Professional Documents
Culture Documents
Kaya R e s m i ve G ö s t e r g e b i l i m
M ih a ly H o p p â l
©DO
YAPI KREDİ YAYINLARI
M ihaly Hoppâl I9 4 2 'd e eski Macaristan topraklarında olup b ugün Slovakya nın doğusuna düşen
Kassa şehrinde doğdu Budapeşte Eötvös Lorând Üniversitesi Edebiyat Fakültesi nın Halkbilimi,
Müzecilik, Macaı Dılı ve Edebiyatı bölümlerinde öğrenim gordu ( 1 9 6 1 - 1 9 6 6 ) 1 9 6 7 'd e Macar Bi
limler Akademisi ndc ış hayatına haşladı 1972 de doktor unvanını alıp 1 9 90 'd a aynı üniversitenin
Halkbilimi B ölü m ü ne doçent olarak atandı Finlandiya da bilimsel araştırmalarını sürdürdükleri
sonra 1 9 9 8 de Avrupa Folklor Enstitüsü müdürlüğüne seçildi 2 0 0 3 'te Macar Bilimler Akademisi
Halkbilimi Araştırmaları M c ık e z î’m n başkanlığına geçti 2 0 0 6 yılında profesör oldu Macar h a l k
bilimi, etnik gelenekler, köylü toplumlarda kültürel kimlik, Asya ve Avrupa da inanç sistemleri
konularında bir kısmı U N E S C O tarafından da desteklenen çalışmalara imza attı 1 9 7 1 - 2 0 1 0 yılları
arasında Ingılteıc, Almanya, Fransa, İsveç, İtalya, Norveç, Finlandiya, Estonya, D anim arka Po
lonya, Rusya, Çıtı ve Japonya da çeşitli üniversitelerde dersler verdi Belgesel filmlerde görev aldı
S h am an -Jou n ıal o f the International Society j o ı SJuııritmısfıc R esea n h , T thn ologu a U rahca. S zem ıotıkaı
Tanulmûnyok ve Folhlûr Archtvum gibi dergilere editörlük yapmasının yanısıra özellikle Ş a m a n iz m
\e dinler tarihi alanlarında yayımlanmış çok sayıda kitabı makalesi ve belgesel filmleri b u lu n
maktadır Şaıııanlık ve şaman kulluru alanında Fınceden Japoncaya kadar geniş bir dil yelpaze
sinde araştırmalarını surdürmektedu Kendisi aynı zamanda Macar Flalkbılımı Film Jurısı b a ş
kanlığı Halk Hekimliği Araştırmaları Kuıumu başsckreterlığı, Macar Bilim Akademisi Uralısıık
Kompleks ve Macar Bilim Akademisi Semıyotık Araştırmaları üyeliği, Macar U N E b C O Jurtsı Kül
türel Araştırma Topluluğu başkanlığı gibi görevleri de sürdürmektedir
Başlıca e s erleri: Studies on Sham anism (Şamanizm Üzerine Araştırmalar, 1992), Studies on M ytho
logy and Uralıc Shamanism (Mıtolo)i ve Ural Şamanizmı Üzerine Araştırmalar, 2 0 0 0 ) . Sûm dnok
T urdzuaban (Avrasya'da Şamanlar, 20 05), S ham an s an d Traditions (Şamanlar ve Gelenekler, 2 0 0 7 )
Sham anic Songs and N arratives a s /ntungıble H eritage o f M ankind (insanlığın Somut Olmayan Mirası
Olarak Şamanık Şarkılar ve Anlatılar, 2 0 0 8 ) , Uralıc M ythologies an d S ham an s (Ural Mitolojisi ve
Şamanlar, 2010), Sdmanofe Vıldga (Samanların Dünyası, 2010)
Ba şlıca B elg eselleri S am an ok nyom âban (Şaıııanların izinde, 1975, Belgeler ve senaryo Mihaly
Hoppal, Yönetmen Racz Gabor), Pusztafalu ligy m agyar falu 1939-bcn es 1979-ben ( 1 9 3 9 ve 19 79
Yılları Arasında Bıı Macar Köyü, 1979, 3 Bolum Halk Bilimi Danışmanı Mihaly Hoppâl, Y ö
netmen Istvan Szakaly), A sam an E uıazsıaban (Şamanlar Avrasya'da, 1 9 8 5 - 8 8 , Yazan ve yöneten
Mihaly Hoppal ve Marcell Jankovıcs), Sam anızm us. regen es m a (Şamanizm D ün ve Buğun, 1 9 9 4 ,
Yazan ve yöneten Mihaly Hoppal, Montaj Kovacs Bela)
Fatilı Sel 199 0 yılında Bursa’da doğdu 201 İ de Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları
bölümünden mezun oldu Şu anda İstanbul Şehir üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölüm ünde
yüksek lisans eğitimine devam etmektedir
M ihaly H op p a l )n
Y K Y ’d ek i es e r le r i
A v ra sy a ’d a Ş a m a n la r ( 2 0 1 2 )
MIHÂLY HOPPÂL
Şamanlar ve Semboller
Kaya Resmi ve Göstergebilim
Çeviren
Fatih Sel
OQO
YAPI KREDİ YAYINLARI
Yapı Kredi Y a yın ları - 4 3 8 4
Sa n a t - 211
Ş a m a n la r ve S e m b o lle r - K ay a R e sm i v e G ö s te rg e b ilim / M ih â ly H o p p âl
Ö zg ü n adı S h a m a n s an d S y m b o ls - P r e h is to r y o f S e m io lic s in R o c k A rt
K itap e d itö rü D a rm in H a d z ib e g o v iç
Ç e v ire n F a tih Sel
D ü zelti F iliz Ö z k a n
K a p ak t a s a r ım ı N a h id e D ikel
Sayfa t a s a rım ı M eh m et U lu se l
G r a fik u y g u la m a İ lk n u r Efe
B a s k ı M as M a t b a a c ı l ık S a n a y i ve T i c a r e t A Ş.
H a m ıd ıy e M ah S o ğ u k s u Cad No 3 K a g t t h a n e - I s t a n b u l
Telefon ( 0 2 1 2 ) 2 9 4 10 0 0 e - p o s t a ı n f o @ m a s m a t c o m ır
S e r t if i k a N o 1 2 0 5 5
Teşekkür • 105
Kaynakça • 107
Resim Kaynakçası • 135
Torunlarım Á kos, Magor, Abel, B en edek ve M arcelle
TÜRKÇE BASKIYA ONSOZ
gım ız sorusu ayrı bir önem laSÇ hol kullam m ının çeşitli halk ve medeni-
kullam m m a nasıl vardıkları, se soruları da gittikçe daha ilginç
vetler bağlamında nasıl gehşiıg- V°lundaK
buluyorum.
Budapeşte, Nisan 2015
Mihâly Hoppâl
ONSOZ
Gü nümüzde Şamanizm bir araştırma konusu olarak (hatta bazı New Age
gruplar arasında bir kentsel pratik olarak da) oldukça popüler hale geldi.
Ş a m a n iz m ’in kökenlerine dair teorilerin sunulduğu çok sayıda yeni kitap ya
yımlandı. Bu teorilerden bırı de mağara/kaya resminin, iarih öncesi çağlarda
Ş aman izm'in varlığı konusunda açık bir kanıt sağladığı iddiasındadır. Son
zamanlarda, Şama nizm'in sözde ilkel ve evrenselci formlarına ve kayalardaki
imgelerin sanatsal değerlerine dair eleştiriler de giderek artmaktadır. Goster-
gebılimsel bir anlayışa göre, Sibirya kaya oymalarındaki figürler temel gös
tergeler vc basit semboller olarak yorumlanabilir. Bu gösterge/sembol üretim
faaliyetleri, belirgin biçimde evrensel şamanik olguların kanıtı olarak değil,
belli doğal ve sosyal ilişkilerin bilişsel modellemesınin oldukça erken temsil
leri olarak görülebilir.
Giriş yapmak amacıyla şu alıntıyı paylaşayım: “Ş am an ve antropolog, ger
çekliğin kavranması ve düzenlenmesinin kültürel araçları olan sembollerin
yorumlayıcısı olma statüsüne sahiptir. Göstergenin ve gösterme işlevinin
çoklu anlamlarının yorumlayıcıları olarak, sembollerin - d i n i , tıbbi, sosyal
ve e k o n o m i k - sistem örüntülerini üretme ve üsluplaştırma işlevi yüklenerek
bütüne katılmasında da rol oynarlar. Bu sebeple, yapılar üreten bir kuvvetin
önemli vektörleridirler...” (Romanuccı-Ross 1989: 35).
Bu kitap, yazarının onlarca yıllık araştırmalarının bir sonucudur. Sibirya
kaya çizimleriyle ilgilenmeye ilk. olarak yetmişlerde, A. P. Okladnikov ve A.
I. Martin ov’un, Macarcada on yıl sonra yayımlanan eserleriyle tanıştığım za
man larda başlamıştım (Okladnikov - Martinov 1 9 72 , 1983). Yetmişlerde esas
olarak göstergebilim ve ikili karşıtlıklar yardımıyla mitolojik sistemlerin ya
pılarını anlamaya çalıştığım karşılaştırmalı çalışmalar yaptım (Hoppâl, 1975,
1979, 1 9 8 3, 1 99 2 , 1993, 2 0 0 3 ) . Kaya çızımlerine olan ilgimin, bu gizemli
eserlerin - v e muhteşem kaya resimlerinin (Clottes - Lewis-Williams 1 9 9 6 ,
1 9 9 8 , 2 0 0 1 ) - insanlığın bilinçli sanatsal faaliyetlerinin ilk sonuçları olması
ve bazı yönlerden ş a m a n la r m eserleriyle bağlantılı olması pek muhtemel ol
duğundan, daha ço k son yirm i yıl içinde arttığını kabul etm em gerek.
Şüphesiz bu bağlantıları reddedenler de vardır ve biz de on ların görüş
lerine atıfta bulunacağız, a n ca k her görüş, makale, kitap veya çalışmaya de
ğ i n m e m i z de elbette m ü m k ü n değildir. Beliren sorulara dair yeni analizlere
vermiş olduğumuz kaynakçayla katkıda bulunmaya çalışacağız.
12 Şamanlar ve Semboller
Yirm inci yüzyılın son çeyreği boyunca kaya resmi üzerine yapılan araştır
malara karşı giderek artan bir ilgi vardı. Avrupa tarihöncesi sanatının en er
ken temsillerinin genel taslakları mevcuttur (Kühn 1952, Laming-Emperaire
1959, Leroi-Gourhan 1964, 1965, 1982). Şam an izm ’i sanatın başlangıcına
bağlama çabaları olmuş (Şommel 1967a, 1967b), buna ek olarak medeniyet ile
sanatın kökenlerine dair araştırmalarda (Marshack 1972, 1979, 1991, 1997,
Sher 1 9 9 8 , 2 0 0 0 , Martinov 1991, Stolyar 1978) din ve Şam anizm (Metraux
1 9 4 9 ) birbirleriyle ilintilendirilmiştir.
Herhangi bir genelleme yapabilmek ve yeni teoriler inşa edebilmek için
daha fazla veriye ihtiyaç olduğu açıktır (Anati 1980, 1989, 1997, Drossier
1 980 , Sher 1980). Yalnız kaya resmine dair değil, erken dönem insanları
nın “d in i” dünyalarına, onları çevreleyen doğa ve kozmos ile olan ilişkilerine
(Hadingham 1984, Tcdlock D. 1995) dair de yeni verilere ihtiyaç vardır. Din
(Bowie 2 0 0 0 ) ve Şam an izm (Flaherty 1991, Hultkrantz 1989, 1993, Atkinson
1 992 , Vitebsky 1995, Hoppâl (ed.) 1994, 2 0 0 2 , 2 0 0 3 , Siikala 2 0 0 2 ) hakkında
yakın zam anda pek çok çalışma yayımlanmıştır. Bu çalışmada Şam an izm ’i,
Finli bilimci Anna-Leena Siikala tarafından tanımlandığı klasik biçimde a n
lıyoruz:
a r a s ı n d a k i e t k i l e ş i m h a l i n i n y a r a t ıc ı s ı o l a n ş a m a n t a r a f ı n d a n k u l l a n ı l a n i l e t i ş i m
y ö n t e m i ( S i i k a l a 1 9 7 8 : 2 8 , rol ü s t l e n m e i ç i n b k z . H o n k o 1 9 6 9 ) .
nasıl çalışırsa çızım lerd e de öyle çalışıyo rd u Yuzeyde tek bir leke ya da çizgi
m eydana getiren ufak ç u k u rla r o lu ştu ran a dek taşları b irb irin e vurarak art arda
Alyaıı petroglıflerı, alışılm ad ık ve hey ecan verici eserler olarak göze çarp ar Meç
tık lard an ne öğrenebiliriz? T arih ö n cesi Sikaçı-A lyan ç ız ım le rin d e , gizem li, stilize
in san sı yuz veya m ask eler m erkezi hır yer tutar O kad ar çe şitlilik gösterirler kı
bu n ları belli gru plard an h erh angi b irin e dah il e tm e k zordur. Her m aske ayrı bir
Kaya Resmi ve/veya Petrogtıf Ç alışm aları
sınıfı temsil eder, a n c a k yine de belirli b i r form ve uslu p birliği gösterir ve belirli
sabit özelliklerine gore s ı n ı f l a n d ı r ı l a b i l i r l e r ( O k l a d n i k o v 1981- 13). (R esim 1 2 )
, \
10
Rusya’da kaya resmi öğrencisi bir b a ş k a aile d a h a vardı: Anne kız araş
tırmacılar Marianna A. Devlet ve E k a te rin a G . Devlet. M a r ia n n a A. Devlet,
Tuva’dan (Devlet 1 9 8 0 , 1 9 9 5 , 1 9 9 7 ) O rta Asya'ya (Devlet 1 9 9 2 , 1 9 9 8 , 2000,
2 0 0 1 ) kadar tüm Sibirya'da çalışm ıştı. K endisi, şu an da k a rşıla ştırm a lı çalış
malara temel olmuş m ü k e m m e l saha m ateryalleri ortaya çık a rm ıştır. Eti ıkıiı
ayrıca, yakın bir zam anda, bıı* k ıs m ı İngilizceye ç e v r ile n ve Avıusvu AntrofV-
lojisi ve A rkeolojisi (A n lhropology an d A rch eolog y o f E u r a s ia , ed. Marjorie Mam
Kaya Resmi ve/veya P etrogl'f Ç a l;sm atar 21
0
1?
* O vc
' / »NS
1.1.9. Moğolistan dakı sahalardan, ayın yaparı fıgur ve mantar başlıklı fıgur petroglıflerı
$ ? ( ? ? %
Jl İ 4-
' AK
\ f ,'' ^ ^ ' 4 e)
¿h A> Aü" A t \A/ 1JY A
jH x -f~r W ^ A &
70 70 :o
m a r l a n m a s ı ve s u n u l m a s ı n d a y a tıy o r o la b ilir R e s im le r i y a p t ır a n la r ve y a p a n
k iş i l e r de i n a n ç l ı l a r a v ey a u z m a n l a r a te k a b ü l e d iy o r o la b ilir R e s im le r in f o n k s i
y o n u d a , d in i o la y la r ı ya d a m i t i k , d e s t a n s ı, h a tta ta r ih i t ın ıla r ta ş ıy a n d i d a k t i k
la m d a k u l l a n ı m ı s ö z d e " y ü k s e k ” m e d e n iy e t le r in d in i iç e r ik li s a n a tı iç in s ır a d a n
b ir d u r u m o ls a d a k a y a r e s m i ç a l ı ş m a l a r ı n d a n a d ir e n d ik k a t e a l ı n ı r B u d ist k ay a
r e s m i, d in i im g e le r i m e y d a n a g e tire n s ü r e ç le r h a k k ı n d a o ld u k ç a b ilg il e n d ir ic i
va t e m s i l l e r i n d e n b a ğ ış ç ı ta s v ir le r in e ve e fs a n e v i ve ta r ih i o la y la r ın a n l a t ı l a r ı n a
k a d a r d e ğ i ş m e k t e d i r B u n la r k ay a r e s m i n i n a r d ın d a g izli fa rk lı a n l a m l a r a g ö z ü
m ü z ü a ç m a k t a d ı r i l g i n ç t i r kı b u tıp im g e le r in a d a k iş le m in d e k u l l a n ı l d ı k l a r ı n a
d a ir b u l g u l a r H e l a n s h a n k ay a r e s m in d e b u l u n m u ş t u r Q ı n g t o n g x ı a , Zhongvveı
ve S h i z u ı s h a n e y a l e t l e r i n i n fa rk lı b ö lg e le r in d e , L a m a ıs t B u d i z m ’e b a ğ lı ç o b a n l a r
t a r a f ın d a n d in i b ir s a ık le g ö m ü le n s e r a m i k p a g o d a m o d e lle r in e b e n z e r k u ç u k
p a g o d a o y m a l a r ı b u l u n m a k t a d ı r . Bu b u lg u b iz e , e n a z ı n d a n b u ö r n e k t e , k ay a
ü z e r i n d e k i b ir o y m a n ı n , a d a k o la r a k g ö m ü le n b ir o b je y e te k a b ü l e t tiğ in i d ü
şü n d ü rm ek ted ir H e la n k o u g ib i d iğ e r b ö lg e le r d e , k a y a y a k a z ı n m ı ş B u d a is m i
b u fig ü r e s e s l e n ı l d ı ğ ı n ı a k la g e t ir m e k t e d ir , b u s e b e p le y a z ıla r ta p ı n m a i ş l e m i n i n
iş a r e t le r b u l u n m a k t a y k e n , b u n l a r ı n d a h a s ır a d a n e y le m le r in o d a ğ ı o l d u k l a r ı n a
a y ı n s e l - d ı n s e l b a ğ l a m l a r d a n , m i t s e l - t a r ı h s e l ve ( a n ı m s a t ı c ı g ö s te r g e le r o la r a k )
t a m a m e n s e k u l e r b a ğ l a m l a r a k a d a r ç e ş itli b a ğ l a m l a r d a ü r e t i l d i ğ i m g ö s t e r m e k t e
dir. A y ı n s e l - d ı n s e l b o y u t u n a ğ ır b a s ı y o r o lm a s ı m ü m k ü n s e de, b u n la r , m u t l a k a
“ş a m a n i s t e y l e m l e r ’’ i ç e r m e k z o r u n d a o l m a y a n , y a ğ m u r , a v l a n m a , e r g e n l i k , d o
ğ u r g a n l ı k , b a ş l a n g ı ç tö r e n le r i g ib i o l d u k ç a ç e ş i t li k o n u l a n k a p s ıy o r d u ( D e m a t t £
2004: 16)
28 Samanlar ve Semboller
Son yirmi beş yılda, Çin'deki akademik dünyada, bizzat tanıklık ettiğim
bü yü k değişiklikler yaşanmıştır. 1 9 9 0 ların başlarında Şam anizm Çin'de
neredeyse tabu bir kelimeyken, sonraları uluslararası Ş a m a n iz m konferansı
C h an gchu n ’da düzenlenmiştir. Bir defasında b ana “Kaya Resminde Şaman
lar'7 başlıklı konferansımın ardından, (o zam an lar yeni olan) iki kitap veril
mişti. Bunlardan biri, X in jia n n g d a , Hu Xiaohui'nun R ock Art and Reproducti
ve M agic (Kaya Resmi ve ü r em e Büyüsü) kitabıydı (Hu 1993). Yazar, “üreme
büyüsü" ya da daha net hır ifadeyle erotik b ü y ü n ü n aç ık işaretleri sayılabile
cek imgelerin görülebildiği Yınshan bölgesinden bıı* dızı resim yayımlamıştı
(Hu 1993: 153) (Resim 1.1.17., 1.1.18., 1.1.19.)
1998'de, Wang Dayoıı tarafından yazılmış, gizemli E m blem s o j Chmese To
tem s (Çın Totem Sembolleri) adıyla, oldukça iyi bir b aşka çalışm a yayımlandı.
Toiem'in, etnolojide olduğu kadar Çin sosyal bilim lerinde de özel bir anlamı
vardır, İngilizce özetinden birkaç satır pay laşmak istiyorum:
Erken
Eneolitik Bronz Çağı dönem
göçebeleri
Güneş
é sembolü
Doğum
&
» w- >»r
H Dişi
figür
Erkek figür
* Maske
M
um m p  v
rf\-.
Ü
Boğa
Geyik
ı
%? f At
Savaşçı
■ “ ...... ................ .
£S t ...... . ■
Araba
P ^ T .....
>
•
Boyunduruk
Koyun
k i i V T
s£ -
—-
Yaban domuzu
Yılan
¡g2))
Ko>
m»
- U -
* ® S \ T
o?o » t#
m m o
o i
10 II
n IA 1*>
/
I
i
keşfedilmemiş ve yayım lanm amış eşsiz zenginliğin küçük bir örneğidir sa
dece. (Resim 1.1.23.) Bu imgelerin tarihi ve anlamı bilim insanlarınca şöyle
açıklanmaktadır:
a y r ıc a . G ö ğ e ve k a b i l e n in a t a l a r ı n a a d a n m ı ş bir s u n a k o l a r a k d a faydalanılıyordu
A nıares kazılıdır
S u n a ğ ı n batı b ö l ü m ü n d e k i d o k u z g ü n e ş , D o n g Yı k a b i l e s i n i n d o k u z kolunu
sanlar,' ‘i n s a n - y ü z l ü a t a l a r ’ a n l a m ı n a g e l m e s i m u h t e m e l y a z ı n ı n , k a b i l e n i n yazı
de D ı n g Y ı k a b i l e s i n i n to tem le r i oldu ğu s o n u c u n a v a r ı r
a s t r o n o m i g öz le m e v i ve s u n a k o ld u ğ u k o n u s u n d a b i r l e ş i r le r B u r a s ı Ç in de ast
r o n o m i k g ö z l e m l e r i n e n az yedi b i n y ıl o n c e b a ş l a m ı ş o l d u ğ u n u k a n ı t l a r (Gao
2 0 0 7 7 5 - 7 6 ) ( R e s i m 1.1 2 4.)
T a m g a l ı , Y e d ı s ı r d a k i e n e s k i t a p ı n a k l a r d a n hırıdır. T a m g a l ı k a y a l ı k ç ı z ı m l e r ı
B r o n z Ç a ğ ı i ç i n n a d i r s a y ı l a n ve d iğ e r kaya r e s m i ö r n e k l e r i y l e b e n z e r l i ğ i b u
l u n m a y a n k o n u l a r i ç e r m e k t e d i r . V a d id e y ıl l a r b o y u n c a s i s t e m a t i k a r k e o l o j i k ç a
l ı ş m a l a r d ü z e n l e n m i ş , b u s e b e p l e de T a m g a l f n ı n a n t i k e s e rle r i K a z a k i s t a n ' d a
ki d i ğ e r b e n z e r a n ı t l a r d a n d a h a iyi i n c e l e n m i ş t i r . T a m g a l ı p e t r o g l ı f l e r i B r o n z
Ç a ğ ı n d a n k a l m a d ı r . S ö z k o n u s u t a p ı n a k S a y m a l ı t a ş ' t a n s o n r a o r t a y a ç ı k m ı ş o ls a
d a S a y m a l ı t a ş ’ta b i l i n e n p e k ç o k t e m a b u r a d a da k e ş f e d i l m i ş t i r . Ö r n e ğ i n : B o ğ a
ç ı z i m l c r i , g ı i n e ş - t a n r ı l a r , t a p ı n m a k o n u m u n d a k i i n s a n l a r ; ç if t le r h a l i n d e d i k i l e n
i n s a n l a r , evli ç if tle r, s a v a ş a r a b a l a r ı ve g ü n e ş s e m b o l l e r i . B u n l a r a r a s ı n d a , g e n i ş
c o ğ r a f y a d a k i k a d ı m ç a ğ i n s a n l a r ı n ı n fe lse fe le r in i y a n s ı t a n , h e m O r t a A s y a h e m
K a z a k i s t a n ' d a iyi b i l i n e n d ı m t e m a l a r d a b u lu n u r . T e m a l a r ı n o r t a k ö z e l l i k l e r i ve
b i ç e m s e l b e n z e r l i k l e r i , p e t r o g l ı f l e r ı n a y n ı d ö n e m e ait o l m a l a r ı d u r u m u y l a a ç ı k
l a n a b ilir . T a m g a l ı p e t r o g l i f l e r ı , O r t a A sy a k a y a r e s i m l e r i ile p e k ç o k o r t a k n o k t a
b a r ı n d ı r s a l a r da O r t a A s y a 'd a b i l i n m e y e n p e k ç o k te m a y a da s a h i p t i r l e r ( M a r ı -
y a s h e v 1 9 9 4 . 2 1 - 2 2 ) . ( R e s i m 1 . 2 5 , 1 . 2 6 . , 1 27., 1 . 2 8 .)
T e r e k t ı - A u l i e t o p l u m u n farklı b i r e y l e r i n i n farklı t e c r ü b e l e r le k a r ş ı l a ş a b i l e c e ğ i
bir kutsal m e k â n G e ç m i ş t e im ge le r, b a k s ı l a r ı n ( ş a m a n l a r ı n ) ve o n l a r ı n r u h l a r
d ü n y a s ı ile e t k i l e ş i m l e r i n i n g ö r ü n t ü l e r i y d i G ü n ü m ü z d e , yerli M ü s l ü m a n h a c ı l a r ,
p e t r o g l ı f l e r i n ü z e r i n e d i k i l m i ş bir t a p m a ğ ı , d in i p r a t i k l e r i n i n b i r p a r ç a s ı o l a
r a k ziyaret e d iy o rla r. G ü n c e l e t k i l e ş i m l e r m e k â n ı n k u t s a l l ı ğ ı n ı a y a k ta t u t u y o r ve
T e r e k t ı - A u l i e n ı n t a r ı h o n c e s ı n d e n b u y a n a gelen m e l e z n i t e l i k l e r i n i n s ü r e k l i l i ğ i m
g ö s t e r i y o r P c t r o g l ı f l e r , bu b ö l g e d e özel b ir a l a n ı n s ı n ı r l a r ı n ı ç i z m i ş l e r d i ; p e t r o g -
p r a t i k l e r ve d e n e y i m l e r i n a k t i f b i r e r p a r ç a s ı y d ı kı b u d u r u m h â l â b ö y le d ır.
K ay a r e s m i i n c e l e m e l e r i n d e k i g e l e n e k s e l y a k l a ş ı m , e d il g e n b ir rol b e n i m s e
m e k ü z e r i n e k u r u l u o l m u ş t u r . B a z ı l a r ı ( L e w i s - W ı l l ı a m s 1 9 9 7 ; Do\vson 1 9 9 4 ;
m u ş t a b l o l a r ya d a y i n e b ö y l e t o p l u m l a r ı n d ü ş ü n c e l e r i o l a r a k i n c e l e n e b i l e c e ğ i n i
ifade e t m i ş l e r d i r . Bu a r a ş t ı r m a c ı l a r k a y a r e s m i m d ü ş ü n m e b i ç i m i m i z i n d e ğ i ş m e
si g e r e k t i ğ i m s a v u n u r l a r ; i m g e l e r a ç ı k h av a s a n a t g a le rileri d eğil, d a h a ç o k m a d d i
k ü l t ü r ü n , b u i m g e l e r i ü r e t e n ve k u l l a n a n t o p lu ı u l a r d a a k t i f rol o y n a m ı ş özel b ir
Doğal su kay nak ların a yakın yerlerdeki belli kaya yüzeylerinde petroglif im
gelerinin oldukça yoğunlaştığı bir gerçektir. Bu yüzden, Terekti-Aulie’nin
eski bir iktidar ve hac m ekânı olduğu açıktır. Önceleri yerli baksılar tara-
3 8 Şam anlar ve Sembolle
mm w
1.1.25. Tamgalı Vadisi tapınağı
fından ziyaret edilmiştir, son zamanlarda da İslam in a n cın a sahip pek çok
kimse tarafından ziyaret edilmektedir.
Şu ana dek, özellikle 1 9 9 0 ’larda olmak üzere, b ü y ü k miktarda çalışma,
makale, kitap ve resim derlemesi yayımlanmıştır. Rus meslektaşlarımız ulaş
ik in c i b o lu m
2 0 0 0 'l c r , “evrensel Şamanizm teorisi" denen görüşe karşı giderek artan eleş
tirilerle başladı. 4. Uluslararası Şamanistık Araştırmalar Topluluğu Uluslara
rası Konferansı nın (Fransa'da, Chantılly’de, 1-5 Eylül 199 7'de düzenlenmiş
tir) tarihöncesi çağlara ayrılan bölümünde sunulan tü m bildiriler, B ıblıothaa
S ham an istica'n m onuncu cildinde yayımlanmıştır (Francfort - Hamayon ed.
2001)
Kitabın bu bölümü, “ilkel" ve/veya “yerli" sanatı “trans teorisi” ya da “ev
rensel Şamanizm teorisi" üzerinden yorumlayan, dünyanın neredeyse tama
m ım kapsayan on bildiriye dairdir. Bildiriler, geçmiş toplumların ve sanatın
yorumlanışındakı genelleştirilmiş Şamanizm üzerine eleştiriler ve alternatif
görüşler one sürmektedir. Kitabın editörlerinden biri, H . - P Francfort, kitabın
giriş bölümünde, evrensel Şamanizm teorisinde uç temel varsayım ya da id
dia bulunduğunu ifade ed er
tersine çevrilebilir dönüşüm lere (insan < = > h ay v an ) d o ğ ru gid en evrensel bir
din i,
Özelle, tartışma ıkı bilinç kavramı arasında geçmektedir: Biri (ruh) kendili
ğindene!, içgüdüselci, içsel bir yaklaşım iken; diğeri (akıl), geltşmecı, sorgu-
lamacı, dışsal bir yaklaşımdır. Ilkı (ruh) insanlığın evrenselliğini farklı bi
linç durum larında bulurken, İkincisi (akıl) bunu kadim toplumların zaman
içerisinde, sanatsal ifadeleri de dahil olmak üzere her boyutta gösterdikleri
bilinçli bir gel işme-karmaşıklaşma içinde bulur.
Henrı-Paul Francfort savını tersi yönde kurmuştur;
sa p ıen s'm e v re n s e l olarak paylaştığı, çeşitli yerel sanat eseri b içim leri ü retm e b e
v ard ır A rkeologlar ve sanat tarih ç ile ri, işlevsel b ir ta n ım ı etn o log lard an b e k le
Şaman izm üzerine “yem teorıler’m en ateşli eleştirmeni Paul G. Bahn, söz
konusu kitap için, “Son Esrimeyi Bana Bırak: Şam an izm’in Kaya Resmi Ç a
lışmalarındaki Yanlış Kullanımı Üzerine Bir Değerlendirme” isimli temel bir
makale yazmıştır (Bahn 2001: 51-93). Çalışma, Şamanizm hipotezinin kaya
resimlerine uygulanmasının tarihine kısa bir genel bakış içerir; bunun Pa-
leolitık sanat çalışmalarında yakın zamanda gerçekleşen tezahürlerinin ya
nında, özellikle de bu hipotezin en çok uygulandığı üç bölge, Güney Afri
ka, A BD ’nın batısı ve Texas üzerinde durur. Bahn, buradaki “sürüye katılma
o l g u s u n u n geçici bir yoldan ç ık m a olgusu olduğunu ve bize tarihöncesinin
sanatçıları ile ilgili herhangi bir şey öğretmekten çok bu olgunun failleri h a k
kında bir şeyler öğrettiğini savunur (ayrıca bkz. Bahn 2001).
Paris-X Nanterre Üniversitesi, Maison René Gınouves'de Afrika Üzerine
Araştırmalar Laboratuvarı’nda çalışan Jean-Loıc Le Quellec ise “Ş a m an iz m ve
Marslılar: Aynı Mücadele!” başlığı altında iğneleyici bir makale yazmıştır (Le
Quellec 2001). Bildirisi şunları gösterir: 1. Sahra kaya resminin “ş a m a n ı k ”
oku m asının ortaya çıkışına yol açan hipotezin basamakları resimlerin çok
ufak bir kısmını ilgilendirir; 2. Bu resimler, tartışmalı varsayımlar ve dai
resel akıl yürütm e vasıtasıyla “aydınlatılmıştır”; 3. Sonuç, bu o k u m a n ın ge-
w
42 v'Omdnlar ve Semboller
1.2.1. l-n-Awanghet ten yuvarlak bast' fıgur resmi 1.2.2. Mataten-Ama?an dakı b.r yuvarlak başlı
fıgur resmi
• ı
iç e rm e y e n b ir tur şam an ist dünya gö rü şü n ü yan sıtırlar. Ç e liş k ili bir biçim d e, bu
rın b irle şim i ise, kab aca, Ş a m a n iz m tarzı gen iş b ir dini ç e v r e n in ta rifim yapar ve
e tm iy o ru z . (F ra n c fo rt 2 0 0 1 ; 2 5 9 )
İKİNCİ KISIM
ŞAMANLAR, SEMBOLLER VE
GÖSTERGEBİLİM
BİRİNCİ BÖLÜM
ŞAMANİZM'İN BAŞLANGICINA GİRİŞ
k a f a t a s ı ve k e m i k l e r i a y i n l e r d e s u n u l m u ş k u r b a n l a r [...] ve ay n ı tö r e n l e r l e b a ğ
la n tı l ı ş e k i l d e , h a y v a n l a r ı n t e k r a r h a y a ta d ö n ü ş l e r i n i n b ü y ü s e l - d i n s e l k o n s e p t -
c i v a r ı , A v r u p a , k u ş , y a r d ı m c ı r u h ve e s r i m e te m s i l l e r i y l e , Ş a m a n i z m ' i n e n e s k i
b i ç i m l e r i n e d a i r k a n ı t l a r ( L a s c a u x ) s u n a r " (E lia d e 1 9 6 4 : 5 0 3 ) .
Kuş, yardımcı ruh ve şam ana dair bu ifadeler - s ö z d e “Olu Adamın resm i”-
Annette L am in g kitabında şamanlardan hiç soz etmemesine rağmen litera
türde oldukça kabul görmekteydi. (Laming-Emperaire 1959, Tablo 35)
1 9 5 0 ’lerde, Avrupa mağara sanatının zengin materyallerini temel alarak
dinin tarihöncesi üzerine kitap yazmak, akademide moda haline gelmişti. Bu
kitaplarda her insansı yaratık, “Zauberer,” diğer bir ifadeyle şeytani figür ola
rak etiketlenirken, faaliyetlerine de “Jugdmagie” (Kuhn 1952, Kırchner 1952)
11.1.1. Buyucu
50 S a m a nlar ve Sem boltei
deniyordu. Macar arkeolog Janos Makkay da, 1953 yılında, Les I roıs l ivres
mağarasının maskeli insan tasvirim, Şamanizm'in tarihöncesi ıcm önemli hır
kanıt olarak yorumladığı bir makale yayımlamıştır. Bu iyi bilinen boynuzlu
yaratığın bir buyucu ya da şaman olduğu varsayılır (M akkay 195 Ç I 9 9 9 ’da
yeniden basılmıştır: 56-71). (Resim ll .l .l .)
y o r u z . O r i j i n a l g ö r ü ş e göre, h a y v a n p o s t l a r ı n a b u r u n m u ş o l a n ş a m a n ı n esrime
e v r i m i n d e n o n c e g e lm e k te d ir . İlkel i n s a n l a r b ü y ü k i h t i m a l l e h a y v a n maskeleri
ve k ı y a f e tl e r in i h u y u t ö r e n l e r i n d e n ö n c e de k u l l a n m a k l a y d ı l a r . İ n s a n vücudu
yahut i s k e l e ti n in k o s t ü m l ü o l a r a k ta s v ir i, ş a m a n ı n k ı y a f e t l e r i n e ya da bedenin
b i r a d a m ı n , y an ı ş a m a n ı n v a r l ı ğ ın a işaret e t m e y i a m a ç l a m a i h t i m a l i n i hesaba
11.1.2. Les Trois Frères mağarasından bir başka yarı msan yarı hayvan fıgur
52 Samanlar ve Semboller
II.2.3. Aleti, (ok ve yaylı) insan figürler. H-2.4. Bir şahın ve dans eden figürler
56 Samanlar ve Sem boller
O ym a tarzları da, kaya resmi imgelerinin ayrıntılı hır tanımı için hır başka
ayırt edici özellikler serisi sunar. Örneğin, erkek ve kadın ayrımı kadar, in
san bedeninin (röntgen tarzı dediğimiz) şematik çizimlerıne karşı "gerçekçi"
çızimierı de kolayca görülebilmektedir Erkek figürler, erekte olmuş hır fallus
ile tasvir edilirler (Resim 11,2.6). Baykal bölgesinin kaya çızimierı fallık bir
karaktere sahiptir (Okladnikov - Zaporozhskaya 1970: 76). Rus araştırmacı
lar bu imgelen, bereket kültü ya da fallik özellikli insan figürlerini simgele
yen yılan ve boğa kültleri açısından açıklama çabalarında bulunmuşlardır
Dıger bir ayırt edici özellikler dizisi de hareketli figürlerin tasvirlerinden
ve bağlamdan elde edilebilir. Burada bağlam derken, belli bir kayanın tutar
lılık oluşturan bir yüzeyindeki birbirine komşu imgeler dizisini kastetmek
teyiz. Bu bağlam, insanların ve Sibirya’nın farklı kültürel bölgelerine ait hay
vanların çizimlerını içerir vc kaya oymalarının temel aldığını varsaydığımız
dünya görüşlerindeki keskin farklılıkları net bir biçimde gösterir (Okladnı-
kov - Martınov 1972),
Saymış olduğumuz bu ayırt edici özellikler vasıtasıyla (bkz. şema 1 ve 2),
her bir kaya çizımının her bir figürünün oldukça ayrıntılı ve az çok kapsamlı
bir tarifi yapılabilirken, Sibirya kaya resimlerindeki antropomorfık figürlerin
de geçici bir tıpolojısini çıkarm ak mümkündür. Rus araştırmacılara göre Si
birya kayalarında şu tur şamanısiık imgeler bulunabilir:
(1) Kuş kafa (dans eden kuş benzeri figürler) (Resim II 2 1.)
(2) Falluslu insan figürleri (Resim II 2.1, 2.2.)
(3) Boynuzlu antropomorfık figürler (Resim 11.2.8.)
(4) Boynuzlu ve geyik boynuzlu maskeler (Resim II. 3.1., II.3.2., 11.3.3
11.3.6)
(5) Davullu şamanlar (Resim II.3.4, 11.3.5.)
ilk iki çizim grubundan bahsetmiştik, ancak butun Sibirya bölgesinde, ka
yalara, -geyik tipi şamanlar seansları sırasında boynuzlu başlıklar giydiklerin
d e n - boynuzlu şamanlara tekabül ettiği varsayılan boynuzlu antropomorfık fi
gürler oyulduğunu kanıtlayacak veriler de bulunmaktadır (Leontiev 1978. 111).
Antropomorfık şekillerin başlarında pek çok kuçuk boynuz ya da “etrafa saçı
lan ışınlar" bulunması halinde, bunlar, şaman başlıklarındaki tüyler (Dıöszegı
1968: 310) ve Sibirya şaman davullarındaki şaman imgeleriyle karşılaştırılabi
lirler (Hoppâl 1983: 28, bkz. Resim X XXI, XX X II, Hoppâl 2 0 0 2 : 44-47).
Bütün bir figürü temsil eden maskelerin bulunduğu kaya resimleri de var
dır. Bu resimlerde maskenin, şam anın yardımcı atasının sem bolik bir temsili
olduğu düşünülür (Leontiev 1978: 109). Boynuzlu maskeler Sibirya'da uzun
bir geçmişe sahiptir.
1961 yılında Rus arkeolog V. I. M atyuschenko, üzerinde antene benzer
Erken Donem (SibiryaI Samanlarının Ayırt Edici Özellikleri 57
Hayvan
başı
— Pençeli kuş
L Kuş başı
— insansı parmaklı kuş
- Erekte fallus
-Erkek-
Fallus resmi yok
r_ Yukarı Dual?)
r Boş dönük
Aşağı dönük
r Davul
L Eller-
r Oval
L Nesne tutan
L Yay ya da ok
_ Mızrak
— Çubuk
benzeri - Davul tokmağı (?)
— Diğer
(balta, çekiç)
Şema 1
Ne yaptığı
r- Hareketsiz - belirsiz
Dua eder
halde
— Hayvanlarla
Antropomorfik
Avlanırken
figürler
-Hareket Dövüşürken- Öbür insanlarla
halinde Tek başına
Dans Sıra halinde
ederken — Grup halinde
l— Daire halinde
Sema 2
58 Şam anlar ve Sem boller
11.2.5. Şaman imgesi kartal başlı insan bedeni 11.2.6. Şamanlar ve atalarının yardımcı ruhu
.2.10. Gunes bas.li figürler 11.2.11. Ayı bası maskeli 11. 2 .1 2 . İnsan figürleri
antropom orfık fıgur
\e şa m a n im g elerin in e v r im in in in c e le n m e s i a ç ıs ı n d a n ç o k ö n e m li imgelerdir
(D evlet 2 0 0 1 d)
Kaya resminin yorumlanması işleminde sıkça yapılan ciddi bir hata vardır
202)
Kaya oym a alan ların ı bir resim derlem esinden fazlası olarak ele alm ak, a n
cak yeni yeni daha yapıcı bir ç ık ış noktası olarak görülm ektedir. Resim le
rin, m uhtem elen kutsal alanlarda gerçekleşen k a rm a şık sosyal faaliyetlerden
birinin kalıntıları olduğu fikri m aku l bir varsayım olur (Siikala 1984). Jarl
N ordbladh’m dediği gibi, “Bir sosyal olgu olarak petroglıfler, tarihöncesi top
lumsal bağlamda m esajların ya da iletişim in bir parçası olarak görülebilir"
(Nordbladh - Rosvall 1974: 64). Bu yönden b a k ın ca, “üslup’ a sosyal/etnik
sınırlara dair bir işaret olarak değil, sınırları m uhafaza etme işlem inin bir
bileşeni olarak o d aklan an yeni ve daha d in am ik bir yaklaşım oldukça ay
dınlatıcı görü n m ekted ir (C onkey 1 9 80: 2 2 9 ) Göstergelerle sem bollerin ve
aynı zam anda in an çların yeniden üretim i, etno-kııltürel sınırları muhafaza
etmeye, başka bir deyişle, topluluğun etn ik kim liğini ve bağlarını sürdür
meye yardım cı olur. A raştırm acın ın ilgisi yalnızca “bireysel" uslup kalıpları
na od aklanm az; aynı zam anda, görsel mesaj iletim şem asın ın anlaşılm asını
sağlayacak olan ve kendisi de tekrar inşa edilm esi gereken bir iletişim sureci
olarak kalıpların üretim ine de odaklanır.
Erken dönem in san ın ın imge üretim faaliyetleri üzerine W h itn ey Davis
tarafından yirm i yıldan fazla bir süre once oldukça başarılı bir m akale yazıl
mıştır. Davıs m akalesind e şunları söyler:
S p o n t a n e imge üretimi, genel insan ev rim i süre cin de tutarlı bir şekilde k o n u m
la nd ırı lm as ı gere ken ön gör ü leb il ir bir adaptasyondur. İmge üretimi, farklı ve
11.3,1. Maskele'
Davis, im lem edeki imge üretim i (imge üretimi için bkz. Lewis-\Villıams 2 0 0 4 :
181-203) ile çok yakınd an ilişkisi bu lu n an “sem bolleştirm e tek n o lo jisi'n in bir
tipolojisini çıkarır.
68 Ş a m a nlar ve Sem boller
İşaretler
Göstergeler Semboller
G ö s te r g e s i s t e m l e r i n in p a r ç a l a n o la r a k t a r i h ö n c e s i im g e le r - k ı b u n la r ı illa
ki s a n a t o la r a k a d la n d ı r m a k z o r u n d a d e ğ i l i z - g o s t e r g e b ı l ı m ya d a d a h a geniş
k ü l t ü r e d a y a n ır ve b u y u k ö lç ü d e , g ö ste rg e ya d a s e m b o l l e r i n m e y d a n a geldiği
b e l i r g i n o la r a k k a y a d a k i im g e le r in b i r b ır iy le d ı ş k ı s ı d ı r ( N o r d b l a d h 1 0 7 8 b 6 6 ’>
Toporov da P aleolıtık d ö n e m in b ellib aşlı bazı şiirsel sem b o lle rin in k ö k en le
r in in gostergebılım sel ç ö z ü m le m e s i ile ilgileniyordu (Toporov 1976).
Etno-sem iyotik d erk en , b ir etn o -k u ltü rel toplulukça k u llan ılan gösterge
sistemlerinin ü r e tim in in ve a n la şılm a s ın ın tarifini kastediyoruz. G österge-
bılnnin (Ch. S. Peirce ve C h . M orris tarafın d an yazılm ış) klasik eserlerine
gore, farklı gösterge s is te m le rin in (etn o-)sem iy otık tarif ve/veya an alizin in
(bkz. Voigt - H oppâl 2 0 0 3 ) üç düzeyi b u lu n m ak tad ır. B unlar şoyledir:
(1) S en taktik (sözdizim sel) p etro g lif araştırm a la rı, b irb irine kom şu kaya
lardaki göstergeler a ra sın d a k i ilişkilerle ve gösterge kom pleksleriyle ilgile
nir. Tek bir resim çerçevesi içe risin d e k i göstergeler arasındaki olası bağlan
tıları düzenleyen k u ra lla rın varlığı m uhtemeldir.
(2) S em an tik ça lışm a la r, gen ellikle gösterge ile kayaya resm ed ilm iş (ya
hut oyulm uş) şey a rasın d ak i ilişkilerle ilgilenir. Başka bir ifadeyle, farklı
göstergeler ve sem b o llerin a n la m lı olm aları m uhtem eldir, düpedüz hır m e
sajı iletmek istem ektedirler. Buradaki ana problem ise henüz çö z ü lm e m iş
tir: Kaya çizilirlerin in b ü y ü k bir çoğu nlu ğu , kaya san atın ın içeriğinin ve
gerçekle olan ilişk isin in a n la şılm a sın d a k u lla n ılm ış değildir.
Burada asıl sorun şudur: Güneydoğu Fransa'da, Monte Bego'da 3 8 .0 0 0
kaya üzerinde 1 0 0 .0 0 0 resim keşfedilm iş, yalnızca birkaç yuz tanesi yayım
lanmıştır (Nordbladh - Rosvall 1974: 10-26). Sovyetler Birliği nde de 2 0 .0 0 0
kaya çizimi yay ım lanm ışsa da b u n d an çok daha fazlası bulunmuştur.
Sema U
70 Şamanlarve Semboller
Kaya resmi ile ilgilenen bilim adamlarına, yayım lanan verilerin yalnızca
küçük bir kısmı, karşılaştırmalı mitoloji ya da Ş am an izm u zm anlarına ise
bundan bile azı ulaşmıştır. Bu da kaya resmi h ak k ın d a ortaya atılan teori
lerin çoğunun temelsiz olduğu anlamına gelmekledir, ç u n k u uzmanların
ıyı bildikleri üzere kaya çizim lerim n yalnızca parçalar halinde ‘sembolik
bir anlama’ sahip olduğu (ya da böyle bir anlam ı ilettiği) kabul edilir (bkz.
Şema 4).
Motiflerin ayrıntılı bir sem aniık analizi vasıtasıyla kaya sanatının altın
da yatan anlamları anlamak için hatırı sayılır çabalar gösterilm iştir. Örne
ğin, Anna-Lena Siıkala, haklı olarak. Fin kaya resim lerin in avcı kültürler
ve bunlarla ilişkili şam anislik inanç geleneklerine ozgu bir hayvan toren-
cıliğı temelinde yorumlanabileceğini öne sürer (Sıikala 19 84). Kendisinin
yöntemi de bizim yukarıda önermiş olduğumuza b en zer bir metottur (bkz.
Şema 1-2). Siıkala aynı zamanda göstergelerin k u lla n ıc ıla rın ı da anlamak
istemekte, bu yüzden de analizine soz konusu kü ltü rlerin genel özellikleri
ile başlamaktadır Bu çeşit çalışm alar göstergebılımde pragm atık analız ola
rak adlandırılırlar
(3) P ragm alık çalışmalar genellikle, imgeler ve k u lla n ıcıla r arasındaki
ilişkiler, göstergeler ve sembollerin nasıl ve kim ler tarafın d an kullanıldı
ğı, kullanıcılar arasında ne tur ilişkiler bulunduğu gibi konularla ilgilenir.
Kaya çizim lerim n sözde “d ım ” kullanım ı ile alakalı tum k on u ların (etno-)
semiyoıik analizin bu pragmatık safhasına ait olduğu söylenebilir.
Kaya “sanatı" göstergeleri ve sembolleri, erken d onem in sa n ın ın kullan
dığı iletişim sistemi türlerinden bırı olarak görülebilir. Özel bir gösterge
sistemi olarak, kayalarda gerçekleştirilen ayinler sırasın d a insanları bir
araya getirmek, bir cemaat ve müşterek bir atm osfer o lu ştu rm a k işlevi bu
lunur (Nordbladh 1978b: 75). Jarl Nordbladh, kaya resm i, d m ve toplum
arasındaki ilişkiye dair bazı meselelere m etodolojik yönden eğilirken, pet-
roglıflerın genellikle, içinde bulundukları zam an ın farazi toplumlarında-
kı yerleri tanım lanm adan, az çok izole olgular olarak su n u ld u k la rım ifade
eder (Nordbladh 1978a: 195). M akalesinde, kaya s a n a tın ın -g e r ç e k te n bir
“sanat" ise eğer - yorum lanm asındaki m etodolojik ve teorik zorluklara dair
önemli düşünceler bulm ak m ümkündür. Ayrıca, Eggil B ak k a'n ın , kutup
bölgesi kaya çizim lerim n pragmatık değeri h a k k ın d a k ı m ütevazı düşünce
lerini de paylaşabiliriz
r e s m in in yalnızca av b ü y ü l e n a ç ıs ın d a n a ç ı k l a n m a m a s ı ge re k ti ğ in i gösterir.
ye e d e c e k t i r ( B a k k a 1 975 . 5)
II. 4.1a.
diyebiliriz; b aşk a bir ifadeyle, gelişigüzel seçilm iş bir sem bol. B unu n, O k-
ladmkov ile M artın ov ’un in a n d ık la rı gibi, N eolitik dönem sonu n da, D em ir
Ç ağın a geçiş d önem in de (yanı M Ö birinci biny ılın başlangıcınd a) gerçek leş
miş olduğu fikri ise henüz teyit edilm eyi beklem ektedir.
Göstergebilim terim lerini ve ikon u n bu kitapta nasıl ku llan ıld ığın ı b e
lirtm emiz gerekiyor. Belki de b u n u n için Marge E. L and sberg’ın başarılı bir
şekilde s ık ıştırılm ış tan ım ın ı alın tılam ak en iyisi olacak:
bulunur. ( L a n d s b e r g 1 9 8 0 ' 9 3 )
« * *>' M f « * * * « »“ ^ Î S İ Z jt lm * m . W I » yandan
gd anabd n a n la m la n a e n y b en zerlik lerle, dıger yandan da
...
, r , n form ülasvonunun başlangıcı diyebiliriz
BEŞİNCİ BÖLÜM
RESİMLERDE ANLAM
NASIL OLUŞTURULUR?
a'ıd asılm ak tad ır- tem sıh ozelldde i l g « ^ sapU dır. B u n u n la ilg ili olarak,
-y a ra la n m ış olduğunu işaret eden b feunun avm ongoruletı
h a yva n bedenine ölüm cül bir s üah e bu lu k la d gıbrrya
sonucunu ifade elliğ in e dair y ı b d . ^ ^ alu n a ald,klarm a
r * sssS£ ^ « o r d u . - ^
yen il enm e m itler i, ku tsal varlıklar, ergenlik, olum ve yeniden d o ğ u m gibi geçiş
Vüı
yu m *'
W lliü Ü l/
N ım J
• ijk A L *
\ Ü k*
11.5.6. Şaman (?). kayık ve gunes sembolle elkler 11.5.7. Sakachı-Alyan. Am ur nehri
t ıtfto &*+?*><?> v fM tm *
fa rtı '? ■ # f 1 * * Ş v W ' 'M it / y W T-/A ¡¡»>1
ıpw.Y*tt ■%'*?]*¡^*1+" ' s / x i+tfâ\
f jrf 5f--.^î m Y*?A\'Ü
¿ tv rt'S i'ttft f f ' t v K ' t f c u t f r r r * 'V,
f + t f a f r f * 'l**f-y*y* 4 w * +
/ı« ** ' * ftu
X t â f
jr /M "*t¥\'A t Arf r#|*i i1*/
tJP’V + t * '■*v V *f /v
*, /ttt Af-. r * t f * ‘ ry -
f {
f\ I f t t t i f f * ' .* *& * ' k ’T A t î* .r-
* * ? y +■", * * y t ' 'jt
*c_ % s ^ / 7 r y ', n
$ ?•/> >
>
4 / /. • - {' /
6ra ", V ı r y r> ' 's,' " i ' ' >✓ / i 'İ S
U " ^.>
'/!* .' *& •*>4 ; ' ' /'•'T ', '.*>*'i / - Ü ' ' ı7i
) * * & /& , '■«,'.*/. ■<r,v.r|f , ;*İ| t e tc * ? r . brr r x * ' i, ..." . i i ' G r * r r -
M to v i >7 i
^ ' v V " '. '. £ " i
, V *> s ' * ✓ i ' ? l â î t ¿•r vr, r.-'Ter ' 'A .W r* r
*,r?» f > sv , z /k . Wj> '♦* 2 0 0 * . rî > > i i t W 0Û£f'7îtı
mm r.avıT ^r.f, icâliıâ^çi f& tr jtıu tn z " ' SSj '< ' ' ' .''''
* *</ v.v kj^lâ^iintakıaikf Ancjfc lawfaiawdbfc --r " ,K' M
-İ* ->**
ı<■ »*><•,
İT^*
gulanm am ıştır. Rus bilim cilere gore, Kuzey Avrasya bölgesinde kaya çizilirle
rinde sem bol k u lla n ım ın ın giderek sıklaştığı Neolitik dönem in ortalarında,
insanların d ü şü n ce dünyası b ereket kav ram ı ve buna bağlı olarak erotik ayin
pratikleri ile m eşgu ld ü . H ayvan d oğurganlığı fikri, böylece av büyüsü ile bir
araya gelir (R esim II.5.11., I I.5.12., 11.5.13.). Rus bilim insanlarının argüman
ları, Baykal G olü b ölg esin d ek i b ir b aşk a kaya çizim i bulgusuyla desteklen
mektedir: K ayalard aki pek ç o k elk çizim i, ürem e fikrinin m üm kün olan en
basit ifadesidir. (D o ğ u m yapan k a d ın la r için bkz. Jaco b so n 1993: 285. Levha
XV: d; 1 99 7 ). Bu işlem , ç o ğ u llu k fik rin in asıl kelim enin tekrarı ile ifade edil
diği bazı A frika d ille rin in yap ısın a benzer. Bu sayede, çoğul hayvan çızımle-
riyle ürem e ve b erek et en basit haliyle ifade edilm iş olur. Bilim insanları doğ
ru hır şekilde, Sibiry a k ad ım avcı kü ltü rlerin d eki muhtemel “bahar=bereket”
(elk y av ru ların ın d oğu m u ) e ş itliğ in in k u lla n ım ın a işaret eder. Genel hava ve
8 4 Şam anlar vo Semboller
biyoloji eşitlik leri (bahar-yaz, gün-gece, güneş-ay, erkek -d işi gibi) bu insanlar
için doğaldı ve yalnız m itolojik düşünce dünyalarına değil, gü n d elik faali
yetlerin e de nüfuz etm işti (bkz. “göstergebilımsel zıtlık lar ü z e rin e” - Hoppâl
2 0 0 0 ) . (R esim 11 5.14., 11.5.15., 11.5.16.)
T ü m bu ikon ık tem sillerin (göstergebilim teorisinde ik o n la r için bkz.
L an d sberg 198 0) kadım zam anlarda güçlü m esajlar taşıdığı ve g ü n lü k hayat
la u y u ştu k ların d a n an lam ların ın herkes için açık olduğu barizdir.
gere ktiren te hlike li olaylarla doluydu. T u m veriler, belirti nit e liğ in de ki işaretler
d ü ş ü n c e y e z e m i n h a z ı r la y a c a ğ ın ı söyleyebiliriz. Bu n e d e n le , o ld u k ç a ge ni ş k a p
o l m a k ve k e n d i n i k o n tr o l e d e b i l m e b e c e r is i g e li ş ti rm e k z or u nd ay dı . S o n ola rak
ki ş e m ad a g ö rü le b il ir ( W i e r c i ı i s k ı 1 9 8 9 ; 2 2 )
Ş a m a n i z m ’i i n s a n ı n bilişsel e v r im i ve ru h s al te c rü b e le ri n i n temelinde ko n um -
srensel
wu S7 lke , u y a rla n a b il ureımbiy°?kbıt
mı> onun uyumluluk değerini
Son zam an lard a m ıız ık ve ted avin in ş a m a n ık köken in e vurgu yapan yeni
çalışm alar yapılm ıştır.
Bir tedavi ay in in in ilk ad ım ı, şa m an ın yard ım cı ru h ları çağırm asıd ır. Bu,
çoğu d uru m da şarkı vasıtasıyla gerçekleştirilir ve çağrı m elodilerine gen ellik
le çalgı aletleri e şlik eder (H oppal 2 0 0 2 : 17-20).
Sibirya şam an a y in lerin in en güvenilir b etim lem eleri, soz konusu u lusla
rın kendi bireylerinden olan ve daha da önem lisi, hâlâ kendi toplulukları ile
birlikte yaşam ak ta olan ara ştırm a cılard an gelmektedir. Leonıd Lar, bu ta ri
fimize uyan ve saha ça lışm a la rın d a topladığı verilerden oluşan ciltler dolusu
metin yay ım lam ış olan N enets kökenli bir araştırm acıdır. Bu ç alışm alard an
birinde, şam a n şa rk ıla rın ın ayinlerdeki rolüne dair otan tik bir a çık lam a ge
tirir:
Ş a m a n ı k s e a n s ı n o l m a z s a o l m a z b ö l ü m l e r i n d e n biri de ş a m a n ı n şa rk ıs ıd ı r Ş a
bölgesinde: N iaux, F on tan et, Le Portel). Resim lerin konum u arasındaki ilişki
ve yerlerin akustiği açısın d a n şu genel ilkeler ortaya çık m ıştı:
1. Ç o ğ u re s im , y a n k ı y a p a n yerlerde ya da b u n la r ın h e m e n y a k ı n ı n d a k o n u m -
rak a ç ık la n a b ı lm e k t e d ır . t R e z n ı k o f f 1 9 9 5 : 5 4 6 - 5 4 7 )
b ir k a ç dağ e te ğin i içi n e al a n özel bir top ogr af ık k o n u m içinde am aç l ı bir şek ilde
d ı m c ı oluyordu.
t v
'-*** « ,t|T,*•.*
>*» ..t
c-t î' ^ \
S
i
M oğolistan'da dans resim lerinin varlığına dair verinin mevcut olduğunu bi
liyoruz. El ele tutuşm uş, sıra halinde d ans eden insan figürleri Neolitik ten
Hun göçlerine kadarki çağ ve dönem lerin tipik özellıklcrindend ır. Eleano-
ra Novgorodova d ans eden figürleri hır grafikle bir araya getirm iştir (Resim
1175.)
Esasında dans, oldukça uyum isteyen bir grup d avran ışıd ır ve topluluğun
bireylerinin zihninde birliktelik hissini ku v vetlen d irm ek ted ir Grup dansla
rının (ya da sıra halinde d ansın) ana özelliği ise tekrardır.
Tekrar, insanın işaretleşm e davranışının d oğu şu n u n, diğer bir ifadeyle
gostergebılımin doğuşunun ön tarihindeki m üzikten konuşurken bahsetm e
miz gereken bir başka önem li özelliktir. Uzak Kuzey'de yaşayan Nganasan
h alkın ın son şamanları lıakkınd aki hır film, şam an şark ısın ın en onenılı
özelliklerinden birinin m uzık olduğunu net hır şekilde göstermektedir. Tay-
Hunlar
donemi
Erken donem
göçebeler
Bronz çağı
r
Neolitik çağ t i
f i t m
r f f f T 5
) : | . M
ı • J
mır Y a rım a d a sın d a yaşay an N g an asa n lar arasın d a, şarkı söylem ek şam a n ın
yard ım cısının (tou ptusi) göreviydi (H elım sk ı 2 0 0 5 ) . Aynı olgu Ç in ’de dc b u
lunabilm ektedir. C a ro ly n e H u m p h re y ’n in , D aur şam a n şarkısıyla bağlantılı
sözlerim paylaşalım :
Bu tu n bi r d i n l e y i c i g r u b u n u y ö n e t e n y e t k i n y a r d ı m c ı l a r ta ra f ın d an t e k r a r l a n
Ş a m a n ı n b e d e n i n d e k i k a n a ll a r , r u h e n e r j i s i n i n dışarı ç ı k m a s ı ve kuts al r u h la r ın
açılırdı. R i t m i k sözler, m el o d i ve ti t re ş im , ru h e n e r j is in i u ya nd ır ır dı . ( H u m p h r e y
1996: 234)
M ı m e t ı k b e c e r i l e r ü z e r i n e k u r u l u şarkı o k u m a , m ü z i k ve p s ık o -d u yg u s a l gr u p
m an lı l ığ ı g ü ç l e n d i r m e b e c e r is in i içerir (VVınkelman 2 0 0 2 : 7 8 - 7 9 )
Başka bir deyişle, ortak b ir ritim le kem ikleri birbirine vuran insan grupları
(Frolov 1 9 8 8 : 3), ş a m a n la r ın m liderliğinde basit işbirliği pratiklerini uygulu
yorlardı. Birlikte yapılan d an slar ve toplu davul çalm a eylemi, gelişim yolun
da, bilişsel yapıların daha da gelişm esine yol açan bir başka adım dı; bir başka
ifadeyle, grup üyeleri b ey in d e k i m ü zik modülleri vasıtasıyla farklı ritim leri
ayırt edebiliyorlardı (M ith en 2 0 0 6 :6 4 ) . Yarı insan yarı hayvan bir yaratık ta
rafından çalın an bir yay ın kolaylıkla ayırt edilebildiği Les Troıs Freres'dekı
tapınakta b u lu n a n bir figür, kad im m ü zik tecrübelerin in görsel tem siline iyi
bir örnektir:
Bu çalışmanın amacı, kaya resmi göstergeleri ve bu nların sem b olik a n lam la
rı ılc ilgilenen yakın dönem deki araştırm alara dair bir inceleme sunmaktır.
Antropolojik ve arkeolojik y ak la şım la r birbirinden farklılık gösterir; bu se
beple iki araştırma g rub u n u n görüşleri, m etodolojik farklılıkları ve son uçla
rından haberdar olm ak önemlidir. Teorik olarak, kaya çızım lerınde nispeten
geniş bir gösterge grubu elim izde mevcuttur; an cak b u n la rın türlerinin sayısı
azdır, kı bu da göstergelerin a n la m la r ın ı ve işlevlerim anlam ayı zorlaştırır.
Güneş-geyik - e l k ya da r e n g e y ığ ı- Sibirya mitolojisinde sık görülen ve de
vanı etmekte olan bir özelliktir (M artın o v 1991). Soz konusu imge Tom nehri
kıyısındaki bir kayada görülebilir; im genin bü yük ebatları, dünyevi ve dünye
vi olmayan dünyaların bir geyik form undaki izdüşümü gibi görünmektedir.
Sibirya Tagar Kulturu nün bronz (ve altın) geyiği sayesinde, bu b ü y ü k kaya
çizımlerinin yaklaşık M Ö V.-IV. yü zy ıllara ait olduğuna dair oldukça kesin
yargılara varmak m ü m kündür. Bu dönem , M acarların ataların ın Sibirya'nın
güney bozkırlarındaki atlı gö çeb e dalgalarında görünm eye başladığı d ö n em
dir Ancak, atalarım ızın bu d o n em d ek i yaşam alanları ve k o ru n a k la rı h a k
kında az bir bilgiye sahip olsak da Tagar k ü ltü rü nesneleri ve değerli objeleri,
Tom nehri kaya çizım leri b u g u n e kadar kalabilm eyi b a şa rm ış, O b -U g rian
ve daha genel olarak Sibirya m itolojisinin yeniden inşası için önem li yapısal
unsurlardır. Bu m itolojinin Sibirya bölgesindeki Ural h a lk la r ın ın b ü y ü k dil
ailesi içinde yemden inşa edilm esi gelecek yıllarda gerçekleştirilm eyi b e k
leyen önemli görevlerden biridir ve bu görev gerçekleştirilirken birbirinden
uzak bölgelerin dini m e fh u m la r ın ın işe yaram ası m u h te m eld ir (bkz. Siikala
- Napolskıkh - Hoppâl ed. 2 0 0 6 ) .
Geyik ve güneş mitolojisi b a ğ lan tısın a d ö n m e k gerekirse, altın g ü n e ş-g e
yik motifinin, erken d ö n em g öçebeleri için b ü y ü k olasılıkla önem li olduğunu
söylemek m üm kündür. A n c a k kaya çizım leri, g ü n e ş-g e y ik se m b o lü n ü n esas
kökeni ve oluşumu Neolitik Sibirya k ü ltü rü n e dayansa da, Bronz Ç a ğ ı n ı n bir
ürünü olarak yayılıp varlığını sü rd ü rd ü ğ ü n ü işaret e tm e k ted ir (O k la d n ik o v
- Martinov 1972: 2 2 6 ).
Kaya çizimlerini y apm ış olan in s a n la rın dünya k a v r a m ın ın yenid en in
şasında, günüm üze u la şm ış k a d im Sibirya h a lk la r ın ın in a n ç dünyaları, mit-
9 8 Şamanlar ve Semboller
leri ve efsaneleri önem li bir rol oynayacaktır. Rus araştırm acılar bu yöntemi
soyu tü kenm iş halkların tarihsel ve folklorik kökenlerinin yeniden inşasında
kullanmışlardır. A ncak bu yöntem ve pratiğin sadece, manevi geleneklerin
yüzyıllarca ve hatta bin yıllık bir sure boyunca -yavaş da o ls a - değişmiş
olduğu akılda bulundurularak kullanılması gerekir; bu sebeple de söz konu
su mitolojilerin kalıntıları şüpheyle değerlendirilmeli ve sıkı bir incelemeden
geçirilerek kullanılm alıdır (Crook 1999).
Sibirya avcılarının Neolitik sanatı, nihayetinde, Paleolitık donem in ger
çekçi resim lerinin temel geleneklerinin yeni tarihsel koşullar altında gerçek
leşm iş bir devamıydı. Bir önceki çağın sanatsal becerilerini devralmıştı. Ör
neğin burada, Paleolitik resimlerinde formüle edilm iş bir geleneği, hayvanla
rın profilden tasvirlerini bulabilmekteyiz.
Asya düşüncesi ve tarzının temelinin Kuzey Asya Neolitik'inde önceki ha
lını koruduğunun vurgulanm ası gerekir, çü n k ü avcıların temel ekonomi ve
yaşam biçim leri çok az değişmiştir. Holosen evrenin başında dışsal süreksiz
likler olduğu doğrudur. Buzullar ve mamutlar yok olmuş, Sibirya ormanları
muşlarla, tundralar rengeyikleriyle dolmuştur. Avcılık koşulları değişmiştir.
A ncak avcılık, Kuzey Asya yiyecek arama ekonom isinin m erkezindeki yerini
korumuştur.
Günüm üze kadar gelm iş olan Kuzey Asya Neolitik sanatı, temel olarak üç
yaratıcı tur tarafından temsil edilir: Süsleme, heykel ve kayalıklardaki sayısız
tasvirler. Bu sanatın konusu, çağın ekonom ik evrim ini yansıtır ve bir butun
olarak şu temel özelliklere sahiptir: (1) Petroglıflerde insan net bir şekilde
ik in ci planda iken, hayvanlar öncelikli bir role sahiptir; (2) canlı, d inam ik bir
realizm ve gelenekçiliğin kom binasyonu, imgelerin sanatsal iletiminde göz
lem lenebilir; (3) bu sanatın düşünsel, sem antik temeli, avcılar ve av büyüsü
nün dünya görüşüdür.
M uhtem elen, totem izm kavram ının da temelinde bu tur bir bilişsel gelişim
bu lu nm aktad ır.
Soru n ların d an henüz bahsetm em iş olsak da, bu konu literatürde detaylı
bir şekilde tartışılm ıştır (Layton 2 0 0 0 : 176-177, referansları için bkz. 184-
186). Robert Layton, Je a n Clottes ve David L ew is-W illiam s’in Tarihoncesinin
S a m a n la rı: Resimli M ağaralarda Trans ve Büyiı adlı eseri üzerine uzun ve ay
rıntılı bir derleme m akalesi yazm ıştır (New York, 1996). Layton yazarların
konuya b a k ışın ı; Ş am an izm , totem izm , sanat ve büyu gibi terim ve kültürel
olguları, daha çok antropoloji ya da çağdaş etnografiye daha uygun olacak hır
şekilde ku llan m aları sebebiyle eleştirir ve şu sonuca varır:
ol du kl ar ını u m u y o r u m . ( L a y t o n 2 0 0 0 : 1 84 .)
Robert Layton ayrıca, "Ust Palcolitık kaya resm i yoru m ların d a etnografik pa
ralelliklerin" k u lla n ım ı ya da geçerliliği ile ilgili şüphelerini ifade eder:
tek bir m ot if in k e s in a n l a m ı n a u l a ş m a ç a b a s ı n d a n da h a a ç ık la y ıc ı ol m as ı m u h t e
kolaylık o l m a s ı a d ı n a , b e n b u n l a r ı a r d ı ş ı k ve a n a lo jik ol a r a k a d la n d ır a c a ğ ım Ö r
198 7: 2 1 2 )
Rus araştırm acıların çoğu , yakın tarihli (veya b aşk a h erh an gi bir tarihten) bir
etnografik verinin, insan doğası son birkaç b in yıld a ço k fazla değişmediği
için, kayalardaki im gelerin a çık lan m a sın d a k u llan ılab ileceğ i görüşündedir
N eolitik donem de, kayalıklar genellikle kült m e k â n la rı, klan tapm akla
rlaydılar (M artinov 1991: 12). Kadım donem av cıla rın ın , her şeye gucu yeten
gü neşi, klan h ayvanlarını koruyan ru hları ve ataların ı o n u rlan d ırm ak için
klan festivalleri d üzenlem iş oldukları açıktır. Bu avcılar, hayvan çiftleşm e
si sah n elerin in , başarıyla so n u çlan m ış av s a h n ele rin in ve dini gösterilerde,
şarkılarda ve danslarda ru h ların y ard ım ın ın k a z a n ılm a s ın ın temsillerini
yapm ışlardı. Yine a çık tır ki, çizim ler arasında b u lu n a n , güneşi temsil eden
eşm erkezli halkalardan anlaşıldığı üzere bu festivaller (“hayvan törenciliği"
- Sııkala 1 9 8 4 ) baharda yapılm aktaydı (bkz. O k la d n ik o v - M artinov 1972
155; M artinov 1 966 : 33; 1970: 22).
Becerikli bir insan elinden ç ık a n ve kayalara k a z ın a n çizim ler, basit ve
aslına sadıktır. Tayganın başlıca sakın ı, heybetli m us im gesini canlı bir şekil
de aktarırlar. Bu çizım lerde, hayvanın temel özellikleri - g e n ı s bağır, burnun
k arak teristik özelliği olan kemer, etli dudaklar, u zun in ce b acak la r ve sırttaki
belirgin k a m b u r - m u h teşem bir beceriyle ortaya dökülür. Ç oğu çizim yahut
oym a ustalık derecesinde işçilikleriyle one çıkar. B u n lar arasında. Tom neh
ri üst kayalıklarınd a, hafif ve ürkekçe ad ım lar atan b ir m us ve sıçrayan bir
geyiğin h arik a tasvirleri b u lu n m aktad ır. Bu ust kay alıkta b aykuş ve turna
çizim lerı de kazın m ıştır. Bunlar o kadar doğru ve k esin çızim lerd ir kı hay
vanların tüylerim bile h issetm ek m üm kündür, (bkz. O k la d n ik o v - Martinov
19 8 3 : 72. Resim 54)
Bu m akalede bazı topluluk ayını olgu larını, özellikle de nörobıyolojik
aracılıkla icra edilen ve k a rm a şık sosyal bağ k u r m a b içim leri olarak görü
len tedavi törenlerim inceledik. Tıbbı antropoloji a la n ın d a k i son çalışmalar,
ayinsel tedavi d en ey im in in , sağlıkçıların kontrol ed ebild ik leri çeşitli farklı
b ilin ç d u ru m ları vasıtasıyla h astaların kendi iyileşm e süreçlerin e dayandığı
na işaret etmiştir, iki M acar a raştırm acın ın ifadesiyle:
a r tm a k ta d ı r . B a ğ l a n m a n ı n tra n s t e t ı k l e m e s m ı k o l a y l a ş t ı r m a s ı n ı n nörobıyolojik
s e b e b i n i n bu olduğu ö n e surulur. ( F r e c s k a - K u lc s â r 1 9 8 9 : 8 4 )
Toplu m sal ilişkilerin güçlü bir d üzenleyicisi olarak h o m eo sta tık faktör, za
Bilişsel Evrimin ve Toplu Ayinlerin Görsel Temsilleri 101
minde, p s ik o lo j ik e n t e g r a s y o n ü r e t i m i n d e ve sosyal u y u m u n gü ç le nd ir il m e s in de
Geride kalan k ırk sene içe ıis in d e b a n a çeşitli biçimlerde destek olan pek çok
kişiye m inn ettarım .
A nn a-L eena Sıik a la (H e ls in k i, Finlandiya),
Ju h a P en tik ain en (H e lsin k i, Finlandiya),
A. V. T iv an en k o (U lan Üde, Rusya),
Andrzej Rozw ad ow ski (P o zn an , Polonya),
Maria M. K osko (P o z n a n , Polonya),
Ekaterina Devlet (M oskova, Rusya),
Loit Jo k k e ld a (T a llin n , Estonya),
Elena O k la d n ik o v a (St. Petersburg, Rusya)
V ladim ir K ubarev (N ov osibirsk , Rusya)
ve bir kon feran s vesilesiyle ta n ış tığ ım David S. W h itley (ABD) ile yine bir
sem pozyum da ta n ış tığ ım ız Inga M aria M ü lk (İsveç). Hepsine te şe k k ü r b o r ç
luyum.
M etnin İn g iliz c e s in in d ü ze ltm e lerin i yapan G retchen D u n n ’a da ayrıca te
şekkür ederim .
Ülkemizde Avrasya da Şamanlar adlı çalışması
ile tanıdığımız M ihâly Hoppâl, Şamanlar ve
Semboller de tarihöncesine ait “kaya resimleri” ile
Şamanizm arasındaki ilişkiyi mercek altına alıyor.
Kaya resimlerinde tasvir edilen imgeleri gözünün
önünde canlandırabilmek için bir şaman ne türden
bilinçdışı süreçler yaşamalıydı ve bu süreçleri
deneyi J
« inlemenin *yolları nelerdi? Kaya resimleri bize
ISBN 978-975-08-3190-4
9789750831904 14 T L
9 "7 3 9 7 5 0 8 3 1 9 0 4