirdiini sylemen de ok etkileyici o!du. Ama
gerekte byle bir patlama falan olmamisti. Yalnizca yati ele geirdiniz, dis
grunusunu tumuyle deistirmek iin sualti daina getirdiniz, unku ya
batrilamayacak denli ok guzeldi. Belki de su
309
anda Honolulu yat limaninda bali bulunuyor-dur. Tabii, baska bir adla ve kit
uzerinde -teki gemilerinin de sahibi bulunan ayni sirkete kayitli olarak.
Sirketin adi neydi, Delfi? Pisces Pasifik Sirketi miydi?
Delfi birdenbire kaskati kesildi. Pisces Pasifik'ten haberiniz var mi,
yoksa?
Kimin yok ki? diye Pitt karsilik verdi. Su anda sualti dainin disinda neyin
var, neyin yoksa tumune el konulmus olduunu rahatlikla syleyebilirim. Deniz
uain, sirket burolarin, Maui adasindaki vericin bunlardan yalnizca1 birkai.
Pitt yaptii tahminlerde tam isabet kaydettiini anladi. ok iyi giden bir isin
vardi, Delfi. Her beklenmedik olayin ustesinden1 geliniyordu, hatta
kurbanlarindan biri imdat isareti verebilmeyi basarsa bile adadaki vericin bu
yayini etkin bir biimde bozuyor, sonra da sasirtici bir mesaj yayinliyor ve
gerek korsanliin getii blgeden yuz mil tede bulunan bir yerin
koordinatlari veriliyordu.
Delfi'nin yuzu bir ktuluk maskesine dnusmustu. oktan lmeliydin, Pitt. Hem
de en az u kez.
Ah! Evet, diyen Pitt omuz silkti. Birincisi, gri kamyondaki pis katil
tarafindan. Senin yeteneinde birine gre son derece acemice bir denemeydi, ama
sanirim seni buna zorlayan zamanin azalmis olmasiydi. unku ina-na sana Amiral
Hunter'in yaninda grevlendirildiini bildirmisti. Bir gece nceki Summer'in
beceriksizliinden sonra bir arastirma yapmaya kalkissaydim, ya da daha ktusu
Adrian Hunter. inana'yia olan iliskisini ortaya koyacak
- 310-
birka szu azindan kairsaydi bu senin iin hi de iyi olmayacakti. Kisacasi,
tum bunlar tek bir sonuca ulasiyordu: Pitt korkutulup kai-rilmaliydi ve bu kisa
surede olmaliydi.
Akilli bir adamsin, dedi Oelfi yavasa, Hem de dusunduumden ok akillisin.
Ama blf yaptin. Tahminlerin bir dereceye dek doru. Ama yine de babamla ilgili
szlerinde ya-nildin, unku o iyi bir insandi. Babam ve yanindaki bilimadamlari
tum islerini tamamlamalarindan kisa bir sure nce bir su tunelindeki pompanin
bozulmasi sonucu boularak lduler. Kayip gemilerle ilgili tum eylemleri ben
duzenledim. Explorer'ia baslayan butun harekati ben planlayip uyguladim. Kuuk
hatalarim oldu, a-ma hepsinin de ustesinden gelindi. Evet, Bay Pitt, blf
yapiyorsun. unku Albay inana lene dek bana her olani biteni anlatti. O
nedenle de Amiral Hunter'in tum ykuyu yirmi drt saatte derlemesi olanaksiz bir
sey.
Delfi elini yuzune gturdu ve kapali gzlerini ovusturdu. Sanki gemiste yaptii
bir hatayi silmeye alisiyor gibiydi. Sen benim en affedilmez hatam oldun. Otuz
yildir buyuk bir basariyla surdurduum isi sen neredeyse yok ediyordun.
Bylesine korkun bir sula kaabilmek i-in otuz yi! ok uzun bir sure, dedi
Pitt. Sen kendi kendini yok ettin, Delfi. Azina ineye-meyecek denli buyuk
lokma aldin. En ktu ha-ian da Starbuckji ele geirmen oldu. Bir ticaret
gemisini, ya da zel bir yati ele geirmen neyse, unku Kiyi Koruma bu gibi
durumlarda
311
teknenin bilinen son koordinatlarinda syle bir ustunkcru arastirma yapar, daha
ileri gitmez. Oysa Deniz Kuvvetlerinin bir gemisi kaybolduunda, Deniz
Kuvvetleri aramaktan hibir zaman vazgemez. Ve bunu ne uzaklikta, ya da ne
derinlikte olursa olsun geminin enkazini bulana dek surdurur.
Delfi basini kristal kapiya evirdi ve uzun bir sure dik dik disariya bakti.
Eer Komutan Dupree kendi rotasini izlemeyi surdurseydi ve rotasindan sapip
kutsal evimizi kesfetmemis olsaydi, kendisi ve murettebati hl yasiyor o--
Sabilirlerdi.
Pitt'in o anda gzlen sanki birer yuvarlak buz topuydu. Bu isi nasil becerdin?
Seyir durumundaki bir nukleer denizaltiyi nasil ele geirdin?
Gerekte olduka basit, dedi Delfi. A-damlarim denizaltinin yolu uzerine air
bir e-iik kablo uzattilar ve denizaltinin uskurlari bu kabloya takildi. Gemi
kipirdayamaz duruma gelince de distaki balanst kapaklarini zorla atik ve
bylece iki i blmeyi su basarken geminin hava tanklari da suyla doldu.
Denizalti dibe batarken gnderilen alak frekans telsiz sinyalleri bozuldu ve
denizaltinin kais kapilarr disardan sikica kapatildi. Aylar sonra, yiyecek
stoklan tukenip murettebat aliktan gusuz duruma dusunce, adamlarim gemiye
girdiler ve isierini bitirdiler.
Gerekten de olduka basitmis, diye Pitt aci aci sylendi. Starbuck ain en
buyuk duluydu ve yaptiin soygunlarda elde ettiin en deerli ganimetti. Ve sea
evinde rahat-
-312-
tin, unku Deniz Kuvvetlen gemiyi yuzlerce mil teden ariyordu. Su basan iki
blmeyi temizlemen yalnizca birka gununu almisti. Stcrbuck artik ilk gunku
gibi yepyeni bir durumda su yuzeyinden yalniz otuz metre derinlikte yatiyordu.
Ama senin kuuk bir sorunun vardi, Oelfi. Ilk nceleri bunu dusunememistin,
unku anlamsizdi. Evet, Delfi, elinde nukleer basliklari fuzeleri de
bulunan dunyanin en gelismis nukleer denizaltisi vardi ve senden
birka yuz metre tede duruyordu, ama sen onu bir santim osun hareket
ettiremedin. unku onu nasil kullanacain! biliniyordun. Baban ve teki bi-
umadamlari ldukten sonra geriye kafasinda akil kirintisi bulunan bii- tek
sen kaldin. Tum rgutun sana kru -krune boyun emeleri u-zerine kuruluydu.
Adamlarinin hibirinde akil kirintisi diye bir sey yoktu. Denizci Farris'i
ldurmemenin nedeni de buydu... ona iskence yaparak adamlarina gemiyi hi
olmazsa satilacai bir Rus, ya da in limanina dek nasil
gturebileceklerini reteceini ummustun. Ne var ki, Farris aklini yitirmisti.
En son kendisi kalana dek arkadaslarinin ve subaylarinin lmelerini ya da
ortadan yok olmalarini izlemek Farris'in dayanamayacai br iskence oldu
ikti. Bir daha asta tam anlamiyla iyilesemeyecek.
Kuuk bir yanlis hesaplama, dedi Delfi yorgun yorgun.
Andrii Vyborg'a ne oldu, Delfi? Yoksa hirsizlarla bir arada bulunmanin onurlu
birsey olmadiini anlayip Starbuck'i kairmaya mi kalkistilar?
313
Bu kez ok yanildin. Binbasi Pitt. Dolfi yavasa Pitt'in tekme attii yeri
ovusturdu. Sizin gemi, yani Martha Ann uzun sure bir bi-gede kalinca Andrei
Vyborg'un kaptani kusku-lanmisti. Buraya arastirma yapmaya geldi. O-nu da
tekiler gibi ortadan kaldirmaktan baska hibir seeneim yoktu.
Martha Ann'i elinden kairman yureini sizlatmis olmali, dedi Pitt alayli
alayli. Elinizden kaip kurtulan ilk ve tek kurban olarak u-nunuzu zedeledi.
Ne yazik ki gemiyi ele geirirken, ok kayip vermis olduk, dedi Detfi.
Adamlarim gemiyi durdurmak iin gerekli duzenlemeleri yapmaya firsat kalmadan
gemi Pearl Harbour'0 geri dnmeye baslamisti bile.
Gemiyi havaya urabilirdiniz. ok ge kalmistik. Albay Cinana yeni bir
murettebat ekibinin helikopterle adalardan yola iktiini bildirerek bizi
uyarmisti. lulerimizi ve yaralilarimizi tasimaya yetecek kadar zamanimiz
kalmisti.
islerin ters gitmeye baslamisti, deil mi? dedi Pitt.
Delfi buz gibi bir sesle, Sen Martha Ann' daydin, dedi. Adamlarimi lduren ve
murettebati elimden helikopterle kairan kisi sendin. Planlarimi bozan da hep
sen oldun.
Lanet olsun, dedi Pitt. Beni oyuna sokan sen kendin oldun, animsasana. O
aldatmaca mesaj kapsulunu bulmayi ben istemedim.
Delfi dislerini sikti. Buraya neden geldin? diye sordu. Grevin ne?
Adrian Hunter'! kurtarmak, diye Pitt a--:Jdi.
Yalan syluyorsun! diye Delfi bairdi. Sen bilirsin.
Oelfi'nin gzleri irilesti, ansizin ne olduunu anlamisti. Pitt'in yuzune ilgin
gibi vurdu. Darbenin etkisinden Pitt duvara doru geri geri sendelerken azina
da kan tadi geldi.
Denizalti! dedi Delfi, yavas ve yeknesak bir sesle. Starbuck'i alisabilir
bir durumda buldun. Adamlarimi ldurdun ve Farris'le birlikte katin. Simdi de
murettebatla birlikte o-nu geri gturmek iin dndun.
Sz verdiim gibi, dedi Pitt. Sana yalnizca gerei syleyeceim. Haklisin,
Delfi Starbuck'i kurtarmak iin Donanmadan bir denizalti ekibi getirdim. Biz
burada oturmus gunahlarindan sz ederken denizalti da yattii yerden kurtarilmis
oldu. Pitt saatine bakti. 05'00'e on bir dakika vardi. Su anda guneye doru
yirmi mil ilerlemis olmali.
Savas ustunluu taraflar arasinda ne de abuk el deistiriyor, gruyorsun,
dedi Pitt yavasa, Ama gerekte bu olanlar seni ok sasirtmamaliydi.
Yaptiklarindan sonsuza dek kaabileceini dusunecek denli aptal biri olamazsin.
On bir dakika sonra Monitr adli savas gemisinden kiymetli dainin tam gbeine
kuuk bir nukleer baslikli fuze atilacak. On bir dakika sonra hepimiz leceiz.
Bu duvarlari hibir sey paralayamaz, dedi Delfi sakin bir sesle. Syle
evrene bir bok. Binbasi. Bu da granit bir kutle. Hem de, sert kuvarsli granit.
Betonarme binadan daha
314
315-
-eiayer.n:klidvr.
Pit basin) iki yana salladi, Tek bir atlak. Gerekli olan sey tek bir atlak.
Ondan sonrc, binlerce ton su itfaiys hortumundan fiskiran sudan on kat daha
buyuk bir basinla maaralarin iine hizla hucum edecektir. Ierde bulunan
herkes daha boulmaya firsat bile bulamadan akan suyun gucuyle ezilip lecek.
Asin derecede yaraticisin, dedi Delfi. Nasilsa, sen ve arkadasin burda
olduunuz surece hibir fuze atilmayacaktir.
Buna pek guvenme. Karari veren Was-hington'du, Amiral Hunter deil. Amirali
yanlis deerlendiriyorsun. Verilen emirler karsisinda bizim yasamlarimiz iin
yalvarmayacaktir. Bundan baska, su anda belki de benim ve Gi-ordino'nun lduunu
saniyordur. Adrian'a gelince, kizinin Pasifik Girdabini yok etmek iin girisilen
bir hareket sirasinda kazara lduunu her sey oiup bitene dek hi kimse
renemeyecektir. Hunter duygularini asin derecede kontrol altina aliyor. Senin
rgutunu ortadan kaldirabilmek iin Adrian'i feda etmekte gzunu bir an olsun
kirpmayacaktir.
Devin yuzundeki soukkanlilik yavas yavas kayboldu, yerini kusku almaya basladi.
Yalnizca konusuyorsun. Baska birsey yaptiin yok. Hibir sey kanitlayamazsin.
Pitt son kozunu oynamaya karar verdi. On dakika kalmisti. Bunu ya simdi
yapacakti, ya da asla yapamayacakti.
Sana szlerimin doru olduunu gsterecek kesin kanit verebilirim. Telsizinle
kontrol et, bak. Maui'deki vericinin ABD Deniz piyade-
316
lerinin eline getiini reneceksin. Ayrica Amiral Hunter'in teslim olmaniz
iin sen yirmi dakikadir sizinle balanti kurmaya alistiini da greceksin.
Delfi ansizin ktuluk ve fke dolu bir biimde kahkaha atmaya basladi.
Bir aptalsin, diyebildi kahkahalari arasinda. Hem de kocaman bir aptal.
Umutsuzca yaptii blfun tutmadi. Sandiin kadar akillica davranmadin.
Bilemezdin, tabii, deil mi? Maui'deki verici benim deil artik. Onu her-seyiyle
olduu gibi alti hafta nce Ruslara sattim. Yayinlarinizi izleyen ben deildim,
Puslardi. Rus Deniz Kuvvetleri Pasifik'teki ABD Deniz ssu kararghina bylesine
yakin olan vericiyi elde edebilmek iin ok iyi bir ucret dedi. Ve 101. Filonun
mesajlarini izlemekle Sar--buck'in bulunduu yeri renmeyi umuyorlardi.
Dahiyane bir aldatmaca, sen de byle dusunmuyor musun, Binbasi? Bu alisverisi
yaparlarken, Starbuck'i elinde tutan rgutle pazarlik yaptiklarindan haberleri
yoktu. Pitt'e kinle bakti. Eer son dakikada bir mucize olmasini bekliyorsan,
zamanini bosa harcamis oluyorsun, sevgili Pitt. Amiral Hunter'la hibir
haberlesme yapilmayacak. Bize teslim ol arisinda da bulunulmayacak. Sualti
daini terke-deeimden buraya nukleer bir fuze de firlatilmayacak. unku
firlatilma nedeni ortadan kalkmis olacak. Yarin rgutumu yeni bir yere tasimaya
baslayacaim. Buradaki haberlesme sistemim skuldu bile, o nedenle de Pearl
Harbour'la, ne de baska bir yerle telsiz ba-
317
lantisi kurmamiza olanak yok.
P'rtt karsilik vermedi. Yerinde sessizce o-urdu ve ilk on dakikanin lmeden
nceki son on dakikasi olup olmayacaini merak etti.
Ve bu isin yalnizca yarisi, diye Delfi a-layii alayli konustu. Demek Starbuck
su anda buradan yirmi mil guneyde bulunuyor. Byle kuyruklu yalanlan
uydurduunda inandirici g-runebilmek iin daha nce aynanin karsisina geip ka
kez prova yaptin? Yuksek sesle kahkaha atti. Bir konuda hakliydin, Pitt.
Deneyimsiz murettebatla denizaitiyi alistiramadim. A-ma onun balas sistemini
rendim. Su anda denizaltinin tum hava tanklari bos durumda. Ve denizalti hl
dipte ylece yatmasina devam ediyor. Buyuk bir kurtarma harektina girisilmeden
hibir sey teknesini dipten skup alamaz. 'Dipte aylarca ayni yerde yatmakla,
dipte denizaltinin kendi gucuyle yenemeyecei lude ,buyuk bir tutunma olustu.
Evet, ok yazik oldu. Yaninda getirdiin denizalti murettebati da en iyi yedi
adamim tarafindan ldu-rulmedilerse bile su anda yine birer lu sayilabilirler.
Deniz Kuvvetlerinin kolayca vazgeemeyeceini biliyordum, tabii. Kiymetli
denizal-titnrini ele geirmek iin geri dneceklerini de bihyordum. O nedenle de
denizaltiya en guven-difm adamlari yerlestirdim... hem de ldurmekten zevk
alanlarini. Onlarin karsisinda yal-nizco denizaltiyi alistirma konusunda uzman
olan murettebatin basarili olma sanslari on binde bile deil.
Pitt Delfi'nin uzerine atilarak sari gzlerinin alttrvdaki dislerine
yumruunu indirmeye
-318
alisti, arna Delfi'nin koruyucularindan biri hemen silahini atesledi ve Pitt'i
sol omuzundan vurdu. Pitt duvara yanlamasina arpti, sonra da yavasa tas zemine
yiildi.
Summer urmeye benzer bouk bir ilik" kopardi. Ir gri gzlerini evreleyen
gzunun aki iyice ortaya ikti. Pitt'e doru bir hareket yapti, ama hemen
duraksayarak babasina sorarcasina bakindi. Delfi olmaz anlaminda basini iki yana
sallayinca da babasinin isteine boyun eerek geri ekildi.,
Giordino hi kipirdamamisti. Yuzunde heyecan belirtisi olmadan dik dik Pitt'e
bakti, a-ma .Pitt onun milimetrik bir bas hareketiyle kendisini uyardiini
grdu.
atismayi sen kazandin, dedi Pitt, sikil! dislerinin arasindan tislayarak,
Ama tum savasi kazanmis deilsin.
Yine yanildm, Binbasi. Ben kazanirim. Hem de her zaman kazanan ben olurum.
Star-fouck'i bana Tanri gnderdi. Onu elden ikarir ikarmaz, yani satar satmaz
Pasifik'teki tezghimi kapatacak, sonra da daha rahat islere giriseceim. Eminim
yeni sahipleri Hyperion fuzelerinden ok hosnut kalacaklardir.
Nukleer santaj! dedi Pitt. Delisin sen.
Nukleer santaj mi? Hadi, canim, Binbasi. Bu szleri sana yakistiramadim,
dorusu. Byle szler casus romanlarinda geer. Super guleri nukleer bir
faciayla tehdit etmek gibi bir niyetim yok. Benimkisi yalnizca kazan a-maci
guden ticari bir is. Sen hakkimda ne dusunursen dusun yine de kadinlari ve
ocuklari ^gereksiz yere ldurmem. Erkekler baska, tabii.
319
%
Bir erkei ldurmek tipki bir hayvani ldurmeye benzer. Sonradan en kuuk bir
pismanlik duyulmaz.
Pitt duvara dayanarak ayaa kalkti. Bu isi senden daha iyi bilen yoktur.
Hayir, yoktur, diye Deifi karsilik verdi. Planim ok daha ustaca, bundan onun
basitliinden kaynaklaniyor. Starbuck'i ve silahlarini Arap petrol ulkelerinden
birine satmayi ayarladim. Hos olmayan tek yani da burasi, ama benim iin nemli
olan sey Araplarin pazarlik etmeden buyuk bir ucret demeye hazir olmalari.
Delisin sen, diye Pitt yine sylendi. Hem de tumuyle ve umutsuz bir biimde
kafadan atlaksin. Ne var ki Delfi hi de yle deli gibi grunmuyor, ya da
davranmiyordu. Syledii her sey akillica grunuyordu. Zengin, Arap petrol
ulkelerinden herhangi biri ideal bir alici olabilirdi.
Bunu yakinda reneceiz, deil mi? Delfi i haberlesme aygitinin yanma gitti
ve konusmaya basladi. Mini - dentzaltimi hazirlayin. Bes dakika sonra orada
olacaim. Sonra yine Pitt'e dndu. Tek basina Starbuck'a syle bir kesif
gezisi yapacaim. Murettebatina selamlarini sylerim. Tabii, hl yasayan
kaldiysa.
Zamanini bosa harciyorsun, dedi Pitt a-ci aci.
Sanmiyorum, dedi Oelfi, karsisindakini hor grurcesine, unku denizalti
biraktiim yerde duruyor.
Deniz Kuvvetleri Starbuck'tan asla vaz-
320
gemeyecektir. Ellerinden kairmaktansa onu yok ederler.
Yarin bu saatlerde syleyecek szleri kalmayacak. unku gemiyi su yuzeyine
ikarmak iin bir Arap kurtarma filosu burada olacak. Buralari uluslararasi
sular. Bir enkaz iin Deniz Kuvvetleri baska bir ulkeye asla saldirmayacaktir,
yoksa dunyadaki tum ulkelerce savas kiskirticilii yaptii gerekesiyle
lanetlenir. Tek yapacaklari sey denizaltiyi geri almak iin A-raplarla pazarlik
etmek olacaktir. O zamana dek ben de bir isvire bankosina yatirilan dulumu,
yani u yuz milyon ingiliz sterlingini, almis ve kendi yoluma devam etmis
olacaim.
Bu sualti daini asla terkeclemeyecek-sin, dedi Pitt. Yuzunu acimasiz bir
nefretle burusmustu. Sekiz dakika sonra leceksin. Delfi'nin gzleri
Pitt'inkilere dikildi. yle mi? Ben leceim, deil mi? Ardindan da bir bcei
umursamazrnis gibi geri dndu ve kapiya doru ilerledi. ikmadan arkasina dndu.
yleyse, ilk lenin sen olacaini bildiime ok memnunum. Delfi koruyucularina
isaret etti. Onlari denize atin.
idam mahkumlarini affetmeyi son kez dusunmeyecek misin? diye Pitt sordu.
Kesinlikle hayr, diyen Delfi seytanca siritti. Bir kez daha hosa kal,
Binbasi Pitt. ok elenceli gsterin iin de tesekkurler.
Delfi'nin ayak sesleri uzaklasarak duyulmaz oldu ve ortalii buyuk bir
sessizlik kapladi Saat o anda 05.00'e bes dakika vardi.
321
Girdap F : 21
ON SEKZNC BLM
Giordino dirseklerinin uzerinde kivrildiv gzleri yuvalarinda yukariya doru
kayarken tum vucudu siddetli bir spasmla kasildi. Boazini tutarak yattii
kanepeden yere dustu. Yuzu mosmor kesilene dek soluunu tuttu, hatta bu arada
azindaki tukuruunu de biriktirdi, sonra a'a titreyen dudaklarinin arasindan
hizla puskurttu. Mukemmel bir gsteriydi ve odadaki Deifi'nin koruyuculari bu
gsteriyi inanmayan, saskin bakislarla izlemisler ama sonunda tumuyle
yutmuslardi.
Pitt, iki koruyucunun, silahlarini uzerinden ayirmadan Giordino'nun yanina
meldiklerini ve Giordino'nun gevsek iki kolunu omuzlarina dolayarak
dikildiklerini, daha sonra da sessizce nden ilerlemesini isaret ettiklerini
grdu.
Pitt anladiini belirten bir bas isareti yapti ve odayi geerek Summer'in nunde
durdu.
Summer, dedi yavasa. Ve hafife gen kadinin omuzuna dokundu, yorgun
gzlerinin' iine bakti. Sana sylemek istediim ok sey
322
-var, ama zamanim ok kisa. Benimle birlikte -yurur musun?
Gen kadin basini eerek kabul ettiini -belirtti ve koruyuculara bakti. Onlar
da anlayisla baslarini ediler. Summer Pitt'in kolunu tuttu ve onu odadan
ikarip iyi aydinlatilmis tastan oyulmus bir koridora soktu.
Lutfen beni baisla, diyen gen kadinin sesi ancak Pitt'in duyabilecei bir
fisilti sek-Jindeydi,
Ne iin? Tum bu olanlar senin isin deil ki! Ayrica, iki kez de hayatimi
kurtardin. Neden byle davrandin?
Gen kadin duymamazliktan geldi. Basini kaldirdi Pitt'in gzlerine bakti ve
koridorda bulunan her seyi glgede birakan bir yumusaklik ve guzellik yuzunden
evreye yayildi. Yanin-dayken benliimi garip bir duygu kapliyor, diye
'mirildandi. Bu yalnizca mutluluk ya da gnul hosluu deil, bambaska bir sey.
Szcuk-lerle anlatamam.
Bu duyguya ask derler, diye Pitt tatlilikta karsilik verdi. Sonra da
omuzundaki acidan ekine ekine eildi ve gen kadinin gzlerinden ptu.
Giordino'nun iki yanindaki koruyucular durdular ve saskinliktan dona kaldilar.
Giordino'nun ayaklan yerde iz birakarak hareket etti, basini sa omuzundan
ileriye uzatti. Derinden inliyordu, gzleri de kapali gibiydi. Koruyucular
Giordino'nun kollarinin omuzlarindan yukariya cloru yavasa kaydiini ve
Giordino'nun ellerinin sonunda tam boyunlari yaninda gevsek olarak sarktiii
farketmediler. Ansizin Giordi-
323
no'nun gulu adaleleri kasildi ve iki koruyucunun kafasi birbirine hizla
arpti.
Giordina yuzunde memnun bir siritisla parampara olmus ayaklari uzerinde
sallanarak durmaya alisti. Bu gsteri bir sanat eseri miydi, deil miydi?
Her karesi basli basina bir sanat eseriydi, diyen Pitt siritti. Sonra da
Summer'in enesini tuttu. Buradan ikmamiza bize yardim eder misin?
Gen kadin yavasa basini kaldirdi ve yuzune dkulen kizil salarinin arasindan
korkmus bir ocuk gibi Pitt'e bakti. Hemen sonra da kollarini Pitt'in beline
dolayarak sikica sarildi. Gri gzlerini bir gzyasi duvari kaplamisti.
Seni seviyorum, dedi, szcukleri iine sindirir gibiydi. Seni seviyorum.
Pitt onu yine ptu, ama bu kez dudaklarindan.
Ikinizin arasina girmek istemem, diye Giordino sze basladi. Ama zamanimiz
kisa. Summer yerde yatan baygin koruyuculara syle bir bakti ve hizla yine ne
g&ti. Babamin adamlarindan biri bizi bu durumda bulmadan hemen gitmeliyiz.
Dur! diye Pitt atildi. Adrian Hunter nerede? Onu da yanimizda gturmek
zorundayiz.
Benimkinin yanindaki odada uyuyor. Bizi oraya gtur.
Summer yavasa Pitt'in omuzuna dokundu. Ama nasil? Sen yaralisin, arkadasin do
yuruyemez.
324
cOna yillarca katlandim, diyen Pitt Gior-dtno'nun yanina meldi, hibir sey
sylemeden bir kolunu boynuna tekini de dizlerinin altina doladi ve
sendeleyerek doruldu.
Kuuk bir ocua benziyor olmaliyim, diye Giordino sylendi.
Kimseye benzemediinden emin olabilirsin. Pitt daha sonra Summei'e bir bas
isareti yapti. Tamm. Artik yola ikabiliriz.
Summer nden hizli hizli yurudu, her yeni koridora ulasinca da kimse olup
olmadiini an-iamak iin iki tarafa dikkatle bakindi.
Bir yan koridordan yaklasan ayak sesleri duyana dek yurumeye devam ettiler.
Summer hemen iki adami geriye doru itti. Pitt Giordino'-yu tutan kollarini
gevsetti ve birlikte koridora ailan kapi araliina sindiler. nlerinde
enlemesine uzanan koridorda yaklasan kisinin ayak sesleri iyice duyulmaya
basladi.
Bes saniye sureyle koridorda yaklasan ayak seslerini duydular. Pitt'in kalbi
yorgunluktan hizli hizli atiyor, yuzunden de ter bosani-yordu. Din bir dusman
karsisinda yorgunluktan bitkin iki kisiydiler. Adamin iki salam ayai
karsisinda kendisinin bitkinlikten titreyen iki ayai vardi. Pitt herhangi bir
atisma durumunda ustunluun kesinlikle kendi yanlarinda olmadiina karar verdi.
Ama ayak sesleri iki koridorun birlesme noktasindan geti ve teki ynde
azalarak duyulmaz oldu.
Hadi, abuk olun, diye Summer koridorun Mersindeki bir kapi araliindan
fisildadi. Tehlike geti.
Pitt Giordino'yu yine ayni biimde yakala-
325
<di ve sendeleyerek ayaa kalkti.
Zaman durumu nasil? diye Pitt sordu.
Basaramayacaiz, dedi Giordino aci aci. TabiLfuze programa gre
firlatilirsa.
Programa uyulacaktir, dedi Pitt soluk solua. Delfi bu konuda yeniliyordu.
Deniz Kuvvetlen yaptiklari teslim ol arisina bir yanit alamayinca, bunu bir
meydan okuma olarak kabul edip sualti daini yerle bir edeceklerdir.
Summer, Pitt'in kolundan tuttu ve elinden geldiince Pitt'in ariyan ve bitkin
vucuduna destek olmaya alisarak ona yol gsterdi. Pitt her ne attii adimda
bunun son adim olacaini kendi kendisine telkin ederek gulukle uer-
iedi.
Sonunda, Pitt tam dayanma noktasinin sinirina ulastiinda, Summer bir kapinin
nunde durdu. Bir an iin kulaini kapiya dayadi ve ierisini dinledi. Sonra da
sessizce kapiyi ati ve ieriye girdi. Pitt sendeleyerek Summer'! iz-!edi, odaya
girer girmez de olduu yerde dizlerinin uzerine ktu, Giordino'yu yavasa suslu
kirmizi haliya birakti.
Summer odanin karsi duvarina oyularak yapilmis buyuk bir yatain yanina kostu ve
uyuyan Adrian'i sarsti. Kalkin, Bayan Hunter. Lutfen kalkin!
Adrian'in yaniti hafif bir inleme oldu. Summer, Adrian'i bileinden yakaladi ve
kadinin iriliplak vucudunu yataktan disariya ekti.
Yerdeki Pitt ve Giordino'yu farkeder farket-mez Adrian'in gzlerindeki uyku bir
anda kayboldu. iplakliini rtmek iin hibir aba gs-
termeden hizla kostu geldi ve Pitt'in yaninda yere diz ktu.
Oh! Tanrim, Dirk! Sana ne oldu byle? Buraya nasil geldin?
Soluk solua kalan Pitt, Senin iin geldik, dedi.
Adrian inanmamis gibi basini air air iki yana salladi.
Hayir, hayir, olamaz. Buradan hibir ikis. yolu yok.
Yandaki odada, yani Summer'in odasinda denize ailan bir koridor var...
Pitt'in konusmasi buyuk patlama sesiyle yanda kesildi. Oda uzaktaki vurus
dalgalariyla sarsildi. Monitor"dan atilan fuze sualti dainin uzerindeki su
yuzeyine arpmisti. Odadaki kadife perdeler ileri geri hareket etti ve tas bir
masanin uzerindeki mercandan yapilmis bir suru sus esyasi da grunmeyen bir gu
tarafindan birbirlerine arpilip gurultu ikardi.
Konusmanin sirasi deil, diye Pitt atildi, Herkes disari!
Summer olduu yerde kimildamadan sanki kendinde deilmis gibi saskin sasktn
bakindi. Gelemem... babam.
Ya bizimle gelirsin, ya da lursun, dedi Pitt. Bu sualti dai her an tumuyle
yok olabilir.
Summer birka saniye kimildamadan durdu, ama ansizin oda yeniden sarsilmaya
baslayinca akli basina geldi. Hizla kapiya doru kostu. Onun hemen ardinda
Adrian, en geride de buyuk bir aiyla ilerieyen Pitt ve Giordino vardi.
328
327
Kulaklari sair eden bir gurultu koptuunda ve dain vurus dalgasi hepsini yere
devirdiinde Summer'in ekzotik mavi yatak odasina daha yeni girmislerdi.
Sikistirma dalgalari sualti dainin lepesindeki buyuk atlaklardan ve
yariklardan ieriye ouyuk bir su kutlesinin girmesine neden olmustu, ieriye
giren deniz suyu ekspres bir tren gibi hizla ve buyuk bir gurultuyle
koridorlarda hizla yaklasiyor, bu arada yoluna ikan her seyi de silip
supuruyordu,
Pitt tum acisini unutarak ayaklari uzerinde doruldu. Hizla koridorun kapisini
kapadi, Adrian'i kolundan yakaladi ve onu ikis tuneline ailan perdenin
arasindan tunele doru itti. Sonra da yere dusen Summer'in yanma eildi, onu
kaldirdi ve Adrian'in uzerine doru hizla itti. Ayni anda da tavandaki buyuk
ayna Pitt'in birka santim yanindan geerek parampara olmus bir sekilde yere
daildi. Paralanan aynanin ardindan da alayan gibi deniz suyu bosandi ve
tavani yerle bir ederken buyuk bir gurultu koptu.
Al! diye Pitt bu kaya ve su kansimi selin iinden bairdi.
Buradayim! diyen Giordino'nun ilii duyuldu. Tas bir tuvalet masasinin
altindan kolunu salliyordu.
Pitt yukselen arduvaz rengi suyun bembeyaz kpukleri arasinda ilerledi ve
Giordino'nun uzanan kolunu yakaladi.
Uzaklas abuk! diye Giordino bairdi. Beni tasirsan asla kurtulamazsin.
Ve ben de seni kurtarmakla kazanacaim
-328
^madalya sansini yitireyim, yle mi? dedi Pitt ters ters. Baska are yok.
Pitt Giordino'nun kolunu orriuzuna doiadi ve yari tasiyarak, yari ekerek
arkadasini kais tuneline soktu. Onlar tunele girine dek odadc-:ki suyun
seviyesi d dizlerine yukselmisti ve karanliin iinden girdap gibi dne dne
hizla odaya dolmaya devam ediyordu.
Kadinlar nden gitsin! diye Pitt emretti. Pitt'in emrini ikinci kez
tekrarlatmadan Adrian ve Summer iplak ayaklariyla dar Tunelin iinde sap sap
diye sesler ikararak beceriksizce kosmaya basladilar.
Giordino'yla ilerlemek yavas oluyordu ve bir sure sonra da Pitt kadinlari
karanliin iinde artik gremez oidu. Arkalarindan kopup gelen su rampadan
asaiya doru akarken sendelemesine ve dusmesine neden oldu. Kalkarken ne
eilince bir an iin kafasi suya daldi ve boazina tuzlu su kati. ksurerek
kendisini dizlerinin uzerine doru itti. KcHkabilmeyi de grunmeyen gulu ve
adaleli bir kolun yardimiyla basarabildi.
Mucize eseri olarak, kendisine yardim eden kisi yarali ayaklarinin buyuk
acisindan dislerini iyice kenetlemis Giordino'ydu.
Bu sonradan uzulecein bir iyilik olacak, diye Giordino sylendi.
Boazina kaan tuzlu suyu ksurup azindan puskurten Pitt, Sizlanma, sizlanma,
dedi. Tek yaptin sey de bu. Kendine gel biraz, yetismemiz gereken bir gemi
var.
Kaygan rampa gittike genisledi, basamaklara dnusfii ve Pitt'in ilerleyisi
biraz daha ko-
329
laylasti. Tavandan kopan san fosforlu kaya paralari dolu gibi yaiyor,
evresinde akan suya arpip sular siratiyordu. Maaranin kemerli tavani altinda
hizla ilerlerken tepeden dusen kaya paralarinin garip ve parildayan renkleri
hayali bir meteor yamuru grunusu olusturuyordu. Sonunda, hizla akan su
basamaklarin yanindan asaidaki kuuk gle duserek yok olunca Pitt bastii yeri
grebildi.
Siki tutun, dostum, diye Pitt Giordino'ya cesaret verdi. Nerdeyse vardik, iki
tas yontu i!k kivrimin tesinde olmali.
Kadinlari gruyor musun? diye Giordino sordu.
Henuz hayir.
Orada olmaliydilar. Pitt bundan emindi. iini ansizin kendine guven duygusu
kapladi. O anda lumden uzaktilar. Patlamadan sa kurtulmuslardi. Bir kez suya
ulassalar, ondan sonra dis maaralarin arasindan su yuzeyine dek kisa bir
yuzusleri olacakti. Doruydu, belki disarda kendilerini kpekbaliklari
paralayabilirdi, boulabilirdi, ya da gitip tukenebilirler-di. Ama hl
yasadiklari surece Pitt onlari son kapi da yuzlerine kapanana dek hep ileriye
doru itecekti. Yuruyusunu hizlandirdi ve Giordino'-yu her defasinda iki basamak
ekmeye basladi. Kapali yerde yaptiklari bu yolculuun elverdii lude abuk
sona ermesini istiyordu. leek-erse, gunesin ve gkyuzunun altinda lmeleri
daha iyi olacakti.
O anda son kivrimi dnuyorlardi. Pitt, Sum-mer'i grebildi. Sari fosfor isiinin
altindaki tas yontulardan biri gibi kuuk glun kenarinda
-330
ayakta duruyordu.
Pit, Adrian'i da grdu. Yontulardan birinin kaidesine yorgun yorgun dayanmisti.
Pitt'le Giordino grunduunde gen kadin basini kaldirdi ve onlara bakti. Gen
kadinin gzleri korku doluydu.
Dirk... ok ge, diye Adrian szleri azinda geveledi. O...
Pit kadinin szlerini kesti. Konusmanin zamani deil. ati nerdeyse ke...
Pitt'in son szu boazina takildi kaldi. O andaki yorgunluk, ari ve sevin
duygulari bir anda yenilgi duygusuna dnustu. Deniz tanrisi yontularindan
birinin ardindan Delfi ortaya ikti. Sa elinde kocaman Colt marka silahi vardi,
namlusu da Pitt'in alnina evriliydi.
Parti sona ermeden mi gidiyorsun? diye Delfi sordu. Tum yuzunu korkun bir kin
kap-iamisti.
abucak sikiliyorum, dedi Pitt, omuzunu aresizce silkerek. Beni su anda
ldurebilirsin, belki Ama tekileri kurtarmak istiyorsan buna ok zamanin
kalmadi.
Ne asilce bir davranis bu byle, Binbasi, dedi Delfi. Yuzunde acimasiz bir
ktuluk okunuyordu. Ama ayrintilar iin kendini yormama-ism. Bu maarayi canli
olarak yalnizca ben ve kizim terkedeceiz.^
Bir an iin kimse konusmadi. Duyulan tek ses tavandan kopan kaya paralarinin
suya arpinca ikardii ses oldu. Sualti dainin derinliklerinden gelen
gurultulu bir sarsinti taslari yontarak ailan eski odalari titretti.
Yakinda, :hem de ok yakinda Kanoli tumuyle yok olacak
331
ve bir daha asla yeniden kesfedilemeyecekti.
Aniden patlama gibi ses ikaran buyuk bir atirdi sesi maarayi doldurdu ve sert
kaya duvarlari siddetle sarsarken, gittike artti, gk gurlemesine dnustu.
Kisa bir an iin Pitt, Delfi'nin elindeki silahi ateslediini sandi. Ama hemen
sonra, atirti sesinin tepeden geldiini anladi. Bir duvar ktu ve nune geleni
silip supuren bir i gibi merdivenlerden asaiya doru inmeye basladi. Pit
hizla Summer'! itti ve onu basamaklardan uarak sari gle dusurdu. Sonra da ayni
hizli hareketin devami olarak kendisini battaniye gibi Andrian'in vucudu uzerine
atti.
i Pitt'e arpti. San renkteki tonlarca kaya parasi merdivenleri tumuyle
rttu. Sfenks grunumlu tas yontulardan biri ken duvara karsi koyabilmisti ve
kaidesinin uzerinde sapasalam durmaktaydi. Oysa ikinei tas yontu ken duvarin
ezici gucune karsi koyamamis, devrilmisti. Ve bu anda saskin bir durumda bulunan
Pitt'e, tipki korkup kaan siir surusunun arasinda kalan bir kovboyun atindan
dusmesini andirdi.
Kaya paralari acimasizca sirtina arparken Pitt de dislerini sikti, tum
adalelerini kasti. Yuvarlanan iri bir kaya parasi Pitt'in yan tarafina arpti
ve Pitt bir kaburga kemiinin kirildiini hissetmekten sonsuz biraci duydu.
Kafasindaki bir yariktan akan kani yanaklarindan a-saiya suzulurken Pitt'in
yuzu kasindi. O gurultu iinde kulaklarina garip, yirtici bir ilik sesi geldi.
ilik sesi ok uzaklardan geliyor gibiydi, a-ma biraz sonra bunun kontrol
edemedii bir si-
332
nir kriziyle ilik atan hemen yanindaki Adnan'in dudaklarindan iktiini
anladi. Kaya paralarinin akisi surdu ve Pitt'in ayaklarini betine dek rttu.
Olduu yere akilip kaldi ve hi kimilda-yamadi. Pitt Adrian'! daha siki tuttu,
sanki kadinin iindeki korkuyu skup almak ister gibiydi.
Pitt her yeri derin bir sessizlik kapladiini aneak bir dakika sonra
farkedebildi. Bu sessiz-fii arada bir kayarak suya dusen ve ses ikaran kuuk
kaya paralan bozuyordu. Pitt Andri-an'nin korkudan iin iin hikirirken
yaptii kasilma hareketlerini hissedebilirdi.
Pitt yavasa basini kaldirdi ve moloz yiinini dikkatle inceledi. Maaranin
nemli havasinda fosfor grunumlu toz bulutundan olusan-bir perde asiliydi ve
parildayan bir suru atesb-cei gibi yavas yavas tas zemine ktu, Yontulardan
biri hl olduu yerde souk souk boslua bakiyordu ve kaidesinin evresini
kalin bir kaya tabakasi kaplamisti. Arkadasi kayipti, ama Pitt biraz dikkat
edince onun kirilmis bir antika olarak bir kenarda durduunu gulukle, farketti.
Daha sonra devrilen yontunun altinda bir-sey kipirdadi. Pitt yari aydinlikta
bunun ne olduunu anlamak iin kendini zorladi. Euyle gzlerindeki kani ve tozu
sildi. Kipirdayan nesne hafife yukseldi ve ona doru dndu, parildayan iki gz
Pitt'in ynune evrildi. Bu Delfi'ydi.
Delfi'nin iri gvdesi kirik tas yontunun al-tmda ezilmisti. Yontunun kirik
paralan arasindan grunen yalnizca Delfi'nin basi ve bir omu-zuydu. Azindan
kan akiyordu, ama o bunum
333
farkinda deilmis gibiydi. Sonra sari, kin dolu gzler Pitt'i farkedince
kisildi.
Ortalik daha da aydinlandi ve Pitt'le Oelfi Colt tabancayi ayni anda grduler,
silah Delfi'-nin basindan yaklasik bir metre tede mavi elik namlusu yukariya
gelecek biimde bir dkuntu yiinina gmuluydu. Delfi'nin eli silaha doru
uzanirken Pitt aresizliine lanet etti. Pitt geri kalan tum gucunu kullanarak
kendini dkuntunun altindan kurtarmaya alisti, ne var ki ayaklari kaya
paralari altinda iyice sikismisti. Solumasi kesik kesikti, beyniyse iinde
bulunduu umutsuzluu gittike daha iyi anladi. Silahin Delfi'den uzaklii o
anda elli santimdi.
Delfi'nin yuzu zorlanma nedeniyle burustu, derisi terden parladi. Hibir sey
sylemedi, yalnizca azalan tum gucunu bir araya toplamaya alisti. Yine Pitt'e
bakti, buyuk bir kin nbetine tutulmus gibi basini ik; yana salladi ve
parmaklarini Colt tabancaya doru istekle uzatti. Pitt'e gre saniyeler gittike
yavasladi ve durdu. Pitt ilgincasina kaya paralarini iterek gmulu ayaklarini
kurtarmaya alisti, ama her hareketi kendisine buyuk bir aci verdi ve sonunda
abalayacak gucu kalmadi.
Delfi'nin parmak ulari silaha dokundu ve onu yakaladi. Namlu hafife kimildadi
ve Dei-fi iki parmaini namlunun uuna dolayarak ekti. Silahin yiindan ok
azini kurtardi, ama namluyu tutan parmaklari silahtan kayarak kurtuldu. Delfi bu
isi birok kez yineledi. Sonunda 44'luk Colt ovucunun iine dustu. Ve Delfi
silahin kabzasini o denli siki yakaladi ki, elinin
-334-
uzerindeki kemik yerleri bembeyaz grundu;.
Delfi ksurdu ve azindan sailan kan altindaki kayalari kirletti. Ama Pitit'e
olan ilgisinde en kuuk bir sapma olmadi. Yakaladii silahin namlusunu
dorulturken yuzu seytanca bir anlatimla burustu. Sonra da silahin horozunu
kaldirdi. Yuzunde bir siritis belirdi ve PittTe ayni seviyede olduundan ailan
azindaki; kanla kapli kipkirmizi dislen grundu.
Ansizin Delfi'nin biraz ilersinde bir hareket oldu. Pitt buyulenmis gibi saskin
saskin kaya yiinindan yukariya doru bir kolun yukseldiini grdu. Mezardan
yukselen bir hayalet gruntu gibi kol ve ucundaki el havada yukseldi ve Delfi'ye
doru havada bir yay izdi. Yavasa* serte parmak disinda kalan parmaklar
yumuldu ve yumrua dnustu. Sonra da yildirim hiziyla tabancanin namlusu uzerine
indi, aik kafan kuuk parmaksa ilk boumuna dek namlunun iine girdi.
Giordino silahi yakalayacak denli uzanamadi, ama sere parmaini namlunun iine
iterek iyice sikistirdi, unku Deifi tetii ekerse parmainin neden olacai
engellemeden silahin arka kisminin Delfi'nin yuzune patlayacaini bi-uyordu.
Delfi'nin gzlerinde buyuk bir saskinlik be-urdi. Elindeki silahi gusuzce iki
yana salladi... tum gucu tukenmisti. Silahi ancak dorultabildi, ama onu
namludaki engelden kurtaramadi. Parmak namlunun iindeydi. Delfi bu durumda ne
yapacaini dusunmek ister gibiydi, ama kafasinin iini karanlik kaplamaya
baslamisti. Son bir kez kanli dislerryle sirrttt ve te-
335
ti.e asildi.
Maarayi bouk bir atirti sesi sarsti. Ke-.merli tavandan bir suru kaya parasi
koptu, yere dustu.
Delfi'nin yuzunun sa tarafi tumuyle yo*. oldu. Paralanan silah elinden dustu
ve ne doru devrilerek kafasi kayalara nizla arpti.
Giordino'dan hi ses ikmadi. Yumruu hi sikili durumdaydi ve basparmaiyla u
parmak grunuyordu... sere parmak dibinden yok olmustu.
Pitt kayalarin cenderesinden kurtulmak iin yine abalarnaya basladi. Sonunda
kurtu-Jabilmeyi basardi. Sonra da Adrian'i kaldirdi ve .salam yontuya yasladi.
Adrian bayilmisti.
Beni bu enkazin altindan ikarmaya ne dersin? diye Giordino sikili dislerinin
arasindan mirildandi.
Bekle, geliyorum. diye Pitt karsilik verdi.
Pitt kaya paralarinin uzerinde surunerek Giordino'nun yanina geldi, ikisi
birlikte Giordi-;no'yu basi ve sa omuzu disinda tumuyle rten kaya paralarini
ittiler.
Kayip sere parmaindan baska kirik kemiin var mi? diye Pitt sordu.
Hayir, dedi Giordino kisaca, elindeki acidan suratini burusturmustu. Senden
ne haber?
Bir, ya da iki kaburga kemii. Pitt yirtilan mayosunu ayaindan ikardi ve
kuuk seritler biiminde yirtti. Hadi, elini uzat da sarayim.
Daha nce bir arkadasina sirtindaki gmleini verdiim duymustum, dedi
Giordino, min-
336-
net dolu bir gulumsemeyle. Ama bu daha ilgin.
Pitt tam isini bitirmisti ki, kaya kaymasinin, glde sona erdii yerde hafif bir
soluma duydu. Summer kendisini sudan disanya ekiyordu, gzleri dalgin ve cam
gibiydi.
Babam... ne?... Gen kadinin sesi gittike azaldi ve szcuklerde karmakarisik
ve anlamsizdi.
Sakin ol, dedi Pitt. Buradan ikacaiz ve birka dakika sonra guvencede
olacaiz. Pitt, Summer'in yanina gitti ve onu kendine ekti, gen kadinin
basini koluna koydu. Parmaklariyla kadinin yuzunu rten islak sa-Sari yavasa
temizledi ve sakainda sismeye baslayan derin bir kirmizi yarik olduunu
grebildi. Sonra da kadinin kulaina tatli birka sz mirildandi, dudaklarindan
hafife ptu.
Maaradaki su seviyesi merdivenden yukariya doru hizla yukseliyordu, ama Pitt
bunun farkinda deildi. Yuzunde Summer iin duyduu uzuntu vardi. Onu sevdiini
haykirmak istedi, ama kipirdayan dudaklarindan ses ikmadi. Summer Pitt'in
gzlerinin iine bakti, sanki uzun bir ayrilia ikiyor gibiydi. Dudaklari
kimildadi, ardindan da elini uzatti Pitt'in gsune koydu.
ldu, deil mi?
Evet, kaya kaymasindan, diye Pitt yalan syledi, ama bu kuucuk bir yalandi.
unku paralanan Colt Delfi'nin lumunu abuklastir-misti, o kadar. Yoksa ezilen
ve kemikleri kirilan Delfi'nin vucudu daha bir saat dayanir, ondan sonra pes
ederek lup giderdi.
337
Girdap F : 22
Hep araniza girmekten nefret ediyorum, dedi Giordino. Ama sanirim tavan
tepemize inmeden buradan hemen uzaklassak daha iyi
olur.
Pitt Summer'! bir kez daha ptu ve sal'a-narak ayaa kalkti. Giordino'ya tam
Aarian'i ayiltmasini syleyecekti ki, Adrian Kendine geldi, iplak ve sari
fosfor isiiyla parliyordu, tipki parlayan bir deniz kizini andiriyordu.
Yuzebileceini saniyor musun? diye Giordino sordu.
alisirim, diye Adrian zayif bir sesle mirildandi,
A!, sen ve Adrian nden gidin, dedi Pitt Adrian senin omuzlarindan tutsun.
Summer'ie ben de sizi izleyeceiz. Giordino'ya guven vermek isteyen bir
bas isareti yapti. Yandaki blmede bulusuruz.
Giordino evresine bakindi. Burada biraktiimiz esyanin olmamasi ok yazik.
Olsaydi bile bu suyun altinda asla bulamazdik.
Hadi, gel. dedi Giordino Arian'a. Albert Giordino Buyuk Bati ve Pasifik
Sualti Ekspresi hi kimseyi beklemez. Giordino Adrian'i suya soktu. Yururken
guluk ekiyordu, ama yuzme daha kolaydi. Gen kadinin kollarini boynuna doladi,
Adrian da basini Giordino'nun sirtina dayadi. Sonra da geride yayilan su
halkalari birakarak gzden kayboldular.
Summer geriye, devrilen tas yontunun evresindeki kaya paralan yiinina bakti.
Yapilabilecek hibir sey yok mu? diye sordu. Hibir sey yok.
338
Aci, garip bir duygudur. Summer'in uzgun, ve sevimli yuzunu ansizin
unutulmayacak bir durgunluk kapladi. Yuzunde kararlilik okunuyordu. Seni
seviyorum, Dirk, ama ben... ben seninle gelemem.
Pitt dik dik gen kadina bakti. Samalik bu!
Lutfen anla, diye Summer yalvardi. Bu sualti dai her zaman benim evim oldu.
Annem burada gmulu yatiyor ve simdi de babam. Burada lmenin de hibir anlami
yok. Summer basini Pitt'in gsune dayadi. Babama kendisini asla
terketmeyeceime sz vermistim bir kez. Bu szumu tutmaliyim.
Pitt, kadina suya dalmasi iin emir vermesini syleyen iindeki durtuyu
yenmeliydi ve bunun iin de kendi kendine savasmak zorunda kaldi. Sonunda
Summer'm salarini oksadi ve yavasa, Ben bencil bir adamim. Baban ldu ve su
anda benimsin. Seni istiyorum. Sana gereksinmem var. Baban bile gen bir kizin
verdii szu yerine getirmek iin lmesini istemezdi. Summer'i sikica
kucakladi. Daha baska itiraz istemiyorum. Buradan birlikte ayrilacaiz, ve
hemen simdi ayriliyoruz.
Sari renkli suya el ele daldiklarinda Summer hl sessizce alamaktaydi.
Pitt ve Summer dis blmeden kafalarini sudan ikardiklarinda Giordino ve Adrian
da kaya tabakasina oturmus onlari bekliyorlardi.
Sizi bu denli geciktiren sey ne? diye Giordino sordu. Bu tur bekleyisler hep
karnimi aciktirir.
Pitt suyun iinde kaldi ve kaya tabakasi-
-339-
na tutundu. Kendini yukariya, yani kaya taba-.kasimn kuru yerine ekemedi. Yan
yariya eve ulastik, dedi guvenle. Yuzeye hizli bir yuzusten sonra tamamdir,
ver elini Honolulu.
Yuzeye de ayni duzende yuzeceiz, dedi Pitt serte. Ve sakin unutmayin,
yuzeye doru yuzerken soluunuzu yalnizca vereceksiniz. 'Buraya kadar geldikten
sonra bir hava ambolisi alip lmenin hibir anlami yok. Summer'a dndu. Su
yesil giysisini seffaf bir tule dnusturmus, uzerine yapisan giysisi vucudunun
her yerini ortaya ikarmisti. Pitt her lude ve renkte kadin tanimisti, ama
tumu de sualti dainin bu kadini yaninda silik kalirdi. Kafasi o anda Summer'la
ylesine ilgiliydi ki Giordino'yla Adrian'in suya daldiklarini gulukle farkede-
bildi.
Yukarda grusuruz, dedi Giordino gulumseyerek. Ama duyduu kaygi gzlerinden
aika okunuyordu. Deniz yuzeyinde ne bula-bileceKlerlni sylemenin anlami
yoktu. Tabii, bir sey bulabilirlerse.
Pitt de Giordino'ya gulumsemeyi basardi. KIyi sanslar. Kpekbaliklarina ok
dikkat edin.
Kaygilanma. Karsima ikan olursa, ilk isirisi ben yaparim, diyen Giordino
elini salladi ve boynuna sikica tutunan Adnan'la birlikte daldi, sualti dainin
ikisina doru gzden kayboldu.
Blmeye garip bir sessizlik ktu. Yari aydinlik su yavasa duvarlara arpti ve
sirayan sular kaya tabakasinin uzerindeki kuuk deniz canlilarinin uzerine
saildi. Disardan gelen hafif isik blmenin tabaninda danseder gibi ha-
340
reket etti ve bu arada kirilan su yuzeyinde bir suru glgeler olusturdu.
Disarda ikimizi de yeni bir yasam bekliyor, dedi Pitt yavasa.
Summer Pitt'in yesil gzlerine uzun uzun bakti ve parmaklariyla Pitt'in yuzunu
hafife oksadi. Sonra da alamaya basladi; babasina olan sevgisi ve yeni
tanidii bir adama olan aski arasinda kalmisti. Kalbinin derinliklerinde bir
karara varabilmek iin abaladi, hiiriklar-dan uzun kizil salari yumusak
dalgalar biiminde inip kalkti, yuzundeki tuzlu suyla karisan gzyaslari da
yanaklarindan asaiya suzuldu. Ve sonunda ne yapmasi gerektiine karar verdi.
Hazirim, dedi Summer. Sen ok ktu yaralisin, onun iin nden git. Ben seni
arkadan izleyeceim.
Pitt gen kadinin szlerini akla yatkin bu-iarak hafife basini edi, kabul
ettiini belirtti. O anda dudaklarina dokunan Summer'in elini ptu. Sonra da,
gulumsedi ve suya dalarak yuzmeye basladi.
Summer, Pitt'in iplak vucudunun suyun iinde kayalarin altina doru kayarak
ilerleyisini ve denizin iinde gzden kaybolusunu izledi.
Gule gule, Dirk Pitt diye kendi kendine ve bos blmeye mirildandi. Kaya
tabakasinin uzerinde ayaa kalkti, esnek vucudunu yay biiminde ne edi ve
guzel bir baliklama atlayisla suya daldi. Kisa bir an, dis dunyaya ailan ve gun
isiiyla aydinlanmis girise bakti.
341
Sonra da dndu, sari maaraya ve babasina doru gerisin geriye yuzmeye basladi.
Pitt su yuzeyine iktika suyun sicaklii da artti. Kuuk dis blmeye ilk
girdiklerinde okuduklari Giordino'nun derinlik lulerine gre su yuzeyinin on
bes metre yuksekte olduunu animsadi. Pitt tepesinde gun isiiyla aydinlanan, su
yuzeyinin ritmik hareketlerini grerek mavimsi yesil denize bakindi.
Cierlerindeki basinci azaltirken soluunu yavas yavas verdi ve yukariya ikista
kafasinin yanibasinda olusan kendi hava kabarciklarini izledi. Sanki boslukta
hareket etmeden asili duruyorlar gibiydi.
Su yuzeyine ulasan Pitt basini sudan ikardi ve yakici tropik gunesle
karsilasti. Sonra da kruk gibi hizli hizli soluk alip verdi. Ariyan ve bitip
tukenen vucudunun izin verdii lude bir sure kendisinin alalip yukselen
dalgalara birakarak dinlendi. Bu arada, gzlerini kirpistirdi, Adrian'la
Giordino'yu arastirmaya basladi ve yirmi metre uzakta yukselen bir dalganin
uzerinde grunen kafalarini farketti, dalga hemen sonra da alalarak ikisinin
kafalarini kisa bir sure iin grunmez yapti.
Ansizin denizin dibinden gk gurlemesi gibi bir ses duyuldu ve su yuzeyini
kabarcik biiminde yayilan buyuk dalgalar kapladi. Sonra da, derinliklerden bir
enkaz yiini kopup yukseldi, iinde paralanmis tahtalar, ya tabakalari ve
yirtik kumas paralari vardi. Bu, Kanoli v'e Pasifik Girdabinin tumuyle yok
olusuydu.
Pitt her dalga tepeciine umutsuzca bakarak Summer'i grmeye alisti. Ama onu
belirle-
342
yecek hibir kizil sa gruntusu yoktu. Pitt kadinin adini bairdi. Ne var ki
aldii tek yanit deniz tabaninda uzaklardan gelen bir gurleme sesiydi. Basini
suya soktu, Summer'i bulmak iin yeniden daldi. Ama vucudu buna karss koydu...
dayanma sinirina oktan ulasmisti. Dalgalarin arasinda uzaktan gelen anlasilmaz
insan seslen duyduunu sandi ve suyun yuzunde kalabilmek iin kuvvetsizce
abaladi.
Buyuk bir balik, yani o andaki uyusan beyninin tanimlayabildii gibi, buyuk
siyah bir balik denizde yukseldi, ortaya ikti, sonra da kendisini yutmak
istermis gibi basini ona doru yneltti. Pitt buna aldirmadi bile, unku lmeye
hazirdi. Deniz ona sevecei birini sunmus, sonra yine derinliklerine ekip
almisti.
Bir sure sonra Pitt'in kolunu bir sey yakaladi ve sikica kavradi. Pitt neredeyse
kendinden gemek uzereyken basini kaldirdi, bakti. Buyuk siyah baliktan
saskinlik dolu JDir suru bulanik yuz ikti, geldi ve iriliplak, ktu bir
biimde yaralanmis vucudunu yavasa kaldirdilar, bir battaniyeye sardilar.
Yuzlerden biri tekilerden ayrildi ve Pitt'in uzerine iyice eildi,
Aman Tanrim! dedi Crowhaven dehsetle - Sana ne oldu byle?
Pitt konusmaya alisti, ama yalnizca ksu-rerek beyaz battaniyeye tuzlu su
tukurdu ve" kustu. Sonra da bouk bir sesle, Sen Sar-fouck'... kurtardin mi?
Crowhaven sansi bu, dedi adam. Mo-nitor'un firlattii fuze sualti dainin
teki yanma denk geldi ve biz de vurus dalgalarindan bir derecede korunmus
olduk. Fuzenin arp-
343
masi, bulunduumuz yerdeki deniz dibinin yalnizca denizaltiyi tutusunu engelledi
ve biz de kurtulmus olduk. Ama Deniz Kuvvetleri denizal-tiya yaptiklarimi
grunce, pek de memnun olmayacaktir. unku sancak uskuru tumuyle paralandi,
iskele uskuru da iyice hirpalandi.
Pitt basini uzatip yattii yerden hafife doruldu. Giordino ve Adrian da
guvertedeydiler, kendisi gibi kalin yunden yapilmis ABD Deniz Kuvvetlerinin
battaniylerine sarilmislardi. Denizcilerden biri de Giordino'nun kopan
parmaiyla ilgileniyordu.
Bir kiz... orada bir kiz daha var.
Crowhaven Pitt'in uzerine eildi. Kaygilanma, Binbasi. Eer oradaysa, biz onu
buluruz.
Pitt yine ksurdu ve geriye dustu. Kendisini iyice tukenmis hissetti. Kafasi
bombostu ve siyah bir bulut kaplamaya baslamisti.
Crovvhaven'in adamlari denizi surekli olarak arastirdilar, ama Summer'den hibir
iz bulunmadi. Bylece, Kanoli'nin gizemleri sonsuza dek gmulmus oldu.
344
BI TS
Kaena Burnunda deniz yukseliyordu; dalgalar kumlan sarp kiyinin yakinina dek
supurdu. Her dalga kiyiya arpip geri dnerken suyun yikadii temiz kumlar
ortaya ikti ve bu orada kuuk kum yengeleri yiyecek dolu yeni deliklere
kavustu.
Pitt, Kaena Burnunun sarp kenarinda ayakta durdu ve yorulmak bilmeyen dalgalan
izledi. Olduu yerden uzun bir sure ayrilmadi. Kendi kendine, burasi her seyin
basladii yer, diye dusundu. Ve, ona gre, ayni zamanda da her seyin sona
erecei yerdi. Ama yine de insanin kalbi attii surece unutamayacai bir sey
olacakti, bunu iyi biliyordu.
Bir albatros kusu tembel tembel basinin uzerinde gittike buyuyen daireler
izdi. Sonra, tehlike sezmis gibi, dairesel uusunu sona erdirdi ve Kuzeye doru
umaya basladi. Pitt kocaman siyah ve beyaz tuylu kusun kanat irparak nce
kuuk bir nokta olana, son-
345
ra da acik mavi gkyuzunde gzden kaybolana dek izledi.
Elinde tuttuu bir demet Plumeria ieinin kokusu burnuna geldi. Ufkun
tesinden bir ses ona sanki syle mirildanmisti: A ka mch kani hepa pa!
Szcukleri okyanusta esen hafif alize ruzgrlari tasimis getirmisti,
Pitt evresini dikkatle dinledi, ama baska hibir sey duymadi. Bir an elindeki
Plumeria buketine bakti ve sonra denize firlatti. Bir sure dalgalarin beyaz
iekler uzerine yuvarlanisini ve onlan kpukler iindeki kiyiya daitip
saisini izledi.
Kiyidan geri dnerken, Pitt iinde buyuk br rahatlama duydu. A Cobrasi ktu ve
kivrimli yolda ileriye atilip bos kumsala yavas yavas sinecek ince bir toz
bulutu 'kaldirirken de, islik almaya basladi.
* **
YALANCI TANIK
DOROTHY UHNAK
l
KORKUNUN KANATLARI
JACK HIGGINS
TAVSAN DNEMECI
JACK HIGGINS
FIRTINA GELIYOR
JACK HIGGINS
NEMRUT
ROBERT LUDLUM
A
OLIVE CUSSLER
Lanetli Gemi, Enkaz, Buzdai ve Kr Dalis romanlan ile edebiyat dunyasina
kendini kabul ettiren Clive Cussler, altin arayicilii yapmis, bank gemileri
ikarmis, denize dusen uaklari bulmustur.. Tipki romanlarinin kahramani Dirk
Pitt gibi...
Clive Cussler _ Girdap
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yuklediim e-kitaplar Asaida Adi Geen Kanuna Istinaden
Grme zurluler Iin Hazirlanmistir
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplari Dinliyoruz
Amacim Yayin Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarin Yerini Tutmayacaindan
Kitaplari Beyenipte Engelli Olmayan Arkadaslar Sadece Kitap Hakkinda Fikir
Sahibi Olduunda
Asaida Adi Geen Yayin Evi, Sahaflar, Kutuphane, ve Kitapilardan Temin
Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi ikarim Yoktur Byle Bir Seyide Dusunmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir Sekilde Ticari Amali Kullanilamaz
Bilgi Paylastika oalir
Yasar Mutlu
Not: 5846 Sayili Kanunun "altinci Blum-esitli Hukumler " blumunde yeralan "EK
MADDE 11. - Ders kitaplari dahil, alenilesmis veya yayimlanmis yazili ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin uretilmis bir nushasi yoksa hibir
ticar ama gudulmeksizin bir engellinin kullanimi iin kendisi veya uuncu
bir kisi tek nusha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakif veya dernek gibi kuruluslar tarafindan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltilmasi veya dun verilmesi bu Kanunda
ngrulen izinler alinmadan gereklestirilebilir."Bu nushalar hibir sekilde
satilamaz, ticarete konu edilemez ve amaci disinda kullanilamaz ve
kullandirilamaz. Ayrica bu nushalar uzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmasi
ve oaltim amacinin belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yayinina geilmistir.
T.C.Kultur ve Turizm Bakanlii Bilgi Islem ve Otomasyon Dairesi Baskanlii
Ankara
Bu kitaplar hazirlanirken verilen emeye harcanan zamana saydi duyarak
Lutfen Yukaridaki ve Asaidaki Aiklamalari Silmeyin
Tarayan Yasar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com

You might also like