Professional Documents
Culture Documents
Emeğimiz, bedeni
ERKEK EGEMENLİĞİNE
KAZAN KALDIRIYORUZ
SOSYALİST
DEMOKRASİ
GAZETESİ
ÖZEL SAYI 12
25 ŞUBAT 2012
3 TL
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ
İSTİYORUZ Etrafımızı kuşatan erkek egemenliğine karşı ‘zor hayat’larımızın içinden çıkarak başkaldırıyoruz.
Evde emeğimizin sömürülmesine, piyasada değersizleştirilmesine, tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine, savaşa karşı;
hep birilerinin bizim adımıza karar verip, sesimizin kısılmak istenmesine karşı;
bedenimizin, kimliğimizin, emeğimizin üzerinde kurulan erkek egemen tahakküme karşı kazan kaldırıyoruz!
SUSMUYORUZ, ITAAT ETMIYORUZ,
BIZE SUNULANLARI KABUL ETMIYORUZ.
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ IÇIN SOKAKLARA ÇIKIYORUZ!
neler demiştik?
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ
İÇİN SOKAKLARA!
yazdığı bu sözler, muhafazakârlığın Muhafazakârlığın ğurganlığın devlet kontrolüne alın- DEMOKRASİ, www.akgenclik.org.tr/
include/File/DocFile/muhafazakar.doc
asla gündelik yaşam pratikleri ile kadın bedeni ile imtihanı masının da bir aracıdır artık. 3“Mürekkep yalamış” türden beyaz
sınırlı bir mesele olmayıp, kapitaliz- Türk-kenti-orta sınıf faşizmine maruz
“İslamcı kesimin yaşam koçu” Muhafazakâr demokrat AKP’nin kaldığımız bayrak histerisi dönemi hala
min esaslı bir toplumsal mühendislik
olarak anılan ve çok eşliliğin yasallaş- Genel Başkanı ve Başbakan hafızalarımızdaki tazeliğini korusa da
ajanı olduğunun en özlü ifadesidir. Baskın Oran’ın “iki tür küçük burjuvazi”
tırılması üzerine sözleriyle gündeme Erdoğan’ın “üç çocuk” sözlerinin al-
Şıracı Bakan’ın bozacı şahidi esnaf ayrımı için bkz. http://www.radikal.com.tr/
gelen Sibel Üresin, ironik biçimde tındaki de kadın bedeninin kontrolü ek_haber.php?ek=r2&haberno=7102
örneğinde olduğu gibi, kendisine
sadece sözleri ile değil soyadı ile de konusundaki aynı takıntıdır. 4Yeni Yoksulluk ve Etnisite, Sibel
hep taşra gericiliğinden ve küçük Özbudun: “[Yapısallaşan yoksulluğun]
Damızlık Kızın Hikâyesi’ni anım-
burjuvazinin “mürekkep yalama- Kadınların canına kast bir başka önemli veçhesi ise, bazı
satıyor. Ro- sosyal kategorileri neredeyse bir bütün
mış” kesiminden suç ortağı bulmuş
manı AKP iktidarının rakamlar itibariyle olarak kapsamasıdır: kadınlar, gençler/
olan muhafazakârlık, kentli üst ve çocuklar, yaşlılar, engelliler, etnik
oku- korkunç sonuçlarından biri, on yıllık gruplar… Zaten dezavantajlı kesimleri
orta sınıfları yaşam tarzına müda-
süreçte 5000’e (yazıyla beş bin!) ya- oluşturan bu sektörlerin yaşam koşulları,
hale korkusu ile dürterken, esas ka- neo-liberal ekonomik siyasaların
kın kadının; kocası, babası, sevgilisi,
bak emekçilerin başına patlamakta, uygulanmaya konulmasıyla, yoksulluğun
abisi, kardeşi yani en yakını sayılan “kadınlaşmasından, çocuklaşmasından,
emekçilerin en emekçisi olan kadın-
cümle erkek tarafından katliama etnikleşmesinden” söz etmeyi mümkün
lar da bundan katmerli etkilenmek- kılacak ölçüde bozulmuştur.”
dönüşen kadın cinayetlerinde öldü-
tedir. 5Erkek Egemenliği, Kapitalizm ve
rülmüş olması. “Bizim iktidarımızda Doğurganlığın Kontrolü, Ayşe Toksöz,
artmadı, görünür oldu” teranesinin, bianet.org: “… bahsi geçen nüfusu
artırmaya yönelik politikaların en önemli
yazının önceki satırlarında ele alınan ayaklarından biri de gebelik önleyicilere,
olgularla birlikte düşünüldüğünde, çocuk düşür(t)meye ve bebek ölümlerine
herhangi bir kıymeti harbiyesi, cid- getirilen sert cezalardır. Doğum kontrolü
sağlayan bu tekniklere ilişkin bilgiye
diyeti kalmıyor. sahip olan ve bunu uygulayan kadınlarsa,
‘cadı’ olarak suçlanır ve öldürülür.
Kadın cinayetleri, yeni li- Böylece kadınlar, Orta Çağ boyunca
beral ekonomi politikaları ile ‘kadın bilgisi’ olagelmiş ve onlara kendi
bunların pürüzsüz, sorun- bedenleri üzerinde neredeyse mutlak
tasarruf yeteneği sağlamış olan bu
suz ve en yüksek rıza ile alandan tamamen dışlanmış; doğurmaya
uygulan- mahkum kılındıkları çocuklarla (ki bunlar
geleceğin ücretli emek ve ev içi emek
masındaki havuzunu oluşturacaklardır) beraber eve
işlev gö- kapatılmıştır.
6 Mart 2012 | Kadınların Kurtuluşu
TAKİPÇİSİYİZ:
İstanbul’da 2 Aralık günü Gülay Armağan eşi baltayla öldürdü. gerekçesiyle düşük ceza alacak, birkaç yıl sonra
tarafında kafasına baltayla vurularak öldürüldü. çıkıp hayatına kaldığı yerden devam edecek.
Metin Armağan o bildik savunmaya sarılacak
Metin Armağan’ın boşanmak için mahkemeye
yine: Kendimi kaybettim. Ve kim bilir Gülay’ın Şimdi hangi savcı bizi inandırabilir Metin’in
başvurmasının ardından Gülay’ın yakınlarının
sesinin çıkamayacağına olanca güveniyle neler bu cinayeti planlayarak işlemediğine.
Gülay’ı evden almak istemesine yanıtı “Za-
anlatacak…
ten dava açtım, bir şey yapmayacağım, rahat GÜLAY’IN DAVASI KADINLARIN DAVASI. 29
olun” olmuştu. Bundan sadece 2 gün sonra Katili bu davada yine “haksız tahrik”, “iyi MART’TA İSTANBUL ÜSKÜDAR 1. AĞIR CEZA’DA
ise Metin Armağan, iki çocuk annesi Gülay’ı hal” indirimleri alacak; planlayarak öldürmediği OLACAK ILK DURUŞMADA ORADA OLACAĞIZ.
PEŞİNİ BIRAKMADIKLARIMIZ
rının devamına karar vererek duruş- lerinde söylediği gibi bir Cuma ezan nunda savcı “tecavüzle ilgili yeterli
mayı 28 Mart 2012 tarihine erteledi. saatinde öldürüldü. Sanık ağırlaştı- delil olmadığı” gerekçesiyle sanıkla-
Kadınlar duruşma boyunca geciktiri- rılmış müebbet cezası aldı. Yargıtay rın beraatini istedi. Avukat Cevriye
len adalet için eylem yapıldı. ise planlayarak öldürmediği kanısıyla Aydın’ın açıklamasına göre ise dos-
kararı bozdu. Dava 21 Şubat’ta yeni- ya içerisinde birçok somut delil var.
Gülay Yaşar
den başladı. Daha önce olduğu gibi Bunlardan biri tecavüze uğrayan
Koruma talebi öldürüldükten 11 kadınlar davayı takip edecekler. kadının ruh sağlığının bozulduğuna
gün sonra savcılığa gönderilen Gü- dair Adli Tıp raporuydu. Ayrıca kadı-
ADLI TIP RAPORU YINE
lay Yaşar’ın ilk duruşması 8 Aralık’ta nın ifadeleriyle uyuşan teknik tespit-
Nejla
TECAVÜZCÜLERI
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde gö- ler de mevcut.
Yıldız
SOKAĞA BIRAKTI
rüldü. Duruşmaya kadar birçok hu-
kuksuzluk yaşanan davanın 28 Şubat Ankara Sincan’da 2010’da üni- Dava sırasında takipçi kadınlara
20 Ekim yapılan polis baskısı, gözaltılar ve
2012’de ikinci duruşması yapılacak. versite öğrencisi İ.G.’yi kaçırıp, te-
2010 tari- tehditler de davanın bir başka boyu-
cavüz eden Arif Yavuz ve Tolga De-
hinde, kızı- YARGITAY’DA SONUÇLANANLAR tu. 10 erkek toplumdaki yerlerinde
niz, yaklaşık 7 ay tutuklu kaldıktan
nın eski er- hayatlarına devam ederken dava er-
Ayşe Paşalı sonra serbest bırakıldı. Gerekçe Adli
kek arkadaşı telendikçe yargı suça ortak oluyor.
Ayşe Paşalı’yı 11 yerinden bı- Tıp’tan gelecek raporun en az bir yıl
Gazi Baltacı
çaklayarak öldüren eski eşi İstikbal daha gelemeyeceği, bu süreçte te- UTANÇ DAVASI
tarafından
Yetkin için Ankara 1’inci Ağır Ceza cavüzcülerin mağdur olmaması idi. HALA SONUÇLANMADI
evinin yakınla-
Mahkemesi’nin verdiği ağırlaştırılmış Sonraki duruşmalarda mağdur avu-
rındaki otobüs Siirt’te, Nisan 2010 yılında ilköğ-
müebbet hapis cezası Yargıtay’da katlarının sanıkların tutuklanması ta-
durağında 17 ye- retim okulu öğrencisi dört kız çocu-
lebine savcının yanıtı sanıkların hu-
rinden bıçaklana- da onandı. Yargıtay 1’inci Ceza Da-
kuksal durumunda tahliyelerinden ğunun, aralarında bakkal, manav,
rak öldürülen Necla iresi kararını oy birliği ile aldı. Paşalı
bu yana bir değişiklik olmadığı için tuhafiyeci ve iki de kamu görevlisi-
Yıldız’ın ilk duruşması eski eşinin ölüm tehditleri nedeniyle
tutukluluk talebinin reddini istemek nin bulunduğu 35 kişi tarafından 2
aradan 9 ay geçtikten son- koruma talep etmiş ancak savcılık
oldu. Mahkeme heyeti oy çokluğu yıl boyunca toplu tecavüze uğradığı
ra görülmeye başlanmış, sanıksa adli boşandığı gerekçesiyle reddetmişti.
ile tecavüzcülerin tutuksuz yargı- ortaya çıktı. Zanlılardan biri de 70’li
tıp kurumundan gelecek akıl sağlığı Bir çok davada haksız tahrik indirimi
lanmalarına karar verdi. Mahkeme yaşlardaydı. Duruşmalar başladığın-
ile ilgili rapor nedeniyle duruşmaya uygulanmadığı gerekçesi ile kararı
Başkanı Osman Kaçmaz ise sanıkla- da ise davayı takip eden kadınlar
bile katılmamıştı. Yıldız’ın Baltacı ile bozan Yargıtay’ı bu sefer davanın
rın tutuklu yargılanması gerektiğini sanık yakınlarının saldırısına uğradı,
ilgili açtığı saldırı davası da öldürül- kadınlar tarafından sahiplenilmesi
belirterek, karara karşı oy verdi. tehdit edildi.
dükten sonra görülmeye başlanmış, durdurdu.
Nejla Yıldız’ın duruşmaya zorla geti- FETHIYE DAVASI’NDA Skandallar davası sanıklarından il-
Demet Eygi
rilmesine karar verilmişti. Erkek ada- SAVCI BUYURDU: köğretim müdür yardımcısı Fahret-
let adliye binasında çalışan Yıldız’ın Adana’da Türkçe öğretmeni De- TECAVÜZE DELIL YOK! tin Kuzu 473 gün yakalan(a)madı!
öldürüldüğünü bu vesileyle öğrendi. met Eygi’yi beraberlik teklifini kabul Bu süreçte Kuzu maaşını almaya de-
2007 yılının Haziran ayında
23 Şubat’ta görülecek duruşmaya etmediği için 10 bıçak darbesiyle vam etti, sağlık sorunları nedeniyle
Muğla’nın Fethiye ilçesinde 25 ya-
başta üyesi bulunduğu KESK olmak öldüren Hüseyin Ayyıldız 4 Ekim hastaneye yattı. Erkek dayanışması
şındaki bir kadın, aralarında kamu
üzere tüm kadınlar katılacak. 2010’da dava sonuçlanarak 25 yıl sayesinde bir tecavüzcü aylarca eli-
görevlilerinin, öğretmenlerin ve milli
hapis cezasına mahkûm edilmişti. ni kolunu sallaya sallaya sokaklarda
Esin Güneş eğitim müfettişinin de bulunduğu 8
Dosyalı inceleyen Yargıtay Cumhuri- dolaştı.
kişi tarafından toplu tecavüze uğra-
24 Ağustos 2010 yılında kocası yet Başsavcılığı, sanık hakkında tah-
mıştı. Utanç davası olarak bilinen dava-
Güven Güneş ve Beşir Üzüm tara- rik indirimi uygulanmadığı için kara-
fından uçurumdan atılarak öldü- rın bozulmasını istedi. Sanığa fazla Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’- nın 13. Duruşması geçtiğimiz gün-
rüldüğü iddia edilen Esin Güneş’in ceza verildiğini savunan Savcı, sa- nde görülen duruşmanın yedincisi lerde Siirt Ağır Ceza Mahkemesinde
davasının 3. duruşması 15 Şubat’ta nığın ve tanıklarının açıklamalarına 17 Şubat günü görüldü. Mahkeme görüldü. Duruşmada tutuklu yargı-
Siirt’te görüldü. Savcılığın intahar di- itibar edilmesi gerektiğini savundu. hâkimi, kadının avukatlarının “yar- lanan 10 sanık ve tutuksuz yargıla-
yerek dosyayı kapatmasını Esin’in ai- gılanan sanıkların bilgisayarlarından nan 9 sanık hazır bulundu. Davanın
Ayşe Yılbaş gidişatının ise erkek yargının teca-
lesinin mücadelesi önledi. Mahkeme çıkan pornografik görüntülerin in-
heyeti, olay yerinde keşif yapılması- Boşanmak istediği kocası tara- celenmesi” talebini davayla alakası vüzcü erkeklerle dayanışmasını orta-
na, DNA örneklerinin incelenmesine fından daha önce defalarca tehdit yok gerekçesiyle reddetti. Dava 27 ya koyuyor.Kadınlar ise davayı sonu-
ve sanıkların tutuksuz yargılanmala- edilen Ayşe Yılbaş, kocasının tehdit- Nisan’a ertelenirken duruşma so- na kadar takip edecek.
8 Mart 2012 | Kadınların Kurtuluşu
TARİHİMİZDEN KESİTLER
Dünyada 8 Mart:
1857’de ABD’nin New York kentinde 40.000 1910 yılının Ağustos’unda Danimarka’da topla- tirdiğinden Dünya Kadınlar Günü için bu olayın
dokuma işçisi kadın daha iyi çalışma koşulları ta- nan 2. Enternasyonal’in Kadınlar Konferansı’nda, önemi büyüktür. 8 Mart tarihi 1914 yılından beri
lebiyle grev başlattı. Kadın işçiler, işgünü süresinin Clara Zetkin’in önerisiyle bir Uluslararası Kadınlar Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilmektedir.
uzunluğu, kötü çalışma koşullarına karşı müca- Günü belirleme kararı alındı. Bu karardan yola çı- İkinci kuşak kadın hareketinin hala yükseliş içinde
dele bayrağını yükseltmişlerdi. 12-14 saati bulan karak ilk kez 19 Mart 1911’de Avusturya, Dani- olduğu 1975’teyse bu gün BM tarafından da res-
çalışma sürelerinin 8 saate çekilmesi ve çalışma marka, Almanya ve İsviçre’de toplam bir milyonu men tanındı.
koşullarının düzeltilmesi için greve gittiler. aşkın kişinin katıldığı eylemler düzenlendi. Aradan Kadınların hakları için yürüttükleri mücadeleler,
bir hafta geçmeden, 25 Mart’ta New York’taki sosyalist kadınların öncülüğünde tarih sahnesin-
1889 Kibritçi kadınlar grevi: Londra’daki Bryant
Triangle Tekstil de görünür hale getirildi. Kadınların 1857’de yak-
ve May farikalarında
Fabrikası’nda tığı kıvılcım, 53 yıl sonra tüm dünya kadınlarının
dehşet verici koşullar
çıkan yangın- ortak mücadele tarihi olarak gelenekleşti.
altında çalışan kadın-
da, neredeyse
lar beyaz fosforla çalış- Dünya, yaratıcısı kadınlar olan, önderliğini ka-
tamamı göç-
manın sonucu olarak dınların başlattığı grevlerle çalkalanırken, yaşadı-
men kadın-
çene kemiği hastalık- ğımız coğrafyada bu hareketlenmelerin tabiî ki
lardan oluşan yansımaları oldu. Kadınlar işçi grevlerinde mü-
larına yakalanıyorlardı.
146 genç işçi cadele bayrağını yükseltirken, yaşamın bütününe
Çene kemikleri çürüyor
yaşamını yi- karşı da sözlerini söylediler.
ve yemek yiyemiyorlar-
dı. Çalışma koşullarının
düzeltilmesi için yaptık-
ları grev kitlesel destek
gördü. 1908’de, “Be-
yaz Fosfor“ maddesi,
sendikal hareket saye-
sinde yasaklandı.
1908 yılının 8 Mart’ında yine dokuma işçisi ka-
dınlar grev başlatarak işyerlerini işgal ettiler. Ta-
leplerini daha da genişletmişlerdi: “8 saatlik işgü-
nü, çocuk emeğinin sömürülmesine son verilmesi
ve kadınlara oy hakkı tanınması.”
1909’da Manhattan’da 20 bin gömlek işçisi ka-
dının grevi, diğer fabrikalara da yayıldı. Polis sal-
dırısında yüzlerce kadın yaralandı ve tutuklandı.
Grev, talepleri kabul edilinceye kadar, yaklaşık iki
ay sürdü.
KADINLAR ÇALIŞMAYIN,
ÜÇ ÇOCUK DOĞURARAK MUHAFAZAKÂR,
DİNDAR NESİL YETİŞTİRİN!
Torba Yasa gibi benzeri uygulamalar emeğiyle geçinenleri daha da
yoksullaştırmakta, kadınları esnek, güvencesiz çalışmaya itmekteyken,
çocuk ve yaşlı bakımını kadınların üzerine daha bir yıkarak, cinsiyetçi
istihdam politikalarını derinleştirmektedir.
istekleri resmileşti. Toplumsal cinsiyet rolleri açı- • Bir tür iş eğitimi şartı şeklindeki ‘Mesleki
sından ev işleri ve bakım hizmetleri üzerlerinde Yeterlilik Belgesi’, paraları ve zamanları olmayan
görünen kadınlar, bu tür çalışma biçimlerini ter- kadınları kapsa(ya)madığı için boşa düşmektedir.
cih etmek zorunda kalmaya başlayacaklar. Böyle- • 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir-
ce kadın, hem sermayenin istediği işgücünü kar- geme Kurumu Kanunu’nun ek 7. Maddesi gere-
şılayacak hem de erkek-kapitalist devletten talep ği bakıma muhtaç engelli vatandaşlar için verilen
edilen bakım hizmetlerini yerine getirerek devleti ‘Evde Bakım Aylığı’, bu insanların ailelerine eko-
bu sorumluluğundan kurtaracak. Her türlü emeği nomik destek gibi görünse de, bakım hizmetinin
sömürülen kadın, muhafazakârlaşmanın da etki- evde kadın tarafından üretileceği göz önünde
siyle ‘ait olduğu’ evine kapatılarak, ‘evinin kadını, bulundurulduğunda, devlet sadaka kültürünü
çocuklarının anası’ olmayı sürdürürken, kamusal yaygınlaştırarak kadın emeği üzerinden bakım so-
yaşamdan, örgütlü mücadeleden de uzak tutu- rumluluğundan kurtulmaktadır.
lacak. Aynı zamanda kreş, çocuk bakım evlerine • OECD’nin 2011’de yayınladığı Değişen Aile-
Hep deriz ya, ‘Zor de gerek kalmayacak. Kadınların ucuz işgücü ol- ler Raporu’nda Türkiye, kadının iş hayatından sü-
bir süreçten geçiyoruz’ diye. Gerçek- maları durumu derinleştirilirken ‘eşit işe eşit ücret’ rekli olarak çekildiği tek ülke olarak açıklanmıştır.
ten ezilen sınıf, ezilen halklar, ezilen cins ve tüm ilkesini de yerle bir etmiş olacak. Çalışma Bakanlığı’nın kadının çalışma yaşamında-
‘ötekiler’ için hep zordur yaşam. Ama şimdilerde
• Torba Yasa, genç ve kadın istihdamını teş- ki oranını belirtirken kullandığı ifadeye göre “Bu
daha çok hissediyoruz bu duyguyu… Sağlıktaki
ve eğitimdeki özelleştirmeler, çalışma yaşamında vik etmek üzere, işverene düşen primlerin İşsizlik
güvencesiz, esnek, performansa dayalı istihdam Fonundan ödenmesini sağladığı için devlet, prim
tarzının kural halini alması, muhaliflere yönelik alacaklarını işverenden tahsil etmek yerine çalı-
antidemokratik uygulamalar, bitirilmek isten- şanların fonundan karşılayarak ‘sermayeye pozitif
meyen savaş, yükselen militarizm ve şovenizm ayrımcılık’ uygulamalarını da hayata geçirdi.
herkes için yaşamı zorlaştırırken; kadına yönelik
şiddet tüm bunlardan beslenerek artıyor. Emek- • Aynı yasa, anneye 16 hafta, babaya 10 gün-
çilerin insanca yaşam haklarını elinden alan tüm lük doğum izni vererek, çocuk bakımını yine kadı-
yasal düzenlemeler ve beraberindeki uygulama- na havale etti. Ebeveyn izni ise gündemden geri
lar, öncelikle kadının ezilmişliğini katmerleştiriyor. çekildi. Anneye verilen 24 aylık ücretsiz doğum
izin olumlu bir değişiklik gibi görünse de, eşlerin
AKP hükümetinin 10 yıllık iktidarı boyunca fiili
her ikisinin de çalıştığı ama ekonomik sıkıntıların
uygulamaları, söylemleri ve çıkardığı yasalara göz oranla Türkiye, Ortadoğu ülkeleriyle aynı grupta
aşılmadığı emekçi kesimler için bu iznin kimler ta-
attığımızda bu durumu daha net görebiliriz: yer alırken, Güney Avrupa ile Latin Amerika ülke-
lerinin, hatta Malezya’nın bile oldukça gerisinde
kalmaktadır.”
• Kadın işçilerin geçirdiği iş kazaları devlet
tarafından eksik verilmekte, özellikle tarım işçileri
SGK istatistiklerinde yer almamaktadır. Buradan
çıkan sonuç, en çok kadın işçilerin iş kazası bilgile-
EĞİTİMİN İKTİDARI MI
YOKSA İKTİDARIN EĞİTİMİ Mİ?
(BELKI DE
İKTIDAR HASTALIĞINDAN
KURTULABILMEK IÇIN EĞITIM!)
Eğitim tabii ki siyasidir, ideolojiktir ve aktif olarak bir etkileme
faaliyetidir. Kimi etkileyerek neye ulaşılmaya çalışıldığı ve ortaya
çıkan modelle ne yapılacağıdır önemli olan.
Yaşar Tarakçı
Eğitimin bireysel bir hak olarak talep edilmesinin eğitim alanındaki sorunlarla tek tek uğraşırken 1. Amaç ne-
üzerinden yüzyıllar geçti. Ancak eğitimin sadece gözden kaçırılmaması gereken nokta Apple’ın dir?
seçkinlerin yararlanabildiği bir hizmet olmaktan dediği gibi ‘Eğitimin siyasi bir iş olduğu’dur. 2. İçerik nasıl düzen-
çıktığı ve toplumun tüm kesimlerinin yararlana- Eğitim tabii ki siyasidir, ideolojiktir ve aktif ola- lenmiştir?
bildiği bir aşamaya hala tam olarak ulaşıldığı söy- rak bir etkileme faaliyetidir. Kimi etkileyerek neye
lenemez. ulaşılmaya çalışıldığı ve ortaya çıkan modelle 3. Nerede yapılmakta-
ne yapılacağıdır önemli olan. dır? Kullanılan araç-gereç-
Peki, eğitim herkes için gerekli midir?
ler nelerdir?
Örgütlenmiş, formel, okullar eliyle yürütü- Atatürkçü bir nesil, dindar bir nesil, dü-
len eğitim faaliyeti sonunda ortaya çıkan şünen, araştıran ve sorgulayan bir nesil, 4. Kim tarafından veril-
‘eğitilmiş birey ya da eğitilmiş toplum’ ki- toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemiş mektedir?
min çıkarınadır? bir nesil vs. amaçlarla eğitimin içeriği 5. Kimin ihtiyacını karşı-
Apple; “Eğitim bir uzlaşma ve mücadele ala- belirlenebilir; sınıf ortamları, ders araç layacaktır? Kimin sesine
nıdır. Ayrıca hizmet kurumlarının ne yapması, ve gereçleri düzenlenebilir; öğretmen yanıt verecektir?
kime hizmet etmesi ve bu kararları kimin vermesi de bu amaçların herhangi birine uymaya
6. Eğitimi alanların ön bil-
gerektiğine ilişkin daha geniş çatışmaların sergi- zorlanarak/ikna edilerek, istenen amaçlar için
gileri önemli midir/ önemse-
lendiği bir alan olarak ortaya çıkar” der. “Yine de eğitim bir araç olarak kullanılabilir. Eğitim ama- necek midir?
eğitim kendi başına, eğitim politikası, finansmanı, ca ulaşmada bir araç olabildiği gibi kişinin kendi-
müfredatı, pedagojisi ve değerlendirmesine özgü nin farkına varması ve kendini gerçekleştirmesini Freire, eğitimin eleştirel bir diyalogla başlama-
kaynakların, iktidarın ve ideolojinin iç içe geçtiği sağlayabilecek olağanüstü bir ortam da sunabilir. sı gerektiğini sürekli olarak vurgulamıştır. Çünkü
arenalardan biridir” diyerek eğitimin hem neden, Yani eğitim bazen amaç (örn. bir meslek edindir- eğitim, hem egemen kurumları eğitmeli ve toplu-
hem sonuç; hem bir belirleyen hem de belirlenen mek için) bazen ise araçtır (örn. erkek egemen mun daha geniş kesimlerini esaslı bir sorgulama
olduğunu da ifade etmektedir. ideolojinin devamının sağlanması için). içine sokmalı, hem de aynı zamanda bu sorgula-
ma var olan işleyişiyle bu kurumlardan faydalan-
Eğitim dendiğinde aklımıza okul, öğretmen, Eğitim dendiğinde her aşamada durup sorul- ma olanağına en az sahip olanları da kapsamalı
öğrenci ve ders materyalleri gelmektedir. Bizler ması gereken sorular vardır: ve sürece dahil etmeli, demektedir.
Kadınlar açısından eğitime bakıldığında, Gök,
“Eğitim, kadınları güçler hiyerarşisinin alt basa-
maklarında tutacak biçimde yapılandığı ve ger-
çekleştiği ölçüde ataerkil kültürün ve ideolojinin
yeniden üretimine hizmet eder” diyerek iyi eğitim
görmüş pek çok kadının ev kadını olmayı seçme-
sini, erkeğin iktidarını kabul etmesini, eğitimde
edindikleri cinsiyetçi değerlere bağlar.
İktidarlardan kurtulabilmek için eğitimin her
aşamasının toplumsal cinsiyet gözlüğüyle de ir-
delenmesi ve kadınların bu sürece dahil edilmesi
gereklidir. Çünkü eğitim; ezilenlerin, öteki-
leştirilenlerin, yoksulların, kadınların ih-
tiyaçlarına yanıt verecek biçimde düzen-
lendiğinde içinde barındırdığı devrimci
dönüşüm gücü açığa çıkartılabilir ve top-
lumların eşitlik ve özgürlük idealine ulaş-
masına aracılık yapabilir.
KÜRTAJ DENEYİMİ
Kadınların en zor kararlarından, en büyük korkularından biridir kürtaj. Bu yüzden de üzerine pek
konuşmak istemeyiz. Biz üç kadın bu korkumuzun üzerine gidelim ve deneyimlerimizi paylaşa-
lım, konuşalım istedik. Başta biraz tutuk olsak, durumu sıradanlaştırmaya çalışsak da, zamanında
canımızı çok sıkan bu deneyimi, belki unutmak, belki de hatırlayıp anılarımızı tazelemek isteği-
mizin bir sonucu olarak paylaşabildik. Ama konuştukça gördük ki hepimiz aynı şeyleri yaşamış,
aynı şeyleri hissetmişiz. Kürtaj çok da korkutucu bir şey değilmiş. Bizim yaşadığımız bu zorluğu
birçok kadının da yaşadığını ama bastırdığını düşünerek, biz açığa çıkaralım ve sizinle de konuş-
tuklarımızı paylaşalım istedik.
Her şey gayet iyi giderken ner- Şimdi belli sorularla başlattığımız dık, yine çift çizgi, kesin hamileyim dığımı hatırlıyorum. Daha sonra bu-
den çıktı bu hamilelik, ben korunu- sonra kendiliğinden akıp giden soh- dedim. Emin olduktan sonra biraz nun normal ve olabilecek bir durum
yordum nasıl olabilir böyle bir şey? betimize geçelim. rahatladım. Ya öyleyse ya değilse olduğunu bilmeme rağmen yalnız
Kürtaj olmak insanın canını çok ya- başıma halletmek istediğimi hatırlı-
kar mı? Kürtaj olmadan bundan kur- yorum bu meseleyi.
tulmanın bir yolu yok mu? Acaba
Hamile olduğumuz andan
çocuk doğurmayı istiyor muyum?
kürtaj kararını alana kadar be-
Madem hamile kaldım, doğursam
raber olduğumuz kişi, arkadaş-
mı? Kürtaj olunca başka bir zaman
larımız ve çevremizle nasıl ilişki
çocuk doğurmak istersem tekrar
kurduk, ilişkilerimizde bir etki-
hamile kalabilir miyim? Parayı nere-
si oldu mu aldığımız kararın?
den bulacağım? Anneme söylesem
mi? İşyerindekilere/okuldakilere ne Ayşe: Ben bir gün çocuk doğur-
derim izin almam gerekirse? İnsan- mak istiyordum, yani hala istiyorum
lardan nasıl gizlerim ya da kimlere ama o an bu an değildi. Bu nedenle
söyleyebilirim kürtaj olduğumu? kürtaj olmak istediğimden çok emin-
Arkadaşlarıma söylediğimde bu du- dim. Erkek arkadaşımsa çocuk fikri-
rumla ilgili ne düşünecekler acaba ne sıcak bakıyordu ama evet şimdi
gibi binlerce soru ilk anda kafamıza değil. Bu konuda bir mutabakatı-
üşüşüverir. Bu sorular üzerine olan mız olduğu için kürtaj olma isteğim
sohbetimize geçmeden önce belki üzerine çok konuşmadık, sadece
de biraz sohbet ettiğimiz kadınların önceden ikimiz de böyle bir şey ya-
sosyal durumuyla ilgili bilgi vermek şamadığımız için en güvenli nerede
yerinde olacak. Çünkü bu durum- yaptırabiliriz, ne kadara mal olur
la ilgili yapılacak değerlendirmeler gibi sorunlar üzerine daha fazla ko-
kısmen tüm kadınlar için ortaklık nuştuk. Bir de çalıştığım işyerinden
oluştursa da eminiz ki kişinin için- ne deyip izin alacağım ya da insanlar
de bulunduğu koşullar itibariyle de ne düşünecek, sorunu. Bunu herke-
değişkenlik gösterebilir. En önemli se söyleyemeyeceğim kesindi ama
belirtmek istediğimiz nokta kürtaj söyleyebildiğim arkadaşlarımın bile
olduğumuzda hiç birimiz evli değil- durumu biraz yadırgayacağı korku-
dik, hala evli değiliz ve evlenmeyi de suyla ilk anda çok az arkadaşımla, o
düşünmüyoruz. Evlilik vurgusunu da çözüm odaklı, yani nerde yaptı-
burada yapmamızın nedeni ise, bu rabileceğim konusunda akıl danışa-
sürecin evli olan ve evli olmayan ka- bileceğim arkadaşlarımla konuştum.
dınlar için farklı yaptırımları barındırı-
bitmişti, sadece bundan sonra ne Meral: Ben de sadece birkaç ka-
yor olması, evli isen hala eşinin rızası Hamile olduğumuzu ilk na-
yapmak istediğimiz ya da ne yapma- dın arkadaşımla konuştum onlar
olmadan kürtaj yaptıramazken, evli sıl anladık? Anladığımızda ilk
mız gerektiği sorusu kalmıştı ortada. da, evet, bu konuda deneyim sahi-
değilsen kürtaj sigorta kapsamında yaptığımız veya hissettiğimiz bi olan ve bana yardımcı olabilecek
yer almıyor, sağlığını riske atmayan şey ne oldu? Meral: Ben ilk hamile kaldığımda kadınlardı. Çünkü gerçekten ilk anda
bir özel klinikte kürtaj yaptırırsan çok 17 yaşındaydım, belki de o nedenle
Ayşe: Ben hamile kaldığımda insan ben böyle bir hatayı nasıl ya-
pahalı. Bir ilişkin olduğu bilinmesine beni biraz fazla hırpalayan bir süreç
korunuyordum aslında; yani evet parım duygusundan kurtulamıyor
rağmen birçok kişi tarafından, hami- oldu. Çok korktum, hatta şehir de-
biraz düzensiz kullanmıştım ilaçları ve arkadaşlarının da seni dikkatsiz ve
leliğin yine de meşru görülmüyor ve ğiştirdim kürtaj olmak için. Şu anda
ama korunuyordum. Uzun bir süre tedbirsiz olmakla suçlayacağını dü-
daha fazla yalan söylemek zorunda biraz abarttığımı ve bu korku halinin
vücudumdaki değişikliklere ve regl şünüyorsun fakat bunların tamamen
kaldığın (ailen, işyerin, okul arkadaş-
toplum tarafından şartlandırıldığımız hüsnü kuruntu yani insanın o an
ları vb.) bir süreçle karşı karşıya ka- dönemimin gecikmesine aldırış et-
bir şey olduğunu düşünüyorum. içinde bulunduğu durumla ilgili ol-
labiliyorsun. Bunun yanında hepimiz memeye ya da strese falan bağlama-
ya çalışarak bekledim. Daha sonra Yağmur: Ben de korunuyordum, duğunu insan zaman geçtikçe daha
20-35 yaş aralığındayız. Kürtaj oldu-
eczaneden kendim almak istemedim ona rağmen hamile kalmış olabile- iyi anlıyor.
ğumuz dönemler genelimizde bu
yaş aralığına rastlıyor. Kararlarımızda gebelik testini; erkek arkadaşımı yol- ceğim şüphesiyle mümkün olan en Benim erkek arkadaşım bu du-
içinde bulunduğumuz koşullar kadar layıp bir test aldırttım. Sonuç pozitif uzak ve belki bir daha hiç uğramaya- rumdan çok yıpranmış ve çok üzül-
yaşımızın da önemli bir etkisi vardır. çıktı. İkna olmadım bir test daha al- cağım bir eczaneden gebelik testi al- müştü hatta bazen onun bu duruma
Kadınların Kurtuluşu | Mart 2012 23
mak bazen onu çözümsüzmüş gibi görmesine kü sorun bitti gibi düşünmüştüm. Fakat daha
neden olabiliyor insanın, bu nedenle belki de çok önce dediğim gibi beraber yaşadığım erkek
yakın arkadaşlarımla bile bu konuyu çok konuş- arkadaşım bu fikirle pek barışık olmadığı için atlat-
mak istemedim. ması zaman aldı. Tabi çocuk doğurmayı isteme-
mek kadar istemek de kişinin kendi ve hayatıyla
Kürtaj olmak için gittiğimizde olum-
ilgili alacağı bir karar, ben ikisinin de kadının ken-
lu ya da olumsuz ne gibi bir durumlarla
di beden bütünlüğüyle ilgili kararlar olduğunu ve
karşılaştık, kürtajdan önce ve sonra fikir-
hangi doğrultuda olursa olsun bu kararın bizim
lerimizde herhangi bir değişme oldu mu,
vermemiz gereken bir karar olduğunu düşünüyo-
daha sonra herhangi bir sağlık problemiy-
rum. Çünkü bir çocuk kadının hayatında çok ra-
le karşılaştık mı?
dikal değişikliklere neden olabiliyor; mühim olan
Ayşe: Ben kürtaj olmaya erkek arkadaşım ve bu değişikliğe hazır olmak ya da olmamak. Ben o
kardeşimle gittim. İkisi de beni rahatlatmaya ça- zaman hazır değildim, eğer bir gün hazır hisse-
lışıyordu ama hepimiz biraz tedirgindik herhangi dersem çocuk doğurabilirim de.
bir aksilik ya da bir sağlık problemiyle karşı karşıya Yağmur: Ben hala çocuk sahibi olmak istemi-
kalır mıyız diye. Beni en çok strese sokansa ard yorum. Kürtaj olduğum süreçte de böyle bir karar
arda sorulan “evli misiniz?” sorusu oldu. Çünkü verme süreci yaşamadığım için belki daha rahat
evli isem prosedür değişecek ve bir de eşin im- atlattım. Kürtaj olduğum yerde hiç olumsuz bir
zası gerekecekti. Evli olan ve eşinden izinsiz ço- sorunla karşılaşmadım, tabi biraz şans oluyor as-
benden daha fazla üzüldüğünü düşünüyorum cuk aldırmak isteyen kadınların eşleri durumu lında ilk kürtaj olduğunda böyle bir yer bulmak.
çünkü bir yerden sonra bence biz kadınlar için öğrenince muayenehaneye dava açma hakları Sonrasında da zaten doktorumla devamlı görüş-
teknik bir mesele haline geliyor belki sağlık prob- doğuyormuş ve başları derde girebiliyormuş gibi tüm. Ne kadar rahat ve büyütülmemesi gereken
lemlerinin oluşması dışında çok fazla tedirgin- bir giriş konuşması dinlemek zorunda kaldım. Bir bir şey olarak düşünsem de tekrar hamile kalmak
lik yaşamıyoruz. Fakat onlar, hele bir de çocuk de kürtaj olmak için uzandığımız yerin çok sevim- istemiyorum çünkü bu bir kadın için gerçekten
sahibi olmak istedikleri bir dönemse gerçekten siz olduğunu düşünüyorum, o durum insanda zaman alan bir süreç oluyor ve yorucu. O yüz-
duygusallaşıyorlar. Fakat sen kürtaj olmak istedi- bir gerginlik yaratıyor fakat bunların hepsi nar- den bu alanla ilgili bilimsel çalışmaların daha fazla
ğinden emin olduğun için pek diretemedikleri bir koz verilene kadar. Uyuyup uyanıyorsun ve her yapılması gerek. Ama bilimin/bilimsel çalışmaların
süreç yaşıyorlar. Burada demek istediğim tabi ki şey bitmiş oluyor. Gerçekten de uyandığımda bu da erkeklerin tekelinde olduğunu biliyoruz. Eğer
bu benim bedenim ve onla ilgili kararları kendi kadar basit bir şey olduğuna inanamadığımı ha- bunu yaşayan erkekler olsaydı, şimdiye kadar yüz-
başıma almak istemem çok normal fakat kürtaj tırlıyorum. Sonrasında tüm yakın arkadaşlarıma lerce kez çok daha kolay bir çözüm bulunabilir, iş
konusunda çiftler arasında bir mutabakat yoksa söyledim, o kadar rahatlamıştım yani. Bu korku kürtaja kadar gitmeden; kadının bedeni ve ruhu
ilişkiyi biraz yıpratan bir hal alabiliyor aslında. Tabi hali toplum tarafından pompalanan bir şeymiş o yıpranmadan daha basit, etkili doğum kontrol
aile ve okul arkadaşlarınla kurduğun dil bambaş- an fark ettim. Şimdi hamile kalsam ve yine kürtaj yöntemleri bulunabilirdi. Sanırım bununla da ilgili
ka, çoğunlukla yalan söylemek zorunda kaldığımı olmak istesem aynı stresi yaşamam diye düşünü- mücadele etmek için işe başlamamız gerekecek.
hatırlıyorum. yorum; fakat bir süre kan değerlerim çok düştüğü
Önce tutuk başlayan sohbetimiz giderek de-
için çeşitli sağlık problemleri yaşadığımdan tekrar
Yağmur: Ben ilk öğrendiğim andan itibaren rinleşti, gazete yazı çıkarmak amacıyla bir araya
böyle bir şey yaşamamaya daha çok özen göster-
hep yalnız başıma hareket etmek istedim hatta bir gelmiştik fakat sohbetimiz bittiğinde aslında bir-
diğimi söyleyebilirim.
seferinde kimseye haber vermeden kürtaj olmaya birimizin bu konuyu konuşmaya ne kadar ihtiya-
gittim. Bu beraber olduğum adam için belki kırı- Meral: Ben de kadın arkadaşımla gitmiştim. İki cımızın olduğunu gördük. Sanırım 4-5 saat kadar
cı olmuştu o zaman ama, aslında bunu bir sere- defa narkoz verdikleri için çok tedirgin olduğu- konuşma sürdü. Ve bizi esas şaşırtan her birimiz
moni haline getirmenin olayı büyütmekten başka muzu hatırlıyorum. Zaten gergindim, iyice pekiş- yaşadıklarımızı kendimize özel sanırken nasıl da
bir şeye hizmet etmeyeceğini düşündüğüm için tirmişti bu durum gerginliğimi. Aslında ben çok aynı şeyleri yaşamış ve benzer şeyleri hissetmiş ol-
böyle davrandım ve bana kendimi daha iyi his- gergin olduğum için narkoz işe yaramıyordu ama duğumuzdu. Sonuç olarak evet kürtaj olmak çok
settireceğini düşündüm. Gerçekten de daha iyi orda bunun altında farklı nedenler aramaları bizi sevimli bir şey değildi fakat korkutucu da değildi.
hissettim; çünkü bazen insan kendi için neyin en çok huzursuz etmişti. Neyse bir şekilde bittikten Esas önemli olan, birimize duygularımızı açıkça
doğru olduğunu bilse de dış etkenler yüzünden sonra gerçekten çok rahatlamıştım. İlişkimde de anlattığımızda sorunlar daha basitleşiyor ve hiçbir
canı daha çok sıkılabiliyor. Bir sorunu çok konuş- bunu çok konuşmak istemedim daha sonra; çün- şey tartışılamaz, tabu olarak gelmiyor.
İSRAİL’İN
‘ROSA PARKS’
VAKASI
“Kimse bana nerede oturacağımı söyleyemez!”
İsrail’de on yıllardır görmezden gelinen ultra İsrail’deki “mehadrin” (helal) otobüs 28 yaşındaki Tanya Rosenblit’in bu direnişi,
Ortodoks Yahudilerin toplumla uyum sorunu, uygulamasına göre ultra Ortodoks Yahudilere 50’li yıllara dek ABD’nin güney eyaletlerindeki
sonunda bir otobüs krizi ile, İsrail’in Rosa Parks ayrılmış ve cinsiyet ayrımcılığı uygulanan uygulanan ırk ayrımcılığını başlattığı sivil itaatsizlik
olayıyla patlayıverdi. hatlar var. Otobüslerin ön tarafı erkeklere eylemi ile sona erdiren Rosa Parks olayını
ayrılırken, kadınlar ancak arka koltuklarda hatırlatıyor.
oturabiliyorlar. Ancak tıpkı Rosa gibi, İsrail’de Aşırı dincilere göre yüzyıl önce dinin karşısındaki
de bu uygulamaya karşı çıkan kadınlar oldu. tehdit laik milliyetçilik ve sosyalizmdi, bugünse
feminizm. Bu kesim, feminizmin toplum için
Tanya Rosenblit isimli genç bir kadın
muazzam bir “ideolojik ve ahlaki sorun” olduğunu
şoförün arkasındaki koltuklardan birine
iddia ediyor. Bu eksende tartışmalı konulara her
oturunca aşırı dinci bir erkek ona arka tarafa hafta yenileri ekleniyor ve aşırı dinciler ile cinsiyet
geçmesini söyledi. Tanya “Kimse bana nerede ayrımcılığına karşı çıkanlar arasındaki saflaşma
oturacağımı söyleyemez!” diyerek bu “emri” giderek keskinleşiyor. Örneğin kadın sağlığı ile
reddetti. Bunun üzerine otobüste büyük bir ilgili bir konferansta konunun uzmanı kadınların
kriz çıktı, polis geldi, iş uzadı ama Tanya’nın kürsüye çıkması yasaklanıyor. Sekiz yaşında
ısrarlı tavrı sonucu şoför yoluna aynen devam bir kız çocuğu bile örtünmediği için saldırıya
etmek zorunda kaldı. uğrayabiliyor.
ARAP BAHARI ve
MELEKLERİN CİNSİYETİ Mısır’da seçim sonrası kurulan ana-
yasa komisyonunda kadınlar bir kişi
ile bile temsil edilmiyor. Mübarek
döneminde getirilen kadın kotası
kaldırıldığı için, kadınlar mecliste
yedi seçilmiş, dört atanmış olmak
üzere toplamda sadece 11 kadın
milletvekili ile temsil ediliyorlar.
evli olanlar-olmayanlar diye ikiye ayrılması istendi.
Samira gibi evli olmayan kadınlara “bekâret testi”
işkencesi yapıldı. Samira, yaşadıklarını yargıya
taşıyabilen tek kadın.
Kadına biçilen toplumsal roller, kadın bedenine
giydirilen anlamlar; devrim yolu Mısırlı kadınları
hiç de yabancısı olmadıkları şekilde selamladı.
Eylemlerle geçen bir yılın ardından Mısır seçimler
ve sonuçlarıyla konuşuluyor. Yeni anayasanın
yapılabilmesi için anayasa komisyonu kuruldu;
kurulan anayasa komisyonunda kadınlar bir kişi
ile bile temsil edilmedi. Seçimlerin galibi, yüzde
Bunca alt üst oluş içinde meleklerin cinsiyetini önemli bir şey yaşanıyordu. Özellikle tarihsel olarak 46 gibi ezici bir çoğunluk kazanan Müslüman
tartışır duruma düşmemek için, NATO’nun Arap dünyası üzerindeki siyasi ve entelektüel etkisi Kardeşler oldu ve seçimler öncesi Mübarek
Libya’ya askeri saldırısı ile birlikte “lanetlenen” açık olan Mısır’da yaşanan bir değişimin domino döneminde getirilen kadın kotası kaldırıldığı
Arap halk ayaklanmalarını, siyah ya da beyaz tek etkisi diye adlandırılan sonuçlar doğurabileceği için, kadınlar mecliste yedi seçilmiş, dört
renk değerlendirmek yerine, devrimin diyalektik fikri; Mısır’da yaşananlara umutla bakan herkesin atanmış olmak üzere toplamda sadece 11 kadın
işleyişi ve her ülkenin kendi özgünlüğü içinde ele ortak paydasıydı: Mısır halkı, daha ötesinde tüm milletvekili ile temsil ediliyorlar. Yani iş kadınların
almak epeyce akliselim bir yaklaşım olur. Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları için daha güzel siyasi temsiliyet kazanması olunca, yeni meclisin
bir dünya! hiç umut vaat etmediği açık. Siyasetin “normal”
Bu diyalektik işleyişi ve ülke özgünlüklerini
kanalları işlemeye başladığında dahi; kadınlara
ortaya çıkarmak için iki pratik soruyu akılda tutmak Uzaktan bakanların beslediği umudu yeşertmek
yer yok.
yeterli: Tarihte her devrim başarıya ulaşmış mıdır, ise, Mısırlılar için hiç de kolay değildi; önce
başarısız olanlarını cami avlusuna mı terk etmek Mübarek’in, sonrasında Askeri Konsey’in Mısırlı kadınlar ne yapacak, normal kanallarda
gerekir? Arap Baharı, Batı medyasının bir PR saldırılarına, silahlara, tanklara; yaralanmalarla, kendilerine yer açmak için mi uğraşacak; erkeklerin
çalışması veya bir “emperyalist oyunu” mudur? işkencelerle ölümlerle yanıt verebilmeyi bir gün dönüşmesi için bugün fedakârlık mı
Yoksa neoliberalizmin insanlığa ilk küresel çaplı gerektiriyordu; sonuç olarak, binlerce insan bu yapacak, yoksa “hadi ordan” deyip siyaseti
faturası olan gıda/açlık krizi gibi veya Arap bedeli ödeyerek var olmak/var etmek zorunda erkeklere bırakıp evine mi dönecek?
halklarının var olma hakkının, önce Batı destekli kaldı Mısır devrimini. Tahrir Meydanı’nın birleştirdiği kadınların
İsrail saldırganlığı tarafından, ardından 11 Eylül siyasetin kendilerine sundukları karşısında
Ayaklanmaların görünen yüzlerinden belki
sonrası sözde “teröre karşı” cadı avında ayaklar bölünmesi belki kaçınılmaz. Ama, özellikle de
de en önemlisinin kadınlar olduğu apaçıktı.
altına alınması gibi ekonomik/sosyal/tarihsel gerek Tunus gerekse Mısır’da İslami partilerin
Sokaklardaki sayıları erkekler kadar çok değildi
sebeplerle, objektif/subjektif şartlarla ilişkisi var yüksek oylarla iktidara geldiğini düşünerek,
ama çoktular; ve özellikle bazı kadınlar/kadınlara
mıdır? devrim sürecinin kadınlara yine bildik kazığını
yapılanlar ayrıştırıcı oldu. Devrimin sembol
Biz kadınlar, bu soruları aklımızda tutalım. isimleri denildiğinde akla gelenler; ayaklanmanın attığını; hatta kadınlar için eskisinden de kötü
Ama bizim meleklerin cinsiyetini de tartışmamız hemen bir yıl öncesinde polis tarafından gözaltına sonuçlar doğuracağını düşünüp üzülmek için çok
gerekiyor. Kadınlar devrim yoluna kanlarını yine alındıktan sonra öldürülen Halid Said’in ve 9 erken.
cömertçe sunsalar da, devrim onlara bir kez daha Ekim’de vurularak öldürülen Mina Daniel’in Son bir yılda yaşananlar, pek çok ırkçı, oryantalist
cimri davranıyor. anneleri: İki kadını da sembol kılan ortak özellikleri fikri yerle bir etti; aynısını kadınlar için de istemek
“annelikleri”. fazla olmayacaktır.
Önce Tunus, hemen ardından Mısır; çeyrek
yüzyılı aşkın zamandır iktidarda olan Bin Ali ve Yine Askeri Konsey’in (SCAF) “Mısır’ın büyük
Mübarek’i devirmek için sokaklara çıktığında kadınlarından” özür dilemesini getiren eylem; 22
elbette Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında Aralık’ta on binlerce kadının, Ghada Kamal’ın
önce saçlarından sürüklenip sonra askerler
Mübarek’in devrilmesini izleyen tarafından kıyafetleri sıyrılarak yarı çıplak
günlerde gözaltına alınan Sami- olarak dövülmesine karşı sokaklara
çıkması oldu. Ghada Kamal’ın bedeninin
ra ve diğer kadınların, evli olan- görüntüleri, hala Askeri Konsey’in
lar-olmayanlar diye ikiye ayrılması uyguladığı şiddetin sembolü.
istendi. Samira gibi evli olmayan Bir de sembol olması zor olan;
dillendirilmesi bile bireysel karar, çaba,
kadınlara “bekâret testi” işkencesi cesaret gerektirenler var. Samira gibi.
yapıldı. Samira, yaşadıklarını yargı- Mübarek’in devrilmesini izleyen günlerde
ya taşıyabilen tek kadın. gözaltına alınan Samira ve diğer kadınların,
28 Mart 2012 | Kadınların Kurtuluşu
KAVRAMLARLA ANLAŞMAK
Bağımsız kadın örgütlenmesi
Ezilenler ezilmişliklerinin bilincine varmadığı ve
bunun için mücadele etmediği müddetçe ezen-
ler egemenliklerini devam ettirecektir. Bu nedenle
ezilenler kendi sorunları çerçevesinde örgütlen-
melerini yaratmak zorundadır. Kadınların da ken-
di özörgütlenmelerini yaratmaları, bu ezme-ezil-
me ilişkisiyle mücadelenin bir gereğidir. Bağımsız
kadın örgütlenmesi; bin yıldır varlığını sürdüren
erkek egemen sisteme karşı, kadınların susturulan
sesini yükseltebilmesi için hemcinsleriyle birlik-
te patriyarkal kapitalist sistemin ürettiği kadınlar
arası rekabete karşı dayanışma ilişkisi içerisinde
örgütlenmeleridir. Her ulustan, sınıftan veya top-
lumsal kesimden kadının, salt kadın olmaktan
kaynaklanan ortak ezilmişliklerine, kadın ezilmiş-
liğine karşı, sadece kadınlardan oluşan, erkekler-
den, erkek egemenliğinden, devletten ve serma-
yeden bağımsız mücadelesidir.
Kadınların salt sendika, meslek örgütü veya siyasi
parti gibi oluşumların içinde kendi sınıfsal çıkarları
için mücadele vermesinin, kadın kurtuluş müca-
delesi için yeterli olmadığı görüşünden kaynak
alır. Bu yüzden, kadınların, bulundukları yerlerde
var olan bağımsız kadın örgütlenmeleri içerisinde
yer almalarını, olmayan yerlerde yaratılması için
mücadele vermelerini öngörür.
Cins körlüğü / Cinsiyet körlüğü
İhtiyaçları, çıkarları, kaynaklara, iktidar ya da sos-
yo-politik statüye erişimleri konusunda kadın ve len- özel ve ev içi alanlara, erkeklerinse -genellikle Kadın dayanışması
erkek arasındaki farklılıkları göz önünde tutama- iktisadi ve politik olduğu kabul edilen- kamusal
alanlara ait oldukları varsayımıdır. Özel alan poli- İngilizce’de kız kardeş anlamına gelen sister söz-
ma; düşünce ya da uygulamada cins çözümle-
tikası dünyada ve Türkiye’de ikinci dalga feminiz- cüğü önceleri ailenin dikişlerini diken ya da ütü
mesinden yoksunluk. Bu körlük, cins temelinde
min etkisi ile tartışılmaya başlamıştır. Özel alan- yapan gündelikçiler için kullanılıyordu. Daha
ayrımcılığın sürmesine yardım eder. Örneğin, bir
kamusal alan ayrımı daha çok kadınların aleyhine sonraları, ortak, özellikle adanmışlık gerektiren
kadının başarısızlığının nedenini tüm çevresel,
sonuçlanmıştır. “Özel olan politiktir” sloganı bu- davalar için bir araya gelen kadınlara atfen Latin-
politik etkilerden bağımsız kendi kişisel problem-
ce soror sözcüğünden türeyen sorority kavramı
lerine bağlayan yanlış bir bilinçtir. Ayrıca, kadın- radan ileri gelmektedir. Bu slogan, kamusal/özel,
İngilizce’ye yerleşti. Bu sözcük de daha sonra ye-
erkek arasındaki iktidar ilişkisinin ortadan kaldı- toplumsal/toplumsal olmayan bölünmesinin
rini sisterhood’a (kız kardeşlik) bıraktı. “Kız Kardeş-
rılmasının sosyalizme havale edilmesi de bir cins baştan aşağı yapay olduğunu ortaya koyar. Bu
likten Kuvvet Doğar” sloganı ABD’deki kadın kur-
körlüğüdür. Kısaca cins körlüğü, bin yıldır sürege- slogan, örneğin aile içindeki ilişkilerin politik iliş-
tuluş hareketince benimsenerek ilk kez 1968’de
len erkek egemen sistemin varlığını inkâr etmek- kiler olduğu, ailenin politik bir topluluk olduğu
feminist sözlükte yerini aldı. Türkiye’de kadın ha-
tir. Cins körlüğüne yakalanan insanların ağzından anlamına gelir. Cinsiyetler arasındaki aşk ilişkileri
reketinin sözlüğünde bu kavrama karşılık olarak
genelde şu cümleleri duyarız; “Kadın ya da erkek denen ilişkiler toplumsal olarak inşa edilmiş iliş-
kadın dayanışması terimi yerleşti.
yoktur, insan vardır”, “Kadın erkeğe göre alt ko- kilerdir. Doğal düzenin bir parçası olarak görülen
numdaysa, niye anayasa, toprak ana hatta anayol bir yığın ilişkiyi politik tahlile dâhil etmenin bir yo- Feminist harekette kadın dayanışması kadınların
gibi ifadeler var?”, “Peki erkekleri de yetiştiren ka- ludur bu slogan. güçlenmek için birbirleriyle geniş çapta özgül bir
dınlar değil midir?”, “Kadın isterse başarır.” biçimde bağ kurmaları anlamına gelir. Erkek daya-
Başka bir deyişle, özel alan bir mahrumiyetin, yok- nışmasına atfen kullanılan kardeşlik terimi daima
Cinsiyet kimliği sun kılınmanın alanıdır. Antik Yunan döneminde olumlu anlamda güçlülük ve yoldaşlık anlamlarını
Cinsiyet kimliği psikolojide, bir bireyin kendini ait bu ayrım oikos/polis ikiliği biçiminde ortaya çıkar. içermesine karşın, kadın dayanışması olumsuz bir
hissettiği cinsiyet olarak tanımlanır. Bu kimliğin, Polis özgürlüğün, kendi kaderini belirlemenin, anlama çekilebiliyor. Çünkü kendi gündemlerini
çoğunlukla bireyin bedensel özellikleri ile ilgili ol- dünyayı dönüştürmenin, kamusal etkinliğin, insa- gerçekleştirmek için örgütlenen kadınların göster-
duğu düşünülür. Ancak bu kavram, bireyin ken- nın özne oluşunun alanı yani şehrin göbeğiyken, miş olduğu kadın dayanışması, erkek egemenliği
disini sadece dişi ya da erkek olarak algılaması ile oikos zorunluluğun, üretimin yani oikos terimin- altındaki kurulu düzen için bir tehdittir de aynı
sınırlı değildir. Cinsiyet kimliği, bireyin cinsel eği- den de anlayacağımız gibi ekonominin bağrında- zamanda. Bu yüzden tekrar ve tekrar diyoruz ki,
limleri, dış görünüşü ve bunların toplum içindeki dır. Demek ki antik Yunan kentinde ve Yunan dü- Yaşasın Kadın Dayanışması!
yansımasını da içerir. Judith Butler’ın ele aldığı bir şüncesinde özel alan/kamusal alan ikiliği, üretim
ve yeniden-üretim bir yanda, politika-kamusallık Cam tavan / Görünmez engel
kavram olarak cinsiyet kimliği, evrensel bir kimlik
değildir. Butler’a göre cinsiyet kimliği, sebep ol- diğer yanda olmak üzere toplumu ortadan bölen İşyerlerinde, eğitimlerine ve uzmanlıklarına bak-
duğu iddia edilen davranışları performatif olarak bir ikiliktir. Bu ikiye ayrılmış dünyanın oikos tara- maksızın ya da ayrımcılığı önlemeye yönelik yasa
an be an kuran bir performanstır, yani kadın/er- fında kadınlar-köleler-çocuklar, polis tarafında ise ve yönetmeliklere aldırmaksızın, hatta istihdam
kek olarak sadece dış görünüme bakarak belirle- erkekler vardır. Şimdi ise oikos’ta üretim, emek, kalıplarında kadın sayısını artırmaya yönelik olum-
nen iki seçenekten biri değildir. yani ekonomi görünmezken, üretimin merkezi lu eylem uygulamalarına rağmen kadınları mes-
polis’e kaymıştır. Alanlara dâhil olan unsurlar de- lekte üstün mevkilere yükselmekten fiilen alıko-
Özel alan / Kamusal alan ğişim gösterse de, patriyarkal sisteme göre alanla- yan ve çoğu kez bir “kıdemli erkekler” şebekesinin
Toplumun kadın ve erkek alanlarına ayrıldığı, rın ayrılış biçimi ve özerk olmayan alanda kimlerin işbirliğiyle yürüyen ayrımcı davranışların toplam
kadınların -genellikle iktisadi olmadığı kabul edi- olduğu hala değişmemiştir. etkisidir.
Kadınların Kurtuluşu | Mart 2012 29
ZAVALLILAR’IN DÜNYASINDA
‘ZAVALLI’ OLMAYAN TEK ŞEY BELLA
Umutlu, politik, güzel, güçlü ve hayatını geleceği değiştirmeye adayan feminist bir iradenin
hikâyesi Zavallılar. Ve bu hikâyede “zavallı” olmayan tek şey, zincirlere bağlanmamış, cinsiyet
rolleriyle kısıtlanmamış o korkusuz kadın figürü.
“İnsan düşüncesini ve hayat ile sosyal düzen- Bir kadını bugünün “kadınsal” özelliklerine sa- kadınları, çocukları, erkekle-
lemeler üzerine sağlam fikirlerin oluşumunu en- hip olmaya iten de, erkeğin içindeki erk’i yaratan ri, erki, sömürüyü görerek.
gelleyen tüm zorluklar içerisinde en büyüğü, şu da işte bu tarif edilemez cehalet ve ilgisizliktir. Gördüğü şeyleri önceden dayatılan basmakalıp
an insanoğlunun kendi karakterini şekillendiren Çocukluktan itibaren belli toplumsal etkiler şekil- bilgiler olmaksızın yorumluyor ve ortaya zavallı
etkilerle ilgili tarif edilemez cehaleti ve ilgisizliği- lendiriyor kim olduğumuzu. Karakterimiz bağımlı, doktor Godwin Baxter’ı sevecek bir kadından çok
dir.” diyor John Stuart Mill. (The Subjection of aklımız belli bir teknikle işliyor. daha fazlası çıkıyor: Sosyalist bir feminist.
Women, 1869)
Alasdair Gray, Sel Yayıncılık’tan çıkan Zavallı- Bir kadın olarak hiçbir ahlaki dayatmaya ma-
lar isimli şahane romanında bu tekniğe, bu ba- ruz kalmıyor Bella. İçindeki iyilik de, kötülük de
ğımlılığa çomak sokuyor. Tamamen bağımsız bir “ahlak”tan ileri gelmiyor. Ahlak onun için anla-
akıl çiziyor ve çocukluktan itibaren şekillenmemiş, mını bilmediği bir kelimeden fazlası değil. Ne na-
ancak kendine verilen bilgiyi yorumlama kapasi- musla kirletiyor hayatını, ne ahlakla, ne de başka
tesine sahip olduktan sonra öğrenen ve gelişen bir toplumsal dayatmayla. Hiçbiri olmadan, dü-
bir beyne sahip, bu yüzden belki de gerçekten de şüncesini hiçbir yere dayandırmadan karar veriyor
“özgür irade”li bir kadın yaratıyor. Aslında erkek Bella dünyayı gördüğü ilk anlardan itibaren: Dün-
eliyle yaratılan, bir kadının sevgisine delicesine ya, muhakkak, değişmek zorunda.
muhtaç zavallı bir doktorun dehasıyla var edilen
“Herkes kendini sıcak tutacak bir dış kabuk
bu kadın, kadınlığa, insanlığa, duyarlılığa dair
bulmak zorunda, ceplerinde para bulunan iyi
tüm ezberleri darmadağın ediyor.
bir palto gibi. Ben Sosyalist olmalıyım.” diyen
Bella’nın hikâyesi gayrimeşru bir ameliyat ma- Bella’nın hafızasız, eğitimsiz algısı zihnen ve be-
sasında, kendisine ait olmayan yeni doğmuş bir denen sınırsız özgürlüğe açılan bir kapı. Umutlu,
beyinle güzel ve genç bedeninin birleştirilmesiyle politik, güzel, güçlü ve hayatını geleceği değiş-
başlıyor. Onu yaratan dâhi adam da bilmiyor işin tirmeye adayan feminist bir iradenin hikâyesi Za-
nereye varacağını. Belki de tek isteği onu seven bir vallılar. Ve bu hikâyede “zavallı” olmayan tek şey,
kadın… İdeolojisiz yaratılıyor Bella, hiçbir yönlen- zincirlere bağlanmamış, cinsiyet rolleriyle kısıtlan-
dirme olmadan başlıyor yaşamına. Ne bir eğitim mamış o korkusuz kadın figürü. Ve o figür salt bir
kurumu, ne de başka bir etken var etrafında. Ona kurgu değil, olmamalı.
verilen tek eğitim tecrübe. Dünyayı dolaşarak baş-
Başka bir kadın figürü mümkün.
lıyor eğitimine, her şeyi görerek. Dünyadaki tüm
tatsızlıkları, eşitsizlikleri, eğlenceleri, zenginlikleri, Mümkün olmalı.
ANI DIFRANCO:
ŞARKILARI PATRİYARKAYA KARŞI
“İşte, sıfır noktasında duruyoruz
feminist devrimin.
Evet, içerden bir işti bu;
acıyla ve kurnazca işlendi...”
(Grand Canyon of Light / Ani Difranco)
Gül Korkmaz
İnsana dair ne varsa tutar müziğinin içine katar;
müziği “yüce bir mevki” gibi değil, bozuk olan her
şeyi değiştirmek için bir basamak gibi görür. İşte
onlardan biri de Ani DiFranco. Irkçılığa, eşitsizliğe
ve ataerkil düzene savaş açıyor şarkılarıyla. Aşk
şarkıları da yapıyor elbette ama gitarını en çok ka-
dınlar için, kadınların mücadelesi için kullanıyor
Ani DiFranco; patriyarkaya karşı bir silah gibi.
“Kapitalizm ve patriyarka gibi dünyaları alıyor-
sunuz ve bu dünyalardan müzik yaratıyorsunuz.
Bir şarkının içinde aşktan, trenlerden, yıldızlardan
falan bahsetmek çok daha kolay, biliyorsunuz ki
böyle zırvalar akıp gidiyor. Ama bir şarkıda gerçek-
ten politik meselelerden bahsetmeye çabalıyorsa-
nız, bu biraz da çetrefilli bir iş“ diyor bir röporta-
jında. Feminist bir anne tarafından büyütülmesinin
bunda payı büyüktür elbette; geçmişten gelen
mücadeleyi yarına iletmeye kararlı DiF-
ranco. Biseksüel olduğunu da sakın-
madan açıklayan ve şarkılarında LGBT
hakları için de mücadeleye çağıran
“Feminizm dünyayı kurtaracak” diyor Ani Dif- ama, o parayı kazanmak için he-
Ani DiFranco, bugünlerde feminizme
ranco. Kendisi 1970 doğumlu ve bu genç yaşına def kitlenin “gündemsiz” olma-
çok daha kuvvetli vurgu yapılması
rağmen 20’den fazla albüm yapmış, tüm şarkıları- sı piyasadaki herkesin işine gelir.
gerektiğini düşünüyor. Çünkü ona
nın söz yazarı ve bestecisi olan üretken bir müzis- Ne kadar aptalsanız, o kadar iyi
göre, ancak feminist bir savaşın so-
yen. Yazıyor, çalıyor, söylüyor ve bunları müzik bir müşterisinizdir bir bakıma. İçi
nunda kadının ve erkeğin topyekün
piyasasında tutunmanın kolay yollarından giderek boş sözlerle dolu hep aynı me-
kurtuluşu mümkün olabilir; ancak o
de yapmıyor üstelik. Amerika’da feminist bir ikon lodileri hep aynı biçimde sever-
zaman tüm sosyal hastalıklarımızdan
haline gelen DiFranco’yu tanımlamak için “müzis- siniz.
kurtulup birlikte mücadele edebilir ve
yen” sözcüğü yeterli değil, o bir sanatçıdan çok bir Bu sırada yan sokağınızda yeni bir dünya yaratabiliriz. Feminiz-
aktivist çünkü. Feminizmi dünyadaki her türden bir kadın şiddet görür, yan min erkekler için de şiddetten ve eşit-
eşitsizliğe karşı savaşmanın ilk adımı; müziği de bu mahallenizde bir başka kadın sizlikten kurtulmanın bir aracı oldu-
topyekün savaşın bir aracı olarak görüyor. tecavüze uğrar; ya da size ğunu her fırsatta, şarkılarında,
Amerika’da müzik endüstrisinin içinde aktivist çok da uzak olmayan bir şiirlerinde, konserlerinde ve röportaj-
olmak demek, yaptığın şarkıların niteliğinden ba- şehirde bir nefret cinayeti larında sık sık vurguluyor sanatçı. Ve
ğımsız olarak, iki kat daha fazla çabalamak, sesinin işlenir, adamın biri sırf derisinin rengi ya da şöyle diyor bir röportajında:
mutlaka daha fazla çıkmasını sağlamak demek. inandığı tanrı yüzünden fena halde dayak yer me-
“Bence dünyayı bireylerin hiyerarşisi olarak de-
Çünkü o kocaman endüstrinin içinde her şey daha sela, yahut belki de size çok da yakın olmayan bir
ğil, bir ilişkiler ağı olarak gören kadınsal perspektif
“çetin”, daha “katıksız”, daha tekdüze. “Alternatif”in ülkede bir travesti hastanelik edilir... Uzakta yahut
bugün aynı zamanda zorunlu da. Devletin ve kül-
adını bile kendisi koyar, onun sınırlarını bile kendi yakında, bir yerlerde bir şeyler olur ve bu şeyler
türün dinamiklerini değiştirmek için bu tür bir bağ-
çıkarına göre törpüler müzik endüstrisi. Bu yüzden bazen televizyonlarda ana haber bültenlerine, ba-
lılık ve ilişki feci şekilde gerekli. Bir anlamda, bugün
raflarda hep birbirine benzer albüm kapakları gö- zen sabahları şöyle bir göz gezdirdiğiniz gazetele-
tam da daha da geliştirmemiz gerekirken durgun-
rürüz; alternatifler de benzer birbirlerine, marjinal- re çıkar; ama dinlediğiniz müzikte pek de rastlaya-
laşan, hatta birçok insan tarafından terk edilen
lerin ne denli marjinalleşeceğine de yine endüstri mazsınız bunlara. Onlar sanki başka bir feminizm fikrini yeniden hatırlatmaya çalışıyorum.
karar verir... Her şey alıp satmakla ilgili olduğundan, dünyadandır, müzikse bambaşka bir dünyadır. Feminizm hem kadınlar hem de erkekler tarafından
hep daha çok satacak şarkılar dizilir ön sıralara, ki Müzik sanki dünyadaki gündemden, sorunlardan, kucaklanmalı. Yani neden hepimiz kendimize fe-
genelde aşk şarkılarıdır onlar. On yıllardır değişmi- savaşlardan, mücadelelerden muaf bir yerde, hani minist diyemiyoruz ki? Artık genç kadınlar bile
yor bu, aşk satar, seks de satar; üstelik satmakla sanki daha “üstte”, onlarla hiç de ilgisi olmayan kendilerini feminist olarak tanımlamıyorlar. Oysa
kalmaz, uyuşturur da. Bu yüzden müzik piyasası bir yerde vardır. Çünkü sanatı insandan ayırıp, in- bizim hep birlikte feminizmi patriyarkanın kuralla-
için biçilmiş kaftandır aşk ve seks. İnsana dair en sana öyle satar sanat piyasası. Üstelik bunu bir rını sökmek için bir araç olarak kullanmamız gere-
temel duyguları alıp, onu bilincinizi kurutmak için marifetmiş gibi yapar. kiyor ki hep birlikte yükselelim. Yani feminizm artık
kullanır. Meselenin çoğu paradır para olmasına Ama sonra birileri çıkıp, bu düzene çomak sokar. yalnızca piliçler için değil. “
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün arkasında, kadın kurtuluş mücadelesinin birden fazla tarihsel dönüm noktası vardır. Bunlardan
biri, kayda geçmiş ilk örgütlü işçi kadın eylemi olan, 8 Mart 1857’de New York’ta yapılan grevdir. New Yorklu 40 bin dokuma işçisi ka-
dın, daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik işgünü, eşit işe eşit ücret talepleriyle greve çıktılar. 1908 yılının 8 Mart’ında, yine dokuma işçisi
kadınlar grev başlatarak işyerlerini işgal ettiler. Taleplerini daha da genişletmişlerdi: 8 saatlik işgünü, çocuk emeğinin sömürülmesine son
verilmesi ve kadınlara oy hakkı tanınması. 1910 yılının Ağustos’unda Danimarka’da toplanan 2. Enternasyonal’in Kadınlar Konferansı’nda,
Clara Zetkin’in önerisiyle bir Uluslararası Kadınlar Günü belirleme kararı alındı. Bu karardan yola çıkarak ilk kez 19 Mart 1911’de Avusturya,
Danimarka, Almanya ve İsviçre’de toplam bir milyonu aşkın kişinin katıldığı eylemler düzenlendi. Aradan bir hafta geçmeden, 25 Mart’ta New
York’taki Triangle Tekstil Fabrikası’nda çıkan yangında, neredeyse tamamı göçmen kadınlardan oluşan 146 genç işçi yaşamını yitirdiğinden
Dünya Kadınlar Günü için bu olayın önemi büyüktür. 8 Mart tarihi 1914 yılından beri Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilmektedir. İkinci
kuşak kadın hareketinin hala yükseliş içinde olduğu 1975’teyse bu gün BM tarafından da resmen tanındı.
DEVRİM İÇİN SOSYALİST DEMOKRASİ Sahibi: Devinim Yayıncılık adına Adres: Şehit Muhtar Mah. Basıldığı Yer: Ezgi Matbaacılık - Sanayi
Yeşim Ergün Yoğurtçu Faik sok. No:14 D:2 cad. Altay sok. no:10 Çobançeşme
Yerel Süreli Yayın Şubat- 2011 sayı: 118 Yazıişleri Müdürü: Aziz Güler Beyoğlu/İstanbul Yenibosna İstanbul / 0212 452 23 02