You are on page 1of 87

Bahar

Dervicemalolu

Abduction (T., Fr. Abduction): I.Man. Charles Peirce tarafndan, bir varsaymn
(hypothesis) biimlendirildii ya da retildii karm srecini belirtmek iin
kullanlan bir terim. Peirce, 1900den nceki almalarnda bilinen kurallardan
hareket ederek bir olguyu aklamak anlamnda varsaym (hypothesis) terimini
kullanyordu. Mesela yerlerin slak olduunu grp, yamur yanca sokaklar
slanr gibi bilinen bir kuraldan hareketle, yamurun yam olduunu karmak
gibi. Ancak Peirce, daha sonraki almalarnda unu fark etti: Bu konudaki baz
rneklerde farkl bir sre sz konusuydu yani yeni ve artc bir olguyu
aklamak iin bilinen bir kuraldan hareket etmek yerine yeni bir kural yaratmak
gerekiyordu. Peirce bunu fark ettikten sonra abduction terimini kullanmaya balad
ve bu terimin, yeni bir eyler yaratan tek mantksal karm (logical inference)
olduunu vurgulad. Mesela bilinen kurallardan hareketle deneyerek ya da seerek
sonuca ulalan bulmacalar (puzzle) abduction teriminin kapsamna girmez nk
burada yeni kurallar yaratmak yani yaratclk sz konusu deildir. II.Sem.
Gsterene (signifier) yakn olan bir dzgy (code) bir kural rnei (instance of a
rule) olarak kabul etmek ve bu kural uygulayarak o gsterenin ne gsterdiini
karmak. (50; 89; 106; 34-190) Bkz. Deduction, Induction
Absent Signifiers (T. Grnmez Gsterenler*, Fr. Signifiants Absent): Sem. Bir
metnin iinde bulunmad halde o metinde kullanlan ve kendisiyle ayn dizide
(paradigm) yer alan bir gsterenin anlamn etkileyen gsterenler. (50) Bkz.
Paradigm, Paradigmatic Analysis, Signifier.
Abstract Concept (T. Soyut Kavram, Fr. Concept Abstrait): D dnyaya ait
gndergesi (referent) dorudan gsterilemeyen ya da grlemeyen zihinsel bir
biimdir. Soyut kavramn grlebilir fiziksel nitelikleri yoktur ancak anlamsal
zellii (semantic feature) ile bilinir. Umut, sevgi, nefret vb. gibi. (34-190; 44234) Bkz. Abstraction, Concept, Concrete Concept, Referent

Abstraction (T. Soyutlama, Fr. Abstraction): nsanlarn algladklar verileri (data) ya


da bilgileri eleyip, organize ettikleri sre. Gstergeler bir anlamda, soyutlamadr.
nk bir gsterge, nesne (object) deildir ancak nesneye gnderme yapan
algsal bir veridir. Bir gstergenin alglanmasnda, bir nesnenin kendisinin
alglanmasnda olduu kadar ok ayrnt elde edilemez. Soyut gstergeleri
bildiriimde kullanrken balam (context ) ve uzlam (convention) nem kazanr.
Soyutlamann

daha

fazla

olmas,

ayrntlarn

daha

az

olmas

demektir.

Soyutlamann dzeyinin ayarlanmas, insan bildiriiminin temel zelliklerinden


biridir. Eretileme (metaphor), dzdeimece (metonymy) ve mit, zel soyutlama
kategorileri arasnda yer alr. (59) Bkz. Abstract Concept, Metaphor, Metonymy,
Myth
Acceptable (T. Geerli, Fr. Acceptable): Dil. retici-dnmsel dilbilgisi anlaynda,
geerlik tayan szceler iin kullanlr. Buna gre bir szce, belli bir durum ve
balam iinde uygun grlrse geerli olur. (41-105)
Acronym (T. Akronim, Fr. Acronyme): Bir tmce dizisinin ba harflerinin ya da ilk
hecelerinin birletirilmesiyle oluturulan kelimedir. TBMM, NATO vb. gibi. (44-234)
Actant (T. Eyleyen, Fr. Actant): I.Dil. L. Tesnirein kuramnda eylemin belirttii olua
etken ya da edilgen biimde katlan varlk ya da nesnelerden her biri. rnein
retmen

alkan

renciye

dl

verdi

cmlesinde

eyleyen

vardr:

retmen, renci ve dl. Eyleyenler ad nitelikli szcklerdir ve tm de eyleme


baldr; Tesniree gre bir olu, ou kez eitli oyuncular ve tmleyenler ieren
tmcenin odak noktas, eylemdir. II.Sem. Her eit hikyede grlen anlat esi
(kahraman, kar-kahraman vb.). Greimasn kuramna gre ise varlk ya da
nesnenin

gerekletirdii

eylem

nemli

olduundan,

eyleyen

kavram

kii

kavramndan ok daha kapsamldr: insan da olabilir, nesne de, tekil de olabilir,


oul da, soyut da olabilir somut da. te yandan, gene eylemin ya da ilevin nde
gelmesi nedeniyle, belirim dzleminde tek bir varlk ya da nesne olarak
tanmlanan bu e ierik dzleminde birka eyleyen ilevini birden yklenebilir, bir
baka deyile, ayn zamanda birka eyleyenin karl olabilir. Greimas alt tane
eyleyen tipi sralar ve bu eyleyenler karlkl ilikileri erevesinde farkl eylem
alannda incelenir:
1.

steyim ekseni zerinde zne-Nesne kartl

2.

letiim ekseni zerinde Gnderici-Alc kartl

3.

G ekseni zerinde Yardmc-Engelleyici kartl

Anlatda bir kahraman, iki ya da daha fazla eyleyensel rol stlenebilir; yani bir kahraman
hem destekleyici hem de gnderici olabilir. Ya da bir eyleyensel rol birok
kahraman

stlenebilir.

Destekleyici,

engelleyici,

alc

eyleyensel

rolleri

bir

kahramanda odaklanabilir. (41-102; 34-190; 3)


Actualization (T.Gerekleme, Gerekletirme, Fr. Actualization): I.Dil. Bir dil
birimini, belli bir balam ve durum iinde kullanma. II.Sem. Dizgeden srece
gei. Mesela dil (langue), szde (parole) ve sylemde (discourse) gerekleen
gcl (virtuel) bir dizgedir. (89; 41-107)
Adressee (T. Gnderilen, Fr. Destinataire): Bildiriim modellerinde bildiriyi yani
mesaj alan kii (receiver). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs,
Enonciation.
Adresser (T. Gnderen, Fr. Destinateur): Bildiri oluturup dinleyiciye ynelten kii
(sender). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs, Enonciation.
Aesthetic Codes (T. Gzelduyusal Dzgler, Fr. Codes Esthtique): Sem. iir,
tiyatro, resim, heykel, mzik gibi anlatmsal (expressive) sanatlardaki dzgler ya
da herhangi bir metnin artrd anlatmsal ya da iirsel ilevler. Gzelduyusal
dzgler, kiisel ve btnyle znel gereklik karsnda ruhu coturan duyguyla
ilgilidir. Bu dzgler, mantksal ve bilimsel dzglerin aksine, arma ve farkl
yorumlamalara sonuna kadar aktr. (20-85; 50) Bkz. Code, Logical Codes, Poetic
Function, Representational Codes
Affective Fallacy (T.): Bir metnin anlamn, okuyucularn yorumlaryla ilikilendirme
yanlgs. Bu terimi ortaya atan aratrmaclar, anlamn okuyucuda deil metnin
iinde yattn dnrler. (50) Bkz. Literalism, Meaning, Textual Determinism
Agent (T. Klc, Fr. Agent): Dil. Etken biimde olua katlan e. Kendi iradesiyle bir
eyler yapt iin klcnn mutlaka canl (animate) olmas gerekir. Mesela Kedi
fareyi

kovalad

cmlesinde

kedi

klcdr

nk

kovalama

eyleminin

sorumlusudur. (41-91; 21-224)


Allegory (T. Yerine, Alegori, Fr. Allgorie): Ret. Bir anlatnn ya da sylemin tamam
boyunca devam eden bir tr geniletilmi metafor. Alegoride, bir anlatdaki
nesneler, kiiler ve olaylar, anlatnn dndaki anlamlarla rtr. Yani alegoride
iki anlam vardr: Birincisi yzeysel ya da gerek anlam, ikincisi ise bunun altnda
yatan daha derin ve genel bir sembolik anlamdr. Alegorik bir metinde gerek
anlamn dndaki derin ve sembolik anlam ortaya karmak iin metni kelime
kelime zmlemek gerekir. Alegoride ounlukla altta yatan anlamn ahlaki,

toplumsal, dini ya da politik bir nemi vardr ve karakterler hayrseverlik,


agzllk, kskanlk gibi soyut kavramlarn kiiletirilmi temsilleri olarak
karmza karlar. Alegori, bir fikir ya da kavramn dorudan, birebir iliki iinde
somut bir temsilidir. Bu dzeyde belirsizlik yoktur, her alegorik unsurun ak bir
yorumu vardr. Alegori basite bir ey syler ve baka bir ey kasteder. Ama
alegoriyi bu adan ironiyle kartrmamak gerekir. ronide bir ey sylenir ve
genelde onun ztt kastedilir. Alegoride yzeydeki hikayenin gerisinde ahlk,
politik ya da din bir anlam anlalmaldr. Alegori genel olarak ikiye ayrlr:
Tarihsel ve politik alegori, eitli karakterler ve olaylar vastasyla tarihi kiiliklerin
ve olaylarn temsil edildii alegorilerdir. Fikr alegoriler ise ana karakterlerin soyut
kavramlar temsil ettii ve olay rgsnn bir retiyi ya da tezi rnekledii
alegorilerdir. Bu tr alegorilerde kiiletirme sz konusudur. (77; 78; 79) Bkz.
Irony, Metaphor
Ambiguity (T. Belirsizlik, Fr. Ambiguit): Anl. Bir kelimenin ya da cmlenin birden
ok anlam tamas. retici dilbilgisi, belirsizlii aklamak iin derin yap ve
yzeysel yap terimlerini kullanr. Buna gre belirsizlikte tek bir yzeysel yap,
birden ok derin yapyla ilikilidir. Belirsizliin szlksel (lexical) ve yapsal
(structural) olmak zere iki eidi vardr. Szlksel belirsizlikte eadllktan
kaynaklanan bir durum yani bir kelimenin ya da cmlenin birden ok yorumunun
olmas sz konusudur. Yapsal belirsizlikte ise ayn kelime dizisinin altnda iki ya da
daha ok yap bulunmas sz konusudur. (16-128, 129 vd.; 41-138, 139) Bkz.
Deep Structure, Surface Structure, Polysemy
Analogical Signs (T. Analojik Gstergeler, rneksemeli Gstergeler, Fr. Signes
Analogique): Sem. Analojik gstergeler, bir galerideki resimler ya da yz yze
etkileimdeki jestler gibi, blnmemi yani srekli bir dizideki orantl ilikileri
ieren gstergelerdir. (50) Bkz. Digital Signs
Analogy (T. Analoji, Andrm, rnekseme, Fr. Analogie): I.Man. Tmevarm
(induction) ve tmdengelimle (deduction) birlikte akl yrtmenin eidinden
biri. Analoji, iki ey arasndaki bilinen bir benzerlikten henz bilinmeyen bir
benzerlie ulama yoludur. Analojide, tikelden tikele ulama sz konusudur. slam
mantklar, analojide drt unsurun bulunduunu kabul ederler:

Mebbih (benzetilen): kinci derecede nemli olan bir unsurdur.

Mebbih n bih (kendisine benzetilen): Asl olan budur.

llet: kisi arasnda bulunan ortak ilgi(anlam)dir.

Tebih (benzetme): Buna da hkm denilir.

Bunu bir rnekle aklamak gerekirse Yer gezegeninin atmosferi vardr ve zerinde
canllar yaar. Merihte de atmosfer vardr o halde Merihte de canllarn bulunmas
gerekir.

ifadesinde

Merih

gezegeni,

benzetilen;

yer

gezegeni,

kendisine

benzetilen; canllarn yaamas, hkm; atmosfer ise illettir.


Analojiyi

gnmzde

kullanlan

anlamyla

tanmlayan,

Aristotelestir.

Analoji,

niceliksel olduu gibi niteliksel de olabilir ancak mantk daha ok niteliksel


analojilerle akl yrtme yapar. Bununla birlikte niceliksel analojide bir kesinlik
vardr, kukulanlmaz; niteliksel analoji ise ayn lde kesin deildir. Dolaysyla
baz

dnrler,

analoji

ile

yaplan

akl

yrtmeye

birtakm

itirazlarda

bulunmular; analojide hem tmevarmn hem de tmdengelimin bulunduunu


belirterek, ayrca bir de analojiye gerek olmadn savunmulardr. Analojiden
kan sonular, muhtemel sonulardr, deneyle ispatlanmadka kesinlik ifade
etmezler. Analoji, ayn zamanda umum grnleri birbirine benzemeyen iki ey
arasndaki ksm benzerlie, mnasebete verilen bir addr. Mesela bir tablo ile bir
iir arasnda analoji kurulabilir. Analoji, edebiyatn dayand temel anlatm
vastalarndan biridir. Tebih, istiare, epitet, paralelizm vb. analojiye dayanr. II.
Dil. Zihnimizdeki dile ait birtakm rneklerden hareketle, bu rneklere benzer yeni
ekiller ve kelimeler meydana getirme; bir kelimenin herhangi bir ilgi ile kendisine
yakn saylan baka bir kelimeye ekilce veya anlamca rnek tutulmas. Mesela
sylem terimi eylem szc rnek alnarak retilmi, analoji rn bir
biimdir. Analojiye zellikle ocuk dilinin ilk devrelerinde ska rastlanr. Mesela
ocuklar genelde yaptrmak, ettirmek, kandrmak gibi mastarlara benzeterek,
kartmak yerine ktrmak demeye meylederler. Analoji, dilde genellikle
dzenlilik yaratr, yapm ve bkn yntemlerinde birlik salamaya ynelir. M.
Bral, dilin, analojiyi drt i iin yardma ardn belirtmitir: Baz ifade
glklerini yenmek iin, daha fazla berraklk salamak iin, bir tezata veya
benzemeye iaret iin ve eski veya yeni bir kurala uymak iin. Analojinin trl
eitleri vardr. Madde Analojisi ya da Analoji, arambaya bakarak
penembenin perembe olmas gibidir. ekil Analojisi ya da D Analoji,
alacam ekline baklarak alacaksn yerine yerine alacan denmesi gibi
biimsel

bir

benzerlikten

kaynaklanr.

Anlam

Analojisi,

vefakr,

fedakr

kelimelerinin tadklar iyiliki anlamlara baklarak cefakr kelimesinin asl


anlamnn tersine bir anlama alnmas gibidir. (37-151, 152; 40-86, 87; 41-162,
163; 14-24; 24-65; 26-113, 114) Bkz. Deduction, Induction, Metaphor

Anaphora (T. Yinelem, Fr. Anaphore): Dil. Szcede daha nce kullanlm bir biime
(ncl) daha sonra gelen bir e (zellikle de adl) araclyla gnderme yaplmas
sonucu gerekleen szdizimsel sre. Mesela Ben hata yaptn syledim, o da
bunun aynsn syledi derken bunun ayns, tekrardan kanmak iin kullanlm
bir yinelemdir. (44-235; 41-232) Bkz. Antecedent
Anomaly (T. Aykrlk, Fr. Anomalie): Anl. Birbiriyle uyumayan iki anlamn bir araya
gelmesi sonucu semantik ve pragmatik adan kurala uymayan garip ifade. Mesela
Masam

alyor

byle

bir

ifadedir.

Aykrlk,

metaforun

da

temelini

oluturmaktadr. (39-207) Bkz. Metaphore


Antecedent (T. ncl, Fr. Antcdent): I.Dil. Bir adln gnderme yapt ve o adldan
nce gelen kelime ya da kelime grubu. Mesela Dikkatsiz avc kendisini yaralad
cmlesinde dikkatsiz avc, kendisi adlnn ncldr. II. Man. Bir koullunun
birinci anabileeni. (44-235; 18-97) Bkz. Anaphora
Antonymy (T. Kart Anlamllk, Fr. Antonymie): Anlam bakmndan birbirinin kart
olan szcklerin zellii. Kart anlamllk, szln anlamsal yapsn kuran balca
olgulardandr. Kart anlamllk ve ierdii trler, deiik yaklam erevelerinde
ele alnmtr. Genellikle ikili kart anlamllk olgularyla (rn. l/diri) eitli ara
evreler

ieren

kart

anlamllk

olgular

birbirinden

ayrlr.

(rn.

scak/lk/serin/souk) Bir baka ayrm da, btnleyici (rn. evli/bekar), karlkllk


ieren (rn. satmak/almak) ve yalnzca kartlk anlatan (rn. byk/kk) kart
anlamllk olgularna ilikindir. Kart anlamllk ilikisi iindeki eler, ortak bir
anlam

ekseni

ve

kart

anlambirimcikler

sunar.

(41-137)

Bkz.

Moneme,

Oppposition
Appellative Function (T. ar levi, Fr. Fonction Appellative): Dilin, bildirici ve
alc arasndaki ilikileri belirleyen, buyruk verme biiminde gelien ve alcdan bir
tepki elde etmeyi amalayan ilevi. Oraya git cmlesi buna bir rnektir. (20-22;
41-61) Bkz. Expressive Function, Metalingual Function, Phatic Function,, Poetic
Function,, Referential Function
Arbitrariness (T. Nedensizlik, Fr. Arbitraire): Dil gstergesinin herhangi bir nedene
balanamamas yani dil gstergesini oluturan gsterenle gsterilen arasnda
doal, zorunlu bir i ba bulunmamas durumu. F. de Saussuree gre dil
gstergesi nedensizdir ancak dilin ileyi dzleminde gsterenle gsterilen zorunlu
olarak birbirini artrr. (41-153, 154; 11-21, 22)
Argument (T. Deini, Fr. Argument): Eyleyene verilen bir baka ad. Bkz. Actant

Articulation (T. Eklemlilik, Eklemleme, Eklemlenme, Fr. Articulation): Sesleme


rgenleri araclyla sesleri oluturup karma; akcierden gelen havann belli
konumlara girmesini salayan devinimlerin tm; zellikle de, ses yolunun kimi
nokta ya da blgelerde daralmas ya da kapanmas. Eklemlilik, btn dillerin
tad bir zelliktir. Sz konusu eklemlilik iki ayr dzlemde gerekleir. Birinci
eklemleme sonucunda ortaya kan birimlerin her biri de baka trden birimler
halinde eklemlenir. Dilin birinci eklemlilii, aktarlacak her deneyim olgusunun,
bakasna bildirilmek istenen her gereksinimin, her biri sesli bir biim ve bir
anlamla donanm bir dizi birime ayrt eklemliliktir. Eer birisi ba ars
ekiyorsa, bunu ses kartarak (bart, lk) belli edebilir. Bunlar istem d
olabilir ve bu durumda fizyolojiyi ilgilendirirler. Yine bu sesleri, kii, ektii ary
bakalarna bildirmek iin bilerek de karabilir. Ama bu durum, sz konusu
seslerin dilsel bildiriime dnmesine yeterli deildir. Bartlar ayrtrlamaz.
Ancak Bam aryor gibi bir tmcenin sylenmesi bambaka bir durumdur.
Burada birbirini izleyen drt birimden (ba+m+ar+yor) hibiri ekilen arnn
zelliini belirtmez. Bu birimlerden her biri baka deneyim olgularn bildirmek iin
bambaka balamlarda yer alabilir. Mesela ba edi, ayam iti, kolu ard,
ocuk geliyor vb. Burada birinci eklemliliin tutumluluu sz konusudur. Belli bir
durumun, belli bir deneyim olgusunun zel bir bartyla karland bir bildiriim
dizgesi dnlebilir. Ama sz konusu durumlar ve deneyim olgular o kadar
eitlidir ki, eer byle bir dizge, dillerimizle ayn hizmeti salamak zorunda
kalsayd, insan belleinin tutamayaca kadar ok sayda, birbirinden ayr
gstergeler iermesi gerekecekti.
Birinci eklemlilik, belli bir dilsel topluluun tm yelerinin ortak deneyiminin
dzenlenme biimidir. Birinci eklemlilik birimlerinden her birinin bir anlam ve bir
de sesli biimi vardr. Birbirini izleyen daha kk anlaml birimlere ayrtrlamaz:
Ba btn daha kk bir birime blnemez. Ama sesli biim, birbirini izleyen
birimlere ayrtrlabilir; bu birimlerden her biri ba, szgelimi ka, ta gibi br
birimlerden ayrmaya katkda bulunur. Bu da dilin ikinci eklemlilii olarak
adlandrlan eydedir. kinci eklemlilik de bu adan olduka tutumludur. Eer her
anlaml en kk birimi zgl ve ayrtrlamaz bir sesli retimle karlamak
zorunda olsaydk, bunlardan binlerce ayrt etmemiz gerekirdi; bu ise insanolunun
eklemleme yetileri ve iitsel duyarlyla badamaz. kinci eklemlilik sayesinde
diller birinci eklemlilik birimlerinin sesli biimini elde etmek iin birletirilen,
birbirinden

ayr

otuz

krk

kadar

sessel

retimle

yetinebilirler.

II.Sem.

Gstergebilimsel dzgler (codes), yaplarnn ya da eklemliliklerinin karmakl


ierisinde eitlilik gsterirler. Gstergebilimciler tarafndan dzgnn yapsn
ifade

etmek

iin

kulanlan

eklemlilik

terimi,

Andr

Martinetnin

yapsal

dilbiliminden alnmtr. Bu terimin gstergebilimdeki kullanm daha ok yk


vagonlarnn birbirine eklemlenebilmesine benzer ekilde, yani birbirine balanm
olan

ayrlabilir

paralara

sahip

olma

anlamnda

kullanlr.

Pierre

Guiraud,

gstergebilimsel eklemlilii yle tamamlar: Bir bildiri (message), anlaml


birimlere

blnebildiinde

eklemlidir.

Anlaml

olu,

elbette

ki

her

trl

gstergebilimsel kendiliklerin (entity) varolma kouludur. Mesela yol panolarndaki


kamyon, tekerlekler, asi, src yeri gibi blmlere ayrabilir. Ama bu elerin
varl ya da yokluu gstergenin deerini etkilemez. Oysa ceket giyinmemek ya
da yerine kazak giyinmek, bir giysi takmnn anlamn deitirir. Szl dil
modelinden hareketle, eklemli bir dzgnn daha geni anlaml birleimler ortaya
koymak iin kullanlabilen szdizimsel (syntactical) kurallarla birlikte temel
birimlerden oluan bir szck daarc (vocabulary) vardr. ift eklemlilike
(double articulation) sahip gstergebilimsel bir dzg (tpk szl dilde olduu
gibi) iki soyut yapsal dzeyde zmlenebilir: Daha st bir dzey birinci
eklemlilik (first articulation), daha alt bir dzey ise ikinci eklemlilik (second
articulation) dzeyi olarak adlandrlr. Yol panosundaki gstergede ikinci eklemlilik
yoktur ancak eklemliliin hi olmad da sylenemez, sadece birinci eklemlilie
sahip olduu sylenebilir.
Birinci eklemlilik dzeyinde dizge, mevcut olan en kk anlaml birimlerden
oluur. (Mesela bir dildeki biimbirimler (morphemes) ve kelimeler) Bu eklemlilik
dzeyine dilde, gramatikal dzey denir. Bu dzeydeki anlaml birimler, her biri
bir gsteren ve gsterilenden oluan eksiksiz gstergelerdir.
kinci eklemlilik dzeyinde, gstergebilimsel bir dzg, tek bana anlam tamayan
en kk ilevsel birimlere blnebilir. (Mesela konumadaki sesbirimler
(phonemes)

ve

yazdaki

yazbirimler

(graphemes))

Tamamen

ayrmsal

(differential) ve yapsal olan bu birimler, dzgdeki yinelenebilen zelliklerdir.


Bunlar tek balarna birer gsterge deildir. (Bu kk birimlerin anlaml
gstergeler haline getirilmesi iin dzgnn mutlaka birinci eklemlilik dzeyinin
olmas gerekir) Bu kk birimler, bir eye iaret etmeyen gsterge eleridir. Her
iki dzeyi de ieren bir dzgde, bu kk birimlerin ilevi, en kk anlaml
birimleri ayrt etmektir. Mesela dildeki /k/, /b/, /s/ sesbirimleri, ikinci eklemliliin
eleridir ve bunlarn ilevi, dilin birinci eklemlilik dzeyinin eleri olan /kel/,
/bel/, /sel/ gibi kelimeleri birbirinden ayrt etmektir. Dildeki ikinci eklemlilik
dzeyi, grld gibi, sesbilimsel (phonological) bir dzeydir.
Gstergebilimsel dzgler ya tek eklemli ya ift eklemli ya da eklemsizdir. ift
eklemlilik (double articulation), gstergebilimsel bir dzgnn, az sayda birim

kullanarak saysz anlaml birleimler oluturmasna olanak tanmlanr. Snrl


sayda elerin snrsz kullanm, gstergebilimsel ekonomi olarak adlandrlr.
Hjelmslev, ift eklemlilii, dilin temel ve tanmlayc bir zellii olarak grmtr.
ift eklemlilik, byk lde dilin yaratc ekonomisine katk salar. Dil, az sayda
gsterge kullanan, fazlasyla ekonomik bir gstergebilimsel dizgedir. Dilsel
ekonomi, renmeyi ve hatrlamay kolaylatrr. Yaratclk asndan dil, snrsz
biimde retkendir. Mesela bir dilde 40-50 civarnda ikinci eklemlilik esi yani
sesbirim bulunabilir ancak bunlardan yzbinlerce cmle retilebilir. Sonuta Noam
Chomskynin

belirttii

gibi,

dilin

yaratc

ekonomisi

bize,

daha

nce

hi

karlamadmz sonsuz sayda cmle retme olanan verir.


John Lyonsa gre ikilik (duality), ayn zamanda nedensizlikle ilikilidir. Eer her
sesbilimsel eyle anlam arasnda baz alardan -ister uzlamsal isterse doalikonik bir bant bulunsayd, sesbilimsel eleri birbirleriyle birletirme olana
olduka kstlanrd. Roman Jacobsona gre ise dilsel birimlerin birletirilmesinde
artan bir zgrlk derecesi sz konusudur. Mesela ayrc zelliklerin sesbirimlerle
birletirilmesinde, birey-konuucunun zgrl sfrdr, nk dzg (code), sz
konusu dilde kullanlabilecek btn

olanaklar zaten belirlemitir. Sesbirimleri

kelimelerle birletirirken de zgrlk snrldr. Kelimelerle cmle olutururken ise


konuucu daha az snrlanmtr. Nihayetinde cmlelerin szcelerle (utterance)
birletirilmesinde birey-konuucunun zgrl artar ve bylece yeni balamlar
yaratabilir. Jacobsonun da belirttii gibi, cmle dzeyinin tesinde bile, kelimeleri
kullanma eklimiz bize ak olan olanaklar snrlayan dilsel uzlamlara baldr.
Eer bu normlardan fazla uzaklarsak, bildiriimde baarsz olabiliriz.
Baz dzglerde sadece birinci eklemlilik vardr. Bu gstergebilimsel dizgeler,
gstergelerden yani sistematik olarak birbirine bal olan anlaml elerden oluur
ancak bu gstergeleri en kk ve kendi bana anlam tamayan eler halinde
yaplandracak ikinci bir eklemlilik yoktur.

Bir dzgdeki en kk ve yinelenen

yapsal birimin anlaml olduu yerde, dzgnn sadece birinci eklemlilii vardr.
Birok gstergebilimci, szl olayan bildiriimin, hayvan bildiriimiyle ilgili eitli
dizgelerin sadece birinci eklemlilie sahip olduunu savunur. ift eklemliliin
bulunmad dier gstergebilimsel dzglerde, sadece ikinci eklemlilik vardr.
Bunlar

belirli

anlamlara

sahip

gstergelerden

oluur

ve

bu

anlamlar

gstergelerin elerinden karlamaz. Bunlar sadece betilere (figurae) yani en


kk ilevsel birimlere blnebilir.
Eklemsiz dzgler, birbiriyle dorudan ilikili olmayan bir gstergeler dizisinden
oluur. Bu gstergeler, yinelenen birleimsel elere ayrlamaz. Mesela ieklerin

dili, eklemsiz bir dzgdr nk her iek eidi, dzgdeki dier gstergelerle
bantl olmayan bamsz bir gstergedir. Eklemsiz dzgler, yinelenebilen
zellikleri olmad iin, ekonomik deildirler.
Eklemlilik kavram ksaca, gstergebilimsel bir dizgeyi temel dzeylere ayrmay
ifade eder. Szl dil sz konusu olduunda bu dzeyler ses ve anlam
terimleriyle ifade edilebilir. Bu da aka Saussuren iitim-imgesi (gsteren) ve
kavram (gsterilen) ayrmyla ilikilidir. ift eklemli bir gstergebilimsel dizgede,
gsterenin ve gsterilenin dzeyleri nispeten bamszdr. Dzanlam, yananlam ve
mit de gstergebilimsel adan birer dzey olarak tanmlanrlar. Mesela Hjelmslev
ve Barthes bunlar anlamlama dizgeleri olarak deerlendirir. Saussure ise daha
genel olarak tpk yirmi dokuz gstergesinin yirmi ve dokuz eklinde basit
gstergelerden oluan karmak bir gsterge olmas gibi gstergelerin kendilerinin
de gstergeler ierebileceini belirtir. Daha geni olarak dnlrse, tam bir
metin, eitli sayda gstergelerden oluan bir gsterge saylabilir. (80; 20-49;
50; 42-90, 91 vd.) Bkz. Double Articulation, Unarticulated Codes
Aspect (T. Grn, Kln, Fr. Aspect): Bir olay, sreci ya da iliki durumunu
bitmilik, bitmemilik, geliim, sonu vb. asndan deerlendiren bir kategoridir.
Mesela Aye kazak ryor cmlesi, geliim halinde olan bir grn arz eder.
Aramak, yrmek, devam etmek, attrmak gibi devaml bir i anlatan mastarlar,
srekli veya tamamlanmam bir grne sahiptir. Atmak, grmek, yasak etmek,
ataca tutmak gibi daha iin banda olup bitenler ise balamada tamamlanm
bir grne sahiptir. Bulmak, susamak, iyi etmek, atabilmek gibi mastarlar
sonuta tamamlanmtr. Bir mastarn grn ekimde deiebilir ve buna
zaman grn denir. Atmak mastarnn grn balamada tamamlanm
olduu halde atyor ekli srekli bir klntadr. (37-129, 130; 39-400)
Associative Relations (T. armsal Bantlar, Fr. Rapports Associatif):
Saussure tarafndan kullanlm olan bu terim, ayn anda birlikte bulunmayan
eleri, gcl bir belleksel dizide birletirmeyi ifade eder. E anlaml, zt anlaml,
e sesli kelimeler armsal nitelikli dil gstergeleridir. armsal bantlar,
dizimsel bantlarn (syntagmatic relations) kartdr. armsal bantlar
teriminin yarine daha sonra dizisel bantlar (paradigmatic relations) terimi
kullanlmaya balamtr. (50) Bkz. Paradigm, Syntagmatic Relations, Syntagm
Axis of Combination (T. Sralama Ekseni, Fr. Axe Syntagmatique): Metinsel bir
yapnn zmlemesinde yatay dzlem iin kullanlan yapsalc bir terim; dizim
(syntagm) dzlemi. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic
Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation

Axis of Selection (T. Seme Ekseni, Fr. Axe Paradigmatique): Metinsel bir yapnn
zmlemesinde dikey dzlem iin kullanlan yapsalc bir terim; dizi (paradigm)
dzlemi. (50) Bkz. Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation,
Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation
Binarism (T. kicilik, Fr. Binarisme): Bir alann iki farkl kategoriye ya da kutba
(polarity) blnmesi. Jacobson ve Lvi-Strauss gibi yapsalclar kuramlarn
olutururken ikiciliki temel almlardr ancak Hjelmslev ikicilie kar kmtr.
Derrida geleneine bal yap-skcler ise ikili mantn (binary logic) kanlmaz
olduunu ortaya koymulardr. (50; 41-124) Bkz. Deconstruction
Channel (T. Oluk, Kanal, Fr. Canal): Bir bildirinin

veya belirtkenin

(signal)

konuucudan dinleyiciye aktarlmasn salayan her trl fiziksel ara. (34-191)


Bkz. Medium
Code (T. Dzg, Kod, Fr. Code): Hem bildiri oluturmay hem de bildiriyi doru olarak
zmleyip yorumlamay salayan saymaca nitelikli simgeler ve birleim kurallar
dizgesi. Mesela biimsel bir olgunun herkese bilinen bir anlama gndermesi bir
dzgnn

varln

gsterir.

Gstergebilimciler,

anlalr

olmann

yani

anlalabilmenin dzglere bal olduunu kabul ederler. Buna gre bir olaya
anlam verdiimiz zaman, bunun sebebi, bizim bunu yapmamz salayan bir
dnce sistemine, bir dzgye sahip olmamzdr. Bir zamanlar imek, dalarda
ya da gkyznde yaayan gl bir varln bir hareketi olarak dnlyordu
ancak gnmzde bunun elektirikle ilgili bir olay olduu anlalmtr. Burada mitik
bir dzgnn yerini bilimsel bir dzgnn almatr. R. Jacobson ve A. Martinet gibi
aratrmaclar Saussurec bir bak asndan hareketle dili dzgyle, sz de
bildiriyle zdeletirmitir. (35-143; 50) Bkz. Aesthetic Codes, Codification,
Ideological Codes, Interpretative Codes, Logical Codes, Representational Codes,
Social Codes, Textual Codes, Unarticulated Codes
Codification (T. Dzgleme*, Kodlanma*, Fr. Codification): Tarih bir sre
ierisinde belli bir dzgye ait uzlann yaygnlaarak genel kabul grmesi. (50)
Bkz. Code
Communication (T. Bildiriim, Fr. Communication): Konuucuyla dinleyici arasnda
bildiri

alverii,

karlkl

bilgi

aktarm.

Gstergebilimsel

bir

perspektifle

bakldnda ise bildiriim, metinlerin dzglenmesi (encoding) ve zlmesini


(decoding) ierir. Uzlalarn nemini ve bildiriimin toplumsal tabiatn vurgulayan
dzgler, bildiriimde merkez bir neme sahiptir. (41-47; 50)

Competence (T. Edin, Fr. Comptence): Konuucularn kendi dillerinde dilbilgisi


kurallarna uygun cmleler yaratabilme, anlayabilme; aykr ve dilbilgisi kurallarna
uymayan cmleleri fark edebilme ve kendi dillerinde bu gibi daha baka dilsel
hkmlerde bulunabilme yetisi. Edin, dil kullanclarnda bulunan iselletirilmi
(internalized) bilgidir. Bildiriimsel (communicative) ve dilbilgisel (grammatical)
olmak zere ikiye ayrlr. Dilbilgisel edin, dil kullanclarnn balam ve bildiriim
niyetini hesaba katmakszn sahip olduklar bilgiyi ifade eder. Bildiriimsel edin ise
bu bilgiyle birlikte, belirli balamlar ve bildiriimsel amalarla ilikili olarak
szceler retebilmek ve anlayabilmek iin gerekli olan bilgiyi ifade eder. Edin
kavram, ounlukla edincin gerekleme dzlemi olan edim (performance)
kavramyla birlikte anlmaktadr. N. Chomskynin ban ektii retici dnmsel
dilbilgisi anlaynda benimsenen edin/edim kartl baz alardan Saussuren
dil/sz ayrmn hatrlatr ancak bunlar arasnda nemli kartlklar da bulunur.
Dilde edilgenlik ve belleksel olgunun yan sra toplum ar basarken edinte
yaratclk, reticilik ve lksel konuucu egemendir. Dil bir gstergeler dizgesidir,
edin ise bir kurallar dzeneidir. Biri rndr, dieri retim srecidir. Tmce
Saussurede sze balanr, zgn bir yaratm eyleminin sonucu olarak ele alnr.
Oysa Chomskyde belirli kurallarn uygulanmasn ierir. Bir retim ve yorum
dzenei olan edin, dilbilgisi denilen ak seik kurallarn oluturduu devingen
bir dizgedir. (39-401; 44-238; 41-92) Bkz. Performance
Complex Sign (T. Karmak Gsterge, Fr. Signe Complexe): Sem. Saussuren,
baka gstergeleri de ieren gsterge iin kulland terim. Mesela yirmi dokuz
(29) gstergesi yirmi ve dokuz gstergelerinden oluan karmak bir
gstergedir. Bir metin (text) de ounlukla karmak bir gstergedir. (50) Bkz.
Sign, Simple Sign, Text
Composition (T. Biletirme, Fr. Composition): Dil. ki ya da daha ok szlkbirimi,
bileik szck ya da bilekebirim niteliinde yeni bir birim oluturacak biimde
kaynatrma ( anayasa, zveri, kamuoyu vb.). Yeni szck yaratmn salayan
yntemler arasnda yer alan biletirmede sz konusu eler sylemde bamsz
kullanm olan birimlerdir. Bu nedenle kimi durumlarda yorum gl doabilir.
(41-48)
Conative Function (T. ar levi, Fr. Fonction conative): Bkz. Appellative Function
Concept (T. Balam, Fr. Concept): Ortak zellikler tayan bir dizi olgu, varlk ya da
nesneye ilikin genel nitelikli bir anlam ieren, deiik deneyimlere uygun den,
dilsel kkenli her trl tasarm, dn, imge; bir nesne, varlk ya da oluun
anlksal imgesi; gsterilen. Kavramn en nemli zellii zihinsel bir biim, bir

tasavvur olmasdr. Soyut ve somut olmak zere iki tr kavram vardr. Somut bir
kavram,

dsal

gndergesi

(external

referent)

dorudan

gsterilebilen

ve

grlebilen zihinsel bir biimdir. Soyut bir kavram ise dsal gndergesi dorudan
gsterilemeyen ve grlemeyen zihinsel bir biimdir. Mesela araba kelimesi
somut bir kavramn yerini tutar nk gndergesi fizik dnyada kolayca grlebilir
ve gsterilebilir. Ak kelimesi ise soyut bir kavram temsil eder nk her ne
kadar ak duygusal bir olgu olarak var olsa da dorudan grlemez ve
gsterilemez.

Kavramlar

genel

olarak

yolla

biimlendirilir.

Birincisi

tmevarmdr (induction). Tmevarm, belirli rnek durumlardan hareketle bir


kavram oluturma srecidir. Mesela henz kedi kavramn biimlendirmemi olan
bir ocuk, karlat baz hayvanlarn bykl olduunu fark edebilir ve bu zellik o
ocuu bu tr hayvanlar byklar olan bir yaratk olarak zihnine yerletirmesini
salayabilir. Yani ocuk belli bir rnekten hareketle genel bir tasavvur oluturmu
olur. nsanlarn kavramlar biimlendirdii bir baka yol da tndengelimdir
(deduction). Mesela kedi kavramn biimlendirmi olan bir ocuk, zihnindeki
kedinin genel biimine uyup uymadn gzden geirerek ilk kez karlat bir
memelinin kedi olup olmadn karabilir. Kavramlar bir de abduction yoluyla
biimlendirilebilir. Burada yeni bir kavramn kendisiyle sezgisel olarak ortak
noktalar ierdii dnlen mevcut bir kavramdan karlmas sz konusudur. (346,7; 41-138; 13-67) Bkz. Abduction, Abstraction, Abstract Concept, Concrete
Concept
Concrete Concept (T. Somut Kavram, Fr. Concept Concret): D dnyaya ait
gndergesi dorudan gsterilebilen ve grlebilen zihinsel biim. Mesela ta,
kitap, masa vb. (34-192; 44-238) Bkz. Concept, Abstract Concept
Connotation (T. Yananlam, Fr. Connotation): Gstergelerin, dzanlam (denotation)
dnda ifade ettikleri ikincil, duygusal ya da kltrel anlamlar. Bir gstergenin
dzanlam dnda artrd her ey yananlam terimiyle ifade edilir. Yananlam,
dzanlamn aksine zneldir ve kiilere, gruplara, balama gre deiebilmektedir.
Barthesa gre dzanlamsal bir gsterge, birinci anlamlama dizgesinde yer alrken,
yananlam

ise

dzanlamsal

gstergenin

gstereninden

kaynaklanan

ek

bir

gstergedir. Yani yananlam ikinci anlamlama dizgesinde yer alr, dzanlamsal


gstergeyi (gsteren ve gsterilen) kendi gstereni olarak kullanr ve ona ek bir
gsterilen ekler. Dolaysyla dzanlam, bir yananlam silsilesinin olumasna yol
aar. Barthes, dzanlam ve yananlam dizgelerinin mit biiminde ideoloji
retmek iin bir araya getirildiini ve bunun da nc bir anlamlama dizgesi
oluturduunu savunur. Barthes, gstergelerin bir dizgeden tekine kaymalarn
aadaki izimle gsterir:

Grld gibi anlamlamann ikinci dizgesini oluturan yananlamn gstereni,


dzanlam dizgesinin gstereni ve gsterileninden oluur. Dzanlam ve yananlamn
bir araya gelmesiyle de nc anlamlama dizgesi yani mit oluur. (72; 90; 94;
50) Bkz. Denotation, Metaphor, Metonymy, Myth, Signification,
Construction

(T.

Kurulu,

Fr.

Construction):

Szdizimsel

kurallar

uyarnca,

szcklerin tmce iinde anlam ve ilevleri bakmndan beklenmi durumu; Bir


cmledeki kurucular (constituents) arasndaki iliki. Mesela yal adam beinde
(phrase) yal ve adam arasndaki iliki. (41-147)
Content Analysis (T. erik zmlemesi, Fr. Analyse du Contenu): Metin
zmlemesinin nicel bir biimidir; metinlerin biim ya da ieriindeki tekrar eden
elerin saylmas ve snflandrlmasn ierir. erik zmlemesinde konuucu ve
dinleyici gz nnde bulundurulmaz; nesnel ve dzenli betimlemelere ulamak
amalanr. Bu yntem, gstergebilimsel zmlemeyle birlikte de kullanlabilir.
(50; 41-122)
Context (T. Balam, Fr. Contexte): Herhangi bir olgunun, iinde ortaya kt, olaylar,
durumlar, ilikiler rgs. Balam, dil ii balam ve dil d balam olarak iki
ekilde deerlendirmek mmkndr. Dil ii balam, bir dil birimini evreleyen,
ondan nce ya da sonra gelen, birok durumda sz konusu birimi etkileyen, onun
anlamn, deerini belirleyen birim ya da birimler btndr. Dil d balam ise
duruma, konuucu ve dinleyicinin dil d toplumsal, kltrel, ruhsal nitelikli
deneyim ve bilgilerine ilikin verilerin tmdr. (41-34; 17-188)
Contiguity (T. Bitiiklik, Fr. Contiguit): Sem. Bir lde baka bir eyin paras olan
ey. Bitiiklik, nedensel, kltrel, uzamsal, zamansal, fiziksel, kavramsal, biimsel
ya da yapsal olabilir. Mesela dzdeimece (metonymy), gsterilen seviyesinde
deerlendirilirse

bitiiklie

dayand

sylenebilir.

nk

dzdeimeceler

eretilemelerin (metaphor) aksine- onlara ait olduu dnlen eylerin yerini


tutar ve bu anlamda dzdeimece, eretilemeden daha gereki (realistic)
olarak deerlendirilir. Gsteren seviyesinde ise dizimler (syntagm), dizilerin
(paradigm) aksine, biimsel bitiiklie dayanrlar. (50) Bkz. Metaphor, Metonymy,
Paradigm, Syntagm
Contradiction (T. eliki, Fr. Contradiction): Man. Bir nerme ile bu nermenin
deillemesinden oluan kme. (18-23)
Contrast (T. Aykrlk, Fr. Contraste): Dil. Anlambirim ya da sesbirimlerin balam
iinde kendilerini evreleyen ayn trden birimlerle kurduklar bant. Mesela

aaocok geldi tmcesinde ocuk ile gel- ve gel- ile -di eleri arasnda aykrlk
bants

vardr.

Aykrlk

bants,

dizisel

(paradigmatic)

bantlardan

kaynaklanan kartlk bantsnn tersine dizimsel (syntagmatic) bantlarn


rndr. (41-29) Bkz. Paradigmatic Relation, Syntagmatic Relation
Cooperative Principle (T. birlii lkesi): Prag. Gricea gre szcelenen tmcenin
syledii ey ile anlatt eyin farkl olmas durumunda, konuucular ile
dinleyicilerin dikkate almalar gereken ve bir dizi buyruktan oluan iletiim ilkesi.
Grce, bu ilkeyi drt kuralla aklar. Bunlar nitelik (quality), nicelik (quantity),
bant (relevance) ve kiplik (manner) kurallardr.

Nitelik: Konuucular drst olmaldr; yanl olduunu dndkleri eyleri ya da


ellerinde kant olmayan eyleri sylememelidir.

Nicelik: Yaplacak katk, konumann uygun bir biimde ilerlemesi iin gereken
lde bilgilendirici olmaldr. Ne ok uzun ne de ok ksa olmaldr.

Relevance: Konuucularn katks, sz al-veriinin amacna uygun olmaldr.

Kiplik: Konuucularn katks ak, derli toplu, ksa bir ekilde gereklemeli;
bulank ve belirsiz olmamaldr. (107; 108)

Corpus (T. Btnce, Fr. Corpus): Dil. Dilbilimsel aratrmalar iin yazl ve szl
kaynaklardan toplanm szceler btn. (16-473)
Culture (T. Kltr, Ekin, Fr. Culture): Belirli bir insan grubu tarafndan oluturulan ve
srdrlen yerleik kurallar ve pratikler btndr. Sylem biimleri de buna
dahildir. Kltr aratrmalar yapan etnoloji ile gstergebilim arasnda karlkl bir
etkileim vardr. Gstergebilim kltr iletiim asndan inceler; etnoloji ise
gstergebilimsel metotlar aratrmalarnda kullanarak bu alana hizmet eder. (89;
13-11)
Decoding (T. zme, Fr. Dcodage): Alclarn, metinleri ilikili olduklar dzglere
(codes)

gnderim

(reference)

yaparak

alglamas

ve

yorumlamas.

Birok

yorumcu, okuyucularn anlam kolayca metinden karmak yerine, kendilerinin


bizzat yaplandrdn dnr. (50) Bkz. Code, Encoding, Reference
Deconstruction (T. Yap-skme, Fr. Dconstruction): J. Derrida tarafndan metin
zmlemesi iin gelitirilmi olan yapsalclk-tesi (post-structuralist) bir strateji
ya da yntemdir. zellikle felsefe, edebiyat teorisi ve eletirisinde n plana kan
bu yntem, deimez ve sabit hiyerarilere kar kar; bir metindeki retorikle ilgili

yaplar skmeye, paralara ayrmaya alr. Bu yntemi savunanlar, anlamlarn


hiyerarisi diye bir eyin kesinlikle olamayacan, metinlerin altnda tam ve
deimez bir yapnn kurulamayacan dnrler. Derrida, metinlerin anlamnn
metinde olmayanla, sylenmeyenle balantl olduunu dnr. Derrida metni
yap-skme yntemiyle inceledii zaman nemsiz saylan ayrntlarn bile metnin
kendi mantn sarstn, yadsdn, yani metnin syler grndnn tersini de
sylediini belirtmitir. Yani Derridaya gre bir metnin anlam, ayan yere basan
sabit bir anlam deildir; oynaktr, kaypaktr, elikilidir ve dolaysyla belirsizlikler
tar. Hibir metnin tek ve kesin bir anlam olamaz; bunun tersini dnmek bir
yanlgdr. Yapbozucu eletiri, metin incelemelerinde retorik ile gramer kartlna
dayanr. Buna gre bir metnin dilbilgisel ya da szdizimsel yapsnn yaratt
anlam ile ayn metnin dokusunda yatan retorik yaplarnn ya da retorik figrlerinin
belirttikleri anlamlar birbirleriyle byk bir eliki iinde bulunabilir. Bu da akl ile
retorik, gramer ile retorik arasnda bir atma bulunduunu gsterir. Bu nedenle
bir metnin anlamn, anlamlarn kavramada tam bir akla, tam bir kesinlie,
gerek anlama hibir zaman ulalamayacaktr. Dolaysyla bir metni okuyabilmek
iin retorik/gramer elikisinin yaratt anlamazl ortadan kaldrmak, o metnin
dokusunu, yapsn bozmak, krmak, ayrtrmak, bylece anlamlar datmak
gerekir. Bir metin gereklii araken, kendini yaratrken yine kendi kendinin
yapsn,

anlamsal

dzenini,

tutarlln

bozar;

okurun

karsna

dilbilgisel

kurallarla rlm ve belli anlamlar ieren bir dzenek, bir yap olarak deil, sz
sanatlaryla

rl

bir

oyun

biiminde

kar.

Bylece

dilbilgisel

yapnn

sylediinden baka bir ey de belirtmi olur. Bu yzden ayn metne ynelik


okumalarda farkl ve hatta elikili yorumlara varlmasnn nedeni, okuma
yntemlerinin ve yaklam biimlerinin farkl olmas deil, elikilerin dorudan
doruya metnin iinde bulunmas, metnin oluum srecindeki retorik/gramer
kartlndan domasdr. (27-202, 203 vd., 50) Bkz. Denaturalization, PostStructuralism, Opposition
Deduction (T. Tmdengelim, Fr. Dduction): Man. Geerli bir karmn sonucunu,
ncllerinden karma ilemi. Tmdengelim, zihnin genel bir nermeden tikel bir
nermeye gei suretiyle yapt bir akl yrtme olup, klasik mantn en nemli
prensiplerinden biridir. Hatta Aristo mantnn arlk merkezini de bu prensip
tekil eder. Tmdengelim, ilimlerde, sebeplerden sonulara, kanunlardan olaylara,
kaidelerden misallere doru ini eklinde bir akl yrtmedir. Mesela btn aalar
yaprakldr, mee de bir aatr, o halde mee de yaprakldr. (26-112; 18-133)
Bkz. Abduction, Induction

Deep Structure (T. Derin Yap, Fr. Structure Profonde): Dil. Dilbilimci Noam
Chomskynin

ban

ektii

retici-dnmsel

(transformative-generative)

dilbilgisi anlaynda, bir cmlenin iskelet yapsn belirleyen szdizimsel toplam


ifade etmek iin kullanlan teknik bir terimdir. Szdizimsel bileende elde edilen bu
yap biimsel ve soyut bir yapdr. Bir cmlenin dnmsel sre ncesindeki
derin yaps o cmlenin anlamn belirler. (39-402, 403; 50) Bkz. Surface
Structure, Meaning, Sense
Deictic (T. Gsterici, Fr. Dictique): Bir szceyle ilgili durum ya da balama, szcenin
retildii

sre

dilimine

(eylemin

zaman

ve

grn),

konuan

bireyle

(kipletirme) dinleyiciye gnderme yapan, somut bir dzanlam iermeyen,


gndergesi deiken olan, ancak durum ve balamla ilikili olarak yorumlanabilen
her trl dilsel e. Gstericiler ahs ya da iyelik zamirleri, iaret zamirleri, yerzaman zarflar, iaret sfatlar, iaret zamirleri, tanmlklar gibi szlkbirimlerini
(lexemes) ierir. (41-113; 107) Bkz. Aspect, Deixis, Modality
Deixis (T. Gsterim, Fr. Deixis): Gsterici kullanarak szce oluturma, dili sze
dntrme. Gsterim bir anlamda szel iaretleme (verbal pointing) yani dil
vastasyla bir eyleri iaret etmek demektir. Bu iaretleme, gsterici ifadeler
(deictic expressions) kullanlarak yaplr. Gsterim genel olarak iki balk altnda
deerlendirilebilir:
1) Birincil (primary) ya da d (exophoric) gsterim: Bir metnin dndaki bir duruma ya
da konuucu ve dinleyici tarafndan paylalan hayat bilgilerine gnderme yapan
gsterimdir.
2) kincil (secondary) ya da i (endophoric) gsterim: Gsterici ifadelerin, balamn
iindeki sylemsel elere gnderme yapt gsterimdir. Bu gibi ifadeler bir
metinde nceki ve sonraki unsurlara gnderme yapar. Buna gre iki grupta
deerlendirilebilir:
a)

Yinelem gsterimi (anaphoric deixis): Metnin ncesine iaretleme yapar. Mesela


bunun gibi, buna benzer ekilde, ayn ekilde vb.

b)

nyinelem gsterimi (cataphoric deixis): Metnin sonrasna iaretleme yapar.


Mesela aadaki, baz, bu (bunu sylememe izin verin gibi) vb.

Bunlarn dnda gsterim, ahs (biz, siz), yer (burada, orada) ve zaman (imdi, sonra)
gsterimi olarak kategoride deerlendirilebilir. Gsterim, konuucunun iinde
bulunduu duruma bal olduundan, bu konuda, konuucuya yakn (proximal) ve
konuucudan uzak (distal) olua gre iki tr gsterim de ayrt edilebilir.
Konuucuya yakn gsterim ifadeleri bu, burada, imdi gibi rnekleri ierirken;

konuucudan uzak gsterim ifadeleri u, orada, sonra gibi rnekleri ierir. (41114; 107) Bkz. Aspect, Deictic, Modality
Denaturalization

(T.

Gayritabiletirme*,

Fr.

Dnaturalization):

Sem.

Gstergebilimcilerin, tabi olarak kabul edilen toplumsal kaynakl olgular aa


karmak

amacyla,

Shklovskynin

yabanclatrma

(defamiliarization)

kavramndan esinlenerek kullandklar bir terim. Sanatta, srekli karlatmz ve


bize yakn olan eylere daha farkl bir gzle, daha nesnel ve eletirel olarak
bakmamz salamak iin kullanlan yabanclatrma teknii, gstergebilimciler
tarafndan gstergeleri ve dzgleri oluturup zerken bunlarn altnda yatan
kurallar daha ak ekilde belirlemek ve yine bunlarn altnda yatan grnmez
ideolojik glerin etkisini aa karmak iin kullanlr. (50) Bkz. Deconstruction,
Formalism
Denotation (T. Dzanlam, Fr. Denotation): Yananlamn (connotation) mukabili
olarak, bir gstergenin en temel, mantksal, deimez, nesnel ve herkese kabul
edilen anlamdr. Dzanlamn kayna, toplumsal uzlamdr. Eer herkes, her
gsterge iin kendi anlamn uydursayd, insanlarn birbirini anlamas imkansz
olurdu. Bununla birlikte birok gstergenin ahs anlam yani yananlam olsa da
birok gstergenin en az bir herkese paylalan dzanlam vardr.

Dolaysyla

dzanlam, insan bildiriiminin nemli bir unsurudur. Bir gstergenin birden fazla
dzanlam olabilir. eitli seeneklerden bir anlamn seilmesi gerektiinde, karar
vermek iin gstergenin balamna (context) baklr. Dzanlam ounlukla
yananlamla birlikte ele alnr. Mesela kurbaann kuyruksuz, perde ayakl, hem
suda hem karada yaayabilen bir hayvan olduu konusunda herkes hemfikirdir.
Bu, kurbaann dzanlamdr ve szlkte de bu anlamyla yer alr. Ancak
kurbaann yananlamlar yani her insann ahs tecrbelerine gre deiebilir.
Mesela bazlarna, biyoloji dersinde kesip inceledikleri kurbaay; bazlarna ise
kkken okuduklar Kurbaa Prens hikyesini vb. hatrlatabilir.
Dzanlam terimi, gstergebilimde, gsteren ile gsterilen arasndaki banty ifade
eder. Buna gre dzanlam, hakknda geni bir fikir birlii olan bir gsterilen dir.
Barthesa gre dzanlamsal bir gsterge, birinci anlamlama dizgesinde yer alr,
yananlam ise dzanlamsal gstergenin gstereninden kaynaklanr. Gstergebilim
ve gstergebilime komu olan dier disiplinlerde kullanlan dzanlam ve yananlam
terimleri genel olarak drt kavramsal ayrm ierir: Mantksal ayrm, stilistik ayrm,
gstergebilimsel ayrm ya da Hjelmslevin ayrm ve Econun ayrm.

Mantksal Ayrm: Mantkta ve felsefede dzanlam kaplamla (mesela bir kavramn


kapsad nesne ya da nesneler snf) ayn anlamdadr. Yananlam ise ilemle

(mesela kavram karakterize eden btn zelliklerin listesi) ayn anlamdadr. lem
ve kaplam terimlerini kullanarak byle bir ayrm yapan Port Royal mantyken,
dzanlam ve yananlam terimlerini ieren ilk kullanm muhtemelen John Stuart
Mille dayanmaktadr. lem ve kaplam, bazen Fregenin Sinn ve Bedeutung
terimleriyle bir tutulur. Buna gre farkl ilemler tek bir kaplamla ilikili olabilir.
Mesela sabah yldz ve akam yldz ya da ekenar gen ve eit al
gen terimlerinin kaplamlar ayn olmakla birlikte ilemleri farkldr. Eer ilem,
kaplamdaki nesnelerin ortak olan btn zelliklerini ierseydi, kaplam ayn olan
terimlerin ilemi de ayn olurdu. Mesela hem sabah yldz hem de akam yldz
terimleri gnein batndan ve douundan hemen nce grlebilen bir tr
yldz eklinde tanmlanabilirdi.

Stilistik Ayrm: Bu ayrm da kaynan Port Poyal mantndan alr. Burada


dzanlam, gndergeyle (referent) birebir uyutuu kabul edilen ieriin (content)
bir paras olarak dnlr; yananlam ise dzanlam ierikten karld zaman
geri kalan eyle bir tutulur. Bununla birlikte dzanlam ve yananlam, ounlukla
ieriin farkl eitleri olarak dnlr.

Gstergebilimsel Ayrm ya da Hjelmslevin Ayrm: Hjelmsleve gre yananlam,


dillerin zel bir grn(configuration)dr ve bu anlamda dzanlamla ve stdille
(metalanguage) karttr. Bu tanmlara gre yananlamsal bir dil, anlatm dzlemi
baka bir dil olan bir dildir ve bu da ierik dzlemi baka bir dil olan bir stdilin
alt-st olmas yani devriklemesi anlamna gelir. Dzanlamsal bir dil ise hibir
dzlemi baka bir dili biimlendirmeyen bir dildir. Buna gre dzanlam, anlatm
(expression) ve bir gstergenin ieriini birletirmeye yarayan bir bantdr;
yananlam ve stdil ise her birinin kendi anlatm ve ierii bulunan iki ayr
gstergeyi ilikilendirir.

Econun ayrm: Eco, yananlam kavramnda Hjelmslevden esinlenmekle birlikte,


onu daha farkl bir ekilde yorumlamtr. Eco, bu terimi ilk kullandnda olduka
heterojen bir olgular listesi retmi ve buna mantksal yananlam, stilistik
yananlam ve daha birok eyi dahil etmitir. Eco daha sonraki almasnda ise
yananlam, nceki anlam tarafndan iletilen bir anlam (signification) olarak
tanmlamtr. Bu tanm, mantklarn balamsal ima (contextual implication)
dedikleri eyle benzerdir. Eco, daha sonraki almalarnda, yananlamsal dizgenin
ikinci

seviyesi

olarak

adlandrd

eyin

karma

(inference)

dayandn

belirtmitir. Eco, yananlamla ilgili fikrini aklarken, alarm sistemiyle donanm bir
su seddini rnek verir. Bu sistemde AB gstergesinin tehlikeye, AD gstergesinin
ise yetersizlie delalet ettiini farz edersek, bunlar, gstergelerin dzanlam olur.

Su seddinin balam ierisinde, tehlike, suyun belirli bir seviyenin zerine


kmas, yetersizlik ise

su seviyesinin, snrn altna dmesi demektir. Buna

gre birinci durumda bir miktar suyun boaltlmas, ikinci durumda ise bir miktar
suyun sisteme dahil edilmesi gereklidir. Eco, AB gstergesinin tehlikeye delalet
ettiini (dzanlam) ve boaltmay (ayrca yksek su seviyesini) artrdn
(yananlam); AD gstergesinin ise yetersizlie delalet ettiini (dzanlam) ve
sisteme su giriini (ayrca alak su seviyesini) artrdn (yananlam) belirtir.
Grld gibi su seddinin balam ierisinde btn bu durumlar birbirini ima
eder. (14-130; 90; 72; 94; 50) Bkz. Connotation
Denotatum (T.): Bir snfn eleman. Morrise gre denotatum, gnderge (referent)
yani gerekte var olan bir kerelik tek nesnedir ve kavramsal gsterilenin
yelerinden yalnzca biridir. (14-41; 13-66) Bkz. Designatum, Referent
Description (T. Betimleme, Fr. Description): Dil. Genel olarak grgl ve tmevarml
inceleme, zel olarak da tmceyi kuran elerin, anlambirimlerin, sesbirimlerin,
bunlara ilikin birleim kurallarnn dizgesel gsterimi. Man. ........ zellii olan
biricik nesne biimindeki ad. alkuunun (biricik) yazar gibi. (41-43; 18-12)
Designatum (T.): Bir nesne snf veya tr; elerden oluan bir snf. Bir snfn
birok eleman, bir tek eleman bulunabilir ya da hi eleman bulunmayabilir.
Morrise gre designatum, gsterilen yani gstergenin gnderme, arm
yapabilecei nesne trdr; bir tre ait btn nitelikleri kapsayan bir genel
kavram ya da soyutlama, birok eyi kapsayan anlamsal ieriktir. Bu gsterilenin
yani designatumun gerekten, tek ve bir kereye zg olarak var olmas gerekmez.
(14-41; 13-66) Bkz. Denotatum
Diachronic (T. Artsremli, Fr. Diachronique): Gen.Ter. Olgular zaman iindeki
evrimleri asndan ele alan. Dil. Dil olgularn tarih sre ierisinde inceleyen.
(89; 41-27) Bkz. Diachronic Analysis, Synchronic, Synchronic Analysis
Diachronic Analysis (T. Artsremli zmleme, Fr. Analyse Diachronique): Sem.
Bir olgunun (mesela bir dzgnn) tarih sre ierisindeki deiimini aratran
zmleme yntemi. Saussure, dili esremli bir yntemle incelemek gerektiini
savunuyordu ancak baz eletirmenler bu yntemin, deiimlerin nasl olutuunu
hesaba katmad iin yetersiz olduunu ne srmlerdir. (50) Bkz. Diachronic,
Synchronic, Synchronic Analysis

Dialectic (T. Diyalektik, Fr. Dialectique): Gen.Ter. Genel anlamda kartlklar ieren
bir sre, zel anlamdaysa kart glerin ya da etkenlerin sentezi ya da
uzlamasyla sonulandrlan sre. (89)
Dialogism (T. Diyalojizm, Metinleraras likiler, Fr. Intertextualit): M. Bahtin
tarafndan ortaya atlm bir terim. Diyolojizm, Bahtinin metinleraras ilikiler
kavram iin kulland kendisine zg bir terimdir. Bahtin, yan yana konmu iki
dilsel yaptn ya da iki szcenin bir tr anlamsal ilikiler iine girdiini belirtir ve
bunu diyalojik ilikiler olarak adlandrr. Diyalojik ilikiler, dilsel bildiriimde yer
alan btn szceler arasndaki anlamsal ilikilerdir. Bahtin, sylemlerin ya da
metinlerin tarihsel, toplumsal, kltrel gemileri ve evreleriyle birlikte ele
alnmas gerektii savunur. Bylece bir metnin hem kendinden nceki metinlerle,
hem de bu metni okuyanlarn yaratacaklar metinlerle oksesli bir iliki iinde
bulunduunu belirtir. Bahtine gre oksesliliin, yani metinleraras ilikilerin en
youn olduu yaznsal tr romandr, nk roman, btn br trlerin bir
birleimidir, karlkl etkileimler, syleimler dizgesidir. Bu nedenle roman, ancak
br sylemlere alarak zmlenebilir. (30-279; 29-41) Bkz. Intertextuality,
Intratextuality
Digital Signs (T. Dijital Gstergeler, Fr. Signes Digital): Sem. Dijital gstergeler,
rneksemeli gstergelerin aksine kelimeler ve saylar gibi ayr ayr birimleri ieren
gstergelerdir. Ancak unutulmamaldr ki dijital teknoloji, rneksemeli gstergeleri
(analogical signs) dijital kopyalara dntrebilir ve dijital bir arala oluturulmu
metinler asllar olmayan kopyalar olabilir. (50) Bkz. Analogical Signs
Discourse (T. Sylem, Fr. Discours): I.Gen.Ter. Bir eyler sylemek, bilgi vermek
iin konumak, bir eyleri tartmak, halka hitap etmek iin konumak, bir eyler
retmek amacyla dinleyicilerin karsnda konumak, ahlak bir konuda sylev
vermek vb. II.Dil.Sem. Szce, bir ya da birok tmceden oluan, ba ve sonu
olan bildiri, tmce snrlarn aan, tmcelerin birbirine balanmas asndan ele
alnan szce. Bir gstergeler dizgesi olan dilin, birey tarafndan kullanlmas,
bireyin bunu kendine mal etmesi. Sylemde belli bir znenin varl sz
konusudur. Sylemi anlamak ve anlamlandrmak iin o sylemin balamn yani
sylendii ortam bilmek gerekir. Kuramclar sylem terimini dilden (langue)
ziyade sz (parole) zerinde younlaarak ele almlardr. Birok ada kuramc,
M. Foucaultnun etkisiyle dili, yekpare bir dizge (monolithic system) olarak deil;
bilim, hukuk, tp, siyaset, gazetecilik, ahlak gibi eitli sylemlerle yaplanm
olarak ele alrlar. Sylem, belirli gereklik biimleri oluturmak ve srdrmek iim
kullanlan bir dizi temsil dzgden (representational code) oluan bir temsil

dizgesidir. Temsil dzgler, sylemsel alann sembolik dzeninin altnda yatan


bantsal

ilkeleri

akla

getirir.

ncelikle

balamlardaki sylemsel biimleri

belirli

tarihsel

ve

sosyo-kltrel

ele alan Foucaultya gre belli bir sylemsel

biim, kendi doruluk rejimini srdrr. Foucault, dilbilimsel bir determinizmi


benimseyerek belli bir tarihsel dneme ait bir sylemdeki baskn deimecelerin
(tropes) o dnem hakknda bilinebilecek her eyi belirlediini dnr. Yapsalclktesi (poststructruralist) eletirmenler ise sylemin dnda herhangi bir gereklik
ya da anlam olduunu kabul etmezler.; onlara gre sylem, belirli tarihsel
koullardan bamsz olarak iler. Yapsalclk-tesi eletiride sylem, zaman
zaman

metinin

yerini

alm,

onun

yerine

kullanlmtr.

Toplumsal

gstergebilimciler ise metin ve sylem arasnda ayrm yapmtr. Onlara gre


sylem, iine metinlerin yerletirildii toplumsal bir sreci ifade eder; metin ise
sylemin iinde retilen somut, madd bir nesneyi ifade eder. Metnin, syleme
gre farkl bir konumlan vardr. Metnin birincil ynelimi mimetik dzleme
yneliktir, sylem ise gsterme sreci dzlemine (semiosic plane) gnderme
yapar. (21-141; 41-188; 50; 25-7, 8 vd.)Bkz. Episteme, Post-structuralism,
Representation, Representational Codes, Text
Distinctive Feature (T. Ayrc zellik, Fr. Trait Distinctif): Dil. Varl ya da
yokluuyla bir dil birimini bir bakasndan ayrt eden, belirgin en kk zellik.
Mesela Trkedeki [t] ve [d] arasndaki kartlkta [d]nin ierdii titreimlilik ya
da tmllk ayrc bir zelliktir. (41-28)
Double Articulation (T. ift Eklemlilik, Fr. Double Articulation): I.Dil. Dilin, iki
trl zmleme sonucu elde edilen, iki aamal bir seim eylemiyle gerekleen
szceleri oluturma dzenei. Dilin eklemlilii, ikili bir dzenek ierir. Her szce,
gerek gstergeler bakmndan, gerekse salt gsterenler asndan alglanabilir
elerden oluur. Dildeki ift eklemlilik, bildirilerin iki trl para iermesinden,
retim

srecinde

olsun,

zmleme

ileminde

olsun,

ikitr

temel

eyle

karlalmasndan kaynaklanr. Sz zincirinde yer alan en kk ses birimleriyle


bunlarn oluturduu en kk anlaml birimlerin izgisel dizilii, belli bir balamda
yer alan bu birimlerin baka balamlarda da grevlendirilebilmesi, dilsel dzenein
temel zelliidir. nsan dili bu ynyle hayvanlarn kard eklemsiz seslerden de,
lk vb. blmlenemez, eklemlerine indirgenemez dil d ses ynlarndan da
kesinlikle ayrlr. Sz konusu zellik ancak iki dzeyli bir zmleme sonucu elde
edilen ve iki trl seme eylemiyle gerekleen dilsel bildirilerin ayrtrlmasyla
kavranabilir. II.Sem. Szl dil modelinden hareketle, eklemli bir dzgnn daha
geni anlaml birleimler ortaya koymak iin kullanlabilen szdizimsel (syntactical)
kurallarla birlikte temel birimlerden oluan bir szck daarc (vocabulary)

vardr. ift eklemlilike (double articulation) sahip gstergebilimsel bir dzg


(tpk szl dilde olduu gibi) iki soyut yapsal dzeyde zmlenebilir: Daha st
bir dzey birinci eklemlilik (first articulation), daha alt bir dzey ise ikinci
eklemlilik (second articulation) dzeyi olarak adlandrlr. Yol panosundaki
gstergede ikinci eklemlilik yoktur ancak eklemliliin hi olmad da sylenemez,
sadece birinci eklemlilie sahip olduu sylenebilir.
Birinci eklemlilik dzeyinde dizge, mevcut olan en kk anlaml birimlerden
oluur. (Mesela bir dildeki biimbirimler (morphemes) ve kelimeler) Bu eklemlilik
dzeyine dilde, gramatikal dzey denir. Bu dzeydeki anlaml birimler, her biri
bir gsteren ve gsterilenden oluan eksiksiz gstergelerdir.
kinci eklemlilik dzeyinde, gstergebilimsel bir dzg, tek bana anlam tamayan
en kk ilevsel birimlere blnebilir. (Mesela konumadaki sesbirimler
(phonemes)

ve

yazdaki

yazbirimler

(graphemes))

Tamamen

ayrmsal

(differential) ve yapsal olan bu birimler, dzgdeki yinelenebilen zelliklerdir.


Bunlar tek balarna birer gsterge deildir. (Bu kk birimlerin anlaml
gstergeler haline getirilmesi iin dzgnn mutlaka birinci eklemlilik dzeyinin
olmas gerekir) Bu kk birimler, bir eye iaret etmeyen gsterge eleridir. Her
iki dzeyi de ieren bir dzgde, bu kk birimlerin ilevi, en kk anlaml
birimleri ayrt etmektir. Mesela dildeki /k/, /b/, /s/ sesbirimleri, ikinci eklemliliin
eleridir ve bunlarn ilevi, dilin birinci eklemlilik dzeyinin eleri olan /kel/,
/bel/, /sel/ gibi kelimeleri birbirinden ayrt etmektir. Dildeki ikinci eklemlilik
dzeyi, grld gibi, sesbilimsel (phonological) bir dzeydir.
Gstergebilimsel dzgler ya tek eklemli ya ift eklemli ya da eklemsizdir. ift
eklemlilik (double articulation), gstergebilimsel bir dzgnn, az sayda birim
kullanarak saysz anlaml birleimler oluturmasna olanak tanmlanr. Snrl
sayda elerin snrsz kullanm, gstergebilimsel ekonomi olarak adlandrlr.
Hjelmslev, ift eklemlilii, dilin temel ve tanmlayc bir zellii olarak grmtr.
ift eklemlilik, byk lde dilin yaratc ekonomisine katk salar. Dil, az sayda
gsterge kullanan, fazlasyla ekonomik bir gstergebilimsel dizgedir. Dilsel
ekonomi, renmeyi ve hatrlamay kolaylatrr. Yaratclk asndan dil, snrsz
biimde retkendir. Mesela bir dilde 40-50 civarnda ikinci eklemlilik esi yani
sesbirim bulunabilir ancak bunlardan yzbinlerce cmle retilebilir. Sonuta Noam
Chomskynin

belirttii

gibi,

dilin

yaratc

ekonomisi

bize,

daha

nce

hi

karlamadmz sonsuz sayda cmle retme olanan verir.


John Lyonsa gre ikilik (duality), ayn zamanda nedensizlikle ilikilidir. Eer her
sesbilimsel eyle anlam arasnda baz alardan -ister uzlamsal isterse doal-

ikonik bir bant bulunsayd, sesbilimsel eleri birbirleriyle birletirme olana


olduka kstlanrd. Roman Jacobsona gre ise dilsel birimlerin birletirilmesinde
artan bir zgrlk derecesi sz konusudur. Mesela ayrc zelliklerin sesbirimlerle
birletirilmesinde, birey-konuucunun zgrl sfrdr, nk dzg (code), sz
konusu dilde kullanlabilecek btn

olanaklar zaten belirlemitir. Sesbirimleri

kelimelerle birletirirken de zgrlk snrldr. Kelimelerle cmle olutururken ise


konuucu daha az snrlanmtr. Nihayetinde cmlelerin szcelerle (utterance)
birletirilmesinde birey-konuucunun zgrl artar ve bylece yeni balamlar
yaratabilir. Jacobsonun da belirttii gibi, cmle dzeyinin tesinde bile, kelimeleri
kullanma eklimiz bize ak olan olanaklar snrlayan dilsel uzlamlara baldr.
Eer bu normlardan fazla uzaklarsak, bildiriimde baarsz olabiliriz.
Baz dzglerde sadece birinci eklemlilik vardr. Bu gstergebilimsel dizgeler,
gstergelerden yani sistematik olarak birbirine bal olan anlaml elerden oluur
ancak bu gstergeleri en kk ve kendi bana anlam tamayan eler halinde
yaplandracak ikinci bir eklemlilik yoktur.

Bir dzgdeki en kk ve yinelenen

yapsal birimin anlaml olduu yerde, dzgnn sadece birinci eklemlilii vardr.
Birok gstergebilimci, szl olayan bildiriimin, hayvan bildiriimiyle ilgili eitli
dizgelerin sadece birinci eklemlilie sahip olduunu savunur. ift eklemliliin
bulunmad dier gstergebilimsel dzglerde, sadece ikinci eklemlilik vardr.
Bunlar

belirli

anlamlara

sahip

gstergelerden

oluur

ve

bu

anlamlar

gstergelerin elerinden karlamaz. Bunlar sadece betilere (figurae) yani en


kk ilevsel birimlere blnebilir. (42-91, 92; 80; 50) Bkz. Articulation,
Binarism, Figurae
Empty Signifier (T. Bo Gsteren*, Fr. Signifiant Vain): Sem. Mphem, fazlasyla
deiken, zel olarak belirtilemeyen ya da mevcut olmayan bir gsterileni olan
gsteren olarak tanmlanr. Bu gibi bo gsterenler, farkl insanlar iin farkl eyler
ifade ederler, birok gsterilenin yerini tutabilirler ya da hibir gsterilenin yerini
tutmayabilirler. Onu yorumlayanlar ona ne anlam verirse o olabilirler. Bu tr
gsterenlerin var olduunu ne srenler, gsteren ve gsterilen arasnda hibir
bant olmadn savunurlar. Ancak Saussure geleneini benimsemi olan
gstergebilimcilere gre bir gsterilenin yerini tutmayan bir gsteren mevcut
olamaz, bir eyi gsterge olarak nitelendirmek iin mutlaka bir eyi gstermesi
gerekir. (50) Bkz. Signifier
Encoding (T. Dzgleme, Fr. Encodage): Sem. Metinlerin, dzgleyiciler (encoders)
tarafndan, ilgili dzglerden faydalanlarak retilmesi. (50) Bkz. Code, Decoding

Enonciation (T. Szceleme, Fr. Enonciation): Dilin bireysel olarak retilmesi, dili
bireysel kullanm haline sokmak. Szcelemede, szcelerin iinde bulunduu durum
ve balam byk nem tar. Belli bir zne tarafndan retilen bir szcenin
anlalabilmesi

iin

belirleyicilerini,

sylenme

nedenini,

hangi

balamda

sylendiini ve syleme ortamn bilmek gereklidir. tr szceleme vardr:


Dorudan, gecikmeli ve dolayl szceleme. Dorudan szcelemede, verici ile alc
yz yzedir. Her biri konuma boyunca sra ile verici ve alc olur. Baz dorudan
szcelemede verici ile alc dorudan grse de, ayn mekanda deildir. Verici ya
da alc iin, belirgin bir dinleyici ve mekan gz nne gelmez. Telefon
konumalar, bir kii ile yaplan grmeler bu tre rnek verilebilir. Gecikmeli
szelemede, verici ve alc ayn zaman dilini iinde bulunmazlar. Yani vericinin
szcelemesi, alcnn szceyi anlamlandrma zamanna gre daha nceki bir zaman
diliminde olacaktr. Mektup, gecikmeli szceleme iin rnek verilebilir. Birisi
mektup yazar, karsndaki mektubu okur ve geri bildirimde bulunur. Yazl
metinlerde de (gazete, retici yazlar, edeb metinler) gecikmeli szceleme sz
konusudur. Ancak yazl metinlerde alcnn geri bildirimde bulunma hakk yoktur.
Yaznsal anlatmlarda iki szceleme yeri ve zamanndan sz edilebilir. Birincisi,
kitabn basld yaynevine ait yer ve zamandr. kincisi ise yazarn metni kaleme
ald yer ve zamandr. Gecikmi szceleme iin afi, duvar yazs, ara-gerelerin
zerindeki kullanma talimatlar, genel uyarlar gibi yaz trleri rnek verilebilir.
Dolayl szcelemede ise bir konuucu, bakalarndan duyduklarn aktarr. Dolayl
anlatm buna rnektir. Bu tr szcelemede iki ayr verici vardr. Birincisi, bir szce
reten; dieri ise bu szceyi bir bakasna aktaran kiidir.

Ayn biimde iki

szceleme durumu da sz konusudur. Birincisi, aktarlan syleme ait szceleme


durumu; ikincisi ise aktaran syleme ait szceleme durumu. Yazl ve szl
anlatmlardan baka tiyatro metinlerinde ve filmlerde dolayl szceleme durumuna
rnekler bulunabilir. zellikle anlatbilim asndan, bir anlatda konuan kii
anlatcdr. Ancak anlat iinde anlatcdan baka birok kii de olacaktr. Anlatbilim
asndan, dier kiilerin tm szlerini anlatcnn anlatlana/okuyucuya aktard
kabul edilir. Bubunla birlikte bir romandaki tm konumalarn dolayl anlatm
olmad da bilinir. Bu durumda anlatc silinmi ve konuma hakkn anlat
kiilerine brakmtr. Ama her durumda, bu bilgileri de okuyucuya anlatcnn
aktard kabul edilir. (21-36, 37, 38) Bkz. Discourse, Narration, Utterance
Episteme (T., Fr. Epistme): Foucaultnun kulland episteme terimi, belli bir
tarihsel dnemdeki sylemsel pratikleri biraraya getiren bantlar dizisinin
toplamna gnderme yapar. Sylemsel pratikler de o dnemin bilgi kuramlarn
(epistemologies) retir. (50) Bkz. Epistemology

Epistemology (T. Bilgi Kuram, Fr. Epistemologie): Felsefenin, bilgi kuramyla


ilgilenen bir daldr. Epistemology terimi, dnyann nasl bilinebileceine ve
dnya hakknda ne bilinebileceine gnderme yapar. dealizm, realizm vb. hep
gerekin ne olduu zerinde duran bilgikuramsal bir tutum iindedir. Bilgi
kuramlar, ontolojik varsaymlar da temsil eder. (50) Bkz. Episteme
Essentialism

(T.

Esaslk,

Fr.

Essentielisme):

Esasl

savunanlar,

baz

gsterilenlerin (signifieds) dierlerinden farkl, mstakil kendilikler (entities)


olduunu, bunlarn nesnel bir varla ve esas zelliklere sahip olduunu
savunurlar. Esaslara gre bu gsterilenler bir eit mutlak, evrensel ve tarihtesi

(transhistorical)

esas

vastasyla

tanmlanabilirler.

Mesela

gereklik,

doruluk, anlam, zihin, bilin, tabiat, gzellik, adalet, zgrlk gibi gsterilenlere,
dilden nce mevcut olmalarn salayan varlkbilimsel bir stat verilmitir.
Esaslk, insanlarla ilikili olarak, insanolunun ya da tpk kadnlar gibi belirli bir
insan kategorisinin, doutan gelen, deimez ve ayrc bir tabiat olduuna
gnderme yapar. Mesela kadn ve erkek arasndaki ayrmda biyolojik esaslk sz
konusudur. Hmanizm diye bilinen dnce de esasdr nk bireylerin sabit,
uyumlu, tutarl, btnsel ve mstakil bir i bene, kiilie, tutumlara ve fikirlere
sahip olduunu kabul eder. Burjuva ideolojisi de toplumu, kabiliyet, tembellik,
msriflik gibi nceden verilmi esaslara sahip bamsz bireyler asndan
karakterize ettii iin esasdr. Grececiler (relativists) ile yapsalcl ve
yapsalclk-tesini savunan gstergebilimciler esasla kar karlar nk
onlara gre eylerin, bizim onlar tanmlama ve snflandrma biimimizden
bamsz esas zellikleri yoktur. (50) Bkz. Reductionism
Expression-Token (T. fade rnei, Deyim rnei): Man. Bir ifadenin tekil ve somut
olarak her tekrarlan bir ifade rneidir. (9-41, 42; 14-25, 26) Bkz. ExpressionType
Expression-Type (T. fade Tipi, Deyim Tipi): Man. Bir tmel olarak ifadenin kendisi.
Buna karlk ifadenin her tekrarlan tekil ve somut bir olay olarak ifade rnei
(expression token) adn alr. Mesela Akam, yine akam, yine akam msrasnda
be kelimenin olduunu da syleyebiliriz, iki kelimenin olduunu da. ki kelimenin
olduunu sylediimizde ifade tipini saym oluruz. Be kelimenin bulunduunu
sylediimizde ise ifade rneklerini saym oluruz. Akam kelimesinin her
geii bir ifade rneidir; tek bana akam kelimesi ise ifade tipidir. Bir kelimenin
fonetik varyantlar da ayn ifade tipine dahildir. Buradan hareketle Sz daarc
bakmndan en zengin dil ngilizcedir veya En fazla szck kullanan yazar
Shakespearemi gibi ifadeleri ngilizlerin ok konuan ve yazan bir ulus,

Shakespearein ise en verimli yazar olduu eklinde yorumlamamak gerekir.


nk burada ngilizcenin zenginlii, bu dilin szlnde yer alan ayr tipten
szcn saysyla ilgilidir. Ayn ekilde Shakespearein hacimce hi de kabark
olmayan eserlerinde 20.000e yakn ayr tipten szcn getii hesaplanmtr.
(9-41, 42; 14-25, 26) Bkz. Expression-Token
Expressive Function (T. Anlatmsallk levi, Fr. Fonction Expressive): Bildirinin
konuucuya ynelik olduu, konuucunun szn ettii konuya ilikin zel
tutumunu, gerek olsun olmasn okusalln dolaysz biimde dile getirdii
durumlarda gerekleen dilsel ilev. Ne gnlerdi o gnler! gibi nlemler bu
ilevin en yaln anlatmdr. Bu ilev ayrca eitli sesil, dilbilgisel, szlksel
biimlere de renk katar. (42-62, 63; 41-25) Bkz. Appellative Function, Functions
of Signs, Metalingual Function, Phatic Function,, Poetic Function, Referential
Function
Extension (T. Kaplam, Fr. Extension): Man. Bir dzgn deyimin dile getirdii nesne
ya da nesneler kmesi. Mesela bir adn kaplam, gsterdii birey; bir yklemin
kaplam, bu yklemi alan nesnelerin toplam; bir nermenin kaplam, bu
nermenin doruluk deeridir. Kaplam ile ilem arasndaki ayrm ilk dile getiren
John Stuart Mille gre bir terimin kaplam, bu terimin uygulanabildii nesnelerdir.
Buna gre sandalye kelimesinin kaplam, dnyadaki her sandalyeyi ierir. (1871) Bkz. Intension
Felicity Conditions (T. Yerindelik Koullar): Prag. Bir sz ediminin uygun koullarda
szcelenip szcelenmediini belirleyen koullar. Konuan kiinin szceledii
edimsel bir tmce ancak belli koullarda yerinde olabilir ve baarya ular. Mesela
Bu gemiye Queen Elizabeth adn veriyorum szcesi, sz konusu geminin zaten
bir ad varsa, ortada gemiye ad veren kii dnda kimse yoksa, bu treni
dzenleyen kii ya da kiilerin bu i iin davet ettii bir kii deilse yerinde olmaz.
Yerindelik koullar kabaca balk altnda deerlendirilebilir:

Hazrlayc Koullar: Bunlar sz edimini gerekletirmek iin konuucunun sahip


olmas gereken toplumsal durumu ya da otoriteyi, dier ahslarn durumunu vb.
ierir. Mesela resm bir nikah ancak nikah memuru gerekletirebilir. Ayrca
evlenen iftlerin mutlaka bekar olmas ve evet ya da hayr eklinde szcelerle
evlilii kabul ya da reddetmeleri gerekir.

cra ya da Uygulama Koullar: Uygulama koullar, bir sz ediminin bir ayin ya da


tren eliinde gerekletirilmesini akla getirir ancak esasnda bir hareket ya da
eylem olmad zaman da edimin geerli ve yerinde olduu durumlar vardr.

Mesela bir futbol karlamasndaki bir hakem, bir oyuncuyu uyard zaman onun
adn, numarasn ve oynad takm not eder. Bununla birlikte hakem sar kartn
da karp gsterebilir ama bu, uyarmak iin ille de gerekli deildir.

tenlik Koullar: Bunlar, konuucunun syledii eyi yapmaya gerekten niyetli


olmas gerektiini ifade eder. Sz verme ya da zr dileme durumunda dierleri
iin konuucunun ne kadar iten olup olmadn bilmek imkansz olabilir. Bununla
birlikte itenlik, zrn bir daha tekrarlanmayacana ya da verilen szn
tutulacana dair garanti vermez. Evlenme sz vermek, and imek gibi baz sz
edimlerinde bu itenlik, ahitlerin varlyla belirli hale gelir. Sz veren kii daha
sonra Ben byle demek istememitim diye bir ey ne sremez. (107; 108; 3614, 15, 16) Bkz. Cooperative Principle, Performative, Speech Act

Figurae (T. Beti, Fr. Figurae): Hjelmslev tarafndan, gstergeden daha kk boyuttaki
birimlere verilen ortak ad. ift eklemliliin

daha alt bir yapsal dzeyinde,

gstergebilimsel

anlam

sesbirimler,

bir

dzg,

yazda

kendi

bana

yazbirimler

gibi)

tamayan

kk

(konumada

ilevsel

birimlere

ayrlabilir.Hjelmslevin figurae diye adlandrd daha alt dzeydeki bu birimler,


tamamyla ayrmsal (differential) olan yapsal birimlerdir. Dil, sonlu sayda
betilerle (seslem, sesbirim, anlambirimcik) sonsuz sayda gsterge oluturmaya
elverili bir dzenektir. (41-42; 50) Bkz. Articulation, Double Articulation
Figure (T. Deimece, Fr. Figure): Bir gstergenin gerek anlam dnda, tabi ve
allm olandan uzaklam biimde kullanlmas. Figrler, dnce figrleri ve
kelime figrleri olarak ikiye ayrlr. Dnce figrleri imgelemle ilikilidir, bunlar
ifade eden kelimeler deitirilse de figr daima ayn kalr. Buna karlk kelime
figrlerinde sz deitirildiinde figr yok olur. Figrlerde temel olarak benzerlik
ya da edeerlik ilikisi bulunur. Burada benzerlik, eretilemeye (metaphor);
edeerlik ise dzdeimeceye (metonymy) tekabl eder. Bu tarz figrlerin
dnda, tmcedeki elerin dzenleni biiminden, tmce kuruluundan, biemsel
zelliklerden kaynaklanan figrler de vardr. (41-72; 14-27) Bkz. Metaphor,
Metonymy, Synecdoche
First Articulation (T. Birinci Eklemlilik, Fr. Premire Articulation): Bkz. Articulation
Form (T. Biim, Fr. Forme): I.Dil. Dilsel bir gstereni oluturan ses elerinin tm.
II.Sem. Saussuren yapt gsteren-gsterilen ayrmnda gsteren biim,
gsterilen

ise

ierik

olarak

deerlendirilir.

Hjelmslev,

Saussuren

gsteren/gsterilen kartln anlatm/ierik dzlemleriyle karlar. Her dzlemde


de tz/biim kartln ngrr. Yani anlatm (expression) ve ierik (content)

dzlemlerinin

birer

tz

(substance)

ve

biimi

(form)

vardr.

Buna gre

gstergelerin drt boyutu vardr: eriin tz, ieriin biimi; anlatmn z,


anlatmn biimi. erik dzlemindeki gsterilenler unlardr: Metinsel dnya, konu,
tr (genre) vb.yi kapsayan ieriin tz ve anlamsal yap (semantic structure)
ile tematik yapy kapsayan ieriim biimi. Anlatm dzlemindeki gsterenler de
unlardr: Grnt, ses gibi fiziksel iletim aralarn kapsayan anlatmn tz ve
biimsel szdizimsel yap, teknik ve slubu kapsayan anlatmn biimi. (41-44;
50) Bkz. Signified, Signifier
Formalism (T. Biimcilik, Fr. Formalisme): 1915-1930 yllar arasnda S.S.C.Bde
ortaya kan yapsalc, realizm kart ve estetik bir reti. Bu retiyi savunanlar
arasnda Boris Tomaevski, Viktor klovski, Boris Eichenbaum ve Yuri Tinyanov
gibi aratrmaclar vardr. almalarna Rus Biimcileri ile balayan Roman
Jacobson ise 1920de Rusyadan ayrlp ekoslovakyaya giderek Prag Dilbilim
Okuluna katlm ve Rus Biimciliini, bir bakma, Avrupada devam ettirmitir.
Rus Biimcilii, Sovyetlerin resm anlayna ters dt iin 1930dan sonra yok
olmaya yz tutmu ve yerini yapsalcla brakmtr. 1960larda ise Rus
Biimciliinin gstergebilimsel bir biimi ortaya kmtr. Rus Biimcileri esas
olarak dilin edeb kullanmlar zerine odaklanmlardr. Dolaysyla ierikten
ziyade biim, yap, teknik ya da iletim arac (medium) zerinde durmulardr.
Biimciler, edeb dili yabanclatrlm bir dil olarak grm ve dzyazdan
ziyade iiri model almlardr. iirde de daha ok kafiye, vezin, betimleme,
szdizimi ve anlat teknikleri gibi edeb aralara ilgi duymulardr. Rus
Biimcilerine gre edebiyat incelemesinin, dier tr incelemelerden ayr, kendine
zg bir ynteme dayandrlmas gerekiyordu. Rus Biimcileri bunun iin eserden
hareket etmeyi savunmu ve her eyden nce edebiyat eserini dier eserlerden
ayran biimsel zelliin, yani yaznsalln ne olduu sorusuna cevap aramlardr.
Rus Biimcileri yaznsall ostranenie yani yabanclatrma ya da alkanl
krma kavramyla aklamlardr. Buna gre biz, d dnyaya, nesnelere,
davran ve dn biimlerine baka baka bunlar kanksarz. iir ise kendine
zg dili sayesinde bu kanksamay sarsarak, nesneleri, davranlar, dnceleri
ve duygular taze bir bakla grmemizi, yeniden alglamamz salar. Dolaysyla
edebiyat eserinin yapt, gereklii yanstmak deil, onu deiik biimde
yanstmak. Rus Biimcileri, yaznsalln zn alkanl krmakta grdkleri iin,
zerinde durduklar sorun, metnin bunu nasl salad sorunudur. Bu yzden, Rus
Biimcileri iin nemli olan airin gereklik karsndaki tutumu deil, dil
karsndaki tutumudur. (27-177, 178 vd.; 50) Bkz. Denaturalization, Form, Poetic
Function, Structuralism

Functionalism (T. levselcilik, Fr. Fonctionalisme): Geni anlamyla, toplumu ve


kltr btn bir sistemin ierisindeki birbiriyle ilikili olan bamsz elerin
ilevlerini vurgulayan bir yaklam. Birer sosyolog olan Herbert Spencer ve Emile
Durkheim tarafndan ortaya atlan ilevselcilik, daha sonra Bronislav Malinovski
gibi antropologlar, Talcott Parsons ve Robert Morton gibi sosyologlar tarafndan da
benimsenmitir. levselci yaklam, dilbilimciler tarafndan da benimsenmi ve
ilevsel dilbilim ortaya kmtr. levsel dilbilim, dilsel biimlerin ilevi zerinde
odaklanr ve dilsel eler arasndaki bantlar, bildiriimdeki ilevleri asndan
ele alr. Gl bir toplumsal yaklamla da belirlenen ilevsel dilbilim, dilin kendi
iinde ve kendisi bakmndan incelenmesi ilkesinin, toplumla ve dil d somut
durumla bantlar gz nnde tutularak ele alnmasn engellemedii grn de
ierir.

Rus

Biimcileri

(Propp,

Volosinov,

Bakhtin),

Prag

okuluna

mensup

dilbilimciler (Jacobson), L. Hjelmslev, Andr Martinet, Teun von Dijk gibi


dilbilimciler ilevsel yaklam benimsemitir. levselcilik, toplumsal deimeyi
gzard etmekle ve tarih-d olmakla eletirilmitir. levselcilik, olgular bir
btnn eleri olarak ve bu btn iindeki ilikileri bakmndan ele alan
yapsalclkla da yakndan ilikilidir. (50; 41-129) Bkz. Formalism, Functions of
Signs, Structuralism
Functions of Signs (T. Gstergelerin levleri, Fr. Fonctions des Signes):
Jacobson, K. Bhlerin ilevli modelini gelitirerek alt ilevli bir dilsel bildiriim
modeli tasarlamtr. Jacobsona gre dilsel bildiriimin gerekletirilmesi iin alt
etken gereklidir: Konuucu, dinleyici, bildiri, oluk, gnderge, dzg ya da dizge.
Bildirim eyleminde ilkece ilkece gndergeye ilikin, dzglenmi bir bildirinin oluk
araclyla konuucudan dinleyiciye aktarlmas sz konusu ise de, gerekte
bildiriim hi de bu denli yaln ve tekdze deildir. Duruma gre, sz konusu alt
eden biri ya da br ar basabilir; bir baka deyile sre gnderge arlkl
olmayabilir. Bylece bildiriim eitlenir, egemen eye gre anlam kazanr;
deiik dilsel ilevler ortaya kar. Yorumlama ve deerlendirmede yanlla
dmemek iin hem egemen enin belirlenmesi; hem de bu eye elik eden
br elerin hangi oranda srece katldnn saptanmas gerekir. Jacobson buna
dayanarak gelitirdii modelde, oku ilevi, ar ilevi, yaznsal ilev ya da sanat
ilevi, iliki ilevi, gnderge ilevi ve stdil ilevine yer vermitir. oku ilevinde
bildiri konuucuya yneliktir. ar ilevinde bildiri dinleyiciye yneliktir. Yaznsal
ilev ya da sanat ilevinde bildirinin kendisine yneliktir. liki ilevinde bildiri,
bildiriimin kendisine yneliktir. Gnderge ilevinde balama ynelik, stdil
ilevinde ise dzgye ya da dizgeye yneliktir. (20-22, 23 vd.; 50; 42-62, 63 vd.)
Bkz.

Conative

Function,

Expressive

Function,

Function,, Poetic Function, Referential Function

Metalingual

Function,

Phatic

Glossematics (T. Glosematik, Fr. Glossmatique): L.Hjelmslev ve arkadalar


tarafndan, dilin biimsel yapsn incelemek zere bir tr dil cebiri olarak
tasarlanan kuram ve yntem. Bu kuram bir dil betimlenirken gerekleme
dzleminde karlalan btn elerin (ses, yaz vb.) ya da tzn bir yana
braklarak hem ierik hem anlatm ynnden biimin ele alnmasn ngrr. (41109)
Hermeneutics

(T.

mitolojisinde

Yorumbilgisi,
tanrlarla

Fr.

insanlar

Hermneutique):

arasnda

araclk

I.Fel.

yapan

Adn

Hermesten

Yunan
alan

Hermeneutics felsefede, yorum ve aklamann yntembilim ilkelerini inceleyen


sistemdir. Eski Yunan geleneinden bir sanat olarak aktarlm, bir metni
anlamaya ynelen ya da metin yorumlamasn konu alan reti anlamn almtr.
Kutsal

metinlerin

yorumlanmasnn

nem

kazanmasyla

birlikte

gelimitir.

Aristotales, Organonun ikinci kitab olan Peri hermeniasta (Yorum zerine)


anlamlara dayanarak nermeler araclyla karm yapma biimlerini ele alm,
bylece bir bakma ada yorumbilime nclk etmitir. Yorumbilgisinin temel
ilkesi, bir saptamann anlamnn ancak, kendisinin bir parasn oluturduu tm
bir sylemle ya da dnya gryle ilikili olarak kavranabilecei dncesidir.
(50) Bkz. Interpretative Codes
Idealizm (T. dealizm, Idalisme): Sem. Gerekliin znel olduunu ve insanlar
tarafndan kullanlan gstergelerle kurulduunu ileri sren yaklam. dealist
yaklam, toplumsal boyutu gzard etmekle eletirilmitir. Metinleri toplumsal
balamlarnda bamsz olarak ele alan yaklama metinsel idealizm (textual
idealizm) olarak nitelendirilmitir. zellikle solcu eletirmenler, idealizme, insan
varoluunun madd koullarn grmezden geldii iin kar kmlardr. Bireyden
ve onun dncesinden baka hibir eyin varolmadn savunan idealizm,
tekbencilikle (solopsizm) de ilikilidir. (50) Bkz. Epistemology, Essentialism
Ideogram (T. Fikir mi, Fr. Idogramme): Dorudan doruya bir fikir temsil eden
ekil. Bu bir resim ya da herhangi bir iaret olabilir. (37-82)
Ideological

Codes

(T.

deolojik

Dzgler,

Fr.

Codes

Yorumlayc dzglerin (Interpretative codes) bir tr.

Ideologique):

Sem.

Feminizm, materyalizm,

liberalizm, kapitalizm, poplizm gibi izmleri ieren dzglerdir. Bir bakma


btn dzgleri ideolojik olarak grmek de mmkndr. (50) Bkz. Aesthetic
Codes, Code, Interpretative Codes, Logical Codes
Idiolect (T. Bireysel Dil, Fr. Idiolecte): I.Dil. Toplumdilbilimden (sociolinguistics)
alnm olan, dilin bireyler tarafndan farkl biimlerde kullanlmasn ifade eden

terim. Bir dilin, belli bir bireyde ald biim. II.Sem. Bu terim, gstergebilimde,
bireylerin kendilerine zg sluplarn ve alt-dzglerini ifade eder. (41-49; 50)
Bkz. Sociolect
Illocutionary Act (T. Edimsz Edimi, Fr. Acte Illocutionnaire): Prag. Austinin sz
edimleri kuramnda dzsz ediminden (locutionary act) sonra gelen ve szceyle
birlikte gerekletirilen davranlar ifade eden edim. Buna gre bahse girmek,
evlenme sz vermek, ho geldin demek, uyarmak, emir vermek, suru sormak
gibi edimleri sylemek ayn zamanda yapmak demektir ve dolaysyla bunlar
edimsz edimleridir. Edimsz edimi, bildiriim ilikileri iinde szcenin (utterance)
tad deere gre deiiklikler gsterir, konuucu ve dinleyici arasndaki ilikileri
ilgilendirir, kullanmsal anlam ortaya karr. Edimsz edimleri, teki edimlerden
farkl olarak, birtakm sesler karlrken ya da birtakm izgiler izilirken yerine
getirilir. Ancak yalnzca birtakm sesler karmak ya da izgiler izmekle, bir
edimsz ediminde bulunmak arasnda fark vardr. Birinci fark, kiinin bir edimsz
ediminde bulunurken kard seslerin ya da izdii izgilerin bir anlam olduunun
sylenmesi, ikinci fark ise kiinin bu sesleri kararak ya da izgileri izerek bir ey
anlatmak

istediinin

sylenmesidir.

Baz

aratrmaclar,

edimsz

edimlerini

kategorilere ayrmaya almtr. Austin, tmce sylenirken yerine getirilebilecek


edimsz edimlerinin saysnn binlerle ifade edileceini sylemekle birlikte bunlar
be balk altnda toplamann da olanakl olduunu belirtmektedir:

Karar-belirticiler (verdictives): Bir karar bildirilirken szcelenen tmcelerin (rnein


bir jrinin, bir yargcn, bir hakemin kararn bildirirken kulland tmcelerin)
edimsz glerini (illocutionary force) ierir. Burada, verilen ya da bildirilen
kararn kesin olmas gerekmez. Bu bir tahmin, bir san, bir takdir de olabilir.
Karar-belirticiler iin nemli olan, u ya da bu nedenle hakknda tam bir karara
varlamayan

bir

eyle

(bir

olguyla,

bir

deerle)

ilgili

bir

bulgunun

dile

getirilmesidir.

Yaptrclar (Exercites): Bir g, bir hak, bir erk kullanlrken szcelenen tmcelerin
tad edimsz glerini (illocutionary force) kapsar. rnein atama, oyunu
belirtme, emretme, steleme, nerme, uyarma birer yaptrcdr.

Ykleyiciler (Comissives): Sz verme gibi konuan kiiyi bir ey yapmakla ykml


klan sorumluluklar altna girilirken szcelenen tmcelerin edimsz glerini
kapsar. Bunun yan sra, sz verilmeksizin bir ynelim dile getirilirken kullanlan
tmcelerle, birini desteklemek gibi daha belirsiz durumlarda retilen tmcelerin
edimsz glerini de ierir. Austin, ykleyicilerin yaptrclarla ve karar-belirticilerle
yakn balantlar olduuna dikkat eker.

Davran-belirticiler (Behabitives): Austine gre ok karmak olan bu edimsz gc


tutumlarla ve davranlarla ilgilidir. rnein zr dileme, kutlama, sayg sunma,
taziyede bulunma, beddua etme, meydan okuma bu snfa girer.

Serimleyiciler (Expositives): Austin tanmlamakta glk ektiini belirttii bu


edimsz gcn yle aklar: Bunlar szcelediimiz tmcelerin bir uslamlamann
ya da bir sz al-veriinin ak iindeki yerini; daha genel bir anlatmla iletiim
srasnda tmcelerimizi nasl kullandmz gsterir. rnein yantlama, kabul
etme, varsayma, aklama birer serimleyicidir. (14-5; 107; 108; 4-137; 36-21)
Bkz. Illocutionary Force, Locutionary Act, Perlocutionary Act, Speech Act

Illocutionary Force (T. Edimsz Gc, Fr. Force Illocotionnaire): Prag. Austine
gre, belli bir iletiim ortamnda retilen tmcelerin tad edimszel deer.
Mesela Tamam, geleceim tmcesinin, uygun iletiim ortamnda tad edimsz
gc, sz vermektir. (107; 108) Bkz. Illocutionary Act
Index (T. Belirti, Fr. Indice): Sem. Peircen gsterge ile nesnesi arasndaki ilikiye
gre yapt tasnifte yer alan gsterge trnden (icon, index, symbol) biri.
Belirtide, gsterge ile nesnesi arasnda varolusal ve nedensel bir bant vardr.
Mesela duman, atein; ayakizi, insann; yank yemek kokusu yemein yandnn
vb. belirtisidir. Belirtinin oluumunda, temelde bir ey aktarma niyeti yoktur. (1356; 67) Bkz. Sign, Icon, Symbol
Induction (T. Tmevarm, Fr. Induction): Man. Kiilerin, zellikle bilim adamlarnn
gzlem

ve

Tmevarm,

deneylere

dayanarak

tmdengelimin

yeni

aksine

varsaymlar

zihnin

zellerden

benimsemeleri
genellere,

sreci.

misallerden

kaidelere, olaylardan kanunlara doru k eklindeki bir dnce tarzdr.


Tmevarm daha ok deneyin sz konusu olduu tabiat bilimleri iin elverilidir.
Mesela demir, bakr, gm gibi madenler s karsnda geniler. Bu, deneylerle
ispatlanmtr. O halde btn madenler s karsnda genleir. (26-113; 18-138)
Bkz. Abduction, Deduction
Inference (T. karm, Fr. Infrence): Man. Verilerden sonu karma, bir nermeden
yeni bir nerme karma. Bu terim, mantkta, doruluu bilinen nermelerden
sonu karma ilemini ifade eder ve bu anlamda akl yrtme (reasoning)
terimiyle eanlamda kullanlmas doru deildir nk akl yrtme, aral
karsamalar kapsar. Mesela Ta insan deildir nermesinden insan ta
deildir

sonucunu

nermesinden,
besleyicidir

arasz

Ekmek

sonucunu

olarak

niastadr
karamayz.

karrz.
arac
Bu

Oysa

nermesini

aral

ya

da

Niasta

besleyicidir

bilmeksizin
dolayl

Ekmek

karm,

akl

yrtmedir. karm, geni kapsaml bir deyimdir; akl yrtme, tmdengelim ve


tmevarm bunun zel biimleridir. karmda varlan sonucun doru olabilmesi
iin ncllerin doru olmas arttr. nclleri yanl olan karmda varlan sonu
da yanl olur. (18-24; 24-256) Bkz. Abduction, Deduction, Induction
Intension (T. lem, Fr. Intension): Man. Genel olarak bir szcn armlar;
kaplama (extension) giren nesnelere uygulanan nitelik ya da kavram. Mesela
sandalye kelimesinin ilemi, bir kiinin oturmas iim tasarlanm mobilya
paras eklinde belirtilebilir. John Stuart Mill, kaplam-ilem karlatrmasn
ortaya atm ve bir cins adnn ilemini, genel olarak bu adla bir arada anlan
ayrc niteliklerin kmesi, bu cins adnn hangi nesnelere uygulanabileceini
belirleyen ayrc nitelik ya da nitelikler kmesi olarak tanmlanmt. Genel bir
terimin ilemi arttka, kaplam azalr. ada bir terim olan ilem, geleneksel
mantk

terimi

kapsamdan

(comprhension)

tremitir.

(18-59,

60)

Bkz.

Extension
Interpretative Codes (T. Yorumlayc Dzgler, Fr. Codes Interpretatif): Sem.
Birok gstergebilimsel dzgy yorumlayc olarak grmek mmknse de,
yorumlayc dzgler, toplumsal ve metinsel dzglerin yannda balca bir grup
olarak deerlendirilebilir. Yorumlayc dzgler algsal (perceptual) dzgler ve
ideolojik

dzgleri

ierir.

Yorumlayc

dzglerin,

metinsel

ve

toplumsal

dzglerden faydalanarak kiplikle (modality) ilgili yarglarn temelini oluturduu


sylenebilir. Baz gstergebilimciler, kesin ve net almad iin yorumlayc
dzgleri, gstergebilimsel dzgler olarak deerlendirmekte tereddt ederler.
(50) Bkz. Code, Hermeneutics, Ideological Codes, Perceptual Codes
Interpretant (T. Yorumlayan, Fr. Interpretant): Sem. Peircen l gsterge
modelinde, bir yorumlayc (interpreter) olmaktan ziyade, gstergeye verilen
mny (sense) ifade eden terim. Peircee gre bir gstergeyi tanmlarken onu
nakletmek iin her zaman baka bir gsterge kullanmak durumunda kalrz; ite
Peirce, dier gstergeyi betimlemek iin kullandmz gstergeye yorumlayan
der. (50; 57; 60) Bkz. Sign, Object, Representamen, Referent, Semiotic Triangle
Intertextuality (T. Metinleraras likiler, Fr. Intertextualit): J. Kristevann

M.

Bahtinin diyalojizm kavramndan esinlenerek gelitirdii kavram. Metinleraras


ilikiler kavram, bir metnin dier metinlerle olan ilikilerini ifade eder. Buna gre
her

metin,

dier

metinlerle

olan

ilikileriyle

var

olur.

Metinler

kendi

yaratclarndan ziyade dier metinlere daha ok ey borludurlar. Metinler, tpk


tr

(genre)

gibi

iinde

daha

baka

metinlerin

yaratlabilecei

ya

da

yorumlanabilecei balamlar salar. Metinleraras ilikiler terimi, bir metnin

snrlar olduu fikrini Bir metin nerede balar ve biter? eklinde sorunsallatrr.
Ayrca bu terim, yapsalclk-tesi (post-structuralist) kuramclarn grleriyle de
benzerlikler tar. (50; Bkz. Dialogism, Intratextuality
Intratextuality (T. Metinii likiler, Fr.Intratextualit): Metinleraras ilikiler
(intertextuality) terimi bir metnin dier metinlerle olan ilikilerini ifade ederken,
metinii ilikiler terimi ad zerinde bir metnin kendi ierisindeki bantlarla
ilgilidir. Bu bantlar, tek bir dzg (code) ierisinde ve dizimsel (syntagmatic)
bantlar eklinde olabilmektedir. Mesela fotorafik bir dzgde, bir kiinin ayn
fotoraftaki baka bir kiiyle olan bants. (50; Bkz. Dialogism, Intertextuality
Irony (T. Tersinme, roni, Fr. Ironie): I.Ret. Asl maksadn zt anlam tayan
kelimelerle ifade edildii bir tr deimece (trope). ronide ince bir alay ve dolayl
bir anlatm sz konusu olmakla birlikte keskin ve incitici bir yn vardr. ronide,
konuan kiinin ima ettii anlam grnteki anlamdan tamamen farkldr. ronik
ifade genellikle bir tavr ya da deerlendirmenin ak bir ifadesini ierir ancak
konumann genelindeki belirtilerden, konuan kiinin farkl ve ounlukla zt bir
tutum ve deerlendirmeyi kastettii anlalr. II.Sem. Asl gstergenin (literal
sign) genellikle tam tersi bir anlam iaret etmek iin, baka bir gstergeyle
birletirilerek kullanld bir tr ift gsterge. (50;

Bkz. Allegory, Metaphor,

Metonymy, Synecdoche
Isomorphism (T. Ebiimlilik, Fr. Isomorphisme): Baz aratrmaclar tarafndan
homology terimiyle de ifade edilen bu terim a) ki farkl yapnn b) ki farkl
yapdaki yapsal elerin ve c) Ayn yap iinde yer alan farkl seviyelerdeki yapsal
elerin zellikleri, modelleri ya da ilikileri asndan birbirleriyle uygunluklarn,
paralelliklerini ya da benzerliklerini ifade eder. Yapsalclar, bu gibi modelleri tespit
etmeye alrlar ve bir dizgenin iinde yer alan btn seviyelerdeki yaplar
arasndaki ebiimliliklere nem verirler; nk btn yapsal birimler ayn temel
dnm

kurallarndan

kaynaklanr.

Anlat

bilimciler

(narratologists),

belirli

metinlerdeki anlamsal yaplar (mesela anlat) ve szdizimsel yaplar (mesela bir


cmlenin

yaps)

arasndaki

ebiimliliklere

dikkat

ekerler.

Ebiimsel

(isomorphic) ilikilerin, bir gsterenin (signifier) belirli yapsal zelliklerinin,


gnderme yapt gsterileninkiyle (signified) benzerlik tad zaman mevcut
olduu kabul edilir. Bu anlamda grntsel gsterge (icon) ebiimlilii ierir. Dil
kategorilerinin

fiziksel

dnyann

yapsn

ayna

gibi

yansttn

savunan

nomenclaturism, dil-dnya ebiimliliiyle yakndan ilgilidir. Dilsel grecelik


(linguistic

relativism),

dil-dil

ebiimliliini

reddeder.

Eletirmenler,

yksek

dzeydeki bir soyutlamada iki yapsal enin ebiimli olarak tanmlanabileceine


dikkat ekerler. (50;
Isotopy (T. Yerdelik, Fr. Isotopie): Sem. Metnin birliini salayan ve destekleyen
balamsal zelliklerin ya da snfbirimlerin (classemes) istikrarn yani srekliliini
ifade eden terim. Burada sz konusu olan zellikler metin boyunca tekrarlanarak,
metnin tutarlln ve tek bir biimde yorumlanmasn salar. Ancak baz
aratrmaclar buna katlmazlar ve bir metnin pek ok yerdelik ierebileceini, bu
yerdeliklerin her birinin de farkl bir tutarl okumaya yol aabileceini savunurlar.
lk kez A.J. Greimasn Smantique Structurale (1966) isimli eserinde bahsettii
yerdelik terimi, zamanla Paris okulunun yaklamnda anahtar kavramlardan
biri haline gelmitir. Daha sonra Umberto Eco da, yorumlama stratejilerinin
snflandrlmasnda

bu

terime

yer

vermitir.

Bir

yerdelik

zmlemesi

yapldnda, ortaya kacak ey, ortak balamsal zellikler (snfbirimler) ieren


terimlerin yani szlkbirimlerin (lexemes) bir listesi olacaktr. Cmle dzeyinde bir
rnek vermek gerekirse, Kedi miyavlyor cmlesinde zne ile fiil anlamsal adan
tutarl, Kedi havlyor cmlesinde ise tutarszdr. (96; 41-232)
Language (T. Dilyetisi, Fr. Langage): Dil. nsann sesli gstergeler araclyla ya da
doal diller kullanarak anlama, bildiriim salama yetisi. Dilyetisi, dili de iine
alan geni kapsaml bir terimdir. Gnmzde sinema dili, sanat dili, nezaket
hareketleri vb. gibi konuma d sistemler de bu terimle ifade edilmektedir.
Dilyetisi ok biimli ve karmaktr. Fiziksel, fizyolojik, ruhsal alanlarla ilikisi
olduu gibi, bireysel ve toplumsal alanlarla da ilikisi vardr. Saussure, dilyetisinin
incelenmesini iki blmde deerlendirir: Temel nitelikli blm, z bakmnda
toplumsal olan ve bireyden bamsz bulunan dili inceler; bu inceleme yalnzca
ruhsal zelliklidir. kincil nitelikli br blmse, dilyetisinin bireysel kesimini, yani
sesleri karma olgusu da dahil olmak zere sz inceler; bu inceleme de ruhsalfiziksel zelliklidir. (30-20, 21, 22; 10-7) Bkz. Language
Language (T. Dil, Fr. Langue): Dil. Topluluk arasnda anlamaya yarayan, ift eklemli
gstergeler dizgesi. Dil, insann gereksinimlerine gre kurduu ve gelitirdii
toplumsal

bir

kurumdur.

A.

Martinet

dili

yle

tanmlar:

Bir

dil,

insan

deneyiminin, topluluktan toplulua deien biimlerde, anlamsal bir ierikle sessel


bir anlatm kapsayan birimlere, baka bir deyile anlambirimlere ayrtrlmasn
salayan bildiriim aracdr; bu sessel anlatm da, her dilde belli sayda bulunan,
z nitelikleriyle karlkl bantlar bir dilden brne deien ayrc ve ardk
birimler, baka bir deyile sesbirimler biiminde eklemlenir. Saussure, dili
(langue), dilyetisinden (langage) ayrr ve onu dilyetisinin bir blm olarak kabul

eder. Ona gre dil, hem dilyetisinin toplumsal bir rndr, hem de bu yetinin
bireyler tarafndan kullanlabilmesi iin toplumun benimsedii zorunlu uzlamlar
btndr. Ayrca Saussure, dil (langue) ile sz (parole) arasnda bir ayrm
yaparak toplumsal olan bireysel olandan ayrr. Buna gre dil, konuan bireyin bir
ilevi deildir, bireyin edilgen biimde belleine yerletirdii rndr; hibir zaman
bir nceden tasarlama gerektirmez, dnme eylemi yalnzca snflandrma
etkinlii sz konusu olduunda ortaya kar. Ama buna karlk sz, bireysel bir
irade ve zeka edimidir. Bu edimde u zellikleri birbirinden ayrt etmek gerekir: 1.
Konuan

bireyin,

kendi

kiisel

dncesini

anlatmak

iin

dil

dzgsn

kullanmasn salayan bireimleri; 2. Bu bireimleri da vurmasn salayan


ruhsal-fiziksel dzenei. Saussuree gre bireyin edilgen biimde belleine
aktard bir rn olan dil, dilyetisinin, bir baka deyile insann, sesli gstergeler
araclyla doal diller erevesinde anlama, bildirime salama yetisinin btn
gereklemelerinin kuraldr; bir tr snflandrma ilkesidir. Bu nedenle de dilbilimin
gerek konusunu oluturur. Sz ise dilbilime yalnzca gere salar. Saussuren
yapt

dil-sz

ayrm

XX.

yy

dilbiliminin

izleyecei

dorultuyu

izmi,

aratrmaclara ok verimli bir bak as sunmutur. Bu ayrm acl dilbilimin


temellerinden biri olmu ve dier insan bilimlerinde de inceleme konularnn
dizgeletirilmesinde byk katk salamtr. Ancak birok dilbilimci dil ile sz
arasnda ngrlen ayrm olduu gibi benimserken kimi kuramclar bu terimlere
kout, ayrntlara baklmazsa hemen hemen edeerli saylabilecek yeni terimler
ortaya atmlar, kimileri ise eletirel bir yaklamla terimlerin kaplad alan en
ince zelliklerine dein yeniden gzden geirerek deiik trden kavramlatrma
giriimlerinde bulunmulardr. Ama bunlarn tmnn de gnderme yapt ana
ereveyi yine dil/sz kartl oluturur. rnein L. Hjelmslev, Saussuren kimi
dncelerini en ileri sonularna dein gelitirmek amacyla tasarlad ikin dil
cebirinde biimselletirmeye birincil yeri verirken dil/sz kartl zerinde de
durmu ve salt dil dzleminde yn ayrt etmitir: Taslak ya da ar biim olarak
dil, kural ya da zdeksel biim olarak dil ve kullanm ya da dilsel topluluktaki
alklar btn olarak dil. Hjelmslev yapt yalnlatrma sonucu taslak/kullanm
kartlna ular ve bu ikiliyi dil/sz ikilisinin daha gelimi bir biimi olarak
sunar. te yandan, dil ile sz arasndaki ayrm benimseyen G. Guillaume,
Saussure btnlemek amacyla sylem kavramn kullanr. E. Buyssens ise l
bir ayrm benimser: Dil/sz/sylem. E. Benveniste dil/sylem ikilisini kullanr ve
sylemi, konuan bireyin stlenip dntrd, sz alveriinde ya da bildiriim
srecinde

dilin

gerekleen

biimi

olarak

tanmlamtr.

retici-dnmsel

dilbilgisinin benimsedii edin/edim ikilisinin de dil/sz ayrmyla benzerlikleri

vardr. (42-44, 45 vd.; 43-14, 15; 40-14; 30-20, 21; 11-31, 32 vd.) Bkz.
Language
Lexeme (T. Szlkbirim, Fr. Lexme): Dil. Anlambirimin (moneme), biimbirime
(morpheme) kart olarak dilbilgisel nitelik tamayan tr; bir tek anlambirimden
oluan szlksel birim. Mesela oda, ev, yol vb. (41-193) Bkz. Moneme, Morpheme
Linguistic Determinism (T. Dilsel Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Linguistique):
Dil. Dncemizin ya da dnya grmzn dil tarafndan belirlendiini savunan
gr. Buna gre szl dilin kullanm, dildeki gramatikal yaplar, anlamsal
farkllklar vs. bizim dncemizi belirler. Bu konuda daha lml dnenler bunun
ikili bir sre olduunu, yani bizim dnya grmzn de dili etkileyebileceini
dnrler.

Toplumsal-ynelimli (socially-oriented) eletirmenler, daha ziyade

dilin toplumsal balamdaki kullanmn vurgular ve herhangi bir etkinin sadece


dile deil ayn zamanda belirli balamlar ve belirli sylemlere isnat edilmesi
gerektiini savunurlar. Gerek yapsalcl gerekse yapsalclk-tesini (poststructuralist) savunanlar, dil dizgesinin belirleyici gcne ncelik verirler: Dil,
bizim deneyimlerimizi rnekler ya da kopyalar ve zne, sylem vastasyla
oluturulur. (50) Bkz. Discourse, Language, Social Determinism, Structuralism,
Textual Determinism
Literalism (T., Fr. Littralisme): Sem. Bir metnin anlamnn, o metnin iinde
bulunduunu ve tamamyla metin tarafndan belirlendiini savunan yaklam.
Buna gre okur bu anlam, metnin iindeki gstergelerden karmaldr. Bu gr,
verilen bilginin dna kmay reddeder ve metinlerin zmlenmesinde snrl bir
bak as sunar. (50) Bkz. Affective Fallacy, Decoding, Meaning, Textual
Determinism
Locutionnary Act (T. Dzsz Edimi, Fr. Acte Locutionnaire): Prag. I. Bildiriim
durumundan

bamsz

olarak,

sesbirimlerin

eklemleni

ve

birleimi,

anlambirimlerin birleimi ve belli bir anlatmn gereklemesi. II. Austinde,


seslendirme (phonetic), dillendirme (phatic) ve anlamlandrma (rhetic) edimlerinin
oluturduu l edim. Bu edimin gereklemesiyle syleme edimi tam olur.
Bunu yle zetleyebiliriz: Baz sesler retmemiz, ifadenin birinci evresidir ve
seslendirmeyle

(phonetic)

ilgilidir,

bu

sesleri

bir

dilin

kurallarna

gre

dzenlememiz, bir dil birimi yaratmamz demektir fakat tam bir syleme edimi
deildir; pekala, bilmediimiz bir dile ait bir cmleyi syleyebiliriz. Ancak byle bir
cmleyi sylememiz, syleme ediminin gerekletii anlamna gelmez. te ifade
ettiimiz dil birimini zihnimizdeki bir kavrama ve nesneye baladmzda, sz, bir
konuma halini alr ve syleme edimi tamamlanr. III. Austinde sz edimlerinin

(speech acts) dzeyi arasnda yaplan ayrmda yer alan birinci edim. Bu edimler
srasyla dzsz edimi (locutionary act), edimsz edimi (illocutionary act) ve
etkisz edimleri (perlocutionary act) eklindedir. Bu sralamada dzsz edimi
herhangi bir ey syleme edimini ifade eder. (14-5; 107; 42-51; 4-137; 108)
Bkz. Speech Act, Illocutionary Act, Perlocutionary Act
Logical Codes (T. Mantksal Dzgler, Fr. Codes Logique): Sem. Nesnel deneyim
ile insan-dnya ilikisini anlamlamay (signification) ilev edinen dzgler.
Mantksal dzgler, gzelduyusal dzglerin (aesthetic codes) aksine d dnyann
nesnel tamalgsyla ilgilidir. Bilgikuramsal dzgler, uygulamal dzgler ve
yandilsel

dzgleri,

mmkndr.

mantksal

(20-63,64)

Bkz.

dzgler
Aesthetic

bal
Codes,

altnda
Code,

deerlendirmek

Ideological

Codes,

Interpretative Codes, Perceptual Codes


Materility of the Sign (T. Gstergenin Maddesellii, Fr. Materialit du Signe):
Sem. Gstergeler, her ne kadar kelimelerin, grntlerin, seslerin, hareketlerin
ya da nesnelerin maddesel biimi ierisinde anlalabilirlerse de, temelde bu gibi
eylerin anlam yoktur ve bunlar ancak biz onlara bir anlam yklersek birer
gsterge haline dnrler. Bu gibi gstergelerin maddesel bir varl yoktur;
sadece gsterge aracnn (sign vehicle) maddesel tz (material substance)
vardr. Gnmzde, gsteren genellikle gstergenin maddesel ya da fiziksel
biimi olarak yorumlanyorsa da, aslnda bu, Saussuren modelinden daha
maddeseldir. Saussuree gre hem gsteren hem de gsterilen tzden (substance)
ziyade biimdir. Bununla birlikte gstergenin maddesel biimi (material form) de
bizzat bir gsteren olabilir. Mesela ayn metin elle ya da bilgisayarda yazlm
olmasna bal olarak farkl ekillerde yorumlanabilir, hatta belirli bir yaz tipiyle
yazlm olmasyla da farkl armlar uyandrabilir. Sonuta metnin orijinal ya
da kopya olmas, metnin anlamlandrlmasn etkileyebilir. Yani bilgisayarda
yazlarak kts alnm bir ak mektubu bazlarnn houna gitmeyebilir. Metnin
temel maddesel zellikleri, kullanlan iletiim aracnn (medium) snrllklar ya
da salad olanaklarla biimlenebilir ki bunlar ayn zamanda armlar yaratr.
(50) Bkz. Channel, Medium, Sign Vehicle, Translatability
Meaning (T. Anlam, Fr. Sense): I.Dil. Dildeki bir birimin aktard ya da uyandrd
kavram,

tasarm,

dnce,

ierik.

II.Sem. Gsterilen

plannda

yani

dil

gstergesinin soyut ynnde ortaya kan kavram. Saussuren anlam anlay


tamamen yapsal (structural), bantsal (relational) ve ayrmsaldr (differential).
Yani gstergelerin anlam onlarn birbirleriyle olan sistematik bantlarnda yatar.
Bunun aksine gndergesel anlam (referential meaning) ise gstergelerdeki ve

metinlerdeki gndergelerin (referents) temsilidir. letimsel bildiriim modelinde


(transmission model of communication) anlam, ierie (content) eittir. Benzer
ekilde biimciler (formalists) ve yapsalclar (structuralists) da metnin anlamnn
metnin iinde yattn dnrler yani toplumsa-tarihsel balam, yazarn niyetini
ve

okuyucularn

amalarn

gz

nnde

bulundurmazlar.

Toplumsal

gstergebilimciler ise buna kar karlar ve anlamn metnin iinde yatmadn


savunurlar. Dolaysyla dzglerin yorumsal adan nemini ve anlam retme
pratiklerini vurgularlar. Birok gstergebilimci anlam, okurun bir metni, metinsel
dzglerle ilikili olarak zmlerken retilen dzanlamsal (denotative) ve
yananlamsal (connotative) armlar asndan tanmlar. III.Anl. Anlambilimde,
zellikle kelimenin anlamnn ne olduuyla ilgili farkl grler ve teoriler
mevcuttur. deci teoriye gre bir kelimenin anlam, onunla ilikili olan kavram ya
da imgedir. Gndergeci teoriye gre ise kelimenin anlam, onun gndergeleridir ya
da

kelime

ile

gndergesi

arasndaki

bantdr.

Bu

gr

savunanlar,

kavramlardan kurtulmaya alarak kelimenin gnderme yapt eye ynelirler ve


btn kelimelerin bir eylere gnderme yaptn dnrler. Davran teori ise
anlam, sylenen eyin dinleyicide uyandrd tepkiyle aklar. (14-41; 41-20; 50;
5-139) Bkz. Affective Fallacy, Literalism, Pragmatics, Sense, Semantics, Value
Medium (T. letge, letiim Arac, Fr. Mdium): Bildirinin (message) iletilmesini
salayan fiziksel ya da teknik ara. Bu terim, farkl kuramclar tarafndan ok
eitli biimlerde kullanlmakta ve konuma, yaz, basl kitap, dergi, gazete vs.,
televizyon, radyo vs. yaynlar, fotoraf, film, telefon, mektup, faks, e-mail, videokonferans gibi geni kategorileri iermektedir. letiim arac ya da iletge, genellikle
metnin okuyucular tarafndan saydam (transparent) bir temsil arac (vehicle of
representation) olarak grlr ancak bu iletiim arac anlama da katkda
bulunabilmektedir. Mesela elle yazlm bir mektupla, bilgisayarda yazlm bir
mektubun ierii ayn olsa da uyandrd armlar farkl olabilir. Bir iletiim
arac benzeimsel (analogical) ya da dijital olabilir. McLuhana gre iletiim
aralar, duyularmzn ve ilevlerimizin uzantlardr: Tekerlek, ayan; yaz,
gzn; giysi, derinin; elektronik donanmlar, merkezi sinir sisteminin vb.
uzantlardr. McLuhana gre letiim arac, bildirinin (message) kendisidir.
letiim aralarn hot ve cool yani scak ve souk diye ikiye ayran McLuhan,
herhangi bir bildiride, bildirim elerinin says arttka, bilgi verici tzn
younlatn ve bildirinin scaklatn; tersi olduunda da scaklatn belirtir.
Bir bildirinin ne lde scak olduu, herhangi bir gsterilen iin ne kadar dzg
zme (decoding) esi sunduuna baldr; bu gsterilenin ne lde zengin
olduu, durumu deitirmez. Bir portre scak, ama bir karikatr souktur. Bir
fotorafla bir sinema filmi scaktr; ama, imgeyi oluturan noktalar seyreldike bir

televizyon imgesi souklar. Sz, yazya gre daha souktur. Bildirinin scaklk
derecesiyle, o bildiriyi yorumlayacak, dolaysyla eksik kalan bildirim elerini
tamamlayacak olan alcnn katlm arasnda bir bant vardr. Anlam, scak
bildiride verici, souk bildiride (bir lde) alc verir. (34-195; 20-31,32 vd.; 50)
Bkz. Channel, Materiality of the Sign, Sign Vehicle
Message (T. Bildiri, leti, Fr. Message): Bildiriim srasnda, konuucunun belli bir
dzgye uygun olarak oluturup dinleyiciye iletmeye alt ierik ya da
gstergesel btn. Bu terim bazen bir metni bazen de metnin anlamn ifade
edecek ekilde kullanlr. McLuhan, bildiriyle iletiim aracn (medium) ayn ey
olarak grr. Toplumsal gstergebilimciler (social semioticians), bildiriyi, somut
varl olan enkk gstergebilimsel biim olarak tanmlarlar. Onlara gre
bildirinin bir kayna ve hedefi, toplumsal balam ve amac vardr. Bildiri,
gsterme

srecine

(semiosis)

yani

anlamn

oluturulduu

ve

deitirildii

toplumsal srece ynelmitir. Bildiri, kendisinin dnda var olduu farz edilen bir
eyle ilgilidir; baz alardan gnderme yapt bir dnyayla ilikilidir ve bildirinin
anlam da gerekletirdii bu temsil (representative) ya da mimetik ilevden
kaynaklanr. (108; 41-46; 50; 25-5, 6 vd.)Bkz. Channel, Medium, Representation
Metaform (T., Fr. Mtaforme): Sem. Soyut kavramlarn somut kavramlarla temsil
edilmesi ve bu ikisinin birbirleriyle olan bantsndan kaynaklanan kavram. Mesela
dnmek(thinking) = grmek(seeing) forml bir metaformdur nk burada
soyut olan dnmek kavram, somut olan grmek kavramyla ilikili olan
gsterilenlerle (signifieds) verilmitir. Yerli konuucular tarafndan ounlukla
farkna varmadan kullanlan metaform, u gibi szcelerde karmza kar:

Senin fikirlerinde ie yara bir ey gremiyorum.

Bu yeni fikrin ne hakknda olduunu gzmde canlandramyorum.

Gelitirdii yeni kurama baksana, olaanst!

Ben bu fikre daha farkl bakyorum.

Metaformun her iki ksm da birer alan (domain) olarak adlandrlr. Dnmek, hedef
alan (target domain) olarak adlandrlr nk soyuttur ve temsilin hedefidir;
grmek ise kaynak alan (source domain) olarak adlandrlr nk metaformun
anlamn veren biimleri iine alr. Bir sylem durumunda szcelenmi olan belirli
bir

metaforik

(externalization)

ifade,
olarak

bir

metaformun

deerlendirilebilir.

zel

bir

Buna

biimde
gre

dsallatrlmas

insanlarn

yukardaki

rneklere benzer ifadeler kullandklarn duyduumuz zaman gayet aktr ki bu

ifadeler tecrit edilmi, kapal metaforik yaratmlar deil; metaformun, hedef alan
dnmek, kaynak alan ise grmek olan belirli rnek kullanmlardr.
Metaformlar psikolojik adan, baz soyut tasarmlarla ilgili tecrbeleri ya da
kavraylar, daha tandk ve daha kolay anlalr biimde ifade etmekle ilgilidir.
Bunu, gstergebilimsel terimlerle ifade etmek gerekirse, metaformlar insan
zihninin soyut kavramlar ikonik olarak dnme eilimini aa vururlar. nsan
dncesinin bu yn, bilindii gibi, temelde Aristo tarafndan fark edilmiti.
Aristo, mecazn ya da deimecenin soyut kavramlarn mtemadiyen somut
terimlerle bilinebilir hale getirmek iin kullanldn fark ederek, metafor
(eretileme) terimini ortaya atmt. Aristo, akll bir hayvan olan insann
metaforlarla dndn ileri srm ve metaforun en yaygn ilevlerinden
birinin de geree ya da aslna uygun (literal) dnme ve konumay sslemek
olduunu belirtmitir. Metafor ile son elli yldr dilbilim ve psikolojinin yakndan
ilgilenmeye

balad

metaform

arasnda

altanlamllktan

(hyponymy)

kaynaklanan bir fark vardr. Yukarda da belirtildii gibi belirli bir metaforik ifade,
bir metaformun szel bir rneidir. (34-37, 38 vd.) Bkz. Metaphor, Metonymy,
Synecdoche
Metalanguage (T. stdil, Fr. Mtalangue): Bir dil gstergesini yine o dil vastasyla
aklamaya yarayan ara dil; dili anlatan dil. Her trl aklama etkinlii,
szlklerde bulunan kelime karlklar, tanmlar, bilimsel aklamalar, eanlaml
kelimeler, metinlerde yani tarznda balayan aklamalar vb. stdil kapsamna
girer. stdil ile nesnel-dili (object-language) birbirinden ayrmak gerekir. Mesela
Ankara Trkiyenin bakentidir cmlesi Ankara ile Trkiye denilen iki nesne
arasnda bir balanty dile getirme amac ile kullanlr. Bu gibi dilsel olmayan
nesnelerden szeden dile nesnel-dil denir. Ankara Trkiyenin bakentinin
addr cmlesi ise dorudan doruya bir kent olan Ankaradan deil, bir kentin ad
olan Ankara szcnden yani dilsel bir nesneden szettii iin stdildir. Bir
stdil yardmyla herhangi bir dilin kendisine ait deyimlerden szedebileceimiz
gibi, baka bir dilin deyimlerinden de szedebiliriz. Mesela Book ngilizce kitap
anlamna gelir cmlesinde stdilimiz Trke olup ngilizceye ait bir szckten
szedilmektedir. stdil, nesnel-dilden daha zengin bir dildir nk bu dil, nesneldilden geen btn deyimlerden fazla olarak nesnel-dili niteleyen baz deyimleri
de iine alacaktr. Gstergebilimin inceleme konusu baka diller olduu iin,
gstergebilim daima st-dil seviyesindedir. (14-71; 9-42, 43; 41-218) Bkz.
Metalingual Function
Metalingual

Function

(T.

stdil

levi,

Fr.

Fonction

Mta-linguistique):

Jacobsonun dilsel bildiriim modelindeki alt ilevden biri olan stdil ilevi, alcnn

anlayamayaca durumda olabilecek gstergelerin anlamn belirtmeye yneliktir.


Mesela

bir

szck

trnak

iine

alnr

ya

da

terimin

tptaki

anlamnda,

gstergebilim. eklinde bir aklama yaplrsa, dzgye (code) ilikin bir


aklama getirilmi yani bir tanm yaplm olur ve bylece stdil ilevi gerekleir.
Buna gre stdil ilevi gstergeyi, kendisine anlam veren dzgye gnderir. (4263; 20-24,25) Bkz. Appellative Function, Code, Expressive Function, Functions of
Signs, Phatic Function,, Poetic Function, Referential Function
Metaphor (T. Eretileme, stire, Fr. Mtaphore): Bir kavramn daha canl ve daha
bilinen bir kavramn gstergesiyle ifade edildii bir sz figr. Metafor, geleneksel
olarak, figratif dilin en temel biimi olarak deerlendirilir. Metaforda birbiriyle pek
uyumayan kavramlarn bir ekilde bir araya getirilmesi sz konusudur. Sz
konusu iki kavram arasnda sadece ksm bir uygunluk ve andrma mevcuttur.
Metafor, alldk olan kullanarak allmadk olan ifade eder. Yeni bir metaforun
ima ettii benzerlii fark etmek iin hayal gcn devreye sokmak gerekir.
Gstergebilimsel terimlerle ifade edilirse, bir metafor, daha farkl bir gsterilene
gnderme yapan bir gsteren gibi hareket eden bir gsterilen ierir. Metaforlar
balangta uzlamsal deilmi gibi grnrler nk grnte asl (literal) ya
da dzanlamsal benzerlii dikkate almazlar. Dolaysyla metaforun ikonik bir nitelik
tamasnn dnda simgesel (symbolic) bir nitelik tad da sylenebilir.
Metaforik gsterenler (signifiers), gsterilenden ziyade gstereni n plana alrlar.
Metaforlar, dizisel (paradigmatic) olarak ilerler yani genellikle birbirleriyle ilikili
olmayan nesnelere iaret eden bir gstergeler dizisinden oluurlar.
Metafor, Aristo tarafndan ok geni bir anlamda kullanlmtr. Aristoya gre
metafor, trden eide, eitten tre, eitten eide bir kaymayla ya da bir
benzeim ilikisi iinde, bir adn, ona uygun olmayan bir ey iin kullanlmasdr.
Aristo, trden eide derken, Gemim orada durdu cmlesini rnek olarak verir
nk demir atmak durmann bir trdr. Aristo, eitten tre kayma iin
Kukusuz binbir ey baard Odysseus rneini verir ve buradaki binbir
kelimesininok anlam tadn belirtir. eitten eide kayma iinse Tuncuyla
tketti yaamn ve Anmak bilmez tunla kesip ald cmlelerini rnek vererek,
birinci cmlede tketmekin kesmek, ikinci cmlede ise kesip almann tketmek
demek olduunu yani ikisinin de bir tr eksilterek alma anlam tadn belirtir.
Aristonun

eretileme

anlay,

hem

dzdeimeceyi

(metonymy)

hem

de

kapsamlay (synecdoche) iine alr. Bu anlay, Antika sonlarna doru


deimeye balam; eretileme, dzdeimece ve kapsamlaytan ayr olarak
deerlendirilmitir.

Eretileme, sadece edeb bir slup figr deil, ayn zamanda ilm dnce ile de
ilikilidir. Mesela gazlarn molekler kuram ustaca bir eretilemeden kmtr: Bir
gaz ar derecede kk cisimlerden oluan ok byk bir srye benzetilmi,
daha sonra bu metaforun harfi harfine doru olduu aklanm ve bylece hemen
l bir metafora dnmtr. Hayal edilen minyatr cisimlerin gerek olduu
aklannca, cisim szc hepsini kapsayacak ekilde genilemitir. Bugn artk
molekller elektron mikroskoplarla gzlemlenmekte ise de bu iin balangc bir
metafora dayanr. Metaforun, dzdeimece ve kapsamlay gibi alt trleri yoktur
ancak pek ok eidi vardr. Bunlardan bazlar unlardr:

Kapal

Metafor:

Benzeyenin

aka

belirtilmedii

yalnzca

andrld

bir

eretilemedir. O kam, elemlerin yaratt frtnaya dayanamayacak kadar


zayft ifadesinde kam aclara yenik den bir kiiyi gstermektedir, belirsizdir.

Karma Metafor: ki ya da daha fazla sayda farkl benzetilenin (tayc)


birletirildii, bazen de i ie geirildii eretilemedir. Shakespeare gibi sz
sanatlarn ok youn kullanan airlerde bu tip eretilemelere sk rastlanr.

l Metafor: Uzun zamandr kullanlagelen, sradanlaan ve benzeyenle benzetilen


arasndaki uyumazln fark edilemedii eretilemeler. Masann aya, meselenin
z, politikann nabz, dan etei gibi. Divan edebiyatmzda da l eretilemelere
ska rastlanmaktadr.

Eksiltili Metafor: Bu eretileme eidi, metaforla dzdeimece arasnda nemli bir


mantksal fark olmad grne dayanr. Mesela Richard bir gorildir ifadesi bize
Richard hakknda gerek bir bilgiyi aktaryor olabilir: Gorilin ad Richard olabilir ya
da Richardn goril gibi bir adam olduunu sylyor olabilir.

mgesel Metafor: Grsel ayrntlar bakmndan zengin kavramsal metaforlardr.


Bunlar, grsel emalardan ok, zengin bir grsellik ierirler.

iir dilinden

verilebilecek Krm, beli bir kum saatini andran ifadesi iki tane imge ierir: Bir
kadn bedeni imgesi ve bir kum saatinin imgesi. Buradaki imgeler, iki nesnenin
ekli zerinden oluturulmutur.

Mega-Metaforlar: Bir metnin btn boyunca alttan alta yer alan ancak yzeye
kmayan metaforlardr.

Metafor, dzdeimeceyle kartlk ilikisi iindedir. Jacobson, eretilemeyi dilin seme


ekseniyle, dzdeimeceyi ise sralama ekseniyle zdeletirir. Jacobson ayrca
afazi yani sz yitimi trlerinin temelinde de metafora ve dzdeimeceye dayal iki
kutup olduunu savunur. Yani afazik rahatszlklarn tm biimleri, farkl iddette

de olsa, ya ayrma ve yer deitirme, ya da birletirme ve badatrma


yeteneklerindeki bozukluklardan oluur. Jacobson, edebiyatta, romantizm ve
sembolizmin

metaforik

ynteme

arlk

verdiini,

realist

akmda

ise

dzdeimecenin n planda olduunu belirtir. Ayrca bu iki yntemin baskn olmas


durumunu sz sanatlaryla snrlamaz ve dil d iaret sistemlerinde de geerli
olabileceini belirtir. Mesela sanat tarihinden bir rnek verir ve nesnenin bir dizi
kapsamlayma dnt kbizmin dzdeimeceye ynelik olduunu, srrealist
ressamlarn ise btnyle metaforik bir yaklam benimsediklerini savunur. (6-60,
61; 14-118, 119; 50; 92; 23-1, 2 vd.) Bkz. Figure, Metonymy, Paradigm,
Syntagm, Synecdoche
Metonymy (T. Dzdeimece, Mrselmecaz, Fr. Mtonymie): Bir gsterilenin,
onunla dorudan bantl olan ya da herhangi bir adan onunla ilikili olan baka
bir gsterilenin yerini tuttuu bir sz figr. Dzdeimece, bu adan bir tr
yananlam (connotation) gibi de deerlendirilebilir. Dzdeimeceli gsterenler
(signifiers), gsterilenlerini (signifieds) n plana alr, kendilerini ise arka plana
atarlar. Dzdeimeceli bir gsterge, gstergenin gnderme yapt eyden baka,
bir nesneyle ilikili olan bir kavram akla getirir. Mesela Beyaz Saray, bugn,
Bakann en ksa zamanda bir Orta Dou gezisi yapacan beyan etti cmlesinde
Beyaz Saray gstergesi, doal olarak, Amerika Birleik Devletleri bakannn
ikamet

ettii

byk,

beyaz

konutu

ifade

eder.

Bununla

birlikte

Beyaz

Saray.beyan etti ifadesini olduu gibi kabul eden bir okuyucu, evlerin
konuabildiini de kabul etmi olacaktr ki bu da mmkn deildir. Dolaysyla
birok

okuyucu

Beyaz

Saray

gstergesini,

Birleik

Devletlerin

ynetim

organlarna atfederek yorumlayacak ve sz konusu beyann, bakann adna,


ynetim kadrosonda grevli bir personel tarafndan verildiini dnecektir.
Dzdeimece, bilhassa kitle bildiriimiyle ilgili gstergebilimsel aratrmalarda
nemli bir yer tutmaktadr. Mesela bir gazetede ikili ara kullanma problemini
temsilen, bir trafik kazas fotoraf kullanlabilir. Dzdeimece bu ekilde
kullanldnda, tek bir hikyeden, btnlkl bir anlat retmek iin dizimsel
(syntagmatic)

bir

ekilde

iler.

Mesela

okuyucu,

paralanm

bir

araba

grntsyle karlat zaman, iten sonra iki imek iin bir bara uram,
fazlasyla imi, daha sonra arkadalarnn uyarsna ramen arabasna binmi ve
yanl eride geip kardan gelen bir arabayla arpm bir srcnn yksn
kafasnda kurabilir. Tabi ki okuyucunun kurduu bu yk, haberde sz konusu
olan kazayla birebir rtmeyebilir ancak muhtemelen buna benzer olacaktr.
Sonuta dzdeimece, bir anlat artrmak iin bir tr steno yntemi olarak

kulanldnda, kitle bildiriimiyle ilgili bildirilerin (messages) oluturulmasnda


olduka deerli bir ara haline gelmektedir.
Bir kelime deiimine yani bir kelimenin baka bir kelimenin yerine kullanlmasna
dayanan dzdeimece, Fontanier tarafndan u ekilde snflandrlmtr:

Sonucu

ifade

etmek

iin

sebebin

kullanld

dzdeimeceler:

Bu

tr

dzdeimecelerde, sonucu ifade etmek iin sebep zikredilir. Mesela arab


anlatmak iin Bacchus, sava iin Mars, deniz iin Neptn demek gibi. Sebep
balants zihn ya da sosyal kaynakl olabilir. Bir yazarn ad, eserinin ad yerine
kullanldnda byle bir sebep balants vardr: Bir Homre, iki Virgile, drt
Racine satn aldm cmlesindeki adlar, yazarlarn eserleri yerine kullanlmtr.
Sebep bants, aletle ilgili ve pasif olabilir. Mesela bir ressamn boyama tarz iin
Onun cesur bir fras var dediimizde byle bir bant sz konusudur. Baz
dzdeimeceler, fizik ya da tabi bir bant zerine kurulmu olabilir. Mesela
scaklk yerine gne kelimesini kullanmak gibi. Baz dzdeimecelerde de
soyut ve metafizik bir sebep bants sz konusudur. yi fikrinden doan
hareketlere iyilik denmesi gibi.

Sebebin yerini aletin ald dzdeimeceler: Bir yazar iin mkemmel bir kalem
denildiinde byle bir bant kurulmu olur.

Sebebin yerini sonucun ald dzdeimeceler: Ey olum, ey sevincim, ey


hayatmn bahtiyarl! cmlesinde oul sebep, sevin ve bahtiyarlk ise sonutur.

eriin

yerine

kullanlmas

ierenin

buna

kullanld

rnektir.

Yer,

dzdeimeceler:

ehir

isimlerinin

arap

oralarda

iin

kadehin

oturanlar

iin

kullanlmas da buna rnektir: Ankara kirli havadan kurtuldu gibi.

Bir eyin ad yerine o eyin yerini belirterek yaplan dzdeimeceler: Burada, bir
nesne kendi adyla deil, geldii, retildii, asl ait olduu yerin adyla anlr.
Mesela Bir kemir aldm denildiinde kuman, Amasya aldm denildiinde
elmann kastedilmesi buna rnektir.

fade edilen eyin ad yerine iaretinin kullanld dzdeimeceler: Hristiyanlk


iin ha, Mslmanlk iin hill kelimelerinin kullanlmas gibi.

Manev bir kavramn yerine fizik bir kavramn kullanld dzdeimeceler:


Yrek

kelimesinin

kullanlmas gibi.

cesaret

yerine,

beyin

kelimesinin

zek

yerine

Bir eyin yerine o eyin sahibi olann

kullanld dzdeimeceler: Ev yerine

lares (Eski Romallarda aile ocan koruyan Tanr) adnn kullanlmas gibi.

Sahip olann yerine sahip olduu eyin kullanlmasyla yaplan dzdeimeceler:


Adamlar iin apkalar, kadnlar iin yamaklar denmesi gibi.
Dzdeimece, eretileme (metaphor) ve kapsamlayla (synecdoche) birlikte,
kaynan Eski Yunandan alan sz figrleri arasnda en bilinenlerden biridir.
Dzdeimece, zaman ierisinde gelitirilmi, Fransada 17. ve 18. yzyllarda
yaplan

bilimsel

snflandrmalarn

incelemelerde,
iine

dahil

ayrntl

edilmitir.

bir

Daha

ekilde
sonraki

yaplan
almalarda

kapsaml
yaplan

karmak snflandrmalarda, tpk dier iki figr (eretileme ve kapsamlay) gibi


bir deimece (trope) ve bir ikame ya da deitirim (substitution) olarak ele
alnmtr.

Dzdeimeceyi

eretilemeden

ve

kapsamlaytan

ayran

ey,

deitirime dahil olan iki e arasndaki bantnn tabiatdr. Eretimede bu


bant

benzerlie

dayalyken,

dzdeimecede

bitiiklie

(contiguity),

kapsamlayta ise btnn bir paras olmaya dayaldr. Ayrca bu figrler,


gstergebilimde dizim (syntagm) ve dizi (paradigm) ayrm ya da belirtisellik
(indexicality) kavram gibi daha temel ve teorik bir erevede ele alnrlar.
Saussure tarafndan ortaya konan ve szl dile ait en temel iki bant olan dizisel
ya da armsal (associative) bantlar ve dizimsel bantlar (bunlar seme ve
sralama eksenleri olarak da bilinir) Jacobson tarafndan eretileme (metaphor) ve
dzdeimece

(metonymy)

ile

zdeletirmitir.

Jacobson,

kapsamlay

(synecdoche) da dzdeimeceyle badatrmtr. Jacobson, bu terimleri sz


olmayan sylemlere de uygulam, ayrca eretilemenin lirik iir, Romantizm ve C.
Chaplinin filmlerini

karakterize ettiini, dzdeimecenin ise epik iir, realist

romanlar ve Griffithin filmlerinde sz konusu olduunu ne srmtr. Ayrca


Jacobson, eretileme ya da dzdeimeceyle ilikili bozukluklardan kaynaklanan
iki tr szyitimi (aphasia) ayrt etmitir. Jacobson, bu grleriyle birok
aratrmacya ilham vermitir. (97; 92; 94; 50; 14-114, 115, 116) Bkz.
Contiguity, Figure, Metaphor, Paradigm, Syntagm, Synecdoche
Mimesis (T. Taklit, Mimesis, Fr. mitation, Mimesis): Dsal bir gerekliin
gzlemlenebilen zelliklerini taklit etmek, benzerini yapmak. Bu kavram, Klasik
Yunandan kaynaklanmakla birlikte, 19. yyda realist sanat ve edebiyat akmnn
temel arac haline gelmitir. (50) Bkz. Naturalism, Representation
Modality (T. Kiplik, Fr. Modalit): I. Dil. Konuucuyla dinleyici arasndaki bildiriimin
trne gre tmcenin ierdii yapnn zellii. Olumlu ya da olumsuz bildirme
tmcesi, olumlu ya da olumsuz soru tmcesi, olumlu ya da olumsuz buyrum ya da

dilek tmcesi, dolayl ya da dolaysz anlatm erevesinde balca kiplikleri


oluturur. II.Sem. Bir gstergeye, metne (text) ya da tre (genre) verilen veya
bunlardan beklenen gereklik durumu (reality status). Bir metni anlamlandrmaya
alrken,

yorumlayanlar,

metin

hakknda

kiplik

hkmleri

(modality

judgements) verirler. Mesela metnin makul, gvenilir, inanlr ya da doru olup


olmadn belirlerler. (41-141; 50) Bkz. Mode
Mode (T. Kip, Fr. Mode): Dil. Cmle iinde fiillerin aldklar ekiller. Kip, fiilin ifade ettii
iin, halin veya hkmn ne ekilde olduunu, meydana geldiini veya yapldn
gstermeye yarar. Her dilde kipler birbirinden ayrlr. Her dilde eitli kipler vardr
ve bunlar eitli ekillerde gsterilir. Mesela bildirme kipi, dilek kipi, istek kipi, art
kipi, gereklilik kipi, emir kipi vb. (40-128) Bkz. Modality
Modernism (T. Modernizm, Fr. Modernisme): Batda 19. yyn sonundan itibaren
grlen; 1910-1930 arasnda zirve dnemini yaayan ve 1970lerin sonlarna
kadar devam eden edebiyat ve sanat akm. Modernizmin en belirgin zellii
gelenei ve sanat taklit olarak grmeyi reddetmesidir. Bu akm deiik lkelerdeki
eitli sanat ve edebiyat biimlerini buluturup kaynatrmak ister. Bu durum
grsel sanatlarda Kbizm, Dadaizm, Srrealizm ve Gelecekilik (Futurism)
eklinde ortaya kar. Resimde ise zellikle dorudan temsilin artk bir kenara
brakld grlr. Mzikte, melodi ve armoninin yerine atonalliin (atonality) n
planda alnd gze arpar. Mimarlkta, zellikle Bauhaus okuluyla birlikte
geleneksel materyaller ve biimler bir kenara braklp, ilevsel geometrik biimler
ve yeni materyaller kullanlr. Edebiyatta ise romandaki gerekiliin yerini bilin
ak (stream of consciousness) alrken, iirde serbest nazm baskn duruma
geer. (50)
Moneme (T. Anlambirim, Fr. Monme): Dil. Anlaml en kk dilsel birim. Dilin birinci
eklemlilik

dzeni,

tmceleri

ya

da

szceleri

oluturan

en

kk

anlaml

birimlerden, yani en kk gstergelerden kuruludur ve hem gstereni, hem de


gsterileni ilgilendirir. Bildiriyi en kk gstergelerine ayrtrarak, en kk
anlaml birimler saptanabilir. Mesela Evi satt tmcesindeki en kk anlaml
birimlerin says drttr: Ev, -i, sat- ve -t. Bu eleri, gsteren dzleminde daha
kk anlaml birimlere blmek mmkn deildir. Anlambirimler genellikle
biimbirim (morpheme) ve szlkbirim (lexeme) olarak ikiye ayrlr. (41-22; 4292, 93) Bkz. First Articulation, Lexeme, Morpheme.
Morpheme (T. Biimbirim, Fr. Morphme): Dil. En temel dilbilgisel birim, en kk
anlaml birim, en kk gsterge. Mnferit bir kelime bir ya da daha fazla
biimbirimden oluabilir. Mesela ocoka kelimesinde iki biimbirim vardr: ocuk

ve -a. Bir biimbirim tek bir sesle de temsil edilebilir, birden ok heceyle de.
Biimbirimler, baml (bound) ve bamsz (free)olmak zere ikiye ayrlr.
Bamsz biimbirimler, tek balarna kelime oluturabilirler: erkek, defter, kitap
vb. Baml biimbirimler ise tek balarna deil, ancak kelimelerin birer paras
olarak gerekleebilirler: -sz, -lk, -a, -ma vb. (16-41, 42; 41-45) Bkz. Lexeme,
Moneme
Myth (T. Sylen, Mit, Fr. Mythe): nsan ya da doa olaylarn aklamak amacyla
doast varlklarn olaanst eylemlerini efsane biiminde anlatan ve kuaktan
kuaa geen anlat. Barthesa gre mit, baskn snfn ideolojik amalarna hizmet
eden karmak ve iyi biimlenmi bildiriim dizgesidir. Yani mit, gsterilenin kendi
tarihinden, biimin ise kendi ieriinden soyutland ve yapay bir ierikle
doldurulduu ancak tamamen tabi grnd bir anlamlama biimidir. (20-141;
109)
Narration (T. Anlatma, Anlatm Edinimi, Fr. Narration): Bir anlat (narrative)
meydana getirme eylemi ya da sreci. (27-197; 50)Bkz. Enonciation, Narrative,
Narratology
Narrative (T. Anlat, Fr. Rcit): Bir olaylar silsilesinin temsili (representation); yazlm
ya da anlatlm bir hikaye, olay, masal vb. Aristo tarz anlat biiminde, nedensonu ilikisi ve hedefler hikayeyi (kronolojik olaylar), olay rgs (plot) haline
getirir. Yani bataki olaylar gelime ksmndaki olaylar, gelime ksmndakiler de
son ksmdakileri etkiler. (34; 197; 50) Bkz. Narration, Narratology, Syntagm,
Syntagmatic Analysis
Narratology (T. Anlatbilimi, Narratoloji, Fr. Narratologie): Anlatlar, btn
anlatlarn ortak yanlarn ve dierlerinden ayrlan ynlerini inceleyen bir anlat
kuram ya da bilimi. Tzvetan Todorovun Grammaire du Dcamron (1969) isimli
eserinde

ortaya

att

narratologie

kuram,

Rus

Biimcilii

ve

Fransz

Yapsalclyla da paralellikler tamaktadr. Narratolojinin gelimeye balad


zamanlarda, anlatlarn ok eitli iletiim aralaryla (media) anlatld ya da
ortaya kt gzlemlenir. Yani sadece yazl ve szl dil deil, iaret dilleri,
hareletli resimler, filmler, jastler, karikatr eklindeki hikaye serileri vs. de buna
dahildir. Ayrca bir masaln baleye ya da bir romann sinemaya uyarlanabileceini
de unutmamak gerekir. Buradan yle bir sonu karlabilir: Anlat, onu oluturan
iletiim aracndan (medium) bamsz olarak ele alnabilir ya da alnmaldr.
Esasnda sadece iletiim aracndan deil, anlat syleminden yani iletiim aracyla
anlatlmak istenen eyin sunu biiminden de bamsz olarak ele alnmaldr.
Todorovun

Grammaire

du

Dcamronda

yapt

ey

de

Boccaccionun

hikayelerinde anlatlan zerinde odaklanmak ve bunu aklamak zere bir


gramer gelitirmeye almaktr. Benzer ekilde Barthesn Introduction
lanalyse structurale des rcits isimli almas da sylem yapsndan (discourse
structure) ziyade hikayeye yneliktir. Barthes ve Todorov, nasl sylendiinden
ok ne sylendii zerinde odaklanarak, Lvi-Strauss ve Vladimir Proppun
yolundan

gitmilerdir.

almasnda

Lvi-Strauss,

anlamsal

yap

Anthropologie

(semantic

structure)

Structurale

zerinde

isimli

durarak

mitin

mantn karakterize etmitir. Propp ise Masaln Biimbiliminde Rus peri


masallarn

tespit

ettii

31

ileve

gre

incelemitir.

Ona gre masallarn

grnteki ok eitlilii altnda, deimeyen ortak bir yap vardr. Masallardaki


kiiler ok eitli olsa da, bu kiilerin eylemleri snrldr hatta 31i gemez. lev
diye nitelendirilebilecek bu 31 eylem, hep ayn srayla karmza kar. Propp bu
31 ilevi de eylem alanlarna gre yedi gruba ayrmtr. Bunlara uygun den
kiiler de yedi tanedir. Yani 31 ilevden birka ayn kiiye dt iin masallarda
datlacak rollerin says yediyi gemez (Saldrgan, bac, yardmc, prenses,
gnderen, kahraman, dzmece kahraman). Propp sadece Barthes ve Todorova
deil Claude Bremond, Algirdas Greimas gibi birok aratrmacya da ilham
vermitir. Narratolojiyle ilgili ilk almalar her ne kadar anlatlan (narrated)
merkez alp, anlaty buna gre tanmlasa da, baz aratrmaclar anlaty, szel bir
sunu kipi (a mode of verbal presentation) olarak dnmler ve grevlerini de
anlatdaki hikayeyi incelemek yerine, anlat sylemlerini (narrative discourses)
incelemek eklinde tanmlamlardr. Onlara gre bu sayede, edeb anlatm ve
uzaklk (distance) ya da bak as gibi konular zerinde yaplacak kapsaml
almalar daha faydal olacaktr. Anglo-sakson eletirmenler (Henry James,
Wayne Booth gibi), Alman aratrmaclar (Eberhard Lammert, Gnther Mler gibi)
ve Rus Biimcileri de bu konularla ilgilenmitir. Grard Genette ise bu tarz
narratolojik eilimin en nemli temsilcisi saylr. Genette, Narrative Discourse
isimli eserinde anlat metni ve onun anlatt hikye arasndaki zamansal bantlar
zerinde durur.
Anlaty sunu kipine gre (mode of presentation) tanmlamak ve anlatcnn
(narrator) rol zerinde srarla durmak, anlatcnn bulunmad hikyelerin ihmal
edilmesine

yol

aar.

Bununla

birlikte

ne

olursa

olsun

hikyenin

anlaty

oluturduunu ve hikyesiz bir anlat olamayacan da gzard eder. Dolaysyla


Mieke Bal, Seymour Chatman ve Gerald Prince gibi baz aratrmaclar ne
anlatldyla , bunun anlatlma eklini bir arada ele almaya alarak bu konuyla
ilgili iki yaklam da bir araya getirmek isterler. Greimasn en son gelitirdii
anlat modelinde ise sylemin yan sra hikyeye de yer verilir.

Hikye ve sylem incelemesinin btnletirilmesi asndan bakldnda, bunun Rus


Biimcilerinin fabula (temel hikye) ve sjuzet (olay rgs) ayrmyla genelde ayn
dorultuyu izledii grlr. Nasl ki dilbilimciler dilin gramerini oluturmay
amalyorlarsa, anlat bilimcileri (narratologists) de anlatnn gramerini oluturmak
ister. Byle bir gramer de birbiriyle ilikili drt blm ierebilir: Szdizimsel
bileen (syntactic component), anlamsal bileen (semantic component), sylemsel
bileen (discoursive component) ve pragmatik bileen. (74; 34-197) Bkz.
Narration, Narrative, Syntagmatic Analysis
Naturalism (T. Doalclk, Fr. Naturalisme): Naturalizm, baz balamlarda realizmin
indirgenmi bir biimi olarak grlr ve eylerin (things) grnlerinin yzeydeki
yani grnen temsillerinin detayl bir ekilde ortaya konmasn ierir. Bu adan
eylerin esas doasn daha derinden ve iten kavramaya alan biimlerle
kartlk iindedir.(50) Bkz. Mimesis
Naturalization (T. Tabileme, Fr. Naturalisation): Sem. Dzglerin (codes) bir
kltrde ok geni bir alana yaylmas ve ok erken yata renildii iin sonradan
oluturulmu gibi deil de tabi olarak verilmi gibi grlmesi. Mesela mitler bu
adan tabilemitir. Yine dzanlam (denotation) da yananlama (connotation)
gre

tabilemitir

ya

da

tabileme

srecinin

bir

parasdr.

(50)

Bkz.

Denaturalization, Valorization
Object (T. Nesne, Fr. Objet): Sem. Peircen l gsterge modelinde gstergenin
gndergesini (referent) yani gstergenin yerini tuttuu eyi ifade eden terim.
Saussuren soyut gsterileninin (signified) aksine, buradaki gnderge, dnyadaki
bir

nesnedir.

Ancak

bu,

soyut

kavramlar

ve

kurgusal

eyleri

dlamay

gerektirmez nk Peircen modeli Saussuren modelinde belirtilmeyen fiziksel


gereklik (physical reality) iin bir yer aar. (12-89, 90; 50) Bkz. Interpretant,
Referent, Representamen, Sign, Semiotic Triangle
Open and Closed Texts (T. Ak ve Kapal Metinler, Fr. Textes Ouvert et Textes
Ferm): Sem. Eco, kapal metinleri, ak metinlerin aksine, belirli bir yoruma
sevk etme eilimi gsteren metinler olarak tanmlar. Ecoya gre kitle iletiim
aralarna ait metinler kapal olmaya eilimlidir ancak bunlar, heterojen bir
dinleyici kitlesine yayn yaptklar iin, bu gibi metinlerin farkl farkl zmlenmesi
ve yorumlanmas kanlmazdr. Ak ve kapal metinler, anlat ve sylem
dzlemlerine gre de deerlendirilebilir. Sylem ya da anlatm dzleminde
kapallk, anlatmn yeni birimlerle oalmasna son veren bir gsterge, okura
nceden sezdirilen bir birim, bir iaret kullanlmasyla ele alnabilir. Anlatm
boyutunda, bir balang ile bir sonu belirten zelliklerin bulunmas, sylemin

al ve kapan yerlerini gsterir. Mesela bir iirin bana konan gazel, sone gibi
balklar, daha girite, okura, iirin nerede kapanacan, akln sylem
asndan ne zaman ve nerede biteceini belirten gstergelerdir. Gazel bal,
iirin genelde 5 ile 15 dize arasna sktn belirtirken, bir sone bal da iirin
14. dizede biteceini gsterir. Metinleri biimsel adan kapal yapan bir zellik de
noktalama

iaretlerinin

kullanmdr.

Mesela

iirlerinde

noktalama

iareti

kullanmayan airlerin iirleri, sylem boyutu ak braklm iirlerdir. Baz halk


iirlerinde ozanlarn adnn gemesiyle, dizelerin sona erecei iareti verilmi olur.
Bu da ayn ekilde biimsel boyuttaki kapall ifade eder. Anlat boyutunun
kapall bitimli eylemlerin kullanm (aranlan bir eyi bulmak, istenilen bir yere
varmak, lmek vb.) ile gerekleirken, akl ise bitimsiz eylemlerin kullanm (bir
kimseyi ya da bir eyi aramak, bir olay aratrmak, bir yere ulamaya almak,
bir ipucu dorultusunda ilerlemek vb.) ile gerekleir. Bitimli bir eylemin ve bu
eyleme dayal bir programn uygulanmas, olaylarn, bu eylemin kapsads
anlamlar tesinde srmeyeceini, bittiini belirtir. Mesela polisiye romanlar diye
adlandrlan metinlerin bir ou bir soruturmann balatlmasyla alr ve bu
soruturmann son bulmasyla da biter. Aranan kii ya da aratrlan gerek,
metnin ak iinde ortaya karldnda anlat program kapanr. Buna karlk, iz
srme programnn yer ald baz polis romanlarnda, balatlan soruturmann
son

aamasna

ve

dolaysyla

metnin

son

blmne

gelindiinde,

ortaya

beklenmedik verilerin, ipularnn kt, bunun da yeni bir soruturmaya, iz


srmeye yol aaca sezdirilir. Bylece metin, anlat boyutu asndan bir sonuca
ulamadan noktalanr. Bu tr bir metin, anlat dzlemi ak bir metindir. (29-68,
69 vd.; 50) Bkz. Polysemy, Text
Opposition (T. Kartlk, Fr. Opposition): Bir dilsel birimle, belli bir balamda onun
yerini alabilecek birim ya da birimler arasndaki bant. Dilsel birimler arasnda
birbirinden

ayr

iki

eit

bant

vardr:

Birincisi,

szce

iinde

dizimsel

(syntagmatic) olarak adlandrlan bantlardr ve bunlar dorudan doruya


gzlemlenebilirler. Bu bantlar aykrlklar (contrastes) terimiyle ifade edilebilir.
kinci bant tr ise ayn balamda yer alabilen ve en azndan bu balam iinde
karlkl olarak birbirini dlayan birimler arasndaki bantlardr. Bunlar dizisel
(paradigmatic) bantlardr ve kartlklar (oppositions) terimiyle belirtilirler.
Kartlklarn da eitli trleri vardr. kili kartlklar (binary oppositions),
mantksal olarak birbirine karttr. Bu tr kartlklarda her terim kendi zttn ima
eder ve orta ya da ara terim mevcut deildir. Mesela l/diri kartl buna
rnektir. Analog kartlklar, ayn boyutta yer alan dilsel birimlerin dereceli
kartln ierir. Bu tr kartlklarda ara evreler sz konusudur. Mesela

iyi/orta/kt gibi. (30-155; 41-137; 50) Bkz. Contrast, Paradigmatic Relations,


Syntagmatic Relations
Paradigm (T. Dizi, Fr. Paradigme): I.Dil. Bir kelimenin ekimlenmi biimlerinden
oluan (sanat, sanatnn, sanatlar gibi) dizi ya da bir fiilin ekiminde takip
edilen standart rneke (1. tekil ahs, 2. tekil ahs, 3. tekil ahs, 1. oul ahs
gibi). Dizide ayn szdizimsel balam ierisinde birbirinin yerini alabilecek
elerden oluan bir btn sz konusudur. II.Sem. Birbirleriyle ortak yanlar olan
ve ayn kategorinin yesi olan gsterenlerin (signifiers) oluturduu dizi. Bir
balam ierisinde, dizinin bir yesi, yapsal adan dier bir yeyle yer
deitirebilir. Mesela Aye vazoyu krd cmlesinde Aye yerine Mehmet, ocuk,
kedi gibi ad tr szckler koyabiliriz. Burada Aye, Mehmet, ocuk, kedi
birbirlerinin yerini alabildikleri iin bir dizi olutururlar. Bir dizinin kapsam, verilen
tanma baldr. Dilbilgisi tanmlamas yaplyorsa, bir dildeki ad tr tm
szckleri ayn diziye sokmak mmkndr. Bu tanma gre yukarda verilen
rnekte Aye yerine, rzgar, frtna, defter, derinlik vb. kullanlabilir nk bunlar
ad trndendir. ayet tanm vazoyu krabilen insan tr canllar eklinde
olsayd, bunlar dizinin dnda kalacakt.
Kurallarn uygun bir ekilde tatbik edilmesiyle dizilerden, dizimler (syntagm)
oluturulabilir. Dizideki eler, dizim olarak adlandrlan daha karmak gsterge
rnekeleriyle (pattern) bir araya getirildii zaman anlam kazanr. Bunun iin de
alternatif gstergelerden oluan bir btnden bir gsterge seilir. Bunu, dizisel ve
dizimsel

eksen

(axis)

zerinde

ekilde

rneklendirmek

mmkndr:..(42-107; 13-52, 53; 99; 91; 104) Bkz. Paradigmatic


Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic
Relation
Paradigmatic Analysis (T. Dizisel zmleme, Fr. Analyse Paradigmatique):
Sem. Bir metindeki yzey yapnn (surface structure) altnda yatan farkl dizileri
belirlemeye alan yapsalc bir zmleme teknii. Yapsal zmlemenin bu
yn, her gsterilenin olumlu ya da olumsuz armlarn ve altta yatan tematik
dizilerin varln gz nnde bulundurur. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic
Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation
Paradigmatic Relation (T. Dizisel Bant, Fr. Rapport Paradigmatique): Sem.
Birbirinin yerine geebilecek gstergeler arasnda oluan bant. Ayn dizide
(paradigm) yer alan ayn trden iki ya da daha ok sayda gsterge, dizge iinde
birbirinin yerini alabilir ya da gerekleebilir. Her gerekleen birim, belli bir diziye
balanan birimler arasnda yaplan bir semenin rndr. Saussure, dizisel

bant yerine armsal bant (associative relation) terimini kullanm ve bu


bantnn, aralarnda ortak yan bulunan elerin bellekte birbirini artrmasyla
olutuunu
asndan

belirtmitir.
ducation

Mesela

(eitim),

Franszca

enseignement

apprentissage

(yetime,

(retim),
renme,

anlam
raklk)

szcklerini; ses asndan ise enseigner (retmek), renseigner (bilgi vermek) ya


da armement (silahlanma, donanm) ve chargement (ykleme, yk) szcklerini
artrabilir. Her dizide, ayn anda bir arada bulunmayan eler birbirine
balanr. Artk Saussuren kulland armsal bant yerine dizisel bant
terimi kullanlmaktadr. Ancak Barthes, dizisel yerine dizgesel terimini tercih
ederken, Hjelmslev ballamlar, Jacobson benzerlikler, Martinet ise kartlklar
terimini kullanr. Btn bu terimlerle belirtilen bantlar ortaya koyan balca
ilem deitirim ya da deiimdir. Anlatm ya da ierik dzleminde bir enin
(anlaml birim ya da sesbirim) yerine bir baka e koyarak bu deiikliin br
dzlemde de deiiklie yol ap amadn snama ilemi olan deitirim yoluyla
ayn anda bir arada bulunmayan elerin hem varlklar saptanr, hem de
bantlar belirlenir. Mesela Evi satt tmcesinde gerekleen ev anlambirimi
kk vb. anlambirimlerle deitirilebilir; yani ev, kendisinin yerini alabilecek br
elerle dizisel bant kurar. (13-52; 41-107, 108; 7-75, 76 vd.) Bkz. Paradigm,
Paradigmatic Analysis, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation
Paraphrase (T. Amlama, Fr. Paraphrase): Dil. Bir birimi, cmleyi, paragraf ya da
metni, anlam ayn kalacak ekilde yeniden ifade etmek. Mesela Ahmet,
Ankarada yayor cmlesi Ahmetin yaad yer Ankaradr eklinde ifade
edilirse amlama yaplm olur. nk ifade edi ekli farkl olsa da, her iki cmle
ayn anlam tar. Szlklerdeki tanmlar da amlamaya rnektir. lk nce
retorikte ortaya km olan amlama kavram daha sonra dilbilimde de
benimsenmitir. retici dilbilgisinde bu kavram nemli bir yere sahiptir. (41-14;
75)Bkz. Periphrase
Perceptual Codes (T. Algsal Dzgler, Fr. Codes Perceptualle): Sem. Yorumlayc
(interpretative) dzgnn bir eidi. Baz gstergebilimciler, duyusal (sensory)
algy bir dzg olarak grrler. Bu konuda farkl grler ileri srlmtr:
Yorumlama ile alglamann birbirinden ayr dnlemeyecei; insann algsal
sisteminin dier organizmalarnkinden farkl olduu; insan trnde bile algsal
adan sosyo-kltrel, alt-kltrel ve evresel farkllklar olduu vb. Algsal
dzglerin renilmi olmas gerekir. Gstergebilimsel bir dzg olarak alg
temsil ierir. Birok dzgnn aksine algsal dzgde bir verici yani gnderen
olmas

gerekmez.

(50)

Representational Codes

Bkz.

Code,

Interpretative

Codes,

Representation,

Performative (T. Edimsel, Fr. Performatif): Prag. Austine gre, kiinin szcelerken,
bir ey syleyip bir ey bildirmekten ok bir ey yapt tmceler. Mesela Sizi
kar-koca ilan ediyorum, Bu gemiye Queen Elizabeth adn veriyorum gibi
tmceler edimseldir. Byle tmcelerin doruluundan ya da yanllndan sz
edilemez; yerindeliinden ya da yersizliinden sz edilebilir. Edimsellerin uygun
kii tarafndan, uygun bir durumda, uygun kelimelerden oluan szcelerle
gerekletirilmesi gerekir. Yani sadece gerekli kelimeleri sylemek yeterli deildir.
Sadece belirli insanlar sava ilan etme, nikah kyma, sulular mahkum etme vs.
yetkilerine sahiptir. Mesela sradan bir insann kp sava ilan etmesi bir ey ifade
etmez. (36-13, 14; 107; 108) Bkz. Speech Act, Felicity Conditions
Performance (T. Edim, Fr. Performance): Edinin (competence) yani bireylerin dilsel
bilgisini oluturan, sonsuz sayda tmce retip anlamay salayan kurallar
dizgesinin, somut sz eyleminde gerekletirilmesi. (42-54, 55) Bkz. Competence
Periphrase (T. Dolaylama, Fr. Priphrase): Dil. Bir ya da birok kelimeyle ifade
edilebilecek bir kavram daha fazla kelimeyle, dolayl olarak ifade etmek. Mesela
eim demek yerine evli olduum kii demek gibi. (76; 41-84)
Perlocutionary Act (T. Etkisz Edimi, Fr. Acte Perlocutionnaire): Prag. Austinin
sz edimleri kuramnda dzsz ve edimsz edimlerinden sonra gelen, dinleyici
zarinde belli etkiler yaratmaya ynelik olan edim. Burada konuucunun, bir
tmce szcelerken bilerek ya da bilmeden yerine getirdii, dinleyicinin duygu ve
dncelerini etkileme edimi sz konusudur. Mesela Dikkat, kpek var tmcesini
szcelerken, konuucu, bilerek ya da bilmeden dinleyiciyi korkutulabilir. Burada
korkutma edimi, bir etkisz edimidir. Etkisz edimi, edimsz kavramyla balantl,
edimsz

edimlerinin

dinleyen

kiilerin

eylemleri,

dnceleri,

inanlar

vb.

zerindeki sonularn ya da etkilerini gsteren bir kavramdr. Searle bunu yle


rneklendirir:

rnein,

dncelerimi

gerekelendirerek

karmdaki

kiiyi

kandrmaya ya da ikna etmeye; birini uyararak, onu korkutmaya ya da


telalandrmaya; birinden bir ricada bulunarak, kiiye bir ey yaptrmaya;
bilgilendirerek, kiiyi ikna etmeye (aydnlatmaya, eitmeye ya da kiiye esin
vermeye, kiinin bir eyi kavramasn salamaya) alabilirim. Btn bu italik
anlatmlar etkisz edimlerini gsterir. ( Bkz. Illocutionary Act, Locutionary Act,
Speech Act
Personage (T. Anlat Kiisi, Fr. Personnage): Sem. Gerek yaamdaki kiinin
(person) aksine, dsel bir dnyada yaratlm kii. Ancak anlat kiisini yaratan
yazar da gerek dnyadan hareketle bu kiileri yaratt iin anlat kiisi gerek
kiiden ayr olamaz. Anlat kiisi her ne kadar btnyle gerek yaamdaki

kiilerle rtmese de, birok bakmdan gerek kiileri anmsatan bir kimlik olarak
anlatlarda yer alr. (21-57) Bkz. Narration, Narrative
Phatic Function (T. liki levi, Fr. Fonction Phatique): Jacobsonun dilsel bildiriim
modelinde yer alan; bildiriimin varln dorulamaya, srdrmeye ya da
kesmeye ynelik olan ilev. Mesela Beni duyuyor musunuz? Alo!, Dikkat! gibi
szler iliki ilevini yerine getirir. liki ilevi ayinler, biimsel kurallar, trenler,
uzun sylevler, aile yaknlar vs. arasndaki konumalar gibi bildiriim biimlerinde
de nemli bir yer tutar. Bunlarda bildiriimin ieriinden ok, orada birlikte
bulunmann benimsenmesi olgusu ar basar. Yani ayn kelimeler, ayn davranlar
yinelenir, ayn ykler tekrar anlatlr. Ancak bu durum, bildiriimin iinde olanlara
zevk verir. liki bildirisinin gndergesi, bildiriimin kendisidir. (20-23, 24; 42-63)
Bkz. Appellative Function, Expressive Function, Functions of Signs, Metalingual
Function, Poetic Function, Referential Function
Poetic Function (T. Yaznsal lev, Sanat levi, Fr. Fonction Potique):
Jacobsonun dilsel bildiriim modelinde yer alan ve bildirinin sadece kendisine
dnk olduu, dorudan doruya kendisini amalad ilev. Sanatta gnderge,
bildirinin kendisidir; bildiri, bildiriimin arac olmaktan kar amac olur. Yaznsal
ilev, yaznsal eserler dnda, biimsel ya da deyisel yan ar basan tantm,
siyasal slogan vb. gibi btn bildirilerde gerekleir. Yani yaznsal ilev, ierikten
ok deyie nem verilen kullanmlarda gze arpar. Jacobson, bu ilevin baka
ilevlerle de (ar ilevi gibi) kaynaabileceini belirtir. (20-23; 42-63; 41-230)
Bkz. Appellative Function, Expressive Function, Functions of Signs, Metalingual
Function, Phatic Function, Referential Function
Polysemy (T. ok Anlamllk; Fr. Polysmie): I.Anl. Bir gsterenin birok gsterileni
belirtmesi; deiik etkenlerle bir gstergenin yanstt temel anlamn yan sra
yeni kavramlar da anlatr durumda olmas. Mesela Trkedeki ba anlambirimi
ok anlaml bir edir. ok anlamllk, sklk kavramyla yakndan ilgilidir. En sk
rastlanan birimler, ok anlamlln en youn dzeye ulat elerdir. ok
anlamllkta, gsterge, temel anlamn yitirmeden yan anlamlar kazanmaktadr.
Zaman

iinde

unutulabildii

zenginleebilmektedir.

Baz

gibi

dilciler,

ok

yeni

yan

anlamll,

anlamlarla
belirsizlik

daha

da

(ambiguity)

erevesinde ele alrlar. Balam ve durum, kullanm dzleminde okanlamll


dengeleyici ve anlam belirsizliini giderici etkenlerdir. II.Sem. Bir metnin birok
anlam iermesi. zellikle metinsel belirlenimcilike (textual determinism) kar
kanlar, metinlerin ok anlaml olduunu vurgularlar. (1-70, 71; 50; 41-65)
Bkz. Ambiguity, Textual Determinism

Post-Structuralism (T. Yapsalclk-tesi, Fr. Post-Structuralisme): Yapsalclktan


sonra Lacan, Derrida ve Foucault nclnde gelitirilen, yapsalclkla ilikili olan
ancak baz farkllklar da ieren bir akm ya da dnce okulu. Yapsalclk-tesi,
temelde yapsalc kavramlar benimsemekle birlikte, bunlarn bir ounu da
sorunsallatrmtr.

Mesela

yapsalclk-tesini

savunan

aratrmaclar,

Saussuren gsteren ve gsterilen arasndaki bantnn nedensiz oluuyla ilgili


grlerini daha da ileri gtrerek, gsteren ve gsterilen arasnda hibir bant
olmadn

savunmulardr.

Yapsalclk-tesi

gstergebilim

de

Saussuren,

gstergebilimi, temel dizgelerin (system) altnda yatan eyleri aa karacak


sistematik bir bilim olarak deerlendirmesini reddederler nk byle bir dizge her
zaman elikiler ierecek ve baz eyleri darda brakacaktr. Yapsalclk-tesi
aratrmaclarna gre d dnyada temel derin yaplar ve altta yatan biimler
yoktur.

Bu

aratrmaclarn

ou

yap-skme

(deconstruction)

yntemini

benimser ve gsteren ile gsterilen arasndaki bantnn sabit olmadn


vurgularlar. Onlara gre anlam hibir zaman tamamlanamaz nk bir gsterenin
anlam, dier btn gsterenlerle bantldr. Burada sonu gelmeyen zincirleme
bir bant sz konusudur; dolaysyla anlam srekli ertelenir. Ayn ekilde bir
metnin de kesin ve sabit bir anlam yoktur, oynaktr, kaypaktr, elikilidir ve
dolaysyla

belirsizlikler

tar.

(27-201,

202;

50)

Bkz.

Deconstruction,

Intertextuality, Srtucturalism
Pragmatics

(T.

Edimbilim,

Kullanmbilim,

Fr.

Pragmatique):

Dilin

balam

ierisindeki kullanmn ve gstergeler ile onlar kullanan kiiler arasndaki ilikileri


konu edinen bilim dal. Pragmatik, Morrisin yapt tasnife gre gstergebilimin
alt dalndan biridir. Pragmatik, kaynan dil felsefesinden ve Oxford zmleyici
okulundan alr. Birer dil felsefecisi olan J.L. Austin How to Do Things with Words
adl eserinde pragmatik yaklamn ilk rneini vermitir. Austin, bir cmle
szcelemekle, bir edimde bulunmann zde olduunu belirtmitir. Austinin
rencisi olan Searle ise Speech Acts isimli eserinde sz edimlerini teorik bir
ereveye oturtmu ve bir dili konumann birtakm kurallara uygun davranlarda
bulunmak olduunu savunmutur. Bir baka nemli aratrmac olan H.P. Grice ise
daha ok dile getirilen cmleyle anlatlmak istenen eyin farkl olduu durumlar
aklamaya ynelik bir dizi kural tanmlamtr. S. Levinson, P. Brown ve G. Leech
ise zellikle grg kurallar (politeness) zerinde almlardr. Pragmatiin genel
olarak u konular ierdii sylenebilir: Sz edimleri teorisi, yerindelik koullar,
ibirlii ilkesi, bant, grg kurallar, gsterim, edimseller. (107; 4-74, 75 vd.;
42-51) Bkz. Cooperative Principle, Deixis, Felicity Conditions, Illocutionary Act,
Locutionary Act, Perlocutionary Act, Performative

Proposition (T. nerme, Fr. Proposition): Man. Bir sav ne sren ya da bir durumu
dile getiren (genellikle bildiri kipinde olan) bir tmce; belli bir yorumda belli bir
doruluk deeri kazanan dzgn deyim. Bir nermenin kaplam kendi doruluk
deeri, ilemi de ne srd sav ya da dile getirdii durumdur. nermeyi
hkmle (judgement) kartrmamak gerekir. nerme, iki veya daha fazla
sayda fikir arasnda kurulmu bulunan ilikiler sonucu elde edilen hkmn szle
ifadesidir. Fikirler arasnda byle bir ba kurmaya psikolojide hkm denir ve
bunun mantk dilindeki karl nermedir. nerme nitelii tayan bir szn
mutlaka doru ve yanl olmas, yani bir fikrin tekisinde dorulanmas veya inkr
edilmesi gerekir. Nitekim Bana falanca adresi syler misin?, ngilterenin saatiyle
Trkiye saati arasnda ne kadar fark vardr?, Dnte bize urar msnz? gibi
szler

de

anlamldr,

fakat

bunlarda

herhangi

bir

tasdik

veya

inkr

bulunmadndan bunlara nerme denemez. (18-99; 26-96)


Receiver

(T.

Alc,

Gnderilen,

Fr.

Rcepteur):

Verici

(sender)

tarafndan

oluturulmu bildiriyi alan kii ya da aygt. Alc, dil dzleminde dinleyici olarak
adlandrlr. (41-19; 50) Bkz. Sender
Reductionism (T. ndirgemecilik, Fr. Rductionisme): Baz olgularda bulunan
aklayc etkenlerin tek bir ileve ya da nedene indirgenmesi. Mesela iletimsel
bildiriim modellerinin anlam ierike indirgemesi, teknolojik belirlenimciliin
toplumsal deimeyi tek bir nedene indirgemesi gibi. Greimas, gstergebilimsel
indirgemeyi bir teknik olarak, anlatdaki birok ilevi eit dizime indirgemek
iin kullanmtr. Ancak unu eklemek gerekir ki indirgemecilik genellikle
olumsuz bir etiket gibi kullanlr. Yani eitli yaklamlar, srekli olarak eitli
alardan indirgemeci olmakla eletirilirler. (50) Bkz. Essentialism
Redundancy (T. Artklk, Fr. Redondance): Dil. Bildiriimde fazla ya da gereksiz gibi
saylacak ek veya artk gstergelerin kullanlmas. Mesela Ben geliyorum
sznde sondaki ahs eki olan -um paras, konuan kimsenin birinci ahs
olduunu gsterdii iin ben kelimesi burada fazla ve artktr. Bununla birlikte
zellikle zor iitme artlarnda kullanld zaman sylenen szn daha yanlsz ve
daha rahat anlalmasn salamaktr. Dolaysyla artklk, tamamen gereksiz
deildir; kelimelerin anlamlarnn kaypak olduu dnldnde, anlamay
garantilemek asndan faydal olabilir. (8-119)
Reference (T. Gnderim, Fr. Rfrence): Sem. Bir gstergeyi gndergeye balama.
Dilin,

dnyada

ve

evredeki

eyler

hakknda

konumak

iin

kullanld

dnlrse, kelimeler, ifadeler ve gnderme yaplan eyler arasnda aka bir


bant olduu grlr. Dnyadaki eylerle ilgili sahip olduumuz zihinsel

tasavvurlar, dilimizdeki kelimeler ve o eylerin kendisiyle bizzat ilikilidir. Bu iliki


aratrmaclar tarafndan eitli biimlerde resmedilmitir ancak bunlarn en
mehuru Ogden ve Richardsn anlam genidir.

Dnce/mge/Kavram

Simge (Kelime)

Gnderge (Dnyadaki Nesne)

Bu gene gre dnce, imge ya da kavram (thought/image/concept), simgeyi yani


kelimeyi (symbol, word) sembolize eder ve gndergeye (referent) yani dnyadaki
nesneye gnderme yapar; kelime ise gndergenin yerini tutar. Burada dikkat
eken nokta, kelime ile ey (thing) arasndaki ilikinin dolayl olmas yani
kavram vastasyla gereklemesidir. Genelde, kelimelerin eylere gnderme
yaptndan bahsedilir ancak bu gende gndermeyi yapan kavramlardr. (5-145;
41-110; 33-119) Bkz. Concept, Referent, Signe, Symbol
Referent (T. Gnderge, Fr. Rfrent): Sem. Gstergenin yerini tuttuu ey.
Gnderge,

Peircen

gsterge

modelinde

nesne

(object)

olarak

adlandrlmtr. Peircen kuramnda her gstergenin gnderme yapt bir nesne


vardr ancak bu nesnenin fiziksel bir varl olmas gerekmez, yani bir dnce, bir
rya figr, hayal bir varlk da olabilir. Pozitif anlambilim geleneinde ise sadece
gndergesi gerek olan ifadeler dikkate alnr nk sadece bunlarn doruluk
deeri olabilir. Hatta bu gelenee gre kelimeler, anlamlarn gnderme yaptklar
eylerden

alr.

Saussure

geleneine

gre

kelimeler

anlamlarn

dizisel

(paradigmatic) yaplarndan yani dildeki dier kelimelerle bantlarndan alr.


Saussuren ikili gsterge modelinde dnyadaki gnderge aka belirtilmemitir,
sadece

bir

kavram

gstergebiliminde

olarak

grntsel

gsterilenden

gstergeler

(icon)

bahsedilmitir.
ve

belirtiler

Peircen

(index)

kendi

gndergeleriyle olan bantlaryla tanmlanr; simgeler (symbol) ise uzlamsal


dizge (system) iindeki yerlerine gre tanmlanr. Gndergeler madd nesneleri,

fikirleri, olaylar, dsel nesne ya da varlklar vs. ierir. Yaznsal metinlerin gerek
dnyada gndergeleri yoktur ancak benzerleri bulunabilir, nk bunlar kurmaca
metinlerdir, imge gcnn rnleridir. Foucault gibi gerekilie kar (anti-realist)
olan kuramclar, gndergelerin somutluunu reddeder ve onlar dilin rn olarak
grrler. (35-146; 50; 88; 109)Bkz. Object, Representation, Semiotic Triangle,
Sign
Referential Fallacy (T. Gndergesel Yanlg*): Bu terim, gsterenin bir gndergeye,
zellikle de dnyadaki madd bir nesneye sahip olmas gerektii ya da bir
gstergenin anlamnn sadece onun gndergesinde yatt ynndeki fikirlerin
yetersizliini ifade etmek iin kullanlr. nk birok gsterenin gndergesi
yoktur. Mesela dildeki ve balacnn gndergesi yoktur. Bir gstergenin varl,
dnyada ona ilikin bir gndergenin varln garanti etmez. Zira yapsalclktesini (post-structuralist) savunanlara gre metinlerdeki gnderim (reference)
dnyadan ziyade dier metinleredir. Gndergesel yanlg ierisinde olanlar,
Peircen gndergeye yani nesneye yer veren gsterge modelinin, Saussuren
gndergeye yer vermeyen gsterge modelinden daha stn olduunu savunurlar.
(50) Bkz. Referent, Referential Function
Referential Function (T. Gnderge levi, Fr. Fonction Rfrentielle): Dilin,
gnderge ya da dzanlama ynelik bildiriim ilevi. Gnderge ilevi, salt soyut ya
da somut nitelikli bir d gerein arlk tad bildirim eylemlerinde ne kar.
Dinleyiciye bir konuda bilgi vermeyi, bir dnceyi iletmeyi salayan bildirme
tmcelerinde bu ilev grlr. Mesela Bugn hava gneli cmlesinde gnderge
ilevi egemendir. Bu ilev, bildiri ile bizi gnderdii yani bildiriye konu olan nesne
arasndaki balar belirler. Bu ilev, ierie gnderme yapar. (42-63; 41-110; 2022) Bkz. Referent, Referential Fallacy
Representamen (T.): Sem. Peircen l gsterge modelinde, gstergenin ald
biimi ifade eden terim. Representamen, eer maddesel olmayan bir biime
gnderme yaparsa Saussuren gstereniyle karlatrlabilir ancak maddesel bir
biime gnderme yaparsa, baz aratrmaclarn deyimiyle gsterge arac (sign
vehicle) olarak nitelendirilir. (110; 50) Bkz. Interpretant, Object, Semiotic
Triangle, Sign, Signifier
Representation (T. Temsil, Fr. Reprsentation): Baka bir eyin yerini tutan ve onu
insan zihninde canlandran her ey. Gstergebilim temsil srecini n plana alr
ve sorunsallatrr. Gstergebilimde, gerekliin her zaman temsil edildiine dair
yaygn bir gr vardr. Yani dorudan (direct) bir tecrbe gibi ele aldmz
eyde algsal dzgler araclk yapar, alg da zihinsel temsili ierir. Btn metinler

gereki gibi grnseler de, aslnda kurgusal temsillerdir. Temsil her zaman
gerekliin inasn ierir. Temsil kavramn gsterge (sign) ve anlamlama
(signification) kavramlaryla kartrmamak gerekir. Bu kavramlar arasndaki
karklk, her gstergenin mutlaka bir temsil olduu gereinden kaynaklanr.
Ancak her anlamlama temsil iermekle birlikte, her temsil bir gsterge olmak
zorunda deildir. Bir baka deyimle gsterge, belirli bir tipin hatta sadece belirli bir
tipin temsilidir; bir temsil ise bir gsterge olabilir de olmayabilir de. Bir temsil
kendisi hakknda ya da baka bir ey hakknda olabilir. Temsil eer kendisi
hakkndaysa, bir nesne (object) oluturur; baka bir ey hakkndaysa bir gsterge
(sign) oluturur. Bu yzden tam ve indirgenemez haliyle gsterge her zaman bir
iliki ierir. Teknik terimlerle ifade etmek gerekirse bu tarz bir temsildeki sadece
akn (transcendental) bir iliki olabilirken, bir gsterge her zaman varlksal bir
ilikidir. Gstergede, bantnn akn esi (transcendental element) yani temsille
ilgili olan etken sadece temeldir yani baka bir eyle (mesela gsterilenle) olan
varlksal bantnn ortaya kt bir zemindir. te baka bir eyle olan bu bant
sayesinde gsterge resmen oluur. Temsil ve gsterge arasndaki ayrm bir
anlamda nesne (object) ve gsterge arasndaki ayrma benzer. Bir temsil, bir
nesne olabilir de olmayabilir de.

Ancak bir nesne olmak iin bir temsil olmak

gereklidir. Bir gsterge olmak iin ise bir temsil olmak yeterli deildir. Bkz.
Mimesis, Referent, Representational Codes
Representational Codes (T. Temsil Dzgler, Fr. Codes Representatif): Sem.
Gereklii temsil eden metinsel dzglerdir. Bkz. Aesthetic Codes, Code, Logical
Codes, Representation, Textual Codes
Second Articulation (T. kinci Eklemlilik, Fr. Deuxime Articulation): Bkz.
Articulation
Semantics (T. Anlambilim, Fr. Smantique): Gstergelerin anlamn ve gstergelerle,
gstergelerin yerini tuttuu ey arasndaki ilikileri inceleyen bilim dal. Morrisin
yapt tasnife gre anlambilim, gstergebilimin alt dalndan biridir. Anlambilim,
gsterenle

gsterilenin

ilikilerini,

anlam

deimelerini,

anlamll,

ok

anlamll, szlk yapsn inceler. Kelime, nerme ve cmle birimleri anlam


asndan farkl problemler ortaya kardndan gnmzde kelime, nerme ve
cmle anlambilimleri kurulmutur. Genel anlambilim, sosyal hayatta kullanlan
dier gstergeleri de inceler. Semantik terimi ilk kez dilbilim alannda kullanlm
(Fr. Smantique, 1883) ve balangta tarihsel bir inceleme olarak gelien bu bilim
dal, Saussuren yol at byk deiimin etkisiyle yapsalc bir anlayla batan
baa yenilenmitir. Gnmzde anlambilim her iki koldan da gelimektedir.

Tarihsel Anlambilim, dildeki anlamsal deimeleri artzamanl olarak incelerken,


Yapsal Anlambilim konuyu ezamanl olarak ele alr; kelimenin seme ve
birletirme eksenlerinde kazand anlamlar aratrr. Yapsal anlambilimde sadece
eya ve eyann dzeni zerinde durulmaz, dil sistemi iindeki anlam ilikileri
zerinde de durulur. B. Pottier, anlambilimleri snflandrrken drt tr anlambilime
yer verir ve tanmlarn yapar: Gndergesel Anlambilim, dnya, kavramsallatrma
ve doal dillerin dizgeleri arasndaki ilikileri ele alr. Gerek ya da hayali
nesnelerin belirtilmesi olgusunu ve buna ek olarak da dnyadaki eylere
gnderme

olgusunu

iler.

Yapsal

Anlambilim,

belirli

bir

doal

dile

zg

gstergelerin seimindeki gerekeleri aydnlatmaya alr ve bu abasn da,


gstergelerin gsterilenlerindeki ayrc zellikleri (anlambirimler) zmleyerek
gerekletirir; gsterilenleriyle olan bantsn da gz nnde bulundurur.
Sylemsel Anlambilim, dilden syleme ve sylemden dile geiin dzeneklerini
betimler. Birbirini btnleyen iki yapmay-bilme eylemi sz konusudur burada. Ve
dilin gsterilenleri, balama uyarlanm sylem anlamlarna dnrler. Edimsel
Anlambilim, bildirilerin ieriini ve biimin byk lde belirleyen konuucularn
arasndaki bilme ve isteme ilikilerini dikkate alr. B. Pottier, bu drt anlambilimin
yannda

anlambilimsel

etkinlikten

daha

sz

eder.

Bunlardan

Metin

Gstergebilimi, az ok geni dilsel gereklemeleri (iirler, ykler, romanlar)


inceler ve bunlardaki anlam dzenleyici byk yaplatrmalar ortaya karmaya
alr. A. J. Greimas ile evresindeki okulun almalar metin gstergebiliminin en
yetkin rneidir. Kout Gsterge Dizgeleri, dil dizgesine kout olarak kullanlm
gsterge dizgelerini bir araya getirirler. Dild Anlambilimsel Dizgeler ise kendileri
iin yaratlmlardr ve doal dillerden alnm rnekleri ikincil olarak kullanrlar.
(14-75, 76 vd.; 43-149; 50; 30-208, 209) Bkz. Pragmatics, Syntax
Semiosis (T. Gsterme Sreci, Semiosis, Fr. Smiosis): Sem. Peircee gre, baz
olgular anlamak iin gstergelere bavurma (induction), gstergeden gstergeye
akl yrtme (deduction) ve/veya baz yeni tecrbeleri anlaml klmak iin
gstergeler icat etme (abduction) sreci. Semiosis, genel olarak anlam retme
srecini ifade eder. Morris, semiosisi bir eyin/kiinin, nc bir ey araclyla,
o anda dorudan etkili olmayan baka bir eyin farkna varmasn salamaktr
eklinde tanmlar. Morris, bu tanmn u rnekle aklar: Belli bir trdeki bir ddk
sesini duyan kii, bu ddk sesinin, yaklamakta olan bir trene ait olduunu anlar.
Yani ddk sesi, onu duyan kii tarafndan yorumlanr. Burada nemli olan nokta,
yorumlayann, ddk sesini, anlamn bilerek yorumlamasdr. Ddk sesinin,
btn gsterge tayclar gibi bir kavramsal gsterileni (designatum) vardr ancak
gerek-somut bir gndergesi (denotatum) olmayabilir. nsan, yaklaan bir trenin
sesini duyabilir ve tren geliyormu gibi davranabilir, oysa gerekte bu bir yanlg

da olabilir. Gerekte tren olmayabilir, sadece sesi benzetmi olabiliriz. Buna


ramen anlamsal adan, ses, u ya da bu biimde yorumlanmtr, bir ilev yerine
getirmitir. Bunun gereklemesi de, yorumlayann kafasndaki anlam dizgesinde
bu sesin karlk geldii, artrd bir genel bilgi ya da kavramn bulunmasna
baldr. Bu rnekten hareketle semiosisin boyutunu aklamak mmkndr.
Birinci boyut, anlamsal (semantic) boyuttur. Yani ddk sesiyle tren arasnda
kurulan iliki ya da gsterge taycsyla onun kavramsal ve somut gsterileni
arasnda kurulan ilikidir. kinci boyut, edimsel (pragmatic) boyuttur. Bu, gsterge
taycsyla yorumlayan arasndaki iliki yani ddk sesiyle, onu duyan ve
deerlendiren

kii

arasndaki

ilikidir.

Bu

boyut,

yorumlayann

duruma

gsterecei tepkileri balatr. nc boyut ise szdizimsel (syntactic) boyuttur.


Burada ddk sesinin teki seslerle olan ilikisi incelenir, ddk sesinin uyarc
sesler dizgesi iinde tuttuu yer belirlenir. Yani bir gstergenin kendisiyle ayn
dizgede bulunan teki gstergelerle olan ilikisi aratrlr. Ddk sesi, baka
seslerle belli bir iliki iinde olduu srece, yani ancak teki seslere gre ddk
sesidir. (13-81, 82; 50; 88) Bkz. Signification, Unlimited Semiosis
Semiosphere (T. Semiosfer, Fr. Smiophre): Sem. Kltr gstergebilimi zerinde
alan

Rus

aratrmac

Yuri

Lotman

tarafndan

sz

konusu

olan

btn

gstergebilimsel kltr alann ifade etmek iin kullanlan terim. Bu terim, farkl
dillerin ve kitle iletiim aralarnn etkileim iinde bulunduu gstergebilimsel bir
ekolojiyi de ifade edebilir. (50)
Semiotic Economy (Gstergebilimsel Ekonomi, Fr. Economie Smiotique): Sem.
Genellikle kitle iletiim aralaryla ilikili olarak, snrl elerin snrsz bir ekilde
kullanlmasn ifade eden bir zellik. Bir gsterge dizgesindeki ift eklemliliin
(double

articulation)

yapsal

zellii,

alt

dzeydeki

az

sayda

birimden

faydalanarak, snrsz sayda anlaml birleimler (combinations) retilmesine


olanak tanr. Bu zelliin, szl dilin yaratc ekonomisinin ve retkenliinin temeli
olduu dnlr. Mesela bir dilde 40-50 tane ift eklemlilik esi yani sesbirim
(phoneme) olabilir ancak bunlar binlerce gsterge retebilir. (80; 50) Bkz.
Articulation, Double Articulation
Semiotic Square (T. Gstergebilimsel Drtgen, Fr. Carr Smiotique): Sem. lk
kez Greimas tarafndan ortaya atlan gstergebilimsel drtgen, bir metinde yer
alan anahtar niteliindeki anlamsal zelliklerle (semantic features) ilikili olan
mantksal birleimler ve ayrmlar detayl olarak gstermek iin bir ara olarak
kullanlr. Mesela gzel ve irkin gibi birbiriyle ilikili iki terimi yatay bir izgiyle
birbirine balarsak, bunun altna gzel olmayan ve irkin olmayan gibi iki

mantksal olaslk daha ekleyerek gstergebilimsel bir drtgen oluturabiliriz.


Ancak gstergebilimsel drtgen basite bir ikili kartlk (binary opposition)
deildir nk gzel olmayan bir eyin irkin olmas gerekmez ve irkin olmayan
bir eyin de gzel olmas gerekmez. Gstergebilimsel drtgen, bir metindeki altta
yatan

gizli

temalara

dikkat

ekmek

iin

kullanlabilir.

Gstergebilimsel

zmlemelerde de bu drtgen, zmlemenin nc katmann oluturan temel


yap, yani mantksal-anlamsal yap zmlemesinde kullanlmaktadr. Burada
yaplmak istenen ey, sylem ve anlat dzeylerinde saptanan ilikileri dzenleyen
derin, soyut mantn ne olduunu bulmaktr. Yani, anlam retiminin temel
yaplarn kavramaktr. Bu nedenle ncelikle temel szdizimin gereklemesini
salayan ilikiler belirlenir ve aralarndaki mantksal dnmn nasl gerekletii
aratrlr. likilerin ya da bantlarn trleri (kartlk, eliiklik, ierme ya da
tmleme bantlar) mantksal dnme gre belirlenmeye allr: Deilleme,
varlama (ve dolaysyla ierme) Bu amala kullanlan gstergesel drtgen u
ekilde ematize edilebilir:

Temel yapda yer alan szdizimsel eler arasndaki mantksal, soyut


bantlar saptanrken, yine temel yapya ilikin temel anlam bileeni de belirlenir.
Yani somut mantksal elere, bir baka deyile salt ilevsel deeri olan bo
yaplara

yklenen

ilk

anlamsal

deerlerin

ne

olduu

grlmeye

allr.

Gstergebilim genel, evrensel, mantksal, soyut, derin ve gcl kartlklara ilikin


olarak zellikle yaam/lm ve doa/kltr ikiliklerini belirlemitir. (31-170, 171,
172; 50) Bkz. Opposition
Semiotic Triangle (T. Gstergebilimsel gen, Fr. Triangle Smiotique): Sem.
Gstergebilimde bir deil birden ok gstergebilimsel gen vardr. Bunlarn ou
Peircen l gsterge modelinden esinlenerek oluturulmutur. Peircen modeli,
representamen,

yorumlayan

(interpretant)

ve

nesneden

(object)

oluur.

Represantemen, gstergenin biimini; yorumlayan, gstergeye verilen mny;


nesne nesne ise gstergenin gnderme yapt eyi ifade eder. Peircen modeline
benzeyen bir baka model ise gsterge arac (sign vehicle), mn (sense) ve
gndergeden (referent) oluur. Burada gsterge arac, gstergenin biimini;
mn, gstergenin anlamn; gnderge ise gstergenin yerini tuttuu eyi ifade
eder. l gsterge modellerinden en ok bilineni ve gnderme yaplan, gsterge
(sign), kavram (concept) ve nesneden (object) oluandr.

Gsterge

Kavram

Nesne

Bu
gstergesel gende gsterge, baka bir eyin yerini tutan bir eyi; kavram,
gstergenin alglanmasyla zihnimizde canlanan dnceler ya da imgeleri; nesne
ise gstergenin gnderme yapt ve dnyada yer alan bir eyi ifade eder. Burada
gsterge ve kavram, kiinin alglayyla ilikilidir; kavram ve nesne, kiinin
tecrbesiyle ilikilidir; gsterge ve nesne ise kiinin iinde yaad toplumsal
grubun uzlamlar (conventions) ya da kltryle ilikilidir. (93; 58; 50; 13-66;
12-88) Bkz. Concept, Interpretant, Object, Representamen, Sense, Sign, Sign
Vehicle
Sender (T. Verici, Gnderen, Fr. Emetteur): Bildiri oluturup alcya (receiver)
ynelten kii. Verici, dil dzleminde konuucu olarak adlandrlr. Verici ve alc
terimleri,

bildiriimsel

iletim

modellerinde

(transmission

models

of

communication), bildiriim eylemine katlanlar ifade eder ve bildiriim, vericinin

alcya bildiri (message) ynelttii, izgisel (linear) bir sre olarak takdim edilir.
Ancak gstergebilimciler, bu gibi modelleri, anlam ierie(content) indirgedikleri
iin indirgemeci (reductionist) olarak grrler. Bu konuda temel itiraz ise iletim
modellerinin, gstergebilimsel bir kavram olarak dzgnn (code) nemini
belirtmemesi ve bununla ilikili olarak amalarn, ilikilerin, durumlarn ve iletim
aracnn nemini ihmal etmesidir. (42-60; 50) Bkz. Receiver
Sense (T. Mn, Dil i Anlam, Fr. Sens): I.Sem. Baz gstergebilimsel genlerde,
gstergeyi

mnlandran

bir

terim

olarak

kullanlr.

Peirce,

bunun

yerine

yorumlayan (interpretant) terimini kullanr. II.Anl. Bir kelimenin, dildeki dier


kelimelerle ilikisinden kaynaklanan anlam bantlar vastasyla ortaya kan
anlam.

Bu

anlamsal

(semantic)

bantlardan

bazlar

(eanlamllk,

kartanlamllk, altanlamllk gibi) aka tanmlanmtr ve sistematiktir. Buna


gre kpek kelimesinin mns, onun hayvan, enik, spanyel vb. kelimelerle
anlamsal bants vastasyla kurulur ya da aa kar. (5-147; 50)Bkz.
Interpretant, Meaning, Semiotic Triangle
Sign (T. Gsterge, aret, Fr. Signe): Kendisinden baka bir eyin yerini tutan anlaml
birim. Gsterge, gstergebilimdeki en kk anlaml birimdir. Hem dilsel hem de
dil d dzlemleri ilgilendiren gsterge kavram, alar boyunca tartlm ve bu
konuda birbiriyle rtmeyen pek ok gr ortaya atlmtr. 20. yyn balarnda
Saussure bu kavram yeniden ele alarak incelemi ve genel bir gsterge bilimi
tasarlamtr. Saussure, gstergenin, gsteren (signifiant) ve gsterilen (signifi)
olmak zere iki blmden meydana geldiini belirtmitir. Saussuree gre dilsel
gsterge bir ey ile bir ad deil, bir kavram ile bir iitim imgesini birbirine balar.
itim imgesi salt fiziksel nitelikli olan maddesel ses deil, bu sesin ruhsal izidir,
duyularmzn tanklna dayal olarak bizde bu ses hakknda oluan tasarmdr.
Yani dilsel gsterge iki ynl ruhsal bir kendiliktir. Saussuree gre gsteren ve
gsterilen bir yapran iki yz gibi birbirine baldr ve biri brn artrr.
Burada btn belirtmek iin gsterge terimi, kavram yerine gsterilen ve iitim
imgesi yerine de gsteren kullanlr.

KAVRAM

GSTERLEN

TM MGES

GSTEREN

Saussure, zellikle gstergenin iki temel zellii zerinde durur. Bunlardan birincisi,
gstergenin nedensizliidir. Buna gre gsteren ile gsterileni birletiren ba
nedensiz ve uzlamsaldr. Mesela kediye kedi dememizin bir aklamas yoktur
pekl kedi yerine baka bir ey kelime de kullanabilirdik. kinci zellik ise
gsterenin izgiselliidir. Gsteren, iitimsel nitelikli olduu iin zaman iinde bir
yaylm gsterir ve bu yaylm da bir tek boyutta llebilir: Bir izgidir bu.
Saussuren gsterge tanmna ve blmlemesine karn Charles Peirce farkl bir
yaklam gelitirmitir. Peircee gre gsterge (sign) ya da representamen, bir kii
iin, herhangi bir eyin yerini, herhangi bir bakmdan ya da herhangi bir sfatla
tutan eydir. Birine yneliktir, bir baka deyile, bu kiinin zihninde edeerli bir
gsterge ya da belki daha gelimi bir gsterge yaratr. Peirce yaratlan bu
gstergeyi birinci gstergenin yorumlayan (interpretant) diye adlandrr. Bu
gsterge, bir eyin yerini tutar yani nesnesinin (object) yerini. Sz konusu
gsterge, bu nesnenin yerini, her bakmdan deil de, Peircen kimi kez
representamenin

temeli

diye

adlandrd

bir

eit

kavrama

(ide)

iletme

bakmndan tutar. Peirce, buradaki kavram szcn, gndelik dilde yaygn


olan bir tr Platoncu anlamda ele almak gerektiini belirtir.
Peirce, gstergenin nitelii zerinde durarak insan deneyiminin dzeyi asndan
l bir blmleme yapar. Birinci blmleme, gstergenin kendisinin yaln bir
nitelik, gerek bir varlk ya da genel bir kural olmasna gre yaplr. Buna gre bir
gsterge nitel gsterge (qualisign), tekil gsterge (sinsign) ya da kural gsterge
(legisign) olarak adlandrlabilir. kinci blmleme, gsterge ile nesnesi arasndaki
ilikiye gre yaplr. Bu adan

bir gsterge, grntsel gsterge (icon), belirti

(index) ya da simge (symbol) olarak adlandrlabilir. Grntsel gsterge (icon),


belirttii nesne var olmasa bile kendisini anlaml klan zellii tayacak bir
gstergedir. Grntsel gsterge, benzerlik vastasyla bir nesnenin yerini tutar.
Buna rnek olarak fotoraflar, haritalar, diyagramlar, metaforlar, dildeki yansma

kelimeler vs. verilebilir. Grntsel gsterge, nesnesine niteliksel zelliklerle


baldr ve nesnesine benzemesi asndan nedenlidir. Belirti (index), nesnesi
ortadan kalktnda kendisini gsterge yapan zellii hemen yitirecek olan ama
yorumlayan (interpretant) bulunmadnda bu zellii yitirmeyecek olan bir
gstergedir. Belirtide gsterge ile nesnesi arasnda varolusal ve nedensel bir
bant vardr. Mesela duman, atein belirtisidir; rzgar frlda, rzgarn ynnn
belirtisidir; ayak izi, insann belirtisidir vb. Dildeki bu, u gibi iaret zamirleri de
belirtisel gsterge saylr. Belirtinin oluumunda temelde bir ey aktarma ya da
iletiim niyeti yoktur. Yani doa, insanlar uzaktan duman grp de bir yerde ate
yandn anlasnlar diye atee duman eklememitir. Ayn ekilde bir hrszn
girdii evde baz izler brakmas da, kendini belli etme ya da ietiim amac
tamaz. Simge (symbol), yorumlayan olmasayd kendisini gsterge yapan zellii
yitirecek bir gstergedir. Semboller, nesnelerini kanun, kural ya da uzlamayla
ifade ederler. Yani simgenin, nesnesiyle niteliksel ya da fiziksel bir ba yoktur,
tamamen

uzlamsaldr.

Mesela

kelimeler

bunun

en

gzel

rneidir.

At

kelimesiyle onun gnderme yapt nesne arasnda hibir iliki ya da nedensel ba


yoktur

ancak

niyet

vardr.

Sembol

kategorisinde,

zellikle

gstergelerin

nedensizlii ilkesi n plandadr. Sonu olarak, bir gsterge, nesnesinin yerini


tamamen tutmaz; zaten gsterge ve nesne eit olsayd, gsterge, nesne olurdu.
Peirce, nc blmlemeyi, yorumlayann gstergeyi ya bir olaslk gstergesi ya
da bir mantk gstergesi biiminde canlandrmasna gre yapar. Peirce, buna gre
bir gstergenin terim (rheme), nerme (dicent ya da dicisign) ya da kant
(argument) olarak adlandrlabileceini belirtir. Bir terim ya da szcebirim,
yorumlayan asndan nitel bir olaslk gstergesidir, yani herhangi bir olas
nesneyi canlandran gsterge olarak kavranabilir. Bir terim, herhangi bir bilgi
salayabilir; ama, herhangi bir bilgi salayc olarak yorumlanamaz. Bir nerme,
yorumlayan asndan gerek bir varolu gstergesi olan gstergedir. Bir kant ya
da karm, yorumlayan asndan bir kural gstergedir. Yani, bir terim, nesnesini
yalnzca zellikleri asndan temsil eden bir gsterge olarak; bir nerme,
nesnesini gerek varolua gre temsil eden bir gsterge olarak; bir kant da
nesnesini gsterge zellii iinde temsil eden gsterge olarak kavranabilir.
Grld gibi Saussure ile Peircen gsterge anlaylar arasnda farklar vardr.
Peirce, yapt gsterge tanmnda, Saussuren aksine, dinleyiciye yani bildirinin
alcsna yer verir hatta tam bir anlamlama (signification) iin onun varln
gerekli grr. Peirce gstergeyi l bir modelle aklar. Bu l modelde
representamen, yorumlayan (interpretant) ve nesne (object) yer alr. Burada
representamen, Saussuredeki gsteren olarak dnlebilir. Ancak Saussure,
gsterenin karsna gsterileni koyduu halde, Peirce, bunu, yorumlayan ve

nesne olmak zere iki paraya ayrr. Yorumlayan, Peirce tarafndan dorudan
aklanmamtr ancak gstergeyi manalandran bir ey ya da bir kavram olarak
dnlebilir. Nesne ise gstergenin gnderme yapt eydir. Bunu bir rnekle
aklamak gerekirse evlilik yz bir represantamen, kadn-erkek arasndaki
evlilik

nesne

(object),

birbirlerine

kar

duyduklar

ak

ise

yorumlayan

(interpretant) olur. Saussuren ikili modeline gre dnrsek, evlilik yz


gsteren, kadn-erkek arasndaki evlilik ise gsterilen olur.
Gstergeleri, gsteren yani biim asndan da trlere ayrmak mmkndr. Buna
gre be tane gsterge sayabiliriz:
1. Kulaa Ynelik Gstergeler: Konuma dili, slkla haberleme, mzik, korna sesleri
yani kulaa hitap eden her ey bu gruba girer. Mzik dnda hemen hemen tm
sesli gstergeler, konuma dili araclyla nceden varlan uzlamalar sonucunda
olumutur.
2. Gze Ynelik Gstergeler: Yaz, resim, trafik iaretleri, fotoraf, izim, dumanla
haberleme, endstri rnleri vs. gibi gzmzle grp algladmz her ey bu
gruba girer. Ancak sinema, tiyatro ve televizyondan aldmz bildiriler hem kulaa
hem gze yneliktir. Bir endstri rnne dokunmak mmkndr. Dans, treler,
davran biimleri gzle ve kulakla birden alglanr.
3. Koku Gstergeleri: Bir taksiye ya da odaya gzel koku yayan bir nesne aslmsa,
grmesek bile burnumuzla alglarz. Gzel kokan bir mekan bizde ferahlk, huzur,
gven, temizlik, iyi hizmet gibi kavramlar artrr.
4. Tat Gstergeleri: Yediimiz yemein tad, bazen kokusuyla birlikte, yemek hakknda
bilgi verir: Bozuk, bayat vs. Ancak bu yorumlar da toplumsal alkanlk ve rflere
yani renmeye baldr. Bir gneyli iin hi de ac saylmayacak bir yemek, acya
yer vermeyen bir mutfaa alk kiide bambaka kavramlar artrabilir.
5. Dokunmayla letilen Gstergeler: Bir nesneye dokunmak bizde olumlu ya da olumsuz
armlar uyandrabilir. O nesnenin nitelikleri hakknda birtakm yorumlar
yapmamza yol aar. Baka birisinin bize dokunmas da eitli uyarlar tar.
Dokunma, biimine gre holanma, dostluk, dmanlk gibi ierikler tayabilir.
(32-124, 125 vd.; 30-242, 243 vd.; 42-86; 65; 100; 72; 101; 110; 13-47, 48)
Bkz.

Analogical

Signs,

Complex

Sign,

Digital

Signs,

Functions

of

Signs,

Signification, Simple Sign


Sign Vehicle (T. Gsterge Arac, Gsterge Vastas, Fr. Vhicule du Signe): Sem.
Gstergelerin fiziksel ya da maddesel biimini (kelimeler, grntler, sesler,

hareketler, nesneler vb.) ifade eden terim. Baz yorumculara gre gsterge
vastas, gsterenle ayn anlam tar. Ancak Saussuren, gsterilen terimiyle
maddesel biimi ifade etmediini eklemek gerekir. Peircen modelinde ise
gsterge vastas, representamene karlk gelir. Yani gstergenin ald biimdir
ancak Peircee gre bu maddesel bir biim olmak zorunda da deildir. (50; 109;
13-66) Bkz. Materiality of the Sign, Medium, Representamen, Signifier
Signification (T. Anlamlama, Anlam, Fr. Signification): I.Sem. Saussure geleneine
bal gstergebilimde, gsteren ile gsterilen arasndaki karlkl ilikiyi ifade eden
bu kavram, bunun dnda gstergelerin tanmlayc ilevleri, gsterme sreci
(semiosis), btn bir gstergebilimsel dizgenin paras olarak gstergeler,
gsterilen

ya

da

anlam,

anlamn

eklemlenii,

dilin

gereklie

(reference) ve temsili (representation) ifade etmek iin de

gnderimi

eitli ekillerde

kullanlr. Signification ile anlam (sens) birbiriyle kartrmamak gerekir.


Fontanier, bu konuda, significationun bizzat kelimeyle ve gstergeyle ilgili
olduunu, anlamn ise gstergenin zihindeki etkisiyle ilgili olduunu belirtir.
Fontaniere gre signification, anlamdan daha dar bir anlam ifade eder. nk
signification sadece kelime iin kullanlrken, anlam kelimesi, kelime iin
kullanld gibi, cmle ve btn bir metin sz konusu olduunda da kullanlabilir.
II.Anl. Dnyadaki nesne ve olaylarn belli bir ses bileimiyle simgeletirilerek
kavramlatrlmas. Mesela Trkler, dillerinin bilinen en eski dneminde gnei kn
ses bileimiyle adlandrmlar, gnein douuyla bat arasndaki sreyi de
onunla anlatarak bu gstergeyi ok anlaml duruma getirmilerdir. Trklerin ku
adn vererek bir genel kavram nitelii kazandklar canl tr Almancada Vogel,
Rusada pttsa, Macarcada madr gstergeleriyle simgeleerek yine birer genel
kavram oluturmutur. Btn bu gstergeler ancak doadaki varlk ve olaylarn
insan zihnindeki tasarmlar, grntleriyle baldr; doadaki nesneler deildir.
Her dil bu nesneleri, devinimleri adlandrken onlar kendine zg biimde alglar;
kimi zaman belli kavramlara balar. (1-31; 15-11, 19; 50) Bkz. Abstraction,
Concept, Semiosis, Sense, Sign
Signified (T. Gsterilen, Fr. Signifi): Sem. Saussuree gre gstergeyi oluturan iki
blmden

biri,

gstergenin

kavramsal

yn.

Gsteren,

biim

olarak

dnldnde, gsterilen de ierik olarak deerlendirilir. Saussuree gre


gsterilenin gsterenle zorunlu, doal hibir bants yoktur; bunlar arasndaki
ba nedensiz ve saymacadr. Saussuren gsterileni gstergenin dnyadaki
fiziksel nesnelere yapt gnderimi (reference) dlamaz ancak Peircen l
modelindeki nesnenin (object) aksine bu gsterilenin kendisi, dnyadaki bir

gnderge (referent) deildir. (41-114; 86; 93) Bkz. Reference, Referent, Sign,
Signifier
Signifier (T. Gsteren, Fr. Signifiant): Sem. Saussuree gre gstergeyi oluturan iki
blmden biri. Saussure, btn belirtmek iin gsterge terimini, kavram yerine
gsterileni (signifi), iitim imgesi yerine de gstereni (signifiant) kullanmay
nermitir. Saussuree gre gsteren izgiseldir; yani iitimsel nitelikli olduu iin
yalnzca zaman iinde ve zamana zg u zellikleri tar: a) Bir yaylm gsterir
b) Bu yaylm da bir tek boyutta llebilir: Bir izgidir bu. Saussure geleneinde,
gsteren, maddesel olmayan bir biimi ve sesin psikolojik etkisini yani bizde
uyandrd izlenimi ifade eder. Saussureden sonraki gstergebilimciler, gstereni,
gstergenin

maddesel

ya

da

fiziksel

biimi

yani

grlebilen,

duyulabilen,

hissedilebilen, tadlabilen, koklanabilen bir ey olarak grrler. (86; 93; 50) Bkz.
Absent Signifiers, Empty Signifier, Representamen, Sign, Sign Vehicle, Signified
Simple Sign (T. Basit Gsterge, Fr. Signe Simple): Sem. Karmak gstergenin
(complex sign) aksine, baka gstergeler iermeyen bir gsterge. (50) Bkz.
Complex Sign, Sign
Social Codes (T. Toplumsal Dzgler, Fr. Codes Social): Sem. Toplumsal dnyadaki
yazl olmayan dzgleri ve toplumun anlamlandrlmasn ifade eden dzgler. Bu
dzglerin gsterilenleri insanlar ya da onlarn aralarndaki ilikilerdir. Ama insan,
gstergenin taycs ve tzdr; yani hem gsteren, hem de gsterilendir,
gerekte bir gstergedir, yani bir szlemedir. (20-103,104) Bkz. Aesthetic Codes,
Code, Interpretative Codes, Logical Codes, Textual Codes
Social Determinism (T. Toplumsal Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Social):
Toplumsal ve politik etkenlerin, iletiim aracnn (bu, dil ya da teknoloji olabilir)
mstakil

etkisinden

belirlenimciler,

dilsel

daha

nde

geldiini

belirlenimcilerin

dile,

ileri

sren

teknolojik

yaklam.

Toplumsal

belirlenimcilerin

de

teknolojiye verdikleri ncelii reddederler. Toplumsal belirlenimcilii savunanlar,


metnin yaps, dzg ya da iletiim aracnn teknik zelliklerinden ziyade retim
koullar, kullanm ekilleri, deerler, amalar, beceri, tarz, seim, kontrol gibi
konular zerinde odaklanrlar. Yapsalc gstergebilim, metinsel belirlenimcilie
(textual determinism) scak bakmakla birlikte, toplumsal belirlenimcilii dikkate
almama eilimindedir. (50) Bkz. Linguistic Determinism, Textual Determinism
Sociolect (T. Topluluk Dili, Fr. Sociolecte): I.Dil. Toplumdilbilimde (sociolinguistics),
belirli bir toplumsal grubun yeleri tarafndan kullanlan dilin ayrc ve o gruba

zg biimlerini ifade eden terim. II.Sem. Belirli toplumsal gruplarn yeleri


tarafndan paylalan alt-dzgler (subcodes). (41-204; 50) Bkz. Idiolect
Speech Act (T. Sz Edimi, Fr. Acte de Parole): Prag. Bir tmce szceleyen kiilerin
yerine getirdii dilsel edimler. lk kez Austin tarafndan ortaya atlan sz edimleri
kuram, Searle tarafndan gelitirilmitir. Austin, felsefe tarihinde Aristotelese
kadar gtrlebilecek dilin ana ilevi olgular betimlemektir grne itiraz
ederek, sz edimleri kuramn ortaya atmtr. Bu kuram, ortada biri konuan,
teki dinleyen olmak zere en az iki kiinin bulunduu (ya da bulunduunun
varsayld), konuan kiinin ne sylyorsa onu anlatmaya alt (bir ey
syleyip baka bir ey anlatmaya almad), aka yapmad, yalan sylemedii,
eretilemelere bavurmad, ciddi ve olaan bir iletiim ortamn dikkate alarak
konuan kiinin dilsel davrann zmler. te Austin, konuan kiinin ciddi ve
olaan bir iletiim ortamnda gerekletirdii dilsel davran zmlemeye alt
temel almas How to Do Things with Wordste dilin betimlemek, bildirmek
dnda baka ilevleri de olduunu gstererek ie balar. lk bakta bir olguyu
bildiriyormu gibi grnen, ama aslnda olgu bildiren tmcelerden farkl olarak
doru ya da yanl olamayan u tmcelere dikkat eker:
1. Nikah

masasnda

kadn

ya

da

erkek

tarafndan

sylenen

Evet

(Evet,

bu

kadn/erkei karla/kocala kabul ediyorum)


2. Bir geminin denize indirilmesi dolaysyla dzenlenene trenin belli bir aamasnda,
birinin kp ampanya iesini geminin pruvasnda krarken syledii Bu gemiye
Queen Elizabeth adn veriyorum
3. Miras brakan kiinin miras brakrken syledii Saatimi kardeime brakyorum
4. Bahse giren kiinin bahse girerken syledii Seninle lirasna bahse girerim ki, yarn
yamur yaacak
Austin bu tmceleri, gzlemleyiciler (constatives) dedii olgu bildirimlerinden ayrr ve
onlara edimseller (performatives) der. Ona gre bir iletiim ortamnda kendisini
dinleyen kiiye byle bir tmce szceleyen kii, bir ey bildirmekten ok bir ey
yapar. Yukardaki cmlelerde de srasyla, evlilik bana girme, gemiye ad verme,
miras brakma, bahse girme sz konusudur. Austin ayrca sz edimleri teorisini
ksmda ele alr: Herhangi bir ey syleme edimi olarak dzsz edimi
(locutionary act); bir ey sylerken gerekletirilen edim olarak edimsz edimi
(illocutionary act); bir ey syleme yoluyla gerekletirilen edim olarak ise
etkisz edimi (perlocutionary act). Mesela birisinin Hayvanat bahesinden

kaan aslan ehirde dehet sayor dedii farz edilirse, mmkn bir nerme
olarak bu szcelem bir dzsz edimidir. Szcelem, nermenin doru deeri ald
durumda bir haber blteni sunucusu tarafndan canl yaynda, ehirde yaayanlar
uyarmak iin szcelendiinde bir edimsz edimi deeri tar. Bu szcelemiyle
sunucu, ahaliyi gerekten uyarabilecei gibi, onlarn panie kaplmasna, ehri terk
etmelerine, vb. durumlara neden olabilir. Bu tr sonular dourduunda szcelem
bir etkisz edimidir. Austinin rencisi olan Searle ise gelitirdii sz edimleri
kuramnda, Austinden farkl olarak sz edimlerini drt balk altnda inceler:
Szceleme edimi (utterance act), nerme edimi (propositional act), edimsz edimi
(illocutionary act), etkisz edimi (perlocutionary act). Searle, Austinin dzszedimsz ayrmn pek uygun bulmaz nk baz tmceler sz konusu olduunda
bu iki edimi birbirinden ayrmak imkanszlar. Mesela Bunu yapacama sz
veriyorum szceleminde durum budur. Bu tmce szcelendii her duumda ayn
gc tar: Sz verme gc. nk tmcenin anlam (tmceyle anlatlmak
istenenler ile gndermede bulunulan eyler) bunu gerektirir. Austine gre, dzsz
edimi ile edimsz edimi, sz ediminin btnnden yaplan soyutlamalardr. Ne var
ki, bu tmce sz konusu olduunda, sz ediminin btnnden dzsz edimini,
edimsz edimini darda brakarak ekip karmann olana yoktur. Tmcenin
dzsz anlamn, tmcenin tad gten ayrmak da olanakl deildir. ( Bkz.
Cooperative Principle, Felicity Conditions, Illocutionary Act, Locutionary Act,
Perlocutionary Act, Performatives, Pragmatics
Structuralism (T. Yapsalclk, Fr. Structuralisme): Yzeydeki birtakm olgularn
altnda, derinde yatan baz kurallarn ya da yasalarn oluturduu sistemi ya da
yapy arayan; incelenen nesnenin yaps zerinde odaklanan bir akm ya da
yntem. Yapsalclkta, sistemdeki birimler kendi balarna bir anlam tamazlar,
onlara anlam kazandran, sistem iinde birbirleriyle olan bantlardr. nk
ancak o zaman bir sistemin paras olarak ele alnabilirler. Yapsalcln ncs,
modern dilbilimin kurucusu saylan F. de Saussuredr. Saussuren gelitirdii
dilbilimsel modelden ilham alan yapsalclk, ilk kez dilbilim alannda biimlenmi
ve bilimsel bir yntemle donanmtr. Saussuren, dili, belli bir zaman noktasnda
ele alarak ezamanl (synchronic), kendi kendine yeterli ve bamsz bir sistem
olarak

incelemeyi

nermesi,

dil

ile

sz

arasnda

yapt

ayrmlar,

gsteren/gsterilen ayrm vb. dilbilimde yeni bir r am ve yapsal dilbilimin


olumasna zemin hazrlamtr. Yapsalclk sadece dilbilimle snrl kalmam,
zaman ierisinde edebiyata, antropolojiye, siyaset bilimine, edeb eletiriye,
psikanalize vb. uygulanmtr. 1960larda edebiyatta yaygnlamaya balayan
yapsalcln iki kayna vardr: Yapsalc dilbilim ve Rus Biimcilii. Rusyadan
1920de ayrlarak almalarn Pragda srdren R. Jacobson, Rus Biimcilii ile

Fransz yapsalclar arasnda bir kpr grevi stlenmitir. Todorovun Rus


Biimcilerinin baz eserlerini Franszcaya evirmesiyle, yapsalclk iyice tannm ve
zamanla dier lkelere de yaylmtr. Edebiyattaki yapsalcln temel tezi,
edebiyatn da kendine zg bir sistemi, dolaysyla eleri arasndaki bantlar
dzenleyen birtakm kurallar, yasalar olmas gerektiidir. Yani nasl dilbilimde
somut ve bireysel olan szn arkasnda onu belirleyen soyut ve toplumsal bir dil
sistemi varsa, edebiyatta sze tekabl eden somut ve bireysel tek tek yaptlarn
arkasnda da soyut ve toplumsal bir edebiyat sistemi vardr. Todorov, Barthes ve
Greimas gibi yapsalclar, Saussuren etkisiyle, edebiyata ezamanl olarak
yaklarlar; yazar, tarih, metin d gerek dnya ile edebiyat yapt arasnda bir
ba kurmak gereini grmezler. nk tek tek yaptlarn uyduu sistem de, d
gereklikten bamsz, kurallar, yasalar saymaca olan, kendi kendine yeterli bir
btndr. Todorov, yapsalc yntemi Grammaire du Dcamron (1969) adl
kitabnda

edebiyata

uygulamtr.

Todorov

bu

almasnda,

Boccaccionun

yklerinin gramerini yani yklerin yzeyde grnmeyen ama derinde yatan


yapsn

saptamaya

szcn

almtr.

kullanmasnn

Todorovun

sebebi,

yklerin

dilsel

bir

yapsnn

terim
dilin

olan

gramer

yapsna

uygun

olmasdr. Todorov, ykleri zmlerken de dilbilim kategorilerine bavurmutur.


A. J. Greimas ise Smantique Structurale (1966) ve Du Sens (1970) adl
kitaplarnda, Todorov gibi yapsalc yntemi kullanarak anlatnn temel ilkelerini
aratrm

ve

Proppun

almtr.Yapsalc

yntemini

yntem,

daha

edebiyata

bu

bilimsel
gibi

bir

hale

getirmeye

aratrmaclar

tarafndan

uygulanrken, Lvi-Strauss bu yntemi antropolojiye, Louis Althusser siyaset


bilimine, Barthes edeb eletiriye, Jacques Lacan ise psikanalize uygulamtr.
Yapsalclk, zamanla deiiklie uram ve yapsalclk-tesi (post-structuralism)
diye anlan bir yaklam ortaya kmtr. (27-185, 186 vd.; 42-227; 50) Bkz.
Formalism, Functionalism, Paradigmatic Analysis, Post-structuralism, Synchronic
Analysis, Syntagmatic Analysis
Structure (T. Yap, Fr. Structure): Genel olarak, bir btn oluturan eitli blmlerin
birbirleriyle kurduklar ilikilerden ve btn iinde yerine getirdikleri ilevlerden
doan dzen; zel olarak, dilsel elerin oluturduu, esremli i bantlardan
ve

elerin

ilevlerinden

kaynaklanan,

zerk

nitelikli

btn,

dizge;

kimi

durumlarda da dizimsel dzlemdeki ilikilerin oluturduu btn; szdizimsel


dzen. Yap, bazen ayn trden, bazen deiik trlerden birimlere ayrtrlabilecek
bir btndr. Gstergebilimde, yap ve dizge (system) kavramlar zaman zaman
ayn anlamda kullanlmtr. Lvi-Strauss, yapnn dizgeden daha kapsaml bir
btn olduunu belirtmi; yapnn ne olduunu ve nasl anlalacan u ekilde
aklamtr: Bir yapy kurmak ya da zmek/yorumlamak iin iki koul yerine

getirilmelidir. Yap, bir isel-balln (cohesion) bir arada tuttuu bir dizgedir.
(sel-ballk, rnein su molekllerinin birbirini ekmesi, birbirine kenetlenmesi
durumudur.) Bu isel-balln saptanmas, yapy anlamak iin gereklidir, ama
yeterli deildir. Bu isel-balln ne olduunu anlamak iin tek bir dizgeye
bakmak yetmez, tek bir dizgeye bakldnda, bu dizge bize tek doruymu gibi
grnr. Bir yapy, dizgeyi anlamak iin, baka benzer dizgelere ynelmek
gerekir. Ancak bir dizgeden tekine geildiinde, benzer niteliklerin baka
dizgelerde nasl dnmlere urad grldnde bir yap hakknda fikir
edinebiliriz Saussuree gre ise yap, bir dizgedir. Bu dizgede, bir deer tayan
her birimi, yeri ve teki birimlerle arasndaki fark belirler; bu yapnn (dizgenin)
ortaya kmas iin deiik olgularn tek ve ayn k-dizgesine (gnderme
dizgesine) yerletirilebilir olmalar ve ayn ilikiler btn iinde birbirleriyle
karlatrlabilir olmalar gereklidir. (13-57, 58) Bkz. Structuralism, System
Subject (Fr. zne, Fr. Sujet): Dil. Yklemi gerekletiren ve onunla birlikte en kk
szceyi oluturan enin szdizimsel ilevi. (41-165)
Surface Structure (T. Yzeysel Yap, Fr. Structure de Surface, Structure
Superficielle): Dil. retici-dnmsel (transformative-generative) dilbilgisinde,
cmlenin somut bir ekilde resmedilmesini ifade eden terim. retici-dnmsel
dilbilgisinde cmleler, derin yap (deep structure) ve yzeysel yap eklinde iki
dzenleni dzeyine gre analiz edilir. Derin dzeyde, cmle yaps soyut bir
biimde

resmedilip,

cmlenin

anlamnn

nasl

yorumlanmas

gerektiini

belirleyen btn etkenler ortaya konurken, yzeysel dzeyde ise daha somut bir
resmetme sz konusudur. Yzeysel dzeyde, cmle sylendii zaman duyacamz
eye fazlasyla benzeyen biimbirim (morpheme) dizilileri verilir. Derin ve
yzeysel yap ayrm, cmledeki belirsizlikleri aklamak iin kullanlmtr. Buna
gre belirsizlikte tek bir yzeysel yap, birden ok derin yapyla ilikilidir. Bu
ayrm, yzeysel biimleri farkl ancak altta yatan anlam ayn olan cmleler
arasndaki balanty kurmak iin de kullanlr. Mesela etken ve edilgen cmlelerin
durumu byledir. Kedi fareyi kovalad ve Fare kedi tarafndan kovaland
cmleleri ayr yzeysel yaplara sahip olmakla birlikte, ayn derin yapya sahiptir.
(38-98; 41-235) Bkz. Ambiguity, Deep Structure, Polysemy
Symbol (T. Simge, Fr. Symbole): Sem. Charles Peircen gsterge ile nesnesi
arasndaki bantdan hareketle saptad gsterge trnden (icon, index,
symbol) biri. Buna gre simge, nesnesine kanun, kural ya da uzlamayla
gnderme yapar. Simge, nedensiz ve niyetlidir. Simgelerde biimle ierik
arasndaki iliki nedenli deil, uzlamaya baldr. Simgeler iletiim niyetiyle

retilir ve kullanlrlar. Bir dildeki kelimeler simgeye verilecek en gzel rnektir.


Mesela masa kelimesiyle onun gnderme yapt nesne arasnda hibir iliki ya
da nedensel ba yoktur ancak uzlama sz konusudur. (13-47; 67) Bkz
Arbitrariness, Icon, Index, Sign
Synchronic Analysis (T. Esremli zmleme, Fr. Analyse Synchronique): Bir
olguyu,

mesela

bir

dzgy,

belirli

bir

zaman

dilimi

dahilinde

inceleyen

zmleme yntemi. Yapsal gstergebilim (structuralist semiotics), artsremli


zmlemeden ziyade esremli zmleme zerinde odaklanmtr ve dolaysyla
tarihsellii gzard ettii iin eletirilmitir. Bkz. Diachronic Analysis, Structuralism
Synecdoche (T. Kapsamlay, Fr. Synecdoque): Parann btn yerine, cinsin tr
yerine ya da tam tersi bir ekilde kullanm ieren bir sz figr, bir tr yananlam.
Baz kuramclar kapsamlay dzdeimeceden ayr grmezler. Mesela Jacobson,
kapsamlay dzdeimeceyle birlikte ele alr. Bununla birlikte dzdeimecenin
niteliksel, kapsamlayn ise niceliksel olduu sylenebilir. Kapsamlay, dizisel
(paradigmatic) bir sapmadr, bir ikame sapmasdr ve bir ierme yani kapsama
ilikisiyle gerekleir. Fontanier, kapsamlay sekiz alt tre ayrr:

Btn ifade etmek iin parann kullanld kapsamlaylar: Burada el, dil,
ba gibi btnn bir paras olan kelimeler, btn ifade etmek iin kullanlr.
Mesela Alet iler, el nr ya da Deve dikenlerinin yetitirildii yerde imdi
balar ykseliyor rneklerinde gld gibi. Bir ehir, bir rmak vs. adnn o
ehir ve rmaklarn bulunduu lkenin adnn yerine kullanlmasyla da ayn sanat
yaplm olur.

Paray ifade etmek iin btnn kullanld kapsamlaylar: Kastor tynden


yaplm bir apka iin kastor denmesi gibi btnn para iin kullanld
kapsamlaylardr.

Nesneyi ifade etmek iin o nesnenin yaplm olduu maddenin adnn kullanld
kapsamlaylar: Demir ya da eliin, kl ve zinciri ifade etmek iin kullanlmas ya
da Be bin kada aldm sznde para yerine kadn kullanlmas gibi maddenin
zikredilerek, o maddeden yaplm bir nesnenin ifade edildii kapsamlaylardr.

Sayyla ilgili kapsamlaylar: Bu tr kapsamlaylarda tekili ifade etmek iin oul,


oulu ifade etmek iin tekil zikredilir. Mesela nsan lmldr cmlesinde tekil
kullanlarak oul ifade edilmitir. Btn bu Tevfik Fikretleri birletiren ortak bir
izgi vardr cmlesinde ise oul kullanlarak tekil ifade edilmitir.

Tr ifade etmek iin cinsin kullanld kapsamlaylar: At kastederek Hayvan


rkt denmesi gibi cins ad zikredilerek trn kastedildii kapsamlaylardr.

Cinsi ifade etmek iin trn kullanld kapsamlaylar: Ekmek paras deyiminde
ekmek kelimesinin yiyeceklerin yerine kullanlmas gibi tr ad zikredilerek
cinsin kastedildii kapsamlaylardr.

Soyutlamaya dayanan kapsamlaylar: Burada somut varlklar soyut bir ekilde


ifade edilir. Bu soyutlama greli bir ekilde olabilir: Dilerinin incisi , nci diler
syleyiinden farkl bir anlatm ierir. Birinci rnekte diler inciye benzetilerek
nce bir metafor yaplm, sonra inci kelimesi soyut bir ekilde kullanlmtr.
Mutlak bir soyutlama ise gen insanlar kastederek genlik dendiinde ortaya
kar.

Ferdi ifade etmede ortaya kan kapsamlaylar: Bir zel ismi ifade etmek iin bir
cins ismin kullanlmas ya da bir cins ismi ifade etmek iin zel bir ismin
kulanlmasyla oluan kapsamlaylardr. II. Mehmetn okul kitaplarnda Fatih
olarak

anlmas,

Batl

tarihilerin

kral

szyle

ou

zaman

Alexandre

kastetmesi, zel bir ismi ifade etmek iin bir cins ismin kullanld kapsamlaya
rnektir. Byk bir air demek iin Bir Virgil, bir Homre, Byk bir
geometrici demek iin bir Euclide denmesi ise bir cins ismi ifade etmek iin zel
bir ismin kullanld kapsamlaya rnektir. Bazen bir zel isim yerine dier bir
zel ismin kullanlmas da mmkndr: XIV. Louisye Alexandre denilmesi gibi.
(14-116, 117, 118; 97; 50) Bkz. Figure, Metaphor, Metonymy
Syntagm (T. Dizim, Fr. Syntagme): I.Dil. Sz zincirinde birbirini izleyen ve belli bir
birim oluturan anlaml elerin birleimi. Mesela bir cmle, kelimelerden olumu
bir dizimdir. II.Sem. Gsterenlerin (signifiers) birbirleriyle ilikiye girerek, anlaml
bir btn oluturacak ekilde, bir zincir gibi art arda birlemesi. Dizimler, diziden
seilmi gsterenlerin birletirilmesiyle oluur. Dizimlerin kuruluu ounlukla bir
toplumdaki uzlamalara baldr. Mesela bizim toplumumuzda kadnlar etek yerine
pantolon

giyebilir

ama

erkekler

gmleklerinin

altna

etek

giymez.

Ancak

skoyada erkekler etek giyerler. Bir dizim, eitli dizilerden ald birimleri yan
yana getirirken baz kurallara uyar. Baz dizimlerde bu ilk bakta belli olur. Yani
bu kurallar renmi olduumuz iin, daha kolay bilincine varrz. Mehmet kapy
at cmlesinde zne, nesne, yklem ilev-dizilerinden alnma birer dizi birimi
vardr. Bu birimlerin arasndaki ilikinin nasl kurulacan szdizim kurallar
belirler. Mehmet kapy amak ya da At Mehmet kapy demeyiz.

Bir dizim, birimlerini zamann ak iinde art arda dizebilir: Yemeklerin sras,
szcklerin cmle iinde sralanmas, mzikte notalarn sralanmas gibi. Bunun
yan sra hangi birimlerin ne gibi uyum kurallaryla bir arada bulunaca da
nemlidir. Ancak birimlerin, zaman iinde art arda dizilmedii, ayn anda
algland dizimler de vardr: Resim, desen, grafik, mimari, moda gibi. Bu iki
ilkenin (artzamanl ve ezamanl) kart dizimlere de rastlanr: Sinema, tiyatro,
ma gibi. (41-83; 104; 7-79; 13-55, 56; 50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic
Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation
Syntagmatic Analysis (T. Dizimsel zmleme, Fr. Analyse Syntagmatique):
Sem. Bir metindeki yzey yapy (surface structure) ve onun blmleri
arasndaki ilikileri tespit etmeye alan yapsalc bir zmleme teknii. Dizimsel
bantlarn incelenmesi, metinlerin retilmesinin ve yorumlanmasnn altnda
yatan kurallar ve uzlamalar (conventions) aa karr. (50) Bkz. Paradigm,
Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Relation
Syntagmatic Relation (T. Dizimsel Bant, Fr. Rapport Syntagmatique): Sem.
eitli dizilerdeki birimlerin seilip anlaml bir btn oluturulmas iin dizimlerin,
baka dizilerin birimleriyle kurduklar bant. Dizimsel bantlar, ayn bildiride bir
arada bulunan ve birbirini izleyen eylemli birimler arasndaki birleim ya da
birletirimlerin rn bantlardr. Dizimsel bantlar iin Hjelmslev balantlar,
Jacobson bitiiklikler, Martinet ise ayrlklar terimini kullanr. Saussure, dizimi,
dayana uzam olan bir gstergeler birleimi olarak grr. Eklemli dilde bu uzam
izgiseldir ve tek ynldr: ki e ayn anda sylenemez. Burada her e,
deerini, kendinden nce gelen ve kendini izleyen elerle kurduu kartlktan
alr. Sz zincirinde, ayn anda bir arada bulunan eler, birbirine gerek anlamda
balanmlardr.
kesitlemedir.

Dizime

Mesela

uygulanan
Evi

satt

zmleyici
tmcesinde

alma,

blmleme

blmlemeyle

elde

ya

da

edilen

anlambirimler (ev, -i, sat-, -t) arasnda da , bu anlambirimleri oluturan ve yine


blmlemeyle saptanan sesbirimler (/e/, /v/, vb.) arasnda da dizimsel bantlar
vardr. elerin dalmlarna yn veren bir dzendir bu: Dalm, sesbirim ya da
anlambirimlerin deiik kullanm ya da balamlardaki evrelerinin tmdr.
Mesela, yukarda verdiimiz rnekte evin dalmn i, sat-, -t, /e/nin dalmn
/v/ ile szcedeki br sesbirimler oluturur. Doal diller dndaki bildiriim ya da
gsterge dizgelerinde dedizimsel bantlara rastlanr. Mesela belli bir giysi
dizgesine uygun bir kyafette deiik elerin (etek-bluz-ceket) yan yana gelmesi;
bir yemekte birbiri ardna yenen yemeklerin sunduu dzen; mobilya dzleminde
yatak-dolap-masa gibi nesnelerin ayn uzamda bir araya

getirilmesi vs. dildeki

dizimsel

bantlar

trnden

ilikiler

ierir.

(42-106;

50)

Bkz.

Paradigm,

Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis


Syntax (T. Szdizim, Fr. Syntaxe): Cmlelerin yapsn inceleyen dal; Morrisin
tasnifine

gre

gstergebilimin,

gstergeler

arasndaki

biimsel

ve

yapsal

bantlar inceleyen dal. Btn dillerin gramerleri, eitli szdizim kurallarn


ierir. Bir cmlenin anlam, byk lde onu oluturan kelimelerin anlamna
baldr ancak cmlenin yaps da anlama katk salamaktadr. Bazen kelimelerin
sralan anlam deitirebilir. Mesela Ahmet, Selime hediye verdi cmlesiyle
Selin, Ahmete hediye verdi cmlesinin anlam ayn deildir. Bununla birlikte
sralanm ve anlaml kelimelerden oluan bir dizim, anlamsz da olabilir. Buna
gre her cmle, kelimelerin bir dizimidir ancak her kelime dizimi bir cmle
deildir. Szdizim kurallarna uygun olan kelime dizimleri gramatikal olarak
nitelendirilir. (109; 41-191; 16-72, 73) Bkz. Pragmatics, Semantics
System (T. Dizge, Fr. Systme): eleri ya da blmleri eitli ilkeler uyarnca
birbirine bal dzenli btn ya da yap. Mesela otomobil yedek paras satan bir
dkkandaki malzemeler rastgele ve birbirleriyle ilgisiz eitli paralarn toplam
olduu iin bir yndr ancak bu paralarn birbirlerine karlkl bir ilgiyle
balanmas sonucunda ortaya kan otomobil, bir dizge ya da yapdr. Buna gre
dizgenin btn olarak deeri, tek tek paralarn deerleri toplamndan fazladr
yani bir otomobil, btn paralarnn yan yana dizilmesinden ortaya kacak
birliktelikten ok daha deerlidir. Ayn ekilde, bir dilin dizgeli olarak yazlm bir
gramer kitab, o dilin btn kelimelerini alt alta dizen bir szlkten daha ok ie
yarar. Yapsal dilbilimin, dildeki tek tek kelimelerden ok dilin dizgesine ve
yapsna nem vermesinin sebebi de budur. Eer dilde de bir dizge olmasayd, dil,
insan bildiriiminde bu kadar etkili bir ara olarak stnln devam ettiremezdi
nk sadece bir kelimeler yn ile sonsuz sayda sonsuz sayda cmleler
sylenip anlalamazd. Saussuren belirttii gibi dil bir dizgedir ve dolaysyla
toplumsal uzlamann bir rndr. Bir dizgeyi yani dili bilmek, o dilin ifresini de
bilmek demektir. Yani iittiimiz szcklerin anlamlarn ve yan yana getirili
kurallarn bilmek demektir.
Dizge, dilin ikinci eksenini oluturur. Saussure, dizgeyi, bir dizi armsal alan
biiminde tasarlamtr. Bunlarn bir blm ses benzerlii ile bir blm de anlam
benzerliiyle belirlenmitir. Her alan gcl bir eler birikimidir nk bunlardan
yalnz biri, sylemin o annda gerekleebilir. (7-88; 13-33, 34 vd.; 8-59, 60) Bkz.
Code, Structure

Taxonomy (T. Snflandrma, Fr. Taxinomie): Dil. Dil birimlerini dalmsal, anlamsal,
biimbilimsel, szdizimsel vb. zelliklerine gre snflara ayrma. (41-184)
Text (T. Metin, Fr. Texte): Geni anlamyla, anlam asndan okunabilecek her eyi
ifade eder. Hatta baz kuramclar dnyay, toplumsal bir metin olarak dnrler.
Metin terimi her ne kadar yazl metinlere ayrcalk tanyormu gibi grnse de,
birok gstergebilimciye gre bir metin, gstergelerden oluan bir dizge veya
btndr. Yani kelimeler, grntler, sesler ve hareketler buna dahildir. Bir metin,
temsil srecinin bir rndr ancak okuyucular metnin ierdii temsil srecinden
ziyade o metinde neyin temsil edildii zerinde odaklanrlar. Metnin de cmle gibi
kendine has bir grameri vardr. Aslnda geleneksel dilbilimsel zmlemenin ilgisi
cmlelerin kuruluu zerineydi ancak sonraki zamanlarda cmlenin tutarl btnler
retmek iin art arda dizili biimini yani metni zmlemek nem kazand. Bunun
iin de iki temel yaklam gelitirildi: Sylem zmlemesi (Discourse Analysis) ve
Metin zmlemesi (Textual Analysis). Sylem zmlemesi, tabi ekilde oluan
konuma

dilinin

yaps

zerinde

odaklanr.

Mesela

karlkl

konumalar,

mlakatlar, eletiriler, sylevler vb. Metin zmlemesi ise yazl dilin yaps
zerinde odaklanr. Mesela denemeler, ilanlar, yol iaretleri vb.
Esasnda sylem ve metin, ister szl ister yazl olsun, tanmlanabilir bir
bildiriim ilevi yerine getiren btn dil birimlerini kapsayacak ekilde daha geni
bir anlamda kullanlabilir. Baz aratrmaclar szl ve yazl sylemden, bazlar
da szl ve yazl metinden sz ederler. Avrupada metin dilbilimi terimi
ounlukla metnin btn biimlerinin yapsn belirleyen dilsel ilkeleri aratrmak
iin kullanlr. Daha geni dilsel birimlerin ve yaplarn aratrlmas, birok farkl
disiplinden aratrmacnn ilgisini ekmitir. Etnograflar ve sosyologlar, toplumsal
etkileimin zellikle insanlar diyaloa girdii zaman grlen yapsn aratrm;
antropologlar, mitleri ve halk masallarn zmlemi; psikologlar, anlamann
altnda yatan zihinsel sreler zerine deneyler yapmlardr. Bunlarn dnda
yapay zeka, retorik, felsefe ve slpla ilgili disiplinlerin de bu konuda katklar
olmutur. Btn bu yaklamlarn ortak noktas, dili, ister konuucu ve dinleyici
arasnda ister yazar ve okur arasnda olsun, dinamik, toplumsal ve etkileimli bir
olgu olarak grmek gerekliliini vurgulamalardr. Ayrca anlamn, mnferit
cmlelerle deil de daha karmak biimde, mesela katlmclarn inanlar ve
beklentileri,

birbirleriyle

ve

dnyayla ilgili paylatklar bilgiler,

etkileimde

bulunduklar koullar vb. gibi gz nnde bulundurulmas gereken etkenlerle


birlikte iletildii de vurgulanmtr. (5-207, 208; 38-116; 50; 14-88) Bkz. Complex
Sign, Discourse, Representation, Textual Codes

Textual Codes (T. Metinsel Dzgler, Fr. Codes Textuel): Sem. Toplumsal ve
yorumlayc dzglerle birlikte balca dzg gruplarndan biri. Metinsel dzgler,
bizim metinlere, trlere ve iletiim aralarna (media) dair bilgimizle ilgilidir ayrca
bilimsel, gzelduyusal (aesthetic), szbilimsel (rhetorical), biembilimsel (stylistic)
dzglerle tr (genre) de iine alr. (50) Bkz. Aesthetic Codes, Code, Logical
Codes, Representational Codes, Narration, Text
Textual Determinism (T. Metinsel Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Textuel):
Sem. Bir metnin nasl zleceini, o metnin biim ve ieriinin belirlediini
savunan yaklam. (50) Bkz. Affective Fallacy, Literalism, Polysemy, Social
Determinism
Translatability (T. evirilebilirlik*): evirilebilirlik konusunda, dilde evrenselcilii
savunanlar, sylemek istediimiz her eyi herhangi bir dilde syleyebileceimizi ve
bir dilde sylediimiz her eyin baka bir dile evirilebileceini iddia ederler. Dilde
grecelii savunanlar ise, bir dilden baka bir dile evirinin ou zaman sorunlu ve
bazen de imkansz olduunu dnrler. Baz yorumcular bunun szle ifade
edilmi

dncenin

dile

evirilmesinde

de

geerli

olduunu

savunurlar.

Grecelii savunan bazlarna gre tek bir dilin iinde bile, farkl kelimeleri
kullanarak ayn eyi sylemek imkanszdr, dolaysyla biim ve ierik birbirinden
ayrlamaz ve iletiim aracnn (medium) kullanm anlamn biimlendirilmesine
katk salar. Genellikle anlatmc sanatlarn evrilmesinin ok zor, bilimsel
metinlerin ise daha kolay olduu dnlr. Kelimelerin armsal anlamlarnn
ok nemli olduuna inanan romantik edebiyat kuramclar, evirilemezlikten
yanadr. Yeni Eletiriyi (New Criticism) savunanlar da ayn ekilde dnr.
evirilebilirlik, gstergebilim ve dilbilim arasndaki bantyla ilgili bir meseledir:
Yani

mesele,

szl

olmayan

dizgelerdeki

metinlerin

szl

dile

evirilip

evirilemeyecei ya da tam tersidir. Benveniste, gstergebilimsel dizgelerin


eanlaml (synonymous) olmadn yani farkl birimlere dayanan dizgelerde ayn
eyi

syleyemeyeceimiz

ve

anlam

deitirip

dntrmeden

bir

iletiim

aracndan ya da dzgden bir bakasna dorudan eviri yapamayacamz


savunur. (50) Bkz. Channel, Medium
Transparency (T. Saydamlk, Fr. Transparence): Gnlk yaamda farkl iletiim
aralar (media) kullanlrken, uzlamlarn (conventions) herkese bilinen hle
gelmesi; ierdikleri dzglerin saydamlamas ve iletiim aracnn yansz
(neutral) gibi grnmesi. (50) Bkz. Mimesis, Representation, Materiality of the
Sign

Unarticulated Codes (T. Eklemlenmemi Dzgler, Fr. Codes Inarticul): Sem.


Birbiriyle dorudan bantl olmayan gstergelerden oluan dizi. Mesela ieklerin
dili, eklemsiz bir dzg oluturur nk her iek tr, dzgdeki dier
gstergelerle bants olmayan bamsz bir gstergedir. (50) Bkz. Articulation,
Code
Universalism (T. Evrenselcilik, Fr. Universalisme): Dil. Yzeysel yaplar farkl
olmakla birlikte, her dilin altnda yatan yapnn ayn olduunu savunan yaklam.
Dilsel grecelii savunanlarn aksine, evrenselciler, sylemek istediimiz her eyi
herhangi bir dilde syleyebileceimizi ve bir dilde sylediimiz her eyin baka bir
dile evrilebileceini savunurlar. (50) Bkz. Translatability
Unlimited Semiosis (T. Snrsz Gsterme Sreci*, Semiosis Illimit): Sem.
Umberto Eco tarafndan, gsterilenin srekli olarak deitirilebildiini yani sras
geldiinde daha baka gsterilenler iin bir gsteren ilevi grdn ifade etmek
iin kullanlan terim. (50) Bkz. Interpretant, Semiosis, Signified
Utterance (T. Szce, Fr. Enonc): letiim etkinlii iinde belirli bir dilsel iletide
bulunmak iin kullanlan tmce. (108) Bkz. Enonciation, Message
Value (T. Deer, Fr. Valeur): Saussuree gre, bir gstergenin dizgedeki konumundan,
ayn dizge iinde dier benzer birimlerle kurduu bantlardan kaynaklanan
greceli durum. Saussure, deerlerin yerleebilmesi iin toplumun zorunlu
olduunu, deeri yaratann yalnz toplumsal kullanm ve genel onay olduunu
belirtmitir. Buna gre birey tek bana hibir deer yerletiremez. Bir eyi,
paras olduu gz nne alarak tanmlamak gerekir. Saussuree gre deerin
varolabilmesi iin iki etken gereklidir: Deeri belirlenecek eyle deitirilebilir
benzemez bir e ve deeri sz konusu olan eyle karlatrlabilir benzer eler.
Buna

gre

szc

benzer

deerlerle,

kartlk

ilikisi

kurabilecei

dier

szcklerle de karlatrmak gerekir. Szcn ierii, ancak kendi dndaki


elerin yardmyla gerekten belirlenebilir. Mesela Franszca mouton (koyun),
ngilizce sheeple ayn anlama gelebilirse de ayn deeri tamaz. Bunun
sebeplerinden biri, piirilip sofraya getirilen ete ngilizcede mutton denmesi,
Franszcada ise her iki durun iin de sadece mouton szcnn kullanlmasdr.
Saussuren ortaya att deer kavram sayesinde dil eleri ne olduklaryla
deil, ne olmadklaryla tannrlar. Ayrca bu kavram, anlam sadece kelimede,
gstergede aramann yanl olduunu gstermi ve bu sayede bir gstergenin
anlamnn gstergeden ok gsterge sisteminden karlabilecei anlalmtr. (32121, 122 vd.; 50; 41-70, 71; 14-65, 66)
Structuralism, Valorization

Bkz. Meaning, Signification,

Valorization (T. Deerlenme*, Fr. Valorisation): Deerin (value), bir gsteren ve


onun

gsterileni

belirgin

deilken,

dierinin

belirgin

olduu

ikili

anlamsal

kartlklara atfedilmesi. Deerlenme, tabileme (naturalization) srecinin bir


parasdr. (50) Bkz. Naturalization, Value

Szlkte Kullanlan Ksaltmalar ve aretler:


( ): Metne it aklamalar, kaynaka numaralar
* : Yazar tarafndan nerilen Trke karlklar
Anl.: Anlambilim (Semantics)
Dil.: Dilbilim
Fel.: Felsefe
Fr.: Franszcas
Gen.: Genel Terim
Man.: Mantk
Prag.: Edimbilim (Pragmatics)
Ret.: Retorik
Sem.: Gstergebilim (Semiotics)
Sz.: Szdizim (Syntax)
T.: Trke

KAYNAKA
1.

Aksan, Doan, Anlambilim: Anlambilimin Konular ve Trkenin Anlambilimi, Ankara, Engin Yay.,
1998.

2.

Aksan, Doan, Her Ynyle Dil-Ana izgileriyle Dilbilim, Ankara, TDK Yay., 1995.

3.

Alp

(Oral)

Zeynep,

Marguerite Yourcenarn Boynu Vurulan Kali Adl yksne Anlat

Gstergebilimi-eviri likisi Asndan Bir Yaklam, Hacettepe . Edb. Fak. ngiliz Dilbilim ve
Uygulamalar Dergisi, Cilt: 1, Say:1, Kasm 2000.
4.

Altnrs, Atakan, Dil Felsefesine Giri, stanbul, nklap Yay., 2003.

5.

An Encyclopaedia of Language, edited by N. E. Collinge, London, Routledge Press, 1990.

6.

Aristotales, Poetika, ev. Samih Rifat, st., K Yay., 2003.

7.

Barthes, Roland, Gstergebilimsel Serven, ev. Mehmet Rifat-Sema Rifat, stanbul,YKY, 1997.

8.

Bakan, ., Lengistik Metodu, st., alayan Kitabevi, 1967.

9.

Batuhan, Hseyin ve Grnberg, Teo, Modern Mantk, ODT Fen-edebiyat Fak. Yay., 1984.

10. Bayrav, Sheyla, Yapsal Dilbilimi, stanbul, ..E.F. Yay., 1969.


11. Culler, Jonathan, Saussure, ev. Nihal Akbulut, st., Afa Yay., 1985.
12. Deely, John, Basics of Semiotics, Indiana University Pres, Bloomington, 1990.

13. Erkman, Fatma, Gstergebilime Giri, stanbul, Alan Yay., 1987.


14. Filizok, Rza, Anlam Analizine Giri, zmir, Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 2001.
15. Filizok, Rza, aret ve Anlam, Trk Dili ve Edebiyat Aratrmalar Dergisi IX, Ege . Basmevi, zmir,
1998.
16. Fromkin, Victoria and Romdan, Robert, An Introduction to Language, Harcourt Brace Jovanovich College
Publishers, New York, 1993.
17. Gktrk, Akit, Okuma Ura, st., ada Yay., 1980.
18. Grnberg, Teo, Anlam Kavram zerine Bir Deneme, A..D.T.C.F Yay., 1970.
19. Grnberg, Teo, Mantk Terimleri Szl, st., Ara Yay., 1989.
20. Guiraud, Pierre, Gstergebilim, ev. Mehmet Yaln, Ankara, mge Yaynlar, 1994.
21. Gnay, Doan, Gstergebilim Yazlar, st., Multilingual Yay., 2002.
22. Gzelen, Mehmet Rifat, Roman Kurgusu ve Yapsal zmleme, stanbul niversitesi Yay., 1978.
23. Hawkes, Terence, Metaphor, Methuen, London and New York, 1984.
24. Hanerliolu, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi-Kavramlar ve Akmlar, stanbul, Remzi Kitabevi, 1976.
25. Hodge, Robert ve Kress Gunther, Social Semiotics, New York, Cornell University Pres,1988.
26. Moran, Berna, Edebiyat Kuramlar ve Eletiri, stanbul, Cem Yayn, 1991.
27. Propp, Vladimir, Masaln Biimbilimi, ev. Mehmet Rifat- Sema Rifat, BFS Yay., 1985.
28. Rifat, Mehmet, Dilbilim ve Gstergebilimin ada Kuramlar, stanbul, Dzlem Yayn, 1990.
29. Rifat, Mehmet, Gstergebilimin ABCsi, Simavi Yaynlar, 1992.
30. Rifat, Mehmet, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I. Tarihe ve Eletirel
Dnceler, stanbul, YKY, 1998.
31. Rifat, Mehmet, Gsterge Eletirisi, stanbul, Kaf Yay., 1999.
32. Saussure, F. de, Genel Dilbilim Dersleri I-II, ev. Berke Vardar, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara,
1985.
33. Sebeok, Thomas, Signs An Introduction to Semiotics, Univerity of Toronto Pres, Toronto and Buffalo,
1994
34. Sebeok, Thomas, The Forms of Meaning, Mouton de Gruyter, Berlin and New York, 2000.
35. Scholes, Robert, Semiotics and Interpretation, Yale University Pres, New Haven and London, 1982.
36. Searle, John R, Sz Edimleri, ev. Levent Aysever, Ayra Yay., Ankara, 2000.
37. TDK, Dilbilim Terimleri Szl, Ankara, Gney Matbaaclk ve Gazetecilik TAO, 1949.
38. The Cambridge Encyclopedia of Language, David Crystal, Cambridge U. Pres, Cambridge, 1987.
39. Linguistics for Students of Literature, Traugott, Elizabeth Closs and Pratt, Mary Louise New York,
Harcourt Brace Jovanovich, 1980.
40. ok, Necip, Genel Dilbilim, st., Multilingual Yay., 2004.
41. Vardar, Berke, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Szl, Ankara, TDK, 1980.
42. Vardar, Berke, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Ankara, TDK, 1982.

43. Vendryes, J.V., Dil ve Dnce, ev. Berke Vardar, st., Multilingual Yay., 2001.
44. Wardhaugh, Ronald, Introduction to Linguistics, New York, McGraw-Hill Book Company, 1977.
45. Ycel, Tahsin, Anlat Yerlemleri, st., YKY, 1995.
46. Ycel, Tahsin, Yapsalclk, st.,YKY, 1999.
47. http://www.wordiq.com/dictionary/Semiotics.html
48. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem1.html
49. http://www.pespmc1.vub.ac.be/SEMIOTER.html#Sign
50. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem-gloss.html
51. http://www.wsu.edu/~ice_age/semiotics.htm
52. http://www.sil.org/linguistics/glossary/
53. http://www.arts.auc.bc.ca/fina/glossary/s_list.html#semiotics
54. http://www.revue-texto-net/Biblio/Glossaire_en.html#head
55. http://www.isisemiotics.fi/semiotics.html
56. http://www.lchc.ucsd.edu/MCA/Mail/xmcamail.1996_01.dir/0238.html
57. http://www.zhurnal.ru/staff/garny/english/index.htm
58. http://www.rdillman.com/HFCL/GLOSS/hfclglossS.html#SEMIOTICS
59. http://www.rdillman.com/hfcl/TUTOR/tutor0.html
60. http://www.geocities.com/CollegePark/9349/sa-index.html
61. http://www.geography.dur.ac.uk/teaching/level1/module3/3_7/docs/textanalysis_3-html
62. http://www.wordiq.com/definition/Literary_semiotics
63. http://www.chass.utoronto.ca/epc/srb/cyber/sim1.html
64. http://www.chass.utoronto.ca/epc/srb/cyber/cyber.html
65. http://www.cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/semiomean/berlomea2.html
66. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No5/index.htm
67. http://www. cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/indices/glossary.html
68. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No13/index.html
69. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-11-12/index.html
70. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No1/index.html
71. http://www.ling.kgw.tu-berlin.de/semiotik/english/index_e.htm
72. http://www.icomm.uoregan.edu/~cbybee/i388/index.html
73. http://www.ic.arizona.edu/~comm300/mary/semiotics/barthes.terms.html
74. http://www.press.jhu.edu/books/hopkins_guide_to_literary_theory/entries/narratology.html
75. http://www.vlc.polyu.edu.hk/academicwriter/evidence/Paraphrase/paraphrase.htm
76. http:// www.cs.cf.ac.uk/fun/welsh/Glossary_main.html

77. http://www.uta.edu/english/TAR/officeweb/defs1.htm
78. http://athena.english.vt.edu/~baugh/bosch/R-A-Main.htm
79. http://humanities.byu.edu/rhetoric/Figures/A/allegory.htm
80. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem08.html
81. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem06.html
82. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem-gloss.html
83. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem09.html
84. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem05.html
85. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem03.html
86. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem02.html
87. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem04.html
88. http://www.indiana.edu/~educp550/shtcrs.html
89. http://www.wsu.edu/~ice_age/glossary.htm
90. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem2.html
91. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem3.html
92. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem4.html
93. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem1.html
94. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/denotation_connotation.html
95. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/icon.html
96. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/isotopy.html
97. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/metonymy.html
98. http://labweb.education.wisc.edu/Semiotics/definitions/defined_semiotics.html
99. http://www.olinda.com/VC/lectures/Semiotics/semiotics.htm
100.

http://iupress.indiana.edu/instruct_guide/anacult/chapter2.html

101.

http://homepages.waymark.net/~bikechic/def_signs.html

102.

http://www.hw.ac.uk/langWWW/lingloss.html

103.

http://www.press.jhu.edu/books/hopkins_guide_to_literary_theory/entries/narratology.html

104.

http://www.cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/semiomean/semio1.html

105.

http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem08a.html

106.

http://www.labweb.education.wisc.edu/Semiotics/definitions/defined_semiotics.html

107.

http://www.olinda.com/VC/lectures/Semiotics/semiotics.htm

108.

http://iupress.indiana.edu/instruct_guide/anacult/chapter2.html

109.

http://homepages.waymark.net/~bikechic/def_signs.html

110.

http://www.hw.ac.uk/langWWW/lingloss.html

-----------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.ege-edebiyat.org

You might also like