You are on page 1of 39

‫ﺍﻟﺮﺣﻴﻢ‬

‫ﺴـــﻢ ﺍﻪﻠﻟ ﺍﻟﺮﲪﻦ ﺍ ﺮﺣﻴﻢ‬


‫ﺑﺴـــﻢ‬
NİYÂZÎ-İ MISRÎ
KADDESE’LLÂHÜ SIRRAHU’L AZÎZ

KASÎDE-İ BÜRDE
TESBÎİ
Niyâzzî-i Mısrî kaaddese’llâhü sırrah’ül azîîzin Bûsîrî'nin el-
Kevâkibuu'd-Durriyye fi Mehdi Hayyri'l-Beriyye aadlı Kasîde-i Bürde
(Bür'e) aadıyla meşhur olmuş kaasidesi üzerine Arapça olarak
nazm etttiği tesbî'idir.
Türkçeleştirmesi için Doç. Dr. Musa YILDIZ’ın yapmış
olduğu taahriçli çalışm
ması esas alınnmış ve Türkkçe çevirisind den de
istifade eedilerek büyüük zorlukları aşmış olarakk yeni bir açıklama
yapmayaa çalıştık. Niyyâzî-i Mısrî’nnin Kaside-i Bürde Tesbîî-i için
bu çalışşma temel eser olarak alınması elzem oldu uğunu
hatırlatm
ma fayda görrmekteyiz. Ayyrıca Abidin Paşanın Kaaside-i
Bürde Şeerhi’nden istifade edilmişttir.1
Arapçça olan bir şiirin
ş Türkçeeye çevrilmessi çok zor olduğu
o
kadar meeal türü çevirrisi ayrıca zorrdur. Fakat innsanlar bir çaalışma
üzerinde sürekli bir şeyler üretirrse umulur kki daha iyi eserler
e
ortaya çıkacağı umulu ur.
İhrammcızâde
Hacı İsmail Hakkı ALTUUNTAŞ
19.12
2.2009

1
( ATEŞ Süleyman İrfaan Sofraları Niyyazîi Mısrî [Kittap]. - Ankara :
[s.n.], 19771.
HARMAN Ömer Faruk ABİDİN A Paşa Kaside-i
K Bürde Tercümesi vee Şerhi
[Kitap]. - İstanbul : Kaleem, 2004.
YILDIZ M Musa Niyâzî-i Mısrî
M Kaside-i Bürde
B Tesbîi [K
Kitap]. - İstanb
bul :
Elif, 20077.
)
6 | Niyâzî-i Mısrî
Bana:
"Sahibinden yani Allah'ın Resulü sallallâhü aleyhi ve
sellemden izin aldın mı?" dedi.
"Hayır" dedim.
"İşte içine doğmayışının sebebi budur. Bunu Hz. Resul
Aleyhisselam’dan sor." dedi. Sanki ben uyuyordum da o
kardeşim bu öğüdüyle beni uykudan uyandırdı. Birkaç gece
Resul Aleyhisselam'ın sırrına yalvararak, niyaz ederek kerem
denizinden fakiri boş döndürmemesini istiyerek iltica ettim. Bin
yetmiş beş senesi Muharremü'l-Haram'ının ikinci onunda
Bursa'da Resulüllah'ın mübarek yüzünü görmek şerefine nail
oldum.
ON ALTINC CI SOFRA Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem bana arkadaşlarından
[Allahh'ın resulü sallallâhü aleyhi vee sellem şöyle birini göndermiş., Kendisi şark tarafından garp tarafına
buyurmuuşlardır: geçiyormuş. Bana dedi ki: Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem
"Sadıkk rüya, nübüvvetin kırkk altı şu'besiinden bir şu'bedir. sana diyor ki:
Bu da m müminlerin nübüvvetten
n nasipleridir." 2 Mevlana Cami "Beyaz at bizden ayrıldı, arkamızdaki otlakta kaldı. Onu alsın,
kaddese’’llâhü sırrahuu’l azîzin Füsu us şerhinin YYusuf Fassı'n
nda da bize getirsin. "
böyledir.. O gelen zat, bana atın nerede bulunduğunu ve oraya
Fakir der ki içimdeen geçiyordu u ki, İmam Buusîrî kaddesee’llâhü gidilecek yolu gösterdi.
sırrahu’l azîzin Kasidee-i Bürde'sinni tahmis3 veeya tesbi 4 eddeyim. "Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin sözü başım üstüne"
Ve her bbeytin başında Muhammeed sallallâhü aleyhi ve sellemin dedim. Hemen ata koştum ve onu denilen yerde buldum.
ismini ggetireyim. İssti'dadım olmadığı içinn buna muvaffak Yularını elime aldım, çabuk sürdüm, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi
olamadım m. Ne kadaar çalıştımsaa güçlük çekktim, ağır geldi, ve sellem Hazretlerine yetiştirdim. Yanında yedi kişi vardı. Bir
uzun zam man sadece birkaç
b beyitteen fazla bir şey yazamadım. Bu dağın eteğinde, nehir kenarında, bir ağaç gölgesinde
yazdıklarrımı da beğenmiyordum m. Fakat bbu düşünceyyi de konaklamışlardı. Aralarında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve
kalbimdeen çıkaramad dım. Benim bilgin, salih bir ihvanım vardı. sellemde bulunuyordu. Baktım namaz kılıyorlar. Ben yetişinceye
Ona içimmdeki bu iştiyyakı, fakat bu unu gerçekleştirmeye muvaffak kadar namazlarını bitirdiler. Resul-i Ekrem'e kavuşunca sabrım
olamadığğımı söyledimm. tükendi, utanmayı bir yana bıraktım, hemen boynuna sarıldım,
öptüm, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin iki dudağını
2 emdim. Ben mübarek dudaklarını öptüğüm sırada:
Buhârî, K. Ta’bîr, 2101 1
3
Tahmis: İkili beyti üç mısra
m ilave ile beş mısraya ççıkarmak "İşte bu, ilimler ma'denidir; bu, bilgiler kaynağıdır; bu,
4
Tesbî: İkkili beyti beş mısra
m ilave ile yedi
y mısraya ççıkarmak Allah'ın vahiy hazinesidir." diyordum. Rasûlüllah sallallâhü
Kaside-i Bürde | 7
aleyhi ve sellem beni bir müddet bundan menetmedi, sonra
bana:
"Namaz kıldın mı?" buyurdu.
"Hayır, ya Resulallah. " dedim.
"İşte su dedi, abdest al ve namaz kıl. "
"Baş üstüne" dedim. Namaz kılmak için abdest almaya
başlayınca ferahımdan sevinç ve ağlama ile tatlı bir şekilde
uyandım. Derhal tesbi'e başladım. O gün otuz yedi beytin tesbi'i
mümkün oldu. Ertesi gün kırk beyit tesbi ettim. Hâsılı on gün
içinde bitti. Yüce Allah'a hamdolsun. Allah ve Resulü daha iyi
bilir, ru'yanın tabiri bu idi:
Ameller sahibinin bineğidir. Onu isteğine ulaştırır. Tasnifler
ve diğer hayırlı işler de böyle (sahibinin bineği)dir. Demek at
Kaside-i Bürde idi, onu Allah'ın Resulüne götürmemiz için bize
olan emir, onu, Muhammed Aleyhisselam'ın ismine
kavuşturmaya işaret idi. Çünkü isim, ehl-i hakikat indinde
müsemmanın kendisidir. Onların yedi kişi olmaları da tesbi'e
işaret idi. Abdest almakla emir ise, tesbi'e başlama emrine
işaret idi. Vefatından sonra, kardeşlerimden bu ru'yayı, Tesbi'i
Muhammedi'nin başına yazmalarını rica ederim. ] 5

5
(ATEŞ, 1971)
10 | Niyâzî-i Mısrî

3
Muhammed'in hevesiyle kalpler gençleşti,
Görmüyorum kalbimin artık başkasına meylettiğini,
Bismillâhirrahmânirrahîm Yoksa kalbim bu sevgiyi inkârda haddini mi aştı,
Dedim ki, ciğer delen sevgiyi inkâr etmektesin,
Eğer düşünürsen sevginin yeşermeyeceğini,
BİRİNNCİ BÖLÜM: Ne oldu gözlerine ağlama dedikçe hüzünlenmekte,
RASÛ ÛLÜLLAH SA ALLALLÂHÜ ALEYHİ VEE SELLEME ÂŞIK Ne oldu dediğinde kalbin gamını kederi arttırmakta.
OLMA HA AKKINDA 4
1 Muhammedî aşk isabet edince hararet artar,
Muhamm med açık deliller ve hikmetlerle geldi, Onun için âşık sevda acısına katlanır,
Bütün insanlığı müjdeeleyici ve korrkutucu oldu,, Zannetme ki âşık sevdasını saklayabilir,
İlk yaratılış zamanının
n haberlerini söyledi Yağmur olan gözyaşları bedeni bitap düşürürken,
6
Haremdeeki olanları dostlara
d ulaşttırdı, Kalpte derdi olanın hâli mi gizli kalır?
Onun acıısıyla kıvranaan kalbime deedim ki: Hangi âşık sevdasının gizli kalacağını zanneder?
Selemdeeki 7 komşuları 8 hatırladığ
ğından mı, Dökülen gözyaşı ve tutuşan kalp arasında.
Gözlerdeen akan gözyaaşına karıştırrdın kanını? 5
Muhammed Allah’ın kulları ve rasülleri içinde en hayırlısıdır.
2 Onun dini, bütün inançları ve topluluklarını kaldırdı.
Muhamm med göğüslerri alevlendirdi ateşiyle, Ey beni kınayan! El çek artık kınayıp azarlamaktan
Sağanak yağmurlarla bir gün olsu un sıcaklığı sooğumadı Kısa ve uzun söze ne hacet hakikat gün yüzüne çıktı.
Güvenmeediğim nefsim me sordum. Ey E Nefsim! Heyhat yaralı kalp, sevgini gizlemektesin,
Kalbine hhükmeden şid ddetli sevgisi miydi? Şayet bu sevda olmasaydı harabelerde ne gözyaşı dökerdin,
Yoksa duuyduğun özleeminin hüznü ü müdür seni yönelten? Ne de Bân 10 ağacını ve Âlem 11 Dağını yâd ederek uykusuz
Medine ttarafından birr yel mi esti? kalmazdın.
Yoksa, karanlık gecedde İdam9 Dağ ğında şimşekk mi çaktı?
9
İdam: Medine civarındaki bir dağın adıdır. İdam'da şimşek çakmaya
6
Harem, burada Allah Teâlâ
T katındaki mahrem yerler. başlayınca, Medine'ye yağmur yağmaya başlar.
10
7
Âşıklarınn tavaf ettiği makam
m Hicaz bölgesinde bulunan ve çok güzel kokan bir ağacın adıdır. Bu
8
Hakikat--i Muhammediiyenin halleri ağaç Hz. Musa aleyhisselâma tecelli olan ağaçtan istiaredir.
Kaside-i Bürde | 11 12 | Niyâzî-i Mısrî
8
Muhammed'in hayali vallahi beni telaşlandırdı,
Yanaklarıma akan gözyaşlarım beni boğuyor,
Dedim ki; sabrım tükenip izi içimde kalmadığında,
6 Dallardaki yaprakların hışırtısı beni aşka getirdi,
Muhammed'in karanlıkta da görününce işaretleri, Beni acı sözlerle yakıp kınayan
Karanlıklar yok oldu, vahiy güneşi doğunca, Sevgilimin hayali beni uykumdan uyandırdı da,
Alevleri sevdiğimden beri beni yakmaktadır, Sevgim dünyevi zevkleri ıstırapları def eyledi.
Onun için nefsim arzularını ve her şeyi terk etti,
Sevmekten dolayı muhabbet işaretleri başladı, 9
Sevgiye şahitlik edeni inkâr edebilir misin? Muhammed geceleyin bir ay parçası gibi görünür
Gözyaşın ile hastalıkların hakikati açığa çıkmakta. O gece insanların yüzleri aydınlandı,
Hakikat için o hidayet güneşi parladı,
7 Güneşi kararınca18 dünyayı da üzüntüler sardı,
Muhammed'in temiz ve soylu ailesi güvencemizdir, Bırakın beni, yakıyor içimdeki hüznün ateşi,
Bütün şerefli ashabı bizi kemale erdirendir. Ey Uzrî19 aşkımdan dolayı beni aşağılayan!
Torunları12 Me'vâ 13cennetinde önderlerimizdir, Senin insafın olsaydı, kınamazdın beni.
Onlara14 olan sevgimizle imanımız zahirdir,15
Muhakkak onlara zulmeden16 ettiğini çekecektir. 10
Aşk ateşi iki yanağa kırmızı sarı bir çizgi çekti, Muhammed'in sırrı bir haberle ortaya çıktığında,
Yanaklarımız sarı kırmızı17 bir güle döndü. Korkunun ateşiyle göğsümdeki canım tutuştu,
Ona olan aşkım yüzünden, kaybetmişken aklımı
11
Tur dağıdır. Çünkü burada Allah Teâlâ’nın tecelli ettiği yerdir. Gece vakti kınayanın lafları âşıkı eleştirir,
Hicretteki Sevr mağarası düşünenlerde olsa da Tur Dağı daha Dedim ki: Hayır, hayır kader ve hükmünü kınama,
tecelliyattaki şöhreti daha fazladır. Ayrıca ağacın beraber zikredilmesi Hâlimi artık öğrendin sırrım gizli kalmadı,
de buna işaret etmektedir. Laf sayanlar ne bilsin derdime vardır dermanım ve sırrım.
12
Hz. Hasan ve Hüseyin aleyhimesselâm
13
Şehitlerin ve takva sahiplerinin ruhlarının barındığı cennet
14
Hz. Hasan ve Hüseyin aleyhimesselâm
15
Niyâzî-i Mısrî, burada Hz. Hasan ve Hüseyin aleyhimesselâmın
nübüvvetine işaret etmektedir.
16 18
Yezid ve tabiileri Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Hakk’a yürüyünce
17 19
Sarı gül içinde yanan aşk ateşinin, kırmızı gül ise kanlı gözyaşının Uzre kabilesi Yemen'de aşk ve muhabbetleriyle tanınmış ve bu
işaretleridir. konudaki hikâyeleri her tarafa yayılmış bir kabiledir.
Kaside-i Bürde | 13

11
Muhammed aşkının yürekte vardır makamı,
Her nasihat âşıkın gönlündeki sevgiyi kaldırır mı?
Gizli başlayan aşkı kalpten kovan
Bırak âşıkı kınayan iflah olmayacak,
Hâline bırak bu genci; sevgisinden vazgeçecek değil,
Nasihatlerin samimiyse de âşık duyacak değil
Zira azarlayanı methedeni duyamaz ki âşık.

12
Muhammed'in sırrı gizliden bana nasihat vermekte,
Rabbim güzellik yolu ile vuslat yönü göstermekte,
Kendimde değilim kovuyor gibi bana nasihat etme,
Âşığın gönlü kınayanları dinleyemez ki,
Sevgiliye vuslat aşığın son dileğidir,
Ak saçlarımın nasihatini kötüye yorup da inanmadım
Hâlbuki nasihat eden ak saçlı töhmetten uzak değil mi?
16 | Niyâzî-i Mısrî

15
Muhammed gelen her misafirine ikram ederdi,
Ümmetin hepsine bunu emretti,
Uyardığı ak saçları gelen kişiye yazık oldu,
Misafirine tazim etmeyip inkâr edene,
Bana geldiklerinden beri ben onları hakir görüyorum,
İKİNCİ BÖLÜM: Şayet bilseydim misafire ikram etmeyeceğini,
NEFSİN İSTEKLERİNE KARŞI ÇIKMA HAKKINDA Saçlarımı ketemle21 boyardım ve sırrımı saklardım,

13 16
Muhammedî deliller kamaştırdı gözleri, Muhammed nefsin cahilliğinin sarrafıdır22
Gökyüzüne yükseldi ve insanlığa nasihat etti, Allah'ın yolunda gayesine doğru giderken,
Kabul etti muttakilerle iyi insanların kalpleri, Sapkınlığı sürekli devam eden nefsimi kınasam da,
Nefret etti şakiler ve isyankârların nefisleri Koştukça koşar alçaklık içinde eşkıyalığa,
Eyvahlar olsun nefsime bu nimetleri fark etmedi, İstekleri hep hidayetinden kaçmakta,
Kötülüğü emreden nefsim öğütlerden yüz çevirdi, Kim benliğime kefil olabilir serkeş nefsin elinden?
Cahilliğinden ak saçların ve ihtiyarlığın nasihatlerini de Azgın atı zapt etmeye dizgin kâfi mi?
dinlemedi.
17
14 Muhammed'i nefsim gafletinden görmedi
Muhammed'den bir zarar görmedi nefsim, Nurlarını, aksine şakâvete meyledip durdu,
Lakin emredildiği şeye vefası da olmadı, Kötülükleriyle hep bu dünyaya esir oldu
Yaklaşamadı takvanın makamına ömrünce, Asla ayılmadı bir türlü sarhoşluğun uykusundan,
Rabbinden korkmadı ortaya çıkmışken kusurları, Ey kalp nefsi kov ve çirkin isteklerine karşı ol,
Nefsime ne olduysa biriktiremedi iyi amellerini, Günahlarla şehvetin imhasını arama,
Bir ziyafet hazırlamadı güzel amellerle, Muhakkak yemek aç isteklerini kuvvetlendirir.
Muhteşem olmayan misafirim20 elem indirdi başıma.
21
Ketem: Saçların boyanmasında kullanılan bir bitkinin adıdır.
20 22
İhtiyarlıkla gelen ölüm Onun oyunlarını çok iyi bilir.
Kaside-i Bürde | 17 18 | Niyâzî-i Mısrî

18 21
Muhammed fiili olarak çalıştı hayatında, Muhammed'e âyetler inerken sabahleyin,
Tembellik etmedi ve kimse ona isyan etmedi İyiliği tavsiye eden sözler ile
Kınanmış nefsime tekrarladıkça nasihatlerimi, İçimi karartan nefsim ise zulme meyyâldir,
O isyanına ve kendini beğenmeye devam etti, İyiliğe kör, şerre yönelişi çabuk olunca,
Nefse isteklerinden uzak dur ve örnekleri işit dedikçe, Nasıl hevesleriyle zayi etti farzı ve nafileyi,
Nefis süt emen çocuk gibidir, delikanlıda olsa Öldürücü zehrini çoğu zaman güzel gösterdi,
Eğer vaktinde kesmezsen süt sevgisini bırakmaz. Bir şekilde yağlı lokmanın içindeki zehri görmedi.

19 22
Muhammed nefsi iyiliği istemeye yöneltirken, Muhammed yaratılmışlara mürşiddir, tabii ol,
Doğruyu bulması için nefsi de zorlamadı, Boş ver başkalarını kulak asma onlara.
Allah için nefsi kızdırmaya çalış, onun razı olduğu Bir kanaatkâr gibi kolay bir hayat yaşamasa,
Hoşuna giden şeyleri eğer verirsen onu diriltirsin Men edilmeyen şarabı kana kana içmekle,
İstediklerinden uzaklaş ve ağıtlarına sabırla katlan Nefsi helak eden tamahın olmaz, aç gözlülük etmezsin,
Nefsini vazgeçir isteklerinden yoksa sana hükmeder, Kork. Açlığın ve tokluğun hilelerinden,
Muhakkak nefse dostun olursan yaralar veya helak eder. Tokluktan daha zararlı nice açlık vardır,

20 23
Muhammedî deliller nasihat ederken de koruyucudur, Muhammedî delillerin ortaya çıkışı belirginleşti,
Nefsi kötülükten tövbe ettirir, o serseridir, Yapacağı kötülüklerinden korkmadan nefse nasihat et,
Nefsim nimetler içindeyken beyaz saçları gördüğü, Okunan kitaplardaki yazılanlara karşı gelse de,
Halde dünyada kötülüğe devamlı düşmektedir, Kurtulamıyorsa, isyan hastalığına tutulmuştur,
Eğer nefsi ıslah etmek istersen tövbe et kudretin vardır, Karnını dolduran şeylerden Allah'a tövbe et,
Ameller merasında otlarken iyi gözet onu, Gözden yaşı boşalt doldurmadan,
Eğer merasını tatlı buluyorsa otlatmasına engel ol. Haramlar ve kötülükler. Nedamet perhizine sıkı sarıl.
Kaside-i Bürde | 19 20 | Niyâzî-i Mısrî

24
Muhammed'i tasdik et, kabul ettiğimiz Mevlândır,
Sözlerini ve haberlerini incelikleriyle ezberle,
Rehberliğin istenirse Onun delileriyle hüküm ver,
Senden vasilik23 isterlerse dilini ve belini koru,
Kurtuluş için ihtiramla sözde ve amelde ihlâslı ol,
Nefse ve şeytana uyma, isyan et her ikisine,
Şüphelen sana verdikleri sevindirici nasihatlerine.

23
Sana sığınarak vasiliğini veya tavsiye etmeni isterlerse demektir.
Vasilik Hz. Ali kerremallâhü vechenin sıfatıdır. "Şüphesiz Ali, sizin 25
aranızda, benim halifem, vasim ve kardeşimdir; öyleyse onun sözlerini Muhammed'in emri ve nehyi hükmümüzdür,
dinleyin ve ona itaat edin." (Tarih-i Taberî, c.2, s.319. bkz: Yenabiu'l- Emre ve nehye az oldu insanlardan teslim,
Mevedde, 76. bölüm, 1. ve 2. hadis.) Çünkü nefis ve şeytan karar aldılar
"Ben Allah Resulü sallallâhü aleyhi ve sellemden şöyle sordum: Düşmanımızdır diye, onları sakın dost edinme,
Ey Allah Resulü! Her nebinin bir vasisi vardır, sizin vasiniz kimdir? Şerleri her yere bulaşır, hilelerinin ise artışı vardır,
Peygamber susmayı yeğlediler. Ama sonraki toplantıda beni görünce Hasmın ya da hâkimin olsalar da uymazsın onlara,
"Ey Selman!" diye seslendiler. Ben süratle yanına giderek "evet" dedim. Bilirsen hasmın ve hâkimin oyunlarını.
Hazret şöyle buyurdu: Musa'nın vasisinin kim olduğunu biliyor
musun? "Evet, Yuşa b. Nun-dur." dedim. Hazret, "Niçin?" diye sordu.
26
Ben, "Çünkü o kendi kavminin en bilginiydi." dedim. Hazret şöyle
buyurdu: Öyleyse, şüphesiz vasim, sırdaşım ve benden sonra Muhammed sultanların ve rasüllerin en faziletlisidir,
ümmetim arasında bırakacağım en iyi şahıs Ali b. Ebî Talip'tir ki benim Dini milletlere gelen dinlerin en kuvvetlisidir,
vademe vefa edecek ve borcumu eda edecektir." (Mu'cemu'l-Kebir, c.6, İlimsiz ve amelsiz ömür zayi olur,
s.221; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.113.) Yanlışları görmeden nasihatimi artırsam da,
İbn Asakir, Enes b. Malik'ten şöyle naklediyor: "Rasûlüllah İşlemediğim amellerle sözlerimi süslesem de,
sallallâhü aleyhi ve sellem abdest alarak iki rekat namaz kıldılar ve Allah'tan af dilerim amelsiz sözümden,
sonra şöyle buyurdular: "Bu kapıdan sana doğru içeri girecek ilk şahıs, Ben kısır kimseye nesil isnat etmiş gibi oldum24.
muttakilerin imamı, Müslümanların efendisi, dinin önderi ve vasilerin
sonuncusudur." O sırada Ali kerremallâhü veche içeri girdi. Rasûlüllah
sallallâhü aleyhi ve sellem kimin geldiğini sorunca Ali, dedim. Bunu
24
işiten Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Ali'ye doğru gelerek onu Kendisinde bulunmayan özellikleri başkalarına emreden kişi,
sevinçle kucakladı…"( Tarih-i İbn Asakir, c.2, s.486; Hilyetu'l-Evliya, kendisinden olmayan çocuğa yalandan sahip çıkan insana
c.1, s.63; Şerh-u İbn Ebil-Hadid, c.1, s.450) benzetilmektedir.
Kaside-i Bürde | 21 22 | Niyâzî-i Mısrî
27
Muhammed insanların en güzeli ve en tatlısıdır, 25
Konuşmasıyla şüphelerden uzaklaştırır nasihatleri,
Bir söz veriyorum fakat gereğini yapmıyorum,
Tembihlerini uyanma şaşkınlığında olan nasıl duyar,
Görüyorum ki sözüm amelim hiç uymuyor,
İyiliği emrettim sana lakin ben onu yapmadım,
Dosdoğru oldum desem doğru olur muyum?

25
Ne güzelsin, Ya Muhammed! (sallallâhü aleyhi ve sellem)
Hiçbir halin insanlara zarar verici bir sebep olmadı.
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin zahiri ve batınî güzelliği
kemal mertebesinde olmuştur. Kamil bir güzelliğin sahibi olduğu için
güzelliği Yusuf aleyhisselâm gibi fitne (imtihan) sebebi olmamıştır.
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin, mübarek
bedeninde toplanan, görünen ve görünmeyen güzellikler hiçbir ferdin
bedeninde toplanmamıştır. İmam-ı Kurtubi kaddese’llâhü sırrahu’l azîz
şöyle bildirmiştir:
"Resul-i ekrem efendimizin güzelliği büsbütün görünmemiştir. Eğer
hakiki güzelliği görünseydi, Eshab-ı kiram O'na bakmaya takat
28
getiremezdi. Şayet hakiki güzelliğini gösterseydi, hiç kimse bakmaya
Muhammed o nefsi karışıklıkla perdelemedi,
dayanamazdı."ashab-ı kiram, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme;
"Ya Resulallah! Siz mi güzelsiniz, Yusuf aleyhisselam mı daha Hayırlara vesile nasihatleri kefil olup,
güzeldir?" diye sordular. Efendimiz cevap olarak; "Kardeşim Yusuf Adn cennetinin,26 yüksek bir yerinde bizi toplayacaktır.
benden sabih (güzel), ben ondan melihim (tatlıyım). Onun görünen Yazıklar olsun nefsime. Kötü işlerde kullanmakta bizi,
güzelliği, benim görünen güzelliğimden çoktur" buyurdular. Tâate meyil ve hayırdan da uzak bıraktı,
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimiz bir hadis-i Ölümden önce fazla bir azık hazırlamadım
şeriflerinde; "Allah Teâlâ’nın gönderdiği her nebi güzel yüzlü, güzel Farz olandan başka namaz kılmadım, oruç tutmadım.
seslidir. Sizin rasülünüz ise, onların en güzel yüzlüsü ve en güzel
seslisidir" buyurdular.
26
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin, Kur'an-ı kerimde “Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte
geçen isimlerinden biri de Kur'an-ı kerimin kalbi olan Yasin onlar mahlûkatın en hayırlısıdırlar. Onların mükâfatı Rableri katında
suresindeki "Yasin" kelimesidir. Ulema-i rasihinin büyükleri; Adn Cennetleridir ki, onların altlarından nehirler akar, orada onlar
"Yasin, "Ey benim muhabbet deryamın dalgıcı olan habibim" ebedî kalıcıdırlar, Allah onlardan razı olmuştur, onlar da ondan razı
demektir" buyurmuşlardır. olmuşlardır. Bu Rabbinden korkanlar içindir” (Beyyine, 8)
24 | Niyâzî-i Mısrî
31
Muhammed kitaplarda Allah'ın kullarının en üstünüdür
Yaratılış ahlâkı şeref ve nesep yönünden,
En üst rütbeden daha yücedir makamı,
Başı eğiktir yeryüzünde kavuştuğu nimetlerden,
Mal ve altınlar yerine fakr‘ı 27 şeçti,
Altın dolu dağlar ona kendilerini arz ettiler,
Ululuğun yerini göstermek için nefse meyletmedi.

32
Muhammed'in sırları bizden uzak oldu,
Çünkü o en seçilmiş mevlamızdır ve hayırlıdır da,
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: Allah'ın yardımcısı olduğunu bildiğinden,
RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEME ÖVGÜ Asla ilgi göstermedi dünya köpeğine,
HAKKINDA Dünya onun tutsağı olmasına rağmen züht ile yaşadı,
Bulunduğu zühd hayatı zahitliğini kuvvetlendirdi,
29 Muhakkak masum olana yokluk etki etmez.
Muhammed'in şeraiti kâinatta yok olmadı,
Ömür onları yapmada başarılı olmadı ve zayi oldu, 33
Nefsim kusurlara ve tembelliğe alışkanlık etti, Muhammed batında hem de zuhurunda güzeldi,
Bunları işlemekten usanmadı, Az bir kuvvetten başka dünyada meyli olmadı,
Yakarış için geceleri bir saat bile ayırmadım, Duruşuyla, gönüllerin en zengini ve en kanaatkârıydı.
Kendime zulmettim, geceleri ihya edenin sünnetine Bazen gizli bazen açıktan, âlemin süslerini reddetti,
Uyumazdı, şişen ayakları ağrısından şikâyet edene dek. Ne bir an ne de bir zaman dünyaya el açmadı,
Nasıl çağırır dünya O’na muhtaç,
30 Zira, O olmasaydı dünya yokluktan kurtulamazdı.28
Muhammed insanlar arasındaki bütün övgülere sahipti.
Nice güvenilir insan anlatıp durdu onun ahlakını,
27
Sürekli aç kalırdı orucunu visal ederek Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Fakr, benim
övünç kaynağımdır” Niyâzî-i Mısrî kaddese’llâhü sırrah’ül azîz, fakr'ın
Hiç şikâyet etmedi açlıktan ve devamlı gelişinden,
tanımını “Allah'tan başka her şeyden varlığı almak” şeklinde
Nefsi için dünya malını istemedi,
yapmıştır. O'na göre “Vücut kalkınca, Hakk görünür ve hiç kaybolmaz.
Açlığa sabretti, karnına taş bağladı, Fakr tamam olmayınca doğrudan doğruya Hakk'ın yüzüne bakmak
Taşın altında iyice sıkıldığından beli toplanırdı, mümkün olmaz.”
Kaside-i Bürde | 25 26 | Niyâzî-i Mısrî

34
Muhammed kurtardı bizleri kaydırıcı sapkınlıktan,
Odur bize cömertçe ikram eden cömert kişi,
Kalbin ölüşü can bulur hidayetinin nuruyla,
Farz olan övüncümdür, onu sevmeyi seviyorum
Yarın kıyamet gününde "bana yaklaş" der belki,
Muhammed âlemlerin, insanların ve cinlerin Efendisidir, 36
Arap'ın ve Arap olmayan bütün fırkaların da Efendisidir, Muhammed'in şeriatı duruşuyla yücedir.
O emindir ve Ona uymak, kulun emniyetidir,
35 O bir kahramandır ki ululuğu yayılmıştır,
Muhammed faziletleri toplamada bir tanedir, O şecaatte kahramanlıkları aşmıştır,
Şefaati kıyamet gününde dayanağımdır, Topluluğu çağırdığında icabet edilendir,
Sahibidir sayılmayacak mucizelerin, Muhammet şefaati arzulanan Hakk'ın sevgilisidir,
Ondaki faziletler denizine herkes gelir, Bütün korku ve sıkıntılar Onunla yok edilir.
Diriliş günü sancak onunla dikilecektir,
İyiliği emretmede kötülükten sakındırmada Nebimiz bir tanedir. 37
Sözündeki "Hayır" veya "Evet’ine itiraz olmamıştır Muhammedî meşrebine kavuşalım isteriz,
Sapkınlığı şüpheden temiz hakla doğrulttu,
Allah Teâlâ’nın gizliliğinde de rasülüdür
Allah fazlından da Ona öyle bir sevgi verdi ki,
Gösterdiği hak yolda şüphe yahut eksiklik bırakmadı,
Kendisine tutunanları Allah'a davet etti,
28
“Sen olmasaydın bu kâinatı yaratmazdım” O tutunanların sarılanların kopmayan ipidir
Hadis kitaplarında aslı bulunmayan bu veciz ifade hadis
münekkitlerince de red edilmiştir. Aliyu’l- Kâri. Aclûnî ve Şevkânî, 38
Sağanî’nin mevzu dediğini naklettikten sonra manasının sahih Muhammed'in yüzü güneş gibi görünür ufuktan,
olduğunu kabul ederler. Bkz.Aliyu’l Kâri. 288; Aclûnî, II/164: Şevkâni. Kokusu güzel kokar koklayana,
Fevaidu’l- Mecmua, 326; Deylemi’nin İbn. Abbas’tan; İbn. Cevzi’nin Eli cömertlikte ikramda deniz gibidir,
Selman’dan naklettikleri rivayetlerin her ikisi de mevzu kabul edilir. Mevlâ korkusundan kalbi heyecanlıdır,
Suyûti de mevzu olduğunu tasdik etmiştir. Elbâni de yukarıdakileri Sübhan Mevlâsı O’nu kan pıhtısından seçkin yaratmıştır
naklettikten sonra mevzu olduğunu açıklar. Bütün bu değerlendirmeler
Bütün nebilere yaratılış ve ahlâkta üstün kılmıştır.
için Bkz. Sağanı. 52: Aliyul Kâri. 295. 296; EIbâni. Silsileni Ahâdis-i
Daire. 1/282
Hiç biri O’na ilim ve cömertlikte yaklaşamadı
Kaside-i Bürde | 27 28 | Niyâzî-i Mısrî

42
Muhammed'in makamı yücelerin yücesindedir,
Rabbi ona hazinelerinden sonsuzca vermiştir,
39 Onun varlığıyla küfrü kahredip söndürmüştür,
Muhammed'den nur ehli nurlarını alır, Dini hakikatiyle ocağından çıkarmıştır,
Onun ilminde bütün insanların ilmi kaybolmuştur, Kemalde eşsiz bulunmaz bereketler içindedir,
Onun yeri kutsanmıştır, hazret olmak ona uygundur, Güzellikte ortağı olmaktan münezzehtir.
Onun ulvî mertebesine ulaşmaktan ümitleri kestiler, Ondaki güzelliğin cevheri parçalanmamıştır.
Miraçta imamlık yaptı onlara arkadaş oldu
Bütün Allah rasülleri hepsi ricada bulundular, 43
Denizinden bir avuç ve yağmurundan bir yudum içmek için. Muhammed bütün yaratılmışların en hayırlısıdır,
Susuz gelenlere kanacakları kadar ikram eder,
40 Sapmalarından sonra insanlara doğru yolu gösterendir,
Muhammed'in şanı yücedir onların şereflerinden, Şaşırdıklarında onların yardımcısı ve kurtarıcısıdır,
Onun şerefiyle niyetlerine ulaşmayı ümit ederler, Eğer öldükten sonra övülecek bir şey bırakmak dilersen,
Yarınlarda mutluluğa kavuşmak için yönelirler Vazgeç Hıristiyanların nebilerine dair söylediklerinden
O’ndaki seçilmişlik, sıkıntılardan bir kurtuluştur, Başka, hakkında dilediğin kadar medhü sena et. 29
Zikir vakti huşuyla etrafında toplanırlar,
Onun yüce katında dururlar hadlerince, 44
İlmindeki nokta ya da hareke şeklinde. Muhammed'in övgüsü kitaplarda geldi,
Geçmişler tarafından sıfatları anıldı,
41 Ömrünce onu methetsen de bitmez hasletleri,
Muhammed'in güzel yüzü güneşi utandırdı, Yaz, söyle, övmekte aşırıya kaçacağından korkma,
Aydan daha alımlıydı sıkıntı vaktinde bile doğuşuyla, Allah'ın rasülünü delicesine methet, O’nu sev,
Nurunun ışıkları dünyayı doldurdu, Dilediğin şerefi nisbet eyle onun şahsına,
Kim yardım istediyse ondan ihtiyacını giderdi, Gücün yettiği kadar, dilediğin büyüklüğü nisbet eyleyesin.
Yaratılışı mükemmeldir ahlakından Allah razı oldu.
Onun maddesi ve manası kemale ermiştir,
29
Sonra Allah insanlardan onu kendisine sevgili seçmiştir Necip Fazıl Kısakürek dedi ki; “Biz Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve
sellemi öyle sever ve meth ederiz ki, bir Allah demeyiz.”
Kaside-i Bürde | 29 30 | Niyâzî-i Mısrî
45
Muhammed'i Rabbi güzel ahlâkla süsledi,
Onun yaratılışını sırrında kâmil kılarak faziletli kıldı,
Onu zühtle mükemmel eden Allah ne yücedir, 48
Onu bütün yaratılışlara hidayet edici olarak gönderdi, Muhammed kadar meşhur olmadı yaratılmışların hiçbiri,
Muhabbet ve yakınlığı ona ehil kıldı, O’nun sırrını anlamada aciz kaldı akıl ve perdelendi,
Allah’ın rasülüne fazilette bir benzer yoktur, Bütün methiyeler ne kadar uzasa da onun hakkında kısa kaldı,
Konuşanlar faziletlerini dile getirememiştir. İnsanların beliğ konuşkanının dili ona gelince tutuldu,
Şairler onun sıfatlarına ilişkin ne söyleyebildiler ki,
46 Bütün varlıklar Onun gerçeğini görmede aciz kaldı,
Muhammed semalar semasına yükseldiğinde, Ona yakın ve uzak olmakta şaşkınlıktan başka bir şey olmadı
Hudâ nurunun parlaklığı yüzünde kaybolmadı,
Tâ ki fasih diliyle gülümseyerek geldi, 49
Parlayan inci gibi güzel ve muntazamdı, Muhammedî makama fazilette kimse ulaşamadı,
Melekler âlemi O’na hizmetçi durdu, Zamanın geçmişinde geleceğinde kimse kavuşamadı,
Mucizelerin değeri büyüklüğüne uygun olsaydı Araştıran herkesi vasfı aciz bıraktırdı,
İsmi her anılışta çürüyen kemikler dirilirdi. Çünkü Rasûlüllahın mucizeleri sayılamadı,
O’nun eli olmadan hakikatte saadete kavuşulmadı,
47 Uzaktan küçük görünen Güneş gibi olsa da,
Muhammed Allah'a yakınlığıyla dileklerine kavuştu Yaklaşıp, bakıldığında gözleri kamaştırır.
Bu yakınlıkla yedi kat semâyı geçti,
Burak30 gururlandı üzerine bindiği anda, 50
Kitap31 hiçbir şüphe ve kuşku barındırmadan geldi, Muhammed'in yaratılışını Allah Teâlâ pak eyledi,
O’na itaat ettiğimizden beri yolunu seçtik, Tatlanır acı su ağzına değdiğinde,
Bizi akla durgunluk verecek bir şeyle imtihan etmedi, Kimin yolu O’na uygun olduysa feyiz aldı,
Bize düşkünlüğünden dolayı şüpheye ve yanlışa düşmedik32. Onun inceliklerini nefisler idrak edemedi,
Bütün halk çalışsa da vasfına güç yetiremedi,
Dünyada onun gerçek yönü nasıl idrak edilir ki,
30
Burak: Miraç gecesinde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi Uyuyan insanlar gördükleri rüyalarla teselli oldu.
taşıdığı rivayet edilen binek.
31
Burada ki mana; Levh-i Mahfuzdaki kitabın aslı.
32
Bir diğer mana; "... Çünkü namaz, müminler üzerine vakitleri belli bir “Ey inananlar! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız
farzdır." (Nisa, 103) âyetinde "farz" karşılığı olarak, "kitâb" kelimesi kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli bir
kullanılmaktadır. Bu beyitte kitaptan maksat namazın farz olmasıdır. peygamber gelmiştir.” (Tevbe, 128)
Kaside-i Bürde | 31 32 | Niyâzî-i Mısrî
51
Muhammed'in faziletini anlatmada övgülerim kısa kaldı,
O’na ne ay ne de güneş benzeşemedi,
Onu methettim lakin methim fakir kaldı,
Onu vasfeden diller aciz kaldı,
Medh ne kadar uzun olursa olsun yine de noksanlaştı,
Onun hakkında ilmin vardığı en son nokta beşeriyetidir,
Gerçekten O Allah Teâlâ’nın yarattıklarının en hayırlısıdır.33 54
Muhammed'in parlak ışığı etrafı aydınlattı,
52 Başındaki siyah saçlarından ışıklar saçıldı,
Muhammedî nice işaretler göründüğünde, Dişleri iyi korunan inci gibi düzgündü,
Mertebe yükselmesi için O’na sadakatle bağlanmak gerekti, Sağanak yağmur gibi eli cömertti,
Onun şerefiyle ulu makamlar verildi, Güzel kokusu her yere yayılan miskti,
En üstün oldu bulunduğu makamlarda, Güzel ahlâkı süsleyen yaratılışını büyük bil,
Onun mucizelerindeki garabet ebedi bitmedi, Güzellikleri toplayan güler yüzlülük temayüz eder.
Keremli rasüller gösterdiği bütün mucizeler O’nun sebebiyledir.
Ancak O’nun nurundan kavuştukları o kadardı. 55
Muhammed israfı olmayan cömert kişiydi,
53 O’nun ve ailesinin verişleri lutufluydu,
Muhammed delip geçen ışıklar saçan bir incidir, Ey Mustafa'yı vasıflayan! Vallahi yeterince tasvir etmedin,
Ulu bir makamı var ki ona kim yaklaşabilir, Tâki durmaksızın uzun süre anlatsan dahi,
Güneş, ay ve yıldızlar onun isteğinde hareket ederler, O susuzlar için denizdi, yardım dileyene koşandı,
İzniyle makamları yücelir, üstünlükleri onunladır. Şerefte dolunay, yumuşaklıkta bir çiçek gibiydi,
Nebilerin hâlleri onunla arılaşır temizlenir, Cömertlikte deniz olan himmeti sonsuz zaman gibiydi.
O faziletin güneşidir ve nebiler yıldızdır,
Karanlıkta insanlara nurlarıyla ışık verirler. 56
Muhammed sözleriyle bize doğru yolu gösterdi,
33
İmam-ı Bûsirî, rüyasında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Risaletinde doğrulukla bizlere geldi,
Efendimizi görmüş ve kasideyi huzurunda okumuştur. Ancak bu beytin Sanki halesi görünen ortada bir dolunaydı,
ikinci mısrasına gelince duraklamış, Resûl-i Ekrem Efendimiz "Oku" de-
Bereketli olması beklenen bir yağmurdu,
yince, "Bu mısrayı hatırlayamadım" demiştir. Bunun üzerine Rasûlüllah
Cesaretinden korkulur bir aslan gibiydi,
sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz "Ve ennehu hayru halki'llahi
kullihimi" şeklinde işaret buyurmuşlardır. Dolayısıyla beytin ikinci Celallendiğinde bile eşsizdir,
mısrası, Allah Resulünün manevî ifadesini ihtiva etmektedir. Bir ordu onunla karşılaştığında hizmetkârlar gibidir.
Kaside-i Bürde | 33

57
Muhammed varlıktaki bütün şerefi elde etti,
Yaratılanları yumuşaklığı ve lutufla kuşattı,
Güzellik, iyilik ve nimet O’ndaydı,
Gülüşüyle ve bakışıyla konuşmasıyla üstündü,
Konuştuğunda inci sedefin içinde saklı zannedilirdi,
Sedefin içinde saklı olan inciler,
Sanki O’nun sözünden ve gülümseyişinden olmuştu.

58
Muhammed'i Allah şereflendirip yüceltti,
Makamını yükselterek keremli kıldı,
Manasını ziyadeleştirerek ona yönelen kazandı,
Onun ravzasının toprağını öpen yüceldi,
Duha’yı yücelten kişinin hayatı ne de güzel oldu,
Hiçbir koku vücudunu kucaklayan toprağa denk olamadı,
Ne mutlu o türabı öptü ve kokladı!
36 | Niyâzî-i Mısrî

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: 61
RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEMİN DOĞUMU Muhammed'in yükselmede olan yücelerden yüce mertebesi,
HAKKINDA Her yüksek olan Onun makamının altındaydı,
Doğduğu gün nurlar yükselmekteydi,
59 Şam'ın saraylarında bile parlamaktaydı,
Muhammed'le övünmek atalarla övünmekten yeğdir, Sarayların önündeki putlar devrilmekteydi,
Bütün faziletleri ziyadesiyle taşımaktadır. O gece Kisrâ'nın sarayı yıkıldı, dağıldı
Mahşer gününde her şey ona işaret edecektir,34 Adamları bir daha kendine gelemeyecek gibiydi.
Sonradan gelmişse de ondaki fazilet öncedendir,
Musavvir35 Allah'ın izniyle hükümle gelendir 62
Özündeki güzelliği doğuşuyla ortaya çıkarandır, Muhammed'in nuru her yerde âşikâr oldu,
Güzelliklerin başlangıcı ve bitişi Ondan olandır! Kâfirler topluluğu hüsrana uğradı,
Saltanatları ve şerefleri yok oldu,
60 Kisrâ'nın sarayını anladılar ki yıkıldı,
Muhammed kâfirlerin emniyetini giderdi, Kisrâ geceleri hep hüzünle geçirdi,
Allah düşmanlarının zanlarını boşa çıkardı, Mecusîlerin ateşi üzüntüden söndü,
Onun doğuşuyla bir korktular, zannedersin ki Akan nehirleri kederinden kurudu.
Büyük cehennemî korkular onlara dokundu,
Her gecenin sabahı onların hüzünlerini artırdı, 63
Persler anladılar ki o gün parçalandı, Muhammed Mecusîlerin ateşini söndürdü,
Onun gelişiyle sefalet ve sıkıntılarla korkutuldular. Doğduğu gün onların fikrî şaşkınlıkları arttı,
Hatta bütün halk tarafından doğumunun hayreti görüldü,
34
Ve insanlar Adnanîlerin büyüklüğüne şahit oldu
Şefaat konusunda her şey Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme
Hayretten kâfirlerin düşünceleri ve akılları karıştı,
müracaat edecektir.
35
Musavvir: tasvir eden, şekil ve suret çizen her şeye kendine lâyık Savalılar, yere battığında gölleri ümitsizliğe düştü,
güzel şekil ve suretler veren Allah Susadıkları zaman göle gidenler hiddetle geri döndü.
Kaside-i Bürde | 37 38 | Niyâzî-i Mısrî

64
Muhammed yaratılmışların ve rasüllerin en üstünüdür
Odur bâtılın, dinlerin ve mezheplerin hükmünü kaldıran, 67
Eski adetleri ve eski düzeni değiştirdi, Muhammed'in dini onların dininden yüce oldu,
Su ile ateş onunla bedel oldu,36 Güvende olmak için sığındıkları mekânlar sarsıldı,
Mecusilerin ateşi söndü, su akmadı, , Duruşları üzüntülerinden bozuldu,
Sanki ateş su gibi kederden soğuyup söndü, Korkan ve korkmayan bütün insanlar panikledi,
Suda üzüntüden ateş gibi ısınıp kurudu. Savaşta onları destekleyenler perişandı,
Kâhinleri kavimlerine bildirdiklerinde,
65 Artık sapık dinleri devam etmeyecekti.
Muhammed'in güneşi kainatta parlamakta,
Onun önünde düşmanları boyun eğdi, 68
Mustafanın doğumunda bayraklar yükselmekte, Muhammed'in emri gayet şaşırtıcıydı,
’Hak şimşek gibi parladı’ haberleri yayıldı, Eski devirlerde ondan haber verilmişti,
Yer sarsıldı mucizeleri açığa çıktı, Âlimleri görürlerdi kitaplarda geçen hakikatini,
Etrafa nurlar saçılınca cinler çığlık attı, Fakat doğruyu inkâr ettiler, yalana tabi oldular,
Hak söz ve mana da açığa çıktı, Büyük korku nihayet içlerine işlemişti,
Ufukta yıldızların izleyerek kaymasını,
66 yeryüzünde putların devrildiğini gördüler.
Muhammed cömertliğiyle hususi ve umumi gönderildi,
Makamı gerçekten uludur ona isyan eden de zalimdir, 69
Nurunun şimşekleri karanlıkları aydınlattı, Muhammed geldiğinde onların cinleri kovuldu,
Kâfirler ona karşı körlük ve sağırlıkları gitmedi, Gökyüzünden üzerilerine alev topları düştü,
Oysa delilleri bayraklar kadar açık bir âlemdir, Cinlerle beraber olanları da yakıp mahvetti,
Kör ve sağır kesildiklerinden geldiğinin müjdesini duymadılar, Vahyi dinlemeye çalışanlar taşa tutuldu,
Kâfirler uyarıcı şimşeklerini görmedi. Cinler asırlardır kâhinlerle azarlardı,
Hatta vahiy yolundan hezimete uğrayarak gitti,
36
Kuruyarak, sönerek insanlara bedel oldular. Kaçıştı şeytanlar takip ederek birbirlerini.
Kaside-i Bürde | 39

70
Muhammed dünyaya geldi aydınlık bir gecede,
Bin bir çeşit parıltısı olan nurlarıyla,
Cinler ise çok büyük korku içerisinde,
Kendilerine yönelmiş alev toplarının geldiğini gördüler,
Hiç bir tarafa kaçmaya güç yetiremediler,
Ebrehe'nin askerleri gibi kaçtılar,
İki avucundan atılan çakıl taşlar değen askerlerdi.

71
Muhammed düşmanlarına çakıl taşları attı,
Atılan taşlar yüzünden orduları hezimete uğradı,
Onun elindeki taşların tespihleri bilindi,
O değil taşları fırlatan Allah'tı, 37
Taş isabet edenlerin hepsi kör oldu,
Tespih ettikten sonra iki avucundaki taşlar,
Balığın karnında tespih edenin fırlatılışı gibi atıldılar.38

37
Bu beyitte de "Attığın zaman sen atmadın; ama Allah attı." (Enfal, 17)
âyetine işaret vardır.
38
Bu beyitte, Saffat Suresi 39/139-146 arasında geçen, Yunus
aleyhisselâmn balığın karnından atılması olayına telmih vardır.
42 | Niyâzî-i Mısrî
74
Muhammed'in ne çok mucizesi zahir oldu,
Denizin dalgaları gibi zengin ederdi elleri,
Geceler boyunca uyanık kalırdı gözleri,
Miraç'a yükseldiğinde ayetleri aşikare gördü,
Unutulmadı miraç gecesinin izleri,
Her nereye gitse bulut gibi melekler takiptedir onu,
Gün ortası sıcağından bile esirgerler onu.

75
Muhammed'i, Rabbimiz hakikatle gönderdi,
Onu ilim denizinde faziletli kıldı,
BEŞİNCİ BÖLÜM: Cebrail, O’nun kalbini çıkarıp yıkadı,
RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEMİN Çıkarıp yüreklerdeki gili39 temizledi,
MUCİZELERİ HAKKINDA İlim ve imanla doldurarak kamil kıldı,
O yarılan aya yemin olsun ki,40
72 Onun kalbi yemin edilecek kadar noksanlıktan beridir.
Muhammed'in pek çok mucizesi görüldü,
Doğru bir biçimde gerçekleşip hakka şahitlik ettiler, 76
Ona yırtıcı hayvanlar bile itaat etti, Muhammed cömertlikte bulutlara emsaldir,
Onun sırlarını gördüklerinde, Huy ve tabiatıyla Yüce Nebi’dir,
Yeryüzündeki ağaçlar çağırdığında boyun eğdi, Allah rasüllerinin sonuncusu ve en keremlisidir,
Secde ederek davetine ağaçlar uydu, İnsanların en ahlâklısı müjdeleyicisi ve uyarıcısıdır,
Ayaksız oldukları hâlde yürüdüler gövdeleri üzerinde. Faziletin, ihsanın ve nimetlerin sahibidir,
Hangi mağara41 iyiliği ve erdeme bir araya getirdi?
73 Ne taraftan baksalar da kâfirler kördü, görmedi.
Muhammed'e ağaçlar isteyerek yöneldiler,
Hiç tereddüt etmeden çağrısına uydular,
39
Bütün dallar bir aşk ile çırpındılar, Gil: f. Su ile ıslanmış toprak, balçık. Lüleci çamuru, kil. Her insanın
kalbinde iblisin giriş yaptığı küçük parça.
Göz açıp kapanmadan yarıldı yerler, 40
Ayın ikiye bölünmesi olayı; "Kıyamet yaklaştı. Ay ikiye ayrıldı”
Görürsün emriyle hareketlerini,
(Kamer,1)
Ağaçlar öyle bir çizgi çizdiler ki, 41
Mekke'den Medine'ye hicret sırasında Hz. Rasûlüllah sallallâhü
Sanki yol ortasına dallarıyla güzel yazılar yazdılar. aleyhi ve sellem Hz. Ebû Bekir'le birlikte saklandıkları Sevr mağarası.
Kaside-i Bürde | 43 44 | Niyâzî-i Mısrî

77 80
Muhammed ve Ebûbekir kayboldu gözlerden, Muhammed diniyle helak olanları kurtarıcıdır,
Mağarada ikisi birden kayboldu, O kendisiyle kurtuluşu bulduğumuz sevgilidir,
Rabbinden gizli bir lütuf onları kuşatmıştı, Her işimde ben ona sığınırım,
Ve kurtuluş müjdesi arkasından geldi, Kalbimin her yönelişinde O’na dönerim.
Allahın kudreti kötülüklerden korumada yeterliydi, Yüksekliğim ve ilerlemem onu sevmekledir,
Sadık ile Sıddıkı mağarada göremezlerdi, Zamanın kahrına uğradıkça hep ona sığındım ben,
Kafirler, bu mağarada kimse yok diyorlardı. O’nun tam himayesinden başka yol bulamadım.

78 81
Muhammed ile Sıddık mağaraya indiler, Muhammed'in eliyle en güzel hayatı kazandım ben,
Hayret içerisinde kâfirler geri döndüler, Kulluğumda ona sarsılmaz inançla bağlandım,
Güvercin Onları gizlemek için mağaranın üstüne yerleşti, Ancak O’nun şerefiyledir amacıma ulaşabildim,
Örümcek iyice ördü ağını hulle gibi, Ancak O’nun kaynağıyla şifa bulabildim,
Kâfirler mağarada olanları gördüklerinde, Ondan bugünde yarında kim isterse onu kazanacaktır,
Zannettiler ki bir güvercin ve biri de örümcekti, Dünya ve ahiret zenginliği için eline yapıştığım zaman,
Varlıkların en hayırlısına mı yuva kurulup ağ örülürdü. Bol bol ihsana kavuştum iyilerin en güzelinden.

79 82
Muhammedî mucizeler hakikatle meydana çıkar, Muhammed'e Allah sonsuz lütufta bulundu,
Her yerde onun nuru parlamaktadır, Ona Cebrail ile Kur'ân'ı indirdi,
Öfkelerinden düşmanlarının yüzleri kararmıştır, Onu Mevlası heybeti ve kıymetiyle üstün kıldı,
Hasneynin nübüvveti güneş gibi aydınlıktır, Her yerde onu bulutla gölgeledi,
O baki kalacak en hayırlı ve en son mesajdır, Allah diriliş günü şefaat hakkını ona bağladı,
Allah'ın koruması ihtiyaç bırakmamıştır artık, Rüyadayken bile sakın vahiy aldığını inkâr etme!
Ne yüksek burçlara ne de kat kat zırhlara. Zira onun gözleri uykuda iken uyumayan bir kalbi vardı.
Kaside-i Bürde | 45 46 | Niyâzî-i Mısrî

83
Muhammed Allah Teâlâ’nın kuvvetiyle düşmanlarını yendi,
Kişilikte benzeri bulunmaktan münezzehtir,
Risaletten önce ve sonrası üstün kişilikteydi,
Bize onun gücünü ispatlayan deliller çok kuvvetliydi,
O şerefiyle anlaşılır dilde olan Kur'ân'ı getirdi, 86
Nübüvvet mertebesine kavuştuktan beri, Muhammed'in daveti ölülere can verdi,
Rüyada gördüklerini bile kimse inkâr edemedi.42 Nefsin canlanışını şiddetle öldürdü,
Mübarek tükürüğüyle nice hastayı iyileştirdi,
84 Vuruşlarıyla kâfirlerin gücünü parçaladı,
Muhammed'e Allah şaşılacak olaylar gösterdi, Nice aç ve susuz Onu görmekle doyardı,
O’nu Kâbe kavseyn gibi perdesiz yakın kıldı43, Duası kıtlık yılına hayat verdi44,
O şeksiz şüphesiz bir rasüldür, O’nun asrı tüm asırların en parlak yılları oldu.
Bunu kabul etmeyen Allah'ın gazabına uğradı,
Onun davası yalandan münezzehtir, 87
Şanı yüce Allah'ın vahyi çalışmakla kazanılmadı, Muhammed Rabbine dua ederdi yağmur yağması için,
Hiçbir nebi gaipten verdiği haberlerde hata etmedi. Yağmur yağardı daha ellerini indirmeden,
Yeryüzünü suya doyururdu bulutların her biri,
85 Her tarafta yaşanan kuraklıklara,
Muhammed gökteki parlayan ay gibi, Mustafa dua edince sağanak yağmur boşalırdı,
Yeryüzünde denize emsaldir cömertliğiyle, Duası üzerine rahmet yağmuru döküldü,
Araplar fasih konuşmasına hep şaşırmışlardı, Denizden gelen su ya da bir Arim seli gibiydi 45.
Nice insan helakten kurtulmuştur onun nasihatleriyle,
Hoşgörüsü bizden nice zorluğu kolaylaştırmıştı,
44
Elleri dokunmakla hastalar şifa bulurdu. Mekke ve havalisi şiddetli bir kuraklık ve kıtlık yılı yaşarken
Nicelerini cinnet geçirmekten kurtarmıştı. peygamberimizin amcası Ebû Tâlib ile beraber Kâbe’de dua etmesi
üzerine sağanak yağmurların yağması, vadilerin sularla dolması ve
bolluk olması olayına telmih vardır.
42 45
Rüya nübüvvetten bir cüzdür. Yemen'de Sebe kavmini cezalandırmak üzere, şiddetli yağmurların
43
“O kadar (birleştirilmiş) ki iki arası kadar, hatta daha da yakın oldu.” yağdığı Kur'ân-ı Kerimde "Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden
(Necm, 9) âyetine işaret vardır. üzerlerine Arim selini gönderdik.." şeklinde geçmektedir.
48 | Niyâzî-i Mısrî

90
Muhammed'in şiirle övülmesi ne güzeldir,
Yıldızlardan uludur beşer içinde değeri,
Duhâ, Nûn, Kadir surelerini okuduğunda,
Kevser ve İnşirâh surelerinde onu bulursun
Görürsün ki o bütün yaratılanlardan yücedir,
ALTINCI BÖLÜM: Övenin muhayyilesi ona acaba uzanabilir mi?
KUR'ÂN-I KERİMİN FAZİLETLERİ HAKKINDA Onda güzel ahlâkın ve ulviyyatın kaynağı vardır.

88 91
Muhammed'e yapılan medihler hep meşhur oldu, Muhammed'in insanlar için pek çok mucizesi vardır,
Onun niteliklerini anlatanın ağzı güzel koktu, Yaratılanlar için konuşmasında öğütler vardır,
Söylendikçe ortaya çıktı daha başka güzellikleri, Hakla birlikte bütün âyetleri muhkemdir,
Onun sıfatlarını kimin dili anlatıyorsa methedilmiştir, Arşın sahibinin katında makamı uludur,
Ey Mustafa'yı methederken beni gören kişi! Bütün sıfatları kitaplarda yazılmıştır,
Bırak bahsedeyim onun açığa çıkmış işaretlerini, Rahman'ın hak olan âyetleri sonradan gelmiş olsa da,
Âlem Dağı’nda gece vakti yakılan şölen ateşinin görünüşü gibi. Allah'ın Kadîm sıfatından dolayı ezelîdir.

89 92
Muhammed'i öven hasta şifa bulur hastalığına, Muhammed'in getirdiği âyetler bizi men etti
Gülümseyen bir bahçeye benzer onun sıfatlarının güzelliğiyle, Bizleri sakındırdı hayâsızlıktan ve kötülükten,
O ki sözlerinde hikmet olan hak rasüldür, İyilikte, hayırda, takvada nasihat ederdi
O ki değer biçilemez arı bir cevherdir, Ukbâdaki Allah Teâlâ'nın rahmetini müjdeledi bize,
Büyüklüğü olduğundan daha ulu azamete sahipti, Ne güzeldir Nebi'nin bizi uyaran âyetleri,
İncinin düzgün dizilmesi değeri yükseltir, Haberler verir bize zamana bağlı kalmaksızın,
Dizilmemiş olsa dahi, O’nun düşürmez değerini. Ahiret, Âd ve İrem kavimlerinden.
Kaside-i Bürde | 49 50 | Niyâzî-i Mısrî

96
Muhammed'in nuru âyetlerin ışığıdır,
Âyetlerin nurundan kim yararlanırsa kazançlıdır,
93 Ayetlere karşı çıkan bütünüyle hüsrandadır,
Muhammed bize apaçık âyetlerle geldi, Eğer onun incelikleri içinde düşünceye dalarsan,
O âyetler okuyanı Sırat üzerinden geçirdi, Zıtlıktan üstün daha başka ilimler bulursun,
Yüce bil, ateşten esirgeyen âyetleri, Onun belâgatı muhaliflerinin davalarını çürüttü,
Açık mucizeler karşısında herkes aciz kaldı, Namusuna tecavüz etmek isteyeni tepeleyen erkek gibi
Bu mucizeler Allah'ın himayesiyle korundu,
Diğer nebilerin gelmiş mucizeleri devam etmemişken, 97
O’nun tüm mucizeleri bizim için devam etmekte Muhammed'i hasetçilerin söyledikleri etkilemedi,
Apaçık âyetleri Samed’in46 sırlarındandır,
94 Âyetleri sayısız ve sınırsız ilimler içerir,
Muhammed'le hepimiz emniyete kavuştuk, Bu ilimleri müçtehitlerin akılları dahi kavrayamadı,
Bize şüphe olmayan âyetler getirmiştir, O âyetlerin benzerleri geçmiş zamanlarda bile gelmemiştir.
Onları ki şüphe ve tereddütten kurtardı, Onların dalgalar gibi birbirini takip eden manaları vardır,
Âyetlerinde ne çelişki vardır, ne de bir şüphe, Hepsi güzellikte ve değerde inciden de üstündür.
Âyetleri kim okursa huyları güzelleşti,
Âyetleri şüphe bırakmayan muhkemdir. 98
Muhalifler başka bir hâkime muhtaç değildirler. Muhammedî ayetler açıkça anlatmaya devam etmekte,
İçinde ilginç anlamlara şahit olunmaktadır,
95 Gerçekten âyetler gezegenler gibi hidayet nurundan parlamakta
Muhammed olabilecek yalanları yok edip sildi, Şirkin karanlığı kaybolmaktayken,
Şüphe illetine âyetleriyle şifa verdi, Çok yüksek ihsan olduğundan ayetleri övmelisin ,
Ayetlerinde zenginlik, arzular, edep, kazanma vardır Kur'ân âyetlerinin sayılamaz incelikteki manaları,
Yakından daha yakın olmak isteyenlere, Çok okumakla kesinlikle usanç duymazsın,
Acem ve Arap dilcileri aciz kaldı,
Kur'ân'a harp açanlar bir bir boyun eğdiler,
46
En azılı düşmanları ona teslim oldular. Samed: her şey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiç bir şeye
muhtaç olmayan Allah Teâlâ.
Kaside-i Bürde | 51 52 | Niyâzî-i Mısrî

102
Muhammed Hakk’ı bilinmezlikte bırakmadı, tanıttı,
99 Âyetlerin açıklamasını müşkül kılmadı,
Muhammed'i Rahman Rabbi hizmet ettirdi, Âyetlerin derece ve mevkilerini ululuğu onunla bilindi,
Onu bu değerli âyetleriyle ehil kıldı, Onların nurlu yaratılışını mübhem bırakmadı,
O âyetleri Sadık’ın47 dili okuduğunda; Onlar güneş ve dolunay gibi parlak ve mükemmel oldu,
Hakkın ışığından apaçık bir nur onu kaplardı, Adalette Sırat ve Mizan gibidir âyetler,
Ne mutlu o âyetleri okuyana ki Allah Teâlâ onu olgunlaştırır, Adalet beşer için onlardan başkasıyla kâim olamaz.
O âyetleri okuyarak gözleri parlayana, dedim ki;
Zafere kavuştun artık Allah'ın ipini tut. 103
Muhammed her zaman ayetleri insanlara hatırlattı,
100 Gece gündüz tekrarlamaktan vazgeçmedi,
Muhammed rıza ile semanın üst taraflarına yükseldi, O âyetlerin sayılmayacak kadar bereketleri vardır,
Hakk’ın âyetlerinin nuru varlığı aydınlattı, Kim ki kalp48 ve iki göz49 ile onlara baktı,
Ne mutlu bu âyetleri yaşadığı zamanda koruyanlara! Bu âyetleri görmeyenin körlüğü ne şiddetlidir,
Ezberle onları ve ibret al öğütlediklerinden, Hasetçinin inkâra yeltenişi şaşırtmasın seni,
Ey ateşten korkup âyetleri okuyan ve ibret alan kişi! Ki o iyi anladığı hâlde âyetleri bilmezden geldi.50
Eğer cehennem ateşinin hararetinden korkarak okuyorsan,
Onların serin suyuyla Cehennemin hararetini söndürebilirsin 104
Muhammed'in nuru kahramanlar için güneş gibidir,
101 Yazıklar olsun! Zulüm ve bozgunculukla o nuru inkâr edene,
Muhammed'le yaratılışın özellikleri güzelleşti Âyetleri kim inkâr ederse doğru yoldan çıktı,
Kim daha çok yaklaşmayı artırırsa, Onlar ki sonsuza dek cehennemde kaldı,
Her kim isteğinde âyetlerini okuduysa o denli artırdı, Onların aşırılıkları tek ve Samed olan Rabbedir,
O’nu en uzak emellere ulaştırıp, kavuşturdu. Bazen göz hastalanıp güneşin ışığını inkâr etti,
Öyleyse muhafaza et! Ateşi söndürdü âyetlerin ışığı Hastalığından ağız da bazen suyun tadını inkâr eder.
Kur'ân, yüzleri parlatan Kevser havuzu gibidir,
Kapkara yüzlü asiler yıkanmak için geldiler.
48
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem
49
Hz. Hasan, Hz. Hüseyin aleyhimesselâm
50
Niyâzî-i Mısrî, Vani Mehmet Efendiye önceki beyitlerle işaret
47
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem etmektedir.
Kaside-i Bürde | 53 54 | Niyâzî-i Mısrî

107
Muhammed Arapların ve Acemlerin en hayırlısısın,
Ayaküstünde yürüyenlerin en üstünüsün,
O kerem sahibi Cebrail sana gelerek,
Seni erdeme ve kereme kavuşmaya çağırdı,
YEDİNCİ BÖLÜM: "Ey muhterem ve hayırlı kişi! Burak'a bin" diyerek,
RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEMİN MİRACI Mescid-i Harâm'dan Aksâ'ya bir gece vakti gittin,
HAKKINDA Zifiri karanlıklara dolunayın çıktığı gibi.

105 108
Muhammed'e medet Ya Resul sözü senden ulaşır, Muhammed'i melekler kabul için hazırlandılar,
Yüce makamına el açan kul muradına erer, Allah sana ikramda bulunmak için çağırdığında,
Ey hoşgörüsünü cömertlik denizlerinin anlattığı kişi! Sen Mekke'den Kudüs'e olan mesafeyi kat ettin,
Ondan şefaat bekler onu isteyen, Azametini görmeleri için rasüllere namaz kıldırdın
İsteyenlere o şefaatini bolca verecektir, Ve sonra yükseldin gökteki ayetleri görmek için,
Hacet sahipleri develerle yerde iz bırakır, Yükseldikçe yükseldin bir menzile ulaşana kadar ki,
Koşarak kapısına yöneldiği kimselerin en efdali! Oraya ne kim erişilebilir ne de kimsenin erişmesi düşünülebilir

106 109
Muhammed beşerin ve meleklerin en faziletlisidir, Muhammed yedi kat göklere yükseldi,
O, taştan hususi selam alan kişidir, Göklerin en yüksek mertebesine ulaştın,
Kuru hurma kütüğünün kökü O’na ağlar, Melekler cemaati Seninle mutlu oldular,
Onun üstünlükleri surelerde anlatılandır, Apaçık bir dille sana "Hoş geldin!"dediler
O sabredenlerin nihai gayesidir, Sen makamınla enbiyânın en önündesin,
Ey ibretle bakana en büyük delil olan, Resul! O gece bütün enbiya seni öne geçirdiler,
Ganimet toplayana büyük nimet olan! Rasüller hizmetçinin efendisine takdimi gibiydiler
Kaside-i Bürde | 55 56 | Niyâzî-i Mısrî

110 113
Muhammed! Bütün rasüller topluluğunun sultanısın, Muhammed meleklerin ve insanların efendisidir,
Ebedi makamınla en önde oldun, Ey bedevilerin ve medeni insanların en şereflisi!
Hepsi sana yaklaşabilmek için sana uydular, Sen seçilmişliğin tüm alametlerine kavuştun,
Nübüvvet yolunda seni imam kıldılar, İnsanlara iyilik ve güvenlik getirdin,
Senden şefaat istediler gözleri perdeli olduğundan, Mevlân sana bütün hayırları ve haberi verdi,
Yedi kat gökleri yarıp gittin, Gözlerden ırak bir vuslata erişmen için davet edildin,
Nebiler topluluğunun bayraktarı idin. Nice gözlerden saklanmış sırlara kavuşman için

111 114
Muhammed ufukların doruğuna yükseldi, Muhammed! Senin göklere yükselişin devam etmektedir,
Çalışma ve gayretle ulaşılmayan mekânlara ulaştı, sen gerçekten kulluğunla feleklere üstün oldun,
Ey insanların ve toplumların pak Mustafa’sı! Ey nebilerin sonu ve en üstün sultan!
Ey yaratılışı ve ahlâkı en güzel olan! Allah seni seçti bilinmeyecek bir sırrı ile,
Ufukta kayboluncaya dek yükselişini sürdürdün, Her sıkıntında Hak’tan ihsana erdin,
Öyle ki Allah Teâlâ’ya yaklaşıp yarışanlara yer bırakmadın, Ortakların olmaksızın elde ettin sen bütün övgüleri,
İleriye geçilecek bir yer mesafede kalmadı Bütün makamları tek başına geçtin.

112 115
Muhammed Allah dışında her varlıkla kalb-i bağını kesti, Muhammed! Senindir hem övünmek ve hem de nesep.
O bütün yaratılmışların arasından seçildi, Tüm yaratılmışlara erdem ve edepte üstündesin,
Ey gönlümün ondan başkasını istemediği kişi! Yorulmadan sevap kazanmayı sağladın bize,
Ondan başka herkesten uzaklaştı kalbim, Elli vaktin yerine bedel beş vakti getirdin,
Allah bütün yaratılmışlar arasından seni seçti, Karşılığında farzlardan, Ey en üstün Nebi!
Makamına bakılınca bütün makamlar aşağıda kaldı, Sana verilen rütbelerin değeri büyüktür,
Çağrılınca doruklardaki bayrak gibi yalnız kaldın Sana bahşedilen nimetlerin idraki zordur.
Kaside-i Bürde | 57

116
Muhammed! Allah iki dünyada seninle güzelleştirdi bizi,
Ayetlerin nurunu idrak etmek için ehil kıldı,
Allah Mustafa'yla bizi diğer ümmetlere faziletli kıldı,
Onunla bizi İslam ümmetine ulaştırdı,
Yardımı ve başarısıyla Allah mükemmel eyledi bizi,
Ey Müslümanlar bize müjdeler olsun ki!
Allah Teâlâ bize yıkılmayacak bir din lütfetti.

117
Muhammed'in şefaatini ümit etmekteyiz,
Çünkü biz Onun davet kıldığı cemaatindeniz,
Bize risaletinden hediyeler sundu,
Yardımıyla yaratılanların en hayırlısı olduk,
Kıyamet günü, kazananların arasında oluruz,
Bizi kulluğa davet edeni Allah çağırdığında,
“O en aziz rasüldür” diye, bizi ümmetlerin en üstünü kıldı.
60 | Niyâzî-i Mısrî

120
Muhammed zafer kazandı Müslümanlarla birlikte,
Bütün düşmanları onunla savaşmak istemişti,
Bir müşrik sağ olarak kurtulunca onun kılıcına takıldı,
Pek çoğunun öldüğü görüldü onun eliyle,
Savaş alanından kaçanın üstüne dünya dar oldu,
Müşrikler öyle istemişlerdi ki kaçıp kurtulmayı,
Kartal ve akbabaların yakaladığı leşlere gıpta ettiler.

SEKİZİNCİ BÖLÜM: 121


RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEMİN CÎHADI Muhammed zafer kılıcıyla düşmanları dağıttı,
HAKKINDA Savaşın düşmanlara çok sıkıntı verirdi,
İmanlı cemaatin kahramanlığı ortaya çıktığında;
118 Uzun süre feleğin çarkında ezildiler,
Muhammed açık bir çağrıyla geldi, Bu sapkınlar güruhu musibetlerin şiddetlisini gördü,
Öncekileri getirdiği şeriatı ortadan kaldırdı, Günler geldi geçti de düşmanlar onların sayısını bilemedi,
Ne mutlu onun ümmetinin yolunda olanlara, Haram ayların51 geceleri gelmedikçe.
Ne mutlu onu görünce yanına koşanlara,
O gönderililiğinde insanları dinine davet etti, 122
O nübüvvetiyle gelişinde düşmanların kalbine korku saldı Muhammed kâfirlerin rahatını yorgunlukla değiştirdi,
Kendi hâlinde otlayan koyunları Aslan sesinin titretişi gibi. Onların güzelliklerini çirkinliğe çevirdi,
Savaş onların çığlıklarını artırdı,
119 Yara ve berelere bürüdü onları
Muhammed müşrikleri ve iftiracıları çağırdı, Müşrikler zorla müminlere yerlerini bıraktı,
Ateşten ve cehennemin derinliklerinden kurtuluşa, Din düşmanlarının sahasına giren bir misafir gibiydi
Onları her şeyin sahibi Allah'ı birlemeye davet etti, Bütün taraftarlarıyla onların etlerini yemek istedi.
Oysa O’na ortak koşarak onlar müşrik oldu,
Uzlaşana kadar kılıcı şirk toplumundan çekmedi
Her savaşta düşmanlarının karşısına çıktı. 51
İslam'dan önce Arapların birbirleriyle savaşmayı haram saydıkları,
Ta ki onlar çengeldeki et gibi oluncaya kadar. Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarıdır.
Kaside-i Bürde | 61 62 | Niyâzî-i Mısrî

123 126
Muhammed mücadeleye kahramanlarıyla geldi, Muhammed ashabıyla birlikte savaştı daima,
Müşriklerin üzüntüden yüzleri sertelip donuklaştı , Hep ondan yana olmuş, zafer yazılmıştı,
Onların atları düşmanların kanında yüzdü, Parlak kılıçlar ve kara mızraklar üzerinde başlıkları vardı,
Müşriklerin yurdundan kadınların ağlayışları duyulurdu, Ashabı şek ve şüpheden korunmuştu,
Onlara asil askerleriyle geldiğinde, Yüksek mertebede şeref elbisesini giymişlerdi,
Küheylanlar üzerinde bir asker deryasını düşmana saldı, Hayırlı baba ve kocalar sayesinde düşmanlardan korunmuştur,
Ok atan kahramanlarını düşmanların üzerine dalga dalga attı. İslam milleti ne yetim kalmış ne de dul olmuştur.

124 127
Muhammed mertebesiyle tüm rasüllere üstün gelir, Muhammed savaşta müşriklere karşı durdu,
Allah'ın dinine Arap ve Acemlerin cümlesini davet eder, Ashabıyla birlikte müşrikleri korkuttu,
Arşın Rabbine yemin olsun savaştan kurtuluş yoktur, Müslümanlarla savaşmayanlar selamete erdiler,
Kim ki Hakk’a dair şüphe ve yalanında inat ederse, Ulu Rahmanın onlara merhameti devamlıydı,
Ona yalnızca pak soylu bir nebi kucak açabilir, Onlara düşmanlıkta ısrar edenler helak oldu,
Hakkın rızası için Hakka koşan yiğitler, Sanki dağlar gibidirler, savaştıklarında sor onları,
Küfrü kökünden sökmek için hücum ederler. Onların elinden her savaşta neler çektiler.

125 128
Muhammed insanlara sevilecek şeyleri getirdi, Muhammed'in yaratılışının insanlar arasında benzeri olmadı,
Her şey Rasülün muradını bekledikleri için O’na uydu, Kim ona inandıysa doğruyu buldu,
Çıkar için değil onun hoşnutluğu için katlandılar zorluklara, Allah'ın melekleri onlara devamlı yardım etti,
Onun dini zail olmayıp yükselmeye devam etmektedir, Savaşlarda onun düşmanlarına karşı oldular,
İhlâsla dinini korumaya çalışmaktalar, Benim dediklerime inanamıyorsan,
Öyle ki Müslümanlar ayrı kaldıkları İslam’a Huneyn'e, Bedr'e ve Uhud'a sor!..
Gurbette yalnızlıktan akrabalarına kavuşanlar gibi. O devirler onlara vebadan daha kötüydü.
Kaside-i Bürde | 63 64 | Niyâzî-i Mısrî

129
Muhammed'in ashabı savaşa başlayınca,
Seçilmiş topluluk düşmanlarını kovdular,
Başarısız oldu düşmanları ne kadar savaşmak isteseler de,
Ashabı müşriklerin yaktıkları düşmanlık ateşini söndürdü, 132
Düşmanın azılıları kükrediklerinde karşı koydular, Muhammed Kur'ân'da ashabının anıldığı yerleri okurdu,
Beyaz kılıçları kırmızıya boyadılar göğüslerinden sokarak Allah ashabının şükründen razı oldu,
Ve düşmanların sarkan saçlarla siyahlaşmış ense köklerine, Allah'ın zaferle şereflendirdiği aslanlardır,
Onlar ki mızrak ve kılıçlarla yurtlarını koruyanlar,
130 Tekrar tekrar onları kendime övsem de, onları bana yâd et,
Muhammed ve din savaşçıları çıktıklarında, Zafer rüzgârları sana onların kokularını sunar,
Kâfir şehirlerine, topluluklar helak oldu, Her mücahidi kılıfından açılmamış goncagüller sanırsın.
Düşmanların delindi mızraklarla vücut perdeleri,
Hint kılıçlarıyla parçalandı kâfirlerin yüzleri, 133
Kılıç sallayan ashabı kanları fışkırttılar, Muhammed ve ashabı necip insanlardır,
Onlardır Hatt 52oklarıyla yazı yazan mücahitler, Arap ve Acem de onlar gibi bulamazsın,
Kalemleri düşman vücutlarında noktasız yer bırakmamıştır. Allah onlara zafer ve galibiyet verdi,
Onlardan düşmanların her birine bir musibet uğradı,
131 İlginç şeyler fark edersin gördüğünde onları,
Muhammed ashabının ruhu ve sevgilisidir, , Onlar atlarının sırtında tepelerdeki sağlam ağaçlar gibi,
Hiçbir şey sahabelerini aciz bırakmadı savaşta, Eğeri sıkı bağlanmasından değil, azimli olmalarındandır
İslam'ın zaferine engel olunamazdı,
Ölüm ve düşman korkusu onları acze asla düşürmedi, 134
Onlar hallerini yücelten ve öne çıkaran sıfatlara maliktirler, Muhammed savaşta denizler gibi dalgalanır,
Silahla kuşandıklarında simaları farklıdır, Atlarının üzerinde askerleri dağılmadan bir aradadır
Gülün palamut ağacından farklı olduğu gibi. Mustafa’nın orduları topluca yürüdüğünde,
Onları gören düşmanların gözlerine uyku girmez oldu,
Onların naralarından dolayı savaşçılar düşüp bayıldı,
52
Hatt: Bahreyn ve Umman'da birkaç kasaba ve köyün adıdır. Hindis- Mücahitlerin korkusundan kâfirlerin ödleri koptu,
tan'dan getirilen oklar bu liman kasabalarında pazarlandığı için kasaba- Aslanlarla kuzuyu birbirinden ayırt edemez oldular.
nın adıyla anılırdı.
Kaside-i Bürde | 65 66 | Niyâzî-i Mısrî

135
Muhammed yaratılmışların en şereflisi ve en hayırlısıdır,
O’nun zümresi müşrikler birliğini dağıtmıştır,
Her askeri saldırdığında akseder kılıç yüzüne,
Yükselen dolunay gibidir her biri,
Allah’a yemin olsun ki ashabı zafer kazandı,
Kimin Rasûlüllah olursa yardım edeni,
Ormanda karşılaştığı Aslan bile ondan korkar.

136 138
Muhammed insanların ve meleklerin en üstünüdür, Muhammed hakikatte son rasül olarak geldi,
Müjdeleyici, uyarıcı ve zarardan kurtarıcıdır, Onun dini diğer dinleri kaldırıp hükümsüz kıldı,
Zafer kazanmayan yoktur ona dost olanlardan, Onun kitabı hilekârları aciz bıraktı,
Düşmanlarından yenilmeyeni kalmamıştır, O kitaba karşı koyan insanların en kötüsü oldu,
Herkes nasibine düşeni almıştır, O kitaba karşı koyana de ki sen bir kavga içindesin,
Göremezsin onun yardımıyla bir dostu ki zafer kazanmayan, Allah'ın kelamı nice mücadele edenleri yere serdi,
Tek bir düşman hezimete uğramamış. Nice azılı düşmanı kendileriyle mağlup etti.

137 139
Muhammed canıdır kıblesine namaza duranın, Muhammed apaçık delillerin sahibidir,
O kişi zilletinden sonra aziz olur, Kur'ân âyetlerinin mucizeleri meşhurdur,
O büyük hataları affedendir, Vallahi o mucizelerin ortaya çıkmadığı bir gün bile yoktur,
Merhametiyle, elleriyle ve faziletiyle, Seçildiği gibi mucizeler başkalarını âciz bıraktı,
Mustafa ümmeti onun dostluğunu kazandılar, Güzellik, ilim ve edep seçkinliği onun vasıflarıdır,
Ümmetini dinin sağlam sığınağına yerleştirdi, Yetmez mi sana ümmî iken ilim sahibi olması mucizesi,
Yavrularıyla ormana inen aslanlar gibi. Cahiliyette yetim olduğunda edepli olması da.
68 | Niyâzî-i Mısrî

142
Muhammed üzüntüsünü ve nedametini gösterdi
Kalbe ömrü gelip geçti diye,
Bana layıktır yorgun gözlerimden kan boşalsa bile,
DOKUZUNCU BÖLÜM: Vücudum zayıf düşse ve ölsem aşırı sevgimden,
ALLAH TEÂLÂ’DAN MAĞFİRET VE RASÛLÜLLAH SALLALLÂHÜ İhtiyarlığımı ve gençliğimi boş yere geçirdim,
ALEYHİ VE SELLEMDEN ŞEFAAT DİLEME HAKKINDA Her iki çağımda çocukça ben kötülüklere uydum,
Günah ve pişmanlıktan başka bir şey elime geçmedi.
140
Muhammed'in Medine'sine kalbim meylettiğinde, 143
Ruhum sevinçle doldu onu arzulamakla, Muhammed dünyanın güzelliğine bakmadı,
Zaman ona yaklaşmama engel olsada, Onun yapılarına kalbi meyletmedi,
Rasûlüllahın geldiği bir mescidi ne zaman görsem, Yazıklar olsun! Dünya kötülüklerine devam eden kişiye,
Günahımın çokluğundan dolayı ondan af dilenirim, Sabah akşam cahilliğinde kalana,
bu methiye ile hizmette bulundum, Şaşkınlığından ahireti bırakıp dünyayı satın alana,
Şiir ve hizmetle geçen ömrümdeki günahlardan affımı ümit Ey yaptığı ticarette zarar eden nefis!
ederim. Dünyaya karşılık dini almadın, tevessülün de olmadı.

141 144
Muhammed'in sevgisini istemekte ruhum, Muhammed dünya karşılığında ahireti aldı,
Benim kalbim şiirden ve hizmetten daraldı, Kim Mustafayı indirdiğine tam inanırsa,
Şairler başıboş dolaşır vadilerde, Gaflet boşluğuna bırakılmaz kalbi,
Bu işten ancak ondan sakınanlar kurtulur, Gönlü boş şeylerle gurur duymadı,
Şiir ve hizmet ile geçti vaktimin çoğu, Ahiret yaşantısını dünya karşılığında kim satın alırsa,
Bunların neticesinde korkulan gerdanlığı boynuma taktı, Kim ahiretini dünyaya satarsa,
Bunlarla ben sanki kurbanlık bir deve gibiyim. Bu alışverişte açıkça zarar etmiş olur.
Kaside-i Bürde | 69 70 | Niyâzî-i Mısrî

145 148
Muhammedî lütuf deryasının sonu yoktur, Muhammed'in merhametini beklemekteyim her daim,
Gençliğimde bütün lezzetleri yaşamışsam da, O ihsanlarda bulunur durmaksızın,
Bu değiş tokuşta yanılmış aldanmışım, Onu övdüm iyiliklerine erişeyim diye hakikaten,
Meğer gizli cevherimi dünyaya satmışım, Onu övmek için şiir yazan süslenir,
Fakat yine de dualarla bu sıkıntıdan kurtuldum, Cürmünü itiraf edene merhametlidir,
Günah işlesem de bozulmaz ahdim, Haşa, kendisinden medet umanı ne boş çevirir,
Nebi’den manevî bağım kesilmedi. Ne de O’na sığınan komşuyu mahrum etmez.

146 149
Muhammed günahlarım için af diledi, Muhammedi kim överse şahsına ihsanlarda bulunur,
Ben de af diledim, günahlarım ve isyanlarım için, Onu övme uğruna azaları zayıf düşen kazanır,
Onu övmekle benim mertebem yükseldi, Benim günahım sayılamayacak kadar çoktur,
Ahretimin korkusundan dolayı ondan aman diliyorum, Ancak yaratılanlar şefaatçisi silmek ister kusurları,
Onun şefaatiyle affedilenlerden olurum, Doğduğumdan beri onu kalbim sezmektedir,
İsmi Muhammed olduğu için benim bir ahdim vardır Düşüncelerimi onun methine tahsis ettiğimden beri,
Zira yaratılanların arasında ahde en vefalı olandır. Buldum kurtuluş için hamilerin en efdalini

147 150
Muhammed yarın yardım isteyeceğim kişidir, Muhammed'in mucizeleri göründü yaratılmışlar içinde,
O benim gerçek efendim ve inandığımdır, Şüpheler yok oldu ve hakikatin güneşi yükseldi,
O’dur doğru yola çağıranların en faziletlisidir, Hasan ile Hüseyin'in risaletleri şahitlerle ortaya çıktı,
O’nun iyiliklerinin sayısı sayılmayacak kadardır, Sabit oldu onlar hakkındaki âyetlerin delilleri,
Övüncüm yardımcım kurtarıcım efendim ve senedimdir, Bir kul olarak onları sevdi ruhum,
Eğer kıyamet günü tutmaz ise benim elimi, Muhtaç olanı asla eli boş çevirmezdi,
Bana de ki: Ey ayağı kaymış adam, vay senin hâline! Zira yağmur yüksek tepelerde çiçekler bitirdi.
Kaside-i Bürde | 71

151
Muhammed'i, Ahmed'i metheden kelimeler tatlandı,
Onu öven sözler yücelip paklandı,
Ey rasüllerin efendisi nefsim seni arzuladı,
Çünkü vaat edildi nefsime cennetten bahçeler,
Zayıf düşen nefsim hoşnut olur o bahçelerle,
Methimle dünya malını, süsünü istemedim,
Herem'i53 övmesi üzerine Zuheyr'in54 topladığı gibi.

53
Herem b. Sinân: Cahiliye döneminde cömertliğiyle meşhur bir Arap
kralıdır.
54
Zuheyr b. Ebî Sulmâ: Cahiliye döneminde Muallaka şairlerinden
birisidir.
74 | Niyâzî-i Mısrî

154
Muhammed! Sıkıntılardan şikâyet etmekte nefsim,
Sevinç ve huzur ummaktadır ondan,
Ey cennete giren ve onun güzel çiçeklerini koklayan,
Gözlerimi cennette seni görmeye ve rahatlamaya ulaştır
Yardımınla defet sıkıntılarını ahiretin,
ONUNCU BÖLÜM: Şüphesiz dünya ve ahiret senin cömertliğindendir,
MÜNÂCÂAT VE İHTİYAÇLARI ARZ ETME HAKKINDA Levh-i Mahfuz ve ilm-i kalem senin ilimlerindendir.

152 155
Muhammed kendisinden yardım isteyenin efendisidir, Muhammed'den hiçbir zaman ümitler kesilmedi,
Kıyamet gününde onun şefaatçisi olurda, Onun bana yaptığı umut binalarım yıkılmadı,
Ey ahirette cehennemden kurtulmak isteyene yardım eden, Bugün bütün yaratılanlar benim günahlarımı öğrendiler,
Cennette mutlu yaşar senden yardım isteyen kişi, Nefsim iyiliği ve doğru yolu bulamadı,
Amacına ulaşarak Na'îm cennetini kazanır, Şefaat et ona ki; Ey umudum! Pişman oldum,
Ey yaratılmışların en hayırlısı senden başka kimim var, Ey nefis büyük günahlarından dolayı umudunu koparma,
Benim ölüm gelip çattığında sığınabileceğim. Allah'ın affediciliğinde büyük günahlar küçük günahtır.

153 156
Muhammed sen sığınağısın sıkıntıya düşenlerin, Muhammed affını genişliğini nefislere öğretti,
Sensin ateşte azap içinde olanların şefaatçisi, Doğru yolu bulmasını ve Allah da ona bağışladı,
Methetmek için tesbi yazan kusurlu günahkâr Mısrî'ye karşı, Pek çok nefis günahkâr olurken Allah onları korudu,
Cömert olursan, Ey cömertlik ve şeref sahibi! Allah’tan umulur ki onlara inayetiyle ikram etti
Ateşte odun gibi yakılırsam bana şefaatçi olursan, Korku nefsimi helak ettiğinde ben dedim ki:
Bana şefaat etmekle makamına noksanlık gelmez Umulur ki Rabbim paylaştırırken rahmetini,
Kerim olan Allah Müntakim ismiyle tecelli edince. Bu taksimde günah miktarınca olur rahmeti.
Kaside-i Bürde | 75 76 | Niyâzî-i Mısrî

157
Muhammed'dir her günahkâr kulun şefaatçisi, 160
Hataya düşmüşlerin, eğlenceye dalmışların bile, Muhammed'e, bütün resullere ve torunlarına,
Ey ihsan eden! Günahı bırakamayan kula merhamet et, Selam olsun onlara bağlı olan Hasan ile Hüseyin'e,
Senden iflas ettiğinde zenginlik ister, Sonra en sonuncu olan Mehdî'ye,
Kazanmayı arzular Cenneti ve Cebrail'i İmamların görevlerini yerine getiren en hayırlı imama 55,
Ya Rabbi huzurunda ümidimi zannımı boşa çıkarma, Nebilere ve onlara inananların cümlesine,
Hesabımı da noksan eyleme. Âli’ne, ashabına ve onlara tabi olanların üzerine,
Muttakilere, temizlere, halimlere ve cömertlere
158 (salâtlar yağmur gibi aksın)
Muhammed! Sen yükselttin herkesin mertebesini,
Herkese verdin kavuşmak istediği emeli, 161
Şanına hürmet zelil olan kula merhamet eyle, Muhammed ve bütün âli soyludur,
O kul korkmaktadır işlediği günahlardan, Ashabı ile tabiîn üzerine düşeni yapmıştırlar,
Sen yükselt, cennet odalarında onun yerini, Güzel kokulu selamlarla benim nefsimi temizle,
Kuluna dünya ve ahrette lütfünle davran, Nebinin kokusundan gelen ve çoğalan selamı ulaştır,
Çünkü onun korkularla bozulan bir sabrı vardır. Efendiler ve dervişler hakkı için rasüle
Saba rüzgârı Ban ağacının dallarını salladıkça Salât olsun,
159 Deveci nameleriyle boz develeri coşturdukça Salât olsun.
Muhammed dilemişti ümmeti için en güzel sonucu,
Lütuf denizlerinden kuşatıcı merhameti de istedi, Niyâzî-i Mısrî
Ve ümmetinin her günahtan da bağışlanmasını, kaddese’llâhü sırrah’ül azîz
Senden gelecek olanı cömertçe ver çeşitli inayetleri,
Sana salâtın feyzinden bolca ihsan et bize,
Allah'ım salât bulutlarına izin ver de;
Sağanak sağanak boşalsınlar Nebinin üzerine. 55
Niyâzî-i Mısrî kaddese’llâhü sırrah’ül azîz
Kaside-i Bürde | 77 78 | Niyâzî-i Mısrî

Kaynakça
ATEŞ Süleyman İrfan Sofraları Niyazîi Mısrî [Kitap]. - Ankara :
[s.n.], 1971.
HARMAN Ömer Faruk ABİDİN Paşa Kaside-i Bürde Tercümesi
ve Şerhi [Kitap]. - İstanbul : Kalem, 2004.
YILDIZ Musa Niyâzî-i Mısrî Kaside-i Bürde Tesbîi [Kitap]. -
İstanbul : Elif, 2007.

İçindekiler
ON ALTINCI SOFRA .................................................................. 5
Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Selleme Âşık Olma Hakkında .... 9
Nefsin İsteklerine Karşı Çıkma Hakkında ................................. 15
Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Selleme Övgü Hakkında ......... 23
Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellemin Doğumu Hakkında ... 35
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin mucizeleri hakkında .. 41
Kur'ân-I Kerimin Faziletleri Hakkında ...................................... 47
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin miracı hakkında......... 53
Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellemin Cîhadı Hakkında ....... 59
Allah Teâlâ’dan Mağfiret ve Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve
Sellemden Şefaat Dileme Hakkında......................................... 67
Münâcât Ve İhtiyaçları Arz Etme Hakkında .............................. 73

You might also like