Professional Documents
Culture Documents
ASK ve
iKTiDAR
any
alan yayinahk
M.
alan yayincilik
ALAN YAYINCILIK: 164
Diijiince Dizisi: 34
ISBN 975-7414-53-0
alan yayrank
\
Prof. Dr. M. §ehmus GUZEL
Yaymlanmi? Yapitlan:
Fransa'da A$m Sag ve Irkgilik (Beige Yaym lari, Istanbul, Aralik 1995).
Kadin ve Qevre
Tarihi Bilmek
Bir?ok konuda oldugu gibi kadin konusunda da Tarihi bilmek bir zorun-
luluk. Burada sdzunu ettigim elbette resmi tarih degildir. Toplumsal Ta-
rihtir. Henuz yazil(a)mayan Tarihtir.
Kadin ve kadin mOcadeleleri uzerine yazdigim yazilarda, yaptigim
9ali?malarda olayin bu ydnu de ilgilendirdi beni. Tarihgi olarak, Turki
ye'de l$9i Hareketi Tarihine ili§kin ara§tirmalar yapar, yazi ve kitaplar
yayinlarken, gune tarihi ele§tirisel yakla§imin, gune tarihi baki§in 6ne-
mini ogrendim. Bu a?idan yakla§inca, 5megin Haziran 1908'de Si-
vas'ta kdylu kadinlann "ekmek igin isyan" ettiklerini bilmek i§e yaraya-
bilir. Kdylu kadimn "pisirik, pasakli, i§e yaramaz oldugunu" sdyleye-
mem o zaman. Bu isyani ve Osmanli Imparatorlugu'nda kadim, bu ara-
da i$?i kadinlann grevlerdeki rolunu, a?agida aktariyorum. Gdrecegi-
miz gibi, mucadeleleri pek goktur, rengSrenktir.
Yine Tarihi bilmek, 5megin ABD'de 1992 segimlerinde Senato'ya
ilk kez bir zenci bayanin segilmesi ve gerek Senato'da gerekse Temsil-
ciler Meclisi'nde kadin uye sayisindaki goreceli arti§i abartmamak ko
nusunda uyancidir.
Tarih bize gosteriyor: Kadin nufusun erkek nufustan fazla oldugu
ddnemlerde kadinlari "sistemin igine gekici" her turlu mekanizma dev-
reye sokulur. Ve kadina kimi lutufta kusur edilmez. Ornek mi? I§te bu-
yuk sava§lar sonrasinda kadinlara taninan haklar. Amag: Tukenmi§,
yaralanmi§, yikilmi§ erkeklerin yerine daha gok sayida kadim gali§ma
ya§amina, sanayiye, hizmet sektorune gekmektir. Tiirkiye'de Kurtulu§
Sava?i sonrasinda kadinlara, "bizim kadinlarimiza" hitaben dokturulen
nutuklari ammsayalim. A?agida 1923'te diizenlenen Birinci Iktisat
Kongresi'nde kadinlara gdsterilen yakin ilgiyi gdrecegiz. Fransa, italya
ve daha birgok iilkede ikinci Sava§ sonrasinda kadinlara segme ve se-
gilme hakkimn tanmmasi da bu baglamda vurgulanmaya deger. Fran
sa'da Nazilerin i§galine kar§i Direni§ iginde kadinlann kahramanlikla-
rindan sonra artik hig kimse, evet hig kimse, onlari yurtta§lik haklarin-
dan yoksun birakamazdi.
Tarihi bilince i?in ozune gidilebilir artik: Kadinlari koruyor, kolluyor
gorunmenin golge oyununa son verilebilir. Boylece ya erkeklerle her
konuda ve yuzde yuz efitlik olur ya da komedi surer. Son yillarda bu
konuda garpici bir dmek v a r Kadinlann kaymakam olmasi istegi ote-
den beri geliyor. A§agida dzel olarak inceliyorum. Siyasal Bilgiler Fa-
kultesi (SBF) diplomali geng bayanlar sinavlari erkeklerle aym, hatta
zaman zaman daha iyi dereceyle gegtigi / kazandigi halde hep di§lan-
dilar. Bu arada "kadinlar dag bayiri atla dola§amayacagi igin kayma
kam olamazlar* gibi akil almaz /anlamsiz §eyler bile soylendi. i§te bu
ve benzeri iddialarla kadinlara kaymakamlik hakki tanmmazken, "bir gi-
gekle bahar" getirilmek istendi: Bildiginiz gibi, 1991'de, MuglaVa bir ka
din vali atandi. Ne kadar iyi. Ama amag bu degil. Amag tam e?itlik. Ve
isteyen herkesin yasalardan herkes gibi e§itge yararlanmasidir.
Zaman zaman basin-yayin organlari kadinlann subay ve polis ol-
duklarmi aktariyorlar. Gazeteler birinci sayfalarindan boy boy fotolarla,
bazen dizi yazilarla konuyu irdeliyorlar. Kamuoyunu aydinlatiyorlar. Ya
ni kadinlann ata/tanka/ugaga binebilecegi ve daha vahimi adam dldu-
rebilecegi bile vurgulamrken SBF'li gen? bayanlara kaymakamlik hak-
kinm taninmamasi benzer ilgiyi gormuyor. Kadinlara kaymakamlik
hakki yuzde yuz ve e§itge ne zaman tanmacak? Korkulan nedir? Ka-
dinlarin mulki amir olmalart sonucu yonetici-yonetilen ili§kilerine biraz-
cik sicaklik / insancillik / dostluk / anlayi§ unsurunun girmesi mi? Yok
sa erkeklerin yonetim kalelerinden du§meleri korkusu mu? Devlet-
Baba neden aym zamanda Devlet-Ana olamazmi§?
Kadinlann her alanda sorumluluk almalarinin sayisiz yararlari ola-
cagina inaniyorum: Siyasi, sendikal, idari ve butun ugra§larda. Belki
boyle olumlu bir geli§me artik inamlmaz boyutlari bulan, sokak, ev,
okul, dag, ova, her yere giren, siyasi, sportif ve toplumsal ve §u an ak-
lima gelmeyen onca §iddet turune dur demenin de yolunu agacaktir.
Kadinlann sanatin her dalinda gok yerinde, yararli ve artik insanlik
tarihine mal olmu§ yapitlarmi anmak gerekiyor Sinemada, resim, tiyat-
ro, muzik ve edebiyatta: Turkiye'den ve dunyadan dmeklerini gorece-
giz. Hemen hemen butun bu alanlarda kimse, hele alanin egemenleri,
erkekler, kadinlara dzel davetiye gikarmadilar. Dahasi her alanda ve
istisnasiz her seferinde kadinlar engellenmek istendi. Kararli ve israrli
olanlara dudak bukuldu. "Elinin hamuruyla erkek i§ine kari§ma" kadin-
larin en sik duyduklari tepkidir. lyi ki kadinlar erkek i§(ler)ine kari§tilar:
Bdylece erkeklerin asla yapamayacagi degil sadece, akillarindan ge-
$ir(e)medikleri §eyleri sanata ta§idilar. "Kendi iglerine kapanik olmala-
ri" ile agiklamaya ?ah§anlar oldu. Ba§ka agiklamalar da yapilabilir:
Ama sonug ortada. Bugun kadinlann katilim ve katkisiyla ya§am daha
renkli. Gazeteciligi alalim omegin: Ilk kadin gazeteciden gunumuze,
Turkiye'de veya di§arida, i§lenen konular ve i§leni? bigemleri daha
farkli. Bu arada gazetecilikte omegin; spor, kadin gazetecilere h&l& ka-
palidir. Erkek egemenligini her yerde sarsmak, her alanda kadinla er
kek arasinda tam e§itlik saglamak igin mucadele suruyor / surmeli.
Nitekim siyasalla§mak istegi, siyasette tam e§itlik istegi bigimini al-
di. Fransa'da ve birgok Avrupa ulkesinde kadinlar segimle gelen butun
meclislerde yari yariya temsilcilik igin ugra§iyorlar. Qali§ma ya§aminda
da benzer bir geli§meye tamk oluyoruz: Isveg ve Iskandinavya ulkeleri
ba§ta. Bunlari ozel bir bolumde ele aliyorum.
Sava§(lar)in kadinm konumunu / durumunu / varligim tepeden tir-
naga etkilemesi ozel bir bigimde incelenmeye deger: "Tecavuz" ve "ig
fal" gibi yuz kizartici suglarin sava§ iginde birer "silah" gibi kullamlmasi
omegin. Bunun ve ba§ka nedenlerin sonucu kadin herkesten gok ba-
ri?severdir. Bari§ igin mucadele eder. Bizde ve ba§ka cografyalarda...
Bati'da aile, a§k ve yeni ya§am bigimlerindeki son geli§meler, "oz-
gur a§kin" bugunku toplumlardaki tammlanmasi da irdelenmeli. A§ik ol
mak igin iki ki§i gerek. Ama bu iki ki§i arasindaki ili§kilerin nasil duzen-
lenecegine kim karar verecek? A§kta ve kadin-erkek ili§kilerinde tore-
ler, gelenek ve gdrenekler, din, yazili tuzel metinler duzenleyicilik rolu-
nu sirayla ve/veya birlikte ustlendiler. Ama higbiri ba§arili olamadi /
olamiyor. O halde iki ki§inin bizzat bu i§leri duzenlemesi daha yararli
olmayacak mi? A§kta mikro-iktidar arayi§lari hem kagimlmaz hem de
ili§kileri "bozan" nitelikte. O halde ne yapmali? Aile kurumu / alam /
cografyasi iginde iktidar kavgasi kagimlmaz mi? file verilmesi gerekiyor
mu? Bu alandaki emredici kurallarin nefesi kesildi / kesiliyor: Yerine ne
koymali? Ya§am yasalara sigdirilamiyor/sigdirilamaz. O halde, i?, ka
din ve erkeklere du§muyor mu? Uyum, denge ve dinginlik iginde erkek
ve kadin kendi "cumhuriyetlerini" kuramazlar mi? Aile sozcugu yerine
"sevgi ortakligi / birligi" turunde bir terim onermek istiyorum. Sevgiyle,
kar§ilikli anlayi?la, saygili uyu§ma/uzla§ma istegi iginde bagimsiz ve
ozgur, tam e§itlikgi bir alan, bir cumhuriyet kurulamaz mi? Qocugu
unutmadan...
Bu ve benzeri konulari burada iki bolum iginde ele almak istiyo
rum. Her bolumde ve alt bolumde inceledigim konulara ili§kin kimi so-
nuglara ula?tiktan sonra, bu gali§mayi genel bir sonugla noktaliyorum.
M. $ehmus Guzel
Paris, 4 Mayis 1995
BtRlNCi BOLUM
K-ADIN
\
Tanzimat'tan Cumhuriyet'e
Toplumsal Degi§im ve Kadm
Kent Kadim
;;
ri hammlannm yarchmsever ve yurtsever niyetlerle kurduklan ha
yir orgiitleridir./Bu orgiitler kendi iirettikleri sargi bezi vb. yaralilar
igin gerekli malzemeleri sava§ alanma iletilmek iizere Harbiye Ne-
zareti'ne vermekteydiler. Bu orgiitler para yardimi toplamakta ya
da bizzat para yardimi da yapmaktaydilar. Bu tiir faaliyetler kadin-
lann toplumsal yagamda etkin olmalanna belli olgiilerde yardimci
olmujlardir. Benzer orgiitlenmelere daha sonra sava§ alanlannda
yine rastlanmi§tir.
Mayis 1876'da V. Murad'm tahta gikmasiyla Istanbul'un i§ik-
landmlmasi, insanlann sokaklara ve ali§veri§ merkezlerine ii§ii§-
mesi iizerine polis, kadmlanri gece sokaga gikmasini yasaklami§
ve bu yasaga genellikle uyulmujtur (Stamboul, 2 Haziran 1876).
Bu omekte goruldugii gibi, kadinm sokaga gikmasi konusundaki
tabulan yikmak o sirada oldukga zordu.
i§gi Kadin
Grevlerde Kadinlar
Sonu?
7 §ubat 1924'te kurulan Tiirk Kadinlar Birligi, 1930 Mart ayi sonu-
na dogru kadinlara belediye segimlerinde segme ve segilme hakki-
mn taninacagmin belirginlejmesi iizerine harekete gegti. 31 Mart
1930 tarihli Cumhuriyet'te "Kadinlar Birligi" baglikli haberden
okuyalim:
"Kadinlann belediye intihabina ijtirakleri takarriir etmesi iize-
rine Kadin Birligi faaliyete gefmijtir. Birlik faaliyetini tevsi etmek
igin bir program hazirlamaktadir. Kadin Birligi dun toplanarak bu
programin ihzanna devam etmi§tir. Kadinlann belediye intihabati
kar§isindaki faaliyetleri ve vazifeleri bu programla tesbit olunacak-
tir. Bu program bir haftaya kadar matbuata verilecektir.
Tiirk Kadin Birligi diger taraftan da konferanslar vermek sure-
tiyle de faaliyette bulunacaktir. Bugiin saat 16'da Birlik azasindan
Efzayi§ Suat Hamm Birlik binasinda ilk konferansim verecek ve
kadinlann belediyeciligini izah edecektir. Konferanstan sonra Ce-
mal Re§it Bey tarafmdan bir konser verilecektir."
§irin Tekeli bu konuda §unlan yaziyor: "1930'da kadinlann be
lediye segimlerine katilmalan teklifi aniden ve Atatiirk'iin aldigi
bir kararla Meclis'e (TBMM) sevk ediliyor. Bir yil once Meclis'e
sevk edilmi§ bulunan Belediyeler Kanununun 'ivedilikle ele alm-
masi igin' 20 Mart 1930'da Meclis karar aliyor; teklifi 20 Mart'ta
Meclis'te okuyan §ukrii Kaya bir yil onceki tekliften farkli madde-
ler hakkinda bilgi veriyor ve 2 1 ., 22. maddelerde diizenlenen seg-
men ve segilenlerin nitelikleri konusunda 'Tiirk olma kaydi, tam ve
§amil olarak kabul olunmu§ ve binaenaleyh belediye intihaplanna
miintehip ve miintehap olmak hakki Tiirk kadmlanna da verilmi§-
tir.' diyor. Tarti§malar sirasinda bu maddenin sadece lehinde konu-
§uluyor. Ve Kanun 3 Nisan 1930'da kabul ediliyor.
Bunun iizerine Tiirk Kadmlar Birligi miting duzenlemeye ka
rar veriyor. 11 Nisan 1930 tarihli Cumhuriyet §unlan yaziyor; 'Ka
din Mitingi' ba§likh haberinde:
Kadinlann belediye intihabatina i§tiraki igin kabul edilen ka
nun miinasebetiyle Tiirk Kadm Birligi tarafindan tertip edilen mi
ting bugiin yapilacak, Kadm Birligi Heyeti idare azalan ile miting
heyeti tertibiyesi diin ak§ama kadar istihzarat ile meggul olmu§lar-
dir.
Kadin Birligi intizamin temini igin Vilayete ve polise miiraca-
at etmi§ ve bu hususta tertibat alinmi§tir. Heyeti tertibiyenin onle-
rinde rozetler bulunacaktir. Hammlar ellerinde bayraklar ta§iya-
caklardir. Mitingden sonra Gazi Hazrederine TBMM riyasetine,
Ba§vekalete ve Dahiliye Vekaletine te§ekkiir telgrafian gekilecek-
tir."
Bu olay oteden beri "Tiirk dostu" sayilan kimi yazann oviicii
yazilar yazmasma vesile olmu§tur. Omegin Willy Sperco bunlar-
dan biridir. Istanbul ve "Saraylan" iizerine degigik kitaplar yazan
Sperco, 1930 tarihli Kanun iizerine Paris'te yaymlanan Le Miroir
du Monde (Diinyanm Aynasi) dergisinde "Asri Tiirk Kadim" ba§-
likh yaziyi kaleme aliyor. "Tiirk kadinhgimn biiyiik bir terakkii in-
ki§af gegirmekte oldugu ve gar§afm tamamen ortadan kalktigini"
belirtiyor. Ve §unlan ekliyor:
"Eski 'na§atlar've ancak gdzlerini gosteren gar§afla ortiilu si-
yah hayaller tamamen kaybolmu§tur. Eger tstanbul'un tenha dar
sokaklannda veya Ankara biirglerinin arkasinda yiizii kapali kadin-
lara tesadiif edilecek olursa bunlann altmij ya§im gegkin olduklan-
na §uphe etmemelidir. §ark muhiti tamamen silinmijtir. Dinin nu-
fuzundan kurtulan Turk kadim, tamamen Garpteki hemjireleri gibi
ya§amakta, onlar gibi giyinmekte, gali§makta ve evlenmektedir."
(Sperco, Istanbul'a sevgisini 1955 veya 1950'de yayinlandigim
sandigim Istanbul, Paysage Litteraire isimli yapitmda bir kez daha
dile getiriyor.
Kanunun kabulunden sonra, kadinlar 1933 Belediye segimle
rinde ilk kez oy kullandilar. Ba§ta Istanbul, birgok belediye meclis
iiyeligine ve muhtarliga kadmlar segildiler.
Erkekler Birligi
(1) 1983'ten bu yana kadinlann kaymakam olma kavgasini siirduren Hesna Sa-
yin'in verdigi bilgiye gore, kadinlar kaymakam olabilmek igin 194011 yil-
lardan beri ugra§ vermektedir; ve "Bilinen ilk ba§vuru Bagbakan Saragog-
lu'na yapilandir. Bir hanimin bajvurusunu Saragoglu olumlu karjilami;,
ancak bu hanim okuldan mezun oluncaya degin §ukrd Saragoglu'nun Ba$-
bakanlik gorevi sona ermi§. 1950'li yillarda ise Feriha §aner adli bir ha
nim, zamamn Cumhurba§kam'ndan once olumlu yamt almi§. Ancak okul-
daki (SBF olmali) erkek ogrencilerin ve Bakanhgin tepkisi nedeniyle daha
sonra bu karar uygularimami§"tir. Bk. Cumhuriyet, 23 Ocak 1984.
ym ile aym boliim son siraf ogrencisi Deniz Giiliim Sanbay'm kay-
makamhk hakkim istediklerini ogreniyoruz. SBFye "kaymakam
olmak" ideallerini gergekle§tirmek igin giren, dort yil boyunca dir-
sek giiriiten nice zorlu smavlardan ahnlannm aki ile gikan bu iki
kiz arkada§, "Bayanlann kaymakam olamamalannm biiyiik bir
haksizlik oldugunu, bu hakkin kadinlara da m utlaka tam nm asi
gerektigini" (abg) savunmaktadirlar. "Izmit'i Izmit yapan, sanayi
sitesini kuran Leyla Atakan'm bajansi 'kadm yonetici olamaz' di-
yenlere iyi bir omektir" diyerek g6rii§lerini peki§tiren bu arkada§-
lara hak vermemek elde degil.
"Yasak Kalksm"
Yasal Durum
(3) I5 spora geldiginde bir "boks6 r hanim sporcumuz" olmasini ve bunun ina-
mlmazligini Uluslararasi Amator Boks Birligi yoneticilerine inanilir hale
getirmek igin ugrajlanmizi "Dunya boksunu yonetenler §iikran Hanim'i
konujuyor" diye anlatirken (Bakiniz: Cumhuriyet, 23 Ocak 1983); ve bun-
dan belli bir tiviing payi gikanrken aym heyecani neden "Bir kadin kayma-
kam kasabamiza atandi. Ho;geldiniz, kaymakam Hamm" haberinden gi-
karmayalim? Bir Semra Aksu'nun bagansi ve gazetelerde ondan soz edil-
mesi birgok geng kizimizin atletizme daha bir siki sanlmasma yol agiyor-
sa, bir kadjn kaymakam binlerce geng kizimizin okumaya dort elle
sanlmasma mutlaka yardimci olacaktir.
gi bile olabilen kadmlanmiz". Dokuma, gida, ticaret, biiro ve ban
ka gibi i§kollannm temel diregi olan iggi kadmlanmiz, kocalan ka
dar iinlii, gerektiginde onlar kadar hatta daha 50k toplumsal ve sa-
natsal sorumluluklar yiiklenebilen cumhurba§kani ve ba§bakan ve
bakan e§leri (bu arada ozellikle Bayan Inonii ve Bayan Koruturk
mutlaka anilmalidir) ve soziin kisasi bunca i§te, bunca ugragta o
denli birikimi ve deneyimi olan yeryiiziiniin ve gokyiiziiniin yansi-
ni olujturan kadmlanmiz unutulur mu? Dahasi kadm "kahraman
pilotlanmiz", doktor, yargig, savci ve avukat kadmlanmiz, bir 90-
gumuzun kadm konusunda yeniden dii§iinmemize yol agan ve ka-
famizdaki ataerkil ve erkekgi kadin imajim yerle bir eden "hanim
6gretmenlerimiz"in bizlere ve toplumumuza yaptigi olumlu katki-
lar goz ardi edilemez. Hangi konuda kadinlar erkeklerden geri ka-
liyor da, onlar kaymakamlik gibi onurlu bir meslekten men edili-
yorlar? Bir kadm kaymakamin gidecegi toplumda olu§turacagi
toplumsal devinim goz ardi edilmemelidir. "Ba§6rtulii kiz ogrenci
istemiyorum" demek kadar belki ondan daha fazla etkili bir yon-
tem "ba§ ortiisiiz", uygar bir kadmin kaymakam olarak gonderil-
mesi degil midir? "Kaymakam Bey" yerine "Kaymakam Hamm"
denmesinin bile nelere kadir oldugunu bir bilebilsek.
Tarihi agidan kadinlann iilkenin aci tatli donemlerinde, ama
ozellikle sava§h ve acili anlannda sorumluluklanni sonuna dek ye
rine getirdikleri akhmizdan gikmamalidir. Onlara zor donemlerde
sorumluluk yiiklemek kadar §imdiden iilke yonetimine katmamn
yollanm da aramahyiz. Bu, tarihi agidan, kadinlara kar§i yerine ge-
tirilmesi gereken bir gorevdir. Mayis 1919'da tstanbul'da ijgalcile-
re kar§i meydanlarda ve camilerdeki mitinglerde halki ulusal kur-
tulu§ sava§ma katilmaya gagiran "analar"in, Halide Edip ve Saba-
hat Hanimlann gocuklan neden kaymakam olamasinlar? "Miicahi-
de Fatma"lar, "Zeyno onba§i"lar, "Irazca ba§gavu§”lar, sirtlannda
cepheye mermi tajiyanlar, erkek niifus sava§lardan bitik, yarali ve
kmlmi§ giktiginda tarlalan dantel gibi orilp, madenleri i§leten ve
fabrikalan giiriil giiriil galijtiran "Hayriye, Elif, Nigar, Ganime,
Milnire, Rukiye ve §efika Hammlar"in torunlan niye kaymakamlik
yapamazlarmi§? Tiirk-Ij'te bir "Kadmlar Biirosu"na kavu§uldugu,
genel kurullannda artik kadm delegelere rastlamldigi §u yillarda
kadina taninan haklarda yeni bir "ilk adim" daha yapamaz miyiz?
Kaymakam yeti§tiren fakiiltelerimizde erkek ogrencilerle aym
dersleri okuyan, aym sinavlan ba§an ile gegen kiz ogrencilerimizin
kaymakamlik sinavlanna girmelerini engellemek Anayasanin ve
hukukun "ejitlik" ilkesiyle geligmiyor mu? Kadinlara, kaymakam
olarak da iilkeye hizmet etmelerini 50k mu goriiyoruz? Idari yapi-
mn hemen her kademesinde i§gi, memur, §ube miidiirii, genel mii-
diir ve bakan olarak gorev yapan kadmlar neden kaymakam ya da
vali olamasmlar? Bu tiir bir yasagin surdiiriilmesi, onlann, "onca
yil gordiikleri egitimin bo§a gitmesi" anlamina gelmiyor mu?
Yillarca i§ miifetti§ligi erkeklerin tekelinde idi. Birkag yil once
Cumhurbajkanligi kontenjan senatorii Nermin Abadan Unat'in gi-
ri§imleri ve donemin olumlu gevre ko§ullan sonucu i§ miifetti§ligi
sinavlanna bayanlar da alinir oldu. Yillarca erkek i§ miifettijlerine
sorunlanm bir tiirlii agamayan kadm i§gilerimiz daha bir rahatga
kadm i§ miifetti§lerine yanajmadilar mi? Erkegin kadina hala "os-
manlica" davrandigi, "sapina kadar erkek” toplumumuzda kadimn
kendi cinsinden olan birine daha kolayca agildigim, sorunlanm da
ha rahatga dile getirdigini, kadimn kadim daha iyi anladigim ve bu
olu§umun bunalimli ve sorunlu gevrelerde goz ardi edilemeyecek
yararlan oldugunu mutlaka animsamaliyiz. Her giin en az yansimn
kocalanndan, baba ya da agabeylerinden bir fasil dayak yedigi ge
nel kam olan kadinlara kadm kaymakamlari gok gormemeliyiz.
Kadin kaymakamlann gidecekleri her yerde mesleklerine ve yone
tici ile yonetilen arasmdaki ili§kilere mutlaka yeni bir boyut, bir in-
celik kazandiracagi ve bu geli§imin kocalar iizerinde de e§leri iize-
rinde oldugu kadar hayirh sonuglar doguracagi kesindir. Kadinlan-
mizin birgok bilim kadim ve adamim ve ozellikle toplumbilimcile-
ri §a§irtan bir olgunluga artik eri§tigini goz ardi etmemeliyiz. Onca
kar§i gikilan Kiirtaj Yasasi, yiiriirliige girer girmez hastaneler
oniinde uzayan kuyruk bu olgunlugun simgesi degil midir?
SBFde once ogrenci, sonra ogretim iiyesi olarak kiz arkada§la-
nmin "kaymakam olmak ideallerine" baglihklanm ve inanglanm
yakindan ve igten bir saygi, igten bir sevecenlikle izlemi§ biri ola
rak, onlann bu meslegi de, diger bir gogu gibi, yiizlerinin aki ile ve
hak ederek yapacaklanna inamyorum. Bu inancimi pek gok ki§inin
de payla§tigindan emin, niifusumuzun yansini ve ulusumuzun iki
temel unsurundan birini olu§turan kadinlann oniindeki bu engelin
kaldmlmasimn artik giinii geldigini vurgulamak istiyorum.
Bundan yanm yiizyil once Aym TarihiW §oyle bir haber veri-
yordu: "Tiirkiye'nin ilk kadm avukati Siireyya Agaoglu Hamm bu
giin ilk defa olarak deruhte etmi§ oldugu bir davamn vekili olarak
mahkeme celsesine i§tirak etmi§tir." Yakinda Tiirkiye'de kadm
kaymakamlanmiz var diyebilmek, onlann "deruhte etmi§" oldukla-
n gorevle kasabalanmiza kaymakamliga ba§lamak iizere gittikleri-
ni ve "Ho§geldiniz, Kaymakam Hamm" sesleriyle karjilandiklanm
okuyabilmek umudu ile.
Safak, Sayi: 5
Haziran 1984, s. 36-39.
(4) Aym Tarihi, KSnunuevvel (Aralik) 1927), Sayi: 45, s. 2876. Rahmetli C.
Orhan Tiitengil'in "1927 Yilinda Tilrkiye” yazismdan (s.272) aktanyorum.
Bk. Tiitengil'e Saygi, Istanbul, 1981, s.256-272.
Bir £i§ekle Bir Bocek
Olay
Filmin Qekimi
Filmin kendisi
Sekiz yil aradan sonra, B. Olgag'in yaptigi bu yeni filmini 50k sev-
digimi, yazimn bagmda soylemi§tim.
B. Olga?, filmde birkag yil once hepimizin iiziilerek izled
miz faciayi ve asil onun ertesinde olan biteni gergekle-fiksiyon
(kurgu) arasinda bir yaklagimla anlatiyor. Facia, filmin baginda bii
tiin aci ve istirabiyla gosterildikten sonra, sonrasindaki geligmeler
traji-komik bir bigimde, kara giildiirii iislubuyla anlatihyor. Facia
dan sonra, kadinsiz kalan erkeklerin, "ba§lanmn garesine" bakma-
lan, gayet sevecen bir yakla§imla veriliyor. Bu yaklagima, kimi
kurgu unsurlan da katkida bulunuyor. Aslmda, igler acisi bir geli§-
meler dizisini, B. Olgag, mizahi bir yakla§imla, seyirciyi zaman za
man giildiirerek anlatabilme bagansim gosteriyor. Bir yerde, kara
Bilge Abla
Aydinhk,
8 Mart 1994.
Yilmaz Giiney'in Kadma Baki§i
(15) Yilmaz Giiney: Soba, Pencere Cami Ve Iki Ekmek lstiyoruz, Giiney Ya
yinlan, Istanbul, 1976, s. 243.
kadim. Tiirk Kadim. £erkezi. Gurciisii. Tiirkiye mozaigini, Anado-
lu’nun rengarenkligini anlatir yapitlannda.
Siyasi yakla§imi iginde kadin ve kadin sorunu buyiik/onemli
bir odaktir. Bu konuda hem yapitlannda izler/dokundurmalar/fo-
ziimlemeler buluruz; hem de Siyasal Y a z i l a r ' m d a . ^ ) Yeri gelince
aktaracagim.
Kimi filminde, akla hemen Arkada§ geliyor, kimi roman ve oy-
kusunde ve ozellikle giinliik yagaminda kadmlarla ili§kisi, kadina
baki§i, "onur" ve "namus" sozciiklerinin igerdigi deger yargilanyla
doludur. Ve bu agidan, Yilmaz, halkinm gocugudur. Yilmaz Gii-
ney, "Halkimm gozii iizerimdedir" diyerek, halkin bu konulardaki
(ve bagkalanndaki de) deger yargilanna biiyiik saygi ve ozen gos-
termi§tir. Halkini olu§turan insanlar gibi du§iinmiiyordu belki, bel-
ki degil mutlaka, ama birfok tavir ve davram§iyla onlarla biitiinle-
§iyordu. Bu, O’nun igin bir saygi meselesiydi. Saygi ve onur mese-
lesi.
Omegin, Kasim 1970'de Atilla Dorsay'la soyle§isinde, aynen
§unlan dile getiriyor: "Hep halkimm karakterini ta§iyan insanlan
oynadim. Yabamn kadinma bakmayan, diiriist bir kijiligi canlan-
dirdim. Bunu dupeduz ya§amimin getirdigi deneylerden gikardim.
Gergekten de halkimm temel niteliklerinden biridir bu. Ozel ya§a-
mimda da §imdiye kadar bir arkada§imin sevgilisine bakmami§im-
dir. Tiirk halkmin geleneginde de bu vardir. Bugiin Anadolu'da bir-
takim yalanlar soylenebiliyor ve halkin gorenekleri yozla§tinliyor-
sa, bunun nedenleri ekonomik yapida aranmalidir. Ya§amanm git-
tikge zorla§masinda aranmalidir.'/17)
Halki da Yilmaz’i biiyiik olasilikla bu nedenlerden bagnna ba-
(16) Yilmaz Gtiney: Siyasal Yazilar, Cilt:III, Mayis Yayinlan, Berlin, 1985,
S. 217.
(17) Atilla Dorsay: Yilmaz Gtiney Kitabi, Varhk Yayinlan, Ugtincti Basim, Is
tanbul, 1988, s. 22.
siyordu/basmi§tir/basiyor. Filmlerinde O'nu izleyenler, aym "top-
raktan yogrulduklanm" hemen anliyorlardi. Yilmaz Giiney de on-
lara gereken onem ve saygida kusur etmiyordu. Bakin Haziran
1970'de, birlikte yagayacagi bile degil, birlikte film gevirecegi ba-
yanlar konusunda ne diyor: "Seyircilerime kar§i sorumlulugum var
benim, agam. Benim perdede sevecegim kadm, ismi dedikodulara
kari$mami§, el degmemif biri olmali... Bu konuda Yilmaz'i
yakindan tamyan arkada§lan da ilging §eyler anlatiyorlar. Yilmaz
Giiney'i Ankara Kapali Cezaevi'nde tanidigi 1975'ten vefatina dek
en yakm arkada§lanndan biri, Kazim-Binali Akpmar'i dinleyelim
once: "Kadin konusunda, genel anlamda, siyasi perspektifinden
baktigimiz zaman, halkm deger yargilanna ters dii§memek, halkin
deger yargilanna uymaktan yanaydi. Ve onlan dikkate alarak, za
man iginde yanli§ deger yargilanni yava§ yava§ agabiliriz / degigti-
rebiliriz, diyordu. Yapacagimiz, ileri silrdilgiimuz dogru diye, on
lan birden bire oneremeyiz, halki bu konuda ikna edemeyiz. Ome
gin bir kimse birisine sarkintilik etse, laf atsa, normal kar§ilamaz.
Hapishanede ziyaret yerine gelen kadin ziyaretgilerin, e§leriyle
ili§kilerinde, kesinlikle onlann rahatsiz edilmemesi igin ozel bir
gaba sarf ederdi, gardiyanlar nezdinde. Ziyaretgi kadinlann e§leriy-
le bir an bile olsa, rahatsiz edilmeden, birlikte olmalanni gok ister-
di. Ote yandan kadin-erkek ili§kilerinde, evlenmelerde, gegimsizli-
gin hemen aynlmayla sonuglanmasma pek taraftar degildi. Her
uyu§mazligin gozilmil aynlik olmamaliydi. O'na gore, goziim iki
ki§inin igindedir. Iki ki§i sorunu isterlerse mutlaka birlikte gozebi-
lirler, diyordu. Bu konuda bir yazisi ve bir soyle§isi var. Bu konu
da §unu belirtiyor: 'I§gi sinifi, simf olarak, erkeklerden olu§uyor di
ye bir §ey yok. t§gi sinifi kadmlardan da olu§ur. Biz simf savajgisi-
yiz. O yiizden dii§man burjuvazinin/tekelci burjuvazinin, erkek ve
Yagaminda Kadm(Lar)
Iki evlilik, bir dizi arkada§hk, onca deneyim, derin bir gozlem sa-
hibi Giiney'in, oykii, roman, §iir ve filmlerine yansittigi kadm soru-
nu, kadin-erkek iligkileri ve bu konulardaki yakla§im, yorum ve
goziimlemeleri incelenmeye elbette deger niteliktedir. Boyle bir in-
celeme, aym zamanda, Tiirkiye'nin bu konulardaki haritasim da
yaratacak niteliktedir. En azmdan Yilmaz Giiney, bize boyle bir
haritayi gizme olanagim sunuyor. Ba§anp ba§aramamak artik bi-
zim sorumlulugumuzdadir.
Ah! O Kadinlar
Egitimde Efitsizlik
(23) Onat Kutlar: "Bir akt5rfln yiizii igin onsoz", Videosinetna, Ekim 1984, s.
17.
siirekli kilici usurlar ta§ir. Hele erkeklerin hocalik gibi bir onceligi
olmasi bu konuda kadinlann daha da olumsuzlanmasina neden
olur. Kadimn dinsel onder olmasi Kitap'ta yazilmaz. Uygulamada
ise rastlanmaz. Kadm elveri§siz konumda tutulur. Kiisiik ya§ta ho-
calik yapmaya oykiinen erkek tipler eksik degildir, Giiney sinema-
sinda.
Okul diizeyinde, ejitsizlik daha belirgindir. Erkek socuklar da
ha avantajli konumdadir: Ciinkii, onlann gelecekte aile gereksin-
melerini kar§ilayacaklan ongoriiliir. Bu, kadimn bakima her zaman
"muhtas" olma onyargisimn bir sonucudur. Ote yandan hepimizin
bildigi gibi, kiz socuklannm zorunlu "ilkokul egitiminden sonra
okutulmasmin hi§bir yaran yoktur" inancimn yayginligi. Zorunlu
olmasina kar§in kimi yerde, ozellikle kirsal kesimlerin bazi yorele-
rinde, kiz socuklan okula bile gonderilmez. Umut'ta. bu konularda
vurgular vardir. Kahraman, Yilmaz'm oynadigi Cabbar tipi, okur
yazarligi olmayan bir arabacidir/fayton siiriiciisiidiir. Ama Ana da
benzer konumdadir. Ama socuklannin, hele kiz gocugunun oku-
malan i§in Ana'nin miicadelesi kayda deger. Kiirt ailelerde kiz 50-
cuklann okumasi isin analann verdikleri sava§imin alti sizilmeli.
Okul diizeyindeki egitsizlik, erkek egemenligini surgit kilar.
Kiiltiirel diizeyde kadinlar elveri§siz/olumsuz bir konumda biraki-
lirlar. Askerlik, erkekleri okur-yazar olmaya zorlayarak, bu olum-
suzlugu daha peki§tirir. Kadinlar aleyhine. Askerlik yapan sadece
okur-yazarlik da degil, bilgi diizeyinde de kadma gore, "ileri" bir
konumda bulur kendini: Telefon kullammi, dug, banyo, trene bin-
mek, otobiis yolculugu, koyden kente gitmek, aile sevresini terk
edip yeni sevreler tammak, yeni "memleketler" gormek... Kadinla
nn elde etme §ansi plmayan bilgiler/deneyimler kazamhr. Siiriide
Berivan doktor oniinde "soyunmaya" yana§maz bir tiirlii. Trende
panikler. Biiyiik kentte, Ankara'da bir hayalet gibidir. O kente ya
banci, kent O'na... I§te bu konumdaki bir kadimn erkege bagimlih-
gi/dikkat bagliligi demiyorum/ ister istemez artar. Birkag kat. Ka-
dinin tek ba§ina sokaga gikamamasi. Bu durumda kadinin di§sal
bir §artlanmanm kurbani oldugunu soylemek abartma olmaz. Ka
din bu durumda bir yandan ailenin "di§lileri" arasindadir. Ote yan
dan biiyiik bir aile/makro aile boyutundaki toplumun. £iki§i olma-
yan. Stirtt'de, Yol'da kadm ve elbette erkek bu iki kelpetenin arasm-
dadir. Yol da hele, hapishaneden gikan be§ kahraman, kendilerini
"ozgiir" duyumsayamazlar: £unkii, gikar gikmaz aile, toplum ve si-
yasi gevre ko§ullannm, askeri darbe sonuglanmn, sokaga gikma
yasagi, adim ba§i otobiislerin durdurulup "kimlik denetimi" yapil-
masi gibi, yarattigi yeni "hapishanede'Yagik hava hapishanesinde
bulurlar kendilerini. Ailenin, toplumun kurallanm a§mak isteyenler
bile: Yol'da Mehmet Salih (Halil Ibrahim Ergiin'iin oynadigi tip),
e§i Emine (Meral Orhonsay) ve bir derece de Seyit Ali (Tank
Akan), tel orgiilerle gevrili olduklanni lzdiraplar, acilar iginde ve
Mehmet ile Emine ya§amlan pahasma goriiyorlar.
Evlilik
Gelin, koca evinde, e§inin ailesi tarafmdan sekilmez bir baski alti-
na konur. Eger ejinin ailesi ifine kabul edildiyse (funkii, evlenen-
le'rin hepsi ilia ailece kabul edilir diye bir kural yok), karar verme
ozgiirliigii olmayan bir tiir evladik konumundadir. Kimi ailede, ki
mi durumda hizmetgi ya da "besleme" durumuna bile indirgenen-
ler olabilir. Hele bir hatasi/kusuru olsun... Eger aile i?inde kabul
gormediyse, bir yabanci hatta bir "mahkum" muamelesi goriir.
Bu aile i?i kabul olgusu, Siiru'de en us noktasina itilmi§ bir bi-
Simde irdeleniyor: Berivan hem kabul gormez, hem kayinbabasm-
dan dayak yer, hem de onun dayagindan korunmaya salijtigi isin
bu kez de kocasmdan dayak yer.
Eglerin kendi yajamlanna, aralanndaki ili§kilere, kayinana-
kayinbabalann kan51mi/miidahalesi dramadk boyutlar ahr. Koca-
nin ailesi socuklanna yapijmijtir ve birakmak istemez bir tiirlii:
Gelinin yaptiklanna/yapmadiklanna, ettiklerine/etmediklerine kan-
§irlar. Fikir yiiriitiirler. Yargilarlar, suglarlar. Ve cezalandirmaktan
da kaginmazlar. Ailesel saygi, biiyiigiin deneyimine oncelik tanin-
masi ali§kanhgi her tiirlil ba§kaldinmn frenidir. Ancak kadinlar ki
mi isyan bigimlerini geli§tirmesini bilmi§tir. Birazdan gorecegiz.
Bu ko§ullarda erkek agismdan tek giki§ yolu, bireysel dilzeyde so-
runu bir tiir namus meselesi haline getirmektir. Ki§isel diizeyde
kendi kendine onurlu bir giki§ yolu bulmaktir. Yorda. Seyit Ali'de
goriiyoruz bunu: Kendisi hapishanedeyken "kotii yola dii§en" e§i
Zine'yi, hem kendi ailesinin, hem de ozellikle e§inin ailesinin istek-
leri uyannca/emirleri sonucu, "oldiirmekle gorevlidir". Ama, O,
onceden kendi kendine bir kural getirir: "Ne olursa olsun seni asla
dovmeyecegim. Seni vurmayacagim." der: Ailesel kurallan a§mak
igin. Ama, oyle bir davramr ki, "korkak" ya da "algak" bigiminde
degerlendirilmeyi de onler. Ama aile kurallan, ailenin dayamlmaz
agirligi siirer: Bizim igin daha ilging olan, ailede babamn oliimii
iizerine aym kurallan, yani kadim kolele§tiren kurallan, bu kez pe-
der§ahi rolii iistlenen en ya§li ananin iistlenmesidir. Burada artik
ya§li kadinm ”erkekle§mesi” olgusuyla kar§i kar§iyayiz. Gelenek-
lerden kaynaklanan giiciinii oyle bir kullamr ki, hig kimse emirleri-
nin di§ina gikamaz. Yiizyillann kurallan artik ya§li kadinm emin
ellerindedir: Kadinin ikili rolii, onun kirsal gah§ma ve ya§am ko-
§ullannda biiyiik bir ahlaki giigle yeti§tirilmesi/yeti§mesi ve ailesi-
ni her durumda saglam bir bigimde siirdiirebilmek istenciyle ilgili-
dir. Burada ailesi derken siilalesi/soyu/a§ireti demek istiyorum. Bu
durumda, ya§li kadm biitiin varligim ailesine adami§tir.
Kiirt Kadim
(24) Mahmut Baksi: "$ivan'in Sevdasi, Kendi yayini, Stockholm, 1984, s. 81-
84; aym yapit Tiirkiye’de Logos Yaymlannda 1990’da gikti.
Soz Grevi
Kasabada-Kentte Kadin
Kapida Siipiirge
(26) Dorsay, s. 167. "Burada, yamlnuyorsam, adi 'Amerikah' olan Aziz Ne-
sin'in mizah oykusiinu animsamamak olmaz: Hani, kendilerini "Ameri-
kali" gibi tamtip, iki paralik kink Ingilizceleriyle iyi aile kizlanm "tavla-
maya” galijan uyanik delikanlilann oykusii. Amerikan emperyalizminin
toplumsal yozla§maya yol agmasim en giizel anlatan 8ykulerden biri,
belki birincisidir.” »
(27) Dorsay, s. 89.
dayali ili§kilerini sergileyen Arkada§\&, Cemil'in randevuevindeki
sahnesiyle fuhu§, geng "hayat kadmlan" bir kez daha gozler oniine
serilir.
Yilmaz Giiney biitiin filmlerinde, geng ya da ya§li kadinlann
seks ve a§k §eyi/nesnesi olarak kullamlmalanna isyan eder: Fahi§e-
lerin durumunu en ilkel, en igreng, en akil almaz bigimlerde goster-
mesi isyanimn sonucudur. Ote yandan bu kadinlann toplumsal ya-
pilar iginde en a§agilanan, en suglanan kadinlar olmasina da isyan
halindedir. Giiney’in konuya baki§i, kimi sahneler zor bile gelse/
gekilmez bile olsa, sert bir baki§ degildir. Duygusal, bu kadmlan
anlamaya, onlann elinden tutmaya gali§an bir sinema ustasimn ba-
ki§idir. Yilmaz'in kendi oz gegmi§i bunu boyle yapar. Hapishane-
lerde ziyaretine gelen ve hig tammadigi "hayat kadmlan" az degil
dir. Ve Yilmaz'in bu konudaki duygusalhgimn kimi tamklandirlar.
Surii'dt trenin tuvalederinde "i§ tutan" topal fahi§e, en ta§ yiirekli-
ye bile, "Zavalli kadin bu yollara niye dii§tii/nasil dii§tii?" sorusunu
sordurtur. Yamnda pezevengi, topal fahije bu "i§i" oylesine bir ba-
§1 egik/boynu biikiik yapar ki, O'nunla kaderdaglik etmemek elde
degildir. Yilmaz bir yazisinda o kadindan "trendeki orospucuk" di
ye soz ediyor.(28) 5wrw'deki ve Yol'da. genelevdeki kadmlar, ba§tan
gikanlmi§/ba§tan gikarmayi arayan ve bilinmez arzulann esiri ka
dmlar gibi gosterilmiyor: Bu kadmlar adaletsiz ekonomik yapimn
ve insafsiz toplumsal kurallann kurbanlandirlar. Ve Giiney, bu ko-
nuyu en §iddetli bigimde seyircilerine, iilkesinin insanlanna anlatir.
Yol'da bu konu ba§ka bir yonden de ele alimr: Hapishanedeki
e§ini kayinana-kayinbabasimn evinde beklemek yerine, kotii yolu
segen Zine'nin oykusiidiir bu. Zine, evden fahi§elik yapmak igin
kagmadi: Aile yapismin boguculugundan kurtulmak, aile yapismin
(32) 1900'lerden itibaren giderek yogunla§an askere almalar, erlerin terhis sil-
releri dolmasina kar§in serbest birakilmamalan ve ayliklan odenmedigi
igin ayaklanmalanyla, araliksiz savajlann Anadolu halkinda yarattigi yil-
ginlik, bikkinlik konusunda, yeni bir kaynak olarak bak. Hezarfen
(1985).
Osman §ahin'in oykiilerinde "ana"sma yonelik ogeler de bu-
lunmaktadir. On ii£ 9001k diinyaya getiren anasi i?in Osman §a-
hin, "Bir o kadar da dii§iirmii§ olmali" diyor (1985, s. 1). Aci Du-
man kitabim ona adami$tir:
"Kami 5001k yorgunu Anam.
Dokuz oglanla dort kizin kaynagi.
Sayisiz torunun pinarba§i, soyagaci...
O boylanmiz, yiiziimiiz, o renk renk
gozlerimiz senin rahminin bagigiydi bizlere,
senin kanimn bir yoramuydu diinyaya...
Bu kitabim senin i9in..." (1985, s. 5)
Acenta Mirza'daki "Zala Kadm" oykiisiinii de, yine "Anama" diye
adami§tir (1982, s. 51). Bu oykiide, "Yortik Ana" (1983, s. 58-65)
ile "Karalastik"te (1983, s. 102-6) ve "Ozlii Hamurlar"da (1984, s.
61-66), "ana"ya ve analara agitlar yakilmaktadir. tlkinde olmii§ ba-
ba ve ana ile sonu gelmi§ yoriikliige, ikincisinde ezilerek olen bir
anaya, iifiinciisiinde de yine olmii§ bir anaya agitlar, birinci tekil
§ahis agiziyla ve 50k dokunakli bir bi?imde soylenmektedir. Baba-
anne, ana ve analar ve giderek kadm sorunu, Osman §ahin'de
onemli bir yer tutuyor. Bu nedenle, konuya a§agida ayn bir altba§-
likla deginecegim.
Osman §ahin'in ^ocuklugu "Toroslar'da sarp, kayalik, ormanli
daglarla sevrili derin bir vadinin i?indeki" Arslankoy'de "yoksul-
luk iginde" ge§mi§tir. £ok a?lik 9eken, misir ko9anlanm tuzlayip,
kurutup, ogiitiip, sonra da ekmek olarak yemek zorunda kalan §a-
hin, ilk ayakkabiyi on iki ya§indayken Koy Enstitiisii'nde giymi§-
tir. Yilin yedi ayi karla kapli olan Toroslar'da hep yalmayak yiirii-
yen §ahin, ^obanhk yapmi§; sigir, oglak, ke§i giitmiij; yazin dag-
larda yatmi§tir. Kii9iik ya§ta kizamiga yakalanmi§ ve oliimden
donmii§tiir. "Ey Toros yollanna gomiilen ^ocuklugum! Yiiriiyii-
§iim! Damanma aki§ olan yillar! Ey ormanda kaybolmayayim diye
boynuma takilan oglak 5am!" ("Yoriik Ana", s. 60). Bir gocugun
(kendisinin?) kizamiktan ve oliimden nasil dondiigiinii "Ozlii Ha-
murlar"da §oyle dile getiriyor: "Anilar sanyor igimi Ana, anilar...
Diigiindiikge bir feryat oluyor, doniip dejiniyor igimde... Kar yagi-
yordu, balgam gibi sulu agir... Kizamik da nasil salgin; yovmiye
hig diijmezdi iigten be§ten a§agi olen gocuklann sayisi. Kom§u-
muz olurdu, adi Sanem'di. Iki gocugunu i§te o kizamik yili yitir-
mi§ti Sanem. Oliim bizim de kapimizdaydi. Olumiin agir devesi
kapimiza goktii, gokecekti... £are olarak boynuma dek giibreye
gommiijtiin beni. Bu giin gibi ammsiyorum." (1984, s. 65).
Kizamiga yakalanan §ahin'i annesi, di§anya gikip ii§iimesin di
ye bacagindan iple ocagin kenanna baglar, Oyle i§e gidermi§. Son-
rasim Osman §ahin'den dinleyelim: "Bir giin etegime bir gingi (ki-
vilcim) sigradi, etegim tutu§tu. Can havliyle bagira bagira tepin-
dim. Gelip beni kurtardilar. £ocukluk gagimin bugiin en eski amsi
bende odur." (1985, s. 2).
Unutulmayan bu eski ve aci am, Osman §ahin'in bir dykiisiine
de yansimigtir. ^ukurova'da pamukta gali§an E§ber ve Mahse'nin
gocuklan §iro, firez yangini gikinca, kagip kurtulamaz. "O kiya-
mette §iro gocuk nere kagsin, nasil kagsindi? Kanal suyuna dii§me-
sin, gadmndan uzakla§masin diye §iro gocugu ayagmdan iple ga-
dinn kazigina baglayip oyle gitmi§lerdi i§e. §iro gocugu hergiin
boyle baglar, ondan sonra i§e giderlerdi. O yanginda, kiyamette,
ayagi bagli §iro gocuk nere gitsin, nasil kagsindi?" ("Irgat Erleri,”
1984, s. 35-52).
Kadinlar
Feodal iiretim ilijkileri ve onun bir yan iiriinii olan bo§ inanglar,
\t
dinsel kurallar, ya§am ve gali§ma ko§ullannm simrlanm da giz-
mektedir. Bu kojullar zordur, gekilmezdir, bogucudur. Bunu, Os
man §ahin biitiin oykiilerinde i§lemektedir.
Once ya§amin bizatihi kendisi zordur. £ocugu doktora gotii-
riirken yolda yitirirsin. Kizamiktan, dogal afetlerden kurtaramaz-
sin. Bebek'te (1982, s. 7-13) oldugu gibi: "Ya Rabbim! Bunu bari
koyver ya§asin, koyver! Zaten ilk ikisini kizamik deyip aldiydin.
Bak i§te, bu iigiinciisii. §imdi bunu da alma, amel yoluna. Alip alip
da mekik gibi kaydirma topragimn altma, kaydirma! Zahar §unun
canma yetecek kadar da havan suyun vardir senin, kurban oldu-
gum." (s. 7-8).
Hayati insanlar da ya§anmaz kilabilir; omegin, Firat’in online
katip getirdigi odunlan paylagamazlar (Odun, 1981, s. 69-76). "Na
mus lekesini" temizlemek "Allah'in emridir" (Musellim ile Ku§de,
1982, s. 27-38; Namus Eri, 1984, s. 53-59). Kan davasi da vardir.
Ocagina Dugmek'te (1983, s. 7-16) ve Kanin Masali’nda (A.g.k., s.
66-81), §ahin, Anadolu’nun (ve giderek Akdeniz'in) bu bitmez tii-
kenmez derdine miithi§ ve akil almaz bir sevecenlikle yakla§ir. Her
iki oykiide de kan davasi vardir, ama oliim yoktur. Sonlan ban§ma
ve uzla§mayla foziimlenir. Zira ilk oykiide, kan davasi giidiilen ve
aranan koylii, "iki ay once amuca Bayram"i oldiiren hasmmin
"ocagina dii§mii§tur"; ikinci oykiide ise, dii§manlardan biri digeri
hakkinda oviicii sozler soylemi§tir. Bu iki oykii, yazann bo§ inan?-
larda, geleneklerde degi§im istegini simgeliyor. Bu istek 50k ince
bir bigimde, iki giil gibi konmu§ kitaba. §ahin ban§a ?agn yapiyor,
ban§i mu§tulamak dileginde. Bu iki oykiiyii, kan davasi iizerine
yigma romanlar yazan sanat9ilanmiz okumali. §ahin'in bir ozelligi
de, bu ban§sever yam. Oykiilerinde oliim fikri var, ama fiili yok;
bogu§ma var, ama kan yok. Kisacasi, oliimde de bogu§mada da fii
li ve kam gostermeden belli bir estetige ula§abiliyor. Bir, "Beyaz
Okiiz" de kanla kar§ila§iyoruz. Orada da, bi?ak "Kiigiik Aga" ve
"Beyaz 6 kiiz"den 90k, bo§ inan9lanmiza ve "i9imizdeki asil dii§-
mana" indirilmi§ gibidir.
Koy ya§ayi§min kendine ozgii "eglence"leri de vardir elbet.
CokAbuzer'de (1982, s. 41-48), boyle bir olayi izliyoruz. "Yalmz-
ligin, kimsesizligin ayakta duran le§i o sanki" diye tammlanan (s.
42) Abuzer, koyiin sevimli delisi, gocuklann, kadinlann ve erkek
lerin, kisacasi "koyiimiiziin giiliidiir." Abuzer dehjet iyi yiircklidir
de. Elde edebilmek igin binbir hokkobazlik yaptigi tiitiinii, "arama
oyunu" sirasinda farkina varmadan ba§im yardigi gocugun taze ya-
rasina hemen basmaktan kaginmaz.
San Sessizlik'te (1983, s. 107-113), kagakgilikla geginen, simr
boyundaki "§ettatli" koyii, simrda vurulan bir kagakginm oykiisii,
oliime koyiin sessizligi ve vurulamn anasirun tepkisi anlatiliyor:
"Agzindan akan kanlar kurumu§tu. Sol kulagimn altinda ufacik bir
kizarti vardi. Kur§unu oradan almi§ olmahydi igine, bir guval ka-
gak ipekli ugruna. Kagakgiydi o. Dogujtan kagakgiydi. Babasi,
amcasi, dayisi da kagakgiydi: §ettath koyiiniin gegimi tiimuyle ka-
gak alimp satilan mal iistiineydi. Topraklan yoktu, olanma da ma-
ym ekilmi§ti." (s. 110 -1 1 ). Oliiyii siiriiyerek getiren cipe ve "ye§il
ketenden giysileri" olanlara kar§ihk, koyden bir tek kara gar§afh
kadm gikacak ve oliiniin iistune kapanacaktir. "Buyruk verici"nin
biitiin sorulanna kar§i dilsiz kalan "ana"mn tek tepkisi §udur: "Ka
din, kalkar kalkmaz, ba§mdan garjafim hizla soyup aldi. Ba§im
one egerek kapkara giir saglanm bir eliyle sikica tuttu. Bigagiyla
hart hart kesip aldigi saglanm biiyiik bir hingla buyruk vericinin
suratma firlatti. Buyruk verici §a§irdi, donup kaldi. Agzim agti, bir
§eyler diyecek, belki de sovecek sayacakti, ama onu da diyemedi.
£enesi gerildi, §akaklan titredi." (s. 1 1 2 ).
Ya§amda odun derdi ve "orman kolculan" da vardir. Agzikdr-
ler'de (1984, s. 9-16), ana ve ogul bir orman kolcusu tarafindan
"bir kucak odun igin" vurulan baba Memed'in cesedini "daglardan"
alip koye, mezarliga getirmek ugra§indadir. dzlti Hamurlar'da da,
baba yine orman kolculannca vurulmu§ bir koyliidiir.
Ya§am biraz da askerliktir. Hele bu, Osmanh'mn sonu, Cum-
huriyet'in oncesine rastlanu§sa, bazan (Deli Hatice, Makam Ta$la-
ri) ya alip ya§ami tiimuyle g6tiirmii§tur ya da Izmir Bekir'de (1984,
s. 93-98) oldugu gibi, on yedi yila mal olmu§tur. Ve kaderde, Iz-
mir'e giren ilk siivarilerden olmak (ol nedenle Izmir Bekir diye
9agnlmak) kadar, alfakfa oldiiriilmek de vardir: "Bindokuzyiizyet-
mi§sekiz yilinm yirmidort Araliginda gune§lenmek Iizere torunlan
onu kolundan tutup da evinin online ?ikardiklannda, bu onun son
oturugu, son gunejleniji oldu. Torunlan, gelini ve ortanca ogluyla
birlikte, Mara§'in Yoriik Selim'inde fagistlerce oldiiriildii.
Ya§asaydi doksaniifiine basacakti." (s. 98).
Qobanlik edip gen? ya§inda Toroslan adim adim dola§mak ve
yetmi§inde Obruk bek?iligi yapip, soguktan donmak tehlikesi ge-
firmek de, Yusufoglu Yusufun kaderi (Obruk Bekgisi, 1984, s. 17-
23).
Qukurova’mn pamuk tarlalanndaki "san sicak" altinda ?ali§ma-
nin ne gii? ve ne dayamlmaz oldugunu, Ya§ar Kemal (Orta Direk),
Orhan Kemal (Bereketli Topraklar Ozerinde) ve digerleri bize da
ha once anlatmi§lardi. Osman §ahin de kendi iislfip, dil ve tekni-
giyle anlatiyor. §ahin tomruk i§inin de zor ve belali bir i§ oldugunu
Tomrukta a?iklar. Hem§eri’6& bir i§ kazasinda dii§iip topal kalan
i§sizin hem§erisine sesleniji, i§ i?in yakan§i §oyledir: "Kapina gel-
mi§em. Bahtina dii§mii§em. Hisim akraba bilmijem seni. Gdster
insaniyetligini... 1§ veeer, ?are bul, bir iyilik dokundur." (1984, s.
69-70).
Oykiilerdeki Sinema
Ve Bir Bagkasi
"Ve bir ba§kasi da, bir ay once, burada, deniz kenannda tanimij ol-
dugum bir mistik... Diinya degi§tirmi§ bir ki§i. Beni etkileyen garip
biryolcu." (s. 71.)
Bu yedi ki§i yamnda amlannda yer vermek istemedigi insanlar
da var. Onlar da §u veya bu bifimde (bir telgraf, bir not veya tele-
fon edijlerle) araya giriyorlar. Bir de dayisi var anlatilanlar arasin
da: "Di§i§lerine yeni girdigi yil, yirmi sekiz ya§inda, Strasburg'da
bir araba kazasmda olen Demir Dayim..." (s. 10). O da Eray'm am
lannda onemli yeri olan bir ki§i. Romamn "epilog"u o'na aynlmi§
(s. 95-96). Sonra ikinci, u^uncii dereceden anlatilan kijiler var. Or-
negin "striptizci kiz" (s. 67-68), Istanbul'lu "miirekkep yalamij bir
yosma" (s. 73-74) ve digerleri.
Amlanm yazarken, Eray, klasik bir yontem kullanmiyor. Gun,
ge£mi§ ve dii§ birbirleriyle kenetlenmi§ bir iislQpla ve kurgularla
anlatiliyor. "Fantastik gerfekfilikle" amlar aktanliyor. Yazar anila-
nm nasil kaleme aldigmi da okuyucuya anlatiyor. Yani bir yandan
da kulisi, i§in "mutfak" tarafmi yaziyor. Fellini gibi. "Fellini - Ro-
ma"da filmin i^inde ve "Genu Gidiyor". da filmin sonunda. Italyan
yonetmen, filmin (ekimini nasil gosteriyorsa, Eray da amlanm na
sil yazdigim ba§tan itibaren anlatiyor. Zaten am, hemen ya§amlmi;
olan degil mi?
Yapitta bir9ok fantastik kurgu unsurlan da var. Omegin yillar
oncesinin (ocukluk arkada§i Jiilide'nin sesinin amlann yazildigi
otel odasindaki siirekli varligi ve telefonlara cevap veren Julide.
"Yiiziimu yikadim; kurularken havlunun kivnmlan arasindan Jiili-
de'nin heyecanli sesi konujmaya ba§ladi." (s. 72). "Jiilide'nin solu-
gu, orada burada dolaniyordu." (s. 66). Kurgusal unsurlar araciligi
ile telefon, telgraf, kat sorumlusu, onun getirdigi alti yil oncesine
ait bir davetiye, bir not yapitin vazge?ilmez "kahramanlan” olu- i
yorlar. Yagamlan ile dii§ birbirine giriyor. 'Ve bu sayede, okur, or- ]
negin Eray ve "mistik” dostu ile "u^an hah"ya binip bir tur atabili-
yor.” Fantastik degil mi? "Bana kobra ile motigus'u anlatan dos-
tumla bir sihirli halimn ustiinde ufuyorduk. Yiiksekten korktugum
igin, kocaman halimn tam orta yerine oturmugtum. Altimizdan bu-
lut kiimeleri, tepeler ve lgiklar, kentler ge^iyordu. Sihirli halmin
siirati bag dondiiriicuydii... Sihirli halimn siirati birden artmigti. Sa-
atte 170 km. hizla giden bir arabada, Soke Ovasim geger gibiy-
dik..." (s. 79).
Soziin Onemi
Masai ve oyunda bir de ugiincii ki§i var: Sonmii; bir volkan, bir
dag. Oyunda, goriinmeyen bir makine yardimi ile olayin geli§imi-
ne uygun bir bigimde kipirdayan, yer degi§tiren, olayin ya§andigi
yer ve bir ki§i. Sanki olayi diizenleyen, ki§ileri eleyen bir elek.
Dag bir beden gibi olaylan diizenliyor, isterse zorla§tinyor. Ciinkii
dagin bir a§k toresi, bir hukuku var. Selvihan ile Muradhan arasin-
daki a§kin varligi, dagin a§k toresine ters geliyor. Selvihan toreye
gore erkek gibi yeti§tirilmi§ti ve a§ki, cinselligi tammamasi gereki-
yordu. O, Muradhan'la a§ki tamyarak bunu zedeliyor: "Topragi bo-
len, sevdayi da bolecekti elbet. Insanlan birbirine yasak edecekti.
tnsanlann birbirine yasak oldugu yerde, her vah§et muteberdi."
Golge aym zamanda sahibinin fikir ve dii§uncesidir. Oyunda,
golgenin kullammi ve golgeye verilen onem dikkat ?ekiyor. De-
korlara imzasim atan ressam Sarkis i§ik oyunlan sonucunda elde
ettigi golgeleri Platon'da oldugu gibi filozofik anlamiyla kullan-
mi§. Golge aym zamanda sahibinin fikir ve dii§iincesidir. Bu bag-
lamda dagin golgesi ashnda daha yiice bir bigimde sahneye yansi-
tiliyor.
Oyunda dans da onemli bir yer tutuyor. Muradhan dans ve ha-
reketle her §eyi anlatiyor. "Muradhan laldir. Dili kelam tutmaz. Bir
goziiyle, bir yiiregiyle, bir bedeniyle anlatir anlatacagim." Murad-
han'i Hideyuki Yano oynuyor. Kudsi Ergiiner'in oyun igin ozel ola
rak diizenledigi ney ve vurma galgilardan olujan miizik e§liginde
Yano'nun yaptigi dans semah degil, ama oyunun masalimsi, mistik
ve riiya alemine uygun dii§iiyor. Dans sahneleri ve Yano'nun yoru-
mu R.W. Fassbinder'in Querelle filmindeki (Jean Genet'in Querel-
le de Brest isimli romamndan uyarlama) bazi sahneleri ?agn§tin-
yor. Dans ve miizik konusunda Menase, Yano ve Ergiiner'in ortak-
la§a katkilanmn yamnda, yine de yonetmen olarak Menase’nin yo-
rumunun belirleyici oldugu soylenebilir.
§imdi, oyunu izledikten hemen sonra, sicagi sicagina Luiz Me
nase ile yaptigim soyle§iyi sunuyorum:
Lutz Menase:
Kadinin Afkini Anlatmak
Ikibine Dogru,
10 Mayis 1987, S. 52-54.
"Di§andan" Bakinca
OTEKI KADIN
1789, Fransa: Ihtilalci Kadinlar
Kizil Amazon
Kahraman Kadinlar
Erkekler Korkunca
tkibine Dogru,
16 Temmuz 1989, s. 36-39.
Siyasal-la§mak
29 Nisan 1945 Pazar giinii Fransali kadinlar ilk kez sandik ba§ina
gittiler. O gun belediye segimleri igin oy kullanan Lulu kizi Fran-
goise'a aynen §unlan soyledi: "Her §eyi hayal edebilirdim, ama bu-
nu degil. Demek ki bu bile gergekle§ebildi."
Boylece 1789'dan beri bajlayan segme ve segilme sava§i miita-
rekeyle bitiyordu. Ancak her istek de elde edilmi§ degil(di). Erkek
lerin bu konuda kadinlara ilijkin hojgoriisiiz tavn, mantalitesi bu-
giin bile tumiiyle degi§mi§ degil. Hala "Kadin iyi politikaci, iyi ba-
kan, iyi ba§bakan, iyi yonetici olamaz" diyenler var.
Mucadelenin yolu uzun ve dikenli oldu. 1789'da "E§itlik; Oz-
giirliik ve Karde§lik" ilkeleri ne evrenseldi, ne de Fransa simrlan
i?inde kadm erkek afasinda gergekti. Erkeklerin bile tiimden oy
hakkini elde etmesi igin 5 Mart 1848'i beklemesi gerekti, Fransa
Cumhuriyeti'nde. 1848'de ilan edilen Ikinci Cumhuriyet'ti.
1789'da kadm "birey" sayilmiyordu. "Vatanda§" da.
Sol partiler ve siyasetgiler uzun yillar, yiizyillar dememek igin,
miicadelede onceligihi sinif sava§ina verdiler. Erkek-kadm aynmi-
ni ikinci plana ittiler. Clara Zetkin, Rosa Luksemburg ve devrimci
birkag kadim daha saymazsak.
Sag partiler ve siyasetfiler ise, Katolikligi ve Papaligi izleye-
rek, kadinin "yuvada kalmasim, iyi e§, iyi ana olmasini ve asla si-
yasete kan§mamasim" istediler ve israrla savundular.
O zaman i§ kadinlara kaliyordu: Ve miicadele cesur, kahra-
manlik destanlan yazan isyankar kadinlann onciilugUnde bajladi:
ABD’de ve tngiltere'de. Kadmlar oy hakkimn "geni§letilmesinden,
her vatanda§i kapsayacak bi?imi almasindan yana" miicadele etti-
ler.
1914'de tngiltere'de kadmlar l^igleri Bakanligi oniinde biiyiik
bir gosteri yaptilar: Bakanlik binasinin camlanm kirdilar. 1865'te
kurulan "Kadin Oy Komitesi"nden beri bir?ok gosteri ve yiiriiyu§e,
mitinge imza atan tngiliz kadinlar, 20. yiizyil bajinda "Kadmlar
toplumsal ve Siyasal Birligi" ile kadm haklan igin militan ve ka-
rarli eylemlerle artik tngiliz kamuoyunun ve basin-yayin organlan-
mn giindem maddelerinden en onde gelenlerden biriydiler.
ABD’de 1913'te kadinlara oy hakkimn tamnmasi kadinlann miica
delesini hizlandirdi. Radikalle§tirdi. Birinci Sava§ sirasinda kadin-
lann biiyiik yurtseverlik omegi vermeleri iizerine artik tngiltere ve
Almanya iktidarlan onlan gormemezlikten gelemezdi: 1918'de tn
giltere'de, sonra Almanya'da kadinlara oy hakki tanindi. Once kimi
kisitlamalarla ozellikle ya§ ve varlik/zenginlik simnyla...
Fransa'da yillardir fabrikalarda 9ali§an, oteden beri gosteri ve
yuriiyii§ler yapan kadinlann sesini milletvekilleri duydular: 1919,
1925,1932 ve 1935'de Meclis'in kabul ettigi Kanun dort kez Sena-
to tarafindan reddedildi. Senatonun ya§li, ve geleneksel Fransa'nm
temsilcisi iiyeleri kadinlann isteklerini dikkate almak istemiyorlar-
di. Hatta bunlardan kimi algakga yakijtirmalardan kaginmadilar:
Omegin adi batasica Duplantier nam-senator utanmadan aynen
junlan soyleyebildi: "Siz kalkip §imdi biitiin orospulara oy hakki
tamyacaksiniz (...) Bu kadinlar milletvekili olmak mi isteyecekler?
Hayir olamaz. Birakimz neyseler oyle kalsinlar: Fahi§eler!"
Kadinlar bunun iizerine adi gejeni ve diger senatorleri "basti-
lar". Nerede mi? Genelevlerde. Randevuevlerinde. Sokakta yakala-
diklannin iizerine un serpiyor, kiifiirii basiyorlardi.
Daha lhmhlan ise Senato binasimn online gidip gosteri yapi-
yorlardi. Kimi ise Senato binasimn parmakliklanna zincirliyorlardi
kendilerini. Paris'i tamyanlann i?in eklemeliyim: Senato binasi og-
renci mahallesi Quartier Latin'nin iinlii Luksemburg Bah9esi ifin-
deki eski saraydir. Hani Saint-Michel Bulvanndan girince sag kol
uzerinde kalan bina. Oniinde siirekli polisleriyle dikkat feken bina,
aynen senatorlerine benziyor: Ya§li yorgun ve sessiz.
1789'da Ol'mpe de Gouges ve digerleri adlanni duyurdular.
1930’lann ba§inda ise Louise Weiss, Fransa'daki "suffragettes" on-
cilsiidur. 1934'te aynen §unlan dile getirdi: "Ahlaki ve maddi 351-
dan tehlike isinde bulunan iilkenin yonetimine kadinlar hemen ka-
tilmahdirlar. "1936'da genel se^imler sirasinda Weiss ve arkada§la-
n kendi se^im sandiklanm kurdular. Ustiinde aynen §unlar yaziliy-
di, se9im sandiklannm: "lei on vote pour Louise Weiss": Burada
Louise Weiss ifin oy kullamlir/kullamyorum.
1936 se^imlerini kazanan Halk Cephesi hiikiimetini kuran Sos-
yalist Parti onderi Leon Blum hiikiimetinde ii? "secretaire d'Etat"
(Bakan yardimcisi. Ikinci derece onemdeki bakanlar) gorevini ka-
dinlara verdi. Kadinlar, oy hakkina sahip olamadan, bakan olabil-
diler. Bu da Fransa'nm ozgiinliigii. Ve bu gelijme sadece Sol'un,
yani PCF ile PS'in ve diger yanda§lannm Halk Cephesi adi altinda
90gunlugu kazanmasiyla afiklanamaz. O yillarda kadin demekleri-
nin yakla§ik 100 bin iiyesi vardi. Kadm mitingleri, gosteri ve yiirii-
yii§leri 400 bin ki§iyi topluyordu, Paris'te. Ta§rada ise, oralarda go-
riilmeyen boyutlarda, 15-20 bin ki§ilik gosteriler yapiliyordu.
Bu yillarda sol yine de kadinlara oy hakki verilmesine taraftar
degildi: ^iinkii, kadinlann Kilise(ler), dinciler ve sagcilan, kisacasi
papaz ve rahiplerini dinleyerek sag partilere oy verecekleri korku-
suyla. Hemen belirteyim ki, Sol yamlmadi: Kadinlar ilk oy kullan-
diklan yillarda sag partileri tercih ettiler: £ogunlukla. Yillarla ve
segimlerle birlikte kadin oy da erkek oy gibi daha derigeli bir bi-
5im kazandi.
Ikinci Sava§ yillannda, daha savagm hemen ba§inda, Haziran
1940'da, yenilen Fransa Ordu'su ve iggal edilen Fransa'nin namu-
sunu Direnig i?inde miicadele veren Komiinistler, Kadmlar, Yahu
diler ve o yillann "yabancilan", ozellikle Ispanya I? Savagi sonra-
sinda Fransa'ya siginan Cumhuriyetfilerle Ermeniler, kurtardilar.
Bunun sonucudur ki, daha 1942'de kadinlara oy hakkimn taninma-
si gundeme girdi. Ve Paris'in kurtulugunu izleyen giinlerde, Fransa
hiikiimeti, 4 Ekim 1944'te kadinlara segme ve sejilme hakkim tani-
mak geregini duydu: Ingiltere ve Almanya'dan yillarca sonra.
Bu olgu, olumlu onyargilara, diiglere kargm, Fransa erkeginin
ma?o ve kadm diigmanhgiyla a§iklanabilir. Bugiin bile durum te-
melli bir bigimde degi§mi§ degil.
Mart 1993 genel segimlerinden omekleyelim: Kadinlar se?-
menlerin %51'ini olugturuyor. Oysa adaylar arasinda kadin haklan-
na en 50k ozen gosteren PCF'de bile kadm oram % 21'di. En yiik
sek orandi bu. Yejiller de ikinci siradaydi, % 15 ile. Yani en iyi
durumda bile egitlikten 50k uzagiz. Dahasi se^im sonuglannda sa
dece 34 kadinin milletvekili segilmesi: 577 toplam i?inde oran: %
5.89. Bunun yamna 14 bayan senatorii eklersek (toplam senator sa
yisi 321’dir) Fransa Parlamentosundaki kadm sayisi sadece 48'i bu-
lur. Toplam 898 parlamenterden sadece 48'i bayan-
Boylece Fransa'da kadin parlamenter oram maalesef % 5.7'de
kaliyor. Bu oran Avrupa iilkelerinin i?inde sondan ikincilik sirasi-
na tekabiil ediyor: Yunanistan % 5,2 oramyla sonuncudur. Finlan-
diya'da oran % 38.5'tur, Norvef'te % 35.7, Isvef'te, % 33.8, Al-
manya'da % 26, Belfika'da % 9.4. Finlandiya'nin 1906'da kadinla-
nna segme ve s&jilme hakkim taniyan ilk Avrupa iilkesi oldugunu
da eklemeli. Onu 1913'te Norveg izledi...
Fransa'da son se9imlerdeki kotii konum iizerine kadinlar goste-
rilere yeniden bajladilar:
2 Nisan 1993'de, yani se9imlerden hemen sonra, 250 kadar ka
dm Meclis oniinde gosterilerinde "Non a L'Assemblee NatioMale"
dediler. Burada "nationale" (ulusal) sozciigiiniin N harfi yerine
M'yi ekleyerek ve A'mn iistiine §apka koyarak elde ettikleri "MA
LE" sozciigii "ERKEK" demek. Kadinlar "Erkek Meclisine Hayir"
diyorlar. 1945 ile kiyaslandiginda kadm temsilci oranmin aym ol-
masi kar§isinda kadinlann harekete ge9memesi §a§irtirdi. Nitekim
gosteriler siirdii: 3 Ekim 1994'te PS eski milletvekili ve Dreux ken-
ti eski belediye ba§kani Fran9oise Gaspard'in ohciiliigiinde elli ka
dar kadm yeniden Meclis oniinde gosteri yaptilar: Kadinlann parla-
menter sayisimn artmlmasim, kadm-erkek temsilcilerde e§itlik
saglanmasi isteklerini bir kez daha dile getirdiler. Ve onlarca balon
gokyiiziine saldilar: "Gokyiiziiniin yansi kadinlardir!" diyerek.
Bugiin kadinlar, eskiden bir adim ondeler ve "kadinlara e§it si
yasi ve se9me ile segilme haklan istiyorlar. Bu konuda Avrupa dii-
zeyinde ijrgiitlenmeyi ihmal etmiyorlar. PS'li eski bakan ve eski
milletvekili Yvette Roudy'nin onciiliigiinde kurulan iPEFF (Kadm-
lann Formasyonu 19m Avrupa Siyasi Enstitiisii) seminer ve konfe-
ranslarla kadinlann siyasi tarih ve mucadele tarihlerini yaymaya
9ah§iyor. Gosteri ve mitingler diizenliyor. UFCS (Toplumsal ve
Yurtta§lik Haklan Avrupa Birligi) ise 2010 yilma kadar erkeklerle
e§it sayida temsilci 9ikarmayi hedefine yerle§tirdi.
Fransa'daki kadinlar "tam egitlik ba§ka yol yok" diyorlar. Bu
ama9la, niifus i9inde kadinlann 90gunlukta bulunduklanni, siyasi
ve ekonomik alanlarda erkeklerle e§it e§ite miicadele verdiklerini
ve nihayet toplumsal ya§amda ve hele "ya§am hakki" alaninda be-
lirleyici olduklanm, ozellikle artik one 9ikanyorlar. Bu isteklerini
dile getirmek i9in 10 Kasim 1993'te "Tam Egitlik l9in Demokrasi
Manifestosu” yaymladilar.
Fransah Kadinlar Demokraside Tam E§itlik istiyorlar
(5) Son yillarda Tiirkiye’de de benzer bir olu§uma tamk oluyoruz. Altin-
dag'dan veya Zeytinbumu'ndan gelip bir ozel veya kamu sektftrii btiro gali-
§am (^ankaya'dan veya Ni§anta$i'ndan gelen meslekta§i gibi giyinmek iste-
mektedir. Ve bu istek sonucu kimi beslenmesinden bile fedakSrkk edip,
iicretini giyime yatirmaktadir. Bu olgu Ozellikle ana-babasiyla birlikte otu-
ran genf bay ve bayanlarda daha belirgin olarak gozlemlenmektedir. Bu
olujumda belli giyim magaza ve markalanmn reklamlar araciligiyla yapti
gi "psikolojik tokatlamayi" da unutmamak gerekiyor. Sonufta insanlar bel
li tip elbiseler, ayakkabilar, fizmeler vs. ile gittik?e birbirlerine benziyor-
lar. Ve bu onlann gunluk yajamlanni da etkiliyor.
(6) Bu konuda G. Friedmann'in §u yapitlanna bakiniz: Problemes humains du
machinisme industriel (Sanayi makinelejmenin dogurdugu insan sorunla-
n), 1946; Machine et Humanisme (Makine ve Humanizma), Gallimard
Yeni iktidar Bigimleri
(7) t§ine esir olma olgusuna yalmzca i$fi ve galijanlar arasinda rastlanmiyor.
Bu olgu kiigiik i§letme sahipleri igin de gegerli. Nitekim son yillarda yapi-
lan anketler kilfiik ijletme sahiplerinin kar edebilmesi igin en az sabah
8 'den gece 1 1 'e dek gali§malanmn gerekliligini ortaya koymaktadir.
li§ma ko§ullan sonucunda bo§anmalann, yalniz ya§ayanlann ve
tek ebeveynli ailelerin sayisi ?ogaldi. Fransa'da Ulusal Istatistik
Enstitiisii rakamlarina gore® ?ocuk veya gocuklanm tek bajina
biiyiiten kadin sayisi 1968'de 521.000 iken, 1985'te 866.000'e ula§-
migtir. Aym durumdaki erkeklerin sayisi 134.000'den 167.000'e
varmigtir. Tek ba§ina ?ocuk yeti§tiren ana ve baba sayilanmn son
yillardaki arti§i bu rakamlarla 90k agik bir bi9imde anla§iliyor. Bu
geli§imin bir boliimii bo§anmalardan, bir boliimii evlilik di§i ili§ki-
lerden kaynaklamyor.
Giiniimiizde evlilik kurumunun da birgok sorunu oldugu bilini-
yor. Nitekim Fransa'da dort evlilikten biri bo§anma ile sonuglan-
maktadir. Bo§anma iizerine 90cuklann ana veya babadan birine ve-
rilmesinin bir9ok yeni sorun yarattigi basina sik sik yansiyor.W
Bogananlann on yedi ya§indan kiigtik 9ocuklanmn sayisi 1987'de
1.700.000'e ula§ti. Bu sayimn daha artmasi bekleniyor, giinkii her
yil 100.000’den 90k bo§anma olayina rastlamyor. Bo§anmanin 90-
cuklann, toplumsal-psikolojik yapilannda yarattigi tahribat ve yol
a?tigi olaylar da aynca dikkati fekiyor. Bunlann sonucunda yeni
toplumsal sorunlar, alkol ve uyu§turucu madde du;kunliigii, su? i§-
leme oramnin ve intiharlann artmasi vb. birbiri pe§i sira geliyor.
Yeni 9ali§ma ko§ullan kadinin klasik gekirdek aile bi9imi ili§-
kileri di§ina gikmasi sonucunu dogurdu. Onceleri kadm kocasiyla
olan ili§kisinde, ondan "korkuyor", onu sayiyor, kocasi ise onu
"koruyor", aile igin 9ali§ip para kazaniyordu. Bugiin bu §emanm
artik her yerde i§lemedigini goriiyoruz. £iinkii kadmlar "korunan"
ve di§lanan "adam yerine konulmayan" varliklar olmadiklanm-ya
(11) Hatta bazi Dogu ve Miisliiman toplumlannda a§k sanki sadece tek tarafli
olursa vardir. Insanlar, kadm veya erkek, karjihgi olmadan sevip; olebi-
lirler bu sevgi ugruna. Arabeskte ve benzeri miizik tiirlerinde (omegin
Fas, Tunus ve Cezayir'deki "rai" miiziginde) sik sik hep bu tiir a§klar dile
getiriliyor.
Aile, A§k ve Demokrasi
Dort Arkada$
(12) Adem ile Havva efsanesini benimseyen tek tannh dinlerde mahrem ili§ki-
lere de yer verildigi unutulmamali. Bu inam§a gore Havva Adem'in ka-
burgasmdan tiirediginden ikisinin de aym eteneden 5 iktiguun kabul edil-
digi de gdz oniinde bulundurulmalidir.
le§tirmi§tir. Omegin siinnet edilmek, ad degi§tirme ayinleri yeni
bir ya§ama ba§lamamn gostergeleridir.
Bu genel gozlem yaninda her halkin veya toplulugun kendi ta-
rihi geli§imi i?inde din ile orf ve adederin rolii aynca ve ozel bir
bigimde incelenmelidir. Bu baglamda Tiirklerin Islam ile kar§ila§-
madan once bu alanlardaki orf ve adederi kadimn toplum ya§anti-
sindaki yeri ammsanmalidir/13) tslam'in etkisiyle dogan degi§im-
ler tarihi siireg iginde izlenmelidir.
Aile tarihsel siire? ifinde ve toplumsal olu§umlara gore degigik
bigimlere biiriinmu§tur. Omegin, "klan aileleri", ba§ka bir deyigle,
geni§ aileler (ki i$ine biitiin akrabalar girer, amcalar, dayilar, eni§-
teler vb). Aynca bazi Afrika topluluklannda aileler arasi itdfaklar
degi§ik ailelerden erkekler arasmdaki bir ittifak bifimini de almi§,
degi§ik ailelerden bir kadin ile bir erkegin evlenip aileler arasi da-
yanigmasindan daha 50k on plana £ikmi§tir. Nitekim etnolog Geor
ges Devreux bir bilimsel £ali§masinda kimi Afrika topluluklannda
evlilik oncesi koca adayi ile e§ adayimn erkek karde§i arasinda av-
lanma vb. konulannda ittifaklann var oldugunu gostermektedir.
Bu tiir bilimsel falijm alar ailenin ve ozel yajamm bir tarihi ol
dugunu gozler oniine seriyor. Bati iilkelerinde, omegin Fransa'da,
(13) Bu konuda bk: Ibn Fadlan: Voyage chez les Bulgares de la Volga (Volga
Bulgarian iilkesinde seyahat), Papyrus Yayinevi, Paris, 1983. 10. yttzyil-
da donemin Bagdat'taki Abbasi halifesinin emriyle Bulgarian tslamlajtir-
mak amaciyla Tiirklerin ve Farslann topraklanndan gegerek Volga kiyi-
lanna ula§an Fadlan'in anilanm igeren (Arapgadan Marius Canard tara-
findan Fransizca'ya gevrilen) bu yapit o donem Turk boylanndan birgo-
gunun toplumsal, ekonomik ve siyasi yapilanna ili§kin bilgiler
igermektedir. Ozellikle kadinlann toplum igindeki yeri, tutum ve davra-
nijlan Ibn Fadlan'i zaman zaman §a§irtmi§ ve etraflica anlatilmijtir. Bu
konularda uluslararasi tine sahip iki geng tarihgimizin yapitlanna da ba-
kilmali; Halil Berktay: Kabileden Feodalizme, Kaynak Yayinlan, Istan
bul 1983 ve Umit Hassan: Eski Turk Toplumu Uzerine /ncelemeler, Kay
nak Yayinlan, Istanbul, 1985.
son yillarda bu konularda onemli bilimsel gah§malar yapildi/14)
Bu gah§malar i§iginda modern anlamda Devletin dogu§undan, yani 1
18. yiizyildan itibaren aile ve ozel ya§amda moderinle$tirici ve
gagda§la§tirici rolii daha iyi goriilebiliyor. Devletin ki§isel hakla- t
nn olugturucusu olarak aileyi ve ozel ya§ami korudugu anla§iliyor.
Devlet neredeyse bu anlamda ailenin ve ozel yagamin yaraticisi gi
bi algilamyor. Modem aile bu duzenleme, geli§im ve olugumlar-
dan dogup, geligiyor. Medeni Hukuk, Aile Hukuku vb. hukuk dal-
lan modem anlamda devletin ve burjuvazisinin geligimiyle dogru
orantili bir bigimde olu§up, geli§iyor. Ancak Din aile, evlilik, kadi-
nin gocuk uretimi vb. konularda yiizyillann getirdigi ahjkanhk ve
birikim sonucu belli bir agirlik sahibi olmayi siirdiiruyor. Giinti-
miizde bile medeni nikah yerine veya onun yamnda kilisede nikah
(15) Daha onceki yazida belirttigim gibi tek evbeynli ailelerin sayisi Fransa'da
gittikge artmaktadir. 24 Eyliil 1987 tarihli Le Monde gazetesinin belirtti-
gine gore, 897.000 tek ebeveyn focuklanm tek bajlanna yeti§tirmekte-
dir. Bu sayimn %86,5'unu kadinlar olujturmaktadir. Babasiz veya anasiz
bir bifimde yetijtirilen 90cuklann ve onlan yeti§tiren ana veya babamn
sorunlan ise olduk9a karma§ik ve zor toplumsal ili§ki ve sorunlara yeni
boyutlar katmaktadir. Ancak bu tiir bir yakla§im bi9imini benimseyenle-
rin 9ogunun kendilerince hakli ve yerinde nedenleri oldugu gibi, bir90gu
da durumlanndan jikayetfi degildir.
Bu tiir bir altematif yagama bisimine ABD'de ve diger Bati iilkele-
rinde de rastlaniyor. Aile yapisindaki degigiklikler ?ocuklann "yu-
va"lara konulmasi sonucunu ilia gerektirmez. Bunun i?in de alter-
natif goziimler bulunabilir. Bugiin Bati'da bu yuvalarin mii§terileri
genellikle toplumun gidijine bagkaldirmayan insanlardan olu§mak-
tadir. Ekonomik ya§amin insanlann hareketlerini bifimlendirdigi
unutulmamalidir.
(16) Bu konuda son omeklerden ju iki yazi dizisine bakilabilir: M. Ali Bi
rand: "Rusya'da bir §eyler oluyor...", Milliyet (Almanya baskisi), 29
Ocak-3 §ubat 1987 ve Cemre Birand: "Rusya'nm oteki ytizil”, aym yer
de.
haklan oldugunu belirtmek istemi§tir. Herhalde "gayri me§ru”, ya
ni neticede evlilik di§i bir ili§kiden dogmu§ erkek veya kiz gocuk-
lannin canli canli gomiilmesinin savunulmasim bir devrimciden
beklememek gerekir. Marksizmin kuruculanndan birinin buijuva
toplumunun yarattigi bir soruna o giiniin kogullannda verdigi yani-
tin yoksulluk ve yalnizlik iginde ya§ayan bu gocuklardan yana ol-
masi dogaldir. £iinkii yasalar uyannca babalik, miras vb. haklar-
dan yoksun birakilan bu gocuklann korunmasi gerekiyordu. Bir
yerde yoksullan korumayi da iistlenmi§ olan sosyalizmin kurucula
nndan Engels de dii§uncesine uygun davranmi§tir. O'nun soylemek
istedigi herkesin istedigi gibi "gayri me§ru" gocuk yapabilecegini
vurgulamaktan gok, §u veya bu nedenle oyle dogan gocuklann di-
ger gocuklar gibi ya§ama e§it ko;ullarda ba§lamasi igin gerekli on-
lemlerin alinmasi, gocuklar arasindaki bu e$itsizli$in yok edilmesi-
dir. Tarihi siireg iginde burjuva demokrasilerinde bile medeni hu
kuk veya aile hukuklanmn "gayri me§ru" gocuklan koruma yoniin-
de geli;mi; olmasi Engels'in hakli oldugunu gostermiyor mu?
Aile Ya$antisi
§enlikte Yenilikler
Ban§ ve Kadin
Bu yilki jiiri iiyeleri §unlardi: Bibi Anderson, Jean-Jacques Ber
nard, Claude Olivenstein, Ula Stockl ve Fran?oise Xenakis.
Bibi Anderson, ilk giinden sonuncusuna seyirci oniine her ?iki-
§inda miithi§ alkiglandi. Sondan bir onceki giin, 22 Martta, yapim-
ciligim iistlendigi 1985 tarihli Diinya Bekliyor (The World is Wai
ting) filmini gosterdi. Ve filmden sonra konu iizerine sorulan ya-
mtladi. Isvef'teki Niikleer Silahsizlandirma t?in Artistler Derne-
gi'nin faligmalanni konu edinen filmde, demegin kadm iiyelerinin
be§ ayn beyaz otobiisle birfok Avrupa iilkesini dola§malan ve her
iilke yoneticisiyle (Ba§bakan, Di§i§leri bakam gibi) goriijmeleri
anlatihyor. Yoneticilere silahsizlanma ve ban§a ili§kin be§ ayn so-
ru soruluyor ve "evet" yamti alinmaya jaligiliyor.
Diinya Bekliyor, 1986'mn Diinya Ban§ Yili olarak ilaniyla ya-
kindan ilgili. Ban§ gagnsinda bulunan filmin mesaji ozetle §udur:
"Kajik bir diinyada ger^ekfi/akilh olanlar kim, deli olanlar kim?
Ban§ i?in §arki soyleyen artistler mi? Stockholm Konferansmda
ban§ goriijmeleri yapan delegeler mi? Yoksa Avrupa'yi dola§an ve
siyasetfileri ko§eye sikigtiran kadinlar mi?"
Ve Bir K itap
Colette ve Cocteau
"Rosa Luxemburg"
Kadinlann Sinemacisi
Filistinli Kadm
Ban§ I; in Kavga
Israil'de on sekiz ya§im dolduran herkes, bayan veya bay ii? yil as-
kerlik yapmak zorunda. Liseyi bitiremeyen gen? bay ve bayanlar
kendileri ya§indaki, bazen daha kiifiik ya§taki 90cuklarla sava§-
mak igin yetijtiriliyorlar. Ve bunun faturasini §ok agir oduyorlar:
Israil ordusunda oldiiriilenlerin dortt iifii 20 yajindan ku^iik gent
ler. Bugiin toplam niifusun yandan 90gu 24 ya§inda olan Israil'de
gentler en ba§ta savajin bitirilmesinden yanalar. Hele birka? yil
arayla simf arkada§inm cephede vuruldugunu ogrenen gentler.
tsrail’in i§gal ettigi topraklarda "yerle§im merkezleri" kurmasi
ban§i uzakla§tiran bir etken. Rusya Federasyonu'ndan, Habe§is-
tan'dan veya bajka iilkelerden getirilen Yahudilerin bu "merkezle-
re" yerle§tirilmesi, bir kismimn Dinsel Okullarda dinci yeti§tiril-
mesi (sabah 06'dan gece 24'e dek Tevrat "inceleniyor" bu okullar
da) hayra alamet degil. Israil bugiin bolgede en militarist devlettir.
Insanlan siirekli bir paranoya iijinde ya§iyorlar.
"Yerle§im merkezlerindeki" Yahudiler bellerinde tabanca, el-
lerinde kala;nikofla dola§iyorlar. Aralik 1987'de Intifada bu tiir
tiplerin birka? £ocugu katletmesi iizerine bajladi. Yahudiler iggal
edilmi§ iilkede bir "evet" veya bir "hayir" i§in vurup oldiirmeye
kadar i§i gotiiriince isyan kafinilmazlajti: £ocukla bagladilar. £iin-
kii ilk hedeftekiler onlardi. Onlari esnaflar izledi: Kepenk kapata-
rak, i§galci askerlerin zorlamasina karjin diikkanlan afmayarak.
Sonra kadmlar kendi gosterilerini diizenlediler. Aynen 1977'de Ar-
jantin'de, 1980'de Tiirkiye’deki gibi. Tutuklanan gocuklanmn du-
rujmalannda mahkeme salonlanna almmamalanm protesto ederek
bajladilar gosterilerine. Hapishanelerdeki kardejlerinin miicadele-
sine katkida bulunmak i?in grevler, gosteri ve yiiriiyu§ler duzenle
diler. Kendi vatanlannda i§gal ve baski altinda tutulan halkm ba§-
ka ne yapmasi beklenebilir? Filistin halki "Israel no, we are the
PLO" (Israile Hayir, Biz FKO'yuz) diye ayaklandi.
Uzun donemde ijgalin halkm ayaklanmasina yol a^masina bir-
90k donemde bir 50k yerde tanik olunmu§tur. Bu miicadele bazen
uzun soluk isteyen bir ugrajtir ve bu ugrajta kadmlar 50k biiyiik ve
onemli roller oynami§tir. 1919-1922 arasinda Tiirkiye'de Ulusal
Kurtulu§ Sava§i'nda, 1954-1962 arasinda Cezayir'de ve ba§ka ta-
rihlerde bajka iilkelerde kadinlar cephe gerisinde de ugra§ verdik-
leri gibi, fiilen savaga da katilmi§lardir. 1940'lardan guniimiize Fi-
listin’li kadin, halkmin miicadelesine her diizeyde katiliyor. l§gale,
i§gal ordusunun top ve tufegine kar§i ta§la kar§i duruyor. Igkence
ve hapishaneyi tanidi. E§, karde§ baba ya da gocuklanmn ozgiirlii-
ge kavu§masi igin gosteriler yapti. Kulturune ve vatanina bagliligin
simgesi haline geldi. Filistin'li kadin halkinin mucadelesinde, mu-
cadele gelenegi ile deneyim birikiminin ku§aktan ku§aga ta§inma-
sinda 50k onemli bir rol oynadi. Bu kavga filmlere de konu oldu.
Omegin Mai Nasri ile Jean Chamoun Dikenli Katirtimagi Gii-
lii isimli, Filistin-Liibnan, ortak yapimi filmlerinde Giiney Liib-
nan'da kadinlann tsrail i§galine kargi direni§lerini anlatiyorlar. 71
dakikalik film, belgesel ve "gevrilmi?" boliimlerden olu§turulmu$.
Filmin yonetmenleri once iggal altinda yillarca kalan 30 kadar ko-
yii dola§mi§ ve koylii kadinlarla soyle§mi§ler. Birgok sahne bizzat
kadinlann istegi iizerine filme ahnmi§. Kadinlar kendi rollerini biz
zat oynuyorlar. Filmin adi kadinlann onerisi uzerine konulmu§.
Film bir yandan kadinlann ekonomik ve toplumsal somnlanna,
ya§li ve geng ku§aklar arasmdaki ayn§maya parmak basiyor, ote
yandan Israil i§galine kar§i gocuk, gen? ve ya§li biitiin kadinlann
candan miicadelesini anlatiyor.
Bir anne kizina patlican ve biberi nasil kuruttuklanni, gamajin
topluca irmakta nasil yikadiklanm ("suyu biterdi irmagin") anlati-
yor. Geng ku§agin bu yontemleri bilmedigini, "makina ku§agi" ol-
dugunu dertli dertli dile getiriyor. Bir ba§kasi kiz gocuklanmn ni-
gin okula gonderilmedigini agikliyor; babaya gore bu "bo§una mas-
raf'tir. Bunlar ve benzeri sorunlar Tiirkiye'deki kadimn iyi tamdigi
sorunlar.
Film, kadinlann tsrail i§galine kar§i direni§i nasil orgiitledikle-
rini, sabotajlan nasil yaptiklanni gosteriyor. Bir kadin tsrail i§gali-
ni §oyle tanimliyor: "Sanki gencecik kizlm gozumun oniinde igfal
ediliyordu". Bir kadin gebeyken silah ve malzemeyi nasil saklayip,
nasil bir koyden digerine tajidigim onur duyarak anlatiyor. Olduk-
9a ya§li bir ba;kasi gdz ya§artici bombalann etkisini azaltmak
amaciyla koklamalan ifin gen? ve gocuklara nasil sogan dagittigi-
m belirtiyor.
tsrail i§galine kar§i kadinlann duzenledikleri gosteriler, ?ar§af
iginde tajman kala§nikof ve bombalar, koyii basan tsrail askerleri-"
nin bajindan a§agi dokiilen sular ve benzeri kahramanca eylemler
yaraticilan ve uygulayicilan tarafmdan anlatiliyor.
Hatice hapisten fikan kocasina §unlan soyliiyor: "Sen hapis-
teydin. Evlilik yildonumumiizu ozel bir §ekilde kutlamak istiyor-
dum. O gun sokaga indim, kadinlan gosteriye ?agirdim ve muhte-
§em bir gosteri yaptik".
Bu film Liibnan'h ve Filistin'li kadimn i;kencelere ve hapislere
kar§m tek sir vermemelerinin, oliime ragmen inamlmaz cesaretleri-
nin destamdir. Ulusal kurtulu§ sava§lannda kadimn rolii ve kazan-
digi deneyimler bir kez daha gozler oniine serilmektedir. 1919-
1922'de Tiirkiye'de, 1954-1962’de Cezayir'de oldugu gibi, 1980'le-
rin ba§mda Lubnan'da kadinlar i§gale kar§i durmasim bilmi§ler.
Kadinlar gocuklanna halklanmn geleneklerini, kiilturunii aktan-
yorlar. Baskiya ve tsrail teroriine kar§in anneler giiniinde kadinlar
kiz gocuklanna yasaklanmi; olan Filistin bayragimn renklerinden
giysiler dikip, giydiriyorlar ve direni; gelenegi devam ediyor. Bu-
gun yine kadinlar tsrail i;galine kar§i Kudus'te, Bir-Zait'te ve iggal
altindaki diger Filistin topraklannda sava§i ve direni ji siirdiiriiyor-
lar; "Ya istiklal, ya olum", "Canim vatanima feda olsun” diye hay-
kirarak.
Kadinin Adi: Cesaret
Size iki kiz kardejin, Guatemalah Helen Mack Chang ile Kizkar-
de§i Myma’nm oykiisiinii anlatmak istiyorum: Kadm kadimn dava-
sim nasil korur Guatemala nam iilkede. Bilinsin diye.
11 Eyliil 1990'da Myma, ba§kent'in merkezinde, miitevazi bir
mahalledeki biirosundan pkarken, on alb bigak darbesiyle param-
par^a edildi. "Faili me^hul" bir cinayet. Kimi Latin Amerika ve
iifiincii diinya iilkesindekiler gibi maalesef. Ama herkes oliim ka-
rannin yiiksek bir makamda alindigindan emindi. Ve biiyiik olasi-
likla bolge askeri yetkililerince. ^iinkii, Myma, yillarca siirgiinde
ya§adiktan sonra iilkeye donen koyliilerin ya§am ko§ullan iizerine
arajtirma yapiyordu. Ve biiyiik olasilikla, bu gen? antropolog, iste-
meden, kokain ticareti, yasal olmayan yollardan koyliilerin toprak-
lanna el konulmasi, ormanm ender agaglannin kullanimi amaciyla
biiyiik agaglik alanlann yakilmasi ve Yerlilerin (Kizilderililerin)
katliami gibi olaylan ortaya 9ikardi: Yani subaylara rahat ve yiik-
sek gelir getiren her tiirlii haksizlik ve zulmii.
Yilda "yiizlerce" katliamm, adam ka9irmanm, harag almanin,
tehditin ger9eke§tirildigi iilkede, Myma'nin al?ak9a oldiiriilmesi de
"faili me9hul" cinayetler dizisine katilabilirdi. Yani herhangi bir
kovujturma yapilmadan, su9lular aranmadan (bulunmadan demi-
yorum), suglular cezalandmlmadan dosya adaletin tozlu raflann-
dan birinde "unutulurdu". £iinku, ordu, 1985'te yonetimi sivillere
birakmakla birlikte kulisten ipleri 9ekmeyi siirdiiriiyor. On bir mil
yon niifusluk iilkede, be§ yiiz bin personeliyle ordu devlet i9inde
devlet ve dokunulmaz bir rolde.
Nitekim polis raporuna gore, Myma 9antasmi kapip ka^mak is-
teyen bir hirsiz tarafindan bi9aklanmi§ti(!) Kimse inanmadi bu ra-
pora. Hele Myma'nm kizkardeji avukat Helen asla. Ve Helen ada
letin gorevini yerine getirmekten kafindigmi hemen fark etti. Biz
zat davaci olmaya karar verdi. Ve yoneticilerin biitiin tuzak ve en-
gellemelerini agti. On iki yargi9 sirayla bu "zorlu dosyayi" reddetti,
davayi ustlenmek istemedi. Kimi "saglik nedeniyle", kimi ba§ka
bir nedenle. Iki tamk yurtdi§ma ka?mak zorunda kaldi. Bir doktor,
tehdit altinda, iki kez otopsi raporunu degi§tirdi. Helen de tehditle-
re maruz kaldi. Ama yilmadi. Onun cesareti soncu, namuslu bir po
lis de cesaretlendi: Sorujturmayi yapmakla gorevli polis Jose Mi
guel Merida Escobar, cinayeti Alvarez'in i§ledigini saptadi. Dahasi
cinayetin gayri resmi askeri gii9lerce, yani kontrgerilla, tarafindan
diizenlendigini belirtti. Ancak, ustleri raporunu hasiralti ettiler. Ve
ba§ka bir polis, cinayetin bir hirsiz tarafindan i§lendigi(!) sonucuna
ula§ti. Ama birinci ve namuslu polis ilkinin aym yeni bir raporla
savlanni savundu. Kararliligi hayatina mal oldu: Jose, birka? gun
sonra, 5 Agustos 1991'de, arkadan vuruldu.
Resmi yalanlamalara kar§m Myma'nin katilinin, Guatemala
Cumhurba§kanmin korumalanndan biri oldugu ortaya $ikanldi. O
yillarda cumhurba§kam Hristiyan demokrat Vinicio Cerezo idi.
Dahasi, olaydaki sorumlulugu ortaya ?iktiktan sonra bile katil aym
gorevde kalmi§ti. Ancak olaym geni§ boyutlara ula§masi iizerine
yoneticiler katilin ABD'ye "ka?masim" sagladilar. Fakat cesur ve
korkusuz Helen, ?avu§un 4 Aralik 1991'de iade edilmesini sagladi.
Helen, cumhurbagkaninin ve Milli Savunma Bakam general
Leonel Bolanos Chavez'in yargilanmalanm istemek cesaretini bile
gosterdi. Bunu maalesef bajaramadi. Ama kararhligi saygi uyandi-
nyordu. Nitekim 20 ya§indaki bir gen§, Juan Carlos Marroquin
Tejada, tamklik yapmaya karar verdi. 20 Ekim 1992’de, cinayeti
ba§indan sonuna kadar gordiigiinii ve katilin samk sandalyesindeki
gavu§ oldugunu anlatti. O giinden beri Juan gizli bir ya§am siirdii-
riiyor. Ama o artik bir kahraman.
Artik sira cesur bir yargi? bulmaya kaliyordu. Ve bayan Car
men Ellgutter Figueroa davayi iistlendi. Bir gen? kadimn katli, kiz
karde§inin miicadelesi, diiriist bir polisin gorevini yapmasi, gen?
bir delikanlimn yurttaglik odevini yerine getirmesi ve bayan yargi-
?in yasalan uygulamasi sonucu aydinliga kavu§tu.
12 §ubat 1993'te kadin yargi? Carmen Ellgutter Figueroa, eski
?avu§ Noel de Jesus Beteta Alvarez'i otuz yil hapis cezasina ?arpti-
ran karanm a?ikladi. Korkmadan. "Korkmuyorum!" dedi bayan
yargi?: "^iinkii karan aldigimda elimde kanun, gonliimde tann
vardi."
Bugiin ?avu§ Alvarez, Pavon hapishanesinde. Ve ordu, sozcii-
sii vasitasiyla, mahkemenin karanna "saygili oldugunu "a?ikladi.
Ama bu yetmez. Guatemalah insan haklan savunuculan biitiin
su?lulann bulunmasim istiyorlar. Bu bir ba§langi?. Bu arada bir-
gok Guatemalali, su?lulann, oniimiizdeki giinlerde "intikam" pe-
§inde ko§malanndan kaygilamyorlar. Helen'in ?izdigi yoldan ba§-
kalan mutlaka yiiriiyecek, her §eye kar§m. Tarih boyledir i§te. Ba
zen isimsiz "kiifiik insanlann" yarattigi olaylardan olu§ur. Ve onlar
tarihle§irler.
Karar giinii mahkeme salonunun bir ko§esinde oturan, Helen
hiingiir hiingiir agliyordu: Uziintiiden mi? Sevin^ten mi? Yirmi do-
kuz aylik hukuki ve yargisal miicadelesi en sonunda i§te semeresi-
ni verdi: Kizkarde§ini alfakfa katleden gizli istihbarat servisi iiyesi
yargilandi ve kanunlar ferfevesinde cezasim aldi. Ordu, polis ve
devlet kurumlannm elemanlanndan olu§an gayri resmi ve basmca
"oliim mangalan" diye isimlendirilenlerin otuz yildan beri devlet
terorii estirdikleri bir iilkede, Guatemala'da, bu az ba§an midir?
Karar Guatemala tarihinde bir ilk. Belki bir ba§langi£. Bir umut i§i-
gi. Alvarez basit bir uygulayici, zavalli bir emir eri olsa bile. Emir
verenler bir gun yargi oniine fikanlir mi? Bunu gelecek gostere-
cek. Ama oncekilere bakinca bunun bir olasilik, gu?lu bir olasilik
oldugunu soylemek abartma olmaz. Yannlardan umut kesilmez.
Kesilmemelidir.
Sonu?
SUNU
Orgiitlenme bi9imi, Istek ve Ama^lar...................................................6
"Ataerkil Kiiltiir" ve "Erkegin Unutalmasi" Olgusu................... 7
Tarihi ve Bilimsel Ara§tirmalar Geregi.,...............................................8
Kadin ve £evre......................................................
Tarihi Bilmek...................................................................................... 13
TANZtMAT'TAN CUMHURlYETE
TOPLUMSAL DE6 i§lM VE KADIN............................................... 19
Kent Kadim.................................................................................... 20
II. \Je§rutiyet ve Kentli Kadin.............................. 23
Koylii Kadin/Sivas’ta Bir Isyan (23 Haziran 1908)........................... 29
I§?i Kadin............................................................................................ 34
Kadinlann £ali§tigi I§kollan...............................................................35
1908 ve Sonrasinda Durum............................................................ 3
Grevlerde Kadin......................................................................... 42
I. Dunya ve Kurtulu; Sava§lannda.....................................................43
Sonuc...................................................................................................48
1930’LARDA KADINLAR................................................................62
Erkekler Birligi...................................................................................64
Se9me ve Se9ilme Hakki.....................................................................65
HO§GELDtN KAYMAKAM HANIM............................................. 67
"Kadinlar da Kaymakam Olmak Istiyor"........................................... 67
"Yasak Kalksm"................. 68
"Kaymakam Olma Kavgasi Suriiyor”................................................. 68
Yasal Durum.................................................. 69
"Bayan Sauve Ilk Genel Vali"............................................................ 71
Yonetici, Serbest Meslek Sahibi ve £ah§an Kadmlanmiz................. 72
SlYASAL-LA§MAK........................................................................ 163
Fransali Kadinlar Demokraside Tam E§itlik Istiyorlar.....................168
Bayan Ba§bakan(lar)in Dii;il;ii......................................................... 173
Collette ve Cocteau............................................................................228
"Bir Avug Cennet"................. 229
"Rosa Luxemburg"........................................................................... 230
"Devam Edecek tarih"...................................................................... 230
Kadinlann Sinemacisi...................................................................... 233
SAVA§ VE KADIN..........................................................................235
Sava§a Kar§i / Ban§ l$in / Miicadele..................... 239
Filistinli Kadin...................................................................................240
Ban§ I?in Kavga............................................................................... 241
Kadinin Adi: Cesaret.........................................................................245
Bir Kadin Hikayesi............................................................................248
SQNUg..............................................................................................252
Kadin konusunda yazilacak dunya kadar §ey var: Nasil
mucadele etmekten, orgutlenme bigimine. Neleryapilmasi
gerektiijinden kadin ve erkek ili§kisine.
Kadinlann siyasi isteklerinden mesleki isteklerine:
Kaymakam ve vali olmak iqin yapilanlar. Siyasi partilerdeki
deQi§ik turdeki qali§malar...Sinemada, resimde, tiyatroda,
muzikte ve diijer sanat dallarinda kadin(lar) ve kadina
"BAKI§".
Bugunku kadin ve yaptiklari, yapmak istedikleri,
mucadelesi...
Tarihten gelen orneklerin bilinmesindeki yarar(lar): T
buyuk harfle Tarihte kadin. Osmanli Imparatorlu^u'nda
kadina oy veren ERKEKLER. Fransa'mn ihtilalci kadinlari...
Toplumsal tarihi bilmek: Mucadele tarihine sahip qikmak.
Bu aslinda yazil(a)mayan tarihtir. Ve i§te bu baglamda
bu gali§ma eijer birkaq sayfalik bir katki yapabilirse
amacina ula§mi§ olacaktir.
Kadin konusunda erkekler de yaziyor. Yazmali. Yazacaklar
mutlaka. Ama kadimn konumu, sorunlari/sorunu,
mucadelesi, orgutlenmesi ERKEKLERE BIRAKILMAYACAK
KADAR ONEMLlDlR: KADIN VE ERKEK CUMHURlYET(LER)i
YARATABiLMEK iglN.
alanyaymcAk
■
I 975-7414-53-0 i
r.zmW
9 "789757 414537