Professional Documents
Culture Documents
LİSANS TEZİ
BERKE DEVECİ
OCAK 2018
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DENİZCİLİK FAKÜLTESİ
LİSANS TEZİ
Berke DEVECİ
130140718
OCAK 2018
İTÜ, Denizcilik Fakültesi 130140718 numaralı lisans öğrencisi Berke DEVECİ, ilgili
yönetmeliklerin belirlediği gerekli tüm şartları yerine getirdikten sonra hazırladığı
“GENEL LİDERLİK KAVRAMI VE DENİZCİLİKTE YÖNETİM VE LİDERLİK”
başlıklı tezini aşağıda imzaları olan jüri önünde başarı ile sunmuştur.
Teslim Tarihi :
Savunma Tarihi :
Anneme, babama, kız kardeşime ve Mediha’ya
ÖNSÖZ
Sayfa
Sayfa
ÖZET
SUMMARY
1
Liderlikte takım çalışması, ağ kurma, motivasyon, kurallara uyma, iletişim gibi
unsurların önemi belirtilmiştir.
Bölüm 7’de gemi yönetimi teknik yönetim, mürettebat yönetimi, ticari yönetim,
yardımcı hizmetler, emniyet ve kalite yönetimi çerçevesinde ele alınmış, ofis
organizasyonu ve kadrolama konusu işlenmiştir.
2
2. LİDERLİĞE GENEL BAKIŞ
Kişilik kavramı ile ilgili tarihten bu yana net bir anlaşma bulunmamaktadır. Kişilik
dalında uzmanlaşmış kimseler çeşitli kişilik tanımları ortaya koymuştur. “Çoğu insan
kişiliği sosyal başarı ile (iyi, popüler veya çok kişilikli) ve tek baskın karakteristik
(güçlü, zayıf veya kibar) ile tanımlama eğilimindedir. Böyle düşünülüğünde kişiliği
bu yöntemle tammlamak için 4000’den fazla kelime kullanılabilir.” (Luthans, 1992:
83). Fakat bilimsel araştırmalar kişilik kavramı üzerinde farklı tanımlamalar olduğunu
göstermektedir.
3
Kişilik, katmanlı bir kavramdır. Bedensel ve ruhsal bir yapısı, ve bunlarla birlike
bireyin bunu meydana getiren bir zekası, içgüdüleri, duygulanımları, huy ve duygu
değişimleri vardır. Bütün bunlar kişinin iç ve dış çevresiyle iletişim ve etkileşim
halindedir. Bu da kişiye has olan kimliğini kazandırır. Bu kimlik, toplumsal kurallar
ve ahlaki olgularla yoğrulduğunda karakteri ortaya çıkarır. Bireyler, kişiliklerini
empoze ettirmeye ve kabul ettirmeye meyil gösterir ve bunu gerçekleştirmek için
çeşitli yollara başvurur. Böylelikle birey, bulunduğu çevrede bir yer edinmiş olur. Bu
süreçler, bireylerin yaşadıkları çevrenin şartları doğrultusunca uzun veya kısa olabilir.
Tarih boyunca bütün toplumlar bir karar mercisine yani liderlere ihtiyaç duymuştur.
Lider, bireylerin deneyimlerini birleştirip düzenleyerek toplum meydana getiren
kimsedir. Tarihsel süreç içerisinde lider kavramına ait özellikler çeşitli koşullara bağlı
olarak değişim ve gelişim göstermiştir. Bütün liderlerin ortak özelliği diğer
insanlardan farklı oluşlarıdır. Liderlere ait bir ortak özellik ise onların uzlaştırıcı,
düzenleyici ve bütünleştirici yönleridir. Kimi liderler fiziksel gücüyle, kimi liderler
zekası ve bilgisiyle, kimi liderler kişiliğiyle ön plana çıkar. Tarihin erken safhalarında
liderlerin kendilerini diğerlerinden ayırt edici özellikleri dolayısıyla insanları
tarafından takip edildikleri söylenebilir.
Her toplumun belli bir zaman süresince oluşturduğu kuralları vardır; bu kurallar uzun
bir süreç içerisinde meydana getirilmiş ve toplumu oluşturan bireylerce benimsenerek
kabul edilmiştir. Zaman içerisinde oluşturulan bu kuralların aniden değiştirilmesine
karşı bireyler ilk aşamada olumsuz bakacağından bir liderin bunu bilerek köklü
değişiklikleri de belli bir sürece yayarak yapması uygun olur zira lider uzlaştırıcı ve
uzlaşıcıdır; ortak paydaları görür ve ona göre hareket eder. Böylece olası tepkiler ve
4
itaatsizlikler engellenir; bir güven ortamı oluşur. “Lider, grubunu ortak amaca
yönlendiren, kişiliği oturmuş, fikirler üretebilen, harekete geçirici kişidir. Lider,
yönettiği insanları en kısa ve en emniyetli şekilde hedefe götürür (Ergezer, 1995).
Leroy Eims ise lideri “başkalarından daha uzağı daha çok ve daha önce gören kişi”
olarak tanımlamıştır. Lider kendisini takip edenleri belirli amaçlar konusunda etkileyip
yönlendirebilen kişidir. Bir lider yetkiye değil, etkiye sahip olduğundan liderlik etmesi
için resmi yetkilerle donatılması gerekmez; düzenli bir organizasyona ihtiyaç duymaz.
Dolayısıyla liderlik, bir statü veya otorite işlevinden çok, ilişkinin ve lider ile takip
edenleri arasındaki karşılıklı etkileşimin kalitesiyle ilgili bir işlevdir. Liderlik, bağlı
kişileri etkileme işidir; astlarda arzu ve istek uyandırmak, onları motive etmektir. Bu
anlamda liderlik insan ve onun davranışıyla ilgilidir. Liderler, bir amacı
gerçekleştirmek için başkalarını etkileyerek sevk ederler.
Liderliğin ortaya çıkışı insanlık tarihi kadar eskidir. Antik dönemlerde daha çok geniş
kitleler üzerinde büyük etkisi olan kişilerle birlikte anılan liderlik ve içerdiği kavramlar
zaman zaman çeşitli mitolojik tanrılarla özdeşleştirilmiştir. Toplumsal yaşamın var
olduğu her yerde liderler olmuştur; işlerin yolunda gittiği barış, istikrar, huzur ve refah
dönemlerinde lider ve liderliğin önemi daha az ortaya çıkmış olsa da özellikle
toplumsal, askeri, siyasal ve ekonomik bunalım dönemlerinde insanlar kendilerini
yönetecek, kendileri adına karar verip uygulayabilecek liderlere gereksinim
duymuşlardır. Bununla birlikte insanlar amaçlarını gerçekleştirmek, başarılı, etkili ve
etkin olmak için aralarında iş bölümü ve işbirliği yapmak zorundadırlar. Bu işbirliğini
sağlayacak ve onları bir amaç doğrultusunda çalıştıracak liderlere tarih boyunca
ihtiyaç duyulmuştur. Ve lider, liderlik ettiği topluluğu bir hedefe taşıma
sorumluluğunu üstlenir. Onun görevi, takipçilerinin içindeki cevheri keşfederek onu
işleyip parlatmaktır. Bunun için de yön vermeli, yol göstermeli, örnek olmalı, güven
vermeli, takım kurmalı, ilham sağlamalı ve kabul görmelidir. Bir liderin kişiliğinde
duygusal zeka var olmalıdır; Aristo duygusal zekayı “Kendimizi ve çevremizi
yönetebilmeyi kolaylaştıran, duyguları tanıma, anlama ve etkin biçimde kullanma
yeteneği” olarak tanımlamıştır. Duygusal zeka süreci duyguları elde etmek, anlamak,
onları yönetmek ve uygulamak aşamalarından oluşur. Duygusal zeka farkındalığı
yüksek, kendini iyi çözümlemiş, kendi ruh hallerini, duygularını ve bunların başkaları
üzerindeki etkisini bilebilmekle paralellik gösterir. Etkin liderler hem sonuç odaklıdır
5
hem de yüksek duygusal yetkinliklere sahiptir. Liderlik fonksiyonları arasında yer alan
diğer unsurlar ise şöyle sıralanabilir:
Amaç belirleyci
Koordinatör
Planlamacı
Hakemlik
Örnek İnsan
Sorumluluk
Motive Edicilik
6
Öğreterek ve eğiterek sürekli gelişimi, değişimi ve yeniliği oluşturma
Liderlikte güç önemli bir kavramdır. Öncelikle güç bir kişi veya grubun diğer kişi veya
grubu etkilemesi veya onlara hükmetmesi, davranışlarını kontrol etmesi ya da
istediğini yaptırabilmesi süreci olarak tanımlanır. Güç kavramı, liderin karşısındakileri
etkilemesi ile ilgilidir ve en genel anlamda etkilenmeden yararlanma kapasitesi olarak
tanımlanabilir.
Liderlikte güç belli bir olayı meydana getirme kabiliyetini, bir kişi veya grup
tarafından diğer insanların arzulanan biçimlerde davranmalarını sağlamak için çeşitli
vasıtalarla ortaya çıkartılan etkiyi ifade eder. Başka bir şekilde güç, bir bireyin,
başkalarının itaatini sağlamak için kullanabileceği bir kuvvet olarak da tanımlanabilir.
Yasal Güç: Bu güç kaynağı bir bireyin örgüt içindeki hiyerarşik pozisyonundan
kaynaklanır ve bu nedenle otorite gücü olarak adlandırılır. Bir bireyin örgütsel
bir yapıda yer almaya karar verdiği anda, o örgütün otorite sistemini kabul
etmiş demektir. Bu nedenle yasal güç, astların itaat etmeleri gerektiğine
inandıkları güç kaynağı olarak görülebilir.
7
Benzeşim Gücü: Bir bireyin başka bir bireye belirli özelliklerinden dolayı
hayranlık duyması/o bireyin saygınlığından etkilenmesi ve bunun sonucunda
da isteklerine bilinçli ve bilinçsiz bir şekilde uyması, benzeşim gücünün tipik
bir görünümüdür. Bu güç kaynağı direk olarak liderin kişiliği ile ilgilidir.
Uzmanlık Gücü: Bu tip güç, belirli alanlarda çok fazla uzmanlığa, bilgiye ve
teknik beceriye sahip olan bireylerin, daha az bilgi, beceri ve uzmanlığa sahip
bireyler üzerindeki güç olarak görülebilir. Burada önemli olan nokta, bilgi,
beceri ve uzmanlığa sahip bir bireyin bu üstünlüğünün diğerleri tarafından
kabul edilmesidir.
8
durumları çözebilirse, başarıyı yakalar. Diğerleri de onunla birlikte olmak
isteyeceklerinden büyük bir güç elde edebilirler.
Yansıtıcı Güç: Güç sahibi olmayan pek çok kişiyi güçlü kılan bu kaynak,
güçlülerin veya güçlü fikirlerin yanında olanların da güçlü kabul edildiği, daha
doğrusu, gücün onlar vasıtasıyla yansıtıldığı durumları açıklar. Yansıtıcı güce
sahip olanlar, başarılı kişileri, güçlü ailelerin veya bazı görünmeyen güçlerin
gücünü kendi güçleriymişçesine yansıtmaktadır. Fikirler, idealler ve inançlar
da zaman zaman kişilere güç vermektedir.
9
eksikliğine yol açacak ve işçilerin yaratıcı ve risk alıcı şekilde düşünmelerini
engelleyecektir. Hatta kritik geri bildirim yapma hususunda da korku durumları
yaratacaktır. Bu tip liderlik genelde ne işçileri motive edebilir ne de sadakati artırabilir
(Cooper, 2008) Bir diğer yandan, otokratik liderler ne yapılması gerektiği konusunda
ve takipçileri arasındaki bölük sistemi konusunda açık ve net beklentiler sağlarlar.
Böylesi bir durumun uygulanması eğer takım ile birlikte karar verme noktasında sınırlı
bir zaman varsa ya da lider, grup içindeki en bilge kişiyse doğru olacaktır (Lewin,
Lippit & White, 1939).
Karizmatik Liderlik: Bir karizmatik lider gönüllülüğe ilham olur ve diğerlerini ileriye
yönlendirmek için enerji sağlar. Genel olarak, insanlar bu tipteki bir lideri isteyerek
takip etme eğilimindedir. Oysa bu tipteki liderliğin uygunsuz özgüven ve
özmerkezciliği tetikleyebileceği gibi bir risk mevcuttur çünkü takipçiler elde edilen
başarının büyük oranda liderin kendisine dayandığına inanırlar. Karizmatik bir lider
ağır bir sorumluluk taşır, ve takipçiler işleri lidere bırakma eğilimi gösterirler (IMO,
2014d).
Demokratik veya Katılımcı Liderlik: Bu tipteki lider, son kararı kendisi vermesine
karşın takım üyelerini karar vermenin içine dahil eder. Takım üyeleri kendilerini dahil
edilmiş ve saygı duyulmakta hisseder ve bireysel gelişim de desteklenir. Doğrusu o ki
karara ulaşmak epey zaman alabilir. Bu tip liderliğin dezavantajı şudur ki bu tür lider
bir karar verme hususunda kararsız veya isteksiz görünebilir ve karar alma
mekanizması bu yüzden ağır işleyebilir (Anderson, 2011).
Serbest Bırakan Liderlik: Serbest bırakan lider arka koltuklardan birini tercih eder.
Takipçilerinin kendi kararlarını vermelerine izin verir ve onlara nasıl uygun
görüyorlarsa öyle çalışmaları konusunda özgürlük tanır. Uzman kişilere liderlik
ederken ve yaratıcılığı kolaylaştırırken uygulanabilir türden bir liderlik stilidir. Ancak
çok kullanıldığında ivedilik, yön ve takipçilerde moral açısından eksiklik durumu söz
konusu olabilir (Cooper, 2008).
10
İş Odaklı Liderlik: İş odaklı bir lider eldeki işlere ve bu işleri başarmak için gerekli
bütün prosedürlere odaklanır. Bu stildeki lider işçilerine hitap etmek konusunda daha
az endişeli olup daha çok hedefleri başarmaya giden yoldakii teknik ve operasyonel
süreçleri bulmakla ilgilidir (Anzalone, 2014). Bu tür liderlikle ilişkili bir dezavantaj
şudur ki eğer işçiler işlerinin herhangibir kısmını kontrol etmekte güçsüz hissederlerse
motivasyonlarının düşme olasılığı vardır (Benjamin, 2014)
İnsana ve İlişkilere Yönelik Liderlik: Anzalon’a (2014) göre, bu tipteki bir lider işlerin
önemini anlar ama aynı zamanda bu işlere ve görevlere dahil olmuş işçilerin
ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanır. Bunlar teşvik, bonuslar, çatışmaların çözümünde
arabuluculuk sağlama, işçilerin güçlü ve zayıf yönlerini öğrenmek için onlarla bireysel
olarak zaman geçirme ve cesaretlendirici bir tavırla liderlik etmeyi kapsayabilir. Olası
bir dezavantaj da şu olabilir ki eğer işçiler yönetimsel rehberlikten yoksun şekilde çok
fazla sorumluluk altına girerse, karar verme çok zorlaşabilir (Pirraglia, 2014).
11
Şekil 2.1 : Transformasyonel liderlik modeli.
Hizmet Odaklı Liderlik: Bu tipteki bir lider çoğu zaman resmi olarak lider olarak
tanınmaz. Basit bir şekilde bir kimse takımın ihtiyaçlarını karşıladığında, bu kimse
hizmet odaklı lider olarak nitelendirilir (IMO, 2014d). Hizmet eden liderliğin pek çok
dezavantajı vardır. Bu dezavantajlardan bariz olanı ise zaman kullanımıdır. Felsefeyi
uygulamak fazla zaman alır. Tipik olarak bütün bir örgüt, hizmet eden liderliğe karşı
geleneksel eylem tarzına getirilen köklü değişikliklere maruz kalır. Bu örgütün en
başından başlar, ama değişimin bütün örgüt boyunca uygulanma zorunluluğu oluşur
(Basinski, 2014).
Çizelge 2.1 ile liderlik özellik ve karakteristiklerine ilişkin 1948 ile 1991 arası yapılan
çalışmalara yer verilmiştir.
12
İçgörü Ayarlama İçgörü Dominantlık Bütünlük
Sosyallik Tolerans
Etki
Sosyallik
Liderlik üzerine teorik ana yapı iskeletleri örgüt içindeki liderlik gelişimi analizinde
üç yolu takip eder: 1) Örgütlerin anlayış seviyelerini artırmak, 2) Başarılı liderliği
öngörmek, 3) Arzu edilen sonuçları yükseltmek. Kısacası, bir liderlik modeli verilen
13
bir durumda kullanım ya da öykünüm için örnek teşkil edebilir (Lussier & Achua,
2001). Bir sonraki tartışma denizcilikteki liderliği herhangibir modele uydurma niyeti
taşımamakta, konseptlerin aksettiren modellerini ve de tipik şekilde eğitim ve
talimlerde vurgulanan derslerde vurgulanan fikirleri karşılaştırmaktadır. Bu bölümün
amacı denizcilikteki liderlik eğitim ve talimleriyle uygunluk açısından çağdaş
liderliğin taslağını çıkaraktır.
Liderlik modelleri asırlar boyunca evrim geçirmiştir; bazen farklı okullardaki düşünce
uyarınca ayrılıp dağıtılmış, bazen de öncelikli modeller üzerine inşa edilmiştir. Bu
çalışmanın amacında denizciliğe uygulanabilirlik göz önünde bulundurulmuştur.
Örneğin “Bir modelde belirtilen asıl hedefler nelerdir, ve denizcilik bunun eğitim ve
talimlerinin uygulanmasında neyi vurgular, neyi vurgulamaz?” gibi.
Liderliğin doğası gereği ferdi bireylere doğuştan bağışlanmış olduğu fikri genetik teori
olarak bilinmektedir. Genetik teori, liderlik becerilerinin jenerasyonlarca aktarıldığını
ifade eder ve liderlerin sonradan lider olmadığını; lider doğduklarını ima eder. Ayrıca
bu teoriye göre bu “doğuştan liderler” bir eğitime ihtiyaç duymazlar. Genetik teori,
monarşinin hüküm sürdüğü zamanlarda Avrupa’da ortaya çıkmıştır ve yaradılış –
yetiştirme spektrumunun en uç noktasındadır (Montana & Carnov, 2000). Denizcilikte
adaylar belirli potansiyeller üzerine kurulu liderlik pozisyonları için
değerlendirilmekte ve izlenmektedir. Genetik teorinin tamamiyle uygulanmayışına
rağmen doğuştan gelen yeterlilikler beklenir ve seçim öncesinde ödüllendirilir.
Kişisel özellik teorisi büyük liderlerin ortalama bir kimseden farklı kişisel özelliklere
sahip olduğu konsepti üzerine odaklanır. Kişisel özellikler fiziksel boyut ve zeka gibi
doğuştan karakteristikleri de kapsarken, bigli veya tecrübe gibi sonradan kazanılan
özellikleri de kapsar. Dikkat çekilmesi gereken nokta şudur ki etkili liderler fiziksel
güç gibi, dürüstlük gibi, sabır gibi çeşitli kişisel özellik ve nitelikler açısından
tanımlanabilir. Kişisel özellik teorisi aynı zamanda “Büyük Lider Teorisi” adıyla da
bilinir. Araştırmalar göstermektedir ki doğru kişilik özelliklerine sahip olmak bir
insanı büyük bir lider yapmak zorunda değildir, ancak bu durum olasılığı
yükseltecektir (Kirkpatrick & Locke, 1995). Kişisel özellik modeli, denizciliğe,
liderliğin on dört liderlik kişililik özelliği ve on bir liderlik prensibi ile belirtilmiş
14
liderliğe temel oluşturur. Bu kişilik özellikleri ve prensipler enstitü seviyesinde
öğretilir ve sağlamlaştırılır. Bahsedilen bu özellik ve prensipler aşağıdaki gibidir [1]:
Karar vericilik: Karar alma ve bunları dikte edici ve açık şekilde duyurabilme
yeteneğidir.
Bilgi: Bir sanatı ya da bilim dalı üzerindeki anlayıştır; bir kimsenin bilgisinin
mesafesidir ve profesyonel bilgiyi de içinde tutar.
15
3. Sorumluluk gözetin ve kendi eylemlerinizin sorumluluğunu alın.
5. Örnek olun.
11. İşe adam alımı ve seçimi yaparken ekibin kabiliyetlerini hesaba katın.
Davranışsal teori başarılı liderlerin belli ayırt edici davranışlar gösterdiği fikri üzerinde
durur [1]. Buradaki harekete geçirici prensip, tüm durumlara karşı bir doğru liderlik
tarzının uygulanabileceği yönündedir. Liderlik davranışı diğer bireylere karşı saygıyla
sabitlenmiştir. Bu yaklaşım, liderlerin davranışsal stillerinin otoriter liderlikten
demokratik liderliğe çeşitlilik gösteren bir bütünlük ve süreç boyunca tarif edilmiş
olması fikrinden gelişmiştir (Hersey & Blanchard, 1995). Bununla birlikte, ilerleyen
çalışmalar göstermiştir ki davranışsal liderlikte iki ana boyut mevcuttur: görevler ve
ilişkiler. Bu, üretim (görevler) ve insanlar (ilişkiler) için rekabet eden sorun ve
kaygılarla rekabet eden yönetimsel şebekeyle sonuçlanmıştır ve şekil 2.2 ile
gösterilmiştir. Şekil 2.2’deki “Country Club” stili liderin yalnızca kendi insanlarını
umursadığını ve görevin başarılıp başarılmadığına ilişkin bir endişe duymadığını ifade
ediyor. “Team” stili ise liderin hem görev için hem de insan için yüksek endişeye sahip
olduğunu gösteriyor. “Impoverished” stili ise görevler ve insanlar için duyulan kaygı
ve ilgide eksiklik olduğunu; “Task” stili ise daha çok görevlere odaklılığın ön plana
çıktığını ve insanlar için çok az ilgi duyulduğunu belirtiyor.
16
çözümlemekteki uygulaması genellikle sorgudaki ferdi bireylerin liderliğinin stilininin
bir ürünüdür [2].
Beklenmedik hal teorisi kökenlerini davranışsal teoriden alır, ancak liderlik stillerinin
duruma uygun hale gelmesi için çeşitlilik gösterebileceğini söyler. Chemers’e göre
(1984) durumsal karakteristiklerin en ilgi ve alakalı olanları şunlardır:
Lidere karşı yapılaşmış, açık ve net, kararla alakalı ölçüde ulaşılabilir bilgi.
Otokratik kararlar daha az zaman alır ve diğer her şeyin eşit olmasıyla birlikte
daha verimlidir.
Eğer lider iyi bir karar verebilmek için yapı ve bilgiye sahip değilse, bilgiye ve
tavsiyeye ulaşmak için astlarını kullanmalıdır.
Eğer astlar liderlerinin, onların kararlarını kabul etmekte yeterli ölçüde güven
elde edemezse, lider kabul edilme gücünü artırmak için daha demokratik bir
süreç kullanmalıdır.
17
Bunlar gösterir ki bir lider duruma uyabilmek amacıyla stilini değiştirmelidir. Bir
liderin duruma uygunluğuyla ilgili kabiliyeti üzerine yapılan araştırmalarda
anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar bir liderin duruma uymak için stil
değiştirebileceğini iddia ederken, dğerleri bu stilin daha çok kişilik üzerine kurulu
olduğunu belirtmektedir ki bu yönden bakıldığında değişim zor hale gelir (Chemers,
1984). Beklenmedik hal teorisi başarı için bir plandan ziyade başarının bir tahmin
edicisi olabilir. Çoğu durumsal veya beklenmedik hal liderlik modelleri stilleri şekil
2.3 ile tarif edildiği şekilde ortaya koyar. Şu not edilmelidir ki durumsal liderlik
durumsal etikleri ya da bir kimsenin değer sistemini değişen senaryolarla karşılaşmayı
ima etmez. Denizcilik eğitim ve öğretimi içerisindeki kıdemli yöneticilerle yapılan
görüşmelerde, yöneticiler de durumsal liderlğe yüksek seviyede bağlılığın
günümüzdeki görevleri başarmada etkili olduğunu savunmuştur [3]. Denizcilik
stratejisi liderlerin gelecekteki geniş çatışma spektrumuna hazırlıklı olmasını talep
etmektedir (Marine Corps Strategy, 2000).
Bu model daha çok denizcilik yayınlarında kullanılmakta olup farklı durumlarda işe
yarayabilecek çok çeşitli liderlik yaklaşımları olduğu gerçeğinin taslağını çıkarır. Şekil
2.4’te de Fiedler’in (1972) teorisi verilmiştir.
18
Şekil 2.4 : Fiedler’ın acil duruma hazırlılık teorisi.
Durumsal model ile yakından bağlantılı kuralcı model, karar verme etkililiğine
dayanır. Dört karar ağacına sahiptir ve bu karar ağaçları liderlk stilinin etkilik
kriterinin de göz önünde bulundurulduğu duruma uygunluğunu belirler. Kategoriler
otokratik, istişari ya da grup doğasına göreceli olarak skorlara atanmıştır. Kuralcı teori
istatistiksel ve olasılıksal veriyi kullanarak ideal liderlik stiline ulaştığından en
karmaşık model olarak görülür (Hughes, Ginnett & Curphy, 1996). Kuralcı teori
günlük karar verme için ya da denizcilikteki liderlik anlayışı içerisinde kullanılmaz;
bu modelin sahip olduğu yönler stratejik karar verme süreç ve prosedürlernde
görülebilir.
19
görevler tarafından harekete geçirilmenin karşısında birey ve davranış tarafından
harekete geçirilme demektir. Liderin davranışları bu modelde şu şekildedir: a) iyi
tavsiyeler verme ve parametreleri ayarlama, b) astlara eşlik etmede iyi ilişkileri
destekleme, c) astlara düzenli aralıklarla danışma ve başvurma anlayışı ile katılım
sağlamak, ve d) hedefleri koyma doğrultusunda başarıya odaklı olmak. Hedefe giden
yol teori modeli, görev tpindeki emirler için düşünüldüğünde denizcilikteki planlama
sürecinde kullanılabilir, ancak bu konseptlerin dışında büyük oranda hayata
geçirilemeyebilir.
Önderlik etme kabiliyeti zaman geçtikçe değişir; öyledir ki, lider olgunlukla ya da
hayat tecrübesiyle ilişkili kabiliyetlerini geliştirir. Her bir olay veya öğrenilmiş
kabiliyet birbiri arkasına bir stil oluşturmak üzere birleştirilmiştir (Garner, 1988).
Gelişimsel değişimler bir aşamadan diğerine süreç içerisinde meydana gelir. İçgörü ve
anlayış daha geniş çaptaki bir anlayışın birer parçası olurlar. Bir seviyede anlayışın
bilinçli yapılan bileşenleri gelişimdeki diğer bir seviyede bilinçdışı bileşenler haline
gelir. Bu sebepten, gelişimin bu iki farklı aşamasındaki insanlar olayları aynı şekilde
yorumlayamayabilir. Gelişimsel teorinin bazı karakteristikleri vardır:
20
bağımsız şekilde artan sorumluluğa sahip pozisyonlara yerleştirilebilmektedir.
Gelişim bu süreç boyunca devam etmesine rağmen bunun yapılması gerekli değildir.
Dönüşmekte olan liderlik takipçi ve lider arasındaki her iki tarafın da birbirlerinden
yararlandığı ilişki fikrini kapsar. Başarı sadece görevin tamamlanıp tamamlanmadığı
ile ölçülmez, her iki tarafın da amaçları karşılanmış da olmalıdır. Daha önceden
bahsedilmiş ve etik değerleri ile sevk ve idare etme gibi moral seviyelerini üst bir
seviyeye yükselten ve her iki taraf üzerine dönüştürücü etkiye sahip teoriler üzerine
bu, büyük bir farktır (Burns, 1987). En nihayetinde, bu süreç takipçileri liderlere
çevirir ve örgütün yükünü kaldırmaya devam edip daha büyük başarılara ulaştırır.
Denizcilikte her bir denizci de aynı zamanda hem lider hem de takipçidir ve bu sebeple
bu modelin anlaşılması önem arz etmektedir. Herhangibir lider için herhangibir süreç
veya kişi üzerinde her zaman bütünsel bir kontrol sağlamak imkansızdır zira kumanda,
otorite, sorumluluk konseptleri lider ve takipçi arasında karşılıklı ilişki gerekliliğine
uygulanır.
Liderlik elması liderliğin somut örneği olarak yüceliğe odaklanır. Ferdi birey içindeki
yücelik için bir yakıt olarak liderin aklını ve felsefesini birleştirir. Merkezi bir harekete
geçirici olarak “Liderlik zihniyeti”nin gelişimini ele alır çünkü en zor koşullardaki
liderlik, yücelik anlamına gelir (Koestenbaum, 2002). Dönüşmekte olan liderlik teorisi
gibi, anlam karmaşası ve belirsizlik durumları altında yeni yolları düşünmeyi ve
uygulamayı teşvik eder. Liderlik astlara öğretilirken, lider de örgüt boyunca br
öğretmen görevinin yanında aynı zamanda da öğrencidir. Yücelik teorisi, liderin
personel arasındaki çatışan fikirleri, anlam karmaşasını ve zıt kutupluluğu
dengeleyebildiği açık fikirli bir düşünce anlayışını ve insanların, belirlenen doğrultuya
yönlendirilmesini kapsar. Yücelik teorisi örgütsel standartların ve bireylerin ferdi
değerlerinin en yüksek takımını ifade eder. Bu teori gönüllülere ya da kar amacı
gütmeyen örgütlere münhasır olmayarak, tıpkı kiliseler gibi, kamu yardım acentaları
gibi, bağışlar gibi noktaların karakteristiği üzerinde durur (Koestenbaum, 2002).
Yücelik teorisi vizyon, cesaret, etik değerler ve gerçeklerin inşa yapısını
bütünselleştirerek liderliğin stratejik ve kişisel yönlerine hitap eder. Bu da şekil 2.5’te
gösterilmektedir.
21
duru
Aranızdan liderlik etmek isteyen kim ise hizmet etmek zorundadır (St. Matthew
20:26b)
Hizmet eden lider gerekli olmadığı müddetçe liderlik etmeyip daha çok hizmet etmeye
doğal olarka arzulu bir kimsedir. Bu model lider ve takipçi teorilerinin genel okulu
altında da dkkate alınır ama bir mevki veya otoriteye uygulanması gerekli olmaz. Bu
tipteki lider sadece kendini düşünmeme durumu, örgütsel hedeflerin muhafazası ve
örgüt içindeki insanların ilgi ve endişelerinin bir kaydına sahip olur. Lider burda diğer
modellere ait vasıfları da sergileyebilecek olmasına rağmen, kişisel endişe ve
ilgilerinden, kariyeriyle ilgili kaygılarından ve hatta hatta insanlarla ilgilenme ve
görevi başarma seçiminde kendi yaşamıyla ilgili meselelerinden dahi istekli olarak
22
vazgeçmiştir (Greenleaf, 1991). Fedakar liderliğin hiyerarşisi şekil 2.6’da gösterilmştir
ve pek çok dini, askeri ve hatta hükümetle ilgili örgütte tipik şekilde görülmektedir.
23
Bir dalgalanma durumunda, bir fark yaratan anahtar faktör ileri görüşülük ve ustalık
kapsamı içindeki liderliktir. Bass ve Avolio’ya (1997.9 gre, liderliğin tek spesifik
tanımını yapabilmek literatürü ve çalışmalarda bu konu üzerinde çeşitlilikler ve geniş
ölçekte kabul edilebilecek tanımlamalar olmadığından karmaşık bir iştir. Bazı
tanımlamalarda liderlik bir etkileme sanatı olarak verilmiş, bazılarında ise bir süreç
hareketi şeklinde gösterilmiş, diğerlerinde ise kişilik özellikleri üzerinden gidilmiştir.
24
Motivasyon bir hedefe yönelik davranışı sürdüren, teşvik eden, yönlendiren bir
kimsenin içinde bulunduğu faktörler olarak ifade edilebilir. Motivasyon, hedefe odaklı
bir davranıştır. Yöneticiler insanların yaptıkları üzerine niçin sorusunu ve onları neyin
motive ettiğini anlamalıdır çünkü yönetici, başkalarını kullanarak işlerin yapılmasını
sağlar bu yüzden de başkalarını örgütün hedefleri doğrultusunda çalışma yönünde
etkilerler. Motivasyon bir bireyin harcadığı emeğin, gösterdiği ısrarın ve yöneldiği
doğrultunun davranışının bir kapsamı olarak düşünülebilir. Hedefler üzerine
yoğunlaşan motivasyon teorileri içerik teorileri olarak bilinir, arzu edilen hedefler
doğrultusunda yapılan seçimler üzerine odaklanan motivasyon teorileri ise süreç
teorileri olarak değerlendirilir.
25
denetmenlerin prensip meselesi haline gelmiştir çünkü çalışan motivasyonu iş
performansında, örgütün başarı ya da başarısızlığındaki karar kılıcı etmen olmuş ve
olacaktır (Samuel ve Chipunza, 2009).
İlaveten yaş, eğitim seviyesi, evlilik durumu, iş durumu, maaş, hizmetin süresi ve iç
promosyonlar da çalışanların katılımlarını/ dahil oluşlarını ve motivasyonlarını
belirlemedeki bağımsız değişkenlerdir; bu değişkenler da çalışanların dahil oluş
seviyeleri ve motivasyon düzeyleridir. Kariyer gelişimi, işe seçilim, insan kaynakları,
işin ilerleyişi, çalışma ortamı, iş memnuniyeti ve iş görmezlik halinin yönetimi için
çeşitli sklalar kullanılabilmektedir.
Denizcilikte motivasyon denilince akla ilk emniyet bilincine sahip bir tavır
geliştirilmesi gelir. Örgütlerde olduğu gibi, gemilerin de emniyet çerçevesinde
26
işletilmesi motivasyon açısından da en büyük önemi arzetmektedir; Rutherford (1982)
emniyeti motivasyonla şu şekilde bağdaştırır.
Emniyet=Bilgi+Anlama+Yetenek+Motivasyon ve bu denklemin sağlanması da iş
bilgisi yüksek personelin seçilmesiyle mümkün olabilir. Bu da doğru insan kaynakları
yönetimi ile olur. Gemiadamlarının sertifikalandırılması ve eğitimlerinin uygun
şekilde yapılması emniyetin merkezde olduğu bir motivasyon anlayışının
kazandırılmasına olanak tanır. Gemi yaşamında motivasyona Herzberg’in motive edici
iki faktörü kapsamında bakılırsa yeterli maaş, memnun edici iş ortamı ve işin kendisi
yeterli olsa da sosyal yaşamdaki kısıtlılık motivasyonda sorunları beraberinde
getirmektedir. Bu sebeple gemi liderleri olan zabit, mühendis ve kaptanlara iş
düşmektedir. Sefer bölgesi, seyir edilen bölgenin iklim koşulları, gemiyle ilgili teknik
özellikler ve gemideki sosyal yaşam, gemiadamlarının motivasyonu üzerindeki etkili
unsurlardır; gemideki liderlerin bu unsurların uygun şekilde sağlanmasında dikkatli
tutum sergilemeleri gerekmektedir.
İletişim bilginin, düşüncenin, fikrin, duyguların kişiler arasında her türlü yolla
aktarılma sürecidir. Bir başka tanıma göreyse iletişim insanların duygu, düşünce ve
bilgilerini taraflarca kabul gören araç ve sombellerle ve bilinen her türlü yolla
birbirlerine aktarmaktadır. İletilmek istenen haberin ve bilginin hem gönderici hem de
alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma
sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak
tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir
dili anlamalarına ihtiyaç duyar. Diğer kişilere fikirler, gerçekler, düşünceler, duygu ve
değerler vasıtasıyla ulaşma yoludur. İletişim kısaca bilgi üretme, aktarma ve
anlamlandırma sürecidir. Kişi çevresiyle iletişim kurmadan kendisinin anlaşılmasını
bekleyemez. Duygularını ve düşüncelerini ancak çevresi ile iletişim kurarak
anlatabilir. İletişim, hayatın her alanında başvurulan bir “kendini ifade etme” sürecidir.
İletişim halinde olmak, insanları toplumsallaştırır. İletişim olmasaydı toplumların
kültürlerinin de oluşamayacağını ve nesilden nesile aktarılamayacağını unutmamak
gerekir. İletişim sayesinde dünyanın bir ucundaki bir gelişmeden diğer ucundaki
insanlar da haberdar olmakta ve bu sayede bilim çok hızlı gelişmektedir. Martin Luther
King iletişim hakkında “İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü
birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar;
27
birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara
ayrılmışlardır.” demiştir. İletişimin olmadığı durumlarda insanlar yalnızlığa gömülür,
sorunların içinde kaybolur dolayısıyla iletişimsiz bir yaşam düşünülemez.
İletişimin kritik noktası, iki yönlü olmasıdır. İletişim kurması beklenen bireylerden
birinin aktif olması, diğerinin ise bu eylemi seyretmesi ile iletişim kurulmaz. Kendi
mesajımızı iletmeye çalışıp karşı tarafın bu mesaja verdiği tepkilerle ilgilenmezsek,
iletişim kuramayız; çünkü iletişim kişiye değil, kişiyle yapılır.
İki yönlüdür,
Dinamiktir,
İletinin hedef tarafından tam olarak algılanabilmesi için en uygun medya türü
seçilmelidir.
28
İletilerdeki bilgilerin dikkat çekebilmesi ve kolay algılanabilmesi için, yabancı
bir ileti göndermekten kaçınmak gerekir.
Etkin iletişim kurabilmek için, hazırlayıcı iletişim süreci ile hedef kitlenin
bilgi/algılama düzeyi yükseltilmelidir.
İletişimin ilişkili olduğu bir diğer kavram da algılamadır. Algılama, duyu organları
tarafından beyne ulaştırılanuyaranların beyin tarafından örgütlenip yorumlanarak bir
anlam verilmesi sürecidir. Algı, duyusal bilgiye yorum ve anlam katılması işlemidir.
Olayları, objeleri, insanları nasıl algıladığımız ve bilgiyi beynimizdeki kalıplar içine
yerleştirmemizle ilgilidir. Algılama süreci, duygular, kültür, çevresel faktörler, kişisel
özellikler ve eğitim algıyı etkileyen faktörlerdir.
Gemi gibi karmaşık sosyo-teknik bir yapıda; hem gemi içi hem de gemi dışı biçimsel
ve biçimsel olmayanyatay, dikey ve çapraz iletişim faaliyetlerinin etkin olarak
gerçekleştirilebilmesi hayati önem taşır.
29
İletişim sürecinde kullanılan öğeler aşağıda belirtilmiş ve şekil 2.7 ile
görselleştirilmiştir. Şekil 2.8 ise iletişim sürecini göstermektedir.
Kodlama
Yayın
Mesajın alınması
Kodun çözülmesi
Kabul
Mesajın kullanılması
Geri bildirim
Teyit (Doğrulama)
30
Şekil 2.8 : İletişim süreci
Zorlu işe uygun müdahele ile sonuçlanması için sorgulanabilir karar ve eylemlerin ne
olduğu sorulduğunda, ‘zorlu iş’ (ing.challenge) teriminin herkes tarafından aynı
yorumlanmadığı açık şekilde görülmüştür. Görüşmecilerin bir kısmı zorlu iş terimini
kıdemli zabitlerin/yöneticilerin otoritesi üzerindeki ‘mücadele etmek’ (ing.challenge)
olarak yan anlamıyla görmüştür.
31
“Bazı insanlar zorlu iş kelimesini olumsuz yan anlamıyla anlıyor,..bunu benim
otoritemdeki rekabet/mücadele olarak görüyor.”
Bazıları için uygunsuz eylem veya kararlarla mücadele etme konsepti onların
emniyetli ve etkili işletme yolları üzerindeki görüşlerine çoktan gömülmüş durumda;
ve bunun gibi, böylesi bir zorlu işle mücadele etmek ve cevap sunmaktaki
belirlemelerinde çok az bir zorluk sunuyor.
“Birisi bir şeyi tespit edip bunu söylemediğinde çok ama çok mutsuz oluyorum.”
Görüşmeciler zorlu bir işe nasıl cevap verilmesi konusunda da belli temaların etrafında
fikir birliğinde olmuştur:
Yönetsel aktvite pek çok genel süreçle tanımlanabilir; bunlar ilişki yönetimi, bilgi
yönetimi, karar verme ve insanları etkilemedir. Sorumluluklarını yerine getirebilmek
için yöneticiler örgütün içine ve dışına yayılmış insanların aklında var olan güncel ve
gerekli bilgiyi elde etmeye ihtiyaç duyarlar; onların tamamlanmamış ve büyük
bilgilere dayalı kararlar alması gereklidir; ve üzerinde resmi otorite bulunmayan
insanlarla uyum sağlayıp mutabık olmaya ihtiyaç duyarlar.Yöneticiler sadece astlarına
bağlı olmayıp bilgiye, desteğe ve birlikteliğe ulaşmakta geniş ölçekli bir ağa ve
kontaktlara ihtiyaç duyarlar. İletişim ağlarının farklı parçalarını farklı amaçlar için
kullanır ve ağları belirli amaçları gerçekleştirmek ve başarmak doğrultusunda
genişletmeye devam ederler.İletişim ağları pek çok çeşitli yolla geliştirilebilir ve
iletişim ağı kurma süreci yöneticiler için sürekli devam eden bir aktivitedir. İnsanları
etkiyelemeye yönelik girişimler ve bilgi değişikliğinde pek çok etkileşim daha çok
sözlü iletişimi içerir. Yönetselsorumluluklar uluslararası sorunları da kapsamaktadır
32
ve yöneticiler farklı kültürlerden insanları anlamak, onlarla iletişim kurmak ve onları
etkilemek zorundadır; doolayısıyla bunları gerektirecek becerilere sahip olmalıdırlar.
Uyumlu ilişkiler kurmak empati, farklılıklara saygı ve farklı kültürlerden gelen
insanların değerlerini, inançlarıni, tutum ve davranışlarını anlamakla mümkündür. Bu
noktada iletişim kavramı önem arz eder.
İletişim kanalları, farklı iletişim ağları oluşturacak şekilde birbirleri ile bağlanabilirler.
Bu ağlar üyeler arasında bilgi, akışını sağlayan yapıların oluşmasında kullanılırlar.
Yapılan işin gereği ve niteliği, iletişim yapısını belirlemektedir. İlişki sayısı yüksek
olan grup üyelerinin, iletişim akışı içindeki durumu daha merkezi olmakta ve grubu
daha çok etkileyerek kontrol altında tutmaktadır. Az merkezileşmiş biçime sahip olan
iletişim yapısında (Yıldız ve zincir tipi) daha fazla hata olmaktadır. Bu hatalar,
merkezileşme arttıkça azalmaktadır. Merkezileşme arttıkça, kimin lider olduğuna dair
fikir birliği artmaktadır. Merkezileşmenin arttığı gruplarda en çok tatmin olan kişiler
en fazla merkezde bulunanlardır.
Zincir ağlarda, iletişim emir komuta zinciri üzerinden aşağı ve yukarı yönlü olarak
akar. Zincir modeli şekil 2.9 ile görselleştirilmiştir.
33
Merkezi model ağlarda, lider ile takım üyeleri arasında iletişim gerçekleştirilir. Lider
tüm iletişimin üzerinden geçtiği bir merkezi noktadadır. Merkezi model şekil 2.10 ile
görselleştirilmiştir.
Yıldız modeli ağlarda, iletişim takımın tüm üyeleri arasında serbestçe gerçekleşir.
Herkesin birbiri ile iletişim olanağı bulunmaktadır. Yıldız modeli şekil 2.11 ile
görselleştirilmiştir.
En uygun iletişim şebekesi, yapılan işe ve amaca göre değişmektedir. Güçlü bir lidere
ihtiyaç duyulmakta ise merkezi; doğruluk önemli ise zincir ve merkezi; çalışanların
tatmini önemli ise yıldız modeli ağlar en uygun olanıdır.
34
Basit, tekrarlanan sorunların çözümünde, işlerin daha hızlı, daha az hatalı, daha az
iletişim ile yapılması ve işlemlerin geliştirilmesinde merkezi yapılar daha yararlıdır.
Köprüüstü iletişiminde merkezde gemi kaptanının bulunduğu merkezi model
uygulanmaktadır.
İletişimi engelleyen her şey olan iletişim engelleri, iletişim sürecinin her aşamasında
değişik nedenlerle oluşabilen ve süreci olumsuz etkileyen faktörlerdir. İletişimi
tamamen önleyen, mesajın bir bölümünü filtreleyen veya yanlış anlamamıza neden
olan iletişim engelleri bulunmaktadır. İletişim engelleri göndericiden, mesajın
niteliğinden, kullanılan iletişim kanalından, iletişim çevresinden ve/ veya alıcıdan
kaynaklanabilir.
II. Eksik iletişim: Zabitin sancaktan gemi yaklaştığını söylemesi, ancak çatışma
rotasında olduğunu söylememesi.
35
b) Kanalın mevcut olmasına rağmen, gerekli mesajın iletilememesinden
kaynaklanan mesaj hataları.
Bir olayı algılama tarzımızın her zaman o olayın en gerçek halini ifade
etmediğini kabul etmeliyiz.
36
Göndericinin mesaja verdiği anlam ile alıcının verdiği anlamın farklı olması bir
iletişim sorunu oluşturur. Bu tip engellerin oluşmaması için göndericinin mesajı
hazırlarken dikkat etmesi gereken hususlara ilişkin şunlar dikkate alınmalıdır:
Aşırı bilgi yüklenmesi: Alıcılar fazla bilgi ile karşılaştıkları zaman gelen
bilgiyi seçme, göz ardı etme, atlama unutma veya aşırı bilgi yüklemesi durumu
sona erinceye kadar bilgi işleme sürecini erteleme şeklinde tepki verir.
Dil: Yaş, eğitim, kültürel geçmiş kullanılan dil ve kelimelere verilen anlamları
etkiler. Belli bir grubun üyelerinin kendi aralarında kullandıkları özel
terminoloji veya teknik dil olarak adlandırılan jargon bu tip engeller
arasındadır.
Ulusal kültür: Dar bağlamlı kültürlerde dilin kullanım biçimi amaca yöneliktir;
kişi istediğini somut ve doğrudan iletir. Geniş bağlamlı kültürlerde kişi
söylemek istediklerinin önemli bir bölümünü saklı tutar; vücut dili ve gizli
ipuçları yoğun olarak kullanılır. Bu tip kültürlerde bazen söylenmeyenler,
söylenenlerden daha önemli olabilir. Alıcı kendisine iletilmek istenenlerin geri
kalanını eski bilgi ve deneyimlerinden çıkarmaya çalışır.
Önyargı/Kalıp
Tek tipleştirme Filtreleme: Bir olayda ya da durumda sadece bir veya birkaç
noktaya odaklanıp diğer noktaları, diğer detayları görmezden gelme şeklinde
olur. Bu da genelde sadece olumlu tarafından bakmak ya da hep olumsuz
37
düşünmek şeklinde olur. Bardağın dolu veya boş tarafından bakmak ile
ilişkilendirebiliriz.
Açı Sadakati: Kişinin kendi doğrularını tek ve eşsiz olarak algılaması olayıdır.
Kendi düşünce ve davranışlarını doğru kabul ederek yola çıkar. Kendi egolarını
korumak amacıyla başkalarının doğrularını kabul etmezler. İletişim kurdukları
kişilerin kendilerini onaylamasını beklerler. Bu tip kişilerle iletişim kurmak
hayli zordur. Dolayısıyla iletişime balta vuran bir eylemdir
38
olabilir. Verilen örnekte gerçekten sevmediği için de selam vermemiş olabilir;
bu da bir olasılıktır.. Bunun bir davranış şekline dönüştürülmesiyle
karşıdakinin söylediklerini umursamadan kendi çıkarımlarına dayalı bir
iletişime geçileceğinden bu iletişim problemli olacaktır.
İletişimde birden fazla kanal kullanılması. Bazıları yazılı mesajları daha iyi
anlarken, diğerleri sözlü mesajı tercih etmektedir. (Kılavuz kaptanın sancak 10
dedikten sonra eliyle sancağı göstermesi gibi)
39
Gemide etkin iletişim, aynı zamanda, kaçış yollarını, role yerlerini, tehlikeleri
ve emniyet ekipmanlarını, yolculara ve mürettebata göstermek için işaretleri
düzgün ve net bir şekilde kullanmayı da kapsar.
Takım; ortak bir amaca, hedefe ve göreve yönelik, dinamik, karşılıklı bağımlı ve
uyarlamalı etkileşimde bulunan ve her biri belli bir rolü ve fonksiyonu gerçekleştirmek
üzere görevlendirilen iki veya daha fazla kişiden oluşan ayırt edilebilir bir gruptur. Bir
başka tanıma göre ise takım; karşılıklı sorumluluk taşıdıkları ortak bir amaç ve
performans hedeflerine yaklaşımına bağlı, kendilerine karşılıklı olarak sorumlu
hisseden, birbirine güvenen, birbirini tamamlayan becerilere sahip az sayıdaki
insandır. Diğer bir tanımda ise takım, önceden belirlenmiş ve üzerinde uzlaşılmış ortak
bir veya birden fazla amacı gerçekleştirmek maksadıyla; tamamlayıcı becerilerini
kullanarak sinerji yaratan, karşılıklı etkileşim içinde birbirine karşılıklı bağımlı ve
birlikte hareket eden, aralarında sosyal etkileşim olan, birbirini tamamlayan becerilere
sahip, bireysel ve ortak sorumlulukları olan iki veya daha fazla kişinin oluşturduğu
topluluktur.
40
Takım çalışması neticesinde bir sinerjinin oluşarak bireylerin katkılarının
toplamından daha büyük bir sonuca ulaşılması,
Takımlar en üst performans seviyelerine ulaşmak için özel eğitime ve zamana ihtiyaç
duyarlar. Birbiriyle karşılıklı etkileşimi olmayan, ancak bir arada çalışan insan
toplulukları veya grupları takım değildir. Aynı şekilde işlerini gerçekleştirirken bir
sinerji yaratamayan çalışma grupları da takım değildir. Takımı oluşturmak amacıyla
bir araya gelen bireylerin toplam enerjilerinin, bireylerin tek tek sahip oldukları
enerjilerin toplamından daha fazla olması sinerji olarak adlandırılır. Takımlarda,
sinerji yaratılarak, ürün takımın ortak gayreti sonucu ortaya çıkar.
Etkili iletişim,
Karşılıklı bağımlılık,
Takım ruhu
Takım eğitimleri,
41
Takım üyeleri; teknik veya fonksiyonel uzmanlık becerileri, problem çözme ve karar
verme becerileri ve sosyal beceriler anlamında birbirlerini tamamlayabilmelidirler.
Teknik veya fonksiyonel uzmanlık becerileri, farklı ancak birbirini tamamlayan teknik
ve fonksiyonel becerilerdir. Makine ve güverte bölümlerinin farklı ancak birbirini
tamamlayan teknik ve fonksiyonel becerilerini kullanarak gemide görev almaları buna
örnektir. Problem çözme ve karar verme becerileri takımların karşılaştıkları sorunları
ve fırsatları tespit edip, alternatifler arasından seçim yapıp karar verebilme becerilerine
sahip olmalarnı gerekli kılar. Tarafsızlık, aktif dinleme, takım üyelerini destekleme,
diğer takım üyelerinin ilgi alanlarını ve gelişimlerini fark etme ve etkili iletişim sosyal
becerilere örnektir.
Takım gelişimi zaman alan bir süreçtir ve aşamaları da dört basamaklı şu alt süreçleri
kapsar:
Oluşum Süreci: Takımların oluşumundaki ilk aşama takım üyelerinin bir araya
gelmesidir. Takım üyeleri bu ilk aşamada kendilerine “burada kendilerinden
ne istendiğini, amaçlarını”,”burada başka kimlerin olduğunu” ve benzeri
soruları sorarlar. Bu aşamada gerçekleştirilmesi gereken durum elemanların
kendilerini birbirlerine tanıtmasıdır. Bu aşamanın başarılı bir şekilde yürümesi
için genellikle bir lidere ihtiyaç duyulur.
İşleyiş Süreci: Dördüncü ve son basamak olan işleyiş sürecinde, takım üyeleri
artık birbirlerini tanımışlardır. Takım sinerjisi yakalanmıştır. Takım üyelerinin,
zayıf ve kuvvetli yanları da anlaşılmıştır. Takım göreve (problem çözme ve
iyileştirme süreçlerine) hazırdır.
42
Takım çalışmasında takım liderinin yeterliliği takımın verimliliği üzerinde önemli bir
etkiye sahiptir. Her takım lideri, takımın her elemanının sahip olduğu farklı doğal
yeteneklerinin farkındadır. Bilgileri, tecrübeleri, koordinasyon yetenekleri, algılama
düzeyleri gibiüyelerin her özelliklerinin bilincindedir. Takımlar oluşturulurken, takım
lideri takım elemanlarını kabiliyetlerine, algılama seviyelerine, tecrübelerine göre
takımlara ayırır. Liderin tespit ettiği her takım, her fert için seçilebilecek en ideal takım
olmalıdır. Bu takımlarda kişi ferdi yetenek ve becerilerini takım ile beraber öğrenmeye
ve geliştirmeye başlar. Bu da takım çalışmasının diğer bir faydalı yönüdür. Bir takım
liderinde bulunması gereken nitelikler şu şekildedir:
Tutarlılık ve dürüstlük
Kararlılık
Yeterlilik
Değişim Yaratabilme
Birleştiricilik
Analitik Düşünebilme
Harekete Geçiricilik
Uygulama alanı, kısıtları, zorlukları ve farklı yönetim yaklaşımları gerektiren pek çok
farklı çeşit takım bulunmaktadır. Takımların tip ve biçimleri, gerçekleştirilecek
göreve, görevin süresine, otonomi seviyesine, takım üyelerinin niteliğine ve yapısına
göre değişim göstermektedir. Dikey takımlar, bir yönetici ve biçimsel bir emir komuta
zinciri ile ona bağlı kişilerden oluşan takımlardır. İşlevsel takımlar olarak da
adlandırılan bu takımlar, genellikle örgütün tek bir bölümünü kapsarlar. Köprüüstü ve
makine dairesi takımları da bir dikey takım olup takım üyelerinin ortak faaliyet ve
etkileşimleri yoluyla belirli hedeflere (Emniyetli seyir gibi) ulaşmak üzere, belli bir
hiyerarşik düzen altında, lider merkezli oluşturulmuştur. Bu tip bir takım üyeleri, daha
homojen bir yapı sergilerler. Yatay takımlar, aynı hiyerarşik seviyeden, ancak farklı
uzmanlık alanlarından gelen takım üyelerinden oluşur. Özel bir görevi veya projeyi
gerçekleştirmek amacıyla farklı bölümlerden seçilen üyelerden oluşurlar ve genel
olarak görev ve proje sona erdiğinde dağılırlar. Gemi üzerinde belli bir sorunu çözmek
üzere güverte ve makine bölümlerinden zabitlerin bir araya gelerek oluşturdukları kısa
43
süreli takımlar yatay; takımlar olarak adlandırılabilirler. Bu tip bir takım üyeleri, daha
heterojen bir yapı sergilerler.
Takımlar hiyerarşik yapılar içinde yapısal sınırları birbirine entegre ederek ana
süreçlerin etkinliğini ve verimliliğini arttırmaktadırlar.
Takım çalışması; karmaşık ve hata payının yüksek olduğu işlerin, daha kısa
sürede ve daha mükemmel şekilde yapılmasını sağlar.
Özellikle her bir takım üyesinin kendi ve diğer takım üyelerinin sorumluluğunu
bildiği takımlar, bireylerden daha az hata yapmaktadırlar.
44
- Çalışanların moral ve motivasyonunun yükselmesi,
- İletişimin iyileştirilmesi,
- Verimliliğin artırılması,
45
hatalarından ortaya çıkmaktadır. Kazalarda etkili dört genel faktör insan hatası, büyük
risk alanları, durumu farkedememe ve hata zinciri olarak ortaya koyulmuştur. İnsan
hatalarından kaynaklanan kazalar; Dalgınlık ve küçük teknik problemlerden, yetersiz
liderlikten, öncelik hatasından, yetersiz takipten, ulaşılabilir kaynakların yanlış
kullanımından, haberleşme hatasından meydana gelmektedir. Köprüüstü personelinin
takım bazında örgütlenmesi, insan hatasının oluşma olasılığını azaltmak üzere
uygulanan yönetim odaklı bir yaklaşımdır.Yapılan araştırmada kaptanların %96’sı ve
zabitlerin %100’ü takım çalışmasının teknik yeterlilik kadar önemli olduğunu
belirtmişlerdir. Ancak deneyimleri sorulduğunda; kaptanların %51’i ve zabitlerin
%46’sı her zaman takım olarak çalıştıklarını belirtmişlerdir. Deniz kazalarının
oluşumunda; Köprüüstü organizasyonunda ve yönetimindeki zafiyetler ve eksiklikler,
mevcut kaynakların (ekipman, sistem, prosedür, insan) hatalı veya hiç kullanılmaması,
önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Kaza araştırmaları, bu kazaların
önlenmesinde, takım çalışmasının önemine dikkat çekmektedir. Deniz kazalarının
önemli bir kısmı gemide kılavuz kaptan var iken gerçekleşmektedir. Köprüüstü takımı
ile bu takımı ile bu takıma dışarıdan katılan kılavuz kaptanın yeterli işbirliği
yapmaması, iletişim güçlükleri bu kazaların oluşmasında rol oynamaktadır. Kılavuz
kaptan gemiye geldiği andan itibaren köprüüstü takımının bir üyesi haline gelir. Bu
katılım, doğru bir şekilde gerçekleştirilir ise gemi emniyeti de artırılmış olacaktır.
Kılavuz kaptanın köprüüstü takımına hızlı ve etkin bir şekilde dahil olması, öncelikle
köprüüstünde bir takım çalışmasının varlığına ve her iki tarafın karşılıklı bilgi alış
verişine bağlıdır. Gemi kaptanı seyir emniyetinden tam olarak sorumlu olmakla
birlikte kılavuz kaptan yerel koşullar hakkında bir danışman rolünü üstlenmektedir.
Gemide kılavuz kaptanın bulunması, gemi kaptanı veya vardiyadan sorumlu zabitin
gemi emniyeti konusundaki görev ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Kılavuz
kaptan, kaptan ve zabitlerin geminin emniyeti seyrinde alacakları karşılıklı rollerin
farkında olmaları gerekir. Ayrıca gemi kaptanı ve zabitlerin, kılavuz kaptanı
destekleme, hareketlerini sürekli izleme ve klavuz kaptan ile işbirliği yapma görevleri
vardır. Kılavuz kaptanın faaliyetleri ve niyeti konusunda herhangi bir şüphenin
bulunması durumunda sorumlu vardiya zabiti, kılavuz kaptandan durumun açıklığa
kavuşturulmasını talep etmeli, şüphe devam ediyorsa derhal gemi kaptanı haberdar
edilmeli, kaptan gelmeden önce gereken hareketi yapılmalıdır. Kılavuz kaptan, gemiye
geldikten sonra, gemi kaptanı ile bir bilgilendirme toplantısı yapması gereklidir.
“Kaptan-Kılavuz Kaptan Bilgi Alışveriş Brifingi” olarak adlandırılan bu bilgilendirme
46
toplantısında, kaptan ve kılavuz kaptan sefer planını görüşür, eğer gerekirse
değişiklikler yapılır ve uygulanacak sefer planı hakkında mutabakata varılır. Yeni
bilgiler ve yapılan değişiklikler diğer köprüüstü takım üyeleri ile paylaşılır. Kılavuz
kaptanın gemide iken köprüüstü takımının bir üyesi gibi köprüüstü takım üyeleri
tarafından desteklenmesi gereklidir. Kaptan ve kılavuz Kaptan seyir prosedürleri, yerel
koşullar ve kurallar ile geminin manevra karakteristikleri hakkında bilgi alışverişinde
bulunacaklardır. Bu bilgi alışverişi kılavuzluk hizmetinin verildiği sürece süreklilik
taşımalıdır. Kaptan-Kılavuz Kaptan Bilgi alışverişi en az aşağıdaki bilgileri
içermelidir:
“Standart Pilot Card” ile birlikte değişik hızlarda dönüş hızı, devir dairesi,
durma mesafesi, var ise diğer gerekli bilgiler
Seyir sırasında beklenen özel hava durumu, su derinliği, gelgit akıntıları, deniz
trafiği koşulları
Varış yeri, rotalar, planlı hız ve ETA’lar, gemi trafik hizmetleri (VTS) ve seyir
işlemleri
Sefer planı tercih edilen hareket tarzı konusunda temel bir göstergedir. Kaptan ve
kılavuz Kaptan şartların zorlaması ile her an plandan sapmaya hazırlıklı olmaları
gereklidir. Kılavuz kaptan ile köprüüstü personeli arasındaki iletişim İngilizce veya
operasyona dahil tüm taraflarca bilinen bir dille yapılmalıdır. Kılavuz kaptan VTS,
römorkör, palamar gibi gemi dışı taraflarla haberleşecek ise ve bu haberleşmeyi
İngilizce veya köprüüstünde anlaşılabilecek bir dille yapamıyorsa; kılavuz kaptan
47
vakit geçirmeden köprüüstü personelinin dış tarafların hareketlerini takip
edebilmelerini sağlayacak şekilde söz konusu haberleşmeyi açıklamalıdır.
Karar verme ve alternatifler arasında tercih yapma, bir yöneticinin günlük hayatta en
önemli uğraşılarından biridir. Üst düzey yöneticiler, örgütlerini genel olarak
ilgilendiren, uzun dönemli stratejik kararlar verirken; orta ve alt düzey yöneticiler daha
çok gündelik, örgütün sadece belirli bir kısmını ilgilendiren kararlar vermektedir.
Karar verme; eldeki mevcut bilgi, sahip olunan deneyimler, beklentilerimiz ve
hedeflerimiz doğrultusunda alternatif hareket tarzlarını geliştirmek ve bunlar içinden
bir seçim yapmaktır. Etkili karar verme; eldeki mevcut bilgiye dayalı, mantıki ve
doğru/güvenilir düşünce/muhakemeyi kullanarak hareket tarzını seçebilme
becerisidir. Yüksek durumsal farkındalık, etkili karar verme için ön koşuldur.
Problemin tanınması: Her karar bir problem ile başlar. Problem mevcut durum
ile istenen durum arasındaki farktır. Karar alma süreci sonucunda tercih
ettiğimiz alternatifin, bu problemi ortadan kaldırmasını bekleriz.
48
Karar kriterlerinin tanımlanması: Karar kriterleri; problemin çözümü ile ilgili,
bizim için ve kurumumuz için önem ve öncelik arz eden kriterlerdir.
Karar kriterlerine önemlerine göre ağırlık verilmesi: Her karar kriteri, içinde
bulunduğumuz duruma ve kurumumuzun politika ve önceliklerine göre farklı
seviyede önem ve öncelik taşıyabilir. Bu nedenle her bir kritere mevcut
koşulları göz önüne alarak bir ağırlık değeri vermeliyiz.
49
Çizelge 2.3 : Alternatiflerin değerlendirilmesi (Kriterleri karşılama miktarı x Ağırlık değerleri).
50
- Kurallar: Neyin yapılması, neyin yapılmaması gerektiğini belirten açık ve
net ifadelerdir. “Görüş 3 mil altına inince kaptana haber ver.” ifadesi bir
kuraldır.
- Karar vericiye yorum imkanı tanıyan daha genel ve geniş ifadeler içermesi
ile kurallardan ayrılır.
Karar verme süreciyle iniltili davranışları tanımlamak pek çok birey için zorlu olup bu
bireyler karar verme aktivitesinin ne olup olmadığıyla ya da alınıp alınmadığıyla ilgili
başka bir kimsenin kafasında neler döndüğünü anlamanın zorluğunu ifade etmiştir.
Karar verme süreci bazı şartlar altında diğerleriyle karar uygulanıncaya kadar
paylaşılmayan bir iç bilişsel süreç olarak görülebilir. İçselleşmiş karar verme süreci
diğer yeterliliklerle karşılaştırıldığında ‘geminin tahmin edilebilir ve güncel
durumunun kesin anlaşılmasının paylaşımı’ ve ‘iletişimin belirsiz olmayacak şekildeki
açık alışverişi’ olarak işlem görür.
Durum ve risk değerlendirmesi, pek çok kaynak yönetimi konseptinin ‘zihinsel model’
paylaşımı gibi yollarla bütünleştirilmesi, iş yükü yönetimi ve efektif iletişim için
olumlu ve olumsuz davranışlar tanımlanır.
51
Doğru miktarda bilgiyi zamanlıca istenmesi, bunu yaparsam sonuçları böyle olur
şeklindeki düşünceler ve dahil olan insanlar arasında müşterek bir anlayışın aranması
çerçevesinde bakılınca konuyla ilgili aktivite ve eylemlerin yokluğu efektif karar alma
hususunda başarısızlık oluşturur. Bazı insanlar gemilerdeki mevcut adamlandırma
seviyeleri ile ilgili belirtmiştir ki ikinci aşamayla, yani üretilen opsiyonların
tanımlanması ve ele alınması aşamasıyla ilişkili davranışların gözlenmesi zorlu
olabilir. Örnek olarak da bir mürettebat tarafından desteklenen tek bir vardiya zabitinin
opsiyonları tartışmak için yanında başka bir zabit olmayışını göstermişlerdir. Birden
daha çok sayıda zabitin bulunuşu süreç.içerisindeki dahil oluş anlamında daha büyük
bir vurgu olarak gözükmüştür. Günümüzde vardiya zabiti ile kaptan arasında en
emniyetli kararın alınması yönünde görüş birliğine ulaşılması için tartışma yapmak
önem taşımaktadır. Tecrübe derinliğinin çok bulunmadığı noktalarda diğer insanları
da dahil etmek ve opsiyonların konuşulup anlaşılmasını sağlamak gerekmektedir.
Doğası itibariyle dinamik olan durumlarda seçim yapıldıktan sonra da esnek
kalabilmek de önemli bir role sahiptir. Pek çok opsiyon arasından seçim yapılması
gerektiğinde hangisinin gelecekte daha fazla seçim hakkı sunacağına bakmak; karar
alındıktan sonra önceden kullanılabilecek seçenekleri tekrar tahlil etmek ve
beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı kalmak önemlidir.
Doğru karar almanın önündeki engellerin en önemlisi karar vermek için zaman
baskısının bulunması ile hatalı ve belirsiz bilgidir.
Bu durumlarda;
52
en uygun stratejilerdir.
Royal Majesty gemisi otomatik navigasyon sistemindeki arıza sonucu, 34 saatten fazla
süre boyunca rotadan sapmış, daha sonra karaya oturmuştur. Bu kaza ve incelenmiş
olan diğer kazaların büyük bir kısmının durumsal farkındalık eksikliğinden
kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Otomasyonun ve bilgisayar kullanımının artması ile vardiya zabitleri yoğun, çok hızlı
olarak veriye ulaşılabilmektedirler. Otomasyonun kullanımıyla zabit ve kaptanlar
ihtiyaç duyulan yerlere dikkatlerini yoğunlaştırabilmekte ve durumsal farkındalıkları
artabilmektedir.Ancak fazla veri, vardiya zabitleri üzerinde aşırı veri yüküne neden
olabilir ve durumsal farkındalığı azaltabilir. Otomasyon, vardiya zabitlerinin sistem
çalışma döngüsü dışında kalmasına ve sistemin çalışma durumu hakkında düşük
farkındalığa sahip olmasına neden olup acil durumlarda müdahale etmesini güçleştirir.
Otomasyon sensörleriyle ilgili olarak sistemde GPS hataları olabilmekte, bazı
ölçümler zaman alabilmekte ve kâğıt haritada görünen şamandıra gibi şekiller bazen
ECDIS’de görünmemekte veya görünse bile olması gereken yerde olmamaktadır.
Otomasyonun aniden devreden çıktığı durumlarda panikleme olabilmekte; arızanın
anlaşılması ve giderilmesi için zaman kaybı yaşanabilmektedir. Otomasyon
sistemlerinde veriler bazen gecikmeli gelebilmektedir. Liman yaklaşımlarında veya
dar bir kanal/boğaz geçişleri sırasında alarmların sürekli çalması dikkat
dağıtabilmekte; belli bir süre sonra alarm sağırlığına sebep olabilmekte ve neden
çaldıklarına bakılmaksızın kapatılabilmektedir. Köprü üstü takımının otomasyona
fazla güveni sonucunda gözcülüğün zayıflaması önemli bir problemdir. Özellikle genç
zabitler otomasyona fazla güvendikleri için bildiklerini unutabilmekte, herhangi bir
arızada ne gibi tehlikelere düşeceklerinin farkında olmayabilmektedirler. Otomasyon
sistemleri devreden çıktığında zabitler ne yapacaklarını algılamakta
53
gecikebilmektedir. Otomasyona olan bu bağımlılık sonucunda görsel seyirden
uzaklaşılabilmektedir. Gemi çalışanlarının otomasyon konusunda bilgi ve
becerilerinin artırılması gerekmektedir. Gemide görev alacak olan zabitanın özellikle
simülatör destekli eğitim yoluyla entegre köprü üstü ve otomasyon sistemlerine uyum
sağlayacak seviyeye getirilmesi önemlidir. Köprü üstündeki sistemlerin belli bir
standarda getirilmesi kullanıcıların sisteme uyum sağlamasında önemli olup, doğrudan
köprü üstünde durumsal farkındalığa etki etmektedir.
Durumsal farkındalık kişinin algıladığı çevre ile gerçek çevre arasındaki farkın
birbirine yakınlığı ile ilgilidir. Bu fark açıldığında zayıfladığını, azaldığında ise
arttığını söyleyebiliriz.Her kazanın arkasında bir emniyetsiz hareket veya hareketsizlik
bulunmakta, bu emniyetsiz hareket veya hareketsizliğin arkasında ise bir karar
yatmaktadır. Kararlar ise, kişinin Durumsal farkındalık sonucu zihninde yarattığı
resmin/çevrenin sonucudur. Bu nedenle durumsal farkındalık sonucu oluşan algılanan
çevre, gerçek çevreye ne kadar yakın ise (Yüksek Durumsal Farkındalık) verilen
54
kararlar o kadar doğru olacak ve kararlar sonucu atılan adımlar da gemiyi kazaya
götürmeyecektir.
55
Öngörü: Bu süreçte vardiya zabiti, ilk iki aşamada verdiği cevaplar neticesinde,
“Bundan sonra ne olabilir?” sorusuna cevap verebilmelidir. Çevredeki
unsurların gelecekteki hareket tarzlarının en azından yakın gelecek için
öngörülmesi son safhayı oluşturur. Çatma tehlikesi varsa bundan sonraki
aşamanın planlanması, kaçınma manevrasının değerlendirilmesi bu aşamayı
oluşturur.
Örneğin bir zabit; mevkii koyarak “Ben neredeyim” sorusuna cevap arar (1.Aşama).
Koyduğu mevkileri izleyerek geminin rotada olup olmadığını ve bunun ne anlama
geldiğini yorumlar (2.Aşama). Bu yorum neticesinde eğer gemi rotadan çıkmış ve
sığlığa doğru ilerliyorsa; bu şekilde devam edilmesi durumunda, geminin karaya
oturacağı öngörüsünde bulunur (3.Aşama). Durumsal farkındalık modeli Şekil 2.13 ile
verilmiştir.
Köprüüstü takımı durumsal farkındalığı, her bir takım üyesinin o anki durumsal
farkındalığının toplamı değildir. Ortak takım durumsal farkındalık düzeyi, takımın en
üst seviyedeki bireyinin sahip olduğu durumsal farkındalığı kadardır. Bu durum
köprüüstünde takım çalışmasının önemini daha da arttırmaktadır. Takım üyelerinin
sorumlu zabitin ve/veya kaptanın o anki durumsal farkındalığını arttıracak şekilde
kendi durumsal farkındalıklarını da katarak bilgi sağlamaları ve desteklemeleri
gerekmektedir. Takımın durumsal farkındalığı, kişisel durumsal farkındalığın takım
üyeleri arasında paylaşılmasıyla artacaktır. Diğer takım üyeleri tarafından verilen
geribildirimler, kişinin kendi zihinsel modelinin doğruluğu hakkında
bilgilendirilmesine neden olduğu için, Durumsal farkındalığın artmasına yardımcı
olur. Çevrenin sürekli izlenmesi,sorgulanması, yorumlanması,
algılarımızıngeliştirilmesi, durumsal farkındalığı arttıracaktır.
56
Durumsal farkındalık iletişim, liderlik, takım çalışması, büyük resmi görmenin önemi
gibi diğer faktörlerle açık şekilde bağdaştırılmış efektif olmayanlara göre daha çok ön
plana çıkar. Bazıları için durumsal farkındalığın efektif şekilde idrakiyeti ve kullanım
becerisi kullanılan ekipmanlarla bilgiye ulaşma kabiliyetiyle ilişkili teknik kapasitenin
bir öz bileşenidir. Endsley (1995) durumsal farkındalığı üç safhaya ayıran bir model
kullanır ve bu model algı, yorumlama ve yansıtma seviyelerinden oluşur. Algı,
mümkün olan bütün kaynaklardan bilginin alınmasıyla ilişkili olup çeşitli insanlardan
ve ekipmanlardan girdiler gözetmeye dayalıdır. Yorumlama çevrede olup bitenher
şeyden farkında olunması ve geriye çekilip her şeyi gözlemlemekle mümkündür.
Yansıtma ise beklenti kurmakla ilgili olup sakinlik, konsantrasyon gibi özelliklerin
kullanımıyla yapılır.
Takım üyeleri arasında iş yükünün dengeli dağıtılması, etkili zaman yönetimi, görevler
paylaşılırken ve delege edilirken o bireyin bilgi, beceri ve deneyimi ve o andaki
psikolojk durumunun göz önüne alınması gerekir. Kişilerin özel hayatları ve sorunları,
o andaki durumsal farkındalık seviyelerini doğrudan etkilemektedir. Gemi
kaptanlarının ve başmühendislerin takımlarındaki bireylerin teknik beceleri ve
bilgileri kadar bu belirtilen özelliklerini de dikkate almaları gerekmektedir.
57
Çevresel nedenlere bakıldığında şunlar görülür:
Görüş durumu,
Trafik durumu,
Gürültü,
Karanlık.
Köprüüstü takımı üyelerinin sayısı; kısıtlı görüş, yoğun trafik gibi olumsuz çevre
koşullarında durumsal farkındalığın arttırılması amacı ile arttırılır.Farklı vardiya
koşullarında köprüüstünde kimlerin bulunması gerektiği şirketlerin emniyetli seyir
prosedürlerinde belirtilir.
Şirketin, emniyet yönetim sistemi, eğitim, personel donatım politikaları, şirket kurum
kültürü dolaylı olarak personelin durumsal farkındalığını etkiler. Sayı ve nitelik olarak
personel zafiyeti olan gemilerde iş yükünün diğer zabitlere yüklenmesi ve bunun
neticesinde oluşan yorgunluk ve stres, durumsal farkındalık azalmasına sebep olabilir.
- Dikkat dağılması
- Dalgınlık
- Kuralların ihlali
- Kayıtsızlık
58
- Hatalı prosedürlerin uygulanması
- Belirsizlikler
Pek çok deniz kazası zabitlerin hataları fark etmelerine rağmen bu durumu diğer
zabitlerle paylaşmamaları, paylaşmaktan çekinmelerinden kaynaklanmaktadır.
Yüksek güç mesafesi (Üstlerin emirlerini sorgulamadan uygulamak), sessiz kişilik,
daha önce yaşanan olumsuz deneyimleri, kişisel çatışmalar, konu ile ilgili yeterli
deneyim ve bilgiye sahip olunmaması, özellikle genç zabitlerin girişken olmalarını
önlemektedir. Gemi kaptanlarının zabitlerin profesyonellik sınırları içinde girişken
olmalarını teşvik etmeleri gerekmektedir. O an olanlar konusunda kendinizi ne kadar
rahat hissettiğinizin bir seviyesidir. Eğer bu seviye düşük ise, bu durumu ifade etmeli
ve diğer takım üyeleri ile paylaşılmalıdır.
59
2.4.7 Liderliğin kurallara uyma ve hata yönetimi konsepti
Örgütler tüm operasyonlarında sıfır hata seviyesine ulaşmak isterler, ancak insanın
bulunduğu bir yerde bu ideal duruma ulaşmak mümkün değildir. Kaza araştırmaları
göstermektedir ki herkes, en deneyimliler ve hatta alanında en uzmanlar bile hata
yapabilirler. İnsanların yüksek ve düşük stres ve iş yükü altında iken hata yapma
olasılıkları daha yüksektir. Örgütlerin hataları en etkin olarak yönetmeleri
gerekmektedir; bu ise hataların oluşma olasılıklarını ve olumsuz sonuçlarını azaltma
ile mümkündür. Eğer hatalar karmaşık sistemlerde normal ve olağan ise; yapılacak
olan hataların oluşma olasılığını azaltmak, oluştuğunda bir an önce tespit edip
sistemden çıkartmak ve olumsuz etkilerini en aza indirmek olmalıdır. Bu yaklaşım
‘hata yönetimi’ olarak adlandırılmaktadır. BRM eğitimlerinin amacı bireyin takım
çalışması, iletişim ve hata yönetimi becerilerinin artırılmasıdır. Kaza araştırmalarında
1990’lardan önce öncelikle hataları kimin yaptığı tespit edilmeye çalışılmaktaydı.
Günümüzde ise hataları kimin yaptığından çok, hataların neden ortaya çıktığı üzerinde
durulur. Hatalar insanın fizyolojik ve psikolojik sınırlılıklarından ortaya çıkarlar.
Yorgunluk, iş yükü, korku gibi zihinsel aşırı yüklenmeler, yetersiz kişilerarası iletişim,
yetersiz bilgi işleme ve hatalı karar verme hataların bazı nedenleridir.
60
anlamak, hatayı tetikleyen koşulları değiştirmek, hataları azaltıcı ve önleyici
davranışları belirlenmek ve personelin bu alanda eğitilmesini sağlamak temeline
dayanır.
- Performans sınırları aşıldığında insanlar daha fazla hata yaparlar. Aşırı iş yükü
ve stres durum muhakemesi ve karar verme kabiliyetini olumsuz etkiler.
- Emniyet evrensel bir değerdir. Ancak emniyet kaza olasılığı yüksekten alçağa
doğru yönelen yelpaze şeklinde farklı seviyelere sahiptir; mevcut kaynaklar ile
altyapı, farklı ulusal ve örgütsel kültürlerde bu seviyeler yelpazenin farklı
yerlerinde konumlanabilmektedir.
- Hatalar çok etkili bir öğrenme aracı olabilir. Hatalardan ders çıkartmak ve aynı
hatayı bir daha tekrarlamak önemli bir beceridir.
61
bir zabit ile yapılan çapraz kontroller), e) Standart işletim prosedürlerinde sıkı
sıkıya uymak, f) Sefer planlaması (Sefer planlamasının bilgilerin derlenmesi,
harita işlemlerini ve formların doldurulmasını içeren planlama safhaları; olası
seyir hatalarının önlenmesi için önemli aşamalardır.), g) Doğru terminoloji
kullanma (Tüm riskli operasyonlarda açık net mesajlar, standart denizcilik
terimleri kullanılır.), h) Riskli işlemlerden önce bir risk değerlendirmesi
yapılması hataların oluşmasını önlemeye katkı sağlar.
Takımın tüm üyeleri sorunun çözümü için beraber çalışmalı ve katkı sağlamaları
gerekmektedir. Takımın tüm üyeleri sorunun çözümüne katkıları ile ilgili
sorumluluklarını kabul etmelidir. Kaptan etkili bir liderlik göstermeli, personele
sorumluluklarını (Kim nerede, ne yapacak gibi) iletmeli ve diğer personelden gelecek
bilgi desteğine açık olmalıdır.
62
Bazı durumlarda personel bilinçli veya bilinçsiz olarak hatanın olumsuz etkilerinin
artmasına neden olur. Yapılan bir hatanın gizlenmesi, durumdan diğer personeli
haberdar etmemek, olayın sonuçlarını küçümseyerek ve filtreleyerek iletmek hatanın
olumsuz sonuçlarını artıracaktır.
Karşılıklı güven
Toplantı, iş yapmak amacıyla bir araya gelme eylemi ya da sürecidir. İnsanların güven
oluşturmak amacıyla toplanması ya da bir araya gelmesidir. Yönetimin haberleşme ve
koordinasyon kaynağıdır. Toplantılar; katılımcıları yönetim etrafında birleştirir ve
bütünleştirir.
63
Tartışmaya gerek bir konu yoksa
Toplantı danışma ve öğrenme amacı olup bilgi alışverişi ile sorunların saptanmasıdır;
karar alma ve sorun çözme için bir yöntemdir. Toplantı iki kategoride ele alınabilir: 1)
Bilgi Verici Toplantı, 2) Sorun Çözücü Toplantı. Her ikisinde de şunlar ortaktır:
Sorunu tanımlama, çözüm üretme, değerlendirme ve karar verme, kararı uygulama,
sonuçları değerlendirme.
64
İşbirliği ve etkileşimi sağlama
Öğrenmeyi sağlama
Koordinasyon sağlama
- Toplantıdan ayrılmamak
65
- Gündeme bağlı kalmak, konu dışına çıkmayı önlemek
Davranışsal göstergeler bir cevap verme kodlaması süreci ile geliştirilmiştir. Geçerlilik
ve güvenilirliği bakımından test edilmiş ve tüm etkenler köprüüstü, kargo, makine
dairesi kapsamında ölçülerek oluşturulmuştur. Bu da çizelge 2.6 ile gösterilmiştir.
66
İletişim açık ve net Paylaşılan bir Planlar, beklentiler Planları ve
şekilde verilir ve anlayış sağlama ve roller açıklanıp beklentileri
alınır anlaşılır. açıklamada
Uygun zamanlarda başarısızdır.
açık bilgilendirme Çalışanların plan
ve güncellemeler ve beklentileri
verilir. anladığına emin
İletişim gözlenir olmakta
ve tasdik edilir. başarısızdır.
Uygun olan her Yanlış zamanda
yerde standart yapılan toplantılar
denizcilik açık değildir.
ingilizcesi Standart bir
kullanılır. terminoloji yoktur.
Her seviyedeki İletişim tek
personel göreve taraflıdır ve teşvik
teşvik edilir. etmede
Toplantılara eşlik başarısızlık vardır.
ederken kontrol Planlama ve
listeleri kullanılır. toplantılarda
Mesaj ulaştırmada kontrol listeleri
tüm iletişim kullanılmaz.
kanalları İletişim kanalları
kullanılır. etkin şekilde
kullanılmaz.
İletişimin stili İletişimi sağlayan Mesajın ulaştırma
kişi uygun cümle hızında,
yapısı ve terminolojide ve
terminoloji herkesin
kullanır ve anlayabilmesi
herkesin aynı noktasında
kanalda olduğuna sorunlar vardır.
emindir.
67
İletişim kültürel Kültürel ayrıma
ayrımı ortadan çare bulamaz.
kaldırmada işe Kullanılan dil
yarar. yoruma açıktır ve
İletişimin tipi ve farklı şekillerde
miktarı duruma yorumlanabilir.
uygundur. İletişim tek yönlü
Diğerlerini olduğundan
dinlerken kendi geribildirimi
düşüncelerini de teşvik edemez.
ortaya koyar.
68
doğrultusunda yönetir. Bu departmanın görev konuları arasında en önemlilerinden
birisi de personel eğitimidir. Gerek yeni personelin oryantasyonu, gerek mevcut
personelin gelişen mesleki ve teknolojik koşullara göre eğitimi bu kapsamda yer alır.
69
1995 düzenlemeleri 1 Şubat 1997’de yürürlüğe girmiştir. Bu revizyonun en göze
çarpan karakteristiklerinden birisi de teknik ekler bütününün kurallara ve yeni STCW
Kod’a ayrılışı olmuştur. Böylelikle daha teknik standartlar sağlanmıştır. Bu yeni
kodun iki kısmı bulunmaktadır; bunlar A ve B bölümleridir. A bölümü zorunlu
kuralları kapsarken B bölümü ise tavsiyelerden oluşmuştur. STCW Kod listeler ve
tablolar halinde bir yetkinlik çalışması getirmiştir ki bütün Dünya ölçeğinde
denizcilere uygulanmak üzere getirilmiştir. Bu düzenlemeler Kod’un daha
operasyonel ve teknik gerekliliklerini getirmiş, revize etme ve güncelleme
prosedürünü basitleştirmiştir. Bir diğer büyük değişim ise Konvansiyonun taraflarının
IMO’ya Konvansiyona tam uyum gösterdiklerine dair teminat gösteren detaylı idari
bilgiler sunma gerekliliği olmuştur (IMO, 2014c). 2010’da Manila düzenlemeleri tacit
kabul edilme prosedürü ile benimsenmiş ve STCW Konvansiyonu ve Koduna büyuük
bir revizyon olmuştur. Düzenlemeler 1995’ten bu yana kabul edilen tüm revizyonları
kabul etmiş ve yorumlama ile güncelleme hükümlerinde yeni teknolojiyi ve
tutarsızlıkları işaret etmiştir. Bölüm 1’de (Genel Hükümler) yer alan kontrol ve
iletişimi geliştirmeye yönelik hükümlerin yanısıra kara ayağına ve kısa deniz seyrini
kapsayan endüstrilere spesifik gereklilikler eklemiştir. Düzenlemelerle ayrıca MLC
2006’nın hükümlerine bütünsel şekilde dahil olma sağlanmış, uygun hale getirilmiştir.
Bu düzenlemeler 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girmiş ve günümüzde 158 tarafça kabul
görmüştür (IMO,2011). Kabul edilen düzenlemeler arasında Konvansiyon eklerine ve
koduna her bölümde önemli değişiklikler getirilmiştir ve IMO’da (2014c) belirtildiği
üzere bunlar şunları kapsamaktadır:
70
Tüm tipteki tanker gemilerinde çalışan personelin yetkinlik gerekliliklerinin
güncellenmiş hali; gaz tankerlerinde çalışan personele yeni gerekliliklerin
getirilişi
Kutup sularında seyir yapan gemilerde çalışan personele yeni eğitim rehberi
Özetle STCW 1978 Konvansiyonu için pek çok kere yeni düzenleme gelmiş ve bu
düzenlemelerle denizciler için en uygun düzeyde eğitim aracılığıyla denizde emniyet
giderek iyileştirilmeye çalışılmıştır. 1995 ve 2010 yılları arasındaki büyük
düzenlemeler ile de günümüzdeki halini alan Konvansiyon, ilaveten insan hatası
endişesiyle de mücadele etmesi yönünden önem arz etmektedir.
71
[8] Makine Dairesi Kaynak Yönetimi için yeni bir gerekliliğe ihtiyaç
duyulmaktadır. –Singapur
- Önerilen içerik kapsamında liderlikle ilgili eğitim gereklilikleri Bölüm 2’e [7]
ve Bölüm 3’e [8] eklenmelidir.
72
önceliklendirilmesi; kara ve denizde etkili iletişim;takım
deneyimlerinin ele alınarak yapıldığı kararlar; girişkenlik, yılmama
niteliği ve motivasyonu da kapsayan liderlik, durumsal farkındalığın
elde edilip sürdürülmesi)
73
yükseltmiş ve liderliği, gözlemlemeyi, takım çalışması ortamı hazırlamayı ve içine
dahil olmayı, daha yetkin ve tecrübeli insanlardan öğrenmeyi kapsamaktadır [5]
Rutin işleyen bir gemideki dinamik iş gücü sorunları dış ortam faktörlerinden,
sefer süresinden, kargo operasyonlarından ve yönetsel gerekliliklerden ve
kullanılabilir destek mekanizmasından etkilenir.
74
3.2 Denizcilik Sektöründe Liderlik Eğitiminin Zorlukları
Warsash Maritime Centre’da teknik olmayan beceriler üzerine yapılan bir araştırmada
Barnett, Gatfield & Pekcan (2006) öğrencilerin öğrenme sürecini geliştirmek için
denizcilik okullarının çok fazla zamanı olduğuna dikkat çeker. Öğrencilere aktif olarak
keşfetmeleri için fırsatlar sunulmalı; tek yönlü bir ders anlatımından kaçınılmalıdır.
Öğrenciler aynı zamanda deneyimlerin yorumlanması konusunda cesaretlendirilmeli
ve onlara bu yönden rehber olunmalıdır. Özellikle yetişkinlerin öğrenme sürecinde
tecrübe ve deneyimlerin yansımasının çok güçlü bir etkisi vardır. Barnett, Gatfield &
Pekcan (2006) çalışmasının 10.sayfasında şu ifadelere yer vermiştir: “Dersin
sonuçlarının ötesindeki bir sürece taşımak için öğrencilerimizi teşvik ederek normalde
eğitim ve öğretim girişimleriyle ilgili balayı döneminin ötesine geçme potansiyeline
sahip oluyoruz ve sürekli devam eden bir tutum, davranış ve bilişsel değişim getirme
şansımız oluyor.”
75
için zorunlu gereklilikleri insan elementi konseptinde öğretmeye çalışır. Öğrencilere
farkındalık ve insan elementinin etkili kaynak yönetimini etkileyişini açıklar.
Son senelerde farklı gemi tiplerinin artışında etkili bir büyüme görülmektedir. Bu
büyümedeki ana neden verimi ve marjinal maliyeti artırmaktır. Yolcu gemileri de bu
kervanın içindedir ve günümüzde 6000 insan taşıyan devasa gemileri görmek
mümkündür. Bu ifadeler gemiadamlarına yönelik sadece teknik çözüm yönünden
değil eğitim ve öğretim anlamında da zorluklarla geri dönmektedir. Yeni senaryoların
yol açtığı zorluklar sadece gemi mürettebatının hazırlıksız oluşuyla veya motivasyon
76
düşüklüğü yaşayışıyla sınırlı kalmayıp riskleri minimize etmek ve gemide en yüksek
seviyede emniyeti sağlamak için yeni koşulları da işaret etmektedir. Bu da zabitlerin
onları olası tehtitlere karşı hazırlayacak yeni yetkinliklere ihtiyaç duyuyor olduğu
anlamına gelmektedir. Zabitler hazırlıklı olmamaları korkunun hakim olduğu kontrol
edilemez bir ortamla karşılaşma riskini hep taşımaları anlamına gelmektedir. Liderlik
ve takım çalışması, kriz senaryolarında gerekli yetkinliklerdir. Bu kavramlar kritik
durumlardan kaçınmanın da ilk aşamasıdır. Güncel olarak denizcilikte teknik olmayan
becerileri zorunlu kılan IMO’nun STCW Kodu olmuştur. 1978’de oluşturulan Koda
2010 senesinde gelen düzenlemeler insan elementi, liderlik ve yöneticiliğin eğitim
gerekliliklerini kapsamaktadır. Bunlar da durum ve risk değerlendirmesi, takım kurma
ve kaynakların organizasyonları, karar verme, kriz yönetimi, çatışma yönetimi,
durumsal farkındalık, iletişim, kültür, gemide eğitim, işgücü yönetimi ve motivasyonu
ele alır.
Bir gemi seyir için kalkmadan önce kaptan köprüüstü ekibini şu gibi konularda
bilgilendirir:
Sefer planı
Köprüüstü ekibinde iletişim açık olmalıdır. Farklı dilleri konuşan takım üyeleri
arasındaki iletişim ortak dille yapılmalıdır ki bu da denizcilik İngilizce’sidir. Gemide
bir kılavuz kaptan olduğunda aynı kurallar bu iletişimde de uygulanır.
Bazı durumlarda gemi personeli aktivitelerini koordine ederken onlarla etkili iletişim
kurmak hayati önem taşır. Özellikle de lider olan kaptan için özellikle niyetini ve
emirlerini aktarırken, ki bu acil durumlarda ve acil durum ihtimaline karşı daha da
önem taşır, köprüüstü takımıyla etkili iletişim kurabilmek önemlidir. Geminin yol
üstünde oluşu ya da bir limana girişi vuku olabilir; ne olursa olsun köprüüstü takımı
tam bir takım fonksiyonunda iş görmelidir.
77
Köprüüstü ekibi, kaptan tarafından iyi açıklanmış bir planla ve bu planın
anlaşılmasıyla herhangibir acil duruma karşı iyi bir cevap verecektir. Köprüüstü
takımının üyelerinin tehlikeli bir durumu beklediği ve hatalar zincirinin gelişimini
tanıdığı bir durumda, bahsi geçen durumdan kaçınmak için gerekli eylemler yapılacak
ve dahil olmuş hataların düzeltilmesi sağlanacaktır.
Eğer kaptan gemi seferinin planını iyi yaparsa köprüüstü takımı geminin durumu ve
kontrolü hakkında daha iyi bir seviyede olacağından seyir bölgesi konfigürasyonundan
dolayı gerçekleşebilecek öngörülemez olayların vuku bulmasından da kaçınacaktır. İlk
planın iptal edilecek yerine acil durum planının uygulanması köprüüstü takımı ve
kaptanın tecrübesine ve öngörülemez sorunların vuku buluşuna bağlıdır. Sefer
başarıyla tamamlandığında kaptan köprüüstü ekibiyle planı tartışır ve zayıf noktalar
ele alınır. Bu tip tartışmalar ilk planın düzeltilmesine ve bir sonraki sefer aynı rota için
kullanılabilecek daha iyi bir sefer planı elde etmeye doğru götürür. Bir ticari gemide
motivasyon empoze edilerek değil, içten gelerek ortaya çıkmalıdır. Herkeste
motivasyonun artırılması için teşvik edici ortamı hazırlamak liderin yani kaptanın bir
görevidir.
Değerli niteliklere sahip bir örgüt takım çalışması ile meydana gelir ve örgüt kalitesi
bu takımı oluşturan üyelerin kendi değerlerini, limitlerini ve yetkinliklerini
tanımasıyla büyür. Aynı zamanda da köprüüstünde yapılan çalışmaları organize etmek
de takımın her bir üyesinin niteliklerine ışık tutmalıdır. Bir takım içinde ve bilgilerin
serbestçe dolaştığı profesyonel bir sirkülasyonda çalışmak köprüüstü takımı, kaptan
ve kılavuz kaptan arasındaki ilişkilerin gelişimini tetikler. Köprüüstünde iletişim
belirli bir aktiviteye dahil olan insanlar arasındaki kumanda zincirinin yol açabileceği
pozisyon farklılıklarının sebep olduğu kısıtlılıklardan etkilenmeksizin açık şekilde
yapılmalıdır.Köprüüstünde başta kaptan olmak üzere diğer bütün gemi
kompartımanları tarafından temin edilen açık iletişim yeni üyelerin eğitimini ve
familirasyonunda geminin özellikleri doğrultusunca da sürdürülmelidir.
78
Şu şirketin emniyet yönetim sisteminde açıkça ifade edilmelidir ki kaptanın gemi
emniyeti ve kendi sorumlulukları ile ilgili karar alma ve bunun yanında gerektiğinde
zabitlerin görevlerini de devralma ile ilgili görevleri elzem olup kaptan, geminin
emniyeti ve emniyetli seyri ile ilgili karar alımlarında şirket tarafından
zorlanmamalıdır. Bu durum özellikle şiddetli hava ve denizin olduğu durumlarda daha
da ön plana çıkar.
Gemi mürettebatının emniyeti lider olan kaptan için bir önceliktir ve emniyetli iş
ortamı oluşturmak onun bir görevidir. Operasyonel baskının gemi emniyetini tehlikeye
düşürmediğinden emin olmalıdır. Bu da liderlerine güven duyan bir takım çalışmasını
oluşturacaktır.
Bir gemide liderlik, mürettebat aktivitesinin örgütsel ilerleyişi için gereklilik arz eder.
Denizcilik endüstrisinde ticari gemilerde kritik liderlik rollerini üstlenecek potansiyele
sahip gelecekteki liderlerin tanımlanması ve toparlanması bir ihtiyaçtır. Gemiler
liderlere, yani kaptanlara ihtiyaç duyar ki kaptanlar birlik ve bütünlük için bir güç
teşkil eder; etkililiğe ve verimliliğe katkıda bulunur. İyi bir lider olmak demek
mürettebat içerisinde saygı ve otorite sağlamaktır. Gerekli otoriteyi uygulamak,
yetkinliğe ve bilgiye sahip olmak, farklı durumları anlayarak onları başarıyla
çözebilmek, açık iletişime sahip olmak ve doğru şekilde kural koyuculuk için her an
hazır bulunmaktır. [12]
79
3.6 Çatışma Yönetimi
o Kimler,
o neden,
Çatışma iki veya daha fazla kişi veya grup arasındaki çeşitli kaynaklardan doğan
anlaşmazlık olarak tanımlanabilir. Çatışmayı “birbiri ile uyuşmayan değer, fikir, inanç,
ya da eylemlerden doğan “uyuşmazlık/duygusal gerilim” şeklinde de tarif etmek
mümkündür. İki ya da daha fazla seçenekten birini tercih etme durumudur.
Araştırmalar; yöneticilerin zamanlarının %20'sinden fazlasını örgüt içi çatışmalara
yada çatışma sonrası yaşanan olumsuzlukları gidermeye ayırdıklarını göstermektedir.
80
Sinerji meydana getirip yenileşmenin motoru olabilir.
Monotonluğu azaltabilir.
- Kişilik Farkları: Her bireyin kişiliği tek, kişiye özel ve farklıdır. Kişilerin farklı
amaç, değer yargısı, tutum, yetenek ve özelliklere sahip olmaları, kişisel
çekişmelerin, dolayısıyla da çatışmalarının önemli bir nedenidir.
- Kişilik Uyuşmazlığı
- Fikir Ayrılığı
- Engellenme
- Stres
- Amaç Farkları: Farklı kültürel geçmişe sahip olmak, farklı koşullarda yetişmiş
olmak, farklı zevklere ve ilgilere sahip olmak çalışanlar arasında amaç
farklılıklarına yol açabilir.
81
- İletişim Nedenleri: Anlam güçlükleri, yetersiz bilgi alış verişi, dinlememe
sorunları, algılamadaki farklılıklar neden olur.
- Örgütsel Nedenler
- Örgütün Büyüklüğü
- Kurum İçi Güç Mücadeleleri: Kimi grup ya da bölümler güç elde etmek ve
diğerlerini etki altına almak isteyebilir. Bu çatışma eğer yapıcı olursa, örgütsel
etkililiği, iş görenler arası işbirliğini ve yaratıcılığı artırır. Yıkıcı olursa,
örgütsel etkililiği azaltır, işbirliğini yok ederler.
82
- İşlevsel Bağımlılık: Bir birimin işlevini yerine getirmesi diğer birimin işlevini
yerine getirmesi ile sağlanıyorsa işlevsel bağımlılık var demektir.
- Örgütsel Büyüklüğü
d) Aşikar Çatışma: Karşıt davranışların çoğu ifade edilir. Açık çatışmada çatışma
halinde olan kişi ve gruplar çeşitli tepkiler gösterebilirler. Burada çatışmada
83
ağır sözlerden tehditlere kadar davranışlar vardır. Karşılıklı tartışma, ağır
ifadeler, suçlamalar, bilgi paylaşmama, sabote etme davranışları görülür.
84
Yaklaşma – Yaklaşma Çatışması: Bireyler iki olumlu seçenek
arasında bir seçim yapmak istediğinde ortaya çıkan bir
çatışmadır.
85
zorlanması durumunda ortaya çıkar. Grup amaçlarını, normlarını ve
izleyen yönü benimsemeyen kişiler grup ile çatışma haline gelecektir.
Gruplararası Rekabet
Gruplararası farklılıklar
86
Şekil 3.2 : Fonksiyonel çatışmanın yararları.
Dikey Çatışma: Dikey çatışma, bir örgütte ast üst durumundaki kişi veya
kademeler arasında gerçekleşir. Üstlerin astları çok sıkı biçimde kontrol etmek
istediklerinde ve astların da bu duruma direnç gösterdiklerinde ortaya çıkar.
Yatay Çatışma: Yatay çatışma ise, aynı düzeydeki kişi veya kademeler
(örneğin , üretim ve satış departmanları) arasındaki çatışma türüdür.
87
olumsuz anlamını pekiştirmek için şiddet, yıkım ve mantıksızlık gibi terimlerle
eş anlamlı kullanılmıştır. Dolayısı ile çatışmanın önlenmesi gerekmektedir.
Davranışsal Görüş: Çatışmanın tüm grup ve örgütler için doğal bir oluşum
olduğu fikrindedir. Çatışma ortadan kaldırılamaz ve çatışmanın örgütün
performansına fayda sağlayabileceği zamanlar bile vardır.
- Yoğunluğunun saptanması
Planlama
Problem Tanımlama
Çözümleme
Yargılama
Objektiflik
88
Kararlılık
Kendini kontrol
Girişkenlik
İsteklilik
Çatışma yönetmek için gerekli diğer becerilerden bireyler arası beceriler şu şekildedir:
Duyarlılık
İkna edebilme
İletişim
Etkin Dinleme
Güdüleme
Rehberlik edebilme
İş bölümü
Görevlendirme yapabilme
Çatışma yönetim stratejileri arasında problem çözme, uzlaşma, zorlama, kaçınma gibi
eylemler bulunur. Bununla ilgili şekil 3.3 aşağıda verilmiştir.
89
DÜŞÜK-KENDİNE İLGİ DÜZEYİ-YÜKSEK
İLİŞKİ KURULUR YA DA GELİŞTİRİLİR
DÜŞÜK-DİĞERLERİNE İLGİ-YÜKSEK
UYMA İŞBİRLİĞİ
Senin istediğin (PROBLEM ÇÖZME)
GERÇEKLEŞMEZ
AMAÇ GERÇEKLEŞİR
Bizim istediğimiz
UZLAŞMA
Bizim zorunda
kaldığımız
HÜKMETME
AMAÇ
KAÇINMA
Hiçbir şekilde (ZORMAMA)
Benim istediğim
İLİŞKİ ZAYIFLAR
Şekil 3.3 : Çatışma yönetim stratejileri.
İlk bakıldığında uzlaşma, her zaman en iyi çözüm (strateji) gibi gözükebilir.
Ancak, bu her zaman en iyi çözüm olmayabilir. Bir konuda haklı olan bir kişinin,
durup dururken haksız olan karşı tarafla uzlaşma arayışına girmesi elbette
düşünülemez. Bu yüzden, başlangıçta kendi fikrini, diğerlerine kabul ettirme
(hükmetme) yolunu seçebilir. Bu stratejilerin hangisinin kullanılacağına karar
90
vermek kolay değildir. Konu hakkında bilgi sahibi olup olmama, tehlike ve zaman
gibi faktörler, yukarıdaki stratejilerden hangisinin seçilmesinde göz önünde
bulundurulur.
Bir diğer çatışma yönetim stratejisi de problem çözme olarak geçer. Problem
çözme stratejisinin temel kuralı "kartların ortaya konulmasıdır". Burada taraflar
işbirliği yaparak gerçek problemi, problemin nedenlerini ve farklılıkları yapıcı bir
biçimde ortaya koyabilirler. Böylece her iki taraf da ne yapılabileceği konusunda
kendi sınırlı bakış açılarını aşabilirler. Problem çözme tarzı; bireyin çatışmanın
çözümünde her iki taraf için de etkili çözümlere ulaşmak için çaba sarf etmeyi,
alternatif yollar araştırmayı içeren bir yaklaşımdır. Bu tarzın uygulanması; açıklık,
bilgi paylaşımı, alternatif yollar arama ve her iki taraf için farklılıkların analizini
içermektedir ve yaratıcı çözümler üretmeye neden olur.
91
sergileyen birey, kendi istek ve ihtiyaçlarını olduğu kadar diğer tarafın da istek ve
ihtiyaçlarını tatmin etmede başarısız olur. Bu yaklaşımda bireyin pasif kalıp
çatışmanın devam etmesine izin vermesi çatışmadan kaynaklanan gerginliği
yükseltir. Çünkü önemli konuların askıya alınması ya da ihmal edilmesi çatışmanın
yok olmasından çok, zaman içinde büyümesine sebep olur. Bu tarz çatışmada
bireyin sahip olduğu görüş genelde şudur: "İş arkadaşlarımla anlaşmazlığa
düşeceğime susmayı tercih ederim."
Bir diğer strateji olan uyma ile ilgili, bu strateji bazı kaynaklarda, yatıştırma,
yumuşatma olarak da adlandırılmaktadır. Bu tarzda karşı tarafı yatıştırıp onu
memnun etmek amacıyla farklılıklar göz ardı edilerek iki taraf arasındaki ortak
noktalar üzerinde yoğunlaşılır.Uyma tarzı; toplum içinde olmayı seven, iddialı ve
arkadaş canlısı bireylerin çatışmanın çözümlenmesi için fedakârlık etmek yoluyla
ödün verme yaklaşımını benimsemesiyle açıklanabilir.
Rekabete dayalı çatışma stratejileri ise kendi içinde üçe ayrılır; bunlar şu
şekildedir:
92
• En büyük kayıp çözümsüzlüktür,
• Olumsuz durumlarda eğer yapacak daha iyi bir şeyiniz yoksa sakin
olmak ve çekilmek,
• Kolaylaştırıcı, yapıcı,
• İlişki odaklı,
• Fedakar,
• Tilki (Uzaklaşma):
• Amaçlarından vazgeçebilirler,
• Kumar oynamak
• Baykuş (Yüzleşme):
• Problem çözme,
• Kazan-kazan,
93
• Fazla zaman ve enerji ister,
• Köpekbalığı:
• Amaç odaklı
• Zorlama
• Kazan-kaybet müzakeresi
• Güç kullanımı
• Yarışmacı
• İlişki önemsenmediğinde
• Değişim beklentisi
• Çok zayıfsa
94
• Karşı tarafı dikkate aldığınızı ve önem verdiğinizi gösterin.
• Sakinliğinizi koruyun.
• Gerçekçi ve gerçekleştirilebilir,
• Belirgin
• Dengeli olmalıdır.
95
• İşlemiyorsa, yukarıdaki basamakları tekrarlayarak çözümleri yeniden
gözden geçirmek.
Moral bozukluğu.
- Tutarlı olmak.
- Duyarlı olmak.
96
Bireyin kendini güçlendirmesi.
El, kol hareketi gerektiği durumunda sakin olmayı, sesini kesmeyi söylemek.
Pasif kalmayı tercih etmek işleri bir süre için oluruna bırakmak.
97
olalım, diğer konuları ise tartışmayalım” ya da “Güzel bir şey söylemeyecek
isek hiçbir şey söylemeyelim.” mantığı ile ifade edilebilir.
6. Üstün Kararına Bırakma: Çatışan tarafların sorunu çözmesi için her ikisinin
de üstü durumunda bulunan bir üsten karar vermelerini istemeleri sıkça görülen
bir durumdur. Üstün otoritesi tanındığında verilecek karar her iki tarafça da
kabul edilme eğiliminde olacaktır.
7. Kura Çekme: Yönetici tarafların hepsine hak veriyor ve onların belirli bir
konuda uzlaşmalarını gerekli görüyorsa bu takdirde sorunun çözümü için
tarafların aralarında şanslarına veya kaderlerine razı olma yaklaşımını öne
sürebilirler. Bu takdirde, kurada haklarını kaybeden taraf ya kaderine razı
olacak ancak güdülemesi eksilerek örgütte kalmaya devam edecek yada prestij
98
ve öneminin azaldığını görerek örgütü terk edecektir. Bu nedenle kura çekme
yaklaşımı sorunu çözerken bazı önemli kayıplara da neden olabilmektedir.
10. Buzdolabı Kullanma: Tartışma esnasında mevcut tartışma ile ilgili olmayan
konular ortaya çıktığında, bu konular ilerideki bir tarihte ele alınmak için sanal
olarak “buzdolabına” konulur. Ancak, günümüzde bu sanal buzdolaplarına ne
yazık ki, çatışma ile ilgili olmayan konular değil, sorunun “ta kendisi”
konulmaktadır. Bu da mevcut problemlerin daha da büyümesine neden
olmaktadır.
99
sürecine dahil edilmesini sağlamaktır. Uzlaştırıcılı çatışma yönetim sürecinde,
ancak ve ancak, eğer tarafların “uzlaştırıcının dürüstlüğü, tarafsızlığı ve
kabiliyetine güveni varsa” başarıya ulaşılır. Eğer taraflar uzlaşamazlarsa,
uzlaştırıcı için hassas bir durum ortaya çıkar. Uzlaşma sürecinin başarısızlıkla
sonuçlandığı durumlarda uzlaştırıcı, “hakem” olarak görevini sürdürebilir. Bu
durumda; her iki tarafın ihtiyaçlarının da karşılanması yerine, bir tarafın lehine
karar verilir. Hakem” kelimesi ile anlamdaş sayılabilecek; “ombudsman”,
“vatandaş ile devlet kurumları arasında arabuluculuk, hakemlik yapan kişi”
manasına gelmektedir. Ombudsmanlar, vatandaş ve devlet arasındaki tartışmalı
konuları (çatışmaları) araştırarak, taraflara çözüm yolları önerir ve gerekirse
çözüm için yargı yoluna başvurabilir.
13. Meşgul etme: Bu yöntem yöneticinin çatışan taraflara çok fazla iş vermek
ve onları meşgul etmek suretiyle çatışmaya zaman bırakmamasıdır. Bu yöntem
geçici olarak çatışmayı azaltabilir ancak, ortadan kaldırmaz. Taraflar iş dışında
da birbirleriyle çatışmalarını sürdürebilirler.
100
fiziksel tepki şeklinde olmamalıdır. Eğer çatışma sırasında bazı kişilerin
duyguları hareketlerine hükmetmeye başlarsa, tartışmaya bir an önce ara
verilmeli ve bu aradan sonra asıl problem üzerine yeniden odaklanma
sağlanmalıdır.
101
ardından çıkan yangın, tüm feribota yayıldı. Tahmini ölü sayısı 4 bin 375 olarak
açıklandı.
Çatışma
102
Karaya Oturma
Yangın
Makine Arızası
Batma
103
Şekil 3.6 : Türkiye’de deniz kazalarının gerçekleşme yüzdeleri
O yüzden denizde iyi bir ilk yardım eğitimi olan personel ve her an hazır durumda
bulunan yangın söndürücü sistemlere ihtiyaç vardır. Raporlarda tıbbi sorunların büyük
kısmı, kalp krizlerini ve düşmeler sonucu oluşan yaralanmaları kapsamaktadır. Diğer
konular ise; intihar, iş kazası, hatalı seyir ve dümen arızaları olarak kayıtlara
geçirilmiştir.
104
Geminin kıyı veya açık deniz yapısına veya başka bir gemiye çatması veya
başka bir gemiyle çatışması,
Karaya oturma, çatışma, yangın, patlama, batma veya arıza gibi gemi kazaları
(özellikle tanker kazası) neticesinde deniz kirliliği meydana gelmekte, petrol kirliliği
insan sağlığına ve deniz canlılarına ve kaza kıyıya yakın yerde meydana gelmişse
kıyılara zarar vermektedir. Günümüzde hızla gelişen teknoloji, artan rekabet, değişen
ve sürekli artan tüketici talepleri çalışma hayatını etkilemektedir. Daha hızlı, daha ucuz
ve daha kaliteli ürün ve hizmetleri müşterilerine sunabilen örgütler varlıklarını
sürdürebilmekte, bunu başaramayanlar ise rekabet yarışından çekilmekte, varlıklarına
son vermek zorunda kalmaktadırlar. Bu kıyasıya rekabetin getirdiği hız ve verimlilik
ihtiyacı deniz taşımacılığını da etkilemekte ve az sayıda personelle daha çok değer
üretme isteğinin sonucu olarak istenmeyen kazaların ve felaketlerin oluşmasına neden
olmaktadır. Deniz taşımacılığının en kritik unsuru olan gemiler teknoloji, insan, örgüt
yapısı ve çevreden oluşan karmaşık ve yüksek riskli bir sosyo-teknik sistemdir. Bu
sosyo-teknik sistem içinde insan hataları en önemli kaza nedeni olarak karşımıza
çıkmaktadır. İnsanların doğuştan hata yapmaya eğilimli özellikleri, dikkat dağınıklığı,
zaman baskısı, zayıf iletişim, yorgunluk, hatalı liderlik ve yönetim uygulamaları, kötü
tasarım ve prosedürler hata tetikleyici koşullar ile birleştiğinde hatalar ortaya
çıkmaktadır. İnsan hatalarının önlenmesi, tespiti ve olumsuz sonuçlarının en aza
indirgenmesi için sistemlerin insan ile uyumlu olarak tasarlanması gerekmektedir.
1990’lardan itibaren ‘‘Çağdaş Kaza Modeli’’ ile kazaların analizinde ve
açıklanmasında bireysel aktörlerden çok örgütsel yapılar ön plana çıkmış ve sistem
hatalarının açıklanmasında durumsal, yönetimsel, örgütsel yaklaşımlar ağırlık
kazanmıştır. Daha ileri teknoloji ve daha ileri mühendislik çözümlerinin denizcilik
alanında kaza oranlarını önemli ölçüde azaltmasına rağmen, hala insan kaynaklı
hatalar ve sonucunda ortaya çıkan kazalar ortadan kaldırılamamıştır.
İnsan hatası
105
Durumu fark edememe
Hata zinciri
İnsan kaynaklı kazaların sebeplerine ilişkin şekil 3.7 ve 3.8 aşağıda verilmiştir.
Pilot
Güverte Hatası
Zabitle 12%
ri Sahil
Hatası… Makine Hatası
Persone Zabitle 21%
l Hatası ri
21% Hatası…
106
İnsan hatalarından kaynaklanan kazalar;
Bilgi eksikliğinden,
Ekipman arızalarından,
Ekipmansızlıktan
ziyade
Yetersiz liderlikten,
Öncelik hatasından,
Yetersiz takipten,
Kazalar genel olarak tek bir hata veya kusurdan değil bir seri hatalardan oluşmaktadır.
İncelenen 100 kazanın 93’ünde iki veya daha fazla kişi tarafından yapılan ‘‘Çoklu
insan hataları’’ tespit edilmiştir. Ayrıca her bir hatanın kazanın oluşması için ‘‘gerekli
koşul’’ olduğu belirlenmiştir. Yani bu hatalardan bir tanesi oluşmasaydı (yada
önlenebilseydi) hata zinciri kırılacak ve kaza oluşmayacaktı.
o Belirsizlik
o Dikkat dağılması
o Haberleşme eksikliği
o Plana uymama
107
o Prosedür ihlali
İnsan hatası, istenmeyen sonuçlara neden olan her türlü insan faaliyetleridir. İnsan
hatası, planlanan zihinsel veya fiziksel faaliyetler dizisinin amaçlanan çıktılarına
ulaşmasını önleyen tüm durumları ifade eder. İnsan hatasına yaklaşım a) Kişi Modeli
ve b) Sistem modeli olarak ikiyi ayrılmaktadır.
108
niteliklere sahip insanlar tarafından gerçekleştirilebileceğidir. Bu model
emniyetin arttırılması için korku ve disiplini kullanmayı önerir.
- Ekipmanların yetersizliği
Yetenek azalması
Gemi ortamı
Örgütsel Nedenler
109
Zihinsel nedenler (Hatalı yargılar, algısal hatalar)
4. Güdüsel nedenler : Kişinin bir görevi başarması veya yerine getirmesi için
yeterli istek ve ihtiyaç duymaması nedeniyle performansının azalmasıdır
(Motivasyon eksikliği). Tekrarlanan ve tekdüze görevler nedeniyle sıkıntı,
bilinçli olarak hatalı hareket, yorgunluk, moral, iç disiplin sorunları,
profesyonel olmayan davranışlar…..
5. Fazla veya az iş yükü: Fazla iş yükü kadar az iş yükü de hata yapma olasılığını
artıran bir faktördür.
Gemi Ortamı:
- Yük elleçleme, seyir, balast gibi gemi sistemleri hakkında yetersiz bilgi
110
- Yetersiz mesleki terminoloji ve yabancı dil bilgisi
Örgütsel Nedenler:
o Yorgunluk
o Yetersiz haberleşme
o Ticari baskılar
o Zaman baskısı
111
olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha iyi eğitim, gemi ekipman ve tasarımlarında
standardizasyon, daha dikkatli personel donatımı bu sorunun çözümünde etkili
olabilir. Hatalı ekipman tasarımı, önemli deniz kazalarının üçte birinde etkili olan bir
faktördür. İkinci dünya savaşı sırasında ileri teknoloji, ekipman ve sistemlerin
kullanılması ve bu tip yeni teknolojilerin kullanılmasında verimlilik/güvenlik
açısından sorunların ortaya çıkması; teknolojinin insana adapte edilmesi yönündeki
çalışmalara hız kazandırmıştır. Gemide kullanılan otomasyon sistemleri, insanın
yetenek ve sınırlılıkları ile uyumlu olacak şekilde tasarlanmalıdır. İnsan faktörü
mühendisliğinin diğer sektörlerde olduğu gibi insan merkezli uygulamaları, denizcilik
sektöründe de emniyeti artıracaktır. Ağır doğal çevre şartları, gemi ve ekipman
tasarımlarında ve gemi içi prosedürlerin oluşturulması sırasında dikkate alınmalıdır.
Yetersiz teknik bilgi, deniz kazalarının üçte birinde etkili olan bir sorundur. Gemi
teknolojilerinin, özellikle radar ve ECDIS’in, doğru kullanılmaması, bu sorunun
doğmasında etkili faktördür. Gemi personeli, genel olarak tek bir kaynağa bağlı
kalarak karar vermeyi tercih etmektedir. Oysa tüm bilgi kaynakları etkin olarak
kullanılmalı, elde edilen bilgiler birbirleri ile karşılaştırıldıktan sonra karara
varılmalıdır. Gemi personelinin elindeki tüm mevcut imkanları kullanarak seyir
konusunda karar vermesi gerekirken bazı durumlarda sadece radar, GPS veya ECDIS
gibi tek bir kaynağa bağlı kalarak kritik kararlar vermesi kazaların oluşmasına neden
olmaktadır. Yetersiz durum muhakemesine dayalı kararlar vardiya zabitlerinin veya
gemi kaptanının hatalı manevra yapmasına sebep olacaktır. Hatalı standartlar ve
prosedürler, en önemli kaza nedenlerinden biridir. ISM uygulamaları ile kaza
nedenlerinin önemli oranda azaltılması beklenmektedir. Prosedürlerin görev yapılan
geminin özelliklerine uygun olarak hazırlanması, gerektikçe yenilenmesi ve ihtiyaç
duyulan yeni prosedürlerin hazırlanması gereklidir. Gemilerin bakım tutumlarının
yetersiz yapılması; hem tehlikeli bir çalışma ortamı oluşturması, hem de personelin
aşırı iş yükü nedeniyle hata yapma olasılığını artırması nedeniyle önemli bir kaza
faktörüdür. Yetersiz bakım tutum gemi yangınlarının en önemli nedenlerinden biridir.
Temelde kendine güven, olumlu bir meziyet olmakla birlikte, kendine aşırı güven,
emniyet ihlalleri vb. nedenlerle, pek çok deniz kazasının altındaki önemli bir etken
olarak karşımıza çıkmaktadır.Kaptan, başmühendis, kılavuz kaptanlar üzerindeki
ticari baskılar doğrudan veya dolaylı olarak bir kaza nedenidir. Zaman baskısı, hem
ticari kaygılar ve hem de zaman yönetimi konusundaki bilgi ve beceri eksikliğinden
kaynaklanır. Her iki durum da hata yapma olasılığı ile stresi artırır.
112
STCW konvansiyonu
ISM uygulamaları
İnsani faktörler:
o Tutum
o Mürettebat (Milliyet/yeterlilik)
o İş yükü/görevlerin karmaşıklığı
o Çalışma/dinlenme saatleri
113
o Planlama (Sefer, yük, bakım tutum)
o Otomasyon seviyesi
o Yiyeceklerin yeterliliği
Gemi faktörleri:
o Tasarım
o Sertifikalar
Kara yönetimi:
o Görevlerin tahsisi
114
o Hava ve deniz koşulları ile buz durumu
o Trafik yoğunluğu
Gemilerde insan unsurunu daha iyi anlayabilmek için gemi ortamının bazı
özelliklerinin belirlenmesi gerekir; gemiadamlarının yaşam koşulları şu maddelerle
anlaşılabilir:
- Çalışma süresi: Gemide çalışma ortamı ile dinlenme ortamı iç içe olduğu için
genellikle çok uzun sürelerde ve düzensiz çalışılmaktadır. Çalışma süreleri,
özellikle yakın kıyısal sefer yapan yolcu gemileri ve kimyasal tankerlerde çok
fazla ve düzensizdir. En az 10 saatlik dinlenme süresinin uygulanması oldukça
zordur.
115
sağlanan eğitim ve öğretim standartlarına bağlı değil, aynı zamanda insan
ihtiyaçlarının; zihin, vücut ve ruh ihtiyaçlarının ne kadar karşılandığına da
bağlıdır.
116
İnsan hatalarının oluştukları yerlere göre sınıflandırılması konusunda şunlar
söylenebilir. İnsan hatası olarak operatör hatalarının ön plana çıkmasına rağmen
arka planda, sistemin tüm birimlerinin ve unsurlarının kazaların oluşmasında belli
oranlarda etkisi bulunmaktadır.
o Hatalı birleştirme
117
Kaza ani, istenmeyen ve planlanmamış, genellikle ölüm, yaralanma veya maddi
hasarla sonuçlanmış bir olaydır. Kazalar bireysel ve örgütsel kazalar olarak iki şekilde
karşımıza çıkmaktadır: Bireysel kazalar, bireyin karıştığı veya küçük bir grup içinde
etkileri kısıtlı kazalardır. Örgütsel kazalar, nükleer santraller, havacılık, denizcilik gibi
büyük ve karmaşık sistemlerde oluşan nadir ancak felaket boyutlardaki kazalardır.
Örgütsel kazaların şiddeti yüksek, ancak oluşma olasılıkları nispeten düşüktür. Büyük
miktarda can ve mal kaybı ile çevre kirliliğine yol açarlar. Örgütsel kazaların genel
özellikleri şöyledir:
Bu tip kazalarda genel olarak madde, enerji, kimyasal gibi yakıcı ürünler
plansız olarak yayılır.
Basit kaza modeli: İlk kaza modeli, kazaların ekipman arızaları veya insanın
hatalı davranışından oluştuğunu kabul eder. Kazadan önce sistemin normal
çalışır durumda olduğu ve hatalı insan davranışının kazanın birincil sebebi
olduğu kabul edilir. Yani teknik eleman arızası olmadığı kabul edilen tüm
kazaların sebebi insan hatasıdır. Hatalı hareket veya karar normal durumdaki
sistemde beklenmeyen ve istenmeyen sonuçlar doğurur.
118
Bireylerin hareket ve hataları hala ateşleyici olay olsa da çalışma ortamının
karmaşıklığını anlamak gerekir. Kazayı oluşturan ara ya da yakın sebep sürecin
uygulanmasında doğrudan sorumlu veya teknoloji ile ilişki halindeki ‘‘Ön
plandaki’’ kişinin bir hatasıdır. İnsan ve sistemin teknolojik veya örgütsel
parçaları ile ilgili faktörlerin bir birleşimi bu hatanın oluşumunu
açıklamaktadır. ‘‘Ön planda’’ yapılan kusur, sadece ateşleyici bir koşuldur. Bir
kaza birtakım gizli koşullar aniden aktif hale gelmeden oluşmaz. ‘‘Arka
plandaki’’ kişiler, ‘‘Ön plandaki’’ kişilerin karşı karşıya kaldıkları bu
durumdan en az onlar kadar sorumludurlar, ancak bu kişiler kendilerini bu
durumdan izole ederler. Yöneticiler, tasarımcılar, kural koyucular, ekipman
sağlayıcılar, denetleyici kurumlar, ticari ortaklar vb. arka plandaki kişi ve
kurumları oluştururlar. Arka plandaki işlem hataları, ön plandaki işlem
hztaları, gizli sistem koşulları yine normal bir sistem üzerinde beklenmeyen
veya istenmeyen sonuçları doğurur. Bununla ilgili model Şekil 3.9 ile
verilmiştir:
119
Emniyetsiz hareket: Çalışma ortamı faktörleri, insan faktörü ile birleşince
emniyetsiz hareketler doğar.
Örgüt Modeli: Bu model insan hatasını bir nedenden çok bir sonuç olarak
görür. Hatalar, sistemin içindeki ‘‘Gizli koşulların’’ bir göstergesidir. Model
proaktif yaklaşımla sürekli iyileşmeyi ön plana alır ve toplam kalite yaklaşımı
ile paralellik arz eder. Emniyet ve kalite kavramlarının operasyonel tehlikelere
karşı sistemin direncini artırdığı tezini öne sürer. Komplike tesislerin emniyeti
uzun zamanlar boyunca sadece bir teknik konu olarak görülmesine rağmen,
son dönemlerde önemli kazaların analizi; insan unsuru, örgüt yapısı ve
yönetimin bu kazaların oluşumu üzerindeki rolüne dikkati çekmektedir. Her üç
model (İnsan, Mühendislik ve Örgüt Modelleri) de örgütsel kazaların
120
nedenlerini anlamak ve meydana gelme sayılarını azaltmak açısından
önemlidir.
Yüksek Güvenilirlikli Örgütler Teorisi : Bu teoriye göre ise; bazı örgütler daha
az kaza ile karşılaşmakta, öyleyse bu örgütler diğer örgütlere göre bazı doğru
şeyleri yapmaktadırlar. Örgütler uygun davranış ve tutumlar geliştirerek
yüksek güvenilirlikli olurlar ve kazaları önleyebilirler.
Uzun zaman sürelerinde istikrarlı bir emniyet siciline sahip örgütleri ‘‘Yüksek
Güvenilirlikli Örgütler’’ kabul eden yaklaşıma göre bu örgütlerin ortak özellikleri
şöyledir:
Teknik Uzmanlık,
Öğrenme odaklıdır.
Hatalar ile sürekli olarak meşgul olmak: Yüksek güvenilirlikli örgütler hataları,
sapmaları, uyumsuzlukları izlerler, bunları daha büyük hataların habercisi
olarak görürler. Bu nedenle kazaların raporlanması ve kayıt altına alınması
sistemini geliştirirler.
121
ile ilgili olası hatalar ve etkilerini ortadan kaldırma konusunda bilgi ve
farkındalığa sahiptirler.
Bu son derece karmaşık ve yüksek riskli bir sosyo-teknik sistem içinde görev yapan
gemi adamlarının, özellikle gemi kaptanı ve vardiya zabitlerinin kendilerini en iyi
şekilde yetiştirmeleri ve görevlerini dikkatle yapmaları, kazaların önlenmesi açısından
çok önemlidir.
122
4. LİDERLİĞİN ÖZÜ VE GELİŞİMİ
Cooper’a göre muazzam bir lider olabilmek için pek çok şey yapılmalıdır. Lider,
değişen kontekstlerde insanların ve durumların değişimini bir adaptasyon olarak görür.
Muazzam liderler aynı zamanda iyi iletişimcilerdir ve takımın diğer üyeleriyle dostane
ilişkiler kurabilirler. İşleyen süreçte vizyonu ve beklentileri iletişim kurarak paylaşır
ve bir geribildirim mekanizması sağlar. Muazzam liderler aynı zamanda sonuçlara
dayalı olur. Liderler takım üyelerinin en yüksek seviyede çalışabileceği bir ortam
yaratmak zorundadır. Liderlerini kendilerine önderlik etmek üzere tanıyan takım
üyeleri tarafından saygı gören liderler, onlar üzerinden sürekli olarak sonuçlara ulaşır
(Cooper, 2008). Bununla birlikte Cooper için, adaptasyon ve iletişimde artış gösteren
beceriler iyi bir lider olabilme sürecinin değişmez parçasıdır. Aynı şekilde ve daha
önce belirtildiği üzere, Takeda ve Nonaka (1983) liderlik için olmassa olmaz becerinin
takipçilerle iyi ilişkiler kurmaktan geçtiğine inanmıştır. Liderlik lider ve takipçileri
arasındaki ilişki ile belirlenir. Liderlik becerileri elde etmek için bireyler üstlerine,
astlarına ve çalışma arkadaşlarına günlük ilişkilerde liderlik prensiplerini
uygulamalıdır. Ek olarak liderler öğrenmeyi ve pratik edip deneyimlemeyi sürekli
olarak yapmak zorundadır (Takeda and Nonaka, 1983; Nimura, 2012; Perruci, 2014).
Şu bir gerçektir ki takipçiliği liderliğin gelişmesi yolunda önemli bir faktör olarak
gören organizasyonlar daima gelişmiş ve büyümüştür (Riggio, Chaleff & Lipman-
Blumen, 2008).
Denizcilik alanında İngiltere Sahil Güvenlik 2006’da liderler ve zabitler için bir rehber
yayınlamıştır. Bu rehberyönetim becerilerini geliştirmek için anahtar unsurları ve en
iyi pratikleri içermekte olup 2004’te Arthur D. Little Ltd tarafından gerçekleştirilen öz
liderlik niteliklerinin emniyet için geliştirilmesinde araştırılmıştır. Liderliğin on öz
niteliği buna göre şöyledir:
123
5. Empati uygulama becerisi
10. Açık iletişim ve dinleme becerisi (Maritime Coast Guard Agency, 2011, pp, 8-
27)
Bu on öz beceri özellikle gemide çalışan liderler için önem arz eder. Denizcilik
sahasında liderlik eksikliğinden kaynaklı pek çok kaza meydana gelmiştir ve bu
kazalar, tezin ilerki bölümlerinde ele alınmıştır.
Liderlik karakter bazlı mıdır yoksa davranış bazlı mıdır? Hangisine yönelik bir
eğitim daha iyi lideri ortaya koyar? Avolio (1999) çoğu psikoloğun liderlik
niteliklerinin içten ve/veya genetik olduğuna inandığını; bununla birlikte bu
nitelikleri öğrenmenin imkansız olduğunu belirtmiştir. Örgütsel, politik, askeri,
sportif ve iş liderleri arasında böyle bir anlaşma olmamasına rağmen pek çokları
inanır ki bilginin ve liderlik becerilerinin bir kısmı deneyim edinilerek elde edilip
geliştirilebilir (Silva, 2014). Bununla birlikte, akademik görüşte öğretilen şudur ki
bütün liderlik becerileri elde edilebilir; ancak zeka öğrenilebilecek becerilerin
dışındadır. Örneğin Bennis ve Thomas (2002) 43 lideri tetkik etmiş ve onların
hayatlarındaki transformatif deneyimler sonrası lider olduklarını bulmuştur. İlaveten
onlar lider konumlarını adapte olma kapasiteleriyle ve diğerleriyle ilişki kurma
kapasiteleriyle, doğru şeyi yapmanın özgüveniyle ve entegrasyona ve bütünlüğe
dayalı tutumlarıyla da korumuşlardır. Benzer şekilde Yukl bütün yetkinliklerin pek
çok yolla geliştirilebileceğine inanmıştır. Liderlik yetkinlikleri resmi eğitim,
geliştirme aktiviteleri ve bireysel yardım aktiviteleri gibi yollarla da
geliştirilebileceğine inanmıştır. Resmi eğitim programlarının efektifliği büyük ölçüde
nasıl dizayn edildiklerine dayalıdır: eğitimin dizaynı öğrenme teorisini dikkate almalı
124
ve eğitimi alan bireylerin spesifik öğrenme amaçlarını, sınırlılıklar ve yararla
bağlantılı bedeller gibi pratik unsurları da ele almalıdır.
Liderlik eğitimi için dersler, tartışmalar, rol yapma, davranışsal rol modelleme, olay
analizi ve simülasyonlar gibi pek çok eğitim methotları kullanılmaktadır. Uygun
methodun seçiminde eğitimi alan kişinin mevcut becerilerini, motivasyonunu ve
karmaşık bilgiyi öğrenme kapasitesini hesapa katmak önemlidir. Eğitmenler, eğitimi
alan bireylere eğitimleri esnasında öğrendiklerini uygulama şansı sunmalıdır. Aktif
pratik kesin, sürekli ve yapıcı geribildirimi onların gelişim sürecini izlemeyi ve ne
bildiklerini değerlendirmeyi içermelidir (Yukl, 2013). Aynı şekilde Allen ve
Middlebrooks (2013) liderlik eğitiminin zorluklarını analiz etmiştir. Bu zorluklardan
birisi de eş zamanlı koçluk ile uzmanlık gelişiminin kolaylaştırılması konusudur.
Diğer bir zorluk ise zamanla alakalıdır. Liderlik eğitime katılanların çoğu, denizcilik
bünyesinde, liderliğin karadaki ayağını öğrenmekte ve bu gibi kurslar birkaç gün
sürmektedir. Böylesi bir program nadiren bir gelişim sürecini tetikleyebilir. Liderlik
becerilerini geliştirmek zaman alıcıdır.
Bütün zorluklara rağmen şu konuda anlaşılmıştır ki pek çok liderlik becerisi eğitim
ve tecrübe ile elde edilebilir. Liderlik gelişimi hayat boyu süren bir süreçtir ve sadece
üst seviye yöneticiler için gerekli olan beceriler değildir; bu şekil 4.1’de
gösterilmektedir. Liderlik becerileri, diğerlerine karşı sorumluluğa sahip herkes
tarafından edinilmesi gerekli olan becerilerdir. İnsanoğlu gözlemleyip taklit ederek
öğrenmeye eğilimlidir; iyi ve kötü alışkanlıkları izleyerek ve diğerlerinden
kopyalayarak elde eder (Jeffery, 2007).
Bell’e göre (2012) “en deneyimli liderler bile kendilerini yeni fikirlere açık halde
tutmalı, yeni zorluklara göğüs germeye hazır olmalı ve liderlik stillerini yeniden
125
düşünmeye karşı açık durmalıdır.” Robert (2005) liderlik gelişiminin en iyi
öğretmeninin sürekli açık olmak olduğunu ifade etmiştir.
126
5. DENİZCİLİKTE LİDERLİK
2010 Manila düzenlemeleri ile takım çalışması ve liderliğe dikkat çeken IMO
bilginin, iletişimsel becerinin, kişisel davranışın ve kişilerarası ilişkilerin, komut ve
cevap zamanlarının, takım prensiplerine uyumun ve “Birimiz için hepimiz, hepimiz
için birimiz” mentalitesinin farklı kullanımlarını gözlemden geçirmiştir. “Önce
emniyet” gemilerde iyi bilinen bir deyiştir ve bir tavsiye niteliği değil; bir prensip
niteliği taşımalıdır. Meşguliyetleri süresince gemiadamlarının ilk endişesi emniyet
olmalıdır. Gemilerde emniyet konsepti pek çok türde geliştirilebilir, bunlar
köprüüstünde emniyet, makine dairesinde emniyet, seyir emniyeti, güvertede
emniyet, manevrada emniyet, emniyet operasyonu ve insanlar tarafından katılımın
olduğu bütün aktiviteler şeklinde örneklendirilebilir. Bu emniyet konseptlerinin
bazıları görülemeyebilecek olayları engellemek için çok basit eylemlerdir. Bazıları
ise can, mal ve çevre için tehlike arzeden olası durumlara karşı koruma temin etmek
üzere uygulanan karışık aktivitelerdir. Gemide gerçekleştirilen işler pek çok insanın
katılımıyla yapılan kollektif nitelikte olup emniyet de hem bireysel hem de kollektif
bir meseledir zira bireylerin aktiviteleri diğer bütün mürettebat üyelerini
etkileyebilmektedir. Bu pencereden bakıldığında gemilerdeki emniyet ifadesi
127
“Benim için emniyetli olan başkaları için de emniyetli olmalıdır.” şeklinde
yorumlanmalıdır. Bu fikir aynı zamanda takım çalışmanının en temel dayanağı ve
kollektif aktivitelerin ana prensibi olarak görülebilir. Emniyet, insan faktörlerinden
kaynaklı kazalar bütün bunların ele alınmasıyla birlikte bile hala gerçekleşmektedir.
Emniyet konseptlerinin gelişimi kaza önlemesi için tek yardımcı unsur
olmamaktadır. Göz önünde bulundurulması gerekli diğer bir önemli yön de insanlarla
konuşmanın insanın sosyal doğası oluşudur ki bu da gösterir ki insanlar için kollektif
çalışma gerektiren işlerde çalışmak, bireysel işlere göre daha çekicidir. İş, bir takım
tarafından tamamlandığında bütün aktivitenin kontrol ve koordinasyonunu
sağlayacak bir lider bulunmalıdır. Bu durumda kural ve prosedürlere göre lider bir
rütbe ile donatılmalıdır. Ancak rütbe liderlik becerileri vermez; bu beceriler
kazanılmalı ve kanıtlanmalıdır. Lider olmak diğerleri tarafından taktir ve saygı
görmek ve onların aktivitelerini emniyetli bir tutum ile koordine edebilmektir. Takım
çalışması insanın bilişsel davranışı olarak görülürse liderlik de pek çok insanda
zamanla gelişebilecek bir beceridir. Gemilerdeki aktivitelerde de bunlar önem arz
eder; iyi bilinip uygulanmalıdır. İnsan davranışlarıyla ilgili araştırmalar göstermiştir
ki takım çalışması becerisi her bir üyenin kişiliğiyle yakından alakalı olmaktadır.
Kişilik özellikleri diğer insanlarla olan ilişkilerin, kişilerarası iletişimin ve bireyler
arası etki tepkinin karar vericisidir. Pek çok durumda her bir bireyin kişilik özelliğine
ve kendi sosyal etkileşim stiline dair bilgi sahibi olmanın çatışmalardan kaçınmayı
sağladığı bilinmektedir. Gemilerde belirli bir aktivite için takımı inşa etmesini ve
takımı hedefe ulaştırmak için her bir üyenin kişilik yapısını anlamasını bilmek
önemlidir. Takımın bir parçası olarak lider aynı kişilik özellikleri durumunun bir
konusur ancak bunun ötesinde lider bütün takım üyeleriyle etkileşime girip iletişim
kurabilmeli ve her durumda takıma farklı anlarda, tehlikeli durumlarda önderlik
edebilmelidir.
128
sadece operasyonları yönetenler için değil aynı zamanda üsleri ve geminin kaptanıyla
emniyetli şekilde iletişim kurmaları gereken tayfa için de önemli kılınmıştır.
Gemide emniyeti artırmak ve gelişimi yaratmak için takım çalışması bir strateji
tarafından yönlendirilmelidir ve düşünceli, etkin uygulamalarıyla bir yapıya sahip
olmalıdır. Mürettebatın üyeleri üslerinden, kaptandan ve bireylerin katkılarını
yakalamak için oluşturulması gereken etkili bir mekanizma ve kültür gelişiminden
gelen bir dahil oluş yoksa sürekli gelişim aktivitelerine katılamayacaklardır. Bu
açından bakıldığında tüm aktivitelerin denetlenmesine direkt katıldıkları için
zabitlerin gelişimde ve takım çalışması prensiplerinin doğru uygulanışında önemli bir
sorumlulukları vardır. Gemi kaptanının da ilham vereceği örneklerin gücünü
kullanarak ve takım çalışması aktivitesini emniyetli tutumla yöneterek takım
çalışması ortamının gelişiminde önemli bir yeri vardır. Pek çok gemi operasyonunda
kaptanın varlığı elzem olup emniyet prensipleri çerçevesinde ekibinin görevlerini
129
yerine getirmesinde bulunmak ve tüm operasyonun denetimini yapmak kaptan için
zorunludur [15]. Uygun şekilde yönetilip geliştirildiğinde takım çalışması
operasyonları iyileştirir ve fikirlerin ve bilgilerin serbest alışverişiyle birlikte daha
ekonomik ve hızlı sonuçları oluşturur. Bir güven süreci inşa etmenin, iletişimi ve
kültür bağımsızlığını geliştirmenin önemli bir bileşenidir. Her örgütsel form gibi bir
takım da hedeflerine ulaşma noktasında bir yapıya ihtyiaç duyar. Bir takımın genel
yapısı şunları içerir: Koordinatör, şekillendiricii, değerlendirici, yorumlayıcı, kaynak
yatırımcısı, takım çalışanı ve bitirici. Bu yapı takımın hedefiyle ve aktivite sahasıyla
modellenebilir. Sekiz kişiden oluşan bir takımda pozisyonlandırma ve
rütbelendirmeden ziyade bireylerin bu pozisyonların gerekliliklerini yerine
getirmedeki farkındalıkları önem arz etmelidir. Küçük takımlarda insanlar birden
fazla işi yürütebilir. Takım yapısı ve performansıyla ilgili çalışmalar şu pozisyon
konseptlerini kullanarak gelişime gidilebilmekte olduğunu göstermiştir:
Farklı şartlarda farklı pozisyonlar önem arz eder. Örneğin yeni takımlar başlangıç
yapabilmek için güçlü bir şekil vericiye ihtiyaç duyar. Rekabetçi durumlarda iyi
fikirlere sahip yenilikçi bireylere ihtiyaç vardır. Yüksek riskli bölgede tıpkı bir
geminin tehlikeli yük taşıması gibi ya da risk içeren operasyonların
gerçekleştirilmesi gibi durumlarda ise iyi bir değerlendirici gerekebilir. Takım, hangi
pozisyonlara hangi üyelerin seçileceğini analiz etmelidir. İyi pozisyonlanmış bir
takımda da bireylerin kişilik özelliklerindeki farklılıklar olumsuzluklara
götürebilmektedir ancak insanların farklılıklarına değer vererek ve anlayış göstererek
bu durumdan kaçınılabilir [14].
Genel olarak liderlik bir grup insanı ortak bir amacı başarmaya yönelik motive etme
sanatı olarak tanımlanabilir. Bazı insanlar için liderlik bilişsel bir davranıştır ancak
çoğu insan için ise elde edilmesi gerekli bir beceridir. Her iki grup için de liderlik
davranışı liderliğin stilinden etkilenmiştir ki bu da dört tipte kategorilendirilebilir
130
ancak bireyler için kendi kişilik özelliklerine bağlı olarak modellenir. Bir kimsenin
ne tip bir lider olduğuna karar verirken bu kimseyi bir liderlik stili içerisine katmak
gereklidir. Lider hakkında liderlik stilinden yola çıkılarak geliştirilen bu
nitelendirişle bir kimsenin emniyet meselelerine yönelik kendini nasıl atadığını
tahmin etmek de olasıdır.
Otokratik liderlik stili klasik yaklaşım olarak görülmektedir. Bu stilde lider mümkün
olabildiğince gücü ve karar verme otoritesini elinde tutar. Lider takım üyelerine
danışmaz ve takım üyelerinin kararlara etkisine izin verilmez. Bu durumda lider,
hiçbir açıklama olmaksızın takipçilerinin kurallara baş eğmesini ister. Motivasyon
131
ödül ve cezalandırma sistemiyle sağlanır [17]. Bunlar göz önüne alındığında
otokratik liderler:
Öte taraftan bazen bu stildeki liderlik bütünüyle kötü olmayıp şu durumlarda çok
etkili sayılır:
İkinci tür ise liderin her şeyi manuellere veya prosedürlere sıkı sıkıya bağlı kalarak
yaptığı bürokratik liderliktir. Prosedürler ve politikalarla belirlenmemiş durumlarda
132
lider lider kendisinin yukarısındaki bir seviyeye kararı yönlendirir. Bu tipteki bir
lider daha çok kuralların uygulanmasını sağlayan bir polis memuru gibidir.
Demokratik liderlik stili tüm aktivitelerde pek çok kez başarı sağlar; bu aktiviteler
arasına gemidekiler de dahildir. Takımı da işe katarak kapasitelerini geliştirir ve
133
gemi işletimi ile emniyeti artırarak lider yoksunluğunda da işleyebilecek bir takımı
ortaya çıkartır [18].
o Lider operasyona iyi familire olmuşsa ve güçlü bir takım yaratmak istiyorsa
o Takım otive olmuşsa ve takımın daha fazla dahil olmaya arzusu yüksekse
Son liderlik stili ise serbest bırakan liderlik türüdür; aynı zamanda ele ayağa
karışmayan şekilde de betimlenen bu tarz liderlkte lider çok az ya da hiç olacak
şekilde bir yön verir ve takımı olabildiğince özgür bırakır. Bu durumda bütün otorite
takıma verilmiştir ve takım üyeleri hedefleri belirleyip kararları verir ve sorunları
kendileri çözümler [17].
Her bir liderin bu stillerden birine adapte olduğu göz önünde bulundurulduğunda
liderin eylemleri de liderliğinin türünden etkilenecektir. Eğer bu gemi işletme
134
kapsamına taşınacak olursa gemilerdeki her bir operasyonun emniyetinde önder eden
kişinin davranış ve kişilik özellikleri bağlayıcı unsurdur. Bu da gemi emniyetinin
gemilerdeki çeşitli operasyonlara önderlik eden bireylere bağlı olduğu anlamına
gelir. Sonuç olarak liderin adapte olduğu stile bağlı olarak gemideki her bir
operasyonun emniyet seviyesini analiz etmek de mümkündür. Buradaki takım
kavramının bir gemi mürettebatı olduğunu varsayarsak ve liderin de kaptan olduğunu
kabul edersek gemi emniyetinden ve bunun direkt sonucu olan seyir emniyetinden
söz edilebilir. Herkesin kişilik özellikleri ve hayat prensipleri farklı olduğundan
liderlik stilleri de bireye özgü bir kavramdır. Liderlik stili de takımın nasıl organize
olacağını ve aktivitelerin nasıl ayarlanacağını ve dolayısıyla takım içi iletişim ve
beyin fırtınasının nasıl olacağını ifade eder. Gemilerde takım çalışması ve liderlik
geminin emniyet politikalarını yerine getirmek için gereklilik arz eder. İyi bir
liderlikle her takım başarıya ulaşabilir. Takım çalışmasında olduğu gibi liderliğin de
sonuçlara etki eden faktörlere sahip olduğu unutulmamalıdır.
Ticari gemilerde liderlik söz konusu olduğunda geminin belirli bir iş ortamını ifade
ettiği göz önünde bulundurulmalıdır. Kaptanın lider olduğu gemi ortamında iki
departman yer alır; bunlar güverte ve makine departmanlarıdır. Güverte departmanı
ele alındığında köprüüstü takımının seyir emniyetini sağladığı görülür ki böylece
mürettebatın emniyeti de sağlanır. Köprüüstü takımı eylemlerin uygulanması ve
kararların alınması noktasındaki mekanizmadır, ki bütün bunlar kaptanın emirleri
çerçevesinde gerçekleşir. Bir gemi liderinin yani kaptanın amaçlarından birisi de
geminin hedef noktasına emniyetli şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Bu bakımdan
liderin takım içerisinde ne anlam ifade ettiğinin anlaşılması önemli bir konudur.
Köprüüstü takım yönetimi konseptinin tartışılması için bir seferin vardiyayı kimin
tuttuğuna bakılmaksızın emniyetli şekilde gerçekleştirilmesinin açıklamasının
anlaşılması gerekmekedir. Genel olarak konuşulacak olunursa köprüüstü takım
yönetimi bir konseptten daha da fazlası olup denizcilik organizasyonları tarafından
empoze edilmiş seyir standartlarına dayalı yapılması gereken işin uygulanmasını
135
kapsar. Dahil olan bütün bireyler her türlü insani ve maddi kaynağı gemide en iyi
şekilde kullanarak stenilen amaca başarıyla ulaşmaya çalışmalıdır.
Takım yönetimi konsepti liderin rolünü bütün takım üyelerine mal eder. Bunu hesaba
katarsak takımın her bir üyesi gerekli teknik bilgiye sahip olmalı ve aynı zamanda
müsait insan kaynaklarını yönetebilecek nitelikleri barındırmalıdır.
Eğer ki gemide bir lider liderlik fonksiyonunu göstermeye hazır değilse mürettebat
farklı lider arayışına girecek ve bu da otorite kaybı ile sonuçlanacaktır. Kaptan
otoritesinin kaybına yol açacak bir diğer durum ise şirketin işletmedeki baskıcı tavrı
ve kaptana direkt emirler vermesi şeklindedir.
Gemilerde iki tip lider vardır. İlki kendi ilgilerinin dışında davranarak diğerlerinin de
aynısını yapacağı öngörüsünde bulunan liderdir. Bu liderler hedefleri
gerçekleştirmek ve direnci boğabilmek için karmaşık stratejiler hesaplar. Diğer
türdeki liderler ise kültürel aidiyet bilincine sahiptirler. Bu kimseler neyin doğru,
mantıklı ve doğal oluşuna yönelik şirketlerinin pratik ve anlayışlarını uygularlar. İlk
tipteki liderler sonuçlardan çıkarım yapar; liderlik seçimi bilinçlidir ve sonuç
odaklıdır. Burda liderin motivasyonu bir içsel dinamikle tetiklenir. Otonom bir
anlayışı kapsar. Kendi ilgileriyle şirketin ilgileri ortak noktada buluşmalıdır. İkinci
tip liderlikte ise lider uygunluk bilincine göre davranır; liderlik seçimi şirket kuralları
136
ve kültürelk normlarınca belirlenmiş uygunluklara dayalıdır. Kişinin kendine ait
bilgileri ve “Ben ne tür bir liderim?” sorusunu sormasını kapsar. Liderler kendilerini
görevlere ve kültürel ve sosyal kontekstin ne olduğuna göre ayarlarlar. Liderleri
motive eden en büyük araçlardan birisi de uygunluk anlayışına hesap verme
zorunluluğudur. Liderleri hesap vermeye zorunlu ve sorumlu hale getirmek demek
onları durumun tanımı içerisinde daha dikkatli hale getirmektir; sosyal baskı ve
rolleriyle ilişkili uygun davranış standartlarına karşı daha hassas hale getirmektir. Bir
diğer büyük araç ise tecrübeye dayalı öğrenme boyunca kapasiteye adapte olmaktan
geçer. Bunun gerçekleşmesi için hesap verme zorunluluğu liderlerin öğrenebilmesi
ve hatırlayabilmesi bağlantısıyla ilgilidir. İlaveten bu, başkalarının tecrübeleriyle de
zenginleştirilebilir.
Liderler kurallara uyar ve kendilerini aksi durumda ancak zorluklarla elde edilebilir
olacak arzu edilen sona ulaşmak için kullanacağı bir anlayışla disiplinize eder.
Şirketin pratikleri de bu düşünceyi yansıtır. Şirket içerisindeki örgütsel kültürü
geliştirmeye yönelik bir karar olduğunda aidiyetin getirilmesi ve seçim, eylem ve
etkileşim için bir iskelet yapısı kimliği yaratmak gereklidir. Görevler
içselleştirildikçe bu kültürün liderlik aksiyonundaki etkisi daha da güçlenir. Bu
açıdan bakıldığında liderler yeni düşünceyi ve yaratıcılığı artırıcı şekilde bilgi
kombinasyonunu, değiş tokuşu destekleyen normları destekleyen ve geliştiren
kültürel mimarlardır. Bu normlardan birisi de liderlik kooperasyonudur. Bir norm
olarak liderlik kooperasyonu yumuşakça desteklenen yüksek bir derece, uygunluğun
sosyal bir mantığıdır: Bilginin gönüllü aktarımı tekabül ve kimlikle yer alan güvenin
yaratıcısıdır. Bir nor olarak liderlik kooperasyonu sertçe desteklenen bir derece;
lderleri, ilişkilerini ve kendi ilgileriyle motive oluşlarını gören komut ve kontrolün
rasyonel bir mantığıdır: Liderler bilgiyi değiş tokuş eder, kombinler çünkü onların
görevi bunu emreder. Farklı eylem mantıkları aktarım için farklı koşullar oluşturur.
Liderler kendi iderlik stillerini yaratabilir ancak bütün liderlik türlerinin otorite
belirtirken yardım ettiği ortak elemenler bulunmaktadır, bunlar şu şekildedir:
137
Kaptan gücünü ve yetkisini şu şekillerde gösterdiğinde gemilerde otorite kaybı
yaşanabilir:
Köprüüstünde kaptanın tedarik edeceği etkili bir yönetim müsait bütün insan
kaynaklarının doğru kullanımı ve köprüüstü takımı içinde iyi iletişimi desteklemekten
geçer. Zorlu bir durum gelişmekte olduğunda kaptan en kısa sürede köprüüstüne
çağrılmalıdır; böylelikle kaptan vardiyadaki zabite problemin çözümünde yardım
edebilecektir. Kaptanlar tehlikeli durumların gerçekleşmesine izin veren zabitlere göre
kendisini çağıran zabitlere karşı daha çok güven duyar. Vardiya zabiti kaptanı
erkenden çağırarak onun tecrübesinden de yararlanır. Vardiya zabiti, kaptanı çağırmak
gibi bir göreve sahiptir ve bu her zaman rehberlik edici bir prensiptir. Kaptan geminin
emniyetli ve etkili işletilmesinden sorumlu olan baş kişidir. Gemide seyir tecrübesi
anlamında en üstte yer alır ve benzer durumlarla daha önce de başa çıkmıştır. Vardiya
zabitinin gerçekleşen süreçte kaptanı bilgiendirmesi onun bir görevidir ve kaptanı
herhangibir olağan dışı durumda ya da potansiyel olarak tehlike arz edecek olayda
çağırmalıdır.
Görüş
Denizin durumu
138
Genel meteorolojik durum
Geminin boyutları
Her bir insan geldiği kültürün ruhu içerisinde belirli kişilik özellikleri geliştirir. Bu
sebeple gemilerde her zaman farklı kültürlerle etkileşim vardır. Kültürel benzerlikleri
keşfetmek ve var olan farklılıklar için cevap temin etmek kaptanın yani liderin bir
görevidir.
139
Lider benzer kültürlere sahip insanlarla karşılaştığında kendi eylemlerinin yeterince
anlaşılamama ihtimalinin riskini hesaba katmalıdır zira bu diğerlerinden olumsuz
cevap gelmesine yol açabilmektedir. Kaptan için ve bütün mürettebat için de şu
geçerlidir ki kültürel benzerliklerin keşfine kadarki süreçte büyük kültürel
farklılıkların olduğunu varsaymak ve kabul etmek emniyetli bir yoldur. Kültürel
farkındalığın büyüyüşü kültürel farklılıklar içerisinde yer alan olumlu ve olumsuz
yönleri gözlemlemek demektir. Kültürell ayrım ise lider yani kaptan için özellikle
denizcilik gibi bir kolaborasyona sürekli ihtyiacın duyulduğu bir sektörde sorunların
bir kaynağı olabilmektedir. Bununla birlikte kültürel ayrım özellikle gelişim kapsamı
içerisinde, liderin kültürel yaklaşım ve anlayış yollarını bulma sürecini iyi
yönetmesiyle bir avantaj halini alabilir.
Kültürel farklılıklara bir liderin doğru yaklaşımı pek çok konsepti kabul etmekle
mümkün olabilir; bunlar da bilmediğini kabul etmek, önce düşünmek, duygularını
paylaşmak, doğru şekilde anlaşıldığından emin olmak ve ayrımı kabullenmek
örnekleriyle pekiştirilebilir.
140
yapıda otoritelendirilmemiş) liderler de olabilir ki bu kimselerin kişisel özellikleri ve
kabiliyetlerinden dolayı insanlara ve onların davranışlarına önderlik etme yetenekleri
vardır. Böylesi resmi niteliğe sahip olmayan bir lider eğer resmi liderin insanları
başarılı şekilde yönetmek için gerekli nitelikleri yoksa resmi liderden de daha güçlü
etki yaratır. Resmi olmayan lider herhangibir yönetsel pozisyona sahip olmayan ancak
kişisel özellikleri, hayat tecrübesi ve davranışından ötürü kadronun içinde özel bir
pozisyona sahip kişidir. Resmi olmayan lideri belirleme olaslığındaki faktörler yaş,
pozisyon, profesyonel bilgi ve beceri, psikolojik karakteristikler ve kişisel
özelliklerdir. Gemilerde otoritatif stildeki yönetimin hüküm sürdüğü belirli liderlik ve
yöneticilik hususiyetleri vardır. Bu da nizami ilişkilerle, sıkı itaatle ve
operasyonlardaki ekstrem iş kondisyonlarıyla bağlantılıdır. Yasal yöneicinin görevi
resmi olmayan liderin kabiliyetlerinin kontrolü olarak da ele alınabilir. STCW 78
Konvansiyonunun gerekliliklerine göre kuralların yerine getirilmesi, ortak bir
anlayışın devam ettirilebilmesi, dostane tutumların gelişmesi ve asların ve de geminin
emniyetinin sağlanabilmesi için gemi zabitleri gerekli profesyonel bilgiye ve
uygulama becerilerine sahip olması gerekmektedir. Bir operasyonel durumda liderlik
becerileri gemi operasyonlarının etkili yürütülmesini, emniyet yönetiminin
gerekliliklerinin karşılanmasını ve kritik durumlardaki gözcülüğü temin eder. Aynı
zamanda paniği önlemeye yardımcı olur, yaşanan aksaklıklarda gerekli eylemlerin
alınmasını kolaylaştırır, insanların kurtarılmasını sağlar ve yükün emniyetini korur.
141
Bir yönetici bir örgüt olan grupla ilişkilerini resmi düzeyde tutarken bir lider
daha çok grup bünyesinde kişilerarası ilişkileri kontrol eder.
142
Örneğin yeterli tecrübe ve bilgiden yoksun bir zabit tarafından kontrol edilen gemi
operasyonları operasyonların yönetiminde bu zabitin daha önce bu işte resmi olmayan
bir lider sıfatıyla yer almış daha tecrübeli bir mürettebat üyesi ile yer değişitirmesi ile
sonuçlanabilir. Yönetici olmak resmi olmayan bir işin resmi olmayan liderlik için
doğal ve yerinde olması sebebiyle aynı kişinin lider de olacağı manasına gelmez.
Örgütte en üst pozisyonda çalışan bir kimse bir lider olmakta başarısız kalabilir.
Örneğin okul sınıflarındaki resmi bir lider her zaman bu gruptaki en yüksek otoriteye
sahip kişi değildir. Bazen sınıfın kendisi tarafından değil de yetişkinler tarafından bu
şekilde görevlendirilmiştir. Görevli öğretmen kendi öğrencilerini bilmeli ya da onlara
kendilerini izleyebilecekleri bir fırsat vermelidir. Bu izleme sonucunda resmi olmayan
bir lider olmaz ise öğrenciler üzerinde en yüksek otoriteye sahip kimse grubun ve
örgütün etkililiğini bozacak ve aktivitelere ilişkin performans da düşecektir. Resmi ve
resmi olmayan liderler arasında çatışmalar vuku bulabilir. Öğretmenlerin sınıf lideri
anlayışına sahip olmaları da önemlidir. Okullardaki denizcilik öğrencileri arasında da
benzer bir pozisyon mevcuttur. Bu sebeple okulun önderi grup içerisinde hangi
öğrencinin otoriteye sahip olduğunu ve grup davranışlarını hangi öğrencinin
değiştirdiğini bilmelidir ki bu kimse resmi olmayan liderdir. Resmi olmayan liderler
resmi yönetici pozisyonunda bulunmayan ama kişisel niteliklerinden, hayat
tecrübelerinden ve spesifik davranışlarından dolayı özel yere sahip kimselerdir. Resmi
olmayan liderlik yetkinliğe, kişisel beğeniye ve pek çok psikolojik özelliğe bağlıdır;
örneğin bir kimsenin zor durumlara etkili yol bulabilmesi bir beceridir. Resmi olmayan
lider genelde bir grup içerisinde dikkati üzerine toplayan bireydir. Resmi olmayan yani
doğal lider resmi örgütsel şemanın dışındadır. Dominasyonunu geliştirmiş ise örgütün
etkisine karşı kollektif direncin merkezinde olabilmektedir. Güce olan bağlılığını
gösterir ve bilinçli ya da bilinçsiz olarak örgüte karşı direncinde resmi olmayan bir
grubun lideri haline dönüşür. Becerilerinin çok altında bir pozisyonda bulunan
doğuştan kabiliyetli bu kimse enerjisini çaresizlik yüzünden yetinemeyişi tetikleyerek
gösterebilir. Bu tip kişilik yapıları çoğunlukla gruptaki psikolojik atmosferi
etkileyebilen koordinatörler olarak karşımıza çıkar. Kural olarak her tipteki ve
büyüklükteki örgütler grupları kapsar. Bir yönetici resmi ve resmi olmayan grupların
görünüşünü ve resmi olmayan grubun varlığının önemini anlamalıdır. Resmi olmayan
örgütler işin tamamlanma niteliğini, insanların emeğe ve yönetime olan tavır ve
tutumlarını sık sık etkiler. Örgütlerin ve resmi olmayan grupların etkili yönetimini
engelleyen en büyük ve yaygın yanlış anlaşılma başlangıç aşamasındayken
143
yöneticilerin bu gruplar hakkındaki düşük fikirleridir. Bazı yöneticiler resmi olmayan
grupları etkili olmayan yönetimin bir sonucu olarak görür. Aslında resmi olmayan grup
formasyonu bir organizasyonda doğal ve oldukça yaygın bir olgudur. Yönetimsel
bölgedeki pek çok diğer faktör gibi bunun da olumlu ve olumsuz yönleri vardır.
Grupların davranışlarının kontrolünün anahtar yönetsel mekanizmaları doğal liderler
bulmayı ve onları kontrol etmeyi içine alır. Modern teorilerden birisi de şu olmuştur:
Her bir yönetici her bir resmi olmayan gruptaki bir lideri bilmeli ve onlarla çalışıp
örgütün hedeflerini başarmayı kolaylaştırmayı engellemeyecek şekilde davranmalıdır.
Resmi olmayan bir lider çalışanının karşısında durduğunda, onun luşturmuş olduğu
büyük motivasyon ve resmi örgütün çalışanlarındaki işçi memnuniyeti
baltalanabilmektedir. Bir kural olarak resmi olmayan mikro gruplar gemide
çalışırlarken 2 ile 10 insan arasında bir sayıya sahip olurlar. Aynı zamanda mikro
gruplar profesyonel bir temelde de şekillenebilmekte ya da iş rejimi ve dinlenme
rastlantısı veya ilgilerin ve özellikle multinasyonel bir mürettebat söz konusu
olduğunda etnik çizgilerin temelinde de oluşabilmektedir. Resmi örgütler gibi resmi
olmayan örgütlerin de bir lideri vardır. Temel ayrımları da resmi bir liderin
(yöneticinin) resmi olmayan bir lidere ait katmanın grupta kişiler arası ilişkiler
olmasıyken belli bir foksiyonel bölgede güç elde etmesi oluşudur. Resmi olmayan
gruplar çatışma başlatırken hem olumlu hem de olumsuz doğrultulara sahip
olabilmektedir. Otoriteryen yönetim stilinin kullanıldığı mürettebatlarda bazı yönetim
ve liderlik özellikleri vardır. Bunlar nizami ilişkilere, katı itaat sistemine ve ekstrem iş
koşullarına dayalıdır. Herhangibir grupta olacağı üzere gemi yönetimi ve mikro
grupların resmi olmayan liderleri arasındaki ilişki üç tipe ayrılabilir:
1. Olumlu – resmi olmayan bir lider bir yönetim oluşturarak görevlerin yerine
getirilmesine yardımcı olur ve bunu çoğunlukla gemi yönetimi ile mürettebat
arasındaki bir birleştirici element olarak sunar; örneğin grubun yönetiminin
interaktif şekilde sürdürülmesi gibi.
144
Mürettebat içerisinde resmi olmayan bir liderin olması genelde yönetimin mürettebatı
oluşturan üyelere karşı dikkatinin eksik olduğunun bir göstergesidir. İlk adımın
yönetime ait olduğu (emniyet toplantıları ve yönetim toplantıları) ve çeşitli
turnuvaların düzenlenmesi (satranç turnuvası, fotoğraf yarışması) yönetim birliğinin
geri kazanılmasında yardımcı rol oynayabilir. Resmi olmayan gruplar grubun resmi
liderine yardım edip destekleyebilir ya da onun karşısında yer alabilir. Olumsuz olarak
uyum göstermiş resmi olmayan gruplar diğerlerinin yardımıyla ortadan
kaldırılamazlar; resmi liderin onlarla işbirliği yapmayı öğrenmesi ve onları grubun
hedeflerini başarmaya teşvik ederek etkilerini nötralize etmesi gerekir. Resmi olmayan
liderler kişisel özelliklerinin sahip olduğu şu farklı seviyelerden ötürü grup içinden
seçilmiş kişilerdir:
Resmi olmayan liderin resmi bir yöneticiden (resmi liderden) ayırt olan ana farkı onun
resmi durum ve güçlerle donatılmayışıdır. Resmi olmayan liderlik imkanını
tanımlayan faktörlerin listesi hayli geniştir: Yaş, hizmet süresi, iş yetkinliği, iletişim
becerileri ve ilk adım olabilme, zeka, kişisel psikolojik nitelikler ve iyi nutuksal
beceriler. Ortaya çıkışlarının mekanizması da her bir grup üyesinin liderlik ilhamı
veren bir kimseyi birkaç parametreye göre üstün olarak gördüğünü kabul etmesiyle
bağlantılıdır. Resmi olmayan liderlik üyeler arasındaki kişiler arası ilişkiler temelinde
ortaya çıkar. 1954’te R.Bales her bir küçük grup içinden en az iki tip lider
seçilebileceğini deneysel olarak bulmuştur; bunlar duygusal ve enstrümantal tiplerdir.
Duygusal bir liderin fonksiyonu grupta psikolojik bir hava temin etmek ve kişilerarası
ilişkiler için en uygun ortamı hazırlamaktır. Bir hakem veya tavsiye verici olarak
hizmet verir. Enstrümental yani iş odaklı lider ise sorunlu durumları grubun
hedefleriyle uyumlu şekilde çözmekte ilk adımı atan grup üyesidir ve belli bir bilgisi,
becerisi, methotları vardır. Enstrümental tipteki resmi olmayan liderin iki ana
fonksiyonu vardır: Grup davranış formlarının kurulması ve her bir grup üyesinin
davranışının motivasyonu. Resmi olmayan bir lider “Bizden biri” olarak algılanır ve
grubun sorunlarından bahsederken “Ben” zamirini değil “Biz” zamirini kullanır. Yine
145
de o “Bizden biri” değildir; tecrübesinden, bilgisinden, sosyal statüsünden dolayı
gruba önderlik eden, “Bizden biri ama bir şeylerde bizden üstün” denilen kimsedir.
Liderlik olgusu liderin kişilik özellikleri ve diğer grup üyelerinin kişilik özellikleriyle
ayrılmaz şekilde bağlantılıdır. Bir liderin statüsü ya durumsal ya da fonksiyoneldir.
Duygusal bir lider grubun ruh halini sorunlu durumlarda kontrol eden grup üyesidir.
Bazen duygusal liderin pozisyonu duygusal kontaktların merkezi olarak adlandırılır.
Olumlu bir açıdan bakıldığında duygusal bir lider önlemeye veya çatışmaları çözmeye
ve sorunlu durumlarda grup üyeleri arasında baş gösteren duygusal gerilimi
rahatlatmaya isteklidir. Olumsuz açıdan değerlendirilcek olursa duygusal bir lider
paniğn, memnuniyetsizliğin, histerik reaksiyonların ve grubun asosyal davranışının
başlatıcısı olabilir. Resmi olmayan grup liderinin iki en önemli fonksiyonunun yanında
(kuruculuk ve kurulan normlara göre grup davranışlarının normlarının bakımı) bu tür
bir lider şu fonksiyonları gösterir:
Her bir grup üyesinin davranışını denetler (Atanılan rollerin, görevlerin yerine
getirilişini takip eder.)
146
çalıştığı bir durumda olumsuz duygusal bir lider saldırı ve suçlama eğilimi
gösterecektir. Bu özellikle grubun hedefi başarmaya yönelik ümitlerini
yitirmesi ve liderinin kişilik özelliklerini kaybetmesi sonucu gerçekleşir.)
Pek çok görev ve operasyon STCW Code 95’teki fonksiyonlara göre yapılır. Bunlar
seyirsel ve mühendisliğe dayalı vardiya, kargo operasyonları, gemi işleri, gemi
ekipmanının bakım tutumudur. Gruplar geminin bütün operasyonları için yönetsel
veya operasyonel seviyede yaratılmış ve atanmış bir yönetici tarafından yönetilir.
Küçük grupların varlığını ve mürettebattaki resmi olmayan liderlerin ve onların
emniyet yönetimi ve gemideki iş organizasyonuna etkisi göz önünde
147
bulundurulmalıdır. STCW Konvansiyonunda Tablo A-11/2 altındaki “Gemi
operasyonunun kontrolü ve gemideki insanların muhafazası” ile gösterilen ve gemi
mürettebatı için profesyonel nitelikler olarak beceri ve kabiliyetleri kapsayan “Liderlik
prensiplerinin ve yönetsel becerilerin kullanımı” bölümü de göz önünde
bulundurulması gereken diğer bir konudur.
Reis ve iki usta gemici kırılan küpeştenin kaynak işi için tahliye esnasında
görev alır. Reise resmi olarka bu işin yapılması sorumluluğu verilmiştir ancak
reisin kaynak tecrübesi yoktur. O da bu işi operasyonun bütün sorumluluğunu
taşıyacak olan (resmi olmayan lider) kaynakta profesyonel birisine verir.
Kaynak işi başlar ve bu kişi de reis dahil olmak üzere tüm gruba talimat verir.
İçinde Cape Verde vatandaşı olan 12 kişiik bir ekip gemiye ulaşır. Burdaki bir
eyaletin yöneticisinin oğlu da aralarındadır. Bu kişi gruptaki en genç ve en
tecrübesiz kimsedir ancak sosyal statüsünden ötürü reis de dahil tüm grup onun
sözünü dinlemektedir. 12 aylık kontratının 8 ayı boyunca bu grubun resmi
olmayan lideridir. Babasının ölüm haberini aldıktan sonra liderliği, sosyal
göstergesiyle birlikte son bulur.
İkinci kaptan (resmi lider) iki pompacının yardımıyla tankların temizlik işinden
sorumludur. Güverte mürettebatı ikinci kaptanın yokluğunda sorumluluk
alarak resmi olmayan lider olan reisin önderliğinde işi tamamlar. Tankın gaz
ölçümü yapılırken reis sonuçları doğru elde edemez ve tanka gönderdiği 2
148
kişiden haber alamaz. Tecrübe ve beceriden yoksun reis (resmi olmayan lider)
böylesi bir acil durumda VHF ile yardım istemez. Kimseye haber vermeden
tanka kendisi de iner. Pompacı, reisin yokluğunu hissettiğinde tankın içine
bakar ve iki gemici ile reisin bilincini kaybetmiş şekilde içerde yatmakta
olduğunu görür. Pompacı köprüüstüne haber verir. Genel alarm çalar ve üç
yaralı denizci tanktan çıkartılarak tıbbi yardım ile karadaki bir hastaneye
götürülür.
İyi yöneticiliğin amacı topluluklara uygun, etkili, eşit ve devam ettirilebilir bir tutum
içerisinde hizmetler sağlamaktır. Bu da hizmet hükmü için anahtar kaynakların, ki
bunlar insan kaynaklarını, finansı, donanımı ve teslimat işlemlerini kapsar, hepsinin
bir araya getirilerek dikkatlice senkronize edilmesiyle mümkündür. Bakım ve
muhafaza sürecini, insan kaynaklarını, topluluklarla etkileşime geçmeyi, bilgiyi
yönetmeyi değerlendirmenin, planlamanın ve yönetmenin kritik yönetim faktörleri
planlama, insan kaynakları, entegrasyon ve izleme kapsamındadır. Bu bölüm ilk olarak
iyi yönetimi, yöneticiliği ve liderliği ele almıştır.
Karizmatik olmak
149
Ortak bir amaca yönelik insanları çalıştırabilecek etkiye sahip olmak
İyi bir yönetm ortaya koymak için belirli koşullar önem arz eder, bunlar şöyle
listelenebilir:
150
Kaynakların burda ve zamanında mı olması gerekiyor?
Etkili bir yönetici olmanın şartları bu sorular açık bir cevapa kavuştuğunda daha iyi
sağlanacaktır; bu soruların cevabıyla birlikle görevler açıklık kazanacak, otorite
yetkilendirmesi bilinecek ve yöneticiler kararları için nerde ve ne zaman destek
gözetmeleri gerektiğini bileceklerdir. Yöneticilik, yöneticinin ve çalışanların işin
hedefleri üzerinde ortak kanıya varmasıyla ve daha minimal risklerle daha kolay karar
verilebilmeyle zenginleşecektir.
Bir yöneticinin kendisinin ve yönettiği insanların sürekli öğrendiği bir çevre oluşturup
bunu geliştirebilmesi için ne yapması gerekmektedir? Yapılması gerekenlerden birisi
karşılaşılan zorlukların açık ve düzenli şekilde tespit edilmesi ve bu zorlukların
üstesinden gelebilmek için takımın ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerileri belirlemektir.
Gerekli yetkinlikleri elde etme yolları şunları içerir:
- Akademik kurslar
151
- Geçici görevlendirmeler, ekler, gözlemler ve uygulamalı öğrenmeyi kapsayan
çalışma gezileri, karşılaşılan problemleri başkalarının nasıl çözdüğünü
gösteren örnekler
152
Yöneticiler stratejiler, planlar, bütçeler, kaynak gözetimi, uygulama, izleme, plan
değerlendirmesi, ders çıkarımı ve plan dizayn etme gibi straejileri yerine
getirmelidirler. Bir yönetici işleri çalışanları görevlerle yetkilendirir ve onları
destekleyip koçluk ederek arzu edilen sonuçları elde etmeye çalışır. Yöneticiler takım
ve personel toplantıları yaparak neyin nasıl başarılacağı ile alakalı uygun mesajları
çalışanlarına iletmeye çalışır. Büyük bir yönetim görevi de hizmetin ulaştırılmasıyla
ilgili önemli bilgiyi gözden geçirmek ve bu bilgiyi hizmetlerin nasıl modifiye edilip
geliştirilebileceğine ilişkin kararlar verirken kullanmaktır. Yöneticiler hizmete yönelik
müsait finanstan sorumludur ve bunları gerek müşteriler gerekse de çalışanlar için
mümkün olan maksimum faydanın üretilmesi üzerine kurmalıdır. Hizmete yönelik
sabit bir bütünsel amaç ortaya koyup bunu korumak ve çalışanlarla müşterilere bu
amacın yöneticilerin büyük bir görevi olduğunu hatırlatmak önem taşır. Yönetim aynı
zamanda yüksek potansiyele sahip insanları izleyerek çalışanları ve becerileri
geliştirmeyi; disiplini ve etikleri sürdürürken çatışmaları çözmeyi kapsar. Yöneticiler
aynı zamanda şu maddelere yönlendiren “yönetim geliştirme ve eylem planları”
hazırlar zira yönetim karar vermekle alakalıdır:
153
ve yönetim arasnındaki farkı tartışırken bazı yazarların bu kavramlara farklı
yaklaştığını yöneticilik ve liderliğin aynı kişide mevcut olamayacağı örneğiyle dile
getirdiklerini söylemiştir. Diğer bazı bilim adamları ise liderlik etmek ve yönetmenin
birbirinden bağımsız görülemeyeceğini ve liderlerle yöneticilerin farklı tipte insanlar
olmadığını savunmuşlardır. Her iki süreç de örgüt başarısı için gereklidir. Bu iki
sürecin göreceli önemi ve onları entegre etmenin en iyi yolu o zamanki duruma
bağlıdır. Liderlik özünde bir etkileme sürecidir; bu süreç eninde sonunda görevin
başarıya ulaştırılmasını hedefler. Liderin fonksiyonu örgütün doğru şeyi yaptığına
emin olmak iken (etkililik) yönetici işlerin doğru yapılmasını temin eder (verim.) Lider
bir yön, vizyon, örgütsel hedefler belirler ve takipçilerini dahil olma yönünde etkiler.
Sonuç olarak lider iyi bir iletişimci olmalı ve ilham vericilik ve motive edicilik
anlamında diğerlerini etkilemelidir. Yönetici planlara, bütçelere, kaynak atamalara,
ötgüte ve sorun çözmeye iniltili hedeflerin gerçekleştirilmesini temin eder. Yönetsel
aktivite de birtakım genel süreçler yönünden açıklanabilir; bunlar da ilişki yönetimi,
bilgi yönetimi, karar verme ve insanları etkileme olarak listelenebilir.
154
Liderlik ve yönetim uygulamada birbirleriyle örtüşen konseptler olarak ele alınır ancak
gerçekten öyle midirler? İki konsept arasında bir fark var mıdır yoksa liderlik de
yönetimin bir bölümü müdür ve bu yüzden ayırt edilemezler midir? Gerçekte bütün
örgütler ki büyük kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, liderlik teorisyenleri,
araştırmacılar ve yazarlar da buna dahildir, farkla ilgilenirler ve bunun önemli
olduğuna inanırlar.
6.5.1 Liderlik
Liderliğin pek çok farklı tanımı vardır. Stogdill “Konseptini tanımlamaya yeltenen
insan sayısı kadar liderlik tanımı bulunmaktadır.” Derken Peter Drucker “Bir liderin
tek tanımı takipçilere sahip kimse şeklinde olabilir. Takipçi elde etmek de etki
gerektirir ancak bunu sağlamaktaki bütünlük açığını da hariç tutmaz.” (Yukl,1989).
Bazı teorisyenlerin liderliğin etkili bir önderlik edebilmek için yapılan her şey
olduğuna inanan gruplar ve üyeler arasında gerçekleşen sosyal etki süreçlerinden
farksız olduğuna inandığı görülmektedir. Pek çok araştırmacı için “Lider olunur mu
yoksa doğulur mu?” klasik sorusu hala gündemdeki yerinmi korur. Bu bir karizma
mıdır yoksa daha sonradan öğrenilen bir şey midir? Bu soruya verilebilecek cevaplar
çeşitlilik gösterebilir. Önderlik etmenin kolay olmadığı itiraz edilemez bir gerçekse de
liderler vizyon, bütünlük, güven, kendisi olma, dahil olma, yaratıcı yetenek, mertlik,
iletişim becerisi, risk alma ve görüş gibi öz niteliklere sahip olmalıdırlar (Capowski,
1994).
6.5.2 Yönetim
Bazıları yönetimi bir sanat olarak tanımlarken diğerleri de bir bilim olarak
tanımlamaktadır. Oysa yönetimin bir sanat mı yoksa bilim mi olup olmadığı en önemli
şey değildir. Yönetim örgütsel hedefleri başarmak için kullanılan br süreçtir. Bu süreç
örgütün başarmak istediğini başarabilmek için kullanılır. Liderler ve yöneticiler aynı
rollere mi sahiptir? Örgütler sadece ya liderlere ya da yöneticilere mi sahiptir? Dengeli
bir örgüt başarılı olmak için liderlerin ve yöneticilerin bir karışımına sahiptir ve
doğrusu gerçekte ihtiyaç duydukları şey birkaç büyük lider ve pek çok birinci sınıf
yöneticidir (Kottermann, 2006). Yöneticiler verilen bir yönetim görevine atanmış
kimselerdir ve planlama, bütçelendirme, organize etme, personellendirme, problem
çözme ve kontrol etme gibi faktörlerin fonksiyonları boyunca istenilen hedefi başarıya
ulaştırırlar. Liderler, öte yandan, bir doğrultu koyar, insanları hizaya getirir ve onları
155
motive edip onlara ilham olur (Kotter, 2001). Diğer araştırmacılar bir liderin ruhu,
tutkusu ve yaratıcılığının olduğunu ve öte yandan bir yöneticinin ise akla,
rasyonelizme ve ısrara sahip olduğunu ele almışlardır. Bir lider esnektir, yenilikçidir,
ilham vericidir, cesaretlidir, bağımsızdır ve bir yönetici ise başvurucudur, analitiktir,
ölçüp biçer, otoritatiftir ve stabilize eder (Capowski, 1994).
Toplam kalite yönetimi müşterinin bakış açısı olarak, sürekli gelişim olarak, herkesin
katılımı ve gerçeklerle yönetimi anlamında pek çok prensipe dayalı bir felsefedir.
Toplam kalite yönetimi literatürü yönetimin dahil oluşunu ve liderin bu yönetim
felsefesinin uygulanmasındaki ve iş mükemmeliyetinin başarılmasındaki basit ön
koşulların elde edilmesindeki belirleyici faktör olduğunu ön plana çıkarır (Gonzales,
Gullien, 2001). 1996’da Jim Collins tarafından başlatılan bir çalışmada iyi performans
gösteren şirketlerin mükemmel performans gösteren şirketlere yükselişini göstermiş
ve bunu seviye 5 olarak bilinen belli bir liderlik ve yönetim hiyerarşisi modülünde
sürdürmüştür. Seviye 5 hiyerarşi, bir örgütte yöneticiler ve lderlerin farklı formlara,
rollere ve sorumluluklara sahip olduğunu ifade eder. Seviye 1: Yüksek kabiliyetli
bireyler – Yetenek, bilgi, beceri ve iyi iş alışkanlıklarıyla üretici katkılar sağlar. Seviye
2: Takım Üyesine Katkı – Grubun amaçlarının başarılmasına katkıda bulunur, grup
ortamında diğerleriyle etkili çalışmayı kapsar. Seviye 3: Yetkin Yönetici –
Kararlaştırılmış hedeflerin peşine etkili ve verimli düşebilmek için kaynakları ve
insanları organize eder. Seviye 4: Etkili Lider – Katkı sağlar ve açık bir vizyon
oluşturup bunun peşine düşer, grubunu en yüksek performans standartları için işe dahil
eder. Seviye 5: Yürütme – Kişisel alçak gönüllülük ve profesyonel irade
kombinasyonu boyunca dayanıklı büyüklüğü inşa eder (Collins, 2001).
156
performans piramidi adına sahipti. Bu pirait sisteminde yönetim katkısı ve lider
katılımı kendi steklerinin yerine getirilişinin arkasındaki temel yön olarka hala
kendisini muhafaza etmektedir. Bu modellerde yönetim ve liderliğin eşit olup olmadığı
konusu tartışmaya açıktır İş Mükemmelliyetçiliği sistemleri şunları kapsar: EFQM
Mükemmelliyetçilik modeli, dengeli puantaj kartı, Stratejik Ölçüm Analizi ve
Raporlama Tekniği, Performans Prizması.
157
Sanayi devrimi ile başlamıştır. İnsanların mutluk ve refahı sınırsız olan ihtiyaçlarının
tatmin derecesine bağlıdır. İhtiyaçlar sonsuz, oysa kaynaklar sınırlıdır.
Dört kişi teker teker yerinden kımıldatamayacakları bir kayayı yuvarlamak için
işbirliği ettiklerinde, yönetimin temel öğeleri ortaya çıkar. Bu basit işte,
yönetim denen uğraşının iki temel özelliğinin görülmektedir. Amaç (taşın
götürülmesi) ve sonra işbirliğine dayanan eylemdir.
158
Şekil 6.1 : Yönetim teorileri.
159
Yönetimin uygulanmasında, bilimsel yöntemlerin kullanılması ve
geliştirilmesi.
İşçileri işe alırken, belirtilen işe en uygun kişiye seçmeye yarayacak bilimsel
yaklaşımları kullanma.
Standartlaşma
Weber’in bürokrasi kuramına gelinirse, Max Weber’e göre bürokratik bir yapı, günlük
dilde kullandığımız, işlerin geciktirilmesi, yokuşa sürülmesi, “bugün git yarın gel’’
anlamının tersine etkinlik açısında ideal bir örgüt yapısıdır. Weber’e göre salt yasa ve
kurallarla çalıştırılan bürokrasi, en saf ve ülküsel yönetim biçimidir. Bürokratik
yapının 5 önemli özelliği şu şekilde listelenebilir:
Otoritenin Merkezleşmesi
160
Çizelge 6.3 : Bürokrasinin avantajlı ve dezavantajlı yönleri
161
Şekil 6.2 : Yönetim süreci yaklaşımı.
Sonuç olarak klasik örgüt kuramı, insan unsuruna özel bir önem verilmemiş, onun bir
makine gibi, ilgili kademenin öngördüğü doğrultuda davranacağı varsayılmıştır. Şahsi
sorunların iş yerine yansımayacağı, işletme içinde geçirilen zaman ile işletme
dışındaki yaşamın birbirinden ayrı olduğu varsayılmıştır. Örgütte insanların
güdülenmelerini de sadece ekonomik gereksinmelerin karşılanması ve yakın denetime
bağlayarak insanları insan yapan sosyal ve psikolojik gereksinmeleri görememişlerdir.
Bu teori örgüt sorunlarına yetmemiş, pek çok olayın açıklanmasında güçsüz kalmıştır.
162
Şekil 6.3 : Maslow piramidi.
163
temel ihtiyaçları karşılandıktan sonra üst ihtiyaçları ortaya çıkar. Fizyolojik,
güvenlik, ait olma ve saygı ihtiyaçları karşılanan bireyde ortaya çıkan en üst
ihtiyaç, kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Kendini gerçekleştirme, kişinin
içinde bulunan potansiyeli açığa çıkarması ve bunu kişilik hâline getirmesidir.
Kendini gerçekleştiren insanın özellikleri şunlardır:
o Yaratıcıdırlar.
o Çok değil az insanla derin, tatmin edici kişiler arası ilişkiler kurarlar.
164
- Genellikle insanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedir ve yönetmektense
yönetilmeyi arzular.
Her insan için çalışmak, dinlenmek ve eğlenmek kadar doğal bir istek ve
arzudur. Çalışmak birey için başlı başına bir tatmin kaynağı olabilir.
Klasik yönetim kuramı insanı “rasyo – ekonomik” olarak ele alırken, neo – klasik
yönetim kuramı, ilk defa “sosyal insan” kavramını ortaya koymuştur. Bu kuram,
klasiklerin ikinci plana ittiği insan unsurunu inceleme konusu yapmış ve klasik
kuramın kavramlarına yeni kavramlar eklemiştir. İnsan unsurunun tatmin olması
boyutunu getirmiştir.
Sistem Yaklaşımı ve
Durumsallık Yaklaşımı’dır.
165
Modern yönetim anlayışında örgütün kurumsal boyutu ile insani boyutu arasında bir
denge kurulmuştur. Öğrenen örgüt, entelektüel sermaye, çalışanların geliştirilmesi,
güçlendirilmesi, yetkilendirilmesi, katılım ve bütünleşme kavramları ön plana
çıkmaya başlamıştır. Modern dönemde amaçlara göre yönetim, sonuçlara göre
yönetim gibi yaklaşımlardan sonra son zamanlarda değerlere göre yönetim yaklaşımı
geliştirilmiştir. Değerlere göre yönetim yaklaşımı ile birlikte yönetimde etik kavramı
ön plana çıkmaya başlamıştır. Örgüte ilişkin bakış açıları bu alandaki teorilerin
gelişimine bağlı olarak rasyonel ve ekonomik bakış açılarından politik, kültürel ve
sembolik bakış açılarına göre bir gelişme göstermiştir.
Ludwig Von Bertalanffy’nin sistem yaklaşımına göre, sistem, belirli bir çevrede,
belirli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik birimlerin ve birimler arası etkileşimlerin
oluşturduğu yapay ve doğal yapı işleyişinin bütünüdür. Sistem; belirli parçalardan
oluşan, bu parçalar arasında belirli ilişkiler olan, bu parçaların aynı zamanda dış çevre
ile ilişkisi olan, birleşik bir yapı, olay veya faaliyet olarak tanımlanmaktadır.
Büyüklüğü, amacı, yapı ve işleyişi doğa tarafından düzenlenen sistemlere doğal,
insanlar tarafından düzenlenenlere yapay sistem denir.
Açık Sistem: Sistem ile çevre arasında enerji, bilgi ve materyal alışverişi
gerçekleşen sistemlerdir.
Sistem yaklaşımı tek başına yeni bir bilimsel disiplin olmaktan çok, belirli olayların,
durumların ve gelişmelerin incelenmesinde kullanılan bir düşünce tarzı, bir metot ve
bir yaklaşımdır. Sistem yaklaşımı, hem organizasyonlar ve hem de bireyler için
dinamik bir denge öngörmektedir. Bu bağlamda da insanları davranışa sevk eden ve
dinamik olarak dengede kalmasını sağlayan ihtiyaçlar çeşitlidir. İnsan aynı anda hem
fizyolojik hem de psikolojik ihtiyaçlara gereksinim duyabilir. Kısaca insanların örgüt
içerisinde motive olabilmesi için ekonomik, sosyal ve psikolojik bağlamda asgari
yaşam standardının bireye sunulması gerekir. Sistem yaklaşımı işletmeyi bir araya
gelmiş birçok sistemden oluşmuş olarak kabul eder, ancak tüm bu sistemlerin
çalışmasını bir bütün olarak inceler. Sistem yaklaşımı, mevcut yönetim düşüncelerini
birleştirici ve bütünleştirici bir yapıya sahip olması açısından büyük önem taşır. Şirket
faaliyetlerinin başarılı olarak geliştirilmesinde iç ve dış çevreyi bir bütün olarak
166
görmektedir. Aynı zamanda yöneticilere de avantaj sağlar, yönetici görevini dar bir
biçimde, kendi fonksiyonu açısındanyorumlamaktan kurtularak, kendi sisteminin bağlı
olduğudiğer alt sistemleri de yorumlama fırsatı bulur.
167
Şekil 6.5 : Bir işletmenin organizasyon yapısı
Özetle klasik yaklaşımda işletme için en iyi yönetim biçimi ve yapısı vardır ve onu
bulmak için bilimsel çalışmalar yapar. Sistem yaklaşımında işletme bir bütün olarak
parçalardan oluşur. Kendisi de bir bütünün parçası olduğundan, tüm üst ve alt
sistemlerden etkilenecektir. En iyi yapı ve yönetim sistemi diğer unsurlara bağlı olarak
değişebilecektir. Durumsallık Yaklaşımı ise genelde yapı ve yönetim biçimini sistem
yaklaşımı gibi ele alır. Aynı veya benzer sistemler dahi, değişik koşullar ve durumlarda
farklı yapı ve yönetim biçimi gerektirebilecektir.
168
Post-modern yaklaşım ele alınırsa, çağdaş yönetim düşüncesi 1970’lerden günümüze
kadar üç genel bakış açısı ile ele alınmıştır bunlar;
Toplam kalite yönetimiyle ilgili olarak, kalite, bir ürün veya hizmet ile ilgili
özelliklerin, belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama derecesidir. Toplam kalite
yönetimi, müşterinin beklentisinin aşılmasını hedefleyen, ekip çalışmasını
destekleyen, tüm süreçlerin gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesini sağlayan bir
yönetim felsefesidir. Bu anlayışın temeli sürekli iyileştirmeye dayalıdır. İyileştirmede
amaç belli bir standardı tutturmak değil o seviyeyi ne olursa olsun sürekli ve hızlı bir
tempoda geliştirmektir. Bu metota da Kaizen denir. Kaizen’in temel taşları iyileşme
ve sürekliliktir. Kaizen’de amacın ne olduğuyla ilgili şekil 6.6’da verilmiştir.
169
0
Yenilik, var olanın yerine yeni bir makine ekipman vs. alınmasıdır.
Kaizen, ise var olanın en iyi hale getirilmesine yönelik yapılan çalışmadır.
Yenilik tek başına yeterli değildir, ancak kaizen ile birlikte anlamlı olur.
Yenilik kısa vadeli, heyecanlı, büyük adımlara ihtiyaç duyan, teknolojiyle var olan ve
büyük yatırım gerektiren bir kavramken kaizen kavramı uzun vadeli, sabır gerektiren,
küçük adımlarla büyüyen, ekiplere ve insana ihtiyaç duyan, küçük yatırım gerektiren
bir olgudur. Amerikan havayolları 1987 yılında maliyetleri düşürmek üzere bir çalışma
başlatmış ve çalışma sonucunda yapılan iyileştirmelerden biri şu şekilde gelişmiştir:
First-class sınıfında yapılan inceleme ve gözlemlerde yolcuların % 80’inin salatada
sunulan zeytinlerin hepsini yemediği tespit edilmiş ve salatalardan bir adet zeytin
eksiltmek suretiyle, yıllık 40.000 USD kar elde edilmiştir. Bu kaizen için güzel bir
örnektir.
170
Yönetimin bir tarz haline getirilmesi
Teşvik, ödüllendirme
Personelin eğitimi
171
iv. En önce, en iyisine ulaşmaya çalışılır.
Strateji; çevredeki tehdit ve fırsatlar ile kurumun güçlü ve zayıf yanlarını dikkate
alarak, kuruma rekabet avantajı alarak, kuruma rekabet avantajı sağlayacak bir konum
belirleme sürecidir. Strateji, kelime anlamı itibarı ile "sevk etme, yöneltme, gönderme,
götürme ve gütme" anlamlarını taşımaktadır. Stratejilerin planlanması için gerekli
araştırma, inceleme, değerlendirme ve seçim çabalarını planlanmasını, Bu stratejilerin
uygulanabilmesi için örgüt içi her türlü yapısal ve motivasyonel tedbirlerin alınarak
yürürlüğe konulmasını,Daha sonra da stratejilerin uygulanmadan önce, amaçlara
uygunluğu açısından bir defa daha kontrol edilmesini, kapsayan ve işletmenin üst
düzey kadrolarının faaliyetlerini ilgilendiren süreçler toplamıdır. Stratejik planlamanın
en önemli amaçlarından biri, gelecekteki fırsatları ve tehlikeleri bugünden
belirleyerek, ona göre hareket etmektir. Stratejik planlama bir yönetim biçimidir,
172
yönetimde bir araç olarak kullanılmaz. Aksine geleceği göz önünde bulundurarak
bugün ne yapılması gerektiğine ilişkin alınacak sistematik kararları kapsayan bir
yönetim biçimidir. Üç temel aşamadan oluşmaktadır:
Örgütler büyük, küçük, özel, kamu gibi çeşitli ölçek ve alanlarda olduğu için yönetim
düzeyleri de farklı farklıdır. Bu yüzden yönetici kavramından bahsedildiğinde sadece
üst yönetici akla gelmemelidir. Örgütlerde alt, orta ve üst düzey yöneticiler
bulunmaktadır. Bu yönetsel düzeyler arasında ki temel fark, yöneticilerin sahip olduğu
otorite, yetki, sorumluluk ve örgütsel faaliyetlerin derecesidir. Herhangi bir örgütte
yöneticiler, farklı yetki ve sorumluluk düzeylerinde görevlerini yerine getirirler. Bu
düzeyleraynı zamanda yönetim kademelerini ifade eder. Yönetim kademeleriyle ilgili
şekil 6.10’a aşağıda yer verilmiştir.
173
Şekil 6.10 : Yönetim kademeleri
o Bunun için yönetsel işlevleri olmayan işçi, memur, hizmetli gibi çalışan
ve herhangi bir yönetim görevi olmayan kişileri yöneten;
o Kısım şefleri, posta başı, ustabaşı, baş kalfa, formen, büro yöneticileri
alt düzey yöneticileri oluştururlar.
174
Üst Düzey (Kademe)Yöneticiler
Kavramsal boyut : Örgütün tamamını bir bütün olarak görebilme ile ilgilidir.
Yönetici, Bir grup insanı belirli amaçlara ulaştırmak için uyumlu ve takım ruhu içinde
çalıştıran insandır. Başka bir deyişle, başkaları vasıtasıyla işgören ve başarıya ulaşan
kimsedir. Ancak yönetici sadece bir grup insanı yönlendiren, çalıştıran değil, ayrıca
çalıştığı yerin maddi kaynaklarını ve üretim faktörlerini yönlendiren kişidir.
175
- Yönetici örgütsel başarıyı sağlayabilmek içinde örgüt çalışanlarının örgüte
bağlılığını, yaptıkları işi sevmelerini sağlamaya ve ilişkilerini dengelemeye
çalışır.
- Bu bilgi ve beceriler;
o Saygı gören,
o Değişimlere açık,
o Değişimi destekleyen,
176
Çizelge 6.4 : Yönetim becerileri.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, gemi emniyeti açısından insani becerilerin en az teknik
beceriler kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.
177
“Gemi kaptanlarının sosyal ve yönetim becerilerinin teknik beceriler kadar
önemli olduğu” tespit edilmiştir.
Çizgelge 6.5 : Güverte zabit ve kaptanların karşılaştırmalı olarak sahip olmaları gereken yönetim becerileri
178
Yönetim becerilerinden birisi olan aktif dinleme ile ilgili uygulanması
gerekenler şunlardır: Başka kişilerin söylediklerine tam dikkat verme,
söylediklerini anlamak için zaman harcama, dikkat çekilen noktaların
anlaşılması için zaman ayırma, uygun sorular sorma, uygun zamanlarda
müdahale etmeme.
Diğer bir yönetim becerisi olan işlemlerin izlenmesi yani göstergelerin takibi
için de şunlar söylenebilir; eleştirel düşünme uygulanmalıdır ki o da şunları
kapsar: Sorunların çözümü ile ilgili alternatif çözüm yollarını, sonuç ve
yaklaşımların güçlü ve zayıf yanlarını belirlemek üzere mantık ve akıl yürütme
yeteneğini kullanma. İzleme kısmının kapsakları ise şunlardır: Daha iyiye
götürme ve düzeltici faaliyetler için kendinin, diğer bireylerin, örgütün
bütününün performansını izleme ve değerlendirme.
179
Sosyal anlayışlılık : Sosyal ilişkilerde sezgilerin kuvvetli olması, başkalarının
o şekilde davrandıklarını anlama ve farkında olma durumu.
Ekipman seçimi : İşin yapılması ile ilgili hangi alet ve ekipmanlara ihtiyaç
olduğunu belirlemek.
Maddi kaynakların yönetimi : Belirli bir işin yapılması için ihtiyaç duyulan
ekipman, tesis ve malzemeyi temin etmek ve uygun kullanmak.
180
Çizelge 6.6 : Yöneticilerin oynadığı roller.
Bilgi toplama rolü hem iç, hem de dış çevreden gelen bilgileri analiz eder.
Lider rolü yüksek performans göstermeleri için çalışanları eğitir, teşvik eder
ve onlara danışmanlık ve mentorluk yapar.
181
Karar verme rolleri yöneticilerin stratejiyi planlama ve hedeflere ulaşmak için
kaynakları kullanma yöntemleriyle ilgilidir:
- Genel kültür
- Mantıklı olma
- İş üzerine yoğunlaşabilme
- Muhakeme yapma
- Açık olma
- Dengeli olma
- Hafıza gücü
182
Yöneticilerin sosyal özellikleri şöyle listelenir:
Nazik olma, teşekkür etme, özür dileme, ikna etme, grupla bir işi yürütme
Yönetim faaliyeti bir grup insanla başarıldığı için diğer insanlarla birlikte
çalışmak gereklidir.
Diğer bireyler terimiyle sözü edilen yalnız işletme içinde çalışanlar değil;
Yönetici çeşitli alternatif yollar arasında seçim yaparak karar verir. Çok
karmaşık ekonomik yapılarda faaliyet gösteren işletmelerin verecekleri
kararların doğruluğu büyük önem taşır.
183
Yöneticiler örgütün başarısından sorumlu olan bireylerdir. Astların yapacakları
hatalardan da yöneticiler sorumludur.
184
Yöneticinin başarısıyla ilgili şunlar söylenebilir:
Kurum içi çevre (örgütsel yapı, ilişkiler, ve dinamikler) ile Kurum dışı
çevre’nin faktörleri başarı veya başarısızlıkta etkili olabilir.
185
hakkı ve bu hak sayesinde bireylerin biçimsel örgütsel ilişkiler çerçevesindeki
davranışlarını etkileme ve yönlendirme hakkıdır. Herhangi bir yetki ilişkisinden söz
edebilmek için biçimsel bir örgütün varlığı şarttır. Yetki kavramına ilişkin üç temel
özellik şunlardır:
Yetki astlar tarafından kabul edilmektedir. Astlar belli mevkilerde yer alan
kişilerin yetki uygulama konusunda meşru hakları olduğunu inanmakta ve bu
yüzden yetkinin varlığını kabul etmektedirler.
Yetki kavramı örgüt içi ilişkilerde bir kişinin yetkisini devretmesi sonucu
ortaya çıkmaktadır.
Ast yetki ilişkisinde üstün kendisinden talep ettiği işi yapmakla yükümlüdür.
1. Komuta yetkisi;
Organizasyonun hiyerarşik yapısı içinde yukarıdan aşağıya doğru bir yön takip
eder.
Bu yetkiye göre her üst kendisinden sonra gelen astına emir verme hakkına
sahiptir.
186
Komuta yetkisine sahip yöneticiler sorumluluklarını yerine getirirken hem
karar verme hem de organizasyonun sahip olduğu kaynakları kullanma hakkına
sahiptir.
Dolayısıyla karar verme hakkı olan yönetici organizasyondaki belirli bir takım
işlerin yapılmasından ve ortaya çıkacak sonuçlardan da sorumludur.
o Bu noktada uygun olanın her astın yalnızca bir üsten emir aldığı durum
olduğuna dikkat edilmelidir.
2. Kurmay yetkisi;
Bu yetkiye sahip kişi kendi uzmanlık alanıyla ilgili konularda karar verecek
yöneticiye bilgi aktararak yöneticinin alacağı kararları kolaylaştırıp isabetli
karar almasını sağlar.
187
Organizasyonlarda yöneticinin hatalı karar vermesini önlemek için uzmanlık
gerektiren bazı konularda danışmanlardan yardım alması gerekebilir.
Kurmay yetkiye sahip kişi uzmanlık konusu ile ilgili araştırma yapar, düşünür,
analiz yapar ve alternatifler ortaya koyar. Daha sonra da bu alternatifleri
kendisinden görüş bekleyen komuta yetkisine sahip yöneticiye sunar.
3. Fonksiyonel yetki;
Bu süreç sonunda ortaya belli konuda uzman bireylerin bir araya geldiği
fonksiyonel departmanlardan oluşan örgüt yapısı ortaya çıkmaktadır.
Fonksiyonel yetki, bir yöneticinin uzmanlık alanı ile ilgili çalıştığı bölümün
dışında bir başka bölüme kendi bölümünün işleri ile ilgili neleri, ne zaman ve
nasıl yapacakları konusunda karar verme ve bu kararları diğer bölümün
yöneticisine iletme yetkisini ifade eder.
4. Geçici yetki;
188
Geçici yetki kurmay yetki ile komuta yetkinin çeşitli özelliklerini içinde
barındıran melez bir yetki türü olarak tanımlanmaktadır.
Bu yetki genelde bir yönetici tarafından belli bir konuda uzman olan bir
çalışana verilen yetkidir.
Uzman kişi bu yetkiyi kullanırken belli bir alan ve zamanla sınırlı olduğunun
farkında olarak hareket etmelidir.
5. Operasyonel yetki;
Örgütlerde görev yapan tüm çalışanlar belli işlerin nasıl yapılacağına ilişkin bir
yetkiyle donatılmışlardır.
Bu yetki işi yapmak için gerekli olan minimum yetki olarak düşünülebilir.
Bu tür bir yetki olmadan herhangi bir çalışanının verilen görevleri yerine
getirmesi düşünülemez.
Emir-Komuta Birliği İlkesi: Örgütte hiçbir üyenin görmekte olduğu işle ilgili
olarak birden fazla kişi veya amirden emir almaması gerektiğini savunan
ilkedir. Eğer personel birden fazla üstten emir alırsa, personel etkin ve verimli
çalışamayacaktır. İlk önce hangi işi bitirmesi gerektiğini ve hangi emri yerine
getirmesi gerektiğini bilemediği içinde, büyük sorunlar yaşanacaktır.
Kontrol Alanı: Örgütte bir yöneticiye bağlı ast sayısıdır. Bu sayı belirlenirken
yöneticinin deneyimi, bilgisi, yeteneği ve yapılan işin özelliği yönetim alanını
belirler.
189
oluşturur. Her personelin sorumluluklarını yapacak kadar yetkiye sahip olması
gerekir.
Bir organizasyonda güç sahibi kişinin etkileyebildiği bireylerin toplam sayısını ifade
eder. Bir kişinin güç alanının büyük olması o kişinin gücünün de büyüklüğünü temsil
etmesi bakımından önemlidir. Buna karşın güç alanı küçük olan bir kişinin gücünün
de az olduğu söylenebilir. Sonuç olarak bir kişiye güçlü diyebilmemiz için güç alanını,
diğer bir ifadeyle toplam kaç kişinin davranışlarını kendi isteği doğrultusunda
etkileyebildiğini bilmemiz gerekir. Güç kavramından bahsedilebilmek için
başkalarının davranışlarını etkilemek, yol gösterici olmak gerekir. Ancak bir
organizasyonda güç sahibi kişiler her konuda başkalarını etkileme becerisine sahip
değildir. Dolayısıyla güç konusu ile anlaşılması gereken, kişinin başkalarını hangi
konularda etkileyebildiğidir. Güç kaynaklarına ilişkin çizelge 6.12 aşağıda verilmiştir.
190
Şekil 6.12 : Güç kaynakları.
Yasal Güç: Biçimsel güç kaynaklarından bir diğeri yasal güçtür. Bazı
kaynaklarda rasyonel güç ya da pozisyon gücü olarak adlandırılmaktadır.Yasal
191
güç adından da anlaşılacağı üzere bir organizasyonda sahip olunan mevki ya
da role dayalı, sahip olunan mevki ve yetki sonucu kişinin elde ettiği güçtür.
Yasal güç aslında yetkiyi ifade etmektedir. O halde bulunduğu mevkiden
dolayı sahip olduğu yetkiyi kişi kullanmıyorsa yasal gücün bir anlamı
olmayacaktır. Yasal güç, bir astın yöneticisinin kendinden bazı işleri yapmayı
istemesine hakkı olduğunu, üstlerden gelen isteklere uymaları gerektiğini
kabul etmesidir.
Uzmanlık Gücü: Kişinin sahip olduğu eğitim düzeyi, tecrübe, özel birtakım
yetenekler vb. bireysel yetkinliklere bağlı olarak başkalarını etkileme
yeteneğidir. Uzmanlık gücüne sahip olan bireyler sahip oldukları bilgi ve
becerileri başkalarını etkilemek için kullanırlar. Örneğin kurmay yetkiye sahip
bir kişi uzmanlık gücü sayesinde komuta yetkisine sahip yöneticiyi daha kolay
etkileyebilecektir. Eğer ast üstünü bilgili ve tecrübeli bir kişi olarak
algılamıyorsa; üstün uzmanlık gücünden bahsetmek mümkün
değildir.Uzmanlık gücü temel olarak bireyin sahip olduğu bilgiye dayalı
olduğu için uzmanlık gücünü birey kendi sahip olduğu özelliklerle kazanır.
Uzmanlık gücüne sahip olmak için mutlaka biçimsel organizasyon ilişkilerine
ihtiyaç yoktur. Ancak organizasyonlar büyüdükçe ve yalın olma özellikleri
azaldıkça uzmanlara olan ihtiyaç artmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak
organizasyonlarda uzmanlık gücüne sahip bireyler önem kazanmakta ve aynı
zamanda sahip oldukları uzmanlık güçleri de artmaktadır.
192
Benzeşim Gücü: Benzeşim gücü; etkisi altında kalınan kişiye isteyerek
benzemeye çalışma/ona özenme temeline dayanır. Benzeşim gücünün etkili
olması için etkilenmenin isteyerek olması ve etkisi altında kalınan kişiyle
bütünleşme isteğinin aynı zamanda gerçekleşmesi gerekir. Bu güç kaynağı
tamamen yönetici veya bireyin/liderin kişiliğinden ve davranışlarından
kaynaklanan bir güçtür. Benzeşim gücünün temelinde bireyin hitabet yeteneği,
ses tonu, dış görünüşü, kültürü gibi onu çekici ve etkileyici yapan karizmatik
unsurlar vardır. Burada önemli olan kişinin karizmasıdır. Bu güç kişiyi lider
yapma özelliği bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Bu güce sahip yöneticilerin
astlarını ikna etme becerileri çok yüksektir. Bununla beraber bu güce sahip
bireylerin hem başkalarıyla iletişim kurma becerileri hem de astların benzeşim
gücüne sahip yöneticilere duydukları güven çok fazladır.
- Ancak her yetki sahibi yönetici güç kullanma becerisine sahip olmayabilir.
193
Giderek artan rekabet koşulları, etkinlik ve verimlilik arasında denge
kurulmasının önemi de artırmaktadır.
Yönetici gerekli gördüğü takdirde vermiş olduğu bu yetkiyi geri alma hakkına
sahiptir.
Yetki devri söz konusu olduğunda yönetici yetkisinin bir kısmını astına
devretmektedir; ancak, devrettiği işin sonuçlarından yine yöneticinin kendisi
sorumlu olmaktadır.
Yetki devrinin, esas itibariyle hiyerarşik bir yapı ve bu yapı sonucu ortaya
çıkan çalışma anlayışının bir sonucu olduğu unutulmamalıdır.
Başarılı bir yönetici daha alt basamaktaki herhangi bir kişinin yeterli bir
biçimde yapabileceği hiçbir şeyi kendi yapmaz. Yönetimin etkinliğini
arttırmak bunun sonucunda da iş süreçlerinde etkin ve verimli bir şekilde
çalışmak için yetki devrinden yararlanır.
Ancak burada önemli olan bir başka konu, organizasyon yapısı yetki devrine
uygun olmalıdır.
o Karar alma biçimi merkezi bir anlayışa göre hüküm sürüyorsa yetki devrinin
uygulanması mümkün değildir.
194
güven (astın alacağı kararın doğru ve en uygun karar olduğu konusunda)
yetkinin devredilmesini doğrudan etkileyebilecektir.
o Yetki devri yapılacak işlerdeki dakik olma ve süratli bir şekilde işi yapmanın
taşıdığı önemdir.
o Yetki devri astlar üzerinde moral ve motivasyon artırıcı bir unsur olarak etkisi
oluyorsa, yetki devri uygun olur.
Yetki devri gerçekleştiği zaman ast kime karşı sorumlu olacağını bilmeli ve
birden fazla yöneticiye bağlı olmadan çalışmalıdır.
Diğer bir ifadeyle bir astın tek bir üste bağlı olmasını ifade eden yönetimin
kumanda (emir-komuta) birliği ilkesi bozulmamalıdır.
Yetki ve sorumluluğun denkliği ilkesi olarak kabul edilen bu durum yetki devri
içinde geçerlidir.
Bir kişiye yetki devredildiği için herşeyi yapma yetkisi yoktur. Bu bakımdan
yetki devri gerçekleştiği zaman yetki ile birlikte görev ve sorumluluklarında
çok açık bir biçimde tanımlanması gerekir.
195
Yetki devredilen kişi sorumluluk alabilecek bir kapasiteye sahip olmalıdır.
Diğer bir ifade ile yetki kullanan ast sorumluluk duymalıdır. Aksi takdirde
sorumluluk sahibi olmayan birine yetki devretmenin bir anlamı olmayacaktır.
Yetki devri konusunda alınan kararlar kişilere resmi olarak yazıyla tebliğ
edilmeli, organizasyonda da biçimsel iletişim yoluyla konu tüm personele
duyurulmalıdır.
o Bir yöneticinin;
Zaman kısıtı
196
o Bu aşamada yönetici yetki devredecek işlerin neler olduğunu, bu işleri
devretmesiyle asttan ne beklediğini, devredilecek yetkinin neleri
kapsadığını diğer bir ifadeyle sınırlarının ne olduğunu net bir şekilde
belirlemelidir.
197
Gerekli gördüğü takdirde yönetici bu süreçte astını yönlendirmek için
uyarı yapabilir.
o Bu aşamada tek amaç astı kontrol etmek değil, aynı zamanda onun
gelişimini sağlamak olmalıdır.
Sonuçların Değerlendirilmesi
o Yetki devri sonucu astın performansının değerlendirilmesi gerekir.
Böylece yetki devri konusunda hata yapılıp yapılmadığının
belirlenmesi mümkün olur.
- Yetki devredilen astın karar alma Yetki devri yapıldığında ortaya çıkabilecek
olumlu sonuçların yanı sıra, bazı sorunlarla da karşılaşılabilecektir.
198
- Bundan dolayı yetki devri iki tarafı keskin bir bıçağa benzetilebilir.
o Yöneticinin kendini işi en iyi bilen ve yapan tek adam olarak görmesi.
o Yöneticinin yetki devrini karar verme gücünü azaltan bir unsur olarak görmesi.
199
Çalışanınızın size olan güvenini sarsmayın.
Her personelin gizli bir yeteneği vardır; onu ortaya çıkarmaya çalışın.
200
7. GEMİ YÖNETİMİ
201
2) Gemi sahibi ise filosunu işletmek için teknik bir departman elde tutar ama
mütehassıs gemi filosu elde ederken gemi yöneticisini kullanır ki gemi
yöneticisi tank kaplamaları veya soğutma ekipmanı gibi teknik yönetim
becerilerini sağlar ve bunun da yanında bahsi geçen gemilere uzman ve
tecrübeli gemi personeli kaynağı bulur. Bu yönden gemi sahibi, gemi
yöneticisini kullanır.
3) Gemi sahibi filosundaki beklenmyen artışla başetmek üzere kurum içi teknik
ve personele sahip değildir. Bu durumda bir gemi yöneiicisi kullanılacak ve
gemi yöneticisi yeni personel alımı yaparak artan iş gücüyle baş etmek
mümkün olacaktır.
4) Bir gemi yöneticisi yönetim altındaki bir gemide pay sahibi bir konumdadır ve
gemi yöneticisiyle eşit ilişkiye sahiptir. Her taraf aslında aynı grubun birer
parçasıdır.
Hibrid ilişkilerin diğer örnekleri gemi sahibinin personeli belli fonksiyonları kontrol
ettirmek için gemi yöneticisinin ofisine gönderme durumunu içerir. Burada gemi
sahibi, gemi yöneticisi tarafından seçilmiş, personel eğitimini de kapsayan bir danışma
anlaşmasının parçası olan sistem ve prosedürleri içeri aktarır. Spruyt (1994) bu tip
ilişkileri gemi yönetiminin yeni sınırı olarak görmektedir. Dahası, baskın partnerin
kim olduğuna ilişkin potansiyel sorunlara da dikkat çekmiştir: “Yeni bir sınır
kurulmuştur – armatör ve yönetici arasındaki bütün ortaklık içinde her biri örgütlerine
belli baskılara ve spesifik işlere neyin uygun olduunu sağlamayı dizayn eder. Böylesi
bir otoritenin tanımı ve ayrımlandırması üzerinde pürüssüz çalışma yapabilmek zaman
alır – otoritenin, talimatların yerine getirilişinin çakışması tehlikesi bulunmaktadır. Bu
da her iki taraf için de sıkıntıya girmeden sabırla çalışmayı gerekli kılar. Ancak gemi
yönetimi işinde armatör kraldır ve yöneticinin müşteri ihtiyaçlarına adaptasyonu
hayatta kalmasının sırrıdır.” Yukardaki tür senaryolar gemi sahibi ile gemi yöneticisi
arasındaki ilişkiyi bulandırabilir. Gerçekte bu ilişki bahsi geçen geminin risk ve ödül
profilinin belli olmasıyla kesinlik kazanabilir. En saf haliyle bu ilişki ilk amacı ve
başarısı gemisine kazançlı bir personel alımı yapmasına ve/veya geminin tahribi için
yeniden satılmasından veya ilerki ticaretlerden gelen karı farketmesine dayalı olan
gemi sahibinin risk alan taraf olduğu durumlarda daha açıktır. Karşılaştırılacak
olunursa gemi yöneticisinin amacı sabit bir yönetim harcı karşılığında gemi sahibine
hizmet tedarik ederek ona yardımcı olmaktır. Bu bizlere dememektedir ki gemi
202
yöneticisi risksizdir. Eğer gemi sahibi finansal sorunları ya da yetersiz bütçenin sebep
olacağı sorunlar ile saygınlığa gelebilecek hasarı kendisi işletmek/ilgilenmek
istediğinde alınan ödeme yapmama riski buna bir örnektir. Yine de gemi sahibi ve
gemi yöneticisi arasındaki ilişkiyi anlamak için her bir tarafın gemiyle ilgili ne kadar
risk aldığına bakılır. Bu ilişkinin incelenmesini daha ileri aşamaya taşırsak ve daha
önce kullanılan tanımı biraz genişletirsek gemi yönetimi tanımına şunlar da
eklenmelidir: Gemi yönetimi geminin sahipliğinden ayrı bir yönetim firması
tarafından sağlanan hizmetlerin profesyonel tedariğidir ve şu şartları da sağlamalıdır:
Gemi sahibinin öncül hedeflerinin desteğinde ve gemi yöneticisinin ana hedefleriyle
gemi sahibinin ana hedeflerinin birbirinden farklı olduğunun bilincinde olacak şekilde
olmalıdır. Bu önemli ekleme armatör şirketin çeşitli katkı sağlayıcı kısımlarını öz ve
öz olmayan aktivitelere bölerek açıklanabilir. 14 elementten beş tanesi öz ve geri
kalanları da öz olmayan fonksiyonlardır. Öz olmayan aktiviteler dış kaynak
kullanımının veya kontrat dışı süreçlerin konusudur ve gemi yönetimi şirketlerinin
hedeflediği aktivitelerdir.
203
iş olduğunu ortaya koymuştur. Yine de bu sektör Pazar büyüme potansiyelinden
cezbolan yeni şirketlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir.
Gemi yönetimi pek çok çeşit hizmete pusula gösteren şemsiyevari bir kavramdır.
Özünde bu hizmetler üç ana grubu kapsar ve bunlar teknik yönetim, mürettebat
yönetimi, ticari yönetimdir. Teknik yönetim ve mürettebat yönetimi hizmetlerinin,
ticari yönetim hizmetinin olduğu ya da olmadığı, bir yerde gemi sahibi ile gemi
yöneticisi arasındaki kontrat bütünsel yönetim olarak isim alır. Sadece teknik ve
sadece mürettebat kontratlar ise kısmi yönetim olarak adlandırılır.
204
olduğu gibi iyi bir planlamaya ve doğru zamanda doğru yerde ulaştırılması için
gemide neyin gerekli olduğu konusunda emin olmak üzere detaylara bağlıdır.
Havuza girmeyle ilgili görevleri göstermek üzere alternatif tersane tekliflerinin bir
analizini sunan ofis ve gemi evrakları olmalıdır.. Bu belirli durumda işin
205
gerçekleştirileceği çok amaçlı modern bir geminin teklifi edilen havuza girişine
uygun olarak baş iticinin sökümü ve onarımı ve geniş çaplı karina kumlaması ve
yeniden boyanmasını kapsamaktadır. Bu tür bir analiz tersane seçim sürecine bir
temel oluşturur ki bu süreç aynı zamanda gemi yöneticisinin gemi sahibine tersane
güvenilirliği hakkında tavsiye niteliğindeki faktörleri sağlamasını da kapsar. Gemi
yöneticisi aynı zamanda ticari yönetimi de sağlıyorsa armatör tersane seçimini
etkikeyen tüm teknik ve ticari bilgilerle bilgilendirilmiş olsun diye kiralama kaybının
fırsat maliyetine ilişkin bilgi de tedarik edilir.
206
gemiden ayrılıştan hemen önce ve bir denetici ya da mürettebat yöneticisi düzenli
ziyaret halinde olur. Standartlaştırılmış rapor formları ve personelin kayıt
veritabanları gibi dökümantasyon anahtar bir rol oynar. Dahası performans
ekspertizleri mürettebat eğitimi, seçimi, işe alımı, alkol ve uyuşturucunun kontrolü
gibi unsurlar çerçevesindeki diğer hizmetlerde birbirine bağımlıdır.
Ticari yönetim gemi sahibi tarafından oluşturulan talimatlar uyarınca bir geminin
işletilmeye alınmasıyla ilgili gemi brokerlığı hizmetlerinin yerine getirilmesi kapsar.
Ticari yönetim spesifik olarak gemi sahibinin ilgilerini aşağıdaki hizmetler
kapsamında temsil eder:
Armatöre en avantajlı işletmeye alım için yardım edecek şekilde azar bilgisini
ve sefer tahminini de içeren geminin seferlik, zaman ya da çıplak
kiralamalarının pazarlanması ve piyasaya sürülmesi
Bu hizmetler için ticari yönetici makbuzla düzenlenmiş gros navlun gelirinin standart
olarak yüzde 1.25 komisyonunu alır. Yukardakilere laveten ticari yönetici aynı
zamanda satıştaki normalde yüzde birlik ek harç için olan tonaj kazancında veya
satışta armatöre yardım ve destek için broker hizmetleri satım alımı da sağlayabilir.
Belirtilen bu çeşitli hizmetleri sağlarken ticari yönetici geminin kazanma gücünü
maksimize etmeyi ve S&P fonksiyonu durumunda en rekabetçi fiyatta tonajın elde
edilmesini ve elden çıkarılmasını gözetir. Bunu yapabilmek için ticari yönetici
günlük operasyonlara dahil olan pek çok tarafla birlikte hareket etmeli ve onlarla
ilişkiler kurmalıdır. Pek çok örnekte gemi yöneticileri ticari yönetime gemi tedarik
207
eder ki bunlar ana firma ile bir şekilde ilişkili olur veya ana firmanın sahibiyetinde
olur. Sonuç olarak ticari yönetim gemi yöneticileri için bir büyüme sahasıdır.
208
yöneticisi bu büyüme ihtiyacını tespit etmiş ve kendilerini borç finansı brokerları
olarak konumlandırmışlardır. Borç finansındaki gelişmeye rağmen armatörler
arabuluculuk hizmetlerinin kullanımına devam etmektedirler. Gemi yönetcileri
mevcut müşteri ilişkilerinn sıkılığına dayalı bağımsız finans butiklerini uygulayarak
bu işte rekabet etmeye devam etmektedirler. Borç alanlara sağlanan hizmetlerle
birlikte gemi yöneticileri aynı zamanda borç veren bankalara kredi riskleri ve iş
görmeyen krediler durumunda teknik konular hakkında tavsiyelerde bulunabilen bir
konumdadır.
Yönetim anlaşmaları, gemi işletim bütçeleri ve gemi işletim raporları gemi yönetimi
firmaları tarafından yıllardır kullanılmakta olan uzun süreli dönemde uygulanan
enstrümanlarken emniyet ve kalite yönetim sistemleri daha güncel bir olgudur. En ilk
kullanımı gemi operasyonunun kalite ve emniyetini artırmak için dizayn edilmiş
resmi yönetim becerilerinin uygulanmasından gelen potansiyel faydaları tanıyan ilk
gemi işleten firmalar arasında yer alan gemi yöneticilerinin olduğu 1980’lerin
sonunu işaret etmektedir. O zamanlar emniyet ve kalite yönetimi için gemi yönetim
firmaları tarafından farklı rotalar ilenmiştir.
209
işleten pek çok şirket ve gemi yöneticisi emniyet ve kalite yönetim sisteminin
uygulanmasını hedeflemeye başladı. Odaklarını özellikle IMO’nun 1994 yılında
1998’den sonra gemi yöneten şirketler için zorunlu bir gereklilik olarak ortaya
koyduğu ISM Kod’un kabul edilmesiyle birlikte emniyete çevirdiler. Gemi yönetim
şirketleri tarafından farklı yaklaşımlar izlense de bütün emniyet ve kalite yönetim
sistemleri aşağıdaki gibi özetlenebilecek ortak elementler gösterir:
210
aşina olduğundan emin olmak için kapsamlı eğitim sağlanır ve kusurları
ortadan kaldırmak için eylemler uygulanır.
Hem teorik hem de pratik yönler figürlerde gösterilmektedir. İlk gösterilen durumda
klasik piramid yapısı üç kademeli bir bilgiyi vermektedir: İş-iş şeklindeki talimatlarla
(üçgenin en alt kademesi) şirketin emniyet ve kalite politikaları (en üst kademesi)
prosedürlerle (üçgenin orta kademesi) uygulanmaktadır. Bu üç kademenin göreceli
büyüklükleri her bir seviyedeki dökümantasyon miktarını da yansıtmaktadır. Pratik
duruma bakıldığında bu nokta açık şekilde görülür. Tipik emniyet ve kalite doküman
sisteminin şeklini göstermektedir. Şirket politika manueli en üstte verilmiştir;
işletmeyle ilgili çeşitli manueller orta kademede yer alırken özel iş talimatları
(manueller, formlar, kontrol listeleri) en alt seviyede veirlmiştir. Bu diyagram tipik
bir durumu gösterirken şu da söylenmelidir ki varyasyonlar yani çeşitlilikler daima
vardır. Örneğin kullanılan dökümantasyonun büyüklüğü karar vermesi için şirkete
kalırken sistemin büyüklüğü aşırı derecede çeşitlilik göstermektedir. Kaç tane
manuel ve her biri için sunulacak detayın derecesine ilişkin karar bahsi geçen
örgütün yapısından ve iş gücünün tecrübe ve becerisinden etkilenir. Örneğin daha
kapsayıcı beceri ve tecrübe daha az dökümantasyon demektir. Çeşitlilikler sistemde
hangi bilginin nereye yazıldığı açısından da var olurlar. Örneğin anahtar vazife gören
personelin sorumluluk ve otoriteleri diyagramda en üst kademede ya da orta kademe
dökümantasyonunda görülmektedir. Ek olarak çeşitlilikler şirketin kendi personeline
bütün sistemi sunmaya karar vermesine ya da ihtiyaca göre dağıtımı sıkı şekilde
sınırlama kararına kadar uzanır ve böylece gemide çalışan personele de ofis
211
prosedürleriyle ilgili bilgiyle aşırı yük düşmez. Kısıtlı dağıtım durumunda şirket
politika manueli örgüt boyunca dağıtılan tek manuel olabilir.
1. Geleneksel uygulama
212
hazırlığı ve yönetimi gibi deneticilere ait işlerin bazılarını yerine getirir. Bir filo
destek grubuna paylaştırılan gemilerin sayısına bakmadan ele alırsak kendi
sorumluluk alanındaki her bir gemide kapsamlı bir iş performansına sahip olması için
her bir deneticiye maksimum 5 geminin verildiği bir şekil de vardır. Büyük gemi
yönetim şirketlerinde uzman destek hizmetleri kurum içinden sağlanabilir; örneğin
havuza girme ile ilgili bir maliyet hesapçısu, kontrat yöneticisi, proje müdürü,
elektriksel denetici veya gemi inşa mühendisi gibi – bunlar özelleşmiş sahalardır ve
kurum içinden sağlanmıyorsa taşeronlar vasıtasıyla sağlanır. Bir alternatif olarak, bir
şirket özel projelerle uğraşması için veya yıllık bütçelerin ve çeyrek dönem
raporlarının hazırlanasını da kapsayan yılın ağır iş yükünün bindiği belli dönemlerde
yardım etmeleri amacıyla yarı zamanlı personellerle anlaşabilir. Eğer denizde çalışan
yöneticiler bu amaçla görevlendirildiyse ofis iş uygulamalarının anlayışında çifte
fayda elde edilmiş olunur. Hangi yol seçilirse seçilsin, filonun büyükllüğüyle ilişkili
bir kadrolama düzeyini devam ettirerek sürekli bir temelde kar ve fayda sağlamaya
yönelik olarak bir gemi yönetim şirketinin becerisi verildiğinde insangücü
kaynaklarının uygunluğundaki esnekliğe sahip olmak önemli bir kabiliyettir.
Geleceğe bakıldığında söylenilebilir ki örgütsel yapılar gelişime devam edecektir.
Son yıllarda şirketin emniyet ve kalite yönetim sistemini değerlendirmek için ek
uzman personelin işe alınma ihtiyacından dolayı hizmet ulaştırmanın bütün maliyeti
de artış göstermiştir. Tipik olarak bu gereklilik uygun deniz ve ofis tecrübesiyle
mevcut personelin eğitimlendirilme yolu karşılanmıştır. Küçük şirketlerde ise
uzmanlar diğer endüstrilerden de getirilebilmektedir. Aynı şekilde bilgisayar ağları
ve uygulamaları düzgün şekilde işlesin ve ek görevleri uygulamaya da adapte edilsin
diye kullanılan bilgisayarlı otomasyon tam zamanlı sistem yöneticilerine duyulan
gerekliliği meydana getirmiştir. Bu da sektereryal iş yoğunluğunu azaltmıştır. Bir
örnek olarak verilirse deneticilerin ofisten uzak kaldığı zamanlarda denetimleriyle
ilgili raporlar yazmaları için kendi kişisel alet takımlarına laptop bilgisayarlar da
etkilenmiştir. Bu yeni yolla gemi denetim raporlarının oluşturulması ve ulaştırılması
hız kazanmış ve bu da fayda katmıştır. Sekreteryal personeldeki küçülmenin yanında
gemi yönetim şirketleri personel kaynaklarının dağıtımında esnekliği sağlamak için
uğraşmaya devam etmektedirler. Yarı zamanlı personellerle anlaşma becerisine
ilaveten çoklu beceriler iş yükünün dikte ettiği farklı görevler arasında yeniden tahsis
etmeyi de personele olanaklı hale getirmektedir. İleriyi gören gemi yöneticileri aynı
213
zamanda geleneksel rekabeti farklı departmanlara bölmeye yardımcı olacak bu
esnekliği başarmak için eğitim programlarını uygulamaktadırlar.
214
8. YÖNETİCİLİK VE LİDERLİK EKSİKLİĞİNDE GERÇEKLEŞMİŞ
DENİZ KAZALARI
1997 Aralık ayında dondurulmuş yük gemisi Green Lily sert hava koşullarındaki
seyirinde Shetland Adaları’nda karaya oturdu. Operasyon esnasında bir kurtarma
helikopterindeki vinç operatörü kayboldu. Kaza raporunda şu ifadeler yer almaktadır:
“Kaptan seyir etmek için bir dış baskı almadı. Geminin kötü hava koşullarına
ilerleyişinin farkındaydı. Bu sert havanın ilerleyen birkaç günde de varlığını
sürdüreceğine dair tahminlerin de farkındaydı. Bu havanın içine seyretmemeyi
seçmiş olsaydı gemi gecikecekti. Karadan yeterince açıktayken geminin pruvasını
gemi hızı üzerindeki rüzgarın olumsuz etkisini azaltmak için daha güneyli olacak
şekilde çevirdi. 18 Aralık’taki seyir kararında kaptan, Lerwick’in dışındaki tahmin
edilen hava koşullarının gemiye gereğinden çok engel teşkil etmeyeceğini düşünerek
optimist yaklaştı. En az bir zabitin kaptanın seyir etme kararı hakkında endişe
duyduğu bilinse de hiçkimse açık şekilde onu sorgulamadı. Bressay açıklarında
seyrettikten sonra gemi güneydoğu yönlü 9 şiddetinde rüzgara maruz kaldı. Kaptan
koşulların beklediğinden daha kötü olduğunu gördü. Lerwick’e geri dönme fırsatı
vardı ancak havanın iyiye gideceği ümidiyle yapmamayı seçti. Seyre devam etmeyi
seçmiş olarak limana geri dönmemesi tahmin edilen en kötü koşullar
değerlendirildiğinde başarısız olmuş grünmeyi istememekten etkilenmesini
göstermekte olabilir. Gemideki diğer çalışanların kaptanın Lerwick’ten ayrılma
yönündeki kararını ve fırsat varken geri dönmeyerek en kötü koşulları
değerlendirmedeki başarısızlığını sorgulamaması otokratik yönetim stilini
göstermektedir. Daha az bir otoriteryen tarz sorunların ele alınışını teşvik eder ve
karar vermeyle ilgili eksikliklerin olay anında belirlenmesine olanak verir [19].” Bu
kazada kaptanın otokratik liderlik stili kazaya götüren en gözle görülür faktörlerden
olmuştur. Lerwick’e dönme şansı olmasına rağmen ilk kararının düzeltilmesinin bir
215
hata arz edeceğini düşünmüştür. En az bir zabit kaptanın kararı hakkında endişe
duymuş ancak hiçkimse onu sorgulamamıştır.
Şubat 2004’te kimyasal tanker Bow Mariner’da yangın çıktı ve mürettebat tank
temizliği yaparken patlama gerçekleşti. Gemi Virginia kıyısı açıklarında battı. Kaza
sonucunda mürettebattan 3 kişi öldü ve etil alkol ve yakıt kirliliğinin yanında 18
mürettebat kayboldu. Bu olayı müeakip United States Coast Guard 2005 soruşturma
raporu şunları içermiştir: “Bu kazaya katkı sağlayan unsurlar Ceres Helenic
Enterprises Ltd. ve Bow Mariner’ın zabitleri olmuş ve şirket ve gemi emniyet, kalite
ve çevre koruma yönetim sisteminin uygulanmasında başarısız olunmuştur.” Pek çok
sebep olmasına rağmen gemi içi kültürün bu kaza üzerindeki etkisi kayda değerdir.
Filo Operasyon Prosedürleri Manuelinde yer alan Bölüm 2.1.1’e göre kaptan
otoritesi şu şekilde belirtilmiştir: “Kaptan gemisindeki bütün insanlar (çalışanlar ve
yolcular) üzerinde tam yetkiye sahiptir. Kaptanın otoritesi sorgulanamaz ve bu
otorite gemideki personel tarafından desteklenip sürdürülmelidir. Emirler
söylenildiği şekilde yerine getirilmelidir. Bunu reddetmek deport edilme olasılığını
da kapsayan bir disiplin meselesidir.” Böylesi mutlak bir otorite bütün gemilerde
ortaktır. Pek çokları böylesi bir otoritenin iyi bir düzen ve disiplin sürdürmede önem
arz ettiğini söylese de Bow Mariner kazasında Yunan ve Filipinli zabitler arasındaki
ayrım da göze alınasıdır. Bow Mariner’da Filipinli zabitlerin zabitan salonunda
yemek yemesine müsaade edilmemekteydi ve onlara neredeyse hiç sorumluluk
verilmeyip yerine getirdikleri her görevde sıkı denetim uygulanmaktaydı. Filo
Operasyon Prosedürleri Manuelinde Bölüm 2.4.2 ikinci mühendis için görevleri
açıklarken ikinci mühendisin yardımcısının yönetimsel görevleri olmadığını ve
verilen işleri günlük olarak yerine getirmesi gerektiğini açıklamaktadır. Gemi
Emniyet, Kalite ve Çevre Koruması Yönetim Sistemi içeriği ile Bow Mariner’daki
gerçek uygulamalar arasındaki farklılıklar güverte departmanına da sıçramıştır. İkinci
kaptan bütün yönetimsel görevleri için sorumlulukları alırken yeni zabitleri bu
görevlerin hiçbirinde eğitmeyi denememektedir. Filipinli mürettebatın yaptıkları iş
hakkındaki az teknik bilgisinin bir sonucu olarak emniyetsiz eylem ve prosedürleri
sorgulamakta başarısız kalmışlardır. 2005 USCG Soruşturma Raporu gemideki
durumu şöyle açıklamaktadır: “Mürettebattan bir kişi Yunanlı zabitlerin emirlerini
216
“Tanrı’nın sözleri” olarak betimlemiştir. Teknik bilgideki yetersizlik ve zabitlere
karşı bu seviyedeki korku da mürettebatın kaptanın emniyetsiz olan bütün boş
tankları açma emrini niçin sorgulamadıklarını da göstermektedir. Ya tehlikeyi
bilmiyorlardı ya da kaptanın düzenini sorgulamaya eğilim gösterememişlerdi.
Yunanlı zabitlere duyulan korku kuzineye de sıçramıştır. Bir kamarot Yunanlıların
kendisine sözel olarak kötü sözler kullandığını ve daha ıskı ve hızlı çalışmaması
halinde onu eve göndereceğini söylediklerini belirtmiştir. Şu bariz görülmektedir ki
bu korku emniyetin ikinci bir unsur haline dönüştüğü gemi kültürünü de etkilemiştir.
Bow Mariner mürettebatındaki uyum eksikliğini gösteren en açık kanıt ise patlama
sonrası yapılanlar olmuştur. Gemideki resmi dil İngilizce iken kaptan ve
başmühendis mürettebatı bir araya getirirken Yunanca konuşmuşlardır. Filipinli bir
mürettebat birisinin onlara ne yapılacağını öylece beklediklerini söylemiş ancak bu
talimatların hiçbir zaman gelmediğini anlatmıştır. Son patlama geldiğinde ise kaptan
üçüncü zabitin acil durum sinyali gönderme sorusuna kulak asmamıştır. Coast
Guard’ın raporu gemideki kültürle ilgili bölümde şu ifadelere yer vermiştir:
“Ceres’teki yetkililer Kaptan Kavouras’ın eylemlerinin ve patlamayla yangın
esnasında duygusal travmanın etkisindeki mürettebatın reaksiyonunun arkasında
olmuştur. Ancak böylesi bir travma beklenen bir şey olup gemilerde role talimleri ve
kapsamlı eğitimlerle mürettebatın acil durumlara içgüdüsel olarak uygun yanıtı
vermesi için yapılır. Travma açıklaması tecrübesiz mürettebatın duygularını kontrol
etmekte başarısız olup profesyonel davranmada yetersiz kaldığını ortaya
koymaktadır. Kaptan Kavouras bir acil durum sinyali vermeden ve de toplanma
istasyonunda sayım yapılmadan gemiyi terketmiş; üstelik canlı olduğunu bildiği bazı
mürettebat üyelerini de geride bırakmıştır. Bu da böylesi bir reaksiyonu engellemek
üzere düzenlenecek düzenli, realist role talimlerini uygulamada onun başarısızlığını
yansıtmıştır.”
Aralık 1999’da Liberya bayraklı dondurulmuş yük gemisi Dole America Solent’e
doğudan yaklaşırken Nab Tower ile çatışmıştır. Kaza raporuna göre olay şöyle
gelişmiştir: “Kazanın sebebi kaptanın uygunsuz ve sorgulanmamış manevrası
olmuştur. Pek çok diğer kazada olduğu gibi, gelişen hatalar zincirine katkıda bulunan
pek çok faktör olmuştur. Kaptanla üçüncü kaptan arasında geminin gidişatı ve plan
üzerine bir tartışma yapılmamıştır.” İlaveten kaptanla üçüncü kaptanın etkili bir
217
takım olmaktaki başarısızlığı uluslarının ve sosya zeminlerinin farklılığından ve de
otokratik yönetim stilinden ileri gelmiştir. Kaptan Norweçli ve üçüncü kaptan ise
Filipinlidir. Şu çok olasıdır ki farklı uluslar ve farklı sosyal altyapılar etkili bir takım
çalışmasının başarısızlığa uğramasına götürmüştür. Kaza raporunun 4.bölümünde
yönetim ve liderlikle ilgili iki tavsiye verilmiştir, bunlar şunlardır:
13 Ocak 2012 tarihinde Italyan bayraklı yolcu gemisi Costa Concordia Akdeniz’de
3206 yolcu ve 1023 mürettebatla seyretmekteydi. Giglio Adası’ndan açıkta gemi
kayalıklarla çatıştı ve tahriğini kaybederek blackout yaşandı. Gemi sancağa
meyillenerek nihayetinde Giglio Adası’nda karaya oturdu. Arama kurtarma
çalışmalarında verilen kurban sayısı 26 yolcu ve 4 mürettebat şeklinde belirlendi.
Soruşturma raporuna göre pek çok faktöre rağmen kaptanın liderlikten yoksunluğu
kazanın en kritik sebeplerinden biri olmuştur [21]. Rapordaki ifadeler şu şekildedir:
“Olay öncesindeki seyir aşamaları önemli bir yöndür zira kazayı var eden sebeplerle
doğrudan ilişkilidir. Belirli olarak odaklanılan nokta kaptanın davranışı ve sığ
sulardaki tehlikeli geçiş kararı olmuştur. Kaptan ve zabitlerin hatası sonucu meydana
gelen kaza sonrası, acil durumda koordinasyon eksikliği vuku bulmuştur ki bu da
Emniyet Yönetim Sistemini doğru şekilde uygulayamamaktan kaynaklanmıştır.
Kaptanla güverte zabitlerinin bir kısmı, ve onların yanısıra otel yöneticisi emniyet
yönetim sistemi ile ilgili görevlerinde başarısız olmuşlardır. Dahası, DPA bu
senaryonun tehlikeli gelişimi hakkında sürekli olarak uyarılmasına rağmen (Bu
esnada kaptan köprüüstündedir; diyalog 21:57:58’de başlamış ve 23:14:34’te son
bulmuştur), sonradan savcıyla gerçekleştirecekleri iki görüşmede de belirttiği üzere
kaptanı gemiyi terketme konusunda hızlandırmayı düşünmemiştir. Bu da direkt
olarak etki etmeyen faktörlerden birisi olmuştur. Kaptan durumun ciddiyetiyle ilgili
218
bilgiyi DPA’e karşı minimize etmiş olsa bile faktörler arasında yerini almıştır. DPA,
kaptanın daha hızlı davranması konusunda onu teşvik etmiş olmalıydı.”
219
Kod olmuştur. Bu gibi, IMO insan elementine denizcilikte emniyetin, güvenliğin ve
kirliliği önlemenin en büyük sorunu gözüyle bakmaktadır [23].
220
9. SONUÇ
Yöneticilik ve liderlik kavramları tarihten günümüze var olmuş ve insanın olduğu her
yerde var olacaktır. Hukuksal düzenlemeler, konvansiyonlar, kodlar, prosedürler,
talimatlar ve kurallar liderlik, takım yönetimi ve yöneticilik konularını ele almakta ve
bunları emniyetli işin sürdürülmesi, çevre güvenliğinin sağlanması ve kalite
anlayışının daim olması için gerekli yetkinlikler olarak görmektedir. Bu sebeple
liderlik ve yöneticilik her açıdan ele alınmalı ve bu konular iyi anlaşılmalıdır. Bu
kavramlara ilişkin literatürde pek çok fikir bulunmaktadır; bunların araştırılmasıyla
liderlik ve yöneticilikle ilgili mevcut fikirler kazanılarak geliştirilebilecektir.
221
anlayışıyla mümkün olabilir. Bu bilgiler ışığında yöneticilik, liderlik ve organizasyon
kavramlarının denizcilik sektörü ve diğer endüstriyel alanlar için psikolojik, mesleki
ve hukuki boyutlarının tarihsel süreç içerisindeki ve günümüzdeki durumlarının
incelenmesi, liderlik ve yönetim arasındaki ilişkilerin irdelenmesi daima güncelliğini
koruyan ve üstünde yeni çalışmaların yapılacağı bir konu olacaktır.
222
KAYNAKLAR
[1] Marine Corps Reference Publication 6-11B; Marine Corps Values: A users guide
for discussion leaders, 1998
[3] Interviews with Commanding Officer, Officer Candidates School, Head Instructor,
The Basic School, Director, Expeditionary Warfare School, and Director, Command
and Staff Course, Quantico, 2002.
[4] Interviews with Commanding Officer, Officer Candidates School, Head Instructor,
The Basic School, Director, Expeditionary Warfare School, Director, Command and
Staff Coruse, Operations officer, Marine Corps University, Quantico, 200.
[5] STCW Code Part A Chapter VI: Standards regarding emergency, occupational
safety, security, medical care and survival functions
[6] STCW Code Part A Chapter II: Standarts regarding the master and deck department
[7] STCW Code Part A Chapter III: Standarts regarding endine department
[9] STCW C
[12] Stewart, R. (1989) “Studies of managerial jobs and behaviour: The way
forward”, Journal of Management Studies, 26, pp.1-10.
223
[14] Department of Trade and Industry, “People development and teamwork”,
www.dti.gov.uk accessed 22.04.2012 www.dti.gov.uk/quality/people
[18] Felicia S., Cristina D., “Leadership development training as method to increase
seafarer competitiveness”, Annals of DAAAM for 2010 & Proceedings of the 21st
International DAAAM Symposium, Volume 21, Zadar, Crotia, (2010), pp. 1443-1444
224