Professional Documents
Culture Documents
sayı kavramı vardır. Kimi dillerde bulunan duygu betimleyen kavramlar kimi başka
dillerde bulunmaz. Dil bilim bu gibi ayrı yönleri araştırırken dil felsefesi ortak
olan üzerine odaklanır.
Tüm dillerin mantıksal yapısı özne ve yüklem ayrımını barındırır. Yapan ile yapılan iş,
yapanın yapılana yönelmesi ortak şemalar olarak görülebilir.
Düşünmek için dil gerekli midir? Dil bir iletişim dizgesine indirgenebilir mi? Sözcük
parçalarına ayrılmış bir tümcenin her bir parçası ayrı bir anlam dünyasına gönderimde
bulunur, bütün bu sözcüklerin insanda bulunan ve bu ayrı anlam dünyalarının kesiştiği
bir kavram ya da rahim denilebilecek bir havzada birbirine bağlanır. Bir tümce sadece
bir tümce değildir.
Özne, tümcede özne yerini tutan şeydir. Örneğin “Samet çok çalışıyor” cümlesinde
özne Samet’in kendisi değil “Samet” adıdır. Diğer yandan tümce ne hakkındaysa ona
genelde “mantıksal özne” ve Frege geleneğinde “nesne” adını veriyoruz. Manidâr!
Özne ile yüklemi tümce içerisinde bir arada tutan şey nedir? Sorusu önemlidir. Frege
yüklemin “boşluklu-doymamış” bir terim olduğunu, öznenin “boşluksuz-doymuş”
bir terim olduğunu ve özne yüklemin boşluğuna oturarak bir tümceyi oluşturduğunu
söyler.
İki terim aynı nesneye gönderme yapıyorsa buna “eşgöndermeli” diyoruz. Öznenin
gönderme yaptığı şeyden ziyade özne dışında kalan yüklemin neye gönderme yaptığı
hususunda tartışmalar yoğunlaşmaktadır. Örneğin; “Çimen yeşildir” tümcesinde
“yeşildir” neye gönderme yapar?
Tabi burada “tümcelerin gönderme yapan dilsel unsurlar olup olmadıkları ve eğer
öyleyse neye gönderme yaptıkları” tartışması önemlidir.
Dil-dünya ilişkisini, bir tümce ile o tümcenin doğruluk değeri arasındaki ilişki
cinsinden de düşünebiliriz. Klasik görüşe göre dünyaya dair bir düşüncemizi dile
getirdiğimiz bir tümce, eğer dünyada bir olguya karşılık geliyorsa doğru,
gelmiyorsa yanlıştır. Düşünce vakıaya ya da nesneye tam olarak tekabül ettiği zaman
bu duruma “olgu” denir. Klasik görüşe göre “doğru ve yanlış” olmak üzere iki tane
doğruluk değerli vardır. Ancak modern dönemde 3 ve daha fazla doğruluk değerleri
üretilmiştir.
Sentaksın ve modern mantığın öncüsü Frege, basit tümceleri özne ve yüklem olarak
iki mantıksal kategoriye ayırır. Özne konumundaki terim bir “nesne”ye gönderme
yaparken, nesneye nitelik atfetmemizi sağlayan yüklem de bir kavrama gönderme
yapar. Mantıksal özne tek bir nesneye gönderme yapma zorunluluğu varken yüklem
birden fazla özneye yüklenebilir.
Tümce sentaktik bir varlık iken, o tümcenin anlamı semantik bir varlıktır.
Bundan dolayı çağdaş dil felsefecileri tümceyi, tümcenin anlamından ayırırlar. Tümce
ile o tümcenin anlamı arasında bir ayrım yapmasaydık, farklı dilleri konuşan insanları
düşüncelerinin aynı olmasını açıklayamazdık. Tümce ile önerme (anlam) ayrıdır. Buna
göre düşüncenin temelini tümceler değil önermeler oluşturur. Zihinde canlandırmakla
düşünmek farklıdır. Kişi anlamını bilmediği bir tümceyi de zihinde canlandırabilir.
Ancak bu düşünce olmaz. Düşünmek için o tümcenin dile getirdiği önermenin
kavranması gerekir.
Semantik Gönderme kavramı bir terim ile bir şey arasında (nesne kavram nitelik vb.)
arasındaki ilişkiye işaret eder.
Diğer yandan kişinin bir terimi kullanarak bir şeye gönderme yapması durumunu da
ifade eden pragmatik bir gönderme kavramı da vardır.
Semantik gönderme kavramında bir terim ile soyut bir şey arasındaki soyut bir
ilişkiyken Pragmatik gönderme kavramı bir kişinin bir terimi kullanarak
gerçekleştirdiği bir iş, daha doğrusu (Austin’in deyimiyle) bir dil edimidir.