You are on page 1of 99

AYDINLANMA DtZlS: 188

A N K A Y A

A K A M L A R I

II
Dizgi - Yaymlayan:
Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A..
Bask: ada Matbaaclk ve Yaynclk Ltd. ti.
Ocak 2001
B E R T H E G. GAULIS

A N K A Y A

A K A M L A R I

II

Trkesi:
Firuzan Tekil

Cumhuriyet
DRDNC KISIM

DOUDAK ILGIN SAVA

1 Temmuz 1920'de Mslim Outlook'da Levas Fraser


yle yazyordu:
u son hafta 1914'den sonra grlen en artc haftadr.
Tarih, bunu: "Savan balad hafta" olarak kaydedecektir.
Bu yedi gn iinde:
1 - ngiliz hkmeti, Yunanistan maskesi altnda, Trki
ye ile yeniden savaa girimi, bu yolda ne parlamentosuna
ne de milletine danmtr..
2 - Mezopotamya'da ylda krk milyon Sterlinge mal ola
cak bir gl orduyu elinde tutma amacn ilan etmitir.
3 - Bir Bolevik ve Trk igaline engel olma gerekesi
ileri srerek, ran'da ngiliz vergi mkelleflerinin srtndan bir
ordu bulundurma amacn da ilan etmitir.
Levas Fraser, Yunan cephesinde drt ngiliz taburunun da
yrdn belirttikten sonra unlar eklemitir: "Biraz sava
acaz ama bu bize ok eye mal olmayacak" "nakliye mas-

5
raflar kacak ortaya" demiti ngiliz, babakan, "Bir basit
hesap grme ii" diye cevap vermiti Mister Churchil sonra
ilave etmiti: "Harpler byle gelmez, ancak bu iin sonundan
nce, grtlamza kadar olayn iine girmi olabiliriz."
Bu gr, gerek bir ileriyi gr idi.
Bylece, Anadolu'ya taarruz suretiyle, bir ngiliz-Yunan
ibirlii halinde, Temmuz 1920'de, Douda lgnlk sava
balyordu.
ngiltere ile gizli bir anlama sonunda, Venizelos, mtte
fiklerin muvafakatini Haziran 1920'de Bolonya'da, Temmuz
1920'de de (Spa) ehrinde koparmt. Fransa ile talya, g
rmelerin dnda braklmakla birlikte, bu "oldu-bitti"yi
tam bir serinkanllkla kabul etmilerdi.
Lloyd George, Curzon, Venizelos, duruma derhal ve sert
biimde baladlar. Kurnaz Giritli: "Bu bir basit gezinti ola
cak, alt hafta iinde amaca ulaacaz." diyordu. Ama bu i
de, onun tehlikeleri de Yunan halknn boyunu ayordu. y
lede olsa, ne olurdu ki? ngiltere, egemenlii altndaki bu k
k devleti hametli bimde desteklemek zere orada hazr
d. Ona, sraya girmesi emrini verinceye dek.
Yunan ordular, geni bir sava malzemesi ile glendi
rilmi olarak, ie kolayca Trakya'y fethetmekle balamlar
d. ngiltere hasis davranmamt. Trakya da ciddi ekilde
kendini savunacak halde deildi: Mslmanlarn hemen hep
si srlmt oradan.
Anadolu'da, Yunan igali, zmit krfezinde kendine bir
yol am, yakyor, yama ediyor, tecavz ediyor, sryordu.
Bu, deimez forml olacakt onlar iin. Krfez blgesi, bir
bakir orman gibi sk meyve aalaryla dolu, emsalsiz mn-
bit bir arazi idi. Btn bunlar yok edildi. Birka ay sonra Mil
li gler zmir'i geri alacak, orada tutunacaklard.
Boazii stlerinde, rastgele hcum ediyorlar. Geceleri
Beykoz cihetinde, ingiliz saflarnda, Yunanllar ile Hintliler,
afak sknceye kadar birbirlerini kurunluyorlar. Hintliler,
kendilerinin Yunanllar ile mttefik klndklarndan habersiz
olduklarn sylyorlar. Gereken bir hata m bu? ngiltere,
Mslman askerlerle temas eder etmez, Hintlilerde beliren
znty endie ile takip ediyor.
Bu ilk arpmadan sonra, Yunanllar istirahate ekili
yorlar. Gittikleri lkeyi le eviriyor, orada yayorlar. Ms
lmanlar gmenler, kitleler halinde stanbul zerine akyor.
Ackl huru hareketi! Vardklar yerlere tamamen yolunmu
halde geliyorlar.
Ocak 1921 de, Lord Curzon, Yunanllar yeniden Anado
lu stne sevkediyor, Sevr anlamasnn toprakla ilgili bl
mnn salanmasn istiyor. Bu birlikler, zor-zor,. Eskiehir
yaknlarna kadar geliyorlar. smet Paa, onlar, nn buca
etrafnda ahane bir kontratakla pskrtyor. General P
pulas, ustaca malup edilmitir. Bu kez, Hintli birlikler, r
pmak istemiyor, bunu apak belirtiyorlar. Yunan klas ve
karakollar Agorann uzantlar haline geliyor. Konstantin ta
raftarlarnn Venizelos taraftarlarn amalar yolunda tevik
ler var. Uak-Eskiehir zerine yeni bir hamle deneniyor. Bu
da yenilgi ile bitiyor.
Ve, Kahire'de, am'da, stanbul'da, Afganistan'da, Hin
distan'da (*) ya da Mezopotamya'da, Tunus "da yahut Fez'de,
hasl her yerde, Mslmanlar ilan ediyor: "Trkiye ile bar
isteriz" diyorlar.

(*) O zamanlar Pakistan, Hindistan'dan ayrlm deildi.


- evirmenin notu- .

7
22 Mart 1921'de, insan ve malzeme ynnden byk
apta bir nc taarruz dalgas oluturuluyor. Bu defa hedef
Ankara'dr. Ben, bu taarruzun btn safhalarn, hadisenin
iinde yaadm. Bunu tasvir iin, akamlarn saptamak iin,
gezi anlarn okuma yetecektir. O zaman grdm olaylar,
zmir'de, Trakya'da, zmit'de, Yalova'da, Yunan dalgasnn
getii her blgede olup bitenlerdir. Aralk 1921 'e kadar, tm
Sakarya boyunca bunlarn korkun izlerini grdm.

16 Nisan 1921. Batan baa sava iinde geen binbir


maceradan sonra smet Paa'nn askeri trenleri zel komise
ri, beni Afyonkarahisar'dan alp Eskiehir'e gtrecek. Bu
yolculukta uzun trenlerle karlaacaktk. Bunlar vagonlarn
damlarnda tnemi askerlere varncaya kadar doludur. O ka
dar insann, silahlarn, tehizatn, yk hayvanlarnn (mekka-
reler) kendilerinden ayrlm yerlerde, ylesine bir skunetle,
bir,disiplin iinde sevkedilii byk takdirle karlanan olay
lardr. Eskiehir, smet Paa'nm karargah olarak, Anado
lu'nun en gzel ehri olmutu. efinin onsekiz saat devaml
almas sonucu, bu ehir tannmaz hale gelmiti. Ben, ora
y 1919 Ekim aynda ziyaret etmitim. O zamanlar ngilizler
Badat hattn igal etmekte idiler.
Toplarn kent zerine evirmi, orasn sarmlard.
imdi ise, onu, hrriyet, kalknma ve tam huzur iinde gr
yordum.
smet Paa, gerek bir eftir. Bunu, sivil organizasyonla
r da, cephe organizasyonlar da kantlar.
ehrin zerine kolonlar halinde gmen yayordu. Ora
da, onlar iin hazrlanm kamplar vard. Tam on gn, ilk hat
larda kouacaktm. O blge ki, savalarn meddine ve cezi-

8
rine maruzdur, yollan o hurucun izleri ile doludur, o izlerle
izilmitir.
Byk adrlar altnda ehir ve kasaba itibariyle topla
nan felaketzedeler, orada biraz dinlendikten sonra, ya dou
vilayetlerine ya da yeniden ina edecekleri harap blgelere
sevkediliyorlard. Bu iler bir tahkim ve yardm komitesi em
rinde yaplmakta idi. Her yerde, acil ihtiyalara cevap vere
cek yiyecek ve elbise datm vard.
Eskiehir hastanelerinin bakm da felaketzedelere yap
lan yardm gibi muntazamd. Byk camiler, katolik kilisesi,
ehrin balca binalar salk kurulular haline getirilmi, K
zlay ekiplerinin eline verilmiti. Doktorlar, operatrler, has*
tabakclar ve hanm hastabakclar vard ki, sakin, kararl bir
gayret iinde idiler. Benim oraya varmda, binalarn hepsi,
Gndzbey'den yeni getirilmi yarallarla dolu idi. Hatlardan
geri dnmde, ameliyatllarn ounu ayakta grmtm.
smet Paa'ya askerler kadar siviller de hayrand. Tabi-
atmdaki iyimserlik ve ho hava btn Eskiehir'e yaylmt.
Yaral olsun, gmen olsun, sava ve her eit militan, on
daki glmsemeden hayli etkilenmiti. alma hi durmu
yordu. Gece gndz, "uzun kervanlar grlyor, mandalarn
ektii arabalar, bazan top, ok defa da cephane tayarak e
hirden geiyordu. ' .
Pazar, sonsuz bir saha zerine yaylmt. Esnaf ciddiyet
le denetleniyor, yiyecekler narha tabi tutuluyordu. Her yerde,
dzen vard, adalet vard, skunet vard.
Eskiehir etrafnda, kocaman tatar kyleri olumutu. s
tilalar sonunda bunlar Sovyetler diyarndan gmlerdi.
ehrin uak kampy, smet Paa'nn byk baarlarn
dan biri idi. Benim yolculuk programm, o, bizat yapt ve bir

9
sabah afak skerken -vaktiyle hi phe yok Bkre'in tad
n karm olan- bir zarif ak araba ile savan gerekleri ii
ne girdim. imdi orada, Anadolu'nun ahane ilkbahar ile en
korkun grntlerin ac tezadn yaayacaktm. Bunlar,
anlar iinde sonsuza kadar kalp sabitleen unutulmaz net
tablolardr.
Sava meydann yle bir incelemek, son savalarn an
lamna varmak iin yeterdi. Burada, Yunanllar, defa drt
defa saldrya gemilerdi. Biraz toprakla rtl cesetlerin
yapt tmsekler bunlarn delili idi. Yunanl esirlerin syle
diklerine baklrsa, ngiliz subaylannca kullanlan mitrayyz-
ler, kaaklar yakalyor, tekrar ileri hatlara sryordu. Daha
sonra, o dayanlmaz panik balad.
Yunan askerleri, karlarnda sadece birka bin kii bula
caklarm sanmlard. Ama, perde arkasnda, smet Faa kuv
vetlerinin byne arpyorlard. O zaman dzensizlii n
lemeleri kabil olamazd. Sel, geldi, akt, getii yerleri biti
durdu ve kilometreler boyunca, toprak, terkedilmi malzeme
ile dopodolu olmutu. Kasklar, elbiseler, konserve kurulan,
ilalar, kurmay vesikalan, sedyeler, kamyonetler.
Hi durmakszn, Trk askeri, toplan, tfekleri, mitray-
yzleri topluyor. Gnler boyunca, deilmi cephane kasalan-
na baka baka geeceiz. Oralarda, yeillik zerinde dum-dum
kurunlan bile buldum, topladm. Bu ne krtasiye kemekei,
kaarken oralara atlm nice tehizat karmakank!
leri geen Trk topusu ile karlayoruz. Malzeme ve
yiyecek toplamalannn korkun git-gelleri. Dman kprle
ri atm, kyleri yakm, heryerde stleri hala tten kararm
talar. Yok edilmi yuvalannm yerinde oturmu zavall insan
lar, l meyvalklarna, harap olmu tarlalalanna bakp duru-

10
yorlar. Btn bunlar Anadolu'nun o muhteem ilkbaharnn
yeermesi iinde oluyor.
Akam, bu blgenin ahane kasabas olan St'te, Er-
turul'un trbesine bekilik eden bu kasabada, mahalli ku
mandann yannda kalyoruz. Eraf geliyor, yanmzda oturup
yer alyorlar. "Ne yapalm, ngilizler istedi bunu" diyorlar.
Yunanl ngiltere'nin uadr. Yurdun tamamen harap
olmasn asl isteyen ngiltere'dir.
Ay nda, St, hala kanayan yaralar stne inen bir
kasaba karartsndan baka birey deildi. Geceleri dahi te
mizlik devam ediyordu. Kasabadaki 1054 haneden, 800 ade
di yklm yatyordu. Camiler, okullar, dkkanlar, Mslman
evleri, paralanm, dinamitle ii patlatlm Alman Pastille
ri ile atee verilmi belediye binalar, o sessizlik iinde, san
ki durumlarn ykletiriyorlard. Harabeler altnda kalm
kadavralar, pis kokularndan belli oluyordu.
htiyarlar ldrlm, kadnlara ve kzlara tecavz edil
miti. urada burada grlen bir ksm insanlar dadan kp
gelen insanlard. Srlerini alp daa kamlard. Bunlar
ayrcalkl kiilerdi. Hrszlklar, yamalar, tecavzler, ldr
meler - korkun ve tek sesli hikaye, Yalnz St iin, zarar
ve ziyan ok byk bir rakama ulamt.
Blge Mslmanlanna, Yunan askerleri: "Bizde parola,
ykmak yok etmektir" diyorlard. Dman kaarkamaz,
halktan geri kalanlar ikayet ve haklarn belirtiyorlard. Be
lediyeler, derhal almaya balyor, daha nemli merkezlere
yazl bilgi gnderiyor, kadn altna da: "Bu zararlarn c
n almak iin bireyler yaplmayacak m? diye yazp soruyor
lard.
St, irin bir kasabadr ki, mnbit bir blgesinde, di

li
er kasabalarla birlikte Anadolu'nun en refahl ziraat mer
kezlerinden birini tekil eder. Nesilden nesile, kyller, ser
vetlerini orada toplamlard. Orada, tam yerli bir halk uzun
zamandan beri yaard., rfleri adetleri deimez trdendi.
Yunanllar, bunlar yok etmee almlard, nk bu taba
ka, Trkiye'nin z glerindendi, onun byk insan deposu
refahnn balca kuvveti idi.
Anadolu kyls, insanlarn en sakini en disiplinli olan,
en alkan, en iyi askeridir: setii efe daima en sadk
adamdr. Mustafa Kemal Paa da, smet Paa da onda adalet
duygusunu yaratmlard. Her ikisi de ondaki bu zl cevhe
ri inanlmaz bir temkinle ynetmi, dman, vakit vermeden,
derhal kap dar etmenin., gerek Trk ocan temsil eden
bu insanlarn feda edilmesine demeyeceini iyi hesaplam
lard.
te yandan, Yunanllar iin z unsurlarn yok edilmesi,
Anadolu'yu smrgeletirmenin tek art idi. O sebeple, b
tn gayretleri, bu iptal ileminde, kutsal binalarn, belediye
ye ait yerlerin, hasl, Trk milletinin yerinde kalmasn sa
layan hereyin yok edilmesinde toplanyordu.
Ne kadar da ok grmmdr; bu insanlara maddi za
rarlardan bin defa daha ok elem veren ey, kadnlara, ocuk
lara edilen tecavz ile kutsal yerlerin kirletilmesi idi. Ellerin
den gidip yok olan mallan iin, oradaki muteber ahali elbet
baz eyler sylyorlard ama, teki eni fiiller iin affa dela
let edecek hibir sz sylemezlerdi.
ylesine bir manzara karsmda, yabanc ahit ne yapa
bilir ki? Grdklerini dile getirmek, tekrar sylemek, onu
yaymak ve bu suretle ak durdurmak deil mi? Nankr bir

12
grevdir bu. Sokakta, adm banda, Herkes benden, grdk
lerimi Fransa'da anlatmam istemitir!
, ErturuPun trbesine edilen kfr ve zararlar gsteren
yal imam da, benden bunu istiyordu.
ldrc taarruzlar, din duygusunun ve lke iindeki
entrikalar ile milli duygunun ileden karlmas! te Anado
lu'yu, igal kuvvetine kar pekimi blok haline getiren iki
sebep bunlardr.
Bu tahripler arasnda, milli dzenleme her yere szyor,
hereye hayat veriyor, sonsuz nimetler getiren bir nehir gibi
yararl i gryordu.
Bu tekilat, topra, halka, onlarn kaynaklarna sk si
kaya bal. lk zamanlarda, bu halk tabakalar, eflerin iste
diklerini fazla sayacaktr. Bugn ise, kapsam kendilerince l-
lememi byk tehlikelerden uzak durmak dikkati sebe
biyle, ayn eflere sitem etmektedir. Bir ka gn nce, ben
oradan henz gemeden negll kadnlar, ihtiyarlar ve o
cuklar, ellerinde birer balta, ereflerini ve mallarm korumak
amacyle dman karsma dikilmilerdi. Dava, kazanlmt.
***
St'te bir afak vakti. Arabalar bekliyor. Yola kacak
tk. imdi, birgn ncekinden daha kalabalk bir halk toplu
luu, harabeleri temizliyordu. Yiyecek datm yaplmt,
klk kyafetlerindeki yoksulluk insan son derecede zen bir
Mslman kadnlar topluluu hafife kenara ekilmi, bu ya
banc kadn selamlamak iin bekleiyordu. Az sonra, yanla
rnda olacamz, o uzun felaketzede kafilelerinden biri yol
dan gemekte idi. Mandalarn ya da kzlerin ektii byk
arabalar iinde ev eyas ile hasta kiiler vard. Kadnlar, ih
tiyarlar, ocuklar, arabalar ekiyorlard. zdraplarma ra-

13
men, hepsinin gzleri parlyor, yzlerinde enerji okunuyor as
kerlerini selamlyorlard. Btn gece, kendi atei etrafnda
birleen her ky son zaferlerden sz etmi, gelecee dair ko
numulard.
Biz, baka hasarlara, baka tahriplere doru yolumuza
devam edecektik.
nce fikirli refiklerimizden bir Suat Bey vard ki, ayn
zamanda, ciddi bir aratrmac olarak tannrd. "Zaman za
man tebessm etmek, alamay nler" diyordu. Bir de gen
lerden Fazl Bey vard. O da bu kkck kervan, genlii
nin comalar ve sevimli yz hareketleriyle elendirmek isti
yordu. Ama yine de, hiddet ve iddet imekleri galip geliyor,
suskun azlar, dudaklarn srp duruyordu.
Ertesi gn Bilecik'te idik. Buras kederin timsalidir, Ora
sn, birka ay nce gmtm. Bu defa onun felaketi, teki
kasabalardakinden daha kark, daha devasz halde idi.
, ngilizler tarafndan hazrlanm zel imha taburlar Bi
lecik stne saldrmt.
Bu ehir, blgenin ticaret merkezi, zenginliklerinin de
posu idi. Maazalar, dokuma tezgahlan stnden hala du
manlar kyor ve bu yeralt mahzenlerinden hep bu kadavra
kokulan yaylyordu. Dinamit kalmtlan, yklm izbeler ve
Pompei'yi hatrlatan darack sokaklar. Sanki dn yklm bir
Pompei! Bu seferki byk ll bir imha idi ve bunun henz
pek taze nefreti gnein pnlts ile gelen gzellii rtyordu.
ehir, yoku biiminde ina edilmiti; imdi adam akll
tten bir halde idi. Ykntlar, ykntlar! Baz kiiler duman
lan tten ykk evlerinin talan stne dnme yolunda inat
davranlar gsteriyor, eraftan bir takm insanlar da bizim et
rafmzda toplanyordu. Pek g bir keif ameliyesi kalntlar,

14
kller arasnda, ter ile ve korkun koku ile karm halde
balyordu.
Bilecik'in tesinde, yine yanm ehirler, hasar grm
meyvalklar, para para olmu mescitler, yklm kprler!
ok sert bir bayr stnde Yeniehir'in insanlar ile karla
yoruz. nlerindeki dertli arabay iterek yryor. Dou istika
metinde ilerliyorlar. Bylece, kendi yerlerini nc kez ter-
kediyorlar.
lk hatlara ulamtk. Kim dnebilirdi bunu? Hep tar
lalar, iekler, kck gllerin birbirine sarlm aalan, ol
gun mahsuller. Da eteklerinde birka sr otluyor, tek bir
oban bakyor onlara. Arada bir, yanmzdan birka asker ge
iyor, bize ksa baklarla bakyorlar. Herey gizli, esrarl ve
yle sakin ki, kular tyor ve ba bir Trabzon trban ile r
tl ocuun ynettii basit bir araba acaba ne gtryor?
Kk atlan ylesine kouyor ki arabann. Anlalan tarlalar
da mahsul kendi kendine kalkm. Kararm bir ehir silueti
ufkun nnde adet izgi ekiyor. Buras, tannmaz, harap
hale gelmi Yeniehir. Balayan aksanm iinde, kr izgileri
geniliyor, dalarn aal yzleri mkemmel bir ahenk iin
de sanki eriyordu. Ah, o gzelim memleket, sonsuz grnt
leri tatl aynntlan olan, berrak bir kta ykanan memleketi.
Buras, her zaman, dnyann en ateli arzusu ile istenen ve en
sert biimde savunulan yeri olmutur.
Yerimize, Bilecik zerinden dnyoruz. Bilecik ay
nda ylesine.soluk, ykntlar kefeni iinde ylesine yas
l. Birka svari, harabeleri bekliyor. Felaket, nefret edilecek
bir hamet iinde hareketsizleiyor. Yangn dumanlan devam
l olarak gklere ykselirken, yanbandaki byk konakla
malarn dumanlan ile kanyor ve oralarda, alev, dikkatli ki-

15
silerin ehresini aydnlatyor. Btn bir mahrem hayat ki, bir
den bire baklar altnda ylece kalm. Hereylerini kaybet
mi olanlar, ite bunlar. Bu halleriyle, Fransa'nn zengin ky
llerine ne de benziyorlar. ngiliz-Yunan hareketinin sakin
letirici (!) hali, onlar zerinden henz gemi.
***
Kpl ile Pazarck arasnda, yol evvela Karasu boazla
rn ve Badat hattn takip eder. Bu, da peyizajlanmn en ya
ban olandr.
Hayat dolu sular, gnein stt kayalar serinletir. Yer
den, kaynaklar halinde, sular fkm.
Daha ilerde bir demiryolu, bir gar, durmu bir askeri
tren. Askerler canl admlarla iniyor, toplanyorlar. Dzen
iinde. Bunlar, gzel donatlm, gzel birlikler. Pazarck ya
knlarnda, ordu kafileleri btn oseyi kaplyor. Ar teker
lekli kanlarn gcrtl nameleri, koumlarn ar gidileri
nin temposunu tutuyor yava bir ritm iinde. Bu ilkel traktr
ler, ne sakatlanmadan, ne de ypranmadan ekinirler. Sratle
ri yoktur ama salam yaplarnn mukavemeti vardr. Talar
ve byk ukurlar onlar durduramaz.
Pazarck yaknlarnda, smet Paa'nn en parlak tmen
lerinden biri olan Birinci Tmenden, bir svari kafilesi, ar
k syliyerek geliyordu. Dman ileri karakollar zerine bir
taarruz yaplm, zafer kutlanyordu.
Birka gn nce, General Papulas ile kurmay heyeti bu
rada otururlard. Ka ylesine ani olmutu ki, Pazarck, ks
men imha edilmekten kurtulmutu, fakat dkkanlar botu,
ar kapal idi.
Her Yunan geri ekiliinde, kurmay heyetinin byk sa
yda brakp gittii tomar tomar kat iinde, bizi nezdinde

16
kabul eden eraftan Abrahami'de, tercman Sava'dan gelen
bir mektup buldum. Tercman, kendi efi, ngiliz subay
Storr iin, evin iyi odasnn verilmesini talep ediyordu.
imdi belerdiyeciler geliyor, yeni izlenimlerini anlat
yorlar: Hergn etraflarnda daha ok daralan emberin tehdi
di altnda, dokuz gn dokuz gece tahamml edilemez bir s
knt. "lmden de beter" diyorlar. Ve nihayet oray boalt
mann ilk kouanlar. Tehlikeli an. Kasabann drt kesin
de byk acelecilik iinde yangn karlmas.
Ertesi gn, afan ilk klarnda, silahlan hazrlama,
lgnca cesaretlerle gelen svarilerin akl almaz gelimeleri
nin yansra emsalsiz gven duygular. Harekete geen bir
cephe, yryen bataryalar, mitralyzlerin dili.
lk Yunan hatlarnn zigzaglarma bakan zirvelerden ayn
zamanda ateler iinde kasabalar grlr. Yepyeni bir blge
yanmakta. Yunanllar, demek yine geri ekiliyorlar, arkalann-
da sadece l brakacaklar, harabeler brakacaklar. O gze
lim, o ilahi kr manzaras yava yava kararmakta.
*** '
Temmuz 1921'de, ayn blgede yeni bir Yunan taarruzu
hazrlanyordu. Bu, ncekilerden de daha byk bir velvele
ile dzenlenmiti. Bu kez enson gayretin sarfedilecei d
nlebilirdi. Artk ngilizler de, onlara direkt katklann gizle
miyorlard. Tanklar, uaklar, zrhl otolar, ar toplar zehirli
glleler, ki aslnda hibir ie yaramamlardr, btn bunlar
Anadolu'nun yolunu tutmutu.
ngilizlerin Akdeniz filosu, bu malzemenin nakline iti
rak etmiti. Mehul birliklerle glendirilmi Yunan harp ge
mileri Trk limanlann bombalamaya ve Karadeniz'i bloke
etmeye koyulmulard. Bu, gerekten en st hzda idi, birlik-

17
lerin takviyesi de esasen bunu gsteriyordu. ngiliz-Yunan
cephesi, yaratklarnn topunu birden seferber etmiti.
Kendi ynnden, Anadolu, tehlikeyi ok iyi anlyordu.
smet Paa, bir l sessizlii ile, ahsi eseri olan Eskiehir'i,
geri kalanm kurtulmas uruna terkediyordu. Milli Meclis,
Bakumandanl,. Mustafa Kemal Paa'ya veriyordu. O da,
birliklerini, adm adm Sakarya'ya kadar geri ekiyor ve ora
da, kendisine: "Neyi savunacaz?" sorusunu ynelten asker
lerine yle karlk veriyordu:
- Her para topra, stne ayak bastnz her yeri savu
nacaksnz! Bu sz, Mustafa Kemal'in ifadesinde yle:
"Hatt mdafaa yok, sath mdafaa vardr." Yirmi bir gn ve
bir o kadar gece, sava devam etti. Yunanllar cephane ve si
lah yardm gryorlard. mitten yoksun olarak ve bunun
son ans olduunu unutmayarak dvtler. Yanbalannda,
kendilerini Trk birliklerinin iine itmek istedikleri orak bir
arazi vard. Karda ise Ankara, byk ama olarak gzk
yordu. Londra, vaadlerini pek de lememiti.
5 Eyll 1921'de, hala tam sava iinde bulunan Mustafa
Kemal Paa, Sakarya'daki karargahndan bana unlar yaz
yordu:
"u anda, karargahmdaym. Helienlerle savayorum.
Bunlar, Austosun ikinci yarsnda, bizi kesinlikle yenmek
midiyle yeni bir taarruz hazrladlar.
Onbe gn kadar sren bir dehetli sava. Yunanllarn
yok olmas ile bitmi gibidir. Dmann lgn hamleleri ta
mamen pskrtlmtr.
Askerlerimizin kahramanlmdan ve btn milletin hay
ran olunacak bir fedakrlkla bana tam katkda bulunmasn
dan kuvvet alarak, Yunan igalciyi nihayet lkemin dna
atacamdan kesinlikle eminim.

18
Dmann, u son Temmuz ayndaki ilerleyii esnasn
da igal ettii topraklar da da, bilmiyorum size belirtmek
gerekir mi, drtay nce, byk cesaretle ziyaret ettiiniz
topraklarn maruz kald felketler ve talan edililer aynen
grlmtr. Her yerde, yangn, yama ve de bahtsz kyl
lerin Yunan afetinden kalar, izler brakmtr. Seneler
belki de yzyllar boyunca, Anadolu bu nefretin htrasn
saklayacaktr."
Yine Mustafa Kemal, birka gn sonra birliklerine y
le hitap ediyordu: Dman, istiklalimizin kahraman bekisi
olan ordumuzu imha etmek ve Ankara'ya ulamak iin, bi
zim mukaddes topraklarmz inemek istemi ve Allahm
inayetiyle, yirmi bir gn sren kanl savalar, sonunda ma
lup olmutur. Kar hcumlarmz zerine, Yunan ordusu,
kahraman askerlerimizin snglerinden kurtulmak iin ters
yz geri dnm ve msamahasz ekilde takip edilerek, Sa
karya dousunda ok ar kayplar vermitir. Bu kaan ordu
nun kalntlar tam perianlk ve aknlk iinde kendilerini
Batya atmlardr. imdi, masum Trk milletinin hayat ve is
tiklaline kastedenlerin mukadder akbetini tayin etmek zere,
u saatte, kuvvetlerimiz vazifelerini yenilmez bir cesaret ve
heyecan iinde yerine getirmektedir.
Ve ilave ediyordu:
"Konstantin birliklerinin savan en ileri tm aralarna
sahip olmasna, silah ve tehizat ynnden stn bulunmas
na ramen, ordumuz btn bunlarn hakkndan gelebiliyorsa,
bu inanlmaz mucizeyi emsalsiz Anadolu halkmzn gster
dii fedakarlk duygusuna borlu bulunuyoruz.
Millet fertlerinin, btn zel karlarndan fedakarlk et
mi olmas, nesilden nesile, bu erefli hatra olarak kalacak-

19
tr. Bu gametler sayesindedir ki, ordumuz, lm hakir gre
rek ve dakika olsun tereddt etmeksizin, dmana yenilmez
bir manevi stnlkle saldrmtr.
erefimizi, ye hayatmz yok etmek zere, Haymana
ovalarna geldiklerinde, Yunanl askerler, bizim merhametli
askerlerimizden bir para ekmek isteyecek dereceye getirile
rek teslim alnmlardr. te marur dman bu hale drl
mtr", -
Mustafa Kemal, hitabesini, insanlar zerinde byk he
yecan yaratan, kendine zg diliyle yle bitiriyordu:
"Savunduumuz bu hakl davada, hibir zaman Allann
inayetinden mit kesmedik; hibir zaman bakasnn hakkna
el uzatmak istemedik. Bizim tek arzumuz, her trl tecavze
kar karak, hayat ve istiklalimizi salamak ve korumaktr.
Trk milletinin, kendi milli snrlan iinde kalmasmdan ve
her medeni millet gibi hr ve yabanc mdahale kabul etmek
sizin yaamasndan baka, hibir amac yoktur. Bu hakk, b
tn insanlk, erge tanyacaktr. Bizler, ancak bu amaca ula
ld zaman silahlar brakrz. Bu mutlu sonucun gecik
meksizin gelmesinden sonra! sterim ki, btn millet, mazi
de olduu gibi, cesaret ve feragat rnei versin. Allah hima
yesini stmzden eksik etmesin...
Yunanllar, propaganda yolunda kullanlan mugalatalar
la sarho hale gelmilerdi. Sonunda, kendilerine kedi masal-
lanyla telkinlerde bulundular. Kurbanlarn kaytszln ne
sryor, hatal kt oynuyorlard:
Anadolu'nun duygusunu, zaferin ertesi gn Ruen E
ref tarafndan yazlan u satrlar kadar hibir ey ifade ede
memitir. Ama yine de onun tam manasn kavrayabilmek
iin Anadolu'yu savan ve fedakarlk ateinin gbeinde

20
grmek lzmdr. Bu nesiriir o topraklarn, kendini bir ka
kez kurtaran kiiye duyduu hisleri dile getirir. (Tercmesin
de, o gnn ve bugnn dilleri karm halindedir).

GAZ MUSTAFA KEMAL PAA'NIN


ZAFERNE SAYGI

Top sesleri uzaklar uzaklamaz, unu iyice anladk: Ni


hayet istilacy tepelemi, zaferi getirmitiniz. (Bu sesler,
gnler boyunca kuzeyden gneye ve Ankara etrafndaki em
ber dalar ardnda, bir kavis, bir grleyi ve tehdit sesleri ha
linde idi.)
Gerekten, toplarn sustuu akam, davullar vurdu, tm
ehri, alevlerden, mealelerden oluan elenkler evreledi ve
sard.
Yakup Kadri'nin dedii gibi, her zaman kl oldu ve an
cak arada bir kvlcmlar belirtisi gsteren bir mangal and
ran Ankara'nn gece grn o akam btn ehramlarn en
ykseine btn mabedlerin en geniine benziyordu. Kendi
evinde, batan baa btn millet bu mutlu sevin l ile,
yan dindar birhaz iine girmiti. Savan son gnlerini bizzat
yaam bulunanlar dnda, Ankara'nn o gnk derin mana
sn kimse anlayamaz!
Sava ylesine idiki, ate ortasna, daha asker elbisesini
bile giymeye vakit bulamadan kendini atan kyller, vurul-
duklan zaman parampara elbiseleriyle, yaral vcutlanyla,
antalarn gsleri stnde, istiklallerinin en mukaddes ar
zusu gibi smsk tutarak, sedyelerine yatyorlard. Bu grn
t ehrin sokaklarna yeni bir ehre veriyordu. Elem dolu idi
ama ok ulv idi bu ehre. Bir taraftan da, Eskiehir muhacir-

21
leri, o yakan gne altnda, Byk Meclise, tarafnzdan bir
haber gnderilmesini bekleiyorlard.
Sanki, herbM havay kokluyordu. Sanki herbiri kulakla
rn ufka vermi bekliyordu.
Saatler, gnler kadar, gnler haftalar kadar uzundu. Yz
leri kavrulmu kyl kadnlarn ektirdii kanlarda, yiye
cek krntlar, srtlara asl torbalar iinde. Tozdan beyaz tut
mu fakat aslnda kararm yz ocuklarn sevkettii kan
lar da var. Bunlarn hepsi, kzlerinin yaval, tekerlekleri
nin gcrts ile, bu sert, bu feci saatlerin en manal sembolle
ri idi. O ac kapmann ortasnda, savam sonuna dellet ede
cek en ufak bir iaret yoktu. Aksine, bildirilerinizden, dma-
nin ar kayplar vermesine ramen, mesafe almaya devam
ettii bilgileri geliyordu. Nihayet bir akam, toplar szlerini
zi dorulamt.
Tpk, gklerden gelen fetler gibi, bu grltler, ufku
gnlerce kaplad. ehir, bir cenaze yasma brnmt.
Emin olunuz, bu bekleyi saatlerinin ldrc uzamas
ok etkileyici olmutur, yleki, gya sakin denilen bu ehre,
atele, elikle hrltlarla, llerle dolu gerek cephe hakkn
da bir fikir vermitir. Byk sknty gvene eviren bir ey
varsa, u idi: Sava gnleri giderek oalyordu. Cepheye,
lme giden her insan yznde dahi tam bir huzur ve skn
okunuyordu.
Bildirilerinizden birinde veciz ekilde belirtildii zere:
"Dman, Trkn ateinden rl Bir duvara arpmt." or
dunun alda' terkettii o gnn akamnda, saduyusu ru
huna rehber olan bir Ankaral, bana yle demiti:
- Bize ait her tepeyi bu kadar glkle ele geirecekler-
se, iimizi hallettik demektir. al Dandan Ankara'ya, daha

22
nice tepeler var. Bu tepelerin herbirinde ok sayda l bra
ka braka, sonunda, elli adam ya kalr ya kalmaz ellerinde.
Onlar da biz sopalarla yok ederiz.
Sava haftalanndaki Ankara'nn gecelerini hi unutabi
lir miyim? Sanki attmz her adm bolua girecekmi gibi
tereddtler geirdiimiz o kapkara ve bombo sokaklarda, ca
navarlarn, hayali filler gibi yolumuzu keseceini dnd
mz saatlerde, Orta a sokaklarnn her kesinde de bir
haydudun bakl saldrsna urayacamz sandnz anlar
da, "Allah Allah" diye haykran kadn sesleri duymu, benli
im en derin yerinden irkilmitir. Elbette ki, her trl d ha
yatnn snd bu karanlk ehir, bir i lem olarak, duaya
ve ilh yardma bavuruyordu. Oullarn, kocalarn, kar
delerini, oraya, ehrin dna gndermi kadnlar, ruhlarn
daki boluu Yaradan'a snarak dktryorlard.
ehir iinde yaayanlar byle idi. Fakat ayn sesin me
zarlklardan geldiini de sanyordum. O mezarlklar ki,
(adem)i, boluu hatrlatmamak iin, lm korkusunu berta
raf etmek iin, ilkel durumda braklmlardr. Yine o mezar
lklar ki, htrasz, adsz, hibir tarih tamakszn dikilmi
basit talar altnda, barndklar ller kadar sessizdirler. u
nu dndm: Toprak altna ekilmi olanlarla, toprak stn
de savaan Trkler, hep birlikte, Allahtan yardm niyaz et
mektedir.
Siz, birbirine eit mana tayan iki ehir karsnda iki sa
va verdiniz, ikisinde de zafere ulatnz. Gerekten, bu mil
let, mevcudiyetinin en tehlikeli anlarn, stanbul'da anak
kale duvarlar arkasnda, bir de Ankara'da, Sakarya'nn b
tn vadisi gerisinde geirmitir. Onun iin derim ki, anak
kale ve Sakarya, sizi, bundan byle, btn nesiller stnde

23
dolatracak iki kanattr. ayet siz anakkale'de o mukaveme
ti gstermese idiniz, Osmanl mparatorluu, biri ate ve e
lik tufan altnda ker gider ve stanbul'un lmsz kubbe
leri bizlerin balarmza inerdi.
Bu defa, milletimizin ar yorgunluu ile her trl m-
dafa imkanlarn elimizden alm artlardan yararlanan Yu-
nanllar?-srler halinde Anadolu'ya saldrdlar. Kazanma l
gnl iinde, kstahlk arab ile daha da sarho olmulard.
Sakarya'ya kadar uzanp, Trk kylerini yakmak suretiyle,
oralardan geilerini kutlayarak ve masum kylleri hedefle
ri sayarak yapyorlard bunlar. Bir adm daha atabilselerdi,
ordumuzu yok etmeye ve Byk Meclisi tahribe yeltenebilir
lerdi. O zaman, Ankara tepesi zirvesinden dnyaya: "te
yendik, ezdik Trkleri" diye naralar atarlard. Yollarmz ze
rinde, dmann zafer tak ykselirdi. O hale sokulurduk ki,
bizim yok edilmemizin hemen arkasndan, emsalsiz byk
lkteki bu milli ahlanmz bile, bin tane sahte propaganda
yolu ile, iren bir ey, birka sefil ihtiras erbabnn igzar
l olarak gsterilmek istenecekti ve tpk, kleler misali, en
byk milli destann bir kaba isyan hareketi haline getirilii
ne ahit olmaya mahkm edilecektik. Byle bir hal lmden
bin kat beter olmaz m idi?
Aksi tesadf, naslsa attan dmemiz ve bir kaburgan
zn, atlamas hadisesinin vuku bulduu gn, dman ilerle
yii balam, hatta sizi eserinizden etme istidad gstermi
ti. Kendi kendime: "Allahm, demitim, meydan muharebe
sinde len, Gelibolu Fatihi ehzade Sleyman Paa'nn ba
rna ta basmtn. Fakat, ayn ta, Anadolu toprann m
dafaa edenin barna, tam da mukaddes kurtulula ilgili o
meru savan en hararetli annda niin basarsn?" Bu hadise-

24
de, gayeyi yok edecek kt bir akbet grenler bile kmt.
Sizi aziz bilen insanlarn hepsi bir istirahate rza gstermeni
zi telkin ediyorlard. Ama siz, onlara, bedeni izdrabmzm
verdii byk infial ile cevp verdiniz: "Milletimin bu lm
kalm gnnde, benim kemiklerim sz konusu olur mu? Bun
larn ne ehemmiyeti var? Benim bir kemiimin atlad yer
de, Konstantin'in ordusu da, kibiri de krlacaktr." Ertesi
gn, cepheye hareket ediyordunuz. Gerekten, kader sizin v
cudunuza yapt hakszl, ruhunuza bahettii zafer zevki
ile telafi etmiti. Zira, dmamn ilk hezimeti, tam da sizin
dtnz yerde olmutu.
***
Bir akam, istasyon meydannda, cepheye gitmekte olan
iki asker, bir kuyudan, mataralarn dolduruyorlard. Karla
rnda bir furgon vard ki, ii, yarallarla dolu idi. Trk asker
leri bunlara bakp duruyorlard. Kulaklarna, derinden top
sesleri geliyordu. Biri, tekine yle dedi:
- len, ne kadar da yaklam bu kafir Yunan!
Akamn alaca karanlnda yz biraz da usanm gibi
duran arkadann cevab yle olmutu:
- Mhim deil. Zarar yok ilerlesin, gelsin. Biran nce di
kiliriz karsna.
Bu iki lm yolda, ne kadar byk sz sylediklerini
hi dnmeksizin, kalabala ve geceye kartlar. Kimbilir,
imdi belki ikisi de ehit dmtr. Ancak, sava yolunda,
iki ky delikanls, bir kuyu nnde byle konumulard.
Sizin, bylesine bir hametle Sakarya'da ynettiiniz o
ordudaki ruhu, acaba hangi yazar aynen ifade edebilecektir?
Ayrca tedavi edilmeyi beklemeden, cepheye iltihak iin ka
m bulunan o krk asker, bu ruhun somut ifadesi deiller mi?

25
te, bu trden nisanlardr ki istiklal abidesinin inasnda, ha
yatlarn malzeme gibi kullandrdlar. Allahn rahmeti o kur
banlarn stne insin ve en ufak eri, bir Paa ciddiliine sahip
o orduya Tanr daha binlerce yeni basan ihsan eylesin!
ismet, Refet, Kzm Karabekir, Fevzi Paalar gibi, herbi-
ri bir ordu kadar salam kumandanlarn ve ateli fedakr su
baylarn halesiyle evrili sizdeki iman, vatanmzn ol
mutur.
Bu son zafer, Anadolu'da Yunanllarn yerlemesinin bir
ham hayal olduunu ispat eti. Burada tek hakikat Trk'n
varldr. Hasmnz, hi de kendinin olmayan bir milleti,
msrif bir prens gibi smrmektedir. Onun iindir ki Sakar
ya savan byle uzatmtr. Oysa siz, her ehit olan erinize
ac ac alyor, eminim ki, bunu kendi gcnzden bir kayp
sayyordunuz. Zira, siz, bizler iin kaderin akt imek de
il, kalbimizden fkran atesiniz. Bunun iindir ki, Yunann
kibirine gten ve gerekten olumu bir ders verdiniz.
Bu zafer sonrasnda, muzaffer dnnz ne kadar da
kutlamak isterdik. Ancak siz; her gsteriten nefret ettiiniz
ve isteklerinizi yalnz yararl olana tahsis ettiiniz iin, kim
seye haber vermeden dndnz buraya. Bizler de ite, hallar
ve ipek kumalar seremedik geeceiniz yerlere. Zira, aya
nz bastnz topraktan daha deerli hibir varlmz yoktur
bizim. Bylece siz, ylesine aziz bir yol stnde yrm ol
dunuz.
Size ikram ettiimiz herey, ruhumuzun en derin yerin
den gelmektedir. Bu suretle, (mir) mareal rtbenizi de, ga
zi unvannz da Allah mbarek eylesin. Zira, bizler, kurtulu
un iksirini, sizin elinizden imi bulunuyoruz.
imdiye kadar, kalemimin, byle youn bir kitle tarafn-

26
dan evrelendiini hi grmedim. Denilebilir ki, dncele
rini benim kadar dile getiremeyen bu insanlar, size olan derin
sayglarm bana dikte ediyorlar. Kutsal kurbanlar stne gz
yalan dken bu vatan insanlannn, o gz yalan henz ku-
rumam iken, zafer haberi ile imdi yzleri glyor. Uzun
zaman zayflam sesleri yerine, imdi, yksek ahsiyetinizi,
kumandanlannz, subaylarnz ve aziz erlerinizi ycelten
muazzam bir lk ykseliyor yine onlarn azlanndan.
Allah hepinizden raz olsun ve bu zafer, anl gelecei
mizin balangcn tekil etsin.
RUEN EREF

Evet, Mustafa Kemal, bir akam, ani olarak Ankara'ya


gelmiti. Birka saat soma Parlamento huzurunda idi. Byk
coku ile karland. Alklar dinince, her zamanki dikkatli
konumasn yapt, olaylan birer birer sayd, bunlardan ibret
dersleri kard.
Yunanllarn nceki taarruzlan ile Anadolu halknn tep
kilerini teker teker sayp zetledikten sonra, Byk kuman
dan, ellerindeki haritaya bakarak, son savalann eitli safha
lar zerinde bilgi edinmelerini Meclis'ten rica ediyordu.
Evet, elinde haritas ile Sakarya'nn dousunda, dma
n yava yava ekmek iin ald tedbirleri izah ediyordu. lk
temaslan da anlatyor, Trk svarisi tarafndan sol kanad
paralanmak zere, dman kuwetlerinin stratejik ynde na
sl darmadan olduunu gsteriyordu.
Yunan Genelkurmay, Trklerin sol kanadn iptal ve
Ankara'y igal plan yapmt. Ancalt, Yunan Birlikleri Sa
karya nlerine gelince, planlannm kar tarafa anlaldn
grecek, yeni bir plan yapma gereini duyacakt.

27
24 Austosta, Beylik-kpr savalarnda, Yunanllar b
yk kayplara uramt. Bir gn sonraki genel taarruz gaye
leri bu kayplardan etkileniyordu. Mustafa Kemal, heyecan
dan kalbi duracak gibi olan Meclis karsnda, o byk asker
edasyla son safhay izah ediyordu: Bu, Trbetepe etrafnda,
Haymana gneyinde, Alanck kuzeyinde Trk birliklerinin
kar taarruzu ile, oradaki younlatrlm dman kuvvetle
rinin defedilmesi operasyonunun aklanmas idi. Ama yine
de 26 Austos'ta dman az ok her yerde mukavemet gste
riyor, yeni takviyeler alarak ve 28 Austosta, kitleler halinde
saldrarak, Trk birliklerinin sol kanadna di geirmek isti
yordu. Amac hep ayn amat. Trkleri evirmek ve Anka
ra'ya ulamak. 29 Austos'ta genel taarruz var: Dman top
rak kazanyor. Mustafa Kemal, kendi ihtiyatlanyla daha a
buk iliki kurmak amac iinde birliklerini geri ekiyor.
Onun, askerlerine, o denli tehlikelerle elde edilmi du
rumlar terk ettirmesi ancak kendi n ve itibarn ayaklar alt
na alma pahasna mmkn olabilirdi.
30 Austos'ta Yunanllar, btn Sakarya cephesi boyun
ca yeniden saldrya geerler. Bu saldn ile de hep Trklerin
sol kanadn hedef tutarlar. 31 Austosta, baz stnlkler de
elde ederler, ama kayplan ardr; Yunanl esirler, bunun ge
tirdii moral bozukluunun ok byk olduunu sylemi
lerdir.
1 Eyll'de mitsiz bir gayretle, dman Teldam elde
eder. Buras btn blgeye egemen olan bir yerdir. "Fakat di
yor Mustafa Kemal arkadalanna: Tam deerini muhafaza et
mekte olan, saduyusu yerinde, akl banda bir ordu iin, y
le bir yerin hi nemi yoktur. Bir asker her yerde sava verir.

28
Bir zirvenin altnda da dr, eteinde de, hatta bir elale
iinde bile dr."
3 Eyllde, Tkiye'nin byk kumandan, dmann k
rldn hissetmitir. Bununla birlikte, dman yine saldr
yor. Ancak dileri eskisi kadar sramyor. Ne var ki, yle
mitler, yle hayaller peinde kouyordu ki, kendini bir trl
yenik gremiyordu. Bu seferki; gerekten son saldrs ola
cakt. Bundan sonra, Yunan ordular, sadece elde ettikleri yer
lerde tutunmaya bakacaklar ve resmi raporunda Papulas y
le diyecektir: "Trk ordusunu malup ettim ve nehrin dou
suna yerletim."
imdi, Mustafa Kemal, kolayca ie koyulacaktr. 6 Ey
llde, Yunan hatlarnn tam ortasna bir kar taarruz deneme
sinde bulunur, ok baar salar. Zamann ve artlarn msa
adesi orannda dimdik yryecektir. 8 Eyllde, dman ez
me vaktinin geldiini anlamtr. 10 Eyll gnnde, kuvvet
lerini taarruza geirir, Yunan sol kanad ve Beylik Kpr do
usunda toplanm dman birlikleri zerinde srar eder. Ha
yati durumlar kurtarlmtr. Toplarm ve cephanelerini ter-
ketme suretiyle Yunan k balar. ayet ar toplara ve
traktrlere malik olsa idi, Mustafa Kemal kendi birliklerinin
yorgunluunu dnmez, dman sahile kadar kovalard.
Yunanllar, ok byk kayplara ve gereksiz abalar n
cesindeki mitsizlie ramen, cesaretle savamlard, fakat
geri ekilileri dzensiz olmu, Trk svarisi tarafndan par
alanmlard. Dman Sakarya'nn batsma atlm, getii
yeri yakp ykyor, Eskiehir ile Afyonkarahisar arasndaki
gl mdafaa sathlarna byk zorlukla ulaabiliyordu.
Orada, ar toplarn nemli destei vard.

29
Mustafa Kemal, operasyonlarnn izahn bitirdikten
sonra, zaferin byk ustalarna da atflarda bulundu. Genel
kurmay Bakan Fevzi Paa gece gndz demeden eksikleri
tesbit, cepheleri ikmal ediyor, o arada, bunlarn idareli kulla
nlmasn istiyordu. ok defa, Trk cephesinde kurunun ye
rini sng almtr. Fevzi Paa, askerinin ve onlar ynetenle
rin morallerini, o tkenmez iyimserliiyle coturma srrna
vakf insandr.
smet Paa (Garp cephesi kumandan) olarak, bir kere
daha kendi imkanlarm ok amt. Sirayet ettirerek verdii
o gven duygusu ile ynetmiti, dzenlemiti ileri. Ffereyi
eksiksiz olarak, btn haliyle grmek, durumlar en zeki bi
imde kavramak suretiyle neler yapmamt ki!
Her yerde, her ef, her subay, kendinden beklenenin en
iyisini vermiti.
Mustafa Kemal yle diyordu:
- Diyebilirim ki, bu, bir eit subaylar harbidir. Onlarn
kahramanlklarn ifade yolunda kelime bulamyorum. Bu
milletin ocuklar en byk fedakarl gstermilerdir. Bu
szlerime ancak unu ilave edebilirim: Kahraman Trk aske
ri Anadolu savalarnn manasm iyice kavram ve yepyeni
bir mefkure (ideal) iin dvmtr.
Bu, aslnda, bir vme idi. Trk askerinin Padiah urun
da deil fakat (yaasn) dedii istiklali urunda savat an
latlmak istenmiti bu szlerle. ef, unlar da ekliyordu:
- Byle (evltlara) sahip bir millet, hakkm ve istiklalini
kelimenin tam manasyla isteme durumundadr.
Bundan sonra da, savan her annda Refet Paa tarafn
dan yaplan muazzam i ve hizmetler stne k tutuyordu.
Milli Savunma ilerini stlenen bu insan, orduya, ihtiya duy-

30
duu malzemeyi giderek salam, bylece, ona zaferi va-
adetmiti. Bir kere daha, tpk ilk anlarda Samsun'u kurtard
, onu ngiliz Politikasnn en kt tesirlerinden ekip ald
gibi, Anadolu'yu kurtarm oluyordu.
Mustafa Kemal, o gn, kendi parlamentosu nnde, b
tn sadelik ve btn gc ile ylesine" muzaffer bir kuman
dand ki, herkes ona en derin minnet duygularyla bakyordu.
O anda orada, ne istese elde ederdi.
Daima, uygun zaman semesini bilen bir ef olarak da,
doktrininin ilkesini bir kez daha yle koyuyordu ortaya:
"Biz, milli hudutlarmz iinde istiklalimizden baka birey
istemiyoruz; Avrupa'dan beklediimiz, dier milletlerin hak
kn nasl tand ise, bizim hakkmz da yle tanmasdr. Biz
Bartan baka bir ey istemiyoruz."
Hele, Anadolu'da Yunan medemyetinin sadece, en nefret
edilecek usullerle mslman halk yok etmek iin mevcut ol
duunu syledii zaman, kim kar da bunun aksini iddia
edebilirdi? Yunanllarca yaplan zulmler, Paris'de, Lond
ra'da Avrupa'da niin en ufak bir infial uyandrmaz? Bunun
sebebi, zulmn Mslmanlara kar yaplm olmas m? so
rusu ile ortaya konulan geree hibir cevap bulunamamt.
imdi ise, btn gc ile yle diyordu Mustafa Kemal:
- Haklarmz bar ile salama yolunda her eit giriim
de bulunduk, ama dmanlarmz, bizdeki iyi niyeti ve do
ruluu meden Dnyadan hep sakladlar, bunlar, onun gzle
ri nne asla getirmediler. Teliflerimiz, en ilkel milletlere re
va grlen biimlerde muamele grd. Yine de, hereye ra
men, biz, sava tarafls deiliz."
O arada, Paa, durumun en tehlikeli yan olan "Rus me-
selesi"ni de enerjik biimde ortaya koyuyor: "Biz Rusya'ya

31
dostluk duygularyla balyz; nk hayat hakkmz ilk ta
nyan odur. Bu dostlua sadk kalacaz." diyordu. Ancak,
daha nceleri, yine kendisi, "ittifaklar ilkesini" dikkatlice
koymutu ortaya: "ne klme fedakarl ne de ayakba."
Dinleyenlerin hepsi, Rus yardmnn dozunu, onun, na
sl, lp bierek dndn, sadece zaruri olan kabul ile
asker ve subay desteini nasl red ettiini, Sovyetlerin Anado
lu'nun iilerine bulamas durumuna nasl mani olduunu,
propagandalarn nasl sfra indirdiini biliyordu: Ondaki si
yasi anlay, hareket serbestliini kurtarma aresini telkin et
miti. Sovyelerce knlan Kafkasya mslmanlarn daha ye
ni himaye etmiti; hem de silahl olarak. Onlara hep kar idi.
Gerekte, gelime yolundaki milliyeti anlaylann hamisi yi
ne o idi. Ksacas, Sovyetler, Ankara'da sz sahibi deillerdi.

Sakarya stne bu nutuk, Douda, ngiliz-Yunan birle


mesiyle alan lgn savan samaln aka oraya koy
mutu. Cce ile Dev arasndaki mcadelede, her zaferde c
ce byyor, devin ise, artk kimseyi endiede brakamayacak
hale gelerek tm zaaf ortaya kyordu. Londral yneticile
rin inanlmaz lgnl, o kuvvet hayalinin peesini bu suret
le indirmi olmakt. ngiltere, ilk defa, mslman tebaas kar
snda itibann yitirmi oluyordu. natl sebebiyle gzle
ri balanm, yanma gelen birka dknty hareket ba sa
nacak kadar gaflete dmt.
Zekas kt baz kiilerin yapt gibi, ngiltere de entri
ka fikrini, her eit duyguya ye tutuyor, gereklerden de
vaml kayordu. Devlet idaresi, bu konuda, aa derecede
ki ajanlarn iradesine tabi klnmt. Oda bunlar tarafndan
vlmekten ve yalnz kendi dilediklerine inanmaktan baka

32
bir ey bilmiyordu. Yine bu devlet, stanbul'u Yunanllara
terk etme vaadini tekrarlyor, birbiriyle elikili kendi entri
kalar iinde bunalma dyor ve btn bu skntlardan
tr biz Franszlan suluyordu. Biz ise, daha ilk anlarda,
souk kanllkla, hakikati ortaya atmadmz, aksine baka
larnn red ettii bu kk hararetle tasvip ettiimiz iin, do
rusu hatal idik.
***
Sakarya'dan sonra, ngiliz-Yunan oyunu devam edecek
tir, ancak bir baka biimde: Yneticileri yaral - ya da g
ln halde kurtulabilmi olan taarruzlardan vazgeilecek,
bunlar yerine siyasi faaliyet ve zelikle propaganda ileri ge
lecektir. Bu yolda harcanan ve bir klliyetli ksm Ankara'nn
kasalarna intikal eden paralarn miktarn Tanr bilir. Btn
dnya, Trkiye'nin artk sava istemedii, savatan boulur
hale geldii yolunda inandrlmaya allacaktr. te, Anka
ra'dan gelen birka yolcu ile, sca scana Kastamonu'da
yaplan bir grme yle cereyan ermitir. Bu, halkn dn
ce tarzn ylesine ifade eder ki, ona her yerde rastlammdr.
Bizim kan, Ankara ile ankr arasnda bulunan Kzl-
kaya kasabasna gelmiti. Birden, etrafmz bir ocuk toplu
luu sard. Bazs tamamen plakt, bazsnda elbiseler lime
lime idi. Ama yzleri yle sevimli idi ki.
- Kzm, adn ne senin?
Mavi gzl, sekiz yanda bir kz ocuk.
- Benim adm Fatma.
- Baban var m?
- Hayr, ld.
- Kim bakyor sana?
- Anam!
- Annen nerede?

33
- Tarlaya ekin ve ot bimeye gitti.
- Kardelerin var m?
- te bu var.
Kk kzn gsterdii, be yalarnda bir erkek ocuk.
stnde, sadece bir gmlek.
- Ona ben bakyorum.
kinci ocuun, ncnn, drdncnn, beincinin ve
tekilerin babalan, ya ehit ya da cephede harpte. Analar da
tarlalarda alr. Tamamen plak, yedi sekiz yalarnda bir
erkek ocuk dikkatimizi ekti.
- Ya bu? Kim acaba?
- Bu bir yetim. Babas ehit, anas da ld. imdi ona bir
yal kadn bakyor.
Tam o sralarda, yanmza yetmiinde bir ihtiyar kadm
yaklat.
Bastonuna dayanyordu. Sordu:
- Ankaradan m geliyorsunuz?
-Evet!..
- yle mi, ordudan haber var m?
Gzlerindeki alev, yreindeki atei yanstyordu.
- Ordumuz demir gibi. Allahm inayetiyle ok gemez,
dman yok eder.
- krler olsun, evladm!
Kadm uzun uzun iini ekmiti.
- ocuklarn var m ana?
- Drt olum vard. ld. Drdncs cephede.
Bekliyorum onu!
Gzlerinden szlen yalar, yzndeki knklklarda
duraklyor, onlan nemlendiriyor.

34
- Allahn inayetiyle, yaknda imann zaferi olarak gele
cek senin olun. Hepiniz mutlu olacaksnz.
-Ah olum, memleket kurtulsun, gavur bir daha gelme
sin. Bizler, her eyi gze aldk. Yeter ki bu topraklar inen
mesin!
Yal kyl kadndaki bu ruh asaleti karsnda, am
kalmtm. Yammzdakilerden biri tekrar konutu:
- inallah, inenmeyecek bu topraklar. Memleketin
br yanlarn da alacaz dmann elinden. Allah bizimle,
kalbini ferah tut ana. O, teselli bulmu gibi idi:
- Allah raz olsun olum, diyordu. Yreime su serptin.
Beni avuttun. Sizler de Allaha emanet olun.
Elindeki baston denee dayana dayana, kasabaya do
ru yol ald. te, en yoksullarna kadar, Anadolu'nun gerek
duygusu bylesinedir.
***
Dou'da, Lloyd George ve ngiliz smrgecilerin eseri,
szm ona ngiliz-Fransz dayanmas, bir de tamirat komi
tesi eklenince, barn en byk ahmakl haline geldi.
Londra, byk dou iflsn idrak edince, yneticiler,
bizleri, kendi kr ilerine srklemeye koyuldular. Belki bir
gn gelecek, ngiliz kabinesinin Trkiye fethi davasna, biz
Franszlar'm da katkda bulunmamz, biraz da yukardan ko
nuarak, ne kadar istediini renmi olacaz.
lkemiz ve onu ynetenler eref duyarak unu grebilir
ler: Bu noktada hibir Fransz Bakanl boyun ememitir.
Hepsi, erilmez biimde gmmtr. Bununla birlikte vaad-
ler hayli byk, ama deerleri pek kk!
Alman sonu, sadece ahs abalara baldr. ayet, olay
larn ak deitirilemedi, ancak hataya itirak olundu ise, yi-

35
ne de iki sonu elde etmiledir bizimkiler: Anadolu'ya Fran
sz Birliklerinin sokulmas gibi, tamirsiz bir hatay nlemi
en koyu propaganda dumanlarm da datmlardr.
Tek hatalar, milli kuvvetler stne atlan ebedi zulm ve
yok etme iftirasna kar, gerektii kadar iddetli tepki gs
termemi olmalardr.
Anadolu'nun yetkili kiilerini, aznlk meselesini, hepsi
ni defetme suretiyle, toptan hallinden kim alkoyabilirdi ki?
steselerdi, Anadolu efleri byle yaparlard.
Bunu yapmadlarsa, "medeni" dedikleri milletler toplu
luu iinde kalmaya yrekten inandklar iin yapmam ve
yapmamay, bir fikir berrakl iinde idrak etmilerdir. As
ya'nn bu forml karsmda phecilik gstermesine ramen,
gerek budur. Venizelos, Lloyd George ve Curzon, bu mede
ni anlaya ldrc darbeler vurmulardr.

36
BENC KISIM

ANKARA

Mays-Kasm 1921

Mays 1921'de, milli gler bakenti ancak kategori


misafire kucak aarken, verdii ilk izlenimler acaba nelerdi?
Dou'nun ve Bat'nn dostlar vard ki, bunlar tam tarafsz ve
tam vicdanl davranmak iin oraya gelmilerdi. stenmeyen
adamlar, ingiliz ajanlar da btn ekilleriyle, istanbul ya da
inebolu'dan itibaren tehis olunup, fare kapanna ustalkla
kstnlmlard. Nihayet bir de tereddt erbab vard. Bunlar
bir yandan yalnz Ankara ismi biraraya getirebiliyor, fakat yi
ne de milliyetilik dersini iyice belleyemediklerinden, iin
iinden bir trl kamyorlard.
ilk bakta, bunlar acaba ne grebiliyorlard?
Bir ehir ki, en byk ekicilii acayip oluudur. Her yer
de bir muamma arayan en tatmin edilmez gezginler bile An
kara'nn baka hibir ehir ile mukayese edilemeyeceini sy-

37
lerler. Ankara, eski debdebesinden, grkemli elbiselerinden,
renkli partallarndan kurtanm bir yeni Dou'nun iek a
idi. O, oktandr doacak durumda olduu halde Avrupal
cehaletinin binbir gece masallarna taklp kalm bulunmasn
dan tr hala idrak edemedii derin bir deime ifadesi ta
rd. Bunun yam sra, yine o, btn yabanc hkmet erkan
nn "Deimez Dou" olarak yer etmi inanndan alyor
du. Tek bir hamlede, tm peelerini atvermi, hayallerin onu
sarmasnda srar ettii her eyden imdi soyutlanmt. Ama
kendi istei gerei olan bu vazgeite, biraz kaba grnen bu
ehrede, btn fazla sslerden arnm bu ham gerek iinde,
yz defa daha gzellemi oluyordu Ankara.
Biri mays, teki kasm-aralk aylarnda geirdiim iki
ikamet esnasmda, o kaleye, yrekleri hayli arlk altnda gel
mi olan insanlara bakp acmmdr, Bu parlak k altnda,
bu militanlar okluu iinde, skntlarla derinlemi izgiler
de, onun dncesini de, amacn da bulup karabilmek elbet
kolay deildi.
imdiden Sivas gnleri, uzaklaan gemiin iinde kal
yordu. Bu dzen salama ve savunma balamas, ne denli teh
like gsterirse gstersin, birbirine sk skya balanm, ka
rarl birka adam iin, bir altn a getiriyordu. Tpk, onun
yan sra, baarya ciddi surette inanmam da olsa, srf feda
karlk zevki iinde, hibir ey beklemeden kendini feda eden
lerin bulunduu gibi.
Basan gelmiti, inanlmayacak biimde, en lgn mit
lerin dnebildiini de aarak gelmiti. Bunun ardndan, so
rumluluklarn uzun kafilesi yryordu. Eser geniliyor, tm
yeni fedakrlklan, tm yeni tehlikeleriyle muazzam hale ge
liyor. Ve Mustafa Kemal Paa ile birlikte ezici ykn arl-

38
n, bunun tehlikeli eref ve mutluluklarn paylaanlar, o y
ce abay, onun gibi gstermeye devam ediyorlard.
lk bakta, Ankara onlarn fikir yapsn gl biimde
topluyor, btnletiriyordu. Burada, hogr yoktur, avarelik,
heveskarlk yoktur. Herkes iin, sert, acmasz bir kural var.
alma dnda, her ey aa yukar yasaktr. Havada, ham
bir eni sezilir, bu haliyle, muhteem, soyutlanm, anla-
m. Sanki bir ince elik bakla kesilmi o sivri yokular ile
dev gemii devaml akla getiren harabeleri ile gelecek dolu
kalabalklanyla, bu ehir, tam bir enerji kaynadr.
Milliyeti bakenti, bir mays sabah tandm. Komas
bitmeyecek sanlan o tren yavalayp bizi Asya kalesi ile bu
run buruna getirdii zaman, yolculuk arkadalarm, seslerini
hafifleterek:
- te Ankara, demilerdi.
Kalenin canl sivrilikleri, garip bir antn egemen olduu
bir da evreliyordu. Seluklu ta m idi acaba? Belki de ya
hut daha ziyade, ok daha eski bir mabedin kalntlar olabi
lirdi. Yollarna devamdan nce, bir hayli medeniyet, burada
bir lahza olsun, mola vermiti.
Mslman dnyann, bugn her frsatta, Ankara diye
tekrarlad o ismi tayan kk gann nne byle sessiz se
dasz gelivermek insanda acayip bir duygu yaratyor.
Ankara ve Mustafa Kemal, iki isimdir ki Afrika ve Asya
iin, ahane bir destan, tkenmez bir zaferi temsil ederler.
ehrin esas karakteri, bir btnn idraki ile kendini ka-
bul ettiriyor, ayn zamanda, bir balangc ve formllerin en
adam ngryor ki, bu da o yklmaz mazinin stne
oturtulacak.
Burada, gvenin savurganl yoktur; tehlike kavram

39
hep yakn gsterir, her zaman hazr bilinen dman entrika
s, uyankl bilmektedir. Milliyeti cephede misafir her ya
bancnn, sra sra silahl birliklerle korunan her yerde giyebi
lecei tek zrh samimiliktir. Her saatleri amansz bir sava
olan insanlar, ne mahcuplara ne de kararszlara hogr gs
terirler, ama bir kere o insanlara inandlar m, bir kere, onla
rn yanma neden geldiiniz, onlar ileri arasnda niin me
gul ettiinizi anladlar m, bir gn nce gergin ehreleri yle
sine bir glmseme ile aydnlanr ki, en deerli varlklar olan
zamanlarm, ylesine bir dorulukla harcarlar ki sizin iin!
Onlar nezdinde enerjinin zemberei, son derece gergin
dir. Kime kar, neye kar, mcadele gerekir? Evvela, bura
dan uzaklar uzaklamaz, tam anlay ve inanlarm kaybe
denlere kar. Zira her ey buradan grlmekle aydnlanyor,
ikincisi, uzaktan, amalarn tam anlamn kavrayamayanlara
ve cesaretlerini yitirenlere kar. Daha sonra, her biri tekile
ri glgelemek isteyen kk ittifaklara kar ve nihayet zel
likle yz trl biime giren, biim deitiren, says belirsiz
ve de ok, burada bulunmayan her eye bol bol malik dma
na kar.
Kimseye benzememek, kendi kendisi olabilmek gzel
dir, hotur ve imknlar tesinde tehlikelidir. Drtte yak
lp yklm bh yurtta, henz yans igal altnda bir yurtta, za
fer elde etmek, bir bakma, insann kendi zaferine esir d
mesi sonucunu getiriyor, fakat Ankara'da her kafay igal
eden bu zalim gerekler yannda, milli zaferin getirdii ben
zersiz itibar ykselmekte.
Ankara'ya gitmek, Ankara'dan gelmek, bizlere slam
dnyasnn kapsn ardna kadar aan parola oluyor. Ankara
l olmak, bir Trk iin bugn en yksek asalet unvan. Bir de
oradakiler gelseler bize:

40
lm mahkumlar deil miyiz biz? Deseler glmseye
rek. Gzlerdeki parlaklk, azlarn kararl gerilii, duygular
la dolu bir vnc gsteriyor. Bu duygu, coturur, glendi
rir, her eit feragati kabule ve desteklemeye imkan salar,
btn dnya zevklerini hie sayp, o yce fedakarl yz de
fa tercih eder.
Bu eit bir nefis krlemesi insan ok gereki yapyor,
tenkit duygusunu da gelitiriyor.
Gar, sade bir yer. ehre ynelik geni yolda, ancak bir
ka adm atmtk ki, kulaklarma yine iki aylk Anadolu g
ebelii esnasnda hep alman kelimeler arpmaya balad:
"Ankara ve Mustafa Kemal Paa" ve ben hep glmsyor, bu
defa milliyetiliin bu iki gcn, kolay olmasa bile, grece
imi dnyorum.
Subay, memur, mebus, vekil, asker, kervanc, hep birbi
rine karyor. Svarilerin, yayalarn ve arabalarn eit izi
ile dolu byk yol stnde biraz ilerleyince, devletin, daya
nkl, ok zel bir biimde ina edilmi binalar grlr. Par
lamento karsnda, set stnde bir halk bahesi ehre hakim.
Bu bahe, ok defa taacak gibi doludur, tm Ankara orada
toplanr.
phesiz, burada hep gen adamlara, g dolu, cesaret
dolu adamlara rastlanr, fakat tecrbe sahibi kimseler de yok
deil. Hepsinin, yksek yaylalar tonuna intibak etmi halde,
sert ve ac olan bu ie ramen yzleri, tavrlar iyilikle dolu.
Hepsi, yahut hemen hepsi, yar sivil yan asker kyafetinde,
kahve rengi ya da koyu renk stne giyinmi. Klot pantolon,
astragan kalpak, bir simge oluyor.
Hepsinde, ayn canl hal, ayn akgz, manal ve okkal
sz, ayn delici, iradeli baklar. Ah! Eski Trkiye, bu yeni

41
dnyadan ne kadar uzak, bu kupkuru, keskin, elektrikli hava
dan yle uzak ki, her defasnda bundan kopabilmek iin de ay
n derecede aba harcamak gerekecek. Belki de hayat, akla
gelmez eylerle, tehlike ile dopdolu ve Asya'nn derinden du
yulan o grlts, orada her yerdekinden fazla duyulmakta.
***
galin, glmsemeyi unutturduu, onun yerine acl bir
sevimlilii getirip koyduu stanbul'dan sonra, Ankara, haya
tiyeti ve sapasalam mizac ile dikkatleri ekiyor. Birinde ka
ranlk bir mcadele, tekinde hareketin yuvas var. Birincisi
glmsemeyi unutmu, glgesinden korkuyor, ikincisi bir
hi, bir glck, bir canl sz ile oynayor, zira geveme an
lar ksa ve abalan devaml. Youn almadan gayri hibir
ey kafalar megul etmiyor, tehlike ise daima hazr. Salam
yapl insanlar iin, bu durum, toparlayc trde benzersiz ni
telikler tayor.
Buraya kadar varmann zor oluu, Trkiye bakentinin
civan iddetle muhafaza edildii iin, evet bu bile, oraya va
rabilenlere, bakaca yerlerin hi tanmad, bir kolaylk his
si, bir sz serbestlii telkin ediyor.
Yeryznde, yedi sekiz ehir vardr ki, herbirinden bir
dnya kuruludur. Bunlar, insanca birlemenin fikir yapm
temsil eder, gelge bir yolcuyu ya da her eyi gzlemeye ka
rarl bir misafiri eit derecede etkilerler. Ankara o ehirlerden
biridir. Bir pota ki, kiilikler onun iinde erimeye gelir ve
iinden bambaka kiilikler kar. Onun vurduu damga, her
meneden simalarda grlr: Balar kalkktr, baklar par
laktr ve Ankara'dan geliyor olmak, bugn tm slam dnya
snda, kendini dinletme imtiyazn vermektedir.
Dn yolu stnde, size yzlerce defa: "Ankara ne di
yor buna?" diye sorap duracaklardr.

42
Hava, acdr, kurudur, erierji ile dopdoludur, besin mad
deleri bol ve salkl; ehir bir kovan gibi, doal snrlarndan
tayor, rmak boyunca kayyor, civar tepelere trmanyor.
Mesken meselesi yine de hallolunamyor ama, her yerde
hummal inaat var. Tamamen tatan, byk byk yeni evler
birbiri yamna sralanyor. Yaknda Roma duyarlar iinde b
yk cami var. Her yerde hala canl duran harabeler, hayata ka
ryor.
Eski surlar dizisi Roma tandan yaplma. Bu talan, Ti-
murlenk, Seluklu ve Osmanl sra ile yerletirmiler. Beyaz
minareler, kuruni-beyaz kanm evlerin birikimi arasndan,
iekler gibi fkrmakta.
Her sokak dnemecinde, temelde ok kuvvetli bir eski
duvar, bir eski eme ve her yerde, her zaman kanlann ar
geii. Tekerleri tm tatan, kzlerin ektii, kadmlann gt
t ilkel arabalar-kanlar yolun efendisidir. Bunlar, kader
gibi gzleri grmez halde, uzun, sk diziler ki, hibir ey bi
rini tekinden ayrtamaz. Svariler acele ile sraya giriyor,
arabalar kaldrma kyor ya da ke talarna bindiriyor, k
k eekler, spalar yklerini boaltyor, otomobillerin yolla-
n ister istemez engelleniyor.
Kanlar kutsaldr. Onlar, herkesin gznde, milli ordu
cephanesinin, halkn iradeli abasnn sembol. kiyz kilo
metre tede, Trk hatlannm eddi vardr, bu teker gcn damas
da, tek sesli bir name halinde, Anadolu'yu batan baa sarar.
Burada herkes sava iin yayor. Takviye kuvvetleri An
kara'dan geer, her yerde acemi erler talim ederler, sivillerin
her biri ift tayn alr. Btn bunlardan, bu almalardan bir
gven, birgenlik hali yaylr ki, sirayetine engel olunamaz:
Hafif bir istihza; bunu tarife imkn yok, kendini ve etraftaki-

43
leri korkudan alkoymak iin bavurulan bir eit tebessm,
Avrupa adaletsizlii karsnda ksa ksa infialler ki, enerjiin
egemenliine derhal girmekte.
Bu sert savalar:
- Biz intiharlk insanlarz, biz yok olmaya mahkumuz! l
m kiilerin g hayatm yaarz, diyorlar, sonra ekliyorlar:
- ingiltere bizleri mahkm etmi, bizi dinlemek bile iste
memitir. Biz de kar ktk, kafa tuttuk ve her gn nasl da
hayretle gryoruz u gerei: Biz, ondan daha glyz. n
giliz adaletsizlii olmasa idi, bir millet haline yemden gelme
frsatn bulamayacaktk. Kyllerimiz mukavemeti, birleik
olmay, nasl renebileceklerdi ki?"
Bir Trk subay hatlardan gelmitir. Arkadalar, yeni Yu
nan zararlarn sorarlar." "Evet var, cevabm verir, bize Yu
nan eldiveni ile vuruluyor ama, onun iinde ngilizin eli var."
Hi phe yok, stanbul'dan gelme hikayeler de Anka
ra'da alkalanr durur. Yneticiler olsun, aydnlar olsun, hep
sinin stanbul'da aileleri ve elde kalan mallan mlkleri var.
ki merkez arasnda git-geller devam etmekte. Yakn bir tari
he kadar, stanbul'daki an davranlardan tr sadece ngi
liz ark smrgecilerinin takm sulanrd. Bu inanc, bir ye
ni olay geldi deitirdi.
16 Mart 1920'de, stanbul'daki parlamentodan cebir kul
lanl ile alnp Malta'da tutulan Trkler, bir ka ay nce sa
lverilmi bulunuyor. Bunlardan birka ile inebolu - Ankara
yolculuunda beraberdim. ou sekin esirlerdi ki, deerle
rinin tannm olmas sonunda yadrganmayacaklarna bir tr
l inanmamlard. Aslnda, onlara bir eit zellik tannm
tr ama, bu, sandklan biimde de deildi. Basit asker mu
amelesi grdkleri zaman, paralanmn alndn, mcevher-

44
lerinin alndn grdler, en olmayacak salk rejimine ta
bi tutuldular. Buna karlk, istenen paray verenler de, Mal-
ta'dan szm ona kam oldular. ou, orada kalp bekledi;
bunlar pazarlk edemeyecek kadar gururlu .kiilerdi.
Nihayet, hareket saati gelip atmt: Kt bir yolculu
un tm rahatszl iinde, kk ve oynak bir harp gemisin
de, hele o saygl himayede yok olunca... stanbul limannda
gemi demir atar. Gnlerce, karaya kma yasa, dar ile te
mas yasa! i kadn ve ocuk dolu kayklar ngiliz gemisi
etrafna doluurlar, kabaca kovulurlar, lklar, hkrklar
hava ile karr. Bu, esaretin en ackl ndr.
Kafile bir petrol gemisine nokledilir, alkantl bir deniz
de nebolu'ya gidilir. Kydan gelen Trk kayklar nakil iin
de mucizeler yaratrlar. ngiliz subaylar tahliye zorluklar kar
snda sabrszlanr, ykleri olduu gibi denize atma tehdit
leri savururlar. Rauf bey: "Yeter artk! Artk svmeyin bizle
re" der. Bu eski denizci karsnda ngiliz subaylar susarlar.
Tahliye bitirilmitir. Malta'dan dnenler ektikleri eziyetlerin
de sona erdiini sanrlar. Hayr, kaderlerinde son bir znt
daha var: Bir kez daha bekieeceklerdir. Zira yemek vaktidir.
Hepsi, dilerini skarak, bekler kirli karavanalar karsnda.
zellikle o pirin pastasndan da hibir ey anlamazlar. By
lesine bir isteksizlik ve red> sonun gelmesini tehdit edebilme
durumundadr. Yine hepsi, ayakta, birbirine kenetlenmi ola
rak, yan bitkin halde, balarna gelecei gzlemeye koyulur
lar. Fakat tabancalar iner, adrn bezi kaldrlmtr: imdi
hrdrler, kendi saflarna geerler.
lk kucaklamalar bitince, yine hepsi, slak valizleri ara
maya balarlar: Hibir ey indirilmi deil. te imdi, ellerin
de kalandan da olmulardr. Rauf Bey, kitaplar iin ah vah

45
eder, tekiler, deniz kazalarndan daima kurtarlmak istenen
kk eyalarna yanarlar. Hatralar, mektuplar gibi. Daha bir
ok hakarete maruz kalmam deillerdir ama, bu, hafzala
rndan hi silirmeyecektir. Durum, srgnn son saatlerinde
grlen cokulu duyarllk haline gelmitir.
Malta esirlerinin hepsi, ngilizceyi renmitir. Mal-
ta'daki memurlar ise, ayet esir tuttuklan kimseleri yalandan
tanm, onlarn szlerini duyup anlam olsalard, edindikle
ri bilgilerden daha ounu edinmi olurlard.
Malta'nm tekil ettii ibret dersi, btn douya szm
tr; yle: "ngiltere artk ngiltere deildir, ngiliz adaleti en
byk densizliklerden biridir, ngiliz szne inanlmaz."
Bu, tm slam dnyasnda gerek ihtilaldir; meyvelerini
sratle verecektir.
***
Hereye ramen, Ankara'daki insanlar, gereki kiiler.
Gvenin yeniden domayaca besbelli ama, sonsuz sava da,
eskisinden beter bir avc hayalidir. O halde bar gerek. Ama
mmkn olabilir mi. Namuslu kiiler ngilteresi nihayet g
rlebilecek mi?
Ankara Parlamentosunda, her gn, herhangi biimde u
soruya rastlanyor: "Ya Fransa, bari o bizi anlyor mu? Bizim
ne olduumuzu, ne istediimizi anlamaya alyor mu?"
Genel kurul salonunda, bir iki i mesele arasmda, mza
kereler dnyor, dolayor, bu noktaya geliyor. Btn militan
lar yan yana oturuyor, dinliyor, kp konuuyorlar. Bakala
rndan tek farklar ef davran olan bir zarif ve gen adam,
kalabal yararak ilerliyor, rasgele n ualardan birine oturu
yor, notlar alyor, sz istiyor. Bu, Mustafa Kemal Paa'dr ki,
bir keskin bakla, o gn neyin cereyan ettiini anlayvermi-

46
tir. Onun, sadece orada bulunuu, dikkatleri katmerli, atmos
feri elektrikli hale sokuvermitir.
Oturuma ara verilmitir. Koridorlarda, geecek yer bul
mak imknsz. Tm siyasi Ankara orada, byk yldzlarn
etraf evrilmi, tartmalar devam ediyor. Az soma, herkes
kendi oturduu yere dnecek ve ok defa, alma gecenin
hayli ileri saatine kadar srecektir. Bu mddet iinde, yzler
de o hararetli gerginlik gitmeyecek, gzlerde yorgunluk be
lirtileri grlmeyecek.
Zira, her an yaam ya da lm meselesi vardr.
Darda, kalabalk beklemekte, vmekte, ya da, burada
her yerde grld gibi, ac ac eletirmektedir. Kalabalk
gvenmektedir.

Aralk 1921
Btn bunlar, geen kasm aymda hatrlamtm. n
c kez Anadolu'nun yolunu tutmutum ve ikinci kez seyahat
amacm Ankara olacakt.
Ben dost idim, hakikati grmeye gelen kii idim. kinci
ziyaretimde ettiim vaadi tutmu, grdMerimi Paris'te an
latmtm. Ankara anlamas yeni imzalanmt, demek ki ge
li zamamm uygundu, fakat yine de btn zorluklan dn
meden edemiyordum; o zorluklar ki, ilk iler ile ilerin tm
arasnda grlecekti. Be ay nce, byk hayat silah olan,
muzaffer, fakat her an Yunan igali tehlikesi altnda iken ay-
nldm bu lkeyi imdi hangi durumda bulacam dnp
duruyordum. O zamandan bu yana, Yunan kuvvetleri bir de
fa daha harekete gemi, yeni bir blgeyi yakp ykmt.
nebolu'ya gelir gelmez aknlm geti. Daha ilk an
dan itibaren, Anadolu'yu, aynen braktm gibi bulduumu

47
anlamtm. Dzen, skunet, youn alma ve her zaman ya
kn olan tehlikeye ramen gler yz. Hep eskisi gibi.
Ankara ile inebolu arasnda, ilk yolculuumda rastlad
m kiiler yine yanma geliyor, mitlerini de endielerini de
belirtiyorlard. Bylece, kk Ford araba, yol engellerine
gayet baarl biimde direnerek beni Ankara Parlamentosu
nnde indirdii zaman, orada neler bulacam bilir halde
idim. Anladm ki, orada da, deien bir ey yok. Mustafa Ke
mal Paa, yznde Sakarya yorgunluunun son izleriyle, be
ni bakanlk odasnda, yannda baz dostlar ile bekliyordu.
O, evk kran Bat'mn, hakknzda ne dndn ya
da ne dnmediini bilmeksizin, bylesine ok byk bir
yalnzlk halinde, durmadan dinlenmeden gece gndz sava
vermek, gerekten g bir itir.
Bir kere daha unu grm oluyordum: Tereddtlerimi
ze, kararszlklarmza ramen, son hayal krklklarna yal
nz Fransa'nn itibar dayanabilmiti. imdi btn Dou
Fransa'ya inamyordu.
Ankara'da, daha dorusu ankaya'da geen alt haftam
iinde, tam serbestlik halinde yaayacak, istediim kimseler
le evimde buluacak, istediim yere gidip gelecektim. Byle
ce, mebuslarla, vekiller ile, "heyeti temsiliyeler" ile biraraya
gelecek, askeri eflerle olduu gibi, hocalarla, eraf ile dile
diim biimde grecektim.
Her eit aydn insanla tartmak suretiyle Millet Mecli
si oturumlann da dinliyordum. Bunlar, yazar, militan, profe
sr, hekim, subay gibi kiilerdi. Bylece, istediim gibi so
ruturarak, gzlemler edinip vesikalar toplayarak, dahilde
bundan nceki gezilerimde edindiim bilgilere de dayanarak,
hakknda, tanmadan hkm verdiimiz bu tekilat zerine,

48
berrak, kesin grler getirme durumunda olacaktk.
Ankara hkmetini evreleyen hibir sr yoktur. Trkiye
Milli Meclisi'nin yz elli mebusu vardr. Bunlar Anadolu
ile Trakya'nn eitli snflarn oluturan halk temsil ederler.
Kyller, hocalar, subaylar ve aydnlar gibi, istiklal hareketi
iinde pek byk yerleri olan kiilerdir bunlar.
"Kyller" dedim, zira bunlar, Anadolu eflerinin birin
ci planda grdkleri unsurlardr. Her hal ve artta, bunlarn
fikirleri alnr. Anadolu kylsnn uygarlk eitimi, ala
cak bir sratle gelimekte.
Ankara Parlamentosunu oluturan yz elli mebus iin
de, iki yz elli kadar her mzakerede bulunuyor, grlen
leri en byk dikkatle takip ediyor. Tam alma halinde gr
len ve memleketin gelenekleriyle usullerinden esinlenerek
eser veren bu yasama meclisini seyretmeye doyamyordm,
Onda, hareketin ilk gnlerinden beri Anadolu'nun dze
ne girmesini, gnn acil sosyal gereksinmelerinden balayp,
ilk anlardaki slam dnyasnn gerek kuvveti demokratik ya
saya varmak suretiyle, dzenlemeyi ele alan efin kiiliini
gryordum.
Onun esas ilkeleri, Milli Meclisin 20 Ocak 1921 tarihli
celsesinde kabul edilen Anayasa'ya girmiti. Bu esaslar, ki
tabn nceki sahifelerinde belirtmi bulunuyoruz.
te, Ankara Devleti budur. Hayat dolu, kendi gcn iyi
anlam, eflerine saygl fakat en ufak bir hatada onlar ac
ac eletiren, onlardan, sorumluluk duygusunun arlndan
rkmemek ve hele en st kademeye getirilen kiiden bundan
fazlasn da, btn hareketlerin hesab ile birlikte beklemek
suretiyle alan bir Parlamento. O kiiyi ve onun eserini de
o derecede byk bir kskanlkla yapyorlar bu insanlar.
Kendine tamamen hakim olarak, yaratt o eseri yumu-

49
ak ve kesin admlarla ilerletmesi, ilk anlardan bu yana, etra
fna dostlar, ortaklar alarak, herey hakknda son dakikada
karar vermesi, varlnn sebebini oluturan bu tarih sahifesi
iin yaayarak, onun gzel, byk istikrarl olmasn dn
mesi hadisesini grmek, bu gen adam hakknda, garip ve
duygu dolu bir temaa oluyor.
Onun iin bunlardan gayr hi bir ey dnlemez. a
yet Avrupa, onu anlamamakta inat ederse, o da Asya'ya y
nelecek, fakat daha nce Bat'y inandrmak iin en byk
abay harcayacaktr.
Bunlar, Aralk aynda, Parlamento nnde tekrar ifade
etmiti.
- Ben Panislamist deilim, Pan Turanyen deilim, Pan-
trkist deilim; diyordu. Ksacas, dini taassup ve de rk bir
lii peinde deilim, demekte idi.
Sonra, o Parlamentoyu, kuruntulardan, bo hayallerden
arndrmak isteyerek, unlar sylyordu:
- Biz, alkan bir milletiz, biz hayat ve istiklalimizi kur
tarma azmindeyiz. Biz, yaamak ve kurtuluumuzu salamak
iin alma zorunda olan bir milletiz.
Sonra, gemie atfta bulunarak, unlar belirtecekti:
- Belki szlerim sizlere biraz ac gelecek, belki bir kt
lemeyi andracak. Bu milleti bugn daraac ile kar karya
getiren ey, bo hayallerdir, hissiyattr". Neticede, Msl
manlktaki dayanma ilkesini kabul etmekle birlikte, kendi
insanlarna, savan kesin amacn hatrlatacakt:
- Dindarlanmzn her biri, kendi kafas iinde, kendine
bir mefkure saklayabilir, onu besleyebilir. Bunu men etmeye
kimsenin hakk yoktur. Ama hkmetinizin, tespit edilmi,
pozitif, gereki bir politikas vardr. Bu politikann amac,

50
kendi hayat ve istiklalini, milli hudutlar iinde salamaktr.
Tekrar ediyorum, hkmetiniz, gerekidir, itidallidir, her
trl hayal kurmaktan uzaktr. Kendimizi iyi tanyalm: Biz,
mevcudiyetini savunan ve istiklalini isteyen bir milletiz. Ha
yatmz ancak bu fikir urunda feda edebiliriz."
Bu tr szler. Anadolu halknn duygularna sk skya
baldr, ona uymaktadr. O, byle yce bir amaca ulaabil
mek iin byk aba harcamaktadr. Asya'y Avrupa'nn kar
sna diken teorilerin onun ahsnda "makes" bulacam, ya
ni onun ahsna yansyacam sanyorum. Buna mukabil, n
giliz taarruzu, Yunan igali ona milliyetilii benimsetmitir
ve bu gen efin dilinden anlayan ile onun anlayaca dil ile
konuan insan, gnlden iyi kabul grmektedir.

Ankara'nn hummal ve youn faaliyeti Parlamentoda


merkeziletirmektedir. Toplant salonunda, mebuslar saylan
kaytsz grup oluturuyorlar: Sol, orta, sa. Soldaki grup
hkmeti tasvip eder ve Bakanm sratli tutumunu izler. Sa-
dakiler, reaksiyonerlerdir, yani kar koyanlardr ki, bunlar
gelenee sk skya bal olarak yry saptmak ister ve
muhalefeti temsil ederler. Ortadaki grup, kah birine kah te
kine eilim gsterir. Bu, gnn mzakeresine baldr, fakat
ok defa hkmeti tutar.
Kalpaklar, fesler, sanklar birbirine kanyor: Vekiller,
subaylar, askerler, tacirler, eraftan olanlar ve hocalar, tart
malara kaplarak, hukukular, bilimleriyle vnerek, i
adamlan, yazarlar, airler, basit kyller, stanbul'dan ve uzak
vilayetlerden gnderilmi olanlar, hurdam hepsi, ortak al
maya katlmaktadr.
kiyz kilometre tede, dman gzlyor: Daha henz

51
defedilmi istila, yeniden balamak ister. Bu, Yunanllarn,
Anadolu'yu yola getirmeye memur ediliinden bu yana ye
dinci ya da sekizinci kez olacak. Ben, bir yl iinde iki defa,
biri 1921'in ilkbaharnda, dieri ayn senenin sonbaharnda,
bu yumuatma ve yola getirme iinin korkun sonularn
grm bulunuyorum.
imdi, aralarmda yaadm bu halk tabakalar, o iin
dorudan kurbanlardr. te o ameliyedir ki, bu gzlere etki
leyici sabit baklar vermitir, btn bu gleri elektriklemi-
tir. Gerekten, siz de o kalenin kalbine gelebildiiniz zaman
karanlklar dalyor, imdiye kadar, Avrupa'da, hatta stan
bul'da okuduunuz, duyduunuz her eyden kurtuluyorsu
nuz! Anlyorsunuz ki, o yerlerde, hakikatleri en ok seven ki
iler bile durumu, uzaklardan, olduu gibi kavrayamazlar.
Artk, gznz nndeki millet, savunmas iin birleen,
efleri ile iftihar eden, tekilerin hepsine egemen olan kii ile
vnen bir millettir ve bundan nce de belirttiim gibi, bun
larn tenkitlerde bulunmaya mani bir taraf yoktur.
Basn hrriyeti de, Ankara'da olsun, Anadolu'nun t
mnde olsun, hep mevcut. Ayn durumu stanbul iin syle
yebilme imkan yok, zira orada, mttefikler aras kontrol y
lesine ki, genellikler ifade eden eylerden fazla bir ey yaz-
lamyor.
Paris'te dahi, kalemin ve fikrin tm serbestlii iinde,
d politikada geerli bilinen esaslar dnda yazabilmeniz
mmkn olabilir mi? Bir ka belli uzman dnda, bizim
Fransa'da da Asya sorununu, yani Dou'daki balca ilgilile
rin anlatmak istedii meseleyi bilen var m?
Paralar halindeki incelemeler, baz noktalara k tutu
yor ama bu ksmi aydnlatmalar, o geni btnn grlebil-

52
meini salyor mu? Oysa, ylesine grlemedii zaman da
herey birbirine karyor, mulak bir durum kyor ortaya.
Bu bakmdan Ankara, benzersiz bir rasathane gibidir.
Oradan, ayn zamanda Avrupa'y da Asya'y da gzleyebilir
siniz. Btn ykmlar, btn yeniden balaylar oradan gr
lr. Buruk ac ile kesin gven orada birbirine karr. Orada
herey ateli savatr, alnan sonularn vncdr ve arta
kalmn yaplmas yolunda da dosdoru bir igddr. Her
kes, kendini, kumanda edenin tavrlarna uydurur ve u iki
egemen izgiye ulamaya alr: Kendi kendini kesinlikle
kontrol ve tkenmez enerji.
Hibir ey Ankara'nn gnden daha hareketli, daha
azgm, daha byk deil. Hi bir ey de o ok eski bakentin
yan harap geni yollan stnde gidip gelen o halktan daha sa
kin, daha: disiplinli olamaz. Burada, Dou, milliyetiliin d
zene konulmas yolunda renmeye geliyor. Trk asll As
yal mslmanlar, kendileriyle iftihar ettikleri ocuklanni
Ankara'nn okullannda okutmaya getiriyorlar. Asya burada,
hkmetmek iin deil, renmek iin dolayor.
Mslmanlann dayanmas bo bir laf deildir. Denile
bilir ki, bu, Panislamizmin yerini tutuyor. nk Panishla-
mizm sarih bir deyim deil. Bugn islam dnyas stnde
esen rzgr, bir taassup rzgan olmaktan ziyade Bat'mn ada
letsizliine kar duyulan pheciliin rzgandr.
Afganistan'dan, Trkistan'dan, Buhara'dan zbekis
tan'dan Kafkasyal kardeleri gibi, oraya gelenler, Anado
lu'nun bakentinde, dnebilme imkan bulurlar.
Orada grdkleri hep holanna gider: Bu disiplinli asker
ler, sade kyafetli fakat erkek tavrl subaylar, her yerde gr
dkleri bu mkemmel dzen, onlan mutlu klarak etkiliyor.
Ankara'nn geni yollarnda gidip gelen halk kitlesi, ona

53
bir byk ehir ehresi veriyor: Anadolu'nun en zengin top
raklan henz Yunanllar elinde bulunmasna mukabil; Anka-
ra'daki ekonomik hareket youn. Sava urunda hi durma
dan aba harcanmasna ramen, siyasi hayat yine geliiyor,
geniliyor.
Dou da Bat da, birbirine hi kanmadan varmlar bu
raya. Hangisi kazanacak? Ya da, ilikileri bhbirine nasl kan-
acak? Bu yolda pheci olmann yersizlii imdiden anlal
maktadr.
Fakat, bu akl banda ve itidalli millet ile onun nderli
ini stlenenleri, yanl hkmlere sevketme yolunda, yl-
danberi yaplmadk ey kalmad. Ben, bu feci mukavemeti
adm adm izledim, ban arayan, sava iine zorla itilen o in-
sanlan, bandakilerle birlikte grdm. Hem de kim tarafn
dan itilen? Onlara ban getirmede en byk menfaatleri olan
lar tarafndan. Ama, anlalan, onlara, hatrlarndan bile ge
irmedikleri sular, sanki mutlaka ilemeleri artm gibi is
nat etmek gerekiyordu.
Kendi bama buyruk, tam bamszlk iinde dolatm,
tarafsz bir gzlemci oldum, ilkin, bana ispatlanan eyleri bi
le kabul etmek istememitim ama sonunda anlamak zaruri ol
mutu. Etrafnda bulunanlar, hi ses etmeden, ben de hasl
olan sonucu grmek istiyorlard. Onu grdler ve pheleri
kalkt. Zira, kaytszlk ve red ifade eden safhalara ramen,
onlan gerekten anlayacak olanlar bizler deil miyiz? Netice
de, bu sama adaletsizlik ok aa kmadan nce, yine biz
ler, mdahalede bulunmal deil miyiz?
ngilizler, Mondros'ta kendilerinin ac^ejmza ettikleri
mtarekeden sonra, birka subaym, mukavemet dzenleyen
bir gen generalin etrafnda toplandm grr grmez, vur-

54
makta tereddt etmemilerdir. 1919 maysnda, zmir'in igal
ve Yunan'a tevdi olunmas ilk dorudan darbe olmutu. Bu
nun sonucu yle geldi: Saylan yz gemeyen milliyetile
re derhal bir ka bin gnll katld ve ben 1919 ylnn Ekim
aynda, Anadolu'ya ilk seyahatimde grdm ki, Britanya bir
liklerinden krkbin kii, topu topu 1500 milliyeti tarafndan
Badat hatt stne doru kovalanm ve bunlann, zmit'te
zar zor durmalan mmkn olabilmitir.
16 Mart 1920'de ise, ngilizlerin kuvvet darbeleri esna
snda stanbul'da idim. Gaye, stanbul ile Anadolu arasndaki
kprleri atmakt. Daha o zamanlar, Trkiye'nin drtte n
den fazlas milliyeti olmutu. Beceriksiz teebbsn sonu
larn da grdm: Son mteredditler de milliyetilere iltihak
etmilerdi.
Bundan sonra, Yunanllan Anadolu toprana sevketmek
gerekmiti. Bu da, onlara, istediklerini vaad etmek suretiyle
oluyordu. Hi deilse, onlara, her medeni milletin riayete
mecbur olduu harp kanunlar art koulabilse idi.
Bunlann hi biri yaplmamtr: Nisan ve Aralk
1921 'de, u anda Yunanllarn yeni terkettikleri blgeleri gez-
miimdir. O unutulmaz durum hala gzlerimin nnden git
miyor; grp iittiklerimin yaratt nefret tarif edilemez
cinstendir. Sivrihisar ileri gelenlerinden biri, kendi kadn ve
erkeklerinin dndklerini bana yle zetlemiti:
- Biz, bir dmanla deil, bir cani ile savatk.
Kadnlar da erkekler de benden unu istemilerdi:
- Bizim ektiklerimizi, dndnzde anlatacaksnz de
il mi? Unutmayn bunu!
Hereye ramen, btn bu uralan byk bir ideal des-

55
tekliyordu, en knden, en byne kadar hepsi ayn sz
de birleiyordu: "tstiHalimiz urunda her eyimizi veririz."
Ankara, ne boleviktir, ne de ancdr. Olamaz da. Bu
millet disiplinlidir. Nefret duygusunu tanmaz. Kendi buldu
u efine gven besler ve Mustafa Kemal'den beklenen sava
ma gc bir insan omuzlarm kaldrabilecei en ar yktr.
Bir gn Ankara'da, Anadolu'da edindiim byk dostla
rmdan biri ile, Refet Paa ile gryordum. O gnlerde Mil
li Savunma ilerini stlenmiti, ilk anlarn eflerinden biri idi
o. inebolu'dan yeni gelmiti. Orada, nemli bir ingiliz misyo
nu ile yalan bir barn grmesinde bulunmutu.
Anlama olmamt. Refet Paa yle diyordu: "Ama bu,
daha ilk admdr." Parlamento iinden, son el koyma hareket
leri dolaysyla gelen ve zor nlenen glkler vard. Onlar
hatrlatmtm. Bana, her zamanki ince tebessm ile unlar
sylemiti: "Ben imdi, tam gelime halinde bulunan bir o
cuk karsnda, onun babas durumundaym. Ondaki yaama
gc, yaknda, kuvvet ve cesaret olarak bizleri aacaktr. Bu
ocuk, u anda, byme ve gelimenin en/tahamml edilmez
safhasn yayor. Saa sola, her tarafa vurup duruyor, knp
geiriyor; korkuntur, zaptedilmez haldedir; baba, hem zt-
rap duyuyor, hem de onu takdir ediyor. Fakat iinden, baba,
ocuu ile vnmektedir: kendi kendine: Ne yaman bir o
cuk getirttim dnyaya! demektedir.
Oradan hareketimden nce, Mustafa Kemal Paa, Anka
ral bir kyl mebusu kabul etmi, onunla iki saat grm
t. Mesele, bu el koyma ileri idi. Dakikalar pek kymetli ol
duu halde, ef, muhatabn sonuna kadar dinlemiti. Adam
gider gtimez, sratli bir soruturma yapld, tedbirler alnd.
ankaya'daki kkmden, bunun benzeri binlerce hadi-

56
se grdm. Gnlk hayatn ayrntlar arasnda, bu dzenli,
devaml almay, fuzuliyi ayklayan ve daima esas yakala
yp onunla megul olan tarz, Asya, Avrupa denilen o iki ku
tup ile sonu gelmez ilikiyi grdm, ayrca unu da grm-
mdr: Kendini asla u altnda kaybettirmeden, o toplayc
g, dengeyi elde tutmak iin kh saa, kh sola etkide bu
lunmak, slam dnyasnn tm makul kiilerini kendine ba
lamak ve nihayet gerek Mustafa Kemal'in gerek smet Pa-
a'nm ilkesini tekil eden asgari derecede kan dkmek sure
tiyle harektta bulunmak gibi. Diyebilir ki, bunlar Anado
lu'yu ynetenlere devaml egemen olan dncelerdir.
te, tam tersine, yanl anladmz budur. ngiliz - Yu
nan propagandalar ve yan anglikan yan Ortodoks bir hakiki
(ehlisalip) zihniyetinin aznlklan kt artlara itmesi sonu
cunu getiren sebep bizdeki yanlmadr, kafamzn ylesine
kartmlm olmasdr. zellikle, son iki gezim srasnda,
kendime sk sk sorduum u idi: Burada tarif edemeyeceim,
misli ile mukabelesinden sakndm artlar iinde, halk ta-
bakalan, gzlerimin nnde byle karken, Anadolu'nun
bu kumandanlar nasl oluyordu da, askerlerini emirleri alt
na mazbut olarak tutabiliyorlard?
buuk yldan beri gttkleri o acmasz harple Lord
Curzon ve ngiliz smrgecileri, Anadolu'ya, en feci, en ac
l durumlar getirmilerdir. Yunan sadece bir alettir. Bunu,
orada, size en nemsiz bir kyl, en nemsiz bir asker bile
syler, fakat bu alet, istila edilen lke ile onun halklanna yo
rulmaz bir amlkla yok etme metodunu uygular.
Mtareke ncesinde, Yunanl, katmerli bir hararetle ya
kp ykyordu. Henz ellerinde kalan yerleri bir l haline ge
tireceklerdir. Bu, dnyann en munis lkelerinden birinin ke-

57
sin ykm olacak, btn bir milleti sndrp yok etmek iste
yecektir. En garibi de, istilac, yolu zerinde bulunan soyda
larn asla dnmyor, korumuyor. Grlmemi bir kabalk
la, mallarm beraberlerinde gtrme frsatn bile tanmaya
rak, onlar gerilere itiyor. Ate fark gzetmeksizin, hem Ms
lman, hem Hristiyan evlerini yok etmekte. Hristiyanlarn
ka, Mslmanlannkinden beterdi, nk onlar, yolculuk
larnn esnasnda ve sonrasnda, Anadolu iinde grdm, o
Mslman dayanmasn bulamazlar. O dayanma ki, kendi
insanlanndaki yaralan sarar, elde kalan onlarla blr ve
yine onlarn yeni ocaklannm temelini hep birlikte atar.
Bu dndrc, Hristiyan aznlk meselesiyle ilgili
olarak, Mustafa Kemal'in, Ankara Parlamentosunda son be-
yanlanndan birine deinmek isterim:
- Hristiyan unsurlarla Mslman yurttalar arasnda
hibir fark gzetmiyoruz. Hepsinin haklan birdir ve ayn hak
lan muhafaza edeceklerdir, demitir.
Yunanllar elinde en anlatlamaz muamelelere maruz
Mslman halklar bulunurken, byle konuabilmek iin in
san st bir enerjiye sahip olmak gerekirdi. Ben, Bat Anado
lu'nun vilayet ve ilelerinde Hristiyan mahallelerini ka de
fa gezdim. Oralarda, belediyelerce beslenen, Mslman ka
dnlarn tm haklanyla diledikleri gibi yaayp alan Hris
tiyan kadnlar grdm. Son iki gezimde ise erkekler ya te
merkz kamplannda ya da alma taburlarnda idi. Fakat
bunlara sebep Anadolu iindeki tkenmez ngiliz siyasetidir.
Bu siyaset, Karadeniz sahillerinde olsun, Adapazan ya da
Konya blgelerinde olsun, ayaklanmalan bu Hristiyan un-
surlan kullanarak yapmaktadr. Biz Franszlar, ingiliz ve Yu-
nanllann Dou politikalanm henz protesto etmi deiliz.

58
Bununla birlikte btn Mslman Dou'da Fransa'nn itiba
r muazzamdr. Daima, ondan, onun adaletinden, onun mda
halesinden sz edilir. Onun da er veya ge azn amamas
imkanszdr. Ankara szlemesi bu inanc kuvvetlendirmitir.
Fransa hakknda bu cokuya, her yerde rastladn^ yine
de, Anadolu halk, gzlerimiz nndecereyan etmeyen olay
lar anlatmataki yavalmz sebebiylemize serzenite bulu
nuyor, tenkit hassasn bu suretle muhafaza etmi oluyor. Fa
kat Fransa, Dou'da, her zaman, yetitirici ve esinletici rol ifa
etmitir. Asya berisinde en uzak okullardan smet Paa cep
hesine kadar hep onun kitaplarna, fikirlerine rastlanr.
Burada, kr krne bir kopya sz konusu deildir. Trk
Milliyetiliinin gc, kiiliini korumak, kendi kklerine
dnp bakmak ve mutlaka iine katlma kararnda olduu
ada hayat tarz, iin, kendisine zaruri olanlar bizden al
makta toplanr.
O Milliyetilik, Avrupa milletlerinin hepsini incelemi
ve bizim ihtiyat ve kararszlmza ramen, enok samimilik
ile geni fikirlilii, bizde bulmutur.

Bir Ankara gn, bir Paris gn kadar ykl ve hararet


lidir. Bylece, yaptmz gnlk program nadiren bitirebili-
yorduk.
ankaya'dan hareket, sabahn erken saatinde oluyordu.
Unutulmamas gerekli pek ok i vard. Dilerine iade edi
lecek gazete paketleri, kr postasnn alaca mektuplar, d
nte ac ac sran rzgara kar alnacak nlemler gibi.
Hasl, her ihtimale kar tedbirli idik. kametgahlardaka
lk sdan sonra, darda birden, ac souk halindeki temiz
havaya dalyorduk. ok alk olduumuz yol, nmzde kv-

59
nlyordu. Bylece tepenin yamacna inerdik. Orada, her za
man yollarn efendisi olan kanlar kard nmze. Bir ka
dn avu, kadnlarn ynettii koumlara gz kulak olurdu.
Ama? lk hatlar idi. arabalarn yk? Cephane, kafile geip
giderdi.
Bizi de, Osman Aa'mn Giresunlu hemehrileri orada
alrlard. Aa Ankara'da izindedir, Paa'nm misafiridir, erte
si gn birliine karr.
Osman Aa, memleketinin en zengin insan idi. Kendi
adamlarnca ba seildikten sonra, bir alay oluturmak zere,
maln mlkn satmt. Alayn hereyine o kumanda eder
di. smet Paa, onu ve adamlarn dzenli ordusu iine alm
t. Hepsi ok disiplinlidir. Osman Aa Sakarya'da aslanlar gi
bi arpmtr. zne kmay da dorusu hak etmitir, fakat
yine de az ok sloldn itiraf eder, grd tm iltifatlara
ramen. Birliine dnmek iin can atyor.
Ona, sava hakkndaki dncelerini sormutum. Oku
mas yazmas olmayan bu kyl-asker bana, ift lafla y
le bir Avrupa izdi ki, bunun verdii zevk dorusu tercme
edilemez. Avrupa'y vmedi ama, gerekten olan olduu gi
bi syledi, ingiliz ve Amerikan basnnn onu en son model
haydut olarak gstermesi, adam coturmutu. Ben de ona,
yaadklarn ve bizzat grdklerini, dmanlarmn portresi
ni yapmak suretiyle cevap vermesini tledim. Btn kalbi
ile gld ve cevap verdi: "Bunu, siz yapsanz daha iyi olmaz
m? Siz ki daima doru konuursunuz, yle dedim:
- Doruyu evet ama hereyL.
Gven duydu ve bana zel grn aklad: Osman
Aa bir derebeyidir. Adamlarndan tam ve kamil itaat ister,
ama onlara, kendi hakknda hkm verme durumunu da tan-

60
maktadr. ayet kanuna ve adalete kar gelecek olursa, her
hangi bir kiinin alaca cezadan daha ounu o almaldr.
nk, kendi nezdinde bir batr. Bu ince izan "gsterdikten
sonra, Bir an durdu, yzme bakt. Bu haliyle, bana, herkesin
pek mhim bildii sorun hakknda ne dndn anlatma
imkn buluyordu. Bu, padiah sorusu idi. Sonra, adamlarn
ard ve drt nala uzaklat.
. Hala, hain renkleri ve derin klan ile, sonbahar ege
mendi. Biran geliyor, buz gibi rzgar saanak halinde esiyor,
insan tkyor, soma bir gne kyor ve yakyor.
Arabamz, en kalabalk Ankara caddelerinden birine gi
riyor, halk yava yava yanyor, ince uzun bir bina nnde du
ruyor. Buras Afganistan Bykeliliinin klk yeri; yeni te
sis olunmu. Eikte, hizmetkarlar, bizi karlyor, buyur edi
yorlar. Bugn Cuma. Mslmanlann tatil gn. Krk atklar,
paltolar sofay doldurmu. Sultan Ahmet Han'n birok ziya
retisi var. Ama bizim iin, misafirlerini brakacak, birinci
kattaki bir kk odada rahata konuabileceiz.
Ankara'ya ak olan bu insan, burada zellikle, dzene,
belki de o anlatlamaz zariflie hayranlk duyuyor. Etrafmz
da olan-bitenden, Anadolu harbinden, doal olarak da ngil
tere'den sz ediyoruz. O zaman, Dounun, tarif edilmez tat
ll iinde, Aa Han, dncesini, bir vgden de yararlana
rak yle ifade ediyor:
- slam byk bir vcuttur; ba Trkiye'dir. Azerbaycan
boynu, iran gs, Afganistan kalbi, Hint'te karn nahiyesini
tekil eder. Msr ile Filistin, Irak ile Trkistan, bacaklar ile
kollardr. Siz, insann bana sert darbeler indirirseniz, vcu
dun bunlan duymamas kabil mi? ngiltere, bizim bamza
ok sert darbeler indiriri; biz de protestoya getik."

61
Ahmet Han gereki bir adam. Onda, durumlar, ak
ak belirtme hissi vardr. Bu his Avrupa'dan Asya'ya gemi
bulunuyor. Ev sahibimiz slam dncesini, Trk istiklalinin
savunucular Trkler hakkndaki takdirlerini son derece bir
incelikle dile getiriyordu. Aslnda, bu vazifeye bir ingiliz se
ver olarak gelmiti, Trk-Ingiliz anlamazlklarna karma
mak hususunda kein kararl idi. lkesi, ngiltere ile ittifak
antlamas imzalam ve serbest denize kma imkanm elde
etmiti. Ama, ngiliz kkrtmasyla, Yunanllarn ikna ettik
leri cinayetleri grnce, kzm, bakaldrm ve:
- ngiltere bana vz gelir. Biz dvmesini biliriz. Bunu
kantlam durumdayz. ayet Mslman dostlarn muhafa
za etmek istiyorsa, ingiltere, bir daha Trkiye'ye dokunma-
mahdr. Demiti.
Sonra, penceresinden grlebilenlerin hepsini gstererek:
"Btn bunlar da bir medeniyet deil mi? Burada, barbarlk
ad verilebilecek herhangi bir ey gryor musunuz? Bugn
hangi trafiyi ynetiliyor, hangi taraf rnek olarak gsterili
yor? ngiltere'nin esir ald stanbul mu, yoksa kendi efleri
ni seerek onun idaresinde alan Ankara m? Adalet duygu
sunu en ok hangi tarafta grdnz?" diye eklemiti.
Ve, Tm Dou gibi, Ahmet Han'da Fransa'dan, onun li
beral dncesinden medet umuyordu.

Vedalam, arabamza binmitik. Nkteci bir ses, bana


doru bakp, gz krparak: "Boleviklere gidiyoruz" demi
ti ama ben tkezlemedim. Bir batan bir baa, bylesine al
d zaman ehir ne kadar da byk. Eski, ahane talar, Ro
ma harabeleri ve emeler yanndan geiyorduk. Ankara'nn,
ularnda yol daha tal idi, arabac tereddt ediyordu. Do-

62
rusu, ta Boleviklere kadar byle gitmek hi de kolay deil
di. Nihayet bir Seluklu mescidi, onun hemen yannda da ara
nan ev bulundu.
Kapda kimse yok. Giriyoruz, merdiveni kyoruz,
bombo bir byk holdeyiz. Yerlerde hallar. Bu ne kadar tat
l, fakat smsk kapal bir atmosfer. Uzun masa zerinde, iyi
hazrlanm bir ay! Sahiden Bolevikler diyarnda myz?..
imizden biri ar bir kapya doru yryor, kap ku
mala kapl. Hareketler belli etmeksizin izleniyor, bir Sovyet.;.
vatanda, nereden kt ise kt, ortaya atlayverdi, sonra El
inin zel kalem odasnda birka adm att, daha soma emre
dici bir hareketle, bize beklememizi iaret etti. teki odaya
girdi, hemen kt ve bir saniye soma, bizler ieriye alndk.
Eli orada yok. Mstear kabul ediyor bizi, yannda tercman
bir yolda var.
Sze souk balnd. Tercman havay sndrmak iin
gayret ediyor. Hi phe yok, onun da, bir arlk evresinden
kma olduu halinden, (ekl emailinden) belli. Mstear-
fevkalade Franszca konuuyor ve tercmann en ufak zr
n dzeltiyor. Anlalyor ki, tercmann asl vazifesi, amiri
ne, cevap zamanndan nce bir dnme vakfesi salamak.
Kanlmaz dello balamtr. Fakat kar taraf, dn
cesini aklamyor, daha ziyade benim dncemi tesbite a
lyor. Byk tartmalara giriyoruz. Muhatabm devaml ka
acak, kendi doktrinini izah etmeyecek cevap vermekten ok,
soru yneltme arzusu gsterecektir. Baz kar koymalar, onu
suskun brakyor. Ne bir kelime, ne bir hareket kayor g
znden. Belki de ilk defa olarak, her eit hitabet dikkatinden
annlanm, net Franszca ile, bir gr ifadesine raslam ola
cak. Buna hangi biimde tepki gsterdiini anlamak ne mm-

63
kim. Bak donuk. Sanlrki kaim bir tl tabakas, gelip d
ncesi stne birden bire atlm: Btn dikkatini teksif et
tii grlyor. Heyecandan bir eser yok: Souk bir karar, sa
bit fikirde ayak direnmesi.
- "Paris'e gideceimiz zaman..."
u birka kelime iinde neler neler sakl. Ses tonunda,
ne korkun bir yumuaklk!
Hayr, o da ben de, hi pes etmedik. Ben ki, burada, hep
gven duymaya almmdr, ilk defa iimde, samimiyetsiz
lik karsda duyulan oku hissettim.
Hibirsuretle sempati hareketi gstermeyerek, Kari
Marx ile Lenin'in portrelerine baktm. Kendi kendime: ok
lks bir ekilde sslenmi edilmi olan bu odann, Ankara'da
henz tannmam bir eit konfor, hatta zenginlik izlenimi
yarattn syledim durdum.
Dndm ki, bu sesteki an tatllk en kt patlama
lardan daha ok endie gerektirir, aynca bir de sarslmaz ira
deye iaret tekil ediyor.
Her vastay kullanmak gerek. Bu arada istihbarat en
emin olanlardan biri: Her yerde gzlem; her eyi bilmek.
Aka beliren plan bu idi.
Kendi kendime unu da sylemitim: Korku iinde, bu
realistlerle dost olmaktansa, onlarn karsnda olmak daha
doru. Mstear:
- "Biz, Trkiye'nin dostlanyz, ilk anlarn dostlan" di
ye birka kez tekrarlamt. Misafiri olduum iin nezaketen
susmu, bu gidile, yollan zerinde slm dnyasna arpa
caklarn sylememitim. Sovyetler nezdinde geirdiim u
az vakit, iki doktrini, hangi uurumun ayrdn grmeme
yetmiti.

64
Ankara'da houma giden herey; mesela u tavr ve d
nce serbestlii, sonra rahat eletiri ve hereyi dnme bil
me imkan veren o ll hal, o gsterisiz samimilik, btn
bunlar, bana, bu anda duyduum tarif edilmez huzursuzluun
tam tersini vermemi mi idi?
***
Arabada herkes susuyordu. Hafif, ince, grnmez bir
yamur altmda krlar geiyorduk. Herey bir sedef tonuna
bulunuyordu; gn sanki slakt ve o ince szltlar veren
sema, tm ziyay stten kaphyordu.
Sonbahar somas mevsimin bahe yapraklarn ancak
yolduu bir byk, gzel yaz evi: Azerbaycan Bykelilii.
Eli, d merdivenin en altna kadar inmi, grevlileri de ba
samaklarda toplanmlard. Ben bu cins kabullere alktm.
Salon, Azerbaycan'm muhteem hallar ile batan baa kap
l idi.
Elinin, gzel ifadeli bir yz vard. Burada, Afganistan
sefaretinde olduu gibi, ykc deil yapc konuacaktk, ele
aldmz veriler ak seik olacak, gerek hayatn izlenimini
syleyecektik. Mulak hibir sz gemeyecekti. Nefretten
eser olmayacak, sadece tam gven altnda almak iin hara
retli bir arzu grlecekti.
Avrupa'nn pek az tamd Azerbaycan'n, kendine gre
bir medeniyeti bulunduunu, sanayiinin, ticari hayatnn can
l olduunu bilmez deildim.
Eli, sesini ykseltmeksizin:
- te, korkun arlk istibdadndan kurtulmu bulunuyo
ruz. imdi bamszz. Sovyetler bize karmyorlar. Biz de ko
mnizmi, mslman fikirlerine gre bieme soktuk. Demiti.
Bu diplomatik ekil iinde, Ankara'nn uygulad milli-

65
yetilik trnn Azerbaycanllara da, Kafkasya'daki komula
rna da uygun grndn anlamak kolayd. Onlar buraya
destek bulmaya gelmilerdi. Buharallar da iranllar da yarn
ayn eyi yapacaklar, Dilerinin zaten krizi iine girdii ika
metgh gln, kalabalk heyetleriyle zorlam olacaklard.
Eli, Avrupadan ikayeti idi:
- Bizi dnya haritasndan silmiti, hl bizim mevcudi
yetimizden habersiz grnmekte inat ediyor. Diyordu.
Azerbaycan, varolduunu, kendi basma gstermitir.
Biz, yer yznde, en zengin lkelerdeniz. Baku'muz, petro
lmz, havyarmz, pamuumuz, ykmz var. Budaymz
da var. siyasetimiz, tamamen mtiyalarmza ve adetleri
mize uygun biimde tesis olunmutur. Ayr cins insanlar, ay
r topluluklar halinde yaarlar. slam iinde de bylesine bir-"
lemi unsurlar var. Arap unsuru, Trk unsuru ve tekiler gi
bi. Sizde, pek Avrupai bir teori olan Pamslariizmi, milliyeti
likler duygusundan ari olan islam duygusu ile daima niin ka-
ntnriar?
"Siz de, mesela, tamamen dini duygu olan katoliklik ile
tamamen vatanseverlie ynelik milli duygu yok mu? Islamn
ba belki daha belirgindir ama, Avrupa'da dndnz sa
nlan biimde o duygulardan biri dierine engel olamaz."
"Bizlerde, yaama yolunda acele eden, tm dnya ile bi
ran nce iliki kurmay isteyen insanlarz."
Btn bunlar, ne kadar mutedildi, ne kadar da ll ol
ma hissi iinde idi. Ve yine, Fransa'ya an! O Fransa ki her
kes kendisine hak arama iin, adalet iin atfta bulunur ve yi
ne o Fransa ki, bunlan anlamamakta srar edemeyecek du
rumdadr.

66
ALTINCI KISIM

ANKARA HKMETI

Aralk 1921

Ankara'da az ok uzayan her muamelede, iin sonu da


ima Parlamentoya dayanr. Bu sava ehrinde dnen, m
cadele veren hereyi, dayanlmaz biimde kendine eken yer
Parlamentodur. Aa yukar aralksz alt iin, ehrin
ahsiyetleri, baka yerden ziyade, orada bulunurlar.
Bu messese de, sabahtan akama, hergn ikiyz kadar
mebus toplant salonlarm, koridorlar, Meclis Bakan ve ve
killerin dahelerini paylarlar, bylece te iki nisbeti hep ha
zrdr. Parlamento yelerine, Ankara'ya mtemadi surette ge
len Dou'nun tm sekinleri, subaylar, oradan geen aydnlar,
Dou temsilcileri katlrlar. Her muteber mslman oraya, si
yas hac eklinde gider. Anaolu'da bu yolculuk zaruridir.
Milliyeti doktrinin o kadar sratli yaylmasmdaki sr,
bu fikir ve haberlerin, en yetenekliler tarafndan durmadan
alnp verilmesinde toplanr.

67
Bylece, sava grevlerinde hazr bulundurulan askeri
efler dnda, milliyeti ahsiyetler, arada bir Avrupa ile As
ya arasnda geziye kar ve bu seyahatin yararlarn, ya d
nte bir fiili hareket ekliyle ya da sadece, edindikleri yeni
likleri meclise katk olarak getirirler.
Hareketteki ate ve ortaya konulan gcn nasl devam et
tiini anlayabilmek iin Parlamento ile ili dl olmak, onun
grltl, devaml yaantsn izlemek gerekir. Bylesine bir
enerji oca, uzaktan anlalamaz; hatta Ankara'y tanmayan
Trkler bile, bu hususta ancak zayf bir fikre sahip olabilirler.
Parlamento, gzpek insanlarn mcadele saatlerim ya
ar, ayrca youn alma saatleri daha da oktur; hibir za
man hareketsiz, hibir zaman kaytsz deildir. Toplantlar es
nasnda, mebuslar, grmenin kendilerini ilgilendirmesi
orantsnda, salona girerler, salondan karlar.
Toplantlar, uzun srer.
Fakat, d politika ya da i dzenleme hakknda gr
meler balar balamaz, btn ehreler gerilir, dikkatler yo
unlar. Ak seik, kesin ifade manasmdaki "hayr" keli
meleri, orada burada kulaklara alnr.
Ferdiyetilik gze batacak haldedir. Bu adamlarn herbi-
ri tm gc, tm vicdan ile mcadele vermektedir. Ac ten
kit, tereddt etmeden vurur. Skntlar, mulak yorgunluklar
girmez oraya; atmosfer daima elektrikli kalr.
Kyl mebus, kendi ayrcalklar zerinde kskanlkla
durur. Hkmet, kzler ya da mandalar ya da kanlar st
ne bir vergi getirecek olsa, (Hayr) kelimeleri her yerde bir
yank gibi tekrarlanr; bu da son derece anlamldr. ayet, red
de urayan teklif, yeniden getirilecek olsa, bu defaki red mu
azzam olur, byk salon zerinden bir kasrga geer, sarsar

68
orasn. kzler ve mandalar stne vergi getirilmeyecektir.
Kan imtiyazlarn koruyacaktr. O, tm glerin sava ile
rinin, bar ilerinin gerei deil.
ayet Belediye dzeni zerinde, bir kanun tasars gr
lyorsa, ayn sertlik, ayn hararet grlecektir.
Her yeni gnn bir yldz var. Malta'dan kurtulan Rauf
Bey'in dnnde, arkadalarn, onu candan alklarken
grmtm. Bu, ilk gnlerin mcahidi, deniz subay olduu
iin, ok kere, ngiliz subaylarnn en ileri gelenleriyle temas
kurmutu; ngilizlere kendini sevdirmi, o da, onlar hakkn
da, ilikilerden gelme bir eilime sahip olmutu. Bunu giz
lemedi de.
Ancak, yine ngilizler, onun bu hastaln giderdiler. O
zaman, arkadalar ona, Malta ncesi dnceleri dolaysyla
takldlar. Bu tenkitler hem sevgi ile hem de sertlikle olmutu.
Hazr bulunanlar, onu hep krsye arrlard. O da,
kar, ksaca konuurdu. Bu konumalarda grlerini ak ak
belirtir, Malta stne ve incelemi bulunduu ngiliz siyase
ti stne, tamamlayc bz dnceler ileri srerdi. Bu ok
tatl yz ile onun enerjik szleri arasmda arpc bir ztlama
vard. Herkes nezdinde, esas izgi, iradedir.
Rauf Bey, Meclisin kendisine teklif ettii vekillik maka
mm kabul etmiyordu. Yirmi bir ay srgnde kaldktan son
ra, oraya henz gelmiti. Olup bitenleri ayk ile bilmiyordu.
Zira tam anlamyla takip edememiti. Kendisine biraz zaman
tannmasn istiyordu. Syleyeceklerini, abucak birka kuv
vetli kelime ile belirtip yerine oturuyordu. Fakat byk bir al
k srar anlamnda devam ediyordu. Buna kar gelmemek
gerekirdi. Bir saat soma Rauf Bey vekildi.
Darya kmtk. Parlamento nnde kalabalk vard.

69
Yurttalar, mebuslar bekliyor, bir yandan da, kah Doudan,
kah Bat'dan havalar alan o mkemmel askeri mzikay din
liyorlard. Aralk aynn sislerini yaran byk bir gne
bu kalabaln stne vuruyordu. Ufuk sanki genilemiti.
Para para, ayrlm dalgalardan oluma bir eit bulut deni
zi, trkuaz ve altn renkler saarak bir muazzam kubbe gibi
ehrin zerim kaplamakta idi. Grnt, ilkbahar gnlerinden
daha gzeldi, daha tatl idi. Bu ehrin, ok sert ifadeli, keskin
izgileri vard ki, onun muhteem krklklarna trajik bir
grnm veriyordu.
Parlamento boalm, oras halk bahesi olmutu. Yollar
da, kadnlarn ynettii kafileler geiyor, yorgun kadnlar
Ankara kamplarna yneliyordu. Tek bir mit zerine eilmi
btn bu insanlar derin bir mefkure birletirmekte idi. Onla
rn yaayna bakp bakp, Avrupa'nn bu kararl ve samimi
eser karsndaki hatal tavrn dnp duruyordum.
***
Dilerinde, hangi saatte olursa olsun ve yorgunluk,
kurye istekleri, zamann zorluklan hangi dereceyi bulursa
bulsun, o deimez dostluk duygulanyla karlannca, kendi
mi az ok kendi evimde samyordum.
Siyasi direktr Hikmet Bey'in yam banda bir koltuk
bana tahsis edilmiti. Hikmet Bey, genliine ramen yete
neklerin en gzeline sahip. Onunla; onca deerli zamann
kaybettirmenin verdii azaba ramen, bu bulumalarda, ne
ler neler konumazdk ki? Hukuk maviri Mnir Bey, bir'
yandan almasna devam eder, bir yandan bizi dinlerdi. Ara
sra Meclisin Bakan vekili Adnan Bey de gelir, hereyi zet
leyecek bir kelimeyi bulup syleyiverirdi. Az nce, her za
man cil sorularla megul Yusuf Kemal Bey'i bitiik dairede

70
grmtm. Onun, ok canl, ok doru szlerini, enerjik ba
kn, dipdiri karlk veriini ne kadar severdim.
Mnir Bey, Mustafa Kemal Paa'nn canla bala zerin
de alt adli yapnn unsurlarn hazrlard. Kendi yaknla
rnn sylediine gre, hukuk mavirinin bilgisi gerekten
geniti, ancak o, bunlar tam tevazu ile ortaya koyard.
Hikmet Bey ve ben, sk sk Avrupa ve Asya'nn fikri b
yk turuna kardk. Oradaki, ince fikirler stnln, ger
eklere doru anlam veriini en canl bir cazibe ile izlerdim.
Bu pek gen, adamdaki entellektel g ve bilinli tevazu,
eitimindeki incelii ve grlerinin geniliini daha iyi ko
yuyordu ortaya.
Etrafmzda, masalar ve iskemleler stnde, her lkeye
gelme mevkuteler (Belli zamanlarda yaplan, gnlk olma
yan yaynlar) ile vesikalar bulunurdu. Katlar, kalnlamas-
na st ste birikir, telefon, Anadolu'nun drt bucandan ara
yarak durmadan alard. Telgraf getiren svariler gelir, ziya
retiler de geldMerini haber verirlerdi. Btn bunlar, devam
l alma halindeki o kovann bir blmesinden ibaretti. Her-
eye ramen, biz konuurduk.
Ankara, o zamanlar, 1921 Aralk aynda yeni bir durum
karsnda bulunuyordu. Avrupa tarafnda, Mustafa Kemal
Paa'mn diplomatik yoldaki byk gayreti, ngiliz hareketi
ile hemen hemen tesirsiz hale getirilmiti. Bu esas nokta ze
rinde, durum ktleiyordu. Ankara anlamasna, Sakarya
zaferine ramen, Londra, Amerika'da, hatta Fransa'da ve bil
hassa Anadolu'da mesafe alyordu. Roma, ani birka yarar
kardnda rza gsteriyor, Paris, banmazlar bartrmaya
abalayarak tereddt iinde kalyordu. Mustafa Kemal Paa,
biz Franszlarn kabuln, sade ve berra politikas ile ummu-

71
tu. Ama olmuyordu. Suriye smnnda kendisi de zorluklan,
yeterli sratle halledebilmi deildi.
ingiltere tarafndan gayet becerikli biimde beslenen an
lamazlk her an kendini yeniden gsteriyordu. Fransa'da
halk, hatta sekin tabaka, kendisine pek eksik sunulan bir so
run ile uramaktan bkknlk gstermekte idi. Fransz halk
nn karsna getirilenler, o da megul olma klfetine girdii
zaman, ksa hkmler, birka canl saldn ve miktan etki ya
pamayacak derecede ok ustalkla ortaya konan baz ender
gereklerdi. Bilgisizlik adeta haklama kavumu oluyordu.
Az ok heyecanla ifade olunan her yeni dnce ya bir taraf
tutma ya da bir garibe sanlyordu.
Durumlar hakkndaki saduyulanyla, Ankara'daki in
sanlar, btn bunlan pek yalandan takip etmekte idiler. G
ryorlard ki, Avrupa tarafnda, yalnz braklma, manevi ve
maddi abluka, savan ilk zamanlanndaki kadar sert hale gel
mektedir. Ama, onlar, bugn, mevcut idiler, bir Devlet kuru
yorlar ve bunun btn organizmalanna sahip bulunuyorlard:
Maliye, hayatm adli ve iktisadi yan, d ilikiler, i dzenle
me gibi. Ellerinde gzel ve salam bir ordu, byk askeri ef
ler vard. Londra'dan gelen tm entrikalara ramen, Anadolu
sadece yaamay baarmakla kalmyor, dzen ve disiplin iin
de refaha gidiyordu. Avrupal ya da Amerikal her seyyah,
nce Yunan, soma Trk blgelerim gezdikten soma, bu teza
d gryordu. Fakat, hangi zc sebeple olduu bilinmez,
btn bu gzlemler yaylmyordu; buna kar, Trkler aleyhi
ne kullanlma istidad bulunan her olay, sratle, propaganda
haline getiriliyordu.
Bylece, Avrupa tarafnda, anlayszlk ya da kt niyet
ile birlikte, arada urada, gelecei daha iyi grebilme yolunda
bir hafif k nadiren seziliyordu.

72
Asya ksmnda, tam tersine, Kafkasya'dan in'e, Hin
distan'dan Arabistan'a kadar tek bir ses, tek bir an vard.
Afrikal Mslmanlar da buna katlyorlard. Eski Trk im
paratorluunun bir ucundan teki ucuna, nfuzunun daima
baltalanmak istendii cenahlarna kadar her yerde tek bir hay-
km, Ankara'ya doru ykseliyordu.
Moskova'daki kiiler, bu hareketleri takip iin, ilk sra
larda oturmakta idiler. lk avanslan da onlar yapmlard.
16 Mart 1920'de, stanbulda ngiliz kuvvet darbesi An
kara ile Moskova'y birbirine yaklatrmt. Moskova'nn,
komu Trkleri idare etmek iin ciddi sebepleri vard.
ran ile in'in uyanlan zamannda, yakn Asya'da, mil
liyeti Mslman hareket Trklere dayanmaktadr. Ona vu
rulan her darbe, bu hareketi glendirmitir. Trk subaylar,
milis kuvvetleriyle megul olmaktadrlar, yzlercesi Buha
ra'da bulunuyor. Semerkent'te, zbekistan'da, Trkistan'da
Trk ekipleri alyor. Afganistan'da, ordu onlann eseri.
Urallar'dan skenderun krfezine kadar tm Orta Asya, yani
Asya'nn (omudu fkarsi), in'den Akdenize dek altm mil
yon insan, eitli Trk leheleri konuarak aralannda anlar
lar ve hepsi stanbul Trkesini anlar, bilir. Bu Trk-Mool
halkalan, bhbirine Anadolu Tklerince balanmtr.
Aralk 1921 'de, Mustafa Kemal Paa, byk Asya tak
nn, elinden geldii kadar nlyordu, kendi adamlarn
ll olmaya anyor, eski mparatorluun hatalanm onla
ra bir bir hatrlatyor, Anadolu'nun srekli uzak eyaletler u
runa feda edildiini belirtiyordu. Yine kendi insanlarna, iin
de olduumuz zamann gereklerini, tehlikelerini anlatyordu.
Szleri makuld, hak kazanyordu ama ngiltere, kr ve sar
rolnde, hcumunu sratlendiriyordu.

73
Ankara hkmetinin imzalad ilk anlama, 16 Mart
1921de Moskova da oldu. Rusya ile Trkiye arasndaki ikti
sadi ve ticari ilikiler tesis edilmi ve baz hallerde askeri yar
dm gerekli klmtr.
13 Ekim 1921 'de Kars'ta aktolunan benzer bir anlama,
Azerbeycan'm, Grcistan'n ve Semenistan'n Kafkas Cum
huriyetleri ile Trkiye arasnda imzalanyordu.
2 Ocak 1922'de, Moskova anlamas esas alnarak, Uk
rayna ile, Kars anlamas takviye ediliyordu.
Buhara, Yakn Asya'nn en gelimi lkesi olarak, m
badelelere oktan balamt.
Mart 1921'de, Mustafa Kemal, kendi denge sistemine
sdk kalarak, tam da Moskova ile grt srada, Afganis
tan Mslman Devleti ile, din bann siyasi ba kuvvetlen
dirmesi suretiyle bir anlama imzalyordu.
Mustafa Kemal, ayrca ran'a yaklayor, Mezopotamya
ile dorudan iliki kurmas savunma sisteminin emberini ta
mamlyor, bu da, Hindistan'da, Msr'da byk sempati uyan
dryordu. Onun nnde, Bat kapandka, Dou kaplarn
ayordu. Ama Anadolu'nun byk efi bu istek fazlal kar
snda tabi olmak niyetinde deildi, kendine ve hzna hakim
oluyor, enerji taknl gsteren kendinden gemileri, ta
knlklarm uzak diyarlarda harcamalar iin kendi balarna
brakyor, gelecei hazrlayarak, ancak oradaki denge anlay
na uyabilenlere imkan veriyordu.
Aralk 1921'de Ankara'da ngrlen Bar artlan, Si
vas Kongresinde alman kararladan, ancak baz kk fark
larla ayrlr.
nce, zmir, byk ksm Trk olmakla, hibir kayt ta
nmakszn tamamen Trk egemenliinde olacaktr.

74
stanbul ve Trakya'ya gelince, Anadolu'da elde edilen
son basanlar, Mslman halklann, gnden gne kesinleen
duygulan, bugn Ankara'ya daha ak seik istekler dikte et
mekte idi: stanbul ve Edirne, tpk zmir gibi Trk kalacak
tr, kapitlasyon gibi, kontrol gibi tabirler diplomatik dilden
kaldnlacaktr, kesin, siyasi ve iktisad istiklal artlan vardr.
Bu artlar, 1919'larda lgnca szler saylyordu ama, bugn
tamamen hakedilmi durundan ifade edebiliyor, ite, katedi-
len mesafe bylesine idi.
Mustafa Kemal Paa, Avupa'nm, kendi z ileriyle ba-
baa kalmas sonucu, askeri harekatn bedelini takdir edeme
dii iin yabancs kald bir beceri ile davranyordu. Gerek
asker says, gerek malzeme durumu bakmlarndan, e kar
bir ile sava vermi, kendi kaynaklanyla, imdiye dek du
yulmam bir sonu elde etmiti. Ama bunlar yetmiyordu. Si
yasi ve diplomatik bir sonu elde etmiti. Ama bunlar yetmi
yordu. Siyasi ve diplomatik sava hayli deiik biimde e
tindi. te devaml olarak hasrm hatalarndan yararlanp, ok
defa tahrik ederek ve her zaman da rahmin isabeti gstererek,
bu sava az grlm bir ustalkla, taktiklerin en becerikli
olan ile idare etmiti.
Bu durumda, ngiliz oyunu, Rus oyununu, Dou oyunu
nu ayn zamanda takip edebilmek iin, her defasnda, herbi-
rinin kuvvetlerini ve zaaflanm tamyabilme bilgisi gerekirdi.
Smrgelerle ilgili byk rtbede ngiliz memuru gibi, tan-
nabilmesi ok g bir tipin ruh durumuna bu kadar abuk s-
zabilen bir baka insan yoktur. Mustafa Kemal, onun, gl
oluu gereini reddetmemi, tam tersine, onun hakknda
doru hkm vermek suretiyle, elde edilmi stnlklerle
kendini sarho etmekten kanmasn bilmitir. Hcumu ya-

75
hut kar koyusu tam berraklk iindedir. Bir kere nefreti
yoktur, bu da onu, gereksiz acele davranlardan alkoyan,
yararl zamann beklenmesini salayan nadir grlm bir
stnlktr.
Byk lgnlklarn ncs gibi, ihtirasl davran yok,
sadece, zaman gelir gelmez, sr'atli karar vermek var.
i daima kendisi idare eder; hibir zaman kendini idare
ettirmez.
Her an tetiktedir ama, aslnda hibir eyden, hi kimse
ekinmekte deildir. Her gn, biri dieri kadar acil, yedi se
kiz hayati olay arasnda, vaktini, metodlu gcn sarfetmek-
tedir.
ngiltere onu kullanmay dnmtr. Ancak, o kendi
ni g zaptederek lsn korumutur. Yine ngiltere, giri
imini yz kez tekrarlam, tm silahlan kullanm, o da her
defasnda buna kar koymu, bunu geitirmitir.
ok defa, etrafndakiler iinde, onun dncelerini an
latmaktan uzak olanlar, kzarlar, kendilerinden geerler. O,
syletir, dinler, bekler. Kendi z basm onu eletirir, ama o,
basma da dokunmaz. Parlamentosunun ahland da olur,
onu karsna alr, ama o, belirsiz glmsemesini muhafaza
eder. Bir an gelir, Meclisteki bu kiiler hep birden kendilerin
den geip, bir patlama yapma raddesine varrlar. O da, bekle
dii zamanda, mdahalesini yapar, durumu, tek bir kelime,
tek bir hareketle dzeltir, soma kendi dnyasn, grnrde
hi gayret sarfetmeksizin birletirir. Her zaman, her sz, her
tavr vaktinde gelmitir.
ngiltere ve slam dnyas: Bu iki kuvvetin hibir yan
onun mehul deildir. Fransa ile daha az ili dldr. Bu l
keyi kitaplanndan, yazlanndan tanyor. Benliinin en iyisini

76
ortaya koymamtr Fransa. Mustafa Kemal'e gerek dma
n karsnda yararl olan sn derecedeki dikkat ve ihtiyat
ona, bizim nezdimizde zarar getirmitir. Bize kendisini daha
iyi tantsa idi kazanl kard ve onun fiMrlerimiz karsnda
ki canl eilimine, yarglarmz hakknda duyduu kayglara
ramen, bizleri yine de kolaylkla anlamtr. u da dorudur
ki, duyduu hayal knklklan hep bizim tarafmzdan gelmi
tir. Onun ilk hzlan, yanl karlanm, yanl anlahntr.
Kendini aldanm saymtr. Bu anlamazlk bir ka kez tek
rarlannca, iz brakmtr. Bununla birlikte, onun karakterin
de bir izgi olan ok emin sezi hassas, bu engeli amaya y
nelmektedir. Tpk bir ok zorluu yendii gibi. lkesi ise hi
bir zaman vazgememektir.

Genelkurmay yneten Fevzi Paa, ehirden birka kilo


metre mesafede, bir tepe stnde, eski Tarm okulunu igal
ediyordu. Bu suretle, Ankara'm kenar mahallelerini olduu
kadar k yollarn da gzalt etmiti. Bu ok sade fakat ge
ni bina, Trk hatlarnn balca yerlerine tel yolu ile balan
tl idi. Burada da alma durmaz halde olurdu; fakat en cid
di megalelerle devaml uraan insanlarca iyi karlanmak
tan daha iyi bir kabul ekli dnlebilir mi?
Refikim ve dostum olan yzba Mahmut Bey -kiimdi
binbadr- (*) gizlice ortadan kaybolmutu; Fevzi Paa ile
ben yalnz kalmtk. Her gn says artmakta olan bir ordu
nun nelere ihtiyac bulunduunu, Paa, babacan bir tavrla
izah etmekte idi. Gelimesinin tarihesini de itidalli bir bi
imde anlatyordu. Onun, Trkiye'nin en yksek simalann-

(*) Milliyet gazetesini ilk karan Siirt mebusu Mahmut Bey.

77
dan en byk fedakarlk sembollerinden biri olduunu bil
mez deildim. Her vahim safhada, t vermeye davet olu
nan bir insand. Nazik zamanlarda, o grnd m, Mustafa
Kemal Paa'nn, byk bir karar iin, en iyi destei olan bu
insana bavurduunu herkes anlard. En gen, en lgn kii
ler bile, milliyeti hareketin bu en kdemli simas nnde ei
lirlerdi.
Bylece, Sakarya savann en kt anlarnda, top grle-
meleri her gn daha belirgin, daha yakn duyulur ve Mustafa
Kemal Paa, birliklerinin bamda bulunurken, o, deerini, bir
rnek olarak gstermi, Meclis de gece gndz toplant ha
linde almalarna devam edip, harekat ve lkenin i duru
munu takip etmiti. Herkes kadar Fevzi Paada bar istiyor,
fakat onu, henz yakn grmyordu. 1921 Aralk aymda, Yu
nanllar, asker says ve malzeme olarak, byk takviye al
yorlard. Sakarya'daki kayplar, yerine konmutu, bu da, ba
r bir zme iaret olamazd. Genelkurmay Bakan: "a
lyoruz" diyor ve nmzdeki gezime atfta bulunarak:
"Son savalarn blgesinden geeceksiniz; etrafnza iyice
bakn, bugn anlamanz ve gelecei okumanz kolaylaa
caktr" diye ilave ediyordu.
Beni arabama kadar getirmiti. Arabac, iaret bekler
ken, atlarn da tanyordu. Ben son bir bakla, onun son g
rntsn tesbite alyordum. Fevzi Paa, dimdikti ve g-
lmsyordu, ok sadelik iinde gl idi. Etrafnda gen su
baylar vard. Onlar ardnda, salam byk bina, bo ssler
den arnm olarak duruyordu. Anadolu'nun her noktasndan
gelen svariler ona doru drt nala trman halinde idi. Kar
da, imdiden karlanm tepeleri ile Anadolu kuvvetli ve sa
lkl manzarasn gsteriyordu. Btn bunlarn stnde de,

78
dondurucu rzgrn g veren yak, gnein buruk bir e
nide insan kendine getirii vard. Gzler ve yzler etrafmz-
dakilerin aydnln, kuwetini, hareket kavramn yanstyor
du. Fevzi Paa da, son bir el hareketiyle, bayrn dibinde, ar
aa k s t a ^ m t e t m i ^ ^ gsteriyordu.
T%
Nihayet, milli savunmay tedvir ile grevli Refet Pa-
a'nm yerine geliyoruz. Ona, derin bir znt iinde veda zi
yaretinde bulunacam. Onunla benim aramzda dostluk ve
gven duygulan iki yldan beri olumutu. Birbirimizi Kasm
1919'da, Konya'da iyi anlamtk. Onu, orada tam i banda
bulmutum birdenbire. Bir avu insanla, hat zerinde eitli
yerlere yerletMlmi ingiliz alaylarna kafa tutuyordu. Onlar
nnde konakta tutunmu, sonra ehrin ortasna yerlemiti.
Dmana, handiyse, birka metre mesafede idi.
Tehlikenin tam ortasna gidip yerlemek adeti vard.
Konya, oynak bir zemin olarak milliyeti yapy alp gtrme
tehdidini havada tutuyordu. Bu gidiim iinde Rafet Paa'y
volkan stne abanm, alr ve ynetir bulmutum.
iini, kendine zg glmsemesi ve az grlen o zarafe
ti ile bitmez tkenmez bir soukkanllk iinde gryordu. Bu
vasflar, onun en gze grnr izgileri idi. Milli formln
peesini o zamanlar kendisi kaldrm ve bana o fikri anlat
mt, gemiin, halin ve gelecein geni bir sentezini yapa
rak, meseleyi zmlemiti. Olaylar onu tamamen hakl ka-
nyordu. Engelleri ve kaynaklan ylesine net biimde ortaya
koymutu ki, her kelimesi hafzama nakolmu, daha sonra-
lan da bu alalalmaz macerann btn gelimelerini takip et
memi salamt.
Yalan zamanda, bunlarn hepsini hatrlamtk. Arada

79
bir, susmak gerekirken imdi zaman bizi bundan kurtarmt
ve konu iinde bir takm boluklar douyor, ufuk geniliyor
du. "Sava da, hayat gibi srprizlerle dopdoludur" diyordu.
Daima ayn nee iinde tahminlerle dolmu, ilhamlarla taan
bu kafay yine buluyordum onda. Asya'y tasvir ederken,
onun gcnn bilincine varrd. Buna ilave ettii, yine de ko
lay yazlmaz ama, gerekten, bunun hakknda da st taraf
hakknda da Refet Paa asla aldanmyordu.
Ankara'da, onun kocaman dairesinde, har bir ate nn
de, lambalar altnda gryorduk. Arada bir, byk arka-
p alyor, bir gen subay geliyor, bir kat getiriyor, soma
geri dnp gidiyordu ve biz yan kalm konuya devam eder
ken, ikimiz de, zamann ne de abuk akp gittiini dnp
hayflanyorduk. Yakn zamanda, nebolu'da General Har
rington ile grrken sylediklerini anlatyordu bana:
- Tm glerinizi, tm kaynaklannz ortaya koyarsa
nz, belki bizim hakkmzdan gelebilirsiniz ama demiti, biz
de lmeden nce, dmanmzn kemiklerini kranz, o da to
pal kalr."
Sonra o glmsemesi ile ekliyordu:
- Galiba anladlar. Akll insanlard."
Konya'da aralksz yirmi be yl hizmetinden sz ettii
ni ona hatrlatmt.
- Evet, demiti, bugn yirmi yedi deyiniz, son iki yl,
nceki yirmi be yln tmnden daha etin gemitir. D
mana kar savamak, bir ey deil, fakat kendi insanlanm,
ngilizlerin ayartt zavall insanlar cezalandrmak, kor
kun bir ey."
Rafet Paa, stanbul'daki ngiliz yksek komiserliince
tahrik edilen, kendisine de bastrma grevi verilmesine sebep

80
olan Yozgat ve Tokat olaylarndan sz ediyordu. Bu yolda ha
la teselli bulamamt. Onun yzne bakyordum. O ki, hayat
karsnda ylesine filozof, ylesine hazrlkl idi ama, ite yi
ne o hayat karsnda zlm, sonra birden dorulmu, g-
lmsyordu. Ona:
- Paris'e gelin, hi kimsenin bilmedii bunlar anlatn,
demitim.
- "Belki bir gn" diye cevap vermiti.
***
Bugn, Ankara'nn ortas denilebilecek bir yerde, Cela-
lettin Arif ve Durak Beyler nezdinde le yemeindeyiz. ki
si de Erzurum Mebusu. Yaam dolu byk yollara ok yakn
bir kk sokakta, bu iki dost, yksek bir binann st katnda
havas bol, gnee nazr bir yer bulmular. Biri stanbul'daki
mlklerini, teki Erzurum'daki topraklarn unutmu, plak
duvarl bu odada asgari mobilya says iinde, konfordan
da nasiplerini en az alarak, akll uslu yayor, bu suretle, tam
bir cesaret iinde rnek tekil ediyorlar.
Celalettin Arif Bey, ngilizlerin ehrin stne sanki bir
a atarak toplama ameliyesine giritikleri o 1920'nin Mart
ayma kadar, stanbul Baro bakandr. Padiah huzurundan
kaca srada, durumu haber ald iin, stnde redingot,
ayanda rugan iskarpinler ile kamtr stanbul'dan. Saray
nhtmnda kendisini bekleyen bir kaya atlayp, Asya yaka
sna geer. Birka hafta sonra, bin bir maceradan syrlarak
fakat hep o ayakkablarla Ankara'ya atmt kapa.
Her eyini yeni batan yapan, oluma halindeki bu devlet
iin onun vcudu, nem verilmeyecek bir varlk deildi. Ce
lalettin Arif Bey'in etkisi byk oldu. Bat kanunlarndaki s
tnlkleri iyi bilirdi ama, o yine de kendi milletinin benimse-

81
dii eriat tarafls olmay ve zorlama Batllamadan kama
y tavsiye ediyordu. Arkada Durak Bey'in dnceleri ise
aksine idi ancak, arkadalklar bundan dolay asla bozulmu
yordu. Bu, birbirine zt akmlar Meclisi zenginletiriyor, An
kara'nn da kuvvetini bunlar oluturuyordu. Celalettin Arif
Bey, birka defa vekillik yapm, resmi diplomatik grevlerde
bulunmutu. Yolda, beraber gelmitik. Akamlan, ehirler ve
ya kasabalar aras molalarda, eraf gelir, onun etrafnda topla
nrd. Asya'da hala grld zere, onu inanla dinlerlerdi.
Aldklan ibret dersinden sonra, sorular yneltirler, zamann si
yasi tartmalan zerinde, bizim diyardaki insanlann kabul
ediverdikleri cevaplardan baka trl, ak seim cevaplar alr
lard. Bizim insanlar ki, buradakilerle mukayese edilmeyi,
akllarnca istemezler ama, buras da ite byledir.
Her akam, yeni bir dinleyici topluluuna hitap eden ve
konferanslan andran bu konumalan, canl bir ilgi ile dinle-
miimdir. Bu muazzam g ile szn nasl etki edip yayld
n grm oluyordum. Milliyetiliin aydn tabakas, bu fi
kir yaynn bilinle deerlendiriyordu. Bylece, ondan son
raki toplanmalarda her yol kavanda, asker sivil arasnda,
sava ve bar amalan stne gayet iyi aydnlanm kiiler
bulmak mmkn oluyordu. Kyller ve askerler iinde, he
men ve gerekeli cevap verenlerin bulunuunu, imdi daha iyi
anlyordum.
Bu insanlar birletiren ban kuvveti tek bir manevi ya
pya tabi olulanndan geliyordu.
Celalettin Arif Bey, bizim iin, en dikkatli ve sevimli bir
yol arkada olmutu. Ondaki dayanklla, devaml hareket
hassasna ve hibir skntnn sarsamayaca o iyi niyet duy
gusuna hayran kalmtm. Yolculuun uzun grmeleri es-

82
nasnda, baria, Anadolu kylsnn ruh ve kalbinden uzun
uzun sz etmiti. Eksiksiz bildii o Milliyetilik konusunun
en mehul girdi ktlarnda, beni ka defa fikren gezdirip
durmutu.
Bugn de ite, dn buraya gelerek parlamentoda, kendi
sini dinleyen en vasfl mebuslar nasl biraraya getirdiini
anlatyordu. Onlara, son gnlerde Roma'dan, Londra'dan ve
Paris'ten edindii tecrbeleri nakletmiti.
- Gryorsunuz ya, bizim isteklerimizde abartmal hi
bir taraf yoktur. Biz, serbeste yaamak istiyoruz. Gne al
tnda yerimizi almak isteriz. Savatan nce, kapitlasyonlar
zincirine vurulmutu. Sanayimiz, ticaretimiz, bu iktisadi ka
pitlasyonlar yznden snmt. Bir Rum katil yakalayabil
mek iin, konsolostuktaki Kavas Efendi'den medet umuyor
duk. Ellerimiz, ayaklarmz bal olarak, gelime yolunda y
rmek zorunda kalyor, ilikilerimiz, denge salamamza bi
le imkan brakmyordu. Kapitlasyon rejimi, serbest rekabe
ti ortadan kaldrmt.
"Bugn, her eyden nce, dopdolu ve tastamam bir
zgrlk istiyoruz: Mali iktisadi, adli hrriyet vs. Bunu, mil
li snrlarmz iinde istiyoruz. stanbul'da 1920 yl Ocak
aynda yazlan milli szleme, ngiltere izmesi altnda yazl
m, Trkiye'nin yaam artlan bakmndan asgari haddi te
kil ediyordu. Bu anlaymz iinde imdi hibir eyden vaz
gemeyiz, bunda yle kararlyz ki, ayet basan salayamaz
sak, geride u basit mezar ta yazm braknz: "Trk, istik
lali iin lmeyi bildi." Biz kimseyi bozuk duruma sokma da
vasnda deiliz, sadece varolu hakkmz savunuyoruz, o ka
dar: Herkes kendi evinin efendisidir.
Celalettin Arif Bey, Ankara'da kurduu adalet dzeninin

83
ilk zamanlarn da anlatyordu, ilk gn, tek bir mesai arkada
, tek bir mebus vard. Ondan soma yirmi be kiilik munta
zam bir personel kadrosu ve her ey fevkalade bir dzen iin
de ilemeye balamt, istanbul'daki yz kiilik memur
kadrosu, bu yirmi be kii ile pekala karlanmt. Savcya
gnderilen her dileke, yirmi drt saat iinde cevabm alrd,
bu da imdiye dek grlmemi olayda. Ankara'da her hizmet
yeri ayn biimde almtr ve bu sayededir ki, Hkmet ne
lere kadir olduunu Ankara'dan gstermitir.
Bu balang dzeni, ancak bartan soma deitirilecek
ve olgunlatrlacaktr:
- Btn paramz, amaca varmcaya kadar, milli savunma
ya gidecektir. Fikir ayrlklar, mebuslar iinde hibir bakal
drma sebebi olmaz; milli hazinede, bir tek mebus bile gedik
amay dnemez. Millet, kutsal dava karsmda birleiktir.
***
ankaya'da en ok sevdiim anlar, sabah anlar idi.
Odam ile o heyecanl hayat arasnda sadece bir blme bulu
nurdu ve ok sayda pencere benim o hayata balant kurma
m salard.
Nihayet her ey dzenlendi; benim kk aydnlk odam,
bir salon halini almt. Yatak stne, ilemeli gzel kuma,
canl bir ton veriyordu, tl perdeler dantelalarla bezenmiti,
her yerden girip kan temiz havann etkisiyle dalgalanyordu,
ince zevkli yaplm ceviz divan stnde, rengarenk yastklar
vard. Tuvalet zerinde de tertemiz beyaz ince rt ne kadar
ho duruyordu. Bunlar her gn, bulduum hale getirmek iin
dzeltmek gerekten bir zevk oluyordu.
Bylece, kapy ayor ve sofadan geerek, sevimli ika
metgahm geziyordum. alabilmem iin dnlm, b-

84
ro-salon biimindeki zarif yerde gidip geliyordum. Masa ze
rinde hibir eksik yoktu; en nemsiz ey bile, ince, sade bir
zevk, nefis bir orijinallik eseri idi. Byk pencere yola bak
yordu, oradan, hep ayn saatte, karargah oluturan her eyi
grrdm. Svariler mesaj lan yahut postay getirir, iae ara-
balan yklerini boaltr ya da Ankara kumandannn, paa
nn, kurmay bakannn arabas srtlan trmanr, askerler g
nete elenirlerdi. Fakat, bir ara nbetteki er bana gizli bir ia
rette bulunurdu: Bu, kahve alt hazr demekti. arkn, hatasz
yaplm saf bir kesi denilebilecek o ok irin kk adadan
geer, sonra, hemen hemen btn hareketli hayatm iinde
geirdiim sevgili odama girerdim. Sabahn aydnl onu da
ima ayn parlak renge sokard. Gne sekiz pencerenin seki
zinden de girer, soba trdar dururdu. Tatl renkli eski hallar
aydnla kavuurdu: Hafif pembe, yumuak mavi, inci beyaz
renkler, ilk imal edildikleri gibi pnldard. Bunlar, galiba es
ki Fransz (Savonnerie) haklan idi ki, daha soma Gobelin'le-
rin adn almt. Sekiz keli byk odamn her tarafnda di
vanlar vard. Byk, derin koltuklar, dnk sohbetlerin yeri
ni iaretliyordu. Trk hizmetkarlarn gzel! ve gizli itenlik
lerine kar benim glmseyiim mahcup bir halde, mavi fa
yansl ktahya tandan yaplma masay gstermem ile birbi
rine kanyordu. masann st yiyecek tepsileri ile dolu olur
du. O kara renkli havyar, gl reelinin pembe yapraklan, si
yah zeytinler, hafif urubunun iinde kpkrmz ilek reeli,
uzakta kalm yaz mevsimini hatrlatrd, ince porselenden
ay fincanlan, o susarak konuan ve karl ngiliz aydanl
yannda tm canllklan ile dururlard.
nce n canlandrd tonlar, nadir bir koyulukta idi.
Bin ikiyz metrelik rakmda, herey daha parlak grlyor.

85
te, binba Mahmut Bey de ieriye girmiti. kimiz,
ok iyi dosttuk, karlkl bir hayli akalar yapar, bir gn n
ce braktmz yerden konumamza devam eder, yahut gaze
teleri aramzda taksim ederdik. Zira onlar, yenilerini almak
zere, her gn leden nce iade etmemiz gerekiyordu, ama
az soma sevimli arkadamza gezinti teklif edecek: "ksak
nasl olur? diyecektim. O, bendeki bu ak hava iptilasna ok
alk olduu iin, hemen glmserdi. O zaman, derhal, b
yk kapy ardma kadar aardm. Kk evin hemen nnde,
ok yal bir aa, dallarn salarak uzatm dururdu;. stn
de gecenin ebnemleri bulunurdu. Bu hafif glgeye ramen,
ak hava ile ilk temasta, gzler biraz kapanr, soma gkte
bireyler arar gibi, mevsimsi siyah andran o sonsuzlua da
lard. Bu kubbe yarmda bizim Bat gklerimiz, alak tavan
lar gibidir; havaya da ziyaya da manidir ve dncelerin her-
gnk vecibelerden biraz olsun uzaklamasna engel olur.
Btn ankaya bu mavi parlaklk iinde sanki ykanrd.
Erguvan rengi pencere kapaklarnn iaretledii ve gri renkte
bir damn bam rtt yksek beyaz ta bina, etrafna ma-
vimtrak nlar saarak ykseliyordu. Baheler canlanm,
mermer emeler pembelemi (Ankara mermer) asker siluet
leri en kk izgileri ile belirmiti ve Muzaffer Bey'in byk,
safkan Rus at, gecikmi olan gen efendisini gzlyordu.
Dimdik trmanyor, zirveler aryorduk. "Hdayi nbit"
yani Allahn ulu orta hayat verdii birtakm nebatlar, ayrk ot
lar, al rp, Asyann gzel kokulu bitkilerine, cce aa
klara karm olarak, Topra rtyordu. Bu kaim tabaka
stnde aba patikalar ince izler halinde idi.
Birka dakika iinde, birinci ovaya geilmiti; imdi b
yk mesafelere doru yol alyorduk.

86
Her defasnda, duymaktan hazzettiim isimleri tekrarla
trdm. Uzaklarda, u geitin te istikametinde Antalya var.
Oras ahane, dalgal, kuatc mavileriyle Dou Akdenizdir,
u ksa sreli insan neesi iin yaratlm gne sahilleridir.
Tam aksi istikamette ise, derin hiddetleriyle, ok gzel dem-
leriyle Karadeniz ve nebolu. te tarafta Konya var. Kilikya
kaplan. Daha tede, u hareketli uzaklkta, nisbeten kesik
klan, ebedi karla rtl zirveleriyle, yakn Asya'nn dou
vilayetleri ki, buralarda en ufak bir yolculuk alt ay srer. Bi
zim gibi bat insanlan zerindeki bys de, karanlk bir ata
vizm sonucu gayet iddetli olur. Acaba niin hep Avrupa'ya
doru bakyoruz? Bu tehlikeli, eziyetli mevsimde, an da
ha da emredici, yleki, stnde bulunduumuz ovanm niteli
ini az kalsn unutuyordum: Onun glgeleri, ukurlan, k
lan, insan bakn esir etmeye yeterdi. Hava, buruk kokular
la tuz ile dolu idi.
Her aynnt, enginlie dayal olarak kan bir kabartma
idi. Rengarenk elbiseler iindeki kyllerden oluma bir ker
van, eekler stnde geiyordu. Gne onlan, yaldzl tozlar
iinde yzdryordu, siyah niformasna gururlu biimde ya
km Giresunlu asker, bir koyun srs yannda yalnz ba
na nbet bekliyordu. Ikl fon stnde, o, bir acem minyat
rnn nemli adam gibi kendini nssettiriyor, farkediliyordu.
Renkleri ve ekilleri bakmndan hava ile birleen beyaz
kaya birikintileri, seraplar, vahalar, ehirler vard ki bulutlann
oynamalanyla kh grnyor, kah kayboluyorlard. Hava,
badndrc idi, hkmedici idi. Svariler, arazinin tepe ks
mndan birdenbire aynlmaya balamlard. Biz yava yava
geri dnyorduk. Birden, grdk ki, byk evin kenarlarna

87
dmz, nbetilerin, kkn yanma. Kk, o dondurcu
hava ve yakan gne banyosundan soma pek de lkt.
Neylenir ki, almak gerekti. Gazeteleri batan baa
okumal, Avrupa'da, buradaki en basit olaylar stne yazlan
btn safsatalar grmeli, baz notlar ahnal, tek gerei din
lemeye hazrlanmal idim. Bu tek gerek, buradaki byk ka
labalk. O halk ki, en byk iyi niyetle, kendisinin doru an
lalmas yolunda o canl istei ile, buralara, tabir caizse, da
lara kar, sava verir.
lke insanlannm te ikisi stne, taraf tatmadan eilir-
seniz, onlarn hangi hakikat ak yolunda bunu yaptklar me
selesi ile kar karya kalrsnz.
***
Bahtiyar Galip Diyarbakr Mebusu olarak, Mfit Efen
di, Krehir, Vehbi Hoca Konya mebuslar olarak, stlerinde
eraf cbbesi, balarnda sark, az nce geldiler, oturdular,
kahve ve sigara ikramn kabul ettiler, bundan soma ilk neza
ket cnlelerini sarfettik. Ardndan bir suskunluk geldi.
Bu susuu Vehbi Hoca bozdu. Dncenin durmak bil
mez almas sonucu, tatl ba, zarif bir yapya ulamt.
Dikildi o ba. Sonra, gzellii ve gc ile n salan diliyle
yle dedi:
- Hristiyan lkelerde bulunan milyonlarca Mslman ne
oldu? Tesalya Mslmanlar nerede imdi? Burada, imparator
luk iinde, Hristiyan halk, on defa oalmtr. Memleketin
zenginliklerinden istedikleri gibi yararlanm, bunlar kendile
rine mal etmilerdir. Acaba niin, sizinkiler, hep onlarn kar
larndan, onlarn gven ihtiyacndan bahsedilir de, bizim kar
larmzdan, bizim gven isteimizden hi dem vurulmaz?
Evet, daima o byk yaknma. Vebi Hoca, bu szleriyle,

88
bana, stanbul'da, eski rejim zamannda, bizim en aydn kii
lerimizin bile, Trk aileleri nezdine girmediklerinden sz edi
yordu. Ben de ona, bu iin, arada bir Rum, bir Ermeni olmaz
sa, ne kadar g hale geldiini anlattm. Hakverdi ve ekledi:
- Bu gn ayn hal yok. Bunu siz, herkesten iyi bilmek du
rumundasnz. O halde, kendi lkenizdeki hayat ile bizimki
arasnda, yle derin bir fark gryor musunuz? Acaba biz,
bambaka rflere, bambaka fikirlere mi sahibiz?
Dorusu, zeki bir adam olan hoca bunu grmt. Anka
ra'daki uralar bana bizimkileri, bizim ailelerin yaamn,
evlerimizin i durumunu hayret edecek ekilde hatrlatyor
du. Ben, onlar, birok Avrupal komumuzdan daha yakn
bulurdum, buradakiler, bizimle birlikte, ayn yaklamlar
paylar, anlalmazlk karsnda ayn duyarl iftira kar
snda ayn tiksinmeyi gsterirlerdi.
Vehbi Hoca ve arkadalar, bana, milli meclis yeleri
olan kendilerinin, din meselesi ile, Anadolu rflerine intibak
zarureti zerine nasl bir dikkatle eilmekte olduklarn anla
tyorlard. slam, her yerde, byk glerini gz nnden
ayrmakszn, ayn abay harcyordu: Aile disiplini, eflere
sayg. Glmseyerek:
- Biz elbet bolevik deiliz diyordu. Bunu sk sk siz de
sylyorsunuz ya. Gerekten, bu insanlar, hep birlikte, bura
da, komnizm ile de dini taassup ile ayn mesafede ayr idi
ler, her ykma kar ve kamu dzeninin hararetli savunucula
r olarak.
Bir baka gn, Eskiehir de 1919 ylnda tandm eski
bir dostumun ani ziyaretine sevinmitim. O zamanlar orada
Belediye reisi idi. Ona, bizim eski babakana pek benzedii

89
iin "Eskiehir tilkisi" demitim. Bunu hatrladka hala g
lyordu.
Bir dier gn, Avrupa'dan taptaze haberlerle dnen Be
kir Sami Bey, ziyaretime gelmiti. Orada yaadklar ile hala
dolu halde idi. Onu dinlerken, iki siyasi grn birbirinden
ne denli ayr olduunu gryordum. Aslnda, o hala orasn
yayordu. Fakat, birka gn iinde, buradaki sert sava onu
bir gzel slatacak, o da hereyi baka bir adan grecekti.
Dven inam grecekti.

Gn batarken, tekrar sokaa kyor, komumuz hanm


lar ziyarete gidiyorduk Onlarn zaman da Bat kadnlarnn
zamam gibi hareketli idi. Vaktin bir ksmn aile ilerine ay
rr, teki ksm memlekete ait olurdu. Aile ileri de, ev bak
m, ocuklarn yetimesi ve eitimi idi.
Yuvann grevleri, bir vakit gecrme konusu deildi. ok
dar personel says dnda, evin kadn bizzat alr, tm gu
rurunu, bu kamp eidinin glklerim unutturmak iin orta
ya koyard. Uzaktan, hayli geni grnen "kaban" 1ar ale -
villalar, aslnda yada drt odadan ibaretti. eride, yaratc
bir beceri ile bir ev hali dzenlemek gerekirdi. Okullar ok
uzakta olduu iin, gen anneler retmenlik de ediyorlard.
Bu hanmlar, komu kyllerin eleriyle fiilen megul olurlar
ve herbiri, ayrca, kadnlar aras kurulmu bir tesis ile ilgile
nirdi. Soma, ilk iarette, stanbul'da baz grevler ifasna git
mek, o orada, tabiatyla, ngiliz - Yunan barajm amak iin
hazrlanmak, yada, kocalarna elik edip onlarn ani olarak
gnderildii uzak bir Anadolu diyarnda almaya birlikte
katlmak zere hazr bulunmak da gerekiyordu. Bu, bir me
hulden ibaretti. Ankara'da yaam bile krlr cinsten hayli na-

90
rin grnrd. Gelecekten kim emin olabilirdi ki? Burada
herkes, btn imkanlar ile, tek bir esere adamlard kendi
lerini. Bu, onlardan, heran o yce fedakarl isteyebilirdi ve
gerekten yaamak da, lmek de onun yannda deer ta
mazd.
Bu gibi eyler hi konuulmazd; onlar, bir bak, bir ke
lime iinde navada yakalamak, imdiden o denli gen yzler
de grlmeye balayan gizlenmi izgilerin anlamn kavra
mak gerekirdi. O yzlerdeki, az uykunun, skntl bekleyiin
izlerini saklayamyordu.
Bu kadnlarn hi birinde hibir ikayet yoktu. Tam da
alrlarken mi geldiniz yanlarna? Bir ka dakika iinde in
am giydirme sanatn iyi bilirler. Ankara'nn aman vermez
kanunlarna ramen, stanbul'dan gelme kuma, tm yasak
larn hakkndan gelmektedir.
Tpk, stanbul'daki salonlarnda olduklar gibi, dudak
larnda tebessm ile girerler ieriye, sanki hibirey kafalar
n megul etmiyormu gibi.
Misafirlerini elendirebilmek iin de daima konuurlar.
Gayretlerindeki gerilim bazan bir jest ile devaml uyank g
zel balarn canl bir hareketi ile belli olmakta.
Btn eflerin ayn saygy gsterdii bir hareketin de
erini, phesiz, onlar takdir etmeyecekler. Bu ilerden hi
sz etmeyecek kadar kendilerine gvenleri var. Ama, erkek
lerin, onlarn yardm olmakszn, o kadar engeli aamayaca-
n da bilmiyor deiller.
Bu kadnlar, sanki yz yllar boyu sren yan uykulu hal
kendilerine tkenmez bir hayat gc vermi gibi, erkekleri
nin gizli, yorulmaz, gnlden vatan sever ortaklar idi. As
ya'nn bu uyann, bu hayranlk uyandran halini, hepsi de o

91
zel sevimlilikleri ile sembolletiriyor onlarn ruhunu reti
yor, bu da olaya daha sert bir tutum getiriyor, zaferin daha b
yk bir gururunu tekil ediyordu.
Btn bunlar, o akam ziyaretlerinde konuurduk. Av
rupa'dan, Paris'ten sz eder fakat daima, yaadmz o anla
rn kark durumuna dnerdik. Hepsi, iyi okumu insanlard,
bu taraflarm aa vurma basitliini gstermezlerdi, her nok
ta stnde yrekten milliyeti idiler ve evvela, dilleri, o yeni
lenen Trkeleri, milli musikileri, milli sanatlar zerinde u
ra verirlerdi. Hemen hepsi yazard. Sanmam ki, kadnlk re
kabetleri bizimkilerdeki aclkta olsun; mslman kadnlar
arasnda dayanma byktr, ayrca pek gl bir ba onla
r birletirmektedir. Bu, ayn mcadelenin, ayn tehlikenin ya
ratt balantdr. Zamanlar yapmalar gerekli her eye yet
miyordu. Erkekler gibi hiyerarik disipline tabi olmadklar
iin, hayatlar daha fazla dolu, onlannkinden daha gizlenmi
bir zorluk iinde geerdi. Ani hareket kabiliyetleri, incelikle
ri hi bozulmamt.
Bat yaynlan iinde, her hangi bir derginin "Trk kad
n " hakkndaki o basma kalp, yanlm hkmleri verdiim
grdkleri zaman ne de gen gen glerlerdi!
Trk kadm, istikbaldir.
***
O akam, Ankara kumandan Fuat Bey, yemekte bize
gelmiti. Maceralarna ve esir dm olmasna ramen, in
ce kalmt, uzun boylu idi. Zevk duyarak, gzel ve askeri za
rafetle Franszca konuuyor. Yzlerce soru ynelteceim.
Hepsine cevap vereceini vaadetti.
Ona bakyor ve yle dnyorum: Burada, fizik bak
mndan olsun, fikir ynnden olsun, hayret deil mi, bir ok

92
soylu insana rastlarsnz ki, onlarla, hi bir suretle sknt duy
makszn, her konuya yaklar, her eit tartmada bulunabi-
lhsiniz. Bizler, Batda, krmadan ve asla yorulmadan byle
sine grmeyi bir trl beceremiyoruz.
Karmdaki insan, tm Ankara'nn en megul insan idi;
zerinde, en byk nemde acil sorumluluklar toplanmt.
Onun alma hayatm ayrca gecelerinin de gndzlerine pek
benzediini biliyordum.
Sratli sorularm karsnda onun, pek sakin ve kendine
o kadar hakim olmas altnda byle bir byk ykn bulun
duunu kim dnebilirdi ki? Zira, vaktin geip gittiini d
np duran o deildi, ben idim.
Fuat Bey, bana, btn ayrntlaryla, kendinin de kahra
manlarndan biri olduu Sakarya Sava stratejisini anlatyor
du. lk genliinden bu yana, Mustafa Kemal Paa'nm silah
arkada idi ve imdiye dek ka savata onun izinden gitmiti.
Byk harpte, Filistin'de beraberdiler. Fuat Bey ngiliz
lere esir der, le gnderilir, dikenli teller arasna konulur.
- erefimizi yaralayabilecek ne varsa bize reva grl
yordu. Bir gn karargh kumandan sorumluluumu dne
rek, buna bir son vermek gerektiini kararlatrdm, diyor,
sonra unlar ekliyordu:
- Yanma bizim subaylardan bir kan aldm, ngiliz ku
mandana giderek, ona, bize kulland dil ile hitap ettim:
- sterseniz, beni ldrn, bu bizim iin dert deil, ama
bundan byle, o kalabalklarnzdan bir tekine bile katlanma
yacaz." dedim.
Hayret etmitim: Hi cevap vermemi, bana srtn dn
mt. Bundan soma ilikilerimiz adeta bir protokol nezake
ti iinde geti."

93
Fuat Bey, ayrca, onbin esir Trk'n, lde, gereksiz i
lere koularak, ldrc gne altnda, temerkz kamplarnn
btn facialar ile, mahvolmu duruma geldiklerim ve onlara
hibir yardmda bulunamaylannm ac hatrasn da bu ara
da naklediyordu.
Esirlere yardm iin ok sayda Trk ailesi komuta
oraya. Ama acmasz kamp emini onlara hi bir izin vermedi:
Uzakta tutuldular ve ikayetleri, ngilizleri rahatsz eder bir
hal almca, kadm, ocuk, hepsi, baka zel kamplara tkldlar
ki, bunlar da tel rglerle evrili idi. Bu gibi manevi ikence
ler, fizik aclar kat kat geer.
Fuat Bey, yava sesle:
- Ah, bu esaretin irenlii diye mrldanyordu, biz bu
nu ektik ve imdi, o hatra bize bir ibret dersi, bir silah ol
mutur. Tanyoruz artk o acmasz dman, o, merhamet
duygusunu bilmez, medeni kelimesi, kendisinden teye ge
emez.

Azerbaycan Bykeliliinde akam yemei. Bir hayli


ziyaretten soma, Ankara'da elbise deitiriyor ve byk, ak
am kyafetiyle, bir Asya gecesinde, eksi 20 derece altnda,
ak arabaya binmek acaiplii ile yola kyordum. Hava y
le nefis, yle kuru idi ki, souun etkisi abucak azalyordu.
Gk, sonsuz prldamalar halinde yldzlarla dolu idi. Anka
ra'y geiyorduk. Karla kapl, derin ukurlu yollarda, atlar
yrmekte tereddt iinde idiler. Uzakta, ulamamz gerekli
byk kapy, kzllklar yansyan mealeler gstermeye ba
lamt. Bu krmzmtrak klar, evi kaplayarak ve baheler
arasnda oynaarak, ihtirasl bir k izi oluturuyordu.

94
D merdivene de hallar denmiti. Yukarya kmadan
nce, gece iinde kouan bu insanlarn ve bu me'alelerin
garip, sevimli temaasndan kendimizi alamamtk.
Dou evlerin i ksmnda yaamn merkezi saylan uzun
byk holde sofra, birok misafir iin hazrlanmt. Azer-
beycan yemekleri ile dolu kk tabaklar masay sslyordu.
Orkestra balamt, davetliler tamamd; fakat hayr, asl bek
lenen ahsiyet yoktu; Paa daha gelmemiti. O ki, o kadar da
kikti, imdi kendini bekletiyordu. Herkesin asab, az ok ge
rilmiti. Yusuf Kemal Bey, fazla sabredemedi, telefona gitti.
Azerbeycan Bykelisi, rmsafirlerini oyalamaya bakyordu,
ama nafile; hepsi suskundu. Az soma bir motor sesi, endie
leri giderdi, Mustafa Kemal Paa, canl admlaryla ieriye gi
riyordu. Btn iyi niyetiyle zrler diledi. Otomobilinde bir
arza, onu yol ortasnda hareketsiz hale sokmutu. Davetlile
ri birbir dolayor, her biri iin, sevimli bir sz buluyordu.
imdi, ember onun etrafinda idi ve damlyordu, birbirinden
hayli uzak kiiler bile dirsek dirsee idiler.
Az soma, Trkiye, Azerbeycan, Ukrayna, Sovyetler, ay
n masa etrafinda toplanyor ama yine de ayn kk toplu
luklar tekil ediyorlard. Yemek de, nutuklar da balamt.
Azerbeycan B. elisi, atee girimiti. Bana doru dn
m, Fransa ayet Ankara'nn savamasna kaytsz kalmyor
sa, milletlerin istiklali onun iin bir bo kelime deilse, bu
nun farzedilebihnesi halinde dahi, ayn Fransa, Azerbeycan'a
kar kaytszdr, onun gznde Azerbeycan mevcut deil, ni
in? demiti. Soma lkesinin zenginliklerini sayarak, tam
bamszlk zerinde srar etmiti. Tm i ve d meselelerin
de tam bamszlk.

95
- Sizin lkenizde, acaba, bugnk rejimimiz hakknda ne
kadar bilgi var? diye devam etmi, byk Fransz ihtilali ile
doru ihtilalini kyaslam, yle demiti: "Bugn dou, sizin
yaptnz tekrarlyor, yalnz, daha geni daha yksek ilkele
re dayanyor, nk zemin daha engindir. Batllar ve insanl
n k kayna, insan haklan ilkelerini bulan lke olarak
Fransa, evvela, bizim bugnk hkmetimizin meruluunu
tanyacaktr."
"u anda, Fransa, Dou'ya gsterdii iyiliksever sami
milie ramen, gerek duygularn kstekliyen balar ile ha
reketsiz haldedir. Bu ortaklk, onun tm tarihi gelenekleriyle
ztlayor. Fransa eskiden bir kt, imdi ise onu, ancak de
rin bir glgenin arkasnda grebiliyoruz."
Yusuf Kemal Bey, Ankara hkmeti ile Fransa arasmda
henz yaplm szlemeyi ve Fransa'nn dou ile ilgili her
konferansa katlmasnn salandm iaret ederek, buna ce
vap verdi. Fakat o esnada Sovyetler'in temsilcisi ayaa kalk
yor ve her kelimesini anlamam temin etmek zere, geni ta
vrl bir konumay Franszca olarak yapyordu.
Esasen, yzn de bana dnmt. Bu suretle Fransa'y,
ihtilalci Rusya karsnda, ezilenlere zulmetme suu altnda
mttuunu bana anlatmak yolundaki maksadn aka gster
mek istiyordu.
te o zaman, Mustafa Kemal Paa, topu tam zamannda
kapt, Trke bir konuma yaparak u konuyu cesaretle ile
di: "Ne ezen, ne de ezilen vardr, diyordu, sadece, zulme izin
verenler vardr, o kadar."
Dzenin, iradenin neler yapabileceini ispatlayarak, be
cerikli, ak birka cmle iinde tezini ustalkla dile getirmi
ti. Gerekten, gler yzl tavma ramen etkileyici konuu-

96
yordu. Bir ni nutku, herey iin gsterdii dikkati ortaya
koymak, hereyi yerine oturtmak hususundaki o atik fikriyle
irad ediyordu. Soma, sonu gelmeyecek konuma dizilerini
keserek, beni mzisyenlerin yanma gtryor, bana onlarn
aletlerini gsteriyor, arklarna hkim olan usul hakknda
aklamalar yapyordu. Bu, bir dou musikisi dersi saylabi
lirdi. Daha soma, benim iin Azeri oyunlarnn yaplmasn
arzu etti. Bu oyunlar, boyunduruk altnda eilmi bir milletin
aclarm, byk zntlerim, kn ve soma ilk mitleri
ni belirtmekte idi.
Paa'nm farkedilmezbir hareketiyle, Mahmut Bey, elin
de krkmle yanma geldi ve yine bir iaret zerine, oradan
ilk ayrlan bizler olduk ve gecenin o ihtiam iinde, anka
ya tepesinin yolunu tuttuk.

ok tatl bir k sabahnda, siyah sargl askerler, tepenin


btn patikalarndan frlayarak sratle kouuyorlard. Bu,
askerin "itima", denilen toplanma halidir. Ankara'ya, bata
askeri mzka, yeni bir alay daha gelmiti. imdi, her yandan
koup gelenler, dzen iindeki yerlerini alyorlard. Ssl ve
cill olarak.
Az soma Ukrayna delegasyonu gelecekti oraya. Musta
fa Kemal Paa'nm muhafz askerleri onan bekliyordu. Her
ey hazrd.
Ortalk aydnlanmt. Ukrayna'llarm otomobili tepeye
sratle trmand ve durdu. Arkasnda kurmay heyeti bulunan
General Fronze, arabadan indi. Trklerin ateli baklar al
tnda teftiini yapyor, bu g beenir kiiler karsnda hi
tkezlemimi oluyordu. Karsndaki genler, ok yakkl
askerlerdi ve insann gz iine dimdik bakyorlard. Genera-

97
lin baklarnda canl bir teecesss belirdi, aka arm
olarak, kendisini Paa'mn bekledii byk binaya doru y
rd.
***
Ankara'da, bu kez, alt ksa hafta kalmtm. Milliyeti
Trkiye'ye bu nc geliim, hepsinden daha tamam, daha
heyecanl olmuta. Burada, btn benliimle duyduum yz
lerce izlenimden ancak bir kam belirttim.
Bu defa, verdii hz ve gven duygusunu hi unutamaya
cam. O iyi kabul sayesinde insanlarn fikrine, hereyin kal
bine ulamay baarmtm. Bana, herey alm, herey sy
lenmiti. imdiye kadar her yabancdan sakl kalm olanla
r, tam bamszlkla, kendi bildiim gibi ymttm aratr
ma sonucunda grm renmitim. Hem, bakalarndan
hayli nce geldiim, hatta ilk gelen olduum iin, biraz da
kendimi, o evden bir kii sayabilirdim.
Ankara'y, alm bir kitap gibi okuyabilmeki in, biraz
iyi niyet sahibi olmak, nceden olumu fikirlerden arnmak,
eski ark tecrbelerini unutmak yeter, zira burada herey ye
nidir, gldr.
Milliyeti gelimenin z dorultusu iyi belirtilmiti.
Herkes ileriye gider, dnk baarya taklp kalmaz, yarnn
zorluklarn tahmin eder.
Milli Birlik, ingiliz taarruzundan domutur. Onun sert
darbeleri olmasa idi, bu korkun fedakarlklara katlanlmaz,
efler, itibarlar ile babaa kalmazlard. ngilizler, her Ana
dolu insannn, ateli bir sava, kendinden geen bir vatan
sever hale gelmesine sebep olmulardr.
Anadolu, her erkein, her kadmn, iinde kavga grevi
yapt byk bir askeri cephe olmutur.

98
Ankara, bu dayanma hareketini kiilendirir. lk onlarn
efi bu iin beynidir. Ama bu hayatn eitlenmesini sratli
bir hareket kazanmasn acaba kim salayacak? Bununla
birlikte, burada herey aydnlktr. Ancak arkamzdaki per
de bir kere ekilip rtld m, herey esrarl bir hal alr ve
hibirey bilmeyip, hep de bilmek istemek suretiyle koar,
bilgi edinmek iin kaynaklara gelirsiniz. Ancak yine de bir-
ey bilemezsiniz.
Hatta az soma, propagandalarn ve yozlatrlm haber
lerin etkisi altmda, oralarda, size o denli ak, o denli basit ge
len eyleri azok unutmu olursunuz.
Bugn, bitirilmekte olan o eser, artk tek bir insana tabi
deil. Buna mukabil Asya'mn yakn ilgisi, Avrupa'nn da
gzleyii ile, bu eser iki politika arasndadr. Ankara'nn in
sanlar acaba hangisini benimseyecekler?
www.eskikitaplarim.com

99

You might also like