You are on page 1of 223

T.C.

ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE (BLM TARH) ANABLM DALI

ZAMANIN FELSEF TEMELLER

ZERNE BR NCELEME

Doktora Tezi

Aynur YETMEN

Ankara 2014
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE (BLM TARH) ANABLM DALI

ZAMANIN FELSEF TEMELLER

ZERNE BR NCELEME

Doktora Tezi

Aynur YETMEN

Tez Danman

Prof. Dr. Hseyin Gazi TOPDEMR

Ankara 2014
TRKYE CUMHURYET

ANKARA NVERSTES

SOSYAL BLMLER ENSTTS MDRLNE

Bu belge ile, bu tezdeki btn bilgilerin akademik kurallara ve etik

davran ilkelerine uygun olarak toplanp sunulduunu beyan ederim. Bu

kural ve ilkelerin gerei olarak, almada bana ait olmayan tm veri,

dnce ve sonular andm ve kaynan gsterdiimi ayrca beyan ederim

(02/07/2014).

Tezi Hazrlayan rencinin

Ad ve Soyad

Aynur YETMEN

mza..

iv
NDEKLER

NSZ..................................................................................................................... vi

GR ........................................................................................................................ 8

BLM 1: ZAMANIN KISA TARH ............................................................................ 12

1.1. Antik a ......................................................................................................... 12

1.2. Ortaa ........................................................................................................... 53

1.2.1 Bat Dnyasnda Zaman Anlay ............................................................. 53

1.2.2 slam Dnyasnda Zaman Algs .............................................................. 64

1.3. Modern a .................................................................................................... 79

BLM 2: ZAMAN RETLERNN GRUPLANDIRILMASI ....................................... 118

2.1. Zaman-Bilin likisi ........................................................................................ 119

2.2. Zaman-Fiziksel Dnya likisi .......................................................................... 123

BLM 3: ZAMAN TRLER ................................................................................... 131

3.1. Biyolojik Zaman ............................................................................................. 131

3.2. Psikolojik Zaman ............................................................................................ 134

3.3. Fiziksel Zaman ................................................................................................ 141

BLM 4: BLMDE ZAMAN KAVRAMININ ANALZ................................................ 161

4.1. Fiziksel Teorilerde Uzay ve Zamann Felsefi Analizi ......................................... 161

4.2. Uzay ve Zamann Modern Fizikteki Teorik ve Deneysel Yaps ......................... 173

SONU ................................................................................................................. 191

KAYNAKA ........................................................................................................... 209

ZET..................................................................................................................... 219

ABSTRACT ............................................................................................................ 222

v
NSZ

Doas gerei genellikle kavranamaz gibi grnen, doaya dair alglama

eklini ve ontolojik bak amz biimlendiren zaman, fiziksel bir yap deildir;

grlmez, hissedilmez ya da duyulmaz fakat buna karn somut bir ey gibi alglanr

ve varln bir boyutu olarak duyularmzn algladklar verilerin bir bileeni gibi

alr. Zamann soyut zellikleri btn disiplinler iin geerli olan tek bir tanmn

olumasn engeller. Hemen hemen her alma alannda, kendi aklama diline

uygun olarak bir zaman teorisi retilmitir. Teoloji, felsefe ve bilimlerde ok nemli

bir yere sahip olan zaman kavram, insan dncesinde bir problem olarak binlerce

yl var olmu, asrlk paradokslar yaratm ve buna ramen yine de zerine bir fikir

birlii salanamamtr. Bu alardan baktmzda, zamann fiziksel doasn

belirlemek, farkl disiplinlerde ve alanlarda zaman algsnn dolaysyla dnya

algsnn deiimini ontolojik ve epistemolojik ereveyi de kapsayacak ekilde

gstermeye almak olduka nemli bir abaya dnmtr.

Lisans ve yksek lisans renimim srasnda edindiim bilgileri

kullanabileceim bylesi nemli bir konu belirlememde katk salayan ve tez

almasn yrttm dnem boyunca yardmlarn esirgemeyen, ilgisini ve

desteini her zaman hatrlayacam saygdeer hocam Prof. Dr. Hseyin Gazi

Topdemir'e ne kadar teekkr etsem azdr. Bilimsel yaklamn ve bilim insan

olmann temel stratejilerini ondan rendim. Doktora derslerini tamamlama

dneminde bir bilim tarihisi perspektifi kazanma abama katk sunan DTCFdeki

tm hocalarmn emeklerini de burada anmak isterim. Tez izleme komitesinde yer

vi
alarak bana yol gsteren Prof. Dr. Melek Dosay Gkdoan ve Prof. Dr. Ali Ulvi

Ylmazere deerli katklar ve eletirileri iin ok teekkr ederim.

Byk bir sabr gstererek bana zaman kazandran ve destek olan sevgili

eim Hurid YETMENe; kk yana ramen olgunluk gstererek almalarm

srdrmeme olanak salayan biricik kzm Rengine varlklar iin teekkr ediyorum

ve sevgilerimi sunuyorum.

Bu srete desteini esirgemeyen sevgili Sleyman Ertan TAMANa ve Rza

Mahfuz YARGICIya teekkr bir bor bilirim.

Bu almada karlalabilecek olan eksikliklerden, sorumlu olduumu

belirtmek isterim ve bununla ilgili olarak dncelerini paylaacak olanlara da

imdiden teekkr ederim.

Bu almam, hayatmn en nemli admlarnda desteklerini hibir koulda

esirgemeyen ve yaadmz aclara ramen akademik abalarm yrtmemi

salayan annem, babam ve aabeyime ithaf ediyorum.

Aynur YETMEN

vii
viii
GR

Hem gnlk yaamda hem de bilim ve felsefede uzam kavramyla birlikte

evrendeki olgular aklamaya elveren zaman, her eyin zaman iinde var olmas ve

gnlk deneyimlerimizle arasnda kendiliinden ba kurulmas, zamann basit ve

kavranmas kolay bir eymi gibi alglanmasna neden olmaktadr. Deneyimlerimizle

ve olup bitenlerle bu denli yaknlk ierisinde olmas zamann bizde neredeyse

zerinde hi dnmememizi gerektirmeyecek denli tandk, bildik veya aina

olduumuz bir kavram olduuna dair inan yaratmtr. Her zaman hakl ve yeterli

delillendirmelere sahip olmadmz, ancak doru olduunu kabul ettiimiz birok

inancmzda olduu gibi, zamana ilikin de doru sandmz birok yanln olaca

aktr.

Bu konuda ilk dikkati eken nokta zamann mahiyetini veya neliini mutlaka

kavram olduumuza ilikin yerleik kabuldr. Bu kabul, giderek bugn de ierii

neredeyse btnyle varsaymlarla belirlenmi olmasna karn, zamann gzlem,

deney, dil ve mantk kurallarna dayanlarak tanmlanabilecei algsna yol

amaktadr. Geleneksel blmlemeye uygun bir ifadeyle dile getirildiinde, doa

bilimleri olarak adlandrlan bilim dallarnn en temel teorilerinde zamann t ile

gsterilen bir deiken olarak kullanlmas ona bir tanmlama kazandryormu gibi

grnmektedir. Bu kazanma dayanarak, bahsedilen teorilerdeki zaman

deikeninin, zellikle fiziksel evren hakknda rasyonel ve reel bir bilgiye ulamaya

olanak salad dnlse de zamann mahiyetine dair sorularn genellikle cevapsz

brakld aktr. Burada ncelikle dikkat eken nokta, zamann tanmsz kalmasnn

bir sorun olarak dnlmemesidir. Dolaysyla, bilgikuramsal balamda zaman, ne


8
olduuyla ilgilenilmeksizin, llebilir bir veri olarak doal olaylarn anlalmasnda

ve aklanmasnda kullanlmaktadr. Bu balamda zamann ontolojik boyutu ve

neliine ilikin tartmalar ise bilim insanlarnn alma alanlarna genellikle

girmeyen, daha ok felsefenin ve bilim felsefecilerinin ilgilenmek durumunda

kaldklar bir probleme dnmtr.

Zaman felsefesi bir yana, zamann felsefece sorgulanmasnn temel hareket

noktalarndan biri zamann ne olduu, dieri de bir bilgi nesnesi olarak zamann nasl

anlalacadr. Baka bir deyile akla yeni bir fikrin nasl geldiiyle, onun mantksal

olarak irdelenmesi arasnda kesin bir ayrma gidilerek, zamann dnce olarak nasl

olutuuyla, yani kavramlatrlmasyla, zamann olgulara ve uzam gibi dier

kavramlara balanmas arasnda ayrma gitmek gerekmektedir.

Doas gerei genellikle kavranamaz gibi grnen zaman, iinde yaadmz

dnyann doasna dair alglama eklini ve dnyaya ilikin ontolojik bak amz

biimlendirerek doay anlamamzda temel bir rol oynamaktadr. Zaman fiziksel bir

ey olarak alglanmamasna karn, varln bir boyutu olarak duyu verilerimizin bir

bileenini oluturan somut bir ey gibidir. Ancak bu bileeni betimleme abas,

zellikle bilimde ve bilim felsefesinde etin tartmalar, buna bal olarak hemen

hemen her dalda, kendi aklama diline uygun bir zaman teorisi oluturma srecini

dourmutur. Son dnemde yaplan almalar, gnmzdeki bilim geleneiyle

zamann yaps gerei btn disiplinler iin geerli olan tek bir tanmn yapmann

ok kolay ve olanakl olmadn ortaya koymaktadr. Yine de zamann doasnn ve

kavran eklinin bilginin ve bilimin olumasnda ve dolaysyla bilim insanlarnn

aratrmayla baland dnyann yeni algsnda nasl bir etkisi olduunu sormakta

9
fayda var.

Zaman problemi genel olarak felsefenin, zelde ise bilim felsefesinin nemli

konularndan biridir. Zaman problemi, yalnzca metafizik veya varlkbilim gibi

felsefenin bir alt blm temelinde deil, fizik, biyoloji, psikoloji ve sinirbilimler gibi

farkl disiplinler temelinde ilenmi ve bu alanlarda yaplan almalar sonucunda

zaman zerine bir bilgi birikimi oluturulmutur. rnein fizik asndan bakarsak

zaman, btn olu ve bozulular ifade etmek iin kullanlan en nemli kavram

olmakla birlikte, zel ve Genel Grelilik teorilerine gre uzay kavramndan da

bamsz dnlemez. Zamann grelilii, ezamanlln grelilii, zaman

aralklarnn genilemesi, zamann oku, nedensellik vb. temel kavram ve olgular fizik

almalarnda nemli bir alan oluturmaktadr. Yine de insan dncesinde bir

problem olarak binlerce yl var olmu ve asrlk paradokslar dourmu olan zamann

bir sorunsal olarak neden irdelenmesi gerektii sorgulanabilir. Hatta bu

sorgulamann gerekelerinin hakl ve yerinde olup olmad da tartlabilir. Ancak

yaklak 150 yllk bir gemii olan bilim tarihi aratrmalarnn ortaya koyduu bir

gereklik, zaman konusunun irdelenmesinin ne denli gerekli olduunu ortaya

koymaya yetmektedir. Bu gereklik; olu ve bozulu, yani deiim ve devinim olduu

srece, insann varlk karsndaki vaziyet alnn da deitii ve buna kout olarak

da yeni deerlendirmelerin hep gerekli olduudur. Bu dzlemden bakldnda,

zamann ne olduunu ya da ne olmadn aklamak, zamann fiziksel doasn

belirlemek, farkl disiplinlerde, alanlarda ve tarihsel sre ierisinde zaman algsnn

ve dolaysyla da dnya algsnn deiimini ontolojik ve epistemolojik ereveyi de

kapsayacak ekilde gstermek, bu almay nemli ve gerekli klmaktadr.

10
Dolaysyla zamann doas zerine tarih boyunca yaplan tartmalar ve zamann

fizik, biyoloji, psikoloji gibi baz alanlarda nasl algland ve nasl ilevsellik kazand

ve ayrca zamann felsefi bir temelinin olup olmad tartmalar dikkate alndnda

tezin konusu aa kmaktadr. Buradaki kuramsal tartmann odanda,

bilgikuramsal (epistemolojik) ve varlkbilimsel (ontolojik) alanda ve olu-bozulu

aklamasnda zamanla ilgili her trl sylemin temellendirilebilir olup olmad

sorunsal yer almaktadr. Bu nedenle, Zamann Felsefi Temelleri zerine Bir nceleme

balkl bu alma, zellikle felsefe ve bilimlerde zamann algsnn ve doasnn

tarihsel sreteki deiimine dayandrlarak, zamann farkl disiplin ve alma

alanlarnda epistemolojik ve ontolojik deerinin olduu, olu-bozulu srelerini

etkiledii, felsefi bir yaklam iinde aklanabilecei konularna yaplan vurgu

balamnda gelitirilmitir.

Bu dorultuda tez birbiriyle ilintili iki farkl boyut zerine ve drt blm

halinde kurgulanmtr. Birinci boyutta tarihsel srete gerekletirilen deiik

zaman yaklamlar serimlenirken, ayn zamanda bu deiik yaklamlarda dikkati

eken zaman tasavvurlarna yer verilmitir. Bir tr tarihsel arka-plan oluturan ve

zamann genellikle deiimin, olu ve bozuluun tarihine dayandrlarak

deerlendirildii bu yaklamdan ayr olarak aratrmann ikinci boyutunda ise

zaman, felsefi bir yaklamla, problematik bir zeminde de incelenmitir.

11
BLM 1: ZAMANIN KISA TARH

1. 1. Antik a

Antik dnemde Yunanllar, yaam koullarna ve biimlerine bal olarak bir

doa anlayn olutururken, deien bir dnyann yani olu ve bozuluun iinde

olduklarnn bilinciyle evrenin temeli ve anlam probleminin yannda, deiim

problemiyle de ilgilenmilerdi: Bir ey nasl hem kendisiyle zde olarak kalabilirken

hem de kendisinden farkl olabiliyor? Bir ey nasl birbiriyle badamayan hatta

birbirinin kart niteliklere sahip olabiliyor? Bu farkl durumlar ve nitelikler

arasndaki deiim sreleri nasl gerekleiyor? Bu ve benzeri sorular nda Antik

dnem Yunan bilgeleri deienle deimeyen, sonlu olanla sonsuz olan arasndaki

ilikiyi doadan hareketle aklamay hedeflemi ve youn bir gayret gstermilerdi.

Bu gayretin yannda gemite gerekleen olaylara baktklarnda da olu ve

bozuluun bir ardklk iinde belirli bir sreklilii ve btnl oluturduunu

kefetmilerdi. Btn bunlar, Antik dnem Yunan bilgelerini srekli kendini

yineleyen bir oluu ve akp gitmekte olan zaman betimlemeye zorlad ve bu

noktadan balayarak, dnemin filozoflar, zaman sorgulamaya ve bu balamda

zamann llebilirlii, yn ya da tersinirlii gibi zelliklerini aratrmaya

ynelmilerdi. Bu srete, zaman henz bir varlk olarak tanmlamadan nce,

kavramlatrmaya almalar ve zaman kavramn hareket ve deiim

kavramlarndan belirgin bir ekilde ayrmamalar ise dikkat ekici olmutur.1 nk

bu aba, hem Antik dnem hem de amz insannn zaman algsnn temelini
1
J. Alexander Gunn, The Problem of Time, London: Allen & Unwin, 1929, s. 17.
12
oluturan kavramlatrmalarn gelitirilmesinde kaynak oluturmaktadr.

Antik Yunan dncesinin nemli bir evresini oluturan ve tarihe doa

filozoflar olarak geen bilim ve dn insanlarndan nce de, pek ok kozmolojik

dncenin yannda, zaman da mitolojik bir e ve tanr olarak kiiletirilmi, hatta

zamann nemini vurgulamak iin nasl ortaya ktna ilikin efsaneler retilmitir.

Bu balamda konu deerlendirildiinde, her ne kadar zamann baz zellikleri

zerine dnlm olsa da, Hesoidos (M 7. yzyl) ve Ferekidis (M 6. yzyl

ortalar) gibi ilk mitoloji yazarlarnn dnemine kadar, btn giriimlerin genellikle

zamann farkl zelliklerini temsil eden Kronos ve Kairos tanrlarna dayanlarak

srdrld2 grlmektedir. Nitekim Antik dnemdeki Yunanllar iin zamann

niteliksel ynn belirten kairos3 ve ne kadar zaman getiini yani zamann

niceliksel ynn ifade eden khronos4 kavramlarnn nem kazanm olmas bu

durumun ak bir kant gibidir. Bu kavramlarn yannda mitolojide btn zaman

boyutlarnn en stnde ve sonsuz olan zaman boyutunu ifade etmek iin zaman

tanrs Aiondan da bahsedilir (bu daha sonra Platon felsefesinde nemli bir kavram

olarak yer alacaktr).5

Bu dnemde etkili olan mitolojiden hareketle oluturulan doay aklama

2
Barbara Adam, Time, Polity Press, 2004, s.24.
3
Kairos ayn zamanda en uygun zamann kollanmas anlamna da gelmektedir ve insan yaamn ve
kendisini gelitirme imknlarn en iyi ifade eden kavramdr. Arslan Topakkaya, Felsefe, Din ve
Kltrde Zaman, Paradigma Yaynclk, stanbul, 2013, s. 105.
4
Zaman kavramn anlayabilmemiz iin en nemli efsane, gkyz tanrs olan Uransn mutilasyon
(vcudun bir uzvunun kesilmesi) efsanesidir. Hesoidosun Theogonia adl eserinde anlatlan
hikyelerin temel tasla, Uransn ocuklarndan nefret etmesi ve onlar ac ile inleyene kadar
Gaiann (Yeryz) barsaklarnda saklamasdr. Urans, Gaia ile ilikiye girerken, olu Kronos
babasna doru dner ve bir orak ile Urans hadm eder, bylece de gkyzn yeryznden ayrr
ve Kronosun vaheti ile oluan boluktan dier ocuklarn domas salanr. Kronos, kesilen cinsel
organ omzunun stnden atar ve kandan intikam duygusu ortaya karken, cinsel organdan, ak
tanrs Afrodit doar.
5
Topakkaya, 2013, a. g. e., s. 105.
13
gelenei, mitolojinin dnda dnceler gelitiren ilk doa filozofu olan Thalesin

(M 640-550) doann ana maddesinin (arkhe) ne olduunu sormasyla deimeye

balamtr. Doay doaya dayanarak aklamaya ynelen Thales ve sonras

dnemdeki dnrler zaman doann bir zellii, bir yn olarak ele almlardr.

Zamanla ilgili her trl problemin deiim ve hareket problemine bal olduunu

kabul edildii bu dnemde insanlarn zaman olarak algladklar, daha ok rnein

gece ve gndz gibi kartlarn yer deiimi olmutur. Bylece gnlk yaamnda

ihtiya duyduklar az saydaki zaman semboln doa grnglerinden elde

etmilerdi.6 Her ne kadar bu dnemde insanlar evreni etkili bir ekilde

gzlemleyemiyorlarsa da zaman kavramyla Gne, yldzlar, Ay ve Dnya arasnda

baz balantlarn kurulabileceini fark etmilerdi. Gk cisimlerinin ya da gk krenin

hareketiyle belirsiz olan sreyi belirli hale getirmilerdi. Bu gelime, aslnda

gnmzde de var olan zaman lld saat, takvim gibi eylerle bir tutma

eilimini oluturmu ve zamann o dnemde gk cisimleriyle ya da gk kreyle ayn

ey gibi dnlmesine neden olmutur. Ayrca zamanla bir tutulan gk cisimlerinin

hareketlerinin hem dzenli hem de dngsel olmas genel olarak zamann da

dngsel bir yapya sahip olduu dncesine neden olmutur.7

Tm bunlar Antik Yunanda zaman kavramnn ontolojik ve epistemolojik

bakmlardan neminin yeterince anlaldn gstermektedir. Bu kavray ksa

srede dnemin pek ok filozofunun dikkatinin zaman konusuna ekilmesine ve

farkl yaklamlarn olumasna yol amtr. Bu filozoflardan biri de bilinen ilk dnya

6 Arno Borst, Computus (Avrupa Tarihinde Zaman ve Say), ev: Z. Aksu Ylmazer, Dost, 1997, s. 11.
7
hsan Oktay Anar, Antik Yunan Felsefesinde Zaman Kavram (Balangtan Platona kadar), Doktora
tezi, Danman: Ahmet Arslan, Ege niversitesi, 1994, s.5.
14
haritasn yapan ve dnyann hibir yere dayanmadan durduunu fark eden

Anaksimandrostur (M 610-545). Thalesin ada ve rencisi olan

Anaksimandros, khronos (zaman) kelimesinin Yunan kozmolojisindeki ilk kaytl

ifadesine, genellikle Bat felsefesinin yaayan en eski paras (fragman) olarak kabul

edilen, Peri Physikes (Doa zerine) adl doksografik eserinde yer vermitir.

Anaksimandros, bu fragmanda btn eylerin ilkesinin ne olduunu yle

aklamaktadr:

Var olan eylerin ilkesi, a peirondur. eyler ondan meydana gelir ve yine

zorunlu olarak onda ortadan kalkarlar; nk onlar zamann (khronos) srasna

uygun olarak birbirlerine kar ilemi olduklar hakszlklarn kefaretini derler.8

Thalesin yaad corafyadan dolay sonsuz olarak alglad denizin bu

niteliine dayanarak her eyin temel ilkesinin su olduunu belirtmesi,

Anaksimandrosun temel ilke araynda etkin bir rol oynamtr. Anaksimandros iin

de eylerin kkeni sonsuz olan bir eydir ancak bunu su ya da ate gibi evremizde

grebildiimiz eylerle tanmlamak hatadr. Anaksimandros, kendisinden sonra

gelen filozoflarn doa anlaynda belirgin bir biimde etkili olan kurgusal bir

yaklam sergileyerek temel ilkeyi snrsz, sonsuz ya da tanmsz anlamna gelen

metafiziksel bir kavramla a peironla aklamtr. Yunanca snr anlamna gelen

peras kelimesine olumsuzlama neki a ile tretilmi olan a peiron matematiksel

olarak niceleyici bir kavram olmayp niteliksel bir anlam tamaktadr.9

Anaksimandrosun a peironla uzamsal snrszl dndnden emin olmasak da

Eski Yunan filozoflarnn szl olarak aktarlm ya da yazl olarak kalm fragmanlarnn ardllar
tarafndan derlenmesinden oluan eserlerin her biri.
8
Walther Kranz, Antik Felsefe, ev: Suat Baydur, Sosyal Yaynlar, 1984, s.32.
9
R. J., Hankinson, Cause and Explanation in Ancient Greek, Oxford University Press, 1998, s. 17.
15
zamansal snrszl kastettiini yani a peironun zamanda bir balangc ya da sonu

olmadn dndn biliyoruz.10 Aristoteles bu kavram daha sonra ilk ana

madde olarak tanmlam ve Anaksimandrosun szce ykledii anlamlar

tartmtr:

Her eyin bir kkeni vardr ya da [kendisi] bir kkendir. Apeironun bir kkeni

yoktur. nk o zaman onun bir snr olacaktr. Dahas, bir tr kken olmakla, hem

domam hem de lmszdr. nk olumu olann ayrca zorunlu olarak bir sonu

da olacaktr ve her yok olma srecinin bir bitii vardr.11

Anaksimandrosa gre a peiron tm niteliklerden arnm belirsiz bir eydir.

nk bir eyi belirlemek mutlaka bu eyin olumsuzunu da gerektirir. Yani bir eyin

scak olduunu sylemek ayn zamanda onun souk olmadn da sylemek

demektir. Baka bir ifadeyle her nitelik zorunlu olarak kart bir niteliin de varln

gerektirir. Bu da belirli olan bir eyin var olmasnn kartnn da var olmas anlamna

gelir ve btn bu kart eyler birbirini snrlandrr. Scak souk olanla, sv kat

olanla, aydnlk karanlk olanla vb. snrlandrlr. Buna gre, belirli olan dolaysyla

sonlu ve snrl olan her ey zaman iinde olumak ve yok olmak zorundadr. Aksi

halde snrl olan bir ey varln deimeden sonsuza kadar srdrebilir. Ancak her

eyin balangcnda var olan temel ilke snrszdr, kart yoktur ve bu nedenle

sonsuzdur.

Anaksimandros, doada var olan eitli eylerin, a peirondan ayrlan ilk

kartlklar olan scak ve souk olann birbirleri zerine etkileri sonucunda

olutuunu belirtmitir. Ancak a peirondan oluan her ey zorunlu olarak yok olur ve
10
Anthony Kenny, Ancient Philosophy, Clarendes Press, Oxford 2004, s. 7.
11
Aristoteles, Fizik, ev. Saffet Babr, Yap Kredi Yaynlar, stanbul 2005, 203b6.
16
ona geri dner. Her eyin temelinde olan a perion kendisinin oluturduu eyler

deitiinde bile deimeden kalr. Evrende eylerin olumas ve yok olmas,

kartlardan birinin hkim duruma gemesi ve yerini daha sonra dierine brakmas

bir doa yasasna gre gerekleir.12 Evrenin bir yasas vardr ve bu yasaya gre var

olmu her ey yok olur ve a peirona zorunlu olarak geri dner. Evren bir kosmos,

yani dzenli bir btndr. A peirondan kartlklar meydana gelir ve bunlar srasyla

evrene hkmederek sonunda zorunlu a peirona geri dner. Anaksimandros btn

bu olu ve bozuluun nasl gerekletiini bir varsayma dayandrarak zamann snrl

eylerin ortaya kp kaybolmasn bir ekilde dzene koyduunu ve zt eylerin

snrlarn amalarn ve sonsuz olmalarn engellediini belirtir.13 Ksacas

Anaksimandrosa gre, zaman evreninin koruyucusu ve dzenleyicisidir.14

Anaksimandrosun zaman anlayna baktmzda Kronos efsanesinin

etkilerini zellikle adaletle ilikili imgelerde belirgin olarak grebiliriz. Efsanede

Kronos, fani dnyay ilahi dnyadan ayrarak intikam alr. Benzer ekilde

Anaksimandrosa gre zaman, eylerin snrlarn belirleyerek onlar birbirinden ve

sonsuz olandan ayrr. Zaman, adaleti kendine gre btn eylere datr ve var olan

eylerin kartyla yer deitirmeden nce var olma sresini tayin ederek snrn

amasn engeller. Bylece snrl olanla onu oluturan sonsuz olan arasnda engel

olur.15 Yani Anaksimandros deneyimlerinin mantksal zmlemesiyle, kendi olma

12
Eski yunan felsefesinin sonraki dnrlerinden olan Empedokles (M 5. yzyl), bir baka
alternatif nermitir; temel ztlklarn yok edilemez olduunu ileri srm ve zamann, meydana
gelme yani temel maddelerin karmas ile yok olma yani bu karmlarn dalmas arasnda bir dng
oluturduunu iddia etmitir. Bu dng sevgi nefret arasndaki mcadeleyle srer. Sevginin gc,
karp birlemeyi, nefretin gc ise dalmay salar.
13
Ernst von Aster, lka ve Ortaa Felsefe Tarihi, m Yaynlar, 3. Bask, 2005, s. 73.
14
Giannis Stamatellos, Plotinus And The Presocratics, State University of New York, USA, 2007, s. 99.
15
Philip Turetzky, Time, Routledge, NewYork, 2000, s. 8.
17
durumundan yoksun bir duruma dnerek atklarn kefaretini demek gereinin

zamann kendi dzenine gre olutuuna, byle bir dnmde zamann oynad

dzenleyici role iaret etmitir. Zaman kendi yasalaryla kefaretin nasl deneceini

dzenler. Zaman, oluum esnasnda doan adaletsizlikleri, atklar, zamann kendi

ak iinde, evrenin birbirini izleyen imdiki anlarnn her dzeyi iin geerli olan

deimez yapya gre gerekleen dnmler araclyla gittike bengisel, ncesiz

ve sonrasz, giderek zaman olmayan bir denge haline gtrr.16

Genellikle her eyi oluturan ana maddenin deimeden kaldnn

savunulduu bir dnemde Anaksimandrosun a peirondan ztlarn kt ve evrende

ztlar arasndaki srekli bir mcadele olduu fikrinden etkilenen Herakleitos (M

540-480) btn varlklarn bir deiim ierisinde olduunu ve deimeden varln

srdren hibir eyin olmadn belirtmitir. Metafiziksel olarak her ey ncelikle

ztlklaryla dngsel bir deiim iindedir. Deiim iin her eyin kartna

gereksinimi vardr. Deiimin yani olu ve bozuluun kayna zt kuvvetlerin

mcadelesidir: scak-souk, gndz-gece, k-yaz, sava-bar, tokluk-alk. Ztlklar

arasnda bu atma olmazsa her ey durur ve sadece lm olur. Srekli deiim

iinde kalc olduunu dndmz eyler yanlmadr. Ayn rmakta iki kez

ykanamayz. kinci kez girdiimizde bu rmak bsbtn baka bir rmaktr artk. Akp

giden sular onu baka bir rmak yapmtr.17 Ancak bu deiim kuralsz deildir; bir

ilkeye, bir yasaya tabiidir. Deimez sandmz eylerin arkasnda deiimi

dzenleyen ruh; yani logos vardr.18 Onun evreni aklldr, nk temelde yasalar ile -

16
Werner Heisenberg, Fizik ve Felsefe, ev.: Ylmaz ner, Belge Yaynlar, stanbul 2000, s. 39.
17
Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 2008, s. 24.
18
W. K. C., Guthrie, The Presocratic World Picture, The Harvard Theological Review, C. 45, S. 2,
18
ya da logos- ynetilir. Logos, btn ztlklar birbirine balamaktadr ki Herakleitos

bunu, yay ve ona balanan tellerden doan zt glerin geriliminden sabit ve ahenkli

bir sesin meydana kt bir lirin gerginliine benzetmektedir.19 Herakleitosun

evrenin zndeki ana ilkenin ncesiz ve sonrasz deime zorunluluu olduuna

dayanarak ortaya koyduu dnce sisteminde, diyalektik felsefenin kkleri

kolaylkla grlmektedir. Ayrca modern fiziin, Herakleitosun retisine baz

ynlerden iyice yaklatn burada iaret etmek yerinde olur. Ate szc yerine

enerji szc kullanlrsa, Herakleitosun anlatm, bugnk grmze olduka

uyar.20 Ancak atein olamayaca gibi enerji de evrenin dnmn salayan tzsel

neden olamaz.

Herakleitosa gre deiim gerektir ve dolaysyla zaman da gerektir.

Herakleitosun yazlarnda zamana ilikin zaman (aion); oynayan, dama ta sren

bir ocuktur: bir ocuun g oyunu! ifadesi yer almaktadr.21 Bu parada zamann,

bir ekilde, doann dzeni ierisinde deiimi yaratt belirtilmektedir. Bir ocuk

olarak zaman, bal bana bir ilke deildir; ancak sadece deimekte olan doaya da

eit deildir. Bununla birlikte, burada zaman olarak tercme edilen kelimenin

khronos deil, aion olduunu belirtmekte fayda var. Herakleitosa gre zamann

bir balangc yoktur ve sonsuz bir sreci vardr. Bu dnce, onu, bir yaratl

hikyesinin mitolojik yapsn korurken doal kozmogoni (evrendoum) araynda

bulunan atalar ile kar karya getirmektedir. Ancak Herakleitosun da atalar gibi

evrenin kozmik dngler ierisinde kendi kendini yineledii fikrini savunup

1952, s. 87-104.
19
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 8.
20
Heisenberg, 2000,a.g.e. s. 42.
21
Kranz, 1984, a.g.e., s. 64.
19
savunmad tartma konusudur.22 Bu tr bir dngsel evrenin, zamann bir

balangc yoktur iddias ile uyumsuz olmas durumunda (ve Herakleitosun atalar ile

ters dmesi durumunda), zaman bir bakma deiimden bamsz olmak

zorundadr, yani deiikliklerin evrenin tmnde farkl zamanlarda tekrar

edilebilecei aktr. Zaman, tamamen deiime bal olsayd veya btnyle

deiimin bir paras olsayd, o zaman hibir ey tamamen ayn kozmik dngnn bir

tekrar olarak dnlemezdi, nk dngler olutuunda zaman ierisinde kendini

gsterecek bir farkllk bulunmazd.23

Bir bakma deiimden bamsz olan zaman, Herakleitos iin, sadece

deiime tabii olmayp varlklarn mantksal ilkesi ile yakndan ilikilidir.

Herakleitosun dncesine gre her ey bir aknt ierisindeyken, logosun

deimeyen ve zamansz olan kural, varlklarn deiimini snrlamakta ve

dzenlemektedir. Bir balangcn olmay, zaman, mantksal ilke ile

birletirmektedir ve kendisi deimeden ve tm varlklar kapsayacak ekilde

kalmaktadr (en azndan gemite).24

Yaad dnemin felsefe geleneine yeni sorular ve sorunlar ekleyen ve bat

felsefesinin tarihinde nemli olan bir yere sahip olan Parmenides (M 529-440),

kendisinden nceki filozoflarn, doaya ilikin grlerini eletirerek daha ok

kavramsal dnmeye ynelmitir. Parmenidese gre, zerine dnlen ey

yalnzca var olandr. Evrende deien hibir ey yoktur; varlk sonsuzdur ve deiim

22
Empedoklesin evrenin dngsel gr hakknda daha sonradan bir ilerleme kaydettiinden ve
dngsel grn baz formlarnn da Pisagorcular, Eflatun, Aristoteles ve Stoaclar tarafndan
benimsenebilecei ve dngsel grn Herakleitos ile zdeletirilmesinin bu grler sebebiyle
uygunsuz bir ekilde atfedilmi olabileceinden bahsedilmitir.
23
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 8.
24
Turetzky, 2000, s. 9.
20
yalnzca bir yanlsamadr. Yani gereklik ebedi ve deimez olan, yaratlmam ve yok

edilemez olan, srekli ve kalc olan mutlak anlamda Bir'dir. Parmenidese gre

hareket, deime, okluk gerek varln nitelikleri olamaz. Varlk hakknda

sylenebilecek tek ey O'nun var olduudur yani varln var olmak dnda hibir

zellii yoktur. Bir miktar su kaynadnda Herakleitosa gre bu suyun lm

buharn ise doumudur. Fakat Parmenides iin varln lm ya da doumu

olamaz.25 Gerekleen deiiklikler olutan yok olua geii ieren deiiklikler deil

varln kendi btnlnde var olu eklidir. Aslnda Herakleitosa gre varolu

zamansal oluu ifade ederken, Parmenides iin varolu zamansz oluu ifade

eder. Parmenidese gre, varlk var olagelmitir, paral deil bir btndr, bir

balangc ve sonu yoktur, zaman iinde deiime uramaz. Burada btnlk ayn

kalmay ve uzamsal olarak sreklilii dolaysyla zamanszl ifade eder. Domak

gemite zamansal bir balangc, yok olmak da gelecekte zamansal bir sonu anlatr.

Yani gemi olmayan (what is not) ve gelecek ise henz olmayan (what is

not yet) ima eder ki bu da her iki zamann da var olmayan tanmlad anlamna

gelir. Yalnz zamansz olu var-olan ifade edebilir.26

Parmenides gerekliin zamansal bir boyutunun olmadn, akn bir

gereklii kabul etmenin dnda zaman kavramyla ilgili fikirlerde doas gerei

elikiler ve yanllklar olduunu savunarak, zaman gerek deildir grn

kabul eden filozoflarn ilki olmutur.27 Parmenides, dil ve dncenin mantksal

zeliklerine dikkat ekerek zamann mmkn olan herhangi bir dncenin konusu

25
Kenny, 2004, a.g.e., s. 18.
26
Stamatellos, 2007, a.g.e., s. 109.
27
Ronald C. Hoy, Parmanides Complete Rejection of Time, The Journal of Philosophy, Vol. XCI, No.
11, November 1994, s. 573-598.
21
olamayacan ve dolaysyla var olmadn ileri srmtr. Parmenidesin ileri

srd temel iddia; konuulabilen, dnlebilen veya aratrlabilen her eyin var

olmas gerektii ve var olmayan bir ey hakknda konumann veya dnmenin

anlamsz olduudur. zerine konuulabilen veya dnlebilen her ey yaratlp

yok edilmez ve tmyle kendine has, sabit ve mkemmeldir. Gemite hi bir zaman

ve bundan sonra asla, imdi olduu gibi bir btn ve srekli olmam ve

olmayacaktr.28 Buna gre zaman, deiim ile ayrlamaz bir biimde baldr ve

deiim gerek olmadna gre, zamann da gerek olmas imknszdr. Var olan

hibir eyin varl gemite var olmay durdurmu ve gelecekte var olmay bekliyor

olamaz. nk var olan, bir btn olarak olmaldr. Var olu zamann herhangi bir

blmlemesinin tesindedir. Burada btnlk aslnda ayn oluu ve uzamsal olarak

sreklilii dolaysyla zamanszl aklar. Parmanidese gre, zaman iinde bir

balang ve bir son olmad iin bir eyin dierinden sonra gelmesi gibi ancak

zaman iinde gerekleen bir ardllk da yoktur.29 Ayrca sre de bir geii ya da

deiimi gerektirdii iin varln mkemmelliine ve btnlne uymaz. Buna gre

nceden sonraya gei varln sabitliinden dolay imknszdr.30

Sonu olarak, Parmenides, zdelik ilkesine dayanarak, kendi felsefesinin

zn varlk vardr, yokluk ya da var olmayan var deildir eklinde ifade etmitir.

Parmenides, varlkla ilgili retisinin sonucu olarak, yaadmz dnyann gerek

olmadn, yalnzca bir grn olduunu ne srer. Bylece, ontolojik dzlemde

grn ile gereklik, epistemolojik dzlemde de aklsal ile duyumsal olann

28
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 10.
29
Stamatellos, 2007, a.g.e., s. 106.
30
Stamatellos, 2007, a.g.e., s. 109.
22
ayrtrlmasn yapmtr.

Aslnda ne Herakleitos ne de Parmenides aka ifade edilen bir zaman

kuram sunmutur. Felsefenin temel sorunlaryla urarken dnyann zamansal

oluunun baz sorunlu ynlerine alternatif hatta zt metafiziksel bak alar ortaya

koymulardr ve en nemlisi insann farkl zaman algsnn farkl olmasn metafiziksel

hatann kayna olarak ele almlardr.31

Parmenidesin okluk ve deiimi bir yanlsama olduunu ileri srmesine

adalar tarafndan getirilen eletirilere kar Hocas Parmenidesin izleyicisi olan

Zenon (yaklak olarak M 490-430), hareketin ve okluun kabul durumunda

ortaya kacak olan elikili sonular gstererek hareketin ve okluun imknsz

olduunu samaya indirgeme (dolayl rtme) yoluyla kantlamaya almtr.

Aristoteles tarafndan diyalektik diye adlandrlan akl yrtme ynteminin kurucusu

olarak kabul edilen Zenon, Parmenidesin soyut, analitik tarzn srdrmek ve

retilerini savunmak iin oluturduu paradokslar drt gruba ayrlabilir: okluun

gerekliine kar, hareketin gerekliine kar, uzayn gerekliine kar ve biraz

farkl bir tarzda olan duyu deneyimlerinin gvenilirliine kar paradokslar.32

Bunlarn arasndan en nl ve zlmesi en zor olan hareketin gerekliine kar

hazrlanan drt paradoks, mantkla deneyim arasndaki uyumazl serimler.

Varln birliini gstermek iin ne srd paradokslardan okluk paradoksunda

Zenon, bir taraftan blnmezlii dier taraftan sonsuz blnebilirlii ngren

oklukla elikiye den varsaymlar kullanmtr. okluk kabul edilirse, bir okluk

31
Ronald C. Hoy, Heraclitus and Parmenides, A Companion to the Philosophy of Time, Editr:
Heather Dyke ve Adrian Bardon Wiley-Blackwell, Oxford 2013, s. 9.
32
Forrest E. Baird & Walter Kaufmann, Ancient Philosophy, Prencite Hall, USA, Cilt 1, 2011, s. 23.
23
ayn zamanda hem bykl olmayan, hem de sonsuz bykl olan eyler olur.33

Zenon, hareketin gerekliine kar oluturduu ikiye blme paradoksu,

Arkhilleus ve kaplumbaa Paradoksu ve duran ok paradoksunda sonlu bir zaman

iinde sonsuz saydaki uzay aralklarnn nasl geilebilecei sorusunu odak noktasna

alarak gzleme dayal karmlara ters den mantksal karmlarda bulunmutur.

Eer hareketin gereklii kabul edilirse o zaman Arkhilleusin kaplumbaay

geemeyeceini kabul etmemiz gerekir. Zenon, byle olmad bilindiine gre,

burada oluan atknn nedeninin hareketin gerekliini varsaymamzdan

kaynaklandn fark edip hareketin olmadn kabul etmemiz gerektiini belirtir.

Zenonun hareketin gerekliine kar oluturduu dier bir paradoks olan stadyum

paradoksu ise hareketin greliliine dayanmaktadr. Buna gre, belirli noktalar

dizisi, biri durmakta olan dieri de ters ynde ilerleyen iki noktalar dizisinin yanndan

geerken duran ve ters ynde giden diziye gre farkl hzlar olacaktr. Ayn mesafeyi

farkl zaman aralklarnda alm olacak ya da dier bir bak asndan bir zamann

yars, ayn zamann iki katna eit olacaktr.34 Burada aa kan hareketin hznn

ya da zamannn ierdii elikiler hareketin gerekliini reddetmeyi gerektirir.

Uzayn gerekliine kar oluturduu uzay paradoksunda Zenon, uzay varsa ve

her ey uzayda ise bu durumda uzay nerededir sorusunu da anlaml bulur. Baka bir

33
eyler ok olurlarsa bykl olmayan eyler olurlar; nk onlardan her biri bir birimi temsil
etmezlerse ok olmazlar. Ama bir birim, blnemez; nk her ey ancak eer iinde bir para varsa
blnebilir. Ve eer o uzamsa, iinde birok para olabilir. Ayn zamanda sonsuz byk olurlar; nk
varl olan her eyin bir bykl olmak zorundadr. Bykl olan eyin, paralar vardr ve bu
paralarn birbirinden ayr olmalar gerekir. Aksi durumda farkl paralar olamaz. Bu paralar
birbirinden ancak aralarnda paralar varsa ayrlabilir. Bu aradaki paralarn da birbirinden baka
paralarla ayrlmas gerekir ki byle devam edip gider. O halde her cismin, kendisinde belirli bir
bykle sahip olan sonsuz paralar iermesi gerekir bu da onun sonsuz byk olmasn gerektirir.
Bkz. Ahmet Arslan, lka Felsefe Tarihi, stanbul Bilgi niversitesi, stanbul 2009, Cilt1, s. 257.
34
Ali Dnmez, Matematiin yks ve Serveni, Toplumsal Dnm, stanbul 2002, Cilt III, s. 136.
24
ifadeyle, eer gerek olan her nesne uzayda ise ve uzayn kendisi de gerekse o

zaman kendisinin de bulunduu baka bir uzay olmas gerekir ki bu sorgu sonsuza

kadar gidebilir. Bu da uzayn gerek olduunun kabuln yanllar. Aslnda uzayn

gerekliine kar oluturulan bu kant uzayda gerekleen bir sre olarak hareketin

gereklii varsaymna yaplan bir itiraz olarak da alnabilir.35 Son olarak, duyu

deneyimlerinin gvenilirliine kar Zenonun msr taneleri paradoksunda ortaya

konulan problem, nesnelerle onu alglayan zne arasnda ortaya kan iliki sonucu

oluan duyusal niteliklerinin nesnelerin kendi nitelikleri olarak alnmasdr.36 Ksacas

Zenon paradokslaryla bir olan gerein oklu alglanmasn, sonlu olan bir yolun

sanki sonsuz uzunlukta ki bir yol gibi alamaz oluunu, sonsuz olann sonlu gibi

grme yanlgsn, hareket edilmedii halde hareketin varsaylmasn Parmenidesi

balamda mantksal ilikilerle gzler nne sermitir.

Tarihin en nemli filozoflarndan Platon (M 428-347), kendisinden nceki

dnemde nemli bir sorun olarak zerinde dnlen gerekliin ne olduunu,

gerekliin fiziksel, dnsel ve etik boyutlarn ortaya koyarak bulmaya alan bir

problem dnrdr. Kendisinden nceki Yunanl filozoflarn gelitirdii

dnceleri yorumlayan Platon, alglanan dnyann durmadan deitiini, dolaysyla

da duyularn aldatc olduunu bu balamda duyularn bize gereklii

veremeyeceini savunan sofistik sav benimsemi grnmektedir.37 Platona gre

durmadan deien, olu ve bozulu iinde olan, kendisiyle ayn kalmayan eyler

gerek varlk deildir. Doay oluturan eylerin de srekli deiim iinde olmas

35
Arslan, 2009, a.g.e., s. 251.
36
Arslan, 2009, a.g.e., s. 256.
37
Hseyin Gazi Topdemir, Platonda Bilgi Kayna Olarak Grme, Felsefe Dnyas, 2007/2, Say 46,
s.70
25
Platonu, doay oluturan ve bizim duyularla algladmz eylerin varlk

olamayaca sonucuna gtrr. Platon, gerek olan grnr olanda deil, dnlr

olanda aramtr. Deiken olan duyularn, gereklii alglamay salayamayacana

inanan Platon, aracsz olarak varl kavramann salt aklsal yolla

gerekleebileceini ne srmtr. Aklsal kavrayn konusunu oluturacak gerek

var oluun ideal olmas gerektiini savunan Platon, gerek kavramn maddi

doadan, deimez dnsel biimlere evirerek idealar kuramn gelitirmitir.38

dealar kuram, olgularn tek, doru ve deimez bir ierikle donatlabilmesi iin,

grnr eylerden bamsz ve bunlarn tesinde bir varla sahip olan ncesiz-

sonrasz olan baz ilkelere duyulan ihtiyatan domutur.39 Bylece kendisiyle ayn

kalan varla ontolojik bir boyut kazandrm olur. Platonun idealar kuram yalnz

akl yoluyla kavradmz tmellerin ya da kavramlarn, nesnel gndermelerden

yoksun olmadklar, grnr nesnelerin tesinde ve onlardan bamsz bir

gereklikle ilikili olduklar temel inancna dayandrlr.40 Bir varsaym olarak kabul

edilen idea ad verilen bu zler hem varln hem de varln bilgisinin temelidir. Bu

varsaym, varlkla var olu (ya da var olan) arasnda bir ayrm olduu ve btn var

olanlarn nedenleri ve idealleri varlk (idea) olduu dncesine dayanr. Kendi

gereklikleri iin kendilerinden baka hibir var olua gereksinim duymayan idealar,

psikolojik bir yap ya da klgsal bir kurgu41 deildir. Buna uygun olarak idealar yani

gerek ya da varlk; zamana tabi olmayan, her trl deiiklikten uzak, ezeli ve ebedi

38
Hasan Aslan, Doa Kavramnn Tarihsel Geliimi, Felsefe Dnyas, 2007/2, Say 46, s. 64.
39
Serdar Uslu, Platonda Dzen Sorunu, Doktora Tezi, Danman: Ayhan Bak, stanbul niversitesi,
2007, s.98.
40
Frederick Copleston, A History of Philosophy, Volume I: Greece and Rome, Doubleday, USA 1995, s.
38.
41
David E. Cooper, World Philosophies, Blakwell, USA 1996, s. 108.
26
olan dolaysyla ancak aklsal kavranabilen tinsel fakat tamamyla gerek yaplardr.

Platonun idealara ykledii tm bu nitelikler, Parmenidesci varlk

anlaynda Bire atfedilen niteliklerle ayndr. Fakat Parmenidesin maddi olan

monistik varlk anlayndan farkl olarak Platon maddi olmayan idealarn ok sayda

olduu anlayn kabul eder. Ayrca Platon, Parmenidesin grngler ve gereklikler

dnyas arasndaki keskin ayrm koruyarak idealar alglanan dnyaya akn bir

zemine tar. dealar dnyas deimeyen, snrsz ve sonsuz tmel olan varlklarn

dnyasdr. Buna karlk idealarn yansmalar olarak ifade edilebilen grngler

dnyas ise her trl olu ve bozuluun gerekletii, srekli bir deiim ve ak

iinde olan tikellerin dnyasdr. Aslnda Platon iin idealar dnyasnn grngler

dnyasyla olan ilikisi aynen bir eyin glgesi ile olan ilikisi gibidir. Bu dnyada

algladmz eyler yalnzca bir maarann iinde eli kolu bal bir kimsenin grd

glgelere benzer.42 Platon, kendisiyle ayn kalabilen eylerin tmyle gerek

olabileceini savunurken grnglerin de gerek olan eyle ilikisinin nemsenmesi

gerektiini belirtmitir.43 Grngler deiebilir dolaysyla Parmenidesin

dnd gibi tmyle gerek olamazlar. Platona gre, idealara katldklar lde

grnglerin de bir gereklii vardr ancak idealar ok daha st seviyede bir

gereklie sahiptir. Ksacas, kendilerinden baka her eyin varl idealarn varlna

bal olduundan idealarn varl ya da gereklii bir ncl olarak kabul edilir.

Grngler ise kendi idealarna katldklar lde var olandr.

Platonun felsefesi, grnglerin eitliliini ve grnglerde meydana gelen

deiimi aklamak amacyla idealar ne srmektedir. Platonun idealar kuram ayn


42
Platon, Devlet, ev. Sabahattin Eypolu & M. Ali Cimcoz, stanbul 1998, 514a-514c.
43
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 12.
27
eyin nasl pek ok yansmas veya kopyas olabileceini farkl nesneleri ayn eyin

kopyalar olarak dnmeyi aklayan ortak bir standart ileri srerek aklamaktadr.

rnein, bizler aka aa ve mee aacn sadece aa olarak dnebiliriz, nk

her ikisi de onlarn ideasn oluturan aa-olma standardna yaklaktr.44

Birden fazla sayda olan idealar dzenli ussal bir kozmos45 baka bir deyile

mantksal bir zeminde dzenlenmi bir birlik oluturur. Platonun idealar kuram,

hiyerarik olarak dzenlenmi gereklik dereceleri olduunu ve yi ideasnn btn

idealardan stn olduunu ileri srmektedir. Platona gre yi olan ey, tamamyla

gerek olan eydir ve dier btn eyler gerekliini ondan tretirler. yi olan ey,

gerek olduu lde bir ey hakknda konumay ve dnmeyi mmkn

klmaktadr: eyler, yiye katlmlar lsnde mantksal sorgunun konusu

olmaktadrlar. dealar, her tre ait varlklar iin mkemmeliyet modelleri olarak yi

olana katlan deimeyen varlklardr.46

dealar kuram yi olan tarafndan aydnlatlan gereklik dnyas ile gne

tarafndan aydnlatlan grngler dnyas arasndaki ayrmn ve gereklik ile bilgi

derecelerinin hiyerarisidir. dealar kuramn gsteren ekil 1.1.1de, dikey izgilerin

uzunluu orantl olarak gereklik ksmn yanstmaktadr.47

44
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 12.
45
Frank Thilly, Bir Felsefe Tarihi, ev. Nur Kk, Yasemin evik, dea, stanbul 2010, s. 76.
46
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 12.
47
Turetzky, 2000, a.g.e., s.13.
28
ekil 1.1-1 Platon'un idealar kuram

Platon, mutlak olan ideann varln ve insann bu gereklii akl sayesinde

kavrayabileceini kabul ederek aslnda insandan insana deimeyen salam bilgiye

ulalabileceini gstermitir. dealarla grngler arasndaki iliki, gerek bilgiyle

duyu bilgisi arasndaki ilikiye paralellik gsterir. Bylece duyularla alglanan sanya

ve akl yoluyla ulalabilen kavramsal bilgiye karlk gelen iki ayr alan ortaya

kmtr. Gerek bilgi, ncelikle algnn bilgisiyle olumaya balar fakat alglanann

tesinde genel kavrama, ideaya ulalarak tamamlanr. Platon iin, bir olguyu bilmek

demek o olguyla ilgili yargda bulunarak olguyu genel bir kavrama dhil etmek

demektir. Alglarmz bize tek tek olgularn bilgisini verir fakat alg karsnda akl
29
yoluyla olgular genel bir kavram iinde toplanarak gerekliin kavramsal bilgisine

ulalr.48 Bilginin temeli olan idea hem varln kendisinin hem de bilgisinin

kaynadr ve temelidir.49 Platon duyularn, var olanlarn gerekliini deil yalnzca

grngleri verdiini belirtirken bilgiye ulamann yolunu doann duyu algsndan

doa tesi olan idealara evirmitir. Aslda Platonun burada vurgulamak istedii bir

olgunun bilgisinin yalnzca duyularn salad verilere dayanmasnn yeterli

olmaddr. Ona gre, gerekliin bilgisinin aklsal dzenin temelinde yer alan bir

aknl iermesi gerekir.50

Platon zellikle Parmenides ve Timaeus adl diyaloglarnda idealar ve dier

sonsuz olan eylere yer verirken, zellikle Timaeusda zamanla ilgili anlayn da

ayrntl bir ekilde aklamtr. Timaeusta yer alan, ncesiz-sonrasz idealarn

imgesine gre grnen kozmosu dzenleyen ilahi bir zanaatkr olan Demiurgos

Khora halindeki yaratlm kozmosu, ekil verdii maddenin kendi snrlar iinde

mmkn olduunca idealar dnyasna benzetmeye almtr. Bu benzerlii

glendirmek iin sonsuzluun bir yansmas olarak Aionun hareketli bir imgesini

yani zaman yaratmtr.51 Bu evreni yaratan baba, ilksiz tanrlarn rneine gre

kurduu evrenin hareket ettiini, yaadn grnce ok sevindi ve sevincinden, onu

rnee daha ok benzetmeyi dnd. Bu rnek lmez bir canl varlk olduu iin, o

da btn bu evreni, mmkn olduu kadar lmszletirmeye alt. Ama rnek

olarak kulland lmsz canl varl, yaratlan evrene tamamyla uygun klmak

48
Aster, 2005, a.g.e., s. 211.
49
Hseyin Gazi Topdemir, Felsefe, Pegem Akademi, Ankara 2008, s. 63.
50
Topdemir, 2008, a.g.e., s. 61.
51
Francis MacDonald Cornford, Plato's Cosmology: The Timaeus of Plato Translated with a Running
Commentary, Kessinger Publishing, London 2004, s. 104.
30
mmkn olmuyordu. Bunun zerine lmszln deiik bir taklidini yapmay

dnd ve g kurarken bir yandan da hareketsiz, salt lmszlkten, belirli

saylarn orantsna gre ilerleyen lmszln zaman dediimiz o imgelemini

kurdu.52

Bu balamda Demiurgosun bir etkinlii olarak aa kan zaman, grngler

dnyasnn olumasyla balar ve yalnz bu dnyada etkindir. Grngler dnyas,

olu ve bozulu iinde canl bir btnlk olarak ya da durmadan deien bir yap

olarak zamansal anlamda Aionun bir resminden ibarettir.53 Aion en temel anlamda

yaama gcdr ve bu anlamda btn canllarda grlen bir eydir. Platona gre

zaman, idealarla grngler dnyas arasnda bir araclk grevi grr. Gezegenlere

ait dngsel zaman aionun ilk yansmas olarak karmza kar. Bu anlamda zaman

oluun bir ltdr. Ksaca zaman sonsuzluun hareket halindeki bir imgesi olarak

evrenin dzenini anlamamz salar. Zamann llebilmesi, hareketin bir yansmas

ve evrendeki harmoninin bir ifadesidir.54 Sonsuzluun bir imgesi olarak zaman,

idealar dnyasnn dzeni ve deimeyen gereklii ile olmakta olan dnyay

ilikilendirmektedir.55 Zamann bu rol, dzenlenen evreni mmkn olduunca

mantksal olarak anlalr bir harmoniye ulatrr.

Platon felsefesinde yer alan Aion kavram deimeyen ve sadece aklla

kavranlan bir ey iken, khronos ise srekli olu halinde ve sadece algyla

anlalabilen bir eydir. Biri ncesiz-sonrasz, dieri ise yaratlm olup son bulacaktr.

52
Platon, Timaios, ev. Erol Gney, Ltfi Ay, Sosyal Yaynlar, stanbul 2001, (37-d), s. 33.
53
Aslan Topakkaya, Zaman Kavram Balamnda Platon-Aristoteles Karlatrlmas, Felsefe ve
Sosyal Bilimler Dergisi, Yl 2012, Say 13, s. 219-231.
54
Topakkaya, 2012, a.g.e., s. 219-231.
55
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 16.
31
Birisi saylamaz ve llemez, dieri saylabilir ve llebilir (bundan dolay

hareketin de ls olur).56 Bu adan bakldnda khronos ve aion birbiriyle zt iki

kavram gibi grnse de aslnda bunlar idealar retisine uygun olarak birbirini

tamamlamaktadrlar. Grngler dnyasna ait olan zaman sayya gre hareket eder

ki bu da onu daha anlalr klar. Zaman saylabilir ve dzenli bir ekilde paralara

ayrlabilir. Bu durum zaman doann sral dzenine bal saysal bir dzleme tar.

Zaman gkyzyle birlikte yaratlmtr ve zaman saylarn anlamak ve korumak iin

Gne, Ay ve gezegen ad verilen be farkl gk cismi yaratlmtr.57 Bunlarn

dairesel hareketleri zaman saysallatran kozmik zaman gereleri58 olarak

kullanlmtr. Bylece zamann blmleri ya da paralar olan yllar, aylar, gnler ve

geceler ortaya kmtr.

Platon zamansal olmaya ilikin, bir eyin zaman iinde var olmasnn o eyin

hem kendinden daha eski (yal) hem de daha yeni (gen) olmasn gerektirdiini

belirtmitir. Zamansal olan bir eyin var oluu, olmu olann vard evresiyle

olacak olann var olacak evresini kapsamas gerekir. Sonsuz var olularyla

idealarn zamansal olmadn savunan Platon, grnglere ilikin gryle uyumlu

olarak, zamann tamamen gerek d ya da znel olmadn ne srmtr.59

Platona gre, zaman akp giderken evrenin dngsel hareketine elik eder.

Bu da zamann ilerleyiinin iki ucunun da snrlandrlmam olduunu yani dz bir

izgi eklinde deil snrlar belirli daire eklinde olduunu aka gstermektedir.

Yeni Platoncu fikirleri ile tannan Proklos (412-485), Platonun tm zaman boyunca

56
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 111.
57
Platon, 2001, (38-c), s. 34.
58
Borst, 1997, a.g.e., s. 15.
59
Platon, Parmanides, ev.: Saffet Babr,mge Kitapevi, stanbul, 2001, 166a-166c, s.113-114.
32
ifadesini Byk yl (tm evrenin bir periyodu) olarak anlar. Her bir Byk Yln

ardndan evren ilk balang konumuna geri dner ve bylece zamann hareketi

sonu ve balangc birletirecek ekilde devam eder.60 Zaman her Byk Yl iinde

gerekleen btn deiimleri, olu ve bozulular kapsar. Bir btn olarak

bakldnda, Byk Yllar arasndaki benzerlikler zamann ncesiz-sonrasz olarak

alglanmasn, Byk Yllarn zde olmamas da zamann evrenin hareketiyle ilikili

olsa da sadece bu hareketle zdeletirilemeyeceini gsterir.

Genel olarak baktmzda, her ne kadar say gibi niceliksel bir olguyla ifade

edilse de Platon iin zaman hareket eder ve doas gerei harekete ve deiime

baldr. Aslnda zaman mekn algsna paralellik gstererek iinde eylerin yer ald

ve olaylarn gerekletii byk bir zemin ya da kap gibidir. nemli olan nokta

zamann iinde barndrdklarndan tamamen bamsz olarak varla gelmesidir.

Platon iin zaman ve mekn bu balamda benzerlik gsterse de baz yorumculara

gre Platon diyaloglarndan zamann mekna gre daha nemli olduu sonucu

karlabilir. nk zamann kayna temel olarak akli dnyaya ait bir kaynaktr; buna

karn mekn daha ok algsal dnyaya ait bir zellik olarak karmza kmaktadr.61

Ancak bazlarna gre de zamandan nce mekn olduundan Platon, meknn

gerekliini zamana gre daha ok kabullenmitir.62 Belki tam da bu noktada

devreye rencisi Aristotelesin girmesi anlamldr.

Her eyden nce bir doa filozofu olan Aristoteles, tarih boyunca

kendisinden sonraki dnrleri en fazla etkileyen filozof olmutur. Platon

60
Cornford, 2004, a.g.e., s. 104.
61
Topakkaya, 2012, a.g.e. s. 219-231.
62
Gunn, 1929, a.g.e., s. 21.
33
felsefesinin izlerini tasa da olduka zgn bir yapya sahip olan Aristoteles

felsefesi, tamamen grnen dnyay aklama amacna dayanmaktadr. Felsefe ve

bilimi sistemletiren ilk kii olan Aristoteles, aklc yaklam ve bilimsel grleriyle

felsefede mantn ncs olarak kabul edilir.

Aristoteles, hocas Platonun idealist ve erekbilimsel varsaymlarn kabul

etmekle birlikte aknsal idealar teorisini yadsmtr. Platonun birbirinden ayrd

idealar dnyasyla grngler dnyasn, Aristoteles idealar dnyasnn grngler

dnyasnn iinde olduunu belirterek birletirmitir. Aristotelese gre iinde

yaadmz evren gerekte var olan bir evrendir. Bu temel varsaymdan hareketle

Aristoteles, problemleri gzlem ve deney yoluyla irdelemeyi yelemi ve bylece bu

grnen evrendeki grnen (gerek) nesnelerin grnen (gerek) deiimlerinin

"nedensel aklamasn" yapmay da "bilim" olarak tanmlayarak bilimsel grn

oluturmutur. Aristoteles kendi deyimiyle apodeiktik (kesin, doru ve zorunlu)

bilginin olanakl olduunu, salam bilginin geometride bulunabileceine olan

inancnn etkisiyle, geometriye dayanarak ya da onu rnek alarak doa bilimlerinde

de kesin ve gvenilir bilgiye ulalabileceini dnmtr.63

Aristoteles bilimsel aratrmada, gerek olan evrenden elde edilen duyu

deneyimlerinin verileriyle balamann gereini ve buradan da genel yasalara

gemenin nemini vurgulamtr. Bilimsel aratrma sreci, gzlemden genel ilkelere

ve tekrar gzlemlere geri dnen bir sreci kapsamaktadr. yleyse bilimsel

aratrma iki yoldan ilerlemektedir: tmevarm ve tmdengelim. Buna gre, bilimsel

aratrma belirli bir olayn ya da belirli niteliklerin bilgisiyle balar ve aklayc

63
Topdemir, 2008, a.g.e., s. 69.
34
ilkelerden bu olay ya da nitelikler hakknda ifadeler oluturulduunda bilimsel

aklama gereklemi olur. Aristoteles iin tmeli bilmek bal bana bir ama

deildir, ancak tekili anlamak iin bir aratr. Tmele dayanarak tekili kavraynca

bilgi de tamamlanm olur, nk bilimin asl amac, tekili kavramaktr.64 Baka bir

deyile bilimsel aklama doann algsal kavrann temel alarak varlabilen olgu

bilgisinden, olgunun nedeninin bilgisine geme ii olarak gren Aristotelese

gre, bir eyin bilimsel aratrmaya konu olabilmesi onun doal durumunu

kaybetmesiyle olur ve bilimsel aklama da onun doal durumunu neden

kaybettiini ortaya koyar.65

Aristoteles iin, gerek bilgiye ulamada asl rol akl yrtme oynamakla

birlikte, genel varsaymlar da gerek bilginin kurulabilmesi iin mutlak gereklidir.

Her varsaym, olguya iaret eden kavram ve bu olguyla ilgili anlatm olmak zere

iki deere sahiptir. Varsaym araclyla bir eyin genel olan yaps yani ortak olan

yan ve bireysel olan yaps yani ayran yan aa karlr. 66 Bylece o eyi trler

ve cinsler hiyerarisi iinde bir yere, bir tr ve cins iine yerletirilerek onun iin

zsel olan ey bulunmasyla o eyin yapsn belirleyen nedene ilikin bir aklama

ortaya konulabilir. Bu nokta Aristotelesi mantnn temelini oluturan kategoriler

retisine ulatrmtr. Aristoteles iin sz dncenin, dnce ise varln ya da

var olann bir simgesidir. Dncenin doruluu da var olana uygunluu ile

lldnden kategoriler insan dncesinin varl kavrama biimleridir.

Aristotelesin oluturduu sistematiin bir sonucu olarak insann varl anlamada

64
Gkberk, 2008, a.g.e.,s. 71.
65
Topdemir, 2008, a.g.e., s. 71.
66
Aster, 2005, a.g.e., s. 253-259.
35
kulland bu kategoriler tz, nitelik, nicelik, iliki, yer, zaman, durum, iyelik, etkinlik,

edilgenliktir. Bir nermede geen zne ya da konu zerine ancak bu kategoriler

uyarnca bir eyler sylenebilir.

Aristoteles oluturduu mantk erevesinde dnmeyi incelerken aslnda

var olan da incelemi olur, nk dnme varl yanstr. Ama varln asl yapsn

ve i balantsn ancak var olanlarn zne ve nedenlerine ynelmi olan metafizikte

kavrarz. Aristotelesin ontolojisinde gerek varlk fenomenlerin dnda ayr bir

gerek deil, fenomenlerin iinde kendini gelitiren yani fenomenlerin iinde

gelimi olan zdr. Bu z algladmz dnyada hep kendini gerekletirir. Buna

gre Aristoteles felsefesinde arl oluturan bir ama dorultusunda gerekleen

olu kavramdr.67 Bunun iin de bir oluta bilgiye ulamak iin neden veya

niin sorusunun cevabn bulmak gerekmektedir. Bu yapldnda her oluun drt

esinin bulunduu grlecektir: madde (oluun kendisinden meydana geldii ey),

form (oluan eyin biimi), etken (oluan eye biimini veren), erek (oluan eyin

niin olutuu). Bununla birlikte, Aristotelese gre form, etken ve erek aslnda tek

bir balk altnda birleebilirler. Bu durumda gerekte iki neden kalm olur: madde

ve form. Dolaysyla Aristoteles iin her varla geliin bir maddesinin ve bir

formunun olmas zorunludur. nk bu iki neden her varla geliin zorunlu

balangcdr. Madde ve form meydana getirilmi olmadklar iin her olutan

ncedirler ve hibir olu onlar olmadan gereklemez.68

Aristotelese gre var olan ey form kazanan maddedir buna kout olarak

fenomenler dnyasndaki her ey form kazanm olan bir maddedir. Madde, biim
67
Gkberk, 2008, a.g.e., s. 73-74.
68
Topdemir, 2008,a.g.e., s. 72.
36
kazanm bir nesnedeki form sayesinde gereklik kazanm olan olabilirliktir. Her

maddede var olan tz, bir ey olabilme potansiyelini oluturur ve form da bu

potansiyelin gereklemesini salar. Olu da salt olabilirliin form araclyla

gereklie dnmesi olaydr. Her olu bir maddenin form kazanmasdr yani

olabilirin olmu olmasdr.69

Aristotelesin oluturduu bu sistematikte madde ile form arasndaki bu iliki

aslnda grelidir. Bir ey iin form olan bir ey, baka biri iin madde olabilir. Bu

yaklam dorultusunda olu eylerin, salt madde ile salt form aralndaki bir dizide

deer bakmndan dzenlenmelerinin ilkesine dayanr. Bu dizide her nesne

kendisinden nceki eyin formu, kendisinden sonraki eyin de maddesidir. Ancak

her eyin form ya da maddesinin olmasnn bir tek istinas vardr, zorunlu olarak

ezeli-ebedi hareketsiz tz olan Tanr. Maddesiz saf form olan tanr, ncesiz ve

sonrasz bir fiil halinde varlk olarak eylerin hem devindirici hem de dourucu

nedenidir. Tanr devinimsiz devindirici olup nedensellik ilkesine gre eylerin hem

formu hem de amacdr.70

Aristotelesin evren anlayna baktmzda, evren i ie gemi krelerden

olumutur. En ite, yani evrenin merkezinde Yer bulunmaktadr. Yer'den sonra Ay

kresi ve srasyla Merkr, Vens, Gne, Mars, Jpiter ve Satrn kreleri yer

almaktadr. En dta ise Sabit Yldzlar kresi bulunmaktadr. Ancak duyumlarmz

bize bu tek evrenin doasnn her yerde ayn olmadn, Yer'den Ay'a kadar olan

ksmnn, yani Ay-altnn farkl, Ay'dan Sabit Yldzlar Kresine kadar olan ksmnn,

yani Ay-stnn, ise farkl zelliklere sahip olduunu aka gstermektedir. Buna
69
Gkberk, 2008, a.g.e., s. 74.
70
Topdemir, 2008, a.g.e., s. 76.
37
dayanarak evreni Ay-alt ve Ay-st olmak zere iki ksma ayran Aristoteles'e gre,

evrenin Ay-st ksm eterden olumutur; eterin doas, buraya ezel ve ebed bir

mkemmellik salamaktadr. Baka bir ifadeyle, bu blgede zsel bir deiime yol

amayan ve srekli kendini yineleyen, dngsel olan yer deitirme (lokomotion)

gereklemesine karn burada olu ve bozuluun gereklemesi olanakl deildir. Ay

da dahil olmak zere, her gezegen iin bir kre vardr ve gezegenler bu krelere

akl olup kreler hareket ettiinde, gezegenler de doal olarak hareket etmektedir.

Kreleri de Devinimsiz ilk devindirici olan Tanr devindirmektedir.71 Buna karlk, Ay-

alt Evren, her trl deiimin, olu ve bozuluun yer ald bir evrendir. Buras,

arlklarna gre, Yer'in merkezinden yukarya doru sralanan drt temel unsurdan,

yani toprak, su, hava ve ateten olumutur. Bu drt unsurun diziliini yani doal

yerlerini belirleyen de arlklardr. Dier ne gre daha ar olan toprak

merkezde, ate ise en hafif olduu iin en dta bulunur. Varlk biimlerinin

mkemmel olup olmamalar da Yer'in merkezine olan uzaklklarna gre, Yer'in

merkezine uzakl arttka mkemmellik derecesi de artacak ekilde deiir. Bundan

dolay, merkeze en uzakta bulunan Sabit Yldzlar Kresi mkemmeldir ve ayn

zamanda Tanr yani ilk devindiricidir.72

Bylece Aristoteles'in doa felsefesinin, evrendeki her enin doal bir

yerinin olduu ve yeri deien ya da deitirilen her nesnenin tekrar doal yerine

dnme eilimi iinde olaca varsaym zerine temellendii anlalmaktadr. Sonu

olarak bir nesnenin doas bozulduunda devinimi ya da deiimi balar. Aristoteles,

zaman konusuna da tam bu noktadan deinir ve Fizik adl eserinde byk lde
71
Aristoteles, 2005, a.g.e., 200b8-9.
72
Aristoteles, 2005, a.g.e., 200b10.
38
doaya ve doann bir ilkesi olarak grd deiimlere yer verir. nk Aristoteles

iin bir ilke olarak deiimin ne olduunu bilmediimiz srece doann da ne

olduunu bilemeyiz.73 Bu balamda Aristoteles, deiimle birlikte fiziksel dnyann

zerine yaplabilecek herhangi bir almann temelini oluturduunu dnd

sonsuzluk, mekn, boluk ve zaman kavramlarn, zellikle Fizik in nc ve

drdnc kitaplarnda sistematik bir ekilde incelemitir. Bu be kavram, deiim

zerine yaplan geni bir almaya iliik, gizlenmi bir ekilde deil deiim

kavramyla balayan ve zaman kavramyla son bulan belirli bir sraya gre ele

alnmtr.74

Aristotelesin bilimsel tartmalarnn yapsal zelliine baktmzda, bilimsel

tartma genel olarak iki aamadan olumaktadr. lk aamaya gre, bilimsel bir

inceleme bir eyin olup olmadn sorarak balamal ve o ey varsa onun ne

olduunu sorarak ikinci aamaya geilmelidir. Buna uygun olarak, Aristoteles zaman

zerine almalarna, zamann var olan anlamnda m var olduu, yoksa kendisi bir

varlk olmayan anlamnda m var olduu sorusuyla balar.75 Zaman bir varlk, bir

btnlk olarak kendi bana bir var olansa, onu oluturan gemi ve gelecek de bu

btnle ait eyler olmalyd. Oysa gemi var olmutur ve artk yoktur, gelecek ise

var olacaktr, henz yoktur. Bu durumda var olmayan bu paralardan oluan bir

btnn var olduunu sylemek ok olanakl deildir.76 Yalnzca imdiki an vardr.

Ksacas zaman, kendisi bir varlk olarak deil, kendisi bir varlk olarak bulunan

73
Aristoteles, 2005, a.g.e., 200b11-15.
74
Andrea Falcon, Aristoteles on Time and Change, A Companion to the Philosophy of Time, Editr:
Heather Dyke ve Adrian Bardon, Wiley-Blackwell, Oxford 2013, s. 48.
75
Aristoteles, 2005, a.g.e. 217b29-32.
76
Aristoteles, 2005, a.g.e. 217b33-218a3.
39
eylerle olan varlk olmayan olarak vardr.77 Baka bir deyile zaman, varln kendisi

olarak deil varln kategorisi olarak vardr.

Yalnzca imdiki ann var olduunun sylenmesi aka olmasa da herhangi

bir eyin yalnzca imdiki anda var olabilecei anlamna gelir ki bu da imdiki an

Aristotelesin zaman anlaynn odak noktasna tar. Ancak Aristoteles, ne imdiki

anlarn toplamnn zaman oluturduunu ne de imdiki ann zamann bir paras

olduunu iddia etmektedir. Toplanarak btn oluturan paralarn bir lt

olmaldr ancak zihinsel bir ilem olan imdiki ann bir lt olmad iin tespit

edilen bir imdiki an saniyeden ok daha ksa ya da bir yldan bile daha uzun

olabilir. Dolaysyla iki imdiki ann yan yana gelip bir btn yani zaman

oluturmas olanakl deildir. Zamann sreklilii iinde imdiki anlarn diziliminde

her bir imdi, bir doru zerindeki bir noktayla benzerlik gsterir. Ne doru

zerindeki iki nokta ne de zaman iindeki iki imdiki an yan yana gelebilir. ki nokta

arasnda sonsuz sayda nokta olabilecei gibi iki imdiki an arasnda da sonsuz

sayda imdiki an bulunabilir. Bu da dorunun uzanm olmayan noktalardan

meydana geldiini syleyemeyeceimiz gibi zamann da zamansal uzanm olmayan

imdiki anlardan oluabileceini syleyemeyeceimiz sonucunu dourur.

Dolaysyla gemie ya da gelecee genileme gstermeyen imdiki an zamann

llmesi iin kullanlamaz. Srekli olan bir izgi zerindeki noktayla kurulan

benzeimin de aka gsterdii gibi imdiki an zaman iki zamansal yaylma blen

bir snr gibidir ve yaylmlardan birinin (gemi zamann) sonuyken dier yaylmn

77
Cihan Camc, Heideggerin Aristotelesin Zaman Anlaynn Yorumuyla Kantn Zaman Kavramn
Eletirisi, flsfdergisi.com/say8/2009/s.93-122.
40
(gelecek zamann) da balangcdr.78 Bu balamda imdiki an hem srekli olan

zaman bler hem de zamann iki srekli yaylmn birbirine balar. imdiki ann

ne olduu Aristotelesin ifadesiyle aklk kazanabilir:

zaman imdiki anlardan bir araya gelmi gibi grnmyor. Kald ki

gemi ile gelecei ayrr gibi grnen imdiki an acaba hep bir ve ayn m kalyor,

yoksa hep baka, hep deiik bir ey mi, bunu grmek kolay deil. Hep deiik bir

ey ise ve zamann iindekiler iinde hep deiik olan hibir para bir baka parayla

zamanda olarak var olamazsa (ksa zamann uzun zamanca sarlmas gibi, biri

kuatyor teki kuatlyor olmadka), an daha nce var olmayan ve bir zaman

zorunlu olarak ortadan kalkacak bir ey ise, anlar birbiriyle zamanda olmayacaktr,

daha nceki anlarn hep ortadan kalkm olmasysa zorunludur. mdi onun, o

zamandaki varlndan tr, kendi iinde ortadan kalkm olmas olanakl deil;

nceki ann baka bir an iinde ortadan kalkmas da olas deil. Nitekim nasl bir

nokta teki noktayla srekli olamazsa anlarn birbirine eklenmesi de olanaksz olsa

gerek. yleyse an bir sonraki iinde deil, baka birinin iinde ortadan kalkmsa

sonsuz olan aradaki anlarn iinde zamanda olarak bulunacaktr. Oysa bu

olanaksz. Ne ki ann hep ayn kalmas da olanakl deil, nk sonlu olup da

paralara ayrlabilen hibir nesne tek snr tamaz; ister tek bir nesneye gre srekli

olsun ister daha ok nesneye gre, bu byle. An ise bir snrdr, snrl bir zaman

almak olanakldr. te yandan zaman iinde zamanda olmak ile ne nce ne de

sonra, ayn ve tek an iinde olmak anlamna gelse, yine nce ve sonra olup

bitenler u belli imdiki an iinde olsa, on bin yl nce olanlar ile bugn olanlar

78
Falcon, 2013, a.g.e., s. 49.
41
zamanda olacak, hibir nesne tekinden daha nce, daha sonra olmayacaktr. 79

Aristoteles, zamann gerekliini sorguladktan sonra zamann ne olduunu

ve doasnn nasl olduunu incelemeye balar ve kendisinden nceki dnrlerin

zamann hareketle yakndan ilikili olduu grn benimsemekle birlikte, zellikle

Platonda yer alan, zamann btnn (evrenin) devinimi ya da gk emberin kendisi

olduu fikrine kar kar. Eer zaman evrenin hareketi olsayd belirli bir zaman dizisi

belirli bir evrenin varlna bal olurdu. Bu durum, birden fazla evrenin var olmas

halinde e zamanl fakat farkl olan zaman dizilimlerinin olmas anlamna gelir ki

bu da Aristoteles iin kabul edilemez bir yaklamdr. Aslnda tek bir evrenin varln

kabul eden Aristoteles iin byle bir sorun ok anlaml grnmese de tek olan bir

zaman diziliminin evrenin tek oluuna nedensel olarak balanmas doru deildir.

Tek bir zamann olmas tek bir evrenin oluundan deil zamann basit doasndan

kaynaklanmaktadr.80 Bunun yan sra gkyzndeki hareketler belirli bir zaman

iinde meydana geldiine gre, her eyin hem zaman iinde hem de evrenin ya da

gk emberin iinde olduu dncesiyle zamann gk emberin kendisi olarak

tanmlanmas Aristoteles iin mantkl bir gr deildir.81

Zamann hareketin kendisi ya da hareket eden ey olarak tanmlanmasna

itiraz etmesine karn zamann hareketten soyutlanamayacann farknda olan

Aristoteles, zamann doasn anlamann birbiri arasnda ayrm olmadn

dnd hareketin ve deiimin doasn anlamakla geekleebileceini ifade

eder. Ancak hareket, hareket eden nesneye baldr ve bu nesneyle birlikte belirli bir

79
Aristoteles, 2005, a.g.e., 218a5-25.
80
Ursula Coope, Time For Aristotle Physics IV. 10-14, Clarendon Press, Oxford 2005, s. 46.
81
Aristoteles, 2005, a.g.e., 218a30-218b10.
42
yerde, bu yerle snrl olacak ekilde gerekleir. Fakat zaman hareket eden nesneyi

ve hareketi de kapsayacak ekilde her yerdedir, her eyle birlikte ayn biimdedir.82

Bununla birlikte, hareket hzl ya da yava olabilir fakat zaman iin bu geerli

deildir. Hareketin hzl (ya da yava) olmas belirli bir zaman iinde ok (ya da az)

hareketin olmas veya belirli bir hareketin daha ksa (ya da daha uzun) bir zaman

iinde gereklemesi anlamna gelmektedir. Bu da hem hareketin belirli bir zaman

iinde gerekletiini hem de hareketin zamana gre oransal ifadelerle belirlendiini

gsterir. Zamann kendisi, kendisine gre daha hzl ya da daha yava olamaz. Baka

bir ifadeyle zaman ne nicelii ne de nitelii asndan bir zamanla belirlenir.83

Ksaca, Aristoteles iin zaman hareketin kendisi gibi dnlemeyecei gibi

hareketten de tmyle bamsz klnamaz. Zaman zerine konuabilmek hareketi

gerektirir. Dnce durumumuz deimediinde ya da deimenin farkna

varmadmzda zamann getiini syleyemeyiz. Hareketi fark ettiimizde zamann

getiini, zamann getiini fark ettiimizde ise hareketi alglam oluruz.

Metodolojik olarak saduyuya uygun olarak oluturduu bu nermeyi aklamak iin

Aristoteles, uyandklarnda uykuya daldklar an ile uyandklar ann ayn olduunu

dndkleri iin bu anlar arasnda hibir zaman aralnn olmadn sanan

mitolojideki Heron rneini vermitir. Bunun yan sra Aristoteles, hibir fiziksel

etkileime girmediimiz karanlk bir ortamda bulunduumuzda ruhumuzda

meydana gelen herhangi bir deiim sayesinde de zamann getiini

alglayabileceimizi syleyerek zaman iin gerekli olan hareketin fiziksel deiimle

snrl olmadn vurgulamtr. Yalnzca deiimi duyumsadmzda ve


82
Aristoteles, 2005, a.g.e., 218b10-15.
83
Aristoteles, 2005, a.g.e., 218b17.
43
belirlediimizde karsanan hareketten bamsz olmad sonucu, Aristotelesi

zamann harekete ait bir ey84 olduu noktasna gtrmtr.

Bu ilikilendirmede dikkat edilmesi gereken nokta klasik fizikteki hareketin

zamana gre tanmlanmasnn aksine, Aristotelesin zamanla hareketi yakndan

ilikilendirmesinin aslnda zamannn hareketle ilikisine gre tanmlanabilecei

anlamna gelmesidir. Unutulmamaldr ki Aristoteles iin hareket, doann

incelenmesinde ontolojik ve epistemolojik olarak zamandan daha temel bir

kavramdr. Doa olaylaryla hareketin ilikilendirilmesi, zamana gre ncl bir

konumda ve daha ak bir ekilde yaplmaktadr. Bize daha yakn olan, zamann

hareketten daha temel bir kavram olduu algs aslnda Galileo ve Newtonun

hareketi uzamsal ve zamansal bileenlerine ayran mekaniin oluturduu bir

yaklamn rndr. Aristoteles iin doa bir hareket ilkesi olduundan yer, zaman

ve boluk hareketin gerektirdii eylerdir.85 Bu nedenle hareketin zamana ait bir ey

olduu deil zamann harekete ait bir ey olduu sylenebilir.

Bu aklamalardan sonra Aristoteles, zamann hareketle ilikisinin nasl

olduunu irdelemeye balar. Hareketli bir nesne bir nicelikten baka bir nicelie

doru devindii iin hareket nicelii, zaman da hareketle birlikte alglanabildiine

gre zaman da hareketi izler. Bu sralan, bir bakma zaman bilmek iin hareketi,

hareketi bilmek iin de bu harekete ilikin nicelii bilmemiz gerektiini

gstermektedir. Ancak bu izleyiin sras tek ynl deildir. Hareket olduunda

zamann getiini syleyebileceimiz gibi, zamann getiini algladmzda

hareketin olduunu syleyebiliriz. Bu da zaman, hareket ve byklk kavramlar


84
Aristoteles, 2005, a.g.e., 218b20-219a10.
85
David Ross, Aristoteles, Kabalc Yaynevi, stanbul 2011, s. 136.
44
arasnda, herhangi birinin dierleri iin her zaman geerli olan var olularna dair

epistemolojik ncl olma durumunun olmadn gsterir.86 Ancak bu kavramlardan

herhangi birinin temel zellikleri, dier kavramlarn temel zelliklerine

dayanmaktadr. Zamann hareketi, hareketin de bykl izlemesi; daha ok

zamann nemli zelliklerinin bu zamana ilikin hareketin zelliklerinden

kaynakland, hareketin nemli zelliklerinin de bu harekete ilikin bykln

zelliklerinden kaynakland anlamna gelir. Bu nedenle byklk hareketin,

hareket de zamann zellikleri bakmndan aklayc ncldr.87 rnein,

bykln sreklilii harekete ve hareketin de sreklilii de zamana sreklilik

kazandrr. Zamann sreklilii ise onun saylabilir olmasna olanak salar.

Burada belirtilmesi gereken nemli bir nokta da nicelik kavramyla ilgilidir.

ncelikle Aristoteles hareket kavramn yalnzca yer deitirme anlamnda deil olu

ve yok olu, niteliksel deiim (renk deitirmek gibi), boyutlarda meydana gelen

artma ya da azalma gibi her tr ilineksel ve zsel deiimi kapsayacak ekilde

kullanmasna karn, nicelik kavramn yalnzca uzamsal byklk anlamnda

kullanmaktadr. Bu durumda herhangi yer deitirme ya da boyutlardaki deiimle

byklk arasndaki iliki aka grlmektedir. Ancak renk deiimi gibi herhangi bir

niteliksel deiimle byklk arasndaki ilikiyi ortaya karmak kolay deildir.

Aristoteles, herhangi bir niteliksel deiimi de hem igal ettii zaman bakmndan

hem de deien eyin paralarnn ayr ayr hareketleri bakmndan blnebilir kabul

eder. Bu da herhangi bir niteliksel deiimin, yeni niteliin deien ey boyunca

yaylmas (uzamsal hareketi) eklinde aklamasna olanak salar. rnein gri


86
Ursula Coope, 2005, a.g.e., s. 48.
87
Ursula Coope, 2005, a.g.e., s. 48.
45
renkteki denizin mavi renge dnmesi ancak mavi rengi oluturan eylerin deniz

boyunca yaylmasyla aklanabilir.

Aristoteles zaman, deiim ve byklk arasndaki ilikiyi aklamasnn

ardndan zaman nce ile sonra balamnda ele almtr. Nicelikle ilintili olarak

dizgisel bir yap oluturan nce ve sonra kavramlaryla hareketi belirlediimizde

zaman da alglam oluyoruz. nce ve sonra arasndaki farklln oluturduu

nce ve sonra arasnda hareketin olduunu dncesi bizi zamann getiine

inandrr ve hatta zamann ynn deiimin ncesinden deiimin sonrasna doru

olduunu hissettirir. Zaman bakmndan nce gelen olay, gemiteki olaylar iinde

yaadmz andan daha uzak olmas anlamnda dierinden nce gelir. Bu durum

gelecek iin de geerlidir. ki tane olacak olaydan u ana daha yakn olan nce

dieriyse sonradr. Buna gre daha eski, az eskiden ncedir. Demek ki daha eski ya

da daha yal, daha uzun bir zaman kesitine iaret eder. Organonun birinci

blmn oluturan Kategorilerde Aristoteles, zaman, daha eskiden, daha az

eskiye, yani gemiten imdiye, imdiden gelecee doru deien olaylar btn

iinde anlatr. Varlk tersine dndrlemeyen bir ak iinde bulunuyorsa bir ey bir

bakasndan nce gelir.88 Bu dnsel kurgu Aristotelesi, zaman nce sonraya

gre hareketin says89 olarak tanmlamaya gtrmtr. Zaman, hareketin ncesini

ve sonrasn ifade eden imdilerin saysdr. Hareketin, hareketli cismin birbiri

ardndan farkl noktalardan gemesinin saptanmasyla anlalmasna benzer ekilde

zaman da imdilerin birbirini izleyen olaylarla ilintili olarak sralanmasyla alglanr.

88
Teoman Dural, Aristotelesin Kategorilerinde, Fiziki ile Metafizikinde Deime ve Zaman
Sorunlar, Felsefe Arkivi; 26, 1987, s. 101.
89
Aristoteles, 2005, a.g.e., 219b2.
46
Hareketin hareketliye, dorunun noktaya bal olmas gibi zaman da hem kendi

sreklilii hem de paralarna ayrlmas bakmndan imdiye baldr.

Aristotelesin zamana dair getirdii, hareketin says (lm deil); yani

hareketin saylabilen yn eklindeki tanm, zamann hareketin belirli bir byklk

ierisindeki sreklilii kapsadna olan inancna dayanmaktadr.90 Bu sreklilik

hareket iindeki nce ve sonra kavramlar arasnda fark olmasna ve hareketin

zaman almasna olanak salar. Bir hareket zaman alyorsa, balangcndan bitimine

kadar sreklilii olan bir aralk oluuyor demektir. Bu aralk deiimin nce ve sonra

kavramlar arasnda var olduu iin hareket, hareket eden ya da deien eyin bir

durumdan dierine geii demektir. Ancak hareketin says olsa da zaman saydmz

ey anlamnda say deil, saylan ey anlamnda saydr.91 Zamann saylabilir bir ey

olarak tanmlanmas aslnda zamana niceliksel bir mahiyet deil sral ya da dzenli

olma zellii kazandrmaktadr. Buna kout olarak zaman hareketin bir says olarak

tanmlamak zaman hareketin bir ls olarak tanmlamaktan olduka farkldr.

nce ve sonray saymak, temel olarak ne kadar hareketin gerekletiini belirten bir

nicelii bulmann yolundan daha ok hareketi dzenlemenin bir yoludur. On gnden

oluan bir zaman dilimi, baka bir on gnlk zaman diliminden ncelik ve sonralk

asndan ayn deildir. Bu zaman dilimleri soyut anlamda on adet deil, saylan

anlamndaki saydr. Dolaysyla zaman, nce ve sonra arasndaki srekli gei

aralna ilikin harekette saylabilen eydir.

Her ne kadar Aristoteles, zaman llebilir bir ey olarak deil de saylabilir

bir ey olarak tanmlasa da zaman hareketin, hareketi de zamann bir


90
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 21.
91
Aristoteles, hem saylan ile saylabilir olana hem de onunla saydmz eye say demektedir.
47
deerlendirmesi, bir ls olarak kullanabileceimizi syler. Her ne kadar elikili

gibi grnse de Aristotelese gre, hareketin says olarak zaman, hareketin

niceliksel olarak az ya da ok olduunu belirleyerek deerlendirilmesini de

salayabilir. Bir hareketin ncesi ve sonras arasndaki aralnn snrlarn belirleyen

zaman, hareketi karlatrmak iin zere kullanlabilir. Ancak, zamann hareketin

deerlendirilmesinde ls olarak ilevsellik kazanmas iin bir zaman birimi

oluturulmas gerekir. Zaman biriminin oluturulmas da hareketin gerekletii

zaman aralnn sabit olmasn zorunlu klar. Bu sebeple, ancak gkyz cisimlerinin

hareketleri gibi dzenli hareketler zaman sayarak zaman biriminin olumasn yani

hareketin saylmasn salar. Hareketi bize bal olmayan gk cisimlerinin dzenli

hareketi gibi dzenli deiim olmasayd hareket yine belirli bir zaman alrd ancak

zamanla hareket saylamazd. Aristoteles iin Gk krenin dzenli ve dngsel

hareketi zaman len en iyi eydir ancak bu durum, Platon gibi, zaman bu

hareketin kendisi olarak tanmlanabileceini gstermez.92 Ayrca zamann gk

cisimlerinin dairesel hareketine gre belirlenmesi zaman dngsel gibi

alglanmasna neden olsa da Aristoteles iin bu zamann daire boyunca bir hareket

olmas ya da dairesel hareketin periyodunun zamann periyodu olduu anlamna

gelmez.93

Zaman, hareketle saylan ey olarak sayma ileminin mmkn olmasn

gerektirmektedir. Aristoteles, sayacak kimse olmadnda saylacak bir eyin de

olmayacan belirterek sayma ilemi iin ruhun varlnn gerekliliine vurgu yapar.

92
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 23.
93
W. Von Leyden, Time, Number, and Eternity in Plato and Aristotle, The Philosophical Quarterly,
Vol. 14, No. 54, 1964, s. 35-52.
48
nceyi ve sonray sayacak bir insan olmadnda saylabilecek bir ey olamayaca

iin say da olamaz. Hareketi sayan kiiye bal olmayan gk cisminin hareketi, sayan

kii olmasa da varln srdrr ancak hareketin saylabilir yn olan zaman var

olmaz.94 Zamann ruhun varln gerektirmesi, zamann znel olduu yorumunu

dourabilir. Ancak zamann bu gereklilii aslnda zamann varln, ruhun sahip

olduu saylan eyi sayabilme kapasitesine bal klmaktadr. Aristoteles gre, bir

varln sayma kapasitesine sahip olmas, bir ruha sahip olmasndan daha ok

nceki saylarn aklda tutulmas gibi ilemlerin yaplmasn salayan hafzaya sahip

olmas anlamna gelmektedir.95 Zamann nesnellii saylabilir olmasndan

kaynaklanr, hareketi bamsz olan gk cisminin saylmas evrenseldir ve znel

deildir ancak seilen birime gre yaplan deerlendirme znel olabilir.

nce ve sonra uzamsal hareket iindeki bir cismin burada ve urada oluuna

benzerlik gsterir.96 Bu da zamann, hareket ierisinde nce-sonra dizisindeki

konumun saylmas anlamna gelir. Hareketin ncesine ve sonrasna gre temel

olarak saylabilen ey Aristotelesin deyimiyle imdiki andr. Olduka nemli role

sahip olan imdiki an kavram Aristotelesin zaman anlaynn merkezinde yer alr.97

Zaman zerine her tr yarg aslnda imdiki anla gereklemektedir. Gemi ve

gelecek imdiki ana gre belirlenir. Her imdiki ann gemie uzakl farkl

olduundan nceyi ve sonray ifade eden her imdiki an zaman bakmndan farkllk

gsterir. ncenin bitimini sonrann balangcn oluturan bir snr olarak gemile

gelecei ayrr gibi grnen imdiki an aslnda gemi ile gelecek arasnda geiin

94
Ross, 2011, a.g.e., s. 150.
95
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 24.
96
Gunn, 1929, a.g.e., s. 24
97
Leyden, 1964, a.g.e., s. 35-52.
49
srekliliini salayan bir badr. Buna gre imdiki an zaman bir yandan srekli

klarken te yandan da blmler. Deiime ait bir snr olduunu dndmzde

imdiki an deien niceliin snrlarn oluturmaktadr ancak zaman bakmndan,

imdiki an snr deil saydr. Aslnda imdiki an, oluu durduran zihnimizin, oluta

durdurduu kesimidir. Oluun durdurulmas, oluun srekliliini belki de akn ve

doasn etkiler ve oluu yeni bir olua dntrr. Bu nedenle imdiki an bu durma

ve yeniden balama arasnda bir sramay yani deiimi ifade eder.98 Dolaysyla

zaman ve imdiki an var olabilmek iin birbirlerine baldrlar ancak zellikleri

olduka farkllk gsterirler; zaman sreklidir ve gei ierisindedir fakat imdiki ann

kendisi gei ierisinde deildir ve zaman sonsuz sayda blnebilir ancak imdiki an

blnemez.

Aristoteles zamanla imdiki ann birbirine bal olmalarna ramen

doalarnn farkl olduunu ileri srdkten sonra imdiki ann hep bir ve ayn m

kaldn yoksa srekli deien bir ey mi olduunu sorgulamtr. imdiki an, zaman

ayrmas asndan deiken, birletirmesi bakmndan da deimeyendir. Aristoteles

imdiki an, hareket edeni izler99 diyerek imdiki an kavramnn, mevcut olma

kavramna benzerlik gsterdiini ortaya koyar. Belirli bir hareket iin nce ve sonra

ayn zelliklere sahip imdiki anlarn oluturduu bir zeminde seilmi iki konum

gibidir. Bu adan imdiki an, hem hareketin ncesinde hem de hareketin sonrasnda

olan ey olarak deimeyendir. Ancak eer imdiki an deimiyorsa ncelikle tm

olaylarn ayn an iinde yani ezamanl olarak gerekletii anlamna gelir. Ayrca bir

zaman aralnn balang ve biti snrlarn belirleyen iki imdiki ann ayn olmas ya
98
Dural, 1987, a.g.e., s. 96.
99
Aristoteles, Zaman Kavram, ev: Saffet Babr, mge Kitabevi, Ankara 2007, s. 41.
50
da ayn sayyla gsterilmesi bu araln tek snrl olduu anlamna gelir ki bu da

olanakl deildir. Buna ramen her imdiki ann farkl olduunu sylemekte ok

olanakl grnmemektedir. imdiki anlarn farkl olduunu dndmzde,

gemiteki bir imdiki ann, imdiki anla deimesi gerekir ki bu da bu deiimin ne

zaman gerekletii sorununu aa karr. Herhangi bir imdiki ann ondan sonraki

bir imdiki an tarafndan durdurulup yer deitirmesi bu iki imdiki ann e zamanl

olduklar anlamna gelir. Saatin 5: 00 olarak gsterdii an, bu ana ok yakn olan

gelecekteki bir an tarafndan durdurulmas ve gelecekteki ann 5: 00 annn yerine

gemesi gerekir. Bu ilemin gereklemesi 5: 00 olarak gsterilen anla onun yerine

geen ann e zamanl yani ayn olduklarn gsterir. Sonu olarak Aristoteles iin

imdiki an, hareket boyunca var olan bir ey olmasndan dolay ayn kalan, ancak

saylabildii lde farkl ekilde ele alnabildiinden dolay deiendir. Aristoteles

bu durum ile bir yerden baka bir yere tanan bir ey arasnda benzerlik kurmutur.

Tanan ey ayn kalan gerek bir eydir, ancak onun tanmas durumu, onu farkl

konumlara yerletirerek farkl bir ekilde grnmesini salamaktadr.

Bir eyin zamanda olduunu sylemek ne anlama gelir? Aristotelese gre,

bir eyin zamanda olmas iin ancak zaman var olduunda olmak anlamna

gelmemektedir. x ierisinde olmak ifadesi x ile birlikte var olmak anlamna

geliyorsa, o zaman birlikte var olan her ey birbiri ierisinde olur, rnein evrenin

oluumuyla meydana gelen bir kum tanesini dndmzde, evrenin bir kum

tanesi ierisinde olmas anlamna gelir ki bu da mantkl deildir. Zamann anlamna

dikkat eken Aristoteles, zaman hareketin says olduu iin, zaman ierisinde

olmak, say ierisinde olmaya benzetilebileceini syler. Saylar ile saylabildikleri

51
veya saylarn paras olduklarnda srece eyler say ierisinde olurlar. Benzer

ekilde, zaman yoluyla llebilir ya da zamann bir paras olan eyler zaman iinde

olmaktadrlar.100 Aristoteles, zaman ierisinde olma kavramn, mekn iinde olan

bir eyi meknn o eyi iine almas asndan karlatrmaktadr. Benzer ekilde,

zaman ierisinde olan eyler, zaman tarafndan sarlmaktadr yani nce ile sonra

kavramlar ile snrlandrlmaktadr. Bylece, rnein hareket halindeki eyler zaman

tarafndan llebildikleri ya da nce ve sonra aral iinde olduu iin zamandadr.

Genellikle bir eyin zaman ierisinde bulunmas onun hareket ya da deiim iinde

olmasn gerektirmektedir. Tanm itibaryla, her deiim belirli bir potansiyeli

gerekletirmektedir. Bu da bizi, hareketli ya da deien eyler zaman iinde olduu

iin aslnda hareketli olmann tersi bir durumda olan yani dingin olan eylerin de

zaman iinde olaca noktasna gtrr. Dolaysyla hem hareket halindeki eyler

hem de hareket etme potansiyeli olan eyler zamandadr. Benzer ekilde, gemite

var olmu ve gelecekte var olacak eyler de zaman ierisindedirler. Zaman, btn

deiimi ve deiim potansiyelini sarmaktadr ancak deimeyen ve deime ihtimali

olmayan hibir ey zaman iinde olmaz. rnek olarak dngsel harekette zsel

anlamda herhangi bir deiime uramad iin gk kre zaman iinde deildir. Ayn

sebeple, Aristoteles iin geometrik ilikiler, Tanr gibi zorunlu gerekler de zaman

ierisinde olmazlar, bunlarn zamansallklar yoktur.101

Aristotelesin oluturduu sistematik doa felsefesi, yzyllar boyunca felsefe

ve bilimde etkisini gstermekle birlikte zellikle Ortaada teolojik kayglar

eliinde eitli eletirilere maruz kalmtr. Bu sre zaman kavramna yaplan


100
Ross, 2011, a.g.e., s. 149.
101
Gunn, 1929, a.g.e., s. 25.
52
felsefi almlarda da kendini gstermitir.

1.2. Ortaa

1.2.1. Bat Dnyasnda Zaman Anlay

Ortaa, insanlk tarihinin evrensel bir kategorisi olmayp, belli bir

corafyann, Bat Avrupann bir dnemini ifade etmektedir ve stelik bu corafyann

her paras iin de ayn younlukta ortaya kmamtr.102 Ancak genel olarak Yunan

felsefesinden hem yaplma nedeni bakmndan hem de buna uygun olarak kapsad

alma alanlar bakmndan olduka farkl olan Ortaa felsefesi, dini cemaatlerin

felsefesi olup bu dnyann tesine dair ilgiye dayanan dinsel retileri

temellendirmeyi amalayan bir felsefe olarak betimlenebilir. Antik Yunanda

bamsz bir felsefe disiplini olarak yer bulan ou alma alanlar Ortaa

felsefesinde yerini byk lde teoloji ve teolojik ilgilerle belirlenen alanlara

brakr. Tanr merkezli olan Ortaa felsefesinde bir amaca gre yaratlm olan doa

yaratanla yaratlan arasndaki iliki temelinde, ereksel bir nedensellik erevesinde

aklanmaya allmtr. Bu dorultuda, varlk, etik ve politika alannda ele alnan

konular bile inan-bilgi-akl-Tanr-yaratl kavramlar etrafnda ele alnmtr.

Varln ancak ve ancak varln kayna olan Tanr araclyla aklanabilecei ve

Tanrnn varlnn akl yoluyla kesin olarak kavranabilecei inanc tm felsefi

abalarn zeminini oluturmutur. Aslnda dini temellendirme, ilahi hakikatleri

anlama ve anlalr klma abasnda her zaman Yunan felsefesine bal kalnmakla

beraber Ortaa felsefesinde, genellikle olmu bitmi, yetkin bir sistem iinde

102
Jacques Le Goff, Ortaada Entelekteller, ev. Mehmet Ali Klbay, Ayrnt, stanbul 1994, s. 9.
53
kalnm ve bu balamda Antik Yunan felsefesinin dinamik yapsna karn Ortaa

felsefesi statik bir yap kazanmtr.103 Ortaa felsefesi var olan her eyin nedeni ya

da kayna olarak Tanrnn kabulnden sonra var olan yaratan-yaratlan ilikisi

erevesinde ele alr.

Bu noktada Ortaa felsefesinin zn tanmlamaya altmzda, bu

felsefenin bir Hristiyan felsefesi olduu sonucuna ulaabiliriz.104 Ortaa felsefesinin

zellikle Hristiyan retisi temelinde etkisini artrmas zaman felsefesinde de byk

deiimlere neden olmutur. Bir yarattan, bir balangtan, dolaysyla da bir

sondan bahsetmek Antik dnemin dngsel zaman anlayn anlamsz klmtr.

Ayrca Antik Yunanda zaman doann dzeninin bir paras ya da zellii olarak

dnlrken, Ortaada zaman doann iinden alnp manevi bir boyuta

tanmtr.

Ortaa Hristiyan felsefesinde Patristik dnemin en nemli din

adamlarndan biri olan St. Augustine (354-430), Neo-Platonculuk ve Hristiyan inanc

arasnda bir senteze ulamtr. Anlayabilmek iin inanmak gerektii anlayyla

felsefeyi dine tabi tutan Augustinus, Hristiyan dininin retilerini temellendirmek

iin Neo-Platoncu kavramlardan yararlanmtr. Bu da Augustinusu akln asl

grevinin, inan yoluyla evrendeki olgular aklamak olduu kansna ulatrmtr.

Bunlarn dorultusunda Augustinus oluturduu felsefi tartmalardan en ok

bilineni yaratm zerine yapt amlamalar olmutur. Augustinus, genel olarak

tiraflar adl yaptnn 11. ve 12. kitabnda serimlemi olduu yaratm hakkndaki

dncelerini Tanrnn hem ruhsal hem de grnr dnyay hiten yaratt


103
Ahmet Cevizci, Ortaa Felsefesi Tarihi, Asa Kitabevi, Bursa 2001, s. 21.
104
Etienne Gilson, Ortaa Felsefesinin Ruhu, Alm Kitap, ev. amil al, stanbul 2005, s. 21.
54
kabulyle (creatio ex nihilo) temellendirmitir. Bylece Platoncu yaratl olayndaki

Tanrnn her eye kadir oluu ve hkimiyetini snrlayan evren-ncesi maddenin

varl reddedilmi oldu.105 Musevi ya da Hristiyan bir yaratl kavray da olan bu

inanca gre Tanrnn istenciyle ontolojik olarak yeni varlklar olumutur. Augustine,

Tanry evreni hem ruhan, hem de maddi olarak, yoktan yaratan bamsz bir g

olarak kabul eder. Bu da yaratan ile yaratlm olan birbirinden tamamen ayrr.

Tanr, kendi bamsz ebediliinde, yaratlm eylerin dndadr. Augustine, dnyay

yoktan var eden olarak Tanry doadan tamamen ayr tutuu bu dnce

sistemiyle, Antik dnemle kendisinden sonras dnem arasnda olduka nemli bir

ayrmaya neden olmutur.

Zaman zerine yaplan tartmalarda nemli bir yere sahip olan Augustinus

zaman kavramn, zamanda yaratma sorunu olarak ele almtr. Ona gre zamann

ne olduunu anlamak iin zamansal olmann kartn yani sonsuzluu ve buna ilikin

olarak da yaratl dncesini, yaratan ile yaratlan arasndaki farklar anlamak

gerekir. Bizler, zaman akn yapann (sonsuzluun) ne olduunu anlayamazsak

zaman da alglayamayz.106 Augustinusa gre Tanr, ak halinde olmayan durgun

bir imdiye sahiptir, nk Tanr deimeden kendi olarak kalr yani Tanr ezeli ve

ebedidir.107 Yaratlm varlklarn iinde yaad ak halindeki anlar ise yaratlta bir

balangca sahip olan sonlu bir zamana aittir. Bu balamda, Hristiyanln etkisiyle

benimsenmi olan yoktan yaratm fikrine gre yaratlm olan zaman dnlerek

105
Simo Knuuttila, Augustinusta Zaman ve Yaratm, ev. Metin Bal, Bibliotech, 2012, Yl: 5, Say:
16, s. 67-73.
106
Augustinus, Zaman Kavram, ev: Saffet Babr, mge Kitabevi, Ankara 2007, s. 45.
107
Brian Leftow, Gods Impassibility, Immutability and Eternality, The Oxford Handbook of Aquinas,
Editr: Brain Davies ve Eleonore Stump, Oxford University Press, Oxford 2012, s. 181.
55
ortaya kan Tanr evreni yaratmadan nce ne yapyordu? sorusu Augustinus iin

anlamn tamamen yitirir. Evrenin yaratcs olan Tanr evrenin ve evrene ait olan

zamann dndadr. Evrenin ve zamann bir balangc vardr. Evren herhangi bir

zaman diliminde yaratlmamtr, zamanla birlikte yaratlmtr. Buna karn zamann

yaratlma nedeni evrenin yaratlma nedeninden farkldr. Ardll olan bir yaratm

olmasayd zaman da olmazd. Deien evren zamann bir sonucudur ancak zaman

evrenin bir sonucu deildir.108 Yaratltan nce ifadesi zamansal bir ierie

sahiptir ve zaman da evren ile birlikte yaratldna gre Tanrnn evreni yaratmadan

nce ne yaptn sorgulamak ok anlaml deildir. Tanrnn yaratltan nce ne

yaptn sormak kadar bu soruya hibir ey yapmyordu, bir ey yapyor olsayd o

ey yaratma olurdu eklinde yantlamak hem zamann hem de sonsuzluun yanl

anlaldn gsterir. Sonsuzluk, sonsuz bir var olma ve bir sralan olmadan

kendisiyle ayn kalmaktr. Bu balamda sonsuz olan Tanr da imdide olduu gibi hep

ayn kalr ve bu da onun zamansal olarak aknln gsterir. Tanr zamandan nce

de vard ancak bu zamansal bir ncelik deil yaratlann yaratcs olarak bir ncelik

durumudur.109 Tanrnn zamandan nce gelmesinde zamansallk sz konusu deildir.

Aksi halde Tanrnn var olduu bir zaman olurdu yani Tanr btn zamanlardan nce

gelmemi olurdu. Oysa Tanr sonsuzluu btn gemi zamanlardan nce, btn

gelecek zamanlardan tedir.110 Tanr her eyi gemi ve gelecek olmadan imdide

grr; nk onun ki zamansal olmayan sonsuz bir bak asdr.111

108
A. Kadir en, Ortaa Felsefesinde Zaman Kavram, Felsefe Dnyas, Say: 20, Bahar, 1996, s.
173-182.
109
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 58.
110
Augustinus, 2007, a.g.e., s. 45.
111
Talip Kabaday, Eskiada ve Ortaada Balca Zaman retileri, S.D.. FLSF Dergisi, 2007, 3, s.
56
Augustinus iin bizim algladmz zaman maddesel cisimlerin zamandr ve

devinimin says olarak aklanabilir. Fakat Augustinusa gre meleklerin, anlksal

devinimlerinin saysna bal olan kendilerine zg zamanlar vardr. Augustinus,

zamann bu ekilde devinime bal fakat devinimden farkl olarak ifadesini zamann,

doal bir birim olarak gn olacak ekilde harekete gre saylabilecek ya da

llebilecek bir ey olarak yorumlar. Zamann temel birimi olarak gn, gnein

dnya etrafndaki bir dn iin gereken zaman olduuna gre olduka dzenli

gerekleen bir hareketin zamandr. Bu haliyle zaman iin birincil birim olan gn

llemez ancak saylabilir. nk gnn llmesini salayacak ondan daha ncl

bir zaman birimi yoktur. Gnein dzenli hareketiyle belirlenerek oluturulan

standart zaman birimi olarak kullanlan gnle karlatrarak dier zamansal

uzunluklar llebilir. Zamann gksel bir cismin deviniminin bir sonucu olarak

grmeyi eletiren Augustinus, gne dursa da zamann yine olacan ve gk

cisimlerinin hznn zamann var oluunu etkilemeyeceini ifade eder. Hibir ey

olmam olsayd, hibir ey olacak olmasayd ya da hibir ey olmasa da gemi,

gelecek ya da imdiki zaman var olmayacakt.112

Tanrnn her zaman sabit kalan sonsuzluu karsnda srekli bir yok olua

doru giden bir ey113 olarak zamann llebilir oluu uzun bir zaman ve ksa bir

zaman ifadelerinin almn gerektirir. Gemi artk tamamen gemi ve gelecek ise

henz gelmemi olup gerek olan sadece imdiki zamandr. Bu durumda var

olmayan gemi ve gelecek zaman iin uzun/ksa kavramlarndan bahsedemeyiz.

155-166.
112
Augustinus, 2007, a.g.e., s. 47.
113
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 128.
57
Ak halinde olan imdinin uzun ya da ksa oluuna baktmzda da yaadmz her

imdiki zaman (yl, ay, gn, saat gibi herhangi bir zaman dilimi) aslnda kendi iinde

bir gemi, imdiki zaman ve gelecek olarak blmlendirilebilir ve elde edilen her

imdiki zaman daha kk zaman aralklarna blnerek bu dng sonsuza kadar

srdrlebilir. Buna dayanarak Augustinus, imdinin zamann gerek bir boyutu gibi

grnmesine karn, hemen gemi zamana dnmesinden dolay gerekliinden

sz etmenin zorluunu vurgular.114 Ancak herhangi bir uzanma sahip olmayan

imdi, hep imdi olsayd yani gemite kaybolmasayd zamansallk anlamn

kaybeder ve sonsuzluk olurdu. Dolaysyla imdinin zaman olmas iin gemite

kaybolmas baka bir ifadeyle yoklua dnmesi gerekir. Ksacas Augustinus iin

zaman bir uzanmdr ancak gemi ve gelecek uzamsal deildir nk yalnz var olan

eyler uzamsalla sahiptir. Bunun yannda var olan imdi de uzamsal deildir nk

sresi yoktur. Btn bunlar zamann gerek olduuna dair pheler uyandrr. Ancak

phecilikten uzak durmaya alan Augustinus, gnlk deneyimlerimizde zamann

bilincinde olmamza ve onu lebiliyor, sayabiliyor ya da karlatrabiliyor olmamza

dayanarak zamann gerekliine dair phelere yer brakmamaya almtr. Bunu

da aadaki ifadesiyle dile getirmitir:

Nitekim zaman nedir? Kim bunu kolayca ve hemen tanmlayabilir? Kim onu

szcklere dkecek denli, en azndan dnceyle kavrayacak? Ama konuma

srasnda, zamandan daha yakn ve daha bilinir bir ey syleyebilir miyiz? Ondan sz

edince kesinlikle onu anlyoruz, bir bakas ondan sz edince de gene anlyoruz.

yleyse zaman ne? Eer hi kimse benden bunu sormasa biliyorum; ama soran
114
Arslan Topakkaya, Gemi Zaman Gerekten Gemi midir?, Uluslararas Sosyal Aratrmalar
Dergisi, Say1/4, 2008, s. 566-573.
58
kiiye aklamak istesem bilmiyorum. Gene de kesinlikle unu syleyebilirim: Hibir

ey olmam olsayd, gemi zaman olmazd; hibir ey olacak olmasayd gelecek

zaman olmazd; hibir ey olmasa imdiki zaman olmazd.115

Zamann var olduuna dair kesin inancna karn zaman nesnel olarak

aklayamyor olmas Augustinusun, evrene ait olan zaman kavram yerine insana

ait zaman kavramn psikolojik bir yaklam iinde ve zaman deneyimlerimiz

zerinden deerlendirmeler yaparak tartma yolunu semesine neden olmutur.

Bylece Augustinus, zamann Tanr tarafndan yaratldn syleyerek nesnel bir

gereklii, zaman psikolojik bir grle ruhun ya da akln bir ilevi olarak aklayarak

da znel bir gereklii aklamaya almtr.

Augustinus, gelitirdii psikolojik yaklama uygun olarak yalnz imdinin var

olduunu, gemi ve gelecein ise yalnz bizim aklmzda ya da ruhumuzda var

olduunu kabul etmitir.116 Augustinusa gre, bir balang ve bir son arasndaki

zaman kesitini dier zaman kesitleriyle karlatrp bazlarna daha ksa bazlarna

daha uzun diyebiliyor olmak hatta bu uzun ya da ksay lebiliyor olmak bizde

zamana dair farkndalk yaratr. Aslnda biz zaman yalnz gemekte ya da akmakta

iken alglarz ya da leriz. Augustinus zaman lme iinin, insan bilincinin gelecei

tahmin ederek beklenti oluturmay, alg yoluyla imdinin farknda olmay ya da

gemii anmsamay gerekletirdii olgusu zerine temellendirildiini ne srer.117

Zaman lmek u an gerekleen ve gemekte olan olaylarn ruh zerinde brakt

ve olaylar olup bittiinde de silinmeyen izlenimler arasndaki zamansal uzanmlar

115
Augustinus, 2007, a.g.e., s. 47.
116
Knuuttila, 2012, a.g.e., s. 67-73.
117
Knuuttila, 2012, a.g.e., s. 67-73.

59
karlatrmaktr. Artk var olmayan iki olay arasndaki srenin llmesi, gemi

olaylar hakknda var olan bilincin yardmyla belirlenen ve gemii len bir

devinimle karlatrlmasyla gerekleir. llen ey olay deil olayn aklda

brakt izlenimdir. Dolaysyla zamann aklda llebilen bir kavram olduunu

syleyebiliriz. Zaman yalnzca var olduu srece yani akarken ya da geerken

llebildiine gre ve belirli bir srenin hem gemite hem de gelecekte bir ekilde

uzanm olmas gerektii iin gemi ve gelecek ancak imdiki zaman olarak var

olabilir. Gemi artk yoktur ancak gemiin ve gemiteki eylerin izleri onlarn

olduklar andaki gibi yani imdiki zaman olarak aklda yer alr. Gelecek ve gelecekteki

eyler de henz var olmamlardr, ancak imdiki zamandan sonraki zamanlar

hakkndaki dncelerimiz ve planlarmzn, imdiki zamana ya da imdiki zamandaki

eylere gre ngrngleriyle imdide zihinsel olarak oluur. Gemi ve gelecek var

olmamasna ramen gemiteki eylere ilikin imdiki zaman an olarak ve gelecek

eylere ilikin imdiki zaman beklenti olarak insan aklnda vardr. Gemi ve gelecek

aklda imdiki zaman olarak var olduuna gre, zamann llmesi gemi ve

gelecein akldaki genilemesinin (distansiyon) llmesiyle gerekletirilir. Uzun bir

gelecek uzun bir beklenti, uzun bir gemi ise uzun bir hatradr. Akln bekledii,

ilgilendii kadar gelecek ve hatrlad kadar da gemi ksalabilir ya da uzayabilir.118

Zamana dair getirdii aklamalara kout olarak Augustinusun zaman lme

ve deerlendirme becerimizi deneyimlenmi sreleri hatrlama becerimiz zerine

temellendirdiini syleyebiliriz. Biz zamansal uzanmlar deneyimlediimiz iin

118
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 60.
60
zamann farkna varrz.119 Zaman bu ekilde dnmek dnyann yaratld

retisiyle de uyumludur. Yaratmdan nce zaman yoktu. Zaman, yaratlm olan

insan ruhunun bir zellii olarak dnyayla birlikte yaratld. nsanolu kendi snrlar

iinde bir eyleri tahmin edip onlar alglayarak ve sonrasnda hatrlayarak yaratlm

olan dnyay bilebilir. Dolaysyla zaman bilginin bir kouludur.120

Augustinusun zamann insan ruhunda bir var olua sahip olduu temelinde

ekillenen zaman anlay, yaratlm olan ve bu nedenle deiim iinde olan

eylerin zamansal olduklarn ve var olutan yok olmaya doru gittiklerini ortaya

koyar. Bu balamda yaratlm dnya insana bellek, alg ve beklenti araclyla

grnr ve akl yaratlm dnyada zaman iinde meydana gelen deiiklikleri

alglayabilir. Aristotelesin zaman anlayna yakn bir ekilde Augustinus iin de

zaman yalnzca insan ruhunun deiimi fark etmesiyle alglanabilir. Yaratl

retisine gre olaylar doann akla grnmesini salayacak ekilde tasarlanmtr

ve buna kout olarak zaman, doal deiimlerin alglanmasnn koulu olarak akl ve

doa arasndaki snrdr.121

llen zamann aslnda belleimizde bir ekilde iz brakan eyler olduunu

iddia eden Augustinus, bu adan her kii iin farkl bir zaman olduu sonucuna

ulamasna ramen zaman bir anlamda da znel deildir. Zaman daha ok zamansal

insan ruhuyla ilgili evrensel ve temel bir gerektir. Augustinus, teslis inancna gre

Tanr lemesinden biri olarak yaratlm olan insann gemi zaman algsn

oluturan bellek, imdiki zaman algsn oluturan akl ve gelecek zaman algsn

119
Knuuttila, 2012, a.g.e., s. 67-73.
120
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 61.
121
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 62.

61
oluturan beklentinin Tanrnn sonsuz var olu, mutlak bilgi ve kutsal sevgi gibi

zelliklerinin yansmasn ierdiine inanr. Augustinus iin, insan bellei yaad

eylerin birikiminden ibaret deildir; dorunun, iyi ahlakn ve Tanrnn a priori

bilgisini de ierir. Benzer ekilde insan akl hem Tanrya baldr hem de Tanry

yanstr. Ancak insan akln ezeli-ebedi, deimez mutlak dorular grebilmesi iin

aydnlatlmaya ihtiya duyar. Bu aydnlatmann kayna da Tanrdr. Gz iin

cisimlerin grlmesini salayan k metaforuna uygun olarak tasarlad aydnlanma

teorisinde Augustinus, aklla anlalabilir olan ezeli-ebedi, mutlak ya da apriori olann

bilgisine ancak Tanrnn ilahi aydnlatmasyla ulalabilir. Bilginin olumasnda en

temel roln Tanrya ait olduunu kabul eden Augustinus, bylece ierisinde

barndrd nesnel olgular sayesinde nesnellikten tamamyla soyutlanmam yeni bir

znellik anlay oluturmutur.

Btn bunlar Augustinusun algladmz ve kavradmz zamanla gerek

zaman birbirinden ayrdn gsterir. Augustinus gre yalnz zamann geiini

alglayabildii iin insan zamann gerekliini kavrayamaz. Gemi zaman, gelecek

zaman ve imdiki zaman blmlemeleri gereklii olmayan ve aklmzn ya da

ruhumuzun oluturduu zaman tasarmnn birimleridir. Bizim iin ncesiz ve

sonrasz bir ak olan gerek zamann niteliini, ynelimini, yaylmn, boyutlarn

bilemeyiz. Bu da gerek zaman bir bakma bizim dmzda tutar. Aslnda Augustinus

bir sorunsal olarak grd gerek zamann ne olduuna dair bir felsefi ya da

teolojik tanmlama getirmez. Antik Yunanda salt felsefi kayglarla oluturulan zaman

anlayndan izler tasa da, kendine zg yanlar baskn olacak ekilde ortaya

koyduu zaman retisinde Augustinus, dinsel temalar olduka geni bir yer verir.

62
Tanrnn sonsuzluu karsnda tutulan yaratlm zaman anlay, bu zelliinin

sonucu olarak bir balangca ve dolaysyla da bir sona sahiptir. Bu da Yunanllarda

kabul gren devirli zaman anlay yerine, evrenin ve varlklarn ontolojik

betimlemesinde dnme neden olacak izgisel zaman anlayn getirmitir.

Ortaan genel amacna uygun olarak, dnce ve eserleriyle Antik Yunan

felsefesini ve Neo-Platoncu felsefeyi Hristiyan inancyla badatrmaya alan

Johannes Scottus Eriugena (815-877), genellikle aklc bir inan biimini

savunmutur. Eriugenann Tanrs, kendisinin anlalabilmesi iin, btn sonularn

birden ortaya koyan ve kendini onlarda aa vuran bir temel ilke, bir balang

gibidir. Bylesi bir Tanr, kendi dna ancak tezahr etmek iin hareket eder ve

Tanr tarafndan varlklarn retilmesi Tanrnn kendini aa karmaktr yani

teofanidir (Tanrnn akll varlklar iin alglanr zuhuru).122 Bu adan bakldnda,

Tanrnn ilk zyaratm, yaklak olarak Grek felsefesinde dealara karlk gelen ve

her eyin soyut ilkesi olarak tanmlanabilen primordial nedenlerdir.123

Eriugena, zaman meknla birlikte, yaratlm sonsuz olmayan varlklarn

anlalmas iin lojik-ontolojik anlamda vazgeilmez varlk art olarak grr. Bu

anlamda yaratlan varlklarn var olmalar ve bilgi nesnesi olmalarnn temel

artlardr. Bu balamda zaman, hareket eden ve sren btn varla ait doal bir

boyut olmakla birlikte Aristoteleste olduu gibi olu ve bozulu iinde olan bir

varln hesaplanabilen hareketini ve sresini gsteren bir eydir.124

Ortaa Avrupasnda, Skolastiin ilk dnemine kadar zaman felsefesi

122
Etienne Gilson, Ortaada Felsefe, ev. Aye Meral, Kabalc Yaynclk, stanbul 2007, s. 211.
123
Alfred Gierer, Eriugena and Al-Kindi-Ninth Century Protagonit of Pro-scientific Cultural Change,
Acta Historia Leopoldina 29 (1999), www.eb.tuebingen.mpg.de
124
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 145.
63
asnda nemli farkllklar ya da yeni yaklamlar kazandracak retiler

oluturulmamtr. Ancak bu tarihsel srete, etkin bir role sahip olan slam

felsefesinde baz dnrler zaman felsefesi zerine almalar yapmlardr.

1.2.2 slam Dnyasnda Zaman Anlay

Avrupa'da uzun sre bilimsel ilerlemenin yok denecek kadar az olduu bu

ada en etkili biimiyle 9. ve 12. yzyllar arasnda ortaya kan slam felsefesinin,

Antik Yunan felsefesiyle Skolastik felsefe arasndaki balanty salayan kpr

rolyle dnce tarihinde oluabilecek kopular engellemi olmas bakmndan

nemi yadsnamaz. Mslmanlarn ilk fetihleri arasnda olan Musevilikten olduu

kadar Hristiyanlktan da etkilenmi uygarlk merkezlerindeki Yunan kltrne ait

almalarn slam dnyasna aktarlmas amacyla devlet desteiyle balatlan eviri

faaliyetleri Yunan felsefesinin slam dnce dnyasna giriini salamtr. Buna

gre slam felsefesi, Yunan felsefesinin etkisini kaybetmeden, slam kltrnde

gelien ve hem kutsal kitabn mistik bilgisinin hem de yaratlm dnyann

gerekliklerinin zn kavramaya alan bir felsefe tr olarak aa kmtr.125

slam felsefesinde, zellikle Platon ve Aristoteles felsefesiyle dinin ilkeleri arasnda

oluturulacak bir btnlk erevesinde, inan ve akl arasndaki ayrm noktalarnda

dine yakn bir yaklam sergilenmitir. Ayrca slm felsefesinin oluumunda, Araplar,

Trkler ve ranllar gibi slm dinini kabul etmi olan toplumlarla birlikte zellikle

eviriler dneminde olmak zere, Sryanler ve branilerin kendi kltrlerinin

etkisinde oluan birikimleriyle saladklar katk, slam felsefesine etnik snrlar aan

125
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, stanbul 2005, s. 938.
64
kozmopolit bir yap kazandrmtr.126

Ortaa Avrupasnda Alchindus adyla tannan ve ilk Mslman filozof olarak

kabul edilen Kindi (796?-873?) genellikle Platon ve Aristoteles grlerinin sentezini

oluturacak bir yaklam iinde slam teolojisinden felsefeye geite zellikle

terminoloji ve metodoloji bakmndan bir zemin oluturmutur. slamn ilk yaratc

felsefe yazar ya da filozofu olarak kabul edilen127 Kindi, Aristotelesin Devinimsiz lk

Devindirici olan Tanr anlayyla, Yeni-Platoncu Tanr dncesinin bir sentezi olarak

ortaya koyduu mutlak ve akn varlk olan Tanr dncesi balamnda tm

varlklarn neden-sonu ilikisi iinde birbirine bal olduu vahdet-i vcud retisini

savunur. Bundan dolay felsefeyi, sadece vahye dayal olmaktan karmak amacyla,

insann kendi aklyla varlklarn bilgisine ulama abas olarak grrken, ilahi bilginin

de her eyin ondan tredii Tanrnn bilgisini verdiini kabul eder.128 Yapt

tanmlardan birinde felsefeyi insann gc yettii lde yce Allahn fiillerine

benzemesi129 olarak niteleyen Kindiye gre, felsefi bilginin ilk basama akl

yrtmek, amac ise evreni yaratan gce erimektir.

Kindi, ebedi bir yaratan tarafndan yaratlm evren anlayna uygun olarak

zamann yaratlm olana ait olduunu ve her eyde bir ekilde bulunduunu

savunur. Sonsuz olmayan evrende, balangc ve sonu olan bir nicelik olarak zaman

hareketle vardr ve zamann varl hareketin varlyla anlalr. Kindinin zaman

anlayna gre deienin olu ve bozuluunun sreci olan zaman, cisimden ayr

126
Nejat Bozkurt, Bilim Tarihi ve Felsefesi, stanbul 1998, s. 21.
127
Cevizci, 2001, a.g.e., s. 119.
128
Abdlbaki Gl, Erkan Uzun, Serkan Uzun, mit H. Yolsal, Felsefe Szl, Bilim ve Sanat
Yaynlar, Ankara, 2008, s. 826.
129
Kindi, Tarifler zerine, Felsefi Risaleler, ev. Mahmut Kaya, Klasik, stanbul 2002, s. 191.
65
dnlemez. Zaman ve cisim hareketsiz olmad gibi cisimsiz hareket ve zamansz

cisim de olmaz. Bu balamda cisim, hareket ve zaman kavramlarndan hibiri

dierlerinden nce gelmez.130 Aslnda, hareket olmadan zaman alglamann

mmkn olmamas ve hareketin de snrl olmas zaman snrl klar.131 Bylece,

hareket ve zaman arasndaki mutlak iliki bakmnda Aristoteles ile ayn gr

paylaan Kindi, retisinin teolojik yanna uygun olarak hareketin ve bu nedenle

zamann ncesiz ve sonrasz olduuna kar karak Aristotelesten ayrlr.

slam felsefesinde zaman kavramn sistemli bir ekilde ilk olarak ele alan bn

Sn (980-1037) olmutur. Gl bir Aristoteles yorumcusu olarak bn Sn, kendi

zaman teorisini olutururken Aristotelesle benzer bir teknik kullanmtr.

Aristotelesin sisteminde bir eyin mahiyetinin anlalmas, ancak o eyin tanmna

giren unsurlarn mahiyetinin anlalmasyla mmkn olabilir. Bu balamda doann

kavranabilmesi deiimi, deiim de kanlmaz olarak zaman ve meknn

anlalmasn gerektirir.

Zaman zerine incelemesi, hem yntemsel olarak hem de ierik olarak

Aristotelesin Fizik kitabndaki zamanla ilgili metinlerle benzerlik gsterse de bn

Sn, sonlu ve sonsuz olma durumlar arasndaki iliki ve fark balamnda ontolojik

bir zemine tad zaman problemine zgn bak alar kazandrmtr. Her ne

kadar Aristoteles gibi zaman zerine aklamalarda geometrik teoriyi ve mantksal

deerlendirmeyi yntem olarak kullansa da zaman iinde var olma ve zamanla

birlikte var olma gibi kavramlarla Neoplatonik bir yaklam da zaman problemine

130
Kindi, lk Felsefe zerine, Olu ve Bozuluun Yakn Etkin Sebebi zerine, Be Terim zerine,
Felsefi Risaleler, Hazrlayan ve eviren: Mahmut Kaya, Klasik, 2002, ss. 150-153, s.217, ss. 284-285.
131
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 146.
66
dahil etmitir.132

Zaman ve hareket arasndaki ilikiyi sorgulayan bn Sn, genel olarak zaman

bir eyin ls olarak ele alr. Bu balamda zamann harekete, hareketin de

mekna olan ball bn Snnn zaman zerine tartmasnn temelini oluturur.

bn Sn, zamann ilikisellii konusundaki dncesini yle ifade eder:

... zamana, kendi zat sebebiyle, nce ve sonra arz olur. Dahas kendi zat

sebebiyle kendisine nce ve sonra arz olana, zaman ismini vermekteyiz. nk

onun kendi zat sebebiyle sz konusu imknn ls olduunu aklamtk.

Zamann bizatihi kaim olan eylerden olmamas doru olduuna gre -ki zaten

meydana gelmi bir zat olmad, sonradan olan ve bozulan olduu halde nasl olur

da bizatihi kaim olabilir!- bunun gibi olan her eyin varl madde ile ilgilidir.

Dolaysyla zaman da maddesel olur. Hareket araclyla maddede mevcut maddesel

bir ey olmakla birlikte zaman, eer hareket ve bakalama olmaz ise (mevcut)

olmayacaktr. Zira nce ve sonra yok iken zaman nasl olur da bulunabilir? Ve bir

durumu takip eden bir durum meydana gelmedike nasl olur da nce ve sonra

olabilir? ... Eer hareket olmaz ise zaman da olmayacaktr.133

Hareketin llebilir olma zelliinin salad nce ve sonrann zamandaki

nce ve sonray belirledii ilkesine dayanarak bir zaman tanmna ulamaya alan

bn Snya gre, her blnen bir ldr ya da bir lye sahip olduundan

blnebilirlik olana lsz kalamaz. Hareket de nce ve sonraya blnerek

132
Yegane Shayegan, Avicenna On Time, Harvard University, Doktora Tezi, 1986, s. 26.
133
bn Sn, Kitbu-ifa (Fizik) I, ev. M. Macit, F. zpilavc: Litera Yaynclk, stanbul 2004, s. 203-
204.
67
llebilir.134 Buradaki lnn uzam ls olduu dnlebilir ancak bu doru

olmaz. Bir uzam zerinde gerekleen hareketteki nce ve sonra tersine evrilemez

ancak uzamdaki nce ve sonra tersine evrilebilir.135 Bununla birlikte uzamdaki

ncelik ve sonralktan farkl olarak, harekette nce gelen ve sonra gelen birlikte

bulunamaz. Yani uzamda, nce gelen sonra gelenle rtebilirken, harekette nce

gelenle sonra gelenin rtmesi mmkn deildir. Dolaysyla harekette nce ve

sonra gelmenin uzamsal olmayan ve nce gelme ve sonra gelmenin hareketle

sayld bir l vardr. Buna gre hareketin, uzamda kendisi iin ncelik ve sonralk

olmas bakmndan bir says olur. te zaman, bu say veya ldr. Zaman,

hareketin uzamdan dolay ve ona bal olarak llen paralarnn saylmasyla

belirlenmi bir niceliktir. Hareket uzamda nce gelen ve sonra gelen olarak

blnerek sayldnda ya da lldnde zamana ulalabilir. Buna gre, zaman

uzamda nce ve sonra olarak blnen hareketin lsdr.136

bn Snnn zaman retisinin ontolojik boyutuna baktmzda zamann

niteliinin ve varlnn ayr ayr incelendiini grmekteyiz. Zamann niteliini

serimlemek isteyen bn Sn, zamann doasnn ne olduunu sorgulam ve ksaca

zamann herhangi bir gerek blm olmayan, hem srekli olan hem de kendi iinde

blnebilir olan ve zihinde ifade edilebilen potansiyel bir uzanm olduunu ifade

etmitir. Bu adan, zaman deiimin olas paralarnn biimsel ardklnn

lsdr.137 Zamann nce ve sonraya gre l138 olarak betimlenmesini salayan,

134
Sn, a.g.e., s. 294.
135
Mehmet Da, slam Felsefesinde Aristocu Zaman Gr, AFD, XIX, 1973, s. 97-113.
136
Muhittin Macit, bn Snda Doa Felsefesi ve Meai Gelenekteki Yeri, Litera Yaynclk, stanbul
2006, s. 295.
137
Shayegan, 1986, a.g.e., s. 34.
68
imdiki ana gre belirlenen nce ve sonrann zamana bir l verebilmesidir.

Gemi ve gelecek arasndaki blme noktas olarak an srekli olan zamann zihinde

alglanan bir snr ve bir birimi gibi kabul edilir. An fiilen var mdr? Eer fiilen yoksa

ne anlamda vardr? Bu sorulara cevap arayan bn Snya gre, an fiilen deil

potansiyel olarak vardr nk zamanda gerek bir blnme yoktur. Zaman

sreklidir ve srekli olan bir ey fiilen deil ama potansiyel olarak sonsuz sayda

blnebilir. bn Snya gre zamanda gerek bir ayrlma olursa zamann

srekliliinden bahsedemeyiz, zamann kesikli olduunu kabul etmemiz gerekir.

nk zamann srekli olma durumuyla snrlandrlp blmlendirilme durumlar

birinin dierini olumsuzlanmasyla aa kar. Herhangi bir an belirlemek sonsuz bir

srekliliin kesintiye uratlmas ve olumsuzlanmasdr.

Eer an fiilen var olsayd, zamann srekliliindeki bu ayrlma noktas

zamann balangcnda ya da bitiinde gerekleirdi.139 Fakat zamann balangcnda

bir an olamaz; nk bu durumda zamann yok olan bir nceden sonra olduu

anlamna gelir ki bu da ok anlaml deildir. Bu nedenle ann kendisiyle srekli

olduu bir nceki zaman dilimi vardr. O halde an nce ve sonray ayrmaz tersine

birletirir. Bu snr zamann sonunda da olamaz. Eer bu snrn hibir sonraki devresi

olmasayd, ne zorunlu varlk ne de mutlak imknn varl olurdu. Bu ynyle an

ayrc ilke deil, birletirici bir unsurdur. Zaman, bundan dolay fiili andan yoksun

olmakla birlikte g halinde (bil-kuvve) bir ana sahiptir ve zaman potansiyel olarak

138
bn Sn ilk almalarnda Aristoteles gibi zaman hareketin says olarak ifade ederken daha sonra
say yerine l kelimesini kullanmtr. nk zaman gibi srekli olan eyler saylamaz ancak
llebilir.
139
John McGinnis, Time and Time: A Study of Aristotle and Ibn Sns Temporal Theories, Doktora
tezi, University of Pennsylvania, 2000, s. 67.
69
zihinde sonsuz sayda blnebilir. Ann bu g halindeki durumu fiilen olma

durumuna yakndr. Baka bir ifadeyle, zamann ya farazi olarak ya da hareket

araclyla daima kendisinde bir ann bulunduu tasavvur edilebilir.140

An zaman tekil eden gemi ve gelecek tarafndan kuatlmtr ve zaman

da anla snrlandrlmtr. Bu bakmdan an hareket halindeki bir nesnenin snr

noktasna benzetilebilir. Nasl hareketli cismin snr srekli bir hareket meydana

getiriyorsa, ayn ekilde srekli ak halinde olan anda srekli bir zaman meydana

getirir. Bu balamda uzamdaki bir noktann hareketiyle zamandaki bir ann hareketi

benzerlik gsterir ve bunlar birlikte hareketin boyutlarn oluturur. Bylece bn

Sn, Aristotelesin aka ifade etmedii ann ak halindeki oluunu net bir ekilde

zaman anlaynn temeline koyar.141

Zamann varl konusunda ise ilk olarak felsefi grleri gruplandrp sistemli

bir ekilde eletiren bn Sn, zamann bilfiil var olduunu kabul eder ve bu konuda

zamann hareketle olan ilikisine bavurur. bn Sn iin zamann var olduunu kabul

etmek, zamann gerek olduunu kabul etmekten farkl deildir. Zamann varl

aslnda herhangi bir eyin zamanda var olmasnn ncldr. Buna gre, bir eyin

olu ve bozuluunu kabul etmek zamann var olduunu varsaymay gerektirir. Ayrca

bn Snya gre, eer zaman var olmasayd, bir hareketlinin mesafeleri farkl hzlarla

kat etme imkn olmazd. Bu imkna karlk olan bir l vardr ve bu l de

zamandr. Dolaysyla zaman gerektir. Ancak zamann kendi bana kaim bir varl

yoktur. Zamann zaten meydana gelmi bir zat bulunmaz ve zaman bizatihi var olan

bir ey deildir. Zaman sonradan olan (hadis) ve bozulan (fasid) bir eydir bu da
140
Da, 1973, a.g.e., s. 97-113.
141
McGinnis, 2000, a.g.e., s. 69.
70
varlnn maddeyle ilgili olduu anlamna gelir. Hareket araclyla maddede

maddesel bir ey olarak mevcut olan zaman, hareket ve bakalama olmadnda var

olmayacaktr. Hareket olmadka birbirini takip eden eyler meydana

gelmeyeceinden ncelik ve sonralk sz konusu olmaz ve bu nedenle zaman da

aa kmaz.142 Baka bir ifadeyle zamann mutlak ve maddi bir varl yoktur ancak

mutlak olarak mevcuttur. nk hareketin ls olarak ifade edilebilen zamann


143
varl, kendisini sayan tek yer olan zihinde vehmetme yoluyla ortaya kar. bn

Sn bu durumu aadaki gibi ifade eder:

Zaman, ancak yenilenen bir halin varl ile beraber var olabilir ve bu

yenilenmenin srekli olmas zorunludur. Aksi takdirde zaman da olmayacaktr

Dolaysyla eer zaman olur ise, hallerin yenilenmesi zorunlu olarak ya yapklk

zere ya da bitiiklik zere olacaktr. Eer hareket olmaz ise zaman olmayacaktr.

nk zaman tpk dediimiz gibi, ldr ve hareketlerin ve mesafelerin bitiikliine

paralel olarak bitiiktir. Onun phesiz bir vehmedilen ayrm vardr ki o da an diye

isimlendirilir.144

Burada gzden karlmamas gereken bir nokta, uzamda hareket eden bir

cismin, hareket zellii kendisinde bulunduu halde bir sreliine hareketsiz, yani

duraan kalabiliyor olmasdr. Cisim bu durumda mutlak anlamda hareketliliini

kaybetmemi olduundan bu durum hala hareket ile dolaysyla zamanla

aklanabilir. nk bn Snya gre, cisimler kendi zleri nedeniyle deil, harekette

olduklar iin zamandadrlar. Bu durum hareketlilik kadar duraanlk incelenirken de

142
Macit, 2006, a.g.e., s. 297.
143
Osman Altnk, bn Sn Felsefesinde Zaman Meselesi, Sleyman Demirel niversitesi, Felsefe ve
Din Bilimleri Anabilim Dal, Yksek Lisans Tezi, Danman: Kemal Szen, Isparta 2007, s. 82.
144
Macit, 2006, a.g.e., s. 297.
71
zorunlu olarak zamann srece dhil edilmesi anlamna gelir. Sonu olarak zaman bu

ynyle hem hareketin hem de duraanln lsdr.145

bn Sn, zaman ncelik-sonralk ilikisine gre genel olarak e ayrarak

inceler: gemi, gelecek ve imdi zaman. bn Snya gre artk yok olmu olan

gemiin zaman asndan varlndan sz edilemez. Ancak zihinde hatrlama

eklinde ortaya kar. Gelecek ise henz varla gelmemitir, var olma olaslna

sahiptir. Zamann srekliliini koruyan imdiki zamandan farkl olan an ise sadece bir

snrdr. An gemi ile gelecein arasn blmekten ziyade, bunlar arasnda bir

ulatrc bir role sahiptir. An ayn zamanda gemi ile gelecein kesitii bir noktadr.

Yani an, imdiki zaman gibi bilfiil bir varla sahip olmayp fiillemeye yakn bir

zellikte, ancak bilkuvve mevcut olabilir. Bu ise ann, ayn zamanda dnsel bir

nitelik tamas anlamna gelir. Yani zaman, srekli anda olarak farz edilir. yle ki

zaman, anlarn art arda gelmesi sonucu oluan, her an bir baka an zerinde, anlk

varla sahip zihinsel bir niteliktedir. Dolaysyla bn Snya gre an algland anda

yok olan bir yapya sahiptir. Sonu olarak diyebiliriz ki bn Snnn zaman

felsefesinde gemi ve gelecek tarafndan snrlandrlm olan an zamann, zaman

da hareketin says ya da ls anlamna gelir. nk srekli olan zaman zihin

tarafndan belirlenen anlarn sreksizliiyle anlalabilir hale gelir. Ksacas, zn

deiim olarak kabul ettiimiz zamann hem sreklilii ve hem blnebilirlii de

kavramsal olarak dnlebilir; zamann sreklilii hareketi olanakl klar,

blnebilirlii de anlalmasn salar.146

bn Snnn zamanla ilgili olarak ele ald bir kavram da sredir. Sre
145
Altnk, 2007, a.g.e., s. 85.
146
ahin Yeniehirliolu, Felsefe ve Diyalektik, mit Yaynclk, Ankara 1996, s. 225.
72
zamann bir blm, ba ve sonu belli, snrl bir zaman dilimi olarak ifade edilebilir.

Ona gre sre zamann bir nitelii deildir, sadece bir ksm olup an gibi zihinde

ortaya kar ancak andan farkl olarak, algland anda yok olmayp bir mddet

devam etmesidir. Bununla birlikte bn Sn, bu adan mutlak bir sreden

bahsedilebilecei gibi kiiye gre farkl ekilde alglanabilen ruhsal bir sreden de

bahsedilebileceini ne srer.

Zamann doasnn ncelik ve sonralk olduunu belirterek, hareketle ilintili

olarak zaman betimleyen bn Sn iin zamansallk ya da zamanda olma, yalnz

mmkn varlklar iin geerlidir ve bu da zaman ierisinde bulunmann nesnenin var

olu tarzn ifade edecei anlamna gelir. Zaman ierisinde olan bir nesnenin

gemite, gelecekte, imdide bulunduu veya baka bir zamansal varlktan daha

nce, daha sonra veya onunla ezamanl olduu sylenebilir. Zamansal bir nesne

varln kanlmaz olarak bir ardllk ierisinde srdrr. Onun iin, gelecek olan bir

ey imdiye, imdi olan bir ey ise gemie dner. Gemi olup bitmi, gelecek henz

yaanmam ve imdi bunlar arasndaki bir duruma iaret etmektedir. Zamansal bir

olay, bir anlk deildir, baz paralar dierlerini takip edecek biimde para para

meydana gelir. Dolaysyla, imdide olmak, gemite olmak, gelecekte olmak, temel

zamansal niteliklerdir. Zaman iinde yaayan her ey, imdide bulunan bir ey olarak

gemiten gelecee doru ilerler ve zaman iinde yaayan hibir ey kendi hayatnn

tamamn eit biimde kapsayamaz. Zamansal bir varln hayat, imdinin

ilerlemesiyle meydana gelen ardllk ilikisi ierisinde gerekletii iin, bu varln

hayatnda srekli bir deiim olgusu sz konusudur.147

147
Engin Erdem, lahi Ezelilik ve Yaratma Sorunu, Ankara niversitesi, Felsefe ve Din bilimleri
73
Daha nce ifade edildii gibi, zaman deiime bal olarak tasavvur edildii

iin, zamann var olabilmesi iin maddi nesnelerin var olmas gerekmektedir.

Dolaysyla bu ekildeki bir zaman tasavvurunda, mutlak zaman anlayndan farkl

olarak, alemin yaratlmad veya yok olduu bir durumda zamann da mevcut

olmad kabul edilmektedir.148 Ancak bn Sn gibi bir ksm filozoflar, kelamclarn

akladklar lemin hudsuna dayal yoktan yaratma anlaylarn yetersiz bulur.

Klasik teistik anlayta, Tanr ve yaratlm varlklar olmak zere iki varlk kategorisi

kabul edilmekte ve Tanrnn yaratc fiili ortaya kmadnda sadece Tanrnn var

olduu, onun dnda hibir varln bulunmad dnlmektedir. Evrendeki eyler

yaratlmadan nce sadece Tanr var olduuna gre, sonradan yaratlan varlklarn

yoktan yaratlm olmas, yani varlklarn yokluun ncelemesi gerekir. Bu noktada

kendi bana dnlmesi olanakl olmayan yokluk kavram ontolojik bir tartma

zeminine tanm olur. bn Snya gre, bir varln hdis olmas, onun var

olmasndan nce mutlak bir yok olduu anlamna gelmez. Bir eyin var olabilmesi

iin, var olmadan nce varlnn olanakl olmas gerekir. Bu da bir eyin bir ey hdis

olduu iin mmkn olmad ve bu eyin mmkn olduu iin de hdis olduu

anlamna gelir. Dolaysyla, var olma imkn, bilfiil var olutan nce bulunur. bn

Snya gre, hdis bir varlk olan lemin varlnn ncesinde yokluk deil varlnn

imkn bulunmaktadr ve varlnn imkan ezeldir. Dolaysyla, lem, yoktan deil,

ezel imkndan yaratlmtr. Sonu olarak, Tanr dndaki btn varlklarn varln

Tanrya borlu olduu ve Tanr ile birlikte hibir varln ezeli olarak var olmu

olamayaca dncesi, yoktan yaratma anlaynn arka planndaki en temel

Anabilim Dal, Doktora Tezi, Tez Danman: Recep Kl, Ankara 2006, s. 98.
148
Erdem, a.g.e., 2006, s. 102.
74
sezgilerdir.149

Ancak bu anlay ierisinde, yaratc ve yaratlm arasndaki ncelik-sonralk

ilikinin anlalma ekline gre yaratma fiilinin ezel mi yoksa zamansal m olduu

konusunda farkl grler bulunur. Tanrnn nceliinin zamansal olduunu ileri

sren zamansal yaratmay savunanlardan farkl olarak bn Sn gibi Tanrnn aleme

nceliinin varlksal (vcd/zt) bir ncelik olduunu kabul eden filozoflara gre,

Tanr alemi yaratmtr ancak, Tanrnn var olduu her durumda Tanr ile birlikte

lem de vardr; Tanr ile lem arasnda herhangi bir boluk veya aralk mevcut

deildir. Tanr ile lem birlikte bulunmaktadr, ancak Tanr, birin ikiden, sebebin

sonutan, n glgeden nce olmas anlamnda lemden ncedir. lem, varln

Tanrya muhta olmas bakmndan Tanrdan sonradr. Tanr, alemin varlnn

sebebidir; bir sebep, kendisinden hasl olacak sonu veya sonularla ilgili btn

koullara sahip olduunda, sonucun ortaya kmasn erteleyemez. Dolaysyla

sonucun ortaya kmas iin gerekli koullar ezelde mevcut olduuna gre sonucun

da ezel olarak sebep ile birlikte bulunmas gerekir.150 Nedenin varlk verdii eyi

ncelemesinin yer ald ontolojik dzlemde her varla gelen, nedeninin varlndan

zaman asndan sonraya braklamaz; yani neden ve varla gelen zamanda beraber

var olur. Buna gre, btn bir lemin nihai anlamda fail nedeni olan Tanr da -sudr

teorisine gre- gerek anlamda varlk veren nedenlerin bulunduu ay st lemi

sadece zati adan nceler; Tanr ve ay st lem zamanda birliktedir. Dolaysyla

btn bir ay st lem zati hudsun konusu olmaktadr. Zati huds, zamann deil;

sadece nedenin varlnn nceledii, maddenin araclk etmedii ve btn


149
Erdem, a.g.e., 2006, 103.
150
Erdem, a.g.e., 2006, 107.
75
zamanlarda bulunan bir varlk kazanma eklidir. Bu tanm erevesinde, ay st

lemin varlk kazanmasnda madde araclk etmedii iin ay st lem zamansal

adan ezeldir. Bu da ay st lemin nihai anlamda nedeni olan Tanr ile zamanda

birlikte olduu anlamna gelir. Tanr, bu lemi zamansal adan deil; sadece

ontolojik adan nceler. Buna gre bn Sn felsefesinde ay st lemi, ontolojik

adan yaratlm (mbd), zamansal adan ise ezeldir. Ayrca ay st lemin zati

hudsa konu olmasyla balantl olarak gksel hareket ve onun ls olan zaman

da sonsuzdur. Ksacas, bn Sn yoktan var etme anlamnda yaratmay kabul

etmekte, fakat ayn zamanda yaratmann ezeliliini savunmakta, yaratma ile ezelilii

birletirmektedir: Yaratmann ezel olmas lemin ezeliliini gerektirse de bu, lemin

yaratlmakszn ezeli olduu anlamna gelmemektedir.151

Aristotelesi felsefenin temsilcisi olarak slam dnyasnda felsefeyi nemli bir

konuma tayan bn Sndan yzyl kadar sonra Gazalinin eletirileriyle felsefe bu

konumunu yitirmitir. Ancak 12. yzyl sonlarnda Aristotelesilik ve dolaysyla

felsefe, ama bu kez yeni Plantoncu unsurlardan arndrlm olarak, slam dnyasnn

bat ucunda, Endlste bn-i Rd (1126-1198) sayesinde yeniden deer

kazanmtr. Felsefe ve din arasnda bir uyumazlk deil, tersine bir btnlk

olduunu, bu ikisinin bir tek gerein iki ayr anlatm ve kavray biimi saylmas

gerektiini savunmu olan bn-i Rd, ayrca Aristotelesin temel kitaplarna yazd

erhlerle de Batda Averroes adyla tannmtr.

bn Rd, Aristotelesin dnce sistemini slam ile kaynatrmaya alm ve

bu amala o dneme kadar yaplan almalar en st dzeye ulatrmtr. Ona gre,

151
Hseyin Atay, Frb ve bn Snya Gre Yaratma, Ankara niversitesi, 1974,s. 141.
76
her ikisinde doru ve gerektii gibi anlaldnda slam'la felsefe arasnda bir

atma olmadnn aka grlecektir. bn-i Rd, kiinin hem felsefe, hem din

yoluyla hakikate eriebileceini dnm ve bu balamda, Aristotelesilii, zellikle

Yeni-Platoncu etkilerden arndrp ilk haline getirerek ve slam inancna aykr

bulanlara kar gl bir ekilde savunmutur. Filozoflarn dinsizlikle itham edildii

bir dnemde felsefeyi gl bir ekilde savunan bn Rd, slam dnyasndaki din ve

felsefe, gelenek ve ilerleme kartlklarnda hem dinin hem de gelenein zorunlu

olduu gerekesiyle korunmasn talep ederek felsefe ve ilerlemeden yana

olmutur.152 ou eseri yasaklanan ve bazlar da yaklan bn Rd, aslnda Hristiyan

Avrupada daha ok anlalmtr ve sahip klmtr. Douda bilim ve felsefe yerine

mistik yaklamlarn daha baskn olduu bir dnemde bn Rdn birok eseri

Latinceye tercme edilmi bir bakma Hristiyan dnyasnn bilim ve felsefeye

ulamas iin k noktas olmutur.

Zaman anlaynda, zaman nicelik kategorisiyle balantl klan bn Rde

gre zaman dorudan kavranp tanmlanamayaca gibi fiili ve somut bir varl

bulunmayan gemi ve gelecek kavramlarndan yola klarak da kavranamaz.153 Bu

kmaz zmek iin kullanlabilecek birincil yntem, zamanla hareket arasnda,

zellikle yer deitirme hareketi arasnda bir benzeim kurmak olacaktr. nk

mekn gibi zaman da, yalnzca doas gerei hareket edebilecek ya da deiime

urayabilecek varlklar iin sz konusu olabilir.154 bn Rde gre bu benzeim

zamann llmesini salad iin zamann epistemolojik ynne dair sorun

152
Cevizci, 2001, a.g.e., s. 250.
153
Hseyin Sarolu, bn Rd Felsefesi, Klasik Yaynlar, stanbul 2006, s. 71.
154
bn Rd, Tehaft el-Tehaft (Tutarszln Tutarszl), Cilt I, ev. Muharrem Hilmi zev, Bordo-
Siyah, stanbul 2005, s. 143.
77
giderilmi olur. Alglanmas ve bilgiye dnmesi asndan her ne kadar hareketin

zamana gre bir ncelii olsa da ontolojik olarak zaman ele alndnda zamann

hareketten bamsz olarak alglanabildiini belirten bn Rd bunu, kk yatan

itibaren bir maaraya kapatlp d dnyann hareketleri alglamas engellenen

insanlarn zamann farknda olduklarn belirterek rneklendirmitir.155 Hareketin

saysn belirlemede zamann bir birim olarak rol aldn yani hareketin saylan,

zamann da say olduunu syleyen bn Rd, buna dayanarak saylan herhangi bir

ey olmasa da saynn olmas gibi hareketin olmadnda da zamann olduunu156

belirterek hareketin zamana gre ontolojik stnl olmadn aa karm olur.

Hatta bn Rd, hareketin gereklemesinin harekete konu olacak var olann, cismin

zati yklemlerinden olan meknn ve hareketin gerekletii zamann bir arada

bulunmas durumunda olanakl olduunu157 belirterek zaman ontolojik olarak daha

ncl bir konuma tamtr.

Zaman daha ok farkndalk dzeyine tayan bn Rd, Aristoteles gibi

imdiki an gemi ve gelecek arasnda hem ayrc hem de balayc olarak

bulunduunu kabul etmekle birlikte Aristotelesten farkl olarak imdiki ann

varlnn tamamen bir kabule dayandn iddia eder.158 Bu da bn Rd, zamann

fiilen var olan bir paras olmadna gre zamann kesintisiz ve ayn zamanda

sonsuz bir nicelik olduu sonucuna gtrr. bn Rd de Aristoteles gibi imdiki

anla, bir izgi zerindeki nokta arasnda analoji olutursa da temel olarak iki

noktada farkl bir yaklam sergiler. Bunlardan ilki, noktann somut bir varl

155
Rd, 2005, a.g.e., s. 48.
156
Rd, 2005, a.g.e., s. 161-162.
157
Sarolu, 2006, a.g.e., s. 66-69.
158
Sarolu, 2006, a.g.e., s. 73.
78
olmasna karn imdiki an iin bunun sz konusu olmaddr. Bunun dnda, dz

bir izgi zerindeki bir noktann yalnzca balang ya da yalnzca son olma durumu

olmasna ramen imdiki an her durumda hem balangc hem de sonu temsil

eder. Bu nedenle, imdiki anla izgi zerindeki nokta arasndaki benzeim yalnzca

kapal eriler zerindeki izgiler iin geerlidir. bn Rd imdiki ann her koulda

hem bir balang hem de bir son olmasna dayanarak zamann, kesintisiz ve sonsuz

olmakla birlikte Aristoteleste olduu gibi ezeli olduu ve devrinin de gkyz

hareketinin says ya da ls olduu sonucuna ular.159

bn Rdn zaman anlaynn en ok tepki alan yan zamann sonsuz

oluuna dair olmutur. bn Rd, zellikle Gazali tarafndan yaplan, sonsuz bir

cismin varlnn imknszlndan hareketle bir meknn, dolaysyla sonsuz hareket

ya da zamann mmkn olamayaca eklindeki eletirinin, btn bulunmayan

nicelikler olan zaman ve hareketi, durumu ve btn bulunan bir nicelik olan cisme

benzetilerek yapldn syleyerek yanllamtr.160

1.3 Modern a

Ortaa zaman felsefesinin kavramlarnn grlmeye devam ettii Modern

dnem zaman anlaynn temelleri, Augustinusun zaman ruhun bir zellii olarak

grmesinin de etkisiyle zamann hareketten ayrlmasyla atlm ve zamann

hareketin ncl, bamsz bir deikeni olarak ele alan matematiksel yntemlerle

glendirilmitir. Bu sre mutlak zaman kavramn ortaya karmtr.

159
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 155.
160
Hseyin Gazi Topdemir, bn Rd, Say Yaynlar, stanbul 2011, s. 53.
79
Antik dnemde zaman zerine tartmalar genel olarak hareket zerinden

yrtlm olsa da Modern dnemle birlikte balayan zamann uzayla

benzetirilmesi, zaman anlaylarnda daha baskn bir yaklam olarak ortaya

kmtr. Modern dnemde bu balamda da nem kazanan uzay kavram Antik

dnemde, Platon ile yerel geometrik deiimler yznden homojen olmayan ve

sonrasnda Aristoteles ile Ay st ve Ay alt arasnda i yapsndaki farkllktan dolay

izotropik olmayan bir ey olarak kabul edilmitir. Ancak antik Yahudi inancna

baktmzda uzaya ilikin inancn, uzayla Tanr arasnda bir balant oluturacak

ekilde farkl bir boyut kazanm olduunu grmekteyiz. Aslnda, branice konum

szc (makom) Tanrnn bir ismi olarak kullanlmaktadr. Uzayn Taryla

zdeletirilmesi, ok sonralar Tanrnn varln bu zdeletirilmeyle kantlamaya

alan Cambridgeli dnr Henry Moreun (1614-1687) yazdklar araclyla

Newtonu (1643-1727) etkilemitir. Morea gre uzay maddesel olmayan ve Tanrya

atfedilen birok zellii paylaan sonsuz bir ruhtur. Bylece More, sonsuz ve gerekli

olan ruhsal varl Tanr ile zdeletirmitir. Dolaysyla maddesel ve rastlantsal

olan evren, mutlak var olan bir uzayn iine yerlemi olan sonlu bir yap

olmutur.161 Ancak 14. yzyln balarna geri dndmzde Franciscus de

Marchian (1290-1344) etkisi hi de az olmayan grne gre, zaman ve uzay

birbirlerine benzer kavramlar olarak ele alnmaldr.162 Aslnda zaman ve uzay

arasnda kurulan bu benzerlik zaman hareketten soyutlamann balangc olarak

kabul edilebilir. Daha sonra Merton Kolejinde fiziksel nicelikler geometrik olarak ele

alnm ve fiziksel ilikiler matematiksel oranlar eklinde aklanmtr. ncelikle


161
Jumest Cushing, Fizikte Felsefi Kavramlar 1, Sabanc niversitesi, stanbul 2003, s. 243-245.
162
Pierre Duhem, Medievel Cosmology, The university of Chicago Press, U.S.A., 1985, s. 321.
80
Antik dnemin hareket anlay reddedilerek hareket, uzay ve zaman bamsz

deikenlerinin bir oran olarak ifade edilmitir. mpetus kuramnn gelimesinde en

nemli etkiye sahip kiilerden olan Nicole dOresme, fiziksel niceliklerin grafikle

gsterimini gelitirmitir. Hareketli bir cismin ald yolu yatay bir doru zerinde

iaretlemi ve belirli noktalardaki hz yatay eksene dik izgilerle gstermitir. Dey

izgilerin tepe noktalarn birletirerek geometrik bir ekil elde etmi ve elde edilen

ekil dikdrtgen olduunda hareketi dzgn dorusal hareket, gen olduunda

sabit ivmeli hareket ve eri olduunda dzgn olmayan hareket olarak

yorumlamtr.163 Bylece hz zamana bal olarak deien baml bir deiken halini

almtr. Bu yaklam, zamann hareketten tamamen bamsz klm olmasa da

zaman hareketin ardlln gsteren bir zellii haline getirmitir. Sonrasnda

Galileo (1564-1642) dzenli aralklarn snrlarn izen bir izgi araclyla zaman

geometrik olarak zaten belirleyerek mekanik saatin e dalml dzenlilii gibi

zamann meknla zdeliini desteklemi ve zamann hareket karsndaki nceliini

salamlatrd.164

lka atomculuunu canlandran Gassendi, ncelikle Descartesin doutan

dnceler anlayna kar karak, bilginin esas kaynan duyular ve tmevarm

olduunu savunmu ve kendine zg ampirist bir yaklam oluturmutur. Gassendi,

geleneksel maddeci atomculuk retisini salt maddi yorumundan kararak

matematiksel ifadelerle mekanie uyarlamaya almtr. Nitekim doann ve ruhla

beyin arasndaki karlkl etkileimin aklamasnn, bu tarzda mekanik bir yntemle

yaplmas gerektiini iddia eden Gassendi, teolojik kantn belli bir versiyonunu ne
163
Stephen F. Mason, Bilimler Tarihi, ev. Umur Daybelge, Kltr Bakanl, Ankara 2001, s. 107.
164
Turetzky, 2000, a.g.e., s. 72.
81
srerken, doadaki uyumun Tanrnn varlnn bir kant olduunu sylemitir.165

Bilimi, metafiziksel balarndan kurtarp fiziksel dnyaya ait bilimsel bir gr elde

etmeye alan Gassendi, anti-materyalist pozitivist gre yaklaan bilimsel

yntemler gelitirmitir. Bu adan bakldnda, Gassendi, Galileo ve Newton

arasnda yani doann doru bir resmi olarak yeni bilimden, deneyime dayanan ve

yalnzca deneyler araclyla dorulanan hipotetik bir sistem arasnda nemli bir

kpr oluturmutur.166

Asl amac Epikrc felsefeyle dneminin kabul edilen Hristiyan teolojisini

uzlatrmak olan Gassendi iin, Epikrde olduu gibi evren temel olarak iki

unsurdan meydana gelmektedir: atom ve boluk. Maddenin en kk paras olarak

kabul edilen atomlarn belirli bir bykl olmasna ramen daha kk paralara

ayrlmazlar. Nesnelerin zellikleri bu atomlarn byklkleri, ekilleri ve hareketleri

trnden aklanabilir. Bu ontolojik yaklama uygun olarak hem Aristotelesi gre

hem Kartezyen mekaniine kar Gassendinin gelitirdii uzay ve zaman,

nesnelerden ve onlarn hareketinden bamsz, sonsuz ve evrenseldir. Uzay ve

zaman, varln temel ve gerek (ideal olmayan) kategorilerinden olup maddenin

biimleri (kipleri) olarak grlemez.167 Zaman, herhangi bir harekete bal

olmakszn dzgn bir ekilde akar ve uzay da iinde bulundurduu nesnelerden

bamsz olarak yaylm halindedir. Zaman hibir ekilde durdurulamaz, aksine

deimeden kalarak srekli ileriye doru akar; zaman akmasa evrendeki deiimler

165
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2010, s. 370.
166
H. Floris Cohen, The Scientific Revolution, The University of Chicago Press, Chicago ve London
1994, s. 300.
167
Saul Fisher, Pierre Gassendis Philosophy and Science, Brill, Leiden-Boston 2005, s. 215.
82
gereklemez.168 Madde, zaman ve mekn iinde yaratldklarna gre onlar

maddenin zellikleri olamazlar, maddenin var olmasna olanak salayacak, yalnzca

mantksal olarak deil ontolojik olarak da var olan n koullardr. Bu adan

bakldnda Gassendinin ontolojisinde, atomlar deimez varlklar olarak, mutlak

uzay ve zamann da deimez bir evre olarak, birlikte deneysel verileri gvenilir

klan rollere sahiplerdir. Gassendinin ne srd maddenin dnda var olan uzay

ve zamann Newton zerinde oluturduu etkiyle, Newtonun bu balamda daha da

gelitirmi olduu uzay ve zaman kavramlarn mekaniinin merkezine tadn

sylemek yanl olmaz.

Ayrca hocas Isaac Barrowun (1630-1677) da Newtonun zerinde etkisi

byk olmutur. Barrow, uzayn, Tanrsal bir zellik olan ayn anda her yerde

olabilme zellii ile zdeletirildii kendi geometrik sistemini gelitirmitir. Ayrca

Barrow, Newtonun mutlak zaman tezine temel oluturacak nitelikte olan bir gr

ifade etmitir. Barrowa gre, zaman ne hareket ne durgunluk ne de bilin anlamna

gelir ve zaman doal dnyann konumunu veya var oluunu gz nne almadan

dzenli bir biimde akp gider. Buna kout olarak, biz zaman baz ller araclyla

alglarz, ama alg zamann var oluu iin gerekli deildir. Zamann lm, hareketi

gerektirir. Zaman, e dalml olarak akt iin de yalnzca e dalml olan basit bir

hareket zaman lsnde baz olarak alnabilir. Galileo ile uyumlu olarak Barrow,

zaman homojen geometrik bir byklk biiminde deerlendirmitir. Zaman ya

srekli olarak akan blnmez anlarn bir dizilimidir ya da uzunlamasna yaylm olan

tek bir anlar dizisidir. Her iki durumda da zaman dz matematiksel bir izgi olarak

168
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 159.
83
karmza kmaktadr. Zaman, dnya yaratlmadan nce de vard; sonsuz gemiten

sonsuz gelecee doru uzayp gider. Bundan dolay zaman aktel bir var olu deil

potansiyel anlamda kalc bir var olutur. Barrow'a gre bu potansiyel zaman

Tanr'nn sonsuz kalcln ifade eder.169

Tm bu gelimelerin ardndan, yaad dnemi ve kendisinden sonra gelen

yzyllar derinden etkileyen matematiki ve fiziki Isaac Newton (1642-1727);

bilimsel devrim srecinde bulduu kanunlar ve matematiksel yntemi ile evren

modellerine fiziksel ierik ve matematiksel mantk kazandrmtr. Tasarlad sonsuz

kklk ve limit kavramlar ile diferansiyel-integral hesabn temelini atmtr.

Newton, Galileonun yer bilimiyle Keplerin gk kuramn birletirerek gelitirdii

evrensel mekaniin ilkeleriyle gkcisimlerinin hareketlerinin yan sra yeryzndeki

cisimlerin dn de aklayan tek bir bilimsel kural ortaya koymutur. Newton

ayrca, kuvvetlerin etkisinde cisimlerin nasl hareket edeceklerini aklayan

dinamiin yasasn da formle etmitir. Newtonun gelitirdii matematiksel dille

ifade edilen kuramlar ve yasalarla evren bir dzene sokulmutur.

Newton, aslnda hareketi maddeden ayr tutmutur. Hareket ile maddenin

birbirinden ayrlmas, hareketin tanmlanabilecei zaman ve uzay kavramlarnn

kabul edilmesini gerektirmitir ki Newton bu noktada, mutlak zaman ve mutlak uzay

kavramlarn ne srmtr. Ona gre, maddeden (dolaysyla insan bilincinden)

bamsz sonsuzca uzanan boyutlu bir uzay ve dzenli olarak akan bir zaman

vardr. Ksacas Newtonun dzenli evreninde cisimlerin hareketleri mutlak zamanda

169
Turetzky, a.g.e., 2000, s. 72.

84
gereklemektedir ve cisimler mutlak bir uzay iinde hareket etmektedir.170

Newton mutlak uzayn, kendisinin gelitirdii eylemsizlik yasasnn geerlilii

iin bile gerekli mantksal ve ontolojik bir zorunluluk olduunu kabul etmitir.

Mekaniin ve kozmolojinin sorunlarn tartt Philosophiae Naturalis Principia

Mathematicann (Doa Felsefesinin Matematik lkeleri, 1687) nsznde belirttii

gibi Newton, geometriyi dolaysyla uzay mekaniin bir paras olarak ele almtr.

Newton, uzay greli ve mutlak olarak ayrarak bunlarn doas zerine ksaca

mutlak ya da matematiksel uzay maddesel ortamdan bamsz olarak var olan,

greli uzay da maddesel cisimlerin konumlaryla belirlenen uzay olarak ifade

etmitir. Bu da Newtonu, mutlak hareketin kinematikle aklanamayaca,

gzlemlerle yalnzca greli hareketlerin aklanabilecei noktasna tamtr.

Newton, mutlak hareketin yalnzca dinamik yasalarla aklanabileceini belirterek

mutlak hareketin varln gstermeye olanak salayan merkezka kuvvetine dayal

bir dnce deneyi olan kova deneyini kurgulamtr.171

Newton mekaniinde zaman kavram uzay kavramna benzerlik gsterir.

Newtonun diferansiyel matematik yntemine uyumlu olarak sreklilik kazanm

doa anlayna gre zaman tek bir ann izledii yoldur. Newton zaman, iinde her

eyin var olduu ve deitii bir kaba benzediini dnmtr. Bu dncede,

zaman doal evrenden ayr ve onun dnda bir varla sahip bir ey olarak

deerlendirmitir. Newton iin madde olmasayd bile, belirli bir sabit uzay dizgesi

170
Mary Gribbin- John Gribin, Zaman ve Uzay, ev. Grsel Tanrver, Tbitak, Ankara 1999, s.28.
171
Newtonun kova deneyi: Durmakta olan bir kovann iindeki suyun yzeyi dzdr. Kova asl olduu
ipin ekseni etrafnda dndrlmeye balanrsa, bir sre sonra su yzeyi ibkey bir hal alr. Yani
kenarlarda yksek; ortada daha alak olur. Kova birden durdurulsa bile suyun yzeyi bir sre daha
eklini korur. Buna gre, su yzeyi gzlenerek baka harici bir nesneye bakmakszn dnme hareketi
tespit edilebildiine gre, dnme hareketi mutlaktr.
85
olacakt ve zaman onun iinde srekli akp gidecekti. Bylece mekanik ve idealist

yntemin karakteristiine uygun olarak uzay, zaman, madde ve hareket mutlak

biimde ayr eyler olarak konumlandrlm oldu.172

Aslnda Newton, zaman duyulabilir llerden ayrarak mutlak, doru ve

mantksal zaman ile greli zaman arasnda bir ayrm yaparak zaman matematie

yatkn olarak yle tanmlar:

Mutlak, gerek ve matematiksel zaman, kendiliinden, kendi doas gerei,

dsal hibir eyle iliki olmakszn eit oranda akar ve baka bir isimle, sre olarak

adlandrlr. zafi, grnr ve genel zaman ise hareket vastasyla duyulabilen ve

dsal olan saat, gn, ay, yl sre llerine sahiptir ve genelde gerek zamann

yerine kullanlr.173

Newton iin mutlak zaman, kavramsal bir yap ya da maddeden ve

hareketten soyutlanm bir zaman deildir. Mutlak zaman yaratlm tm

maddelerden ve tm hareketlerden bamsz olarak var olandr. Zaman evrenin her

yerinde dzenli bir ekilde, deimeden akar nk mutlak zaman ne olaylarn bir

sonucudur ne de olaylardan etkilenir. Zamann llmesi dzenli hareketin

gzlenmesine bal olmasna ve dzenli olduu inanlan gk cisimlerinin (ay ya da

dnya gibi)hareketleri bile mutlak zaman lmemizi salayacak kadar mutlak

dzenli olmamasna ramen Newton, mutlak zamann greli llerle ifade

edilemeyen bir gereklie sahip olduuna inanyordu. Bu nedenle greli zamann

172
Ernst Pppel, Yaanan Zaman ve Genelde Zaman; Jrgen Aschoff ve dierleri, Zaman / Nasl
imizde Niin Dmzda, ev.: Ylmaz ner, stanbul 1994, Evrensel Basm Yayn, s. 38.
173
Isaac Newton, Sir Isaac Newtons Mathematical Principles of Natural Philosophy, and his
System of the World (ng. ev. A. Motte; Gzd. ge. F. Cajori) c. I, Los Angeles: University of
California Press, 1966, s. 6.
86
aksine mutlak zaman alglanamaz ve sadece matematiksel olarak anlalabilir.

Newton'a gre insanlar, yalnzca hareketlerini alglayabildikleri nesnelerin bir lm

arac olduu greli zaman alglayabilir. Aslnda greli zaman, mutlak zamanla

alglanan eyler arasndaki ilikiye baldr. Bu da greli zaman, alglanan

hareketlerin e dalmllna bal klar. Yani alglanan hareketin says uygulanan

d kuvvete bal olarak deiken olduundan greli zamann ak da buna bal

olarak artabilir ya da azalabilir. Bu nedenle Newton greli zamann pratikte yararl

olmasna ramen doa aratrmalarnda kullanlamayacan iddia eder.174

Newtonun mutlak ve greli zamann arasnda yapt ayrmna baktmzda,

iki farkl yaklamn belirgin biimde ortaya ktn grrz. Bunlardan birincisi,

mutlak olma ve llen olmaya dayal ayrm, dieri ise mutlak olma ve ilikisel

olmaya dayal ayrmdr.175 Birincisine gre, yukarda deinildii gibi mutlak zaman,

llen zamandan btnyle farkldr. Bunun da tesinde greli zamann

llebilmesinin temel koulu mutlak zamann varln kabul etmektir. Bu

zorunluluu mutlak zamana uyguladmzda mutlak zamann llmesi iin bir

zemin oluturacak baka bir mutlak alan olmad iin mutlak zaman lemeyiz.

nk zaman lmeye altmzda her birim sistemi belirli eylere gre

ayarlanm mutlak olmayan bir yapdadr. Newtonun mutlak zaman ile llen

zaman arasnda yapt ayrm, geometrik daire ile fiziki daire arasndaki farklla

benzetilebilir. Fiziksel daire, gerek daire olan geometrik dairenin yaklak bir rnei

olmas gibi, llen zaman da mutlak zamann yaklak bir lsdr. Ancak, nasl

174
Turetzky, a.g.e, 2000, s. 74.
175
William L. Craig, The Tenseless Theory of Time, London, Boston, Dordrecht: Kluwer Academic
Publishers, 2000, s. 40.
87
matematiksel varlklar, kendilerinin yaklak rnekleri olan fiziki nesnelerden

bamsz olmasna ramen bunlarn varlklarnn zeminini oluturuyorlarsa ayn

ekilde, mutlak zaman da kendisinin yaklak ls olan greli zamandan bamsz

bir varolua sahip olmakla birlikte, llen zamann var olmasnn zeminini

oluturmaktadr.176

Newtonun mutlak-ilikisel zaman ayrmnda ise mutlak zaman ne hareket

says ne de cisimlerin sresidir. Zaman, yaratlan dnyann varl ya da

yokluundan bamsz olarak kendi doasna sahiptir.177 Dolaysyla yaratlm

dnyadan bamsz olarak var olmu ve var olacaktr. Ancak greli ya da ilikisel

zaman, sadece hareket ve deiime bal olarak var olabildii iin dnyann

yaratlmasyla var olmu ve dnya var olduu srece varln srdrecektir.

Newton iin zaman ve uzay, nesnelerin var olularnn ve bilinmelerinin

koulu olduundan hem ontolojik hem de epistemolojik olarak deer tar. Hipotetik

dedktif yntemine uygun olarak btn evreni zerlerine ina etmek iin kabul

ettii mutlak zaman ve uzay kavramlarnn daha iyi anlalmas iin Newtonn

teolojik ve metafizik dncelerinin de dikkate alnmas gerekmektedir. Her ne

kadar Newtonn pozitivist ve sekler yorumcular onun, zaman ve uzayn hibir

anlamda ilikisel olmadn dndn syleseler de Newtonn zaman ve uzay

anlay, onun Tanr tasavvurunun doal bir sonucu olarak ortaya kmtr.178

Newtonn anlayndaki mutlak zaman ve uzayn yaratlm eylerden bamsz

olmas aslnda onlarn tamamen bamsz olduunu gstermez. Newton, Tanrnn

176
Craig, 2000,a.g.e., s. 38.
177
Turetzky, 2000,a.g.e, s. 72.
178
Erdem, 2006,a.g.e., s. 111.
88
ebedi olduunu, her yerde bulunduunu ve bu nedenle zaman ve uzay tekil

ettiini belirtir. Baka bir ifadeyle, her yerde her zaman var olan Tanrnn bu iki

zelliinin doal sonucu olarak zaman ve uzay mutlak olarak var olandr. Newtona

gre Mekn, varln var olmasnn doal gereidir (disposition). Hibir varlk

mekanla ilikisi olmakszn var olamaz.... Dolaysyla mekn, varln var oluundan

kan ilk sonutur [entis primaria existentis effectus emanativus]. nk herhangi bir

varlk varsayldnda mekn da varsaylr. Ayn ey, sre iin de ileri srlebilir:

nk (zaman-mekn) her ikisi de kesinlikle varln var olma halidir...179 Bu da

Newton iin, Tanrnn mutlak olarak var olduunu kabul etmenin zaman ve uzayn

da mutlak olarak kabul edilmesi anlamna geldiini gsterir. Yani zaman ve uzay her

anlamda otonom varlklar deil Tanrya bal olan ya da Tanryla ilikili var

olulardr.180 Teslis doktrinini reddeden bir niteryen olarak Newton, aslnda antik

Yahudiliin de etkisiyle zaman ve uzay Tanrdan bamsz var olular olarak kabul

etmemitir. Zaman ve uzay Tanrnn uzanmlardr. Bu da zaman ve uzay Tanrdan

dolay mutlak klmaktadr. Newton iin Tanrnn ilahi ezelilii de Tanrnn ne

zamansz ne de mekansz olduunu ne de bunlarn dnda olduunu gsterir.

Zaman ve uzay dnmek Tanry dnmekte birlikte gerekletirilebilir. Ayn

ekilde Tanry dnmek zaman ve uzay dnmekle birlikte gerekletirilebilir.

Newtonun evreni mutlak zaman ve mutlak uzay zemine oturtarak ortaya

koyduu yasalar dnda bilimsel metodolojiye yapt katk da nemli olmutur.

Modern bilimin iki nemli arac olan gzlem ve deney araclyla baarya ulaan

179
Isaac Newton, On the Gravity and Equilibrium of Fluids (de Gravitatione), Unpublished Scientific
Papers of Isaac Newton, (Der. A. R. Hall, M. B. Hall), Cambridge: Cambridge U.P., 1962, s. 136-
137den naklen, Craig, a.g.e., s. 44-45.
180
Erdem, a.g.e, 2006, s. 125.
89
Newton, geometri yoluyla da yeni bir madde ve hareket anlaynn dnsel

temellerini oluturmutur. zellikle Galileo ile balayan uzayn geometrikletirilmesi

anlayn byk lde Eukleides geometrisine gre tanmlanm bir uzayda

gerekletirerek srdrmtr. Bylece bilimsel almalarnda amac doann

deneye ak ileyiini matematiksel bir kuram ile betimlemek ve aklamak

olmutur.181 Bu dorultuda oluturduu fiziksel modellerin matematiksel olarak

ifadesi, Newtonun dzenli evrenini oluturmutur. Buna gre hareketin balang

artlar bilindiinde, gelecekte neler olabileceini hesap edilebilir. Baka bir ifadeyle,

evrendeki tm cisimlerin ne yapt nceden belirlenmitir (bu da zgr iradenin

doas konusunda nemli sorunlar gndeme getirmektedir). Aslnda Newtonun

kurgulu evren dzeni, bilimde determinizmin balangc olmutur.182 Gemi ve

gelecek arasndaki edeerlie dayanan Newton yasalar, zaman iinde hem

determinist hem de tersinir bir zellie sahiptir. Bu yasalara gre aklanan bir

sistemin balangtaki koullar yani herhangi bir andaki durumu biliniyorsa hem bu

andan sonraki hem de bu andan nceki durumlar hesaplanabilir. Gemi ve gelecek

ayn ileve sahiptir nk zamann tersinirliine gre Newton yasalar (t) ve (-t) iin

deimez. Newton mekaniinde yer alan zaman parametresi (t), iinden geen

eylerden bamsz olan mutlak, ideal zaman ifade eder.

Modern dnemde, zellikle Newtondan sonra daha da nem kazanan fiziin

sunduu doa tasvirine ve doay aratrma yntemine felsefi bir zemin oluturmak

amacyla Descartesla balayan usuluk almalar, Kantla (1724-1804) doruk

noktasna ulamtr. Newtonun kendi doa teorisinde, evrendeki olaylarn


181
Hseyin Gazi Topdemir, Isaac Newton ve Bilim Devrimi, Bilim ve Teknik, Ekim 2010, s. 87.
182
Cengiz Yaln, Evren ve Yaratl, Arkada Yaynclk, 2008, s. 63.
90
grnte birbirinden tamamen farkl olan ileyilerini bir btnsellik iinde

matematiksel olarak ifade etmenin olanann bir yasaya dayandn kabul eden

Kant, doa bilimlerinin temelinin de metafizikle oluturabileceini dnerek

yepyeni felsefi bir yaklam oluturmutur.183

Bir aydnlanma filozofu olan Kantn eletirisel felsefesi, Aydnlanma

dncesinin temel konularnn birounu sistemli bir ekilde bir araya getirdii iin,

Avrupa felsefesinin daha sonraki geliiminde nemli bir rol oynamtr. Kant,

Newtonun bilim yntemiyle ekillenen dneminin temel kart felsefi okullar olan

ampirizm ve rasyonalizmin yaratc bir sentezini yaparak felsefeye yeni bir yn ve

yeni bir tarz kazandrmtr.184 Kant felsefesinin temel hareket noktasn, bilginin

nasl olutuu ve bilginin kaynann ne olduuna dair sorular oluturur. nsan

bilgisinin nasl olutuunu ve snrlarn ayrntl bir biimde irdeledii ve bundan

dolay metafiziin bir metafiziidir olarak betimledii Saf Akln Eletirisi adl

eserinin dnda Kant, bir dier temel yapt olan Gelecekte Bilim Olarak Ortaya

kabilecek Her Metafizie Prolegomena adl almasnda da akl zerinde

durmaktadr. Kant, bilginin ne olduu ve nasl elde edildii meselesini ele alarak

bilginin kayna konusunda ok eskilere kadar uzanan rasyonalizm-ampirizm

ayrmasndaki kavram ve yarglar bir araya getirmeyi hedeflemitir. Bu iki farkl

anlay Kant tek bir sistem iinde btnletirmitir. Ampiristler, insan bilgisinin

duyulardan ve deneyimden kaynaklandn ne srerken, bilgimizin doutan

dncelere dayanmadn nk dnyaya geldiimizde zihin bo bir levha ya da

tabula rasa olduunu savunurlar. Bilginin kavramlatrlmas verili bir nesne ile verili
183
Allen W Wood, Kant, ev.: Aliye Kovanlkaya, Dost Kitapevi Yaynlar, Ankara 2009, s. 47.
184
Nejat Bozkurt, Kant, Say Yaynlar, stanbul 2005, s. 7.
91
bir zne arasnda gerekleen bir sretir. Bu da bilginin, zerinde bilgi edinilmesi

sz konusu olan gerek nesnenin bir ilevi olarak tanmlanmas anlamna gelir.

Btn ampirik bilgi edinme sreci, aslnda znenin soyutlanmasyla

gereklemektedir.185 Akla ncelik veren, bilginin kayna olarak da akl kabul eden

rasyonalistler ise hem deneyden elde edilmi gibi ieriksel olan bilgiye hem de

matematik ve mantk gibi bilim alanlarndaki pekin bilgiye deneyimden nce ve

ondan bamsz (a priori) olarak eriebileceimizi savunurlar.186 Kant ise, hem

rasyonalizmi hem de ampirizmi eletirme ve bunlar birletirme abas ierisindedir.

nk her iki retinin de doru ynleri olmakla birlikte ikisi de tek yanldr. Kant,

rasyonalizmle a priori olarak ulaabileceimiz bilginin olduu konusunda,

ampirizmle de bilginin byk bir blmnn deneyime dayand konusunda ayn

fikirdedir. Fakat Kant, rasyonalizmi a priori bilginin olumasna dair yeterli bir

aklama getirmedii iin, ampirizmi de bilgilerimizin tamamnn deneyle olutuu

dncesine dayandndan dolay eletirir. Btn bilgilerin deneyden baladn,

fakat btn olarak deneye dayandrlamayacan ileri sren Kant, bilginin deneyden

gelen unsurlaryla anlay gcnn tamamlad unsurlarn birbirinden ayrr.

Duyumlar bilginin malzemesini olutururken akl ise, o malzemeye anlam ykleyen

ve bilgi haline getiren bo kalplar yani kategorileri kapsar. Deneyimden nce gelen

kategoriler deneye form bakmndan bir ereve salar. Ancak bilginin olumas

srecinde bu iki bilgi yetisi birlikte grev alr. Yaln kavramlar kendi balarna hibir

bilgi oluturmazlar nk bunun iin somut alglar gereklidir. Ayn ekilde alglar da

kendi balarna sadece duyu verilerinin bir yn olarak bilgi salayamazlar.


185
Louis Althusser, Kapital'i Okumak, ev.: Celal A. Kanat, Belge Yaynlar, stanbul 1995, s. 58.
186
David West, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev.: Ahmet Cevizci, Paradigma, stanbul 1998, s. 32.
92
Dnme olmadan duyu verileri bize nesneyi veremez.187 Ksacas Kanta gre;

grsz kavramlar bo, kavramsz grler krdr.188 Bylece Kant, Humedan

etkilenmi olmakla birlikte akldaki kategorileri a priori olarak kabul etmekle farkl

olarak akla aktif bir rol vermitir.

nsan akln konu edinen ve insan aklnn yapabileceklerinin snrlarn

belirlemek adna ona ynelik eletirisel bir yntemi benimseyen Kant, bu yolla

kanlmaz bir dnce biimi olarak grd metafiziin imknn da

sorgulamaktadr. Kantn amac, metafiziin olanaklln gsterip metafizii ona ait

meru alan belirleyerek, iyice dnlm bir zemin zerine oturtmak ve gerek bir

bilime dntrmek olmutur.189 Kant bir bilim haline getirmek istedii metafizii

epistemolojik anlamda ele alarak, metafiziin ilgilendii nesneleri incemekten daha

ok metafizik ilkelerinin snrlarn a priori epistemik statleri yardmyla belirlemeye

almtr.190 nk Kanta gre, eer bir bilgi bilim olarak serimlenmek

isteniyorsa, onu dier bilimlerden ayran ynlerinin yani ona zg olann kesinlikle

belirlenmesi gerekir.191

Kant, metafiziin aslnn akla dayandn ve metafizik yarglarn saf akln

kendisinden geldiini savunur. Metafizik, tm olanakl deneyimlerin snrlarn aan

bir alan olduuna gre, insann gz ard edemeyecei metafizik sorular, denemelerle

kantlamalar yapan bilimsel bilgiyle de cevaplandrlamaz. Baka bir ifadeyle, bu

187
Zehra Gl Erdoan Akn, Kantn Kuramsal Metafizik Eletirisi Hakkndaki Baz Dnceleri,
Felsefe Dnyas Dergisi, Say 36.
188
Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 2008, s. 354.
189
Immanuel Kant, Ar Usun Eletirisi, ev.: Aziz Yardml, dea Yaynlar, stanbul 1993, s. 32.
190
Wood, 2009, a.g.e., s. 48.
191
Kant, a.g.e, 1993, s. 39.
93
sorular teoriler kuran saf akln gcn aar.192 Bu nedenle, metafiziin olabilirlii

insan aklnn a priori bilme yetisinin snrlarnn belirlenmesi anlamna gelir.

Bylece saf akln eletirisini yapan Kant oluturduu eletirel felsefeyle,

insani bilgi ve deneyimin snrlaryla temel tekil eden yapsn ortaya koymaya

alr.193 Bu dorultuda akln snrlarn aratrm ve kritiini yapmtr. Bu nedenle

Kant oluturduu eletirisel felsefesine Transandantal Felsefe adn vermitir.

Transandantal yntem, herhangi bir objeye dayandrlm olan bilgiyi deil bilginin

kendisini inceleyen ve kritiini yapan yntemdir. Bu yntem, mmkn olan bilginin

yapsna ve snrlarna dair bilgi verir.194

Kanta gre metafizik, sentetik a priori yarglar ieren bir bilim olduundan

metafiziin doasn ve olabilirliini aratrmak, sentetik a priori yarglar nasl

mmkn olur? sorusunun yantn bulmay da kapsar. Kant, bu soruyu sorarak iki

nemli ayrm noktasna ulamtr: 1) analitik ve sentetik; 2) a priori ve a posteriori.

Bu ayrmlar zerine ok sayda ve birbirinden farkl yorumlar yaplm olsa da temel

olarak bu ayrmlardan birincisinin mantksal ikincisinin de epistemolojik bir

temellendirmeye gre yapld grlmektedir. Analitik yarglar yalnz kavramlar

aklayan kavramn tanmnda sakl olan eyi aydnlatan yarglardr. Cisimler yer

kaplar gibi analitik bir yarg yeni bir bilgi vermez nk yer kaplama bilgisi zaten

cisim tanmnda ierilmektedir. Kantn bak asna gre, btn analitik yarglar,

salt mantk ilkelerine gre yaplan kavram analizleridir.195 Bu da onlarn epistemik

192
Heinz Heimsoeth, Kantn Felsefesi, ev.: Takiyettin Mengolu, Dou-Bat, Ankara 2007, s. 67.
193
Topdemir, a.g.e., 2008, s. 181.
194
Gkberk, a.g.e., 2008, s. 352.
195
lker ktem, David Hume ve Immanuel Kantn Kesin Bilgi Anlay, Ankara niversitesi Dil ve
Tarih-Corafya Fakltesi Dergisi, 44, 2 (2004) s. 29-55.
94
ilevini, kullandmz kavramlar aklamak ve verili bir kavramda dnm

olduumuz eyi, kendimiz iin daha ak hale getirmekle snrlandrr.196 Sentetik

yarglar ise ele alnan kavramn baka kavramlarla birletirilerek kavramlar arasnda

kurulan balantlar ierir. Bunun nedenle bilgimiz geniler, oalr. Sentetik yarglar

olgusal bir ierie sahiptir nk bu yarglarn kayna deneydir. Baka bir ifadeyle

deneyden gelen tm yarglarn sentetik yarg olup bu yarglarda kavramlar, duyu

verilerine gre birbirlerine balanrlar. Cisimler ardr gibi sentetik bir yarg yeni

bir bilgi verir. nk ar olmak cisim kavramnn tanmndan gelmez.

Burada cisim kavram ile arlk kavram birletirilerek onlarn arasnda bir ba

kurulmu olur.

Kantn bilgi zmlemesindeki ikinci ayrmna baktmzda, tamamyla

deneye bal olan a posterio bilginin kart olarak a priori bilgi tanm karmza

kar. A priori bilgi deneyden bamsz olmakla birlikte, deneyimle elde edilen

bilgilerin sahip olamad zorunluluk ve tmellik zelliklerini tar. En yaln

deneyimlerde bile, deneyimin hem zneye zg bir ynn olmasndan hem de

deneyin gereklemesinde rastlantsal bir boyutun olmasndan dolay a priori bilgi

tretilmez.

Bu mantksal ve epistemolojik ayrmlardan sonra Kantn yeni sorusu bu

ayrmlarn snr izgileriyle ilikin olmutur. A priori ve a posteriori arasndaki snr

izgisi analitik ve sentetik yarglar arasndaki snr izgisiyle akk mdr? Eer bu

196
Wood, a.g.e., 2009, s. 50.
95
izgiler akk ise biz aadaki ematik gsterime ulaabiliriz:

Bu da tm analitik yarglarn a priori ve tm sentetik yarglarn a posteriori

olduunu anlamna gelir. Ancak Kanta gre durum byle deildir nk sentetik

yarglarn a priori bilgiyle st ste bindii yani sentetik a priori olarak ifade edilebilen

ara bir bilgi blgesi vardr. Kantn bu gr de aadaki gibi gsterilebilir:197

Sentetik a priori yarg, eldeki kavramn dna kan, yani sanki deneyden

gelmiesine bilgimizi genileten (sentetik), ama deneyden gelmeyen (a priori)

mutlak bir tmel geerlilii sahip yarglardr. Sezgiyle (anschaung) kavradmz bu

tr yarglar bize, sadece duyarln ya da sadece akln salad bilgilerden baka

trl bilgiler salar. Bu bilgiler, deneye baml olmasalar da her trl deneyin

temelini yani deneyin koullarn oluturur. rnein, sentetik a priori bir yarg olan

her olayn bir nedeni vardr yargs, deneyle temellendirilemez; onun iin a

prioridir. Ama bu yargnn, deney dnyasndaki her olay iin geerlii vardr; bylece

197
Samet Bace, Kant Theories of Space and Geometry in the Critique of Pure Reason,
University of London, Department of Philosophy, Logic and Scientific Method, Doktora Tezi, Eyll,
1989, s. 68.
96
deney dnyas dzenli bir btn haline getirilmi olur.198

Kant, sentetik a priori bilginin mmkn olduunu nk nesnelere ilikin a

priori bildiimiz eylerin aslnda nesnelere deil, yetilerimize ve yetilerimizin

uygulanma ekline bal olduunu belirtir. Ona gre, her ne kadar nesnelerin

bilgisine sahip olmamzn tek yolunun onlar deneyimlememiz olsa da bu nesnelere

dair bildiimiz her eyin nesnelere bal olduunu gstermez. Nesneler

kendiliklerinden nasl olurlarsa olsunlar onlarn bilgisini edinmede bilme yetimiz de

etkin olarak rol alr. Yetimiz, nesneleri sentetik hkmlerle ifade edebilecek ekilde

belirler. Bu da nesnelerin yetimize bal olduunu ve nesnelerin bilgisinin de

sentetik a priori olaca sonucunu dourur. Bu durumda, genel olarak sentetik a

priori bilgi olumas, yetilerimiz deneyime ne katyorsa onun bilgisine dayanr.199

Kant sentetik a priori yargnn mmkn olduunu akladktan sonra bilgi

nesnesinin ne olduu sorusuna ynelir. Kantn retisine gre, uzay ve zaman

iindeki nedensellik bayla birbirine bal nesnelerin madd dnyasn yani

fenomenal (grnmler) dnyay oluturan eylerin kendilerinin deil yalnz

alglarnn bilgisine sahibizdir. Aslnda biz ne dnyay kendinde var olduu ekliyle

bilebiliriz, ne de numenal dnyann kendinde eylerinin fiilen bu ekilde organize

edildiklerini biliriz. Dolaysyla iinde bulunduumuz dnyann gerekte, tamamen

grnd gibi olduunu varsayamayz. Deneyimlediimiz nesneler ampirik olarak

reel, transdantal olarak idealdir.200 Ancak bu, bizim yalnz zihnimizin ieriklerinin

bilgisine sahip olabileceimiz anlamna gelmez. Bilgimizin nesnesine tabi olmadn,

198
ktem, 2004, a.g.e., s. 29-55.
199
Wood, 2009, a.g.e., s. 51.
200
Wood, 2009, a.g.e., s. 53.
97
bildiimiz nesnelerin bu nesneleri bilme tarzmza tabi olduunu gsterir. 201 Bu

noktada, Kant, insan bilgisinin mmkn tek nesnesi olan fenomenal dnyada salt

grn ile gereklik arasnda bir ayrm yapar: biz, gerekliin nesnel bilgisine

ulaabiliriz.202 Esasnda, Kantn grn ile gereklik ya da kendinde eyler

arasndaki transandantal ayrm, ncelikle eyleri (yani ampirik nesneleri) ele

almann, biri insan duyarllnn znel koullaryla (zaman ve meknla) iliki iinde

ve dolaysyla grndkleri ekilde, dieri de, bu koullardan bamsz olarak ve

dolaysyla kendilerinde olduklar ekilde olmak zere, iki ayr yoluna iaret eder.203

Kanta gre, fenomenal alandan gelen her veri insana duyular araclyla

ular. Fenomenal alandaki bir nesne duyular araclyla deneyimde bulunan zneyi

etkiler. Burada duyulardan gelen verilerin birletii yer Bendir. Burada Ben

aslnda sadece ar ustur. Bylece Kant, Descartesin kukucu yaklamyla insan saf

bir bilin olarak gren dncesine benzer bir ekilde insan saf bir us olarak

belirlemeyi baarmtr. Ancak bu noktada Kant zgn klan yn, Kantn saf usunun

d nesnel gerekliin deneyimine ilikin verileri almaya uygun bir yapsnn

olduunu kabul etmesidir.

Bu noktada deneyim kavramnn Kant felsefesindeki karlna bakmak

faydal olacaktr. Kant deneyim kavramn zmleyerek ampirist bilgi teorisindeki

tanmndan (duyu verilerinin yn tanmndan) farkllatrmtr. Deneyim duyu

verilerinin toplamndan farkldr, duyu verileri deneyimin sadece maddesini

oluturur. Oysa deneyin birletirici ve bant kurucu bir fonksiyonu vardr.

201
Wood, 2009, a.g.e., s. 53.
202
ktem, 2004, a.g.e.,s. 29-55.
203
Wood, 2009, a.g.e., s. 59.
98
Deneyimden bilgi elde edilmesinin yani btn grme ve kavrama gerekleme

art, deneyimin maddesi olan duyu verilerinin bilgi formlaryla birletirilmesiyle

oluur. Bu duyulara dayanan ampirik bilginin form zelliinden kaynaklanmaktadr.

Bu formlar ancak zorunlu ve tmel olarak duyu verileri ile ortaya kabilir. Bu

formlar, duyu verilerinin zihinde gerek deneyim bilgisine evrilmesi iin gerekli

nkoullar olutururlar.204 Duyularla algladmz gereklik, kendi tmellik ve

zorunluluk temellerini bilen znede mevcut bilme koullarnda bulur. Dolaysyla,

bilgide znenin kurucu etkinlii vardr ve duyumlarla elde edilen izlenimler evrensel

nkoullar araclyla zihin tarafndan bilgiye dntrlr.205 Geleneksel zne-

nesne bantsn aan bilgi betimlemesinde Kant, duyarln formlarn zaman (Die

zeit) ve mekn (Das raum), zihnin formunu da kategorilerin oluturduunu savunur.

Kant iin zaman, znenin dndaki bir olanak olarak deil a priori olarak her

eyin kurulduu temel alglama formunu oluturan zneye ait saf bir grdr. Baka

bir ifadeyle zaman, uzayla birlikte deneyimler dnyasndaki herhangi bir eyi

anlayabilmemiz iin gerek duyduumuz sistematik erevenin bileenlerini

oluturur.206 Kopernikusu devriminin zn oluturan bu tanmlamayla Kant,

ampirizmle nemini yitirmi olan znenin bilgi teorisindeki konumunu ykselterek

epistemolojik kurguyu radikal bir ekilde deitirmitir.

Her ne kadar Newtonun mutlak uzay-zaman anlay Kantn zaman

harekete gre ncelik tanmasna zemin hazrlamasna karn Kant, Newtonun

maddi nesnelerden bamsz mutlak uzay-zaman anlayn ve Leibnizin uzay-zaman

204
Heimsoeth, 2007, a.g.e., s.78.
205
Topdemir, 2008, a.g.e., s.185.
206
Adam Hart Davis, Zaman, ev. Cem Duran, NTV yaynclk, 2013, s. 11.
99
nesneler arasnda alglanan bantlar sistemletirmenin yolu olarak zihinde var olan

kavramsal yap olarak ele alan ilikisel uzay-zaman anlayn hatal bulmaktadr.

Kanta gre iki aklamann da zaman nesneleri kavrama eklimizden bamsz

olarak var olan bir zellikler olarak ele almas, bu aklamalar hatal klmaktadr.

Ayrca Kant, Newtonun gerek olan mutlak matematiksel zaman anlaynn

deneysel olan hibir eyin sonsuz olamayaca ilkesiyle elitiini belirtir. Ancak,

Kanta gre Newtonun zaman anlay, matematiksel uygulamalara ve yasalarn

olumasna olanak tanmasndan dolay olduka nemlidir.207

Zaman kavramn sistemli olarak doktora tezinde ilk kez ele alan Kant,

zamann doasna dair yukarda deinilen iki grten farkl bir yol nermektedir.

Kant zamann ideal olduunu, ama zaman kavramnn duyu deneyinden

tretilmediini ne srmektedir. Uzay gibi zaman da a priori form olarak deyimden

nce gelir ve deneyime dzen kazandrr. Kant'a gre, zaman bizim d

deneyimlerimizden soyutlanm ampirik bir kavram deil; d alglarn temelinde

olan zorunlu a priori bir sunumdur. Kanta gre, uzayla birlikte bilginin salt elerini

oluturan zaman, duyu bilgisinin olumasnn kouludur; bunlar olmadan bilgi

olumaz. Nesnelerin grnmleri yalnzca bizim nesnelerle olan etkileimimizin

nedeniyle olduundan etkileimi mmkn klan koullar olmadan hibir grnm

olmaz. Zamandaki varlklar dizisi, zaman her trl duyu deneyiminin altnda yatan

bir form olarak varsaymakla olanakl hale gelir.

nsan akl deneyimlerine mekansal olarak dzen kazandrd gibi benzer

ekilde bu deneyimlerine zamansal olarak da dzen verir: uzay, bir deneyimi


207
Turetzky, a.g.e., 2000, s. 86.

100
dierinin altnda ya da stnde, sanda ya da solunda gibi dzenledii gibi, zaman

ise deneyimleri ardllk ya da e zamanllk gibi zamansal ilikiler iinde dzenler.

Kant iin hareketin ve deiimin bir durumu deil n koulu olan zaman, hareketi ve

deiimi mmkn klar. Zaman hareketin bir durumu deil onun nkouludur.

Zaman herhangi bir deiimden tremedii gibi ayn zamanda zaman algs da algsal

bir deiiklik gerektirmemektedir. Zamanda baz eyler deiebilir ama zamann

kendisi hibir zaman deiime uramaz. Bir form olarak, zaman sral bir dizi

oluturur. Bu zaman, tek boyutlu mekansal bir doruda dnmemize tevik eder.

Ancak Kant yine de zaman aritmetik seriler formunda dnmeyi doru bulur.

nk zaman grnmleri ard arda sralarken bir dorunun blmleri ayn zamanl

var olur. Zaman dizili ve bir arada var olu ilikileri dorultusunda grnmlerin

eitlilik sralamasn kararlatrr. Zaman btn grntleri tek bir grnt srasna

dizer. Bu sra grnmlerin eitliliini tek bir zamanda btnletirir. Kant, zaman

iindeki evrelerin, zaman iinde gerekleen olaylar tarafndan farkllatrldn

belirtirken zamann yine de olaylardan bamsz olduunu vurgular. Bu adan

bakldnda zaman bir srekliliin gstergesidir.208 Zaman analitik olarak blmlere

ayrlabilir. Ancak farkl zamanlar tek bir zaman btnnn bir parasdr. Belirli bir

zaman aralnda, o aral kapsayan daha byk bir zaman aral vardr. Buna gre

snrlar olmayan zaman iindeki sre olarak her zaman parasnn bir balangc ve

bir bitii yani snrlar vardr. Zaman dilimleri bir ve ayn zaman iinde yer alr, genel

bir zaman kavramnn altnda toplanmaz. Bu nedenle Kanta gre zaman kavram

deildir. Zaman dilimlerinin zamanla olan ilikisi parann btnle ilikisi gibidir.
208
William Lane Craig, Evrene likin Kelmi Argman ve Kantn Birinci Antinomisindeki Tezi, FLSF
(Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 2010 Gz, say: 10, s. 119-137.
101
Dolaysyla zamana bal olaylar dizisinde, kendisinden nceki son olayla ve

kendisinden sonraki ilk olayla snrlandrlm bir zaman aralnn alglanmas iin de

olgulardan bamsz olan ve zihinsel bir etkinliin rn olan snrsz genel bir zaman

bilincini gerektirir.

Zamann a priori varl sayesinde nesnelerin varlndan ve onlarn ezamanl

veya farkl anlarda olduundan bahsedebilir.209 Zaman bilinci, bir eyin deneyiminin

baka bir eyin deneyiminden nce ya da sonra gereklemesinden dolay olumaz.

nk bir eyin dierine gre nce ya da sonra olduunun deneyimi zamann

farkndaln ngrr. nce ve sonra olaylar arasndaki zamansal asimetrik

ilikiyi gsterir. Bu da zamann belli bir ynde ilerliyormu gibi grnmesinin yani

gemi--imdi--gelecek arasnda belirli bir ynde ilerliyormu gibi (zamann bir

okunun olmas gibi) grnmesine neden olur. Zamandaki bu ardllk, Aristotelesin

nce ile sonraya gre devinim says eklindeki zaman tanmnn iinde aktr.

Zamann saysall bu anlamda Kantta da zaman saf grsnn aritmetik zerinde

biimlendirilmesi ile karmza kacaktr: "Saf gr eksik olduu srece,

matematiin bir adm bile atmas olanakszdr. Geometri uzamn saf grsn temel

alr. Aritmetik kendi say kavramlarn, zaman iinde birbirini izleyen birimlerin

eklenmesiyle meydana getirir ve zellikle saf mekanik hareket kavramlarn sadece

zaman tasarm sayesinde oluturabilir."210

Ardllk dnda zaman bilincini belki de daha ak bir ekilde nkoul olarak

gerektiren dier kavram da ezamanllktr. Deneyimlenen belirli olaylar ya da

209
Kant, 1993, a.g.e., A31.
210
Immanuel Kant, Prolegomena, eviren: oanna Kuuradi-Yusuf rnek, Trkiye Felsefe Kurumu
Yayn, Ankara 1995, s. 33.
102
nesneler arasndaki zamansal ilikiler (nce, sonra, ezamanl gibi) zaman bilincinin

kayna olamaz. nk nce nesneleri ya da olaylar deneyimleyip bunlar arasndaki

zamansal ilikiler araclyla zaman bilincine ulayor olamayz. Deneyim zamann

ncl olamaz. Bunun yerine insan aklndaki srete, zaman belirli zamansal ilikiler

iinde bulunan nesnelerin veya gerekleen belirli olaylarn ya da deneyimlerin

ncl biimini oluturur.

Sonu olarak, Kanta gre zaman deneysel bir gerektir. Zamann znellik

tayan bu isel yaps deneysel adan gerek kabul edilmesi iin kant gerektirmez.

Ancak zaman hem mutlak hem de ilikiseldir. Grnmn ierii ampirik olarak

verilmesine ramen verilen ieriin koulu aslnda gerekli ve evrensel temellere

dayanr. Zaman ampirik olarak gerek ve transandantal olarak idealdir. Dolaysyla

zamansal yarglar nesnel geerlilik tar.211 Kantn transandantal idealizmine gre

fenomenal dnyann bilinmesinde a priori bir form oluturur. nsan zamana gre

alglar. Kant'a gre, biz numen olan eyleri duyarllmzn apriori zaman ve uzay

kalplar iinde alglarz ve onlar 'bizim iin eyler', yani fenomen haline sokarz.

Zaman, deneylerden elde edilen alglar birletirilir ve kurallara gre dzenler. Buna

gre, deneyin nesnesi kendi gibi olmasa da zaman grsne gre bilinir. Zaten bir

nesnenin zamansal bir grnmnn dnda da herhangi bir ekilde var olduunu

syleyemeyiz.

Zaman kavramnn felsefi boyutuna nemli katklarda bulunan filozoflardan

biri olan Henri Bergson (1859-1941) ise doay anlama ve aklama abasnda

sregelen yaklamlarn yetersiz olduu ve bu yetersizlii gidermek iin sezgi, sre

211
Turetzky, a.g.e., 2000, s. 87.
103
gibi kavramlar zerine temellendirilmi yeni bir ynteme ihtiya olduu

kansndadr. Bergson, mantksal atomculua ve buna dayanan analiz yntemlerini

tmyle reddederek deiim ontolojisi temelinde sezgiyi felsefi bir yntem olarak

gelitirmitir.212 Dneminin nde gelen felsefi akmlarndan pozitivizmi eletirip,

bilimsel aklamalarn baat durumuna kar karken insani ve manevi deerleri ok

daha nemli konumlara tamtr. Bilimin bulgularn z itibaryla bilimsel olmayan

bir gereklik anlayna ulamak iin kullanarak metafiziin, dinamizmin ve

srekliliin nemini vurgulamtr.213 Zihnin bedenden bamsz olduunu ileri

srerek yaamn biyolojik dokusunu dolaymsz bir sezgi araclyla ele alan Bergson,

bilimde mekanist bir tarzda kabul grdn dnd evrim gerekliini

yorumlayarak, vitalizm214 diye adlandrlan biyolojik idealizmin temel kavramlarnn

ekseninde kendine zg yaratc evrim doktrinini gelitirmitir.

Bergson felsefesinde anln gereklii anlama yntemini, sinema olgusunda

gerek hareketin bir dizi hareketsiz kesitlere blnp sonra bu duraan grnt

kesitlerine bir ardklk kazandrarak baka trl soyut bir hareket oluturmasyla

zdeletirerek anlksal bilginin noksanln serimlemeyi amalamtr. Bergsona

gre, zeknn bilgiye erimede izledii yntem srekli ve ak halinde olan hayat

durgun kesitlere ayrmlandrma ve bunu yeniden birletirmeye dayand iin

zeknn ileyii iin bu akn kendisinden ok, ondan alnacak sonular gzetlemek

nem kazanr. Zek herhangi bir hareketi gerekletirmek iin amaca ynelik

212
R. C. Solomon, K. M. Higgins, Felsefenin Ksa Tarihi, ev. M. Topal, letiim, stanbul 2013, s. 337.
213
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2010, s. 232.
214
Vitalizm: Hayat aktivitelerinin btn srelerini canl organizmalarda mevcut olan maddi olmayan
faktrlere atfeden biyoloji akmdr. Canl tabiat ve cansz tabiat arasndaki antitezi gl bir ekilde
savunulmas Vitalizmi canlnn canszdan zuhurunun olanan inkr noktasna tar. M. Rosenthal, P.
Yudin, Felsefe Szl, ev. Aziz allar, Sosyal Yaynlar, stanbul 1997, s. 522.
104
belirlenen ematik ve basitletirilmi grngye gre eriilmi bir amatan baka bir

amaca, bir duraanlktan baka bir duraanla bir dizi sramalarla geer.215

Bergsona gre, hareket ve deiimi, konumlarn ve deiim durumlarnn

ardk bir dizilii olarak yeniden kurgulama alkanlmz, yukarda deinildii gibi

tpk bir filmdeki grntlere benzer grntler oluturur ki bu da alglamada ve

dncede yanlla neden olur. Bu kurgudaki ardllk gereklikten bir eyler alp

gtrr; bir eksiklie, alglamadaki bir zayfla iaret eder ki, onu bir btn olarak

kavramak yerine, tek tek grntlere paralamaya zorlar.216 Herhangi bir oluuma

baktmzda geip gitmekte olan gereklikten aldmz neredeyse anlk karakteristik

grntleri bu trden sinematografik bir ileme tabii tutma bizim alglama,

dnme ve dildeki mekanik ileyi eklidir.217 Sinemada salanan bu hareket

yeniden kurulmu soyut bir hareketken bu hareket iin geen sre de soyut bir

zamandr.218 Bu balamda Bergson, bilimin dayand analiz ynteminin karsna

koyduu sezgisel kavray yntemiyle, eylerin btnlklerini koruyarak zaman

iinde ele alnmasna olanak salandn savunur. Bergson felsefesinde evren iki

blmden oluur; yaam ve madde (ya da zeknn madde olarak grd eylemsiz

bir ey).219 Zek ya da anlk, doann dinamik ve canl yapsn gz ard ederken,

organik olmayan kat maddeyi temel unsur olarak alr. Bylece ak ve pekin bir

dnceye ulalsa da bu dncenin yalnzca birbirinin dnda, durgun bir denge

halinde, kesikli ve devinimsiz olarak bulunana ilikin olmas onu noksan klar. Anln

215
Henry Bergson, Creative Evolution, ev. ArthurMitchell, Dover Pub. Inc., New York 1998, s. 299.
216
Henry Bergson, Creative Mind: An Introduction to Metaphysics, ev. Mabelle L. Andison, Carol
Pub. Inc., New York 1992, s. 17-18.
217
Bergson, 1998, a.g.e., s. 306.
218
Hikmet Sofuolu, Bergson ve Sinema, Seluk letiim, 3, 3, 2004, s. 67.
219
Bertrand Russell, Bat Felsefesi Tarihi III, ev. Muammer Sencer, Say, stanbul 2000, s. 154.
105
tipik rnleri olan geometri ve mantk, bu tarzda belirlenen/snrlandrlan kat

cisimlerle olduka uyumludur. Bu cisimler, zihnin zekya uygulanma alan bulmak

zere yaratt eylerdir. Bu adan bakldnda zeknn douuyla maddi cisimlerin

douu arasndaki iliki gze arpar: zek, eyleri birbirinden ayr gibi grme

gcdr ve bu gcn ayrk hale getirdii eyler ise zeknn zerinde durduu maddi

cisimlerdir.220 Bergsona gre anln sunduu, birbirine benzetirilmi olan zaman

ve mekn llerine gre belirli birimler halinde blmlendirilmi ve snrlandrlm

ayrk nesnelerden oluan bir dnyadr. Bir bakma canl bir peyzajn geometrik

izgiler halinde haritalandrlmas gibi gnlk yaammzn ve bilimin gereksinimlerini

karlayan bu maddi dnya bize gereklii gstermez.221 Baka bir ifadeyle

gerekliin maddi grnm olarak da betimlenebileceimiz cansz madde

dnyasnda baarl uygulamalara olanak salayan anln sunumu, gereklie ancak

pratik yarar ya da uygulama erevesinde yaklaabilir. nk gereklik srekli olu

halinde olan bir sretir. Bergsona gre anlk, dnyay belirlenimci nedensel

yasalara gre ileyen cansz ve duraan bir madde olarak betimlerken deimeyi ve

sreci de sinematografik olarak, birbirinden kopuk, saatle llebilir farkl anlarda

nesnelerin farkl durumlar olarak betimler.222 Baka bir ifadeyle anlk zaman mekn

araclyla anlar ve mekn llebilir olduundan zaman da llebilir olarak kabul

eder: zaman saatin akrep ve yelkovann konumundaki deiime gre anlalr ve

llr.223 Ayrca anlk, maddi dnyann kat cisimlerini uzay iinde ayrk hale getirip

220
Russell, 2000, a.g.e., s. 156.
221
Bryan Magee, Felsefenin yks, ev. Bahadr Sina ener, Dost Kitabevi, Ankara 2000, s. 215.
222
Gl, vd. 2008, a.g.e. s. 206.
223
Demet Kurtolu Tadelen, Bergsons Conception of Time: Its effects on a possible Philosophy of
Life, Doktora Tezi, Danman: Assoc. Prof. Dr. David Grnberg, ODT, 2003, S. 84.
106
zaman iinde betimleyerek belirli anlara denk den oluumlar dizisi oluturur. Buna

paralel olarak da hareketi, uzamdaki konumlar ya da zamandaki anlar gibi duraan

kesitlerle anlamlandrmann yolu bu kesitleri mekanik, homojen, evrensel bir zaman

iine tamakla olabilir. Bu balamda Bergsona gre bilimsel yntemin basamaklar

da, ak halindeki eyin ne olduuna ok bakmakszn onu sonsuz sayda olabilecek

kadar gzlemlenebilir ya da lmlenebilir deikenlere ayrp geometrik bir

zeminde gerektii sre boyunca yaltkan bir erevede dondurarak incelemek ve

ak halini denetim altna almadan olumaktadr.

Ancak Bergson iin gerek her adan sreklilik demektir. Bu da gerekliin

ne cisimleri birbirinden ayr dnmemize ne de zaman iinde oluumlar

konumlandrabileceimiz anlara blmemize izin verdii anlamna gelir. Gerek

uzayda, snrlandrlm zel yerler ve birbirinden ayrk noktalar yoktur. Benzer

ekilde zaman da srekli ak halindedir ve zaman iinde uzamsal lmlendirmeye

benzer bir yntemle belirlenebilecek anlar yoktur. Gerekte her ey sonsuz bir olu

ak iindedir. Anlmzn bize maddi dnyada uzay iinde belirli konumlar igal

eden ayr ayr nesneler ve anlksal bir yapya bal kalarak saatlerle llen ya da

hesaplamalarda kullanlan zaman kavramyla gerekliin dnda kalarak ona ait

ematik dizgeyi ina ederken sezgi bize gerekliin kendisine ulamann yolunu aar.

Herhangi bir analiz ynteminin bak asna bal kalmakszn, bu yntemin

snrlarn aarak ve cisimlerin kendileriyle birlikte cismin gerekte ne olduunu

sezgisel bilgiyle kavrarz. Cisimlerin dinamik ve srekli doalarna dolaymsz olarak

ulaabildiimiz sezginin bize sunduu bilginin, anln bilgisinden niteliksel olarak

olduka farkl olduunu vurgulayan Bergson, LEvolution Cratrice (Yaratc Evrim)

107
adl kitabnda sezgiyi tarafsz, bilinli, amacn yanstabilen ve onu sonsuz biimde

bytebilen bir igd224 olarak tanmlayarak sezgiye nemli bir konum

kazandrm olur. Bergson, mutlak bilmenin vazgeilmez dayana olarak grd

sezgiyi, atalet terimleriyle hayatn evresinde dnp duran ve en fazla hayatn

grntsne ulaabilen anlktan farkl olarak hayatn iine ulamann tek yolu kabul

eder. Sezgi anlk ile birlikte vardr nk anlk st seviyedeki sezgiyi yaamamz

salayan yegane gtr, ancak sezgi hayata dair kavram ve varlklarn hayatla

btnlemi olarak dolaysz bilme durumuna karlk gelmesi bakmndan anla

gre daha stn bir anlay abasdr.225 Bergsona gre sezginin kayna ya da bizi

sezgiye gtren, ruhun kuvvetlerinden biri olan igddr.226

Felsefesinde sezgisel bilgiye bir stnlk kazandrarak, akl ve analiz yoluyla

elde edilen kavramsallatrlm bir yapya sahip olan bilimsel bilginin eletirisinin

dayanak noktalarn saptayan Bergson, srekli ve dinamik olan yaamn kendisinin

dolaymlanmam sezgisel bilgisi yerine, dinginletirilmi ve blmlenmi maddenin

bilgisinin nem kazanmasna kar kmtr. Anlksal ve sezgisel bilgiyi bilginin farkl

trleri olarak gren ve bir yandan bilimsel ilkeleri anlksal metafiziksel ilkeleri de

sezgisel olarak ayrmaya alan Bergson, dier yandan da gerekliin

ayrmlanmam bilgisini retme gereksinimi duyulduunda bu ilkelerin bir arada

olma durumlarnn korunmasn savunur. Bergson, idealizm ve realizm arasndaki

dolayl ilikinin varln kantlama abas olarak grebileceimiz bu savunmay

destekleyecek en nemli aklamay anlk ve madde zerine yapmtr. Bergsona

224
Bergson, 1998, a.g.e., s. 176.
225
Aye Erolu, Henri Bergsonda Bilin-Sezgi ilikisi, SD Fen Edebiyat Fakltesi Sosyal Bilimler
Dergisi, Aralk 2012, say: 27, s. 92.
226
Bergson, 1998, a.g.e., s. 228
108
gre anlk, idealizme yerlemi olmakla birlikte maddeden olumaktadr dolaysyla

madde kaldrldnda anlk da kalkm olur. Madde, saf hareketin iinde bir enerjidir

ve bu nedenle madde duraan deildir. Btn bunlar maddeyi nesnelerin biimleri

ve zellikleri olmaktan ok anln oluun srekliliinden ekmi olduu anlk

grntlerdir.227 Bilimsel bilgiyi tmyle reddetmek yerine hem pozitivizmin hem de

idealizmin bilgi kuramlarnn eletirisini yapan Bergsona gre:

Her gerekliin bilinle bir akrabal, bir benzeimi, bir ilikisi olmas

idealizmin kabul etmemiz gereken yandr; bu yzden eylere imgeler diyoruz. ...

Ama tm bilinli varlklarn, gemi, imdiki ve olas tm bilin halleri bir araya

getirilse bile, bize gre, maddi gerekliin ancak kck bir ksm ele alnm olur,

nk imgeler her yandan geride braklrlar. Bilimin ve metafiziin, algmzn ancak

birka halkasna sahip olduu bir zinciri btnyle onararak oluturmak istedii ey

zellikle bu imgelerdir. Ama alg ile gereklik arasnda, bylelikle, para-btn

ilikisini oluturmak iin, algya, eylemleri hazrlamak olan gerek roln brakmak

gerekir. dealizmin yapmad ey de budur.228

Sezginin bize gsterdii gerekliin ne olduu konusunda Bergson, ilk olarak

kendi iimize dnp baktmzda deneyimlediimiz eyin, deien haller ya da

zellikleri deien eyler olmadn, deienin kendisinin sre ve hayat olduunu

belirtir. Buna dayanarak gerekliin mekn iinde yer alan maddi cisimlerden

olumadn savunan Bergson, insanlarn meknla dndkleri iin maddecilie

eilimli bir gereklik anlayn benimsediklerini savunmutur.229 Bergson, zaman

227
Sofuolu, 2004, a.g.e., s .68.
228
Henri Bergson, Madde ve Bellek, ev. Ik Ergden, Dost Kitabevi, Ankara 2007, s. 168.
229
Cevizci, 2005, a.g.e., s. 233.
109
tecrbe etme biimimizi bilin ak olarak tanmlayan William James

gibi230matematiin ve bilimin zaman mekanlatrdna inanr. Ona gre, bilimde

kullanlan zaman bir mekn biimi gibi bizim dmzda tasarlanan, tmyle nicelik

olan ve gerek olmayan zamandr. Teknolojinin rettii mekanik aralar kullanarak,

meknn blmlenmesiyle yapay olarak tanmlanan bu zaman, belirli aralklarla

kendini tekrar eden bir ey olarak saylabilen bir eydir ve bu balamda iki farkl

olayn arasndaki uzamsal bir ilikiye benzer bir ilikinin kurulmasnda kullanlan

temel lttr. Aslnda llen sre deil sreye mekn fikrinin girmesiyle elde

edilen ve bizim dmzda olan zamandalktr.231 inde gerekleen olaylardan

etkilenmemesinden dolay homojen olan bu ortak zamana gre maddi ve manevi

tm sreler zaman bakmndan ayn lt ile deerlendirilir. Ancak iki olay

arasndaki sreyi lmek bu anlamda eylemle ilgili bir k noktas olmas nedeniyle

kullanl olan homojen zaman ne eyann bir zellii ne de onun bilgisine ulamann

nkouludur.232 Homojen zamanla oluturulan ltten hareketle olaylarn ard arda

geliinin konumlandrlmas, anln rn olan geometriye uygun olarak dorusal

bir izgiyle gsterilir. Bergsona gre, allagelmi bir yaklam olan zamann

meknsal bir dnce sisteminde ele alnmas bizden gerek deimeyi, hareketi ve

doay anlama olanan alr ve bize ancak dorusal izginin statik doas gerei

donmu bir zaman sunar. Kapsad maddeyi ve olaylar etkilemeyen bu statik yap

herhangi bir yaratmn ya da hareketliliin nedeni ya da olana olamaz.

230
Stephen Trombley, Modern Dnyaya Yn Veren 50 Dnr, ev. Gonca Glbey, Kolektif Kitap,
stanbul 2013,
231
Ali Osman Gndoan, Aristotelesin Zaman Gr le Bergsonun Zaman Grnn
Karlatrlmas, Danman: Abdulkuddus Bingl, Yksek Lisans Tezi, Erzurum 1988, s. 42.
232
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 225.
110
Dinamik yapdaki yaamla z itibaryla elien bu zamann gerekliini

reddeden Bergsonun zerine en ok vurgu yapt kavramlardan biri olan ve

felsefesini zerine temellendirdii sre kavram, yaanan zaman anlamnda ak

halindeki evrende olua yani gereklie karlk gelir. Sezgi, metafizik, madde, anlk

ve son noktada evrim anlayn srenin iinde, sreyle birlikte gelitiren Bergsona

gre her ey sre iinde meydana gelir.233 Bergson insann dnda betimlenen

zamanla bir ayrm oluturarak insann isel doasna ait olarak grd sreyi yle

tanmlar: birbirine iine gemi, birbirini etkileyen niteliksel deiimlerin kendisinde

gerekletii eydir. Sre iindeki niteliksel deiimler birbirini dlamaz ve byle bir

eilim gstermezler. Bu tr bir sre say ile hibir biimde bir yaknlk gstermez. O

sadece yaln anlamda heterojenlikten baka bir ey deildir.234 Yaanan zaman,

isel zaman ya da gerek zaman olarak ifade edebileceimiz sreyi dinamik bir yap,

srekli bir yaratma olarak gren Bergson, evrende yaratmann ancak gerek

zamanla mmkn olduuna inanr. Bir sebep olarak etkide bulunan ve canl varl

deiiklie uratan sre, bir bakma yaratclk demektir.235 Sre gerekliin

kendisidir, sre yaratma demektir. Buna kout olarak varlk ve yokluk durumunu

irdeleyen Bergsona gre bir eyi ortadan kaldrmak, bu ey zerinde zamanda ve

meknda etki yapmakla gerekleir ki bu da sonu olarak zaman ve meknn olduu

artlarn kabul etmek demektir.236 Bylece gerek zamann ya da srenin var

olduuna ulaan Bergson zaman felsefesinin hareket noktasna yerletirir. Srekli

233
Kadriye ztrk, Henri Bergsonda Sre, Master Tezi, Danman: Kazm Sarkavak, Gazi niversitesi,
2007, s. 42.
234
Henri Bergson, Zeit und Freiheit, s. 80.,Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 230dan alnt.
235
Gndoan, a.g.e., 1988, s. 32.
236
Gndoan, a.g.e., 1988, s. 33.
111
bir olu ve bozulu iinde olan evrende zaman, gemiin devam ettii hibir eyin

tamamen yok olmad bir birikim olarak blnmez bir sreklilie karlk gelir. Biz

zaman istediimiz kadar blebiliriz ancak bu blmleme ontolojik deil yalnzca

zihinsel olarak gerekleir. Bu blmlemeyle gerekleen sreler birbirine bal

olarak bulunurlar. Ayrca, bu srelerin arasnda mantksal bir ilikinin olmamas

gerekir. nk bylesi bir ilikinin varl gelecein nceden kestirilebilir olduu

anlamna gelir ki bu olas deildir.

Buna gre sre hibir aral olmayan yaanm geileri kapsayan ve bu

nedenle blmlenme olana tanmayan bir ak ifade eder. Niteliksel bir doku olan

sreyi lmek, sayya vurmak, nicelletirmek mmkn deildir nk sre anlarn

birbirine eklenmesiyle toplanamaz.237 Bergsona gre srenin blmlendirilmesi

aslnda sreye meknsal bir ilemin uygulanmas anlamna gelir. Sre, sonsuz sayda

ok kk kesitlere ayrlsa ve bu kesitler birbirine ok yaklatrlsa da bir kesitten

dier kesite geite yani sramada (meknsal bir hareket) iki kesit arasnda mutlaka

kaan eyler olacaktr nk sre meknsal bir zellik olan kesikli bir yapya deil

srekli bir yapya sahiptir. Ayrca, sre heterojen olduuna gre srenin her an

dierinden farkldr. Bu nedenle hibir gelecek an hibir gemi ana indirgenemez.

Her ann tad bir birikim vardr ve bu nedenle btn gereklik deiim, yeniden

yaratm ve olgunlama iindedir.

Bergson sreyi bilin durumlarnn srekli (kesikli olmayan) ilerleyii olarak

ifade ederken aslnda hem bellein hem de srenin bir olu ve olgunlama iinde

olduunu vurgular. Soyut zamanda olduu gibi keskin nce ve sonra

237
Gndoan, a.g.e., 1988, s. 42.
112
blmlemeleriyle oluturulan birbirinden bamsz, donuk zaman dilimlerinin

aksine, gemiin zaman ve bilinci bugnn iinde etkin bir role sahiptir. Sre iinde

olaylarn ard arda gelmesi sonucu nitelendirilen gemi, imdiki ve gelecek zaman,

homojen zaman iinde blmlendirilmelerinden karakteristik olarak farkldr. Sre,

gemi zaman, imdiki zamana basit bir biimde neden sonu ilikisine dayanan

dorusal anlamda bir etkinin tesinde etken olarak korur; gemi zaman kendisini

srekli yeni olaylarla yenilenerek zenginleir ve her yeni alg zorunlu olarak

hatrlamayla ilikilendirildii iin gemiin etkisi yok olmaz.238 Ksaca, Bergson iin

gemi var olmayan deildir. Birbirine kaynam dinamik srelerin birikimiyle

oluan gemi, bugnn algsnda ve yarnn beklentisi iinde konumlanr olarak

grlr. Bu durumda doadaki bir oluum kendisini kendisinden nce gelenle

aklayabildii bir sre olur.239

Sonu olarak, Bergsonun gemi zamann da etkisiyle gelecek zamann

belirlenmesine dayanan retisiyle homojen olmayan bir sre anlayn

temellendirerek aslnda yaratc oluu mmkn klm olduunu syleyebiliriz.240

Gemi zamanla birlikte gelecek zaman da yeni bir yap kazanarak ilerler. Gelecek

zaman, srenin heterojen yapsndan dolay nceden belirlenemeyen yeni bir

gereklie evrilir ve her evrilme de tamamen yeni bir ynelim demektir.

Zaman konusuna nemli bir katk da 20. yzyln hemen banda yaymlad

Unreality of Time241 balkl makalesiyle zamann varln yadsyan J. Ellis

McTaggart (1866-1925) yapmtr. dealist bir bak asyla zamann gerek

238
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 232.
239
Sofuolu, 2004, a.g.e., s. 68.
240
Topakkaya, 2013, a.g.e., s. 235.
241
J. Ellis McTaggart, Unreality of Time, Mind, New Series, Vol. 17, No. 68, 1908, s. 457-474.
113
olmayn zamanda var olma durumlarn iki fakl ekilde betimleyerek aklayan Mc

Taggarta gre, zamanda olmak ya gemi-imdi-gelecek ile ya da nce-sonra

nitelendirmesiyle ifade edilebilir. Bunlardan ilki A-serisi, ikincisi ise B-serisi olarak

adlandrlr. Deiim olmadan zamandan bahsedemeyiz. Ancak, olgular nce-

sonraya gre konumlandrldnda birbirine gre sralan hibir ekilde deimez.

ki olgudan biri dierinden nce ise aralarndaki sre deimeden kalr. Bu da statik

yani deiimsiz bir yapy ngrr. Bu nedenle B-serisi zamansal olarak var olabilen

eyleri aklayamaz.242 te yandan gemi-imdi-gelecek zaman kiplerine dayanan

A-serisine gre, zamanda var olan kipler, bizim doaya bakmzdaki temel ve

ayrlmaz bir unsurdur. nk gerekliin kendisi kipsel yapdadr. Bu da kiplerden

arndrlm bir dillin kullanmdaki ilevini ortadan kaldrr.243 Bu boyutuyla daha ok

nem kazanan A-serisi deikendir ancak A-serisinin unsurlar da birbirine kar

deiim gstermektedir. ki olgu zaman serisinde karlkl olarak ayn yeri igal

edebilir. Gemi, imdi ve gelecek birbirleriyle uzlatrlmayan belirlenimlerdir. A-

serisi kendi iinde bir birlie sahip olmadndan dolay bir gereklie sahip

deildir.244 Ksacas, deiim zamana zseldir, deiim A-serisinin gerek olmasn

gerektirir, fakat A-serisi elikili olduundan gerek deildir ve bu yzden deiim

yoktur ve zaman yoktur.

Zaman felsefesinde kendinden nceki yaklamlar eitli biimlerde

eletirerek zaman kavramna farkl bir yaklam getiren Martin Heidegger (1889-

1976) ise zamann ne olduuna dair kendine zg sorgulamasnda, zaman

242
McTaggart, a.g.e., 1908, s. 461.
243
Zikri Yavuz, Modern Zaman Teorileri ve Zamann Gereklii, Felsefe Dnyas, Say 56, 2012/2, s.
194.
244
Topakkaya, a.g.e., 2013, s. 392.
114
anlamada sonsuzluk kavramn balang noktas olarak ele alnmas geleneini

teolojik bir yaklamn rn olduunu belirterek zamann sonsuzluun imgesi

olduu varsaymn geersiz kabul eder. Ayr bir kavram gibi grlen ancak sadece

zamansalln bir trevi olan ieriksiz bir heplikten olan sonsuzlukta zaman anlamn

bulamaz.245

Zaman sonsuzluktan dolaysyla teolojiden syrarak felsefi bir zemin

zerinde inaa etmeye alan Heideggere gre sklkla gz ard edilen nokta,

zamann dnda bulunan eylerin zamansz olmas ve zamann zamansz yani sonsuz

olanla anlalamayaca sklkla gzard edilmektedir.246 Deime zaman iindedir ve

zaman yalnzca deiebilen nesneleri ierir,247 bu da bizi zamann fenomenlerle

yorumlanmas gerekliliine gtrr.

Metafizikte varolann varln temel, neden, ilke olarak kavranmas bir

bakma varolann kendisini varoluundan yola karak anlamas olarak deerlendiren

Heidegger, varolmann, varlk gibi bir eyi kesin olmayan bir biimde anlamas ve

yorumlamasnn zamandan hareketle gerekleecei, bu deerlendirmeye kout

olarak da varolma olarak ifade edilen varolann varlnn anlamnn zamansallkta

olacan belirtir. Heideggere gre, varln ve onun tarznn anlamnn zamandan

yola karak kkensel olarak belirlenmesi onun zamanla ilgili olarak belirlenmesi

demektir.248 Heidegger iin, varlk olarak varln, temel ve ontolojik olarak ele

245
Martin Heidegger, Aristoteles/Augustinus/Heidegger Zaman Kavram, ev. Saffet Babr, mge
Kitabevi, Ankara 2007, s. 61.
246
Sabahattin evikba, Heidegger ve Zaman: Heideggerin Erken Zaman Okumas: Zaman Kavram
Konferans, M. Ruhii Engn anma toplantlar (5-6 Kasm 2009 Edebiyatta Dil, Zaman, Mekn),
Atatrk niversitesi Yaynlar, 2013, s.226.
247
Heidegger, a.g.e., 2007, s.65.
248
Martin Heidegger, Varlk ve Zaman, ev.: Kaan H. kten, Agora Kitapl, stanbul 2006, s.17.
115
alnmas varln zamanla ilgili oluunun ilenmesiyle gerekleir.249 Felsefesinin

odak noktasna varlk kavramna koyan Heidegger, insann varolmasn dier

varolanlarn mahiyetinden ayrarak bu ayrm insann dier varlklarn zamanda

varolmasndan farkl bir biimde zamanla iliki iinde olmasna dayandrr. Heidegger

iin zamansallk insan varoluunun anlamdr.250

Genel olarak Heideggerin, zamansalln Daseinn anlam olduunu

gsterme hedefiyle251 serimledii almasnda Daseinn zsel anlamda zamansal

bir yapya sahip olduunu vurgularken ayn zamanda zaman iinde olmay var

olmann zsel zamansall kavramna balamas ve zaman birbirini takip eden

anlardan deil, var olann zn gerekletirme imkan olarak tanmlamas onu

insan varlnn zn bulduu dncesine gtrmtr.252 Zamansallk Daseinin

sadece alglanmasn deil, onun varlk anlamn ortaya karr. Varolann

varolmasnn temel olana onun zaman iinde olmasdr. Zaman varolann anlamn

belirlemez fakat biz varolan zaman iinde dnrz.253 Varolan varoluunu

srdrd srece zamansalln yitirmemi demektir ve srekli deiim halindedir.

Ancak kendi zamannn sonuna yani lme geldiinde artk var deildir ve bu son

noktada daha nce hi olmad gibidir.254 Varolmann en son olana lmdr,

ancak bu en son varlk olana hem bir kesinlik nitelii hem de bir belirsizlik tar. Bu

balamda varolmann kendi lmne sahip olmas varolann, kesinlikle birlikte

249
etin Trkylmaz, Heideggerin Ontoloji Tarihinde Kant Felsefesinin Yeri,
http://cetinturkyilmaz.blogspot.com.tr/2012/01/heideggerin-ontoloji-tarihinde-kant.html.
250
Topakkaya, a.g.e., 2013, s.311.
251
Heidegger, a.g.e., 2006, s. 17.
252
Aslan Topakkaya, Heideggerin Bergson Zaman retisine Getirdii Tenkitler, e-akademi, Ocak
2004, say 23.
253
Paul Gorner, Heideggers Being and Time, Cambridge University Press, NewYork, 2007, s.166.
254
Heidegger, a.g.e., 2007, s. 71-79.
116
belirsizlik iinde ncelik tayan en son olana olarak kendi gemiine bir kou

anlamna gelir.255

Ksacas, varolma kendi gemiidir, zamanda olmaktr yani zamansallktr ve

bu nedenle zaman zamansal olmasyla anlamldr.256 Bu da varln anlamnda zsel

bir role sahip olann zamansallk olduu anlamn tar. Baka bir ifadeyle,

Heiddigere gre zamann ne olduu sorusu yerini zamansaln ne olduu sorununa

brakmaldr.

255
evikba, a.g.e., 2013, s. 230.
256
Heidegger, a.g.e., 2007, s. 97-99.
117
BLM 2: ZAMAN RETLERNN GRUPLANDIRILMASI

Evrendeki olgular aklamaya elveren zaman, kendisini tanmlayan ieriklerin

varsaymlarla oluturulmu olmasndan dolay bal bana bir sorunsal

oluturmaktadr. Mevcut pozitif bilim dallarnn en temel teorilerinde bir deiken

olarak kullanlmas zamana rtl bir tanmlama kazandrm gibi grnmektedir. Bu

kazanma dayanarak bahsedilen teorilerdeki zaman deikeni incelenerek zellikle

fiziksel zaman hakknda daha fazla bilgiye ulalabilecei dnlse de zamann

ontolojik yapsna ve doasna dair bilgiye, bilim adamlarnn alma alanlarna

genellikle girmeyen felsefi sorunlar kapsayan bir zaman retisiyle ulalabilir.

nk fizikte genellikle zamann tanmlanamazl bir sorun olarak deil bir veri

olarak kabul edilir ve zamann niteliine deil niceliine yani zamann nasl

lldne nem verilir.257 Bundan farkl olarak, zamana dair yaplacak felsefi

sorgulamann temel hareket noktalarn, zamann kendisinin ne olduunun ve bilgi

problemi ve/veya bilgi nesnesi olarak zamann ne olduunun tartlmas

oluturacaktr.

Uzamsal ya da zamansal eyleri, uzam ve zamandan soyutladmzda bile

bunlar anlamlandrmak iin var olularnn nedenleri ve koullar olarak uzam ve

zaman varsayarz. Ancak zamansal olan eylerden ayrlm olarak zamann

kendisinin ne olduu doa felsefesinde ve doa bilimlerinde sert tartmalara neden

olmutur. Bu tartmalarda zaman, birbiri iine gemi zamann temel zellikleri

olarak grlen ardllk, sreklilik ve uzamsallk zellikleriyle ifade edilmeye allsa

257
Ylmaz ner, Jrgen Aschoff ve dierleri, Zaman / Nasl imizde Niin Dmzda, ev.: Ylmaz
ner, stanbul 1994, Evrensel Basm Yayn, s. 6.
118
zamann kendisinin ne olduuna dair yeterli aklama sunulmamtr. Bu nedenle

objektif bir gereklik olarak zamann ontolojik balamda ele alnmas gerekmektedir.

Ontolojik olarak zamann var olduunu sorgulayan filozoflar genel olarak iki konuya

arlk vermilerdir: zaman ile zihin (bilin) arasndaki iliki ve zaman ile fiziksel

dnya arasndaki iliki.

2.1. Zaman-Bilin likisi

Bir dier anlamda idealist ve realist zaman retileri olarak

adlandrabileceimiz bu ilikinin irdelenmesinin dikkat eken yn, zaman ile zihin

arasndaki ilikinin nasl deerlendirilecei konusunda kan tartmadr.

Tartmadaki en nemli sorun ise zamann ne lde bilinli varlklarn varlna bal

olduudur. Bir gereklik olarak zamann ne tarzda var olduu, insan zihninin dnda,

ondan bamsz nesnel bir gereklik mi yoksa insan zihninin iinde, ona baml znel

bir gereklik mi olduunun sorgulanmasnda felsefe ve doa bilimlerinde mevcut

bilgi dzeyinden hareketle ortaya konulan anlaylarn temel olarak idealizm ve

realizm arasndaki srekli bir mcadelenin konusu olduu grlmektedir. Bu

nedenle, tarih boyunca dnemini ve kendisinden sonrakileri zaman konusunda

etkileyen belli bal idealist ve realist filozoflar aadaki gibi gruplandrabiliriz.

Nesnel gereklii yalnzca grng olarak kabul ettii cisimler dnyasnn

dnda idea, us olarak belirleyen idealizm bylece insan zihnine baat bir rol ve

konum yklemitir. Zihnin maddeye gre nceliini ve stnln vurgulayan

idealizmin eitli ynelimleri, gerekten var olann zihin iindeki idealar olup,

gerekliin bilen insan zihninden bamsz olmadn ne sren znel idealizm

(epistemolojik idealizm) ve gerekliin tin ya da ide cinsinden olduunu ne sren


119
nesnel idealizm (metafiziksel idealizm) olarak ikiye ayrlr.258 dealist filozoflar, bu

retilerine paralel olarak zamann objektif yapsn reddederek zaman zihne

baml hale getirirler.

Gerek bilginin evrensel yetkin nesnelere ilikin bilgi (episteme) olduu ve

duyumlara dayanan algmzn grngler dnyasna ait kanlar (doxa) olduunu

belirten Platon, zaman insann grngler dnyasn bir btn olarak ve birden

kavrayamamas sonucu olan, yetkin idealar dnyasnn yetkinlikten yoksun bir taklidi

olarak ifade etmitir. Bu zaman anlayyla Platonun nesnel idealist bir zaman

retisinin temellerini attn syleyebiliriz.

Platondan sonra zamann hareketin says olduunu belirten Aristoteles, her

ne kadar zaman deiimle ilintili olmakla birlikte deiimden bamsz kendinde

ey olarak ele alr. Ancak, say sayan olmadka saynn var olamayacan iddia

ederek zamann zihne bamlln sorgulayan Aristoteles, her ne kadar zamann

hareketin bilinli numaralandrlmas m yoksa numaralandrlm hareketin

varlnn bilincinde olma durumu mu olduunu aka ifade etmese de zihin

olmadnda zamann da olamayacan vurgulamtr.259 Bu adan bakldnda

Aristoteles iin zihnin zaman nceledii ve Aristotelesin znel idealist bir zaman

anlay serilmedii aka grlmektedir.

Zamann birbirini izleyen olgularn dzeni olduunu ne sren Leibniz,

zaman bir ilikiye indirgemitir. Bylece zaman insan bilincinin bir tasarm olarak

tanmlayarak znel idealist bir yaklam sergiler. Bu yaklama benzer bir zaman

anlayn serilmeyen Kant iin zaman d deneyimlerimizden soyutlanm ampirik bir


258
Cevizci, a.g.e.,1999, s. 446.
259
Ali Osman Alayolu, Materyalist Zaman, Teori ve Politika, Say 14,1999, s. 21-23.
120
kavram deil deneyin zorunlu bir koulu olarak zaman duyarln a priori bir

formudur. Nesnelerin ve deiimlerinin deneysel grlerinden duyumlamaya ait

olan her ey karlsa geriye yine de a priori olarak uzamla birlikte zaman kaldna

gre, Kantn zaman, duyarl olanakl klan bilincin tasarm olarak znel idealist bir

erevede tanmladn syleyebiliriz.

Yakn dnem idealist filozoflardan Bergson, gerekliin, bilimin varsayd

gibi, madde olmadn gstermeye alan, doann bilimin syledii gibi, yalnzca

uzam iindeki maddi cisimlerden olumadn savunan Bergson, insanlarn onlar

maddecilie eilimli klacak kadar uzamla dnmeye alkn olduklarn ancak

zamann daha temel olduunu ne srmtr. nsann nesnel bir zaman iinde deil

de kendi zamansall iinde yaadn belirten Bergson, bylece epistemolojik

retisine uygun olarak znel idealist bir zaman anlay ortaya koymutur.

Zamann zihnimizden bamsz maddenin objektif bir biimi olarak gerek

nesne (kendinde ey) olduunu kabul eden realist zaman gr, zaman ve

maddenin birbirinden ayrlmaz olan eyler olduu olgusundan hareket eder.

Maddenin zn yer kaplama ya da uzam olarak kabul ederek maddi ya da

cisimsel tz asndan geometrik bir varlk anlayn gelitiren Descartes, tamamen

realist bir zaman kuram serimlemitir. Zaman maddeden ayrlmayan bir varlk tarz

olarak ngren Descartes, zaman ve sre arasnda us ve beden ayrmndan bamsz

bir ayrm yapar. Yaratlan bir tzn bedensel ve ussal olarak varln devam

ettirmesinin lsn sreyle ifade eden dnr, zaman ise geleneksel bir

yaklamla hareketin ls olarak ele alsa da zaman yalnzca sreye ait bir kavram

121
olarak deil usun sahip olduu soyut, znel bir dnce tarz olarak grr.260

Daha sonrasnda bilimsel bir ereve iinde Newton, doada insan

bilincinden ve iinde gerekleen olaylardan bamsz olarak mutlak, gerek ve

matematiksel zamann var olduunu iddia etmitir. Descartes gibi realist bir zaman

tasarm oluturan Newton iin zaman tz olmamakla birlikte kendine zg ontolojik

bir konumda kendi var olu tarzna sahiptir. Tanrnn yaylml varoluunun bir

sonucu olarak zaman, Tanrnn varl gereinden kaynaklanan bir realitedir.

Zaman doay nceler ve ezeli-ebedi olmas ynyle Tanryla e olan bir gereklik

tar.261

Baz filozoflar, Einsteinn grelilik teorisinde zamann gzlemciye bal

olduunu kantlamasyla, zamann znel ve zihne bal olduunun dorulanm

olduunu savunmulardr. Bu yanl yorumlamann nedeni byk olaslkla

Einsteinn teorisinde kullanlan gzlemci terimini kullanmasndan

kaynaklanmaktadr. Einsteinn grelilik teorisi, bir olayn gerekleme sresinin, bu

olay len gzlemcinin bulunduu referans sistemine yani lmn yapld

koordinatlara ballna dayanmakla birlikte teoride hibir ekilde gzlemcinin zihne

ihtiyac yoktur. Ksacas Einstein zamann zihne bamll zerine herhangi bir

noktaya deinmemitir.

Zaman zerine srlen retilerin idealizm ve realizm odakl ontolojik

boyutuna baktmzda realist yaklamn temel tezi, zamann bizden bamsz olarak

var olduunu belirtmektedir. Ancak burada gz ard edilemeyecek olan nokta,

260
Rene Descartes, The Philosophical Works of Descartes, ev. Elizabeth Haldane and G.R.T. Ross,
Cambridge University Press, Cambridge, 1972, cilt I, s.242.
261
Turetzky, 2000, a.g.e., s.72-73.
122
gerek zamann var olmasnn insan (veya ruh, bilin) varln gerektirmese de bilgi

nesnesi olarak zaman (fiziksel zaman) iin durum byle deildir. Bilgi ve gerek

arasndaki ayrma paralel olarak, fiziksel zaman bir bileen olarak olmasa da bir

koul olarak bileni gerektirmektedir. Bu ayrm yaplmadnda realist zaman

grleri idealist olanlardan ayrlsa da bahsedilen realist giriimler idealist

yaklamlardan ok da uzak durduunu syleyemeyiz. nk zamana tzsel ya da

ilahi bir yap kazandran Descartesin ve Newtonun sahip realist zaman reti

giriimleri metafiziksel ieriiyle idealizmle sonuland aka grlmektedir. Ancak

diyebiliriz ki, zamann ne olduu z bakmndan sorunsuzca ifade edilemiyor oluu,

zamansal kavramlar kullanlmadan zamana bir tanm getirilemeyii bu konuda

realistler ve idealistler arasndaki tartmann sreceinin bir kant durumundadr.

2.2. Zaman-Fiziksel Dnya likisi

Zaman bir nehrin akna benzeten yaygn bir metafor vardr. Bu ve benzeri

metaforlarda zaman genellikle dinamik bir nitelik olarak ele alnr. Zamann herhangi

bir deiim olmadan llemeyecei genel olarak zerinde hem fikir olunan bir konu

olmasna ramen zamann deiim olmadan var olup olamayaca nemli

tartmalarn k noktasn oluturmaktadr. Bu adan bilim tarihine baktmzda,

zamann fiziksel dnyayla ilikisi temelinde ne olduuna dair sorgulamalarn nem

tad grlmektedir. Bu sorgulamalar zaman mutlak veya ilikisel olarak ele

aldklarndan bunlar mutlak ve ilikisel zaman retileri olarak adlandrmak yerinde

olacaktr. Bu anlamda konu ele alndnda, Batda zellikle 17. yzylda baskn olan

iki teoriden bahsedebiliriz. Bunlardan biri Sir Isaac Newtonun nihai olarak
123
ekillendirdii mutlak zaman teorisi262 ve dieri de Gottfried Wilhelm Leibnizin

ilikisel (bantl) zaman teorisidir.

Mutlak zaman teorisi, zaman, zaman iinde gerekleen somut hareket ve

deiimlerden bamsz olduunu baka bir ifadeyle herhangi bir deiim olmasa da

zamann akmaya devam edeceini kabul eder.263 Zamann mutlak yapsn

savunalar, zamanla fiziksel dnya arasndaki ilikiyi genellikle zaman, iinde evrenin

var olduu ve tm deiimlerin yer ald bir kaba benzeterek aklar. Zaman kendi

var olu koulunu kendinde tad iin herhangi bir deiimi gerektirmeden

kendiyle var olabilen, sonu ve balangc olmayan srekli izgisel bir yapya sahiptir.

Bu aklama, zaman ontolojik olarak btnn a priori olan paralarnn oluturduu

bir yap (totum syntheticum) olarak alnmasn gerektirmez.264

Descartes, uzam zerine koordinatlar geometrisi gelitirirken zaman bu

geometrik yapnn dnda tutmutur. Bununla birlikte, Galileo dzenli aralklarn

snrn izen bir izgi araclyla zamann geometrik olarak belirlenimi,265 mekanik

saatin e dalml dzenlilii gibi zamann uzamla benzerliini vurgulam ve

zamann hareket karsndaki ncl konumunu salamlatrmtr. Bu gelimelerin

etkisinde, yukarda deinildii gibi, doada insan bilincinden bamsz bir zaman

olduunu ne srerek realist bir zaman anlay serimleyen Newton, bunun da

tesinde zaman insandan bamsz olduu kadar fiziksel dnyadan da bamsz

262
Mutlak zaman kavram buradaki kullanmnn dnda iki farkl ekilde de kullanlmaktadr.
Bunlardan ilki, deimeyen zelliklerinden dolay deimeyen zaman anlamnda mutlak zaman,
ikincisi ise gzlemciden ve referans sisteminden bamsz zaman anlamnda mutlak zaman.
263
Milic Capec, The Conflict Between Absolutist and the Relational Theory of Time Before Newton,
Journal of the History of Ideas, vol. 48, No. 4, 1987, s. 595-608.
264
Omri Boehm, Kants Critique of Spinoza, Oxford University Press, Oxford, 2014, s.88.
265
Galileo Galilei, Dialogues Concerning Two New Sciences, ev. Henry Crew and Alfonso De Salvio,
Dover Publications,Inc, New York, 1914, s.155.
124
klarak mutlak zamann olduunu kabul etmitir. Zaman hem uzamdan hem de

nesneden soyutlayan ve btn bunlar ayr ayr bamsz olarak var olduklarn

savunan Newton, zamana zgn bir nitelik kazandrm, bamsz bir varlk olarak

fiziksel dnyann nesnelerine gre ontolojik ncelik kazandrmtr. Bu gre gre,

zaman doann var oluu ve doa iindeki ardl olaylarn gereklemesi iin bir koul

niteliindedir.

Bu belirlenimlerin ardndan Newton zaman, kendi doasndan dengeli bir

biimde akan mutlak, matematiksel zaman ve hareket yoluyla duyulabilen ve sadece

duyulur objeler arasndaki bantya bal olarak baz birimlere (saat, gn, ay, ve yl

gibi) sahip greli zaman olarak ayrr. Bu ayrm, felsefi kategori olarak mutlak ve

greli kavramlarnn ayrmna tam olarak paralellik gstermemektedir. Kategori

olarak greli olan her ey, mutlakln bir unsurunu kendinde tar bu da belirli bir

iliki iinde greli olan eyi baka bir iliki iinde mutlak, mutlak olan da greli

klabilir. Ancak mutlak zaman, greli (grntsel yani fenomenal) zamann var olma

kouludur ve ideal limitidir. lm koullarna bal olarak ampirik dzlemde bu

limite, teorik dzlemde de mutlak ve greli zamann birliine yaklalabilir266 fakat

hibir koulda mutlak zaman grelilik zellii gstermez.

Bir gne gnnn, dnya eliptik yrngesinin farkl blmlerinde

dolanrken farkllk gstermesi gibi evrendeki dzenli hareketlerden karsanabilen

duyulabilir llerin, zamann bir birimi olamayacann farkndal, Newtonu

mutlak zaman greli zamandan ayrma noktasna tad sylenebilir. rnein,

herhangi sapmaya uramad dnlen bir sarka saatiyle gnein hareketi

266
Turetzky, 2000, a.g.e.,s.75.
125
karlatrldnda bunlarn birbirine tam olarak uyumlu olmadna267 gre gk

cisimlerinin hareketlerinin de dzgn olmadn gren Newton, mekanik evren

anlayn tamamlayan bir gereksinim olarak tm lmlerin ona gre tam olarak

yaplabilecei sabit bir referans sistemi arayna girmitir.268 Nesnelerle herhangi bir

etkileime girmeksizin srekli ve dzenli bir biimde akan mutlak zaman bu sistemin

bir bileeni olarak ortaya kar. Newtona gre mutlak zaman sreye denktir ve

greli zaman ise srenin dolaysyla mutlak zamann bir lsdr. Bu noktada bir

lm olarak zamanla, llen ey olarak zamann birbirinden ayrlmas doru olur.

Mutlak zamann dzgn bir ekilde aktnn anlalmas ya da tutarl bir ekilde

llmesi, onun dzgn olarak blmlendirilmesini gerektirir. Buna koul olarak,

mutlak zamana uyumlu olduu gzlenerek dzenli olduu gzlenen deiimler deil,

deiimlerin dzenlilii gerekir.269 Newtonun zaman anlaynda tm varlklarn art

arda gelme dzeninin yani zamansal sralanlarnn mutlak olarak korunduu

mutlak zaman, duyulabilir dzenli hareketler arasnda kyaslama yaparak daha

dzenli olannn gzlenmesiyle yaklalabilecek bir limit olarak kurgulanmtr. Bu

kurgu mutlak zamana ampirik bir zemin kazandrmtr ki bu da mutlak zamann

varlnn, mutlak olmayan hareketlerle anlalabilecei anlamna gelir. Burada

kediliinden ortaya kan soru, zaman araclyla daha dzenli olduuna karar

verilen gzlenir harekete gre karar verilen (llen zamann ne derece mutlak

olduudur. Ancak, mkemmel denilebilecek saatlerle bile mutlak zaman limitine

267
Stephen Toulmin, Criticism in the History of Science: Newton on Absolute Space, Time, and
Motion, I, The Philosophical Review, Vol. 68, No. 1, Jan., 1959, ss. 1-29.
268
Volkan ifteci,The Significance Of Time In Kants Critique Of Pure Reason, Master Tezi, ODT,
2011, s.135.
269
Bede Rundle, Time, Space and Metaphysics, Oxford University Press, Oxford, 2009, s.3.
126
ulalamayacann farknda olmasna ramen Newton, daha ok teolojik bir

yaplandrmaya dayandrd mutlak zamann nceliini btn almalarnda

korumutur. Tanrnn var oluunun yaylml bir sonucu olarak grd zamann

varl da mutlakl da Tanrnn var oluuna ve mutlaklna dayanmaktadr.

Zamann mutlak deil, ilikisel olduunu savunan teoriye gre, zaman

deiimi gerektirir; olaylar ve onlar arasndaki ilikilerin dnda zaman bir anlam

tamaz. Ksaca, deiim yoksa zaman da yoktur. Bunun anlam da zamansal

ilikilerin, zamann nclleri olmasdr. Bu da zamana dair tm varsaymlarn, fiziksel

evrene ilikin varsaymlar biiminde ifade edilmesinin olanakl klar. Zamann bir

balangc vardr ifadesi ilikisel zaman teorisine gre evrenin gemiinde

balang olarak bir ilk olay vardr ifadesine dnr. Bylece zaman, olaylar ya da

deiimler dzlemine tanm olur.

Felsefe tarihine baktmzda, zamann zorunlu olarak devinimi gerektirdii,

herhangi bir devinim olmadnda zamandan bahsedilemeyecei nemli lde

kabul edilmitir. Bu ilikiyi sistemli bir ekilde ilk olarak ele alan Aristoteles, zaman

devinimin bir eit etkisi olarak ifade eder ve bunun sonucu olarak zamann

devinimle ayn ey olmasa da devinim olmadan var olamayacan belirtir.270

Herhangi bir gerek bir nesnede ardklk ya da deiim fark edilmediinde zamann

varl anlalamaz. Bu balamda Aristoteles iin hareket eden bir cisim hareketini

daha nceki bir hareketten alr, bu ncl hareket de daha nceki bir hareketten

kaynaklanr ve bu ilk devindiriciye kadar gider. Dolaysyla, maddenin hareketinin

olana olarak da tanmlanabilen zaman sonsuz bir gemie kadar uzar ve sonsuz bir
270
Sydney Shoemaker, Time Without Change, The Philosophy of Time, ed. Robin Le Poidevin &
Murray MacBeath, Oxford University Press, Newyork, 1993, s.63.
127
gelecee kadar devam eder.271 Zaman ile devinim arasndaki ilikiyi bu ekilde

kurgulayan Aristoteles iin devinimin farknda olduumuzda zamann getiini,

zamann getiinin bir ekilde farknda olduumuzda, durgun bir nesneyi

gzlemlesek bile bu nesneye ait bir eylerin mutlaka deitiini alglam oluruz. Bu

ilikisel denklik, zamann dorudan devinimin says olduu gibi dolayl olarak da

durgunluun says olduu anlamn tar. Ancak bu noktada, zamann devinimi

gerektirmesi iddias, devinimin zaman gerektiriyor aksiyomundan ayrlmaldr.

Aristoteles iin zaman, ontolojik adan ncelii olan hareketle ilikisine gre

belirlenebilir ancak bunun tersi yani hareketin zamanla ilikisine gre belirlenimi

olanakl deildir.

Aristotelesten yzyllar sonra ilikisel zaman teorisini benimseyen Leibniz,

Newtonun zamanla ilgili grlerini daha ok metafizik ve teolojik adan

eletirirken bu teoriyi ok daha ak bir ekilde ifade etmitir. Newtonun zaman ve

uzamn nicelenebilir herhangi bir nesne gibi aldn belirten Leibniz, buna kar

karak zaman yalnzca cisimler ve olaylar arasndaki topolojik bantlarn

btn272 olarak grr. Ona gre, zaman olaylar ve olaylar arasndaki ilikiler

tarafndan ekillenir ve ancak dnce dahilinde var olabilir. Zaman gerek olmayan

ideal bir eydir.

Zamann birlikte olmann evrensel bir dzeni olarak kabul edilmesi, bu

dzeni oluturan nesnelerin varlnn da kabul edilmesi anlamna gelir. Bu da

zaman bu dzene dolaysyla da bu dzeni oluturan nesnelere ve olaylara baml

271
Mendel Sachs, Changes in Concepts of Time From Aristotle to Einstein, Astrophysics and Space
Science, 1996, 244:269-281.
272
Nusret Hzr, Bilimin Inda Felsefe, Adam Yaynlar, stanbul, 1985, s. 73.
128
klar.273 Bunun dnda, mutlak zaman anlayna kart olarak zamann nesnelere ya

da olaylara gre mantksal bir ncelii yoktur. Zaman deiimi olanakl klmaz.

nk bu koul olarak zamann deiimden nce olmasn gerektirir. Fakat zaman

deiimi takip eder hatta deiim tarafndan yaratlr.274

Leibniz ayn zamanda, Newtonun ne srd, bamsz ve mantksal olarak

nesnelerin varln nceleyen mutlak zaman anlayna, temel bir nedensellik ilkesi

olarak ele ald yeter neden ilkesiyle ve yine yeter neden ilkesinden yola karak

elde ettii ayrt edilemeyenlerin zdelii ilkesiyle elitii iin kar kmtr.

Yeter neden ilkesine gre, evrende her eyin bir nedeni vardr ve hibir ey nedensiz

deildir. Her nesnenin, her olayn, her varln neden baka trl deil de, olduu

gibi olduunu aklayan bir neden bulunmaktadr ve baka trl olmasna bir neden

olmadka hibir olay geeklemez. Ayrt edilemeyenlerin zdelii ilkesi ise,

evrende herhangi iki eyin ya da iki tzn tam olarak ayn olamayacan, eer bu

ekilde iki tz varsa Tanr her ikisini de yaratmak iin yeter neden ilkesine

uymadn gsterir. Bu iki ilkeyi zamana uygulayarak mutlak zamann imkansz

olduunu ne sren Leibniza gre, nesnelerin yaratllarn nceleyen mutlak bir

zaman varsa nce ya da sonra arasnda bir ayrm dnlemez. Dolaysyla,

nesnelerin yaratlnn ncelik sonralk sras oluturacak ekilde farkl zamanlarda

gereklemesinin nedeni iin yeterli bir aklama getirilemez.275 Ayn yaklamla,

Tanrnn evreni neden bir zamanda yaratt sorunsalna da uyarlanabilir. Bunun

273
Franz Brentano, Philosophical Investigations on Space, Time and the Continuum, Routledge, New
York, 1988, s. 113.
274
Bede Rundle, 2009, a.g.e., s.4.
275
Stuart Brown and N.J. Fox, Historical Dictionary of Leibniz Philosophy, The Scarecrow Press,
Oxford, 2006, s. 229.
129
dnda, evren belirli bir mutlak zaman iinde yaratldysa, zaman, evrenin

yaratlmasndan nceki sonsuz sre iin bo olmaldr. Bo zaman ise birbiriyle zde

sonsuz sayda zamandan oluur ki bu da mutlak zamanlar arasndaki benzerliin

dolaysyla ayrt edilemeyenlerin zdelii ilkesinin ihlali anlamna gelir.276

Btn bunlarn tesinde Leibnizin teolojik adan mutlak zamana kar,

Tanrnn tek sonsuz tz olduunu belirtir. Eer sonsuz mutlak zaman varsa,

Tanrnn zaman iinde olmas gerekirdi ve Tanr ebedi ve ezeli olma zelliini

yitirmi olurdu. Hatta zaman Tanrnn kendisi olurdu. Ayrca zamann paralara

ayrlabilirken Tanr blnemez. Bu nedenle zaman ne Tanrnn kendisidir ne de

Tanrnn bir zelliidir. Sonu olarak, mutlak zaman var olamaz.

Yaklak yzyl sonrasnda zaman zerine nemli almlar serimleyen Kant,

Newton ve Leibniz arasndaki bu tartmada, zamann mutlak ve ncl koul olmas

bakmndan Newtonla uyuur. Ancak zamann gerek bir nesne gibi olamayaca

konusunda da Leibnizle uyuur.

276
Turetzky, 2000,a.g.e., s.106.
130
BLM 3: ZAMAN TRLER

3.1. Biyolojik Zaman

Genellikle kimyasal bir makine277 olarak dnlen canl bedeninde saysz

bir takm ilevler periyodik olarak gerekleir ki bunlarn zamanlamasn yapan doal

zamanlaycya biyolojik saat denir. Biyolojik saatler deiik frekanslarla biyolojik

yaplarn her dzeyinde; ekosistem, poplasyon, grup, tr, birey, organ sistemleri,

organ, hcre ve hcre alt yaplarda grlmektedir. Kalp vurusu, hormon salgs,

solunum says gibi canllk olaylarnn bir tr periyodik salnm gsterdikleri

saptanmtr.

Biyolojik saat, gece-gndz, yaz-k gibi evresel koullardan etkilense de

ounlukla bu koullardan bamsz alr. Canllarn evre koullarna uyum

salamasnda ve doadan en iyi ekilde yararlanabilmesinde biyolojik zamann

nemi byktr. nsan bedeni iin de byk nem tayan biyolojik saatin

bedenimizdeki kimyasal ritmi dzenlemesiyle hem beden hem de ruh salmz

koruyabiliyoruz. nsan bedenindeki birok ilev 24 saatlik zaman aralklaryla oluur

(sirkadyan ritim). Bu da yaklak olarak dnyann kendi eksenindeki dn sresine

karlk gelir. Bu noktada nem kazanan soru dardan ritmik olarak bizi uyaran

drtler gelmeseydi yine canl organizmalarn biyolojik saati yine byle mi ilerdi ya

da hatta biyolojik saat diye bir ey varln korur muydu? Yaltlm odalarda temel

ihtiyalar karlanan deneklerle yaplan almalar, doal koullarda gzlenen btn

gncel periyodik srelerin ayn kaldn gstermektedir. Bu almalara gre,

kiinin uyank olma ve uykuda olma srelerinin dzenli olarak birbirini izleyii,
277
Hilmi Ziya lken, Bilim Felsefesi, lken Yaynlar, stanbul, 1983, s.43.
131
srasyla biyolojik saatin yaklak 2/3 ve 1/3 orannda olmaktadr ve uyank olma ile

uykuda olma srelerinin toplamnn da yaklak olarak 24 saat 11 dakikadr. Bu

veriler nda bilim insanlar, insann biyolojik saatinin dnyann dn sresinin

kontrolnde olmakszn olduka dzenli alt sonucuna ulamtr. Bunlara ilave

olarak, deiik yalardaki kadn ve erkekler zerinde yaplan bir almada yapay k

ortamda her 28 saatte bir gece ve gndz yaratarak, kandaki hormon dzeylerini,

beden scakl ve kan basncn izlendiinde, gn sresinin 28 saate kmasnn

beden ilevlerinin 24 saat 11 dakikalk ritminin yinelendii gzlemlenmitir. Biyolojik

saat dngs dnyann dnnden biraz daha uzun srd iin bilim insanlar

beynin her gn bu saati yeniden ayarladna, yani sfrlayarak yeniden balattna

inanyor.278 Biyolojik saat yukardaki deney koullarnda olduu gibi, kendi bana

brakld zaman ve her gn dzeltilmedii zaman biraz yava alyor.279 Saatin

mekanizmas, organizmann doasnda evrim boyunca ortaya kan bir salnm

mekanizmasdr ve kendi periyodu astronomik gnn periyodun yakn deerdedir.

Biyoritimlerin frekans, saniyeden ok kk bir zaman sreci olabildii gibi

bir gn, bir ay, bir yl ve daha uzun bir zaman aral kadar olabilir. Biyolojik pek ou

fiziksel evrenin etkilerine uymaktadr. Biyolojik saat, evreyle uyum iinde

yaayabilmemiz iin bir dizi bedensel olay balatan alar saat gibidir. ou ritimlerin

adaptif olduu ve bu yzden canlnn evresi ile uyum salama zorunluluunun

doduunu bylece yaamn srekliliinin korunduunu gsteren pek ok rnek

vardr.280 Beynin iindeki ana kumanda merkezinden ayr olarak organlarn

278
Ferda enel, Biyolojik Saat, Bilim Teknik, 2008, s.58.
279
Aschoff, a.g.e., s.16.
280
Eref Deniz, Kronobiyoloji: Biyoloji ve Tpta Zaman Kavram, www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr.
132
kendilerine zg saatleri de vardr. rnein, kalbimiz ortalama olarak dakikada 80

kere kaslp gever. evre koullarna, gnn saatine ve bedenin gereksinimlerine

gre bu say deiir. Uyku ve uyanma zaman da biyolojik saatin denetimindedir.

Beyinden salglanan melatonin hormonu uykumuzun gelmesine yol aar. Bylece

beden dinlenme zamannn geldiini anlar. Gece boyunca dinlenen ve onarlan

beden sabah olduunda biyolojik saatimizce uyandrlr. Bedenin gda alm da bu

saatle denetlenir. Zaman gelince midemiz kaznr, asit salgs artar ve mide sindirime

hazrlanr. Biyolojik saat yalnzca gnlk bedensel ilevlerin ritmini belirlemekle

kalmaz, btn bir yl boyunca ona ne yapmas gerektiini de syler. Canlnn ne

zaman k uykusuna yataca, ne zaman baka yerlere g edecei ve hatta ne

zaman iftleeceini de bildiren biyolojik saattir. Beden ritminin belirlenmesi

canllarn hayatta kalma ansn artrr. rnein, gne ndan elde edilen enerjiyle

hayatta kalan canllar iin fotosentez zamannn doru belirlenmesi ok nemlidir.

Kas gc ok olan kuvvetli bir hayvann gece uyumas ve gndz uyanmas, o

hayvann avlanabilmesi iin gerekli bir mekanizmadr. Tam tersine, zayf elimsiz

hayvanlarn gndz saklanp uyumalar, gece olduundaysa uyanp kendilerine yem

aramalar da avclardan korunmann yoludur. Bedendeki kimyasal tepkimelerin

biyolojik saat eliinde dzenlenmesi enerji tasarrufu da salar. Organlar srekli ayn

tempoda almak yerine gerektii kadar alr. Gece uyuduumuzda bbreklerimiz

daha az idrar retir, barsaklarmz ok az alr, kan basncmz der. Bu sayede

beden enerji tasarrufu yapar ve onarm iin gereken zaman bulur. Yalnzca normal

ilevler deil, bedenimizde ortaya kan dzensizlikler ya da hastalklar da belirli bir

zaman izelgesini izler. Yani hastalklarn da bir saati vardr. Grip olduumuzda

133
geceleri ateimizin daha ok ykselmesi ve bir yerimizi yaraladmzda geceleyin

arnn artmas hastalklarn da ritmi olduunu gsteren rneklerdir. Yaplan

aratrmalar, yaam tehdit eden birok acil durumun belirgin saat izelgelerinin

olduunu gsteriyor. Btn bunlar yaama koullarndaki deimelere kar

organizma iinde sabit bir ortam salayarak organizmaya kendini bamsz klma

imkan veren dzenleme mekanizmalarnn var olduu ilkesini (homostaz ilkesini)

tamamlayc niteliktedir.281 Bu mekanizmalar organizmay bir kalkan gibi korur.

evrenin belirli snr deerleri arasnda gerekleen periyodik deiiminin

belleimizde oluturdu etki, iimizde var olan biyolojik saat ya da saatleri altrarak

organizmay tekrarlanan evre olaylarna nceden hazrlyor. Bylece periyodik

olarak yaadmz eylere her seferinde armyoruz.

3.2. Psikolojik Zaman

19. yzyln sonlarna doru Kantn zaman, fiziksel dnyann

deneyimlenmesinde zorunlu bir yap olarak insan zihnindeki formlardan biri olarak

betimlemesi psikologlarn dikkatini ekmitir. Artk zaman insan dnda bir olgu

olmaktan kp evreni alglayan insann kendisinde olan bir yap haline dnmtr.

Doa bilimlerinde bilgi edinme amacna ynelik bir zaman kurgusu olmasna ramen

psikoloji gibi alanlarda zaman kavram genellikle yaanlan zaman ya da mr

balamnda temellendirilir.

Zaman, deneyimlediimiz dnyann can alc boyutlarndan biridir. Psikolojide

nesnel zaman kavram, bir olayn sresini veya iki olay arasnda geen sreyi

281
Aschoff, 1994, a.g.e., s.19.
134
belirlemek, olaylarn srelerini karlatrmak ve nesnelerin hareketlerini belirlemek

iin kullanlan lme sisteminin temel bileeni olarak kabul edilebilir. Ancak

psikolojik adan zaman kavram duyu-kkenlidir ya da daha uygun bir ifadeyle

semantik renkler tar yani zaman var olu boyutunda, rnein grev, dert, umut,

tehdit, uygun vakit diye anlalyor.282 Zamann, insan psikolojisinde her birey iin

ayn ekilde ilevsellik kazand sylenemez. Mutlu zamanlarmz abucak

tkenirken, stresli olduumuz zamanlar ise bir trl bitmez. Kiisel ve deneyimsel

farklar bizim zaman kavraymz etkiler. Bu nedenle, psikolojide zaman bir lm

birimi olarak deil zaman algs kavram dahilinde ele alnmtr. Zaman algs, zaman

aralklarn hesaplama, gnein konumuna bakarak yaklak zaman syleme,

zamann gei hzn deerlendirebilme, yani zamann farknda olma yetisidir.

Yaammz zaman deil, aslnda zaman algs ynetir.

Zaman zerine sosyoloji ve psikoloji alanlarnda yaplan almalar

gstermitir ki insanlarn iinde yaad 6 tane ana zaman dilimi var; ikisi gemie,

ikisi imdiki zamana, ikisi gelecek zamana odakl. Gemie odaklanan baz insanlar

hep eski gzel gnleri hatrlarken bazlar da sadece gemiteki kt eylere

odaklanmaktadr. Bu yzden gemi zaman pozitif gemi - negatif gemi olarak

ayryoruz. imdiki zaman odakl yaayanlardan bazlar hedonistik yaklam yani

zevk iin yaamak tarzn benimsemiken dierleri de zellikle dini inanlarndan ya

da kt yaam koullarndan dolay kaderci bir yaklamla yaama mdahale

edemeyeceklerini dnerek yaamaktadrlar. Gelecek odakl yaamann ilk yolu,

baz dinlerin getirdii hayatn fiziksel bedenin lmnden sonra balayaca

282
Pppel, 1994, a.g.e., s.38.
135
inanna gre yaamaktan gemektedir. Dier yol ise planlar yaparak bu planlarn

gereklemesini salama dorultusunda yaamaktr. Buna gre ounluumuz

gelecek odaklyz. Aslnda gelecek odakl olabilmek iin beklentilerin

gerekleeceine inanabilmek gerekir. Eer kt iktisadi koullarda yaanyorsa

gelecee dair planlar yapmak yerine yaanan ana ynelik bir tarz belirlenir. Ayrca

Ekvatora ne kadar yakn olunursa o kadar imdiki zaman odakl olunur. Ne kadar

iklimi deimeyen bir corafyada yayorsanz o kadar her eyin ayn kalaca hayal

edilerek imdiki ana odaklanlr.283

Psikolojide, zaman algs deneylerle snamak ve zaman algsnn etkileyen

faktrleri belirlemek iin ok sayda alma yaplmtr. Bu almalarda genellikle,

zaman algsnn kapsad znel sre (zaman aral) deerlendirmesi ve znel zaman

ak hz deerlendirmesi ayr ayr ele alnmaktadr. Ancak tahmin edilebilecei gibi

znel zaman aralnn ve zaman ak hznn deerlendirmesini etkileyen faktrler

paralellik gstermektedir.284 Bu almalarn ierdii deney modellerinin en

yaygnnda katlmclar, fiziksel ya da dnsel olarak gerekletirdikleri eitli

eylemler sonunda ne kadar sre gemi olabileceini dakika ya da saniye cinsinden

szl olarak ifade ederler. Yaplan bu uygulama ve test tasarm olduka basit

olmakla birlikte baz metodolojik sorunlar da iermektedir. Katlmclarn

eylemlerine balamadan nce sre deerlendirmesi yapacaklarn bilmeleri ve

bilmemeleri durumu sonularda farkllk yaratmas bu sorunlardan birini

oluturmaktadr. Bu denli kolay olan uygulama alan sonucunda zaman algsna dair

283
William Friedman, About Time, 1990, http://philpapers.org/rec/FRIATI
284
Madalina Sucala, Bari Scheckner, Daniel David, Psychological Time, Current Pscychology Letters,
vol.26, Issue 2, 2010.
136
kuramsal aklamalardaki yetersizlik ve bulanklk aslnda hala zerinde ortak bir

grn kabul edilmedii zaman kavramnn bal bana ne kadar karmak bir

yapya sahip olduunu gstermektedir. Bunun yannda, zaman algsnn kiilerin

kendine has akl sreleri sonucunda olumas bu alandaki kuramsal aklamalarn

olumasn iyice zorlatrmaktadr.

Bu sorun eliinde zaman algsyla ilgili yaplan dnsel ve bilimsel

almalarn oluturduu birikim insann zaman iki kaynak zerinden deerlendirip

alglad gstermektedir: fizyolojik ileyi ve genel bilisel sre. Zaman algsnn

fizyolojik etkilere ak olduunu dair ilk veriler atelenen insanlarn belli sreleri

zamansal adan daha uzun deerlendirildiinin gzlenmesine dayanmaktadr. Bu

deerlendirme, beden scaklna bal olarak gerekleen fizyolojik ileyi bir takm

algsal bozukluklara neden olabilecei fikrinin ortaya atlmasn salamtr. yle ki,

yksek scakln bedende gerekleen kimyasal tepkimeleri ve pek ok biyolojik

mekanizmay hzlandraca gz nnde bulundurulduunda, zaman algsnn

beyindeki scakla duyarl kimyasal saatlerle ilikili olduunu gstermektedir.

Fizyolojik etkinin nemine vurgu yapan dier rnekler de psikoaktif ya da yattrc

ila alm ve uyarc ya da alkol tketimi zerine yaplan almalarda aa kmtr.

Bu ila ya da maddelerin kullanlmas, fizyolojik hz ayarlayc mekanizmalarn

almasn etkilemeleriyle zaman algsnda arpklklar oluur. Vcuttaki mutluluk

salgs olarak da geen dopamin seviyesini artran maddeler zamann daha hzl

getii izlenimi uyandrrken, dopamin seviyesini azaltan maddeler zaman algsn

yavalatyor. Mutluluu tetikleyen bir maddenin zamann hzl getiini

dndryor olmas, mutluyken neden zaman daha abuk geiyor sorusunun

137
cevaplarndan birini oluturuyor.285

Fizyolojik deiimlerin biyolojik saatleri etkilemesiyle zaman algmzn nasl

deitii zerine nemli bilgilere ulalm olsa da bilisel srelerin zaman algs

zerine etkisi kukusuz yadrganmayacak lde byktr. Bu noktada herhangi bir

srenin zaman birimleri cinsinden tahmin edilmesi ve zamann ak hznn ifadesi

duyusal uyaranlarn zenginlii, dikkat, bellek ve bu srete yaplan eylemin kolay ya

da zor oluunun rol de ortaya kmaktadr. Duyusal uyaranlarn zenginlii, belirli bir

sre iinde duyu sistemimizi etkinletiren evresel etkilerin saysn kapsyor.

rnein kalabalk ve hareketli bir ortamda geen zamann daha fazla olduunu

dnebiliriz. Ancak tersi bir durum olarak, bo bir odada tek bamza oturup

birisini beklerken de kk zaman dilimleri bile ok uzunmu gibi gelebilir. Bunlarn

dnda, kolay bir ile urarken geen zaman, zor bir ile urarken geen zamana

gre daha uzun ve daha yava geiyormu gibi alglanr. Ayrca, zamann getiinin

farkndal da zaman algmz etkilemektedir. Zamann getiinin farknda

olduumuzda ve zor olmayan bir ile uratmzda zamann daha yava getii ve

zaman aralnn daha uzun olduu alglanr.286 yleyse zihinsel aktivite de, zaman

algsnda az evresel uyaranlar kadar nem kazanabiliyor. Hatta uyarc ya da

sakinletirici ila almndaki zaman algs deiimi, bu ilalarn zihinsel faaliyetlerde,

duyu ve duygu deneyimlerindeki deiimle de aklanabiliyor.

nsann zaman algsn otobiyografik bellein etkisi zerine yaplan

almalardan bazlar da zamann ak hznn insan yana olan ball zerine

285
Warren H. Meck, Neuropsychology of Timing and Time Perception, Brain and Cognition, 2005,
Vol 58, ss. 1-8.
286
Sucala, 2010, a.g.e.
138
yaplmtr. nsana mr boyunca elik eden, deneyimlerimizi kaydeden bellein

nasl iledii konusunda aslnda bilinmeyen ok ey bulunmaktadr. Bellein zaman

algsna etkisi incelenirken, insann yalandka zamann neden daha hzl

geiyormu gibi hissedildii nemli bir nokta olmutur. nsanlar iin ileriki yllarda

zaman neden daha hzl akar, saatler ve gnler ksalmadklar, her zaman naslsa yle

olduklar halde yllar nasl hzlanabiliyor? Fransz felsefeci Paul Janet, bir kiinin

hayatndaki bir dnemin grnr uzunluunun o kiinin hayat sresinin uzunluuna

bal olduunu ileri srmtr. Buna gre, bir yl on yandaki bir ocuk hayatnn

onda biri, elli yandaki biri hayatnn ellide biri gibi yaayacaktr. Bunu znel

hzlanmann bir tarifi olarak kabul eden psikolog William James yllarn grnr

ksalmasn yle aklar:

Bellein ieriinin monoton, bu yzden de geriye dnk bakn basitletirici

oluuna baldr bu. ocukluumuzda, znel ve nesnel, gnn her saatinde yeni

deneyimlerimiz olur. Kavraymz canldr, hafzamz gldr Ama her geen yl

bu deneyimlerimiz farkna bile varmadmz otomatik bir rutine dnr, gnler ve

haftalar ieriksiz birimler haline gelir ve ii boalan yllar birbirinin stne ker.287

Bu aklama, bellei zaman deneyimimizin merkezine koyar. Sre ve tempo

bellein iinde belirlendiinden psikolojik zaman isel bir saate gre anlarn

eliinde geer. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, znel zaman etkileyen

psikolojik etkenleri ifade eden bu zaman almlarnda, zamann temel analojisi

perspektifte kullanlan trden gzlemleyen kiiye grnen haliyle uzay olarak

287
Douwe Draaisma, Yalandka Hayat Neden abuk Geer, ev. Grol Koca, Metis Yaynlar,
stanbul, 2008, s. 221.

139
alnmaktadr. Belleimiz zamanla ilgili deneyimlerimizi ressamn mekan

perspektiften yararlanarak dzenledii gibi dzenler, anlarmz bilincimize derinlik

kazandrr. Bu da zamann dilini mekann diline paralelletirir. nce, sonra hayali bir

zaman ekseni zerindeki iaretlerdir. Bat kltrne gre bu eksen, zerine zaman

birimlerini cetvel zerindeki iaretler gibi mmkn olduunca doru biimde

yerletirdiimiz dz bir izgidir. Gelecekteki olaylar iin ileri bakarz, gemi olaylar

ise arkamzda kalmtr. ster bir grafik zerindeki bir zaman ekseni olsun, isterse

bir tarih kitabndaki bir zaman cetveli, kronoloji soldan saa ilerler. Gelecei iaret

eden ok daima sa gsterir. Zamanla ilgili sezgimizin neden bu ekilde olduu belli

deildir ama yazma ynmzn gelecein sada olduu eklindeki sezgisel

fikrimizin geliiminde etkili olduuna dair baz almalar vardr. srailde anadili

branice olan denekler zerine yaplan deneyde deneklerin ou, zerinde nce

yazan kart, sonra yazan kartn sana, Hollandadaki denekler ise soluna

yerletirmitir. Gnlk konumada zamana bir yn hasretmenin yan sra ona deiik

hzlar ve esneklikler atfedilir; zaman hzlanr, yavalar ya da durur, zaman ksalr,

uzar, daralr veya geniler. Dncede ve konumada zaman uzayda bir yer kaplar

ve zaman deneyimi mekan deneyimine tekabl eder.288

Bunlarn dnda sosyal-psikologlara gre, farkl kltrlerde insanlar farkl

hayat hzlarna sahip olduklarndan iin zaman alglarnn ve zaman kavramnn ilevi

deimektedir. Bu nedenle bu bilim insanlar zamann corafyas kavramn

gelitirdiler ve bu kavram dorultusundaki deerlendirmelerini de hayat hz diye

adlandrdklar eyi lerek yapmaktadrlar. Bu almalar genel olarak, az gelimi

288
Draaisma, 2008, a.g.e. s. 243.
140
ve geleneksel tarm toplumlarnda zamann daha ok dngsel olarak yaandn

ortaya karmtr. Buralarda zaman kavramnn kullanm aslnda doadaki

deiimin ifadesiyle (gn aarmas, kiraz mevsimi gibi) snrl kalmaktadr. Baka bir

ifadeyle, zaman gndelik dili aamamtr. Bu da o kltrn kulland zaman

kiplerinin ne olduunu ve saysn etkilemektedir. Buna karn ekonomik dzeyi

bilimsel bilgi ve teknoloji kullanm seviyesi yksek olan kltrlerde yaayan

insanlarn hayat hz dierlerine gre olduka fazladr. Bu toplumlarda zaman

kavram, entelektel ve dini dncenin temelini oluturan izgisel bir yapdadr.

Monohronic zaman olarak da tanmlanan modern dnyada baskn olan bu zaman

anlay, modern insann kaotik hayatn organize etmesi iin gerekli olan d dzen

salamaktadr. Hatta zamana ilikin kavramlar gnlk etkinliklerdeki yklemleri de

ierir. Zamandan sz ederken sanki paradan sz ediyormuuz gibi konuuruz: Zaman

harcamak, zamandan tasarruf etmek gibi deyimlerimiz vardr.289 Ksacas, bir toplum

iinde yaayan insanlarn zaman algs o toplumun kltrel yapsndan etkilenir ve bu

etki altnda insanlarn zaman kullanm o kltrn modern dnyada bulunduu

konumu aa karr.

3.3. Fiziksel Zaman

Matematiksel almlara dayanan fiziin, bu yapsnn en nemli k noktas,

kabul edilmi birim sistemlerine gre leklendirilen ancak matematiksel olarak

tanmlanmayan yani baka byklkler yardmyla ifade edilmeyen zaman ve

uzunluk gibi temel byklklerin dier fiziksel niceliklerin matematiksel olarak

289
Cecil G. Helman, Cultural Aspects of Time and Ageing, EMBO Rep. 2005.
141
tanmlanmasn elverili klmasdr.290 Bu durum, fiziin en nemli ilgi alan ya da

fiziin balca ifade biimi olarak syleyebileceimiz hareket kavramnn da

matematiksel olarak tanmlanmas olanan dourur. Hareketin uzay ve zaman

leiyle niceliksel olarak gsterilebilmesi, kuvvet gibi hareketle ilintili olarak

sunulan herhangi bir kavrama da bu niceliksel zellii miras brakm olur. Aslnda

fizikte hareketin bu ekilde baskn bir role sahip olmas, fiziin tm sreler, yasalar

ve formllerinin neden sonunda harekete atfta bulunarak zmlendii hatta

sistemlerin denge zelliklerinin olgusal betimlemelerine dayanan istatistiksel

mekanikteki problemler bile imgesel hareketler trnden ifade edildii sorunuyla

birlikte felsefede de byk neme sahip bir problem yaratr.291

Fizikte pek ok yasayla rneklendirilebilecek, hareketin teorik olarak sahip

olduu bu baat konumu oluturan tutumun kaynaklarnn banda, geometrik

olarak tanmlanan cisimlerin mekndaki hareketini aklayan kinematikle balayan

bilimsel dnce tarihi gelmektedir. Baka bir ifadeyle, genel olarak fiziin

geleneksel olarak kulland, eylerin onlarn llebilir etkilerine yani en belirgin

olan hareketlerine gre tanmlamasna dayanan yntem bu tutumun balca

kaynadr. Belki de, bu tutumun nedeni en bandan buyana evrenin gerek

yapsnn esas zellii olarak hareketin yansm olmasdr; ontolojik anlamda nihai

olarak her eyi hareket oluturur ve fizik de bu temel gereklii kefeder.292 Bu

balamda, uzay ve zaman ve zellikle bunlarn orannn lm sistemine bildiimiz

ekliyle uygun olmasayd muhtemelen bildiimiz fizik de bildiimiz gibi olmazd.

290
Fizikteki temel byklkler uzunluk, ktle, zaman, elektrik akm iddeti, scaklk, k iddeti,
madde miktardr.
291
Colin McGinn, Basic Structures of Reality, Oxford University Press, Oxford, 2011, s.89.
292
McGinn, a.g.e., 2011, s. 97.
142
Hem Antik hem de Modern apriorizmde293 en temel kavramlarn anlalrl,

kavramlarn dayand yapya dair bir sezgiden kaynaklanr. Bu da bizi fizikte

zamann, aslnda ne olduuyla deil dinamiin bir deikeni olarak daha ok

niceliksel ynyle yani nasl lldyle nem kazand noktasna tar. Aslnda

bilim felsefesinde zaman sorunu, uzay sorununa gre ok daha az ele alnmakla

birlikte, zaman zerine yaplan almalarda da genellikle zaman uzayla kurulan bir

benzeim iinde snrlandrlmtr. Hatta uzayn boyutlu olmas, zamann da tek

boyutlu olmas zaman kavramn uzay kavramna gre ok daha basit bir ereve

iinde ele alnmasna neden olmutur. Ancak zamann uzaya paralel olarak

allmas zamann uzamsal olmayan zelliklerinin aa kmasna byk bir

engeldir.294 Ontolojik bir yap kazandrma kaygs tamadan zaman zerine yaplan

aklamalar genellikle biimsel bir ierie sahip olup uzaysal bir betimleme

araclyla yani uzamsal bir dille lebilme amac tamaktadr.

19. yzyl sonunda, baz bilim adamlarna fizikte artk kefedilecek yeni bir

ey yoktur295 cmlesini kurduracak kadar, fiziin temellerinin yerine oturduu

dncesi egemendi. Galileonun deneysel gzlemlerle matematiksel tanmlamalar

birletirerek ina ettii evrenin mekanik gr temeli zerine Newton, hareket

yasalarn ve evrensel ekin yasasn bularak en azndan teorik olarak

ngrlen/belirlenebilen bir evrenin mekaniini oluturdu. Bylece, Yunan

293
Peter Mittelstaedt, Philosophical Problems of Modern Physics Vol. XVIII, D. Reidel Publishing
Company, Holland, 1976, s. 38.
294
Hans Reichehbach, The Philosophy of Space &Time, General Publishing Company, Toronto 1958,
ss. 109-110.
295
ngiliz Fiziki Lord Kelvin 1900 ylnda ngiliz Bilim Derneine u nl aklamasn yapar: Fizikte
artk kefedilecek yeni bir ey yoktur. Geriye kalan, gitgide daha kesin olmas gereken lmlerdir.
Walter Isaacson, Einstein Bir Dhinin Yaam, ev. Mehmet Bar Albayrak, Trkiye Bankas
Yaynlar, stanbul 2013, s. 4.
143
felsefesinden itibaren sregelen, doal grngleri tm karmaklna ramen basit

birka yasaya indirgeme abalar byk bir zafere ulam grnyordu. Nesnelere

uygulanan etkin gravitasyonel kuvvetler araclyla korunan neden sonu ilikisi,

den bir elma iin ve Gnein evresinde dolanan gezegen iin ayn ekilde

ilemektedir.

Mekaniin btn dallarnda elde edilen evreni aklama gc, grnte

farkl ve mekanik olmayan grngleri, nesneler arasndaki basit kuvvetlerin

(deitirilemeyen tanecikler arasnda etki gsteren ve byklkleri uzakla bal

olan ekme ya da itme biiminde ortaya kan kuvvetler) ileyiine dayanan mekanik

dncelerle betimleme giriimlerinin domasna neden oldu. 19. yzyl ortalarnda

kefedilen elektrik ve manyetik alan kavramlar evrenin mekanik tasarmndan farkl

bir yolun kaplarn at. Manyetizmann elektrik akmndan, elektrik akmnn da

manyetik alann deiiminden elde edilebileceinin Michael Faraday tarafndan

kantlanmasnn ardndan James Clerk Maxwellin gelitirdii elektromanyetik alan

teorisi balarda klasik mekaniin bir paras olarak ele alnmt. Bu srete, k

dalgalar gibi elektromanyetik dalgalar da klasik mekanie dahil edilerek bunlarn

srekli var olduu dnlen fiziksel bir maddenin titreimi ya da dalgalanmas

sonucu olutuu kansyla ve bu grnmeyen fiziksel tze k esiri (eter) ad

verilmilerdi.296 Ayrca klasik mekanikte, bir taneciin konumu ve hz yalnz bir an

iin bilindiinde, taneciin izleyecei gemii izlenebilecei gibi izleyecei tm yollar

da nceden kestirilebilir. Maxwell teorisinde de herhangi bir andaki zellikleri

bilinen bir alann gemite nasl olduu ve gelecekte de nasl olaca bilinse de

296
Isaacson, 2013, a.g.e., s. 4.
144
Maxwell teorisi ile klasik mekanik arasnda kkl bir fark vardr. Newton yasalarnda

olduu gibi birbirinde uzakta gerekleen iki olay arasnda balant kuran Maxwell

teorisinin matematiksel denklemlerinde burada ve imdi var olan alanla, yalnz

hemen yaknnda ve hemen biraz nceki anda var olmu alan arasnda bir bant

kurulabilir. Bu bantya dayanarak, alan zerine bildiklerimizi kk aamalardan

geirerek artrabiliriz ve bu kk aamalar birbirine eklenerek uzak bir yerde olmu

bir olaydan burada olmakta olan olay karlabilir.297

Fizik diline yeni eklenen alan kavram balangta, olaylar mekaniki gr

asndan anlamak iin bir aratan daha nemli bir konuma yerletirilmedi. Ancak

yaplan almalar sonucunda bilimsel aklama iin vazgeilmez olann dnld

gibi yklerin ve taneciklerin kendisi deil bunlarn arasndaki alan olduunun

anlalmas bilimsel sorgulamalarn gerekletii zemini deitirmi oldu. Son derece

baarl sonularn ortaya kmasn salayan alan kavram, elektromanyetik alan

tanmlayan, elektriksel grngleri olduu gibi optik grngleri de kapsayan

Maxwell denklemlerinin formlletirilmesi iin ncl olur.

Elektromanyetik dalgalarn belirli hzda (saniyede 299.000 kilometre) hareket

etmesi gerektiini bulmu olan Maxwell suyun okyanustaki dalgalar yaymas ya da

havann ses dalgalarn iletmesi gibi esir de k dalgalarn yaymaktadr. Bu nedenle

k dalgalarnn hz, esire gre bir hz olmalyd. Yani, esirin iinde k kaynana

doru hareket ederken n hzn daha fazla, ters ynde giderseniz de daha az

alglanmas gerekir. Bunun tespiti iin gelitirilen olduka duyarl aygtlarla yaplan

deneylerden en nls olan Albert Michelson ve Edward Morleyin yaptklar deney

297
A. Einstein, L. Infeld, Fiziin Evrimi, Onur Yaynlar, ev. ner nalan, Ankara 1994, s. 131.
145
sonucunda hangi tarafa gidilirse gidilsin, n hznn hep ayn byklkte algland

ortaya kmtr. te tam bu noktada zamann mutlak alglann sorgulayan Einstein

bilim tarihinde yerini alr.

Einsteinn bilimsel tutumu zellikle David Hume ve Ernst Machn etkisi

altnda olumutur. Duyularn kazandrdklar dnda hibir bilgiyi geerli saymayan

Locke ve Berkeleyin felsefe geleneini zirveye ulatran Hume, bir olayn sorunsuz

bir ekilde tekrar tekrar gereklemesinin, onun her zaman gerekleecei anlamna

gelmediini belirterek, sezgiye dayanan nedensellii sorgulamtr. Hume, ampirik

dncesini zaman kavramna uyarlayarak, zaman lmemizi salayann

nesnelerdeki deiim olduuna gre deneyimlerimizden bamsz bir zamann

olamayaca sonucuna ular.298 Bylece oluan, mutlak zamann olamayacana dair

nemli bir felsefi zeminde Humeun ampirizmini daha da ileriye gtren Ernst

Machn felsefesi Einsteinn fizikteki genel geer bilgiler hakkndaki phelerini

glendirir. Einsteina gre, Mach ancak somut ve gzlenebilir nesnelere ve bu

nesnelerin bal olduu kurallara ilikin kavramlarn anlaml olduunu savunur. Bu

da, bir kavramn anlaml olabilmesi iin, onun nasl ilediinin tanmlanmas yani bu

kavramn ileyiinin gzlemlenip anlatlabilmesi gerekmektedir.299 Bu yaklamn,

kabul gren Newton mekaniine uygulandnda aa kan balca sorunlar

mutlak zaman ve mutlak mekanla ilgili olmutur. Zamann mutlak olmas,

doadaki tm olas gzlemcilerin herhangi bir an hep birlikte ayn ekilde

belirleyebilmesi anlamna gelmektedir. Aristotelesin 16. yzyla kadar egemen olan

fizik anlayndaki mutlak uzay anlay yerini, Kopernik ve Keplerden sonra


298
Isaacson, 2013, a.g.e., s.20.
299
Isaacson, 2013, a.g.e., s. 22.
146
Yeniadan itibaren uzayn mutlak olmad anlayna brakmaya balad. Ancak,

20. yzyla kadar uzay greli kabul edilirken zaman hala mutlak kabul edilmekteydi.

Albert Einstein 1905 ylnda ne srd zel Grelilik teorisiyle zamann da greli

olduunu gstermitir. Yani zaman aralklar, lm yapan gzlemcinin semi

olduu eylemsiz referans sistemine gre deimektedir. Einstein zamann

greliinin kefine gtren, Maxwellin elektromanyetizma denklemleri ile Newton

mekanii arasnda var olan temel bir eliki olmutur. Bu eliki Newtonun mutlak

zaman anlay dahilinde uzayda bilgi iletiminin ani olmasnda dmlenmektedir.300

Ancak elektromanyetik teoriye gre, elektromanyetik dalgalar en fazla c=300 000

km/s hzyla yaylr, yani bilgi iletimi sonsuz hzla gereklemez.301

Einstein, zamanla ilgili sorunu zellikle bir kiinin iki olay ezamanl olarak

gzlemlerken, bu kiiye gre farkl hzla hareket eden baka bir kiinin bu iki olay

ezamanl alglamamas noktasnda ele alarak ie balamtr. Bunu bir dnce

deneyiyle302 aklayan Einsteina gre, geleneksel koordinat sistemiyle ezamanl

gibi grnen iki olay, eer bir olayn olduu nokta brne gre hareket halindeyse,

artk ezamanl olarak deerlendirilemez. Basit gibi grnse de zaman anlaynda

r aan bu ilke, mutlak zaman kavramn rterek hareket halindeki btn

sistemlerin birbirine gre greceli bir zamana sahip olduu sonucunu gzler nne

300
Newtonun mutlak zaman kavramna gre uzayn bir noktasnda oluan bir olayn etkisi uzaydaki
btn noktalara aniden, sonlu bir sre gemesi gerektirmez. Bu varsaym, Newton mekaniinde bilgi
iletiminin sonsuz hzla gerekletii anlamna gelir.
301
Tekin Dereli, Zamanda Yolculuk, Bilim Teknik, 335, 1995, s. 28.
302
Einsteinn dnce deneyi yleydi: Hareket halindeki bir trenin nne ve arkasna iki yldrm
der. stasyonda trenin dnda duran kii, iki yldrmn n da ayn anda grecektir ve yldrmlarn
e zamanl dtn syleyecektir. Ancak trenin ortasnda duran kii iin durum biraz farkldr.
Yldrm nn kendisine ulat ksa srede az da olsa ileriye hareket etmi olacandan ndeki
yldrmn ona daha nce gelecektir. Bu nedenle iki yldrmn e zamanl dmediini syler.
147
serer.303 Ayrca, hareket halindeki bir cisim hzlandka zaman bu hareketli iin

yavalar. Bylece Einstein, genlik dneminde zerine dnd kla birlikte

hareketle ilgili de bir sonuca ular: Ik demetine yetimek iin hzlandka zaman

yavalar ve bylece k demeti sabit k hzyla uzaklar.

Fizikte lmler seilmi bir referans sistemine gre yaplr ki bu da her

lme ileminin lmn yapld bir referans sistemi belirtilmesini gerektirir.

lmenin grelilii olarak adlandrlan bu olgu klasik fizikte uzay ve zaman

kavramlarnn gnlk deneyimlerden kaynaklanan varsaymlara dayanmaktadr.

Greli hzlarn vektrler gibi toplanabilecei ya da zamann tm gzlemcilere gre

ayn hzla akp giden evrensel bir byklk olduu kabulleriyle

rneklendirilebileceimiz bu varsaymlar dorultusunda Newton yasalar birbirine

gre sabit hzla hareket eden eylemsiz referans sistemlerinde geerli olur. Baka bir

ifadeyle klasik mekanikte, birbirine gre sabit hzla hareket eden iki gzlemci belirli

bir olay iin farkl uzay koordinatlar ancak tek ve mutlak zaman koordinat kullanr.

Elektromanyetik olgular mekaniksel modeller araclyla aklamaya

almann baarszlkla sonulanacann farknda olan Einstein iin, n bolukta

mutlak bir hza sahip olmas, Newton mekaniindeki mutlak zaman kavramnn sonu

demekti.304 Mutlak zaman kavram, Newton mekaniinde nesneler arasndaki

etkilemelerin sonsuz hzla yaylmasn ngrr. Bu nedenle, n bir

elektromanyetik dalga olduunu ve ok byk de olsa sonlu bir hzla yayldn

ortaya koyan Maxwell teorisiyle elimektedir. Bu teoride dalga denklemlerinin en

temel zellii n boluktaki yaylma hznn mutlak sabit olmasna dayandrlm


303
Isaacson, 2013, a.g.e., s. 30.
304
James Custing, Fizikte Felsefi Kavramlar 2, Sabanc niversitesi, stanbul 2006, s. 72.
148
olmasdr.305 Bu kuramn getirdii zamann grelilii, aslnda bizim hareketimizle

zamann akyor olmas arasndaki algy tamamen deitiriyor. Zamann uzaydan ayr

tutulmamas, zamana uzamsal bir dil kazandrr ki bu da zamann aslnda

ayaklarmzn altndan akmad, bizim onun zerinde hareket ettiimiz anlamna

gelir. Artk bilim adamlarnn elinde, zaman ve mekann birbirinden ayrk

dnlemeyecei ve zamann mutlak olmayan ak hznn gzlemcinin mekansal

hzna greli belirlendii bir doa kurgusu vardr. Evrendeki btn olaylarn

ierisinde tarihlendirilebilecei, her eyi kapsayan mutlak zaman kavramnn

yklmas, uzun dnemde neden ve sonu, evrim gibi pek ok ey hakkndaki

grlerimizi etkileyecektir.306 zel Grelilik kuram, mekanik ve elektromanyetizma

dahil olmak zere tm fizik yasalarnn geerli olaca eylemsiz referans sistemleri

iin gerekli iki aksiyom ileri srer. Birinci aksiyom, birbirine gre sabit hzla hareket

eden btn referans sistemlerinde fizik yasalar ayn biimde eitliklerle ifade

edilebildiini belirtir. Bu aksiyom, evrensel bir referans sisteminin yokluunu ifade

eder. kinci aksiyom ise, n serbest uzaydaki hz, btn gzlemciler iin ayndr ve

gzlemcilerin hareket durumlarndan bamszdr.

zel Grelilik Kuram'nn aksiyomlarnn greli hareketin zaman aralklarnn

llmesini nasl etkiledii incelendiinde bir gzlemciye gre hareket etmekte olan

bir saat, gzlemciye gre hareketsiz durumdayken almasndan daha yava

ilerledii sonucuna ulalr. Bu durum, bir uzay aracndaki kiinin, uzay arac iindeki

iki olay arasnda lt zaman aralnn, yeryzndeki bir kii iin ayn iki olay

arasndaki zaman aralndan daha ksaya sahip olmasyla da aklanabilir. Yani


305
Ali Ulvi Ylmazer, Bilim Konumalar, Kolektif, Tbitak Yaynlar, Ankara 2001, s. 10-15.
306
Bertrand Russell, Rlativitenin Abcsi, ev.: Vahap Erdodu, Sarmal Yaymclk, 1995, s. 173.
149
olayn gerekletii yerin dndaki referans sisteminden bakldnda, zaman

aralnn balang ve sonunu belirleyen olaylar, farkl yerlerde olutuundan bunlar

arasndaki sre daha uzun llr. Bu etkiye zamann genilemesi denir.

ekil 3.3.2. Minskowki Uzay

zel Grelilik Kuram'nn doa kurgusunu temsil eden Minkowski Uzaynda

yer deiiminin nasl tanmland ekil3.3.2de gsterilmektedir. A, B ve C 4 boyutlu

uzay-zamanda gerekleen birer olay gsteriyor (4 boyutlu uzay resmetmek zor

olduu iin izimlerde mekn boyutlarndan biri ihmal edilmitir.) 3 boyutlu uzayda

bir olaydan sonra salan k paracklarnn mekn-zaman yol izleri bir koni yzeyi

tanmlyor ve olayda oluan herhangi bir eyin zamansal yol izi bu koninin dna

kamyor. Zamann genilemesini bir dnce deneyiyle Minskowski uzay zerinde


150
anlatmak iin Resimdeki A noktasndan ikiz kardeten birinin k hzna yakn bir

meknsal hzda bir uzay aracna bindii dnlsn. Bu karde uzay aracyla nce bir

gezegene gitsin (B noktas), sonra da dnyaya geri dnp, ikiziyle bulusun (C

noktas). Buluma anna kadar ikizlerden yolculuk yapan iin zamansal yol dierine

kardeininkinden daha ksadr (gen eitsizliinden AC > AB +BC). Bu da bulumada

ikizlerden yolculuk yapannn dierine gre daha az yalanm olmas anlamna gelir.

Bunun dnda bu kurama gre uzaydaki bir noktada bulunan bir gzlemcinin

e-anl uzay yani imdisi onun meknsal hzyla ilintilidir. ekil 3.3.3de gsterildii

ekil 3.3.3: E-zaman uzay


gibi yan yana olan iki uzay-zaman noktasnda bulunan ama mekansal hzlar farkl

olan iki gzlemcinin e-zamanl uzaylar da farkl olabiliyor. Bu da ayn anda olma

durumunun aslnda znel bir yaps olduu anlamn tayor.

Einstein, oluturduu zel Grelilik kuramnda yer alan ve zme


151
ulatrlmas gereken iki noktann olduunun farkndayd. Bunlardan ilki k hzndan

daha hzl yaylan bir fiziksel etkileim olamayaca savyla ilgiliydi. nk bu sav,

ktleekim kuvvetinin iki ktle arasnda annda gerekleen bir kuvvet olarak

betimlendii Newtonun teorisiyle elimekteydi. kinci olarak da zel Grelilik

kuramnn yalnzca sabit hzn sz konusu olduu zel durumlara uygulanabiliyor

olmasyd. vmelenen (hzlana, yavalayan ya da hzlanan sistemler) iin durum

farkldr. Bu nedenle Einstein, ivmeli hareketi de kapsayacak genel bir grelilik

kuram ve yeni bir ktle ekim teorisi bulmak iin harekete gemitir.

Ernst Machn zel Grelilikte uzay-zamann yapsnn olaylardan bamsz,

deimeyen bir alan olarak alnmasn eletirerek evrendeki madde dalmnn

fizikte yerel olarak tanmlanan kavramlar etkileyebileceini ne srmtr. Einstein

ksmen bu fikri kabul ederek, uzay-zamann yapsnn her zaman sabit kalmayp,

evrendeki maddenin etkisi ile deiebileceini kabul eder ve bunun gravitasyonu da

doru ifade etme olana salayacan ngrerek dnce deneyleri araclyla

ktle ekim ve ivmenin etkisi zerine kurgular yapmtr. Dnyann ekim alanndaki

gibi herhangi bir ktle ekim alannn iinde bulunan kii zerinde oluturduu

etkiyle, ktle ekiminin olmad bir yerde ivmeli hareket eden bir ara iindeki kii

zerindeki etkinin ayn olduunu dnerek, ktle ekim ve ivmelenmenin her

ikisinin de ayn olaya dayandrlabileceiyle sonulandrmtr. Einstein edeerlik

(denklik ilkesi) ilkesi olarak adlandrd bu ilkeye gre bir cismin hem ekim hem de

eylemsizlik ktleleri ayndr.307 Edeerlik ilkesi aslnda ok yeni bir dnce olmayp

temelleri Galileo ve Newtonun hareket yasalarna kadar uzanyor. Galileo ve


307
Cisimlerin ne kadar ok ekim kuvveti uyguladn belirten kavram olarak ekim ktlesi, bir cismin
hzn deitirmeye direncini belirten kavram olarak eylemsizlik ktlesi kavram kullanlr.
152
Newton, ekim ve eylemsizlik ktlelerinin ayn olduunu fark etmiler fakat bu

durumu doadaki ilgin tesadf olarak yorumlamlard.308 Edeerlik ilkesinin en

nemli sonucu, ivmelenme ve ktle ekim ayn etkiyi yarattna gre, k da ktle

ekim alanna girdiinde eimli bir yol izler yani k demetleri ktle ekim tarafndan

bklr. Bu yaklam Einstein, Newtonun iki cisim arasnda gizemli bir etkileim

olarak ifade ettii ktle ekimin aslnda cisimlerin evrenin dokusunda oluturduu

bklme sonucu gerekleen bir olay olduu sonucuna gtrr. Genel grelilik,

uzaydaki madde ve enerji dalmnn, uzay-zaman bkt ve bozundurduu bu

yzden de uzay-zamann dz olmadn syleyerek ktle ekim etkisini de kapsar.

Artk uzay-zaman olaylarn etkin, dinamik bileenleridir. Uzay-zaman iindeki

nesneler, dz dorularda hareket etmeye alr ancak uzay-zaman eri olduu iin,

izledikleri yollar bklm olarak grnr. Buna gre, ktle ekimi alanndaki bir

hareket ivmeli hareket etmekle temelde zdetir. Birok deneyle uyumlu olan Genel

Grelilik Kuramndaki uzay ve zaman, ayrlmaz bir btndr. Uzay, zaman olmakszn

bklemez. Bu nedenle, zamann bir ekli vardr. Evren ierisinde, bu ekilde

tanmlanan zamann minimum veya maksimum bir deerinin (bir balangcnn veya

bir sonunun) bulunmas olduka anlamldr. Balangtan nce veya sonun ardnda

ne olduunu sormak ok anlaml deildir nk byle zamanlar tanmszdr. 309 1919

ylnda gerekleen gne tutulmasyla ampirik olarak dorulanan Grelilik Kuram

aslnda klasik fizik kavramlarndan hareketle oluturulmutur. Olaylarn gerekletii

uzay-zaman srekli olarak dnlmtr ancak klasik fizikten farkl olarak srekli

olan uzay-zaman hza baldr ve hz deitike uzayn da zamann da ls deiir.


308
Sadi Turgut, Genel Grelilik, Bilim ve Teknik Dergisi, Mart 2005, ss. 38-45.
309
Stephen Hawking, Ceviz Kabuundaki Evren, ev. Kemal mleki, Alfa, stanbul 2002, s. 35.
153
Klasik fizikte hz, mutlak uzay ve mutlak zamann bir fonksiyonuyken Grelilik

kuramnda daha ncelikli bir noktaya tanmtr. Uzay ve zaman kavramlarnn

yeniden gzden geirilmesiyle, cisimlerin ve enerjinin yaylma hz zerinde bir st

snr konmu ve fiziksel nicelikler buna gre ilevsel olarak tanmlanmtr. Ancak

gnlk yaantmzda Einsteinn Grelilik Kuram karlk bulmaz. Ik hzna yakn

hzlarla mekanda hareket edilmedii ve neredeyse deimeyen bir ktleekim alan

iinde bulunulduu iin zamann ak hz ve ynnde anlaml deiimler

gereklemez. Bu nedenle gnlk yaantmzdaki fiziksel srelerin betimlemeleri

neredeyse Newton mekaniindeki gibi olur. Fakat gezegenlerin yrngeleri gibi

birok olgu sadece uzay-zaman birlikteliine dayanan grelilik denklemleriyle tam

anlamyla aklanabilmektedir. Bu nedenle, Grelilik Kuramnn gnlk algmza

hitap eden alldk olan doa ve zaman anlayn kapsayacak ama farkl bir fiziksel

gereklik gerektirmi olduunu syleyebiliriz.

Grelilik kuramnn zamann mutlak yapsna getirdii ykc etkiye karn,

zamann bir ynnn (okunun) olup olmad sorusu nemini kaybetmemitir.

Bilimsel adan bu soru, uzay-zamanda gerekleen olaylarn nasl konumlandna

dair fizik yasalarnca ayrm salanabilecek bir ynn olup olmad ya da olaylarn bir

diziliiyle buna ters dizilii arasnda bilimsel adan temel bir deiimin olup

olmayaca sorusuna karlk gelir. Gnlk yaammzda karlatmz, krlm

yumurtann tekrar toplanarak krlmam bir yumurta oluturmamas gibi pek ok

olay zaman iindeki olaylar arasnda bir yneli olduunu gsterir; krlm

yumurtalar krlmam yumurtalara gre gelecek adn verdiimiz ynde bulunur.310

310
Brian Greene, Evrenin Dokusu, ev. Murat Alev, Tbitak Popler Bilim Kitaplar, Ankara 2010, s.
154
Ancak, fizik yasalarnn hemen hemen tm gemile gelecek arasnda bir simetri

gsterir. Baka bir ifadeyle, fizik yasalar hem baz olaylarn neden yalnzca belirli bir

srayla gelitiini aklayamaz hem de teorik olarak bu olaylarn ters srada

gerekletiinde de fizik yasalarna uyacan yani olaylarn zamansal olarak tersinir

olduunu syler. Zamann, nesnel olarak emin olabildiimiz nitelii olan iinde

bulunduumuz ana gre tek bir ynde ilerlemekte oluu yani asimetrisi, tamamen

uzayda maddenin varlna baldr, bolukta zaman aknn asimetrisi olamaz. Uzun

erimli temel etkileme kuvvetleri olan gravitasyon ve elektromanyetizmann

zamann ak ynne duyarsz oluu, zamann tek bir yne akmasn aklamada bu

kuvvetlerin kullanlamaz olduu anlamna gelir.311

Bunun yannda, zamann ak ynn saptamak iin kullanlan mikroskobik

fizik yasalarnn banda gelen termodinamiin ikinci yasasna gre tersinmez

olaylarda toplam entropi mutlaka art iaretli ykselen bir fonksiyon olur. Yani belirli

bir andaki fiziksel bir sistem olas en byk entropiye sahip deilse sistemin

entropisini artracak ynde evrilme olasl olduka byktr. Yksek entropili bir

duruma geldiinde de bu durumu srdrme eilimleri de olaanst yksek olur

yani sistem doal durumunda yksek entropiye sahiptir. Kabaca, dzensizliin

ls olarak ifade edilen entropi kavram scaklk ve basn gibi termodinamiksel

terimlerle tanmlanr. lk olarak endstri devrimi srasnda gelitirilmi ve

Boltzmann fiziksel sistemlerin bileenleriyle sistemin sahip olduu zellikler

arasnda istatiksel mantk yoluyla iliki kurmaya dayanan yaklamyla zirvede bir

konuma yerlemitir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, entropi kavramna

176.
311
Dereli, a.g.e., 1995, s. 27.
155
dayanan termodinamiin ikinci yasasnn aslnda trev olduudur: bu yasa olaslk

mantnn Newtonun hareket yasalarna uygulanmasnn bir sonucudur.312Ancak

bu yasa zaman asnda asimetrik nitelii ve gelecek ve gemi arasnda ayrm

yapmas bu yasay dier fizik yasalar iinde farkl bir konuma koyar. Zamann yn

problemiyle ilgilenen Hans Reichenbachn modern fiziin zaman algsn da

yanstan, zamann zmlemesinin ancak matematik fizikteki benzetmelerle

yaplabileceine313 dair yapt vurgu, entropinin roln daha da nemli klmtr.

Entropi, dzensizlie ynelik isel bir eilim olarak ifade edilmesi, gemi

entropinin az olduu, gelecek entropinin ise artt sonucunu dourur. Bu da bizi

edindiimiz her veri gemie ait olur ve biz veri edindike evrenin entropisinin artt

noktasna tar. yleyse hatrlayabildiimiz zaman bizim iin gemi olduuna gre

zamann yn gemiten gelecee dorudur. Sonu olarak makro sistemlerde

zaman tersinmez yani bir yn vardr ve zamann ak yn entropinin art ynyle

zdeletirilir.

Zamann ak ynne dair ikinci fiziksel kural Byk Patlama ile oluan ve

genleen evren modelleriyle ortaya kar. Evreni varla kavuturan olay veya sre

olarak kabul edilen Byk Patlamann evreni ok byk derecede dzenli, dk

entropili zel bir durumdan balatt kabul edildiine gre zamann okunun da

evrenle birlikte balad sonucuna ulalabilir. Baka bir ifadeyle, kozmik zaman

deikeninin balangcn evrenin yaratl anyla aktrldnda, kozmik zamann

ak yn evrenin genleme ynyle zdeletirilebilir. Ksaca, mikroskobik fizik

yasalar, zamann gemiten gelecee tek bir ak ynnn bulunmasyla


312
Greene, a.g.e.,2010, s. 195.
313
Hans Reichenbach, The Direction of Time, University of California Press, Berkeley 1971, s. 17.
156
tutarldr.314

te yandan yirminci yzyln ilk eyreinde gelitirilmi olan Kuantum

Kuram, dnce kalplarmzn ok daha derin bir ekilde dnsel olarak yeniden

gzden geirilmesini gerekli klar. Kuantum Kuram, kk boyutlardaki fiziksel

olaylarn incelenmesinde klasik fiziin aklayamad baz deney sonularn ve

olgular yeni bir anlay getirerek tutarl bir ekilde aklamtr. Klasik fizikte madde

paracklardan, alan ise dalga ad verilen salnmlardan oluan iki ayr fiziksek

gereklik olarak ele alnmaktadr. Fakat bu tanmlamalar dorultusunda yaplan

almalar atomlarn kararl yapsn aklayamamtr. Kuantum mekanii ise

parack ve dalga kavramlarn birbirinden ayrmadan, doann parack veya dalga

tanmlarnn ancak ksmen yaplabilmesine olanak verecek bir kurguda olduunu

kabul eder. Bu balamda madde-madde etkileimleri Grelilik Kuram'ndaki gibi

madde-uzay etkileimlerinin bir trevi olarak deil, parack alverileri zerinden

gerekleen bir sre olarak tanmlanr. Ayrca Kuantum kuram Grelilik kuramnn

getirdii k hz snrlandrmasn da aar. Grelilik kuramna gre hibir etkileim

k hzndan daha hzl gereklemez fakat Kuantum kuram bu tr bir kstlama

getirmeden etkilemelerin annda ve k hzndan daha hzl oluabileceini ne

srer. Bu da zamanda ters ynde (gelecekten gemie doru) hareketin olaslk

dahilinde olduunu gsterir.

Kuantum kuramnda fiziksel nicelikler ancak kesikli deerler alabilirler.

rnein enerji, momentum, asal momentum, spin vb. tm fiziksel nicelikler klasik

mekanikteki gibi srekli deil de sadece belirli kesikli deerlere sahip olabilir.

314
Dereli, a.g.e., 1995, s. 27.
157
Kanonik kuantumlama bantsnn doal sonucu olan bu kesikli karakterin zaman

ve uzay da kapsayp kapsamad sorulabilir. Kuantum mekaniinin ana dinamik

bants olan Schrdinger denkleminde zaman srekli bir parametredir, hatta dier

fiziksel byklklere birer hermitik ilemci kar geliyor olmasna karn zaman

gzlenebilirine ait bu tr bir hermitik ilemci yoktur daha dorusu tanmlanmas

sorunlar yaratr. Kanonik kuantumlama bants ise birbirlerine kanonik elenik

olan gzlenebilirler iin yazlr, oysa zamana kar gelen bir ilemci hem yoktur ve

hem de bu tr bir kanonik kuantumlama bants szkonusu deildir. Bu

dncelerden hareketle zamann kesikli deerler alabileceini hemen ngrmeyiz.

Bununla birlikte kuantum kuramn geniletip uzay zaman kesikli hale getiren

modeller de gnmzde kurulmaktadr.

Kuantum mekaniinde de olaylar (sreler) belli zaman aralklarn gerektirir.

rnein radyoaktif ma olay belli bir zaman aralnda llr ve gzlenir. Zaman

sreksiz anlardan olumaktadr. Her an kendi iinde bir btndr ve bir an ile dier

bir an arasnda srekli bir ilikinin olmas zorunlu deildir. An denilen zaman dilimi,

sfra ok yakn bir sreye sahiptir. Bu ok ksa olan sre Kuantum Kuramndaki

Planck sabiti ile orantl olup Planck zaman olarak tanmlanmtr. Tm evren bu

Planck sreleri arasnda bozulur ve olaslk dahilindeki bir durum olarak oluur.

Zaman araln kltp bir an haline indirgemek ilkesel olarak mmkn olsa da

dier fiziksel gzlenebilirlerin (rnein enerjinin) lmlerinin hatasz yaplm

olmasn gerektirir ki bu ise imkanszdr. Ancak olaylar arasndaki nedensel iliki

muhakkak surette korunur.

Bizler imdiki anda yaarz ve bizim iin zaman artk hem gemiten hem de
158
gelecekten etkilenir. imdiki an hem gemii hem de gelecei barndrr. Iktan daha

hzl hareket ettikleri postle edilen takiyonlar ktan daha hzl hareket edebildii

iin imdiyi de etkiledikleri gibi zel grelilik kuramna gre bizim iinde olduumuz

fiziksel evrende bulunamazlar. Zira aksi takdirde takiyonlar ile mevcut fiziksel

paracklarn arasndaki olas etkilemeler nedensellik ilikisini derhal ihlal eder.

Baka bir deyile ncelik-sonralk sras bozulur. te yandan takiyonlarn varlnda

dahi bu sorunun stesinden gelinebileceine dair modeller kurulabilse de henz

takiyonlara ait en ufak bir deneysel gzlem yoktur.

Fizikte zamann anlamlandrlmasnda ne srlen en nemli teorilerden biri

de elenik zaman teorisidir.315 Bu teorinin ieriini oluturan, zamann doasna dair

iki temel zelliktir. Bunlardan biri devinimlerin zaman iinde gereklemesine

karlk gelen zamann yaylm zelliidir ki bu zelliiyle zamana dair uzamsal bir

bak as yakalanm olur. Devinimler tpk bir mekan iinde olduu gibi bir zaman

iinde de olmaktadr. Zamann dier bir zellii de, duyusal algmzn ksa bir zaman

aral olan imdinin gemiten gelecee doru akyor olduu algsn oluturan,

devinimlerin zaman almasna karlk gelen zamann geiciliidir. Grngler

dnyas, hareketli bir ara iindeki gzlemcinin gr alannn srekli deimesi gibi

srekli deiir. Birbirinden olduka farkl bu iki zelliin ayn eye yani zamana ait

olmas zaman aklanmas zor bir dzleme srkler. Bu noktada bilimsel erevede

daha ok zamann geiciliini gzlemciye ait psikolojik bir alg olarak nitelendirerek,

zamann yaylm zellii zellikle bilimde nemli bir konuma tanr. Ancak bilim

yanlyor olabilir ve belki de zamann uzanm ve geicilik ynleri eit derecede

315
Edward Harrison, Mask of the Universe, Cambridge University Press, Cambridge, 2003, s.170.
159
nemlidir. Birleik zaman teorisine gre her oluumun ediminin btn uzay-zaman

dntrmesini gerektirir; buray ve oray ve ayrca u an ve sonrasn dntrr.

Her ey modern fiziin aklad evrenin uzay-zamanna yaylmtr. Her oluma

edimi iinde, bir uzay-zaman durumu dalr ve yeni bir uzay-zaman durumu ortaya

kar. Yalnz yakn gemite hatrlanan eyler ve yakn gelecekte beklenen eyler

deimez. Ancak uzak gelecek deiebilecei gibi uzak gemi de deiebilir. Bugn

olanlara yarn baktmzda grnenlerle, bugne gelecek yl baktmzda

grnenler ayn olmayacaktr. Her durum gemiten ortaya kan ve rekabet eden

potansiyel gelecek durumlarnda gelien mevcut koullar gsterir. Dalan durum

ker ve daha nceden potansiyel olanlardan bazlarnn gerekletii yeni bir

durum ortaya kar. Gemiteki her olay potansiyel bir gelecek ile birlikte domutur

ve u anda gerek formuna kyor olabilir. Varlk ve oluum zamann birleik

yndr. Birleik zaman kitap okumaya benzer. Her eyin grlmesi iin sergilendii

yazl bir sayfa varlk durumu gibidir. Bu sayfay evirmek varln bir durumunun

zlp yeni bir varlk durumunun yerine konulduu bir oluma edimine benzer.

Ksacas, bileik zaman teorisi zamann uzanm ve geicilik ynlerinin eit derecede

nemli olduunu vurgular. Teoriye gre imdi genel olarak dnld gibi sadece

zamanda hareket eden bir zaman dilimi deildir, aslnda tm dnyann uzay ve

zamandaki bir grnmdr. Her grnm bozulur ve bir gzlemleme ediminde

yeni bir dnya grnmne dnr.316

316
Edward Harrison, On the Physical Nature of Time, KronoScope, Cilt 2, Say 1, 2002, s. 9-19.

160
4. BLM: BLMDE ZAMAN KAVRAMININ ANALZ

4.1 Fiziksel Teorilerde Uzay ve Zamann Felsefi Analizi

Fizik biliminin geliimi rasyonel ve yeniden yaplandrmac bir adan

incelendiinde, ncelikle uzam ve zamann fiziin tarihsel geliiminde oynad rol ve

statsyle karlalacaktr. Bu karlamann tarihsel serveninin tam bir

serimlemesi yaplmak istenirse, bu kez de Einstenn fiziin en eski dal olarak

nitelendirdii Eukleides geometrisinin analizinden balamak gerekecei aktr.

Matematik ile mantk arasnda gerek anlamda kurulan ilikisel ereve,

matematiin, pratik yaam kayglarna ynelik ampirik niteliini yitirip,

kuramsal/kavramsal bir nitelik kazanmasna yol aar. Thalesin balatt

geometrinin aksiyomatik ve dizgesel bir disiplin haline getirilmesi sreci, dier

matematikilerin katklarn da ierecek ekilde, Eukleides tarafndan etkisi uzun

yllar srecek bir yetkinlie kavuturuldu.317 Eukleides, M 300de skenderiyede

yazd on ciltten oluan Elementler (Stoikheia) adl nl yaptnda, zellikle eski

Msr uygarlnda elde edilen grgl bilgilerden oluan geometriyi, mantksal

kesinlie sahip, matematiksel bir ispat erevesi olarak dedktif karml,

aksiyomatik bir yapya oturtmutur. Bylelikle geometri, balarda yalnzca olgusal

olarak snanabilen deney-gzlem-lm nermelerinin alan iken, artk doruluklar

mantksal karm yntemiyle ispatlana(bile)n, (yani aralarnda mantksal ilikilerin

kurulduu, mantksal bir dzen iine sokulabilen) matematiksel nermelerin bir

dizgesi durumuna gelmitir. Eukleides, aslnda, Elementlerde yeni bir teorem ortaya

atmam, yalnzca o gne kadar belirlenerek gelmi olan teoremlerin, tanm,


317
Cemal Yldrm, Bilim Felsefesi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1996, s.25.
161
aksiyom (beyit) ve postulatlardan (koyut) dedktif yollarla karsanmasn (yani

ispatlanmasn) -nermeleri sistemletirerek- olanakl klmtr.318 Eukleides

geometrisi olarak adlandrlan bu almann esas nemi, matematiksel ieriinden

daha ok Eukleidesin bu geometriyi ortaya koyarken izledii sistematik yntemden

kaynaklanr. Aksiyomatik-tmdengelim olarak nitelendirilen bu yntem araclyla

kkeni grgl bilgi olsa da geometrinin salt biimsel bir sistem olarak alglanmasn

salamtr. Bylece geometri nermeleri, yalnz duyumlarla alglanan d dnyann

deil, dnsel olarak kurgulanan bir uzayda biimlerin ilikilerini de gsterebilme

yetisini kazanmtr.319

Eukleides geometrisi, aksiyomatik-tmdengelim bir sistem olmakla birlikte

pratikte var olamayacak kadar idealletirilmi cetvel, pergel gibi aralarn kullanmn

kapsad iin bir bakma dnce deneylerinin ncs olarak kabul edilebilir. Bu

yaklam dorultusunda oluturulmu olan geometrik algoritma, bizi fizik teorilerinin

de birbiriyle fonksiyonel kurallarla birletirilen aksiyomatik ve grgsel iki temel

yapnn btn olarak betimlenebilir olduu noktasna tamtr. lk fiziksel

aksiyomatik teori olarak kabul edilmesi, Eukleides geometrisinin uzayn aksiyomatik

teorisiyle balayan modern fizik biliminde de olduka nemli bir yere sahip

olduunu aka gstermektedir.320

Eukleides eserinin banda tanmlar, aksiyomlar ve postulatlar vermi ve

daha nce kantlanm baz teoremleri kullanarak yenilerinin kantlanabileceini

ortaya koymutur. Btn bu aksiyom ve postulatlarn temelinde, aka ifade

318
Zekiye Kutlusoy, Mantk-Matematik likisi zerine, Kayg, 2013/20, s. 127-138.
319
Osman Grel, Doa Bilimleri Tarihi, mge Kitabevi, Ankara, 2001, s. 74.
320
Murad D. Akhundov, Conceptions of Space and Time, MIT Press, Cambridge, 1986, s. 126.
162
edilmeyen uzayn boyutlu oluu, uzayn sonsuz oluu ve uzayn homojen oluu

eklinde sralayabileceimiz uzaya dair kabuln olduunu syleyebiliriz. Buna

dayanarak, aslen doadaki nesnelerin uzay ve zaman iindeki hareketiyle dorudan

ilintili olmamas nedeniyle herhangi bir kinematik alanla ilikilendirilememesine

karn, Eukleides geometrisinin kinematie btnyle yabanc olduu sylenemez.

Ayrca Eukleides, idealize edilmi bir nesnenin yer deitirmesini kullanmak yerine,

dorular boyunca yaylan k nlarn esas ald uzay betimlemenin baka bir

yolunu gelitirerek geometrisinin kurgusunu oluturmutur. Eukleides geometrisi,

matematiksel sistemlerin kefedilmeyi bekleyen doal olgulardan ibaret olmadn,

bu sistemlerin tutarl bir aksiyom ve postulatlar kmesi seilip tretilebilecek

teoremlerin aratrlmasyla ina edilebileceklerini ortaya koyarken321, hem

aksiyomlarn seiminde hem de baz teorilerin kantlanmasnda da rtl olarak

uzamsal bir sezgiyi gerektirmektedir.322 Geometrik optik kuramn temellendirmek

iin kabul ettii postulatlar bu balamda gz nne alndnda, Eukleidesin

ounlukla bir gzlemciye gre bir nesnenin uzamsal ilikisinin bir fonksiyonu olarak

o nesnenin grnndeki deiimleri (perspektif) inceledii ve bunun da hareket

kavramn geni lde kapsad anlalmaktadr.323 Bu gizli kinematik eilim,

sonsuz kk (infinitesimal) hesaplamalarda olduu gibi matematik ve fizikteki

teorik almalar nemli lde etkilemitir.

Ayrca hareket ya da duraanlk kavramlarnn, belirli bir referans sistemi

iindeki kat cisimle (rigid bady) ilikilendirildiinde anlam kazanan bu kinematik

321
Hseyin Gazi Topdemir, In yks, Tbitak, Ankara 2007, s. 27.
322
Orhan Hanerliolu, Felsefe Ansiklopedisi, Etik Yaynlar, stanbul 2003, s. 215.
323
Akhundov, 1986, a.g.e., s.128.
163
eilim, geometri ve zamann ilikilendirilmi tanmna dayanmaktadr. Bu adan

bakldnda Eukleides aksiyomatii zaman kavramnn rtl betimlenmesiyle de

ilikili olduu sylenebilir. Ancak, kinematikte olduu gibi zamann gerek bir

deerle tanmlanmas, zamann fonksiyonu olarak zamandan tretilen hz, itme gibi

niceliklerin de gerek saylarla belirlenmesi anlamna gelir. Bu durumda, mekanie

ilikin eitlikler dahi fiziksel niceliklerin eitlii deil saysal deerlerinin bir seti

zerindeki izomorfik grnmlerin eitlikleri olmaktadr. Hlbuki fiziksel eitlikler

saysal deerleri deil kendi fiziksel nicelikleri balar.324

Daha sonraki gelimelerde, zellikle Galileonun eylemsizlik ilkesine

dayanarak oluturduu hareket anlay ile birlikte zsel doaya ve nedene sahip

olan nesne deil, ktle kavramnn eklendii maddi yapdaki cisim aratrlmaya

balanmtr. Bu balamda, nesnenin doasnda ikin olarak bulunan drt nedenin

yerini, cismin kendisiyle ilgisi olmayan, sadece maddi bir yapya sahip olmas

nedeniyle etkilendii dsal, etkin ve maddesel nedenler almtr. Btn cisimler bir

nedensellik ba iinde dnlerek ayn sonulara ayn nedenler yklenmitir.

Bylece hareket, neden sorusu erevesinde oluturulan ontolojik temelli bir

yaklamla deil, metodoloji temelli epistemolojik bir yaklamla ele alnmaya

balanr. Cisimlerin maddi yapda olmalar nedeniyle hareket, nasl sorusu

erevesinde ayn matematiksel yasalara bal olarak hesaplanarak betimlenir.325

Modern bilimin iki nemli arac olan gzlem ve deney araclyla baarya

ulaan Newton, madde ve hareket anlaynn dnsel temellerini oluturarak,

Eukleides geometrisinin ilkelerine ba(m)l geometrik bir uzayda, paracklarn


324
Akhundov, 1986, a.g.e., ss.129-130.
325
Aysun Gr, Bilim Kavramnda Tarihsel Dnm, Asa, Bursa 2008, ss. 165-170.
164
kendisini etkiyen kuvvetlerin kazandrd ivmelere gre yaptklar hareketin

toplamndan oluan bir evren326 tasarlamtr. Pek ok adan Newton mekanii,

teorik ve gzlemsel dnyalar arasndaki dorudan ilikilerden ve izomorfizmden

kaynaklanmaktadr. Bu ilikilerin varlklatrlm teorik ifadeleri, idealletirilmi

gzlemsel ifadelerle uyumaktadr. Fakat bu Newton mekaniinde teorik ve

deneysel dzeyler arasnda ayrm olmad anlamna gelmez.327

Newton, yeni Epikrosularn izinden giderek, Eukleidesin geometrinin

boyutlu mekan olarak kurgulad btn fiziksel olaylarn zerinde gerekletii

bamsz, her yerde bir rnek ve devinimsiz mutlak uzay, duyularmz araclyla

cisimlerin birbirine gre konumlaryla belirlediimiz328 greli uzaydan ayrr. Fizik

dnyadaki btn deiimleri, maddi dnyayla hibir balants olmayan, gemiten

gelecee imdi araclyla dzgn bir ekilde akp giden ve devinimle llen greli

zamandan ayrlan ayr bir mutlak boyuta yani mutlak zamana dayanarak tanmlar.329

Newtonun mutlak uzay ve mutlak zamandaki cisimlerin gerek hareketleriyle, bu

hareketlerin akla uygun ltleri arasnda yapt ayrmda, gereklik ve

grnmden oluan ikili yapy ieren Platon felsefesinin bir etkisi grlmektedir.

Newtonun grne gre, mutlak uzay ve mutlak zaman ontolojik olarak tek tek

maddelerden ve bunlarn etkileiminden ncedir.330 Newton, kendisi iin de ileri

boyutta bir soyutlama yaparak oluturduu devinim kavramn mutlak uzay ve

326
Roger Penrose, Fiziin Gizemi-Kraln Yeni Usu 2, ev. Tekin Dereli, Tbitak, Ankara 2001, s.23.
327
Akhundov, 1986, a.g.e., s.130.
328
Isaac Newton, Doa Felsefesinin Matematiksel lkeleri, ev. Aziz Yardml, dea Yaynevi, stanbul
1998, s. 72.
329
Fritjof Capra, Bat Dncesinde Dnm Noktas, ev. Mustafa Armaan, nsan Yaynlar, stanbul
1992, s. 66.
330
John Losee, Bilim Felsefesine Tarihsel Bir Giri, ev. Elif Bke, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara 2001,
s. 101.
165
mutlak zamanda geometrik cisimlerin devinimi olarak kabul eder. Bu da aslnda

Newtona gre devinim kavramnn deiimle hibir ilgisi olmad anlamna gelir,

nk bu yapda uzamsal konumlar ve zaman aralklar edeer hatta zdetir.

Ksaca, deiimsiz bir devinim sz konusudur.331

Newton, olgusal bir yaklamla oluturduu kendi doa felsefesinin temelleri

iinde gizli kuramsal glkleri metodolojik uslamlamalarla (ya da teolojik

dayanaklarla) yendiini dnerek bilimsel argmanlarn ortaya koyar. Newton,

deneysel felsefede olaylardan belli nermeler karldn ve daha sonra da

tmevarm yoluyla daha genel hale getirildiini aklasa da Newton yasalarnn

tmevarm ynteminin uygulanmas sonucunda kefedilmedii ortadadr.

Newtonun hareket yasalarndan, etkiyen hibir kuvvetin altnda olmayan cisimlerin

hareketlerini anlatan ilk yasasna baktmzda, aslnda yine Newtonun ekim

yasasna gre byle bir cismin olamayacan syleyebiliriz. Olsayd da biz

bilemezdik. Bir cismin gzlenebilmesi iin bir gzlemci ya da bir aygt olmas gerekir.

Ancak Newtona gre, evrendeki her cisim, dier cisimler zerine ekim kuvveti

uygular. Gzlemlenen bir cismin kuvvetten bamsz olmas mmkn deildir. Sonu

olarak eylemsizlik (sredurum) yasas belli cisimlerin gzlenen hareketlerinin bir

genellemesi deil, bu tr hareketlerden soyutlanmasdr. Newton, mutlak uzaydaki

hareketlerle gerek hareketler arasnda tam anlamyla benzerlik elde etmenin

mmkn olamayabileceini kabul eder.332 Newton, dinamik zerine yazd

Principiada her ne kadar Kopernik, Galileo, Descartes ve Kepler gibi bilim

insanlarnn almalarnn genelletirilmi haline yer verse de onun bu eserinde


331
Alexandre Koyre, Bilim ve Devrim-Newton, ev. Nur Kk, Salyangoz Yay., stanbul 2006, s. 18.
332
Losee, 2008, a.g.e., ss. 101-104.
166
tmevarmsal bir analiz ynteminden ok aksiyomatik yntemi izledii aktr.

Newtonun aksiyomatik yntemi temel olarak aamadan olumaktadr.

Birinci aama aksiyom sisteminin ekillendirilmesidir. Newtona gre, aksiyom

sistemi tmdengelimsel olarak organize edilmi bir aksiyomlar, tanmlar ve

teoremler grubudur. Aksiyomlar, sistemdeki dier nermelerden karlamayan

nermelerdir ve teoremler de bu aksiyomlarn tmdengelimsel sonulardr.

hareket yasas Newtonun mekanik teorisinin aksiyomlardr. Newton aksiyomlarda

ortaya kan mutlak bykl deneysel olarak belirlenen mantkl lmlerden

ak bir ekilde ayrmtr. Aksiyomlar mutlak uzaydaki cisimlerin gerek

hareketlerini tanmlayan doa felsefesinin matematiksel ilkeleridir. Newtonun

aksiyomatik ynteminin ikinci aamas, aksiyom sisteminin teoremlerini gzlemlerle

ilikilendirmek iin yntem belirlemektir. Newton genellikle aksiyom sistemlerinin

fiziksel dnyadaki olaylara balanmasn istese de Newton aksiyom sisteminin uygun

bir ekilde deneyimle balantl olmad bir Renk Kartrma Teorisini

deerlendirmeye sunmutur. Ancak Newton, bu teoride baz ifadeler iin ampirik bir

aklama getirmeyi baaramad iin renkleri kartrma teorisinin deneysel adan

hibir deeri yoktur. Dier yandan, Newton mekaniinin hibir deneysel deerinin

olmad sylenemez. Newton gerekli balanty, mutlak uzaysal ve zamansal

aralklarla ilgili nermelerin llm uzaysal ve zamansal aralklarla ilgili

nermelere dnm iin Karlam Kurallar seerek elde etmitir. Newton bir

aksiyom sistemiyle bu sistemin deneyime geirilmesi arasndaki ayrm Principia

boyunca uygulamtr ki bu fark, Newtonun bilimsel yntem teorisine yapt en

nemli katklardan biridir ve bilimsel bilginin tmdengelimsel sistemletirilmesi

167
idealini daha karmak bir seviyeye tamtr. Newtonun aksiyomatik ynteminin

nc aamas deneysel olarak yorumlanan aksiyom sisteminin tmdengelimsel

sonularnn dorulanmasdr. Aksiyom sisteminin terimleriyle olaylar arasndaki

balanty kurmak iin gereken yntem bir kez belirlendiinde, aratrmac aksiyom

sisteminin teoremleriyle gzlemlenen cisim hareketleri arasnda uyuma salamaya

almaldr. Newton, uyuma derecesinin genellikle orijinal varsaymlarn ilerleme

halindeki deiimi sayesinde artrlabileceini fark etmiti. rnein ayn hareketiyle

ilgili teorisinin deneysel uygunluunu, dnyann homojen bir kre olduu eklindeki

balang varsaymn deitirmek suretiyle gelitirmitir.333

Newton mekaniinde bir dizi mantk-matematiksel yeniden yaplanmalar yer

bulmaktadr. ou fiziksel kavramlarn ayrntl bir ekilde aklanm olmas ve temel

ilke saysnn en aza indirgenmi olmas bir bakma kurgularn gittike daha zenli ve

uyumlu bir ekilde yapldn gsterir. rnein Newton, gezegenlerin hareketleri

iin Keplerin kurduu geometrik modelin ve Galileinin gravitasyon ile ilgili

deneylerinin matematiksel formln kard. Ondan sonra, gezegenlerin neden

gne etrafnda elips yrngeler izdiini, ar ve hafif cisimlerin neden ayn ivmeyle

yere dtn matematiksel yntemle gsterir olduk. Gelgit olaylar, dnya

ekseninin salnm, gravitasyonun cismin arlndan bamsz oluu vb. olaylar

aklayan matematiksel bantlar onunla ortaya kt. Euler, Newton gravitasyon

yasasnn analitik biimini verdikten sonra Lagrange, Hamilton, Jacobi, Clairaut,

Laplace ve Poisson gibi nl matematikiler, gravitasyon yasasnn matematiksel

temellerini salamlatran teoremleri kurdular. Bu arada potansiyel gibi yeni

333
Losee, 2008, a.g.e., ss.104-108.
168
kavramlar da ortaya kardlar. Bu sre, eitli aamalardan sonra korunum

yasalar, simetri prensibi ve deimezlik ilkesi klasik fiziin kavramsal atsn ina

eden fikirlerin daha birleik bir yapnn olumasyla devam etmitir. Bu fikirler

rlativite teorisi ve kuantum fiziinin yaplandrlmasnda etkin bir rol oynamann

yan sra genel olarak fiziksel teorilerin uzay ve zaman statlerinin nemli ynlerini

aa karmann yolunu amtr.

Korunum yasalar her ne kadar, Newton ncesinde ilke veya postula olarak

kullanlyor olsa da Newtondan sonra dinamiin evrensel aksiyomlarndan elde

edilmi teoremler olarak, fizikte farkl ve daha etkin bir rol almaya balamtr.

Lagrangn analitik mekanii, temel korunum yasalaryla uzamsal-zamansal simetri

arasnda bir bant kurulmasna olanak salamtr. Enerji, momentum gibi temel

fiziksel niceliklerin korunumu uzay ve zamann izotropisine ve homojen olma

zelliine dayandrlarak kantlanmtr. Esas olarak, uzay ve zamann simetrisi,

fiziksel yasalarnn herhangi bir dnmde deimez olduunu aklar. Eer doa

yasalar, grngler dnyasndaki bir yapy veya yaplar arasndaki bir banty

tanmlyorsa, simetri prensibi de bu yasalar arasndaki isel ilikiyi kurarak onlarn

dzenlenmesini salar. Yani doa yasalar grngler dnyasnn yapsn belirlerken,

simetri prensibi de teorik dnyann yapsn belirler. Klasik fizik, uzay ve zamann

simetrisiyle balantl deimezliin geometrik prensiplerini ierir.334

Dinamiin kendisinin geometrik bir nesneye dnt, geometri zerine

yaplan bir analizi sonucunda ulalan Eukleides geometrisinden klasik mekanie

geite, geometrik-kinematik-dinamik dizisinde zamann tanm baz deiikliklere

334
Akhundov, 1986, a.g.e., s.131.
169
maruz kalm olsa da uzayn metrik yaps yaklak olarak aynen kalmtr.

Aristoteles, Galileo ve Newton dinamikleri hepsi dzgn drt boyutlu manifold

olarak uzay-zamana sahip olmasna ramen, her bir dinamiin karakteristik belirli bir

ynn yanstan geometrik yapya sahiptir.335

Fiziksel olaylar arasndaki ilikinin anlalmas iin olaylar kmesi zerine

Aristoteles tarafndan oluturulan uzay-zaman, belki de fiziksel bir kavram olarak

evren tarihinin ilk matematiksel modelidir. Aristotelesin basit bir ekilde,

boyutlu uzam segmenti ve bir boyutlu zaman segmentini tanmlad uzay-zaman

yapsn izmeye altmzda aadaki ekle ulaabiliriz.

ekil 4.1.1de gsterildii gibi, Aristotelesin uzay

zamannda her yatay dzlem zamanda bir an ve bu

dzlemdeki her nokta da uzayda o andaki bir konumu


ekil 4.1.1. Aristoteles uzay-
zaman temsil eder.

ekil 4.1.2de krmz noktalarla, Aristoteles uzay-

zamannda ayn dikey izgi zerinde olduklar iin ayn

konumda gerekleen iki olay gsterilmitir.


ekil 4.1.2. Aristoteles uzay-
ekil 4.1.3de krmz zamannda ayn konumdaki iki
olay
noktalarla, Aristoteles uzay-zamannda ayn yatay dzlem

zerinde olduklar iin ayn anda gerekleen yani e

zamanl iki olay gsterilmitir.


ekil-4.1.3. Aristoteles uzay-
zamannda e zamanl iki
olay

335
Akhundov, 1986, a.g.e., s.132.

170
ekil 4.1.4de krmz noktalarla, Aristoteles uzay-zamannda, farkl yatay

dzlemde ve farkl dikey izgi zerinde olduklar iin uzamsal ve zamansal olarak

ayrk iki olay gsterilmitir. Dikey izgi zerinde iki nokta arasndaki uzunluk bu iki

olay arasndaki zaman farkn belirler. Bu iki

noktann ayn yatay dzlem zerindeki

izdmleri arasndaki uzunluk da bu iki olayn

konumlar arasndaki mekansal fark belirler.

Aristotelesin uzay-zaman yaplandrmas


ekil-4.1.4. Aristoteles uzay-zamannda
kendisinden sonra bu alanda yaplan uzamsal ve zamansal olarak ayrk olaylar

almalarda nemli bir temel olmutur. Cismin balca var olma biimi olarak

grd devinim kanunlarnda Aristoteles, hareket eden bir nesnenin hznn,

nesneye uygulanan kuvvetle doru, hareketin gerekletii ortamn younluu ile

ters orantl olarak kabul eder. Buna gre, bolukta nesnenin hz sonsuz olacandan

hareket bir anda gerekleir ki byle bir ey imkanszdr; nk her hareketin bir

zamanda gereklemesi zorunludur. Bu anlaya bilinen ilk eletiri, uzay yalnzca bir

boyut olduunu ve bu balamda bir blgeden bir dierine hibir niteliksel

farkllklara sahip olmadn, uzayn maddeden ayr dnlmesi gerektiini

savunan 6. yzyl dnr John Philoponus (490-570) tarafndan yaplmtr.

Philoponus, homojen uzay kavramyla Aristoteles sistemini birletirmeye almtr.

Philoponus bir nesne itildiinde nesne hareket etmeye balar ve nesneye isel bir

enerji depolanm olur. Bu enerji bitene kadar hareket etmeye devam eder.336

Aristotelese kar radikal itirazyla Aristotelesi gelenekten ayrlan Philoponus,

336
A. Rupert Hail,The Revolutionin Science 1500-1750, Longman Group, London 1985, ss. 78-79.
171
hatal olsa da bu aklamasyla modern fizikteki atalet kavramnn ilk admn

atmtr. Nesneden bamsz homojen uzay anlay Galileo gibi bilginleri etkilemi ve

bylece Newtonun uzay kavramnda da yer almtr. Daha ok niteliksel zellie

sahip Aristotelesi yntemden, niceliksel olan Galileocu ynteme geilerek dank

ve ayrk olan olgular ve kuramlar kesin tanmlarla tutarl bir btn haline getirme

srecinde Newtonun gk cisimleri ile yer cisimlerinin devinimlerinin zdeliini ne

srd evrensel ktle ekim kuramyla klasik fizik evrensel bir boyut kazanmtr.

Bylece, Newtonun formle ettii gravitasyon kuvveti, klasik mekanikte postula

edilen mutlak ve evrensel ezamanll salayan uzaktan etkileim kuvveti olarak

bilimde yerini almtr.

Genel olarak aksiyomatik bir yapda sunulmu olan Principiaya baktmzda

Newtonun ktle, hareket, eylemsizlik ve kuvvet gibi temel fizik kavramlarn mutlak

uzay ve zamann var olduu postulalarna dayandrmtr. Bu adan uzay ve zaman

kavramlarn birincil terimler seviyesinde sunulmutur ve bunlarn fiziksel anlamlar

aksiyomlardan ve hareket yasalarndan tretilmitir. Uzay ve zamann aksiyomlar

araclyla tanmlanmas ve aksiyomlarn gerekletii zemini oluturmalar

nedeniyle uzay ve zaman, klasik mekaniin zorunlu teorik temelleri olarak

aksiyomlara gre ncl olduunu gsterir. Ksaca, Newtonun hareket yasalar,

mutlak uzay ve zamana gre hareket eden eylemsizlik zelliine sahip eylemsiz

referans sistemlerinde geerlidir. Bylece uzay ve zaman teorisinin nedensel

yapsnda teorik bir statye tayan Newton iin, mutlak uzay ve zaman, hareket

yasalaryla fiziksel anlam kazanan fiziksel nesnelerin dinamiinin gerekletii bir

sahne gibidir.

172
4.2 Uzay ve Zamann Modern Fizikteki Teorik ve Deneysel Yaps

Newtonun dnyann ve evrenin makro dzeydeki ileme dzenini aklayan

mekanik yasalar, belirli dzeyde idealize edilmi nesnelerin temelinde birbiriyle

uyumlu ayn uzamsal ve zamansal bir dille yazlm teorik ve ampirik yaplar iin

tutarllk gstermekteydi. Lagrange, Laplace, Poisson, Hamilton gibi birok bilim

insanlarnn gelitirilmi olan Newton mekanii (klasik mekanik) Galileo grelilii ile

birlikte bir btn oluturuyordu. Ancak 18. ve 19. yzyllarda, elektrik ve

manyetizma alanndaki bulular Maxwell denklemleriyle mkemmel bir teorik

ereveye oturtulurken dier taraftan termodinamik alannda nemli gelimeler

salanmtr. Bylece evrenin btnn basit bir ekilde akladna inanlan klasik

fizik bileenlerine ayrlmaya balad. Ancak buradaki en nemli sorun, Maxwell

denklemlerinin Galileo dnmleri altnda deil de mekanie elverili olmayan

Lorentz dnmleri altnda deimez kalmalar olmutur. Bu noktada oluan

kmaz, fiziksel ierii ve matematiksel anlatm bakmndan o dnemdeki en

doyurucu alma olan ve tm paralar bir araya getirerek hareket ve grelilik

konusundaki dnceleri deitiren Einsteinn grelilik teorisiyle son bulur.337 Klasik

mekanikten, grelilik teorisine geite, uzay, zaman ve hareketin sreklilii

hakkndaki baz kabullere dayanan kavramlar zerine kurulmu olan yap

korunmaktadr. Ancak grelilik kuram klasik fizikten farkl olarak geometrik bir fizik

teorisidir ve uzay, zaman, ktle, enerji ve hareket kavramlar tamamen olmasa da

farkllk tamaktadr. Buna bal olarak, cisimlerin gravitasyonla ilgili tm

337
Ali Ulvi Ylmazer, Grelilik ve Kuantum Kavramlar, Bilimden Felsefeye Akademik Bir evrenin
Serveni, Bilim ve Gelecek Kitapl, 2011, s. 279.
173
hareketleri, uzaktan etki eden bir kuvvetin etkisiyle deil uzay-zamann gravitasyon

alanlar tarafndan bklmesi ile aklanmaktadr. Klasik fiziin ulat bir zirve

olarak ifade edilebilen Grelilik kuramnda cisimlerin ve enerjinin yaylma hzna bir

st snr konularak fiziksel nicelikler ounlukla ilevsel olarak tanmlanmtr. Bu da

fiziksel srelerin betimlenmeleri neredeyse klasik fizikte olduu gibi bir nedenin

etkisinden nce gelmesi anlamnda nedensellik ilkesi korunmaktadr. Grelilik

kuramyla gelitirilmi haliyle de klasik dnya grnn temel zellikleri, sistemin

iinde bulunulan andaki durumunun ilke olarak gelecekteki durumu belirledii ve bu

olaylar dizisi eklinde gerekleen nedensel yapdan sorumlu etmenin, nedenden

sonuca doru k hzndan daha byk olmayan bir hzla yaylmak zorunda

olduudur. Max Planck (1858-1947) tarafndan gelitirilen ve bilime kadarl (srekli

olmayan) byklkleri ilk kez kazandrm olan kuantum kuram, dnce

kalplarmz zorlayarak, bir olayla bir bakas arasndaki nedensel balantnn her

zamanki anlamnn varl sorgulanmaya balasa338 da bu kuramda da uzay ve zaman

iin sonsuz blnebilirlik gibi ayn temel kabuller geerli saylmaktadr. Kuantum

mekaniksel bir sistemin durumu (durum vektr ya da dalga fonksiyonu) daha soyut

bir nesnedir ve kendi bana dorudan doruya gzlemlenebilir deildir. Durum

vektr kendi bana sistemin paralarnn konumlar ve momentumlar iin kesin

deerler vermez. Kuantum mekaniinin temel dinamik denklemi ve Newtonun

ikinci yasasnn kuantum mekaniindeki karl olan Schrdinger denklemi,

sistemin durum vektrnn zaman iinde evrilmesini belirler. Daha dorusu,

kuramdaki ana varlk olan dalga fonksiyonu, yalnzca bir deneyin ya da gzlemin izin

338
Cushing, 2006, a.g.e., s.137.
174
verilen sonularnn olaslklarn hesaplamamza olanak verir. Kuantum mekaniinin

standart (ya da Kopenhag) yorumunda artk olay olay nedensellik yoktur ve

paracklar uzay-zaman zemininde kesin tanml yrngeleri izlemez. Kuram genel

olarak belirli olaylar deil bu olaylarn gerekleme olaslklarn ngrr.339

Grelilik ve kuantum kuram, Eukleides ve Newton sistemlerindeki nemli

kmazlarn ortaya koyunca yeni bilim zerine daha ayrntl olarak dnlmesi ve

sorgulanmas gerekti. nk her iki kuram da gzlem ve deneyi aan karmlara

dayal bilimsel olduu tereddtsz savunulan dnceleri ileri srerek, bilimin

gzlem ve deneye dayal, btnyle ussal karmlarndan oluan bir etkinlik olduu

geleneksel kabulleriyle elimekteydi.340Fizikteki bu gelimelerle, gzlenebilirlik

temel bir snrlandrma ayrac olma roln kaybeder. Gzlenebilen ve

lmlenebilenin tesine geerek evreni aklamak ve yorumlamak iin oluturulan

teoriler artk olgular dnyasn sistematik bir biimde anlama imkann veren

kavramlar dzenleyen birbirlerine bal tanmlar ve ilikilerle oluturulmakla

birlikte341, gerek olaylarn kendisini deil fakat onlarn idealize edilmi analoglarn

ifade eder konumuna gelmitir. zellikle fiziin kuramsal terimleri, artk en iyi

olaslkla deneyimsel yoldan ksmen yorumlanabilirler fakat tam olarak

tanmlanamazlar.

ada bilim kuramnda bilimsel gzlem dili ve bilimsel kuram dili ayrm

yaplr. Deneyimsel yasalar tmyle gzlem dili iinde formle edilen yasalar,

kuramsal yasalar da ilerinde en az bir kuramsal terim bulunan yasalar olarak ifade

339
Cushing, 2006, a.g.e., ss.161-162.
340
Hseyin Gazi Topdemir, Bilim Tarihi le Bilgi Felsefesinin Bilgi Kuramsal Badakl, Toplumsal
Tarih, 230, ubat 2013, s. 70.
341
Cevizci, 1999, a.g.e., s. 840.
175
edilebilir. Bu noktada gzlem dilinin ncelikle dorudan doruya gzlem nesnelerine

ve onlarn gzlenebilir niteliklerine ilikin olan gzlem terimlerini kapsar. Ancak

gzlem diline, ara kullanlarak elde edilen gzlem byklkleri gibi amlama ile

elde edilmi, dolaysyla doal dile ait olmayan kavramlar da girer.342 Kuram dilini

oluturan gzlenebilirlik koulu aranmayan terimler, ksmen tanmlanmam

kavramlar, ksmen de kendilerine dayanlarak amlanm tanmlarn yaplabildii

kavramlar ierir. Zaten gzlem dili karsnda kuram dili, hem sentetik ve hem

semantik adan baz yapsal farkllklara sahiptir. Kuram dili iinde matematiksel

formllerle kuramlarn oluturulabilme olgusu, kuram dili mantna gzlem dili

mantna gre olduka stn konuma tar ki bu dil iinde artk yksek matematiin

nermeleri bile formle edilebilir ve hatta kantlanabilir.343 Kuramsal dilin ortaya

koyduu nermelerin, dolaysyla da teorik kanunlarn anlaml olabilmesi iin her

eyden nce bir deneyimsel yoruma ihtiya vardr ve bunun iin de kuram dilinin

terimlerini belirli kurallara gre gzlem dilinin terimlerine evirmek gerekir.

Carnapn dzenleyici kurallar ya da uylam kurallar olarak adlandrd bu

kurallar, hem kuram dilinden hem de gzlem dilinden terimleri ierdikleri iin kuram

dili ile gzlem dilinin balantsn gzetirler ve her iki dilden nermeler olarak

grnrler.344 Buna gre, kuramsal nermelerin gzlem diliyle yorumlanmas, tam

olarak deil ancak ksmi olarak deneyimsel anlamlara karlk gelir. nk kuram

deneyimsel yapnn anlamn kendi yapsna gre belirler ve gzlem diliyle ifade

edilen olgular yalnzca tasarlanm olan kuramn nda yorumlanan olgular haline

342
Elisabeth Strker, Bilim Kuramna Giri, ev.: Doan zlem, Gndoan, Ankara, 1995, s. 85.
343
Strker, 1995, a.g.e., s.93.
344
Strker, 1995, a.g.e.s.83.
176
gelir. Bu da kuramsal bilginin olgular dnyasyla tam olarak rtemeyecei

anlamna gelir. Bu yaklam ayn zamanda bizi, teorinin deneysel nesneleri de duyu

alglar deil, gzlemsel dzeydeki nesnelerin duyu deneyimlerinin rasyonel bir

ekilde ileme konulmasnn rnleri olduu kansna ulatrr. Baka bir ifadeyle,

teoriye bal gzlemlenen ya da deneyimlenen nesneler bir ekilde teorinin

damgasn tar. Bu durum mutlak, teoriden bamsz bir gzlem dili olduunu ve bu

dilin terimlerinin btn rekabet halindeki teoriler iin ayn ortak anlam ekirdeine

sahip olduunu iddia eden mantk ampirizme kart olarak ister teorik olsun isterse

de olgusal btn bilimsel terimlerin anlam, onlarn nemini belirten ve iinde vcut

bulduklar (genelde paradigma ad verilen) genel bir arkaplan tarafndan

salanmaktayd.345 Ksacas teoriden bamsz bir gzlem dili belirlenemeyecei gibi

bu gzlem dili de teoriden bamsz olarak kullanlamaz. Bir gzlem nermesinde

kullanlan herhangi bir kavram, kuramn bu kavram nasl ve niye anlamlandrmasna

bal olarak anlam kazanr ki bu da gzlem terimleriyle kuram terimleri arasnda

olduu varsaylan, ontolojik ncelii ve stnl belirledii dnlen ayrmn o

kadar kesin olmadn gsterir. Buna gre, ayn dili kullanmayan gzlemciler ayn

deneyimden ayn gereklie ulaamayacaklar gibi ayn fiziksel yapda ayn

koullarda gerekleen deneyimlerden farkl olgulara ularlar. Bu balamda, farkl

paradigmayla alan bilim adamlarnn, aratrma ile balanm olduklar dnyay

farkl ekilde grmelerine neden olur.346 Newton yasalar Galileonun serbest

dmeyle ve Keplerin gezegenlerle ilgili yasalarn sanld gibi iine almaz, tersine

onlarla eliir. Dier taraftan ktle ya da zaman terimleri Newtonun ve Einsteinn


345
Thomas S. Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev. Nilfer Kuya, Alan Yay., stanbul 2000, s. 46.
346
Kuhn, 2000, a.g.e. s.175.
177
teorilerinde ayn anlam tamaz. Bylece, yeni teorinin mevcut teoriyle tutarl

olmasn ve ayn terimlerin anlamlarnn teoriler arasnda deimezliini tanmlamak

zere pozitivist felsefede yer bulan srasyla tutarllk art ve anlam deimezlii

art, bilimin geliimini nleyecek bir tutuculuk olarak grlmeye balanr ve

metodolojik anarizmin347 kaplarn aan bir srece doru evrilme gerekleir.

Bilimin baat yntemlerine getirilen bu eletiriler nda, greli dille elde

edilen bilimsel gerein problemi sunan teoriye ballnn aa kmas yine de

bilimi tamamen keyfi hale getirmez. nk teorinin ngrd ekilde yaplan

hesaplamalara dayanan ngrlerimizle elien gzlemler de yaplabilir. Fakat bu

gzlemlerin de teorinin terimleriyle ifade ediliyor olmas onlarn teoriyi yanlladn

kabul ettirmek pek kolay olmaz. Kuantum teorisinin farkl yorumlarnn olmas gibi

ou zaman da bir teorinin terimlerinin farkl yorumlarn temsil eden birden fazla

tutarl modelini kurmak mmkndr. Ayrca, yine kuantum teorisinde

renormalizasyon ileminde olduu gibi, teorinin hipotezlerine kstlama getirilerek

de teorinin yanllanmas ile ilgili sorunlar ortadan kaldrlabilir.

Bilimsel bilginin denetlenme yeri olgular dnyasdr ve deneysel dzeydeki

nesneler objektif gereklikle daha dorudan doruya bal olur ve bize bir duyu

olarak verilir. Bu nedenle, sonu olarak bir teorinin yeterlilii ya da gereklikle

ilikisinin dorulanmas teorik kurguyla deneysel verilerin ilikilendirmesini kapsar.

Bu gibi ilikilendirme olmadan teori gereklikle ilikisini kaybeder. Deneysel

yntemler zellikle kesin olarak llebilen ve ancak sembollerle ifade edilebilen

nicel kavramlarn olduu alanlarda verimlidir. Aslnda buradaki nicel ve nitel ayrm

347
Paul Feyeraband, Ynteme Kar, ev. Erturul Baer, Ayrnt Yaynlar, stanbul 1999, s. 97.
178
doada var olan bir ayrm deil, sadece bir dile getiri, ifade edi farklldr.

Doadaki olgular gzlemlendiinde, bu olgularn nicel mi nitel mi olduklar sorusu

anlamsz kalmasna ramen bu olgularn tarifi nicel ve nitel ayrmn gerektirir.348

Nicel dil kullanmnn asl avantaj ise, olgular ifade etme ve yeni olgular ngrme

asndan olduka etkili olan nicel yasalar ifade edilmesine olanak tanmasdr.

Carnapa gre, nicel dili kullanabilmek iin ncelikle lmenin temeli olan sayma

ynteminin gelitirilmesi gerekir. Uzunluk, s, zaman, madde miktar, aydnlanma

iddeti gibi temel byklkler ve dier niceliksel veya llebilir kavramlar, her

eyden nce bir eyin ne kadar uzunluu, ss, zaman, madde miktar, aydnlanma

iddeti vb. olduunun llmesi yoluyla belirlenir. Burada lme ile lmleme

yntemlerini birbirinden ayrmak gerekir. lmede belli bir lme says, bir

durumdan brne geilerek kazanlr. lmleme ise, llebilir kavramlar

yardmyla, yani lekler yardmyla lmeyi olanakl klmaktadr. Aslnda doada

arlk, uzunluk gibi olgular dorudan yokturlar. Bu durumlarda ki deiikliklere kar

bir alg vardr. Yani dnyadaki tm nesnelerin madde miktar ayn olsayd, madde

miktar diye bir kavram olamazd. Ancak iki nesne ele alndnda oluan alg farkll

bu durumu ortaya karmaktadr.349 Fiziksel teorilerin en nemli yapsal unsurlar

arasnda olan lm ilemlerini ieren ve bilimsel disiplinlerin geliiminin z olan

eitleme ve karlatrma kurallar araclyla llebilir kavramlar bu ilikilere uygun

olarak dzenlenebilmektedir. Buradan hareketle bir nesneler dizisi iinde her

nesneye ve ayn zamanda benzeik dizilerin her elemanna bir say karlk gsterilir.

348
Rudolf Carnap,Philosophical Foundations of Physics: Introduction to the Philosophy of Science,
Basic Books Inc., 1966, s. 52.
349
Faruk Akkaya, Rudolf Carnapta Gzlemlenebilirlik Kavram, Yksek Lisans Tezi, Danman: Hseyin
Gazi Topdemir, Ankara niversitesi, 2013.
179
Eitleme ilikisini yerine getiren iki nesne ayn saysal deere sahip olur.

Karlatrma ilikisinde ise nesneler greli olarak kk ya da byk bir sayya

uygunluklar bakmndan saysal olarak deerlendirilir. Bylece karlatrmal olarak

alglanan her ey teorik olarak llebilir. Bununla birlikte, standart eyler stne

belirli yasalara gre bir uzlam olarak lmenin saptanaca birim sistemi de

olduka etkin bir role sahiptir. Carnapn da vurgulad gibi nicel dilin salkl bir

ekilde kullanlabilmesi iin temellendirilmesi gereken en nemli iki byklk olan

zaman ve mekandan rnein zamann llmesinde belirli bir periyodun zaman

birimi olarak kabul edilir.350 Bilim tarihine baktmzda zaman birimi olarak uzlam

salayan olgusal harmonik hareketin periyodunun seilmesinde en nemli etkenin,

tutarl bir periyodu salayarak bilimde basitlik temeline uygunluu koruma amac

olduu grlmektedir. Nicel dili oluturan saylar birim sistemleri aslnda doada

yoktur, doaya bunlar atayan yine insanlardr. nk niceliksel kavramlar, doal

sreleri deiik byklklerin ilevsel ballklar olarak ortaya koyma olana

saladklar iin bunlarn nemi dilden tasarruf etme bakmnda yararlarnn

tesinde, ilkece yeni bir ey ortaya koymalarnda yatmaktadr. Burada sz konusu

olan yalnzca, doal srelerin bir dizi ilikisi iinde saylarla zmlenebilmesi deil,

daha nemlisi niceliksel kavramlarn niteliksel yoldan ifade edilen koul

nermelerini de kapsayarak doa yasalarnn niceliksel yoldan basitlik temelinde

formle edilebilmelerini salamasdr.351 Genel olarak seilen nicel dille oluturulan

tanmlamalar, geni kapsaml olgular sistematik bir ekilde ieren sonulara

350
Gnmzde temel zaman birimi olarak saniye, en dk enerji seviyesindeki Sezyum-133
atomunun iki hyperfine seviye arasndaki gei radyasyonunun 9.192.631.770 periyoduna karlk
gelen sre olarak belirlenmektedir.
351
Strker, 1995, a.g.e., ss.70-73.
180
ulamay salamakla birlikte zel olarak da aa kan uzamsal-zamansal

terminoloji, fiziksel aratrmalarn tm ynlerinin uzay, zaman ve noktasal

ktle gibi terimler araclyla oluturulan bir koordinat sisteminde fiziksel bilgiye

dnmn salar.

Mantksal pozitivizminde mutlaklatrlm evrensel ve temel bir kavram

olarak konumlanan uzay, zaman gibi kavramlarn ilikisel kavramlara dnm, 19.

yzyln ilk yarsnda Eukleides geometrisinin temel aksiyomlarn sarsacak olan

Gauss, Boyai Janos, Lobatchevsky ve Riemann geometrilerinin, bata matematiksel

teorilerde olmak zere temel bilimsel anlay ve kavramsal erevede daha nce hi

yaanmam devrim niteliindeki yeniden yaplandrmalaryla balamtr. Ontolojik

deiimlerle karakterize edilebilen bu epistemik kopu, Eukleides geometrisinden,

geometrinin ontolojik yapsn dzlemsel olmayan yeni bir konuma tayan Eukleides

d geometrilere geii betimler.352 Eukleides geometrisinde bir dzlem zerindeki

genlerin i alar toplam tam olarak 180odir ve dzlemin erilii sfrdr. Ancak

negatif erilie sahip olan yzey zerindeki bir genin i alar toplam 180oden az

iken pozitif erilie sahip yzey zerindeki bir genin i alar toplam 180 oden

fazladr. Bylece genin bu geometrilerdeki varlk biimi deimitir.

Geometrinin aksiyomlar yalnzca uzamsal ilikileri ifade eden ilkeler deildir.

Belirli birim sistemine gre yaplan tm uzamsal lmler, uygun fiziksel nesnelerin

belirli zellikleri ve davranlar asndan ele alndnda, mekansal bir lm teorisi

olarak hizmet verebilir. Aslnda geometri gerekte doada rastlanan kat cisimlerle

deil, mutlak olarak deimez olan ve doal cisimlerin olabildiince basitletirilmi


352
Beno Kuryel, Matematik Tarihinde Bilimsel Devrimler, Toplumsal Tarih, 230, ubat 2013,
ss. 84-88.
181
hali olan ideal rijid cisimlerle urar. Ancak ayn rijid cisimlerle urasa da yukarda

bahsedilen geometri farkl formlasyona ular. Bu noktada, yukarda bahsedilen

alternatif geometriler arasnda hangisinin doru olduunu sorgulamak Poincarnin

belirttii gibi ilevsel deildir:

Byle bir sorunun hibir anlam yoktur. Bu, adeta metre sisteminin doru,

eski lmzn yanl, Kartezyen koordinatlarn doru, kutupsal koordinatlarn

yanl olduunu ileri srmek gibi bir ey demektir. Bir geometri bir baka

geometriden daha doru olamaz; olsa olsa daha kullanl olabilir.353

Bununla birlikte bahsedilen geometriler arasnda gerekletirilen seimde

deneyler, kullanacamz aksiyom ve postulalara karar vermemizde bize nderlik

yaparlar fakat kendilerini dayatmazlar. Konvansiyonalizm balamnda buradan,

deneyin uygulamada en kullanl geometriyi seme konusunda rehberlik ederek

bize yardmc olur, ancak matematiksel adan Eukleides ve Lobatchevsky geometrisi

ayn derecede tutarldr; matematiksel olarak ikisi ayn geerlilie sahiptir, birinin

tekine stnl yoktur.354 Aslnda, Poincar ifadeleri genel olarak Eukleides

geometrisi ile Eukleides-d geometrilerin ayn doruluk deerine sahip olduundan

belirtmekten ziyade Eukleides geometrisiyle zellikle Lobatchevsky geometrisinin

birbirine dntrebildii ve bu anlamda denk olduunu iddia etmektedir.355 Bu

gr nda, deneyimlenen her olgu hem Eukleides geometrisinde hem de

Eukleides-d geometri olan Lobatchevsky geometrisinde birer yorumu bulunur,

yani her ikisinde de modellendirilebilir. Bunun da tesinde, deneyler geometriler

353
Henri Poincare, Bilim ve Hipotez, ev. Fehmi Ycel, M.E.B. Yaynlar, stanbul, 1998, s. 73.
354
Bekir S. Gr, Poincarnin Matematik Felsefesi zerine, Matematik Dnyas, 2006-II, ss. 80-84.
355
D. Stump, Poincars Thesis of the Translatability of Euclidean and Non-Euclidean Geometries,
Nos, Vol. 25, No.5, 1991, ss. 639-657.
182
zerinde deil cisimler zerinde yaplr.356 Bu yaklam bizi mutlak uzay, mutlak

zaman, hatta geometri, kendini mekanie zorla kabul ettiren artlar deildir yani

bunlar mekanikten nce var olan eyler olmad sonucuna gtrr.357 Dahas,

mekaniin temel kanunlar mutlak uzay ve mutlak zaman kullanlmadan da

kurgulanabilirdi ki klasik fizii bulunduu baat konumunu sarsan yaklam da bu

anlayn hayat bulmasyla gereklemitir. Klasik fiziin alt Eukleides

geometrisinden, modern fiziin yaplanmasna olanak salayacak Eukleides-d

geometrik sistemlerin terminoloji iinde tanml olan uzay ve zaman kavramlar,

tanml olduklar klasik erevenin dna alnarak baka bir erevede deiik bir

fonksiyonla yeniden anlam kazanr.

Uzam cisimleri, yalnzca uzaml olduklar lde ve rijid cisim olma

zelliklerini koruduklar srece, onlar idealletirerek irdeleyen geometrinin asl

nesnesi olma durumu korurlar. Bu bakmdan, l geometrisi ideal cisimlerin

incelenmesi olmakla birlikte, izdmsel geometrisi nermelerinden bazlar n

zelliklerinden ve bir doru boyunca yaylmasndan kmtr.358 Aka

grlmektedir ki geometrinin konusunu oluturan dz izgi, alan gibi kavramlar,

dnya yzeyindeki belirli bir dereceye kadar lmlendirilebilen fiziksel yaplar

dnda olduka snrl bir kullanma sahiptir. Bu kavramlar zellikle astronomik

uzaklk ve alan lm sistemlerinde yeterli olmadklar iin oluturulan yeni

356
Poincarnin temel iddias olan deneyin, Eukleides ile Lobatchevsky arasnda hibir ekilde karar
veremeyecei gr tartmaldr. Einstein uzaynn genel olarak dz (Eukleidesi), fakat cisimlere
yakn yerlerde eri (Eukleides-d) olduunu iddia etmi; uzay Eukleidesd (Riemann) geometri
kullanarak betimlemitir. Poincaryi izleyen bir uylamcya gre bu u demektir: Einsteinn
Eukleidesd geometriyi kullanmas daha doru deil, uzay betimlemek iin daha kullanldr fakat
Poincarye kar kan bir realiste gre bu, uzayn kendisinin Eukleidesci deil Eukleides-d olduu
anlamna gelir. Gr, 2006, a.g.e., s. 80-84.
357
Poincare, 1998, a.g.e., ss.121-122.
358
Poincare, 1998, a.g.e., s. 72.
183
yaklamlarn fizikteki uyarlamalarna baktmzda dz izginin, homojen bir

ortamda yaylan k nlarnn izledii yol olarak tanmlandn grmekteyiz.

Geometrik optik olarak bilinen alanda, homojen ortamda k nlarnn izledii

yolun Eukleides geometrisine uygun yaps baskn bir rol oynar. Rijid cisimlerin dz

kenarlar yaplandrmas iin kullanlan kurallara uygun olarak doru olduu

sylenen cisimlerle, belirli optik yollarla cisimlerin tanmlanmasn salayan kurallara

uygun olarak doru olduu sylenen cisimler arasnda mutlak bir rtm vardr.

nk rijid cisimlerin ya da k nlarnn yardm ile Eukleides geometrisinin

idealletirilmi nesnelerine benzeyen nesneler yapabiliriz; bir cetvelin kenar ya da

bir k n doruya karlk gelir.359 Klasik mekanikteki bu yaklamla aslnda rigid

cisim ve k nlarnn e-kuramsal (isoteorik) kullanm gereklemitir ve bylece

klasik mekanikteki uzayn fiziksel olarak anlam kazanmas ve metrik sisteme

dnmesi salanmtr.360 Farkl grnen olgularn bu ekilde ortak bir yap iinde

incelenmesinin klasik fizie salad en nemli kazanm, optiin mekaniin bir

bran olarak ele alnarak mekanik ve optik ilemlerin birletirilmi olmasdr. Klasik

mekanik, erken dneminde cetvel, pergel, sarka gibi aralarla gerekletirilen

geometrik-mekaniksel iletimsel bir temele dayanmaktayd fakat daha sonralar

yaplan astronomik almalar optiksel ilemlerin stnln gstermitir. Bu da

mekaniin dayand geometrik-mekaniksel iletimsel temeli doal olarak optiksel-

mekanik yapya dnmnn gerekletii sreci balatmtr. Fermatn optikte

359
Einstein & Infeld, 1994, a.g.e., s. 194.
360
Akhundov, a.g.e, 1986, s. 142.

184
bulduu En Ksa Sre ilkesi361 ve Maupertuisin mekanik grngler iin nerdii

En Az Eylem ilkesi,362 yalnzca matematiksel karmlar yoluyla srdrlen ve

btnyle kuramsal yapda olan Hamilton ilkesi iinde birletirilerek optik ve

mekanik fenomenlerin kkenleri ayn oluu gsterilmitir. Fiziksel bilimlerin en

nemli genelletirmelerinden biri olan Hamilton ilkesi, Newton hareket yasalarnn

gkyzndeki ve yeryzndeki olgular birlikte aklayabilmesine benzer ve ondan

sonra fizikte baarlan ikinci byk sentezdir.363 Bir bakma bu srete ilemsel

dzey olan optik her ne kadar mekaniksel olarak ele alnsa da temel teori olan

mekanik zerinde dzeltici ve dzenleyici etki yaratm belirli zelliklere sahip

olmutur. Bununla birlikte, fizik gelitike bu zelliklerin mekaniin kavramsal

dzenekleriyle salad uyum gittike azalmtr. Bu uyumsuzluk sonucunda rigid

cisimlerle ve k nlarnn e-kuramsal (isoteorik) kullanmyla oluturulan yaklam

yenilenmesiyle fiziksel kavramlarn klasik ilevleri amaca uygun ekilde deitii yeni

bir yaklamlara ulalmaya allmtr ve bu srete matematiksel zemini oluturan

Hamilton ilkesi, 20. yzyln balarnda filizlenmeye balayan iki yeni fizik kuramnn

mjdecisi olmutur.

Klasik mekaniki gr, doadaki btn olaylar maddesel tanecikler arasnda

etki gsteren kuvvetlere indirgerken alan kavramn, olaylar bu gr asndan

anlamaya yarayan bir ara olarak kulland. Ancak, grnglerin tanmlanmasnda

vazgeilmez gibi grlen yk ya da tanecik gibi tzsel yaplarn byle olmadklar ve

361
Fermat ilkesi, bir k n herhangi iki nokta arasnda ilerlerken, en az zaman gerektiren yolu
izler eklinde ifade edilen geometrik optik ilkesidir.
362
Bu ilke, Herhangi bir cisim bir noktadan dierine gitmek iin, olas yrngeler iinden eylem
artnn en az olaca yrngeyi kullanr ifadesiyle aklanr.
363
Emin zmutlu, En Az Eylem lkesi, Kayg, 2007, say 8, s. 178.
185
nemli olann bunlar arasndaki alan olduunun anlalmas yeni gerekliklerin

nn amtr. Faraday ve Maxwellin kendilerinden nceki almalar hem

deneysel hem de kuramsal adan tamamlayarak klasik elektromanyetik alan

kuramn ortaya koymalar alan grnn yaygn bir ekilde benimsenmesini

salamtr. Bu gre gre, rnein iki elektrik yk birbirlerini yalnzca birbirlerini

grnce ortaya kan Newtonun uzaktan etkisi cinsinden bir kuvvetle

etkilemiyor, bir yk etrafta baka bir yk olmasa bile uzayn tm noktalarnda bir

elektromanyetik alan yaratyorlar, orada bulunan dier yk bu alan araclyla ilk

ykle etkileiyor. Ayrca bu kuram elektromanyetik alann uzayda k hz ile giden

dalgalarla yaylabilecei ve bu nedenle n da belirli bir dalga boyu aralndaki

elektromanyetik dalgalardan ibaret olduunu gstermitir. Elektromanyetik alan

tanmlayarak elektriksel grngleri olduu gibi, optik grngleri de kapsayan

Maxwell kuram kavramsal olarak neredeyse Newtonunkinin tersidir. Newtonun

bo uzay fonunda, temel fiziksel gereklii temsil eden noktasal paracklar arasnda

uzaktan etki eden biraz esrarengiz kuvvetler olmasna ramen Maxwell kuramnda

ise uzayn her noktasnda zamanla da deiebilen elektrik, manyetik alan

bileeni bulunur. Bu da uzayn, fiziksel grngler iin yalnzca bir ortam olan pasif

rol at anlamna gelir. nceleri allagelmi mekanik dnya grn kurtarmak

amacyla bu alan teorisi esir kavramyla mekanie indirgenmeye allsa da bu yeni

teorilerle yakalanan baarlar mekanik varsaymlarn bilim servenindeki baat

konumunu deitirmitir. Elektrik ve manyetizma denklemlerinin mutlak uzay ve

zaman kavramlaryla akmas ve k hzna yakn hzlarla ilgili iddialarda aa kan

paradokslar o dnemin fizik biliminde en temel sorun olarak ilgi grmeye balamt.

186
Bu srete esirin olmadnn kantlanmasyla, k hznn gzlemcinin hzna bal

olmad aa km oldu. In hznn neden her eylemsiz sistemde ayn oldu

sorusu yantn, ezamanllk kavramnn zel Grelilik Kuramnda hangi eylemsizlik

sistemi iinde bulunulduuna bal olma zellii kazanmas gibi kkl bir deiime

uramasyla bulabildi. Buna gre, uzay ve zamann ilikisel kavram artk bilimde

yerini almtr. Uzay yalnzca iinde yer alan cisimler ve enerjilerle var olduu iin

mutlak uzay diye bir ey yoktur, zaman da yalnzca iinde geen olaylar sonucunda

var olduu iin mutlak zaman ve mutlak ezamanllk anlamn yitirir. Her ne kadar,

klasik fizikte Eukleides uzayna fiziksel anlam kazandrmak iin kullanlan fonksiyonel

ilemlerin Grelilik Kuramnda uygulanmas olanakl olmad iin k sinyallerine

dayanan yeni bir fonksiyonel ilemler kullanlsa da bu kuramdaki birletirilmi uzay

ve zaman, klasik mekanikteki mutlak uzay ve mutlak zaman gibi kurama uygun

yapsal teorik kavramlar olarak kalmtr. Bu adan, uzay ve zaman Grelilik

Kuramnda klasik mekanikteki statsn korumutur. Genel olarak baktmzda

klasik fizik dnyasnda grnglerin arka plann oluturan bir malzeme gibi kabul

edilen mutlak uzay ve mutlak zaman Einstein fiziinde ve alan teorilerinde

geometrik-dinamie olanak salayan eilme, bklme ve boyutsal art gibi

deiimlere urayan alt yaplara dntrmtr.

Son dnemlerde gelitirilen fizik teorilerine bakldnda, youn mantksal-

matematiksel incelemenin nesnesi olarak bu teoriler sistematik ekilde aksiyomatik

bir form ierisinde yeniden yaplandrlma giriimlerde bulunulduu grlmektedir.

Modern fizik ad altnda gelitirilmi ve bu yaklamla srdrldnde gelitirilecek

olan kuramlarn aksiyomatik temeli bir bakma, noktasal ktle mekaniinin

187
aksiyomlatrlmasndan ok da uzakta deil. Genel olarak aksiyomatik

tmdengelimsel bir teori formunda sunulan ve bu nedenle salt mantksal bir yapda

olduu sylenebilen fizik teorilerinden noktasal cismin mekanii gibi greli olarak

daha basit olanlar olduka baarl bir noktaya gelmitir. Ancak mantksal olarak

daha karmak teoriler iin, genellikle basit olanlar mantksal-matematiksel olarak

yeniden yaplandrmaya maruz kalmlardr. Bu yeniden yaplandrma srelerinde

fiziksel aksiyomlar genel olarak kesin mantksal karm zerine ina edilemese de

yaplanlar fiziksel ve matematiksel ierie uygun olarak benzerliklerden yararlanma

ve model kavramlarn kullanmna dayandrlr. Buradan fiziksel aksiyomatiklerin

fiziksel teoriyi yalnzca matematiksel bir hesaplamaya dntrd

dnlmemelidir. Bir bilgi ynn aksiyom haline dntrmek, bu bilgi ynnn

ana fikirlerini serimlemek ve oluturulacak teoreme kadar tanabilecek semantik

ilikiler yaratlmasyla gerekleir. Baka bir ifadeyle, bir teorinin betimlemesi,

teorinin balca kavramlarnn ve ifadelerinin, bunlarn dnda teoriye ait dier

kavramlarn ve ifadelerin bunlardan tretilebilecei dzenli bir sralamasna

dayanr.364 Fizik teorilerinin oluturulmas ve yaplandrmasnda her aksiyomatik

sistemin belirli kstlamalar olsa da bilimsel aklamada gelitirilmi aksiyom

sistemlerine ulamak iin a priori kstlama yoktur. Mkemmel olmasa da

aksiyomatik sistem fiziksel teorilerin oluturulmasnda daha verimli bir yntem

grlmemektedir.365

Fiziksel aratrmalar, mantk ve matematik gibi formel bir fon dnda, mantk

ve matematik gibi formel bilimlerle ya da herhangi bir deneysel bilimlerle


364
Mario Bunge, Philosophy of Physics, D. Reidel Publishing Company, U.S.A., 1973, s. 134.
365
Bunge, 1973, a.g.e., s. 130.
188
aklanamayan belirli bileenlerden oluur. zellikle, bilimsel bir teorinin

aksiyomatik olarak yeniden yaplandrmasnda, belirli bir alana zel ya da genel olan

fakat tam olarak formel ya da szdizimsel (syntactical) olmaktan ok uzak, bir dizi

kavram ve hipotezler vardr. Bunlar protofiziksel teorilerdir ve burada bizim iin

daha nemli olan protofizik bileenin baz kavramlarnn, bir fiziksel aksiyom

sistemin balang noktasn oluturan ve tanmlanamayan primitif kavramlar gibi

ele alnabilir olmasdr. Bu duruma en nemli rnek uzay ve zaman kavramlardr.

ncelikle, fiziksel teorinin deikenleri bu kavramlar araclyla fiziksel bir anlam

kazanr ve bu anlamlar sayesinde deikenler gruplandrlr ve aklanr. Bunun

dnda, farkl teoriler farkl uzay ve zaman kavramlar temelinde ykselir ve baz

teoriler de uzay ya da zaman kavramlarna ihtiya duymaz ( statik teori zamansz bir

teori iken temel elektrik network teorisi uzaysz bir teoridir). Son olarak uzay ve

zaman gibi ou protofiziksel kavramlar tartmal bir alandr.366

Fiziksel teorilerin yapsndaki uzay ve zamann konumu olduka karmak ve

ok katmanl bir sorun olduunu vurgulamak gerekir. Fizikte aksiyomatik yntemin

uygulanmasnda uzay ve zaman tanmlanamaz primitif kavram olarak almak

epistemolojik olarak kullanl olmakla birlikte uzamsal ve zamansal kavramlar

kolayca gzlenebilir. Ancak, fiziksel teorilerde yaplan yeniden yaplandrmalarda

uzay ve zaman kavramlar aslen fizik teorisinin ontolojisine bal olarak

deimektedir.367 Hatta bir teorinin protofiziksel yaps iinde genel uzay ve zaman

olmayabilir ki bu da bir teoriye ait kuramsal ve deneysel olan uzay ve zaman

kavramlarn ayrmamz gerekebileceini gsterir. Bu teorik ve deneysel kavramlarn


366
Bunge, 1973, a.g.e., s. 143.
367
Murad, 1986, a.g.e., s. 155
189
farkl oluu aksiyomlarda dorudan grnmedii iin bu kavramlar ortak bir

protofizik yap iine alnabilir fakat bu ayrma ynelik bir zm gelitirmez ve

yalnzca bir formlasyon olarak kalr.368 rnein kuantum mekaniindeki teorik uzay

ve zaman klasik mekanikteki bu kavramlardan olduka ayrk olmasna ramen,

kuantum mekanii klasik kavramsal aralar dnda deneysel olarak

yorumlanamad iin kuantum mekaniinin deneysel yapsna ait uzay ve zaman

kavramlar klasik mekaniksel uzay ve zaman kavramlaryla rten noktalara

sahiptir. Bu durum bir bakma klasik mekanikle kuantum mekanii arasnda simetrik

olmayan bir ballk olumasna neden olmutur.

368
Murad, 1986, a.g.e., s.157.
190
SONU

Evrensel bir hedef olarak bilimsel bilgiye ulama abalar dahilinde

kurgulanan evren anlaynn zellikle 16. ve 17. yzyllarda ald yeni hali, yeni

fiziin oluumuyla birlikte ortaya kmtr. Bu abalarn, doann nesnellii ve

bilinebilirlii gibi deimez ve vazgeilmez baz baat niteliklere sahip olduu hi

phesiz kabul edilir. Aslnda bilimin douunun kkeninde de yer alan

nesnelletirilmi olan doann bilinebilir olduuna duyulan gven, bizim

izleyeceimiz bilimsel yntemlerle doal dnyay tam anlamyla okuyabileceimiz

anlamna gelmektedir ki buradan st kapal da olsa kuram ile gereklik arasnda

bire bir uyum olduu inancn gstermektedir.

Bylece bilimsel olarak betimlenen bilgiye hibir tereddde yol amayacak

ekilde nesnellik kazandran bu inanca dayanarak, bilen ile bilinebilir yani akl ile

doa olarak adlandrlan ve birbirinden kkl bir ekilde ayrlm iki paradan oluan

bir evren modelini benimseyen bilgi kuramsal bir zemin oluturulmutur. Bunun

yan sra bilene, yani akla konu olan evren parasnn temel olarak uzay, zaman (ya

da uzay-zaman) ve maddeden (ya da enerji) olutuu kabul edilerek, Whiteheadin

ifadesiyle ikileme (bifurcation)369 oluturulmu ve bir bakma matematiin konusu

olabilecek olanlarn dndaki her ey bir kenarda braklmtr. Her ne kadar

alglamann asl nedeni olsa da dnya, kendisi olarak deil bahsedilen bilimsel

yaklama uygun olarak kavranlan ekliyle gerek dnya olarak kabul edilir. zellikle

deneysel yasalarla ampirik bir destee dayandrldnda gerek dnyann ne

olduuna veya olmadna dair tm pheler bir fiskeyle yklr. Bilimsel ideolojinin

369
Alfred North Whitehead, Concept of Nature, Cambridge University Press, USA, 1995, s.31.
191
merkezinde yer alan ve tm teorilere en bandan itibaren dahil edilen bu ayrmlarn

bize sunduu evren, salt bir soyutlama ya da arasal bir model olarak deil de nesnel

bir gereklik olarak kabul grr. Bu metafiziksel kabuller, bilenin snrlarn ap

seilen bilimsel perspektife gre doa adlandrlarak anlamasn/snrlandrmasn

salar. Bylece darda tutulan nitelikler de bilimsel abayla ilikilendirilerek

bilinebilen evren ksmnn btnl salanabilir (molekllerin uzay ve zamandaki

konumlarna gre cisimlerin renk, koku gibi niteliklerinin deerlendirilmesi gibi).

Bilinebilen evren parasnn dahilinde olanlar arasnda ve bunlarla darda

tutulanlar arasnda ilikilerin olanakl olmasn salayan uzay ve zaman, bilgilenmeye

ynelik bir kurgu iinde yer alr. Dolaysyla daha insann kendi varoluuna ynelik

kavray abasnda bir varlk sorunu olarak ortaya kan zamann nasl bilinebilecei

veya llebilecei ve bununda tesinde zamann ne olduuna dair sorgulama nem

tamaktadr. Zaman lmede de en gvenilir olaylar, gezegenlerin gne

evresinde dn olabilecei gibi atom saatlerindeki taneciklerin salnm gibi

periyodik hareketler kabul edilmitir. Nitekim seilen periyodik hareketi zaman

ls olarak almaktayz, ancak bu hareketin periyodu sabit olarak kabul edilse de

aslnda periyodun sabit olduunu tespit edebilecek kusursuz bir saat yoktur. Ayrca,

zamann llmesi /saylmas, gereklemesi bize bal olmayan periyodik bir

harekete gre yaplsa da, zamann dier byklkleri deerlendirmede kullanm

daha elverili olduu iin zaman bilimde temel bir byklk olarak kabul edilir.

Zamann ne olduuna ve doasna dair alglarn biimlendii her dneme ait

ortak zaman algsnn barndrd elikilere ynelik zmlemeler insanlk tarihinde

farkl zaman retilerini dourmutur. Zamann ne olduuna ynelik sorgulama,

192
gnmzn zaman zerine yaplan dnce edimini, kullanlan mantksal kurgular

ve dilsel rntleri hala etkileyen Antik dneme kadar uzanmaktadr. Antik

dnemde Yunanllar, insann deien bir dnyann yani oluun ve bozuluun iinde

olduunun bilinciyle, temelde deiim problemiyle ilgilenmilerdi. Bu balamda

zaman henz bir varlk olarak tanmlanmadan nce kavramlatrlmaya allm ve

hareket ya da deiim kavramlarndan belirgin bir ekilde ayr tutulmamtr.

Zamann ne olduu problemi, mitolojik etkiden syrlarak doal dnyann bir zellii

olarak dnlmesiyle birlikte, deiim ve hareket problemlerine bal olarak ele

alnmtr. Bu dnemde, zaman algsnn daha ok rnein gece ve gndz gibi

kartlklarn yer deiimi eklinde gzlemlenen dzenli hareketlere bal olarak

gerekletiinin belirlenmesi, zaman belirlendii eylerle bir tutma eiliminin

olumasna yani zaman gk kreyle ya da gk krenin hareketiyle ayn ey gibi

dnlmesine neden olmutur. Ayrca gk cisimlerinin hareketlerinin hem dzenli

hem de dngsel olmas, bunlarla zde grlen zamann genel olarak dngsel bir

yapya sahip olduunu dndrmtr.

Antik Yunanda zaman zerine zlmemi ilk anlamazlk deiimin ve

devinimin yanlsama olduunu, her eyin kalc olduunu syleyen Parmenides ile

her eyin srekli devinim halinde olduundan kalclk zelliinin olmadn savunan

Herakleitos arasnda olumutur. Sonrasnda temel olarak evrenin ideal ya da reel

bir yapya sahip olmas sorunsal zerinde oluturduklar sistematik dncelerine

paralel olarak zaman felsefelerini oluturan Antik Yunan dnrlerinden Platon ve

Aristotelese baktmzda, varlk anlaylar arasndaki farklln, maddenin varolu

biiminin kavramsal olarak ifadesini salayan zamana dair dnceleri zerinde de

193
farklla neden olduunu grmekteyiz. Zaman anlaynn temelinde genel itibariyle

Antik dneme ait mitolojik motifleri barndran Platon zaman, sayya gre hareket

eden sonsuzluk imgesi olarak ifade eder. Platona gre zaman akp giderken evrende

etkindir ve evrende gerekleen tm deiimleri kapsayacak ekilde evrenin

dngsel hareketine elik eder. Bu balamda hibir olu ve bozulu zamandan ayr

dnlemez. Zaman, idealarla grngler dnyas arasnda kurduu ilikiyle

sonsuzluun kopyas olarak evreni anlalabilir klar. Zaman idea ve grng ilikisi

balamnda ele alan Platon iin deimeyen ve sadece aklla kavranan Aiona karn

Khronos, srekli olu halinde olan varolula ilintili olup yalnzca algyla (doxa)

anlalabilir. Bylece Platon, temel retisine uygun olarak sonsuz olan ideadan

(Aiondan) hareketle olu ve bozulua ait olan Khronasa ulamtr. Devinimle

zaman arasndaki ilikiyi koruyan Aristotelesin Platondan ayrld esas nokta,

zaman devinimle zde olarak almamasdr. Zaman devinimin dnda her yerde ve

her nesne iin ayn yapdadr. Ancak, zaman devinimden bamsz olmayp nce ve

sonraya gre hareketin saymdr. Burada zerinde durulmas gereken noktalardan

biri Aristotelesin zaman anlaynda, devinimin zamana gre ncl bir kavram

olduu ve zamann salt deneysel ya da gzlemsel bir yap iinde deil, devinim

kavramna bal olarak ilkesel bir erevede kurgulanddr. Dier bir nokta ise,

Aristoteles iin devinim, nesnelerin nitelikleri arasnda belirli bir ilk durumdan bir

sonraki duruma geii anlamndadr. Bu balamda devinimin zamanla saylyor

olmas (llyor deil), nesnelerin niteliksel yaplarnn niceliksel olarak ifade

edilmesi deil, niceliksel olarak saylabilir olan devinimlerin zamanla saylarak

niceliksel olarak ifade edilmesi anlamna gelir.

194
Antik dnem sonrasnda zamann zellikle soyut boyutuna vurgu yaparak

ontolojik balamda kukucu bir yaklamla zaman kavramn irdeleyen Augustinus,

Antik dnemde isel bir lt olan zaman artk subjektif bir forma brndrr.

Bunun yan sra Augustinus, dngsel yaklamdan farkl olarak zaman bir ak

olarak ifade eder yani zaman balangc ve sonu olan bir ardklk ls olarak

kabul eder. Bunlarn dnda slam felsefesine baktmzda da zamann nemli bir

problem olarak ele alndn grmekteyiz. slam felsefesinde zaman kavramn

sistemli bir ekilde ele alan filozof bn Sndr. Genel olarak Aristoteles felsefesine

paralel bir yntem ve yaklamla zaman kavram zerine metinler oluturan bn

Snnn Aristotelesi zaman anlayndan en nemli fark, sonlu ve sonsuz olma

durumlar arasndaki iliki ve fark balamnda ontolojik bir zeminde zaman ele

almas ve zaman iinde var olma ve zamanla birlikte olma gibi kavramlar da zaman

problemine dahil etmesidir. Bunun dnda, bn Sn slam felsefesinin katksyla,

Tanr ve zamann ezeli olmakla birlikte Tanrnn zaman ontolojik olarak cellediini

belirmitir. Ayrca, yaratma fiiliyle ezeli olma durumunu birletirerek, yaratmann

ezeli olmas alemin ezeliliini gerektiriyorsa da bunun alemin yaratlmakszn ezeli

olduu anlamna gelmediini belirmitir.

Genellikle zamanla dinamik faktrler arasnda kurulan bant Newtonla

birlikte yklr. Evrenin aklanmasnda matematik modelleri temel alan Newton, bu

yasalarn mutlak bir ekilde var olan zaman ve mekan zemininde ina eder. Artk

zaman, iinde gerekleen deiimlerden ve bu deiimleri deneyimleyen

gzlemciden etkilenmeyen mutlak bir kavramdr ve maddesel ilikilerden

soyutlanm, teorik daha dorusu matematiksel bir tanmda kendini bulur: doas

195
gerei iinde barndrd nesnelerden ve onlarn hareketlerinden bamsz, dzgn

bir ekilde akan, mutlak bir yap. Newtonun birbirinde olduka ayrlm

paracklardan oluan mekaniki dnyasnda zaman ve uzay da birbirinden bamsz

olup mutlak yaplardr. Zaman zerine dier anlamazlk da bu noktada aa kar;

Newtona kar olaylardan bamsz zamann var olamayacan savunan Leibniza

gre zaman olaylar ve olaylar arasndaki ilikilerden kaynaklanr ve ardlln

dzenini salar. Newtondan sonra daha da nem kazanan fiziin, bir btnsellik

iinde evrendeki tm olaylar ifade etmemize olanak salayan doa tasviri Kantn

felsefesinde yepyeni bir boyut kazanmtr. Kant iin zaman, kurucu iki kavramndan

biri olduu deneyin ortaya kt grsel alann formlardr. Bu, grsel alanda

ortaya kan nesnelerin ancak uzay ve zaman belirlenimi altnda deneyimin konusu

olabilecei ve bilgiye dnebilecei anlamna gelir.

Zaman kavramna ynelik tarihsel bir irdeleme, zaman kavramnn bilim ve

dn insanlarna gre eitlilik gsterdiini kantlamak iin yeterlidir. Bu irdeleme

ayn zamanda, zamann yaantya, yaanlan yere gre de farkl anlamlar tadn

ortaya koymaktadr. Bu durum da ister istemez zamann kiiye ve topluma gre de

deien bir ierie sahip olduunu baka bir ifadeyle zamana ilikin kavramlarn bir

kltrn kimliini oluturan deerler ve inanlar sisteminin etrafnda ekillendiini

gstermektedir. Buradan hareketle zaman en azndan biyolojik, psikolojik ve fiziksel

olmak zere birbirlerine indirgenemeyen ve birbirinden tretilemeyen farkl

biimde ele almann da olanakl olduunu kantlamaktadr.

Biyolojik adan baktmzda zaman, bir bakma ritim duygusudur.

Bedenimizdeki olu-bozulularn, bedenin baz zelliklerinin farkna varlmasdr.

196
Periyodik olarak ackmamz, uyumamz, ritmik olarak gerekleen kalp at, nefes

alp verii, baz hormonlarn salglan biyolojik zaman duygusunun temel

dayanaklardr. Canl bedeninde birok ileyii dzenleyen bir zamanlayclar

bedenimizde meydana gelen fizyolojik deiimler bu ritim ve dzeni dolaysyla

insann zaman algsn etkiler. Aslnda canl bedenindeki bu fizyolojik srelerin

saat olarak adlandrlarak oluturulan metafor bu srelerin anlalr klmaktadr.

Btn znel psikolojik etmenlerle, bilin dzeyi ve hallerine gre alglanan

znel zaman olarak ifade edebileceimiz psikolojik zaman aslnda zaman algsnn

ifadesidir. Ksacas psikolojik zaman, llen nesnel zamanla ilgisi olmayan an

kavramn ierir. Burada an llen deil yaanan birimin addr. Bilincimiz, yani

farkna varmalarmz hep imdiki an iinde gerekleir. Gndelik hayat bilincinde

insanlarn i dnyasna dokunan grnmez bir ele dnen zaman, kendi iradeleriyle

yaam srdren insann iradesini bir ucundan etkileyerek bu boyutuyla daha ok

niteliksel bir yapya brnr. zellikle modern toplumlarda, saat zaman olarak ifade

edebileceimiz niceliksel zamann genilemesi karsnda znel zaman gittike

zayflar. Buna kout olarak, niteliksel zamann niceliksel zaman iinde znerek

bireylerin gittike toplumu oluturan birer atom haline dnm gerekleir.

Fiziksel zaman kavramna baktmzda ise, tm deien lm yntemlerine

ve yaklamlara karn zaman temel olarak hareketin ls olarak

tanmlanmaktadr. Ontolojik boyutuna bakmakszn, epistemolojik amala kendine

bilimsel teorilerde yer bulan zaman kavram, zellikle fizikte nasl tanmlandyla

deil nasl lldyle ilgili olarak ele alnr. nk fizik genel olarak, fiziksel ya da

matematiksel ilemciler araclyla gzlenen ve teorik olarak bilgisine ulalan (ya

197
da gzlenebilecek olan) kendisine konu edinirken bunlarn arkasnda olduu

dnlen herhangi bir tzsel bir yap arayna girmez. Ancak fizikteki bu seici

tutum teolojik kayglarn da etkisiyle Newtonun bilim anlaynda tam anlamyla yer

almamtr. Newton mekaniinden farkl olarak daha ok olgulara dayal bir aba

sonucu ortaya kan Einsteinn zel Grelilik Kuramnda, Newtonun matematiksel

olarak mutlaklatrd zamann uzayla aralarndaki ayrm silinerek uzay-zaman drt

boyutlu yapsna ulalmtr. Bu yap iindeki bir gzlemcinin herhangi bir harekete

dair uzay ve zaman algs, gzlemcinin devinimine bal olarak deiir. Bu yap

iindeki bir gzlemcinin herhangi bir harekete dair uzay ve zaman algs, gzlemcinin

devinimine bal olarak deiir. zel Grelilik Kuramnn yeni bir uzay-zaman

kavramnn tesinde yeni bir mekanik doku oluturduu aktr. Ancak bu kuramnn

grelilik zellii kazandrd zaman, fiziksel teorilerde bir deiken olarak yer alan

zaman deil, yalnzca gzlem an ya da imdiki zamandr. Yani mutlakln kaybeden

sadece znel zaman algsdr. zel Grelilik Kuramnn en iyi ekilde matematiksel

gsterimini salayan Minskowski uzay-zaman geometrisi, Euklides geometrisine

benzer ekilde dorusal yapdadr ve kuramn denklemleri de dorusaldr. Fakat

Genel Grelilik Kuramnda bu mutlak yap tamamen deierek, yerekim alann

kapsayan deiken ve dinamik bir uzay-zamana dnr. Kuram, Riemannn

gelitirdii Euklides d geometriye uygulanabilmi ve ileri derecede dorusal

olmayan denklemlerle matematiksel olarak ifade edilebilmilerdir. Genel grelilik

kuramnda, bir cismin hareket etmesi ya da bir kuvvetin etkimesi uzay-zamann

eriliini deitirir ve bunun karlnda da uzay-zamann yaps cisimlerin hareketini

ve kuvvetin etkisini deitirir. Artk dinamik bir yap kazanan uzay-zaman, Newton

198
mekaniindeki nesneleri ilikisel yapdan arndrma ve atomizasyon (ecikletirme)

yntemlerinin kullanlmasna olanak tanmaz.

Hilbert uzaynda tanmlanan bir dalga fonksiyonun incelenen sistemin

gzlenebilir (bir ilemcinin tanmland) herhangi bir nicelii iin olaslk genlii

sunduu Kuantum mekaniinde ise zaman bir ilemci deil, yalnzca bir saydr.

Heisenberg Belirsizlik lkelerindeyse yalnzca ilemciler yer aldndan Kuantum

mekaniindeki dalga denklemi de klasik fiziin eitlikleri gibi tersinir ve deterministik

bir yapdadr. Baka bir ifadeyle, dalga fonksiyonunun herhangi bir andaki durumu

bilindiinde dalga denklemi araclyla, klasik fizikte olduu gibi, daha nceki ya da

daha sonraki durumlarnn bilgisine de ulalabilir.

Hem Grelilik Kuram hem de Kuantum fizii Newton mekaniinin

betimledii evrenden byk bir kopu olarak nitelense de bu kuramlarda yer alan

evrensel sabitler (c ve ), bu kuramlarn kkeninde klasik mekanie ait unsurlarn

olduunu ya da byle olmasa bile bu kuramlarn klasik ereve iine alma

abalarnn olduunu gsterir. zellikle bu kuramlardaki zamann rol ve anlamnn

klasik fiziktekine olan yaknl, bu tespiti dorular niteliktedir.

Fizik biliminin geliimine rasyonel ve yeniden yaplandrmac bir adan

baklarak uzay ve zamann fiziin tarihsel geliiminde oynad roln ve statnn

etkin durumu daha ak bir ekilde serimlenebilir. Bu noktada, balarda yalnzca

olgusal olarak snanabilen deney-gzlem-lm nermelerinden ibaret olan

geometrinin, Eukleidesin aksiyomatik-tmdengelim olarak nitelendirilen sistematik

yntem araclyla, kkeni grgl bilgi de olsa geometri nermelerine dnsel

olarak kurgulanan bir uzayda biimlerin ilikilerini de gsterebilme yetisini


199
kazandrm olmas nem kazanr. Nitekim bu yaklama paralel bir yol bizi fizik

teorilerinin de birbiriyle fonksiyonel kurallarla birletirilen aksiyomatik ve grgsel

iki temel yapnn btn olarak betimlenebilir olduu noktasna tar. Euklides

geometrisi belirli ideal temel uzamsal figrlerle (nokta, izgi, dzlem) ve bunlar

arasndaki ilikilerle (kesime, birleme) ilgilenen, az saydaki temel aksiyomlardan

mantksal olarak karlan teoremlerden oluan bir sistemdir. Euklides geometrisi,

ak bir ekilde ifade edilmesine dayanarak a priori olarak kabul edilen

aksiyomlardan mantksal olarak karlan ve deneyimi gerektirmeden (ancak olas

deneyimlerle olduka uyumlu sonular verecek ekilde ilikilendirilebilir) kantlanan

teoriler sistemidir. Btn bu aksiyomlarn temelinde, aka ifade edilmeyen uzayn

boyutlu oluu, uzayn sonsuz oluu ve uzayn homojen oluu eklinde

sralayabileceimiz uzaya dair kabuln olduunu syleyebiliriz. Ayrca, Euklides

geometrisinin yaps hem durgun hem de hareketli nesneler iin ilkesel olarak geerli

saylmas, Euklides geometrisinin rijid cismin kinematiiyle ilintili olduu ve

aksiyomlarn uzamsal ve zamansal bileenleri de en azndan sezgisel olarak ierdii

sonucunu ortaya koyar.

Sonrasnda Galileonun eylemsizlik ilkesine dayanarak oluturduu hareket

anlay ile balayan nesneleri zsel doasndan ve nedeninden syrp onlar ktle

kavramnn eklendii maddi yapdaki cisim olarak ele alma yaklamyla hareket

kavram, neden sorusu erevesinde oluturulan ontolojik temellini kaybedip

metodoloji temelli epistemolojik bir olguya brnmtr. Bu dnmn devam

olarak Newton da Eukleides geometrisine uygun bir uzayda, paracklarn kendisini

etkiyen kuvvetlerin kazandrd ivmelere gre ekillenen hareketi bata mutlak uzay
200
ve mutlak zamann yer ald dnsel temellere dayandrmtr. Ontolojik olarak

maddelerden ve bunlarn etkileiminden nce olan mutlak uzay ve mutlak zamanla

ileri boyutta bir soyutlanm bir dzleme tanan Newton mekaniinin bir bakma

deiimsiz devinimin bilimi olduu sylenebilir. Newton mekaniinde ktle, hareket,

eylemsizlik ve kuvvet gibi temel fizik kavramlar mutlak uzay ve zamann var olduu

postulalarna dayandrlmas ona doa felsefesinin matematiksel ilkeleri niteliini

kazandrr. Burada aksiyomlarn gerekletii zemini oluturmalar nedeniyle klasik

mekaniin zorunlu teorik temelleri olarak rol alan uzay ve zamann fiziksel

anlamlarnn ancak aksiyomlardan ve hareket yasalarndan tretiliyor olmas

Newton mekaniinin tmevarmsal bir analiz ynteminden ok aksiyomatik

yntemle olutuu sonucunu aa karr.

Newtonun belirli dzeyde idealize edilmi nesnelerin temelinde birbiriyle

uyumlu ayn uzamsal ve zamansal bir dille yazlm teorik ve ampirik yaplar iin

tutarllk gsteren mekanik yasalarnn Maxwell denklemleriyle girdii kmaza

Einsteinn grelilik teorisiyle zm bulunur. Geometrik bir fizik teorisi olan grelilik

kuramnda uzay, zaman ve hareketin sreklilii hakkndaki baz kabullere dayanan

kavramlar zerine kurulmu yap korunmakla birlikte klasik fizikten farkl olarak

cisimlerin gravitasyonla ilgili tm hareketleri, uzaktan etki eden bir kuvvetin etkisiyle

deil uzay-zamann gravitasyon alanlar tarafndan bklmesi ile aklanmaktadr.

Grelilik kuramnda cisimlerin ve enerjinin yaylma hzna bir st snr konularak

fiziksel nicelikler ounlukla ilevsel olarak tanmlandndan fiziksel sreler

neredeyse klasik fizikte olduu gibi bir nedenin etkisinden nce gelmesi anlamnda

nedensellik ilkesi korunarak betimlenmektedir. Ancak bir olayla bir bakas


201
arasndaki nedensel balantnn her zamanki anlamnn varlnn sorgulanmaya

balanmasyla pek ok kavramsal dnmlere olanak salayan kuantum kuramnda

bile uzay ve zaman iin sonsuz blnebilirlik gibi ayn temel kabuller geerli

saylmaktadr.

ada bilim kuramnda bilimsel gzlem dili ve bilimsel kuram dili ayrm

yaplr. Gzlem dili karsnda hem sentetik ve hem semantik adan baz yapsal

farkllklara sahip olan kuram dilini oluturan gzlenebilirlik koulu aranmayan

terimler, ksmen tanmlanmam kavramlar, ksmen de kendilerine dayanlarak

amlanm tanmlarn yaplabildii kavramlar ierir. Kuramsal dilin ortaya koyduu

nermelerin, anlamlandrlmas iin gerekli deneyimsel yorum, kuram dilinin

terimlerini belirli kurallara gre gzlem dilinin terimlerine evrilmesiyle

gerekleebilir. Ancak ister teorik olsun isterse de olgusal btn bilimsel terimlerin

anlam, yer aldklar paradigmann oluturduu ereveden ve birbirlerinden

bamsz deildir. Buna gre, farkl gzlem ve/veya kuram dili bizi ayn deneyimden

ayn gereklie ulatrmayabilir. Ancak, bir teorinin yeterlilii ya da gereklikle

ilikisinin dorulanmas teorik kurguyla, nicel kavramlarn olduu alanlarda daha

verimli olan deneysel verilerin ilikilendirmesini kapsar. Fiziksel teorilerin en nemli

yapsal unsurlar arasnda olan lm ilemlerini ieren eitleme ve karlatrma

kurallar araclyla llebilir kavramlar (zellikle arlk, uzunluk gibi doada

dorudan bulunmayan, bu durumlarda ki deiikliklere kar oluan algyla

deerlendirilen kavramlar) bu ilikilere uygun olarak dzenlenebilmektedir. Bununla

birlikte, standart eyler stne belirli yasalara gre bir uzlam olarak lmenin

saptanaca birim sistemi de olduka etkin bir role sahiptir. Aslnda doada olmayan

202
nicel dilin salkl bir ekilde kullanlabilmesi iin temellendirilmesi gereken en

nemli iki byklk olan zaman ve mekndan rnein zamann llmesinde,

bilimde basitlik temeline uygunluu koruma amacyla seilen tutarl bir periyodun

zaman birimi olarak kabul edilir. Seilen nicel dille yaplan tanmlamalarla eriilen

genel sistematik bir yapya iinde bulunan uzamsal-zamansal terminoloji, fiziksel

aratrmalarn tm ynlerinin uzay, zaman ve noktasal ktle gibi terimler

araclyla oluturulan bir koordinat sisteminde fiziksel bilgiye dnmn salar.

Mantksal pozitivizmde mutlaklatrlm evrensel ve temel bir kavram olarak

konumlanan uzay, zaman gibi kavramlarn ilikisel kavramlara dnm, 19.

yzyln ilk yarsnda Eukleides geometrisinin temel aksiyomlarna ynelik yeniden

yaplandrma abasyla ulalan ve geometrinin ontolojik yapsn dzlemsel olmayan

yeni bir konuma tayan Eukleides d geometriyle salanan epistemik kopula

balamtr. Aslnda iki tr geometri de gerekte doada rastlanan kat cisimlerle

deil, mutlak olarak deimez olan ve doal cisimlerin olabildiince basitletirilmi

hali olan ideal rijid cisimlerle uramasna ramen modern fiziin yaplanmasna

olanak salayan Eukleides-d geometrilere ait terminoloji iinde tanml olan uzay

ve zaman kavramlar farkl bir fonksiyonla yeniden anlam kazanr. Her ne kadar,

Grelilik Kuramnda k sinyallerine dayanan yeni bir fonksiyonel ilemler kullanlsa

da bu kuramdaki birletirilmi uzay ve zaman, klasik mekanikteki mutlak uzay ve

mutlak zaman gibi kurama uygun yapsal teorik kavramlar olarak kalmtr. Bu

adan, uzay ve zaman Grelilik Kuramnda klasik mekanikteki statsn

korumutur. Klasik fizik dnyasnda grnglerin arka plann oluturan bir

malzemesi gibi kabul edilen mutlak uzay ve mutlak zaman Einstein fiziinde ve alan

203
teorilerinde, geometrik-dinamie olanak salayan eilme, bklme ve boyutsal art

gibi deiimlere urayan alt yaplara dntrmtr. Fiziksel teorilerde yaplan

yeniden yaplandrmalarda uzay ve zaman kavramlar aslen fizik teorisinin

ontolojisine bal olarak deimektedir. Sonu olarak fiziksel teorilerin yapsndaki

uzay ve zaman ok katmanl bir sorunu oluturmakla birlikte uzay gzlem dilinin bir

terimi iken zaman ise uzayn kuram dilindeki analogu gibidir. Betimlenmelerinde

ontolojik farkllklar bile dosa genel olarak fizikte aksiyomatik yntemin

uygulanmasnda uzay ve zaman tanmlanamaz primitif kavram olarak almak

epistemolojik olarak olduka kolaylk salamaktadr. Bu da zellikle zamann

sorunsuz bir kavram gibi dnlmesine ve kullanlmasna neden olmaktadr.

Zamana dair tm bu yaklamlara biraz dardan baktmzda, zamann

doasn oluturan iki temel zellie yani yaylm ve geicilik zelliklerine sahip

olduu sonucuna ulaabiliriz. Birbirinden olduka farkl bu iki zelliin ayn eye yani

zamana ait olmas, zaman zerine aa kan sorunlarn/sorunsallarn ana

nedenidir. zme dair ilk tepki zamann geiciliini gzlemciye ait psikolojik bir alg

olarak nitelendirerek, zamann yaylm zellii zellikle bilimde nemli bir konuma

tanr. Zamann yaylm zellii bilimin bilinebilir dnyasnn iinde, geicilik zellii

tamamen dnda tutulur. Bylece evreni geometrik bir yap iinde mekanikletirme

olana yakalanm olur. Mekanik bir dnyada geleneksel bir yaklamla evrensel

sabitler yakalama abalarna paralel olarak, yaylm zellii bilim iinde korunarak

zamann geicilik zellii pek ok soru eliinde metafiziksel alana itilmeye allr

nk geleneksel fiziksel formda ifadesi olanakl deildir. Geicilik olmadan fiziksel

dnyann bilinli bir ekilde gzlemlendiini sylemek ne kadar gereki olabilir.

204
Yine de bilim yanlyor olabilir. Zamann uzanm ve geicilik ynlerinin eit

derecede nemli olduunu vurgulayan elenik zaman teorisine gre imdi sadece

zamanda hareket eden bir zaman dilimi deildir, aslnda tm dnyann uzay ve

zamandaki bir grnmdr. Her grnm bozulur ve bir gzlemleme ediminde

yeni bir dnya grnmne dnr ve grnmlerin birou ok byk bir

karmaa dnyas oluturur. Zamann geicilik ynn bertaraf edip uzamsal ynne

nem veren bugnk anlayn tersine ve elenik zaman teorisinin tesinde,

zamann uzamsal ynnn bilimin deterministik tutuculuunda arasal bir yapnn

tesinde olmadn iddia edebiliriz. Bilimsel retinin basitletirme tutkusuna

uygun olarak zaman uzamsal ynn ncelemek belki de gerei fazlaca

basitletirmektir. Zamann geicilik ynn bastrp uzaya benzetmek bilgiye

ulamay kolaylatrr gibi ancak ok da basit bir yapda olmayan evrenin srekli

deiim hali gz nne alndnda zamann geicilik ynnn ok daha nemli

olduu aktr. Geici olan zaman, sayldnda ya da lldnde uzamsal zelliini

kazanyor. Uzay belki de geici olma zelliiyle var olan zamann duraan

grngsdr. Platonun idealar retisinin tersi gibi, insann bilgisine

uzamsallatrarak anlamaya alt geici olan zamandr. Bir bakma, idea olan

(ancak hep deien haliyle) zaman, grng olan ise mekandr.

Zaman anlaynda grld gibi deiim halini psikolojik bir boyuta

gndererek evreni daha basite indirgeme yaklam aslnda deiimi bir yanlg

olarak gren Parmanidesi tutumun devam gibidir. Bilimde ortaya kan yeni

kavramlarn bu tutumda at yaralar gizli deikenlerin ve evrensel sabitler

yardmyla yine ayn tarzda sarmaya almak durumu daha kmaz bir noktaya

205
srklemektedir. Bu tabloyu belki de en ok zaman zerine yaplan bilimsel

yorumlarda aka grmekteyiz. Varoluunu bir eye dayandrma (ilk alarda bir

tze, gnmzde de tanr paracna dayandrma) abas iinde olan insan iin en

zor olanlardan biri zaman gibi kavramlar anlamaktr. Bu zorluklar amak iin

gereken, kuramla fenomen arasnda bir uuruma neden olan, bilen ile bilinen

arasndaki ayrm modern teoriler de bile koruyan deterministik betimleme

geleneini bir kenara brakp yeni bilisel bir paradigma oluturmaktr.

Bilimin genel tutuculuunun zaman algs zerindeki gz ard edilen etkisinin

bir baka boyutuna getiimizde zamann varlkla olan ilikisine dair tutumun

skntlar karmza kmaktadr. Dnce dnyamza yansyan varlk, zaman ve

mekndan bamsz ele alnp bilgiye dntrlemedii gibi zaman ve mekan da

birbirinden bamsz anlayabilmek pek olanakl grlmemektedir. Bu balamda

maddenin ncl kabul edebileceimiz zaman-meknn birliktelii, maddenin

mahiyetine epistemik bir boyut kazandrr ki bu bilim yaplabilmesinin kouludur. Bu

epistemik sralanta varl anlamak, zaman ve meknn anlalm olmasna

dayanmaktadr. Ancak, uzayn ve zellikle zamann ne olduuna dair sorunun

tarihsel bir miras oluturacak kadar hep varln zerinden gereklemesi bir

paradoks oluturmaktadr. lk alardan sregelen bu yaklam uzay ve zaman

varln bir nitelii olma durumuna indirger. Bu durum bir yandan varln aslnda ne

derecede anlalm olduu sorusunu aa karrken bir yandan da zamann ve

meknn kendisinin varlktan bamsz olarak ne olduunun aklanmasn olanaksz

klmaktadr. Varla ilitirilmi zaman kavramyla, zamann kendisinin ne olduunun

aklanabilecei inanc, zaman-mekn zemininde ilerlemeye alan bilimin yolunu

206
kesen byk bir engeldir. Buna ramen aksiyomatik olarak doruluundan pek

phe duyulmayan matematiksel bir forma brndrlm olan ve temel byklk

olarak nitelendirilen zaman, bilimsel teorilerde sorunsuzca kullanlabilmektedir.

Ayrca, zamann gemiten gelecee doru dzgn bir ak zelliine sahip olduu

saduyusuyla da elimeyen, zaman hareketle ilikilendirme/kartrma eilimi

bilimin zellikle fiziin ifade eklinde sorgusuzca devam etmektedir. Oysa bu bizi

sadece zamann kendisine deil baz zelliklerine ulatrabilir. Her ne kadar imdiki

bilim gelenei iinde zaman anlamamz varlkla birlikte olanakl gibi grlse de,

zamann varlktan bamsz, olgusal olarak temellendirilmesi gerekmektedir.

Doann btnn anlamaya yardmc olan zel bir bileen olarak kabul

edebileceimiz zaman bu balamda maddeyi ve hareketi nesnelletirmede katkda

bulunan, olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirilmedii iin kiisel etkenleri yok

eden saf niceliksel bir alandr. Mikro dzeyde fiziin, atom alt paracklar olarak

adlandrlan eylerin, maddi varlklar olmayp sadece alanlarn hareketinden

olutuunu kefetmi olmas, zaman da varln olumasnda etken ve varln olu

srecinin gereklemesini salayan, mekndan farkl fakat mekanla birlikte varlkla

ve harekette alglarmzda yer bulan alan olarak kabulne ncl olmutur.

Zamann tarihsel ve felsefi boyutlar iinde bilimsel alanla zellikle fizikle olan

evrimsel birlikteliinin aratrlp tartmaya almasyla zaman

anlamlandrabileceimiz yeni erevelerin izilmesinin salanabilecei dncesiyle

oluturduumuz bu almada, bilimsel tutuculuun ve pragmatik yaklamn

oluturduu snrlarn dna klarak, yeni bir zaman anlaynn gerekliliini

vurgulayarak bu gereksinimi karlama abasna katkda bulunulmaya allmtr.

207
Ancak zaman gndelik ve bilimsel ihtiyalara gre anlamlandrmann tesinde

zamann kendisinin ne olduunu anlamak karmak ve uzun soluklu bir abayla

gerekleebilir. Bu noktada, tm bilgi birikimine ramen yeni yaklamlar ve teoriler

retmede tutuk kalan bilim gibi grnse de asl neden bilim felsefesi alannda

yaplan etkin almalarn hem yntemsel olarak hem de kavramsal olarak noksan

kalmasndan kaynaklanmaktadr.

208
KAYNAKA

Adam, Barbara, Time, Polity Press, 2004.


Alayolu, Ali Osman, Materyalist Zaman, Teori ve Politika, Say 14,1999, s. 21-23.
Akhundov, Murad D., Conceptions of Space and Time, MIT Press, Cambridge, 1986.
Akkaya, Faruk, Rudolf Carnapta Gzlemlenebilirlik Kavram, Yksek Lisans Tezi,
Danman: Hseyin Gazi Topdemir, Ankara niversitesi, 2013.
Althusser, Louis, Kapital'i Okumak, ev. Celal A. Kanat, Belge Yaynlar, stanbul
1995.
Altnk, Osman, bn Sina Felsefesinde Zaman Meselesi, Sleyman Demirel
niversitesi, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal, Yksek Lisans Tezi, Tez
Danman: Kemal Szen, Isparta, 2007.
Anar, hsan Oktay, Antik Yunan Felsefesinde Zaman Kavram (Balangtan Platona
kadar), Doktora Tezi, Danman: Prof. Dr. Ahmet Arslan, Ege niversitesi, 1994.
Aristoteles, Fizik, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 2005.
Aristoteles/Augustinus/Heidegger, Zaman Kavram, ev. Saffet Babr, mge
Kitabevi, Ankara, 2007.
Arslan, Ahmet, lka Felsefe Tarihi, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, stanbul
2009, cilt1.
Aschoff, Jrgen, nsann indeki Zaman, Jrgen Aschoff ve dierleri, Zaman / Nasl
imizde Niin Dmzda, ev. Ylmaz ner, Evrensel Basm Yayn, stanbul 1994.
Aslan, Hasan, Doa Kavramnn Tarihsel Geliimi, Felsefe Dnyas, 2007/2, say 46.
Aster, Ernst von, lka ve Ortaa Felsefe Tarihi, m Yayn, stanbul, 2005.
Atay, Hseyin, Frb ve bn Snya Gre Yaratma, Ankara niversitesi, 1974.
Bace, Samet, Kant theories of Space and Geometry in the Critique of Pure
Reason, University of London, Department of Philosophy, Logic and Scientific
Method, Doktora Tezi, Eyll, 1989.
Baird, Forrest E.&Kaufmann,Walter, Ancient Philosophy, Prencite Hall, USA, cilt 1,
2011.
Bergson, Henry, Creative Evolution, ev. ArthurMitchell, Dover Pub. Inc., New York
1998.
209
Bergson, Henry, Creative Mind: An Introduction to Metaphysics, ev. Mabelle L.
Andison, Carol Pub. Inc., New York 1992.
Bergson, Henri, Madde ve Bellek, ev. Ik Ergden, Dost Kitabevi, Ankara 2007.
Boehm, Omri, Kants Critique of Spinoza, Oxford University Press, Oxford, 2014.
Borst, Arno, Computus (Avrupa Tarihinde Zaman ve Say), ev. Zehra Aksu Ylmazer,
Dost, 1997.
Bozkurt, Nejat, Bilim Tarihi ve Felsefesi, Sarmal Yaynevi, stanbul, 1998.
Bozkurt, Nejat, Kant, Say Yaynlar, stanbul, 2005.
Brentano, Franz, Philosophical Investigations on Space, Time and the Continuum,
Routledge, New York, 1988.
Brown, Stuart ve Fox, N.J., Historical Dictionary of Leibniz Philosophy, The
Scarecrow Press, Oxford, 2006.
Bunge, Mario, Philosophy of Physics, D. Reidel Publishing Company, U.S.A., 1973.
Camc, Cihan, Heideggerin Aristotelesin Zaman Anlaynn Yorumuyla Kantn
Zaman Kavramn Eletirisi, flsfdergisi.com/sayi8.
Capec, Milic, The Conflict Between Absolutist and the Relational Theory of Time
Before Newton, Journal of the History of Ideas, vol. 48, No. 4, 1987.
Capra, Fritjof, Bat Dncesinde Dnm Noktas, ev. Mustafa Armaan, nsan
Yaynlar, stanbul, 1992.
Carnap, Rudolf, Philosophical Foundations of Physics: Introduction to the Philosophy
of Running Commentary, Kessinger Publishing, London, 2004.
Carnap, Rudolf, Philosophical Foundations of Physics: Introduction to the Philosophy
of Science, Basic Books Inc., 1966.
Cevizci, Ahmet, Felsefe Ansiklopedisi, Etik Yaynlar, stanbul 2003.
Cevizci, Ahmet, Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 1999.
Cevizci, Ahmet, Ortaa Felsefesi Tarihi, stanbul, 2001.
Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul, 2010.
Cohen, H. Floris, The Scientific Revolution, The University of Chicago Press, Chicago
ve London, 1994.
Coope, Ursula, Time For Aristotle Physics IV. 10-14, Clarendon Press, Oxford, 2005.

210
Cooper, David E., World Philosophies, Blakwell, USA, 1996.
Copleston, Frederick, A History of Philosophy, Volume I:Greece And Rome,
Doubleday, USA,1995.
Cornford, Francis MacDonald, Plato's Cosmology: The Timaeus of Plato Translated
with a Running Commentary, Kessinger Publishing, London, 2004.
Craig, William L., Evrene likin Kelmi Argman Ve Kantn Birinci Antinomisindeki
Tezi, FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 2010 Gz, say: 10.
Craig, William L., The Tenseless Theory of Time, London, Boston, Dordrecht: Kluwer
Academic Publishers, 2000.
Cushing, James T., Fizikte felsefi Kavramlar 1, Sabanc niversitesi, stanbul, 2003.
Cushing, James T., Fizikte Felsefi Kavramlar 2, Sabanc niversitesi, stanbul, 2006.
evikba, Sabahattin, Heidegger ve Zaman: Heideggerin Erken Zaman Okumas:
Zaman Kavram Konferans, M. Ruhii Engn anma toplantlar (5-6 Kasm 2009
Edebiyatta Dil, Zaman, Mekn), Atatrk niversitesi Yaynlar, 2013.
ifteci, Volkan, The Significance Of Time In Kants Critique Of Pure Reason, Master
tezi, ODT, 2011.
en, A. Kadir, Ortaa Felsefesinde Zaman Kavram, Felsefe Dnyas, Say: 20,
Bahar, 1996.
Da, Mehmet, slam Felsefesinde Aristocu Zaman Gr, AFD, XIX, 1973.
Davis, Adam Hart, Zaman, ev. Cem Duran, NTV yaynclk, 2013.
Deniz, Eref, Kronobiyoloji: Biyoloji ve Tpta Zaman Kavram,
www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr.
Dereli, Tekin, Zamanda Yolculuk, Bilim Teknik, 335, 1995.
Descartes, Rene, The Philosophical Works of Descartes, ev. Elizabeth Haldane and
G.R.T. Ross, Cambridge University Press, Cambridge, 1972, cilt I.
Dnmez, Ali, Matematiin yks ve Serveni, Toplumsal Dnm Yaynlar,
stanbul 2002, cilt III.
Draaisma, Douwe, Yalandka Hayat Neden abuk Geer, ev. Grol Koca, Metis
Yaynlar, stanbul 2008.
Duhem, Pierre, Medievel Cosmology, The university of Chicago Press, U.S.A., 1985.

211
Dural, Teoman, Aristotelesin Kategorilerinde, Fiziki ile Metafizikinde Deime ve
Zaman Sorunlar, Felsefe Arkivi; 26 (1987).
Einstein, A. ve Infeld, L., Fiziin Evrimi, Onur Yaynlar, ev. ner nalan, Ankara,
1994.
Erdem, Engin, lahi Ezelilik ve Yaratma Sorunu, Ankara niversitesi, Felsefe ve Din
bilimleri Anabilim Dal, Doktora Tezi, Tez Danman: Recep Kl, Ankara, 2006.
Erdoan, Zehra Gl Akn, Kantn Kuramsal Metafizik Eletirisi Hakkndaki Baz
Dnceleri, Felsefe Dnyas Dergisi, Say 36.
Erolu, Aye, Henri Bergsonda Bilin-Sezgi ilikisi, SD Fen Edebiyat Fakltesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Aralk 2012, say: 27.
Falcon, Andrea, Aristotle on Time and Change, A Companion to the Philosophy of
Time, Editr: Heather Dyke ve Adrian Bardon, Wiley-Blackwell, Oxford, 2013.
Feyeraband, Paul, Ynteme Kar, ev. Erturul Baer, Ayrnt Yaynlar, stanbul,
1999.
Fisher, Saul, Pierre Gassendis Philosophy and Science, Brill, Leiden-Boston, 2005.
Friedman, William,About Time, 1990, http://philpapers.org/rec/FRIATI.
Galilei, Galileo, Dialogues Concerning Two New Sciences, ev. Henry Crew and
Alfonso De Salvio), Dover Publications,nc, New York, 1914.
Gierer,Alfred,Eriugena and Al-Kindi-Ninth Century Protagonit of Pro-scientific
Cultural Change, Acta Historia Leopoldina 29 (1999), www.eb.tuebingen.mpg.de.
Gilson, Etienne, Ortaada Felsefe, ev. Aye Meral, Kabalc Yaynclk, stanbul,
2007.
Gilson, Etienne, Ortaa Felsefesinin Ruhu, Alm Kitap, ev. amil al, stanbul
2005.
Goff, Jacques Le, Ortaada Entelekteller, ev. Mehmet Ali Klbay, Ayrnt,
stanbul 1994.
Gorner, Paul, Heideggers Being and Time, Cambridge University Press, NewYork,
2007, s.166.
Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul, 2008.
Greene, Brian, Evrenin Dokusu, ev. Murat Alev, Tbitak Popler Bilim Kitaplar,

212
Ankara 2010.
Gribbin, Mary - Gribbin, John, Zaman ve Uzay, ev. Grsel Tanrver, Tbitak,
Ankara, 1999.
Gunn, J. Alexander, The Problem of Time, Hunab Ku, London, 1929.
Guthrie, W. K. C., The Presocratic World Picture, The Harvard Theological Review,
C. 45, 1952.
Gl, Abdlbaki; Uzun, Erkan; Uzun, Serkan; Yolsal,mit H., Felsefe Szl, Bilim
ve Sanat Yaynlar, Ankara, 2008.
Gndoan, Ali Osman, Aristotelesin Zaman Gr le Bergsonun Zaman
Grnn Karlatrlmas, Danman: Abdulkudds Bingl, Yksek Lisans Tezi,
Erzurum 1988.
Gr, Aysun, Bilim Kavramnda Tarihsel Dnm, Asa, Bursa 2008.
Gr, Bekir S., Poincarnin Matematik Felsefesi zerine, Matematik Dnyas,
2006-II.
Grel, Osman, Doa Bilimleri Tarihi, mge Kitabevi, Ankara, 2001.
Hail, A. Rupert, The Revolutionin Science 1500-1750, Longman Group, London 1985.
Hanerliolu, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi, Etik Yaynlar, stanbul 2003.
Hankinson, R. J., Cause and Explanation in Ancient Greek, Oxford University Press,
1998.
Harrison, Edward, Mask of the Universe, Cambridge University Press, Cambridge,
2003.
Harrison, Edward, On the Physical Nature of Time, KronoScope, Cilt 2,Say 1, 2002.
Hawking, Stephen, Ceviz Kabuundaki Evren, ev. Kemal mleki, Alfa Yaynlar,
stanbul, 2002.
Heidegger, Martin, Varlk ve Zaman, ev.: Kaan H. kten, Agora Kitapl, stanbul
2006.
Heimsoeth, Heinz, Kantn Felsefesi, ev.Takiyettin Mengolu, Dou-Bat, Ankara,
2007.
Heisenberg, Werner, Fizik ve Felsefe, ev.: Ylmaz ner, Belge Yaynlar, stanbul,
2000.

213
Helman,Cecil G., Cultural Aspects of Time and Ageing, EMBO Rep. 2005.
Hzr, Nusret, Bilimin Inda Felsefe, Adam Yaynlar, stanbul, 1985.
Hoy, Ronald C., Heraclitus and Parmenides, A Companion to the Philosophy of
Time, Editr: Heather Dyke ve Adrian Bardon Wiley-Blackwell, Oxford, 2013.
Hoy, Ronald C., Parmanides Complete Rejection of Time, The Journal of
Philosophy, Vol. XCI, , No.11, November 1994.
http://www.dailygalaxy.com/my_weblog/2009/09/is-time-slowly-disappearin.html
Isaacson, Walter, Einstein Bir Dhinin Yaam, ev. Mehmet Bar Albayrak, Trkiye
Bankas Yaynlar, stanbul.
Kabaday, Talip, Eskiada ve Ortaada Balca Zaman retileri, S.D.. FLSF
Dergisi, 200.
Kant, Immanuel, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml, dea Yaynlar, stanbul, 1993.
Kant, Immanuel, Prolegomena, ev. oanna Kuuradi-Yusuf rnek, Trkiye Felsefe
Kurumu Yayn, Ankara 1995.
Kenny, Anthony, Ancient Philosophy, Clarendes Press, Oxford, 2004.
Kindi, Tarifler zerine, Felsefi Risaleler, ev. Mahmut Kaya, Klasik, stanbul 2002.
Kindi, lk Felsefe zerine, Olu ve Bozuluun Yakn Etkin Sebebi zerine, Be
Terim zerine, Felsefi Risaleler, Hazrlayan ve eviren: Mahmut Kaya, Klasik, 2002.
Knuuttila, Simo, Augustinusta Zaman ve Yaratm, ev. Metin Bal, Bibliotech,
2012, Yl:5, Say:16.
Koyre, Alexandre, Bilim ve Devrim-Newton, ev. Nur Kk, Salyangoz Yaynclk,
stanbul, 2006.
Kranz, Walther Antik Felsefe, ev.: Suat Baydur, Sosyal Yaynlar, 1984.
Kuhn, Thomas S., Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev.: Nilfer Kuya, Alan Yaynlar,
stanbul, 2000.
Kuryel, Beno, Matematik Tarihinde Bilimsel Devrimler, Toplumsal Tarih, 230,
ubat 2013.
Kutlusoy, Zekiye, Mantk-Matematik likisi zerine, Kayg, 2013/20.
Leftow, Brian, Gods Impassibility, Immutabiliy, and Eternality, The Oxford
Handbook of Aquinas, Editr: Brain Davies ve Eleonore Stump, Oxford University

214
Press, Oxfod, 2012.
Leyden, W. Von, Time, Number, and Eternity in Plato and Aristotle, The
Philisophical Quarterly, Vol. 14, No.54., 1964.
Losee, John, Bilim Felsefesine Tarihsel Bir Giri, ev. Elif Bke, Dost Kitabevi
Yaynlar, Ankara, 2001.
Macit, Muhittin, bn Sinada Doa Felsefesi ve Meai Gelenekteki Yeri, Litera
Yaynclk, stanbul, 2006.
Magee, Bryan, Felsefenin yks, ev. Bahadr Sina ener, Dost Kitabevi, Ankara
2000.
Mason, Stephen F., Bilimer Tarihi, ev. Umur Daybelge, T.C. Kltr Bakanl
Yaynlar, 2001, Ankara.
McGinn, Colin, Basic Structures of Reality, Oxford University Press, Oxford, 2011.
McGinnis, John, Time and Time: A Study of Aristotele and Ibn Sinas Temporal
Teories, Doktora tezi, University of Pennsylvania, 2000.
McTaggart, J. Ellis, Unreality of Time, Mind, New Series, Vol. 17, No. 68, 1908.
Meck, Warren H., Neuropsychology of Timing and Time Perception, Brain and
Cognition, 2005, Vol 58.
Milic Capec, The Conflict Between Absolutist and the Relational Theory of Time
Before Newton, Journal of the History of Ideas, vol. 48, No. 4.
Mittelstaedt, Peter, Philosophical Problems of Modern Physics Vol. XVIII, D. Reidel
Publishing Company, Holland, 1976.
Newton, Isaac, On the Gravity and Equilibrium of Fluids (de Gravitatione),
Unpublished Scientific Papers of Isaac Newton, (Der. A. R. Hall, M. B. Hall),
Cambridge: Cambridge U.P., 1962.
Newton, Isaac, Doa Felsefesinin Matematiksel lkeleri, ev. Aziz Yardml, dea
Yaynevi, stanbul, 1998.
Newton, Isaac, Sir Isaac Newtons Mathematical Principles of Natural Philosophy,
and his System of the World (ng. ev. A. Motte; Gzd. ge. F. Cajori) c. I, Los
Angeles: University of California Press, 1966.
Penrose, Roger, Fiziin Gizemi-Kraln Yeni Usu 2, ev. Tekin Dereli, Tbitak, Ankara,

215
2001.

ktem, lker, David Hume ve Immanuel Kantn Kesin Bilgi Anlay, Ankara
niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Dergisi, 44, 2 (2004).
ner, Ylmaz; Aschoff, Jrgen ve dierleri, Zaman / Nasl imizde Niin
Dmzda, ev.: Ylmaz ner, Evrensel Basm Yayn, stanbul 1994.
zmutlu, Emin, En Az Eylem lkesi, Kayg, 2007, say 8.
ztrk, Kadriye, Henri Bergsonda Sre, Master Tezi, Danman: Kazm Sarkavak,
Gazi niversitesi, 2007.
Platon, Devlet, ev.: Sabahattin Eypolu & M. Ali Cimcoz, 514a-514c, stanbul,
1998.
Platon, Parmanides, ev.: Saffet Babr, mge Kitapevi,2001.
Platon, Timaios, ev. Erol Gney, Ltfi Ay, Sosyal Yaynlar, stanbul, 2001.
Poincare, H., Bilim ve Hipotez, ev. Fehmi Ycel, M.E.B. Yaynlar, stanbul, 1998.
Pppel, Ernst, Yaanan Zaman ve Genelde Zaman; Jrgen Aschoff ve
dierleri, Zaman / Nasl imizde Niin Dmzda, ev.: Ylmaz ner, Evrensel Basm
Yayn, stanbul 1994.
Reichenbach, Hans, The Direction of Time, University of California Press, Berkeley,
1971.
Reichehbach, Hans, The Philosophy of Space &Time, General Publishing Company,
Toronto, 1958.
Rosenthal, M.; Yudin, P., Felsefe Szl, ev. Aziz allar, Sosyal Yaynlar, stanbul
1997.
Ross,David, Aristoteles, Kabalc Yaynevi, stanbul, 2011.
Rundle, Bede, Time, Space and Metaphysics, Oxford University Press, Oxford, 2009.
Russell, Bertrand, Bat Felsefesi Tarihi III, ev. Muammer Sencer, Say, stanbul 2000.
Russell, Bertrand, Rlativitenin Abcsi, ev.: Vahap Erdodu, Sarmal Yaymclk,
1995.
Rd, bn, Tehft't-Tehft (Tutarszln Tutarszl), ev: Kemal Ik, Mehmet
Da, Ondokuz Mays niversitesi Yaynlar, Samsun, 2005.

216
Sachs, Mendel, Changes in Concepts of Time From Aristotle to Einstein,
Astrophysics and Space Science, 1996, 244.
Sarolu, Hseyin, bn Rd Felsefesi, Klasik Yaynlar, stanbul, 2006.
Shayegan,Yegane, Avicenna On Time, Harvard University, Doktora Tezi, 1986.
Shoemaker, Sydney, Time Without Change, The Philosophy of Time, ed. Robin Le
Poidevin & Murray MacBeath, Oxford University Press, Newyork, 1993.
Sn, bn, Kitbu-ifa (Fizik) I, ev. M. Macit, F. zpilavc, stanbul: Litera Yaynclk,
2004.
Sofuolu, Hikmet, Bergson ve Sinema, Seluk letiim, 3, 3, 2004.
Solomon, R. C. ; Higgins, K. M., Felsefenin Ksa Tarihi, ev. M. Topal, letiim,
stanbul 2013.
Stamatellos, Giannis, Plotinus And The Presocratics, State University of New York
Press, USA, 2007.
Strke, Elisabeth, Bilim Kuramna Giri, ev., Doan zlem, Gndoan Yaynlar,
Ankara, 1995.
Stump, D., Poincars Thesis of the Translatability of Euclidean and Non-Euclidean
Geometries, Nos, Vol. 25, No.5, Dec, 1991.
Sucala, Madalina; Scheckner, Bari; David, Daniel, Psychological Time, Current
Pscychology Letters, vol.26, Issue 2, 2010.
enel, Ferda, Biyolojik Saat, Bilim Teknik, Aralk 2008.
Tadelen, Demet Kurtolu, Bergsons Conception of Time: Its effects on a possible
Philosophy of Life, Doktora Tezi, Danman: Assoc. Prof. Dr. David Grnberg, ODT,
2003.
Thilly, Frank, Bir Felsefe Tarihi, ev. Nur Kk, Yasemin evik, dea, stanbul, 2010.
Topakkaya, Arslan, Gemi Zaman Gerekten Gemi midir?, Uluslararas Sosyal
Aratrmalar Dergisi, Say1/4, 2008.
Topakkaya, Arslan, Felsefe, Din ve Kltrde Zaman, Paradigma Yaynclk,
stanbul,2013.
Topakkaya, Aslan, Zaman Kavram Balamnda Platon-Aristoteles Karlatrlmas,
Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, Say 13, Yl 2012.

217
Topakkaya, Aslan, Heideggerin Bergson Zaman retisine Getirdii Tenkitler, e-
akademi, Ocak 2004, say 23.
Topdemir, Hseyin Gazi, Bilim Tarihi le Bilgi Felsefesinin Bilgi Kuramsal
Badakl, Toplumsal Tarih, 230, ubat 2013.
Topdemir, Hseyin Gazi, Isaac Newton ve Bilim Devrimi, Bilim ve Teknik, Ekim
2010.
Topdemir, Hseyin Gazi, Platonda Bilgi Kayna Olarak Grme, Felsefe Dnyas,
2007/2.
Topdemir, Hseyin Gazi, Felsefe, Pegem Akademi, Ankara, 2008.
Topdemir, Hseyin Gazi, In yks, Tbitak, Ankara 2007.
Topdemir, Hseyin Gazi, bn Rd, Say Yaynlar, stanbul, 2011.
Toulmin, Stephen, Criticism in the History of Science: Newton on Absolute Space,
Time, and Motion, I, The Philosophical Review, Vol. 68, No. 1 (Jan., 1959).
Trombley, Stephen, Modern Dnyaya Yn Veren 50 Dnr, ev. Gonca Glbey,
Kolektif Kitap, stanbul 2013.
Turetzky, Philip, Time, Routledge, NewYork, 2000.
Turgut, Sadi, Genel Grelilik, Bilim ve Teknik, Mart 2005.
Trkylmaz, etin, Heideggerin Ontoloji Tarihinde Kant Felsefesinin Yeri,
http://cetinturkyilmaz.blogspot.com.tr/2012/01/heideggerin-ontoloji-tarihinde-
kant.html.
Uslu, Serdar, Platonda Dzen Sorunu, Doktora Tezi, Danman: Ayhan Bak,
stanbul niversitesi, 2007.
lken, Hilmi Ziya, Bilim Felsefesi, lken Yaynlar, stanbul, 1983.
Warren, H. M., Neuropsychology of timing and time perception, Brain and
Cognition, Vol 58, 2005.
West, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma
Yaynlar, stanbul, 1998.
Whitehead, Alfred North, Concept of Nature, Cambridge University Press, USA,
1995.
Wood, Allen W., Kant, ev.: Aliye Kovanlkaya, Dost Kitapevi Yaynlar, Ankara, 2009.

218
Yaln, Cengiz, Evren ve Yaratl, Arkada Yaynclk, Ankara, 2008.
Yavuz, Zikri, Modern Zaman Teorileri ve Zamann Gereklii, Felsefe Dnyas, Say
56, 2012/2.
Yeniehirliolu, ahin, Felsefe ve Diyalektik, mit Yaynclk, Ankara, 1996.
Yldrm, Cemal, Bilim Felsefesi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1996, s.25.
Ylmazer, Ali Ulvi, Grelilik ve Kuantum Kavramlar, Bilimden Felsefeye Akademik
Bir evrenin Serveni, Bilim ve Gelecek Kitapl, 2011.
Ylmazer, Ali Ulvi, Bilim Konumalar, Kolektif, Tbitak Yaynlar, Ankara, 2001.

219
ZET

ZAMANIN FELSEF TEMELLER ZERNE NCELEME

Hem gnlk yaamda hem de bilim ve felsefe dnyasnda varlk ve uzam

kavramlaryla birlikte evrendeki olgular aklamaya olanak salayan zaman,

kendisini tanmlayan ieriklerin varsaymlarla oluturulmu olmasndan dolay bal

bana bir sorunsal oluturmaktadr. Mevcut pozitif bilim dallarnn en temel

teorilerinde bir deiken olarak kullanlmas zamana irdelenmesi gerekmeyen bir

tanm kazandrldna inanlsa da bu inancn temelinde yatan bilimin deterministik

tutuculuu ve doay basite indirgeme geleneidir. Ancak zamann ontolojik yapsna

ve epistemolojideki rolne dair, bilim adamlarnn alma alanlarna genellikle

girmeyen felsefi sorunlar kapsayan felsefi bir zaman betimlemesine ulamadan

doay anlama abalarnn doldurulamayan yanlar olacaktr. Bu kaygnn eliinde,

felsefe bilimlerde zaman algsnn ve doasnn, tarihsel sre iindeki deiimi

temeline dayandrlarak, zamann farkl disiplin ve alma alanlarnda epistemolojik

ve ontolojik deerinin olduunu ve olu ve bozulu ilemleri zerinde etkili

olduunu felsefi bir yaklam iinde aklanabileceini ve bu ekilde ele alndnda

bilimsel ideolojinin etkisiyle zamann zellikleri arasnda yaplan derecelendirmenin

deitirilmesi gerektiini bu tezin k noktasn oluturmutur. Srekli olu-bozulu

iinde olan ve hi de basite indirgenmeye elverili olmayan evren gz nne

alndnda bileik zaman teorisinin tesinde bir adm atarak zamann geicilik yn,

zamann uzamsal ynne gre ok daha nemli bir noktaya tanmaldr. Bilimde ya

da bilim felsefesinde oluturulacak yeni bilisel paradigmalarda, zamann

zelliklerine dair bu konumsal deiimin dikkate alnmas bu alandaki baz sorunlarn

220
zmne yardmc olacaktr.

Anahtar Szckler: Zaman, aksiyom, fiziksel zaman, geicilik, uzamsallk.

221
ABSTRACT

AN ESSAY ON THE PHILOSOPHICAL FOUNDATIONS OF TIME

Time that, both in everyday life and in the world of science and philosophy

together with the concept of being and space allows to explain the phenomena in

the universe, identifies itself with the content generated due to the assumption in

itself constitutes a problematic. Although it is believed that the application of time

as avariable in the basic theory of the present positive science gains a description to

time, need not be discussed,the underlying of this belief is the deterministic

conservatism of science and the tradition of the reduction nature to a simple of

science. However, without the philosophical time description on the role of the

ontological structure and epistemology of time which covers the issues which

generally dont come into the scientists study field, some aspects of the effort to

understand the nature can not be filled will be as well. This concerns, in the

presence of philosophy of science in the perception of time and the nature of the

historical process of change over on the grounds of time, different disciplines and

work areas epistemological and ontological value and that occurs and the disruption

process is effective on a philosophical approach can be explained, and in this way

taken scientific ideology under the influence of when the ratings of the features

that need to be replaced has been the starting point of this thesis. In science or

philosophy of science in the creation of new cognitive paradigms, when taking into

consideration of the properties of these spatial changes in this area will help to

solve some of these problems.

Keywords: Time, axioms, physical time, temporality, spatiality.

222

You might also like